1997 - Mülkiyeliler Birliği

Transkript

1997 - Mülkiyeliler Birliği
♦
ÇaIaha Mektup
♦ P ua
♦M
T
4pU>
♦ £e>e( T AfIamaIau
+ y iti H İa U U h
«
İI şîhç OUyU>
♦ ÇecMC
♦ ^9
caU
> 4 a h İ h c îU > *
kfiZHAN, 17
n >
*€H€
b f k
iu * e
ç
<ic a > ,
f ü M k t ü * *
A f » c r i(U h € *W S*f(U »«'< f«*/
İMTİYAZ SAHİBİ
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
EDİTÖR
REKLAM İŞLERİ SORUMLUSU
PREZİDANT OF BUŞT
DİYANET İŞLERİ SORUMLUSU
GAY BAR'DAN HABERLER
ARENA TEMSİLCİSİ
İNGİLTERE'DEN HABERLER
ADANA'DAN HABERLER
GEYİK HABERLER
KARİKATÜRLER
FOTOĞRAFLAR
DİZGİ-BASKI
T Ü M M Ü LK İYELİLER
M U RA T Ç Ö K D Ü
M U RA T Ç Ö K D Ü
KEN AN ŞİM ŞEK
O. ERSİN PATAR
HACI H Ü SE Y İN G Ö K Ş İN KEKEVİ
HALİL İB R A H İM TRUST
A YH A N G Ö Y H A N
H A N D A N BAŞKAN
T O M U R BELENLİ
SERDAR AFŞAR
O SM A N Ç O PU R O Ğ L U /Z A FE R ÇARŞISI
FO TO FIRAT/KIZILAY
İMAJ YAYINCILIK
(M EH M ET BA Ğ D A T LIO Ğ LU )
ı
M E R H A B A Sevgili Mülkiyeliler;
Dopdolu bir KAZGAN'la karşınızda olmanın mutluluğu içindeyiz. Çıkaramayacağımıza
kesin gözü ile bakarken yeniden, yepyeni bir biçim ve içerikle, yine karşınızdayız.
İki yıl sonra neşe ile okuyacağınıza inandığımız bu sayımız, KAZGAN tarihinde ilk defa
olarak renkli basılmıştır. Gönül isterdi ki tamamı renkli olsun, ancak eldeki imkanların sınırı
bu kadar. Bu sayımızda Şaban’a Mektup, Dua, Hocalardan İnciler, Seçme Çamurlar gibi kla­
sikler yanında eski K AZG AN ’lardan günümüze uyarladığımız Gönül Postası, İnek Toto Tah­
minleri, Kazgan İçin Ne dediler gibi beğeneceğinizi umduğumuz konuları da bulacaksınız.
Rekor bir sayıyla, fi tarihinden kalma değil bugünkü fotoğrafları ile, 34 hocayı tanıttığımız
Şeref Taşlamaları’nın sizi hem eğlendireceğini hem de bilgilendireceğini umuyoruz.
Ve en önemlisi, kâr amacı gütmeyen bir öğrenci dergisi olduğumuz için, bu işe girer
iken nihai hedefimiz bu dergiyi sizlere çok cüzî bir miktara okutabilmekti. Daha da ilerisini
becerdik: Gene Mülkiye’de ilk defa bu kalitede bir dergiyi sizlere “ BEDAVA” okutabilmenin
gururu içindeyiz. Bunu, Mülkiyeli olmalarından gurur duyduğumuz ve isimlerini burada sa­
yamadığımız ağabeylerimize borçluyuz. KAZGAN yanında, bütün yıl boyunca gerçekleştir­
diğimiz faaliyetlerimizde (ıllık, İnek Bayramı) yanımızda olan Mülkiyeli diğer ağabeylerimi­
ze de 2 sayfa ayırdık. Gene ismini anamadıklarımızdan özür diliyor, herşey için teşekkür edi­
yoruz.
“ Nasıl olsa KAZGAN, ne yazsan okunur" diyerek çalakalem birşeyler yazmasını, sade­
ce siyah-beyaz fotoğraflar kullanıp maliyetleri indirmesini biz de bilirdik, ancak, sizler M ü l­
kiyelisiniz ve en iyisine layıksınız. Yeni eğitim ve öğretim yılının
bu ilk dergisinde kaliteye ne kadar önem verdiğimizi farkedeceksiniz. İmkanlarımız doğrultusunda bunu gerçekleştirmeye
çalışırken sabırla bize katlanan, yoğun işleri arasında baştan
savma değil A kalite bir dergiyi vücuda getirmekte büyük
emeği olan İmaj Yayınevi Sahibi Mehmet BAĞDATUOGLU ağabeyimize ve Yayınevi Personeli’ne de en içten te­
şekkürlerimizi bildiririz.
Çınarları ayakta tutan kökleridir. Mülkiye gibi tarihe
malolmuş okulları ise ayakta tutan gelenekleridir. Bizler
bunu devam ettirmeye çalıştık, kusurumuz olduysa affola. Bizden sonra da bu geleneğe sahip çıkacağınıza olan
inancımızla sözlerimizi noktalıyoruz.
Bizler Mülkiyeli olmanın gururunu yaşadık, daima yaşata­
cağız. Hepimizden hepinize bunu hiç unutmamak dileği ile...
2
Çfi&AN'A MB k fV P
C a n ım kardeşim Şaban,
Sana iki yıl sonra yazmanın mutluluğu içindeyim. Biliyor musun, hep aynı nakarat hep aynı
nakarat ama, bu sene de benden mektup alamayacaktın. Am a gördüğün gibi aldım kalemi elime,
yazmaya başladım.
Şaban'cığım, saf bir buzağı olarak geldiğimiz bu irfan yuvasından besili bir inek olarak ayrılıyoruz.
Vakti ile zamanında "Nasıl bitecek?” diyorduk, şimdi ise "Niye bitiyor ki?" diyoruz. Çok zormuş be
Şaban'cığım. Bak hüzünlendim yine...
Neyse, nereden başlayayım sana bilemiyorum, anlatacak o kadar çok şey var ki! Ben gene senin
bildiklerinden başlayayım: Dekan ımızı tanıyorsun, Celal Göle. Aslında o hep İnşaat Mühendisi ya
da İç M im ar olmak istemiş, ama hukuk mezunu olmuş Şaban. Gün geçm iyor ki okul içinde bir kazı
çalışmasına rastlamayalım. Şaka bir yana, okulumuz gerçekten adama benzedi güzel kardeşim. Son
mektubumda Dekan Bey kütüphaneyi adam etti demiştim sana. M eğer ne çok inek kardeşin var­
mış be Şaban! Bunda, şu bütünleme denen gavur icadının da kaldırılmış olmasının etkisi olabilir diye
düşünüyoruz. Gene de, yıllar sonra adam yerine konmak güzel duyguymuş. Bak kütüphane dedim,
aklıma geldi. Geçenlerde kütüphaneden bir bilgisayar çalınmış kardeşim. Suçlu(!) bulundu, tabi ki
öğrenci takımı. Bilgi sızdırmış olabileceğimiz gözönüne alınarak, bundan böyle Dekanlık emri ile
kütüphanede öğrenci çalışması yasaklandı. Anlayacağın bir hırsız olmamıştık, onu da olduk be iki
gözüm.
Dekandan bahsediyorduk, nerelere geldik. Dekan Bey bu sene bize bir yardımcı oldu, bir
yardımcı oldu sorma! Yıllığa reklam bulabilmek için kapı kapı dilenci gibi dolaşan tebaası için
üzülmedi m i? İnek Bayramı nda "Para yok, ne yapacağız?” diye karalar bürünen öğrencileri için içi
parçalanmadı mı sanıyorsun! Hele hele “Hocam Şaban a mektup yazmak istiyorum, ama param yok.
Biraz yardım etseniz" dediğimizdeki halini bir görsen, hüngür hüngür ağlardın. Tabi ki üzüntüden
Şaban, ne siniri. Dekan dedim aklıma geldi, bu sene film şenliği düzenleyemedik canım kardeşim.
Hani belki sorarsın, merak etmişsindir diye düşündüm.
İşte böyle Şaban, sana biraz da diğer hocalardan haberler vereyim . Orhan Türkay ısrarla uzattığı
jübilesini bu yıl yapıyor. Türkkaya hoca da bu yıl emekli oldu. Artık Afrika'nın balta girmemiş orm an­
larındaki "Ölene Kadar Mokok" hikayelerini yalnızca lisans üstü kardeşlerin dinleyecek. Emekliler
geçidi gibi oldu ama Doğan Bilginoğlu ve Metin Kıratlı hocaların da bu sene emekli olacaklarını bil­
meni istedim. Doğan hoca genelevde çalışacakmış. Şey yani, oradaki kadınları sosyal güvence altı­
na almak için çalışacakmış. Metin hocaya gelince, tüllap üzülecek ama, sözleşmeli olarak devam
kararı alınmış. Bu arada Dekanlık Sekreteri Şirin Hanım da emekli oluyor, Mülkiye'den kopmaya­
cağını sanıyoruz. Derya Hanım devam ediyor, Allah yardımcısı olsun Şaban, işi daha da zorlaşacak.
Bu yıl da İdari İşler Müdürü Timur ağabeyimiz günde 12 saat çalışarak bizlere en iyiyi verm eye
çalıştı. İnanır mısın Şaban, ben sana bu Ağustos sıcağında iki kelâm etm eye çalışırken, Timur hoca
okulu bu seneye hazırlıyordu. Tabi yine bildiğin üzere, bu sene de yüzleri sirke satmaz "Bermuda
Hödük üçgeni" günde 2 saat çalışarak İç borçlanma oranını arttırdı. Netekim, sallandıracan bunlar­
dan beş on tanesini, bak bakalım memleketin huzur ve refah ortamında bir düzelme oluyor mu
Şaban!
"Okuldan haberler bu kadarcık mı?" dediğini duyar gibiyim. Sabırsızlanma nuri aynım, devam
ediyorum. Okulda yeni bir bilgisayar sınıfı oluşturuldu, hani şu Konferans Salonu nun yanında ne işe
4
yaradığını anlayamadığımız odaya. Sınıfın içi dışardan da gözüküyor. Biz yararlanamayacağız ama
çok fiyakalı duruyor. Yiğidi öldür, hakkını yem e, bu iş Dekan ın büyük başarısı.
Bundan böyle soyadı Mülkiye olan kardeşlerinin sayısı azalıyor. YÖK ile anlaşıp kontenjan
düşürdük. Böylece koridorlarda meydana gelen kaza sayısı biraz azalacak. Bu sene mastır sınavları
finallerle anı dönem e denk geldi. Bütün çabalara rağmen bir çok kardeşin kazandı. Belki duymuşsundur ama ben gene de yazayım: Bu yıl çok fazla kıyım olmadı. Tekin Kıllıoğlu bile millete acıdı,
fix 50 verip geçirdi. Dikkat çeken bir tek Borçlar Hukuku hocası İbrahim M ırnav (pardon Şaban ım
yaşlılık işte) Kaplan, M etin Kıratlı ve Nevzat Saygısızoğlu var. Tüllap bütünleme sınavları öne alınsın
diye 300 u aşkın dilekçe verdi (şu 3 ders hikayesi). Sadece bir hafta öne alınabildi. 1200 kişi daha
bulabilseydik Şaban'cığım (doğru orantı hesabı) olayı çözmüştük!
Feskom seçimleri gene demokratik bir ortamda yapıldı. Başkan Ersin oldu, ilk toplantıda heye­
candan konuşamadı, şimdi ise susturamıyoruz. Başkan ve tüm ekibi elinden geleni yaptı. Tabi koca
mektubu yazma işini sadece kardeşinin üstüne yıkmak dışında.
İnek Parti lerimiz içmesini bilmeyen denyolar dışında mükemmeldi. DJ Hakan herkesi coşturdu.
İnek Bayramı mız büyük maddi sıkıntılara rağmen gene gerçekleşti. İkinci günü öğleden sonraki
programı SBF-Der isimli öğrenci derneği düzenledi. Biz de elimizdeki yetkinin gitmesini istemezdik
ama Kanada'dan destekle bu kadar oluyor! Dünyalarımız farklı, görüşlerimiz farklı ama Şaban, her iki
tarafın da büyük hoşgörüsü ve centilmenliği sonucunda İnek Bayramı nı atlattık.
Balomuz tek kelime ile muhteşemdi. Sheraton'da yaptık Şaban. Balomuz Dekan Bey in evlilik
yıldönümüne denk geldi. Baloya eşi ile birlikte gelmesi ve gece boyu bizlerle olması, İnek
Bayramı nda yanımızda olmamasını affettirdi. Tek üzüntümüz balomuza hocalarımızın fazla rağbet
etmemesi oldu. Seni çok bekledik, masanı bile ayırtmıştık ama gelmedin. Seneye yengeyi de alıp
gelirsin.
"Yıllığınızı ne yaptınız" diye sorarsan, bu sene çıkartılan Şeref Yıllığı mıdır nedir, onun yüzünden
çok zorlandık. Umarız bizden sonraki çocuklar bu sıkıntıyı yaşamaz. Bak unutuyordum, biz bu sene
çok şanslıydık Şaban. Geçtiğimiz sene 3. sınıfta okuyan ve bu sene 4. sınıf olan Levent, Ömer,
Bilgin, Özkan ve Ekin gibi doğal üye olan kardeşlerimiz vardı. "Yahu ben bu adamı Feskom toplan­
tılarında ilk defa görüyorum, bu da mı Feskom'cu?" diyecek kadar çalıştılar. Gözümüz arkada
kalmayacak Şaban. İnşallah onlar da bizim kadar şanslı olup, çok iyi doğal üyelere sahip olurlar. Ve
inşallah bizim düştüğümüz sıkıntılara düşmeden bir yıl geçirirler. Sen de dua et Şaban!
İki gözüm, sana şimdi kötü bir haber verm ek zorundayım. İM K B Başkan'ı, M ülkiye li, TUNCAY
ARTUN ağabeyimizi kaybettik. Biz, bu sene hiçbir hocamız vefat etmedi diye sevinirken bu kötü
haberle üzüldük. Allah mekanını cennet eylesin. Sadece Mülkiye için değil, ülkemiz için de büyük
kayıp Şaban. Yeri nasıl dolar, bilemiyoruz.
Şaban'cığım bir nefeste olanı biteni anlattım ama ben de nefessiz kaldım. Tabi böyle 2-3 senede
bir yazışırsak olacağı bu! Sözlerimi burada noktalamak istiyorum canım kardeşim. Seni hasretle
kucaklıyor, yengem in ellerinden, çocukların gözlerinden öpüyor, cümle Tüllap adına sonsuz selam
ediyorum.
KARDEŞİN
5
DUA-ÜL M U A Z Z A M A
İŞBU DUA-UL M U A Z Z A M A ’NIN NEVAD-I ESSASİYESİ, EMNİYET-İ CAN VE M A L VE IRZ İLE
Y E M EK H A N E VE Ç AYHAN E VE İN EK H A N E; MUVAFFAKİYET-İ İM TİHAN, ISLAH-I SETÜR-ÜL REZİL
İN EK H A N VE HIYARH AN VE HACET-İ ŞA G İRD A N VE PROFESÖRANDIR.
İLA H İ YARABBİ!
M EZU N İYETE H A Z IR L A N A N BİZ M Ü LKİYE Lİ KULLARIN H U Z U R U N A GELDİK.
BİZ G Ü N A H K A R SEN RAH İM SİN , BİZ HAKİRİZ SEN KERİM SİN, BİZ İSTERİZ SEN VERİRSİN. DERS
DEDİLER D A LG A GEÇTİK. D A İM A YANLIŞ Y O LLA R SEÇTİK, C Ü M LE T Ü LLA B AVUÇ AÇTIK, ŞİM D İ
AFFINA GELDİK.
AFFET YA'RAB! H O C A LA R D A LIM IZ A BİNDİ, D Ü ŞM A N LA R IM IZ SEVİNDİ. T Ü M T Ü LLA B YERE
SERİLDİ. TEK ÜM İT SEN SİN YA'RAB! EN GAYRETLİ O L A N IM IZ DÖRT SENEDİR, AZICIK ELİ YAVAŞ
O L A N IM IZ SEKİZ SEN ED İR SÜRÜNÜYO R. Ç İLEM İZE SO N VERM EYİ N A SİB EYLE!
ÜNİVERSİTE SIN A V IN A GİRİP BİNLERCE KİŞİNİN B A ŞIN A B A SA R A K M EKTEBİ MÜLKİYE-!
ŞA H A N E- İ A L'İ O S M A N İY E 'Y E GİRDİK. Ş A N S L I, Ş A N L I VE D A H İ Z EK İ K U L L A R IN D A N
O LD U Ğ U M U Z U HİÇ UN UTM AD IK. S A N A ŞÜ KÜ RLER O LSU N !
HAL-İ PÜR M E L A L İM İZ BU İKEN, H A Z İR A N YAKLAŞTIKÇA M Ü L K İY E M İZ İN ÜSTÜNDE KARA
KARA BU LU TLA R TO PLA N M A Y A BA ŞLA D I. BU A H VAL VE ŞERAİT İÇİNDE H A LİM İZ İ S A N A
ARZETM EKTEN B A ŞK A YAPACAK BİRŞEYİM İZ YOK. AŞK-U ŞEVK İLE S A N A YALVARIYORUZ.
D U A LA R IM IZ I GERİ ÇEVİRME!
YARABBİ! SEN, 'A LLA H İZİN VERİRSE GEÇECEKSİNİZ A M A BEN İZİN VERM EYEC EĞ İM " DİYEN
TEKİN İM İZ E İNSAF, YAVUZ HIRSIZ EVSAH İBİN İ BASTIRIR M İSA Lİ 300 KİŞİNİN G Ö Z Ü N Ü N İÇİNE
B A K A B A K A YAN LIŞIN I K A BU L ETMEYEN A N A Y A SA C ILA R IM IZ A İYİ Ç A LIŞA N BİR KULAKLIK,
YAŞI GELDİĞİ H A LD E O K U LU M İKRO FO N U KAPTI M I DA M İKRO FO N U BIRAKM AYAN İSM A İL
TÜ RK'Ü M Ü ZE DE TEZ ELDEN "90 Y A ŞIN A K A D A R ÇALIŞILA BİLİR" Y A SA SIN IN Ç IK M A SIN I N A SİP
EYLE!
H ER D URUM VE PO ZİSYO N D A 104 ÇEŞİT HAVA ATM ASINI BECEREBİLEN, K A Z A R A O K U LA
YO LU D ÜŞEN İN SA N LA R I BİLE İCRAATLARINI ANLATARAK 5 SAAT ESİR A L A B İLEN , "GELENEK DE
GELENEK" DİYE TUTTURDUĞU H ALD E ŞU A N D A B İZ İM Y A N IM IZ D A O L M A K YERİNE K A N A D A DA REN GEYİKLERİNE İCRAATLARINI ANLATTIĞI SA N ILA N D EK A N IM IZ A ÇOK İSTEDİĞİ YÜKSEK
RAKIM LI M EVKİLERİ İH SA N ELE YARAB! BİZLERE Ç O K ÇOK İNEK BAYRAM IN IZI İPTAL EDERİZ"
DİYEREK, BİLM ED EN DE O LSA , SİYASİ LİTARATÜRÜMÜZE 2 M AYIS M U H T IR A SIN IN KUDRETLİ
D EKAN YARDIM CISI O L A R A K GEÇEN PARS H O C A M IZ IN TEZ ELDEN "D EM O K RA SİN İN TEM EL
İLKELERİ" AD LI KİTABI O K U M A SIN I S A Ğ LA YARAB!
M EM LEKETTE VE DAHİ YERYÜZÜN D E SÖ VÜ LEC EK A D A M BIRAKM AYAN İL B E R İM İZ İ YENİ
M A L Z E M EL E R , 4. SINIFA G ELİP H Â L Â İN KILAP DERSİNİ V ER EM EM İŞ BİZ K ULLARIN İÇİN SİN A
K ULU N U ŞEFKAT SA H İBİ. M ESU T G Ü L M E Z KULUNU CENEVRE'DE İLELEBET İLO TEM SİLCİSİ
S A Ğ L A YARAB! SEN H O C ALARI M İS İL LE M E Y A PM A K GİBİ GAYRI İN SA N İ VE GAYRI M E Z U N İ BİR
DAVRANIŞTAN BERİ KİL YARABBİ.
H O C A LA R A NOT VERİRKEN İNSAF, ÖĞRENCİYE AF, HASTANELERİ DENETLEM EKTEN S O R U M ­
LU DIŞİŞLERİ B A K M A Z I M IZ A M EM LEK ET İN E GERİ D Ö NECEK UÇAK BİLETİ, M E S U T U M U Z A BİR
TÜRLÜ BECEREM ED İĞİ M UHALEFETTEN ÇOK İYİ BECERECEĞİNE İN A N D IĞ IM IZ D İLSİZLER O KU LU
M ÜD ÜRLÜĞÜ", SEVGİLİ H O C A M IZ ERBA K A N IN RÜYALARIND A BİLE G Ö RD Ü Ğ Ü 5 ARTI 3. 4 4 2,
3 5 2, 14 ARTI 14 K A B U SU N D A N KURTULM A, SEZO N U "3 KUPA A L A C A M " DİYE GİRİP 3 Ü N 1 İNİ
A L A N ALİ ŞEN A B İM İZ E SEN EYE 1 I YABANCI İLE O YN A YA BİLM E HAKKI, SERGEN K A R D EŞİM İZE
AKIL, ARİF K A R D EŞİM İZE A H LA K , TORİNOLU H A K A N 'IM IZ A İSE REKO R N A SİP EYLE YARAB!
H A P İSH A N ED E TÜNEL K A Z A N L A R A "KAÇM AK İÇİN M İ KAZDINIZ" GİBİ VECİZ SO R U LA R
SO R A BİLEN M U H T A R IM IZ A SEN E BOYU GEYİK N A SİPEYLE YARAB!
ŞUBE-İ SİYASİYUN-U
6
A L İY U N U
SEÇENLERE TEZ VAKİTTE BÜYÜKELÇİLİKLER,
ELÇİLİKLER.
KATİPLİKLER,
HİDEM AT-I
M Ü D Ü R LÜ Ğ Ü ,
VATANİYYE
D Ü ŞÜ N C ESİY LE
ŞUBE-İ
İDARİYİ
S E Ç E N LER E
V A LİLİK ,
UM UM
T A H SİLD A R LA R A ÇOK SEVDİKLERİ PARA İLE O YN AYABİLM ELERİ İÇİN M ERK EZ B A N K A SI VE
D A R PH A N ED E İŞ
B A K K A L L A R A TV'DEKİ KOT R EK LA M LA R IN D A FİGÜRANLIK
A M E LELE R E A SG A Rİ ÜCRETİN EN KRALI,
GEYİKLERE KISA B O Y N U Z LA R N A SİB EYLE!
S O N U N D A BÜTÜN T Ü LLA BA "BİZİM Z A M A N IM IZ D A M ÜLKİYE'DE..." LAFINI D İYEBİLM ELERİ
İÇİN Ş A H A N E N İN O ÇARŞAF GİBİ D İPLO M A SIN I N A SİB EYLE!
BU DUAYA A M İN DİYEN HERKESİ İKİ C İH A N D A A Z İZ EYLE!
O K U D U Ğ U M U Z D U A D A N İRTİHAL ETMİŞ M Ü LK İYELİLİK RUHUN U DA H A B ER D A R EYLE!
H O C A LA R IM IZ I BİZD EN RAZI, HO ŞNUT VE NOTLARINI BO L VE SO R U LA R IN I KOLAY EYLE!
ŞU M U K A D D ES ÇATI ALTINDA TEC EM M Ü EDEN VE ELLERİNİ SEM A YA DOĞRU UZATIP A M İN
DİYEN Z Ü P P E L E R İN , T E L L A K L A R IN , T A H SİLD A R LA R IN , B A K K A L L A R IN , A M E L E L E R İN VE
G EY İK H A N LA R IN VE B U Z A Ğ ILA R IN VE DE O N LA R IN HİSSİYATINA TERC ÜM A N O L M A K GİBİ PEK
ULVİ VE DE PEK SÜFLİ BİR İŞİ Ü Z ER İN E A L A N D U A H A N IN BU D U A D A N D O Ğ A C A K
G Ü N A H LA R IN I AFFEYLE!
G E L M İŞ G EÇ M İŞ TÜ M M Ü LKİYELİLERİN R U H U N A EL FATİHA!
7
BU H AFTA İN E K TO TO O Y N A M A Y I U N U T M A Y IN !
Lig lerd e h e y e c a n fırtınası d e v a m ed iyo r. Biz d e K azgan o larak vazifem iz i
y e r in e g e tiriy o r
ve
h içb ir y e r d e
b u la m a y a c a ğ ın ız en
y a p ıy o ru z . B ö y le c e m a y d o n o z lu k g ö re v in i
b an k o
y e r in e g e tir m e n in
ta h m in le rim iz i
iç h uzuru
doluyoruz. İşte en baba tahm inler:
M ac
1. T a k ım
2. T a k ım
1
B u r ç in
G ö k ş in
2
V u s la t
E rd em
3
H andan
E r s in
4
in c i
Ib o C o
5
G aye
V u ra l
6
B aşak
E r ta n
7
E k in
B ü le n t
8
H a lil
İb r a h im
Levent
T a v s iv e m iz
D e ğ e r le n d ir m e
B u r ç in o la y ı b itir m iş .
E z e li r e k a b e tte 4 y ıld ır
y e n ilm iy o r . B ir d e y ü k s e k
o la s ılık la m a ç ın
d e v a m ın ın İs ta n b u l'd a
o la c a ğ ı d ü ş ü n ü lü r s e b a n k o
B u rç in .
B ir k a fa d a n k o p m u ş m a ç
d a h a . 4 s e n e d ir o rta d a
g e ç m iş g ib i g ö z ü k s e d e
y ü z ü k le r ta k ıld ık t a n
s o n r a b a n k o d a h a d a b e lli
o la c a k .
M ü c a d e le y e n i b a ş la d ı.
E rs in te c r ü b e s in e
g ü v e n iy o r , is tim ü z e rin d e .
H a n d a n ın iş i z o r
g ö z ü k ü y o r. Ö n c e E rsin .
1 v e 2 iç in s ö y le d ik le r im iz
g e n e g e ç e rli. İb ra h im
y ü z ü ğ ü d e tak... (p a rd on )
ilk g o lü d e ç o k e rk e n y e d i
ki. fa r k o lu r fa rk .
T e h ir o lm a y a c a ğ ın a k e s in
g ö z ü ile b a k tığ ım ız b ir m a ç
d a h a . T a k ım la r
b i r b i r l e r i n i h a z ı r lık
m a ç la r ın d a n b e r i ta n ıy o r .
H e r ik i ta k ım d a ç o k
c e n tilm e n o ld u ğ u için
m a ç ın m a h k e m e d e
b itm e y e c e ğ i k e s in .
B u ik i ta k ım ın d u ru m u
d a h a fe n a (!). ta k ım la r
b ir b ir in i a lt y a p ıd a n b e r i
ta n ıy o r. 3. L ig, 2. L ig
d e r k e n m ü c a d e le M ü lk ...
(p a rd on ) 1. L ig d e d e sü rd ü .
Bu g id iş a ta g ö re
B a ş b a k a n lık k u p a s ı.
F e d e ra s y o n k u p a s ı v e
k u p a la r ın en g ü z e li evi...
(t e k r a r p a rd o n )
C u m h u r b a ş k a n lığ ın d a d a
d e v a m e d e c e ğ e b e n z iy o r.
T a k ım la r d a n b ir i h a k e m
o y u n la r ı ile k ü m e
d ü ş ü rü ls e d e m ü ca d e le
so n a erm ed i. G ö rü n ü ş e
gö re de Ç an kaya
E v le n d ir m e D a ir e s i’n d e
b ite c e k . E v d e k i n e tic e y i
b ile m iy o r u z , a m a illa
b ir ş e y o y n a m a k
is t iy o r s a n ız ç ift e t e lli
o y n a y ın .
B k z. M a tr a k T ip le r ,
H. İ. G ü v e n
1
1
2-0
1
1-2
1-2
O
2
ile
Ş t R E f T A Ş İLA M A L A R ?
Prof. Dr. CELAL GÖLE
Hocanın çalışkan birisi olduğunu, okulu düzeltti­
ğini kabul etmeyen yok. Ancak bizim anlatamadığı
mız biçim yanında biraz da içeriğe el atması. M ese­
la yeni bir bilgisayar odası için çok çaba harcadığını
biliyoruz. Am a onun yerine iş imtihanlarına hazırla­
nan öğrencilerinin işine yaramayan (mesela Ulus
Sosyal Politika gibi, Tekin Bey den İnsan Hakları gibi
Adam Şenel in tüm dersleri gibi...) dersleri kaldırıp
adam gibi dersler koydursa tüllap daha fazla duacı
olacak.
Okul kontenjanımızı düşürtebilen, Cumbabamızın ismi ile tanıdığı (birçok Rektör ü bile tanımazken)
jönümüzün 'Ders programları zor değişiyor" ya da "Valla çocuklar bütünlemelerin erkene alınmasını
hocalar istemiyor" gibi açıklamalarına Çaycı Vedat bile inanmıyor.
Son olarak duyduk ki Z sınıflarının olduğu yer yıkılıp 8 katlı bir bina yapılacakmış. Tüm birimle­
rin orda toplanması düşünülüyormuş. Kullarınız diyor ki sayın hocam: Öğrenci İşleri ni, Not İşlerini,
Keş Muhittin Beyefendiyi adam edemedikten sonra Empire State Building'i dikseniz ne olur, dik­
meseniz ne olur...
Prof. Dr. PARS ESİN
Efendi Toronaga'nın Mülkiye'deki torunu. Bütün
sene boyunca kendisinden ne zaman yardım istesek
biz küçük dilencilere (anlayan anladı!) akıl verdi.
Haklı şöhretini(!) bizim için sağa sola telefon açarak
heba etmedi. Tabi bu durum bizim de aklımıza, çift­
çi ağabeyinden para isteyen Mozart'a ağabeyinin
tavsiyeler içeren mektup yazması üzerine gönder­
diği meşhur cevabı getirdi: Tavsiyelerine uyacak ka­
dar param olsaydı, zaten sana yazmazdım!
