Istanbul Doğa Turizmi Master Planı - 1. Bölge Müdürlüğü

Transkript

Istanbul Doğa Turizmi Master Planı - 1. Bölge Müdürlüğü
1
PROJE YÖNETİCİSİ
Haluk ÖZDER
Bölge Müdürü
PROJE KOORDİNATÖRÜ
Dr. Merih USLU
İstanbul Şube Müdürü
PROJE EKİBİ
Ayşe KUZLU Biyolog
Özge USAL DÖNMEZ Uzm. Biyolog
Şükriye GÜN Orman Mühendisi
Kapak Tasarımı: Uğur GÜNAYDIN
İmtiyaz Sahibi: T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü,
I. Bölge Müdürlüğü, İstanbul Şube Müdürlüğü
Adres: Büyükdere Cad. Fatih Orman Kampüsü Maslak/İSTANBUL
Tel: 0212- 262 57 56
Faks: 0212- 262 51 79
Web: www.bölge1.ormansu.gov.tr
E-posta: İ[email protected]
Yıl: 2013
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Bu Master Plan T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlüğü, 1.Bölge Müdürlüğü, İstanbul Şube Müdürlüğü tarafından
hazırlanmıştır.
2
İSTANBUL İLİNDE
DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI
2013 – 2023
TABLOLAR
Tablo 1. İstanbul İli Ormanlık Alanının Dağılımı
Tablo 2. İstanbul İli Ormanlarının İşletim Şekli
Tablo 3. İstanbul İli Özel Ağaçlandırma İzni Verilen Alanlar
Tablo 4 İstanbul İli Doğa Turizmi İle İlgili Faaliyet Gösteren STK’lar
Tablo 5. Mesire Yerleri
Tablo 6. İstanbul Tabiat Parkları ve benzeri sahalarına ait SWOT Analizi
Tablo 7. İstanbul Sulak Alanları ve benzeri sahalarına ait SWOT Analizi
Tablo 8.YHGS ve benzeri sahalar
Tablo 9. İstanbul YHGS ve benzeri sahalarına ait SWOT Analizi
3
ÖNSÖZ
Son yıllarda çok hızlı büyüyen bir turizm çeşidi olarak dikkat çeken ekolojik turizm çevreyi
koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir seyahattir. Bu çok
kısa tanımın altında aslında çok büyük değerler yatar. Bu değerler çevre ve doğal yaşam,
insan, yerel kültür, sürdürülebilirlik ilkeleridir. Kısacası doğa turizmi ; doğal ve kültürel
değerlerin korunarak turizme açılmasıdır.
İstanbul’daki doğal güzelliklerin korunması ve korunarak yaşatılmasını sağlamak, gelecek
için en önemli hedeflerdendir. 15 milyon nüfuslu bir metropolün yoğun ve yorucu
temposundan uzaklaşmak isteyenlerin rekreasyonel ihtiyaçlarını ve çeşitli doğa sporlarını
yapabilecekleri sahaların planlarının yapılması gerekmektedir.
İstanbul sahip olduğu doğal güzelliklerle, başta kültür olmak üzere diğer amaçlarla gelen
ziyaretçiler için çeşitli alternatifler sunmaktadır. Ekolojik ve biyolojik önem taşıyan doğal
yaşam alanları açısından; Anadolu Yakası’nda, Beykoz, Şile, Avrupa Yakası’nda Silivri,
Çatalca, Büyükçekmece Küçükçekmece, Kilyos ve Sarıyer yer almaktadır. Terkos- Kasatura
Kıyıları, Ağaçlı Kumulları, Kilyos Kumulları Batı İstanbul Meraları, Kuzey Boğaziçi,
Sahilköy-Şile Kıyıları, Ömerli Havzası İstanbul’da yer alan önemli bitki alanlarıdır. Ayrıca
farklı alanlardaki çeşitli Kent Ormanları, Tabiat Parkları ve Atatürk Arbretumu ile fauna
incelemeleri açısından çeşitli türde ağaç ve bitki türü sunmaktadır. Fauna açısından da
İstanbul oldukça zengin alt bölgelere sahiptir. Boğaziçi, göçmen kuşlar için Avrupa’daki en
önemli göç yollarından biri üzerinde yer almaktadır. Terkos Gölü ve çevresi, Büyükçekmece
Gölü, Küçükçekmece Gölü, Bogaziçi, Şile kıyıları ve Şile Adaları ülke düzeyinde önemli kuş
alanlarıdır. Ayrıca, farklı alanlarda yaban hayatı koruma sahaları ile üretim istasyonları
mevcuttur.
Bu planla; doğal güzellikleri, tarihi ve turistik yapısı ile zengin bir doğa turizmi potansiyeline
sahip olan İstanbul’da doğal kaynak değerlerin koruma, kullanma dengesi çerçevesinde doğa
turizminin geliştirilmesi amaçlanmıştır.
4
ÇALIŞMANIN MAKSADI
Bu çalışmanın amacı; doğal güzellikleri, tarihi ve turistik yapısı ile zengin bir doğa turizmi
potansiyeline sahip olan İstanbulun, bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarını göz önüne alarak
doğal kaynak değerlerin, sürdürülebilirlik, katılımcılık ve çevreye duyarlılık temel ilkeleriyle
planlanarak doğa turizminin geliştirilmesini sağlamaktır. Bu plan ile İstanbul İlinde doğa
turizminin geliştirilmesi için amaç, hedef ve stratejiler saptanarak yapılması gereken projeler
belirlenmiştir.
Planda 2013-2023 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönem için toplu bir değerlendirme
yapılmaktadır. Bu kapsamda, master plan çerçevesinde daha alt düzeyde detaylı eylem, taktik
ve stratejik planları hazırlanabilir.
5
1. GİRİŞ
1.1. Doğal Alanlar, Yöre İnsanının Geleneksel Hayatı, Kırsal Kalkınma, Sürdürülebilir
Turizm
Alternatifi
ve
İstanbul
Vilayetinde
Sürdürülebilir
DoğaTurizmi……………………………………………………………………………………….
1.2.Doğal Alanlar Ve Sürdürülebilir Kalkınma………………………………………………
1.3.Sürdürülebilir Doğa Turizmi ………………………………………………………………
1.4.Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Stratejisi...................................................................
2. SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞİMİNE İLİŞKİN ÇALIŞMALAR
2.1 KaynakAnalizi…………………………………………………………………………….
2.1.1.Kaynak Analizinde Ele Alınacak Unsurlar………………………………………….
2.2 TurizmPotansiyeli………………………………………………………………………….
2.3 Taşıma Kapasitesi………………………………………………………………………….
2.3.1. Taşıma Kapasitesinin Elemanlar…………………………………………………….
3
İLGİ GRUBU ANALİZİ VE YEREL ORGANİZASYONUN OLUŞTURULMASI
3.1 İlgi Grupları/Paydaşlar …………………………………………………………….............
3.2 İlgi Grubu Kategorileri …………………………………………………………….............
3.3 İlgi Grubu Analizi …………………………………………………………………............
3.4 Toplum Temelli Yaklaşım……………………….…………………………………...........
3.5 Yerel Organizasyonun Oluşturulması………………………….…………………………..
3.6 Tarihçe………………………………………………………….…………………………
3.7 İstanbul İlinin Genel Özellikleri……………………………….……………………….... .
3.7.1. İlin Jeomorfolojik Özellikleri………………………………………………................
3.7.2. İklim Özellikleri……………………………………………………………................
3.7.3. Toprak Özellikleri……………………………………………………………………..
3.7.4. Orman Varlığı……………………………………………………………...................
3.7.5. Flora-Fauna ve Hassas Yöreler………………………….............................................
3.7.6. Yerleşim Alanları ve Nüfus………………………………………………..................
3.7.8. Ulaşım………………………………………………………………………………...
3.8. İlgi Grubu Ve Paydaş Analizi
4. İSTANBUL DOĞA TURİZMİ ARZI
4.1 İstanbul’un Doğa Turizmi Değerleri (Doğa Turizmi Arzı)……………………………….
4.2. İstanbul ilinin Doğa Turizmi (Arzı) Değerleri ve Bilinirlik Değerlendirmesi……………
4.3. İstanbul İlinde Doğa Turizmi Amaçlı Kullanılan ve Koruma Statülü Alanlar……………
4.4 Seçkin Özellikli Diğer Sahalar…………………………………………………………….
4.4.1.Vadi Tabanları, Kıyı Ovaları ve Deltalar………………………………......................
4.4.2.Yamaçlar………………………………………………………………………............
4.4.3.Platolar………………………………………………………………….......................
4.4.4.Yükseltiler (Tepeler)…………………………………………………………………...
4.4.5. Mağaralar……………………………………………………………………………...
6
9
9
10
12
14
14
17
22
22
24
24
26
26
26
26
27
27
30
31
32
41
49
59
60
62
62
106
106
106
107
108
109
4.4.6.Kemerler…………………………………………………………………………………
4.4.7.Korular, Parklar ve Ormanlar……………………………………………………..........
4.4.8 Falezler…………………………………………………………………………………
4.4.9.Akarsular……………………………………………………………………………….
4.4.10. Göller, Göletler, Rezervuarlar……………………………………………………….
4.5. İstanbul İlinde Doğa Turizm Çeşitleri…………………………………………………
4.6. İnceğiz Mağaraları Turizm Talebi Değerleri Tablosu…………………………………...
4.7 Belgrad Ormanı Turizm Talebi Değerleri Tablosu…………………………………….
4.8. İstanbul İlinde Sürdürülebilir Doğa Turizmi Stratejileri…………………………………
5. KAYNAKLAR
7
112
115
116
116
132
137
146
153
1. GİRİŞ
1.1. DOĞAL ALANLAR, YÖRE İNSANININ GELENEKSEL HAYATI, KIRSAL
KALKINMA, SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM ALTERNATİFİ ve İSTANBUL
VİLAYETİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ
Tabiatı korumanın geleceği kırsal alanların geleceğine, kırsal hayatın korunmasına ve sağlıklı
yürüyen bir kırsal ekonomiye bağlıdır. Kırsal alanlardaki düşük ve dağınık nüfus ile beraber
yetersiz gelir söz konusu olduğunda bu alanların turizm köyleri vb. faaliyetler için
kullanılması söz konusu olacaktır. Bu tür girişimlerin önemli bir kısmı korunan alanlarda
veya dışında yapılmaktadır. Bazı etkinliklerin koruna alanlara ve tabiata çok zarar verdiği de
görülmektedir. Bu sebeple tabiatı korumakla görevli olan bizlerin çevremiz ile iyi bir proaktif
ilişkiler içinde olmamız lüzumludur. Proaktif kişi; ilişkilerde ve faaliyetlerde inisiyatifi eline
alan kişi demek olup tabiattaki faaliyetlerin kontrolü için Doğa Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlüğü taşra kuruluşlarının kırsal sahalarda doğa turizminin geliştirilmesinde öncü
olması doğru bir harekettir.
Son yıllarda sivil toplum kuruluşları ve diğer kuruluşlar korunan alanlar, doğal alanlar, kırsal
kalkınma, kalkınma için işbirliği gibi konuları tamamıyla farklı bir bakış açısı ile algılamaya
başlamışlardır. Tabiat ve geleneksel kültürler üzerinde turizmin yarattığı olumsuz tesirler ve
bunların neticesinde duyulan korkular kitle turizmine karşı alternatif çevre duyarlı turizmi ve
tabiatı korumayı öne çıkarmıştır. Sürdürülebilir doğa turizmi ve ekoturizm tabiatın korunması
için bir umut olarak ortaya çıkmıştır. Algılamadaki bu değişiklik, doğal alanlar, korunan
alanlar ve çevresinin bölgesel planlamasında turizme ilişkin proje ve çalışmaların giderek
artmasına yol açmıştır. Bu sayede turizm, zaman içinde kırsal alanların kalkınmasında,
yoksulluğun azaltılması ve yöresel kültürel zenginliğinin korunmasında anahtar bir kelime
haline gelmiştir.
Sürdürülebilir doğa turizmi, kırsal ekonominin çeşitlendirilmesi, kırsal nüfus için yeni bir
bakış açısı yaratılması, yoksulluğun ve kırsal göçün azaltılmasında en önemli seçeneklerden
biri olarak görülmektedir. Ancak, turizmin yalnızca yerel ekonomi ile doğru şekilde
bütünleştirildiği takdirde beklentileri karşılayabileceği ve yöre halkı ile diğer ilgi gruplarına
fayda sağlayacağı unutulmamalıdır.
8
1.2. DOĞAL ALANLAR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
1980’li yıllardan itibaren Birleşmiş Milletler Çevre Programının (UNEP) çevre konularına
ilişkin çalışmaları giderek artan bir etki yaratmıştır. Dünya Çevre Kalkınma Komisyonu’nun
1987 yılında tamamladığı çalışmalar sonunda “ortak geleceğimiz” adlı bir rapor
hazırlanmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, çevre ve kalkınma konularına çok
farklı yaklaşılması gerektiği bu raporda vurgulanmış olup, kalkınmanın ve insanlığın sahip
olduğu
kaynakların
sürdürülebilir
olduğuna
değinilmiştir.
Raporda
ortaya
konan
“sürdürülebilir kalkınma” kavramı, insanların elinde bulundurduğu ve onlara muhtaç olduğu
ekolojik, kültürel ve sosyo-ekonomik kaynakların nadir ve eşsiz olduğu görüşüne
dayanmaktadır.
Bir sahanın sahip olduğu kaynaklar, çok farklı maksatlar için kullanılabilmektedir. Örneğin,
bir orman kereste imalatı için kullanılabilir, üzerindeki ağaçlar kesilerek tarım toprağı olarak
kullanılabilir, korunan alan olarak kullanılabilir. Alanın ve alanda yaşayan yöre halkının
özelliklerine bağlı olarak bu seçeneklerden bazıları uygulanabilirken, bazıları ise kesinlikle
uygulanamaz. Yalnızca korumacı bir yaklaşım içine girildiğinde doğru görülen seçenek
ormanın el değmemiş eski haline bırakılması olsa da yöre halkı ve diğer iş gruplarının bu
kaynakların sürdürülebilir kullanımı yaşam kalitelerini yükseltmek için ormandan hak iddia
etmeleri mevzubahistir. Bu sebeple yüzde yüz sürdürülebilir kalkınmaya her zaman
ulaşılamasa da bu hedef üzerine yoğunlaşılmalıdır.
Doğal ve korunan kırsal alanlarda, geçmişten günümüze yerel topluluklar ile arazinin
beraberliği çok önemli olmaktadır. Korunan alan ağı büyüdükçe korunan alan kavramının
anlamı da değişmeye ve gelişme göstermeye başlamıştır. Bu gelişme içinde yöre insanlarının
varlığı ve faydalanmalarının sürdürülebilirliği de öne çıkmaktadır.
Bir doğal alan ve korunan alanın ve içinde yer aldığı bölgenin sürdürülebilir kullanımı,
turizm, ekolojik tarım, hayvancılık, yeni bölgesel ürünler, sürdürülebilir ormancılık, hatta
enerji üretimindeki yatırımlarla birlikte düşünüldüğünde daha başarılı olacaktır.
Doğal
alanlarda
faaliyetlerin
açıklanmasında
Kırsal
alan,
Kırsal
kalkınma
ve
Sürdürülebilir Kalkınma gibi kavramlar değerlendirilmelidir, bu kavramlar şu şekilde
açıklanabilir;
Kırsal alan; Şehir diye tabir edilen yerleşme sahalarının dışında kalan tarımla ilgili
etkinliklerin yapıldığı alanları da içeren köy, mezra, kom vb. adlarla anılan insan
yerleşimlerinin var olduğu alanları “kırsal alan” olarak tanımlayabiliriz.
9
Kırsal kalkınma kavramı: Kırsal kalkınma, küçük toplulukların içinde bulundukları
ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulları iyileştirmek amacıyla giriştikleri çabaların devletin
bu konudaki çabalarıyla birleştirilmesi, bu toplulukların tüm ülke insanlarının tümüyle
kaynaştırılması ve ulusal kalkınma çabalarına tam biçimde katkıda bulunmalarının sağlanma
süreci şeklinde tanımlanmıştır.
Kırsal alan kalkınması; Hem bir eğitim hem de örgütlenme işi olup kırsal alan, toplumun
gereksinimlerinin göz önünde tutulması, kırsal alan kalkınma politikası ile ilgili planların
alınması sırasında topluma zorla kabul ettirilmemesi gereken bir konudur. Toplum
istediklerini elde etmedikçe kırsal alan çalışmalarına katılmayacaktır. Tarımsal çalışmalar,
beslenme, eğitim, mesleki önderlik ve öğretim, kooperatifler, el sanatları, küçük sanayiler,
sosyal güvenlik çalışmaları, planlama ve sağlık politikaları nitelikleri kırsal alan ve ülke
planları ile bir bütünlük sağlamalıdır.
Sürdürülebilir kalkınma: ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir
kullanımına dayanmaktadır. Burada ekolojik, ekonomik ve sosyo kültürel sürdürülebilirlik
şartlarının tamamının sağlanması önemli olmaktadır.
Kırsal alanlar turizm ve boş zamanların değerlendirilmesinde önemli bir yer tutmaktadır.
Kırsal alan, turistlere sakin ve huzurlu bir seçenek sunmaktadır. 2005 yılında Fransız
vatandaşları tatillerinin %52’sini ya bir ailenin yanında ya da bir arkadaşının evinde, %26’sı
evlerinde geçirdiklerini ve %9’luk bir kısmı ise kırsal alanda ikinci bir eve sahip olduklarını
ifade etmişlerdir. Kırsal alanlar ayrıca doğa için önemli role sahiptirler.
Tabii kaynakların korunması, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi, doğal felaketlere karşı
koruma, iyi hayat şartlarının korunması ve doğal manzaranın korunması doğal çevre ile ilgili
hususlardır.
1.3.SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ
Sürdürülebilir kalkınma, ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir
kullanımına dayanmaktadır. Sürdürülebilir turizmin gelişimi de sürdürülebilir kalkınma ile
bağlantılı bir yaklaşımdır. Sürdürülebilir turizmin gelişiminde turistlerin ve ziyaret edilen
yerlerin bugünkü ihtiyaçlarının, gelecekteki fırsatları koruyup genişleterek karşılanması
amaçlanmaktadır. Bu yaklaşım, ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçların, kültürel bütünlüğün,
gerekli ekolojik süreçlerin, sosyal ve estetik ihtiyaçların, kültürel bütünlüğün, gerekli ekolojik
süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve kırsal hayatı destekleyen süreçlerin devamını içermektedir.
10
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün tanımına göre sürdürülebilir bir turizm
gelişimi;
Çevresel kaynakların en iyi şekilde kullanılmasını sağlamalı,
Ziyaret edilen toplulukların sosyo-kültürel yapısına, gelenekselliğine saygı göstermeli,
Bütün ilgi gruplarına adil bir şekilde dağıtılan sosyo-ekonomik faydalar ile tutarlı ve uzun
vadeli ekonomik faaliyetler ortaya koymalıdır.
Buna göre sürdürülebilir kırsal/doğa turizminin gelişme ölçütleri;
a. Biyolojik çeşitliliğin korunması,
b. Ekonomik tutarlılık,
c. Kültürel zenginlik,
d. Yöre halkının refahı,
e. İstihdam kalitesi,
f. Sosyal eşitlik,
g. Ziyaretçi memnuniyeti,
h. Yetkinin yerele doğru dağıtılması,
i.
Toplumun genelinin refah ve mutluluğu,
j.
Fiziki bütünlük,
k. Kaynakların etkin kullanımı,
l.
Çevre temizliğidir.
Korunan alanlar açısından; tabiatın seçkin parçaları olan korunan alanlar ile turizm arasındaki
bağ, korunan alanların tarihçesi kadar eskidir.
Korunan alanlar turizme, turizm korunan alanlara ihtiyaç duymaktadır. Turizm korunan
alanların kurulması ve yönetiminde göz önüne alınması gereken önemli bir bileşendir.
Aynı şekilde koruma altında olmayan flora ve faunanın tutunduğu tabiat alanlarına ve insanın
yaşadığı sahalardaki yöresel kültüre de turizm bağımlıdır. Bu bağımlılık doğa ve kültürün
bozulmaması için tedbirler gerektirir. Bu tedbirlerin neler olacağının “sürdürülebilir kırsal
kalkınma” ilkeleri çerçevesinde tespiti de lüzumludur.
Turizmin önemli bir ekonomik faaliyet olması ve tüm göstergelerin bu faaliyetin büyüme
eğiliminde olacağı yönünde olması önemli bir husustur. Turizmdeki büyümeyle beraber
sürdürülebilir turizm, ekoturizm gibi doğayla ilgili turizme olan talep artmış ve turizm
ürünleri ile destinasyonlar çeşitlenmiştir. Turistlerin talepleri de değişmiş ve çeşitlenmiştir.
Turistlerin talepleri konaklamada konforun sağlanması yanında, yöreye özgü kültürel değerler
hakkında bilgi edinme, yöre halkıyla iletişim, bölgenin flora ve faunası, özel ekosistemler,
11
doğal hayat ve bunların korunması da dahil olmak üzere daha sorumlu bir seyahat deneyimi
kazanmak da söz konusudur.
Beklenen büyüme ve yeni eğilimler turizmi o kadar stratejik bir konuma taşımıştır ki, turizm
eşiz özellikli doğal veya korunan alanların sürdürülebilirliğinin yanı sıra bu alanların
çevresinde yaşayan yöre halkının kalkınma potansiyeline de müspet etki sağlayabilmektedir.
Bu durumda turizm, doğal alanların korunması ve yöre halkı ile ziyaretçilerin çevre bilincinin
arttırılmasında kullanılabilecek çok önemli bir araç olabilmektedir. Dolayısıyla turizm
sayesinde koruma çalışmaları için gerekli mali kaynakların kazanılmasının yanı sıra
ziyaretçiler ile yöre halkına yönelik bilinçlendirme ve eğitim programlarının oluşturulması ve
uygulanması gibi hedeflere de ulaşılabilmektedir.
En önemli husus; turizm faaliyetlerinin uzun dönemde sürdürülebilir olması için geniş
kapsamlı, dikkatli, katılımcı ve paylaşımcı olarak planlaması, sürecin etkin yönetimi ve
izlenmesi de gereklidir.
Aksi takdirde, bu faaliyetlerin geri dönüşü mümkün olmayan
olumsuz etkileri ortaya çıkacak ve turizm bu alanları tahrip eden bir faktör haline gelecektir.
İşte bu nedenle bu çalışmaya “SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞME
(MASTER) PLANI” çalışmasına lüzum duyulmuştur.
1.4.SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞME STRATEJİSİ,
Yukarıda da bahsedildiği üzere, insan kullanımı bakımından hassas olan sahalarda turizm söz
konusu olduğunda turizmin iyi planlanması ve yönetilmesi önemli olmaktadır.
Alışılmış turizm stratejileri ile Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Stratejisi arasındaki fark
şudur; alışılmış yöntemler yukarıdan aşağıya bakış açısı ile uygulanmaktadır.
Yani kararlar merkezden alınmakta ve uygulanması için yerele taşınmaktadır. Yöre halkı
katılımcı olamamaktadır.
Sürdürülebilir turizm ise aşağıdan yukarıya bir yaklaşım için gayret göstermektedir. Bu
yaklaşımda yöre halkının beklentileri ele alınır, yönetime katılmasını sağlayıcı yapı kurulur,
yörenin kalkınma potansiyelini bünyesinde barındıran tabii değerlerin korunması için kararlar
ortak alınır ve karar almanın yanında uygulama ve izleme aşamalarında da yöre halkının
becerilerini, bilgisini, en uygun şekilde kullanmak esastır. Bu yaklaşım yöre halkının, yerel
otorite ve organizasyonların yetkilendirilmesine dayanır.
-Sürdürülebilir turizm gelişim aşamasında doğa ve çevresinin ortak çıkarları söz konusudur.
Konaklama ve diğer turizm altyapıları mümkün olduğunca doğal alan dışında olmalıdır. Bu
durum doğaya ve kültüre zararı en aza indirdiği gibi ev pansiyonculuğu gibi faaliyetlerin
yapılabileceği gibi yöreye faydayı arttırabilir.
-Yöre halkı ve diğer bölgesel ilgi grupları turizm gelişiminde önemli ortaklardır, söz konusu
gruplar turiste konaklama imkanı sunacaklar, sunacakları ürünün kalitesinin korunmasında da
sorumluluk alacaklardır.
12
-Günübirlik ziyaretçiler yerine uzun süreli konaklamaya lüzum duyan turistle hedefleniyorsa,
doğal ve kültürel mirasa dayalı çekim noktaları, el sanatları gibi faaliyetler ortaya konmalıdır.
-Doğal alanlar genellikle çok hassastır, bu sebeple ekolojik değerler, belirli bir saha ile sınırlı
olmayacaktır. Geleneksel hayat, yerel kültür, kırsal sosyal ekonomik yapılar da aynı zamanda
turizmin temel kaynağı olmaktadır.
- Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nın ilimizde/bölgemizde ve ülkemizde
doğa turizmine konu olacak sahaların tüm ilgi grupları için anlamlı ve cazip bir bakış açısına
dayandırılmasına esas olmalıdır.
- Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nda turizm doğayı koruma, kırsal
kalkınma için bir araç olarak ele alındığından, doğa turizmi yönetim planı olarak ele
alınmalıdır. Halihazırda olan turizm etkinlikleri de tartışılmalı, değerlendirilmelidir. İlde
sürdürülemez olan turizm veya gelir getirici faaliyetler de tanımlanmalıdır. Ayrıca iyi bir
yönetim için tehditler ve fırsatlar da ele alınarak bunlardan hareketle ortaya çıkacak fikirler
ortaya konmalıdır.
-Doğaya dayalı turizm yönetiminin entegre bir anlayışla (alan ve çevresinin sahip olduğu
doğal, tarihi ve sosyo-ekonomik kaynakların bütüncül ele alınması) değerlendirilmesi de
önemlidir.
-Turizm gelişimi genel olarak piyasa talebine göre yönlendirilir. Bir alanın turizm
potansiyelinin değerlendirilmesi, rekabetçi ve özgün bir destinasyon oluşturması için gerçekçi
beklentiler ortaya konulmalıdır. Yüksek ekolojik değerlere sahip olan sahalar yüksek turizm
değeri içermeyebilir. Turizm, ancak doğru pazar ürünlerini hedeflediği zaman başarılı olabilir.
Özellikle hassas tabiat alanlarında taşıma kapasitesi düşük iken, bu alanlardan beklenen
faydalar yüksek olmaktadır. Taşıma kapasitesinin düşüklüğü sınırlı sayıda turist demektir. Bu
sebeple taşıma kapasitesinin değerlendirilmesi de önemli olmaktadır.
-Entegre doğal alan yönetimi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı ile doğa
ve turizm yönetimi için tüm ilgi gruplarının desteğini almayı hedefler. Tüm ilgi gruplarının
etkin desteği önem taşır. Turizm gelişiminin karmaşık yapısı göz önüne alınırsa, ilgi
gruplarının etkin işbirliği oldukça önemlidir, planın herkes tarafından sahiplenilmesi ayrıcalık
olacaktır.
-Sürdürülebilir kırsal kalkınma için kapsamlı bir vizyon belirlenmesine de ihtiyaç vardır.
-Pazarlama stratejisi de Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nın bir parçası
olup, kalkınma ve rekabete açık ürün-Pazar kombinasyonu için yaratıcı yaklaşımlar
içermelidir. Pazarlar, hedef gruplar, turist sayısı, ürünler, hizmetler, yaratıcı yaklaşımlar bu
stratejide yer almalıdır.
13
-Turizm destinasyonu yönetimi; yaygın bir stratejik yaklaşım olup, destinasyonu rekabete
açık hale getirir, bir turizm pazarını iyi bir şekilde yönetmek, pazarlamak, bir destinasyonu
rekabetçi yapabilmek için gereken tüm unsurları içeren bir rekabetçi yaklaşımdır.
-İyi tanımlanmış amaçlarla ve göstergelerle mantıksal bir çerçeve kurmak, ayrıntılı bütçe,
mali portre ve ilgi gruplarının tümüne açık görev ve sorumluluklar veren bir iş planı
hazırlamak gereklidir.
-Ziyaretçinin izlenmesi ve ziyaretçi yönetim planı: Madem ki doğa gibi hassas bir sistemde
çalışılıyor bu durumda turist ziyaretinin ilkelerini belirleyen bir ziyaretçi yönetim planı
lüzumludur. Aynı zamanda da hem geri bildirim temin etme, hem de taşıma kapasitesinin
kontrolü için izleme programı da olmalıdır.
Geribildirimler
kalitenin
arttırılması,
sunumların
taleplere
uygun
hale
getirilmesi
(iyileştirilmesi) ve hizmetteki aksamaların doğadaki değişimlerin takibi için çok gereklidir.
Şu unutulmamalıdır ki; turizm, doğanın korunması için ortaya konan ana hedeflere ulaşmak
garanti edildiği takdirde teşvik edilmelidir.
2. SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞİMİNE İLİŞKİN ÇALIŞMALAR
2.1 KAYNAK ANALİZİ
Gelişme planı ve stratejisi için öncelikle kaynak analizi yapılması zorunludur. Bir alanın sahip
olduğu kaynaklar, o alanın kalkınması için bir sermaye veya potansiyel oluşturmaktadır. Bu
kaynakların analizi de önemli veri ve bilgi oluşturulmasını temin etmektedir.
Ekolojik ve kültürel kaynakların yanında sosyo-ekonomik özellikler de turizm gelişimi için
önemli bir temel oluşturmaktadır. Örneğin kırsal turizmin tarımsal faaliyetleri desteklemediği
durumlarda kırsal turizmin gerçekleştirildiği bölge hem kendi sermayesini hem de kırsal olma
özelliğini kaybedecektir.
Gerek turizm potansiyeli gerekse taşıma kapasitesi turizm kaynaklarının mevcut durumuna
bağlı olduğundan kaynak envanterinin mutlaka yapılması gerekir.
2.1.1 Kaynak Analizinde Ele Alınacak Unsurlar
a. Doğal Kaynaklar: turizmin gelişimi için önemli olan yöreye özgü doğal kaynaklardır. Bu
kaynakların halihazırdaki ekonomik kullanımları, korunma durumları, statüleri, iklim gibi
turizm gelişimi için potansiyel kaynakların envanterini içermektedir.
14
Seçkin Doğal Kaynaklar: Turizm yalnızca korunan doğa parçaları ile ilgili değildir. Eşsiz
manzaralar, dağlar ve nehirler gibi ve korunmayan türler de turizm için ilgi çekici
olmaktadırlar. Örneğin; ormandaki ağaçların üzerinde gezinen sincapları konakladığımız evin
penceresinden gözlemlemek son derece çekicidir. Bir orman öncelikli olarak odunculuk
amacıyla kullanılsa da dağ bisikleti gibi bir aktivite için ortamı çekici hale getirebilmektedir.
Seçkin Doğal Kaynakların Halihazırdaki Ekonomik Kullanımlarının Tanımlanması
Doğal kaynakların çok çeşitli kullanımları söz konusudur, ormanların odunculuk amaçlı
kullanımı, nehirler ve göllerin sportif balıkçılık, su sporları ve enerji üretmek için kullanımları
gibi. Bu kullanımlardan bazıları gelenekseldir ve düşük etkilere sahiptir.
Bazıları ise
sürdürülebilir değildir. Bu sebeple bunlar turizm gelişimi için de uygun değildir.
Kaynağın Korunma Durumu ve Statüsü: Bazı doğal kaynaklar mevcut kanunlarla korunur.
Bunların turizmde kullanımı da bu kanunlara uygun olmalıdır.
İklim; mevsimlerin dağılımı, ortalama sıcaklık, nem ve günlük ortalama optimal güneş ışığı
saatlerine bağlı olarak iklim analizi yapılmaktadır. Burada önemli olan iklimin farklı
mevsimlerde turizm için elverişli olup olmadığıdır.
Turizm Gelişimi İçin Potansiyel Doğal Kaynaklar: Potansiyel kaynakların tespiti turizm
planlaması için önemli ve özellikle yönlendirici olmaktadır. Tüm bu kaynakların envanter
çalışmalarının haritaya aktarılması, turizm ürünleri ve hizmetlerinin gelişmesi ve altyapı ile
tesislerin fiziksel planlaması için önemli olmaktadır.
b. Kültürel Kaynaklar: Kültürel kaynakların envanteri doğal kaynaklara ilişkin çalışmalara
benzerlik göstermektedir. Özellikle doğal ve kültürel kaynaklardan oluşan kombinasyonlar,
turistler tarafından yüksek ilgi ile karşılanmaktadır. Kültürel mirasın korunmasının önemi
konusunda farkındalık meydana getirilebilirse, sürdürülebilir turizm gelişimine ve doğa
korumaya verilen destek artacaktır.
c. Sosyo-Ekonomik Kaynaklar: Altyapı, insan kaynakları ve farklı ekonomik sektörlerin
bileşimini içermektedir. Bu konuda yapılacak envanter çalışması, birbiri ile bağlantılı birçok
farklı unsurlar içermesi ve bu unsurların turizm gelişimi için ilk bakışta kavranamaması
mümkündür. Bölgenin kalkınma potansiyelinde, sosyal ve ekonomik rekabet edebilirlik
unsurları büyük öneme sahiptir. Yerel nüfusun turizme yaklaşımı, turizm sektöründe çalışma
isteği gibi bazı unsurların turizm ile doğrudan ilişkisi bulunmaktadır.
Altyapı: Bir bölgenin turizmde rekabet edebilirliği ve kalkınma seviyesinin tespiti için altyapı
kalitesi önemli bir göstergedir. Altyapının kalitesi, yerel nüfusun hayat kalitesini ortaya
koymanın yanı sıra turizmi gelişimi için de zorunlu bir şarttır. Alan, güvenli içme suyu,
15
donanımlı sağlık tesisleri gibi temel unsurları içermiyorsa turizm gelişimi asla başarılı
olamayacaktır.
Altyapının farklı unsurları için şartlar, kalite ve gelecekteki durum değerlendirilmelidir.
Kaynak halihazırda turizm için mi kullanılmaktadır? Sorusu hem kaynağın turizm gelişimi
için önemi konusunda hem de kaynak kalitesi hakkında göstergeleri ortaya koyabilmektedir.
-
Su kaynaklarına yönelik etütler; kaliteli su kaynağının sağlanması, su kaynağının
sürdürülebilir kullanımı ve su çıkarmanın çevresel etkisini de içerir.
-
İletişim ağına yönelik etütler; turistlerin refahı ve turizm gelişimi için önemli olan cep
telefonlarının da olmak üzere telefon ve internet ağlarının kalitesine yönelik etütleri
içermektedir.
-
Sağlık hizmetlerinin; kalite, miktar ve coğrafi dağılımı son derece önemlidir.
-
Güç kaynaklarına yönelik etütler; elektrik şebekesi, ısınma ve yemek pişirme için enerji
kaynaklarının varlığı önemlidir. Her ne kadar resmi standartlara göre planlansa ve tehlike
içermese de turistler nükleer santrallerin yakınında konaklamamaktadır.
-
Su ve toprak kirliliği etkisi olan atık su sistemleri önemli olup, bölgeye gelen turistlerin
sayısı ile meydana gelecek atık su miktarı da dikkate alınmalıdır.
-
Katı atıkların düzenli depolaması toplum için olduğu kadar çevre için de önemlidir. Katı
atıkların görüntü kirliliğine de yol açması ayrı bir menfi etkisidir.
-
Yol ağlarının durumu; çoğu turistin tercihlerini yaparken en önemli etkendir.
-
Güvenlik; kamu güvenliğini ve asayişi sağlamak turist güvenliği gibi unsurlar önemli
olmaktadır. Aşırı kar yağışı, kanyon veya dağ kurtarma timlerinin olup olmaması da çok
önemlidir.
-
Politik istikrarsızlık ve suçlar; turist için caydırıcı etki yapmaktadır.
İnsan Kaynakları; Bir bölgenin insan sermayesini ifade eden bu unsur, turizm
gelişiminde anahtar etmenlerden biridir. İnsan kaynakları hem hizmeti hem de manevi
nitelikteki kültür ve kimliği oluşturmaktadır.
İnsan kaynaklarına ilişkin etütler aşağıdaki unsurları içermelidir;
-
Yöre halkının nüfusu,
-
Göç vb. eğilimler,
-
Demografik yapı,
-
Aktif nüfus ve yapısı, eğitim seviyesi, potansiyel bilgi ve beceriler, açık fikirlilik,
geleceğe odaklanma, çalışma ahlakı,
-
Yöreye özgü geleneksel ekonomik faaliyetleri ve yöresel sanatları yapabilme,
-
Turizm gelişimine ilişkin tutum, misafir severlik duygusu, hizmete yönelim,
16
-
Sosyal tutarlılık, esneklik, mevcut sosyal ilişkilerin kalitesi ve aralarındaki işbirliğini
içeren sosyal yapı,
-
Yerel kurumlar, idareler, yönetişim, bürokrasiden kaçınma vb. hususlarla finansal
kaynaklar ve yönetimleri,
-
Alanın kültürü ve kimliği, alanda etkin görev alacak kişilerin ortak değerleri, ilgileri,
yaklaşımları, algılama şekilleri, özel ilgi ve becerileri, özgün gelenekler, o topluma ait
olma ve o toplumda yaşamaktan onur duyma gibi durumları içerir,
-
Farklı ekonomik sektörler; söz konusu coğrafi bölgeye ve ile yoğunlaşma durumları, firma
sayısı, ölçeği, ortalama karlılık, geleceğe yönelik bakış açısı, pazarları ve dış ilişkileri,
sektörler arası işbirliği son derece önemlidir, tüm sektörler turizm sektörü ile ilişkili
olabilmektedir.
Kaynak analizinin sonuçları; sürdürülebilir turizm yönetimi ve kalkınmada sermayeyi
oluşturan kullanılabilir kaynaklara genel bir bakışı sağlamakla beraber, bölgenin mevcut
kalkınma durumunu ve sürdürülebilirliğini değerlendiremeye yönelik bir resim
sunmaktadır.
Analiz aynı zamanda; bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik bir
vizyon oluşturulmasını ve turizm gelişiminin diğer sektörlerle bütünleştirilmesini
sağlayacaktır.
2.2 TURİZM POTANSİYELİ
Yüksek değerlere sahip doğal ekolojik sahalar her zaman yüksek turizm potansiyeli
içermezler;
- Bazı doğa parçaları araştırma yapan uzmanlara, iyi eğitimli ekoturistlere hitap etmektedir.
Bu alanlar sayıca az olduğu için de sınırlı bir turizm potansiyeli içerirler,
- Bazı doğal sahalar, erişim, güvenlik gibi nedenlerle turistler için elverişli olmayan yerlerde
bulunurlar,
- Ekolojik kaynakların kullanımlar karşısındaki duyarlılığı (taşıma kapasitesi), ziyaretçi
girişinde kısıtlamalara sebep olmaktadır,
Bir sahanın daha fazla turist çekebilmesi için ihtimalleri ortaya koyan turizm potansiyeli
önemli bir konudur. Turizm potansiyelinin tespiti için arz ve talebin ortaya konması gerekir.
Bu potansiyel sınırlıysa başarılı bir turizm girişimini başlatmak imkanı olmayacaktır.
Turizm ekonomik bir faaliyet olduğundan ancak turizm pazarında sürdürülebilirliği için bir
talebi karşılaması lüzumludur.
17
Turizme ilişkin motivasyon ve istekler değişkendir, kaynakların değeri aynı kalırken değişen
tüketici davranışları turizm potansiyelini etkilemektedir. Dolayısıyla turizm potansiyeli
tüketicinin bakış açısı (talebi) ile değerlendirilmelidir.
Turizm potansiyeline ilişkin veri toplarken, istatistiki veriler, anketler gibi yöntemlerle veri
elde edilebilir, ayrıca derinlemesine görüşmeler, katılımcı gözlemleme, olaylar üzerinde
çalışmalar ile veri elde etmek için kullanılan niteliksel araştırma metotları kullanılmaktadır.
Turizm potansiyeli için “turizm talebi” incelemesi aşağıdaki hususların tespiti ile yapılabilir;
-
Halen yapılan turizm,
-
Halihazırdaki turist miktarı,
-
Her bir ziyaretçinin günde harcadığı miktar,
-
Ortalama kalma zamanları,
-
Turist profili,
-
Dürtü analizi; hangi temel etmenlerin turistler için rol oynadığı,(doğa, kültür, sağlık,
güneş, vb.)
-
Benzer bir il veya saha ile kıyaslama yapılması, milli veya milletlerarası bir il ile
kıyaslama yapılması ve neden o ilin tercih edildiği,
-
Gelecekte rakip olacak iller hangileridir, nedeni,
“Turizm arzı” incelemesinde ise aşağıdaki hususlar öne çıkmaktadır;
-
İlimizde bir uluslar arası havaalanı var mıdır veya yakın bir ilden yararlanma imkanı
makul müdür?
-
Alan ulaşım hangi araçlarla olur?(demiryolu, özel taşıt, genel taşımacılık, vd.), bunlara
yaklaşım nasıl olmaktadır (kötü, yeterli, iyi gibi),
-
Alana ulaşma durumu (kolay-rahat, çaba ile, zor ve tehlikeli)
-
İle gelmek için yabancı turistler ülkemizden vize alıyor mu?
-
Sahamızın istikrarlı bir yönetimi var mı?,
-
Güvenlik ve ulaşım açısından ne gibi problemler yaşanabilir?
-
Alt yapı incelemesi; taşımacılık ağı, yerel yolun durumu (toprak, asfalt), anayolla
bağlantısı, demiryolu ağı, yerel genel taşımacılığın yaygınlığı, program, ücretler,
hat/duraklar, döngü patikaları, patikalar, yollar, işaret levhaları, genel enformasyon
levhaları, araç-otobüs park kapasitesi, bilgi alma, tercüme kolaylıkları,
18
-
Yiyecek içecek ve barınma; restoran sayısı, restoranların sınıflandırılması (iyi-sayısı, orta
iyi-sayısı vb.)
-
Hangi standartta yiyecek sunuluyor? (yüksek, yeterli, kötü)
-
İl ve çevresinde ne tür barınma alanları var? (otel, hotel, yatak kapasitesi, rota üstü
barınma kulübeleri, bungalov, parkları, kamp alanı, diğerleri),
-
Hangi standartlarda barınma sunuluyor? (yüksek, yeterli, kötü),
-
İlinizin seçkin özellikteki doğal alanlarının özellikleri (sundukları ile tek mi?, biraz farklı
mı?, diğer seçkin özellikli yerlere benziyor mu?),
-
Alan turist gezi rotasına girecek şekilde turistlerin ilgisini çekebilecek diğer sahalara
yakın mı? (diğer çekici sahalara yakın, orta derecede potansiyel, düşük veya yakında
böyle bir potansiyel bulunmamakta),
-
İlin alanlarında yaban hayatı; (bayrak tür, ilginç diğer türler, temsil edici yaban hayatı,
farklı yaban hayatı izleme aktiviteleri, yürüyerek, botla, gözlem noktası ile vb.),
-
Yaban hayatı izleme de tatmin edicilik durumu (garanti etme, genellikle, şans veya
mevsime bağlı),
-
Bölgedeki önemli yaban hayatının tanımı,
-
Yardımcı tesislerin durumu (rekreasyonel, spor, diğer; durumu:kötü-yeterli-iyi),
Kaynakların turizm potansiyelinin değerlendirilmesi;
-
doğal değerler: (sahiller, sahil kayalıkları, kumullar, dağlar, ormanlar, korunmuş izole
olmuş alanlar, şelaleler, göller, nehirler, mağaralar, yaban hayatı, hayvan-kuş, deniz
canlıları, iklim, diğerleri),
-
kültürel değerler; (tarihi binalar, tarihi yerler, anıtlar, arkeolojik yerler ve koleksiyonlar,
folklor ve gelenekler, el işleri, müzeler, sahne sanatları, sanayi mirası vb.)
-
Toplumun turizm potansiyeli; (insan kaynakları; aktif nüfusun büyüklüğü ve yapısı, eğitim
düzeyi ve profesyonel bilgi, beceriler, eğitimler, orijinal-karakteristik ve geleneksel
özellikleri, ekonomik faaliyetler-sanatlar profesyonel olmayanlar dahil, resmi olmayan
bilgi ve beceriler, turizm gelişimine yaklaşımlar, misafir severlik anlayışı, hizmet
eğilimleri, yerel kuruluş ve idareler ile yönetişim, alanın kültürü ve kimliği,
-
Ekonomik kaynakların turizm potansiyeli; (tarım, ormancılık, balıkçılık, sanayi ve diğer),
-
Altyapı; (su sistemleri, ulaşım ağları, sağlık imkanları, ulaşım terminalleri, enerji
kaynakları, kanalizasyon sistemleri, katı atık ve yok etme sistemi, caddeler/yollar,
güvenlik sistemleri vd.)
