kriz ve stres koşullarında aile direnci: koruyucu ve iyileştirici faktörler

Transkript

kriz ve stres koşullarında aile direnci: koruyucu ve iyileştirici faktörler
KRİZ VE STRES KOŞULLARINDA AİLE DİRENCİ: KORUYUCU
VE İYİLEŞTİRİCİ FAKTÖRLER
Prof. Dr. Emine GÖNEN*
Dr. Eda PURUTÇUOĞLU*
ÖZET
Aile direnci, ailenin önceki durumuna göre krizden daha güçlenmiş, daha
becerili ve daha uyumlu çıkması, güç duruma pozitif yanıt vermesi olarak tanımlanabilir.
Aile direncine ilişkin çalışmalar, kriz ve stres durumları ile mücadele ettikten sonra ailenin
canlanarak gücünü tekrar toparlamasını ve oluşturduğu faaliyet modelini sürdürmesini
sağlayan, aileyi koruyucu ve iyileştirici faktörleri ortaya koyar. Bu faktörler olumlu bakış
açısını, inancı, aile üyelerinin uyumunu, esnekliği, aile iletişimini, finansal yönetimi,
ailenin birlikte geçirdiği zaman ve alışkanlıkları, sosyal desteği, sağlığı ve ailenin
dayanıklılığını kapsayan on maddeden oluşmaktadır. Bu çalışmada anılan faktörler ele
alınarak aile direnci kavramına açıklık getirilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Direnç, Aile Direnci, Koruyucu ve İyileştirici Faktörler.
ABSTRACT
Family resilience is defined as the ability of a family that responds positively to
an adverse situation by the desire of strengthened, more confident and more resourceful
than its prior state. Researches on family resilience has shed light on family protective and
recovery factors that maintain its established patterns of functioning and promote the
family’s strengths by recovering after being challenged by crisis and stress conditions.
These factors identify ten processes including positive outlook, spirituality, family member
accord, flexibility, family communication, financial management, family shared time and
routine, social support, health and family hardiness. In this article, the concept of family
resilience will be highlighted by discussing these named factors.
Key Words: Resilience, Family Resilience, Protective and Recovery Factors.
* Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü, Ankara.
1. Giriş
Ailenin yaşam dönemlerindeki stres ya da sıkıntıları başarılı bir şekilde
atlatarak devamlılığını sağlaması “aile direnci” olarak görülmektedir (Black and
Lobo, 2008). Aile direnci belli bir amaç dahilinde aileyi ve üyelerinin
fonksiyonlarını karşılıklı olarak etkileyen zararlı ve yararlı süreçlerin varlığını
gösteren sistemik bir görüştür (Gardner et.al., 2008). McCubbin and McCubbin
(1988) aile direncini, kriz durumlarına uyum sağlayan ve değişim durumlarında
engellere karşı dirençli davranmaya yardım eden ailenin karakteri, boyutları ve
özellikleri olarak tanımlamaktadırlar. Walsh’a göre (1998) ise aile direnci, ailenin
direnç özellikleri ile aile yaşam dönemi boyunca devam eden etkin bir süreçtir.
Direncin niteliği ailenin herhangi bir yaşam döngüsünde geliştirilebilir, problem
çözmeye yönelik olarak tasarlanabilir ve değerlendirilebilir. Ailelerin beklenmedik
ve kurallara dayanan mücadeleleriyle birbirlerini sevmeye ve desteklemeye devam
etmelerini sağlayan aile ilişkileri ve iyimserlik tutumları, direncin temel yapısını
oluşturur (Black and Lobo, 2008).
2. Aile direncinin tanımı ve boyutları
Aile direnci yaklaşımı aile dinamiğini, karşılıklı ilişkileri, sosyal çevreyi
ve ailenin gücünü konu alır. Bu yaklaşıma göre, aile direnci;
 birey/aile güç durumlara karşı olumlu yanıt verir
 durumdan güçlenerek çıktığını hisseden birey/aile daha becerikli, daha
güvenli ve daha gelişmiş olur
şeklinde tanımlanır (McCubbin and McCubbin 1988; Simon et.al., 2005).
Aile direnci, kriz durumlarına uyum sağlayan ve değişimle
karşılaşıldığında karmaşaya karşı direnen ailelerin özelliklerini, boyutlarını ve
niteliklerini içermektedir (McCubbin and McCubbin 1988). Aile direnci konusunda
çalışan araştırmacılar aile direncini üç boyutla açıklamışlardır.
İlk boyut, ailenin yüzyüze kaldığı olumsuz koşulların süresidir. Bu koşul
“güçlük/sıkıntı” olarak adlandırıldığında kısa dönemli, “kriz” olarak
adlandırıldığında ise uzun dönemli olabilir. Güçlük/sıkıntı, ailenin mevcut
fonksiyonuna yönelik nispeten önemsiz mücadelelere uyum sağlamayı gerektiren
kısa dönemli bir durum iken krizler, ailenin faaliyetlerini önemli ölçüde etkileyen
temel değişikler olup düzenlemeyi gerektiren kronik durumlardır.
Direncin ikinci boyutu, ailenin bir güçlük/sıkıntı ya da krizle karşılaştığı
yaşam dönemidir ve bu dönem, karşılaşılan kriz ya da mücadelenin şeklini etkiler.
