öğret m yöntem tekn kler

Transkript

öğret m yöntem tekn kler
"KPSS - Eğitim Bilimleri - A Grubu Öğretmenlik"
Facebook sayfası- Sayfamıza ulaşmak için
Buraya TIKLAYINIZ
ÖĞRETİM YÖNTEM TEKNİKLERİ
GARDNER’IN ÇOKLU ZEKA KURAMI
GÖRSEL – UZAMSAL ZEKA
Bu tür zeka alanı, bir bireyin objektif olarak gözlemleme
veya görsel ve uzaysal fikirleri grafiksel olarak sergileme
kabiliyetlerini içerir. Bu zekaya sahip olan insanlar, renge,
çizgiye, şekle, biçime, uzaya ve bu olgular arasındaki
ilişkilere karşı aşırı duyarlıdırlar. Bu kişiler varlıkları veya
olguları görselleştirerek veya renklerle ve resimlerle
çalışarak en iyi şekilde öğrenirler. Bu zekası kuvvetli olan
bir öğrenci;
Haritaları, çizelgeleri ve diyagramları yazılı
materyallerden daha kolay okur.
Sanat içerikli etkinlikleri sever.
Arkadaşlarına oranla daha çok hayal kurar.
Yaşına göre yüksek düzeyde beceri gerektiren
figürleri ve resimleri çizer.
Filmleri, slaytları ve diğer görsel sunuları izlemeyi
tercih eder.
Renklere karşı çok duyarlıdır.
Resimli yayınlardan daha çok hoşlanır.
Elinde bulunan materyallere bir şeyler çizer.
Daha önce gittiği yerleri kolay hatırlar.
Yaşına göre ilginç üç boyutlu yapılar veya modeller
oluşturur.
Okurken kelimelere oranla resimlerden daha çok
öğrenir.
SÖZEL – DİLSEL ZEKA
Bu türdeki zeka, bir insanın kendi dilini, gramer yapısına,
sözcük dizimine, kavram telaffuzuna ve sözcüklerin
anlamına uygun olarak büyük bir ustalık ve beceri ile
kullanmayı gerektirir. Sözel-dil zekasına sahip insanlar,
kendi anadilleri yanında başka bir dilde de kendi düşünce
ve duygularını etkili bir şekilde ifade eme kabiliyetine
sahiptirler.Bu zekası kuvvetli olan bir öğrenci;
Diğer öğrencilerden daha iyi yazar.
Uzun hikayeler ve fıkralar anlatır.
İsimler, yerler ve tarihler ile ilgili iyi bir hafızaya
sahiptir.
Sözcükleri anlamlarına uygun bir biçimde kullanır.
Yaşına göre iyi bir kelime haznesine sahiptir.
Başkalarıyla yüksek düzeyde sözel iletişime girer.
Tekerlemeleri, anlamsız ritimleri ve sözcük
oyunlarını sever.
Okumayı sever.
Dinleme becerisi yüksektir; dinleyerek daha iyi
öğrenir.
MANTIKSAL – MATEMATİKSEL ZEKA
Bu tür zekaya sahip olan insanlar, mantık kurallarına ve
benzerliklerine, neden-sonuç ilişkilerine ve bunlara benzer
soyut işlemlere karşı çok hassas ve duyarlıdırlar. Bu kişiler
kategorilere veya sınıflara ayırarak, genelleme yaparak,
hesaplayarak, mantık yürüterek ve soyut ilişkiler üzerinde
çalışarak iyi şekilde öğrenirler. Mantıksal – matematiksel
zekası kuvvetli bir öğrenci ;
Olayların işleyişi hakkında çok soru sorar.
Soyut ve kavramsal düşünebilir.
Bilgiler arasında bağlantılar kurar.
Güçlü bir muhakemesi vardır.
Satranç ve briç gibi oyunları oynamaktan zevk alır.
Matematiksel problemleri kafasında kolayca ve
çabucak çözer.
Matematik dersini sever.
Matematiksel hesaplama oyunlarını ilginç bulur.
Mantıksal bulmacaları çözmeyi ve satranç veya
dama gibi stratejik oyunları oynamayı sever.
Olayları ve nesneleri kategorilere ayırmayı veya
onları hiyerarşik olarak düzenlemeyi sever.
Yüksek düzeyde bilişsel düşünme becerisi içeren
deneylere katılmayı sever.
Yaşıtlarına kıyasla soyut düşünebilme ve sebepsonuç ilişkisi kurabilme kabiliyetleri çok iyi
gelişmiştir.
MÜZİKSEL – RİTMİK ZEKA
Bu zeka türü ile bir kişinin bir müzik parçasındaki ritme,
akustik düzene, melodiye, müzikteki iniş ve çıkışlara, müzik
aletlerine ve çevreden gelen seslere olan duyarlılığı
kastedilir. Bu zeka türündeki bireyler en iyi ritim, melodi ve
müzikle öğrenirler. Bu zekası kuvvetli olan bir öğrenci ;
Güzel şarkı söyleyebilme sesine ve yeteneğine
sahiptir.
Bir şarkının makamını, notalarını, eslerini
ayırdedebilir.
Öğrendiği şarkıları paylaşmak ister.
Herhangi bir müzik aletini çok iyi çalar ya da bunun
eğitimini almak ister.
Konuşurken veya hareket ederken elleri ve ayakları
ile ritim tutar.
Farkına varmadan kendi kendine mırıldanır.
Ders çalışırken farkında olmadan masaya vurarak
ritim tutar.
Çevresindeki seslere duyarlıdır.
Bir şarkı duyduğunda farkında olmadan ona eşlik
eder.
Müzik çalan bir ortamda daha verimli çalışır.
51
BEDENSEL – KİNESTETİK ZEKA
Bu tür zeka alanı, koordinasyon, denge, güç, esneklik ve
hız gibi bazı fiziksel özelliklerin yanısıra, dokunsak
nitelikteki bazı becerileri de içermektedir. Bu zeka türüne
sahip bireyler, yaparak-yaşayarak, dokunarak ve hareket
ederek en iyi şekilde öğrenirler. Bedensel – kinestetik
zekası kuvvetli olan bir öğrenci ;
ÖZE DÖNÜK(İÇSEL) ZEKA
Bu zeka alanı kişinin kendini tanıması, kendisi hakkındaki
düşünce, bilgi ve becerileri ile çevresine uyum gösterme
yeteneğidir. Bu zeka türü gelişmiş olan kişilerden; kendini
objektif olarak değerlendirmesi, güçlü ve zayıf yönlerinin
farkında olması, olaylara mantıklı yaklaşması, amaçlarıyla
düşüncelerinin tutarlı olması beklenir. Öze dönük zekaya
sahip öğrencilerin bazı özellikleri şunlardır;
Bağımsızlık duygusu gelişmiştir.
Güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadır.
Bireysel çalışırken daha başarılıdır.
Amaç ve hedeflerine ilişkin iyi bir anlayışa sahiptir.
Düşünce ve davranışları arasında tutarlılık vardır.
Kendisine her zaman güvenir.
Yaşadıklarında her zaman ders alır.
Duygularını belirgin olarak vücut diliyle ifade eder.
El becerileri iyidir.
İnsanlara, canlı ve cansız varlıklara dokunmaktan hoşlanır.
Bir veya birden fazla sportif faaliyetlerde başarılıdır.
Bir yerde uzun süre kaldığında hareket etmeye,
kımıldamaya ihtiyaç duyar.
SOSYAL ZEKA
Bu zeka türü ile bir insanın diğer insanlardaki yüz
ifadelerine, seslere ve mimiklere olan duyarlılığı ve diğer
insanlardaki farklı özelliklerin farkına vararak onları en iyi
şekilde analiz etme , yorumlama ve değerlendirme kabiliyeti
kastedilir. Sosyal zekası güçlü olan bir öğrencinin bazı
özellikleri şunlardır:
Arkadaşlarıyla ya da akranlarıyla sosyalleşmeyi çok
sever.
Grup içerisinde doğal bir lider görünümündedir.
Problemi olan arkadaşlarına her zaman yardım
eder.
Dışarıda iken kendi başının çaresine bakabilir.
Başkaları ile birlikte ders çalışmayı veya oyun
oynamayı çok sever.
En az iki veya üç yakın arkadaşı vardır ve onları sık
sık arar.
Başkaları daima onunla birlikte olmak ister.
Başkalarına selam verir, onların hatırlarını sorar ve
onları önemser.
Empati yeteneği çok iyi gelişmiştir.
Bir şeyi başkalarıyla işbirliği yaparak, onlarla
paylaşarak ve öğreterek öğrenmeyi sever.
DOĞACI ZEKA
Bu zeka alanı, doğayı ve doğada bulunan bitki, hayvan ve
diğer varlıkları inceleme, gözlemleme ve bunlara ilgi duyma
becerisidir. Bu zeka alanına sahip olan kişiler; çevreye karşı
çok duyarlı, çevresindeki hayvan ve bitkilere çok meraklıdır.
Doğacı zekaya sahip öğrencilerin bazı özellikleri şunlardır;
Doğa olaylarına çok meraklıdır.
Bitki yetiştirmeyi çok sever. Sınıftaki çiçeklerin
bakımını üstlenir.
Doğa ve hayvanlarla ilgili konuları iliyle takip eder.
Mevsimleri ve iklim olaylarını yakından takip eder.
Doğa ve hayvanlar ilgili belgeselleri izler.
Çevreye karşı duyarlıdır.
Toprakla oynamayı sever.
2010 KPPS (31 EKİM )
Hasan ile Hüseyin saklambaç oynarken okula yurt dışından
yeni gelmiş, Türkçe konuşmakta güçlük çeken, saklambaç
oynamak isteyen fakat çekindiği için bir köşede sessizce
oturan Sibel’in onlara baktığını görürler. Hasan utangaç bir
yapıda olduğu için, Hüseyin Sibel’in yanına gider ve onu
oyuna katılmaya davet eder.
Bu örnekte, çoklu zekâ kuramına göre Hüseyin’in hangi
zekâ alanı diğer alanlara göre daha gelişmiştir?
A) Sözel
D) Bedensel
52
B) Görsel
C) Sosyal
E) Öze dönük
ÇÖZÜM
Hüseyin’in Sibel’in yanına giderek onunla iletişim
kurmasından dolayı sosyal zekasının gelişmiş olduğunu
metinden çıkarabiliriz. Ancak diğer zeka alanlarına ilişkin
bilgi yer almamaktadır.
Cevap C
Öğretimi somutlaştırmanın –her öğretim kademesi, özellikle
üst öğretim basamakları için- en basit yolu; öğretmenin
basit, sade, yalın bir anlatım dili kullanmasıdır.
Ekonomiklik ilkesi : Bunun için öğretim planlanmalı,
zaman, emek, para, enerji en ekonomik şekilde
kullanılmalıdır.
2008 KPPS
Canlılarla ilgili kitapları okumayı seven, oyun oynarken,
ders çalışırken yalnız olmayı tercih eden ve açık hava
ortamlarında yapılan yürüyüşlerden hoşlanan bireyin
çoklu zekâ kuramına göre hangi zekâ alanlarının daha
baskın olduğu söylenebilir?
SOSYAL GELİŞİM KURAMI (L. VYGOTSKY)
L. Vygotsky çocuğun bilişsel gelişiminde içinde bulunduğu
‘sosyal çevrenin önemli rolü olduğunu ileri sürmüştür.
Çocuklar, çevresindeki kişilerden ve onların sosyal
dünyalarından öğrenmeye başlamaktadırlar. Çocukların
kazandıkları kavramların, fikirlerin, olgunların, becerilerin
tutumların kaynağı sosyal çevredir. O halde bilişsel
gelişimin kaynağı, kişisel psikolojik süreçlerden önce,
insanlar ve kültür arasındaki etkileşimdir.
Vygostky’e
göre eğitim, bilişsel gelişim için bir temel değil aynı
zamanda sosyokültürel aktivitedir. Vygotsky, insanın
düşünme şeklinin psikogenetik ve sosyokültürel olarak nasıl
geliştiği üzerinde çalışmış olmasına rağmen çalışmasının
temeli
bireysel
gelişimin
sosyal
kaynakları
ve
kültüreltemelleridir.
A) Öze dönük ve doğacı
B) Doğacı ve mantıksal
C) Mantıksal ve sözel
D) Sözel ve öze dönük
E) Öze dönük ve müziksel
ÇÖZÜM
Özedönük içsel Zeka: Yalnız ve sessiz çalışarak, rahatsız
edilmeyerek, bireysel projelerle, öğrendikleri hakkında
yazılar yazarak, konuyu kişisel deneyimlerle ilişkilendirerek
öğrenmeyi severler.
Doğacı Zeka: Doğada çalışarak, yaşam biçimlerini
keşfederek, hayvan besleyerek, doğal olayları, bitkileri
öğrenerek ve nesneleri sıraya sokup, kategorize ederek
doğa deneyleri ve gözlemleri yaparak, inceleyerek
öğrenmeyi severler.
Cevap A
Vygotsky'e göre konuşmanın amacı, bebeklikten itibaren
iletişim kurmak olduğundan, çocukta ilkin otistik düşünce ve
konuşma yoktur, çocuk en başından itibaren sosyaldir. Bu
nedenle Vygotsky düşünce ve dil gelişimi modelini,
Piaget’in yaptığı “otistik, benmerkezci, sosyal” sıralamanın
tersine, “sosyal, benmerkezci ve içsel konuşma” şeklinde
kurmuş; düşünce ve konuşmanın gelişiminde, bireysellikten
sosyalliğe değil, sosyallikten bireyselliğe doğru bir gidişatın
olduğunu belirtmiştir. Sonuç olarak Vygotsky, bebeklikten
itibaren dış gerçeklikten kopuk ve ilkel addedilen çocuk
düşüncesinin, belirli bir amaca, yani iletişim kurmaya ve
sosyalleşmeye yönelik olduğunu göstererek çocuk
düşüncesine hak ettiği konumu kazandırmış; verilen
eğitimin çocuğun olgunlaşma düzeyinin üzerinde olduğunda
çocuğun yardımla gösterdiği başarıya dikkat çekerek, eğitim
metotlarının kökten değişime uğramasına vesile olmuştur.
Öğretim İlkeleri
Öğrenciye Görelik İlkesi : Öğretim sırasındaki tüm
etkinliklerde öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate
alınmalıdır. Konu seçiminde, yöntem seçiminde vs. kısaca
öğretim; öğrenciye uygun yürütülmelidir.
Yakından Uzağa İlkesi : İşlenecek olan konuların,
verilecek olan örneklerin, problemlerin, olayların seçiminde
öncelik; öğrencinin içinde yaşadığı doğal ve toplumsal
çevre olmalıdır.
Vygotsky’e göre tüm psikolojik süreçler, insanlar arasında,
çoğu zaman çocuk ve yetişkinler arasında paylaşılan sosyal
süreçlerle başlar. Bunun en açık örneği “dil”dir. Sosyal
çevremiz bizi belli bir kategoriye yerleştirir. Örneğin; zeki,
uzun, kısa, zengin vb. Sonuç olarak bizim bütün kişisel
psikolojik
süreçlerimiz,
kültürümüz
tarafından
biçimlendirilmiş sosyal süreçler olarak başlar. Vygotsky,
çocuğun bilişsel gelişimini etkilemede yetişkin rolünün çok
önemli olduğunu vurgular. Ona göre, çocuklar, yetişkinlerle
ya da diğer çocuklarla işbirliği içinde birlikte çalıştıklarında
bilişsel gelişimleri beslenir. Birçok öğretme durumunda
yetişkinler, çocukların düşünme ve problem çözme
etkinliklerini kontrol eder. Ancak bu kontrol, çocukların
öğrendiklerini içselleştirmelerini sağlamalı, onları bağımsız
düşünürler ve problem çözücüler haline getirmelidir.
Vgotsky’e göre yetişkinin, çocuğun bilgiyi içleştirmesine
bilgiyi kazanmasına yardım edebilmesi için iki noktayı
belirlemesi gerekir. Bunlardan birisi, çocuğun herhangi bir
yetişkinin yardımı olmaksızın, bağımsız olarak kendi
kendine sağlayabileceği gelişim düzeyini belirlemektedir.
Bilinenden Bilinmeye İlkesi : Yeni konuya geçmeden
önce, o konuya ilişkin bilgilerin gözden geçirilmesi,
hatırlanması gerekir. Özellikle öğrenilmesi birbirine
zincirleme bağlı, önkoşullu olan derslerin (Matematik,
Yabancı dil gibi) öğretiminde bu ilkeye dikkat edilmelidir.
Ayanilik (Açıklık) ilkesi : Öğretim sırasında, öğrencilerin
ne kadar çok duyu organlarına hitap edilirse, yapılan
öğretim o derece etkili olur ve öğrenmenin kalıcılığı artar.
Araç-gereç kullanma, uygulamalı çalışmalar yapma, gezi
gözlem faaliyetlerinde bulunma bu ilkeye hizmet eder.
Somuttan-Soyuta İlkesi : Öğrencilerin bulunduğu yaş
itibariyle zihinsel gelişim özelliklerinin bilinmesi gerekir.
Öğretimde ne kadar çok konu ilişkin eşya, madde, örnekler
kullanılırsa o derece somutlaştırma işi gerçekleştirilmiş olur.
53
İkincisi ise, bir yetişkinin rehberliğinde çalıştığında
gösterebileceği potansiyel gelişim düzeyini belirlemektir. Bu
ikisi arasındaki fark, çocuğun “gelişmeye açık alanı”dır.
Vygotsky’in gelişim ve eğitime getirdiği en önemli kavram
gelişmeye
açık
alandır.
O halde Vygostky’e göre öğretim, çocuğun gelişimini ileriye
götürebildiği ölçüde iyidir. Öğretim, çocuğun gelişmeye açık
alanını etkili olarak kullanmasını sağlamalıdır. Bu nedenle,
doğrudan bire bir öğretim ve çocukların çocuklarla ve
yetişkinlerle etkileşimlerini sağlayan öğretim biçimleri
çocuğun
bilişsel
gelişiminde
önemli
rol
oynar.
Çocuğun bilişsel gelişim ilerlemesinde, diğer bir deyişle
yakınsal gelişim alanının etkili olarak kullanılmasında
öğretmen, diğer yetişkinler ve diğer çocuklar önemli katkılar
da bulunurlar. Bu nedenle okullar, öğretmenler, çocukları
çalışmalarında aşırı derecede bağımsız bırakmamalıdır.
Aşırı bağımsızlık, bilişsel gelişimi yavaşlatmaktadır.
Gelişimin tam olarak sağlanabilmesi için, çocuğun
sistematik olarak daha karmaşık hale gelen bu olayları,
olguları tam olarak anlayabilmesi için ise yetişkinin ya da o
alan da uzman olan herhangi bir kişinin yardımına ihtiyaç
vardır.
IV. Bireylerde bilişsel gelişim dıştan içe doğrudur.
Yuvarıdaki bilişsel gelişime ilişkin ifadelerden hangileri
Vygotsky’e ait olabilir?
A) I ve III
C) II ve IV
E) I, III ve IV
ÇÖZÜM
Yukarıda verilen tablo incelendiğinde Cevap E olduğu
anlaşılacaktır.
2010 KPPS (31 EKİM )
Vygotsky’nin bilişsel gelişim kuramı, öğrenmede sosyal
ögelerin önemine işaret eder.
Bir öğretmenin bu kurama göre öğrenmeöğretme
sürecini
düzenlerken
aşağıdakilerden
özellikle
hangisini vurgulaması beklenir?
A) Öğrenmede öz-düzenlemeye önem verme
B) Zihinsel yeterlikleri geliştirmede sembollerden
yararlanma
C) Öğrenilenleri transfer etmede içsel işaretlere
önem verme
D) Öğrencilerin öncelikle kendi bilişsel yapılarını
özümlemelerini sağlama
E) Uygun destek ya da yardım alarak bir işi en iyi
şekilde yapmayı öğrenme
Çocuk yeni kelimeler öğrenirken okumakta zorlanıyorsa
ebeveynleri bu kelimeleri okuyarak çocuğun kelimeleri
işitmesine yardımcı olabilir. Vygotsky bu kavramı çocuğun
tek başına yapmakta zorlandığı ancak yetişkin rehberliğinde
başarabileceği görevler için kullanmaktadır.
Piaget ve Vygotsky’nin karşılaştırılması :
Piaget
Zihinsel gelişme için
olgunlaşma
önkoşuldur. Birey
olgunlaştıkça zihinsel
becerisi gelişir.
Zihinsel gelişim
çevrenin ve kalıtımın
ortak ürünüdür.
Gelişim bireyden
çevreyedir.
BİLİŞSEL
YAPILANDIRMACIDIR
İnsan bireyseldir.
Benmerkezci ve
monolog konuşmayı
savunur.
B) I ve IV
D) I,II ve III
ÇÖZÜM
Soruda da belirtildiği üzere Vygotsky’nin bilişsel gelişim
kuramı, öğrenmede sosyal ögelerin önemini işaret eder.
Buna göre, bir öğretmen de öğrenme - öğretme süreçlerini
düzenlerken, öğrencilerinin
nasıl bilişsel faaliyetler
yaptıklarını, problemlere, olaylara nasıl baktıklarını yani
bilişsel gelişsel gelişim düzeylerini tanımalı ve öğrenme
ortamını ona göre düzenlemedir.
Burada diğer önemli olan unsur, Vygotsky’e göre, çocuğun
bilişsel gelişiminde yetişkin rolünün çok önemli olmasıdır.
Ona göre çocuklar hem akranlarıyla hem de diğer
yetişkinlerle işbirliğine girebildikleri, birlikte çalışabildikleri
taktirde, bilişsel gelişimleri beslenir.
Bu bağlamda öğrenme - öğretme süreçleri düzenlenirken,
çocuğun çevresinden aldığı destekle, işi en iyi şekilde
yapmayı öğrenmesi vurgulanmalıdır.
Cevap E
vygotsky
Olgunlaşmanın ön şart
değildir. Yakınsal gelişim
alanı(sosyal çevre) ile birçok
zihinsel beceri
gerçekleştirilebilir.
Zihinsel gelişim çevrenin
(yakınsal gelişim alanı)
ürünüdür.
İnsan doğuştan sosyaldir.
Gelişim çevreden insana
doğrudur.
BİLİŞSEL
YAPILANDIRMACIDIR
Benmerkezciliğe karşı çıkar.
İlk yıllardaki konuşmalar da
sosyaldır.(Çünkü insan
doğuştan sosyaldir.)
Soylalleşen bireyin
konuşması içsel konuşma
halini alır.
2010 STS
I. Bireylerin içsel süreçleri diğer bireylerle etkileşmesinden
etkilenmektedir.
II. Önce yetenekler olgunlaşmakta, daha sonra çocuk
karşılaştığı görevlerde bu yetenekleri kullanmaktadır.
III. Bireyin önce sosyal yanı gelişir, bunu bilişsel yanının
gelişmesi izler.
54
ÖGRETİM STRATEJİLERİ
Strateji kavramını yöntem ve tekniği kapsayan bir kavram
olarak düşündüğümüzde strateji seçimi aynı zamanda
yöntem ve tekniklerin seçimini de belirlemektedir. Öğretme
stratejileri üç grupta toplanmaktadır. Bunlar:
2009 KPSS
Öğretmen bitkiler konusunu işlerken sırasıyla aşağıdaki
yolu izler:
Öğretmen : Kavramları tanımlar ve açıklar.
Diğer kavramlarla ilişkisini kurar.
Kavramların örneklerini ve örnek olmayanlarını
verir.
Öğrenciler : Öğretmenin verdiği örnekleri açıklar
ve sınıflar.
Kendi örneklerini verirler.
Öğretmen : Öğrencileri okul bahçesine çıkarır.
Sınıfta üzerinde çalışılan yaprak türlerini
bulmalarını ve topladıkları örnekleri
sınıflamalarını ister.
Öğrenciler : Yaptıkları çalışmaları arkadaşlarına sunarlar.
Öğretmen bu süreçte aşağıdakilerden hangisinde
belirtilen yöntem, teknik ya da yaklaşımı kullanmıştır?
A) Sunuş yoluyla – Proje tabanlı
B) Kavrayarak – Tam öğrenme
C) Sunuş yoluyla – Aktif öğrenme
D) Örnekleyerek – Buluş yoluyla
E) Aktif öğrenme – Sunuş yoluyla
A) Sunuş Yoluyla Öğretim Stratejisi
Bu strateji, günümüzde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bilgi aktarılmasında, kavram, ilke ve genellemelerin
açıklanmasında kullanılır. Sunuş yoluyla öğretmede
bilgilerin düzenlenmiş, sıralanmış olması gerekmektedir.
Öncelikle genel ilke ve kavramlar verilir, bunu ayrıntılı
bilgilerin kazandırılması izler. Sunuş yoluyla öğretmede,
bilgiler çok dikkatli şekilde düzenlenir ve öğrenciler
tarafından alınmaya hazır hâle getirilir.
Öğretmen konuyu ya kendisi planlar ve sunar, ya da
öğrenci araştırarak öğrenir. Bilgileri kendisine geldiği
şekliyle
alıp
kaydeden
öğrenci,
ilgili
uyarıcıyla
karşılaştığında bilgileri olduğu gibi hatırlar ki bu, mekanik
öğrenmedir ve hemen unutulur. Kendisinde gelen bilğileri
etkin biçimde daha önce edindiği benzer bilgilerle yeniden
organize eden ve sonra belleğe kaydeden öğrenci ise
mekanik öğrenmeden kurtulmuştur. Öğretmen ve öğrenciler
arasında yoğun bir etkileşim; bol örnek verilmesi, grafik,
şema, resim gibi görsel uyarıcıların kullanılması; genelden
özele doğru (tümdengelim) bir sıra izlenmesi ve ögretimin
adım adım ilerlemesi, sunuş yoluyla öğretim stratejisinin
dört temel özelliğidir. Sunuş yoluyla öğretim stratejisinde
daha çok anlatma ve gösteri yöntemleri seçilmektedir.
Özellikle deneme uygulaması yapılan 2005-2006 yılında
bütün okullarda uygulanmaya başlanan yeni programlara
göre öğretmenlerin bütün öğretim stratejilerini bilmeleri
gerekmeşine karşın sunuş yoluyla öğretim stratejisini
mümkün olduğunca kullanmamaları bunun yerine öğrenci
merkezli eğitime olanak veren buluş ve araştırma
stratejilerine yer vermeleri öğrencilerin öğrenmesi üzerinde
daha etkili sonuçlar verebilecektir.
verdiği öğretmenin verdiği örneklerden farklı
örnekler ve örnek olmayanları vermeleri istenir
Ders sonuna doğru özetleme yapılır.
ÇÖZÜM
Öncelikle seçeneklerdeki öğretme-öğrenme etkinliklerini
kısaca hatırlayalım.
Sunuş Yoluyla Öğretim: Öğretimin genelden özele doğru
hiyerarşik bir yapı ve sırayla gerçekleştirildiği, önce genel
kavram, ilke ve genellemelerin verildiği, sonra da daha özel
bilgilerin ve örneklerin verildiği stratejidir. Öğrenci ve
öğretmen etkileşimi yoğundur. Anlatılan konu ile ilgili bol
sayıda örnek verilerek bilgiler öğrencilerin kafasında
somutlaştırılır. Öğretmen konuya uygun olan ve olmayan
örnekleri verir. Öğrenciler bu örnekleri tanımlar.
Proje Tabanlı Öğrenme: Öğrencilerin grup olarak ya da
bireysel olarak gerçek yaşam konularına ve uygulamalarına
ilişkin olarak bir problem ya da senaryo üzerinde yerine
getirdiği bir tür problem çözme etkinliğidir. Gerçek yaşam
koşullarında gerçekleştirilir. Bu yöntemde genelde
öğrencinin bireysel ve grup olarak gerçekleştirdiği öğrenme
etkinliğinin sonucunda bir ürün ya da performans ortaya
koyması söz konusudur. Proje tasarısını öğretmen ve
öğrenci birlikte yapar. Konular derinlemesine öğrenilir.
Öğrenci, bilgiyi keşfeder ve kullanır.
Merak ilgi uyandırılarak öğrencinin dikkatini yeni
konuya çekilir.
Öğrencinin yeni konuyla ilgili olan önceki bilgileri
hatırlatılır.
Konunun tümdengelim (bütünden parçaya doğru)
yöntemi ile sunulur. (Bunun için derste
anlatılacaklar bir kavram haritası ile dersin
başlangıç kısmında tahtaya çizilir)
İlk olarak kavram haritasındaki kavramların tanımı
yapılır.
Kavramların arasındaki benzerlikler ve farklılıklar
belirtilir.
Kavramlara farklı örnekler ve örnek olmayanlar
verilir.
Sonra öğrencilerden derse ilişkin öğrenciler
açıklamarda bulunur; örnekler ve örnek olmayanları
verir.
Öğrencilerin
kavrama
basamağına
ulaşıp
ulaşmadığını anlamak için, öğrencilerden kendi
Kavrayarak Öğrenme: Bireyin daha önceki yaşantıları,
bilgi birikimleri ve tecrübelerine bağlı olarak eylemsel
olmasa da zihinsel deneme yanılma ile doğru sonuca
ulaşmasını sağlayan yöntemdir.
Tam Öğrenme: Okullarda öğretme – öğrenme sürecinde
rol oynayan bütün öğeleri, öğrencilerin en etkili ve verimli
öğrenme düzeyine ulaşması için sistemli olarak bir araya
getiren bir yaklaşımdır. Tam öğrenme yaklaşımı her okulda
ve sınıfta hızlı öğrenen ve öğrenmeyen öğrenci bulunduğu
ve her öğrenciye ihtiyacı olan ek öğretim zamanı ve nitelikli
öğretim hizmeti (ipucu –katılım – pekiştireç – dönüt)
sağlanırsa her öğrencinin öğrenebileceği varsayılır. Bireysel
55
öğretim
tekniği
değildir.
Bilişsel
ve
duyuşsal
davranışlarınkazanılmasına ait bir öğrenme yaklaşımıdır.
Aktif Öğrenme: Öğrencilerin öğrenme sürecine yaparakyaşayarak katılımını gerektirir. Öğrenci öğretimin merkezine
alınır. Öğrenciler, araştırma ve bilgi kaynaklarına kendileri
ulaşarak elde ettikleri bilgileri örgütleme ve sunma, bireysel
ve grup olarak sorumluluklar alma ve yerine getirme,
etkileşimde bulunma ve ortak bilgi üretiminde yeterlilik
kazanırlar.
Öğrencinin merak güdüsünü uyandırması ve cevap bulana
kadar çalışmalarını sürdürmesini sağlar. Öğrencileri
bağımsız olarak problem çözmeye yönlendirir. Öğretmen
sorular sorarak öğrencilerin kendilerine sağlanan verileri
analiz
etmelerini,ilkeleri,
kavramları
ve
çözümleri
bulmalarını sağlar.Tanımlamaları, genellemeleri bulmaları
için rehberlik eder.
Anlamlı öğrenmeyi sağlar. Bu
öğrenmede öğretmen örnekleri sunar ve öğrencinin fikirler
arasında temel ilişkileri, ilkeleri, konunun yapısını, fikirler
arasındaki temel ilişkileri ilkeleri, keşfedinceye kadar
çalışması sağlanır.
Buluş Yoluyla Öğrenme: Öğrencinin kendi gözlemleri ve
etkinliklerine bağlı olarak bilgi, kavram, ilke ve genellemeye
ulaşması teşvik edilir. Öğrenciler bir bilim adamı gibi bilgiyi
kendileri yapılandırmalıdır. Bunun için aktif araştırmacı
olarak, deney yapmaya, ilke ve kavramları bulmaya
yönlendirilmelidir. Öğrencinin bilgiye araştırma, inceleme ve
problem çözme yoluyla ulaşması sağlanır.
Buluş yoluyla öğretimin adımları şu şekilde uygulanır:
Bunları hatırladıktan sonra tekrar sorumuza dönecek
olursak öğretmenin ilk aşamada kavramları ve tanımları
açıklaması, ilişkilerden bahsetmesi, örneklendirmesi ve
öğrencilerden de örnekler istemesi Sunuş Yoluyla
Öğretimdir. Öğretimin ikinci aşamasında bahçeye çıkılması,
yaprak türlerinin toplanması ve sınıflandırılması gerçek bir
yaparak yaşarak öğrenme uygulamasıdır. Öğrenciler
bilgilerini
kendileri
toplamakta,
düzenlemekte
ve
sunmaktadır. Bu aşamalar Aktif Öğrenme olduğu
göstermektedir. Proje Tabanlı olmama nedenleri olarak
problem ya da senaryo durumunun olmaması ve
öğrencilerin öğretmenden bağımsız olarak çalışmaları
söylenebilir.
CEVAP C
Öğretmenin örnekleri sunar,
Öğrencilerin örnekleri betimlemer,
Öğretmenin ek örnekler verir,
Öğrencilerin ek örnekleri betimler ve öncekilerle
karşılaştırır,
Öğretmenin ek örnekleri ve örnek olmayan durumları
sunar,
Öğrencilerin zıt örnekleri karşılaştırır,
Öğretmenin, öğrencilerin teşhis ettiği özellikleri,
ilişkileri ya da ilkeleri vurgular,
Öğrencilerin tanımlamaları, ilişkileri ve özellikleri ifade
eder
Öğretmenin öğrencilerden ek örnekler ister.
**** Yukarıdaki tabloya dikkat edilirse sıralama :
Öğretmen-Öğrenci-Öğretmen-Öğrenci.... şeklinde devam
etmektedir.
B) Buluş Yoluyla Öğretim Stratejisi
Buluş Yoluyla Öğretimin Olumlu Yönleri
Bu strateji, öğrenci
etkinliğine dayalı
güdüleyici bir öğretme
yaklaşımıdır. Burada
öğretmene düşen görev
öğrenciyi yönlendirmek
ve cevabı öğrenciye
buldurmaktır.
Buluş
yoluyla
öğretimde
öğretmen
rehber
konumundadır.