19
-
İş ve hizmet altyapısı; (fırınlar, kasaplar, bakkallar, süpermarketler, doğrudan satış yapan
çiftlikler, kiralık araç, servis istasyonları, taksiler, otobüsler, kiralık bisiklet, kiralık spor
malzemeleri ve bakımı, postaneler, bankacılık hizmetleri, doktorlar, dişçiler, eczaneler,
kafe ve restoranlar, atm’ ler, bankalar, diğer iş ve hizmetler.)
Turizm Talebi; turizmin mevcut durumunun incelenmesi;
Ziyaretçi; boş zamanlarını geçirmek için bir yere gelen kişi olarak tanımlanabilir, turist ise
alanda bir veya daha fazla gece konaklamaktadır. Her turist bir ziyaretçidir, ancak her
ziyaretçi turist değildir. Dolayısı ile turist ve ziyaretçi sayılarının ayrılması gerekmektedir.
Ziyaretçi ve turist ayrımı farklı talepleri sebebi ile yapılmak durumunadır, ayrıca her ikisinin
de farklı etkileri bulunmaktadır. Bir turistin ortalama harcaması alanda daha fazla zaman
geçirdiğinden, konaklamaya, ilave yiyecek ve içeceğe ödeme yaptığından genellikle daha
yüksek olmaktadır.
Turizme ilişkin mevcut durumun ortaya konabilmesi için;
-
Turist ve ziyaretçileri ayrı ayrı sayısı (yıllık, mevsimlik, aylık, haftalık, günlük),
-
Son on yılda turistlerin/ziyaretçilerin değişimi,
-
Ortalama kalış süreleri, konaklama ve ulaşım şekilleri önemlidir.
(Sürdürülebilir doğa turizm gelişme planımızda ana unsur turizm olduğundan;turizme ilişkin
veri kullanılamaz olduğu hallerde ikinci en iyi seçenek olarak ziyaretçilere ait verielr
üzerinden değerlendirme yapılması mecburiyeti doğmaktadır).
-
Turist başına ortalama harcama,
-
Grup hacmi ve düzeni,
-
Turistlerin ağırlıklı yaş grubu,
-
Yaptıkları faaliyetler,
-
Ziyaret edecekleri-ettikleri yere ilişkin seçimleri,
-
Memnuniyeti, deneyimleri ve para harcama şekilleri,
-
İkinci ziyaretlerin yüzdesi ve sayısı,
-
Kullanılabilir ilave veriler.
Talep incelemesinde ilimizi rakip olarak gördüğümüz veya bizimle rekabet eden benzer il
veya illerle karşılaştırmak faydalı ve yerinde olacaktır.
20
Turizm Arzı:
Konum Faktörü; Bir ilin başka turizm pazarları ile ilişkili olarak nasıl konumlandığını,
bir turistin alana ulaşmak için harcadığı zamanı, parayı/enerjiyi belirtir.
Bir saha ne kadar güzel olursa olsun, hedef grup tarafından kolayca ulaşılabilir değilse asla
başarılı bir turizm gelişimi sağlanamayacaktır. Yerel nüfusun değil turistin algılama durumu
dikkate alınmalıdır. Örneğin bakir alanları ziyaret etmekten zevk alan ve ilkel patika yollarla
ulaşılan yerleri ziyaret etmek isteyen turistler için düşünülen uzak mesafeler için alanın sınırlı
sayıda turist potansiyeli olacaktır.
-
Uzun mesafeden gelen turistler için hava alanına uzaklık çok önemlidir,
-
Tur operatörlerinin çoğu havayolu ulaşımını zorunlu görmektedirler, bu sebeple bağımsız
turistler veya tur operatörleri hedeflenebilir,
-
Tren, otobüs veya özel araçlarla erişim de konum faktörleri içinde önemlidir,
-
Alana ziyaret iklim şartları açısından da kısıtlı imkanlara neden olabilir,
-
İle özgü yapılan bürokratik işlemlerin bıktırıcılığı da önemlidir, sık sık güvenlik birimleri
tarafından kimlik sorulmak, aranmak gibi,
-
Turizm arzında; işaretlemeler, doğru yönlendirmeler, bilgiye ulaşma kolaylığı da önem
arz etmektedir. Haritalar, broşürler, internet imkanı, kılavuz ve rehberler önemli bir arz
faktörüdür.
-
Yiyecek içecek sunumu ve konaklama arzı; Sunumun ürün ve hizmet kalitesi, hijyenik
standartlar, özgünlük/otantik, yöresel olması, yer ve ürünlerin çeşitliliği, ortam ve
konukseverlik önemlidir.
-
Restoranların sınıflaması önceden yapılırsa turist için kolaylık olacaktır.
-
Konaklama tüm türleri içerebilmelidir, ürün ve hizmetlerin kaliteli olması, özellikle
hijyeniklik konaklamada çok önemlidir.
Doğal Alanın Kendine Has Özellikleri; Doğal alanların değer yaratması, kırsal kalkınmada
rol oynaması beklentisi de son yıllarda öne çıkan bir görüştür. Doğal alanların alternatif
kaynak kullanımına dönüştürülmesi için yapılan baskılar sonucu tehdit altında olduğu
yerlerde devamlılığını sürdürebilmeleri, diğer alternatif kaynak kullanımları karşısında
koruma ve kullanma dengesinin uzun dönemli ekonomik değerinin gösterilebilmesine
bağlıdır. Tabiat ve kültürel miras, yaban hayatının gözlemlenmesi, yöreye özgü özellikler ve
korunması gereken öncelikli türler, doğa ile ilgili çalışan ve doğanın kıymetini bilen ekoturistler için son derece önemlidir.
21
2.3.TAŞIMA KAPASİTESİ
- Belirli bir sürede ( yıl, ay, hafta, gün, saat ) bir bölgenin alabileceği ziyaretçi sayısı veya
bölgenin kaynakları üzerinde istenmeyen veya planlanmamış etkilere sahip olmayan ve
sürdürülebilir kalkınmayı tehdit etmeyecek düzeyde bir alanda aynı anda bulunabilecek
ziyaretçi sayısı,
- Bir bölgenin, hayati önemde olduğu düşünülen değerleri, ekolojik süreç ve koşulları
tehlikeye atmadan ve sürdürülebilir kalkınma imkanlarını azaltmadan belirli bir süre boyunca
destekleyebileceği insan faaliyetlerinin (ağaç kesimi, avlanma, tarım) ve diğer etmenlerin
(örn: iklim değişikliği, kirlenme vb.) baskısı,
- Ziyaret edilen bir alan veya tesisin sahip olduğu kaynaklar üzerinde koruma amaçlarını
tehlikeye atmadan, istenmeyen ve planlanmayan etkilere neden olmadan belirli bir süre (yıl,
ay, gün, an) boyunca alabileceği ziyaretçi sayısı şeklinde tanımlanmaktadır.
Taşıma kapasitesi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planında önemli bir
planlama aracıdır. Turizmin gelişimi ve korunmasında önemli bir kavramdır.
Taşıma
kapasitesinin analizi ve izlenmesi, yönetim kararları yönünden girdi sağlayacaktır. Taşıma
kapasitesi sayesinde kullanımı sınırlamak, en elverişli ziyaretçi sayısını tamamlayarak müspet
etkileri azamiye çıkartmak, olumsuz etkileri en aza indirmek mümkün olabilecektir. Kısaca
Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planındaki “sürdürülebilirlik” taşıma kapasitesinin
aşılmaması ile temin edilir.
Ziyaretçi sayısı ve etkinin büyüklüğü arasında doğrudan ilişki vardır. Ancak alan içinde tek
tehdit unsuru ziyaretçiler değildir. Doğa için önemli olan tehditlerin tümünün birleşik
etkisidir.
2.3.1. Taşıma Kapasitesinin Elemanları;
Sosyal Taşıma Kapasitesi,
Turizm için yerel tolerans limitleri olarak tanımlanmakta olup yöre halkı üzerindeki olumsuz
etkilerinden ve ziyaretçiler ile yöre halkı arasındaki çatışmalardan kaçınılmasını içerir.Bu
unsurun turizm gelişimi içerisinde anahtar rolü vardır. Yöre halkı turizmi desteklemezse
kalkınma asla olmaz.
Yerel kabulü belirleyen temel etmenler, sosyal yapı ve kültürün hassaslığı, toplumun
değişimin üstesinden gelebilme yeteneği, turizmin algılanışı, yöre halkı ile ziyaretçilerin
22
ilişkileri, kullanıcı grupların davranışları, birbiri ile uyumu ve paydaş olmanın ekonomik ve
toplumsal faydalarıdır.
Ekonomik Taşıma Kapasitesi;
Sürdürülebilir bir turizm gelişiminde turizm, ekonomik yapı ile bütünleşmiştir ve diğer
sektörleri de desteklemektedir.
Ekonomik taşıma kapasitesi; turizm gelişimini sağlayan bir yerel ekonomi ve yerel
ekonominin sürdürülebilirliğini sağlayan bir turizm gelişimi anlamına gelmektedir. Yani
temel kıstas; turizm gelişimi ile yerel ekonomi arasındaki sinerjidir.
Ekonomik taşıma önemli olan iki unsur; Beklenen faydaları temin etmek için asgari turist
sayısı ve ekonominin üstesinden gelebileceği azami turist sayısıdır.
Ekolojik Taşıma Kapasitesi;
Ekolojik taşıma kapasitesi, ziyaretçilerin/turistlerin ziyaret edilen alandaki ekosistemler,
ikamet yerleri ve canlı türleri üzerinde ortaya koyduğu ekolojik zararlardır. Burada, ekolojik
değerlerin, ziyaretçi akışlarının ve davranışlarının uzun süreli ve sistematik olarak izlenmesi
ve veri toplanması önemli olmaktadır.
İdari/fiziki Taşıma Kapasitesi;
Fiziki taşıma kapasitesi aynı anda ve belirli bir zamanda müşteri olarak alınabilecek ziyaretçi
sayısıdır. Bu kapasite, alana uygun insan sayısına, yani alanın büyüklüğü ve diğer fiziki
şartlar (doğal, coğrafi koşullar ve hava şartları) ile turizm altyapısının kapasitesine
dayanmaktadır. Burada temel göstergeler; kalabalık, kuyruklar ve trafik sıkışıklığıdır.
Fiziksel kapasite yönetiminin verimliliği ve etkinliği şu unsurlara bağlıdır;
-
Organizasyon kaynaklarının kapasitesi (insan ve ekonomik kaynaklar vb. gibi),
-
Ziyaretçi yönetiminin kapasitesi,
Bir sahanın ziyaretçi kullanımına/ turizm gelişimine karşı hassas olan kaynakları: Kırmızı
liste ve endemik türlerin habitatları, alanın savunmasız olan diğer kaynakları, göçe hassas
türler,
Ziyaretçi yönetimi de dahil olmak üzere yönetim amaçları ve hedefleri: Genel bir doğa
koruma planı, amaçlar, hedefler ve doğa koruma politikası, tür koruma politikaları, bölgeleme
sistemi, izleme sistemi,
23
Ziyaretçiler/turistler, turizm gelişimi ve etkileri üzerine veriler; tüm güzergahlar, tesisler,
konaklama ve ziyaretçi/turist için olan etkinlikler ve detaylı haritalar, ziyaretçi sayısı,
özellikleri, akımları, ziyaretçi modelleri, etkinlikler ve mevsime bağlı özelliklere ilişkin
bilgiler vb., ziyaretçiler tarafından özel olarak gerçekleştirilen faaliyetler, ziyaretçi etkilerine
ilişkin veriler, etkilerin izlenmesi ve değerlendirilmesine ilişkin yöntemler, ölçütler ve
göstergeler.
Coğrafi bilgi sistemleri (CBS) teknikleri ile bilgilerin gösterilmesi mümkündür.
Psikolojik Taşıma Kapasitesi;
Psikolojik taşıma kapasitesi bir alanın belirli bir zaman diliminde ziyaretçi deneyimleri
üzerinde olumsuz etkilenmeye sebep olmaksızın kaldırabileceği maksimum ziyaretçi
sayısıdır.
3. İLGİ GRUBU ANALİZİ VE YEREL ORGANİZASYONUN OLUŞTURULMASI
3.1 İLGİ GRUPLARI/PAYDAŞLAR
İlgi grupları, “belirli bir koruma ve sürdürülebilir kalkınma projesi ile ilgili olarak fayda
sağlayan, projenin içinde yer alan veya söz konusu projeden olumlu ya da olumsuz etkilenen
bireyler, gruplar veya organizasyonlar” olarak tanımlanabilirler.
Paydaşlar, bir problemi çözmek için sürdürülebilir doğa turizmi gelişimine ve amaçlarımıza
ulaşmak için güvenebileceğimiz kişilerdir.
İlgi gruplarının hepsi sürdürülebilir doğa turizmi gelişimine ortak değildir veya olmaları
gerekmez. Çünkü bir ortağın projeye olumlu bir bakışı, tutumu olmalıdır ve amaçlara ulaşmak
için işbirliği yapmalıdır.
Bazen bir ilgi grubu projeye olumsuz bakabilir ve hatta aktif bir tehdit bile olabilir, ilgi
gruplarını işbirliği yapılanlar haline getirmek onlara paydaş değeri verilmesi ile mümkün olur
3.2 İLGİ GRUBU KATEGORİLERİ
Turizmde ilgi grupları;
-
Yöre halkı, kişiler ve kurumlar,
-
Alana dayalı ilin sorumlu yöneticileri,
-
Bölgesel yetkililer,
24
-
Ulusal yetkililer,
-
Turizm ofisleri, yerel turizm organizasyonları, konaklama ve hizmet sunanlar,
taşımacılar,
-
Turizmle ilgili sektörler,
-
Tarım, ormancılık ve balıkçılık gibi farklı ekonomik sektörlerin temsil edildiği ticaret
ve sanayi odaları ve el sanatları ile ilgili birimler,
-
İşçi sendikaları, dernekler, STK’ lar,
-
Eğitim ile ilgili birimler,
3.3 İLGİ GRUBU ANALİZİ
İlgi grubu analizi sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının ortaya konması ve
uygulamasında yer alan farklı taraflara ilişkin genel bir izlenim sahibi olabilmek, niyet
okumak için kullanılan bir araçtır. Yalnızca bir envanter olarak ele alınmamalıdır,
sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının planlanmasında potansiyel ortaklarımızın kimler
olduğunu ve hangi tarafla çelişkiler yaşayacağımızı bize bildirmektedir. Ayrıca projenin farklı
seviyelerinde destek temini için de son derece elverişli bir analizdir.
İlgi grupları analizine dayalı olarak sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının
yönetiminden sorumlu bir organizasyon oluşturulmalıdır.
Sürdürülebilir doğa turizmi gelişimi için, detaylı bir ilgi grubu analizi ilgi gruplarının;
-
Genel hedeflerini,
-
Turizmden beklediği faydaları
-
Turizmdeki rollerini tanımlamalıdır.
Bu süreç; şu adımlardan oluşur;
1. İlgi gruplarının tanımlanması,
2. Her ilgi grubunun çıkarlarının, önceliklerinin ve değerlerinin belirlenmesi,
3. Her ilgi grubunun davranışlarının belirlenmesi,
4. İlgi grubunun gücünün ve ilgi grupları arasındaki muhtemel koalisyonlarının gücünün
tahmin edilmesi,
5. İlgi gruplarının mevcut ihtiyaçlarının ne düzeyde karşılandığının değerlendirilmesi,
6. İlgi grupları ile birebir iletişimlerin başlatılması ve ilgi gruplarının güveninin
kazanılması,
7. Ortak menfaatler, sinerji ve başarı unsurlarının tanımlanması,
8. Paydaşların bir araya getirilmesi,
25
9. Ortak hedef ve amaçların ve onlara ulaşmak için gerekli olan stratejinin ortaya
konması,
10. Organizasyon çerçevesinin oluşturulması,
11. Uygulama
(zaman
çizelgesinin
ve
hedeflerin
ortaya
konması,
iletişim
organizasyonunun oluşturulması, ilgi gruplarına somut sorumlulukların verilmesi.)
12. İzleme ve geri bildirimin yapılması
3.4 TOPLUM TEMELLİ YAKLAŞIM
Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Planı’nın hazırlanmasında toplum temelli yaklaşım
uygulanması neticesinde;
-
Yöre halkı için sürdürülebilir geçim kaynakları ortaya koymak,
-
Toplulukların kendi yapılarını korumalarını teşvik etmek ve
-
Doğal alanların koruma hedeflerinde yerel faydayı oluşturmak mümkündür,
Toplum temelli turizmin en önemli özelliği, doğal kaynakların kalitesi ile alanın kültürel
mirasının bozulmamış ve turizmle güçlendirilmiş olmasıdır. Doğal çevre üzerindeki
olumsuz etkiler en aza indirilmeli ve yerel kültür korunmalıdır. Turizm, insanların kendi
yerel kültürlerini yaşatma ve değerlendirmeye teşvik etmelidir.
3.5 YEREL ORGANİZASYONUN OLUŞTURULMASI
İlgi grubu analizine dayalı olarak, korunan alan ve çevresi için, Sürdürülebilir Doğa Turizmi
Gelişme Planını izlemek veya biçimlendirmek amacıyla, korunan alan yönetimi ve tüm ilgi
gruplarının resmi işbirliğine dayalı bir organizasyon oluşturulmalıdır.
Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Planını uygulamak, desteklemek ve sorumluluklarını,
karar verme gibi hususları düzenler.
3.6 TARİHÇE
İstanbul Boğazının iki tarafından, hem Avrupa hem de Asya toprakları üzerinde yayılan,
Marmara Denizi ve Karadeniz'e kıyısı bulunan İstanbul; Türkiye'de nüfusu en fazla olan ve
en hızlı artan bir megapol olup, turizm, kültür ve sanayi şehri olarak önemli bir yere sahiptir.
Şehrin adını aldığı ve Haliç ile Marmara arasında kalan yarımada üzerinde bulunan asıl
26
İstanbul 253 km², bütünü ise 5712 km²'dir. İlin nüfusu TUIK Adrese dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi verilerine göre, 13.255.685"tir.
İstanbul ve yakın çevresinde yerleşmiş ilk insan topluluklarına ait izler M.Ö. 6000'liyıllara
uzanır. Yapılan araştırmalarda hem Anadolu, hem de Avrupa yakasında bu topluluklara ait
yerleşim alanlarına rastlanmıştır. Yarımburgaz Mağaraları, Büyükçekmece, Çatalca, Dudullu,
Ümraniye, Pendik, Davutpaşa, Kilyos, Fikirtepe ve Ambarlı bu yerleşim alanlarından
bazılarıdır. Bu ilk topluluklar, göçebelik ve yarı göçebelik aşamalarından sonra balıkçılık,
tarım
ve
hayvancılığa
bağlı
yaşam
biçimleri geliştirmişlerdir.
Mesela
Fikirtepe
araştırmalarında M.Ö. 6000 yılından itibaren köpek, koyun, keçi, sığır ve domuz gibi
hayvanların evcilleştirildiği ve balık avcılığı yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bu araştırmalarda
bazı mezarlara ve yontma taştan aletlere de rastlanmıştır.
M.Ö. 3000'li yıllarda İstanbul ve çevresinde yoğun bir iskân olmuş ve küçük kent beylikleri
kurulmuştur. Araştırmalar bugünkü Sultanahmet Meydanı ve çevresinin bu yıllarda önemli
bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir. M.S. 4. yüzyılda İmparator Constantin
tarafından yeniden inşa edilip, başkent yapılmış; o günden sonra da yaklaşık 16 asır boyunca
Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde başkentlik sıfatını sürdürmüştür.
3.7 İSTANBUL İLİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
3.7.1. İlin Jeomorfolojik Özellikleri
İstanbul İli genelinin jeolojisi, Paleozoyik, Mesozoyik, Senozoyik, Kuvatenıer ve güncel tortul
kaya ve zemin birimlerden oluşmuştur. Bu kaya birimlerinin sınır ilişkileri jeolojik zaman
bazında, uyumsuz çoğunlukla tektoniktir. İstanbul'un Çatalca yarımadasında Boğaz kıyılarında
ve Anadolu yakasında Paleozoyik, batı bölgelerde ise Senozoyik, Kuvatenıer yaşlı çökeller,
kıyı kesimlerde ve vadi tabanlarında alüvyonlar, özellikle Marmara Denizi kıyılarında ise
güncel ve antik dolgular bulunmaktadır.
Çatalca Yarımadası'nın kuzey kesiminde özellikle Tekirdağ-Edirne arasında geniş alanlar
kaplayan şist, kuvarsit ve mağmatitleri içeren Istranca Birliği olarak anılan metamorfitlerin
küçük bir bölümü, Çatalca İlçesi'nin batı ve kuzey kesimlerinde İstanbul İl sınırları içine girer.
Çatalca yöresinde, söz konusu metamorfik istifin 'Kızılağaç Metagraniti', " Şennat Kuvarsiti"
ve 'Malıya Şisti" adlarıyla bilinen birimleri yüzeylenir. İstanbul Boğa/f ııııı her iki yakasında ve
Kocaeli yarım adasında geniş alanlar kaplayan Paleozoyik ve Mezozoyik yaşlı metamorfizma
göstermeyen kaya birimleri İstanbul Birliği adı ile anılmaktadır. Metropolitan alanı ve yakın
27
dolayında yüzeye çıkan Alt Ordovisiyen yaşta karasal çökeller, İstanbul Birliği'nin en yaşlı
kaya birimini oluşturmaktadır. "Kocatöngel Formasyonu" ve "Kurtköy Formasyonu" adlarıyla
bilinen Alt Ordovisiyen yaşlı istifin tabanı İstanbul ve çevresinde görülmez. Bu birimler,
Armutlu Yarımadası ve Bolu yöresinde şist, gnays ve meta-mağmatitleri kapsayan
İnfrakambriyen yaşta metamorfik bir temeli açısal uyumsuzlukla üstler. Erken-Orta
Ordovisiyen ile birlikte bölge, plaj ortam koşullarında çökelmiş Aydos Formasyonu'nun
kuvarsitleriyle temsil edilen genel bir transgresyona (deniz ilerlemesi) uğramıştır. Bölge,
Silüriyen ve Dcvoniycn'dc giderek derinleşen, tektonik bakımdan duraylı bir denizle kaplanır.
Bu süreçte bölgede yaşlıdan gence doğru miltaşı-kumtaşı ile temsil edilen 'Yayalar
Formasyonu" (Alt Ordovisiyen), şelf tipi resifal ve sığ deniz karbonat çökelimini yansıtan
'Pelitli Formasyonu" (Alt Ordovisiyen-Silürüyen), düşük enerjili açık şelf ortamını temsil eden,
bol makrofosilli, seyrek kireçtaşı arakatkılı mikalı şeyilleri kapsayan 'Kartal Formasyonu" (AltOrta Devoniyen) ve açık şelf-yamaç ortamını temsil eden yumrulu kireçtaşlarının yoğun olduğu
'Denizli Köyü Formasyonu" (Üst Devoniyen+Alt Karbonifer) çökelmiştir. Denizli Köyü
Formasyonu içersinde ara düzeyler halinde yer alan ve en üst kesiminde; 'Baltalimanı Üyesi"
adı altında incelenmiş olan, Alt Karbonifer yaşlı silisli (lidit) çökeller, söz konusu denizel
havzanın yakınlarında, yoğun silis getirimine neden olan bir volkanik etkinliğin bulunduğunu
düşündürmektedir. Ordovisiyen "den Karbonifer başlangıcına değin tektonik duraylık gösteren
havza, Erken Karbonifer'le birlikte, türbiditik yoğunluk akıntılarının etkin olduğu duraysız
ortam karakterine bürünmektedir ve buna bağlı olarak 1000 metreyi aşan kalınlıkta 'Trakya
Formasyonu'nun filiş türü türbiditik kumtaşı- şeyil ardışık istifi çökelmektedir.
Karbonifer-Penniyen aralığında etkin olan tektonik hareketlere bağlı olarak, bölgede
günümüzdeki yönlere göre kabaca K-G eksen gidişli kıvrım ve D-B yönlü düşük açılı ters
ayrılımlı faylar gelişmiştir. Örneğin; Çamlıca tepelerini oluşturan Aydos Kuvarsiti'nin daha
genç yaştaki birimler üzerinde ilerlemesine neden olan Çamlıca Siirüklcnimi'nin bu süreçte
geliştiği düşünülmektedir. Gebze'nin batısında yüzeylenen 'Sancaktepe Graniti" (Penniyen) ile
temsil edilen mağmatik sokulumların da bu dönemde geliştiği ve bölgenin su dışına çıkarak
yeniden kara halini aldığı anlaşılmaktadır. Penniyen- Erken Triyas aralığına karşılık gelen bu
karalaşma sürecinde bölge, 'Kapaklı Formasyonu' olarak isimlendirilen kızıl renkli kumtaşı ve
çakıltaşından oluşan akarsu birikintileriyle kaplanmıştır. Kapaklı Formasyonu içinde
arakatkılar halinde yer alan bazalt bileşimli splitik volkanitler bölgede bir riftleşme sürecinin
başlangıcı olarak yorumlanabilir. Orta-Geç Triyas aralığında bölge, sırasıyla gel-git arası
çökelleri (Demirciler Formasyonu), şelf karbonatları (Ballıkaya Formasyonu) ve yamaç
28
çökelleri (Tepeköy Formasyonu ve Bakırlıkıran Formasyonu) ile temsil edilen ve giderek
derinleşen transgresif bir denizle ikinci kez kaplanmıştır.
Jurasik-Erken Kretase aralığını temsil eden kaya istiflerinin İstanbul İl sınırları içinde
saptanamamış olması, bu dönemde bölgenin bir aşınma sürecine girdiğine işaret etmektedir.
Geç Kretase'de bölgenin tümünde etkili olan yeni bir transgresyon başlamış ve Üst Kretase
yaşlı Sarıyer Fonnasyonu'nun volkano-tortullarının ve Üst Kretase-Paleosen yaşlı Akveren
Formasyonu'nun kırıntılı ve sığ fasiyesli karbonat istifilerinin çökeldiği bir denizle
kaplanmıştır. Bu süreçte, Tetis Okyanusu'nun kapanma sürecinde gelişmiş adayayı
volkanizmasını temsil ettiği düşünülen Sarıyer Fonnasyonu'nun andezitik volkanitleri bölgenin
kuzey kesimini kaplamıştır. Üst Kretase yaşlı 'Çavuşbaşı Granodiyoriti' ile Paleozoyik istifi
içinde yoğun olarak görülen andezitik volkanik dayklar bu dönemde gelişmiştir.
Eosen'de Anadolu'nun büyük bölümünü etkisi altına alan kompresif hareketler, Lütesiyen
öncesinde İstanbul yöresini de kapsayan Mannara Havzası'nda yoğun kıvrımlanma ve
faylanmalara neden olmuştur. Paleozoyik ve Mezozoyik yaşlı kaya birimlerinin Erken Eosen
çökelimi sırasında, Üst Kretase-Erken Eosen yaşlı istifler üzerine bindinniş, kuzeyde KKBGGD doğrultulu Sanyer-Şile Fayı'nın bu hareketler sonucu geliştiği anlaşılmaktadır.
Orta Eosen (Lütesiyen)'de bölge yeni bir transgresyona uğramış ve Orta Eosen-Erken Oligosen
aralığında Çatalca ve Şile bölgeleri, kıyılannda kumsal ve resiflerin (Koyunbaba Fonnasyonu,
Yunuslubayır Fonnasyonu, Soğucak Kireçtaşı), iç kısımlarına killi çamurların (Ceylan
Fonnasyonu) çökeldiği bir denizle kaplanmıştır.
Orta-Geç Oligosen'de bütün Trakya Havzası'nı etkileyen tektonik hareketler sonucu, bölge
yeniden yükselerek, günümüzde de devam eden bir karalaşma sürecine ginniştir. Geç OligosenGeç Miyosen aralığını temsil eden akarsu birikintileri (Kıraç Fonnasyonu) ile lagün ve göl
çökelleri (Danişmen Fonnasyonu ve Çekmece Fonnasyonu) gelişmiştir. Kabaca K-G doğrultulu
sıkışmaya neden olan bu hareketlere bağlı olarak gelişen, özellikle KB-GD ve KD-GB
doğrultulu makaslama fay ve eklem sistemleri yoğun olarak gelişmiştir. Bu makaslama kınklan
boyunca gelişen zayıflık zonlan, İstanbul ve Çanakkale boğazlan ile bölgenin büyük akarsu
vadilerinin ve Haliç'in gidişlerini denetlemiş ve çok belirgin olan zikzaklı geometri
kazanmalarına neden olmuştur.
29
3.7.3. İklim Özellikleri
İstanbul ilinin iklimi Akdeniz Bölgesi iklimi ile Karadeniz Bölgesi iklimi arasında bir geçiş
oluşturur. İlin kuzey kesimleri Karadeniz, güney kesimleri Akdeniz ikliminin etkisi altındadır.
Orman alanları için meteoroloji verilerine bakıldığında;
Belgrad Ormanında yıllık ortalama sıcaklık 12,80 C°’dir. Bu değer, Ocak ayında 18,5°C ile
Ocak ayında en düşük değerini görür. Yağış açısından bakıldığında Belgrad Ormanı 30 yıllık
yağış ortalaması verilerine göre 1093,4 mm yıllık yağış almaktadır. Yine Belgrad Ormanı’nda
hâkim rüzgâr yönü kuzey doğudur. Bölgenin coğrafi konumu ve dolayısıyla hâkim olan makro
iklim özellikleri, doğal bitki örtüsünün oluşumunda ve çevreyle ilgili yapının şekillenmesinde
büyük önem taşır.
Hâkim olan iklim özellikleri göz önünde bulundurulduğunda İstanbul ve yakın çevresinin doğal
vejetasyonu yazın yeşil, kışın yaprağını döken ağaç ve çalıların hâkim olduğu bir vejetasyon
tipidir.
İstanbul gözlem ve meteoroloji istasyonu verileri doğrultusunda ilin hava özellikleri izah
edilmiştir.
Rüzgâr
İlimizde hâkim rüzgar yönü kuzey olmakla birlikte bu durum yıl içinde hava ve mevsimlere
göre değişiklik gösterrnektedir. Genel olarak, İstanbul için hâkim rüzgar Kuzeydoğudan esen
rüzgar Poyraz rüzgarıdır. Şile, Kumköy, Kireçbumu, Göztepe ve Florya istasyonlarında rüzgar
en fazla Kuzey-Kuzeydoğudan (NNE), Balıçcıköy'de Kuzeydoğumdan (NE), Kartal, Ömerli ve
Tckc'de Batıdan (W), Karacaköy'de Kuzeybatımdan (NW) ve Çatalca'da Ku/cy'den (N)
esmektedir. Yıllık ortalama rüzgar hızında en yüksek değerler (>5m/sn) Kum köy'de KuzeyKuzeybatı ve Güney-Güneybatı yönlerinden kaydedilmiştir. Rüzgâr yönleri, esme hızı ve
sayılarını gösterir tablolar, aşağıda yer almaktadır. Rüzgâr yatay hava hareketi olup,
kirleticilerin taşınması, dağılımı ve seyrelmesinde önemli rol oynar. Rüzgâr hızı arttıkça kirlilik
konsantrasyonu azalır. Kirleticiler rüzgârın estiği yönde hareket edip yayıldığı için rüzgâr yönü
de önemlidir.
30
Nem
İstanbul içinde bulunduğu coğrafi konum nedeniyle gerek sıcak ve gerekse soğuk dönemde
Türkiye'yi etkileyen hava kütlelerinin tamamının etkisi altındadır. İstanbul'da yıllık ortalama
nem oranı %68'dir. Bu oran yaz aylarında düşme göstermektedir.
Sıcaklık
Kireçbunıu İstasyonundan alman verilere göre ilimizde en yüksek sıcaklık 16 Ağustos'ta 28,4
°C, en düşük sıcaklık 23 Ocak'ta -0,8 °C"dir. İlimizin genelinde en sıcak aylar Haziran,
Temmuz ve Ağustos, en soğuk aylar ise Aralık, Ocak ve Şubat aylarıdır
Buharlaşma
İstanbul ili Marmara Denizi, Boğazlar, Ege ve Karadeniz arasında geçit teşkil eden coğrafi
konumda olmasından ayrıca sınırlar içindeki göller ve su kanallarından dolayı buharlaşmaya
maruz kalmaktadır. Buharlaşmaya neden olan, sıcaklık ve güneşlenme değerleridir.
Yağmur
İstanbul'da 2008 yılında en fazla yağış Ekim ayında görülmüştür. Cevizli-Kartal'da ölçülmüş
ortalama yıllık yağış miktarı 521,28 kg/ırr "dir. (mm=kg/m²).
Kar Dolu, Sis ve Kırağı
İstanbul'da genellikle, Ocak ve Şubat aylarında kar yağışı ve kar kalınlığı yoğunluk
kazanmaktadır. Ortalama kar yağışlı günlerin sayısı 2010 yılı itibariyle 5 gündür. En yüksek
kar örtüsü kalınlığı Kireçburnun’da 20 cm olarak ölçülmüştür. İstanbul'da sisli günler yaz
aylarında az olmakla birlikte özellikle tropikal hava kütlesinin görüldüğü dönemlerde ısı
terlemesi sonucu artmaktadır. Ortalama sisli günler sayısı 3,4'dür. Ortalama kırağılı gün sayısı
l'dir. Toplam dolu gün sayısı 3 olmuştur.
Mikroklima
İstanbul İl sınırları içinde boğazın ayrıldığı Anadolu ve Trakya topraklarında kalan ilçelerde
denize yakınlık ve yükseklik nedeniyle sıcaklık ve nem farkı hissedilmektedir.
3.7.4. Toprak Özellikleri
Bölgesel bazdaki özellikleri, barındırdığı uygarlıklar ve iklimsel özellikleri nedeni ile İstanbul
ve çevresindeki tarımsal faaliyetler geçmişte çeşitlilik göstermiştir. Yağış rejimi açısından
Karadeniz kıyıları ve Boğaz şeridi, orta ve iç kesimler ve Marmara kıyı kesimi olmak üzere
31
kabaca üç bölgeye ayırabildiğimiz İl bütününde geçmişte meyve ve sebze yetiştiriciliği yoğun
olarak görülürken, günümüzde daha çok tarla tarımı ağırlık kazanmıştır.
İstanbul İl bütünündeki araziler dalgalı bir topoğrafik yapıya sahiptir. Bu nedenle arazi
kullanım yeteneklerini sınırlandıran eğim, erozyon ve toprak sığlığı etmenleri yaygın olarak
görülmektedir. İstanbul İlinin toplam arazi varlığının yaklaşık % 50’si arazi kullanım
kabiliyet sınıfı VI, VII ve VIII olan arazilerden oluşmuştur. Buna karşılık, İstanbul İli toplam
arazi varlığının sadece % 1,3’lük bir bölümünde I. Sınıf araziler mevcuttur. Diğer taraftan,
tarım arazileri bazında ise kabaca % 3’e karşılık gelen I. Sınıf arazilerin, yeterince verimli
kullanılmadığı görülmektedir. Bu arazilerin % 54’ü kuru tarım amaçlı, % 8,8’isulu tarım
amaçlı, %12’si ise dikili tarım (fındık) amaçlı kullanılmaktadır. Örneğin Ağva yöresinde
eğimli arazilerde de yetişebilen fındık bitkisi daha çok düz ve düze yakın eğimli I. Sınıf
arazilerde de yetiştirilmektedir İl bütünündeki arazilerin dalgalı ve kısmen engebeli oluşu ve
eğim yüksek yerlerde tarla tarımına bağlı arazi işleme biçimi erozyonu hızlandırmıştır. Kuru
tarım arazilerinin ise % 30’u orta ve yüksek eğimli IV. ve VI. sınıf arazilerdir. Bu nedenle
toprak özellikleri, iklim ve sulama şartlarına bağlı olarak arazi kullanım planlaması
yapılmakta ve bu planlama alanlarında dikili tarım uygulamalarına öncelik verilmektedir.
Potansiyeller dikkate alındığında Şile ve Çatalca’nın köyleri öne çıkmaktadır. Özellikle
Şile’de oluşturulacak üç baraj gölü mevcutta zaten az olan tarım arazilerini sınırlayacağından
yöre insanının geliri daha yüksek olan organik tarıma ve bağıntılı olarak ekolojik turizme
yönlendirilmektedir.
3.7.5. Orman Varlığı
İstanbul ili ormanlık alanı 238.710 Ha olup, il genelinin % 44,4’lık bir alanına karşılık
gelmektedir. Geriye kalan %55,6‘lük kısım, Açık Alan’dır.
İl Sınırları İçerisindeki Ormanların Hâkim Ağaç Türleri
İstanbul İlinde Akdeniz tipi bitkiler önemli bir yayılım göstermektedir. Dış görünümleri ve
toprak üstü kısımları su kaybını azaltacak tarzdadır ve toprağa sağlam bir şekilde
oturmuşlardır. Boyları kısa, gövdeleri kalın, yaprakları sert ve koyu yeşil, toprak yüzeyleri az
ve kökleri derindir. Bu tip bitkiler Marmara Denizi kıyılarına, boğazların her iki yakasını ve
adaları kaplamakta ve İlin Karadeniz kıyısı boyunca da yayılmaktadır. Bu yatay dağılış
etkisinin nereye kadar ulaştığını göstermektedir.
32
Trakya kesiminin kıyı bölgesinde yapraklarını döken çalılar ile bir arada maki elemanları
bulunur. Maki elemanları Karadeniz kıyıları boyunca daha dar bir şeride yayılım gösterir ve
güney kıyısından farklı olarak iç kısımlara fazla sokulmazlar. İstanbul civarında Quvecus
cossifeera
(kermes
meşesi),
Suniperus oxycedrus (Katranardıcı),
Sorbus tormunalis (üvez), Mespilus
gemanica
(muşmula),
Crataegus
Prumus,
Spinosa
monogyna,
Ligustrum vulgara, Arbatus unedo
(Kocayemiş),
(sandal),
Arbatus
Phillyera
andruhne
lotifolia
(akçeşme), Erica arborca (funda),
Erica ferticillata, Calluna vulgaris,
Cistus salviifolius (ladin) ve Spartiun
junceum yer alır.
İstanbul’dan kuzeybatıya gidildikçe maki elemanları azalmaya başlar. Yalıköyü güneydoğusundan itibaren Arbustus andrahne ve Spartaum junceum ortadan kalkar. Terkos Gölü
güneyinde Phyllyersı latifolia, Voniperus oxycedrus, Sportium junceum (katırtırnağı),
Asparagus offisinalis, Cistus salviifolius, Smilax eveclsa, Fraxinus ornus, Arbutus andrahne,
Cornus mas, Corylus avellena, Qubus fruticosus, Ruscus, Dculeatus pistacia, Tterebinthus ve
Quercus coccifera yer alır. Maki örtüsünün dışında kalan ormanla kaplı alanlarda meşe
Quercus türleri hâkimdir ve bunlar geniş bir yayılım göstermektedir. İstanbul’un kuzeyinde
münferit kayın (Fagus) ormanlarına rastlanmaktadır. Bunların yanı sıra kestane (Castanca)
ormanları görülmektedir.
Maki örtüsü İstanbul’un doğusunda da yine deniz kıyılarına paralel bir yayılım
göstermektedir. Buradaki maki elemanları kocayemiş, akçakesme, funda türleri ve kermes
meşesidir. Daha içerilerde görülen ormanlarda ise Trakya’da olduğu gibi meşedir. İstanbul’da
İbreli-Yapraklı orman oranlarına bakıldığında büyük bir oranla yapraklının daha yoğun
olduğu görülmektedir.
33
1.Ekonomik
Fonksiyonları
1.1.Orman
Ürünleri Üretimi
Fonksiyonu
2.1.Doğayı
Koruma
Fonksiyonu
2.Ekolojik
Fonksiyonları
3. Sosyal
Fonksiyonları
Kaliteli ve yüksek özellikli odun üretrimi, Yakacak
odun üretimi, Odun dışı orman ürünleri üretimi,
Basralı alanlar (Bal üretim alanları), Bitkisel ürünler,
Hayvansal ürünler, Su ve mineral ürünleri, Tohum
bahçeleri
Gen Koruma Alanları, Milli Parklar, Muhafaza
Ormanları Tabiat Parkları, Tabiatı Koruma Alanları
Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları, Alpin
Zonu, Doğal yaşlı Ormanlar,
Ekolojik
Etkilenme
(Geçiş)Bölgesi,
Hassas
Ekosistemler, Kıyı ormanı, Orman Ekosistemi
İyileştirme (rehabilitasyon), Yüksek Koruma Değeri
Taşıyan alan, Yüksek Dağ Ormanı Ekosistemi
2.2.Erozyonu
Önleme
fonksiyonu
Çığ Önleme, Heyelan Önleme, Taş Kaya
Yuvarlanmalarını Önleme, Toprak Koruma, Sel
Taşkın Önleme
2.3. İklim
Koruma
Fonksiyonu
İklim Koruma Amaçlı Tahsis Ormanı
2.4. Hidrolojik
fonksiyonu
İçme Suyu Koruma, Kullanma Suyu Koruma, Su
Kaynakları Koruma
3.1 Toplum
Sağlığı
Fonksiyonu
Hava Kirliliğini Önleme, Su kaynaklarını Koruma,
Kent Ormanları
3.2. Estetik
Fonksiyonları
Estetik Amaçlı Yol koruma, Estetik Görünüm
3.3 Eko turizm ve
Rekreasyon
Fonksiyonu
Doğa Yürüyüş Alanı, Kaya Tırmanış Alanları,
Rekreasyon (piknik, mesire, festival vb.) Spor
Alanları
3.4. Ulusal
Savunma
Fonksiyonu
Askeri Tesis ve Tatbikat Alanları, Ulusal Sınır ve
Stratejik Alanlar
3.5. Bilimsel
Fonksiyonu
Araştırma amaçlı, Arboretum Araştırma ormanı,
Eğitim amaçlı, Fakülte Araştırma Ormancılık
Araştırma Ormanı
Tablo 1. Orman Fonksiyonları
34
1. Mutlak Korunması Gerekli Alanlar
• Orman Alanları
• Özel Ormanlar
Orman kadastral sınırı (orman alanları) hiçbir değerlendirme ve analiz süzgecinden
geçmeden kullanılan bir veridir.
6831 Sayılı Orman Kanununa
istinaden kesinlikle
imara kapalı alanlar olarak
değerlendirilmiştir ve “Mutlak Korunacak Alanlar” kapsamındadır. Özel Orman alanları,
orman kadastral sınırları içinde bulunduğundan orman kanununa tabidir.
Dolayısıyla da “Mutlak Korunacak Alanlar Kapsamındadır”
2. Öncelikli Korunması Gerekli Alanlar
Orman Kadastrosu Onaylandıktan Sonra Orman Sınırları Kesinlik Kazanacak Alanlar: Orman
kadastrosunun geçmesiyle orman alanı vasfı kazanacak olan söz konusu alanlar “Öncelikli
Korunması Gerekli Alanlar” kapsamında değerlendirilmiştir.
3. Doğal Kaynakları Sınırlı Alanlar
Orman Vasfını Yitirmiş 2/B Parselleri: Bilim ve fen bakımından orman vasfını yitiren 2/B
parselleri, bir bölümü yapılaşmamış tarla veya hala orman varlığı kısmen devam eden
alanlardır. 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının, eşik değerleri doğrultusunda imar
uygulaması yapılamayacak 2/B parsellerinde, orman dokusuyla bütünlük sağlayacak şekilde
ormana geri dönüşümü sağlanması hedeflenmiştir.
Ormanlık Alan (ha)
Açık Alan (ha)
Genel Alan (ha)
238.710,4
299.207,3
537.917,7
Tablo 2. İstanbul İli Ormanlık Alanının Dağılımı
35
Harita A –1: 1/25.000 ölçekli orman alanları haritası
İstanbul İli orman alanları, 238.710,4 ha’ lık bir alan üzerine kurulmuştur. İstanbul İli’nin %
44.38’ini oluşturan orman alanları İstanbul ilindeki en büyük ekosistem alanıdır. İstanbul İli
orman alanlarının % 58,4’ü Avrupa yakasında, % 41,6’sı Anadolu yakasında bulunmaktadır.