Ailenin farklı yaşam dönemlerinde karşılaştığı sıkıntı ve kriz tipleri farklı
olmaktadır. Örneğin; okul öncesi ya da okul çağında çocuğu olan aileler mali
güçlüklerle, aile içi huzursuzluklarla, çalışma yaşamında zorluklarla
karşılaşabilirler. Aileler güçlerini bir yaşam dönemi boyunca meydana gelen
sorunların üstesinden gelmek için kullanabilirlerse de aynı güç, aile yaşamının
diğer dönemlerinde mücadele edilmesi gereken durumlarla karşılaşıldığında yeterli
olamayabilir. Krizler, mücadele gerektiren bazı büyük sorunlar ya da üstesinden
gelinen güçlükler/sıkıntılar; ailenin yüksek kalitede evlilik iletişimini, yaşam
kalitesinden tatmin olmasını, finansal yönetim becerisini, farklı koşullara
dayanıklılığını, rutin faaliyetlerini, geleneklerini ve aile kutlamalarını etkiler.
Dirençli aileler, stresli olaylara, kurallara dayanan geçişlere uyum sağlamada ve
bunları düzenlemede bireyin, ailenin ve toplumun gücünü ve kaynaklarını
kullanırlar (Simon et.al., 2005).
Direncin üçüncü boyutu ise ailenin sorun ya da kriz süresince kullandığı
dış ve iç destek kaynaklarıdır. Örneğin; bir aile sadece aile üyelerinin var olan
gücüne güvenebilir veya aile çevresinden ve toplumsal kurumlardan destek alabilir.
2
Yapılan çalışmalar akraba ve arkadaşları kapsayan sosyal çevreleri ile iletişim
içinde olan ailelerin direnç düzeylerinin yüksek olduğunu göstermektedir. Bu
durum bireyleri arasında dayanışmaya ve iletişime değer veren, aynı kültürden
gelen aileler için daha geçerli olabilir. Buna ilaveten okul, komşu, sağlık hizmetleri
gibi sosyal kaynaklardan elde edilen destek de aile direncinin güçlenmesine katkıda
bulunmaktadır (Simon et.al., 2005).
Bireylerin, ailelerin ve toplumların her biri belli bir mücadele etme
kapasitesine sahip iken, hep birlikte yaşamın kaçınılmaz streslerine karşı Şekil 1’de
görüldüğü gibi dinamik bir destek sistemi geliştirirler.
Kapsamlı etkiler: Okul, medya
hükümet, ekonomi,önyargı,tutumlar
Toplum
İlişkiler: Arkadaşlar, komşular,
öğretmenler, çocuk bakıcıları,
dini liderler yada gençlik liderleri
Aile
Yakın aile, akraba ilişkileri
Birey
Şekil 1. Dinamik destek sistemleri
(Branfenbrenner, 1979 and Dunst, 1988)
Bireyler, aileler ve toplumlar destek sistemlerini oluşturarak ve
problemlere yaratıcı çözümler geliştirerek direnç gösterebilirler. Direnç, basit
olarak günlük streslerle başa çıkma yeteneği değildir çünkü stres kaçınılmaz bir
tepkidir ve etkileri bundan kaçınmaya çalışanlarda daha incitici olabilir. Direnç,
stres ve krizi atlatma yeteneğidir. İyimserlik, beceriklilik ve kararlılık olarak
görülür. Yaşamı sürdürme direncin bir göstergesidir. Direnç davranışı, kırılgan
yapıdaki çocuklar ve aileler için özellikle kritik bir öneme sahiptir.
(www.extensiyon.iastate.edu).
Bireyler küçük yaştan itibaren evde ve yaşadıkları çevrede direnç
gösterme davranışını öğrenirler. Bu nedenle çocuklar direnç göstermede en çarpıcı
grubu oluştururlar. Çevrelerinde eğitilemez ve başarısız olarak değerlendirilen
Albert Einstein, Helen Keller, Thomas Edison gibi başarılı insanlar bu durumu
açıklayan en güzel örneklerdir. Werner and Smith (1992) yaptıkları çalışmada
desteklenen, teşvik edilen ve ilgi gören çocukların 2, 6 ve 10 yaşlarında normal
gelişim gösterdiklerini saptamışlardır. Çocukların sağlıkları, okul, ikili ilişkiler ile
işlerindeki başarıları,
 zekaları, iletişim becerileri, kişilikleri ve otokontrolleri,
3
 aile desteği, diğer yetişkinler veya kardeşleri ile olan olumlu ilişkileri,
 bir değer sistemi sağlayan ve yeteneği ödüllendiren okul ya da
kulüplerdeki destek sistemleri ile ilişkilidir.
Bogenschneider et.al. (1993) ise risk faktörleri azaltılıp koruyucu
faktörler arttırıldığında gençlerin yeterliliklerinin ve model alma isteklerinin
güçlendiğini belirtmişlerdir (Şekil 2) (www.extensiyon.iastate.edu).