OKUTM AN METE AKKAYA
Dışişleri Bakanlığı nın, iyi ki de, kıymetini bilme­
diği ve bu sayede Mülkiye'ye hoca olan, dünya tat­
lısı M ete ”Baba"'mız. Daima güleryüzlü, öğrencisi ile
diyalogu mükemmel. Pırlanta gibi kalbi ile yaz ayla­
rında bile başının belaları ile uğraşıp Bakaniık'a sok­
maya çalışıyor. Ne diyelim, şu genetik kopyalama
biran önce başlasa da M ete Hoca’dan 30 tane kop­
yalayıp, M ülkiye de okumanın keyfini yaşasak. Sağolun Hocam, herşey için.
9
Öğr. Gör. YAŞAR ERDİNÇ
Siyasal'ın daha (Deha değil, doğrusu bu) çocuğu. Dersi çok güzel anlatıyor, tabi saatleri karıştırıp
unutmazsa. Ders ortasında hayattan kesitler sunması da dersini daha zevkli hale getiriyor. Ancak paçoz bir kot üzerine mor gömlek, kavuniçi ceket gibi Okocha (Memleketimize renkli krampon zevkini(!) getiren bir zenci) zevki giyim tarzı, hocamızın İngiltere'de değil de Harlem'de Doktora yaptı­
ğı izlenimini bıraktı bizde.
Prof. Dr. MESUT GÜLMEZ
Hayatları boyunca iş, emek, sosyal güvenlik, zart
zurt konulu dersler alan Amelelerin bile ilk derste
"Yahu bu dersin bize ne gereği var?" dediği türden
bir dersin Hocası. Üniversite 4. sınıfta lise talebesi
gibi yoklama alması, 17, 24, 52 gibi kuyumcu tera­
zisinde ölçülmüş notları y e özellikle herbir sınavında
yarım dönemciği sorduğu ve derya kadar vakit verdiği(!) sınavlarını (büyük bir saygısızlıkla) yazdırma­
sı tüllabı tilt ediyor.
Her dersi 15 dakika uzatacak kadar dersine saygı
göstermesini takdir ediyoruz da, keşke o da dersi­
nin gereksiz olduğunu anlayıp, son sınıfta olduğu­
muzu takdir etse.
Doç. Dr. BASKIN ORAN
Annelerimizi Hocanın dersine soksak muhtemelen
'Yavruuum, bu adam sizin ağzınızı bozar kuzum“ derler­
di. Milliyetçilikle kafayı bozan hocamız da aslında tam
bir Mülkiye milliyetçisi. Çok iyi niyetli olan ve öğrenci­
sine olaylara nasıl değil, nereden bakıldığının önemini
kavratan hocanın tek kusuru, son zamanlarda dere g e­
çerken at değiştirme sevdası. M illet eski sınav sistemi­
ni istiyormuş hocam, bizden söylemesi. Ne demişler,
Kazgancfya zeval olmaz.
Okutman LEYAL Ö ZKAN
Okul yönetim i Leyal hocayı ilk başta Hazırlık
Okulu na yollamış. Ancak evlerinden yeni ayrılmış
buzağılar şeker Hocamıza "Hocam" yerine "Anne
yaa!” diye hitap etm eye v e eve her telefon açtıkla­
rında sadece babalarını sormaya başlayınca Leyal
hocayı Cebeci'ye almaya karar vermişler, en azından
bunlar daha az etkilenirler diye.
Şaka bir yana iyi ki Leyal, Ümran(Gündüz), Nurdan(Oğuzbahçeci) ve Erhan(Saygıner) Hocalar var.
Onlarsız Mülkiye, şekersiz reçele benzerdi.
10
Dr. MELEK FIRAT
Ateşli bir Kıbrıs uzmanı. Denktaş'tan sonra
Cu-
manne olursa şaşırmayacağız. Öğrenciler arasında.
Mülkiye'nin gelecekte yüzakı olacak bir hoca olarak
değerlendiriliyor. Bize fotoğraf verirken çok tered­
düt geçirdi. Kötü birşey yazacağımızı sandı ama, ba­
kın hocam, hiç kötü birşey yazdık m ı? Yüksek volüm
ile ders anlattığınızı söyledik mi?
Prof. Dr. BÜLENT DAVER
Hoca faal futbol yaşantısını bitirdi ama hâlâ okul­
da. Yıllar mı hocamızın kalbini yordu yoksa yüksek
"EMEL'ler mi bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki o
da tüllabın hocayı çok sevdiği. Allah Halifemize uzun
ömürler versin, amin.
Ar. Gör. HÜSEYİN KALAYCI
Kompleksi olmayan, öğrencilikten asistanlığa
yükselmiş (bilirsiniz, bazıları hiç öğrenci olmuyor
ya!) bir hoca daha. Montpellier'de Fransa 98 i sey­
retmek yerine, siyaset terminolojisini geliştirmek
maksadı ile M ülkiye'ye gelen Hoca kısa zamanda
sevgimizi kazandı. Yalnız ne büyük bir günah işlediyse, bu iyi insana çok büyük bir ceza verilmiş. Ne
mi, Coşkun San ın asistanlığı!
Prof. Dr. İSM A İL TÜRK
Mâliyenin kibar Profesör u. Öğrenciler onu çok se­
viyor. Eski Kazganlardan birinde hocanın Türkan Şoray hayranı olduğunu yazıyor. Okulda "2. Emel Vaka­
s ı1' başlayabilirmiş ama anlaşıldığı kadarı İle Hoca ıs­
rarcı olmamış. Sevimli hocanın panellerine katılmak
isteyenlere tavsiyemiz, bir yastık bir yorganla gitm e­
leri. Çünkü söz sırası Hocaya bir kere geldi mi hiç git­
miyor!
Prof. Dr. ÇELİK A RU O BA
1997 İnek Bayramı nın ne şartlarda gerçekleştiril­
diğini bilmeden ahkam kesen hoca, Kazgan'da da
taşlanmaya davetiye çıkardı. Eee ne diyelim, kendi
kaşınan ağlamaz.
Derste not tutulursa derin bilgisinin(l) açığa çıka­
cağına inanan Hocanın sevmediğinden midir, yoksa
evde binlerine söz geçiremediğinden midir bilinmez,
bir kravat özrü var. Bizim bildiğimiz, test sınavlarının
tek bir cevabı vardır. Am a Hocanın sınavlarında g e ­
nelde şıklar P. tesileri a, Salıları c, Çarşambaları e şek­
linde oluyor. Karşısında neyi savunursan savun kabul
etmeyen hocaya tavsiyemiz, "Bundan sonra da ah­
kam kesmeye devam etmek istiyorsan politikaya atıl“ olacak. Çünkü bir kadın meslektaşı gibi, g e ­
rekli en önemli materyale sahip: İktisattan anlamıyor!
Yrd. Doç. CAHİT EMRE
Türkçenin içine mıçan Mıhçıoğlu "nun asistanlı­
ğından Doçentliğe terfisi ile Yönetim Bilimi kürsü­
sünü sürükleyen Hocamız, gerçek kişiliğini bularak
yegane kötü huyundan kurtuldu ve böylece dersleri
ve yazdıkları anlaşılır hale geldi. Öğrencilerle kurdu­
ğu iyi ilişkiler ve yardımseverliği de eklenince Tella­
ğın en sevdiği Hocalardan biri olma özelliğini ka­
zandı.
Yrd. Doç. ERCAN BEYAZITLI
“Garı gibi sakız çiğnemeyin arkadaşlar, uyuz oluyorum!"
derken kazandığı sempatiyi öğrencileri konuşurken pek din­
lememesi ve derselere devamsızlığı ile (üstelik, Kadir Hoca
hariç, gönderdiği bilgisiz asistanlarla) kaybediyor. Üstelik der­
sinden kalan öğrenci sayısıyla doğru orantılı bilgisiyle bizi
Yüksel Koç Yalkın'ın yerini doldurabilme konusunda şüpheye
düşürüyor. Tüllap O nu seviyor ama herşey sevmekle bitmi­
yor.
12
Doç. Dr. ALAEDDİN ŞENEL
Alaeddin Şenel in fotoğrafının yanına yal­
nızca çizgi romanlarda küfür anlamına gelen
işaretlerden koyacaktık ama Mülkiye'ye yeni
düşen Tüliabı onunla ilgili olarak biraz bilgilen­
direlim dedik.
Çevirisini kendi yaptığı, üst üste iki cümle­
si anlaşılmayan kitapları öğrencilere kakala­
ması, (düşünceleri)(!)nin propagandasını yap­
mak için aklına estikçe İnsanlık Tarihi gibi gereKsiz dersler koydurması, saatlerce konuşup
elle tutulur tek bir tümce kuramaması ile tüm
öğrencilerinin ahım alan hoca, umarız evrim
geçirip zevkle anlattığı varlıklara(l) dönüşür!
Prof. Dr. ÜREN ARSAN
Bu Hoca ile ilgili okulumuza yeni gelen
öğrencilere tavsiyemiz yoklama alan ve sınav
kağıtlarını değerlendirirken bunu ölçü alan
Hocanın dersini sıkı biçimde takip etmeleri.
Tamam, biliyoruz, daha 1968'de Doçent
olan(yaşını siz anlayın) böyle güzel(!) bir kadı­
nın dersi nasıl çekilir?" diyorsunuz ama derste
ona bakarken Cindy Cravvford'u hayal edin.
Biz yaptık, yararlı oluyor. Hocamıza bir de
Defterdar arkadaşlardan istek var: "Kazgan
için fotoğraf çekilirken kendine gösterdiği
özenin birazını bölüm derslerine göstersin" di­
yorlar.
Prof. Dr. RONA AYBAY
- Rona Hoca sizin kaç dönem dersinize geliyor?
- İki dön... yok yok, iki ders.
- Anlam adım ?
- Yani programa göre iki dönem geliyor ama Hazret dönem başlarında birer saat teşrif ediyor,
hepsi o. Asistanı iki tane kızcağız var, onlar giriyor. Fena anlatmıyorlar.
- Peki derse geliyormuş gibi maaş alıyor mu?
- Almaz olur mu oğlum! Geçenlerde gazetede Bilgi Üniversitesi nin kadrosunda gözüküyordu.
Giderse çok merak ediyorum, "Orasını da bizim okul gibi keriz bulabilecek mi acaba?" diye!
13
HOCAMIZCVVN Ö Ğ R E N E C E K 1
ç o k ş e y îm îz v a r ç e n c /
O İSTİRAHAT AAOLASINPA
OTLARIN ABASINA GİRİP,
MEDITASYON Y APAR A K ,B İZ LER İÇİN
EN E R3 I’ ,
to p lu y o r ;
T A L C B W .E R A R A S I N I *
Ö Y L E B İ R İN T İB A
B IR A K M IŞ IM Kı * H E R
YAPTl<Sl/A,Oİ-AY OLUYOR'
ŞU R A Y A A Y IPT IR S Ö Y ­
L E M E S İ KAKAM I Y A P ­
M A K İÇİN G İR D İM , B U
OLAYI P A M EPİTA SYO N A
B A Ğ LA D ILA R .';. G E R Ç ı'
P İY C E K S İN K f ; 0 U P A
B İ R M EV !' iV £ D iTASYOM
p e G İL M İ P İ R ? . «E TA80
K A K A Y I yAKAIVXTMAP I İ I N A A LİD p K R je
M ECH TPSyoN CXJR
Prof. Dr. İLBER ORTAYLI
Dersleri blok yapan, ona da 25 dakika geç gelip
15 dakika erken bitiren hoca, hakkında yaydığı ina­
nılmaz karizma ile işi götürüyor. "Hödük" kelimesini
Mülkiye literatürüne soktuğu gibi bizim de dilimize
yerleştirdi. Ne hikmetse, sağcısından solcusuna her
görüşten insanın paneline davet ettiği, farketse,
RTÜK'ün süresiz yayınını durdurma cezası vereceği
hocamıza bizden esirgediği bilgisi için şu bedduayı
uygun bulduk: İnşallah kızınız, çok sevdiğiniz(i) Ja­
pon milletinden size bir damat getirir hocam!
Prof. Dr. SİNA AKŞİN
inanılmaz derecede zevkli geçen dersleri
v e Tüllabın düşüncelerini saygıyla karşılaması
bile son sınıfta 49 ile öğrenci bırakmasını, inkı­
lap Tarihi gibi yabancısı olduğumuz(!) bir ders­
ten adam süründürmesini ve sorduğu ilginç(!)
soruları affettirmiyor. Üstelik bölüm başkanı
olarak koyduğu ya da kaldırmadığı gereksiz
derslerle Kamululara da eziyet ediyor. Bu okul­
dan mezun olacak öğrencilere dışarda, "Şu Yu­
nan Kralı nın adı neydi?'yi sormuyorlar.
Prof. Dr. MEHMET ALİ AĞAOĞULLARI
Derse olan hakimiyeti, tiyatro gibi anlatımıyla Platonu, Aristotales'i bize sevdirdi. Ayrıca bazıla­
rının örnek alması gereken nesnel yaklaşımı nedeniyle kendisine buradan teşekkür ediyoruz.
Prof. Dr. YÜKSEL KO Ç YALK1N
Hocamıza nasıl vakıtı "vakit", nakıtı "nakit"
şeklinde söyletemiyorsak, öğrencilerine de
Onun kötü hoca olduğunu ve İşletme Bölümü'nü gerilettiğini" söyletem iyoruz. Geniş
hoşgörüşü ile dersine Mülkiye'nin yarısını
alan, sınıfa verdiği korku ile karışık sevgiden
büyük haz duyan İşletme milliyetçisi Yüksel
Hocamızın M ülkiye'ye uzun yıllar daha hizmet
edeceğini umuyoruz.
14
Prof. Dr. YAHYA SEZAİ TEZEL
Düşündüğünü söylememekten ve düşündüğünü söyleyemeyenlerden nefret eder. Gerçekten
de, düşündüğünü söyleyebilen öğrencilerinden asla ayrılmak istemez. Onları 4-5 yıl sınıfta bırakma­
sının tek nedeni budur! Gariban dostu(!) olarak bilinen Hocamız girdiği her sınıfta pekçok öğrenci­
ye BA BA lık yapmaktadır. Yeni dönem de sınavları için bir de ne demek istediğini anlatan kılavuzlar
bastırma kararı olan hocamızın iki cihanda bahtiyar olmasını diliyoruz.
Yrd. Doç. Dr. AYKUT KİBRİTÇİOĞLU
Hacı Cavcav'sız Karagöz olur mu! Bilim uğ­
runda döktüğünü sandığımız güzelim saçları­
nın acısını milletten çıkarıyor. İsmini "Yahya
diye değiştirmek için mahkemeye başvurdu­
ğu söylentileri okulda dolaşan hocamız, bu
sene okula sıkça geldiği güzelim kırmızı pan­
tolonu ile moda dünyasını sarstı. Yalnız bir ika­
zımız olacak: Hocam, kıyafetinizi bari okulda
Kamulular derse girdikten sonra değiştirin.
Heran kimvurduya gidebilirsiniz de!
Yrd. Doç. Dr. SALİH AK
Biz bu okula geldiğimizde çocuktuk, top
oynar acılardık. O zamanlar Salih Ak Yard.
Doç.'tu. Biz şimdi çoluk çocuğa karışır hale
geldik, Salih Hoca hâlâ Yard. Doç! İnanılmaz
bir consensus ile fikir yumağı(!) seçilen Salih
Hocamızın değerinin ne zaman Guinııes'ce
anlaşılacağını biz de merak ediyoruz.
Dr. ÖZLEN KÜNÇEK
Now, Ladies and Gentelmens. W e anno­
unce the Queen of the Faculty of Political
Science: Ö Z L EN ÜNÇEK! Güzelliği, zerafeti
ve sıcaklığı ile gönlümüze taht kurdu. Çok
kısa bir süre içinde O nu çok iyi bir Prof, ola­
rak göreceğimizden hiç şüphemiz yok.
15
Prof. Dr. TEKİN AKILLIOĞLU
Soyism inde iki hece fazlalığı var. "Hiç okuyanla
okumayan bir olur mu sayın abim!" sloganı Hocanın
dersinde "Olur sayın abim, olur” şeklinde cevap bu­
luyor.
Vize kağıtlarını hiç okumayan, finalde paşa keyfi­
ne göre not veren, kendisi hariç herkesi İnsan Hak­
ları konusunda beyinsiz zanneden okulun en antipa­
tik hocasının öğrenmesi gereken ilk şey, İnsan Hak­
ları konusunda doktrin olabilmenin yolunun insan
olmaktan geçtiği!
Dr. ARSLAN KAYA
Mülkiye'nin Aslan Yürekli Richar'dı. M ülkiye'ye ait çok büyük bir
rüyası var. Okulun en şık giyinen hocası seçildi. İşlerinin yoğunluğu
nedeniyle dersleri C.tesileri yapıyor, millet de ne zaman Pazara sıra
geleceğini bekliyor. 2. Ligde sürünen M ülkiye basketbol takımında
oynaması teklif edilse, hiç düşünmeden kabul edecek kadar Mülki­
yeli hocaya bize sahip çıktığı için teşekkür ediyoruz.
Prof. Dr. ALPASLAN IŞIKLI
Siyasal ın yılm az Am ele Hakları savunucusu. Ne­
ler yapm adı ki bu uğurda: Yeni Anayasalar hazırladı,
Anayasadaki açık hükme rağmen memurlara grev
ve toplu sözleşme hakkı tanıdı ve hatta okuldan atıl­
dı... Ve belki de bugünkü takiyyeciIiğini o yıllarda
öğrendi.
Aman dikkat Tüllap, sakın derste anlattığı fıkrala­
ra ve güleryüzüne kanıp Hocaya zıt düşünceler söy­
lemeyin (tabi eğer güzel bir kız değilseniz), yoksa
çarpılırsınız!
Okutman M ERAL AĞABEYOĞLU
Binlerinin bu Hocaya, M ülkiye'ye sosyal neti fazla çıkarmadan (TM bölümlerine) ya da m atem ­
atik neti fazla çıkarmadan (S bölümlerine) girilebileceğini ancak türkçede full'a yakın net çıkarmadan
hiçbir halta girilemeyeceğini anlatmalı. Tabi eğer Hülya Avşar'ın genetik kopyalama hatasının komp­
leks duvarında küçük bir sızıntı olabilirse.
16
NEVZAT SAYGILI(!)OĞLU [HAZİNE MÜSTEŞAR YARDIMCISI]
Pes doğrusu! Bir insan ancak bu kadar çabuk dolduruşa gelebilir. Bir zevzeğin "Hep eski soru­
larınızı soruyorsunuz, millet de kolayca geçiyor" lafı ile tüm bir bölümü döktü. Biz de Hocayı dol­
duralım dedik o zaman.- Beceriksiz Hazine Müsteşarları sayesinde devletimizin çivisi çıktı Hocam.
Bakalım bu sefer de dolduruşa gelip istifa edebilecek mi?
[-Aaa, ama bu hoca Gelirler Genel Müdürü oldu, bu bilgi yanlıııış!
- Yok yaa! Yemin et!]
Ar. Gör. ATAY AKDEVELİOĞLU
Atay ı ilk görenler “Lise kayıtlarını burada
sandı herhalde" diyor. Oysa gencecik haliyle
karşılarında duranın mükemmel ders anlatan,
öğrencisi ile arkadaşlığı beraber yürütmesini
becerebilen ender Hocalardan biri olduğunun
farkında değil. Eee ne demişler, anasına bak
kı...(pardon) Hocasına bak talebesini al. M ade
in BASKIN.
Okutman ZEYNEP ERM AN SEYRANTEPE
Kıyağı bol bir sene yaşıyorsunuz, bu kıyağımız da buzağılara. Derste oynattığı güzel oyunlarla as­
lında çaktırmadan ev için antreman yapan Zeynep hoca, SEZGİsinin kuvvetli olması ile övünür. Ne
zaman yanına gitseniz yüzünden tebessümü eksik görm eyeceğiniz Zeynep hocanın bu özelliğini,
çok sevdiği 2 yaşındaki kızına bağlayacağız ama, biz buzağı iken de böyle olduğunu düşününce,
enflasyonun öğretmenler üzerindeki etkisi olduğunda karar kıldık!
Hazırlık tan Siyasal'a gelecek sevgili buzağılar; Sabahın köründeki ilk dersinizde güleryüzlü bir
Zeynep Hoca bekliyorsanız şimdiden uyaralım. Elimizde kala kala 1977 model kıllı (pardon) sakallı
bir Salih Ak var. İyisi mi siz bu yılın tadını çıkarmaya bakın.
Prof. Dr. FATİH ÖZATAY
Tellaklar ile amelelerin "Makro İktisat", geyikhanlarla bakkalların "Para Politikası" derslerine giren
Fatih hocaya öğrencilerinin sevgisi makro boyutta ve para ile satın alınamayacak düzeyde. Bunu da
anketimizde "En Popüler Hoca" seçilmesi ortaya koyuyor. Bize de, Merkez Bankası'na gitmek yerine
Mülkiye'yi tercih eden hocamıza teşekkür etmek düşüyor.
Dr. SEVİL KO RUM
Diye diye Vehbi Amca'yı da mezara yolladı! Bu okuldan mezun olacak çocuklarının, babasının
fabrikasının başına geçm eyeceğini bilen bir iki hocadan biri, hatta en öndesi.
"Meclis'te 8 yıllık eğitim tartışılırken çıldıracağıma, Makro özürlülere 4. defa Makro'yu anlatırken
çıldırırım!" diyerek M ülkiye'ye gelen şeker hocamıza buradan bir notumuz var: İş imtihanlarını al­
maya gittik, geleceğiz. Bu sefer yemekler bizden.
17
(HECK ■ OF H K
fm
DİYAR-TUR. İŞL. LTD. ŞTİ.
Siyasal Mezunlarına
Başarılar Dileriz...
Tel.: (0.312) 436 86 56 - 437 08 13
Köroğlu (Uğur Mumcu) Cad. 98/6
g .o .p ./a n k a r a
19
'.m
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin geleneksel inek Bayramı, bu
yıl İsmet Badem, Murat Murathanoğlu ve Ergin Ataman’ın katılımı ile renklendi
'■ r
vJ
.
W* D-JyfJmi
-\
'-' '
•
\J
*
m
4
• -.
.
i
-i,.
...
t*"
T /• -i
,*-..•
,.
r* * *V‘
n ® y 'l '
--
-/
T l
.:
’ ’ ■ ■ ■ ■ ı ıııiıı^ t t i f c a p :
*;'.Vy7>—.V -'/•fi*,V-Wf;i
V ı ^ jv 'iV O T f t i l
' •• >
>î f ‘
*'•
*VY*><Yf| o j . .,n •r*> *> <r”Q İ V r
V P r c'/V /Îr.’
j .*
.T"'”* -f*
•
İV %
fi3
w
_ı ı
, ı
k \ A e* in i« n tur*Jarvan t>r
**f>n yoruyüVjyVr tva»U-
S t-îse
m
s s ^ s s r ,Mm
y\ Ataman qpoçWı sevındirgı
•
t-< ^
‘JS ' • lJ [">
r » iw 1» i m T ]
v vJ
1 /’S ' ”" * / , •. IT t ? • J J
T
/ ■«>
M İ İ I ^ ‘ ' r ^W T
ı* *
.• t»».■«*'•.»»*•• ı
- . 1 1 >v •
•ı - ,
ı-»'«"
'r 1
A'^»'’
h j .i * n
Erp/ı A u n w ım
GaUUM /*/ın lrantUı
UkMn ıoööe<ip Jc*ekOtn
PTTd o
aç>VU-
Ofgan)za»vonİyiydi
•/iv Ankafâ'nm trt çofc d*»l#-■' ntn k .* n jijf d jn b»o oUfl
aocho8**' <J*p*n**kjy.
d»O p yâyın4*m*fc ö f**«
«ttunMıl* hjt/ı* butondu
Üç ©un t 6t(C<k cAV> Ifttfc
Dayramı Ç«nMü«fi'nin cx-
SALON DAR GELOİ: Ivnot B*Jem. IAx* Mura9ıano0uv» T«4etor>PTTcoaöTo Eıyn Aaronm Ut* M
B J *rı* û/we geton yû2J*rc* OfrirtO. «J o n j
<J#»*<Î4 kak* S*ondjk> co»»w w « götUm gy <*&<<* P
OrtMnYAUHKAYA)
SES FM'DE ORADAYDI: Ar*»*™ «n
çok ört#n*n mûr* luru* R*>yo S * r İn** Bay­
ram: Ş *r*ü«rrw gc<«n V*/ı l*Wı U û A rt n ta li ­
me« B * * m ( • konu»** UCA//«« g«nçi«nn b«*kstoctJ o<jn « 9^ « « *9 v p * «3*Ail ç*VH SonAan
rorzonAvmkonuUanBir
ıtri*»
SÜPER ORGANİZASYON: a^jî«
Sya** utp* F+utetfnM
O ttçtU ty n m n ta p M f*1ot^tn utr/cn k û cn f*, panel to n * * ohAtn «n rrxA j c/jronc*
21
V e e e
b a s k e e e t!
Karar ver,
ne tarafa
bakacağım?
“ İsmet bana panel
demişti.
Gülümseyeyim de
korktuğumu
çakmasınlar”
“Ve sıra geldi
ayrılığa.
Bir daha buluşmak
ümidi ile...”
22
Vice Présidant
denetimde.
Hoop, ineği
başkanım ineği
olacaktı!
İkinci gün
öğleden sonra.
Devrik liderler:
Hitler ve
yardımcısı
GobbelO)"
23
ı
MUHTEŞEM BALO
“ Kamu’nun güzelleri,
Pınar, İpek ve
Ela da
eğlenenler arasında idi.”
“ Hocalarımız da
eğlendi”
“ Uyumayın
hanımefendi,
uyumayın”
24
25
ORDAN SO NRA DENİZ VAR HANIMEFENDİ
4 İktisat tan Burçak Arman(Feskom) meşhur Kariyer Günleri için İstanbul'a gitm eye karar veriyor.
Tuba Tuna, Gaye Büyükyapıcı, Arzu Gök ve Burçak tan oluşan grup trenle seyahati tercih ediyor.
Yalnız bizim kız ilk defa İstanbul'a trenle gideceği için merak edip TCDD ye telefon açıyor. Karşısına
çıkan memura trenin nerelerde durduğunu soruyor.
"Şurda duruyor mu, peki falanca yerde duruyor mu” gibi lüzumlu(!) sorulardan sıkılan ve bir an
önce telefonu kapatmak isteyen memura ’Haydarpaşa'dan sonra nerede duruyor?1' diye sorunca şu
veciz cevabı alıyor: "Haydarpaşa'dan sonra deniz var hanımefendi, durm az!".
ZENGİN OLDUK!
Feskom'un gelmiş geçm iş en yakışıklı Başkan ı Ersin ve Balo Komitesi'nin acar Başkan ı Arda
kendilerini zengin edecek bir organizasyona giriyorlar. İki kafadar ünlü popçu Yaşar ı Ankara'ya
getirip bir bara çıkartacaklar. Tüm hesaplar yapılıyor, 1000 kişi(en az) gelecek ve bilet fiyatları
250.000 TL olacak. İkibuçuk milyarlık gelirin yaklaşık birmilyarı masrafa gidecek ve böylece bizim
çocuklara birbuçukmilyar civarı para kalacak.
Bu paranın rüyası ile bir hafta boyunca zenginlik hayalleri kuran İkiliyi Şaşkın Bakkal lar zinciri
sa..(pardon) ünlü Marketim zinciri sahibi Feskom'cu Ozzy görüyor. Bu dahiane(!) planlarını Ozan'a
anlatınca. Ozan kahkahadan yere yatıyor ve bizimkileri daldıkları rüyadan uyandırıyor. (Bu Not
Yazıyı Okuyana: Eğer bizimkilerin nerede hata yaptığını sağına soluna soruyorsan sana iki tavsiyem ­
iz var; sakın ticarete atılma ve eğer YST'den ders alıyorsan sınavına girip de cevap yazmaya kalk­
ma!).
Yalnız bizim bu olayda anlayamadığımız nokta şu: Hadi Ersin Giresun lu, yani laz. Muhtemelen
de bu hesabı öğleden sonra yapmıştır. Bunu anladık da, Arda Karadenizli değil ki! İşte bunu hâlâ
çözemedik.
BİZE DE GELMİŞTİ
(Ders Mülkiye'nin en şeker hocası M ETE AKKAYA'nın DYD'si ve geyik yapılıyor)
M ete Akkaya: Biliyor musunuz çocuklar, Bülent Daver ilk dersini bize vermişti, heyecandan eli
ayağı titreyerek.
Sorkun: Onu ilk alkışlayan sınıf da siz miydiniz?
Zerrin: Bize geldiğinde de eli ayağı titriyordu ama heyecandan değil hocam!
M ERA K ETME, KIRO DEĞİLSİN!
(Ders Ulus. Güncel Sorunlar ve Baskın Hoca alt kimlik-üst kimlik konusunu anlatıyor)
Baskın Oran: Bir insan alt kimliği kadar insandır. M esela dışardaki bir vatandaşa sorun, sen kim­
sin kardeşim deseniz Türküm" der. Eee başka? "Müslümanım" der. Eee başka? Başka bir şey yok.
İşte o insan kırodur.
Bülent Zafer Yiğit: Bir de "Adanalıyım" der.
B.O.: Haa bir de öyle dermiş.
Murat Çökdü: Hocam ne yaptınız, ben Adanalıyım.
27
B.O.: Oğlum sana soralım, sen kaşındın söyle bakalım sen kimsin?
M.Ç.: Türküm, müslümanım.
B.O.: Başka, hangi takımı tutuyorsun?
M.Ç.: Beşiktaş ve Efes Pilsen.
Öm ür Bostan: Feskom'cu hocam.
B.O.: Feskom'cuymuşsun, Olaylar ve Yorumlar ın reklam sorumlususun. Yirmi tane alt kimliğin
var oğlum, merak etme, kıro değilsin!
DERVİŞİN FİKRİ...
(20 M ayıs 1997, son Feskom toplantısı)
Ozan: Canım dondurma çekiyor.
Başkan Ersin: Sıcak birşey ister misin:
Ozan: Homur homur (N e anladıysa!).
2 dakika sonra kapı çalındı ve içeriye Çaycı Vedat girdi...
Murat: O oo çaylar Başkandan, şak şak. Ozan yanlış anladı valla.
Arzu: Ben de öyle sandım.
Ozan: Gıcıksınız oğlum siz.
Eee ne demişer, "Dervişin fikri neyse zikri de o'dur".