İstanbul ili sınırları içindeki Orman Alanları, 6831 sayılı Orman Kanununa tabi alanlardır ve
1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında “Mutlak Korunacak Alanlar” kapsamındadır.
İstanbul ilinde, deniz sevisinden 100-300 m arasında değişen irtifadaki Çatalca ve Kocaeli
platoları bulunmaktadır. Platolar, paralel vadilerle ayrılmıştır. Çatalca-Kocaeli Platosu,
paleozoik, mezozoik ve tersiyer formasyonlar aynı seviyede kaldığı peneplendir. Çamlıca,
Alemdağ, Elmadağ ve Aydos gibi Devon dönemine ait kuvarsitlerden oluşan tepecikler
oluşan bir peneplenin üzerinde yükselmektedir.
Jeomorfolojik özelliklerinden dolayı, İstanbul İli iki ayrı doğal ekosistem olarak
düşünülebilir. İklimsel özellikler açısından metropoliten alanın kuzey bölümünde kuzey
rüzgârlarının hâkim olduğu ıslak ve nemli iklim özellikleri hâkimken, güney bölgelerde sıcak
ve kuru iklim özellikleri gözlenmektedir.
İstanbul ilindeki orman alanları, meşe, gürgen, kestane, ıhlamur, kayın, dişbudak vb. kışın
yaprak döken ağaçlar ve karaçam, sahil çamı, fıstık çamı, kızılçam gibi her dem yeşil
ağaçlardan oluşmaktadır. İstanbul ili orman alanlarının %86’ı geniş yapraklı ağaç türlerinden
ve %14’ü iğne yapraklı ağaç türlerinden oluşmaktadır.
36
Meşe, Kayın ve Gürgen, geniş yapraklı bitki örtüsü içinde baskın olan türlerdir. Kayın türleri
genelde
kuzey
bakılı
yamaçlar
üzerinde
iyi
gelişme
göstermektedir.
Bölgenin kuzey bölümünde
alçak
yükseltilerde
ılıman,
geniş
nemli
yapraklı
ormanlar, meşe ve kayın
türleri mevcuttur. Yüksek
kesimlerde
ve
kuzey
bakılarda kayın ormanları
bulunmakla beraber, genelde
daha az nemli, güney bakılı ve düz yerlerde meşe türleri sahaya hâkimdir. Çam plantasyonu
İstanbul ili ormanlık alanın %13’ ünü kapsamaktadır. Karaçam ve Sahil çamı bu bölgedeki
belirgin türlerdir, ancak bu alanların yangına hassas bölgeler olduğu unutulmamalıdır.
Orman varlığının yönetimi koru ve baltalık işletmesi olarak iki grupta toplanmıştır. Koru
ormanlarında Meşe, Kayın, Gürgen ve Çam baskın türler olarak dikkat çekmektedir. Bunların
dışında Dişbudak, Ihlamur, Kestane türleri ise nadiren rastlanılmaktadır
Normal
İşletim
Şekli
Bozuk
Toplam
ha
%
ha
%
ha
%
Koru
224959.5
94
13399.4
6
238358.9
100
Baltalık
0
0
351.5
100
351.5
0
Tablo 3. İstanbul ili ormanlarının işletim şekli
İstanbul İli Ormanlık Alanının Dağılımı
Baltalık
işletmeciliği
orman
alanlarının
sıradan
tıraşlanarak
kesilmesi
olarak
tanımlanmaktadır. Türk ormancılık tarihinde bir milat kabul edilen “baltalık ormanların koru
ormanına dönüştürülmesi” projesiyle, 01.01.2006 tarihi itibariyle, tüm baltalık ormanları koru
alanı olarak değiştirilmiştir. 2006 ve 2010 yılları arasında koruluk orman alanının 9442 ha.
37
Azaldığı görülmektedir. İstanbul İli genelinde orman alanlarının,% 6’sı bozuk orman niteliği
taşırken, % 6’sı orman statüsünde olan ancak üzerinde ağaç olmayan orman toprağı
(potansiyel orman alanı), % 94’ü normal orman alanlarından oluşmaktadır.
İstanbul ilindeki orman alanlarının 3 ana fonksiyonu bulunmaktadır; ekonomik, ekolojik ve
sosyal fonksiyonlardır. Ekonomik fonksiyon, metropoliten alan içindeki en önemli orman
fonksiyondur ve en önemli öğesi odun üretimidir. Ayrıca, ekonomik fonksiyon; bitki, hayvan,
mineral ve su kaynaklarından elde edilen tüm ürünlerin bütünü şeklinde de ifade edilebilir.
Orman alanlarının ekolojik fonksiyonu ise; doğayı koruma, erozyonu önleme, hidrolojik
kaynakların korunması şeklinde özetlenebilir. Doğayı korumaya bağlı olarak Milli Parklar ve
hassas ekosistemler en önemli kategorilerdir. Sosyal Fonksiyon başlığı altında orman
alanlarının estetik ve rekreasyon fonksiyonu da bulunmaktadır. Orman alanlarının toplum
sağlığı ve bilimsel fonksiyonu da diğer önemli özelliklerindendir. Kent içi korular ve orman
içi dinlenme alanları bu konuyla ilgili en önemli örneklerdir.
Özel Orman Alanları
Özel ormanlar 6831 Sayılı orman kanununa tabi olup, bu ormanlarda yapılacak iş ve işlemler
6831 Sayılı Orman Kanunu’nun, 50–56. maddeleriyle göre düzenlenmektedir. Adı geçen
kanunun 52. maddesine göre izin almak suretiyle yatay alanın % 6’sını geçmemek üzere imar
uygulaması yapılabilmektedir. İstanbul’ da 2005 yılında 230,2 ha sahaya (15 saha), 2006
yılında 177,8 ha sahaya (10 saha), 2007 yılında 62,0 ha sahaya (2 saha) ve 2008 yılında 44,13
ha sahaya (2 saha) olmak üzere toplam 514,13 ha özel ağaçlandırma izni verilmiştir.
2/B Alanları
İstanbul İli sınırları içinde muhtelif nedenlerle orman vasfını kaybetmiş olduğu tespit edilen
alanlar, gerekli yasal süreç ve prosedür sonucu, orman sınırları dışına çıkartılmıştır. 2/B
uygulamaları ile İstanbul ormanlarının % 7’si orman sınırları dışına çıkartılmıştır.
Ağaçlandırma
Ülkemizin orman sahasını ve ağaç servetini çoğaltmak toprak su ve bitki arasındaki bozulan
dengeyi kurmak geliştirmekve çevre değerlerini korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişilerin
asli veya tali orman ürünü veren bitki türleriyle yaptıkları ağaçlandırmalara denir. Verimli
orman alanlarının artırılması, çevre kirliliğinin önlenmesi, erozyonun önlenmesi, turizm
potansiyelinin artırılması, rekreasyon alanlarının yaratılması, şehirlerin düzensiz gelişmesinin
önlenmesi amaçlarıyla kamu ve özel ağaçlandırma olmak üzere iki şekilde yapılır.
38
Ağaçlandırma, devlet ormanlarında, hazine arazilerinde ve tapulu arazilerde olmak üzere üç
tür arazide yapılmaktadır.
İlimizde özel ağaçlandırma çalışmalarının başladığı 1986 yılından 2008 yılı sonuna kadar: 91
adet Özel Ağaçlandırma projesiyle toplam 2.594 Ha alan ağaçlandırılmıştır. Bu 91 adet Özel
Ağaçlandırma projesinin 67 adeti Orman alanı, 24 adeti ise Hazine arazisidir.
Tablo 3. İstanbul İli Özel Ağaçlandırma İzni Verilen Alanlar
Orman Bölge Müdürlüğünce en geniş alanda yapılan ağaçlandırma çalışması 21.296 ha ile
1981-85 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. 2010 yılı sonuna kadar İstanbul ili sınırları içinde
toplam 65 adet Özel Ağaçlandırma projesi yapılmıştır. İstanbul İlinde toplam yapılan Özel
Ağaçlandırma 1681 ha alanı kapsamaktadır. Bu ağaçlandırma alanı toplam ormanlık alanın %
0.7 sini oluşturmaktadır.
Orman Bölge Müdürlüğü’nce eski maden ve taş ocaklarının çorak ve verimsiz hale getirdiği,
kullanılmayan ve üzerinde ağaç bulunmayan 100 milyon metre karelik (10.000 ha) sahada
5.000.000 fidan dikimi 4 yılda yapılmak üzere planlanmış ve bunun yüzde 25’lik kısmı olan
25.000.000 metre karelik (2500 ha) alana 2006 yılında 1.104.460 adet fidan dikimi
gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, 2010 yılı içerisinde 368,5 ha alanda tabi gençleştirme, 1201,5 ha
alanda suni gençleştirme faaliyetleri gerçekleştirilmiştir
Çayır ve Mera
4342 Sayılı Mera Kanunu kapsamında Tarım İl Müdürlüğü (İTM) tarafından kadastral
çalışmaları tamamlanan alanlar üzerinde yapılan hesaplamalara göre; çayır-mera alanları İl
bütününde 10.575,67 ha’dır. Tespit çalışmaları tamamlanan Silivri, Çatalca, Şile, Kartal,
39
Maltepe, Pendik, Tuzla, Ümraniye, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Kağıthane, Şişli ve
Sarıyer ilçelerinde toplam 8.504,07 ha alanın tahdidi özel sektöre ihale edilmiş olup, Şile,
Silivri, Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Sarıyer ilçelerinde toplam 2.073 ha mera ve çayır
alanının tahsisleri yapılmıştır. Çatalca, G.O. Paşa ve Eyüp ilçeleri dahilinde yer alan 2.750 ha
mera alanının harita yapım ve aplikasyon ihaleleri yapılmış olup ölçüm işlemleri
tamamlanmıştır. Tespit, tahdit ve tahsisleri yapılacaktır. İldeki çayır ve mera alanları
incelendiğinde, bu alanların %81,35’inin Avrupa Yakasında, % 18,65’inin Anadolu
Yakasında olduğu görülmektedir. İlçelere göre dağılımı incelendiğinde ise, il genelinde mera
ve çayır mera alanlarının en yoğun olarak %33,26 oranıyla Çatalca’da ve %24,33 oranıyla
Silivri’de bulunduğu görülmektedir
Harita A –2: Çayır ve Mera Alanları, (BİMTAŞ 2008)
İstanbul İlinde Bulunan Korunan Alanlar
Doğa turizmi faaliyetlerinin yapıldığı alanları korunan alanlar (yönetime tabi) ve henüz doğa
turizmi faaliyetlerinin kontrol edilmediği kontrolsuz alanlar olarak iki başlık altında
incelemek mümkündür.
Korunan alanlar, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit
alanları, sulak alanlar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları, özel çevre koruma
bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan, biyolojik çeşitliliğin, doğal ve bununla ilişkili
kültürel kaynakların korunması ve devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili mevzuata göre
tespit edilen ve yönetilen kara ya da deniz alanlarıdır.
40
İstanbul genelinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın kontrolünde olan 24 tabiat parkı, üç
yaban hayvanı üretim sahası, iki yaban hayatı geliştirme sahası, beş sulak alan, bir özel avlağı,
bir örnek avlak, 143 adet ( A-B-C-D ) tipi mesire yeri bulunmaktadır.
Bu alanlardan doğa turizmi bakımından önemli olanlar olup özellikleri detaylı olarak alt
bölümlerde verilmiştir.
Ulusal mevzuat ve uluslar arası anlaşmalarla koruma altına alınan alanların bulunduğu
bölgeler ile planlanan bir faaliyetin gerçekleştirilmesi sırasında fiziksel, biyolojik, sosyal ve
ekonomik çevre unsurlarının daha duyarlı olduğu bilim ve eğitim eğitim bakımından önemli
seçkin örnekleri içeren mutlak korunması gerekli alanların bulunduğu bölgelere “hassas
bölgeler” denir.
3.7.6. Flora-Fauna ve Hassas Yöreler
İstanbul İli Sınırları İçinde Bulunan Endemik Bitkiler
İstanbul il sınırı içinde doğal olarak yetişen 270 bitki türü "Türkiye'nin Tehlike Altındaki
Nadir ve Endemik Bitkiler Listesi"nde yer alır. Bunlar arasında 40 türün dünya üzerindeki en
zengin popülâsyonlarının İstanbul'da bulunduğu belirlenmiştir.
İstanbul ilinde büyük ölçüde ya da tamamen yok olmak üzere olan bu 40 tür ise;
Kayışdağı soğanı
Doğu razyası
İstanbul yılanyastığı
Sahil asperulası
İstanbul unlucası
Kum incisi
Pendik sarıotu
Aydos peygamber çiçeği
Çatalca peygamber çiçeği
Dikensiz peygamber çiçeği
Kilyos peygamber çiçeği
Çokbaşlı köygöçüren
Kadıköy acı çiğdemi
Narin acı çiğdem
Sahil sarmaşığı
İstanbul çiğdemi
Ümraniye çiğdemi
Yarımburgaz hardalı
Bahçeşehir küresi
İstanbul binbirdelikotu
Kumul çivitotu
Kilyos moru
İstanbul ballıbası
İstanbul nazendesi
İstanbul keteni
Boğaziçi keteni
Halkalı emzikotu
Kıyı kerevizi
Trakya düğün çiçeği
Karadeniz salkımı
41
Kıyı rokası
Boğaziçi kafesotu
İstanbul karahindibası
Trakya karahindibası
İstanbul kekiği
Kilyos yoncası
Yonca
Riva sığırkuyruğu
Sahil sığırkuyruğu
Yaklaşık 2.500 civarında doğal bitki türüne sahip İstanbul bu özelliği ile Hollanda, İngiltere
ve Polonya gibi Avrupa ülkelerini geride bırakmaktadır. Bu aynı zamanda ülkemizde doğal
olarak yetişen on binden fazla bitkinin, yaklaşık 1/4’ünü İstanbul’da görebileceğimiz
manasına gelir ki daha önemlisi; bu bitkilerden bazıları endemiktir, yani tüm dünya üzerinde
sadece İstanbul’da yaşamaktadır.
Küresel ölçekte nesli tehlike altında olan endemik bitkilerden bazılarıdır
Bazılarının yaşam alanları son derece daralmış ve hatta nesli tehlike altındadır.
1-İstanbul çiğdemi (Crocus olivieri subsp. istanbulensis),
2-Narin acı çiğdem (Colchicum micranthum),
3-Kardelen (Galanthus plicatus subsp. byzantinus),
4- İstanbul ballıbabası (Lamium purpureum subsp. aznavourii),
5-İstanbul Karahindibası (Taraxacum aznavourii),
6-Kumul çivitotu (Isatis arenaria),
7-Pendik sarıotu (Buplerum pendikum),
8- Çatalca peygamber çiçeği (Centaurea hermannii),
9- Kilyos peygamber çiçeği (Centaurea kilaea),
10-Boğaziçi Keteni (Li num tauricum subsp.bosphori),
11-İstanbul kekiği (Thymus aznavourii),
12-Sahil sığırkuyruğu (Verbascum degenii),
13-Boğaziçi kafesotu (Symphytum pseudobulbosum),
14-Karadeniz salkımı (Silene sangaria),
15-Sahil asperulası (Asperula littoralis)
42
16-Çokbaşlı köygöçüren (Cirsium polycephalum).
Avrupa ölçeğinde nesli tehlike altında olan İstanbul’un endemik bitkileridir.
1-Kayışdağı soğanı (Allium peroninianum),
2-Ümraniye çiğdemi (Crocus pestalozzae),
3-Crocus flavus subsp. dissectus,
4-Yarımburgaz hardalı (Erysimum degenianum),
5-Erysimum aznavourii, E. sorgerae,
6- İstanbul binbirdelikotu (Hypericum avicularifolium subsp. byzantinum)
7-İstanbul nazendesi (Lathyrus undulatus),
8-Trakya karahindibası (Taraxacum pseudobrachyglossum)
Doğal Hayatı Koruma Derneği ve İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik
Botanik Anabilim Dalın da yapılan floristik çalışmalara dayanarak İstanbul il sınırları içinde 7
önemli bitki alanı belirlenmiştir.
Önemli Bitki Alanları
Tehlikede Kabul Edilen
Terkos Kasatura Kıyıları
73 ( 13 endemik )
Ağaçlı Kumulları
14 ( 7 endemik )
Kilyos Kumulları
15 ( 6 endemik )
Batı İstanbul Meraları
19 ( 7 endemik )
Kuzey Boğaziçi
36 ( 15 endemik )
Sahilköy-Şile
13 ( 6 endemik )
Ömerli Havzası
37 ( 10 endemik )
Terkos-Kasatura Kıyıları Önemli Bitki Alanı
(ÖBA),
İstanbul’un
en
büyük
içme
su
kaynaklarından biri olan
Terkos Gölü ve civarındaki zengin sucul,
bataklık, kumul, fundalık ve baltalık orman habitatlarını içerir. ÖBA baltalık ormanlarında
43
muhtemelen Türkiye’nin en büyük baltalık orman işletmeciliğinden biri ve aynı zamanda
Avrupa’nın en büyük geleneksel odun kömürü imalatı gerçekleştirilmektedir. Özellikle tatlı
su ve kumul ekosistemleriyle Türkiye’deki en zengin fl oraya sahip alanlardan biri olan
ÖBA’da yaklaşık 575 takson kayıtlıdır. Florasında 10 Bern Sözleşmesi Ek Liste I türü ve 8
Küresel Ölçekte Tehlike Altında türde dahil, 73’ten fazla ülke çapında nadir bitki taksonu yer
alır.
ÖBA’daki en önemli sulak alan bitkileri arasında Stratiotes aloides, Vallisneria spiralis ve
Trapa natans ve en önemli kumul bitkileri arasında da Aurinia uechtritziana, Festuca beckeri,
Isatis arenaria, Linum tauricum ssp. bosphori, Silene sangaria ve Verbascum degenii
sayılabilir. Avrupa’ya özgü kumul, mera, orman ve sulakalan bitki topluluklarına ait
örneklerin sergilendiği ÖBA, Trakya’daki en önemli doğal habitatların bir karışımını içeren
benzersiz bir alan olması nedeniyle de önemlidir. Terkos Gölü 1995 yılından beri, Istranca
Dağları’ndaki yedi ayrı su toplama havzasından getirilen suyla takviye edilmektedir. Bunun
sonucu olarak, göldeki su rejimi oldukça değişmiştir. İstanbul ilinin İçme Suyu Koruma
Havzası olarak koruma altında olmasına karşın ÖBA, su rejimini değiştiren çalışmalar,
meralar ve kumul alanların ağaçlandırılması ve konut yapımı gibi ciddi tehditlerle karşı
karşıyadır.
Ağaçlı Kumulları Önemli Bitki Alanı (ÖBA), İstanbul’un Karadeniz kıyılarında TerkosKilyos arasında yer alır ve günümüze kadar bozulmadan yalnızca üç küçük parça halinde
kalmış bir kumul sistemini içerir. Küçük parçalar halinde olmasına karşın Ağaçlı Kumulları,
sahip olduğu nadir kumul bitki örtüsü tipleri ve bitki türlerinin çeşitliliği açısından önemlidir.
Türkiye’nin kuzeybatısında sınırlı olarak bulunan zengin Karadeniz kumul bitki örtüsünün bir
parçasını barındıran ÖBA’da Bern Sözleşmesi Ek Liste I’de yer alan üç türün (Aurinia
uechtritziana, Silene sangaria ve Verbascum degenii) ve Küresel Ölçekte Tehlike Altında
bulunan 6 taksonun (başta Isatis arenaria ve Linum tauricum ssp. Bosphori olmak üzere)
zengin popülâsyonları bulunur. Florasında yer alan ülke çapında nadir ve oldukça lokal 14
kumul bitki türüyle Ağaçlı Kumulları, Türkiye’nin Karadeniz sahillerindeki en zengin üçüncü
kumul alandır.
ÖBA resmi olarak koruma altında değildir. Uzun yıllar boyunca işletilen geniş çaplı açık
linyit maden ocakları nedeniyle yaklaşık % 70 oranında kayba uğrayan Ağaçlı Kumulları
günümüze kadar üç parça halinde, toplam 484 ha kalmıştır. Linyit madenciliğinin sona
ermesinden sonra ÖBA, eski maden sahalarının Türkiye’ye yabancı ağaç türleriyle
ağaçlandırılması ve kum çıkarımı gibi tehditlerle karşı karşıya kalmıştır.
44
Kilyos Kumulları Önemli Bitki Alanı (ÖBA), İstanbul’un Karadeniz kıyılarında yer alan,
kısmen fundalık, mera ve asit karakterli baltalık ormanlarla sınırlanmış geniş kumullardan
oluşur. ÖBA, içerdiği nadir kumul bitki örtüsündeki çeşitlilik ve ülke çapında nadir en az 15
kumul bitki taksonuyla (örneğin Alyssum stribrnyi, Convolvulus persicus, Festuca beckeri,
Isatis arenaria, Linaria odora ve Matthiola fruticulosa) oldukça önemlidir. ÖBA’da Bern
Sözleşmesi Ek Liste I ’de yer alan iki bitki türünün (Silene sangaria ve Verbascum degenii)
zengin popülasyonları yer alır. Alanda sürdürülen botanik araştırmalarının tarihi yüzyıldan
daha eskiye dayanır. En az dört bitkinin tip örneği buradan toplanmıştır. ÖBA Türkiye’nin
Karadeniz kıyılarında bozulmadan kalabilmiş kumul alanları arasında, en zengin bitki
çeşitliliğine sahip ikinci kumul sistemi olması nedeniyle oldukça önemlidir.
Resmi olarak koruma altında bulunmayan ÖBA kumul sistemi 1990’lı yıllarda yazlık ev,
üniversite ve polis koleji tesisleri, linyit çıkarımı, ağaçlandırma ve tarım alanlarına
dönüştürme gibi pek çok nedenle büyük ölçüde zarar görmüştür. Tüm bu olumsuz gelişmelere
karşın, halen koruduğu çok önemli doğal özellikleri nedeniyle ÖBA acilen koruma altına
alınmalıdır.
Batı İstanbul Meraları Önemli Bitki Alanı (ÖBA), İstanbul şehrinin hemen batısındaki
tepeler üzerinde bozulmadan kalmış kalkerli mera, yüzeye çıkmış kayalar ve asit karakterli
kuru fundalık mera parçalarını içerir. Küçükçekmece
Gölü’nün açık su ve bataklık bitki toplulukları da ÖBA
sınırları içine alınmıştır. ÖBA, 1880’li yıllardan bu yana
başta Georges Aznavour olmak üzere birçok botanikçinin
ilgisini çekmiş, çok zengin bir bitki örtüsüne ve kireç
üzerinde yetişen ülke çapında nadir pek çok bitkiye ev
sahipliği yapar. Alanda bulunan beş bitki türü (Amsonia orientalis, Cyclamen coum, Onosma
proponticum, Thymus aznavourii ve Veronica turrilliana) Bern Sözleşmesi Ek Liste I’de yer
alır. Buna ek olarak, ÖBA’da Bupleurum pendikum, Cirsium polycephalum,Gypsophila
glomerata, Heptaptera triquetra ve Linum tauricum ssp. bosphori gibi Küresel Ölçekte
Tehlike Altında bulunan ve/veya Türkiye’de üç ya da daha az yerde kayıtlı nadir bitkiler de
bulunur.
Büyük bir bölümü resmi olarak koruma altında olmayan ÖBA, hemen bitişiğinde hızla
genişleyen İstanbul şehri nedeniyle büyük bir baskı altındadır. Yakın geçmişe kadar ÖBA’nın
karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlike verimli ve derin balçık meralarının tarım alanlarına
dönüştürülmesiydi. Günümüzdeyse alanı tamamen yok edebilecek en önemli tehdit
45
şehirleşmedir. Bu açıdan ÖBA, Türkiye genelinde en çok tehlike altında bulunan alanlardan
birisi olarak kabul edilebilir.
Kuzey Boğaziçi Önemli Bitki Alanı (ÖBA), İstanbul Boğazı’nda ve şehrin kuzey
kesimlerinde yer alan henüz yapılaşmamış kıyılardaki sarp volkanik kayalar, kumullar ve
sazlı bataklık habitatları içerir. Belgrad Ormanını da içine alan ÖBA deniz kıyısına özgü bitki
örtüsü tiplerinin zengin bir mozaiğine sahiptir. ÖBA fl orasında Bern Sözleşmesi Ek Liste
I’de yer alan 5 tür (Aurinia Crocus olivier i subsp. istanbulensis "Istanbul Çiğdemi"
uechtritziana, Centaurea hermannii, Cyclamen coum, Trifolium pachycalyx ve Verbascum
degeni) bulunur. Buna ek olarak ÖBA Küresel Ölçekte Tehlike Altında ve/veya Türkiye’de
yalnız birkaç yerde sınırlı 6 taksona (Asperula littoralis, Centaurea kilaea, Heptaptera
triquetra, Isatis arenaria, Jasione montana ve Linum tauricum ssp. bosphori) ev sahipliği
yapar. Ağaçlandırma nedeniyle ciddi bir şekilde zarar görmüş olmasına karşın, ÖBA içindeki
açık sarp volkanik kayalar üzerinde gelişmiş kayalık bitki toplulukları Türkiye’de kendi
çapındaki en iyi örneklerdendir. Bu açıdan alan, Sinop Yarımadası (ÖBA No. 27) ile
benzerlikler gösterir.
Büyük bir bölümü Boğaziçi Doğal Sit Alanı içinde yer alan ÖBA, aynı zamanda Boğaziçi
Kanunu ile de korunmaktadır.
Buna karşın, Boğaziçi’nde yerleşime yüksek talep nedeniyle alan sürekli yapılaşma tehditi
altındadır. ÖBA, Riva civarında küçük ancak zengin bitki örtüsü içeren kumullardan kum
çıkarımı ve resmi spor tesislerinin yapımı vb. tehditlerle de karşı karşıyadır.
Sahilköy-Şile
Kıyıları
Önemli
Bitki
Alanı
(ÖBA),
İstanbul
şehir
merkezinin
kuzeydoğusunda, Karadeniz sahillerinde yer alır. ÖBA, arkası geniş baltalık ormanlarla
çevrelenmiş deniz kıyısına özgü fundalık, çalı ve kumul bitki topluluklarının bir karışımını
içerir. İstanbul Boğazı’nın batı yakasındaki sahiller kadar olmasa da ÖBA, zengin bir kumul
bitki örtüsüne sahiptir. Bitki örtüsünde Küresel Ölçekte Tehlike Altında bulunan türlerin
(Asperula littoralis, Centaurea kilaea, Silene sangaria ve Verbascum degenii vb) zengin
popülasyonları yer alır.
ÖBA içinde iki Doğal Sit Alanı bulunmasına karşın, Sahilköy ve Şile arasındaki tüm kıyı
şeridi büyük bir baskı altındadır.
ÖBA, kumullar ve hemen bitişiğindeki mera-çalılık habitatlarında devam eden yazlık ev
yapımı ve hızla büyüyen İstanbul nüfusunun denize girebileceği nadir sahillerden biri olması
46
nedeniyle, özellikle yazları artan ziyaretçi baskısı gibi tehditlerle karşı karşıyadır. Yoğun
yapılaşma ve arazi kullanım baskısının yanı sıra alanda yer yer aşırı otlatma da görülür.
Ömerli Havzası Önemli Bitki Alanı (ÖBA), Kocaeli Yarımadası’nın orta ve güney
bölümlerinde yer alan tepeler üzerindeki habitatları içerir. ÖBA fundalık, frigana ve asit
karakterli baltalık ormanların bir karışımı ve bunlarla bağlantılı çok çeşitli mera, turbalık ve
mevsimlik su dolan çukur ve gölcük habitatlarından oluşur. Ömerli Havzası ülke çapında
nadir 37’den fazla takson (örneğin Allium peroninianum, Centaurea amplifolia, Colchicum
micranthum, Crocus olivieri ssp. istanbulensis, C. pestalozzae, Eleocharis carniolica,
Rhynchospora brownii ssp. brownii ve Trifolium pachycalyx) barındırır. Bunların çoğunun
Türkiye’deki en zengin ve bazen de tek popülasyonları ÖBA’dadır. Alan aynı zamanda, Doğu
Avrupa ve Doğu Akdeniz’deki en geniş fundalık alanları içermesi nedeniyle de çok
önemlidir. Fundalık toplulukları yalnız İstanbul’a özgü bitki türlerini değil, aynı zamanda bazı
bitki türlerinin doğal yayılış alanlarının çok uzağındaki kopuk popülasyonlarını içermesi
nedeniyle de önem taşır. Fundalık alanlar ayrıca, barındırdığı alçak arazi karaçam (Pinus
nigra ssp. pallasiana) topluluklarıyla da önemlidir. ÖBA’nın kuzey kesimlerini büyük ölçüde
kaplayan geniş baltalık ormanlar geleneksel olarak devam eden odun kömürü işletmeciliği
açısından da değer taşır. ÖBA’da hakim olan iklim,
topografya ve jeolojideki çeşitlilik kısa bir mesafede frigana, fundalık ve oradan da orman
topluluklarına geçiş yapan olağanüstü bir bitki örtüsüne yansımıştır.
ÖBA Polonezköy Tabiat Parkı ve Ömerli Barajı su toplama havzası nedeniyle kısmen koruma
altındadır. Ancak, İstanbul’un yerleşim alanlarının hızla genişlemesi nedeniyle, güney
kesimleri başta olmak üzere alan büyük bir tehdit altındadır.
Özellikle fundalık ve mera habitatları yapılaşma ve ağaçlandırma çalışmaları nedeniyle büyük
bir baskı altındadır. Acilen gerekli önlemler alınmazsa ÖBA’nın geniş fundalıkları
önümüzdeki on yıl içinde büyük ölçüde tahrip edilecektir
EK 2: İstanbul İlindeki Kuş Türleri
İstanbul’da Yaşayan Kuş Türleri
Önemli Kuş Alanları: (ÖKA) doğadaki kuş türlerinin nesillerini sürdürebilmeleri için özel
önem taşıyan coğrafik alanlardır.
47
İstanbul’un Önemli Kuş Alanları
Maksimum Kuş sayıları
Büyükçekmece Gölü ( Baraj Gölü)
22.681 Kışlayan Su Kuşu
Küçükçekmece Gölü (Kıyı Lagünü)
21.273 Kışlayan Su Kuşu
Şile Adaları ( Kayalık Kıyı Adaları)
525 Çift Üreme-Konaklama
Boğaziçi ( Göç Geçidi-Orman)
Göç dönemlerinde sayıları değişmektedir
İstanbul, ılıman sayılabilecek iklimi ve göçmen kuşların göç yolları üzerinde bulunması
nedeniyle farklı türdeki hayvanlara ev sahipliği yapmaktadır. Bu türler aşağıdaki tablolarda
belirtilmiştir.
3.7.7. Yerleşim Alanları ve Nüfus
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) hazırlamış olduğu 2010 yılı Adrese Dayalı Nüfus
Kayıt Sistemi (ADNKS) Nüfus Sayımı Sonuçlarına göre İstanbul'un Toplam Nüfusu
13.255.685 kişidir. Toplam nüfus içerisinde 13.120.596 (% 98,98) kent nüfusu, 135.089 da
(% 1,02) kırsal nüfusudur.
İstanbul ili içinde ilçelere göre nüfus dağılımına bakıldığında, nüfusu en fazla olan ilçeler
sırasıyla, Bağcılar, Küçükçekmece, Bahçelievler ve Ümraniye; nüfusu en az olan ilçeler ise
sırasıyla Adalar, Şile ve Çatalca’dır
İstanbul ilinde 1927 yılından günümüze dek erkek nüfusun büyüklüğü kadın nüfusundan daha
fazla olmuştur. Cinsiyet oranı 1955 yılına kadar sürekli artış, bu yıldan sonra da sürekli bir
azalma göstermiştir. Cinsiyet oranı en yüksek değerini 127 ile 1955 yılında almıştır. İstanbul
ilinde 2010 yılı verilerine göre erkek nüfusu 6.655.094 kişi, kadın nüfusu ise 6.600.591
kişidir.
İlimizde yaşanan sıkıntıların başında kent nüfusunun çok hızlı büyümesine rağmen kent
gelişiminin bu hıza ulaşamaması gelmektedir.
İlçeler
Arnavutköy, Adalar, Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir,
Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy,
Esenler, Esenyurt, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kâğıthane, Kartal,
Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Sultangazi, Sultanbeyli, Şile,
Şişli, Ümraniye, Üsküdar, Tuzla, Zeytinburnu.
48
Toplam İlçe Sayısı: 39
Toplam Mahalle Sayısı: 782
Toplam Köy Sayısı: 152
3.7.8. Ulaşım
Günümüzde İstanbul ile ilgili olarak akla gelen ilk sorun ulaşımdır. Coğrafik konumu, nüfusu,
yerleşme alanının büyüklüğü, sosyal, kültürel ve ticari faaliyetlerin çeşitliliği gibi çok
sayıdaki özelliği ile bir Dünya metropolü olan İstanbul’da, 1970’li yıllarda önemini arttırmaya
başlayan ulaşım sorunu, özellikle son yirmi yılda gerçekleştirilmiş olan projelere ve
uygulamalara rağmen henüz istenilen çözüme kavuşturulamamıştır.
Uzun yıllar ihmal edilen yatırımlar, yanlış uygulamalar ve plansız çalışmalar sonucunda
İstanbul ulaşımı, kentin ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelmiştir. Şehirde gerçekleştirilen
tüm faaliyetlerin ulaşımla doğrudan veya dolaylı olarak bir bağlantısı olduğundan, ulaşım
sistemleriyle ilgili bu durum kentin bütününe yansımıştır. Dünyanın değişik kentlerindeki
deneyimler göstermektedir ki, kentsel ulaşım sorunlarının sadece yeni karayolu şebeke
yatırımları ve kapasite artırımlarıyla çözümü mümkün değildir.
Yeterli karayolu altyapısı sağlandıktan sonra, mevcut trafik sisteminin idaresi, ulaşım
talebinin yönetimi ve güvenilir bir toplu taşıma sisteminin kurulması gerekmektedir. İstanbul,
Türkiye’nin nüfus, ticaret, spor, motorlu araç vb. pek çok konuda en büyük ve en hızlı
büyüyen şehridir. Ancak bu büyümesini dengeli arazi kullanımı ve planlı bir altyapı ile
birlikte gerçekleştirememiştir.
Yetersiz altyapı koşulları ve hızlı nüfus artışı göz önüne alınırsa, İstanbul metropolü için
üretilecek çözümler, karayolu altyapısını geliştirmekten çok, deniz taşımacılığının ve raylı
sistemlerin etkin kullanımına yönelik, özel araç kullanımını caydırıcı ve toplu taşımacılığı
özendirici yönde politikalar geliştirmeye yönelik olmalıdır.
Toplu Taşım Sistemleri
İstanbul İlindeki toplu taşım sistemlerini karayolu, raylı sistem ve denizyolu taşımacılığı
olmak üzere üç başlık altında incelemek mümkündür.
49
Karayolu Taşımacılığı
İstanbul, 5315 km²’lik alanıyla Türkiye’nin yüzölçümünün sadece % 0.67’sine sahip olmasına
rağmen, ülke nüfusu ile tüm motorlu taşıtların beşte birine ev sahipliği yapmaktadır.
Türkiye’nin en büyük kenti olan İstanbul’un belki de en önemli sorunu trafiktir. Resmi
olmayan rakamlara göre yaklaşık 15 milyon kişinin yaşadığı İstanbul’da trafik sıkışıklığı
özellikle son birkaç yıldır içinden çıkılmaz bir hal almış, trafikte geçirilen saatler
İstanbul’daki yaşamı daha da zorlaştırmıştır.
İETT Otobüsleri: 1871 yılından itibaren çalışan Tramvay İşletmesine destek olmak amacı ile
Dersaadet Tramvay Şirketi ’ne 4 adet otobüs çalıştırma izni verilmiş, ilk otobüs 1926 yılında
çalışmaya başlamış ve her geçen yıl sayısı artırılan otobüslere 1999 yılında çevre ve insan
dostu yeşil otobüsler eklenmiştir. 2006 yılında 350’si solo, 100’ü körüklü olmak üzere toplam
450 Euro III çevreci motora sahip, Avrupa standartlı, klimalı ve yüzde yüz alçak tabanlı
otobüsler hizmete girmiştir. Ortalama 13,5 olan filo yaşının 10 yaş altına çekilmesi
hedeflenmektedir. Yeni alınan otobüslere ilave olarak, 20 m. uzunlukta, yüksek yolcu
kapasiteli otobüsler dahil olmak üzere 2007 yılında 500 adet daha yüksek çevre
standartlarında otobüs alımı planlanmaktadır. 2010 yılında 2.515 otobüs ile günde 1.800.000
kişi taşınmış olup, sistemdeki payı ancak %14,81’te kalmıştır.
Özel Halk Otobüsleri: Büyükşehir Belediye Başkanlığına bağlı Trafik Müdürlüğü
denetiminde çalışan Özel Halk Otobüsleri 1985 yılında İETT İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün yönetim, yürütüm ve denetimine verilmiştir. TaşıtlarDaire Başkanlığı’na bağlı
Özel Ulaşım Şube Müdürlüğü kurulmuş ve halen devam etmektedir. 2006 yılı itibariyle; 1279
adet normal, 676 adet bölgesel taşımacılık yapan ve 2 adet turistik (çift katlı) olmak üzere
toplam 2059 adet özel halk otobüsü ile günde 1.200.000 kişi taşınmıştır ve sistemdeki payı %
9,87’dir.
Otomobiller:
İstanbul’da
her
gün trafiğe
çıkan taşıtların 1.636.501 otomobiller
oluşturmaktadır. Ülke genelindeki otomobillerin ise %28,5’i İstanbul’da bulunmaktadır.
İstanbul kent içi ulaşımında %21,80 ile en yüksek paya sahip olan otomobiller, özellikle
merkez
bölgelerdeki
yollarda
yaşanan trafik sıkışıklığının
başlıca
nedeni olarak
gösterilmektedir.
Otomobillerin doluluk oranı 1,5 – 2,0 arasında değişmekte olup, 2010 yılı verilerine göre
1.636.501 adet otomobil ile günde 2.650.000 kişi taşınmaktadır. İstanbul’daki otomobil
sahipliği gelişmiş ülke şehirlerine göre oldukça düşük kalmakla birlikte, ekonomik ve sosyal
50
gelişmeye paralel olarak artan otomobil sahipliğinin İstanbul’da önümüzdeki yıllarda da
hızlanarak artacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Minibüsler: İstanbul Toplu taşıma sisteminde her biri 14 kişilik 5860 araçla çalışan
minibüslerle 1.800.000 kişi taşınmakta olup, sistemdeki payı % 14.81’dir. Minibüsler ile 123
hat üzerinde taşıma yapılmakta olup, bu hatların büyük kısmı İETT ve ÖHO ile
örtüşmektedir. Bireysel taşımanın hâkim olduğu minibüslerin kentin merkez bölgesi dışına
alınarak büyük kapasiteli türleri besleyici bir tür olarak çalıştırılmaları yönünde Büyükşehir
Belediyesi’nce bir kısmı hayata geçirilmiş çalışmalar yapılmaktadır. Bütünleşik ücret
sistemine dâhil edilmeleri ile minibüslerin raylı sistemleri, deniz taşımasını ve ana hatlarda
taşıma yapan otobüsleri besleyici sistem haline dönüştürülmesi şeklindeki uygulamaların
devam edilmesi bu tür için en uygun çalışma şekli olarak görülmektedir. Bu arada minibüs
sahipleri arasında şirketleşmenin sağlanması, yani kurumsallaşmaları, belirlenmiş duraklarda
yolcu indirme ve bindirme yapmalarının sağlanması, sürücülerin yolu kullanmada, trafik
kurallarına uymada ve yolcu ile ilişkilerinde olumlu yönde yönlendirilmeleri, sistemin
güvenirliği, trafiğe etkisi ve trafik güvenliği yönlerinden önemli hususlar olarak
görülmektedir.
Dolmuşlar - Taksiler: Yollarda dolaşarak yolcu aldıkları için uzun yıllar İstanbul’daki trafik
sıkışıklığının başta gelen nedenlerinden biri olarak gösterilen dolmuşların son yıllarda sayıları
azalmış, taşımadaki payları küçülmüştür. Ayrıca, çalışma şekilleri değişmiş, dolaşarak dolmuş
yapan kalmamıştır. Belirli noktalar arasında çalıştırılan dolmuşların araç tipleri de değişmiş,
daha büyük kapasiteli araçlar devreye sokulmuştur.
İstanbul’da taksi sayısının serbest bırakılması konusu sık sık gündeme getirilen bir konudur.
Sabah ve akşam zirve saatler ile yağışlı havalarda taksi bulmada zorluklar yaşanmakla
birlikte, zirve dışı saatlerde özellikle merkez bölgelerde boş dolaşan taksi sayısı oranı
yüksektir. Telsiz sisteminin geliştirilmesi, ayrıca durak sorunlarının çözülmesi ile mevcut
kapasiteden daha verimli ve trafiği olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde yararlanılması
mümkün görülmektedir. Dolmuş ve taksilerle günde 17.967 araçla ortalama 1.400.000
dolayında yolcu taşınmakta olup, sistem içerisindeki payı % 11,52’tür.
Servis Araçları: İstanbul kent içi taşımacılığında özellikle son yıllarda konut-okul ve konutiş seyahatlerinde tercih edilen toplu taşıma araçları servisler olmaktadır. 2010 yılında
toplamda 33.241 araçla yaklaşık olarak günde 2.000.000 kişi taşınmakta olup, sistemdeki payı
%16,46’dır. Sağlıklı bir kayıt düzeni bulunmayan ve çalışma statüsü oluşturulamayan servis
51
araçlarının diğer toplu taşıma araçlarına tercih edilmelerinin sebepleri, çoğunun kapıdan
kapıya hizmet sunmaları, zaman tarifelerine uymaları ve oturarak gitme olanağı verdikleri için
daha konforlu olmalarıdır. Bununla birlikte, zirve saatleri dışında atıl olarak bekletilmeleri, bu
beklemeleri çok yerde genel trafiği aksatacak şekilde akan trafiğe ait yol üzerinde yapmaları,
bir kısmının yaşlı ve standart dışı olmaları önemli sorunlar olarak görülmektedir. Okul servis
araçlarının taşıma ücreti ve taşıma güvenliği bakımından sıkça gündeme geldiği de bilinen bir
durumdur. Bu taşıma türüne ait kapasiteden gün boyu yararlanabilme olanakları aranmalı,
bekleme yerleri için düzenlemeler getirilmelidir.
Metrobüs: İstanbul’un trafik sorununu çözmek amacıyla Eylül 2006’da KüçükçekmeceTopkapı hattında deneme seferlerine başlanmıştır. Akıllı teknoloji desteği ile çalışan ve
uçaklarda yön bulmayı sağlayan ‘flight directory’ benzeri bir bilgisayarla önceden belirlenmiş
sanal yörüngede hareket eden metrobüs, güzergah üzerine çakılan mıknatıslı çubuklar ile
kendini
sürekli
denetlemektedir..Ancak
İstanbul’da
henüz
bu
teknik
çalışmalar
tamamlanmadığı için araçlar şoförler tarafından kullanılacak, 6 ay sonra bu sistemin
tamamlanmasıyla metrobüsler şoförsüz hizmet vermeye başlayacaktır. Saatte 60 kilometre hız
yapabilen ve tek yönde 15 bin yolcu taşıma kapasitesi bulunan metrobüs, 230 yolcu
kapasitesine sahip olup, 3 otobüse eşdeğer, personel, işletme ve yakıtta ayda 20 milyar TL
tasarruf sağlayacak özelliğine sahiptir. Metrobüsler pahalı altyapı yatırımına gerek
duyulmadığı için raylı sistemler ve metroya karşı ciddi bir alternatif oluşturmaktadır.
Metrobüs
hattının
ikinci
aşamasını
Topkapı-Mecidiyeköy,
üçüncü
aşamasını
ise
Mecidiyeköy- Kadıköy Fenerbahçe Stadı oluşturmaktadır.
