Untitled - 9. Bölge Müdürlüğü

Transkript

Untitled - 9. Bölge Müdürlüğü
ANKARA İLİNDE
DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI
2013 – 2023
TASLAK
i
KISALTMALAR
UNEP
:Birleşmiş Milletler Çevre Programı
CBS
:Coğrafi Bilgi Sistemleri
STK
:Sivil Toplum Kuruluşu
IUCN
:Dünya Doğayı Koruma Birliği
TİGEM
:Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
AŞTİ
:Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmeciliği
ÖDA
: Önemli Doğa Alanı
ÖKA
: Önemli Kuş Alanı
ÖBA
: Önemli Bitki Alanı
İUCN
: Dünya Doğayı Koruma Birliği
WWF
: Doğal Hayatı Koruma Vakfı
WTO
: Dünya Turizm Örgütü
TİES
: Uluslarası Ekoturizm Topluluğu
UNEP
: Birleşmiş Milletler Çevre Programı
UDGP
: Uzun Devreli Gelişim Planı
THK
: Türk Hava Kurumu
YHGS
: Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
MP
: Milli Park
ODTÜ
: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
TİES
: Uluslaraarsı Ekoturizm Topluluğu
TBMM
: Türkiye Büyük Millet Meclisi
TCDD
: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları
MSB
: Milli Savunma Bakanlığı
TRT
: Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
ii
SUNUŞ
Son yıllarda ekoturizm adıyla sıkça duyduğumuz turizm çeşidi orman kaynaklarına olan talebi
artırmıştır. Doğada yapılan turizm çeşitleri toplum içinde doğa bilincini ve saygısını
geliştirirken aynı zamanda da iyi bir gelir kaynağı durumuna gelmiştir. Birçok ülke için
önemli bir gelir kaynağı olan ekoturizm yerel halkın ekonomik refahını artırmak için fırsat
niteliğindedir. Bu turizm çeşidinde müşteri durumunda olan ekoturistler deyim yerindeyse
yerel halkın ayağına kadar gider.
Bunun yanında dünyadaki doğal dengeleri ve insan yaşamını bekleyen en büyük tehlikelerden
birisi kuşkusuz bilinçsizce tüketilen doğal kaynakların yok olmasıdır. İnsan nüfusunun hızla
artması ve doğal kaynakların aynı şekilde tükenmesi nedeniyle doğal kaynaklardan
faydalanmanın bir plan dahilinde yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Planlamada bugünün net bir şekilde ortaya konularak geleceğin öngörülmesi çok önemlidir.
Planlanacak objelere genel bakış büyük plan olarak karşımıza çıkar. Büyük planda kabaca
şablon oturtulur, amaçlar, hedefler ve stratejiler ortaya konur. Bu genel plana master plan adı
verilir. Master planda hedefler ve stratejiler doğrultusunda belirlenen alt projeler uygulama
aşamasında detaylandırılarak hayata geçirilir. Planlamadaki genel çerçevenin iyi irdelenmesi
geçerliliği uzun sürecek alt projelerin oluşturulması bakımından önemlidir. Böylece belirli bir
aşamaya gelmiş veya bitmiş proje veya uygulamaların iptal edilmesine, yeniden yapılmasına
gerek kalmaz, zaman ve kaynak israfı azalır. Kaynaklarının kullanımını planlayabilen ülkeler
geleceğe daha umutla bakabilirler. Ancak, bu durum dünya için bölgesel bir çözümdür. Çünkü
dünyanın bir ucundaki dengesizliğin ve plansızlığın diğer ucunu etkilemesi kaçınılmazdır.
iii
ÖNSÖZ
Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz çanağı ülkeleri, yaz aylarında ve belli
yörelerde yoğunlaşan deniz-güneş-kum turizmi ile tanımlanır. Ancak günümüzde turist profili
giderek değişmekte, turizm geleneksel destinasyonlardan uzaklaşmaktadır. Eko turistlerin
35-54 yaş grubunda, yüksek eğitimli, ortanın üzerinde geliri olan ve doğa, kültür ve
gastronomiye ilgi duyan kişiler oldukları dünyada yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır.
2002 yılında ulusla arası turizmde, geleneksel turistlerin %62 si tatil amaçlı seyahat ederken,
eko turizm amaçlı seyahat edenlerin oranı %4 olarak belirlenmiştir. Buna karşılık toplam
turizm gelirleri içindeki harcama payları %7 dir. Ayrıca eko turizm gelirlerinin büyük ölçüde
yöre insanına döndüğü ve bu insanların daha çok toplumun en yoksul kesimini oluşturan dağ
ve orman köylüleri ve pansiyon çalıştıran aile grupları düşünüldüğünde, bu kesimin ekonomik
olarak iyileşme gösterebileceği açıktır. Üstelik, eko turizm gelirlerinin bir kısmı da doğal
değerlerin korunması ve geleneksel kültürlerin yaşatılmasında kullanılmaktadır.
Tüm bu bakış açıları ile, turizmin ve eko turizmin temel hammaddelerini oluşturan
doğal, tarihi ve kültürel değerlerin sürekliliğinin sağlanması ile turizm pazarlamasındaki en
önemli tanıtımın çevre duyarlılığına dayanması, koruma-kullanma dengesine dayalı “turizmin
fiziksel planlaması” ile mümkün olmasını öngörmektedir
Ankara ili için ekoturizm kaynaklarının tespiti ve sürdürülebilir yönetimine katkıda
bulunmak amacı ile “Ankara İli Doğa Turizmi Master Planı Taslağı” hazırlanmıştır.
Planın hazırlanmasında bizlere desteği esirgemeyen Bölge Müdürümüz Sn. Zeki
ŞALTU’ya ve bu planın hazırlanmasında büyük emek sarf eden IX. Bölge Müdürlüğü Ankara
Şube Müdürlüğü Teknik Personelimiz; Peyzaj Yüksek Mimarı Sibel ERZİNCAN’a, Ziraat
Mühendisi Oğuz GÜNDÜZ’e, Orman Mühendisi Nazlı BADUR’ a teşekkür ederim.
Ankara İli Doğa Turizmi Eylem Planı kapsamında yapılacak uygulamalarla ilimizin
doğal ve tarihi güzelliklerinin önemi daha iyi kavranarak korunma kullanma dengesi içerisinde
sürdürülebilirliği sağlanacaktır.
Şahin ÇILGIN
Doğa Koruma ve Milli Parklar
Ankara Şube Müdürü
iv
ÇALIŞMANIN MAKSADI
Geleceğin doğru bir şekilde öngörülmesi ancak bugünün net bir şekilde ortaya
konmasıyla mümkündür. Bu amaçla Ankara İli hakkında temel verilere ulaşılabilecek her türlü
literatür, araştırma ve çalışmalar plan kapsamına alınmıştır. Yapılan bu çalışmayla
ekoturizmin tanımı ve özellikleri çerçevesinde Ankara ilinin bu konudaki kaynak değerleri
ortaya konarak Ankara’nın Başkent olarak bürokrasinin merkezi olması özelliğiyle bilinirliğinin
yanında Doğa turizmi açısından da önemi ortaya konarak ileride yapılacak planlama ve
yatırımlarda ekoturizm yönüyle de ele alınması amaçlanmıştır. Ankara İlinin bu konuda
nüfusu, çevre bilinci yüksek insan profili, bu konudaki potansiyelinin fazla olması gibi
sebeplerle daha avantajlı olduğu düşünülmektedir. Master Planlar planlanan konuya genel bir
bakışı ifade eder. Hazırlanan bu plan taslağıyla; İlgili diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği
içerisinde ekolojik dengenin korunması kaydıyla sürdürülebilir ve uygulanabilir ekoturizm
yöntemleri ve kaynaklarının belirlenmesi planlanmıştır. Plan çıktıları, kaynak değerine sahip
sahalarda sürdürülebilir kalkınma projelerine altlık teşkil edebilir nitelikte olacaktır. Bu sayede
geliştirilecek yeni projelerle ekoturizm Ankara’nın önemli bir gelir kaynağı haline
getirilebilecek ve yerel halkın ekonomik refahı artacaktır.
v
İÇİNDEKİLER
1.Giriş…………………………………………………………………………………….1
1.1. Doğal alanlar, yöre insanının geleneksel hayatı, kırsal kalkınma,
sürdürülebilir turizm alternatifi ve ankara ilinde sürdürülebilir
doğa turizmi
1.2. Doğal Alanlar ve Sürdürülebilir Kalkınma
1.3. Sürdürülebilir Doğa Turizmi
1.4. Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Stratejisi
2.Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişimine İlişkin Çalışmalar
7
7
2.2. Turizm Potansiyeli
10
2.3. Taşıma Kapasitesi
14
3.İlgi Grubu Analizi ve Yerel Organizasyonun Oluşturulması
İlgi Grupları/Paydaşlar
İlgi Grubu Kategorileri
İlgi Grubu Analizi
Toplum Temelli Yaklaşım
Yerel Organizasyonun Oluşturulması
Ankara İli’nin Tarihçesi
Ankara İli’nin Genel Özellikleri
3.7.1. Coğrafi Konum
3.7.2. Fiziki Yapı
3.7.3. Bitki Örtüsü (Flora)
3.7.4. Hayvan Varlığı (Fauna)
3.7.5. İlin jeolojik durumu
3.7.6. İklim Durumu
3.7.7. İdari Durumu
3.7.8. İlin Nüfusu
3.7.9. Ulaşım Durumu
3.7.10. Tarihi ve Kültürel Değerler
3.7.11. Doğal Oluşumlar-Jeositler
3.8 İlgi Grubu ve Paydaş Analizi
4.
7
2.1.Kaynak Analizi
2.1.1. Kaynak Analizinde Ele Alınacak Unsurlar
2.3.1 Taşıma Kapasitesinin Elemanları
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
1
1
3
5
15
17
17
17
18
19
19
20
23
23
24
27
33
37
39
40
40
41
43
55
62
Ankara İli Doğa Turizmi Arzı
62
4.1. Ankara’nın Doğa Turizmi Değerleri
62
vi
4.2. Ankara İli’nin Doğa Turizmi Arzı Değerleri ve Bilinirlik Değerlendirmesi
4.3. Ankara İli’nde Doğa Turizmi Amaçlı Kullanılan Koruma Statülü Alanlar
4.4. Seçkin Özellikli Sahalara Ait SWOT Analizi
4.5. Doğa Turizmi Çeşitleri
4.5.1. Doğa Turizmi ve Ekoturizm Kavramı
4.5.2. Dünya’da Doğa Turizmi
4.5.3. Türkiye’de Doğa Turizmi
4.5.3.1. Türkiye’de İlk Ekoturizm Hareketleri
4.5.3.2. Türkiye’de Ekoturizm ve Uygulama Örnekleri
4.5.3.3. Türkiyede Korunan Alanlar ve Doğa Turizmi
4.5.3.4. Türkiye’de Doğa Turizmi ile ilgili Yasal Mevzuat
4.5.4. Doğa Turizmi Çeşitleri
4.5.5. Ankara İlinde Uygulanan Doğa Turizmi Çeşitleri
4.5.5.1. Kış Turizmi
4.5.5.2. Termal Turizm
4.5.5.3. Kongre Turizmi
4.5.5.4. Yayla Turizmi
4.5.5.5. Bisiklet Turizmi
4.5.5.6. Sportif Olta Balıkçılığı
4.5.5.7. Su Sporları Turizmi
4.5.5.8. Dağ ve Doğa Yürüyüşü (Trekking)
4.5.5.9. Atlı Doğa Yürüyüşü
4.5.5.10. Mağara Turizmi
4.5.5.11. Kamp ve Karavan Turizmi
4.5.5.12. Kuş Gözlemi (Ornitoloji)
4.5.5.13. Botanik Turizmi
4.5.5.14. Yamaç Paraşütü
4.5.5.15. Foto Safari
4.5.5.16. Av Turizmi
4.5.5.17. Yön Bulma (Oryantiring)
4.5.5.18. İzcilik
4.5.5.19. Yaban Hayatı(Fauna Gözlemciliği)
4.5.5.20. Gem Safari(Süs Taşları Toplama Gezisi)
63
64
85
92
92
93
94
94
94
97
98
99
101
101
102
103
103
105
105
107
108
133
133
133
134
136
138
139
140
141
142
143
143
5. Seçkin ve Yüksek Değer Taşıyan Alanların Değerlendirilmesi ve Potansiyelini Geliştirme
İmkanlarının Ortaya Konulmasına İlişkin Analizler
146
5.1. Ankara İli ve İlçelerinin Kıyas Yöntemi ile Kısa Değerlendirilmesi
6. Ankara İli Sürdürülebilir Doğa Turizmi Stratejileri
6.1. Gelişme Stratejileri
6.2. Pazarlama Stratejileri
6.3. Ziyaretçi Yönetimi Stratejileri
161
165
165
165
165
vii
6.4. İzleme ve Değerlendirme Stratejileri (Turizmin Etkilerinin ve Sürdürülebilirliğinin
İzlenmesi
166
EYLEM PLANI
167
KAYNAKLAR
173
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil-1 Ankara İli Uydu Görüntüsü
23
Şekil-2 Çöl Gölü ve Çalıkdüzü
24
Şekil-3 Mogan Gölü
25
Şekil-4 Sarıyar Baraj Gölü
25
Şekil-5 Ankara Orman Varlığı
31
TABLOLAR
Tablo-1 Orman Varlığının Ağaç Türleri İtibarıyla varlığı
32
Tablo-2 İlçelerin Merkeze Uzaklığı
42
Tablo-3 Ankara’nın Festival ve Şenlikleri
55
Tablo-4 Arz Analizi Tabloları
63
Tablo-5 Davutoğlan Kuş Cenneti’nde Gözlenen Kuş Türleri
76
Tablo-6 Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Ekoturizm ile İlgili Projeleri
95
Tablo-7 Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Ekoturizm ile İlgili Projeleri
96
Tablo-8 Türkiye’deki Korunan Alanlar
98
Tablo-9 Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Turizm Çeşitleri ve Tanıtımı
100
HARİTA LİSTESİ
Harita-1 Türkiye İdari Sınırları
23
Harita-2 Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları
33
Harita-3 Ankara İli Deprem Haritası
39
viii
Harita-4 Ankara’nın İlçeleri
40
Harita-5 Ankara Termal Turizm Haritası
102
Harita-6 Nallıhan Yürüyüş Parkurları
108
Harita-7 Kıztepesi Yürüyüş Parkuru
110
Harita-8 Sobran Köyü-Boğazınkaya Yürüyüş Parkuru
112
Harita-9 Tekke Köyü-Alan Köyü(Ilıca Vadisi) yürüyüş Parkuru
115
Harita-10 Asarlıktepe Bozyaka Göleti Yürüyüş Parkuru
118
Harita-11 Beydili Kayası Yürüyüş Parkuru
120
Harita-12 Andızdağı-Andız Yaylası Yürüyüş Parkuru
122
Harita-13 Bozarmut Yaylası-Aksu Köyü Yürüyüş Parkuru
124
Harita-14 Döğmeci Köyü-Aydoğmuş Köyü Yürüyüş Parkuru
126
Harita-15 Sarıçalı Dağı Yürüyüş Parkuru
128
Harita-16 Çulhalar Köyü-Karacasu Köyü Yürüyüş Parkuru
130
Harita-17 Ankara İlinde Korunan Alanlar Olarak İlan Edilebilecek Potansiyel Sahalar 162
Harita-18 Ankara İli Doğa Turizmi Faaliyet Sahaları Haritası
163
Harita-19 Ankara İli İçin Belirlenen Öncelikli Faaliyet Alanları Haritası
164
GRAFİKLER
Grafik-1 Soğuksu Milli Parkı Toplam Ziyaretçi Projeksiyonları
68
ix
1. GİRİŞ
1.1 DOĞAL ALANLAR, YÖRE İNSANININ GELENEKSEL HAYATI, KIRSAL
KALKINMA, SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM ALTERNATİFİ ve ANKARA
İLİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ
Tabiatı korumanın geleceği kırsal alanların geleceğine, kırsal hayatın korunmasına ve sağlıklı
yürüyen bir kırsal ekonomiye bağlıdır. Kırsal alanlardaki düşük ve dağınık nüfus ile beraber
yetersiz gelir söz konusu olduğunda bu alanların turizm köyleri vb. gibi faaliyetler için
kullanılması söz konusu olacaktır. Bu tür girişimlerin önemli bir kısmı korunan alanlarda veya
dışında yapılmaktadır. Bazı etkinliklerin korunan alanlara ve tabiata çok zarar verdiği de
görülmektedir. Bu sebeple tabiatı korumakla görevli olan bizlerin çevremiz ile iyi bir proaktif
ilişkiler içinde olmamız gerekmektedir. Proaktif kişi; ilişkilerde ve faaliyetlerde inisiyatifi
eline alan kişi demektir. Tabiattaki faaliyetlerin kontrolü için Orman ve Su İşleri Bakanlığı
taşra kuruluşlarının kırsal sahalarda doğa turizminin geliştirilmesinde öncü olması doğru bir
harekettir.
Son yıllarda sivil toplum kuruluşları ve diğer kamu kurum ve kuruluşları; statülü korunan
alanlar, doğal alanlar, kırsal kalkınma, kalkınma için işbirliği gibi konuları tamamıyla farklı
bir bakış açısı ile algılamaya başlamışlardır. Tabiat ve geleneksel kültürler üzerinde turizmin
meydana getirdiği olumsuz tesirler ve bunların neticesinde duyulan korkular kitle turizmine
karşı alternatif, çevreye duyarlı turizmi ve tabiatı korumayı öne çıkarmıştır. Sürdürülebilir
doğa turizmi ve ekoturizm tabiatın korunması için bir umut olarak ortaya çıkmıştır.
Algılamadaki bu değişiklik, doğal alanlar, korunan alanlar ve çevresinin bölgesel
planlamasında turizme ilişkin proje ve çalışmaların giderek artmasına yol açmıştır. Bu sayede
turizm, zaman içinde kırsal alanların kalkınmasında, yoksulluğun azaltılması ve yöresel
kültürel zenginliğin korunmasında anahtar bir rol haline gelmiştir.
Sürdürülebilir doğa turizmi, kırsal ekonominin çeşitlendirilmesi, kırsal nüfus için yeni bir
bakış açısı meydana getirilmesi, yoksulluğun ve kırsal göçün azaltılmasında önemli
seçeneklerden biri olarak görülmektedir. Ancak, turizmin yalnızca yerel ekonomi ile doğru
şekilde bütünleştirildiği takdirde beklentileri karşılayabileceği ve yöre halkı ile diğer ilgi
gruplarına fayda sağlayacağı unutulmamalıdır.
1.2 DOĞAL ALANLAR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
1980’li yıllardan itibaren Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), çevre konularına
ilişkin çalışmaları arttırmış, Bu çalışma giderek artan bir etkinin meydana gelmesini
1
sağlamıştır. Dünya Çevre Kalkınma Komisyonu’nca 1987 yılında tamamlanan çalışmalar
sonunda “ortak geleceğimiz” adlı bir rapor hazırlanmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerde, çevre ve kalkınma konularına çok farklı yaklaşılması gerektiği bu raporda
vurgulanmıştır. Kalkınmanın ve insanlığın sahip olduğu kaynakların sürdürülebilir olduğuna
vurgu yapılmıştır. Raporda ortaya konulan “sürdürülebilir kalkınma” kavramı, insanların
elinde bulundurduğu ve onlara muhtaç olduğu ekolojik, kültürel ve sosyo-ekonomik
kaynakların nadir ve eşsiz olduğu görüşüne varılmıştır.
Bir sahanın sahip olduğu kaynaklar, çok farklı maksatlar için kullanılabilmektedir. Örneğin,
bir orman, kereste imalatı için kullanılabilirken, üzerindeki ağaçlar kesilerek tarım toprağı
olarak kullanılabilmekte ayrıca korunan alan olarak da ayrılabilmektedir. Alanın ve alanda
yaşayan yöre halkının özelliklerine bağlı olarak bu seçeneklerden bazıları uygulanabilirken,
bazıları ise kesinlikle uygulanamaz. Yalnızca korumacı bir yaklaşım içine girildiğinde doğru
görülen seçenek ormanın el değmemiş eski haline bırakılması olsa da, yöre halkı ve diğer iş
gruplarının bu kaynakların sürdürülebilir kullanımı hayat kalitelerini yükseltmek için
ormandan hak iddia etmeleri mevzubahistir. Bu sebeple yüzde yüz sürdürülebilir kalkınmaya
her zaman ulaşılamasa da bu hedef üzerine yoğunlaşılmalıdır.
Doğal ve korunan kırsal alanlarda, geçmişten günümüze yerel topluluklar ile arazinin
beraberliği çok önemlidir. Korunan alan ağı büyüdükçe korunan alan kavramının anlamı da
değişmeye ve gelişme göstermeye başlamıştır. Bu gelişme içinde yöre insanlarının varlığı ve
faydalanmalarının sürdürülebilirliği de öne çıkmaktadır.
Bir doğal alan ve korunan alanın içinde yer aldığı bölgenin sürdürülebilir kullanımı, turizm,
ekolojik tarım, hayvancılık, yeni bölgesel ürünler, sürdürülebilir ormancılık, hatta enerji
üretimindeki yatırımlarla birlikte düşünüldüğünde daha başarılı olacağı açıktır.
Doğal alanlarda faaliyetlerin açıklanmasında Kırsal alan, Kırsal kalkınma ve Sürdürülebilir
Kalkınma gibi kavramlar değerlendirilmelidir. Bu kavramlara baktığımızda;
Kırsal Alan; Şehir diye tabir edilen yerleşme sahalarının dışında kalan tarımla ilgili
etkinliklerin yapıldığı alanları da içeren köy, mezra, kom vb. adlarla adlandırılan ve anılan
insan yerleşimlerinin var olduğu alanları “kırsal alan” olarak tanımlayabiliriz.
Kırsal Kalkınma Kavramı: Kırsal kalkınma, küçük toplulukların içinde bulundukları
ekonomik, toplumsal ve kültürel şartları iyileştirmek amacıyla giriştikleri çabalarının, devletin
bu konudaki çabalarıyla birleştirilmesi, bu toplulukların tüm ülke insanlarının tümüyle
kaynaştırılması ve ulusal kalkınma çabalarına tam katkıda bulunmalarının sağlanma süreci
şeklinde tanımlanmıştır.
2
Kırsal Alan Kalkınması; Hem eğitim hem de örgütlenme işi olup, kırsal alan; toplumun
ihtiyaçlarının göz önünde tutulması,
kırsal alan kalkınma politikası ile ilgili planların
alınması sırasında topluma zorla kabul ettirilmemesi gereken bir konudur. Toplum
istediklerini elde etmedikçe kırsal alan çalışmalarına katılmayacaktır. Tarımsal çalışmalar,
beslenme, eğitim, mesleki önderlik ve öğretim, kooperatifler, el sanatları, küçük sanayiler,
sosyal güvenlik çalışmaları, planlama ve sağlık politikaları nitelikleri kırsal alan ve ülke
planları ile bir bütünlük içinde olmalıdır.
Sürdürülebilir Kalkınma: Ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir
kullanımına dayanmaktadır. Burada ekolojik, ekonomik ve sosyo kültürel sürdürülebilirlik
şartlarının tamamının sağlanması önemlidir.
Kırsal alanlar turizm ve boş zamanların değerlendirilmesinde önemli bir yer tutmaktadır.
Kırsal alan, turistlere sakin ve huzurlu bir seçenek sunmaktadır. 2005 yılında yapılan bir
araştırmada; Fransız vatandaşları tatillerinin, %52’sini ya bir ailenin yanında ya da bir
arkadaşının evinde, %26’sı evlerinde geçirdiklerini ve %9’luk bir kısmı ise kırsal alanda
ikinci bir eve sahip olduklarını ifade etmişlerdir. Kırsal alanlar doğa için önemli role sahiptir.
Tabii kaynakların korunması, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi, doğal felaketlere karşı
koruma, iyi hayat şartlarının korunması ve doğal manzaranın korunması doğal çevre ile ilgili
hususlardır.
1.3 SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ
Sürdürülebilir kalkınma, ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir
kullanımına dayanmaktadır.
Sürdürülebilir turizmin gelişimi de sürdürülebilir kalkınma ile bağlantılı bir yaklaşımdır.
Sürdürülebilir turizmin gelişiminde turistlerin ve ziyaret edilen yerlerin bugün kü
ihtiyaçlarının, gelecekteki fırsatları koruyup geliştirerek ve genişleterek karşılanması
amaçlanmaktadır. Bu yaklaşım, ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçların, kültürel bütünlüğün,
gerekli ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve kırsal hayatı destekleyen süreçlerin
devamını içermektedir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün tanımına göre
sürdürülebilir bir turizm gelişimi;
Çevresel kaynakların en iyi şekilde kullanılmasını sağlamalı,
Ziyaret edilen toplulukların sosyo-kültürel yapısına, gelenekselliğine saygı göstermeli,
Bütün ilgi gruplarına adil bir şekilde dağıtılan sosyo-ekonomik faydalar ile tutarlı ve uzun
vadeli ekonomik faaliyetler ortaya koymalıdır.
Buna göre sürdürülebilir kırsal/doğa turizminin gelişme ölçütleri;
3
a. Biyolojik çeşitliliğin korunması,
b. Ekonomik tutarlılık,
c. Kültürel zenginlik,
d. Yöre halkının refahı,
e. İstihdam kalitesi,
f. Sosyal eşitlik,
g. Ziyaretçi memnuniyeti,
h. Yetkinin yerele doğru dağıtılması,
i. Toplumun genelinin refah ve mutluluğu,
j. Fiziki bütünlük,
k. Kaynakların etkin kullanımı,
l. Çevre temizliğidir.
Korunan alanlar açısından; tabiatın seçkin parçaları olan korunan alanlar ile turizm arasındaki
bağ, korunan alanların tarihçesi kadar eskidir.
Korunan alanlar turizme, turizm de korunan alanlara ihtiyaç duymaktadır. Turizm korunan
alanların kurulması ve yönetiminde göz önüne alınması gereken önemli bileşendir.
Turizm; aynı şekilde koruma altında olmayan flora ve faunanın tutunduğu tabiat alanlarına ve
insanın yaşadığı sahalardaki yöresel kültüre de bağımlıdır. Bu bağımlılık doğa ve kültürün
bozulmaması için tedbirleri gerektirir. Bu tedbirlerin neler olacağının “sürdürülebilir kırsal
kalkınma” ilkeleri çerçevesinde tespiti de zorunludur.
Turizmin önemli bir ekonomik faaliyet olması ve tüm göstergelerin bu faaliyetin büyüme
eğiliminde olacağı yönünde olması önemli bir husustur.
Turizmdeki büyümeyle beraber sürdürülebilir turizm, ekoturizm gibi doğayla ilgili turizme
olan talep artmış ve turizm ürünleri ile destinasyonlar çeşitlenmiştir. Turistlerin talepleri de
değişmiş ve çeşitlenmiştir. Turistlerin talepleri konaklamada konforun sağlanması yanında,
yöreye özgü kültürel değerler hakkında bilgi edinme, yöre halkıyla iletişim, bölgenin flora ve
faunası, özel ekosistemler, doğal hayat ve bunların korunması da dahil olmak üzere daha
sorumlu bir seyahat deneyimi kazanmak da söz konusudur.
Beklenen büyüme ve yeni eğilimler turizmi o kadar stratejik bir konuma taşımıştır ki, turizm
eşsiz özellikli doğal veya korunan alanların sürdürülebilirliğinin yanı sıra bu alanların
çevresinde yaşayan yöre halkının kalkınma potansiyeline de müspet etki sağlayabilmektedir.
Bu durumda turizm, doğal alanların korunması ve yöre halkı ile ziyaretçilerin çevre bilincinin
arttırılmasında kullanılabilecek çok önemli bir araçtır. Dolayısıyla turizm sayesinde koruma
çalışmaları için gerekli mali kaynakların kazanılmasının yanı sıra ziyaretçiler ile yöre halkına
4
yönelik bilinçlendirme ve eğitim programlarının oluşturulması ve uygulanması gibi hedeflere
de kolayca ulaşılabilmektedir.
En önemli hususta; turizm faaliyetlerinin uzun dönemde sürdürülebilir olması için geniş
kapsamlı, dikkatli, katılımcı ve paylaşımcı olarak planlaması, sürecin etkin yönetimi ve
izlenmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde, bu faaliyetlerin geri dönüşü mümkün olmayan
olumsuz etkileri ortaya çıkacak ve turizm bu alanları tahrip eden bir faktör haline
gelebilecektir. İşte bu nedenle; “SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞME (MASTER)
PLANI” çalışmasına lüzum duyulmuştur.
1.4 SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞME STRATEJİSİ
Yukarda da bahsedildiği üzere, insan kullanımı bakımından hassas olan sahalarda turizm söz
konusu olduğunda turizmin iyi planlanması ve yönetilmesi önemli olmaktadır.
Alışılmış turizm stratejileri ile Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Stratejisi arasındaki fark
şudur; alışılmış yöntemler yukarıdan aşağıya bakış açısı ile uygulanmaktadır.
Yani kararlar merkezden alınmakta ve uygulanması için yerele taşınmaktadır. Yöre halkı
katılımcı olamamaktadır.
Sürdürülebilir turizm ise aşağıdan yukarıya bir yaklaşım için gayret göstermektedir. Bu
yaklaşımda yöre halkının beklentileri ele alınır, yönetime katılmasını sağlayıcı yapı kurulur,
yörenin kalkınma potansiyelini bünyesinde barındıran tabii değerlerin korunması için ortak
kararlar alınır. Karar almanın yanında uygulama ve izleme aşamalarında da yöre halkının
bilgisini, becerilerini, en uygun şekilde kullanmak esastır. Bu yaklaşım yöre halkının, yerel
otorite ve organizasyonların yetkilendirilmesine dayanır.
-Sürdürülebilir turizm gelişim aşamasında doğa ve çevresinin ortak çıkarları söz konusudur.
Konaklama ve diğer turizm altyapıları mümkün olduğunca doğal alan dışında olmalıdır. Bu
durum doğaya ve kültüre zararı en aza indirdiği gibi ev pansiyonculuğu gibi faaliyetlerin
yapılmasıyla yöreye faydayı arttırabilir.
-Yöre halkı ve diğer bölgesel ilgi grupları turizm gelişiminde önemli ortaklardır. Söz konusu
gruplar turiste konaklama imkanı sunacaklar, sunacakları ürünün kalitesinin korunmasında da
sorumluluk alacaklardır.
-Günübirlik ziyaretçiler yerine uzun süreli konaklamaya lüzum duyan turistle hedefleniyorsa,
doğal ve kültürel mirasa dayalı çekim noktaları, el sanatları gibi faaliyetler ortaya konmalıdır.
-Doğal alanlar genellikle çok hassastır, bu sebeple ekolojik değerler, belirli bir saha ile sınırlı
olmayacaktır. Geleneksel hayat, yerel kültür, kırsal, sosyal ekonomik yapılar da aynı zamanda
turizmin temel kaynağı olmaktadır.
- Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nın ilimizde/bölgemizde ve ülkemizde
doğa turizmine konu olacak sahaların tüm ilgi grupları için anlamlı ve cazip bir bakış açısına
dayandırılmasına esas olmalıdır.
5
- Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nda turizm; doğayı koruma, kırsal
kalkınma için bir araç olarak ele alındığından, doğa turizmi yönetim planı olarak ele
alınmalıdır. Halihazırda olan turizm etkinlikleri de tartışılmalı, değerlendirilmelidir. İlde
sürdürülemez olan turizm veya gelir getirici faaliyetler de tanımlanmalıdır. Ayrıca iyi bir
yönetim için tehditler ve fırsatlar da ele alınarak bunlardan hareketle ortaya çıkacak fikirler
ortaya konmalıdır.
-Doğaya dayalı turizm yönetiminin entegre bir anlayışla (alan ve çevresinin sahip olduğu
doğal, tarihi ve sosyo-ekonomik kaynakların bütüncül ele alınması) değerlendirilmesi de
önemlidir.
-Turizm gelişimi genel olarak piyasa talebine göre yönlendirilir. Bir alanın turizm
potansiyelinin değerlendirilmesi, rekabetçi özgün ve özellikli bir destinasyon oluşturması için
gerçekçi beklentiler ortaya konulmalıdır. Yüksek ekolojik değerlere sahip olan sahalar yüksek
turizm değeri içermeyebilir. Turizm, ancak doğru pazar ürünlerini hedeflediği zaman başarılı
olabilir. Özellikle hassas tabiat alanlarında taşıma kapasitesi düşük iken, bu alanlardan
beklenen faydalar yüksek olmaktadır. Taşıma kapasitesinin düşüklüğü sınırlı sayıda turist
demektir. Bu sebeple taşıma kapasitesinin değerlendirilmesi de önemlidir.
-Entegre Doğal Alan Yönetimi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı ile
doğa ve turizm yönetimi için tüm ilgi gruplarının desteğini almayı hedefler. Tüm ilgi
gruplarının etkin desteği önem taşır. Turizm gelişiminin karmaşık yapısı göz önüne alınırsa,
ilgi gruplarının etkin iş birliği oldukça önemlidir. Planın herkes tarafından sahiplenilmesi
ayrıcalık olacaktır.
-Sürdürülebilir kırsal kalkınma için kapsamlı bir vizyon belirlenmesine de ihtiyaç vardır.
-Pazarlama
Stratejisi; Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nın bir
parçasıdır. Kalkınma ve rekabete açık ürün-Pazar kombinasyonu için yaratıcı yaklaşımlar
içermelidir. Pazarlar, hedef gruplar, turist sayısı, ürünler, hizmetler, yaratıcı yaklaşımlar bu
stratejide yer almalıdır.
-Turizm Destinasyonu Yönetimi; Yaygın bir stratejik yaklaşım olup, destinasyonu rekabete
açık hale getirir, bir turizm pazarını iyi bir şekilde yönetmek, pazarlamak, bir destinasyonu
rekabetçi yapabilmek için gereken tüm unsurları içeren bir yaklaşımdır.
-İyi tanımlanmış amaçlar ve göstergelerle mantıksal bir çerçeve kurmak, ayrıntılı bütçe, mali
portre ve ilgi gruplarının tümüne açık görev ve sorumluluklar veren bir iş planı hazırlamak
gereklidir.
-Ziyaretçinin İzlenmesi ve Ziyaretçi Yönetim Planı: Madem ki doğa gibi hassas bir
sistemde çalışılıyor, bu durumda turist ziyaretinin ilkelerini belirleyen bir ziyaretçi yönetim
6
planı lüzumludur. Aynı zamanda da hem geri bildirim temin etme, hem de taşıma
kapasitesinin kontrolü için izleme programı da olmalıdır.
Geri bildirimler kalitenin arttırılması, sunumların taleplere uygun hale getirilmesi
(iyileştirilmesi), hizmetteki aksamaların ve doğadaki değişimlerin takibi için çok önemlidir.
Şu unutulmamalıdır ki; turizm, doğanın korunması için ortaya konan ana hedeflere ulaşmak
garanti edildiği takdirde teşvik edilmelidir.
2. SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞİMİNE İLİŞKİN ÇALIŞMALAR
2.1 KAYNAK ANALİZİ
Gelişme planı ve stratejisi için öncelikle kaynak analizi yapılması mecburidir. Bir alanın sahip
olduğu kaynaklar, o alanın kalkınması için bir sermaye veya potansiyel oluşturmaktadır. Bu
kaynakların analizi de önemli veri ve bilgi oluşturulmasını temin etmektedir.
Ekolojik ve kültürel kaynakların yanında sosyo-ekonomik özellikler de turizm gelişimi için
önemli bir temel oluşturmaktadır. Örneğin kırsal turizmin, tarımsal faaliyetleri desteklemediği
durumlarda kırsal turizmin gerçekleştirildiği bölge hem kendi sermayesini hem de kırsal olma
özelliğini kaybedecektir. Gerek turizm potansiyeli gerekse taşıma kapasitesi turizm
kaynaklarının mevcut durumuna bağlı olduğundan kaynak envanterinin mutlaka yapılması
gerekir.
2.1.1 Kaynak Analizinde Ele Alınacak Unsurlar
a. Doğal Kaynaklar: turizmin gelişimi için önemli olan yöreye özgü doğal kaynaklardır. Bu
kaynakların hali hazırdaki ekonomik kullanımları, korunma durumları, statüleri, iklim gibi
turizm gelişimi için potansiyel kaynakların envanterini içermektedir.
Seçkin Doğal Kaynaklar: Turizm yalnızca korunan doğa parçaları ile ilgili değildir. Eşsiz
manzaralar, dağlar ve nehirler gibi ve korunmayan türler de turizm için ilgi çekici
olmaktadırlar. Örneğin; ormandaki ağaçların üzerinde gezinen sincapları, konakladığımız evin
penceresinden gözlemlemek son derece çekicidir. Bir orman öncelikli olarak odunculuk
amacıyla kullanılsa da dağ bisikleti gibi bir aktivite için ortamı çekici hale getirebilmektedir.
Seçkin Doğal Kaynakların Halihazırdaki Ekonomik Kullanımlarının Tanımlanması
Doğal kaynakların çok çeşitli kullanımları söz konusudur, ormanların odunculuk, nehirler ve
göllerin sportif balıkçılık, su sporları ve enerji üretmek için kullanımları gibi. Bu
kullanımlardan bazıları gelenekseldir ve düşük etkilere sahiptir. Bazıları ise sürdürülebilir
değildir. Bu sebeple bunlar turizm gelişimi için de uygun değildir.
7
Kaynağın Korunma Durumu ve Statüsü: Bazı doğal kaynaklar mevcut kanunlarla korunur.
Bunların turizmde kullanımı da bu kanunlara uygun olmalıdır.
İklim; mevsimlerin dağılımı, ortalama sıcaklık, nem ve günlük ortalama optimal güneş ışığı
saatlerine bağlı olarak iklim analizi yapılmaktadır. Burada önemli olan iklimin farklı
mevsimlerde turizm için elverişli olup olmadığıdır.
Turizm Gelişimi İçin Potansiyel Doğal Kaynaklar: Potansiyel kaynakların tespiti turizm
planlaması için önemli ve özellikle yönlendirici olmaktadır. Tüm bu kaynakların envanter
çalışmalarının haritaya aktarılması, turizm ürünleri ve hizmetlerinin gelişmesi ve altyapı ile
tesislerin fiziksel planlaması için önemli olmaktadır.
b. Kültürel Kaynaklar: Kültürel kaynakların envanteri doğal kaynaklara ilişkin çalışmalara
benzerlik göstermektedir. Özellikle doğal ve kültürel kaynaklardan oluşan kombinasyonlar,
turistler tarafından yüksek ilgi ile karşılanmaktadır. Kültürel mirasın korunmasının önemi
konusunda farkındalık meydana getirilebilirse, sürdürülebilir turizm gelişimine ve doğa
korumaya verilen destek artacaktır.
c. Sosyo-Ekonomik Kaynaklar: Altyapı, insan kaynakları ve farklı ekonomik sektörlerin
bileşimini içermektedir. Bu konuda yapılacak envanter çalışması, birbiri ile bağlantılı birçok
farklı unsurlar içermesi ve bu unsurların turizm gelişimi için ilk bakışta kavranamaması
mümkündür. Bölgenin kalkınma potansiyelinde, sosyal ve ekonomik rekabet edebilirlik
unsurları büyük öneme sahiptir. Yerel nüfusun turizme yaklaşımı, turizm sektöründe çalışma
isteği gibi bazı unsurların turizm ile doğrudan ilişkisi bulunmaktadır.
Altyapı: Bir bölgenin turizmde rekabet edebilirliği ve kalkınma seviyesinin tespiti için altyapı
kalitesi önemli bir göstergedir. Altyapının kalitesi, yerel nüfusun hayat kalitesini ortaya
koymanın yanı sıra turizm gelişimi için de zorunlu bir şarttır. Alan, güvenli içme suyu,
donanımlı sağlık tesisleri gibi temel unsurları içermiyorsa turizm gelişimi asla başarılı
olamayacaktır. Altyapının farklı unsurları için şartlar, kalite ve gelecekteki durum
değerlendirilmelidir. Kaynak halihazırda turizm için mi kullanılmaktadır? Sorusu hem
kaynağın turizm gelişimi için önemi konusunda hem de kaynak kalitesi hakkında göstergeleri
ortaya koyabilmektedir.
-
Su kaynaklarına yönelik etütler; kaliteli su kaynağının sağlanması, su kaynağının
sürdürülebilir kullanımı ve su çıkarmanın çevresel etkisini de içerir.
-
İletişim ağına yönelik etütler; turistlerin refahı ve turizm gelişimi için önemli olan cep
telefonları da olmak üzere telefon ve internet ağlarının kalitesine yönelik etütleri
içermektedir.
-
Sağlık hizmetlerinin; kalite, miktar ve coğrafi dağılımı son derece önemlidir.
8
-
Güç kaynaklarına yönelik etütler; elektrik şebekesi, ısınma ve yemek pişirme için enerji
kaynaklarının varlığı önemlidir. Her ne kadar resmi standartlara göre planlansa ve tehlike
içermese de turistler nükleer santrallerin yakınında konaklamamaktadır.
-
Su ve toprak kirliliği etkisi olan atık su sistemleri önemli olup, bölgeye gelen turistlerin
sayısı ile meydana gelecek atık su miktarı da dikkate alınmalıdır.
-
Katı atıkların düzenli depolaması toplum için olduğu kadar çevre için de önemlidir. Katı
atıkların görüntü kirliliğine de yol açması ayrı bir menfi etkisidir.
-
Yol ağlarının durumu; çoğu turistin tercihlerini yaparken en önemli etkendir.
-
Güvenlik; kamu güvenliğini ve asayişi sağlamak turist güvenliği gibi unsurlar önemli
olmaktadır. Aşırı kar yağışı, kanyon veya dağ kurtarma timlerinin olup olmaması da çok
önemlidir.
-
Politik istikrarsızlık ve suçlar; turist için caydırıcı etki yapmaktadır.
İnsan Kaynakları; Bir bölgenin insan sermayesini ifade eden bu unsur, turizm
gelişiminde anahtar etmenlerden biridir. İnsan kaynakları hem hizmeti hem de manevi
nitelikteki kültür ve kimliği oluşturmaktadır.
İnsan kaynaklarına ilişkin etütler aşağıdaki unsurları içermelidir;
-
Yöre halkının nüfusu,
-
Göç vb. eğilimler,
-
Demografik yapı,
-
Aktif nüfus ve yapısı, eğitim seviyesi, potansiyel bilgi ve beceriler, açık fikirlilik,
geleceğe odaklanma, çalışma ahlakı,
-
Yöreye özgü geleneksel ekonomik faaliyetleri ve yöresel sanatları yapabilme,
-
Turizm gelişimine ilişkin tutum, misafir severlik duygusu, hizmete yönelim,
-
Sosyal tutarlılık, esneklik, mevcut sosyal ilişkilerin kalitesi ve aralarındaki işbirliğini
içeren sosyal yapı,
-
Yerel kurumlar, idareler, yönetişim, bürokrasiden kaçınma vb. hususlarla finansal
kaynaklar ve yönetimleri,
-
Alanın kültürü ve kimliği, alanda etkin görev alacak kişilerin ortak değerleri, ilgileri,
yaklaşımları, algılama şekilleri, özel ilgi ve becerileri, özgün gelenekler, o topluma ait
olma ve o toplumda yaşamaktan onur duyma gibi durumları içerir,
-
Farklı ekonomik sektörler; söz konusu coğrafi bölgeye ve ile yoğunlaşma durumları, firma
sayısı, ölçeği, ortalama karlılık, geleceğe yönelik bakış açısı, pazarları ve dış ilişkileri,
sektörler arası işbirliği son derece önemlidir, tüm sektörler turizm sektörü ile ilişkili
olabilmektedir.
9
Kaynak analizinin sonuçları; sürdürülebilir turizm yönetimi ve kalkınmada sermayeyi
oluşturan kullanılabilir kaynaklara genel bir bakışı sağlamakla beraber, bölgenin mevcut
kalkınma durumunu ve sürdürülebilirliğini değerlendiremeye yönelik bir resim
sunmaktadır. Analiz aynı zamanda; bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik bir
vizyon oluşturulmasını ve turizm gelişiminin diğer sektörlerle bütünleştirilmesini
sağlayacaktır.
2.2 TURİZM POTANSİYELİ
Yüksek değerlere sahip doğal ekolojik sahalar her zaman yüksek turizm potansiyeli
içermezler;
- Bazı doğa parçaları araştırma yapan uzmanlara, iyi eğitimli ekoturistlere hitap etmektedir.
Bu alanlar sayıca az olduğu için de sınırlı bir turizm potansiyeli içerirler,
- Bazı doğal sahalar, erişim, güvenlik gibi nedenlerle turistler için elverişli olmayan yerlerde
bulunurlar,
- Ekolojik kaynakların kullanımlar karşısındaki duyarlılığı (taşıma kapasitesi), ziyaretçi
girişinde kısıtlamalara sebep olmaktadır,
Bir sahanın daha fazla turist çekebilmesi için ihtimalleri ortaya koyan turizm potansiyeli
önemli bir konudur. Turizm potansiyelinin tespiti için arz ve talebin ortaya konması gerekir.
Bu potansiyel sınırlıysa başarılı bir turizm girişimini başlatmak imkanı olmayacaktır.
Turizm ekonomik bir faaliyet olduğundan ancak turizm pazarında sürdürülebilirliği için bir
talebi karşılaması lüzumludur.
Turizme ilişkin motivasyon ve istekler değişkendir, kaynakların değeri aynı kalırken değişen
tüketici davranışları turizm potansiyelini etkilemektedir. Dolayısıyla turizm potansiyeli
tüketicinin bakış açısı (talebi) ile değerlendirilmelidir.
Turizm potansiyeline ilişkin veri toplarken, istatistiki veriler, anketler gibi yöntemlerle veri
elde edilebilir, ayrıca derinlemesine görüşmeler, katılımcı gözlemleme, olaylar üzerinde
çalışmalar ile veri elde etmek için kullanılan niteliksel araştırma metotları kullanılmaktadır.
Turizm potansiyeli için “turizm talebi” incelemesi aşağıdaki hususların tespiti ile yapılabilir;
-
Halen yapılan turizm,
-
Halihazırdaki turist miktarı,
-
Her bir ziyaretçinin günde harcadığı miktar,
-
Ortalama kalma zamanları,
-
Turist profili,
10
-
Dürtü analizi; hangi temel etmenlerin turistler için rol oynadığı,(doğa, kültür, sağlık,
güneş, vb.)
-
Benzer bir il veya saha ile kıyaslama yapılması, milli veya milletlerarası bir il ile
kıyaslama yapılması ve neden o ilin tercih edildiği,
-
Gelecekte rakip olacak iller hangileridir, nedeni,
“Turizm arzı” incelemesinde ise aşağıdaki hususlar öne çıkmaktadır;
-
İlimizde bir uluslar arası havaalanı var mıdır veya yakın bir ilden yararlanma imkanı
makul müdür?
-
Alan ulaşım hangi araçlarla olur?(demiryolu, özel taşıt, genel taşımacılık, vd.), bunlara
yaklaşım nasıl olmaktadır (kötü, yeterli, iyi gibi),
-
Alana ulaşma durumu (kolay-rahat, çaba ile, zor ve tehlikeli)
-
İle gelmek için yabancı turistler ülkemizden vize alıyor mu?
-
Sahamızın istikrarlı bir yönetimi var mı?,
-
Güvenlik ve ulaşım açısından ne gibi problemler yaşanabilir?
-
Alt yapı incelemesi; taşımacılık ağı, yerel yolun durumu (toprak, asfalt), anayolla
bağlantısı, demiryolu ağı, yerel genel taşımacılığın yaygınlığı, program, ücretler,
hat/duraklar, döngü patikaları, patikalar, yollar, işaret levhaları, genel enformasyon
levhaları, araç-otobüs park kapasitesi, bilgi alma, tercüme kolaylıkları,
-
Yiyecek içecek ve barınma; restoran sayısı, restoranların sınıflandırılması (iyi-sayısı, orta
iyi-sayısı vb.)
-
Hangi standartta yiyecek sunuluyor? (yüksek, yeterli, kötü)
-
İl ve çevresinde ne tür barınma alanları var? (otel, hotel, yatak kapasitesi, rota üstü
barınma kulübeleri, bungalov, parkları, kamp alanı, diğerleri),
-
Hangi standartlarda barınma sunuluyor? (yüksek, yeterli, kötü),
-
İlinizin seçkin özellikteki doğal alanlarının özellikleri (sundukları ile tek mi?, biraz farklı
mı?, diğer seçkin özellikli yerlere benziyor mu?),
-
Alan turist gezi rotasına girecek şekilde turistlerin ilgisini çekebilecek diğer sahalara yakın
mı? (diğer çekici sahalara yakın, orta derecede potansiyel, düşük veya yakında böyle bir
potansiyel bulunmamakta),
-
İlin alanlarında yaban hayatı; (bayrak tür, ilginç diğer türler, temsil edici yaban hayatı,
farklı yaban hayatı izleme aktiviteleri, yürüyerek, botla, gözlem noktası ile vb.),
-
Yaban hayatı izleme de tatmin edicilik durumu (garanti etme, genellikle, şans veya
mevsime bağlı),
11
-
Bölgedeki önemli yaban hayatının tanımı,
-
Yardımcı tesislerin durumu (rekreasyonel, spor, diğer; durumu:kötü-yeterli-iyi),
Kaynakların turizm potansiyelinin değerlendirilmesi;
-
doğal değerler: (sahiller, sahil kayalıkları, kumullar, dağlar, ormanlar, korunmuş izole
olmuş alanlar, şelaleler, göller, nehirler, mağaralar, yaban hayatı, hayvan-kuş, deniz
canlıları, iklim, diğerleri),
-
kültürel değerler; (tarihi binalar, tarihi yerler, anıtlar, arkeolojik yerler ve koleksiyonlar,
folklor ve gelenekler, el işleri, müzeler, sahne sanatları, sanayi mirası vb.)
