Lateks Allerjisi - Solunum Hastalıkları

Transkript

Lateks Allerjisi - Solunum Hastalıkları
Lateks Allerjisi
Özcan KONUR, Sema CANBAKAN, Nermin ÇAPAN
Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, ANKARA
ÖZET
Lateks pek çok ev araç-gerecinde ve tıbbi malzemelerde kullanılan önemli bir maddedir. Özellikle sağlık çalışanlarında
lateks içeren ürünlere karşı allerji gelişimi giderek artan bir sorundur. Bu makalede lateks allerjisi; sıklık, risk faktörleri,
teşhis, tedavi ve koruyucu önlemler vurgulanarak, kısaca gözden geçirilmiştir.
ANAHTAR KELİMELER: Doğal kauçuk lateks, lateks allerjsi
SUMMARY
LATEX ALLERGY
Latex rubber is an important industrial and consumer product encountered in many household items and medical
devices. Reactions to latex rubber products, especially for health care workers, are growing problem. This article briefly
overviews latex allergy with emphasis an prevalance, risk factors, diagnosis, treatment and preventive measurements.
KEY WORDS: Natural rubber latex, latex allergy
LATEKSİN TANIMI ve TARİHÇESİ
Lateks önceleri sadece kauçuk üreten bitkilerin özsuyu için kullanılan bir terimken, günlük kullanımda hem doğal hem de sentetik kauçuk ürünlerini
tanımlamaktadır. Doğal lateks ise, kauçuk ağacı Hevea brasiliensis’in kompleks proteinlerinin oluşturduğu sitoplazmik bir eksüdadır. Kauçuğun temel
protein molekülü cis-1,4-poliizopiren, yaklaşık
7000 bitki tarafından üretilmesine karşın ticari kullanımın %99’u kauçuk ağacı Hevea brasiliensis’ten
sağlanmaktadır (1-3).
Kauçuk ağacı Hevea brasiliensis’in anavatanı güney
Amerika’daki Amazon bölgesidir ve kauçuğu tarih-
44
te ilk kullanan Brezilya yerlileri olmuştur. Bunlar kilden yaptıkları kalıplara Hevea brasiliensis’in sütümsü özsuyunu dökerek kırılmaz kaplar elde ederlerdi.
Zaten kauçuk ismi de yerliler tarafından “Caa-ochu” ağlayan, akan odun anlamında kullanılmıştır.
1823 yılında Macintosh’un kumaşı kauçukla kaplayıp su geçirmeyen yağmurluğu üretmesi ve 1839
yılında Goodyear’in lateksi sülfür varlığında ısıtarak
elastisite ve termostabilitesini artırdığı vulkanizasyon yöntemini bulması ile kauçuğa talep müthiş ölçüde arttı. Kauçuğun anavatanı güney Amerika olmasına karşın, günümüzde üretimin büyük çoğunluğu Asya’nın güneydoğusunda yetişen tropikal
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
Lateks Allerjisi
kauçuk ağacı Hevea brasiliensis’den elde edilmektedir (4-7).
KAUÇUK ÜRETİMİ
Kauçuk, kauçuk ağacından elde edilen ham materyalden üretilmektedir. Kauçuk üretimi, çok sayıda
kimyasal maddenin katıldığı çok karmaşık kimyasal
işlemlerin sonucudur. Bu eklentiler kauçuğa; dayanıklılık, esneklik, renk, uzun süre kullanılabilme, yumuşaklık/sertlik gibi birçok özellik verebilmek için
kullanılır. Kauçuk ağacına özsuyunun akmasını sağlamak için yüzeyel kesiler uygulanır. Bu tekrarlayan
kesilere yanıt olarak ağaç defans proteinleri üretir
ve bunlar da özsuyuna dahil olur. Lateks; %63 su,
%33 kauçuk (cis-1,4-poliizopiren), %2 reçine ve
%2 proteinden oluşan beyaz, süt gibi akışkan bir
sıvı olup, ağaçtan süzülerek elde edilir (1,2,6,8-10)
(Resim 1).
Normalde lateks, toplama kabının dibinde koagüle
olur. Buna “kap kısmı” (cup lump) denilir. Bu “kap
kısmı” ya katı kauçuk oluşturmak için toplanır ya
da koagülasyonu önlemek ve depolanan özsuyu
arttırarak sıvı kauçuk elde etmek için, amonyak eklenir. Kullanılan kauçuğun %10’u sıvı kauçuk formundadır ve bu form özellikle eldiven, kontraseptif, elastik iplik ve yapıştırıcı madde yapımında kullanılır. Aynı zamanda yol inşaatında zifte katılır ve
döşemelik makine halısı yapmakta kullanılır
(1,2,6,8-10).
Tablo 1. Lateks içeren ürünlere örnekler
(3,5,11).
a. Medikal
malzemeler
• Eldivenler
• Servikal dilatör
• Turnike
b. Büro ürünleri
• Bantlar
• Silgi
• Telefon kabloları
• Mouse pedleri
• Nazogastrik sonda
• Steteskop
• İdrar sondası
• Şırınga
• Endotrakeal tüp
• Elektrot pedleri
• Drenler
• Kateterler
• Cerrahi maskeler
• Hemodiyalizör
c. Ev malzemeleri
• Bulaşık eldivenleri
• Oyuncaklar
• Ayakkabı tabanları
• Banyo perdeleri
• Biberon emzikleri
• Süngerler
• Balon
• Kondom
• İnfüzyon seti
d. Diğer
• Anestezi maskeleri
• Araba tekerleği
• Airway
• Kask
• Havalı yataklar
• Deniz yatakları
• Diş protezleri
• Lastik ayak pompaları
• Multi-doz şişelerin
lastik kapakları
Yaygın kullanılan lateks ürünlere örnekler Tablo 1’de
gösterilmiştir.
lama) ve sonra eldivenler porselen kalıplardan çıkartılır.
LATEKS ELDİVEN ÜRETİMİ
Daha kaliteli eldivenlerin daha az allerjenik olmasına karşın “Food and Drug Administration (FDA)”
kılavuzuna göre “hipoallerjenik” sözüyle sistemik
reaksiyon oluşturan protein düzeyleri değil sadece
eldivenlerdeki kontakt dermatit oluşturan kimyasal
içerik belirtilmektedir. Bu yüzden bir hipoallerjenik
lateks eldiven, hipoallerjenik olarak etiketlenmeyen
bir eldivenden daha yüksek lateks protein düzeyine
sahip olabilir ve allerjik bir kişi için, hipoallerjenik
olmayan bir eldivenden daha tehlikeli olabilir. Ayrıca, eldiven içeriğindeki lateks düzeyleri değişik
markalar arasında 500 kata kadar değişiklik gösterebilmektedir (2,11,12).