BALLI ARZU
Bizim 4 işletme den Arzu Gök ne kadar şanslı bir insan olduğu ile övünür. Şu hikayeyi dinleyince
biz de inandık:
Kariyer Günleri sırasında tepegöz için üçlü prize ihtiyaç oluyor. Tam öğle vakti ve okulda her yer
kapalı. Sağa sola koşturuyorlar ama nafile. Derken birisi, kariyer günleri için çok çalışan Arzuya
"Kızım sen ballısındır, kalk da bir sor bakalım, yanında hiç üçlü priz olan var mı?" diyor, dalgasına.
Sonuçta ne mi oluyor? Arzu dan kaçar mı!
W
28
-
U A s k iN
o b a n d a n
i s c i u ^ n .
• İnsanların karnı aç, kızları da oruspu oldu (Rusya konusu anlatılırken).
• Çarşafa dolaştırdık (Lafı tamamlayamayınca).
• Çocuklar kanalizasyonlar açıktır, gider. Am a Brejnev Fransa'ya gidince
kaldığı sarayınkini kapalı hale getirdiler. Niye? Herif ne zaman ölecek onu
öğrenmek için, kakasına bakarak öğrenecekler. Korkunç bir rezalet, benim
kakamın böyle kullanılmasına dayanamazdım.
• Bir ülkenin sanayi devrimi geçip geçirmediğini sokaktan anlarsınız.
Yayalar kırmızı ışıkta geçiyorsa, yaya geçidi yerine inek gibi yoldan karşıya
salına salına geçiyorsa sanayileşememiştir.
• Arap şeyhleri ilk paralarını karılara kızlara yatırdılar.
• Bir zamanlar Almanya'ya gidenlerin getirdiği en büyük hediye (Kolunu bize göstererek) çikita
muzdu çocuklar.
• İmzalamayacak mısın, aman hatırım kalır, çıkarın o maddeyi başka yere sokun. Girdi mi!
Uluslararası Güncel Sorunlar da böyle anlatılır (Ermenistan ve AGİT konusu anlatılırken).
• Odam a gel, soruları vereyim !
• Silaha karşı büyük bir antipatim vardır, demek ki ben Türk değilim. Zaten vatan haini olduğu­
muzu da biliyoruz.
• Şimdi ben böyle söylüyorum diye Kürtlükle ibneliği benzetti demeyin haa!
• Bu fikri M G K içinden zeki biri söyledi. Şu an ismini hatırlamıyorum ama muhtemelen o kişi bir
paşa olamaz, paşa olsaydı bu fikri söyleyemezdi. Sanırım siyasi danışmandı o.
• Rahmetli Seha Bey derdi ki bu arkada konuşanlara, Afedersiniz, benim konuşmam sizi rahatsız
ediyor m u?“ (Ders anlatırken gürültü artınca)
TE -kÎN A k l^ lO Ğ J-£ W T > A N SE Ç M E .
İN C İU & fc
• Bir sürü bayram geldi geçti. En sonunda mübarek "İnek Bayram fn ı da
idrak ettik. Yan gelip yatacağınıza kitabı okuyun.
• Benim sınavıma girip de bana beddua edeni duymadım.
• Kimi bırakmışım şimdiye kadar? Bana inanmıyorsunuz değil mi?
• Kafalarınızı bir sürü safsata ile dolduruyorlar, siz de aklınız sıra bana
satmaya çalışıyorsunuz.
• Hiçbir uçak havada kalmadığı gibi hiçbir öğrenci de sınıfta kalmıyor.
Mutlaka geçip gidersiniz.
• Son iki haftadır derse gelemiyorum, siz de bayram nedeni ile yoktunuz. Sanıyorum ki, yarım
yamalak bilgilerinizle paçavra gibi kağıtlar vermişsinizdir. Hıı, öyle mi? (Bayram sonrası ilk ders ve
sınıfta toplam 13 kişi var. Cevaba gelince, sıkıyorsa sen ver!)
• O yazdığım şeyi mutlaka okuyun çünkü öbür türlü çok zırvalarsınız, eminim.
• Az önce bir arkadaşınız aşağıda kitabımın kalmadığını söyledi. Telaşlanmayın, kalmamışsa kal­
mamıştır, ne yapalım. Zaten yukardaki bir kitap göndermiş, o bir işe yaramıyor da benim size tav­
siye ettiğim ne işinize yarayacak!
29
H O C A W VR T> A N S E Ç K E j-t B
✓ "Beni demokratik bulmuyor musunuz! Çok şaşırdım, ben de kendimi bu oku­
lun gelmiş geçmiş en demokratik Dekanı sanıyordum." (Dekan Celal Göle)
✓ "En büyük enayi benim“ “Afedersiniz, ben hoca diyemeyeceğim bu yaratık­
lara"
(Okutman M e te Akkaya)
✓ "Dersime imza için mi geliyorsunuz?"
"Ne kadar yaka silktiğinizi gözlerinizden okuyorum."
"Karmakarışık oldu di mi cümlelerimiz, ama anlıyorsunuz değil mi?”
(Prof. Dr. M e su t Cülm ez)
✓ “Benimle siyasi parfi liderleri gibi konuşmayın yavrucuum!" (Prof. Dr. A li Bozer)
✓ "Yolda yürürken şakada şukada çekin demiyoruz ama cinsellik doğal
birşeydir çocuklar." "Hiyerarşi hıyarların eşitsizliğidir." (Prof. Dr. D oğu Ergll)
✓ “5izden uzakta sizi çok düşünüyorum, bu çocuklar sınıfını nasıl geçecek
diye" (Doç. Dr. Gazi Özhan)
✓ “Cumhuriyet boktan birşey bence, halka sorarsanız ftefah’ı getirir."
(Prof. Dr. Sina Akşin)
✓ “Yıldırımın çarptığı adam gökgürültüsünü duymazmış." "Bugün belirli
saygınlığı olan kişilerin çoğu, saygın olmayan yollardan geçmiştir."
"¿iyasal mezunu olabilme niteliğinitaşıyacakları mezun ed e riz .O niteliği
de ben tespit ediyorum."
(Prof. Dr. M etin Kıratlı)
✓ "Aramızda kalsın ama çocuklar, yukardaki meslektaşlarımın %70’i hödüktür.
"2. Dünya savaşında yemek yapmasını bilmeyen höçlük yahudi karılar
yüzünden çok insan ölmüştür"
(Prof. Dr. Ilber Ortaylı)
✓ "Garı gibisakız çiğnemeyin, uyuz oluyom!”
(Yrd. Doç. Ercan Beyazıtlı)
✓ “Namus deliklerin muhafazasından oluşmuyor."
30
(Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel)
1) 1 İşletme den Özge. "Aylardır yaşamamdan çaldığım zamanlar adına düğümlendi".
madın ya, ben ona yanıyorum...
Bunu anla­
2) 4 Uluslardan Erdem ve 4 Çeko'dan Vuslat. Sizi asrın aşıkları ilan ettik, tüm bekarların kabusu
oldunuz. Am a hep böyle kalın.
3) 4 Çeko'dan Muazzez ve Turgut. Feskom a girmek caiz mi? Uluslar'dan M üspet Bir Çift
4) İLAN : M alBO R A , Sivas Merkez ve Ankara Kurtuluş'ta bayilikler verecektir. İlgilenenlere önemle
duyurulur.
5) 2 İktisat'tan Serkan. Yeter lan, sol elini kullan biraz! Sağ Elin
6) Yeni açılan sinemamızda sinema kültürü geniş, yer gösterici olarak çalışacak ve sürekli olarak "Ben
bu dersi anlatmayı sevm iyorum 1
' diye homurdanacak Personel Yönetimi hocası aranıyor. Oğuz
Onaran a duyurulur.
7) Çeko 2'den M ehm et Bingöl. Ne kadar araban, cep telefonun ve şirketin olursa olsun sende o hey­
betli burun varken ne yapsan boş. Çeko 2'den Aslı
8) Kıymetli hocamız Erdal Ünsal. Değerli hocanız Aziz Köklü yolunda ilerliyorsunuz, ancak sizin
adınız Büyük Anfi'ye değil erkekler tuvaletine verilecek.
9) Sevgili Sorkun. Türkçe mi söylesem yoksa Sırpça mı? En iyisi ben sana birşey söylemeyeyim.
Öm ür boyu mutluluklar.
10) İnek Bayramı nda Makro dersi yapan sevgili hocamız Sevil Korum. Derse girerek sizi sessizce
protesto ettik. Farkında mıydınız?
1 1) İneğimize tacizde bulunan Kamulular. Boğamız intikamını alacak. Ziraat Fakültesi
12) 3 Uluslar ın kazak erkeği Akif. Her zaman son sözü sen söylüyorsun, helal olsun sana. Ayşe ne
dese Tam am Ayşe'ciğim" deyip konuyu kapatıyorsun.
13) İngiltere'lere gitmiş, m edeniyet yüzü görmüş, istatistik canavarı Gazi Özhan'ın: Cebeci
Kampüsü'nde yaşama olasılığı % 15, otoritesini kullanıp karısına pantolonlarını ütületebilme
olasılığı %30, bilmediği bir şey olması olasılığı %0.3! Yankee Go Home!
14) İLAN : Çok güzel arkadaş satılır, işler yarıda bırakılır. İmza 3 Çeko'lu Semih
15) 4 İşletm eden Ela. Önüne gelene Ben güzel miyim" diye soruyormuşsun. Sen İşletme
Bölümünden güzellik yarışması jürisi mi yetişiyor sandın! Fotoğrafını gönderip Haydar Dümen e
sorsana...
16) Türkiye'de heran herşey olabilir. Mesela, insan haklarından habersiz birinin "İnsan Hakları
Merkezi Başkanı" olması gibi. Bilmem anlatabildik mi?
17) 3 Uluslar'dan Bilgin Kurt. Sınavı ertelettirmedin, tamam. Ek ders koydurttun, o da tamam. Am a
3. çıkışında bu kadar şanslı olmayacaksın. Ayağını denk al.
18) Kamu 4'ün kalorifer kuşu olan Pınar a. Kulaklarından akan salyalar evde köpek beslediğinden mi,
yoksa başka bir nedenden mi?
19) 4 Uluslar'dan Burcu. Ataöv'e şapır şupur bize ya Rabbi şükür!
20) Dediler "Ali Çıngı operaya gitmiş". Dedim "Hop! Ali operaya gitmez". Dediler "Yok abi hem de
bir kızla". Pat açtım telefonu Opera Müdürlüğü'ne. Hepsi bağıran çocuklar. Dedim "Bizzat
gördünüz ve bilet sattınız mı?" Dediler "Yes." Dedim o zaman biz de Mülkiye'yi uyandıralım bir
nevi çamura katkımız olsun. Nasıl iyi mi? Rainbow
21) Kamu 2'nin şekerparesi Çağlayan. Yanıma not getirme dışında da ara sıra uğra. Bilge den Derviş
(Not: Bana abi deme)
—
31
22) Yıldırım haber. M esut Gülmez hoca geceyarısı çıkartılan bir direktifle makamından alınıp ilele­
bet İLO'ya tayin edilmiştir. Camiamıza hayırlı olsun.
23) Uluslara yatay geçişle gelen bazı kişiler! Sizin öncülüğünüzde yakında Papua Yeni Gine Üniver­
sitesi Mühendislik Fakültesi nden de SBF'ye 4. sınıfın son döneminde bile geçilebilecek. Tabi
yeterli torpil bulunması şartıyla!
24) 4 İktisat tan Banu: :
O bir Ordu lu
O bir fındık burunlu
O bir valentlno
O bir fırsat kaçıran
O bir hâlâ kovalayan
Bana Yar Olmayan Yar ın.
24) 2 M âliye nin kızıl dilberi. Burnun gökdelen yüksekliğini aşmadan I. kattakini de bir düşünsen
diyorum.
25) Kendisini üstün niteliklere sahip sanıp etrafına karizma saçan Murat Çökduye. Mezun oluyorum
diye bize caka satacağına otur da biraz İngilizce çalış. Zaten mezuniyet hediyesi olarak sana
BBC İngilizce Seti aldık, güle güle kullan. 2 Çeko'dan Ebedi Fıstıkların
(Bu seneki İnek Bayramı nı en ciddi İnek Bayramı seçen Kalay Lavaboya İthaf ediyoruz...)
26) Yılın en şık giyinen hocasına Çelik Aruoba'yı aday gösteriyorum. Adam 1920 lerden kalma
elbiseleri hâlâ giyiyor. Ne de olsa tarihine sıkı sıkıya bağlı. Rainbow
27) ÇELİK A R U O BA ! Nasıl Profesör oldun bilmiyorum, ama çok şanslısın. Bazen yıllar insana hiçbir
şey kazandırmayabiliyor.
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...
(Eski Kazganları karıştırırken bulduk. Biz çok güldük, umarım siz de gülersiniz.)
Bülent Daver Amerika'da iken bir metroda yanına biri yaklaştı:
❖ Do you have a time? (saatiniz kaç?)
Daver elindeki Newsweek dergisini gösterdi ve:
❖ No, I have a Newsweek! dedi.
Yine aynı Amerika seyahatinde Daver, bir gün bir konferansa davet edildi. Konu
"doğum kontrolü" idi. Ancak "birth"ü "bird" olarak anlayacak kadar İngilizcesi kuvvetli
olan Sayın Hocamız, konferansta "kuş"lardan sözedildiğini sanmıştı haklı olarak.
Konferanstan sonra bir bayan yanaştı Daver'in yanına:
❖ Sizin ülkenizde bu iş nasıl düzenleniyor?
❖ Bizde belirli mevsimlerde atış yapılır, madam...
32
VE YILIN LALELER! BELLİ OLDÜ...
Mülkiye'de ilk defa düzenlenen "Yılın Laleleri" yarışmasında onlarca
aday arasında altın lale, gümüş lale ve bronz lale ödül sahiplerini buldu.
Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri için her yıl bir gelenek olmasını te­
menni ederek ödül sahiplerini kutluyor ve onları kamuoyuna tanıtıyoruz.
ALTIN LALE
Yemeğini yemezsen öcü gelir sonra, rahat dur yoksa ecinni çarpar...
Eskiden çocukları bunlarla korkuturlarmış. Oysa zaman değişti. Artık
anneler çocuklarını SBF Öğrenci İşleri ve Not İşleri ne getiriyor. En
inatçıları bile her ikisine birden gösterildi mi, kuzu
oluyor kuzu!
Günde toplam 4 saat çalışan, yüzleri sirke sat­
maz hödük sürüsünü yılın Altın Lalesi seçtik. Bir
merkepe bile bunlar için yazılan çizilenleri söyle­
sen adam olurdu. Am a "Hayvan Mezarlığı'" serisin­
den fırlamış bu arkadaşlara ne desen boş. Dantel
örmek, sayısal loto oynamak gibi yoğun işleri(!)
arasında biz sefil farelere de zaman ayırmak
zorunda kalan dallamaları tebrik ediyor, ödüllerini
bir tarafların... (pardon, dizgi hatası olmuştur) ver­
mek için sabırsızlıkla mezun olmayı bekliyoruz. Bu
arada aklımıza gelmişken bir de öneride bulu­
nalım: Hani şu öğrenci İşleri nde bir kolona Eccük
Susun Loo” karikatürünü asmışsınız ya, ne gereği
vardı. Kendi resminiz de anı işlevi görürdü, hem
de daha etkili olarak!
GÜMÜŞ LALE
Öğrencisiyle ısırmadığı zamanlar sabah saat
I 1.00-12.00 ve öğleden sonra 14:30-15:30 gibi
koooskocaaa(!) ikki saat görüşen Öğrenci İşleri
Müdürü Keş Muhittin'i yılın Gümüş Lalesi seçtik.
Bu ödülü kazanmasında (ayık olduğu
zamanlar) fedakarca çalışması, yanına her­
hangi bir konuda soru sormak maksadı ile
gelen öğrencilere gösterdiği güleryüz ve her
konuda zorluk çıkarmama yaklaşımı etkili
oldu. Tebrik ediyoruz... Bu arada hafta sonları
da dahil günde 12 saatcik çalışan, nemrut
suratlı(!), öğrenciye hiç yardım etmeyen(!) ve
elinden gelebilecek her konuda zorluk çıkartan(!) İdari İşler Müdürü Timur Öztürk u hiçbir
dalda seçmedik. Başiale'ye tavsiyemiz, Timur
abimizle aynı ortamları fazla teneffüs
etmemesi. Eee, burası Türkiye, iyi kötüyü
değil kötü iyiyi etkiliyor da ondan.
33
v
BRONZ LALE
Okulumuzun show yapmayı hiç sevmeyen
Dekan ı, "Okulu özelleştireyim ve güzelleştireyim"'
diyerek bazı işleri özel sektörü devretti. Böylece
özelleştirmeyi, "öğrenciyi düzmeleştirme” diye
anlayan, Bronz Lale ödüllü Cafe Mülkiye'miz ol­
du!
"Öğrencinin malı deniz, yem eyen... (Siz bilirsi­
niz)"' felsefesini kendisine ilke edinen Cafe Mülkiye'ye Bronz Laleyi verirken, bunların ortalıkta di­
ledikleri gibi fiy-at koşturmalarına müsade eden
jönümüze de teessüflerimizi veriyoruz.
O
d d İ iş
YAPIYO RUM
İnsanların
sorunlarıyla ilgili
haber yapıyorum.
Çillerle Yılmaz
arasındaki problemin
Türkiye'de yaşayan
hiçbir insana bir
etkisi yok. Olsa olsa
etraflarındaki
bürokratlara bir etkisi
var. Çok ciddi bir iş
yaptığım
kanısındaydım.
M
u
h
t a
i n
c i l e r
r ' d
a
n
Tüneli kaçmak için mi kazmışlar?
(Tünel kazan mahkûmların yakalanması
üzerine.)
Siz benim sözümü böyle kesiyorsanız,
kim bilir daha neler yapmışsınızdır...
(Nişantaşı Kız Lisesi'nde taciz yapmakla
suçlanan Müdür Muavini'ne.)
Bebek şu an nerede?
(Harika Avcı'nın "bebek karnımda
öldü" demesi üzerine.)
Orası soğuk mu?
(Onno Tunç'un uçağını ararken donma
tehlikesi geçiren Ateş Hattı ekibine.)
Oldu gilzeJim, iyi akşamlar...
(72 yaşında evlenmek isteyen Osman
Dede'ye.)
Biz hiç penis lafını bilmeden büyüdük
ama Allah'a şükür cinsel yönden bir
problemimiz olmadı.
("Yuvalarda cinsel eğitim" haberi
üzerine.)
İçerden mi, dışardan mı ateş ediyorlardı?
(Arabanın bagajına hapsedilmiş taksi
şoförüne.)
34
1) Ben Tellaklar bölümünde okuyan, bırak bu sene-gelecek sene bile mezun olması şüpheli,
yakışıklı bir gencim. İsmi lazım olmayan bir okulun öğrenci komitesinde başkanlık yapıyorum.
Ancak bu başkanlık faaliyetlerim sırasında okulda verdiğimiz partiler için "Liselere de poster
yapıştıralım" diye tutturdum. Sapık mıyım?
"Sübyancı" rumuzuna: Seni tanıdık yavrucuum. Sizin bu faaliyetiniz öğrenci komitesi mi yoksa
Tecavüzcü Coşkun un Ankara Şube Temsilciliği mi anlamadık! Duyduğumuza göre sizin komiteden
biri de Sabancı Kız Yurdu önüne poster yapıştıralım" diye tutturmuş hatta bu vazifeyi bizzat kendi
üstlenmiş. Sana bir akıl verem eyeceğim güzel Tellağım. Bir de Haydar abiye yaz, belki o yardımcı
olur.
2) Şimdi ben bir okulda çaycılık yapıyom annıyon mu. Hocaların hepsi beni tanır annıyon mu.
Hatta ders ortasında gapı bile çalmam, girerim.Ama bu garizmayla evlenecek bir kız bulamadım.
Hocalara bile posta koyuyom ama kızlara tıss. Ne yapabilirim, annıyonmu?
"Anıyon mu" rumuzuna: Anlıyorum çocuğum anlıyorum. Yalnız senin bir imaj sorunun var. Bu
devrin kızları Ferdi Tayfur'dan değil Tarkan'dan hoşlanıyorsa bu senin suçun değil. Sana tavsiyemiz
"Neslihan Yargıcıyı bul olacak" evladım. Yüce mevlam seni baştan yaratamayacağına göre bir tek
şansın Neslihan ablan kalıyor. O da düzeltemezse şap kullan evladım, acını dindirir, merak etme.
Unutmadan güzelim, senden sınav notunu erken öğrenmek isteyen arkadaşlarını sakın ekme. Sonra
kafan haşlama, taşlama, Kazgan olarak geri dönmesin.
3) Ben bir hukuk dalında Profesörlük yapıyorum. Çok büyük bir sorunum var: Sevgili kanaryam,
biricik kuşum ibo(ona bu ismi verdim) çok uzun zamandır ötmüyor. Ne çarelere başvurdum ama
nafile. Sizden derdim e bir çare rica edeceğim.
"Mırnav" rumuzuna: Vah vah yavrum, evladım, çok üzüldüm. Dokt...(pardon) veterinerler bir
çare bulamamışlarsa biz ne yapalım ? Sen gene de kuşunu bir Manisa tarafına götür güzel çocuğum,
kuşcağaz bir Ege havası alsın. Bir de sınav kağıtlarını doğru dürüst oku ki "ah" alma evladım E mi
güzel çocuğum, hadi güzel yavrum, ayağımın altına almadan hadi, hadi!
4) Ben İdari Şube bölümünde okumakta olan bir gencim. Yalnız büyük bir sorunum var: 24 yıldır
kız eli elime değmedi. Bu yüzden herhangi bölümden bir kızla konuşmaya başladığım anda boşalıy­
orum. Erken boşalma sorunum mu var?
"Asil Boğa" rumuzuna: Yavrucuğum siz bu mektupları topluca mı yazdınız? Hayır, sayenizde
köşemizin ismi seneye Gönül Postası yerine Sex Dosyası olacak. Neyse gelelim sorununa, çocuğum
senin sorunun erken boşalma değil erken boşanma! Böyle olursa kimse şenle evlenm ez evladım.
Cinsellik öncesi biraz “rahatla" diyeceğim ama sen onu da yanlış anlarsın.Sana tek tavsiyemiz köyüne
dönmen olabilir çocuğum. Oradaki yavuklunu ahırda bırakıp burada kısmet arama evladım, güle
güle çocuğum, köyden de yaz evladım.
5) Size Profesörlerin de yazabileceğini duydum, ben de yazmaya karar verdim. Ben bir iktisat
Profesörüyüm. Vakti ile zamanında bir dergiye verdiğim mülakatta TC, A B'ye tam üye olursa, ki bu
mümkün değil, kariyerimi ortaya koyar istifa ederim" demiştim. O gün bugündür korkuyorum, ya
üye olursak ben ne yaparım ? Nerden bulurum böyle süründürecek öğrenci? Aman derdim e bir
çare.
"Kel” rumuzuna: Korkma çocuğum korkma. Bizde bu iktidarlar sende bu şans varken bırak A B'ye
üyeliğimizi sen, bizim torunların torunları bile göremez. A m a sen inat eder de "Kıyamete kadar
■—
35
yaşayacağım, hocalık yapacam" dersen onu bilemeyiz. O zaman da korkmana gerek yok, "İstifa
etmiyorum" dersin, olur biter. "Bunu söylerken yüzüm kızarmasın“ dersen sana tavsiyemiz Tansu
ablanın yanında biraz staj yapman olacak. Sanırım seni aydınlatabildik evladım.
6) Biz K.EK.O (pardon) ÇEKO'dan yazan müsbet bir çiftiz. Bir öğrenci faaliyetinde bir sene boyun­
ca görev aldık. Bu görevimiz boyunca yaptığımız işin cazip olup olmadığını merak ettik. Sizce caiz
mi?
"Caiz mî" rumuzuna: Şiııdi ortağım, yani ortaklarım bu ulvi bir soru. Dini bütün bir müslümana
sormak lazım, Tekin A-kıl-lıoğlu olabilir mesela. Ya da daha da kesin bir cevap için Alpaslan Işıklı,
Tekin A-kıl-lıoğlu ve Pars Esinden oluşan ulema heyetine danışılabilir yavrum, evlatlarım. Bu
cü..(pardon) yüce makama danışıp sonuçtan beni de haberdar edin güzel çocuklarım.
7) Biz size ÇEEİ'den yazan iki güzel kızız. Züppenin biri İnek Bayramı nda bize hiç de doğru
olmayan bir çamur attı. Nasıl temizleyeceğiz?
"Lorel va Hardi" rumuzuna: Yeni formüllü O m o ’yu deneyin çocuğum. Ondan bir sonuç çıkmazsa
Kosla'yı deneyin. O da bir sonuç vermezse geriye bir tek A ce kalıyor. Züppenin(pardon) lekenin
üstüne dökerken biri size "Yapmaaa!" diye bağırırsa bilin ki arkasından daha gür bir ses "Dökün,
dökün" diyecektir. Daha da temizlenmezse o züppe adına Dışişleri sınavına girip, sınav kağıdına
“Afrika'nın balta girmemiş ormanları tek tercihim" diye not düşün. Bu kadar akıldan sonra yanıma
uğramayı sakın unutmayın, e mi güzel kızlarım.
8) Ben bir okulda ezelden beri Yardımcı Doçentlik yapan sakallı bir ekonomi hocasıyım. Bir türlü
yükselemiyorum, Profesör olma ihtimalim sizce ne?
"Pipoyu çok severim" rumuzuna: Yavrum evladım, dünya üzerindeki tüm bahisçiler iki konuda
bahis açmıyorlar: Amerikan basketbol milli takımının katıldığı turnuvalarda şampiyonun kim olacağı
ve senin akademik kariyer olarak bir basamak daha yükselip yükselmeyeceğin. Biz görenlerin
yalancısıyız, Göktürk Kitabeleri nde bile senden Yrd. Doç. olarak söz ediyormuş. Hatta hacca giden
bir arkadaş da, "Kur'an'da ve hadislerde yazmıyor ama Suudiler arasında yaygın olan inanışa göre
kıyametin büyük alametlerinden biri de bizim hocanın Doçent olması imiş arkadaşlar" deyince biz
de çok şaşırdık. Ne diyelim evladım, Allah kurtarsın, Allah kurtarsın.
H A RC IM
J k
¡1
U>.î t
T«v
('o u r U m
1 îd
Ş ii.
i
e lÖ
& i
Köroğlu Cad. (Uğur Mumcu Cad.) No: 54/B G.O.P./ANKARA
Fax: 0.312 446 89 77
Tel: 0.312 437 45 03 - 446 32 00
Te! ; « 7 90 ¿S
Gütii j» Ca«5tî«sl 68/3
0. 0.?. <
■ANKARA
36
KAZGAN ŞO K FOTOĞRAFI ELE GEÇİRDİ!
(Kazgan Haber Ajansı) - Derginiz Kazgan inanılmazı başardı: Susurluk Çetesi ni bile gölgede bı­
rakacak olan M Ü-SURLUK ÇETESİ'nin fotoğrafını ele geçirdi!
Muhabirimiz Şaban Elindenkaçmaz, 5 yıldır sıkı biçimde takip ettiği bu, kolları çok uzun olan Çe­
teyi nihayet toplu biçimde görüntülemeyi başardı, elinden kaçmaz ın bildirdiğine göre, çetenin iki
önemli tetikçisi Kıl kod adlı T.A. ve Kel kod adlı Y.S.T. önemli toplantıda yeralmadı.
Sağına Time is money kod adlı İ.T. ve soluna Terminatör kod adlı M.K.'yi alan Jön kod adlı çete
reisi C.G.'nin Haziran ortasında verdiği talimatla toplanan çete, Temmuz ayında gerçekleştirdiği ey­
lemi konuştu. Çete içinde yufka yüreklilikleri ile tanınan Sakallı kod adlı B.O., M aviş kod adlı Ö.K.,
Vahdet-i Vücut kod adlı V.A. ve en yufkası Baba kod adlı M .A . "Yazıktır, eylemimiz de çok cana kıy­
mayalım" deseler de, Sinek kod adlı S.A., Hacivat kod adlı A.K. ve Lavabo kod adlı Ç.A.'nın "Sürün­
dürerek öldürelim!" fikri, her zamanki gibi, kabul gördü. Bu arada kurbanlarını normal metod dışın­
da konuşurken temizleyen Keleşnikof kod adlı R.K. ve Duşcu kod adlı C.H., örgütün tamamen ken­
di metodlarını benimsemesini önerdi.
Elindenkaçmaz'ın bildirdiğine göre daha önce sayısız cinayetlere karışmış ama artık inzivaya çe­
kilmiş olan Emel kod adlı B.D. ve Mikrop kod adlı O.T. de aile fotoğrafı içinde yeraldı. Çete içinde
yıllardır aynı yerde sayıklayan Pipo kod adlı S.A. ise muhabirimize, üzerinde 15 yıldır uğraştığı “Ö l­
dürme Teknikleri" çevirisini hâlâ bitiremediğini bildirdi. Muhabirimizin gözünden kaçmadığı üzere,
uluslararası mahkemelere karşı kullandığı Jus Cogens kod adlı H.P. de önemli toplantıda yeraldı.
Bu önemli bilgileri bize geçen ve daha önce 46 arkadaşı ile beraber M ırnav kod adlı İ.K. tarafın­
dan topuğundan yaralanmış ama yılmadan çetenin üstüne gitmiş olan muhabirimiz Elindenkaçmaz'dan Temmuz ayından bu yana haber alamamaktayız.
37
MÜLKİYE 1997 OLİMPİYATLARI
EN PO PÜ LERLER
EN KILLA R
1. Fatih Özatay
1. Celal Kepekçi
2. Gülseren Berki
3. Celal Göle
3. Arif Kocaman
1. Meral Ağabeyoğlu
EN BİLG İSİZ
EN YARD IM SEVER
1. Zühtü Aytaç
2. Tekin Akıllıoğlu
2. Ö m er Kürkçüoglu
3. Celal Kepekçi
3. Meral Özhan
EN ENTELLEKTU.
1. Salih Ak
EN İYİ G İYİN EN LER
EN G A D D A R LA R
2. Baskın Oran
1. İlber Ortaylı
2. Meral Özhan
2. Türkkaya Ataöv
3. Esen Ağlı
3. M . Ali Ağaoğulları
1. Arslan Kaya
EN RÜ KÜŞLER
1. Yaşar Erdinç
2. Fatih Özatay
2. Ayhan Yalçınkaya
3. Celal Göle
3. Tamer Müftüoğlu
O Anketimize katılan tüm arkadaşlara teşekkür ederiz
O Bazı dallardaki müthiş uzlaşma dikkatimizi çekti. EN POPÜLERLER ve
EN RÜKÜŞLER dalında oy verenlerin yarıdan fazlası hemfikir iken\
özellikle EN BİLGİSİZLER ve EN ENTELLEKTÜELLER dalında
birinci sırayı alan adaylarda rekor kırıldı. Katılan arkadaşlara
tekrar teşekkür ediyoruz.