-
Toplumun turizm potansiyeli; (insan kaynakları; aktif nüfusun büyüklüğü ve yapısı, eğitim
düzeyi ve profesyonel bilgi, beceriler, eğitimler, orijinal-karakteristik ve geleneksel
özellikleri, ekonomik faaliyetler-sanatlar profesyonel olmayanlar dahil, resmi olmayan
bilgi ve beceriler, turizm gelişimine yaklaşımlar, misafir severlik anlayışı, hizmet
eğilimleri, yerel kuruluş ve idareler ile yönetişim, alanın kültürü ve kimliği,
-
Ekonomik kaynakların turizm potansiyeli; (tarım, ormancılık, balıkçılık, sanayi ve diğer),
-
Altyapı; (su sistemleri, ulaşım ağları, sağlık imkanları, ulaşım terminalleri, enerji
kaynakları, kanalizasyon sistemleri, katı atık ve yok etme sistemi, caddeler/yollar,
güvenlik sistemleri vb.)
-
İş ve hizmet altyapısı; (fırınlar, kasaplar, bakkallar, süpermarketler, doğrudan satış yapan
çiftlikler, kiralık araç, servis istasyonları, taksiler, otobüsler, kiralık bisiklet, kiralık spor
malzemeleri ve bakımı, postaneler, bankacılık hizmetleri, doktorlar, dişçiler, eczaneler,
kafe ve restoranlar, atm’ler, bankalar, diğer iş ve hizmetler.)
Turizm Talebi; turizmin mevcut durumunun incelenmesi;
Ziyaretçi; boş zamanlarını geçirmek için bir yere gelen kişi olarak tanımlanabilir, turist ise
alanda bir veya daha fazla gece konaklamaktadır. Her turist bir ziyaretçidir, ancak her
ziyaretçi turist değildir. Dolayısı ile turist ve ziyaretçi sayılarının ayrılması gerekmektedir.
Ziyaretçi ve turist ayrımı farklı talepleri sebebi ile yapılmak durumunadır, ayrıca her ikisinin
de farklı etkileri bulunmaktadır. Bir turistin ortalama harcaması alanda daha fazla zaman
geçirdiğinden, konaklamaya, ilave yiyecek ve içeceğe ödeme yaptığından genellikle daha
yüksek olmaktadır.
Turizme ilişkin mevcut durumun ortaya konabilmesi için;
12
-
Turist ve ziyaretçileri ayrı ayrı sayısı (yıllık, mevsimlik, aylık, haftalık, günlük),
-
Son on yılda turistlerin/ziyaretçilerin değişimi,
-
Ortalama kalış süreleri, konaklama ve ulaşım şekilleri önemlidir.
(Sürdürülebilir doğa turizm gelişme planımızda ana unsur turizm olduğundan;turizme ilişkin
veri kullanılamaz olduğu hallerde ikinci en iyi seçenek olarak ziyaretçilere ait verielr
üzerinden değerlendirme yapılması mecburiyeti doğmaktadır).
-
Turist başına ortalama harcama,
-
Grup hacmi ve düzeni,
-
Turistlerin ağırlıklı yaş grubu,
-
Yaptıkları faaliyetler,
-
Ziyaret edecekleri-ettikleri yere ilişkin seçimleri,
-
Memnuniyeti, deneyimleri ve para harcama şekilleri,
-
İkinci ziyaretlerin yüzdesi ve sayısı,
-
Kullanılabilir ilave veriler.
Talep incelemesinde ilimizi rakip olarak gördüğümüz veya bizimle rekabet eden benzer il
veya illerle karşılaştırmak faydalı ve yerinde olacaktır.
Turizm Arzı:
Konum Faktörü; Bir ilin başka turizm pazarları ile ilişkili olarak nasıl konumlandığını,
bir turistin alana ulaşmak için harcadığı zamanı, parayı/enerjiyi belirtir.
Bir saha ne kadar güzel olursa olsun, hedef grup tarafından kolayca ulaşılabilir değilse asla
başarılı bir turizm gelişimi sağlanamayacaktır. Yerel nüfusun değil turistin algılama durumu
dikkate alınmalıdır. Örneğin bakir alanları ziyaret etmekten zevk alan ve ilkel patika yollarla
ulaşılan yerleri ziyaret etmek isteyen turistler için düşünülen uzak mesafeler için alanın sınırlı
sayıda turist potansiyeli olacaktır.
-
Uzun mesafeden gelen turistler için hava alanına uzaklık çok önemlidir,
-
Tur operatörlerinin çoğu havayolu ulaşımını zorunlu görmektedirler, bu sebeple bağımsız
turistler veya tur operatörleri hedeflenebilir,
-
Tren, otobüs veya özel araçlarla erişim de konum faktörleri içinde önemlidir,
-
Alana ziyaret iklim şartları açısından da kısıtlı imkanlara neden olabilir,
13
-
İle özgü yapılan bürokratik işlemlerin bıktırıcılığı da önemlidir, sık sık güvenlik birimleri
tarafından kimlik sorulmak, aranmak gibi,
-
Turizm arzında; işaretlemeler, doğru yönlendirmeler, bilgiye ulaşma kolaylığı da önem
arz etmektedir. Haritalar, broşürler, internet imkanı, kılavuz ve rehberler önemli bir arz
faktörüdür.
-
Yiyecek içecek sunumu ve konaklama arzı; Sunumun ürün ve hizmet kalitesi, hijyenik
standartlar, özgünlük/otantik, yöresel olması, yer ve ürünlerin çeşitliliği, ortam ve
konukseverlik önemlidir.
-
Restoranların sınıflaması önceden yapılırsa turist için kolaylık olacaktır.
-
Konaklama tüm türleri içerebilmelidir, ürün ve hizmetlerin kaliteli olması, özellikle
hijyeniklik konaklamada çok önemlidir.
Doğal Alanın Kendine Has Özellikleri; Doğal alanların değer yaratması, kırsal kalkınmada
rol oynaması beklentisi de son yıllarda öne çıkan bir görüştür. Doğal alanların alternatif
kaynak kullanımına dönüştürülmesi için yapılan baskılar sonucu tehdit altında olduğu
yerlerde devamlılığını sürdürebilmeleri, diğer alternatif kaynak kullanımları karşısında
koruma ve kullanma dengesinin uzun dönemli ekonomik değerinin gösterilebilmesine
bağlıdır. Tabiat ve kültürel miras, yaban hayatının gözlemlenmesi, yöreye özgü özellikler ve
korunması gereken öncelikli türler, doğa ile ilgili çalışan ve doğanın kıymetini bilen ekoturistler için son derece önemlidir.
2.3 TAŞIMA KAPASİTESİ
- Belirli bir sürede ( yıl, ay, hafta, gün, saat ) bir bölgenin alabileceği ziyaretçi sayısı veya
bölgenin kaynakları üzerinde istenmeyen veya planlanmamış etkilere sahip olmayan ve
sürdürülebilir kalkınmayı tehdit etmeyecek düzeyde bir alanda aynı anda bulunabilecek
ziyaretçi sayısı,
- Bir bölgenin, hayati önemde olduğu düşünülen değerleri, ekolojik süreç ve koşulları
tehlikeye atmadan ve sürdürülebilir kalkınma imkanlarını azaltmadan belirli bir süre boyunca
destekleyebileceği insan faaliyetlerinin (ağaç kesimi, avlanma, tarım) ve diğer etmenlerin
(örn: iklim değişikliği, kirlenme vb.) baskısı,
- Ziyaret edilen bir alan veya tesisin sahip olduğu kaynaklar üzerinde koruma amaçlarını
tehlikeye atmadan, istenmeyen ve planlanmayan etkilere neden olmadan belirli bir süre (yıl,
ay, gün, an) boyunca alabileceği ziyaretçi sayısı şeklinde tanımlanmaktadır.
Taşıma kapasitesi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planında önemli bir
planlama aracıdır. Turizmin gelişimi ve korunmasında önemli bir kavramdır.
Taşıma
14
kapasitesinin analizi ve izlenmesi, yönetim kararları yönünden girdi sağlayacaktır. Taşıma
kapasitesi sayesinde kullanımı sınırlamak, en elverişli ziyaretçi sayısını tamamlayarak müspet
etkileri azamiye çıkartmak, olumsuz etkileri en aza indirmek mümkün olabilecektir. Kısaca
Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planındaki “sürdürülebilirlik” taşıma kapasitesinin
aşılmaması ile temin edilir.
Ziyaretçi sayısı ve etkinin büyüklüğü arasında doğrudan ilişki vardır. Ancak alan içinde tek
tehdit unsuru ziyaretçiler değildir. Doğa için önemli olan tehditlerin tümünün birleşik
etkisidir.
2.3.1. Taşıma Kapasitesinin Elemanları;
Sosyal Taşıma Kapasitesi,
Turizm için yerel tolerans limitleri olarak tanımlanmakta olup yöre halkı üzerindeki olumsuz
etkilerinden ve ziyaretçiler ile yöre halkı arasındaki çatışmalardan kaçınılmasını içerir.Bu
unsurun turizm gelişimi içerisinde anahtar rolü vardır. Yöre halkı turizmi desteklemezse
kalkınma asla olmaz.
Yerel kabulü belirleyen temel etmenler, sosyal yapı ve kültürün hassaslığı, toplumun
değişimin üstesinden gelebilme yeteneği, turizmin algılanışı, yöre halkı ile ziyaretçilerin
ilişkileri, kullanıcı grupların davranışları, birbiri ile uyumu ve paydaş olmanın ekonomik ve
toplumsal faydalarıdır.
Ekonomik Taşıma Kapasitesi;
Sürdürülebilir bir turizm gelişiminde turizm, ekonomik yapı ile bütünleşmiştir ve diğer
sektörleri de desteklemektedir.
Ekonomik taşıma kapasitesi; turizm gelişimini sağlayan bir yerel ekonomi ve yerel
ekonominin sürdürülebilirliğini sağlayan bir turizm gelişimi anlamına gelmektedir. Yani
temel kıstas; turizm gelişimi ile yerel ekonomi arasındaki sinerjidir.
Ekonomik taşıma önemli olan iki unsur; Beklenen faydaları temin etmek için asgari turist
sayısı ve ekonominin üstesinden gelebileceği azami turist sayısıdır.
Ekolojik Taşıma Kapasitesi;
Ekolojik taşıma kapasitesi, ziyaretçilerin/turistlerin ziyaret edilen alandaki ekosistemler,
ikamet yerleri ve canlı türleri üzerinde ortaya koyduğu ekolojik zararlardır. Burada, ekolojik
değerlerin, ziyaretçi akışlarının ve davranışlarının uzun süreli ve sistematik olarak izlenmesi
ve veri toplanması önemli olmaktadır.
15
İdari/fiziki Taşıma Kapasitesi;
Fiziki taşıma kapasitesi aynı anda ve belirli bir zamanda müşteri olarak alınabilecek ziyaretçi
sayısıdır. Bu kapasite, alana uygun insan sayısına, yani alanın büyüklüğü ve diğer fiziki
şartlar (doğal, coğrafi koşullar ve hava şartları) ile turizm altyapısının kapasitesine
dayanmaktadır. Burada temel göstergeler; kalabalık, kuyruklar ve trafik sıkışıklığıdır.
Fiziksel kapasite yönetiminin verimliliği ve etkinliği şu unsurlara bağlıdır;
-
Organizasyon kaynaklarının kapasitesi (insan ve ekonomik kaynaklar vb. gibi),
-
Ziyaretçi yönetiminin kapasitesi,
Fiziksel kapasiteyi değerlendirmek için aşağıdaki bilgiler gerekmektedir;
Bir sahanın ziyaretçi kullanımına/ turizm gelişimine karşı hassas olan kaynakları: Kırmızı
liste ve endemik türlerin habitatları, alanın savunmasız olan diğer kaynakları, göçe hassas
türler,
Ziyaretçi yönetimi de dahil olmak üzere yönetim amaçları ve hedefleri: Genel bir doğa
koruma planı, amaçlar, hedefler ve doğa koruma politikası, tür koruma politikaları, bölgeleme
sistemi, izleme sistemi,
Ziyaretçiler/turistler, turizm gelişimi ve etkileri üzerine veriler; tüm güzergahlar, tesisler,
konaklama ve ziyaretçi/turist için olan etkinlikler ve detaylı haritalar, ziyaretçi sayısı,
özellikleri, akımları, ziyaretçi modelleri, etkinlikler ve mevsime bağlı özelliklere ilişkin
bilgiler vb., ziyaretçiler tarafından özel olarak gerçekleştirilen faaliyetler, ziyaretçi etkilerine
ilişkin veriler, etkilerin izlenmesi ve değerlendirilmesine ilişkin yöntemler, ölçütler ve
göstergeler.
Coğrafi bilgi sistemleri (CBS) teknikleri ile bilgilerin gösterilmesi mümkündür.
Psikolojik Taşıma Kapasitesi;
Psikolojik taşıma kapasitesi bir alanın belirli bir zaman diliminde ziyaretçi deneyimleri
üzerinde olumsuz etkilenmeye sebep olmaksızın kaldırabileceği maksimum ziyaretçi
sayısıdır.
16
3. İLGİ GRUBU ANALİZİ VE YEREL ORGANİZASYONUN
OLUŞTURULMASI
3.1 İLGİ GRUPLARI/PAYDAŞLAR
İlgi grupları, “belirli bir koruma ve sürdürülebilir kalkınma projesi ile ilgili olarak fayda
sağlayan, projenin içinde yer alan veya söz konusu projeden olumlu ya da olumsuz etkilenen
bireyler, gruplar veya organizasyonlar” olarak tanımlanabilirler.
Paydaşlar, bir problemi çözmek için sürdürülebilir doğa turizmi gelişimine ve amaçlarımıza
ulaşmak için güvenebileceğimiz kişilerdir.
İlgi gruplarının hepsi sürdürülebilir doğa turizmi gelişimine ortak değildir veya olmaları
gerekmez. Çünkü bir ortağın projeye olumlu bir bakışı, tutumu olmalıdır ve amaçlara ulaşmak
için işbirliği yapmalıdır.
Bazen bir ilgi grubu projeye olumsuz bakabilir ve hatta aktif bir tehdit bile olabilir, ilgi
gruplarını işbirliği yapılanlar haline getirmek onlara paydaş değeri verilmesi ile mümkün olur.
3.2 İLGİ GRUBU KATEGORİLERİ
Turizmde ilgi grupları;
-
Yöre halkı, kişiler ve kurumlar,
-
Alana dayalı ilin sorumlu yöneticileri,
-
Bölgesel yetkililer,
-
Ulusal yetkililer,
-
Turizm ofisleri, yerel turizm organizasyonları, konaklama ve hizmet sunanlar,
taşımacılar,
-
Turizmle ilgili sektörler,
-
Tarım, ormancılık ve balıkçılık gibi farklı ekonomik sektörlerin temsil edildiği ticaret
ve sanayi odaları ve el sanatları ile ilgili birimler,
-
İşçi sendikaları, dernekler, STK’lar,
-
Eğitim ile ilgili birimler,
17
3.3 İLGİ GRUBU ANALİZİ
İlgi grubu analizi sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının ortaya konması ve
uygulamasında yer alan farklı taraflara ilişkin genel bir izlenim sahibi olabilmek, niyet
okumak için kullanılan bir araçtır. Yalnızca bir envanter olarak ele alınmamalıdır,
sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının planlanmasında potansiyel ortaklarımızın kimler
olduğunu ve hangi tarafla çelişkiler yaşayacağımızı bize bildirmektedir. Ayrıca projenin farklı
seviyelerinde destek temini için de son derece elverişli bir analizdir.
İlgi grupları analizine dayalı olarak sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının
yönetiminden sorumlu bir organizasyon oluşturulmalıdır.
Sürdürülebilir doğa turizmi gelişimi için, detaylı bir ilgi grubu analizi ilgi gruplarının;
-
Genel hedeflerini,
-
Turizmden beklediği faydaları
-
Turizmdeki rollerini tanımlamalıdır.
Bu süreç; şu adımlardan oluşur;
1. İlgi gruplarının tanımlanması,
2. Her ilgi grubunun çıkarlarının, önceliklerinin ve değerlerinin belirlenmesi,
3. Her ilgi grubunun davranışlarının belirlenmesi,
4. İlgi grubunun gücünün ve ilgi grupları arasındaki muhtemel koalisyonlarının gücünün
tahmin edilmesi,
5. İlgi gruplarının mevcut ihtiyaçlarının ne düzeyde karşılandığının değerlendirilmesi,
6. İlgi grupları ile birebir iletişimlerin başlatılması ve ilgi gruplarının güveninin
kazanılması,
7. Ortak menfaatler, sinerji ve başarı unsurlarının tanımlanması,
8. Paydaşların bir araya getirilmesi,
9. Ortak hedef ve amaçların ve onlara ulaşmak için gerekli olan stratejinin ortaya
konması,
10. Organizasyon çerçevesinin oluşturulması,
11. Uygulama
(zaman
çizelgesinin
ve
hedeflerin
ortaya
konması,
iletişim
organizasyonunun oluşturulması, ilgi gruplarına somut sorumlulukların verilmesi.)
12. İzleme ve geri bildirimin yapılması
18
3.4 TOPLUM TEMELLİ YAKLAŞIM
Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Planı’nın hazırlanmasında toplum temelli yaklaşım
uygulanması neticesinde;
-
Yöre halkı için sürdürülebilir geçim kaynakları ortaya koymak,
-
Toplulukların kendi yapılarını korumalarını teşvik etmek ve
-
Doğal alanların koruma hedeflerinde yerel faydayı oluşturmak mümkündür,
Toplum temelli turizmin en önemli özelliği, doğal kaynakların kalitesi ile alanın kültürel
mirasının bozulmamış ve turizmle güçlendirilmiş olmasıdır. Doğal çevre üzerindeki
olumsuz etkiler en aza indirilmeli ve yerel kültür korunmalıdır. Turizm, insanların kendi
yerel kültürlerini yaşatma ve değerlendirmeye teşvik etmelidir.
3.5 YEREL ORGANİZASYONUN OLUŞTURULMASI
İlgi grubu analizine dayalı olarak, korunan alan ve çevresi için, Sürdürülebilir Doğa Turizmi
Gelişme Planını izlemek veya biçimlendirmek amacıyla, korunan alan yönetimi ve tüm ilgi
gruplarının resmi işbirliğine dayalı bir organizasyon oluşturulmalıdır.
Bu işbirliği Valiye imzalatıldığı takdirde resmi bir dokümandır. Sürdürülebilir Doğa Turizmi
Gelişme Planını uygulamak, desteklemek ve sorumluluklarını, karar verme gibi hususları
düzenler.
19
3.6 ANKARA İLİ’NİN TARİHÇESİ
Türkiye Cumhuriyet’inin başkenti olan Ankara kenti topraklarına, çok eski tarihlerde
yerleşilmiştir. Bunda en büyük etken, bu topografya koşullarının ve Anadolu yolları üstündeki
konumunun, merkez rolü oynayabilecek bir kentin kurulmasına elverişli olmasıdır. Orta
Anadolu’da aşağı yukarı bütün kentler bir ova çevresinde, daha doğrusu, bu ovaları çevreleyen
dağların yakınında kurulmuştur. Ankara da, ortasından Ankara çayının geçtiği
bir ova kenarında yer alır. Bent deresi, İncesu ve Çubuk suyu bu ovada, kente yakın bir noktada
birleşirler. Söz konusu ova, öbür Anadolu kentlerinin kurulduğu ovalardan küçük olmakla birlikte,
korunmaya elverişli bir yerde olduğu için, çok erken tarihlerde yerleşmeye açılmıştır. Ankara’nın
yüzey şekillerinde, yükseltileri 1000 m-1200 m arasında değişen ve vadilerle derin bir biçimde
yarılmış yaylalar ile üstlerindeki birkaç yüz metre yükseklikte sırtlar ve tepeler ağır basar. Bent
deresinin dar vadisi, günümüzde Ankara kalesinin bulunduğu tepeyi, yaylanın ovaya egemen dik
kenarından ayırarak, korunmaya elverişli bir yer hazırlamış, Hititler, Frigyalılar ve Galatlar
döneminde hep aynı yerde olan kent, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde de yerini
değiştirmemiştir. Geçmiş dönemlerde hep bir kale kenti rolü oynayan Ankara’nın günümüzdeki
görünümünde de, ova zemininde yükselen kale hemen dikkati çeker. Kentin adı, eski dönemlerden
günümüze kadar çok az değişiklik geçirmiştir. Hititler döneminde kentin hangi adla kurulduğu
bilinmemektedir (Hititlerin Ankuva adlı kentinin yerinde kurulduğu ileri sürülmüşse de, bu
konudaki bulgular yeterli değildir) Buna karşılık Frigyalılar döneminde
adının Ankyra olduğu bilinmektedir. Bu adın “gemi çapası” anlamına gelen
“anker” den türediği, Frigya kralı Midas’ın bir gemi çapası bulduğu yerde
kenti kurarak bu adı verdiği ileri sürülmektedir. Ama bazı tarihçilerde kenti
Galatların kurduğunu ve Mısırlılarla yaptıkları savaşta, ellerine geçirdikleri
Mısır gemilerinin çapalarını zafer ganimeti olarak yanlarına aldıklarını,
bundan esinlenerek kentlerine de Ankyra adını verdiklerini ileri
sürmektedirler. Romalılar döneminde gemi çapası Ankara kentinin arması
olarak kullanılmış ve sikkelerin, madalyaların üstüne çapa simgesi
basılmıştır. Daha yakın dönemlere ilişkin bazı Türk-İslam kaynaklarındaysa kentin adının Engürü
olduğu, bunun da farsça engür (üzüm) sözcüğünden geldiği belirtilmektedir. Ankara kalesinin halka
“angarya”yla yaptırılmasından kente Angara adının verildiğini ileri sürenler de vardır.
Günümüzdeki Ankara adı, çok eski dönemlerden bu yana kullanılan çeşitli adların, az çok
değişikliğe uğramış biçimidir.
Ankara ve çevresinde yapılan arkeoloji kazıları sonucunda Yontmataş devrinden kalma araçgereçlerin ortaya çıkarılmış olması, kentin geçmişinin yazılı tarihten çok öncelere uzandığını
gösterir. Yöredeki ilk yerleşme merkezinin Anadolu’da ilk siyasal birliği sağlayan Hititler
döneminde kurulduğu sanılmaktadır. İ.Ö.VIII. yy’da Ankara ve çevresi Frigyalıların eline geçmiş,
İ.Ö. VIII. yy’da Frigyalılar Lidyalılara bağımlı hale gelmişler, İ.Ö.547’de Lidya kralının Perslere
yenilmesinden sonra da Pers egemenliği başlamıştır. Batı Anadolu’daki Sardeis (Sardes) ile
İran’daki Susa kentleri arasında uzanan Kral yolu üstünde yer alan Ankara, Persler döneminde
önemli bir konaklama ve ticaret merkezi haline gelmiş, Anadolu’da Perslerin egemenliğine son
veren İskender, büyük Doğu Seferi’ne giderken, Ankara’da konaklamıştır. İ.Ö.III.yy’dan
başlayarak Galatların merkezi olan Ankara, İ.Ö.II.yy’da Roma İmparatorluğu’na katılmış ve önemli
bir askeri merkez haline gelmiş, Galatlar zamanında tepeden ovaya doğru yayılmaya başlayan
20
gelişmesi Romalılar döneminde surların onarılan, tapınaklar, hamamlar ve hipodrom yapılan
(günümüze bu yapıtlardan Augustus tapınağı ile Roma hamamının bir bölümü kalmıştır) kent,
Bizans döneminde, (395-1073) etekten kaleye doğru çekilerek, kalın bir dış surla çevrildi ve tam bir
Ortaçağ kenti görünümü aldı. 1071’de Selçukluların Malazgirt zaferini kazanarak Anadolu’ya
girmelerinden sonraki yıllarda Ankara, Bizanslılar ve Selçuklular arasında birkaç kez el değiştirdi.
Selçuklular döneminde Ankara kenti, kalın surlarla çevriliydi ve askeri önemini korumaktaydı; ama
ana ulaşım yollarına göre sapa kaldığından ticari önemini yitirmişti. (Ankara’daki Selçuklu
yapıtları, Konya, Sivas, Kayseri’dekiler kadar çok ve önemli değildir: o dönemden kalma başlıca
yapıtlar arasında Alaaddin camii ve Çubuk çayı üstündeki Akköprü sayılabilir.)
1304 yılında İlhanlıların eline geçen Ankara, 40 yıl süreyle onların yönetiminde kaldı.
(Selçuklu ve Osmanlı dönemleri arasında kentin, Anadolu’da geniş toprakları ve yetkileri olan
Ahiler tarafından yönetildiği söylenir.) Osmanlılara ilk olarak Orhan Bey zamanında geçti. (1356)
kısa bir süre için el değiştirdikten sonra Murat I tarafından yeniden (1360) alındı. 1402’de Çubuk
ovasında Yıldırım Beyazıd ve Timur arasında yapılan savaş, Osmanlıların yenilmesiyle
sonuçlanınca Osmanlı şehzadeleri arasındaki taht kavgaları arasında Ankara da bir süre şehzadeler
arasında el değiştirdi; sonuçta Çelebi Mehmet’in Osmanlı tahtına çıkmasıyla (1413) Ankara,
Anadolu eyaletlerinin bir sancağı haline geldi. XVIII.yy’daki Celali isyanları sırasında İstanbul
üstüne yürüyen bütün isyancılar önce Ankara kalesini almak istedikleri için, sınırdan uzakta
bulunmasına karşın, Ankara kalesi sürekli sağlam tutuldu. XVII ve XVIII.yy’larda Ankara,
çevresindeki ovalarda iyi cins tahıl ve meyve yetiştirilen, otlaklarında iyi cins hayvan (koyun, keçi,
at) beslenen, yerel sanayisi gelişmiş bir kentti. Ankara keçilerinin tüyünün Ankara’da ve çevre
kasabalarda işlenerek tiftik haline getirilmesiyle yapılan dokumalar, İstanbul ve İzmir üstünde
Mısır’a, Avrupa’ya satılırdı. Ama XIX..yy’ın başlarında Avrupa’da sanayinin gelişmesi yüzünden
Ankara’da tiftik sanayisi gerilemeye başladı; el tezgahları azaldı; tiftik keçileri bakımsızlık
yüzünden eski değerini yitirdi. İktisadında tiftik sanayisinin önemli rol oynadığı Ankara XIX.yy’da
bir yandan bir gerilemelerden ötürü, bir yandan da sıtma hastalığının yaygınlaşması ve yangınlar
yüzünden iyice gerileyip bir kasabaya dönüştü. Balkan savaşından sonra Rumeli ülkelerinin
yitirilmesiyle ülkenin batı sınırlarının İstanbul’a iyice yaklaşması üstüne, devlet merkezinin Orta
Anadolu’ya taşınması söz konusu edildiyse de, bu konuda Ankara kenti düşünülmedi. Buna karşılık
Kurtuluş savaşını Ankara’dan yöneten Atatürk, savaşın en kötü günlerinde kendisine destek olan
kenti, 13 Ekim 1923’te başkent haline getirdi.
Cumhuriyet sonrası: 1923’te
Türkiye
Cumhuriyetinin
başkenti olan Ankara, hızla
gelişti. Eski semtlerdeki boş
yerler yapılarla dolarken,
yeni semtler de kuruldu.
Bataklıklar
kurutularak
sıtma tehlikesi ortadan
kaldırıldı.
Kentin
su
gereksinimini
karşılamak
için Çubuk barajı yapıldı.
21
Cadde kenarları, eski yangın yerleri, parklar ağaçlandırılarak kentin görünüşü değiştirildi. 1926’da
yapılan sayım denemesinde 57.800 olarak saptanan nüfus, 1927 genel nüfus sayımında 74.553’e
yükseldi. 1945’te 200.000’i aştı (227.000 nüfus) Nüfustaki bu artış kentin alanını da genişletti ve
kuruluş yıllarında kalenin bulunduğu tepede yer alan, XIX.yy’da bir surla kuşatılan kent, ovaya
yayılıp, ovayı sınırlayan karşı tepelere ulaştı. Devlet merkezi olması nedeniyle aşırı nüfus
yığılmasının sonucu, kent çevresi de hızla gecekondularla doldu. Günümüzde Ankara kenti eski
yerleşme alanını her yönden aşmış ve geniş bir alana yayılmıştır. Eski kesimi iki bölümden oluşur.
Hisar tepesinde yer alan Kaleiçi; bu tepenin ortasından ovaya doğru yayılan ve günümüzde ortadan
kalkmış bulunan ova surları içindeki mahalleler. Eski Ankara’da son yıllarda açılan caddeler
boyunca dizilmiş çok katlı yapılar ve alanlar bulunmasına karşılık, küçük kerpiç yapılı evlerin yer
aldığı dar ve dolambaçlı yollara da rastlanır. Tarihsel yapılar da kentin bu eski kesiminde yer alır.
(Augustus tapınağı; Roma hamamı kalıntıları; Osmanlı döneminden kalma camiler) Ankara kalesi,
tepenin yüksek bölümünü kaplayan bir iç kale ile çevresini kuşatan dış kaleden oluşur. Dış ve iç
kale surları arasındaki alan ile iç kalenin kuşattığı alan, dar sokaklar boyunca dizilmiş eski evlerle
kaplıdır. (Ankara’ya özel bir görünüm
kazandıran bu evler, kurulan ahşap iskelet
boşlukların
kerpiçle
doldurulmasıyla
yapılmıştır; duvarları, kireçle badanalıdır.)
Ama son yıllarda bunların çoğu yıkılmış,
kale dışındaki mahalleler hızla gelişmiş,
genişletilen ya da yeni açılan yollar ve
alanlar boyunca çok katlı yapılar
yükselmiştir.
Cumhuriyetten
önce
yalnızca
Kaletepe çevresinde yayılan Ankara,
cumhuriyetle birlikte gelişmeye başladı. O
zamanlar kentin iş merkezini oluşturan günümüzün Ulus alanına açılan caddeler boyunca, yeni
yapılar kuruldu. (eski Türkiye Büyük Millet Meclisi; Ankara Palas) 1930-1940 arasındaki dönem,
Ankara’nın genişleme dönemi oldu. H.Jansen’in yaptığı plana göre kent Kaletepe çevresinde yeşil
şeridin (bağlar, bahçeler) dışına taştı. Ankara’nın kale dışındaki mahalleleri, caddeler açılarak
genişletilirken, güneyde de Yenişehir kuruldu. Kent kısa sürede Cebeci ve Maltepe yönünde
genişledi. Çankaya’ya doğru uzanan kesimlerde bakanlıklar ve elçilikler kuruldu. 1940’ta yapılan
sayımda nüfusu 157.000 olan kentin gelişmesi, İkinci Dünya savaşının bunalımlı yıllarında
yavaşladıysa da kentin çevresinde ikinci bir şerit Gazi Eğitim Enstitüsü, Atatürk Orman Çiftliği,
Harp Okulu üstünden Dikmen ve Çankaya’ya uzanan bu ikinci şerit üstünde sonradan Anıtkabir
yapıldı) 1950’de nüfusu 288.000’e yükselen Ankara’da iş merkezi Ulus’tan Yenişehir’e kaydı;
kent, Maltepe yönünde genişledi ve Bahçelievler’in ilk bölümleri kuruldu.
1950-1960 döneminde ikinci yeşil şerit de atlanarak, kentin alanı daha da genişletildi. Yeni
semtler kuruldu (Yenimahalle, Aydınlıkevler, Gazi Mahallesi, Anıttepe); ayrıca eski bağların yerine
sürekli yerleşmeler yapıldı. 1960-1970 yılları arasında yoğun bir yapı çalışmasına girişilerek
Kavaklıdere, Çankaya ve Ayrancı kalabalıklaştı. Yenimahalle’ye, Karşıyaka, Demetevler gibi yeni
semtler eklendi ve bu kesim ile Atatürk Orman Çiftliği arasındaki boşluklar hızla doldu.1965’te
22
902.000’e yükselen kent nüfusu, 1970’te ilk kez 1 milyonu aştı (1.236.000 nüfus) 1980’de
1.877.755, 1985’te 2.235.035 oldu.
3.7 ANKARA İLİ’NİN GENEL ÖZELLİKLERİ
3.7.1. Coğrafi Konumu
İlin Batı Karadeniz Bölgesi'nde yer alan kuzey kesimleri haricindeki büyük kısmı İç
Anadolu Bölgesi'nde yer alır. 26.897 km2 lik bir alana sahip olan Ankara, 39o57'N enlemi ile
32o53'E boylamları arasında yer almaktadır. Ortalama olarak deniz seviyesinden yüksekliği
890 metredir.
Doğusunda Kırıkkale ve Kırşehir, kuzeyinde Çankırı ve Bolu, kuzeybatısında Bolu, batısında
Eskişehir, güneyinde Konya ve Aksaray illeri bulunmaktadır.
Harita 1. Türkiye İdari Sınırları
Şekil-1 Ankara İli Uydu Görüntüsü
23
3.7.2. Fiziki Yapı
Ankara ili Orta Anadolu yaylasının kuzeyinde, İç Anadolu’nun yukarı Sakarya bölgesinde yer
alır. Dünyanın nüfusu ve kapladığı yer bakımından en hızlı büyüyen şehirlerinden biridir.
Bozkırda modern bir başkenttir. Ortalama yüksekliği deniz seviyesine göre 900-1000
metredir. Ovaları azdır, platoları ve dağları yüzölçümünün % 80’ini teşkil eder. Ovaları ise
yüzölçümünün % 15’ine yakındır. Platolardaki ormanlık saha gittikçe artmakta ve 300 bin
hektara yaklaşmaktadır.
Dağları: Dağları çok yüksek olmayıp, en yüksek dağı 2034 metre ile Yıldırım Dağıdır. Kuzey
kısmı diğer yönlere göre daha yüksek ve dağlıktır. Bu kısmını Batı Karadeniz bölgesinden
gelen Köroğlu dağları kaplar. Ankara’nın başlıca dağları şunlardır: İdris Dağı (1992 m),
Aydos Dağı (1879 m), Abdüsselam Dağı (1610 m), Elma Dağ (1761 m), Mire Dağı (1635 m),
Dinek Dağı (1742 m), Hızır Dağı (1688 m), Çile Dağı (1440 m), Yıldırım Dağı (2035 m).
Ovaları: En geniş ovası 300 km uzunluğunda ve 10-15 km genişliğinde Ankara Ovasıdır.
Doğusunda Hüseyingazi Dağı ve yaylası vardır. Çubuk ovası 20 km uzunluğunda ve 15 km
genişliğindedir. 300 kilometrelik bir yer kaplar. Haymana Ovası ve yaylası, Mürted Ovası, 20
km uzunluğunda ve üç kilometre genişliğinde bir ovadır. Mühim vadileri ise Balaban Deresi,
Kılıçözü (Çoraközü ve Boraközü), Kızılırmak, Sakarya, Hamamözü, Kızılözü ve Çoruközü
vadileridir.
Akarsuları: Ankara, doğuda Kızılırmak ve batıda Sakarya nehirlerinin çizdiği kavisler içinde
bulunur. Diğer akarsular ise, bu nehirlerin kollarıdır.
Sakarya: Eskişehir’in Çifteler kazasının yakınlarında çıkan Sakarya Nehri, Polatlı ilçesi
sınırları içinde Porsuk Çayı ile birleşir. Sarıyar Baraj Gölünden sonra tekrar batıya doğru
yönelir. Sakarya’nın Ankara ili içinde uzunluğu 168 kilometredir. Ankara Çayı, Kirmir Suyu,
Seben Çayı, Ilıcaözü, Elvanlı, Nal ve Pınarbaşı, Çoruhözü, Balaban dereleri, Deliceırmak ve
Akkuşanözü suları Sakarya ile birleşir.
Kızılırmak: Kızılırmağın 256 kilometrelik kısmı Ankara il sınırları içinde akar. Hirfanlı
Barajından sonra Şereflikoçhisar-Bala Keskin-Kırıkkale ve Kalecik ilçelerinden geçer.
Ankara Çayı: Ankara iline ait en büyük akarsudur. Çubuk, Hatip ve İncesu çaylarının
birleşmesinden meydana gelir. Çağlayık'ta Sakarya ile birleşir.
Göl ve barajları:
Çöl Gölü ve Çalık Düzü (23000 ha.):
Çöl Gölü
uluslararası öneme sahip sulak
alanlarımızdandır, Bâlâ ve Haymana ilçesinin
sınırları içerisindedir. Ankara’nın 7 km.
güneyindeki küçük bir kapalı havza içinde yer alan
(çalıkdüzü) 1500 ha’lık tuzlu ve sığ bir göldür. Göl
küçük derelerle beslenmektedir. Büyük cılıbıt
24
Şekil-2 Çöl Gölü ve Çalıkdüzü
alanda üremektedir. Sakarca, angıt ve çamuran’da dahil büyük sayıda su kuşu gölde kışı.
Geçirmektedir. Flamingo, dikkuyruk ve uzunbacak genelde üreme sonrası dönemde gölde
gözükür.
Bölgede üreyen diğer kuşlar arasında yeşilbaş, uzunbacak, kılıçgaga, akçacılıbıt ve kızkuşu
vardır.
Hirfanlı Baraj Gölü (26300 ha.): Hirfanlı Barajı Bala ve Evren ilçelerinde, enerji ve taşkın
kontrolü amacıyla yapılmıştır, akarsuyu Kızılırmak olup Sazan-Sudak-Yayın-Kefal-Kadifegümüş-Kerevit türleri bulunmaktadır.
Kesikköprü Barajı (1500 ha.) : Kızılırmak üzerinde toprak kaya dolgusu olarak ve sulama
maksadıyla 1966 yılında yapılmıştır. Yüzölçümü 6.5 kilometrekaredir .Sazan-Turna-AlabalıkSudak-Yayın Balığı-Kefal-Kadife Gümüş-Kerevit bulunur, sulama ve enerji amaçlıdır.
Mogan Gölü (1500 ha.) : "Gölbaşı İlçesi Mogan-Eymir gölleri ve çevresinde bulunan sulakbataklık alanlar ekolojik ve rekreasyonel önemleri
nedeniyle Çevre Kanununun 9. Maddesine
dayandırılarak 22.10.1990 tarih ve 90/1117 sayılı
Bakanlar Kurulu kararı ile "Gölbaşı Özel Çevre
Koruma Bölgesi" olarak tespit ve ilan edilmiş
Mogan ve Eymir Göllerini içine alan Havza içinde
sulak alanlarla ilgili iş ve işlemler Özel Çevre
Koruma Kurumu tarafından yürütülmektedir.
Mogan Gölü’nde günümüze değin 226 kuş türü
kaydedilmiştir. Göl, özellikle dikkuyrukların ve
pasbaş patkaların dünya üzerindeki en önemli üreme
alanlarından birisidir. Mogan Gölü toplam 11
dereyle beslenmekte olup bunların başlıcaları
Şekil-3 Mogan Gölü
Sukesen, Başpınar, Gölova, Yavrucak, Çolakpınar,
Tatlım,
Kaldırım ve
dereleridir
Tatlım,
Kaldırım
veGölcük
Gölcük
dereleridir.
ogan Gölü
Sarıyar Baraj Gölü (8400 ha.) :
Ankara-Eskişehir sınırına yakın Sarıyar köyünde ve
Sakarya Nehri üzerinde kurulmuştur.
1956’da yapılmıştır. Sarıyar Barajı Önemli
Kuş alanı (ÖKA) ve Önemli Bitki Alanı
(ÖBA) konumundadır. Davutoğlan-Nallıhan
Kuş Cenneti, Sarıyar Barajı’nın kuzeyinde
yer almakta olup, Aladağ Çayı’nın Sarıyar
Barajı ile birleştiği yerde, marnlı tepeler
arasında bir çöküntüde oluşmuş mevsimsel
bir sulakalan alandır. Sözkonusu sulakalanın
425 ha’ı 1994 yılında Yaban Hayatı
Geliştirme Sahası olarak tefrik edilmiştir.
(Kılıç, Eken, 2004). Nallıhan Kuş
Cenneti’nde gözlenen habitat tipleri; Aladağ
Çayı’nın baraja döküldüğü yerde oluşan
25
Şekil-4 Sarıyar Baraj Gölü
söğütlük, yer yer sazlıklar ve ılgınlar ile, geniş tarım arazileri, kavaklıklar, bozkır alanlar,
kayalık yarlar ve tepeliklerdir. Bölgede 130 kuş türü belirlenmiş olup, bu türlerden 41’inin
bölgede üredikleri ve/veya üremesi muhtemel oldukları ortaya konulmuştur.
Eymir Gölü : Arazisi ODTÜ'ye aittir. Eymir Gölü’nün beslenmesi Mogan Gölü'ndendir.
Eymir Gölü’nde en çok görülen kuş türleri sakarmeke, yeşilbaş ördek, elmabaş patka ve
bahridir. Eymir Gölü'nün çıkışı İmrahor Vadisi'ne doğrudur ve gölün fazla suları Batı-Doğu
doğrultusunda İmrahor
Vadisi'ne akan İmrahor
Deresi'ni oluşturur.
Tuz Gölü (Ankara-Aksaray-Konya) (608000ha) : Aksaray, Ankara ve Konya sınırlarında
yer alan uluslararası öneme sahip sulakalanlarımızdan biridir. Tuz Gölü, yüzölçümü
bakımından Türkiye'nin üçüncü büyük ve
en sığ gölüdür. Türkiye'nin tuz
ihtiyacının %40'ü bu gölden sağlanır.
Deniz seviyesinden 905 metre yüksekte
ve maksimum ölçüleri kuzeyden güneye
80,
doğudan
batıya
ise
60
kilometredir. Gölün ortalama su seviyesi
40 cm. civarında, yağışın arttığı mayıs
ayında ise yaklaşık 110 cm'dir. Ağustos
ayında göl büyük ölçüde kurur. Tuz Gölü
ve çevresi flamingo kolonilerinin ana
üreme bölgeleridir. Sakarca kazının da
ikinci büyük üreme merkezidir.
Hirfanlı Barajı: Kırşehir sınırında 1958’de yapılan bu barajda 6 milyar metreküp su birikir.
Yüzölçümü 263 kilometrekaredir. Kızılırmak üzerinde kurulmuş en büyük barajdır.
Çubuk-I ve Çubuk-II barajları: Çubuk Çayı üzerinde Ankara’nın suyunu karşılamak için
kurulmuştur. Çubuk-I 1936’da, Çubuk-II 1964’te inşa edilmiştir.
Bayındır Barajı: Bayındır Deresi üzerinde kurulan toprak dolgulu bir barajdır. Toplanan su,
içme suyu olarak kullanılır. Yüzölçümü 8 kilometrekaredir. 1965’te faaliyete geçmiştir.
26
Kurtboğazı Barajı: Kurtboğazı deresi üzerinde kurulmuştur. 1967 yılında içme suyu ve
sulama maksadıyla yapılmıştır. Yüzölçümü 5 kilometrekaredir.
3.7.3. Bitki Örtüsü (Flora)
Etrafı dağlarla çevrili olan Ankara, kışları soğuk, yazları kurak geçen bir iklime sahiptir. En
yağışlı mevsim ilkbahardır.
Bu iklim şartları ve topografik
yapı Ankara ve çevresinde iki
ayrı bitki topluluğunun (step ve
orman) gelişmesine imkan
sağlamıştır. Yörede en yaygın
olan bitki topluluğu step
(bozkır) tir. Step bitki örtüsü az
yağış alan çukur alanlarda ve
platolar
üzerinde
yaygın
haldedir. Bu bitki topluluğu
içinde ağaç yok denecek kadar
azdır. Genelde dikenli çalılar
dikkati çeker. Bunun yanısıra
akarsu boylarında sıralar halinde görülen iğde, söğüt ve kavak ağaçları step içerisinde yer alır.
Step bitki örtüsünün en yaygın türlerini otlar oluşturur. Çoğu küçük boylu olan bu bitkiler
birbiri yanında ve kümeler halinde toplanmıştır. Step bitki topluluğunun başlıca türlerini kısa
boylu çayırlıklar, ayrıkotu, keven, sorguçotu, üzerlik otu, katırtırnağı, yabani arpa, püsküllü
çayır, hardalotu, yemlikotu, yılgınotu, yavşanotu, gelincik, papatya, hatmi, kekik, sütleğen,
ballıbaba, yabani gül, böğürtlen ve isimlerini sayamadığımız birçok bitki oluşturur.
Ankara’ya özgü 22 tür bilinmektedir. Bunlar:
Achillea ketenoglui
Campanula ekimiana
Aethionema dumanii
Centaurea halophila
Astragalus physodes subsp.
Centaurea tchihatcheffii (Yanar
acikirensis
Döner Çiçeği)
Astragalus beypazaricus
Cytisus acutangulus
Astragalus demirizii
Isatis glauca subsp. galatica
Astragalus densifolius subsp.
Muscari adili
ayashensis
Salsola grandis
Astragalus kochakii
Salvia aytachii
Astragalus trichostigma
Sideritis galatica
Astragalus yildirimlii
Silene cserei subsp. aeoniopsis
Campanula damboltiana
Verbascum gypsisola
Verbascum heterobarbatum
27
Ankara’dan isim alan bitkiler
Crocus anycrensis
Dianthus ancyrensis
Jurinea ancyrensis
Paracaryum ancyritanum
Verbascum ancyritanum
Kişilerden isim alan türleri
Ankara’da bazı bilim adamlarının onurlarına son yıllarda adlandırılmış 10 kadar çoğu dar
yayılışlı endemik olan önemli türler de vardır. Bunlar:
Aethionema dumanii
Achillea ketenoglui
Astragalus demirizii
Astragalus kochakii
Astragalus yildirimlii
Campanula ekimiana
Cynoglottis chetikiana
Muscari adili
Salvia aytachii
Nallıhan-Beypazarı karayolu ile Seben ilçesi arasında doğubatı doğrultusunda uzanan tepeler
bozkırlar, sulu ve kuru tarım alanları, meşe ve ardıç toplulukları, karaçam ve kızılçam
ormanlarından oluşur. Alandaki tepeler, çay ve derelerin açtığı küçük vadilerle bölünmüştür.
Tepelerin güneye bakan yamaçlarında karaçam ormanları bulunurken, Aladağ Çayı ve
kollarındaki derin vadilerde geniş kızılçam ormanları bulunur.
Ankara İli’nin Şereflikoçhisar ilçe sınırları içinde kalan Tuz Gölü bölgesi, ülkemizde
bozulmadan bugüne kadar ulaşabilmiş ova bozkırlarının en güzel örneklerini barındırır. Tuz
Gölü havzası, bir bölümü Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçe sınırları içinde kalan Tuz Gölü’nün
yanı sıra etrafındaki sulak çayırları ve özellikle güney ve batıda geniş alanlar tuzcul bozkırları
da içine alır. Tuz Gölü’nü çevreleyen bu çorak topraklarda zorlu koşullara uyum göstermiş
tuzcul bitkilerin oluşturduğu yaşam birlikleri bulunmaktadır. Göle en yakın kuşak kalın tuz
tabakalarıyla kaplıdır ve gölden uzaklaştıkça tuz seviyesi düşer. Tuz seviyesine göre bitki
örtüsü değişiklik gösterir. Tuzcul bozkırlar, gölün güneyinde pınarların yoğunlaştığı bölgede
sulak çayırlara dönüşür. Konya tahliye kanalı boyunca ve göle ulaştığı noktada gür sazlık
alanlar bulunur. Alan içinde yer yer giderek genişlemekte olan sulu ve kuru tarım alanları da
bulunur.
Gölbaşı, Bala, Haymana ilçeleri Çöl Gölü ve Çalıkdüzü bölgesi, özelikle kuzey kısmı,
ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesi’ne özgü, son derece iyi korunmuş ova bozkırlarından
oluşur. Alanın batısında bulunan yükseltilerde ise iyi dağ bozkırları uzanır. Gölün kuzey ve
güney sınırlarında tuzcul alanlar, ıslak çayırlar ve hasırotu (Juncus) yatakları bulunur. Alanın
küçük bir bölümünü yazın tamamen kuruyan Çöl Gölü ve çevresindeki mevsimsel ıslak
çayırlar oluşturur. Göl çevresine yakın alanlarda tuzcul çayırlar uzanır. Alanı’nın kuzeyi
büyük ölçüde tarım alanlarıyla kaplıdır. Batıdaki tepeler seyrek otsu bitki örtüsünden oluşan
meralarla kaplıdır.
Gölbaşı ilçesi sınırları içinde kalan Mogan Gölü çevresi ele alındığında, açık göl alanı
bunu çevreleyen sazlık, ıslak çayır, bozkır, kuru tarımsal alan ve koruluk/yapay ağaçlık
alanlardan oluşur. Köklü su bitkilerinin yoğun olarak bulunduğu ve besice zengin bir sığ
göldür. Son yıllarda ötrofikleşmekte olan gölün kıyıları yer yer taş ve kum zeminlidir.
28
Genişliği 100 metreye varan sazlık alanlarda (gölün kuzey ucu, güneyi ve batısındaki küçük
haliç) küçük göl aynası açıklıkları bulunur. Gölün güneyinde yaklaşık 750 ha genişliğindeki
Çökek ve Gölcük bataklıkları bulunur. Bu bataklıklar mevsimsel sulak çayırlar, küçük
gölcükler, deltacıklar ve tarım alanlarından oluşur. Gölün güneyindeki tarıma uygun olmayan
hidromorfik alüvyal topraklar, zengin sucul bitki örtüsü ve yaban hayatına ev sahipliği yapar.
Bala, Evren, Şereflikoçhisar ilçe sınırları içindeki Hirfanlı Barajının büyük bir kısmını göl
yüzeyi oluşturur. Gölde küçük adalar yer alır. Göl çevresi kuru tarım alanları ve parçalanmış
Orta Anadolu ova ve dağ bozkırları ile çevrilidir. Su seviyesinin düştüğü zamanlarda gölün
çevresinde çamur düzlükleri ve geçici sulak çayırlar oluşur.
