bolge_master_plani - Karaman İl Gıda Tarım ve Hayvancılık

Transkript

bolge_master_plani - Karaman İl Gıda Tarım ve Hayvancılık
T.C.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI
Strateji Geliştirme Başkanlığı
TR 5 BATI ANADOLU
BÖLGESİ TARIM
MASTER PLANI
2007
I
T.C.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Strateji Geliştirme Başkanlığı
Vahdettin ÖZKAN
Başkan
Enver AKSOY
Proje Yönetimi ve Mali Kontrol Daire Başkanı
Koordinatörler
Bilal ZEYTİN, Ertan ÜŞÜMÜŞ, Seher MUĞLA, Kadriye USLU, İhsan BİLİCİ
Proje Yönetimi ve Mali Kontrol Daire Başkanlığı
ANKARA TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ
Mustafa İSLAMOĞLU
İl Müdürü
KONYA TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ
İbrahim DOSTER
İl Müdürü
KARAMAN TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ
Hikmet DOĞRU
İl Müdürü
HAZIRLAYANLAR
TR 51 ANKARA
Murat DURNALI, Gülcan ODABAŞI, Nalan GÜNDOĞUSU
Muhittin DURSUN
Proje ve İstatistik Şube Müdürü
TR 521 KONYA
Veysel KÜÇÜKKILIÇ
Bilal ÜNAL
Proje ve İstatistik Şube Müdürü
TR 522 KARAMAN
Musa TÜRKÖZ, Mehmet KOÇAK
Refik KİRAZ
Çiftçi Eğitim ve Yayım Şube Müdürü
II
İÇİNDEKİLER
BÖLÜM 1 – GİRİŞ
1.1. Proje Gelişimi
1.2. Amaç
1.3. Planlama Yöntemi
1.4. Planlama Yaklaşımı
1.5. Plan Kapsam
BÖLÜM 2 – BÖLGE TARIMINI ETKİLEYEN POLİTİKALAR
2.1. Ulusal Politikalar
2.1.1. Türk Tarım Politikasının Değişim Süreci
2.1.2. Tarım ve Destekleme Politikalarında Yeni Arayışlara Yol Açan Başlıca
Nedenler ve Destekleme Kapsamında Değişim
2.2. Uluslararası Tarım Politikasının Ulusal Tarım Politikalarına Etkileri
2.2.1. DTÖ Uruguay Turu Tarım Anlaşması
2.2.2. AB Gümrük Birliği Anlaşması
2.2.3. IMF – Dünya Bankası Anlaşmaları
2.2.4. Avrupa Birliği Süreci
2.2.4.1. Ulusal Program Hükümleri
2.2.4.2. İlerleme Raporu’nun Analizi
2.2.4.3. Dünya Ticaret Örgütü Cenevre Çerçeve Anlaşması ve Olası Etkileri
Etkileri
2.2.4.4. AB İle Türkiye İçin Müzakere Çerçeve Belgesi
2.2.4.5. Olası AB’ye Üyeliğin Türkiye Tarımına ve Dış Ticaretine Etkileri
2.3. Kalkınma Planı
2.3.1. Sekizinci Kalkınma Plan’da Kırsal Kalkınma ve Kırsal Yerleşmeye
Yönelik Düzenlemeler
2.3.2. Sekizinci Plan’da Tarım Sektörüne Yönelik Düzenlemeler
2.3.3. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-20013)
BÖLÜM 3 - BÖLGENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE MEVCUT DURUMU
3.1. Bölgenin Ana Özellikleri
3.1.1. Biyofiziksel Özellikler
3.1.1.1. Bölgenin Genel Tanımı
3.1.1.2. Alt Bölgeler
3.1.1.3. Topografya
3.1.1.3.1. Ovalar
3.1.1.3.2. Dağlar
3.1.1.3.3. Plato ve Yaylalar
3.1.1.3.4. Akarsular
3.1.1.3.5. Göller
3.1.1.4. İklim
3.1.1.5. Bitki Örtüsü
3.1.2. Sosyo-Ekonomik Yapı
3.1.2.1. Nüfus Yapısı
3.1.2.2. Sağlık
3.1.2.3. Eğitim
3.1.2.4. Ulaşım- Haberleşme
III
1
1
1
2
2
5
5
5
6
9
9
9
10
13
13
14
16
19
25
28
29
30
31
33
33
33
33
34
35
35
36
37
38
39
40
41
42
42
45
46
49
3.1.2.5. Ana Ekonomik Sektörler ve Faaliyetler
3.1.2.5.1. Tarım
3.1.2.5.2. Sanayi
3.1.2.5.3. Hizmetler
3.1.2.6. Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Göstergeleri
3.1.2.6.1. Gelişmişlik ve Büyüme
3.1.2.6.2. Kişi Başına Gelir
3.1.2.6.3. Sosyal Göstergeler
3.2. Doğal ve Tarımsal Kaynaklar
3.2.1. Doğal Enerji Kaynakları
3.2.2. Madenler
3.2.3. Su Kaynakları
3.2.4. Çayır Mera Alanları
3.2.5. Ormanlık ve Fundalık
3.3. İnsan Kaynakları
3.4. Fiziki Sermaye Kaynakları
BÖLÜM 4 - BÖLGENİN TARIMSAL DURUMU
4.1. Arazi Dağılımı
4.1.1. Arazinin Kullanım Biçimlerine Göre Dağılımı
4.1.2. Toprak Yapısı ve Arazinin Kullanım Kabiliyetlerine Göre Dağılımı
4.2. Sulama Potansiyeli
4.3. Tarımsal Yapı ve Üretim Sistemi
4.3.1. Örtü Altı Sera Alanları
4.4. Tarımsal Üretim
4.4.1. Bitkisel Üretim
4.4.1.1. Tarla Bitkileri Üretimi
4.4.1.2. Sebze Üretimi
4.4.1.3. Meyve Üretimi
4.4.1.4. Yem Bitkileri Üretimi
4.4.2. Hayvansal Üretim
4.4.3. Su Ürünleri Üretimi
4.4.4. Diğer Tarımsal Uygulamalar
4.4.4.1. Organik Tarım Uygulamaları
4.4.4.1.1. Dünya’da Organik Tarım
4.4.4.1.2. Türkiye Organik Tarımsal Üretiminin Gelişimi
4.4.4.1.2.1. Organik Tarımsal Üretim Verileri
4.4.4.1.2.2. Batı Anadolu Bölgesinde Organik Tarım
4.4.4.2. Kültür Mantarı Üretimi
4.4.4.3. İpek Böcekçiliği
4.4.4.4. Sebze Tohumluk Çalışmaları
4.5. Üretim Trendleri
4.5.1. Tarla Bitkileri Üretim Trendi
4.5.2. Sebze Üretim Trendi
4.5.3. Meyve Üretim Trendi
4.5.4. Yem Bitkileri Üretim Trendi
4.5.5. Hayvansal Üretim Trendleri
4.6. Tarım Ürünleri Üretim Değerleri
IV
50
52
52
53
53
54
55
56
57
57
61
64
65
66
66
68
69
69
69
69
70
70
76
76
76
77
80
84
88
89
91
92
92
92
93
94
94
95
95
95
96
96
100
104
110
111
119
4.6.1. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bitkisel Üretim Değerleri
4.6.2. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Değerleri
4.6.3. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Değerleri
4.6.4. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri
4.7. Tarım Ürünleri Üretim Tüketim Analizi Ve Pazarlaması
4.7.1. Tarla Bitkileri Sektöründe Pazarlama
4.7.1.1. Tahıl ve Yemeklik Dane Baklagil Üretimi
4.7.1.1.1. Dünya ve Türkiye’de Buğday Ekiliş, Üretim ve Verimi
4.7.1.1.1.1. Türkiye’nin Yıllık Buğday Gereksinimi
4.7.1.1.1.2. Türkiye’nin Buğday Dış Satımı ve Dış Alımı
4.7.1.1.1.3. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Buğday Ekilişi, Üretimi ve
Verimi
4.7.1.1.1.4. Buğday Pazarlama Kanalları
4.7.1.1.1.5. Buğday Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi )
4.7.1.1.2. Dünya ve Türkiye’de Arpa Ekiliş, Üretim ve Verimi
4.7.1.1.2.1. Türkiye’nin Yıllık Arpa Gereksinimi
4.7.1.1.2.2.Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Arpa Ekilişi, Üretimi ve Verimi
4.7.1.1.2.3. Arpa Pazarlama Kanalları
4.7.1.1.2.4. Arpa Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi )
4.7.1.1.3. Dünya ve Türkiye’de Mısır Ekiliş, Üretim ve Verimi
4.7.1.1.3.1.Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mısır (Dane) Ekilişi, Üretimi ve
Verimi
4.7.1.1.3.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mısır(Dane) Pazarlama Kanalları
4.7.1.1.3.3.Mısır (Dane) Üretimi ve Pazarlaması ( GZFTAnalizi )
4.7.1.2.1. Dünya ve Türkiye’de Şeker Pancarı Ekiliş, Üretim ve Verimi
4.7.1.2.1.1. Şeker Pancarı Pazarlama Kanalları
4.7.1.2.1.2. Şeker Pancarı Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi )
4.7.1.3.1. Dünya ve Türkiye’de Kuru Fasulye ve Nohut Ekiliş, Üretim ve Verimi
4.7.1.3.1.1. Kuru Fasulye ve Nohut Pazarlama Kanalları
4.7.1.3.1.2. Nohut ve Kuru Fasulye Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi )
4.7.2. Meyvecilik ve Sebzecilik Sektöründe Üretim ve Pazarlama
4.7.2.1. Türkiye'de Meyve Ve Sebze Üretimi
4.7.2.1.1. Türkiye'nin Meyve Ve Sebze Dış Ticareti
4.7.2.1.1.1. Dünyadaki Elma Üretimi ve Türkiye’nin Yeri
4.7.2.1.1.2. Türkiye’de ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Elma Üretimi
4.7.2.1.1.3. Türkiye Elma İthalatı ve İhracatı
4.7.2.1.1.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Elma Pazarlama Kanalları
4.7.2.1.1.5. Elma Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
4.7.2.1.2. Türkiye’de Kiraz Üretimi
4.7.2.1.2.2. Dünyadaki Kiraz Üretiminde Türkiye’nin Yeri
4.7.2.1.2.3. Türkiye’de Kiraz İthalatı ve İhracatı
4.7.2.1.2.4. Kiraz Pazarlama Kanalları
4.7.2.1.2.5. Kiraz Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi)
4.7.2.1.3. Dünya Üzüm Üretimi ve Tüketimi
4.7.2.1.3.1. Türkiye Üzüm Üretimi
4.7.2.1.3.2. Üzüm Dış Ticaret
4.7.2.1.3.3. Üzüm Pazarlaması
V
119
119
120
121
122
123
123
124
125
126
126
129
130
130
131
131
132
133
133
134
135
135
135
137
138
139
142
142
143
143
145
147
147
148
150
151
151
152
153
155
156
156
157
158
159
4.7.2.1.3.4. Üzüm Pazarlama Kanalları
4.7.2.1.3.4. Üzüm Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
4.7.2.2.4. Türkiye Havuç Üretimi
4.7.2.2.4.1. Havuç Pazarlama Kanalları
4.7.2.2.4.1. Havuç Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
4.7.2.2.5. Türkiye Domates Üretimi
4.7.2.2.5.1. Domates Pazarlama
4.7.2.2.5.2. Domates Pazarlama Kanalları
4.7.2.2.5.3. Domates Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
4.7.3. Hayvancılık Sektöründe Üretim ve Pazarlama
4.7.3.1. Dünyada ve Türkiye’de Et Üretimi
4.7.3.1.1. Dünya Sığır Eti Üretimi
4.7.3.1.2. Ette Dış Ticaret
4.7.3.1.3. Et ve Et Ürünleri Pazarlaması
4.7.3.1.4. Et Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi)
4.7.3.2. Dünyada ve Türkiye’de Tavuk Eti Üretimi
4.7.3.2.1. Tavuk Etinde Dış Ticaret
4.7.3.2.2. Türkiye’de Beyaz Et Üretimi
4.7.3.2.2.1. Türkiye'nin Beyaz Et Dış Ticareti
4.7.3.2.3. Dünya Beyaz Et Ticareti
4.7.3.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Etlik Piliç Yetiştiriciliği Ve Pazarlaması
4.7.3.3.1. Beyaz Etin Üretimi ve Pazarlaması
4.7.3.3.2. Beyaz Et Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi)
4.7.3.4. Süt Üretimi
4.7.3.4.1. Türkiye'de Süt Üretimi
4.7.3.4.2. Türkiye'nin Dış Ticareti
4.7.3.4.3. Dünya Ticareti
4.7.3.4.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Süt ve Süt Mamulleri Pazarlama
Kanalları
4.7.3.4.5. Süt Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
4.7.3.5. Yumurta Üretimi
4.7.3.5.1. Yumurta İhracatı
4.7.3.5.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yumurta Pazarlama Kanalları
4.7.3.5.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yumurta Üretim ve Pazarlaması (GZFT
Analizi)
4.7.3.6. Bal Üretimi
4.7.3.6.1. Bal Pazarlama
4.7.3.6.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Pazarlama Kanalları
4.7.3.6.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
4.7.4. Türkiye'de Su Ürünleri Üretimi
4.7.4.1. Su Ürünleri Dünya Ticareti
4.7.4.2. Türkiye'nin Su Ürünleri Dış Ticareti
4.7.4.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Su Ürünleri Pazarlama Kanalları
4.7.4.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Su ürünleri Üretimi ve Pazarlaması (GZFT
Analizi)
4.7.5. Organik Tarım Ürünleri Pazarlaması
VI
160
161
162
163
165
165
166
168
169
169
171
171
172
173
174
174
175
176
177
180
181
183
184
184
185
186
188
195
196
196
198
199
199
200
201
202
202
203
205
205
212
212
212
4.7.5.1. Organik Tarım Ürünleri Türkiye'de Üretimi
4.7.5.2. Türkiye'nin Organik Tarım Ürünleri Dış Ticareti
4.7.5.3. Dünya Organik Tarım Ürünleri Ticareti
4.7.6. İşlenmiş Tarımsal Ürün Pazarlaması
4.8. Türkiye’nin Tarımsal Dış Ticareti
4.8.1. Türkiye’nin Tarımsal İhracatı
4.8.2. Türkiye’nin Tarımsal İthalatı
4.9. Tarımsal Sanayi
4.9.1. Türkiye’de Tarım ve Gıda Sanayi
4.9.2. Tarımsal Sanayi İşletmelerinin Ülkemizde ve TR5 Batı Anadolu
Bölgesindeki Genel Durumu
4.10. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımında Örgütlenme
4.10.1. Tarımda Kamusal Örgütlenme
4.10.2. Tarımda Özel Örgütlenme
4.10.2.1. Tarımda Meslek Örgütleri
4.10.2.2. Diğer Özel Örgütler
4.10.3. Tarımda Ekonomik ve Sosyal Amaçlı Örgütlenme
4.10.3.1. Tarımda Ekonomik Örgütlenme
4.10.3.1.1. Tarım Kooperatifleri
4.10.3.1.2. Birlikler
4.10.3.2. Tarımda Sosyal Amaçlı Örgütlenme
4.10.3.2.1. Vakıflar
4.10.3.2.2. Mahalli İdare Birlikleri
4.11. Diğer Sektörlerle Etkileşim
4.11.1. Tarım ve Çevre
4.11.2. Tarım ve Sanayi
4.11.3. Tarım ve Ulaşım
4.11.4. Tarım ve Sağlık
4.11.5. Tarım ve Eğitim
4.11.6. Tarım ve Teknoloji
4.11.7. Turizm
4.12. Tarımın Bölge Ekonomisine Katkısı
BÖLÜM 5 - BÖLGE PROBLEMLERİNİN VE POTANSİYELLERİNİN
ANALİZİ
5.1. Problemlerin ve Kısıtların Tespiti
5.1.1. Sosyo-Ekonomik Problemler
5.1.2. Doğal Kaynak ve Çevre Problemleri
5.1.3. Tarım Sektörünün Problemleri
5.1.3.1. Bitkisel Üretim Problemleri
5.1.3.2. Hayvansal Üretim Problemleri
5.1.4. Pazarlama Problemleri
5.2. Potansiyellerin ve Fırsatların Tespiti
BÖLÜM 6 - TARIMSAL KALKINMADA AMAÇ VE STRATEJİLERİN
OLUŞTURULMASI
6.1. Master Plan Amaçlarının Belirlenmesi
6.1.1. Sürdürülebilirlik İlkesi Çerçevesinde Kaliteye Dayalı Üretim İle Gıda
Güvenliği Ve Güvencesinin Sağlanması
VII
214
215
216
217
219
219
224
225
225
227
229
230
231
232
232
232
232
232
234
236
236
236
236
237
238
238
238
238
239
239
242
244
244
244
245
246
246
248
250
250
252
252
253
6.1.2. Tarımsal İşletmelerin Rekabet Gücünün Arttırılması
6.1.3. Tarımsal Pazarlama Altyapısının Güçlendirilmesi
6.1.4. Kırsal Gelirlerin Arttırılması
6.1.5. Üretici Örgütlerinin Geliştirilmesi
6.2. Tarımsal Kalkınma Stratejilerinin Belirlenmesi
6.2.1.Gıda Güvenliği ve Gıda Güvencesinin Sağlanması
6.2.2 Tarımsal İşletmelerin Rekabet Güvencesinin Arttırılması
6.2.3. Tarım-Sanayi Entegrasyonunun Sağlanması
6.2.4.Kırsal Toplumun Yaşam Şartlarının İyileştirilmesi
6.2.5. Üretici Örgütlerinin Geliştirilmesi
BÖLÜM 7 - BÖLGE PROGRAM VE PROJE ALANLARININ
BELİRLENMESİ
BÖLÜM 8 – EKLER
8.1. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerine Ait Doğal Kaynak Envanterleri
8.1.1. TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İline Ait Doğal Kaynak Envanteri
8.1.2. TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İline Ait Doğal Kaynak Envanteri
8.1.3. TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İline Ait Doğal Kaynak Envanteri
8.2. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yeraltı ve Yerüstü Su Kaynakları İle Su
Yüzeyleri
8.2.1. Su Kaynakları Potansiyeli
8.2.2. Su Yüzeyleri
8.2.2.1. TR510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Su Yüzeyleri
8.2.2.2. TR510 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Su Yüzeyleri
8.2.2.3. TR510 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Su Yüzeyleri
8.3. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Jeotermal Enerji Kaynakları
8.4. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yer Alan İllere Ait Organik Tarım Üretim
Verileri
8.5. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları
8.5.1. TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Tarımsal Hizmetler ve
Organizasyonları
8.5.2. TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Tarımsal Hizmetler ve
Organizasyonları
8.5.3. TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Tarımsal Hizmetler ve
Organizasyonları
8.6. Türkiye İller Bazında Tarımsal Üretim Değerleri (2000)
8.7. Haritalar
VIII
253
253
253
253
253
254
254
254
254
254
260
269
269
269
275
279
282
282
283
283
284
285
286
287
289
289
290
291
292
294
TABLOLAR
Tablo 1.Ulusal Tarım Stratejisi Destekleme Araçları ve Destekleme Bütçesindeki Payları
Tablo 2. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin Alt Bölgeler Bazında Dağılımı
Tablo 3.TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin Koordinatları ve Yüzölçümleri
Tablo 4. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin Büyüklük Bakımından Önde Gelen Ovaları
Tablo 5. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Uzun Yıllar İklim Verileri
Tablo 6. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Nüfus Verileri
Tablo 7. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin Şehir ve Köy Nüfusu ile Yıllık Nüfus Artış Hızı
Tablo 8. Bölgede 1990-2000 Yılı Nüfusuna Göre Bazı Nüfus Projeksiyonları
Tablo 9. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Sağlık Verileri
Tablo 10. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sağlık Kuruluşlarında Çalışan Personel
Verileri
Tablo 11. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri ve Eğitim Seviyesine
Göre Okul Öncesi ve İlköğretimde Okul,Şube,Öğrenci ve Öğretmen Sayısı
Tablo 12. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri ve Eğitim Seviyesine
Göre Orta Öğretimde Genel ve Mesleki ve Teknik Okul,Şube,Öğrenci ve Öğretmen Sayısı
Tablo 13. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri ve Eğitim Seviyesine
Göre Toplam Okul,Şube,Öğrenci ve Öğretmen Sayısı
Tablo 14. Yükseköğretimde Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinde Yeni
kayıt,Toplam Öğrenci, Mezun Olan Öğrenci ve Öğretim elemanı Sayısı
Tablo 15. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yol Durumu
Tablo 16. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin GSYİH sı , İllerin Payı ve
Gelişme Hızları
Tablo 17. Türkiye veTR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri İtibariyle Kişi Başına GSYİH
Tablo 18. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarımsal Göstergeleri
Tablo 19. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Sanayi Göstergeleri
Tablo 20. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Konaklayan Turist Sayıları ve Tesislerin
Doluluk Oranları
Tablo 21. Türkiye Geneli İşteki Durum ve Ekonomik Faaliyet
Tablo 22. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin GSYİH Katkısı Bakımından Türkiye
Sıralamasındaki Yerleri
Tablo 23. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerini Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması
Tablo 24. TR 5 Batı Anadolu Alt Bölgesi İllerinde Bazı Hizmetlerin Gelişmişlik
Sıralaması
Tablo 25. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Kişi Başına Milli Gelir
Tablo 26. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Demografik Göstergelerin
Karşılaştırılması
Tablo 27. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Eğitim Göstergelerinin Karşılaştırılması
Tablo 28. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sağlık Göstergelerinin Karşılaştırılması
Tablo 29. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ne ait 30 Yıllık Ortalama Rüzgar Hızları (m/sn)
Tablo 30. Türkiye’nin yıllık Toplam Güneş Enerjisi Potansiyelinin Bölgelere Göre
Dağılımı
Tablo 31. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Güneşlenme Gün sayısı ,Güneşlenme Süresi ve
Güneşlenme Şiddeti
Tablo 32. TR 51 Alt Bölgesinde Maden Rezervleri
Tablo 33. TR 52 Alt Bölgesinde Maden Rezervleri
IX
Tablo 34. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yerüstü Suyu Potansiyeli
Tablo 35. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yeraltı Suyu Potansiyeli
Tablo 36. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Çayır ve Mera Alanları
Tablo 37. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Orman ve Fundalık Alanları
Tablo 38. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde İnsan Kaynakları
Tablo 39. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Sektörler Bazında Kadın-Erkek
Oranı
Tablo 40. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarım Alet ve Makine Varlığı
Tablo 41. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Arazilerin Kullanım Biçimlerine
Göre Dağılımı
Tablo 42. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Kullanım Kabiliyeti ve Toprak Sınıflarına Göre
Arazi Dağılımı
Tablo 43. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Alt Bölgeleri Bazında Sulanabilme
Durumlarının Karşılaştırılması
Tablo 44. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu
Tablo 45. TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi
Durumu
Tablo 46. TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi
Durumu
Tablo 47. Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu
Tablo 48. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu ve Türkiye
Kıyaslaması
Tablo 49. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye’de Yıllar İtibariyle ÖrtüAltı Alanların
Dağılımı
Tablo 50. TR 5 Batı Anadolu İlleri Bazında Örtü- Altı Sebze Ekiliş Alanları ve Üretimleri