(Unutmadan, EN ENTELLEKTÜELLER dalında Coşkun San'a 4 oy çıktı.
Oyların yanında parantez içinde ünlem işareti olmadığı için,
bu oyları veren arkadaşlardan bizi görmelerini rica ediyoruz.
Korkmayın, sadece küçük bir kültür testi yapacağız.
Söz veriyoruz, sonuçlar aramızda kalacak.)
38
kızı olduğunu,
♦ 4 M âliye den DİBS(D eviet İç Borçlanma Senedi) lakaplı Levent'in rejime başladığını ve hazırladığı
programı Etiyopya'nın Açlıktan Kurtulma Planı ndan arakladığını,
♦ Gene 4 M âliye den Tomur un şoför fobisi olduğunu ve bindiği her arabada şoförle beraber fren
yaptığını,
♦ Türkkaya Ataöv'ün balo gecesinde, bara gelip gelemiyeceğini soran kızlara "Nasıl olsa hanım yok,
tabi ki geleceğim '1dediğini,
♦ Çaycı Vedat'ın evlenm ek için kız aradığını,
♦ 4 Kamu'dan Ela nın M etin Kıratlı ve Füsun Arsava'nın ders ortalarında "Dürülülü dürülülü'" yap ­
tırdığını (Dürülülü: Bir telefon sesidir),
♦ Okul birincisinin Kazakistanlı olan Azamat Sarsambayev olduğunu,
♦ Bülent Daver'in yanlışlıkla bayanlar tuvaletine girip, işini gördükten sonra dışarı çıktığında ken­
disini görenlere "Yahu pisuarları ne zaman kaldırmışlar?” diye sorduğunu,
♦ 4 İşletme den Başak'ın en sevdiği canlıların böcükier olduğunu,böcük lafını duyduğu zaman sevinçten(!) zıp zıp zıpladığını,
♦ Serpil Üşür ün köpek sahibi, yakışıklı bir gençle sık sık M altepe civarlarında(hem de elele)
görüldüğünü,
♦ Baskın Oran ın öğrencilerin VVC'sine gittiğinde küçük işini elini kullanmadan gördüğünü ve cümle
tebanın da Siyasalın Timsahını izlemek için mevzilendiğini (Anlamayan hödüklere not:
Herifçioğlu babadankalma zengin bir malvarlığına sahip olduğunu imâ ediyor. Timsah da
Leman'da yeralan bir karakterdir),
♦ Yahya Sezai T ezdin
evinde öğrencilerine verdiği yem ekte Kıvanç Aksoy'a "Sen bayağı
hızlıymışsın. Sen bana zamparalık öğret ben de sana iktisat öğreteyim" dediğini,
BİLİYOR MUYDUNUZ?
JjBermu&a
39
SSK EĞ LEN C E
RESTAURANT - CAFE - BAR
“SSK. İş ham 3. Çarşı No: 8 Kızılay
T e l : 434 27 20 ANKARA
SSK İşhanı
3. Çarşı
No: 17
T e l: 488 13 35
■
S
ü
in
g
i?
¿
m
®
SSK İşhanı
3. Kat
No: 1
Tel: 488 10 54
M
E
R
K
E
K
L
E
R
İ . . .
RESTAURANT - CAFE
-
BAR
“SSK. İşhant 3. Kat No: 6
T e l : 433 10 11
ANKARA
SSK İş ham
3. Kat
No: 16
T e l : 433 67 75
CAFE - BAR
SSK İşham
5. Çarşı
No: 17
Tel: 433 71 31
41
CLUB
Turan Güneş Bulvarı No: 274 ORAN-ANKARA
Tel: 491 12 50-51
-
4 9 1 0 6 63-64
S
R
E
S
T
A
I I E
i m
Çevre Sokak 11 /A ANKARA
Tel: (0312) 468 14 84
42
A
A
Ş
M
I
T
T jte K
KENAN ŞİM ŞEK
İşgüç sahibi, çalışarak okulu bitiren arkadaşlarımızdandır. Geceleri çalışır, mekanı M alte­
pe'dir. Pavyonları tercih eder. Yok yok, şarkıcı
(K A Z G A N terbiyeli bir dergidir, o yüzden oruspu demez) değildir, Gürültü M ü cad eled e çalı­
şır. Okuduğunuz derginin çıkması için kendini
yırtan iki kişiden biridir. Bu yazıyı okuduktan
sonra diyeceği laf da şimdiden bellidir: Ne bu
olum yaa! Git... korum.
BA ŞA K ALPASLAN
gerek, hep 2 oynar. Hatta durmadan da "Niye
3, 4 veya 5 yok ki!" diye de hayıflanır. Herkes
onun en büyük fantazisini boloda gerçekleştir­
diğini sanır ama kimse okula bir tırla gelmek ol­
duğunu bilmez. Bak, siz de bilmiyordunuz, di
mi?
EBRU TEMUÇİN
- Eboş sana ne yazalım?
- Tabi ki iyi birşeyler yazın.
- Çok konuştuğunu yazalım mı?
- Kafanızı kırayım mı!
Biz O'na Stumpf(yani Ayıboğan) diyorduk.
Şimdi yeni bir lakap bulduk: Zeyna! Kodu mu
oturtur valla. Her ne kadar gücünü gençliğinde(!) voleybol oynamış olduğuna bağlasa da bi­
zim tahminimiz günde 3 posta Gökhan'ı dö v­
düğü. Başak! Üzerinde böcük var!
- Tamam, tamam. Pırlanta gibi, mükemmel
bir dost. Toplantılarımızın gülü, özel kalem mü­
dürü. Sen ne dersin de yapm ayız güzelim.
- Hani benim hazırlanıp okuduğum İktisat
fermanına gelin demiştim. Gelmiş miydiniz?
- Öhü öhü, kem küm, bak şindi hatırladık
ZAFER GÖKSEL KARAASLAN
Toto oynarken hayatta 0 ve 1 vermez. Sınav­
lar öncesi dersleri tekrarlama huyundan olsa
çok acil bir işimiz olduğunu. Biz seni ararız, ta­
mam mı fıstık.
- Gelin buraya gelin. Kaçmayın, yedirecem o
fermanı sizlere!
---
43
BÜLENT GÖRER
Başkan adayı oldu, kaybetti. Üzülme koçum,
kaybettiğin sadece başkanlık olsun. Bak Ersin'e,
yıllık çıktıktan sonra kalan borcu ödeyem eyince
tahminimiz kaybedeceği tek şey başkanlık ol­
mayacak.
AYHAN GÖYHAN
Tamam, itiraf ediyoruz: Bakışlarından tırsıyoruz abi! Uğur Dündar'ın Feskomda olabilecek
yolsuzlukları bildirmesi için aramıza yolladığı
Ayhan'ın son kriptosunu ele geçirdik: "Para olsa
yiyecekler de, para yok abi!".
ERSİN O SM AN PATAR
Mr. Presidant of Buşt. Aslanlar gibi çalıştı,
kimseciklere yaranamadı. Evinde tek kaldığı id­
diasında ama polis yasadışı "Giresun'u Kurtarma
Örgütü'nün hücreevi olduğundan şüpheleni­
yor. Aslen ka..(düzeltiyoruz) laz olan arkadaşı­
mız okulunu çok sevdiği için(!) bu yıl da sîzler­
le. Seninle çalışmak bir zevkti bay başkan.
BURÇAK ARM AN
ederiz. Tarfikte işinize yarayacak el kol hareket­
leri ve lisan öğrenmeniz açısından yararlı olabi­
lir. Son zamanlarda Rusça öğrenm eye de merak
saran Serdarın merakının "İnsanın başına ne g e ­
lirse..." atasözünün doğru olup olmadığını ispat
etme isteğinden mi yoksa başka bir nedenden
mi kaynaklandığı araştırılıyor. Gavur İzmir'in Torinolu Şaban ına hayat boyu mutluluklar.
CENGİZ AYDEMİR
Reklamın iyisi kötüsü olmaz, bana da(sorry)
beni de basın dedi, basıyoruz.Mehmet Barlas ın
"Herşeyi ondan öğrendim" dediği, Olaylar ve
Yorumlar ı başarı ile "götüren" Parsadan Cengiz!
Seni gidi fındık kıran, yılanı deliğinden çıkaran,
26. sayıda attığın kazık için, yakalarsam: Muck
muck!
TOMUR BELENLİ
Yaptığı staj sırasında "Daha evlenm edin
mi,senin yaşında ben 2 çocuk sahibiydim" gibi
muhabbetlere maruz kalan (anlayın artık yaşı­
nı!); Adana’yı, arabesk müziği ve vıcık vıcık
yağlı kebabı çok seven arkadaşımıza hayatta
herşeyin gönlünce olmasını diliyoruz.
Ömründe bir defa maça gitti, kapıcılarının
bile maç seyredesi tuttu. Ee kameraman da gü ­
zelden anlayınca memleketçek Burçak'ın G. Saray'lı(!) olduğunu öğrendik. Dekana ara sıra
"Amca" diye hitap eden Feskom’un sarışınının,
TCDDnin Haydarpaşa sorumlusu olacağı tah­
min ediliyor.
SERDAR AFŞAR
Mülkiye'nin Hakan Şükür'ü. Koyu G.Saray'lı
olan arkadaşımızla bir maç seyretmenizi tavsiye
Tekzip: Yalan söylüyor, yaşım sadece 32.
Hiç göstermem, taş çatlasın 30.
Tekzibi tekzip: Çökdü seni öldürecem!
44
HANDAN BAŞKAN
Derslerde en önde oturarak olayı hocanın
kafasında bitiren biricik Handan ımız okulu biti­
rir bitirmez İngiltere'de kaset çıkarmaya gidi­
yor. Benim Samantha'dan neyim eksik, sesse
ses fizikse fizik'' diyen Handan ın fikrinden vaz­
geçip Bakanlık'ın sınavına girerse, mülakat so­
nuçları açıklanırken, yanında olmak isteriz. Tabi
bir doktor ve gerekli cihazlarla beraber! Yüzün­
den tebessüm hiç eksik olmasın, şimdiki gibi...
SERKAN GEDİK
Ya da Don juan. "Küçük bankalarda büyük
para var abi” sözleri ile bize bankacı olacağı
iması verse de kaçar mı bizden: Biz senin bir
paparazzi programının istihbarat sorum lusu'
olacağını bilmiyoruz mu!
benimsemiştir. İlerde F.Bahçe Başkanı olacağı­
na kesin gözü ile baktığımız arkadaşımızın şim­
diden Ali amcasından "Çamura Yatma" dersleri
aldığını haber almış durumdayız.
TURGUT DUYAR
İnek Bayramı'nın ikinci günü,kafasında job
kırılırken, gazetelerin birinci sayfasına çıkıp şöh­
ret olmak için o kadar milleti gazlasa da kimse­
ye slogan attıramadı! Emelini gerçekleştirmek
için Em niyete dilekçe veren "şindi ortağım":
M esut Gülmez asistan arıyormuş, senen iyisini
mi bulacak.
ARZU GÖK
Hiç kendine güvenmez! Ayrıca şanslı filan da
değildir! Biraz(?) cesaretli giyindiği söylentileri­
ni ise hep dış mihraklar peydahlıyor. S, P ve K
ARİF ÇELEN
2. Parti Muharebeleri nin tam ortasında kalan
ve çevik kuvvet olarak yanında Tomur" u bulan
mangal yürekli Yıllık Komitacısı arkadaşımız
okulu bitirir bitirmez Kenneth Ander...(yok, o
futbolcuydu) Arthur A n d erson d a iş buldu.
Umarız işlerin hep böyle yolunda gider.
SERDAN ERDİNÇ
"Kaffayı yiycem abi yaa!" Yeme abi yaa! 2. sı­
nıftan bu yana iş konusunda kafamızı şişiren sa­
rı lacivertli arkadaşımız "Aptik ve Müritleri" gru­
buna girdikten sonra örgütün; günde 2 saat uy­
ku, 1 saat ulaşım, I saat yemek, 1 saat futbol
muhabbeti v e 19 saat ders çalışma felsefesini
harflerini ayrı ayrı da birleşik de çok sever. 15 yıl
sonra yıllık çıkarmak için para dilenecek olanlar,
bu notum size: Bu kızda bu şans varken(tock
tock, nazar değmesin) para bizde olacak değil ya!
BESTE PEHLİVAN
Besteyi doğuran annesine onu ilk gösterdikle­
rinde "Ben lazımı istiyorum, siz bana Van kedisi ge­
tiriyorsunuz" sözleri doğduğu hastanede bugün bi­
le anlatılmaktadır! Hain birğ kuğşun neticesinde
bizleğle mezun olmak zoğunda kalan pığlanta
kalpli aykadaşımızın, kuğulacak Tüğkiye Reğleri
Söyleyemeyen ve Göz Reğnkleri Fağklı Olanlağ
Derğneği" başkanlığını şimdiden kutluyoğuz.
45
ARDA ÖZTAŞKIN
Dikkat dikkat. Antalya'dan Ankara'ya dön­
memekte ısrar eden Radyo Ses FM'in etkili bir
yetkilisi ve müstakbel eşi. Hacı Arif Bey sizi arı­
yor, ne zaman geliyorsunuz? (Not: Çocuklar bu
sene de boloyu düzenleme işini sana verecek­
lermiş. Fazla ortalarda gözükme!)
GÖKŞİN KEKEVİ
Lütfiye Fıdıllıoğlu'nun sevgili eşi. Yani nam-ı
diğer Fıdıllıoğullarıı! Astérix rolü için göbekten,
Hopdediks rolü için boydan kaybeden M alatya­
lI "küçük yoook!" arkadaşımızın en büyük ideali,
yontmataş devri yaşanırken çıkıp geldiği ilçesi
Çırmıkdı'ya Kaymakam olarak geri dönüp cilalı
taş devrine geçişini sağlamaktır. Hayatını üç B
BURÇİN ERIŞIK (Şimdilik)
Lütfiye'nin telaşlı halini gördüğünüzden
muhtemelen bir yerlerde yangın çıktığını ya da
kaza filan olduğunu sanırsınız. Oysa ya 2 daki­
ka Gökşin gecikmiştir, ya bir sınav öncesidir ya
da 'aslan sosyal demokrat" damarına basan bir
yazı okumuştur. Yanlış ülkede yaşayan, en yeni
formüllü O M O 'dan daha temiz sevgili Don Kişot! Yeldeğirmenleri çok fazla, ama senin de
Sanço Pançon var...
AHMET YILDIZ
üzerine kuran (Burçin, Basketbol ve Boğaz) bu
güzel insana hayat maratonunda, alışık olduğu,
mutluluklardan uzak kalmamasını diliyoruz.
DEMET BOZYİĞİT
Sevgili K A Z G A N . Size yazayım dedim, be­
nim büyük bir sorunum var.
Kazgan: Kepek mi?
Yok, hayır, "tık" sorunum var. Yani "tık" yok.
Beni sevmiyor mu, ne yapayım ?
Kazgan: Elinin körünü yap! Bundan önce
yazdığın 32 mektuba ne cevap yazdıysak onu
yap gözü dönmüş karı! Gönül Postası nda elin­
den kurtulduk, burada da buldun bizi. Buraya
kadar, istifa ediyoruz kızım istifaaa! Oh be!
(Öpüldünüz)
46
■
İleride çok iyi bir yönetici olacağını kampta,
odaya kahvaltılık malzeme araklama konusun­
da, gösterdiği üstün organizasyon ile kanıtla­
yan arkadaşımız aynı zamanda Burcu karşısında
kazaklığı(!) ile de tanınır. Soyadını ispatlayacağı
günler yakın olan Ahm et'e düğün hediyemiz
olan Tem el Ev İşleri" kitabını postaladığımızı
müjdeliyoruz.
DİDEM YURDAKAN
52 santim olarak dünyaya gelen Didem, "Ki­
losunu muhafaza etmeli" diyen doktoru "Boyunu
HALİL İBRAH İM GÜVEN
Olaylar ve Yorumlarda bizi sattın, tamam
dedik. Beş yıl sonunda bir kız buldun, 5. sınıf ar­
kadaş muamelesi yapıp ismini bizden sakladın,
ulan ona da tamam dedik. Am a bütün ukalalı­
ğınla "Size K A Z G A N 'da yardım edeceğim" de­
yip sıvıştın ya, sen kaşındın. Biz de sana verdi­
ğimiz sözü tutup Moskova'da bir homoseksüel
asistanla aynı odayı paylaştığını ve 2 ay boyun­
ca kendini mıncıklattığını cümle tüllaba duyuru­
yoruz! Gol mü oldu?
BURCU TELLİ
Ahm et üzerindeki otoritesini Tabi ki sev­
giden" diyerek -den, -dan ekinden türetilen bir
muhafaza etmeli" diye anlayınca, çok fazla bir de­
ğişikliğe uğramadan bugünlere gelmiştir. Anka­
ra'ya çok fazla yağmur yağdığı zamanlar biriken
sular nedeniyle arada sırada boğulma tehlikesi at­
latan sevgili ablamıza KA ZG A N olarak söz veri­
yoruz: Bir ay içinde Başbakan olup, askerliği kal­
dıracağız. Ya da yeni bir yasa çıkartıp seni İzmir'e
asker olarak yollayacağız. Teşekküre gerek yok,
teşekküre gerek yok.
FATİH DARDAĞAN
sözcükle izah eden güzel kızımız, elde ettiğimiz
istihbarata göre gerçekten de haklıymış. "Bak
babam asker. İrticaya destek veriyo bu baba'
derim, görürsün hanyayı Konya'yı" diyerek ço­
cuğu korkudan muma çeviren arkadaşımız, şa­
ka bir yana, hanımefendiliği ile kendisini tanı­
yan herkesin sevgisini kazanmıştır. Hep böyle
kal e mi.
ÖNDER CA N BAŞ
Tamam, kabul ediyoruz, sen Anrnold'dan
iyisin!
Çok düşündük çoook! Biz bu herife mutlaka
bir bok atmalıyız, ama ne? İyi mi? Ne kelime,
mükemmel. Çalıştı mı? Hem de çok. Los Abazos mu? Ne alakası var, çok cici bir kız arkadaşı
da var. Eee, ne olacak şimdi... Ö VREKA, ÖVREKA! Yavrum Fatih! O yüzündeki gözlüğü dede
hatırası diye mi, yoksa zevk sahibi bir zencide
gördüğün için mi takıyorsun? Bundan sonraki
hayatın da, senin gibi, iyi olsun.
OZAN DİLSİZOĞLU
Bakkalımın çırağı! Zırt pırt uçakla İstanbul'a
gidip
gelm esini
m arketlerine
bağlayan
Ozzy'nin, uluslararası bir uyuşturucu mafyasının
beyni olduğundan kıllanıyoruz.Dünya Atm a Ya­
rışması olsa ÇEKO 4'ün en ekol adamı (ismini
söylemiyoruz, anlayan anlar) ile birlikte bayrağı­
mızı göndere çekeceğinden bir gram bile şüp­
he duymadığımız Ozan ımıza hep sormak iste­
diğimiz soruyu K A Z G A N vasıtası ile soralım:
Oğlum cep telefonu ya işadamında ya da işka-
47
dınında olur. Sen hangisine giriyorsun? (Not:
M âliye nin güzeli "M eyve veren ağacı taşladığı­
nı da yaz 'ı da yaz dedi, yazıyoruz.)
daşımıza, hayatının da mezuniyeti kadar kolay
olmasını diliyoruz.
MUSTAFA ERBİLLİ
KÜRŞAT İİNLÜSO Y
Sınıfta yaptığı bilimsel yorumlarla tanınır.
Kürşat söze başlamadan önce hocanın "Dersin
bitmesine 35 dakika var Kürşat, senin için y e ­
terli mi?" diye sorduğunu gözönüne alırsanız
yorumlarının kısalığını farkedersiniz. Yozgat'ın
bu mert delikanlısının hiçbir ilçeye Kaymakam
olamaması durumunda Eczacılık yapacağı KAZG A N ca tahmin edilmektedir.
AYŞE BAŞDEM İR
Ege'nin sarı civcivi. Biz Dicle'nin yalancısıyız,
uyurken bile gülüyormuş. Bu kadar gülecek ne
buluyor, valla biz de merak ediyoruz. M em leke­
timizin turizm gelirini beşe katlamayı hedefle­
yen geleceğin turizm patroniçesi Ayşe'mizin,
bu okuldan ayrılmasına en fazla Gelişim'den Bü­
lent abinin üzüldüğünü duyduk. Bu arada, şu
bizim M avi Tur ne oldu kız?
Çalışkanlığı ile Feskom'un yardımseverliği ile
sınıfın en sevilen insanlarından biri olan Gayse-
riiinin hakkında yapabilecek bir espri bulamıyo­
ruz; çünkü, hem arkadaşımızın üzerinde espri ya­
pılabilecek kötü bir huyunu göremiyoruz, hem
de çarpılırız diye korkuyoruz!
DİCLE KO RKM A Z
- Bu Dicle var ya, baskette seni yener.
- Yok yaa! Ben erkeğim, o kız. Bi defa kafada
kazanıyorum.
- Fakat o lisedeyken basket takımındaymış.
Üstelik sporda insanın şansa da ihtiyacı vardır.
Yaratan Dicle gibi güleryüzlü bir kızcağızı mı tu­
tar, senin gibi muşmula suratı mı!
- Telefon açtın galiba. Numarasını bana da
versene.
- Tamam, buna ne diyeceksin, o bir Adanalı!
TAHSİN ÇALIŞKAN
Akrabalarının ve ev ahalisinin Coşkun (Yoksa
Türk filmlerindeki TC’yi mi kastediyorlar!) diye
hitap ettiği Tahsin, 7 yaşına kadar göbek adını
gerçek ismi sanıyormuş. İlkokul hocası ile girdi­
ği yoğun pazarlık sonucunda adının Tahsin ol­
duğunu kabullenmek zorunda kalmış. Ezelden
ebede ders çalıştığını tahmin ettiğimiz, ''zem­
zem'' kelimesinin Türkçedeki karşılığı olan arka­
48
- Vaooov! Bak şimdi tırstım!
İBRAH İM KİRBADAN
İbonun mezuniyeti ile ilgili iki olasılık söz
konusudur: Ya iki kere ikinin dört ettiğini dör­
düncü defada anlayan arkadaşımızın dersleri
anlayabilmesi için hocalar dersleri dört defa an­
lattılar (ve Kazgan Sabır Ödülü nü hakettiler) ya
da tıpkı ÖSYS'nin 1993'te yaptığı gibi "Aman
başımızdan gitsin" diye bir an önce mezun etti­
ler. Eyüp sabrına sığınarak yaptığımız şaka bir
yana, uyumlu kişiliği ile herkesin sevdiği arka­
daşımızın hayatının, değerli bir İNCİye sahip ol­
mak kadar güzel olması dileği ile.
ARİF ESER TORUN
(Hafız El Esad) Reca ediyorum sayın Türkler.
Tamam, Hatay sîzindir,kabul ediyorum. Bi daha
Hatay bizimdir dersem Eser çarpsın, ee yani ek­
mek musaf çarpsın. Ne olur şu herifi alın başım­
dan!
KIVANÇ AKSO Y
Sevgili Kıvanç, Biliyorum zamparasın, biraz
ukalasın, üşengeçsin. Serdar ile Ki Bar rezilliği­
nizi ve No N am edeki tavşan çıkarma hadiseni
de duydum. Arthur Anderson'a girmişsin. İnan
bana herşeyi unutabilirim. Sen yeter ki şu işe
"he" de. Cevabını bekliyorum./ Ağabeyin Yahya
Sezai
HALİT ERDOĞAN
Halil İbrahim ile aynı evi paylaşıyor, bu bile
onu K A Z G A N a almamız için yeterli bir sebep!
Bir Gönül Adamı dır Halit hoca. Tek kusuru oku­
lu sindire sindire okuma isteğidir. Bu güzel dos­
ta okulu, kabız aşamasına getirmeden, bitirme­
sini diliyoruz.
Litaratüre "Hatay Milliyetiliği'nin Babası" ola­
rak geçecek Eser arkadaşımızda bir kas gevşek­
liği sorunu var. Yok, çene kası değil, kalça kası
gevşekliği! Kıçı bir yerde beş dakika duramayan
enerji dolu arkadaşımıza Baskın hoca zırt pırt
"Oğlum bir daha söyle, ne dediğin anlaşılmıyor"
dese de biz onun arkadaş canlısı halini gayet iyi
anlıyoruz.
NURHAK ÖZENSOY
Girdiği bir iş imtihanının mülakatında Sosyal
aktiviteleriniz var mı?" diye soran yetkiliye "Valla bir dernek kuruyorum. Adı da "SBF Uluslar.
Mezunu Olup Laftan Anlamayan Hödükler Ce­
miyeti" olacak. Başkanı ben olacağım, baş yar­
dımcım da belli’ dediğini duyduk. Her yerde
Dr. Haniballığa soyunan Konya'nın gülünü bir
de buradan uyaralım dedik: Çocuğum, Kuzula­
rın Sessizliği 2 filmi çevrilmeyecekmiş. O yüz­
den ıs-sır-ma!
Biz anlıyoruz anlamasına da, şu hocalar da
"beyinsiz ama güzel"' felsefesini bir kenara bıra­
kıp, şu çocuktaki bilim adamı cevherini bir anla­
sa!
MURAT ÇÖKDÜ
SORKUN TERZİ
Asıl adının "Radovan" olduğunu bir dost mu­
habbetinde yumurtlamış. Am a aramızda Cucumber" olarak bilinir! (İn-ti-kaam!) Sırbis­
tan'dan ülkemize gelişini pederinin diplomatik
göreviyle izah etse de, Ulus. Hukuk dersinde
Hüseyin Pazarcı nın "Savaş Suçlan" konusunu
anlatırken aşırı terlemesi bizde başka intibalar
uyandırdı!
Utanmasa hayat hikayesini basacaktı. Bir
basketbol paneli için girdiği Feskom'da her hal­
ta bulaştı. Çok çalıştı çoooook! Şimdi de-kendirii öVüyor.
0
Spor muhabirliğine pek hevesli, ağzı var dili
yok(?) bu arkadaşımız, kendini överken farkettiği potansiyeli nedeniyle, Okul da bitti, ne y a ­
pacaksın?" diye soranlara "Dekan olacam!" di­
yormuş.
Kemiksiz 100 kg çeken Sorkun umuza şim­
diden, ilerde gireceği müzakerelerde ülkemizi
(Sırbistan'ı değil lan, Türkiye'yi!) başarı ile temsil
etmesini diliyoruz.
49
^ a â e v te
BAR
MÜLKİYE MEZUNLARINA
YAŞAMLARINDA
BAŞARILAR DİLER
Çankaya Caddesi Atakule No. 345
Tel: 440 75 57 Çankaya/ANKARA
50
SALATA
Cafe — Bar — Bistro
>7 ftü Ù ic e ^ e ic ie n ,e
Reşit G alip C add esi
'D t i& u f ...
5 7 /A G aziosm an paşa
Tel : 4 4 6 34 52 Fax : 4 3 6 69 06
ANKARA
SEGAII
RESTAURANT
RESTORANT
• Muhteşem Fasıl
• Ankara Manzarası
• Özgün Yemekler
HİSARPARK1 CAD.
A N K A R A KALESİ
• Deniz Ürünleri
• Manzara
• Muhteşem Fasıl
Kale Sokak No. 1
Ankara Kalesi
ULUS - A N K A RA
Tel: (0.312) 310 92 67
Tel
: 3 10 95 96
Fax: 312 16 25
Fax : 310 25 96
51
M
E
DC
E
ZİR
B
A
R
Konur Sok. 37/A
Kızılay
Tel : 418 17 71 AN KARA
1i(i
»1_
i)(§ )(i
ZİYA TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.
^
U in ı
liiû lc u fi’ (c (li’ Zi>
1 3 a ş a Z iH c ıt
z£~ > i[azi!z...
Adakale Sok. 21/A ANKARA
Tel : 435 80 01 - 433 47 49
FQRXA
CAFE BAR
Bayındır Sok. 12/A
T e l: 488 10 84
52
Kızılay
AN KA RA
f
t
R
M
A
r
t
U
A
R
-rfi> 5 iA
3 o o r*
ULUSLARARASI İLİŞKİLER FERMANI
Ey Anadolu ve Rumeli ve hatta Orta Asya, Kafkasya, Transilvanya, Abazya ve Patagonya'nın ba­
kir otlak ve merdarından kopup, Mülkiye nin bu kutsal çatısı altında kendi sefil varlıklarına bir yer
bulmuş. Tahsildar, Geyikhan, Bakkal, Am ele ve Tellak denen deli dana sürüsü... İnek Bayramı nın bü­
tün yurtta, dış temsilciliklerde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde Kutlandığı bu mübarek günde
Türkiye'nin ve Dünya'nın dört bir yanından yükselen feryatlara dayanamadık ve bu fermanı hazırla­
dık.
Umulur ki trenlere bakan soydaşlarınız gibi usulca dinler ve ne aşağılık mahluklar olduğunuzu bir
kez daha anlarsınız ey Et ve Balık Kurumu kaçkını davarlar.
YETER! S Ö Z U LU SLA RIN !
Hangisinden başlayalım? Al birini vur ötekine!
TAHSİLDAR - MALİYE
Temel ilkeleri “Devletin malı deniz, yem eyen keriz" ve hayat felsefeleri "Rüşvetlendirilmiş kazanç
kutsaldır" olan Tahsildar inekler. Ülkeyi 70 milyar dolar dış, bir o kadar da iç borca batıran İMF'nin
kapıkulları.
Türk Lirası ndan 3 sıfırın atılacağı günler gibi sizden de kurtulacağımız günler de yakındır.
Vatanın bağrına dayasa da Tahsildar hançerini
Kurtarır elbet Züppeyun bahtı kara makderini
Tahsildar, sanma İsviçre yolları taştan
Asla ve kat'a açış yoktur uluslardan
Çelelim simlinizin güllerine: Sağda solda "Adana'da staj yapacam diyerek hava basan TOMUR'unuz için üşenmedik erinmedik Adana'ya muhabirimizi yolladık. İşte kızınızın muhteşem sta­
jından saptayabildiklerimiz:
- Tomuuuuuur! Bak geleli yarım saat oldu ama halâ çayımı masada göremiyorum.
