(MSF) Faaliyet Raporu 2015 - Sınır Tanımayan Doktorlar

Transkript

(MSF) Faaliyet Raporu 2015 - Sınır Tanımayan Doktorlar
ULUSLARARASI
FAALİYET
RAPORU 2015
MEDECINS SANS FRONTIERES
SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR
www.msf.org
www.sinirtanimayandoktorlar.org
SINIR TANIMAYAN
DOKTORLAR'IN TÜZÜĞÜ
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), ağırlıklı olarak doktor ve sağlık çalışanlarından oluşan
uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. Dünya çapındaki faaliyetlerini etkin bir şekilde
yürütebilmek için sağlık personelinin yanı sıra diğer meslek gruplarına da ihtiyaç duyar.
Tüm MSF üyeleri aşağıda belirtilen ilkeleri benimsemekle yükümlüdür:
MSF, zor durumdaki insan topluluklarına, doğal veya insan kaynaklı afet mağdurlarına ve
silahlı gruplar tarafından şiddete maruz kalmış kişilere, ırk, din, köken ve siyasi görüş ayrımı
gözetmeksizin yardım ve destek sağlar.
MSF, evrensel tıp ahlakı ve bireylerin insani yardım alma hakkı adına, tarafsızlık ve objektiflik
ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır; faaliyetlerinin sağlıklı biçimde yürütülmesi için özgür çalışma
koşulları talep eder.
Üyelerimiz, mesleki ahlak kurallarına riayet etmenin yanı sıra; her türlü siyasi, ekonomik ve dini
güç odaklarından bağımsız duruşlarını korumakla yükümlüdür.
Sınır Tanımayan Doktorlar'a gönül veren saha çalışanları, üstlendikleri görevlerin risklerini ve
tehlikelerini anlamalı ve bu seçimi yaptıkları için MSF’nin kendilerine sağladığı imkanlar dışında
herhangi bir ödülü veya karşılığı kabul etmemelidir.
Bu belge Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Ocak ve Aralık 2015 tarihleri arasında dünya çapında yürüttüğü
operasyonları içeren 2015 Uluslararası Faaliyet Raporu’nun Türkçe özetidir. MSF’nin çalıştığı ülkelerin
tamamını göstermekle birlikte faaliyetlerin tüm detaylarını içermemektedir. Bazı hastaların isimleri gizlilik
ilkemizden dolayı değiştirilmiştir.
Faaliyetlerimiz hakkında daha kapsamlı bilgi edinmek isterseniz uluslararası internet sitemizi (www.msf.
org) veya Türkçe internet sitemizi (www.sinirtanimayandoktorlar.org) ziyaret edebilir, [email protected]
adresine yazarak bize ulaşabilirsiniz.
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
2
DÜNYADA MSF
4YILIN ÖZETİ
Dr. Joanne Liu, MSF Uluslararası Başkanı
Jérôme Oberreit, MSF Genel Sekreteri
8
ÇALIŞMA ALANLARIMIZ
10
HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ
14
YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ
16
KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI
18
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR
4
Yılın Özeti
14 Y
emen’deki İnsani Kriz
22YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN
HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?
24
ÜLKELERE GÖRE FAALİYETLER
28
AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI
30
AKDENIZ VE EGE'DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR
32
BALKANLAR
52
RAKAMLARLA MSF
56
İLETİŞİM
16 Kunduz Travma Merkezi’ne Yönelik Saldırı
22 M
SF Neden Hindistan’a İhtiyaç Duyuyor?
24 Ülkelere Göre Faaliyetler
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 1
DÜNYADA MSF
DÜNYADA MSF
BELARUS
FRANSA
AVUSTURYA
MACARISTAN
SLOVENYA
HIRVATISTAN
SIRBISTAN
ITALYA
UKRAYNA
GÜRCISTAN
ERMENISTAN
TÜRKIYE
YUNANISTAN
LÜBNAN
FILISTIN
CEZAYIR
LIBYA
SURIYE
IRAK
ÜRDÜN
MISIR
MEKSIKA
MORITANYA
HAİTİ
MALI
HONDURAS
NIJER
SUDAN
ÇAD
GUINEA-BISSAU
GINE
SİERRA LEONE
LIBERYA
KOLOMBIYA
FILDIŞI
SAHILI
NIJERYA
KAMERUN
ORTA
AFRIKA
CUMHURIYETI
YEMEN
ETIYOPYA
GÜNEY
SUDAN
UGANDA
KENYA
DEMOKRATİK
KONGO
CUMHURİYETİ
BURUNDİ
TANZANYA
MALAVİ
BOLIVYA
ZİMBABVE
MADAGASKAR
MOZAMBİK
SVAZİLAND
GÜNEY
AFRİKA
2 Sınır Tanımayan Doktorlar
LESOTHO
IRAN
AFGANISTAN
LIBYA
BANGLADEŞ
LÜBNAN
BELARUS
MADAGASKAR
BOLIVYA
MALAVI
BURUNDI
MALI
ÇAD
MEKSIKA
CEZAYIR
MISIR
DEMOKRATIK KONGO
CUMHURIYETI
MORITANYA
ERMENISTAN
MOZAMBIK
ETIYOPYA
MYANMAR
FILDIŞI SAHILI
NEPAL
FILIPINLER
NIJER
FILISTIN
NIJERYA
FRANSA
ORTA AFRIKA
CUMHURIYETI
GINE
ÖZBEKISTAN
GINE-BISSAU
PAKISTAN
GÜNEY AFRIKA
PAPUA YENI GINE
GÜNEY SUDAN
GÜRCISTAN
RUSYA
FEDERASYONU
HAITI
SIERRA LEONE
HINDISTAN
SUDAN
HONDURAS
SURIYE
IRAK
SVAZILAND
İRAN
TACIKISTAN
İTALYA
TANZANYA
KAMBOÇYA
TÜRKIYE
KAMERUN
UGANDA
KENYA
UKRAYNA
KIRGIZISTAN
ÜRDÜN
KOLOMBIYA
YEMEN
LESOTHO
YUNANISTAN
LIBERYA
ZIMBABVE
RUSYA FEDERASYONU
ÖZBEKISTAN
ISTAN
NISTAN
KIRGIZISTAN
TAJIKISTAN
IRAN
AFGANISTAN
PAKISTAN
NEPAL
HINDISTAN
BANGLADEŞ
MYANMAR
EMEN
ASKAR
KAMBOÇYA
FILIPINLER
ENDONEZYA
PAPUA YENI
GINE
YILIN ÖZETİ
YILIN ÖZETİ
Dr. Joanne Liu, Uluslararası Başkan
Jérôme Oberreit, Genel Sekreter
Kunduz hastane saldırısında hayatını kaybedenlerin aileleri ve arkadaşları hala kalbimizde. Aynı zamanda bu sene Nepal’de
yaşanan trajik helikopter kazasında
kaybettiğimiz meslektaşlarımız ve Orta
Afrika Cumhuriyeti’nde öldürülen çalışanımızı da unutmadık. Kongo Demoktratik
Cumhuriyeti’nde kaybolan ve hala izini
bulamadığımız iş arkadaşlarımız Philippe,
Richard ve Romy’ye de asla unutulmadıklarını duyurmak istiyoruz.
Sağlık tesislerine yapılan saldırılar ve bunun
sonucunda yaşanan sivil kayıplar
Bir sağlık tesisine düzenlenen saldırı, bir
anda başlayıp kısa süre sonra bitebilir.
Ancak sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların etkisi uzun zaman devam eder. Binlerce
sivil, sağlık tesisleri işleyemez hale geldiği
için en çok ihtiyaç duydukları dönemde
temel sağlık hizmetlerinden mahrum kalır.
MSF, verdiği sağlık hizmetlerinin her
daim tarafsız olduğunu vurgulamak için
Afganistan’da çatışan tüm taraflarla ayrı
ayrı görüşmeler yapmış, ABD Hava Hava
Kuvvetleri hastaneyi bombalayana kadar
ancak bu sayede Kunduz’da güvenle çalışmıştır. İşte tam da bu nedenle, yapılan bu
saldırının etkenleri ve koşulları hakkında
bağımsız ve tarafsız bir soruşturma gerekiyor. Bizler bu konuda ABD askeri kuvvetlerinin kendi içinde sürdürdüğü soruşturmaya
güvenemeyiz. Hastanelere saldırı düzenlenmesi elbette ilk defa görülen bir durum değil.
Ancak bu saldırıları basit bir “hata” olarak
tanımlamamız ve görmezden gelmemiz de
mümkün değil. Kunduz’a yönelik saldırı
medyada büyük yankı uyandırdı çünkü ilk
defa uluslararası bir insani yardım kuruluşu, resmen ABD askeri kuvvetlerince hedef
© Bruno De Cock/MSF
Ekim ayında Sınır Tanımayan
Doktorlar’ın (MSF)
Afganistan’daki Kunduz
Travma Merkezi ABD hava
kuvvetleri tarafından
bombalandı. Saldırı sonucu,
14 çalışan, 24 hasta ve 4
hasta refakatçisi hayatını
kaybetti. Saldırının ardından
kuzeydoğu Afganistan’da
yaşayan bir milyondan
fazla kişi, nitelikli cerrahi
hizmetlerden mahrum kaldı.
MSF Afganistan Ülke Temsilcisi, Kunduz’daki MSF Travma Merkezi’ne yapılan saldırıdan bir ay sonra Brüksel’de bir anma töreninde
konuşma yapıyor.
4 Sınır Tanımayan Doktorlar
© MSF
YILIN ÖZETİ
Hava saldırısı sonrası tamamen yerle bir olan, MSF’nin desteklediği Haydan’daki (Yemen) bir hastane. Bölgede açık olan ve 200.000
kişiye hizmet veren tek hastane artık yok.
alındı ve bombalandı. Sağlık merkezlerine
yapılan saldırıların yoğunlaştığı ve bunun
sonucunda en ciddi kaybı yine sivillerin
yaşadığı bu dönemde, MSF, küresel boyutta
etkisi olan, ancak çoğunlukla gözden kaçan
konuların uluslararası mercekte yakın takibe
alındığına emin olana kadar bu olayın
peşinden gidecektir.
Ocak ayında MSF’nin Sudan - Güney
Kordofan’daki hastanesi Sudan Hava
Kuvvetleri tarafından bombalandı. Saldırıda
bir hasta ve bir çalışan yaralandı. Aynı
hastane 2014’ün Haziran ayında da bombalanmıştı. Sene başında Ukrayna’da da sağlık
tesisleri bombalı saldırılara hedef oldu. Fakat
bilinçli yapılan ve ayrım gözetmeyen şiddet
eylemleri ve en ciddi kayıplara sebep olan
hastane saldırıları Suriye’de gerçekleşti.
2012’de kabul edilen yasalar Suriye’deki
karşıt gruplara sağlık yardımı sağlamanın
yasa dışı olduğunu beyan etti. O tarihten
bu yana hükümet güçleri, korkunç sonuçlar
doğurmuş ve bugüne kadar cezasız kalmış
bazı eylemler gerçekleştirdi. Karşıt gruplara
zarar vermek amacıyla, stratejik bir seçim
olarak, doktor, hemşire ve ambulans sürücüleri de dahil olmak üzere sağlık personeli ve
sağlık tesisleri hedef alındı. 2015’te MSF’nin
desteklediği 63 sağlık tesisine toplamda 94
bombalı saldırı düzenlendi. Bu saldırıların
12’sinde tesisler tamamen yerle bir oldu.
MSF destekli tesislerde 81 sağlık personeli
yaralandı ve hayatını kaybetti.
Yıl sonuna yaklaştığımızda, Yemen’deki sağlık
tesisleri de saldırılara hedef olmaya başladı.
Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon
Ekim ayında MSF destekli bir hastaneye
hava saldırısı düzenledi ve bunun sonucunda
200.000’den fazla kişi sağlık hizmeti alamaz
hale geldi. Hastanelere art arda düzenlenen bu
saldırılar sonucunda bazı siviller, acil ihtiyaçları
olmasına rağmen hastanelere giderken yolda
hayatını riske atmak yerine, evinde kalıp dışarı
çıkmamayı tercih etti. “Ne pahasına olursa
olsun güvenlik” mantığı, ancak otoritelerin ve
ülkelerin güvenlik önceliklerine uygun olduğu
takdirde sağlık hizmetlerine izin verilebileceğini söylüyor. Sağlık hizmetleri, güvenlik önceliklerine uygun olmadığı takdirde ya engelleniyor ya da doğrudan saldırıların hedefi oluyor.
Güvenli Yaşam Arayışındaki İnsanlar
Şiddetten kaçanlar
2015 yılında devam eden çatışmalar ve
şiddet eylemleri yüzbinlerce insanın güvenli
yaşam umuduyla evlerini ve ülkelerini terk
etmesine neden oldu. 2015 başlarında ülkedeki seçimle ilişkili şiddet olaylarından kaçan
çok sayıda Burundili mülteci Tanzanya’ya
akın etti. 2015’in Temmuz ayında her hafta
ortalama 3.000 kişi ülkeye giriş yapar oldu.
Hesaplamalarımıza göre yaklaşık 78.000
Burundili Nyarugusu Kampı’na sığındı.
2011’de başlayan ve hala devam eden
Suriye Krizi, bugüne kadar 1,5 milyondan
fazla Suriyeli mülteci ve Suriye’de yaşayan
Filistinli mültecinin Lübnan’a sığınmasıyla
sonuçlandı. Şu anda Lübnan küçük bir ülke
olduğundan bu nüfusun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Ürdün’de ise bugüne kadar
resmi olarak kayıt yaptıran Suriyeli mülteci
sayısı 600.000’i geçti.
Batı Afrika’nın Çad Gölü bölgesinde
Kamerun, Çad, Nijer ve Nijerya’da 2.5 milyon
kişi Boko Haram’ın saldırılarından kaçarak
evlerini terk etmek zorunda kaldı ve ülke
içinde yerinden edilen topluluklar için inşa
edilen kamplara sığındı. Silahlı birliklerin karşı
saldırıları ise, korunma talebinde bulunan
bu insanların ve bölgedeki sivillerin hayatını
daha fazla riske atmaktan başka bir işe yaramadı.
MSF yukarıda bahsi geçen tüm ülkelerde
faaliyet gösteriyor. Tanzanya’da aşı kampanyası yürütüyor, Lübnan’da kronik hastalıklar için ücretsiz tedavi sunuyor, Ürdün’de
rekonstrüktif cerrahi projesi yürütüyor ve
güvenlik riskine rağmen sağlık ekiplerini Çad
Gölü çevresinde toplamaya devam ediyor.
Mültecilerin misafir edilmesine yönelik
sorumluluğun aslında tüm dünya ülkeleri tarafından paylaşılması gerekirken, bu
sorumluluk çoğunlukla çatışma bölgelerine
komşu olan ülkeler tarafından omuzlanıyor ve
ne yazık ki bu gerçekleri haber başlıklarında
göremiyoruz.
Avrupa’ya Yolculuk
2015 boyunca 3.771’den fazla kişi Avrupa’ya
ulaşmak isterken denizde boğularak hayatını
kaybetti. MSF arama kurtarma çalışmaları
düzenleyerek Avrupa’ya giriş noktalarında
ve “göç rotası” üzerinde göçmenlere tıbbi ve
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 5
© Karin Ekholm/MSF
YILIN ÖZETİ
Güney Sudan’daki Yida mülteci kampında kalan bir çocuk, geniş çaplı aşılama kampanyası kapsamında kızamığa karşı aşılanıyor.
insani yardım sundu. Yerinden edilen çaresiz
insanlara karşı Avrupa’nın benimsediği
tutum kınanırken, güvenli alternatifler olmadığı için savaş ve şiddetten kaçan insanlar,
daha güvenli ve kaliteli bir hayat için ailelerini ve kendilerini kaçakçılara emanet etmek
zorunda kaldı. Bu durum ne yazık ki hala
devam ediyor.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sınırlarında
gözler önüne serilen küresel insani kriz,
büyük oranda yanlış politikaların sonucunda
bu noktalara geldi. AB’nin etkili ve insani
politikalar üretme konusundaki başarısızlığının yanı sıra, göçmen akınına yönelik
müdahalelerin yüzeyselliği, durumun bu
denli vahim noktalara gelmesinde büyük rol
oynadı. Kontrol edilmediği takdirde dünyayı
sarsabilecek Ebola salgınıyla mücadele
ederken de çok net gözlemlediğimiz siyasi
tepkisizlik, göç krizinde de aynen yaşandı.
Dünya liderleri yaşanananlara sırtını dönerek
çatışmaların yalnızca bu “uzak” ülkelerin
sınırları içinde kalacağını umdu. Nitekim,
kendilerinin de bu olayların ciddi boyutlara
taşınmasına bazı açılardan katkıda bulundukları herkesçe biliniyor. BM Güvenlik
Konseyi’nin beş daimi üyesinden dördü
(Rusya, ABD, Fransa ve İngiltere), Suriyeli
sivillerin bombalanmasında doğrudan rol
aldı. Dünyanın geri kalanı ise, garip bir
şekilde, bu insanların ülkelerini neden terk
ettiklerini sorgulamayı ve görmeyi reddetti.
6 Sınır Tanımayan Doktorlar
Yalnızca bu göçmenlerin AB topraklarına
adım atmasını engellemek için çaba sarf
ettiler. Açıkça görüldüğü üzere bu çabalar
hiçbir şeyi değiştirmedi.
2015 yılında Avrupa’ya 1 milyon kişinin
giriş yaptığı tahmin ediliyor. Bu kişilerin
yarısını ise Suriyeli mülteciler oluşturuyor.
Çatışmaların şiddeti arttıkça, ülkelerini terk
eden insanların sayısında da ciddi bir artış
yaşanmaya devam edecek. AB, Suriyeliler’i
kendisinden uzak tutmak amacıyla
Türkiye’nin sınır ülkesi olmasını fırsat bilerek
Türkiye’ye milyarlarca avro para aktardı.
Sınırların kapatılması ise, kapana kısılan
milyonlarca çaresiz ve savunmasız insanı,
yakın tarihte yaşanan en acımasız savaşlardan birinin tam ortasında bıraktı.
Güney Sudan’da artarak devam eden şiddet
Güney Sudan’da da siviller orantısız şiddete
maruz kalmaya devam ediyor. 2015’te
tecavüz, adam kaçırma ve idamlar Güney
Sudan’ın bazı bölgelerinde gündelik yaşamın
parçası haline gelirken, bu yaşananları
durdurma konusunda sağlam adımlar atılmadı; bölgesel ve uluslararası irade çok zayıf
kaldı. Sahadaki MSF ekipleri Unity eyaletinde köylerin yakıldığına, yağmalandığına,
yerle bir edildiğine tanıklık etti. Yüzbinlerce
insan çalılıklara ve bataklıklara kaçarak
aylarca hiçbir yardım alamadan, buralarda
saklandı, yaşam mücadelesi verdi.
MSF’nin sağlık tesisleri üç kez saldırıya
uğradı ve yağmalandı. Bu olaylar sırasında
beş Güney Sudanlı eski çalışanımız hayatını
kaybetti. MSF çok ciddi kayıpların yaşandığı bölgelere ulaşma konusunda ciddi
zorluklarla karşılaşmasına rağmen, mobil
klinikler aracılığıyla hayati öneme sahip tıbbi
ekipmanı ve sağlık yardımını, çatışmaların
ön saflarında yer alan savunmasız insanlara ulaştırmayı başardı. Güney Sudan’daki
insanlık krizi tüm acımasızlığıyla devam
ederken, ülkede faaliyet gösteren MSF ekipleri aynı zamanda son yıllarda görülen en
ciddi sıtma salgınıyla karşı karşıya kaldı.
Ekipler ayrıca son iki yılda ortaya çıkan ikinci
büyük kolera salgınına tanıklık etti.
Salgınlarla mücadele ve AR-GE çalışmaları
2015’in sonlarında Sierra Leone ve Gine’de
Ebola salgınının sona erdiği ilan edildi.
Ancak o günden bu yana zaman zaman
yeni vakalar ortaya çıkmaya devam ediyor.
Batı Afrika’da Ebola’dan etkilenen ülkelerde sağlık sistemi neredeyse tamamen
çökmüş olduğundan, kızamık, tetanoz ve
çocuk felci gibi rutin aşı kampanyaları da
yarıda kesilmişti. Ebola dışındaki hastalıkların tedavi edilmesi için gereken sağlık
sistemini yeniden inşa etmek ve insanların
sağlık sistemine güvenmesini sağlamak,
bu salgının sonlandırılması için hayati
önem taşıyordu. Salgının en çok yayıldığı
üç ülkede 880’den fazla sağlık persone-
YILIN ÖZETİ
linin Ebola virüsünü kaptığı ve bu kişilerin
500’den fazlasının hayatını kaybettiği düşünülüyor. Ebola’yı atlatan 10.000’den fazla kişi
olmasına rağmen, bu insanların büyük bir
kısmının hala uzun dönem tedavi gerektiren
psikolojik rahatsızlıklar, baş ağrıları, hafıza
kaybı, kas ağrısı ve görme bozuklukları yaşadığı görülüyor.
Elbette Ebola kitleleri tehdit eden tek
hastalık değil. Kızamık, menenjit, kolera
gibi salgın hastalıklar sıklıkla mülteci kampları gibi hijyenik olmayan bölgelerde ve
aşılama yapılamayan yerlerde ortaya çıkıyor.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin Katanga
Bölgesi’nde pek çok kişinin hayatını kaybetmesine neden olan son kızamık salgınında görüldüğü üzere, geçtiğimiz 10 yılda
alınan stratejik önlemlerin işe yaramadığı
kanıtlandı. MSF Haziran ve Eylül aylarında
300.000’den fazla çocuğu aşıladı ve 20.000
hastayı tedavi etti. 2015’te MSF’nin Erişim
Kampanyası (Access Campaign) ekibi, başta
zatürre aşısı olmak üzere dünya çapında aşı
fiyatlarının düşürülmesini talep eden Adil
Aşılama (Fair Shot) kampanyasını başlattı.
Çünkü geçtiğimiz 10 yılda çocuk başına bir
kur aşılamanın maliyeti tam tamına 68 kat
artış gösterdi.
Etkili, ekonomik ve herkes için erişilebilir
aşılama programları ve teşhis ve tedavi için
AR-GE çalışmaları yürütülürken toplumsal
ve çevresel koşullar gözetilmelidir. Ebola
konusunda yürütülen AR-GE çalışmaları
son yıllarda dünya çapında amacına hizmet
etmedi ve ne yazık ki beklentileri karşılayamadı. Çünkü acil durumlarda hayat kurtarmaya yönelik etkili bir yöntem izlenmedi. İki
salgın arasındaki kritik dönemde, bir sonrakine hazırlıklı olmak için gerekli güvenlik
çalışmalarına yoğunlaşmalı ve tüm etkenleri etik bir bağlamda değerlendirmeliyiz.
Salgınlar esnasında, özellikle salgının en
yoğun görüldüğü dönemlerde, deneme
aşamasındaki ilaç ve aşıları hızla test ederek,
etkilerini aynı hızla gözlemlemeliyiz. Fakat
günümüzde ancak salgın ortaya çıkıp yayıldıktan sonra veya salgının şiddeti azalmaya
başladığında harekete geçebiliyoruz. Bu,
derhal çözüm bulmamız gereken bir sorun.
Son yıllarda MSF olarak tıbbi ve insani
yardım çalışmalarımızı değişen koşullara
uyarlamak ve farklı bağlamlarda karşılaştığımız zorluklar karşısında alternatif yollar
bulmak zorunda kaldık. 2015’te Suriye’de
sağlık tesisleri kurup bu tesisleri işletmenin
yanı sıra MSF'ye ait olmayan tesislere de
destek verdik. Suriye içindeki bazı hastane
ve kliniklere ilaç ve malzeme bağışladık,
yerel sağlık çalışanları ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği halinde çalıştık. MSF ekipleri, Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki zorlu
koşullara rağmen 13 kasaba ve 15 köyde
aşı kampanyaları yürüttü, mobil klinikler
kurdu. Cinsel şiddet mağdurları için kişiye
özel hizmetler verdi, beslenme yetersizliğine müdahale etti ve acil cerrahi hizmetler
sunarak yerel halkın ihtiyacı olan temel ve
acil sağlık hizmetlerine devam etti.
Bu çalışmaların ötesinde, diğerlerine nazaran
geri planda kalmasına rağmen, onbinlerce
MSF çalışanı dünyanın yaklaşık 70 ülkesinde
HIV, tüberküloz, sıtma hastalarını tedavi etti;
beslenme yetersizliğiyle mücadele etti. Anne
ve çocuklara yönelik uzman sağlık hizmetleri
sundu, aşı kampanyaları yürüttü.
Tüm çalışanlarımızı çabalarından dolayı
takdir ediyor ve tüm destekçilerimize bu
hizmetleri mümkün kıldıkları için teşekkür
ediyoruz.
© Helmut Wachter/13photo
Her ne kadar karşı stratejiler geliştirilmiş
olsa da, sıtma hastalığı hala dünya çapında
büyük bir sorun teşkil ediyor. Aynı zamanda
sıtma kadar yaygın olmasa da sarı humma,
chikungunya ve lassa humması gibi salgınlar
da zaman zaman ortaya çıkmaya devam
ediyor. 2015 yılında Orta ve Latin Amerika’da
Zika virüsü salgını görüldü. Dünya Sağlık
Örgütü 2016’nın başında, insanlarda ilk kez
1952 yılında tespit edilen Zika virüsünün
yarattığı salgına karşı Uluslararası Halk
Sağlığı Acil Durumu ilan etti. Bu virüse karşı
kesin bir aşı ya da tedavi olmamakla beraber
teşhis yöntemlerinin çok kısıtlı olması,
salgının yayıldığı takdirde büyük bir tehlikeye
dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.
Kırgızistan’ın güneyindeki Kara Su’da tedavi gören bir hasta röntgenlerini taşıyor. MSF hastanede yatış süresini düşürmek için bu
bölgede özellikle ayakta tedaviye öncelik veriyor ve hastaların tedaviye bağlı kalmalarına yardımcı oluyor.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 7
ÇALIŞMA ALANLARIMIZ
ÇALIŞMA
ALANLARIMIZ
Projelerde Yapılan Harcamalara Göre
En Büyük Programlarımız
Proje Yürütülen Bölgeler
1. D
emokratik Kongo
Cumhuriyeti
6. Irak
Afrika
256
2. Güney Sudan
7. Nijer
Asya* 81
Kuzey ve Güney Amerika22
8. Afganistan
Orta Doğu 44
Pasifik
3. Orta Afrika Cumhuriyeti
4. Yemen
5. Haiti
Proje Sayısı
9. Lübnan
Avrupa
38
5
Asya
10. Etiyopya
Afrika
Yukarıdaki 10 ülkede yürütülen programların toplam bütçesi 445.7
milyon avrodur. Bu rakam, Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF)
tüm operasyonları için ayrılan bütçenin %51’ini oluşturmaktadır.
%18
Orta Doğu
Personel Sayısı
Sahada görev yapan MSF personeli sayısına göre en büyük ülke programları.
Personel sayısı yalnızca tam zamanlı ve sabit pozisyonlar dikkate alınarak
hesaplanmıştır.
1. Güney Sudan
3.322
2. Demokratik Kongo Cumhuriyeti
2.867
3. Orta Afrika Cumhuriyeti
2.629
4. Afganistan
2.303
5. Haiti
1.835
%57
%10
Avrupa
%9
Kuzey ve
Güney
Amerika
%5
Pasifik
%1
*Asya’ya Kafkasya da
dahildir.
Ayakta Muayene
Ayakta muayene edilen hasta sayısına göre en büyük ülke programları.
Bu rakamlara uzmanlık gerektiren müdahaleler dâhil edilmemiştir..
1. Demokratik Kongo Cumhuriyeti
1.652.008
2. Orta Afrika Cumhuriyeti
1.016.096
3. Güney Sudan
915.934
4. Lübnan
683.385
5. Etiyopya
413.195
6. Nijer
408.009
7. Afganistan
366.164
8. Pakistan
358.308
9. Suriye
350.348
10. Kenya
281.140
Proje Yürütülen Bölgelerin
Durumu
Proje Sayısı
İstikrarlı
203
Silahlı Çatışma
130
İç İstikrarsızlık
109
Çatışma Sonrası %45
5
%29
Silahlı Çatışma
İstikrarlı
8 Sınır Tanımayan Doktorlar
%24
İç İstikrarsızlık
%1
Çatışma
Sonrası
ÇALIŞMA ALANLARIMIZ
2015 FAALİYETLERİNDE
ÖNE ÇIKANLAR
8.664.700
Ayakta muayene
6.800
Anneden bebeğe HIV
geçişinin önlenmesi
(PMTCT) için tedavi gören hamile
kadın sayısı
598.600
Hastaneye yatırılan
hasta sayısı
2.299.200
Tedavi edilen
sıtma vakaları
60.500
Ayakta veya yatılı
beslenme programlarına
alınan, ileri seviye
beslenme yetersizliği
gösteren çocuk vakaları
236.800
2015 sonunda birinci
basamak antiretroviral
tedavi gören HIV hastaları
10.200
2015 sonunda ikinci
basamak antiretroviral
tedavi gören HIV hastaları (birinci
basamak tedavinin başarısız olması
durumunda)
Bireysel terapi
seansı
39.300
4.400
HIV temas sonrası
profilaksi tedavisi gören
2015 doğumlu bebeklerin
sayısı
Grup terapi seansı
veya ruh sağlığı
danışmanlığı
32.600
243.300
Sezaryen ve normal
doğum yapan kadınların
sayısı
Kolera tedavisi
görmüş hasta sayısı
1.537.400
106.500
Doğum ameliyatları da
dahil, genel veya
spinal anestezi altında
gerçekleştirilen büyük cerrahi
müdahalelerin sayısı
340.700
2015 sonunda kayıt
altında tedavi gören HIV hastaları
184.600
Salgına karşı kızamık
aşısı yapılan kişi sayısı
45.900
Kızamık tedavisi
gören kişi sayısı
11.100
Cinsel şiddet
nedeniyle fiziksel
tedavi gören hasta
sayısı
326.100
Salgına karşı menenjit
aşısı yapılan kişi sayısı
18.100
Birinci basamak
tüberküloz tedavisi gören hasta sayısı
2.000
23.700
Denizden
kurtarılan
ve yardım edilen
göçmen ve mülteci sayısı
İkinci basamak çok
ilaca dirençli (MDR)
tüberküloz tedavisi
gören hasta sayısı
Bu veriler, doğrudan ve uzaktan destekle birlikte koordinasyon faaliyetlerini de kapsamaktadır ve MSF’nin çoğu faaliyetine dair genel bir bakış açısı sunmaktadır;
kapsamlı bilgi olarak düşünülmemelidir.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 9
HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ
HASTALIKLAR VE
FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ
Acil Yardım Malzemesi Dağıtımı
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) üstlendiği
temel görev sağlık hizmetleri olmakla birlikte
acil durumlarda hayatta kalmaya yönelik acil
yardım malzemeleridağıtımı da yapmaktayız.
Bunlar kıyafet, battaniye, yatak, sığınma,
temizlik malzemeleri, yemek pişirme araçları
ve yakıttır. Çoğu afette, bu yardım malzemeleri kitler halinde dağıtılır. Mesela yemek
pişirme kitleri, insanların kendileri için yemek
hazırlamasını sağlamak için ocak, tencere,
tabak, kap, kesici aletler ve kavanozlar içerir.
Temizlik kitleri ise sabun, şampuan, diş
fırçası, diş macunu ve deterjandan oluşur.
MSF, kalacak ve sığınacak yeri olmayan,
temel ihtiyaç malzemelerinden yoksun kişiler
için ip, tarpolin, çadır gibi acil yardım malzemeleri sağlar. MSF ekipleri, soğuk iklimlerde
insanların hayatta kalabilmesi için dayanıklı çadırlar dağıttığı gibi, bu kişilerin geçici
olarak yerleşebileceği kalıcı yapılar da inşa
ederler.
MSF 2015’te 140.400 yardım kiti dağıtmıştır.
..........................................................................
Aşılama
Bağışıklığı güçlendirme, tıbbi müdahaleler
ve kamu sağlığı söz konusu olduğunda en
uygun maliyetli yöntemlerden biridir. Ancak
buna rağmen her yıl yaklaşık iki milyon
insan, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sınır
Tanımayan Doktorlar (MSF) gibi sağlık kuruluşlarının, özellikle çocuklar için önerdiği
aşılarla kolaylıkla önlenebilecek hastalıklar
nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bunlar
DTP (difteri, boğmaca, tetanos) kızamık,
çocuk felci, hepatit B, Haemophilus influenzae tip b (Hib), pnömokoksal hastalıklar,
rota virüs, BCG (TB için), kızamıkçık, sarı
humma, insan papillom virüsü için geliştirilen aşılardır. Fakat bu aşıların her biri her yer
yerde önerilmez.
Aşılama, MSF için kızamık, sarı humma ve
bazen de menenjit gibi salgınlarla mücadelede en önemli araçlardan biridir. MSF,
aşılama için ayrılan bütçenin düşük olduğu
ülkelerdeki temel sağlık programları çerçevesinde, özellikle beş yaş altı çocuklar için
aşılama kampanyaları yürütmektedir. Büyük
ölçekli aşılama kampanyaları, bağışıklık
sisteminin önemi hakkında toplumsal farkındalık oluşturma amaçlı eğitim faaliyetleri ve
insanların kalabalık gruplar halinde buluştukları yerlerde oluşturulan aşılama noktalarıyla
desteklenir. Tipik bir aşılama kampanyası iki
ila üç hafta arası sürer ve bu süreçte yüzbinlerce kişiye ulaşılabilir.
MSF 2015’te 258.800 rutin aşılama çalışması
yürütmüştür.