Raylı Toplu Taşıma Sistemleri
1960’lı yılların başından itibaren hızla göç alan ve büyüyen İstanbul’da toplu taşımacılık
akaryakıtlı ve lastikli araçlara bırakılmıştır. Ancak, karayolu taşımacılığının büyüyen ve
kalabalıklaşan şehre yetmemeye başlaması ile birlikte en işlevsel çözüm olarak yeniden raylı
sistemlere dönüş programları yapılmaya başlamıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi raylı
sistemlerin yapımına 1985 yılında tekrar başlamış, yapımı tamamlanan raylı sistem hatlarının
işletmeciliğini ve bakım onarımını üstlenmek üzere 1988 yılında İstanbul Ulaşım A.Ş.
kurulmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirket olarak kurulan Ulaşım AŞ,
İstanbul’daki metro, hafif metro, cadde tramvayı, finüküler sistem ve teleferiklerin işletmecisi
durumundadır. İstanbul’da giderek ivme kazanan raylı sistem yatırımlarının tamamlanmasıyla
birlikte kısa zamanda çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek olan Ulaşım A.Ş. 2005
52
yılında imzaladığı ‘Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği (UITP) Sürdürülebilir Gelişme
Beyannamesi’ ile sürdürülebilir gelişme alanındaki taahhüdünü de ortaya koymuştur.
Raylı taşımacılık İstanbul gibi büyük bir metropolde çok daha yaygın olması gerekirken, tüm
taşımacılık sistemleri içinde sadece %7,27’lik bir paya sahip olup, sistemler yolcu
kapasitelerinin altında hizmet vermektedir.
İstanbul Ulaşım Planlaması kapsamında raylı taşımacılığın arttırılması ve yaygınlaştırılması
amacıyla pek çok proje başlatılmıştır. Devam eden projelerin toplam uzunluğu 293,40 km
olup, bu projeler tamamlandığında toplam raylı sistemlerin uzunluğu 418,96 km’ye
ulaşacaktır. İstanbul genelinde 2005 yılında 7 olan raylı taşıma sistemi sayısı, 2006 yılından
itibaren 12’ye çıkarılmıştır.
Kent İçi Raylı Taşımacılık
Aksaray - Havalimanı Metrosu: 1989 yılından bu güne yolcu taşımaya devam eden
Aksaray - Havalimanı Hafif Metro hattı, hizmet verdiği bölge ve güzergah üzerinde günlük
220.000 yolcu ile taşıyıcı aks konumuna gelmiştir. 1. Etabında Aksaray - Kartaltepe arasında
hizmet veren Metro, 18 Aralık 1989 tarihinde Esenler, 31 Ocak 1994 tarihinde Otogar ve daha
sonrasında 2nci etabı oluşturan Terazidere, Davutpaşa, Merter, Zeytinburnu ve Bakırköy
istasyonlarınında açılması ile potansiyelini arttırmıştır. Zaman içinde yapılan yatırımlarla yeni
istasyonlar sisteme dahil edilmiş, son olarak ta 13 Aralık 2002 tarihinde Dünya Ticaret
Merkezi ve Havalimanı istasyonları da açılmıştır.
Şişhane - Atatürk Oto Sanayi Sitesi: Yapımına 1992 yılında başlanan ve Taksim - 4.Levent
arasında hizmet veren metro, 16 Eylül 2000 tarihinde hizmete girmiştir. . 31 Ocak 2009 da
hattın kuzeyinde Atatürk Oto Sanayi ve güneyinde Şişhane uzantıları hizmet vermeye başladı.
Tramvay (Zeytinburnu - Kabataş Hattı): Zeytinburnu-Kabataş arasında hizmet veren
tramvay hattının Sirkeci-Aksaray-Topkapı bölümü
1992 tarihinde, Topkapı - Zeytinburnu
bölümü Mart 1994 ve Sirkeci-Eminönü
bölümü ise Nisan 1996 tarihinde hizmete
açılmıştır. 30 Ocak 2005 tarihinde yapılan
törenle hat Kabataş’a uzatılmış ve aynı gün
hizmete alınan Taksim-Kabataş Funiküler
hattı ile bütünleşmiş peron yapısı sayesinde
Tramvay-Metro ve deniz ulaşımı Kabataş bölgesinde birbirine bağlanmıştır. Bu bağlantı
53
sayesinde Taksim metro yolcuları Funiküler hattı ile ulaştıkları Zeytinburnu-Kabataş tramvay
hattı aracılığı ile Aksaray-Havalimanı metrosuna dolayısı ile Otogar ve Havalimanı
istasyonlarına sadece raylı sistemleri kullanarak erişebilmektedirler.
Tramvay (Güngören - Bağcılar) : İstanbul’ un ikinci modern tramvay hattı olarak hizmete
alınan Zeytinburnu-Güngören-Bağcılar güzergâhı 14 Eylül 2006 tarihinde düzenlenen tören
ile hizmete alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 27 Ocak 2004 tarihinde
inşaasına başlanan tramvay hattı 5.2 kilometre uzunluğunda olup üzerinde 587 metre viyadük,
4 bin 35 metre hemzemin bulunmaktadır. Zeytinburnu bölgesinde T1 Zeytinburnu-Kabataş
tramvayı ve M1 Aksaray-Havalimanı Metro hattı ile bütünleşmiş olacak şekilde tasarlanan
sistemi kullanan yolcular Bağcılar – Güngören bölgesinden sadece raylı sistem aktarmalarını
kullanılarak Havalimanı, Otogar ve M² Taksim-4.Levent Metrosuna kesintisiz yolculuk
yapabilmektedirler.T2 Güngören-Bağcılar tramvayı, inşaası devam eden Otogar-Bağcılar
metrosu ile de aktarma imkânı verecek konumdadır. Güzergâh 5 dakika sefer aralığı ile
hizmet vermekte olup tek yönde sefer süresi 20
dakika olarak belirlenmiştir.
Şişhane - Hacı Osman (Sarıyer) Metrosu
Nostaljik Tramvay (Kadıköy - Moda): 01
Kasım 2003 tarihinde hizmete giren KadıköyModa Tramvayı, Kadıköy meydanından hareket
edip, otobüs özel yolu ve Bahariye Caddesini
takip ederek Moda caddesi üzerinden tekrar
Kadıköy meydanına gelmektedir. 10 istasyona sahip olan tramvayın hat uzunluğu 2,6 km.dir.
4 adet aracın çalıştığı bu hatta, sefer süresi 205 dakika olup, günde 81 sefer yapılmaktadır.
Günde ortalama 1.800 adet yolcu taşınmaktadır.
Nostaljik Tramvay (Tünel - Taksim): 1990 yılının sonlarında Taksim-Tünel arasında tekrar
işletmeye alınan nostaljik tramvay, sadece İstiklal Caddesi ve Beyoğlu’nun değil İstanbul’un,
hatta Türkiye’nin simgesi haline gelmiştir. Nostaljik tramvay halen Taksim-Tünel arasında
1.640 metrelik hat üzerinde günde 1.550 yolcu taşıyarak yılda ortalama 14 bin sefer yapmakta
ve Karaköy’den füniküler ile gelen yolcuların Taksim’e ulaşmasını sağlamaktadır.
Füniküler (Tünel - Karaköy): Dünyanın en eski 3. yeraltı metrosu olan ve Galata-Beyoğlu
arasında halen hizmet veren TÜNEL 5 Aralık 1874 tarihinde hizmete girmiştir. Önceleri
sadece eşya ve hayvanlar taşınmış, 17 Ocak 1875 tarihinden itibaren yolcu taşınmasına
54
başlamıştır. Karaköy’ü İstiklal Caddesi’ne bağlayan Tünel ile günde yaklaşık 10.800 yolcu
taşınmaktadır. 0.6 km. uzunluğunda olan hat özellikle Anadolu Yakası’ndan Karaköy’e
ulaşan yolcuları İstiklal Caddesi’ne oradan Nostaljik Tramvay ile Taksim’e ulaştırmaktadır.
Füniküler (Taksim - Kabataş): 29 Haziran 2006’da hizmete giren sistem taksim ile Kabataş
arasını 110 saniyeye indirmiştir. Taksim ve Kabataş olmak üzere iki istasyondan oluşan
sistemin hat uzunluğu 0,6 km olup üç dakikalık sefer aralığı ile hizmet verilmektedir. Bu
sistem ile, şu an hizmet vermekte olan Taksim–4.Levent (Ayazağa-Yenikapı) Metrosu,
Taksim-Tünel Nostaljik Tramvayı, Taksim Otobüs ve Dolmuş Durakları ile Zeytinburnu Fındıklı (Kabataş-Bağcılar) Tramvayı, Kabataş İDO vapur, feribot ve deniz otobüsü iskeleleri
bütünleşmiş edilmiş ve İstanbulluların Havalimanından sadece raylı sistem ile Taksim
Metrosuna ve Kabataş/Beşiktaş gibi deniz ulaşımı araçlarının yoğun kullanıldığı bölgelere
erişimi sağlanmıştır.
Taksim-Kabataş Füniküler Sistemi, Taksim’den 4. Levent’e uzanan metroyu Kabataş –
Zeytinburnu Cadde Tramvayı ve Aksaray-Havalimanı hafif metro hatlarıyla birleştirmiştir. Bu
sayede, 4.Levent’ten başlayıp, Atatürk Havalimanı’na ve Otogar’a kesintisiz raylı sistem
ağının kurulması sağlanmıştır. Yeni sistem, Gümüşsuyu ’nun trafik yükünü azaltırken, vapur
ve deniz otobüsü iskelesi, otobüs hattı ve tramvay hattının kesiştiği Kabataş’ı önemli bir
aktarma merkezi haline getirmektedir.
Teleferik (Taksim - Maçka): Maçka – Taşkışla arasında Demokrasi Parkı üzerinde 0,3 km
uzunluğunda bir yönde 12 kişilik taşıma kapasitesi olan, 6’şar kişilik 2 kabini bulunan havai
hat taşıma sistemidir. Hafta içi günde 700-1000 kişinin taşındığı hattın maksimum yolcu
kapasitesi 210 kişi/saat olup, sefer süresi 3 dakikadır.
Teleferik (Eyüp - Piyer Loti): 2005 yılı sonunda Eyüp-Pierre Loti arasında hizmete açılan
teleferik, birisi 625, diğeri 250 m² olmak üzere, iki istasyondan oluşmaktadır. İstasyonlar
arasındaki uzaklık 0,42 km, kot farkı ise 53 m.dir. Ulaşım, 8’er kişilik kapasiteye sahip olup,
iki gidiş iki dönüş dört adet panoramik kabinle yapılmakta olup, saatte 18 sefer yaparak
karşılıklı olarak 350 kişi taşıma kapasitesine sahiptir. Teleferik bir seferini 200 saniyede
tamamlamaktadır.
Banliyö Hattı (TCDD): Kentin her iki yakasında denize paralel demiryolu şebekesi üzerinde
birer banliyö hattı bulunmaktadır. Anadolu yakasında, 45 km. uzunluğunda Haydarpaşa –
Gebze Banliyö Hattı ve Avrupa yakasında, 27 km. uzunluğunda Sirkeci – Halkalı Banliyö
Hattı çalışmaktadır. Haydarpaşa – Gebze Banliyö Hattında 112 adet, Sirkeci – Halkalı
55
Banliyö Hattında ise 150 adet trenle, her iki hatta toplam 164.000 kapasite ile, 141.000 kişiye
toplu taşımacılık hizmeti verilebilmektedir. Banliyö hattının, raylı taşıma sistemleri
içerisindeki payı %16.00, toplu taşımdaki payı ise %1,16’dır.
.Denizyolu ile Toplu Taşımacılık
İstanbul’da kent içi ulaşımda bir diğer sistem deniz yolu taşımacılığıdır. 98 gemi ve 86 iskele
ile dünyanın en büyük araç ve yolcu deniz taşımacılık şirketi olan İDO filosu toplam 33 hatta;
25 deniz otobüsü, 10 hızlı feribot, 18 araba vapuru, 35 şehir hatları yolcu vapuru ve Mavi
Marmara yolcu gemisi ile 86 noktaya hizmet götürmektedir.
Yolcu Vapurları: İDO filosunda, 4 ayrı tipte 35 adet yolcu vapuru hizmet etmektedir.
Bunlardan 6 tanesi 2100 yolcu, 2 tanesi 1500-1700 yolcu, 18 tanesi 1500 yolcu ve 6 tanesi
750 yolcu kapasitelidir. İstanbulluların seçtiği model 4 vapurlarından Fatih vapuru 2008’de
Kadıköy ve Beyoğlu Vapurları 2009 yılında İDO filosuna katılmıştır.
Deniz Otobüsleri: Filoya katılan Mehmet Reis-11 ve Murat Reis-7 ile birlikte; İDO filosunda
4 farklı tipte 25 adet deniz otobüsü bulunmaktadır. Bunlardan 15 tanesi 449 yolcu, 10 tanesi
ise 350-400 yolcu taşıma kapasitesindedirler.
Hızlı Feribotlar: Filoda, 4 ayrı tipte toplam 10 adet hızlı feribot bulunmaktadır.
Kapasitelerine bakıldığında; 2 tanesi 1200 yolcu ve 225 araç, 2 tanesi 800 yolcu ve 200 araç,
2 tanesi 490 yolcu ve 94 araç, 2 tanesi ise 588 yolcu 112 araç taşıyabilmektedir. Yavuz Sultan
Selim ve Kanuni Sultan Süleyman hızlı feribotları Kasım 2008’de İDO filosuna katılmıştır.
Araba Vapurları: Filoda, 8 tanesi 112, 7 tanesi ise 66 araç kapasiteli 18 adet araba vapuru
bulunmaktadır. Mart 2008’de Suhulet, Haziran 2008’de Sultanahmet, 4 Eylül 2008’de
Sadabat araba vapuru İDO filosuna katılmıştır.
Mavi Marmara Yolcu Gemisi: Yaz aylarında, deniz otobüsü seferlerine ek olarak, Mavi
Marmara yolcu gemisi ile Sarayburnu - Marmara - Avşa seferleri yapılmakta olup, 1.080
yolcu kapasitelidir.
Deniz Dolmuş Tekneleri: İstanbul kent içi toplu taşıma sistemi kapsamında işletilen dolmuş
motorları Üsküdar-Beşiktaş, Üsküdar–Kabataş, Kadıköy-Eminönü-Karaköy, Yeniköy-Beykoz
hatlarında çalışmaktadır. Dolmuş tekneler, 150 tekne ile 60.000 kişi kapasiteye sahiptir.
Deniz Otobüsleri ve Hızlı Feribot Terminalleri: Avrupa yakasında 8, Anadolu Yakasında
ise 11 adet olmak üzere 17 adet terminal bulunmaktadır. İsimleri aşağıdadır.
56
Avrupa Yakası
Anadolu Yakası
Yenikapı
Kadıköy
Bakırköy
Bostancı
Avcılar
Pendik
Büyükçekmece
Kartal
Kabataş
Beykoz
Beşiktaş
Burgazada
İstinye
Kınalıada
Sarıyer
Heybeliada
Büyükada
Harem
Maltepe
Limanlar
İlimizde biri Karadeniz’de olmak üzere Marmara Denizi sahil şeridi ve boğaz boyunca toplam
23 adet liman tesisi bulunmaktadır.
Söz konusu tesisler içerisinde 2009
yılında en fazla yük elleçlemesi
Marport Limanı, Kumport Ambarlı
Limanı, TCDD Haydarpaşa Limanı
ve Akçansa Limanında yapılmıştır.
Bununla birlikte, Marport, Mardaş
(Altaş) ve Kumport Ambarlı Limanı
ile TCDD Haydarpaşa Limanı en
57
fazla konteyner elleçlemesinin yapıldığı limanlardır.
2.1.7.4. Havayolları
İstanbul ilinde Atatürk Havaalanı ve Sabiha Gökçen Havaalanı olmak üzere iki havaalanı
bulunmaktadır.
Atatürk Havaalanı: Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından işletilen Atatürk
Havaalanı, şehir merkezine 24 km uzaklıkta ve batı yönündedir. İç ve Dış Hat tarifeli-tarifesiz
seferleri ile uluslararası charter seferlerine açık, 24 saat hizmet veren, sivil amaçlı bir
limandır. Şehir merkezinin batısında ve merkeze 24 km. mesafededir. Toplam 9.470.554
m²’lik arazi üzerinde kurulu bulunan Atatürk Hava Limanı Devlet Hava Meydanları İşletmesi
Genel Müdürlüğü tarafından işletilmektedir.
Atatürk Havaalanı Dış Hatlar Terminali, kapasitesini % 30 arttıran ek tesislerin de işletmeye
alınması ile, yıllık 38.300.000 yolcu kapasitesi, 85 yataklı otel, 23 yolcu köprüsü, 256 bin
metrekare kapalı alan, 42 pasaport bankası, iki bin 60 metre yürüyen bantlar, en son
teknolojinin kullanıldığı check-in ve bagaj kontuarları, güvenlik sistemleri ile hizmet
vermektedir.
2010 yılında iç hatlarda 34.287 ton ve dış hatlarda 417.859 ton olmak üzere toplam 452.146
ton yük taşımacılığı yapılmıştır.
Sabiha Gökçen Havaalanı: 2001 yılında işletmeye açılmış olan Sabiha Gökçen Uluslararası
Havaalanı, stratejik konumu, fonksiyonel mimarisi, ulaşım olanakları ve kullanım alanlarıyla,
ulaşım, dış ticaret, havacılık ve teknoloji gibi birçok alanda hizmet vermektedir. 655 hektarlık
açık alan üzerine kurulu Havaalanında havacılık anlamında bütün hizmetler kısa adı HEAŞ
olan Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri Anonim Şirketi tarafından tek elden
yürütülmektedir.
Yer hizmetleri, hava trafik, operasyon, kargo, itfaiye, sağlık ve güvenlik gibi bir havaalanında
bulunması gereken bütün birimlerin tek bir çatı altında toplanmış olması hizmet kalitesi
bakımından Sabiha Gökçen ’e büyük avantaj sağlamaktadır.
Havaalanındaki diğer hizmetler ise yine HEAŞ gözetiminde işletici firmalar tarafından
sağlanmaktadır. Yıllık 3,5 milyon yolcu kapasitesinin yanı sıra, 90.000 ton kargo kapasitesi
ile dış ticaretin yeni merkezi olacak Sabiha Gökçen, gıda ihracatı için bugüne kadar kısıtlı
olarak kullanılan havayolu seçeneğini olanaklı kılmaktadır. Her biri 20 m² olan 18 soğuk hava
58
deposuna ve 7.000 m² kapalı depolama alanına sahip kargo bölümü hareketli x-ray
cihazlarıyla taranabilmektedir.
Burada yüklenen kargo tamamıyla elektronik olarak tanımlanarak barkod sistemiyle kayıtlara
geçirilmektedir. 3 km uzunluğunda 2 piste sahip bulunan havaalanının 55 uçak kapasiteli park
alanında aynı anda 22 uçağa 5.000 m3’lük akaryakıt deposundan borular yardımıyla yakıt
verilebilmektedir. Havaalanı, Pendik’e 12 km, Kadıköy’e 40 km, Taksime ’e ise 50 km
mesafededir.
2010 yılında iç hatlarda 1.851 ton ve dış hatlarda 27.180 ton olmak üzere 29.031 ton yük
taşımacılığı yapılmıştır.
3.8. İLGİ GRUBU ve PAYDAŞ ANALİZİ
İstanbul’da 2012 yılı itibariyle doğa turizmi ile ilişkili 344 dernek bulunmaktadır.
Türü
Turizm Dernekleri
Dağcılık Dernekleri
Doğa Derneği
Bisiklet Dernekleri
Avcılık ve Atıcılık
Dernekleri
Sualtı Sporları
Dernekleri
Sayısı
Genel Amaçları ve Faaliyet Alanları
157
Doğa ve doğal kaynaklarını korumak, turizm ve
turizm kaynaklarını geliştirmek, yöre insanının
yaşam seviyesini yükseltmek ve kaynakların gelecek
nesillere kalmasını sağlamak. Doğa turizmine
yönelik faaliyetler yapmak.
6
42
5
26
9
Dağcılık sporunu geliştirmek, doğa severleri bir
araya toplayarak dağcılık ve doğa yürüyüşü
aktiviteleri düzenlemek.
Doğa bilincini geliştirmek doğa yürüyüşleriyle
bilinçli ve sorumlu doğa gezileri düzenlemek.
Bisiklet sevenleri bir araya getirerek bisiklet
sporunun gelişmesi için çalışmalar ve aktiviteler
yapmak. Doğada bisikletle bilinçli ve sorumlu doğa
gezileri düzenlemek.
Ekolojik dengeyi korumak, sağlıklı çevre ve doğal
yaşam bilincini pekiştirmek üyelerin fizik ve moral
eğitimini
sağlamak,
sosyal
ve
kültürel
gereksinimlerini karşılamak. Avcılık ve atıcılık
sporunu bilinçli faaliyetlerle geliştirmek.
Sualtı dalış sporlarını geliştirmek, sevdirmek ve
bilinçli faaliyetler düzenlemek.
59
İzcilik Dernekleri
Çevre Koruma
Dernekleri
49
49
Mağara Araştırma ve
Koruma Dernekleri
TOPLAM
1
İzcilik ruhunun çocuklar ve gençler arasında
benimsenmesini sağlamak. İzcilik çalışmalarını
ulusal ve uluslararası çerçeve de ve izcilik
prensipleri doğrultusunda geliştirmek, yaymak bu
çalışmaların izcilik ve yurt sevgisi içinde
gerçekleştirilmesini sağlamak.
Ülkemizin doğal ve kültürel mirasını korumak, bitki
ve hayvan türleri ile bunların doğal yaşam
alanlarının değerinin farkına varılmasını sağlamak.
Doğanın
korunması
konusunda
toplumun
bilinçlendirilmesi için faaliyetlerde bulunmak.
Doğa bilincini geliştirmek. Mağaraların bilinmeyen
yönlerini keşfedip güzelliklerini ortaya çıkarmak.
344
Tablo 4 İstanbul’da Doğa Turizmi İle İlgili Faaliyet Gösteren STK’lar
Kaynak: İstanbul Valiliği, İl Dernekler Müdürlüğü, 2012.
4.
İSTANBUL DOĞA TURİZMİ ARZI
4.1 İSTANBUL’UN DOĞA TURİZMİ DEĞERLERİ (DOĞA TURİZMİ ARZI)
Doğa turizmi, dünyada turizmin en hızla büyüyen alt sektörüdür Doğa turizmi doğanın
bozulmadan korunmasını amaçladığından, normal turizmde sıkça görülen doğal alanların
oteller altında yok olmasına doğa turizminde rastlanmaz.
Türkiye bu konuda en ileri ve en çok gelir kazanan ülkelerden biri olabilir. Türkiye’nin
doğasını incelemek için her sene binlerce turist yurtdışı kaynaklı turlarla Türkiye’ye
gelmekte, yurdun dört bir yanında kuşları, bitkileri, böcekleri ve diğer canlıları
gözlemlemektedir
Doğa turizm en önemli amacı, yurtta ve dünyada doğa sporları imkânlarını tanıtıp doğa
sporcularını buraya çekmektir.
15 milyon nüfuslu bir metropolün yoğun ve yorucu temposundan uzaklaşmak isteyenlerin
rekreasyonel ihtiyaçlarını ve çeşitli doğa sporlarını yapabilecekleri sahaların planlarının
yapılması gerekmektedir.
İstanbul İlinde İstanbul Şube Müdürlüğü faaliyet alanında bulunan 24 tane tabiat parkımız ve
yaban hayati geliştirme sahalarımız mevcuttur. Bu tür doğa turizminin yapılabileceği, başka
60
alanlar da varsa buralarda statü değişikliği ile diğer kamu kuruluşları ve üniversitelerle
işbirliği yaparak projeler üretmek ve bu projeleri hayata geçirmektir.
İstanbul’da diğer turizm dallarıyla birlikte doğa turizmini iyi bir planlamayla işlevsel hale
getirilerek yerli ve yabancı turistlerin ilgisini bu yönlere çevrilmesi sektörün gelişmesi
bakımından önemlidir. Ekoturistler aktiviteleri sırasında yöredeki insanlarla iletişim kurarak
halkın kültürel özelliklerini de tanımaya çalışmaktadırlar. Yapılan faaliyetlerde ihtiyaçlarının
bir kısmını yöredeki alışveriş yerlerinden temin etmektedirler.
İstanbul sahip olduğu doğal ve kültürel güzellikleri ile kamp ve karavan turizmine de imkan
sağlamaktadır. Özellikle Silivri, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Florya, Ataköy, Bakırköy,
Kilyos, Şile de kamping yerleri bulunmaktadır. Çatalca, Karaburun, Çiftalan ve Silivri ve
Aydos yamaç paraşütü için uygun alanlardır. Hâlihazır da yamaç paraşütü bu alanlarda
yapılmaktadır.
61
4.2. İstanbul ilinin Doğa Turizmi (Arzı) Değerleri ve Bilinirlik Değerlendirmesi
İstanbul ilindeki doğa turizmi faaliyetleri yapan Sivil Toplum Kuruluşlarının faaliyetleri
incelendiğinde öne çıkan faaliyetlerin Doğa Yürüyüşü, Dağcılık, Bisiklet Turizmi, Mağara
Turizmi, Doğa Fotoğrafçılığı, Kamp Karavan Turizmi, Oryantiring, olduğu gözlenmektedir.
Halkın büyük bir kesiminde doğa ile buluşmak şu an için sadece piknik alanlarıyla sınırlıdır.
Oysa doğa turizmi faaliyetleri ve doğa turizmi yapılacak alanların tanıtılması sonucunda bu
alanlara olan talebin artacağı görülmektedir.
Yapılan araştırmalarda doğa yürüyüşçülerinin yapay koşulların oluşmasına karşı olduğu
görülmektedir. Ekoturistler için konaklama, hizmet yetersizliği (seyir terası, gözlem kulesi
vs.) gibi problemler daha geri plandadır. Sadece su kaynaklarının bakımlı olması ve acil
durumlar için gerekli ulaşımı sağlayabilecek bazı yolların yapılmasına sıcak bakmaktadırlar.
4.3. İstanbul İlinde Doğa Turizmi Amaçlı Kullanılan ve Koruma Statülü Alanlar
Milli Parklar
Bilimsel ve estetik bakımdan milli ve milletler arası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak
değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçalarıdır. İstanbul ili
sınırlarında “Milli Park” bulunmamaktadır.
Tabiat Parkları
1-Polonezköy Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Polonezköy
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Beykoz
Kapladığı Alan
3004
İlan Tarihi
1994
İstanbul'dan 25 km. uzaklıktaki Polonezköy, 19'uncu yüzyılda Polonyalı göçmenler tarafından
Asya kıyısında kurulmuştur. Köy atmosferi içinde yürüyüşler, atlı gezintiler yapmak, buraya
ilk gelenlerin yakınlarınca sunulan geleneksel Polonya yemeklerinden tatmak için
62
Polonezköy, İstanbulluların uğrak yeridir. Üsküdar'a 70 km. uzaklıkta Karadeniz kıyısındaki
Şile'nin kumsalları, restoranları ve otelleri burayı İstanbul'un en hoş tatil mekanlarından biri
haline getirmektedir. Turistik açıdan popüler olan yöre, tanınmış Şile bezinin üretildiği yerdir.
Kaynak Değerleri
Polonezköy tabiat
Parkı; İstanbul’un doğal bitki türlerinin tamamını bünyesinde
bulundurmaktadır. Örneğin çam türleri, kestane, gürken, meşe, kayın, ıhlamur alt tabakada ise
defne, kocayemiş, karayemiş, dağ muşmulası, geyikdikeni, ateş dikeni, bulunmaktadır. Tabiat
Parkı içersinde 1 adet Sülün- Keklik Üretme İstasyonu ve 1 adet Geyik- Karaca Üretme
İstasyonu bulunmaktadır. Tabiat parkı içerisinde kızıl geyik, karaca, yaban domuzu, çakal,
tilki, sincap, sansar, gelincik, sülün, keklik, atmaca, şahin, doğan, karatavuk, saka, üveyik,
baykuş gibi hayvanlar bulunmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek Faaliyetler
Piknik, kamping, trekking, oryantring, yürüyüş-koşu ve bisiklet yolu bulunmakla beraber köy
yerleşik alanında birçok turizm tesisi bulunmaktadır. Türkiye'de Polonyalıların yaşadığı bu
köy, sosyolojik ve coğrafi açıdan, ilk duyuşta insana biraz çarpıcı geliyor. Polonezköy 'de
hafta sonu tatili, günübirlik gezi, piknik, mangal keyfi, kaliteli ve lüks restoranlarda akşam
yemeği, düğün ve muhtelif partiler gibi pek çok imkanı değerlendirebilirsiniz.
Nasıl Ulaşılabilir?
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Kavacık çıkışı ve yeni Riva yolu üzerinden ilerledikten sonra
Polonezköy tabelalarını takip ederek ulaşabilirsiniz.
Polonezköy Tabiat Parkı Beykoz/İstanbul
Neler Görülebilir?
Köy tarihçesi ve eski fotoğrafların sergilendiği Zofia Teyze'nin Hatıra Evi, ağaç oyma heykel
ve resim sergileri, resitaller, kültürel aktiviteler. Tarihi Köy Kilisesi, Kültür Evi görülmeye
değer yerleridir.
63
Harita A - 3: Türkmenbaşı ve Polonezköy Tabiat Parkları
2-Türkmenbaşı Tabiat Parkı
1. Alanın resmi adı: Türkmenbaşı Tabiat Parkı
2. Coğrafi konumu: Maslak-Sarıyer yolu ve Kilyos sapağı kavşağında bulunmaktadır.
3. Alanı: 5,6 Ha
4.Alanın açıklamalı tanımı: Yerleşim yerlerine yakın, boylu fıstık çamları karakteristik
özellikleridir.
5.Yasal konumu: 1998 yılında Bakanlar kurulu kararı ile Tabiat parkı ilan edilmiştir.
6.Toprak envanteri, Toprak tasarruf biçimine ilişkin bilgileri ve Mülkiyeti: Orman
mülkiyetinde, her türlü toprak tasarrufu D.K.M. Parklar Şube Müdürlüğü’ne aittir.
7. İnsan nüfusu: En yakın yerleşim Sarıyer ve Şişli’dir.
8.Ulaşım ve Altyapı: Maslak-Sarıyer yolu ve Bahçeköy Kilyos sapağı kavşağında bulunan
tabiat parkının ulaşım, kanalizasyon ve su şebeke gibi sorunları bulunmamaktadır.
9. Fiziksel Özellikleri: Arazi yapısı düz ve düze yakındır.
10.Flora ve Fauna: Flora olarak üst yapıda fıstık çamı, alt yapıda da çalı formasyonu
bulunmakla birlikte; Fauna olarak etkin bir yaban hayvanı bulunmamaktadır.
64
11.Koruma alanında, varsa Tarihsel / Kültürel özellikleri: Türkmenistan ve Türkiye arasındaki
ortak dayanışma, protokol ile imzalanarak tescillenen saha, kültürlerin ifade edilmesi için
kullanılacaktır.
12.Alanın kullanım amaçları: Rekreasyonel kullanımın yanı sıra, ortak kültürlerin
sergileneceği bir alan olması hedeflenmiştir.
13.Mevcut sorunlar: Rekreasyonel kullanımlara kısıtlı imkânlar vermesi, iki yola cepheli ve
çok küçük olması en önemli sorunlarıdır.
3 Fatih Ormanı (Park Orman) Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Fatih Ormanı (Parkorman)
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Şişli
Kapladığı Alan (ha)
152,4
İlan Tarihi
2011
Kaynak değerleri
Alan
iğne
yapraklı-yapraklı
karışık
meşçerelerden
oluşmuş ormanlarla kaplıdır. Saplı Meşe, Sapsız Meşe,
Macar Meşesi, Çoruh Meşesi ve çeşitli meşe türleri,
Gürgen, Kayın, Kestane, Akçaağaç, Dişbudak, Karaçam,
Fıstık Çamı, Sarı Çam,
Sahil Çamı, Sedir gibi türler
yanında Servi, Kokar Ağaç, Fındık, Akasya, Çınar ve
Ladin gibi türlerde mevcuttur.
Yaban Domuzu, Kurt,
Sincap, Çakal, Tilki ve Köstebek gibi türler bulunmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Manzara seyir imkânları, kampçılık, Oryantiring (yönbulma) gibi faaliyetleri karşılayabilecek
potansiyele sahip bir alandır. Ayrıca konser ve festival gibi birçok etkinlinde yapıldığı ve
İstanbulluların rağbet ettikleri bir sahalarıdır.
65
Nasıl ulaşılabilir?
Büyükdere Cad. No: 34398 Acıbadem Hastanesi Karşısı Maslak Mah. Şişli
Neler görülebilir?
Sahanın üstün estetik değerlere sahip florası, doğal yaya yolları, spor ve doğa etkinliklerinin
yapılabileceği bir arazi yapısına sahiptir.
4- Mehmet Akif Ersoy Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Mehmet Akif Ersoy
Bölge Müdürlüğü
1.Bölge Müdürlüğü (İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Sarıyer/Bahçeköy
Kapladığı Alan
23,14 Ha
İlan Tarihi
2012
Kaynak değerleri
İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy adına kurulan bu Tabiat Parkı Sarıyer ve Levent gibi
yerleşim yerlerine yakınlığıyla önemli avantajlara sahiptir. Sahanın tamamı yapraklı, orta
yaşlı ve yer yer de yaşlı ormandır. İçinde Meşe, Gürgen, Kayın, Kızılağaç, Dişbudak, Ihlamur
gibi boylu ağaçlar, Kızılcık, Muşmula Alıç
gibi ağaççıklar bulunmaktadır. İçme suyu
mevcuttur. Mehmet Akif Ersoy Tabiat Parkı
içerisinde Topluca ormana gelen kalabalık
grupları ağırlayacak geniş alanlar ve spor,
yürüyüş
yapılabilecek
toprak
yollar
mevcuttur. Restoranı ve kır kahvesi yaz kış
halka açıktır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Günübirlik geziler, toplu piknik ve diğer organizasyonlar yapılabilir.
66
Nasıl ulaşılabilir?
Toplu taşıma araçlarıyla Taksim, Beşiktaş, Sarıyer Ve Hacı Osman Metro Durağından tek
vasıta ile ulaşılabilir. Özel vasıtalarla Sahil yolundan Çayırbaşı Sapağından dönülerek,
Levent-Maslak yönünden Bahçeköy Tabelalarını takip ederek sahaya gelinebilir.Ana giriş
kapısı Bahçeköy-Çayırbaşı yolu üzerindedir.
Neler görülebilir?
Mehmet Akif Ersoy Tabiat Parkında birbirinden ayrı 3-4 toplu gruba aynı anda hizmet
edebilecek ayrı ayrı mesire yerleri mevcuttur.
Diğer
İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy adına kurulan bu Tabiat Parkımız Belgrad Ormanının
yükünü biraz da olsa azaltmaktadır.
Kömürcübent Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Kömürcü Bent Tabiat Parkı
Bölge Müdürlüğü
1.Bölge Müdürlüğü (İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Sarıyer/ Bahçeköy
Kapladığı Alan
2,90 Ha
İlan Tarihi
-
Kaynak değerler Belgrad Ormanındaki en eski bent olan Kömürcü Bendi’nin üst kısmında
bulunmaktadır. Kömürcü Bendi Karanlık Bent olarak da bilinir ve 2.Osman tarafından 1620
de Kağıthane deresiyle buluşan Topuz dereciği üzerine inşa edilmiştir. Geyik Üretme Sahası
Kömürcü Bendin bitişiğine tesis edilmiştir. Tabiat Parkı İçerisinde eskiden Alabalık Üretme
İstasyonu ve Pekin Ördeği Üretme Tesisleri bulunmaktaydı. Ancak suyun kalitesinin alabalık
için yazın uygun olmaması nedeniyle bu uygulamalardan vazgeçilmiştir. Balık üretme
istasyonundan vazgeçilmesinin bir nedeni de
geyiklerin içtikleri suyun kirlenmesine sebep
olmalarıdır. Küçük gruplar için uygun bir tabiat
parkıdır. Saha sık ağaçlarla kaplıdır.
67
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Toplantı ve Organizasyonlar için uygundur.
Nasıl ulaşılabilir?
Tabiat Parkına Bahçeköy ‘den ulaşılabilir. Falih Rıfkı Atay Tabiat Parkına yaklaşık 1 km,
Bahçeköy’e 6 km mesafede bulunmaktadır.
Neler görülebilir?
Kömürcü Bent etrafı sık ağaçlarla çevrili yapraklı ormanların en güzeli Kayın Ormanları ile iç
içe vaziyettedir ve Tabiat Parkının civarında yürüme mesafesinde halkın rağbet ettiği sakin
dinlenme alanları mevcuttur.
Diğer
Kömürcü Bendinde koruma kullanma dengeleri dikkatlice sağlanmalı kapasiteyi arttırıcı
davranışlardan kaçınılmalıdır.
Marmaracık Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Marmaracık
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Sarıyer
Kapladığı Alan (ha)
337,05
İlan Tarihi
2011
Kaynak değerleri
Mavromoloz orman alanındaki mevcut ağaç türlerinin başında ormanın %75 ini kaplayan
çeşitli meşe türleri gelmektedir. Bunlardan başlıcaları Sapsız Meşe, Saçlı meşe, Macar
meşesi, Saplı meşe, Mazı meşesidir. Aynı zamanda mevcut doğal bitki örtüsü dışında,
ağaçlandırmalar yoluyla sahilçamı başta olmak üzere, Karaçam, Kızılçam, Fıstıkçamı ve Sedir
gibi iğne yapraklı türler de bulunmaktadır. Fauna olarak sahada Yaban Domuzu, Kurt, Sincap,
Çakal, Tilki ve Köstebek gibi türler bulunmaktadır. Saha ve çevresinin doğal ve bitki örtüsü
kaynak
değerlerinden
dolayı
saha
bütünüyle
değerlendirilebilir.
68
korunması
gereken
varlık
olarak
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Zengin doğal bitki örtüsü ile Karadeniz kıyısında günübirlik piknik, konaklama, spor, gezinti
yolları ve yüzme imkânı bulunmaktadır. Ayrıca kuş göçleri bu alandan izlenebilmektedir.
Nasıl ulaşılabilir?
Rumeli Feneri Marmaracık Koyu
Neler görülebilir?
Zengin doğal bitki örtüsü ile Karadeniz kıyısında bulunması en önemli görülebilecek
değerleridir.
Kirazlıbent Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Kirazlıbent Tabiat Parkı
Bölge Müdürlüğü
1.Bölge Müdürlüğü (İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Eyüp / Kemerburgaz
Kapladığı Alan
19,14 Ha
İlan Tarihi
-
Kaynak değerleri
Yüksek ağaçları, ince patika yolları ve tarihi
Kirazlıbendiyle en güzel tabiat parklarından biridir.
Tabiat Parkının üst kısmında bulunan Kirazlı Bent
2.Mahmut tarafından 1818 yılında Kirazlı Deresi
üzerinde inşa edilmiştir.Ağaçlarla örtülü geniş
düzlükleriyle özellikle köy derneklerinin tercih
ettikleri Tabiat Parkları arasında yer almaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Toplantı ve Organizasyonlar için uygundur.
69
Nasıl ulaşılabilir?
Kirazlıbent Tabiat Parkına Bahçeköy ve Kemerburgaz’dan ulaşılabilir. İkisine de yaklaşık
aynı mesafede bulunmaktadır.(Yaklaşık 6 km)
Neler görülebilir?
Bahçeköy-Kemerburgaz yolu Belgrad Ormanının ortasından geçmektedir ve bu yol eşsiz
doğal güzelliklere sahiptir. Kirazlıbent Tabiat Parkına gelenler her mevsim değişen bu
ormanın en güzel manzaralarını görme şansına ulaşacaklardır.
Diğer
Kirazlı Bent Tabiat Parkı, Kemerburgaz-Bahçeköy yolu kenarında bulunan bir Tabiat
Parkıdır. Irmak Ve Fatih Çeşmesi Tabiat Parklarına çok yakın olmakla beraber onlar kadar
kalabalık değildir. Sakin bir ortam arayanlar için uygundur.
Falih Rıfkı Atay Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Falih Rıfkı Atay Tabiat Parkı
Bölge Müdürlüğü
1. Bölge Müdürlüğü (İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Sarıyer / Bahçeköy
Kapladığı Alan
16,33 Ha
İlan Tarihi
1958
Kaynak değerleri
Ünlü edebiyatçımız Falih Rıfkı Atay’ın adını
taşıyan Tabiat Parkının içinde ormana adını veren
eski Belgrad Köyü kalıntılarına rastlanmaktadır.
Bu kalıntılar Kanuni’nin Belgrad seferinden
getirdiği
Sırp
esirlerin
yerleştirildiği
köye
aittir.Daha sonra içme sularının kirlenmemesi için
köy Bugünkü Bahçeköy’e taşınmıştır.Neşetsuyu Tabiat Parkının hemen bitişiğinde yer alan
bu tabiat parkından da Büyük Bendi dolaşan Koşu Parkuruna girilebilmektedir.Neşetsuyu
Tabiat parkına göre biraz daha
sakindir.Kömürcü Bend – Kurtkemeri kavşağında yer
70
almaktadır.Geyik Üretme Sahası da gene Falih Rıfkı Atay Tabiat Parkının karşısında
bulunmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Sporcular koşu parkuruna buradan girebilir. Piknik Yapmak isteyenler müsait yerler
bulunmaktadır. Geyikleri görmek isteyenler yol kenarından seyredebilirler. Ziyaretçiler
Restoran ve Kır kahvesinden de yaz kış yararlanabilirler.
Nasıl ulaşılabilir?
Falih Rıfkı Atay Tabiat Parkına Bahçeköy-Neşetsuyu yolunu takiben veya Göktürk –
Kemerburgaz güzergâhından gelenler Göktürk –Kurtkemeri- Bahçeköy yolunu takip ederek
ulaşabilirler. Bahçeköy’e mesafesi yaklaşık 4 km, Göktürk’e yaklaşık 10 km’dir.
Diğer
Falih Rıfkı Atay Tabiat Parkında ormana Belgrad adını veren tarihi köy kalıntıları ön plana
çıkarılabillir.
Neler görülebilir?
Neşet Suyu Koşu Parkuru, Geyik Üretme Sahası ve yaklaşık 1 km uzaklıktaki Kömürcü
Bendi görülebilir.
Bentler Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Bentler
Bölge Müdürlüğü
1.Bölge Müdürlüğü (İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Sarıyer / Bahçeköy
Kapladığı Alan
16,30 Ha
Kaynak değerleri
Belgrad Ormanındaki en güzel Tabiat Parklarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde
şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla birbiri ardına inşa edilen Topuzlu Bendi(1750),
Valide Bendi (1796) ile Sultan Mahmut (II) Bendi (1839) burada bulunmaktadır.Ormanın
derinliklerine kadar uzanan yürüyüş parkurları ve bisiklet yolu her mevsim ayrı güzellikler
sunar.Zengin bir bitki örtüsüne sahiptir.
71
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Günübirlik Piknik üniteleri mevcuttur. Dağ Bisikleti ile gezinti yapılabilecek patika yollar
mevcuttur. Topuzlu Bendin etrafında yürüyüş yapılabilir.
Nasıl ulaşılabilir?
Bahçeköy’e 1 km mesafede bulunmaktadır. Toplu ulaşım araçlarıyla Bahçeköy’e gelince ana
cadde boyunca yaklaşık 500 m yürüyerek Bentler Tabiat Parkına ulaşılmaktadır. LeventMaslak yönünden gelenler ve Eyüp tarafından gelenler Sarıyer-Bahçeköy tabelalarını takip
etmelidir.
Neler görülebilir?
En başta Tarihi Su Bentleri (Valide Sultan Bendi, Sultan Mahmut Bendi ve Topuzlu Bent) ve
yürüyüş parkurları görülmeye değer yerlerdir.
Neşetsuyu Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Neşetsuyu Tabiat Parkı
Bölge Müdürlüğü
1.Bölge Müdürlüğü(İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Sarıyer/Bahçeköy
Kapladığı Alan
67,47 Ha
İlan Tarihi
-
72
Kaynak değerleri
Adını Belgrad Ormanı’nın ıslahı için çok gayret gösteren Müderris Neşet Bey’den (18811929) alan serin suyun etrafında kurulan
önemli bir Tabiat Parkıdır. Ulaşım kolaylığı
ve konumu itibarıyla yılın dört mevsimi,
haftanın yedi günü tabiat severlerin akınına
uğrar.