Etki grupları
Bireyler
Risk faktörleri
Anti-sosyal davranışlar
Yabancılaşma ya da isyankarlık
Aile
Zayıf aile denetimi
Uyumsuz, anlaşılmaz ebeveynlik
Belirsiz aile kuralları ve beklentiler
Riskli davranışlarda bulunan akranlar
Okul değişimi
Akademik başarısızlık
Okula ilgisizlik
Uzun çalışma saatleri
Düşük sosyo-ekonomik düzey
Kendi halinde ya da aşırı hoşgörülü
okul, toplum kuralları ve normları
Düşük düzeyde komşuluk ilişkileri
Yüksek düzeyde mobilite/hareketlilik
Akranlar
Okul
İş ortamları
Toplum
Koruyucu faktörler
 Problem çözme ve
entelektüel yetenekler
 Öz saygı, öz yeterlilik ve
sorumluluk
 En azından bir yetişkinle
yakın ilişki
 Yakın arkadaş
 Olumlu okul deneyimleri
 Gerekli yardımı alma
 Destekleyici bir topluma
ait olma
 Aileye, diğer kurallara
bağlı olma
Şekil 2. Direncin etkileri
(Bogenschneider et.al. (1993)
2.1. Aile üyelerinin direncine karşılık ailenin direnci
Aile direncinin, aile üyelerinin bireysel özelliklerinin toplamı olduğuna
ilişkin geleneksel bakışın aksine çağdaş yaklaşım, üyelerinin her biri ile birlikte bir
birim olarak ailenin fonksiyonlarını dikkate almaktadır.
Her bir aile üyesi, aile direncine tek başına önemli katkılar sağlar.
Yetişkinlerin direnç özelliklerinin, kötü giden yaşam koşullarına uyum sağlamada
ve bu durumu düzenlemede kullanılan mekanizmalarla ve kişilik özellikleriyle
ilgili olduğu görülmektedir. Örneğin; direnç gösteren yetişkinler kendilerinin ve
başkalarının kişilik özelliklerini kabul etme, çevresel değişikliklere uyum sağlama
ve inançlı olma eğilimindedirler. Yaşama olumlu bakan ve amaçlarını
gerçekleştirme isteğine sahip bireylerin daha az iyimser bireylere göre yaşam
mücadelesinin üstesinden gelme kapasitesine daha fazla sahip oldukları
görülmektedir.
Çocuklar da aile sisteminin direncine önemli ölçüde katkıda bulunurlar.
Çocuğun direnci yaşı, zihinsel ve duygusal gelişimi, özsaygısı, sosyal yönelimi,
başarılı olmak için motivasyonu ve sosyal anlayışından etkilenir
(www.extension.iastate.edu).
Aile üyelerinin bireysel katkılarının yanısıra bir bütün olarak aile
sisteminin nitelikleri ya da özellikleri de direnci etkileyebilir. Aileler, ailenin
uyumuna, iletişimine, ekonomik durumuna ve aileyi ilgilendiren olaylara ilgi
gösterdiklerinde, dirençli oldukları düşünülebilir. Ayrıca yakın ve geniş aile çevresi
4
ile dengeli ilişkiler kurabilirlerse, ihtiyaçlarını dile getirerek ve birlikte zaman
geçirerek zorluklarla mücadele etmede başarılı olabilirler. Ailenin birlikte geçirdiği
zaman ve ilişkilerini gösteren davranışlar güçlüklere karşın aileye güvenin
sürdürülmesinde olumlu etkiye sahiptir. Bu davranışlar aile yemeklerini, ailenin
birlikte oyun oynadıkları geceleri, aile gezilerini, aile toplantılarını ve aile
geleneklerini içerebilir. Destekleyici ilişkiler, aile üyelerinin yeteneklerinin
geliştirilmesine, öğrenilmesine ve birbirleriyle olan ilişkilerinin güçlendirilmesine
yardımcı olabilir (Simon et.al., 2005). Roosa’ya göre (1993) güçlü aileler,
çocuklarına problem çözme becerisini öğreterek, eleştirel olmayan olumlu destek
vererek, birlikte olma duygusunu sağlayarak onların direnç davranışını
öğrenmelerine yardımcı olurlar. Evde öğrenilen değerler ve beceriler bireylere
yaşamlarını şekillendirme gücü sağlar. Çocuklarına güçlükle/sıkıntıyla nasıl
mücadele edeceklerini ve bireysel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarını öğreten
aileler, stres ve krize karşı daha fazla direnç gösterirler. Reiss (1980) sağlıklı
ailelerin problemlerini işbirliği ve yaratıcı fikir alışverişi yaparak açık iletişimle
çözdüklerini belirtmiştir.
Aileler zaman içerisinde tek bir direnç modeli geliştirirler. McCubbin
et.al. (1988) ailenin uzun dönemde uyum çabalarının etkisini belirlemek üzere
ABCX modelini geliştirmişlerdir (Şekil 3) (www.extension.iastate.edu).
