GSM 175-ARJANTİN TANGO TARİHİ

Transkript

GSM 175-ARJANTİN TANGO TARİHİ
GSM 175-ARJANTİN TANGO
TARİHİ
Dr. Hilal Türkoğlu Şaşmazel
Dansın Avrupa ve dünyaya
yayılması
Yirminci yüzyılın başlarında tango dansçıları ve orkestraları,
Buenos Aires ve Montevideo’dan Avrupa’ya giderek bu
dansı yaymaya başladı. Avrupa’da ilk tango çılgınlığı
Paris’te başladı ve sonrasında Londra, Berlin ve diğer
önemli kentler de bu salgına katıldı.
Dansın Avrupa ve dünyaya
yayılması
Birinci dünya savaşından hemen önce Londra ve Paris’te tango
dans ortamlarının gözbebeği olmaya başlıyordu. Üstelik bu kez
alt tabakalar falan değil, doğrudan doğruya Londra ve Paris
sosyetesi adeta tango çılgınlığına kapılmış görünüyordu.
Tangonun Avrupa’da bu şekilde popüler olması, Avrupa’da
yaşayan seçkin Arjantinliler için adeta bir kabusa dönmüştü.
Kendi ülkelerinde aşağıladıkları bu ucube dansın Avrupa’da
aralarında kraliyet aileleri mensuplarının bulunduğu geniş
kesimler tarafından benimsenmesini kendileri için bir utanç
kaynağı olarak görüyorlardı.
Öyle ki, Paris tangoyla coşarken,
büyükelçiliğinde tango yasaklanmıştı.
Paris’teki
Arjantin
Dansın Avrupa ve dünyaya
yayılması
Kısa bir süre sonra tango artık belli başlı Avrupa şehirleri ile
sınırlı kalmayıp Amerika ve Rusya’ya da sıçrıyordu.
1920’lere doğru gelindiğinde tango, New York ve Finlandiya’da
da önem kazandı.
Dansın Avrupa ve dünyaya
yayılması
Avrupa'da yaygınlaşmaya başlayan tango biraz değişime
uğramıştı. Tangonun Fransız versiyonu orijinaline göre daha
duygusal, daha melankolik ve daha az ihtiraslıdır.
Tango daha az beden teması olacak şekilde değişime
uğrayarak “Salon Tangosu”’na dönüştü.
Dansın Avrupa ve dünyaya
yayılması
Arjantin Tango gerek müzik, gerekse dans olarak her ülkede o
ülkenin ulusal kimliğine bürünmüştür.
Dünyada 3 farklı şekilde yapılır (Arjantin stili, Amerikan stili ve
uluslararası stil).
Bugün Arjantin’de tangonun tarihsel gelişimini araştıran bir
“Tango Akademisi” bulunmaktadır.
Dünyadaki ekonomik kriz ve siyasi
değişimlerin Arjantin Tango
dansına etkileri
1929’da bütün dünyayı etkileyen büyük ekonomik buhran ve
sonrasındaki siyasi krizler sırasında Tango, anavatanı
Arjantin’de de büyük bir düşüşe geçmiştir.
1950’li yıllarda Juan Perón hükümetinin Tango’yu bir milli
değer ve ulusal gurur meselesi haline getirmesiyle Tango
tekrar altın yıllarını yaşasa da Perón hükümeti sonrasında
Arjantin’de yaşanan askeri diktatörlük, halkın sosyal
mekanlarda toplanmasını yasaklaması ve sonrasında ortalığı
kasıp kavuran “Rock’and’Roll” çılğınlığıyla tekrar unutulmaya
yüz tutmuştur.
Dünyadaki ekonomik kriz ve siyasi
değişimlerin Arjantin Tango
dansına etkileri
Kökenini Arjantin’den alan çeşitli red ve yasaklar sonucu;
New York Katolik Kilisesi tangoyu günahkar dans olarak ilan
ederken,
Almanya’da Kaiser Wilhelm II askerlerinin üniforma ile tango
yapmalarını yasaklıyordu.
Ancak bu yasaklar hiçbir işe yaramayacak ve özellikle Paris’te
daha da ehlileşen, hatta kimilerine göre Fransızlaşan tango
birkaç yıl sonra Arjantin’e geri dönecek, üst sınıflardan
gönülsüz bir kabul görecek ve Buenos Aires, günümüzde köklü
bir gelenek haline gelmiş ilk tango festivallerine ev sahipliği
yapmaya başlayacaktı.”
Dünyadaki ekonomik kriz ve siyasi
değişimlerin Arjantin Tango
dansına etkileri