- Tomur hanım, temizlik için benim masama ne zaman sıra gelecek?
■■
53
- Tomur cuğum, dünkü paspasın bugünkünden iyiydi gibi geldi bana, ne dersin?
Kış ayı, kış ayı 3 karış eteklerle tüm kebapçı ve Müslümcü takımını temizlik yaptığı... [pardon]
staj yaptığı binanın etrafına toplayan kızınız için "Utanın!" diyeceğiz ama haya kelimesinden yalnız­
ca oranızı buranızı anlayacağınızı bildiğimiz için nefes tüketmemeye karar verdik.
Başkan Ersin in kendisine ineği getirmesi için görev vermesi üzerine Tek mi getireceğim! Ben
onu değil, o beni getirir yaa!" diyerek ortalama bir ineğin bile herhangi bir maliyeliden daha fazla
zekaya sahip olduğunu ispatlayan İbrahim'inize mi, yoksa süne zararlısı Ayhan'ınıza mı laf edelim.
Tek gururunuz olan Dardağan Fatih'e sahip çıkın ki yüreğimiz parçalanmasın, ey moronlar sürüsü!
GEYİKHAN - İKTİSAT
TELGRAF: Geyiklerim telef oldu. Stop. Çok acele boynuz uzunluğu ve çapı uluslararası standart­
lara uygun besili geyik gönderin. Stop. Tanrı Züppeyun'u Geyikhan’ın şerrinden korusun. Stop. N O ­
EL B A B A
Ey Geyikhan, söyle hanginizi Noel Baba'ya gönderelim?
Sibirya'daki Minsk geyiklerinin muhtelif yerlerinden parfüm hammaddesi elde edilip bu soydaş­
larınız dahi bir işe yararken siz ne işe yararsınız bire gafiller? Bir kısmınız Afrika'ya ihraç edilerek nes­
li tükenen geyiklerin yerine ikame edilebilir. Türkiye’nin son 15 yıllık enflasyon eğrilerini andıran
boynuzlarınızdan da yabancı geyiklere boynuz naklinde faydalanılabilir.
Geri kalanlarınız da ülkemizin muhtelif milli parklarında kadrolu av hayvanı hizmeti görebilirler.
Dört senedir okuduğunuz İKTİSAT denen olgudan sadece son hecesi olan SAT kelimesini anla­
yan ey geyikler, bu ülkeyi satmakta Tahsildarlarla yarışan bre hainler sizin de sonunuz yakındır.
ŞARKİ:
Tahsildar davarlar
Geyikhan davarlar
Nası koydu ama
Size size uluslar
BA K KA LLA R - İŞLETME'
Gelelim Bakkallara! Emperyamizmin uşaklığını yapmakta Tahsildar ve Geyiklerden geri kalmayan
hipermarket çağının dinazorları. 4 senedir İşletme okuyoruz diye işletilen aptallar güruhu! Borsa'da
oynadığını sanıp da bunu Maç-Bezik'te okey oynamak kadar kolay sanan ekonomi özürlüler. Bırakın
siz Borsa'da aracı olmayı kapıc ıdahi olamazsınız. Uluslar mezunu kızlar Türkiye'yi dış temsilcilikleri­
mizde başarıyla temsil ederken, o kalorifer böceği kızlarınız ise ancak Tutti Frütti A milli takımına ka­
tılabilir.
Meslektaşlarınızın yönettiği bankalar sayesinde ülkede yatırımlar durdu. IS eğrisi sarmaşığa, LM eğ­
risi patlıcana döndü. Bilmez misin ki ey Bakkal, Züppeyun bunun hesabını sorar bir gün senden.
AM ELE - ÇEKO
REKLAAAM : Am ele nin anlama sorunu vardı. 3 ay boyunca M esut Gülmez, Uluslarla ortak aldı­
ğı derste Am elelere konuyu müteaddit defalar anlattı. Uluslar daha ilk günden konuya vakıfken, bön
bön bakan Am ele bırakıldığı yerde otluyordu.
ÇEKO yani Çabalayan Embesil Katırlar Ordusu.
Değil dört yıl, dört dakika dersinize giren ne öküz ötesi yaratıklar olduğunuzu anlar ey Tahsildar
ve Bakkalların idiyot genetik kopyaları.
Sizinle bir dönem anı dersi almış olmanın kara lekesi anlımızdan hiç silinmeyecek ve Am ele bil
ki Züppeyun'un intikamı çok acı olacak.
54
ŞARKI:
Amelenin küreğine
Tahsildarın göbeğine
Geyikhanın boynuzuna
Şanlı Züppeyun yazdıracağız
TELLAK - K A M U '
Öküzün hası ahıra en son girermiş.
Ve sonunda sıra sizde Tellaklar.
Yüz yıldan uzun bir süre M ülkiye’nin erkek populasyonu en yoğun ve sapıkça eğilimleri en fazla
olan bölümü olageldiniz. Sınıfınızdaki hatun kişi sayısı Tellak standartları üzerine çıkmış olabilir.
Am a şu olgu varlığını koruyor hâlâ,
Abazasınız ulan abaza,
Erkekleriniz abaza, kızlarınız erkeklerinizden abaza.
Ey geleceğin M ehm et Ağarları, Meral Akşenerleri... Sizin ne mal olduğunuzu ve ülkenin başına
ne büyük bir çorap ördüğünüzü çok iyi biliyoruz. Am a biz Uluslar olarak, olaya bilimsel nesnellikle
yaklaştık ve sizi önce o pek muhterem hocalarınıza sorduk. Bakın neler dediler neler...
Muhsin Ertuğrul'dan bu yana Türk tiyatroculuğunun bir numarası, usta tuluat ve pendomim sa­
natçısı, M ax W eb erin emmoğlusu, derslerdeki bilgi eksikliğini Namı Kemal fıkralarıyla kapamaya
çalışan Coşkun San diyor ki: "Bilimde öznellik olmayacağı gibi bu Kamucularda da kafa olmaz. Bun­
ları adam etmek bırakınız deveyi hendekten atlatmayı, ki deve pek mübarek bir hayvandır, benim
Tecavüzcü olan adaşımı namuslu aile babası yapmaktan daha zordur"
Biz, "bunları duymamış olalım" dedik ve dünyaca ünlü hödükolog, Türkiye Küfürbazlar Federas­
yonu Genel Başkanı, Orta Asya, Orta Doğu ve Orta Anadolu'nun ortalama üstü adamı İlber Ortay­
lıya sorduk:
"Aman! Çocuğum bu hödükleri, al, sok Tıp Fakültesi nin 3. sınıfına 3 senede okulu bitirir TUS u da
geçip gelirler ama bir iğne dahi vuramazlar. Davar bunlar davar"
İlber Ortaylı'yı TEM otoyolunda ana-avrat dümdüz giderken bıraktıktan sonra kağıt okuma özür­
lü, piskopat Tekin Akıllıoğlu'na gittik. M aalesef sayın Akıllıoğiu Hayvan Hakları konusunda bilgi sa­
hibi olmadığını söyleyerek sorularımızı yanıtsız bıraktı.
Doğum yeri Kongo ormanları olan, ilk orta veyüksek öğrenimini Amazonlarda tamamlamış, in­
sanın maymundan değil, maymunun insandan geldiğini bizzat ispatlayan Alaeddin Şenel ise şunla­
rı söyledi:
"Sanıyorum siz Hom o Kamu Yönetimuslardan bahsediyorsunuz. Bu Hom o Kamu Yönetimuslar
primadların bir alt türü olan ilkel yaratıklardır. Otobur olan Hom o Kamu Y önetimuslar yeşiirenge
karşı büyük hassasiyet gösterirler. Homo Kamu Yönetimusların el ve ayak yetileri gelişmiş olmakla
beraber beyinleri bir Orangutanınkinden farksızdır.”
Alaiddin Şenel'i kendi evrimiyle başbaşa bıraktıktan sonra Türk Diline Bilge Kağan ve Tonyukuk'tan bu yana en büyük katkıyı yapmış, anatüzeyi anlanamaz tüze haline getiren büyük filolog ve
dilolog Cem Eroğul'a gittik. Ö nce çok normaldi. Am a "Kamu" lafını duyar duymaz ona bir haller ol­
du, gözlerinden ateş, burnundan dumanlar gelm eye başladı ve haykırdı: "Susuuuuuuun!"
Evet geleceğin Yalova valileri, Susurluk kaymakamları. Bunları sizin gibi öküzlere ders veren ho­
calarınız söylüyor. Daha bizim ekleyecek başka sözümüz yok.
Gelelim birkaç Tellak-ı muhtereme.
FES-KOMU'u sapıkça eğilimlerine alet etmek isteyen Türk Hava Yolları kaçkını sübyancı Ersin.
İnek Parti ilanlarını asmak bahanesiyle Kurtuluş Lisesi'ne dadanmak, Ankara-İstanbul seferlerinde
hosteslere pandik atmaya benzemez. Ayağını denk al, götürürler merkeze sevdirirler herkese.
55
Yıllardır erkek geçinen Kamu nun taş gibi feministleri. SBF Avratlar Birliğinin kurucuları Nazan ve
Ece ve Holştayn İnekleri Türkiye Genel 'Distribütörü Gökşin, Siz de Abaza Tellak Külliyatı nda şanlı
yerinizi aldınız.
ŞARKI:
Abaza Davarlar
Embesil Tellaklar
Nasıl kodu ama
Size Uluslar, size Uluslar.
'HOCALAR"
Ve sıra biz Züppeleri adam etm eye uğraşan, adlarını Mülkiye tarihine altın harflerle yazdırmış ho­
calarımızda.
Öğrencimin güvenini kaybedeceğime gözü kaybederim diyen, Türk Dış Politikasını mastürbas­
yon teorileriyle anlatmakta ısrarlı olsa da, hatalarının bulunmasından mozoşist bir zevk alsa da, bi­
ze hayata farklı yönlerden bakmayı öğreten, haksızlıklarla 1402 defa bile olsa mücadele eden, ya­
rım asırlık yaşam deneyimini her ders bizimle paylaşan, Gavur İzmirin kral delikanlısı, Batı Trakya
Türk azınlığının koruyucusu. Çekiç Güç ve bilimum takım taklavatın korkulu rüyası, Az gelişmiş bir
ülkenin çok gelişmiş aydını BASKIN ORAN'a
Saddam Hüseyin'in karşısında yan gelip yatarak "Koçum bu savaşı yapmasan iyi olur” dem e ce­
saretini göstermiş, Peştu-Dari, Bengal ve bilimum Papua Yeni Gine lehçelerini ana dili gibi konuşan.
Ermeni iddiaları karşısında Çin Şeddi gibi duran, Libya'da boğa yılanı avlayıp, Basra Körfezi nde se­
rinleyen, Şarcah, Fuceyre ve Ummulkayveyn emirliklerinin fahri gönül elçisi, tüm Birleşmiş ve birleşememiş milletlerin babası, Olimpos Dağı'ndan kopup gelmiş bir kaya. TÜRKKAYA ATAÖ V’e
Gönlü, derse yanında getirdiği dosyalar kadar zengin, Budin den Bağdat'a kadar tüm eski osmanlı coğrafyasında bir edep ve haysiyet abidesi gibi dimdik duran, Tuna mavisi gözleriyle, Fatih
Sultan M ehm et bakışlı, son Osmanlı beyefendisi Ö M E R KÜRKÇÜOĞLU'na
Sorbon'dan diplomayı aldığı anda bir saniye tereddüt etmeden vatanına hizmete koşan, bir dip­
lomat inceliğiyle ders anlatan, Ege'deki Yunan iddialarını yerle bir eden, en acılı günlerinde dahi bi­
zi yalnız bırakmamaya çalışan. Türkiye'de Uluslararası Hukukun bir numarası, HÜ SEYİN PAZARCl'ya
Asalet ve zerafet timsali, Mülkiye'nin Venüs’ü Afroditi, Primer v e Sekunder Topluluk Hukukunun
anası, Dışişleri Bakanlığına pekçok kadından daha layık, Avrupa Birliği ne üyelik için tek ümidimiz,
FÜSUN ARSAVA'ya
Anlattığı fıkraların çoğunu anlamasak da Diplomatik İngilizce'yi bizim için bir zevk haline getiren
birçok Mülkiye mezununa dışişleri kapısını açmış, büyük hoca M ETE AKKAYA'ya
Ve tarih yazmanın tarih yapm ak kadar önemli olduğunu bize öğreten ama anısı kalplerimizde
hiçbir zaman tarih olmayacak, Vestefalya'dan Viyana’ya kadar hep hatırlayacağımız, M ülkiye’nin Heredot'u O R A L SAN D ER'e
Ömrümüzün sonuna kadar borçlu kalacağız.
'BİZİM SINIF" - Ve son olarak sıra 97 mezunlarında. Uluslararası Matematik Olimpiyatları şampi­
yonu, Kazakistan'ın deha çocuğu M ülkiye sıralarından Amerika'ya ihraç ettiğimiz, medar-ı iftiharı­
mız Azamat Sersembayev,
Makedonya Türk toplumunun gelecekteki Doktor Sadık Ahmeti İslam Yusufi,
USAG'ı yeniden dirilten çıtır kızlar, Burcu Erdoğdu, Zerrin Kandemir, Balca Kurhan,
Olaylar ve Yorumlar dergisini başarıyla götüren Cengiz Aydemir, Halil İbrahim Güven,
İki yıldır FES-Kom'daki başarılı temsilcimiz, geçen yaz tatili Baskın Oran yüzünden zehir olsa da,
hocasına saygıda kusur etmeyen Serkan Gedik,
56
Derslerde hep ön saflarda yer alan, FES-Kom'da Züppeyunun haklarını başarıyla savunan, ana­
mız, bacımız, başkanımız Handan Başkan,
Yine FES-Kom'daki başarılı temsilcilerimiz Beste Pehlivan, Görken Şehsuvar, Haşin bakışlarıyla
Türkkaya Ataöv'ün demirden kalbini eriten, bağrı yanık Adanalı İnek Bayramı Komite Başkanımız
Murat Çökdü,
İlber Ortaylı ve Baskın Oran ın illegal asistanı, İsrail'in SBF Büyükelçisi ve bu fermanın yazarı Eser
Torun,
Ve daha adlarını sayamadığımız Uluslararası İlişkiler sınıfı 1997 mezunları.
Yolunuz açık olsun.
Son olarak şunu diyelim ki SBF öğrencisi olmaktan gurur duyduk ve bundan sonra
Mülkiyeli olmanın onurunu hep taşıyacağız.
Ey Vatan göz yaşların dinsin
Yetiştik çünkü biz.
[BU FERMANI ARİF ESER TORUN HAZIRLAMIŞTIR. YOĞUN İŞLERİM ARASINDA BENİ BU DERT­
TEN KURTARDIĞI İÇİN KENDİSİNE TEŞEKKÜRÜ BİR BORÇ BİLİRİM - İ.M .Ç.]
FOOD ÇENTER
Kızılay değişti...
Artık Kızılay’da iki M var
Metro ve MELBO
4 ÇEŞİT TABLDOT
18’den 24’e kadar
NONSTOP CANLI MÜZİK
Gece 01’e kadar açığız
CİNE 5 yayınımız
vardır.
PO P MÜZİK
FANTA2İ MÜZİK
GREK MÜZİK
Atatürk Bulvarı (Gökdelen) No: 95 Kat: 3 Kızılay
REZERVASYON 418 03 63/418 30 79/417 20 69
Fax: 418 06 29
Otoparkımız vardır.
£
Y a aziz-ül muhterem-ül tebaat-ül mülkiye-i şahane. Yegane seyranlığımız olan İnek Bayram-ı
şerifinin birini daha idrak etmenin bahtiyarlığını yaşamaktayız.
Ey bütünlemesizlikten inim inim inleyen aciz, biçere tüllab, bayramınızın,dahiline ve haricine vücud-ül alimizde hasıl olan fecr-i şahanemizden salıverdiğimiz cümle ifrazatımızın ve ürelerimizin
herbir katresinin sirayet ederek bu bayrama şeref vermesini en samimi hissiyatımızla temenni ed e­
riz. Hatta ve hatta yel-i senamızın nefasiyetini de hararetle tavsiye ederiz.
Külli tüllabın münasip uzuvlarından şehvetle ve muhabbetle öper, validelerinizin, pederbeylerinizin, kerimelerinizin, hacımızın, bacınızın, ezelinizin ebedinizin, yedi ceddinizin, cem-i cümle süla­
lenizin, eşiktekinizin ve beşiktekinizin... hai ve hatırlarını sorar, selam ederiz.
İşbu ferman-ü muazzama, haşmetlü.heybetlü, devletlü şevketlü,sultan-u memalık-i mahsusa cani­
binden irsal olunup bundan kelli şube-i idare-i amme "Asil Boğa" nam-ı şahanesiyle zikredilecektir.
Bizki, hindistan, acemistan, frengistan, belsoğukistan, kebabistan, tornistan, pembe fistan, mavi
mintan maliki Anadolu, Rumeli. Hanımeli, Fildişi Sahilleri hakimi. Burkino Faso, Çinhindi, Şeyşel
Adaları ve Susurluk savcısı Balta girmemiş ormanlarda Leopar avcısı, ışın kılıcı ve gölgeler şatosu­
nun tek hakimi, dört aslan dokuz sırtlan yetmişbeş tavşan ve on kaplan gücünde, alemin efendisi
"Asil Boğa"... ve siz malum Niyazinin yolundaki terliksi hayvan benzeri mahlukat...
Mekteb-i Mülkiye'nin namına, şanına yaraşan yegane şube olan idare-i amme, cümle muallimi
ve tüllabıyla yedi düvele nam salmış, yay çekmiş ok atmış, can almış baş vermiş, susmamış, susun­
ca sıra ona gelmemiş...
Şube amirimiz, apoletsiz v e askersiz Paşamız, Jön Türklerin Upgrade 97 versiyonu, Ali Kabulî'nin
sıra arkadaşı, Nam-ı Kemal'in çömezi hızlı ittihatçı, katıksız terakkici, sağrısına Taner Timur'u alarak
iki boy farkla potayı bulan, Sina Akşin hocamızla
Kentleşmenin Piri, Urbanizasyon emiri, ekipler amiri, en hakiki samuray, Hiromaso Kano ve Toruko Notozi to Şakai Şiki gibi plützer ödüllerine aday gösterilen best seller yapıtların yazarı, hepi­
mizin çizeri, bir kemik bir deri, pijamalı ve mayolu iken bile kravat takacak kadar şık, saygı değer
Klark Kentmen Ruşen Keleş hocamızla
Ateşi prometeustan önce tanrılardan, çalıp getiren ve kızların gönlünü ateşe veren, Sokrat ı, Platon u Aristo'yu bir yudum da içip kendinden geçmiş. Padovalı Morsilliusis'i Machiavelli'yi ve Hobbes'u çerez niyetine yemiş, J.J. Rousseou ve Montesquieu geğirmiş, değiştirdiği arabalar ve kadın­
lar kadar kitap yazmış, Alain Delon'un jönlükte en büyük rakibi, kır saçlı cool prens M . Ali Ağaoğulları hocamızla...
Romapitekus, Sinantropss, Homs sapiens neandertelensi gibi yaratıkların varlığından haberdar
olan tek kişi, medeniyeti kendi başına yeniden keşfetme peşinde olan Darwin Evrimlerinin yılmaz
savunucusu, Evrim ilkelerinin bekçisi, Alaaddin Şenel hocamızla
İdare hukukundan geçm ek için emekliliğini gözlediğimiz ama önce bize öğrencilikten el çekti­
ren, idare hukukunun tüm dalaverelerini bilen, kürsüde hamamın namusunu kurtaran, espiratör ki­
şiliğiyle yaşlı kurt Kırat lı Metin hocamızla...
58
İnsan haklarının ateşli savunucusu, sevgi insanı, gönül dostu, öğrenci değirmeni, kel alaka fular
kolleksiyoncusu ismiyle na müsemma. Balıkesir eşrafından Tekin a-kıllı b-kılsız c-tüylü d-hiçbiri ehepsi
Tuğçe'nin amcası, Otosanin motoru, Florasanın starter'i Kombassanin spansoru, zaman ve mekan
boyutlarının tek hakimi, karıştırma ve karşılaştırma üstadı, Habermas'in yanına çırak alıp yetiştirdi­
ği, Doğramacı nın elinden tutup, buraya fırlattığı, dünya çapında ünlü VVeberolog. Sosyolojik Vidanjir sevgili genç arkadaşımız Coşkun San Hocamızla
Sanskritçe ve Esperanto dahil, kimsenin bilmediği ve konuşmadığı dilleri tüm lehçeleriyle bilen,
Hami-Sami ve Ural-Altay dil ailesinin reis, gonfolo nieri, mobedan mobed gibi kendisi için önem ­
siz insanlık için büyük önem taşıyan kavramları zihnimize nakşeden, en çok gezen, en çok bilen, en
çok yiyen, hödükoloji anabilim dalı uzmanı, küfürator, mülkiyenin fahri muhtarı İlber Ortaylı hoca­
mızla
Vakti zamanında Emel Sayını kendisine aşık edip sonra da sürüm sürüm süründüren yeryüzünde
halihazırda mevcut, 2, GS siyaset bilimcinin bir buçuğu, Mülkiyenin en karizmatik, en başbakan ho­
cası Bülent Daver "Başbakan Daver".
Ali Haydar Veziroğlu ile yaptığı boks maçında belden aşağı vurduğu için diskalifiye olarak kay­
beden, bir insanın tüm çabalarına karşın ne kadar kötü basketbolcu olabileceğinin canlı timsali, g e­
lişme çağındaki çocukların sosyo-psikolojik yapılarına zarar verm e potansiyeli olarak Reha Muhtar'la
kafa kafaya yarışan medyatik çerez, paralı raportör, en az bilerek en çok biliyormuş rolünü başarıy­
la oynayarak Siverek Film Festivali nde Kristal Hıyar Ödülü alan, en hakiki rating canavarı, yangında
kurtarılması gereken en son şey Doğu Ergil.
Rahmetli Cemal M ıhçıoğlunun ölümünde parmağı hatta kolu olduğundan fevkalade kıllandığımız Türkçe'nin babası, Mülkiye'nin altyapısından yetişip üç yıl bekledikten sonra yerli statüsüne g e ­
çen, Edebiyatımıza, koşuk, sağı, destan türünde bir hayli eser kazandıracağını umduğumuz Cahit
Emre hocamızla
Faktoring, Leasing, Turing ve Tik in alanlarında uzman okulumuzun en demokra-tik en a-tik hat­
ta pa-tik, hipote-tik ve kri-tik hocası Arif Kocaman la
"Nasıl koydu Arif Kocaman"
Hasilı, biz asil boğaların mandırasını süsleyen siz sefil inek ve buzağılara gelince.
Ey uyuzlararası münasebetsizlikler bölümünün şabalak mümessilleri. Bundan yıllar önce başlatı­
lan "Zihinsel özürlü olsalar da onların da birer diploması olsun" adlı yıkıcı kampanyanın maküs bir
sonucu olarak ortaya çıkan uyuzlar yığını. ÖSYM'nin getirdiği sistem sayesinde topluma hiçbir fay­
dası dokunmayacak hatta kitleler için potansiyel tehlike taşıyan siz gariban yaratıklara öğrenci sta­
tüsü tanıyarak topluma kazandırma programının sayesinde Mülkiye bünyesine gelmiş durumdası­
nız. Oysa siz aldığınız eğitimle kandırılarak açlık sıkıntısı çeken Afrikalıların beyaz et ihtiyacını karşı­
lamak üzere U N ESC O yardımı şeklinde yurt dışına gönderileceğinizin dahi farkında değilsiniz. A n ­
cak aranızda on a kadar sayı sayma başarısını gösterenleriniz ise Afrika'nın muz cumhuriyetlerinde
muz saymakla görevlendirilecektir.
Dekanlık kızlarınızın sivilce ve cilt problemini çözmek üzere Dr.Reneud ile, bit ve kepek sorunu­
nu çözmek için de Practer and Gamble ile ortak bir çalışma başlattı. Ancak bizim için en dayanılmaz
olanı kızlarınızın abazalık problemini çözmek için Kamu Yönetimi ile ortak dersler koymasıdır. Bu şe­
kilde uyuzların uyuzlarüstü uyuz kızlarının Kamu Yönetiminin asil kızlarından zerafet öğrenmesi ve
angut oğlanlarınızın da gerçek bir erkeğin nasıl olacağının farkına varması amaçlanmaktadır. Ancak
yönetimin tüm bu çabaları boşuna. Çünkü, siz de bir kuşun gözbebeği kadar beyin olsaydı hepini­
zin hödükler yığını olduğunun farkına varırdınız.
Ne kerkenez bölüm olduğunuz hocalarınızdan da belli. Hocanız kim ki, yetiştirdikleri siz kim ola­
caksınız!
Berber kaçkını, Jiletin ve traş köpüğünün icadından bihaber, Astordan jilet reklamı için 50 milyar­
lık teklif alan, paranın ne önemi var, mühim olan kıllı olmanın dayanılmaz ağırlığı diyen, Kaptan M a ­
ğara Adamı, Baskın Buran, Şuran, Oran, Site, Yıldız.
—
59
Papyon takıp ortada dolanan, 3. sınıf restoran garsonu kılıklı, Afrika sineği, Ebola virüsü, m em ­
lekette başka iş kalmamış gibi elin yamyamlarıyla uğraşan, başından geçen macerelarını "Mokok
Anılarım" adlı yapıtıyla neşreden, sîzleri yetiştirerek dünya hıyar rekoltesini tavana vurduran, al bir
Türkkaya nerene dayarsan daya,
Şükrü Gürel in milletvekili olması ve Oral Sander'in ani vefatı sonucunda, zaten 2,5 olan hoca sa­
yınızın iyice azalması dekanlığı telaşa düşürmüş. Am a size bir müjdemiz var. Dekanlık, uzun araş­
tırmalar sonucunda size Siyasi Tarih Derslerini verm ek için rahmetli Oral Sander'in kardeşi Anal Sander'i size hoca olarak getirdi. Sınavlarda artık sözlü olmayacakmış, hadi gözünüz aydın.
Oğlum Murat - Duyduk ki Baloya koluna bir Nataşa takarak gelecekmişsin, artık vergi rekortmeni olursun.
Oğlum Eser, aklına eser İsrail'e gider gerine baka baka dönersin. Oğlum senin asıl gitmen gere­
ken yer Hindistan, orada senin gibileri kutsal sayıyorlar. Tez git, kül gel.
Ey Laz Bakkalın çömezleri, Ey tombalaklar, zenaatınızı kimden öğrendiğiniz belli. Sizin üniversi­
tede ders diye okuduklarınızı ilkokulda hayat bilgisi olarak okutuyorlar. Alacağınız diploma yüksek
ilkokul diplomasından farklı olmayacak.
Basına sızan haberlere göre MGICda askerler bölümünüzün yarım döneme indirilmesini talep et­
mişler. Bu şekilde ülkemizin acil kereste ihtiyacına renklerinizle, hizmet sektöründeki eleman açığı­
nı da kızlarınızla kapatmayı düşünüyorlarmış.
Sizin için şöyle bir ayrıcalık tanıyabiliriz, kızlarınız, kamu yönetimi bölümü erkeklerinin yanında
hızlandırılmış kurslara tabi tutularak derin hayat tecrübesi edinmiş şekilde tedavüle sunulabilir.
Allahın garibanı Özdemir Akmut, insanın yüreğini tırmalayan zavallı görünümüyle, sîzleri ileride
nasıl bîr sorun beklediğinin canlı örneği.
Nemrut suratlı Celal Kepekçi'niz, en az bîr mezar taşı kadar sevimli ve cana yakın. Sen mantıklı
bir Dekansın Celal. Üstün koku alma yeteneğin sayesinde, her ne kadar orijinal Mülkiyeli olmasanda, Mülkiyeli'liğin ayrıcalığını anlayabildiğinden, Mülkiyeliymiş gibi görünebilmek için yırtınıyorsun.
A m a unutma ki insan hayatta herşey olabilir, sanatçı olabilir, profesör olabilir, hatta dekan olabilir.
A m a Mülkiyeli olamaz. Senin için üzgünüz.
Canlı cenaze, yürüyen mumya, Arafın bekçisi Vahdet Aydın ınız kadar musibet biri daha yoktur
herhalde.
Tamer Müftününoğlu, KOSGEB'den kovulduktan sonra kendini bakkallığa adamış bir garip der­
viş. Kendine ne hayrı var ki size dokunsun. İşte, avunsun diye sizi oyuncak gibi eline vermişler, oynur da duruyor.
İKTİSAT
Kendilerine geyikhan namını layık görüp sağda solda caka satan dana burnu kılıklı, gerizekalı, ya ­
kın akraba evliliği mahsûlleri sizi. Siz, iktisat'ın atının kuyruğundaki kıl olamazsınız. Size ekonomi mi
emanet edilir? Biz size yediğim iz çekirdeklerin kabuğunu bile emanet etmeyiz. En kralınızın m em ­
leketi nasıl soyduğu ortada. Bilir misiniz, erkek geyikler dişileri için boynuz boynuza mücadele eder­
ken, dişi geyikler, şevkati, alakayı ve gücü, Asil Boğa'nın edeleli kollarında bulurlar, erkek geyikler
de boynuz elde ortada kalırlar.
Gelelim hocalarınıza,
Fenerbahçeli Saffet Sancaklı'nın kulüp kulüp gezdiği gibi, ideoloji ideoloji dolaşan, oryantal sa­
natının en ince figürlerini, hayatın çeşitli bölümlerinde düştür edinmiş, dünya makale pazarının bir
numaralı üreticisi, fırıldak Yahya Sezai Tezel,
Derslerde söylediklerinin ilerde aleyhine delil olarak kullanılırsa, müebbet yiyeceğinden korktu­
ğundan derslerinde not tutturmayan, karısı pasaklı olduğundan ütüsüz gömlek giym em ek için hep
pazardan alınma kıytırık kazaklarıyla dolaşan kıl, tüy, İzel, Ercan, Çelik Aruoba,
Ve bütün bölümün en gözde, en parlak, en zeki, en sakallı, enpopi, en Yardımcı Doçenti Salih
Ak, gibi hocalara bakınca zaten ne mal olduğunuz anlaşılıyor. Bu kadar size yeter de artar bile. S i­
zin bayağı adınızı zikretmemiz bile sizin için büyük bir şeref.