Kriz öncesi
Kriz sonrası
Kriz
(b)
Mevcut kaynaklar
(a)
Stres
kaynakları
(bB)
Mevcut ve yeni kaynaklar
(aA)
biriktirmek
başa çıkma
kriz
Stres kaynaklarını
algılama
(c)
(cC)
algılar
iyi
uyum
sağlama
uyum
sağlama
(xX)
kötü uyum
sağlama
Şekil 3. Aile stresinin ikili ABCX modeli
(McCubbin et.al., 1988)
Ailenin krizden kaynaklanan sorunların üstesinden gelme becerisi, ek
stres kaynakları ve ailenin algılarından etkilenir. Ailenin amaçları, değerleri,
problem çözme becerileri ve destek ağları uzun dönemli stres ve krizlere uyum
sağlamalarını etkiler. Yapılan çalışmalarda sağlıklı ailelerin özellikleri sadakat,
takdir etme, birlikte zaman geçirme, iletişim, inanç ve değerler ile üstesinden
gelme becerileri olarak belirlenmiştir. Sağlıklı aile üç temel karakteristik özellikle
tanımlanabilir:
1. Bağlılık: Bireyselliği ve birlikte olmayı kolaylaştırma
2. Uyum sağlama: Esnekliği ve istikrarlı olmayı destekleme
3.Açık, net ve uyumlu iletişim (www.extension.iastate.edu).
Direnç gösteren ailelerde stres modellerini ele alan çalışmalar, aile
yaşamına ilişkin beş temel varsayıma dayanmaktadır.
5
1. Yaşam döngüsü içinde ailelerin karşılaştıkları güçlükler/sıkıntılar ve
değişiklikler, aile yaşamının doğal ve tahmin edilen yanları olarak
görülür.
2. Aileler, aile ünitesinin ve üyelerinin gelişimini ve büyümesini
sağlamak, geçiş ve değişim aşamalarında esas karmaşadan sistemi
korumak için temel bir güç ve kapasite geliştirirler.
3. Aileler duruma uyum sağlama ve geleneksel fonksiyon modelini
değiştirmeye zorlayan krizlerle de karşılaşırlar.
4. Aileler beklenmedik ya da alışılmamış stres kaynaklarına neden olan
güçlüklerden/sıkıntılardan aileyi korumak ve aile krizlerini veya büyük
değişimleri izleyen sürece sistemin uyumunu sağlamak için temel güç ve
kapasiteyi geliştirirler.
5. Aileler stres ve krizlerde toplumdaki ilişkilerin ve kaynakların
birbirleriyle olan etkileşimlerinden yararlanırlar ve bunlara katkıda
bulunurlar (McCubbin and McCubbin, 1988).
3. Aile yaşam dönemleri ve koruyucu faktörler
Olson et.al. (1989) 1000 aile üzerinde aile yaşam döngüsünü belirlemeye
yönelik gerçekleştirdikleri ulusal araştırmada ve McCubbin et.al. (1988) tarafından
yürütülen 360 aile ile görüşülerek yapılan araştırmada aile yaşam döngüsünün her
bir dönemine ait strese neden olan güçlüklerin üstesinden gelmek için ailenin
çabalarını kolaylaştıran koruyucu faktörleri belirlemişlerdir (Tablo1). (McCubbin
and McCubbin, 1988).
Tablo 1. Aile yaşam dönemleri ve koruyucu faktörler
Koruyucu Faktörler
Uzlaşma: Aile üyeleri arasında
kronik zorlukları azaltmalarına
ve tartışmaları çözümlemelerine
izin veren dengeli ilişkiler
Kutlamalar: Doğum
günleri,
dini kutlamalar ve diğer özel
günleri kabul etme
İletişim: Birinin diğeri ile
duygularını
ve
inançlarını
paylaşması. Aile bireylerinin
bilgiyi nasıl aktardıkları ve
birbirlerine
nasıl
ilgi
gösterdiklerine önem verme.
Finansal
yönetim:
Para
yönetiminde doğru karar verme
becerisi ve ekonomik durumdan
tatmin olma.
Aile Yaşam Dönemleri
Çocuksuz Okul öncesi ve okul Adölasan
Boş
aileler çağı çocuğa sahip üyelere sahip yuva ve
aileler
aileler
emeklilik
X
X
-
-
X
X
X
X
X
X
-
X
X
X
X
-
6
Tablo 1. Aile yaşam dönemleri ve koruyucu faktörler (devamı)
Koruyucu Faktörler
Dayanıklılık: Esas güçlük hangi
ailelerin başarma kapasitesinin
olduğudur.
Aile
üyelerinin
yaşamları üzerindeki kontrol
duygusuna, aileye verilen söze,
güven ile büyüme, öğrenme ve
ne olursa olsun mücadele etme
yeteneğine odaklanma.
Sağlık: Aile üyelerinin fiziksel
ve psikolojik refahı ve evde
sağlıklı ortamın korunmasını
sağlama.
Boş zaman faaliyetleri: Aile
üyelerinin
boş
zaman
tercihlerine ilişkin benzerlikler
ve farklılıklar.
Kişilik:
Aile
üyelerinin
özelliklerini,
davranışlarını,
genel
bakış
açılarını
ve
güvenirliliğini kabullenme.
Destekleyici iletişim ağı: Hısım,
arkadaş ve akrabalarla olan
ilişkilerde olumlu görüş sahibi
olma.
Zaman ve alışkanlıklar: Aile
yaşamının devamlılığı
ve
istikrarı için aile yemeklerine,
günlük işlere, birlikte olma ve
diğer rutin faaliyetlere katılma
Gelenekler: Nesilden nesile
taşınan önemli aile olaylarına ve
kutlamalara katılma.