Tablo 51. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarım Arazilerinin Dağılımı
Tablo 52. Türkiye’de AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Tarla Bitkilerinin Ekiliş
Alanlarının Kıyaslanması
Tablo 53. Türkiye’de AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Tarla Bitkilerinin Üretim
Miktarlarının Kıyaslanması
Tablo 54. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Tarla Bitlileri Ekiliş Alanları
Tablo 55. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Tarla Bitlileri Üretim Miktarları
Tablo 56. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Tarla Ürünleri Ekiliş Alanları
Tablo 57. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Tarla Ürünleri Üretim Miktarları
Tablo 58. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarla Bitkileri Üretim Projeksiyonu
Tablo 59. Dünya Sebze Üretimi Sıralamasında Ülkeler ve Payları
Tablo 60. Türkiye’de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Sebzelerin Üretim
Miktarlarının Kıyaslanması
Tablo 61. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Ve Sebze Ekiliş Alanları
Tablo 62. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Sebzelerin Üretim Miktarları
Tablo 63. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Projeksiyonu
Tablo 64. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Meyve Ağaç Sayıları ve Üretim
Miktarları
Tablo 65. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Projeksiyonu
Tablo 66. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Yem Bitkileri Ekiliş Alanları
Tablo 67. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yem Bitkileri Üretimi
Tablo 68. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yem Bitkileri Üretim Projeksiyonu
Tablo 69. Türkiye’de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Hayvan Sayıları
Tablo 70. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Hayvansal Ürünler Üretim Miktarları
X
Mukayesesi
Tablo 71. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Üretim Projeksiyonu
Tablo 72. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Su Ürünleri Kültür Üretimi
Tablo 73. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Su Ürünleri Potansiyeli
Tablo 74. Türkiye’de Organik Tarım Verileri
Tablo 75. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bitkisel Organik Tarım Verileri
Tablo 76. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Mantar Üretim Alanları ve Üretim Miktarları
Tablo 77. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İpekböceği Yetiştiriciliği ve Üretim
Miktarları
Tablo 78. Yıllar İtibarıyla TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli
Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları
Tablo 79. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli
Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları
Tablo 80. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ksrsman İli İçin Önemli
Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları
Tablo 81. Yıllar İtibarıyla TR 52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla
Ürünleri Üretim Miktarları
Tablo 82. Yıllar İtibarıyla TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla
Ürünleri Üretim Miktarları
Tablo 83. Yıllar İtibarıyla TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli
Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları
Tablo 84. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli
Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları
Tablo 85. Yıllar İtibarıyla TR 522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli
Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları
Tablo 86. Yıllar İtibarıyla TR 52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen
Sebzelerin Üretim Miktarları
Tablo 87. Yıllar İtibarıyla TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin
Üretim Miktarları
Tablo 88. Yıllar İtibarıyla TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli
Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları
Tablo 89. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli
Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları
Tablo 90. Yıllar İtibarıyla TR 522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli
Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları
Tablo 91. Yıllar İtibarıyla TR 52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen
Meyvelerin Üretim Miktarları
Tablo 92. Yıllar İtibarıyla TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin
Üretim Miktarları
Tablo 93. Yıllar İtibarıyla TR 51 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Yem Bitkileri Üretim
Miktarları
Tablo 94. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Yem Bitkileri Üretim
Miktarları
Tablo 95. Yıllar İtibarıyla TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Yem Bitkileri
Üretim Miktarları
Tablo 96. Yıllar İtibariyle TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli Hayvan Sayıları
Tablo 97. Yıllar İtibariyle TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli Hayvansal Ürün
Üretim Miktarları
Tablo 98. Yıllar İtibariyle TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli Hayvan Sayıları
XI
Tablo 99. Yıllar İtibariyle TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli Hayvansal Ürün
Üretim Miktarları
Tablo 100. Yıllar İtibariyle TR 522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli Hayvan
Sayıları
Tablo 101. Yıllar İtibariyle TR 522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli Hayvansal
Ürün Üretim Miktarları
Tablo 102. Yıllar İtibariyle TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvan Sayıları
Tablo 103. Yıllar İtibariyle TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Ürünler
Tablo 104. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarla Bitkileri Üretim Değerleri
Tablo 105. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Değerleri
Tablo 106. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Değerleri
Tablo 107. TR 5 Batı Anadolu Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri
Tablo 108. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımsal Üretim Değerleri Sıralaması
Tablo 109. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Buğday Ekiliş,Üretim,Verimi
Tablo 110. Türkiye’de Kişi Başına Yıllık 175, 200 225 Kg. Tüketim Düzeylerine Göre
Beslenme, Tohumluk Ve Stoklar İçin Yılda Gerekli Buğday(Milyon Ton) Miktarı
Tablo 111. Yıllara Göre Türkiye Buğday Dışalımı, Satımı Ve Farkları İle Bunların
Parasal Değerleri
Tablo 112. Yıllar İtibarıyla Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesine Ait Buğday
İstatistikleri
Tablo 113. Yıllar İtibarıyla Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday İstatistikleri
Tablo 114.Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu İlleri Ankara, Konya Ve
Karaman İline Ait Buğday Ekilişleri Kıyaslaması
Tablo 115.Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Ankara, Konya Ve
Karaman İline Ait Buğday Üretimi Kıyaslaması
Tablo 116. Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu İlleri Ankara, Konya Ve
Karaman İline Ait Buğday Verimi Kıyaslaması
Tablo 117. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Arpa Ekiliş, Üretim, Verimi
Tablo 118. Kişi Başına Ortalama 75 Ve 100 Kg. Kullanım Düzeylerine Göre Tüketim,
Tohumluk Ve Stok İçin Arpa Gereksinimi
Tablo 119. Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesine Ait Arpa İstatistikleri
Tablo 120. Dünya Ve Türkiye’de Mısır Ekiliş, Üretim Ve Verimi
Tablo 121. Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesi Dane Mısır İstatistikleri
Tablo 122. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Şekerpancarı Ekiliş, Üretim Ve Verimi
Tablo 123. Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesi Şekerpancarı Ekiliş, Üretim ve Verimi
Tablo 124. Dünya Ve Türkiye Kuru Fasulye Ve Nohut Ekiliş, Üretim, Verimi
Tablo 125. Ankara, Konya ve Karaman İllerine ait Kuru Fasulye ve Nohut İstatistikleri
Tablo 126. Yıllar İtibariyle Türkiye Yaş Meyve ve Sebze Üretimi
Tablo 127. Yıllar İtibarıyla Dünya Yaş Meyve Üretimi
Tablo 128.Yıllar İtibariyle Dünya Yaş Sebze Üretimi
Tablo 129. Yıllar İtibarıyla Türkiye Yaş Sebze ve Meyve İhracatı
Tablo 130. Ülkeler İtibarıyla Türkiye’nin Yaş Meyve ve Sebze İhracatı
Tablo 131. Yıllar İtibarıyla Türkiye Yaş Meyve İthalatı
Tablo 132: Dünya Elma Üretimi ve Üretim Alanı
Tablo 133: TR5 ve Türkiye Elma Üretim Miktarları
Tablo 134: Türkiye’nin Yıllar İtibariyle Elma İhracat ve İthalatı
Tablo 135: Çeşitli Ülkelerin Elma İhracatı ve Değeri
Tablo 136: Çeşitli Ülkelerin Elma İthalatı ve Değeri
XII
Tablo 137. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Kiraz Ağacı (Adet) ve Kiraz
Üretim Miktarları
Tablo138. Dünya Kiraz Üretimi (bin ton), Ekim Alanı (bin ha) ve Verim
Tablo 139. Türkiye’nin Yıllar İtibariyle Kiraz İhracat ve İthalatı
Tablo 140. Dünya Kiraz İhracatı ve Değeri
Tablo 141. Dünya Kiraz İthalatı ve Değeri
Tablo 142. Dünya Üzüm Üretim Alanı ve Üretim Miktarı
Tablo 143 . Ülkelere Göre Üzüm Üretim Miktarları
Tablo 144. Dünya Kuru Üzüm Üretimi
Tablo 145. Yıllar İtibarı ile Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yaş Üzüm
Üretimi
Tablo 146. Türkiye 1990-1999 Yıllarında Kuru Üzüm Üretimi, İhracatı, Değeri ve
Ortalama Fiyatı
Tablo 147. 2003 Yılı İtibarıyla Yaş ve Kuru Üzümde İthalat ve İhracat Miktarları
Tablo 148. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Havuç üretim miktarları
Tablo 149. Havuç Üretim Değerleri
Tablo 150. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Ege Bölgesi Yıllara göre Domates üretim
miktarları
Tablo 151. Yıllara Göre Türkiye’nin Domates Üretim Ve İhracatı, Salça İhracatı
Tablo 152. Dünyada Başlıca Sığır Eti Üretimi Yapan Ülkeler ve Üretimleri (ton)
Tablo 153. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Et Üretimi (ton)
Tablo 154. Dünya Et İhracatında Söz Sahibi Olan Ülkeler Ve İhracat Değerleri(1000 $)
Tablo 155. Dünya Et İthalatında Önde Gelen Ülkeler ve İthalat Değerleri (1000 $)
Tablo 156. Dünyada Başlıca Tavuk Eti Üretimi Yapan Ülkeler ve Üretimleri (ton)
Tablo 157. Dünya Tavuk Eti İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri (1000
$)
Tablo 158. Dünya Tavuk Eti İthalatında Önde Gelen Ülkeler ve İthalat Değerleri (1000 $)
Tablo 159. Türkiye’nin Kanatlı Et Üretimi
Tablo 160. Türkiye'nin Yıllar İtibariyle Beyaz Et İhracatı
Tablo 161. Türkiye’nin Ülkeler İtibariyle Beyaz Et İhracatı (Değer:$)
Tablo 162. Türkiye’nin Beyaz Et ve Ürünleri İthalatı
Tablo 163. Dünya Tavuk Eti Üretimi ( Ton )
Tablo 164. Dünya İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri (1000 $)
Tablo 165. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Etlik Tavuk
Varlığı
Tablo 166. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Beyaz Et Üretimi
(ton)
Tablo 167. Yıllar İtibariyle Türkiye'de Süt Ve Süt Ürünleri Üretimi (1000 Ton)
Tablo 168. Türkiye'nin Süt Ürünleri İthalatı
Tablo 169. Dünya Başlıca Süt Ürünleri Üretimi (Ton)
Tablo 170. Dünya Başlıca Süt Ürünleri İhracatı (Ton)
Tablo 171. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Süt Üretim Miktarları (ton)
Tablo 172. Türkiye’de Sağılan Hayvan Sayısı (1000 Adet)
Tablo 173. Türkiye'de Süt Üretimindeki Değişim (1995-2004) (1000 ton)
Tablo 174. Türkiye’de Süt Üretiminin Türlere Göre Yüzde Dağılımı (2004
Tablo 175. Türkiye’de Sağılan Sığır Sayısı, Süt Üretimi ve Verimde Genotiplerin Payı
(2004)
Tablo 176. Bazı Süt Ürünlerinin Yıllar İtibariyle Toptan Fiyatları ( TL/Kg) ve Değişim
XIII
Oranları
Tablo 177 . Türkiye, AB ve Bazı AB Ülkeleri Arasında Üretilen Çiğ Süt ve Sanayiye
Aktarılan Süt Oranları
Tablo 178. Süt ve Süt Ürünleri İşyeri Sayısı, Kurulu Kapasite, Üretim ve Kapasite
Kullanım Oranları
Tablo 179. Türkiye ve Bazı Ülkelerde Kişi Başına Süt ve Süt Ürünleri Tüketimi (kg/yıl)
Tablo 180. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yumurta Üretim Miktarı ve
Yumurta Tavuğu Sayıları
Tablo 181. Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yumurta Tavuğu (Adet) ve Yumurta Üretim
Miktarları (Ton)
Tablo 182. Türkiye'nin Ülkeler İtibariyle Yumurta İhracatı (Değer: $)
Tablo 183. Dünyada 2004 Yılı İtibarıyla Başlıca Bal Üretimi (ton) ve Değeri ($)
Sıralaması
Tablo 184. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Üretiminin Yıllara Göre Değişimi
Tablo 185. Türkiye Bal İhracatının Yıllara Göre Değişimi
Tablo 186. Türkiye’nin Su Ürünleri İhracatı
Tablo 187. Türkiye'nin Ülkelere Göre Su Ürünleri İhracatı
Tablo 188. Türkiye'nin Ülkelere Göre Su Ürünleri İthalatı
Tablo 189.Türkiye'nin Su Ürünleri İthalatı
Tablo 190. Yıllara Göre Türkiye Su Ürünleri Üretimi (ton) ve Yüzdesi
Tablo 191. Türkiye Su Ürünleri Üretim Miktar Dağılımı (ton)
Tablo 192. Türkiye Kültür Balıkları Üretimi (ton)
Tablo 193. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye'de Bazı Kültür Su Ürünleri Üretim
Miktarları
Tablo 194. Türkiye Organik Tarımsal Ürünler Üretimi (ton)
Tablo 195. Türkiye Organik Hayvansal Ürünler Üretimi
Tablo 196. Yıllar İtibarıyla Türkiye’nin Organik Ürün İhracatı
Tablo 197. Dünya'da Organik Gıda Satışları 1996-2000 (Milyon $)
Tablo 198. Türkiye Yıllar İtibariyle Konserve Meyve ve Sebze İhracat Değerleri (1000$)
Tablo 199. Türkiye Tarımında Dış Ticaretin Değişimi (2003) (Milyon $)
Tablo 200. DTÖ Tanımına Göre Sektörel İhracat İstatistikleri (Milyon $)
Tablo 201. DTÖ Tanımına Göre Sektörel İthalat İstatistikleri (Milyon $)
Tablo 202. Türkiye’de Fasıllara Göre İhracat (Değer : 000 $)
Tablo 203 İhracatçı Firmaların İllere Göre Dağılımı
Tablo 204. Türkiye’de Fasıllara Göre İthalat (Değer : 000 $)
Tablo 205. İthalatçı Firmaların İllere Göre Dağılımı
Tablo 206. Türkiye’den En Fazla İhraç Edilen Tarım Ürünleri ($)
Tablo 207. Türkiye’ye En Fazla İthal Edilen Tarım Ürünleri ($)
Tablo 208. Türkiye’de Tarım Nüfusunun Gelişim Seyri
Tablo 209. Türkiye’de İstihdamın Sektörel Dağılımı (1000 Kişi ve 12 Yaş Üstü)
Tablo 210. GSMH İçerisinde sektörlerin Aldığı Paylar (%)
Tablo 211. Gıda İşletmelerinin TR5 Batı Anadolu Bölgesinde ve Türkiye Genelinde İllere
ve Sektörlere Göre Dağılımı
Tablo 212. TR5 Batı Anadolu Bölgesi 2005 Yılı Tarımsal Gıda Sanayi İşletmeleri
Tablo 213. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımda Mesleki Örgütlenme Durumu
Tablo 214. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Bulunan Tarım Kooperatiflerinin
Çeşitleri ve Sayıları
Tablo 215. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarım Kooperatiflerinin Sınıflarına
Göre Ortak Sayıları
XIV
Tablo 216. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Birliklerin Durumu
Tablo 217. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Bulunan Sosyal Amaçlı Tarımsal Örgütler
Tablo 218. Türkiye’de Belgeli Tesislerin Yıllara Göre Dağılımı
Tablo 219. Türkiye’de Yıllara Göre Tesislere Geliş Ve Geceleme Sayıları, Ortalama Kalış
Süresi Ve Doluluk Oranlarının Dağılımı
Tablo 220. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Ankara ve Konya İllerinde Konaklayan Kişi,
Geceleme Sayısı, Ortalama Kalış Süresi Ve Doluluk Oranlarının Tesis Cins Ve Sınıflarına
Göre Dağılımı
Tablo 221. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Belgeli Konaklama Tesisi Sayısı
Tablo 222. Türkiye Bölgeler İtibari İle Tarım Sektörü Yıllık Ortalama Büyüme Hızları
Tablo 223. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim Değerinin GSYİH İçindeki
Payı
Tablo 224. Sosyo-Ekonomik Problemler, Nedenleri ve Çözüm Önerilerinin Analizi
Tablo 225. Bitkisel Üretimde Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri
Analizi Matrisi
Tablo 226. Hayvancılık Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi
Matrisi
Tablo 227. Su Ürünleri Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi
Matrisi
Tablo 228. Tarımsal Potansiyellerin ve Fırsatların Tespiti ve Gelişme Potansiyelinin
Analizi
Tablo 229. Master Plan Stratejilerinin GZFT Analizi
Tablo 230. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Devam Eden Projeler
Tablo 231. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Uygulanması Önerilen Yeni Projeler
XV
KISALTMALAR
AB
ABBB
ABD
ARIP
BESDBİR
BYKP
CARPE
CAP
CBS
ÇATAK
ÇKS
DFİF
DGD
DSİ
DSİGM
DPT
DTÖ
DHMİGM
DMİGM
EBK
ETO
FAO
GAP
GATT
GDO
GIS
GPS
GSYİH
GSMH
GZFT
HES
HS
IFAOM
IMF
ITO
IUCN
İBBS
İGSAŞ
İÖİ
KİT
KHGB
KHK
KOB
KOBİ
KYHM
MDAÜ
MİGM
: Avrupa Birliği
: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı
: Amerika Birleşik Devletleri
: Tarım Reformu Uygulama Programı
: Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği
: Beş Yıllık Kalkınma Planı
: Common Agricultural and Rural Policy for Europe
: Common Agricultural Policy
: Coğrafi Bilgi Sistemleri
: Çevre Amaçlı Tarımsal Ürünlerin Korunması
: Çiftçi Kayıt Sistemi
: Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu
: Doğrudan Gelir Desteği
: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
: Devlet Planlama Teşkilatı
: Dünya Ticaret Örgütü
: Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü
: Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü
: Et ve Balık Kurumu
: Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği
: Gıda ve Tarım Örgütü
: Güneydoğu Anadolu Projesi
: Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması
: Genetiği Değiştirilmiş Organizma
: Geograhic Information Systems
: Global Positioning Systems
: Gayri Safi Yurt İçi Hasıla
: Gayri Safi Milli Hasıla
: Güçlü Zayıf Fayda Tehdit Analizi
: Hidroelektrik Santral
: Hayvancılık Stratejisi
: Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu
: Uluslararası Para Fonu
: Uluslararası Ticaret Örgütü
: Uluslararası Doğa Koruma Birliği
:İstatistiki Bölge Birimi Sistemi
: İstanbul Gübre Sanayi Anonim Şirketi
: İl Özel İdaresi
: Kamu İktisadi Teşekkülü
: Köylere Hizmet Götürme Birliği
: Kanun Hükmünde Kararname
: Katılım Ortaklığı Belgesi
: Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
: Köye Yönelik Hizmetler Müdürlüğü
: Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkesi
: Maden İşleri Genel Müdürlüğü
XVI
MTA
NAD
OTP
SAPARD
SYDV
TİGEM
TKB
TKK
TMO
TŞFAŞ
TSK
TSKB
TÜBİTAK
TÜGSAŞ
TZOB
UKKS
VRA
VRT
TÜİK
YÖK
: Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
: Nadas Alanlarının Daraltılması
: Ortak Tarım Politikası
: Tarım ve Kırsal Kalkınma için Özel Katılım Programları
: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı
: Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
: Tarım Kredi Kooperatifi
: Toprak Mahsulleri Ofisi
: Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi
: Tarım Satış Kooperatifleri
: Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri
: Türkiye Bilimsel Ve Teknolojik Araştırma Kurumu
: Türkiye Gübre Sanayi Anonim Şirketi
: Türkiye Ziraat Odaları Birliği
: Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi
: Variable Rate Application
: Değişken Oranlı Uygulama Teknolojisi
: Türkiye İstatistik Kurumu
: Yüksek Öğretim Kurulu
XVII
SUNUŞ
Ülkemizde tarım sektörü, insanların beslenmesi, istihdamı, ekonomiye katkısı ve
ihracat potansiyeli bakımından büyük önem taşımaktadır.