Ankara’nın Nallıhan ve Beypazarı ilçeleri’nin güneyinde, Sakarya Nehri üzerinde inşa
edilen Sarıyar Barajı’nı ve etrafındaki tepeleri içine alan, göl yüzeyi, tatlı ve tuzlu mevsimsel
gölcük ve sulak çayırlar, dağ bozkırları, tarım alanları ile kızılçam topluluklarından oluşur.
Alanın doğu ucundaki Kirmir Çayı Deltası, mevsimsel göl yüzeyi ve geniş sulak çayırlar
kapsar. Alanın kuzey ucunda Çayırhan Mevkiinde benzer bir yapı sergileyen Aladağ Çayı’nın
deltasında tuzcul özellikteki Nallıhan-Davutoğlan Kuş Cenneti bulunur. Kuş Cenneti
bölgesinde sulak çamur düzlükleri, ağaçlık, bozkır ve kayalık alanları yaşam alanları
mevcuttur ve deltanın çevresindeki tuzcul bozkırlar bitki çeşitliliği için önemlidir. Göl ve
Çevresindeki tepeler de bitki çeşitliliği açısından çok önemlidir.
Beypazarı, Güdül, Ayaş, Kızılcahamam ilçelerindeki Kirmir Vadisinin batı kısmında
geniş bozkır ve tarım alanları bulunur. Doğuda ise bol kıvrımlı derin ve dar vadiler, vadi
tabanlarındaki küçük meyve bahçeleri ve büyük parçalar halinde meşe ve yer yer ardıç
toplulukları bulunur. Çevresine göre daha sıcak ve nemli koşullara sahip Kirmir Vadisi, bu
özelliği nedeniyle karasal iklim koşullarında yaşayamayan pek çok bitki türüne ev sahipliği
yapar. Bölge, İran-Turan bitki coğrafyasında bulunmakla birlikte hem Avrupa-Sibirya, hem
de ılıman koşulları nedeniyle Akdeniz türlerini barındırır. Vadideki en yaygın üç bitki ailesini
Asteraceae, Brassicaceae ve Fabaceae oluşturur.
Bir bölümü Polatlı ilçesi içinde kalan Acıkır Bozkırlarının orta bölümünde kalan
düzlükler el değmemiş geniş ova bozkırlarıyla kaplıdır ve çok sayıda bitki türüne ev sahipliği
yapar. Arayıt Dağı’nın karstik kayaçları üzerinde dağ bozkırları uzanır. Alanın doğusu ve
güneyi başta olmak üzere parçalı dağılış gösteren tarım alanları bulunur.
Polatlı ilçesi, TİGEM arazisinde ve civar tarlalarda kuru tarım yapılır ve yaygın olarak tahıl
ekilir. Bunun yanında uygun alanlarda yonca ekimi yapılır. Tarıma açılmayan alanlar mera
olarak kullanılır ve ova bozkırıyla kaplıdır.
Kızılcahamam, Kazan, Ayaş, Sincan ilçe sınırları içindeki Ayaş Dağları büyük ölçüde
dağ bozkırları ve küçük parçalar halinde kalmış tüylü meşe topluluklarıyla kaplıdır. Alanda
özellikle karstik kayaç yapısının hakim olduğu noktalarda yer yer karaçam toplulukları
görülür. Bölgede dağınık olarak kuru tarım alanları ve bağlar bulunur. Ayaş ilçe merkezinde
ve civarında meyve ve sebze bahçeleri geniş alan kaplar. Bölge dar yayılışlı bitki türleri
açısından önem taşır.
Çubuk, Kazan, Keçiören, Yenimahalle ilçe sınırları içinde, Kazan Tepelerindeki
ormanlar yoğun ağaç kesimi ve otlatma faaliyetleri nedeniyle yok olma noktasına gelmiştir.
Karaçam topluluklarına parçalar halinde rastlanır. Alan genel olarak dağ bozkırları ve yer yer
çalı formundaki meşe topluluklarıyla kaplıdır.
29
Tehdit Altındaki türleri
Dar yayılışlı ve tükenme tehdidiyle karşı karşıya kalan türler, yayılış alanlarının genişliği ve
miktarlarına göre tehlike sınıflarına ayrılırlar. Buna göre Ankara’nın öncelikli korunması
gereken türleri aşağıda verilmiştir.
1- Nesli TükenmiĢ (Ex)
Minuartia corymbulosa var. breviflora
2- Çok Tehlikede (CR)
Campanula damboldtiana
Centaurea tchihatcheffii
Salsola grandis
Isatis glauca subsp. Galatica
Astragalus beypazaricus
Astragalus demirizii
Muscari adili
Johrenia polyscias
3- Tehlikede (EN)
Aristolochia rechingeriana
Asyneuma linifolium subsp. nallihanicum
Campanula ekimiana
Centaurea halophila
Puccinellia anisoclada subsp.
melderisiana
Paronychia kurdica var. fragilis
Astragalus panduratus
Astragalus physodes subsp. acikirensis
Astragalus trichostigma
Vicia parvula
Ornithogalum demirizianum
Verbascum gypsicola
Prangos denticulata
Gölbaşı, Bala, Haymana ilçeleri Çöl Gölü ve Çalıkdüzü bölgesinde, Onobrychis eleta ve
Puccinellia ssp. melderisiana Türkiye’ye endemik olan bitki taksonlarıdır.
Soğuksu Milli Parkı Eğribelen ve Samrı Tepe civarındaki bazı özel kayalar (trakiandezit)
içinde gelişebilen ve endemik bir tür olan Kızılcahamam Lalesi sadece Nisan-Mayıs aylarında
çiçek açar.
Pembemsi kırmızı rengi çok tipiktir.
30
Yanardöner Çiçeği IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) kriterlerine göre nesli tehlike
altında, Bern Sözleşmesi’ne (Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması
Sözleşmesi) göre de kesin
korunan
bitki
türleri
listesinde yer almaktadır.
Dünyada yalnızca Ankara
Gölbaşı
çevrelerinde
yaşayan bu peygamber
çiçeğinin mahalli adı Yanardönerdir. Çok güzel ve
çarpıcı
mor-kırmızı
çiçeklerinden dolayı bu isim
verilmiştir. Her ne kadar
1848
yılında
Afyon
çevrelerindeki bir diğer
kayıt bulunmakta ise de, şu
ana kadar bu ilimizden ikinci bir kayıt gelmemiştir. Gölbaşı çevrelerindeki tarlalarda yaygın
olmakla birlikte oldukça seyrelmiştir. Son yıllarda yoğun tarım ve herbisid uygulamasından
zarar görmektedir. Şu anda en bol yetiştiği yer, Gölbaşı’nın hemen kenarındaki başarısız bir
ağaçlandırma alanlarıdır. Gölbaşı çevresinde yapılacak ekolojik tarım uygulamaları ile ışık
seven bu bitkinin populasyonuna zarar vermemesi sağlanabilir.
Orman Varlığı
Şekil 5. Ankara Orman Varlığı
Ankara çevresinde plato üzerinde
yükselen münferit dağlar ile
kuzeydeki
dağlık
sahada
yağışlardaki artış yüzünden orman
örtüsü kendini belli etmeye başlar.
Bozkır (step) ortasında adacıklar
halinde görülen ormanlar, genelde
tahripten arta kalan korulardır. Bu
tür ormanlarda hakim ağaç türü
karaçam, ardıç ve yer yer meşedir.
Kurakçıl
orman
deyimiyle
adlandırılan bu ormanlara en güzel
örneği,
Beynam
Ormanı
oluşturmaktadır.
Ankara'nın
kuzeyindeki Kızılcahamam ilçesi
yakınlarından başlamak üzere orman
örtüsü sıklaşmaya ve gürleşmeye
başlar ki, burada iğne yapraklı
ağaçlar yaygın türü oluştururlar.
31
Ankara ili içinde yer alan ormanlarda;
Abies nordmanniana ssp. bornmuelleriana (Göknar)
Pinus sylvestris. (Sarıçam)
Pinus nigra (Karaçam)
Astragalus microcephalus (Geven)
Quercus pubescens (Tüylümeşe)
Quercus cerris (Saçlımeşe)
Crataegus orientalis (Alıç)
Crataegus monogyna (Yemişen)
Pyrus elaeagnifolia (Ahlat)
Rosa canina (Yaban gülü)
Juniperus oxycedrus (Ardıç)
Berberis crataegina (Karamuk) ağaç türleri görülmektedir.
Tablo 1.Orman Varlığının Ağaç Türleri itibariyle Alanları
Ağaç Türü
Alan
Kızılçam
27210
Karaçam
193524
Sarıçam
70301,5
Göknar
3301,5
Meşe
63255
Toplam Orman
357592
Kaynak: Orman Genel Müdürlüğü, Orman Varlığımız, Ankara, 2006
Ankara ili karasal ve sucul olmak üzere iki ana ekosisteme sahiptir. Karasal
ekosistemler genel olarak ormanlar, stepler, kültür alanları, sucul ekosistemler ise akarsular,
göller, sulak alanlar, sazlık ve bataklık alanlar olarak sıralanabilir.
Ankara esas olarak kurak ve sıcak iklimin hüküm sürdüğü İç Anadolu bozkır
ekosistemi içinde bulunurken, aynı zamanda Kuzey Anadolu orman bölgesine geçiş kuşağı
üzerinde bulunduğu doğal orman bölgelerinin oluşmasını sağlamıştır. İç Anadolu Bölgesi,
İran-Turan floristik bölgesi içinde kalmaktadır. Orman formasyonu, bölgenin yüksek
kesimlerini ve geçiş sahalarını kaplar. Kuru orman karakterine sahip olan orman bitki örtüsü;
çoğunlukla meşe, ardıç ve karaçam topluluklarından oluşur. Bölgenin kuzeyine doğru,
sarıçam ormanlarına da rastlanır. Tuz Gölü çevresinde, 1000 m’nin altında çok özel bir tuzcul
step bitki örtüsü gelişmiştir.
32
Harita 2. Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları (Kaynak Doğa Derneği web sayfası)
3.7.4. Hayvan Varlığı (Fauna)
Ankara’da genel olarak
orman, bozkır, göl (doğal
göl ve baraj), akarsu, sulak
alan, bataklık ve sazlık
alanlar, çayır, vadiler, tuzlu
topraklar, sulu ve kuru
tarım alanları, mera, meyve
ve sebze bahçeleri, bağlar,
koruluk/yapay
ağaçlık
alanlar, yol kenarı, kayalık
alanlar ve erozyonlu yerler
gibi
tür
zenginliğini
destekleyen farklı yaşam
ortamlarına
(biyomlara)
rastlanır.
Sazan, alabalık, tatlı su midyeleri, yengeç, kurbağa, kaplumbağa gibi suda yaşayan
canlılar ile karabatak, yaban ördeği, yaban kazı ve su tavuğu gibi kanatlı hayvanlar yörenin
ekolojik ortamına uyum sağlamış canlılardır.
Nallıhan, Beypazarı, Kızılcahamam, Çamlıdere, Çubuk ve Güdül ilçeleri içerisinde
kalan ormanlık kesimler ayı, yaban domuzu, geyik gibi hayvanların yaşamlarını sürdürmeye
olanak vermektedir. Nallıhan ve Beypazarı çevrelerinde yakın zamana kadar yaban koyunu
görülmüşse de bugün nesli tükenmiş olup doğaya tekrar yerleştirme çalışmaları 2004 yılından
beri devam etmektedir.
33
Kızılcahamam ormanları küçük bir alan olmasına rağmen yaban hayatı açısından çok
zengindir. Bölgede birçok orman kuşu üremektedir. Bu kuşlar arasında yer alan Kara
Akbabalar (Aegypius monachus) yuvalarını yaşlı karaçam tepelerine yapmaktadırlar.
Ankara ilinin kuzeyindeki Köroğlu Dağları’nın batı bölümünü içine alan bölgenin
(Ankara il sınırları içindeki bölüm Beypazarı ve Güdül ilçelerinde bulunmaktadır) büyük bir
kısmı ormanlar ve yaylalarla kaplıdır. Bölge bodur meşeliklerle kaplı kıraç tepeler, daha
yükseklerden ise sarıçam ve karaçam ağırlıklı iğne yapraklı ormanlar, yüksek dağ çayırları, ve
az miktarda tarım alanlarından oluşur. Bölge kuşlar açısından önemlidir.
Tuz gölünün güneyinde pınarların yoğunlaştığı bölgede sulak çayırlara dönüşür. Bölge
üreme, göç ve kışlama dönemlerinde çok sayıda, farklı kuş türüne ev sahipliği yapar ve
Türkiye’de çok az noktada üreyen bazı kuş türleri düzenli olarak burada yuva kurar. Gölün
güneyindeki çamur adacıkları flamingolar için, gölün kuzeyindeki kayalık adalar Van Gölü
martısı (Larus armenicus), ince gagalı martı (Larus genei) ve yırtıcı kuşlar için önemli yaşam
alanlarıdır.
Gölbaşı ilçesi sınırları içinde kalan Mogan Gölü balıkçıllar, yırtıcı ve ördek türleri için
önemli bir üreme, konaklama ve kışlama alanıdır.
Ankara’nın Nallıhan ve Beypazarı ilçelerinin güneyinde, Sakarya Nehri üzerinde inşa
edilen Sarıyar Barajı’nı ve etrafındaki tepeleri içine alan, göl yüzeyi, tatlı ve tuzlu mevsimsel
gölcük ve sulak çayırlar, dağ bozkırları, tarım alanları ile kızılçam topluluklarından oluşur.
Alanın doğu ucundaki Kirmir Çayı Deltası, mevsimsel göl yüzeyi ve geniş sulak çayırlar
kapsar. Alanın kuzey ucunda Çayırhan Mevkiinde benzer bir yapı sergileyen Aladağ Çayı’nın
deltasında tuzcul özellikteki Nallıhan-Davutoğlan Kuş Cenneti bulunur. Kuş Cenneti
bölgesinde sulak çamur düzlükleri, ağaçlık, bozkır ve kayalık alanları yaşam alanları
mevcuttur. Alan kuşlar için üreme döneminin yanı sıra göç ve kış dönemlerinde de önem
taşır.
Nallıhan,
Beypazarı,
Kızılcahamam,
Çamlıdere, Çubuk, Güdül ilçeleri ormanlık
kesimlerinde ayı, vaşak, yaban domuzu, geyik,
kurt, tilki, porsuk, kokarca, gelincik, sincap,
keklik, çaylak, turna, çulluk, güvercin, üveyik,
bıldırcın görülmektedir
Kızılcahamam ormanları küçük bir alan
olmasına rağmen yaban hayatı açısından çok
zengindir. Bu ormanlar kuşlar ve kelebekler açısından önemli bir alandır. Bölgede birçok
orman kuşu üremektedir. Alanda üreyen önemli türler arasında kara akbaba (Aegypius
monachus), sakallı akbaba (Gypaetus barbatus), kızıl akbaba (Gyps fulvus), küçük akbaba
(Neophron percnopterus) ve karaleylek (Ciconia nigra) yer alır. Kızılcahamam ilçesinin
girişinde çok sayıda leylek (Ciconia ciconia) yuvası bulunur. Kara Akbabanın (Aegypius
monachus) Türkiye’nin bilinen ikinci büyük kolonisi ise 7 çift ile Kızılcahamam ormanlarında
bulunmaktadır. Falco biarmicus ve Milvus migrans nesli tehlike altındaki türlerdendir.
34
Alanda bulunan diğer kuş türleri şunlardır; Aegolius funereus, Aquila chrysaetos, bubo bubo,
Circaetus gallicus, Dryocopus martius, Falco peregrinus, Hieraetus pennatus, Lanius
collurio, Lanius nubicus, Lullula arborea, Picus canus ve Sitta krueperidir.
Alandaki en öncelikli kelebek türü ülkemize endemik çok gözlü Anadolu çillisidir
(Polyommatus ossmar). Yalancı apollo (Archon apollinus), Anadolu zıpzıpı (Muschampia
proteides) ve bavius (Pseudophilotes) Kızılcahamam ormanlarında yaşayan nesli bölgesel
ölçekte tehlikedeki kelebek türlerinin başında gelir. Glaucopsyche alexis nesli tehlike
altındaki diğer bir türdür.
Ankara ilinin kuzeyindeki Köroğlu Dağları’nın batı bölümünü içine alan bölge (Ankara
il sınırları içindeki bölüm Beypazarı ve Güdül ilçelerinde bulunmaktadır) kuşlar açısından
önemli bir bölgedir. Kara akbaba (Aegypius monachus), sakallı akbaba (Gypaetus barbatus)
ve Şah kartal (Aquila heliaca) alanda üreyen öncelikli türlerdendir. Kara akbabalar üreme
sonrasında yüksek sayılarda görülmektedir. Aquila chrysaetos, Dendrocopos syriacus,
Hiaraaetus pennatus, Lanius collurio ve Lullula arborea alanda bulunan diğer kuş türleridir.
Kar faresi (Chionomys nivalis) alanda yaşayan bir memeli türüdür. Bölge aynı zamanda
taraklı semender (Triturus karelinii) için önemli bir bölgedir.
Bala, Gölbaşı ilçeleri sınırları içinde kalan Beynam Ormanlarında 2 çift Şah kartal
(Aquila heliaca) üremektedir. Ormandaki yaşayan diğer bir kuş türü de Camrimulgus
europaeus’dir.
Bir bölümü Ankara ilinin Şereflikoçhisar ilçe sınırları içinde kalan Tuz Gölü; üreme,
göç ve kışlama dönemlerinde çok sayıda, farklı kuş türüne ev sahipliği yapar ve Türkiye’de
çok az noktada üreyen bazı kuş türleri düzenli olarak burada yuva kurar. Gölün güneyindeki
çamur adacıkları flamingoların (Phoenicopterus roseus) dünyadaki en büyük doğal üreme
kolonilerinden birini barındırır.
Gölbaşı, Bala, Haymana ilçeleri Çöl Gölü ve Çalıkdüzü bölgesi, özellikle ilkbahar ve
yaz aylarında kuşlar için büyük önem taşır. Çorak toygarı (Calandrella rufescens
niethammeri), büyük cılıbıt (Charadrius leschenaultii columbinus), küçük kerkenez (Falco
naumanni), turna (Grus grus), gülen sumru (Sterna nilotica) ve sayıları gittikçe azalan toy
(Oris tarda) gibi hassas türleri bir arada barındırır. Alan, üreyen kuşların yanı sıra flamingo
(Phoenicopterus roseus) gibi yazın üreme süresince beslenmeye ve sakarca (Anser albifrons)
gibi kışlamaya gelen kuş türlerini de barındırır. Sakarca alanda kışlamaya devam etse de eski
yıllardaki kadar yüksek sayılarda görülmemektedir. Alan, su düzeyinin yüksek olduğu
yıllarda dikkuyruk (Oxyura leucocephala) ve angıt (Tadorna ferruginea) için üreme
sonrasında büyük önem taşır. Gölün su düzeyinin çok düşük olduğu son yıllarda bu türlerin
hemen tümü alandan kaybolmuştur. Sarı lekeli zıpzıp (Thymelicus acteon) alanda görülen ve
nesli bölgesel ölçekte tehlike altında olan bir kelebek türüdür. Lanius minor ve
Melanocorypha calandra ise alandaki diğer iki kuş türüdür.
35
Gölbaşı ilçesi sınırları içinde kalan Mogan Gölü balıkçıllar, yırtıcı ve ördek türleri için
önemli bir üreme, konaklama ve kışlama alanıdır. Yaklaşık 200-300 bireylik bir küçük
kerkenez (Falco naumanni) geceleme alanı, Gölbaşı ilçesinde göle yakın bir alandadır. Diğer
küçük koloniler ise Mogan-Eymir arasındaki köy evleri ile güneydeki Yavrucak Köyü’nde
bulunmaktadır. Dikkuyrukların (Oxyura leucocepahala) sayısı 1995‟ten bu yana artma
eğilimi göstermiş ancak son yıllarda yapılan saz sökümü ve dolgu çalışmaları nedeniyle türün
alandaki varlığı tehlike altına girmiştir. Aythya nyroca ve Calandrella rufescens niethammeri
bu bölgede yaşayan nesli tehlike altında olan diğer kuş türleridir.
Nallıhan-Beypazarı karayolu ile Seben ilçesi arasında doğubatı doğrultusunda uzanan
tepeler yırtıcı kuşlar açısından önemlidir. Bölgede kara akbaba (Aeygpius monachus), küçük
akbaba (Neophron percnopterus) ve sakallı akbaba (Gypaetus barbatus) düzenli olarak
görülmektedir. Bölgede bulunan Kızıl geyik (Cervus elaphus) korumada öncelikli türlerden
biridir.
Su kuşları açısından Mogan Gölü ile birlikte Çökek bataklığı, Dikilitaş ve İkizce
göletleri önemli habitatlardır. Mogan gölü Ankara’nın önemli kuş alanlarındandır.
Gölbaşı’nda 188 kuş türü görülür. Alanda, Alaca Balıkçıl, Macar Ördeği, Pasbaş Patka ve
Dikkuyruk yaşamaktadır. Alanda sonbahar sonunda ve ilkbahar öncesinde, aralarında Macar
ördeği, Pasbaş, Patka ve Sakarmekenin de bulunduğu büyük sayıda su kuşu gözlenebilir.
Alanda üreyen diğer türler arasında: Küçük Batağan, Bahri, Kızıl Boyunlu Batağan, Kara
Boyunlu Batağan, Küçük Balaban, Boz Ördek, Yeşilbaş, Söz Delicesi, Sakarmeke ve
Uzunbacak sayılmalıdır.
ile
Eymir, Mogan, Karagöl doğal gölleri
Çubuk I-II, Kurtboğazı, Hirfanlı,
36
Sarıyar, Kesikköprü, Gökçekaya baraj gölleri ile Sakarya ve Kızılırmak nehirlerinde sazan,
alabalık, tatlısu midyesi, yengeç, kurbağa, kaplumbağa, karabatak, yabani ördek, yaban kazı,
su tavuğu bulunur.
Bala, Evren, Şereflikoçhisar ilçe sınırları içindeki Hirfanlı Barajı bölgesi kış aylarında
donmadığından yüksek sayıda su kuşu barındırır. Alanda kışlayan kuş türleri arasında nesli
dünya ölçeğinde tehlikedeki dikkuyruk (Oxyura leucocephala) da yer alır. Göldeki adalarda
sumru türleri ve Akdeniz martısı (Larus melanocephalus) az sayılarda kuluçkaya yatar.
Cygnus columbianus, ve Sterna nilotica bölgedeki nesli tehlike altında olan kuş
türlerindendir. Aythya ferina, Aythya fuligula, Ciconia ciconia, Fulica atra, Netta rufina,
Recur virosta avosetta, Sterna albifrons, Sterna hirundo veTadorna ferruginea bu bölgedeki
diğer kuş türleridir.
Ankara ili sınırları içinde yer alan akarsu ve dereler balık türleri için önemli yaşam
ortamlarıdır. İl akarsu ve derelerinde bulunan önemli balık türleri Şunlardır. Akbalık (Leiscus
caephalus), Sazan Pullu Adi Sazan (Cyprinus carpio), Dere balığı Siraz (Capoeta tinca),
Turna (Esox lucius), Yayın (Silurus glanis). Kızılırmak ve Sakarya vadileri, tatlı su balıkları
ve kuş türleri ile birlikte kara hayvanları için de elverişli yaşam alanı oluşturmaktadır.
Eymir, Mogan, Karagöl doğal gölleri ile Çubuk I-II, Kurtboğazı, Hirfanlı, Sarıyer,
Kesikköprü, Gökçekaya baraj gölleri ile Sakarya ve Kızılırmak nehirlerinde sazan, alabalık,
tatlısu midyesi, yengeç, kurbağa, kaplumbağa, karabatak, yabani ördek, yaban kazı, su tavuğu
bulunur. Mogan ve Eymir Gölleri de balık türleri için önemli yaşam ortamı oluşturmaktadır.
3.7.5. İlin Jeolojik Durumu
Ankara il sınırları içinde kalan alanlar Torid Anatolit Platformu ve Kırşehir Bloku
üzerinde olup farklı jeolojik özelliklere sahip kayaçlardan oluşmaktadır.
En yaşlı birimler, derinleşen bir denize ait çökellerin bugüne gelen izleri olan Triyas
yaşlı metamorfiklerdir. Kıta şevinden kopan daha yaşlı (Karbonifer-Permiyen ) kayaç blokları
çökelime eşlik etmiştir. Okyanusun, Paleotetisin, kapanması sonucu su üstüne çıkan bu
kayalar Liyasta açılmaya başlayan yeni bir okyanusun, Neotetis, çökelleri ile örtülmeye
başlamıştır. Aynı dönemdeki volkanik aktivite ürünü kayaçlar (aglomera, tüf, bazalt )
gelişmeye başlamıştır.
Kretase’den itibaren bölgede etkin olan sıkışma sonucu Neotetisin malzemesi kıta
kabuğu üzerinde çıkarak Eldivan Ofiyolit topluluğu ve Dereköy Ofiyolitli Melanjı olarak
adlandırılan kayaç karmaşıkları meydana gelmiştir.
Tektonik aktiviteler sonucu Üst Kretase’den itibaren başlayan derinleşme ile derin deniz
kayaçları türbiditler çökelmeye başlamıştır. Paleosen’de önemli bir granitik mağma sokulumu
yaşanmıştır.
Esosen döneminde karasallaşma başmış ve hem denizel hemde karasal ortamlarda
kayaçlar oluşmuştur. Oligosen’de ise evoporitik göllerde jipsler çökelmiştir. Miyosen
döneminde tektonik etkiler önemli volkanik aktiviteleri tetiklemiş ve andezit, tüf, aglomera
37
oluşumları genişalanları kaplamıştır. En gençvolkanik aktivite pliyosen yaşlı Bozdağ
bazaltıdır. Pliyosen sonlarında volkanik aktivite durmuştur.
Ankara ilindeki en genç jeolojik oluşumlar ise eski ve güncel alüvyonlardır.
Ankara yakın çevresinde en altta Triyas yaşlı Ankara grubunu oluşturan kaya türleri yer
almaktadır. Ankara grubu; Emir, Elmadağ, Ortaköy ve Keçikaya formasyonların ayrılmıştır.
Bu formasyonlar yer yer diyabaz dayklar tarafından kesilmiş ve içlerinde değişik boyutlarda
karbonifer, perma-karbonifer ve permiyen yaşlı kireçtaşı blokları yer almıştır.
Oligosen yaşlı Miskincedere Formasyonu, konglomera, kumtaşı, çamurtaşı, marn ve jips
ardalanmasından oluşur. Oligosen yaşlı birimleri miyosen yaşlı birimler uyumsuz olarak örter.
Bölgede miyosen yaşlı volkanitler, andezit, trakiandezit, bazalt, anglomera ve tüfden oluşan
Tekke Volkanitleri ile dasit ve andezitten oluşan Oğulbeyi Dasiti olarak ayrılmıştır. Bu
volkanitlere eş yaşlı ve girik olarak bulunan sedimanter ağırlıklı kayaçlar alttan üste doğru
Kumartaş, Hançili, Mamak, Kızılırmak ve Bozkır Formasyonlarına ayrılmıştır.
Gölbaşı formasyonu kendinden daha yaşlı birimleri uyumsuz olarak örter. Alüvyon
bölgedeki en genç oluşumlardır. Bölge Kuzey Anadolu Fayı güneyindeki anatolit tektonik
kuşağı içerisinde yer alır. Tektonik yapısını ise Alpin Orojenik evresi ile kazanmıştır. Bölgede
paleotetis okyanusunun izlerine Ankara Grubunu oluşturan kaya türlerinde, Neotetis
okyanusunun izlerine ise Eldiven ofiyolit topluluğunda rastlanır. Ankara ve yakın çevresinde
temel kaya birimini şist ve grovaklar temsil etmektedir. Bu birim bölgenin doğusunda
kuzeydoğudan güney batıya doğru yönlenmiştir. Alpin orojenizinden etkilenmelerden dolayı
pek çok mikro ve makro boyutunda kıvrımlanma ve yersel kırılmalar oluşmuştur. Ankara ve
yakın çevresinde paleojene rastlanmıştır. Akıncılar (YENİKENT) ovasında görülen bu devrin
tortulları ya tortullaşmamış veya aşınmıştır.bu seriler üzerinde diskordan olarak miyosene ait
çökeller gelmektedir. Prene safhası sonunda bu bölgeden deniz çekilmiş, çukur havzalarda
lagün şeklinde kapalı göller oluşarak miyosene ait göl çökelleri tortullaşmıştır. Volkanizma
miyosene kadar devam etmiştir. Miyosenle ara katkılı olan volkanitler bu durumu doğrular
özelliktedir. Miyosen sonunda bölge tamamen karasal ortama geçmiştir.
Depremsellik
ANKARA il sınırları içindeki alanlar, Bakanlar Kurulu’nun 18.04.1996 gün ve
96/8109 sayılı kararı ile yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasında Birinci, İkinci,
Üçüncü ve Dördüncü Derece Deprem Bölgesi kapsamında yer almaktadır. Birinci Derece
Deprem Bölgeleri ilin kuzeyinde Kuzey Anadolu Fayına yakın kesimleri ile doğu-güney
doğusunda Tuz Gölü Fayına yakın kısımlarını kapsamaktadır.
Ankara kent merkezi genel olarak Üçüncü ve Dördüncü Derece Deprem Bölgesi
kapsamındaki alanlara sahiptir.
Ankara ve yakın çevresindeki alanların sismotektonik özellikleri göz önüne
alındığında, Ankara’nın önemli bir hasara yol açan depreme merkez üssü olmadığı ancak
çevresinde meydana gelen depremlerden etkilendiği görülmektedir. Depremsellik açısından,
kent merkezinden itibaren 70 kilometre yarıçapındaki bir alanda meydana gelebilecek M<5. 5,
38
120 kilometre yarıçapında meydana gelebilecek M>7 büyüklüğündeki depremlerin
etkisindedir.(Jeoloji mühendisleri odası)
Harita. 3 Ankara İli Deprem Haritası
3.7.6. İklim Durumu
İlin geniş arazisinde yer yer iklim farklılıkları görülür. Güneyde, İç Anadolu ikliminin bariz
özellikleri olan step iklimi, kuzeyde ise, Karadeniz ikliminin ılıman ve yağışlı halleri
görülebilir. Kara ikliminin hüküm sürdüğü bu bölgede kış sıcaklıkları düşük, yaz ise sıcak
geçer. En sıcak ay Temmuz-Ağustos, en soğuk ay ise Ocak ayıdır.
Bölgeye düşen yağış miktarları kuzey ve güney kesimlerde farklılık gösterir. Kuzeyde
Kızılcahamam ve Çubuk, Karadeniz yağış rejimi özelliğini; güney ise İç Anadolu karakterini
taşır. Bölgenin yapısı gereği özellikle kış aylarında sis olayı oldukça fazla görülür ve hayatı
etkiler.
İl bazında ortalama sıcaklık 10-13oC arasında, aylık ortalama yağış miktarı da 11-55
mm arasındadır. En yüksek sıcaklık değeri 41.4oC ile Sarıyar istasyonunda; en düşük sıcaklık
da sıfırın altında 32.2oC ile Esenboğa istasyonunda kaydedilmiştir. Donlu günler sayısı yılda
ortalama 60-117 arasında, karla örtülü günler sayısı ise yılda toplam 10-70 gün arasında
değişmektedir. En yüksek kar kalınlığı 82 cm. olarak Kızılcahamam istasyonunda
kaydedilmiştir.
İl merkezi ve istasyonların rüzgar durumuna genel olarak bakıldığında; hakim rüzgarın
topografik yapıya bağlı olarak değişim gösterdiği açıkça görülür. Buna göre hakim rüzgar
39
Ankara (merkez), Esenboğa, Çubuk, Ayaş ve Yenimahalle'de kuzeydoğu, Haymana (İkizce),
Sincan, Dikmen ve Nallıhan'da batı, Polatlı ve Şereflikoçhisar'da kuzey, Etimesgut ve
Elmadağ'da güneybatı, Kızılcahamam'da güneydoğu ve Beypazarı'nda kuzeykuzeydoğudandır. Kuvvetli rüzgarların görüldüğü aylar mart ve nisan aylarıdır. Ankara da
tespit edilen en yüksek rüzgar hızı güne, güneydoğu yönünden 32.1 m/sn’ dir.
Normal şartlarda günlük olarak basıncın değerlerinde fazla değişiklik görülmez.
Ancak yurdumuzu etkileyen hava kütlelerine bağlı olarak değişmeler gözlenir. Uzun yıllar
değerlerine göre; Ankara'nın ortalama basınç değeri 912.7 mb., tespit edilen en yüksek basınç
değeri 936.5. mb. ve en düşük basınç değeri 882.6 mb. dır.
3.7.7. İdari Durumu
Ankara'nın 25 ilçesi vardır ve bunların 16'sı merkez ilçedir. Ankara Büyükşehir
Belediyesini oluşturan merkez ilçeler Akyurt, Altındağ, Ayaş, Bala, Çankaya, Çubuk,
Elmadağ, Etimesgut, Gölbaşı, Kalecik, Kazan, Keçiören, Mamak, Pursaklar, Sincan ve
Yenimahalle'dir. Diğer ilçeler; Beypazarı, Çamlıdere, Evren, Güdül, Haymana,
Kızılcahamam, Nallıhan, Polatlı, Şereflikoçhisar’dır.
Harita. 4 Ankara’nın ilçeleri
3.7.8. İlin Nüfusu
Ankara ili, Ankara şehrinin başkent olmasından sonra hızla kalabalıklaşmıştır. Özel ve
kamu sektörü yatırımları başkent ve yöresine yoğunlaşmış, bunun sonucu ortaya çıkan
40
çalışma olanakları büyük bir nüfus akımına yol açmıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim
altyapısının gelişmişliği, suç oranının yüksek olmaması, kişi başına kamu yatırımının ve kişi
başına mevduatın yüksek olması gibi nedenlerin göçü teşvik ediyor olması muhtemeldir.
Cumhuriyet tarihi boyunca ilin nüfusu ülke nüfusunun iki katı hızda artmıştır: Ankara'nın
nüfusu hiçbir zaman tam olarak hesaplanamaz. Memur ve öğrenciler ağırlıkta olduğu için net
nüfus bulunamaz. Tuik verilerine göre nüfusu 5 milyona yakınken gayri resmi nüfusu 8
milyondur.1927 sayımında nüfusu 404 bin olan il Türkiye nüfusunun %3,2'sine sahipken
bugün 8 milyon nüfus ile bu oran %6,3'tür. 2007-2008 yılları arasında ise nüfus artış hızı
(%1,83), ülke nüfus artış hızının (% 1,32) bir buçuk katı olmuştur. Bu büyümenin başını
çeken Ankara kenti günümüzde dünyanın en kalabalık 14. kentidir. Göçe rağmen, 2008'de
Ankara'da işsizlik oranı (%11,8) Türkiye genel işsizlik oranına (%11,0) yakındı. İstihdam
edilenlerin %72'si hizmetler, %26'sı sanayi, %2'si tarımda çalışır (bu oranlar Türkiye için
sırasıyla %49, %27 ve %24'tür).
İl nüfusu 4.771.716 dır. İç Anadolu'da bulunan ve nüfusları azalmakta olan Çorum ve
Yozgat, Ankara'ya en fazla net göç veren illerdir. İl nüfusunun %96.7' si il ve ilçe
merkezlerinde, geriye kalanı köy veya beldelerde yaşar. Ayrıca 15.608.868 kişilik İç Anadolu
nüfusunun yaklaşık yarısı Ankara ilinde, il nüfusunun ise %85'i merkezde yaşar.
Ankara il nüfusu Türkiye geneline göre daha yüksek bir eğitim düzeyine sahiptir. 2008
verilerine göre, 15 yaş üstü okuma yazma oranı toplam il nüfusunun %88'ini (erkeklerde %91,
kadınlarda %86'sını) oluşturur, bu oran Türkiye için %83'tür (erkeklerde %88, kadınlarda
%79). Bu farklılık özellikle nüfusun üniversite eğitimli kesiminde belirginleşir: üniversite ve
yüksekokul mezunlarının toplam nüfusa oranı Ankara'da %10,6, Türkiye genelinde ise
%5,4'tür.
3.7.9. Ulaşım Durumu
Kent içi ulaşımda son zamanlarda en yoğun taşımacılık metro ile yapılmaktadır. EGO
Genel Müdürlüğü tarafından işletilen Ankara metrosu günde yaklaşık 150.000 yolcu
taşımaktadır. 2006 yılında tamamen yenilenip kapasitesi ve işlevi çağdaşlaştırılmıştır. Metro
ağında hali hazırda Metro ve Ankaray adı altında iki ayrı taşıma sistemi çalışmaktadır.
Ankaray Metroya göre daha hafif bir raylı sistemdir. Ağ halen süren çalışmalarla şehrin dört
bir yanına ulaşma hedefine doğru gitmektedir.
Havalimanını kent merkezine bağlayan yol da tamamen yenilenmiş ve yeni geçitler
devreye sokulmuştur. Havayolu ile kente ulaşmanın bir başka yolu da ordunun hizmetindeki
Etimesgut Askeri Havalimanıdır. Bu havalimanı sivil uçuşlar için kullanılmasa da
gerektiğinde alternatif olarak kullanılabilmektedir.
Günlük ulaşımda belediye tarafından işletilen otobüsler ile özel olarak işletilen
dolmuşlar da kullanılmaktadır. Belediyeye ait araçlarda manyetik kontörlü kartlar
kullanılmaktadır. Özel araçlarda ise nakit kullanılmaktadır.
41
Şehirde taksi sayısı da halkın ihtiyacını karşılayacak düzeydedir ve 24 saat hizmet
vermektedir. Saat 24 ile sabah 6 arası taksiler zamlı tarife uygulamaktadır.
Kentin kuzeyinde yer alan Esenboğa Uluslararası Havalimanı şehre havayolu ile giriş
çıkışı sağlayan, en önemli noktadır. 2006 yılında tamamen yenilenip kapasitesi ve işlevi
çağdaşlaştırılmıştır. Hava limanını şehir merkezine bağlayan yol da tamamen yenilenmiş ve
yeni geçitler devreye sokulmuştur. Havayolu ile kente ulaşmanın bir başka yolu da ordunun
hizmetindeki Etimesgut Askeri Havalimanıdır. Bu havalimanı sivil uçuşlar için kullanılmasa
da gerektiğinde alternatif olarak kullanılabilmektedir.
Şehre giriş çıkışlarda ikinci önemli yer ise Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi
kısaca ''AŞTİ’dir. Avrupa’nın en büyük otobüs terminalleri arasında yer alan tesislerde
restoranlar, emanet, büfeler ve firmalar için servis istasyonları da bulunur. Tesislerin Ankaray
bağlantısı olduğu gibi yeterli sayıda taksi servisi de vardır.
Tren yolu ile giriş çıkışta en önemli yer Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
Ankara Garı'dır. Burası aynı zamanda ülkenin doğusu ile batısının ayrıldığı noktadır.
Halihazırda ülkenin dört bir yanına ve banliyölere buradan tren seferleri düzenlenmektedir.
Eskişehir üzerinden kenti İstanbul'a bağlayacak olan hızlı tren projesi ise hizmete
girmiştir.
Tablo 2. İlçelerin merkeze uzaklıkları
İlçenin Adı
Merkeze uzaklık
(km)
Akyurt
Ayaş
Bala
Beypazarı
Çamlıdere
Çubuk
Elmadağ
Evren
Gölbaşı
Güdül
Haymana
Kalecik
Kazan
Kızılcahamam
Nallıhan
Polatlı
Şereflikoçhisar
35
58
69
99
108
41
41
178
20
89
73
71
45
80
163
75
148
42
3.7.10. Tarihi ve Kültürel Değerler
Müzeler
Anadolu Medeniyetleri Müzesi : Müze, Ankara Kalesi’nin güneydoğu kısmında,
Atpazarı olarak bilinen semtte bulunan iki Osmanlı yapısından meydana gelmektedir.
Kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’nde, Anadolu’nun arkeolojik eserleri Paleolitik Çağ’dan başlayarak,
Osmanlı dönemine kadar kronolojik bir sırayla sergilenmektedir. Anadolu Medeniyetleri
Müzesi, 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde 68 müze arasında birinci
seçilerek “Yılın Müzesi” unvanını elde etmiştir.
Etnografya
Müzesi
:
Etnografya, Ankara’nın Namazgâh
adıyla anılan semtinde, Müslüman
mezarlığı olan tepede kurulmuştur.
Müze 18.7.1930 yılında halka açılmış
ve 1938 yılının Kasım ayında iç
avlusu geçici kabir olarak ayrılmış,
Atatürk’ün naaşı, 1953 yılında
Anıtkabir’e nakline değin, burada
kalmıştır. Bu kısım halen Atatürk’ün anısına hürmeten sembolik bir kabir şeklinde
korunmaktadır. Binanın mimarı cumhuriyet döneminin ilk mimarlarından olan Arif Hikmet
Koyunoğlu’dur. Müzede maden eserler, dokuma giysi, silah ve ağaç işçiliği sergilenmektedir.
Geleneksel Türk sanatının nadide örnekleri arasında Anadolu’nun çeşitli yörelerinden
derlenmiş halk giysileri yer almaktadır. Ayrıca müzede Anadolu etnografya ve folkloru, sanat
tarihi ile ilgili eserleri içeren bir ihtisas kütüphanesi de bulunmaktadır.
Cumhuriyet Müzesi (II. TBMM Binası) : Ankara Ulus Meydanı’nda bulunan müze
Cumhuriyet Halk Fırkası binası olarak tasarlanmış ancak, I. Büyük Millet Meclisi binasının
yetersiz olması ve gelişen cumhuriyet Türkiye’si meclisinin ihtiyaçlarını karşılayamaması
nedeniyle binada değişiklik yapılarak II. Türkiye Millet Meclisi olarak kullanılmış, 30 Ekim
1981 yılında da Cumhuriyet Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Kurtuluş Savaşı Müzesi (I. TBMM Binası) : Ankara Ulus Meydanı’nda bulunan I.
Türkiye Büyük Millet Meclisi binası 23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında I.
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılmış, daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel
Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak işlevini sürdürmüştür.
43
Anıtkabir: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi
istirahat yeri olarak Rasattepe’de (Anıttepe) seçilmiş ve 18 Kasım 1943 tarihinde Prof. Emin
Onat ve Doç. Orhan Arden’in projeleri uygulanmıştır. Yaklaşık 750.000 m2’lik bir alanı
kaplamakta olup Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır.
44
Diğer Müzeler
Gordion Müzesi
Roma Hamamı Açık Hava Müzesi
Ankara Vakıf Eserleri Müzesi
Ankara Barosu Hukuk Müzesi
Cumhurbaşkanlığı Atatürk Müze köşkü(Çankaya Müze Köşkü)
Beypazarı Kent Tarih Müzesi
Beypazarı Yaşayan Müze
Çengelhan Rahmi Koç Müzesi
Meteoroloji Müzesi
Özel TED Ankara Koleji Müzesi
PTT Müzesi
Telekomünikasyon Müzesi
TCDD Malıköy Müzesi
TCDD Müzesi ve Sanat Galerisi
TCDD Açıkhava Buharlı Lokomotif Müzesi
Milli Mücadelede Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi
Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi
Türk Hava Kurumu Müzesi
Türkiye Ormancılık Müzesi
75. Yıl Cumhuriyet Eğitim Müzesi
Ziraat Fakültesi Müzesi
Anadolu Mimarlık ve Mobilya Kültürel Miras Müzesi
Mustafa Ayaz Müzesi
Ülker Zaim Müzesi
Sebahattin Yıldız Müzesi
Şefik Bursalı Müze Evi
45
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Oyuncak Müzesi
Atatürk Orman Çiftliği Atatürk Evi ve Müzesi
Beypazarı Kültür ve Tarih Müzesi
Çankaya Köşk Müzesi
Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Müzesi
Mehmet Akif Ersoy Müzesi
ODTÜ Müzesi
T.C. Ziraat Bankası Müzesi
TRT Müzesi
100. Yıl Kız Teknik Öğretim Müzesi
Alagöz Karargah Müzesi
Anıtkabir ,Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi
MSB Arşiv Müzesi
Devlet Mezarlığı Müzesi
Haritacılık Müzesi
Hava Müzesi
Sakarya Şehitliği Anıt ve Müzesi
Topçu ve Füze Okulu Müzesi
Jandarma Müzesi
Tarihi Yerler
Ankara Kalesi: Ankara’ya hâkim bir tepenin üzerinde kurulmuş olan ve zaman içinde
kentin simgesi haline gelen Ankara
Kalesi'nin ilk yapım tarihi kesin olarak
bilinmemektedir. M.Ö. 2. yüzyılda
Galatlar zamanında var olduğu bilinen
kale daha sonra Romalılar döneminde
onarım görmüştür. İç ve dış kale
olmak üzere iki kısımdan oluşan
kalenin iç surları büyük bir olasılıkla
46
7. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilmiştir.
Bugün kale içinde Osmanlı Ankara’sının 17. yüzyıldan itibaren ayakta kalmış birçok Ankara
evi ve Alaaddin Camii bulunmaktadır.
Kalecik Kalesi : Kalecik Kalesi, Çankırı'ya giden yol üzerinde Ankara'dan 78 km.
uzaklıktadır. Bizans devrine tarihlenen kale, modern kasabaya hâkim olan simetrik koni
biçimli bir tepenin üzerine kurulmuştur. Güneybatısındaki dağlara bir sırtla bağlanır ve
Kızılırmak’a doğru uzanan ovada tek başına yükselmektedir.
Akköprü: Varlık Mahallesi önünde ve Ankara Çayı üzerinde olup, Ankara'nın en eski
köprüsüdür. 1222 yılında Selçuklu Hükümdarı I.Alaaddin Keykubat tarafından Ankara Valisi
Kızılbey zamanında yaptırılmıştır. Bugün sağlam bir durumda
bulunmakla beraber dar bir köprü oluşu ve bugünkü kullanılan
geniş yolun dışında kalışı nedeniyle işlerliğini yitirmiştir. Batı
yönünde biri silik iki yazıt yer almaktadır.
Suluhan :
Hacı Doğan Mahallesi’nde, Suluhan
Sokağı’ndadır. 1685 yılında Şeyhülislam Mehmet Emin Bey
tarafından Zincirli Camii’ne vakıf olarak yaptırıldığı
sanılmaktadır. İki kısımdan oluşan Suluhan'ın birinci kısmı kareye
yakın dikdörtgen planlı, ortası avlulu ve iki katlıdır. Bu bölümde
sadece doğu ve güney cephedeki dükkânların pek azı günümüze
gelmiş, batı ve kuzey cephelerdeki binalar tamamen yıkılmış, sadece dış duvarları kalmıştır.
Kalıntılardan hanın iç avlusunun dört kenarda ayaklar üzerinde sivri kemerli revaklarla
çevrilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Revaklar arkasında odalar sıralanmaktadır. Güney uçta yer
alan ikinci kısım tek katlıdır ve daha dardır. Tamamı toprak altında kalan ikinci kısmın ahırlar
ve depolara ayrıldığı tahmin edilmektedir. Her iki kısımda da duvarlar moloz taştan
yapılmıştır. Hanın batı kenarında üç bölümlük küçük bir arasta bulunmakta olup, her bölüm
kalın beşik tonozlarla örtülmekte ve yanlarda küçük dükkânlar yer almaktadır.
Çengel Han : Kale altında ve Atpazarı Meydanı Sefa Sokak’ta bulunmaktadır.
Kitabesinden 1522 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Zağfiran (Safran) Hanı :
tarafından yaptırılmıştır. Vakfiyesi
1512 tarihinde düzenlendiği için,
bu tarihlerde yapılmış olduğu
anlaşılmaktadır.
Atpazarı’ndadır ve Hacı İbrahim Bin Hacı Mehmet
Eski Hamam :
Eski
Hamam, Gazi Lisesi’nin tam
karşısında yer almaktadır. Oldukça
harap durumda olan hamamın
soyunmalığı tamamen yıkılmış
olmasına mukabil soğukluk ve
47
sıcaklık, külhan dahil olmak üzere ayakta durmaktadır. Eserin mimari yapısı ve tekniği
itibariyle 15. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir. Restore edilmektedir.
Karacabey Hamamı : Karacabey Hamamı Talat Paşa Bulvarı üzerinde olup, 1444
tarihinde yapılmıştır. Çifte hamam şeklindeki yapı batı kısmında birbirine bitişik
soyunmalıkları, doğu kısmında ise batıdakilere göre daha değişik inşa tarzı gösteren sıcaklık
ve halvetleriyle birlikte bütünü kareye yakın büyük bir dikdörtgen meydana getirmektedir.
Güvenlik Anıtı : Kızılay'da Güvenpark içerisindedir. 1935 yılında Ankara taşından
yapılmıştır. Türk Ulusunun polis ve jandarmaya bir armağanı olduğundan dolayı Emniyet
Anıtı da denilmektedir. Anıtın Kızılay'a bakan yönünde; güveni temsil eden bir sopayı eline
alan kuvvetli genç erkek heykelleri yer almıştır. Bu heykellerin altında Atatürk'ün söylediği
"Türk, Öğün, Çalış, Güven" sözleri tunç harflerle yazılıdır. Bu yazının sağında Türk Polisinin,
solunda Türk Jandarmasının halka olan yardımlarını sembolize eden çeşitli kabartmalar
bulunmaktadır. Anıtın Bakanlıklara bakan yönünde ise; Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nda ve
inkılap hareketlerinde beraber bulunduğu arkadaşları belirtilmektedir. Heykellerin altında
anıtın yapılış tarihi olan 1935 yılı romen rakamlarıyla yazılıdır. Sağ tarafta insan zekasını, sol
tarafta ise çitçinin tarım çalışmalarını belirten
kabartmalar yer almıştır.