İlk eldiven 1890 yılında Goodyear kauçuk şirketi
tarafından üretilmiştir. Lateks eldiven üretimi ilk
basamak, kauçuk ağacından sıvı kauçuk elde edilmesiyle başlar. Daha sonra lateks eldiven üretimi
için gereken porselen kalıplar, defalarca sıvı latekse daldırılır ve fırınlanır. Fırından çıkan kalıplar fazla kimyasal maddelerin temizlenmesi ve suda çözünür proteinlerin uzaklaştırılması için su banyosuna alınır. Süzme işlemi yapılan tanklarda geçen süre ve suyun değiştirilme hızı eldivenlerdeki kimyasalların ve proteinin uzaklaştırılma derecesini belirleyen çok önemli iki faktördür. Daha kaliteli eldivenler bu temizlemeye tabi tutularak elde edilir.
En son olarak lateks eldivenin dış yüzeyine ayırıcısökücü bir araç olarak mısır unu uygulanır (pudra-
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
LATEKS ALLERJİSİNDEN SORUMLU
PROTEİNLER
Amonyak içermeyen latekste; 240’tan fazla farklı
peptid belirlenmiştir. Bunların sadece 60 kadarı IgE
45
Konur Ö, Canbakan S, Çapan N.
Resim 1. Hevea brasiliensis’ten lateks elde edilmesi (www.immune.com/rubber/nr1.html)
bağlamaktadır (2). Günümüzde in vitro, insan IgE
bağlayan 13 adet lateks proteini moleküler düzeyde tanımlanmış ve Hev b allerjenleri olarak isimlendirilmişlerdir (13). Hev b 6.02, Hev b 5, Hev b 3 ve
Hev b 1’in lateks eldivenlerde saptanabilen ana allerjenler olduğu konusunda bir uzlaşma vardır
(14). Lateksin protein komponentleri, lateks allerjisinden sorumlu ajanlardır ancak üç istisnası vardır.
Birincisi lateks eldiven kullanımıyla oluşan allerjik
reaksiyonlardan (örneğin; dermatit) eldiven yapımında kullanılan antioksidanlar da sorumlu olabilir.
İkincisi; süte duyarlı kişilerde eldivenle ilişkili reaksiyonlardan bazı eldivenlere eklenen kazein sorumlu
olabilir. Üçüncüsü bazı pudralı lateks eldivenlerde
kullanılan pudraya karşı çok sayıda allerji raporları
vardır (3).
LATEKS ALLERJİSİNİN TARİHÇESİ
Lateks yüzyıldan daha uzun bir süredir dayanıklılık,
esneklik, yırtılmaya dirençli olması ve bariyer niteliği gibi cazip özellikleri nedeniyle medikal ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır (8). Hepatit B ve
insan immünyetmezlik virüsü (HIV)’nün ortaya çıkı-
46
şı ve yayılması “Centers for Disease Control and
Prevention (CDC)”ı 1987 yılında genel önlemler
yayınlama konusunda harekete geçirdi. Bu önlemler, tek kullanımlık lateks eldivenlerin tüketiminde
dramatik bir artışla sonuçlandı (15). Eldivenler için
artan talep, üretim yöntemlerinde; düşük kaliteli,
yüksek allerjenik ürünlerle sonuçlanan geçici değişikliklere yol açtı. Lateks allerjisinin fark edilmesindeki artış bu allerjiyle ilgili çok sayıda bildiriyle sonuçlandı (15).
Latekse karşı kontakt dermatit şeklindeki yan etkiler
uzun zamandır bilinmektedir. Latekse karşı gelişen
tip I allerjik reaksiyon ilk olarak 1927 yılında Almanya’da bildirilmiştir. 1986 yılında bu reaksiyonlara
IgE’nin aracılık ettiği gösterilmiştir (4). 1987 yılını
takiben IgE aracılıklı lateks allerjisini bildiren artan
sayılarda çalışmalar yayınlanmıştır. Sorunun büyüklüğü; eldiven giyme veya cerrahi işlem uygulanması esnasında eğilimi olan bireylerde gözlenen ciddi,
yaşamı tehdit eden aşırı duyarlılık reaksiyonlarının
öneminin anlaşılmasıyla daha ciddi boyutlara ulaşmıştır (1).
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
Lateks Allerjisi
Lateks allerjisi açısından yüksek riskli üç farklı grup
belirlenmiştir. Bunlardan birincisi spina bifidalı çocuklar, ikincisi lateks içeren baryum lavman kateterleri ile radyolojik işleme tabi tutulanlar ve üçüncüsü sık lateks eldiven kullanılan sağlık sektöründe
çalışanlardır. Spina bifidalı çocuklarda doğumdan
itibaren lateks ürünlerinden kaçınılması, radyolojik
kateter tiplerinden lateksin çıkartılması gibi koruyucu güvenlik önlemleri ile mesleksel olmayan bu tür
reaksiyonlar önlenmiştir. Sağlık çalışanlarında allerjik reaksiyonların bildirildiği 1990’lı yılların başından bu yana lateks ürünlerine kronik maruziyetle
ilişkili mesleksel hastalık riski konusunda süregiden
bir tartışma başlamıştır (8).
LATEKS ALLERJİSİ İÇİN
RİSK FAKTÖRLERİ
Lateks allerjisi için ana risk faktörü maruziyet ve
atopidir. En güvenilir tanı aracı olan prik test kullanıldığında, lateks maruziyeti olan sağlık çalışanlarında %5-12 pozitif sonuç bildirilmekte ve bu
duyarlı kişilerin yarıya yakını allerjik bir reaksiyon
öyküsü tanımlamakta iken, toplumun %1’i pozitif
deri testi göstermektedir. Atopik kişiler duyarlanma
ve klinik allerjiye yatkınlık gösteren bireylerdir. Diğer allerjenlerde olduğu gibi lateks allerjisi de atopik bireylerde daha sık görülmektedir (8). Lateks allerjisi için risk faktörleri Tablo 2’de belirtilmiştir.
MARUZİYETİN YOLU
Lateks maruziyeti direkt olarak cilt/mukozal yüzey
teması ile olabildiği gibi solunum yoluyla da olabilmektedir. Maruziyet için birinci yol düzenli eldiven
giyen ve özellikle cildin normal bariyer fonksiyonlarını tahrip eden kontakt dermatitli kişilerde cilt yoluyla karşılaşmadır. Bu grupta lateks allerjisinin başlangıç semptomu lateks eldivenle direkt teması
olan cilt üzerinde gözlenen ürtiker veya akut eritem gibi kontakt reaksiyonlardır (8). Eldiven kullanımına bağlı yakınmaları azaltmak amacıyla sağlık
personelince kullanılan el kremleri eldiven ve eldiven pudrasında bulunan allerjenlerin deriye penetrasyonunu kolaylaştırarak allerjik reaksiyonların gelişimini arttırdıkları saptanmıştır. Bu nedenle lateks
eldiven giyildiğinde yağ bazlı el kremlerinin veya
losyonlarının, bunların lateks ilişkili sorunları azalttığı gösterilmedikçe kullanılmaması önerilmektedir
(11,15,16).