Güzel
suyunun
yanısıra,
Büyükbendin etrafını dolaşan 6,5 km
uzunluğundaki koşu parkuru, uygun piknik
alanları, kafeteryası ve otoparkları ile
İstanbullular için ideal ortam sunar. Neşetsuyu Tabiat Parkı zengin flora ve faunası ile doğa
bilimcilere hizmet vermektedir.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Neşetsuyu özellikle sporcuların ve yürüyüş yapmak isteyenlerin tercih ettiği bir tabiat
parkıdır.
Günübirlik Piknik için elverişli alanlar da mevcuttur.
Nasıl ulaşılabilir?
Neşetsuyu Tabiat Parkına Levent, Maslak, Sarıyer yönünden gelenler Bahçeköy tabelalarını
takip ederek gelebilirler. Bahçeköy’e mesafesi 2,5 km ‘dir. Eyüp –Kemerburgaz yönünden
gelenler Bahçeköy-Kemerburgaz yolundan da Neşetsuyu’na gelebilirler. Kemerburgaz’a
mesafesi 12 km ’dir.
Neler görülebilir?
Neşetsuyu zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Başlıca ağaç türleri Meşe, Kayın, Gürgen,
Kestane, Kızılağaç, Ihlamur, Akçaağaçdır. Aynı zamanda dereleri ve 1724 yılında III. Ahmet
tarafından yaptırılan Büyükbent görülmesi gereken yerlerdir.
Diğer
Neşetsuyu Tabiat Parkı Belgrad Ormanı içerisinde İstanbul halkı tarafından en çok tercih
edilen Parkların başında gelmektedir.
73
Irmak Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Irmak Tabiat Parkı
Bölge Müdürlüğü
1.Bölge Müdürlüğü (İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Eyüp / Kemerburgaz
Kapladığı Alan
10 Ha
İlan Tarihi
2000
Kaynak değerleri
Belgrad Ormanındaki en eski hizmete açılan Tabiat Parklarından biridir.KemerburgazBahçeköy yolu üzerinde bulunmaktadır. Irmak
Tabiat Parkı Meşe-Gürgen karışımı ağaçlarla
kaplı yeşil dokusu, saha genelinde pikniğe
uygun eğimlere sahip arazi yapısı, ortasından
geçen
devamlı
akan
deresi
ile
piknik
kullanımının yoğun olarak yapıldığı bir Tabiat
Parkıdır.
Büyükbendin
çıkışında
yer
almaktadır. Dolayısı ile Koşu parkuruna Irmak
Tabiat Parkından da girmek mümkündür. Bu nedenle yaz kış faaldir. Büyükbende doğru
giden yol üzerinde çok güzel orman ve göl manzaraları bulunmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Koşu Parkurunda Spor yapılabilir. Büyükbende hakim tepe üzerinde OTAĞ TEPE’de
manzara seyredilebilir.
Nasıl ulaşılabilir?
Irmak Tabiat Parkına Bahçeköy ve Kemerburgaz’dan ulaşılabilir. Bahçeköy’e 5 km,
Kemerburgaz’a 7 km mesafede bulunmaktadır.
74
Neler görülebilir?
Bahçeköy-Kemerburgaz yolu Belgrad Ormanının ortasından geçmektedir ve bu yol eşsiz
doğal güzelliklere sahiptir. Irmak Tabiat Parkına gelenler her mevsim değişen bu ormanın en
güzel manzaralarını görme şansına ulaşacaklardır.
Diğer
Irmak Tabiat Parkı İstanbul’un karmaşasından kaçan ve sıcağından bunalan insanların
sığındıkları, Kemerburgaz-Bahçeköy yolu kenarında bulunan bir Tabiat Parkıdır. Burada
bulunan Otağ Tepe Mevkii Osmanlı Padişahlarının çadır kurarak savaş yönettikleri yer olarak
bilinmektedir.
Fatih Çeşmesi Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Fatih Çeşmesi Tabiat Parkı
Bölge Müdürlüğü
1.Bölge Müdürlüğü (İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Eyüp / Kemerburgaz
Kapladığı Alan
29,50 Ha
İlan Tarihi
2000
Kaynak değerleri
Belgrad Ormanındaki en son hizmete açılan Tabiat Parklarından biridir. KemerburgazBahçeköy yolu üzerinde bulunmaktadır. Adını uzun yıllardan beri yoldan geçen insanların su
aldığı Fatih Çeşmesi’nden almıştır. Saha içerisinde Büyük Bir Kafeterya ve Kır Kahvesi
mevcuttur. Yaz kış hizmete açıktır. Toprak yürüyüş yolu güzel piknik alanları mevcuttur.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Toplantı ve Organizasyonlar için uygundur.
75
Nasıl ulaşılabilir?
Fatih Çeşmesi Tabiat Parkına Bahçeköy ve Kemerburgaz’dan ulaşılabilir. İkisine de yaklaşık
aynı mesafede bulunmaktadır.(Yaklaşık 6 km).
Neler görülebilir?
Bahçeköy-Kemerburgaz
yolu
Belgrad
Ormanının ortasından geçmektedir ve bu yol
eşsiz doğal güzelliklere sahiptir. Fatih Çeşmesi
Tabiat Parkına gelenler her mevsim değişen bu
ormanın en güzel manzaralarını görme şansına
ulaşacaklardır.
Diğer
Fatih
Çeşmesi
Tabiat
Parkı
İstanbul’un
karmaşasından kaçan ve sıcağından bunalan
insanların
sığındıkları,
Kemerburgaz-
Bahçeköy yolu kenarında bulunan bir Tabiat
Parkıdır. Irmak Ve Kirazlıbent Tabiat Parklarına çok yakın olmakla beraber özellikle yaz
mevsiminde Pazar günleri dolup taşmaktadır
Ayvat Bendi Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Ayvat Bendi Tabiat Parkı
Bölge Müdürlüğü
1.Bölge Müdürlüğü (İstanbul)
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Eyüp / Kemerburgaz
Kapladığı Alan
70 Ha
Kaynak değerleri
Belgrad Ormanındaki en son hizmete açılan Tabiat Parklarından biridir. GöktürkKemerburgaz -Bahçeköy yolu üzerinde bulunmaktadır. Adını Ayvat Deresi üzerinde 1765
tarihinde 3.Mustafa zamanında inşa edilen Ayvat Bendinden almıştır. Belgrad Ormanı
içerisinde en fazla gelişmeye müsait Tabiat Parkıdır. Küçük yükseltilerin arasındaki su
76
toplama havzası çok güzel manzaralara sahiptir. Tarihi Kurtkemeri de sahanın hemen
girişinde yer almaktadır. Sahada Büyük bir Kafeterya ve Kır Kahvesi mevcuttur. Yaz kış
hizmete açıktır. Toprak yürüyüş yolu güzel piknik alanları mevcuttur. Aynı zamanda 8,5 km
uzunluğundaki Bisiklet Parkurunda Orman içerisinde tamamen şehir stresinden uzak gezi
yapma imkânı vardır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Bisiklet Binme, ATM’lerle gezme imkânı vardır. Toplantı ve Organizasyonlar için uygundur.
Nasıl ulaşılabilir?
Ayvat Bendi Tabiat Parkına Bahçeköy ve Kemerburgaz’dan ulaşılabilir. KemerburgazKurtkemeri yolunun devamında Kemerburgaz’a yaklaşık 7 km mesafede, BahçeköyNeşetsuyu yolundan devam edecekler için Bahçeköy’e 10 km mesafededir. Yolu iyi asfalt
niteliğindedir.
Neler görülebilir?
Tarihi Ayvat Bendi görülebilir, Bisiklet Parkuru gezilebilir, Kurtkemeri mevkiinde piknik
yapılabilir.
Göktürk Göleti
Tabiat Parkının Adı
Göktürk Göleti
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Eyüp
Kapladığı Alan (ha)
111,85
77
İlan Tarihi
2011
Kaynak değerleri
Üst tabakada Pinus nigra ( Karaçam ) , Pinus
maritima ( Sahil Çamı ), Quercus robur ( Saplı
meşe), Fagus orientalis ( Doğu Kayını ), Fraxinus
ornus ( Dişbudak ) bulunmaktadır. Alt tabakada ise;
Phyllirea media ( Akçakesme ), Arbutus unedo
(Kocayemiş) , Erica mediteranis ( Funda ), Laurus
nobilis ( Defne ), Rubus tracticasus ( Böğürtlen ),
Hedera helix ( Orman Sarmaşığı ) gibi türler bulunmaktadır. Yaban Domuzu, Kurt, Sincap,
Çakal, Tilki ve Köstebek gibi türler bulunmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Sahanın üstün estetik değerlere sahip florası, doğal yaya
yolları, spor ve doğa etkinliklerinin yapılabileceği bir
arazi yapısına sahip olması nedeniyle İstanbul halkının
rekreasyonel açıdan tercih ettiği bir yerdir.
Nasıl ulaşılabilir?
Göktürk Merkez Mah. İstanbul Caddesi - Eyüp
Neler görülebilir?
Dinlenme, gezi ve İstanbul'u çevreleyen geniş ormanlardan gelen suyu tutmak için 166,480
metrekareden oluşturulan Göktürk Göleti çevrenin önemli cazibe merkezlerinden biridir.
Göktürk bölgesinde yerleşimin artması bu tür yerlerin varlığını daha önemli kılmaktadır.
Baraj gölü, görsel zenginliğinin yanı sıra dinlenme ve yürüyüş aktiviteleri için çok uygundur.
Büyükada Tabiat Parkı
Tabiatı Parkının Adı:
Büyükada
Bölge Müdürlüğü:
İstanbul 1.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Adalar/Büyükada
Kapladığı Alan
4.45 Ha
78
11.07.2012
İlan Tarihi
Kaynak değerleri
Büyükada 9 adadan oluşan İstanbul adalarının ilçe merkezidir. Tabiat Parkı çevresinde tarihi
manastırlar, kiliseler, rum yetimhanesi ve İstanbul’un eşsiz manzarasını gören tepeleri
bulunmaktadır. Saha 1. Derece Doğal Sit Alanıdır. Tarihi ve kültürel yapısı, manastır
kalıntıları, eski rum evleri, bisiklet ve fayton güzergahları, doğal ibreli ağaç yapısı, İstanbul’un
anadolu yakasındaki ilçelerinin manzarası ve yüzme sporunun yapılabileceği kıyılar
bulunmaktadır.
Sahanın doğusunda Marmara denizi Sedef adası,
batısında Nizam Mahallesi, güneyinde
Büyükada merkezi ve kuzeyinde Marmara denizi bulunmaktadır. Tabiat parkı Marmara
bölgesinde bulunmakla beraber Akdeniz iklimi etkisi de görülmektedir. Yazlar sıcak ve
kurak, kışlar ılıman ve yağışlıdır. Gece ile gündüz arasındaki ısı farkı azdır.
Hâkim rüzgâr yönü kuzeybatıdır. Rüzgârlar yılın tüm aylarında etkili olup en hızlı rüzgâr
kuzeybatı yönünden Şubat ve Haziran aylarında
eser.
Mevsimler itibarıyla tespit edilen en düşük sıcaklık
4,3 0C ile Şubat ayında, en yüksek sıcaklık ise
31,28 0C ile Temmuz ayında görülür. Bağıl nem en
düşük olduğu Haziran Temmuz aylarında bile
%70’in altına düşmez.
Klasik
doğa
yürüyüşleri,
manzara
izleme
etkinlikleri ve denize girme olanağı da bulunan
alanda, bahar ve yaz aylarında az yağış görülmesi,
alanın cazibesini arttırmaktadır. Kış aylarında,
yılda toplam 15 günü geçmeyen kar yağışı kışların ılımanlığıyla birleşince piknik
faaliyetlerini olumsuz etkilememektedir.
Kızılçam (Pinus Prutia)
ve makilik, meşe (Quercus petrea ssp. Quercus cerris),
kocayemiş(Arbutus unedo), defne(Laurus nobilis) türleri doğal vejetasyonun görülen ağaç ve
ağaççık türleridir. Bunun dışında, alan uzun yıllardan bu yana rekreatif amaçlı kullanıldığı
için, münferit olarak Türkiye’de yetişen birçok türün yanında egzotik türler de bulunmaktadır.
79
Alt örtüde ise, laden(Cistus), böğürtlen ve kuşburnu gibi Rosacae türleri ile çayır otları fauna
olarakta; Yaban domuzu (pekari), sincap (siciuridae), tilki (canidae), kirpi (erinaceus), tavşan
(leporidae) ve köstebek (talpidae)
Nasıl ulaşılabilir:
Maltepe sahiline uzaklığı 2.300 metredir. Motorlu taşıtların yasak olduğu (resmi araçlar hariç)
adada ulaşım bisiklet ve faytonlarla sağlanır. Büyükada’nın Kabataş’a uzaklığı 21 km,
Bostancıya 9 km. ve Kartal’a uzaklığı ise 5,5 kilometredir. Ulaşım, İstanbul Deniz Otobüsleri
İşletmesi’nin (İDO) vapur ve motor seferleriyle, katamaran tipi hızlı gemileriyle ve tarifeli
çalışan özel yolcu motorlarıyla sağlanmaktadır. Ayrıca İDO’nun ‘Deniz Taksi’ hizmeti de
vardır.
Neler görülebilir;
Yüzölçümü 5,4 km²'dir. Kış nüfusu 2000 yılı verilerine göre
7.320 kişidir. Evlerin çoğunun yazlık mahiyetinde olması
sebebiyle yaz nüfusu kış nüfusundan çok daha fazladır.
Maltepe sahiline uzaklığı 2.300 metredir. Büyükada'da biri
güney, diğeri kuzeyde olmak üzere iki tepe bulunur.
Güneydeki tepe, 203 metre yükseklikteki Yücetepe'dir.
Kuzeydeki tepe ise 164 metre yükseklikteki Manastır Tepesi'dir. Tarihi ve doğal
güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biridir. Adanın en yüksek
tepesinde Aya Yorgi Kilisesi ve Aya Yorgi Manastırı bulunmaktadır. Buradaki ilk yapı, M.S.
6. yüzyıl'da inşa edilmiştir. Bu mevkide, bir çok kilise ve manastırın kalıntıları da vardır.
Bunlardan bazıları günümüze kadar ulaşmış, bazıları yıkıntı olarak kalmıştır. İsa Tepesi'nde
ise Hristos kilise ve manastırı ile Rum Yetimhanesi bulunmaktadır. Rum Yetimhanesi'nin
binası harabe olmasına rağmen halen dünyanın en büyük ahşap monoblok yapılarındandır.
Kumsal semtindeki Ayios Dimitrios kilisesi de Büyükada'nın önemli dini yapılarındandır.
Adadaki çok küçük Ortodoks cemaat, büyük ayinlerini burada yapar.
Değirmenburnu Tabiat Parkı
Tabiatı Parkının Adı:
Değirmenburnu
Bölge Müdürlüğü:
İstanbul 1.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Adalar/Heybeliada
80
Kapladığı Alan
12.28 Ha
İlan Tarihi
11.07.2012
Kaynak değerleri
Heybeliada 9 adadan oluşan İstanbul adalarından
ikinci büyük adasıdır.. Saha 1. Derece Doğal Sit
Alanıdır. Tarihi ve kültürel yapısı, ruhban okulu,
manastır kalıntıları, eski rum evleri, bisiklet ve
fayton güzergahları, doğal ibreli ağaç yapısı,
İstanbul’un Anadolu yakasındaki ilçelerinin
manzarası ve yüzme sporunun yapılabileceği kıyılar
bulunmaktadır.
Sahanın doğusunda Heybeliada merkezi, batısında Marmara denizi ve Burgazada, güneyinde
Heybeliada mahallesi ve kuzeyinde Marmara denizi bulunmaktadır
Teklif saha Marmara bölgesinde bulunmakla beraber Akdeniz iklimi etkisi de görülmektedir.
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılıman ve yağışlıdır.
Gece ile gündüz arasındaki ısı farkı azdır.
Hâkim rüzgâr yönü kuzeybatıdır. Rüzgârlar yılın tüm
aylarında etkili olup en hızlı rüzgâr kuzeybatı
yönünden Şubat ve Haziran aylarında eser.
Mevsimler itibarıyla tespit edilen en düşük sıcaklık
4,3 0C ile Şubat ayında, en yüksek sıcaklık ise 31,28
0
C ile Temmuz ayında görülür. Bağıl nem en düşük olduğu Haziran Temmuz aylarında bile
%70’in altına düşmez.
Klasik doğa yürüyüşleri, manzara izleme etkinlikleri ve denize girme olanağı da bulunan
alanda, bahar ve yaz aylarında az yağış görülmesi, alanın cazibesini arttırmaktadır.
Sahanın genelinde üst tabakada boylu kızılçam ağaçları bulunmakta, kısmen erguvan,
çitlembik türleri bulunmaktadır. Alt tabakada ise laden, katırtırnağı vardır.
Nasıl ulaşılabilir;
Tabiat Parkının bulunduğu Heybeliada’nın Kabataş’a uzaklığı 20 km, Bostancıya 10 km. ve
Kartal’a uzaklığı ise 6,5 kilometredir. Ulaşım, İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi’nin (İDO)
81
vapur ve motor seferleriyle, katamaran tipi hızlı gemileriyle ve tarifeli çalışan özel yolcu
motorlarıyla sağlanmaktadır. Ayrıca İDO’nun ‘Deniz Taksi’ hizmeti de vardır.
Neler görülebilir;
Tabiat Parkı çevresinde ruhban okulu, manastır ve İstanbul’un eşsiz manzarasını gören
tepeleri bulunmaktadır.
İstanbul'un en çok rağbet gören sayfiye yerlerindendir. Sadece tarihi dokusuyla değil
doğasıyla, temiz havası, denizi ve doğal güzellikleriyle de sık ziyaret edilen bir alandır. Tabiat
parkından güneşin batışı muhteşem izlenmektedir.
Sanatoryum, tabiat parkı içinde kalan ve sınır teşkil Ruhban (papaz) okulu ve tarihi değirmen
görülmeye değer tarihi özelliklerindendir.
Saha içinde fayton ve bisiklet tur alanı bulunmakta, piknik ve manzara seyir imkânları da
vardır.
Dilburnu Tabiat Parkı
Tabiatı Parkının Adı:
Dilburnu
Bölge Müdürlüğü:
İstanbul 1.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Adalar/Büyükada
Kapladığı Alan
6.88 Ha Ha
İlan Tarihi
11.07.2012
Kaynak değerleri
Dilburnu Tabiat Parkı Marmara bölgesinde bulunmakla beraber Akdeniz iklimi etkisi de
görülmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılıman ve yağışlıdır. Gece ile gündüz arasındaki
ısı farkı azdır. Hâkim rüzgâr yönü kuzeybatıdır. Rüzgârlar yılın tüm aylarında etkili olup en
hızlı rüzgâr kuzeybatı yönünden Şubat ve Haziran aylarında eser. Mevsimler itibarıyla tespit
edilen en düşük sıcaklık 4,3 0C ile Şubat ayında, en yüksek sıcaklık ise 31,28 0C ile Temmuz
ayında görülür.
82
Klasik doğa yürüyüşleri, manzara izleme etkinlikleri ve
denize girme olanağı da bulunan alanda, bahar ve yaz
aylarında
az
yağış
görülmesi,
alanın
cazibesini
arttırmaktadır. Kış aylarında, yılda toplam 15 günü
geçmeyen kar yağışı kışların ılımanlığıyla birleşince piknik faaliyetlerini olumsuz
etkilememektedir.
Sahanın doğusunda Marmara denizi Sedef adası, batı karşısında Heybeliada, güneyinde
Büyükada merkezi ve kuzeyinde Marmara denizi bulunmaktadır. Dilburnu Adalar ilçe
merkezindedir. Adanın Yüzölçümü 5,4 km²'dir. Kış
nüfusu 2000 yılı verilerine göre 7.320 kişidir. Evlerin
çoğunun yazlık mahiyetinde olması sebebiyle yaz
nüfusu kış nüfusundan çok daha fazladır. Maltepe
sahiline uzaklığı 2.300 metredir. Büyükada'da biri
güney, diğeri kuzeyde olmak üzere iki tepe bulunur.
Güneydeki tepe, 203 metre yükseklikteki Yücetepe'dir.
Kuzeydeki tepe ise 164 metre yükseklikteki Manastır Tepesi'dir. Tarihi ve doğal
güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biridir. Motorlu taşıtların yasak
olduğu (resmi araçlar hariç) adada ulaşım bisiklet ve faytonlarla sağlanır. Büyükada’nın
Kabataş’a uzaklığı 21 km, Bostancıya 9 km. ve Kartal’a uzaklığı ise 5,5 kilometredir. Ulaşım,
İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi’nin (İDO) vapur ve motor seferleriyle, katamaran tipi
hızlı gemileriyle ve tarifeli çalışan özel yolcu motorlarıyla sağlanmaktadır. Ayrıca İDO’nun
‘Deniz Taksi’ hizmeti de vardır.
Dilburnu kuş geçiş yolları üzerindedir. Her yıl gerçekleşen leylek göçleri teklif tabiat
parkından rahatlıkla gözlenebilmektedir.
Ada'da orman kuran tek ağaç türü kızılçam’dır Pinus Prutia).Ada'da Kızılçam'ın Türkiye'deki
doğal yayılış sahası içerisinde kuzey sınırında yer alması, oldukça sığ topraklar üzerinde
yetişmiş olması ve yüzyıllar boyu insan tesirinde kalması, eğri, büğrü, fazla boylanmayan
gövdeli ferdlerin oluşmasına sebep olmuştur.
Dilburnu mevkiinde kısmen erguvan ve çitlenbik, alt tabakada ise laden, kadın tırnağı
bulunmaktadır. Sincap (siciuridae), kirpi (erinaceus), tavşan (leporidae) ve köstebek
(talpidae).
83
Nasıl ulaşılabilir?
Maltepe sahiline uzaklığı 2.300 metredir. Motorlu taşıtların yasak olduğu (resmi araçlar hariç)
adada ulaşım bisiklet ve faytonlarla sağlanır. Büyükada’nın Kabataş’a uzaklığı 21 km,
Bostancıya 9 km. ve Kartal’a uzaklığı ise 5,5 kilometredir. Ulaşım, İstanbul Deniz Otobüsleri
İşletmesi’nin (İDO) vapur ve motor seferleriyle, katamaran tipi hızlı gemileriyle ve tarifeli
çalışan özel yolcu motorlarıyla sağlanmaktadır. Ayrıca İDO’nun ‘Deniz Taksi’ hizmeti de
vardır.
Neler görülebilir?
Dilburnu Tabiat Parkının yer aldığı Büyükada’da tarihi ve doğal güzellikleriyle yerli ve
yabancı turistlerin uğrak noktalarından biridir. Adanın en yüksek tepesinde Aya Yorgi
Kilisesi ve Aya Yorgi Manastırı bulunmaktadır. Buradaki ilk yapı, M.S. 6. yüzyıl'da inşa
edilmiştir. Bu mevkide, bir çok kilise ve manastırın kalıntıları da vardır. Bunlardan bazıları
günümüze kadar ulaşmış, bazıları yıkıntı olarak kalmıştır. İsa Tepesi'nde ise Hristos kilise ve
manastırı ile Rum Yetimhanesi bulunmaktadır. Rum Yetimhanesi'nin binası harabe olmasına
rağmen halen dünyanın en büyük ahşap monoblok yapılarındandır. Kumsal semtindeki Ayios
Dimitrios kilisesi de Büyükada'nın önemli dini yapılarındandır. Adadaki çok küçük Ortodoks
cemaat, büyük ayinlerini burada yapar.
Mihrabat Tabiat Parkı
Tabiatı Parkının Adı:
Mihrabat
Bölge Müdürlüğü:
İstanbul 1.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Beykoz
Kapladığı Alan
20.08 Ha
İlan Tarihi
11.07.2012
Kaynak değerleri
İstanbul İli’nin Anadolu Yakası’ndaki Beykoz İlçesi sınırları içerisinde, Kanlıca-Tekke
Mevkii’nde yer alan Mihrabat Tabiat
Parkı
İstanbul
boğazının
doğu
kıyısında yer almaktadır. BeykozÜsküdar sahil yolunun Kanlıca Koyu
84
(Körfezi) kesiminde Kanlıca Körfezi’nin hemen üstünde konumlanmaktadır. Diğer bir tabirle;
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile Avrupa’dan Asya yakasına geçildiğinde solda görülen ilk
ormanlık alandır.
Tabiat parkının bulunduğu Beykoz; İstanbul’un Anadolu yakasında, doğusunda Şile, batısında
İstanbul Boğazı, kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Üsküdar ve Kartal ilçeleri bulunan bir
ilçemizdir. Beykoz Boğaziçi’nin bir zamanlar uzak sayılan, zamanımızda ise diğer boğaz
semtlerine oranla daha kırsal bir görünümü olan; merkeziyle olduğu kadar çevre köyleri,
koruları, ormanları ve tarihi yalılarıyla ünlü bir yerleşmedir.
Beykoz ve yakın çevresinde Akdeniz iklimi ile Karadeniz ikliminin karışımı olan “Geçiş Tipi
İklim” etkilidir. Yazlar Akdeniz kadar sıcak olmamakla birlikte Karadeniz kadar yağışlı
değildir. Kıyı kesimi (boğaz içi alanı) denizlerle çevrili olduğu için deniz iklimi özelliklerini
gösterir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık, sisli ve karla karışık yağmur ve kar yağışlıdır.
Ancak kar yağışı etkili ve sürekli olmaz. En sıcak aylar Temmuz-Ağustos, en soğuk aylar ise
Ocak-Şubat aylarıdır.
Yapılan gözlem ve araştırmalara göre; genel
vejetasyon
örtüsü
yaşlı
yapraklı
orman
niteliğindedir, alandaki ağaç, ağaççık ve çalı
formasyonundaki bitkiler şunlardır:
Ihlamur (Tilia argentea), Doğu çınarı (Platanus
orientalis), Gürgen (Carpinus betulus), Kestane
(Castanea sativa), Katalpa (Catalpa), Erguvan
(Cercis siliquastrum), Çitlembik (Celtis australis),
Kermes meşesi ve diğer bazı meşe türleri (Quercus coccifera, Quercus spp.), Çınar yapraklı
Akçaağaç (Acer platonodies), Fıstık Çamı (Pinus pinea), Sedir (Cedrus libani), Doğu servisi
(Cupressus sempervirens), Andız Ağacı (Juniperus drupacea), Akçakesme (Phlyra latifolia),
Oya ağacı (Lagerstroemia indica), Kocayemiş (Arbutus unedo), Defne (Daphne spp.), Ilgın
(Tamarix spp.), Katırtırnağı (Spartium junceun), Süpürge çalısı (Erica arborea), Böğürtlen
(Rubus spp).
Neler görülebilir;
Mihrabat Tabiat Parkının Osmanlı İmparatorluğu döneminde de önemli bir piknik alanı
olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahlarından
1.Mahmut tarafından kurulan ve dönem padişahlarının da sıklıkla gittiği yerlerden olan, o
85
zaman ki adıyla Mihrabat Korusu, günümüzde de İstanbul’un en gözde mesire yerlerinden
biridir.
Kanlıca Körfezi’nde sahil yolunun hemen yanından başlayıp sırtlara kadar uzanan ve İstanbul
Boğazı'na hâkim bir tepe üzerinde bulunan Mihrabat Tabiat Parkı ihtişamlı Fıstık Çam’ları,
Erguvan’ları, Çınar’ları ve Servi’leriyle, iki yakayı kucaklayan boğaz manzarası ve kentin
olumsuz etkilerinden izole mekanlarıyla kendine özgü bir güzelliğe sahiptir. Tüm dünyanın
ilgisini çeken Boğaziçi’nin tamamlayıcı parçalarından biri olup hızlı kentleşme sürecinde
doğal yapısı en az tahrip olmuş alanlar arasındadır. Günümüzde mevcut tesislerle işletmeye
açık olan tabiat parkı çeşitli organizasyonlara, hususi konserlere, dernek vakıf ve diğer sivil
toplum örgütlerinin toplantılarına, ayrıca İstanbul’a gelen seçkin yabancı konuklara ev
sahipliği yapmaktadır. Kaynak değerleri açısından İstanbul’daki diğer mesire yerlerinden
belirgin bir şekilde ayrılan Mihrabat Tabiat Parkı, özellikle toplu organizasyonlara yönelik
yoğun ilgi ve talep görmektedir.
Nasıl ulaşılabilir;
Tabiat Parkı İstanbul merkeze (Topkapı) yaklaşık 25,0 km uzaklıktadır. Avrupa yakasından
gelindiğinde, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü geçtikten sonra O2 (E80) karayolu üzerindeki
ilk ayrım olan Kavacık sapağından Kanlıca-Tekke mevkiine doğru yönlendirme tabelalarıyla,
Mihrabat caddesi üzerinden 2.4 km sonra ulaşım mümkündür. Mihrabat caddesi üzerinde
sahaya 3 giriş bulunmakta olup, bu cadde üstündeki en yakın İETT durağı ilk girişten 200 m
sonra Tekke Cami Durağı’dır. Anadolu yakasından gelenler için, O2 (E80) karayolu
üzerindeki, köprüden önceki son ayrımdan Kavacık yoluna girildiğinde her kavşakta mevcut
tabelalar takip edilerek ulaşım sağlanabilmektedir. Ayrıca Beykoz-Üsküdar sahil yolu
üzerindeki Kanlıca Körfez caddesinden de sahaya bir giriş bulunmaktadır. Bu cadde üzerinde
bulunan İETT Körfez Durağı, giriş kapısına 150 m mesafededir
Elmasburnu Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Elmasburnu
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Riva
Kapladığı Alan (ha)
13,34
86
İlan Tarihi
2011
Kaynak değerleri
Elmasburnu Tabiat Parkı’nın bitki örtüsünü genel olarak maki vejetasyonuna ait türler
oluşturmaktadır. Bu türler arasında; Arbutus unedo (Kocayemiş), Quercus türleri, Paliurus
spina (Karaçalı), Phillyrea latifolia (Akçakesme), Spartium junceum (Katırtırnağı), Cistus
creticus (Laden otu), Laurus nobilis (Defne) sayılabilir.
Tabiat Parkı içerisinde yer alan belli başlı diğer
ağaç-ağaççık, çalı ve otsu türler; Quercus frainetto
(Macar Meşesi), Quercus petraea (Sapsız Meşe),
Quercus cerris (Saçlı Meşe), Quecus robur (Saplı
Meşe) v.b.
Elmasburnu
ve
yakın
çevresinin
faunası
incelendiğinde varlığı saptanan ve bunların yaşam
ortamları ait oldukları gruplara göre ele alındığında memelilerden geyik, karaca, çakal, tilki,
kaya sansarı sincap, kirpi, yaban domuzu, fare ve yarasa türleri mevcuttur. Ayrıca Riva Köyü
ve yakın çevresi kuşları Boğaziçi göç yoludur.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Tabiat parkının bulunduğu Riva, gün geçtikçe yoğunlaşan İstanbul hayatında, Anadolu
yakasında yeni bir yerleşim merkezi olarak oldukça revaçtadır. Doğal güzellikleri ile şehir
yoğunluğunun hem çok dışında, hem de yakınlığı ile şehir içinde olma özelliklerini bir arada
toplamaktadır.
Riva’da toplam 3 plaj bulunmakta ve hepsi de ayrı ayrı ilgi çekmektedir. Bunlar en çok
bilinen Merkez Riva plajı dışında, Riva su ürünleri plajı ve Tabiat parkının da içinde yer alan
Riva Elmasburnu plajıdır.
Elmasburnu Tabiat Parkı yaz aylarında tatil imkânı bulamayan birçok İstanbul sakininin deniz
ve dinlenme ihtiyacını karşılayan plajı ile günü
birlik deniz, kum ve plaj ihtiyacını
karşılayan alana ziyaretçilerin su sporları da yapabildiği ayrıca mesire ve kamp alanlarıyla
yazlıkçıların uğrak mekanıdır. Yaz aylarında köy ekonomisine can veren yüksek ticari
boyutları ile gelir kaynaklarını oluşturan güzellikleriyle ilgi çekmektedir. Son yıllarda yeniden
düzenlenen imar planı ile, 2 katlı villaların dışında bir yapılaşmaya müsaade edilmeyen alanın
87
bulunduğu Riva köyü, orman ve denizin buluştuğu bu konumu ile İstanbulluların özlemini
çektiği bir noktaya gelmektedir ve bu durum alanın rekreasyon durumunu arttıracaktır.
Ayrıca tabiat parkının batısında kalan Riva Kalesi ile Tahlisiye Binası alana gelenler
tarafından ilgi çekmektedir.
Nasıl ulaşılabilir?
Riva Çayağzı Mevkii Riva/Beykoz
Neler görülebilir?
Tabiat parkının bulunduğu Riva, gün geçtikçe yoğunlaşan İstanbul hayatında, Anadolu
yakasında yeni bir yerleşim merkezi olarak oldukça revaçtadır. Doğal güzellikleri ile şehir
yoğunluğunun hem çok dışında, hem de yakınlığı ile şehir içinde olma özelliklerini bir arada
toplamaktadır.
Riva’da toplam 3 plaj bulunmakta ve hepsi de ayrı ayrı ilgi çekmektedir. Bunlar en çok
bilinen Merkez Riva plajı dışında, Riva su
ürünleri plajı ve Tabiat parkının da içinde
yer alan Riva Elmasburnu plajıdır.
Elmasburnu Tabiat Parkı yaz aylarında
tatil imkânı bulamayan birçok İstanbul
sakininin deniz ve dinlenme ihtiyacını
karşılayan plajı ile günübirlik deniz, kum
ve
plaj
ihtiyacını
karşılayan
alana
ziyaretçilerin su sporları da yapabildiği
ayrıca
mesire
yazlıkçıların
ve
uğrak
kamp
alanlarıyla
mekânıdır.
Yaz
aylarında köy ekonomisine can veren
yüksek ticari boyutları ile gelir kaynaklarını oluşturan güzellikleriyle ilgi çekmektedir. Son
yıllarda yeniden düzenlenen imar planı ile, 2 katlı villaların dışında bir yapılaşmaya müsaade
edilmeyen alanın bulunduğu Riva köyü, orman ve denizin buluştuğu bu konumu ile
İstanbulluların özlemini çektiği bir noktaya gelmektedir ve bu durum alanın rekreasyon
durumunu arttıracaktır.
Ayrıca tabiat parkının batısında kalan Riva Kalesi ile Tahlisiye Binası alana gelenler
tarafından ilgi çekmektedir.
88
Diğer
Elmasburnu Tabiat Parkının bulunduğu Riva köyü isminin ise 2 ayrı kökeni vardır. Kelime
anlamıyla Rumcada "su kenarındaki yerleşme" olan bu kelime, Osmanlılara da aynen geçerek
Karadeniz kıyısındaki bir köyün adı olmuştur (Rumca karşılığı; "Rhebas"tır). İkinci olarak
Rumcada "bataklık ve sulu yer" demek olup, buranın arazisi de ilk zamanlar bu şekildeydi.
Sonradan arazinin kenarına kurulan yerleşme, aynı adla anılır oldu.
Riva köyünün kuruluşunun Cenovalılara kadar gittiği söylenmektedir. Hatta tabiat parkının
batı sınırında Karadeniz’in Anadolu sahilinde, Riva Deresi’nin Karadeniz’e döküldüğü
noktada yer alan Riva Kalesinin Cenevizlilerden kaldığı rivayet edilmektedir. Riva Deresinin
geçmişte Karadeniz’den gelen gemilerin girmesine olanak sağlayan derinlikte olduğu ve
günümüzde
getirdiği
alüvyonlarla
Karadeniz’e
kavuştuğu
noktayı
doldurduğu
söylenmektedir. Bu nedenle deniz yoluyla başlayabilecek saldırıların karadan ilerlemesini
önlemek için bu kritik noktada inşa edilmiş olmalıdır. Ayrıca Riva Kalesi, Yoros Kalesi’ni
Karadeniz’in doğusundan ve karadan gelecek akınlara karşı koruyan bir ön karakol işlevini
görmektedir.
Tabiat parkının batısındaki Riva Kalesinin Yunan mitolojisinde altın postu arayan Argo
gemicilerinin lideri İason’un burada demir çapayı aldığı ve bu nedenle Bizans İmparatorluğu
Dönemi’nde bölgeye Ancyranum denildiği ve burada bir kilise kurulduğu bilinmektedir.
Riva birinci koyu sahilinin arka yamacında kurulmuş, yaklaşık 500 yıllık geçmişe sahip olan
Tahlisiye Binası (Gemi onarım ve bakım yeri) eski zamanlarda Riva Kalesi'ni elinde
bulunduran Cenevizlilerin donanmasına ait gemilerini onardıkları ve konakladıkları ender
tarihi binalardan biridir. Yaklaşık bir dönümlük arazi üzerine kurulmuş olan konaklama binası
ile 3 adet tamirhane ve bir adet gözetleme kulesi bulunur. Riva deresinin, İstanbul’a ulaşım
tarihi açısından özel bir yeri vardır. 19.yy ve 20.yy başlarına kadar karayollarının yetersizliği
nedeniyle Riva deresinden takalarla Karadeniz’e çıkılmakta ve İstanbul’a odun, kömür, sebze
ve meyve götürülmekteydi.
89
Şamlar Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Şamlar
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
G.O. PAŞA
Kapladığı Alan (ha)
337,05
İlan Tarihi
2011
Kaynak değerleri
Geniş alanı nedeniyle İstanbul’ un Avrupa yakasındaki en büyük rekreasyon etkinliklerinin
yapıldığı bir tabiat parkıdır. Orta yaşlı yer yerde yaşlı orman durumundadır. Sahanın tamamı
iğne yapraklı, orta yaşlı ve yer yer de yaşlı ormandır. Bu iğne yapraklı türler Karaçam, Fıstık
Çamı,
Kızılçamdır. Yapraklı olarak Meşe türleri, Kestane,
Akçaağaç,
Dişbudak
türleri
bulunmaktadır.
Ağaçcık türlerinden ise Akçakesme, Kocayemiş,
Funda, Laden, Defne, Katır Tırnağı, Defne ve
bunların dışında Similax, Böğürtleğen, Ayı Üzümü
ve Orman Sarmaşığı gibi diğer florayı sayabiliriz.
Fauna olarak yaban domuzu, tilki, tavşan, sincap
başlıca türlerdir.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Fıstık çamları altındaki geniş düzlükler, günübirlik piknik alanları, yürüyüş yolları, tilki,
şahin ve diğer yabani hayvanlarıyla İstanbullular için ideal bir tabiat köşesidir. Özellikle
hafta sonları kalabalık gruplara ev sahipliği yapmaktadır.
90
Nasıl ulaşılabilir?
İstiklal Cad. Hacımaşlı Köyü - Şamlar
Neler görülebilir?
Saha ve çevresinin doğal bitki örtüsü ve şehirleşmenin henüz el atamadığı ormanlar olarak
büyük önem taşımaktadır.
Avcıkoru Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Avcıkoru
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Şile
Kapladığı Alan (ha)
648,72
İlan Tarihi
2011
Kaynak değerleri
Sahanın tamamına yakın geniş yapraklı, orta yaşlı
ormandır. Qurcus Robur türünün hakim olduğu tam
kapalı sınıfına giren ormanda, Kestane, Kayın, Gürgen
ve fıstık Çamı türleri de yer almakta olup karışım
oluşturmaz. Çalı türlerinden ise Defne, Böğütleğen, Dağ
Muşmulası, Kızılcık, Alıç, Funda görülmektedir. Otsu
türler
bakımından ısırgan otu ve eğreltiler
çoğunluktadır.
Saha yaban hayatı ile ilgili koruma geliştirme ve
avlak sahalarına girmemektedir. Karaca, Yaban
Domuzu, Sincap, Çakal, Tilki, Sansar, Gelincik
gibi memeli türlerin yanında Saka, İskete, Florya,
Karatavuk, Balıkçıl, Doğan, Şahin gibi kanatlı
türler bulunmaktadır.
91
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Piknik, yürüyüş, kamping, trekking, oryantring
Nasıl ulaşılabilir?
Şile Otobanı kenarı Madenler Mevkii Avcıkoru/Şile
Neler görülebilir?
Sahanın üstün estetik değerlere sahip florası, doğal yaya yolları, spor ve doğa etkinliklerinin
yapılabileceği bir arazi yapısına sahip olması nedeniyle İstanbul halkının rekreasyonel açıdan
tercih ettiği bir yerdir. Avcıkoru özellikle ilkbahar ve yaz aylarında yüksek potansiyelde
ziyaretçi akınına uğramakta ve genellikle piknik amaçlı tercih edilmektedir.
Fatih Ormanı Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Fatih Ormanı
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Şişli
Kapladığı Alan (ha)
145,09
İlan Tarihi
2011
Kaynak değerleri
Sahanın tamamına yakın geniş yapraklı, orta yaşlı ve
yer yer de yaşlı ormandır. İğne yapraklı ve yapraklı
karışık meşçerelerden oluşan ormanlarla kaplıdır.
Boylu
ağaç
olarak
Saplı
Meşe, Gürgen,
Kayın,
Kızılağaç, Dişbudak, Kestane, Karaçam, Fıstık Çamı,
Sahil Çamı gibi boylu ağaçlar, Kızılcık, Alıç, Fındık
gibi
ağaççıklar
92
bulunmaktadır.
Otsu
türler
bakımından zengindir. Sarmışık, Funda ve eğreltiler mevcuttur.
Yaban Domuzu, Kurt,
Sincap, Çakal, Tilki ve Köstebek gibi türler bulunmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Manzara seyir imkânları, piknik, kampçılık, Oryantiring (yönbulma) gibi faaliyetleri
karşılayabilecek potansiyele sahip bir alandır.
Nasıl ulaşılabilir?
Hacıosmandan Büyüdere Bahçeköy yoluna girdikten sonra 3 km sonra sol taraftadır.
Neler görülebilir?
Sahanın üstün estetik değerlere sahip florası, doğal yaya yolları, spor ve doğa etkinliklerinin
yapılabileceği bir arazi yapısına sahiptir. Şehir merkezine yakınlığı nedeniyle İstanbul
halkının rekreasyonel açıdan tercih ettiği bir yerdir.
Çilingoz Tabiat Parkı
Tabiat Parkının Adı
Çilingoz
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Çatalca
Kapladığı Alan (ha)
17,15
İlan Tarihi
2011
Kaynak değerleri
Çilingoz Tabiat Parkı hareketli morfolojik yapısı, uygun iklim koşulları, ulaşımın kolaylığı ve
yoğun yapılaşmanın olmadığı deniz kirliliğinin bulunmadığı bir alandır.
Çilingoz Tabiat Parkı içinde alanın büyük bir
kısmı, baskın olarak Fagus orientalis (kayın),
Carpinus
betulus
(gürgen)’dan
oluşan
geniş
yapraklı ormanlarla ve meşe türleriyle kaplıdır.
Çalı katında Rhododendron ponticum (ormangülü),
Ruscus aculeatus (tavşanmemesi), eğreltiler ve
birçok Rubus türleri göze çarpar. Kıyı kumul
93
vejetasyonunda ise Eryngium türleri, Alkanna tinctoria, Onosma tauricum, Lychnis coronaria
gibi bitkiler görülür. Ayrıca, alanında aslında Akdeniz elementi olan Myrtus communis
(mersin), Laurus nobilis (defne), Erica arborea (funda), Arbutus unedo (koca yemiş), gibi
türler kıyıya yakın yerlerde görülerek yalancı makiyi oluştururlar.
“Türkiye’nin Önemli Bitki Alanları” [31] isimli kaynaktaki verilere göre Marmara
Bölgesi’nde bulunan 19 önemli bitki alanından
(ÖBA) 6 numaralı olan Terkos-Kasatura
Kıyıları
ÖBA’sı
incelendiğinde,
Çilingoz
Tabiat Parkı sahası’nın da bu ÖBA içinde yer
aldığı görülmektedir.
Alanda görülen memeli türler; geyik, karaca,
tilki, gelincik, ağaç sansarı, kurt, çakal, sincap,
kirpi,
tavşan
ve
köstebek
gibi
türler
bulunmaktadır.
Kuş türleri; yeşilbaş, bıldrıcın, çulluk, üveyik, karabatak, leylek, atmaca, puhu, ağaçkakan,
karatavuk, ispinoz, saka, çilkeklik ve saksağandır.