Aile Yaşam Dönemleri
Çocuksuz Okul öncesi ve okul Adölasan
Boş
aileler çağı çocuğa sahip üyelere sahip yuva ve
aileler
aileler
emeklilik
X
X
X
X
X
-
-
X
X
-
-
X
-
X
X
-
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X: Aile yaşam döngüsünün belli aşamaları için önemlidir.
(McCubbin and McCubbin, 1988)
Çocuksuz aileler: Finansal durum, iş-aile, aile içi sıkıntılar ile hastalıkla
uğraşırlar. Aşağıda sıralanan koruyucu faktörler çocuksuz ailelerin streslerini
azaltmalarına yardım edebilir.
(a) eşlerin yeterliliği ve ailenin uyumu
(b) kaliteli evlilik iletişimi
(c) boş zaman faaliyetlerine ilişkin tatmin
(d) finansal yönetim becerisi
(e) eşler arasındaki kişilik uyumu
(f) bireysel sağlık faaliyetleri
(g) ailenin dayanıklılığı
(h) ailenin birlikte geçirdiği zaman ve alışkanlıklar
(i) ailenin gelenekleri
(j) aile kutlamaları
7
Okul öncesi ve okul çağı çocuğa sahip aileler: Finansal durum, iş-aile,
aile içi sıkıntılar ile hamileliğe ilişkin zorluklarla karşı karşıyadırlar. Bu tür ailelere
yardım eden koruyucu faktörler;
(a) eşlerin yeterliliği ve ailenin uyumu
(b) kaliteli evlilik iletişimi
(c) çocuğun yetişmesinde sorumlulukların paylaşımı
(d) aile yaşamından tatmin olma
(e) finansal yönetim becerisi
(f) akraba ve arkadaşlarla eşli olarak görüşme
(g) yaşam kalitesinden tatmin olma
(h) aile kutlamaları
(i) ailenin dayanıklılığı
(j) ailenin birlikte geçirdiği zaman ve alışkanlıklar
(k) ailenin gelenekleri olarak ele alınabilir.
Adölasan üyelere sahip aileler: Bu dönemde finansal durum, iş-aile, aile
içi sıkıntılar ile aile sistemine giren ve çıkan aile üyelerinin hareketliliği ve
değişimi söz konusudur, aile yaşam döngüsünün en stresli aşamasıdır. Bu tür
aileler için stresi azaltmaya yardımcı olacak koruyucu faktörler;
(a) finansal yönetim becerisi
(b) eşlerin birbirlerinin akraba ve arkadaşlarına karşı aynı görüşü
paylaşmaları
(c) evlilikten tatmin olma
(d) eşler arasındaki kişilik uyumu
(e) eşlerin cinsel ilişkilerinden tatmin olmaları
(f) yaşam kalitesinden tatmin olma
(g) ailenin dayanıklılığı
(h) ailenin birlikte geçirdikleri zaman ve alışkanlıklar
(i) ailenin gelenekleri
(j) aile kutlamaları olarak belirlenebilir.
Boş yuva ve emeklilik yıllarındaki aileler: Hastalık, kaybetme duygusu,
evlilik, finansal durum, iş-aile (emeklilik), aile içi sıkıntılar ile uğraşırlar. Bu
dönemdeki ailelere yönelik koruyucu faktörler ise şu şekilde sıralanabilir:
(a) kaliteli evlilik iletişimi
(b) bireysel sağlık faaliyetleri
(c) eşler arasındaki kişilik uyumu
(d) aile kutlamaları
(e) ailenin dayanıklılığı
(f) ailenin birlikte geçirdiği zaman ve alışkanlıklar
(g) ailenin gelenekleri (McCubbin and McCubbin, 1988).
Tablo 1’de açıklandığı gibi aile yaşam döngüsünün bütün
basamaklarında sürdürülen değerlerden en dikkati çeken aileyi koruyucu faktörler
“aile kutlamaları”, “ailenin dayanıklılığı”, “ailenin birlikte geçirdiği zaman ve
alışkanlıklar” ile “ailenin gelenekleri”dir. “Ailenin uzlaşması” çocuksuz aileler ile
okul öncesi ve okul çağı dönemlerinde önemli iken, “sağlık” çocuksuz aileler ile
boş yuva ve emeklilik dönemlerinde büyük bir öneme sahiptir. Okul öncesi ve okul
çağı dönemi ile adölasan üyelere sahip ailelerde “destekleyici iletişim ağı”,
çocuksuz ailelerde ise “boş zaman faaliyetleri”nin önemli olduğu ortaya çıkmıştır
(McCubbin and McCubbin, 1988).
4. Genel direnç faktörleri: koruyucu ve iyileştirici faktörler
Stres altındaki ailelere yönelik yapılan çalışmalarda üzerinde durulan
temel konu, kriz durumları kadar risk faktörleriyle de karşı karşıya kalan aile
8
sistemindeki
koruyucu
ve
iyileştirici
faktörlerin
tanımlanmasını,
kavramsallaşmasını, ölçümünü ve geçerliliğini saptamaktır. Buna göre on temel
direnç faktörü (koruyucu ve iyileştirici faktörler) aşağıdaki gibi ele alınabilir:
1. Problem çözme: Aileler yaşamdaki olaylara ve değişimlere karşın
iletişim içinde olmalıdırlar. İletişim, ailelerin paylaştıkları duygulardan anlam
çıkardıkları, strateji geliştirdikleri, uyum ve denge oluşturdukları önemli bir araçtır.