Lateks allerjik sağlık çalışanları ve diğer eldiven
kullanıcılarında, el egzeması sık görülen bir bul-
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
Tablo 2. Lateks duyarlılığı ve allerjisi
için risk faktörleri (4,11,14,16,17).
a. Latekse mesleksel maruziyet
Sağlık çalışanları
Kauçuk fabrikası işçileri
İnşaat işçileri
Temizlikçiler
Gıda işinde çalışanlar
Bahçıvanlar
Boyacılar
Oyuncak yapımında çalışanlar
Restoranlarda çalışanlar
b. Çok sayıda cerrahi girişim
Spina bifidalı hastalar
Dandy-walker kisti olanlar
Konjenital genitoüriner anomalili hastalar
c. Lateks ürünleri ile sık mukozal temas
Dental girişimler
Sık üriner kateterizasyon
d. Atopi
e. Elde egzema olması
f. Meyve allerjisi
gudur. Lateksten kaçınıldığı dönemde egzema
kaybolabilir (14).
İkinci maruziyet yolu lateks inhalasyonuna bağlı
olarak ortaya çıkar. Lateks allerjisine bağlı allerjik rinit, konjunktivit ve astım gibi solunumsal semptomlar sistemik anafilaktik yanıtın bir parçası olarak
bu yolla ortaya çıkabilir. Birçok çalışma medikal ortamlarda 1 ng/m3’ten daha az düzeylerden 300
ng/m3’e kadar değişebilen aeroallerjen düzeyleri
bulmuştur. Medikal ortamlarda lateks aeroallerjen
oluşumunun pudralı lateks eldivenlerinin kullanımına bağlı olduğu gösterilmiştir. Pudrasız veya lateks
içermeyen eldivenler, pudralı lateks eldivenler yerine kullanıldığında diğer bir koruyucu önlem alınmasa bile lateks aeroallerjen düzeyleri belirgin şekilde azalmaktadır (8).
Baur ve arkadaşları; bir çalışmada 145 sağlık çalışanını incelemişler ve 32 hastane ya da ameliyathane
odasından aeroallerjen örneklemesi yapmışlardır.
Lateks aeroallerjen konsantrasyonları ölçülemeyen
47
Konur Ö, Canbakan S, Çapan N.
düzeylerden 205 ng/m3 düzeylerine kadar geniş
bir değişkenlik göstermiştir. Çalışanların %15’inde
lateks duyarlılığı gösterilmiştir. Bununla birlikte
duyarlı olan tüm kişiler aerosol konsantrasyonunun
en az 0.6 ng/m3 olduğu alanlarda çalışmaktaymış.
Bu gözlem diğer endüstriyel allerjenler gibi
duyarlılık oluşumu ve takip eden semptomlarla ilişkili bir lateks aeroallerjen eşiği olduğunu düşündürmüştür (18).
Lateks maruziyetinin süresi ve derecesi ile lateks duyarlılığı ve lateks allerjisi kliniği arasındaki ilişki son
dönemlerde yapılan araştırmaların konusu haline
gelmiştir. Tarlo ve arkadaşları Toronto Üniversitesi
Diş Hekimliği Fakültesi’nde lateks duyarlılığı ve lateks allerjisi kliniğini kesitsel olarak değerlendirmişlerdir. Birinci ve ikinci yıl öğrencilerinin hiçbirisinde
deri prik test pozitifliği saptanmamıştır. En erken
pozitif yanıt klinik çalışma ve eldiven kullanımlarının
ikinci yılında olan üçüncü yıl öğrencilerinde %6 ve
dördüncü yıl öğrencilerinde %10 olarak saptanmıştır (19). Levy ve arkadaşları, Londra ve Paris’te diş
hekimliği öğrencilerinde benzer bir çalışma yapmışlar ve preklinik öğrencilerin hiçbirisinde pozitif deri
testi saptamamışlardır. Aksine; mezuniyet dönemindeki 189 öğrencinin 11 (%6)’inin lateks allerjik olduğunu bildirmişlerdir. Yine lateks allerjisinin öğrencilerde eşit dağılmadığını ve lateks allerjisinin pudralı eldiven kullananlara özgü olduğunu belirtmişlerdir. Aslında sadece pudrasız düşük proteinli eldiven kullanan mezuniyet dönemindeki 93 öğrencinin hiçbirinde lateks allerjisi saptanmamıştır (20).
LATEKS ALLERJİSİNİN KLİNİK
BELİRTİLERİ
Lateks ürünleri kullanan kişilerde üç tip reaksiyon
ortaya çıkabilir.
a. İrritan Kontakt Dermatit
Eldiven kullanımı ile en çok görülen klinik reaksiyon
irritan kontakt dermatittir. Bu olay, eldivenin temas
ettiği alanlarda kuru, kaşıntılı, tahriş olmuş alanlarla karakterize allerjik olmayan kütanöz bir yanıttır.
İlk maruziyette oluşabilir ve yaşamı tehdit etmez.
Aşırı yıkama ve ovma ile birlikte sabun gibi diğer irritanların kullanımı ve eldiven yüzeyinin altında terleme bu dermatolojik reaksiyondan sorumlu faktörlerdir. İrritan reaksiyonlar cildin bariyer özelliklerini azaltır ve böylece cilt yüzeyindeki çok küçük
sıyrık ve çatlaklardan lateks antijenlerinin cildi aş-
48
ması mümkün olur. Pudralı eldivenlerin çoğunda
bulunan alkali pH bu reaksiyondan sorumlu görünmektedir (1,15).
b. Tip IV Aşırı Duyarlılık (Allerjik Kontakt Dermatit)
Latekse karşı en sık görülen immünolojik yanıt ise
allerjik kontakt dermatittir. Lateks eldivenlere üretim aşamasında eklenen kimyasal maddelere maruziyet sonucu oluşur. Bu kimyasal maddeler eritem,
kaşıntı ve vezikül oluşturabilir. Kızarıklık genellikle
temastan 24-48 saat sonra başlar, veziküler lezyonlara ilerleyebilir ya da yayılabilir. Erken olarak sekiz
saatte veya geç olarak beş günde ortaya çıkabilir.