Mimar Sinan Anıtı : Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi'nin önündedir. 4.30 m. yüksekliğindeki
mermer heykelde Mimar Sinan kendine özgü
giysisiyle ayakta canlandırılmıştır.
Mithat Paşa Anıtı : Ulus'ta Ziraat
Bankası Genel Müdürlüğü binasının yanındaki
Mithat Paşa heykeli, 1966 yılında banka
tarafından heykeltıraş Prof. Hüseyin Anka'ya
yaptırılmıştır, 1863'te Ziraat Bankası’nı kuran Sadrazam Mithat Paşa'nın koltukta oturur
biçimdeki heykelinin solunda üç başak ve çark, sağında terazi figürleri vardır.
Ulus Cumhuriyet Anıtı : Ulus Meydanı'ndaki bu anıt, Kurtuluş Savaşı
kahramanlarının anısına 1927 yılında Avusturyalı heykeltıraş Krippel'e yaptırılmıştır.
Atatürk'ün atlı heykelinin altındaki yüksek ve üçgen kaide Ankara taşındandır. Kaidenin
üzerindeki kabartmalarda Atatürk ve askerlerini Başkumandanlık Meydan Savaşı'nda tasvir
eden figürlerden başka, Türk kadınını, Türk askerini ve genç Türkiye Cumhuriyeti'ni
simgeleyen figürler bulunmaktadır.
Zafer Anıtı : Yenişehir'de Atatürk Bulvarı üzerindeki bu anıt, 1927 yılında İtalyan
heykeltıraş Pietro Cannonica'ya yaptırılmıştır. Atatürk'ün ayakta ve kılıcına dayanmış halde
üniformalı, tunçtan yapılmış bir heykelidir. Tabanında kabartma halinde zafer çelenkleri yer
almıştır.
48
Eski Evler
Ankara Kale İçi Evleri : Kale içinde çoğu iki katlı olan Ankara evlerinin alt kat avlusunda
uşakların, aşçıların, kâhyaların odaları, kiminde de bir ahır bulunur. Birinci katta ev sahibinin
oturduğu odalar vardır. Genellikle evin dışında ve bir yanı açık merdivenden, "sergâh ya da
sergâh" denilen sütunlu, dört bir yanı açık, üstü kapalı bir taraçaya çıkılır. Üst kattaki odalar,
kimi evlerde bir sofanın, kimilerinde de sergâhın bir yanında yer alır. Konuk, toplantı ve yatak
odaları ikinci katta bulunur. Kimi odalarda kadınların toplantıları izleyebilmeleri için kafesler
vardır.
Günümüzde bazı evler turistik amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Beypazarı Evleri :
Ankara'nın
100
km.
batısında
yer
alan
Beypazarı’nın dik yamaçlar
ve vadilere kurulmuş olan
eski kesimi, çarşı ve
geleneksel
konutlardan
oluşan
karakteristik
dokusuyla ve doğal peyzaj
özellikleriyle tarihi ve görsel
karakteri zengin olan bir
yerleşimdir.
100
yıllık
geçmişi olan bu evler,
Osmanlı ve geleneksel Türk
evlerinin tipik özelliklerini
49
taşımaktadır. Konut mimarisi açısından ana tip, cumbalı veya üstünde kuşkana olarak
adlandırılan bir çatı katı olan iki veya üç katlı yapılardır.
Ayaş Evleri : Vadi tabanındaki çarşı alanının
çevresinde ve kuzeyde vadi yamaçlarında organik bir dokuda
yoğunlaşan Ayaş Evleri’nden 37'si, tescil edilmiş ve
korunmaya alınmıştır.
Mimari özellikleri açısından Osmanlı ve geleneksel Türk
evlerinin tipik özelliklerini taşıyan tarihi Ayaş Evleri
genellikle iki katlıdır.
Güdül Evleri : Ankara'nın kuzeybatısında, kente 89
km. uzaklıkta eski bir yerleşim olan Güdül ilçesinin kent
merkezinde bugüne kadar ayakta kalan tarihi evlerin
bulunduğu bölge kentsel SİT alanı ilan edilmiştir. Osmanlı ve
geleneksel Türk evlerinin tipik özelliklerini taşımaktadır.
Camiler
Ağaç Ayak Camii : Kitabesi olmayan caminin 1705 tarihli olduğu tahmin
edilmektedir. Cami, ahşap minberi ve mihrabı ile Geç Devir Ankara eserleri için tipik bir
yapıdır.
Ahi Elvan Camii : Samanpazarı Ahi Arap Mahallesi’nde bulunan ve çok sade bir dış
görünüşe sahip olan cami, 1832 yılında Ahi Elvan Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır.
Ahi Yakup Camii : İsmetpaşa Mahallesi’nde, eğimli bir arazide bulunan cami
1391'de Ahi Yakup tarafından yaptırılmıştır. Camiye doğu cephesinden 11 basamaklı
merdivenle çıkılır. 14. yüzyıl Ankara camileri için tipik olan mihrabı ile dikkat çeken cami
yenilenerek kısmen karakterini kaybetmiştir.
Alaaddin Camii : Ankara Kalesi içinde yer alan cami 1178 tarihlidir. Alaaddin Camii,
özellikle 1178 tarihi taşıyan minberi, son cemaatte bulunan antik sütun başlıkları, kapı
üzerindeki tamir yazıtları ile önem kazanan bir eserdir. 18. ve 19. yüzyıllarda yenilenen cami
tarihi karakterini kaybetmiştir.
Aslanhane (Ahi Şerafettin) Camii : Samanpazan Aslanhane Mahallesi’nde bulunan
caminin dış görünüşü çok sadedir. İlk yapılışı 13. yüzyılın başına, tamiri ise 1289-1290'a
rastlar. Caminin doğusunda bulunan türbe duvarına gömülü antik aslan heykelinden dolayı
Aslanhane Camii olarak anılır.
50
Cenab-ı Ahmet Camii : İç Cebeci Ulucanlar'da bulunan kesme taş duvarlı ve
kubbeleri kurşun kaplı olan cami klasik Osmanlı yapılarındandır. 1566 yılında Kanuni Sultan
Süleyman döneminde Ankara beylerbeyliği yapmış olan Cenab-ı Ahmet Paşa tarafından
yaptırılmıştır.
Hacı Bayram Camii :
Ulus'ta
Augustus
Tapınağı'nın bitişiğinde yer
alan cami, 1427-1428
yıllarında Hacı Bayram
Veli
tarafından
yaptırılmıştır. Doğu duvarı
Augustus
Tapınağı’na,
güney duvarı Hacı Bayram
Türbesi’ne dayanır. Sanat
değeri yönünden ilgi çekici
olan
bu
cami
halen
Ankara'nın
en
önemli
camilerinden birisidir.
Karacabey Camii : Hamamönü’nde bulunan cami türbesi, çeşmesi ve çifte
hamamıyla birlikte külliye oluşturmaktadır.
Çiçekçioğlu Camii :
Alparslan Mahallesi’nde Göztepe Sokağı’nda bulunan
Çiçekçioğlu Camii 17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl başı Ankara camilerinin güzel bir örneğidir.
Tacettin Camii : Hamamönü Sümer Mahallesi Taçlı Sokak’ta, Karacabey İmareti
yakınında bulunan cami, 1901-1902’de Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır.
Kocatepe Camii : 16. yüzyıl estetiği ile
20. yüzyıl teknolojisinin bütünleşmesinden
oluşan cami, dört minaresiyle Selimiye'yi,
merkezi kubbe ve yarım kubbeleriyle
Sultanahmet'i andırır. İç tezyinatta klasik
Osmanlı mimarisi örnek alınmış, malzeme
olarak; çini, mermer, sarı maden ve özel boyalar
kullanılmıştır. Ana kubbe ve aslan göğsü yazıları
pirinçten yazılmıştır. Caminin iç süslemeleri
arasında ayrı bir yeri olan vitraylar, özel camdan
imal edilmiş olup, klasik Osmanlı tarzı ile
modern tarz arasında bir geçiş teşkil ederler. Projesi Hüsrev Tayla ve Fatih Uluengin'e aittir.
Sarıkadı (Mimarzade) Camii: Hamamönü Meydan Mahallesi Sarıkadı Sokak’dadır.
18.yy sonlarına aittir. 18. yy karakterinde bir yapıdır.
51
Zincirli Camii : Ulus’ta Anafartalar Caddesi’nde bulunan caminin, 17. yüzyıl ortaları
veya sonu olduğu tahmin edilmektedir.
Arkeolojik değerler
Ahlatlıbel: Ankara’nın 14 km Güneybatısında Taşpınar Köyü-Gavurkale-Haymana eski yolu
üzerindedir.
Akkale: Anadolu Medeniyetleri Müzesinin temelini oluşturur.
Akköprü: Ankara Çayı üzerinde olup Ankara’nın en eski köprüsüdür.
Kayabaşı Mozaiği: Polatlı İlçesi Kayabaşı köyünde ortaya çıkarılmıştır.
Augusutus Tapınağı: Ulus semtinde Hacıbayram Camiinin bitişiğinde yer almaktadır.
Julianus Sütünu: 4. Yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Defterdarlık ve Valilik Binası
arasındaki havuzun kenarında yer alır.
Ankara Roma Tiyatrosu: M.S. 2. Yüzyıl dönemime aittir.
Bitik Höyüğü: Ankara’nın 42 km kuzeybatısındadır.
Eti Yokuşu: Ankara’nın 5 km kuzeyinde Çubuk Çayı kıyısındadır.
Gavur Kale: Ankara’nın 60 km kuzeybatısındadır.
Gordion: Polatlı İlçesinin 18 km batısında Yassıhöyük Köyü içinde yer alır.
Karalar Köyü: Ankara’nın 60 km kuzeybatısında bir köydür.
Karaoğlan Höyüğü: Ankara’nın 25 km güneyinde ve Ankara-Konya yolu üzerindedir.
Tümülüsler (Beştepeler) :
Yumurtatepe(Demetevler Tümülüsü): Çiftlik-Demetevler kavşağında Demetevlere giden
yolun sol tarafında yer alır.
Midas Tümülüsü: Gordion antik kentindedir.
Ankara’nın Doğal Sembolleri :
Ankara Kedisi
Ankara Kedisi dünyanın en sevilen saf kan kedi ırkları
arasında yer almaktadır. Nesiller boyu "Ankara"
her zaman
uzun
tüylü
kediyi nitelendirmek için kullanılan bir terim
olmasına rağmen tek saf kan Ankara, ataları Türkiye'den çıkmış
olan Türk Ankarası'dır. Ankara kedisi Türkiye'de üretilmiş doğal
ve saf bir kedi ırkıdır. Ankara kedisi ülkesinin ulusal
hazinelerinden biri sayılmaktadır. Ankara Kedisi
dünyanın
52
dikkatini ilk kez Haçlı Savaşları sırasında çekti. 1620-1625 yıllarında Fabri de Peiresc
adındaki bir Fransız bilim adamı ülkesine eski Ankara'dan bir kaç saf beyaz kediyle
dönmüştü.
Ankara Keçisi
Birçok ülkede mohair diye adlandırılan tiftik, bilindiği gibi bütün dünyaya yurdumuzdan
yayılan Ankara Keçisinin ürünüdür. Bu nedenle Tiftik Keçisi, dünya literatüründe Ankara
Keçisi (The Angora Goat) olarak tanınır.
Ankara Keçisini 13. yüzyılda Hazar Denizinin
doğusundan, Anadolu’ya Türkler getirmişlerdir.
Ankara Keçisi, Orta Anadolu'nun kurak iklim
ve toprağı ile iyi bir şekilde bağdaşarak o
zamandan beri bu bölgede gelişmiş, Orta
Anadolu'ya özgü ve seçkin bir gelir hayvanı
olma özelliğini bugüne kadar sürdürmüştür.
1939 yılına kadar sadece Orta Anadolu'da,
özellikle Ankara ve çevre İllerde ekonomik bir
değer olan Ankara keçisi, buradan değişik
tarihlerde dış ülkelere götürülmüş ve gittiği yerlerde esas ismini korumuştur. Halen bütün
dünyada Ankara Keçisi olarak tanımlanmakta ve bu sayede Ankara'nın dolayısıyla
Türkiye'nin ismini tüm dünyaya duyurmuş bulunmaktadır.
Ankara Keçisi Ankara'nın bütün ilçelerinde yetiştirilmekle beraber, en çok ürün alman
ilçeler Ayaş, Beypazarı, güdül ve Nallıhan'dır.
Ankara Tavşanı
Dünyada Avustralya'dan Fransa'ya
kadar birçok ülkede yetiştirilen ve sayıları
milyonlarla ifade edilen Ankara Tavşanı,
anayurdundaki birkaç çiftlikte bine yakın
bulunuyor.
Ankara Tavşanı tarihi belgelere
göre 1723 yılında Anadolu'da tamamen
yok olmuştur. Almanya'da yaşayan
gurbetçi bir vatandaş
tarafından yeniden anayurduna getirilen Ankara Tavşanı Kayseri'de bir çiftlikte yetiştirilmeye
başlanmıştır. Tesadüfen bulunulan bu ırkı anayurdunda yaygınlaştırma çalışmaları devam
etmektedir. Çok değerli olan Ankara Tavşanı anayurduna kolay uyum sağlamıştır.
53
Ankara Çiğdemi(croccus ancyrensis)
Çok yıllık, yumrulu sarı veya mavi çiçekli otsu bir bitki türüdür. İlkbahar veya Sonbaharda
açar.
Gölbaşı Sevgi Çiçeği(Centaurea tchihatcheffii)
Mogan Gölünün doğu yakasında yetişen bu bitkinin her ilkbaharda kırmızı, mor ve
pembe renklerde açarak birbirini çok seven ama kavuşmaları mümkün olmayan iki gencin
aşkını anlattığı söylenir. Endemik bir türdür.
Ankara Armudu
Kalecik Karası Üzümü
Ankara Andezit Taşı
Festivaller ve şenlikler :
Festival veya şenliğin Yeri ve Adı
Ayaş Dut Festivali
Ankara Keçisi Festivali- Güdül
Bala Geleneksel Hasat ve Kültür Festivali
Beypazarı Havuç Festivali
Çubuk Turşu Festivali
Sincan Lale ve Kültür Festivali
Kutlandığı Ay
Temmuz
Nisan – Mayıs
Haziran
Ekim
Ağustos-Eylül
Mayıs
Haymana Uluslar Arası Kaplıca Festivali ve
Kültür şenlikleri
Haziran
Hırkatepe Köyü – Gazi Gündüzalp’i Anma
ve Hacet şöleni
Haziran
Çamlıdere Aluçdağı Festivali
Temmuz
Güdül Üzüm Festivali
Kızılcahamam Soğuksu Festivali
Ekim
Ağustos
Çeltikçi Belediyesi Pirinç FestivaliKızılcahamam
Eylül
Karapürçek Yağlı Güreş ve Müzik
Etkinlikleri
Eylül
54
Yenikent Kavun Festivali ve Kültür
şenlikleri- Sincan
Eylül
Elmadağ Bayram Aracı Kültür şenliği
Eylül
Beypazarı Kapama şöleni
Eylül
Polatlı Sakarya Zaferi’ni Kutlama şenlikleri
Eylül
Güdül Kiraz Festivali
Haziran
Tablo 3. Ankara’nın festival ve şenlikleri
3.7.11. Doğal Oluşumlar -Jeositler
Ankara ili sınırları içindeki birçok jeolojik oluşum sahip olduğu ilginç özellikleri ile
koruma altına alınarak son yıllardaki turistik aktivitelerin odağı haline gelmiştir. Dünyada
hızla gelişen Jeo Turizm olgusunun ülkemizde de yaygınlaşması sonucu, aynı zamanda jeoloji
literatüründe yer alan “jeosit” özelliğe sahip olan bu alanlar daha da önem kazanmıştır.
Soğuksu Milli Parkı Jeositleri
* Uzunkavak Silisleşmiş
Ağaçları:
Miyosen
döneminde çam ve meşe
ormanına ait bazı ağaçların
silisleşmesi
ürünüdür.
Silisleşmiş ağaç fosilleri,
doğu-batı
istikametli
yaklaşık
180
m
uzunluğunda ve 1-4 m
kalınlığında silisli bir seviye
içinde yer alır. Ağaç
fosilleri değişik boyutlarda
olup en büyüğü 2,25 m
eninde, 2,80 m boyundadır.
* Acısıderesi Maden Suyu ve Travertenleri: Acısuderesi Maden Suyu, Kızılcahamam ilçe
Merkezinin yaklaşık 4 km kuzeydoğusunda, Acısuderesi’ndedir. İlginç şekilde, dere içinde
birçok noktadan doğal maden suyu çıkışları mevcuttur. Suların çıkış sıcaklıkları 31-34oC
arasındadır.
55
Maden sularının yeraltında bulunuş ve yüzeye çıkış mekanizması diğer sulara benzer
şekillerdedir. Acısu Deresi Jeositinde ısıtıcı kayaçtan etkilenme sözkonusudur. Bu suyun ılık
olması
ve
diğer
jeotermal
kaynaklara (Kızılcahamam ve
Seyhamamı) yakılığı büyük bir
jeotermal
sistemin
parçası
olduğunu göstermektedir. Acısı
Deresi boyunca Miyosen’in 2. evre
volkanizmasının
ürünleri
bulunmaktadır. Bunlar andezitik ve
proklastikleridir. D-KD ve B-GB
yönlü birbirine paralel kırıklar
(=faylar) maden suyunun yüzeye
ulaşmasını sağlar.
* Güvem Jeositleri; Güvem, Kızılcahamam ilçesinin yaklaşık 17 km kadar batısında,
Kızılcahamam-Çerkeş yolu üzerinde güzel bir yerleşim yeridir. Bu bölgedeki jeolojik
oluşumlar şu şekilde verilebilir.
* Güvem Bazalt Sütunları: Güvem’in 1,5 km kuzeyinde Sabunkaya Boğazı mevkiinde,
Sabunkaya köprüsünün her iki yamacında ve Fındıklı Mezrası yakınlarında görsel
zenginlikler sunan bazalt sütunları görülmektedir. Boğazın iki tarafında aynı oluşukların çok
farklı görüntüleri mevcuttur. Her iki mevkideki bazalt sütunlarının alt kesimleri düzenli, üst
kesimleri ise düzensiz sütunlar şeklindedir. Düzenli sütunlar 4-5-6 köşeli olup genellikle 1030 cm genişliktedir.
* Beşkonak Miyosen Balık ve Yaprak Fosilleri: Güvem Köyü’nün yaklaşık 5 km kadar
kuzeydoğusundaki Beşkonak Köyü civarında doğa harikası olan bitki ve hayvan fosilleri
bulunmaktadır.
Beşkonak
Güvem fosilleri ince taneli,
ince tabakalı, laminalı
kumtaşı, silttaşı, kiltaşı ve
marnlardan oluşan yer yer
kömür,
tüf
ve
tüfit
seviyeleri kapsayan, tüfler
arasında diyatomitli ve
silisli
seviyelerinin
bulunduğu
volkanosedimanter bir istif
içindedir. Bu istif ErkenOrta Miyosen yaşlı (23-11
milyon yıl önce) bir gölde
çökelmiştir.
56
Oluşum döneminde göller volkanizma alnlarının arasında bulunmaktadır. Bu nedenle görsel
tortullar içine, zaman zaman tüf, tüfit ve aglomeraların yerleştiği gözlenir. Görsel birimler,
genelde koyu renkli olan volkanik kayaçlar arasında, arazide açık, ekseri beyaz renkleri ile
kolay ayırt edilmektedir.
Güvem-Çerkeş karayolu boyunca, özellikle Beşkonak-Kerimler mahallesi yol
yarmasında bu göl tortullarına ait killi, kumlu, tüflü, diyatomitli ve silis seviyeli kayaç
yapısını açık olarak görmek mümkündür. Bolca kıvrımlanmalar, tabaka içi yapılar, küçük
ölçekli normal ve ters faylar da izlenebilmektedir. Kayaların çok ince olan tabakaları
rarasında çeşitli bitki, yaprak ve dal parçaları ile balık, karınca ve kız böceği fosilleri
bulunmaktadır.
Güvem-Beşkonak yörelerinde kozalaklı ve yapraklarını döken ağaçların egemen
olduğu yaklaşık 105 km2’lik bir alanı kaplayan eski bir ormanın varlığı zengin bitki
fosillerinden anlaşılmaktadır. Bunlar en çok gürgen, çam, kayın, porsuk, göknar, Akçaağaç,
dişbudak, karaağaç, meşe, ceviz, abanoz, ıhlamur gibi ağaçların kalıntılarıdır. Çökel
ortamlarındaki sedimanlar içinde makrofosiller yanı sıra, sedimanların büyük bir kısmını
oluşturan markrofosillerden silissce zengin diyatomlar, polen taneleri, ilkel damarlı bitkilerin
sporları ve protozoalar da bulunmaktadır.
* Taşlıca Köyü Jeositleri:
Taşlıca Köyü Kızılcahamam
ilçe merkezinin yaklaşık 17km güneydoğusunda yer alan orta büyüklükte bir yerleşim yeridir.
*
Gelin Kayası: Andezitlerde oluşan ilginç yapılardan en tanınmışı ‘Gelin Kayası’ olup,
yöre halkı şekillere çeşitli söylenceler ve yakıştırmalar yapmaktadır. Ziyaretçisi bol bir
jeosittir.
57
* Kaplumbağa Kardeşler: Köyün girişindeki ‘Kaplumbağa Kardeşler’de ilginç bir aşınma
yapısıdır. Bu yörede ziyaretçilerin kendileri de başka yapılar tanımlayabilirler.
*
Mahkemeağcin Köyü Jeositleri
Mahkemeağcin Köyü ilçe merkezinin güneybatısında yaklaşık 17 km mesafede,
Çeltikçi yolu üzerindedir. Köyün adının makkeme ağacından kaynaklandığı sanılmaktadır.
Yörenin başlıca kayası tüf olup yer yer aglomera bulundurur. Tüfler volkanik merkezlerden
(baca, krater) patlamalı şekilde püsküren kül ve lav parçalarının etrafa yayılması ile oluşur.
Bunlar Kızılcahamam volkanik sahasının 2. evre volkanizmasına ait ürünlerdir. Kocaçay
Vadisi boyunca, aşınmaya karşı dayanıksız olan bu tüflerin oluşturduğu çok çeşitli yer
şekilleri vardır ve bunlar bölgeye gizemli bir görüntü verirler. Arazide beyaz, pembemsi gri,
masif yer yer tabakalı konumları ile kolay ayırt edilirler ve tarihsel dönemlerde kazılıpoyularak yerleşim yerleri olarak kullanılmışlardır.
*
Alican Çiftliği Aglomeraları: Mahkemeağcin Köyü’nün 4 km kadar doğusunda
Alican Çiftliği mevkiinde, tüfçe zengin ince taneli aglomeralar gözlenir. Bu tip aglomeralar
‘bloklu tüf’ olarak adlanmakta olup volkanik çıkış merkezine yakınlığı işaret ederler.
Peribacası olarak bilinen aşınma kökenli yapıların oluşumu için uygun kayaçlardır ve bu
yüzden yerel olarak ‘Takkeli Kaya’ şeklinde adlandırılır. Yörede tüfler içine oyulmuş eski
yerleşim yerleri vardır ve bu yöre ‘harabe’ olarak adlandırılır.
*
Mahkemeağcin Köyü Tüfleri: Tüf, beyaz rengi ve oluşturduğu az engebeli topografya
ile jeolojik açıdan ilginç bir kayaç grubudur. Bunun insan yaşamını da çok eski çağlardan beri
58
etkileyen bir özelliği vardır. Kimi zaman hayvan barınağı kimi zaman yiyecek koruma, kimi
zaman yerleşim yeri, bazen de kutsal mekan inşasında tercih edilmiştir. Bulunduğu yörenin
kültürel gelişimine doğrudan etkisi olmuştur. Bunun en iyi örneklerinden biri Mahkemeağcin
Köyü ve yakın çevresidir. Mahkemeağcin Köyü Tüfleri yer yer masif ve ince taneli ter yer de
mm’den cm’ye ulaşan boyutlarda bazalt, andezit, riyolit parçaları, curuf, pomza parçaları yer
almaktadır. Bu taneler tüfün dayanıklılığını artırırlar. Köyün hemen kuzeyindeki yamaçta MS.
7-8 yıllarına ait (Bizans Dönemi) yerleşimleri ve dini yapılar bulunmaktadır.
Mahkemeağcin Köyü’nün yakın çevresinde, bilhassa köy merkezi olmak üzere 3km
yarıçapındaki bir alanda çok sayıda kültürel jeosit (mağara, yerleşim yeri, kilise vb. yerler)
bulunmaktadır. Bunlar harabe, ören yeri, şapka tepe vb. şekilde adlanmaktadır. Tüfler içinde
bazı seviyeler kırmızı renkleriyle dikkat çekerler. Kırmızı renk bazı yerlerde oksitlenme bazı
yerler de ise pişme sonucu olup yağmurlu havalarda çok daha belirgin renk zıtlığı gösterirler.
*
Abacı Pribacaları: Abacı mahallesi Mahkemeağcin Köyü’nün yaklaşık 3km batısında,
köye bağlı bir yerleşim yeridir. Buranın hemen doğusunda bulunan tüf ve aglomeralar
üzerinde mükemmel yer şekilleri ‘peri bacaları’ gelişmiştir. Bu peri bacaları yağış (esas olarak
yağmur) aşındırmasının ürünleri olup, adeta taş ormanı şeklinde bir görüntü sunarlar.
* Çeltikçi Jeositleri
Bu jeositler Pazar Çayı boyunca görülmektedir. Pazar Çayı, Çeltikçi’nin yaklaşık 8 km
kuzeyinde derinliği 400m’yi geçen bir vadi oluşturur. Vadi boyunca hem etkileyici yer
şekilleri, hem de bilimsel önemi olan jeositler bulunmaktadır.
59
* Bayındır Lavları: Bayındır Köyü eski haritalarda bulunan Pazar Çayı Vadisinde bulunan
bir yerleşim yeridir. Şu anda Çamlıdere Baraj Gölü altında kalmıştır. Pazar Çayı Vadisi
Galatya volkaniklerinin en yaşlı (erken miyosen) ürünlerini bulundurur. Bunlar 1. evre
volkanizması ile yeryüzüne çıkmış bazalt lavları, volkanik breşler ve aglomeralardır. Vadi
boyunca üst üste yerleşmiş 3 seviye halinde görülen bazalt lavları, büyük olasılıkla 1. evre
volkanizması içinde 3 ayrı püskürmeyi temsil ederler. Lavlarla ardalanan aglomera seviyeleri
yer yer dik yamaçlar oluşturur.
* Alicin Manastırı: Tipik
olarak kültürel jeosittir.
Bayındır Çayı’na karışan
Alicin
Deresi’nin
dik
yamacı üzerinde Bizans
Dönemi
Manastırı
bulunmaktadır.
Manastır,
aglomeralar
içinde
bir
boşluğun önü kapatılarak
oluşturulmuştur ve yerden 15m kadar yüksektedir.
* Aşağıada Köyü Fayı: TEM Otoyolu’nun Ankara’dan itibaren 40-60 km’ler arasında
volkaniklerin çok güzel yüzlekleri görülür. Kıvrımlar ve kırıklar proklastiklerin tabakalı
olmaları nedeniyle çok açık olarak seçilir. Bunların en güzellerinden birisi Aşağıada Köyü
yakınında TEM Otoyolu üzerindeki faydır. Ankara istikametinde yolun sağındadır.
*
Çamlıdere Barajı Jeositleri
Çamlıdere çevresinde alacalı rengi ile belirgin gölsel ve volkanosedimanter birimlerin
ardışıklığından oluşan bir istif bulunur. Baraj gölünün güneyinde DB uzanışlı bayındır fayının
teşkil ettiği dik yamaçlar vardır. Bu yamaçlar, Kızılcahamam (= Galatya) volkanik
kompleksinin 1. evre kayaçlarını bulundurur. Barajın kuzeyi ise az engebeli olup beyaz renkli
gölsel tortulardan yapılıdır. Geç Miyosen yaşlı bu tortullar (11-5,5 milyon arası) en altta
volkanik parçalı konglomera ile başlar üste doğru kumtaşı, kiltaşı, marnlara geçer. Yer yer tüf
ve tüfit seviyeleri istife katılır. Gölsel çökelimin en üstünde kireçtaşları ve killi kireçtaşları
vardır. Bu seviyeler Geç Miyosen Gölü’nün nispeten derin dönemlerini temsil ederler.
Kireçtaşlarının aralarına kalınlığı 1-2 m olan silis seviyeleri katılır. Bunlar göle ulaşan
volkanik kökenli hidrotermal eriyiklerin
(=silisce zengin sıcak sular) göldeki
birikimlerinin sonucudur. Bazı yerlerde
kireçtaşlarının da silisleşmesine sebep
olmuşlardır.
* Kızık Fayı: Çamlıdere barajı yakınında
bulunan Kızık Köyü gölsel ve sedimanter
istifin iyi görüldüğü yerlerden biridir. Köyün
yaklaşık 1 km kuzeyinde yol yarmasında
60
kumtaşı, silttaşı, kiltaşı çökellerinden oluşan gölsel istiflte, 2 m atımlı normal bir fay dikkat
çekicidir. Fay düzleminin sağ tarafı yukarı sol tarafı ise aşağı doğru hareket etmiştir. Bu fayın
yakın çevresinde de farklı atımlarda birçok fay gözlenebilmektedir.
* Pelitçik Ağaç Fosilleri: Çamlıdere ilçesine bağlı Pelitçik Köyü güneyinde, Kuz Tepe’nin
kuzey eteklerinde volkanosedimanter gölsel çökeller içinde silisleşmiş ağaç fosilleri (gövde,
dal, kök vb.) bulunmaktadır. Mevcut hali taşlaşmış bir ormanı andırmaktadır. Benzer
fosillerin batıda Bolu, kuzeyde Çerkeş, Kurşunlu, Ilgaz, doğuda Çankırı ve Şabanözü,
güneyde Beypazarı, Kazan, Çubuk arasında kalan çok geniş bir alanda bulunduğu tespit
edilmiştir. Ağaç fosillerinin yer aldığı bölgede en alt seviyelerde pomza parçalı beyaz tüfler
yer almaktadır. Bu tüfler üzerinde yer yer andezitik aglomeralar görülür. Üste doğru killi,
tüflü ve marnlı birimler yerleşir. En üstte ise silişleşmiş marnlı kireçtaşları bulunur.
Silişleşmiş ağaç fosilleri bu istifin üst kesimlerinde kireçtaşlarının altında yer alan killi,
marnlı, tüflü birimler içindedir. Silişleşmiş ağaç fosilli seviye yaklaşık 1,5 km doğu batı
uzunluğunda ve 15-20 m kalınlığındadır. Ağaç fosillerinin uzunlukları birkaç cm’den 3 m’ye
kadar ulaşmaktadır.
Fosili seviyelerin batıya doğru uzanan kesiminde yaklaşık 1-2 m kalınlığında yer yer
merceksi yapıda silisli bir zon mevcut olup, bu zon boyunca kayaçlarda silişleşme görülür. Bu
sislisli seviye içinde de iri ve yapısal olarak iyi korunmuş silisleşmiş ağaç parçaları
bulunmaktadır.
Silisleşmiş ağaçların volkanik kökenli çökellerde oluşmasının nedeni yer altı suyu
içindeki çözünmüş silikatın varlığıdır. Bu ise civardaki volkanik kayaçların çözünmesinden
oluşur.
Bu çözünmüş silikat monomerik silisik asit şeklinde ağaçlardaki linyin ve selüloza
bağlanır. Zamanla yüzeylenen odun dokularında monomerik silisik asit tabakası oluşur.
Silisik asit tabakası zamanla suyunu kaybederek silika jeline dönüşür. Sürecin devam
etmesiyle gövdenin bütün hücre boşlukları ve çevresi silika jeli ile sarılır. Gömülmeyi izleyen
hızlı su kaybı silika jelinin amorf silikaya (opal) dönüşmesine yol açar.
Silisleşmiş ağaçtaki opalin suyunu kaybederek kristallelerek mikrokristalin kuvarsa
(çöert) dönüşmesi için 10-20 milyon yıllık bir zamanın geçmesi gereklidir. Sıcaklık ve basınç
gibi etkenler bu süreci hızlandırabilir. Bu dönüşüm ile ağaç odunsu dokusunu koruyabilir ya
da büsbütün bozabilir.
Dünyada sınırlı sayıda var olduğu bilinen ve ülkemiz için önemli bir jeolojik miras
alanı niteliği taşıyan bu saha Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Bölge Kurulu 13.05.2005 tarih ve 530 sayılı kararı ile 1. Derece Doğal Sit olarak
tescil edilmesine karar verilmiştir.
* Çamlıdere Yol Ağzı Tüfleri: TEM Otoyolu Çamlıdere yol ayrımı yakınında, Miyosen’in 2.
evre volkanizmasının ürünü olan beyaz renkli tüfler görülür. Tüfler içinde oyulmuş yerleşim
yerleri bulunur.
61
*
Karayolu Jeositleri
Ankara-İstanbul Karayolu (E-5) gerek güzergahı gerekse yol yarmalarının görünür hale
getirdiği litolojiler bakımından oldukça zengindir.
* Özdere Köyü Volkanitleri: Özdere Köyü Kızılcahamam’a 5 km mesafede olup burada
Miyosen’in 1.evre volkanizmasının ürünü olan lav ve Piroklastik ardalanması izlenir.
Özellikle Düzçam Tepesi’nin güney yamançlarında aşınma şekilleri idkkat çeker. Peri bacası
oluşumları boldur.
* Akyarma Tüfleri: Kızılcahamam-Gerede E-5 Karayolu üzerinde Kızılcahamam’a yaklaşık
25 km mesafede yer alan Akyarma geçidi boyunca Miyosen’in 2. faz volkanizma ürünleri
olan beyaz renkli tabakalı görünümlü tüfler yer almaktadır. Birim içinde büyüklükleri birkaç
mm ile cm arasında değişen pomza, volkanik camsı kayaç parçaları bulunmaktadır. Üst
seviyelerde ise daha iri volkanik parçalar yer aldığı bloklu tüf seviyeleri gelmektedir.
3.8. İLGİ GRUBU VE PAYDAŞ ANALİZİ
Çalışmanın hazırlanmasında katılımcı yaklaşım ilkesi ile doğa turizminin geliştirilmesi
konusunda sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili tüm kamu kuruluşlarının ve üniversitelerin
görüşlerinin
alınması
amacıyla
anketler
hazırlanmış
ve
25
ilçe
Belediyesi
ve
Kaymakamlıklara, 15 STK’ya, 9 farklı üniversitenin ilgili bölümlerine ve 5 Orman İşletme
Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Ayrıca Soğuksu Milli Parkı’nda gelen ziyaretçilerin doldurması
için ziyaretçi anketi hazırlanmış ve alana yerleştirilmiştir.
Geri dönüşü olan anketler değerlendirilmeye başlanmış olup yeni gelen anketlerle
planda güncellemeler yapılmaya devam edilecektir.
ANKARA İLİ DOĞA TURİZMİ ARZI
4.
4.1. ANKARA’NIN DOĞA TURİZMİ DEĞERLERİ ( DOĞA TURİZMİ ARZI)
Ankara il sınırları içinde 1 adet milli park, 8 adet tabiat parkı, 2 adet tabiat anıtı, 2 adet
Özel Çevre Koruma Alanı, Doğa Derneği tarafından 2006 yılında yayınlanan “Türkiye‟nin
Önemli Doğa Alanları” isimli kitapta benimsenen “Önemli Doğa Alanı (ÖDA)” yaklaşımı
çerçevesinde belirlenen 15 önemli doğa alanı, 4 adet yaban hayatı geliştirme alanı, 4 adet
yaban hayvanı yerleştirme sahası ve jeolojik miras alanları bulunmaktadır;
2010 yılı itibariyle Ankara ilinde 2448 adet tescilli kültür ve tabiat varlığı ile sit alanı
bulunmaktadır. Ankara ilindeki 2448 adet tescilli kültür ve tabiat varlığı ile sit alanından;






1217 adedi sivil mimarlık örneği
33 adedi anıtsal yapı
572 adedi kültür ve tabiat varlığı
28 adedi anıt ağaç
2 adedi korunacak bahçe
26 adedi ağaç grubu
62






517 adedi arkeolojik sit
15 adedi kentsel sit
39 adedi doğal sit
4 adedi arkeolojik ve doğal sit
1 adedi kentsel ve arkeolojik sit
1 adedi doğal ve tarihi sit alanıdır.
4.2. ANKARA İLİNİN DOĞA TURİZMİ ARZI DEĞERLERİ VE BİLİNİRLİK
DEĞERLENDİRMESİ
Tablo 4. Arz Analizi Tabloları;
Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T, Milletlerarası seviyede: M
1- Milli Park ve benzeri sahalar
Adı
Soğuksu Milli Parkı
İlçesi
Kızılcahamam
Karagöl Tabiat Parkı
Çubuk
B
Tekkedağı Tabiat Parkı
Beypazarı
B
Eğriova Tabiat Parkı
Beypazarı
B
Sorgun Tabiat Parkı
Güdül
B
Aluçdağı Tabiat Parkı
Çamlıdere
B
Şahinler Tabiat Parkı
Kızılcahamam
B
Kartaltepe Tabiat Parkı
Kızılcahamam
B
Çamkoru Tabiat Parkı
Çamlıdere
B
Gölbaşı Özel çevre Koruma Alanı
Gölbaşı
T
Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Alanı
Şereflikoçhisar
T
Bilinirlik
T
2- Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları
Adı
Saçak Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
Emrm Sulatan Yaban Hayatı
Geliştirme Sahası
Kapaklı Yaban Hayatı Geliştirme
Sahası
Davutoğlan Kuş Cenneti Yaban Hayatı
Geliştirme Sahası
İlçesi
Bilinirlik
Nallıhan
B
Nallıhan
B
Beypazarı
B
Nallıhan
T
63
4.3. ANKARA İLİNDE DOĞA TURİZMİ AMAÇLI KULLANILAN VE KORUMA
STATÜLÜ ALANLAR
SOĞUKSU MİLLİ PARKI
1959 yılında tesis edilen Soğuksu Milli Parkı, Ankara ili, Kızılcahamam ilçesi mülki
hudutları içerisinde 1183 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Soğuksu Milli Parkı Ankaraİstanbul asfaltına 2 km. Ankara iline 78 km. uzaklıkta bulunmaktadır.
Alanın genel tanıtımı:
Soğuksu Milli Parkı, İç Anadolu Bölgesi, Yukarı Sakarya Bölüm’ünde, kuzey 40 o 31’
26’’ – 40o 34’ 13’’ enlemler ile, doğu 32o 35’ 10’’ – 32o 39’ 31’’ boylamlar arasında yer
almaktadır. Ankara’ya 80 km mesafededir. Ankara-İstanbul eski ana güzergahı olan E-5
devlet karayolu üzerinde, Kızılcahamam İlçe Merkezi’nin kuzey-batısında bulunmaktadır.
Denizden yüksekliği (rakım), 1030 ile 1800 metreler arasında değişmektedir.
Soğuksu Milli Parkının yakın çevresinde, Karacaören, Sazak, Saraycık ve Alveren
köyleri bulunmaktadır. Bu köyler 10-20 hanelik küçük köylerdir.
Soğuksu Milli Parkı engebeli bir topoğrafik yapıya sahiptir. Tolubelen Tepe’de 1776
metre ve Arhut Tepesinde ise 1789 metre ile en yüksek noktasına ulaşır.
Soğuksu Milli Parkı içindeki belli başlı tepeler; Arhut Tepe (1789 m), Tolubelen
Tepesi (1776 m), Harmandoruk Tepe (1648 m), Çakmaklı’nın Doruktepe (1530 m.),
Samrıdoruk Tepe (1447 m), Kayabelen Tepesi (1400 m.), Kel Tepe (1393 m.) ve Kara Tepe
(1300 m.)dir.
Önemli sırtlar ise; Domuz Göleti Sırtı, Yanıksırtı, Çakmağın Doruk, Eğerbelen Sırtı,
Kocagüney Sırtı, Kızılset Sırtı, Gölün Doruk, İncegeliş Sırtı, Uzunkayalık’tır.
64
Alanın kaynak değerleri:
İç Anadolu stepinden Kuzey Anadalolu’nun gür ve yeşil ormanlık bölgelerine geçiş
kuşağında yer alan saha, iki ana vadiye açılan pek çok yan dere ve vadiler arası düzlüklerden
meydana gelen jeomorfolojik bir yapıya sahiptir. Jeolojik yapı ise, andezit, bazalt, tüf ve
anglomera türü kayaçlardan oluşmaktadır. Milli Park sınırları içerisinde milyonlarca yıllık
taşlaşmış ağaç fosili bulunmaktadır. Bu arazi yapısı üzerinde; tabi görünüşünü koruyan
karaçam, sarıçam, Göknar, meşe ve kavak ağaçlarından oluşan ve alt flora yönünden zengin
türlere sahip bir orman dokusu bulunmaktadır. Yaban domuzu, ayı, tikli, çakal, kurt, sincap ve
tavşan ve kuşlardan akbaba ve kartal sık görülen yaban hayvanlarıdır. Milli Park doğal
kaynak değerinin yanında, günibirlik rekreasyon ve sportif aktivitelerin gerçekleşmesine de
oldukça uygundur. Bunlardan piknik, doğa yürüyüşü, tırmanma gibi faaliyetler ziyaretçiler
tarafından saha içerisinde gerçekleştirilebilir.
Alana ait flora bilgileri :
Soğuksu Milli Parkı, flora yönünden oldukça zengindir. Soğuksu Milli Parkında
bulunan flora bazında başlıca doğal kaynak değerleri şunlardır; hakim ağaç türünü Karaçam,
Sarıçam, Göknar ve Gürgen oluşturur. Ayrıca Ardıç, Meşe, Titrek kavak, Söğüt, Gürgen,
Akçaağaç, Kızılcık, Yalancı Akasya, Alıç, Karaçalı, Ahlat ve Yabani fındık ağaçları da
mevcuttur. Genel olarak sahanın hemen her bölümünde çeşitli çayır otları ve çiçekler mevcut
olup, ayrıca yabani çilek, yabani gül, dağ lalesi ve adi böğürtlen gibi bitkilerde vardır.
Milli Parkın 930 hektarı ormanlık saha, 250 hektarı içe açıklık sahadır.
Alana ait Fauna bilgileri :
Soğuksu Milli Parkı faunası kuşlar,
memeliler
ve
sürüngenler
olarak
sınıflandırılır. Alanda hem koru hem de
baltalık orman karakterlerinde ormanların
oluşu ve diri örtünün bulunması nedeniyle
fauna önemli sayılabilecek yaban hayatı
çeşitliliğine sahiptir. Milli Park sahasında
Yaban domuzu, ayı, tikli, çakal, kurt, sincap
ve tavşan gibi memeli hayvanlar ile nadiren
de olsa Kızıl geyik ve Karaca türü memeli
hayvanlar da bulunmaktadır. Yoğunlukla
görülen Sincaplar ile ayılar, gelen
ziyaretçilerin ilgi odağıdır. Ayrıca, Milli
Parkta,
160
civarında
kuş
türü
bulunmaktadır. Bu kuş türlerinin en önemlisi
dünya çapında koruma altına alınan Kara
Akbaba
(Aegypius
monachus)
dır.
İspanyadan sonra en çok kuş çiftinin
bulunduğu ülkemizde Soğuksu Milli Parkı;
65
bu kuşların Eskişehir-Türkmenbaba alanından sonra en fazla gözlendiği alan konumundadır.
Öyle ki milli park ile özdeşleşmiş olup, Kızılcahamam ilçesinin girişinde insanları Kara
Akbaba heykeli karşılamaktadır.
2009 yılı sonunda Soğuksu Milli Parkı Kayabeleni tepesi yamacına Kara Akbaba
Gözetleme İstasyonu, Yanık Sırtı mevkiine ise Kara Akbaba Besleme İstasyonu yapılmıştır.
Türkiye de ilk olarak böyle bir Proje gerçekleştirilmiş olup, bu sayede hem Kara Akbabalar
koruma altına alınmış, hem de gelen
ziyaretçilere tanıtımı sağlanmıştır. Bu
Projenin ileriki yıllarda turizme katkısı
büyük olacaktır.
Alana ait ekosistem bilgileri :
Soğuksu Milli Parkı sınırları içinde Orman, Step, Çayır ve Dere ekosistemi olmak
üzere başlıca 4 ekosistem tipi olduğu belirlenmiştir. Yoğunlukta olan orman ekosistemi ise,
kendi içinde Yaprak Döken Ormanlar ve İbreli Ormanlar olmak üzere iki farklı şekilde
görülmektedir. 930 hektarı ormanlık saha olan Soğuksu Milli Parkında, ibreli orman ağaçları
çoğunluktadır. En belirgini de karaçam ağaçlarıdır. Step ekosistemi orman açıklıklarında,
çayır ekosistemi eğilimi olmayan yaz aylarında suyu çekilen çok nemli alanlarda yayılış
göstermektedir. Dere ekosistemi ise yazları suları çok azalan yada kuruyan Batılganın Dere ve
Küçük Soğuksu Deresinde eğimsiz düz alanlarda bulunur.
Milli Park, Bitki Coğrafyası bakımından Avrupa-Sibirya bölgesine ait türlerini
barındırmaktadır. Bölgede hakim olan vejetasyon tipleri ve bunların fizyonomik görünümleri
bölge vejetasyonunun İç Anadolu'dan çok Karadeniz vejetasyonuna benzediğini
göstermektedir.
66
Alanın temel peyzaj öğeleri :
Soğuksu Milli Parkı, Ankara’ya 80 km. mesafede bulunması ve şifalı kaplıcaları ile
tanınmış Kızılcahamam ilçesine bitişik olmasının yanı sıra, insanların eğlenmesine,
dinlenmesine ve kısa süreli tatil yapmasına, ayrıca bilimsel ve eğitsel amaçlı çalışmalara
olanak veren, orman, dağ ve su peyzajlarının bütünleştiği doğal kaynak değerlerin yanında,
konaklama tesisleri, çadırlı kamp ve günübirlik kullanım alanları ile rekreasyonel kullanım
taleplerini karşılayacak kültürel kaynak değerlerine sahiptir.
Atatürk Çamı Alanı Soğuksu Milli Parkı içerisinde tarihi değer ifade eden tek yerdir.
Burada oturup çay içen Atatürk alanı Ankara’nın akciğerleri olarak yorumlamıştır. Bu alanda
her yıl 16 Temmuz tarihlerinde Kızılcahamam Belediyesi ve Kızılcahamam Kaymakamlığı
tarafından organize edilen ‘Atatürk Günü’ düzenlenmektedir.
Fosil ağaç bölgesi ise yerli bitki örtüsünün tarihi anıtı olan fosil ağacı
barındırmaktadır.
Alana ait arkeolojik ve tarihsel değerler :
Soğuksu Milli Parkı, Orman Genel Müdürlüğü’nün teklifi ve Tarım Bakanlığı’nın
onayıyla 1959 yılında kurulmuştur. Soğuksu ormanlarının İç Anadolu Step Ekosistemine
geçiş bölgesindeki nadir ormanlardan bir tanesi olması, 1400 rakımlı bir yayla üzerinde
bulunması; ender doğal güzellikleri bünyesinde saklaması, yayla hayatına, kamp kurma
amacına uygun, kaplıca ve içme suları bulunan ve her türlü sosyal, kültürel ve turizm
faaliyetlerine uygun olduğundan Milli Park haline getirilmiştir.
Soğuksu Milli Parkı içerisinde herhangi bir yerleşim alanı bulunmadığı için geçmiş
dönemlere ilişkin tarihsel ve arkeolojik bir kalıntı, tespit ve tescil edilmiş bir höyük
bulunmamaktadır.
Ancak, Soğuksu Milli Parkı kuzeyinde “Kuzcapınarı Mevkii”nde; 10-12 milyon yıl
önceki volkanik faaliyetler sonucu taşlaşmış ağaçların yer aldığı bir bölge bulunmaktadır.
Silişleşmiş ağaç gövdelerinden biri 170 cm çapındadır ve 2,5 m yüksekliğindeki bir bölümü
korunmuştur. Bu örnekte, eski ağaca ait büyüme halkaları çok belirgindir. Yakındaki başka
bir örnekte birbirine neredeyse bitişik 2-3 gövdenin birlikte silişleştiği anlaşılmaktadır.
Alanın ekoturizm açısından önemi ve alanda yapılabilecek ekoturizm faaliyetleri :
Orman içi rekreasyon faaliyetleri içerisinde yer alan yürüyüş, kampçılık, doğa
araştırmaları, kuş gözlemleri ve foto safari ile Soğuksu Milli Parkı Ekoturizme son derece
elverişlidir. Ayrıca, Bitki inceleme (Botanik Turizmi) açısından son derece önemli mantar ve
geofit türleri içeren alan, kaynak değeri taşımaktadır. Dağcılık ise Osmandede tepesi
dediğimiz bölgenin kuzey batısını içeren bölümde gerçekleştirilebilmektedir.
67
Alanda konaklama imkanı :
Soğuksu Milli Parkı sınırında, 4 yıldızlı ve 300 yatak kapasiteli Patalya Oteli ve
yapımına yeniden başlanılan 600 yatak kapasiteli Çam Oteli ile Kızılcahamam Doğa Koruma
ve Milli Park Mühendisliğine ait 1 Adet Bungalow (kütük ev) mevcuttur. Ayrıca,
Kızılcahamam ilçesinde (Milli Park alanı dışında) 12 adet Otel mevcuttur.
Milli Park Ziyaretçi Projeksiyonları :
Soğuksu Milli Parkı’nı ziyaret eden yerli ve yabancı ziyaretçi sayılarından yola
çıkılarak, En Küçük Kareler Yöntemi ve Aritmetik Yönteme bağlı olarak 2010 – 2015 ve
2020 yılları için yerli, yabancı ve toplam ziyaretçi projeksiyonları yapılmıştır .