10 Sınır Tanımayan Doktorlar
Beslenme Yetersizliği
Yiyecek yetersizliği veya temel besin maddelerinden yoksun kalma durumu beslenme
yetersizliği olarak adlandırılır. Çocuklarda
büyüme dengesizlikleri görülür ve hastalıklara yakalanma riski artar. Beslenme yetersizliği durumunda kritik dönem, altı ila 24 ay
arasında, anne sütünün takviyeler ile desteklendiği dönemden sonra başlar. Ancak beş
yaş altı çocuklarda, ergenlik dönemindeki
gençlerde, hamile ve emziren kadınlarda,
yaşlılarda ve kronik rahatsızlığı olanlarda
da sıklıkla görülen bir sorundur. Çocuklarda
beslenme yetersizliği şu yöntemlerle tespit
edilebilir: Boy, kilo veya üst kol çemberi
ölçülür ve bu değerler normal değerlerle
kıyaslanır. Bu ölçümler doğrultusunda
sorunun normal düzeyde mi, yoksa ciddi
boyutta mı olduğu hesaplanır.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) beslenme
yetersizliği tedavisinde terapötik besin
kullanmaktadır. Terapötik besin, besin değeri
yüksek süt tozlarıdır ve ihtiyaç duyulan her
türlü besin maddesini içeren özel karışımlardır. Raf ömürleri uzun olup hazırlanması
çok kolaydır. Hastanın durumu çok kritik
değilse, bu besinleri alıp evde de kullanabilir
ve bu yolla kaybedilen kilo ve minerallerin
alımı sağlanmış olur. MSF, beslenme yetersizliğinin ciddi olduğu durumlarda, önleyici tedavi yaklaşımını benimser ve özellikle
çocuklara ek besin maddeleri dağıtır.
MSF 2015’te beslenme programları dahilinde
181.600 çocuğa yatakta veya ayakta tedavi hizmeti
vermiştir.
..........................................................................
Chagas Hastalığı
Chagas genellikle Latin Amerika’da görülmesine rağmen, uluslararası yolculukların
ve göçlerin artışıyla Kuzey Amerika, Avrupa,
Avustralya ve Japonya’da görülme sıklığı
artmıştır. Chagas hastalığı parazit kaynaklı
olup duvar çatlaklarında, çamur çatılarda ve
saman evlerde yaşayan triatomine böceklerinden bulaşır. Aynı zamanda kan transferi
yoluyla geçebilir, anne karnındaki ceninlere taşınabilir ve daha nadir olmakla birlikte
organ nakliyle bulaşabilir. Hastalığın ilk (akut)
evresinde semptomlar belirgin değildir veya
çok hafiftir. Hastalığın kronik evresindeyse
yıllarca belirti gözlenmez. Fakat vücudu
güçten düşüren komplikasyonlar, enfekte
olmuş hastaların yaklaşık %30’unda ortaya
çıkar ve bu kişilerin yaşam sürelerini ortalama 10 yıl azaltır. Kalp yetmezliği, aritmi,
kalp kası rahatsızlıkları gibi komplikasyonlar
yetişkin hastalar için en yaygın ölüm sebebidir.
Hastalığın teşhisi de bir o kadar zordur ve
kan örneklerinden laboratuvar analizi gerektirmektedir. Bugün itibarıyla dünyada bu
hastalığın tedavisi için yalnızca iki çeşit ilaç
bulunmaktadır: Yaklaşık 40 yıl önce geliştirilmiş olan benznidazole ve nifurtimox.
Akut vakalarda, bebeklerde ve yeni doğanlarda iyileşme oranı %100’dür. Ancak enfeksiyon kapıldığı gün ile tedaviye başlanan gün
arasındaki zaman uzadıkça iyileşme oranı
da buna bağlı olarak azalır. Şu anda uygulanan tedavi vücutta toksik etki yarattığı için
tamamen uygulanması iki aydan fazla sürebilir. Daha etkili ve güvenilir ilaçlara yönelik
ihtiyaç çok belirgin olmasına rağmen, geliştirme aşamasında olan çok az sayıda ilaç
vardır.
..........................................................................
Cinsel Şiddet
Cinsel şiddet tüm toplumlarda ve farklı seviyelerde görülen bir sorundur. Toplumsal
şartlardaki dengesizlik ve istikrarsızlık, çoğu
zaman şiddet seviyesinin artmasına yol açar.
Buna cinsel şiddet de dahildir. Cinsel şiddete
maruz kalmak, kişinin kendisini toplumda
utanç kaynağı olarak görmesine ve dışlanmış
hissetmesine yol açar. Bu tür şiddet vakalarının kişi üzerinde son derece karmaşık etkileri vardır ve uzun süreli, ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) cinsel
şiddet mağdurları için yürüttüğü çalışmalar;
HIV, frengi ve belsoğukluğu gibi cinsel yolla
bulaşan hastalıklar için önleyici tedaviler ile
Tetanos ve Hepatit B aşılama programlarını
içerir. Sistematik bakım ve tedavi programları, aynı zamanda fiziksel yaralanmaların
tedavisi, psikolojik destek, istenmeyen hamilelikleri önleme ve istenmeyen hamiliklerle
başa çıkma yolları gibi faaliyetlere odaklanır. MSF tüm şiddet mağdurları için sağlık
raporu temin etmektedir.
MSF’nin cinsel şiddet mağdurlarına yönelik
faaliyetlerinin temelini tıbbi tedavi oluşturur. Fakat yaftalanma ve dışlanma korkusu,
birçok insanı yardım almaktan alıkoyabilmektedir. Tedavi ve yardımın ulaşılabilir olduğunu bu insanlara anlatmak ve farkındalığı artırmak için aktif bir yaklaşım gereklidir.
MSF, özellikle çatışma ve savaş bölgelerinde
çok sayıda şiddet mağduruyla karşılaştığı
durumlarda, yerel yönetimlerde ve çatışmaları sürdüren silahlı gruplar arasında farkındalığı artırmak amacıyla savunuculuk faaliyetlerini devreye sokar.
MSF 2015’te cinsel şiddet mağduru 11.100 kişiyi
şiddet kaynaklı yaralanmalar nedeniyle tedavi
etmiştir.
© Giorgio Contessi/MSF
HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ
MSF personeli, Orta Afrika Cumhuriyet’indeki Paoua uçak pistinde bir ton tıbbi malzemeyi MSF uçağından indiriyor. Gelen kargoda
sıtma testleri ağırlıkta.
Ebola
Bulaşmanın önüne geçmek, salgının önlenmesinde büyük önem taşır. Hastalar Ebola
kontrol merkezlerinde, son derece katı
enfeksiyon kontrol prosedürleri altında
tedavi edilmektedir. Hastanın temasta bulunduğu kişileri tespit etmek, güvenli gömü
işlemleri yürütmek kadar hayati öneme
sahiptir. Eşzamanlı olarak insanları olası
tehditler, virüsten korunma yolları ve hastalık
belirtilerini kendilerinde veya yakınlarında
tespit ettikleri takdirde ne yapmaları gerektiği konusunda bilgilendirmek için halk
sağlığı geliştirme çalışmaları yürütülmektedir.
HIV/AIDS
Ebola’nın ölüm oranı yüzde 25 ila 80 arasında
seyretmektedir. Henüz etkili bir aşı veya
tedavi yöntemi geliştirilemediğinden1,
hastanın tedavisi kaybedilen suyu vücuda
geri kazandırma, ateş ve bulantı gibi semptomları kontrol altında tutma gibi süreçler
üzerine yoğunlaşmıştır. Ebola başlangıçta
gribe benzer semptomlarla kendini gösterir.
Daha sonraki aşamada kusma, ishal ve
bazı vakalarda kanamalara sebep olarak
çoğu zaman hastanın hayatını kaybetmesine sebep olur. Bu denli ölümcül olmasına
rağmen, Ebola virüsü son derece hassastır
ve güneş ışığı, yüksek ısı, çamaşır suyu, klor
ve hatta su ve sabunla yok edilebilir.
Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Programları:
Bu programlar, sağlık hizmetlerinin etkili
kullanımını teşvik etmeyi ve halk sağlığını
iyileştirmeyi amaçlar. Sağlığın teşviki ve
geliştirilmesi çift yönlü bir süreçtir: Çalışma
yürütülen toplumun kültürel değerlerini ve
yaşayışını anlamak, kamuoyunu bilinçlendirmek kadar önemlidir. Sınır Tanımayan
Doktorlar (MSF), salgınlar veya hastalıklar
sırasında hastalığın nasıl bulaştığı, bu hastalıktan nasıl korunulabileceği, semptomların
nasıl tespit edilebileceği ve bir kişi hastalandığında ne yapılması gerektiğiyle ilgili insanlara bilgi verir, eğitimler düzenler. Örneğin
MSF kolera salgınına müdahale ediyorsa,
ekiplerimiz bölge halkını dezenfeksiyon ve
hijyen yöntemlerinin önemi hakkında bilgilendirir çünkü bu hastalık kirli su ve yiyeceklerden veya dezenfekte edilmemiş yüzeylerle
temas yoluyla bulaşmaktadır.
HIV, basit kan testleriyle kolaylıkla teşhis
edilebilir. Ancak birçok insan HIV virüsü
taşıdığını bilmeden ve herhangi bir
semptom geliştirmeden yıllarca yaşayabilir. Antiretroviral (ARV) olarak adlandırılan
ilaç kombinasyonları bu virüsle savaşmada
ve hızla gelişmesini engellemekte etkilidir
ve hastaların yaşam sürelerini ve sağlığını
artırmada önemli rol oynar. ARV’ler aynı
zamanda virüsün bulaşma riskini de azaltır.
Ebola; kan, vücut salgıları, organlar ve
enfekte insanlarla doğrudan temas yoluyla
bulaşan bir virüstür. İlk kez 1976 yılında
ortaya çıkan Ebola’nın çıkış noktası henüz
tam olarak bilinmese de, yarasaların taşıyıcı
olduğu kabul edilmektedir. Sınır Tanımayan
Doktorlar (MSF), son yıllarda yaşanan Ebola
salgınlarının neredeyse tamamına müdahale
etmiştir. Fakat bu salgınlar, 2014 yılına kadar
çoğunlukla coğrafi anlamda dünyanın geri
kalanından kopuk sayılabilecek ücra bölgelerde ortaya çıkmıştır.
1
Raporun hazırlandığı tarihten sonraki dönemde
Ebola aşısıyla ilgili yapılan araştırma ve geliştirme çalışmalarının sonuçları için bkz. “Ebola
Aşısı Umut Vadediyor”: http://sinirtanimayandoktorlar.org/saha-projeleri/ebola-asisi-umut-vadediyor/
..........................................................................
Türkçe’de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü
olarak adlandırılan HIV, kan ve vücut salgıları yoluyla bulaşır ve kişinin bağışıklık sisteminde genellikle üç ila on beş yıllık zaman
dilimi içerisinde ciddi bozulmaya yol açar.
Bu durum Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği
Sendromu’nu (AIDS) beraberinde getirir.
Virüs zaman içinde ilerledikçe hastalar çeşitli
fırsatçı enfeksiyonlara maruz kalır. AIDS
hastaları arasında sıklıkla ölüme yol açan ve
en yaygın görülen fırsatçı hastalık tüberkülozdur.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), dünya
çapında aktif olarak üstlendiği tedavilerin yanı sıra, HIV/AIDS hakkında farkındalığı artırmaya yönelik eğitim-bilgilendirme,
prezervatif dağıtımı, HIV testleri ve danışmanlık hizmetleri gibi faaliyetler yürütmektedir. Aynı zamanda anneden çocuğa
bulaşma (PMTCT) riskini azaltmaya dönük
çalışmalar yapmaktadır. PMTCT hizmetleri, anneye hamilelik, loğusalık ve emzirme
döneminde, bebeğe ise hemen doğum
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 11
HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ
sonrasında uygulanacak olan ARV tedavisini
içermektedir.
MSF 2015’te HIV/AIDS ile yaşayan 340.700 kişiye
sağlık hizmeti vermiş ve 247.000 kişiye ARV
tedavisi uygulamıştır. ..........................................................................
Kala Azar (Visceral leishmaniasis)
Kala Azar hastalığı, Akdeniz havzasında
görülmesine rağmen, yüksek gelir seviyesine
sahip ülkelerde bilinmez. Hintçe’de “kara
ateş” anlamına gelen Kala Azar, tropikal,
parazitik bir hastalıktır ve tatarcık sineklerinin bazı türlerinin ısırması yoluyla bulaşır.
Yılda yaklaşık 200.000 - 400.000 kişi, 76
ülkede endemik olan Kala Azar hastalığına
yakalanır. Hastalığa yakalananların %90’ı
Bangladeş, Hindistan, Güney Sudan, Sudan
ve Brezilya’dadır. Kala Azar’ın karakteristik
olarak ateş, kilo kaybı, dalak ve karaciğerde
büyüme, anemi ve bağışıklık sisteminin
zayıflaması olarak kendini gösterir. Tedavi
edilmediği takdirde neredeyse her vakada
ölümle sonuçlanır.
Hastalık, Asya’da son derece hızlı sonuç
veren testlerle teşhis edilebilir. Fakat bu
testler Afrika’da uygulanabilecek kadar
yüksek hassasiyete sahip değildir çünkü
çoğu zaman dalak, kemik iliği ve lenf
düğümlerinden alınan örneklerin mikroskop
altında analiz edilmesi gerekir. Bu aşamaların
her biri, gelişmekte olan ülkelerde mevcut
olmayan kaynakları gerektiren zorlu ve uzun
süreçleri içerir.
Son yıllarda Kala Azar tedavisine yönelik
seçenekler artmıştır. Liposomal amphotericin
B, tek başına veya kombinasyon tedavisisin
bir parçası olarak Asya’da bir numaralı tedavi
yöntemi olmuştur. Bu yöntem çok daha
güvenlidir ve kısa sürede etki eder. Ancak
intravenöz uygulaması gerektirdiğinden yerel
kliniklerde bu tedavinin yapılması sıkıntılıdır.
Afrika’da hala en geçerli ve uygun tedavi
yöntemi beş duyarlıklı antimonlu ilaç ve
toksik olduğu kadar son derece acılı enjeksiyon uygulaması gerektiren paromomisin
kullanımıdır. Daha basit bir tedavi öngören
yeni yöntemler geliştirilmektedir ve çok
yakında kullanılabilir hale gelmesi beklenmektedir. Bir kişide hem Kala Azar hem de
HIV görüldüğü takdirde, durum çok daha
karmaşık bir hal alır çünkü bu iki virüs yüksek
oranda etkileşime girer ve bireyin bağışıklık
sistemine saldırarak direnci kırar.
MSF 2015’te Kala Azar teşhisi konan 5.400 hastayı
tedavi etmiştir.
..........................................................................
Kızamık
Kızamık son derece bulaşıcı olan viral bir
hastalıktır. Virüs vücuda girdikten 8 ila 13
gün sonra ilk belirtiler kendini göstermeye
başlar. Burun akıntısı, öksürük, göz enfeksiyonu, kızarıklıklar ve yüksek ateş, henüz
tedavisi olmayan bu hastalığın en belirgin
semptomlarıdır. Hastalar izole bir yerde A
vitamini ile tedavi edilir. Bu süreçte görme
bozuklukları, viral ağız enfeksiyonu, dehidrasyon, protein eksikliği ve solunum yolları
enfeksiyonu görülebilir.
12 Sınır Tanımayan Doktorlar
Gelişmiş ülkelerde kızamık kapan insanlar
en fazla iki ila üç hafta içinde iyileşir ve
ölüm oranı çok düşüktür. Ancak gelişmekte
olan ülkelerde ölüm oranı yüzde 3 ila 15
arasında seyrederken, bazı bölgelerde bu
oran %20’ye kadar yükselir). Ölüm nedenleri genellikle ishal, su kaybı, ciddi solunum
yolları enfeksiyonu ve beyin iltihabıdır.
Güvenilir ve uygun maliyetli aşılar piyasada bulunabilmektedir. Büyük ölçekli aşı
kampanyaları da vaka sayısında ve ölüm
oranlarında ciddi düşüş yaşanmasını sağlamıştır. Ancak sağlık sisteminin yetersiz
olduğu ve hizmetlere ulaşımın zor olduğu
ülkelerde insanlar kızamık kapmaya çok
yatkındır.
MSF 2015’te yaşanan salgınlarda 45.900 kızamık
hastasını tedavi etmiş ve 1.537.400 kişiyi kızamığa
karşı aşılamıştır.
..........................................................................
Kolera
Kolera, Vibrio cholerae bakterisinin su
yoluyla bulaşması sonucunda gelişen
ve sindirim sisteminin akut enfeksiyonuyla
sonuçlanan bir hastalıktır. Kirli su ve yiyeceklerin tüketilmesi veya kontamine yüzeylere direkt temas yoluyla bulaşır. Hastalık,
endemik olmayan bölgelerde bir anda ciddi
bir salgına dönüşebilir. Enfekte olan bireylerin çoğu orta düzeyde bir enfeksiyon
rahatsızlığı yaşar. Bazılarındaysa hastalık
bu aşamaya bile gelmez. Ancak hastalık
çok şiddetli bir şekilde de kendini gösterebilir. Kolera, çok ciddi su kaybına yol açan
kesintisiz ishal ve kusma yaşandığı takdirde
dehidrasyon sonucu ölüme yol açabilir.
Tedavi, hastanın kaybettiği su miktarının ağız
veya damar yoluyla rehidrasyonu ve kaybedilen tuz ve minerallerin takviye edilmesini
içerir. Kolera genellikle nüfusun çok yoğun
olduğu, sıhhi temizliğin sağlanamadığı ve
su kaynaklarının güvenilir olmadığı bölgelerde görülür. Bir salgından şüphelenildiği
takdirde, tüm hastalar enfeksiyon kontrol
önlemleri altında bir tedavi merkezine yerleştirilmeli ve enfeksiyonun daha fazla kişiye
bulaştırılması engellenmelidir. Katı hijyen
kuralları takip edilerek bol miktarda temiz ve
sağlıklı içme suyu tedarik edilmelidir.
MSF 2015’te 32.600 kolera hastasını tedavi
etmiştir.
..........................................................................
Meningokokal Menenjit
Meningokokal menenjit beyin ve omurilik
etrafındaki zarın bakteriyel enfeksiyondur.
Ani ve şiddetli baş ağrısı, kasılmalar, ateş,
kusma, ışığa karşı hassasiyet ve boyun
bölgesinde sertleşme gibi belirtilerle kendini
gösterir. Semptomlar görülmeye başladıktan
yalnızca saatler sonra ölüm gerçekleşebilir.
Enfekte hastaların neredeyse %50’si tedavi
görmeye başlamadan hayatını kaybeder.
Menenjite sebep olan bakteriyi birçok insan
belirti göstermeden veya farkında olmadan
taşıyor olabilir ve öksürük veya hapşurma
yoluyla bu bakteriyi diğer kişilere bulaştırabilir. Omurilik sıvısından alınan bir örneğin
incelenmesiyle hastalık teşhis edilebilir ve
tedavi özel antibiyotik kullanımını gerektirir. Ancak tedaviyle bile hastaların %10’dan
fazlası hayatını kaybeder ve hastalığı atlatan
her beş kişiden biri, işitme kaybı ve öğrenme
bozuklukları gibi hastalığın diğer etkilerine
maruz kalır.
Menenjit dünyanın her yerinde görülen bir
hastalıktır, fakat enfeksiyonların ve ölümle
sonuçlanan vakaların çoğu Afrika’da görülür.
“Menenjit Kuşağı” olarak adlandırılan ve
doğu-batı ekseninde Etiyopya’dan Senegal’e
kadar olan bölge dahilinde, salgınların
çoğundan meningokoksik bakteri sorumludur. Yeni geliştirilen bir aşı en az 10 yıllık
bir koruma sağlarken, sağlıklı bakteri taşıyıcılarının da hastalığı bulaştırmasının önüne
geçer. Benin, Burkina Faso, Kamerun,
Çad, Gana, Mali, Nijer, Nijerya, Senegal ve
Sudan’da yapılan aşı kampanyaları sonucunda hastalığın görülme sıklığı büyük
ölçüde azalmıştır.
MSF 2015’te menenjit salgınlarında 326.100 kişiyi
aşılamıştır.
..........................................................................
Ruh Sağlığı Tedavisi
Şiddete tanıklık etme, sevdiklerini kaybetme,
geçim kaynaklarının zarar görmesi veya
herhangi bir sebepten ötürü acı çekmek
gibi travmatik olaylar, bir insanın ruh sağlığını olumsuz yönde etkiler. Sınır Tanımayan
Doktorlar (MSF) bu kişilere psikososyal
destek sağlayarak bireylerin uzun süreli
psikolojik sorunlarını aşmalarına yardımcı
olur.
Psikososyal destek, hastaların yaşadıkları travmalarla başa çıkabilmek için kendi
yöntemlerini geliştirmelerine odaklanır.
Danışmanlarımız, hastaların yaşadıkları
travmalar hakkında konuşmaları için onları
cesaretlendirir ve duygularını süzgeçten
geçirmelerine yardımcı olur. Bu sayede
bireylerin stresini azaltmayı amaçlar. MSF,
aynı zamanda tamamlayıcı bir çalışma olarak
gruplar için psikolojik danışmanlık da verir.
MSF 2015’te 223.900 kişiye ruh sağlığı hizmeti
vermiştir.
..........................................................................
Sıtma
Sıtma hastalığı virüs taşıyan sivrisineklerden bulaşır. Semptomlar ateş, eklemlerde ağrı, baş ağrısı, devamlı kusma,
kasılma ve komadır. Şiddetli sıtma çoğu
zaman Plasmodium falciparum parazitinden
kaynaklanır ve bu durum organlara ciddi
hasar vererek tedavi edilmediği takdirde
ölümle sonuçlanır. Sınır Tanımayan Doktorlar
(MSF) tarafından yürütülen saha araştırmaları, artemisinin temelli kombinasyon terapisinin, şu ana kadar bu parazitin yol açtığı
sıtma vakalarında en etkili yöntem olduğunu kanıtlamaya yardımcı olmuştur. Dünya
Sağlık Örgütü’nün 2010 yılında hazırladığı
kılavuzlar, çocuklarda görülen şiddetli sıtma
vakaların tedavisinde arthemeter yerine artesunate kullanımının desteklenmesi yönünde
değiştirilmiştir.
Uzun etkili böcek kovucu ilaçlarla işlem
görmüş cibinlikler sıtmayı kontrol altında
HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ
© Jacob Kuehn/MSF
müştür. Vakaların kalan %5’ine ise Doğu
ve Güney Afrika’da bulunan Trypanosoma
brucei rhodesiense paraziti sebep olmuştur.
İleri düzeydeki sıtma, hastanın kanında sulanmaya neden olabiliyor.
tutmada çok etkilidir. MSF, endemik bölgelerde annelere ve yüksek oranda hastalığa maruz kalabilen beş yaş altı çocuklara
cibinlik dağıtırken, aynı zamanda cibinlik
kullanımı hakkında insanları bilgilendirmektedir.
MSF, 2012’de Çad ve Mali’de ilk kez
dönemsel kemoprevansiyon yöntemini denemiştir. Hastalığın en yüksek seviyeye çıktığı
dönemde beş yaş altı çocuklara üç ila dört
ay boyunca oral anti-sıtma ilaçları verilmiştir.
MSF 2015’te 2.229.200 sıtma hastasını tedavi
etmiştir.
..........................................................................
Su ve Sanitasyon
Yürüttüğümüz sağlık projelerinde temiz su
ve sıhhi temizlik vazgeçilmez öneme sahiptir.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), çalışılan
bölgelerdeki sağlık tesislerinde temiz su
tedariğinin ve atık yönetim sistemlerinin
sorunsuz bir şekilde işlemesini sağlar.
MSF, afet durumunlarında bölge halkına
temiz su tedarik etme ve güvenli sıhhi
temizlik konusunda yardımcı olmaktadır.
İçme suyu tedariği ve atıkların imhası,
MSF’nin her projede öncelik verdiği konular
arasında yer alır. Yakınlarda temiz su kaynakları olmadığı takdirde bölgeye konteynırlarla su taşınır. Çalışanlarımız bilgilendirme
kampanyaları düzenleyerek bölge halkını bu
araçların kullanımı konusunda teşvik eder ve
hijyen uygulamalarına ağırlık verir.
..........................................................................
Tüberküloz (TB)
Bugün dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri
Tüberküloz (TB) basili taşıyor. Fakat bu kişilerin çoğunda hastalık belirti göstermemektedir ve bulaşma riski yoktur. Özellikle
bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, TB
basili gelişerek akut tüberküloz halini alır.
Her yıl yaklaşık 9 milyon kişi aktif tüberküloz
geliştirir ve bu kişilerin 1,5 milyonu hayatını
kaybeder.
TB basili, enfekte kişiler öksürdüğünde veya
hapşurduğunda hava yoluyla taşınır ve diğer
kişilere bulaşır. Vücuduna TB basili yerleşen
her insanda hastalık baş göstermez, fakat bu
kişilerin yaklaşık %10’unda hayatlarının belli
bir döneminde TB aktif hale gelir. Hastalık
en çok akciğerleri etkiler. Hastalarda sürekli
öksürük, ateş, kilo kaybı, göğüs ağrısı ve
nefes almada zorlanma görülür ve hastalık
tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır. Ölümle sonuçlanan TB, HIV hastaları
arasında çok yaygın görülür.
TB’nin teşhis edilmesi için tükürük veya mide
sıvısından örnekler alınması gerekir, fakat
bu işlemin çocuklarda yapılması zordur.
Bugün, yapıldıktan yalnızca iki saat sonra
sonucu alınan ve aynı zamanda ilaca direnç
seviyesini tespit edebilen yeni bir moleküler
test kullanılmaktadır. Test oldukça maliyetli
olmasının yanı sıra ciddi bir güç kaynağı ve
mukus-balgam örneği gerektirir.
Basit TB vakalarında tedavi en az altı ay
sürer. Hastalar birinci basamak tedavide
kullanılan en güçlü iki antibiyotiğe (izoniazid
ve rifampisin) karşı direçliyse, bu kişilerin
Çok İlaca Dirençli Tüberküloz’a (MDR-TB)
sahip olduğu kabul edilir. Bu durumda bile
hastanın tedavisi mümkündür. Fakat kullanılacak ilaç grupları çok ağırdır ve çok sayıda
yan etki gösterir. Tedavi iki yıla kadar sürebilir. Yaygın İlaç Dirençli Tüberküloz (XDRTB) ise, ikinci basamak ilaçlara dirençli TB
hastalarının tedaviye yanıt vermediği durumlarda anlaşılır ve bu aşamada hasta için
yapılabilecekler kısıtlıdır.
MSF 2015’te 20.100 tüberküloz hastasını ve 2.000
MDR-TB hastasını tedavi etmiştir.
..........................................................................
Uyku Hastalığı (Afrika Tripanosomiyazisi)
Afrika Uyku Hastalığı parazit kaynaklı bir
enfeksiyondur ve Sahra Altı Afrikası’nda
yaygın bulunan çeçe sinekleri tarafından
bulaştırılır. Parazit, hastalığın ileri safhalarında merkezi sinir sistemini etkiler ve
ciddi nörolojik sorunlara sebep olur. Uyku
Hastalığı tedavi edilmediği takdirde ölümle
sonuçlanır. Rapor edilen hastaların %95’ten
fazlasında hastalığın, Batı ve Orta Afrika
bölgesinde bulunan Trypanosoma brucei
gambiense parazitinden kaynaklandığı görül-
İlk safhalarda hastalığın tedavisi görece
kolaydır, fakat teşhisi zordur çünkü başlangıçta görülen ateş ve güçsüzlük hissi semptomları yalnızca Uyku Hastalığı’na özgü
belirtiler değildir. Hastalığın ikinci safhası,
parazit merkezi sinir sistemine saldırdığı
zaman başlar. Hasta bu aşamada koordinasyon bozukluğu, kafa karışıklığı, kasılmalar ve uyku bozukluğu gibi nörolojik ve
psikiyatrik semptomlar göstermeye başlar.
Hastalığın tam teşhis edilmesi için omurilik
sıvısından örnek alınması gerekir.
Nifurtimoks – Eflornitin Kombinasyon
Terapisi (NECT), Sınır Tanımayan Doktorlar
(MSF), İhmal Edilen Hastalıklar İçin İlaç
İnsiyatifi (DNDi) ve Epicentre işbirliğiyle
geliştirilmiştir ve günümüzde Dünya Sağlık
Örgütü’nün (WHO) önerdiği tedavi protokolüdür. NECT, daha önce bu hastalığa karşı
kullanılan ve arseniğin bir türevi olan melarsoprol haplarından daha güvenlidir çünkü
melarsoprol kullanımının ciddi yan etkileri
olmakla beraber, bu haplar hastanın ölümüne
de neden olabilmektedir. Klinik deneyleri
devam eden yeni moleküllerin, hastalığın her
iki safhasında da etkili ve güvenilir sonuçlar
verebilecek bir tedavi yöntemi için yol gösterici olması beklenmektedir.
..........................................................................
Üreme Sağlığı
Kadın doğum ve yeni doğan sağlık hizmeti
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) afet
programlarının bir parçasıdır. Sağlık çalışanlarımız doğumlara yardımcı olur ve gerekmesi halinde sezaryen doğum gerçekleştirir.
Hasta veya zayıf doğan bebekler ise, ekiplerimiz tarafından özel bakıma alınır.
MSF’nin uzun dönem programları, anne ve
çocuk sağlığı konusunda daha kapsamlı
hizmetler sunar. Doğum öncesi hamile
kadınlara yapılan ziyaretler, tıbbi ihtiyaçları ve doğum sırasında çeşitli komplikasyonlar yaşayabilecek anne adaylarını tespit
etmek için hayati önem taşır. Doğumdan
sonra annelere yeni doğan bakımıyla
beraber tedavi, danışmanlık, aile planlaması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar
hakkında bilgilendirme seansları düzenlenir.
Doğum sonrasında annenin sağlığına dikkat
edildiği ve kişinin bakımına özen gösterildiği takdirde obstetrik fistül gibi sorunlar
önlenebilir. Obstetrik fistül, özellikle uzun ve
zorlu doğumlar sırasında vajina ve rektum
arasında oluşan bir açıklıktır. İdrarını ve
tuvaletini tutamama gibi sorunlara yol açan
bu durum, kadınların kendini toplumdan
dışlanmış hissetmesine sebep olur. Dünya
çapında bu sorunu yaşayan yaklaşık 2
milyon kadının tedavi göremediği ve her
yıl 50.000 ila 100.000 yeni vakanın oluştuğu bilinmektedir. Birçok MSF programında
uzman hekimlerin gözetiminde obstetrik
fistül ameliyatları yapılmaktadır.
MSF 2015’te 735.800’den fazla doğum öncesi
bakım ve tedavi hizmeti vermiştir.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 13
YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ
© Benoit Finck/MSF
Dünya kamuoyu tarafından göz ardı edilen Yemen krizi, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) için büyük
öncelik taşıyor. Yemenliler yıllardır yoksulluk, kronik yetersiz beslenme ve gittikçe zayıflayan
sağlık sistemi nedeniyle ülkelerinde yaşam mücadelesi veriyor. Tüm bunların üzerine 2015 yılında
çatışmaların şiddetlenmesi, Yemenliler için hayatta kalmayı daha da zorlaştırdı.
Yemen Devlet Başkanı Salih’in ve Genel
Halk Kongresi Partisi’nin görevden ayrılışıyla
tetiklenen şiddet eylemleri, üç yıldan fazla
süredir devam ediyor. Salih’in rejimiyle ilişkilendirilen Ensar Allah/Husi partisi şu anda,
diğer körfez ülkeleri ve batı güçlerinden
oluşan Suudi Arabistan öncülüğündeki
koalisyonun askeri desteğiyle hareket eden
Güney Yemen bağımsızlık hareketi, İslami
gruplar, bazı yerel birlikler ve cihatçı güçlerin
oluşturduğu birlikle çatışma halinde. Gruplar
ülke yönetimini ele geçirmek için savaşıyor.
Mart ayında uluslararası koalisyon bir hava
saldırısı kampanyası başlattı. Bombalı saldırıların bir anda yoğunlaşması, daha fazla
insanın yerinden edilmesi ve sağlık hizmetlerine erişimin neredeyse imkansız hale gelmesiyle sonuçlandı. İnsani yardım ve sağlık
hizmetlerine olan ihtiyacın bu kadar yoğun
olduğu bir dönemde, insani yardım kuruluşlarının çoğu uluslararası ekiplerini tahliye
ederek faaliyetlerini Ürdün’ün başkenti
Amman’a taşımak zorunda kaldı. MSF de
aynı şekilde uluslararası çalışanlarının büyük
kısmını Yemen’den tahliye etti, fakat kilit
pozisyonlarda çalışan personelin bir kısmını
Sana’a ve Aden’de tutma kararı aldı. Aynı
zamanda çatışma bölgelerinde çalışma
konusunda deneyimi olan bazı çalışanlarını
da Yemen’e gönderdi. Bu MSF’nin, lojistik ve
tıp konusundaki uzmanlığını afet durumlarında yalnızca birkaç gün içinde sahada aktif
hale getirebildiğini kanıtlayan önemli göstergelerden biridir.
Çatışmanın ilk dönemlerinde Suudi Arabistan
öncülüğündeki koalisyon silahlara ambargo
koymuştu. Ülkeye ihtiyaç malzemeleri
taşıyan çok sayıda gemi ve uçak bu yüzden
durduruldu. İlaç ve yakıt tedariği de bu
yüzden kesintiye uğradı ve ciddi anlamda
yaralanma ve ölüm vakalarının yaşandığı
bu dönemde çok sayıda sağlık tesisi bu
sebeple hizmet veremez oldu. Şu anda hala
açık olan az sayıdaki klinik de yakıt yetersizliğinden dolayı kapasitesinin altında hizmet
veriyor. Nisan ayında Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi de bu ceza uygulamasını
onayladı. Oysa Yemen, son yıllarda şiddetlenen çatışmaların öncesinde bile ithalata
bağımlı bir ülkeydi. MSF, bu kısıtlamalara
ve ülkedeki havalimanlarının çoğunun yerle
bir edilmiş olmasına rağmen, yerel otoriteler
ve Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonla anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre
MSF, uluslararası çalışanlarını, tonlarca tıbbi
malzemeyi ve ilacı, Yemen’e uçan charter
uçaklarla Sana’a’ya ve gemilerle Aden’e taşıyabilecekti.
MSF tedarik için bir rota oluşturarak
Yemen’in Aden şehrinde faaliyet gösteren bir
travma cerrahisi merkezini işletmeye devam
etti ve çatışmanın hangi tarafında olduğuna bakılmaksızın gelen her hastayı tarafsızlık ilkesi gereğince tedavi etti. Projede
bazı güvenlik vakaları yaşanmasına rağmen,
yakınlarda çatışma yaşandığı durumlarda
bile, tüm kara kuvvetleri ekipleri MSF çalışanlarının tarafsızlığına olabildiğince saygı
gösterdi. Lahj vilayetinden ve diğer ilçelerden gelen hastalar için 2015’te 6.000’den
fazla cerrahi müdahale gerçekleştirildi.
MSF, Taiz’de çatışmaların şiddetlenmesine
rağmen, yazın burada yeni bir proje başlattı.