Sorumlu allerjenler; thiuram, karbamat, merkaptobenzotiazol ve fenildiamin gibi akselaratör ve antioksidan olarak üretim aşamasında katılan kimyasal
maddelerdir. Devam eden eldiven kullanımı ve temas; ciltte kronik kalınlaşma, kabuklu kontakt reaksiyon gelişimine yol açar (1,2,15).
c. Tip I (Aşırı Duyarlılık)
Lateks allerjenlerine karşı tip I allerjik yanıt daha önce anlatılan her iki reaksiyondan da daha ciddidir ve
anafilaktik reaksiyona kadar ilerleyebilir (1). Lateks
proteinleri semptom oluşturan veya oluşturmayan
duyarlanmaya neden olabilir. Duyarlanmanın ve
semptomların oluşması için ne ölçüde bir maruziyet
gerektiği bilinmemektedir. Bazı duyarlı bireylerde
düşük seviyelerde maruziyet bile semptomları tetikleyebilmektedir. Semptomlar genellikle latekse maruziyetten sonra dakikalar içinde başlar, ancak saatler sonra da ortaya çıkabilmektedir. Lokal olarak eldivenin temas ettiği alanlarda kızarıklık, kabarma veya
kaşıntı şeklinde görülür (15).
Cilt lezyonları dışında; burun akıntısı, rinit, konjunktivit, astım gibi semptomlar da gelişebilir (21).
Tip 1 aracılıklı mesleksel latekse bağlı solunumsal
allerji gelişimi için eldiven pudrası ile lateks allerjenlerinin taşınması ve yayılması ana yoldur. Mesleksel
lateks allerjisi ve astımının tanınması önemlidir.
Çünkü mesleksel astımın diğer tiplerinde olduğu
gibi erken müdahale ve iş yeri ortamından ayrılma
irreversibl hiperreaktif hava yolu hastalığı gelişimini durdurabilmektedir (1). Klasik bir sendrom olarak lateks mesleksel astımı iş yerinde ortaya çıkan
veya kötüleşen hırıltı ve nefes darlığı şeklindedir.
Bununla birlikte astımdaki kötüleşme aşamalı bir
şekilde seyredebilir ve iş yerindeki maruziyete bağlı olduğu fark edilemeyebilir (8).
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
Lateks Allerjisi
Lateks allerjisi ile karşılaşılan en ciddi sonuç anafilaksidir. Sıklıkla önceden duyarlanmış sağlık çalışanı veya diğer kişilerde ameliyat esnasında veya
medikal ya da dental işlemler sırasında lateks proteinlerinin mukozal absorpsiyonu ile ortaya çıkar.
Yaşamı tehdit edici bu tip reaksiyonlar acil olarak
tanınmalı ve tedavi edilmelidir (1). Shingai ve arkadaşları; lateks eldivenlerle atopik dermatit öyküsü olan bir yoğun bakım hemşiresinde lateks eldivenle vajinal muayene sonrasında anafilaksi bildirmişlerdir. Yazarlar atopik dermatit veya allerji öyküsü olan yüksek riskli kişilerin lateks içermeyen
malzemelerle muayene edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir (22).
Sağlık çalışanlarında lateks duyarlılığı ve klinik allerjiyi inceleyen çalışmalar farklı sonuçlar bildirmektedir. Bazı çalışma sonuçları Tablo 4’te özetlenmiştir.
Görüldüğü gibi sağlık çalışanlarında lateks allerjisinin
insidansı ve prevalansı üzerine yapılan çalışmalar
farklı oranlar bildirmektedir. Turjanmaa ve arkadaşları bunun nedeni olarak; kullanılan prik test malzeme
farklılıkları, prik test reaksiyonlarını değerlendirmedeki farklılıklar, her ülkede ticari prik test materyalinin olmaması, duyarlanma ve allerjinin birbirlerinin
yerine kullanılmalarını göstermektedir (33).
b. Diğer Mesleksel Maruziyetler
LATEKS DUYARLILIĞI ve ALLERJİSİ
PREVALANSI
Nettis ve arkadaşları 61 kuaförü prik test ile değerlendirmiş ve lateks duyarlılığını %16.4 olarak saptamışlardır (34). Piskin ve arkadaşları prik test ve
spesifik IgE (RAST) ile kauçuk fabrikası işçilerinde lateks duyarlılığını %12 olarak bildirmişlerdir. Ancak
sadece prik test ile değerlendirildiğinde lateks duyarlılığı %2 olarak ortaya çıkmaktadır (35).
a. Sağlık Çalışanları
c. Hastalar
Lateks allerjisi hemen hemen 20 yıldır önemli bir
sağlık sorunu haline gelmiştir. Sağlık çalışanları arasında mesleksel kontakt ürtiker, rinit ve astımın en
önemli kaynağı olarak kabul edilmektedir. İş yerindeki maruziyetin ana kaynağı sağlık çalışanları tarafından kullanılan pudralı lateks eldivenlerdir. Prik
test ile yapılan önceki çalışmalar maruziyeti olan
sağlık çalışanlarının %2-17’sinin lateks ile duyarlı
olduğunu bildirmektedir. Halbuki bu oran genel
nüfusta %1’den daha azdır. Lateks allerjisi kliniği
prevalansı ise daha düşüktür, çünkü duyarlı kişilerin
bir kısmı asemptomatiktir (1,14).
Spina bifidalı çocukların önemli bir kısmında latekse bağlı allerjik reaksiyonlar mevcuttur ve lateks
duyarlılığı %28 ile %67 arasındadır. Lateks
duyarlılığı için bu yüksek prevalanstan, çok erken
maruziyet ve multipl cerrahi işlemler esnasında
mukozal absorpsiyonun sorumlu olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden doğumdan itibaren spina bifidalı çocuklarda lateks ürünleriyle temastan kaçınılması önerilmektedir (1). Kalpaklıoğlu ve arkadaşları; kronik böbrek yetmezliği nedeniyle düzenli diyaliz programındaki 268 hastayı prik test ile
değerlendirmişler ve 3 (%1.1) hastada pozitiflik
saptamışlardır (36).
Lateks içeren ürünlerle oluşan allerjik reaksiyonların
tipi, sorumlu allerjenler, klinik özellikler ve tanı yöntemleri Tablo 3’te özetlenmiştir.
Tablo 3. Lateks içeren ürünlerle oluşan allerji (16).
Reaksiyon tipi
Tip I aşırı duyarlılık
Tip IV aşırı duyarlılık
Allerjenler
Doğal lateks proteinleri:
Kimyasal katkı maddeleri
Çok sayıda peptid
Thiuramlar, Karbamatlar,
Merkaptobenzotiazoller
Klinik özellikler
Kontakt/yaygın ürtiker
Kontakt dermatit
Rino-konjunktivit/astım
Anafilaksi (kontakt dermatitit)
Tanı
Prik test
Yama (patch) test
İn vitro spesifik IgE ölçümü
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
49
Konur Ö, Canbakan S, Çapan N.
Tablo 4. Sağlık çalışanlarında lateks duyarlılığı ve lateks allerjisi kliniği ile ilgili bazı çalışma sonuçları.