Dolayısıyla
öğrenci,
öğrenme
etkinliklerinde daha çok ve aktif rol alır. Öğrenci
araştırmaya yönlendirilir. Bu durum öğrenmenin daha
kalıcı hale gelme-sini sağlar. Öğrencide öğrenmeye
yönelik motivasyon sağlanır. Ayrıca buluş yoluyla
öğretimde öğrencinin problem çözme yeteneği
geliştirilir. Bu strateji ile öğrencilere bilişsel alanın
kavrama, analiz ve sentez, duyuşsal alanın örgütleme,
psiko-motor alanın da duruma uydurma düzeylerindeki
hedef davranışlar ka-zandırılır.
Buluş yoluyla öğretim, sunuş yoluyla öğretime göre daha
çok öğrenci etkinliğine dayanan ve öğrenmeye güdülemede
etkili bir stratejidir. Sunuş yoluyla öğrenmede soyut
düşünce örneklerden önce sunulup, soyut kavramaya
yardım eden örnekler arkadan verilirken; buluş stratejisinde
örnekler önce sunulur. Buluş yoluyla öğretim stratejisinde
tümevarım (özelden genele-parçadan bütüne) yöntemi
kullanılmaktadır. Öğretmen örnekleri sunar, öğrenci konu
yapısını, fikirler arasındaki temel ilişkileri, ilkeleri ve
özellikleri keşfedinceye kadar örneklerle çalışır. Burada
öğretmenin amacı önceden hazırlanmış bilgiyi öğrenciye
sunmak değil, öğrencinin kendi kendine öğreneceği ortamı
oluşturmaktır. Buluş yoluyla öğretim stratejisinde daha çok
beyin fırtınası, tartışma, örnek olay yöntem ve teknikleri
seçilmektedir.
Buluş Yoluyla Öğretimin Sınırlılıkları
Buluş yoluyla öğretim ile gerçekleştirilen öğrenme
sunuş yoluyla gerçekleştirilen öğrenmeye göre daha
çok zaman alır. Stratejinin uygulanması aynı zamanda
çeşitli düzeylerde araç-gereç gerektirmektedir. Bu
durumda öğretimde maliyeti artırmaktadır. Ayrıca her
konuda buluş yoluyla öğretim kullanılamayabilir.
Buluş yoluyla öğrenme, öğrencinin kendi etkinliklerine ve
gözlemlerine dayalı olarak yargıya varmasını teşvik edici
bir öğretim yaklaşımıdır.
56
2010 KPPS (31 EKIM )
Matematik dersinde buluş yoluyla öğretim stratejisine göre
dar açı konusu işlenirken sırasıyla aşağıdaki işlem
basamakları izlenir:
genellemeler başlangıçta öğretmen tarafından sunulurken
buluş yoluyla öğretim stratejisinde öğrenciyi düşündürme ve
keşfetmeye götüren sorular veya örnek olaylar sunulur.
Verilen örneklerden yola çıkarak öğrencinin temel ilkelere
ve
genellemelere
kendi
çabasıyla
ulaşması
sağlanır.Böylece öğrencinin öğrendiği bilgileri farklı
durumlara ve hayata transfer etmesi mümkün olur.
I. Öğretmen dar açı örneklerini gösterir.
II. Öğrenciler örneklerin özelliklerini bulmaya çalışırlar.
III. Öğretmen geniş açı örnekleri verir.
IV. Öğretmen dar açıyla ilgili ek örnekler verir.
V. Öğrenciler dar açı ile geniş açı örneklerini karşılaştırırlar.
VI. Öğretmen öğrencilerden örnekler arasındaki ilişkileri
bulmalarını ister.
VII. Öğrenciler kendi örneklerini verirler.
Bu uygulamadaki ders işleme basamaklarında
yanlış yapılmıştır.
Hangi basamaklar yer değiştirirse sıralama daha doğru
olur?
A) II ile III
C) III ile IV
E) VI ile VII
CEVAP B
C) Araştırma-inceleme yoluyla öğretim stratejisi
Araştırma ve inceleme yoluyla problem çözme, öğrencileri
bilimsel araştırma yöntemlerine alıştırma yaklaşımıdır.
Öğrenci, çevredeki problemleri algılar, tanımlar, verileri
toplar, geçici çözüm yolları geliştirir ve bunların mümkün
olup olmadığını test eder. Bu şekilde yetişen öğrenciler,
gelecekte karşılaşacakları problemleri de bilimsel
yöntemlerle çözmeyi öğrenmiş olurlar.
B) II ile VI
D) III ile VII
Bu stratejiyi uygulayan öğretmenler hem yöntem hem de
araç-gereç yönünden öğrencilere yardım etmelidirler. Bu
stratejide örnek olay, laboratuvar, problem çözme gibi
metodlar kullanılabilir. Öğrencilerin konuyla ilgili problemi
çözmek için araştırma etkinliklerini sürdürüp başarıya
ulaşmasını sağlar. Öğretmen bu stratejiyi kullanırken yol
gösterici, yönlendirici, rehber konumundadır. Öğretmen,
öğrencilerin
düşünmelerine
kılavuzluk
ederek,
yaşamlarında problemleri nasıl çözmeleri gerektiği
konusunda yardımcı olur. Öğrencilerin araştırması sınıfla
sınırlı değildir. Bu yolla gelecekte karşılaşacağı problemleri
adım adım nasıl çözebileceğini öğrenir.
ÇÖZÜM
Buluş yoluyla öğretim stratejisinde dersin işlenmesi
süreçleri tablosu incelendiğinde sorudaki sıralamada
tablodan farklılaşma göze çarpmaktadır. Öğretmenin
öncelikle dar açıyla ilgili örnekleri vermesi ardından geniş
açıyı örneklendirmesi buluş yolu için uygun yoldur. Bu
nedenle III. ve IV. Maddelerin yer değiştirmesi sorunu
çözecektir.
Cevap C
Bu strateji daha önceleri matematik, fen bilgisi gibi doğa
bilimlerinde uygulamalı olarak kullanılırken, daha sonraları
yaygınlaşmıştır. Konu alanı içeriğinde problem ya da
çözülmesi gerekli bir durum varsa en etkili stratejidir. Bu
stratejinin kullanılabilmesi için konunun hedef-davranış
boyutu en az uygulama ve daha üst düzeyde olmalıdır.
Dolayısıyla üst düzeyli zihinsel süreçlerin geliştirilmesinde
en etkili stratejilerden birisidir. Bu strateji sadece sınıf
içerisinde değil aynı zamanda laboratuar, atölye ve okul dışı
doğal ortamlarda kullanılabilir. Bilimsel yöntemleri günlük
ders oturumu gibi küçük zaman dilimlerine sıkıştıran
alıştırmalar vasıtasıyla öğrencileri doğrudan bilimsel
süreçlerin içerisine katan bir yaklaşımdır. Öğrenciler bir
problem ya da bilgi içeriğini ilginç buldukları zaman doğal
olarak araştırırlar. Onlar kendi düşünme stratejilerinin
farkına varabilirler ve bunları yeni yaklaşımlarla
geliştirebilirler. Yeni stratejiler doğrudan öğretilebilir ve
öğrencilerin var olan stratejilerine ilave edilebilir. İşbirliğine
dayalı araştırma etkinlikleri, düşünceyi zenginleştirir ve
öğrencilerin bilgiyi denemelerine, onun gerçek doğasını
kavramalarına destek olur.
2010 KPPS (10 TEMMUZ )
•
•
•
•
•
•
•
Öğrencilerin önceki deneyimleri öğrenme öğretme
sürecinde temel alınır.
Öğretmen, öğrencilerin olaylara farklı yönlerden
bakmalarını sağlamak için onlara rehberlik
eder.
Öğrenci örneklerden genellemeleri kendisi
yapar.
Öğrenilenler farklı durumlara uygulanabilir.
Sıralanan bu özellikler aşağıdaki öğretim yöntem,
teknik ya da stratejilerinin hangisinde ortaya çıkar?
A) Sunuş yoluyla öğretim
B) Buluş yoluyla öğretim
C) İş birliğine dayalı öğretim
D) Tam öğrenmeye dayalı öğretim
E) Programlı öğretim
ÇÖZÜM
Sorunun öncüllerinden özellikle “Öğrenci örneklerden
genellemeleri kendisi yapar.” İfadesi doğrudan buluş yoluyla
öğretim stratejisini ifade etmektedir. Buluş yoluyla öğretim
stratejisinin kurucusu olan Bruner’e göre öğretmenin temel
görevi paket bilgileri öğrencilere aktarmak değil,
öğrencilerin kendi deneyimlerini (ön bilgilerini) kullanarak
öğrenebilecekleri ortamları oluşturmaktır. Öğretmenin
görevi ise öğrencilere süreçte ipucu,soru ve örneklerle
rehberlik etmektir. Sunuş yoluyla öğretimde kavram ve
Araştırma-inceleme yoluyla işlenen dersin aşamaları:
Problemin öğrenciler tarafından farkedilmesi,
hissedilmesi.
Problem
durumunun
tanımlanması
ve
netleştirilmesi.
Problemle ilgili hipotezlerin kurulması.
Problemin çözümü için yöntem geliştirme ve
verilerin, kanıtların toplanması.
57
denemeler ve yöneltilen sorular doğru sonuçlar elde
edilmesini sağlayacaktır.
Toplanan veri ve kanıtların analizi, analiz
sonuçlarının
karşılaştırılması,
yorumlanması,
hipotezlerin test edilmesi ve sonuca ulaşılması.
D) Gösteri (Demostrasyon) Stratejisi
Araştırmanın ilk bölümlerinde öğretmenin rolü, problem
durumunu seçmek, problemi çözme sürecinde anlaşmazlık
olduğunda danışmanlık yapmaktır.
Gösteri, izleyici grubuna bir işin nasıl yapılacağını
göstermek yada genel ilkeleri açıklamak için başvurulan bir
stratejidir. Öğretmen belli bir işlemin nasıl yapılacağını
anlatan bir gösteri yaparak, öğrencilerin çeşitli duyu
organlarını etkilemeye onların bir işlemle ilgili bilgi veya
beceri kazanmalarını sağlamaya çalışır. Bazı kaynaklarda
bu strateji gösterip yaptırma olarak da adlandırılmaktadır.
Gösterip yaptırma stratejisi, bir işlemin uygulanmasını,bir
araç gerecin çalıştırılmasını önce gösterip açıklama
yaparak, sonra da öğrenciye alıştırma ve uygulama
yaptırarak öğretme yoludur. Yani çoğunlukla psikomotor
beceri gerektiren işlerde aşama aşama uygulanan bir
stratejidir. Gösteri stratejisi ise, bir konuya ilişkin bilgiler
açıklaması aşamasında ve daha çok uygulama düzeyindeki
davranışların kazandırılmasında kullanılır. Bu strateji
özellikle öğrencilere belirli bir beceri kazandırılırken görsel
ve işitsel öğeler birlikte kullanıldığı için etkili bir öğrenme
ortamı yaratır. Bu stratejiyle bir işin en iyi şekilde nasıl
yapılacağı gösterilir ve sonra öğrenciden bunu sınıf
ortamında yada bir laboratuarda yapması istenir. Meslek
liselerinde belli bir işin yapılması yada laboratuarda yapılan
bir deney bu stratejiyle verilebileceği gibi Türkçe yada
yabancı dil derslerinde güzel konuşma yazma becerileri
geliştirilebilir. Gösteri stratejisi ile daha çok psikomotor
beceriler kazandırılmasına karşın insan ilişkileri, toplumsal
olgu ve olaylar, fen bilgisi konuları, iş eğitim dersleri, beden
eğitimi, sanat eğitimi, ve trafik derslerinde ve konularında
da etkili bir şekilde kullanılabilir. Bu strateji sınıf içinde yada
dışında gösterip-yaptırma şeklinde uygulanacağı gibi
televizyon, VCD, gibi araçlar yardımı ile film izletilerek de
diğer stratejilerle birlikte uygulanabilir. Bu şekilde
öğrencilerin bir çok duygusu harekete geçirilerek zengin bir
öğrenme ortamı oluşturulabilir.
Öğretmenin en önemli rolü bu sürecin ikinci ve üçüncü
aşamalarında olur. Problemin tanımlanması ve hipotezlerin
kurulması aşaması bir araştırma sürecinin en önemli
bölümü olduğundan bu aşamaların doğru yapılanması
şarttır. Aksi takdirde yöntem amacına ulaşmayacaktır. Bu
nedenle öğretmenin ilk üç aşamada problem durumunu ve
öğrenci tepkilerini çok iyi izlemesi ve gerektiğinde
müdahaleler yapması gerekir.
İginç ve şaşırtıcı bir problemin seçilmiş olması önemlidir.
Çoğu zaman problem durumunun önceden öğretmen
tarafından belirlenerek, planlanmış olması uygulamada
etkili olabilir. İlginç, kısmen belirsiz ve merak uyandırıcı bir
problem belirlendikten sonra öğrenciler öğretmene sorular
sorarlar. Problemin tanımlandığı ve sınırlandırıldığı bu
aşamada öğretmenin doğrudan ayrıntılı açıklamalar yerine
“Evet” ve “ Hayır” şeklinde cevaplar vermesi gerekir. Bu
ipuçları yardımıyla öğrencilerin kendilerinin problemi
kavramları ve kendilerinin hipotezler oluşturmaları
sağlanmalıdır. Öğrencilerin soruları ve öğretmenin yapmış
olduğu yönlendirme onların hipotezler geliştirmelerini
sağlar.
Öğrencilerin sorduğu sorular evet ya da hayır şeklinde
cevaplanamıyorsa öğretmen onlara kuralları tekrar
hatırlatır. Öğrenciler bu şekilde sorularını uygun olarak ifade
etmeyi öğrenirler.
Öğrenciler araştırma yolundan uzaklaştıkları zaman,
öğretmen “Bu soruyu evet veya hayır ile cevap
verebileceğim bir şekilde tekrar ifade edebilir misin?” gibi
sorularla yol göstermelidir.
Gösteri Stratejisinin Yararları
Öğrenciler problemi çözmek için araştırmalarının yapısını
oluşturup, ona odaklanmak zorundadırlar.
1.Öğrencinin konuyu görerek işiterek öğrenmesini sağlar.
2. Öğrenci öğrenme sürecine aktif olarak katıldığı için
öğrenmede kalıcılık düzeyini artırır.
3.Özellikle becerilerin öğretilmesinde etkili bir şekilde
uygulanabilecek bir stratejidir.
4. Gösteriler öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarını çekeceği için
etkili bir öğrenme ortamını oluşmasına imkan sağlar.
5. Gösteri stratejisi, kavramların veya kelimelerin yetersiz
olduğu fikir,prensip veya olguların açıklanmasında etkili bir
araç olarak kullanılabilir.
Bir süre sonra öğrencilere araştırmada ilk adımın; durumun
(yani nesnelerin türü ve benzerliği; olaylar ve bu ilginç
durumu çevreleyen koşullar), gerçeklerin doğruluğunu
kanıtlamak olduğu öğretilir.
Eğer öğrenci konuyla ilgili görünen bütün değişkenler
arasındaki karışık ilişkilerden hipotez oluşturmaya çalışırsa,
hiçbir kayda değer ilerleme olmadan, belirsizce test etmeye
devam edebilir. Bunun yerine değişkenleri ayırt ederek ve
onları teker teker test ederak bu neden sonuç ilişkilerini
daha doğru keşfedebilir.
Gösteri Stratejisinin Sınırlılıkları
Bu stratejide amaç herhangi bir problemin içeriği değil
öğrencilerin araştırma yöntemlerinin açıkça farkında olması
ve onları kullanmasıdır
1) Gösterilerin hazırlanması için öğretmenin uzun süre ve
iyi bir hazırlık yapması gerekir.
2) Kalabalık sınıfların izleyeceği gösteriler çoğunlukla pahalı
araçları gerektirir.
3) İyi bir gösteri hazırlayabilme, eğitim teknolojisi alanında
çok iyi bilgi ve beceri sahibi olmayı gerektirir.
Sonuç olarak, öğrenciler tamamen açıklayıcı hipotezler
geliştirmeye çalışırlar. Öğrenciler açıklama yapmaya ve
sorular sormaya cesaretlendirilmelidir. Yapılan alıştırmalar,
58
4) Öğrencilerin bir beceriyi kazanabilmesi belli bir hazır
bulunuşluk düzeyini gerektirmektedir.
5) Gerekli olan araç-gereç ve materyallerin sağlanması zor
olabilir.
cam balonun bir bölgesini boşi diğer bölgesini de gazla dolu
olarak göstermişlerdir.
Öğrencilerin gazlar hakkındaki bu kavram yanılgılarını
gidermek amacıyla, öğretmenin önce aşağıdaki yöntem
ve tekniklerden hangisini kullanması en uygundur?
Stratejinin Uygulanmasında İzlenecek Aşamalar:
A)
B)
C)
D)
E)
1) Öğretmenin gerekli ortam ve araç-gereçleri hazırlaması,
2) Gösteri planını önceden hazırlanıp panoya asılması yada
öğrencilere izlenecek aşamaların yazdırılması,
3) Yazı yanında mutlaka, şekil, şema ve görsel öğelere yer
verilmesi, izlenen bir film ise önceden konuyla ilgili açıklama
yapılması, aralarda durdurulup açıklama yapılması ve
sonunda değerlendirme yapılması,
4) Yapılan demostrasyon birkaç öğrenciye tekrar ettirilerek
yapılan hatalar varsa görmeleri sağlanmalı,
5) Soru cevap ile konunun eksik yanlarının tamamlanması,
6) Öğrencilere bireysel ve grup olarak uygulamanın
yaptırılması,
7) Yapılan çalışma boyunca öğretmenin öğrencilerin
çalışmalarını kontrol etmesi, onları yönlendirmesi ve yapılan
hataların anında düzeltilmesinin sağlaması,
8) Ortaya çıkan ürün ve çalışmaların öğrencilerle birlikte
değerlendirilmesi,
ÇÖZÜM
Stratejinin Uygulanmasında Dikkat Edilecek Noktalar:
1) Öğretmen, yapacağı gösteri bir deneyse, deneyi
önceden yapmalı ve deneyden önce sınıf planını öğrencinin
deneyi göreceği şekilde hazırlamalıdır. Öğrencilerin deneyi
takip ettikleri ve anlayıp anlamadıklarını öğrenmek için kısa
sorular sorulmalıdır. Deney sonucu sınıfça yorumlanmalı ve
genellemeye ulaşılması sağlanmalıdır.
2) Öğretmen gösteri sırasında istenmeyen bir durum
olmaması için çok dikkatli olmalı,doğabilecek bir tehlike
durumu varsa öğrencilere uyarak önlem alınmalıdır.
3) Öğretmen gösteriyi tüm öğrencilerin görebileceği şekilde
yapması için eğitim ortamına ‘U’ şeklinde düzenlemelidir.
Soru hikayesi okunduğunda öğrencilerin ilk olarak A şeklini
çizdikleri daha sonra “gazların bulunduğu kabın şeklini alır”
ilke yanılgısı-bilgi yanlışlığı (soruda kavram yanılgısı ifadesi
soruyu anlaşılmaz kılmıştır) bilmedikleri için, yarısı
boşaltılmış gaz dolu cam bolunu B deki gibi çizmiştir.
Öğretmenin burda yapması gereken C deki gibi içindeki
içindeki gaz miktarının seyreldiği şekli öğrencilerine
çizmesidir. Burda en uygun olan yöntem-teknik gösteri
stratejisidir.
CEVAP E
ÖĞRETİM MODELLERİ
4) Gösterinin süresi ve zamanın belirlenmiş olması gerekir.
5) Gösteri sonunda sonuçlar öğrencilerle
değerlendirilmeli, eksik yanlar varsa saptanmalıdır.
Kavram haritaları
Kavram karikatürleri
Kavramsal değişim metinleri
Analojiler
Gösteri stratejisi
Proje Tabanlı Öğrenme ve Probleme Dayalı Öğrenme
Modelleri
birlikte
Proje tabanlı öğrenme, günümüzde eğitim sistemlerinin
alması gereken biçimi göstermek için özenle seçilmiş üç
temel kavramdan oluşmaktadır. Bu kavramlardan birisi
öğrenme kavramıdır ki dikkati öğretene değil öğrenene
çekmek açısından son derece önemlidir. Bir diğeri proje
kavramıdır. Proje, tasarı ya da tasarı geliştirme anlamına
gelen bir kavramdır ve öğrenmenin transferi ve tekil
öğrenmeden çok belli bir amaca dönük ilişkisel öğrenmeye
işaret etmektedir. Projeyi bir hedef olarak değil, alt yapı
unsuru olarak ele almakla da proje tabanlı öğrenme,
öğrenmenin ürün değil süreç boyutunu vurgulamakta ve
öğrenmeyi arzulanan ölçüde bireyselleştirmektedir.
6) Gösterilecek bir film ise öğretmen tarafından önceden
mutlaka izlenmeli öğrencilerin seviyesi uygun olup olmadığı
kontrol edilmeli,vurgulanacak noktalar belirlenmelidir.
7) Gösterinin mümkün olduğunca basit araçlarla ve anlaşılır
şekilde yapılmasına özen gösterilmelidir, günlük yaşamla
bağ kurulmalıdır.
8) Yazılı bir materyal oluşturulmuşsa sonunda öğrencilere
dağıtılmalıdır.
2010 STS
Öğretmen öğrencilerinden, ilk önce tamamı renkli gazla
doldurulmuş ve ağzı kapatılmış bir cam balonun; daha
sonra da aynı balondaki gazın yarısının boşaltılmış olduğu
hâlinin taslak resimlerini çizmelerini istemiştir. Çalışma
sonucunda sınıftaki bazı öğrenciler cam balondaki gazın
yarısının alınmış olduğu durumun taslak resmini çizerken
Proje Tabanlı Öğrenme müfredatın birbirinden bağımsız
küçük bilgiler yığını olarak öğretilmesine karşı geliştirilmiş
ve çağdaş ülkelerde uygulanmakta olan bir öğretim ve
öğrenim modelidir. Bu model bir yada daha fazla alanın
temel kavramları ve prensipleri üzerine odaklıdır ve bir ders
59
senaryosu içinde mümkünse birden fazla dersin öğrenme
hedeflerini kapsar. Bu modelde öğrenci gerçek problemlerin
çözümüne yönelik ders senaryoları içerisinde ağırlıklı
olarak, düşünme, problem çözme, yaratıcılık, bilgiye erişim,
işleme, yeniden harmanlama, sorgulama, uzlaşma gibi
aktiviteler yapar ve hem bireysel hem de ekip çalışması için
zaman ayırır.
bir soruyla başlanmalıdır. Bu sorunun öğrenciler
için önemli ve anlamlı olduğundan emin olunmalı
Planlama
Aşaması:
öğrencilerin
soruyu
cevaplarken hangi hedeflere ulaşacağı önceden
belirlenmelidir. Öğrencilerin konuyu belirleme,
planlama ve projeyi yapılandırma sürecine
katılımları sağlanmalıdır. Bu süreçte öğretmen ve
öğrenciler araştırmayı destekleyici etkinlikleri beyin
fırtınasıyla belirlemelidir.
Bu modelde öğretmen yardımcı ve rehber, öğrenci ise
özerk ve kurgulayıcıdır ve her senaryonun sonunda
gerçekçi ve öğrenci tarafından geliştirilmiş bir ürün ortaya
çıkar.
Programlama Aşaması: Öğretmen ve öğrenciler
proje ile ilgili zaman çizelgesi yapmalı ve kriterler
belirlemelidir. Proje içeriği öğrencilerin seviyesine
uygun olarak belirlenmelidir.
Ayrıca Proje Tabanlı Öğrenme/Öğretim, öğrencinin aktif
katılımını güdülediği, üst düzey bilişsel aktiviteler içerdiği,
çok çeşitli araç ve kaynak kullanımını desteklediği, ders,
sosyal beceriler ve hayat becerilerini birlikte ele aldığı için
bilgisayarın kendisini hedef olarak almayan ve genelde
teknoloji kullanımının, bir araç olarak kullanımını vurgulayan
doğru bilgisayar destekli eğitim uygulamalarının da temel
öğretim modelidir.
Yönlendirme Aşaması: Öğretmen, proje sürecini
kolaylaştırmalı, sürece rehberlik etmelidir.
Değerlendirme Aşaması: Değerlendirme otantik
(özgün) olmalı, kullanılan değerlendirme araçları
çeşitlendirilmeli,
öz
değerlendirme
araçları
(rubrikler) kullanmalıdır. Bireysel ve grup olarak
yansımalara zaman ayrılmalı, duygular ve
deneyimler paylaşılmalı, iyi işleyen noktalar,
yapılması gereken değişiklikler tartışılmalıdır. Yeni
araştırmalar ve projelere zemin hazırlayacak fikirler
paylaşılmalıdır.
Projeye dayalı çalışma, çok ileri düzeydeki bilişsel becerileri
ortaya çıkartır ve öğrencilerin kendilerini, kendi
öğrenmelerinden sorumlu tutar.
Proje çalışmalarının yapılandırılmasına ilişkin faktörler:
Öğrenciler, genellikle kendi ilgi alanlarına denk düşen bir
proje seçerler. Kendi kaynak materyallerini kendileri
bulurlar. Ortaya bir sonuç ürün koyarlar (bu genellikle bir
rapor olur) ve kendi başlarına ya da gruplar halinde
çalışırlar.
İşlem basamakları incelendiğinde, temel planlama
aşamalarının ardından, bilgi toplama ve toplanan bilgileri
örgütleyip raporlaştırma aşamaları gelmektedir ki; bu
aşamalar, bilgi okur yazarlığı kavramını tartışmayı
gerektirmektedir.
Projeler, belirli bir süre devam eder ve saptanmış zaman
parametreleri gerektirir ve bir dizi girdi ve ek gayret
gerektirir.
Proje Tabanlı Öğrenmede Ele Alınan Sorunun Çözüm
Yolları
Öğretmenler, bir orkestra şefinin oynadığı rolden pek de
farklı olmadan, yöneten ve kolaylaştırıcı rolünü üstlenerek
rehber olurlar.
Projenin fikir babalığını öğrencilerin kendi ilgi alanlarının
yapmış olması, başarısında önemli bir rol oynamaktadır.
Vurgulanması gereken bir ayrıntı da, öğrencilerin kendi
araştırmalarını yapmalarına ve kendilerini ilgilendiren
konuları kendilerinin keşfetmesine izin vermenin hiçbir
zaman onları başı boş bırakmakla aynı şey olmadığıdır. Bu
yaklaşımda öğretmenler izin verilebilen ve verilemeyen
şeyler arasındaki sınırları çizen ve yüksek standartlar talep
eden kişi olacaktır. Bu nedenle, durumu öğrencilerle baştan
tartışmak ve olası sonuçları baştan tasarlamak yararlı
olabilir.
Beyin Fırtınası Yapma
Sorunu Tanımlama, Tartışma, Görevlendirme
Öğrenme
Kaynaklarını
İnceleme,
Okuma,
Araştırma, Hazırlık Yapma
Yapılan Çalışmaları Gözden Geçirme, Rapor
Hazırlama, Rapora Son Şeklini Verme
Raporu Sunma
Raporu Değerlendirme
Proje Tabanlı
Yöntemler
Yukarıda da belirttiğimiz gibi sürecin işlem basamaklarını
gerçekleştirecek beceriye sahip olmak önem kazanmaktadır. Proje Tabanlı Öğrenmede işlem basamakları ise
aşağıdaki gibi özetlenebilir. Proje tabanlı öğrenmede temel
adımlar:
Öğrenmede
60
Strateji
Ve
İşbirliğine Dayalı Öğrenme
Problem Çözme Becerileri
Araştırma Yoluyla Öğrenme Stratejisi
Yapılandırmacılık
Probleme Dayalı Öğrenme
Çoklu Zeka Kuramı
Proje Tabanlı Öğrenme
Öğrenmelerin Benzerlikleri:
Soru-Sorun Aşaması: gerçek yaşamla ilgili bir
konu seçilerek çalışmaya, önemli ve dikkat çekici
Kullanılan
ile
Probleme
Dayalı
Her
ikisi
de
Yapılandırmacı
görüşe
(constructivism) dayanmaktadır.
Öğrencilerin grup içinde iş birliği yaparak
çalışmalarını gerektirir.
Her iki öğrenme yaklaşımı da öğrencilerin
öğrenmelerini zenginleştiren gerçek yaşam
problemleriyle
uğraşmalarını
amaçlar
ve
öğrencilere gerçek yaşamlarında karşılaşmaları
olası, çözülmesi için birden fazla yaklaşım
gerektiren açık uçlu sorular verilir.
Bu iki yaklaşım da öğrenci merkezlidir ve öğrenci
kendi öğrenmesinden sorumludur.
Öğretmen, öğrenme sürecinde yönlendirici,
kolaylaştırıcı bir role sahiptir.
Öğrenciler her iki yaklaşımda da iş birliğine dayalı
gruplar hâlinde ve geniş bir zaman sürecinde, çok
çeşitli bilgi kaynaklarından faydalanarak çalışırlar.
Her iki yaklaşım da genellikle otantik, performansa
dayalı ölçme ve değerlendirme yaklaşımlarını
kullanır.
Proje
Tabanlı
Öğrenme
Öğrenmelerin Farklılıkları:
ile
Probleme
Okulda öğrenilenlerle günlük yaşam arasında
bağlantı kurulabilmesini kolaylaştırır. Öğrenciler,
çalıştıkları bir projeyi başarılı bir şekilde sonlandırıp
bir ürün ortaya koyarlar. Bu durum da, öğrenmenin
özünü teşkil eder (Bickel, 1994).
2010 KPPS (10 TEMMUZ )
Egemen Öğretmen kimya dersine başlamadan önce “Siz bir
bilim insanı olsaydınız alanınıza ne tür katkılar getirirdiniz?”
diye sorar. Bilim insanlarının biyografilerini incelemelerini,
kendilerine en çarpıcı gelen buluşunu sınıf arkadaşlarıyla
paylaşmalarını ister. Konuya ilişkin ayrıntılı araştırma ve
deneme yapmaları için öğrencilere iki hafta süre verir. İki
haftanın sonunda ürünün sunulmasını, inceledikleri bilim
insanı özellikleriyle kendi özelliklerinin benzerlik gösterip
göstermediğini sorgulamalarını söyler.
Yukarıda verilen örnekte hangi öğrenme kavramının
basamaklarına uygun ders işlenmiştir?
A) Programlı öğrenme
B) Proje tabanlı öğrenme
C) Beyin temelli öğrenme
D) Tam öğrenme
E) Buluş yoluyla öğrenme
Dayalı
Proje tabanlı öğrenme, ilköğretimin her seviyesinde
ve disiplinlerarası buluşma için oldukça uygundur.
(Hayat Bilgisi, Türkçe)
ÇÖZÜM)
Eğitim programlarındaki bilgilerin birbirinden bağımsız ve
küçük parçalar halinde öğretilmesine yönelik eleştiriler, bir
ders içerisinde birden fazla dersin öğrenme hedeflerinin
kazandırılmasını ve daha fazla alanın temel prensip ve
kavramlarının öğretilmesini amaçlayan proje tabanlı
öğrenme anlayışının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Proje tabanlı öğretim yaklaşımda, öğrenciler bilimsel
yöntem süreçlerini kullanır. Öğrenci bilgiyi ezberlemez,
bilgiyi keşfeder, oluşturur, transfer eder ve öğretmen onları
derinlemesine araştırmaya sevk ederek onların bilgileri
kendilerinin oluşturmasını sağlar. Disiplinler arası bağların
kurulmasında ve yapılan çalışmaların gerçek yaşam
konularıyla bütünleştirilmesinde proje çalışmaları önemlidir.
Öğrenciler problemin çözümünde yeni, özgün, orijinal ve
sentez düzeyinde ürün meydana getirir. Proje belirlenirken
öğretmen öğrenci birlikte karar vermelidir. Proje ile ilgili
sorunlar belirlenir. Veriler toplanır, değerlendirilir ve süreç
sonunda mutlaka bir ürün ortaya konur. Proje sonunda
ortaya konulan ürün öğrenci tarafından sunulur.
Değerlendirme yapılırken ürün ve süreç birlikte
değerlendirilir. Soruda öğretmen öğrencilerine “Siz bir bilim
insanı olsaydınız alanınıza ne tür katkılar getirirdiniz?”
problemini disiplinler arası bir yaklaşımla araştırmalarını ve
ortaya çıkan ürünü sınıf arkadaşlarına sunmalarını
istemiştir.
CEVAP B
Probleme dayalı öğrenme ise ilköğretim düzeyine
uygun olmakla birlikte, bilginin ve disiplinlerin
altyapısının çalışma ilkelerinin olgunlaşması ve
spesifikleşmesi sonrası (Matematik-Fen BilgisiSosyal Bilgiler gibi), ve mesleklere hazırlık eğitimi
verilmesi anlamında uygundur.
Probleme dayalı öğrenme süreci öğrencinin
çözmek istediği ve eğitim kurumunun öğrenim
amaç ve hedefleri doğrultusunda hazırlanmış bir
problemle başlar. Problemler bir senaryo veya
örnek olay şeklindedir. Problemi çözebilmek için
gerekli bilgi, beceri ve tutumların öğrenci tarafından
fark edilmesi ve kazanılması hedef-lenir.
Öğrenciler konuyla ilgili ön bilgilerini organize
ederler, yeni sorular eklerler ve bilgiye ihtiyaç
duydukları alanları belirlerler. Öğrenciler bilgi
toplamak için plan yaparlar. Gerekli araştırmaları
yaptıktan sonra yeni bilgilerini özetleyerek
birbirleriyle paylaşırlar. Öğrenciler araştırmalarıyla
elde ettikleri sonuçlarını sunarlar, ancak bu proje
tabanlı öğrenmedeki gibi sonuç ürünü şeklinde
değildir.