Balık türleri ise; barbunya, istavrit, kalkan, kefal, kırlangıç, palamut, vatoz, g,b, denizde
yaşayan balıklarla; dereler de ise alabalık, sazan tatlısu kefali, yılan balığı gibi türlere
rastlanmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Zengin doğal bitki örtüsü ile Karadeniz kıyısında hem günübirlik piknik hemde konaklama
imkânları bulunmaktadır. Tabiat Parkında yüzme sporu ve piknik yapılmaktadır.
Nasıl ulaşılabilir?
Çilingoz/Çatalca
Neler görülebilir?
Çilingoz Tabiat Parkı bulundurduğu farklı ekosistemler ile ulusal ölçekte olduğu kadar
uluslararası ölçekte ender ve çeşitlilik gösteren bir alandır. Çilingoz Koyu’nun iki yanında yer
alan yar kısımları, mağaralar, dere kenarları ve kumul üstündeki zengin bitki örtüsü
görülmeye değer alanlardır.
94
Tabiatı Koruma Alanı
Bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz
tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eden ve
mutlaka korunması gerekli olup, sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere
ayrılmış tabiat parçalarıdır.
İstanbul il sınırlarında Beykoz İlçesinde 1 adet tescilli tabiatı koruma alanı bulunmaktadır
(Harita A-4).
Beykoz Göknarlık Tabiatı Koruma Alanı
Tabiatı Koruma Alanının Adı
Beykoz Göknarlık
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Beykoz
Kapladığı Alan
46
İlan Tarihi
1987
Harita A –4: İstanbul’da Beykoz Göknarlık Tabiatı Koruma Alanı
Kaynak değerleri
95
Saha Tabiatı Koruma Alanı olup, İstanbul İlinde Göknarın doğal olarak bulunduğu tek
sahadır.
Alt tabakada yabani fındık, ateş dikeni, süpürge çalısı, karayemiş bulunmaktadır. Fauna
olarak kanatlılardan Florya, iskete, kanarya, karatavuk, arıkuşu, ibibik bulunmaktadır.
Tırnaklılardan ise kirpi, yaban domuzu, çakal, sincap gibi türler bulunmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Talep halinde bilim ve eğitim amaçlı çalışmalar yapılmaktadır.
Nasıl ulaşılabilir?
Beykoz Orta çeşmeden Tokat Köyüne giden yol üzerindedir.
Neler görülebilir?
Saha Tabiatı Koruma Alanı olup, İstanbul İlinde Göknarın doğal olarak bulunduğu tek
sahadır.
İstanbul İlindeki Yaban Hayatı Üretim Sahaları
1. Polonezköy Sülün-Keklik Üretim İstasyonu
2012 yılında keklik üretimine başlanacaktır. Üretim faaliyetleri canlı olarak web ortamında
seyredebilir hale getirilecektir.
2.Polonezköy Geyik-Karaca Üretim İstasyonu
3.Bahçeköy Geyik Üretme Sahası
2012 yılında saha rotasyona tabi tutulacak, Geyik popülâsyonu azaltılacak, Yaban
Hayvanlarını gözetleme kulesi yapılacak, Yaban Hayatı eğitim ve tanıtım merkezi kurulacak,
Üretme istasyonu kuzeye doğru büyültülecek.
Sıra no
Adı
Alanı ( ha.)
İl /İlçesi
1
Polonezköy
5
İst./Polonezköy
2
Polonezköy
300
İst./Polonezköy
3
Belgrad Ormanı
100
İst./ Sarıyer
Tablo 37. Yaban Hayatı Üretme Sahaları
96
İstanbul İlindeki Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları
Sıra No
Alanı
Kuruluş
(Ha.)
Tarihi
Adı
İl/İlçesi
1
Feneryolu
1.440
1978
İstanbul/Sarıyer
2
Çilingoz
36.193
1985
İstanbul/Çatalca
Harita A – 5: İstanbul’da Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları Ve Av Hayvanları Üretme
Sahaları Kaynak: Ayaydın Y., 2005
1. İstanbul – Sarıyer, Feneryolu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
YHGS’nin Adı
Feneryolu
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Sarıyer
Kapladığı Alan (ha)
1.445
İlan Tarihi
2009
Kaynak değerleri
97
Habitatlar: ÖDA son derece zengin ve çeşitli
habitatlara ev sahipliği yapar. Alan; açık deniz alanı,
deniz kıyısı maki toplulukları, meralar, kayalıklar,
kumul ve sazlıklar, kayın-meşe-gürgen ormanı ve asit
karakterli gölleri içerir. ÖDA ’nın kuzeydeki önemli
kısmı yaprak döken ormanlarla kaplıdır. İstanbul
Boğazı, yeryüzündeki nadir coğrafi oluşumlardan biridir
ve bu nedenle kendine özgü bir yaşam alanıdır.
Türler: Alanda yaşayan 24 bitki taksonu ÖDA kriterlerini sağlamaktadır. Bunlar arasında
Cirsium polycephalum, Symphytum pseudobulbosum ve Verbascum degenii en nadir ve
hassas türlere örnektir.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Yaban hayatı önceliksiz ormancılık faaliyetleri
Nasıl ulaşılabilir?
Sarıyer-Rumeli Feneri Yolu - Rumelifeneri Köyü 34450 İstanbul, Türkiye
Neler görülebilir?
ÖDA son derece zengin ve çeşitli habitatlara ev sahipliği yapar. Alan; açık denizalanı, deniz
kıyısı maki toplulukları, meralar, kayalıklar, kumul ve sazlıklar, kayın-meşe-gürgen ormanı
ve asit karakterli gölleri içerir. ÖDA ’nın kuzeydeki önemli kısmı yaprak döken ormanlarla
kaplıdır. İstanbul Boğazı, yeryüzündeki nadir coğrafi oluşumlardan biridir ve bu nedenle
kendine özgü bir yaşam alanıdır.
2. İstanbul – Çatalca, Yalıköy (Çilingoz) Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
YHGS ’nin Adı
Çilingoz
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Çatalca
Kapladığı Alan (ha)
35.445
İlan Tarihi
2009
98
Kaynak değerleri
Çilingoz YHGS’da Orman ekosistemi, sucul
ekosistemler ve Sahil kesiminde uzanan kum bandı
ile
kumul
ekosistemleri
bulunmaktadır.
“Türkiye’nin Önemli Bitki Alanları” [31] isimli
kaynaktaki verilere göre Marmara Bölgesi’nde
bulunan 19 önemli bitki alanından (ÖBA) 6
numaralı olan Terkos-Kasatura Kıyıları ÖBA’sı
incelendiğinde hızlı alan değerlendirmesi yapılan Çilingoz YHGS’nın da bu ÖBA içinde yer
aldığı görülmektedir. Alan için yapılan analizler sonucunda memelilerden Cervidae
familyasına ait Kızıl geyik (Cervus elaphus) ve Karaca (Capreolus capreolus) türleri hedef tür
olarak belirlenmiştir.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Yaban hayatı önceliksiz ormancılık faaliyetleri
Nasıl ulaşılabilir?
Sarıyer-Rumeli Feneri Yolu - Rumelifeneri Köyü 34450 İstanbul, Türkiye
Neler görülebilir?
Sahadaki koruma ve izleme çalışmalarının önemi bir kat daha aciliyet ve önem
kazanmaktadır. Çilingoz YHGS yaban hayatı bakımından zengin bir potansiyele sahiptir.
Alanda birçok memeli, kuş ve sürüngen türü mevcuttur. Saha Türkiye’den geçen önemli kuş
göç yolu üzerinde yer alır.
İstanbul İlindeki Sulak Alanlar
Sulak alanlar, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, acı, tatlı
veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen
derinlikleri kapsayan bütün, bataklık, sazlık ve turbiye sulardır.
Sulak alanlar doğadaki işlev ve fonksiyonları ile
• Bulundukları bölgenin su rejimini ve bulundukları yörenin iklimini dengelerler,
• Tortu ve zehirli maddeleri alıkoyar, artık besin maddelerini kullanarak suyun
temizlenmesinde rol oynarlar,
99
• Zengin biyolojik çeşitlilikleriyle yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan
ekosistemleridirler ve dolayısıyla yeryüzünün en önemli genetik rezervuarlarını oluşturarak
eğitim ve bilimsel çalışmalar için açık hava laboratuarı özelliği taşırlar,
• Balıkçılık, tarım, hayvancılık, saz üretimi ve rekreasyonel kullanımlar açısından yüksek bir
ekonomik değere sahip olup, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlarlar
. Büyüklülerine göre göl ve nehirlerde suyolu taşımacılığına imkân sağlarlar.
Ramsar Sözleşmesi, sulak alanların korunmasını öngören, aynı zamanda doğayı korumayı
hedefleyen imzaya açılmış ilk sözleşmedir. 1971 yılında İran’da imzaya açıldığı kentin adıyla
anılan Ramsar Sözleşmesi, su kuşları yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak
alanların korunmasını hedeflemektedir. Türkiye’de ilk olarak 1991 yılında, Çevre
Bakanlığı’nın kurulmasıyla birlikte, bakanlık bünyesinde bir sulak alanlar birimi
oluşturulmuştur. 1993 yılında Başbakanlık tarafından Sulak Alanların Korunması Genelgesi
yayımlanmış ve ilk kez sulak alanların korunması hükümet politikası olarak kayda geçmiştir.
Takip eden 1994 yılında, Türkiye Ramsar Sözleşmesi’ne taraf olmuş, Manyas Gölü, Burdur
Gölü, Sultan Sazlığı, Seyfe Gölü ve Göksu Deltası’nı sulak alanlar kapsamına almıştır. 1998
yılında, Kızılırmak ve Gediz Deltası, Ulubat Gölü ve Akyatan Lagünü’nü de uluslararası
öneme sahip sulak alanlar kategorisinde Ramsar Sözleşmesi’ne dahil ettirmiştir. Sulak
alanları ve oluşturdukları ekolojik ortamı tehdit eden belli başlı problemler:
• Tarım ve yerleşim amaçlı kurutmalar,
• Sanayi, tarım ve yerleşim alanlarından kaynaklanan kirlenmeler,
• İçme, kullanma ve sulama suyu temini amacıyla aşırı miktarda su alınması, sulak alanı
besleyen suların barajlarda tutulması veya yönlerinin değiştirilmesi,
• Turizm ve ikincil konut amaçlı yapılaşmalar,
• Yabancı balık türlerinin göllere aşılanması,
• Sazlıkların yakılması, tahribi, kontrolsüz saz kesimi ve
• Su kuşlarını tehdit eden aşırı ve yanlış avlanmalardır.
İstanbul İli’nin Çatalca Yarımadası’nda Büyükçekmece, Küçükçekmece, Terkos gölleri ve
Çatalca’da bulunan Büyükkokmuşgöl ve Küçükkokmuşgöl, Kocaeli Yarımadası’nda Riva,
Ağva ve Tuzla’da yer alan Kamil Abduş Gölü İstanbul’un en önemli sulak alanlarını
barındırmaktadır. Bu alanlar sucul bitki örtüsü bakımından çok zengindirler.
100
Örneğin, Terkos Gölü, Türkiye’deki en zengin su florası ile oldukça çeşitli kuş
popülâsyonlarının yaşam alanını oluşturur.
Ayrıca, Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri de uluslararası düzeyde adı geçen en önemli
sulak alanlardandır.
İstanbul ilindeki Tabiat Anıtları:
Bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz
tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eden ve
mutlaka korunması gerekli olup, sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere
ayrılmış tabiat parçalarıdır.
İstanbul il sınırlarında Beykoz İlçesinde 1 adet tescilli tabiatı koruma alanı bulunmaktadır
(Harita A-4).
Beykoz Göknarlık Tabiatı Koruma Alanı
Tabiatı Koruma Alanının Adı
Beykoz Göknarlık
Bölge Müdürlüğü
I.Bölge Müdürlüğü
İl
İstanbul
İlçe/Köy
Beykoz
Kapladığı Alan
46
İlan Tarihi
1987
101
Harita A –4: İstanbul’da Beykoz Göknarlık Tabiatı Koruma Alanı
Kaynak değerleri
Saha Tabiatı Koruma Alanı olup, İstanbul İlinde Göknarın doğal olarak bulunduğu tek
sahadır.
Alt tabakada yabani fındık, ateş dikeni, süpürge çalısı, karayemiş bulunmaktadır. Fauna
olarak kanatlılardan Florya, iskete, kanarya, karatavuk, arıkuşu, ibibik bulunmaktadır.
Tırnaklılardan ise kirpi, yaban domuzu, çakal, sincap gibi türler bulunmaktadır.
Gerçekleştirilebilecek faaliyetler
Talep halinde bilim ve eğitim amaçlı çalışmalar yapılmaktadır.
Nasıl ulaşılabilir?
Beykoz Orta çeşmeden Tokat Köyüne giden yol üzerindedir.
Neler görülebilir?
Saha Tabiatı Koruma Alanı olup, İstanbul İlinde Göknarın doğal olarak bulunduğu tek
sahadır.
102
İstanbul İlindeki Avlaklar
4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nda avlaklar devlet, genel, özel ve örnek avlak olarak dört
tipe ayrılmıştır.
Avlak: Av ve yaban hayvanlarının doğal olarak yaşadıkları veya sonradan salındıkları
sahaları,
Özel avlak: Bir bütün teşkil eden özel mülkiyetteki tapulu arazilerden, Bakanlığın avlaklar
için tespit ettiği ve tanımladığı şartlara uygun olan avlakları
Devlet avlağı: Devlet ormanları, toprak muhafaza ve ağaçlandırma sahaları ve benzeri
yerlerle devlet tarım işletmeleri, baraj gölleri ve emniyet sahalarında, ilgili kuruluşun
muvafakati alınarak Bakanlıkça avlak olarak ayrılan yerleri,
Genel avlak: Özel ve devlet avlakları dışında kalan bütün av sahaları ile göl, lagün, bataklık
ve sazlık gibi sahaları,
Örnek avlak: Devlet avlakları ve genel avlaklar içinde Bakanlıkça belirlenecek esaslara göre
ayrılan ve işletilen veya işlettirilen avlakları,
1. Darlık Kanatlı Örnek Avlağı
Türkiyede açılan ilk kanatlı örnek avlağımız 1551,5 hektarlık Darlık Devlet Ormanı
Kanatlı Örnek Avlağı, Erdem Golf İşi. Tur. Ve Tic. A.Ş. tarafından işletilmektedir.
2. Turkuaz
Özel Avlağı
Turkuaz Özel Avlağı İstanbul ili Pendik ilçesi, l.Bölge, Kurtdoğmuş Köyü, Seferusta
Mevkii 5.517.931 m2'lik özel orman niteliğindeki arazinin 3.341.790 m2'lik kısmı özel
avlak sahası olarak Bakanlığımız 16.02.2010 tarih ve 54 sayılı olur ile onaylamıştır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bulunduğu Koruma Alanları
Yasalarda sayılan Taşınmaz Kültür Varlıkları genel olarak; Kaya Mezarlıkları, Yazılı-ResmiKabartmalı Kayalar, Resimli Mağaralar, Höyükler, Tümülüsler, Ören Yerleri, Akropol ve
Nekropoller, Kaleler, Hisar-Burç ve Surlar, Tarihi Kışla-Tabya ve İstihkamlar ile buralarda
bulunan sabit silahlar, Harabeler ve Kalıntılar, Kervansaraylar, Han-Hamam ve Medreseler,
Kümbet-Türbe ve Kitabeler, Köprüler, Su Kemerleri, Su Yolları, Sarnıç ve Kuyular, Tarihi
Yolların Kalıntıları Mesafe Taşları, Eski Sınırları Belirtilen Dikili Taşlar, Sunaklar,
Tersaneler, Rıhtımlar, Tarihi Saraylar, Köşkler, Evler, Yalılar ve Konaklardır.
103
Sit Alanları
Harita A-6: İstanbul’daki Sit Alanları
Koruma Altındaki Korular
104
Kuzguncuk Korusu
Yıldız Korusu
Kandilli ve Vaniköy Koruları
Bebek Korusu
Emirgan Korusu
Çubuklu Korusu
Abraham Korusu
Beykoz korusu
Tarabya Korusu
Büyükdere Korusu
Belgrat Korusu
Fethi Paşa Korusu
Florya Atatürk Ormanı
Büyük Çamlıca Korusu
Harem Atatürk Korusu
Mesire Yerleri
Mesire Yerleri
Tipi
Sayısı
Alanı (Ha)
A
2
169,25
B
12
2661,96
C
121
1255,64
D
8
1749,93
TOPLAM
143
5836,78
Tablo 5. Mesire Yeri Sayıları
Mesire Yerleri ve Mesire Yerleri Teknik İzahnamesi’ne göre;
Mesire Yeri: Rekreasyonel ve estetik kaynak değerlerine sahip alanlarda halkın günübirlik
ve/veya geceleme ihtiyaçlarını karşılayan ve arazi kullanma özelliklerine göre gerekli yapı,
tesis ve donatılarla kullanıma açılan veya açılmak üzere Orman Genel Müdürlüğünce ayrılan
105
orman ve orman rejimine tabi sahalar ile Orman Genel Müdürlüğü’nün özel mülkiyetinde
olup, işletilmesi Genel Müdürlüğe verilmiş sahaları,
a. A Tipi Mesire Yeri: Yüksek ziyaretçi potansiyeline sahip, çadır, karavan, motor-karavan
ve bungalov tipi tesislerle sadece geceleme ve/veya gecelemenin yanında günübirlik kullanım
imkanı da sağlayan sahaları,
b. B Tipi Mesire Yeri: Yerleşim merkezlerinin yakın çevresinde veya rekreasyonel kaynak
değerlerine ve ziyaretçi potansiyeline sahip, sadece günübirlik kullanım imkanı sağlayan
sahaları,
c. C Tipi Mesire Yeri (Orman içi dinlenme yeri): Halkın günübirlik dinlenme ve piknik
ihtiyacını karşılamak amacıyla düzenlenen alanları,
ç. Kent ormanı (D Tipi): Geleneksel piknik anlayışının dışında, daha çok ormanların sağlık,
spor, estetik, kültürel ve benzeri gibi sosyal fonksiyonlarını halkın hizmetine sunmak, aynı
zamanda teknik ormancılık faaliyetleri ile yöredeki flora ve faunanın da tanıtılması amacıyla
metropoller, iller ve büyük ilçeler gibi yerleşim yerleri bitişiğinde veya civarında düzenlenen
alanları tarif eder.
İstanbul il sınırlarında tescilli 143 adet mesire yeri bulunmaktadır. Orman Bölge
Müdürlüğü’nün verilerine göre, İstanbul ili içerisindeki Mesire Yerleri toplam alanı (A, B, C
ve D tipi) 5836,78 Ha dır.
Yüksek ziyaretçi potansiyeline sahip, çadır, karavan, motor-karavan ve bungalov tipi
tesislerle sadece geceleme ve/veya gecelemenin yanında günübirlik kullanım imkanı da
sağlayan A tipi mesire yerlerinin toplam alanı 169,25’ Ha ve yerleşim merkezlerinin yakın
çevresinde veya rekreasyonel kaynak değerlerine ve ziyaretçi potansiyeline sahip, sadece
günübirlik kullanım imkanı sağlayan B tipi mesire yerlerinin toplam alanı 2661,96 Ha’dır.
İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiş projesi
kapsamında, Türkiye de ilk olarak kent ormanlarını planlayarak hayata geçirmiştir. Bu kent
ormanları 8 adet olup, toplam alanı 1749,93 hektardır. Mesire yerlerinin detaylı bilgisi Ek
6’da verilmiştir.
4.4. Seçkin Özellikli Diğer Sahalar
4.4.1. Vadi Tabanları, Kıyı Ovaları ve Deltalar
İstanbul İli arazisinin % 9'unu taban düzlükleri ve ovalar oluşturur. Talveg ile topografya
yüzeyi arasındaki yükselti farkının çok az olduğu birikim sahalarına denk gelen ovalara ise,
ancak Şile suyu ve Ağva Deresi ağzında görülen sahalarda kıyı ovaları şeklinde rastlanır.
106
Bunların dışında coğrafi terminolojide belirlenmiş iç kesimlerde rastlanan tipik ovalara ve
bunların jeomorfolojik şekillerine İstanbul ilinde pek rastlanmaz. Bunun yerine ova kapsamına
alman alan ve şekiller; aslında Istranca Çanta, Fener, Karasu, Sazlıdere, Alibey, Kağıthane,
Riva, Darlık, Göksu, Ağva dereleri gibi ilin başlıca akarsularının dar vadi tabanlarında izlenen
alüvyal dolgulardan oluşan "Taban düzlüklerinden meydana gelen sahalara karşılık gelirler.
İlde, batıdan itibaren doğuya doğru Istranca Deresi, Karasu Deresi, Çakıl Deresi, Sazlıdere,
Nazlıdere, Nakkaş Deresi, Alibey Deresi, Kağıthane Deresi, Göksu, Küçüksu, Riva Deresi,
Türknil Deresi, Kabakoz Deresi, Göksu Çayı ve Yeşilçay (Ağva Deresi) vadilerinde alüvyal
dolguya sahip taban düzlükleri bulunur. Ancak bunların çoğunluğu dar akarsu vadilerini işgal
etmelerinden dolayı geniş düzlükler şeklinde olmayıp, ova karakteri göstermezler.
4.4.2. Yamaçlar
İstanbul İli arazisinin % 69' unu platolar ile bunların yamaçları oluşturur. 150-200 m Tik
ortalama yükseltisi ile peneplen haline gelmiş olan İstanbul İl genelindeki fiüvyal şekillenme,
bu süreç boyunca eski derin vadilerin kaybolduğu, su bölümlerinin gittikçe genişlediği, akarsu
vadilerini birbirinden ayıran tali su bölümlerinin geniş alanlara yayıldığı bir morfolojik
görünüm sunar. Bu kadar az yarılmış, dalgalı aşınım yüzeylerinin uzandığı bir sahada akarsu
ağının eski durumunu ortaya koyabilmek için akarsuların şimdiki topografyada oluşturdukları
gömük mendereslerin, erimeli kireçtaşlı arazilerde karstlaşma sonucu fiüvyo-karstik vadi ve
depresyonlara dönüşmüş vadilerin içiçe vadi manzarası sunan akarsu vadilerinin ve örtüden
temele gömülen akarsuların epijenik vadi ve boğazlarının, gömük mendereslerinin, ayrıca
akarsu kapma ve kuru yataklarının ve dolayısıyla bunların oluşturmuş oldukları yamaçların
varlığı sahadaki hâkim morfodinamik sürecin özellikle akarsuların ve yüzeysel sellenmelerin
olduğuna işaret etmektedir.
İstanbul İl genelindeki mevcut drenaj ağı, östatik deniz seviyesi değişimlerine bağlı olarak,
bölgedeki aşındırma faaliyetlerini devresel olarak hızlandırıp yavaşlatmıştır. Hızlanma
devreleri, akarsu yatağının derine kazılmasına neden olmuştur. Şebekenin bazı akarsuları,
Dördüncü Zaman başlarındaki dikey hareketlerle gençleşmiş ve sonradan östatik gençleşmeye
uğramıştır. Günümüzde, özellikle akarsu yataklarının yukarı çığırma doğru meydana gelmiş
geriye aşındırma ürünün eğim kırıkları ve gençleşme başları ile yamaçlar üzerinde çeşitli
seviyelerdeki eski taban parçalarının yani akarsu taraçalarının varlığı bunu doğrulamaktadır.
Bugün, taban seviyesine yakın olan sahalarda, son transgresyona uygun olarak biriktirme
107
faaliyetleri görülmekte, yukarı çığırlarda ise aşındırma faaliyeti ve yatağın kazılması devam
etmektedir.
4.4.3. Platolar
İstanbul, dünyada ender rastlanan topografyalardan birisi olan ortasından bir suyolu geçen ve
neredeyse deniz seviyesine kadar kazılmış peneplen arazilere tipik bir örnek plato alanıdır.
İstanbul İli alanının % 15 "ini platolar oluşturur. İl geneli, akarsular tarafından derince yarılmış
olan ve vadilerin en alçak noktalarını birleştirmek suretiyle oluşturulan hayali çizgi (talveg) ile
topografya yüzeyi arasındaki yükselti farkının fazla olduğu genel adı ile 150-200 m
yüksekliğindeki oluşur. Bu platoya "Çatalca-Kocaeli Platosu" ismi verilir. Ortasından
İstanbul Boğazı gibi bir suyolu tarafından kesilmiş olan bu platolar, genelde aşınım sahalarına
ve özellikle de aşınım yüzeylerine karşılık gelen plato yüzeylerinden ve bunların
yamaçlarından meydana gelir. Bu platonun temel kaya birimlerini Birinci, İkinci zaman ile
Üçüncü zamanın başlarından bugüne gelmiş olan kayaçlar meydana getirir. Bu temelin üzeri
ise, Ncojcn'dc çökelmiş kırıntılı kayaçlardan oluşan örtü ile kaplıdır. Plato, bu genç örtünün de
aşınması sonucunda oluşan ve daha sonra vadilerle yarılmış bir peneplen düzlüğüdür. Platonun
yaklaşık 15-20 km doğu-batı yönünde güneyinden geçen ve aktif Kuzey Anadolu Fayı (KAF)
'nın etkinliği ile bu platoluk saha kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda kuzeyden hafifçe
yükselmiş, plato üzerindeki akarsular tekrar enerji kazanarak yataklarını derinleştirmişlerdir.
Böylece akarsu yataklarının özellikle derine ve kısmen de yana kazılması neticesinde, vadilerin
yukarı kesimlerinde aşınma, orta-ağız kesimlerinde ise alüvyonların birikimi sonucu dar alanlı
ovalar ve taban düzlükleri gelişmiştir. Plato üzerinde, yer yer sert ve dirençli Paleozoik yaşlı
kuvarsitlerden oluşmuş, aşımından geriye kalan sertgen tepeler (monadnok) yükselir. Bu plato
içinde Büyükdere-Kayış Dağı boyunca uzanan su bölüm çizgisi, İstanbul Boğazının kuzeye ve
güneye yönelimli iki farklı yönde kurulmuş birer akarsu vadisi olduğunu göstermektedir.
Karadeniz ve Marmara Denizi havzalarını birbirinden ayıran bir su bölümü hattı, günümüzden
7000 yıl önce östatik hareketlerle deniz basmasına uğramıştır. Boğaza yönelen dereler hariç
tutulursa; Kocaeli ve Çatalca platolarındaki dereler, kuzeybatı-güneydoğu yönlü vadilere
yerleşmişlerdir. Ancak bu vadilerin dolayısıyla plato yüzeyi yönelimleri, Boğazın doğusu ve
batısında farklıdır. Kocaeli Yarımadasında topografya yüzeyi eğimi ve dolayısıyla plato
üzerinde açılmış olan ana vadi yönelimleri Riva, Darlık, Göksu, Ağva dereleri vadilerinde
olduğu gibi güneydoğudan- kuzeybatıya Karadeniz'e yönelimli iken; Çatalca Yarımadasında
ana vadi yönelimleri Çanta, Fener, Karasu, Sazlıdere, Nazlıdere, Alibey, Kağıthane dereleri
vadilerinde olduğu gibi kuzeybatıdan-güneydoğuya Marmara Denizine doğrudur.
108
4.4.4. Yükseltiler (Tepeler)
İstanbul İli arazisinin % 4,5 "ini dağlar oluşturur. Ana jeomorfolojik şekillerden biri olan
dağlar, İstanbul'da tepelik alanlar şeklindedir. İl genelindeki en büyük yükselti, ilin
güneydoğusundaki Aydos Dağı zirvesi olup 537 m ye kadar çıkar. İstanbul İl genelinde, yamaç
eğimleri 45° den fazla olan ve plato yüzeyinde aniden yükselen genelde aşımından artakalmış
sert ve rijit kütleler (monadnoklar) dağ olarak tanımlanmıştır. Bunlar, özellikle Kocaeli
yarımadasında ortaya çıkarlar. Bunların başlıcaları şunlardır: 537 m Tik Aydos Dağı, 438 m 'lik
Kayış Dağı, 442 m Tik Alemdağ, 285 m 'lik Göz Tepe, 262 m Tik Büyük Çamlıca Tepesi, 226
ın'lik Küçük Çamlıca Tepesi, 261 m 'lik Yuşa Tepesi; Avrupa yakasında ise 233 m 'lik Kocataş
Tepesi'dir. Hatta bunlara ilave olarak, ilin güneydoğusunda yer alan Prens Adaları (İstanbul
Adaları) da birer aşınım artığı tepe (monadnok) olup, sonradan buralar deniz basmasına
uğramış alanlardır. Bunların yanı sıra, ülkemizde görülen ve oluşumlarına göre dağ tiplerinden
olan kıvrımlı dağlara ve volkan konilerine İstanbul'da rastlanmaz. Ancak faylanmalar sonucu
oluşan kırıklı dağ tanımlamasına kısmen uyan ilin batı kesimde (Çatalca Masifi ya da Çatalca
dağlık kütlesi gibi) birkaç alan yer alır. Tipik dağ tanımlamasına uyan alan ise ilin
kuzeybatısındaki Terkos Gölü batısından itibaren kuzeybatıya doğru uzanan ve il sınırlarını
aşarak Kırklareli topraklarında uzanan Istranca (Yıldız) Dağlarının başlangıcını oluşturan
Paleozoik kuvarsitlerden ve kristalize kireçtaşlarından oluşan dağlık kesimdir
4.4.5. İstanbul İlinde Bulunan Mağaralar
İnceğiz Mağaraları
Çatalca ilçesi, inceğiz köyünde bulunan, çok eski dönemlere, ilk uygarlıklardan kalan
mağaralardır. İnceğiz mesire alanında üç ayrı yerde 3-4 katlı olarak günümüze kadar
gelmişlerdir. İlk kattaki galerilerden ikinci kata çıkmak için dıştan oyma bir merdiven olsa da,
girişteki ve en sondaki mağaralarda bu dış merdiven yıkılmıştır. İlk bölümde yan taraftan
dolaşarak ikinci kata ulaşmak mümkündür. Bu ikinci katta korodirlar ve oda şeklinde galeriler
vardır. Bu galeriler arasında üç nefli, bizans dönemi özellikleri gösteren şapel de göze çarpar.
Kayalar özellikle kemer şekline sokulmuştur, hatta tavanda haçta mevcuttur.
Kilise kısmından sonra içten bir merdivenle üçüncü kata, oradan dördüncü kattaki iki
bölmeye de ulaşılabilir. Kiler- depo gibi bölümler de vardır. Yakın zamanlarda da ziyaretçisi
çok olmuştur ve bu, yazılan bir sürü duvar yazısından anlaşılabilir.
109
Diğer iki yerdeki mağaralar da aşağı yukarı bu özellikleri gösterir, birinin altında mezarlık ta
olduğu söyleniyor. Üçüncü bölümdeki mağaralarda üst katlara ulaşılamıyor.
Çatalca
yöresindeki
Inceğiz
Mağaraları’na
Çatalca
üzerinden
çeşitli
araçlarla
ulaşılabilmektedir. Geniş bir çayırlığın arkasındaki sırtlara oyulmuş olan mağaralar Ürgüp ve
Göreme’ deki Kapadokya kaya kolonilerini hatırlatmaktadır. Bu benzerlik yörenin Hıristiyan
münzevileri tarafından barınak olarak kullanıldığını düşündürmektedir. Ancak bu yerleşim,
Kapadokya’dan hem daha küçük hem de daha az süslemelidir. Mağaralarda odalar,
merdivenler, geçitler, çok katlı yapılanmalar görülebilmektedir.
Mağaralar içlerinde yaşayanlarca günlük gereksinimlerine ya da dinsel törenlerine uygun
olarak düzenlenmiştir.
Bugün yıkılmaya yüz tutan duvarların dökülmüş yerlerinden aşağıya bakıldığında çok güze!
bir vadi gözükmektedir. Bu vadinin öte yanında iki kaya kolonisi daha bulunmaktadır.
Yarımburgaz - Altınşehir Mağarası
Yıllardan
beri
halk
arasında
Altınşehir
Mağarası
olarak
da
tanımlanan
Yarımburgaz Mağarası’nın alt ve üst girişleri çok değil, İstanbul’dan 22 km. kadar uzaklıkta,
Halkalı yakınlarındaki
110
Altınşehir mevkiinde, kayalık bir tepenin
bayırında yer alan Yarımburgaz ya da halk
arasındaki
popüler
adıyla
bilinen
Altınşehir Mağarası’nın önündeyiz. Üst
üste iki girişi olan iki büyük kovuklu bir
mağara burası.. Bir buçuk kilometre kadar
uzaklıktaki
önünden
Çekmece
Sazlıdere
Gölü’ne
’nin
akıp
nazır,
gittiği
Yarımburgaz Mağarası milyonlarca yıldan
bu yana, İstanbul’un en eski tarihi mekânı olarak duruyor burada. Yine, binlerce yüzyıldır,
geçirmiş olduğu oluşum ve değişimlerle, kovuklarında yaşamış mağara adamlarının izleriyle,
içini mesken tutmuş yarasa kolonileriyle günümüze dek gelmiş.
Aslında, adı sanı pek bilinmeyen Yarımburgaz Mağaraları, Balkanlardan Ortadoğu’ya uzanan
coğrafyada, en eski insan izlerinin bulunduğu iki yerden biri olarak gösteriliyor. Bunlardan
biri Antalya’nın kuzeyindeki Toroslar ’ın
eteğinde yer alan Karain Mağarası;
ikincisi de burası. Yarımburgaz ’daki en
eski insan izlerinin tarihi M.Ö. 400.000
‘lere kadar uzanıyor. Biraz şaşırtıcı ve
inandırıcı olmasa da bu bir gerçek.
Yıllardan
beri
burada,
İstanbul
Üniversitesi tarafından gerçekleştirilmiş
kazılarda, atalarımız mağara adamlarına
ait çoğu fosilleşmiş ilginç buluntular
ortaya çıkartılmış. Ayrıca, mağaranın
derinliklerine
doğru
giden
galerinin
ortalarında bir yerde, duvar üzerine
kırmızı toprak boya ile yapılmış, ancak günümüzde artık bozulmaya yüz tutmuş İ.Ö. 5.
yüzyıla tarihlenen iki gemi tasviri yer alıyor ki, bunlar da Yarımburgaz Mağarası’nı oldukça
önemli ve gizemli kılıyor. Mağaranın altlı üstlü iki büyük girişi de, bir zamanlar İstanbul
Üniversitesi’nin özel olarak yaptırmış olduğu demir parmaklıklarla kapatılmış. Tabii ki, tarihi
eser soyguncularına karşı. Yarımburgaz’ın üst mağarası, Bizans döneminde keşişler
tarafından kilise-manastır olarak kullanılmış bir yer.
111
Milyonlarca yıl önce oluşan bir sarkıt ve dikitin birleşmesinden ortaya çıkmış doğal bir sütun
Yarımburgaz; milyonlarca yıl önce, yer altı sularının şekillendirmesiyle oluşmuş bir mağara
İkigöz Mağarası
İstanbul’un Çatalca ilçesinin
kuzeybatı
kesiminde
ve
Çatalca’ya 55 km uzaklıkta
bulunan
Pınarca
İkigöz
mağarası
mevkiinin
hemen
kuzeyinde yer almaktadır. Söz
konusu mağaraya söz konusu
bölgedeki yaygın ulaşım ağı
sayesinde
kolay bir
ulaşılabilmektedir.
şekilde
Suvatkapı
Düdeni-Dokuzağaç Tepe- Saklısu ve Mekanlarüstü Tepe arasında kalan karstik bölgenin
yüzey sularını toplayan İkigöz Mağarası hidrolik olarak yarı aktif bir mağaradır. Genel olarak
kuzey yönünde gelişen mağaranın doğu ve batı yönlerinde uzanan yan kolları vardır.
Özellikle çakıl ve kum depoları ile zilalanmış kayaları çoğu yerde görmek mümkündür.
Toplam uzunluğu 4816 metre olan mağaranın son noktası girişe göre 45 m yukarıdadır. Doğu
kenarı boyunca çöküntü dolinleri bulunmaktadır. Bu da bölgeden gelen yeraltı sularının
Pınarca Deresi’nin kaynaklarını oluşturduğunu göstermektedir.
1.1
Kızılcaköy Mağaraları
İlin Asya yakasında, Karadeniz kıyısında, Şile’nin batısında yer alan Kızılcaköy
Mağaraları’na, Şile’den kıyı takip edilerek 2 saatlik bir yürüyüşle gidilebilmektedir. Sofular
üzerinden ise yürüyüş yarım saate inmektedir.
Mağaralarda, küçük bir mağara girişinden sonra sağa doğru olan bir geçitle daire biçiminde
bir odaya geçilmektedir. Buradan sonra alçalıp yükselen bir başka geçitte 40 m kadar
ilerlenebilir. Bu noktadan sonra, ancak sürünerek gidilebilecek 20-30 m’lik bir dehliz
bulunmaktadır. Bütün bu yol boyunca sarkıt ve dikitlere rastlanmaktadır.
112
1.2
Şile Deniz Mağaraları
Şile Adalarından Ocaklı Adanın Batısında Ocaklı ada Mağarası, Şile Limanının Doğusunda
Tersane (Yalı) Mağarası, Şile Burnunun Güneyinde Feneraltı (Fusa) Mağarası, Şile Harman
Kaya Burnu, Batısında Akşam Güneşi Mağarası, Şile Doğusunda Yay Burnu, Güneyinde
Tavanlı 1 Mağarası, Tavanlı Mağarası, Ayrıca Kabakoz Deniz İnleri, Kilimli İnleri, Malkaya
Deliği gibi bir çok Mağara vardır.
4.4.6. İlimizde Bulunan Kemerler
Uzun Kemer
Mimar Sinan tarafından Kemerburgaz’ın 1500 m. kadar kuzeybatısında yapılan kemerin
uzunluğu 716 m, yüksekliği 26 m.dir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılmıştır.
1564’de tamamlanmıştır.
Bahçeköy Kemeri
Bahçeköy’ün Büyükdere ’ye doğru 1 km kadar ilerisindedir. I. Mahmut zamanında 1731’de
tamamlanmıştır. Sultan Mahmut Kemeri diye de bilinen kemerin uzunluğu 409 m, yüksekliği
27 m.dir.
Bozdoğan Kemeri
Bizans İmparatoru tarafından yaptırılmıştır. 364-378 yılları arasında yapılan bu kemerler
Fatih’le Beyazıt arasındaki çukurluğu ortadan kaldırmak ve şimdiki Üniversite bahçesinde
bulunan büyük havuza su sağlamak için yapılmıştır.
Günümüzde iki uç noktası yerinde değildir. En yüksek yeri deniz seviyesinden 63,5 metre
yüksektedir. Orijinal uzunluğu 1 km.ye yakındır (971 m.). Bugünkü uzunluğu ise Fatih’le
Şehzade camii arası 592,40 m. Beyazıt arasındaki parçası 199,28 m. `dir.
Eğri Kemer
Kemerburgaz’ın 1500 m. güneyindedir. 35 m. yüksekliğindeki kemer biri 126 m. diğeri 216
m. olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Kemerburgaz Kemeri olarak da bilinen
kemer
4.4.7. İstanbul’da Bulunan Korular, Parklar ve Ormanlar
113
Emirgan Korusu ve Parkı
Sarıyer ilçesindedir. Halka açık bir mesire alanıdır. Koruda 3 adet Köşk (Pempe Köşk, Sarı
Köşk, Beyaz Köşk) mevcuttur.
Bu köşkler restoran ve kafeterya olarak hizmet vermektedir. Koru içerisinde çocuk oyun
alanı, gezi alanları ve koşu yolları bulunmaktadır. Korunun alanı 452.000 m² dir.
Gülhane Parkı
Eminönü ilçesindedir. Topkapı Sarayı’nın 4. bahçesidir. Alanı 162.000 m²’dir. Parkın yeniden
düzenlenmesi için hazırlanan proje Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından
onaylanmış ve 2001 yılında çalışmalar başlamıştır. Yeni projeyle, parkta sonradan yapılan
tarihi niteliği olmayan yapılar kaldırılması, araç girişinin yasaklanması, parkın güller, çim
alanlar ve süs bitkileriyle takviye edilmesi, otomatik sulama sistemlerinin yapılması ile tarihi
kimliğine kavuşturulması planlanmaktadır. Parkta mevcut tarihi binalar ise restore edilerek
çay bahçesi, kafeterya ve restoran gibi sosyal ihtiyaçların karşılanacağı mekanlar haline
getirilmesi düşünülmektedir.
Florya Atatürk Ormanı
Bakırköy ilçesindedir. 630 Dönüm’lük bir arazi üzerine kurulmuştur.150 Dönümü yoğun
orman alanıdır. İçerisinde piknik alanları, yürüyüş ve koşu yolları mevcuttur.
Fethipaşa Korusu
Üsküdar ilçesindedir. Ağaçlar içinde Üsküdar’a deniz manzaralı bir mesire alanı olup, toplam
alanı 160.000 m²’dir.
“Kuzguncuk Belediye Korusu” veya “Paşalimanı Korusu” da denilir. Kuzguncuk’un eski ismi
Justinyanus ’un yaptırdığı, üzeri yaldızlı kiremit ile kaplı bir Kilise’den almıştır. Evliya
Çelebi’ye göre Fatih Sultan Mehmet zamanında burada oturan Kuzgun Baba adındaki bir zat
semte ismini vermiştir.
Beykoz Korusu (Abrahampaşa Korusu)
Beykoz ilçesindedir. Alanı 270.000 m² ’dir. Eski adı Abrahampaşa Korusudur. İçerisinde çok
çeşitli ağaç ve bitkiler mevcuttur. Şelaleler, süs havuzları, gezi ve koşu yolları, çay bahçeleri,
restoran ve seyir alanları mevcuttur.
Beykoz Çayırı
114
Beykoz ilçesindedir. Alanı 170.000 m² ’dir. İçerisinde yürüme yolları, koşu yolu, çocuk oyun
alanları ve spor alanları mevcuttur. Tarihi bir çayır olan parkta her yıl çeşitli kültürel ve
sportif etkinlikler düzenlenmektedir.
Küçük Çamlıca Korusu
Üsküdar ilçesindedir. 245.000 m² olan parkın içerisinde Osmanlı mimari tarzıyla yapılmış
çok güzel tesisi ve kafeteryalar mevcuttur. Bir mesire alanı olup, şelaleleri, havuzları ve Su
Köşkü denilen bir Kır Kahvesi vardır. Ağırlıklı olarak çam ağaçlarının bulunduğu koruda pek
çok ağaç ve bitki türleri mevcuttur.
Büyük Çamlıca Korusu
Üsküdar ilçesindedir. İçerisinde çay bahçesi ve restorandan oluşan Sosyal tesisler mevcuttur.
Çamlıca Tepesi Türk tarihi ve edebiyatında yer etmiş bir parktır. Pek çok bitki ve ağaç
çeşidinin yanı sıra seyir terasları gibi gezi alanları ve koşu alanı mevcuttur. Otoparkı
ücretsizdir.
Hidiv Kasrı
Üsküdar ilçesindedir. Alanı 184.000 m² olan tarihi korunun içerisinde kafeterya ve restoran
olarak işletilen Tarihi Hidiv Köşkü bulunmaktadır. Köşkün önünde bir gül bahçesi,
mevcuttur. Koru Boğaz’a hakim bir tepede olup, seyir terasları mevcuttur. Koruda anıt
niteliğinde ağaçların yanı sıra pek çok bitki türü mevcuttur. Gezi yolları ve çocuk oyun
alanları mevcuttur.
Yıldız Korusu
Beşiktaş ilçesindedir. Korunun alanı 398.000 m² ’dir. Osmanlı padişahlarından Sultan II.
Abdülhamit tarafından yaptırılan korunun içerisinde Malta Köşkü, Camlı Köşk, Çadır
Köşkleri bulunmaktadır. Bu tarihi köşkler kafeterya ve restoran olarak işletilmektedir.
Göztepe Gül Bahçesi
Kadıköy ilçesindedir. 2001 yılında yapımı tamamlanan Gül Bahçesi’nde 117 çeşit 17.000 adet
gül bulunmaktadır.
Kullanılan tüm yapı malzemeleri doğal malzemelerdir. Modern anlamda Türkiye’nin ilk gül
bahçesi olan Göztepe Gül Bahçesi’ndeki güllerden elde edilen çeliklerle üretim yapılmaktadır.
115
183-1185 yıllarında yapılmıştır.
etmelerinden dolayı geniş düzlükler şeklinde olmayıp, ova karakteri göstermezler.