Tarih
Araştırmacılar
Çalışma grubu
Yöntem
Sonuç
1992
Lagier ve arkadaşları (23)
197 ameliyathane hemşiresi
Prik test
Duyarlanma: %10.7
1995
Vandenplas ve arkadaşları (1)
273 sağlık çalışanı
Prik test
Duyarlanma: %4.7
1997
Kibby ve arkadaşları (24)
135 sağlık çalışanı
Prik test
AlaSTAT
Duyarlanma: %8.2
Klinik allerji: %5.2
Duyarlanma: %6.7
1997
Liss ve arkadaşları (25)
1351 sağlık çalışanı
Prik test
Duyarlanma: %12.1
1998
Kalpaklıoğlu ve arkadaşları (26)
205 sağlık çalışanı
Prik test
Duyarlanma: %5.6
2002
Nolte ve arkadaşları (27)
901 sağlık çalışanı
Prik test
Duyarlanma: %5.4
Klinik allerji: %1.9
2003
Verna ve arkadaşları (21)
197 sağlık çalışanı
Prik test
Duyarlanma: %12.1
2003
Zeiss ve arkadaşları (28)
1959 sağlık çalışanı
CAP assay
Duyarlanma: %8
Klinik allerji: %0.6
2003
Chowdhury ve Statham (29)
4439 sağlık çalışanı
Prik test
veya
RAST
Klinik allerji: %0.56
2004
Lopes ve arkadaşları (30)
96 yenidoğan
YBÜ çalışanı
Prik test
Duyarlanma: %8
Klinik allerji: %5
2005
Hamann ve arkadaşları (31)
582 Diş hekimliği çalışanı
Prik test
Duyarlanma: %4.8
2005
Moreno ve arkadaşları (32)
99 sağlık çalışanı
Prik test
Duyarlanma: %24
d. Toplum
1987 yılında Finlandiya’dan bir çalışmada deri testi ile değerlendirildiğinde toplumda lateks duyarlılığı %1’den az olduğu saptanmış ve daha sonradan
benzer sonuçlar bildirilmiştir (1).
Lateks IgE antikorları ölçümü ile yapılan toplum değerlendirmelerinde farklı sonuçlar bildirilmektedir.
Çoğunlukla genel toplumun %4-8’inde pozitif test
bildirilmekte ancak bu çalışmalarda pozitif testlerin
klinikle uyumlu olup olmadığı bilinmemektedir (2).
LATEKS DUYARLI HASTALARDA
ÇAPRAZ DUYARLILIK
Son yıllarda, lateks allerjisi olan kişilerin önemli bir
kısmında muz, avokado, kivi gibi tropikal meyvelere karşı da duyarlanma saptanmış ve bunun çapraz
reaksiyon veren allerjenlerden kaynaklandığı düşünülerek lateks-meyve sendromu diye bir tablo tanımlanmıştır (10). Meyve çapraz reaktivitesinden
sorumlu en büyük panallerjen majör lateks allerjen
50
Hev b 6 ile yapısal benzerlik gösteren sınıf I kitinazlardır (1).
Lateks allerjisi saptananların yaklaşık yarısında gıda
duyarlanmaları saptanmakta ve deri testleri ya da
serolojik yöntemlerle saptanan gıda duyarlanmalarının bir kısmı asemptomatik olabilmektedir. Genellikle önce lateks allerjisi oluşmakta, gıda allerjileri daha sonra eklenmektedir. Nadiren bunun tersi
de olabilmekte, yani gıda allerjisi zemininde lateks
allerjisi de gelişebilmektedir. Ortiz ve arkadaşları;
başlıca kavun, şeftali ve muz gibi meyvelere allerjisi olan 57 hastanın 49 (%85.9)’unda çoğu asemptomatik olan lateks duyarlanması saptamışlardır
(10). Gıdalara ek olarak, Ragweed, Mugwort, Kentucky blue grass, Timothy grass ve Ficus benjamina gibi polenlerin de lateksle çapraz reaksiyon verdiği bildirilmiştir (33).
Kalpaklıoğlu ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada
prik test ile lateks duyarlılığı saptananların çoğunda aynı zamanda çayır (grass mix) polen ekstresine
de pozitif yanıt saptanmıştır (26).
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
Lateks Allerjisi
Tablo 5’te lateks ile çapraz reaksiyon veren gıdalar
ve bitkilerden bazıları gösterilmektedir.
LATEKS ALLERJİSİ TANISI
Lateks maruziyetinden sonra ellerde tahriş ve kızarma veya göz, burun, solunumla ilgili yakınmalar
veya ürtiker ya da açıklanamayan şok gelişen kişilerde lateks allerjisi tanısı mutlaka dışlanmalıdır. Bu
semptomları gösteren sağlık çalışanlarının uygun
bir şekilde değerlendirilmeleri önemlidir, çünkü bir
kez duyarlandıktan sonra devam eden maruziyetler
ciddi allerjik reaksiyonlarla sonuçlanabilir (2).
Prik test, lateks duyarlılığını belirlemekte en güvenilir testtir. RAST vb. in vitro testlerle spesifik IgE
ölçümü prik testten daha düşük sensitiviteye sahiptir ve farklı sebze ve meyvelerle çapraz allerjenite nedeniyle düşük konsantrasyonlarda spesifik
IgE pozitifliği verebilir. Lateks prik test pozitif fakat
RAST negatif hastalarda ameliyat esnasında anafilaktik reaksiyonlar bildirilmiştir (37). Spesifik
IgE’nin serumda ölçümü, antihistaminiği kesilemeyen, yaygın cilt lezyonları olan, allerjenle maruziyette ciddi semptom tanımlayan ve dermografizmi olan olgularda önerilmektedir. Bu yöntemin
duyarlılığı prik testlere göre daha düşük olup
%60-80 iken, özgüllüğü %90 ile prik testten daha
yüksektir (38).
Atopik hastalarda aeroallerjenlerle egzematöz deri
reaksiyonlarını çalışmada atopi yama (patch) testinin yararlı olduğu gösterilmiştir. Ancak rutin kullanıma uyarlamadan önce test materyalinin standardizasyonu ve test reaksiyonlarının yorumlanmasının tanımlanması gerekmektedir (37).
Kullanım testi lateks allerjisini araştırmak için kullanılan bir provokasyon testtir. Hasta bir parmağına
kesilmiş bir lateks eldiven takar, 15 dakika kaldıktan
sonra lateks eldiven çıkarılır ve bölge ürtikerin varlığı için gözlenir. Eğer eldivenin takıldığı yerde ürtiker görülmediyse, tam bir eldiven aynı süre giyilir.
Reaksiyon yoksa eldiven çıkarılır ve test negatif olarak değerlendirilir. Eldiven ıslak bir ele de takılabilir.
provokasyon testi yapılırken larengeal ödem, sistemik semptomlar ve anafilaksi bakımından tetikte
olunmalıdır (39).