Bu öğrenme modelinde problem çözmek bir amaç
değil araçtır; öğrencilerin, problem takımlarını
çözerken birtakım bilgilere ulaşmaları üzerinde
durulur. Oysa Proje Tabanlı Öğrenmede süreç
sonunda bir ürün ya da sunumun ortaya konulması
mutlaka beklenir. disiplinler arası çalışma gerektirir.
Örneğin
fen ve matematik kavramlarının
bütünleştirilmesine olanak sağlar (Lewis ve ark.,
2002).
61
2008 KPPS
Bir Türkçe öğretmeni sınıfta 5 - 6 kişilik
oluşturmuştur. Gruplara,
• televizyonda Türkçenin kullanılması,
• gazete ve dergilerde Türkçenin kullanılması,
• öykülerde Türkçenin kullanılması ve
• akranlarının Türkçeyi kullanmaları konularını
vermiştir. Öğrencilerden sorunu belirlemelerini,
veri toplamalarını, verileri değerlendirmelerini ve
rapor yazıp sunmalarını istemiştir.
3- Önbilgilerin hatırlatılması
gruplar
Bilgiyi işleme kuramında görüldüğü gibi, kısa süreli
bellekteki bilgilerin uzun süreli belleğe anlamlı bir biçimde
kodlanabilmesi için önbilgilerle ilişkilendirilmesi gerekir. Bu
nedenle yeni bir bilgi sunulmadan önce, öğrencinin bu
bilgiyle ilişkili önbilgisinin hatırlatılması gerekir. Böylece
öğrenci, yeni gelen bilgiyi uzun süreli belleğine anlamlı ve
örgütlü biçimde kodlayabilir. Öğrenme daha hızlı ve kolay
gerçekleşir.
Bu öğretmenin uyguladığı yaklaşım, yöntem ya da
teknik aşağıdakilerden hangisidir?
4- Uyarıcı materyalin sunulması
Öğrenci yukarıda açıklanan işlemlerle öğrenmeye
hazırlandıktan sonra, öğretilmek istenilen davranışlarla ilgili
uyarıcılar öğretim ortamına sunulur. Sunuş sırasında çeşitli
öğretim yöntem, teknik ve materyalden yararlanılabilir.
Öğrenci sunulan uyarıcıları, seçerek, örgütleyerek,
önbilgileriyle karşılaştırarak, uzun süreli belleğine
kodlamaya çalışır.
A) Çoklu zekâya dayalı ö!renme
B) Örnek olay incelemesi
C) Grup tartışması
D) Proje tabanlı ö!renme
E) Kaynak kişiden yararlanma
ÇÖZÜM
Proje tabanlı öğrenme, öğrencinin farklı disiplinlerde
ö!rendiği kavramlara ve ilkelere dayalı olarak problem
çözme; bir ürün ortaya çıkarmak üzere bireysel ya da grup
olarak bir araştırma projelendirmesi ve bilimsel yöntemi
kullanarak çalışmalar yapmasıdır. Proje tabanlı öğrenme
hem ürünün, hem sürecin hem de bu süreç içinde
öğrencinin kazandığı bütün davranışların değerlendirilmesi
gerekir.
CEVAP D
5- Öğrenciye yol gösterme (rehberlik etme)
Öğrenme ortamında öğrencilerin yanlış davranışlar
kazanmaması ve başarılı olmalarının sağlanması için
onlara rehberlik edilmesi gerekir. Bu amaçla, öğrenciye neyi
nereden çalışacağı, öğrenme sırasında nelere dikkat etmesi
gerektiği, anlamlı kodlama yapabilmesi için yeni bilgilerin
hangi ön öğrenmelere birleştirileceği konularında ipuçları
verilmelidir.
ÖĞRETİM DURUMLARI MODELİ (ROBERT GAGNE)
6- Davranışı ortaya çıkarma
Gagne, öğrenme durumları ile ilişki kuran ve tarif eden
öğretim durumları diye adlandırdığı dokuz adımlık bir süreci
ortaya çıkarmıştır.
Her yeni davranış öğretildikten sonra öğrencilerin bu
davranışı ne derece kazandıklarının yoklanması gerekir.
Davranışı ortaya çıkarma yazılı ve sözel sorularla
gerçekleştirilebilir. Öğrencilerde kazandırılmak istenen
davranış gözlenmese, öğretim ortamı zenginleştirilmeli,
öğrenciye yeni ipuçları verilmelidir.
1- Dikkati çekme
Öğretimin hedefler doğrultusunda gerçekleşmesi için,
öğrencinin dikkatinin öğretilecek materyale çekilmesi
gerekir. Öğretmen bu amaçla birçok görsel (resim, film,
tablo, harita vb.) ve sözel (fıkra, günlük yaşantıdan
seçilecek bir örnek vb.) uyarıcıdan yararlanabilir.
7- Dönüt-Düzeltme verme
Öğrenci gösterdiği davranışın doğruluğu hakkında bilgi
almak ister. Öğrenci gösterdiği davranışın doğru olduğunu
bilirse davranışı pekiştirir ve öğrenmeye karşı güdüsü artar.
Öğrencinin gösterdiği davranış yanlışsa, bir daha aynı
hatayı tekrarlamaması ve yanlış öğrenmeye neden
olunmaması için hatanın düzeltilmesi gerekir.
2- Öğrenciyi dersin hedeflerinden haberdar etme
Öğretime başlamadan öğrenciye ne öğretileceğini
duyurmak, onun öğrenmeye hazırlanmasını sağlar ve seçici
algısını yönlendirir. Dersin başında ne öğreneceğini ya da
kendisinden ne beklendiğini bilen öğrenci, ders sırasında
verilen uyarıcılardan hangilerinin önemli olduğunu daha
kolay kavrar, öğretmenin sunduğu uyarıcılardan önemli
olanlarını seçerek, kısa ve uzun süreli belleğe kodlar.
Öğrencileri hedeften haberdar etme, öğrencinin merak
duygularını uyandırarak güdülenmelerine ve dikkatlerini
uyarıcı materyal üzerine toplamalarına yardımcı da olabilir.
8- Değerlendirme
Öğretme durumunun sonunda her bir öğrencinin istendik
davranışı ne derecede kazandığının belirlenmesi gerekir.
Öğretmen informal yollarla birkaç davranışı gözledikten
sonra öğrenmenin gerçekleştiğine kanaat getirebilir.
Değerlendirme formal olarak izleme testleriyle daha sistemli
olarak gerçekleşebilir.
62
9Öğrenilenlerin
sağlanması
kalıcılığının
ve
transferinin
sırayla kazandırılacağı saptanabilir. Böyle aşamalı bir
yaklaşım mantıklı ve ekonomiktir. Öğrencilerin ilgili konuda
nerede oldukları bilindikten sonra, öğretmen konuya
nereden başlayabileceğini ve hangi öğrenme yaşantılarının
kazandırılması gerektiğini kolayca planlayabilir.
Yeni öğrenilen bilgilerin kalıcı olması ve kolay
hatırlanabilmesi için, bilgilerin uzun süreli bellekte iyi bir
biçimden örgütlenmesi ve belli aralıklarla tekrar edilmesi
gerekir. Tekrar, öğrenme sırasında yoğun ya da aralıklı
olarak yapılabilir. Bilgilerin bellekte iyi örgütlenebilmesi için
de, öğrenilen bilgilerin yeni durumlarda kullanılması
sağlanmalıdır. Bu amaçla öğrencilere yeni kazandıkları
bilgileri uygulayabilecekleri problem durumları verilmelidir.
Böylece hem öğrenme eksikleri fark edilip giderilebilir, hem
de yeni oluşturulan şema güçlenir.
5. Gagné’nin öğrenme konusunda ortaya koyduğu en
önemli fikir, öğrenmenin, öğretmenin yaptıklarından çok
öğrencilerin kendi yaptıkları ile oluştuğudur. Bu nedenle
öğrenmede öğrencinin aktif katılımı ve katkısı gerekir. Aktif
katılım öğrencinin daha önceki öğrenmelerinin sağlamlığına
ve onları kullanabilmesine bağlıdır.
Gagné göre öğrenme türleri
Gagne’ye göre öğretimin amacı, öğrencilerin problem
çözme becerilerinin geliştirilmesidir. Gagne’ye göre
öğrenme,
dışsal
uyaranların
bilişsel
süreçlerle
yapılandırılmasına bağlı bir işlemdir. Öğrenme, öğretim
materyali, pekiştirme, tekrar gibi iç faktörlerin etkileşimine
bağlıdır. Ancak bilişsel stratejiler içinde bireyin duygusal
özelliklerini tanımlayan ilgi, beklenti, tutum ve değerlerde
önemli bir etkendir. Bu nedenle Gagne’nin yaklaşımı bilişsel
öğrenme kuramlarının özgün bir sentezi olarak
değerlendirilebilir. Gagné’ye göre öğrenme, gözlenen
davranışlardan dolayı olarak anlaşılır. Öğrenme insanın
içinde(beyninde) yer alır. Bu nedenle, öğrenme sürecinde
ne olup bittiğini anlamak etkili bir öğretim düzeni kurmak
için gereklidir. Gagné’ye göre öğrenme yalnız dış etkilerle
değil, iç faktörlerin de etkisiyle oluşur.
Gagne’ye göre öğrenme bir biriyle ilişkili sekiz kategoriden
oluşan bir süreçtir. En karmaşık öğrenme çeşidi olan
problem çözme hiyerarşinin en başında, en basit öğrenme
olan işaretle öğrenme hiyerarşinin en sonunda yer alır. Bu
sekiz öğrenme kategorisi şunlardır:
1) İşaret öğrenme: Öğrenmenin en alt basamağıdır.
Çocuğun sesin, ışığın, rengin farkına varmasında
olduğu gibi.
2) Uyarıcı-Tepki ilişkisini öğrenme: Kişi bu
basamakta uyarıcıyla davranım arasındaki bağı
öğrenir. Kırmızı ışık yanınca durmada olduğu gibi.
3) Basit Zincirleme: Bu basamakta kişi zincirleme
davranımlar oluşturur. Teybi çalıp kaset doldurma,
bir arabayı çalıştırmada olduğu gibi.
4) Sözel İlişkilendirme : Sözcüklerin anlamlarını
öğrenme ve iki sözcük arasında ilişki kurmada
olduğu gibi.
5) Ayırt etmeyi öğrenme: Kişi bu basamakta
nesneleri, ilişkileri, hayvanları, olguları birbirinden
ayırt eder. Kediyi köpekten, anneyi babadan,
masayı sandalyeden ayırt etmede olduğu gibi.
6) Kavram öğrenme: Kişi bu basamakta kavramların
ne anlama geldiğini öğrenir. Devlet, okul, eğitim,
öğretim, pekiştireç gibi kavramların anlamlarını
bilme gibi.
7) İlke öğrenme: Kavramlar arasındaki ilişkileri,
neden-sonuç, öncelik-sonralık bağlarını kişi bu
basamakta
öğrenir.
Kanun,
kuram,
ilke,
genellemelerin nerede ve nasıl kullanılacağını
bilmede olduğu gibi.
1. Gagné’ye göre birbirinden farklı öğrenme ürünleri vardır.
Bir kelimenin öğretimi, bir problem çözme konusundan farklı
önlemler almayı gerektirir. Öğretme sürecinde, hangi tür
öğrenme ürünlerinin kazandırılacağının önceden bilinmesi
öğretim işinin planlamasını kolaylaştırır.
2. Öğrenme birikimli bir süreçtir. Yeni öğrenmeler daha
önce öğrenilmiş bilgi ve beceriler üzerinde inşa edilir.
Zihinsel beceriler, basitten karmaşığa doğru bir hiyerarşi
içinde oluşurlar. Öğrenmenin hiyerarşik bir düzen içinde
oluşması ön koşul kavramını ortaya çıkarmaktadır.
Öğrenme hiyerarşileri ve bunlar arasıdaki ilişiler yeni
öğrenmelerin
hangi
davranışlara
dayalı
olarak
kazandırılabileceğini gösterir. Bu suretle öğretmene önkoşul
davranışları tanımada yardımcı olur. Örneğin, öğretmen bir
ilkenin öğretimi ile ilgileniyorsa, öğrencilerin söz konusu ilke
ile ilgili kavramları bilip bilmediklerini kontrol etmek
zorundadır.
Problem çözme: Kişi bu basamakta ilgili kanun, ilke, kural,
genellemeleri kullanarak bir problemi çözmeyi öğrenir.
Matematik, fizik, kimya, biyoloji, felsefe, sosyoloji vb.
alanlarda verilen problemleri çözmede olduğu gibi.
(Senemoğlu,2007)
3. Gagné’nin getirdiği öğretme yaklaşımı farklı kuramların
bir arada uygulanması fırsatını vermektedir. Çeşitli öğrenme
ürünlerinin varlığı bu ürünleri elde etmek için uygun
öğrenme kuram ve ilkelerini bir arada kullanma fırsatı
vermektedir.
Bu öğrenmelerden ilk beşi davranışçı kuramcılar tarafından
açıklanan
öğrenmelerdir.
İşaret
öğrenme
“klasik
koşullanma” uyarıcı davranım bağı ile motor ve sözel
zincirlerin öğrenilmesi ve ayırt etme ise “edimsel
koşullanma” ile açıklanmaktadır. Ancak Gagné daha
sonraki yıllarında son dört öğrenme türü üzerinde
durmuştur. Bunlar kendi aralarında sıkı bir aşamalılık ilişkisi
gösterirler. Örneğin kavram öğrenmek için ayırt edebilmek,
4. Gagné’nin, getirdiği yaklaşım öğrenme sürecinin en
sonunda ulaşılacak hedeflerden başlayarak geriye doğru
gitmek suretiyle öğretimin planlanmasını sağlamaktadır.
Fizik dersinde Archimedes kanunu ile kazandırılmak
istenilenin ne olduğu iyice saptandıktan sonra geriye doğru
gidilerek her adımda hangi kavramın ve temel fikirlerin
63
ilke öğrenmek için ilkeyle ilgili kavramları, problem çözmek
için ise problemle ilgili ilke ve kavramları bilmek
gerekmektedir. Bu nedenden dolayı Gagné’ye göre
öğrenme, birikimler sonucu gerçekleşir. (Senemoğlu,2007)
kaydedildiği, yeniden ele alındığı ve kullanıldığı tüm
süreçler” olarak tanımlamaktadır. Bu tanıma göre duyu,
algı, hayal(imgeleme), kaydetme, hatırlama, problem
çözme ve düşünme biliş kavramı içinde yer almaktadır.
Gagné göre Öğrenme Ürünleri
Bilişsel süreç: Algı, dikkat etme, yorumlama, anlama ve
hatırlama gibi zihinde gerçekleşen içsel süreçleri ifade eder.
Gagne’ye göre beş tür öğrenme ürünü vardır ve öğretim
hedefleri de bu öğrenme türlerine göre sınıflanabilir.
Aşağıda, Gagne’nin öğretim hedeflerini sınıflandırmada
kullandığı
beş
tür
öğrenme
ürünü
kısaca
açıklanmaktadır.Gagne yukarıda da belirtildiği gibi insan
öğrenmesini
beş
kategoriye
ya
da
alana
ayırmaktadır.Bunlar;
4.Tutumlar
Bir diğer farklı öğrenme ürünü de tutumlardır. Birçok tutum,
eğitimin hedefleri arasında yer almaktadır. Örneğin; din, dil,
ırk, cinsiyet farkı gözetmeksizin insanlara karşı hoşgörülü
ve saygılı olmak; insanlara yardım etmek; başkalarını
düşünmek; başkalarının hissettiklerine karşı duyarlı olmak.
Özellikle bu tür tutumlar, başlangıçta aile içinde, okul öncesi
eğitim ve ilköğretimin ilk yıllarında kazandırılmaktadır.
(Senemoğlu,2007)
Sözel bilgi
Zihinsel beceriler
Bilişsel stratejiler
Tutumlar
Devimsel beceriler
Tutumlar zaman zaman değerlerle birleştirilmektedir. Ancak
değerler, tutumlardan daha genel bir doğaya sahiptir.
Tutum belli bir durumda özel tercihe dönüktür. Tutum aynı
zamanda, duyuşsal alan özelliği olarak görülmekte
(Krathwohl, Bloom ve Marsia) ve duyuşsal öğesi
vurgulanmaktadır.
Tutumlar,
kesinlikle
hissetmeyi
kapsamakla birlikte tutumların öğrenilmesi sadece
“duyguların öğretiminden” daha fazlasını gerektirir. Tutum,
insan performansını etkileyen eğilimini ve özel tercihlerini
kapsamaktadır (Senemoğlu,2007)
1. Sözel Bilgi
Sözel bilgi, ifade etmeye, açıklamaya dönük bilgidir. Genel
olarak Bloom taksonomisinin bilgi düzeyine karşılık gelir.
Örneğin; “su molekülünün iki hidrojen, bir oksijenden
meydana geldiğini bilmek ” ; Ankara’nın Türkiye’ nin
başkenti olduğunu bilmek” gibi ifade etmeye dayalı bilgidir.
Bu tür bilgi okulda eğitim programları ile öğrenilebileceği
gibi okul dışında da kazanılabilir. Ayrıca, sözel bilgi sadece
okuma ve dinleme ile değil, televizyon izleme, deney yapma
vb. çok çeşitli etkinliklerle, diğer duyu organları yolluyla da
kazanılabilir. Diğer bir deyişle sözel bilgi, görsel imajlar ya
da değişik yollarla depolanabilir ve geriye getirmede de
bunlar ipucu kullanılabilir. Ancak sözel bilgi performans
olarak göstermenin en uygun yolları söyleme ya da
yazmadır. Örneğin; bir sözel bilgiyi grafiklerle depolayabiliriz
fakat öğrendiğimiz bilgiyi sözle ya da yazılı olarak açığa
çıkarırız. (Senemoğlu,2007)
Tutum, bireyin herhangi bir grup şeye, bireylere, olaylara ve
çok çeşitli durumlara karşı bireysel etkinliklerindeki seçimini
etkileyen kazanılmış içsel bir durum olarak tanımlanabilir.
Örneğin; dönüştürülebilir çöplere karşı tutumunuz, meyve
suyu şişelerini, yiyecek kutularını vb. atıkları nasıl
toplayacağınızı etkiler. Klasik müziğe karşı olan tutumunuz,
kaset ve CD alımınızı, dinlediğiniz radyo ve izlediğiniz
televizyon programlarını etkiler. (Senemoğlu,2007)
5. Psiko-motor (Devinimsel) Beceriler
2. Zihinsel Beceri
Bir başka öğrenme ürünü ya da hedef alanı da devimsel
becerilerdir. Devinimsel beceriler, insan performansında
geniş bir yer kaplamaktadır. Örneğin otomobil kullanma,
müzik aleti çalma gibi etkinlikler devinimsel beceriyi
kapsadığı gibi, sportif etkinliklerde de devinimsel beceri
ağırlık taşımaktadır. Ayrıca, otomobil tamircisi, terzi, makine
operatörü vb. birçok meslek alanı da devimsel becerilere
dayanmaktadır. (Senemoğlu,2007)
Gagne’nin önemli öğrenme ürünü kategorisi zihinsel
becerilerdir. Sözel bilgi , “şunu bilme” ile ilgili iken zihinsel
beceriler “nasıl’ı bilme” ile ilgilidir. Yani, zihinsel beceri,
öğrenci sembolleri sözel ifadelere nasıl dönüştürecek;
bayağı kesirleri ondalık kesirlere nasıl dönüştürecek;
İngilizce bir cümleyi soru cümlesine nasıl dönüştürecek gibi,
3. Bilişsel Stratejiler
Okullardaki öğrenmelerde, çoğu zaman devimsel beceriler,
diğer öğrenmeler için temel oluşturmaktadır. Örneğin;
ilkokula yeni başlayan çocuk için düzgün yazı yazma,
kazanması gereken önemli bir devimsel beceridir. Sesleri
doğru çıkararak düzgün konuşma vb. davranışlar devimsel
beceri kapsamına giren davranışlardır. Devimsel becerilerin
düzgün, pürüzsüz istenilen nitelik ve sürede yapılması,
becerilerin
sık
aralıklarla
tekrarlanmasını
ve
otomatikleşmeyi gerektirir. Ayrıca, devimsel beceriler,
sadece kasları koordineli olarak kullanmayı değil, beceri ile
Bilişsel stratejiler, öğrencinin dikkatine, öğrenmesine,
hatırlamasına ve düşünmesine rehberlik eder. Bilgiyi işleme
kuramı bölümünde de görüldüğü gibi, bireyin kendini
izleme, kendine rehberlik etme etkinlikleri daha çok bireyin
zihinsel becerileri etkili olarak
kazanmasına ve
kullanmasına yardım
Biliş: Biliş kavramı karmaşık bir kavramdır. Neisser bilişi
“duyusal girdinin dönüştürüldüğü, azaltıldığı, işlendiği,
64
ilgili sözel bilgiyi, stratejiyi ve beceriyi
hoşlanmayı gerektirir. (Senemoğlu,2007)
yapmaktan
Ausubel bu psikolojik esaslara dayalı olarak sergileyici
öğretim adını verdiği bir model geliştirmiştir. Bu model üç
basamaklı olarak uygulanmaktadır:
2009 KPPS
Gagne’ye göre öğrenme ürünleri sözel bilgi, zihinsel beceri,
bilişsel strateji, tutum ve psikomotor beceriler olarak
sınıflandırılmaktadır. Zihinsel beceriler “nasıl”ı bilmeyle
ilgilidir.
Buna göre, aşağıdakilerden hangisi zihinsel becerilere
örnek olarak verilebilir?
Ön düzenleyiciler kullanarak öğrenciyi yeni konuyu
kavramaya hazır hale getirmek. Ausubel öğrenciler için yeni
olan konuların öğrenilmesinde ön düzenleyici kullanılması
gerektiğine dikkat çekmektedir. Ön düzenleyiciler bilimsel
terimlerin ve sözcüklerin anlamlarını ve bazı hatırlatmaları
içerirler ve yeni kazanılacak olan bilginin öğrenciler
tarafından daha rahat öğrenilmesi için kullanılırlar. Bunlar
konu işlenmeden önce öğrencilere verilir ve böylece
öğrenciler konuyu öğrenmeye hazır duruma getirilmiş
olurlar. Ön düzenleyiciler; öğrencinin dikkatini yeni konuya
çekmek, öğrenilecek yeni konunun ana düşüncelerine ve
kavramlar arası ilişkilere ışık tutmak ve önceki bilgilerden
yeni konuyla ilişkili olanları öğrenciye hatırlatmak amacıyla
kullanılırlar.
A) Tutumlu olmayı isteme
B) Kareyle dikdörtgeni ayırt etme
C) Düzgün yazı yazma
D) Sınava hazırlanmada etkili bir yol bulma
E) Türkiye’nin coğrafi bölgelerini söyleme
ÇÖZÜM
Öğrencinin çevresiyle kavramlar veya semboller yoluyla
iletişim kurmasını sağlarlar ve öğrencinin bir şeyi nasıl
yaptığı üzerinde odaklanmaktadır. Beş aşaması vardır;
Ayırt etmeyi, somut kavramları, ilkeleri ve tanımlanan
kavramları, yüksek düzeyli ilkeleri ve problem çözmeyi
öğrenmedir. Bu bağlamdan bakıldılğında tek doğru cevap
Kareyle dikdörtgeni ayırt etmedir.
CEVAP B
Ausubel’e göre çeşitli öğrenme durumlarıyla karşılaşan
bireyin zihninde gerçekleşen öğrenmeler daha sonraki
öğrenmelere temel teşkil eder. Bu öğrenmeler her zaman
doğru olarak yapılandırılmış olmayabilirler. Yani öğrencilerin
zihinlerinde yapılandırdıkları bilgiler arasında yanlış
öğrendikleri şeyler de bulunabilir.
2010 KPPS (31 EKIM )
Dil bilgisi dersinde anlatım bozukluklarını işleyen Mehtap
Öğretmen, öğrencilerine ev ödevi olarak içinde anlatım
bozukluğu olan gazete veya dergi metinlerinden üç örnek
bulup sınıfa getirmelerini ister.
ANLAMLI ÖĞRENME MODELİ (DAVID ASUBEL)
Ausubel’in öğrenme teorisi; öğrenmeyi etkileyen en önemli
faktör öğrencinin mevcut bilgi birikimidir, bu ortaya çıkarılıp
öğretim ona göre planlanmalıdır cümlesi ile ifade edilebilir.
Ausubel, geliştirdiği anlamlı öğrenme kuramı ile fen
öğretimini etkilemiştir. O’na göre öğrenmenin çoğu sözel
olarak gerçekleşmektedir ve önemli olan öğrenmenin
anlamlı olmasıdır. Sözel öğrenme, eğer etkili bir şekilde
uygulanırsa, anlamlı olabilir. Ayrıca, sözel yolla öğrenciye
kısa sürede fazla miktarda bilgi aktarılır. Anlamlı
öğrenmedeki ön koşul, öğrenciye öğretilecek konuyla ilgili
ön bilgilerin kazandırılmasıdır. Ausubel sözel öğrenmenin
psikolojik esaslarını dört madde halinde özetlemiştir:
Bu uygulamada Mehtap Öğretmen’in temel amacı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğrencilerin derse aktif olarak katılımlarını sağlamak
B) Çağdaş öğretim yöntem ya da tekniklerini kullanmak
C) Öğrencilerin konuyu ne derece öğrendiklerini
değerlendirmek
D) Öğrencilerin öğrendikleri bilgileri günlük yaşamla
ilişkilendirmelerini sağlamak
E) Öğrencilerin farklı ilgi ve becerilere sahip arkadaşlarıyla
paylaşımlarını artırmak
Yeni öğretilecek olan kavram, bilgi ve ilkeler
önceden öğrenilmiş olanlarla ilişkilendirildiğinde
anlam kazanırlar. Öğrenci bu ilişkiyi kuramazsa
konuyu kavrayamaz.
Her bilgi ünitesi kendi içinde bir bütün oluşturur. Bu
bütünde kavramlar ve kavramlar arası ilişkiler
vardır. Öğrenci bu düzeni anlayamazsa ve yeni
konunun ilişkilerini göremezse konuyu kavramakta
güçlük çeker.
Yeni öğrenilecek konu kendi içinde tutarlı değilse
veya öğrencinin önceki bilgileri ile çelişiyorsa,
öğrenci
tarafından
kavranması
ve
benimsenmesinde güçlük çekilir.
Bilişsel içerikli bir konuyu öğrenmede etkili olan
zihin süreci tümdengelimdir. Öğrenci kendine
verilen bir kuralı özel durumlarda başarı ile
uygulayamıyorsa onu kavramamıştır.
ÇÖZÜM
Eğitimde bilgilerin günlük yaşamla ilişkilendirilmesinin
önemli olduğu bilinen bir gerçektir. Anlamlı öğrenmenin
gerçekleşebilmesi, öğrencilerin öğrendikleri kavramları
günlük yaşantılarında kendilerini etkileyen olaylarla
ilişkilendirebilmelerini gerektirmektedir. Sorudaki örnek
durumu baktığımızda Dil bilgisi dersinde anlatım
bozukluklarını işleyen Mehtap Öğretmen öğrencilerine ev
ödevi olarak içinde anlatım bozukluğu olan gazete veya
dergi metinlerinden örnek bulup sınıfa getirmelerini
istemiştir.Bu uygulama ile öğretmenin öğrencilerin
öğrendikleri bilgileri(anlatım bozukluklarını) günlük yaşamla
ilişkilendirmelerini(gazete
ve
dergiler)
sağlamayı
amaçladığını söyleyebiliriz.
Cevap D
65
TAM ÖĞRENME MODELİ (BENJAMIN BLOOM)
öğrencilere gerekli süre verilmelidir. Öğretim hizmetinin
niteliği başarıyı artıran en önemli faktördür. Bu amaçla
öğretim, öğrencilerin giriş davranışlarına uygun olarak düzenlenmeli, davranışlar arasındaki önkoşul ilişkiler belirlenmeli, öğrenciler öğrenme işine karşı güdülenerek,
öğrenme işine aktif olarak katılmaları sağlanmalıdır.
Bloom’un modelini oluşturan temel şey, öğrencilerin
özgeçmişinin okulda can alıcı bir yere sahip olduğu ve
öğrenmeye etki eden öğrenci özellikleri ile öğretimin
niteliğinin kontrol edilebileceğidir. Bloom’a göre, işin
başlangıcından beri olumlu öğrenme koşulları sağlanmış
ise, dünyadaki herhangi bir kişinin öğrenebildiği her şeyi
hemen hemen herkes öğrenebilir.
Tam Öğrenme Modelinin Uygulama Aşamaları :
Öğretim planlama
Hedef davranışların ve konu içeriğinin
belirlenmesi
Ön koşul davranışların neler olduğunun
belirlenmesi (Bilişsel, Duyuşsal)
Yöntem ve teknik belirleme
Değerlendirme yöntemini, izleme sürecini
belirleme
Öğrencilerin ön koşul davranışlarının belirlenmesi
Eğer bunlar yeterli değil ise ek bilgiler,
alıştırmalar ile tamamlanır.
Tamamlandığından emin olunduğunda bir
sonraki aşamaya geçilir.
Öğretim etkinliklerinin yürütülmesi
Belirlenen yöntem ve tekniğin planlı bir
biçimde uygulanması
Öğrenci katılımını sağlama
İzleme süreci
Hedef davranışlara ulaşılıp ulaşılmadığının
kontrolü
Tam öğrenme ölçütü: %70
Tam
öğrenme
standardına
ulaşmayan öğrenciler belirlenir
Ek öğrenme etkinlikleri yaptırılır
Bloom’un üzerinde önemli durduğu iki öğrenci niteliği,
bilişsel giriş davranışları ile duyuşsal giriş özellikleridir.
Bilişsel giriş davranışları eldeki öğrenme ünitesi veya
ünitelerinin öğrenilebilmesi için gerekli olduğu kabul edilen
ön öğrenmelerdir. Bloom ve arkadaşları tarafından yapılan
araştırmalar, öğrencilerin bilişsel giriş davranışları ile daha
sonraki öğrenme ünitelerindeki başarıları arasında güçlü bir
ilişki olduğunu göstermiştir. Bloom’a göre bilişsel giriş
davranışları daha sonraki öğrenme ünitelerinde görülen
başarı değişikliğinin yarısını açıklamak gücündedir.
Bloom’un üzerinde durduğu ikinci öğrenci niteliği ise,
öğrencilerin öğrenme süreci ile ilgili duyuşsal giriş
özellikleridir. Duyuşsal giriş özellikleri, öğrencilerin belli bir
öğrenme sürecine girerken, onların bu süreç içinde
gösterecekleri çabanın kaynağını oluşturduğu sanılan
ilgileri, tutumları ve böyle bir süreçte başarılı olacaklarına
inanma ve güvenme derecesinden oluşan özellikler
bütünüdür.
Bloom’a göre bir öğrencinin belli bir üniteyi iyi öğrenebilmesi
için bu öğrencinin öğrenilecek olan yeni üniteye açık
olması, o üniteyi öğrenmeye karşı istek duyması ve
güçlüklerle karşılaşması halinde bu güçlükleri aşmaya
yetecek çabayı göstereceğine güvenmesi gerekir. Bloom’un
modelinde öğrenme ürünü, öğrencilerin başarısı, öğrenme
hızı ve duyuşsal özellikleridir. Bloom’a göre okula başlayan
öğrencilerin bir öğrenme ünitesinin başındaki giriş
davranışları normal dağılım gösterir. Matematik, yabancı dil
öğrenimi gibi birbiri üzerine inşa edilen konularda yıllar
geçtikçe dağılımda farklılıklar giderek artar. Önkoşul ilişkisi
olmayan derslerde ve göreli olarak öğretimin niteliğinin
yüksek olduğu okullarda normal dağılım kendini korur. Oysa
öğrencilerin giriş davranışları öğrenme işinin başında
eşitlenir ve her üniteden sonra öğrenme eksiklikleri
tamamlanır, öğrenciler için nitelikli öğretim hizmeti
sunulursa, öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklar giderek
azalır ve öğrencilerin başarıları artar. Okulda tam öğrenme
modelinin hedefi de bunu sağlamaktır.
2010 KPPS (31 EKIM )
Tekrar tam öğrenme ölçütüne göre değerlendirme
Beklenen düzeye ulaşılmış ise diğer konuya veya üniteye
geçme Tam öğrenme modelinin uygulandığı bir derste bir
ünite işlenirken öğretmen önce bilişsel giriş davranışları
testi uygular. Daha sonra öğrencilere konuyla ilgili bir
belgesel izlettirir ve öğretim etkinliklerini uygularken
öğrencilere sorular sorar, öğrenciler sorulara yanıt verirler.
Öğretmen yanıtlara güzel, doğru vb. tepkiler verir. Bir
öğrencinin verdiği yanıtın yanlış olduğunu fark edince
başka sorular sorarak öğrenciye doğru yanıtı bulması
konusunda yardımcı olur. Ünite tamamlandıktan sonra
öğrencilerin tam öğrenme ölçütüne ulaşıp ulaşmadıklarını
değerlendirir ve sonuç istenilen düzeydeyse bir diğer
üniteye geçer.
Tam Öğrenme Modelinin Okulda Uygulanması
Bu süreçte öğretmenin bilişsel giriş davranışları testi
uygulamasının temel nedeni aşağıdakilerden
hangisidir?
Öğretime başlamadan önce, kazandırılmak istenen
hedeflerin davranış cinsinden ifade edilmeleri gerekmektedir. Hedef davranışlar, öğretim ortamının düzenlenmesi,
öğrenmedeki güçlük ve eksiklerin belirlenmesi ve tam
öğrenme düzeyinin tanımlanması için gereklidir. Öğretim iyi
tanımlanmış
öğretme
üniteleri
ile
örgütlenmelidir.
Bir üniteden diğerine geçmek için, işlenen ünitede
öğrencilerin tam öğrenme hedefine ulaşması gerekir.