60
■— ..... ...
... -
..
—
ÇEEİ
Doğramacı dan olma, YÖK'ten doğma, çalışma, yani tam adıyla ÇEEİ bölümü. İnsanın bu bölü­
mü telafuz ederken nefesi tıkanır. 10-15 defa duraklar çişi falan gelir, siz annenize babanıza nerde
okuduğunuzu nasıl söylüyorsunuz. Nereden bulmuşlar bu meymenetsiz ismi. Gerçi size de ancak
böyle ablak bir isim yakışırdı.
İş gücü piyasasının kalifiye kazma ve kürek ihtiyacını karşılamak üzere açılan bu bölümde öğren­
ciler 4 yıl boyunca çeşitli işlemlere tabi tutularak diplomalı kazma ve kürek ünvanıyla amelelik ha­
yatına atılmaktadırlar.
M ülkiye Mektebi nin bütün moronlarının ve idiotlarının biraraya gelmesinden oluşan Çalışma
Ekonomisi ne öğrencilere yakışan düzeyde hocalar nasib olmuştur.
Toplumun kendini yeniden yeniden üretmesinden" başka şey bilmeyen Bruce Lee'nin dublörü,
100'e yakın karate filminin karaktersiz oyuncusu tatar göçmeni Par Esin Lenk hocanızla,
Am ele haklarının baş savunucusu, hiçbir derse hazır gelmeyip, dersi öğrencilerinden öğrenen
baş sendikacı Alparslan Işıklı hocanızla,
Hazırlık bölümünün koordinatlarını düzenleyen, buzağlardan sorumlu, safari kaçkını Doğan Bilginoğlu hocanızla mükemmel uyum içindesiniz.
M ALİYE
Bire zındık Tahsildarlar! Malı-ye ilkesini benimseyip devleti soyup soğana çeviren mendebur,
mesnetsiz, madere, maliyeciler.
Bir saç yığını ve gözlükten ibaret, kafada bacaklı Üren Arsan hocanız dersleri, Türkiye Öğrenci
Tarihinin gelmiş geçmiş en iyi not tutan adamı olan yaşayan efsane Abdullah Kütük un 1985'te tut­
tuğu notlardan anlatıyormuş.
Bir de öve öve bitiremediğiniz İsmail Türk hocanız, bu yaşına kadar yaza yaza bir kitap yazmış,
siz onu dahi anlıyamıyorsunuz.
Epilasyondan, permatikten, ağdadan habersiz kara, kuru kıllı kızlarınız ne kadar da bölüm başkanınıza benziyor. Bu kızlarınızla okulun en kasvetli ve en lanetli bölümü olduğunuz açıktır.
Hasıl Lügat vel kelam, Mekteb-i Mülkiye'nin bir geleneği olan ferman hadisesi bu son cümlele­
rimizle nihayet bulacaktır.
Ey Cümle Tüllab!
Bundan sonra sizden istediğimiz ihtilap ve tefrika fitnesini musalla taşına, Anadolu Kıtası büyük­
lüğündeki A SİL B O Ğ A RUHUN U da gönlünce abideleştirmendir.
CfiN DOSTLfîR
CfiFE BfîR
Tüm Mülkiyelilere başarılar diler...
Tel : 432 16 38
Bayındır Sokak 12/B
Kızılay/ANKARA
61
£
E y U YG ARLIKLARIN BEŞİĞİ O LM U Ş , GEÇM İŞTEN GELECEĞE, K UZEY A M ER İK A 'D A N U ZA K
DOĞU YA D O K U N A N B İLİM B A B A S I TÜLLAB-I İKTİSAT İLE MEKTEB-İ M Ü L K İY E N İN ŞA R KIN D A N
G A R BIN A , C EN U BU N D A N Ş İM A L İN E YAŞAYAN SİZ SEFİLLER SÜRÜSÜ...
M EK T EBİM İZ İN ŞA N IN I, ŞEREFİNİ, VARLIĞINI YÜCELTEN VE D AİM İ KILA N MEDAR-I İFTİHARI­
M IZ. GÜ ZİD E EVLATLARIM IZI İÇİNDE BARIND IRAN YEG A N E B Ö L Ü M İKTİSA TTÜ LLA BIN IN M Ü B A ­
REK BAYRAM IN I KUTLARIZ....
' İKTİSAT SİZİN GİBİ SEFİLLERİN A R A S IN A DÜŞSE DEĞERİN KAYBEDER M İ?
SEFİLLERİ T O PLA ŞA N HİÇ ÇEYREK İKTİSAT EDER M İ?"
K A R N IN IZA A Ğ R ILA R GİRDİ DEĞİL M İ. EY G A R İB A N LA R TO PLU LU Ğ U. YILLARC A G Ö Z LER İN İ­
ZE UYKU GİRM ED İ ŞU İKTİSATLARI N A SIL ALT EDECEĞİZ DİYE D ÜŞÜNM EKTEN. LÂKİN G Ö R Ü ­
YO R SU N U Z Kİ İKTİSAT TÜ M İH TİŞAM IYLA AYAKTA VE H ER D A İM Ö YLE O LA C A K !
BİZ Kİ YAHYA'NIN VE DAHİ O RH A N 'IN , VE DAHİ ERDAL'IN VE DAHİ U Ğ U R U N VE DAHİ ER­
CAN'IN VE DAHİ KO RK U TU N VE DAHİ ÇELİK'İN TÜLLAB-I ŞA H A N ESİ VE SİZ Kİ EN BASİT EVREN­
SEL AN ALİTİK KAVRAM VE KATEGORİLERİ KAFALA RIN A SO K A M A D IĞ IN IZ ÇOK G E LİŞM İŞ MÜLKİYE'NİN A Z G ELİŞM İŞ YARATIKLARI. G ELİN SİZİ EĞİTELİM VE T O PLU M A K A Z A N D IR A LIM . NE
K A D A R İN KÂ R ETSENİZ DE BİZ SİZİN BABANIZ1Z.
"BİZ SİZİN B A B A N IZ IZ BİZ NE DERSEK O OLUR!
ŞİM D İ FERM AN O KU YAC AZ. SO N R A Ç A M U R ATICAZ,
BİZ İK-Tİ-SADIZ. BİZ NE DERSEK O OLUR!
ZATEN MEKTEB-İ M Ü LK İYE BİZ İM GİBİ BİLGİLİ İN SA N LA R YETİŞTİRMEK İÇİN KURULDU, SİZİN
GİBİLERE İÇCEBECİ'NİN Ç A R Ç A M U R SO K A K LA R I A R A SIN D A BİR M A H A L L E M EKTEBİ O LSU N Dİ­
YE DEĞİL!
BİZE GEYİK D İYEN LER UTANSIN! H A N G İN İZ GEYİKTE BİZD EN A ŞA Ğ I K A LD IN IZ ? H O C A LA RI B İ­
LE U LU GEYİK O L A N B A K K A L L A R M I, BİR İLİŞKİD İRTUTTURM UŞ GİD EN Z Ü PPELER M İ, A N LA M A YADIKLARI SA YILA R LA B O Ğ U ŞU P BIYIK BIRAKAN TA H SİLD A RLA R M I, A B A Z A N LIK LA R I DÜNYA
Ç A PIN D A YAYILMIŞ HACI YAĞI K O K A N T ELLA K LA R M I, HİLKAT G ARİBELİKLERİ PRO JESÖ R DOKTO RLARCA O N A Y LA N M IŞ ZAVALLI A M E L E LE R Mİ!... BAYANLARIN ELİND E ŞİŞ, ERKEKLERİNİN
ELİND E O K EY ISTAKALARIYLA İŞLERİNİN, ERBABI NOT İLE ÖĞRENCİ İŞLERİ M İ Y O K SA KEŞ M U ­
HİTTİN M İ? O KU LU GEYİK YU VASIN A ÇEVİREN SÎZLERSİNİZ. ARTIK, M ERD İVEN ALTI İSK E M L EL E ­
RİNİZ DE VAR Kİ T A M A M . SİG ARA, ÇAY VE GEYİK, B U N D A N İYİSİ C AN SA Ğ LIĞ I DİYEN G Ö Z LER İ­
N İZDEN ARTİZ D EK A N A ÖPTÜRÜRÜZ. M Ü LKİYE M ÜSVED D ELERİ, YA DA SÖ YLERİZ PARS ESİN E,
SİZE DE BİR M U H TIRA ÇEKER. C A M İA N IN ARZU LA RIN I SIRALAR, G Ö R Ü R SÜ N Ü Z G Ü N Ü N Ü Z Ü . YA
DA VERİRİZ G A Z İ Ö Z H A N 'A SİZİ DE KENDİNE BENZETİR, A S L A İFLAH O L A M A Z S IN IZ .
'BÜTÜN M Ü LK İY E M ÜFREDATININ ASLI İKTİSAT DERSLERİNE AÇIKTAN GİRD İĞİNİZ B Ö L Ü M İK­
TİSAT
SA Ğ D U Y U N U Z U N B Ö L Ü M Ü İKTİSAT'
62
--------------- ---- ----
-----
=
BİZE İM R EN M EY E D EVAM EDİN. ÇÜNKÜ EN NADİDE M Ü LKİYELİLERİ BİZ BARINDIRIYORUZ.
H AN G İ BİRİNİ SAYSAK Kİ:
Ç AĞ IN O RGAN İZATÖ RLERİ TARKAN'I M I TO LG A YI M I?
TÜM Z A M A N L A R IN KÖFTECİLERİ BİLGE Yİ M İ BA N U YU M U ?
4 SEN ED İR TAKIM RU H U N D A N ŞA ŞM A YA N ESRA. GÖKÇE. ORÇUN, SONAY, DERYA YI M I?
ÇILGIN BED İŞİM İZ EBRU ARTAÇ'I M I?
EN KÖTÜ G Ü N DOSTLARI ERSUN İLE PELİN İ M İ?
İZM İR'İN G Ö ZD E H A N ED A N LA R I ÇARPIK BACAKLI BERKEYİ, Z Ü H A L'İ, M ELD A 'YI M I?
PERİ PA D İŞAH I NIN KIZI G Ü Z ELLER GÜ ZELİ NİLÜ FERİ M İ?
DELİ D O LU K IZ LA R IM IZ TUNA, N'AYŞE, SED A YI M I?
YIL BOYU KO ŞUŞTURUP NE YAPTIĞINI BİR TÜRLÜ A N LAYA M AYAN BURÇAK'I M I?
A N K A R A 'N IN M A K S İM U M U N D A YAŞAYAN B U SIN ESSM A N 'İM İZ , BA SIN S Ö Z C Ü M Ü Z BORA'YI
M I?
EY ZAVALLI Ç Ö M E Z T Ü LLA B VE DAHİ BU ZA Ğ ILA R! G ELİN BU AC UZELERİ SİLBA ŞTA N TANI­
YALIM .
BAKKALLAR:
A S LIN D A M Ü LK İYE ÇATISINA GİRDİĞİNİZ A N D A N BERİ YETERİNCE KA FA N IZA VURULD U A M A
NE Y A P A LIM Kİ BELİRTM ED EN EDEM EYECEĞİZ. D U Y D U Ğ U M U Z A GÖ RE BU KEK B Ö L Ü M Ü BİLE
U ZA TM A LI BİTİREN U C U BELERİN İZ VARMIŞ. UTANIN! H EM EN KOLAY DERSLERİ H EM DE EN K O ­
LAY KIZLARI BÜ N YEN İZD E BA R IN D IR M A K YÜZLERİNİZİ KIZA RTM IYO R M U H Â L Â ? CİKS H O C A ­
LARIN IZLA . A M B A L A JI PARILTILI, A M A İÇİ BO Ş KUTULARI AN D IRD IĞIN IZIN FARKINDA BİLE DE­
ĞİLSİN İZ. PAKETLERİNİZİ Ç Ö Z M EN İN Z A M A N I G ELM ED İ M İ?
U LA N O Z A N , HERŞEYİ UNUTURUZ DA TÜRKİYE EK O N O M İSİ DERSİNDE ATTIĞIN HAVALARI­
NIN S Ö N Ü Ş Ü N Ü UNUTAM AYIZ.
YA FES-KOM CU ARİF E NE D EM ELİ? NE YAPIP EDİP A D A M GİBİ BİR YILLIK ÇIKARM AYA AND
İÇTİ A M A ...
EKİN, ARZU, M ETİN ÜÇLÜSÜ. SPK'D A YEDİĞİNİZ N A N ELERD EN H A B ER D A R O LM A D IĞ IM IZ I
SA N M A YIN .
SARI KEL SELÇUK, İKTİSADIN GEZİLERİ O L M A S A , K A M U YA YATAY GEÇİRİLECEKTİN.
SEVD A VE EDA, ARTIK GERÇEKLERİ G Ö R M EN İN Z A M A N I GELDİ. K A BU L EDİN Kİ SİZ LER İKTİ­
SATÇI DEĞİLSİNİZ!
H A A ! KA RA KIZ ARZU İLE N A Z M İ. BU A R A D A UNUTTUK SA N M A YIN . GENÇ M Ü LK İY E LİLER E
S O N R A D A N KATILIP TO PLU LU K FAALİYETLERİNİ İŞLETM E TO PLU LU Ğ U DİYE BİR T O PLU LU Ğ A
M ALETTİĞİNİZİ BİLİYORUZ.
TABİ HERŞEYE KARŞIN B İZ İM LE DERS A L M A N IZ A BİR S Ö Z Ü M Ü Z YOK. LÂKİN KEŞKE BU DERS­
LERİ AN LA YA BİLEC EK RUH, ŞEREF, HAYSİYET, CİBİLİYET VE TİYNİYET'E DE S A H İP O LABİLSEYDİNİZ. T A M A M ÇEKİLEBİLİRSİN İZ. ŞİM D İ GİDİN DE AYNAYA BAKIN.
TELLAKLAR:
SAYIN K A M U LU M UHTARLAR, BİÇARE A B A Z A N KARDEŞLERİM . ELİN İZD EN BİRŞEY G E L M İ­
YOR. BU K A D A R SEN E B U N LA R IN HAKARETE UĞRADIĞI YETER DİYE D Ü ŞÜ N Ü YO R A M A SİZ H Â ­
LÂ AYNI O L D U Ğ U N U Z İÇİN SÖ Y LEM EK Z O RU N D A KALIYO RUZ. ÜLEN O Ğ LU M , A B A Z A N L IK
G EN LERİN İZD E M İ VAR Y O K SA ŞU SIR A LA R O KU L KO RİD O RLA RIN D A SIKÇA G Ö R Ü LEN LER GİBİ
K A M U M E Z U N U K A Y M A K A M M Ü SEV ED D ELERİN D EN M İ D EV RA LIYO RSU N U Z?
İŞ SIN AVLARI İÇİN M U H A S E B E Ö K Ü Z LESEN İZ DE SİZE KAYM A K A M LIKTA N B A ŞK A YO L G Ö ­
RÜNM ÜYO R, K A BU L EDİN! YİNE DE KENDİNİZİ ÇOK ZO RLA M A YIN . SO N R A TERLİYO RSUNUZ,
----
63
TER K O K U LA R IN IZ H A C IYA Ğ IN IZA KARIŞIYOR, Y A N IN IZ A Y A K LA ŞILM IY O R H A BER İN İZ O LA .
HAYIR M ER A K EDİYORUZ FES-KOM ÜYELİĞİNİZİ EM A N ET EDECEK ERSİN DEN B A ŞK A SIN I B U ­
LA M A D IN IZ M I? O Y SA B Ö L Ü M Ü N Ü Z D E O K A D A R APTAL VAR!
TABİ BU A R A D A SÖ Y LEM ED EN EDEM EYECEĞİZ. İŞLETM ENİN KIZLARI SİZ İN K IZ LA R A HAYLİ
BO Z U LU Y O R LA R M IŞ O N A GÖRE. BİZE Ç AKTIRM AD AN İPEK, EDA VE ECE DİYE FISILDADILAR.
TAHSİLDARLAR:
DO ĞRUSU T A H SİLD A R LA R İÇİN SÖ YLEN EBİLEC EK LER HAYLİ SINIRLI A M A YİNE DE H A K K IN I­
ZI YEM EY ELİM DEDİK. BRE ZAVALLI A C U Z ELER O RDUSU. DERSLERİNİZİ BÜTÜN B Ö LÜ M LER D EN
D İLEN D İĞİNİZ İÇİN M İ BÖ YLE G A RİBE O LD U N U Z, YO K SA BU BİR TÜR K R O M O Z O M YANLIŞLIĞI
M I YA DA A K R A B A EVLİLİĞİN D EN M İ D O Ğ D U N U Z ? BU SO RUYU BİRKAÇ T A H SİLD A R IM IZ A SO R ­
S A K İYİ OLUR.
YEG A N E M U H A LEFET İN İZ NAM-I DİĞER CADI TOMUR,
ÇELİK H O C A NIN D AİM İ M A Y D A N O Z U FATİH.
YA DA D İĞER M ERC İM EK BEYİN LİLER SÖYLEYİN B A K A L IM FİKRİNİZ NEDİR?
BALKIR. BU SO RUYU S A N A SO R M A D IK ÇÜNKÜ SEND EN O L S A O L S A M EKTEBİN H E L A SIN A
SİFON OLUR.
NEYSE BUN U SİZE S O R M A K ÇOK M A N A S IZ O LA C A K , BİZ A R A M IZ D A K A R A R VERİR SİZE BİL­
DİRİRİZ.
BİRİCİK Z EK A Ö Z Ü R LÜ LER İM İZ, M E Z U N O LA C A K SIN IZ D A NE O LA C A K ? Ö N CE M Â L İY E Y E
MÜFETTİŞ O LU P VERGİ KAÇIRAN LARI ENSELEYECEK, SO N R A DA Ö Z EL BİR ŞİRKETE DENETİMCİ
O LU P N A SIL VERGİ KAÇIRILACAĞIN I M I Ö ĞRETECEKSİNİZ? KARAKTERSİZLİK SİZİN İÇİNİZDE
VAR. GİDİN DE CEBECİ H A M A M IN D A YU N U P G Ü N A H LA R IN IZ IN AFFINI DİLEYİN TANRI DAN.
BELKİ SİZİ DUYAR D A A D A M A BENZETİR.
ZÜPPEYUN:
A H Z Ü PPELER AH! N EYİN İZLE Z Ü PPELİĞ E KALKARSIN IZ. B İL M E M Kİ! Ö V Ü N Ü LEC EK N EYİNİZ
VAR? DİPLO M ATİK İNGİLİZCE DERSİNİZ M İ; Y O K SA İÇİNDE İLİŞKİLER O LD U Ğ U İÇİN B Ö L Ü M Ü N Ü ­
ZÜ N A D IYLA M I G ERİN İYO R SU N U Z? NEREDE, N A SIL VE K İM İN LE O LD U Ğ U BELLİ O LM A Y A N İLİŞ­
KİLER KURUP SO N R A DA ELİN İZE Y Ü Z Ü N Ü Z E BULAŞTIRD IĞINIZ YETM İYOR M U ?
D İPSİZLO M ATLIK SİZ İN İRSİ HASTALIĞINIZ. 1000 KİŞİ BİRDEN M E Z U N OLUP, A N C A K O N U ­
N U Z D İPSİZLO M A T O LU Y O R O D A ZATEN B A B A D A N O Ğ U L A GEÇİYOR.
TABİ HERŞEYE KARŞIN Ç A BA LA YA N BİRKAÇ ZAVALLIN IZ D A VAR YANİ. K İM SEN İN A Ğ IZ D A ­
LA ŞIN D A H A N D A N I G EÇEM EYECEĞİ SU GÖ TÜRM EZ BİR GERÇEK.
O Ğ L U M Y A LA K A ÇÖKDÜ, İŞİN G ÜCÜN LAF, BİR DE SÖ YLED İKLERİNİ YA PSA N . S A N A K İM SE
LAFLA PEYNİR G EM İSİN İN YÜRÜM EYECEĞİNİ SÖ YLEM ED İ M İ?
SARI EVREN, ULYA, H A N D E DÖRT SEN ED İR G Ö Z Ü M Ü Z Ü G Ö N L Ü M Ü Z Ü AÇTINIZ SA Ğ O LU N !
EY ZÜPPELER! KEŞKE B A Ş K A İLİŞKİLERDE O LD U Ğ U K A D A R U LU SLA R A R A SI İLİŞKİLERD E DE
BA ŞA RILI O LSAYD IN IZ DA DIŞİŞLERİ B A K A N LIĞ IN I M ESU T YILM A Z , HİKM ET ÇETİN, M URAT KARAYALÇIN, GİBİ İKTİSAT M E Z U N L A R IN A KAPTIRM ASAYDINIZ. NEYSE BU K A D A R ACI GERÇEK YE­
T ER M İD EN İZ A Ğ R IM A SIN , BİR DE O N L A U Ğ RAŞM AYALIM .
AMELELER:
A L L A H A Ş K IN A SİZ NE O LD U Ğ U N U Z U BİLİYO R M U S U N U Z ? BİZ H Â L Â Ç Ö Z EM ED İK DE. M Ü L ­
KİYE TARİHİ BO Y U N C A D A Ç Ö ZÜ LEC EĞ İN İ SA N M IY O R U Z AÇIKÇASI. A D IN IZ IN İLYADA DESTA­
N IN D A N BİR FARKI YOK. ÇA-LIŞ-MA E-KO-NO-Mİ-Sİ VE EN-DÜS-TRİ-YEL İ-LİŞ-Kİ-LER. İÇİNİZDEN
KAÇIN IZ İSM İN İZİ DOĞRU TELAFFUZ ED EBİLİY O R Ç A L IŞ M A EK O N O M İSİN İN ENDÜSTRİYEL A R ­
TIKLARI SİZ DE... K ARŞIN IZD A SİZİN GİBİ ENDÜSTRİYEL ATIKLARI BİLE EK O N O M İY E FAYDALI Bİ64
■
■■
RER İNPUT H A LİN E GETİREBİLECEK İKTİSAT B Ö LÜ M Ü VAR. BİR S O N B A H A R BA ŞLA N G IC IN D A
Ö ZÜ R LÜ O L A R A K D O Ğ U P HEP SAKAT KALD INIZ. SEVGİLİ B Ö LÜ M LER İN İN AD INI VE İÇERİĞİNİ
BİLM EYEN KARDEŞLERİM , İSTEĞİNİZ ÜZERİNE SİZE ACIM IYO RUZ. SİZD EN BİRKAÇ YAKIŞIKLI [DE­
NİZ, ARD A. ATİLLA, BAKAY] BİZ İM BİRKAÇ G Ü Z EL K IZ IM IZ A [NİLÜFER. GAYE. DİLEK, NİLÜFER]
G Ö N LÜ N Ü KAPTIRARAK DOĞRU YOLU BULD U B A K A LIM , SIRA SİZDE!
A S LIN D A BİRİNCİ VE İKİNCİ SINIFTA BİZ İM LE O R TA KLA ŞA DERS A LA R A K SA D EC E 2 YILLIK
D İPLO M AYA H A K K A Z A N D IN IZ , TEBRİKLER!
BÜLENT,SEVGİLİ A M E L E KARDEŞİM İZ, FES-KOM SEÇİM LERİN D E YA ŞA D IĞ IN YIKICI M A Ğ L U B İ­
YETTEN S Ö Z BİLE ETMEYECEĞİZ.
HELE B Ö L Ü M Ü N Ü Z E YAKIŞM AYAN CİKSLERİNİZ EBRU, H AN D E, EZ ELH A N 'D A N KESİN LİKLE
BAH SETM EYECEĞİZ.
BİR A M E L E VAR İDİ
ZAYIF Ü N İZ A R
YÜK ELİN D EN ÇEKERDİ
ŞİKESTE VÜZAR"
GELD İK İŞİN CİDDİ K ISM IN A . İKTİSAT DEYİNCE İLK A K LA GELEN H O CA, M Ü LK İYE VE TÜRKİ­
YE'NİN EN ARİSTOKRAT VE EN ENTELLEKTÜEL İKTİSATÇISI YAHYA SEZA İ TEZEL'E, H ER NE K A D A R
O Ğ LU N U M E Z U N ETTİKTEN SO N R A BİZİ TERKETTİYSE DE A M ER İK A 'D A K İ T Ü M ÜNİVERSİTELERİ
M Ü LKİYE İÇİN REDDEDEN U Ğ U R K O RU M A BİLİM U Ğ RU N A TÜM SA Ç LA RIN I FEDA EDEN AYKUT
KİBRİTÇİOĞLU N A R A PU N ZEL İKTİSATÇI EM RA H AYDINONAT'A, Ö ĞRENCİLERİYLE İLG İLEN M EK ­
TEN PARÇA PARÇA O L A N ERCAN UYGUR'A, O K U L U M U Z A İKTİSADIN T EM ELLERİN İ ATAN ERDAL
Ü N SA L 'A İKTİSADIN EİNSTEİN'İ M U H TEREM ZAT O R H A N TÜRKAY'A TEK TEKNİK E L E M A N IM IZ V E­
DAT'A, FOTOKOPİCİLERE, CAFE M Ü LK İY ET E, TÜ M Ç A L IŞA N LA R A TEŞEKKÜR EDERİZ.
BİZ GELDİK, GİDİYORUZ. M Ü LKİYELİ O L M A N IN GURURUNU D A İM A İÇİM İZD E HİSSETTİK VE
HİSSEDECEĞİZ. TÜ M BÖ LÜ M LERD EKİ A R K A D A ŞLA R IM IZ I TÜRKİYE'Yİ D A H A İYİ YA RIN LA RA G Ö ­
TÜRM EK İÇİN M Ü LK İYELİLİK RUHU İÇİNDE GÜÇBİRLİĞİ YAPM AYA DAVET EDİYORUZ.
İKTİSAT M Ü LK İYE İÇİN, M Ü LKİYE TÜRKİYE İÇİN VAR.
Ö N C E M Ü LK İYE SO N R A TÜRKİYE!
65
£
E y Mekteb-i Mülkiye'nin Avam Kamarası mensubu inekleri, iş bu Ferman, Lordlar Kamarası Ç.E.
bölümünden, siz zavallı yalakalara yalanmaları için bildirilmiştir.
Sair bölümlerin beceriksizilği sayesinde enkaz haline gelmiş Mülkiyeyi ve dahi Türkiye'yi kurtar­
mak için Kurtar bizi baba" nidaları ile geldik ve B A B A N IZ olduk.
Mülkiyenin en genç bölümü olan Çalışma, diğer 5 bölümdeki kısır ineklere damızlık tosun ola­
rak gönderildi.
Üzerine ölü toprağı serpilmiş siz embesil inekleri, buzağılarınıza daha fazla süt verm eniz için,
sosyal güvenlik şemsiyesi altında biraraya getirm eye and içtik.
Süte su katan bakkal olsan da,
Rüşvet yiyen tahsildar olsan da,
Ava giderken avlanan geyikhan olsan da,
Hamamlarda eriyen tellak olsanda.
Daha kötüsü, kelimenin tam anlamı ile züppe olsan da, Çalışma Şura'sının 69. toplantısının 131
sayılı kararına kulak verin!... Çok fazla da vermeyin, verenlerden olursunuz, vernelleyin, yumuşacık
olursunuz. Yumuşakçalarım!...
Sizleri Sosyal Güvenlik kapsamına dahil ederek şu hakları lütfediyoruz:
1] Çalışma hareminde yer alıp iş kazasına uğrayan diğer sefil bölümlerin cariyeleri, her türlü g e ­
belik ve analık sigortası kapsamındadır. Emzirme yardımı sağlanacaktır. Dehşet emiciyizdir. Bir ke­
re somurduk mu, bir daha hüner akmaz.
2] Vergi kaçırırken korkusundan ödü şeyine karışan bakkallara, Cenevre'de erkeklerle basılıp ka­
rakollarda dayak yiyen züppelere, birbirlerini boynuzlayan geyikhanlara, rüşvet alırken yakalanıp Fato'nun tükrüklerini yutan tahsildarlara, hamamtaşından sürekli altta kalmayı alışkanlık haline getir­
miş olan tellaklara, malüllük sigortası sağlanacaktır.
3] Anılan yardımlardan faydalamlabilmeleri için, tüm tülabın Sadettin Teksoy'un parmağını yemiş
olması gerekmektedir. Biz Çalışmayız, sokarız.
Reklâm aslında bize ters iş. Dediler konu siyaset, Size uyar. Dedik hooop!... Siyaset bize uymaz.
Yanlış anladın abi, konu Mülkiye, Çalışma, okey! Dedim bizzat denediniz mi?!...Dediler abi, yes. Pe­
ki, o zaman dedim, pat atladım Cebeci'ye gittim, gezdim, gördüm. Bölüm başkanları, hocaları, asis­
tanları hepsi iyi çocuklar, sonra bizzat kendim derslere girdim, ders kalitesi okey! Dedim o zaman
vatandaşı uyandıralım, onlar da Çalışma'lı olsunlar. Böylece bizim de bir nevi katkımız olsun. Kalite
katmerli, dilim % 2 , sapına kadar ÇEEİ.
Şimdi asil çalışmanın, asil hocalarından bahsedeceğiz.
Paris Komünü ile aynı güne rastlayan doğumu ile mücadelesi başlayan sevgili Alpaslan Hocamız,
doğruluk dürüstlük gibi güzel erdemler adına sizi sevgi ile selamlıyoruz. O güzel fıkralarınızı unut­
mayacağız. Fakülte yönetim ine damgasını vuran Pars hoca, bakkalların Dekan ı M ülkiyeyi bakkalistana çavirince okulu adam etmek için seni iyi ki yönetime göndermişiz.
66
Bölüm sevgisini bize aşılayan Mülkiyedeki yegane Tıp kökenli hocamız G Ü R H A N FİŞEK, seni hep
seveceğiz. O zarafeti ve güzelliği ile abaza kamuları bile derse çeken sevgili hocamız İLKAY SAVCI,
Dersleri ders saati kadar değil, hazırlandığı kadar anlatan sugar hocamız M URAT ŞEKER, kazağını hiç
üzerinden çıkarmayıp kuramsal çerçevesini bütün duvarlara asan A H M ET M A K A L , gözleriyle bizleri büyüleyen ve o sıcakta konferans salonunda tutmayı başaran G Ü LA Y T O K SÖ Z , Sarper Süzek'in y ü ­
zünü bize hiç gösterm eyen değerli hocamız M. ALİ ŞUGLE, işsizlikle savaşan BERRİN A TA M A N ve
bize her konuda yardımcı olan M ETİN Ö ZU Ğ U RLU , FATİH GÜNGÖ R, M Ü G E ERSOY, Ş E N N U R Ö Z DEMİR, FATMA YILDIRIM , A B D U LK A D İR A S L A N hocalarımıza sevgilerimizi sunuyoruz.