Islak cilt üzerine direkt olarak bir lateks eldiven kısmının uygulanmasını içeren eldiven kullanım testi,
pozitif öyküsü olan ancak lateks allerjisi için negatif
prik test veya in vitro testleri olan hastalarda tanı
amacıyla altın standart gibi kullanılmaktadır. Ancak
çeşitli lateks eldiven markaları, inek sütü allerjisi olan
hastalarda, kontakt ürtiker oluşturabilen inek süt kazeini içerebilir. Lateks ekstrelerinden ziyade eldivenden elde edilenlerle yapılan deri testlerinde bu hastalarda yanlış pozitif sonuçlar ortaya çıkabilir (40).
Tablo 5. Lateks ile çapraz reaksiyon veren gıdalar ve bitkiler (10).
Gıdalar:
Muz, avokado, kestane, kivi, papaya
İnhibisyon testleri ile çapraz
İncir, kavun, mango, ananas
reaksiyon kanıtlanmıştır
Şeftali, erik, nektarin
Domates, patates
Süs bitkisi:
Benjamin (Ficus benjamina)
Gıdalar:
Fındık, fıstık, ceviz, badem, çavdar unu, portakal, greyfurt ve diğer
turunçgiller, ahududu
İnhibisyon testleri
Elma, kiraz, havuç, kayısı, çilek, balık, kabuklu deniz hayvanları
yapılmamıştır
Kereviz
Biber
Süs bitkisi:
Atatürk çiçeği (Euphorbia pulcherrima)
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
51
Konur Ö, Canbakan S, Çapan N.
Şüpheli bir lateks ilişkili mesleksel astımın doğrulanmasında spesifik inhalasyon provokasyon testi
en güvenilir tanı testidir. Ancak çok zaman alıcı ve
pahalı olmasının yanı sıra günümüzde sadece az
sayıda araştırma merkezinde uygulanmaktadır.
Onun yerine iş yerinde gözlem (öncesi, esnasında
ve sonrasında PEF değişkenliği veya spirometre)
kullanılabilir. Ancak hasta uyumunun olmadığı durumlarda değeri azalır. İş haftasının bitiminde ve işten birkaç hafta sonra yapılan seri metakolin testleri işle ilişkili hava yolu yanıtındaki değişiklikleri daha objektif olarak saptamak için kullanılabilir. Ağır
astım olgularında çalışan iş yerinden uzaklaştırılmalı ve hasta stabil duruma gelinceye kadar testler ve
seri izlem ertelenmelidir (2).
İş yerinde veya laboratuvarda, hastaların pudralı lateks eldivenlere maruziyeti sayesinde pulmoner
fonksiyonların gözlenmesiyle yapılan inhalasyon
provokasyon testleri lateks ilişkili astım tanısı için
kullanılmaktadır. Ancak lateks veya diğer mesleksel
allerjenlere nazal provokasyon için az sayıda bildiri
bulunmaktadır (40).
LATEKS ALLERJİSİNDE TEDAVİ
Herhangi bir kişide, bir kez lateks allerjisi geliştiği
zaman hem iş yerinde hem de medikal veya dental işlemler esnasında özel önlemlere gerek duyulur. Medikal tedavi allerji semptomlarını azaltabilir
ancak mesleksel lateks allerjisi ve astımının başarılı
tedavisinin temelini maruziyetin sonlandırılması
oluşturmaktadır. Günümüzde lateks duyarlılığı ve
allerjisi gelişimini önlemek amacıyla etkili bir strateji biçimlendirebilecek yeterli klinik bilgi mevcuttur. İlk olarak kontamine vücut sıvılarıyla teması olmayanlar lateks içermeyen malzemeler kullanmalıdır (örneğin; gıda sektöründe çalışanlar). İkinci
olarak eğer kan veya vücut sıvılarından korunmak
için lateks eldiven seçilmişse, azaltılmış proteinli,
pudrasız eldivenler seçilmelidir. Bu önerinin amacı
allerji oluşturan proteinlere olan maruziyetin azaltılmasıdır. Kabul gören standardize testler mevcut
olana kadar total protein düzeyi, ilişkili maruziyet
için yararlı bir gösterge olarak kullanılabilir. 50
µg/g’ın altındaki protein düzeyleri en az allerjenik
olarak kabul edilebilir. Bunların dışında lateks eldiven kullanımıyla irritan reaksiyonlar gelişenlerde
cilde direkt lateks temasını önlemek için pamuk eldiven astarı gibi topikal bariyer ürünler kullanılabilir. Son bir çalışmada latekse bağlı kontakt derma-
52
tit tanımlayan gönüllülerde, çinko içeren krem kullanımı ile lateks duyarlılığının geciktirildiği veya
önlendiği belirtilmektedir (41). Lateks allerjisi için
risk faktörleri olan hastalarda lateks eldivenler, turnikeler, elastik bantlar gibi tüm lateks kaynaklarının hasta ortamından uzaklaştırılması ve sağlık çalışanları tarafından hasta bakımı sırasında vinil veya sentetik eldiven giyilmesi önerilmektedir. Sağlık
çalışanlarını kan yoluyla bulaşan patojenlerden korumak için vinil eldivenler her 15 dakikada bir değiştirilmelidir. Sentetik eldivenlerde ise üreticinin
talimatlarına uyulmalıdır. Ayrıca, lateks allerjisi
olanların uyarıcı medikal bilezik takması gerektiği
bildirilmektedir (8,15).
LATEKS ALLERJİSİNDE İMMÜNOTERAPİ
ve ANTİ-IgE TEDAVİSİ
İyi karakterize edilen ve potansiyel allerjenlerin uygun bir karışımı ile spesifik immünoterapi (SİT) lateks allerjisi tedavisinde potansiyel bir seçenektir.
Sastre ve arkadaşları latekse bağlı klinik bulguları kanıtlanmış 24 hastada standardize lateks ekstreleri
kullanarak çift-kör plasebo kontrollü SİT çalışması
gerçekleştirmişlerdir. Olguların sekizinde latekse
bağlı kontakt ürtiker, 16’sında rinit ya da astım bulunmaktaymış ve altı aylık tedavi sonunda rinit ve
astımda iyileşmeler gözlenebilmesine karşın immünoterapinin en önemli etkisi cilt semptomlarında
gerileme şeklinde ortaya çıkmıştır. SİT’in %8’inde
sistemik reaksiyonlarla karşılaşılmıştır. Bu reaksiyon
oranı önceki çalışmalardan daha düşük olmasına
karşın bu tür tedaviler halen deneysel kabul edilmekte ve mutlaka hastanede uygulanması önerilmektedir (42).