Tango, kötü dönemlerde küçük dans klüplerinde yaşamını
sürdürüp 1980’lerde dünya çapında canlanarak tekrar hayata
dönmüştür.
Bu canlanmanın kaynağında 1983’te Paris’te sahnelenmeye
başlanan ve Claudio Segovia ile Hector Orezzoli tarafından
tasarlanan “Tango Argentino” isimli şovun önemli bir payı
vardır. Şov dünya çapında bir yankı uyandırmış ve Avrupa’nın
her tarafında insanlar tango dersleri almaya başlamışlardır.
Arjantin Tango müzisyenleri
Alfredo De Angelis (2 Kasım 1910-31 Mart 1992)
Piyanist, şef, besteci,
Astor Piazzolla, ilerleyen slaytlarda özel bilgi,
Enrique Rodriguez (8 Mart 1901 - 4 Eylül 1971)
Bandoneonist, şef, besteci,
Francisco Canaro Kemancı, orkestra şefi, besteci
Lakabı: Pirincho (Anavatanı Güney Amerika olan bir tür guguk
kuşu),
Mariano Mores Müzisyen, besteci ve orkestra şefi
Tam adı: Mariano Martine.
Astor Piazzolla
Astor
Pantaleón
Piazzolla
(besteci),
Arjantinli
bandoneoncu, Tango Nuevo'nun kurucusu. 11 Mart
1921'de Buenos Aires'e 400 km uzaklıkta Atlantik sahilinde
bir sayfiye yeri olan 'da doğdu, 4 Temmuz 1992'de Buenos
Aires'te öldü.
Astor Piazzolla
Albümlerinden Seçmeler;
Adiós Nonino (1960)
Libertango (1974)
The New Tango (1987) Gary Burton ile birlikte
Sur (1988)
Bandoneón sinfónico (1990)
The Rough Dancer and the Cyclical Night (Tango
apasionado) (1991)
Five Tango Sensations (1991) ile birlikte
Original Tangos from Argentina (1992)
The Central Park Concert 1987 (1994)
Arjantin Tango tarihine izlerini
bırakan sanatçılar-dansçılar
1800’lerin sonu ve 1900’lerin başında
tangonun melodik yapısını geliştiren ve tangonun önünü
açan Juan Carlos Cobain ve Enrique Delfino,
1920’lerde tangoya damgalarını
vuran dönemin öncülerinden Eduardo Arolas ve Roberto
Firpo,
1930′lu yılların sonlarında Tango’ya yeni bir yön veren
sanatçılar Fresedo, de Caro, Pugliese ve Anibal Troiro.
Arjantin Tango tarihine izlerini
bırakan sanatçılar-dansçılar
Ancak insanları etkileyenler yalnızca müzisyenler değildi büyük
dansçılar da bir hayli beğeni topluyordu.
Belki de en çok tanınan ve hafızalarda en uzun süre yer edinen
sanatçı El Cachafaz (Jose Ovidio Bianquet) idi. Carmencita
Calmeron ile dans eden El Cachafaz halkın büyük sevgisini
kazanmıştı.
Arjantin Tango tarihine izlerini
bırakan sanatçılar-dansçılar
Son zamanların en büyük Tango dansçıları ise Juan Carlos
Copes ve Maria Nieves’dir. Onlar Tango dansının simgesi
haline gelmiştir ve kendilerini seyredenleri mutlaka etkileyip
onlara ilham kaynağı olurlar.
Yakın zamanda dünya çapında yapılan muhteşem gösterilerde
meşhur olan Tango dansçıları yetişmiştir. Ancak onların stili
şov Tango’sudur ve bu tarz yıllar geçtikçe Buenos Aires’in
orijinal Tango’sundan uzaklaşmaktadır.
Tango solistleri
Carlos Gardel (1890-1935),
Jorge Valdez (27 Ocak 1932-21 Şubat 2002)
Şarkıcı ve besteci.
TANGONUN BÜYÜCÜSÜ CARLOS
GARDEL
Buenos Aires ve Montevideo’nun işçi sınıfı dans salonlarından
doğan ve tutkunun dansı olarak bilinen tangonun en büyük
isimlerinden biri kuşkusuz Carlos Gardel. “Carlitos”,
“Tango’nun Kralı”, “El Mago” (Büyücü) gibi adlarla anılan
Gardel’in doğum yerinin Arjantin, Uruguay ya da Fransa
olduğu konusunda iddialar var ama iki yaşından itibaren
Arjantin’de yaşadığı kesin.
TANGONUN BÜYÜCÜSÜ CARLOS
GARDEL
Tango’nun en büyülü seslerinden birine sahip olan Gardel’in