Her ünitenin sonunda öğrencilere dönüt sağlayacak,
öğrenme güçlüklerini teşhis etmeye yönelik izleme testleri
ve verilmeli elde edilen sonuçlara göre öğrencilerdeki
öğrenme eksiklikleri tamamlanmalıdır. Öğrenme için
A) Öğrencilerin neyi, nasıl öğreneceklerini saptama
B) Öğrencilerin ön koşul davranışlarını belirleme
C) Öğrenme eksikliklerinin nedenlerini belirleme
D) Öğrenme ürünlerinin etkililiğini artırma
66
sıkıcı ve tekdüze olmakta, öğrenciye hazır bilgi sunduğu
için bilgiler kalıcı olmamaktadır. Ancak düz anlatım yöntemi
tamamıyla gereksiz bir yöntem değildir. Zaman zaman yer
verilmesi kaçınılmazdır.
E) Öğrencilerin başarı düzeylerini yükseltme
ÇÖZÜM
Tam
öğrenme
modelinde
Bloom
bilişsel
giriş
davranışlarının
belirlenerek bir öğrenme eksikliği varsa bunun giderilmesi
gerektiğini ifade etmektedir. Bloom’a göre, bilişsel giriş
davranışlarında eksiklik tespit edilirse hazırbulunuşluk
düzeyi tamamlanarak öğretim sürecine geçilmelidir.
Modelde hazırbulunuşluk düzeyi ön koşul öğrenmeler
olarak ele alınmaktadır.
CEVAP B
Özellikle konunun püf noktalarının açıklanması, az
zamanda çok bilgi verilmesi, etkinliklerin nasıl yapılacağının
açıklanması ve bilgilerin toparlanıp özetlenmesi durumunda
bu yöntemin uygulanması gerekli ve faydalıdır. Bilgiler derlitoplu verileceği için zaman kaybı olmaz, kalabalık gruplar
için kullanışlıdır. Öğrencilerin iyi bir dinleyici olmalarına da
yardımcı olur. Anlatım yöntemi sunuş yoluyla öğrenme
yaklaşımının bir uygulaması olarak görülmektedir.
Tam öğrenmeye ulaşılıp ulaşılmadığının hangi ölçme
aracıyla değerlendirilmesi daha doğru olur?
Ögretmenlerin en çok kullandıkları bir yöntem olan anlatma
yöntemi, ögretmen merkezlidir. Bu yöntemde ögrencilerin
derse aktif katılımları söz konusu degildir. Anlatım
yönteminde iletisim tek yönlüdür. Yani ögretmen konu ile
ilgili mesajları ögrencilere gönderir. Ancak ögrencilerin bu
mesajlara anında tepki vermesi beklenmez. Bu yöntem
ögrenci sayısının fazla oldugu sınıflarda, konunun islenmesi
için ayrılan zaman sınırlı ise sözel bilgilerin ögrencilere
kazandırılmasında daha çok kullanılır.
A) Akademik özgüven testi
B) Genel kültür testi
C) Genel yetenek testi
D) İzleme testi
E) Bilişsel giriş testi
ÇÖZÜM
Tam öğrenme istenilen ölçütler doğrultusunda grubun
öğretim ünitelerinde başararak ilerlemesine dayalıdır. Tam
öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğini ortaya koymak
için elimizdeki en önemli araçlar ise sürecin gözlendiği
izleme testleridir.
CEVAP D
Anlatım, hangi yöntemi kullanırsanız kullanın mutlaka
basvurmak zorunda oldugunuz bir yöntemdir. Örnegin; gezi
gözlem yönteminde, ögrenciler sadece mekânı gezmezler.
O mekân hakkında, gezi baskanı tarafından anlatım
yöntemi ile ögrencilere bilgiler aktarılır. Önemli olan çok sık
bir sekilde ve uzun süreli anlatım yöntemini kullanmamaktır.
ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
Ülkemizde anlatım yöntemi, ögretmenlerin istegi ile
ögrenciler tarafından da uygulanmaktadır. Örnegin; ülkeler
cografyasında ögretmen ülkeleri ögrencilere dagıtır ve
ögrenciler de sırası geldikçe konularını anlatırlar. Bunun
dısında konular dagıtılmadan ögretmen derste konuyu bir
ögrencinin anlatmasını da isteyebilir. Konuların ögrencilere
dagıtılması seklindeki anlatım yönteminin kullanılması bir
proje çalısması gibi görünse de; ülkemizde genelde
ögrencilerin konuları ile ilgili yeterince arastırma
yapmamaları ve ders kitabına çok fazla baglı kalmaları
nedeni ile görünüste ideal gibi görünen bu uygulama
amacına ulasmaz. Ayrıca bu uygulamada sadece konuyu
alan ögrencinin daha çok çalısması gibi bir durum da ortaya
çıkabilir. Konular ögretmen tarafından dagıtılmadan
rastgele ögrencilerin konuları anlatması ise daha çok
ögretmenlerin kendi üzerlerindeki yükü atmaları seklinde
yorumlanmaktadır.
!
Öğretim yöntemi derse, konuya, öğrenci
grubuna, öğrenci düzeyine uygun olmalıdır.
BÜYÜK GRUPLA ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
!
Büyük grupla öğretim yöntemleri kalabalık sınıflarda (
sınıf mevcudunun 20 den fazla) uygulanması uygun
olan öğretim yöntemleridir.
Büyük Grupla Öğretim Yöntemleri:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Anlatım-Düz Anlatım Yöntemi
Soru Yanıt Yöntemi
Gösteri Yöntemi
Gösterip Yaptırma
Büyük Grup Tartışma Yöntemleri
Ekiple Öğretim
2) SORU YANIT YÖNTEMİ
Belli bir konuda öğrenciler öğretmen tarafından ya da
öğrencilerden öğretmene yöneltilen soru ve cevaplarla
dersin işlenmesidir. Soru–cevap tekniği hemen her ders ya
da konuda uygulanan bir öğretim tekniğidir.
1) ANLATIM- DÜZ ANLATIM YÖNTEMİ
Öğrencilerin ilgilerini derse çekmek ve katılımını sağlamak
bakımından oldukça faydalı bir tekniktir. Başarısız
öğrenciler de bu teknik sayesinde kendilerine yöneltilecek
uygun sorularla daha iyi bir seviyeye getirilebilirler.
Belli bir konunun sunucu tarafından anlatılması olarak
tanımlanabilir. Öğretimde çokça başvurulan ama aslında
yer yer ve zorunlu kalınmadan uygulanmaması gereken bir
yöntemdir. Çünkü bu yöntemde öğretmen anlatan (aktif),
öğrenci dinleyen (pasif) durumdadır. Bu hâliyle öğretim
Soru–cevap tekniğini kullanırken öğretmen, sorularını bütün
öğrencilere eşit olarak yöneltmeli, mümkün olduğunca her
67
A) Münazara
öğrenciyi konuşturma yoluna gitmelidir. Bu tekniğin iyi
kullanılabilmesi için, öğretmenin hazırlıklı, konu hakkında
bilgi sahibi olması gerekir. Öğretmen soruyu sınıfa sormalı
ve cevabı öğrencilerin yalnız birinden almalıdır. Yani hep bir
ağızdan
cevaplandırılmaması
sağlanmalıdır.
Ayrıca
sorulara doğru cevap veren öğrenciler takdir edilmelidir. Bu,
öğrencilerin başarılarının devamı açısından önemli ve
4) GÖSTERİP YAPTIRMA YÖNTEMİ
Gösterip yaptırma yöntemi daha çok fiziksel(psikomotor)
becerilerinin kazandırılmasında kullanılan bir yöntemdir. Bu
yöntemin işleyişi, bilen birinin eylemi adım adım(kolaydan
zora- basitten karmaşığa doğru) görsermesi, açıklaması,
öğrencilerin bunları dikkatle izlemesi ve yapması, yeterli
düzeye gelinceye kadar tekrar etmesi şeklindedir.
İki tartışma grubunun bir konuyla ilgili iki karşıt görüşü bir
jüri önünde savunmalarıdır. Öğretme-öğrenme ortamında
sıkça kullanılır. Münazarada yanlış olan görüş kazanabilir.
Bu durum öğrencileri istenmedik davranışlara götürebilir,bu
nedenden dolayı münazara konuları tutarlı biçimde
seçilmelidir. Münazara sonunda jüri başkanınca ya da
öğretmence bir açıklama yapılmalıdır. Tartışmalarda
yarışma kaygısı olmadığı halde, münazaralar birer fikir ve
söz yarışmasıdır.
2010 KPPS (10 TEMMUZ )
Metin Öğretmen beden eğitimi dersinde öğrencilerine ğhalk
danslarınığ öğretmektedir. Kazandırmak istediği becerileri
önce kendisi kolaydan zora doğru öğrencilerine gösterir.
Her öğrenciye, istenilen beceriyi kazanması için yeterli
zaman ve tekrar etme şansı verir.
Metin Öğretmen hangi öğretim yöntem ya da tekniğini
kullanmıştır?
B) Panel
A) Benzetim
B) Gösterip yaptırma
C) Örnek olay
D) Programlı öğretim
E) Drama
BÜYÜK GRUP TARTIŞMA YÖNTEMLERİ
A.
B.
C.
D.
E.
F.
G.
H.
İ.
J.
K.
L.
Münazara
Panel
Forum
Zıt Panel
Sempozyum
Kollegyum (İkili Panel)
Seminer
Sokrat Semineri
Brifing
Çalıştay
Komite Görüşmesi
Açık Oturum
Bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içerisinde
3-6 kişi tarafından tartışılmasına panel denir. Gaye karara
varmaktan çok, bir meseleyi çeşitli yönleriyle aydınlatmak,
çeşitli görüşleri, eğilimleri ortaya çıkarmaktır. Panel
tartışmalarının faydalı olabilmesi için, tartışanların sayısı 3 –
6 arasında olmalıdır. Panel tartışmalarında bir başkan ile
üyeler bulunur. Panel üyeleri, ortada başkan olmak üzere
bir masanın çevresinde hem birbirlerini, hem de dinleyicileri
görebilecek biçimde oturtulmalıdır. Bu tartışmalar, genel
olarak, küçük bir salonda mikrofonsuz yapılır. Panelin
sonunda, dinleyiciler, panel üyelerine soru sorabilirler.
İleri sürülen görüşler üzerinde kısaca fikirler açıklanır.
Tartışma dinleyicilere de geçerse, o zaman tartışma forum
adını alır. Panelden önce, panel başkan ve üyeleri
tartışmanın konu ve sınırları üzerinde hazırlıklı bulunmalı,
tartışma planında izlenecek yol bilinmelidir.
68
2009 KPPS
− Türkiye’nin enerji kaynakları nelerdir?
− Türkiye’de enerji kaynakları nasıl kullanılıyor?
− Enerji kaynakları en verimli nasıl kullanılır?
Bu teknik ile, işlenmiş olan konuların tekrar edilmesi
mümkün olmaktadır. Sınıf ikiye ayrılır. Yarısı soru soran
yarısı da cevap veren grup içinde yer alır. Uygulamaya
geçilmeden önce konuşmaları yönetecek lider seçilir. Her
bir bölüm tekrar dört yada altı kişilik gruplara ayrılır. Soru
soracaklar sorularını tespit ederken diğerleri de kendilerine
sorulması muhtemel olan sorulara cevap hazırlar. Hazırlık
için 15 - 20 dk zaman ayrılır. Sorular cevaplandırılır. Bilinen
konular üzerinde fazla durmadan bilinmeyen ve pek
açıklığa kavuşmamış konulara ağırlık verilmesi olumlu
yönüdür. Yanıltıcı soruların sorulmasına imkan verdiği için
gerekli bilgilerin kazanılmasının engellenmesi ihtimali ve iyi
öğrencilerin faaliyetleri tekellerine alması ihtimali olumsuz
yönleridir.
Bu konu başlıklarında öğrencilerin bilgilenmelerini,
yorum yapmalarını, sorunlar ve sorunların çözümleri
üzerinde
düşünmelerini,
sorgulamalarını,
soru
sormalarını
ve
sorularına
karşılık
bulmalarını
amaçlayan bir öğretmen, asağıdaki yöntem ya da
tekniklerden hangisini uygularsa amaçlarına ulaşma
olasılığı daha yüksek olur?
A) Münazara
B) Görüs geliştirme
C) Panel
D) Beyin fırtınası
E) Altı şapkalı düşünme
2010 KPPS (10 TEMMUZ )
Bir öğretmen derste öğrencilere, “Şimdi sınıfı iki gruba
böleceğim. Birinci grup teknolojinin insan yaşamı üzerindeki
etkileri konusunda soruları, ikinci grup ise aynı konuyla ilgili
ilk grubun kendisine sorması olası sorulara tahmini yanıtları
hazırlayacak.” der. Sınıfı iki gruba ayırdıktan sonra
çalışmaları için 20 dakika süre verir.
ÇÖZÜM
Soruda istenenlerden bir tartışma yöntemi kullanılacağı
kesindir. Münazarada bir konuda zıt görüşleri savunan iki
farklı grup oluşturulur ve her grup kendi görüşünü belli
zaman dilimleri içinde tarafsız bir dinleyici gruba anlatır.
Kendi tarafının görüşlerini doğru, diger tarafın görüşlerini
yanlış göstermek amaçtır. Ancak içeriğe baktığımızda zıt
kutuplar oluşturulmayacaktır. Benzer şekilde görüs
geliştirmede de çelişkili karşıt görüş içeren konular üzerinde
gerçekleşen bir tartısma yürütülür. Belirgin çelişkiler ve
kutuplasmış tutumlar içeren konular olması gerekir. Beyin
Fırtınası etkinliginde ise bireylerin yaratıcılıklarını ortaya
çıkaracak çok sayıda düşünce kısa sürede toplanır. Herkes
konuyla ilgili aklına gelenleri söyleyerek etkinlik sürer.
Sonuçta söylenenler toplanmaya çalısılır ki, bu soruda
bizden istenen bu tür bir uygulama degildir. Altı sapkalı
düsünme ise karar verilecek her konuda sistematik
düsünmeyi, farklı düsünebilmeyi ve doğru karar vermeyi
öğretmek için kullanılan bir tartışma çeşididir. Bireyin
düşünme etkinliğini belli bir düzene sokarak analiz etmesini
sağlamak ve bireye nasıl düsünmesi gerektigini ögretmek
amacıyla kullanılır. Soruda istenen bilgilenme, yorum
yapma, sorunlar ve çözümleri üzerinde düşünme,
sorgulama, soru sorma ve karşılık bulma Panel etkinliğine
uygundur.
Cevap C
Öğretmen bu örnekte hangi öğretim yöntem ya da
tekniğini kullanmıştır?
A) Buzz grup
C) Açık oturum
E) Örnek olay
B) Zıt panel
D) Konuşma halkası
ÇÖZÜM
Zıt panel sınıf içerisinden iki grubun oluşturulması ve
karşılıklı soru-cevap uygulaması yapılmasını içerir. Bir grup
belirlenen konuya ilişkin sorular hazırlarken diğer grup ise
sorulara ilişkin cevapları hazırlamakla yükümlüdür. Gruplar
ön çalışmalarını tamamlandıktan sonra uygulamaya yer
verilir.
Cevap B
E) Sempozyum
C) Forum
Bir panelde
konu üzerinde bilgisi, deneyi bulunan
dinleyicilere söz hakkı verirlir ve tartışmaya da dinleyiciler
de katılırsa forum oluşur.
D) Zıt Panel
69
Bilimsel, sanatsal ya da düşünsel bir konunun alanlarında
uzman en az üç kişi tarfından izleyici önünde sunulması
şeklinde yapılan tartışma tekniği sempozyumdur. Bir
konunun çeşitli yönleri üzerinde, aynı oturumda, değişik
kimseler tarafından yapılan seri konuşmalar şeklindedir.
Her konuşma 5 – 20 dakika sürer. Sempozyum sonunda
forum olacaksa, konuşmaların toplamı bir saati
geçmemelidir. Sempozyumda ele alınan konu, değişik iş
kollarındaki kimseler tarafından incelenir. Örneğin; eğitim
konusu ele alındığı zaman, doktor, sosyolog, psikolog,
eğitimci, gazeteci ve ana baba gözü ile dinleyicilere
açıklanır. Sempozyumda her görüş, hem ayrı bir konuşma
hem diğer konuşmaları tamamlayan bir nitelik taşımalıdır.
belirlenir. Seminer, bir tür sahne sunumudur ve topluluk
önünde yapılacağı için sahne, sahne düzeneği ve seyirci
yerleri hazırlanır. Semineri verecek kişilerin sahne
korkusunun da olmaması gereklidir.
Seminer konusu izleyicilere yeterince açıklamalı ve konuya
uygun slayt vb sunu araçlarıyla destekli olmalıdır. Seminer
konuları gerektiğinde basıma da uygun hazırlanmalıdır.
Bazı seminerlerde bu basılı yayın izleyicilerin eline verilir.
Seminer duyurusu gerekli süre önceden belirlenir,
hazırlıklar tamamlanır ve sonuna kadar düzenli
yapılabilmesi için gereken hazırlıklar yapılır.
Belirli bir bilim dalındaki gelişmeleri, belli bir bilgi düzeyine
sahip kimselere tanıtmak amacıyla düzenlenen ve konunun
değişik bölümleri, bu bilim dalında otoritesi ve yeteneği
kabul edilen kişiler tarafından yapılan toplantılardır.
F) Kollegyum (İkili Panel)
H) Sokrat Semineri
İki panel grubundan meydana gelir. İlk grup kaynak
kişilerden, ikinci grup ise öğrencilerden oluşur. Her iki
grupta da üç veya dört kişi vardır. Kaynak kişiler konu
uzmanlarından meydana gelmektedir. Konunun içeriğine
uygun öğrenci grubu kaynak gruba çeşitle sorular
yönelterek yapılan tartışmalardır.
Sokrat semineri üst düzey bir metnin grupla çalışarak
anlaşılmaya çalışılmasıdır. Öğrenciler üst düzey, derin
anlamlar içeren bir metin üzerinde çalışarak, metni analiz
ederek grupça tartışarak metindeki derin anlama ulaşmaya
çalışırlar. Bu teknikte öğrenciler üst düzey metni okuma,
dinleme, analiz etme, yorumlama, anlama ve tartışma
amaçları ile ele alırlar. Metnin bu yapısı tartışmayı
zenginleştir. Seminere tüm katılanlar metni okumalı,
anlamaya çalışmalı, metni analiz etmeli ve yorumlamalıdır.
Aktif öğrenme yaklaşımıdır. Okuma ve tartışma stratejisi
olarak kullanılmaktadır. Öğrencilerde eleştirel düşünme ve
entelektüel olgunluk becerilerini geliştirir. Öğrencilerin
demokratik ve sosyal becerileri ile tartışma yeteneklerinin
gelişmesine yardımcı olur. Metin önemli, güçlü ve derin
değerler ve fikirler içermelidir. Metin üst düzeyde olmalıdır,
ama bu düzeyin dozu yine öğrencilere göre ayarlanmalıdır,
metin belli bir dozda belirsizlik içermelidir. Ama bu belirsizlik
öğrencilerin metni çözümlemekten vazgeçmelerine neden
olmamalıdır. Metin aynı zamanda farklı bakış açıları ve
farklı yorumları çağrıştırıcı olmalıdır. Gazete makaleleri, şiir,
dergi, ünlü deneme veya konuşmalar, sanat, müzik üzerine
yazılmış yazılar olabilir. Metin adelet, eşitlik, etik, güzellik,
gerçek vb. gibi soyut konuları ele alıcı olabilir.
Sınıf ortamı, tartışmaya uygun olmalıdır. Daire ya da kare
şeklinde düzenlenmelidir. Öğrenciler birbirlerini görebilmeli
ve
rahatça
etkileşebilmelidir.
Tartışma
kuralları
belirlenmelidir.
G) Seminer
Bir konuyla ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde
tartışmak amacıyla düzenlenen toplantılara seminer denir.
Seminer hazırlamak için, önce konu belirlenir ve bu konu
üzerinde sunuma yönelik araştırma yapılır ve sunumu
yapacak düzeye, bilgi birikimine ve isteğe sahip kişiler
70
İ) Birifing (Sunu-Bildiri-Tebliğ)
“Yurdumuzda Ekonomik Yaşam” ile ilgili belli bir guruba
görev verilir. Bu grup belirtilen konuyla ilgili araştırma yapıp
sınıfa sunabilir, onun üzerinde sınıfça tartışılabilir.
K) Açık Oturum
Güncel bir konuya ilişkin farklı bakış açılarına sahip
kişilerin görüş ve düşüncelerini topluluğun önünde
tartışmasıdır. Konuşmacılar başkandan söz alarak
defalarca konuşma hakkı alıp konuşabilirler. Bu teknikte
amaç bir konuda farklı bakış açılarına sahip kişilerin
konuşmasıdır.
KÜÇÜK GRUPLA ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
Bir kurumun yapısının ve işleyişinin tanıtımı ya da teknik
kişi tarafından veya uzman tarafından sumununa dayanan
tekniktir.
J) Çalıştay (Workshop)
Bireyleri belli bir yerde kısa bir zaman diliminde toplayarak
ortak eğilim, ilgi ve iş problemlerini bir araya getirerek, bu
problemlerin çözümü üzerinde öğretim yapılan tartışma
tekniğidir.
Problem çözme
Rol oynama
Vızıltı
Akvaryum tekniği
Benzetim
Örnek olay yöntemi
Beyin fırtınası
İstasyon
Eğitsel oyunlar
Görüş Geliştirme
Altı Şapkalı düşünme
Konuşma halkası
Mikro öğretim
Drama
İşbirliğine dayalı ögrenme
A. Öğrenci Takımları ve Başarı Bölümleri B)
B. Takım-Oyun-Turnuva (TOT)
C. İşbirliğine Dayalı Birleştirilmiş Okuma ve
Kompozisyon
D. Takım Destekli Bireyselle!tirme
E. Birlikte Soralım, Birlikte Öğrenelim
F. Karşılıklı Sorgulama
G. Birleştirme (Jigsaw)
H. Ayrılıp Birleştirme
İ. Düşün-Eşleş-Paylaş
1) Problem çözme
Öğretim etkinlikleri içerisinde kullanıldığında öğrencilerin ele
alınacak problemle ilgili en az kavrama düzeyinde bir
yeterliliğe ulaşmış olması gerekir.
Problem
çözme
yöntemi,
kuramları test etmeyi seven, bir
esyanın nasıl çalıştığını merak
eden öğrenciler için etkili bir
ögretim yöntemidir. Bu yöntem,
ögrencilere
"nasıl"
sorusunu
sordurmakta ve onları çözüme
götürmektedir.
Genellikle
araştırma
yoluyla
öğretme
yaklasımında,
bilişsel
alanın
uygulama, analiz ve sentez
basamağındaki
davranışları
kazandırmada kullanılmaktadır:
Bu tekniğin uygulanmasında seçilmiş olan yönetici ya da
öğretmen; önceden planlanmış olan bir düzen içerisinden
problemi öğrencilere sunmalıdır. Sunumun ardından
problem grup üyelerince tartışılmalıdır. Probleme ilişkin
öneriler özetlenerek takip edilen çözüm önerileri olarak
belirtilmelidir.
Genelde iş alanlarına dönük olan bu teknik her bir öğrenciyi
ilgilendiren ortak problemler, bulunabilirse kullanılabilir.
L) Komite Görüşmesi
Yeteri sayıda bir grubun, belli bir konuyu inceleyip daha üst
bir kurula rapor hazırlamak amacıyla işe koştukları bir
konuşma türüdür. Örneğin,
sosyal bilgiler dersinde
71
Bilimsel araştırma yöntemine dayanan problem çözme
yönteminde altı basamakta problem çözülür:
Rol oynama tekniği, bireyin kendi duygu ve düşüncelerini
başka bir kimliğe bürünerek ifade etmesini sağlayan,
yaratıcılık duygusunu ve araştırma istegini gelistiren ve
yaşamı çok yönlü algılamasını saglayan ögrenci
merkezli bir ögretim tekniğidir. Rol oynama tekniğine iyi bir
planlama ve hazırlık ile baslanmalıdır. Rol oynamada roller
ögretmen tarafından dagıtılarak olay akısına bırakılır.
Olayın dersin konusu ile yakından ilişkili ve gerçek
yaşamdakine benzer olması gerekmektedir. Yarım kalan
öyküler rol oynama için iyi bir başlangıçtır. Rollerin
dağıtımında öğrenciler rol almaya
zorlanmamalı, gönüllü ögrencilere öncelik tanınmalı ve
rolünü oynayan ögrenci ile alay edilmesine izin
verilmemelidir.
Roller
ezberlenmediğinden,
teknik
uygulanmadan
önce
öğrencilerin
rolleri
üzerinde
düşünmelerine fırsat verilmelidir. Rol oynama bittikten sonra
konu tartışılacagı gibi, rol oynama yarıda kesilip oyunun
nasıl devam edebileceğine ilişkin ögrencilerin tartışması da
istenebilir. Bu şekilde rolü oynayan ya da oynamayan her
öğrenci, etkin bir şekilde iç dünyasını yansıtarak dış dünya
ile ilgili gözlemlerini ve deneyimlerini paylaşma olanağına
sahip olur; kendini, başkalarını, nesneleri, kavramları
tanımak ve öğrenmek için çaba gösterir. içinde yaşadığı
gerçek dünyayı daha iyi anlamaya başlayarak kendine
güvenen iyi bir problem çözücü ve karar verici haline gelir.
1. Problemin belirlenmesi: Problem, öğrencilerle
birlikte sınırlandırılarak belirlenmektedir. Problemler
ögrencilerin ilgisini çekmeli ve onların olgunluk ve
beceri düzeylerine uygun olarak sunulmalıdır.
2. Problemle ilgili bilgilerin toplanması: Öğretmen
ögrencilere hangi bilgileri nereden, nasıl, ne kadar
toplayacakları
konusunda
yardım
etmelidir.
Ögrenciler problemle ilgili değisik kaynaklardan
yararlanmaya, çesitli gözlemler, incelemeler ve
araştırmalar yapmaya özendirilmelidir. Problem
hakkında yapılacak araştırmaları desteklemek
amacıyla örnek birkaç kaynak sınıfa getirilebilir.
3. Problemin çözüm yollarının sıralanması: Bu
basamakta problemin çözümü için varsayımlar
kurulur, kurulan varsayımlara dayalı olarak sınıf
küçük gruplara bölünür ve grupların varsayımlarla
ilgili topladıgı bilgiler bir araya getirilerek
değerlendirilir. Bu değerlendirmeye göre problemin
çözüm yolları bir sıraya konur.
4. Saptanan
çözüm
yollarının
probleme
uygunluklarının araştırılması: Sıralamada birkaç
farklı çözüm yolu olmalıdır. Belirlenen çözüm
yollarının problemin çözümüne ne derece katkı
sağladığı tek tek sınanır; çesitli deney, tümevarım
ve tümdengelim gibi akıl yürütme yollarından
gidilerek probleme uygunlukları araştırılır.
3) Vızıltı grupları
Vızıltı grupları, kendilerine verilen bir sorun ya da konu
üzerinde tartışmak üzere kurulan geçici gruplardır. Vızıltı
gruplarının oluşturulmasındaki temel amaç, sorun veya
konu üzerinde öğrencileri düşünmeye yüreklendirmek ve
tüm öğrencilerin etkin olarak öğretme-öğrenme sürecine
katılımını sağlamaktır. Vızıltı gruplarında öğrencilerden bir
varsayım geliştirmeleri ya da konuya uygun örnek bulmaları
istenebilir. Her grup içinden bir lider ve fikirleri kaydedici
seçilir ve gruplar kısa bir süre içinde konu ya da sorun
üzerinde tartışırlar. Daha sonra her grup içinden seçilmiş
liderler bir araya gelerek akvaryum, küçük grup tartısması
gibi diger küçük grupla tartısma yöntemlerini uygulayarak
tartısmayı sürdürebilir.
5. Arastırmalardan sonuçların çıkarılması: Çözüm
yolları denendikten sonra elde edilen sonuçlar ayrı
ayrı değerlendirilir.
6. Çözüm
için
kesin
sonuca
varılması:
Değerlendirilen sonuçlardan kesin bir fikre ulaşılır.
Bu fikir problemin çözümü için en dogru ve en kesin
yolu göstermelidir.
4) Akvaryum tekniği
Problem
çözme
yöntemi
ile
ögrenciler
kendi
öğrenmelerinden büyük ölçüde sorumludur ve öğrendiklerini
göstermek için bir ürün ortaya koymak veya bir performans
sergilemek zorundadır. Ögrencilerden gerçek yasamda
karşılaşabilecekleri problemlerle bas etmeleri ve çözümler
önermeleri beklenmektedir. Bu yöntem ile ögrenciler
kendilerini yönetmede, mantıklı çıkarımlar ortaya koymada,
bağımsız düşünmede, problem çözmede ve iş birliği içinde
çalışmada büyük deneyimler kazanmaktadır. Problemle
nasıl ilgileneceklerine karar vermeden önce, birbirleri ile
etkileşim içine girerek ders kitabı gibi tek bir kaynak yerine
pek çok kaynak ve materyalden bilgi toplamaktadır.
Problem çözme sürecinde ögrencilerin algılama ve zihinde
tutma becerileri daha da gelişmekte ve basarısız olmaları
durumunda tekrar bir öğrenme fırsatı doğmaktadır.
Öğretmenler
ise,
öğrencilerin
öğrenmelerini
kolaylaştırmakta ve onların yeni bilgiye ulaşmalarında
danışmanlık rolünü üstlenmektedir.
Akvaryum teknigi, adından
da anlasılacagı gibi büyük
bir grubun kendi içlerindeki
küçük bir grubu tartısırken
izlemesine dayanmaktadır.
Bu teknik öğrencilerin ilgi duyduğu ya da üzerinde
anlaşmaya varamadıkları bir konunun öğretiminde etkili bir
tartişma tekniğidir. Öğrencilerin tartışma ve grup
becerilerinin geliştirilmesinde oldukça yararlıdır.
Akvaryum Tekniğinin Uygulama Aşamaları :
• Sınıfın uygun bir yerine çember çizilir.
• Çemberin ortasina boş bir sandalye yerleştirilir.
• Sınıfın tümü çemberin dışında kalacak şekilde
yerleşir.
• Öğrencilerin konuyla ilgili ön bilgileri tamamlanır.
2) Rol Oynama
72
•
•
•
•
çözümler gerektiren kötü durumlarla karşılaşmaları
mümkündür. Öğrenciler bu çözümleri kişiliklerine bağlı
kalarak, rolleri çerçevesinde ve ortaya konulan durumun
gerçeklerine uygun olarak uygulamak zorundadır. Benzetim
tekniğinde amaç; gerçek uygulamaların yüksek maliyetli
olması veya gerçek uygulamanın hayatı tehlikeler
içerebilmesidir.
Son zamanlarda benzetim tekniği
bilgisayarlar üzerinde uygulanmaktadır ve bilgisayar
benzetimlerinin, özellikle araştırma yoluyla ögretim
stratejisinin kullanımında geleneksel laboratuvarlara göre
çok daha etkili olduğu ortaya çıkmıstır.
Tartışmaya yön verebilmek için önceden bir soru
listesi hazırlanır. Konu hakkında yorum yapmak
isteyen sandalyeye oturur, düsüncesini söyler.
Sonra yerini yeni bir gönüllüye bırakır.
Çemberin dışındaki öğrenciler gözlemci olarak
tartışmayı izler. Ayrıca sandalyedeki katılımcıya
fikirlerini sunabilirler ve not alabilirler.
ile beyin fırtınası tekniğine benzer)
Tartışma bitince sınıfa tartışmanın sunulması
gerekir.
Akvaryum tekniği uygularken dikkat edilecek noktalar :
•
•
•
Benzetim tekniğini kullanan bir öğretmenin dört önemli rolü
vardır. Öncelikle ögretmen iyi bir açıklayıcı olmalıdır.
Benzetim tekniğinin basarıyla uygulanması öğretmenin
öğrencilerine gerekli ve yeterli açıklamayı yapmasına
bağlıdır. İkinci olarak, öğretmen bir hakem gibi
davranmalıdır. Benzetim tekniginin kullanıldıgı oyun
başlamadan önce, ögretmen öğrenci takımlarını kurmalı,
rolleri öğrencilerin bireysel yeteneklerini göz önüne alarak
yansız bir şekilde dağıtmalı ve tüm öğrencilerin etkin olarak
derse katılacağından emin olmalıdır. Kuralların uygulanıp
uygulanmadıgını denetlemeli, ancak oyuna karışmamak için
elinden geleni yapmalıdır. Üçüncü olarak, öğretmen
gerektiğinde antrenör olmalıdır. Öğrencilerine daha iyi
oynamaları için önerilerde bulunmalı, anında dönüt vermeli
ve onları desteklemelidir. Son olarak, öğretmen tartışmacı
bir kisiliğe bürünebilmelidir. Oyunun gerçek yasamı ne
derece yansıttığı, öğrencilerin uygulama sırasında ne tür
zorluklarla karsılastığı gibi konularda tartışma ortamı
yaratabilmelidir. Etkinlik sonunda öğretmen kesinlikle bir
özet ve genel değerlendirme yapmalıdır. Bu şekilde
öğrencilerin hatalarını görmeleri, dikkat edecekleri noktaları
anlamaları ve gerçek ortamdaki başarıları hakkında bir fikir
sahibi olmaları sağlanmaktadır. (Demirel, 1999)
Tekniğin amacı belirtilmeli ve teknik başka örnekler
üzerinde öğretilmelidir.
Öğrencilerin konuyla ilgili ön bilgileri
tamamlandıktan sonra, bu teknik kullanılmalıdır.
Öğrencilerin görüşlerini sıkılmadan belirtebilmeleri
için rahat bir sınıf ortamı oluşturulmalıdır.
Belirtilen görüşler asla eleştirilmemelidir. (Bu yönü
ile beyin fırtınası tekniğine benzer)
Akvaryum tekniğinin sağladığı faydalar :
•
•
•
•
•
•
Sınıf içi tartışmaları canlandırır.
Mümkün olduğu kadar çok sayıda öğrencinin
tartışmaya katılımını sağlar.