Pereira ve arkadaşları tarafından yapılan SİT çalışmasında, hepsinde latekse ciddi sistemik reaksiyon
öyküsü bulunan dört lateks allerjik hastaya beş yıl
kadar bir süre lateks ekstresi ile immünoterapi uygulandı. Prik testte latekse reaksiyon çapı azalmış
ancak değişiklik istatistiksel olarak anlamlı değildi.
Bir hastada sistemik reaksiyon görülmüştü (43).
Leynadier ve arkadaşları; lateks allerjisi olan sağlık
çalışanlarında anti-lgE (omalizumab)’nin etkinliğini
plasebo kontrollü, çift-kör bir çalışma ile incelemişlerdir. Sağlık çalışanlarının dokuzuna anti-IgE, dokuzuna da plasebo tedavisi 16 hafta her iki veya dört
haftada bir cilt altına enjeksiyon şeklinde uygulanmıştır. Etkinlik öncelikle konjunktival testlerle gözlenmiş ancak çalışmanın sonunda prik test ve eldi-
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
Lateks Allerjisi
ven kullanım testleri de yapılmıştır. Oküler skorda
klinik amaca uygun azalma anti-lgE grubunda saptanmıştır. Tolerabilitenin iyi olduğu ve sadece iki tane enjeksiyon yeri reaksiyonu bildirilmiştir (44).
Sonuç olarak lateksi ve buna bağlı reaksiyonları bilerek risk altında olanlara başta sağlık çalışanları olmak üzere, doğru ve bilimsel yaklaşımlarda bulunmak mümkün olacaktır.
ÖNLEMLERE BAĞLI OLARAK ZAMAN
İÇİNDE GÖZLENEN DEĞİŞİKLİKLER
Kanada’da 1996 yılında Ontario İş Yeri Güvenliği
ve Sigorta Kurulu [Ontario Workplace Safety and
Insurance Board (WSIB)] lateks konusunda kendi
politikalarını belirlemiş ve duyarlanmış çalışanların
iş güvenliği için, lateks aerosollerinde azalmayı hedefleyerek pudrasız, düşük proteinli veya lateks
içermeyen eldiven kullanmaları için hastaneleri teşvik etmiştir. Birçok hastane bu dönem boyunca
önerilen değişiklikleri yapmış veya lateks içermeyen
eldiven kullanımına geçmiştir. Son veriler önceki
yıllara oranla 1996 yılından sonra eyalette latekse
bağlı mesleksel astım için tazminat talebi sayısında
büyük bir düşüş olduğunu ve latekse bağlı klinik allerji semptomları ile başvuru sayısında azalma sağlandığını göstermiştir (1).
1998 yılında Almanya’dan Allmers ve arkadaşları;
pudralı lateks eldivenlerin hastaneden uzaklaştırılması ve pudrasız eldiven kullanımı sonrası pudrasız
eldiven kullanılan alanlarda bir yıllık bir takip döneminde hiçbir yeni duyarlanma olgusunun olmadığını bildirmişlerdir (45). Smedley ise pudrasız eldiven kullanma politikasının korunmanın esasını
oluşturduğuna işaret etmiştir (46).
Clayton ve arkadaşları 1996-2003 yılları arasında
latekse bağlı dermatit yakınmaları olan sağlık çalışanları arasında tip I lateks allerjisi sıklığındaki değişimleri araştırdıkları retrospektif çalışmalarında,
dermatitli olguların 1996 yılında prik test ile saptanan lateks allerjileri %62 iken, 2003 yılında bu oranın %10’a düştüğünü göstermişlerdir. Neden olarak da tüm alanlarda allerjik protein içeren eldivenlerden kaçınmak olduğunu ileri sürmüşlerdir (47).
Mayo kliniğinde 1993 yılından beri iş yerinde sadece düşük veya ölçülemeyen allerjen düzeyleri olan
eldiven kullanımına izin veren önemli tedbirler
alınmıştır. Hunt ve arkadaşları bu tedbirlerin lateks
allerji insidansını %0.15’ten %0.027’ye düşürdüğünü bildirmişlerdir. Aynı zamanda 187 lateks allerjik sağlık çalışanının medikal kayıtlarında işle ilişkili semptom bildirilmesinde dramatik bir düşüş olmuş ve iş yeri değişikliği hakkında yeni bir rapor
bulunmadığına dikkat çekmişlerdir (48).
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54
KAYNAKLAR
1. Sussman GL, Beezhold DH, Liss G. Latex allergy: Historical perspective. Methods 2002;27:3-9.
2. Tesiorowski CC. Latex allergies in the health care worker.
J Perianesth Nurs 2003;18:18-31.
3. Edlich RF, Woodard CR, Hill LG, Heather CL. Latex allergy: A life-threatening epidemic for scientists, healthcare personel and their patients. Journal of Long-term
Effects Medical Implants 2003;13:11-9.
4. Kalpaklıoğlu AF. Lateks alerjisi. Kalyoncu AF, ed. Modern
tıp seminerleri: 4. Bronş astması ve allerji hastalıkları. Ankara: Güneş Kitabevi, 1999;125-34.
5. Atmanoğlu N. Kauçuk-lastik dermatitleri. Atmanoğlu N,
ed. Kontakt dermatitler. 1. baskı. İstanbul: Hürriyet Ofset, 1988;407-34.
6. Shaw D. A brief natural history of latex rubber allergy.
http://www.immune.com/rubber/nr1.html
7. Lecture 22. Rubber. http://www.hort.purdue.edu/newcrop/tropical/lecture_22/lec_22. html
8. Charous BL, Tarlo SM, Charous MA, Kelly K. Natural rubber latex allergy in the occupational setting. Methods
2002;27:15-21.
9. Gerwel B, Blumenstock JS, Bresnitz E, O’Leary K. Guidelines: Management of natural rubber latex allergy.
www.state.nj.us/health/eoh/survweb/latexgui.pdf
10. Bayazıt EÖ. Lateks-meyva sendromu.TÜRKDERM 2001;
35:135-9.
11. Ergin Ş. Sağlık personelinde lateks allerjisi prevelansının
araştırılması. T.C. YÖK dökümantasyon merkezi Tez No:
99196.
12. Kellett PB. Latex allergy: A review. J Emerg Nurs 1997;
23:27-36.
13. Yeang HY. Natural rubber latex antigens: New developments. Curr Opin Allergy Clin Immunol 2004;4:99-104.
14. Reunala T, Alenius H, Turjanmaa K, Palosuo T. Latex allergy
and skin. Curr Opin Allergy Clin Immun 2004;4:397-401.
15. Society of Gastroenterology Nurses and Associates. Guidelines for preventing sensitivity and allergic reactions
to natural rubber latex in the workplace. Gastrenterol
Nurs 2004;27:191-6.