Özellikle Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde, kırsal alandaki sorunların tespiti ve bu
sorunlara kalıcı çözümler bulunması öncelikli bir konudur.
Çiftçilerimizin; iç ve dış pazarlar için üretim yapar hale gelmeleri, daha iyi gelir
düzeyine kavuşabilmeleri için üretim kaynaklarını daha etkin kullanmaları gerekmektedir.
Ülkemiz için; sahip olduğu tarımsal kaynakların tespiti, geliştirilmesi, amacına uygun
kullanılması ve bu çalışmaların,kaynakları kullananlarla beraber planlanması önem arz eden
bir husustur.
Dolayısıyla, il ve bölge Tarım Master Planlarının hazırlanması; tarımsal kaynakların
ve problemlerin belirlenmesi, kaynakve potansiyelin değerlendirilerek verimliliğin ve çiftçi
gelirlerinin artırılması, tarımın çevre, sanayi, turizm gibi diğer sektörlerle ilişkilerinin
değerlendirilmesi, doğal kaynakların ve çevrenin korunması açısından önem taşımaktadır.
Tarım Master Planlarının hazırlanmasının amacı; sürdürülebilir kalkınmanın
sağlanması için, bölgenin mevcut kaynaklarının, fırsatlarının ve kısıtlarının analiz edilmesi
suretiyle ihtiyaçlarının belirlenmesi ve potansiyelin verimli birşekilde kullanılmasına yönelik
stratejiler geliştirerek, bölgeye uygun tarımsal program ve proje alanlarının belirlenmesidir.
Bu bağlamda, master planlar; yerel kurum ve kuruluşlar ile üniversite, sivil toplum
örgütleri ve özel sektör temsilcilerinin katılımları sağlanarak, tarımın kısa, orta ve uzun vadeli
kalkınma faaliyetlerinin planlanmasına, problemlerin çözüm yollarının yerinden ve doğru bir
şekilde ortaya konulmasına ve uygulanmasına rehberlik etmektedir.
Tarım sektörünün temsilcileri olarak görevimiz; sektörün yapısal sorunlarını çözecek
politikaları belirlemek ve bunları en kısa sürede hep birlikte uygulamaya koymaktır.
Bu çerçevede, yöre halkının yaşam standardını yükseltmeye yönelik ihtiyaçların tespit
edilmesi, bunların en kısa yoldan çözüme kavuşturulması için gerekli çalışmaların
yapılmasına ışık tutması amacıyla hazırlanan ve tarımsal planlamanın yerelleşmesi anlamına
gelen Tarım Master Planlarının, kamu ve özel sektör girişimcilerine yol gösterici ve faydalı
olmasını temenni ederim.
Mehmet Mehdi EKER
Bakan
XVIII
BÖLÜM 1
1. GİRİŞ
1.1. Proje Gelişimi
Türkiye’de tarımsal planlama Ulusal Beş Yıllık Kalkınma Planları (BYKP)
kapsamında yapılmaktadır ve bu çerçevede günümüze kadar yapılan tarımsal planlamalar
merkezi planlama şeklinde olmuştur. Ancak, 7. Beş Yıllık Kalkınma Planında (1996-2000),
bir strateji değişikliğine gidilerek yerinden planlama yaklaşımının ve yerel kurumlar ile il
idarelerinin güçlendirilmesinin önemi vurgulanmıştır. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planında (20012005) ise bölgesel kalkınma girişimlerine verilen önem daha da artmış, bunun yanısıra kırsal
kalkınma proje alanlarının yerel gruplar tarafından belirlenmesinin gerekliliği belirtilmiştir.
Bu kapsamda, Bakanlığımız ve FAO işbirliğiyle 1999 yılında “TCP/TUR/8924 İl
Tarım ve Kırsal Kalkınma Master Planlarının Hazırlanmasına Destek Projesi" çalışmalarına
başlanmış ve 81 ilin İl Tarım Master Planları 2003 yılı içerisinde tamamlanmıştır. Bu planlar,
hizmetleriyle tarım sektörünü dolaylı veya doğrudan etkileyen yerel kurumların ve ayrıca yöre
halkının kendi sorunlarını tanımlamaları, bu sorunlara karşılık çözüm önerilerini belirlemeleri
ve dolayısıyla bölgesel kalkınmalarına yönelik vizyonlarını planlama sürecine yansıtmaları
için bir fırsat sağlamıştır.
Ön Ulusal Kalkınma Planında, Türkiye’nin orta vadeli stratejileri ve amaçları arasında
“bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması, kırsal kalkınmanın sağlanması, fakirlik ve
gelir eşitsizliği nedeniyle ortaya çıkan sosyal dengesizliklerin azaltılması amaçlanmış olup, 4.
gelişme ekseni olan “bölgelerin ekonomik gücünün artırılması, bölgeler arasındaki gelişmişlik
farklarının azaltılması ve kırsal kalkınmanın hızlandırılması” kapsamındaki faaliyetlere önem
verilmiştir. Hazırlanan Bölgesel Tarım Master Planlarından yararlanılarak geliştirilmesi
hedeflenen Ulusal Tarım Master Planı ile Türkiye'nin genel olarak tarımsal potansiyelinin,
kısıtlarının, fırsatlarının ve diğer ülkelere göre tarımsal üretimdeki karşılaştırmalı
üstünlüklerinin belirlenmesi ve bunlara dayanılarak geleceğe yönelik tarımsal stratejilerin ve
planların oluşturulması amaçlanmaktadır ve bu amaçlar, Ön Ulusal Kalkınma Planı ve 8. Beş
Yıllık Kalkınma Planı hedefleri ile örtüşmektedir.
1.2. Amaç
Batı Anadolu Bölge Tarım Master Planının amacı, sürdürülebilir kalkınmanın
sağlanması için bölgenin mevcut kaynaklarının (doğal, fiziki sermaye, işgücü ve finans
kaynakları), fırsatlarının ve kısıtlarının analiz edilmesi suretiyle kalkınma ihtiyaçlarının
belirlenmesi ve bölge potansiyelinin optimal düzeyde kullanılmasına yönelik amaç ve
stratejiler geliştirerek, bölgeye uygun tarımsal program ve proje alanlarının ortaya
konmasıdır.
1.3. Planlama Yöntemi
Batı Anadolu Bölge Tarım Master Planı; Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızı Strateji
Geliştirme Başkanlığı, Proje Yönetimi ve Mali Kontrol Daire Başkanlığı organizasyonuyla,
Ankara ili koordinatörlüğünde, Konya ve Karaman Tarım İl Müdürlükleri personeli
tarafından hazırlanmıştır.
-1-
Bölge Tarım Master Planları için, 22 Eylül 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak
kabul edilen ve iller arasındaki fonksiyonel ilişkileri, coğrafi koşulları, istatistik toplama ve
plan yapma amacına uygunluğu da dikkate alınarak hazırlanan İstatistiki Bölge Birimi
Sınıflandırmasına (İBBS) göre belirlenen 12 bölge (Düzey 1) esas alınmıştır.
Planın hazırlanmasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı koordinasyonunda özellikle
tarımsal üretim, pazarlama, eğitim-yayım, çevre ve doğal kaynakları koruma ile yatırımlar
üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi bulunan kamu kurum/kuruluşları, üniversiteler, sivil
toplum kuruluşları ve diğer kuruluşlarla yakın işbirliği ve bilgi alışverişi yapılmıştır.
1.4. Planlama Yaklaşımı
TR5 Batı Anadolu Bölgesi içerisinde kalan her ilin Tarım İl Müdürleri, Proje ve
İstatistik Şube Müdürleri ve il tarım master planlarının hazırlanmasında görev almış Teknik
Personele yönelik olarak Ankara Tarım İl Müdürlüğümüzde başlangıç olarak bir
bilgilendirme ve iş programı belirleme toplantısı yapılmıştır. Ayrıca, İl Müdürlüğü teknik
personelinin bölgesel planlamaya yönelik eğitim ihtiyacı belirlenerek, değişik zamanlarda
eğitim programları düzenlenmiştir.
Bölge illeri arasındaki koordinasyonun ve çalışmaların kolaylaştırılması amacıyla TR5
Batı Anadolu Bölgesi kendi içerisinde IBBS Düzey 2’ye göre 2 alt bölgeye ayrılmış ve bölge
master planı hazırlama çalışmasının yürütülmesi amacıyla koordinatör ilde üç, diğer illerde
ise ikişer veya üçer kişilik görevli ekipler oluşturulmuştur.
Katılımcılığı sağlayacak paydaş toplantıları (diğer kamu kurum ve kuruluşları, özel
sektör, STK vb. katılımıyla) bu alt bölgeler bazında her ilde yapılmış ve yerel yönetimler,
yapılan planlama çalışmaları konusunda bilgilendirilerek, planlama çalışmalarına katılımları
sağlanmıştır.
Bölgede tarımın mevcut durumunun ve bölgenin tarımsal kalkınmasına yönelik
potansiyellerinin, stratejilerin ve önceliklerinin belirlenmesi amacıyla, koordinatör ilde ve
diğer illerde üç veya beş gün süreli grup çalışmaları düzenlenmiş; bölgenin problemlerinin,
potansiyellerinin, fırsatlarının ve kısıtlarının değerlendirilmesinde GZFT, Düşünce Fırtınası
ve Eşlenik Sıralaması gibi analiz yöntemlerinden faydalanılmış ve ayrıca değişik zamanlarda
bölge illerinden paydaşların katılımıyla çalıştaylar düzenlenmiştir. Ayrıca, çalışmanın
yürütülmesi sırasında bilgi akışı ve haberleşmenin etkin olarak temini için, mail ve web
sayfası yoluyla Internet iletişim imkânlarından azami düzeyde yararlanılmıştır.
1.5. Plan Kapsamı
Bölgesel Master Planın hazırlanmasında rasyonel bir süreç takip edilmiştir ve bu
planın hazırlanmasında uygulanan yöntem aşağıda açıklanmıştır.
2. bölümde, yürürlükte olan “ulusal ve uluslararası politikalar” ile bunların bölgedeki
tarımsal faaliyetler üzerindeki etkileri geniş biçimde irdelenmiştir ve bu etkiler, planlama
çalışmasının her aşamasında gözetilmiştir. Bu bölüm içerisinde, Bölge tarımını direkt
etkileyen Türkiye tarım politikaları konusu, yaşanan değişim sürecinin nedenleri yanısıra
izlenen tarım politikaları ve stratejiler, Dünya Ticaret Örgütü kararlarının Türkiye açısından
değerlendirilmesi ve Ortak Tarım Politikası’na uyum sorunu ile bunun Türkiye tarımına olası
etkileri önemli konu başlıkları altında bilgilere kısa ve öz şekilde yer verilmiştir.
-2-
3. bölümde biyofiziksel ve sosyo-ekonomik yapısı itibariyle “Bölgenin Özellikleri”
ortaya konmuş; ardından bölgenin doğal ve tarımsal kaynakları, insan kaynakları, fiziki
sermaye kaynakları ve finans kaynakları itibariyle mevcut durumu irdelenmiştir. Bu bölümde
ayrıca bölgedeki sektörel faaliyetler ile bölgenin ekonomik - sosyal kalkınma göstergelerine
de yer verilmiştir. Dolayısıyla, 3. bölümde bölgenin temel özellikleri ve mevcut durumu
itibariyle “Kaynakları” ortaya konmuştur.
4. Bölümde ise, bu kaynakların bölgede tarımsal açıdan kullanım durumu (toprak
yapısı, arazi kullanımı ile arazilerin sulanma durumu) incelenmiş, daha sonra “Bölgenin
Tarımsal Üretim Sistemi” belirli alt başlıklar halinde ortaya konmuştur. 4. bölümün önemli
kısmını oluşturan “Tarımsal Üretim Sistemi” içerisinde, bölgedeki bitkisel, hayvansal ve su
ürünleri üretiminin yanısıra “İyi Tarım” ve “Organik Tarım” gibi yeni uygulamalara ve
ardından “Tarımsal Pazarlama Sistemlerine” yer verilmiştir. Tarımsal pazarlama sistemi
irdelenirken gerek görülen ve bölgede önem arz eden ürünler ile ürün grupları bazında
şemalar kullanılmıştır. “Bölgede Tarımın Ve Tarımsal Faaliyetlerin Performansının”
irdelendiği 4. bölümde, “Bölgenin Tarımsal Üretim Ve Pazarlama Sistemi” sonrasında,
bölgede “Tarımsal Sanayi” ve “Tarımsal Örgütlenme” faaliyetlerine yer verilmiş ve dört
gruptaki bu bilgilerin tamamı (tarımsal üretim, pazarlama, sanayi ve örgütlenme) daha sonra
alt sektörler bazında GZFT tablolarında analiz edilmiştir.
Buraya kadar “Bölgenin Kaynakları, Bu Kaynakların Kullanım Durumu Ve Yapılan
Tarımsal Faaliyetler” irdelenmiş olduğundan, 5. bölümde, bu bilgiler ışığında “Bölgenin
Tarımsal Problemleri” ile “Problemleri Doğuran Nedenler - Kısıtlar” ortaya konmuş ve
ardından, planlama sürecinin önemli bir ayağı olan “Problemler Ve Kısıtlara Karşılık Çözüm
Önerileri” bir matriste analiz edilmiştir.
5. bölümde ayrıca bölge için “Potansiyellerin Analizi Ve Kullanma Stratejileri”
incelenmiştir. Bölgenin potansiyelini belirlerken, daha kapsamlı ve etkin kullanılabilme
olanağına sahip ancak optimal biçimde kullanılmayan mevcut kaynaklar esas alınmıştır. Bu
kısımda, ürünler bazında mevcut potansiyellerin doğru tespitine ve bu potansiyellere işlerlik
kazandıracak doğru tercih ve stratejilerin belirlenmesine önem verilmiştir. 5. bölümdeki sorun
ve çözüm önerileri ile potansiyellerin analizi çok önemli bilgileri içermekle birlikte, planlama
süreci gereği bunlar henüz “Tespit” düzeyinde olup, bu tespitler ışığında öngörülen proje
fikirleri ise, daha spesifik açıklamalarla 7. bölümde ortaya konmuştur. Bununla birlikte,
çözüm önerileri ve potansiyellerin kullanılma stratejileri analizleriyle ortaya konan bu
tespitler, 7. bölümde şekillenen proje alanlarının neler olması gerektiği konusunda belirleyici
olmuşlardır.
Takibeden 6. bölümde ise, buraya kadar tespit edilen durum ışığında ortaya çıkan
“İhtiyaçlara” göre “Master Plan Amaçları Ve Stratejileri” geliştirilmiştir. Bu amaç ve
stratejilerin GZFT analizine de aynı bölümde yer verilmiştir.
Planlama çalışmamızın son bölümünü teşkil eden 7. bölümde, önceki bölümlerde yer
alan tespitler ve analizler doğrultusunda oluşan “Proje Alanlarına (fikirlerine)” yer verilmiştir.
Bölgenin tarımsal kalkınması için gerekliliği ortaya çıkan ve planlamanın hitap ettiği zamana
kadar gerçekleştirilmesi öngörülen bu proje konuları sistematik şekilde sıralanmıştır. Ayrıca,
bu projelerden halen yürütülmekte olanlar ayıklanarak bölümün öncesine, geliştirilmesine
gerek duyulan proje fikirleri ise bölümün nihayetine konmuştur. Master Planın formatı gereği
7. bölümde yer verilen projeksiyonlar, proje alanlarını gösterir fikir düzeyinde önerilerdir.
-3-
Ancak, bu proje fikirleri sadece isim olarak değil, geliştirilecek proje çalışmalarına ışık
tutacak açıklamalar ile birlikte yer almaktadır.
Bölgenin kaynakları, bu kaynakların tarımda kullanım durumu, sorunları, kısıtları ve
kullanılmaya elverişli potansiyelleri dikkate alınarak hazırlanan ve stratejik bir çalışma olan
bu plan, yerel ve ulusal kaynakları harekete geçirebilecek, gerçekçi proje fikirleri
içermektedir. Hazırlanan bu bölgesel plan ile; bölgenin tarım alanındaki gerçek ihtiyaçları ve
bunların çözüm yolları ortaya konmuş ve sınırlı kaynakların etkin ve verimli kullanılabileceği
alanlar belirlenmiştir. Sadece bölgesel değil, ulusal refah açısından da önemli olan bu proje
fikirlerinin, yapılacak yatırımların ve görülecek hizmetlerin planlanması aşamasında dikkate
alınması büyük önem taşımaktadır.
Bölgenin farklılıklarına göre ihtiyaç duyduğu öncelikli proje ve faaliyet alanlarına ışık
tutan bu çalışma, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasına ve gerek bölgesel, gerekse
ülkesel değişimin istenilen yönde gelişmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, katılımcılık ve
yerellik ilkesi dikkate alınarak hazırlanan bölge tarım master planları, Ülkesel Tarım Master
Planının hazırlanmasında önemli bir kaynak teşkil edecektir.
-4-
BÖLÜM 2 – BÖLGE TARIMINI ETKİLEYEN POLİTİKALAR
2.1. Ulusal Politikalar
2.1.1. Türk Tarım Politikasının Değişim Süreci
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarımsal sorunları aşmak ve tarımı
geliştirebilmek için çeşitli programlar uygulanmıştır. Tarıma ilişkin geniş çaplı
kurumsallaşmanın gerçekleştirilmesinin yanında, fiyat politikaları ve dış ticaret koruması
yoluyla tarım desteklenmiştir.
1963 yılında planlı döneme geçilmesiyle birlikte, tarıma yönelik politikalar kalkınma
planları çerçevesinde belirlenmeye başlamıştır.
Geçmişten günümüze ülkemizdeki tarımsal politikalar incelendiğinde; destekleme
alımları, girdi destekleri, zirai kredi faiz sübvansiyonları, doğal afet ödemeleri, süt teşvik
primi ödemeleri, destekleme primleri ve ekim alanlarının sınırlandırılması; araştırma, eğitim,
yayım ve denetim gibi kamu hizmetleri, tarımsal alt yapı yatırımları, yatırım teşvikleri, ihracat
iadesi ödemeleri , ithalat korumaları ve vergi politikaları gibi araçlarla tarımın desteklendiği
ve yönlendirildiği görülmektedir. Ancak, mevcut politika uygulamalarının en önemlilerinden
biri olan destekleme alımları zamanla, üretimin pazar koşullarına uygun olarak gelişmesini
engellemiş ,üretici gelirlerinde istikrarsızlık yaratmış ve bazı ürünlerin iç ve dış pazarlarda
değerlendirilmesini zorlaştıracak şekilde aşırı stokların oluşmasına neden olmuştur.
Uygulanan tarım politikalarında, diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de
dünyadaki pek çok ülkede, çeşitli iç kaynaklı nedenler yanında, küreselleşme akımının da
etkisiyle bir değişim süreci yaşanmaktadır. Bu süreç, Türkiye’de de, yenilenme, yeni
arayışlara yönelme ve gelişmeyi yakalama şeklinde kendisini göstermektedir.