Öğrencilerin tartışma ve grupla çalışma becerilerini
geliştirir.
Öğrencilerin ifade güçlerinin artmasına ve
kendilerine güven duymalarına yardımcı olur.
Öğrenciler, görüşleri sessiz ve saygılı bir biçimde
dinleme, dinlediklerini kendi cümleleri ile ifade etme
ve not alma becerisi kazanırlar.
Öğrencilerin, tartışmayı yapılandırmak için tartışma
öncesi akıl yürütme ve soru oluşturma becerileri
gelişir.
2008 KPSS
Öğrencinin ilk denemeyi gerçek ortamda yapması halinde
riskler olduğunda ve öğrenciye temel becerileri
kazandırmak amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Öğretmenin
anında dönüt, düzeltme ve pekiştireç vermesi, ortamın
gerçeği temsil etmesi, ürünün ve sürecin değerlendirilmesi
başarıyla uygulanmasında önemlidir.
Akvaryum tekniğinin sınırlılıkları :
• Bu teknik her ne kadar tartışma ortamı yaratarak
öğrenmede etkili olsa da zaman yeterliliği açısından
sıkıntı yaşanabilir. Tüm öğrencilerin dinlenmesi
mümkün olmayabilir.
• Bu teknik her ne kadar tartışma ortamı yaratarak
öğrenmede etkili olsa da zaman yeterliliği açısından
sıkıntı yaşanabilir. Tüm öğrencilerin dinlenmesi
mümkün olmayabilir.
Yukarıda özellikleri anlatılan bu yöntem ya da teknik
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Rol oynama
B) Eğitsel oyun
C) Gösterip yaptırma
D) Benzetim
E) Deneme - yanılma ve uygulama
5) Benzetim
ÇÖZÜM
Benzetim yöntemi; özellikle beceri öğretiminde, başarısızlık
durumunda yaşamsal bazı tehlikeler yolunda büyük maddi
kayıplar ortaya çıkacaksa, öğrenciler beceri kazanıncaya
kadar gerçek ortamda değil de yapay ortam da çalıştırılırlar.
Öğrenciler uygulama yaparken öğretmen tarafından dönüt,
düzeltme ve pekiştireç almalıdırlar. Çalışmanın bitiminde
ürün ve süreç mutlaka değerlendirilmelidir.
Cevap D
Askerlerin savaş oyunlarıyla, pilotların uçak modelleriyle,
şoför adaylarının özel alanlarda yetiştirilmelerinin ortak
yönü öğrencinin veya adayın gerçek durumun bir benzeri
üzerinde eğitilmeye çalısılmasıdır. Bir baska ifadeyle
gerçeğinin yerine yapayı konmaktadır. Bu tür tekniğe
benzetim denmektedir. Benzetimde gerçek ya da gerçeğe
yakın bir ortamda öğrencilerin önceden hazırlanmış bir
senaryoya baglı kalarak, belirli rolleri üstlenmeleri
beklenmektedir. Öğrencilerin rollerini gerçeklestirirken yeni
73
2010 KPSS(10 TEMMUZ)
İlköğretim 4. sınıf sosyal bilgiler dersinde Elif Öğretmen
depremle ilgili konuyu işlemektedir. Öğrencilerinden gönüllü
olan üç kişiye bir durum verir ve canlandırmalarını ister.
Daha sonra sınıf içinde öğrencilere deprem tatbikatı
yaptırarak dersi tamamlar.
çözüm önerileri bulmaları için 15 dakika süre verir.
Öğrenciler çalışmalarını tamamladıktan sonra görüşlerini
paylaşırlar.
19. Bu örnekte Canan Öğretmen hangi öğretim yöntem
ya da tekniğini kullanmıştır?
Elif Öğretmen bu uygulamada hangi öğretim yöntem ya
da tekniklerinden yararlanmıştır?
A) Örnek olay
C) Kollekyum
E) Forum
A) Beyin fırtınası – Benzetim
B) Örnek olay – Yaratıcı drama
C) Yaratıcı drama – Benzetim
D) Beyin fırtınası – Örnek olay
E) Yaratıcı drama – Beyin fırtınası
ÇÖZÜM
Öğretmen öğrencilerinin günlük yaşamda karşılaştığı bir
sorunu sınıf ortamına getirerek çözüm üretmeye
çalıştığından kullandığı öğretim yöntemi örnek olaydır.
Önemli: Bu tarz soruları çözerken çözüme götürecek temel
ipuçlarından biri; münazara, zıt panel, kollekyum
tekniklerinin ortak özelliği dinleyicilerin önünde iki grubun
yer alması ve karşılıklı iki grup arasındaki etkileşimle
sürecin yürütülmesidir. Soruda bu durum gözlenmiyor, bu
nedenle kolaylıkla elenebilir. Forum ise, özellikle zıt
görüşlerin ele alınarak ortak katılımla tartışılmasıdır. Büyük
grup tartışması şeklinde yürütülür ve çoğu zaman bir uzman
grubun bilgilendirmesini içerir. Yine bu durum da kökte
görülmemektedir, elenebilir. Çözüm için grup tartışma
tekniklerinin ortak özellikleri ve farklılıkları dikkate alınarak
seçeneklerin elenmesi yoluna gidilebilir.
Cevap A
ÇÖZÜM
Bir durumda nasıl davranılması gerektiğinin canlandırılması
dramadır. Ancak burada ekstra bir şey daha sorulmuştur.
O da bir durumun yapay bir ortamda tatbikatının
yapılmasıdır ki bu da açıkça benzetim tekniğini tanımlar.
Cevap C
6) Örnek olay yöntemi
•
•
•
•
Örnek olay incelemesi öğrencilerin sorunlu bir olaya
aktif olarak katılmalarını gerektiren bir yöntemdir.
Sorunlu olay gerçek ya da hayali olabilir.
Olayı anlatan ve gerekli verileri kapsayan bir rapor
üzerinde çalışan öğrenciler, olayı öğrenir, verileri
analiz eder, sorunu değerlendirirler.
Tartışarak olayın nedenlerine ya da çözümüne
ilişkin öneriler getirirler.
2009 KPSS
Dersinde probleme dayalı ögrenmeyi kullanmayı planlayan
ögretmen, ögrencileri küçük gruplara ayırmıs ve
ögrencilerin ilgisini çekebilecek bir problem durumu
vermistir. Grupların, verilen metinde geçen olumsuzlukları
tartısarak belirlemelerini, çözüm yolları önermelerini ve
olmasını önerdikleri biçimde metni yeniden yazmalarını
istemistir.
Örnek olay yöntemi gerçek hayatta karşılaşılan problemin
sınıf
ortamında
çözülmesi
yoluyla
öğrenmenin
sağlanmasıdır. Bu yöntem öğrencilere bir konuyu ya da
beceriyi kazandırmak ve o konuda uygulama yaptırmak
amacıyla kullanılır. Günlük hayatta kullanılan gerçek bir
problemin çözümü için de kullanılır. Örnek olaylar genelde
yazılıdır. Görsel olan olaylara da yer verilebilir. Bu yöntem
daha çok buluş yoluyla öğrenme yaklaşımında ve kavrama
düzeyindeki davranışların kazandırılmasında kullanılır.
!
!
Bu ögretmenin küçük gruplarda uyguladıgı yöntem,
teknik ya da yaklasım asagıdakilerden hangisidir?
Örnek olay yönteminde çözüme ilişkin öneriler
geliştirildiği
için
öğrencilerin
becerilerilerini geliştirir.
problem
B) Münazara
D) Zıt panel
A) Problem olusturma
B) Senaryo yazma
C) Örnek olay inceleme
D) Tartısma
E) Görüs gelistirme
çözme
Örnek olay inceleme yönteminde problem çözme
ÇÖZÜM
Soruda probleme dayalı ögrenmeyi hedefleyen ögretmenin
öğrencilere bir problem durumu verdiği, bu durumun
incelenmesini, olumsuzluklar için çözüm yollarının
belirlenerek
metnin
yeniden
yazılmasını
istedigi
belirtilmektedir. Bu anlatımlarla aslında problem çözme
yöntemi olarak A seçenegi, yeniden metin olusturma olarak
da B seçenegi çeldirici olarak bulunmaktadır. Aynı şekilde
grup içerisinde görüsmelerin olması ve farklı görüslerin
gelistirilmesi açısından da D ve E seçenegi çeldirici olarak
konulmustur. Aslında soru da problem durumu olarak
ortaya konulan durum bir örnek olaydır. Ögretmenin istedigi
becerisi ile beraber, probleme-soruna alışılmışın
dışında çözümler getirilebir bu da öğrencilerin yaratıcı
düşünme becerilerini geliştirir.
2010 KPSS (31 EKİM)
Canan Öğretmen öğrencilerine, “Okulun bahçesine çikolata
kâğıtlarının atıldığını gördüm. Herkesin çöpleri yere attığını
ve okulumuzda bir ay çöplerin alınmadığını varsayalım.
Böyle bir durumda neler olabilir ve bu durumun üstesinden
gelmek için neler yapılması gerekir?” diye sorar. Öğrencileri
beşerli gruplara ayırır ve bu problem durumuna ilişkin
74
de örnek olayın incelenmesi, analizi, yorumlanması ve
raporlastırılmasıdır. Örnek Olay yönteminde yasanmıs ya
da yasanması olası ve ögretmen tarafından hazırlanan
problemlerin sınıf ortamında ögrenciler tarafından farklı
bakıs açıları gelistirilmesiyle çözümlenerek ögrenmenin
olusmasını saglayan yöntemdir.
Cevap C
Yıllar önce bir belediye başkanı Ankara’ da Kızılay’ın
göbeğine alt geçit yapma kararı aldi. Çok büyük paralar
harcandı, trafik felç oldu ve aylarca Kizilay kazıldı.
Kazılma sırasında kaza sonucu ölenler bile oldu. İnsaat
bitmeden belediye seçimleri yapıldı. Yeni yönetimin
kararıyla geçitten vazgeçildi. Büyük paralar harcanarak
kazılan dev çukur kapatıldı.
Hiçbir ülkenin boşa harcanacak parası ve zamanı yoktur.
Toplumu oluşturan bireylere eskiden yapılanı yıkmadan
üzerine iyi şeyler yapmak gerektiğini ve bunun nasıl
yapılacağını öğretmek gerekir.
7) Beyin fırtınası
Beyin fırtınası, "genellikle ihtiyaç veya sorunu belirlemek,
sorunu analiz etmek ve sorunun çözümüne ilişkin
alternatifleri belirlemek amacıyla uygulanan grupla çalışma
tekniğidir" Beyin fırtınası; insan zihninin sınırlarını zorlayan,
düşünce sistemlerinde yeni açılımlar yaratan uygulanması
kolay ve kuralları oldukça basit bir tekniktir. Başarılı bir
beyin fırtınasında değerlendirmenin sonraya bırakılması,
tekniğin serbest ve neşeli bir ortamda uygulanması,
mümkün olduğu kadar çok sayıda fikrin üretilmesi, önerilen
fikirlerin gruplandırılması ve geliştirilmeşi gerektiğini
vurgulamaktadır.
Beyin fırtınasının uygulanması altı aşamada gerçekleşir:
Öncelikle bir sekreter ve etkinliği yönetecek bir lider seçilir.
Grup büyükse iki sekreter de seçilebilir. İkinci olarak, basit,
sınırlı ve ilginç bir tartışma konusu veya problem sunulur.
Tartışma konusu veya problem
farklı çözümler
üretilebilecek nitelikte olmalıdır.
Üçüncü aşamada
öğrencilerin tartışma konusuyla ilgili düşüncelerini
duraksamadan söylemeleri sağlanır. Bu noktada, öğrenciler
mümkün olduğunca çok fikir ileri sürer ve bir sınırlama,
söylenilen fikirlerin ayrıntılı bir şekilde açıklanması ya da
savunulması söz konusu değildir. Dördüncü olarak, sekreter
ya da sekreterler söylenilenleri kaydeder. Daha sonraki
aşamada kayıtlar tartışılır ve değerlendirilir. Son olarak da,
sınıfça bir sonuca ulaşılır.
İşte istasyon yöntemi, bütün sınıfın her aşamaya (her
istasyonda) katkı sağlaması yoluyla bir önceki grubun
yaptıklarını ileri götürmeyi öğreten öğrenci merkezli bir
yöntemdir. Her ne kadar otuzu aşkın mevcudu olan
sınıflarda, bu tür (etkinlik boyunca bütün öğrencilerin
katılımcı ve ayakta olduğu) yöntemlerin uygulanmasında
zorluklar var ise de, öğretmen sınıfın yarısını gözlemci
yaparak bu zorluğu aşabilir.
İstasyon yöntemi şu şekilde uygulanır:
İstasyon yönteminde üç ayri masadan oluşan üç istasyon
vardir. Bu üç masa sıralar birleştirilerek de yapilabilir.)
üçgen oluşturacak şekilde birbirinden uzak bir şekilde
yerlestirilir. Birinci masanın üzerine bir karta “ÖYKÜ
İSTASYONU”, ikinci masanin üzerine “ SLOGAN
İSTASYONU” , üçüncü masanın üzerine ise bir karta “AFİS
İSTASYONU” yazılır. Masalara büyük renkli kartonlar,
boyama kalemleri, makas vb. malzemeler bırakılır.
Konularindan biri dersin amaçlariyla iliskisi göz önüne
alinarak seçilir.
Konunun seçiminde ögrencilerin
görüslerine yer verilebilir. Tahtaya yazilir. Ögrenciler üçe
kadar saydirilarak üç gruba ayrilir. Yöntemin uygulamasini
yöneten biri(ögretmen olabliir.) ve her istasyonda gözlem
yapacak üç ki si belirlenir. Bu ki silerin her biri istasyonunu
basinda olacak ve istasyon sefi olacakt ir. Ögretmen
asagidaki yönergeleri verir.
8) İstasyon yöntemi
Örnek konular :
Temiz bir çevrede yasalim!
• Savasa hayir!
• Sigarasiz bir dünya istiyorum!
• Trafik kazalarina son!
• Gürültü kirliligine son!
• Hormonlu yiyeceklere hayir!
• Okulda dayaga hayir!
• Siddetsiz bir dünya istiyorum!
Özellikle kamuda, yerel ve merkezi yönetimde her yeni
gelen yönetim, bir şeyleri birakilan yerden alip ileriye
götürmek yerine yeniden başlatma eğilimindedirler.
Hatta çoğu zaman yeni yönetici, görev süresini eski
yöneticinin yaptiklarini yıkmakla, bozmakla ya da
değiştirmekle geçirir. Bir önceki müdürün yaptırdığı
duvarı yıktıran müdürlere şahit olmuşuzdur.
Öğretmen sınıfı şu şekilde bilgilendirir :
“Birazdan düdük çalacağım. Düdük sesiyle 1 numaralı grup
öykü istasyonuna, iki numaralı grup slogan istasyonuna ve
üç numaralı grup afiş istasyonuna gidecek ve on dakika
çalışacak( Süreyi öğrencinizin düzeyini, becerisini,
dersinizin süresini dikkate alarak kendiniz belirleyin)
.Yöntemin konusu ile ilgili olarak öykü masasındakiler
75
öykünün giriş bölümünü yazacak. Slogan masasındakiler
slogan üretecek, afiş masası afiş yapmaya baslayacak.
Istasyon şefleri gruplara klavuzluk edecek. 10 dk. bitiminde
yeniden düdük çalacağım birinci istasyondakiler ikinci
istasyona, ikinci istasyondakiler üçüncü istasyona, üçüncü
istasyondakiler birinci istasyona geçecekler. Geçerken
istasyonda ürettiklerini istasyonda bırakacaklar. Geçişlerde
lokomatif gibi sıraya girerek çuf çuf yapabilirsiniz. Süreniz
10 dk. Öykü istasyonuna gelenler başlanmış öykünün
gelişim bölümünü kopukluk yaratmadan yazacaklar. Slogan
istasyonuna gelenler bir önceki grubun yazdığı sloganlara
da bakarak yeni sloganlar üretecekler. Afiş masasına
gelenler bir önceki grubun afişini yapmayı sürdürebilir. İlk
grup afişini bitirdiyse bu grup yeni afiş yapmaya
baslayabilir.”
katılmalarını sağlar. Soruda en önemli yarar sorulmaktadır.
Seçenekler incelendiğinde de B seçeneği açık şekilde
yukarıdaki özelliklere işaret etmektedir.
Cevap B
2010 KPSS (10 TEMMUZ)
Öğretmen derste; “Yer altı zenginlikleri tükendiğinde ne
olacak?” diye sorar. Öğrencilerden iki dakika düşünmelerini
ister. Sınıfı üç gruba ayırır. Birinci grup konuyla ilgili
düşüncelerini yazar, ikinci grup afiş hazırlar, üçüncü grup
ise konuyla ilgili şarkı sözü yazar ve besteler. Gruplar on
dakika sonra çalışmalarını kendi sıralarında bırakarak yer
değiştirir ve çalışmalara birbirlerinin kaldığı yerden devam
ederler. Dersin sonunda çalışmalar tamamlanır ve
öğretmen en beğendiği afişi duvara asar. Şarkıyı söylemek
için zaman kalmadığını düşünerek şarkıyı söylemelerine
gerek olmadığını belirtir. Öğretmen derse etkin katılımı fark
edince her ders aynı yöntem ya da tekniği kullanmaya karar
verir.
İstasyon Yönteminin Yaraları:
Seçilen konuyla ilgili olarak toplumsal bir sorun
üzerinde düşünen öğrenciler, kendilerinini de bir
şeyler yapabileceklerini fark ederler. Dolayısı ile
yaratıcılıkları gelişir.
Bu farkediş onlara güven verir.
Çekingen ögrencilerde üretim sürecine aktif olarak
katılır.
Yapılan biri kaldığı yerden devam ettirme alışkanlığı
kazandırır.
Öğretmen derste hangi öğretim yöntem ya da tekniği
kullanmıştır?
A) İstasyon
C) Eğitsel oyun
E) Konuşma halkası
B) Düşün-eşleş-paylaş
D) Soru-cevap
2009 STS
Bir öğretmen, öğrencilerinde birlikte üretmekten, özel ilgi ve
yeteneğini sergilemekten, yaratıcılığını ortaya çıkarmaktan
ve başlanmış bir işe katkı sağlamaktan haz alma gibi
zellikleri geliştirmek istemektedir. Seçtiği yöntemi uyguladığı
zaman öğrencilerinde dersin hedeflerinin (kazanımlarının)
yanı sıra iletişim becerileri, kurallara uyma alışkanlığı,
toplumsal bir sorun üzerinde düşünme ve “Ben de bir şeyler
yapabilirim.” duygusunun oluşmasını hedeflemektedir.
İstasyon Yönteminin Sınırlıkları :
Diğer bütün ögrenci merkezli yöntemlerde olduğu
gibi istasyon yönteminde de gürültü olasılığı vardır.
Gürültüyü önlemek için ögretmenin ögrencilere
fısıltı ile konuşmayı öğretmesi ve uygulama
sırasında dönüt vererek onlari izlemesi gerekir.
Kalabalık sınıflarda koordinasyonu sağlamak zor
olduğundan
yöntem
istenilen
verimde
uygulanamayabilir.
Bu öğretmen aşağıdaki öğretim yöntem ya da
tekniklerinden hangisini uygularsa öğrencilerinde bu
özellikleri geliştirme olasılığı daha yüksek olur?
2010 KPSS (31 EKİM)
İstasyon tekniğinin uygulandığı bir sınıfta üç istasyon grubu
oluşturulur. Birinci grup konuyla ilgili mektup yazar, ikinci
grup afiş hazırlar ve üçüncü grup şiir yazar. Her istasyon
grubu çalışma için kendisine verilen süre dolunca diğer
istasyona geçer ve çalışmaya arkadaşlarının kaldığı yerden
devam eder. Çalışmanın sonunda istasyon şefleri ortaya
çıkan ürünleri sunarlar.
Uygulanan bu tekniğin öğrencilere kazandıracağı en önemli
yarar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Beyin fırtınası
C) Küçük grup çalışması
E) Görüş geliştirme
B) Konuşma halkası
D) İstasyon
2009 STS
Aşağıda sıralanan öğretim yöntem ve tekniklerinin
hangileri
uygulandığında,
programda
belirtilen
kazanımların yanı sıra öğrencilerde çevrelerinde
yaşananlara karşı duyarlılık, toplumda yaşanan
sorunlara çözüm önerme, kendisinin de bir şeyler
üretebileceğini hissetme ve yapılmakta olan bir işe
katkı sağlama gibi özelliklerin geliştirilme olasılığı daha
yüksek olur?
A) Farklı öğrenme yöntemlerini öğrenme
B) Düşünme becerilerini ve yaratıcılıklarını geliştirme
C) Çalışma kurallarına uymayı öğrenme
D) Öğretim materyallerini etkili kullanma
E) Arkadaşlarına saygılı davranma
A) Örnek olay inceleme ve istasyon
B) Müze eğitimi ve tartışma
C) Soru - yanıt ve büyük grup tartışması
D) Münazara ve panel
E) Görüş geliştirme ve anlatım
ÇÖZÜM:
İstasyon tekniği, Öğrencilerde işbirliği, yaratıcılık, başlanmış
bir işe katkı getirme ya da işi bitirme, katılımdan keyif alma,
özel yetenekleri ortaya çıkarma ve üretme özelliklerini
geliştirir. Çekingen öğrencilerin sürece aktif olarak
76
2008 KPSS
Öğrenci merkezli bir yöntemdir. Öğrencilerde iş birliği,
yaratıcılık, başlanmış bir işe katkı getirme ya da işi bitirme,
katılımdan keyif alma, kurallara uyma, iletişim becerisi
geliştirme, özel yetenekleri ortaya çıkarma ve üretme
özelliklerini geliştirir. Çekingen öğrencilerin sürece aktif
olarak katılmalarını sağlar.
Özellikleri sıralanan bu yöntem ya da teknik
aşağıdakilerden hangisidir?
kadar okuyun ve sonunu onların oluşturmasına izin verin.
Her öğrenci istediği şekilde bir son yazabilir veya ortak bir
son konusunda anlaşabilirler.
Dedikodu
Öğrencinin konuyu kavramaya çalışmasını o konuda
düşünmesini ve değerlendirilmesini sağlar. Dedikodu
yöntemi bilgi aktarılması, bilgi paylaşımı, görüşlerin
anlatımı, kendini ifade etme gibi süreçlere yardımcı olur.
A) İstasyon
B) Rol oynama
C) Yaratıcı drama
D) Kaynak kişiden yararlanma
E) Görüş geliştirme
Top taşıma
Öğrencilerin bir konuyu farklı konuşmasına fırsat veren bir
tekniktir. Teknikte öğrenciler iç içe iki çember oluşturur . İç
ve dış çemberdekiler yüz yüze gelecek şekilde ikişerli
biçimde ayakta dururlar ve konuşurlar. Sonra her biri bir
adım kayarak önce eşinin yanındaki ile yeni bir ikili
oluşturur. Böylece her öğrenci birkaç eşle görüşme fırsatını
bulur.
9) Eğitsel oyunlar
Oyun; yasantıyı zevkli hale getiren, bireylerin fiziksel ve
zihinsel yeteneklerini, sanatsal ve estetik niteliklerini ve
becerilerini geliştiren bir etkinliktir. Günlük yaşamda
oynanan pek çok oyun öğrencinin öğrenmesine yardım
etmesi koşuluyla sınıflarda da oynanabilir. Örneğin, sözcük
türetme, hadi anlat bakalım vb. oyunlar dil derslerinde
kolaylıkla oynanabilir. Ögretmen ve ögrencilerin kendi
yaratıcılıklarını kullanarak geliştirdikleri veya günlük
hayattan sınıfa uyarladıkları diğer oyunlar da ögretimsel
amaçlara hizmet etmesi kosuluyla sınıflarda kullanılabilir.
Eğitsel oyunlar yarışma havası içinde uygulanabileceği gibi
işbirliği kavramını da ön plana çıkarabilir. Ayrıca, bazı
oyunlar grupça oynanırken, bazıları da bireysel olarak
oynanabilir. Örneğin, oyunun özel bir çesidi olan bilgi
yarışmasında takımlar yarışabileceği gibi bireyler de
yarısabilir. Eğitsel oyunların etkili uygulanmasını sağlamak
için oyun öğrencilerce oynanmadan önce denenmelidir.
Oyunun kuralları ve amacı açık bir dille belirtilmeli ve
ögrencilerin bu kurallara uyması ve amacı gerçeklestirmesi
sağlanmalıdır. Oyunların öğrencilerin etkin katılımlarını
sağlayacak
düzeyde
basit,
kolay,
ilginç
olması
gerekmektedir. Öğretmen her oyuna bir ders saati içinde
ders ortasında ya da sonunda bes veya on dakika
ayırmalıdır. Mümkünse eğitsel oyunlar yarışma havası
taşımamalı, oyunda yanlış yapan öğrencilerin oyun dışı
bırakılmasına yer verilmemelidir. Öğretmen gerektiğinde
öğrencilere yardım etmeli ve oyun sonunda bir özet ve
değerlendirme yapmalıdır.
Köşelenme
Genellikle net bir yanıtı olmayan sorular ve problemler
üzerinde çalışırken kullanılır. Öğrencilere problemin
çözümü için bilgi toplamaları, onları çözümleyerek çözüm
önermeleri ve önerilerini savunma fırsatı verir. Uygulanması
sırasında yer alan başlıca işlemler şunlardır:
Uygun problemin seçilmesi ve açıklanması
Olası çözümlerin arasından özellikle tartışmalı
olanların seçilmesi
Seçilen çözümlerin kartonlara yazılarak sınıfın
çeşitli köşelerine asılması
Öğrencilerin kendilerine en uygun gelen çözümün
asılı olduğu köşeye gitmeleri ve orada toplanmaları
Aynı köşeyi seçenlerin oluşturduğu gruplarda o
çözümü seçme nedenlerinin tartışılması ve
gerekçelerin hazırlanması
Hazırlanan gerekçelerin sınıfa sunulması
Sınıf tartışması ve sınıf kararların alınması yer
almaktadır.
Tombala
Konunun sözcükleri ya da kavramları tombala kartlarına
yazılır. Bazıları boş bırakılır. Öğretmenin söylediği,
tanımladığı, örneklediği sözcük ya da kavram kapatılır.
Kartındaki tüm sözcükleri kapatan öğrenci “tombala!” der.
Örnek Eğitsel Oyunlar :
Kartvizit Oyunu
Oyunun
amacı
kendini
ifade
etme
becerisini
kazandırmaktır. Her öğrenci kendisi için bir kartvizit hazırlar.
Kendiyle ilgili istediği bilgileri bu karta işler. Bu kart yakaya
asılabilir sıraya konulabilir ya da daha fazla sayıda
hazırlanıp birbirlerine dağıtmaları sağlanabilir. Küçük yaş
grubundaki çocuklar kartvizite yazı yazmak yerine küçük
resimler yapabilirler. Örneğin bir öğrenci kendisini çilekle
sembolize edebilir.
Nesi Var
Sınıf ortamında farklı amaçlarla kullanılabilecek eğitici bir
oyundur. Öğrenciler ebe seçilen öğrenciden gizli olarak bir
kişi, eşya ya da kavram belirlerler. Ebe olan öğrenci “nesi
var?” sorusunu yönelterek öğrencilerin belirledikler eşya,
kişi ya da kavramı bulmaya çalışır.
Hikaye Tamamlama
Oyunun amacı öğrencilerin yaratıcılığını geliştirmektir.
Öğrencilerin sonunu bilmedikleri bir hikayeyi belli bir yere
77
Eğitsel Oyunlar:
MİM (Sessiz Antatım)
Ne tür oyun olursa olsun öğrencilerin:
Mim etkinliği; öğrencilere belli kavramların öğretilmesinde
oyun yoluyla uygulanan, dikkatle izlemeyi ve zorunlu
düşünmeyi kılavuzlayıcı, oldukça kullanışlı bir etkinliktir.
Mim etkinliğindeki temel zorunluluk öğrencinin bedeni
yoluyla ifadelendirme davranışı sağlamasıdır.Bu etkinlikte
önemli olan anlatıcının konuşmaması, izleyicilerin fikir
üretmesidir. Ayrıca; kıyafetin sade, ayrıntılardan uzak dikkat
çekici olmaması tercih edilir. Çünkü izleyiciler uygulayıcının
kıyafetini değil hareketlerini izlemelidirler.
•
Kurallara uyma alışkanlığı kazandırır.
•
Empati kurma becerileri gelişir.
•
Eğlenirken öğrenme sağlar.
Oyun, poster/afiş hazırlama gibi görsellik içeriyorsa
öğrencilerin yoğun olarak yaratıcılıkları,
Hadi anlat bakalım gibi sözlü ifadelerle oynanıyorsa
kendilerini ifade etme, etkili iletişim kurma becerilerini
Kart Gösterme
Öğrencilere öğrendiklerini gözden geçirme, değerlendirme
yapma, karar verme vb. gibi fırsatlar sunar. Önce
öğrencilere çeşitli renklerde 3-5 adet küçük kart ya da kağıt
parçasından oluşmuş desteler dağıtılır. Her renge bir anlam
verilir. Örneğin, yeşil, tümüyle katılıyorum; mavi,
katılıyorum; beyaz, kararsızım; san katılmıyorum gibi.
Sonra öğretmen işlenen konuyla ilgili bazı tümceler okur.
Bu tümceleri dinleyen öğrenciler önce hangi kartı
seçeceklerini düşünürler, sonra seçtikleri kartı sıranın
üzerine koyarlar. Daha sonra, her öğrenci neden o kartı
seçtiğini, yani neden öyle düşündüğünü açıklar.
geliştirir.
10)Görüş geliştirme
Çeliski içeren kutuplasmış
konularla öğrencilerin
görüşünü değiştirmek ve
geliştirmek; iletişim
becerilerini geliştirmek;
karşı görüşe saygı
göstermek; bir
görüşü gerekçeleriyle
birlikte savunabilme
şeklinde ayakta
uygulanan tekniktir.
Serbest Kürsü Etkinliği
Serbest Kürsü etkinliği; öğrencilerin değişik fikir ve görüşleri
sınıfta sergilemelerini hedefleyen bir etkinliktir. Sınıfta
‘Serbest Kürsü’ adını taşıyan bir pano hazırlanır. Öğrenciler
gazete, dergi vb… yayın araçlarında karşılaştıkları fikir ve
görüşleri bu panoda sergilerler Bu görüş ve fikirler
öğretmen tarafından sınıfta tartışmaya açılır.
İlk önce birbiriyle ilintili birden çok tartışma konusu(önerme,
küçük bir öykü gibi...) belirlenmekte, seçilen konuların
tartışmaya açık konular olmasına dikkat edilmektedir. 5
adet ana dağılım
o kesinlikle katılıyorum,
o kesinlikle katılmıyorum,
o katılıyorum,
o katılmıyorum
o fikrim yok
Bu yöntem sayesinde öğrencilerin; bir fikir ve görüş
geliştirebilmeleri, araştırma yaparak kendilerinde yeni
kavramlar geliştirmeleri sağlanmış olur. Bu etkinliğin içinde
Farklı renklerde görüş kartonları, drama, soru-cevap,
sinektik altı şapkalı düşünme teknikleri de kullanılabilir.
Poster/ Afiş Hazırlama
Konuya dönük olarak, öğrencilerden renkli karton, boya ve
benzeri malzeme ile öğrendiklerini yansıtan bir çalışma
yapmaları istenir. Bu tarz çalışmalarda öğretmen mutlaka
yeterli sayıda örneği sınıfa getirmelidir.
şeklinde belirlenmekte, 5 adet ana dağılımı tablo şeklinde
kısımın çeşitli yerlere yapıştırılmakta, bütün kısımın, kendi
görüşlerini tablo altında yer alarak konumlandırmaları
istenmektedir. Öğrencilerin bulundukları noktada neden
durduklarını açıklamaları, birbirlerini dinlemeleri ve ikna
etmeye
çalışmaları
izlenmektedir.
Öğrencilere
arkadaşlarının açıklamalarından etkilenip etkilenmediklerini
sorulurken, ikna olanların yerlerini değiştirmeleri ve fikir
değiştirenlerin tüm kısımca alkışlanmaları sağlanmaktadır.
Hadi Anlat Bakalım
İki grup halinde oynanır. Kelimeler kartlara yazılır. Her
gruptan sırayla bir çocuk kart seçer ve kartta yazılı olan
kelimeyi, o kelimenin kendisini telaffuz etmeden grup
arkadaşlarına anlatmaya çalışır Bilinemeyen soruda zaman
kaybetmemek için beklenilmez. Belirlenen zaman dilimi
içinde en fazla kelimeyi bilen grup birinci olur.
78
2008 KPSS
Öğrencilere öğretilen konular ya da bu konuların, sorunların
çözüm yolları bazen zıtlıklar ve çelişkiler içerir.
Düşünceleri bu zıtlıkların iki ucunda ya da aralarında bir
yerlerde olan öğrencilerin, eğilimlerini gerekçelendirdikleri,
bütün sınıfın etkin katılımını gerektiren, katılımcılarda
hoşgörü, katlanma, konuşma, dinleme ve değişmeye açıklık
becerileri geliştiren yöntem ya da teknik aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Fikir taraması
C) Beyin fırtınası
E) Görüş geliştirme
B) Zıt panel
D) Münazara
2009 STS
Birçok
öğretim
programı,
öğrencilerin
görüşlerini
açıklamalarını, farklı görüşlere saygı duymalarını,
öğretmenin sınıf içinde güven ve saygı ortamı yaratmasını,
öğrenciler arasındaki iletişimin gelişmesini hedeflemektedir.
!
•
Gerekli düşünme biçimlerine istenildiği anda geçiş
yapmayı sağlamaktır. Düşünme şapkalarının bir tür
kısaltılmış talimatlar olduğu söylenebilir. Altı şapka
kavramından en fazla yararın sağlanabilmesi için
herkesin oyunun kuralları hakkında bilgi sahibi
olması gerektiği açıkça ortadadır. Altı şapkalı
kavram, ancak insanlar arasında bir tür ortak dil
haline geldiğinde verimli olacaktır.