16. Wakelin SH, White IR. Natural rubber latex allergy. Clin
Experimentel Dermatol 1999;24:245-8.
17. Aronovitch SA, Scardillo J. Latex allergy and the WOC
nurse: A review of literature. JWOCN 1998;25:93-101.
53
Konur Ö, Canbakan S, Çapan N.
18. Baur X, Chen Z, Allmers H. Can a threshold limit value
for natural rubber latex airborne allergens be defined? J
Allergy Clin Immunol 1998;101:24-7.
19. Tarlo SM, Susman GL, Holness DL. Latex sensitivity in
dental students and staff: A cross-sectional study. J Allergy Clin Immunol 1997;99:396-401.
20. Levy D, Allouache S, Chabane M, et al. Powder-free protein-poor natural rubber latex gloves and latex sensitization. JAMA 1999;281:988.
21. Verna N, Giampaola L, Renzetti A, et al. Prevalence and
risk factors for latex-related diseases among healthcare
workers in an Italian general hospital. Ann Clin Lab S
2003;33:184-91.
22. Shingai Y, Nakagawa K, Kato T, et al. Severe allergy in a
pregnant woman after vaginal examination with a latex
glove. Gynecol Obstet Invest 2002;54:183-4.
23. Lagier F, Vervloet D, Lhermet I, et al. Prevalence of latex
allergy in operating room nurses. J Allergy Clin Immunol
1992;90:319-22.
24. Kibby T, Akl M. Prevalence of latex sensitization in a hospital employee population. Ann Allergy Asthma Immunol 1997;78:41-4.
25. Liss GM, Susman GL, Deal K, et al. Latex allergy: Epidemiological study of 1351 hospital workers. Occupation
Environment Med 1997;54:335-42.
26. Kalpaklıoğlu AF, Gürbüz L, Mısırlıgil Z. Determination of
the prevalence of latex sensitivity by in vivo and in vitro
methods among hospital employees and allergic patients. Tr J Medical Science 1998;28:443-9.
27. Nolte MD, Babakhin A, Babanin A, et al. Prevalence of
skin test reactions to natural rubber latex in hospital personnel in Russia and Eastern Europe. Ann Allergy Asthma Immunol 2002;89:452-6.
28. Zeiss RC, Gomaa A, Murphy FM, et al. Latex hipersensitivity in Department of Veterans Affairs health care workers: Glove use, symptoms and sensitization. Ann Allergy Asthma Immunol 2003;91:539-45.
29. Chowdhury MMU, Statham BN. Natural rubber latex allergy in a health-care population in Wales. Br J Dermatol
2003;148:737-40.
30. Lopes RAM, Benatti MCC, Zolner RL. Occupational exposure of Brazilian neonatal intensive care workers to latex antigens. Allergy 2004;59:107-10.
31. Hamann CP, Rodgers PA, Sullivan KM. Prevalence of
type I natural rubber latex allergy among dental hygienists. J Dent Hyg 2005;79:7.
35. Pıskın G, Akyol A, Uzar H, et al. Comparative evaluation
of Type I latex hypersensitivity in patients with chronic
urticaria, rubber factory workers and healthy control
subjects. Contact Derm 2003;48:266-71.
36. Kalpaklıoğlu AF, Aydın G. Prevalence of latex sensitivity
among patients with chronic renal failure: A new risk
group? Artificial organs 1999;23:139-42.
37. Turjanmaa K. Diagnosis of latex allergy. Allergy 2001;
56:810-2.
38. Çelik GE, Mısırlıgil Z. Astım. Mısırlıgil Z. (ed) Allerjik hastalıklar. Antıp A.Ş. 2004;170-222.
39. Mahmoudi M, Naguwa SM. Ürtiker ve anjioödem. Naguwa SM, Gershwin ME. Çeviri editörü: Aldemir H. Alerji ve
immünolojinin sırları Nobel tıp kitapevi, 2004;97-108.
40. Tarlo SM. Natural rubber latex allergy and asthma. Curr
Opin Pulm Med 2001;7:27-31.
41. Modak S, Gaonkar TA, Shintre M, et al. A topical cream
containing a zinc gel (allergy guard) as a prophylactic
against latex glove-related contact dermatitis. Dermatitis 2005;16:22-7.
42. Sastre J, Fernandez-Nieto M, Rico P, et al. Specific immunotherapy with a standardized latex extract in allergic
workers: A double-blind, placebo-controlled study. J Allergy Clin Immunol 2003;111:985-94.
43. Pereira C, Pedro E, Tavares B, et al. Specific immunotherapy for severe latex allergy. Allerg Immunol 2003;
35:217-25.
44. Leynadier F, Doudou O, Gaouar H, et al. Effect of omalizumab in health care workers with occupational latex
allergy. J Allergy Clin Immunol 2004;113:360-1.
45. Allmers H,Brehler R, Chen Z, et al. Reduction of latex aeroallergens and latex-specific IgE antibodies in sensitized
workers after removal of powdered natural rubber latex
gloves in a hospital. J Allergy Clin Immunol
1998;102:841-6.
46. Smedley J. Occupational latex allergy: The magnitude of
the problem and its prevention. Clin Exp Allergy 2000;
30:458-60.
47. Clayton TH, Wilkinson SM. Contact dermatoses in healthcare workers: Reduction in type I latex allergy in a
UK centre. Clin Exp Dermatol 2005;30:221-5.
48. Hunt LW, Kelkar P, Reed CE, Yunginger JW. Management
of occupational allergy to natural rubber latex in a medical center: the importance of quantitative latex allergen measurement and objective follow-up. J Allergy Clin
Immunol 2002;110(Suppl 2):96-106.
32. Moreno HL, Avila E, Angulo Y, et al. Frequency in allergy
to proteins of latex in health care workers. Allergol Immunopathol (Madr) 2005;33:210-3.
Yazışma Adresi
33. Turjanmaa K, Makinen-Kiljunen S. Latex allergy: Prevalence, risk factors and cross-reactivity. Methods 2002;
27:10-4.
Atatürk Göğüs Hastalıkları
34. Nettis E, Dambra P, Soccio AL, et al. Latex hypersensitivity: Relationship with positive prick test and patch test
responses among hairdressers. Allergy 2003;58:57-61.
54
Sema CANBAKAN
ve Cerrahisi Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Keçiören-ANKARA
e-mail: [email protected]
Solunum Hastalıkları 2006; 17: 44-54

Benzer belgeler

İKİNCİ bİr Cİlt İlKİNİ İrİtE EtMEYEN

İKİNCİ bİr Cİlt İlKİNİ İrİtE EtMEYEN esneklik, yırtılmaya dirençli olması ve bariyer niteliği gibi cazip özellikleri nedeniyle medikal ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır (8). Hepatit B ve insan immünyetmezlik virüsü (HIV)’nün or...

Detaylı