En Küçük Kareler Yöntemi’ne göre 2005 yılında toplam 531 150 olan ziyaretçi
sayısının 2020 yılında 762 000‘ye ulaşacağı hesaplanmıştır.
Aritmetik Yöntem’e göre 2005 yılında toplam 339 700 olan ziyaretçi sayısının 2020
yılında 1 493 950’ye ulaşacağı hesaplanmıştır.
TOPLAM ZİYARETÇİ PROJEKSİYONLARI GRAFİĞİ
2000000
EN KÜÇÜK KARELER
YÖN.
ARİTMETİK YÖNTEM
1500000
ORTALAMA
1000000
500000
0
1
2
3
4
EN KÜÇÜK KARELER YÖN.
531150
608100
685050
762000
ARİTMETİK YÖNTEM
339700
724450
1109200
1493950
ORTALAMA
435425
666275
897125
1127975
Grafik 1.Soğuksu Milli Parkı Toplam ziyaretçi projeksiyonları
Ziyaretçi Merkezi
68
Tabiat Parkları
KARAGÖL TABİAT PARKI
Ankara İli Çubuk İlçesi sınırları içerisinde kalmakta olup, 10 Ha’lık bir alanı
kaplamaktadır. 2011 yılında Tabiat Parkı olarak tescil edilmiştir. Ankara’ya 68 km.
uzaklıktadır. Yıllık ziyaretçi potansiyeli 2000 kişi civarındadır. Saha içerisinde Kır Gazinosu
Bekçi Evi, WC, Giriş Kulübesi ve Otopark gibi tesisler bulunmaktadır. Saha İşletmeciliği
ihale ile Çubuk Belediyesine devredilmiştir. Sahip olduğu göl manzarası ve doğal yapısıyla
yaz, kış günübirlik, piknik ve dinlenme imkanı sunmaktadır.
TEKKEDAĞI TABİAT PARKI
Beypazarı ilçesi sınırlarında
yer almaktadır. 2011 Yılında
Tabiat Parkı olarak tescil
edilmiştir. 100 hektarlık bir
alanı kaplamaktadır. Saha
içerisinde Bekçi kulübesi 42
m2, WC 3 adet 96 m2,
Yağmurluk 3 adet 90 m2,
Otopark,
gibi
tesisler
bulunmaktadır.
Saha
işletmeciliği
ihale
ile
müstecire devredilmiştir.
69
EĞRİOVA TABİAT PARKI
Ankara İli, Beypazarı İlçesi sınırlarında yer almaktadır. 10 Ha’lık bir alanı kaplamaktadır.
2011 yılında Tabiat Parkı olarak Tescili yapılmıştır. Ankara’ya 150 km, Beypazarı’na 50 km
uzaklıktadır. Ulaşım Beypazarı İlçesinden geçerek, Karaşar Beldesinden sağlanabilmektedir.
Yolun 25 km lik bir kısmı stabilizedir. Ayrıca burada İdaremize ait olan 1 adet Kır Gazinosu
Yer almaktadır. Sahanın işletmeciliği ihale ile 29 yıllığına müstecire devredilmiş olup, halen
müstecir tarafından işletilmektedir. Sahip olduğu Göl ve Orman Manzarası ile gelen
ziyaretçilere nezih bir ortamı sağlamaktadır. Ayrıca doğal yapısı ile İzcilik faaliyetleri, Doğa
Sporları, Doğa Yürüyüşü ve fotoğrafçılık çalışmaları için çok uygundur.
SORGUN TABİAT PARKI
Güdül İlçesine bağlı
sorgun yaylası mevkiinde yer
almaktadır. 2011 Yılında
Tabiat Parkı olarak tescil
edilmiştir. Büyüklüğü 50
Hektardır. 31 08 2004
tarihinde Bakanlığımız ile
Sorgun Belediyesi arasında
imzalanan protokole istinaden
işletmesi 10 yıllığına Sorgun
Belediyesine devredilmiştir.
Saha içerisinde 1 Adet WC ve
Kır Gazinosu mevcuttur.
Mülkiyeti Orman arazisidir.
70
ALUÇDAĞI TABİAT PARKI
Ankara
İli,
Çamlıdere
ilçesi,
Aluçdağı mevkiinde
bulunmakta
olan
Tabiat
Parkının
büyüklüğü
90,0
Hektar
olup,
mülkiyeti
devlet
ormanıdır.
Saha
içerisinde 1 Adet
Giriş Kontrol Binası,
3 Adet 3+3 WC, 1
Adet Kameriye, 3
Adet Çeşme, 1 Adet
Su Deposu, 1500 m.
Tel Çit İhata ve Hizmet Binası bulunmaktadır. Saha ve tesislerin işletmeciliği Bakanlığımız
ile Çamlıdere Belediye Başkanlığı arasında imzalanan …/09/2005 tarihli Protokol ile 29
yıllığına Çamlıdere Belediye Başkanlığına verilmiştir.
KARTALTEPE TABİAT PARKI
Ankara İli, Kızılcahamam ilçesi, Devletdoruğu mevkiinde bulunmakta olan Kartaltepe
Mesire Yerinin saha büyüklüğü 93,0 Hektar olup, mülkiyeti devlet ormanıdır. 2011 yılında
Tabiat Parkı olarak tescil edilmiştir. Saha içerisinde herhangi bir tesis bulunmamakta olup,
saha içerisinde 2 Adet Gölet mevcuttur. Saha işletmeciliği 2010 yılında ihale ile müstecire
devredilmiştir.
71
ÇAMKORU TABİAT PARKI
Ankara İli Çamlıdere İlçesi sınırları
içerisinde Ankara’ya 110 km. Çamlıdere
ilçesine 15 km. ve Kızılcahamam ilçesine 38
km. mesafede 215 hektar genişliğinde bir
sahayı kapsamaktadır. Sahanın bir kısmı
hazineye ait devlet mülkiyetinde orman
arazisidir.
Eski
Ankara-Bolu
devlet
karayolu
güzergahında bulunmaktadır. Ankara'ya 110
km. uzaklıktadır.
Alanın bir bölümü orta ve kalın ağaçlık
çağında doğal sarıçam ve karaçam ağaç türleri
ile kaplıdır. Diğer bölümü orman içi açıklık ve
Çamkoru Göletinden oluşmaktadır. Saha
odunsu türlerin yanı sıra otsu bitki türleri
açısından da oldukça zengin yapıya sahiptir.
Yaban hayatı olarak memeli türlerinden kurt,
çakal, tilki, tavşan ve yaban domuzu, yırtıcı ve
ötücü kuş türleri ile Çamkoru Göleti içerisinde
değişik türde balıklar yaşamaktadır.
Alan içerisinde konaklama tesisi bulunmamaktadır.
ŞAHİNLER TABİAT PARKI
Ankara İli, Kızılcahamam
İlçesi sınırları içerisindedir.
Ankara
İstanbul
karayolu
üzerindedir. Kızılcahamam ve
Gerede İlçe merkezlerine 30
km mesafededir. 2009 yılında
kurulan Şahinler Tabiat Parkı
40 Ha.dır.
Zengin orman varlığına
sahip olan bölgede yaz ve kış
aylarında
yapraklarını
dökmeyen karaçam, sarıçam
ağaçları ile kışın yaprak döken,
72
kayın meşe, ardıç ağaçları mevcuttur. Ayrıca eğrelti otu, çayırotları, ısırgan, kuşburnu, orman
sarmaşığı gibi bitki türleri de mevcuttur. Bölge genel olarak volkanik tüf ve andezitlerden
oluşmaktadır. Bölge ve çevresi yaban hayatı açısından da zengindir. (tilki, çakal, sansar,
sincap, tavşan, kurt ve keklik).
Tabiat Anıtları
ASARLIK TEPELER TABİAT ANITI
Ankara ili Nallıhan ilçesi Asarlık mevkiindedir. 52 ha. Alana sahiptir. Farklı dirençteki kil
tabakalarının aşınımıyla oluşmuş “Kuesta Morfolojisinin “ender örneklerini teşkil etmesi.
KABAARDIÇ TABİAT ANITI
Ankara ili Nallıhan ilçesi Kabaardıç mevkiindedir.
Ardıç ağacı tahminen 750 yaşında, 20 metre boyunda,
2.80 metre çapında ve 9 metre çevre genişliğine
sahiptir.
73
Yaban Hayatı geliştirme Sahaları
Saçak Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (Nallıhan):
Ankara İli Nallıhan İlçesi mülki hudutları içerisinde kalmaktadır. Alanın toplam
yüzölçümü toplam 5280.20 ha dır.Sahada anatür Kızılgeyik(cervus elaphus) olmak üzere,
Vaşak(Felis lynx), yaban domuzu (Sus scrofa), kurt (Canis lupus), ağaç sansarı (Martes
martes), gelincik (Mustela nivalis), porsuk (Meles meles), yabani tavşan (Lepus europaeus),
kızıl tilki (Vulpes vulpes) , kirpi (Erinaceus concolor) türleride bulunmaktadır.
Kapaklı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası(Beypazarı):
Beypazarı ve Güdül İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Alanın toplam yüzölçümü
9990 ha dır. Arazide hedef tür kızılgeyik olup, diğer memelilerde bulunmaktadır.
Emremsultan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (Nallıhan):
Nallıhan İlçe sınırlarındadır. Ankaraya 158 km uzaklıkta olup toplam alanı 18.284 ha dır.
Hedet türler Kınalı Keklik(Alectoris chukar), Yaban Tavşanı(Lepus europaeus) ve Yaban
Koyunu (Ovis gmelinii anatolica) olup yöreye has diğer memeli ve kanatlı türleride
görülmektedir.
Davutoğlan Kuş Cenneti Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (Nallıhan):
1959 yılında hizmete giren Sarıyar Barajı, Sakarya Nehri, Kirmir ve Aladağ çaylarının
bulunduğu yerde kurulmuş olup, en derin yeri 79 m.’dir Davutoğlan Kuş Cenneti, Sarıyar
Barajı’nın kuzeyinde yer almakta olup, Aladağ Çayı’nın Sarıyar Barajı ile birleştiği yerde,
74
marnlı tepeler arasında bir çöküntüde oluşmuş mevsimsel bir sulakalandır.
Söz konusu sulakalanın 425 ha’ı 1994 yılında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak tefrik
edilmiştir. (Kılıç, Eken, 2004).
Davutoğlan Kuş Cenneti’nde gözlenen habitat tipleri; Aladağ Çayı’nın baraja döküldüğü
yerde oluşan söğütlük, yer yer sazlıklar ve ılgınlar (Tamarix spp.) ile, geniş tarım arazileri,
kavaklıklar, bozkır alanlar, kayalık yarlar ve tepeliklerdir.
Ziyaretçi merkezi
Davutoğlan Kuş Cenneti’nde gözlenen kuş türü sayısı 179’dur. Davutoğlan Kuş Cenneti,
balıkçıl türlerine üreme ve beslenme habitatı sunması açısından önem arz etmektedir.
Özellikle ülkemiz kırmızı listesinde “tehlike altına girmeye yakın” statüsünde gösterilen
küçük
akbalıkçılın
önemli bir popülasyonu
kuş cennetinde üremekte
ve beslenmektedir. Kuş
Cenneti
civarında
üreyen karaleylek ve
leylek
türleri
de
doğrudan kuş cennetinde
beslenmektedir. Ayrıca
Kuş Cenneti az sayıda
ördek, sukuşu, yırtıcı ve
ötücü
türlerine
de
üreme, beslenme ve
barınma
habitatı
oluşturması açısından önem kazanmaktadır. Bu nedenle Kuş Cenneti’ndeki koruma ve
denetimlerin devamlılığının büyük önemi vardır.
75
Tablo 5- Davutoğlan Kuş Cenneti’nde Gözlenen Kuş Türleri.
Davutoğlan Kuş
Cenneti’nde
Gözlenen Kuş Türleri
Türkiye Statüleri
Türkçe
Bilimsel adı
Üreme*
Kışlama*
Tachybaptus ruficollis
Küçük Batağan
LC
LC
Podiceps cristatus
Bahri
LC
LC
Podiceps nigricollis
Karaboyunlu
Batağan
NT
LC
Phalacrocorax carbo
Karabatak
LC
LC
Pelecanus onocrotalus
Ak Pelikan
EN
VU
Ixobrychus minutus
Küçük Balaban
NT
NE
Nycticorax nycticorax
Gece Balıkçılı
LC
VU
Ardeola ralloides
Alaca Balıkçıl
VU
NE
Bubulcus ibis
Sığır Balıkçılı
VU
NE
Egretta garzetta
Küçük Akbalıkçıl
NT
NT
Egretta alba
Büyük Akbalıkçıl
EN
LC
Ardea cinerea
Gri Balıkçıl
LC
LC
Ardea purpurea
Erguvani Balıkçıl
VU
NE
Ciconia nigra
Kara Leylek
LC
CR
Ciconia ciconia
Leylek
LC
CR
Plegadis falcinellus
Çeltikçi
EN
NE
Platalea leucorodia
Kaşıkçı
EN
VU
76
Cygnus olor
Kuğu
VU
LC
Cygnus columbianus
Küçük Kuğu
NE
EN
Anser albifrons
Sakarca
NE
LC
Anser anser
Boz Kaz
VU
VU
Branta ruficollis
Sibirya Kazı
NE
VU
Tadorna ferruginea
Angıt
LC
LC
Tadorna tadorna
Suna
VU
LC
Anas penelope
Fiyu
NE
LC
Anas strepera
Boz Ördek
VU
VU
Anas crecca
Çamurcun
NT
LC
Anas platyrhynchos
Yeşilbaş
LC
LC
Anas acuta
Kılkuyruk
VU
LC
Anas querquedula
Çıkrıkçın
NT
NE
Anas clypeata
Kaşıkgaga
EN
LC
Netta rufina
Macar Ördeği
VU
NT
Aythya ferina
Elmabaş Patka
LC
LC
Aythya nyroca
Pasbaş Patka
EN
NE
Aythya fuligula
Tepeli Patka
NT
LC
Oxyura leucocephala
Dikkuyruk
EN
VU
Milvus migrans
Kara Çaylak
EN
VU
Haliaeetus albicilla
Akkuyruklu
Kartal
CR
EN
Neophron percnopterus
Küçük Akbaba
VU
NE
Gyps fulvus
Kızıl Akbaba
EN
NE
Aegypius monachus
Kara Akbaba
EN
NE
Circaetus gallicus
Yılan Kartalı
VU
NE
77
Circus aeruginosus
Saz Delicesi
NT
NE
Circus cyaneus
Gökçe Delice
DD
NE
Circus macrourus
Bozkır Delicesi
CR
NE
Accipiter nisus
Atmaca
NT
NE
Buteo buteo
Şahin
LC
NE
Buteo rufinus
Kızıl Şahin
NT
NE
Aquila chrysaetos
Kaya Kartalı
LC
NE
Hieraaetus pennatus
Küçük Kartal
VU
NE
Falco tinnunculus
Kerkenez
LC
NE
Falco columbarius
Boz Doğan
?
?
Falco peregrinus
Gök Doğan
VU
NE
Alectoris chukar
Kınalı Keklik
VU
NE
Rallus aquaticus
Su Kılavuzu
LC
NE
Gallinula chloropus
Saztavuğu
LC
NE
Fulica atra
Sakarmeke
LC
LC
Grus grus
Turna
EN
VU
Haematopus ostralegus
Poyrazkuşu
NT
NT
Himantopus himantopus
Uzunbacak
LC
NE
Recurvirostra avosetta
Kılıçgaga
VU
NT
Charadrius dubius
Küçük Halkalı
Cılıbıt
NT
NE
Charadrius hiaticula
Halkalı Cılıbıt
NE
NE
Vanellus vanellus
Kızkuşu
LC
LC
Philomachus pugnax
Döğüşkenkuş
NE
NE
Gallinago gallinago
Su Çulluğu
CR
LC
78
Tringa erythropus
Kara Kızılbacak
NE
NT
Tringa totanus
Kızılbacak
NT
LC
Tringa nebularia
Yeşilbacak
NE
NT
Tringa ochropus
Yeşil Düdükçün
NE
NT
Actitis hypoleucos
Dere Düdükçünü
VU
NT
Larus melanocephalus
Akdeniz Martısı
VU
LC
Larus ridibundus
Karabaş Martı
LC
LC
Larus genei
İncegagalı Martı
VU
NT
Larus armenicus
Van Gölü Martısı
LC
LC
Larus cachinnans
Gümüş Martı
LC
LC
Chlidonias hybridus
Bıyıklı Sumru
NT
NE
Chlidonias niger
Kara Sumru
VU
NE
Chlidonias leucopterus
Akkanatlı Sumru
NT
NE
Columba livia
Kaya Güvercini
LC
NE
Streptopelia decaocto
Kumru
LC
NE
Streptopelia turtur
Üveyik
LC
NE
Cuculus canorus
Guguk
DD
NE
Bubo bubo
Puhu
LC
NE
Athena noctua
Kukumav
LC
NE
Apus apus
Ebabil
LC
NE
Alcedo atthis
Yalıçapkını
NT
NT
Merops apiaster
Arıkuşu
LC
NE
Coracias garrulus
Gökkuzgun
LC
NE
Upupa epops
İbibik
LC
NE
Jynx torquilla
Boyunçeviren
NT
NE
79
Dendrocopos major
Orman Alaca
Ağaçkakan
LC
NE
Dendrocopos syriacus
Alaca Ağaçkakan
LC
NE
Dendrocopos minor
Küçük
Ağaçkakan
LC
NE
Melanocorypha calandra
Boğmaklı Toygar
LC
NE
Galerida cristata
Tepeli Toygar
LC
NE
Alauda arvensis
Tarlakuşu
LC
NE
Eremophila alpestris
Kulaklı Toygar
LC
NE
Riparia riparia
Kum Kırlangıcı
VU
NE
Ptyonoprogne rupestris
Kaya Kırlangıcı
LC
NE
Hirundo rustica
Kır Kırlangıcı
LC
NE
Hirundo daurica
Kızıl Kırlangıç
LC
NE
Delichon urbica
Ev Kırlangıcı
VU
NE
Anthus trivialis
Ağaç İncirkuşu
DD
NE
Anthus pratensis
Çayır İncirkuşu
?
?
Anthus cervinus
Kızılgerdanlı
İncirkuşu
?
?
Anthus spinoletta
Dağ İncirkuşu
LC
NE
Motacilla flava
Sarı
Kuyruksallayan
LC
NE
Motacilla cinerea
Dağ
Kuyruksallayanı
LC
NE
Motacilla alba
Akkuyruksallayan LC
NE
Erithacus rubecula
Kızılgerdan
LC
NE
Luscinia megarhynchos
Bülbül
LC
NE
Irania gutturalis
Taş Bülbülü
LC
NE
80
Phoenicurus ochruros
Kara Kızılkuyruk
LC
NE
Saxicola rubetra
Çayır Taşkuşu
VU
NE
Saxicola torquata
Taşkuşu
VU
NE
Oenanthe isabellina
Boz Kuyrukkakan LC
NE
Oenanthe oenanthe
Kuyrukkakan
LC
NE
Oenanthe pleschanka
Alaca
Kuyrukkakan
LC
NE
Oenanthe hispanica
Karakulaklı
Kuyrukkakan
LC
NE
Oenanthe finschi
Aksırtlı
Kuyrukkakan
LC
NT
Monticola saxatilis
Taşkızılı
LC
NE
Monticola solitarius
Gökardıç
LC
NE
Turdus merula
Karatavuk
LC
NE
Turdus philomelos
Öter Ardıç
LC
NE
Turdus viscivorus
Ökse Ardıcı
LC
NE
Cettia cetti
Kamış Bülbülü
LC
NE
NT
NE
Acrocephalus schoenobaenus Kındıra
Kamışçını
Acrocephalus scirpaceus
Saz Bülbülü
LC
NE
Hippolais pallida
Ak Mukallit
LC
NE
Sylvia melanocephala
Maskeli Ötleğen
LC
NE
Sylvia curruca
Küçük
Akgerdanlı
Ötleğen
LC
NE
Sylvia atricapilla
Karabaşlı Ötleğen
LC
DD
Phylloscopus collybita
Çıvgın
LC
NE
Phylloscopus trochilus
Söğütbülbülü
?
?
81
Regulus ignicapillus
Sürmeli Çalıkuşu
DD
NE
Muscicapa striata
Benekli
Sinekkapan
LC
NE
Ficedula albicollis
Halkalı
Sinekkapan
?
?
Aegithalos caudatus
Uzunkuyruklu
Baştankara
LC
NE
Parus caeruleus
Mavi Baştankara
LC
NE
Parus major
Büyük
Baştankara
LC
NE
Sitta neumayer
Kaya Sıvacıkuşu
LC
NE
Tichodroma muraria
Duvar
Tırmaşıkkuşu
LC
NE
Remiz pendulinus
Çulhakuşu
LC
NE
Oriolus oriolus
Sarıasma
LC
NE
Lanius collurio
Kızılsırtlı
Örümcekkuşu
LC
NE
Lanius minor
Karaalınlı
Örümekkuşu
LC
NE
Lanius excubitor
Büyük
Örümcekkuşu
?
?
Lanius senator
Kızılbaşlı
Örümcekkuşu
LC
NE
Lanius nubicus
Maskeli
Örümcekkuşu
LC
NE
Garrulus glandarius
Alakarga
LC
NE
Pica pica
Saksağan
LC
NE
Pyrrhocorax pyrrhocorax
Kırmızıgagalı
Dağkargası
LC
NE
Corvus monedula
Küçük Karga
LC
NE
82
Corvus frugilegus
Ekin Kargası
LC
NE
Corvus corone
Leş Kargası
LC
NE
Corvus corax
Kuzgun
LC
NE
Sturnus vulgaris
Sığırcık
LC
NE
Sturnus roseus
Ala Sığırcık
LC
NE
Passer domesticus
Serçe
LC
NE
Passer hispaniolensis
Söğüt Serçesi
LC
NE
Passer montanus
Ağaç Serçesi
?
?
Petronia petronia
Kaya Serçesi
LC
NE
Fringilla coelebs
İspinoz
LC
NE
Fringilla montifringilla
Dağ İspinozu
?
?
Serinus serinus
Küçük İskete
LC
NE
Carduelis chloris
Florya
LC
NE
Carduelis carduelis
Saka
LC
NE
Carduelis spinus
Karabaşlı İskete
LC
NE
Carduelis cannabina
Ketenkuşu
LC
NE
Carduelis flavirostris
Sarıgagalı
Ketenkuşu
LC
NE
Coccothraustes
coccothraustes
Kocabaş
LC
NE
Emberiza citrinella
Sarı Kirazkuşu
LC
NE
Emberiza cia
Kaya Kirazkuşu
LC
NE
Emberiza hortulana
Kirazkuşu
LC
NE
Emberiza schoeniclus
Bataklık
Kirazkuşu
NT
NE
83
Emberiza melanocephala
Karabaşlı
Kirazkuşu
LC
NE
Miliaria calandra
Tarla Kirazkuşu
LC
NE
Korunma durumu kategorileri
EX: (Tükenmiş): Kuşkuya yer bırakmayacak delillerle soyu tükenmiş olduğu ispatlanan
türler.
EW: (Doğal ortamında tükenmiş): Vahşi yaşamda soyu tükenmiş, fakat diğer alanlarda
(yetiştirme veya sergileme amaçlı) varlığını sürdüren türler.
CR: (Kritik tehlikede): Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi had safhada (extreme) olan
türler.
EN: (Tehlikede): Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi çok büyük olan türler.
VU: (Hassas): Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi büyük olan türler.
NT: (Neredeyse tehdit altında): Şu anda tehlikede olmayan fakat yakın gelecekte VU, EN
veya CR kategorisine girmeye aday olan türler.
LC: (Asgari endişe): Yaygın bulunan türler.
DD: (Yetersiz veri): Üzerinde yeterli bilgi bulunmayan türler.
NE: (Belirlenmedi): Şimdiye kadar yukardaki kriterlere uygunluğu değerlendirilmemiş
türler.
Avlaklar
4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nda avlaklar devlet, genel, özel ve örnek avlak
olarak dört tipe ayrılmıştır.
84
Avlak: Av ve yaban hayvanlarının doğal olarak yaşadıkları veya sonradan salındıkları
sahaları,
Özel avlak: Bir bütün teşkil eden özel mülkiyetteki tapulu arazilerden, Bakanlığın
avlaklar için tespit ettiği ve tanımladığı şartlara uygun olan avlakları
Devlet avlağı: Devlet ormanları, toprak muhafaza ve ağaçlandırma sahaları ve benzeri
yerlerle devlet tarım işletmeleri, baraj gölleri ve emniyet sahalarında, ilgili kuruluşun
muvafakati alınarak Bakanlıkça avlak olarak ayrılan yerleri,
Genel avlak: Özel ve devlet avlakları dışında kalan bütün av sahaları ile göl, lagün,
bataklık ve sazlık gibi sahaları,
Örnek avlak: Devlet avlakları ve genel avlaklar içinde Bakanlıkça belirlenecek
esaslara göre ayrılan ve işletilen veya işlettirilen avlakları ifade eder.
Ankara İlin’de 4 adet Örnek Avlak bulunmaktadır.




Depel (Beypazarı)Örnek Avlağı
Elmalı (Çamlıdere) Örnek Avlağı
Mercimekli (Kızılcahamam) Örnek Avlağı
Hocadağı (Nallıhan) Örnek Avlağı
4.4. SEÇKİN ÖZELLİKLİ SAHALARA AİT SWOT ANALİZİ
Ankara İli Soğuksu Milli Parkı SWOT Analizi
Güçlü Yönler
-Ülkemizde ilk ilan edilen Milli
Parklardan olması nedeniyle
bilinirliğinin yüksek olması
-İlçe merkezindeki yoğun Kaplıca
sularının olması nedeniyle Termal
Turizm için yoğun bir iç turizm
potansiyeli bulunması
-Milli Park içerisinde bulunan 16 km lik
asfalt yol sayesinde sahanın tamamının
bu yolla gezilebilmesi
- Ormanların flora yönünden step ile
orman zonu arasında bir geçiş teşkil
etmesi sebebiyle biyolojik bakımdan
önem taşıması,
-Alanda zengin flora ve fauna varlığı
bulunması,
-Soğuksu Milli Parkı sınırları içerisinde
14 memeli hayvan türünün var olması,
- Bitki inceleme (Botanik Turizmi)
Zayıf Yönler
-Bilinirliğinin fazla olması nedeniyle
rekreasyonel amaçlı yoğun ziyaretçi girişi
-Rekreasyonel kullanım yoğunluğunun
ekolojik koruma ilkelerine baskısı
-Sahip olduğu kaynak değerlerini
konusunda yeterli düzeyde farkındalık
olmaması
-İlçe merkezine ve Ankara iline
yakınlığından dolayı bilinirliğinin yüksek
olması sebebiyle eko değerler açısından
yeni keşfedilecek unsurlar içermemesi
-Milli Parklar Kanunu nedeniyle
ekoturizm amaçlı dahi olsa yeni
yapılaşmaya izin verilmemesi
85
açısından son derece önemli mantar ve
geofit türleri içeren alan kaynak değeri
taşıması
-Park içerisinde silisleşmiş ağaç
bölgesinin I. Derece Doğal Sit Alanı ilan
edilmesi
-Milli Park; Başkent Ankara gibi bir
üniversiteler şehrine yakınlığı nedeni ile
gerek akademik, gerekse özel kurum ve
kişi araştırmaları için önemli bir
kaynaktır. Doğa araştırmaları günübirlik
rekreasyon faaliyeti olarak
gerçekleştirilebildiği gibi daha uzun
süreli turizm etkinlikleri adı altında da
gerçekleştirilebilmektedir.
Fırsatlar
-Henüz Milli Parkta uygulanmayan bisiklet
gezisi veya Atlı gezi gibi faaliyetlere uygun
olması
-Kara Akbaba gözlemi için yapılan
gözetleme binasının amatör ve profosyonel
Yaban Hayvanı gözlemcileri ve
fotoğrafçılarının hizmetine sunulması
-Yoğun ziyaretçi girişini değerlendirebilecek
yöresel ürünlerin(Özellike gıda ürünlerinin)
Milli Park içerisinde satılabilecek üniteler
oluştrulması
-Termal ve Kongre Turizmi için ilçeye gelen
nüfusun Milli Park sahasına
yönlendirilmesine dair projeler üretilmesi
Tehditler
-Kızılcahamam’a termal amaçlarla gelen
turistlerin büyük çoğunluğunun Soğuksu Milli
Parkı’nı ziyaret ettiği düşünüldüğünde bu
durum insan baskısını arttırması bakımından
önemli bir sorundur. Kızılcahamam termal
kapasitesinin, günlük 15 000 kişi olduğu
belirtilmektedir. Buna göre baskının boyutları
giderek artacaktır.
-Ziyaretçi sayılarına bakıldığında 1999 ile
2003 yılları arasında yıllık ortalama giriş
yapan küçük vasıta sayısı 26 666, büyük
vasıta sayısı (otobüs, minibüs) 141, ortalama
ziyaretçi sayısı ise 121 500’dür. Sadece bu
rakamlar bile Milli Parkın ve Kızılcahamam
Merkezinin büyük bir baskı altında olduğunu
göstermektedir.
-Ziyaretçilerin doğanın korunmamasının
nedeni olarak en çok kullanıcıların çevreye
özensiz davranması ve insan baskısının fazla
olması gibi nedenler gösterdikleri
görülmüştür.
-Ziyaretçilerin Milli Park sınırları içerisindeki
Kara Akbaba yuvalarını rahatsız etmeleri,
ayıların bulunduğu bölgelerdeki yabani
meyveleri toplamaları,
86
-İnsan, yapacak ve yakacak ihtiyacını
karşılayarak, hayvan otlatarak, yangın
çıkartarak ya da yangın çıkması için uygun
şartlar sağlayarak, doğrudan veya dolaylı
olarak zarara sebep olmaktadır.
-Piknik amacıyla kullanılan alanlar saf
meşcere çam ormanlarının altı olup yangın
konusunda daha hassas olan bölgeler olması,
-Dağcılık faaliyetinin gerçekleştirilmesi
özellikle yüksek kotlarda bulunan olası
endemik türler ile akbaba ve ayı türleri için
tehdit oluşturabilir.
-Kızılcahamam Orman İşletmesi ve Soğuksu
Milli Parkı ormanlık alanlarının 3. derecede
yangına hassas olduğu anlaşılmıştır.
-Silisleşmiş ağaç bölgesinde yüzeydeki
taşlaşmış ağaçlar insan eliyle tahrip olma
tehdidi altındadırlar.
-Yılda yaklaşık 100 000’i aşkın ziyaretçinin
ve 20–30 000 civarında motorlu taşıtın ziyaret
ettiği Milli Park içi, özellikle Aşağı Soğuksu
ve piknik alanları çevresinde yoğun hava ve
gürültü kirliliklerine maruz kalmaktadır.
-Hemen tüm tesislerin sızdırmasız fosseptik
sistemle atık sularını topladığı ancak
tuvaletlerin sızdırmalı fosseptik olduğu
belirtilmektedir.
Ankara İli Çamkoru Tabiat Parkı SWOT Analizi
Güçlü Yönler
-Çamkoru Tabiat Parkı, Ankara İl
merkezine 110 km ve Çamlıdere İlçesine
15 km uzaklıktadır.
-Tabiat Parkı’na Ankara İl merkezinden
ve diğer yerleşimlerden asfalt yollarla
ulaşılabilmektedir.
-Tabiat Parkı’nın Kızılcahamam
Soğuksu Milli Parkına uzaklığı 23
km’dir.
-Yöredeki iklim koşulları, yaz ve kış
aylarında bu alanın gezilmesine olanak
Zayıf Yönler
-Eski Ankara-Bolu karayolu sahayı ikiye
bölmektedir.
-Tabiat Parkına ulaşımı sağlayacak toplu
taşım araçları bulunmamaktadır.
-Tabiat Parkı içinde ve yakın çevresinde
arkeolojik alan bulunmamaktadır.
Tabiat Parkı’ndaki stabilize yollar
oldukça bozuktur.
-Tabiat Parkı alanında düzenli bir otopark
alanı bulunmamaktadır.
-Tabiat Parkının Ankara Büyükşehir
87
tanımaktadır. Saha her mevsim ayrı bir
güzelliğe sahiptir.
-Tabiat parkı içindeki volkanitlerin
erozyona karşı dirençli olması ve alanın
büyük bir bölümünde eğimin az olması
göz önüne alındığında sahada erozyon
sorunu bulunmamaktadır.
-Orman Genel Müdürlüğü tarafından
rekreatif kullanım amaçlı inşa edilen
Çamkoru Göleti bulunmaktadır. Tabiat
parkında bulunan volkanit birimler
çatlak ve kırık sistemlerine bağlı olarak
akifer özelliği göstermektedirler.
Bazaltlar; ayrışma sonucunda çatlaklı
yapısal özellik kazandıklarında yeraltı
suyu açısından önem kazanır.
Belediyesine kiralanan kısmı tadilat
gerekçesiyle henüz işletmeye
açılmamıştır.
-Tabiat Parkının tamamı kireçsiz
kahverengi orman topraklarından
oluşmaktadır. Bu topraklar verimli
ormanlar kurabilmektedir. Bu durum
Orman ekosisteminin devamlılığı için
önemlidir.
-Sahada erozyon sorunu
bulunmamaktadır.
-Tabiat Parkı sınırları içerisinde kayda
değer bir flora ve fauna kompozisyonu
göze çarpmaktadır. Alanda 46 familyaya
ait 750 bitki türü ile 3 familyaya ait 4
ikiyaşamlı (Classis: Amphibia), 7
familyaya ait 12 sürüngen (Classis:
Reptilia), 25 familyaya ait 43 kuş
(Classis: Aves), 14 familyaya ait 26
memeli türünün (Classis: Mammalia),
toplam olarak 85 tür omurgalı ile 54
familyaya ait 148 böcek türü yayılış
göstermektedir.
-Tabiat Parkı içinde ve yakın çevresinde
arkeolojik alan ve herhangi bir sit statüsü
bulunmamaktadır.
-Tabiat Parkı içinde yerleşim alanı
bulunmamaktadır. Çevresinde bulunan
yerleşimlerden de herhangi bir baskı söz
konusu değildir.
-Çamkoru Tabiat Parkı yakın
çevresindeki yerleşim birimlerinin
tamamında içme ve kullanma suyu
şebekesi bulunmaktadır.
88
-Tabiat Parkında su sorunu
bulunmamaktadır.
-Tabiat Parkı’nda elektrik ve haberleşme
altyapısı mevcuttur.
-Tabiat Parkı içi ulaşımda sıkıntı
bulunmamaktadır.
-Tabiat Parkı tamamı orman rejiminde
olup, Devlet Ormanıdır.
-Tabiat Parkı, Çamkoru Göleti ve orman
alanları ile görsel bir zenginliğe sahiptir.
-Tabiat Parkı ilan edilip sınırlarının
belirlenmesi alanın korunmasını
kolaylaştırmaktadır.
-Tabiat Parkı içinde ve yakın çevresinde
herhangi bir sit statüsü bulunmamaktadır
Fırsatlar
Tehditler
-Tabiat Parkı rekreasyonel faaliyet
potansiyeli yüksek olan bir alandır. Bu alan
yöre halkı için yeni iş olanaklarının ortaya
çıkmasını sağlayabilecektir.
-Tabiat Parkı içerisinde gerçekleşen
rekreasyonel faaliyetlerin yoğunluğu, Park
alanındaki yabani faunayı olumsuz
etkilemektedir.
-Su ve orman peyzajının bir arada
bulunması, rekreatif faaliyetlere olanak
sağlamaktadır.
- Ormancılık faaliyetleri yöredeki en önemli
gelir kaynağını oluşturması sonucu oluşan
baskı.
-Tabiat Parkının, yürüyüş ve günübirlik
kullanım potansiyeli yüksektir.
-Kuzey Anadolu Fay Hattı Tabiat Parkının
Kuzeyinden geçmektedir. Bölge 2. derece
deprem bölgesi içindedir
-Farklı açık alan aktivite olanakları
sunmaktadır.
-Tabiat Parkı’nın topografik yapısı farklı
açılardan görsel zenginliğin izlendiği bakı
noktalarına olanak sağlamaktadır. Göl
manzarası panoramik görüntüler
oluşturmaktadır.
-Ankara halkı için çeşitli turistik amaçlara
yönelik hizmet sunma imkanları bakımından
en elverişli ve en yakın yerdir.
-Tabiat parkının güneybatı kesimlerinde KBGD doğrultulu yanal atımlı bir fay sistemi
gelişmiştir.
- Tabiat parkındaki sızdırmasız foseptikler
yetersizdir. Kanalizasyon şebekesi
bulunmamaktadır.
-Tabiat Parkındaki katı atıklar haftada bir kez
toplanması çevre kirliliği yaratmaktadır.
89
Ankara İli Tabiat Parkları SWOT Analizi
Güçlü Yönler
-Ankara İlinin sahip olduğu yoğun
nüfusun rekreasyonel talepleri,
-Ankara İlinde bulunan Tabiat
Parklarının Orman Zonu ile Step Zonu
arasında geçiş teşkil eden ilin kuzeyinde
yer alması nedeniyle cazibe arz etmeleri,
-Özellikle Çamkoru, Şahinler, Eğriova
ve Sorgun Tabiat Parklarının Bölgede
eşine az rastlanır özellikler taşıması,
-Tabiat Parklarının bulunduğu
Kızılcahamam, Beypazarı gibi ilçelerin
aynı zamanda yoğun bir İç Turizm
Potansiyeline sahip olması
-Tescil edilen tabiat parklarının
içerisinde ve etrafında Göl, Yayla gibi
kaynak değerleri bulunması
-Ankara İlinin Bürokrasi ve
Üniversiteler şehri olması sebebiyle
bilinçli ziyaretçi profili potansiyeli
olması
-Yönetimin Milli Parklar Teşkilatı ile tek
elden yürütülmesi
Fırsatlar
-Henüz uygulanmayan bisiklet gezisi veya
Atlı gezi gibi faaliyetlere uygun olması
- İç Turizmden kaynaklanan Yoğun ziyaretçi
girişini değerlendirebilecek yöresel
ürünlerin(Özellike gıda ürünlerinin) Tabiat
Parkları içerisinde satılabilecek üniteler
oluşturulması imkanı,
-Tabiat Parklarının iyileştirilmesi için Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğünce ödenek ve Kaynak
ayrılabilmesi
Zayıf Yönler
-Özellikle belirli aylarda yoğun sosyal
baskı
-Bu yoğun sosyal baskı sonucu oluşan
çevre ve gürültü kirliliği
-İşletmecilerin yatırım yapmaktan
kaçınması ve yatırımların kamu
kaynaklarıyla yapılmasını istemesi
-Rekreasyonel kullanımın doğal kaynaklar
konusundaki farkındalığın önüne geçmesi
-İlçe merkezine ve Ankara iline
yakınlığından dolayı bilinirliğinin yüksek
olması sebebiyle eko değerler açısından
yeni keşfedilecek unsurlar içermemesi
-Tabiat Parklarının günübirlik ziyarete
uygun olması, konaklamaya uygun tesis
Bulunmaması
-Tabiat Parklarının Uzun devreli Gelişim
Planlarının ve Yönetmeliğin olmaması
sebebiyle planlamada görülen aksaklıklar
Tehditler
-Ankara ilinin nüfus yoğunluğundan
kaynaklanan yoğun ziyaretçi girişi oluşan
çevre ve gürültü kirliliği,
- Ziyaretçilerin rekreasyonel faaliyetlerinin
doğal kaynak değerlerine verdiği zararlar,
-Ziyaretçilerin doğanın korunmamasının
nedeni olarak en çok kullanıcıların çevreye
özensiz davranması ve insan baskısının fazla
olması gibi nedenler gösterdikleri
görülmüştür.
-Ankara ilinde bulunan Üniversitelerle
Tabiat Parklarının kaynak değerlerinin
araştırılıp geliştirilmesi ile ilgili yapılacak
işbirliği imkanları
-İnsan, yapacak ve yakacak ihtiyacını
karşılayarak, hayvan otlatarak, yangın
çıkartarak ya da yangın çıkması için uygun
şartlar sağlayarak, doğrudan veya dolaylı
olarak zarara sebep olmaktadır.
-Tabiat Parklarının Tarihi İpek Yolu
-Piknik amacıyla kullanılan alanların genelde
90
etrafında yer alması sebebiyle tarihsel miras
özelliğiyle kurulacak ilişkinin sağlayacağı
fırsatlar
orman altı olup yangın konusunda daha hassas
olan bölgeler olması,
Ankara İli Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları(YHGS) SWOT Analizi
Güçlü Yönler
-Av Turizmi yönünden bilinirliğinin
yüksek olması
-Koruma ve Kontrol Faaliyetlerinin etkin
ve güçlü olması
-Kaçak Avcılık Faaliyetlerinin fazla
olmaması
-Ankara ili sınırlarında yer alması
sebebiyle havaalanı, yoğun nüfus gibi
avantajları olması
-Flora yönünden de seçkin olması ve
peyzaj değerleri taşıması
-Her yıl yapılan envanterlerle fauna
varlığının kontrol altında olması
-Yöre halkına olan maddi katkısı ve
oluşturduğu istihdam sayesinde oluşan
sosyal destek
-Davutoğlan YHGS dışındaki diğer
YHGS lerin Yönetim ve Gelişme
Planlarının olması
Zayıf Yönler
-YHGS içerisinde yer alan arazilerdeki
mülkiyetin çok parçalı olması,
-Mülkiyetin parçalı olmasından
kaynaklanan yönetim ve karar alma
aşamasındaki problemler,
-Yönetim planının izin vermediği
faaliyetlerin sınırlandırılmasında yaşanan
güçlükler ve hukuki problemler
-YHGS ler içerisinde yer alan köylerin
hepsinde koruma bilincinin istenen
seviyede olmaması
Fırsatlar
-Gelişen teknolojik takip sistemleri ve bilgi
sistemlerinin Yaban Hayatının takip
edilebilirliği üzerinde uygulanabilirliği
- Köylerde Av Turizmi için gelen avcılara
ve Yaban Hayatı gözlemi ve fotoğrafçılığı
için gelen ziyaretçilere uygun, kırsal
konaklama sunacak boş köy evlerinin
bulunması
-YHGS lerin hemen hepsinde trekking için
uygun parkurlar bulunması
-Özellikle Davutoğlan YHGS nin Kuş
Tehditler
-Orman Kesimi
-Bilinçsiz Otlatma
-Orman Kesim işçilerinin ekosisteme zararları
-Yaz aylarında gerçekleşen yaylacılık
aktiviteleri
-Kontrolsüz Rekreasyonel
Faaliyetler(piknik,Yürüyüş vb.)
-Tarımsal alanlarda uygulanan teknik ve
faaliyetlerin flora ve fauna üzerine olumsuz
91
Gözlemciliği için uygun bir ekosistem ve bu
amaca uygun bina ve personel bulunması
etkileri.
4.5. DOĞA TURİZMİ ÇEŞİTLERİ
4.5.1. Doğa Turizmi ve Ekoturizm Kavramı
Ülkemizde uzun yıllar turizm denince akla hep güneş ve deniz gelmiş, özellikle
sahillerde milyarlarca dolarlık yatırımlar yapılmıştır. Oysa dünyanın birçok ülkesinde turistik
hiçbir değer taşımayan ya da çok az değer taşıyan birçok bölgenin, organik doku veya doğal
güzellikler çok iyi korunarak ya da bazı görsel ilaveler ve peyzaj çalışmaları ile turistlerin
akımına uğradığı görülmektedir. Aynı şekilde, ülkemiz ve Anadolu’daki pek çok yöre,
potansiyel olarak dünya turizmiyle yarışabilecek düzeydedir. Burada yapılması gereken, tarihi
doku ve yeterli altyapı ile birlikte turizm açısından potansiyel teşkil eden yeşil alanlar, sulak
alanlar, biyolojik çeşitlilik açısından zengin pek çok doğal güzelliklerin yeterince korunarak
uyum içerisinde sergilenebilmesidir.
Turizme yönelik bütün rekreasyonel aktivitelerde önemli olan, iyi bir eğitim, işbirliği
ve planlamadır. Bir yandan tur operatörleri, turizm acenteleri ve diğer turizm kuruluşları
görevini yaparken, diğer yandan kamu kurumlarına, basın ve yayın kuruluşlarına,
eğitimcilere, tarımcılara, sanayicilere, mimarlara, esnaflara, bireylere kısacası toplumun her
kesimine sorumluluk düşmektedir. Ama şunu unutmamak gerekir ki: alt yapısı sağlanabilen
her yerde yerleşim alanı ve sanayi bölgesi kurmak mümkündür. Ancak her alanı turistik bölge
yada dinlenme alanı yaparak, kaybolan doğal varlıkları yeniden kazanmak ve bozulan
ekolojik dengeyi yeniden düzeltmek çok zordur (Karaman 2002).
Ekolojik dengenin korunması amacıyla ortaya çıkan sürdürülebilirlik kavramı, turizm
faaliyetlerinin doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki olumsuz etkilerinin fark edilmesi,
turizmin kendi geleceğini tehlikeye attığının anlaşılmasıyla, daha uzun vadeli kullanıma
dayanan, doğa turizmi, düşük etkili turizm, yumuşak turizm, doğal yaşam turizmi, yeşil
turizm, çevreye dost turizm, özel ilgi turizmi, uygun turizm, sorumlu turizm, ortaklığa dayalı
turizm, kırsal turizm, sürdürülebilir turizm, alternatif turizm, ekoturizm gibi farklı isimlerle
anılan ve hepsininde temelde dayanağı aynı olan turizm türleri ortaya çıkmıştır (Uçkun ve
Türkay, 2003; Akşit, 2007)
Yücel (2002), ekoturizm konusunda çok sayıda tanım mevcut olduğunu ve bu konuda
tam bir fikir birliğine varılamadığını belirtmiştir. Ekoturizmin dikkat çekici tanımlarından
birini yapan Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ekoturizmi, vahşi doğada doğal çevreye en
az etkide bulunan ve bu arada yerel topluluklara ekonomik fayda sağlayan turizm türü olarak
tanımlamaktadır. Benzer bir tanımlama ise Dünya Turizm Örgütü (WTO) tarafından şu
şekilde yapılmıştır; Sürdürülebilir turizm kalkınması, turizm sektöründe yer alan ev sahipleri
ile turist kesimlerinin ihtiyaçlarının bugün var olan kaynakların gelecekte değerlerinin
arttırılarak ve korunarak, karşılanmasıdır. Gerçekten de eko-turizm; ekonomik, toplumsal ve
92
estetik gereksinimleri karşılarken çevresel kaynakların sürekliliğini sağlayarak tatmine dayalı
kazançlar aramayı amaç edinen bir turizm yaklaşımıdır (Özbey,2002).
Ekoturizm:
yerleşik
toplumların
bütünlüğüne,
varlıklarına
saygı
göstererek,ekosistemin korunmasına katkı da bulunarak, en azından ekosistemle uyumlu bir
şekildegerçekleştirilen bir tür seyahat deneyimidir. Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin
tanımınagöre ekoturizm, doğayı ve kültürel kaynakları anlayarak korumayı destekleyen,
düşükziyaretçi etkisi olan ve yerel halka sosyo-ekonomik fayda sağlayan, bozulmamış doğal
alanlara çevresel açıdan sorumlu seyahat ve ziyarettir (Kurdoğlu, 2001). Son olarak
Uluslararası Ekoturizm Topluluğu (TIES) “ekoturizm, çevreyi koruyan ve yerel halkın
refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı seyahattir” şeklinde tanımlamada
bulunmuşlardır (Anonim, 2009).
Ekoturizm, turizm endüstrisi içinde hızla gelişen bir turizm türü olarak dikkat
çekmektedir. Özellikle uluslararası talebin yapısındaki değişiklikler, artan eğitim seviyeleri ve
çevre konularına karşı artan ilgi ve bilinç ekoturizm seyahatlerine olan talebi artırmaktadır.
Ekoturizm kavramının ortaya çıkması yeni sayılmakla birlikte bu turizm türü kapsamında
sayılan faaliyetler çok uzun zamandan beri yapılmaktadır. Ekoturizm, getirdiği ilkelerle doğal
alanlara ve hassas ekosistemlere yönelik olarak gerçekleştirilen bu faaliyetleri bir disiplin
altına alması bakımından büyük önem taşımaktadır. 2002 yılının Birleşmiş Milletler
tarafından “Uluslararası Ekoturizm Yılı” olarak ilan edilmiş olması ekoturizmin taşıdığı
önemin bir göstergesidir (Demir ve Çevirgen, 2006).
4.5.2. Dünyada Doğa Turizmi
Dünyadaki turizm faaliyetlerini yönlendiren, destekleyen ve işbirliğini sağlayan
uluslararası örgüt Dünya Turizm Örgütü (WTO)’dür. 2002 yılı Dünya Turizm Örgütü (WTO)
ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından ekoturizm ve dağlar yılı olarak ilan
edilmiştir. Turizmin sosyo- kültürel ve doğal hayata olan olumsuz etkilerinin en aza
indirilmesini, doğal ve kültürel kaynakların yoğunlaştığı bölgelere ekonomik katkı sağlanarak
o yörenin kalkınmasını ve bilinçlendirilmesini sağlamak gibi amaçlar güdülerek hazırlanmıştır
(Yücel, 2002).
2002 yılının Dünya Ekoturizm Yılı olarak ilan edilmesinde; ekoturizmin büyük oranda
ekonomik gelişme potansiyeline sahip alanlarda giderek artan bir önem kazanması ve ayni
zamanda da ekoturizmin iyi planlandığı, geliştirildiği ve idare edildiği takdirde doğal çevrenin
korunması için güçlü bir araç olma özelliği arz etmesi nedenleri önemli bir rol oynamıştır
(Erdoğan, 2003).