Cephe hatları üzerinde yer alan bazı hastanelere ve acil servislere tıbbi malzeme bağışlandı. Sağlık personeli, yıl sonuna doğru
çatışma kaynaklı yaralanmalarla hastaneye
gelen hasta sayısında ciddi artış yaşandığını gözlemledi. MSF Kasım ayında Taiz’de
100 yataklı bir anne - çocuk sağlığı hastanesini faaliyete geçirdi. Bu hastane özel-
» YUKARIDAKİ FOTOĞRAF: Yemen’in Aden şehrinde görev yapan MSF personeli, acil cerrahi ünitenin ameliyathanesinde çalışıyor.
14 Sınır Tanımayan Doktorlar
YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ
bölgelerde sağlık tesislerinin çoğu kapandı
ve olayların hemen ardından MSF’nin
tekrar faaliyete geçmesi zaman aldı. Çoğu
Yemenli hayatından endişe ettiği için, tedaviye ne kadar ihtiyaç duyarsa duysun, sağlık
merkezlerine adım atmaya çekinir hale geldi.
Bu yıl, kuşatmalar gibi dış kaynaklı engellemeler, acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyan
Yemen halkının karşılaştığı tek zorluk değildi.
Gittikçe daha da kutuplaşan, bölünen
ve devamlı olarak değişen cephe hatlarının olduğu bu ülkede, insanlar sokaktaki
kontrol noktalarında öldürüleceklerinden
endişe ettiği için sağlık tesislerine gitmekten
vazgeçti. Hatta bazı sağlık tesislerinin bilinçli
olarak hava saldırılarına hedef olması sonucunda hastaneler de güvenli bölge olarak
görülmekten çıktı. Ekim ayında Haydan’daki
MSF destekli bir hastane hava saldırısıyla bombalandı ve yerle bir edildi. Aralık
ayında Taiz’deki bir MSF kliniği bombalanması sonucunda dokuz kişi yaralandı. Bu
Yemen çapında yaşananların boyutu düşünüldüğünde, uluslararası afet müdahalesinin
çok kısıtlı kaldığı açıkça görülebiliyor. Hatta
uluslararası düzeyde gönderilen yardımlar,
basit bir “yara bandı” etkisinden öteye geçemedi. İnsani yardım kuruluşlarının daha fazla
ihtiyaca yanıt vermesi gerekiyor. Yemen
halkına yardım sağlanması gibi üstün gayret
isteyen bir müdahale, ülkede halihazırda
çalışmakta olan birkaç kuruluşa bırakılmamalı. Çatışma bölgelerinde korunmasız ve
savunmasız bir şekilde yaşam mücadelesi
veren Yemenlilere, bağımsız ve tarafsız bir
şekilde, deneyimli saha çalışanlarının eşliğinde nitelikli sağlık hizmeti ve insani yardım
götürülmelidir. Yemen’deki acil müdahale
ekiplerinin karşı karşıya olduğu risklere
rağmen, ihtiyaçların kritik boyutlara ulaştığı düşünüldüğünde, MSF’nin de aralarında
bulunduğu bazı kuruluşlar hala ülkede etkili
hizmet verilebildiğini kanıtlamıştır.
Savaşan taraflar Yemenli sivillerin can
güvenliğini gözetmedikçe ve şiddetin boyutunu azaltmadıkça, Yemen’e yapılan tüm
yardımlar ve Yemen halkına yönelik gösterilen tüm iyi niyet hiçbir şekilde amacına
ulaşamayacaktır. Ateşkesi ve barışın inşasını
teşvik eden uluslararası anlaşmalar yapılarak
bölge halkının çatışmalardan göreceği zarar
en aza indirilmeli, temel tedariklerin ulaştırılmasına ve sağlık hizmetlerine erişime bir an
önce izin verilmelidir.
© Malak Shaher/MSF
likle gebelik, kadın hastalıkları ve pediyatri
konusunda savaşın yıprattığı bu kentte ana
sevk merkezi olarak hizmet verdi. Ekiplerimiz
Saada, Amran ve Hacca gibi kuzey vilayetlerinde yürütülen faaliyetleri de artırma kararı
aldı.
Beslenme yetersizliği nedeniyle hastaneye yatırılan Najeeba, Yemen'in Kamer kasabasında yer alan MSF hastanesi Al Salam'da tedavi görüyor.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 15
KUNDUZ TRAVMA
MERKEZİ’NE YÖNELİK
SALDIRI
© Victor J.
Afganistan’ın Kunduz şehrinde faaliyet gösteren Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Travma
Merkezi, 3 Ekim 2015 tarihinde ABD Hava Kuvvetleri tarafından hedef gözetilerek aralıksız bir
biçimde bombalandı.
Hastane yerleşkesinin yerle bir olduğu saldırıda 24 hasta, dört hasta bakıcı ve 14 sağlık personeli hayatını kaybetmiştir. 2011 yılında açılan bu hastanede,
travma mağdurlarına nitelikli ve ücretsiz tıbbi ve cerrahi hizmet verilmekteydi. 2014’te hastanede 22.000 kişi tedavi görmüş, 6.000’e yakın cerrahi müdahale
gerçekleştirilmişti. Aşağıda, Kunduz Travma Merkezi'nde görev yapmış olan iki sağlık personelinin, 42 kişinin hayatını kaybettiği olay gecesi yaşadıkları
anlatılmaktadır. MSF’nin Afganistan’daki faaliyetleri hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için 43. ve 44. sayfalara bakınız.
Sayed Hamed Hashemy – Afganistanlı cerrah
Bombalar hastaneyi vurmaya başladığı sırada Dr.
Hashemy bir hastayı ameliyat ediyordu. Hashemy,
saldırıdan iki hafta sonra hastanenin yıkıntılarını
ziyaret etti.
Hastane enkazında dolaşırken binanın yerle
bir olduğunu görmek beni çok etkiledi. Her
şey yanmıştı. Saldırı esnasında ameliyat
yaptığım odanın tavanı ve duvarları deliklerle
doluydu. Oksijen şişeleri ve ameliyat masası
paramparça olmuştu. C kol (ortopedik
görüntüleme sistemi) tamamen dağılmıştı.
Bazı yerlerde hastanenin çatısı da çökmüştü.
Bir anda zaman durdu. Herkesin neler
olduğunu anlamak için bir anda çalışmayı
bıraktığı ana tekrar dönüyor, bu anı
iliklerinizde hissediyordunuz. Binayı bu
halde görmek çok dokunaklıydı. Hayatını
kaybeden hastaları ve meslektaşlarımızı
düşündüğümde göğsümde yoğun bir acı
hissettim.
Saldırı gecesi nöbetçi cerrahtım. Uluslararası
bir çalışanımızla ameliyathanedeydim
ve hemen yakınımızda bir patlama
duyduğumuzda, çoktan karmaşık bir
işleme başlamış ve yoğunlaşmıştık. Yerimizi
değiştirmedik; binadan çıkmaya çalışmadık
çünkü hiçbirimiz ikinci bir patlamayı
beklemiyorduk. Hemen ardından ikinci
patlamayı duyduk ve bir anda odanın ışıkları
söndü.
İş arkadaşlarım koridorda koşuyor,
pencerelerden atlıyordu. Herkes güvenli bir
yere sığınma telaşındaydı. Duvarlar başımıza
yıkılıyor, eşyalar üzerimize düşüyordu. Yangın
yayılmıştı ve dumandan göz gözü görmez
olmuştu. Hala patlama sesleri duyuyor,
sarsıntıları hissediyorduk.
Sterilizasyon odasına koştuk ama yakıt
stoğumuz da bu odadaydı. Bu yüzden
güvende hissetmedik. Tekrar koridora koştuk
ve bodruma ulaşmak istedik. Sonra tekrar
fikir değiştirip buranın da güvenli olmadığını
hissedip ameliyathanenin koridoruna
ilerledik.
Korku içindeydik. Herkes çığlık çığlığaydı.
Tavandan, pencerelerden ve kapılardan
kopan parçalar her yere yayılmıştı. Kaosun
içinde yolumuzu bulmaya çalışırken
harcadığımız dakikalardan sonra nihayet
kendimizi binanın dışına atabildik. En
yakınımızdaki bina birkaç metre uzaktaydı
ama oraya giderek kendimizi riske
atamazdık. Yerin yaklaşık iki metre altında
bulunan bir yapı bulup içine girdik. Orada
yaklaşık bir saat bekledik ama ana binanın
pencerelerinin yandığını görünce oradan
da çıkmaya karar verdik. Saklandığımız
yerden birkaç metre uzaktaki hasta bakıcı
odasına koştuk ve patlamaların durduğuna
emin olana dek orada saklandık. O sırada
arkadaşlarımı bir daha görebilecek miyim
diye düşünüyordum.
Patlamalar kesildikten hemen sonra yaralıları
arayan iş arkadaşlarımın seslerini duydum.
Toplantı odasına gittim, gerçekten çok sarsıcı
bir andı. Herkes ağlıyor, birbirine sarılıyordu.
Yaralılara yardım etmeye başladık. Göğüs
tüpleri yerleştirdik ve kanamalı yaraları
durdurmaya odaklandık. Kısıtlı imkanlara
rağmen ağır yaralı bir doktor arkadaşımıza
laparatomi yapabildik. Ama çok kan
kaybetmişti ve müdahalemizden kısa süre
sonra hayatını kaybetti.
Patlamadan bir hafta önceki yoğunlukta
durmaksızın çalışmıştım ve annem
güvenliğimden de endişe ediyordu. Ama
bana bu kadar ihtiyaç duyulan bir anda
evde kalmayı düşünemezdim bile. Bir doktor
olarak kendimi ihtiyaç duyulduğu anda
herkese yardım etmeye adamıştım. Bugün
hastaneye tekrar geldim. Kunduz, şimdi
yıkılmış, yanmış, yerle bir olmuş, terk edilmiş
durumda. Burada hiç umut kalmamış.
» YUKARIDAKİ FOTOĞRAF: Kunduz Travma Merkezi’ne yapılan uzun süreli saldırılar sırasında duvarda açılan bir füze deliği. Aralarında 22
MSF personeli ve hastasının da yer aldığı 42 kişi saldırı sırasında öldürüldü.
16 Sınır Tanımayan Doktorlar
KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI
Dr. Kathleen Thomas - Avustralyalı yoğun bakım uzman doktoru
Saat 10:00 civarında her zaman olduğu gibi
hastanenin günlük telaşı başlar. Ben koğuştaki bir hastaya bakmak için yoğun bakım
ünitesinden çıkarım. Patolojide mikroskobunun üzerine eğilmiş, bir şeyler inceleyen
laboratuvar teknisyeninin yanından geçerim.
Acil servise gelirim ve ameliyathanelerin
yanından geçerim. Bir hasta, yerel ve uluslararası uzman sağlık personeli tarafından
gerçekleştirilecek özel bir travma ameliyatına
girmek için koğuştan sedyeyle taşınır. Kuzey
Afganistan’da bu tip bir operasyon geçirebileceğiniz, uzman sağlık hizmeti veren tek
hastane burasıdır.
Hava saldırısından 6 gün önce
O gece, sabahın 02:00’sinde bir anda yoğun
çatışma sesleriyle uyandım. Beş aydır
“çatışma mevsimi”nde Kunduz’da bulunuyordum ve savaş seslerine alışmıştım. Ama
bunda farklı bir şey vardı. Çok yakından
geliyordu, çok şiddetliydi ve çatışma dört
bir yana yayılmış gibiydi. Hastaneden, acil
servise hasta akını olduğunu bildiren bir
telefon bekledim. Çok yakında benden yardım
isteyeceklerini tahmin etmiştim. Çatışma o
kadar yoğundu ki, yaralıların hastaneye ulaştırılması muhtemelen saatler sürüyordu. O gün,
gün ağarırken beklediğim telefon geldi ve
hayatımın en uzun haftası başladı.
İlk gün tam anlamıyla kaostu. Birkaç saat
içinde 130’dan fazla yaralı hastane kapılarına yığılmıştı. Tüm personelimiz durmaksızın çalışmasına rağmen durumun ciddiyeti bizi çok zorladı. Herkese yetişmekte çok
zorlandık. O günü düşündüğümde acil servise
yayılmış olan yoğun bir kan kokusu hatırlıyorum. Onlarla ilgilenmem için önlüğümü
çeken, koluma dokunan, sevdiklerini iyileştirmem için yalvaran insanlar... Ağlamalar,
kaza kurşunuyla ağır yaralanmış olan ve
daha sonra hayatını kaybeden çocuğun
mahvolmuş anne - babasının olayın şokunu
atlatamaması, çoktan dolup taşan acil servise
ardı ardına getirilip yer olmadığı için yere yatırılan her bir hasta... Ve bu insanların durumunu gördükçe yaşadığım panik duygusu...
Tüm bunların yanı sıra dışarıdan rahatsız edici
derecede yakından gelen ve dinmek bilmeyen
makineli tüfek sesleri, patlamalar...
O hafta hastanede kapasitemizin çok
üstünde çalıştık. Hasta servislerinde tüm
yatakları birbirine yapıştırıp yere olabildiğinde fazla mat serdik. Yoğun bakıma
alınması gereken çok hasta vardı. Kısıtılı
kaynaklarımızı elimizden geldiğince verimli
kullanmaya çalıştık. Ama maalesef normal
şartlarda hayatta kalabilecek çok sayıda
hastanın ölümüne şahit olduk. Nadir kan
gruplarına talep arttığı için kan gerekliydi
ama kimse hastaneye kan bağışlamaya
gelecek durumda değildi. Suni solunum
cihazına ihtiyacı olan çok hasta vardı, ama
bizde sadece dört makine vardı. Herkese
yetişemiyorduk. Duyduğumuz kadarıyla bazı
yaralılar da evlerinde kapana kısılmış, dışarı
adım atamamıştı. Günler sonra hastaneye
ulaştıklarında vücutları çoktan enfeksiyona
yenik düşmüştü.
ABD Hava Kuvvetleri’nin ilk saldırısı yoğun
bakım ünitesinin bulunduğu yeri hedef aldı.
Biri dışında orada bulunan tüm hastalar
hayatını kaybetti. Hasta bakıcılar da hasta-
larla beraber yaşamını yitirdi. Dr. Osmani’yi
kaybettik. Yoğun bakım hemşireleri Zia ve
“güçlü” Naseer’i kaybettik. Temizlikçimiz
Nasir’i kaybettik. Tüm kalbimle umuyorum ki,
o gün yatıştırıcı verdiğimiz üç hastamız neler
olup bittiğini hissetmeden ölmüşlerdir; ama
sanmıyorum… Yataklarından kalkamadan
alevler arasında can verdiler. Tüm bu kaosun
içinde tek küçük tesellimiz yoğun bakım
hemşiremiz Toorialay’ın hayatta kalması
ve tüm cesaretiyle hasta yatağından alıp
binanın dışına kadar götürdüğü küçük bir kız
çocuğuyla beraber kaçabilmiş olmasıydı.
Yoğun bakımı sarsan bu korkunç olay hastanenin diğer kısımlarında da yaşandı. İş
arkadaşlarımız ve meslektaşlarımız filmlerdeki gibi huzur içinde ölmedi. Acı çekerek,
yavaşça öldüler ve çaresizce bağırarak asla
gelemeyecek olan yardımı beklediler. Yalnız
ve korkmuş bir şekilde, yaralarının ne denli
ölümcül olduğunu bile bile, sona geldiklerinin bilincinde öldüler. Çok sayıda personel
ve hasta yaralandı. Kolları ve bacakları
parçalandı, koptu; vücutlarına şarapnel
parçaları saplandı, her yerlerinde yanıklar
oluştu. Akciğerleri, gözleri ve kulaklarında
basınç dalgasından kaynaklanan yaralanmalar meydana geldi. Bu yaralanmaların
çoğu onlarda kalıcı hasar bıraktı. Kabustan
öte, korkunç bir geceydi ve o gece yaşadıklarımız sonsuza dek aklımdan çıkmayacak.
*Bazı isimler değiştirilmiştir.
© MSF
Her sabah 07:35’te dünyanın dört bir yanından
gelen uluslararası MSF çalışanları, iki farklı
MSF Land Cruiser’ına doluşur. Bu araçlardan
biri kadınlar, biri erkekler içindir. Hastaneye
gidene kadar aracın patlamaya karşı filmlenmiş camından dışarıyı izleriz. Bu saatlerde
Kunduz’daki rutin gündelik koşuşturmacanın
başladığını görebilirsiniz. İdare memurumuz
Mujeeb hastaneye yürüyerek, veri memurumuz Najib de bisikletiyle gelir. Diğer herkes
gibi işbaşı yapmak için koşturanlar arasında
her sabah yolda ikisini de görürüz.
Bir MSF çalışanı, ABD hava saldırısı sonucu yıkılan Kunduz Travma Merkezi’nin yanan
enkazı arasında çevresini inceliyor.
2015’te MSF’ye ait ve MSF’nin desteklediği toplam 75 hastane 106
farklı hava saldırısının hedefi oldu.
Bu hastanelerin 63’ü Suriye’de, beşi Yemen’de, beşi
Ukrayna’da, biri Afganistan’da ve biri de Sudan’daydı.
Ekim ayında Kunduz’daki hastanenin hedef alınmasından
sonra kuzeydoğu Afganistan’da bir milyondan fazla kişi nitelikli
cerrahi hizmetten yoksun kaldı. Yemen’deki Haydan Hastanesi
ise yine bir hava saldırısıyla yerle bir edildi. 200.000 kişilik bir
bölgede hizmet veren bu hastane, çatışmalardan geriye kalan
tek hastaneydi. Sivillerin hedef alındığı her saldırıda yerel halk
tarafından işletilen düzinelerce hastane bombalandı ve çoğu
zaman hasarın boyutu raporlara geçmedi veya hiçbir zaman
dünya kamuoyunda yankı uyandırmadı.
Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 2015 yılında kimliği belirlenemeyen
iki kişinin silahlı saldırısı sonrasında MSF, Kabo Hastane’sindeki
faaliyetlerinin bir kısmını askıya almak zorunda kaldı. Güney
Sudan Dethoma’daki hastane, ofis ve eczaneler, Melut’ta da
yerinden edilenlerin kaldığı bir kamp yağmalandı ve saldırıya
uğradı. Leer’deki MSF yerleşkesi de silahlı adamlar tarafından
iki kez yağmalandı. Ekipler tahliye edilmek zorunda kaldı ve zor
durumdaki birçok insan tedaviden yoksun kaldı.
Sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların her biri, onbinlerce insanın
sağlık hizmetlerinden ve acil tıbbi yardımdan mahrum kalmasına
neden oluyor.
Ekipler tahliye edilmek zorunda kaldı ve zor durumdaki birçok
insan tedaviden yoksun kaldı.
Sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların her biri, onbinlerce insanın
sağlık hizmetlerinden ve acil tıbbi yardımdan mahrum kalmasına
neden oluyor.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 17
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE
KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR
Çad, Kamerun, Nijerya ve Nijer sınırlarının birleştiği noktada, Orta-Batı
Afrika'nın temiz su kaynağı olan Çad
Gölü ve çevresi, son yıllarda bölgede
artan şiddetin merkez üssü haline
geldi. Şiddetin neden olduğu toplu
göçler ve acılar, Sınır Tanımayan
Doktorlar'ın (MSF) göl çevresindeki
projelerini genişletmesine sebep
oldu. Ancak ne yazık ki insani krizin
ne denli ciddi boyutlara ulaştığı
halen tam olarak idrak edilebilmiş
değil.
Gölün uzun yıllar boyunca giderek küçülmesi,
bölge halkını kaynak arayışında rekabete
sürüklemiş, bu da zaman içinde çatışmalar,
gıda güvensizliği, hayvan ölümleri ve giderek
artan yoksulluğa yol açmıştır. Sürekli tekrarlayan salgınlarla baş etmek zorunda kalan
Çad Gölü çevresinde sağlık hizmetleri yok
denecek kadar azdır.
Boko Haram olarak da bilinen İslam
Devleti'nin Batı Afrika Eyaleti (ISWAP),
2013’ün Mayıs ayından bu yana bölge halkı
üzerinde daha fazla baskı kurmuş, binlerce
insanı yaşadıkları bölgeden kaçmaya zorlayarak sınır ötesine itmiştir. Hükümetin misilleme olarak gerçekleştirdiği askeri operasyonlar da kitlesel yer değiştirmelere yol
açmıştı. Halihazırda 2,5 milyondan fazla kişi
şiddet vakaları nedeniyle evsiz kalmıştır. Çad
Gölü çevresi, son yıllarda Afrika'nın en geniş
çaplı yer değiştirme krizinin merkezi haline
gelmek üzeredir. Bu durum, halihazırda son
derece vahim olan yaşam şartlarını daha da
ciddi bir boyuta taşımaktadır.
ÇAD
NGUIGMI
NİJER
NGALEWA
BAROUA
BAGA SOLA
YEBI
TOUMOUR
ÇAD GÖLÜ
BOL
NGARWA
GUESKEROU
DIFFA TOWN
ASSAGA
CAMP
CHETIMARI
NDJAMENA
MAIDUGURI
DAMATURU
KOUSSERI
NIJERYA
KAMERUN
MORA
MOKOLO
MAROUA
M
SF'nin çalıştığı şehirler,
kasabalar, köyler ve kamplar
MINAWAO
"Bu insani krizin en dikkat çekici özelliği, insanların maruz kaldığı terördür.
Saldırılar, ibadet yerleri, okullar ve
pazar yerlerinde meydana geliyor ve
halk arasında büyük bir korku yaratıyor.
Süregelen şiddet ve karşı taarruzlar,
insanları güven ve barış içinde yaşayacakları bir yer bulmak için köylerini terk
etmeye zorluyor. İnsanlar kendilerini
tehlikede hissediyorlar ve artık evlerine
dönmek istemiyorlar. Gelecekte onları
nasıl bir yaşam bekliyor gerçekten bilmiyorum."
© MSF
MSF Operasyon Direktörü Dr. JeanClément Cabrol
18 Sınır Tanımayan Doktorlar
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR
ISWAP, 2015’in Nisan ayında
Karamga Adası’nda Nijer askerlerini
ve Nijerli sivilleri öldürdü. Çad
Gölü'ndeki 100 ada köyünün
çevresinde yaşayan binlerce kişi,
bu saldırının ardından yetkililer
tarafından uyarıldı ve bölgeyi tahliye
etmeleri emredildi. Evlerini terk
etmek zorunda kalan bölge halkı, göl
çevresindeki kısıtlı barınma imkanları
nedeniyle korkunç şartlarda
yaşamaya başladılar.
Nijerya'dan gelen ve şu anda
Çad'da yaşayan Muhammed
© Sylvain Cherkaoui/Cosmos for MSF
© MSF
“Hükümet, güvenlik sıkıntısını
gerekçe göstererek bizden köyümüzü terk etmemizi istedi. Bu yeri
kendimiz bulduk. O zamandan
beri kimse bizi ziyaret etmedi. Şu
anda neyimiz varsa, ne bulabilirsek
onunla yaşıyoruz. Elimizden başka
hiçbir şey gelmiyor.”
"Boko Haram militanları gece yarısı köyümüze saldırdı. Babamı,
kız kardeşimi ve pek çok kişiyi öldürdüler. Biz kaçmaya çalışırken
yolda yeniden saldırdılar. Annem ve ablam geride kaldı. Umarım
bir gün onları bulabilirim. İki gün yürüdükten sonra 9 aylık kızım
ve14 yaşındaki kız kardeşimle Kamerun'a vardım."
24 yaşındaki Nijeryalı Esther
Bölgede az sayıda sağlık kurumu var. Ulaşım ise oldukça zor.
Sağlık merkezlerinin bazıları temel ilaç, donanım veya sağlık
personeli eksikliği nedeniyle kapanmış durumda. Güvenlik
sorunları ve yollardaki şiddet eylemleri ise, binlerce insanın
ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerine erişimini engelliyor. Bu
durum özellikle yağmur mevsiminde büyük bir sorun teşkil
ediyor çünkü bu dönemde sıtma ve ishal gibi su kaynaklı
hastalıklara yakalanan insanların sayısında artış yaşanıyor. Bu
hastalıklar beslenme yetersizliğiyle birleştiğinde, çocuklar için
son derece tehlikeli bir hal alabiliyor.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 19
© MSF
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR
Yerinden edilmiş bölge halkının ve Çad Gölü çevresindeki
mültecilerin yaşam koşulları kritik bir noktaya ulaşmış
durumda. Temiz su ve sanitasyon imkanları olmayan bu
insanlar, bu çorak bölgede tarlalarını hasat edemiyor, gıda
fiyatları önemli ölçüde arttığı için beslenme yetersizliği
çekiyor. Bu durum, temel hizmetlerin kısıtlığı olduğu Çad Gölü
çevresindeki baskıyı artırıyor. Büyük zorluklarla göç eden
yüzbinlerce insan, sınırlı imkanlarla hayatta kalma mücadelesi
verdiği için bölge halkı tarafından destekleniyor.
© Sylvain Cherkaoui/Cosmos for MSF
20 Sınır Tanımayan Doktorlar
MSF Çad'da Baga
Sola yakınındaki Dar
as Salam mülteci
kampında faaliyet
gösteriyor ve çoğu
depresyon/anksiyete
belirtileri gösteren
mültecilere ruh sağlığı
hizmeti sunuyor. 2015
yılında düzenlenen
çocuklara yönelik
haftalık seanslar,
çocukları şahit
oldukları olayları
çizmeye ve duygularını
bu şekilde ifade
etmeye teşvik ederken,
Nijer'in Diffa şehrindeki
MSF ekipleri de
artan şiddet olayları
nedeniyle bölge
halkına psikososyal
destek vermeyi
amaçlayan bir proje
geliştirdi.
"Köyümüzden kaçarken balıkçılık malzemelerimizi arkamızda
bırakmak zorunda kaldık. Bu şekilde
hayatta kalmak çok zor. Elimizde
malzemelerimiz olsaydı, hayatta
kalmak için balık tutabilecektik."
Nijerya'dan gelen ve şu anda
Çad'a yaşayan Hassan
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR
© Christelle Ntsama/MSF
Kamerun – Nijerya sınırı boyunca ciddi boyutta güvenlik tehditleri var. Her gün
100'den fazla mülteci, Extreme North bölgesinde ulusal yetkililer tarafından kurulmuş
olan kampa gelmeye devam ediyor. Kampta temel sağlık hizmetleri sunan MSF, aynı
zamanda beslenme yetersizliğine yönelik muayeneler gerçekleştiriyor. Sahadaki MSF
ekipleri ayrıca onbinlerce kişinin şehrin etrafına dağıldığı Çad sınırındaki Kousseri’de
de faaliyet gösteriyor.
© Adavize BAIYE/MSF
İlk kolera vakaları
Ağustos ayı ortalarında
Nijerya'daki kamplarda
baş gösterdi. Hastalıkla
mücadele için sağlık
hizmetlerinin yanı sıra
hijyen ve sanitasyon
faaliyetlerine öncelik
vermek gerekiyordu.
Kolera yoğun nüfuslu
bölgelerde daha sık
görülüyor ve enfeksiyon
hızla yayılabiliyor.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 21
YOKSULLARIN ECZANESİ
HİNDİSTAN: MSF NEDEN
HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?
© Brendan Bannon
Carmen Jose Panti 36 yaşında. Mozambik’in başkenti Tete’de eşi ve iki çocuğuyla
beraber yaşıyor. Evinde küçük bir iş kurmuş; sabun ve tuz gibi ürünler satıyor. Aynı
zamanda bir klinikte hasta dosyalarını düzenliyor.
Hem anne, hem eş, hem iş sahibi, hem işçi,
hem de bir topluluk üyesi olan Carmen, aynı
zaman HIV pozitif.
2007 yılında virüsü taşıdığını ve enfekte
olduğunu öğrenen Carmen, 2009’da ARV
tedavisine başladı. Ama Carmen hayatına
devam ediyor; üstelik sağlıklı ve içinde yaşadığı topluma devamlı katkıda bulunan bir
kadın. Hayatına olduğu gibi devam edebilmesinin sebebi, Hindistan’da üretilen jenerik
HIV ilaçlarını (ARV’leri) kullanıyor olması.
Carmen dünyada HIV ile yaşamayı öğrenen
230.000 kişiden biri ve tedavisine MSF’nin
desteklediği HIV programlarıyla devam
ediyor. Yakın zamanda MSF’nin saha programlarında kullanılacak ilaçların alımı konusunda yapılan bir ankete göre, HIV ile
yaşayan kişilerin %97’sinin kullandığı jenerik
ilaçlar Hindistan’da üretiliyor. MSF’nin
Hindistan‘a bağlı olduğu ilaçlar yalnızca
ARV’ler değil. MSF’nin tedavi ettiği 23.000
tüberküloz hastasının %77’sinin ilaçları ve
2.1 milyon sıtma hastasını tedavi etmek için
22 Sınır Tanımayan Doktorlar
kullandığı ilaçların %22’si de Hindistan’da
üretilen jenerik ilaçlardan oluşuyor.
Hindistan, gelişmekte olan ülkelerde Carmen
gibi insanlara sağladığı uygun fiyatlı jenerik
ilaçların hacminden dolayı “gelişmekte olan
ülkelerin eczanesi” olarak biliniyor.
Hindistan nasıl oldu da bu role büründü?
ABD ile beraber İsviçre ve diğer gelişmiş
ülkeler ilaçlar üzerine patent tekeli koydular.
Bu, şirketlerin tek imtiyaz sahibi olarak ilaçları istediği süre boyunca istediği fiyata
satabileceği anlamına geliyor. Hindistan
2005’e kadar bu firmalara izin vermiyordu.
Çünkü ilaçların temel bir gereklilik olarak,
çok sayıda tedarikçi arasından uygun fiyata
alınabilmesi gerektiği savunuluyordu.
2005 yılında bazı uluslararası ticaret yasaları ilaçlara ürün patenti koyması konusunda
Hindistan’ı zorlamasına rağmen, Hindistan
buna olabildiğince direndi. Sonuç olarak bu
patentlere belirli katı parametreler dahilinde
izin verildi; ancak yüksek gelirli ülkelerden
ve gelişmekte olan çoğu ülkeden daha
katı koşullar çerçevesinde... Aynı zamanda
patent yasasında halihazırda üretilmekte
olan jenerik ilaçların üretiminin devamına
izin veren toplum yanlısı sağlık koşullarını da
kapsamına aldı.
Bu gelişmeler Hindistan’daki jenerik ilaç
endüstrisinin meyve verdiğini ve aynı ilaçların orijinallerinden daha uygun fiyata üretilmesinin mümkün olduğunu gösterdi. 2001
yılında HIV tedavisinde kullanılan antiretroviral ilaçların fiyatı hasta başına yılda
10.000 dolara kadar yükseldi. Bugüne kadar
Afrika’da ve diğer gelişmekte olan bölgelerde HIV ile yaşamak zorunda olan milyonlarca kişi hayatını kaybetti. Hindistan’daki
jenerik ilaç şirketi Cipla günde 1 dolardan
daha düşük fiyata 3 farklı hapı bir hapta
birleştiren bir kombinasyon üretmeyi
başardı. 15 sene sonra, şu anda Carmen gibi
yaklaşık 16 milyon kişi HIV tedavisi görüyor.
Ve bugün yıllık standart HIV tedavisi kişi
başına yılda 100 doları buluyor.
YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?
Hindistan’ın jenerik ilaç endüstrisi tehdit
altında
antlaşmasını imzalatmak için çabalıyor.
Görüşmeler dokuz yıldır devam ediyor.
Hindistan’ın jenerik ilaçların en güçlü üreticisi haline gelmesini sağlayan yasalar ve
politikalar bugün devamlı artan bir tehditle
karşı karşıya. Novartis gibi dünya piyasasında öncü ilaç firmalarının bazıları 2006
yılında bu yasalara karşı savaşmaya başladı.
İsviçreli ilaç firması Novartis’in Hindistan’da
bir kanser ilacının patentini alması engellendiği zaman, Novartis yasal olarak bu
patent yasasıyla mücadeleye başladı. Eğer
Novartis bu mücadeleyi kazansaydı ülkenin
jenerik ilaç üretim kapasitesinde ciddi bir
değişim yaşanacaktı. Çünkü bu değişim,
Hindistan Patent Ofisi’ni Hint Kamu Sağlığı
Sistemi’nde ve yenilikçi yasalarda yararlanılamayan ilaçlara patent verilmesi için zorlayacaktı. Dava yedi yıl sürdü ve Hindistan
Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitti. Nihayet
Nisan 2013’te MSF’yi ve dünya çapında
milyonlarca insanı tedirgin eden bu dava
sonuçlandı ve Novartis davayı kaybetti.
Hindistan’ın yasaları değişmedi.
Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık
çerçevesinde Japonya ve Güney Kore gibi
kalkınmış ülkeler, Güney ve Güneydoğu
Asya’yı kapsayan bir başka anlaşma ile
gelişmekte olan ülkelerdeki jenerik ilaç ticaretinin önünü kesecek olan hükümler uygulamaya koymak için çabalıyor.
AB ise Hindistan’a başka türlü bir baskı
uyguluyor: Jenerik ilaçların üretimini ciddi
anlamda kısıtlayacak bir serbest ticaret
Ancak bu konuda en ciddi baskı ABD’den
geliyor. ABD Ticaret Temsilcisi, Hindistan’ı
ABD ilaç firmalarının çıkarı için kendi hükümetinin patent yasasına karşı adım atması ve
daha fazla patent uygulamaya koyması için
zorluyor. Aksi takdirde, Hindistan’ı uygulanacak olan ticari yaptırımlarla tehdit ediyor.
Yıllar içinde Hindistanlı bakanlar, karar vericiler ve devlet memurları bu baskılara karşı
koymayı başardı. Ancak şimdi Hindistan
hükümetinin tasarladığı yeni bir fikir hakları
politikası, patent yasasının yeniden yorumlanması ve ilaçlara patent verilmesi baskısını
yaratarak yakın zamanda değişim yaşanacağının sinyalleri veriyor. Bu politika, zamanla
Hindistan’ın gelişmekte olan ülkelerin eczanesi olarak görülmesini sağlayan uygulamalarda kalıcı yasal değişimlere sebep olabilir
MSF, projelerinde çoğunlukla Hindistan’dan
alınan jenerik ilaçları kullandığından Erişim
Kampanyası’yla (Access Campaign) ülkedeki
gelişmeleri yakından takip ediyor. Kanunlar
ve politikalar değişirse yeni nesil ilaçlar
jenerik üretilemeyecek ve MSF’nin tedavi
ettiği kişi sayısında düşüş yaşanması kaçınılmaz olacak. Yeni kısıtlamalar HIV tedavisinde kullanılan ilaçların pediyatrik versiyonları ve kombinasyonlarının üretimini de
durduracak -ki bu ilaçlar hem sağlık çalışanları hem de hastalar için tedavi sürecini
çok kolaylaştıran ilaçlardır. Bu, gelecekte
sağlık personelimizin tedavi olması gereken
Carmen gibi hastalara yardım etmekte
yetersiz kalabileceğini gösteriyor.