Ailelerin onaylama (örneğin; bir çözüme ulaşmak üzere konuşma gibi telkin edici
etkiyi kullanan, destek ve bakımı ifade eden aile iletişim modeli) ve tahrik etme
(örneğin; bağırma, haykırma gibi stresi arttırma eğilimi gösteren aile iletişim
modeli) olarak iki temel iletişim modeline sahip oldukları görülmektedir.
2. Eşitlik: 1995 yılında Beijing Kadın Konferansı’nda kadına daha fazla
fırsat ve daha fazla eşitlik verilmesi için uluslararası bir hareketin önemi üzerinde
durulmuştur. Eşitlik kavramı içinde öğretilen kendine güven ve bağımsızlık ailenin
uyumunu güçlendirmede anlamlı bir rol oynamaktadır (McCubbin et.al., 1997).
3. İnanç: Umudun ve başarının paylaşılması ailelerin kriz ya da
değişimleri yorumlamalarına olanak sağlar. Çoğu aile problemlerle karşılaştığında
inançlarıyla iyimser bir tutum içine girer. İnanç, direncin en temel faktörü olarak
aileye stres durumlarında birliktelik, anlama ve üstesinden gelme yeteneği
sağlayabilir (Black and Lobo, 2008).
4. Esneklik: Risk faktörlerine karşı özellikle kriz durumunda esneklik,
süreklilik bilincini korurken, sıkıntılardan kurtulmak ve düzeni sağlamak üzere
ailenin çaba gösterdiği önemli bir koruyucu ve iyileştirici faktördür (McCubbbin
et.al., 1997; Black and Lobo, 2008). Kriz durumlarında aileler, uyumu ve dengeyi
sağlamak için bazı durumlarda yaşam biçimini, anlamları, kuralları ve rolleri içeren
fonksiyon modellerini değiştirmeye mecburdurlar (McCubbin et.al., 1997). Bir
başka deyişle esneklik, aileden kaynaklanan farklılıklar kadar aile üyelerinin
birbirlerine bağlılığını da gösterir.
5. Açıksözlülük: Dengeli iletişim ailenin anlamları paylaşmayı nasıl
gerçekleştirdiğinin, nasıl strateji geliştirdiğinin, anlaşmayı ve dengeyi nasıl
koruduğunun temelini oluşturmaktadır. Aile direncine ilişkin olarak Walsh (1998)
netlik, açık ifadeler ve ortaklaşa problem çözme olmak üzere üç önemli iletişim
görüşünü belirtmiştir. İletişimde netlik açık ve tutarlı mesajları ifade eder. Sağlıklı
ailelerdeki iletişim doğrudan, açık, dürüst ve kendine özgü şekilde görülmektedir.
Açık olmayan iletişim ya da belirsizlik yanlış anlamaya ve karışıklığa neden
olabilir, böylece de şüphecilik ve güvensizlik oluşur. Açık duygusal paylaşım,
sağlıklı ailelerde davranışlar, ses tonu, kelimeler ve iletişim modelleriyle belirtilir.
Problem ve krizler tüm ailelerin kendi içlerinde var olan ögelerdir. Problemleri ve
tartışma konularını ortaklaşa çözme yeteneği direnç gösteren ailelerde temel bir
faktör olarak görülmektedir. Sağlıklı aileler eleştiriden, suçlamadan ve bulunduğu
ortamdan ayrılma eğiliminden özellikle kaçınırlar (Black and Lobo, 2008).
6. Umut: Aile sistemini tehdit eden ya da değiştiren olaylar ve
değişikliklerle karşı karşıya kalan ailelerde ümitsizlik ya da geleceğe ilişkin
belirsizlikler görülmektedir. Aile üyesinden birinin yokluğu ya da ciddi bir
rahatsızlığının bulunması veya ölüm gibi durumlar ailenin işlev şekline bir yük
oluşturmakta ve en önemlisi ailenin geleceğiyle ilgili kuşku duymasına yol
açmaktadır. Ailenin uyum süreci ve direnci için umudunu koruma becerisi
yaşamsal bir önem taşımaktadır; yani, aile arzu ve isteklere sahip olmalıdır.
7. Ailenin dayanıklılığı: Kriz ve risk faktörleriyle karşılaşıldığında aile
sisteminin sınırları zorlanır. Aile birlikte iş yapmak ve ortak güçlerini, amaçlarını
ve doğruluk bilincini korumak için aile meclisini oluşturur. Aile sisteminin bu
özelliği ailenin dayanıklılığı olarak kabul edilir. Ailenin dayanıklılığı ailenin
yaşadığı sıkıntıları tanımladığı, mevcut problemi belirlemek ve çözmek üzere
9
paylaştığı sözleri içermektedir. Böylece aile kendisini sonuçlar üzerinde kontrol ve
etki sahibi olarak görür (McCubbin et.al., 1997).