Altı şapka tekniğinde duruma farklı bakış açıları ile
• Emapati
• Yaratıcılık
becerileri gelişir.
BEYAZ ŞAPKA: (BOŞ SAYFA)
Tarafsız şapkadır.
Görüşülen konu ile ilgili net bilgi ve raporlar ortaya
konur.
Objektiftir.
B) İstasyon
D) Beyin fırtınası
KIRMIZI ŞAPKA: (ATEŞ)
Duygusal şapkadır.
Görüşülen konu ile ilgili olarak,kişilere hiçbir
dayanağı olmadan,sezgi,sezgi,fikir ve duygularını
söyleme fırsatı verir.
Sübjektiftir.
2008 KPSS
Öğretim sürecinde “konuşma halkası” ve “rol oynama”
yöntemlerini kullanan bir öğretmen, öğretim alanında
belirlenmiş olan kazanımların (hedeflerin) yanı sıra
öğrencilerinde aşağıdaki özelliklerin ya da yetilerin öncelikle
hangisinin gelişmesini kolaylaştırmış olur?
A) Ezber
C) Yaratıcılık
E) Taklit
Düşünürün her seferinde sadece bir şeyle
uğraşmasını
sağlayarak
düşünme
faaliyetini
sadeleştirmektir. Altı şapkalı düşünme tekniği ile
düşünür duyguların, mantığın, bilginin, umut ve
yaratıcılığın hepsine aynı anda dikkat etmek yerine
onlarla ayrı ayrı ilgilenebilme olanağı sağlar.
bakıldığından
Sıralanan bu özelliklerin öğrencilere kazandırılmasına
yardım eden ve aynı zamanda öğrencilerin duygu ile
düşünceyi ayırt edebilmelerini, empati yetilerinin
gelişmesini kolaylaştıran en uygun öğretim yöntem ya
da tekniği aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Konuşma halkası
C) Fikir taraması
E) Altı şapkalı düşünme
•
SİYAH ŞAPKA:
(YARGIÇ CÜBBESİ)
Kötümser şapkadır.
Eleştiri,olumsuz görüşler ile görüşülen konunun
riskleri,gelecekte doğuracağı problemler ortaya
çıkarılır.
Objektiftir.
SARI ŞAPKA: (GÜNEŞ)
İyimser şapkadır.
O işin avantajları ortaya konulur.
Övgü ve olumlu görüşlere yer verilir.
Objektiftir.
YEŞİL ŞAPKA: (BİTKİ)
Yenilikçi şapkadır.
Konuyla ilgili alternatifler ve yeni yaklaşımlar
araştırılır.
Yaratıcılık ön planda tutulur.
Sübjektiftir.
MAVİ ŞAPKA: (GÖKYÜZÜ)
Serinkanlı şapkadır.
Düşünce siste matize edilir.
Durum analizi yapar.
Gözden geçirme işlemi söz konusudur.
B) Empati
D) Tartışma
11) Altı şapkalı düşünme
Altı şapkalı düşünme tekniği Edward De Bono tarafından
1985’te yayınlanan kitabının ismidir. Belli bir konuyu
görüşmek, bir problemi çözmek yada bir konuda karara
varmanın gerektiği toplantılarda, toplantıya katılanlar
genellikle daldan dala atlamakta, herkes konuya farklı
açıdan yaklaşmaktadır.
Altı şapkalı düşünce yöntemi,düşünce ve önerilerin belirli bir
düzen içinde sunulması ve sistematikleştirilmesi için
kullanılan
bir
yöntemdir.
’Şapkalar’
düşüncelerin
ayrıştırılması için kullanılan bir semboldür. Şapkaların rengi
değiştikçe,rengin simgelediği düşüncelerin belirli bir düzen
içinde sırayla aktarılması beklenir.
Altı Şapta Tekniğinin Kullanım Amaçları :
79
2010 KPSS (31 EKİM)
Dünyada yaşanan ekonomik krizi değerlendirme amacıyla
yapılan bir grup çalışmasında bu durum farklı bakış
açılarından ele alınır. Duruma, eleştirel açıdan bakıldığı gibi
duygusal açıdan da bakılarak yapıcı yaklaşılır ve yeni
çözüm önerileri sunulur. Çalışmanın sonunda tüm bakış
açıları değerlendirilerek bir analiz yapılır ve konuya ilişkin
son
görüş bildirilir.
D) Olayla ilgili yaşantı geçirme
E) Kişisel sorunları kişisel bir yaklaşımla çözme
ÇÖZÜM
Örnek olay yönteminin yararları arasında “kişisel sorunları
kişisel bir yaklaşımla çözme” yoktur. Tam tersi, problemlerin
kişiselleştirmeden çözülmesi ve olaylara objektif
bakılmasını sağlar.
Cevap E
Yukarıda verilen bu süreç aşağıdaki öğretim yöntem ya
da tekniklerinden hangisinin uygulandığını gösterir?
A) Beyin fırtınası
B) Altı şapkalı düşünme
C) Konuşma halkası
D) Eleştirel düşünme
E) Düşün-eşleş-paylaş
12) Konuşma halkası
2010 STS
Altı şapka düşünme tekniğiyle ilgili olarak aşağıdaki
şapka ve düşünme biçimi eşleştirmelerinden hangisi
yanlıştır?
A)
Şapka
Kırmızı
B)
Siyah
C)
Sarı
D)
Yeşil
E)
Mavi
Düşünme
Toplum ve bireyin duygusal
yaşamının ele alınan durumdan
nasıl etkilendiğini ortaya koyar.
Ele
alınan
duruma
ilişkin
kötümser bir bakış açısı geliştirir.
Ele
alınan
duruma
ilişkin
kötümser bir bakış açısı geliştirir.
Ele alınan duruma ilişkin klasik ya
da geleneksel çözümleri sunar.
Ele alınan durumu diğer grupların
bakış açılarını da dikkate alarak
inceleyip sunar
Konuşma halkası soru örnekleri
- sizce…ne hissetmiştir?
- sizce…ne düşünmüştür?
- buna benzeyen bir durum yaşadınız mı?
- siz ne hissetiniz?
2008 KPSS
Konuyla ilgili bilgi sahibi olunduğunda, farklı bakış açılarıyla
konuya ilişkin duygular irdelendiğinde, kararın getirileri ve
tehlikeleri bilindiğinde, yaratıcılığı geliştirip farklı seçenekler
oluşturulduğunda, yerinde karar verme olasılığı artar.
Konuşma halkası, öğrencilerin görüş farklılıklarını görmeye,
farklı görüşlere saygı göstermeye, kendini ifade etme
becerisi kazandırmaya, empati yapma becerisi geliştirmeye
yarayan bir yöntemdir. Bu yöntemin bir amacı da sınıf
içinde güven ve saygı atmosferi oluşturmak, öğrenciler
arasında ilişkileri ve iletişimi geliştirmektir.
Sıralanan bu süreç aşağıda verilen hangi yöntemle ya
da teknikle bağlantılıdır?
Konuşma halkası bir öykü, bir canlandırma,bir olay, bir
resim... durumla ilgili yapılır. Önce öykü anlatılır-okunur,
ya da olay açıklanır. Konuşma halkası yönteminde
katılımcılar kendilerini bu olayda, öyküde yer alan birinin
yerine de koyarak düşündükleri için empati yetilerinin
gelişmesi söz konusudur. Katılımcılar konuşma halkası
yöntemi uygulaması sonucunda duygularla düşünceleri
ayırt etmeyi de öğrenir. Çünkü konuşma halkası sürecinde
üzerinde konuşulacak sorular bazen duyguları, bazende
düşünceleri konuşmayı gerektirir.
A) İstasyon
B) Beyin fırtınası
C) Fikir taraması
D) Altı şapkalı düşünme
E) Çok boyutlu düşünme
Canan Öğretmen’in dersi bu şekilde işlemesi
öğrencilerin hangi becerisinin gelişimine en az katkıda
bulunur?
Konuşma halkası yönteminin aşamaları:
• Sınıftaki bütün masalar geriye çekerek sandalyeleri
ya da sıraların oturma kısmını geniş bir daire
oluşturacak şekilde yerleştirilir.
A) Olaylara farklı bakış açısı kazandırma
B) Karar verme ve seçim yapma
C) Olayları derinlemesine analiz etme
80
•
•
•
•
sağlama
D) Dersten önce sunumun provasını yapma
E) Sınıftaki diğer öğrencilerin bireysel farklılıklarını
dikkate alma
Yöntemin uygulanmasında uyulması gereken
kuraları tahtaya ya da büyük bir kartona yazıp
sınıfın duvarına asılır.
Öğrenciler halka şeklinde oturtulur.
Konuşma
sırasını
belirtecek
bir
cisim
bulundurulur.(Mendil veya minik bir halka)
Mendil, sırayla elden ele dolaşarak konuşan
sırasını diğerini verir.
ÇÖZÜM
Mikro öğretim yapay ortamda öğretmen adaylarına mesleki
bilgi ve beceri kazandırmada etkili bir yoldur ve anında
dönüt-düzeltme imkanı sağladığı için çok etkilidir. Bu
imkanın yaratılabilmesi için de sürecin kayıt altına alınması
temel özelliktir. Bu nedenle kamera ile kayıt altına alınan
süreç tartışma ile devam eder ve öğretmen adayına hizmet
öncesi deneyim kazandırmayı hedefler. Bu sürecin
gerçekleştirilebilmesi için kayıt altına alma öncelikli
değil zorunlu bir süreçtir.
Cevap C
13) Mikro öğretim
2008 KPSS
Öğretmen adaylarının eğitiminde, hazırladıkları ders
planına uygun olarak işledikleri dersin videoya kaydedildiği,
dersi verenin ve diğer öğretmen adaylarının video
kayıtlarının bir öğretim elemanıyla birlikte izlenerek
değerlendirildiği, bu değerlendirme sonuçlarına göre
öğretmen adayına dönüt ve düzeltme verildiği, öğretmen
adayının düzeltmelerden sonra dersi tekrar hazırlayıp
işlediği öğretim tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
Bu teknik nasıl öğretileceği konusunda aday öğretmenleri
yetiştirmek için öğretmen yetiştiren kurumlarda özel sektör
ve kamu kurumlarında hizmet içi eğitim çalışmalarında
kullanılmaktadır. Mikro öğretim yüz yüze eğitimin
gerçekleştirilmesi için sınıf içinde uygulanan bir tekniktir.
Mikro öğretim normal öğrenme ve öğretim süreçlerinin
karmaşıklığını basitleştirmeyi amaçlayan bir laboratuar
öğretim yöntemidir. Bu teknik kısa tutulur.(5-20 dk arası)
Öğrenci sayısının az olmasına dikkat edilir. (1-5 öğrenci) ve
her dersin öğretilme amacı yeterince açıklanır. Ders
verilirken zamanın ayarlanmasına çok dikkat edilir. Burada
önemli olan konu, mikro öğretim tekniğinin uygulanması
sürecindeki evreleridir. Mikro öğretim çoğunlukla “öğretyeniden öğret” çevrimi adı verilen bir sınama yanılma
durumu olarak saptanır.
Mikro Öğretim şu şekilde uygulanır :
A) Örnek olay
C) Benzetim
E) Mikro öğretim
ÇÖZÜM
Mikroöğretim
küçülmüş
öğretim
biriminin
videoya
kaydedilmesi yapılan çekimin öğretim ilkeleri doğrultusunda
tartışılmasıdır. Hizmet öncesi öğretmen eğitiminde ve daha
birçok beceri öğretiminde kullanılabilecek bir yöntemdir.
Cevap E
14 ) Drama
Verilen görevin gereklerine uygun bir mikro ders
hazırlanır.
Belirlenen mikro ders sınıfa sunulur.
Sunum esnasında video kamera ile kayıt yapılır.
Kaydedilen görüntüler, jüri tarafından izlenir ve
değerlendilir. Öğretmen adayına ders sunumu
hakkında dönüt verilir.
Burda amaç öğretmen adayına sınıf içindeki
hataları-eksikliklerini gösterip sınıfını daha etkili
yönetmesi, öğrencilerine daha iyi eğitim-öğretim
hizmeti vermesini sağlamaktır.
Bütün eğitimciler en etkili ve kalıcı öğrenme sürecinin
‘yaparak-yaşayarak
öğrenme’
olduğu
konusunda
birleşmektedirler. Drama, ‘yaparak-yaşayarak öğrenme’
bakımından en etkili yöntemlerden biridir. İçsel bir
durumun, bir tasarımın, bir düşüncenin eyleme
dönüşmesinde son derece etkilidir. Dramayla birey
düşünür, plan yapar, organize eder ve düşüncesini eyleme
dönüştürerek uygular. Bu süreçte de yaşantılar yoluyla yeni
davranış ve duyguları öğrenir, deneyim sahibi olur. Böylece
birey duygularını kontrol edebilme, değiştirebilme,
düşüncelerini ifade edebilme, konuşarak iletişim kurabilme
gibi yeteneklerini geliştirir. Grup içi süreçlere olumlu katkılar
(arkadaşlık) sağlar. Empati becerisini geliştirir. Demokrasi
eğitimine destek verir. Sosyal farkındalığın artması ve
problem çözme yeteneğinin gelişmesine yardımcı olur.
2010 KPSS (31 EKİM)
Mikro öğretim yöntem ya da tekniğinin kullanıldığı bir
sınıfta, Meral sınıf arkadaşlarına örnek bir ders anlatımı
yapacaktır.
Aşağıdakilerden hangisi Meral’in mikro
uygulamasında en fazla öneme sahiptir?
B) Rol oynama
D) Gösteri
!
öğretim
Dramada ve rol oynamada ortak nokta rollerin
olmasıdır fakat dramada roller doğaçlama oynanırken
rol oynamada senoryaya bağlı oynanır. İşte bundan
dolayı drama ve özellikle de yaratıcı drama yaratıcılık
ve empati becerisini geliştirmede rol oynama
yöntemine göre daha etkilidir.
A) Kendi öğretimini değerlendirmeyi planlama
B) Sınıf arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurma
C) Örnek ders anlatımının görüntülü kayıt edilmesini
81
DRAMA TÜRLERİ
İşbirlikçi Yöntemler :
A. Öğrenci Takımları ve Başarı Bölümleri (ÖTTB)
B. Takım-Oyun-Turnuva (TOT)
C. İşbirliğine
Dayalı
Birleştirilmiş
Okuma
Kompozisyon
D. Takım Destekli Bireyselle!tirme
E. Birlikte Soralım, Birlikte Öğrenelim
F. Karşılıklı Sorgulama
G. Birleştirme (Jigsaw)
H. Ayrılıp Birleştirme
İ. Düşün-Eşleş-Paylaş
PSİKODRAMA : Kişilik, kişiler arası ilişki, çatışma ve duygu
sorunlarının özel dramatik yöntemlerle keşfedildiği bir grup
yöntemidir.
EĞİTİCİ DRAMA: Eğitici drama, çocuğun psikolojik yapı ve
psikolojik yaşantılar konusunda bilinçlenmesini ve özel bir
yetenek olarak yaratıcılığı kazanmasını da amaçlar.
YARATICI DRAMA: Yaratıcılık özelliğini geliştirmek ve oyun
yoluyla düş güçlerini harekete geçirmek için çocuklarla
yapılan drama etkinliklerine yaratıcı drama denir. Bir
düşünceyi beden diliyle, hareket ederek, devinimle
anlatımdır.
ve
A) Öğrenci Takımları ve Başarı Bölümleri
Bu teknik Slavin tarafından geliştirilmiştir. Öncelikle
öğrenilecek içerik öğretmen tarafından düz anlatım ve
tartışma teklinde öğrencilere sunulur. Sonrasında takımlar
oluşturulur. Her takım 4-5 öğrenciden oluşacak şekilde
öğretmen tarafından belirlenir. Gruplar cinsiyet, akademik
başarı, etnik köken gibi özellikler açısından sınıfı temsil
edecek şekilde yapılandırılır. Takım içerisinde 15 dakikalık
sürelerle turnuvalar düzenlenir. Her takım kendi grubu
içerisinde her bireyin başarısını artıracak şekilde çalışmalar
yapar. Bu aşama problemlerin tartışılması, sorular ve
yanıtlarının karşılaştırılması, yanlışların düzeltilmesi gibi
etkinlikler içerir. Üçüncü olarak sınav uygulaması yer alır.
Öğrenciler bireysel olarak sınava alınır, başlangıçtaki temel
başarı puanları belirlenir. Bu çalışmalardan sonra bireysel
olarak ilerlemeyi belirlemek için , her öğrenci için
ulaşılabilecek bir amaç saptanır. Eğer öğrenci bireysel
olarak ilerleme kaydetmişse grup puanına etki edebilir. Son
olarak takım ödülü aşaması vardır. Takımlar önceden
saptanan amaçlara ulaştıkça ödüllendirilir. (Açıkgöz, 1992,
s.25-26; Senemoğu, 1997, s.507).
15) İşbirliğine dayalı öğrenme
İşbirliğine dayalı öğrenme; öğrencilerin kişisel olarak kendi
öğrenmelerini ve birbirlerinin öğrenmelerini arttırmaya
yönelik olarak ortak bir hedef doğrultusunda birlikte
çalışması amacıyla küçük grupların eğitici amaçla
kullanılmasıdır. Oluşturulan gruplar iki-beş kişilik olup
heterojendir, grup üyeleri; yetenek, kişilik özellikleri,
cinsiyet, akademik başarı, sosyal beceriler gibi alanlarda
birbirlerinden farklı yapıdadırlar.
İşbirliğine dayalı öğrenme, klasik grup çalışmasına benzese
de her grup çalışması işbirlikli öğrenme de ğildir. Bir grup
çalışmasının işbirlikli öğrenme olabilmesi için gruptaki
öğrencilerden beklenen, hem kendilerinin hem de diğer
üyelerinin öğrenmesini en üst seviyeye çıkarmaya
çalışmalarıdır. İşbirlikli öğrenmenin gerçekleşebilmesi için
bir gruptaki öğrencilerin birbirinden bağımsız olarak işin bir
kısmını yapmaktan ziyade birbirleriyle etkileşerek birbirine
yardımcı olması ve ortak bir çalışma ortaya koyması
gerekmektedir. “Öğrenciler yalnız işittikleri şeyleri kolay
unutmaktadırlar. Oysa bizzat katıldıkları bir eğitim etkinliği
onların konuyu daha iyi anlamalarına ve kolay
unutmamalarına yardım etmektedir” İşbirliğine dayalı
öğrenme yöntemi, her yaş grubunda, her sınıf düzeyinde,
her ders ve konu alanının öğretiminde başarı ile
uygulanabilecek bir öğrenme metodudur. “Sınıfların
kalabalık oluğu metodun uygulanışını zorlaştırır.” biçiminde
bir kanaat bulunmakla birlikte araştırmalar metodun
kalabalık sınıflarda da ba!arıyla uygulanabileceğini
göstermektedir.
B) Takım- Oyun - Turnuva (TOT)
Öğretmen sunumu ve takım çalışması ÖTBB de olduğu
gibidir. Öğretmen önce dersi sunar ve öğrenciler konuyu
takım arkadaşlarına öğretirler. Öğrenciler, ÖTBB deki küçük
sınavlar yerine, diğer takımlardaki öğrencilerle yarışırlar ve
yarışma sonucu elde ettikleri puanlarla takımlarına destek
olurlar. Yarışma sırasında öğrenciler birbirlerine yardım
etmezler. Öğrenciler kendileriyle geçmiş (örneğin; ders
matematikse önceden aldığı matematik puanları) yaklaşık
aynı olan öğrencilerle üçer kişilik turnuva masalarında
karşılaşırlar. Öğrencinin düzeyi yükseldikçe, bir üst turnuva
masasında yarışabilir. Turnuva masasında kazanan
öğrenci, kendisine ve takımına altı puan getirir. Öğrencilerin
aldıkları puanlar toplanarak, takım puanları elde edilir.
Yüksek düzeyde yeterlik gösteren (yüksek puan alan)
takımlar ödüllendirilir.
İşbirliğine Dayalı Öğrenme Teknikleri
Yapılandırılmış ve yapılandırılmamış olmak üzere iki tür
işbirliğine
dayalı
öğrenme
kümesi
oluşturulabilir.
Yapılandırılmış işbirliğine dayalı öğrenme kümeleri birkaç
günden birkaç haftaya kadar sürebilen çok iyi tanımlanmış
bir konusu olan ve belirli sayıda öğrenciden oluşturulan
kümelerdir. Belli bir konu alanına ilişkin olarak planlama
uygulama ve değerlendirme aşamaları önceden belirgin
olan ve uygulanması belli süreler gerektiren tekniklere
yapılandırılmış teknikler denilebilir. Yapılandırılmamış
işbirliğine dayalı öğrenme kümeleri ise geçici olarak
oluşturulmakta, yalnızca bir tartışmanın ya da bir ders
süresinin sonuna kadar kullanılmaktadır.
C) İşbirliğine
Kompozisyon
Dayalı
Birleştirilmiş
Okuma
ve
İşbirliğine dayalı öğrenme tekniklerinden biri olan okuma ve
kompozisyon tekniği ilköğretimin üst sınıflarında okuma,
yazma ve dil becerilerini geliştirmek için düzenlenmiştir
(Açıkgöz, 1992, s.48). Öncelikle sınıfta okuma grupları
oluşturulur. Her okuma grubundan ikişer kişilik takımlar
82
oluşturulur. Öğretmen bir okuma grubuyla çalışırken
takımlar karşılıklı olarak birbirlerine okuma ve yazma
becerilerini öğretmeye çalışırlar. Takım üyeleri birbirlerine
yardım ederler, okuma-yazma çalışmalarının hepsinde
gösterdikleri performansa göre takım olarak ödüllendirilirler
(Senemoğlu, 1997, s.508).
değerlidir. Öğrenciler bu teknikte ancak arkadaşlarını
dinleyerek diğer konuları öğrenebilirler. Öğrencilerden,
diğer arkadaşlarının çalışmasına ilgi göstermesi ve destek
vermesi beklenir. Öğrencilerin küme içinde birbirlerine
öğretme işlemleri sona erdikten sonra, her öğrenci bireysel
olarak ünite sınavına girerler. Bu sınavdan bireysel puan
alırlar.
D) Takım Destekli Bireyselleştirme
H) Ayrılıp Birleştirme
Bu teknik özellikle matematik öğretimi alanında özel bir
önem taşımaktadır. Ayrışık sınıflardaki öğrencilerin hazır
bulunuşluk düzeyine ve öğrenme hızına göre bir öğretim
verilmesi gerekmektedir. Öğrenciler 4-6 kişilik gruplara
ayrılır. Her öğrenci öncelikle kendi seçeceği başka bir
öğrenci ile programlı öğretim materyalini kullanarak çalışır.
Bu çalışmalar tamamlandıktan sonra ünitenin alt
bölümleriyle ilgili bir test ve daha sonra da ünitenin
tamamıyla ilgili bir izleme testi uygulanır. Birlikte çalıian bu
iki öğrenci birbirlerinin cevap kağıtlarını puanlarlar. Takım
puanları ise, takım üyelerine her hafta uygulanan bu
testlerden aldıkları puanlar toplanarak elde edilir. (Açıkgöz,
1992, s.44; Senemoğlu,1997, s.509).
Bu teknikte de öğrenciler takım halinde çalışırlar. Gruptaki
tüm öğrenciler işlenecek ünitenin tüm konularını okurlar ve
uzmanlaşacakları bir konuyu seçerler. Değişik gruplarda yer
alıp aynı konu üzerinde uzmanlaşacak öğrenciler daha
sonra uzmanlık gruplarında bir araya gelip konuyu daha iyi
öğrenmek için birlikte çalışırlar. Daha sonra öğrenciler
uzmanlık gruplarından kendi gruplarına dönerler ve
öğrendiklerini grup arkadaşlarına anlatırlar. Daha sonra ise
sınav uygulaması yapılır, öğrenciler birbirlerinin kağıtlarını
düzeltirler. Önceden başlangıç puanları belirlenmiş olan
öğrencilerin çalışma sonrasında aldıkları puanlar başlangıç
puanlarıyla
karşılaştırılır.
Başarılı
olan
öğrenciler
ödüllendirilir.(Senemoğlu, 1997,s.510)
E) Birlikte Soralım, Birlikte Öğrenelim
I) Düşün-Eşleş-Paylaş
Öğrencilerin içerik hakkında konuştukları ve tüm grupla
paylaşmadan önce fikirlerini tartıştıkları üç aşamalı öğrenci
hareketinden oluşan bir işbirlikli tartışma stratejisidir.
Diğer tekniklerde olduğu gibi öncelikle gruplar oluşturulur.
Gruplar 3-4 kişiden oluşur. Her öğrenci konuyla ilgili parçayı
ya da bölümü sessizce okur. Öğrenciler konu ile ilgili soru
hazırlarlar. Grup üyeleri bir araya gelerek grup sorularını
oluştururlar. Öğrenciler arasında gerçek anlamda işbirliği bu
aşamada sağlanır. Bir öğrenciye postacı rolü verilir, grup
olarak oluşturulan sorular bir karta yazılarak bu postacı
öğrenci aracılığı ile diğer gruplara gönderilir. Her grup, grup
içi işbirliği ile soruları yanıtlar ve grup sözcüsü aracılığı ile
cevaplar sınıfa duyurulur (Açıkgöz 1992,s.65-66).
İşbirlikli öğrenmenin iki önemli özelliği olan
‘
düşünme
zamanı’ ve akran etkileşimi öğelerini ortaya çıkarır. DüşünEşleş-Paylaş’ın amacı, öğrencilerin bilgiyi işlemelerine,
iletişim becerileri geliştirmelerine ve düşünmelerini
saflaştırmalarına
yardımcı olur. Bu stratejiyle, öğretmen:
• Açık uçlu bir soru ya da problem ortaya atar.
• Öğrencilere, cevapları hakkında düşünmek için bir ya da
iki dakika verir.
• Öğrencileri, cevaplarını tartışmaları ve fikirlerini
paylaşmaları için eşleştirir(sıra arkadaşı tercih edilir).
• Öğrencilerin cevaplarını küçük bir grupla ya da tüm sınıfla
paylaşmaları için fırsatlar verir. Öğrencilerin cevabı
düşünmek, sonra bir akranla paylaşmak ve farklı bir bakış
açısı görmek için zamanları olduğundan, daha büyük bir
grupla paylaşma konusunda daha istekli ve daha az
endişeli
olabilirler.
Ayrıca,
gerekirse
cevaplarını
değiştirmeleri için de zaman verir ve ‘yanlış’ cevap verme
korkusunu azaltır.
F) Karşılıklı Sorgulama
İşbirliğine dayalı öğrenme tekniklerinden biri olan karşılıklı
sorgulama tekniği öğrencilerin birbirlerine soru sorup cevap
vermelerini içeren bir çalışmadır. Öğretmen soruların niteliği
ile ilgili bilgi verir. Soruları öğrenciler kendileri hazırlarlar ve
karşılıklı olarak sorular sorulur ve cevaplandırılır.
(Senemoğlu ,1997, s.509-510).
G) Birleştirme( Jigsaw)
Bu teknikte öğrencilerden 3-6 kişilik guruplar oluşturulur.
Akademik materyal (ünite) 3-6 bölüme(konuya) ayrılır. Her
kümeye aynı ünite verilir ve küme üyelerinden konulardan
birini seçmesi istenir. Her üye kendi konusuna çalışır. Daha
sonra farklı kümelerde aynı konuyu alan üyeler “uzmanlık
kümelerinde” bir araya gelirler; konu üzerinde tartışırlar.
Daha sonra kendi gruplarına geri dönerler. Yeniden bir
araya gelen grup üyeleri hazırladıkları konuları birbirine ö
retmekle yükümlüdür. Onlara bunun için belli bir süre verilir
ve bu sürenin sonunda bireysel olarak o konuyla ilgili
sınava girecekleri söylenir. Birleştirme tekniğinde, konunun
tümünün öğrenilebilmesi için öğrenciler birbirini dinlemek
durumundadır. Yani olumlu bağımlılık oldukça yüksektir.
Ayrıca her öğrenci hem öğreten hem de öğrenen
durumundadır. Dolayısıyla bazı öğrencilerin baskınlığı
önlendiği bir ortam oluşur. Grup içerisinde herkesin katkısı
2010 STS
Babu Öğretmen ilköğretim 6. sınıf sosyal bilgiler dersinde
öğrencilerine “Eğitimde fırsat eşitliğini nasıl sağlarsınız?”
diye sorar. Öğrencilere ikişerli gruplar oluşturmalarını,
cevapları hakkında iki dakika bireysel düşünmelerini ve
fikirlerini arkadaşlarıyla paylaşmalarını söyler. Daha sonra
her gruptan bir kişinin fikirlerini tüm sınıfta paylaşmasını
ister.
83
2010 KPSS(31 EKİM)
Bir öğretmen, öğrencilerine “genetiğiyle oynanmış bitkilerin
sağlığımız üzerindeki etkileri” ile ilgili konuyu anlatır ve
öğrencilerini gruplara ayırır. Grup üyelerinin birbirlerine
konuyla ilgili soru sormalarını ve cevap vermelerini ister.
Öğrencilerine “… siz neler yapardınız?”, “… benzerlik ve
farklılıkları nelerdir?” gibi bazı soru köklerini ipucu olarak
vererek onları konu hakkında daha derin düşünmeye
yönlendirir. Dersin sonunda grupların çalışmalarını sınıfl a
paylaşmalarını ister.
Banu Öğretmen sınıfında hangi yöntem ya da tekniği
kullanmıştır?
A) Düşün-Eşleş-Paylaş
B) Konuşma Halkası
C) Komite Görüşmesi
D) Aşamalı görüşme
E) Buzz grup (ya da sokratik tartışma)
ÇÖZÜM
Yukarıda
verilen
düşün-eşleş-paylaş
incelendiğinde cevabın A olduğu anlaşılmaktadır.
yöntemi
Bu
öğretmenin
iş
birliğine
tekniklerinden
hangisini uyguladığı söylenebilir?
CEVAP A
2010 KPSS(31 EKİM)
Öğretmen, sosyal bilgiler dersinde “Bölgelerimizi Tanıyalım”
konusunu işleyecektir. Öğrencilerini yedişerli gruplara ayırır.
Grup içinde her üyenin bir coğrafi bölgeyi seçmesini ister.
Her gruptan aynı bölgeyi alan öğrenciler bir araya gelerek
uzmanlık gruplarını oluştururlar. Öğrenciler 15 dakika bu
gruplarda çalıştıktan sonra ilk gruplarına dönerler ve her
üye öğrendiğini sırayla grup içindeki arkadaşlarına anlatır.
A)
Takım - oyun –turnuva
B)
Karşılıklı sorgulama
C)
Takım destekli
bireyselleştirme
D)
Öğrenci takımları
- başarı grupları
E)
Ayrılıp-birleşme
(jigsaw)
öğrenme
A) Öğrenci takımları, başarı grupları
B) Ayrılıp-birleşme (jigsaw)
C) Takım destekli bireyselleştirme
D) Karşılıklı sorgulama (discussion group)
E) Takım-oyun-turnuva
ÇÖZÜM
Burada da yine işbirlikli öğrenme modelinin uygulama
şekillerinden yani tekniklerinden biri sorulmuştur. Ancak
metinden de çıkarımının gayet rahatlıkla yapılacağı bir
sorudur. Öğrencilerin bir konuya ilişkin grup üyelerinin
birbirlerine sorular sorarak konuyu irdelemeleri söz
konusudur.
CEVAP D
Bu durumda öğretmenin kullandığı iş birliğine dayalı
öğrenme tekniği ve kullanım amacı aşağıdakilerin
hangisinde doğru eşleştirilmiştir?
Öğrenme tekniği
dayalı
Amaç
Okul içi ve dışındaki
kaynaklardan yaralanma
Eleştirel ve yaratıcı
düşünme becerileri
geliştirme
Öğrencilere karar verme ve
seçme becerisi
kazandırma
DALE’NİN YAŞANTI KONİSİ
Öğrendiklerimizin :
Gruplar arası yarışmaya
özendirme
Öğrencilere birbirlerinden
sorumlu oldukları
bilincini kazandırma
İle kazanılır.
ÇÖZÜM
İşbirlikli öğrenme modelinin uygulama şekillerinden biri
sorulmuştur. Ancak bu soru, söz konusu tekniği bilmeme
halinde de, cevap senaryodan rahatlıkla bulunabilir.
Dikkat edildiğinde öğrencilerin gruptan ayrılarak tekrar
birleşmeleri vurgulanmaktadır.
CEVAP E
84
2010 KPSS (31 EKİM)
Amerikalı eğitimci Dale, yaşantılarla kavramların oluşumunu
ilişkilendirerek öğretme durumlarının seçimine yardımcı
olacak bir yaşantı konisi geliştirmiştir. Bu modelin dayandığı
temel ilkeler şunlardır:
• Öğrenme sürecinde ne kadar çok duyu organı kullanılırsa
öğrenme o kadar kalıcı olur.
• En iyi öğrenilenler bireyin kendi kendine yaparak
öğrendikleridir.
• Öğrenilenlerin çoğu görsel ögeler yardımıyla öğrenilir.
Bilginin somutlaştırılmasında işe koşulabilecek yöntemlertekniklerin etkinlik sıralaması
Bu ilkelere göre, somut yaşantı kazanmak ve kalıcı
öğrenmeler sağlamak için, aşağıdaki öğretim yöntem
ya da tekniklerinden hangisinin kullanımına en az yer
verilmelidir?
A) Gösteri
C) Gezi
E) Görüşme
ÇÖZÜM
Öğretim sürecinde artan duyu organı sayısı sürecin daha
somut ve anlaşılır olmasını sağlar. Seçeneklerden Görüşme
dışındakiler konide somut yaşantıların sağlanması için
öngörülen öğretim teknikleridir. Dale görüşmeyi koni
içerisinde ele almamıştır.