MSF’nin bu konuya dikkat çekmek için
kampanya yürütmesinin ve sesini yükseltmesinin nedeni Hindistan’ın milyonlarca
insanın yararı için şu anki durumunu gelecekte de sürdürmesi gerektiğindendir. MSF,
2015’te Erişim Kampanyası’yla beraber
“İlaçlarımızdan elinizi çekin” kampanyasını
başlatmış ve Hindistan’ın tüm bu baskıların
altında ezilmeden durabilmesi ve erişilebilir
fiyatlı ilaçların üretiminde kısıtlamaya gidilmemesi için Hindistan’ı desteklemiştir.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 23
© Louise Annaud/MSF
Tanzanya’daki Nyagurusu Mülteci Kampı’nda kalan bir çocuk ve annesi. MSF burada 130.000’den fazla mülteciyi kolera salgınına karşı
korumak için kapsamlı bir aşılama programı yürüttü.
ÜLKELERE GÖRE
FAALİYETLER
25 TÜRKİYE
37 IRAK
26 SURİYE
39 LÜBNAN
28 AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI
40 FİLİSTİN
30 AKDENİZ VE EGE'DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR
41 YEMEN
31 YUNANİSTAN
43 AFGANİSTAN
32 BALKANLAR
45 PAKİSTAN
33 İTALYA
47 ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ
35 FRANSA
49 LİBERYA
36 ÜRDÜN
50 NEPAL
TÜRKİYE
TÜRKİYE
turkiye
Harcama: 1,8 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1999 | msf.org/turkey | @MSF_Turkiye
Türkiye hükümeti, mültecilerin sayısındaki
artışı göz önünde bulundurarak tıbbi ve
insani yardım faaliyetlerine destek vermek
üzere Haziran ayında Sınır Tanımayan
Doktorlar'a (MSF) yetki vermiştir.
ŞANLIURFA
KİLİS
Suriye-Türkiye sınırında gerçekleştirilen
faaliyetler
GAZİANTEP
MSF Hatay'da Tıbbi Bakım ve Yardım
Kuruluşları Birliği (UOSSM) ile işbirliği içinde
rekonstrüktif cerrahi faaliyetleri yürütmektedir. Ayrıca UOSSM tarafından işletilen ruh
sağlığı kliniğine de destek verilmektedir.
MSF'nin çalıştığı şehirler
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
2.400 bireysel ve grup ruh sağlığı
danışmanlığı
Kyrgyzstan
2015’te 2,5 milyondan fazla
Suriyeli Türkiye'ye sığındı.
MSF Aralık ayı sonunda Gaziantep'te
Kıtalararası Doktorlar Derneği (PAC) ile
işbirliği içinde Suriyeli kadın ve çocuklara
ücretsiz sağlık hizmetleri sunan yeni bir
tesis açmıştır. Kadın doğum uzmanları ve
ebelerden oluşan Suriyeli bir ekip, mültecilere doğum öncesi ve sonrası bakım, aile
planlaması hizmetleri ve jinekolojik muayeneler sağlamaktadır. PAC ise pediatri hizmetlerine odaklanmaktadır. MSF, ayda 2.000
MSF Şanlıurfa'da Suriyeli mültecilere yönelik
ruh sağlığı programının uygulanması sürecinde Hayata Destek Derneği’ni (Support to
Life) desteklemeye devam etmiştir. Mayıs
ayında Suruç’ta su ve sanitasyon projesi
hayata geçirilmiştir. Bu proje kapsamında,
2014 Eylül ayından bu yana geçici kamplarda yaşamış olan ve Suriye’nin Ayn el-Arap
bölgesinden gelen mülteciler için tuvalet
kabinleri, duşlar ve su temin edilmiştir. MSF
ayrıca Hayata Destek Derneği ile işbirliği
içinde Haziran’dan Eylül’e kadar, Suriye'nin
Tel Abyad şehrinden Akçakale'ye gelen
20.000 mülteciye gıda ve temizlik malzemeleri dağıtmıştır. MSF aynı zamanda
Akçakale'de Suriyeli mültecilere sağlık
hizmeti sunan Uluslararası Mavi Hilal İnsani
Yardım ve Kalkınma Vakfı'nın ruh sağlığı
hizmetleri merkezini de desteklemiştir.
MSF ülkede ilk kez 1999 yılında faaliyet
göstermiştir.
URL: msf.org/turkey
© Diala Ghassan/MSF
Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler için
durum son derece kritik. Mültecilerin büyük
çoğunluğu iş imkanlarına ve sağlık hizmetlerine erişimde sıkıntı yaşamaktadır. Çoğu,
şehirlerde, gecekondu mahallelerinde kötü
koşullarda yaşamaktadır. Suriye'deki çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana
67.000'den fazla Suriyeli çocuk Türkiye'de
dünyaya gelmiştir.
Kilis'te görev yapan MSF ekipleri ise
Helsinki Yurttaşlar Derneği ile çalışmaktadır.
Derneğin kliniğinde Suriyeli mültecilere ruh
sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere temel
sağlık hizmetleri sunulmaktadır. Klinikte
2015 yılında 35.636 ayakta tedavi ve 10.508
doğum öncesi ve sonrası muayene gerçekleştirilmiştir.
üreme sağlığı muayanesi gerçekleştirme
kapasitesine sahip olan klinikte, 21 Aralık'tan
yıl sonuna kadar 117 hastayı tedavi
etmiştir. Doğumlar ve daha zor vakalar ise
Gaziantep’teki bir hastaneye sevk edilmektedir.
Suriyeli çocuk mültecilerin çoğu, evlerini ve akrabalarını geride bırakırken en yakın arkadaşlarıyla da vedalaşmak zorunda kalıyorlar.
Fakat gittikleri ülkelerde her koşulda yeni dostluklar kurmanın çocuksu heyecanını yaşayabiliyorlar. Bu kare, Türkiye’deki bir mülteci
kampındaki üç yakın arkadaşın hatırası.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 25
SURİYE
SURİYE
2015’te çalışan sayısı: 494 | Harcama: 18,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2009 | msf.org/syria blogs.msf.org/syria | @MSF_Syria
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
HALEP
350.300 ayakta muayene
TÜRKİYE
AYN EL-ARAP
İDLİP
HAMA
9.500 yardım malzemesi dağıtımı
HASEKE
7.000 cerrahi müdahale
LAZKİYE
2.000 doğum
IRAK
ŞAM
HUMUS
DERA
ÜRDÜN
2011 yılında başlayan
Suriye Savaşı, İkinci Dünya
Savaşı'ndan bu yana en
büyük göç krizini ortaya
çıkardı. İnsani yardıma
ulaşamayan milyonlarca
Suriyeli hayatta kalma
mücadelesi veriyor.
Hükümet birlikleri, muhalif güçler ve isyancı
gruplar, güç ve toprakların kontrolü için
savaşırken yaklaşık 4,3 milyon kişi ülkeden
kaçmış ve tahmini 6,6 milyon kişi de ülke
içinde yer değiştirmiştir. Bölgedeki karmaşık
savaşın en belirgin özelliği aşırı şiddettir:
Sivil alanlar rutin olarak bombalanmıştır. Bu
saldırıların çoğunda "çifte vuruş" adı verilen
yöntem kullanılmıştır. Bu yöntem, ilk hava
saldırısının ardından yaralıları alandan uzaklaştırmaya çalışan kurtarma ekiplerini ve
çevredeki sağlık tesislerini hedef alan ikinci
bir hava saldırısını içermektedir. Bazı saldırılarda ise kimyasal maddelere maruz kalındığına dair belirtiler tespit edilmiştir. En az
1,5 milyon kişi hala insani yardım, sağlık
hizmetleri ve tıbbi tahliyeye erişim olmadan,
kuşatma altındaki alanlarda sıkışıp kalmış
durumdadır.
Suriye hükümeti, Sınır Tanımayan
Doktorlar’ın (MSF) hükümet kontrolündeki
bölgelere erişim sağlamaya yönelik taleplerini reddetmeye devam etmektedir. MSF’nin
en önemli sağlık projelerinden bazılarını gerçekleştirebileceği bir ülkede, bölge
halkının ihtiyaçlarına zamanında cevap
verme imkanı son derece sınırlı kalmıştır. Bu
durum, sağlık hizmetlerine erişim hakkına
katiyen saygı gösterilmediğini bize bir kez
daha hatırlatmaktadır. Aynı zamanda sağlık
26 Sınır Tanımayan Doktorlar
2015'te MSF'nin işlettiği sağlık
merkezlerinin yaklaşık konumu
MSF'nin tıbbi malzeme ve teknik
destek verdiği Suriyeli doktorların
çalıştığı sağlık tesisleri
hizmetlerinin çatışmayı sürdüren taraflarca
nasıl hedef alındığını veya siyasi çıkarlar
uğruna nasıl kullanıldığını tüm çıplaklığıyla
kanıtlamaktadır.
Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) MSF çalışanlarını 2014 yılında kaçırması ve serbest
bırakmalarının ardından MSF hastalarına
ve personeline zarar verilmeyeceğine dair
gerekli teminatın IŞİD liderleri tarafından
verilmemesi nedeniyle, MSF IŞİD kontrolündeki bölgelerden çekilmek zorunda kalmıştır.
Bu nedenle MSF’nin faaliyetleri muhalif
güçlerin kontrolü altında olan bölgelerle
sınırlı kalmıştır. Suriye içindeki sağlık tesislerine ve çalışanlarına ulaştırılan yardımlar,
sınır ötesinden ve cephe hattı çevresindeki
projelerle yönetilmiştir.
MSF 2015’te Kuzey Suriye’nin farklı bölgelerindeki altı sağlık tesisini işletmeye devam
etmiştir. Sağlık hizmetlerinin gecikmesi, tıbbi
komplikasyon yaşayan kişilerin sayısında
artışa neden olurken, antibiyotik sıkıntısı
da enfeksiyon ve ölüm vakalarında bir artış
yaşanmasına neden olmuştur.
MSF ayrıca kuşatma altındaki bölgelere odaklanarak Suriyeli doktorlar tarafından işletilen yaklaşık 70 sağlık tesisine
verdiği desteği artırmıştır. Destek programları kapsamında sağlık çalışanlarına
teknik danışmanlık, tıbbi malzeme, maaş
ve yakıt temin eden MSF, aynı zamanda
hasar görmüş binaları yeniden inşa etmeye
yardımcı olmaktadır. 80 sağlık tesisine geçici
destek veren MSF, belirli bir bölgede yaralıların sayısında ani bir artış yaşanması durumunda veya benzer afet durumlarında bu
tesislere tıbbi malzeme bağışı yapmaktadır.
Desteklenen bu tesislerde MSF personeli
çalışmamaktadır.
Syria
2015 boyunca MSF’nin destek verdiği 23
Suriyeli sağlık çalışanı öldürülmüş, 58'i yaralanmıştır. Ayrıca 2015’te MSF destekli 63
hastane ve klinik 94 farklı saldırıyla bombalanmış veya tahrip edilmiştir. Sözkonusu
tesislerden 12 tanesi tamamen yıkılmıştır.
Halep eyaleti
MSF Mart ayında Halep eyaletinde tıbbi ve
insani yardım tedarikinin zorluklarını ortaya
koyan bir rapor yayınlamıştır1. MSF’nin
doğrudan deneyimlediği vakaları temel alan
araştırma, aynı zamanda MSF tarafından
desteklenen Suriyeli sağlık çalışanlarının ve
sağlık tesislerinin maruz kaldığı şiddeti gün
ışığına çıkarmıştır.
Halep’teki yaşam şartları 2015 yılı boyunca
gözle görülür bir şekilde kötüleşmiştir.
Saldırılarda pazar yerleri, su kaynakları ve
sağlık tesisleri gibi sivil altyapılar hedef alınmıştır. Hama ve İdlip şehirlerinde çatışmaların yoğunlaşması sonucu binlerce aile
Halep eyaletine kaçmak zorunda kalmıştır.
Azez’deki 28 yataklı MSF hastanesinde
görev yapan MSF personeli, 32.500'den
fazla ayakta tedavi ve 17.000 acil muayene
gerçekleştirmiş, 1.200 cerrahi müdahalede
bulunmuştur. 6.000 hasta için doğum öncesi,
doğum sonrası ve aile planlaması muayeneleri gerçekleştiren ekip, burada 409 doğuma
yardım etmiştir.
MSF Mayıs ayında Halep civarındaki dokuz
sağlık tesisine saldırı düzenlendiğine dair
ihbarlar almıştır. Bu tesislerden altısı hastane
olarak hizmet vermektedir. Bu saldırılardan biri, birbirini takip eden günlerde iki
defa bombalandıktan sonra faaliyetlerini
durdurmak zorunda kalan Halep kentindeki MSF destekli Al Sakhour hastanesinde meydana gelmiştir. MSF bölgedeki
güvenlik ortamının giderek bozulması nedeniyle Haziran ayında Maskan Hastanesi’ni
1
http://www.msf.org/sites/msf.org/files/alepposyria_medical_aid_besieged_9march2015.
pdf
SURİYE
kapatmak zorunda kalmıştır. Hastane kapanmadan önce sağlık çalışanları 5.834 ayakta
tedavi, 2.495 acil muayene ve 51 doğum
gerçekleştirmiştir. Hastanede yürütülen
faaliyetler ise daha sonra Suriyeli doktor ve
hemşirelere devredilmiştir. MSF Ağustos
ayında Azez’de kimyasal maddelere maruz
kalma belirtileri gösteren hastaları tedavi
etmiştir.
MSF Ayn el-Arap’taki geniş çaplı tahribatın ardından bölgedeki sağlık sistemleri
ve sağlık altyapısının yeniden kurulması ve
iyileştirilmesi için büyük çaba harcamıştır.
MSF bu amaçla geçici bir hastane inşa
etmiş, fakat bu hastane de Haziran ayında
düzenlenen bir saldırı sonucu yıkılmıştır.
MSF ekipleri ayakta tedavi gerçekleştiren
iki kentsel sağlık ocağını ve üç kırsal sağlık
ocağını desteklerken, aynı zamanda kasabada yatakta tedavi ve acil servis hizmeti
sunan küçük bir sağlık ocağına da yardım
temin etmiştir. Bu süreçte rutin aşılama programlarına devam edilmiş ve 4.000 haneye
yardım malzemeleri dağıtılmıştır.
Haseke eyaleti
Silahlı gruplar arasındaki çatışmalar 2015’te
Suriye'nin kuzeydoğusunda yoğunlaşmıştır.
MSF bölgede 393’ü sezaryen olmak üzere
1.559 doğumun gerçekleştirildiği bir doğum
hastanesinde faaliyet göstermiştir. Düzenli
olarak tıbbi ekipman ve malzeme hibe
eden MSF, bölgedeki üç kliniği aracılığıyla
35.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirmiştir. Yerinden edilen topluluklara
ve bölge halkına sunulan sağlık hizmetleri
arasında kronik hastalıklara ve anne - çocuk
sağlığına yönelik muayeneler de yer almaktadır.
İdlip eyaleti
MSF 2015’te, 6.800'den fazla tıbbi muayene
ve 5.500 cerrahi müdahalenin gerçekleştirildiği, 3.100 hastanın da ruh sağlığı hizmetlerine kabul edildiği İdlip eyaletindeki Atmeh
Yanık Birimi’ni işletmeye devam etmiştir.
Burada 7.000 'den fazla çocuğa kızamık
aşısı yapılmış ve 3.500'den fazla yeni doğan
hepatit B'ye karşı aşılanmıştır.
Humus ve Şam eyaletlerindeki kuşatma
altındaki bölgeler
Şam ve Humus eyaletlerinde muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde yaşayan bir
milyondan fazla kişi askeri kuşatma altında
kalmıştır. Buna, MSF’nin tıbbi ve insani
yardım faaliyetlerini ulaştıramadığı Deyrizor
ve diğer bölgelerdeki yüzbinlerce kişi de
dahildir. Tıbbi yardımların resmi kanallarla Şam'dan bu bölgelere teslimi son
derece sınırlıdır. Nadir olarak bu bölgelere
konvoyların girişine izin verildiğinde, cerrahi
© MSF
Aralık ayı başında temel yardım malzemelerini taşıyan konvoylar hedef alınmıştır.
Bu durum bölgedeki hastane hizmetlerini
geçici olarak azaltmış, MSF’nin Halep Eyaleti
Konseyi ile işbirliği içinde dağıttığı sıcak
tutan giysiler, battaniye, el feneri ve sabun
gibi malzemeleri içeren kış mevsimi kitlerinin ve acil yardım malzemelerinin yerinden
edilmiş ailelere ulaştırılmasını geciktirmiştir.
Yıl sonuna kadar bölgede 7.800'den fazla kit
dağıtılmıştır.
Suriye’nin İdlip bölgesinde yerinden edilmiş insanları ağırlayan Atme Kampı’nda
barınma imkanları ve temel hizmetler son derece kısıtlı.
malzeme, antibiyotik ve terapötik gıda gibi
kritik malzemeler, genellikle kontrol noktalarından geçememektedir. Sağlık durumu kritik
düzeyde olan hastaların tıbbi tahliyelerine ise
neredeyse hiç izin verilmemektedir. Eyalet
sınırları içinde kalan bölgeler 2015 boyunca
sürekli olarak bombalanmış ve tahrip edilmiştir. Ayda ortalama 300.000'den fazla
hasta, kuşatma altındaki bölgelerde MSF
tarafından desteklenen sağlık kuruluşlarında
muayene edilmiştir.
Dera eyaleti
MSF Dera genelinde altı hastaneye ve
sağlık merkezine tıbbi bağış yapmış, yardım
malzemeleri ve teknik destek sağlamıştır.
Suriyeli sağlık çalışanları bu sayede 118.000
ayakta tedavi gerçekleştirmiş, 5.800 hastayı
tedaviye almış ve 2.000'den fazla doğuma
yardımcı olmuştur. Bu sağlık tesislerinde aynı
zamanda 8.000'den fazla şiddet mağduru
tedavi edilmiştir.
Savaş mağdurlarına dair MSF raporu
MSF tarafından derlenen ve 2016 başında
yayınlanan bir rapor2, savaşta yaralanan
154.647 kişinin 2015 yılında Kuzeybatı, Batı
ve Orta Suriye'deki (Halep, Humus, Hama,
İdlib, Lazkiye ve Şam eyaletlerinde) MSF
destekli hastane ve kliniklere kabul edildiklerini göstermiştir. 2015’te ayrıca savaşla ilişkili
7.009 ölüm vakası belgelenmiştir. Kadınlar
ve çocuklar, şiddet mağdurlarının %30 ila
40'ını oluşturmuştur. Okul ve çocuk parklarının bombalanması gibi saldırılar sonucu
meydana gelen, rapor edilmiş toplu zayiat
vakalarının 10’unda, mağdurların %60 ila 90'ı
kadın ve çocuklardan oluşmaktadır.
MSF ülkede ilk kez 2009 yılında faaliyet
göstermiştir.
2
http://sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/
uploads/2016/02/syria_2015_war-dead_and_
war-wounded_report_tr.pdf (TR)
https://www.msf.org/sites/msf.org/files/
syria_2015_war-dead_and_war-wounded_
report_en.pdf (EN)
Bir MSF çalışanının ağzından...
Şam yakınlarındaki MSF destekli bir
hastanede hastane yöneticisi, insan
kaynakları yöneticisi, cerrah ve üst
düzey doktor olarak faaliyet gösteren
bir tıp doktoru:
"Ağustos ayı [burada] tıbbi anlamda yaşadığımız en kötü aydı. Hastaneye yüzlerce yaralı
geldi. Bazen iki veya üç gün hiç uyumadan
hastaneye gitmek zorunda kaldık. Sağlık çalışanları olarak elimizden geleni yapmaya,
hayat kurtarmaya çalışıyoruz. Bize devam
etme gücü veren de bu. Kuşatma konusundaysa elimizden bir şey gelmiyor. Biz sadece
hayatta kalmak için mücadele veriyoruz. Tabii
ki umudumu kaybetmemem gerekiyor. Her
zaman bir umut vardır.
Bölge halkı arasında çok ciddi bir korku ve
depresyon durumu hakim. Nereye giderseniz gidin bunu hissediyorsunuz. Ne zaman
bir bomba veya uçak sesi duyulsa, herkes
çaresizlik içinde evine veya en yakın sığınağa doğru koşmaya başlıyor. Gökyüzünden
yayılan uçak sesleri gerçekten de dehşet
verici. Sahada durumun nasıl olduğunu
anlatmak zor. İnanması güç olsa da olan
biteni anlamak için bunları kendi gözlerinizle görmeniz gerekiyor. Örneğin, geçtiğimiz
ay yaralı sayısında müthiş bir artış yalandı.
Eğer bugüne kadar Suriye’de yaralanmadıysanız veya ölmediyseniz, kendinizi çok şanslı
hissetmelisiniz. İşte biz bu koşullar altında
yaşıyoruz.
Tıbbi anlamda duruma alışmak zorundaydık.
Bu nedenle ilaçları bile karneyle dağıtmamız
gerekti. Tayınlama, faaliyetlerimizin önemli bir
kısmını oluşturdu. Başka seçeneğimiz yoktu;
elimizde ne varsa onu en adil şekilde dağıtmamız gerekiyordu. O kadar çok hasta ve
anlatacak o kadar çok hikaye var ki, nereden
başlayacağımı bilmiyorum. Ama özellikle bir
çocuk, Suriye’de yaşanan insani krizin çılgınlığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Çocuk, yüzündeki, kollarındaki ve bacaklarındaki derin yaralara rağmen hala yüzündeki
o gülümsemeyle bana bakıyordu. Genellikle
çocuklar iğneden korkarlar ama o korkmuyordu; sadece gülüyordu. O gülümsemeyi
ölene kadar unutmayacağım...”
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 27
AVRUPA'NIN
TUZAKLARLA DOLU
GÖÇ YOLLARI
© Ikram N'gadi/MSF
2015 sonu itibarıyla çatışmalar, zulüm ve ülkelerinin yaşanılmaz hale gelmesinden dolayı
dünya çapında 60 milyon insanın yerinden edildiği tahmin ediliyor. Ortalama olarak her gün
yaklaşık 4.600 kişi ülkesini terk etmeye zorlanıyor. Dünya genelinde süregelen iç ve dış
göçlerde Suriye Savaşı başlı başına en büyük sebep olmaya devam ediyor.
MSF ve MOAS (Açıkdeniz Göçmen Yardım İstasyonu), Akdeniz’de ölümcül bir tehlike atlatan 18 metrelik ahşap bir balıkçı teknesinden
561 kişiyi kurtarıyor.
AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI
TITLE
Tehlikeli yolculukları göze alarak Akdeniz’i
geçmeye çalışan insanların sayısının her
geçen gün arttığının ve denizde arama ve
kurtarma operasyonlarının somut bir eksiklik
olduğunun farkına varan Sınır Tanımayan
Doktorlar (MSF), binlerce insanı boğulmaktan
kurtarmanın insani bir sorumluluk haline
geldiğine karar vermiştir. MSF, bu kararı
verdikten üç hafta sonra Akdeniz’de üç
farklı arama kurtarma gemisi çalıştırmaya
başlamıştır (Bu gemilerin faaliyetleri hakkında
daha ayrıntılı bilgi almak için bkz. sayfa 30).
MSF aynı zamanda sahile vuran boğulmuş
insanların sayısındaki artış nedeniyle Libya
Kızılay’ını ceset yönetimi konusunda eğitmek
için Tunus’a bir ekip göndermiştir.
Bu yıl yaklaşık bir milyon göçmen ve
mülteci Avrupa’ya geçmiştir. MSF, daha
önce görülmemiş boyutlara ulaşan göç
dalgası sırasında insanların ihtiyaçlarını
karşılayabilmek için mobil kliniklere
öncelik vererek operasyonlarını artırmıştır.
Bu insanlara destek ve bilgi sağlamak
için gönüllüler düzeyinde çalışmalar
yürütülmesine rağmen çoğu, korkunç ve
insanlık dışı karşılama koşullarıyla, jiletli
tel örgüler, askerler ve kapalı sınırlarla
karşılaşmışlardır (MSF’nin Yunanistan,
İtalya, Fransa ve Batı Balkan rotası boyunca
yürüttüğü faaliyetlerin detayları için bkz.
sayfa 31-35).
Anavatanını terketmek zorunda kalan
mülteci sayısındaki artış, onları ağırlayan
ülkeler üzerindeki baskıyı da her geçen
gün artırmaktadır. Dünyada en fazla sayıda
mülteciye ev sahipliği yapan ülke Türkiye
iken, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında
kişi başına düşen mülteci sayısının en
fazla olduğu ülke de Lübnan olarak
göze çarpmaktadır. Mültecileri ağırlama
sorumluluğu dünya ülkelerinin paylaşması
gereken ortak bir görev olmasına rağmen,
sadece çatışma bölgelerine doğrudan sınırı
olan ülkeler bu sorumluluğu üstlenmektedir.
Karısı ve dört çocuğunun izini
kaybettikten sonra ormanda yalnız
yaşayan bir Suriyeli
POLONYA
GRANDE-SYNTHE
CALAIS
“Çocuklarımızın güvenliği için Avrupa’ya
kaçmak zorunda kaldık; güvende olduklarından emin olmak ve iyi eğitim almalarını sağlamak için. Çünkü Suriye’de hiçbir
şey kalmadı. Yaşadığım şehir yerle bir
oldu. Avrupa’ya ulaşmanın bu kadar zor
olduğunu bilseydim, onları bu yolculuğa
asla çıkarmazdım. Bunları yaşayacağıma
Suriye’de ölmeyi tercih ederdim. Avrupa’da
insanların bize iyi davranacağını düşünmüştüm. Yolculuk sırasında yaşanan zorluklardan ötürü bazılarımız pes edip Suriye’ye
geri döndü. Şimdi hepsi öldürüldü. Bu
yolculuk sırasında 33 kere tutuklandım.
Yunanistan’da, Makedonya’da, Sırbistan’da
ve Macaristan’da hapse atıldım. Neden?
Gerçekten anlamıyorum. Yanlış bir şey
yapmadım. Ne bir şey çaldım, ne de birini
öldürdüm. Ölümden kaçarken bulduğum
tek şey yine ölüm oldu. Benim geleceğim
çocuklarımın geleceği ama nerede olduklarını bile bilmiyorum.”
ÇEK
CUMHURİYETİ
ALMANYA
UKRAYNA
GRAZ
NICKELSDORF
AVUSTURYA
FRANSA
MACARİSTAN
SPIELFELD
ISVIÇRE
BREZICE
GORIZIA
ROSZKE &
HORGOŠ
SUBOTICA
İTALYA
BELGRAD
OPATOVAC
& TOVARNIK
SLOVENYA
HIRVATİSTAN
ROMANYA
BAPSKA/SID
SIRBİSTAN
MIRATOVAC
& PRESEVO
ROMA
İDOMENİ
YUNANİSTAN
MİDİLLİ
SİSAM
ATİNA
POZZALLO
TUNUS
CEZAYİR
ZARZIS
ON IKI ADA
MSF projeleri
Arama ve kurtarma gemisi
Balkan rotası
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 29
AKDENİZ VE EGE’DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR
TITLE
AKDENİZ VE
EGE’DE YÜRÜTÜLEN
OPERASYONLAR
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), 2015’te diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte denizdeki ölümleri azaltmak
ve tehlikeli deniz yolculuklarından sağ kalan insanlara acil tıbbi yardım götürmek için arama ve kurtarma
operasyonları başlattı.
AB ve İtalya, Akdeniz’de İtalyan donanması
tarafından yürütülen ve 170.000 kişinin
hayatını kurtaran büyük çaplı kurtarma
operasyonu Mare Nostrum’u durdurma
kararı almıştır. Bunun üzerine MSF, arama
ve kurtarma operasyonları başlatmak için
harekete geçmiştir. 2015’te Akdeniz’de
devriye gezen üç MSF gemisi, 120 farklı
kurtarma operasyonunda tehlike altındaki
23.000’in üstünde insana yardım etmiştir. Bu
operasyonlar sırasında insanların bir kısmı
doğrudan denizden kurtarılmış, bir kısmı ise
güvenli taşıtlara aktarılmıştır.
ayak bastıktan sonra İtalya Sağlık Bakanlığı
bünyesindeki kurumlara sevk edilmiştir.
Uzman bir arama-kurtarma ekibi ve 10 MSF
personeliyle denizde operasyon yürüten
ikinci gemimiz Bourbon Argos, 700 kişiyi
karaya taşımış, Aralık ayına kadar 4.443
kişiye sağlık hizmeti vermiştir. Denizde
geçirilen sekiz ay boyunca toplam 9.560 kişi
Argos’la kurtarılmıştır.
Üçüncü gemimiz Dignity I ise, sağlık
personeli de dâhil olmak üzere toplam 18
kişilik ekibiyle Haziran ayında Barselona’dan
yola çıkmıştır. 300 kişilik kapasitesi olan
gemi, altı aylık görev süresi boyunca
çoğunlukla Libya kıyısı boyunca 6.000’den
fazla insanın hayatını kurtarmıştır.
Libya’daki korkunç şartlar ve mülteci
gemilerinin insanlık dışı durumu çeşitli
tıbbi ve insanı ihtiyaçları da beraberinde
getirmiştir. MSF ekipleri, denizde kurtarılan
insanlara sağlık hizmetinin yanı sıra
yiyecek, su, giyecek ve barınma konusunda
yardım sunmuş, süreç hakkında bireyleri
bilgilendirerek onlara güvence sağlamıştır.
Baş ağrısı, aşırı yorgunluk, deri ve üst
solunum yolu enfeksiyonları, uyuz, deniz
tutması ve hipotermi en yaygın görülen sağlık
sorunları arasındadır. Bazı insanlarda ciddi
derecede su kaybı görülürken, bazıları aşırı
kalabalık ahşap gemilerde tıkılı kalmaktan
nefes alma problemleri yaşamaktadır.
Personelimiz aynı zamanda, teknelerin yakıt
tankından sıçrayan kimyasal yanıkları ve
tecavüzün de içinde bulunduğu cinsel taciz
sonucu bulaşan enfeksiyonları tedavi etmiştir.
Ege Denizi’nde MSF ve Greenpeace
Yalnızca Kasım 2015’te yaklaşık 150.000
kişi, kötüleşen hava koşullarına rağmen
Türkiye kıyılarından Yunan adalarına geçiş
yapmıştır. Bu insanların büyük bir kısmı
Midilli Adası’na ulaşmıştır. Eylül ve Kasım
ayları arasında çoğu çocuk 320’den fazla
kişi, Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken Ege
Denizi’nde hayatını kaybetmiştir. MSF,
Greenpeace ile birlikte Midilli Adası kıyılarında
batma tehlikesi olan bot ve gemilerdeki
insanlara yardım etmiştir. 7 - 28 Aralık tarihleri
arasında 143 ayrı operasyonla 6.055 kişiye
yardım götürülmüştür. Bu insanların 455’i
boğulmaktan kurtarılmış, 5.600’ü ise güvenli
bir bölgeye yönlendirilmiştir. Varış noktalarında
gelenleri tedavi eden MSF ekipleri, travma
geçirmiş olan 30 kişiyi daha kapsamlı tıbbi
yardım için hastaneye sevk etmiştir.
© Gabriele François Casini/MSF
Zor durumdaki yüz binlerce mülteci ve
göçmen, Avrupa’ya deniz yoluyla ulaşmak
için insan kaçakçılarına büyük miktarlarda
para vermektedir. Bu rakam, bazılarının tüm
hayat birikimlerini kapsamaktadır. Çoğu,
Doğu Akdeniz boyunca 45 dakika ila üç
saat arasında değişen yolculuklar yaparak
Türkiye’den Yunanistan’a geçiş yapmaktadır.
Diğerleri ise, Libya’dan İtalya’ya günlerce
sürebilen deniz aşırı yolculuklara çıkmaktadır.
Özellikle hava şartlarının kötü olduğu
zamanlarda deniz kazaları oldukça yaygın
görülmektedir. Yolculuklar için çoğunlukla
küçük şişme Zodyak botlar ya da eski
ahşap balıkçı gemileri kullanılmaktadır. Bu
taşıtlar genellikle denize çıkmaya elverişsiz
olmakta ve hemen hemen her zaman
yolcu kapasitesini aşmaktadır. Denizde hiç
tecrübesi olmayan birçok mülteci ve göçmen,
çoğu zaman navigasyon cihazı bulunmadan
ve az miktarda yakıtla denizin ortasında
yalnız bırakılmaktadır. Bu şartlarda yola çıkan
taşıtların kısa süre sonra sorun yaşaması
beklenen bir durumdur. 2015 yılında 3.700’den
fazla insan denizde hayatını kaybetmiştir.
MSF Gemileri: MY Phoenix, Bourbon Argos ve
Dignity I
MSF, MOAS (Açıkdeniz Göçmen Yardım
İstasyonu) ile işbirliği içinde Mayıs ve Eylül
ayları arasında Phoenix gemisiyle Orta
Akdeniz’de arama-kurtarma operasyonları
ve kurtarma sonrası sağlık hizmeti
çalışmaları yürütmüştür. MSF ve MOAS,
büyük çoğunluğu Eritreli olan 6.985 kişiyi
denizden kurtarmıştır. Kurtarılan 1.646 kişi
doktorlarımız tarafından tedavi edilirken,
hamile kadınların da içinde bulunduğu
durumları çok daha kritik olanlar, karaya
30 Sınır Tanımayan Doktorlar
Lastik bir botta 95 kişi, yardım ekiplerinin müdahalesini beklerken bir ticari kargo
gemisi rüzgar ve dalgalara karşı onlara koruma sağlıyor.
YUNANİSTAN
TITLE
YUNANİSTAN
İDOMENİ
MİDİLLİ
SİSAM
AGATHONİSİ
ATİNA
ONİKİ ADA
MSF projeleri
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
Oniki Ada: İstanköy (Kos) ve İleriye (Leros)
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
46.300 ayakta muayene
35.400 yardım malzemesi dağıtımı
3.400 bireysel ve grup ruh sağlığı
danışmanlığı
2015 yılında 856.000'den fazla
mülteci ve göçmen deniz veya
kara yoluyla Yunanistan'a
gelerek burayı Avrupa'ya
ulaşmaya çalışan insanlar için
ana giriş noktası haline getirdi.
Gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları ülkeye yeni gelenlere yardımcı olmak için seferber olurken, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)
sağlık hizmetleri sunmak üzere faaliyetlerini yoğunlaştırmıştır. 2015’te Yunanistan
kıyılarına varanların üçte biri kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Bu kişilerin yaklaşık
%91'i ağırlıklı olarak Suriye, Afganistan,
Irak ve Somali olmak üzere savaşa ve şiddet eylemlerine maruz kalmış ülkelerden
gelmiştir. Bu insanların çoğu Midilli (Lesbos),
Sisam (Samos), Sakız (Khios), İstanköy (Kos)
ve İleriye (Leros) adalarına ulaşmış, Ekim
ayına gelindiğindeyse neredeyse her gün
sadece Midilli Adası’na yaklaşık 6.000 kişi
çıkmıştır.
Midilli ve Sisam
MSF, Temmuz ayında Midilli Adası’nda bulunan Moria ve Kara Tepe kamplarında klinikler
açmış ve Atina'ya geçiş yapmayı planlayan
binlerce insanın bunaltıcı sıcaklar altında
dışarıda beklediği limanda bir mobil klinik
kurmuştur.
Moria'da su ve sanitasyon tesislerini
iyileştiren MSF ekipleri, aynı zamanda atık
yönetimini sağlamış, kamp çevresine kimyasal tuvaletler ve çeşmeler yerleştirmiştir.
MSF ayrıca yeni gelenleri 70 kilometre uzaklıkta bulunan kayıt merkezlerine ve tıbbi
sevk noktalarına taşımak için otobüs seferleri düzenlemiştir. Yeni gelenlere barınma,
ulaşım, gıda ve battaniyenin yanı sıra, arkadaşları ve aileleriyle iletişimi sağlayan
kablosuz internet hizmetlerini de içeren bir
destek mekanizması oluşturmak amacıyla
Matamados'da bir transit merkezi açılmıştır.
16.100'den fazla tıbbi muayene gerçekleştirilmiş ve 3.000 kişiye ruh sağlığı desteği verilmiştir.
Sisam’da ise MSF tarafından mobil bir ekip
kurulmuştur. Bu ekip Ekim ayından itibaren
Sisam’a gelenleri karşılamış, MSF personelinin tıbbi muayeneler gerçekleştirdiği, ana
limandaki kayıt merkezine göçmenleri transfer etmiştir. Ekip aynı zamanda kabul merkezinde yaşayan kişilere yardım malzemeleri
götürmüş, günde yaklaşık 540 yemek dağıtmıştır.
MSF Sisam yakınlarında küçük bir ada olan
Agathonisi'de faaliyet gösteren tek insani
yardım örgütüdür. Adaya gelenleri karşılayan
MSF ekibi, mülteci ve göçmenlere sağlık
hizmeti ve barınma imkanı sunmuştur.
Oniki Ada
Oniki Ada’nın herhangi birinde bir resmi
kabul sistemi mevcut olmadığı için MSF
Mart ayında, İstanköy'de barınma ve gıda
desteği gibi insani yardım faaliyetlerinin yanı
sıra sağlık taramalarına başlamıştır. Yerel
makamlar Eylül ayında sığınmacılar tarafından geçici sığınma merkezi olarak kullanılan
ve MSF’nin temel acil destek sunmak için
kullandığı, terk edilmiş bir otel olan Kaptan
Elias Kampı’nı kapatmışlardır. Göçmenler ve
mülteciler için dışarıda uyumaktan başka bir
çare kalmamıştır. MSF kısa sürede arkeolojik bir alanın yakınlarında bir kamp çadırı kurmuş ve ihtiyacı olanlara temel tıbbi ve insani
yardım hizmeti sunabilmek için için başka
sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmıştır.
MSF Haziran ayında İleriye (Leros), Sömbeki
(Symi), İlyaki (Tilos) ve Kilimli (Kalymnos)
adalarını ziyaret ederek mobil bir klinikte faaliyetlerine başlamıştır. Eylül ayında İleriye’de
hizmetlerini kalıcı hale getiren MSF ekipleri,
burada barınma, su ve sanitasyon çalışmalarını sürdürmüş, göçmen ve mültecilere
temel sağlık hizmetlerinin yanı sıra ruh sağlığı
desteği de vermiştir. MSF ekipleri İstanköy
ve İleriye çevresinde 14.000'in üzerinde tıbbi
© Alessandro Penso
2015’te çalışan sayısı: 12 | Harcama: 1,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1991 | msf.org/greece
Afganistanlı bir aile, İstanköy (Kos)
Adası’nın iskelesinde bekliyor. 2015’te
Yunanistan sahillerine gelenlerin
%95’ini Suriye, Afganistan, Irak ve
Somali vatandaşları oluşturdu.
muayene gerçekleştirmiş ve 6.000 kişiye
ruh sağlığı desteği sağlamıştır. MSF ekipleri
ayrıca yolculuk esnasında eşyalarını kaybetmiş kişilere 35.358 adet yardım kiti (sabun,
battaniye, vs.) de dağıtmıştır.
Yunanistan Anakara
Atina’da da çalışmalarını sürdüren MSF,
Yunanistan'a sığınma başvurusu yapmak
isteyen kişilere ev sahipliği yapan Eleonas
Transit Merkezi’nde 708 tıbbi muayene
gerçekleştirmiştir. İşkence mağduru olarak
tanımlanan kişilere Kypseli Rehabilitasyon
Merkezi’nde özel bir tedavi uygulamıştır. Bu
hizmetler, Babel ve Mülteciler için Yunan
Konseyi ile işbirliği içinde yürütülmüştür.
MSF, Makedonya sınırına yakın İdomeni
Transit Geçiş Kampı’nda temel sağlık
hizmetleri ve ruh sağlığı desteği sunan bir
mobil klinik işletmiş, göçmen ve mültecilere
battaniye ve yıkanma kitleri gibi yardım malzemeleri dağıtmıştır. Kampta Nisan ve Aralık
ayları arasında 13.000 muayene gerçekleştirilmiştir. İdomeni’de 1.500'den fazla kişi
için barınak, duş ve tuvalet inşa eden
MSF ekipleri, elektrik temini ve sanitasyon
hizmetlerini de sürdürmüştür.
MSF’nin psikososyal destek ekipleri, Haziran
ve Aralık ayları arasında 14.000'in üzerinde kişiye bireysel ve grup terapi seansları
düzenlemiştir. İdomeni Kampı kapatıldığında
ise, Makedonya sınırına doğru yol alan
mülteci ve göçmenler yaklaşık 20 uzaklıktaki Polykastro benzin istasyonunda saatlerce beklemek zorunda kalmıştır. MSF sınır
bölgesine doğru yol üzerindeki toplanma
noktalarında kurduğu barınma alanlarında
sağlık hizmeti sunmuş, su ve gıda desteği
sağlamıştır.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 31
BALKANLAR
BALKANLAR
2015 yılında, farklı rotalardan
Yunanistan’a ulaşan göçmen
ve mülteciler, Batı Avrupa’ya
ilerlemek için Balkan Rotası
üzerinden yollarına devam ettiler.
Yunanistan sınırından geçen insanlar öncelikle Makedonya ve Sırbistan’a ulaşmaktadır.
Daha sonra sınırların açıklık durumuna göre
Macaristan, Hırvatistan veya Slovenya’ya
geçiş yapmak üzere yollarına devam etmektedir. Kimileri daha sonra kuzeye, Avusturya
ve ötesine ulaşmayı hedeflemektedir. MSF bu
rota üzerinde, sağlıksız koşullarda yolculuk
etmiş olan 40.000 kişiye sağlık hizmetleri
sunmuş ve yaşam kitleriyle destek vermiştir.
ROSZKE &
HORGOŠ
NICKELSDORF
GRAZ
AVUSTURYA
SPIELFELD
SLOVENYA
MACARISTAN
SUBOTICA
HIRVATİSTAN
BAPSKA/SID
BREZICE
OPATOVAC &
TOVARNIK
BELGRAD
SIRBISTAN
MIRATOVAC/
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve
köyler
Sırbistan
MSF Sırbistan’ın dört bir yanındaki mültecilere ulaşabilmek için birçok yerde mobil ekiplerle sağlık hizmeti vermiştir. Makedonya
sınırında barınacak yeri olmayan 4.000
kişinin kayıt olmak için kötü hava koşullarında bekletildiği Miratovaç ve Preşevo’da
çalışmaya başlayan MSF, hem sınır yakınındaki transit kampta hem de kayıt merkezinin
yakınında kurduğu kliniklerde temel sağlık
hizmetleri ve ruh sağlığı hizmetleri vermiştir.
Ekiplerimiz duş kitleri, yiyecek, çadır, battaniye ve yağmurluk dağıtırken, aynı zamanda
kötü hava koşullarından dolayı yaygınlaşan
solunum yolları enfeksiyonu, soğuk algınlığı
ve hipotermi gibi sağlık sorunlarına müdahale etmiştir. MSF aynı zamanda çöp ve
atık toplama, seyyar tuvalet, engelliler için
ulaşım gibi konularda da göçmenlere destek
vermiştir. Ekiplerimiz Kasım ayında 1,5 kilometrelik bozuk bir yolu onarmış, binlerce
insanın güvenli geçişine yardım etmiş ve 270
kişi kapasiteli ve ısıtmalı altı çadır kurmuştur.
Haziran ve Aralık ayları arasında ekiplerimiz
9.184 kişiye sağlık hizmeti vermiştir.
Belgrad’da tren istasyonu ve otobüs duraklarının yakınındaki iki parkta yaşayan mülteciler için Nisan ile Eylül ayları arasında 3.950
kişiye sağlık hizmeti verilmiştir.
Sırbistan’da bazen yaklaşık 3.000 kişi
gece vaktine kadar kayıt kuyruğunda saatlerce bekletilmekteydi. Hırvatistan sınırından geçiş yapamayanlar ise sokaklarda
uyumak zorunda kalıyordu. Bu nedenle geçiş
noktalarındaki insanlar için mobil klinikler
kurulmuş, örneğin Sid’de transit için tren
bekleyen insanlara destek vermek için istasyona ekipler gönderilmiştir. Bunun yanı sıra
yetkililerin belirlediği yeni transit noktala-
rında 2.000’den fazla kişi için sekiz ısıtmalı
çadır kurulmuştur. Eylül ortasından Aralık
başına kadar 15.200 kişi sağlık kontrolünden
geçmiştir.
Macaristan
MSF Eylül ayında her gün 2.000 ila 4.000
kişinin Sırbistan’dan geçiş yaptığı sınır kasabası Röszke’de bir mobil klinik kurmuştur. 14
Eylül’de sınırın dikenli tellerle kapatılmasına
kadar geçen dört günde 400 kişiye gerekli
sağlık hizmetleri verilmiştir. Sınır kapatıldıktan
sonra insanların batıya yönelmesi sonucunda
batıdaki sınır kapısı da 17 Ekim’de kapatılmış, bu kez göçmenler Slovenya sınırına
ilerlemeye başlamıştır. Röszke’deki hastaların
çoğu, solunum yolları problemi olan çocuklar,
hamile kadınlar ve uzun yürüyüşlerdeki zorlu
koşullar sebebiyle yaralanan ve enfeksiyon
kapan erkeklerlerden oluşmaktadır.
© Achilleas Zavallis
Slovenya ve Hırvatistan
Sırbistan-Hırvatistan arasında Bapska sınır geçişinde yeğeniyle beraber bir kadın MSF
doktorları tarafından muayene ediliyor.
32 Sınır Tanımayan Doktorlar
Eylül ve Ekim ayları boyunca çoğu aile
olmak üzere her gün yaklaşık 10.000 ila
15.000 kişi Slovenya ve Hırvatistan’a geçiş
yapmıştır. İki ülke arasındaki koordinasyon
ve iletişim eksikliği nedeniyle Slovenya’nın
karşılama merkezleri tamamen dolmuş ve
yetkililer gelen mülteci akınını yönetmekte
zorlanmıştır. MSF, Ekim ve Kasım aylarında Hırvatistan sınırında bulunan Brežice
geçiş merkezinde Sağlık Bakanlığı’na destek
vermiş ve Slovenya topraklarına adım atan
herkes için 24 saat sağlık hizmeti sağlamıştır. Hırvatistan’dan ayarlanan trenle bu
kişiler Slovenya- Avusturya sınırına götürülene kadar MSF burada çalışmayı sürdürmüştür. Hırvatistan’da bulunan MSF ekipleri Hırvatistan - Sırbistan sınırı yakınlarındaki
Tovarnik’ten 15 km uzakta bulunan transit
kampında bir klinik kurmuş ve Macaristan’a
geçiş için bekleyen mültecilere sağlık hizmeti
vermiştir. Klinikte her gün yaklaşık 5.000 kişi
tedavi edilmiştir.
İTALYA
İTALYA
2015’te çalışan sayısı: 28 | Harcama: 8,7 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1999 | msf.org/italy
çoğu Nijerya, Gambiya, Senegal, Mali ve
Bangladeş'ten gelmektedir ve yüzde 41'inde
post-travmatik stres bozukluğu belirtileri
vardır. Diğerleri ise, psikolojik sıkıntı veya
depresyondan mustariptir.
GORİZİA
ROMA
MSF İtalyan kabul sistemindeki eksiklikleri gidermek için 2015 yılı boyunca ikili
görüşmeler gerçekleştirmiş ve kamuoyu
nezdinde savunuculuk faaliyetlerini yürütmüştür. Pozzallo’da gözlemlenen kalabalık ve kötü hijyen koşulları gibi sorunları
detaylandıran ve şartların iyileştirilmesi için
önerilerde bulunan bir rapor, Kasım ayında
İtalyan Parlamentosu'na sunulmuştur. Fakat
bu konuda hiçbir olumlu adım atılmaması
nedeniyle MSF ekipleri zor bir karar alarak
merkezdeki faaliyetlerine yıl sonunda son
vermiştir.
AUGUSTA
POZZALLO
MSF projeleri
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
9.400 ayakta muayene
2.200 bireysel ve grup ruh sağlığı
danışmanlığı
İtalya, göçmenler ve mülteciler
için uzun süre bir varış noktası
görevi gördü. 2015 yılında
ağırlıklı olarak Eritre, Nijerya,
Somali, Sudan ve Suriye gibi
ülkelerden gelen 153.000'den
fazla kişi deniz yoluyla İtalya’ya
ulaştı.
Psikolojik ilk yardım
Göçmenler ve mülteciler zorlu ve genellikle
yolculuklar geçirmektedirler. Bu
nedenle MSF, Sicilya’ya vardıklarında acil
desteğe ihtiyacı olanlara psikolojik ilk yardım
sunabilmek için Mayıs ayından itibaren özel
bir ekip oluşturmuştur. Kültürel aracılardan
oluşan bir ekip, yardım çağrısı aldıktan
sonraki 72 saat içinde İtalya'daki farklı varış
limanlarına bir psikolog eşliğinde gidebilmek
için hazırda bekletilmiştir. Ekip 14 farklı operasyon ile 2.500 kişiye psikolojik ilk yardım
desteği vermiştir.
Italytravmatik
Ülkedeki ana varış limanları Augusta,
Pozzallo, Palermo, Reggio Calabria ve
Lampedusa’dır. Siyasi iradenin yeni gelenleri idare etme konusundaki isteksizliği,
İtalya'daki kabul sisteminde ciddi eksikliklerin meydana gelmesine neden olmuştur.
İnsani yardıma ve uluslararası korumaya ihtiyacı olan kişilerin, bu tür bir desteğe erişimi
hiçbir şekilde garanti edilmemektedir.
Roma'da bulunan bir MSF ekibi ise, sivil
toplum kuruluşları tarafından yönetilen bir
geçiş merkezindeki göçmen ve mültecilere
psikolojik ilk yardım sağlamıştır. Merkezde
MSF aynı zamanda Roma'da Medici Contro
la Tortura ile işbirliği içinde işkence mağduru
sığınmacılar için Ekim ayında bir proje başlatmıştır. Proje kapsamında 340'dan fazla
muayene gerçekleştirilmiştir. Merkez, kökeni
veya yasal statüsü ne olursa olsun işkence
veya şiddet görmüş göçmen, mülteci veya
sığınmacılara tıbbi, psikolojik ve sosyohukuki yardım sunmaktadır.
Gorizia'da barınma ve sağlık hizmetleri
Yıl sonuna doğru Slovenya sınırında
bulunan Kuzey Gorizia kentinde bir nehrin
yanında açık havada uyuyan yüzlerce
mülteciye barınma imkanı ve sağlık hizmeti
sunulmuştur. MSF Aralık ayında 25 taşıma
konteynırından meydana gelen, 96 yatak
kapasiteli geçici bir merkez açmıştır. Ekip,
yerel sağlık ekipleri ve Kızıl Haç ile işbirliği
içinde faaliyet göstererek merkezde kalanlara
hijyen kitleri gibi yardım malzemeleri
dağıtmıştır. Gorizia'daki göçmen ve
mülteciler, çoğunlukla Balkanlarda uzun
bir yolculuktan sonra İtalya'ya varmış olan
Pakistan ve Afganistan vatandaşlarından
meydana gelmektedir. Projenin ilk üç
haftasında 200'den fazla kişiye geçici
barınma desteği verilmiştir.
© Gabriele François Casini/MSF
RAGUSA
kalanların çoğu, varış tarihinden birkaç gün
sonra Kuzey Avrupa'ya doğru yola çıkmıştır.
MSF ekipleri, 16 Temmuz ve 1 Kasım tarihleri ​​arasında bireysel ve grup seansları
aracılığıyla 6.540 kişiye bilgi vererek 903
kişiye ruh sağlığı desteği vermiş, 79 bireysel
psikolojik muayene gerçekleştirmişlerdir.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), 2015
yılında ülkeye yeni gelenlere tıbbi tarama
yaparak ve 24 saat sağlık hizmeti vererek
Ragusa İl Sağlık Ajansı'nı desteklemiştir.
Pozzallo'daki İlk Kabul Merkezi’nde de
faaliyet gösteren MSF, yıl sonuna kadar
3.000'den fazla muayene gerçekleştirilmiştir. Genellikle Libya'daki kötü yaşam koşullarının bir sonucu olarak birçok hastada cilt
hastalıkları, solunum yolu enfeksiyonları ve
şüpheli tüberküloz (TB) ve travma vakaları
gözlemlenmiştir.
MSF aynı zamanda 400 mülteci ve göçmene
geçici olarak ev sahipliği yapan Sicilya'nın
Ragusa eyaletindeki 16 kabul merkezinde ruh
sağlığına odaklanan bir program başlatmıştır.
İki psikolog ve kültürel aracılardan oluşan bir
ekip, psikolojik sıkıntı ve travma konusunda
yeni gelenleri incelemiş ve ihtiyacı olanlara
yardım sağlamıştır. 1.052 bireysel ruh sağlığı
muayenesi gerçekleştiren ekip, 549 kişi için
69 grup seansı düzenlemiştir. Hastaların
Eski bir öğretmen olan bu Sudanlı adam, arama-kurtarma gemisi Phoenix tarafından
batmak üzere olan ufak bir tekneden kurtarıldı. Şu anda tek hayali Avrupa’da öğrenim
görmek.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 33
© Eloisa D'orsi
2015 yazında binlerce insan, Yunanistan ve Makedonya sınırı arasında sıkışıp kaldı. Sınırların kapatılması kaosa yol açtı. Kalabalıkları
dağıtmak içinse biber gazına başvuruldu.
34 Sınır Tanımayan Doktorlar
FRANSA
FRANSA
CALAIS
© Jon Levy/MSF
2015’te çalışan sayısı: 9 | Harcama: 1 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1987 | msf.org/france
GRANDE-SYNTHE
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
Sınır Tanımayan Doktorlar, 2015
yılının Eylül ayında “Jungle”
olarak bilinen Calais'deki
mülteci kampında, mülteci
ve göçmenlere tıbbi destek
sunmaya başladı.
2016 yılı başlarında "Jungle" 'kampında
kalan mülteci ve göçmenlerin sayısı
6.000’e yaklaşmıştır. Kar amacı gütmeyen
kuruluşların çabalarına ve yerel
hayırseverlerin girişimlerine rağmen buradaki
yaşam koşulları korkunçtur. Calais, Fransa ve
İngiltere arasındaki bir demiryolu bağlantısı
olan Manş Tüneli’ne yakın bir konumda yer
almaktadır. Mülteci ve göçmenler, son birkaç
yıldır tünel üzerinden kamyonlarla İngiltere'ye
ulaşmaya çalışmaktadır.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Eylül ayında
Dünya Doktorları ile birlikte kamp sakinlerine
tıbbi hizmet vermeye başlamıştır. Daha
sonra ekip, arazinin selden etkilenme riskine
karşılık, çalışma koşullarını iyileştirmek ve
hasta bakımını geliştirmek amacıyla ayakta
tedavi departmanını kurmuştur. Her gün 100
Dunkirk yakınlarındaki Grande Synthe mülteci kampının sakinleri, yoğun yağış ve
dondurucu soğukta ısınabilmek için bir ateşin etrafında toplanıyor.
ila 120 kişi burada muayene edilmiş ve tıbbi
danışmanlık, hemşire bakımı ve fizyoterapi
hizmetlerinden yararlanmıştır.
Ekip ayrıca su ve sanitasyon faaliyetlerini
de üstlenerek kampa 66 kimyasal tuvalet
inşa etmiş ve atık yönetimi için bir sistem
kurmuştur. İnsanlar yağışlı havalarda ve kış
koşullarında küçük ve kalitesiz çadırlarda
yaşadıkları için, MSF her biri dört ila beş
kişiye konaklama imkanı sağlayan 80 ahşap
barınak inşa etmiştir.
Grande-Synthe, Dunkirk
2.500 civarında mülteci ve göçmen, Dunkirk
limanı yakınlarında, Calais'nin kuzeyinde
yer alan Grande-Synthe'de uzun süre
korkunç koşullar altında yaşamıştır. MSF bu
kampta 22 tuvalet ve iki çeşme inşa etmiştir.
Kamp sakinlerine ise haftada üç gün tıbbi
muayene hizmeti vermiştir. MSF ayrıca
belediye meclisinin de desteğiyle daha iyi
barınma ve yaşam koşulları sağlayan yeni
bir alan inşa etmeye karar vermiştir.
Kasım ve Aralık aylarında bu bölgede
2.100'den fazla tıbbi muayene
gerçekleştirilmiş, ağırlıklı olarak hijyen ve
sanitasyon yetersizliğinin yol açtığı solunum
yolu enfeksiyonları ve uyuz vakalarıyla
karşılaşılmıştır.
2015’te @MSF_Sea’nin En Etkileyici TWEET’leri
@MSF_Sea; MSF’nin Avrupa sınırlarında, Ege ve Akdeniz sularında göçmenlere yönelik çalışmalarını canlı olarak aktaran bir MSF hesabıdır.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 35
ÜRDÜN
ÜRDÜN
2015’te çalışan sayısı: 529 | Harcama: 12,9 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2006 | msf.org/jordan
İRBİD
AR RAMTHA
AMMAN
ZAATARİ KAMPI
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
5.400 bireysel ve grup ruh sağlığı
danışmanlığı
1.700 cerrahi müdahale
Çalışma izinlerineJordan
ilişkin
kısıtlamalar ve uluslararası
yardımın azaltılması,
Ürdün'de yaşayan Suriyeli
mültecilerin sağlık
hizmetlerine erişimini daha
da zorlaştırdı.
Acil sezaryen doğumları ise Şubat ayından
itibaren burada gerçekleştirilmiştir. MSF
ekipleri, yıl sonu itibarıyla 3.900 hamile
kadını kabul etmiş ve 3.400 doğuma
girmiştir. MSF aynı zamanda 274 hasta
için ruh sağlığı seansları düzenlemiştir. Bu
hastaların dörtte üçü şiddetli bir ölüme şahit
olmuş, üçte biri ise bir yakınını ve/veya
evini kaybetmiştir. 2015 yılında yenidoğan
yoğun bakım ünitesine (NICU) sekiz yatak,
dört kuvöz ve dört beşik eklenirken, sürekli
pozitif hava yolu basıncı problemine sahip
ilk hasta Şubat ayında tedavi edilmiştir. Yıl
içinde NICU'ya toplamda 498 bebek kabul
edilmiştir.
Travma cerrahisi ve ameliyat sonrası bakım
MSF Suriye sınırındaki İrbid vilayetinde Ar
Ramtha hükümet hastanesinde savaşta
yaralanan Suriyelileri tedavi etmeye devam
etmektedir. Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışan
MSF, acil cerrahi ve yatarak tedavinin yanı
sıra fizyoterapi ve psikososyal destek seansları da düzenlemektedir. Acil serviste çalışan
ekip, 2015 yılında 315'i ameliyata kabul
edilen toplam 863 yaralıyı tedavi etmiş,
1.600'dan fazla kişisel danışmanlık seansı
düzenlemiştir.
MSF aynı zamanda Mafrak vilayetindeki Zaatari Mülteci Kampı’nda bulunan
40 yataklı ameliyat sonrası bakım tesi-
sini de işletmektedir. Tesis nekahet bakımı
için Ar Ramtha Hastanesi’nden ve diğer
Ürdün hastanelerinden hasta kabul etmektedir. 2015 yılında 1.540 psikososyal seans
gerçekleştirilmiştir.
Amman'da rekonstrüktif cerrahi
Amman'daki rekonstrüktif cerrahi projesi,
fizyoterapi ve ruh sağlığı desteği ile birlikte
ortopedik, maksillofasiyal ve plastik cerrahi
hizmetleri sunmaktadır. Projenin öncelikli
hedef kitlesi, uzmanlık gerektiren bu tür
tedavilere erişimi olmayan ve komşu ülkelerden gelen savaşta yaralanmış kişilerdir.
Proje Şubat ayında cerrahların 880'den fazla
cerrahi müdahale gerçekleştirdiği yeni bir
hastaneye taşınmıştır. Bölgedeki doktorlar
hastaları buraya sevk etmektedir. 2015’te
hastaneye kabul edilen hastaların %58'si
Suriye'den, %30'u Irak'tan ve %7'si de
Filistin'den gelmiştir.
MSF yaralanmalardan kaynaklanan enfeksiyonlu hastaların tedavi kalitesini iyileştirmek amacıyla hastanede tam donanımlı bir mikrobiyoloji laboratuvarı açmıştır.
Antibiyotik dirençli enfeksiyonlar, bölgede
yaygın ve önemli bir tıbbi sorun teşkil etmektedir. Laboratuvar, infeksiyöz komplikasyonları olan, çatışma kaynaklı yaralanmalara
sahip hastalar için tıbbi müdahalelerin kalitesini artıracaktır.
Bölgedeki istikrarlı birkaç ülkeden biri olan
Ürdün, Suriye'deki çatışmanın başlangıcından bu yana BMMYK verilerine göre
600.000 Suriyeli mülteciyi kayıt altına
almıştır. Bu rakam bile ülkenin altyapısı üzerinde belirgin ve anlaşılır bir baskı
meydana getirmiştir. Suriyeliler 2014’ün
Kasım ayından itibaren devlet hastanelerinde
sağlık hizmeti almak istediklerinde bunun
için ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Bunun
nedeni ülkede yasal olarak çalışma izinlerinin
olmamasıdır. Yardım projelerine sağlanan
uluslararası fon ise zaman içinde azalmıştır.
© Isidro Serrano Selva
Ülkede bulaşıcı olmayan hastalıkların tedavisi konusunda ciddi bir açık vardır. Bu
nedenle Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)
2015 yılında Suriyeli mültecilere ve hipertansiyon, diyabet, kalp - damar hastalıkları ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı
olan Ürdünlülere tedavi hizmeti sunan bir
proje geliştirmiştir. Çalışmalar İrbid’de Sağlık
Bakanlığı'nın İbn Sina temel sağlık kliniği
ve yerel bir sivil toplum kuruluşu ile işbirliği
içinde Nisan ayı ortasında açılan İbn Rushd
adlı ikinci bir klinikte devam etmiştir. Ev ziyaretleri ise Ağustos ayında devreye sokulmuştur. Yıl boyunca bu kliniklerde 20.000'i
aşkın muayene gerçekleştirilmiştir.
Doğum öncesi bakım hizmetleri
MSF tarafından yürütülen anne ve yenidoğan programı, Ocak ayında bu alanda
uzmanlaşmış bir hastaneye taşınmıştır.
36 Sınır Tanımayan Doktorlar
Zaatari Mülteci Kampı’nda hastaların ameliyat sonrası fizik tedavi ve iyileştirici bakım
hizmeti aldıkları MSF sağlık tesisinden bir kare.
TITLE
IRAK
IRAK
2015’te çalışan sayısı: 547 | Harcama: 31,2 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2003 | msf.org/iraq | @MSF_Iraq
DOHUK
ERBİL
SÜLEYMANİYE
NİNOVA
KERKÜK
SELAHADDİN
DİYALA
BAĞDAT
KERBELA
NECEF
BABİL
DİVANİYE
MSF projeleri
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
MSF personeli tarafından gözlemlenen sağlık
sorunlarının çoğu, kötü yaşam koşullarına bağlı olarak gelişen rahatsızlıklardır ve
çoğunlukla solunum ve idrar yolu enfeksiyonları, gastrointestinal rahatsızlıklar, artrit
ve cilt hastalıklarını içermektedir.
Anne ve çocuk sağlığı alanında da hizmet
veren MSF’nin Irak’ta yoğunlaştığı bir
diğer konu ise, hipertansiyon ve diyabet
gibi kronik hastalıklardır. Kadınların kliniklere düzenli olarak gelmesini sağlamak ve
devamlılığı teşvik etmek için kadın sağlık
personelleri de görev yapmaktadır.
Ruh sağlığı faaliyetleri
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
218.300 ayakta muayene
Iraq
20.700 bireysel ve grup ruh sağlığı
danışmanlığı
12.500 yardım malzemesi dağıtımı
Irak'taki çatışmalar
toplu göçlere ve halkın
büyük yaşam mücadelesi
vermesine neden olurken,
finansman kaynaklarının
azalması ve daha güvenli
olan Kürt bölgesine kayması
uluslararası yardımı sekteye
uğratıyor.
MSF, bu yıl Irak’ta özellikle ruh sağlığı
hizmetlerine odaklanmıştır. Sürekli tekrarlayan şiddet vakalarının ve istikrarsız yaşam
koşullarının yarattığı travma ile başa çıkmaya
çalışan Kerbela, Necef ve Babil vilayetlerindeki Iraklılara yardım ederek ruh sağlığı
programlarına düzenli olarak devam etmiştir.
1.500'den fazla bireysel terapi seansı
tamamlayan MSF ekiplerinin verdiği eğitimlere, çocuk ve ruh sağlığı alanında çalışan
9.220 kişi katılmıştır. MSF aynı zamanda
öğretmenlere ve Sağlık Bakanlığı personeline
psikososyal grup terapisi eğitimleri vermiştir.
MSF Erbil vilayetinde psikolog ve psikiyatristlerinden oluşan bir ekip ile Kawargosk,
Gawilan ve Darashakran kamplarında
Suriyeli mültecilere destek sağlamıştır.
Mobil sağlık hizmetleri
2015’in büyük bir kısmında MSF sağlık ekipleri Dohuk vilayetinde inşaatı tamamlanmamış binalarda barınan yerinden edilmiş
topluluklara sağlık hizmetleri sunmuş, 21.775
muayene gerçekleştirmiştir. Halk yavaş
yavaş sağlık hizmetleri sunan resmi kamplara taşındığı için, MSF de faaliyetlerini tıbbi
altyapıların çatışmalar sırasında yıkıldığı ve
ihtiyaçların çok yüksek olduğu Ninova vilayetindeki Tel Afar bölgesine yöneltmiştir.
Ekipler çalışmalarını bölge halkının sağlık
tesislerine ulaşmak için uzun mesafeleri kat
etmeyi göze alamadıkları bölgelere veya
hareket etmekten çekindikleri cephe hatlarına yakın kliniklere yoğunlaştırmıştır.
Mobil ekipler, yerinden edilmiş kişiler ve ev
sahibi topluluklara yönelik kronik hastalıklar, üreme sağlığı ve ruh sağlığı alanında
19.505 ayakta muayene gerçekleştirmiştir.
MSF ekipleri, Musul ve Erbil arasındaki diğer
birçok yerde de mobil klinik işletmiş, bu
bölgede silahlı çatışmalardan doğrudan etkilenen insanları tedavi edebilmek amacıyla
acil bir cerrahi birim kurmuştur.
İki mobil ekip, Kerkük ve çevresindeki
yerlerde temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı
danışmanlığı sunmuştur. Üçüncü bir ekip
ise, Laylan kampında kronik hastalık yönetimi ve üreme sağlığı konusunda Sağlık
Müdürlüğü'ne destek vermiştir. Toplamda
48.895 muayene gerçekleştirilmiştir. Yıl
sonuna doğru diğer tıbbi insani yardım
örgütleri Kerkük'e taşındığı için, MSF de
Kerkük’teki faaliyetlerinin çoğunu diğer
sivil toplum kuruluşlarına devretmiştir. MSF
ekipleri de bu sayede merkez dışında kalan
bölgelerde ve Bağdat yolu üzerindeki Tuz
Kurmato yerleşkesinde kalan yerinden
edilmiş topluluklara ulaşabilmiş, tıbbi destek
almak için askeri bölgelerden geçmekten
korkan Iraklılara mobil klinikler aracılığıyla
MSF bu vilayetler boyunca hareket kısıtlılığı
ve güvenlik riskleri nedeniyle sağlık tesislerine ulaşamayanlara tıbbi destek sunmak
amacıyla mobil klinikler kurmuştur. Ekipler,
klinik, çadır ve otobüslerde konaklayarak
düzenli olarak farklı bölgeleri ziyaret etmişlerdir. Doktorlar yoğun olarak asker konuşlandırılmış alanlarda, ikinci basamak sağlık
tesislerinde tedaviye ihtiyacı olan hastalar
için güvenli bir geçiş sağlamak amacıyla
sevk belgeleri temin etmişlerdir. MSF ekipleri
gittikleri yerlerde olası salgın hastalıkları da
takip etmişlerdir.