Dünyadaki hızlı gelişmeler gösteriyor ki geleneksel destinasyonlardan (deniz-kumgüneş) uzaklaşma görülmekte ve turist profili değişmektedir (Avcıkurt ve Alpar, 2003). Bu
yeni profilde ekoturist olarak adlandırılan kitlenin 35-54 yas grubunda, yüksek eğitimli,
ortanın üzerinde geliri olan, doğa, kültür ve gastronomiye ilgi duyan kişiler olduğu yapılan
istatistiklerde ortaya konulmuştur. Ekoturizm pazarının giderek büyüdüğü 90’li yıllarda, 43
milyon Amerikalının ekoturizm faaliyetine katıldığı, Yunanistan’a gelen 3 milyon İngiliz
turistin %19’unun ekoturist olduğu, Fransa’da yılda 15 milyon kişinin trekking yaptığı
93
belirlenmiş, ayrıca Avrupa ülkelerinin pek çoğunun ülke turizmi için ayırdıkları payın önemli
bir kısmının bu amaca yönelik harcandığı yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır (Anonim,
2009).
4.5.3.Türkiye’de Doğa Turizmi
4.5.3.1 Türkiye’de İlk Ekoturizm Hareketleri
Türkiye’de ekoturizmin temelleri 1956 yılında çıkan 6831 sayılı Orman Kanunu ile
atılmaya başlanmıştır. Bu kanunun 25. maddesi ile nadir özellik ve güzellik arz eden sahaların
Milli Park rejimine alınması sağlanmıştır. Yine bu madde ile mesire yerleri tesis etme imkanı
elde edilmiştir. Bu yasaya dayanılarak ilk defa; 1956 yılında Belgrad Orman Mesire Yeri,
1958 yılında Yozgat Çamlığı Milli Parkı, 1958 yılında 3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na
göre “Belgrad Geyik Üretme İstasyonu” tesis edilmiştir. Milli Park, Av-Yaban Hayatı ve
Mesire Yerleri ile ilgili çalışmalar Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde uygulanmaya
başlanmıştır.
1960’larda yeni politikaların benimsenmesi ve 1960-1970 I. Beş Yıllık Kalkınma Planı
Dönemi, 1970-1990 yılları arasında fiziksel planlanmaların yapıldığı dönemler süresince
turizm dünyada bir numaralı sektör olma yolunda stratejilere sahipti. Ancak kaynakların aşırı
kullanımı, bölgelere aşırı yüklenme, taşıma kapasitesini zorlama gibi sebeplerden ötürü
1980’li yıllar çevreye duyarsız, bilinçsiz yaklaşımlara sahip uygulamalarla geçmiştir. VIII.
Beş Yıllık Planın öngördüğü kitle turizmine tepki olarak bu turizm türünün negatif etkilerini
ortadan kaldırmayı hedefleyerek turizm dünyasının gündemine girmiştir. Bu politika
doğrultusunda ekoturizm, kültür ve inanç turizmi, dağ ve kar turizmi, aktivite tatilleri, özel
ilgi turizmi, yatçılık, kongre vb. pazarlardan daha fazla pay alınması yönünde çalışmalar
başlatılmıştır. Bu bağlamda özellikle doğa turizmi, ekoturizm, kültür turizmi ağırlıkla
üzerinde durulan türler olmuştur (Altan, 2006).
Türkiye’de ekoturizm kavramı ve faaliyetleri ise özellikle 2002 yılında İstanbul’da
kurulan Ekoturizm Derneği ile hızlı bir gelişme göstermiştir. Bu dernek 2006 yılında Türkiye
Ekoturizm ve Sürdürülebilir Turizm Derneği adı altında faaliyetlerini yürütmeye devam
etmiştir. Bugün birçok ilde ekoturizm alanında faaliyet gösteren dernekler bulunmaktadır.
Ekoturizm ulusal ormancılık programında da yer almaktadır. Ulusal ormancılık
programının 3.2.1 numaralı stratejisi içinde ekoturizm kavramına yer verilmiştir. Eylem 109’a
göre “Hızla kentleşen ve değişen toplumun ormanların sosyal ve kültürel hizmetleri
(rekreasyon, kent ormanları, ekoturizm, peyzaj, avcılık, sportif balıkçılık, vb.) ile ilgili talep
ve beklentiler ile bu hizmetlerin yerel ve ülke ekonomilerine potansiyel katkıları
konusunda envanter, araştırma değerlendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi“ Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonunda, ilgi gruplarının
katılımıyla başarılması gereken birinci öncelikli bir görevdir (Ok, 2008).
4.5.3.2 Türkiye’de Ekoturizm ve Uygulama Örnekleri
İnsanların doğayı keşfetme arzusuna cevap veren ekoturizm faaliyetleri ülkemiz
gündeminde de önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye’nin coğrafi konumuna bağlı olarak
94
bölgeler arasında da önemli doğal zenginlik farklılığı gözlenir. Bu farklılıklar çekiciliği
artırmaktadır.
Ülkemizin ekoturizmde başarılı olma şansı Akdeniz çanağındaki diğer ülkelerden çok
daha fazla gözükmektedir. Çünkü her şeyden önce ülkemizde farklı inanç ve kültürlerin bir
arada uzun yıllar yaşaması sonucu kendine has doğu ile batının arasında yarattığı kültürü ve
otantik değerlere sahip olması ön plana çıkmaktadır. Genel anlamda bakıldığında Akdeniz
çanağında turizm potansiyeli yüksek ülkelerin endüstriyelleşmiş ve kentli nüfusu yoğunlaşmış
ülkeler olduğu görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında, ülkemizin henüz gelişmekte olan bir
ülke olması ve doğal ve kırsal kültürel değerlerinin büyük bölümünü hala canlı bir şekilde
sürdürmesi Türkiye’nin birçok bölgesinde sürdürülebilir ekoturizm için büyük bir
potansiyelin varlığına işaret etmektedir (Selimoğlu, 2004).
Türkiye’de ekoturizm çeşitlerinden hemen hemen tamamı profesyonel veya amatör
olarak yapılmaktadır. Özellikle doğa yürüyüşü, dağcılık, yayla turizmi, bisiklet turizmi, av
turizmi, su sporları oldukça yaygındır.
Önemli ekoturizm alanlarından başlıcaları; Kaz Dağları, Uludağ, Küre Dağları, Kozak
Yaylası, Cehennemdere Vadisi, Toros Dağları sayılabilir.
Son yıllarda Türkiye’de ekoturizm-kırsal turizm-agroturizm karışımı diyebileceğimiz
“Çiftlik tatilleri” gündeme gelmiştir. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin 55
çiftlikte yürüttüğü “Türkiye’de Ekolojik Çiftlik Ziyaretleri/Ta-Tu-Ta” projesine dahil olan tatil
çiftlikleri Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşmaktadır. Tatil
çiftliklerinin felsefesinde temel olarak; iletişimi güçlendirme, ekolojik üretimle öncelikle
kırsal nüfus için, doğal döngülerle dost, sürekli bir yaşamsal kaynak oluşturma, şehirde
yasayan insanların ekolojik çiftliklerdeki yasamı deneyimlemesi, ekolojik yaşamla ilgili
sorumlulukları içselleştirmesi, ekolojik yöntem, deneyim ve bilgi paylaşımı, doğa dostu
üretim ve tüketim modellerinin desteklenmesi vb. yatmaktadır
Turizm Bakanlığı turizmdeki çeşitliliği artırmak ve kıyılardaki baskıyı azaltmak için
turizmi doğaya ve gelişmemiş bölgelere yaymayı amaçlayan birçok projeler geliştirmiştir. Bu
hedefle geliştirilen projeler Tablo 5’de özetlenmiştir.
Tablo 6. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Ekoturizm ile İlgili Projeleri
Projeler
İçerikleri
Atak Projesi
1989 yılında başlayan ve Ege ve Akdeniz kıyılarındaki ilçelerin
ve köylerin altyapı eksikliklerini düzeltmek, daha sonra yeni kıyı
yönetim yöntemlerini tanımlamak amacı ile tasarlanmıştır, 2020
yılına tamamlanması planlanmaktadır.
Mavi Bayrak Projesi
Mavi Bayrak, gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve
marinalara verilen uluslararası bir çevre ödülüdür. Mavi Bayrak,
bu niteliği ile de turizm açısından ayrı bir önem taşımaktadır.
Belek Yönetim Planı:
1996 yılında uluslararası teşkilatların girişimi doğal ve kültürel
95
çevrenin korunması ve geliştirilmesini hedeflemektedir.
Yayla Turizmi Projesi:
Doğu Karadeniz ve Akdeniz yaylalarında bugüne kadar 26 adet
yayla “Yayla Turizm Merkezi” ilan edilmiştir.
Dağ-Doğa Yürüyüşü Projesi
(Trekking):
Dağ-doğa potansiyelinin planlı bir yaklaşımla turizm olgusu
içerisinde değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Akarsu
Turizmi
Rafting) Projesi:
(Kano-
Çoruh Nehri, Köprüçay, Manavgat Çayı, Dim Çayı, Alara Çayı,
Adana Feke Göksu, Zamantı, Fırat Nehri vd. rafting, kano ve
nehir kayağı gibi aktivitelerle kullanılması amaçlanmaktadır.
Bisiklet Tur Güzergahlarının
Geliştirilmesi Projesi:
Çeşitlendirme politikası kapsamında bir doğa sporu olarak
giderek geliştirilmesi öngörülmektedir.
Atlı-Doğa Yürüyüşü Projesi:
Kapadokya, Kastamonu,
düzenlenmektedir.
Mağara Turizmi Projesi:
Toroslar, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Trakya ve
Kuzeybatı Anadolu bölgelerinde büyüklü küçüklü yüzlerce
mağaranın bilimsel ve sportif etkinliklerle turizmin hizmetine
sunulması amaçlanmaktadır.
Sportif Olta Balıkçılığı:
Sportif ve rekreasyonel bu tür etkinliklerin konaklama süresini
uzatmaya katkı vermesi için yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
Kuş
(Ornitoloji):
Gözlemciliği
Türkiye RAMSAR sözleşmesine taraf olmuş ve uluslararası
öneme sahip Ramsar sulak alanlarında pek çok kuş türünün
kışlayıp, üredikleri yerler olması açısından bu etkinliğin
geliştirilmesi öngörülmektedir.
İnceleme)
Türkiye’nin zengin bitki örtüsüne sahip olması (Avrupa’nın
tamamında tür sayısı 12.000 civarında iken Türkiye’de bu sayı
9.000 civarındadır) bu turizm türünün geliştirilmesine olanak
vermektedir.
Botanik
Turizmi:
(Bitki
Av Turizmi:
Antalya,
Muğla
gibi
Türkiye’nin bitki örtüsü ve av kaynaklarının
kapsamında değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
yörelerde
av
turizmi
Yine Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda yürütülen büyüklü küçüklü birçok proje
ekoturizm ile ilişkilidir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın büyük çaplı projelerinden bazıları
Tablo 6’da özetlenmiştir.
Tablo 7. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Ekoturizm ile İlgili Projeleri
Projeler
İçerikleri
Gef II
Küresel Çevre Fonu (GEF) ile Dünya Bankası tarafından finansal
olarak desteklenen ve mülga Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesindeki
DKMP Genel Müdürlüğü tarafından Ağustos 2000 tarihinden itibaren
yürütülen “Biyolojik Çeşitlilik ve Doğa Kaynak Yönetimi Projesi” 2008
yılının Ekim ayında sona ermiştir.
Kazdağları Milli Parkı
DKMP Genel Müdürlüğü projesidir. “Çevre Konusunda İşbirliği
Anlaşması” çerçevesinde hazırlanmaktadır. Kazdağları Milli Parkının
96
Master Planı
ekoturizm bakımından geliştirilmesini amaçlanmıştır. Proje 1995yılında
bitirilmiştir.
Akdeniz Foku
DKMP Genel Müdürlüğü projesidir. IUCN tarafından soyu kritik
derecede tehlikede olan türlerin yer aldığı kırmızı listede olan Akdeniz
Foku’nun son 4 yıl içindeki durumunu tespit etmek ve 2009 yılı içinde
de bire bir takibini yapabilmek, koruma-izleme ve yönetim planlarını
yönlendirmek üzere yürütülen bir projedir.
Gen Kaynakları
DKMP Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülen proje ile
Türkiye’de yaban hayatındaki türleri envanterleme, mevcut genetik
çeşitliliği belirleme, tür ve alt tür belirlemelerinde genetik işaretlerden
yararlanma, koruma ve yürütme stratejileri oluştururken genetik verileri
değerlendirme ve türlerin korunmasına yönelik hücre ve DNA bankaları
oluşturulması amaçlanmaktadır.
Yıldız Dağları
DKMP Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen proje ile; Yıldız
Dağlarının biyolojik çeşitliliği ve doğal kaynaklarının korunması ve
sürdürülebilir yönetimi için sınır ötesi işbirliğinin geliştirilmesi ve
güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Bu amaç doğrultusunda Yıldız Dağlarında Biyosfer Rezerv
yaklaşımıyla geniş çaplı envanterlerin yapılması ve özellikle çocukların
eğitimi ve halkın bilinç düzeyinin artırılması amacıyla bir doğa eğitim
merkezinin kurulması hedeflenmiştir.
Küre Dağları
4.5.3.3.
DKMP Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Projenin amacı 3
yıl içinde Kastamonu-Bartın Küre Dağları Milli Parkı ve çevresinde
doğa koruma ve sürdürülebilir kaynak yönetimi amacıyla katılımcılık
esasına dayalı, etkin ve bütüncül bir yönetim modelini oluşturarak
ormanlarımızın ulusal korunan alanlar sistemindeki yerinin ve yönetsel
etkinliğinin geliştirilmesidir. Bu model deneyimi Türkiye’deki diğer sekiz
sıcak orman noktamıza uyarlanacaktır.
Türkiye’de Korunan Alanlar ve Doğa Turizmi
Ülkemizde doğa turizmi faaliyetleri dünyanın diğer ülkelerinde de olduğu gibi
“korunan alanlar”da gelişme göstermektedir. Ülkemizde milli parklar, tabiat parkları, tabiatı
koruma alanları ve tabiat anıtları olmak üzere toplam olarak 358 adet korunan alan mevcut
olup toplam alanı 995.417,56 hektardır. Korunan alanlar ülkemiz yüzölçümünün %1,22’sini
kaplamaktadır (Tablo 8).
97
Tablo 8. Türkiye’deki Korunan Alanlar
Statüler
Sayı (Adet)
Milli Parklar
40
Tabiat Parkları
181
83.604
Tabiatı Koruma Alanları
31
63.694
Tabiat Anıtları
106
0,560
Toplam Korunan Alan
358
995.417,56
Alan (ha)
848.119
Kaynak: Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Web Sitesi, 2012.
Bunların yanı sıra uluslararası anlaşmalarla korunan (Ramsar Sitleri) alanlar, doğal sitler, özel
çevre koruma bölgeleri de ekoturizme yönelik önemli alanlardır (Akpınar, Bulut, 2010).
4.5.3.4.
Türkiye’de Doğa Turizmi ile İlgili Yasal Mevzuat
Doğa Turizmi ulusal mevzuatta doğrudan yer almamakla birlikte birçok kanun, yönetmelikte
dolaylı olarak yer almaktadır. Bunlardan bazıları;
1. 2634 Sayılı Turizm Teşvik Yasası ve Turizm Kanunu’nun 8. Maddesi’nin A fıkrasının 1
numaralı bendi ile C, D fıkralarında yapılan değişiklikle 6831 sayılı Orman Kanunu’na göre
orman sayılan yerlerle ilgili yapılan değişikliklerden d ve f fıkraları, ekoturizm ile ilişkilidir.
2. 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’nda öngörülen Uzun Devreli Gelişim Planları (UDGP) ve
bu planların kullanım ve koruma kararları ekoturizm uygulamalarına ilişkin hükümler
içermektedir.
3. Korunan Alanlar Alan Kılavuzu Yönetmeliği’nde, ekoturizm uygulamalarına ilişkin
hükümler bulunmaktadır.
4. 7.12.2004 tarih 5272 Sayılı Belediye Kanunu ile yapılan son değişikliklerle belediyelere
verilen görev ve yetkiler içinde ekoturizm uygulamalarına ilişkin hükümler bulunmaktadır.
5. 645 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 30. Maddesinin 14/A Maddesinde yer alan ‘Odun Dışı Ürün ve
Hizmetler Dairesi Başkanlığı’ görevleri içerisinde ‘uygun yerlerde ekoturizm faaliyetlerini
desteklemek’ başlığı yer almaktadır.
Ekoturizm ile doğrudan veya dolaylı olarak ilişkilendirilebilecek yasal mevzuat aşağıdaki gibi
sıralanabilir.
• Anayasanın Seyahat özgürlüğünü düzenleyen 23. maddesi
• 6831 sayılı Orman Kanunu,
• 4721 sayılı Medeni Kanun,
98
• 2872 sayılı Çevre Kanunu,
• 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararname,
• 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu,
• 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu,
• 5286 sayılı Köy Kanunu,
• 2924 sayılı Orman Köylerinin Kalkınmasının Desteklenmesi Hakkında Kanun,
• 3194 sayılı İmar Kanunu,
• 5634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu,
• 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu,
• 5394 sayılı Belediye Kanunu,
• 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu,
• 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Birliği Kanunu (TODEG, 2010)
4.5.4. Doğa Turizm Çeşitleri
Doğa turizmi Türkiye’de iki bakanlığı çok yakından ilgilendirmektedir. Bunlar, Kültür
ve Turizm Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’dır. Bu iki bankalığın stratejileri ve
projeleri ülkedeki doğa turizminin (ekoturizmin) gelişmesinde büyük rol oynamaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın vizyonu “Sürdürülebilir turizm yaklaşımı
benimsenerek istihdamın artırılmasında ve bölgesel gelişmede turizmin öncü bir sektör
konumuna ulaştırılması ve Türkiye’nin 2023 yılına kadar, uluslararası pazarda turist sayısı
ve turizm geliri bakımından ilk beş ülke arasında önemli bir marka haline getirilmesinin
sağlanması” olarak belirtilmektedir (Kültür Bakanlığı Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem
Planı).
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın turizm çeşitlerini sınıflandırmasında doğa ile ilgili
olan turizm çeşitlerinin büyük bir ağırlık oluşturduğu görülür. Bu tanıtım tablosundaki 15
turizm çeşidinden 10’u doğada yapılan turizm çeşididir (Tablo 8).
99
Tablo 9. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Turizm Çeşitleri ve Tanıtımı
Sıra No
Turizm Çeşidi
Tanıtım İçeriği
1
Sağlık ve Termal Zengin ve şifalı termal sulara sahip olan Türkiye, bir kaplıca
Turizmi
cennetidir ve nitelikli tesisleriyle şifa arayanları beklemektedir.
2
Kongre Turizmi
Avrupa ve Asya'nın birleştiği bir yerde bulunan Türkiye,
toplantı, intensiv ve kongrelere şahane mekan konumundadır.
3
Gençlik Turizmi
Nüfusun büyük bir çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu
Türkiye, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gençlere
ucuz tatil yapma olanağı veren tesis ve kamp merkezlerine
sahiptir.
4
İpek Yolu
Anadolu, Çin' den başlayıp, Orta Asya'yı katederek Avrupa' ya
uzanan tarihi İpek Yolu'nun en önemli kavşak noktalarından
birini oluşturmuştur.
5
İnanç Turizmi
Tarih boyunca gerek çok Tanrılı gerekse tek Tanrılı dinlere ev
sahipliği yapan Türkiye, her inançtan insanın görmesi gereken
eserlere sahiptir.
6
Kış Turizmi
Yaz-kış üzerinde kar eksik olmayan yüksek dağlarıyla ve bu
dağlarda kurulan kayak tesisleriyle Türkiye önemli bir Kış
turizm Merkezidir.
7
Yayla Turizmi
Kendine has coğrafya ve iklime sahip olan Türkiye'nin zengin
yaşama kültürü içindeki yayla yaşantısı önemli bir yer tutar.
8
Mağara Turizmi
Dünyadaki diğer ülkelere göre "mağara cenneti" ülke
konumunda olan Türkiye' de yaklaşık 40.000 adet mağara
bulunmaktadır.
9
Av Turizmi
Türkiye'nin coğrafi yapısı, bitki örtüsü ve yaban hayati,
avcılığa ve av turizmine ilgi duyanlara önemli bir potansiyel
sunar.
10
Golf Turizmi
Türkiye son yıllarda hizmete giren uluslararası nitelikteki golf
tesisleri ile dünya golf severlerini bir araya getiren kalite ve
prestijin buluştuğu bir merkezdir.
11
Botanik Turizmi
Çeşitli coğrafi özellikleri, coğrafi farklılığın getirdiği iklim
çeşitliliği, Türkiye'yi dünyada benzerine az rastlanır bitki
çeşitliliğine sahip kılmaktadır.
12
Hava Sporları
Türkiye, Yamaç paraşütü, yelken kanat, planör. paraşüt, balon
gibi hava sporları meraklıları için keşfedilmesi gereken bir
ülkedir.
100
Tablo 9 (devam)
13
Dağcılık
Ülkenin bütün bölgelere dağılmış, farklı yüksekliklerde, zengin
flora ve faunaya sahip dağları ile Türkiye, doğa tutkunu,
maceracı insanları bekliyor.
14
Akarsu Turizmi
Ülkenin her yanını sarmış, uzun ve coşkun akan nehirlere
sahip Türkiye, su sporları için ziyaretçilerine önemli bir akarsu
turizmi potansiyeli sunmaktadır.
15
Kuş
Gözlemciliği
Kuş gözlemciliği doğayı kuşların dünyasından tanımayı
sağlayan bir gözlem sporudur. Sağlıklı bir çevrenin en iyi
göstergesi olan kuşlar her türlü yaşam ortamında bulunurlar.
Türkiye'de şimdiye kadar 450 çeşit kuş türü kaydedilmiştir.
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı Web Sitesi, 2012.
4.5.5 ANKARA İLİ’NDE UYGULANAN DOĞA TURİZMİ ÇEŞİTLERİ
4.5.5.1 Kış Turizmi
Kış turizmi; kış sporları ve rekreasyon eylemleri yüksek dağlık kuşaklarda
gerçekleşmektedir. Dağlık alanlarda; yerleşme merkezlerine uzaklığı, konumu, ulaşımı ve
sundukları olanaklar ölçüsünde nitelik kazanırlar. Kayak sporu başta olmak üzere diğer
rekreatif özellikler kış mevsiminin yegane turizm eylemidir (Altan, 2006).
Kış turizmi turizmin çeşitlenmesi açısından mevsim itibari ile sönük geçen kış
aylarının değerlendirilmesi ve kış aylarındaki turizm eylemlerinden gelir elde etmesi
sağlamak açısından amaç olabilmektedir (Altan, 2006).
Elmadağ Kayak Merkezi
Elmadağ Kayak Merkezi
Ankara
sınırları
içinde,
Elmadağ'ın
kuzey
yamaçlarında yer almaktadır.
Kent merkezine yakınlığı
avantajıdır. Ankara'ya 18 km.
uzaklıktadır.
Şehir
merkezinden kayak tesislerine
ulaşım üniversite araçları ve
özel araçlarla mümkündür.
Kayak merkezi Elmadağ'ın
kuzey yamaçlarında, 1500-1850 m. yükseklikler arasında bulunmaktadır. Pistler ağaçsızdır ve
alpin çayırlarla kaplıdır.
101
Karasal iklimin hüküm sürdüğü merkezde kayak sezonu ocak-mart arasında olup, kar kalınlığı
30-60 cm’dir. Alanda kayak evi ile bir otel ve iki restoran bulunmaktadır. Hava Kuvvetleri’ne
ait teleski tesisi, kar üstü aracı ve kafeterya hizmet vermektedir. 548 m. uzunluğunda, saatte
720 kişi kapasiteli bir adet teleski bulunmaktadır. Pist kolay ve orta zorluk derecelerindedir.
4.5.5.2 Termal Turizm
Mineralize termal suların ve bunlara ait çamurların, banyo, içme, solunum yolu ile
kullanılması, ayrıca iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, mekanoterapi, beden eğitimi,
masaj, psikoterapi, diyet vb. yan tedavilerle birleştirilmesi ile oluşturulan kür uygulamalarının
uzman hekim denetiminde yapıldığı sağlık tesislerine kaplıca denilmektedir.
Madensuyunun yer yüzüne çıktığı kaynağa kaynarca, madensularından yararlanmak
üzere kaynarcaların çevresinde kurulan tesislere de genel olarak kaplıca ya da ılıca
denmektedir. Kaplıca sularından banyo ve içme kürleriyle yaralanılmaktadır. İçme kürü
olarak yararlanılan kaplıcalara içmece de denilmektedir.
Harita 5. Ankara Termal Turizm Haritası
Kızılcahamam Kaplıcası: Suyun ısısı; büyük kaplıca kaynağında 47 °C, küçük kaplıca
kaynağında 44 °C, Kızılcahamam Maden Suyu kaynağında 19.5 °C, Acısu Kaplıcası
kaynağında 34 °C, Şey Hamamı kaynağında 43 °C, Acısu kaynağında 37 °C’dir. Su fiziki ve
kimyasal bileşim olarak hipertermal, hipotonik sular sınıfındadır. Tesislerden içme ve banyo
kürleri şeklinde yararlanılmaktadır. İçme kürleri karaciğer, safra kesesi, mide ve bağırsak, iç
ve dış sökresyon kolenlar ve metabolizma hastalıkları; banyo kürleri kalp, dolaşım
bozuklukları, romatizma üzerinde etkilidir. Alan çevresinde konaklama tesisleri mevcuttur.
Kızılcahamam Şey Hamamı Termal Turizm Merkezi : Kızılcahamam-Çerkeş yolu
üzerinde Güvem bucağının 2 km. batısındadır. Suyun ısısı 43 °C’dir. Su kimyasal bileşim
102
olarak bikarbonatlı, sodyumlu, kalsiyumlu, karbondioksiti ve florürlü bir bileşime sahiptir.
Termal tesislerden içme ve banyo kürleri olarak yararlanılmaktadır. Termal suların
romatizma, eklem ve kireçlenme, mide ve bağırsak, kan dolaşımı, sinirsel hastalıklar,
karaciğer ve safra kesesi, beslenme bozukluğu gibi hastalıklara olumlu etki yaptığı
bilinmektedir. Tesis çevresinde konaklama tesisleri bulunmaktadır.
Ayaş İçmesi ve Kaplıcası: Sıcaklık derecesi 51 °C’dir. Üst solunum yolu hastalıklarına ve
akciğer hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Ayaş Karakaya Kaplıcası : Kaplıca suyunun sıcaklık derecesi 31 °C. Kimyasal bileşimi
bikarbonat, sodyum, kalsiyum ve karbondioksit içermektedir. İçme olarak da
yararlanılmaktadır.
Dutlu-Tahtalı Kaplıca ve İçmeleri : Beypazarı ilçesindedir. Su kaynaklarından kaplıca ve
içme olarak yararlanılmaktadır. Su sıcaklığı 31-52 °C’dir. Kaplıca suyu klorürlü, sülfatlı,
sodyumlu, kalsiyumlu, karbondioksitli bir bileşime sahiptir. Cilt hastalıkları, karaciğer, safra
kesesi, pankreas, damar sertliği rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
Çubuk Melikşah Kaplıcası: Ankara'ya 30 km. uzaklıkta Çubuk ilçesindedir. Suyun sıcaklığı
31 °C‘dir. Kaynak suları kalsiyum, magnezyum ve bikarbonat içermektedir.
Haymana Kaplıcası : Ankara'ya 73 km. uzaklıktaki Haymana ilçesindeki kaplıcanın su
sıcaklığı 44.5 °C’dir. Suyun bileşimi; bikarbonat, kalsiyum, sodyum, magnezyum ve
karbondioksitten oluşmaktadır. Mide, karaciğer, pankreas, damar sertliği, akciğer
rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
4.5.5.3. Kongre Turizmi
Ankara’nın ülke ve bölgedeki konumunun sağladığı avantajlar nedeniyle ulusal ve
uluslararası düzeyde hizmet verecek nitelikte pek çok konaklama tesisi bünyesinde toplantı ve
kongre salonu ile, üniversiteler ve kamu kuruluşları bünyelerinde toplantı ve kongre salonları
bulunmaktadır.
Ankara, kültürel ve doğal değerlere yönelik potansiyelinin ile ulaşım, altyapı ve diğer
destek yatırımlar açısından da avantajlı durumdadır. 30.000’e yakın koltuk sayısı ile önemli
bir potansiyel oluşturmaktadır.
4.5.5.4. Yayla Turizmi
Ankara yaylalarında sürekli veya geçici olarak hayvancılık amacı ile kullanılan küçük
yerleşmeler bulunmaktadır. Bitki örtüsü, su kaynakları, iklim değerleri değerlendirildiğinde
ilin kuzey kesiminde Beypazarı, Güdül, Çamlıdere, Kızılcahamam ve Nallıhan ilçelerindeki
yaylalar turizm potansiyeline sahip olup, doğa yürüyüşleri, kamping, günübirlik dinlenme ve
su kaynaklarının olduğu yerlerde sportif olta balıkçılığı gibi çeşitli rekreasyon faaliyetlerine
de olanak sağlamaktadır.
103
Karaşar-Eğriova Yaylaları (Belenova, Kuyucak, Sarıalan, Çukurören Yaylaları) :
Beypazarı’nın kuzeyinde, ilçeye 55 km., Karaşar beldesine 20 km. uzaklıktadır.
Belenova, Kuyucak, Sarıalan, Çukurören ve Eğriova yaylalarını kapsayan Eğriova Yaylası
650 ha’dır. Yayla turizmi, doğa yürüyüşleri, çadırlı kamping ve günübirlik dinlenme gibi
rekreasyon faaliyetleri için Ankara’nın en elverişli ve güzel yaylalarından biridir. Alabalık ve
çay balığı türlerinin bulunduğu gölet, sportif balıkçılık için olanak yaratmaktadır.
Çamlıdere-Benli Yaylaları (Yılanlı, Osmansin, Peçenek, Çukurören Yaylaları):
Çamlıdere ilçesinin doğusunda, ilçeye 40 km. uzaklıktadır. Yaylanın etrafı zengin çam
ormanları tabanı ise çayırlarla kaplıdır. Yayla evleri genellikle ahşaptır. Yayla turizmi, doğa
yürüyüşü ve çadırlı kamp kurmaya elverişlidir.
Güdül-Sorgun Yaylası: Güdül ilçesinin kuzeyinde, ilçeye 23 km. uzaklıktadır. Sorgun Köyü
halkının yaz aylarında hayvan otlatmak amacıyla çıktığı yaylada, 1976 yılında yapılan bir de
gölet bulunmaktadır. Etrafı zengin çam ormanlarıyla kaplıdır. Güdül ilçesinin en güzel yaylası
olan Sorgun Yaylası, dağ ve doğa yürüyüşü, çadırlı kamping, günübirlik dinlenme ve sportif
balıkçılık gibi çok amaçlı turizm potansiyeline sahiptir.
Nallıhan-Andız Yaylası : Nallıhan ilçesine 30 km. uzaklıktadır. Köylülerin hayvan otlatmak
için kullandıkları yaylada altyapı yoktur. Orman idaresi tarafından yapılmış bir çeşme
mevcuttur. Etrafı karaçam ormanlarıyla kaplı olan yayla, dağ ve doğa yürüyüşü ve çadırlı
kamping için oldukça elverişlidir.
Kızılcahamam-Ulucak Yaylası : Kızılcahamam ilçesinin doğusunda, ilçeye 40 km.
uzaklıktadır. Yayla, Haziran-Eylül aylarında hayvan otlatmak amacıyla kullanılmaktadır.
Altyapı yoktur. Yayla turizmine ve dağ ve doğa yürüyüşlerine uygundur.
Kızılcahamam-Başköy Yaylası : Kızılcahamam ilçesine 45 km. uzaklıktadır. Çevresi çam
ormanlarıyla kaplı olan yayla haziran-ekim aylarında hayvan otlatmak amacıyla kullanılmakta
olup dağ ve doğa yürüyüşlerine elverişlidir.
Kızılcahamam-Salın (Maden) Yaylası : Kızılcahamam’a 35 km. uzaklıktadır. Yaylanın
çevresi çam ormanlarıyla kaplıdır. Yaylada hiçbir altyapı yoktur. Ancak su kaynakları boldur
ve su çeşmelerden sağlanmaktadır. Salın Yaylası yayla turizmi ve dağ ve doğa yürüyüşü için
elverişli olup, çadırlı kamping için uygun alanlar vardır.
104
4.5.5.5. Bisiklet Turizmi : Kirmir Çayı Vadisi, Ankara Çayı Vadisi, Eğriova ve Benli
Yaylaları, Karagöl, Mogan ve Eymir Gölü çevresi bisiklet turları yapmaya elverişli alanlardır.
4.5.5.6. Sportif Olta Balıkçılığı
Ankara il sınırları dahilinde yapılmakta olan balıkçılık akarsu, göl, baraj gölü ve gölet
balıkçılığı olmak üzere 4 grupta toplanabilir.
Akarsu Balıkçılığı: Kızılırmak, Sakarya nehirleri ile bunların kollan ve Kirmir Çayı'nda
yapılmaktadır. Bu su rezervuarlarında yaşayan belli başlı balık türleri; pullu sazan, kadife
balığı, gümüş balığı, tatlı su kefali, kara ba¬lık, çapak balığı, kerevit, yayın balığı, nadiren
yılan balığı, sudak ve turna balığıdır.
Göl Balıkçılığı: Mogan Gölü: Balık türleri; turna balığı, pullu sazan, kadife balığı, yayın
balığı, gümüş balığı ve kerevit Eymir Gölü: Balık türleri; turna balığı, pullu sazan, kadife
balığı, yayın balığı, gümüş balığı ve kerevit. Kara Göl: Balık türleri; göl alası ve sazan balığı.
Baraj Gölü Balıkçılığı: Sarıyar (Hasan Polatkan) Barajı: Balık türleri; yayın balığı, pullu
sazan, gümüş balığı, kadife ba¬lığı, çapak balığı, tatlı su kefali, kerevit ve az miktarda yılan
balığı.
Gökçekaya Barajı: Balık türleri; pullu sazan, yayın balığı, tatlı su kefali, gümüş balığı,
kadife balığı ve kerevit.
Asartepe Barajı: Balık türleri; aynalı sazan, pulu sazan ve tatlı su kefali
105
Hirfanlı Barajı: Balık türleri; pullu sazan, yayın balığı, tatlı su kefali, gümüş balığı, kadife
balı¬ğı ve kerevit.
Kesikköprü Barajı: Balık türleri; pullu sazan, yayın balığı, tatlı su kefali, gümüş balığı,
kadife balığı ve kerevit.
Çubuk I - II Barajı: Balık türleri; aynalı sazan, pullu sazan, tatlı su kefali ve gümüş balığı.
Avlanma tamamen yasaktır.
Kurtboğazı Barajı: Balık türleri; aynalı sazan, pullu sazan ve gümüş balığı. Avlanma
tamamen yasaktır.
106
Gölet Balıkçılığı: Üçbaş, Aşağı Karacaören, İğdir, Çeştepe, Karagüney (Kızılcahamam),
Kirazdibi (Ayaş), Avşar (Balâ), Kızılca (Çubuk), Güvenç (Yenimahalle) Dikilitaş (Haymana),
Danacı (Sulakyurt), Yüzüncüyü (Kızılcahamam), Demirtaş (Kalecik), Hacımusalı (Polatlı),
Akçaören (Kızılcahamam), Kösrelik (Çubuk), Karakaya (Polatlı), Çukurören II (Güdül),
Çamkoru (Çamlıdere), Kızık (Çubuk), Ilıca (Polatlı) ve Bucuk (Yenikent) Göletleri. Bu
göletler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca balıklandırma programı çerçeve¬sinde
balıklandırılmaktadır ve avlanma tamamen yasaktır.
4.5.5.7. Su sporları Turizmi
Rüzgar Sörfü :
Sarıyar Barajı ve Çamlıdere Baraj Gölü rüzgâr sörfü yapmaya elverişlidir.
Kürek
Eymir Gölü, Ankara Şehir Merkezi’ne 20 kilometre uzaklıkta, Gölbaşı İlçesi’ne bağlı, etrafı
tepelerle çevrili bir doğal göldür. Çevresi yaklaşık on bir kilometre olan göle Gölbaşı
üzerinden veya Oran Semti’nde yer alan TRT binasının yanındaki yoldan ulaşılabilir.
ODTÜ’ye ait olan gölde, çeşitli restoran ve bar gibi tesislerin yanı sıra Kürek Takımı
kullanımına ait olan Kayıkhane Tesisi de yer almaktadır. Doğal güzellikleri bakımından
Ankara’nın eşsiz bir köşesi olma özeliğinin yanında göçmen kuşların da göç yolu üzerindedir.
Etrafının tepelerle çevrili olması ve çevresine göre çukurda kalması sebebiyle kürek sporu
açısından son derece avantajlıdır.
107
4.5.5.8. Dağ ve Doğa Yürüyüşü
Nallıhan Doğa Yürüyüş Parkurları
Harita 6.Nallıhan Yürüyüş Parkurları
a.Kıztepe
Konumu: Nallıhan İlçesi'nin güneydoğusunda, İlçe merkezine 25 km. uzaklıktadır.
Nallıhan'dan D-140 Karayolu'nun 21. km'sinde, Atça Köyü'ne giden yolun 3. km. 'sinde
parkurun başlangıç noktasına ulaşılmaktadır.
108
Genel Özellikleri: Step özelliğindeki alan, jeolojik oluşumları ve jeomorfolojik yapısı ile öne
çıkmaktadır. Yakındaki kuş cenneti, görsel açıdan zengindir.
Yürüyüş Mesafesi: 7 km.
Yürüyüş Süresi: 5 saat.
Zorluk Derecesi: Orta zorlukta. Kıztepesi inişi, deneyimli kişilerce yapılabilir. Diğerlerinin,
zirve noktasından geriye dönerek parkuru tamamlaması tavsiye edilir. Rehber eşliğinde
yürünmesi tercih edilmelidir.
Uygun Mevsim: Açık havalarda Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim ayları. Yaz mevsiminde gölgelik
ve su bulunmadığı için, parkur yürüyüşe uygun değildir. Toprak yapısı, yağışlı havalarda çok
kaygandır.
Bitki Örtüsü: İç Anadolu stebi. Erozyonlu açık alanlar. Çalı ve otsu ekosistem hâkimdir. Çalı
ve Otsu Bitkiler: Dağ Muşmulası (Cotoneaster), Poruk (Genista), Hanımtuzluğu (Berberis),
Karaçalı (Paliurus spina-christi), Geven (Astragalus), Adaçayı (Salvia), Çobanyastığı
(Acantholimon), Emzik otu (Onosma), Civanperçemi (Achillea), Sütleğen (Euphorbia), Çiriş
(Asphodeline), Anadolu Kasidesi (Scutellaria), Kekik (Thymus), Brom Otu (Bromus).
109
Hayvanlar: Memeliler: Yabani Tavşan (Lepus europaeus), Kazık Sıçanı - Gelengi
(Spermophilus xanthaphyrmnus), Tilki (Vulpes vulpes), Körfare (Spalcvc leucodon), Yaban
Domuzu (Sus scrofa). Sürüngenler: Tosbağa (Testudo graeca), Tarla Kertenkelesi (Ophisops
elegans), Kara Yılan (Coluber (Dolichopis) jugularis). Kuşlar: Çe-kirgekuşu (Lanius
collurio), Saksağan (Pica pica), Cücekarga (Corvus monedula), Dağ Serçesi (Passer
montanus), Kaya Sıvacısı (Sitta neumayer).
Parkurda İçme Suyu: Yok.
İllere Uzaklığı: Ankara 135 km., İstanbul 325 km.
Harita 7. Kıztepesi Yürüyüş Parkuru
110
b. Sobran Köyü - Boğazınkaya
Konumu: Nallıhan İlçesi'nin doğusunda, İlçe merkezine 7 km. uzaklıktadır. Parkura, İlçe
merkezinin içinden ulaşılabilir. Sobran Köyü, Nallıhan'ın doğusundaki Çatalçam Tepe ve
Karabayır Tepe'nin doğu tarafındadır. Parkur başlangıç noktası köyün kuzey ucundadır.
Genel Özellikleri: Parkur, orman ve orman içi açıklıklardan geçmektedir. Yürüyüş boyunca
tırmanışlar, inişler vardır. Jeolojik oluşumlar ve zengin yaban hayatı görülür. Boğazınkaya'da bir
şelâle vardır. Yürüyüş, saat yönünün tersine bir daire çizilerek, başlangıç noktasında sona erer.
Yürüyüş Mesafesi: 13 km.
Yürüyüş Süresi: 8 saat.
Zorluk Derecesi: Orta zorlukta.
Uygun Mevsim: Dört mevsim.
Su Geçişi: Şelâle var.
Bitki Örtüsü: Genellikle ormanlık alan. Ağaçlar: Karaçam (Pimıs nigra), Ardıç türleri (Juniperus
oxycedrus, J. foetidissima, J. excelsa), Meşe (Çkıercus pubescens), Ahlat (Pyrus elaeagnifolia),
Çalı ve Otsu Bitkiler: Hanımtuzluğu (Berberis), Dağ Muşmulası (Cotoneaster), Alıç (Crataegus),
Kuşburnu (Rosa canına), Geven (Astragalus), Küre Çiçeği (Globularia), Düğün Çiçeği
(Ranunculus), Kekik (Thymus), Yabani Nane (Mentha), Unutmabeni (Myosotis), At Kuyruğu
(Equisetum), Orkide (Orchis).
111
Hayvanlar: Memeliler: Yabani Tavşan (Lepus europaeus), Tilki (Vulpes vulpes), Körfare (Spalcvc
leucodon), Yaban Domuzu (Sus scrofa), Anadolu Sincabı (Sciurus anomalus), Kirpi (Erinaceus
concolor). Sürüngenler: Tarla Kertenkelesi (Ophisops elegans), Kara Yılan (Coluber (Dolichopis)
jugularis). Kuşlar: Çam Baştankarası (Parus ater), Mavi Baştankarası (Parus caeruleus), Ala Karga
- Kestane Kargası (Garrulus glandarius), İspinoz (Fringilla coelebs), Büyük Alaca Ağaçkakan
(Dendrocopus majör). Böcekler: Özellikle Lepidoptera takım, Pieridae familyasından türler.
Parkurda İçme Suyu: Var.
İllere Uzaklığı: Ankara 170 km., İstanbul 310 km.
Harita 8. Sobran Köyü- Boğazınkaya
Yürüyüş Parkuru
112
c.Tekke Köyü -Alan Köyü (Ilıca Vadisi)
Konumu: Nallıhan'ın güneybatısında, Tekke Köyü ve Alan Köyü'nün doğusunda-dır. İlçe
merkezine 13 km. mesafededir. Parkura, Sarıcakaya'ya (Eskişehir) giden il yolundan gidilir.
Sarıcakaya yolunun yaklaşık 8. km.'sinde güneye ayrılan Tekke Köyü yolu ile parkur
başlangıç noktasına ulaşılmaktadır.
Genel Özellikleri: Parkur, yumuşak eğimli orman yolları, patikalar ve sırtları takip eden
orman ve orman içi açıklıklar niteliğindedir. Vadi tabanında dere boyunca yer yer su geçişleri
vardır. Dere yatağından yamaçlara doğru çıkıldığında çanak-çömlek parçaları görülebilir.
Bunların Geç Roma veya Bizans Dönemi'ne ait olduğu söylenebilir.
Yürüyüş Mesafesi: 10 km.
Yürüyüş Süresi: 7 saat.
Zorluk Derecesi: Kolay.
Uygun Mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar. Kış aylarında ancak profesyonel ekipler yürüyebilir.
Su Geçişi: Var. Küçük şelâleler
113
Bitki Örtüsü: Karaçam (Pinus nigra), ağaçlarının hâkim olduğu orman ekosistemi
niteliğindedir. Ağaçlar: Karaçam (Pinus nigra), Ardıç türleri (Juniperus oxycedrus, J.
foetidissima, J. excelsa), Meşe türleri (Quercus infectoria, Q. pubescens), Karakavak
(Populus nigra), Söğüt (Salbc), Beyaz Dut (Morus alba), Erik (Prunus), Armut (Pyrus),
Ceviz (Juglans regia). Çalı ve Otsu Bitkiler: Ilgın (Tamarix), Asma (Vitis vinifera), Kuşburnu
(Rosa canina), Hanımtuzluğu (Berberis). Nallıhan Akyıldızı (Ornithogalum), Geven
(Astragalus), Süsen (iris), Orkide (Orchis).
Hayvanlar: Memeliler: Yabani Tavşan (Lepus europaeus), Tilki (Vulpes vulpes), Körfare
(Spalax leucodon), Yaban Domuzu (Sus scrofa). Sürüngen: Tarla Kertenkelesi (Ophisops
elegans). Kuşlar: Çam Baştankarası (Parus ater), Mavi Baştankarası (Parus caeruleus),
Alakarga-Kestane Kargası (Garrulus glandarius), İspinoz (Fringilla coelebs), Büyük Alaca
Ağaçkakan (Dendrocopus majör).
Parkurda İçme Suyu: Var.
İllere Uzaklığı: Ankara 173 km., İstanbul 313 km.
114
Harita 9. Tekke Köyü-Alan Köyü (Ilıca Vadisi) Yürüyüş Parkuru
115
ç. Asarlık Tepe - Bozyaka Göleti
Konumu: Nallıhan'ın kuzeyindedir. İlçe merkezine 20 km. mesafededir. Bolu-Sakarya
yönünde, D-140 karayolunun yaklaşık 10. km'sinde doğuya ayrılan yolda, Güzelce, Kabaca
ve Danişment köylerine giden il yolu ile parkura ulaşılır. Danişment Köyü'ndeki cami
önünden yürüyüşe başlanır.
Genel Özellikleri: İlgi çekici jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri ile tabiat anıtı statüsündedir.
Orman içinden başlayan parkur, kayalık alanlar, tekrar orman içi ve göl kenarından devam
eder. Tarım alanları ve orman alanı geçilerek Sivriasarlık Tepe yamacına ulaşılır. Dik tırmanış
ve inişler vardır.
Yürüyüş Mesafesi: 7,5 km.
Yürüyüş Süresi: 5 saat.
Zorluk Derecesi: Orta - zor. Sivriasarlık Tepe'de zirve geçişi, deneyimli ekiplerce yapılabilir.
Uygun Mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar. Kış aylarında ancak profesyonel ekipler yürüyebilir.
Su Geçişi: Var. Gölet kıyısında yürüyüş.
Bitki Örtüsü: Orman ve yarı ormanlık alan. Ağaçlandırma alanı. Ağaçlar: Karaçam (Pirtus
nigra), Ardıç türleri (Juniperus oxycedrus, J. foetidissima, J. excelsa), Meşe türleri (Çkıercus
infectoria, Q.pubescens) gibi ağaçlar. Çalı ve Otsu Bitkiler: Kuşburnu (Rosa canına), Geven
(Astragalus), Dağ Muşmulası (Cotoneaster), Alıç (Crataegus), Geyik Dikeni (Crataegus
monogyna), Kan Damlası (Adonis), Arap Sümbülü (Muscari), Küre Çiçeği (Globularia),
Emzik otu (Onosma), Kekik (Thymus).
116
Hayvanlar: Memeliler: Yabani Tavşan (Lepus europaeus), Tilki (Vulpes vulpes), Yaban
Domuzu (5ks scrofa), Kızıl Geyik (Cervus elaphus). Sürüngen: Tarla Kertenkelesi (Ophisops
elegans). Kuşlar: Çam Baştankarası (Parus ater), Mavi Baştankarası (Parus caeruleus),
Büyük Alaca Ağaçkakan (Dendrocopus majör), Kaya Kırlangıcı (Hirundo (Ptyonoprogne)
rupestris), Kaya Sıvacısı (Sitta neumayer), Kızıl Şahin (Buteo rufinus), Beyaz Akbaba
(Neophron percnopterus), Eagle (Falco).
Parkurda İçme Suyu: Parkur başlangıcında var.
İllere Uzaklığı: Ankara 180 km., İstanbul 320 km.
117
Harita 10. Asarlık Tepe-Bozyaka Göleti Yürüyüş Parkuru
118
d. Beydili Kayası
Konumu: Parkurun başlangıç ve bitiş noktası, Nallıhan'ın batısındaki Beydili Kö-yü'ndedir ve
İlçe merkezine 35 km. mesafededir. Parkur başlangıcına, Eskişehir yönüne giden Sarıcakaya
yolunun yaklaşık 16. km'sindeki Beydili yol ayrımından ulaşılmaktadır.
Genel Özellikleri: Topoğrafık yapısı ilginç olan parkurda, geniş alanları gören seyir noktaları
ve arkeolojik kalıntılar vardır. Zirve noktasına kadar tırmanıldıktan sonra, inilerek parkur
tamamlanmaktadır. Parkurda, Bizans dönemine ait sur duvarı, yapılar ve mezar kalıntıları da
görülmektedir.
Yürüyüş Mesafesi: 5 km.
Yürüyüş Süresi: 4,5 saat.
Zorluk Derecesi: Orta - kolay.
Uygun Mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar. Kış aylarında ancak profesyonel ekipler yürüyebilir.
Su Geçişi: Yok.
Bitki Örtüsü: Ağaçlar: Karaçam (Pinus nigra), Meşe türleri (Çkıercus pubescens, Q. robur, Q.
petraea, Q. infectoria, Q. cerris), Ardıç türleri (Juniperus oxycedrus, J. foetidissima, J.
excelsa), Çitlenbik (Celtis australis), Ihlamur (Tilki), Beyaz Dut (Morus alba), İncir (Ficus
carica), Üvez-Öküzgötü (Sorbus torminalis). Çalı ve Otsu Bitkiler: Kuşburnu (Rosa canına),
Karaçalı (Paliurus spina-christi), Dağ Muşmulası (Cotoneaster), Geyik Dikeni (Crataegus
monogyna), Deme Yapraklı Laden (Cistus laurifolius), Hanımeli (Lonicera), Burçak
(Lathyms), Deniz Üzümü (Ephedra majör), Menengiç (Pistacia terebinthus), Sarı Yasemin
(Jasminum), Kaya Koruğu (Sedum), Arap Sümbülü (Muscari), Nallıhan Akyıldızı
(Ornithogalum), Süsen (iris), Yabani Soğan (Allium), Sığır Kuyruğu (Verbascum).