DALE’nin Yaşantı Konisi
Öğrenme işlemine katılan duyu organlarımızın sayısı ne
kadar fazla ise o kadar iyi öğrenir ve o kadar geç unuturuz.
En iyi öğrendiğimiz şeyler, kendi kendimize yaparak
öğrendiğimiz şeylerdir.
Öğrendiğimiz şeylerin çoğunu gözlerimizin yardımıyla
öğreniriz.
En iyi öğretim somuttan soyuta ve basitten karmaşığa
doğru giden öğretimdir.
Yaşantı konisinin dayandığı bilimsel araştırma bulgularına
göre insanlar öğrendiklerinin,
Önemli: Görüşme öğretim sürecinde bilginin doğrudan elde
edilmesinde etkili ve bu yolla da somut yaşantı geçirmeye
yardımcı olsa da soruda Dale’in öğrenme anlayışı
sorulmaktadır. Bu doğrultuda yorum yaparak çözüme
gitmek yanlış olur.
Cevap E
2008 KPSS
Öğretim aracı olarak aşağıda verilenlerden hangisi
kullanıldığında, en etkili öğrenme sağlanabilir?
% 83'ünü görme
% 11'ini işitme
% 3,5'ini koklama
% 1,5'ini dokunma
A) Hareketli ve sesli filmler
B) Projeksiyonla sunulan görseller
C) Ders kitapları
D) Haritalar ve grafikler
E) Model ve numuneler
% 1 'ini tatma duyularıyla edindikleri yaşantılar yoluyla
öğrenmektedir.
Zaman sabit tutulmak üzere insanlar:
B) Sergi
D) Dramatizasyon
ÇÖZÜM
Ne kadar çok duyu organını kullanıyoruz ona dikkat
etmeliydiniz. En çok duyu organına hitap eden model ve
numunelerdir.
CEVAP E
Okuduklarının % 10'unu
İşittiklerinin % 20'sini
Gördüklerinin % 30'unu
Hem görüp hem işittiklerinin % 50'sini
Söylediklerinin % 70'ini
KAVRAMSAL DEĞİŞİM YAKLAŞIMI
yapıp
söyledikleri
bir
şeyin
ise
%
90'ını
hatırlamaktadırlar. Dolayısıyla, hangi yaşta olursa olsun,
bir konu ile ilgili yeni şeylerin öğretilmesine somut
mesajlarla başlanıp öğrenenin ilerlemesine paralel olarak
yavaş yavaş soyutlaştırılan mesajlarla devam edilmesi ve
bu çerçevede öğrencinin mümkün olduğunca çok duyu
organının öğrenme işlemine katılacağı etkinliklerin
düzenlenmesi, daha iyi öğrenme sağlayacaktır.
Kavramsal değişim yaklaşımının uygulamaları analojiler ve
açıklayıcı modeller, kavram değiştirme metinleri, çürütme
metinleri, kavram haritaları, somut aktiviteler, bilgi işlem
becerileri, öğrencilerin yazılı cevapları, bilgisayar destekli
eğitim, grup çalışmaları ve gösteri deneyleri, tartışma gibi
stratejileri içerir.
!
Ön kavramlar (preconceptions), yanlış kavramalar
(misconceptions),
alternatif
kavramalar
(alternative
frameworks) belirlenir. Yanlış kavramlar, bilimsel bir
Dale :
Ne kadar çok duyu organı o kadar çok
öğrenme
85
ANALOJİ (BENZEŞİM)
gerçeğin yanlış olarak ezberlenmesinden daha farklı olup,
kişinin kaynağı yetersiz ve/veya hatalı zihinsel yapıdan
dolayı düşünme sürecinde birbirleri ile ilintili bilimsel
kavramları hatalı kullanmasıdır. (Örnek; ısı-sıcaklık, erimeçözünme vb.)
Yanlış kavramlar, genellikle
bilgilerden kaynaklanır.
gündelik
dilden
ve
‘‘İnsan zihninin benzeyişlerden yararlanarak yaptığı bir akıl
yürütme yoludur.’’ ‘‘Bir veya birkaç bakımdan benzerlik
gösteren şeylerin başka yönlerden de benzerlik
göstereceğini düşünme yoludur.’’ ‘‘Benzerliklerin yardımı ile
bilinmeyeni elde etme yoludur.’’
ön
Alternatif kavramalar sınıf ortamında olur.
Yanlış kavramların giderilmesi için geliştirilen yöntemlerin
çoğu Piaget'in (1950) benzeştirme (assimilation) ve
uzlaştırma (accommodation) ile yapılandırmacı öğrenme
(constructivism) kuramlarını temel almıştır.
Posner ve diğerleri tarafından ortaya atılan teoride
kavramsal değişimin yaşanması için şu dört şartın
sağlanması gerekir:
Örnek bir analoji kavram haritası
Örneğin, turunçgiller sıcak ve ılık iklimlerde yetiştirilir.
Akdeniz iklimi bu özelliktedir. Çoruh boylarında Akdeniz
iklim özelliği görülmektedir. Öyle ise narenciye-turunçgiller
Çoruh boylarında da yetiştirilebilir yargısına varılabilir.
‘‘Tabiat bilgisindeki sınıflandırmaların temeli analojiye
dayanır. Analoji, ‘‘ yakından uzağa, bilinenden bilinmeyene
’’ ilkesi ile öğretime girmiştir diyebiliriz. Bu suretle de
öğretimde çok kullanılan bir akıl yürütme yoludur.
Hoşnutsuzluk: Öğrenci var olan kavramından hoşnutsuz
olmalı
Anlaşılırlık: Yeni kavram öğrenci için anlaşılır olmalı
Makullük: Yeni kavram öğrencinin aklına uygun olmalı
(plausibility).
Verimlilik: Yeni kavram verimli olmalı yani gelecekte benzer
sorunları çözebilmelidir
2010 KPSS (31 EKİM)
Türkçe dersinde kompozisyon yazarken giriş bölümünün
önemini vurgulamak isteyen bir öğretmen öğrencilerine
“Kompozisyonumuzun giriş paragrafı bel kemiğimiz gibidir;
bel kemiğinde problem olan bir insan nasıl yürüyemezse,
giriş paragrafı yeterince ilgi çekici olmayan bir
kompozisyonu da kimse okumak istemez.” der.
Bu derste öğretmenin kullandığı öğretim yöntem ya da
tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Düz anlatım
C) Analoji
E) Argümantasyon
B) Tartışma
D) Örnek olay
ÇÖZÜM
Analoji insan zihninin benzeyişlerden yararlanarak yaptığı
bir akıl yürütme yoludur. Benzerlikler yardımıyla bilinmeyen
elde edilmeye çalışılır. Öğretmen de kompozisyonun giriş
bölümünü açıklamak için öğrencilerin bildiği ve benzer
özellik gösteren bir durumdan yararlanarak konuyu
anlatmaya çalışmıştır.
Cevap C
KAVRAM HARİTALARI
Kavram haritaları, uzun yıllar öğretmenler ve eğitim
araştırmacıları
tarafından
kağıt-kalem
kullanarak
hazırlanmıştır. Teknolojik imkanların gelişimi ile birlikte,
özellikle Novak ve
arkadaşları
tarafından yapılan çalışmalar sonucunda,
kavram haritaları bilgisayar yardımıyla hazırlanmaya
başlanmıştır. Çeşitli yazılımlardan yararlanılarak oluşturulan
kavram haritaları, daha çabuk ve kolay hazırlanmasından
86
Kavram haritalarında bu ögelerin genel anlamda özellikleri
sunlardır :
dolayı, kagıt-kalem
yardımıyla hazırlanan kavram
haritalarına göre zaman içinde daha çok tercih edilir
olmuştur.
Kavramların seçimi: Bir konunun anlasılması için gerekli
olan kavramların tespiti.
Hiyerarşi: Seçilen kavramları en genel olandan özele
dogru sıralama.
Ara bağlantılar: Hiyerarsik akısı gösteren kavramlar
arasındaki iliskilerin oklarla belirlenmesi
Kavram haritaları, öğrenciler için, öğrenilecek temel
fikirleri ve bunlar arasındaki ilişkileri açık hale
getirmekte ve önceki bilgilerle yeni bilgiler arasında
bağlantılar kurulmasına yardımcı olur.
Kavram haritaları öğretmenlere; anlamları organize
etme, öğrencilerle tartışma sorularına karar verme
ve kavram yanılgıların belirleme imkanı sağlar.
Anlamlı öğrenmeyi sağlar.
Öğrencinin kavramlar arasında bütünlük kurmasını
sağlar.
Bireyin bir konudaki mevcut bilgisini özetlemeye
yarar.
Varsa kavram yanılgılarını belirlemeye yarar.
Bireyin konuyu kavrayışındaki boşlukları, yani üstü
kapalı kalıp atlanmış hususları ortaya çıkarmaya
yarar. (Ölçme değerlendirme amaçlı)
Çok boyutlu düşünme becerisi geliştirir.
İyi bir ölçme değerlendirme aracıdır.
Bir grubun farklı üyeleri arasında iletişimi ve ortak
anlayışlara ulaşmayı kolaylaştırır.
Ayrıca asagıdaki
kullanılmaktadır:
alt
amaçlar
dogrultusunda
Kavram Haritası oluşturma aşamaları :
1. Kavramların seçimi
2. Gerekli yerlerde bir kavramın öğrenciler tarafından
doğru belirlenebilmesi için ipuçlarının verilmesi
3. Hiyerarşi
4. Ara bağlantılar
5. Çapraz bağlantılar
6. Ara ve çapraz bağlantıların adlandırılması
Kavram Haritalarının Sınırlılıkları:
Kavram haritasının sınırlarını, dersin müfredatı, kazanımları
(hedef ve davranısları), ögrenci seviyesi ve ders saati gibi
birçok etmen belirler. Farklı derslerin farklı konularında
kavram haritaları kullanılabilir. Her derste kavram
haritalarının kullanılabilir olması, her ünite veya konuda da
kullanılabilecegi anlamına gelmez. Çünkü bazı ünite ve
konular, içeriksel veya sekilsel açıdan kavram haritaları
kullanımına uygun degildir. Ayrıca kavram haritası için kesin
belirli bir çizim şekli yoktur. Dolayısıyla kavram haritaları için
kesin "yanlıs" veya "dogru" seklinde yorumda bulunmak
zordur. Kavram haritaları hazırlanırken dikkat edilecek
hususlar göz önüne alınmazsa, ögrenmeyi zorlaştırıcı bir
etkisi olur. Bu durum, ögrencilerin kavramsal yanılgılar
yasamalarına
ve
hiçbir
kavramı
tam
olarak
ögrenmemelerine neden olur.
da
1. Bilgilerin düzenlenmesi ve sunumunda veya problemin
sunumunda: Ögrencilerin konuları anlamlı bir sekilde
ögrenmelerine yardımcı olur.
2. Egitimde program gelistirmede: Planlama asamasında
kullanılır.
3. Ölçme ve degerlendirmede: Kavram haritaları ile
yapılandırılan çalısma yaprakları ve sınav kagıtları, hem öz
degerlendirme
(ögrencilerin
kendi
kendilerini
degerlendirmeleri) için hem de ögretmenlerin degerlendirme
yapmaları için oldukça islevsel bir yöntemdir.
Kavram Haritalarını Hazırlarken Dikkat Edilecek Hususlar:
Kavram haritaları ayrıca; ögretimi planlamada da
kullanılabilir. Ögrencilerin ögrenmesi için gerekli öğelerin
tamamına, kavram haritalarıyla ulasılabilir. Bir üniteyle ilgili
olarak hazırlanan kavram haritaları, ögrencilerin ünite
boyunca islenen konular arasında baglantı kurmalarına
zemin hazırlar.
Hem öğretmenler hem de öğrenciler tarafından
oluşturulabilen ve hem ders materyali hem de ölçmedeğerlendirme aracı olarak kullanılabilen kavram haritaları
oluşturulurken bazı ölçütler göz
önüne alınmalıdır. Bu ölçütler şunlar olabilir:
• Asırı karmaşık hale getirilmiş kavram haritaları
oluşturmaktan kaçınılmalıdır. Harita çok sayıda
kavramı, önermeyi ve ilkeyi içeriyorsa önce en
önemli kavramları gösteren genel bir harita, sonra
genel haritanın bölümlerini ayrı ayrı gösteren
ayrıntılı haritalar yapılmalıdır. Çünkü çok fazla
bağlantı veya çizgiden dolayı aşırı karmaşık hale
gelmiş kavram haritaları yanlış öğrenmelere yol
açabilir. Ayrıca böyle bir haritanın öğretmen
tarafından incelenmesi ve değerlendirilmesi de çok
zordur.
• Kavramlar arası ilişkileri belirtmek amacıyla uygun
bağlantı kelimeleri ve ekleri seçilmelidir. Çünkü bir
kavram haritasında uygun olmayan bağlantı
kelimeleri veya ekleri kısmi kavramaları veya
kavram yanılgılarını isaret eder.
Örnek bir kavram haritası
87
•
•
•
•
•
Çapraz bağlantıların kurulmadığı, zincir kavram
haritasına
benzeyen
kavram
haritaları
oluşturulmamaya çalısılmalıdır. Çünkü kavram
haritasındaki geçerli ve önemli çapraz bağlantıların
sayısı, haritayı hazırlayan kişinin, o konuyla ilgili
kavramları nasıl algıladığını ve bütünleştirdigini
gösteren en önemli delildir.
Her kavram haritada yalnızca bir kez yer almalı ve
en az bir kavramla ilişkilendirilmiş olmalıdır.
Kavramlar arası ilişkilerin yönünü göstermek için
oklar kullanılmalıdır. Kavram haritaları bir anda
tamamlanabildigi gibi ögrenciler konuyla ilgili yeni
kavramlar ögrendikçe de haritaya
ekleme yaparak kavram haritalarını geliştirebilirler.
Bu nedenle kavram haritaları interaktif özellik tasır.
Kavram haritaları uygun bir şekilde tasarlandığında
her öğretim kademesinde rahatlıkla kullanılabilir.
Kavram haritaları:
Uygun
şekilde
tasarlandığında
tüm
kademelerinde
Ölçme-değerlendirme
Bilişsel şemaları örgütmeme
Kavram yanılgılarını giderme
Amacıyla kullanılabilecek etkili bir yöntemdir.
eğitim
Okul öncesi ve ilköğretim birinci sınıflar için uygun bir
kavram haritası
2010 KPSS (10 TEMMUZ)
Aşağıdakilerden hangisi kavram haritalarının avantajları
arasında yer almaz?
A) Öğretimin her kademesinde kullanılabilmesi
B) Ön bilgilerle yeni kavramların bütünleştirilmesini
sağlaması
C) Kavram yanılgılarını önlemede etkili olması
D) Olguların ve örneklerin somutlaştırılmasında etkili olması
E) Dersin her aşamasında farklı amaçla kullanılabilmesi
ÇÖZÜM
Soruda en büyük çeldirici her öğrenim kademesinde
kullanılması olan A seçeneğidir. Bilinmelidir ki ilköğretim ilk
yıllarında resimlerle oluşturulduğunda her öğretim
kademesinde kavram haritaları kullanılabilir. D seçeneğinde
verilen olguların ve örneklerin somutlaştırılmasında etkili
değildir. Çünkü sadece görme duyusuna hitap eder.
CEVAP D
88
Örnek Bir Kavram Karikatürü
89
KAVRAM KARİKATÜRLERİ
Kavram karikatürleri yapısal olarak diğer karikatürlerden
farklı formatta hazırlanır. Olay ve olguları mizahi abartılı bir
üslupla ele almaz. Fakat olayları çizgiler ile anlatıyor
olmasından dolayı karikatür olarak adlandırılmaktadır.
Kavram karikatürleri çoktan seçmeli soru tiplerine
benzemektedir. Çoktan seçmeli soru tiplerinden farklı olarak
kavram karikatürleri diyalog biçiminde yazılmış metinler ile
görselliği birleştirmiştir. Genellikle üç ya da daha fazla
karakterin günlük bir olay hakkında karşılıklı soruları ya da
fikirleri konuşma balonu şeklinde sunulmaktadır. Karakterler
eşit statüde ortaya konulmakta olup, günlük olaylarla ilgili
düşünceleri birbirinden farklı bakış açıları ile, kabul edilebilir
ve akla yatkın düşünceler olarak ileri sürülmektedir.
Düşünceler genellikle bireylerin fiziksel olgu, ilke ya da
durumlar hakkında var olan yanılgılarını ve hatalı bakış
açılarını da kapsamaktadır. Kavram karikatürlerinin birincil
uygulama amacı bir kavram ya da olay hakkında tartışma
başlatmak ve beraberinde araştırmaya sevk etmektir.
Dolayısıyla merak duygusu ile beraber araştırma alışkanlığı
da kazandırır. Böylece öğrencilerde var olan kavram
yanılgılarını giderme yönünde son derece etkilidir.
Karikatürler üzerinde eğitim alanında yapılan araştırmalarda
Okuma becerisi geliştirme,
Kelime-kavram becerisi geliştirme,
Tartışma ortamı yaratma,
Kavram öğrenimi sağlamak,
Kavram yanılgılarını gidermek,
Problem çözmeyi öğretme,
Düşünme becerisini geliştirme,
Motivasyonu arttırma,
Araştırma becerisi kazandırma
davranışları üzerinde son derece etkili olduğu saptanmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere fakrlı karakterlerin farklı görüşleri
savunduğu söylenmişti. Bu farklı karakterlerin öğrencilerde
mevcut olan kavram yanılgılarını kendisine çekmesinden
dolayı çoktan seçmeli sorulara benzediği söylenebilir. .İşte
bundan ötürüdür ki kavram karikatürleri ölçme ve
değerlendirme amacıyla da kullanılabilen etkin bir yöntemdir.
2010 KPSS (31 EKİM)
Aşağıdakilerden hangisi kavram yanılgılarının
hem tespit edilmesinde hem de giderilmesinde
kullanılır?
A) Kavram karikatürleri
B) TGA (Tahmin-Gözlem-Açıklama)
C) İki aşamalı teşhis testleri
D) Tekzip (çürütme) metinleri
E) Mülakatlar
ÇÖZÜM
Kavramsal karikatürler öğrencilerin sahip olduğu kavram
yanılgıları veya düşünme biçimlerinin insan ya da hayvan
figürleri ile tartıştırıldığı, düşündürüldüğü karikatür türü
çizimlerdir.
CEVAP A
VEE DİYAGRAMLARI
Gowin, laboratuvarda öğrencilerin bilgiyi daha iyi anlayıp
yapılandırması amacıyla, 70'li yıllardaki çalışmaları sırasında
"V" şeklinde bir diyagram geliştirmiş ve bunu “V-diyagramı”
olarak adlandırmıştır. V-diyagramının anlamlı öğrenmeyi
kolaylaştıran, metabilişsel araçlardan birisi olduğu yapılan
bazı çalışmalarda belirtilmiştir.
V - diyagramının amacı öğrencilere fen bilimlerinin
kavramsal ve yöntemsel kısımları arasında ilişkiyi
kurmalarında yardımcı olmaktır. Çalışmaların büyük
çoğunluğunda yer alan V- diyagramının başlıca kısımları
aşadaki şekilde verilmiştir:
Şekilde den de anlaşıdığı gibi bir V - diyagramı başlıca iki
kısımdan oluşmaktadır:
• Kavramsal kısım
• Yöntemsel kısım.
Diyagramın kavramsal kısmı deneye gelmeden önce,
yöntemsel kısmı ise deney yapıldıktan sonra hazırlanır.
Diyagramda bu iki başlık altında yer alan bölümler: Odak
sorusu,
• Araç ve gereçler,
• Olaylar,
• Teoriler ve ilkeler,
• Kavramlar,
• Deneysel iddialar,
• Bilgi iddiaları,
• Veri dönüşümleri
• Kayıtlardır.
•
Vee diyagramı hazırlanırken genel olarak aşağıdaki sıra
takip edilmelidir:
90
V-diyagramı hazırlığına büyük bir "V" harfi çizimi ile
başlanır.
Laboratuara gelmeden kavramsal kısım hazırlanır.
Bu amaçla çeşitli ders kitaplarından yararlanılabilir
ve deneyin teorisi ve yapılışı iyice okunur.
Kavramsal kısımda yer alan teori ve ilkeler kısmına;
öğrencinin bu deney sonucunda ulaşabilmesine
yardımcı olacak teori ve ilkeler belirlenerek yazılır.
Yine aynı bölümde yer alan kavramlar kısmına bu
deneyde geçen ve öğrencinin anlamını bilmesi
gereken kavramlar yazılır veya bu kavramlarla ilgili
kavram haritası yapmaları istenir.
Yine deneye başlamadan önce, deneyin ne amaçla
yapıldığı, sonuçta ne kazandıracağı üzerinde
düşünülerek odak sorusu belirlenir (odak sorusu en
fazla iki tane olmalıdır.).
Deneyde kullanılacak olan araç ve gereçler
diyagramda V harfinin alt sivri ucundaki araç —
gereçler kısmına yazılır. Ayrıca burada deney
sırasında yapılacak uygulamalar sırası ile yazılır.
Deney yapılır ve bu sıradaki tüm ölçümler, gözlemler
ve sonuçlar deneysel kısımda yer alan kayıtlar
kısmına not edilir.
Kayıtlar; karşılaştırmalar, farklar, tablolar, grafikler,
çizimler deneye uygun olarak yeniden düzenlenir.
Deneyin yapılmasında dikkat edilecek noktalar,
varsayımlar, sınırlılıklar gibi özel bilgiler varsa deney
için belirlenir. Bu bilgiler ve kayıtların deneye uygun
olarak yeniden düzenlenmiş hali diyagramdaki veri
dönüşümleri kısmına yazılır.
Kayıtlar ve veri dönüşümlerinden yararlanarak
deneysel olarak elde edilen sonuçlar ve bu
sonuçların yorumları deneysel iddialar kısmına
yazılır.
Deneysel iddiaların kavramsal kısımdaki teori ve
ilkelerden yararlanarak genel düzeyde açıklaması
veya yeni araştırma ve iddialara yön verecek yeni
soruların önerilmesi ile bilgi iddiaları oluşturulur ve
diyagramdaki ilgili kısma yazılır. Bilgi iddiaları odak
sorularının cevaplandır. Fakat bazı deneylerde bilgi
iddiaları oluşturulamadığından deneysel iddialar
odak sorularına cevap verebilecek nitelikte olabilir.
Bu iddialar odak sorusuna yön veren kavramsal ve
yöntemsel bilgiyle tutarlı olmalıdır.
V-diyagramı sayesinde eski bilgilerle, yeni yorumlar
yapılarak bilgi yapılandırılırken, diyagramı oluşturan
tüm elemanların birbirleriyle olan aktif etkileşimi
şematize edilmektedir.
V-diyagramı ile öğrenciler yaptıkları ya da
katıldıkları
laboratuar
aktivitesinden
sonra
gözlemledikleri olaylarla daha önce bildikleri
arasındaki ilişkileri aynı anda görebilirler. Böylece
bilgiler daha düzenli bir şekilde kaydedileceği için
öğrenme de daha düzenli ve kalıcı olacaktır.
Vee Diyagramlarının Dezavantajları:
V-diyagramları öğrencilere laboratuar dersinde önce
verilmediği taktirde bazı öğrenciler diyagramda neler
olduğunu incelerken yada kavramsal kısmı
doldurmaya çalışırken deneydeki bazı kısımları
kaçırabilirler. Bu nedenle bir ders önce verildiğinde
öğrencilerin deneye hazırlıklı gelmesi de sağlanabilir.
KELİME İLİŞKİLENDİRME TESTLERİ (KİT)
Kelime ilişkilendirme (KİT) tekniği herhangi bir konu ile ilgili
öğrencilerin;
Konu anlatımı öncesi ve sonrası bilişsel yapısını
araştırmak,
Öğretim sonrası kavramsal değişiklikleri tespit etmek,
Sahip oldukları kavram yanılgılarını ortaya koymak
amacı ile kullanılabilir.
Öğrenci bu teknikte, belli bir süre içerisinde çoğunlukla 30
saniye) herhangi bir konu ile ilgili verilen bir anahtar
Vee
diyagramları,
öğretimin
her
kademesinde kavramın aklına getirdiği kavramları cevap olarak verir.
kullanılabilir.
Öğrencinin uzun dönemli hafızasından herhangi bir anahtar
kavrama verdiği sıralı cevabın bilişsel yapıdaki kavramlar
Vee Diyagramlarının Avantajları:
arasında bağlantıları ortaya koyduğu ve anlamsal yakınlığı
gösterdiği farz edilir. Anlamsal yakınlık veya anlamsal
V- diyagramı öğrencinin laboratuara girerken sahip mesafe etkisine göre anlamsal
olduğu yapısal bilgiyle, araştırma süreçlerinden bellekte iki kavram birbirine mesafe açısından ne kadar
türettikleri yöntemsel bilgi arasında karşılıklı etkiyi yakın ise o kadar sıkı ilişkidedir ve hatırlama esnasında da
görmelerinde yardımcı olur.
zihinsel araştırma daha çabuk olacağından her iki kavramla
Diyagramın doldurulmasının her aşamasında, ilgili cevap daha hızlı olacaktır.
öğrenciler etkin grup çalışmaları içine girerler ve bu
sırada devamlı tartışarak bu deneyde amaçlarının Kelime İlişkilendirme Testinin Hazırlanması
ne olduğu ve neyi öğrenmelerinin gerektiğini de
sorgularlar.
Kelime iletişim testini oluşturmak amacı ile seçilen konu ile
Öğrencilerin sahip oldukları teorik
bilgiyle konu için en önemli olan kavramlar başka bir ifade ile
laboratuardaki gözlemleri arasında ilişki kurmalarını konunun üzerine inşa edildiği 10 tane anahtar kavram seçilir.
sağlayarak ders ve laboratuar çalışmaları Daha sonra her kavram bir sayfaya gelecek şekilde
arasındaki kopuklukların giderilmesini sağlar.
aşagıdaki örnekteki gibi bir sayfa düzeni hazırlanır.
Öğrenciler
çoğu
zaman
okulda
yaptıkları Böbrek .....................
deneylerde, deneylerin kayıt ve sonuçlarıyla Böbrek .....................
ilgilenirken, deneyin aslında öğrenciye kazandırmak ….(10 adet)
istediği
bilgiye
ulaşamamaktadırlar.
V- Kelime ilişkilendirme Testinin Uygulanışı
diyagramlarını kullanarak, öğrenciler elde ettikleri
kayıtlardan yola çıkarak, veri dönüşümlerini Kelime ilişkilendirme testinin uygulanması esnasında,
oluştururlar ve buradan da deneyin kazandırmak öğrencilerden 30 saniye içerisinde anahtar kavramların
istediği deneysel ve bilgisel yorumlara ulaşırlar.
akıllarına getirdiği ilgili kavramları yazmaları istenir. Otuz
91
saniyelik zaman birimi bir çok akademik çalışmada en uygun
zaman dilimi olduğu için uygulanır. Anahtar kavramın alt alta
on defa yazılmasının sebebi de, zincirleme cevap riskini
önlemeye yöneliktir. Çünkü öğrenci her kavram yazımında
anahtar kavrama tekrar dönmezse anahtar kavram yerine
cevap olarak yazdığı kavramın aklına getirdiği kelimeleri
yazacaktır bu da testin amacını zedeler. Öğrenci verilen süre
içerisinde yazabildiği kadar cevap kavram yazar ama ondan
daha fazla kavramı sayfa altındaki boşluğa yazabilen
öğrencilerde çok nadirde olsa bulunabilir. Öğrencilere her
sayfadaki anahtar kavram için verilen zaman kontrol edilir.
Örneğin birinci sayfa yani birinci anahtar kavram için
saniyenin sonunda öğrencilerden ikinci anahtar kavrama
geçmeleri söylenir ve test bu şekilde devam eder.
Öğrencilerin tekniğe daha kolay ısınmalarını sağlamak
amacı ile testin mantığı ile ilgili bir ön açıklama yapılır ve
esas kavramları yoklamadan önce bir kaç alıştırma yapılır.
YAPILANDIRILMIŞ GRİD
Yapılandırılmış grid öğrencilerdeki kavram yanılgılarının
tespit edilmesi ve anlamlı öğrenmenin ölçülmesi açısından
kuvvetli bir tekniktir. Bu teknik ile ilgili çalışmalar Egan
tarafından başlatılmış ve daha sonra bir çok araştırmacı
tarafından başarılı bir şekilde kullanılmıştır.
Yapılandırılmış gridin hazırlanma aşamaları
Bu teknikte yaşa ve seviyeye bağlı olarak dokuz veya on iki
kutucuktan oluşan bir tablo hazırlanır ve kutucuklar
numaralandırılır. Gridi hazırlamak üzere öğretmen kendisine
bir soru sorar ve bu sorunun cevabını gelisi güzel
kutucuklardan birine veya birkaçına yerleştirir. Sonra ikinci
soruyu sorar ve cevabını yine kutucuklara yerleştirir, fakat
ikinci sorunun cevabını teşkil eden kutucuklardan bir kısmı,
birinci sorunun da cevapları arasında olabilir. Bu şekilde
kutucukların tamamı doluncaya kadar soru hazırlanarak
BALIK KILÇIĞI
cevaplar kutucuklara dağıtılır. Sonuçta öğrencilerden;
“Ishikawa diyagramı” olarak da bilinen balık kılçığı a) her sorunun cevabı için uygun kutucukların bulunması ve
yöntemi 1943’te Kauro Ishikawa tarafından b) bu kutucuk numaralarının mantıksal veya işlevsel sıraya
göre dizilmesi istenir.
geliştirilmiştir.
Detaylı bir sebep-sonuç diyagramı balık kılçığı Aşağıdaki grid, canlılar tarafından dışarı atılan bazı boşaltım
şeklindendir, bu yüzden “balık kılçığı diyagramı” maddelerini
içermektedir. Kutucuklardaki numaraları bu konu ile ilgili size
olarak da adlandırılır.
aşağıda yönlendirilen
“Balık
kılçığı”
yöntemi,
örgütsel
problemlerin soruları cevaplamak için kullanınız. Aynı kutucuğu bir veya
çözümünde,sorunları analitik bir yaklaşımla göz önüne birden fazla sorunun
serme ve bu doğrultuda fikir üretme amaçlarıyla genellikle cevabı olarak kullanabilirsiniz.
Örgüt Geliştirme uzmanları tarafından kullanılmıştır. Neden
sonuç ilişkisini öğrencilere kurgulamada oldukça etkildir. Aşağıda yapılandırılmış grid ile hazırlanan bir sınav sorusu
Ölçme değerlendirme aracı olarak kullanabilen etkin bir gösterilmiştir:
öğretim tekniğidir.
Canlılar tarafından dışarı atılan bazı boşaltım maddelerini
içermektedir. Kutucuklardaki numaraları bu konu ile ilgili size
aşağıda yönlendirilen soruları cevaplamak için kullanınız.
Aynı kutucuğu bir veya birden fazla sorunun cevabı olarak
kullanabilirsiniz.
Örnek bir Balık Kılçığı Diyagramı
2010 STS
Tarihi olayların nedenlerini ve sonuçlarını öğrenmede güçlük
yaşayan bir öğrenci, aşağıdaki uygulamalardan hangisini
kullanırsa daha etkili öğrenir?
A) Düz anlatım
C) Sınıflama
B) Benzetim
D) Beyin fırtınası
92
Dallanmış ağacın avantajları:
Yapılandırılmış Grid Tekniginin Avantajları:
Yapılandırılmış grid tekniğinin bir çok avantajları vardır:
Bu teknik ile hazırlanmış sorularda kutucukların
içerisine kelimeler, resimler, sayılar, eşitsizlikler,
tanımlar veya formüller konulabilir. Kutucukların
içeriğinin değiştirilebilmesi hem görsel hem de sözel
düşünebilme olanağı sağlar.
Bu teknikte, öğrencilerin konuyu bilmeden soruyu
doğru cevaplamaları, yani tahminde bulunmaları (
ya da öğrenciler arasındaki deyimiyle “atmaları”)
hemen hemen imkânsızdır. Hem doğru kutucukların
seçimi, hem de bunların mantıksal sıraya dizilmesi
konuyu çok iyi bilmeyi ve anlamayı gerektirir.
Ayrıca yanlış seçilen kutucuklar öğrencilerin konu
hakkındaki eksik veya yanlış bilgilerini ortaya
çıkarır, bilişsel yapıdaki aksaklıkları gösterir.
Yapılandırılmış grid tekniğinde kısmi bilginin de
değerlendirilmesi, ödüllendirilmesi vardır.
Hazırlanan sorular çok kısa bir zaman diliminde
uygulanabilir.
Öğrenciler bu tekniği evde veya okulda bilgi
seviyelerini yoklamak amacı ile kullanabilirler.
•
Ögrencinin kafasındaki bilgi ağındaki
bağlantılar, yanlış stratejileri ortaya çıkarır.
•
Öğrencinin yaptığı yanlışların nerden başlağı belli
olduğundan, D-Y tipindeki sorularla hazırlanan
izleme testlerine kıyasla, zamandan tasarrus sağlar.
•
Bu teknik elle olduğu kadar bilgisayar ortamında da
uygulanabilir ve her çatallaşan soru daha da
geliştirilebilir.
Verilen D/Y kararları sırasında öğrenci yanlış bir
karar verdiğinin farkına varabilir ve geri dönebilir.
•
yanlış
Dallanmış ağacın sınırlılıkları:
•
•
•
Birbiri ile ilintili D/Y tipinde ifadelerin hazirlanmasi,
ilk defa kullanan öğretmenler için biraz zaman alıcı
olabilir.
Öğrenci tahminle doğru cevaba ulaşabilir.
Sentez ve değerlendirme gibi üst düzey öğrenme
becerilerinin ölçülmesinde yeterli olmayabilir.