© Gabriella Bianchi/MSF
Yerinden edilmiş 3,2 milyondan fazla
Iraklı, halihazırda göç ettikleri bölgelerde
yaşayan ev sahibi nüfus üzerinde ciddi
bir baskı oluşturmaktadır. Sınır Tanımayan
Doktorlar (MSF), 2015 yılında Dohuk, Erbil,
Süleymaniye, Ninova, Kerkük, Selahaddin,
Diyala, Bağdat, Necef, Kerbela ve Babil
olmak üzere 11 vilayette yerinden edilmiş
ailelere, ülkelerine geri dönenlere, yoksullukla boğuşan ev sahibi nüfusa ve Suriyeli
mültecilere temel sağlık ve insani yardım
hizmetleri sağlamak amacıyla faaliyetlerinin
kapsamını genişletmiştir.
Oğluyla birlikte yerinden edilen ve Hacca’daki evini terk etmek zorunda kalan bir kadın,
beslenme yetersizliği belirtileri gösteren oğlunu MSF doktorlarına gösteriyor.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 37
© Gabrielle Klein/MSF
IRAK
TITLE
Kuzey Irak’taki Dalal Kampı’nda kalan mülteciler yardım kiti almak için sıra beklerken MSF çalışanlarından biri, sağlığın teşviki ve geliştirilmesine
yönelik farkındalık yaratmak için kamp sakinlerine bilgi veriyor.
sağlık hizmeti sunabilmiştir.
Bağdat'taki faaliyetler, Ebu-Garib ve
Al-Salam kamplarında yaşayan yerinden
edilmiş kişilere ve ev sahibi topluluklara
hizmet veren bir mobil klinik ile Mart ayında
başlamıştır. Yoksul bölge halkının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Eylül ayında ikinci bir
ekip oluşturulmuş, sağlık hizmetleri çevredeki kasaba ve köylere yayılmıştır.
MSF ayrıca Sağlık Bakanlığı tesislerinde
kuzey Germiyan ve komşu Diyala vilayetindeki yerinden edilmiş kişilere ve ev sahibi
topluluğa temel sağlık hizmetlerinden mobil
kliniklere kadar uzanan faaliyetlerle yardımcı
olmuştur. Ekipler, Hanekin - Diyala'daki üç
kampta ruh sağlığı hizmetleri sunmuştur.
Kolera salgını
MSF Eylül ayında Irak merkeze yayılmış olan,
Dohuk, Kerkük, Erbil, Bağdat, Diyala, Necef,
Divaniye ve Babil'i de etkilemiş olan kolera
salgınına karşı harekete geçmiştir. Su ve sanitasyon çalışmaları salgından etkilenen bütün
bölgelerde gerçekleştirilmiştir. MSF ekipleri
salgın ile mücadele ederek bütün hastanelerde eğitim ve bilinçlendirme programlarının
yanı sıra hijyen ve enfeksiyon kontrol faaliyetleri ile Sağlık Bakanlığı'na destek vermiştir.
38 Sınır Tanımayan Doktorlar
Irak Kürt Bölgesi
MSF 2012 yılının Mayıs ayından bu yana
40.000 mülteciye ev sahipliği yapan
ve Irak'ın en büyük mülteci kampı olan
Domiz’de Suriyeli mültecilere sağlık hizmetleri sunmaya devam etmektedir. Dohuk
Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği içinde çalışan
MSF, bu süre içinde bölgedeki en önemli
tıbbi ve insani yardım kuruluşlarından biri
haline gelmiştir.
Genel sağlık hizmetleri Ekim ayında Sağlık
Müdürlüğü tarafından yürütülürken, MSF de
kronik hastalıklar, üreme sağlığı ve ruh sağlığı
hizmetlerinin yanı sıra, düzenli olarak bilinçlendirme faaliyetlerini sürdürmüştür. Ekip bu
yıl içinde 1.155 doğum gerçekleştirmiştir.
Sahadaki MSF ekipleri su, sanitasyon ve
sağlığın teşvikine yönelik eğitim faaliyetlerini üstlenerek Süleymaniye ve Arabat kamplarında da faaliyet göstermiştir. MSF Aralık
ayında personel eğitimi ve tıbbi bağışlarla
Kalar doğumevini de desteklemeye başlamıştır.
Yerinden edilmiş toplulukların ihtiyaçlarına
odaklanana saha ekipleri, aynı zamanda
Diyala eyaletinde bulunan bir klinikte temel
sağlık hizmeti ve ruh sağlığı hizmetleri
vermeye başlamıştır.
Ürdün'de rekonstrüktif cerrahi
2006 yılının Ağustos ayından beri Iraklı
doktorlardan oluşan bir grup, Irak'ın dört
bir yanındaki şiddet mağdurlarını MSF’nin
Ürdün’deki Amman rekonstrüktif cerrahi
hastanesine sevk etmiştir. Ekip, özellikle
baş, boyun, yüz, çene ve sinüsler ile ilgili
maksillofasiyal travma, ortopedik ve rekonstrüktif yanık cerrahide tedavinin birden
fazla aşaması için gereken karmaşık cerrahi
operasyonlarında uzmanlaşmıştır.
Sağlık Bakanlığı'na ek destek
MSF Irak’ta belirli dönemlerde Iraklı
doktorlar için tıbbi eğitim programları düzenlemektedir. Sağlık Bakanlığı ile birlikte
düzenlenen bu kurslara, 2015’te 12 Iraklı
fizyoterapist katılmış, 10 haftalık fizyoterapi
eğitimi almıştır.
MSF Sağlık Bakanlığı tarafından elde edilmesi zor olan panzehiri temin ederek uzun
yıllar Bağdat merkezli Zehirlenme Kontrol
Merkezi'ne destek vermiştir.
LÜBNAN
2015’te çalışan sayısı: 343 | Harcama: 27,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1976 | msf.org/lebanon | @MSF_Lebanon
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
AKKAR
683.400 ayakta muayene
26.300 doğum
EL ABDA
Suriye Savaşı beşinci yılını doldururken,
mültecilerin çoğu hayatta kalmak için
gerekli olan insani yardımlara hala büyük
ölçüde bağımlı durumdadır. Bugüne kadar
ülkede resmi mülteci kampı kurulmamıştır. Bu nedenle aileler garaj, çiftlik, eski
okul veya tamamlanmamış bina gibi gayriresmi yerleşim yerlerinde yaşamak zorunda
kalmaktadır.
Yaşam alanlarının aşırı kalabalık olması,
gıda, su ve barınma gibi imkanların kısıtlı
olması halk sağlığı üzerinde olumsuz bir
etki yaratmıştır. Buna karşılık Lübnan’daki
göçmen ve mülteciler hala ihtiyaç duydukları
sağlık hizmetlerine erişememektedir. Sınır
Tanımayan Doktorlar (MSF), savaş nedeniyle diyabet, hipertansiyon ve astım gibi
kronik hastalıkların düzenli tedavileri kesintiye uğramış olan mültecilere sağlık hizmeti
sunmaktadır. MSF ekipleri aynı zamanda
gebelikleri esnasında özel bir bakıma veya
tıbbi takibe erişememiş anne adaylarına da
bakım ve tedavi desteği sunmaktadır.
Bekaa Vadisi
MSF Suriye sınırına yakın Bekaa Vadisi'nde
yaşayan Lübnanlı ve Suriyeli mültecilere temel sağlık, ruh sağlığı, üreme sağlığı
danışmanlığı ve kronik hastalıklar için tedavi
hizmetlerinin yanı sıra sağlığın teşviki ve
geliştirilmesine yönelik hizmetler sunmaya
devam etmektedir. Baalbek, Majdal Anjar,
Aarsal ve Hermel kliniklerinde çalışan ekipler,
yıl boyunca 126.000 ayakta muayene ve 768
doğum gerçekleştirmiştir.
Beyrut
MSF Güney Beyrut'ta Şatila Kampı’nda
çalışmaktadır. Tarihi 1949 yılına uzanan ve
ağırlıklı olarak Filistinli mültecilerin yaşadığı kampta, Suriye'den yeni gelen Filistinli
mülteciler ve Suriyeliler de bulunmak-
BAALBEK-HERMEL
KUZEY LÜBNAN
23.000 cerrahi müdahale
Uzun süredir kendi insani
krizleri ve sağlık sorunlarıyla
boğuşan Lübnan'a, Suriye
krizinin başladığı 2011
yılından bu yana 1,5
milyondan fazla Suriyeli ve
Filistinli mültecinin geldiği
tahmin ediliyor.
HERMEL
TRİPOLİ
AARSAL
BEYRUT
BAALBEK
MECDEL ANCAR
SAYDA
BEKAA
GÜNEY LÜBNAN
MSF projeleri
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
tadır. Kamptaki MSF sağlık ekipleri, kayıt
altına alınmadığı için resmi yardımlardan
faydalanma hakkına sahip olmayan ve
BMMYK’nın uygunluk kriterleri dışında kalan
kayıtlı mültecilere odaklanmaktadır. MSF, 15
yaşından küçük çocuklar için temel sağlık
hizmetleri sunarken, aynı zamanda kronik
hastalıkların tedavisine ve ruh sağlığı destek
hizmetlerine ağırlık vermektedir. Ayda
yaklaşık 170 doğum gerçekleştirilen kadın
sağlığı merkezinde de görev yapan MSF
ekipleri, doğum komplikasyonları ve yüksek
riskli hamilelik yaşayan kadınların sezaryen
doğumları gibi uzman tıbbi müdahale gerektiren hastalar için bir sevk sistemi oluşturmuştur.
Kuzey Lübnan
Kuzey Lübnan halihazırda çok sayıda
Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.
Trablus'a komşu Ebu Samra'da çalışan MSF
ekibi, burada üreme sağlığı, danışmanlık,
rutin aşılama, akut ve kronik hastalıklar için
tedavi gibi hizmetler sunmaktadır.
Diğer MSF ekipleriyse yerel topluluklar
arasındaki çatışmanın şiddetlendiği Trablus,
Cebel Mohsen ve Bab el Tabbaneh bölgelerinde faaliyet göstermektedir. Bölge halkına
akut hastalıkların tedavisinde yardım eden
MSF, aynı zamanda üreme sağlığı ve danışmanlık hizmetleri de sunmaktadır. Cebel
Mohsen Kliniği’nde görev yapan MSF ekipleri ise, hastaneye getirilmeden önce hastaları stabilize etmek için gerçekleştirilen
ameliyatlara destek olmaktadır.
MSF, şiddetli bir fırtına ve sıfırın altındaki
sıcaklıkların hemen ardından ülkenin kuzeydoğusundaki dağlık Akkar bölgesinde, ülkelerine geri gönderilme korkusuyla yaşayan
Suriyeli mültecilere ulaşmıştır. Kış şartlarında acil ihtiyaçlara yanıt veren MSF ekipleri, yaklaşık 4.700 kişiden oluşan 900 aileye
soba, yakıt veya battaniye gibi temel ihtiyaç
malzemeleri dağıtmıştır. Bölgede faaliyet
© Ghazal Sotoudeh/MSF
ne
LÜBNAN
TITLE
Suriyeli mülteciler, Lübnan’da
400.000’den fazla insanın geçici
kamplarda yaşadığı Bekaa Vadisi’nde
sert kış şartlarıyla yüzleşiyor.
gösteren birkaç kuruluş daha vardır.
MSF Nisan ayından bu yana El Abdeh
şehrinde akut ve kronik hastalıkların tedavisini gerçekleştirmiş, doğum öncesi ve
sonrası bakım hizmeti vermiştir.
Güney Lübnan
MSF Sidon bölgesindeki Filistinli nüfusa
yönelik uzun soluklu ruh sağlığı programını, Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler
için Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık
Ajansı'na devretmiştir. Ekibin odak noktası
Suriyeliler, Lübnan'dan gelen Filistinliler
ve Suriye'den yeni gelen Filistinli mültecilerdir. MSF 2015’te akut/kronik hastalıkların
tedavisi, ruh sağlığı desteği ve üreme/anne
sağlığı programlarını hayata geçirmiş, üç
sağlık merkezine destek vermiş ve uzmanlık
gerektiren bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan
hastalar için de bir sevk sistemine destek
vermiştir.
Lebanon
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 39
FİLİSTİN
TITLE
FİLİSTİN
KALKİLYA
NABLUS
DOĞU KUDÜS
GAZZE ŞERİDİ
EL HALİL
© Susanne Doettling/MSF
2015’te çalışan sayısı: 132 | Harcama: 5,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1989 | msf.org/Palestine
MSF projeleri
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
5.800 bireysel ve grup ruh sağlığı
danışmanlığı
Sınır Tanımayan Doktorlar
OPT
(MSF) Filistin'de devam
eden
çatışmalardan etkilenen
insanlara tıbbi ve psikolojik
yardım sağlamaktadır.
İsrail yerleşimlerinin Batı Şeria'da sürekli
genişlemesi, 2015’te şiddet eylemlerini ve
toplumsal gerginliği büyük ölçüde artırmıştır.
Temmuz ayında bir Filistinli aile kundaklama eylemi sonucu hayatını kaybetmiş,
Ekim ayında ise kundaklama eyleminin intikamı olduğu düşünülen bir başka saldırıda
iki kişi hayatını kaybetmiştir. Gazze sakinleri
hala 2014’te meydana gelen ve 50 gün süren
savaşın sonuçları nedeniyle acı çekmektedir.
İnşaat malzemelerinin ithalatına ilişkin kısıtlamalar ise, bölge halkının evlerini yeniden
inşa etmesini engellemektedir.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2015’te
170 Filistinli ve 26 İsrailli öldürülmüş,
15.300'den fazla Filistinli ve 350 İsrailli yaralanmıştır.
Kudüs ve Batı Şeria
MSF’nin ruh sağlığı programları, El-Halil,
Nablus, Qalqilya ve Doğu Kudüs'te siyasi
şiddet mağdurlarına psikolojik ve sosyal
destek sağlamıştır. MSF 2015’te El-Halil’de
5.522 bireysel ve grup muayenesi yürütmüştür. Muayenelerin %50’sinden fazlası
(2.959) El-Halil’de yapılmıştır. Ekim ayından
itibaren bölgedeki şiddetin giderek artması,
özellikle eski şehrin 'H2' alanında yürütülen faaliyetlerde önemli bir artışa yol
açmıştır. Gerilim ve korkunun hakim olduğu
bir atmosferde birçok kişi, uyku, öfke ve
anksiyete ile ilgili sorunlar nedeniyle yardım
40 Sınır Tanımayan Doktorlar
5 yaşında bir çocuk, MSF’nin Gazze’deki Han Yunus çadır kliniğinde anestezi altında sargı değişimi
için hazırlanıyor.
talebinde bulunmuştur. Çok sayıda çocuk,
kabus görme ve yatak ıslatma sorunuyla
MSF’ye başvurmuştur. 5.300'den fazla kişi,
MSF tarafından verilen psiko-eğitim seanslarına katılmıştır. MSF ayrıca sağlık personeline, öğretmenlere ve danışmanlara da eğitim
vermiştir.
MSF 2015’te Filistin'deki ruh sağlığı hizmetlerinin önemine vurgu yapmak için çeşitli
etkinlikler düzenleyerek Nablus'taki faaliyetlerinin 10. yılını kutlamıştır. Bu süreçte
bir kamuoyu tartışması ve psikolojik yardım
hakkında bir konferansı düzenlenirken, interaktif bir oyun ve MSF hastalarının öykülerini
konu alan üç çizgi roman hazırlanmıştır.
MSF Ekim ayında tıbbi ve psikolojik desteğe
ihtiyacı olan insanlara ulaşabilmek için
yerel bir sivil toplum kuruluşu olan İşkence
Mağdurları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi
(TRC) ile Doğu Kudüs'te bir ortaklık başlatmıştır.
Gazze Şeridi
MSF’nin Gazze ve Han Yunus'taki yanık
ve travma merkezleri, çoğu çocuklardan
oluşan 2.500'ten fazla hastayı tedavi etmiştir.
Personel, 35.000'den fazla fizyoterapi ve
1.000 mesleki terapi seansı gerçekleştir-
miştir. Hastaların çoğunda, çatışmalarda
hasar görmüş evlerde gerçekleşen ev kazalarının bir sonucu olarak yanıklar oluşmuştur.
MSF Eylül ayında Gazze'nin kuzeyinde
üçüncü bir uzman klinik açmak için yetki
istemiştir. MSF’nin düzenlediği farkındalık kampanyası, 2014 sonundan 2015
Nisan ayına kadar okullarda ve kreşlerde
35.500'den fazla çocuğa ulaşmıştır. Kasım
ayında yeni bir kampanya başlatılmıştır.
Al Shifa ve Nasser hastanelerinde Sağlık
Bakanlığı ile işbirliği içinde cerrahi programlar yürüten MSF, toplam 390 cerrahi
müdahalede bulunmuştur. Hastaların
çoğunda yanık vakaları tespit edilmiştir.
Gazze'de tedavi edilemeyen zorlu vakalar,
MSF’nin Ürdün’deki rekonstrüktif cerrahi
hastanesine sevk edilmektedir. Fakat sevk
sistemindeki idari sorunlar gecikmelere
neden olduğu için 2015’te 67 hastadan
sadece altısı başarıyla sevk edilebilmiştir.
MSF 2014 yılında savaş boyunca Gazze'deki
ruh sağlığı faaliyetlerini sürdürmüştür.
Fakat Nisan ayında Sağlık Bakanlığı tarafından faaliyetlerin askıya alınmasına yönelik
talimat geldiği için MSF ekipleri yıl sonuna
kadar faaliyetlerine yeniden başlayamamıştır.
şimi
YEMEN
TITLE
YEMEN
SAADA
AMRAN
ED
DALİ
HADRAMUT
HACCA
SANAA
ABYAN
İB
TAİZ
LEHC
ADEN
© Guillaume Binet/MYOP
2015’te çalışan sayısı: 551 | Harcama: 40,2 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1994 | msf.org/yemen | blogs.msf.org/yemen | @msf_yemen
MSF projeleri
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
Yemen
151.000 ayakta muayene
14.700 hastaneye kabul edilen hasta
11.700 şiddet ve savaş mağduru
hasta
10.400 cerrahi müdahale
9.800 doğum öncesi bakım
muayenesi
Yemen’deki silahlı
çatışmalar, 2015’te topyekün
bir savaşa dönüştü.
Bu durum, zaten kritik
düzeyde olan tıbbi ve insani
ihtiyaçları daha da artırdı ve
sağlık hizmetlerine erişimini
ciddi anlamda kısıtladı.
Husiler, Ocak ayında Yemen’in başkentindeki Sanaa Başkanlık Sarayı’nı ele geçirerek 2015 boyunca ülke içinde ilerlemeye
devam etmiştir. Cumhurbaşkanı Hadi Aden'e
kaçarken, hükümeti destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyon ise Aden Limanı da dahil
olmak üzere kaybedilen toprakları geri almak
için hava saldırılarına başlamıştır. Bu süre
içinde savaş, El Kaide ve İslam Devleti (IŞİD)
savaşçılarının ülkedeki varlıklarını güçlendirmelerine yardımcı olmuştur.
Birleşmiş Milletler yıl sonu itibarıyla 2.800
kişinin öldürüldüğünü ve yaklaşık 2,5 milyon
kişinin ülke içinde yerinden edildiğini tahmin
etmektedir. Ülkedeki sağlık sistemi tamamen
çökmüştür: Sağlık personeli ülkeyi terk
ederken, tesisler yıkılmış, tıbbi malzeme
tedariki ise kesilmiştir (Yemen'deki insani
Aden’de MSF tarafından işletilen bir hastanede, savaşta yaralanan hastalara acil
müdahale yapılıyor.
kriz hakkında daha fazla bilgi edinmek için,
14 ve 15. sayfalarına bakınız).
Aden şehri, bir cephe hattı ile bölündüğünde
MSF de şehirdeki faaliyetlerini sürdürmeyi
başarmıştır. MSF ekipleri, güvenlik koşulları
el verdiği sürece diğer bölgelerdeki faaliyetlerini genişletirken, bu süre içinde çok sayıda
hastane saldırısına da tanıklık etmiştir.
26 Ekim’de Saada eyaletindeki Haydan
şehrinde MSF destekli bir hastane saldırı
sonucu yıkılmış, 2 Aralık’ta da Taiz eyaletinin El-Huban şehrindeki çadır klinik
dokuz kişinin yaralandığı bir başka saldırıya maruz kalmıştır. Yakıt girişinin engellenmesi, yardımların ulaştırılmasını ve dağıtımını engellerken, çatışmalar, değişen cephe
hatları ve hava saldırıları ise, bölge halkının
ve insani kuruluşların hareket alanını ve
özgürlüğünü büyük ölçüde kısıtlamıştır.
Saada
Saada eyaleti savaştan en çok etkilenen
bölgelerden biri olmuştur. Mart ayından
itibaren sağlık tesisleri de dahil olmak üzere
birçok sivil alanı hedef alan hava saldırıları neredeyse her gün şehri yerle bir etmiş,
sağlık hizmetlerine erişimi özellikle bazı ilçelerde neredeyse imkansız hale gelmiştir.
MSF, Nisan ayında Haydan Hastanesi’nin acil
servis ve doğum hizmetlerini desteklemeye
başlamıştır. Fakat Ekim ayında gerçekleşen
hava saldırısını takiben faaliyetlerini askıya
almak zorunda kalmıştır.
Aralık’ta faaliyetlerini yeniden başlatan MSF,
binanın tahrip olmamış bir kısmını kullanarak sağlık hizmetlerine devam etmiştir.
Mayıs ayında MSF ekipleri Saada şehrindeki Al Jomhouri Hastanesi’nde görev
yapmaya başlamış, yaklaşık 700.000 kişilik
bir nüfusa acil servis, yatakta tedavi, yoğun
bakım, anne sağlığı ve ruh sağlığı hizmetleri vermeye başlamıştır. 2015’te bu hastanede 6.110'dan fazla hasta acil servise kabul
edilmiş, 2.900'dan fazla ameliyat gerçekleştirilmiştir.
Kasım ayında bir başka ekip Razeh ilçesindeki Shiara Hastanesi’ne destek vermeye
başlamıştır. Her hafta 100'den fazla doğuma
yardımcı olan ekip, 2015’te 1.000'den fazla
hastayı acil servise kabul edilmiştir. Personel
yıl sonuna doğru Majz ve Nushur hastanelerinde de hazır bulunmuştur.
Ed Dali
Nisan ayında Ed Dali eyaletinde patlak veren
şiddetli çatışma, cephe hattının İb'e doğru
taşınmasıyla birlikte Ağustos ayında yatışmıştır. Çatışma alanlarında sıkışıp kalan
bölge halkı, savaşla ilişkili yaralanmalardan
kaynaklanan birçok ölüm vakasına şahit
olmuştur. MSF burada ayakta tedavi, acil
muayene, ameliyat, yatakta bakım ve üreme
sağlığı hizmetleri sunarak, El Salaam ve El
Azariq gibi Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelere ve temel sağlık hizmetlerine odaklanan kliniklere destek vermiştir. Ekipler,
60.000 ayakta tedavi ve acil muayene
yapmış, 700'den fazla cerrahi müdahale ve
yaklaşık 1.000 sevk gerçekleştirmiştir.
Aden
Mart ve Temmuz ayları arasında Aden'de
yoğun bir çatışma yaşanmıştır. MSF, Aden
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 41
YEMEN
TITLE
şehrinin Şeyh Osman ilçesinde bir acil servis
odası, iki ameliyathane, bir yoğun bakım
ünitesi ve bir yataklı koğuşu olan acil travma
merkezini işletmeye devam etmiştir. Ruh
sağlığı ve fizyoterapi muayeneleri de yapan
MSF ekipleri, her seferinde 100’den fazla
hastayı içeren kitlesel yaralanma vakalarına yanıt verebilmek için yatak kapasitesini
45'ten 74'e çıkarmayı başarmıştır. Hastaların
çoğu kara mayınları ve patlamamış ağır
toplar tarafından yaralanmış çocuklardan
oluşmaktadır. Ekipler, toplamda 7.778 acil
muayene ve şiddete bağlı yaralanmalara
yönelik 4.300 cerrahi müdahale gerçekleştirmiştir. Çatışmaların zirveye ulaştığı sırada
ise, sağlık hizmetlerine erişimin çok sınırlı
olduğu ilçelerdeki üç sağlık kliniğinde acil
sağlık hizmetleri sunulmuştur.
Taiz
Taiz şehri, yaklaşık 600.000 olduğu tahmin
edilen nüfusu ile Temmuz ayında yoğun
çatışmalara sahne olmuştur. Taizlilerin bir
kısmı, kuşatma altındaki bir yerleşim bölgesinin içinde sıkışıp kalmıştır. Ağustos’ta tıbbi
malzeme girişlerinin engellenmesi, sağlık
hizmetlerine erişimi olumsuz yönde etkilemiştir. MSF hastanelere tıbbi malzeme bağışlayarak, cephe hattının her iki tarafındaki
sağlık tesislerine destek vermeyi başarmıştır.
El-Huban’da Yemeni International and El
Risalah askeri hastanesine destek veren
MSF, aynı zamanda kuşatma altındaki
yerleşim bölgesinde yer alan Al-Thawra ve
Al-Rawda hastanelerine de yardım ulaştırmıştır. MSF ekipleri burada 15.400'ten
fazla acil servis muayenesi, savaşta yaralanan kişilere yönelik 6.800 muayene, 1.100
cerrahi müdahale ve 10.900 yara pansumanu
gerçekleştirmiştir. Battaniye, gıda ve bidon
gibi yardım malzemeleri de, şehirde yerinden
edilmiş ailelere dağıtılmıştır.
MSF, Kasım ayında El-Huban’da anne ve
çocuk hastanesi açmıştır. Acil servis ve
üreme sağlığı hizmetlerinin sunulduğu hastanede, aynı zamanda 10 yaş altı çocuklar için
ayakta tedavi departmanı açılmıştır. MSF
ekipleri bu hastanede yaklaşık 7.800 ayakta
muayene ve 7.500 acil servis muayenesi
gerçekleştirmiştir.
Amran
MSF Amran’da acil servis, anne bakımı,
yatakta ve ayakta tedavi hizmetleri
sağlayan El Salam Hastanesi’ndeki projesine devam etmiştir. Diğer sağlık tesislerindeki hizmetlere erişim ciddi oranda azaldığı için MSF 3.000 cerrahi müdahale ve
28,200 acil muayene gerçekleştirerek Amran
Hastanesi’ndeki faaliyetlerini 2015’te artırmıştır. 5.500'den fazla hasta hastaneye yatırılmış, 2.900'un üzerinde doğum gerçekleştirilmiştir. Huth sağlık merkezine destek
veren MSF ekipleri, burada 9.300 acil
muayene gerçekleştirmiş, eyaletin kuzeyindeki üç tesise de ilaç bağışlarında bulunmuş
ve sağlık personeline eğitim vermiştir.
Çatışmalar nedeniyle ülke içinde yer değiştirmeler arttığı için, MSF de sağlık hizmetlerine erişimi artırmak amacıyla bölgede mobil
klinikler açmıştır. Aynı zamanda Khamir ve
Huth şehirlerinde su ve sanitasyon faaliyetlerine yardımcı olmuştur.
Hacca
MSF, Mayıs ayında Beni Hassan Sağlık
Merkezi’ni desteklemek ve mobil klinikler
aracılığıyla ülkesinde yerinden edilmiş
15.000 kişiye tıbbi yardım sağlamak
amacıyla Hacca’da bir proje başlatmıştır.
Proje kapsamında ayakta tedavi hizmetlerine
odaklanan ekip, aynı zamanda bölge halkına
günde 240.000 litreye kadar su ve yardım
malzemesi ulaştırmıştır. Bu program, daha
sonra bölge halkına daha geniş bir hizmet
yelpazesi sunmak amacıyla Temmuz ayında
Abs ilçesindeki bir başka tesise taşınmıştır.
Bu tesiste acil servis, anne sağlığı ve cerrahi
müdahale hizmetleri de verilmiştir.
Ağustos ayından bu yana Hacca’daki Al
Jamoorhi Hastanesi’ne destek veren MSF
ekipleri, burada acil vakalara hızla müdahale
etmiş ve savaş yaralılarını tedaviye almıştır.
Ekipler aynı zamanda yatakta tedavi birimindeki sağlık çalışanlarına destek olmuş ve
ameliyatlara girmiştir. 2015’te 4.550'den fazla
hasta acil servise alınmıştır.
Sanaa
MSF, Sanaa'daki Al Gumhuri Hastanesi’nde
devam eden HIV programına destek
vermiştir. 2015’te 770 kişiye antiretroviral
tedavi sağlanmıştır.
Hadramut
Kasım ayında Yemen'in güneydoğu kıyılarında iki siklon meydana gelmiştir. MSF evlerini kaybeden ailelere yardımcı olmak için
Mukalla'da mobil bir klinik kurmuş, yerel
hastanelere ve kan bankasına bağışta bulunmuştur. Bu süreçte yaklaşık 300 muayene
gerçekleştirilmiştir. Yerinden edilmiş 200
aileye battaniye, bidon ve yıkama kitleri
dağıtılmıştır. Ekip, Batı kıyısına yaklaşık 50
kilometre uzaklıktaki Borom Mayfa ilçesinde
yerinden edilmiş 400'den fazla aileye su
temin etmek amacıyla 14 su tankı kurmuştur.
MSF çalışanının ağzından...
© Rawan Shaif/MSF
Aden’de görev yapan MSF Danışman
Hemşiresi Hüsnü Mansur:
Bir adam, Haydan’daki MSF destekli bir hastanenin çatısını temizliyor. MSF logosunun
göründüğü çatı, hastaneye yönelik saldırıdan sonra enkaz parçalarıyla dolmuştu.
42 Sınır Tanımayan Doktorlar
"En büyük korkumuz çatışmaların hastaneye sıçraması. Daha önce çatışmalar
şiddetlendiğinde pek çok kez bodruma
indik. Ama bu aslında başka bir sorun
teşkil ediyor. Biz kendimizi kurtarmadan
önce, pencerelerin yakınında yatan
hastaları daha güvenli bir yere taşıyoruz.
Bombardıman veya hava saldırısı seslerini duyduğumuz anda, kendimiz için
güvenli bir yer bulmadan önce, bütün
hastaları daha güvenli bir yere taşıyoruz.
Hastanedeki camlar daha önce çok kez
kırıldı. Hatta mermiler içeri girdi. Neyse
ki hastanede kalan hasta ve sağlık çalışanlarından hiçbiri bugüne kadar yaralanmadı."
AFGANISTAN
TITLE
AFGANİSTAN
2015’te çalışan sayısı: 2.303 | Harcama: 28,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1980 | msf.org/afghanistan | blogs.msf.org/afghanistan
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
366.200 ayakta muayene
ÖZBEKİSTAN
TÜRKMENİSTAN
55.800 doğum
KUNDUZ
8.100 cerrahi müdahale
LEŞKERGAH
KABİL
HOST
PAKİSTAN
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve
köyler
bir fizyoterapi bölümü, bir laboratuvar, bir
Afganistan'ın Kunduz
röntgen odası ve bir eczanenin yanı sıra
şehrinde faaliyet gösteren
kadın ve erkek hastalar için ayrı cerrahi
olan ayakta ve yatarak tedavi
Sınır Tanımayan Doktorlar'ın servisleri
bölümleri vardır. Ruh sağlığı ile sağlığın
Travma Merkezi, 3 Ekim 2015 teşviki ve geliştirilmesi ise, hastanede verilen
diğer hizmetler arasındadır. Hastane, sadece
tarihinde gerçekleştirilen
Kunduz şehri sakinlerine değil, Badahşan,
hava saldırıları sonucunda
Takhar, Baghlan, Belh ve Samangan gibi
komşu şehirlerden gelen hastalara da hizmet
yıkıldı. Saldırılarda 14'ü
sunmuştur. Bombalanmadan hemen önce,
MSF personeli, 24'ü hasta
Eylül 2015'te, hastanenin kapasitesi 92
yatağa ulaşmıştır.
ve 4'ü hasta refakatçisi
Ocak ve Ağustos ayları arasında, çoğu
olmak üzere 42 kişi hayatınıAfghanistan
(%88) yol veya ev kazalarında yaralanmış
2.400'den fazla hasta merkeze kabul edilkaybetti.
MSF’nin çatışma ve trafik kazası gibi sebeplere bağlı yaralanma ve genel travma vakalarına ücretsiz ve yüksek kaliteli cerrahi
bakım sağlamak amacıyla 2011 yılının
Ağustos ayında Kunduz’da açtığı hastane
Afganistan'ın kuzeydoğusunda bulunan ve
bölgenin tamamına bu tür bir hizmet sunan
tek tesistir. MSF tarafından bağımsız bir
şekilde işletilen 84 yataklı hastanede bir
acil odası, bir yoğun bakım ünitesi ve üç
ameliyathane yer almaktadır. Aynı zamanda
miştir. Hastaların %12’si patlama, silahlı
veya bombalı saldırı sonucu yaralanmış kişi-
Mayıs ve Haziran aylarında Kunduz’da
şiddetini artıran çatışmaların ardından
hastaneye başvuran yaralı sayısında büyük
bir artış yaşanmıştır. Yıllık "savaş sezonu"
başlangıcının ilan edilmesinden üç hafta
sonra sağlık personeli, savaşta yaralanan
204 kişiyi tedavi etmiştir. Bu yaralıların 51'i
kadın ve çocuklardan oluşmaktadır.
Kunduz’a 15 kilometre mesafede yer alan
Chahardara şehri sakinlerinin travma merkezine ulaşması, çatışmalar, kontrol noktaları ve yolların kapatılması nedeniyle son
derece zor olduğu için, MSF Haziran ayında
© Andrew Quilty/Oculi
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), bu raporun
basıma hazırlandığı sırada Kunduz'daki tıbbi
faaliyetlerini yeniden başlatma konusunda
somut bir karar almamış, saldırının meydana
gelme koşullarını anlama ve analiz etme
aşamasındadır. MSF, Afgan yetkililer ve ABD
ordusu da dahil olmak üzere çatışmalarda
müdahil olan tüm taraflardan MSF’nin sağlık
tesislerine, personeline, hastalarına veya
ambulanslarına askeri müdahalede bulunulmayacağına veya güç kullanılmayacağına
dair açık bir anlaşma talep etmektedir. Aynı
şekilde MSF personelinin ayrım yapmaksızın,
hastaların dini, siyasi veya askeri aidiyetleri sorgulanmaksızın, sadece tıbbi ihtiyaca
dayalı sağlık hizmeti sunabilmesi konusunda
da taraflardan teminat beklemektedir.
lerdir. Aynı dönemde 18.088 ayakta muayene
gerçekleştiren MSF sağlık personeli, kırık
internal fiksasyon tekniklerini içeren ortopedik ameliyatlar da dahil olmak üzere 4.667
cerrahi müdahale gerçekleştirmiştir.