119
Hayvanlar: Memeliler: Yaban Domuzu (Sus scrofa), Kızıl Geyik (Cervus elaphus), Çakal
(Canis aureus), Tilki (Vulpes vulpes), Ağaç Sansarı (Martes martes), Kaya Sansarı (Martes
foind), Gelincik (Mustela nivalis), Boz Ayı (Ursus arctos). Kuşlar: Kızılşahin (Buteo rufinus),
Kartal (Falco).
Parkurda İçme Suyu: Parkur başlangıcında var.
İllere Uzaklığı: Ankara 200 km., İstanbul 340 km.
Harita 11. Beydili Kayası yürüyüş Parkuru
120
e. Andız Dağı - Andız Yaylası
Konumu: Bu parkur, Nallıhan'ın batısındaki Beydili Köyü'nün kuzeybatısındadır. İlçe
merkezine uzaklığı 28 km'dir. Parkurun başlangıç noktası, Beydili Köyü'nün yaklaşık 7 km.
doğusundaki Demirköy kavşağındadır. Başlangıç noktasına, Sarıca-kaya'ya (Eskişehir) giden
yolun 16. km'sinde kuzeye giden yol ayranından, Beydili Köyü'ne varmadan Demirköy
kavşağından ulaşılır. Kavşak
noktası, parkurun başlangıç
noktasıdır.
Genel Özellikleri: Parkurdaki
orman
alanlar,
jeolojik
oluşumlar, yaşlı ağaçlar, yaylalar ilgi çekicidir. Zirvelerde
seyir noktaları vardır. Parkur,
orman yollarını, tarla yollarını
ve belirgin
patikaları takip
etmektedir.
Yürüyüş Mesafesi: 12 km.
Yürüyüş Süresi: 7 saat.
Zorluk Derecesi: Kolay.
Uygun Mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar. Kış aylarında ancak profesyonel ekipler yürüyebilir.
Su Geçişi: Yok.
Bitki Örtüsü: Ormanlık alan. Ağaçlar: Karaçam (Pimıs nigra), Meşe türleri (Çkıercus
pubescens, Q. robur, Q. petraea, Q. infectoria, Q. cerris), Ardıç türleri (Juniperus oxycedrus,
J. foetidissima, J. excelsa), Ihlamur (Tilia), Fındık (Corylus), Ova Akçaağacı (Acer
campestre), Ahlat (Pyrus elaeagnifolia), Erik (Prunus), Üvez- Öküzgötü (Sorbus torminalis).
Çalı ve Otsu Bitkiler: Kuşburnu (Rosa canına), Karaçalı (Paliurus spina-christi), Dağ
Muşmulası (Cotoneaster), Hanımeli (Lonicera), Alıç (Crataegus), Arap Sümbülü (Muscari),
121
Geven (Astragalus), Çobanyastığı (Acantholimon), Adaçayı (Salvia), Kekik (Thymus), Emzik
Otu (Onosma), Poruk (Genista), Mine (Veronica).
Hayvanlar: Memeliler: Yaban Domuzu (Sus scrofa), Kızıl Geyik (Cervus elaphus), Çakal
(Canis aureus), Tilki (Vulpes vulpes), Ağaç Sansarı (Martes martes), Kaya Sansarı (Martes
foina), Gelincik (Mustela nivalis), Boz Ayı (Ursus arctos).
Parkurda İçme Suyu: Var.
İllere Uzaklığı: Ankara 200 km., İstanbul 340 km.
Harita 12. Andız Dağı – Andız Yaylası Yürüyüş Parkuru
122
f. Bozarmut Yaylası -Aksu Köyü
Konumu: Parkur, Nallıhan'ın hemen batısındadır. İlçe merkezine uzaklığı, parkur başlangıç
noktasına göre; Aşağı Bağlıca Köyü'nden 7 km., Yukarı Bağlıca Köyü'nden 6 km'dir.
Nallıhan'dan Sarıcakaya'ya (Eskişehir) giden il yolunda yaklaşık 3,5 km. gittikten sonra,
kuzeye ayrılan Aşağı Bağlıca ve Yukarı Bağlıca köy yollarından parkura ulaşılmaktadır.
Genel Özellikleri: İki alternatifli başlangıç noktası vardır. Birinci alternatifte, Yukarı Bağlıca
Köyü'nün hemen dışından başlayan ve orman yolunu takip eden güzergâhtır. Diğer
alternatifte, Aşağı Bağlıca Köyü'nden başlayan güzergâh, orman ve orman içi yolu takip
etmektedir. Parkur üzerinde küçük çaplı tarihî orman içi yerleşimleri ve buralara ait nekropol
alanları görülür. Buraların Bizans Dönemi'ne ait olduğu tahmin edilmektedir.
Yürüyüş Mesafesi: 10 km.
Yürüyüş Süresi: 6,5 saat.
Zorluk Derecesi: Kolay.
Uygun Mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar. Kış aylarında ancak profesyonel ekipler yürüyebilir.
Su Geçişi: Yok.
Bitki Örtüsü: Ormanlık alan. Ağaçlar: Karaçam (Pinus nigra), Meşe türleri (Çkıercus
pubescens, Q. robur, Q. petraea, Q. infectoria, Q. cerris), Ardıç türleri(Juniperus oxycedrus,
J. foetidissima, J. excelsa), Fındık (Corylus), Ihlamur (Tilki), Ahlat (Pyrus elaeagnifolia),
Karakavak (Populus nigra), Ak Söğüt (Salvc alba), Titrek Kavak (Populus tremula), ÜvezÖküzgötü (Sorbus torminalis), Yabani Elma (Malus), Yabani Erik (Prunus). Çalı ve Otsu
Bitkiler: Ayı Gülü (Paeonia peregrina), Dağ Muşmulası (Cotoneaster), Ateş Dikeni
(Pyracantha), Alıç (Crataegus), Patlangaç (Colutea), Kartopu (Viburnum), Mürver
(Sambucus), Dönbaba (Erodium), Turnagagası (Geranium), Sarı Kantaron (Hypericum), Ökse
Otu (Viscum), Adaçayı (Salvia), Yapraklı Kaside (Scutellaria), Loğusa Otu (Aristolochia).
Hayvanlar: Memeliler: Ayı (Ursus arctos), Çakal (Canis aureus), Kurt (Canis lupus), Kızıl
Geyik (Cervus elaphus), Yaban Domuzu (Sus scrofa).
123
Parkurda İçme Suyu: Var.
İllere Uzaklığı: Ankara 170 km., İstanbul 310 km.
Harita 13. Bozarmut Yaylası Aksu Köyü Yürüyüş Parkuru
124
g. Döğmeci Köyü - Aydoğmuş Köyü
Konumu: Parkur, Nallıhan'ın kuzeybatısındadır. İlçe merkezine uzaklığı 28 km'dir Parkurun
başlangıç noktası, Döğmeci Köyü'nün girişindeki su deposunun yanında, orman içine giren
yol ağandadır. Bu noktaya, İlçe merkezinden kuzeye giden D-140 karayolunun yaklaşık 5.
km.'sinde batıya dönen ve Yakapmar, Çulhalar, Aydoğmuş, Döğmeci köylerine giden asfalt
karayolu ile ulaşılır.
Genel Özellikleri: Yürüyüş parkuru, orman ve orman içi açıklıklardan geçer. Özellikle
başlangıç noktasında meşe ormanları ve yaşlı karaçam ormanları özellik gösterir. Döğmeci
Köyü'nün 1,5 km. kadar güneydoğusundaki Yapraklı Berber Pınarı mevkiinde bulunan 830
yaşındaki Karaçam ve Erenler mevkiinde bulunan 350 yaşındaki karaçam, anıt ağaç
statüsündedir. Eskiden tarım alanı olarak kullanılan yerler, orman açıklıklarına dönüşmüştür.
Son kesimler hariç, parkurun hemen her yerinde lavlar, bazalt ve bazaltik andezitler
görülmektedir.
Yürüyüş Mesafesi: 10 km.
Yürüyüş Süresi: 6,5 saat.
Zorluk Derecesi: Kolay.
Uygun Mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar.
Kış aylarında ancak profesyonel ekipler yürüyebilir.
Su Geçişi: Yok.
Bitki Örtüsü: Ağaçlar: Karaçam (Pimıs nigra), Meşe türleri (Çhıercuspubescens, Q. robur, Q.
petraea, Q. infectoria, Q. cerris), Ardıç türleri (Juniperus oxycedrus, J.
foetidissima, J. excelsa), Titrek Kavak (Populus tremula), Üvez-Öküzgötü (Sorbus
torminalis), Fındık (Corylus). Çalı ve Otsu Bitkiler: Hanımtuzluğu (Berberis), Hanımeli
(Lonicera), Geven (Astragalus), Çobanyastığı (Acantholimon), Poruk (Genista), Sarı Burçak
125
(Lathyms), Unutmabeni (Myosotis), Mine (Veronica), Ballıbaba (Lamium), Sığırkuyruğu
(Verbascum).
Hayvanlar: Memeliler: Kızıl Geyik (Cervus elaphus), Yaban Domuzu (Sus scrofa), Tilki
(Vulpes vulpes), Çakal (Canis aureus), Boz Ayı (Ursus arctos). Kuşlar: Üveyik (Streptopelia
turtur), Büyük Alaca Ağaçkakan (Dendrocopus majör), Altın Tavuk-çuk (Regulus regulus),
Çam Baştankarası (Parus ater), Ala Karga-Kestane Kargası (Garrulus glandarius), İspinoz
(Fringilla coelebs).
Parkurda İçme Suyu: Başlangıç noktasında var.
İllere Uzaklığı: Ankara 190 km., İstanbul 318 km.
Harita14. Döğmeci Köyü- Aydoğmuş Köyü Yürüyüş Parkuru
126
ğ. Sarıçalı Dağı
Konumu: Parkur, Nallıhan'ın kuzey-kuzeybatısındadır. Başlangıç noktası, Çulhalar Köyü'nün
içidir. İlçe merkezine uzaklığı, 20 km.'dir. İlçe merkezinden kuzeye giden D-140
Karayolunun yaklaşık 5. km'sinde batıya dönen ve Yakapmar, Çulhalar, Aydoğmuş, Döğmeci
köylerine giden asfalt karayolu ile parkura ulaşılır.
Genel Özellikleri: Sarıçalı Dağı, 1750 m. yüksekliği ile Nallıhan'ın en yüksek noktasıdır.
Dağın sarp jeomorfolojik yapısı ile jeolojik oluşumlar, yaşlı ormanlar, çok sayıdaki anıt
ağaçlar ve Uyuzsuyu Şelâlesi, ilgi çekici noktalardır. 1071 yaşındaki anıt Karaçam, bu
parkurdadır. Şelâle'nin bulunduğu yer, doğal park alanı olarak düzenlenmiştir. Parkurda, iki
farklı kayaç grubu görülür. Sarıçalı Dağı, beyaz krem, gri ve pembemsi renklerde kireç
taşlarından oluşmuştur.
Yürüyüş Mesafesi: 9,5 km.
Yürüyüş Süresi: 7 saat.
Zorluk Derecesi: Orta - zor.
Uygun Mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar. Kış aylarında ancak profesyonel ekipler yürüyebilir.
Su Geçişi: Yok.
Bitki Örtüsü: Ormanlık alan. Ağaçlar: Meşe türleri (Quercus pubescens, Q. macrantera, Q.
robur, Q. petraea, Q. infectoria, Q. cerris), Ardıç türleri (Juniperus oxycedrus, J. foetidissima),
Karaçam (Pinus nigra), Fındık (Corylus), Akçaağaç (Acer). Çalı ve Otsu Bitkiler: Adi Ardıç
(Juniperus communis), Ayı Gülü (Paeonia peregrina), Yabani Gül (Rosa canına), Cehri
(Rhamnus), Geven (Astragalus), Çobanyastığı (Acantholimon), Korunga (Onobrychis),
Dönbaba (Erodium), Lale (Tulipa), Eğrelti (Dryopteris filix-mas), Nallıhan Akyıldızı
(Ornithogalum), Oğul Otu (Metissa), Taşkıran (Scvcifraga), Kaya Koruğu (Sedum), Mührü
Süleyman (Pofygonatum), Orkide (Orchis).
127
Hayvanlar: Memeliler: Yabani Tavşan (Lepus europaeus), Yaban Domuzu (Sus scrofa), Kızıl
Geyik (Cervus elaphus), Gelengi (Spermophilus xanthaphyrmnus), Kaya Sansarı (Martes
foina), Boz Ayı (Ursus arctos). Sürüngenler: Tarla Kertenkelesi (Ophisops elegans), Tosbağa
(Testudo graeca). Kuşlar: Karakarga (Corvus corcvc), Dağ Serçesi (Passer montanus), Kiraz
Kuşu (Emberiza hortulana).
Parkurda İçme Suyu: Parkur başlangıç ve bitiş noktasında var. İllere Uzaklığı: Ankara 185
km., İstanbul 310 km.
Harita15. Sarıçalı Dağı Yürüyüş Parkuru
128
h. Çulhalar Koyu - Karacasu Koyu
Konumu: Parkur Nallıhan'ın kuzey-kuzeybatısındadır. Başlangıç noktası, Çulhalar Köyü'nün
içidir. İlçe merkezine uzaklığı 20 km'dir. İlçe merkezinden kuzeye giden D-140 karayolunun
yaklaşık 5. km'sinde batıya dönen ve Yakapmar, Çulhalar, Aydoğmuş, Döğmeci köylerine
giden asfalt karayolu ile parkura ulaşılır.
Genel Özellikleri: Parkur, iki etaplı olarak düşünülmelidir. 1. etap, Çulhalar Kö-yü'nden
Uyuzsuyu Şelâlesi'ne kadar olan kesimdir. Orman içinden geçen yol ve patikaları takip
etmektedir. 2. etap, Şelâle'nin olduğu noktada Uzundere Vâdisi'ne inerek, dere kenarından
vadi boyunca Karacasu Köyü'ne ulaşmaktadır. Bu etapta, sık su geçişleri vardır. Bu sebeple,
yürüyüşçülerin yedek malzeme bulundurmaları tavsiye edilmektedir. Parkurun bitiş noktası
olan Karacasu Köyü'nde yeme-içme ve konaklama imkânı bulunmaktadır.
Yürüyüş Mesafesi: 7 km.
Yürüyüş Süresi: 3,5 saat.
Zorluk Derecesi: Kolay.
Uygun Mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar. Kış aylarında ancak profesyonel ekipler yürüyebilir.
Su Geçişi: Var.
Bitki Örtüsü: Ormanlık alan. Ağaçlar: Meşe türleri (Çkıercus pubescens, Q. robur, Çkıercus
infectoria, Çkıercus cerris), Ardıç türleri (Juniperus oxycedrus, J. foetidissima), Karaçam
(Pinus nigra), Ak Söğüt (Salvc alba), Keçi Söğütü (Salix caprea), Karakavak (Populus nigra),
Üvez-Öküzgötü (Sorbus torminalis), Ihlamur (Tilia). Çalı ve Otsu Bitkiler: Dağ Muşmulası
(Cotoneaster), Ateş Dikeni (Pyracantha coccinea), Alıç (Crataegus), Patlangaç (Colutea),
Hanımeli (Lonicera), Küre Çiçeği (Globularia), Mayasıl Otu (Ajuga), Fesçi Tarağı
(Dipsacus), Civanperçemi (Achillea), Adaçayı (Salvia), Kaside (Scutellaria), Yabani Nane
(Mentha), At Kuyruğu (Equisetum), Duvar Sarmaşığı (Hedera helix), Eğrelti (Dryopteris
fılix-mas), Öksürük Otu (Tussilago farfara), Kekik (Thymus), Çan Çiçeği (Campanula).
Hayvanlar: Memeliler: Kirpi (Erinaceus concolor), Sivriburunlu Bahçefaresi (Crocidura
Suaveolens), Tilki (Vulpes vulpes), Gelincik (Mustela nivalis), Yaban Kedisi (Fetiş
stivestris), Yaban Domuzu (Sus scrofa), Boz Ayı (Ursus arctos). İki Yaşamlı: Ova Kurbağası
(Pelophylax Ridibundus). Sürüngenler: İnce Kertenkele (Ablepharus kitaibeli), Yarısucul
129
Yılan (Natrix natrvc), Benekli Kaplumbağa (Emys orbicularis). Kuşlar: Sığırcık (Sturnus
vulgaris), Dağ Serçesi (Passer montanus), Florya (Carduelis chloris), Saka (Carduetis
carduelis), Karabaş Kirazkuşu (Emberiza melanocephala), Çulhakuşu (Remiz pendutinus),
Sarıasma (Oriolus oriolus), Çekirgekuşu (Lanius collurio).
Parkurda İçme Suyu: Parkur başlangıç ve bitiş noktasında var.
İllere Uzaklığı: Ankara 185 km., İstanbul 310 km.
Harita 16.Çulhalar Köyü-Karacasu Köyü Yürüyüş Parkuru
130
Kızılcahamam Doğa Yürüyüş Parkurları
a.Işık Dağı Karagöl
Yürüyüş yolu 2034 m yüksekliğinde ki Işık Dağı’nın zirvesinden başlayacak.
Kızılcahamam’ın en yüksek tepelerinden biri olan Işık Dağı’ndan etrafı kuş bakışı izledikten
sonra, oldukça dik bir yamaçta bazen orman içinde, bazen açık alanda yürüyerek doğa
harikası Karagöl’e ulaşılır.
b.Karagöl- Şelale- Köseler -Mah
Karagöl’den yamaç aşağı orman içinde ilerleyerek Sohu Deresi’ne oradan şelaleye ulaşılır.
Şelale’nin sağ yamacından yükselerek tekrar dereye inilir. Yürüyüş yolu sonuna yakın sebze ve
meyve bahçelerinden sonra Köseler Mahallesi’ne gelinir. Şelale’den sonra tırmanılan dik
yamaç dışında kolaylıkla yürünecek bir yürüyüş yoludur.
c. Saraycık Köyü - Mahkemeağacı Köyü (6Km)
Saraycık Köyü yakınlarında yol yarmasında ilginç jeolojik oluşumlardan kıvrımları gördükten
sonra başlayacak olan yürüyüş Matlar Sırtında devam edecektir. Orman içi tatlı bir eğimle
süren yürüyüşte Peri Bacaları benzeri aşınımlar görülerek Kayaarkası Deresi’ne inilecektir.
Giderek daralan vadide şelalelere ulaşılacak ve daha sonra Mahkemeağacı İnleri’ne
gelinecektir. Sağ yamaçta kalan bu oyuntular erken Hıristiyanlık dönemine aittir. Daha sonra
Mahkeme ağacı Köyü’nde 8. yüzyılda yapılmış kiliseleri görebilirsiniz.
d. Fosil Ağaç - Kızılcahamam Lalesi - Karaakbaba (Soğuksu Milli Parkı) (9Km)
Kızılcahamam’da kır kahvaltısından sonra Fosil Ağaç’lara araçla gelinir. Ender doğal
oluşumlardan olan ağaç fosilleri görüldükten sonra Göllü Gölü’ne ulaşılır. Bu noktadan
başlayacak olan yürüyüş sırasında her an üzerinizde uçan bir Karaakbaba görebilirsiniz. Birkaç
kilometre sonra yalnızca Mart sonu Nisan başı arasında 15-20 gün görülebilen endemik
Kızılcahamam Lalelerinden sonra giderek artan bir eğimle yürüyüş milli park girişinde sona
erecektir.
e. Süleler Köprüsü - Akyar Barajı (12 Km)
Süleler köprüsünden başlayan yürüyüş Berçin Çayı boyunca ilerleyerek tatlı bir eğimle Üyücek
Köyüne ulaşır.
Akyar Baraj Gölü’nün başlangıç noktasından göl manzarası izlenerek Karaağaç Köyü’ne
gelinir. Burada Baraj Köyü başlangıcına yatay yoldan ulaşılır. Sağlıklı her yaşta insanın
katılabileceği bir yürüyüş yoludur.
f. Fosiller - Saklı Kapadokya (Kavaközü Köyü) (5,5 Km)
Beşkonak Köyü’nü geçince sola Kerimler Mahallesi’ne ayrılan yolun kenarında fosil
arandıktan sonra yürüyüş başlayacaktır. Kil, silt taşları arasında fosil bulmak oldukça
eğlendirici olacaktır. Kerimler Mahallesi’nden sonra sola ayrılan patika yoldan ilerleyerek
131
Saklı Kapadokya’nın üst bölümüne oradan yamaç aşağı indikten sonra, dar bir geçitten Mini
Kapadokya’ya ulaşılacaktır. Aşınarak oluşan bu güzellikler insanları büyüleyecektir.
g. Emekli Dede Tepe Salın Mağarası (8 Km)
Ortaköy’den Etkestik Pınarı’na araçla gelinecek, bir kır kahvaltısından sonra Emekli Dede
Tepe’ye tırmanılacaktır. Zirveden zirveye geçilerek Burçak Deresi’ne inilecek. Mandıranın
yakınında ki Salın Mağara’sı doğal bir mağara olup içinde az da olsa sarkıt, dikit ve damlataş
havuzunu görebileceksiniz. El fenerlerinizi unutmayın.
ğ. Eğrekkaya Barajı Doğusu Sarayköy Hamam Çayı (9 Km)
Eğrekkaya Barajı’nın güzel görüntüsü eşliğinde kır kahvaltısından sonra başlayan yürüyüşle
Sarayköy’e gelinecek. Selçuklu döneminde yapışmış Pazar yeri gezilecek, köyden patikaya
çıkılacak. Çiçekler, küçük şelaleler arasından tırmanarak Eğrekkaya Baraj Gölü en yüksek
noktadan görülebilecek. Yürüyüş devamında orman içinden Hamam Çayı’na inilecektir.
h.Kınık Köyü Tahtalar Köyü (4,5 Km)
ı.Tahtalar Köyü- Alicin Manastırı (8 Km )
i. Aşağı Höyük Göleti (Kurumcu Köyü) Alicin Manastrı (12 Km)
j. Pazar-Kurtboğazı Barajı (13 Km)
k. Eğrekkaya Barajı Doğusu-Sarayköy-Hamam Çayı (9 Km)
l.Eğrekkaya Barajı Batısı Kızılcaören (7 Km)
m.Yıldırım Demirciler Köyü - Balcılar Köyü (8 km)
n.Çamadar Köyü Balcılar Köyü (6 Km)
o.Merdivenliin Semeler Köyü (9 Km)
Diğer Doğa Yürüyüş Parkurları
Kirmir Çayı Vadisi : Vadi, Güdül’ün doğu ve batısında toplam 30 km’lik bir doğa yürüyüşü
parkuru oluşturmaktadır.
Pazar Çayı Vadisi : Gerek jeolojik oluşumu, gerekse bitki örtüsü bakımından zengin
değerlere sahip olup vadi doğa yürüyüşlerine elverişlidir.
İlhan Çayı Ağan Vadisi : Zengin bitki örtüsü ve peyzaj özellikleri 22 km’lik gezi parkuru
çevresinde güzel bir doğa oluşturmaktadır.
Çubuk Çayı Vadisi : Dar bir vadi olup, yer yer boğaz biçimindeki oluşumları ve zengin bitki
dokusuyla kısa doğa yürüyüşleri için uygundur.
İnönü Vadisi : İki tarafı dik kayalık ve balık sırtı gibi yükselen vadi tabanında, çok dar bir
alanda, zengin bitki örtüsü ve meyve bahçeleri içinde bağ evi niteliğinde kırsal yerleşme
132
bulunmaktadır. Aynı zamanda tarihi kaynak niteliğinde olan İnönü Vadisi, doğa yürüyüşleri
için elverişlidir.
Mogan ve Eymir Gölleri : Su unsuru, görsel nitelikler, bitki örtüsü ve yaban hayatı varlığıyla
doğa yürüyüşü için elverişli alanlardır.
Çubuk Barajı : Baraj gölü ve çevresi doğa yürüyüşüne elverişlidir.
Eğriova Yaylası : Çok zengin çam ormanlarıyla kaplı olan ve Ankara’nın en güzel
yaylalarından biri olan Eğriova Yaylası, doğa yürüyüşü yapmaya çok elverişlidir.
Benli Yaylası : Çok zengin çam ormanlarıyla kaplı olan Benli Yaylası dağ-doğa yürüyüşü
yapmaya çok elverişlidir.
Soğuksu Milli Parkı :Kızılcahamam’ı çevreleyen ormanların flora yönünden step ile orman
zonu arasında bir geçit teşkil etmesi nedeniyle ekolojik ve biyolojik çeşitlilik bakımından ayrı
bir özellik taşıyan Soğuksu Milli Parkı doğa yürüyüşü yapmaya çok elverişlidir.
4.5.5.9. Atlı Doğa Yürüyüşü : Kızılcahamam-Karacaören köyünde atlı doğa yürüyüşü
yapılmakta olup Karaşar-Eğriova Yaylaları ve Çamlıdere-Benli yaylaları da potansiyel
taşımaktadır.
4.5.5.10. Mağara Turizmi
Bizans Dönemi Mağaraları: Güdül ilçesi, Kirmir Çayı kenarında İnönü mevkiinde
bulunmaktadır. Bu tarihi yerüstü mağaralarının Bizanslılar döneminden kaldığı tahmin
edilmektedir. Dağın içini oymak suretiyle yapılan bu mağaralarda, merdivenlerle kat kat
yukarılara çıkılmaktadır. İç Anadolu'daki Ürgüp-Göreme mağaralarına benzerlik
göstermektedir. Aynı zamanda burası, merkezi bir yerdeki kilisesi ile bir köy topluluğunu
andırmaktadır. Kirmir Çayı’nın zamanla altını oyduğu dağın parçalanmasıyla yukarı katlara
çıkan merdivenlerin bazıları, açıkta kalmış tarihi bir görünüm arz etmektedir.
Tuluntaş Mağarası : Ankara'ya 15 km. uzaklıkta Gölbaşı ilçesindedir. İncek, Hacılar ve
Tuluntaş köyleri arasındaki Karayatak Tepe mevkiinde bulunmaktadır. Uzunluğu 5 km.,
genişliği 1-1.5 km., yüksekliği 30-40 m. olan büyük bir kireç taşı bloğunun içinde, kimyasal
erimeler sonucunda oluşan mağarada görülmeye değer dikit, sarkıt ve sütunlar bulunmaktadır.
4.5.5.11. Kamp ve Karavan Turizmi
Ülkemiz, günübirlik dinlenme, eğlenme ve piknik amaçlı kullanımların yanı sıra, çadır ve
karavanlı kamp yapma olanağına sahip, pek çok doğal alanlara sahiptir. Gözlerden uzak doğa
ile baş başa vakit geçirmek isteyen insanlar için oldukça büyük imkanlar sunmaktadır
(Akpınar, Bulut, 2010).
Soğuksu Milli Parkı : Günübirlik 8000 ziyaretçinin gereksinimini karşılayacak donanım
(piknik masası, piknik ocağı, çöp bidonu, çeşme, tuvalet ve yağmur sığınakları)
133
bulunmaktadır. Günübirlik dinlenme ve piknik amaçlı kullanımların yanı sıra çadır ve
karavanlı kamp yapma olanağı da mevcuttur.
Çubuk-Karagöl: Günübirlik dinlenme piknik yapma ve çadır kamping gibi kullanımlara
açık bir alandır.
Bayındır Barajı : Barajda kamp-karavan alanı olarak düzenlenen 2 ha’lık alandaki tesis
binasında duş, çeşme, çamaşır yıkama yeri, WC ve telefon kabini bulunmaktadır. Kamp
alanını her yıl ortalama 1000-2000 kişi kullanmaktadır.
Eğriova Yaylası : Çadırlı kamping yapılmaktadır.
Benli Yaylası : Çadırlı kamping açısından Ankara’nın önemli potansiyel alanlarından biridir.
4.5.5.12 Kuş Gözetleme (Ornitoloji)
Kuş gözlemleme ülkemizde az sayıda insan tarafından bilinmesine rağmen Avrupa ve
Kuzey Amerika’da çok yaygındır. ICBP (Uluslararası Kuş koruma Konseyi), OSME (Orta
Doğu Ornitoloji Topluluğu), IWRB (Uluslararası Su Kuşları ve Islak Alanlar Araştırma
134
Bürosu), RSBP (Royal Kuş Koruma Topluluğu) gibi kuş gözlemciliğinde önde gelen pek çok
profesyonel organizasyon, Avrupa, Asya ve Afrika’da doğal habitatları içinde kuşları
gözleyip, bölgelerin kuş toplumlarını ve belli kuş türlerini araştırırlar. Bunların dışında pek
çok amatör kuş gözlem toplulukları da doğal ortamda yaban hayatını izlemektedirler
(Akpınar, Bulut, 2010).
Farklı 466 kuş türünün bulunduğu Türkiye, üreyen kuşlar açısından Avrupa’nın en
zengin ülkesi konumundadır. Farklı habitatların egemen olması, konumu itibari ile kuş göç
yolları üzerinde bulunması, sulak alanların zenginliği Türkiye’de kuş çeşitliliğinin yüksek
olmasının sebeplerindendir. Bu zenginlik, Türkiye’de kuş gözlemciliğinin; dolayısıyla
dünyada öne çıkan alternatif turizm dallarından kuş gözlem turizminin gelişmesine olanak
sağlamaktadır (Akpınar, Bulut, 2010).
Çöl Gölü : Bâlâ ve Haymana ilçesi sınırları içerisindedir. Ankara’nın 7 km. güneyindeki
küçük bir kapalı havza içinde yer alan (çalıkdüzü) 1500 ha’lık tuzlu ve sığ bir göldür. Göl
küçük derelerle beslenir. Büyük cılıbıt alanda üremektedir. Sakarca, angıt ve çamuran dahil
büyük sayıda su kuşu gölde kışlar. Flamingo, dikkuyruk ve uzunbacak genelde üreme sonrası
dönemde gölde gözükür. Bölgede üreyen diğer kuşlar arasında yeşilbaş, uzunbacak, kılıçgaga,
akçacılıbıt ve kızkuşu vardır.
Mogan Gölü : Gölbaşı ilçesi sınırları içerisindedir. Ankara’nın 20 km. güneyinde bir tatlı su
gölüdür. Göl başta Yavrucak Deresi olmak üzere çok sayıda küçük dereyle beslenmektedir.
Alan; alaca balıkçıl, macar ördeği, pasbaş patka ve dikkuyruğun üreyen popülasyonları ile
önemli kuş alanı statüsü kazanır. Sonbahar sonunda ve ilkbahar öncesinde aralarında macar
ördeği, pasbaş patka ve sakarmekenin de bulunduğu çok sayıda su kuşu gözlenir. Alanda
üreyen diğer türler arasında, küçük batağan, bahri, kızılboyunlu batağan, kara boyunlu
batağan, küçük balaban, boz ördek, yeşilbaş, saz delicesi, sakarmeke ve uzunbacak sayılabilir.
Alan aynı zamanda özel çevre koruma bölgesidir.
Kızılcahamam Ormanları (Soğuksu Milli Parkı) : Çamlıdere ve Kızılcahamam ilçelerini
kapsar. Çıplak İç Anadolu Platosu’nun kuzey ucunda yer alan ormanlık ve dağlık bir bölgedir.
Bölgede milli park dışında kalan alanlarda kısıtlı ormancılık yapılmaktadır. Kara leylek,
sakallı akbaba, küçük akbaba, kızıl akbaba, kara akbaba ve küçük kartalın üreyen
popülasyonları ile önemli kuş alanı statüsü kazanır.
Kavaklı Dağı : Güdül ve Dörtdivan ilçelerini kapsar. Alandaki kara akbaba üreme sahası,
Sakarya Nehri’nin kollarından olan Kirmir Çayı’na akan Süvari Deresi’nin oluşturduğu 10
km. uzunluğunda bir vadidir. Alanda kara akbaba üremektedir.
135
İnözü Vadisi : Beypazarı ilçesi sınırları içerisindedir. Beypazarı’nın kuzeyinde yüksekliği
100 m’ye ulaşan bir vadidir. Kayalıklarda yuva yapan karaleylek, bıyıklı doğan popülasyonu
ile önemli kuş alanı statüsü kazanır. Vadide üreyen diğer kuşlar arasında, küçük akbaba ve
kuzgun sıralanabilir.
Beynam Ormanı : Kuluçkaya yatan iki çift şah kartal ile önemli kuş alanları statüsü kazanır.
Sarıyar Barajı ( Nallıhan-Davutoğlan Kuş Cenneti) : Beypazarı, Nallıhan ve Mihalıçcık
ilçelerini kapsar. Sarıyar Baraj Gölü’ne akan akarsuların ağızlarındaki sulak alanları ve gölün
kuzeyindeki kayacıkları içine alır. Bölgede kuluçkaya yatan önemli türler arasında gece
balıkçılı, karaleylek, küçük akbaba, bıyıklı doğan sayılabilir. Göç sırasında ise çok sayıda
leylek ve angıt için konaklama noktasıdır. Küçük akbalıkçıl, gri balıkçıl, gece balıkçılı aynı
kolonide kuluçkaya yatar. Kara çaylak ve gökdoğan ürer. Bölgede arada sırada gözlemlenen
ak kuyruklu kartal büyük olasılıkla yakın çevrede üremektedir.
4.5.5.13 Botanik Turizmi (Bitki İnceleme )
İklim koşulları ve arazi yapısı Ankara çevresinde iki ayrı bitki topluluğunun gelişmesine
olanak sağlamıştır. Az yağış alan çukur alanlarda ve platolar üzerinde bozkır bitki örtüsü
yaygındır. Genelde dikenli çalılar, otlar, akarsu boylarında sıralar halinde iğde, sögüt ve
136
kavak ağaçları bozkır bitki örtüsü içerisinde yer alır. Çoğu küçük boylu olan ve kümeler
halinde toplanan bozkır bitkilerinin başlıca türlerini; kısa boylu çayırlıklar, ayrıkotu, keven,
sorguçotu, üzerlik otu, katırtırnağı, yabani arpa, püsküllü çayır, hardalotu, yemlik otu,
yılgınotu, yavşanotu, gelincik, papatya, hatmi, kekik, sütlegen, ballıbaba, yabani gül,
bögürtlen vb. oluşturur.
Beynam Ormanı gibi step ortasında adacıklar halinde görülen kurakçıl ormanlarda hâkim ağaç
türü karaçam, ardıç ve yer yer meşedir. Platolar üzerinde yükselen çeşitli dağlar ile
Kızılcahamam yakınlarından başlamak üzere sıklaşmaya ve gürleşmeye başlayan orman
örtüsünde iğne yapraklı ağaçlar yaygın türü oluştururlar.
Bitki zenginliğine ev sahipliği yapan Ankara’da yaklaşık 960 farklı bitki türü doğal ortamda
yeşitiş ve bunların yaklaşık 175 türü, Ankara Çiğdemi, tükrük otu, peygamber çiçeği gibi
bölgeye özgü bitkilerdir. Tür sayısı bakımından en zengin başlıca familyalar; papatyagiller,
baklagiller, buğdaygiller, turpgiller, ballıbabagiller familyalarıdır.
Gölbaşı Yanar döner çiçeği
Dünyada
yalnızca
Ankara
Gölbaşı
çevrelerinde yaşayan bu peygamber çiçeğinin
mahalli adı Yanar-dönerdir. Çok güzel ve çarpıcı
mor-kırmızı çiçeklerinden dolayı bu isim
verilmiştir. Her ne kadar 1848 yılında Afyon
çevrelerindeki bir diğer kayıt bulunmakta ise de,
şu ana kadar bu ilimizden ikinci bir kayıt
gelmemiştir. Gölbaşı çevrelerindeki tarlalarda
yaygın olmakla birlikte oldukça seyrelmiştir. Son
yıllarda yoğun tarım ve herbisid uygulamasından
zarar görmektedir. Şu anda en bol yetiştiği yer,
Gölbaşı’nın hemen kenarındaki başarısız bir
ağaçlandırma alanı, Süleyman Demirel Ormanı
sahasıdır. Mayıs başlarında buradan bol miktarda
toplanıp Kızılay’da yanar-döner adı ile kesme
çiçek olarak satılmaktadır. Gölbaşı çevresinde
yapılacak ekolojik tarım uygulamaları ile ışık seven bu bitkinin populasyonuna zarar
vermemesi
sağlanabilir.
Bu çiçek dünyada yanlızca Gölbaşı’na bağlı Hacı Hasan köyü civarında yetişmektedir.
Papatyagiller familyasından olan yanar döner çiçeğin çiçekçilerde satıldığı ancak son
zamanlarda çiçekçilerde bu bitkiyi bulamaz olduklarını vurgulayarak belediye ve gönüllü
kuruluşların vereceği destek ile bu bitkinin bölge turizmine de büyük fayda sağlayacağını ve
doğadan toplayarak ticaret yapma yerine üreterek ticaretini gerçekleştireceğini düşünüyoruz.
Gölbaşı bu güne kadar Gölleri ve Andezit taşı ile tanınırdı. Budan sonra bu halkaya
Peygamber Çiçeği ilave olmuştur. Gölbaşı’nda endemik olarak yetişen ve nesli tehlike altında
olan Peygamber çiçeğinin korunmasına yönelik acil eylem planı hazırlanmış olup, konuyla
137
ilgili çalışmalarda devam etmektedir.
Kızılcahamam Lalesi
Soğuksu Milli Parkı Eğribelen ve Samrı
Tepe civarındaki bazı özel kayalar
(trakiandezit) içinde gelişebilen ve endemik
bir tür olan Kızılcahamam Lalesi sadece
Nisan-Mayıs aylarında çiçek açar.
Pembemsi kırmızı rengi çok tipiktir.
4.5.5.14 Yamaç Paraşütü
Ülkemizde Yamaç Paraşütü Sporu 1990 başlarında Fethiye Ölüdeniz Bölgesi’ndeki Baba
Dağı'nın yabancı pilotlar tarafından keşfedilmesi ile tanınmış, ilk olarak üniversite
kulüplerinde aktif olarak başlamıştır. Türk Hava Kurumu (THK), üniversite kulüpleri ve özel
kulüpler tarafından yamaç paraşütü eğitimleri düzenlenmektedir (Akpınar ve Bulut, 2010).
138
Gölbaşı Yamaç Paraşütü Eğitim Tesisi
Ankara’ya yakınlığı nedeni ile buradaki bütün aktivite ve olanaklardan faydalanmak
mümkündür. Ankara’daki üniversitelerin havacılık kulüplerinin yamaç paraşütü eğitimi
verdikleri bölgedir. Geniş bir ovaya bakan eğitim tepesi, uygun irtifası ve rüzgarı her yönden
karşılaması nedeni ile yamaç paraşütü eğitimleri için çok elverişlidir.
4.5.5.15 Foto Safari
İnsanlar gezip gördükleri yerlerdeki
birçok doğal güzelliği fotoğraflamak ister. Son
yıllarda gelişen fotoğrafçılık teknolojisi hemen
herkesin içinde olan fotoğraf çekme arzusu için
büyük olanaklar sunmaktadır. Son zamanlarda
tek başına doğal alanları gezerek fotoğraflamak
yerine daha önceden bilinen doğal alanlara
gruplar halinde yapılan fotosafariler tercih edilir
duruma gelmiştir. Böylece planlı yapılan
etkinliklerle amaca daha iyi ulaşılır. Ulaşım
problemleri ve kaynak problemi de kolayca
aşılmış olur. Ülkemizdeki fauna ve flora
zenginliği fotosafariler için eşsiz imkanlar sunmaktadır.
Nallıhan Davutoğlan Kuç Cennetinde ilk fotosafari 1197 yılında yapılmıştır. Bunu
2005 yılında ve 2012 yıllarında yapılan fotosafariler takip etmiştir.
139
4.5.5.16 Av Turizmi
Avcılık ilk insanın doğada var olma mücadelesi ile başlar. İnsanın yerleşik hayata
geçmesi ile birlikte tarım ve hayvancılığın gelişmesi avcılık faaliyetlerini de azaltmıştır.
Bununla birlikte insanların av merakı ve doğayı keşfetme hevesi avcılığın hiçbir zaman
vazgeçilmez bir aktivite olacağının bir göstergesidir.
Ülkemizin coğrafi yapısı, bitki örtüsü ve yaban hayatı bakımından av turizminin
gelişmesine elverişli konumdadır. Ancak av hayvanlarımız, bugün için belirli türler dışında av
turizmine sunulabilecek belirli zenginliğe ulaşmış değildir. Av turizmine açılacak avlaklar,
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Av ve Yaban
Hayatı Daire Başkanlığı tarafından tespit ve ilan edilmektedir. Ülkemizde av turizmi
faaliyetleri; 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, Yerli ve Yabancı Avcıların Avlanmalarına
ilişkin Esas ve Usulleri Yönetmeliği’ne göre yapılır. Yönetmelik, kanunun 15 ve 32.
maddeleri kapsamında hazırlanıp 8 Ocak 2005 tarih ve 25694 sayılı Resmi Gazete’de
yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik; sürdürülebilir avcılık ve doğal hayatın
korunması
ilkelerini
gözeterek
oluşturulmuştur (Akpınar ve Bulut,
2010)
2012 yılında Emremsultan
Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında 2
adet Yaban koyunu kotası belirlenmiş
ve av gerçekleştirilmiştir.
140
Beypazarı,
Nallıhan
İlçeleri için 2012 yılında 10 adet
Kızılgeyik kotası belirlenmiştir.
Av Turizmi sayesinde yöre
insanlarının
Yaban
Hayatı
Kaynaklarının varlığından oluşan
katma değerden yararlandırılarak
kırsal kalkınmaya ve ülke
ekonmisinin gelişmesine katkıda
bulunulmaktadır. Bu kapsamda
Köy Tüzel Kişilikleri ve Belde
Belediyelerine
kaynak
aktarılmakta olup yöre halkından
kılavuzluk hizmeti alınmaktadır.
4.5.5.17 Yön Bulma (Oryantiring)
Oryantiring, İskandinav'ca bir kelimedir ve yön
bulma anlamına gelmektedir. Üzerinde kontrol noktaları
işaretlenmiş büyük ölçekli (detaylı) bir harita ve pusula
yardımıyla yönünü bularak belirli bir parkuru en kısa
sürede tamamlama yarışmasına oryantiring denir. Parkur
birbirinden uzak ve ters yönlere konan kontrol noktaları
ile çizilir. Noktalar iyice gizlenir ki, yarışmacılar harita
ve pusulayı hakkıyla kullanabilsin. Bu yüzden
oryantiring, koşarken satranç oynamak olarak
tanımlanmaktadır. Kontrol noktalarında her biri farklı olan şifreler ya da zımbalar bulunur.
Yarışmacılar bu şifreleri toplamak ya da ellerindeki kartı her kontrol noktasında zımbalatmak
zorundadırlar. Yarışmacılar iki dakika arayla start alır ki, birbirini izleme gibi bir kolaylığa
yönelmesinler (Altan, 2006).
Oryantiring 'in diğer doğa
sporlarına göre ters olan yanı çok kişi
ile yapılmasının keyif vermesidir.
Yarışa ne kadar çok katılan varsa, yani
elli, yüz belki de bin kişi, o kadar
zevkli olmaktadır. Dünyada 20.000
kişinin aynı günde koştuğu büyük
141
organizasyonlar yapılmaktadır (Altan, 2006).
Oryantiring yapı, bina, stat, saha gerektirmeyen çevreci bir spordur. Her şey sökülüp
takılıp işleri bitince kaldırılıp götürülebilir. Örneğin binlerce kişinin katıldığı yarışlardan
sonra ertesi gün aynı araziye gidince ayak izlerinden başka bir şey görülmez. Oryantiring
maliyeti çok az, alt yapısı çok ucuz bir spordur (Altan, 2006).
Ankara İlimizde Beynam Ormanları, Çamkoru, Çamlıdere ve Ahlatlıbel de uygun
parkurlar bulunmaktadır. Bu parkurlarda oryantiring organizasyonları düzenlenmektedir.
4.5.5.18 İzcilik
İzcilik, gönüllü, uluslararası, üniformalı, çeşitli yaş gruplarındaki gençlerin zihinsel,
fiziksel, ruhsal, sosyal, duygusal ve karakter gelişimine katkıda bulunan bir gençlik
faaliyetidir.
İzcilik, milliyet, ırk, din ve dil ayrımı olmaksızın herkese açık, gönüllü, politik
olmayan eğitimsel bir gençlik hareketidir.
İzcilik, çocuk ve gençleri mevcut özellikleri ile bir bütün olarak ele alan, ruh ve beden
sağlıklarını geliştiren, onların boş zamanlarını bir program çerçevesinde değerlendirilmesini
sağlayan bir eğitim aracıdır. Bu özellikleri ile izcilik, öğretim olmaktan çok uygulamalı bilgi
ve beceri kazandıran eğitim karakterinde bir faaliyetidir. Bu nedenle de izcilik tüm dünyada
okul dışı bir faaliyet olarak değerlendirilmiş ve okul dışı izcilik organizasyonları kurulmuştur.
İzcilik, çocuk ve gencin
grup içinde ve bizzat tabiatın
kucağında eğitilmesiyle karakter,
beceri,
sağlık,
mukavemet,
cesaret vs. konularda daha iyi ve
daha çabuk eğitilebilecekleri
fikrinden doğmuştur.
Kişinin eğitimi, bedenen
ve fikren olduğu kadar ahlaken de
büyük önem taşır. Bu nedenle de
izcilik ahlak eğitiminde aktif bir
metod olarak kabul edilir. İzcilik
iyi
yurttaş
yetiştirmeyi
amaçladığından Milli, iyi insan yetiştirmeyi amaçladığından ise evrensel bir olaydır.
Eğriova Tabiat Parkı, Çamkoru Tabiat Parkı, Kızılcahamam, Beypazarı, Güdül
izcilerin kullandığı kamp alanlarındandır.
142
4.5.5.19 Yaban Hayatı (Fauna) Gözlemciliği
Ankara’nın kuzeyinde yaygınlaşan bitki dokusu ile akarsu ve baraj göllerinin
oluşturduğu su kaynakları, yaban hayvan varlığının doğal yaşam ortamını oluşturur. Sazan,
alabalık, tatlı su midyeleri,
yengeç, kablumbağa gibi
suda yaşayan canlılar ile
karabatak, yaban ördeği,
yaban kazı ve su tavuğu
gibi
kanatlı
hayvanlar
yörenin ekolojik ortamına
uyum sağlamış canlılardır.
Nallıhan,
Beypazarı,
Kızılcahamam, Çamlıdere,
Çubuk ve Güdül ilçeleri
içinde
kalan
ormanlık
kesimler ayı, yaban domuzu
ve geyik gibi hayvanların
yaşamlarını sürdürmesine
imkân sağlar. Nallıhan ve
Beypazarı çevrelerinde yakın zamana kadar yaban koyunu görülmüşse de bugün sesli
tükenmiştir. Kurt, tilki, porsuk, tavşan, kokarca, gelincik, sincap gibi kara hayvanları ile
keklik, çil, toy, turna, çulluk, güvercin, üveyik, bıldırcın gibi kuşlara Ankara’nın her yerinde
rastlamak mümkündür. Ayrıca bozkır alanlarında atmaca, şahin ve kartal gibi yırtıcı kuşlar
görülmektedir.
4.5.5.20 Gem Safari ( Süs Taşları Toplama Gezisi)
Çubuk’ta çıkan, bu yöreye
has olan ve dünya litaratüründe
“Çubuk Agat Taşı olarak geçen
yarı değerli taşın Türkçe ismi
Akik taşıdır. Gemoloji derneği
üyelerince bu bölgede arama ve
inceleme
çalışmaları
yapılmaktadır.