Yapılandırılmış Grid Tekniğinin Dezavantajları:
TAHMİN GÖZLEM AÇIKLAMA
Farklı bir sınav şekli olduğu için öğrencilerin ilgisini
çekmekte ve bir bulmaca gibi düşünülmesine
rağmen, uygulama yapıldıktan hemen sonra derste
değerlendirilmediği taktir de daha sonra öğrenciler
yaptıkları hataları o anda neden o şekilde
işaretlediklerini hatırlayamamaktadır. Bu nedenle
uygulandıktan sonra derste değerlendirilmeli ve
yapılamayan sorular üzerinde tartışılmalıdır.
DALLANMIŞ AĞAÇ
Geleneksel
dogru/yanlış
tipindeki
değerlendirme
tekniğinde, her bir soru ayrı ayrı ele alınır ve çoğunlukla
bir soru bir öncekinden veya bir sonraki sorudan
bağımsızdır. Oysa birbiri ile bağlantılı D/Y tipindeki
soruları içeren dallanmış ağaç tekniginde her bir D/Y
kararı bir sonraki D/Y kararını etkileyen veya belirleyen
sonuçlar içerir.
Örnek bir tahmin gözlem formu
Tahmin- gözlem- açıklama (TGA) tekniğinin fen öğretiminde
öğrencilerin anlama düzeylerini araştırmak amacıyla fen
deneyleriyle birlikte çok sık kullanıldığı bilinmektedir.
TGA’nın ilk aşamasında olayların meydana gelme sebebi
sorgulanarak öğrenciler düşünmeye sevk edilmekte, ikinci
aşamasında ise gözlem yapmaları için onlara fırsat
verilmektedir. TGA’nın son aşamasında öğrencilerden
93
gözlemlerini tahminleriyle birleştirerek açıklama yapmaları
istenmektedir. Bu yolla, öğrencilerin düşüncelerinin altında
yatan asıl sebep ortaya çıkartılabilmektedir. TGA’nın gözlem
aşamasında öğrenciler fen kavramlarıyla ilgili deneyler
yapmaktadırlar. Fakat öğrenciler yapılan deneylerde
olayların gerçekleşmesinde etkili olan gözle görülemeyen
durumları ise gözlemleyememektedirler. Bu bağlamda TGA
öğrenme
tekniğinde
bilgisayar
animasyonlarından
faydalanılmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Bilgisayar
animasyonları ile soyut kavramların somutlaştırılarak gözle
görülebilir hale getirildiği öğrencilerin bire bir etkileşimde
bulundukları sanal laboratuar ortamları sunulmaktadır. TGA
tekniği ile birlikte animasyonların kullanılmasıyla öğrenciler
defalarca ve kendi öğrenme hızlarına göre gözlem
yapabilmektedirler.
teşhis testlerinin bu yapıları, öğrencilerin zihinlerinde yerleşik
bir hal alan anlamalarını ve bu anlamalarının nedenlerinin
ortaya çıkarılmasında diğer test türlerine oranla daha büyük
bir avantaj sağlamaktadır.
Örnek : ilk olarak D-Y tipinde ardından çoktan seçmeli soruyla
hazırlanmış İki aşamalı teşhis test sorusu
BULMACALAR (Kavram bulmacaları)
İKİ AŞAMALI TEŞHİS TESTLERİ
Testler genel olarak kısa cevap gerektiren, doğru-yanlış türü,
eşleştirmeli, çoktan seçmeli ve iki aşamalı testler olarak
gruplandırılabilir. Kısa cevap gerektiren türdeki testler
genellikle bütün eğitim seviyelerindeki öğrenciler icin
uygundur. Sorulan sorunun cevabını öğrencilerin bir kelime,
sayı ya da kısa bir cümle ile yazmaları istenir. Bu tip testlerin
hazırlanması
kolaydır.
Oldukça
kısa
bir
sürede
cevaplanması ve çok soru sorulabilmesi bu test türünün
avantajıdır. Doğru-yanlış türü testlerde, verilen her bir
maddenin okunarak içeriğindeki bilgi ifadesinin doğru ya da
yanlış olarak sınıflanması istenir. Diğer test türlerine göre
basit bir madde yapısına sahiptir. Ancak, ileri düzey bilgilerin
yoklanmasına da elverişlidir. İşaretleyen kişinin bilmeden de
olsa doğru yanıtı tutturabilme şansının yüksek olması bu test
türünün dezavantajıdır. Eşleştirmeli testlerde ise maddeler iki
sutun halinde sıralanır ve her iki sutundaki ilişkili maddelerin
bulunması istenir. Çoktan secmeli testler, kişiye bir soru
maddesinin yöneltildiği ve bu sorunun doğru yanıtının verilen
çeldiriciler icinden seçilmesinin istendiği test türüdür.
Bahsedilen test tekniklerinde olduğu gibi çoktan seçmeli
testlerinde bazı avantaj ve dezavantajları vardır.
Avantajlarına örnek olarak konularla ilgili çok sayıda soru
sormaya elverişli olması; dezavantajlarına ise bilmeyen
kişilerinde doğru cevabı işaretleme ihtimallerinin olması gibi
faktörler verilebilir. Bu nedenlerle, bu olumsuzlukları ortadan
kaldırmaya yönelik araştırma calışmalarında bulunularak iki
aşamalı teşhis testleri geliştirilmiştir. Bu tip testlerde her bir
soru maddesi iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm,
araştırılan konu ile ilgili bir soru maddesi ya da verilen
önermeye ait olan ve aralarında çeldiriciler de bulunduran
cevap seçeneklerinden oluşmaktadır. İkinci bolümde ise, ilk
bolümde işaretlenen seceneğin tercih edilme nedeninin
belirtilmesi istenmektedir. Bu tür testlerde ilk bölüm çoktan
seçmeli ya da doğru-yanlış soru tipinde, ikinci bölüm ise
çoktan seçmeli ya da bir seçeneği açık uçlu-çoktan seçmeli
seçenek türünde olabilmektedir. Konu ile ilgili sahip olunan
ancak daha önceki calışmalarda tespit edilmeyen farklı
yanılgıları ortaya cıkarmak amacıyla, ikinci bölüm tamamen
açık uclu bir yapıda da düzenlenebilir. Çoktan secmeli
yapının tercih edildiği durumlarda her bir neden seçeneği,
doğru cevabın yanı sıra literatürde tespit edilen kavram
yanılgılarından oluşan çeldiricileri de içermelidir. Calışmanın
amacına yönelik olarak, bir duruma ait nedeni ifade eden
seçeneklerin sayısı en fazla 4 ya da 5 olmaktadır. İki aşamalı
BULMACALAR İŞBİRLİKÇİ YÖNTEM İLE ÇÖZÜMÜ
YAPILAN, ÖĞRENCİLERDE MERAK UYANDIRAN,
KAVRAM YANILGILARINI GİDEREN, ÖLÇME
DEĞERLENDİRME AMAÇLI KULLANABİLEN,
EĞLENCELİ AKTİF ÖĞRETİM YÖNTEMİDİR.
Başlıca iki çeşit bulmaca kullanılır. Bunlar;
1- Kare bulmacalar
2- Çengel bulmacalar
Örnek Eğitim amaçlı hazırlanan kare kavram bulmaca
Örnek Eğitim amaçlı hazırlanan çengel kavram bulmaca
94
Bulmaca için kavramlardan kritik olanlar seçilmeli ve detaylı
açıklanmalı, çok fazla kavram yer almamalıdır. Hazırlanan
kavram bulmacası öğrencilerin aktif öğrenme becerilerini
harekete geçirmekte son derece önemli katkı sağlayacaktır.
Bunun için bulmacalar üzerine gerçekleştirilecek etkinlikler iş
birlikli öğrenme grupları ile sürdürülecektir. Çünkü iş birlikli
öğrenmede öğrencilerin ortak bir amaç için küçük
gruplar halinde birbirlerinin öğrenmesine yardım etmek
esastır. Aktif öğrenmede öğrenciye; öğrenme sürecinin
çeşitli yönleri ile ilgili karar alma ve bağımsız öğrenme
fırsatının verildiği ve karmaşık öğretimsel işlerle öğrenenin
öğrenme sırasında zihinsel yeteneklerini kullanmaya
zorlanması sağlanır. Yani öğrenme aynı zamanda bireysel
sorumluluğu da beraberinde getirmektedir. Bulmacalar
üzerine yapılacak çalışmalarda öğretmen ve iş birlikli
çalışma grupları şu işlem sürecinden geçerler. Öğretmen;
Öğrencileri öncelikle iş birlikli öğrenme gruplarına ayırır.
Bunun için farklı yetenekteki öğrencilerin bir araya gelmeleri
sağlar. Grupları bağımsız olarak çalıştırarak kendilerine
verilen süre içinde bulmacadan gizli kavramları bulmalarını
sağlar. Öğrenciler;
Eğlenirken öğrenmelerini sağlamak,
Meraklarını canlı tutmak,
Pekiştireç amaçlı
Ölçme ve değerlendirme için kullanılabilir.
ANLAM ÇÖZÜMLEME TABLOLARI
Anlam çözümleme tablosu öğrencilerle etkinlik olarak işlenir.
İki boyutlu bir tablodur. Belli başlı basamakları şu şekildedir:
Ders kitabindan konu seçilir.
Konu tahtaya yazılır.
Tablonun ilk sütununa öğretilmek istenen varlıklar
veya kavramlar yazılır.
İlk satıra ise özellikler sıralanır.
Kavramlar ve özelliklerin uyumlu oldugu satır ve
sütun koordinatına ‘X’ işareti konur.
Anlam çözümleme tablosu bir defa hazırlandiktan sonra
kavramları pekiştirmek için de kullanılabilir. Örneğin;
öğrencilere, hangi yapı bitki kalınlaşmasını sağlar gibi bir
soru sorulduğunda onlar kalınlaşmayı sağlayan sütunun
altındaki X işaretine giderek soruyu kolayca cevaplayabilir.
Bulmacadaki kavramları bulur.
Tanımlarını araştırır.
Kavrama ait belirleyici örnekleri yazarlar.
Kavrama ait belirleyici olmayan özellikleri yazarlar.
Kavrama ait somut bir örnek yazarlar.
Grupta yer alan tüm üyeler bulgularını paylaşarak
eksiklerini tamamlar.
KAVRAM AĞLARI
Gruplar arası iletişim sağlanarak bilgi paylaşımı
Kavram ağları, öğrencilerdeki mevcut bilgileri harekete
geçirerek, kavramlar arasındaki ilişkileri ve kavramların
kapsamlarını geliştirmek amacıyla kullanılan grafik
araçlardır. Kavram ağları yapılırken, genellikle en büyük
migfer(ana)
kavram merkezde yer alır. Bu kavramın
kapsamına giren diğer kavramlar, kapsam ve özgün
özelliklerinin yakinlik derecesine göre sınıflandırılır ve
Kavram bulmacaları öğrencilerin bağımsız öğrenme
gruplandırılır.
yetenekleri de geliştirir. Böylece onlara bilgi empoze etme
yerine kendilerinin bilgiye empoze olmaları yolu açılır.
Kavram bulmacaları üzerine çalışırken öğrenci, bir kavramı
salt ezberleme yerine bir takım aşamalardan geçerek
bireysel ve grup sorumluluğu altında somut hale getirerek
öğrenecektir.
Kendi
bildiklerini
grup
arkadaşlarıyla
paylaşırken öğrenme düzeyini de artıracaktır.
Bu durum öğrencilere öğrenmeyi öğretmede önemli bir adım
olarak görülmelidir. Kavram bulmacaları öğrenciler için
çözümü mümkün problemler olarak düşünülmeli ve onların
problem çözme mantıklarının gelişimine sağlayacağı katkı
dikkate alınmalıdır.
KAVRAM BULMACALARININ İŞBİRLİKÇİ BİR YÖNTEM
OLMASI SİZE TUHAF GELEBİLİR. ONUN İÇİN AŞAĞIDAKİ
VERİLEN BAĞLANTIYA BAKMANIZI TAVSİYE EDERİM.
Kaynak: http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/166/index3-tasli.htm
Kavram Bulmacalarının Avantajları :
İşbirlikçi yöntem ile çözüldüğü için dayanışma
duygusunu geliştirmek.
Öğrencilerin kavram öğrenmelerini sağlamak,
Mesaj vermek,
Onları derse motive etmek,
95
Bitki kökleri için hazırlanmış örnek bir kavram ağı
AKROSTİJ TEKNİĞİ (ŞİFRELEME – KODLAMA)
görüşüldüğü bir grupta yer alan sosyal bir aktivite olarak
görülebilir.
Alt alta sıralama yapılır.
Kavramları anlamamızı kolaylaştırır.
Rahatça öğrenmemizi sağlar.
Oyun gibi öğreticidir.
Sözcüklerin ilk harfleri anahtardır.
Telafuzu zor biraz ama,
İlgi çekicidir bizi sıkmaz.
Şifreli bulmaca gibi bizi yormaz.
Aşaşıda bazı argüman örnekleri yer almaktadır (Osborne ve
diş., 2004b);
“Işık ışınları gözümüze geldiği için görebiliyoruz. Karanlıkta
bir şey göremediğimize göre, görme olayı ışık ışınlarının
gözümüzden çıkmasıyla değil gözümüze doşru gelmesiyle
sağlanmaktadır.”
2010 KPSS(31 EKİM)
İstiklal Marşı’nın dörtlüklerinin sırasını karıştıran bir
öğrenciye, bu sorunun üstesinden gelebilmesi için
önerilebilecek en etkili yöntem aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Tekrar sayısını artırması
B) Dörtlükleri üçerli gruplar hâlinde ezberlemesi
C) Kelimelerin anlamlarını düşünmesi
D) Başkalarının yanında tekrar etmesi
E) Dörtlüklerin ilk harflerinden şifre oluşturması
Yukarıdaki örnek bilimsel bir argümana örnek olarak
verilebilir. Sosyobilimsel konularda ise şöyle bir örnek
verilebilir;
“Genetişi deşiştirilmiş bitki tohumlarının ekilmesi yanlıştır. Bu
bitki tohumlarından etrafa polenler saçılacaktır .bu durum
bitkilerin genlerinin benzer türdeki bitkilere yayılmasına ve
tamamen bilemedişimiz sonuçların doşmasına neden
olacaktır.”
Bilimsel tartışmayı karakterize eden unsurlar:
ÇÖZÜM
• Konuşmacının belli bir konuyla ilgili düşüncelerini
Bilgiyi işleme kuramına göre kodlama süreci etkinlik,
aktardışı bir muhakeme aktivitesidir.
örgütleme, eklemleme ve bellek destekleyici ipucu kullanımı
• Sıradan bir dille yürütülen sözsel bir aktivitedir.
olmak üzere dört yolla zenginleştirilmektedir. Bellek
• Diğer insanlarla yürütülen sosyal bir aktivitedir.
destekleyici ipucu kullanımı imajlar ve sözel semboller ile
• Her zaman özel bir fikir ile ilgilidir belli bir konu
sağlanmaktadır. Sözel semboller, sözcüklerin baş harflerinin
üzerinde durur bu konuya karşı fikirler çıktışı zaman
birleştirilmesiyle ya da kafiye oluşturularak gerçekleştirilir.
yada çıktığı sanıldığı zaman bilimsel tartışmaya
Yapılan bu birleştirmeler bireye özgü çeşitli şifrelerin
ihtiyaç duyulur.
oluşumunu sağlayabilir. (Örnek: Ege’nin ZÜHTİ’si ‘Zeytin –
• Konuşmacı yada dinleyici için olay yaratan bir
Üzüm – Haşhaş – Tütün – İncir) İstiklal Marşı’nın
noktanın kabul edilebilirlişini arttırma amaç edilir.
dörtlüklerinin sırasını karıştıran bir öğrencinin bu sorunun
üstesinden gelebilmesi için önerilecek en etkili yöntem
sözcüklerin baş harflerini birleştirmesi ya da kafiye BASAMAKLI ÖĞRETİM MODELİ
oluşturmasını sağlamaktır.
Basamaklı öğretim programı yaklaşımı, Nunley (2001)
(Dikkat: Amaç, öğrenciye İstiklal Marşı’nı öğretmek
tarafından ortaya atılmıştır. Bu yaklaşım, bireysel farklılıklara
değil. Öğrenci zaten İstiklal Marşı’nın sözlerini biliyor,
göre öğrenme yaşantılarının düzenlenmesi esasını temele
sadece dörtlüklerin sırasını karıştırıyor.)
almaktadır. Bilgi ve teknolojideki hızlı gelişmeler, bilgi birikimi
CEVAP E
ve bilgilerin yayılmasında yaşanan baş döndürücü
gelişmeler, günümüz eğitim sistemi ve bu eğitim sistemi
Bilimsel-Dayanaklı Tartışma – ARGÜMANTASYON
içinde yer alan bireylerin değişimini zorunlu kılmaktadır.
Bilgiyi alan ve işleyen birey anlayışı, bilgiye ula-şan, gerekli
Bilimsel tartışma, argümanların oluşturulduğu bir ortamda olanı ayıklayan ve bu bilgilerle yeni bilgiler üreten birey
gerçekleşir. Argüman; açıklayıcı bir sonucu, modeli yada anlayışına doğru bir yönelim göstermektedir. Bu anlayışla
tahmini desteklemek yada çürütmek için ortaya atılan eğitim sistemleri yeni arayışlar, yeni yönelimler ve yeni bakış
teorilerin ve kanıtların bir koordinasyonudur. Bilimsel açıları kazanmak zorundadır. Bu yeni bakış açılarından biri
tartışma üzerine yapılan pek çok araştırmada argümanların de, "Basamaklı Öğretim Programı”dır.
mantık yürütmekten farklı olduşu vurgulanır. Mantık, verilen Bu program yaklaşımı, etkinlikler yoluyla öğrenme öğretme
dayanak noktalarından doğru çıkarımlar oluşturmak için sürecini ön plana çıkarmaktadır. Bu yaklaşıma göre
kurallar bozulmadan yürütülen bir çalışmadır. Belli öğrencinin öğrenme sürecinin hangi aşamasında olduğunun
durumlarda insanların çıkarımlardan sonuçlara doğru saptanmasına, yaratıcı etkinliklere katılmasına ve kapasitesi
gerçekten nasıl bir sonuç çıkarttıkları hakkında yapılan oranında ilgi ve gereksinimleri doğrultusunda en üst
çalışmalar ise argüman oluşturma ile ilgili çalışmalardır. öğrenmesine olanak sağlayacak genel hedefler belirlenir.
Mantık çalışmaları; ilgili çıkarımlar için akademik bir disiplin Bu genel hedeflerin etkinliklere dayalı olarak ve belli
olarak kabul edilirken, argüman çalışmaları belli sosyal öğrenme birimleri çerçevesinde çeşitlendirilmesi ve aşamalı
ortamlarda otuşturulan, beşeri bir uygulama olarak kabul bir hale getirilmesi ön görülmektedir.Hedefler, A, B C olarak
edilir. Bu yerleştirilen bakış açısından argüman oluşturma, tanımlanan üç farklı basamağa göre belirlenmekte ve Bloom
düşünme yada yazma ile gerçekleştirilen bireysel bir aktivite taksonomisine uygun olarak yapılandırılmaktadır.
Bu
olarak ya da belli bir topluluk içinde sosyal bir olayın hedeflere, oluşturulan etkinlikler yoluyla ön öğrenmeleri,
96
öğrenme düzeyleri, ilgileri, beklentileri, öğrenme stilleri ve
gereksinimleri farklılık gösteren tüm öğrencilerin ulaşması
beklenmektedir.Öğretim programı A, B ve C düzeylerinden
oluşan üç aşamalı bir öğrenme modelini temel almaktadır.
Basamaklı öğretim yönteminin uygulama aşamaları:
1. Adım:
Öğrencilere iki haftada bir yapmaları gereken görevler
ve dersin hedefleriyle ilgili bir kopya dağıtılmaktadır.
Bu kağıtlarda farklı görevler ve temel hedefler
bulunmaktadır. Her bir görevin belli bir zamanda
tamamlanması ve görevin karmaşıklığına bağlı olarak
belirlenen bir puan değeri bulunmaktadır.
2. Adım:
Ünite üç basamağa bölünmektedir. Her bir basamak konu
üzerinde yapılan çalışmanın derinliği ya da seviyesini temsil
etmektedir. En alt seviye C basamağı olarak
adlandırılmaktadır. Öğrenciler bu basamakta belirlenen
puanları kazanmak için çalışmaktadırlar. Öğrenciler
hazırlanan görev listesi içerisinden istedikleri görevleri
seçme konusunda özgür bırakılmışlardır. Görevlerin farklı
puan değerleri bulunmaktadır. Bu puanlar görevlerin
karmaşıklığına göre belirlenmektedir. Öğrenciler C
C basamağı : Temel bilgiler ve anlamlar üzerine inşa basamağından geçmek için bu görevleri tamamlamak
edilmiştir. Öğrenciler bu basamakta temel bilgilerini zorundadır.
oluşturmaktadırlar. “C” basamağı, Bloom taksonomisinde yer 3. Adım:
alan bilgi ve kavrama basamağını kapsar. Bu düzey, B basamağında daha karmaşık düşünme becerileri
öğrencinin konuya ilişkin genel bir anlayış kazanmasına gerekmektedir. Bu basamakta öğrencilerin C basamağında
bilgileri
düzenlemeleri
ve
uygulamaları
olanak sağlar. Sınıftaki her öğrencinin bu düzeyi başarması öğrendiği
gerekmektedir.
beklenmektedir ve en fazla etkinlik bu basamakta
yapılmaktadır. Heröğrenci, C basamağında yer alan Burada öğrenciler yeni öğrendikleri bilgileri bir adım ileri
etkinliklerden 65-70 puan aldığı takdirde bir sonraki götürmektedirler. Bu basamakta öğrenciler bilgilerle
uğraşmakta inşa etmekte, dizayn etmekte, kullanmakta,
basamağa geçebilir.
uygulamakta,
problem
çözmekte,
yeni
bilgiler
B basamağı Bu basamakta öğrencilerin “C” düzeyinde oluşturmaktadırlar.
kazandıkları bilgi ve becerileri uygulayabilmek için 4. Adım:
tamamlayabilecekleri etkinlikleri içerir. “B” basamağı, daha Son basamak olan A basamağı daha kapsamlı ve eleştirel
üst düzeyde düşünme becerilerini kullanmayı gerektirir. Bu düşünmeyi gerektirmektedir. Burada öğrenciler sahip
düzeyde öğrenci, edindiği temel bilgiye dayalı olarak oldukları kişisel ve ahlaki değer yargıları ile geleneksel
uygulamalar yapar, keşfeder, denenceler kurar ya da araştırmaları karşılaştırmaktadırlar. Sıklıkla öğrenciler konu
üzerinde birkaç noktada yaşamlarında karşılaştıkları
problem çözer.
durumlarla ilintili tartışmalar yapmaktadırlar.
A basamağı :Eleştirel düşünme ve analiz bu basamakta 5. Adım:
gerçekleştirilmektedir. Bu basamak en üst düzeyde ve en Sonuçta Basamaklı Öğretim Programının en önemli adımı
karmaşık düşünmeyi gerektirmektedir. En yüksek düzey “A” öğrencilerin görevlerinin sözel savunması yönünden
basamağıdır. Bu basamak; analiz, sentez ve değerlendirme değerlendirilmesidir.
Öğrenciler
görevlerini
basamağını kapsar. “A” düzeyinde öğrencilerden konuyu tamamladıklarında ne öğrendikleri üzerinde tartışma
sorgulamaları, ayrıntılı şekilde analiz yapmaları ve senteze yapılarak değerlendirilmektedirler. Planlama öncesi hedefler
ulaşmaları beklenir. Bu düzey, öğrencinin özgün bir öğrenme üzerine kurulu birkaç anahtar soru sorularak öğrencilerin
ürününü ortaya koymasını gerektirir. Seçilen konuya göre “B” derinlemesine öğrenip öğrenmediklerinden emin olmak için
düzeyinde öğrenilen bilginin yaratıcı biçimde ortaya yüz yüze iletişim kurulmaktadır.
konulması esastır.
!
Basamaklı öğretim üç basamaklı, beş aşamalı bir
öğretim tekniğidir.
"KPSS - Eğitim Bilimleri - A Grubu Öğretmenlik"
Facebook sayfası- Sayfamıza ulaşmak için
Buraya TIKLAYINIZ
97
ÇATIŞMA VE ÇATIŞMA ÇÖZME YOLLARI
Bu konu rehberliğin kapsamı içinde ele alınır. Fakat;
etkili bir sınıf yönetimi
öğretmenlerin sınıf için ve de öğrenciler arası
karşılaştıkları çatışma durumlarında,
istenmeyen öğrenci davranışlarını yok etmede,
kullanabilecekleri etkili bir yöntem olduğu için öğretim
yöntem ve tekniklerinde de açıklanması yararlı olacaktır.
Çatışma; bir tarafın davranışları diğerinin gereksinimlerine
ters düşüyor, engelliyor ya da değerleri birbirine uyumuyorsa
bu kişiler arasında ortaya çıkan sürtüşmeye çatışma denir.
Sınıf içinde öğrenciler arasında ya da öğrenciler ile
öğretmenler arasında çeşitli çatışmalar çıkabilmektedir.
Öğretmen
sınıfta
genellikle
şu
gereksinimlerinin
karşılanmasını bekler:
Sesini rahatça sınıfa duyurabilmek,
Anlattığı dersin dinlenmesi,
Ders esnasında öğrencilerin kendi aralarında Çatışma ile Başa Çıkmada Kullanılan Taktikleri
konuşmamaları,
Sorduğu soruya cevap alabilmek,
Öğrencilerin kurallara uymaları,
YENMEK(KÖPEKBALIĞI)
Derse zamanında girilmesi,
Tarafların ilişkiye dayalı kaygıları düşük düzeydedir. Kazan Derse hazırlanarak gelinmesi…
kaybet rekabeti vardır. Baskı, aşağılama ve rekabete dayalı
Ancak öğretmenin bu gereksinimleri her zaman öğrencinin bir ilişki vardır. Müzakere tarafları kendileri için mümkün
gereksinimleri ile örtüşmez. Dersten sıkılan öğrencinin o an olan en fazla şeyi elde etmeye çalışır. Asıl olan
ki gereksinimi dersi kaynatmak ve sıkıntısını azaltmak kazanmaktır, ilişki feda edilebilir.
olabilir. Evi uzak olan öğrenci derse gecikebilir yada öğrenci, İŞBİRLİĞİ YAPMAK(BAYKUŞ)
arkadaşlarıyla birlikte olma gereksinimi nedeni ile derse Tarafların ilişkiye dayalı kaygıları yüksektir. Ortak çıkar
gelmeyebilir; kendini karşı cinse beğendirme gereksinimi arayışı vardır. Sorun çözmeye dayalı yaklaşım mevcuttur.
duyabilir bu nedenle kurallara aykırı olduğu halde takıp Başarılı bir sonuç elde edilmesi için her iki tarafın da
takıştırıyor olabilir; derslerde başarılı olmayan, fiziksel olarak ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğinin farkına varılmıştır.
da dikkat çekemeyen öğrenci kendini ifade edebilme İşbirliğine dayalı davranış/tutum vardır. Her iki tarafın
gereksinimi nedeniyle sırf dikkat çekmek için sınıfta sorunlar gereksinimlerinin tümden karşılandığı taktiktir.
yaratıyor olabilir. Her iki taraf içinde bu örnekler sayfalarca RAZI GELMEK(AYICIK)
çoğaltılabilir. Bunların bir kısmı herkesçe kabul edilebilir Kendi gereksinimlerinden vazgeçerek karşı tarafın
karşılamasına
izin
vermektir.
İlişki
gereksinimlerdir ancak büyük çoğunluğu öğrenciden ereksinimlerini
öğrenciye, öğretmenden öğretmene ve o an için geçerli korunmaya çalışılır. Uyumlu bir ilişki kurmaya odaklanılır.
olankoşullara göre değişiklik gösterir. Burada dikkat edilmesi Uyumun geliştirilmesi çabası vardır. İlişkiyi devam ettirme
gereken nokta her iki tarafında her zaman, kendince haklı önceliği vardır. Kişiler arası ilişkiler, elde edilen sonucun ne
gerekçeleri olan bir çok gereksiniminin olduğudur. Herkes kadar adil olduğundan daha önemlidir.
kendi gereksinimini karşı tarafa dayatırsa, karşı tarafın UZLAŞMAK(TİLKİ)
gereksinimleri yok sayılmış ve bastırılmış olur. Bireylerin Ortak bir paydada yani karşı tarafla ortada bir yerde
çatışma durumunda bilinçli ya da bilinçsiz bazı taktikler buluşulur. Bir alış-veriş söz konusudur. Çatışmanın
geliştirdiğini savunulur. Bu taktikler çatışmanın türüne, azaltılması sorunu çözmekten daha önemlidir.
yerine, kiminle yaşandığına, şiddetine ve olası sonuçlarına GERİ ÇEKİLMEK(KAPLUMBAĞA)
bağlı olarak yeri geldikçe kullanılır. Ancak psikoloji alanında İsteklerimizden ve ilişkilerimizden vazgeçme, geri çekilme
genelde istenen
tarafların uzlaşmaları (tilki) ve taktiğidir.
Tarafların ilişkiye dayalı kaygıları düşüktür.
gereksinimlerinin
karşılıklı
karşılanmasının
(baykuş) Zayıflık hissi vardır. Elde edilecek sonuca karşı kayıtsızlık
sağlanmasıdır.
vardır. Karşı taraf ne verirse versin kabul etmeye hazır olma
hali vardır.
Çatışma çözme nedir?
Çatışma çözme, çatışma içindeki tarafların gönüllü olarak bir
araya gelerek sorunları ortaklaşa analiz ederek, çatışmanın
derininde yatan sebepleri tanımlayarak sorunlara ortaklaşa
çözümler getirmesi, çözümleri hayata geçirerek çatışmayı
sona erdirmesidir. Bunun için çatışmaya sebep olan tutum,
davranış ve yapıların dönüştürülmesi gerekir.
98
5E ÖĞRETİM MODELİ
2010 KPPS (10 TEMMUZ )
Lise rehber öğretmeni Aysun Hanım son haftalarda Yapılandırıcı Öğrenme Kuramını temel alır.
öğrenciler arasında sürtüşmeler yaşandığını gözler. Bunun
GİRİŞ (Engage)
üzerine sürtüşme yaşayan öğrencilerle bir çalışma yapar.
Ön bilgileri/becerileri kontrol et
Çalışma sırasında öğrencilerine aşağıdaki şemayı gösterir
Ön bilgileri yeni bilgiyle bağlayan ilginç,
ve bir çatışma durumunda, çatışma yaşanan kişiyle ilişki ve
motive edici ve anlamlı etkinlikler hazırla
çatışma konusunda kişinin kendi düşüncelerine verdiği
öneme bağlı olarak şu beş taktikten birinin kullanıldığını
Konuya ilgi ve öğrenme isteği oluştur
söyler: ayıcık, baykuş, kaplumbağa, köpek balığı ve tilki.
KEŞFETME (Explore)
Hedef kazanıma ulaşılması için uygun
etkinlikler hazırla
Etkinlikler için gerekli araç ve gereci hazırla
Konuyu veya kavramı keşfetmeleri için
zaman ver
Ön bilgilerini sorgulamaları ve test etmelerini
sağla
Var ise yanlış bilgilerini düzeltir ve yeni
olguları keşfettir.
AÇIKLAMA (Explain)
Birinci ve ikinci evrede öğrencilerin aktif
katılımlarıyla ulaştıkları yargıları, değişkenler
arasındaki ilişkileri veya yeni keşifleri ifade
eden
olgu, kavram, ilke veya yasayı
adlandır.
Aysun Hanım çatışma taktiklerini anlattıktan sonra herkesin
DERİNLEŞTİRME (Elaborate)
kendisini ve sıra arkadaşını en iyi yansıtan bir taktiği
Bir önceki evrede öğrendikleri bilgi ve
seçmesini ve seçtikleri taktikleri aralarında paylaşmalarını
becerileri benzer durumlarda uygulama ve
ister.
kullanma fırsatı ver
Yeni
kazanılan
bilgi
ve
becerileri
Şemada yer alan ayıcık taktiği (alttan alma), kendi
pekiştirilmesini sağla
düşüncesinden vazgeçip çatıştığı kişiyle ilişkisini
Yeni öğrenilen kavramları doğru bir şekilde
korumaya çalışma ve karşısındakinin istediklerini
ifade etmeye ve tanımlamaya özendir.
yapmasına izin verme olarak tanımlandığına göre, bu
DEĞERLENDİRME (Evaluate)
taktiği kullanan kimselerde aşağıdaki düşüncelerden
Hedeflenen kazanımlara hangi oranda
hangisine sahip olmaları en çok beklenir?
ulaşıldığını belirlemek amacıyla öğrencilerin
yeni oluşturdukları anlayış ve becerileri
A) Savaşı bırakıp gitmek, savaşı başka güne bırakmaktır.
değerlendir .
B)Gerçek,
çoğunluğun
inandığında
değil,
bilginin
kendisindedir.
C)Kazanılan yerler, kazanacağına inanan insanlar tarafından
kazanılmıştır.
D)Hiçbir şey uğruna mücadele edecek kadar önemli değildir.
E)Hatır için çiğ tavuk bile yenir.
ÇÖZÜM
Çatışma durumlarıyla başa çıkmada kullanılan taktiklerden
“ayıcık taktiği (alttan alma)”, kişinin kendi düşüncesinden
vazgeçip çatıştığı kişiyle ilişkisini korumaya çalışma ve
karşısındakinin isteklerini yapmasına izin verme olarak
tanımlanmaktadır. Buna göre seçenekler değerlendirildiğinde
“Hatır için çiğ tavuk bile yenir.” düşüncesi, ayıcık taktiğine en
uygun düşünce olarak görülmektedir. “Hatır için” ifadesi
karşıdaki kişi ile olan ilişkiye verilen öneme vurgu
yapmaktadır. “çiğ tavuk bile yenir.” ifadesi, karşıdakinin
isteklerini yerine getirmeye vurgu yapmaktadır.
Cevap E
99

Benzer belgeler