Ülke genelinde sürdürülmüş olan eski uygulamalara alternatif olabilecek çok kapsamlı
yeni arayışlar ve özellikle son yıllarda destekleme politikaları konusunda değişim yaşanmıştır.
Türkiye’de tarım politikaları ve bu kapsamda destekleme politikalarında yeni
arayışlara yol açan sürecin başlaması; ülke içi koşullara bağlı içsel nedenler yanında çeşitli
dışsal nedenlere de dayanmaktadır.
Bunlardan içsel nedenlerin başında, “Tarımdaki Yapısal Sorunlar” gelmektedir.
Bunlar, mevcut destekleme sisteminin sağlıklı yürütülmesi ve yönlendirilmesini engellemekte
veya bunlara olumsuz etki yapmaktadır. Yapısal sorunların başında; parçalı ve küçük tarım
işletmesi varlığı, yetersiz üretici örgütlenmesi, tarım nüfusunun fazlalığı, çiftçi kayıt
sisteminin yetersizliği, ürün piyasaları altyapısının zayıflığı, tarım hizmetlerinin çok çeşitli
kurum ve kuruluş tarafından yürütülmesi, tapu ve kadastro işlemlerinin henüz ülke genelinde
tamamlanamamış olması ve üretici eğitim düzeyinin yetersizliği gibi konular gelmektedir.
Bunların bir kısmının çözümünde önemli mesafeler alınmış olmasına karşın halen büyük bir
bölümüne ilişkin çözüm arayışları devam etmektedir.
Bir diğer iç kaynaklı neden, yapısal sorunların çözümsüzlüğü ile ortaya çıkmış olan
“Desteklemelerin Devlete Olan Mali Yükü Arttırdığı” ve bunun da büyük çoğunlukla
“Destekleme Alımlarıyla” oluştuğudur. Tarımsal desteklemelerin mali yük olması yanısıra
-5-
enflasyonist etkiye sahip olduğu ve tarıma aktarılan kaynakların bütçe açıklarına yol açtığı
yönünde görüşler de bulunmaktadır.
Söz konusu yapısal sorunlar, destekleme uygulamalarının amaçlanan ve önceden
belirlenmiş hedeflere ulaşmasını engellemektedir. Örneğin, küçük işletmelerin toplam
içerisinde ki sayısı daha fazla olmasına karşın uygulanan desteklemelerin büyük çoğunluğu,
tarım alanı bakımından payı daha fazla olan büyük üreticilere ödenmektedir. Böylece, devlet
desteğine daha çok ihtiyacı olan küçük işletmeler mevcut uygulamalardan daha az
yararlanmaktadır. Bu da gelir ve mülkiyet dağılımındaki dengesizliği daha da artırmaktadır.
İçsel nedenler yanında, çeşitli uluslararası yükümlülükler ve dünya tarım ürünleri
piyasalarındaki rekabete hazırlanma düşüncesi dışsal nedenler olarak değişim sürecinde
önemli bir etkiye sahiptir. DTÖ’nün belirlemiş olduğu uluslararası ticaret kuralları ve bu
kapsamda Gümrük Tarifeleri Ticaret Genel Anlaşması (GATT) kapsamındaki Tarım
Anlaşması’na uyum, AB Ortak Tarım Politikası (OTP)’na uyum çalışmaları ve Uluslararası
Para Fonu (IMF) anlaşmalı ekonomik istikrar programına uyum Türkiye’nin başlıca
uluslararası sorumluluklarındandır.
2.1.2. Tarım ve Destekleme Politikalarında Yeni Arayışlara Yol Açan Başlıca
Nedenler ve Destekleme Kapsamında Değişim
Dünya ülkelerinin hemen tümünde, tarım alanına kamusal müdahalede bulunulmakta
ve tarım sektörü çeşitli biçimlerde desteklenmektedir. Tüm bu değişik destekleme modelleri,
amaç konusunda ortaklaşmaktadırlar: Tarımsal üretimin sürekliliğini sağlayarak ülkenin gıda
güvenliğini korumak, tarım üreticilerinin ve tüketicilerin yaşam düzeylerini yükseltmek,
sektör üretiminin ulusal ekonomiye katkı oluşturması ve dış ticarette rekabet üstünlüğü elde
etmesidir.
Bu genel amaçların kapsamı içinde, ülke sosyo – ekonomik yapısına göre birçok
tamamlayıcı hedefler de gözetilerek tarımsal destekleme politikaları oluşturulmakta ve çeşitli
araçlar kullanılarak yaşama geçirilmektedir. “Kamusal müdahale” temelinde ortaya çıkan
tarımsal desteklemeler ekonominin doğal dengeleri üzerinde çeşitli değişimler ortaya
çıkarmakta; kamu bütçesi, üretici ve tüketici refahı, kaynak kullanım seçimlerini etkilemekte
ve son tahlilde ulusal gelir ve refah üzerinde, seçilen politikalar doğrultusunda belirleyici
etkiler oluşturmaktadırlar.
Ekonominin genelinde ve toplumun hemen tüm sınıfları üzerinde farklı etkiler yaratan,
çok sayıda araçla yürütülen tarımsal destekleme politikalarının sınıflandırılmaları kolay
değildir.
Bununla birlikte, genel özellikleri bakımından politika araçları, ekonomideki etkileri
göz önüne alınarak başlıca dört grup altında toplanabilir; pazar fiyat desteği, doğrudan gelir
desteği, dolaylı gelir desteği ve genel hizmetler olarakda tanımlanabilecek olan diğer
destekleri araçlarıdır.
Bu destekleme biçimlerinden ilkinin finansmanı tüketiciler tarafından karşılanırken;
diğer üç destek aracı kamu bütçesi tarafından finanse edilir. Bu bağlamda; birinci destekleme
biçimi tüketici fiyatları düzeyini, diğer üç destekleme biçimi ise vergi düzeyini yükseltmek
gibi yan etkilere sahiptir.
-6-
Pazar fiyatı destekleri üretici odaklı destekleme biçimidir. Tarımsal üretimi, üretici
gelirlerini ve tüm kesimlerin gelir dağılımını düzenlemede oldukça etkili bir araçtır. Taban
fiyat ve fiyat primleri üreticinin ürününe bağlı olarak ödenir. Bunların yanında, iç pazarı
korumak amacıyla uygulanan sınır önlemleri de (dışsatım teşvikleri ve dışalım kısıtları) bu
kapsamda değerlendirilebilir.
Pazar fiyat desteklerinin en önemli olumsuzluğu, tüketici fiyatlarının artmasına olan
etkisidir. Temel tarım ürünlerine talebin, içlerinde tarım üreticilerinin ve kent yoksullarının da
bulunduğu toplumun dar gelirli kesimlerinde en yüksek olduğu dikkate alındığında; bu
destekleme biçiminin kullanımında dikkatli olunması gerektiği ortaya çıkar.
Doğrudan gelir destekleri, üreticilere yapılan ödemelerle üretici gelirlerini artırmayı
amaçlayan bir diğer destekleme aracıdır. Kullanımının giderek artmasının temelinde, piyasa
dengelerini bozucu etkisinin en az oluşu gösterilir. Bununla birlikte, tarımsal altyapı
sorunlarını çözmüş ekonomilerde olumlu etkilerini kolayca gösterebilmekte, tersine
durumlarda üretim üzerinde beklenenin dışında sonuçlar ortaya koyabilmektedir. Başlıcaları,
birim alan veya hayvan başına yapılan ödemeler, doğal afet ve zarar ödemeleri, depolama
yardımlarıdır.
Dolaylı gelir destekleri, genel olarak üretim masraflarını azaltıcı etkiye sahip
önlemlerdir. Tarımsal üretim girdilerine (tarım makinaları, gübre, tarımsal mücadele ilaçları,
tohumluk vb.) uygulanan sübvansiyonlar, finansman kolaylıkları (piyasa faiz oranlarının
altında tarımsal üretim kredi faizleri, sermaye bağışları vb.) ürün sigortalamasına verilen
devlet destekleri bu başlık altında değerlendirilebilir. Sözü edilen desteklerin, uygulanan
politika aracına göre değişmek üzere, üreticiye ulaşması konusunda önemli eksikliklerin
yaşandığı gözlenmiştir.
Tarıma sağlanan genel hizmetler ise, diğer destekler olarak sınıflandırılabilir. Tarımsal
altyapı hizmetleri, eğitim – araştırma ve yayım hizmetleri, tarım sektörüne tanınan vergi
kolaylıkları, taşımacılıkta tanınan ayrıcalıklar gibi genel hizmetler, uzun dönemde tarım
sektörü üzerinde maliyetleri azaltıcı etki yaratmaktadır.
Türkiye’de uzun yıllardan beri en yaygın olarak başvurulan destekleme aracı, pazar
fiyatı desteklemeleri idi. Bu yöntemde hükümetler, hangi ürünleri hangi fiyattan satın
alacağını belirleyerek alım yapacak kuruluşu görevlendirmekte idiler. İlk pazar fiyat desteği
uygulaması olan buğday destekleme alımlarına 1932 yılında T.C.Ziraat Bankası aracılığıyla
başlanmış, 1938 yılında TMO’nun kurulması ile bu görev TMO’ne devredilmiştir. TŞFAŞ,
Çay Kur, Tekel, Kooperatifler, devlet destekleme alımında görev alan diğer bazı kamu
kuruluşlarıdır.
1960 yılında devlet destekleme alımı kapsamına alınmış ürün sayısı 6 iken (buğday,
arpa, çavdar, tütün, çay, şeker pancarı), bu sayı 1970 sonlarında 24’e çıkarılmıştır. Bu ürünler;
buğday, arpa, çavdar, yulaf, pamuk, tütün, yaş çay yaprağı, şeker pancarı, soya, ayçiçeği,
fındık, Antep fıstığı, kuru incir, çekirdeksiz kuru üzüm, çekirdekli kuru üzüm, zeytin, haşhaş,
gül çiçeği, yer fıstığı, kolza, zeytinyağı, tiftik, yapağı, yaş ipek kozasıdır. 24 Ocak
kararlarından sonra ürün sayısında tekrar azalma olmuş ve 1990 yılında destekleme
kapsamındaki ürün sayısı 10’a düşmüştür (buğday, arpa, çavdar, mısır, çeltik, yulaf, tütün,
şekerpancarı, haşhaş, nohut). Aynı sayı 1991 yılında 24’e, 1992 yılında ise 26’ya
yükselmiştir. 5 Nisan 1994 kararlarıyla birlikte kapsama alınan ürün sayısı 9’a (hububat
ürünleri, şekerpancarı, haşhaş ve tütün) düşürülmüş ve bu sayıda 2000’li yıllara kadar önemli
-7-
bir değişiklik olmamıştır. 2000’li yıllarda ise, mevcut destekleme sisteminin tümüyle elemine
edilerek, doğrudan gelir desteği (DGD) sistemine geçilmesi amaçlanmıştır.
Ürün destekleri konusunda bir başka gelişme de, Türkiye’de uygulanacak destekleme
fiyatları düzeyinin IMF ile yapılan Standby Anlaşması çerçevesinde verilen niyet
mektuplarına konu olmasıdır. Bu bağlamda hububat, tütün, şeker fiyatları, genellikle “Dünya
Fiyatlarına” endekslenerek istikrar programı metinlerine “Yapısal Kriter” olarak konulmakta
ve fiyatlar bu doğrultuda ilan edilmektedir.
Pazar fiyatı desteği yanında Türkiye’de girdi desteği (gübre, tohum, su, tarımsal
mücadele ilaçları, tarımsal kredi) uygulamaları da yapılmakta idi. Ancak yine “İstikrar
Programları” çerçevesinde, tüm girdi destekleri kaldırılmıştır.
Türkiye’de tarım alanında verilen genel hizmetler olan araştırma – eğitim ve yayım
hizmetleri, denetim ve kontrol hizmetleri, hastalık ve zararlılara karşı yapılan kamu
mücadelesi ve altyapı hizmetleri ise geçmişle kıyaslandığında, etkinliğini yitirmesine rağmen
halen sürdürülmektedir.
Altyapısı sorunlu, dışsal ve içsel etkilerle tarım politikaları liberalize edilen ve destek
düzeyi giderek azaltılan tarım sektörü, çiftçi kayıtının da bulunmadığı ortamda, hedef kitleye
yönelik politika ve strateji seçeneklerinin geliştirilemediği bu temel yapı içerisinde 21.
yüzyılın eşiğine gelmiştir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı “Tarım Stratejisi 2006-2010” belgesini hazırlamış ve
Yüksek Planlama Kurulu’nun 30.10.2004 tarih ve 2004/92 sayılı kararı ile kabul edilmiştir.
Söz konusu strateji belgesi ile gerçekleştirilmesi planlanan amaçlar şunlardır:
Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışı ile gıda güvenliği ve
gıda güvencesinin sağlanması,
Tarımsal işletmelerin rekabet gücünün arttırılması,
Tarımsal pazarlama altyapısının güçlendirilmesi ve tarım-sanayi entegrasyonunun
sağlanması,
Üretici örgütlenmesinin geliştirilmesi,
Kırsal gelirlerin arttırılması ve kırsal toplum yaşam şartlarının iyileştirilmesi.
Strateji Belgesi kapsamında 2006-2010 dönemi boyunca uygulanacak destekleme
araçları ve bunların toplam tarımsal destekleme bütçesinden alacakları paylar da belirtilmiş
olup bunlar Tablo’da verilmiştir. DGD’nin toplamdaki payı 2005 yılı itibariyle %79 ile en
yüksek oranda olmasına karşın, dönem sonuna kadar bu oranın %45 düzeyine çekilmesi ve
Tabloda belirtilmiş olan diğer destek araçlarının paylarının da arttırılması yaklaşımı
benimsenmiştir. Bunlardan özellikle 2005 bütçesinde %6 dolayında olan hayvancılık
destekleme oranları yıl sonuna gelmeden %12 düzeyine çıkarılmıştır. Ayrıca, fark ödemeleri
ve kırsal kalkınma desteklerine planlananın üzerinde destekleme verilmesi yoluna gidilmiştir.
Sonuç olarak, tarımsal destekleme ödemelerinin olanaklar dahilinde Türkiye bütçesinin
%1’inin altına düşürülmemesine özen gösterilmeye çalışılmıştır.
-8-
Tablo 1.
Ulusal Tarım Stratejisi Destekleme Araçları ve Destekleme Bütçesindeki
Payları(2006-2010)
Araçlar
Pay (%)
DGD ödemeleri
45
Fark ödeme uygulaması (prim)
13
Hayvancılık destekleri
12
Kırsal kalkınma destekleri (istihdam, kadın, genç, eğitim, yayım ..) 10
Telafi edici ödemeler (alternatif ürün; tütün, fındık)
5
Ürün sigortası ödemeleri
5
ÇATAK programı destekleri (erozyon, ağaçlandırma, organik tarım) 5
Diğer Destekler (girdi, kredi, teşvik vd.)
5
Toplam
100
Daha sonra, Strateji Belgesi’ne bağlı olarak, 2005/8629 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
02.04.2005 tarih ve 25774 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilmiştir. Kararın hemen ardından
patatese alternatif ürün desteği, DGD, sulama suyu için kullanılan elektrik enerjisi desteği gibi
destek uygulamaları yürürlüğe girmiştir. Aynı karardan hareketle; mazot desteği ve tarımda
kullanılan kimyasal gübreye ilişkin desteklemeler de gündeme gelmiş bulunmaktadır.
2. 2. Uluslararası Tarım Politikasının Ulusal Tarım Politikalarına Etkileri
2.2.1. DTÖ Uruguay Turu Tarım Anlaşması
1 Ocak 1994 tarihinde yürürlüğe giren Uruguay Turu Tarım Anlaşması, tarım
sektöründe serbestleşmeyi dünya genelinde uygulamaya sokan ve DTÖ’ne üye ülkelerin imza
koyduğu bir uluslararası anlaşmadır.
1986 yılında başlayan ve iki yıl içerisinde bitirilmesi amaçlanan Uruguay Turu (UT)
görüşmeleri, ABD ve AB’nin anlaşamaması nedeniyle 1994 yılı başına kadar sarkmıştır. O
tarihe kadar birbirlerinin pazarı olarak nitelenebilen bölgelere (Avrupa Birliği Güney
Amerika’ya, ABD Kuzey Afrika’ya) dışsatım sübvansiyonları ile maliyetinin altında satış
yaparak dış pazar kapma yarışına giren bu iki ülke/ülke grubu, sürecin kendileri açısından
daha avantajlı bir şekle dönüştürülebilmesi için, uzun bir “uzlaşı arama” zamanı
yaşamışlardır.
7 yıl süren görüşmelerden sonra imzalanan UT Sonuç Anlaşmasının, genel olarak
ülkelerin tarım sektörüne verdikleri iç desteklerin indirgenmesi, sübvansiyonlu dışsatım
miktarının azaltılması, iç pazarları koruyucu önlemler kapsamında, tarife dışı önlemlerin
tarife eşdeğerlerine çevrilmesi ve düzeyinin indirgenmesi, sağlık ve bitki sağlığı önlemlerinin
dünya genelinde uyumlaştırılması başlıkları altında getirdiği düzenlemeler, az gelişmiş /
gelişmekte olan ülke grubunun tarımlarında bağımlı yapılar oluşturmakta ve dışsatımda
rekabet üstünlüğü olan ülkelerin dünya pazarlarındaki etkinliklerini artırmaktadır.
2.2.2. AB Gümrük Birliği Anlaşması
1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren AB Gümrük Birliği (GB) Anlaşması’nda, temel
olarak tarım ürünleri kapsam dışında bırakılmış olmakla birlikte, içeriğinde süt – tahıl ve
şeker bulunan işlenmiş tarım ürünleri kapsama alınmıştır. Sözü edilen kapsam belirleme,
-9-
Türkiye’nin rekabet üstünlüğü olan salça – meyve suyu gibi çeşitli alanları dışlamıştır. Bu
yapı altında AB ile yapılan işlenmiş tarım ürünleri dış ticaretine ilişkin veriler, GB
Anlaşması’nın mevcut ticaret dengelerini hızla AB lehine bozduğunu göstermektedir.
Genel olarak Türkiye, işlenmiş tarım ürünlerinde Avrupa Topluluğu(AT)
tanımlamasına göre dışsatımcı bir ülke olmasına ve dışalımının 7 ila 10 katı dışsatım
gerçekleştirmesine karşın, AT ile yapılan işlenmiş tarım ürünü ticaretinde dışalımcı
konumdadır. Yıllara ve ürün gruplarına göre değişmekle birlikte, Türkiye’nin işlenmiş tarım
ürünleri dışalımının, yaklaşık % 90’ı AT’dan yapılmaktadır.
1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) sonrasında, AT’dan yapılan işlenmiş tarım
ürünleri dışalımı önemli ölçüde artmıştır. AT’dan yapılan birçok işlenmiş tarım ürünü
dışalımı, 1/95 sayılı OKK sonrasında başlamıştır.
Bu konuda ortaya çıkan diğer önemli bir gelişme, sözü edilen OKK sonrası AT
dışındaki ülkelerden yapılan işlenmiş ürün dışalımının, AT’dan yapılan dışalımdan daha hızlı
bir artış göstermesidir. Bu durum, uygulamaya giren yeni rejimin, diğer ülkeler için de
avantajlı sonuçlar doğurmasıyla açıklanabilir.
1/95 sayılı OKK’nın Türkiye’ye değil, daha çok AT’ye yeni bir takım tavizler
getirmesi nedeniyle, karar sonrası Türkiye’nin işlenmiş tarım ürünleri dışsatımında önemli bir
etki oluşmamıştır.
Dünya Ticaret Örgütü UT Anlaşması, tarım ürünlerine verilen iç destek, sağlanan dış
koruma ve sübvansiyonlu dışsatımın yıllar içinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler
açısından farklı oranlarda azaltılmasını kurallaştırdığından, tarım politikaları açısından dışsal
bir belirleyici niteliği kazanmıştır. UT’un çevre ülkeler açısından etkisi ise genel olarak, daha
az desteklenen ve daha az korunan tarım sektörü olarak ortaya çıkmakta ve kırsal – tarımsal
altyapı sorunlarının dahi aşılamamış olduğu yapılarda, artan tarımsal dışalım ile kendisini
göstermektedir.
2.2.3. IMF – Dünya Bankası Anlaşmaları
1999 yılı sonunda Uluslararası Para Fonu ile imzalanan Standby Anlaşması ve bu
kapsamda verilen niyet mektupları, uygulanmakta olan tarım politikalarında önemli
değişiklikler öngörmektedir. Bunlar, aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir;
Öncelikle destekleme fiyatlarının “Dünya Fiyatları” düzeyine çekilmesi, ardından
girdi ve çıktıya dayalı destekleme sisteminin tümüyle kaldırılarak Doğrudan Gelir Desteği
sistemine geçilmesi, TSKB, TCZB’nın yeniden yapılandırılması, TZDK, İGSAŞ, TÜGSAŞ,
TŞFAŞ, ÇAYKUR, TEKEL’in özelleştirilmesi, Şeker, tütün ve TSKB alanlarında kurulların
oluşturulmasıdır.