MSF’nin Afganistan’daki Kunduz Travma Merkezi’nde görev yapan doktorlar bir
çocuğun bacağını muayene ediyor. Ekim ayında ABD’nin hava saldırısı sonucu yıkılan
tesis, artık bölgedeki bir milyondan fazla insana nitelikli cerrahi operasyon hizmeti
veremiyor.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 43
AFGANISTAN
TITLE
Chahardara’da bir stabilizasyon kliniği olan
ileri seviye bir ilçe sağlık merkezi açmıştır.
Merkezde görev yapan hemşireler yaralılara ilk müdahaleyi yaptıktan sonra daha ileri
seviyede bir bakım için hastaların Kunduz
Travma Merkezi’ne transferlerini sağlamışlardır. Chahardara’daki hemşireler, hastanelerin kapalı olması nedeniyle bölge halkının
ihtiyaç duyduğu temel sağlık hizmetlerini
sağlayabilecek tek yetkili haline gelmiştir.
Kunduz Travma Merkezi’nde gerçekleştirilen
saldırılar hakkındaki ifadeleri okumak için, 16
ve 17. sayfalara bakınız.
© Kate Stegeman/MSF
1 Temmuz tarihinde ağır silahlı Afgan Özel
Kuvvetleri'ne mensup kişiler MSF hastanesine girmiş, personelini tehdit ederek fiziksel
saldırıda bulunmuş ve üç hastayı tutuklamışlardır. Bir saat sonra sözkonusu kişiler
hastaları serbest bırakarak hastaneyi terk
etmişlerdir. MSF, tıbbi hizmetleri saldırılardan
koruyan uluslararası insani hukuğun kabul
edilemez bir ihlali olarak nitelendirdiği bu
olayı şiddetle kınamıştır.
Batı Kabil’deki Dasht-e-Barchi Hastanesi’nde MSF’nin işlettiği anne sağlığı ünitesinde
bir anne, bebeğini emzirmeye alıştırmak için şırınga yöntemini kullanıyor.
Ahmed Şah Baba Hastanesi, Kabil
MSF, Doğu Kabil'de bulunan Ahmed Şah
Baba Hastanesi’nde, bölgede artan nüfusun
ihtiyaçlarına etkili bir şekilde cevap verebilmek amacıyla tesisin iyileştirilmesi için
çaba harcamaktadır. 58 yatak kapasitesine yükseltilen hastanede özellikle acil
servis ve anne sağlığına yönelik ücretsiz
ve yüksek kaliteli hizmetler sunulmaktadır.
MSF burada Sağlık Bakanlığı ile birlikte
çalışarak beslenme yetersizliği tedavisi,
pediatrik bakım, aile planlaması hizmetleri,
sağlığı geliştirici faaliyetler ve aşılama programları gerçekleştirmektedir. Hastanenin
laboratuvar, röntgen bölümü ve Sağlık
Bakanlığı'nın tüberküloz (TB) tedavi programını da destekleyen MSF, ayrıca Uluslararası
Psikososyal Örgütü ile ortaklaşa olarak ruh
sağlığı ve psikolojik danışmanlık hizmetleri
de sunmaktadır.
Nüfusun giderek artması ve MSF’nin bölgedeki üst seviyede kadın doğum hizmeti
sunması, zaman içinde doğum departmanını hastanenin en yoğun bölümlerinden
biri haline getirmiştir. Her ay yaklaşık 1.400
doğum ve bir yıl boyunca 16.654 doğum
öncesi muayane gerçekleştirilmiştir.
MSF beş yaş altı çocuklar için önleyici ve
tedavi edici tıbbi bakıma erişimi artırmak için
Doğu Kabil'in banliyölerinin en uzak noktalarında ücretsiz ve yüksek kaliteli hizmet
sunduğu mobil klinikler işletmeye devam
etmektedir. Ağır hastalar ise Ahmed Şah
Baba Hastanesi’ne sevk edilmektedir. 2015
yılında 5.370'den fazla hamile kadın aşılanmış
ve beş yaş altı 6.721 çocuk beslenme yetersizliğine karşı kontrolden geçmiştir.
Dasht-e-Barchi Hastanesi, Kabil
MSF, doğum komplikasyonları, yenidoğan ve
obstetrik acil durumlara yönelik hizmet veren
Dasht-e-Barchi Hastanesi’ndeki doğum
bölümünde faaliyet göstermeye devam
etmiştir. Dasht-e-Barchi nüfusunun son on
yıl içinde on kat arttığı tahmin edilmektedir.
Bölgedeki kısıtlı kamu sağlık hizmetleri ise
nüfus patlamasına ayak uydurmakta zorluk
çekmiştir. Bugün Dasht-e-Barchi Hastanesi
44 Sınır Tanımayan Doktorlar
ve üç küçük sağlık merkezi, ilçede kamu
sağlık hizmeti veren tek tesislerdir.
Kasım 2014’te açılan doğum departmanı gün
boyunca açıktır ve ücretsiz sağlık hizmeti
sunmaktadır. İlk yılda 10.727 doğum, 558
sezaryen gerçekleştirilmiş, 1.303 bebek,
hipoglisemi gibi komplikasyonlar ile yenidoğan ünitesine kabul edilmiştir. Yılın
sonunda her hafta 300'e yakın kadın doğumhaneye kabul edilmiş ve her gün 40 bebek
dünyaya gelmiştir.
Host Doğum Hastanesi
Afganistan, hamilelik veya doğum sancısı
sırasında hayatını kaybeden kadın sayısının
yüksekliği nedeniyle doğum gerçekleştirmek
için dünyanın en tehlikeli yerlerden biri olarak
kabul edilmektedir. Host şehrinde bulunan
uzmanlaşmış doğum hastanesi, ücretsiz ve
yüksek kaliteli anne ve yenidoğan bakımı
sağlayarak şehirdeki anne ölümlerini azaltmayı
amaçlamaktadır. Kırsal alanlarda ve büyük
şehirlerden uzak bölgelerde yaşayan kadınların çoğu, temel obstetrik bakıma tam anlamıyla erişememektedir ve Host gibi yerlerde,
sınırlı sayıda kadın ebe ve doktor mevcut
olduğu için bu imkan daha da kısıtlıdır.
2015 yılında Host şehrinde doğan yaklaşık
her üç bebekten biri, MSF’nin doğum hastanesinde dünyaya gelmiştir. Yalnızca Aralık
ayında bir ay içinde 1.733 doğum gerçekleştirilmiştir (günde yaklaşık 58 doğum).
Bu rakam Host'ta doğumların en yüksek
seviyeye ulaştığı dönem olarak kayıtlara
geçmiştir.
Hastanede, doğumhaneye ek olarak iki
ameliyathane, bir yenidoğan ünitesi ve kadınlara ayrılmış bir sağlık kliniği de bulunmaktadır. MSF burada yenidoğanlar için aşılama
programları, aile planlaması ve sağlığı geliştirme faaliyetleri gerçekleştirmektedir.
MSF, doğum komplikasyonları yaşayan
ve ölüm riski taşıyan kadınların bakımına yoğunlaşmak ve daha fazla sayıda
hastaya ulaşabilmek için Sağlık Bakanlığı
Hastanesi'ne sevk sistemini geliştirmek için
çalışmaktadır. MSF’nin doğum hastanesi
maksimum kapasiteye ulaştığında, komplikasyon belirtileri gözlemlenmeyen hastalar il
hastanesine sevk edilmektedir.
Boost Hastanesi, Helmand ili, Leşkergâh
Leşkergâh çevresindeki birçok bölge
2015’te aktif olarak çatışmalara sahne olmasına rağmen, MSF’nin Boost Hastanesi
eyalet başkentindeki faaliyetlerini sürdürebilmiştir. MSF, geçtiğimiz altı yıl boyunca
Afganistan'ın güneyindeki üç sevk hastanesinden biri olan Boost Hastanesi’ni desteklemiştir ve 2015’te hastane binasının kapsamlı
olarak geliştirilmesine başlamıştır. Hastaneye
modern merkezi ısıtma sistemi kurulmuş ve
daha etkili bir enfeksiyon kontrolü sağlamak
amacıyla iç kısımlar boyanmış ve yenilenmiştir. 54 yataklı yeni bir doğumevi, 24
yataklı yenidoğan yoğun bakım ünitesi ve
10 yataklı çocuk yoğun bakım ünitesi de
inşa edilmiştir. Yıl sonuna kadar hastanede
12.721 bebek dünyaya gelmiştir.
MSF hastaneyi, cerrahi hizmetler, dahiliye
hizmetleri, acil servisler ve yoğun bakım
hizmetleri ile desteklemektedir. 2015 yılının
ortalarında MSF ekipleri Afganistan'da son
derece ciddi boyutlara ulaşan, fakat henüz
tam olarak rapor haline getirilmemiş bir
kamu sağlık sorununu ele alarak tüberküloz (TB) hastalarının teşhis ve takibini de
desteklemeye başlamıştır. Bu sayede 181
hasta, birinci basamak TB tedavisine başlamıştır. Yıl sonunda MSF tarafından görevlendirilen bir cerrahi yanık uzmanı, çok sayıdaki yanık vakasının tedavisinde ilerleme
kaydetmek amacıyla hastane personeline
eğitim vermiştir.
Beslenme yetersizliği, bölgede çocuk
ölümlerinin başlıca nedenlerinden biridir.
Hastanenin yoğun bakım beslenme merkezinde görev yapan uzmanlar, çoğu ileri
seviye beslenme yetersizliği belirtileri
gösteren 2.281 çocuğu tedavi etmiştir.
PAKISTAN
TITLE
PAKISTAN
2015’te çalışan sayısı: 1,636 | Harcama: 20,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1986 | blogs.msf.org/pakistan | @MSFPakistan
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
358.300 ayakta muayene
KİBER PAKTUNKVA
AŞİRETLER
BÖLGESİ
27.700 doğum
AFGANİSTAN
12.300 beslenme merkezlerinde tedavi
edilen hasta
SİND
12.000 bireysel ve grup ruh sağlığı
HİNDİSTAN
danışmanlığı
BELUCİSTAN
MSF projeleri
Kullanılan haritalar ve yer isimleri, bu
bölgelerin yasal statüsüne dair MSF'nin
resmi duruşunu temsil etmemektedir.
2.600 cerrahi müdahale
1.400 kutanöz layşmanyazis tedavisi
gören hasta
doğan ünitesi, ileri seviye beslenme yeterNitelikli sağlık hizmetlerine
sizliği çeken çocuklar için yatakta beslenme
erişim Pakistan'daki pek
tedavi merkezi ve genel ve izolasyon koğuşlarını faaliyete sokmuştur. 2015’te yaklaşık
çok kişi için önemli bir
1.300 hasta bu hastaneye kabul edilmiş, ileri
seviye beslenme yetersizliği çeken 1.900'den
sorun olmaya devam devam
fazla çocuk tedavi edilmiştir. 2015’te
ediyor. Özellikle bulaşıcı
Pakistan
4.000'den fazla bireysel ve grup ruh sağlığı
muayenesi gerçekleştirilmiştir.
hastalıkların tedavisine ve
ileri seviye doğum/yenidoğan MSF, Quetta'nın 20 kilometre kuzeyindeki Kuchlak'ta ayakta tedavi, 24 saat acil
hizmetlerine yönelik ihtiyaç
kadın doğum ve beş yaş altı çocuklar için
besin desteği sunan bir anne ve çocuk
çok yüksek seviyede.
Pakistan ve Afganistan arasındaki dağlık
alanlarda ve çatışmadan etkilenen bölgelerde yaşamlarını sürdüren Afgan mülteciler
ve gecekondu sakinleri, tıbbi yardıma en
çok ihtiyaç duyan savunmasız gruplardan
bazılarıdır. Kadınlar ve çocuklara yönelik
sağlık hizmetleri özel bir endişe konusudur.
Çünkü kadınlar önlenebilir komplikasyonlar
yüzünden gebelik sırasında hayatını kaybetmekte, birçoğu ise yenidoğan bakımından
faydalanamamaktadır.
sağlığı merkezi işletmektedir. 2015 yılında
9.100'den fazla çocuk çocuk hastalıklarına
karşı aşılanmıştır. MSF ayrıca eski Marriabad
kasabasındaki Kuchlak ve Benazir Butto
Hastanesi’nde tatarcıktan bulaşan kutanöz
layşmanyaz taşıyıcısı 1.700'den fazla hastayı
tedavi etmiştir. Bu parazit hastalığı, tedavi
edilmediği takdirde hastaların zayıf düşmesine ve vücutta şekil bozukluğuna neden
olmaktadır.
MSF Afgan sınırında yer alan Chaman'da İlçe
Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği halinde bölge
sakinlerine, Afgan mültecilere ve tıbbi destek
arayışı içinde sınırı geçmiş olan kişilere
ücretsiz sağlık hizmeti sunmaktadır. Sağlık
yetkilileri ile birlikte faaliyet göstermektedir.
Kadın ve çocuklara yönelik hizmetler, üreme
sağlığı, yenidoğan ve çocuk sağlığı hizmetlerini kapsamaktadır. Ekipler, 2015’te 10.900
doğum öncesi muayene ve 4.400 doğum
geçekleştirmiştir.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), her 10
çocuktan birinin beş yaşına gelmeden hayatını kaybettiği Pakistan’da en acil ihtiyaçların bazılarını karşılayarak il ve ilçe sağlık
yetkililerine destek vermeye devam etmektedir. MSF’nin Pakistan'daki etkinlikleri kamu
kurumlarından ve hükümetten herhangi bir
destek almadan, sadece dünya çapındaki
bireysel bağışlar ile finanse edilmektedir.
Belucistan’ın başkenti Quetta'da hükümet
tarafından finanse edilen yatakta pediatrik bakım, nüfusun ihtiyaçlarınına cevap
vermede yetersiz kalmaktadır ve birçok kişi
özel kliniklerin masraflarını karşılayamamaktadır. 2011 yılında 67 yataklı Quetta Çocuk
Hastanesi’ni açan MSF, burada bir yeni-
© Sa'adia Khan/MSF
Belucistan'da anne ve çocuk sağlığı
Sadda’da MSF kliğinin önünde oturan kadınlar ve çocuklar.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 45
PAKİSTAN
TITLE
© Husni Mubarak Zainal/MSF
edilmiş kişileri kabul etmektedir. Yenidoğan
ünitesinde 33 obstetrik yatak ve 18 yatak
bulunmaktadır. 2015’te hastaneye 5.200'den
fazla hasta kabul edilmiş ve 4.700 doğum
gerçekleştirilmiştir. MSF ekibi ayrıca hastanenin sevk ağı dahilindeki temel sağlık
hizmetleri tesislerinde görev yapan personele, yüksek riskli obstetrik bakım ve anne
bakımı konusunda eğitim vermiştir.
MSF Machar Colony'de gerçekleştirdiği kızamık aşılama programıyla 31.000 kişiye
ulaştı.
İlçe Hastanesi’nde ayrıca travma vakaları
için bir acil servis odası bulunmaktadır. MSF
çalışanları bu yıl 5.800'den fazla hastayı
acil servise kabul etmiştir. Beslenme yetersizliği çeken beş yaş altındaki 1.500'den
fazla çocuk beslenme programı kapsamında tedavi edilmiş, 8.200 çocuk ise temel
aşılama programı dahilinde aşılanmıştır. MSF
ekipleri, sağlık eğitimi seansları düzenleyerek özellikle hamilelik döneminde tıbbi
yardımın zamanında alınmasının önemine
dikkat çekmiştir. MSF aynı zamanda devlet
personeli tarafından yönetilen kadınlara
yönelik ayakta tedavi departmanını da
denetlemektedir.
MSF, Doğu Belucistan'da yer alan Dera
Murad Jamali'deki merkez ilçe hastanesinde,
ileri seviye beslenme yetersizliği çeken
çocuklar için yatarak beslenme tedavisi
merkezinin yanı sıra genel pediatri ve yenidoğan koğuşlarını da desteklemeye devam
etmektedir. 2015’te ileri seviye besin yetersizliği olan 8.000 'den fazla çocuk beslenme
programı dahilinde tedavi görmüştür.
Aşiretler Bölgesi (FATA)
MSF, en kuzeydeki aşiret bölgelerinden
biri olan Bajaur’daki savunmasız topluluklara tıbbi destek sunmaktadır. Uluslararası
personelin hala Bajaur'a erişimi olmadığı için yerel çalışanlardan oluşan bir
ekip projeyi yönetmektedir. MSF ekipleri
Nawagai Halk Hastanesi’nde 43.000 ayakta
ve 30.000 acil muayene gerçekleştirmiş,
46 Sınır Tanımayan Doktorlar
anne ve çocuk sağlığı bölümüne destek
vermiştir. Pediatrik hizmetler, Beslenme
Yetersizliği Olan Çocuklar için Genişletilmiş
Ulusal Bağışıklama ve Beslenme Tedavisi
Programı'nın desteği ile aşılama programlarını içermektedir. 2015’te 12.500'den fazla
çocuk, beslenme yetersizliği taramasından
geçmiştir. MSF ayrıca Talai ve Bilot'taki iki
temel sağlık hizmetleri merkezine ilaç ve
tıbbi ekipman bağışında bulunarak ayakta
tedavi ve doğum öncesi hizmetleri desteklemiştir.
MSF, Kurram bölgesindeki Sadda Tehsil
Merkez Hastanesi’nde 12 yaş altı çocuklar
için yatarak tedavi hizmeti sunmuş, haftada
ortalama 600 muayene gerçekleştirmiştir.
2015’te kızamık ve kızamık sonrası komplikasyonlar nedeniyle 300 çocuk hastaneye
yatırılmıştır. MSF ayrıca kutanöz layşmanyaz
tedavisi sağlamakta ve hastanenin doğum
ve genel acil sevk hizmetlerini yönetmektedir. Daha küçük olan Alizai Hastanesi’nde
ise her hafta 12 yaş altı yaklaşık 100 çocuk
muayene olmaktadır.
Hayber-Pahtunhva'da acil bakım hizmetleri
ve anne bakımı
MSF komplike gebelik geçiren ve/veya zor
doğum öyküsü olan hastalar için Peşaver
Kadın Hastanesi’nde kapsamlı acil obstetrik
hizmetler sunmaktadır. Hastaların çoğu FATA
ve Peşaver çevresindeki ilçelerden gelmektedir. Hastane, aynı zamanda kadın mültecileri ve Peşaver ilçesinde yaşayan yerinden
MSF, Peşaver'in yaklaşık 200 kilometre kuzeyinde yer alan Timurgara'daki Merkez İlçe
Hastanesi’nde acil servis, resüsitasyon,
müşahede odası ve yenidoğan ünitesinde
hastane çalışanlarına destek vermektedir.
Bu alanlarda tıbbi uzmanlığa sahip olan
personel, cerrahi müdahale de dahil olmak
üzere zor obstetrik vakalarda tedavi sağlamaktadır. 2015’te 8.395 doğum gerçekleştiren MSF ekipleri, Mart ayında akut koroner
sendromu olan hastaları tedavi etmek için
bir 'kalp köşe ünitesi' kurmuş ve yıl boyunca
560 hastayı hastaneye kabul etmiştir. 4.500
ruh sağlığı danışmanlığı gerçekleştiren ekip,
ayrıca Dang humması hakkında bölge halkını
bilgilendirmek için bilinçlendirme faaliyetleri
yürütmüştür. Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi
konusunda 6.600'dan fazla seans gerçekleştirilmiştir.
Hangu acil cerrahi projesindeki ekip ise
15.000'in üzerinde acil servis muayenesi ve
800 cerrahi müdahale geçekleştirmiştir. MSF
Eylül ayında faaliyetleri yerel sağlık otoritelerine devretmeden önce 3.202 doğuma
yardımcı olmuştur.
Machar Colony’ye yönelik sağlık hizmetleri
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve SİNA
Sağlık, Eğitim ve Refah Vakfı tarafından
birlikte yürütülen, Machar Colony gecekondu bölgesindeki bir klinik, 2015 yılında
102.000'den fazla muayene gerçekleştirmiştir. Machar, Karaçi'deki limanın kenarında kirli, sağlıksız koşullarda yaşayan ve
yaklaşık 115.000 kişilik yoğun bir nüfusa
sahip bir topluluktur. Program, temel, acil,
obstetrik ve doğum sonrası sağlık hizmetlerinin yanı sıra ruh sağlığı hizmetlerini de içermektedir. Halk sağlığı gönüllüleri, ebeveynler ve çocuklar için, hastalıkları önlemeyi
amaçlayan eğitim, sağlık ve hijyen sesansları yürütmektedir. Ekip, Nisan ayındaki
15 günlük bir kampanya boyunca, 31.000
çocuğa kızamık aşısı yapılmış ve hepatit
C'ye yakalanmış kişiler için bir tedavi programı başlatmıştır. Sözkonusu tedavi sayesinde, hastalar, hastaneye uzun mesafeler
kat etmeden ücretsiz teşhis ve yüksek kaliteli tedaviye erişim sağlayabilmiştir.
Depremzedelere yardım
26 Ekim’de Afganistan ve Pakistan'ın
kuzeydoğusunda Richter ölçeğine göre 7,5
şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir.
MSF Bajaur bölgesindeki Timurgara İlçe
Hastanesi’nde ve Khar Hastanesi’nde
meydana gelen 250 kişilik bir göç dalgasına hızlıca yanıt vemiş ve daha ağır yaralı
hastalara tamamlayıcı tedavi sağlayarak
Sağlık Bakanlığı'nı da desteklemiştir. Sabun,
çamaşır tozu, kova ve pişirme kapları gibi
malzemeleri içeren 2.100 kit, Timurgara ve
çevresindeki ilçelere, Chitral’daki çeşitli
köylere dağıtılmıştır.
ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ
TITLE
ORTA AFRİKA
CUMHURİYETİ
2015’te çalışan sayısı: 2.629 | Harcama: 55,1 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1997 | msf.org/car | blogs.msf.org/car
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
1.016.100 ayakta muayene
NİJER
ÇAD
OUHAM-PENDÉ
OUHAM
NANAMAMBÉRÉ
71.800 hastaneye kabul edilen hasta
HAUTE-KOTTO
51.500 rutin aşılama
HAUTMBOMOU
MAMBÉRÉ-KADÉÏ
MBOMOU
OMBELLA M’POKO
BANGUI
585.100 sıtma tedavisi gören hasta
BAMINGUI-BANGORAN
KÉMO
10.800 beslenme merkezlerinde
OUAKA
tedavi edilen hasta
MSF projeleri
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve
köyler
Mayıs ayında yapılan
uzlaşma görüşmelerinin
ardından Orta Afrika
Cumhuriyeti'nde (OAC) barış
için bir umut ortamı oluştu.
Fakat zaman zaman meydana
gelen şiddet olayları ülke
genelinde devam etti ve Eylül
ayında Bangui'de tırmanışa
geçti. Bu durum acil insani
yardım ihtiyacını da artırdı.
2013 yılında şiddetli çatışmaları alevlendiren
siyasi kriz hala çözülememiş ve ülkedeki
acil tıbbi ve insani yardım ihtiyacını artırmıştır. Silahlı gruplar çatışmaları sürdürürken
447.000 kişi yerinden edilmiştir. Onbinlerce
insan, yeterli yemek, su, sanitasyon ve sağlık
hizmetlerine erişimi olmayan okul ve kilise
gibi yerlere sığınmış, plansız bir şekilde
kurulan bu kalabalık merkezlerde yaşamlarını sürdürmeye çalışmıştır. Sağlık tesislerinin
%70'inden fazlası hasar görmüş veya yıkılmıştır. Eğitimli sağlık personeli konusunda
da bir eksiklik görülmektedir. Birçok kişi halihazırda hizmet veren sağlık merkezlerine
yolculuk etmekten korkmakta veya tedavi
masraflarını karşılayamamaktadır.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve diğer
sivil toplum kuruluşları (STK) sağlık hizmetlerinin çoğunu sağlasa da, silahlı gruplar
ve organize suçlar nedeniyle tıbbi destek
sürekli olarak engellenmektedir. Bu yıl Kabo,
Bambari ve Boguila bölgelerinde mobil
klinikler, destek faaliyetleri ve aşı kampanya-
larına birçok kez ara vermek zorunda kalınmıştır. MSF ile birlikte diğer STK'ların tesisleri ise, pek çok kez hırsızlığa ve saldırıya
uğramış, birkaç kez de yağmalanmıştır. Bu
CAR
güvensizlik atmosferinde tıbbi malzemelerin
tedarikini sağlamakta da güçlük çekilmiştir.
MSF, farklı milis gruplar tarafından kontrol
edilen bölgeler arasındaki cephe hattında
yer alan Batangafo'daki sevk merkezinde
ve beş sağlık ocağında temel ve uzmanlık
gerektiren sağlık hizmetleri sunmaya devam
etmiştir. Bunlara ayakta muyaneler, cerrahi
müdahaleler ve anne - çocuk sağlığı hizmetleri de dahildir. OAC'nin en tehlikeli bölgelerinden biri olan Batango, ülke sınırları içinde
yerinden edilmiş 30.000'den fazla insan
ile ülkenin en geniş kamplarından birine
de sahiptir. Ekim ayında şehirde şiddetli
çatışmaların patlak vermesinin ardından
10.000'den fazla kişi hastane kompleksine
sığınmıştır.
MSF çatışmalara rağmen hem MSF hastanelerinde hem de halk sağlığı merkezlerinde,
tıbbi ve insani yardıma ihtiyacı olan insanlara temel ve acil yardım sağlık hizmetlerinden meydana gelen önemli bir program
yürütmeye devam etmiştir. 13 valilik ve 15
bölge genelinde faaliyet gösteren ekipler,
aşı kampanyaları gerçekleştirmiş ve mobil
klinikler işletmiştir. Doğum hizmetleri ile
beslenme yetersizliği tedavisinin yanı sıra,
HIV ve tüberküloz (TB) hastalarına ve cinsel
şiddet mağdurlarına acil özel bakım hizmetleri sunmuşlardır.
Çocuklara yönelik hizmetler
Sıtma ülkede en çok ölüme yol açan hastalıktır ve beş yaş altı çocuklarda en önemli
ölüm nedenidir. Önleyici sıtma tedavisinin üç
aşaması, Temmuz ve Kasım ayları arasında
Ndele, Kabo ve Batangafo'da tamamlan-
9.500 cerrahi müdahale
mıştır ve bu süre içinde yaklaşık 14.000
çocuğa ulaşılmıştır. Beslenme yetersizliğinin ülke çapında yüksek olması ve aşılama
kampanyalarının yetersiz kalması da, çocukların sağlığını etkilemekte ve yaşam sürelerini kısaltmaktadır. Bir yaş altı çocukların
sadece yüzde 13'üne tam bir aşı paketi
sağlanabilmektedir. MSF Temmuz ayında
difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci, B tipi
Hemofilus influenza, hepatit B, pnömokok
(zatürre), kızamık ve sarı hummaya karşı
kapsamlı bir aşılama için beş yaş altındaki
220.000 çocuğu hedefleyen ve 13 vilayette
bir yıl süren bir kampanya başlatmıştır.
Bangui'de sağlık hizmetleri
MSF, şiddet olaylarının son derece yaygın
olduğu Bangui'nin başkentinde acil servis
hizmetlerine odaklanmıştır. MSF ekipleri
2015’te şehirdeki tam teşekküllü hastanede
4.100 cerrahi müdahale gerçekleştirmiş ve
675 cinsel şiddet mağduruna tıbbi ve psikolojik destek sağlamıştır. Acil vakalara cerrahi
operasyonlara odaklanması planlanan yeni
bir hastane yapım aşamasındadır ve 2016’da
açılması öngörülmektedir. MSF, Büyük Cami
(Grand Mosque) bölgesinde yaşayan her
yaştan insanı ve Mamadou Mbaïki sağlık
merkezindeki 15 yaşından küçük çocukları
tedavi ederek, ağırlıklı olarak Müslüman olan
PK5 yerleşim bölgesinde 37.000 muayene
gerçekleştirmiştir.
MSF yıl boyunca havaalanındaki kampta yer
alan M’poko Hastanesi’nde günde 400'den
fazla muayene gerçekleştirmiş, 15.400 acil
vaka tedavi etmiş ve/veya Bangui'deki tesislere sevk etmiştir. MSF aynı zamanda Castor
sağlık merkezinde şiddet mağdurlarını tedavi
etmeye ve gece ve gündüz ücretsiz doğum
ve acil sağlık hizmetleri sunmaya devam
etmiştir. Ekip burada 7.400 doğum gerçek-
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 47
ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ
TITLE
leştirmiş, hastaneye 10.500 kişi kabul etmiş
ve 275 cinsel şiddet mağduruna kapsamlı bir
tedavi sunmuştur.
26 Eylül tarihinde bir motosikletli taksi sürücüsünün ölümü, geçici hükümete ve barış
için ülkede bulunan uluslararası arabuluculara karşı misilleme şiddet eylemlerine yol
açmıştır. Binalar yağmalanmış ve 44.000'den
fazla kişi yerinden edilmiştir. MSF yalnızca iki
günde, çoğu silahlı yaralanmalardan oluşan
yaklaşık 200 vakayı tedavi etmiştir. Yerinden
edilen insanların sayısındaki artışla birlikte
farklı bölgelerde mobil klinikler açılmış, Ekim
ve Aralık ayları arasında 9.800 muayene
gerçekleştirilmiştir.
Kapsamlı tedavi projeleri
MSF, Kabo (Ouham), Boguila (OuhamPendé), Paoua (Ouham-Pendé), Carnot
(Mambéré-Kadéȉ) ve Ndélé'deki (BaminguiBangoran) devam eden projelerinde,
yerinden edilmiş kişilere ve bölge sakinlerine kapsamlı sağlık hizmeti sunmaya devam
etmiştir. Ayakta ve yatarak tedavi hizmetleri kapsamında, sağlık muayeneleri, acil
servis, doğum ve çocuk sağlığı hizmetleri,
HIV ve TB için teşhis ve tedavi yer almaktadır. Çok sayıda sağlık merkezi ve/veya
yan sağlık ocağı da bu projeler aracılığıyla desteklenmiştir. Nisan ayında, Paoua
Hastanesi’nin doğum ve cerrahi bölümleri
Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir.
MSF, Mbomou vilayetinin başkenti olan
Bangassou'da anne - çocuk sağlığı ve
cerrahi hizmetler de dahil olmak üzere temel
ve uzmanlık gerektiren sağlık hizmetlerine
sevk hastanesinde devam etmiştir. Bölgede
yaşayan 120.000’den fazla kişi Bangassou
Hastanesi’ne bağlıdır ve 2015’te hastanede
48.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirilmiştir.
Ekipler, aynı zamanda bu yıl Niakari ve
Yongofongo'daki sağlık merkezlerini desteklemeye başlamıştır. MSF Şubat ayında
Rafaï'da yaklaşık 4.900 çocuğu kızamığa karşı aşılamış, Ağustos ayında da
Bangassou'da yaklaşık 37.000 çocuğa
ulaşan bir başka aşı kampanyası başlatmıştır.
Acil müdahale ekibi
MSF’nin Acil Müdahale Ekibi RCA (Eureca)
bölgesel düzeyde meydana gelen acil
durumlara müdahalede bulunmuştur.
Eureca, Nisan ve Eylül ayları arasında 80
Sağlık Bakanlığı personelini eğittiği ve beş
sağlık ocağına ilaç bağışında bulunduğu
Kouango ve Vakaga'da, acil tıbbi müdahalelerini ve beslenme programlarını tamamlamıştır. Eureca ekibi aynı zamanda Aralık
ayında Gadzi'deki 9.700 çocuğa kızamık ve
pnömokok aşısı yapmış, Eylül ayında ise
Bangui'de meydana gelen şiddet olaylarının
hemen sonrasında yerinden edilmiş kişilere
sağlık hizmetleri sağlamıştır.
MSF ülkede ilk kez 1997 yılında faaliyet
göstermiştir.
MSF ekipleri Berberati'de (Mambéré-Kadéȉ)
bölge hastanesinin yanı sıra beş yaş altı
çocuklar ve hamile kadınların tedavisi için
dört sağlık merkezini desteklemiştir. 2015’te
yaklaşık 6.000 çocuk hastaneye kabul
edilmiş ve dört sağlık merkezinde 20.000'den
fazla ayakta muayene gerçekleştirilmiştir.
Toplamda 1.800 çocuk, ileri seviye beslenme
yetersizliği tanısıyla tedavi edilmiştir.
Mayıs ayında Berberati ve Mbako'da, altı ay
ve 10 yaş arasındaki 28.000 çocuğa kızamık
aşısı yapılmıştır. MSF Bambari'de (Ouaka)
sağlık merkezi, mobil klinikler ve dokuz
sıtma tedavi noktasıyla, ev sahibi nüfusun ve
kamplarda yaşayan yaklaşık 80.000 kişinin
temel tıbbi bakımını sağlanmıştır. Beslenme
rehabilitasyonu programının önemli bir bölümüdür. Bu nedenle ileri seviye beslenme
yetersizliği tanısıyla 1.380 çocuk tedaviye
alınmıştır.
MSF Bria'da (Haute-Kotto) 15 yaş altı çocuklara HIV tedavisi de dahil olmak üzere sağlık
hizmetleri sağlamış, Mart ayında 16.600
çocuğa kızamık aşısı yapılmıştır. Ekipler
Zémio'da (Haut-Mbomou) özellikle HIV tedavisine yönelik temel ve uzmanlık gerektiren
hizmetler sunmuş, bölgedeki dört sağlık
ocağı ile sekiz sıtma tedavisi noktasını
desteklemiştir.
48 Sınır Tanımayan Doktorlar
© Lexie Cole/MSF
2013 yılında Bossangoa'da (Ouham) başlatılan kapsamlı acil durum projesi, NanaBakassa'daki bir hastane ve bir sağlık
merkezi aracılığıyla temel ve uzmanlık
gerektiren bakım sunmaya devam etmiş ve
üç sağlık merkezini (Bowara, Benzambé
ve Kouki) desteklemiştir. Bir yoğun bakım
ünitesi ve bir TB binası bu yıl inşa edilmiştir.
Beslenme programı ve poliklinik Mayıs
ayında Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir.