4.4.8.Falezler
Marmara Denizi'nin Kocaeli Yarımadası kıyılarında eski temelin üzerinde az yüksek aşınım
yüzeyinin sular altında kalması ile adalar, adacıklar, yarımadalar ve geniş kavisli koylar ile
tipik bir ingresyon kıyısı meydana gelmiştir. Bu kesim kuytu koyları ve sonradan tombololarla
karaya bağlanan ada ve adacıkları ile iyi korunan birçok girintilere sahiptir ve bu durum
özellikle Tuzla çevresinde çok belirgindir. Dolayısıyla litolojik anlamda uygunluğu nedeniyle
gerek Gümüşyaka- Eminönü arası ve gerekse Kadıköy-Tuzla arasında uzanan İstanbul'un
Marmara kıyıları alçak kıyılar grubuna girer. Boğazın kuzey ağzının her iki yanında volkanik
kayalardan oluşan platoların, yüksek falezleri ile çentikli ve genç bir kıyı tipi görülür. Buna
karşılık, Yalıköy ile Karaburun arasında, genellikle Pliosen arazisinde hemen hemen düz
denebilecek kadar hafif girintiler çizen falezli bir kıyı tipi uzanır. Geniş ve uzun kumlu plajlar,
ancak yer yer dirençli kayalardan oluşan pitoresk çıkıntılarla kesintiye uğrar. Şiddetli dalga
aşındırmasının dirençsiz Pliosen formasyonundan oluşmuş bu sahada asıl kıyı çizgisi kısa
zamanda düzenlenmiştir. Aynı yüksek ve falezli kıyı özellikleri İstanbul Boğazı ağzından - Şile
ve hatta Ağva doğusuna kadar uzanan kıyılarda da gözlenir.
İstanbul Boğazı ve bunun kıyılarına gelince; genel olarak Boğaz, sular altında kalmış eski bir
vadidir ve Paleozoik temel üzerindeki bir plato yüzeyine gömüldüğü için de "rialı kıyı" olarak
nitelendirilir. İstanbul Boğazı kıyıları dik ve derindir. Esas kanalda deniz ulaşımını tehlikeye
düşürecek sığ topuklar veya kayalıklar yoktur. Kıyı boyunca ancak bazı vadilerin ağızlarında,
kuvvetli akıntıdan dolayı gelişememiş küçük ve güdük deltalara veya birikinti konilerine
rastlanır.
Yerleşmelerin büyük bir kısmı bunların üzerinde kurulmuştur. Boğazın girintileri olan Haliç,
İstinye ve Tarabya kıyıları da tipik birer riadır.
4.4.9. Akarsular
İstanbul İl sınırları dahilinde büyük kapasiteli akarsular bulunmamakla birlikte içme ve
kullanma suyu temin edilen göl ve göletleri besleyen dereler mevcuttur
Çatalca Platosunda başlıca akarsular; Istranca, Karasu, Çakıl, Sazlıdere, Nazlıdere, Nakkaş,
Alibey, Kağıthane dereleri ve kollarıdır. Kocaeli Yarımadası’nda ise Riva, Türknil, Kabakoz,
Göksu ve Yeşilçay (Ağva Deresi) önemli akarsulardır.
116
İstanbul Boğazı gibi meydana gelmiş olan bu akarsu vadileri genelde V şekilli, genç çentik
vadilerdir. Bu genç vadilerin bir kısmının önü setlenerek baraj göllerine ve göletlere
dönüştürülmüştür. İstanbul İl sınırları içinde bulunan çok sayıdaki akarsu ve dere, içme suyu
amaçlı olarak yararlanılan belli başlı 7 adet su toplama havzasını beslemektedir. Bu havzalar
Anadolu Yakası’nda Ömerli, Elmalı ve Darlık Barajları; Avrupa Yakası’nda ise Alibey,
Terkos, Sazlıdere ve Büyükçekmece Barajları’dır.
İstanbul’da göl, gölet ve barajları besleyen derelerin debilerinin düşük ve düzensiz olması
ulaşım, taşımacılık, su sporları gibi faaliyetleri engellemektedir. Derelerin bir kısmı yaz
aylarında bütünü ile kurumakta, bir kısmı ise baharda şiddetli yağışlardan sonra taşkınlara yol
açmaktadır.
4.4.10. Göller, Göletler, Rezervuarlar
Terkos Gölü (41.7 km²), Küçükçekmece Gölü (16,6 km²) ve Büyükçekmece Gölü (27.5 km²)
Çatalca Yarımadası üzerinde yer alan doğal göllerdir. Eski birer koya karşılık gelen bu göller,
rüzgar ve dalga-akıntı işlemesi neticesinde oluşmuş kıyı kordonları ile denizle ilişkileri
kesilerek birer kıyı setti gölüne dönüşmüştür. Terkos gölü İstanbul’un yaklaşık 40 km
kuzeybatısında en derin noktası -5.00 m olan bir göldür. 1883 yılında Istranca Deresinin
Terkos Gölü kenarından Karadenize açılan ağzı bir regülatörle kapatılarak göl kotu +3,25
m.ye yükseltilerek İstanbul’un içme ve kullanma suyu için bir kaynak olarak kullanılmaya
başlanmıştır. 1972 yılında kapaklı bir regülatör yapılarak en yüksek kotu +4.50 m.ye
çıkarılmıştır. Aynı zamanda Terkos barajı Istranca derelerinden gelen sular için depo vazifesi
görmektedir.
Büyükçekmece Gölü, 1987’den itibaren settin yükseltilmesi ile bir baraj gölüne
dönüştürülmüştür. Küçükçekmece Gölü’nün Sazlıdere Baraj kretine kadar olan bölümü sulak
ve bataklık alanları oluşturmaktadır. Gölün gelgitleri ile oluşan bataklık alan kuşların göç
yolu üzerinde dinlenme ve üreme bölgesi durumundadır. Çatalca’nın Danamandıra Köyü’nün
Silivri-Karacaköy yolu üzerindeki bataklık alanlar içinde bulundurduğu 50 ha ’lık
Büyükkokmuşgöl ve Küçükkokmuşgöl nadir bitki türleriyle önemlidir. Geniş ve sığ olan
göller, asidik olma özelliğiyle fundalık ve baltalık orman içinde yer almaktadır. Bu göller ve
çevresi, kışın konaklayan turna, ördek, kuğu, kaz gibi kuşlar için önemli bir yaşam alanıdır.
Terkos Gölü ’nü besleyen Ormanlı, Sivas ve Çiftlik derelerinde göl su seviyesinin yükselmesi
ve çekilmesi sonucu oluşan bataklık alanlar daimi sulak alanlardır. Oluşturduğu ekolojik
ortam, muhtelif bitkiler için özel yaşam alanı niteliğindedir.
117
Aynı zamanda çeşitli dere balıklarının yaşadığı ve göçmen kuşların konakladığı doğal
ortamdır.
Tuzla ilçesinde bulunan Tuzla Balık Gölü, diğer bir ismiyle Kamil Abduş Gölü, Tuzla
yarımadasının kuzey kesiminde eski Aydınlar Limanının iç kesiminde doğal ve kısmen yapay
kıyı kordonları ile denizden ayrılarak oluşmuş, önceki yıllarda, derinliği ortalama 40-50 cm
olan ve yıllar itibariyle suyu seviyesinin düşmesi ve çeşitli eko-biyolojik etkenler sonucu
suyunu kaybetmiş bir lagün gölüdür. İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma
Kurulu Kararı 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmiştir.
Çevre ve Orman Bakanlığı, Terkos, Büyükçekmece ve Küçükçekmece göllerini geniş sulak
alanlar olarak tanımlamaktadır.
Çatalca Yarımadası üzerinde Sazlıdere, Alibey Barajları ve Belgrad Ormanı’ndaki bentler yer
alırken; doğudaki Kocaeli Yarımadası üzerinde Elmalı, Ömerli ve Darlık Barajları bulunur.
İstanbul’un su ihtiyacının hemen hemen tamamına yakını yüzeysel su kaynaklarından, az bir
kısmı ise yeraltı kuyuları ve tarihi bendlerden karşılanmaktadır.
İstanbul
il
sınırları
içerisinde
bulunan
Büyükçekmece, Terkos, Sazlıdere, Alibeyköy,
Elmalı,
Ömerli
havzalarının
ve
içerisinde
Darlık
yer
su
toplama
alan
dereler
aşağıda verilmiştir.
Sazlıdere Havzası:
Kanlıgöl Deresi, Türkköse Deresi ve Derbent
Deresi Kolu, Dursun Köy Deresi, Kaldırım
Çoban Deresi, Boyalık Deresi, Mandıra
Deresi,
Baklalı
Deresi,
Büyükçekmece
Havzası: Beylikçayı Deresi, Çekmece Deresi,
Hamza Deresi, Eskidere ve Orcunlu Dere, Kızıldere kolu, Karasu Deresi ve Akalan Deresi,
Şeytan Deresi, Ayus Deresi, İnter Deresi, Tavşan Deresi, Delice Deresi Kolları, Tahtaköprü
Deresi, Koy Deresi, Damlıdere ve Kesliçiftliği Deresi, Kiladine Deresi Kolu,
Alibey Havzası:
118
Cebeci Deresi, Boğazköy Deresi, Bolluca Deresi, Kocaman Dere, Çıplak Dere ve Ayvalı
Deresi, Ayvalık Deresi, Sidan Deresi, Elmalı Kalan Dere, Gülgen Dere, Malkoç Dere,
Çiftepınar Dere Kolları,
Terkos Havzası:
Kanlıayazma Deresi ve Yeniköy Deresi, Ustuluk Deresi, Çeko Deresi Kolları, Tayakadın
Deresi, Sinanköprü Taşlıbayır Deresi, Malakçı Deresi, Kaptan Çayırı Deresi, Ana Dere, Derin
Dere, Fitirgan Dere, Koca Dere, Sivas Köy Deresi, Eğrek Dere, Suluklu Dere ve Keçikerme
Deresi Yolu, Kurt Deresi, Ayazma Dere, Karaca Köy Deresi, Istranca Deresi, Pınar Dere ve
Belgrat Dere, Ceviz Dere, Sinir Dere, Karasu Deresi (ve 3 kolu), Balçık Dere, Çatalcakaya
Dere, Şeytan Dere,
Kaci Dere, Binkılıç Dere, Büyükdere, Molla Hüseyin Deresi, Karatina Deresi, Arı Dere,
Tumba Dere, Mekan Dere, Kısa Dere, Çeşme Deresi, Kürk Dere, Ceviz Dere, Karamandıra
Dere, Sukarışığı Dere, Mandıra Dere, Şeytan Dere, Istranca Dere, Dışbudaklık Deresi ve
Dingil Dere, Kürek Dere, Gümüşparası Dere, Taşlıgeçit Deresi, Kuru Dere, Kütüklü Dere,
Mürverçeşme Dere, Şişkafa Dere Kolları,
Ömerli Havzası:
Kömürlük Dere, Bıçkı Dere, Muslu Yatak Deresi, Sarıkız Deresi, Ozan Dere, Büyük Dere,
Sögütgeçidi Dere ve Kara Dere Kolları, Sazak Dere, Zubcan Dere ve Kahvecioğlu Deresi
Kolu, Göçbeyli Dere, Kadıçayır Dere, Eski Değirmen Dere, Balçık Dere, Kocagöl Dere ve
Doğan Dere, Değirmen Dere, Kuzguncuk Dere, Yayla Dere, Cankoca Dere, Canbazalacağı
Dere, Horoz Dere, Suçıkan Dere, Yongalıdere Kolları, Koy Dere, Değirmen Dere, Patlıcan
Gölü Dere, Topçayırlar Deresi, Uzun Dere, Maldöken Dere, Paşaköy Deresi, Ayazma Dere,
Paşaçayırı Deresi, Değirmen Dere ve Bakkalköy Deresi, Palamut Dere,
Elmalı Havzası:
Sakıran Deresi, Arnavut Deresi, Çiftlik Dere, Armutyatağı Deresi, Çekmeköy Deresi,
Değirmen Dere, Karaağaç Deresi, Köprü Dere (Kemer Dere)
Darlık Havzası:
Elmalı Dere, Kapaklı Dere, Düzler Dere, Haymana Dere, Çörtlen Dere, Eğri Dere (2 adet),
Çanak Dere, Mısırlı Dere, Teke Dere, Arpacı Dere, Çamaşır Dere, Sarpeğrek Dere, Sığırlık
Dere, Kocataş Dere, Karaçayır Dere, Çakıltarla Dere, Şeftali Dere, Alçak Dere, Örümcek
119
Dere, Dümen Dere, Soğuksu Dere, Yumurcak Dere, Maden Dere, Musaköy Dere, Dikili
Dere, Yusuf Dere, Eroğlu Dere, Cevahir Dere, Darlık Deresi Kolları, Soğuksu Dere, Karanlık
Dere, Kayalı Dere, Kokar Dere, Pınar Dere, Sığırlık Dere, Kaynarca Dere, Meşeli Dere
(Büyük Dere), Murlak Dere, Kızılcıklı Dere, Ağıl Dere, Ayvalı Dere, Göller Dere,
Fındıkpınar Dere, Köprücük Dere, Kiremitçi Dere, Öven Dere, Dombay Dere, Ballık Dere,
Değirmen Dere, Çamyatay Dere, Danışman Dere, Aydere, Dumbay Dere, Başlar Dere, Şahin
Dere, Demir Dere, Gökoluk Dere,
Göller
1. Büyükçekmece Gölü
Büyükçekmece Gölü, İstanbul’un batısında, kuzey ve batı kesimleri sazlık olan ve Marmara
Denizi’ne bağlanan hafi tuzlu bir lagündür. 1989 yılında inşa edilen barajla birlikte bir içme
suyu rezervuarı haline dönüştürülen ve su seviyesi yapay olarak yüksek tutulan, dolayısıyla
alanı da genişletilen bu tatlı su gölü, önemli bir kuş alanıdır. Büyükçekmece Gölü 631,6
km²’lik su toplama havzasıyla ve yaklaşık 27,5 km²’lik göl alanıyla İstanbul’a su sağlarken
aynı zamanda yerel ve göçmen kuşlara yaşam ortamı sunmaktadır. Büyükçekmece Gölü, içme
ve kullanma suyu koruma sahası statüsünde olup, havzanın tümü kirliliğe karşı koruma altına
alınmıştır. Ancak göl ekolojisini olumsuz
yönde
etkileyebilecek
demografik
ve
ekonomik faaliyetler kapsamında çeşitli
tehlikeli
gelişmelerin
önüne
geçilememiştir.
Ramsar Sözleşmesi kriterlerine göre kuş türleri bakımından Büyükçekmece Gölü ve çevresi
uluslararası öneme sahip bir sulak alan olarak belirlenmiştir. Kışı bu gölde geçiren çok sayıda
kuş bulunmaktadır. Elmabaş patka su kuşu sözü edilen kuşlardan biridir. Ayrıca bu alanda
özellikle kışın önemli sayılarda gümüşi martı, baharda ise küçük martı ve Akdeniz martısı
görülür. Nesli tüm dünyada tehlike altında olan Sibirya kazı da burada kışı geçiren kuş
türlerinden biridir.
Bitki ve Hayvan Varlığı Flora: Farklı tür gruplarını bir arada barındıran bir sulak alandır. Nesli
küresel ölçekte tehlike altında çokbaşlı köygöçüren ( Cirsium polycephalum) adlı bitki türü
ÖDA kriterlerini sağlamaktadır. Ayrıca sulak çayırlar, sazlıklar, çamur düzlükleri ve güneyde
üzerinde adacıklar bulunan hafif tuzlu bir göl, tarım alanları ile küçük meşe ve maki
topluluklarından oluşur.
120
Fauna: Alan nesli küresel ölçekte tehlike altında olan adi tosbağa (Tesludo graeca) için
önemlidir. Ayrıca bölgesel ölçekte önem taşıyan Rhodeus sericeus amarus adlı iç su balığı
yaşamaktadır. Gölde var olduğu bilinen 30 balık türünden, günümüzde 4’ü yabancı olmak
üzere sadece 15 balık türü kalmıştır.
Alanda Bulunan Önemli Kuş Türleri: Büyükçekmece Gölü İstanbul’a su sağlarken, aynı
zamanda yerel ve göçmen kuşlara yaşam ortamı sunmaktadır. Su kuşları için önemli üreme,
göç ve kışlama alanıdır. Kışı bu gölde geçiren çok sayıda kuş bulunmaktadır. Elmabaş patka
(Aythya ferina), Sakarca kazı (Anser albifrons) ve nesli tüm dünyada tehlike altında olan
Sibirya kazı (Branta ruficollis) da burada kışı geçiren kuş türlerinden biridir. Ayrıca bu
alanda, özellikle kışın önemli sayılarda gümüşi martı, baharda ise küçük martı ve Akdeniz
martısı görülür. Alanda kuluçkaya yatan önemli türler arasında Pasbaş patka (Aythya nyroca),
Uzunbacak (Himantopus himantopus), Küçük balaban (Lxobrychus minutus) ve Sumru
(Sterne hirundo) yer alır.Göç döneminde binlerce Leylek (Ciconia ciconia), Akdeniz martısı
(Larus melanocephalus) ve Küçük martı (Larus minutus) konaklar.
2-Küçükçekmece Gölü
Koordinatlar
Derece-Dakika
UAÖSSA
Doğu
Kuzey
28,72oD
41,10oK
Alanı ( ha )
Yönetim Planı
1500
Yok
Korunma Statüsü
Ortalama Yükseklik
(m)
İl
İlçeler
Uluslar Arası
Öneme Sahip Sulak
Alan
Doğal Göl
0 m-230 m
İstanbul
ÇatalcaG.OsmanpaşaK.ÇekmeceB.Çekmece-Avcılar
Su toplama alanı 179 km2 olan Küçükçekmece Gölü, kuzey ucunu sazlıkların kapladığı 20
metre derinliğinde hafif tuzlu bir lagündür. Gölün gelgitleri ile oluşan bataklık alan kuşların
göç yolu üzerinde çok önemli bir dinlenme ve üreme bölgesi durumundadır. Toplam alanı 15
km2 olup, koruma statüsüne sahip değildir. DSİ’den elde edilen verilere göre Küçükçekmece
Gölü’nün Sazlıdere Baraj kretine kadar olan bölümü sulak ve bataklık alanları
121
oluşturmaktadır. Küçükçekmece Gölü Ramsar Sözleşmesi kriterlerine uygun uluslararası
öneme sahip bir sulak alandır. Alan, kışın bahri, karabatak ve gümüşi martı dâhil olmak üzere,
önemli sayıda (en yüksek 21,273) su kuşu barındırır. Göl aynı zamanda Doğal Hayatı Koruma
Derneği ve Birdlife International tarafından Türkiye’de belirlenmiş 97 Önemli Kuş
Alanı’ndan birisidir.
Bitki ve Hayvan Varlığı Flora: Göl ekosistemi tarım alanları, sazlık alanlar, maki
toplulukları, kuru fundalıklar, meşe ormanları ve küçük yerleşim birimlerinden oluşur.
Alanda, dünyada dar bir dağılıma sahip olan Veronica turrilliana adlı bitki türü ÖDA
kriterlerini sağlamaktadır. Büyük tehlike altında olan doğu razyasının (Amsonia orientalis)
yeryüzünde yetiştiği bilinen 6 alandan biridir. Bölgenin kıyı vejetasyonunun çoğunluğunu
halofit (tuzcul) bitkiler oluşturmaktadır. Halofitlerin en önemlilerinden olan Cakile maritima,
Polygonum maritimum, Sagina maritima, ve bazı Juncus türleri, Limonium türleri ve
Halimione türleri bölgede bulunmaktadır. Bataklık ve sazlık vejetasyonu gölün kuzey
kıyılarında bulunmaktadır. Bunun yanı sıra dere kenarlarında Tyhpa latifola ve Phragmites
australis türlerinin oluşturduğu boylu sazlıklar vardır. Alanda maki topluluklarını oluşturan
türler Ouercus coccifera, Spartium junceum, Phillyrea latifolia, Juniperus oxycedrus Cistus
salviifolius ve Erica manipuliflora ‘dır.
Fauna: Nesli küresel ölçekte tehlike altında olan beyazkesicidişli körfare (Nannospalex
leucodon) memeli türünü barındırır. Nakkaşdere üzerinde nadir bir tür olan benekli
kaplumbağa (Emys orbicularis) yaşamaktadır. Bavius (Pseudophiloles bavius) ve yabancı
apollo (Archon apollinus nikodemusi) adlı kelebek türleri için önemli bir yayılış alanıdır. Adi
Tosbağa (Testuda graeca), Trakya Tosbağası (Testuda hermanii), Trakya kertenkelesi
(Lacerta taurica), İnce Kertenkele (Ablepharus kitaibelli), Yılan Kertenkele (Anguis fragilis),
Oluklu Kertenkele (Ophisaurus apodus thracius), Mahmuzlu Yılan (Eryx jaculus), İnce Yılan
(Coluber najadum), Trakya Toprak Kurbağası (Pelobates funcus), Toprak Kurbağası
(Pelobates syriacus) Kirpi (Eriaceus concolar ve Hemiecnus auritus), Köstebek (Talpa sp.),
Tavşan (Lepus europaeus), Sincap (Sciurus vulgaris), Tilki (Vulpes vulpes) ve Gelengi
(Spermophilus citellus) alandaki memelilerdendir.
Alanda Bulunan Önemli Kuş Türleri: Su toplama alanı 248 km2 olan Küçükçekmece Gölü,
kuzey ucunu sazlıkların kapladığı 20 metre derinliğinde hafif tuzlu bir lagündür. Gölün
122
gelgitleri ile oluşan bataklık alan kuşların göç yolu üzerinde çok önemli bir dinlenme ve
üreme bölgesi durumundadır. Alan içerisinde sazlıklar, çalılıklar, ağaçlıklar, mera, tarım
alanları, ibreli plantasyon ormanı ve yerleşim yerlerindeki meyve ile park-bahçe alanları pek
çok tür için uygun yaşam alanı oluşturmaktadır. Bu nedenle, flora zenginliğine paralel olarak
kuş faunası da zengin tür çeşitliliğine sahiptir. Yapılan araştırmalar da 144 kuş türü kayıt
edilmiştir. Göç döneminde Küçük karabataklar (Phalacrocorax pygmeus) ve binlerce Leylek
(Ciconia ciconia) için önemlidir. Alan ayrıca Karabatak (Phalacrocorax carbo) ve nesli tehlike
de olan Dikkuyruğun (Oxyura leuucocephala) kışlama popülasyonları için de önemli bir sulak
alandır. Alan, kışın Bahri (Podiceps cristatus), Karabatak (Phalacrocorax carbo) ve Gümüşi
martı (Larus michahellis) dahil olmak üzere, önemli sayıda (en yüksek 21,273) su kuşu
barındırır. Bunlardan bazıları Sakarmeke (Fuicia atra ), Karabaş martı ( Larus ridibundus),
Elmabaş patka (Aythya ferna), Tepeli patka (Aythya fuligula), Akdeniz martısı (Larus
melanocphalus), Serçe (Passer domesticus)’dir.
3. Terkos Gölü ve Çevresi
Koordinatlar
Derece-Dakika
UAÖSSA
Doğu
28,27oD
Korunma Statüsü
Kuzey
41,38oK
Alanı ( ha )
Yönetim Planı
5850
Yok
Ortalama Yükseklik
(m)
İl
İlçeler
Uluslar Arası
Öneme Sahip Sulak
Alan
İçmesuyu doğal gölü
(SKKY’ne göre)
0 m- 490 m
İstanbul
Silivri
Su toplama alanı 736,2 km2 olan Terkos Gölü, Karadeniz’e bakan tepelerinde baltalık, orman,
fundalık, mera, düşük kotlarında sulak ve kumul alanlardan oluşan geniş bir mozaiği
barındırmaktadır. Terkos ve Kasatura arasında ve kıyı şeridinde bulunan alan toplam 127,2 ha
kadardır. DSİ’den elde edilen verilere göre Terkos Gölü’nü besleyen Ormanlı, Sivas ve
123
Çiftlik derelerinde göl su seviyesinin yükselmesi ve çekilmesi sonucu oluşan bataklık alanlar
daimi sulak alanlardır. Oluşturduğu ekolojik ortam, muhtelif bitkiler için özel yaşam alanı
niteliğindedir. Aynı zamanda çeşitli dere balıklarının yaşadığı ve güzergah olarak da göçmen
kuşların konakladığı doğal ortamdır.
Konu edilen alan kısmen koruma altındadır. Kasatura Körfezi 18.04.1987 tarihinde Tabiatı
Koruma Alanı (329 ha), Dalamandıra’daki göller 14.10.1999 tarihinde I. ve II. derece Doğal
Sit Alanları ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Ayrıca, alanda YalıköyHayatı Koruma
Sahası bulunmaktadır.
Terkos-Kasatura Kıyıları Önemli Bitki Alanı (ÖBA), İstanbul’un en büyük içme suyu
kaynaklarından biri olan Terkos Gölü ve civarındaki zengin sucul, bataklık, kumul, fundalık
ve baltalık orman habitatlarını içermektedir. Alanın büyük bir bölümünü oluşturan baltalık
ormanlarla birlikte açık meralar, fundalıklar ve özellikle Terkos Gölü (Durusu Gölü) ile
bağlantılı sulak alanlar ÖBA’nın çeşitliliğine büyük katkıda bulunur. Terkos Gölü, Istranca
Deresi (Binkılıç Deresi ya da Kanlıdere) ve diğer daha küçük akarsuların Karadeniz’e
döküldüğü yerde yaklaşık 3 km uzunlukta ve ortalama 2-4 m (bazı yerlerde 13 m) derinlikte
bir kum bandı tarafından bloke edilmesiyle oluşmuştur. Göl havzası doğal orman topluluğu
ile çevrili olup bu nedenle göl, denize çok yakın olmasınakarşın tatlısu içerir. Su toplama
havzası içindeki doğal orman topluluğu, aynı zamanda gölün su kalitesine de katkıda bulunur.
Bitki ve Hayvan Varlığı Flora: Terkos gölü barındırdığı ormanlar, fundalıklar tatlı su ve
kumul ekosistemleriyle zengin bitki örtüsüne sahiptir. Orman bitki örtüsünün yaygın oluğu
Türkiye’nin tek parça halinde uzanan en büyük baltalık ormanlarına ev sahipliği yapar. Gölün
kirlenmemiş doğası havzadaki iyi korunmuş doğal yaşam ortamları nadir bitki türleri içeren
son derece zengin bir sulak alan ekosisteminin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Terkos Gölü
25 km2’ lik nilüferlerle örtülü suları ile alanın biyolojik açıdan odak noktasını oluşturur.
Terkos Gölü’ndeki sucul bitki örtüsü Türkiye’deki en zengin örneklerinden biridir. Su
içindeki bitki örtüsü Ceratophyllum demersum, Myriophyllum spicatum, M.verticillatum,
Najas marina, N.minor, Potamogeton crispus, P.lucens,P.perfoliatus, P.trichoides, Stratiotes
aloides (Türkiye’de yalnız burada bulunur), Utricularia australis ve Vallisneria spiralis
(Türkiye’de beşten daha az yerde kayıtlıdır) gibi türler içerir. Gölde su üstünde yüzen zengin
bitki örtüsünde ise Hydrocharis morsus-ranae, Lemna spp., Nuphar lutea, Polygonum
amphibium, Salvinia natans, Trapa natans ve çok miktarda Nymphaea alba gibi türlere
rastlanır. Ülkemizde nadiren bulunan 60 çiçekli bitki türüne ev sahipliği yapar. Bu türlerden
8’i Bern Sözleşmesi tarafından koruma altındadır. Alanda yaşayan 17 bitki taksonu ÖDA
124
kriterlerini sağlamaktadır. Bu taksonların büyük bir kısmının nesli küresel ölçekte tehlike
altındadır.
Fauna: Alandaki önemli memeli türlerinin başında Uzunayaklı yarasa (Myotis capaccinii),
Akdeniz nalburunlu yarasası (Rhinolophus euryale), Beyaz kesicidişli körfare (Nannospalax
leucodon) ve Avrupa gelengisi (Spermophilus citellus) gelmektedir. Ayrıca motor deresi
çevresinde susamuru (Lutra lutra) görülmektedir. Terkos Gölü amfibiler açısından da
önemlidir. Bu türler arasında Kırmızılı kurbağa (Bombina bombina) ve Pürtüklü semender
(Triturus karelini) yer alır. Ayrıca, dar yayılışlı Somatochlora borisi adlı kızböceği türü için
de alan küresel ölçekte önem taşır.
Alanda Bulunan Önemli Kuş Türleri: Terkos Gölü, Türkiye’deki en zengin su florası ile
oldukça çeşitli kuş popülasyonlarının yaşam alanını oluşturur. Terkos gölü, Balaban, Küçük
balaban, Alaca balıkçıl, Erguvani balıkçıl, Gece balıkçılı, Kocagöz, Ak kanatlı sumru ve Saz
delicesi populasyonlarını barındırması, İstanbul Boğazı’nın kuzeyinde yer alması ve yırtıcı 18
125
kuşların ve leyleklerin göç yolu üzerinde olmasıyla Önemli Kuş Alanı (ÖKA) olarak
belirlenmiştir.
Önemli su kuşlarının başında Pasbaş patka (Aythya nyroca), Küçük orman kartalı (Aquila
pomarina), Küçük balaban (Lxobrychus minutus) ve Alaca balıkçıl (Ardeola ralloides)
gelmektedir. Sibirya kazı (Branta ruficollis), Ak kuyruklu kartal (Haliaeetus albicilla) ve
Büyük orman kartalı (Aquila clanga) bölgede az sayıda kışlamaktadır. Göl kış aylarında aynı
anda 10 binden fazla su kuşu barındırır. Terkos Gölü, Karadeniz’den gelen kumların ormanlık
vadilerin ağzında bir baraj meydana getirmesi sonucu oluşmuştur. Bugün bu doğal sistem;
göl, orman, kayalık ve kumul alanlardan geniş bir mozaiği içermektedir. Özellikle tatlısu ve
kumul ekosistemleriyle Türkiye’deki en zengin floraya sahip alanlardan biri olan ÖBA’da
yaklaşık 575 takson kayıtlıdır. Bern Sözleşmesi’nde yer alan 10 tür ve Küresel Ölçekte
Tehlike Altında 8 tür de dahil olmak üzere 73’ten fazla ülke çapında nadir bitki taksonu yer
alır. Avrupa’ya özgü kumul, mera, orman ve sulak alan bitki topluluklarına ait örneklerinde
sergilendiği ÖBA, Trakya’daki en önemli doğal habitatların bir karışımını içeren benzersiz bir
alan olması nedeniyle de önemlidir. Terkos gölü, önceleri balaban, küçük balaban,
alacabalıkçıl, erguvani balıkçıl, gece balıkçılı, kocagöz, ak kanatlı sumru ve saz delicesi
popülâsyonlarını barındırması, İstanbul Boğazı’nın kuzeyinde yer alması ve yırtıcı kuşların ve
leyleklerin göç yolu üzerinde olmasıyla Önemli Kuş Alanı (ÖKA) olarak belirlenmiştir.
Fakat, sonraki yıllarda, aşırı avcılık ve diğer müdahaleler nedeniyle Terkos Gölü’nün bu
özelliğini kaybettiğine karar verilmiştir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda ise Terkos
Gölü’nün yeniden ÖKA statüsü kazanması gerektiği yönünde görüşler ortaya çıkmıştır.
4-Çatalca Büyükkokmuşgöl ve Küçükkokmuşgöl
DSİ’den elde edilen verilere göre Çatalca’nın Dalamandıra Köyü’nün Silivri-Karacaköy yolu
üzerinde bulunan bataklık alanı, içinde bulundurduğu 50 ha’lık Büyükkokmuşgöl ve
Küçükkokmuşgöl nadir bitki türleriyle özel bir yere sahiptir. Geniş ve sığ olan
Küçükkokmuşgöl, fundalık ve baltalık orman içinde yer alan asidik bir göldür. Kışın
konaklayan turna, ördek, kuğu, kaz gibi kuşlar için de önemli bir yaşam alanıdır.
Koordinatlar
Derece-Dakika
UAÖSSA
Doğu
-
Korunma Statüsü
126
Uluslar Arası
Öneme Sahip Sulak
Alan
I. ve II. derece Doğal
Sit Alanı
Kuzey
-
Alanı ( ha )
Yönetim Planı
50 ha
Yok
Ortalama Yükseklik
(m)
İl
İlçeler
İstanbul
Silivri
Flora: Gölü çevreleyen alan baltalık ağaç üretiminde kullanılan genellikle meşe ve fındık
ağaçlarından oluşmakta ve alan geniş olarak otlatma da kullanılmaktadır. Alan da yer yer
sazlık alanlar ve göl ile ilişkili sulak çayır ve mera alanları mevcuttur. Bitki örtüsü sulak
alanın hemen hemen %50’sini kaplamaktadır. Görülen bitki türleri Salix alba, Salix cneria,
Scirpus ( Schoenoplectus) lucustris, Typha angustifolia’dır.Yüzey bitkilerinden Nymphaea
alba ve nadiren Potamageton natans’ın yüzen popülasyonları ve sualtı bitkilerinden de
Utricularia australis yer almaktadır. Göl kıyısında ağırlıklı olarak Bidens tripartna, Corrigiola
litoralis, Alisma sp, Mentha pulegium ve Digitaria sanguinalis türleri bulunmaktadır. Daha
nadir olarak Cyperus glaber, Ludwigia palustris, Lythrum borysthenicum, Grinola officinalis
bulunmaktadır. Pulicaria vulgaris ise meralardaki nemli bölgelerde görülmektedir. Fauna:
İçinde aynalı ve kara sazanları, yayın ve kırmızı balıkları barındıran göllerdir. Alanda
Bulunan Önemli Kuş Türleri: Göller kışın konaklayan kuşlar için önemli bir yaşam alanıdır.
Su kuşlarının beslenme ve barınma ihtiyaçlarını karşılar. Kışın Turna, Ördek, Kuğu, Yaban
kazı, Su çulluğu, Sakarmeke, Leylek, ve Karabatakların uğrak yeridir. Kimi zaman suyun
yüzeyinin geniş kuş popülasyonları yüzünden görünmediği belirtilmektedir
Arz analizi tabloları;
Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T, Milletlerarası seviyede: M
Milli Park ve
benzeri sahalar
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
Adı
İlçesi
Türkmenbaşı
Polonezköy
Fatih Ormanı (Parkorman)
Mehmet Akif Ersoy (Belgrad)
Kömürcübent (Belgrad)
Marmaracık
Kirazlıbent (Belgrad)
F.Rıfkı Atay (Belgrad)
Bentler (Belgrad)
Neşetsuyu (Belgrad)
Irmak (Belgrad)
127
Sarıyer
Beykoz
Şişli
Sarıyer
Sarıyer
Sarıyer
Sarıyer
Sarıyer
Sarıyer
Sarıyer
Sarıyer
Bilinirlik
B
M
T
T
T
B
T
T
T
T
T
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
Fatih Çeşmesi (Belgrad)
Ayvatbendi (Belgrad)
Göktürk Göleti
Büyükada
Değirmenburnu
Dilburnu
Mihrabat
Elmasburnu
Eyüp
Eyüp
Eyüp
Adalar
Adalar
Adalar
Beykoz
Beykoz
Şamlar
Avcıkoru
Fatih Ormanı
Çilingoz
Hacetderesi
G.O.Paşa
Şile
Şişli
Çatalca
Tuzla
B
B
B
M
M
M
T
B
B
B
B
B
B
İstanbul Tabiat Parkları ve benzeri sahalarına ait SWOT Analizi
Güçlü Yönler
-İstanbul ‘un iki kıtanın birleşme noktasında
bulunması nedeni ile biyoçeşitlilik zenginliği
açısından 7 önemli bitki alanı ve 4 önemli
kuş alanına ev sahipliği yapması ve dünya
literatüründe ki 9 sıcak noktadan birini
oluşturması,
Zayıf Yönler
-Diğer turizm alanlarının gelişmiş olması
nedeniyle doğa turizminin geri planda kalması
ile tabiat parklarına olan ilginin azlığı,
-Bazı tabiat parklarımızda bilinirliğin az
-İstanbul’da bulunan tabiat parklarının ülke olması,
genelinde bilinirliğinin olması,
- Tabiat parklarının piknik alanı olarak
- İstanbul Tabiat Parklarında dört mevsim görülmesi, yürüyüş, bisiklet vb aktivitelerin
ayrı güzellikde yaşandığından dolayı yıl
arka planda kalması,
boyu turizm potonsiyelini barındırması,
-İldeki Kentsel yaşamın verdiği doğaya -Tanıtım azlığı,
özlem isteği tabiat parklarına olan ihtiyacı
-Gelişme planlarının tamamlanamaması, bu
arttırmaktadır,
planlara dayalı imar planlarının
hazırlanamaması,
-İlin gelir düzeyinin turizme elverişliliği,
- İstanbul ‘un Tabiat Parklarının bir kısmının -Tabiat Parklarında koruma, kontrol ve hizmet
faaliyetlerinde personel eksikliği,
İstanbul Boğazı öngörünümlü olması,
-Tabiat parklarına ulaşım kolaylığı,(yol, taşıt
imkanları)
-Nüfus yoğunluğu açısından en kalabalık
şehir olması turizme ihtiyacı arttırmaktadır,
128
- Özellikle Sarıyer İlçesinde bulunan tabiat
parklarımızın tarihi değerlere sahip olması,
- Belgrad Ormanının tarihi, kültürel ve doğal
güzellikleri içinde barındırması ayrıca
içerisinde
Bahçeköy
Geyik
Üretme
İstasyonun bulunması,
- Belgrad Ormanında birçok doğal, endemik
ve egzotik bitki türlerini barındıran,
içerisinde birçok çalışmanın yapıldığı
Atatürk Arboretumunun bulunması
-Şehrin konumu ve iklim özellikleri
nedeniyle tabiat parklarındaki fauna ve flora
zenginliği,
- Adalar, Marmaracık, Çilingoz ve
Elmasburnu Tabiat Parklarının Karadeniz ve
Marmara sahil şeridinde bulunması ve plaj
aktivitelerine imkan sunması,
- Göktürk Göleti tabiat parkında bulunan
göletin peyzaj değeri,
-Polonezköy tabiat Parkı; İstanbul’un doğal
bitki ve hayvan türlerinin tamamını
bünyesinde bulundurması,
-Polenezköyde iki farklı kültürün (PolonyaTürk) uyum içinde yaşamaları,
-Polonezköy Tabiat Parkı içersinde 1 adet
Sülün- Keklik Üretme İstasyonu ve 1 adet
GeyikKaraca
Üretme
İstasyonu
bulundurması,
- Polonezköy Tabiat Parkı içersinde piknik,
kamping, trekking, oryantring, yürüyüş-koşu
ve bisiklet yolu bulunmakla
- Polenezköy Tabiat Parkı köy yerleşik
alanında birçok turizm tesisinin bulunması,
- Fatih Ormanı(Park Orman) konser ve
festival gibi birçok etkinliğin de yapıldığı ve
İstanbulluların rağbet ettikleri bir sahalarıdır.
129
Fırsatlar
- İstanbul ‘un geçmişten günümüze farklı
birçok medeniyete ev sahipliği yapması
nedeni ile tarihi ve kültürel zenginliğe sahip
olması,
- Türkiye nüfusunun ¼ ‘ünün İstanbul ‘da
olması, yazılı ve görsel basın merkezlerinin
çoğunun İstanbul ‘da bulunması sebebi ile
tanıtım kolaylığı,
- Ülke genelinde Tabiat Parklarından elde
edilen gelirlerin büyük kısmının İstanbul
‘dan sağlanması (24 adet Tabiat Parkı),
- Havayolu, karayolu, deniz ulaşımı ve raylı
sistem ağının gelişmiş olması sebebi ile
ulaşım kolaylığının bulunması;
-Doğa turizmine olan ilginin artması
Tehditler
-Vatandaşların beklentilerinin bazı bölgelerde
yükseltilmiş olması,
-İstanbul gibi bir metropolde özellikle
haftasonları halkın nefes almak için tabiat
parklarına akın etmesi sonucu, sahalarımızda
taşıma kapasitesinin üzerinde ziyaretçi
yoğunluğunun oluşması,
-Nüfus yoğunluğu sebebi ile ulaşımda
aksamalar yaşanması,
-Saha işletmecilerinin mevzuata uygun
olmayan talepleri,
-Metropol bir kent olması, sanayinin gelişmiş
olması ve nüfus yoğunluğu sebebi ile oluşan
hava, toprak ve su kirliliği,
- Korunan sahalara yerel yöneticilerin
korunan alan değil de gelir getiren turizm
alanı olarak bakmaları
-Ücretli-ücretsiz tanıtım fırsatlarının olması,
- STK destekleri,
- Bakanlığımızca sağlanan ödenek imkanları
-Coğrafi bilgi sistemlerinin gelişmesi,
- Kamuoyunun ve yöneticilerin etkin
katılımcılığı
-Fatih Ormanı(Park Orman), Türkmenbaşı
ve Polonezköy Tabiat Parkları Uzun Devreli
Gelişme Planlarının olması,
Milli Park ve benzeri sahalara dayalı doğa turizmi uygulamalarında güçlü yönlerin daha
geliştirilmesi, güçlü yönler ve fırsatlardan yararlanarak zayıflık ve tehditlerin
önlenmesine ve doğa turizminin geliştirilmesine yönelik stratejik kararlar;
-Gelişme Planları ve Nazım İmar Planlarının ivedilikle yapılarak/yaptırılarak işletmecilerin
plan ilke ve kararlarına göre hareket etmeleri sağlanması,
-Korunan alanların kullanımları ve fonksiyonları konularında halkın bilinçlendirilmesine
yönelik eğitim çalışmalarının arttırılması,
-STK ve medyanın desteği alınarak korunan alanların amacına uygun kullanımı için tanıtım
yapılması,
Tablo 6. İstanbul Tabiat Parkları ve benzeri sahalarına ait SWOT Analizi
130
İstanbul Sulak Alanları ve benzeri sahalarına ait SWOT Analizi
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
- Danamandıra Gölü Sulak Alan Alt
Havzası Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Alt
Projesinin hazırlanma aşamasında olması,
-Küçükçekmece Gölü, Büyükçekmece Gölü,
-Ramsar Sözleşmesi kriterlerine göre kuş
türleri bakımından Büyükçekmece Gölü Terkos ve Kulakçayırı Sulak Alanlarının Alt
ve çevresi uluslararası öneme sahip bir
Havzası Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Alt
sulak alan olarak belirlenmiştir.
Projesinin hazırlıklarına başlanamaması,
- Büyükçekmece Gölü nesli tüm dünyada
tehlike altında olan Sibirya kazı da burada kışı geçiren kuş türlerinden biridir.
- Büyükçekmece Gölü nesli küresel
ölçekte
tehlike
altında
çokbaşlı
köygöçüren
(Cirsium polycephalum) adlı bitki türü
ÖDA kriterlerini sağlamaktadır.
- Büyükçekmece Gölü Alan nesli küresel
ölçekte tehlike altında olan adi tosbağa
(Tesludo graeca) için önemlidir
. Küçükçeknmece alanda, dünyada dar bir
dağılıma sahip olan Veronica turrilliana
adlı bitki türü ÖDA kriterlerini
sağlamaktadır.
-Büyük tehlike altında olan doğu
razyasının
(Amsonia
orientalis)
yeryüzünde yetiştiği bilinen 6 alandan
biridir.
Tehditler
Fırsatlar
-Ülke düzeyinde sulak alanlara verilen
önemin artması,
İklim değişiklikleri, küresel ısınma
Tablo 7. İstanbul Sulak Alanları ve benzeri sahalarına ait SWOT Analizi
131
YHGS ve benzeri
sahalar
Adı
Bilinirlik
İlçesi
1
Çilingoz YHGS
Çatalca
B
2
Feneryolu YHGS
Sarıyer
B
Avlaklar
1
Darlık Kanatlı Örnek Avlağı
2
Turkuaz Özel Avlağı
Tablo 8.YHGS ve benzeri sahalar
İstanbul YHGS ve benzeri sahalarına ait SWOT Analizi
Güçlü Yönler
- Feneryolu YHGS yaşayan 24 bitki taksonu
ÖDA kriterlerini sağlamaktadır.
Zayıf Yönler
-
personel eksikliği,
- Çilingoz YHGS Türkiye’den geçen önemli
kuş göç yolu üzerinde yer alır.