IMF ile yapılan Anlaşma hükümleri, kamu bütçesi açıklarından tarımsal
desteklemeleri sorumlu tutan anlayışın bir görünümü niteliğinde ortaya çıkmış ve sektörel
harcamaları kısıtlama amacına odaklanmıştır. Dönemin destekleme sistemi üzerindeki etkileri
şöyle açıklanabilir:
1980’li yıllardan beri süren tartışmaların istikrar programına bir yansıması niteliğinde
olmak üzere, yerel fiyatların dünya fiyatlarının çok üzerinde olduğu, tarımın rekabet
- 10 -
edebilmesi için yerel fiyatların indirgenmesi gerektiği ileri sürülmüş ve dünya fiyatı
göstergesi olarak ABD tarımsal ürün borsalarının fiyatları temel alınmıştır.
Bu yaklaşımın sonuca odaklı olduğu, sorunu kavrayıp çözüm üretme düşüncesine
dayanmadığı söylenebilir.
Türkiye’de tarımsal üretim maliyetlerinin yüksek olmasında, tarımın altyapı sorunları
ve girdi fiyatlarının pahalılığı etken olmaktadır. Ortalama işletme genişlikleri küçük, sulama
olanakları kısıtlı, teknolojiyi benimsememiş tarım sektörü, yaşanan yüksek enflasyon
ortamında her geçen gün daha da pahalılaşan gübre – tohum – tarım ilacı vb. kullanmakta
olup, tüm bu etkenler, üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesine engel olmaktadır. Tarımda
yaşanan genel verimlilik düşüklüğü bu tabloda önemli bir unsur olmakla birlikte, AB ve ABD
ile aynı verim değerleri ile üretim yapılan ürün gruplarında dahi aynı sorunun yaşanıyor
olması, altyapı sorunları ve girdi kullanım maliyetlerinin baskın konumuna işaret etmektedir.
İşte bu tablo içerisinde, (a) ABD Borsa fiyatlarının, uygulanan sübvansiyonlar
bağlamında Amerika’lı üreticinin eline geçen fiyatların altında bir fiyat düzeyini yansıtması
ve (b) çıktı fiyatında yerel – dünya fiyatları karşılaştırması yapılırken, aynı karşılaştırmanın
girdi fiyatlarında yapılmaması, başka bir deyişle dünya fiyatlarından yüksek yerel girdi
fiyatları ile üretim yapılıyor olmasının görmezden gelinmesi, tarımsal üretim yapıları üzerinde
olumsuz etki yapmıştır. Açıklanan destekleme fiyatları bazı yörelerde üretim maliyetlerinin
altında kalmış ve özellikle nadas zorunluluğu ile üretim yapılan alanlarda, üretimden
vazgeçmeler gözlenmiştir.
IMF “Reformlarının” Dünya Bankası Yapısal Uyum kredileri ile destekleneceği
hükmü doğrultusunda, Dünya Bankası ile 2001 yılında “Tarım Reformu Uygulama Projesi
(TRUP)” imzalanmıştır.
Dünya Bankası, dünya genelinde toplam kredi hacminin yaklaşık % 20’sini tarım
sektörüne ayırmaktadır. 1950 yılından bu yana Dünya Bankası ile 163 Kredi Anlaşması
imzalayan Türkiye’de de 31 Kredi Anlaşmasına konu edilen tarım sektörü, % 19.02 pay ile
birinci sıradadır.
Dünya Bankası Anlaşmalarının iki belirgin özelliğinin bulunduğu söylenebilir; (a)
Ulusal plan ve programların hedef ve stratejilerini yönlendirme özelliği, (b) Doğrudan kamu
sektörü ve kamu yönetiminin örgütlenmesi, çalışma ilişkileri, istihdam biçimleri ve işlevlerini
değiştirme etkisi.
Bu bağlamda, Dünya Bankası ile imzalanan TRUP, 4 alt projeden oluşmaktadır;
Doğrudan Gelir Desteği,
Çiftçi Geçiş Programı (Alternatif Ürün Projesi),
Tarım Satış Kooperatiflerinin Yeniden Yapılandırılması,
Proje Destek Hizmetleri
Bu başlıklardan DGD, Türkiye’de uygulanan destekleme sisteminin tümüyle
değiştirilmesine odaklanmaktadır.
- 11 -
DTÖ Uruguay Turu Sonuç Anlaşması hükümlerine göre üretimden bağımsız (de
coupled) doğrudan ödemeler Toplam Destek Ölçütü’nden muaf olup indirgenmeye konu
olmazlar.
Doğrudan gelir ödemelerinin “Üretimden Bağımsız” olmasının anlamı, devlet
tarafından üreticilere yapılan ödemelerin üreticinin ürettiği ürün çeşidi ya da miktarı ile
bağlantısı olmaması demektir. DTÖ’nün uygulatmak istediği DGD çeşidi budur. Halen
Avrupa Birliği’nin uyguladığı ve üretimle belli bir derecede bağımlı doğrudan gelir ödemeleri
ise, hedeflenen gruplara bazı koşullara bağlı olarak yapılan telafi edici ödemeler
(compensatory payments) ile piyasa fiyatı ile üreticinin eline geçmesi arzulanan fiyat
arasındaki farkın “Fark Ödemeleri” (defıciency payments) adı altında yapılmaktadır.
DGD sistemi gelişmiş ülkeler için ticarette rekabet üstünlüğü sağlayıcı bir politika
aracı iken; yapısal sorunları bulunan az gelişmiş / gelişmekte olan ülke gruplarında,
uygulanan DGD sistemi, tarımsal üretim yapılarında olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.
Bunlara ana başlıkları ile bakmakta yarar vardır:
(a) Tarımsal üretimin en önemli gereklerinden olan finans, DGD sistemi ile tarımdan
daha da uzaklaşmaktadır. Özellikle girdi desteği (gübre-tohum-tarım ilacı vb.), kaynağın
tarımda kalmasını sağlar. Oysa DGD ödemelerinin tarıma geri dönüş oranı, her geçen gün
biraz daha düşmektedir.
(b) Üretimden bağımsız DGD sistemi ile Türkiye’nin çok gereksinim duyduğu üretim
planlamasını gerçekleştirmek olanaksızdır.
(c) Mevcut DGD sistemi, işleyiş itibariyle, araziyi işleyeni değil mülk sahibini
desteklemektedir. Anadolu’da kira ilişkilerinde mülk sahipleri, DGD ödemelerini kendilerinin
almalarını koşul olarak dayatmaktadırlar. Bu bağlamda kentlerde yaşayan ve toprakla hiç
ilgileri olmayan mülk sahiplerinin tarımsal desteklerden yararlandırılmaları söz konusu
olmaktadır.
(d) Mevcut sistem varsıl köylüyü desteklemektedir. Halen 500 dekara kadar arazisi
olanlara dekar başına 16 milyon TL ödeme yapılmaktadır. Bu çerçevede çok daha geniş
araziye sahip olanlar arazilerini noter sözleşmeleri ile 500’er dekarlık bölümlere ayırıp
akrabaları üzerine göstererek ödemelerden geniş oranda yararlanmaktadırlar. Buna karşılık
küçük arazi sahipleri, ödemeleri almak için yerine getirmek zorunda oldukları çeşitli işlemler
(belge ücreti, noter ve başvuru masrafları – yol giderleri vb..) karşılığında yapacakları
masrafların alacakları ödemeleri geçmesi nedeniyle, başvuru dahi yapamamaktadırlar.
Nitekim 4.1 milyon tarım işletmesinden halen 2.7 milyonunun DGD ödemelerinden
yararlanmak için kayıt yaptırmış durumda olmaları bunun bir göstergesidir.
(e) Tüm girdilerin hızla pahalılaştığı bir ortamda, DGD ödemeleri neredeyse sabit
tutulmakta, bu bağlamda, dolaylı da olsa tarımsal üretimi destekleme etkisi giderek
zayıflamaktadır.
(f) Başvuru sayısında ve ödeme miktarındaki göreli artışlara karşın, bütçeden DGD
için ayrılan kaynaklar yeterli olmamaktadır.
- 12 -
(g) Nihayet DGD sistemi, DB TRUP Anlaşması gereğince 5 yıllık bir süre için
uygulanmaktadır, bu nedenle de geçici bir yardımdır.
2.2.4. Avrupa Birliği Süreci
Yeniden Yapılanma arayışları içinde, bir başka önemli gelişme, 1999 Aralık Ayı’nda
Helsinki’de gerçekleştirilen Zirve sonrasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne “Aday Ülke”
statüsü kazanması sonrasında ortaya çıkmıştır. Türkiye AB ilişkilerinde son gelinen noktada
Ekim 2005 tarihi itibariyle Müzakerelere başlanılmış ve müzakere çerçeve belgesi
yayınlanmıştır. Bununla beraber belirlenen fasıllarda tarama süreci başlamıştır.
2.2.4.1. Ulusal Program Hükümleri
1999 yılının Aralık Ayı’nda Helsinki Zirvesi’nde Avrupa Birliği tarafından Türkiye’ye
aday ülke statüsü tanınmasının ardından, AB tarafından bir Katılım Ortaklığı Belgesi
yayımlanmış olup, burada belirtilen programın ülke taahhüdü haline getirilmesi ve zaman
programlamasının yapılması çerçevesinde, Türkiye tarafından ilk Ulusal Program (UP), 24
Mart 2001 tarihinde yayımlanmıştır. Ardından, bu Programın revizesi niteliğinde olmak
üzere, ikinci UP yayımlanmıştır.
İkinci UP’ın “Tarım” bölümünde, ilk UP’dan sonra yayımlanan bazı kanunlara atıf
yapılmakta ve bunlardan 4634 sayılı Şeker Kanunu 1 ile pancar üretiminde sözleşmeli
sisteme, şeker üretiminde de kota sistemine geçildiği, 4733 Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri,
Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün
Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 2 ile de tütün satışlarının
açık artırma usulü, üretimin ise sözleşmeli olarak gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü
belirtilmektedir.
UP, AB Müktesebatına Uyum Açısından bir öncelikler listesi ve bunlara ilişkin ana
unsurları da içermektedir. Liste, aşağıdaki gibidir:
1 - Yatay Konulara İlişkin Düzenlemelere Uyum
Entegre İdare ve Kontrol Sisteminin (IACS) Temel Unsurlarının Oluşturulması
Çiftlik Muhasebe Veri Ağının (FADN) Kurulması
Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonuna (EAGGF) Yönelik İdari Yapıların
Oluşturulması
Organik Tarım
2 - Veterinerlik Mevzuatına Uyum
Veterinerlik Çerçeve Kanununun Çıkarılması ve Bunun Uygulanmasına Yönelik AB
ile Uyumlu İdari Yapılanmanın Oluşturulması
Sınır Kontrol Noktaları
Veterinerlik Bilgi Sistemi
Hayvan Hastalıklarının Kontrolü ve İzlenmesi ile Acil Eylem Planları
Hayvan Refahı
Veteriner Halk Sağlığı
Yem
1
2
19 Nisan 2001 tarih ve 24378 sayılı Resmi Gazete
9 Ocak 2002 tarih ve 24635 sayılı Resmi Gazete
- 13 -
3 - Bitki Sağlığı Mevzuatına Uyum ve Gerekli Kurumsal Kapasitenin Oluşturulması
Bitki Pasaportu Uygulamaları ve Sınır Kontrol Noktaları Dahil Zararlı Organizmalar
Bitki Koruma Ürünleri (Pestisitler)
Bitki Çeşidi Hakları
Tohum ve Fide Kalitesi
4 - Ulusal Kırsal Kalkınma ve Ormancılık Stratejilerinin Oluşturulması
Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisinin ve Programının Oluşturulması
Ulusal Ormancılık Stratejisinin Oluşturulması
5 - Gıda Güvenliği ve Kontrolü
Bitkisel Kökenli Gıda Maddelerinde Gıda Güvenliği
Süt ve Süt Ürünlerinde Gıda Güvenliği
Et ve Et Ürünlerinde Gıda Güvenliği
Diğer Tarımsal Ürünlerde Gıda Güvenliği
Alkollü İçkilerde Gıda Güvenliği
Dikey Mevzuat
6 Ortak Piyasa Düzenlerinin Kurulması ve Tarım Piyasalarının Etkin Biçimde
İzlenmesine Yönelik Yasal Dayanak, İdari Yapılar ve Uygulama Mekanizmalarının
Oluşturulması
Hububat ve Çeltik
Sığır ve Dana Eti
Süt ve Süt Ürünleri
Taze Meyve ve Sebze
İşlenmiş Meyve ve Sebze
Zeytinyağı
Şarap
Şeker
Tütün
2.2.4.2. İlerleme Raporu’nun Analizi
Avrupa Birliği İlerleme Raporu, 6 Ekim 2004 tarihinde yayımlandı.
İlerleme Raporunun Tarım, Hayvan ve Bitki Sağlığı, Balıkçılık başlıklı bölümü; tarım
sektörü ve kırsal alan konularında 25 üyeli AB ile Türkiye arasında karşılaştırma
yapmaktadır. Rapor verilerine göre; Türkiye’nin katılımı AB tarımsal alanlarına 39 milyon
hektar daha ilave edecek ve bu, 25 üyeli AB’nin tarımsal alanının % 23’ü anlamına
gelecektir. Türkiye’nin tarımsal işletme yapısı, Bulgaristan ve Romanya ile benzerlikler
taşımaktadır. AB’nin 25 ülkenin 13 milyon tarım işletmesine karşılık, Türkiye’nin 3 milyon
tarım işletmesi bulunmakta olup; ortalama işletme genişliği AB’de 13 hektar iken Türkiye’de
6 hektardır.
Yine Türkiye’nin katılımı ile AB 25’in 452 milyon tüketicisine 80 milyon daha
tüketici katılacaktır.
Rapor, 2000’den bu yana sürdürülen “tarım reformu” çalışmalarına karşın
liberalizasyonun tam olarak sağlanamadığını ifade ederek eleştiri getirilmektedir. Buna göre,
- 14 -
müdahale alımları, girdi yardımları ve üretimle bağlantılı yardımlar gibi bütçeden finanse
edilen destekler “halen” sürdürülmekte olup, ayrıca birçok tarımsal ürününde gümrük tarifesi
AB düzeyinin üstünde bulunmakta, bazı ürünlerde yasaklar vardır. AB düzeyinin altında
olmakla birlikte, dışsatım sübvansiyonları söz konusudur, tarımsal KİT’lerin özelleştirilmesi
tamamlanamamıştır vb. eleştiriler mevcuttur.
Raporun bu bölümünde yer alan ifadelerin irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Öncelikle, Dünya Bankası raporunda da belirtildiği gibi, “reform” sonrasında, Türkiye’de
girdi yardımı kalmamış, müdahale alımlarının düzeyi önemli oranda indirgenmiştir. Gümrük
tarifelerimiz, Dünya Ticaret Örgütü taahhütleri ile uyumlu olup, üyelik öncesi AB ile aynı
düzeyde gümrük vergisi uygulama zorunluluğumuz bulunmamaktadır. Üretimle bağlantılı
yardımlar yalnızca beş ürüne uygulanan düşük miktarlı primler olarak sürdürülmektedir.
Dünyada uygulanan dışsatım sübvansiyonlarının neredeyse tamamının AB ve ABD tarafından
kullanıldığı bilinmekte iken “Rapor” parasal anlamı olmayan Türkiye uygulamalarından söz
etmektedir. Hepsinden önemlisi, EBK, SEK, YEMSAN gibi kuruluşların yokluğu hala
doldurulamamış iken, kar eden ve piyasayı düzenleyen TEKEL, Şeker Fabrikaları, Gübre
Fabrikaları, Çaykur’un bir an evvel özelleştirilmesine vurgu yapılmaktadır.
Rapor, kullanılan 400 milyon doların üzerindeki ticaret bozucu dışsatım kredileri
nedeniyle, ABD’den başta pamuk, sigara, tütün, buğday, arpa, soya ve mısır olmak üzere
birçok tarımsal ürün dışalımının yapıldığını ve tarımsal ürün ticaretinde 600 milyon Avro
düzeyinde ticaret açığı verildiğini, buna karşılık AB ile yapılan tarımsal ticarette Türkiye’nin
ticaret fazlası verdiğinin altını çizmektedir.
Raporda, her zaman olduğu gibi, kamu ve hayvan sağlığı sorunları nedeniyle
Türkiye’nin uyguladığı canlı hayvan dışalım yasağı da eleştirilmektedir.
Raporun belki de en ilginç bölümü ise, “Türkiye’nin üyeliğinin etkileri” bölümünde
yapılıyor. Buna göre, ilerideki bir tarihte gerçekleştirilebilecek üyeliğin etkilerini şimdiden
kestirmek zor. Ancak meyve – sebze, fındık, bakliyat ve koyun eti gibi rekabet şansı olan
ürünler dışında, Türkiye’nin işinin zor olduğu ve rekabetçi bir yapı için daha fazla
liberalizasyon gerektiği söyleniliyor. Olası bir üyelikte, tercihli ticaret avantajları sona erecek
olan Türkiye’nin tarımsal dışsatımının azalacağı, buna karşılık kısıtlamaların kalkması
nedeniyle AB’nin dışsatımının artacağı belirtiliyor. Bu noktada “Rapor” çok ilginç bir öneri
geliştiriyor; “üyelik anındaki şoktan korunmak için, üye olmadan, geçiş sürecindeyken,
AB’ye yönelik ticari kısıtlamalarınızı tümüyle kaldırın” gibi öneri getirmektedir.
Raporun bir diğer önemli saptaması ise, halen AB’de uygulanan OTP’nin Türkiye’de
uygulanması halinde, AB bütçesine getireceği finansal yük ile ilgili. Buna göre, Doğrudan
Gelir Desteği için 8 milyar Avro, Pazar önlemleri için 1 milyar Avro gerekiyor. Oysa 10 yeni
ülkenin tümüne, bu alanda toplam 7 milyar Avro ödeniyor. Ayrıca, kırsal kalkınma önlemleri
için de 2.3 milyar Avro’ya gereksinim duyuluyor. Rapor, geçiş süresinin 2025’i aşması
durumunda, hesabın değişeceğini de eklemeyi unutmuyor.
Şu kısa notu belirtmekte yarar var ki, Türkiye, 2004 yılında tarımına toplam 2.5 milyar
dolar düzeyinde bir kaynak aktarıyor. Bu veri, Türkiye’de tarımın, belirtilen kalemler
açısından, AB’nin 1/6’sı kadar desteklendiğinin net bir açıklaması niteliğindedir.
Diğer taraftan Rapor, tarımdaki istihdam fazlasının, sosyal açıdan önemli bir sorun
oluşturduğunu belirttikten sonra, Türkiye’nin tamamlamış olduğu tarama (screening)
- 15 -
sürecinin yeniden başlayacağını dolaylı olarak belirtiyor, Türkiye için özel geçiş süreci ve
derogasyonlardan söz etmektedir.
Sonuç olarak, müzakere sürecinde bir dosya kapanmadan diğerine geçmeyecek olan
AB’nin, bu koşullarda tarım dosyasını kapatmasının güç olduğu ortadadır. Bu durum, AB
üyeliğinin önünde engel olarak tarımın ve üreticinin gösterilmesi gibi tehlikeli bir sürece
işaret etmektedir.
2.2.4.3. Dünya Ticaret Örgütü Cenevre Çerçeve Anlaşması ve Olası Etkileri
27 – 31 Temmuz 2004 tarihleri arasında Cenevre’de yapılan Dünya Ticaret Örgütü
görüşmelerinden sonra, tarım alanında ortaya çıkan Çerçeve Anlaşma (Framework for
Establishing Modalities in Agriculture), çoğu zaman yetersiz bir tartışma düzlemi yaratmış;
daha da önemlisi Anlaşma’nın Türkiye’ye ve gelişme yolundaki ülke (GYÜ) – en az gelişmiş
ülke (EAGÜ) gruplarına gelecekteki etkileri konusunda yanlış değerlendirmeler ortaya
çıkmıştır.
DTÖ terminolojisinin egemen olduğu Çerçeve Anlaşma metninin anlaşılabilmesi,
ancak Cenevre sürecini önceleyen gelişmelerin sağlıklı değerlendirilebilmesi ile olanaklıdır.