Bria’da bir anne ve çocuğu MSF doktorlarından birine muayene oluyor. MSF burada 15
yaş altı çocuklara yönelik pediatri programı yürütüyor.
BLOG
Benjamin Black, Kadın Doğum Uzmanı
BÜTÜN İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN
"Ben otomatik pilotu çalıştırdım ve bilgi toplamaya devam ettiğim için bir damar içi sonda
yerleştirdim. Şimdiden ameliyathaneye gidişimizi planlıyordum. Zaman kaybetmeden
serum vermeye başladım ve ebeden damar içinden antibiyotiğe başlamasını istedim.
Tıbben hastanın karnını hissetmeye başladım. Bebeğin kafası aşağıda olmasına rağmen
henüz hala yüksekteydi.
OAC'de geçirdiğim zaman boyunca, doğum sancısı sırasında cerrahi müdahaleye ihtiyaç
duyan kadınların %17'si uterus rüptüründen muzdaripti. Bu sorun, en ciddi ve en riskli
obstetrik komplikasyonlardan biridir. Bu kadınların hepsi daha önce en az bir sezaryen
doğum yaşamıştı. Biz acil sezaryen doğumlara yardımcı olabilecek teknik ve kültürel
altyapıya sahibiz. Peki ya bu kadınlar? Ülkede giderek artan sosyal, ekonomik ve siyasi
sorunlar göz önüne alındığında, bu kadınların bizlerle aynı şansa sahip olduğunu söyleyemeyeceğim.
Burada doğum oranı çok yüksekken, aile planlaması programlarına erişim çok düşük,
altyapı ise çok zayıf. Bu kadın sezaryenle doğum gerçekleştirirse, hastaneye ulaşma süresinin aynı olduğunu düşünürsek, daha sonraki 6 ila 10 doğumunda komplikasyon veya
ölüm riski ne olacak sizce?"
Benjamin'in kararını ve annenin evine sağlıklı bir bebekle nasıl döndüğünü
öğrenmek için, http://blogs.msf.org/en/staff/blogs/may-the-forceps-be-with-you/
against-the-odds adresini kullanarak MSF Blog’unu ziyaret edebilirsiniz.
LİBERYA
LİBERYA
2015’te çalışan sayısı: 535 | Harcama: 10,6 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1990 | msf.org/liberia | blogs.msf.org/ebola
MONROVİA
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
35.200 kişiye kızamık salgınına
karşı aşılama
Liberia
© Adolphus Mawolo/MSF
145 hemorajik ateş tedavisi gören
hasta
Liberya'daki Ebola salgını
2015 yılında neredeyse sona
erdi. Ancak ülkenin, ortaya
çıkan yeni salgınlarla başa
çıkmak ve sağlık sistemini
yeniden inşa etmek için hala
desteğe ihtiyacı var.
Liberya'daki sağlık sistemi, Ebola salgınından önce bile son derece istikrarsız ve
zayıftı. Salgın sağlık hizmetlerini daha da
perişan hale getirmiştir. 2014 yılında çok
sayıda hastane kapatılmış ve bir daha açılmamıştır. Sağlık çalışanlarının %8’inin virüs
nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Bazı sağlık çalışanları ise bir daha
işe dönememiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar
(MSF), ülkede sağlık hizmetlerine erişimi
geliştirmek için Sağlık Bakanlığı'na destek
vermektedir.
Liberya, 2015 yılının Mayıs ayında Ebola'nın
ülke sınırları içinde sona erdiğini ilan etmesine
rağmen, Temmuz ve Kasım aylarında yeni
vakalar bildirilmiştir. MSF, Sağlık Bakanlığı'nın
ulusal planının bir parçası olarak ülkenin dört
farklı bölgesinde Ebola Ekiplerinin Tecrit ve
Tedavileri hakkında eğitim seansları düzenlemiştir. Ayrıca Monrovia'daki bazı sağlık
merkezlerinde tecrit alanları kurarak enfeksiyon önleme ve kontrol önlemlerinin geliştirilmesini desteklemiştir.
Monrovia’da binlerce çocuk, Mayıs ayında yapılan Ebola sonrası ilk aşılama kampanyasında
kurtçuk, çocuk felci ve sıtmaya karşı aşılandı.
MSF Monrovia'daki Ebola geçiş ünitesini
Mart ayında Uluslararası Kurtarma Ekibi'ne,
Ebola Tedavi Merkezi’ni (ETC) ise Mayıs
ayında Sağlık Bakanlığı'na devretmiştir.
Yılın ilk aylarında geçiş ünitesi ekibi hastalara teşhis koymuş ve Ebola virüsü taşıyanları izole ederek ihtiyacı olanları bir ETC'ye
sevk etmiştir. 81 hasta sınıflandırılmış ve yedi
tanesine Ebola teşhisi konmuştur.
Monrovia ve Montserrado County bölgesinde hem eklem ağrısı hem de göz sorunlarından muzdarip yaklaşık 1.000 kişinin
Ebola'dan kurtulduğu tahmin edilmektedir. Bu insanların çoğu hasta oldukları
süre boyunca toplum tarafından dışlanmışlardır. MSF Ocak ayında Monrovia'da, ayakta
tedavi ve ruh sağlığı muayeneleri gerçekleştirilen ve 500'den fazla kişinin sevkini
sağlayan bir klinik açmıştır. MSF ekipleri
ayrıca ETC'den sertifika edinmemiş, bu
nedenle resmi olarak “kurtulan hasta” olarak
sınıflandırılmamış hastaları da tedavi etmektedir. Bu kişiler, sağlık hizmetlerine erişmekte
daha büyük zorluklar yaşamaktadır.
Monrovia'da pediatrik bakım
1,4 milyonluk Monrovia nüfusunun %17'sinin
beş yaş altı çocuklardan meydana geldiği
tahmin edilmektedir. Pediatri koğuşları ve
hastaneler, Ebola salgını sırasında kapanmıştır. MSF Nisan ayında küçük çocuklar
için uzmanlık gerektiren tıbbi bakım uygulamalarındaki ciddi eksiklikleri gidermek için
74 yataklı Bardnesville Junction Pediatri
Hastanesi’ni açmıştır. Tesis, 10 yataklı bir
yoğun bakım ünitesi, bir acil durum odası,
bir yenidoğan ünitesi, bir tedavi beslenme
merkezi ve de bir yataklı koğuş içermektedir.
Yıl sonunda hastanenin kapasitesi 91 yatağa
ulaşmıştır.
Kızamığa karşı mücadele
2015 yılı başlarında Monrovia'da bir kızamık
salgını bildirilmiştir. Bunun üzerine MSF Mart
ayında Peace Island bölgesinde iki günlük
bir aşı kampanyası düzenleyerek 542 çocuğa
ulaşmıştır. MSF ekipleri, süregelen Ebola
riski nedeniyle kampanya için küçük alanlar
seçmiş ve sıkı önleme ve kontrol tedbirleri
almıştır. Bu protokol, Sağlık Bakanlığı’nın
ülke çapında MSF tarafından desteklenen
bir aşı kampanyası yürüttüğü Mayıs ayında
tekrarlanmıştır.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 49
NEPAL
NEPAL
2015’te çalışan sayısı: 58 | Harcama: 10,9 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2002 | msf.org/nepal | blogs.msf.org/nepal
RASUWA
SINDHUPALCHOWK
HİNDİSTAN
DHADING
DOLAKHA
NUWAKOT
MSF projeleri
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:
2.100 ayakta
muayene
Nepal
14.800 yardım malzemesi dağıtımı
25 Nisan ve 12 Mayıs
2015 tarihlerinde Nepal'de
meydana gelen iki deprem
sonucunda yaklaşık 20.000
kişi yaralandı, 8.500 kişi
hayatını kaybetti.
7,8 büyüklüğündeki ilk depremden sonra
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) hızla
ülkeye gelmiş ve uzak dağlık bölgelerde
yaşayan insanlara ulaşmak için çalışmalara başlamıştır. Depremin merkez üssü
Kathmandu'nun 80 kilometre batısındaki
Gorkha ilçesidir.
MSF acil durumlar için sağlık hizmetleri
ve hastane sevklerini sağlamak amacıyla
bir helikopter klinik sistemi yürütmüştür.
Düzenli olarak gerçekleştirilen klinikler,
Gorkha, Dhading, Nuwakot, Rasuwa,
Sindhupalchowk ve Dolakha ilçeleri
boyunca yer alan köylerde gerçekleştirilmiştir. Topluluklar tarafından ifade edilen
ihtiyaçların temelinde beş yaşının altındaki
çocuklar, hamile kadınlar ve ruh sağlığı ihtiyaçları gelmektedir.
durumda faaliyet göstermiş ve depremi takip
eden saatlerde sağlık hizmetleri sunmaya
başlayabilmiştir.
Hızla yaklaşan muson sezonu nedeniyle
tamamen yerle bir olmuş ücra birçok köyde
barınak dağıtımı ve sanitasyon çalışmalarına
öncelik verilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar
(MSF), yaklaşık 6.000 aile kapasiteli çadırları
-ve daha kalıcı konutların inşası için yaklaşık
13.000 demir levha ile 3.000 inşaat kitinihem kara hem de hava yoluyla dağlık bölgelere ulaştırmıştır. Muson sezonu geldiğinde,
Dhading, Nuwakot, Dolakha, Gorkha şehirlerinde ve Budhy Gandaki vadisindeki diğer
yerlerde yaşayan 10.000 hane, barınaklara
sahip olabilmiştir.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Nisan ve
Temmuz ayları arasında 2.500'den fazla
sağlık muayenesi gerçekleştirmiş ve özellikle helikopter aracılığıyla 7.000'i aşkın
kişiye psikolojik destek sağlamıştır. Ayrıca,
personel, acil müdahale gereken 240 hastayı
tedavi etmiş ve Katmandu ortopedi hastanesinde 1.200 fizyoterapi seansı gerçekleştirmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),
yaklaşık 15.000 haneye gıda, barınma,
yemek ve hijyen malzemeleri dağıtmıştır.
Buna ek olarak, ekipler, Katmandu'daki
Cheechipathi kampında bulunan 7.000
yerinden edilmiş kişi için bir su tedarik ağı ve
şehrin etrafındaki bir takım başka kamplarda
sanitasyon sistemleri oluşturmuştur.
Hızla müdahale edilmesi gereken acil durum
aşamasını takiben, Sınır Tanımayan Doktorlar
(MSF), 2015 yılının Temmuz ayında faaliyetlerini azaltmış ancak Sangha ve Charikot'taki
iki proje aracılığıyla çalışmalarına devam
etmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),
Sangha'da, Katmandu'nun doğusunda
yer alan 50 yataklı bir tesis olan bir Omur
Yaralanmaları Rehabilitasyon Merkezi'nde
faaliyet göstermiştir. Depremden sonra,
özellikle alt uzuv yaralanmaları için yüksek
sayıda hastanın ameliyat olması gerekmiştir.
Hasar görmüş uzuvlara (bir atel veya alçı ile
kırılmış kemiklerin uçlarını stabilize etmek ve
birleştirmek için kullanılan bir prosedür olan)
eksternal fiksatör yerleştirilmiş veya bunlar
çekilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),
fizyoterapi, yara kapamalar, tıbbi takip ve ruh
sağlık hizmetleri ile ameliyat sonrası hastaları için genel rehabilitasyon konusunda ek
kapasite sağlamış ve 50 hastalık bir kapasite
ile genel rehabilitasyon için yeni bir koğuş
inşa etmiştir. Yılın sonuna kadar, tüm faaliyetler Omur Yaralanmaları Rehabilitasyon
Merkezi'ne devredilmiştir.
Bir başka Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)
ekibi, (ikinci depremin merkez üssü olan)
Dolakha ilçesinin bir köyü olan Charikot'ta
birinci basamak sağlık hizmetleri merkezinde, acil serviste, yatakta tedavi departmanında ve ameliyat odasında Sağlık Bakanlığı
personeli ile faaliyet göstermiş ve laboratuvar ve röntgen hizmetlerini desteklemiştir.
Tüm bu faaliyetler 2015 yılı sonuna kadar,
kamu-özel sektör ortaklığına devredilmiştir.
Üç meslektaşımız bir helikopter kazasında
hayatını kaybetti
2 Haziran tarihinde bir klinik sırasında, üç
meslektaşımız ve pilotları bir helikopter kazasında hayatlarını kaybettiler. Sandeep Mahat,
Jessica Wilford, Sher Bahadur Karki (Raj) ve
pilotları Subek Shrestha, Sindhupalchowk
ilçesindeki köylere yardım sağladıktan sonra
Kathmandu'ya geri dönmek için yola çıkmışlardı. Meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
© Emma Pedley/MSF
GORKHA
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gorkha'nın
bir ilçesi olan Arughat'ta, bir ameliyathane,
acil durum, doğum ve resüsitasyon odaları
ile 20 yataklı şişme bir hastane kurmuştur.
Bu hastane, Sağlık Bakanlığı Haziran ayının
sonunda yarı kalıcı bir tesis açana kadar,
deprem sonucu yıkılan sağlık merkezinin
yerine geçmiştir.
Ayrıca Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),
Dhading'in bir ilçesi olan ve depremden
yoğun olarak etkilenen Chhapchet'te geçici
bir çadır kliniği açmıştır. Personel, temel
sağlık hizmetleri sağlamış ve örneğin yaraları
enfekte olmuş hastalar üzerinde küçük çaplı
cerrahi müdahaleler gerçekleştirmiştir.
MSF ekipleri, 12 Mayıs'ta meydana gelen
deprem sırasında ülkede operasyonel
50 Sınır Tanımayan Doktorlar
Bir MSF ekibi doğum sancısı başlayan hamile bir kadını taşıyor.
© Jean Pletinckx
25 Nisan'da Nepal'de meydana gelen 7.8 büyüklükteki deprem, 8.500 kişinin ölümüne neden oldu. Deprem sonucunda binlerce insan
evsiz kalırken, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan çok sayıda tapınak da yerle bir oldu. Deprem sonrası sağlık durumu kritik
olanlar bölgeden tahliye edilirken, çığ ve toprak kayması nedeniyle yolları kapanan köylülerin bir kısmı da evlerinde mahsur kaldı.
MSF saha ekipleri bu süreçte ulaşılamayan dağlık bölgelere helikopterle yardım taşıdı ve köyde kalan depremzedelere mobil klinikler
aracılığıyla temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı danışmanlığı verdi. MSF aynı zamanda bölge halkına acil insani yardım malzemeleri
içeren çok sayıda yardım kiti dağıttı.
RAKAMLARLA MSF
RAKAMLARLA MSF
Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans
Frontières - MSF), kar amacı gütmeyen bağımsız
ve uluslararası bir kuruluştur.
MSF; Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Danimarka,
Fransa, Almanya, Yunanistan, Hollanda, Hong Kong, İtalya,
Japonya, Lüksemburg, Norveç, Güney Afrika, İspanya, İsveç,
İsviçre, İngiltere ve ABD olmak üzere 21 ulusal ofisten oluşmaktadır.
Arjantin, Çek Cumhuriyeti, Hindistan, Güney Kore ve İrlanda'da
da MSF ofisleri bulunmaktadır. MSF'nin uluslararası merkezi ise
Cenevre-İsviçre'dedir.
MSF, projelerinin etkinliğini artırmak amacıyla “uydu kuruluş” olarak
adlandırılan, sosyal eylem faaliyetleri ve insani yardım tedarikinden
epidemiyolojik ve tıbbi araştırmalara kadar farklı konularda projeler
yürüten, kendi alanında uzmanlaşmış 11 farklı kuruluşu hayata
geçirmiştir. Ulusal ofislerimize bağlı birimler olarak düşünülebilecek
olan bu uydular; MSF Supply, MSF Logistique, Epicentre, Fondation
MSF, Fondation MSF Belgique, Etat d'Urgence Production, MSF
Assistance, SCI MSF, SCI Sabin, Ärzte Ohne Grenzen Foundation
ve MSF Enterprises Limited'ten oluşmaktadır. Bu kuruluşlar MSF
tarafından denetlendiğinden, MSF Finansal Raporu'na ve burada
ifade edilen rakamsal verilerin kapsamına dahil edilir.
MSF'nin uluslararası düzeyde birleştirilen finansman verilerini ortaya
koyan bu rakamlar, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları
(IFRS) ile büyük ölçüde örtüşen MSF uluslararası muhasebe standartlarına uygun olarak hazırlanmıştır. Rapordaki rakamsal veriler,
muhasebe firmaları KPMG ve Ernst & Young tarafından Uluslararası
Denetleme Standartları'na uygun olarak denetlenmiştir. 2015
Finansal Raporumuzun bir kopyası www.msf.org adresinden edinilebilir. Dünya çapındaki tüm MSF ofislerinin kendi ulusal muhasebe,
denetleme ve mevzuat politikalarına göre hazırladığı, denetlenmiş
Finansal Tabloların kopyaları ise, ilgili ofislerimizden talep edilebilmektedir.
Raporda görülen rakamsal veriler 2015 yılına aittir ve tüm meblağlar
milyon avro ile temsil edilir.
KAYNAKLARIMIZ NASIL KULLANILDI?
Program Harcamaları
Personel
%45
Bütçemizin en büyük kısmı sahada çalışan ekiplerimiz için harcanmaktadır. Fonlarımızın yaklaşık %45’i işe alınan yerel ve uluslarası çalışanlarımızın uçak biletleri, sağlık sigortası, kalacak yer vb.
harcamaları için kullanılmaktadır.
Sağlık ve beslenme harcamaları; ilaçlar, tıbbi ekipmanlar, aşılar,
hastane harcamaları ve tedavi amaçlı besin takviyelerinden oluşmaktadır. Bu malzemelerin ihtiyaç duyulan bölgelere gönderilmesi için gerekli olan nakliye işlemleri ise, depolama ve ulaştırma
hizmetleri kategorisine dahildir.
Lojistik ve sanitasyon harcamaları; sağlık merkezlerimizin kurulumu ve inşaası için gereken yapı malzemeleri, su, sıhhi temizlik
malzemeleri ve lojistik tedariklerini kapsamaktadır.
Sağlık ve Beslenme
Ulaşım, Nakliye ve Depolama
Ofis giderleri
Lojistik ve Sanitasyon
%19
%17
Okyanusya
%1
Avrupa
%6
Kıtalara göre
program harcamaları
%8
Asya
%28
%7
Diğer
%3
İletişim
%2
52 Sınır Tanımayan Doktorlar
Öngörülmeyen
%2
Kuzey ve
Güney Amerika
%5
Afrika
%59
RAKAMLARLA MSF
EN ÇOK HARCAMA YAPTIĞIMIZ ÜLKELER
MSF harcamalarının 15 milyon avroyu aştığı ülkeler
120
100
miyon €
80
60
40
20
Demokratik Kongo Cumhuriyeti
120
Güney Sudan
100Afrika Cumhuriyeti
Orta
ar
na
ay
kr
U
/B
ur
m
ry
ije
N
nm
er
ya
Si
M
Af
rta
2015
O
AFRİKA
a
a
e
Su
on
ra
Le
riy
e
e
in
G
ad
Ç
an
ki
st
a
ny
Ke
Pa
ya
iy
op
an
Lü
ni
ga
Af
Et
st
bn
an
r
ije
N
k
Ira
ti
ai
H
en
i
et
hu
riy
da
rik
a
G
C
ün
um
ey
Su
D
Ye
m
n
KC
0
milyon €
100,3
ASYA VE ORTA DOĞU
milyon €
AVRUPA
2014
milyon €
Yemen
38,4
Doğu Avrupa göçmen desteği
16,3
81,7
Irak
31,0
Ukrayna
15,5
52,9
Afganistan
27,2
İtalya
8,5
Nijer
80
28,5
Lübnan
27,1
Çeçenistan / İnguşya / Dağıstan
5,4
Etiyopya
26,6
Pakistan
20,1
Yunanistan
1,4
Kenya
22,4
Suriye
17,8
Diğer ülkeler*
1,7
Çad
19,5
Myanmar/Burma
16,4
19,2
Ürdün
12,9
Sierra
0 Leone
18,2
Hindistan
11,7
Nijerya
17,2
Nepal
10,1
Kamerun
12,2
Özbekistan
7,8
Mali
11,5
Filistin
5,5
Sudan
10,9
Bangladeş
3,6
Liberya
10,5
Ermenistan
2,3
Zimbabve
10,4
Kırgızistan
2,2
Mozambik
10,0
Türkiye
1,8
Svaziland
9,4
Kamboçya
1,8
Malavi
9,0
Tacikistan
1,8
Güney Afrika
8,6
Filipinler
1,4
Tanzanya
6,1
Gürcistan
1,3
Uganda
5,4
Diğer ülkeler *
2,5
Moritanya
4,9
Libya
4,4
Asya Toplam
244,6
Burundi
3,9
Fildişi Sahili
3,6
Gine-Bissau
2,6
Mısır
2,5
Madagaskar
1,8
Diğer ülkeler*
1,8
60
40
20
Gine
Afrika Toplam
515,9
KUZEY VE GÜNEY AMERİKA
Haiti
milyon €
32,1
Meksika
3,4
Kolombiya
2,5
Honduras
Diğer ülkeler
Avrupa Toplam
OKYANUSYA
48,9
milyon €
Papua Yeni Gine
5,3
Diğer ülkeler 0,1
Okyanusya Toplam
6,9
*
ÖNGÖRÜLMEYEN
milyon €
Diğer ülkeler
7,0
Bağlantılı faaliyetler
5,0
Akdeniz Operasyonları
4,2
Toplam
16,2
Toplam Program Harcamaları
872,2
* “Diğer ülkeler” kategorisi, program
harcamaları 1 milyon avronun altında olan tüm
ülkeleri kapsamaktadır
1,2
*
Kuzey ve Güney Amerika Toplam
0,7
39,8
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 53
RAKAMLARLA MSF
KAYNAKLARIMIZ
NEREDEN GELDİ?
2015
2014
milyon €
yüzde
milyon €
yüzde
1.332,1
%92
1.142
%89
Kamu Kurumları
94,6
%7
115
%9
Diğer
17,1
%1
24
%2
1.443,8
%100
1.280,3
%100
Bireysel
Gelir
KAYNAKLARIMIZ NASIL KULLANILDI?
2015
yüzde
milyon €
yüzde
Programlar
872,2
%68
699,1
%66
Merkez ofis program desteği
134,8
%11
113,9
%11
Tanıklık etme (témoignage)/farkındalık
yaratma
37,2
%3
31,1
%3
Diğer insani yardım faaliyetleri
13,3
%1
14,1
%1
1.057,6
%82
858,1
%80
Bağış toplama
163,8
%13
147,2
%14
İdari masraflar
61,3
%5
60,2
%6
0
–
0,6
–
225,1
%18
207,9
%20
1.282,8
%100
1,066,1
%100
Gelir vergisi
Diğer harcamalar
Giderler
Kur karları/zararları
5,7
9,7
166,8
223,9
5,7
Bütçe fazlası/Bütçe açığı
MİLYON
bireysel bağışçı
54 Sınır Tanımayan Doktorlar
Diğer
%1
Kaynaklarımız
Nereden Geldi̇?
2014
milyon €
Sosyal sorumluluk
Kamu Kurumları
%7
Bireysel
%92
Bağış toplama
%13
Tanıklık etme
(témoignage)/
farkındalık
yaratma
%3
İdari masraflar
%5
Diğer insani yardım
faaliyetleri
%1
Kaynaklarımız
Nasıl Kullanıldı?
Merkez ofis program
desteği
%11
Programlar
%68
Gelir Kaynaklarımız
MSF, bağımsızlığını korumak ve kuruluşun toplumla olan bağını
güçlendirmek için bireysel gelirleri yüksek düzeyde tutmaya
çalışmaktadır. 2015 yılında MSF gelirinin %92’si bireysel kaynaklar
tarafından oluşturulmuştur. Bu başarı, dünya genelinde 5.7 milyon
bireysel bağışçının ve özel vakıfların yardımıyla mümkün olmuştur.
MSF’ye fon sağlayan kamu kurumlarından bazıları şunlardır:
Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Bürosu (ECHO) ve Avusturya,
Belçika, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya,
Hollanda, İrlanda, İtalya, Japonya, Lüksemburg, İspanya, İsviçre
ve İngiltere hükümetleri.
RAKAMLARLA MSF
İNSAN KAYNAKLARI İSTATİSTİKLERİ
2015
2014
Doktorlar
1.787
%23
1.836
%26
Hemşireler ve diğer sağlık çalışanları
2.469
%32
2.298
%32
Sağlık alanı dışında çalışanlar
3.515
%45
2.952
%42
Uluslararası görev yapan personel (yıl boyunca)
7.771
%100
7.086
%100
Yerel personel
Uluslararası personel
Saha pozisyonları
Merkez ofis pozisyonları
Toplam personel
Personel
sayısı
yüzde
Personel
sayısı
yüzde
30.988
%84
31.052
%85
2.924
%8
2.769
%8
33.912
%92
33.821
%93
2.970
%8
2.661
%7
36.882
%100
36.482
%100
Uluslararası
personel
%8
Merkez ofis
pozisyonları
%8
İnsan Kaynakları
İstatistikleri
MSF personelinin %84’ü, proje yürüttüğümüz ülkelerin vatandaşlarından meydana
gelmektedir. Merkez ofis çalışanları, tüm personelin %8’ine denk gelmektedir.
Yerel personel
%84
Finansal Raporumuzun tamamına www.msf.org adresinden ulaşabilirsiniz.
Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 55
İLETİŞİM
İLETİŞİM
Uluslararası Sınır Tanımayan Doktorlar
78 rue de Lausanne Case Postale 116
1211 Geneva 21 Switzerland
T +41 22 849 84 84 msf.org
Humanitarian Advocacy and Representation
team
(UN, African Union, ASEAN, EU, Middle East)
T +41 22 849 84 84
MSF Erişim Kampanyası
78 rue de Lausanne Case Postale 116
1211 Geneva 21 Switzerland
T +41 22 849 8405 msfaccess.org
Güney Afrika Sınır Tanımayan Doktorlar /
Doctors Without Borders
70 Fox Street 7th Floor Marshalltown
Johannesburg South Africa
T +27 11 403 44 40
[email protected] msf.org.za
Hollanda Sınır Tanımayan Doktorlar /
Artsen zonder Grenzen
Plantage Middenlaan 14 1018 DD
Amsterdam
Netherlands
T +31 20 520 8700
[email protected]
artsenzondergrenzen.nl
ABD Sınır Tanımayan Doktorlar /
Doctors Without Borders
333 7th Avenue 2nd Floor New York
NY 10001-5004 USA
T +1 212 679 6800
[email protected]
doctorswithoutborders.org
Hong Kong Sınır Tanımayan Doktorlar
無國界醫生 /无国界医生
22/F Pacific Plaza
410– 418 Des Voeux Road West
Sai Wan Hong Kong
T +852 2959 4229
[email protected] msf.org.hk
Almanya Sınır Tanımayan Doktorlar /
Ärzte Ohne Grenzen
Am Köllnischen Park 1 10179 Berlin
Germany
T +49 30 700 13 00
[email protected]
aerzte-ohne-grenzen.de
İngiltere Sınır Tanımayan Doktorlar /
Doctors Without Borders
Lower Ground Floor Chancery Exchange
10 Furnival Street London EC4A 1AB UK
T +44 20 7404 6600
[email protected] msf.org.uk
Avustralya Sınır Tanımayan Doktorlar /
Doctors Without Borders
Level 4 1–9 Glebe Point Road
Glebe NSW 2037 Australia
T +61 28 570 2600
[email protected] msf.org.au
Avusturya Sınır Tanımayan Doktorlar /
Ärzte Ohne Grenzen
Taborstraße 10 A-1020 Vienna Austria
T +43 1 409 7276
[email protected]
aerzte-ohne-grenzen.at
Belçika Sınır Tanımayan Doktorlar /
Artsen Zonder Grenzen
Rue de l'Arbre Bénit 46
1050 Brussels Belgium
T +32 2 474 74 74
msf-azg.be
Brezilya Sınır Tanımayan Doktorlar /
Médicos Sem Fronteiras
Rua do Catete, 84 Catete Rio de Janeiro RJ
CEP 22220-000 Brazil
T +55 21 3527 3636
[email protected] msf.org.br
Danimarka Sınır Tanımayan Doktorlar /
Læger uden Grænser
Dronningensgade 68, 3. DK-1420
København K
Denmark
T +45 39 77 56 00
[email protected] msf.dk
Fransa Sınır Tanımayan Doktorlar
8, rue Saint Sabin 75011 Paris France
T +33 1 40 21 29 29
[email protected] msf.fr
56 Sınır Tanımayan Doktorlar
İspanya Sınır Tanımayan Doktorlar /
Médicos Sin Fronteras
Nou de la Rambla 26 08001 Barcelona Spain
T +34 93 304 6100
[email protected] msf.es
İsveç Sınır Tanımayan Doktorlar /
Läkare Utan Gränser
Fredsborgsgatan 24 4 trappor Box 47021
100 74 Stockholm Sweden
T +46 10 199 33 00
[email protected]
lakareutangranser.se
İsviçre Sınır Tanımayan Doktorlar /
Ärzte Ohne Grenzen
78 rue de Lausanne Case Postale 116
CH-1211 Geneva 21 Switzerland
T +41 22 849 84 84
[email protected] msf.ch
İtalya Sınır Tanımayan Doktorlar /
Medici Senza Frontiere
Via Magenta 5 00185 Rome Italy
T +39 06 88 80 60 00
[email protected] medicisenzafrontiere.it
Japonya Sınır Tanımayan Doktorlar /
国境なき医師団日本
3rd Fl. Forecast Waseda First 1-1
Babashita-cho
Shinjuku-ku Tokyo 162-0045 Japan
T +81 3 5286 6123
[email protected] msf.or.jp
Kanada Sınır Tanımayan Doktorlar /
Doctors Without Borders
720 Spadina Avenue, Suite 402 Toronto
Ontario M5S 2T9 Canada
T +1 416 964 0619
[email protected] msf.ca
Lüksemburg Sınır Tanımayan Doktorlar
68, rue de Gasperich L-1617 Luxembourg
Luxembourg
T +352 33 25 15
[email protected] msf.lu
Norveç Sınır Tanımayan Doktorlar /
Leger Uten Grenser
Hausmannsgate 6 0186 Oslo Norway
T +47 23 31 66 00
[email protected]
legerutengrenser.no
Yunanistan Sınır Tanımayan Doktorlar /
15 Xenias St. 115 27 Athens
T + 30 210 5 200 500
[email protected] msf.gr
Greece
Şubeler
Arjantin
Carlos Pellegrini 587 11th floor
C1009ABK
Ciudad de Buenos Aires Argentina
T +54 11 5290 9991
[email protected] msf.org.ar
Birleşik Arap Emirlikleri
P.O. Box 65650 Dubai UAE
T +971 4457 9255
[email protected] msf-me.org
Çek Cumhuriyeti
Lékari bez hranic, o.p.s Seifertova 555/47
130 00 Praha 3 – Žižkov Czech Republic
T +420 257 090 150
[email protected]
lekari-bez-hranic.cz
Güney Kore
5 Floor Joy Tower B/D 7 Teheran Road
37-gil
Gangnam-gu Seoul 135-915 South Korea
T +82 2 3703 3500
[email protected] msf.or.kr
Hindistan
AISF Building 1st & 2nd Floor Amar
Colony,
Lajpat Nagar IV New Delhi 110024 India
T +91 11 490 10 000
[email protected]
msfindia.in
İrlanda
9–11 Upper Baggot Street Dublin 4
Ireland
T +353 1 660 3337
[email protected] msf.ie
Meksika
Cuauhtémoc #16 Terraza Col. Doctores
CP 06720 Mexico
T +52 55 5256 4139
[email protected] msf.mx
RAPOR HAKKINDA
Katkıda bulunanlar
Halimatou Amadou, Valérie Babize, Corinne Baker, Liz Barling, Tarak Bach Baouab,
Niklas Bergstrand, Brigitte Breuillac, Andrea Bussotti, Lali Cambra, Philippe Carr,
Amandine Colin, Sara Creta, Julie Damond, Silvia Fernández, Mathieu Fortoul,
Amelia Freelander, Diala Ghassan, Wairimu Gitau, Corinne Grant, Tahar Hani,
Solenn Honorine, Jean-Marc Jacobs, Joanna Keenan, Jacob Kuehn, Jo Kuper,
Alexandra Malm, Laetitia Martin, Sally McMillan, Robin Meldrum, Isabelle Merny,
José Luis Michelena, Pau Miranda, Charlotte Nouette-Delorme, Martin Searle,
Alessandro Siclari, Sandra Smiley, Kate Stegeman, Shumpei Tachi, Clara Tarrero,
Delphine Van Durme.
Teşekkürler
Kate de Rivero, Marc Gastellu Etchegorry, Jérôme Oberreit.
Raporla ilgili verileri toplayan ve derleyen sahadaki, operasyondaki ve iletişim
departmanlarımızdaki ekiplerimize ayrıca teşekkür ederiz.
Orijinal Tasarım
ACW, London, UK
www.acw.uk.com
Türkçeleştirilmiş Tasarım
Gökçen Ergüven
Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières
- MSF) silahlı çatışma, salgın hastalık, doğal afet
durumlarından etkilenen veya sağlık hizmetlerinden
mahrum bırakılan insanlara acil yardım hizmeti sunan
uluslararası bağımsız tıbbi insani yardım kuruluşudur. Sınır
Tanımayan Doktorlar, dil, din, ırk, cinsiyet ve siyasi görüş
ayrımı gözetmeksizin yalnızca ihtiyaca dayalı olarak sağlık
hizmeti sunar.
Sınır Tanımayan Doktorlar'ın faaliyetleri tamamen tıp etiğini
ve tarafsızlık ilkesini temel alır.
MSF International
78 rue de Lausanne, Cp 116, Ch-1211,
Cenevre 21, İsviçre
Tel: +41 (0)22 849 8400, Faks: +41 (0)22 849 8404
@MSF
msf.english
MSF Türki̇ye
MSF Ankara
Gaziosmanpaşa Mah.
Boğaz Sok. No: 5/8
Çankaya/ANKARA
MSF İstanbul
General Asım Gündüz Cad.
No: 37/4
Kadıköy/İSTANBUL
e-posta: [email protected]
MSFTurkiye
MSF_Turkiye
MSF_Turkiye
MSF Turkiye
KAPAK FOTOĞRAFI
Güney Sudan’ın Agok şehrindeki MSF hastanesinde görev yapan bir cerrah, silah
yarası olan bir kadını ameliyat ediyor. © Pierre-Yves Bernard/MSF

Benzer belgeler