Şimdi sırada Çalışmanın asil öğrencileri;
M ülkiye tarihinde Çalışmadan ilk Fes-kom başkan adayı olan ve bir kısım tullapın arkadan han­
çerlemesi sonucu son anda kaybeden BÜLENT [Sen bizim Fahri Fes-Kom başkanımızsın] Düzenle­
diği gezilerle hafızalardan hiç silinmeyecek Fes-kom Denetleme Kurulu Başkanı ve ünlü kaptırıcı
TURGUT ve ondan manevi desteğini esirgemeyen sevgili M U A Z Z E Z .
Samimi davranışlarıyla hocalara bile "ortağım” diyen ambulans CEM , sinevizyon gösterisinde ka­
ra gözlüklerinin bile saklayamadığı GÖKTÜRK, çektiği fotoğraflarla anıları abideleştiren FOTO LE­
VENT, partilerin ses düzenini organize eden RADYO SES ARDA, öğrencilik hayatı ile iş yaşamını bir
arada yürüten çekik gözlü ERH AN [Nam-ı diğer Bruce] fotokopileri ile am m e hizmeti yapan ve ba­
şarımızda büyük katkıları olan Copy MESUT, tuttuğu notlarla devamsızların derdine deva olan M U ­
SA, kahkahaları metrelerce öteden duyulan ve etrafına neşe saçan güleryüzlü arkadaşımız FUNDA,
ciddiyetinden hiçbir zaman ödün verm eyen fermanın bile ciddi olması gerektiğini savunan EM İN,
anlattığı Temel Fıkraları ile ünlenen, "Çömez Çapkının Aşk Hikayeleri" romanının yazarı İSA, hayatın­
da hiç devamsızlık yapmayan fakat nişanlandığından beri okula uğramayan HAKKI, Gaziden gelen
en kaliteli öğrenci Ö M E R Ve ve ve ve burada adını sayamadığımız, Çalışma Barışının yılmaz bekçi­
leri, Sosyal Adalet in korkusuz savaşçıları, 50 pırıl pırıl Çalışmalı ["Çalışma Babanız" Aidaları]
Şimdi sıra size geldi Eey Sefil Teba,
ÖNCE TAHSİLDARLAR
Feskom başkanlığı seçimlerinde bizi yarı yolda bırakan tahsildarlara, "Dereyi geçerken at değişti­
rilmez atasözünü hatırlatırız. Mâliyenin vergi toplama aracını okul servisi zannederek binen şaşkın
tahsildarlar. Ey Allah'ın vergi toplamaktan aciz kulları ülkeyi bu hale siz getirdiniz. Devlete verdiği­
niz zaiyatı önlemek için, sizi Manukyan Milli Parkında zorunlu iskâna tabi tutuyoruz, ulan topu topu
top gibi 2 hocanız var, biri kamu harcamaları İsmail, diğeri kılıbık Özhan Uludedem, alın, alın da te­
pe tepe kullanın.
CEYİKHANLAR
Boynuzları ve boynuzlanmaları ile meşhur geyikhanlar Niye çekemiyorsunuz ulan bizi, kızlarınız
tatminsizlikten Çalışmanın erkeklerine sulanmaya başladı. Sizi gidi hukuk özürlüler sizi, zina davası
bile açamazsınız. Eh, bir de boynuzlanma davası var ki bu kadar olur, siz teftişe kızlarınız koynumuza geyik milleti.
Partilere bile takım elbise ile gelen, ehliyetini bir türlü alamayan atom karınca Sadık, bütün za­
manını hep evde apartman yöneticiliği ile geçirdin, kapıcıya günde 5 saat brifing versen ne olur, al­
tı üstü bir çatı bir kapı. Gelinlerimiz Dilek ve Gaye hayatınızın en doğru kararını verdiniz, Çalışma­
ya gelin geldiniz, sefa geldiniz, hoş geldiniz. Fes-kom toplantılarına hiç gelm eyen Tarkan, ne oğlum
kurt ile bir ilişkin mi var.
Şimdi sıra geldi hocalarınıza; siz zavallı geyiklere iş bulmak için çırpınan Ercan Aygır, testleri bi­
le okuyamayan Çelik Ayıoba, geyikhanların sorumsuzca yaptığı israfı engellemek isteyen Ahm et
Ahdemir, derslerinde sadece safari turlarından ve gulu gulu dansından sözeden Korkut Boruatan,
telnet ile okula fantezilerini gönderen Aykut Tokaicioğlu, ve onun babası Yahya Sanayi Tekel, dişle­
67
rini göstermekten zevk duyan Lale Davul ve piposunu neresinde sakladığı belli olmayan Salih A k­
baba, ne yaptığını bilmeyen Uğur Yerim ile siz bir hiçsiniz geyikhanlar.
BAKKALLAR
Bağ-kur prim borçlarını ödem eyen, milli sülüklerimiz, rezil ve de sefil, hatta kepaze biraz daha
abartırsak ağzı kokan, baldırı çıplak kavat ve makat ve dahi bir dahi aşk ile hepberaber sütübozuk
üçkağıtçı bakkallar. Çalışmanın erkeklerinden yüz bulamayınca kamunun erkeklerini abazalıktan kur­
tardınız.
İşletmenin fır fır kızı Arzu, gönül arzular ki, ak akçe kara gün içindir, hadi bakalım. Arif, yıllığın fo­
toğraflarını nerene parkettiysen çıkar yoksa ceza keseriz, matbaa ihalesini kaybedince kabız mı ol­
dun oğlum, Çalışmanın pombasını gönderelim mi? Hocalara bakın; Yüksel Koyunkalkın bir kitap
yazmış anlayan yok, dekanınız Celal YediGöller pentium ile bir anlaşması var galiba okulu doldur­
du, rektöre yalakalık yapmaktan icraat yapamıyorsun, bakkalları okşayan amanın yandım Zühtü, İs­
tanbul'u yeniden kuşatan Ercan II. Beyazıt ve fetvalarıyla ünlü Tamer Şeyhülislamoğlu, alın da başı­
nıza çalın. Yoksa biz suya ayran olsun diye çalacağız.
TELLAKLAR
Ey rezil tellaklar size söyleyecek çok şey yok; abaza geldiniz Mülkiye'ye abaza gideceksiniz. A d ı­
nız tellak özünüz abaza. Çalışma kendi arasında kurduğu teamül sandığından size de bir fon ayır­
dık, bu fondan size düşen burs miktarı ayda 5 şişme, şişirin şişirebildiğiniz kadar, nasılsa nefesiniz
kuvvetli, eksoz arkada.
Bir de baba geçinirsiniz, sizden olsa olsa iskele babası olur.
Bir kısım tellak elinde elma şekeri ile liselerin bahçelerinde görülmüş, bu durumda belediye on­
ları zehirlemekten başka çıkar yol bulamadı.
Geçmeyin Çalışma köprüsünden,
Ürkütürsünüz Jönleri,
Abaza kamuya çam dikdik
Toplayın kozalakları.
[Erkek Çalışma, Erkek Çalışma]
Ulan tellaklar, gelmiş geçmiş, tüm zamanların en iyi tombalacıları, yapacak başka iş bulamazsa­
nız Site sinemasında tombalacılık yaparsınız.
Kamu nun sarışın bombası, adamın canını sıkma, bombanın pimiyle oynama, patlarsın, fena olur,
bizden söylemesi, o kadar.
Bir yerleri havalara kalkan Fes-kom başkanınızın o yerini indiremiyorsanız Çalışmadan yardım is­
teyin. Biz hallederiz.
Hocalarınıza gelince; İnkılap tarihini Magazin Forever'a çeviren Kuvay-ı M illiye Sina, kendi esp­
rilerine kendi gülen Can Duşcu, anatüzeyle kafayı bozan Cem Erkiz, raporlarıyla ülkeyi sarsan Batı
Ergil, matematikle yazı yazan İlber Açıortayı, kızları baştan çıkaran M . Ali Toprakağası, sinema ve
içkiyle hayatını sarmalayan Oğuz Onartan, kafası ile soyadı uyumlu olan Ruşen Kelbaş, açtığı dava­
lardaki zaferleri ile övünen Tekin Kılsızoğlu, antik çağlardan hortlayan Alaettin'in Sihirli Lambası nı
alın turşusunu kurun.
Gelelim M onşer bozuntusu Züppelere:
Siyasala ilk girdiğinizde diplomat olacağınızı sandınız, ama son sınıfa gelince bir bok olamaya­
cağınızı anlayınca, Çalışma ile Sosyal politika dersi almaya kalktıysanız da, ILO'da kapıcı olarak bile
çalışamayacağınızı anlayamadınız mı hâlâ? Bir kereden hiç bir şey olmaz.
68
Ulusları İtalya'dan kaçan 2 palyaço kurmuş, sîzler de bir Züppe olarak fazla ayak altında dolaş­
mayın, ezilirsiniz, düşenin dostu olmaz. Çalışmanın altından şimdiye kadar kimse kurtulamadı, ona
göre.
Züppelerin borazancısı Handan, öttüremiyorlar herhalde senin borazanı, gel Çalışmaya öttürsün­
ler senin borazanı.
Karı kılıklı Fes-komun şamaroğlanı Serkan, oğlum başkana yalakalık yapmaktan vazgeçsen iyi
olur, yoksa tarihe adın yalaka Serkan diye geçecek.
Murat Çöktü, çökertirim ulan seni, reklam almaya İstanbula gittin, cüzdanını hatta kıçındaki do­
nu bile çaldırdın, donsuz? Serm ayede hasar var mı?
Odasında oturmaktan başka birşey yapmayan, güya dekan yardımcısı; Füsun Teflontava, cebin­
de akreple dolaşan Tarkrock Ataöv ve Orası basılmış bir doçentinizle mi, adam olacaksınız? Züppeoğlu züppeler...
Mülkiye'nin diğer aksesuarlarına da Çalışma olarak dokundurduk, eteği her geçen gün kısalan
Sodexino'nun şefi, senin Çalışmanın erkeklerine olan ilgin dolayısı ile cümle tebaa 4 çeşit yem eğe
kavuştu. Allah tuttuğunu altın etsin, fazla altınla oynama kaybedersin.
Öğrenci işlerinin bal yapm az arıları ve kraliçe arınız Keş Muhittin; bir konuyuda tam olarak bilsen
iyi olur.
Okulun ayaklı gazetesi Vedat, omuzlarını fazla germe, gererler adamı.
Okul koridorlarında kızları kesen Ankür görevlileri ve Cafe Mülkiye'nin hovarda erkekleri, Mülki­
ye yi size dar ederiz.
İşte geldik gidiyoruz, kalanlara selam olsun. Bu bir ferman ve biz bu geleneğin devam ı için kim­
seyi kırmadan bu fermana imza attık, sürçü lisan ettiysel affola.
Ey Mülkiyeli, sen ülkenin gündeminde her zaman önemle varolacaksın, Mülkiyeli olmanın onu­
runu yaşadık, yaşatacağız.
69
£
Biz
ki Shakspear'in Romeo ve Julet'i
Biz ki efsane aşıkların M ecnun u Leyla'sı, Kerem'i Aslı sı
Biz ki sevdalıların en sevdalısı
M odern çağın entellektüel, karizmatik insanların bulunduğu
Mülkiye'nin medarı iftarı İŞLETM E
Sizler ki akıldan nasibini alamamış çapulcu sürüleri.
İhtiras düşkünü, şizofrenik vakalar
Mülkiyetinizi akıl hastanesine çevirmiş tipler!
Sizler için ne diyebiliriz ki?
"Hayat fani, öküzlük bakidir." Arkadaşlar...
Aylardır fermanı sizin zeka seviyenize indirmek için uğraştık, ama ne yapsak nafile, biliyoruz. A n ­
lama kabiliyeti çok düşük beyinleriniz için fermanın yazılı açıklaması bilahare sîzlere iletilecektir.
Ey İşletm eyi kazanamamış olmanın ezikliğini üzerinden bir türlü atamayan zavallı kıy tırık bölüm­
le»*
'Sizin üzerinize fazla gelm ek de istemiyoruz, sizin derdiniz zaten size yetiyor. Ne yaparsınız, ka­
der utansın. 3000 kişiyi de işletme bölümüne alamayız ki..."
Artık özel kurslarla filan kendinizi takviye edin diyeceğiz amma siz o boku da beceremezsiniz.
Bu mahzun halinizi gördükten sonra birçok dersimizi size seçmeli olarak bahşettik ancak siz, o
mevcut zekanızla "kolay" dediğiniz dersler var ya; onlardan da başarısız olma mucizesini gösterdi­
niz!
Eeee... Atalarımız boşa dememiş: "Eşeğe altın semer de vursan eşek yine eşektir!" Hatta bazıları...
Ey Cemaat-i Mülkiye
YÖ K bizim engin hoşgörümüze güvenerek sizin gibi amatör sığırları da yanımıza verdi. Am m a
siz sığıntılar, her türlü imkânı tanımamıza rağmen hâlâ komplekslerinizden kurtulamadınız.
M ALİYE
Zavallı Tahsildarlar
veya işletmeyi kazanamayanlar
veya ortaklık M-A-L-iyeleri
veya yakamızdan bir türlü düşmeyen bit sürüleri... bizimle birkaç ders alıyorsunuz ya, kendinizi
nimetten sayıyorsunuz. İyi de, siz her verenden alıyormuşsunuz. Kızlarınız işletme erkekleri için kı­
vırttığını biliyoruz da, erkekleriniz niye kıvırtıyor? Valla bizim bir suçumuz yok olsa olsa kamu abazalarının işidir bu!
70
Eee, ne de olsa o kadar çok ders aldınız ki ala ala nonoşlaştınız. M altepe piyasasını da düşür­
müşsünüz. Hatta içinizden yetiştirdiğiniz uzman nonoş önderliğinde düzenlediğiniz ek seferlerden
bile boş dönüyormuşsunuz. Ama, ne hikmetse önderiniz ek mesaiden kamu abazalarına bile zaman
ayıramıyormuş.
Mâliyeler!!!
İstatistiklere göre boğaz köprüsünden en çok intihar eden sîzlermişsiniz. İşletmeyi nasıl kazana­
madım diye bunalıma giren çaylak maliyecilerden ipini koparan Boğaz Köprüsünden atlıyormuş.
Geçen bir tanesini zor ikna ettik: “Abi!, Rekabet Kurulu sınav açmış, çok para verecekmiş, Fakat Ta­
mer Hoca da kuruldaymış, Ben İşletme İktisadı almadım, nasıl kazanırım!" diye ağlıyordu. Size İş­
letme iktisadı dersi koyacağız diye hayatını kurtardık. Binaaleyh koydukta *Şimdi sıra en hödük ma­
liyecileri açıklamaya geldi:
- Feskom patentli Tomur musun, çomur musun, nesin? Kızım Verimlilik Kalite Topluluğu na gire­
rek insanın kalitesi yükselmez.
- Sıra Mâliyenin hormonlusu Levent'te. Levent; Darwin hayatta olup da seni görseydi, insanın
maymundan değil ayıdan geldiğini iddia ederdi.
"Feskom'a inek getirmek için o kadar masraf yapmanıza gerek yok, Maliyeci Levent bizim için
Kurtuluş'a kadar yürür" dedik. Kuyruğu olmadığı için kabul etmediler.
- Fes-kom'dan Fatih!. Ulen o gözlüklerle o kızı nasıl tavladın anlayamadık. Zavallı kıza acıyoruz.
- Mâliyenin gelmiş geçmiş en hödük adamı Mehm et. Kardeşim baloya beleş gireceğim, yıllığı
beleş alacağım diye Fes-kom'a girmene gerek yoktu.
- Mâliyenin Leblebi Zekalısı Ramazan! Senin hakkında birşey söylem eye gerek yok zaten Çorum­
lu olman yetiyor.
- Mâliyenin Bursalısı Önder Pardon Öndoş, Ayol! Bursalı olduğunu biliyorduk da, bıyıklarını ke­
secek kadar fanatik Bursalı olduğunu bilmiyorduk.
- Her boka maydanoz olan Muhsin, türünün tek örneği Evrim, ve bir sürü lüzumsuz SÜ N EPE.
Saldık sizi çayıra
M evlam sizi kayıra
Hocalarınıza da laf atmak isterdik ama, İsmail Türk'ten başka hocanız yok. Onun da zaten bir aya­
ğa çukurda.
Bu yolda yananlar oldu
Sararıp solanlar oldu
Bir bakkal olamadık diye
Derdinden ölenler oldu
KAM U
Ey Abazalar
Ey Tellaklar
Bize Yalova kaymakamının mirası, cinsel saplantılı tipler! Mülkiye kuruldu kurulalı sizin bu derdi­
nize neşter vurulmadı. Şimdi, huzurlarınızda ilk neşteri vuruyoruz!...
Ve, vurduk.
Mülkiye'nin tek icraatçi bölümü olarak sizler için yapacağımız icraatlere örnekler veriyoruz:
* Bunları tedavi etmek için psikolog nezaretinde genel-gider evleri kurulacak.
* Hemcinslerine [yani, M aliye erkeklerine] saldırmanın günah olduğuna dair dini ve ahlaki eği­
tim uygulanacaktır.
* Halâ düzelmeyenler hadım edileceklerdir.
* Hadım edilenler işsiz kalmamaları için Bentderesi'nde peçeteci olarak istihdam edileceklerdir!
71
• * Azıp sağa sola saldırmayanlar, Türk örf ve adetlerine göre Uluslar ın kızlarıyla evlendirilecekler.
Hatta seçme şansı verilecektir.
Davamız; hayvani ihtiraslı mahlukattan yeni nesiller yetiştirmektir!
Tellaklar; duyduğumuza göre Hocalarınız yoklamalarınızı "Melek Sineması'nda"; yoklamaya yetişmeyenlerinkini ise Cebeci Hamamında' alıyormuş...
Bre Abazalar! Halinize bakmadan ne diye kızların peşinde dolaşıyorsunuz. Yapamayacağınız işle
uğraşmaktansa yalnız kaldığınızda her zaman yaptığınız şeyi yapın. Onu da elinize yüzünüze bulaş­
tırırsınız ya, neyse...
Sîzlere aldığımız son haberi verm ek istiyoruz: Kamu yönetimine yanlışlıkla giren bir dişi sinek sı­
nıftan çıkar çıkmaz, tüm Kamu Bölümüne babalık davası açmış.
Gelelim meşhur Abazalara!
Abazaların Piri Ersin!
- Oğlum, Fes-Kom'a başkan oldun ama, özbenliğini halâ koruyorsun.
- Kamunun zavallı yalnız kızı İpek!
7'sinden 70'ine, öğrencisinden hocasına tüm Kamu Camiası peşinden koşarken, sen ancak, İşletmeli bir erkekle çıkarak hidayete kavuşursun.
Şimdi sıra hocalarınızda:
- Verdiği dersten kendisi de birşey anlamayan, bedavacı, taklitçi, çeviri uzmanı Alaaddin Şener'e
ancak siz hoca dersiniz. Sakallan olmasa siz de anlamazdınız.
- Tedavülden kalkan Emel ini arayan mecnun; Kamu nun geleneksel abazalığını 80 yıldır sürdü­
ren Bülent Daver'e uğurlar olsun diyoruz!
- Gençlik iksiri diye asistanını götüren Rover'ci, Fordcu M ehm et Ali Ağaoğullan'na da değinm e­
den geçemedik.
- Kendini beğenmiş, yaratılmış mahlukların en kibirlisi, Osmanlıcı geçinen ama Osmanlı ahlakın­
dan bihaber her türlü ahlaksız kelimenin taşıyıcısı, küfürbazların üstadı İlber Ortaylı ya da Selamlar.
Murat, bu sözleri dem e ele
Bilmesinler, onların hepsi hergele
Dünya durdukça biline
Sizler fani, baki kalan İŞLETM E
İKTİSAT:
Ey Adem Smith'in döneminden kalma dinazorlar! 21. yy. döneminden nasibini alamamış sürün­
gen sürüleri! Ey Geyikhanlar, Ey Boynuzlular!
Size sadece "Boynuzlu" demek bile sizi anlatmak için kafi!
Boşa değil paparazzilerin sizi takip etmeleri! Bu gece hangi İktisatçının evini dikizleyeceğiz diye
ellerini ovuşturmaları.
Hayatını; hiçbir zaman varolmayan varsayımlar-yaklaşımlar üzerine kurmuş siz geyikhanlar, sayımları-mayımları bırakın da gerçeklere bakın.
Ya, siz dişi geyikler!
Başka derslerde görünmeyen, VERGİ dersinde boya fıçısına düşmüş halinizle, silikonlarınızla ve
turşu suratınızla sınıfın ön sıralarında mevzilenip yalakalık yaparak, sayın Müsteşarımızı etkileyebi­
leceğinizi mi sanıyorsunuz?
Onu bırakın da "Kariyer Günlerinde" sırf sizin için çağrılan Manukyan'a yalakalık yapın. Belki g ö ­
züne girer de bu sayede Kamucuları frenleyebilirsiniz.
İktisadın sarışın Rambosu Burçak; duyduğumuza göre body'e gidiyormuşsun. Ama, galiba yan­
lış yerlerini geliştirmişsin.
72
Ey Geyikhanlar!
Hocalarınızı örnek alarak beterin beteri oldunuz.
- İngilizce tek bir kelime öğrendiğinden beri, M acro Economics kitabının çevirisini yapm aya ça­
lışan, kitabın çevirisi kendi öğrencisi tarafından çıkarıldığı halde o, hâlâ ısrar den Pipocu Sakal Salih.
- Cevher olan yerde ot bitmez sözünün örneği kel AYKUT.
- Kendi anlattığı dersten kendisi de birşey anlamayan Amerikan patentli Gazi.
- Abdest almaya gider gibi kolları sıvalı derse gelen ÇELİK A R U O BA .
- Tüm Geyikhanların analarından emdiği sütü burunlarından getirm eye and içen eskici YAHYA
Sezai Tezel.
- Kariyer Günlerini kıskanıp firmaların kapısında mendil açan kıl ERCAN.
Bakkal idik olduk Süpermarket.
Bu angutlar bilmez ki nedir Hipermarket.
Bilmemek ise marifet
Sen öğreteceksin İşletmem.
ULUSLAR
Somali, Papua Yeni Gine dersen devletin parası ile beleş dolaşan, kan emici sülükler!
Büyükelçi olacağız diye daha birinci sınıftan itibaren "kasılmaya" başlayan, burunları havada g e ­
zen Züppeler Kasılmakla birşey olunsaydı Papyonlu Türkkaya Ataöv birşey olurdu.
Dışişlerinizi boş işlerine çeviren, iki aşiret arasındaki ilişkileri bile geliştirmekten aciz kuklalar!
Herşeyimizi Amerikan çıkarlarına endeksleyen uşaklar, hatta köleler!
Gördükleri diplomatik İngilizceyle övünen lâkin mezun olunca işletmecilerin tırnağı bile olama­
dıklarını gören şapşallar!
Siz, 5 yıldızlı bir otelde Bavulcu" bile olamazsınız. Biz ülkeleri inceliyoruz diye dört yıl boyunca
çocukların oynadıkları haritadan ülke bulma oyununu oynayan Ülkemizin idraktan yoksun tipleri!
Fermanda dahi "bakın ulusların güzel kızlarına" diyerek kızlarını pazarlamaya çalışan gözlerini para
bürümüş pezevenkler, size ne söylesek az gelir.
* Gelelim ünü tüm tüllap tarafından bilinen bir kaç züppeye.
- Züppeyunun deyyusu M URAT ÇÖKTÜ; Oğlum seni İşletme mi çöktürdü? Adana'dan züppemi
çıkar lan! Çıksa çıksa senin gibi deyyus çıkar. İnek bayramı için verdiğin vaadlerin de senin beynin
gibi boş çıktı. Bir iki haftadır Maltepedeki "M O N A M O U R " pavyonda mezuniyet balosuna yanında
götürmek için 1.90'lık Rus karısı aradığını bütün Mülkiye biliyor. Haberin olsun.
- Sıra su tabancası için emniyete başvurulmasını teklif edecek kadar sivri zekalı olan SERKAN'da-,
Oğlum sen bu zeka ile ancak S O M A L İ Büyükelçiliğine ayakçı olursun.
- Züppeyundan H A N D A N ; Samanda Fox seni görünce kahrından yataklara düşmüş, tatilini ya­
rıda keserek ülkesine dönmek zorunda kalmış.
- Züppeyunun fuldoşlaşmış ZAFER'i; Abi ne olur benden de bahsedin diye yalvardın. Binaanaleyh biz de bahsettik. Prezantable kelimesini ipne ile puşt karışımı birşey olduğunu, kendinden ör­
nek vererek lugatımıza soktun. Lügatimizin da içine ettin.
Züppe Arkadaşlar! Size şunu söyleyelim ki; kasılarak orgazm olamazsınız. Ancak İlber ortaylı gi­
bi şişer ya da Türkkaya Ataöv gibi sapıtırsınız.
* VEEE... SIRA SÜPPEYUNUN HOCALARINDA
- Lüzumsuz bilgilerini göstermek için öğrencilerine bilmem hangi ülkenin bilmem hangi köyü­
nün özelliklerini sorarak, öğrencilerini büyülemişmişmiş... Çağdaş eğitim sisteminden habersiz, ez­
berci, verimsiz mahlukların gururuymuşmuşmuş... TÜRKKAYA ATAÖV.
o
73
- Baskın Oran Bey: Sürekli karı değiştirmenin sebebini birtek tüllap bile anlamış değil. Zahmet
olmazsa anlatır mısınız?
* Züppeyun size bu kadar yeter. Yetmez de bu seferlik idare edin.
Bu irfan yuvasına girip de
Sadece sap ve saman yiyip de
Bir baltaya sap olamayanların
Yüz akısın İŞLETM EM !
ÇEKO
Mülkiyenin gururu İşletmeye gelince... Pardon,
Unutmuşuz ismini çalışma ekonomisi ve muhtelif kelimelerden oluşan bir grup amele varmış.
Biraz da onlardan bahsedelim.
İnsanlık tarihi kadar eski, kölelik sınıfının 21. yüzyıldaki artıkları. Biz mülkiyenin hakimleri bak­
kallara sizlere nasıl davranacağımıza dair uygulamalı iş hukuku okuttular. Bu hukuka biz uyduk. Siz
uymadınız. Size bazı haklar verelim dedik, siz istemediniz. Kölelik siz amelelerin ruhlarına işlemiş.
Kar kış demeden yedirip içirdiğimiz, giydirip yatırdığımız M odern dünyanın yüz karaları, bilgi
toplumunun, tarım toplumundan kalma ilkel yaratıkları, şunu bilesiniz ki dünya döndükçe biz sizin
efendininiz, siz bizim kölemizsiniz.
Siz ırgatlar, biz bu diyarların hakimleriyiz... Siz 12 Eyulül mirası tereke artıklarını reddetmedik,
reddetmiyeceğiz.
Amelelerden Turgut, Muazzez, Emin, Ergin ve diğerleri sahiplerine karşı örgütleniyormuşsunuz.
Unutmayın ki bu dünyada haklar alınmaz, ancak bizim tarafımızdan verilir.
Kenan Evren ile İhsan Doğramacının aşklarının meyvası olan sîzlerin babası netekim ressam ol­
du, Ananızdan hiç haber yok. Am ele sürüleri sizden bu kadar bahsetmek bile çok.
M Ü LKİYED EN YAYILAN
YEDİ KITADAN D U YULA N
TÜRKİYE VE M Ü LK İY EN İN GURURU SAYILAN
SEN SİN G Ö Z B E B E Ğ İM İŞLETM EM
PERSONEL
Düşündük taşındık okulun personeline de dokundurmadan geçemedik.
- A t hırsızı! Muhittin Votkanın iktidarsızlık yaptığını iktidarsız olduktan sonra mı anladın? Bunun
acısını öğrenciden çıkarmana ne demeli.
- Öğrenci işlerindeki insan müsvetteleri.
Kendi beceriksizliğinizi bize hırlayarak örtbas edeceğinizi mi sanıyorsunuz? Sorması ayıp amor­
tismanınız ne zaman dolacak?
- Sodexsonun gülü! Senin bacaklarına bakmaktan iştahtan kesildik!
Yalnız Mülkiye nin değil, çağdaş dünyanın da gözbebeği olan bölümümüzün hocalarıyla ne kadar
övünsek azdır.
- Kobilerin tek güvencesi, Rekabet Kurulu nun mimarı TA M ER M ÜFTÜO ĞLU,
- Muhasebenin duayeni tek düzenin kurucusu YÜKSEL KOÇ YALKIN,
- Finansmanın fatihi, borsacıların peşinden koştuğu, tüm işletmenlerin sevgilisi Ö Z D E M İR AKMUT,
- İlerlemiş yaşına rağmen dinamizminden hiçbir şey kaybetmemiş; yüce filozof VAHDET AYDIN,
74
-21. yy.'ın teknik dehası, mütevazilik simgesi H A LİL SAR1ASLAN,
- Kariyer günlerinin kâşifi genç kızların sevgilisi YALÇIN KARATEPE,
- Onun hakkında birşey söylem eye gerek yok, dekanımız C ELA L GÖ LE,
- Sizin hocalarınızın deyim iyle ağırlığından fazla atın değerinde olan Y A ŞA R ERDİNÇ,
- Anlatmak için kelimelerin kifayetsiz kaldığı: Ali Erkan EKE, Zühtü AYTAÇ, Özlem Ö ZK A N LI,
Güney DEVREZ, Arslan KAYA.
Ve tüm hocalarımızın mirasçıları olan kıymetli asistanlarımız
Sîzlerle gurur duyuyoruz
Ve geleceğin güvencesi bizler
Ne iktisadı, Ne Mâliyesi
Ne Kamusu, Ne Çekosu
Mülkiyem iz payidar kalacaktır.
Biz bütün oldukça ilelebet yaşıyacaktır!
GRAIVD
C A FE B A R
Tel : 343 33 77
Ivedik Cad. No. 354/A
Demetevler/ANKARA
75
E y MEKTEB-İ MÜLKİYE-İ ALİ O SM A N İY E'N İN TÜLLAB-I ŞA H A N ELER İ! EY İNEK O Ğ LU İNEKLER.
T ELLA K LA R ,
Z Ü PPELER .
G E Y İK H A N L A R VE MEKTEB-İ
İDADİ DE O K U Y A N
AĞZI
EM Z İK Lİ
BUZA Ğ ILA R.