Çünkü Cenevre, asıl olarak, Uruguay Turu sonrasında imzalanan Tarım Anlaşması hükümleri
uyarınca, GYÜ taahhütlerinin son bulacağı 2004 yılında ortaya çıkan sıkışmışlığın bir
sonucudur. Küresel güç merkezleri açısından Doha ve Cancun’da alınan başarısız sonuçlar
onları, Cenevre’de bir “Çözüm” üretmeye ve bir anlamda taviz vermeye zorlamıştır. Ancak
“Verilen Taviz – Karşılığında Alınan Ödün” analizinin sağlıklı yapılması, görünenin altında
yatan genel eğilimi olanca açıklığı ile ortaya koymaktadır.
Tarım ticaretinin liberalizasyonu, II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Bretton Woods
sistemi içinde, diğer sektörlerin aksine çok taraflı uluslararası anlaşmalara konu olamamış,
bunun yerine ürünler bazında yapılan ya da ikili anlaşmalarla daha dar “çözümlemeler”
yaratılmaya çalışılmıştır.
GATT’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne dönüştüğü süreçte, 1986 yılında başlayan ve çetin
müzakereler sonucunda ancak 1994 yılında bitirilebilen DTÖ Uruguay Turu sonrasında
imzalanan Sonuç Anlaşması (Final Act), tarım ticaretini geniş oranda liberalize eden ilk
uluslararası anlaşma olarak nitelenebilir.
Uruguay Turu (UT); iç desteklerin azaltılması, pazara girişin kolaylaştırılması ve
dışsatım sübvansiyonlarının indirgenmesi esaslarına dayanmaktadır. GÜ’ler açısından 6 yıllık
indirim süreci 1995 – 2000 yılları arasında, GYÜ’ler için ise 10 yıllık indirim süreci 1995 –
2004 yılları arasında uygulanmıştır.
Türkiye, UT Tarım Anlaşması’nın iç desteklerin azaltılması taahhüdü kapsamına,
GYÜ’ler için geçerli olan de minimis koşulları gereğince girmemiş, yüksek kote edilen
gümrük vergileri nedeniyle, birkaç ürün dışında, genel olarak pazara giriş hükümlerinden ve
bütçe zorlukları nedeniyle zaten kullanamadığı dışsatım sübvansiyonlarının indirgenmesi
hükümlerinden olumsuz etkilenmemiştir.
İzleyen süreçte, 2000 yılı başından beri yoğun bir şekilde yürütülmekte olan resmi ve
gayriresmi toplantıların devamında 2001 yılı Kasım ayında Katar’ın Doha kentinde
- 16 -
düzenlenen Bakanlar Konferansı Tarım alanında liberalizasyon yapılabilmesine yönelik irade
beyanı dışında somut bir sonuç üretemeden dağılmıştır.
2003 yılının Eylül ayında Meksika’nın Cancun şehrinde yapılan Bakanlar Konferansı
ise GÜ’ler için adeta felaketin habercisi idi. Cancun’a kadar ABD ve Avrupa’nın ve zaman
zaman onlara eklenen CAIRNS grubunun pazarlıklarını izlemekle yetinen ve geniş anlamda
kaybeden azgelişmiş dünya, Hindistan ve Malezya’nın öncülüğünde kendi istemlerini dile
getirmiştir. Özellikle ABD’nin, bir avuç pamuk üreticisine yılda 12.5 milyar dolar destek
verirken, GYÜ ve EAGÜ’lerden pazara giriş kısıtlarını kaldırmasını istemesinin adil
olmadığı, Cancun’dan akıllarda kalan bir temel sav olarak öne çıkmıştır. Bu koşullarda
Cancun tam bir fiyasko ile sonuçlanmıştır...
Cancun süreci, şu gerçeğin altını çizmiştir; ya GÜ’ler dışsatım sübvansiyonlarını
korumak konusundaki ısrarlarından vazgeçecekler, ya da süreç çoktaraflı bir anlaşma
açısından tümüyle tıkanacak ve yeniden mal bazında ikili anlaşmalar dönemine girilecektir...
İşte bu ortamda, “İleri Tarım Müzeakereleri” olarak adlandırılan sürecin son halkası,
27 - 31 Temmuz 2004 tarihlerinde Cenevre’de yapılan DTÖ görüşmelerinin ardından ortaya
çıkan Çerçeve Anlaşma olmuştur.
UT’nun devamı niteliğinde, Cenevre’de de Anlaşma pazara giriş, iç destekler ve
dışsatım sübvansiyonları olmak üzere üç temel esasa oturtulmuştur.
Pazara giriş, korunan iç pazarların kilidini açmaya yönelik bir düzenlemedir.
Cenevre’de, bu alanda, bir bant uygulaması belirlenmiştir. Bant sayısı, her bant aralığına giren
tarife sayısı ve her bant aralığı için uygulanacak olan indirim yöntemi bu sistemin can alıcı
noktalarıdır. İsviçre formülü, lineer formül ya da karma formül, gümrük vergilerinin
indirgenme hız ve oranını belirleyecektir.
Anlaşmalarda İsviçre formülünün benimsenmesi, Türkiye’nin yüksek gümrük vergileri
ile koruduğu sektörler (hayvansal ürünler, endüstri bitkileri, tahıllar vb) için gümrük
vergilerinin hızla düşeceği anlamına geliyor. DTÖ’nün, tarife dışı engel denetimlerini
yoğunlaştıracağı ve izin belgesi gibi dışalımı engellemek için kullanılan yöntemlere yaptırım
uygulayacağını öngörmek te hiç zor değil...
Dünya Ticaret Örgütü’ne kote edilen değerler üzerinden 10 yıl boyunca (1995 – 2004)
yapılan indirimler sonrası, Türkiye, GTİP’lerine göre değişmek üzere, hayvansal ürünlerde %
136.5 ila % 227.5, tereyağında % 100, peynirde % 111, muzda % 147, çayda % 145, şekerde
% 136.5, hububat ürünlerinde % 180 gümrük vergisi uygulama hakkına sahiptir.
Çerçeve Anlaşma, bant usulü indirimden söz ediyor. Bunun Türkçesi, yüksek gümrük
vergilerinden yüksek indirimdir. Büyük olasılıkla, % 120’nin üzerindeki bant en yüksek bant
olarak değerlendirilecek ve en yüksek indirime bu oranın üzerindeki gümrük vergisine sahip
ürünler muhatap olacaklar.
Bu demektir ki, Türkiye açısından en hassas olan hayvansal ürünler, hububat, şeker,
çay ve muzda durum giderek kötüleşecek.
- 17 -
Türkiye gibi tarımına yeterli finansal destek sağlayamayan ülkelerde, gümrük
vergileri, iç piyasayı korumak ve üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak açısından son
derecede önemli araçlardır.
İç desteklerde bir indirim uygulaması da, GÜ-GYÜ-EAGÜ grupları için farklı
sonuçlar üretebilecek nitelikte. DTÖ’nün ticareti bozucu olarak niteleyerek yasakladığı
kırmızı kutu destekler (pazar fiyatı destekleri – girdi destekleri vb), aslında başta ABD ve
AB’nin, en az yarım yüzyıldır büyük finansman kaynakları kullanarak üreticisine verdiği
desteklerdir. Bu ülkelerde, bu destek politikalarının sonrasında oluşan sağlam tarımsal yapı,
bu desteklerin üretimle bağlantısız (de coupled) olarak üreticiye yönlendirilmesine olanak
tanımakta, başka bir deyişle sakınca yaratmamaktadır. Bu çerçevede, doğrudan gelir desteği
gibi üretimle bağlantısız formlarda GÜ’ler, desteklerini yeniden formüle etmekte ve izin
verilen Mavi Kutu destekler içinde toplamaktadır. Buna karşılık GYÜ’ler ve EAGÜ’ler,
tarımsal yapı bozuklukları – yönetim sorunları ve bütçe kısıtları nedeniyle, tarımlarını
yeterince destekleyememekte, desteklerini dönüştürmekte zorlanmakta, yeni destek formları
da tarımın finansman açığını daha da derinleştirmektedir.
Türkiye, Anlaşma’nın de minimis hükmü uyarınca, bir destek indirgeme taahhüdü
altında olmamasına karşın, krizler sonrası dönemde tarım desteklerini önemli oranda
indirgemiş ve tarım sektörüne 1.2 milyar $ ila 2.5 milyar $ düzeyinde yıllık destek
uygulayabilmiştir. Üstelik desteklerin büyük çoğunluğu, arazi mülkiyetine dayalı DGD
uygulamaları çerçevesinde üreticiye ulaşmamış ve tarım dışı kanallara akmıştır. Tarım
desteğinin AB’de yıllık 50 milyar $ düzeyinde olması, Bush yönetiminin mevcut desteklere
ilaveten ABD tarımı için 85 milyar $ daha ayırması, GÜ’ler ile GYÜ’ler ve EAGÜ’lerin
kaynak kullanma adaletsizliğini çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. DTÖ Anlaşması’nda
bulunan “Yoksul Üreticiye Girdi Desteği Serbestisi” ise, 1999 yılından bu yana, yine Türkiye
tarafından kullanılmamaktadır. Anlaşma ile % 10 olan “de minimis” sınırının GYÜ’ler için
indirgenmesi, Türkiye’nin zaten sağlayamadığı iç destekler açısından daha da vahim bir
durum yaratacaktır.
Çerçeve Anlaşma’nın üçüncü ayağı ise, dışsatım sübvansiyonları alanındadır. GÜ’ler,
dışsatım sübvansiyonlarının azaltılması ve süreç içinde tümüyle kaldırılmasını benimsemiş
görünmektedirler.
GÜ’lerin tıkanan görüşme sürecini aşmak için kullandıkları ve dünya kamuoyuna
“büyük taviz” diye sunulan bu yaklaşım, dikkatli bir analizde, verdiği görüntüyle tamamen zıt
bir sonuç üretmektedir.
ABD ve AB’nin dışsatım sübvansiyonuna ayırdığı kaynak miktarı, yıllık 15 milyar $
düzeyindedir. GÜ’lerin yılda 300 milyar $ düzeyinde iç destek için kaynak kullandığı
düşünüldüğünde, toplam destekler içinde dışsatım sübvansiyonlarının görece daha az önemli
olduğu açıktır. İşte ABD ve AB, bu noktadan verdikleri sözde tavizlerle, paraza giriş ve iç
destekler gibi iki büyük alanda, kendileri için yaşamsal önem taşıyan “ilerlemeler”
sağlayacaklardır.
Bütçe olanakları yeterli olmayan GYÜ ve EAGÜ’ler, tarımlarını ancak gümrük
vergileri ile koruyabilmektedirler. Çerçeve Anlaşma ile açılan süreçte, gümrük vergilerindeki
hızlı indirim, yoksul ülkelerin yoksul üreticileri için, yıkıcı sonuçlar üretecektir.
- 18 -
Oysa GÜ’ler, bu alanda da kendi çıkarlarına bir düzenlemeyi, Anlaşma koşulu haline
dönüştürmüşlerdir. Buna göre, GÜ’ler tarifelerini düşük tutmak suretiyle, Özel Korunma
Önlemleri uygulama hakkı kazanmışlardır. Böylece GÜ’ler, bir malın dışalım fiyatının o
ürünün üretilebilirliğini tehdit edecek ölçüde düşük bir fiyatla pazara girmesi durumunda,
dışalıma ek vergi koyma ve hatta birtakım kısıtlamalar getirme olanağına kavuşmuşlardır.
Gıda yardımlarının bile ticaret aracı haline dönüştürüldüğü dünyada, bu “olanak” amacı
dışında kullanılmaktadır. Buna karşılık, içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu GYÜ’ler,
Anlaşma’nın bu koruma hükmünden yararlanamamaktadırlar.
Önümüzdeki süreçte, Çerçeve Anlaşma’nın içinin doldurulmasına yönelik görüşmeler
başlayacaktır. Bu süreç, tüm ülkeler için olduğu gibi, Türkiye için de yaşamsal önem
taşımaktadır.
Bu sürece yönelik olarak, Türkiye kamu yönetiminin, demokratik kitle örgütleri, çiftçi
örgütleri ve akademisyenlerin katkısı ile görüşme pozisyonunu hazırlaması gerekmektedir.
Daha da önemlisi, Türkiye, pazara giriş koşullarının iç piyasayı koruyamayacak
duruma gerileyeceği yakın gelecek için, hem tarımın geneli, hem de ürün bazında bir
planlama çalışması yapması ve bunu süratle yaşama geçirmesi gerekmektedir.
Hızlı bir tarımsal yatırım planlaması ile sulanabilir alanlarını iki katına çıkartan, arazi
kullanım planlamasından üretim deseni seçimine kadar rasyonel tercihler ortaya koyan, üretici
örgütlenmesinden girdi temini ve ürün pazarlamasına kadar sürecin tüm aşamalarında
üretimden ve üretici – tüketici lehine çözümlerden yana olan, bilgi ve teknolojiyi tarla ile
buluşturan, üretim maliyetlerini azaltıp verim değerlerini yükselten, bu çerçevede rekabet
gücü yüksek bir tarım sektörü kurgulaması, süreç içindeki kalıcı çözümdür.
2.2.4.4. AB İle Türkiye İçin Müzakere Çerçeve Belgesi
Müzakerelere İlişkin İlkeler
1. Müzakereler Türkiye’nin kendi başarısına dayanır ve müzakerelerin hızını
Türkiye’nin üyelik koşullarını yerine getirmede kaydettiği ilerleme belirler. Konseyin durumu
düzenli olarak izleyebilmesi için, Dönem Başkanlığı veya Komisyon, gerektiğinde Konseyi
ayrıntılı bir şekilde bilgilendirir. Birlik, uygun zamanda, müzakerelerin sonuçlandırılması için
gerekli koşulların yerine getirilip getirilmediğine karar verir. Bu, Komisyon tarafından
hazırlanacak olan ve 6 numaralı paragrafta listelenen koşulların Türkiye tarafından yerine
getirildiğini teyit eden bir rapora dayanarak yapılır.
2. Aralık 2004 tarihli Zirvede kararlaştırıldığı gibi, bu müzakereler Avrupa Birliği
Antlaşmasının 49'uncu maddesine dayanmaktadır. Müzakerelerin ortak hedefi üyeliktir. Bu
müzakereler, sonucu önceden garanti edilemeyen ucu açık bir süreçtir. Birliğin absorbe etme
kapasitesi de dahil, tüm Kopenhag kriterleri göz önünde bulundurularak, Türkiye’nin üyelik
yükümlülüklerini tam olarak üstlenecek durumda olmaması halinde Avrupa yapılarına
mümkün olan en güçlü bağlarla kenetlenmesi sağlanmalıdır.
3. Genişleme, Birliğin ve üye devletlerin angaje olduğu sürekli gelişme ve bütünleşme
sürecini güçlendirmelidir. Birliğin uyumunu ve etkililiğini korumak için her türlü çaba
gösterilmelidir. 1993 Kopenhag Zirvesinin Sonuç Bildirgesi uyarınca, Birliğin, Avrupa
bütünleşmesine ilişkin ivmesini koruyarak Türkiye’yi absorbe etme kapasitesi, hem Birliğin,
- 19 -
hem de Türkiye’nin genel çıkarı açısından önemli bir mülahazadır. Komisyon, müzakere
sürecinde bu kapasiteyi, bu üyelik koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin Konsey
tarafından yapılacak değerlendirmeye esas teşkil etmek üzere, Ekim 2004 tarihli Türkiye’nin
Üyelik Perspektifinden Kaynaklanan Hususlar Hakkında Raporda (Etki Raporu) ortaya konan
tüm konuları kapsayacak şekilde izler.
4. Müzakereler, Türkiye’nin, 1993 Kopenhag Zirvesinde belirlenen, daha sonra büyük
bir bölümü Avrupa Birliği Antlaşmasının 6(1)’ncı maddesine dercedilen ve Temel Haklar
Şartında beyan edilen siyasi kriterleri yeterli derecede karşılamasına dayanarak başlatılır.
Birlik, Türkiye’den, reform sürecini sürdürmesini ve Avrupa içtihat hukuku da dahil olmak
üzere, özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlüklere saygı
gibi ilkeler bakımından daha fazla gelişme kaydetme yönünde çaba sarf etmesini; özellikle
işkence ve kötü muamele ile mücadelede sıfır tolerans politikalarına ve ifade özgürlüğü, din
özgürlüğü, kadın hakları, sendikal haklar da dahil ILO standartları ve azınlık hakları ile ilgili
hükümlerin uygulanmasına ilişkin mevzuatı ve uygulama tedbirlerini konsolide etmesini ve
genişletmesini beklemektedir. Birlik ve Türkiye, yoğun siyasi diyaloglarını sürdürecektir. Söz
konusu alanlarda kaydedilen ilerlemenin geri dönülmezliğini ve bu ilerlemenin özellikle temel
özgürlüklere ve insan haklarına tam saygı gösterilmesi bakımından eksiksiz ve etkili bir
şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla, kaydedilen ilerleme, bu konuda Konseye düzenli
rapor sunmaya davet edilen Komisyon tarafından, 2004 tarihli Etki Raporu, Tavsiye Metni ve
İlerleme Raporunda işaret edilen sorunlu hususların tümüne yer vermek suretiyle yakından
izlenmeye devam edilir.
5. Türkiye’de, Birliğin temelini oluşturan özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve
temel özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin ciddi ve sürekli olarak ihlal
edilmesi durumunda, Komisyon kendi inisiyatifiyle veya üye devletlerin üçte birinin talebi
üzerine müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye eder ve müzakerelerin tekrar başlatılması için
gerekli koşulları önerir. Konsey, böyle bir tavsiye üzerine, Türkiye’yi de dinledikten sonra,
nitelikli çoğunlukla, müzakerelerin askıya alınıp alınmamasını ve tekrar başlatılması için
gerekli koşulları karara bağlar. Üye devletler, Hükümetlerarası Konferansta, oybirliği genel
kuralına helal gelmeksizin, Konsey kararı doğrultusunda hareket eder. Avrupa Parlamentosu
bilgilendirilir.
6. Müzakerelerin ilerlemesini, ekonomik ve sosyal yakınsama ve Komisyonun 2'nci
paragrafta belirtilen raporları çerçevesinde, Türkiye’nin katılıma hazırlık yönünde kaydettiği
gelişme yönlendirir. Bu ilerleme, özellikle aşağıdaki koşullara göre ölçülür:
- Üyelik koşullarını ortaya koyan aşağıda belirtilen Kopenhag Kriterleri:
* Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, azınlıklara saygı gösterilmesini
ve azınlıkların korunmasını teminat altına alan kurumların istikrarı,
* İşleyen bir piyasa ekonomisinin varlığı ve Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa
güçleriyle baş edebilme kapasitesi,
* Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına bağlılık da dahil, üyelikten
kaynaklanan yükümlülükleri üstlenme kapasitesi ve müktesebatı etkili bir şekilde
uygulayacak ve yürütecek idari kapasite,
- Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkilerine koşulsuz bağlılığı ve mevcut sınır
anlaşmazlıklarını, gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanının yargılama yetkisi de dahil
- 20 -
olmak üzere, Birleşmiş Milletler Şartı uyarınca ihtilafların barışçıl yollardan halli ilkesine
uygun olarak çözme taahhüdü,
- Türkiye’nin, kapsamlı bir çözüm için elverişli bir ortamın yaratılmasına katkıda
bulunmak üzere atılacak adımlar da dahil olmak üzere, Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler
çerçevesinde ve Birliğin dayandığı ilkeler doğrultusunda kapsamlı bir çözüm bulunması
yönündeki çabalara destek vermeye devam etmesi ve Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti de dahil
tüm AB üyesi devletler arasındaki ikili ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde ilerleme
kaydedilmesi;
- Türkiye’nin, Ortaklık Anlaşmasından ve bu Anlaşmayı tüm yeni AB üyesi devletlere
teşmil eden Ek Protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini (özellikle AB-Türkiye gümrük
birliği ile ilgili olanlar) yerine getirmesi ve düzenli bir şekilde gözden geçirilen Katılım
Ortaklığı Belgesinin uygulanması.
7. Katılım sürecinde, Türkiye’nin üçüncü ülkelere karşı uyguladığı politikaları ve
uluslararası kuruluşlardaki tutumlarını (bu kuruluşlara ve düzenlemelere tüm AB üyesi
devletlerin taraf olması ile ilgili olanlar da dahil), Birlik ve üye devletler tarafından kabul
edilen politikalar ve tutumlar ile aşamalı olarak uyumlaştırması gerekmektedir.
8. Katılım müzakerelerine paralel olarak, Birlik, Türkiye ile yoğun bir siyasi diyalog
ve sivil toplum diyaloğu içine girer. Kapsayıcı sivil toplum diyaloğunun amacı, özellikle
Avrupa vatandaşlarının katılım sürecine desteğini temin etmek üzere, insanları bir araya
getirerek karşılıklı anlayışı geliştirmektir.