8. Ailenin birlikte geçirdiği zaman ve alışkanlıklar: Aile yemekleri,
günlük işler ve ziyaretler sırasında birlikte zaman geçirme gibi bir arada yapılan
faaliyetler, aile yaşamında istikrarı ve devamlılığı sağlamada önemli bir role
sahiptir. Örneğin; birlikte yemek yeme faaliyetinin ailenin birlikteliğini
paylaşmada temel aktivite olduğu görülür (Black and Lobo, 2008). Bütün aile
sistemleri uyum ve denge ortamını oluşturacak istikrarı ve beklentileri
gerçekleştirmek amacıyla faaliyet ve davranış şekillerini geliştirmeye çalışır.
Çocuklarla geçirilen kaliteli zaman, birlikte dışarıya çıkmak gibi uygulamalar
ailenin bütünlüğünü geliştirir.
9. Sosyal destek: Aile bütünlüğü ve sosyal destek sistemleri hoş ve
koruyucu bir bağlılık ve ait olma duygusu yaratır. Direnç gösteren aileler
yaşadıkları toplumdan sosyal destek almakla kalmazlar aynı zamanda bu desteği
topluma geri verirler. Sosyal iletişim ağı, başkalarının refahına katkıda bulunma
yollarını, zamanı, bilgi ve hizmeti sağlamak üzere aileleri karşılıklı olarak
etkileyebilir (Black and Lobo, 2008). Sosyal destek beş boyutta görülür. Bunlar;
(a) duygusal destek
(b) saygı görme desteği
(c) iletişim desteği
(d) ) takdir edilme desteği
(e) özveri desteği’dir.
10. Sağlık: Aile üyelerinin fiziksel ve duygusal sağlığı ile refahının
sağlanması ve direncinin geliştirilmesi için koruyucu ve iyileştirici faktörler
oldukça gereklidir. Bu yüzden aile sistemindeki direncin değişebilirliliğini
açıklayan koruyucu ve iyileştirici faktörler yaşamsal bir öneme sahiptir (McCubbin
et.al., 1997).
SONUÇ
Son yıllarda uygulamacılar ve araştırmacılar arasında “aile direnci”
konusuna artan bir ilgi bulunmaktadır. Uygulamaya dayalı direncin temel amacı,
her bir ailenin mevcut kaynaklarını belirlemesini, kullanmasını ve bunlara uyum
sağlamasını cesaretlendirmektir. Aile direncine dayalı deneysel çalışmalarda;
(a) risk ve koruyucu faktörlere dayalı kavramsal modeller
geliştirilmeli ve uygulanmalı
(b) önemli risklerle karşılaşan aileleri temel alan çalışmalar yapılmalı,
(c) nitel ve nicel araştırma planları kullanılmalı
(d) aile direncini dinamik ve çok boyutlu bakışla açıklayan boylamsal
çalışmalar yapılmalı
(e) dirence ve güçlü olmaya dayalı kavramlar, aile danışmanlığı,
psikopatoloji, aile terapisi uygulamaları gibi dersleri içeren profesyonel
eğitim programları geliştirilmelidir. Bu programlarla aile direnci model
ve stratejileri arasındaki benzerlikler ve farklılıklar belirlenebilir (Simon
et.al., 2005).
Ailelerin güçlü ve dirençli davranabilmeleri için üzerinde durulması
gereken en önemli konu, ailelerin kriz ve stres durumlarının üstesinden gelme
çabalarına katkı sağlayan, gerçek aile kimliğini oluşturan, aile üyeleri arasındaki
iletişimi ve tatmini arttıran sosyal ve psikolojik özellikleri, bireylerarası iletişim
becerisi ve yeterliliği ile ilişki modellerini öğretmek olmalıdır. Bunun için de
öncelikle stres ve krize neden olan koşulların saptanması gerekir (Seccombe,
2002). Etkili bir program oluşturmak için programın, topluma dayalı, kapsamlı,
iletişime ve kültürel işbirliğine açık, ulaşılabilir, gelecek kuşaklara aktarılabilen,
10
finansal yatırımları doğrulayıcı ve aile ihtiyaçlarına yanıt verme sorumluluğuna
sahip olması beklenir. Destek olma ve kaynak sağlama faaliyetleri stres oluşumunu
engellemekte ve kendine güveni arttırmaktadır. Ailenin direnci; eğitim ve sosyal
hizmetler kapsamlı, koruyucu, aile odaklı, bütünleşik, esnek, hassas bir program
sağlandığında güçlenir. Ayrıca koruyucu faktörlere bağlı süreçlerin araştırılması,
çok disiplinli, bütünleşik araştırmalara önem verilmesi, insani gelişimi sağlamak
için farklı konularda dirence ilişkin araştırmaların yapılması, araştırma yapma ile
müdahale etme arasındaki benzerlikler ve farklılıkların saptanması da
gerekmektedir. Bu konularda yapılacak çalışmalar aile direncine ilişkin esas
süreçlerin dayandığı bilimsel temelleri oluşturacaktır.
KAYNAKLAR
Anonim. Family Resiliency: Building Strengths To Meet Life’s Challenges.