BU NESR-İ M U A Z Z A M A . AT G Ö Z LÜ Ğ Ü N Ü BIRAKTIRM A VE GERÇEKLERİ G Ö STERM E N ESR İD İR
BRE GAFİLLER. G Ö Z Ü N Ü Z Ü AYDINLIĞA VE SAYGIYA AÇIN ARTIK!
BİZ Kİ M Ü LKİYE'D E 76 O TLAĞIN M A LİK İ ŞUBE-İ M A LİY E O LA R A K SÎZLERİ YÜREKTEN S E L A M ­
LIYORUZ. BU FERM AN O K U N D U Ğ U A N D A N İTİBAREN VERGİ KAÇIRAN B A K K A L L A R DENETİME,
A M E L E L E R İSE A C ID IĞ IM IZ İÇİN KALFALIĞ A ALINACAKTIR. FER M A N A YÜZ ÇEVİREN VE T A H SİL­
DARI YO K SAYAN Z Ü PPEO Ğ LU ZÜ PPELERD EN KÜPE VERGİSİ, G EY İK H A N LA R D A N B O Y N U Z VER­
GİSİ, T ELLA K LA R D A N D A KESE VERGİSİ ÜÇ KAT C EZA İLE TAHSİS EDİLECEKTİR.
BİZ Kİ A N A D O L U ’NU N VE TRAKYA'NIN EN ÜCRA KÖŞELERİN D EN K ALKIP BU M İN V A L ÜZERE
M A L İ Ş U B E N İN ÇATISI ALTINDA T O PLA N A N TA H SİLD A R LA R O LA R A K G Ö R EV İM İZİ KUTSAL
BİLİR VE SİZLERİN Ü M R A N I İÇİN KENDİ C A N IM IZ A KAST EYLEM EKTEN ÇEKTİRMEDEN İRADE-İ
İLA H İY EY İ YERİNE GETİRM EK İÇİN BU MÜŞKİLİYATI VERGİ U SU L K A N U N U N U N TÜ M B O ŞL U K ­
LA R IN A R A Ğ M EN BİR O N U R M ESELESİ A D LETM İŞİZ D İR
EYY TÜLLAP,
EY G ER İZ EK A LILA R GÜRUH U, BA KIŞLA R IN IZD A Kİ B O ŞLU Ğ A R A Ğ M EN BİZ ŞUBE-İ M A LİY E
O L A R A K SİZLERİ BİLGİ D A Ğ A R C IĞ IM IZ LA ZEN GİN LEŞTİRM EK ÜZERE, SİZLERİN NE H ALTLAR
YEDİĞİNE DE D O KU N D U R A R A K G Ö R EV İM İZE BAŞLIYORUZ.
Ey Züppeyûn, önce size geydireceğiz. Eskiden size halisane züppe diye hitap ederdik şimdi ise
maalesef ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Sizlere asimile olmuş soydaşlarımız desek daha yerinde olur.
Değişen dünyada değişmeyen tek şey var o da vazgeçemediğiniz mallığınız. Hele o hani es­
kiden oluyormuşsunuz ya diplomat, çok eskiden, karz sevda, sonu gözükmüyor. Fazla düşün­
meyin, artık beyniniz sekte yapm aya başladı. [Dinlediğiniz masallar eskide kaldı] Eskide.
Duyduğumuza göre bölümünüzde varolan büyükelçi bebeleri sizin temsilciliğinizi ilerde yapar,
[Siz de biryerlere geleceğiniz diye debelenin durun, züppe müsvetteleri]
Geçtiğimiz günlerde bir tahsildar bazı ulusların ussuz züppe müsvettelerine çeşitli sorular sor­
muş ve aldığı dudak uçurtucu cevapları ise bize sunmuştur.
Aldığı sonuçlara göre: Ankete cevap verenlerin %23'ü Anıt Kabir'i çimento fabrikası sanıyormuş.
Gözünüz arkanızda değil, başınızda gafiller.
%32'si Turgut Özal'ı Amerikan dizilerinde oynayan bir oyuncu olduğunu ileri sürdü.
%22'si ise Rusya'da Gorbaçevi hala lider sanıyor.
% 4 'ü ise Sinop sahillerinde dolaşan beyaz balinanın Rusya’nın yeni devlet başkanı olduğunu id­
dia ediyor.
76
Ey hariciyeci hayalperest züppeyûn, Kıbrıs Meselesi, Filistin Sorunu, T.C. ekonomisi ve T.C.
Hükümeti gibi sorunlar dururken siz şu balo bizim, şu parti sizin, vur patlasın, çal oynasın, yazın
pilajlarda. Şarka bakmaz, garb-ı bilmez tavırlarla sizin gibi "Çeyrek porsiyon" enteilektüel entellerden de ancak bu cevaplar gelirdi zaten.
Yaptığımız başka bir araştırmaya göre de Türkçeyi Türkçe gibi konuşanlarınızın oranı %63, İngiliz­
ceyi İngilizce gibi konuşanlarınızın ise %-8'lere düşmüş. Biraz daha sabredip çalışırseniz sizi T.C.'nin
Türkiye Büyükelçisi yapçez. Sizden olsa olsa tiyatroya figüran olur.
Şimdi size gelelim sayın M urat Çöktü bey. Basket paneli deyip tepindin durdun. Kafana pota
kadar taş düşsün, misafirlerine bir sandalye bile ayarlayamadın. Mülkiyeyi rezil ettin.
Anlayacağınız üzere durumunuz bimeal bir hal almıştır. M âliyenin derslerine enformasyon için
bekleriz.
Bree Geyikhanlar,
Geyik yapmaktan bu kadar hoşlandığınızı okula girerken söyleyin de size akvaryumun fahri anah­
tarını verelim geceleri de gelip geyik avlarsınız.
Kuraklığın ve kıtlığın tesadüfi çocukları: [Dünyaya gelip kıçınıza şaplak yediğiniz günleri biliriz biz
sizin.]
Sorun bakalım bundan 15 sene önce buraları terki diyar eyleyen ahilerinize hiç 16 yaşında geyik
var mı? Yok olamaz. Çünkü onlar 1402 sayılı yasa ile 1982 de ana sınıfı olarak dünyaya geldiler.
[Daha önceki yıllarda tahsildarın vekalet ve velayeti altında idiler. "Önce rüştünüzü" ispat edin son­
ra size adam muamelesi yapalım], [Sübyan sürüsü].
Kalkınma derslerinde tahsildarın hakimiyeti herkesçe bilinmekte. Çelik hocam bu yıl mâliyeye ik­
tisat nobel ödülü size de ağlamayın diye çıngırak verecekmiş.
Derslerde pek konuşamamanız normal geyiğe ve kalorifer böcekliğine ayırdığınız vakti kütüp­
haneye ayırırsanız belki [agu falan dersiniz].
Yazıp çizdikleri kağıt israfından başka bir şey olmayan zübük geyikhanlar.
Yahya'ya ne bu yalaka. Arkasından kalayı basın, sınıf fotoğrafı çektirmek içinde hocam, hocam,
hocam... Fıtraten biraz yalakalık var ama bu kadarı da [desturun ikiyüzlülük]
Duyduk ki taht-ı tasarrufunuz altında bulunan iktisat otlağımızdaki inekler çok otlayıp az süt ver­
mekteymiş. Akli tasarruflarında kıtlık çekip de çok otlamak zorunda kalan Geyikistan'a Devlet-i Ali
Osmaniyenin Şube-i Mâliyesi olarak topladığımız vergilerle karşıladığımız verimli otları sunmayı
kendimize görev adlettik. Belki o zaman süt veriminiz artar.
Bavul ticareti olan ama sizin davul ticareti dediğiniz kayıt dışı ekonomi ile ekonomimizi ayakta
duruyormuş gibi gösterm eye çalışan sizi gidi gafiller, siz uyurken biz tahsildarlar onlardan da vergi
alıyorduk. Siz en iyisi becerebilirseniz biraz daha çalışın da M âliyeye gelin [hayalperestlikten ve
tembellikten kurtulun.]
Şimdi gelen bir haberi yayınlıyoruz.
Arka bahçenin geyiklerine, yeni üretilen silecekli güneş gözlüklerini artık yağm ur demeden
çamur dem eden takabilirsiniz. Gözünüz Aydın!
Eyy Ameleler:
Sizi gidi sizi YÖ K sonrası kazazedeleri, renkli mülkiyenin siyah beyaz figüranları.
Yeni gelen amele bebeler bilmiyorsa onlar da duysun;
YÖ K sonrası kafalarını yumurtadan çıkartan amele sınıfı, okulun tamirat işlerinde uzman yetiştir­
mek için kurulmuştur. Gariban olarak dünyaya gelip gariban olarak hayatını idame ettiren bu
ameleleri biz ve diğer tüllaplar düşünmedik değil. Dedik ki biz Mekteb-i Mülkiyeyi Ali Osmaniyenin
asil evlatları olarak bakkallardan ve diğer tüllaplardan tahsil ederek oluşturduğumuz Fak-Fuk-Fon
dan en kısa zamanda size de yardım edelim de [yaşam seviyeniz biraz yükselsin.]
-■
■
■
-
■■
77
[Am eleler size bizden bir tavsiye "Merdiveni aşağıya yatırırsanız başarıya ulaşmanız daha kolay
olur."]
Büyüdüğünüzde size daha fazla zaman ayıracağız. Şimdilik bu kadar öğüt ve yardım yeter size.
Sizin hocalarınıza da çatmayacağız. Yalnız [[Yanılmaktan]] Pars beye FES-KOM'a gösterdiği yakın il­
giden dolayı ve ayırdığı değerli vaktinden dolayı teşekkürlerimizi bir borç biliriz. [Borcumuzu da
namusumuz biliriz.]
Şimdi size geydireceğiz Abazalar güruğu. Halinize acıdılar da aranıza biraz edep öğrenin diye
kız yollamaya başladılar. Kızlarınıza iyi bakın da başka bölümler kapmasın.
Hamamcı, Sabuncu gibi hocalarınızla peştemal, takunya, kese uyumunu tamamlayan ve % 9 9
güven aralığı ile mallardan damızlık inek olarak tarihe geçen siz abaza kardeşlerimiz, ERSİN gibi süt­
ten kesilmiş bir ineği aranızda nasıl barındırdığınız da ayrı bir bahis konusu.
Hamam böcekleri. Kaymakam olacam diye debelenindurun. Sîzdeki bu kafa tarihteki Platonla
güneşin etrafında dönen Plüton arasındaki farkı anlayabilecek kapasiteye bile sahip değil. [Mallar or­
dusu].
Kızlarınız da dersleri ezberlemekten sürmelaj geçiriyormuş. Bir ara M âliyeye gönderin de keskin
[zeka ve mantığın eşsiz gücünü görsünler]
Ayrıca ]ön M . Ağaoğulları ağalığında gördüğünüz, pardon [ezberlediğiniz ve sınavdan sonra
unuttuğunuz] SDT dersleriyle piyasaya girip yükselebileceğinizi zannediyorsanız bir kere daha
göbek taşına yatın da beyninizdeki kirlerde gitsin.
Zamanı yakalamaya çalışan erkek tellaklara yönelik yapılan bir araştırmaya göre de %62'sinin
sararan dişlerini beyaz ayakkabı boyası ile boyadığını belirledik, % 5 'i ise dişlerini her sabah düzenli
olarak firçalıyormuş.
Ayrıca %30'u ise direksiyonda şoför varken arabayı kullanabileceğini iddia ediyor. Sizlere bir
önerimiz var; Gittiğiniz ilçeye hemen bir hamam açın ki bu mallıkla siz aç kalırsınız, yan geliriniz ol­
sun da değerli mülkiyemize sizin yüzünüzden laf gelmesin.
Ey Bakkal Çırakları
Fermanımızın bitmesini bekleyen leşçiler. Boş laña peynir gemisi yürümeyeceğini ancak 4. sını­
fa gelince anlıyor debelenip duruyorsunuz. Mektebi İdadi de 1 yıl. Mektebi M ülkiyede ise 3 yıl el
ense yapmanın tadına varıp, kahve köşelerinde fayans dizip mezun olabileceğinizi mi sanıyorsunuz
[densizler]
Fes-Komu bakkaliyeye çevirdiniz. Oğlum Ozan boş lafla peynir gemisi yürüseydi, Fatih’in gem i­
lerini Haliçe üfleye üfleye indirirdik. Sen eline bir bağlama al Henkelin önüne geç çal çal söyle.
O zaman belki reklam alırsın. Tolgayı da Fes-Kom'da joker olarak kullanıyorsunuz herhalde, ama
çok meşgulmiş, eh artık Baloya gelir herhalde.
Beleşçilikte usta olduğunuzu, okuldan sonra debelendiğinizi bilmeyen mi var. Tahsildarınız dan
da feyiz olsun [el enseciler sizi]
Şu konuya değinmeden geçem eyeceğim, okuldan sonra girdiğiniz yerlerde yüksek makamlara
gelememenizin sebebi ise hem para gözlülüğünüz hem de bakkal çıraklığından işe başlamanız.
[Garson olarak başlayan ancak ocakçı olur.]
Eveet. Şimdi size Mekteb-i Mülkiye'nin medarı iftarını övecek değilim. Ve benim Harcımda değil
bu zaten övünmek bize yakışmaz. Gelin görün ki, sizin yaptıklarınız, pardon!, yapamadıklarınız ve
bizim sizin ağzınızın dört karış açılmasına neden olan başarımız. [Biz her zaman sadece icraatta
varız.]
[Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır.]
İçimizden,
Hemşeri ayaklarına kızla arayı yapıp bizleri mahçup etmeyen Adnan,
Bir kızı tavalamak üzere rezil olmayı kabullenip operalara kadar gidip M ülkiyeye ve Siyasala namı
yayılan Ali Çıngı,
78
Yolu düştüğü takdirde Fes-Koma 5 çayına beklediğimiz Mehm et,
Yoğun tempolarına rağmen bizleri yalnız bırakmayan Tomur ve Ayhan,
Çenesine bir türlü gem vuramadığımız Levent,
Asaletiyle ve güzelliğiyle ablalık sıfatına layık gördüğümüz Sabine,
Delikanlılık sıfatlarına yakışan Sabri ve Balkır,
Hanfendiliği ile kendini tanıtan Çıtı pıtı Asu,
Beyfendiliği ile tanınan Ayçin,
Çalışkanlığı ve azmi ile tanınan Burçin ve sayamadığımız diğer arkadaşlarımız, işte onlar
maliyeli... Gelin onlarla tanışın, hayatınız anlam kazansın.
Nesrimizi sîzlere kucak dolusu öpücükler göndererek tamamlıyoruz.
Bize bundan sonra düşen devir aldığımız tertemiz ve şanlı bir maziye dayanan geleneğimizi ve
bayrağımızı bizden sonrakilere daha da şanlı bir şekilde ulaştırabilmektir.
Aslında en onurlu olanı
Ne mutlu Mülkiyeliyim,
Ne mutlu TÜRKÜM diyene!
Teşekkürler, Sağolun, Varolun.
CEVAT AG AO Ğ ULLARI
SPOR TESİSLERİ
Tel: (0.284)235 26 84
235 17 33
EDİRNE
79
(aiMgmOK] [KBWÛ 1 M M S ^ ® 6 )g § Q G 0 5 )g BOŞtLOR,,,
- a t a m
s a * *
m
t
-
Adres: Tunus Caddesi No: 45/5
A N KA RA
Tel: 425 80 26
------------------------------------------------------------------------------------------
- VALÖ K &AK Adres: Tunus Caddesi No: 45/2
ANKARA
Tel: 418 67 35
-
10USE 846 Adres: Tunus Caddesi, No: 45/1
AN KARA
Tel: 417 45 82
80
P 0 K 1 B Û (3 ® [L © Û
• (Z a yd a ç Sütâd< f& (2e£t*tiie*c
• S cuuztfi ve 1R.e£tiun. '?atoyna£çtlcyc
• "D iy ü a , H
' û ^ e u ı *7 < y fri< ı*ttı * ? o t < f y ı v &
9 "Video. Ç eâ C ttıieû
• S ia tft (£e6t*ttiefU
m
ÇeJUtHİerU 'fyzfccivı
P.o
Selanik Cad. 65/1 Kızılay/ANKARA
Tel: 433 77 59
Fax: 434 31 45
irfan Baştuğ Cad. 46/2 A N K A R A
Tel: 316 55 81 - 316 89 16
N ICK Y’S BAR
Rock’m ilk noktasıyla
son noktasının buluştuğu yer
Bestekar Sok. 1/A AN KA RA
Tel: 427 65 30
M Ü LKİYE
Politikada ona
Hikmet ağbi
diyorlar.
Biz değiştirdik:
Sağolasın
Hikmet Baba
T B M M Başkanvekili,
Tepeden tırnağa Mülkiyeli,
Sevgili Uluç abi...
Nasihat yerine destek olan,
sıcak sohbetleriyle
kalbimizde taht kuran,
dünya tatlısı
Sudi Kocaimamoğlu
ağbimiz...
82
Sonradan değil,
anadan doğma
Mülkiyeli;
Melih Aşık
ağbimiz...
VE DİĞER A Ğ BİLERİ MİZ
y Şinasi BÜYÜKLÜ (Nuroi Holding Genel Koordinatörü)
y Okay GÖNENSİN (Yeni Yüzyıl Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)
y Mehmet Yakup YILMAZ (Simge Grubu Genel Yayın Yönetmeni)
y Muhittin KAZIMOĞLU (Milliyet Gazetesi Genel Müdürü)
y Alper AKTAN ve Aşkın TÜRELİ başta olmak üzere tüm Mülkiyeliler Birliği,
y Engin EREM (Bayındır Holding)
y
Yiğit SEZERCAN (Anadolu Holding Genel Koordinatörü)
y Selçuk Emin BOTSALI (Çankaya Kaymakamı)
y Başta sayın Haşan ESKİL olmak üzere Erdem ÇELİK ve Mehmet MENEMENCİOĞLU,
y Arştan KAYA ve Gürsel USTA
y
Ve rahmetle andığımız sevgili Tuncay ARTUN ağbimiz...
s î z l e r l e g ü z e l ...
83
bu dergileri okuyor
E
ı*)T
i İT
'
O N l KIŞK»
I KmHim«««i f*
AYLIK DEKORASYON DERGİSİ
AYLIK DEKORASYON DERGİSİ
AYLIK KADIN DERGİSİ
AYUK KADIN DERGİSİ
UKiAOUV:
Paramatik
n e g a t îf
e n o m
e n
fotine* utiıftif âitlcr
Ceıınetin Kapısında Oliint
AYLIK BİLİNMEYENLER DERGİSİ
otoMoto
rA S K İ 't l rt*OUU
>|iaa
^ 3
başlangıç
suru:
Türkiye'de
Kim Sağlık Sigortası
Yaptırabilir?
Anadolu Hayat, Kişiye Özel Sağlık Sigortası ile
sahip olabiliyor, yurtiçinde en gelişm iş hastane,
herkese, kendi ihtiyaçlarına uygun kapsam da,
tanı merkezi ve yüzlerce eczaneden doğrudan ödeme
kendi koşullarına uygun primlerle sağlık sigortası
avantajıyla faydalanabiliyorsunuz. Üstelik yurtdışında
güvencesi sunuyor.
tedavi gerektiğinde Anadolu Hayat'ın anlaşm alı
sağlık kurumu, dünyaca ünlü Nuffield'ın özel
Kişiye Özel Sağlık Sigortası'nda ayakta ve yatarak
hastanelerind en
tedavi giderlerinizin tümünü ya da sadece yatarak
yararlanabiliyorsunuz.
ödeme
yapm aksızın
tedavi giderlerini kapsayan veya yatarak tedavilerde
tamamlayıcı nitelik taşıyan poliçelerden ihtiyacınıza
Kişiye Özel Sağlık Sigortası'ndan yararlanmak için
en uygun olanı seçebiliyorsunuz. Ayrıca her üç poliçe
"Acente H attfndan size en yakın Anadolu Hayat
için de g e çerli d eğ işik te m in a t lim itleri ile
a ce n te sin i arayın, siz de sa ğ lık giderlerinizi
olanaklarınıza uygun primlerle sigorta güvencesine
güvence altına alın.
ANADOLU HAYAT
A C EN T E
ANADOLU H
A
Y
A
T
HATTI
0800 211 02 70 (4 hat)
İŞ MÂKİNALARI
• MASTAŞ BK 110 BEKO LOADER
• MASTAŞ MST 4X4X4 BEKO LOADER
• FOREDİL 40.13 BEKO LOADER
• JCB 4 CX 4X4X4 BEKO LOADER
• SAMSUNG YÜKLEYİCİLER
• SAMSUNG LASTİK TEKERLİKLİ VE
PALETLİ ESKAVATÖRLER
• STV SİLİNDİRLER
EREÛU BELEDİYESİ
• LAYTON F-525 ASVALT SERİCİLER
EKlPMANU ARAÇLAR
• İTFAİYE ARAZÖRLERİ
• VİDANJÖRLER
• VİDANJÖR - ARAZÖZLER
.• HİDROLİK SIKIŞTIRMALI
ÇÖP KAMYONLARI
• DAMPERLİ KAMYONLAR
• AMBULANS
• ET ARACI
• CENAZE VE ZABITA ARAÇLARI
BETOK YÂ PIE LE MANLAR I
• 6’L1 MEKANİK PARKE MAKİNASI
• 6’L1 - 9’LU - 12 ’Lİ HİDROLİK
PARKE MAKİNALARI
• BİM 600 -800 - 1000 HİDROLİK
BETON BORU MAKİNALARI
• KUM ELEME - YIKAMA TESİSLERİ
HİZMET ARAÇLARI
• OTOBÜS-MİDİBÜS-MİNİBÜS
KAMYONETLER
DİĞER MAKİNALAR
W
• FIRINLAR
.
\
• İLAÇLAMA MAKİNALARI
k
18
A Y A KADAR
VADELİ
SATIŞLAR
Merkez: Selanik Cad. 27/14 06650 Kızılay/ANKARA
T e l: (0.312) 418 S3 95-418 14 33-418 18 37
F a x : (0.312) 418 18 54
Fab rik a 1: 5. Sokak No : 15 Ostim/Ankara
F a b rik a 2 :1 1 . Sokak No : 55 Ostim/Ankara
GELİŞEN SEKTÖRÜN
TEMELLERİNDE
NUROL İMZASI VAR.
nurol
NUROL YATIRIM HOLDİNG A.Ş.
ARJANTİN CADDESİ. NO:7. 0 6 7 0 0 . ANKARA
TELEFON: (3 1 2 ) 4 2 8 4 2 5 0 (2 0 HAT) TE1.EFAKS: (3 1 2 ) 4 2 7 8 5 01 TELEKS: 4 2 8 2 1 NEOC TR
..-a-
«< ,. :•
MÜLKİYE MEZUNLARINA
YAŞAMLARINDA BAŞARILAR DİLERİZ...
İller Sok. No: 10 Mebusevleri - TANDOĞAN - ANKARA
Tel: (0312) 212 61 6 8 - Fax: (0312) 213 91 23
88
J
L
tepe
pazarlam a
T Ü R K İY E
M Ü L K İY E Y L E
G Ü Z E L ..
Çetin Emeç Bulvarı 8. Cad. No. 20
Tel: 479 51 31 Fax: 479 51 45-46
Öveçler/ANKARA
89
b
b a yın d ır h o ld in g
^ ,
Bayındır İnşaat Turizm Tic. ve San. A.Ş.
bayındır_____ _________ _____________________________ 3______________
Baysan İnşaat Taahhüt ve San. A.Ş.
(^ 5 )
Aspen Turizm A.Ş.
Altura Turizm İşletmeleri A.Ş.
Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş.
®
ÂL
Batı Ticaret Merkezi Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş.
Asbek Teknik Malzeme Tic. ve San. A.Ş.
D EN G E
Denge Sigorta A.Ş.
P R İZ M A
Prizma Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş.
Hitit
Menkul Değerler A.Ş.
Hi
90
Rahatlığı, kaliteli müziği ve dostluğu, geniş
mekanımızda sîzlerle paylaşmak istiyoruz...
Özel günlerde indirimimiz vardır.
ST/4TION MÜLKÎYGYLG GÜZGL
İnkılap Sokak 6/10
Kızılay
Tel: 433 07 01
D e S t İ Bar
♦♦♦ Canlı müzik yayınımız yoktur
Alt katta aile salonumuz vardır
♦♦♦ Tüm Mülkiyeli dostlarımıza % 10 indirim uygulanır
Bayındır Sokak 17/C Kızılay
Tel: 431 10 33
91
DOSTLÜĞÜN, SICAKLIĞIN ADI
a
8
@m
H A jİ
00
a
00
POP VE OZGUN MÜZİK EŞLİĞİNDE
24 SAAT HİZMETİNİZDE
OLMAKTAN MUTLUDUR
NOT:
♦»
İşletmemiz Turizm Bakanlığı denetim indedir.
♦♦♦ Yaz günleri, özel günlerinizde hizmetindeyiz.
♦♦♦ Ö ğrenci indirimi % 25 olarak uygulanm aktadır.
Rezervasyon T el: 418 21 66
A dresim iz-A dresin izdir
Karanfil Sokak 44/B
BAKANLIKLAR/ANKARA
KAZGAN İÇİN NE DEDİLER?
□ Transandantel olguların contingent doğasını dasified edebilen ontolojik ajitasyonlar Kazgan'lar vasıtasıyla
geshtald sıçramaları yapabilirler. Doğrudur çünkü..., yanlıştır çünkü...
Yahya Sezai TEZEL
□ Bakın, sizi bir tek Kazgan kurtarabilir.
Tekin AKILUOCLU
□ Performansımı sonuna kadar kullanıp okuyabildiğim tek dergi Kazgan dır.
□ Bir Kazgan da ben alıp arabama koyacağım, zengin gösterir.
Murat ŞEKER
Ahmet DEMİR
□ Kazgan ı okudum, muhteşemdi. Zaten benim elimin değdiği ne muhteşem olmaz ki! Ben var ya ben, bir ben
var benden içeri. Nereye çocuklar, daha yeni başladım!
Dekan Celal GÖLE
□ Valla size hiçbir konuda yardım edemem ama Kazgan'ı okurum. Gerçi size İyilik olacak ama olsun o kadar
da.
Pars ESİN
□ Ben hep ne diyorum? İngilizce bilmeyen sözlük, mizahtan anlamayan da Kazgan kullanamaz.
M ete AKKAYA
□ Amaaan bırakın canım şu hödükleri, onlar ne anlar Kazgan dan.
İlber ORTAYLI
□ Yaşasa Marx amcanız da bunu okurdu, emin olun çocuklar. Zaten İletişim Yayınevi ne de söyledim, onlar da
biraz para kazansınlar değil mi?
Tulln HOŞCÖR
□ Bir karıya Moskova da Ne haber?" dedim. Kazgan varsayanında, veririm" dedi! Haşan KÖNİ
□ Ya arkadaşlar! Size kaç defa "Şu sınıfa Kazgan la gelin" diycem. Bakın bidaha söyletip uyuz etmeyin adamı!
Ercan UYGUR
□ Ben test yapmaktan ne kadar anlamıyorsam, Kazgan da bu işten o kadar anlıyor. Kazgan ı okurken not
tutabilirsiniz.
Çelik ARUOBA
□ Kazgan ı mutlaka okuyun, sonra bilemeyeceğiniz sorular sorarım haa! Yalnız, benim bevliyecinin telefonunu
nasıl bulmuşlar, hayret!
İbrahim KAPLAN
□ Şimdi anlıyon mu, bu Kazgan bana laf atıyo gibi geliyo ama henüz daha çözemedim.
Çaycı VEDAT
□ Şindi, Kazgan eyi bir dergidir. Ben Cumhurbaşkanı olarak tarafsızım. Beni polemiğe sokmayın. Bilirsiniz, onu
da eyi yaparım. Bugünlük bu kadar yeter çocuklar.
CUMBABA
□ Şimdi ben bir senedir ne diyorum? Şenez Erzik gidecek dedim, gitti. Maçları Cine 5 yayınlamayacak dedim,
o da oldu. Bu Celal iyi bir çocuk. Ama Kazgancılara yardım etmiyor. Bakın bu çocuklar Celal siz de KAZGAN'ı
çıkartacaklar dedim. Şunu iyi anlayın, Ali Şen boş ko-nuş-maaaz!
Ali ŞEN
□ Hih hah. Hih heh heh. Bundan böyle bir delikanlının demirbaş malzemeleri arasında, bıçak ve tespihin
yanında Kazgan da ölecek! O kadar!
Mükremln ÇITIR
□ Yeni yazacağım korku romanı için inanılmaz bir ilham oldunuz. Romanımın kahramanı olacak hocalarla,
Muhittin le ve, siz Mülkiyeliler nasıl diyorsunuz, şu hödüg sürüsü (Nİ ve Öl) ile tanışmama yardımcı olur
musunuz?
Stephan KING
□ Dergiyi Stephan gönderdi. Sinema tarihi açısından bir devrim yarattığınızın farkında masınız? Çok
heyecanlıyım, ilk defa makyajsız bir korku filmi çekeceğim. Sağolun çocuklar, haa bir de şu Oğuz Onaran
denen arkadaşa numaramı verirseniz çok sevinirim, teşrifatçı arıyorum da.
Steven SPILBERG
□ Kazgan ı okudum efendim. Çok da güldüm efendim. Yalnız benim anlayamadığım bir nokta var efendim, siz
bu Kazgan ı okunması için mi bastırdınız?
Mahallenin MUHTAR'ı
□ Kazgan irticaya destek vermeyen bir dergidir, okunmasında sakınca yoktur. Org. İsmail Hakkı KARADAYI
□ Biz de kaşınıyoruz haa!
KAZGANCILAR
IS b ıa e n a û e tflı faogaâad e giizeû. biz esez...
Ç jjk biûûnseH, çok biâim sed..
jZim on
g ib i
sık Uzm anıi ş s u i ız k e n d in iz i, a fa z in a faz in ..
J^ a z g a n u ................. çok............... beğendim ...
TSakkuı, aççık seççik ifade ediifozum,
bu dezgi çağ atûarnış, çağ!
Oaûûa kozkııûıız sizden çocııkûaz; Siyasette biz azaı/a
gedemedik amnıa J^azganda siz bizi biz ataı/a getizdiniz...
'Ruılışan da okumuş, çok beğenmiş. TZalışaaan;
çocııkâaz sotutfoz, dezgu/i beğendim mi?

Benzer belgeler