9. Türkiye, diğer katılım müzakerelerinin sonuçlarını, Birliğe katıldığı tarihteki
mevcut halleriyle kabul etmek zorundadır.
10. Katılım, Birlik müktesebatı olarak bilinen, Birlik sistemine ve Birliğin kurumsal
çerçevesine bağlanan hak ve yükümlülüklerin kabulünü gerektirir. Türkiye bu müktesebatı,
katılım tarihindeki haliyle uygulamak zorundadır. Ayrıca, katılım mevzuat uyumuna ilaveten,
müktesebatın zamanında ve etkili olarak uygulanmasını da gerektirir. Müktesebat sürekli
olarak gelişmekte olup, aşağıdakileri içermektedir:
- Birliğin temelini oluşturan Antlaşmaların içeriği, ilkeleri ve siyasi hedefleri;
- Antlaşmalar uyarınca kabul edilen mevzuat ve kararlar ve Avrupa Toplulukları
Adalet Divanının kararları;
- Birlik çerçevesinde kabul edilen hukuken bağlayıcı olan veya olmayan diğer işlemler
(örneğin, kurumlararası anlaşmalar, ilke kararları, bildirimler, tavsiyeler, kılavuzlar);
- Ortak güvenlik ve dış politikası çerçevesinde kabul edilen ortak eylemler, ortak
tutumlar, deklarasyonlar, sonuç bildirgeleri ve diğer işlemler;
- Adalet ve içişleri çerçevesinde kabul edilen ortak eylemler, ortak tutumlar,
imzalanan sözleşmeler, ilke kararları, bildirimler ve diğer işlemler;
- Topluluklar tarafından veya Topluluklar ve üye devletler tarafından birlikte
akdedilen uluslararası anlaşmalar ve üye devletlerin Birlik faaliyetlerine ilişkin olarak
- 21 -
aralarında akdettikleri uluslararası anlaşmalar. Türkiye’nin, katılımından uygun bir zaman
önce müktesebatın Türkçe'ye tercüme edilmesi ve katılımıyla birlikte AB kurumlarının
gerektiği gibi işlemesi için ihtiyaç duyulan yeterli sayıda tercüman ve mütercim yetiştirmesi
gerekmektedir.
11. Türkiye’nin bir üye devlet olmasının getireceği tüm hak ve yükümlülükler,
Türkiye ve Topluluklar arasındaki mevcut tüm ikili anlaşmaların ve Türkiye tarafından
akdedilmiş üyelik yükümlülükleriyle bağdaşmayan tüm diğer uluslararası anlaşmaların sona
erdirilmesini gerektirir. Ortaklık Anlaşmasının müktesebattan farklılık gösteren hükümleri,
katılım müzakerelerinde emsal teşkil etmez.
12. Müktesebattan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin Türkiye tarafından
üstlenilmesi, müktesebatta spesifik uyarlamalar yapılmasını gerektirebilir ve istisnai olarak,
katılım müzakereleri sırasında belirlenmesi gereken geçici tedbirlerin alınmasına neden
olabilir. Gerekli hallerde, müktesebatta yapılacak spesifik uyarlamalar, üye devletlerin söz
konusu müktesebatı kabul ederken uyguladıkları o müktesebata özgü ilkeler, kriterler ve
parametreler temelinde ve Türkiye’nin özellikleri de dikkate alınarak kararlaştırılır. Birlik,
Türkiye tarafından yapılan geçiş düzenlemesi taleplerini, bunların süre ve kapsam bakımından
sınırlı olması ve müktesebatın uygulanması için açıkça belirlenmiş aşamaları içeren bir planla
desteklenmesi kaydıyla kabul edebilir. İç pazarın genişletilmesiyle bağlantılı alanlarda,
düzenleyici tedbirler hızlı bir biçimde uygulanmaya konmalı ve geçiş süreleri kısa ve az
olmalıdır. Büyük mali harcamalar yapılması da dahil, önemli çaba gerektiren kayda değer
uyarlamaların gerektiği durumlarda, uyuma yönelik süregelen, ayrıntılı ve bütçelendirilmiş bir
planın parçası olarak uygun geçiş düzenlemeleri öngörülebilir. Her halükarda, geçiş
düzenlemeleri Birliğin kurallarına ve politikalarına değişiklik getirmemeli, bunların düzgün
işleyişini aksatmamalı ve rekabetin önemli ölçüde bozulmasına neden olmamalıdır. Bu
bağlamda, Birliğin ve Türkiye’nin çıkarları dikkate alınmalıdır.
Uzun geçiş süreleri, derogasyonlar, spesifik düzenlemeler veya daimi korunma
hükümleri (yani, korunma tedbirlerinin alınmasına dayanak teşkil eden, daimi surette ileri
sürülebilecek hükümler) öngörülebilir. Komisyon, gerektiğinde bu hükümleri, kişilerin
serbest dolaşımı, yapısal politikalar veya tarım gibi alanlarda hazırlayacağı önerilere dahil
eder. Ayrıca, kişilerin serbest dolaşımının nihai olarak gerçekleştirilmesine ilişkin karar alma
süreci, üye devletlere azami rol verilmesine imkan sağlamalıdır. Geçiş düzenlemeleri veya
korunma hükümleri, rekabete ve iç pazarın işleyişine olan etkilerine göre gözden
geçirilmelidir. Müktesebatta yapılması gereken ayrıntılı teknik uyarlamaların katılım
müzakereleri sırasında belirlenmesi gerekmemektedir. Bunlar, Türkiye ile işbirliği halinde
hazırlanır ve katılım tarihinde yürürlüğe girmeleri amacıyla Birlik kurumları tarafından uygun
bir zamanda kabul edilir.
13. Türkiye’nin katılımının mali veçheleri, ilgili Mali Çerçeve kapsamında ele
alınmalıdır. Bunun sonucu olarak, Türkiye’nin katılımı önemli mali sonuçlar
yaratabileceğinden, müzakereler, bu konuda gerek duyulabilecek mali reformlarla birlikte
ancak 2014 yılından sonraki dönemi kapsayan Mali Çerçevenin oluşturulmasından sonra
tamamlanabilecektir. Yapılacak düzenlemeler, mali yüklerin tüm üye devletler arasında adil
biçimde paylaşılmasını temin etmelidir.
14. Türkiye, katılımdan itibaren, derogasyon almış bir üye devlet olarak ekonomik ve
parasal birliğe iştirak eder ve gerekli koşulları yerine getirdiğine ilişkin bir değerlendirme
- 22 -
temelinde alınacak Konsey kararını takiben Euro’yu ulusal para birimi olarak kabul eder. Bu
alandaki müktesebatın geri kalanı, katılımdan itibaren tam olarak uygulanır.
15. Özgürlük, adalet ve güvenlik alanına ilişkin olarak, AB üyeliği, Türkiye’nin
katılımla birlikte, Schengen müktesebatı da dahil, bu alandaki müktesebatı tümüyle
üstlenmesini gerektirmektedir. Bununla birlikte, bu müktesebatın bir bölümü, Türkiye’de
ancak, Türkiye’nin hazır olma durumu hakkında yapılacak ilgili Schengen değerlendirmesi
temelinde, iç sınırlarda kişilere uygulanan kontrollerin kaldırılmasına yönelik olarak alınacak
bir Konsey kararından sonra uygulanır.
16. AB, nükleer güvenliğin tüm veçheleri de dahil olmak üzere, yüksek seviyede bir
çevre korumasının önemine dikkat çeker.
17. Müktesebatın tüm alanlarında, Türkiye, müktesebatı etkili bir şekilde uygulamak
veya duruma göre katılımdan makul bir süre önce etkili bir şekilde uygulayabilmek amacıyla,
kurumlarını, yönetim kapasitesini, idari ve yargısal sistemlerini, hem ulusal hem de bölgesel
düzeyde, Birlik standartlarına yükseltmelidir. Daha genel anlamda, bu, etkin ve tarafsız bir
kamu hizmeti üzerine kurulmuş iyi işleyen ve istikrarlı bir kamu yönetimini ve bağımsız ve
etkin bir yargı sistemini gerektirmektedir.
Müzakere Usulleri
18. Müzakerelerin esası, tüm üye devletlerin ve aday ülkenin katıldığı bir
Hükümetlerarası Konferansta ele alınır.
19. Komisyon, Türk makamlarına müktesebatı açıklamak, spesifik alanlarda
müzakerelerin açılması için Türkiye’nin hazırlık durumunu değerlendirmek ve müzakerelerde
gündeme gelme ihtimali yüksek konulara ilişkin ön verileri elde etmek üzere, tarama olarak
adlandırılan, müktesebatın incelenmesine ilişkin resmi bir süreç başlatır.
20. Müktesebat, tarama ve müteakip müzakereler için, her biri spesifik bir politika
alanını kapsayan belli sayıda başlıklara bölünür. Bu başlıkların bir listesi Ek’te yer
almaktadır. Spesifik müzakere başlıklarından birinde Türkiye veya AB tarafından belirtilen
herhangi bir görüş, hiçbir surette diğer başlıklara ilişkin olarak benimsenebilecek pozisyonları
etkilemez. Ayrıca, müzakerelerin seyri sırasında spesifik müzakere başlıklarında varılan
anlaşmalar, kısmi bile olsalar, bütün müzakere başlıkları için genel bir anlaşmaya varılıncaya
kadar, nihai olarak değerlendirilemez.
21. Komisyonun Türkiye için hazırladığı İlerleme Raporlarına ve özellikle tarama
sırasında elde ettiği bilgilere dayanarak, Konsey, Komisyonun önerisi üzerine oybirliğiyle
hareket ederek, her bir başlığın geçici olarak kapanması ve gerektiğinde açılması için
performans kriterler belirler. Birlik bu kriterleri Türkiye’ye bildirir. Bu kriterler, müzakere
başlığına bağlı olarak, özellikle, işleyen bir piyasa ekonomisinin varlığına, müktesebata uyum
sağlanmasına ve müktesebatın kilit unsurlarının uygulanmasında yeterli bir idari ve yargısal
kapasitenin varlığını ortaya koyacak şekilde tatmin edici bir başarı kaydedilmesine ilişkin
olacaktır. Söz konusu kriterler, ilgili hallerde, Ortaklık Anlaşması kapsamındaki taahhütlerin,
AB-Türkiye gümrük birliğine ilişkin olanlar ve müktesebat kapsamındaki yükümlülükleri
yansıtanlar başta olmak üzere, yerine getirilmesini de içerecektir. Müzakerelerin uzun bir
süreye yayılması veya yeni unsurları (yeni müktesebat gibi) kapsama almak için müzakere
başlıklarından birine yeniden dönülmesi durumunda, mevcut kriterler güncellenebilir.
- 23 -
22. Türkiye’den, müktesebata ilişkin pozisyonunu belirtmesi ve kriterleri karşılamada
kaydettiği ilerlemeyi bildirmesi talep edilir. Uygun idari ve yargısal yapılar vasıtasıyla etkili
ve verimli uygulama da dahil olmak üzere, Türkiye’nin müktesebatı doğru biçimde iç hukuka
aktarması ve uygulaması müzakerelerin ilerleme hızını belirler.
23. Bu amaca yönelik olarak, Komisyon, kendisi tarafından veya kendi adına
uzmanlarca yerinde yapılan incelemeler de dahil olmak üzere mevcut bütün araçları
kullanarak, Türkiye’nin tüm alanlarda kaydettiği ilerlemeyi yakından izler. Komisyon taslak
AB Ortak Pozisyon Belgelerini Konseye sunarken, ilgili alanda Türkiye’nin kaydettiği
ilerleme konusunda da bilgi verir. Konsey, söz konusu başlıktaki müzakerelere ilişkin daha
sonraki adımlar hakkında karar verirken bu değerlendirmeyi dikkate alır. AB’nin her bir
başlıktaki müzakerelere ilişkin olarak ihtiyaç duyacağı ve Konferansa Türkiye tarafından
sağlanacak bilgiye ilave olarak, Türkiye’den, bir başlığın geçici olarak kapatılmasından sonra
bile, müktesebata uyum ve uygulamadaki ilerlemeye ilişkin olarak düzenli biçimde ayrıntılı
yazılı bilgi vermeye devam etmesi istenir. Geçici olarak kapatılmış müzakere başlıklarına
ilişkin olarak, Türkiye’nin önemli performans kriterlerini karşılamada veya taahhütlerini
yerine getirmede başarısız olması durumunda, Komisyon müzakerelerin yeniden açılmasını
önerebilir.
Müzakere Başlıklarının Ön Gösterge Niteliğindeki Listesi
(Not: Bu liste hiçbir şekilde, müzakerelerin uygun bir aşamasında, konuların hangi
sıraya göre ele alınacağına ilişkin olarak verilecek kararları etkilemez.)
1. Malların serbest dolaşımı
2. İşçilerin serbest dolaşımı
3. İş kurma hakkı ve hizmet sunumu serbestisi
4. Sermayenin serbest dolaşımı
5. Kamu ihaleleri
6. Şirketler hukuku
7. Fikri mülkiyet hukuku
8. Rekabet politikası
9. Mali hizmetler
10. Bilgi toplumu ve medya
11. Tarım ve kırsal kalkınma
12. Gıda güvenliği, hayvan ve bitki sağlığı politikası
13. Balıkçılık
14. Ulaştırma politikası
15. Enerji
16. Vergilendirme
17. Ekonomik ve parasal politika
18. İstatistik
19. Sosyal politika ve istihdam
20. Girişimcilik ve sanayi politikası
21. Trans-Avrupa ağları
22. Bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonu
23. Yargı ve temel haklar
24. Adalet, özgürlük ve güvenlik
25. Bilim ve araştırma
26. Eğitim ve kültür
- 24 -
27. Çevre
28. Tüketici ve sağlığın korunması
29. Gümrük birliği
30. Dış ilişkiler
31. Dış politika, güvenlik ve savunma politikası
32. Mali kontrol
33. Mali ve bütçesel hükümler
34. Kurumlar
35. Diğer hususlar
2.2.4.5. Olası AB’ye Üyeliğin Türkiye Tarımına ve Dış Ticaretine Etkileri
Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin tarıma etkilerinin değerlendirilmesinde, AB tarım
politikalarının yanında, Dünya piyasalarındaki gelişmeler, DTÖ-tarım müzakereleri ve ulusal
tarım politikalarının yönü etkili olacaktır. Görüşmeler sırasında ve hatta üyelik
gerçekleştiğinde AB’den gelebilme ihtimali olan her türlü fonlara odaklı bir yaklaşımın
verimli olmayacağı açıktır. AB’den gelebilecek yardımların hemen hepsi proje bazında ve
ulusal katılımı gerektirecek şekilde kullanılabilmektedir.
Topluluk veya her genişleme dalgasında en sıkı pazarlıklar tarım sektöründe
yoğunlaşmıştır. Ancak, tarımın Birliğe üyeliği önlediği bir durum henüz söz konusu değildir.
Türkiye'nin bütünleşme sürecindeki genel düzeyde sorunlar aşıldığında, tarım sektörü
pazarlıkları kaçınılmaz şekilde öne çıkacaktır. Politikaların yönetimindeki zorluklar ve Birlik
bütçesine yükü nedeniyle, tarımda pazarlıklar diğer sektörlere oranla daha sıkı geçmektedir.
Kilit kelime tarım veya yapısı değil pazarlıktır. Tarım tek başına Türkiye'nin AB'yle
bütünleşmesini engellemeyecektir, fakat sektörle ilgili varolan pazarlık yapabilme yeteneği
bütünleşmeyi geciktirebilir.
Tarım politikalarından beklenen etkilerin elde edilebilmesi için gerekli kurumsal
altyapının tam anlamıyla işler veya işleyebilecek nitelikte olması gerekmektedir. Hayli
karmaşık AB tarım politikalarının işlerlik kazanabilmesi bu gereği fazlasıyla artırmaktadır.
Bu nedenle AB, aday ülkelerin kurumsal gelişmişlik düzeylerine öncelik vermektedir.
Yapılması gerekenler bellidir. Adaylık sürecinde yol almak isteniyorsa, Türkiye'nin de
kurumsal altyapısını ve insangücü kapasitesini geliştirmesi kaçınılmazdır. Bu tür gelişmelerin
AB'nin de çıkarına olması, gereken ciddiyet gösterildiğinde, AB kaynaklarından destek
alınabilmektedir.
Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi'nden 17 Aralık 2004 tarihinde olumlu karar çıktığı
takdirde, tarım sektörünün Birlik'le bütünleşmesi yönünde pazarlıklara başlayacaktır.
Pazarlıkların hakça sonuçlanabilmesi için her türlü bilginin sistematik analizi ve kullanılabilir
hale getirilmesi gerekmektedir. Bu kısımda, üretim, tüketim ve iktisadi değişkenlerin
etkileşimlerini dikkate alan bir tarım sektör modeli çerçevesinde Türkiye'nin AB üyeliğinin
tarıma etkileri tartışılmaktadır.
Doğrusal olmayan programlama tekniğinin kullanıldığı, Türkiye Bölgesel Tarım
Sektör Modeli (TASM-AB), model sektörde üretim ve ithalattan oluşan toplam ulusal arz ile
iç talep ve ihracattan oluşan toplam ulusal talebi yansıtmaktadır (Çakmak ve Kasnakoğlu,
2003). Modelin üretim tarafı dört coğrafi bölgeye bölünmüştür. Talep tarafında ise tüketici
davranışları fiyata bağımlıdır ve denge fiyatları modelden elde edilmektedir.
- 25 -
Temel dönem için kalibre edilen model kullanılarak 2005 yılında AB'ye üye
olunmadığı ve olunduğu durumları aksettiren iki tip senaryonun sonuçları incelenmiştir. AB
tarım politikalarının Gündem 2000 sonrası belli bir istikrara kavuşacak olması 2005 yılının
seçiminin tercih sebebi olmuştur. Her iki senaryo çözümü için nüfus ve gelir büyümesi,
teknolojik gelişme, dünya fiyatlarına bağlı olarak sınır fiyatları ve tarım politikalarındaki olası
gelişmeler dikkate alınarak modelin tüm parametreleri 2005 yılına getirilmiştir. AB'ye üye
olunduğunda AB fiyatları ve politikaları Türkiye için geçerli olmaktadır.
AB'ye üyelik üç alternatif simülasyonla incelenmektedir. İlki, AB'ye üyelik sonrası,
çiftçilere alan telafi ödemesi yapmadan Ortak Tarım Politikasının geçerli olduğu durumdur.
Yeni genişleme döneminde AB'nin aday ülkelerle yaptığı pazarlıklarda öne çıkmıştır ve
olasılığı hayli yükselmiştir. İkincisi, AB'ye üyeliğin alan telafi ödemelerini de içerdiği
simülasyondur. Üçüncüsü ise Türkiye'nin tarım politikasında değişiklik olacağını ve üye
olana kadar hayvancılık alt-sektöründe verimlilik iyileşmesi olacağını varsaymaktadır.
Modelden, değişen politikalar, dünya fiyatları ve büyüme tahminleri durumunda yeni
sonuçlar elde edilebilir. Ancak, modelin yapısını geliştirmek ve veri tabanını genişletmek
mümkündür. Örneğin, modelde hayvancılık üretimi ulusal düzeyde ve yem girdileri enerji
eşdeğerinde yer almaktadır. Çeşitli tür hayvan sayısı (AB'deki sınıflandırmaya uygun) ve
beslenme ihtiyacı verilerinin kısıtlılığı böyle bir çözümü yapılabilir kılmıştır. Veriler elde
edildiğinde hayvancılık modülünü geliştirmek mümkündür. Ancak, ne kadar gelişkin olursa
olsun sonuçlar, ismi üstünde, "model"den elde edilmektedir ve gözlenenle örtüşmeyebilir.
Daha önce belirtildiği gibi, model sonuçları çeşitli politika alternatiflerinin etkilerini
belirleyerek en iyisini seçmeye yardımcı olur. Model karar vermez.
Üyelik öncesi veya sonrası sektörde meydana gelebilecek değişiklikleri olumlu veya
olumsuz olarak nitelemek doğru olmaz. AB dışı değişlikler ve üyeliğin etkisi üretim, tüketim
ve dış ticaret gibi değerlendirme kriterlerine ve bakış açısına göre farklılık gösterebilir.
Modelden elde edilen çeşitli durumlarda AB üyeliği etkileri aşağıdaki şekilde
özetlenebilir:
Üyelik bitkisel ürün fiyatları yükseltmektedir. Ancak, hayvancılık ürünlerindeki
düşüşün daha fazla olması genel fiyat seviyesini aşağıya çekmektedir.
Üreticilere etkisi ürününe göre değişmektedir; genelde olumsuz gibi görünen etki
teknolojik gelişme ve telafi ödemelerinin etkisiyle üreticilere yararlı hale gelmektedir.