143
Bala İlçesi
Beypazarı İlçesi
Elmadağ İlçesi
Evren İlçesi
Gölbaşı İlçesi
Güdül İlçesi
Haymana İlçesi
Kalecik İlçesi
Kazan İlçesi
K.Hamam İlçesi
Nalllıhan İlçesi
Polatlı İlçesi
Çamlıdere İlçesi
Çubuk İlçesi
Ş.Koçhisar İlçesi
Değerler toplamı 1
Ayaş İlçesi
Aktivite/değer
Akyurt İlçesi
ANKARA İLİ VE İLÇELERİNİN ÖNE ÇIKAN DOĞA TURİZMİ MATRİSİ
3
5
34
8
6
13
26
4
5
1
35
36
4
24
18
7
Rafting (R)
Canyoning/kanyon
yürüyüşü (C)
Mağaracılık (M)
X
Dağ bisikletçiliği (DB)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Denizel değerler (DS)
Dağ-yayla gezisi imkanı (
DG)
Peyzaj güzelliği/fotosafari
(PF)
Yaylada
konaklama/kamping
(YK)
Düzenlenmiş doğa gezisi
rotası(DGR)
Tabiata uyumlu kırsal miras
gezisi(KMG)
Pansiyonculuk(P)
Kır
havasında
şehir
merkezleri(KHŞM)
Aktif yaylacılık(AY)
Kelebek
gözlemciliği
imkanı(KeG)
Kuş
gözlemciliği
imkanı(KuG)
Sportif
olta
balıkçılığı
imkanı(SOB)
Milli park vb sahalar(MP)
Milli
park
vb.
nde
kona25klama(MPK)
Kış
sporları
potansiyeli(KSP)
Aktif
kış
sporları
merkezi(KSM)
Estetik
şelale
bulunan
yerler(EŞ)
Estetik
göl/baraj
olan
yerler(EGB)
Botanik gezilerine uygun
saha(BOG)
Tescilli avlak sahası (AvS)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
144
Yabana hayatı geliştirme
sahası(YHGS)
Garantili
yaban hayatı
gözlemi(GYHG)
Ormanaltı florası tanıma
gezi imkanı(Mantar ve
benzeri dahil) (FGİ)
Endemik
Gözlemi (EBG)
X
X
X
X
X
X
X
Bitkilerin
X
Köy
Pazarları(Orman
meyvelerinden
reçel
marmelat,
kurutulmuş
meyve satılması kaydıyla)
(KP)
Çayır şeklinde gruplanmış
dağ
çiçekleri
gezisi
(görselliği yüksek olacak)
(DÇG)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Doğal taşlardan tabiat tarihi
gezisi(Gezi sırasında en az
10-15 değişik taş türü ve
jeomorfolojik
yapılar
tanıtılmalıdır) (DTTTG)
Bakir doğa parçaları keşif
gezisi(Bakir vadi ve bakir
orman gibi gizli kalan
değerleri keşfetme gezileri)
(BDPKG)
Gastronomi gezisi (Gezi
günü belirlenir. Gezi günü
ziyaretçilerle
yöresel
yemekler
yapılarak
yedirilir) (GG)
Dokusu bozulmamış kırsal
miras
gezisi
(köyler)
(KMG)
X
X
X
X X
X
X
X
X
X
X
X X
X
X
X
X
X X
X
X
X
X
X
X
X
X
Yayla gezisi imkanı (Ya)
X
X
X
X
X
Yaya gezi imkanı (Y)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Tarihi eserler, sit alanı (Ts)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Şelale görme imkanı (Ş)
X
Peyzaj
değeri
yüksek
yerler,fotoğrafik yerler (P)
X
Mağara gezisi (Mğ)
X
Motorlu gezi imkanı (M)
Jeolojik ve jeomorfolojik
değerler (Jm)
Kanyon görme imkanı (Cn)
X
Botanik gezisi imkanı (Bt)
X
Bakir orman gezisi (Bo)
X
Atla geziye uygun (At)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
145
5.SEÇKİN VE YÜKSEK DEĞER TAŞIYAN ALANLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
VE POTANSİYELİNİ GELİŞTİRME İMKANLARININ ORTAYA KONULMASINA
İLİŞKİN ANALİZLER
A.Soğuksu Milli Parkı ‘nın Turizm Talebi Değerleri tablosu
Halihazırda ki ziyaretçi Sahayı gezmek maksatlı gelen ve konaklayan: yok
sayısı
Ziyaretçi (konaklamayanlar) :200.000 kişi
Para harcama
Ziyaretçi Profili
Gelişlerinin İlk 5 Sebebi
Konaklama, yeme-içme, yanında yöresel el sanatı ve yöresel
kurutulmuş veya konserve ürünler alınarak para ödeme şekilleriyle
Kişi başına ortalama en az 20 TL harcama yapılmaktadır
Bireysel gezginler : % 20
Eşler: %30 Aileler : %40
Tur grupları (tanıdık ve benzer talepteki kişilerin bir araya gelmesi
şeklinde) : %5
Diğerleri : %5.
1- Doğa Gezileri,
2- Kırsal Miras Gezileri,
3- Yaban Hayatı ve Kuş Gözlemciliği (fauna gezileri),
4- Botanik gezileri,
5- Fotosafari,
Kıyaslanabileceği saha
Ulaşılabilirlik Analizi
Sahanın Uluslararası
havaalanına yakınlığı
Alana Ulaşım
Orta derecede yakın; 3 saat (2-4 saat arasında)
Özel taşıt
(x)
Toplu taşıma
( )
Diğerleri
(x)
(Bisiklet, motosiklet, yürüyüş,
atlı vb.)
Ulaşım için problemler: yok
Altyapı Analizi
Taşımacılık ağı
Yerel ağ(toprak, asfalt)
Anayollara bağlantı
Yerel genel taşımacılık
Programlar
Ücretler
Ring patikaları
İşaret levhaları
Genel yer işaret
levhaları
Bilgi panoları
Araçlar için park
kapasitesi
Yetersiz
Yeterli
x
x
İyi
Ziyaretçinin Genel ulaşım
kanaati:
Açıklama
x
x
x
x
x
x
146
Bilgi alma ve tercüme
kolaylıkları
Restoran sayısı
x
x
Yeme içme konaklama analizi
Restoranların durumu
Yemek Standartları
Barınma imkanları
Kategori
Sayısı
Açıklama
Turistik
Yerel
1
Yüksek standartlı yemek sunanlar : 1
Yeterli ve yöresel standartta yemek sunanlar: 1
Kötü standartta yemek sunanlar :
Kategori
Kuruluş Sayısı
Yatak Sayısı
(iyi-kötü-orta)
Oteller
iyi
2
900
Hosteller (Misafirhaneler)
Yatak&kahvaltı oteli
Rota üstü kulübeler
Bungalov tarzı
orta
Kamp alanı
Diğerleri: Pansiyon
Sahanın kendine has seçkin ve diğer önemli özellikleri
Sunduğu değerlerden
Alan turist ziyaret
döngüsüne girecek
şekilde turistlerin
ilgisini çekecek diğer
alanlara yakın mı?
Alandaki yabanıl
varlıklar
Tek-eşsiz olanlar
var mı?
Biraz farklı ama
değerli olanlar
Diğer ilgi çeken
yerlere benzer
olanlar
Evet-Hayır
Evet
Var-Yok
Var
Hangi Sahalar
Termal Alanlar
Neler?
Jeositler
Sunduğu özellikleri
Bayrak türler
Diğer ilginç yaban
hayatı (fauna)
var
var
1.Karaakbaba
1.Ayı
2.Domuz
Endemik bitkiler,
var
Kızılcahamam Lalesi
147
Tatmin edici yaban hayatı izleme imkanı (Varsa)
Tatmin edici yaban
hayatı izleme imkanı
Garanti edilen türler var
mı?
Genellikle rastlanma
ihtimali
Şans veya mevsime
bağlı olanlar
Alanda bulunan tesisler
Sahadaki tesisler
Rekreasyonel tesisler
Spor tesisleri
Diğerleri
Memeliler
Kuşlar
Açıklama
x
x
Ayı
Karaakbaba
Yetersiz
Gözlem evi
Yeterli
İyi
x
x
Durum Açıklaması
Taşıma Kapasitesi Analizi
Sosyal ve ekonomik taşıma kapasitesi Değerlendirme Şekli: 1- Tamamen Sağlanabiliyor, 2- Genel
Olarak Sağlanıyor, 3- Veri Yok, 4- Çoğunlukla Sağlanamıyor
5- Hiç Sağlanamıyor
Göstergeler
Tüm ilgi grupları turizmden elde edilen gelirden eşit pay alırlar
Tüm ilgi grupları turizm gelişimine oranlı bir miktar para
yatırımı yapabilir
Yerel ekonomi için turizm faydaları açıktır
Turizm gelişimiyle ilgili paydaşların ihtiyaç,istek ve önerileri
ele alınıyor
Tüm ilgi gruplarına önem veriliyor
İlgi gruplarının birbiriyle olan ilişkileri iyi
Beraber çalışmanın önemi biliniyor
İyi bir işbirliği içindeler
Belirli kararların alınma amacı saklanmıyor
Yerel ilgi grupları karar almada söz sahibi
Bölgesel ilgi grupları karar almada söz sahibi
Diğer sektörler de turizm gelişimine fayda sağlıyor
Turizm kırsal ekonomiye destek veriyor
Geleneksel faaliyetler ve üretim türleri turizm gelişiminden
sonra gelişme gösterdi
Turizm gelişimi istihdamı artırma beklentilerini karşılıyor
Yerel halk, özellikle gençler için yeni iş imkanı ortaya çıktı
Kendi turizm işini kurmak isteyenlere yeterli destek veriliyor
Turizm işi kurmak için eğitim ve öğretim veriliyor
Planlı turizm uygulaması yapılıyor
Yerel köyler ve kamusal alanın özelliği turizmden sonra zarar
görmemiştir.
Turizm temel olarak yerel mal ve hizmetlerden faydalanır
Bölgemizi ziyaret eden turist sayısı yeterlidir
Turizm kültürel mirasın devamına yardımcı oluyor
1
2
3
x
x
4
5
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
148
Turizm endüstriyel mirasın sürdürülmesi için yardımcı oluyor
Turizm gelişimi peyzaj dokusuna zarar vermiyor
Turizm doğanın korunmasına yardımcı oluyor
Turizm kültürel manzaranın korunmasına yardımcı oluyor
Turizm hayat kalitesini artırıyor
x
x
x
x
x
Sosyal ve Ekonomik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Ekolojik taşıma kapasitesi analizi
Etki
Faaliyet
Kamping&piknik
Ahşap Hediyelik
eşyaların satılması,
Dağcılık,trekking
Su sporları
Rafting
Olta balıkçılığı
Normal spor
etkinlikleri
Yeme içme
Doğa yürüyüşü
Mağaracılık
Kanyoning
Yaban hayatı
gözlemi
Bilimsel geziler
Genel
etkiler
Müspet
/menfi
Müspet
Korunan alan
üzerindeki etki
Kabul
edilebilir
Bilinirliğin
artması
x
Müspet
x
Müspet
Müspet
x
x
Müspet
x
Müspet
x
Kabul
edilemez
Kabul edilebilir
ancak;
Üreme Döneminde
rahatsız edilmemesi
İzlemeye esas olan Ekolojik Göstergeler aşağıdaki şekilde incelenmelidir.
1- Tamamen doğru, 2- Genel olarak doğru, 3- Veri yok, 4- Çoğunlukla yanlış, 5- Hiç yok,
Ekolojik taşıma kapasitesinin etkileri;
Ekolojik göstergeler
Bitkiler turizm artışından etkilenmemektedir
Yürüyüş yolarından yürümeyen turistler bitkilere çok zarar
veriyor
Turizmden dolayı daha fazla toprak erozyonu meydana
gelmektedir
Korunan alanın suları gözle görünür şekilde kirlenmektedir
Turizm gelişimi sebebi ile balık miktarı azalmıştır
Korunan alanın yer altı suları içme suyu olarak kullanılabilir
Turistler yaban hayatı için rahatsız edici bir faktördür
Turizmden dolayı flora ve faunada ölümler artmıştır
1
2
3
4
5
x
x
x
x
x
x
x
149
Ekolojik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Fiziki/idari Taşıma Kapasitesi İncelemesi ve Değerlendirmesi;
(1-Akıcı, Yeterli 2- İyi, 3- Fena Değil, 4- Kötü, 5- Çok Kötü)
Fiziki/idari taşıma kapasitesi
Yiyecek içecek temini
Ticaret
Yer
Kapasite 1
Korunan alana giriş yolları
Korunan alandaki yol ağı
Korunan alan içindeki toplu
taşıma araçları
Park etme
akış
x
Yer sayısı
Biletleme
yönlendirme
İşaret levhaları
Yetkililer
x
Ziyaretçi merkezi
Ofisler
x
Basılı ve görsel materyal
Tedarik
Seçenekler
Kolaylık tesisleri
Tuvaletler
Altyapı
Park girişi
Park yeri imkanları
Bilgi imkanları
Patika ağı
Yaban hayatı izleme noktaları
Aktiviteler
Çalışanlar
Atıkların toplanması
Yeterlilik durumu
Sayısı ve uygunluğu
seçenekler
Paket doğa turları
Bisiklet kiralama
Araç kiralama
At-katır kiralama
Yeterli sayıda
Donanımlı
2
x
3
4
5
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
150
B.Ankara İlindeki Tabiat Parkları Sahalarının Turizm Talebi Değerleri tablosu
Halihazırda ki ziyaretçi Sahayı gezmek maksatlı gelen ve konaklayan 1000 kişi
sayısı
Ziyaretçi (konaklamayanlar) 75000 kişi
Para harcama
Ziyaretçi Profili
Gelişlerinin İlk4Sebebi
Konaklama, yeme-içme, yanında yöresel el sanatı ve yöresel
kurutulmuş veya konserve ürünler alınarak para ödeme şekilleriyle
Kişi başına ortalama en az 20 TL harcama yapılmaktadır
Bireysel gezginler : % 20
Eşler: %30Aileler : %30
Tur grupları (tanıdık ve benzer talepteki kişilerin bir araya gelmesi
şeklinde) : %10
Diğerleri : %10
1- Doğa Gezileri,
2- Kırsal Miras Gezileri,
3- Yaban Hayatı ve Kuş Gözlemciliği (fauna gezileri),
4- Bakir Orman Gezileri,
Kıyaslanabileceği saha
Ulaşılabilirlik Analizi
Sahanın Uluslararası
havaalanına yakınlığı
Alana Ulaşım
Orta derecede yakın 2 saat (1.5- 2.5 saat arasında)
Özel taşıt
(x )
Ziyaretçinin Genel ulaşım
Toplu taşıma
( )
kanaati:
Diğerleri
( )
(Bisiklet, motosiklet, yürüyüş,
atlı vb.)
Ulaşım için problemler: Toplu taşıma olmaması sorun teşkil etmektedir.
Altyapı Analizi
Taşımacılık ağı
Yerel ağ(toprak, asfalt)
Anayollara bağlantı
Yerel genel taşımacılık
Programlar
Ücretler
Ring patikaları
İşaret levhaları
Genel yer işaret
levhaları
Bilgi panoları
Araçlar için park
kapasitesi
Bilgi alma ve tercüme
kolaylıkları
Restoran sayısı
Yetersiz
x
Yeterli
İyi
Açıklama
Özel araçlarla yapılması sorun
teşkil etmektedir.
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
151
Yeme içme konaklama analizi
Restoranların durumu
Yemek Standartları
Barınma imkanları
Kategori
Sayısı
Turistik
Yerel
Yüksek standartlı yemek sunanlar :
Yeterli ve yöresel standartta yemek sunanlar:
Kötü standartta yemek sunanlar :
Kategori
Kuruluş Sayısı
Açıklama
Yatak Sayısı
(iyi-kötü-orta)
Oteller
Hosteller (Misafirhaneler)
Yatak&kahvaltı oteli
Rota üstü kulübeler
Bungalov tarzı
Kamp alanı
Diğerleri: Pansiyon
Sahanın kendine has seçkin ve diğer önemli özellikleri
Sunduğu değerlerden
Alan turist ziyaret
döngüsüne girecek
şekilde turistlerin
ilgisini çekecek diğer
alanlara yakın mı?
Alandaki yabanıl
Tek-eşsiz olanlar
var mı?
Biraz farklı ama
değerli olanlar
Diğer ilgi çeken
yerlere benzer
olanlar
Evet-Hayır
EVET
Bayrak türler
varlıklar
Var-Yok
Var
Var
Neler?
Orman ,göl peyzajı
Yayla
Yok
Hangi Sahalar
Şahinler
Karagöl
Sorgun Tabiat
parkları
1.Ayı
2.Çakal
3.Yaban Domuzu
4.Tilki
Diğer ilginç yaban
hayatı (fauna)
1.Tatlı su balığı
Endemik bitkiler,
Tavşancıl otu
Güneş gülü
Kum otu
Binbir delik otu
Sunduğu özellikleri
152
Tatmin edici yaban hayatı izleme imkanı (Varsa)
Tatmin edici yaban
hayatı izleme imkanı
Garanti edilen türler var
mı?
Genellikle rastlanma
ihtimali
Şans veya mevsime
bağlı olanlar
Alanda bulunan tesisler
Sahadaki tesisler
Rekreasyonel tesisler
Spor tesisleri
Diğerleri
Kuşlar
Memeliler
Açıklama
x
Geyik
x
Yaban Domuzu,
Tilki, çakal
Geyik, tavşan
x
Yetersiz
x
x
x
İyi
Yeterli
Durum Açıklaması
Taşıma Kapasitesi Analizi
Sosyal ve ekonomik taşıma kapasitesi Değerlendirme Şekli: 1- Tamamen Sağlanabiliyor, 2- Genel
Olarak Sağlanıyor, 3- Veri Yok, 4- Çoğunlukla Sağlanamıyor
5- Hiç Sağlanamıyor
Göstergeler
Tüm ilgi grupları turizmden elde edilen gelirden eşit pay alırlar
Tüm ilgi grupları turizm gelişimine oranlı bir miktar para
yatırımı yapabilir
Yerel ekonomi için turizm faydaları açıktır
Turizm gelişimiyle ilgili paydaşların ihtiyaç,istek ve önerileri
ele alınıyor
Tüm ilgi gruplarına önem veriliyor
İlgi gruplarının birbiriyle olan ilişkileri iyi
Beraber çalışmanın önemi biliniyor
İyi bir işbirliği içindeler
Belirli kararların alınma amacı saklanmıyor
Yerel ilgi grupları karar almada söz sahibi
Bölgesel ilgi grupları karar almada söz sahibi
Diğer sektörler de turizm gelişimine fayda sağlıyor
Turizm kırsal ekonomiye destek veriyor
Geleneksel faaliyetler ve üretim türleri turizm gelişiminden
sonra gelişme gösterdi
Turizm gelişimi istihdamı artırma beklentilerini karşılıyor
Yerel halk, özellikle gençler için yeni iş imkanı ortaya çıktı
Kendi turizm işini kurmak isteyenlere yeterli destek veriliyor
Turizm işi kurmak için eğitim ve öğretim veriliyor
Planlı turizm uygulaması yapılıyor
Yerel köyler ve kamusal alanın özelliği turizmden sonra zarar
görmemiştir.
Turizm temel olarak yerel mal ve hizmetlerden faydalanır
Bölgemizi ziyaret eden turist sayısı yeterlidir
Turizm kültürel mirasın devamına yardımcı oluyor
1
2
3
4
x
x
5
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
153
Turizm endüstriyel mirasın sürdürülmesi için yardımcı oluyor
Turizm gelişimi peyzaj dokusuna zarar vermiyor
Turizm doğanın korunmasına yardımcı oluyor
Turizm kültürel manzaranın korunmasına yardımcı oluyor
Turizm hayat kalitesini artırıyor
x
x
x
x
x
Sosyal ve Ekonomik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Ekolojik taşıma kapasitesi analizi
Etki
Faaliyet
Kamping&piknik
Ahşap Hediyelik
eşyaların satılması,
Dağcılık,trekking
Su sporları
Rafting
Olta balıkçılığı
Genel
etkiler
Müspet
/menfi
menfi
Müspet
Müspet
menfi
menfi
Normal spor
etkinlikleri
Yeme içme
Müspet
Doğa yürüyüşü
Müspet
Mağaracılık
Kanyoning
Yaban hayatı
gözlemi
Bilimsel geziler
Müspet
Korunan alan
üzerindeki etki
Kabul
edilebilir
Çevre kirliliği
x
x
Kabul
edilemez
Kabul edilebilir
ancak;
x
tehlikeli
Güvenlik tedbirleri
alınması lazım
Balık türleri
yetersiz
Planlı avlanma
yapılırsa
Uygun sahalar inşa
edilirse
Koku ve duman
kirliliği önlenmesi
Belirlenen alanlar
dışına çıkılmamalı
Müspet
Müspet
Yaban hayvanları
rahatsız edilmemeli
x
İzlemeye esas olan Ekolojik Göstergeler aşağıdaki şekilde incelenmelidir.
1- Tamamen doğru, 2- Genel olarak doğru, 3- Veri yok, 4- Çoğunlukla yanlış, 5- Hiç yok,
Ekolojik taşıma kapasitesinin etkileri;
Ekolojik göstergeler
Bitkiler turizm artışından etkilenmemektedir
Yürüyüş yolarından yürümeyen turistler bitkilere çok zarar
veriyor
Turizmden dolayı daha fazla toprak erozyonu meydana
gelmektedir
Korunan alanın suları gözle görünür şekilde kirlenmektedir
Turizm gelişimi sebebi ile balık miktarı azalmıştır
Korunan alanın yer altı suları içme suyu olarak kullanılabilir
Turistler yaban hayatı için rahatsız edici bir faktördür
Turizmden dolayı flora ve faunada ölümler artmıştır
1
2
3
4
5
x
x
x
x
x
x
x
x
154
Ekolojik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Fiziki/idari Taşıma Kapasitesi İncelemesi ve Değerlendirmesi;
(1-Akıcı, Yeterli 2- İyi, 3- Fena Değil, 4- Kötü, 5- Çok Kötü)
Fiziki/idari taşıma kapasitesi
Altyapı
Park girişi
Park yeri imkanları
Bilgi imkanları
Yiyecek içecek temini
Ticaret
Kolaylık tesisleri
Patika ağı
Yaban hayatı izleme noktaları
Aktiviteler
Çalışanlar
Yer
Kapasite 1
Korunan alana giriş yolları
Korunan alandaki yol ağı
Korunan alan içindeki toplu
taşıma araçları
Park etme
akış
Yer sayısı
Biletleme
yönlendirme
İşaret levhaları
Yetkililer
Ziyaretçi merkezi
Ofisler
Basılı ve görsel materyal
Tedarik
Seçenekler
2
x
Tuvaletler
Atıkların toplanması
Yeterlilik durumu
Sayısı ve uygunluğu
seçenekler
Paket doğa turları
Bisiklet kiralama
Araç kiralama
At-katır kiralama
Yeterli sayıda
Donanımlı
x
3
4
5
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
155
C.Çamkoru Tabiat Parkı Turizm Talebi Değerleri tablosu
Halihazırda ki ziyaretçi Sahayı gezmek maksatlı gelen ve konaklayan: yok
sayısı
Ziyaretçi (konaklamayanlar) : 15.000 kişi/yıl
Para harcama
Ziyaretçi Profili
Gelişlerinin İlk 5 Sebebi
Konaklama, yeme-içme, yanında yöresel el sanatı ve yöresel
kurutulmuş veya konserve ürünler alınarak para ödeme şekilleriyle
Kişi başına ortalama en az 10 TL harcama yapılmaktadır
Bireysel gezginler : % 40
Eşler: %20 Aileler : % 15
Tur grupları (tanıdık ve benzer talepteki kişilerin bir araya gelmesi
şeklinde) : %15
Diğerleri : % 10
1- Doğa Gezileri,
2- Fotosafari,
3- Kırsal Miras Gezileri,
4- Yaban Hayatı ve Kuş Gözlemciliği (fauna gezileri),
5- Doğa Eğitimi Programları
Kıyaslanabileceği saha
Ulaşılabilirlik Analizi
Sahanın Uluslararası
havaalanına yakınlığı
Alana Ulaşım
Orta derecede yakın; 3 saat (2-4 saat arasında)
Özel taşıt
(X)
Toplu taşıma
( )
Diğerleri
( )
(Bisiklet, motosiklet, yürüyüş,
atlı vb.)
Ziyaretçinin Genel ulaşım
kanaati:
Ulaşım için problemler:
Altyapı Analizi
Taşımacılık ağı
Yerel ağ(toprak, asfalt)
Anayollara bağlantı
Yerel genel taşımacılık
Programlar
Ücretler
Ring patikaları
İşaret levhaları
Genel yer işaret
levhaları
Bilgi panoları
Araçlar için park
kapasitesi
Bilgi alma ve tercüme
kolaylıkları
Restoran sayısı
Yetersiz
X
Yeterli
İyi
Açıklama
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
156
Yeme içme konaklama analizi
Restoranların durumu
Yemek Standartları
Barınma imkanları
Kategori
Sayısı
Turistik
Yerel
Yüksek standartlı yemek sunanlar :
Yeterli ve yöresel standartta yemek sunanlar:
Kötü standartta yemek sunanlar :
Kategori
Kuruluş Sayısı
Açıklama
Yatak Sayısı
(iyi-kötü-orta)
Oteller
Hosteller (Misafirhaneler)
Yatak&kahvaltı oteli
Rota üstü kulübeler
Bungalov tarzı
orta
2
Kamp alanı
iyi
1
24
Diğerleri: Pansiyon
Sahanın kendine has seçkin ve diğer önemli özellikleri
Sunduğu değerlerden
Alan turist ziyaret
döngüsüne girecek
şekilde turistlerin
ilgisini çekecek diğer
alanlara yakın mı?
Alandaki yabanıl
varlıklar
Tek-eşsiz olanlar
var mı?
Biraz farklı ama
değerli olanlar
Diğer ilgi çeken
yerlere benzer
olanlar
Evet
Bayrak türler
Diğer ilginç yaban
hayatı (fauna)
Var-Yok
Yok
Var
Çamlıdere ilçesinde
bulunan Türbe,
Kızılcahamam
ilçesinde bulunan
Fosiller, Kaplıcalar
1.
1.
Neler?
Çamkoru Göleti
Sağlık, gezi,
konaklama.
2.
2.
Kelebekler
….. tür
Endemik bitkiler,
……. tür
157
Tatmin edici yaban hayatı izleme imkanı (Varsa)
Tatmin edici yaban
hayatı izleme imkanı
Garanti edilen türler var
mı?
Genellikle rastlanma
ihtimali
Şans veya mevsime
bağlı olanlar
Memeliler
Kuşlar
Kızıl Geyik,
Yaban Domuzu,
Tilki, Kurt,
Tavşan.
Yeterli
Şahin, Kartal, Kara
Akbaba ve av
hayvanı türleri
Kızıl Geyik,
Yaban Domuzu,
Tilki, Kurt,
Tavşan.
Şahin, Kartal, Kara
Akbaba ve av
hayvanı türleri
Alanda bulunan tesisler
Sahadaki tesisler
Rekreasyonel tesisler
Spor tesisleri
Diğerleri
Yetersiz
X
X
X
Açıklama
Yeterli
İyi
Yeterli
Durum Açıklaması
Taşıma Kapasitesi Analizi
Sosyal ve ekonomik taşıma kapasitesi Değerlendirme Şekli: 1- Tamamen Sağlanabiliyor, 2- Genel
Olarak Sağlanıyor, 3- Veri Yok, 4- Çoğunlukla Sağlanamıyor
5- Hiç Sağlanamıyor
Göstergeler
Tüm ilgi grupları turizmden elde edilen gelirden eşit pay alırlar
Tüm ilgi grupları turizm gelişimine oranlı bir miktar para
yatırımı yapabilir
Yerel ekonomi için turizm faydaları açıktır
Turizm gelişimiyle ilgili paydaşların ihtiyaç,istek ve önerileri
ele alınıyor
Tüm ilgi gruplarına önem veriliyor
İlgi gruplarının birbiriyle olan ilişkileri iyi
Beraber çalışmanın önemi biliniyor
İyi bir işbirliği içindeler
Belirli kararların alınma amacı saklanmıyor
Yerel ilgi grupları karar almada söz sahibi
Bölgesel ilgi grupları karar almada söz sahibi
Diğer sektörler de turizm gelişimine fayda sağlıyor
Turizm kırsal ekonomiye destek veriyor
Geleneksel faaliyetler ve üretim türleri turizm gelişiminden
sonra gelişme gösterdi
Turizm gelişimi istihdamı artırma beklentilerini karşılıyor
Yerel halk, özellikle gençler için yeni iş imkanı ortaya çıktı
Kendi turizm işini kurmak isteyenlere yeterli destek veriliyor
Turizm işi kurmak için eğitim ve öğretim veriliyor
Planlı turizm uygulaması yapılıyor
Yerel köyler ve kamusal alanın özelliği turizmden sonra zarar
görmemiştir.
Turizm temel olarak yerel mal ve hizmetlerden faydalanır
1
2
3
4
X
X
5
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
158
Bölgemizi ziyaret eden turist sayısı yeterlidir
Turizm kültürel mirasın devamına yardımcı oluyor
Turizm endüstriyel mirasın sürdürülmesi için yardımcı oluyor
Turizm gelişimi peyzaj dokusuna zarar vermiyor
Turizm doğanın korunmasına yardımcı oluyor
Turizm kültürel manzaranın korunmasına yardımcı oluyor
Turizm hayat kalitesini artırıyor
X
X
X
X
X
X
X
Sosyal ve Ekonomik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Ekolojik taşıma kapasitesi analizi
Etki
Faaliyet
Kamping&piknik
Ahşap Hediyelik
eşyaların satılması,
Dağcılık,trekking
Su sporları
Rafting
Olta balıkçılığı
Normal spor
etkinlikleri
Yeme içme
Doğa yürüyüşü
Mağaracılık
Kanyoning
Yaban hayatı
gözlemi
Bilimsel geziler
Genel
etkiler
Müspet
/menfi
Müspet
Korunan alan
üzerindeki etki
Kabul
edilebilir
Var
X
Müspet
Menfi
Menfi
Menfi
Müspet
Var
Yok
Yok
Yok
Var
X
Müspet
Müspet
Var
Var
X
X
Müspet
Var
X
Müspet
Var
X
Kabul
edilemez
Kabul edilebilir
ancak;
X
Türlere zarar
verilmemesi kaydıyla
İzlemeye esas olan Ekolojik Göstergeler aşağıdaki şekilde incelenmelidir.
1- Tamamen doğru, 2- Genel olarak doğru, 3- Veri yok, 4- Çoğunlukla yanlış, 5- Hiç yok,
Ekolojik taşıma kapasitesinin etkileri;
Ekolojik göstergeler
Bitkiler turizm artışından etkilenmemektedir
Yürüyüş yolarından yürümeyen turistler bitkilere çok zarar
veriyor
Turizmden dolayı daha fazla toprak erozyonu meydana
gelmektedir
Korunan alanın suları gözle görünür şekilde kirlenmektedir
Turizm gelişimi sebebi ile balık miktarı azalmıştır
Korunan alanın yer altı suları içme suyu olarak kullanılabilir
Turistler yaban hayatı için rahatsız edici bir faktördür
Turizmden dolayı flora ve faunada ölümler artmıştır
1
2
3
4
X
5
X
X
X
X
X
X
X
159
Ekolojik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Fiziki/idari Taşıma Kapasitesi İncelemesi ve Değerlendirmesi;
(1-Akıcı, Yeterli 2- İyi, 3- Fena Değil, 4- Kötü, 5- Çok Kötü)
Fiziki/idari taşıma kapasitesi
Altyapı
Park girişi
Park yeri imkanları
Bilgi imkanları
Yiyecek içecek temini
Ticaret
Kolaylık tesisleri
Patika ağı
Yaban hayatı izleme noktaları
Aktiviteler
Çalışanlar
Yer
Kapasite 1
Korunan alana giriş yolları
Korunan alandaki yol ağı
Korunan alan içindeki toplu
taşıma araçları
Park etme
akış
Yer sayısı
Biletleme
yönlendirme
İşaret levhaları
Yetkililer
Ziyaretçi merkezi
Ofisler
Basılı ve görsel materyal
Tedarik
Seçenekler
2
Tuvaletler
Atıkların toplanması
Yeterlilik durumu
Sayısı ve uygunluğu
Seçenekler
Paket doğa turları
Bisiklet kiralama
Araç kiralama
At-katır kiralama
Yeterli sayıda
Donanımlı
X
X
X
3 4
X
5
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
160
5.1. ANKARA İLİ
DEĞERLENDİRMESİ
VE
İLÇELERİNİN
KIYAS
YÖNTEMİ
İLE
KISA
KIYAS YÖNTEMİ İLE DOĞA TURİZMİ POTANSİYELİ YÜKSEK OLAN BAZI
İLÇELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
ANKARA İli
İlçe
Kıyaslanan
Kıyaslama
Örnek Alınacak Deneyim
İl/ilçe
sebebi
Hirfanlı Barajındaki kuş popülasyonu
Sulak Alan
da Nallıhan Davutoğlan Kuş
Şereflikoçhisar
Nallıhan
ve kuş
Cennetindeki gibi fotosafari ve kuş
popülasyonu
gözlemi için uygun olup sahanın
bilinirliği ve popülaritesi artırılmalıdır.
Bala’daki Beynam ormanı relikt olup
Bala
Çamlıdere
Orman varlığı Aluç Dağı gibi tabiat parkı olarak ilan
edilmelidir.
Yöresel ürünler Tanıtım olanaklarının araştırılıp
Güdül
Beypazarı
ve doğal
geliştirilmesi gerekmektedir.
kaynaklar
Nallıhan’daki Hoşebe MY Çubuk’taki
Karagöl TP ile step zonu ve orman
zonu arasında geçiş noktasında olması
Benzer
bakımından benzerlik göstermektedir.
Çubuk
Nallıhan
ekosistem
Ayrıca Türkiye’deki nadir doğal ve
yaşlı ardıç ormanına sahip olması da
Hoşebe’nin Tabiat Parkı ilan
edilmesini gerektirmektedir.
Potansiyel Alanlar
Mevkii/Bölge
İlçesi
Adı
KIZILCAHAMAM
ÇAMLIDERE
BALA
Yapılabilecek Doğa
Turizmi Faaliyetleri
Kazandırılması
Gereken Statü
Kızılcahamam ve
Tabiatı Koruma
Jeo turizm, doğa yürüyüşü
Çamlıdere
Alanı
Jeositleri
Doğa yürüyüşü, botanik
Beynam Ormanı turizmi, festival turizmi, kamp- Tabiat Parkı
karavan,
NALLIHAN
Sarıçalı Dağı
Doğa yürüyüşü, jeo turizm,
foto safari, botanik turizmi,
Tabiatı Koruma
Alanı
NALLIHAN
Hoşebe Mesire
Yeri
Doğa yürüyüşü, botanik
turizmi, festival turizmi, kamp- Tabiat Parkı
karavan,
161
Harita 17.Ankara İli’nde Korunan alan olarak ilan edilebilecek Potansiyel Sahalar
162
Harita 18. Ankara İliDoğa Turizmi Faaliyet Sahaları Haritası
163
Harita 19. Ankara İli için Belirlenen Öncelikli Faaliyet Alanları Haritası
164
6. ANKARA İLİ SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ STRATEJİLERİ
6.1.Gelişme Stratejileri
Strateji 1. Yüksek değere sahip alanlarda bütüncül planlama yaklaşımı ile
kurumlar arası eşgüdüm sağlanarak yönetsel organizasyonun ve finans
olanaklarının birlikte ele alınması,
Strateji 2. Sahalarda alyapı, çevre, ulaşım, konaklama, iyiyeştirme vb. sorunların
giderilmesine yönelik projelerin geliştirilmesi,
Strateji 3. Gelişmişlik seviyelerine bağlı olarak bölgesel düzeyde sektörel teşvik
mekanizmaları geliştirilmesi ve sahaların yatırımcılar için cazip hale getirilerek
kamu kurumlarının finansal yükünün azaltılması,
Starteji 4. Doğa turizmi amaçlı kullanılan alanlarda güzergah üzerinde yer alam
mağara, şelale, anıt ağaç ve kaya oluşumu vb. çekicilikler için çevre düzenlemeleri
yapılması, başta ulaşım olmak üzere gerekli altyapının tamamlanması.
6.2. Pazarlama Stratejileri
Strateji 1.Tanıtımdan pazarlama, bilgilendirmeye kadar internetin geniş bir
yelpazede kullanılması
Strateji 2. Yaş gruplarına uygun tanıtım ve reklamlar hazırlanması,
Strateji 3. Tanıtımda uluslararası organizyonlara katılım ve ev sahipliğinin
kullanılmasına önem verilmesi,
Strateji 4. Tanıtımda ulusal ve uluslararası başarılara imza atan kişilerden
yararlanılması,
6.3. Ziyaretçi Yönetimi Stratejileri
Strateji 1. Yeni bilgi ve iletişim teknolojilerine uyum sağlanması ve halkla
bağlantının daha çok bu yönde yapılmasına ağırlık verilmesi,
Strateji 2. Alanlarda ziyaretçi anketlerinin kullanılması, değerlendirilmesi ile
bilgilerin güncellenmesi ve sonuçların planlama ve alan yönetimine yansıtılması,
Strateji 3. Yöresel bazda doğa turizmi eğitimi ile iş gücü kalitesinin artırılması ve
yüksel potansiyelli alan klavuzları sertifikasyon sisteminin oluşturulması ve
alanlarda alan klavuzlarının görevlendirilmesi,
Strateji 4. Doğa turizmi faaliyetleri açısından dez avantajlı gruplar ( özürlüler,
düşük gelirliler, gençler, kadınlar vb.) ve genç nüfus için olanak ve fırsatların
araştırılması, projeler geliştirilmesi.
165
6.4. İzleme ve Değerlendirme Stratejisi (Turizmin etkilerinin ve
sürdürülebilirliğin izlenmesi)
Strateji 1. Alanların değerlerinin ayrıntılı olarak tespiti ve geliştirilmesi için
araştırma projeleri ve çalışmaların yapılmasında üniversitelerle işbirliği yapılması,
Strateji 2.Yeni iletişim teknolojilerinin kullanımının sağlanması
Strateji 3. İlgili kurum ve STK’larla iş birliği yapılarak çevreye yönelik tehdit
niteliğindeki her türlü eylemin önlenmesi için müdahale, yargılama ve
yaptırımların uygulanmasında etkinliğin artırılması.
166
EYLEM PLANI
6.1 .KAPASİTE GELİŞTİRME Amaç: ilgili paydaşların doğa turizmi (ekoturizm) açısından kapasitelerini geliştirmek
Eylem no
Öncelik
Eylem
1
2
Açıklama
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
Süresi
Başlangıç
tarihi
Ekoturizm eğitimi
Yerel halkının eko-turizm hakkında
eğitimi, Ekoturizme sunulabilecek
ürünlerin geliştirilmesi ürünleri
geliştirilmesi konusunda eğitilmesi.
İTM, OSİ,
Belediyeler,
muhtarlıklar
Ekoturizm
Dernekleri
2013
İl genelinde ilgili tüm kurumlar, yerel
yönetimler STK’lar ve Üniversiteler
eşgüdümünde doğa turizmi potansiyeli
yüksek alanlarda yerel talep, beklenti ve
ihtiyaçların araştırılarak potansiyelin en
üst seviyede kullanılabilmesine yönelik
çalışmalar yaparak politiklar belirleyecek
ve kararlar alacak “yerel ekoturizm
komisyonu” oluşturulacaktır.
Valilik, OSİ,KTB
Belediyeler,
Ekoturizm
Dernekleri
2013
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
Göstergeler
2
0
2
3
Bu konuda plan süresince 5 kurs açılarak
50 kişinin eğitilmesi sağlanacak.
2
1
Yerel ekoturizm Komisyonu
Oluşturulması
Üniversiteler
İlgili
Bakanlıklar
3
2
Ekoturizm sahalarında
yatırımların teşvik edilmesi
Sahalarda eksik olan konaklama, yiyecekiçecek vb. tesislerin yapımı için kaynak
aktarımı ve teşvik sağlanacaktır.
KTB, İÖİ
2013
4
1
Doğa koruma eğiticileri
yetiştirmek
Doğa eğitimi için görev alacak
eğitimcilerin eğitilmesi, plan dönemi
içinde 10 adet eğitici eğitmek,
OSİ,
ÜNİVERSİTELER
TUBİTAK, STK
DKMPGM
2013
5
2
Haritaların oluşturulması
Ekoturistler için rotaların yer aldığı
haritaların oluşturulması ve basımı,
İTM, OSİ, KY, İÖİ
STK
2013
167
6
1
Hizmet ve Ürün kalitesinin
geliştirilmesi
7
1
Yöre halkının doğa eğitimi
8
3
Deneyim paylaşımı
9
2
Alan Klavuzu eğitimi
10
2
İlgi gruplarının eğitimi
11
2
Üniversitelerle işbirliği
Eko-turizm hizmetlerinin kademeli olarak
geliştirilmesi için bir yerel nitelikler
standardı oluşturulması, Geleneksel köy
evlerinin pansiyona dönüştürülmesi
projelerinin yapılması, Geleneksel düğün
kompozisyonunun canlandırılması
/yaygınlaştırılması, Plan dönemi sonunda
standartlara uygun en az 20 adet ev
pansiyonu oluşturulması
Doğayı anlatmak için yöre halkın
eğitilmesi, ayrıca çocukların eğitimi, Plan
dönemi boyunca 1000 yetişkin, 3000
çocuğa doğa eğitimi verilmesi,
Deneyim paylaşım programları
oluşturulacaktır, kıyaslama bölgeleri ile ve
ülke düzeyinde deneyim paylaşımı için 15
adet karşılıklı gezi düzenlenecektir.
Tamamı yöre halkından olmak üzere plan
döneminde 50 adet Alan Klavuzu
yetiştirilmesi
Hedef birlikteliği için ilgi gruplarının
worshoplarla, toplantılarla hedeflere
yönlendirilmesi, hedef birliğinin
sağlanması 11 yıl boyunca her yıl 1
workshop düzenlenecektir.
Seçilen alanlarda projeler ve araştırmalar
için bilimsel destek alınmasında işbirliği
KY, İTM, OSİ, İÖİ,
B
Özel girişimciler,
Belediyeler,
muhtarlıklar,
2013
OSİ; ÜN, KY, HEM
Muhtarlıklar,
belde
belediyeleri,
2013
Yöre halkı, KY,
İTM, İÖİ, Özel
girişimciler
STK
2014
OSİ, ÜN, B, Ky,
MEM
STK
2014
İTM; OSİ; VALİLİK,
KY B
Belediyeler
2013
OSİ, İTM,
Üniversiteler
Dernekler
2013
168
6.2. FİZİKSEL ALTYAPININ OLUŞTURULMASI Amaç; altyapıyı güçlendirmek veya geliştirmek,
Eylem no
Öncelik
Eylem
1
1
Açıklama
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
Süresi
Başlangıç
tarihi
Altyapı eksikliklerinin
giderilmesi
Alt yapı eksikliklerinin giderilmesinde
kamu kurumlarının ödenek ve
imkanlarının bu alanda değerlendirilmesi
sağlanacaktır.
İÖİ, Belediyeler
OSİ,İTM,KTB
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
Göstergeler
2
0
2
3
2013
DSİ
2
1
Atık yönetimi
Katı atıkların yönetimi konusunda, vahşi
depolama yapılması engellenecektir.
Muhtarlıklar(M)
belediyeler,(B) İl
özel idaresi (İÖİ)
Dernekler( D)
Çevre ve
Şehircilik md
(ÇŞM)
3
1
Ulaştırma imkanlarının
arttırılması
Sahalara toplu taşım imkanlarının
sağlanması
Belediyeler
2013
4
3
Butik otel ve pansiyonların
arttırılması
İl ve ilçelerde butik otel ve
pansiyonculuğun arttırılması ile
ziyaretçilerin konaklama ihtiyaçları en üst
seviyeye getirilecektir.
Ky, Turizm
İşletmeleri, İKTM,
Kaymakamlıklar
Belediyeler,
Muhtarlıklar
2014
2013
169
6.3. ENVANTER, ÜRÜN OLUŞTURMA, ÜRÜN ÇEŞİTLENDİRME VE GELİŞTİRME, SERTİFİKALANDIRMA, TANITIM VE PAZARLAMANIN YAPILMASI Amaç: mevcut ekoturizm
ürünlerinin ortaya çıkarılması, geliştirilmesi, tanıtımı ve pazarlamasını yapmak.
Eylem
Açıklama
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
Süresi
Eylem no
Öncelik
Başlangıç
tarihi
1
1
Kültürel ürün envanteri
ürünleri sunuma hazır hale
getirme
Geleneksel hayat tarzı, kültüre ilişkin
olarak doğadan toplanan, üretilen gıda
maddeleri veya doğal materyalden
üretilen el sanatları vb. Değerlerin tespiti,
satılabilir hale getirilmesi, sözlü
değerlerin envanteri, bunların turizme
sunulabilir hale getirilmesi.
iTM, OSİ, Ky,
HEM,
Dernekler,
üniversiteler
2
1
Ekolojik ürün satış merkezleri
İTM, Oİ, Tarım
Md. İÖİ B
STK
2013
3
2
Müşteri beklenti ve
memnuniyet anketleri
İTM OSİ KY
ÜNİV
2013
4
3
Fuar sempozyumlar,
festivaller
Favori ilçelerde yöre insanının ürettiği
ekolojik ve doğadan toplanan ürünlerin
satışına yönelik her ilçede ena z 1 tane
olmak üzere 5 adet satış yerlerinin
oluşturulması, vatandaşların üretim ve
satış için yönlendirilmesi.
Ziyaretçilerin beklentileri ve verilen
hizmetlerden memnuniyetinin peryodik
olarak ölçülmesi, her yıl 250 şer kişi ile,
sezon başı, ortası ve sonunda toplam 3
anket yapılacaktır.
Fuar ve sempozyumlara aktif katılımlarla
stand oluşturma, Ankara konulu
sempozyum düzenleme, festivallerin
kültürel değerleri öne çıkaran hale
getirilmesi, her yıl en az 2 milli fuara
katılacaktır.
İTM, OSİ, tarım d.
HEM,
Belediyeler,
Dernekler
ÜN
2014
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
Göstergeler
2
0
2
3
2014
170
6.4 . iZLEME VE DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK EYLEMLER Amaç: ekoturizm faaliyetlerinin izlenmesine ilişkin kriterlerin belirlenmesi, izlemenin yapılması, raporlama, değerlendirme ve
geri bildirimlerin yapılması.
Eylem
Açıklama
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
Süresi
Eylem no
Öncelik
Başlangıç
tarihi
1
1
Değişimin sınırlarının
belirlenmesi
Doğal ve kültürel değerleri etkileyen tüm
turizm faaliye tlerinin kabul edilebilir
değişimin sınırlarının belirlenmesi, bu
çalışmanın hedefi yöresel düzeyde kabul
edilebilir sınırların tespitidir.
OSİ, İTM,
Üniversiteler
WWF,
Dernekler
2014
2
2
İyi örnekleri öne çıkarma
Yılda bir kez Örnek pansiyon, Örnek
lokanta, Örnek Ürün satış yeri seçimi,
bunlara göre kalite standartlarının diğer
aynı faaliyette bulunan kişi ve kurumlara
yaygınlaştırılması
İTM OSİ İOİ Ky
Dernekler
2015
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
Göstergeler
2
0
2
3
171
HAZIRLAYANLAR
Ankara İli Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürülüğü
KONTROL EDEN
IX. Bölge Müdürlüğü/ ANKARA/ Doğa Koruma ve Milli Parklar
Şube Müdürü
Peyzaj Yük. Mimarı Sibel ERZİNCAN
(Proje Koordinatörü)
……………….
Orman Mühendisi Nazlı BADUR
Ziraat Mühendisi Oğuz GÜNDÜZ
Uygun Takdim
IX. Bölge Müdürü
…………….
..………………….
Vali Yardımcısı
Doğa Turizmi Master Planının uygulanması UYGUNDUR
……………….
VALİ
172
KAYNAKLAR
Akpınar, E., Bulut,Y.2010; Ülkemizde Alternatif Turizm Bir Dalı Olan Ekoturizm Çeşitlerinin
Bölgelere Göre Dağılımı Ve Uygulama Alanları, III.Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi,
http://www.artvin.edu.tr/karok3/IV.Cilt/(1575-1594).pdf, Ziyaret Tarihi 05.03.2012.
Aksit, S. (2007) Doğal Ortam Duyarlığı Açısından Sürdürülebilir Turizm, Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, Erciyes Üniversitesi, Sayı:23, 2007/ s 441-460.
Ankara İl Çevre Durum Raporu, 2009
Ankara Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Ankara Rehberi,2011
Ankara Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Ankara’da Termal Turizm,2011
Avcıkurt, C., Alpar, Ö., 2003; Turizmin Bölgesel Ekonomik Kalkınmadaki Rolü ve Eğridir
İlçesi Örneği. Standart Ekonomik ve Teknik Dergi, Yıl: 44, No: 522, Haziran.
Demir, C., Çevirgen, A., (2006). Turizm ve Çevre Yönetimi Sürdürülebilir Gelişme
Doğa Derneği, Türkiye’nin Önemli kuş Alanları 2004 Güncellemesi, Ankara
Erdoğan, N., (2003). Çevre ve (Eko)turizm. Pozitif Matbaacılık, Ankara.
Jeoloji Mühendisleri Odası
Karaman 2002, Uçkun ve Türkay 2003, Akşit 2007
Karaman, M.R., (2002). Ekoturizm Yaklaşımında Verimli Toprakların Korunması ve Ekolojik
Dengenin Önemi. T.C. Turizm Bakanlığı, II. Turizm Şurası Bildirileri. II. Cilt, s, 139-154, 12-14
Nisan Ankara.
Kılıç T, Eken G 2004 Türkiye’nin önemli kuş alanları 2004 güncellemesi, Doğa Derneği
Ankara
Mengi,H., Kızılcahamam Doğa Yürüyüş Yolları, 2011,Ankara
OK K., 2008; Türkiye Ormancılık Sektörü Açısından Ekoturizm, TODEG Makaleleri,
http://www.ekoturizmgrubu.org/makale/MAKALE.htm, Ziyaret tarihi: 12.04.2012.
Orman Genel Müdürlüğü, Orman Varlığımız Ankara 2006
Selimoğlu, Ö., 2004; Dünyada ve Türkiye’de Ekoturizm, İstanbul Ticaret Odası, Etüt ve
Araştırma Şubesi Yayınları.
Türkiye Çevre Vakfı, Nallıhan Doğa Yürüyüş Parkurları,2012,Ankara
Uckun, C.G. VE Turkay, O. (2003) Alternatif Turizm Türlerinin Sürdürülebilirliği, Türkiye’nin
Alternatif Turizm Potansiyeli ve Güncel Sorunları Konferansı, 3-4 Mayıs, Çankırı.
Yaklaşımı. Nobel Yayın Dağıtım, s 86, Ankara.
Yücel 2002, Özbey 2002, Anonim 2009, Demir ve Çevirgen 2006,Karahan 2002
175
Yücel, C., (2002). Turizmde Yükselen De er: Ekoturizm , TÜRSAB Ar-Ge Departman ,Nisan,
2002.
LİNK KAYNAKLARI
Anonim (2009a). http://www.turcev.org.tr
Anonim (2009b). http://www.kultur.gov.tr
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü web Sitesi
http://tr.wikipedia.org
http://www.ankarakulturturizm.gov.tr
Kültür ve Turizm Bakanlığı web Sitesi
www.atilim.edu.tr
www.doğaderneği.org
176

Benzer belgeler