doğum yılı doğduğuyer gibi tam olarak bilinmiyor. Ancak maço
tarzıyla bilinen Gardel tangoda bir devrim yaptı ve ilk kez
tangoda, aşık olduğu kadın için ağlayan erkeğin dramını
seslendirdi.
Gardel ile birlikte tango ABD’de de tanındı ve 1935 – 1952
yılları arasında “altın çağı”nı yaşadı. Bunda 1946 yılında
Arjantin’de iktidara gelen Juan Peron ve eşi Evita’nın da rolü
büyüktü.
11 Aralık Dünya Tango Günü...
Oldukça ironik bir biçimde hemen hemen aynı dönemlerde
yaşayan iki büyük isim Carlos Gardel (vokal) ve Julio De
Caro (besteci)
tangoyu birbirlerine kontrast bir şekilde
biçimlendirmişlerdir.
Tangoda vokal açısından Gardel
ne ifade ediyorsa, enstrümantal müzik açısından da De
Caro benzer bir değer taşır. Belki de bu kontrastlığın
birbirini tamamlaması ve bugün alışık olduğumuz
tangoyu bir bütünlüğe ulaştırmasıdır bu iki büyük
ustayı daha da ölümsüzleştiren.
11 Aralık Dünya Tango Günü...
11 Aralık tarihi tango ya bir armağan olarak kabul
edebileceğimiz bu iki büyük ismin ortak doğum günleri
olduğu için önce Arjantin’de ulusal tango günü
ardından da tüm dünya da tango günü olarak kutlanmaya
başlamıştır.
Türkiye’nin tango ile tanışması
Türkiye'nin tango ile tanışması Cumhuriyet'in kabulünden
hemen sonraya rastlar. Medeni hayatta batıya yönelik
yenilemelerin arasında dans da gelmektedir.
Fakat Arjantin tango uzun yıllar Türk insanı tarafından
benimsenmedi. Bunun en önemli nedeni dans stilinin fazla
müstehcen bulunmasıydı.
Türkiye’nin tango ile tanışması
Avrupa’da değişime uğramış stili benimsenmeye başlandı,
ama yine de erkekler ve kadınlar hiçbir zaman gerektiği gibi
yakın dans etmediler.
Tango ve Türkiye ile ilgili asıl inanılmaz olan, Türkiye'nin
dünyada tangonun ulusal bir marş gibi söylendiği tek ülke
olması. Ulusal marş gibi söylenen şarkı 'La Cumparsita',
Türkiye'de her düğünün açılış şarkısıdır.
Mehmet Ali Feridun' dan'; '' La
Comparsita..''
' La Comparsita..' (tangosu) .... Bilindiği Şekliyle..;
Ünlü Besteci ' Mathos Rodriguez '.. ait olarak bilinsede;
Asıl gerçek aşağıdaki gibidir..
La Comparsita isimli (romantik) Tango, Mehmet Ali Feridun (1895-1925)
adlı bir Türk Besteci tarafından 1921 yılında bestelenmiştir.
Üniversite Eğitimi
yıllarında, (Fransa.. Menton' da, 39 derece ateşle hasta yatarken İspanyol
Besteci; Mathoz Rodriguez ' in (orientel motifler içeren bir beste hazırlayıp,
Paris 'e gelerek, bizzat kendisinin çalmasını, rica etmesi) , talepte bulunması
üzerine bestelenmiştir.
Mehmet Ali Feridun, o hasta haliyle eseri bestelemiş, Ancak hasta olduğu
için,
kendisi Menton'dan Paris'e gidip bestesini çalamayacağını Rodriguez'e
bildirip,
eserini ona göndermiştir.

Benzer belgeler

büyük tango devrimcisi astor piazzolla

büyük tango devrimcisi astor piazzolla jeneriklerini bestelediği “El Exilio De Gardel” filmiyle Sezar ödülüne layık görüldü. 1982 yılında çello ve piyano için bestelediği “Le Grand Tango” prömiyerini 1990 yılında New Orleans ‘ta yaptı. ...

Detaylı

TANGO ORKESTRASI irfanyuksel.com sitesinden alınmıştır Tipik Orkestra

TANGO ORKESTRASI irfanyuksel.com sitesinden alınmıştır Tipik Orkestra GSM 175-ARJANTİN TANGO TARİHİ Dr. Hilal Türkoğlu Şaşmazel

Detaylı

Etkinlik kitapçığını indirmek için tıklayın.

Etkinlik kitapçığını indirmek için tıklayın. OSVALDO DONATO [1908–1975] ve EDGARDO DONATO [1905–1995]

Detaylı