Etkin koruma ve kontrol yapabilecek
-
İlimizde Genel Avlak ve Devlet Avlağı
tescilinde İstanbul ‘a özgü birçok sorunla
- Bölgedeki yaban hayvanı tür çeşitliliği,
(içmesuyu havzaları, SİT alanları, diğer
- Zorlu kış aylarında yaban hayatına yem
desteği yapılabilmesi imkanlarının olması,
Kamu Kuruluşlarının faaliyetleri)
karşılaşılmış olması,
-
- Avlak sayısının arttırılması imkanı,
Av turizmine yönelik tesislerin
bulunmaması,
- İlimizde yaban hayatını destekleyici yaban
hayvanı üretim istasyonlarımızın mevcut
olması,
Tehditler
Fırsatlar
-
İlimizde yaban hayvanı üretim
istasyonlarının varlığı,
-
Yerleşim alanlarına yakın olmaları,
-
Belgeli avcı sayısındaki artış,
-
Kaçak avcılığın fazla olması,
-
Kamuoyunda yaban hayatına olan ilgi ve
desteğin giderek artması,
-
Çilingoz YHGS ‘de 82 adet maden, kum
ocakları, su dolum tesislerinin bulunması,
132
-
Feneryolu YHGS içinde yer alan Koç
Üniversitesi kampüsü,
-
Feneryolu YHGS içinden geçecek olan
Kuzey Marmara Otoyolu Projesi (3.
Köprü), Sincan – Çayırhan – İstanbul
Demiryolu Hattı Projesi,
-
Feneryolu YHGS ‘de sahipsiz sokak
hayvanlarının fazla olması,
4.5 İSTANBUL İLİNDE DOĞA TURİZİM ÇEŞİTLERİ
Kuş Gözlemciliği:
Büyükçekmece
Çamlıca, Beykoz, Marmaracık, Belgrad Ormanı, Şile,
Doğa Yürüyüşü (Trekking): Sarıyer, Ağva bölgesi, Göksu deresi, Çatalca, Silivri,
Aydos, Şile, Polonezköy,
Mağara Turizmi:
Çatalca ( İnceğiz, İkigöz), Şile, Küçükçekmece
(Altınşehir,Yarımburgaz), Halkalı
Oryantiring:
Ormanları
Fatih Ormanı, Avcıkoru, Polonezköy, Şamlar, Belgrad
Atlı Doğa Yürüyüşü:
Kilyos Gümüşdere- Ömerli ve Kilyos
Bisiklet Turizmi:
Polonezköy
Aziz Paşa-Fatih Ormanı, Bentler, Ayvantbendi, Adalar,
Botanik Turizmi:
Sarıyer İlçesi ( Atatürk arboretum)
Kampçılık:
Elmasburnu, Avcıkoru, Fatih Ormanı, Çilingoz,
Marmaracık, Silivri, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Kilyos, Şile
Yamaç Paraşütü:
Olta Balıkçılığı :
Kulakçayırı Gölü
Ormanlı, Çatalca, Karaburun, Çiftalan, Silivri, Aydos
Anadolu Kavağı Yoroz Mevki, Danamandıra Gölü,
İSTANBUL İLİ ve İLÇELERİNİN ÖNE ÇIKAN DOĞA TURİZMİ DEĞERLERİ MATRİSİ
133
Adalar lçesi
Beyoğlu İlçesi
Güngören İlçesi
Silivri İlçesi
Avcılar İlçesi
Beykoz lçesi
Kâğıthane İlçesi
Sultanbeyli İlçesi
Esenyurt İlçesi
Sultangazi İlçesi
Arnavutköy İlçesi
Bağcılar İlçesi
Çatalca İlçesi
Kartal.İlçesi lçesi
Şile İlçesi
Bahçelievler İlçesi
Esenler İlçesi
Küçükçekmece lçesi
Şişli İlçesi
Sarıyer İlçesi
7
0
1
6
1
8
0
1
1
1
6
0
13
2
15
0
0
7
1
12
Rafting (R)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Canyoning/kanyon
yürüyüşü (C)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Mağaracılık (M)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
*
-
-
*
-
-
Dağ
(DB)
bisikletçiliği
*
-
-
*
*
*
-
*
-
*
*
-
*
*
*
-
-
*
*
*
değerler
*
-
-
*
-
*
-
-
*
-
*
-
*
-
*
-
-
*
-
*
Dağ-yayla
gezisi
imkanı ( DG)
*
-
-
*
-
-
-
-
*
*
*
-
-
*
-
*
Peyzaj güzelliği (PF)
*
-
-
*
-
*
-
-
-
-
*
-
*
-
*
-
-
*
-
*
Yaylada
konaklama/kamping
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
*
-
-
-
-
-
Kuş
gözlemciliği
imkanı(KuG)
-
-
-
*
-
-
-
--
-
-
*
-
*
-
*
-
-
*
-
*
Tabiat
sahalar
vb
*
-
-
-
-
*
-
-
-
-
-
-
*
-
*
-
-
-
-
*
Tabiat parkı vb. nde
kona25klama(TPK)
*
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
Estetik göl/baraj olan
yerler(EGB)
-
-
-
-
-
*
-
-
-
-
*
-
*
-
*
-
-
*
-
-
Botanik
gezilerine
uygun saha(BOG)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
Tescilli avlak sahası
(AvS)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
-
-
-
-
Yabana
hayatı
geliştirme
sahası(YHGS)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
-
-
-
-
-
-
Bakir Küçük Koylar
-
-
-
-
-
*
-
-
-
-
--
-
-
-
*
-
-
-
-
-
Aktivite/değer
Değerler toplamı
Denizel
(DS)
*
(YK)
parkı
134
(BKK)
Ormanaltı
florası
tanıma
gezi
imkanı(Mantar
ve
benzeri dahil) (FGİ)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
--
-
*
-
*
-
-
-
-
*
Endemik Bitkilerin
Gözlemi (EBG)
-
-
-
-
-
*
-
-
-
-
-
-
*
-
*
-
-
-
-
*
Köy Pazarları(Orman
meyvelerinden reçel
marmelat,kurutulmuş
meyve
satılması
kaydıyla) (KP)
-
-
-
*
-
*
-
-
-
-
-
-
*
-
*
-
-
-
-
-
Kanyon
imkanı (Cn)
görme
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Botanik
imkanı (Bt)
gezisi
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
Faytonla
uygun (At)
geziye
*
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
-
-
-
*
135
Ataşehir lçesi
Bayrampaşa İlçesi
Kadıköy İlçesi
Tuzla İlçesi
Bakırköy İlçesi
Eyüp İlçesi
Maltepe i İlçesi
Ümraniye İlçesi
Üsküdar İlçesi
Başakşehir İlçesi
Beylikdüzü İlçesi
Çekmeköy lçesi
Beşiktaş İlçesi
Fatih İlçesi
Pendik İlçesi
Sancaktepe
Gaziosmanpaşa İlçesi
Zeytinburnu İlçesi
Büyükçekmece ilçesi
Tuzla ilçesi
0
0
0
1
0
2
0
1
0
1
0
1
0
0
1
0
2
0
11
1
Rafting (R)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Canyoning/kanyon
yürüyüşü (C)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Mağaracılık (M)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Dağ bisikletçiliği (DB)
-
-
-
* -
*
-
*
-
*
-
*
-
-
-
*
*
-
*
-
Denizel değerler (DS)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
Dağ-yayla gezisi imkanı
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Peyzaj
güzelliği/fotosafari (PF)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Yaylada
konaklama/kamping
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
Aktivite/değer
Değerler toplamı
-
( DG)
(YK)
Kuş
gözlemciliği
imkanı(KuG)
*
Sportif olta balıkçılığı
imkanı(SOB)
vb
-
-
-
-
-
*
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
-
-
Tabiat parkı vb. nde
kona25klama(MPK)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Estetik göl/baraj
yerler(EGB)
olan
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
*
Botanik gezilerine uygun
saha(BOG)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Tescilli
(AvS)
sahası
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
-
-
-
-
Yabana hayatı geliştirme
sahası(YHGS)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Bakir Küçük
(BKK)
Koylar
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Ormanaltı florası tanıma
gezi imkanı(Mantar ve
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
Tabiat
parkı
sahalar(TP)
avlak
136
benzeri dahil) (FGİ)
Endemik
Bitkilerin
Gözlemi (EBG)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
Köy
Pazarları(Orman
meyvelerinden
reçel
marmelat,
kurutulmuş
meyve
satılması
kaydıyla) (KP)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
Doğal taşlardan tabiat
tarihi
gezisi(Gezi
sırasında en az 10-15
değişik taş türü ve
jeomorfolojik
yapılar
tanıtılmalıdır) (DTTTG)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Bakir doğa parçaları
keşif gezisi(Bakir vadi ve
bakir orman gibi gizli
kalan değerleri keşfetme
gezileri) (BDPKG)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
Dokusu
bozulmamış
kırsal
miras
gezisi
(köyler) (KMG)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Yaya gezi imkanı (Y)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
Tarihi eserler, sit alanı
(Ts)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Peyzaj değeri yüksek
yerler,fotoğrafik yerler
(P)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
*
-
Mağara gezisi (Mğ)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Jeolojik ve jeomorfolojik
değerler (Jm)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Kanyon görme imkanı
(Cn)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Botanik
(Bt)
imkanı
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Faytonla geziye uygun
(At)
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
gezisi
137
4.6. İNCEĞİZ MAĞARALARI TURİZM TALEBİ DEĞERLERİ
Alanla İlgili Genel Bilgiler
1-ALANIN ADI
: İnceğiz
2-ALANIN YER ALDIĞI
a)Coğrafi bölge
: Marmara
b)İl
: İstanbul
c)İlçe
: Çatalca
e)Bölme No
:482, 496, 497, 498
d)Mevki
: İnceğiz Köyü
3-ALANIN KOORDİNAT DEĞERLERİ; 365843-4562107.
4-ALANIN YER ALDIĞI PAFTA NO: İSTANBUL –F20-c3
5-ALANIN GENİŞLİĞİ(Ha)
: 14,91
6-MÜLKİYETİ
: Devlet Ormanı
İnceğiz Köyü ve İnceğiz Deresi’nin hemen yanında, 7 kilometre boyunca uzanıyor.
Tarihi:
İnceğiz Mağaraları 2500 yıl öncesine tarihlenmektedir. Barınma amaçlı yapılmış bu mağaralar
daha sonra kilise olarak kullanılmıştır. Mağara odalarında bulunan haç işaretleri de bunun bir
göstergesidir.
Topoğrafik Özellikler ve Yükseltiler:
Çatalca, Boğaziçi’nden Büyükçekmece - Karacaköy hattına yer yer 200 m.yi bulan ve aşan
birkaç tepelik dışında yine geniş tabanlı akarsu vadilerinin yer aldığı bir peneplen söz
konusudur. Ancak bu yarımadada “su bölümü hattı” bu kez Karadeniz’e daha yakındır.
Akarsular daha çok Haliç’e, Büyük ve Küçükçekmece göllerine ve Marmara Denizi’ne su
verirler. Terkos gölü ise esas suyunu kuzey batıda yer alan Istranca Dağları’ndan alır. Yer yer
350 m.’nin üzerinde yüksekliklere sahip olan Istrancalar dışında, Çatalca’nın batısında, ayrıca
Kestanelik - Belgrad Köyleri hattının batısında, yükseklikleri 200-350 m. arasında değişen
tepeler ve sırtlar göze çarpmaktadır.
Seçkin Doğa Turizmi Değerlerine Ait Bilgiler
- Yüksek değerlere sahip doğal ekolojik sahalar yüksek turizm potansiyeli içermektedir.
- Bazı doğa parçaları araştırma yapan uzmanlara, iyi eğitimli ekoturistlere hitap etmektedir.
Bu alanlar sayıca az olduğu için de turizm potansiyeli içerirler,
138
- Saha, erişim, güvenlik gibi nedenlerle turistler için elverişli yerde bulunuyor.
Sahanın Doğa Turizmi Potansiyelinin Öne Çıktığı ve Sunduğu Aktiviteler
Atatürk Havalimanı’na yaklaşık 10, şehir merkezine ise 22 kilometre uzaklıkta bulunan
Çatalca’nın İnceğiz Köyü ile aynı ismi taşıyan İnceğiz Mağaraları. Prehistorik dönemden
yaşam izleri taşıyan mağaralar, İnceğiz Köyü ve İnceğiz Deresi’nin hemen yanında, 7
kilometre boyunca uzanıyor. Kapadokya tarzında oyulmuş apartman biçimli mağaralar, dik
merdiven sistemleriyle de Frig Vadisi’ndeki anıtsal kaya yapılarını andırıyor. Mağara
rotasının son durağı ise Silivri’nin Danamandıra Köyü’ndeki Aylapınarı Mağarası. Mağaranın
girişinde, Trakya coğrafyasında pek alışık olunmayan türde kaya kazımalarından oluşan
primitif resimler yer alıyor. Mağaranın içindeki dolgu topraklarda ise Kalkolitik ve Demir
Çağı’na ait kap parçaları bulunmuş. Mağara rotasını tamamladıktan sonra, köy girişinde,
nilüfer çiçekleriyle kaplanmış iki küçük gölün kenarında çadır kurmak mümkündür.
Sahanın Doğa Turizmi Yönetimi Amaçları
Sürdürülebilir turizm yönetimi ve kalkınmada sermayeyi oluşturan kullanılabilir kaynaklara
genel bir bakışı sağlamakla beraber, bölgenin mevcut kalkınma durumunu ve
sürdürülebilirliğini değerlendiremeye yönelik bir resim sunmaktadır. Aynı zamanda; bölgenin
sürdürülebilir kalkınmasına yönelik bir vizyon oluşturulmasını ve turizm gelişiminin diğer
sektörlerle bütünleştirilmesini sağlayacaktır.
Sahaya genellikle yerli ziyaretçiler gelmektedir.
Sahanın Turizm Talebi Değerleri tablosu
Gelişlerinin
Sebebi
İlk
5
12345-
Doğa Gezileri,
Fotosafariler,
Kırsal Miras Gezileri,
Mağaracılık,
Adrenalin gezileri (kaya tırmanıcılığı vb.)
Ulaşılabilirlik Analizi
Sahanın Uluslararası Orta derecede yakın; 1 saat
havaalanına yakınlığı
Alana Ulaşım
Özel taşıt
(x )
Ziyaretçinin Genel ulaşım
Toplu taşıma
(x)
kanaati: iyi
Diğerleri
(x)
(Bisiklet,
motosiklet,
yürüyüş, atlı vb.)
139
Yetersiz
Altyapı Analizi
Yeterli
Taşımacılık ağı
X
Yerel
asfalt)
X
ağ(toprak,
Anayollara bağlantı
X
Yerel
taşımacılık
X
genel
Programlar
X
Ring patikaları
X
İşaret levhaları
X
işaret X
Bilgi panoları
Araçlar için
kapasitesi
Açıklama
X
Ücretler
Genel
yer
levhaları
İyi
X
park
X
Bilgi alma ve tercüme X
kolaylıkları
Restoran sayısı
1
Yeme içme konaklama analizi
Restoranların
durumu
Yemek Standartları
Kategori
Sayısı
Turistik
-
Yerel
1
Yüksek standartlı yemek sunanlar :
140
Açıklama
Yeterli ve yöresel standartta yemek sunanlar: x
Kötü standartta yemek sunanlar :
Barınma imkanları
Kategori
Kuruluş Sayısı
Yatak Sayısı
(iyi-kötü-orta)
Oteller
-
Hosteller
-
(Misafirhaneler)
Yatak&kahvaltı oteli
-
Rota üstü kulübeler
Bungalov tarzı
yok
Kamp alanı
orta
Diğerleri: Pansiyon
yok
Sahanın Kendine Has Seçkin ve Diğer Önemli Özellikleri;
Var-Yok
Neler?
Tek-eşsiz olanlar Var
var mı?
Biraz farklı ama Yok
değerli olanlar
Diğer ilgi çeken
yerlere
benzer
olanlar
Alan turist ziyaret Evet
Hangi Sahalar
döngüsüne
girecek
Danamandıra Sulak
şekilde
turistlerin
Alan.
ilgisini çekecek diğer
Çilingoz
Tabiat
alanlara yakın mı?
Parkı
Alandaki
yabanıl Bayrak türler
1.
Mağara
varlıklar
2.
Sunduğu değerlerden
Diğer
ilginç 1.
yaban
hayatı
(fauna)
Kelebekler
Apollo kelebeği
141
Sunduğu özellikleri
Doğal göl ve Eşsiz
manzara
2.
….. tür
……. tür
Endemik
bitkiler,
Taşıma Kapasitesi Analizi
Sosyal ve ekonomik taşıma kapasitesi Değerlendirme Şekli: 1- Tamamen
Sağlanabiliyor, 2- Genel Olarak Sağlanıyor, 3- Veri Yok, 4- Çoğunlukla Sağlanamıyor
5- Hiç Sağlanamıyor
Göstergeler
1
2
Tüm ilgi grupları turizmden elde edilen gelirden eşit pay
alırlar
3
5
x
Tüm ilgi grupları turizm gelişimine oranlı bir miktar para
yatırımı yapabilir
x
Yerel ekonomi için turizm faydaları açıktır
x
Turizm gelişimiyle ilgili paydaşların ihtiyaç,istek ve
önerileri ele alınıyor
x
Tüm ilgi gruplarına önem veriliyor
x
İlgi gruplarının birbiriyle olan ilişkileri iyi
x
Beraber çalışmanın önemi biliniyor
x
İyi bir işbirliği içindeler
x
Belirli kararların alınma amacı saklanmıyor
x
Yerel ilgi grupları karar almada söz sahibi
x
Bölgesel ilgi grupları karar almada söz sahibi
x
Diğer sektörler de turizm gelişimine fayda sağlıyor
x
Turizm kırsal ekonomiye destek veriyor
Geleneksel faaliyetler ve üretim
gelişiminden sonra gelişme gösterdi
4
x
türleri
turizm
x
Turizm gelişimi istihdamı artırma beklentilerini karşılıyor
x
Yerel halk, özellikle gençler için yeni iş imkanı ortaya
x
142
çıktı
Kendi turizm işini kurmak isteyenlere yeterli destek
veriliyor
x
Turizm işi kurmak için eğitim ve öğretim veriliyor
x
Planlı turizm uygulaması yapılıyor
x
Yerel köyler ve kamusal alanın özelliği turizmden sonra
zarar görmemiştir.
x
Turizm temel olarak yerel mal ve hizmetlerden faydalanır
x
Bölgemizi ziyaret eden turist sayısı yeterlidir
x
Turizm kültürel mirasın devamına yardımcı oluyor
x
Turizm endüstriyel mirasın sürdürülmesi için yardımcı
oluyor
x
Turizm gelişimi peyzaj dokusuna zarar vermiyor
x
Turizm doğanın korunmasına yardımcı oluyor
x
Turizm kültürel manzaranın korunmasına yardımcı oluyor
x
Turizm hayat kalitesini artırıyor
x
Sosyal ve Ekonomik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Ekolojik taşıma kapasitesi analizi
Etki
Faaliyet
Genel
etkiler
Müspet
Korunan alan Kabul
Kabul
Kabul
üzerindeki
edilebilir edilemez ancak;
etki
edilebilir
/menfi
Kamping&piknik Müspet
x
Ahşap Hediyelik Menfi
eşyaların
satılması,
143
Zarar verilmeyerek
Dağcılık,trekking Müspet
x
Zarar verilmeyerek
Normal
spor Müspet
etkinlikleri
x
Zarar verilmeyerek
Yeme içme
Müspet
x
Daha iyi
gerekir.
Doğa yürüyüşü
Müspet
Zarar verilmeyerek
Mağaracılık
Müspet
Zarar verilmeyerek
Kanyoning
Menfi
Su sporları
Menfi
Rafting
Menfi
Olta balıkçılığı
Menfi
Yaban
gözlemi
olması
hayatı Menfi
Bilimsel geziler
Müspet
Zarar verilmeyerek
1- Tamamen doğru, 2- Genel olarak doğru, 3- Veri yok, 4- Çoğunlukla yanlış, 5- Hiç yok,
Ekolojik taşıma kapasitesinin etkileri;
Ekolojik göstergeler
1
Bitkiler turizm artışından etkilenmemektedir
x
Yürüyüş yolarından yürümeyen turistler bitkilere çok zarar
veriyor
2
3
4
x
Turizmden dolayı daha fazla toprak erozyonu meydana x
gelmektedir
Korunan alanın suları gözle görünür şekilde kirlenmektedir
Turizm gelişimi sebebi ile balık miktarı azalmıştır
Korunan alanın yer altı suları içme suyu olarak x
144
x
5
kullanılabilir
Turistler yaban hayatı için rahatsız edici bir faktördür
x
Turizmden dolayı flora ve faunada ölümler artmıştır
x
Fiziki/idari Taşıma Kapasitesi İncelemesi ve Değerlendirmesi;
(1-Akıcı, yeterli 2- İyi, 3- Fena değil, 4- Kötü, 5- Çok Kötü)
Fiziki/idari taşıma kapasitesi
Yer
Altyapı
Park girişi
Park yeri imkanları
Bilgi imkanları
Kapasite 1 2 3 4 5
Korunan alana giriş yolları
x
Korunan alandaki yol ağı
x
Korunan alan içindeki toplu
taşıma araçları
x
Park etme
x
akış
x
Yer sayısı
x
Biletleme
x
yönlendirme
x
İşaret levhaları
x
Yetkililer
x
Ziyaretçi merkezi
x
Ofisler
x
Basılı ve görsel materyal
x
Yiyecek içecek temini
Tedarik
Ticaret
Seçenekler
Kolaylık tesisleri
Tuvaletler
x
x
x
145
Patika ağı
Yaban
hayatı
noktaları
Aktiviteler
Atıkların toplanması
x
Yeterlilik durumu
x
izleme Sayısı ve uygunluğu
seçenekler
Paket doğa turları
x
Bisiklet kiralama
x
Araç kiralama
x
At-katır kiralama
Çalışanlar
x
Yeterli sayıda
x
Donanımlı
x
Fiziki/idari taşıma kapasitesi yönünden yapılan değerlendirme;
Fiziki taşıma kapasitesi çok iyi olup, tam kapasiteye
katılımıyla zaman zaman ulaşılmaktadır.
yerli turistlerin ve yerel halkın
Psikolojik Taşıma Kapasitesi:
Turistlerle kavga olayları yok. Turistler hakkında genel kanı olumludur.
4 .7. BELGRAD ORMANI TURİZM TALEBİ DEĞERLERİ TABLOSU
Halihazırda ki ziyaretçi Ziyaretçi (konaklamayanlar) : 1000.000 kişi
sayısı
Ziyaretçi Profili
Bireysel gezginler : % 10
Eşler: % 20
Aileler : % 50
Tur grupları (tanıdık ve benzer talepteki kişilerin bir araya gelmesi
şeklinde) : %10
146
Diğerleri : %10
Gelişlerinin İlk 5 Sebebi
1-Doğa Gezileri,
2-Fotosafariler,
3-Kırsal Miras Gezileri,
4-Doğa Eğitimi Programları
5Adrenalin gezileri
Ulaşılabilirlik Analizi
Sahanın Uluslararası
havaalanına yakınlığı
Alana Ulaşım
Orta derecede yakın; 1 saat
Özel taşıt
(X)
Ziyaretçinin Genel ulaşım
Toplu taşıma
( )
kanaati: İyi
Diğerleri
(X )
(Bisiklet, motosiklet, yürüyüş,
atlı vb.)
Ulaşım için problemler: Yaz mevsiminde Pazar günleri yaşanan trafik tıkanması.
Altyapı Analizi
Yetersiz
Yeterli
Taşımacılık ağı
X
Yerel ağ(toprak, asfalt)
X
Anayollara bağlantı
X
Yerel genel taşımacılık
X
Programlar
X
Ücretler
X
Ring patikaları
X
İşaret levhaları
X
Genel yer işaret
levhaları
X
Bilgi panoları
X
Araçlar için park
kapasitesi
İyi
X
147
Açıklama
Bilgi alma ve tercüme
kolaylıkları
X
Restoran sayısı
X
Yeme İçme Konaklama Analizi
Kategori
Restoranların durumu
Sayısı
Açıklama
Turistik
Yerel
Yemek Standartları
4
Yüksek standartlı yemek sunanlar :
Yeterli ve yöresel standartta yemek sunanlar: 4
Kötü standartta yemek sunanlar :
Kategori
Barınma imkanları
Yatak Sayısı
Kuruluş Sayısı
(iyi-kötü-orta)
Oteller
-
-
-
Hosteller (Misafirhaneler)
-
-
-
Yatak&kahvaltı oteli
-
-
-
Rota üstü kulübeler
-
-
-
Bungalov tarzı
-
-
-
Kamp alanı
-
-
-
Diğerleri: Pansiyon
-
-
-
Sahanın kendine has seçkin ve diğer önemli özellikleri;
Var-Yok
Sunduğu değerlerden
Tek-eşsiz olanlar
var mı?
Biraz farklı ama
değerli olanlar
Var
148
Neler?
Tarihi Su Bendleri
Alan turist ziyaret
döngüsüne girecek
şekilde turistlerin
ilgisini çekecek diğer
alanlara yakın mı?
Alandaki yabanıl
varlıklar
Diğer ilgi çeken
yerlere benzer
olanlar
Evet
Hangi Sahalar
Kilyos Plajı
Kısırkaya Plajı
Sunduğu özellikleri
Bayrak türler
1.Kızıl Geyik
2.
Diğer ilginç yaban
hayatı (fauna)
1.Karaca
2.
Kelebekler
….. tür
Endemik bitkiler,
……. Tür
Tatmin Edici Yaban Hayatı İzleme İmkanı
Tatmin edici yaban
hayatı izleme imkanı
Garanti edilen türler var
mı?
Genellikle rastlanma
ihtimali
Şans veya mevsime
bağlı olanlar
Alanda bulunan tesisler
Memeliler
Kuşlar
Açıklama
Yaban Domuzu,
Tilki, Sincap
Geyik, Karaca
Sahadaki tesisler
Rekreasyonel tesisler
Spor tesisleri
Diğerleri
Kır Lokantası
Yetersiz
Yeterli
İyi
Durum Açıklaması
X
X
Tesisler yeterli ancak
büyük onarınlarının
yapılması gerekiyor.
Taşıma Kapasitesi Analizi
Sosyal ve ekonomik taşıma kapasitesi Değerlendirme Şekli: 1- Tamamen Sağlanabiliyor, 2- Genel
Olarak Sağlanıyor, 3- Veri Yok, 4- Çoğunlukla Sağlanamıyor 5- Hiç Sağlanamıyor
Göstergeler
1
2
3
Tüm ilgi grupları turizmden elde edilen gelirden eşit pay alırlar
X
Tüm ilgi grupları turizm gelişimine oranlı bir miktar para
X
149
4
5
yatırımı yapabilir
Yerel ekonomi için turizm faydaları açıktır
X
Turizm gelişimiyle ilgili paydaşların ihtiyaç,istek ve önerileri
ele alınıyor
X
Tüm ilgi gruplarına önem veriliyor
X
İlgi gruplarının birbiriyle olan ilişkileri iyi
X
Beraber çalışmanın önemi biliniyor
X
İyi bir işbirliği içindeler
X
Belirli kararların alınma amacı saklanmıyor
X
Yerel ilgi grupları karar almada söz sahibi
X
Bölgesel ilgi grupları karar almada söz sahibi
X
Diğer sektörler de turizm gelişimine fayda sağlıyor
X
Turizm kırsal ekonomiye destek veriyor
X
Geleneksel faaliyetler ve üretim türleri turizm gelişiminden
sonra gelişme gösterdi
X
Turizm gelişimi istihdamı artırma beklentilerini karşılıyor
X
Yerel halk, özellikle gençler için yeni iş imkanı ortaya çıktı
X
Kendi turizm işini kurmak isteyenlere yeterli destek veriliyor
X
Turizm işi kurmak için eğitim ve öğretim veriliyor
X
Planlı turizm uygulaması yapılıyor
X
Yerel köyler ve kamusal alanın özelliği turizmden sonra zarar
görmemiştir.
X
Turizm temel olarak yerel mal ve hizmetlerden faydalanır
X
Bölgemizi ziyaret eden turist sayısı yeterlidir
X
Turizm kültürel mirasın devamına yardımcı oluyor
X
Turizm endüstriyel mirasın sürdürülmesi için yardımcı oluyor
X
Turizm gelişimi peyzaj dokusuna zarar vermiyor
X
Turizm doğanın korunmasına yardımcı oluyor
X
Turizm kültürel manzaranın korunmasına yardımcı oluyor
X
150
Turizm hayat kalitesini artırıyor
X
Sosyal ve Ekonomik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Ekolojik taşıma kapasitesi analizi
Etki
Faaliyet
Genel
etkiler
Korunan alan
üzerindeki etki
Kabul
edilebilir
Kabul
edilemez
Kabul edilebilir
ancak;
Müspet
/menfi
Kamping&piknik
Menfi
Ahşap Hediyelik
eşyaların satılması,
Müsbet
Dağcılık,trekking
Müsbet
Olta balıkçılığı
Müsbet
Normal spor
etkinlikleri
Müsbet
Yeme içme
Menfi
Doğa yürüyüşü
Müsbet
Yaban hayatı
gözlemi
Müsbet
Bilimsel geziler
Müsbet
Kabul edilebilir
ancak araçların
ormana girmelerine
engel olunmalı
1- Tamamen doğru, 2- Genel olarak doğru, 3- Veri yok, 4- Çoğunlukla yanlış, 5- Hiç yok,
151
Ekolojik taşıma kapasitesinin etkileri;
Ekolojik göstergeler
1
2
3
4
Bitkiler turizm artışından etkilenmemektedir
5
X
Yürüyüş yolarından yürümeyen turistler bitkilere çok zarar
veriyor
X
Turizmden dolayı daha fazla toprak erozyonu meydana
gelmektedir
X
Korunan alanın suları gözle görünür şekilde kirlenmektedir
X
Turizm gelişimi sebebi ile balık miktarı azalmıştır
Korunan alanın yer altı suları içme suyu olarak kullanılabilir
Turistler yaban hayatı için rahatsız edici bir faktördür
X
Turizmden dolayı flora ve faunada ölümler artmıştır
X
Fiziki/idari Taşıma Kapasitesi İncelemesi ve Değerlendirmesi;
(1-Akıcı, yeterli 2- İyi, 3- Fena değil, 4- Kötü, 5- Çok Kötü)
Fiziki/idari taşıma kapasitesi
Yer
Altyapı
Kapasite 1
2
Korunan alana giriş yolları
X
Korunan alandaki yol ağı
X
3
Korunan alan içindeki toplu
taşıma araçları
Park girişi
Park yeri imkanları
Bilgi imkanları
X
Park etme
X
akış
X
Yer sayısı
X
Biletleme
X
yönlendirme
X
İşaret levhaları
X
Yetkililer
X
152
4
5
Ziyaretçi merkezi
X
Ofisler
X
Basılı ve görsel materyal
X
Yiyecek içecek temini
Tedarik
X
Ticaret
Seçenekler
Kolaylık tesisleri
Tuvaletler
X
Atıkların toplanması
X
X
Patika ağı
Yeterlilik durumu
Yaban hayatı izleme noktaları
Sayısı ve uygunluğu
Aktiviteler
seçenekler
X
X
Paket doğa turları
Bisiklet kiralama
X
Araç kiralama
At-katır kiralama
Çalışanlar
X
Yeterli sayıda
Donanımlı
X
4.8. İSTANBUL İLİ SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ STRATEJİLERİ
Gelişme Stratejileri
Strateji 1. “Doğa turizmi yatırım projelerine uygulanmak için teşviklerin sağlanması
ile İstanbul İlinin turizm sektöründe yatırımlarının arttırılması”
Strateji 2. “Sürdürülebilir doğa turizmi ürünlerinin, turistik kalkınma sürecinde zarar
görmek yerine, faydalı olan yerel çevre, toplum ve yöre kültürüyle uyum içinde
işlenmesi”
Strateji 3. Doğa turizmi potansiyel alanları olarak işaret edilen bölgelerde detaylı
çalışma yapılarak doğa turizmi konulu tematik Tabiat Parklarının, Milli Parkların
ilan edilmesi çalışmalarını yapmak,
153
Strateji 4. Av turizmini geliştirmek amacıyla devlet avlaklarının sayısını
arttırmak ve avcı derneklerinin doğa turizmi konusunda bilinç düzeyinin
arttırılması,
Strateji 5. Korunan alanlarda doğa turizmini içine alan model planlar
geliştirmek,
Strateji 6. Kurumda doğa turizmi konusunda bir birim oluşturularak gerekli
eğitim ve bilgi desteğini sağlamak,
Pazarlama Stratejisi
Strateji 1. Milletler arası, ülke geneli, bölgesel ve yerel ölçekte markalaşmanın
hedeflenmesi, ülke çapında tanıtım ve pazarlamaya ek olarak varış noktaları bazında
tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine başlanması”
Strateji 2. “Doğa turizmi ürünlerinin her bileşeninde toplam kalite yönetiminin,
sertifikasyonun etkin kılınması”
Strateji 3.Toplumun farklı kesimlerine uygun fiyatta, kaliteli turistik ürün
alternatiflerinin sunulması, faydalandırmada yüksek ekonomik güç sahibi olmanın
gerekmemesi ”
Ziyaretçi Yönetimi Stratejisi
Strateji 1. Koruma ilkeleri ve ziyaretçi yönetim kriterlerin yaygınlaştırılması, bunun
yanında, müşteri beklentilerine de dayalı sürdürülebilir ziyaretçi yönetiminin
sağlanması”
İzleme
ve
Değerlendirme
sürdürülebilirliğin izlenmesi)
Stratejisi
(Turizmin
etkilerinin
ve
Strateji 1. Turizmin etkilerinin izlenmesi için, izleme birimlerince göstergelerden
yararlanılması”
154
6.1 .KAPASİTE GELİŞTİRME Amaç: ilgili paydaşların turizm(ekoturizm) açısından kapasitelerini geliştirmek
Eylem no
Öncelik
Eylem
1
3
Açıklama
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği ortakları
Süresi
Başlangıç
tarihi
Ekoturizm eğitimi
Yerel halkının eko-turizm hakkında
eğitimi,
Ekoturizme
sunulabilecek
ürünlerin
geliştirlmesi
ürünleri
geliştirilmesi konusunda eğitilmesi.
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü,
Orman ve Su İşleri
Müdürlüğü
Belediyeler,
Muhtarlıklar,
Ekoturizm
Dernekleri
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü,
Kişiler,
Özel Girişim
Orman ve Su İşleri
Müdürlüğü,
Üniversiteler
Muhtarlıklar,
belediyeler, KY
2014
TUBİTAK, WWFTürkiye, TEMA
Vakfı,
2014
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü,
Orman ve Su İşleri
Müdürlüğü
İl Özel İdare,
Kaymakamlık
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü,
Orman Ve Su İşleri
Müdürlüğü,
Valilik,
Kaymakamlık,
Belediyeler
WWF
2014
Belediyeler
2014
2014
Bu konuda plan süresince 5 kurs
açılarak
100
kişinin
eğitilmesi
sağlanacak.
2
1
Ekoturizm Konseyi ve
Ekoturizm Dernekleri
Kurulması
Eko-turizmde
sağlanması,
hedef
birliğinin
3
1
Doğa koruma eğiticileri
yetiştirmek
Doğa eğitimi için görev
eğitimcilerin eğitilmesi,
4
2
Haritaların oluşturulması
Ekoturistler için rotaların yer aldığı
haritaların oluşturulması ve basımı,
5
2
İlgi gruplarının eğitimi
Hedef birlikteliği için ilgi gruplarının
worshoplarla, toplantılarla hedeflere
yönlendirilmesi,
hedef
birliğinin
sağlanması
alacak
155
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
2
0
2
3
Göstergeler
6
2
Üniversitelerle işbirliği
Her türlü faaliyetin planlanma,
geliştirme ve uygulama safhalarında
İstanbul
içinde
ve
yakınındaki
üniversitelerden
bilimsel
destek
alınması için işbirliği yapılacaktır.
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü,
Orman ve Su İşleri
Müdürlüğü,
Üniversiteler
Dernekler
2014
7
3
Yabancı dil eğitimi
Yabancı
ziyaretçilerle
sağlanacaktır.
iletişim
Orman ve Su İşleri
Müdürlüğü
Dernekler
2014
8
1
Kurtarma Timlerinin
kurulması
Dağ ve mağara kurtarma Timlerinin
kurulması sonucunda ziyaretçilerin
güvenliği sağlanacaktır.
Orman ve Su İşleri
Müdürlüğü,
AFAD,
Kaymakamlıklar
Dernekler
2014
6.2. FİZİKSEL ALTYAPININ OLUŞTURULMASI Amaç; altyapıyı güçlendirmek veya geliştirmek,
Açıklama
Yapacak kişi
ve kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
1
Süresi
Başlangıç
tarihi
Öncelik
Eylem no
Eylem
Atık yönetimi
Katı atıkların yönetimi konusunda, vahşi
depolama yapılması engellenecektir.
Muhtarlıklar,
Belediyeler,
İl Özel İdaresi
Dernekler,
Çevre ve
Şehircilik md
2014
2
1
Alan düzenleme
Kamping alanlarının ve günübirlik alanların
düzenlenmesi,
Kaynakamlıklar,
Dernekler
Çevre
ve
Şehircilik md
2014
3
1
Hizmet üniteleri
geliştirme
Favori seçilen ilçelerde alan içinde kalan,
atıl binaların onarımı ve turizmde kullanımı
sağlanacaktır.
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü,
Dernekler
2014
Kaynakamlıklar
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
156
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
2
0
2
3
Göstergeler
İl Özel İdare,
Kaymakamlık
Özel girişim
4
1
Turizm Bilgilendirme
Merkezleri kurulması
Favori alanlarda bilgilendirme merkezleri
kurulacaktır, Bu merkezlerin atıl okul
binaları veya köy evlerinin kiralanması veya
restorasyonu ile oluşturulması.
Kaynakamlıklar
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
Dernekler
WWF
2014
Dernekler
2014
İl Özel İdare,
Belediyeler
5
1
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
Patika düzenlemeleri
(trekking yol ağı
oluşturma ve düzenleme)
İl Özel İdare,
Kaymakamlık
Belediyeler
6
2
Doğa Müzesi kurulması
Favori alanlarda Doğa Müzesi ve Ekolojik
Yorum Merkezleri kurulması için çalışmalar
yapılacaktır.
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
İl Özel İdare,
Belediyeler
İl
Kültür
Turizm
Müdürlüğü,
Dernekler,
Üniversiteler
2014
7
3
Mağaraların Ziyarete
Açılması
Bilgileri verilen mağaraların ekoturistlerin
ziyaretine
açılması
için
gerekli
düzenlemeler yapılması
Kaynakamlıklar
İl Özel İdare, İl
Kültür Turizm
Müdürlüğü,
PSİ
Dernekler,
Üniversiteler
2014
8
2
Ziyaretçi merkezleri
KaymekamlıklarO
rman ve Su
İşleriMüdürlüğü
İl Özel İdare,
Dernekler
2015
157
Belediyeler
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü
9
2
Dağ bisikleti parkurları
Favori alanlarda Dağ bisikleti patikası ağı
için altyapı, araştırma ve organizasyonun
tamamlanması,
KaymekamlıklarO
rman ve Su
İşleriMüdürlüğü
İl Özel İdare,
Belediyeler
Dernekler
2014
İl
Tarım
Müdürlüğü
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü
10
1
Kuş gözlem kulelerinin
yapılması
Uygun sulak alanlara kuş gözlem kuleleri
yapılarak kuş gözlemciliği ve kuş
gözlemciliğine dayalı turizm altyapısı
oluşturulmuş olacaktır.
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
Dernekler
2014
11
1
Turizm alanlarına
manzara seyir noktası ve
seyir terasları yapılması
Turizm alanlarında seyir noktası ve seyir
terasları yapılarak cazibe arttırılacaktır.
Özel
İdareler,
Belediyeler,
Kaymakamlıklar,
Muhtarlıklar,
Dernekler
2014
12
2
Turizm alanlarına kuru
tuvalet yapılması
Yaya, atlı ve bisikletli doğa gezi
güzergahları üzerinde uygun yerlere kuru
tuvaletler yapılarak gezi parkurlarında atık
yönetimi sorununa çözüm getirilmiş
olacaktır.
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
İl Özel İdaresi,
Kaymakamlıklar
Dernekler
2014
158
6.4 . iZLEME VE DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK EYLEMLER Amaç: ekoturizm faaliyetlerinin izlenmesine ilişkin kriterlerin belirlenmesi, izlemenin yapılması, raporlama, değerlendirme ve
geri bildirimlerin yapılması.
Açıklama
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
1
Süresi
Başlangıç
tarihi
Öncelik
Eylem no
Eylem
Değişimin sınırlarının
belirlenmesi
Doğal ve kültürel değerleri etkileyen tüm
turizm faaliyetlerinin kabul edilebilir
değişimin sınırlarının belirlenmesi, bu
çalışmanın hedefi yöresel düzeyde kabul
edilebilir sınırların tespitidir.
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü
WWF,
Dernekler
2014
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
Belediyeler,
Çevre ve Şehircilik
İl Müdürlüğü
Kaymekamlıklar
Belediyeler,
İl
Tarım Müdürlüğü,
İl Kültür Turizm
Müdürlüğü,
Tic
San Od.
Dernekler,
İl Kültür
Turizm
Müdürlüğü
2014
Dernekler,
Üniv.
2014
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
Dernekler,
2014
İl
Tarım
Müdürlüğü
Üniversiteler
2
1
Çevresel etkilerin izlenmesi
indikatörlere göre izlenecektir.
3
1
Ekonomik etkilerin izlenmesi
indikatörlere göre izlenecektir
4
1
Sosyal ve kültürel etkilerin
izlenmesi
indikatörlere göre izlenecektir
159
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
2
0
2
3
Göstergeler
5
1
Sürdürülebilirliğin izlenmesi
indikatörlere göre izlenecektir
6
1
İzlemenin raporlama,
dedğerlendirme ve geri
bildirimlere dönüştürülmesi
Doğal ve kültürel değerlere etki yapan
Faaliyetlerin sınırlara göre durumunun
izlenmesi ve raporlama, değerleme ve geri
bildirimlerinin yapılması,
İl Tarım
Müdürlüğü,
İl
Kültür Turizm
Müdürlüğü ,
Üniversiteler
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğ,
Çevre ve Şehircilik
İl Müdürlüğü
Orman ve Su
İşleriMüdürlüğü
İl Tarım
Müdürlüğü,
İl
Kültür Turizm
Müdürlüğü,
Üniversiteler
Dernekler,
2014
Dernekler
2014
KAYNAKLAR
-İ.B.B. 2007, İstanbul Büyükşehir Alanı ve Çevresinde; Tarım Sektörünün Gelişim Sürecinin Mekansal Boyutu ile Birlikte
İncelenmesi ve Araştırılması, Bu Sektörün Geleceğe Dönük Gelişme Eğilim ve Potansiyellerinin Belirlenmesi, Planlamaya Dönük
Gelişme Stratejileri ve Modellerinin Tanımlanması Konularına Yönelik Analitik Etüd İşi, 6.5.1.2 Jeolojik Yapı Raporu
-Bimtaş 2006, İstanbul İl Bütünü Çevre Düzeni Planı Raporu
-Orman Genel Müdürlüğü, 2008 ve 2010 Yılı Verileri
--İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü Çevre Durum Raporu, 2011-2012
-İSKİ Faaliyet Raporu, 2006
-Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, İstanbul Bölge Müdürlüğü Verileri,
160
-DSİ 14. Bölge Müdürlüğü Verileri
-Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü
-Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü Web Sayfası
--Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları
-Çatalca Kaymakamlığı Web Sayfası
-Orman ve Su İşleri Bakanlığı Web Sayfası
-İstanbul Valiliği Dernekler Müdürlüğü Verileri
-Çatalca Kültür ve Turizm Derneği Verileri
-Sinop Doğa Turizmi Master Planı
-İzmir Doğa Turizmi Master Planı 2012-2022
-Yıldız Teknik Üniversitesi Turizm Master Planı Çalışma Raporu
-Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı
-Şilenin Doğal Bitkileri Kitabı Neriman ÖZHATAY-Engin ÖZHATAY-Ali Önder ERDEM
-Orman Bölge Müdürlüğü 2012 Yılı Verileri
-Türkiye Sulak Alanlar Kongresi Bildiriler Kitabı
-İstanbul Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi Envanteri 2010 Bilgi Üniversitesi Yayınları
161
162

Benzer belgeler