National Network For Family Resiliency Children, Youth And Families Network,
CSREES-USDA, www.extension.iastate.edu, Erişim tarihi:10.06.2008.
Black, K. and Lobo, M. (2008). A Conceptual Review Of Family Resilience
Factors. Journal of Family Nursing. 14(1); 33-55.
Bogenschneider, K., Small,S., and Riley, D.(1993). An Ecological Risk-Focused
Approach For Addressing Youth At-Risk. Chevy Chase, MD: National 4-H Center.
“Alınmıştır” (Anonim. Family Resiliency: Building Strengths To Meet Life’s
Challenges. National Network For Family Resiliency Children, Youth And
Families
Network,
CSREES-USDA,
www.extension.iastate.edu,
Erişim
tarihi:10.06.2008).
Branfenbrenner, U. (1979). The Ecology of Human Development. Cambridge, MA:
Harvard University Press. “Alınmıştır” (Anonim. Family Resiliency: Building
Strengths To Meet Life’s Challenges. National Network For Family Resiliency
Children,
Youth
And
Families
Network,
CSREES-USDA,
www.extension.iastate.edu, Erişim tarihi:10.06.2008).
Dunst, C. A., Trivette, C. and Deal, A.(1988). Enabling and Empowering Families.
Brookline, MA: Brookline Books. “Alınmıştır” (Anonim. Family Resiliency:
Building Strengths To Meet Life’s Challenges. National Network For Family
Resiliency Children, Youth And Families Network, CSREES-USDA,
www.extension.iastate.edu, Erişim tarihi:10.06.2008).
Gardner, D.L., Huber, C.H., Steiner, R., Vazquez, L.A., and Savage, T.A. (2008).
Inventory of Family Protective Factors: A Brief Assesment for Family
Counselling. The Family Journal:Counselling And Therapy For Couples And
Families, 16(2);107-117.
McCubbin, H.I., Thompson, A., Pirner, P., and McCubbin, M.A. (1988). Family
Types And Family Strengths: A Life Cycle And Ecological Perspective.
Minneapolis: Burgess. “Alınmıştır” McCubbin, H.I. and McCubbin, M.A. (1988).
Typologies Of Resilient Families: Emerging Roles Of Social Class and Ethnicity.
Family Relations. 37(3); 247-254).
McCubbin, H.I. and McCubbin, M.A. (1988). Typologies Of Resilient Families:
Emerging Roles Of Social Class and Ethnicity. Family Relations. 37(3); 247-254.
11
McCubbin, H.I., McCubbin, M.A., Thompson, A.I., Young Han, S. and Allen, C.T.
(1997). Families Under Stres: What Makes Them Resilient. AAFCS
Commemorative Lecture, Washington, DC.
Olson, D.H., Candyce, S., R., and Douglas, H. S. (1989). Circumplex Model:
Systematic Assessment and Treatment of Families. New York, NY: Haworth Press.
“Alınmıştır” (Anonim. Family Resiliency: Building Strengths To Meet Life’s
Challenges. National Network For Family Resiliency Children, Youth And
Families
Network,
CSREES-USDA,
www.extension.iastate.edu,
Erişim
tarihi:10.06.2008).
Reiss, D. (1980). Family Systems in America. New York, NY: Holt, Reinhart, and
Winston. “Alınmıştır” (Anonim. Family Resiliency: Building Strengths To Meet
Life’s Challenges. National Network For Family Resiliency Children, Youth And
Families
Network,
CSREES-USDA,
www.extension.iastate.edu,
Erişim
tarihi:10.06.2008).
Roosa, M. (1993). Youth at risk: The family as a contributor to child resiliency and
as a focus for intervention. In V.L. Loyer- Carlson & F.K. Willits (Eds.), Youth-AtRisk: The Research and Practice Interface (pp.39-48). University Park, PA: The
Northeast Center for Rural Development. “Alınmıştır” (Anonim. Family
Resiliency: Building Strengths To Meet Life’s Challenges. National Network For
Family Resiliency Children, Youth And Families Network, CSREES-USDA,
www.extension.iastate.edu, Erişim tarihi:10.06.2008).
Seccombe, K.(2002). Beating The Odss Versus Changing The Odds:Poverty,
Resilience, And Family Policy.Journal Of Marriage and Family, 64(May);384-394
Simon, J.B., Murphy, J.J., and Smith, S.M. (2005). Understanding and Fostering
Family Resilience. He Family Journal: Counselling and Theraphy For Couples
And Families, 13(4); 427-436.
Walsh, F. (1998). Strengthening Family Resiliency. New York: Guilford.
“Alınmıştır” (Simon, J.B., Murphy, J.J., and Smith, S.M. (2005). Understanding
and Fostering Family Resilience. He Family Journal: Counselling and Theraphy
For Couples And Families, 13(4); 427-436).
Werner, E.E. and Smith, R.S. (1992). Overcoming The Odds: High Risk Children
From Birth To Adulthood. New York:Cornell University Press. “Alınmıştır”
(McCubbin, H.I., McCubbin, M.A., Thompson, A.I., Young Han, S. and Allen,
C.T. (1997). Families Under Stres: What Makes Them Resilient. AAFCS
Commemorative Lecture, Washington, DC).
12