Artan tüketim miktarını daha düşük harcama ile gerçekleştirmek mümkün olmaktadır.
Tüketicilerin temel gıda harcamaları azalmaktadır.
Hayvancılık ürünleri AB fiyatlarında bile rekabet edemeyecek durumdadır. Hayvan
sürü genişliği büyük oranda daralmakta ve net ithalat patlamaktadır.
Bitkisel ürünlerde net ihracat artışı, hayvancılık ürünlerindeki ithalat artışını
karşılamaktan uzaktır.
- 26 -
Hayvancılık ürünleri ithalatının tümü AB'den yapılmaktadır. Bitkisel ürünlerde AB
dışı ülkelere yapılan ihracat artış göstermekte, ancak dış ticaretin kaynağı ve adresi büyük
oranda AB olmaktadır.
Arpa, pamuk, baklagiller, sebze ve meyve üyelikle oluşan fiyat düzeyinde rekabet
edebilecek ürün ve ürün grupları olarak belirmektedir.
Alan telafi ödemelerinden yararlanmak için üretimden çekilen alanın üretim miktarına
etkisi sınırlıdır; ancak ödemeler üretici hasılatını yüksek oranda artırmaktadır.
Hayvancılılık verimliliğinde küçük oranlı bir gelişme bile, hayvancılık ürünlerinde
Türkiye'nin AB'ye karşı direncini artırmaktadır.
Tarımı Türkiye'ye benzer ülkelerin yer aldığı Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle üyelik
görüşmelerinin başladığı dönemdeki pazarlık konularıyla, günümüzdeki pazarlık konuları
farklılık göstermektedir. AB, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini bütünleşmeye hazırlamak için
her biriyle tarım mallarında karşılıklı-sıfırlama (double-zero) anlaşmaları yapmıştır.
Türkiye'nin AB'yle yaptığı Gümrük Birliği anlaşmasına benzer şekilde, her ülke için mal
listeleri oluşturulmuştur. Gümrük tarifeleri ve ihracat sübvansiyonları malların çoğunda
karşılıklı olarak sıfırlanmıştır.
Türkiye üyelik görüşmelerine 2005 yılında başlayabilirse, yeni genişleme dönemi
pazarlıklarındaki gelişmeler ve model sonuçları beraberce dikkate alındığında tarım sektörü
pazarlıklarında aşağıdaki unsurların öne çıkması beklenebilir:
Geçiş dönemi uygulaması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Ancak, bu geçiş döneminin
üye olana kadar işlerin eskisi gibi sürdürülmesi olarak algılanmamasında yarar vardır. Geçiş
döneminde, tarım sektöründe, özellikle hayvancılık ve hayvancılığa girdi sağlayan bitkisel
üretimde, teknolojik gelişme sağlayacak şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Teknolojik gelişme, sadece alan veya hayvan başına verimde artışla değil, verimliliği
artırmakla sağlanabilir ve kaynak gerektirir. AB ve iç kaynaklardan sağlanabilecek miktarın
yanında, kaynakların rekabet şansı yüksek alt-sektörlerden başlayarak öncelik sırasına göre
dağılımı teknolojik gelişmeyi kalıcı hale getirebilir.
Sadece alt sektörlerin belirlenmesi de yeterli değildir. Gelişme sağlanması gereken
noktaların da belirlenmesi gerekmektedir. AB fiyatlarında sebze ve meyvede rekabet imkanı
sürmektedir. Bu ürünlerde kalite ve standartların önemli rol oynadığı bilinmektedir ve
sağlanmadığı durumda rekabet avantajından yararlanmak mümkün değildir. Diğer bitkisel
ürünlerde benzer sorunlar yaşanabilir.
Üyelik geciktikçe, önemli ürünlerde Türkiye-AB ve AB-dünya fiyatları arasındaki fark
küçülmektedir. Üyelik görüşmeleri başladığında, AB'de oluşacak fiyat seti bu çalışmada
varsayılandan farklı olabilir. Pazarlıklarda, geçmiş politikalar yerine, politikalardaki olası
değişiklikler ve etkileri öne çıkmalıdır.
Aynı durum, üyelik öncesi yapılması muhtemel olan karşılıklı sıfırlama (double-zero)
anlaşmaları için de geçerlidir. İkili tercihli ticaret anlaşmalarındaki gibi statik yaklaşım
sorunlar yaratabilir. İki tür anlaşma arasındaki fark, anlaşmanın üyelik görüşmeleri sürdürülen
AB ile yapılmış olmasıdır ve tamamen uygulanması gerekir.
- 27 -
Tarımda rekabet şansının devam etmesi, üyelik durumunda Türkiye'nin önüne iki
seçenek koymaktadır. İlki süregelen şartları olduğu gibi kabullenmektir. İkinci seçenek
kazanç-kazanç alternatifi olarak nitelenebilir. Pazarlıklar başladıktan sonra ve geçiş
döneminde, Türkiye, her alanda (üretim, pazarlama gibi) verimliliği artırıcı, AB şartlarına
uygun projeler ile AB'den alabileceği mali kaynağı mümkün olan en yüksek seviyede
gerçekleştirir ve ulusal kaynakları da aynı yönde kullanırsa, üretim etkileri asgariye
indirilebilir.
AB'nin üyelik görüşmelerine aday ülkelerin tarımda yapısal sorunlarıyla (işletme
büyüklüğü, tarımsal istihdam gibi) başlaması doğaldır. Garip olan adayların da bu pozisyonu
kabul eder görünmesidir. Pazarlıkların başlamasıyla beraber adaylar taviz verme pozisyonuna
itilmektedir. Üye ülkeler incelendiğinde ise üyelik öncesi ve azalsa da, hala süregelen yapısal
farklılıklar vardır. "Avrupa Tarımı" diye adlandırılan model çok-işlevliliği öne çıkarmaktadır.
Çok-işlevlilik tanımı genişletilmesi düşünülebilir. Ölçek sorunu ise, teoride ve uygulamada en
azından tarımın bazı alt-sektörleri için tartışmaya açık bir konudur. Ayrıca, üretim ölçeği,
başka önemli etkileri bir yana, AB'nin önde gelen çevre ve kırdaki sorunlarının kaynağıdır.
Üyelik görüşmelerinde yapılan pazarlıklarda karşılıklı taviz vermek doğaldır. Önemli olan
tavizin verildiği veya alındığı şartlarda beklenen getirisinin negatif olmamasıdır. Bu amaca
ulaşmak için bilgiye ve bilginin amaç için kullanılabilir hale getirilmesi gerekmektedir.
Pazarlık pozisyonunu güçlendirebilmek için, her türlü tarımsal ve ekonomik teknik bilginin
sistematik analizi kaçınılmazdır.
Üyelik görüşmelerine başlandığı takdirde Türkiye’nin müktesebata uyum süreci
dışında kısa-orta dönemde önem vermesi gereken konular aşağıdaki şekilde belirlenebilir:
AB uygulamaları için gereken idari yapıların gelecekte işleyebilecek şekilde ortaya
çıkarılması gerekmektedir.
Türkiye’nin tarımda ikili yapısı, bölgesel farkları ve yapısal sorunları dikkate
alındığında bölgesel, kırsal ve tarımsal politikaları arasındaki ilişkileri açıkça ortaya koyması
kaçınılmazdır. Bu politikaların tasarım ve uygulama düzeyleri farklıdır. Kaynağına
bakmaksızın, Türkiye’nin projelerin seçimi ve uygulamasında bilgili ve aktif şekilde katılması
gerekmektedir. İsraf edilecek her liranın Türkiye’nin tarım ve kırsal gelirini misliyle ifade
edilebilecek faydadan mahrum edeceğini dikkate almakta yarar vardır.
Tarım ve kırsal alan istatistiklerine daha özenli yaklaşmakta yarar vardır. Örnek
olarak, kaynağına göre tarımsal alanlardaki kabul edilemez farklılıklar ile et üretim miktarı
verilebilir. Tarımsal Bilgi Sistemine temel istatistiklerin tutarlı bir şekilde sokulmasıyla
başlanabilir. Tarım ve kır istatistikleri müzakere konusu olmaktan çıkarılmalıdır.
2.3. Kalkınma Planı
Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık (2001-2005) Kalkınma Planı, kırsal alan yerleşme ve tarım sektörüne ilişkin saptamalar yapmaktadır. Ayrıca, 2006 yılında dokuzuncu
beş yıllık kalkınma planı hazırlıkları başlatılmış ve çalışmalar devam etmektedir.
- 28 -
2.3.1. Sekizinci Kalkınma Plan’ında Kırsal Kalkınma ve Kırsal Yerleşmeye
Yönelik Düzenlemeler
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda kırsal kalkınma ve kırsal yerleşmeye yönelik
düzenlemeler, üç farklı bölümde yapılmıştır. Bunlardan ilki, Plan’ın Yedinci Bölüm’ünde yer
alan “V.Kırsal Kalkınma” başlığı, ikincisi Sekizinci Bölüm’ünde yer alan “XII. Kentsel ve
Kırsal Altyapı” başlıklı alt bölümün “Kırsal Altyapı” alt başlığı ve “VIII.Beş Yıllık Kalkınma
Planı’nın Temel Amaç, İlke ve Politikaları (2001 – 2005)” bölümünün “Yerleşme, Kentleşme,
Kentsel ve Kırsal Altyapı” bölümleridir.
Plan’ın Yedinci Bölüm’ünde yer alan “V.Kırsal Kalkınma” başlığı kapsamında,
Türkiye’de uygulanmakta olan veya etüd safhasında olan;
Bingöl, Muş ve Yozgat Kırsal Kalkınma Projesi,
Ordu – Giresun Kırsal Kalkınma Projesi,
Sivas – Erzincan Kırsal Kalkınma Projesi,
Gümüşhane – Bayburt - Rize Kırsal Kalkınma Projesi,
Kapsamında yapılan işlere değinilmiş, ayrıca kırsal kalkınmanın yaygınlaştırılarak
hızlandırılmasını sağlayacak olan kırsal alandaki idari örgütlenmelerin henüz istenilen düzeye
getirilemediğinin altı çizilmiştir. “Sürdürülebilir Kalkınma İlkesi Çerçevesinde Yerel
Potansiyellerin Harekete Geçirilerek Gelir Ve İstihdamın Artırılması”, kırsal kalkınmanın
temel amacı olarak belirtildikten sonra, 580 inci maddede; “Kırsal Alanda İstihdamın
Artırılması, Kırsal Nüfusun Gelirini Artırıcı Ekonomik Faaliyetlerin Desteklenmesi, Yaşam
Kalitesinin İyileştirilmesi, Etkili Örgütlenme Ve Her Düzeyde Katılımcılığın Önem Taşıdığı”,
581 inci maddede; “Kırsal Altyapı Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması Ve Etkinliğinin
Artırılmasında Merkezi Kamu Kuruluşları, Yerel Yönetimler Ve Sivil Toplum Örgütlerinin
Eşgüdüm İçinde Çalışmalarının Sağlanacağı”, 584 üncü maddede ise; “Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde terörün yok edilmesine yönelik çabalar paralelinde, bu yörelerde
köylerini terk etmek zorunda kalan yurttaşlarımızdan, dönüş yapmak isteyenler için ekonomik
ve sosyal alt yapının sağlanmasına önem verileceği” söylenmektedir.
Plan’ın Sekizinci Bölüm’ünde yer alan “XII. Kentsel ve Kırsal Altyapı” başlıklı alt
bölümün de, “Kırsal Altyapı” başlığı altında mevcut durum anlatılırken; “Kırsal altyapının
oluşturulması kapsamında, toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesine yönelik tarımsal
altyapının yaygınlaştırılması, kaynakların yönetimi ve etkin kullanımına dair çalışmaların
yapılmasının önemini koruduğu” belirtildikten sonra, su ve toprak kaynaklarının korunarak
geliştirilmesi kapsamında yapılan işler sıralanmaktadır.
Kırsal altyapı hizmetlerine yönelik amaçlar, ilkeler, politikalar bölümünde, “tarımsal
politikalar doğrultusunda dengeli, sürdürülebilir ve çevreyle uyumlu tarımsal kalkınmanın
sağlanmasına yönelik tarımsal altyapının, katılımcı bir yaklaşımla geliştirilmesi” temel amaç
olarak belirtilmektedir.
“VIII.Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın Temel Amaç, İlke ve Politikaları (2001 – 2005)”
bölümünde “Yerleşme, Kentleşme, Kentsel ve Kırsal Altyapı” başlığı altında “yaşam
kalitesinin yükseltilmesi amacı doğrultusunda kentsel ve kırsal altyapı yeni ve bütüncül bir
yaklaşımla geliştirilecek, kentlerin karakteristik kültür dokuları korunacaktır” denilmektedir.
- 29 -
2.3.2. Sekizinci Plan’da Tarım Sektörüne Yönelik Düzenlemeler
Sekizinci Plan’da, tarım sektörü ile ilgili saptamalar, “genel tarım politikaları”,
“bitkisel üretim”, “hayvancılık” ve “su ürünleri” başlıkları altında yapılmıştır. Aşağıda, bu
saptamalar ana hatları ile verilmektedir;
Genel Tarım Politikaları
“Mevcut Durum” başlıklı ilk bölümde, tarıma ilişkin makro göstergelere yer verilmiş,
destekleme sistemindeki olumsuzlukları kısmen gidermek üzere 2000 yılında Çiftçilere
Yönelik Doğrudan Gelir Desteği uygulamasına yönelik pilot projenin başlatıldığı belirtilmiş,
çıkartılan ve çıkartılamayan yasalardan söz edilmiştir. VII. Plan Dönemi’nde çıkarılan genel
düzenleyici işlemler, Plan’ın 1276 ıncı maddesinde sayılmıştır; Mera Kanunu, Tarımda
Yeniden Yapılandırma ve Destekleme Kurulu (TYYDK), Ürün borsalarının vadeli işlemler
yapabilmesine olanak sağlayan düzenlemeler, Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi
ve Toptancı Halleri Hakkında KHK, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun.
VII. Plan Dönemi’nde çıkarılamayan genel düzenleyici işlemler ise, Plan’ın 1277 inci
maddesinde sayılmıştır; Tütün Tarımının Yeniden Düzenlenmesi, Ürün Sigortası, Türkiye
Ziraat Odaları Birliği, TKİB’nın Yeniden Organizasyonu, Üretici Birlikleri ve benzeri...
“Amaçlar, İlkeler ve Politikalar” başlıklı ikinci bölümde, tarım politikalarının
esaslarının Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Tarım Anlaşması, Avrupa Birliği Ortak Tarım
Politikası (AB OTP) ve uluslararası ticaretteki gelişmeler çerçevesinde belirleneceği
belirtilmekte, gıda güvenliği ilkesi çerçevesinde artan nüfusun dengeli ve yeterli beslenmesini
esas alan ‘sürdürülebilir’ bir tarım sektörünün amaçlandığı ifade edilmekte, bunun için devlet
müdahalesinden uzaklaşılacağı söylenmektedir. Ayrıca doğrudan üreticilere finansman
sağlayan kırsal kalkınma projeleri uygulanacak, kırsal alanda tarım dışı sektörlere destek
verilecek, sözleşmeli üretim desteklenerek yaygınlaştırılacak, TMO – ÇAYKUR ve TŞFAŞ
faaliyet alanları sınırlandırılacaktır. Doğal kaynak kullanımında havza bazında katılımcı
projeler planlanacak, detaylı toprak etüdleri ve haritalarının yapılması ile toprak kullanım ve
korunmasına ilişkin yasa çıkartılacak, bölgelere göre optimum işletme büyüklükleri
saptanarak özendirilecek, hayvansal üretim ve su ürünleri üretimi desteklenecek, doğal hayat
korunacaktır.
“Hukuki ve Kurumsal Düzenlemeler” başlıklı üçüncü bölümde, Çerçeve Tarım
Kanunu, Üretici Birlikleri Kanunu ve Tarımsal Ürün Sigortaları Kanunu’nun çıkarılacağı,
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB)’nın etkin olarak faaliyetlerini sürdürmeleri ve
geliştirmeleri yönünde düzenlemeler yapılacağı, tarımsal KİT’lerin yeniden yapılandırılacağı
ve TYYDK’nun yapısının özel sektör ve çiftçi örgütleri katılımıyla genişletileceği
belirtilmektedir.
Bitkisel Üretim
“Mevcut Durum” başlıklı ilk bölümde, bitkisel üretimin tarım sektörü içerisinde %
65’lik paya sahip bulunduğu, özel sektör tohumculuğunun teşvik edilmesi sonucunda
tohumluk üretiminde özel sektörün payının arttığı, nadas alanlarının daraldığı, ikinci ürün
ekim alanlarının arttığı, bitki hastalık ve zararlılarına karşı kamu mücadelesinin yürütüldüğü
belirtilmektedir.
- 30 -
“Amaçlar, İlkeler ve Politikalar” başlıklı ikinci bölümde, tohumculuk alanında özel
sektörün ar-ge alanlarında daha etkin rol almasının özendirileceği, çevre duyarlılığı
bağlamında gübre ve ilaç desteğinin azaltılarak zaman içinde kaldırılacağı, şeker pancarı
üretiminde kota uygulamasına devam edileceği ve ekim nöbeti süresinin uzatılacağı
belirtilmektedir.
Hukuki ve Kurumsal Düzenlemeler” başlıklı üçüncü bölümde, Tütün Tekeli Kanunu
ve Ekici Tütün Satış Piyasalarının Düzenlenmesine Dair Kanun’ların günün şartlarına uygun
hale getirileceği, Şeker Kanunu’nda gerekli düzenlemelerin yapılacağı belirtilmektedir.
Hayvancılık
“Mevcut Durum” başlıklı ilk bölümde, sığır populasyonunun % 41.7’sinin, koyun
populasyonunun ise % 97’sinin düşük verimli yerli ırklardan oluştuğu, hayvan ıslahı amacıyla
1999 yılında 1.2 milyon baş sığırın suni tohumlama metoduyla tohumlandığı, 1987-1999
yılları arasında 342.608 baş damızlık sığırın ithal edilerek üreticilere dağıtıldığı, 1997
yılından bu yana kasaplık sığır dışalımı yapılmadığı belirtilmektedir.
“Amaçlar, İlkeler ve Politikalar” başlıklı ikinci bölümde, hayvancılıkta temel amacın
halkın yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak için üretimi artırmak olduğu, damızlıkçı
işletmelerin yaygınlaştırılacağı, sözleşmeli yetiştiriciliğin teşvik edileceği, gereksinimlerin
yurtiçinden karşılanmasına öncelik verileceği, gerekli hallerde öncelikle damızlık boğa,
sperma, embriyo veya damızlık düve dışalımına gidileceği, çoban eğitimine önem verileceği,
kaliteli kaba yem üretim alanlarının artırılacağı belirtilmektedir.
Su Ürünleri
“Mevcut Durum” başlıklı ilk bölümde, ülkemizde yeterince değerlendirilemeyen bir su
ürünleri potansiyelinin bulunduğu, 1998 yılı su ürünleri üretiminin 544 bin ton olduğu,
ekolojik değişmelerin denizlerdeki kıyı balıkçılığı üretimini azaltıcı boyutlara ulaştığı, ülke iç
su kaynaklarının % 17’sini oluşturacak GAP Bölgesinde sektörel alt yapının tamamlanmaya
çalışıldığı, toplam dışsatımımızsa % 80’lik paya sahip AB’nin, hijyenik koşulların yetersizliği
nedeni ile 1998 yılında yasakladığı taze balık ve çift kabuklu yumuşakçaların dışsatımına,
yapılan iyileştirmeler sonucunda 1999’da yeniden başlandığı belirtilmektedir.
“Amaçlar, İlkeler ve Politikalar” başlıklı ikinci bölümde, su kaynaklarının korunarak
sürdürülebilir kullanım ilkesi çerçevesinde su ürünleri üretiminin artırılacağı, Karadeniz’de
balıkçılığın korunması ve geliştirilmesi için Türkiye koordinatörlüğünde sürdürülen
çalışmaların sonuçlandırılacağı, içsu kaynaklarının rasyonel olarak kullanılması amacıyla
ekolojik ve limnolojik özellikler belirlenerek uygun balıklandırma faaliyetlerinin
yönlendirileceği, denizlerde görülen üretim azalmasının önlenebilmesi için, stok büyüklükleri
ve yıllık avlanabilir miktarların belirleneceği, pazarlama altyapı eksikliklerinin giderileceği,
AB Ortak Balıkçılık Politikası’na uyumun esas alınacağı belirtilmektedir.
2.3.3. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-20013)
Dokuzuncu Kalkınma Planı, 2007-2013 dönemine ilişkin uluslararası gelişmeler ve
temel eğilimler doğrultusunda, Türkiye ekonomisine ilişkin geçmiş donemdeki gelişmeler ile
mevcut ekonomik ve sosyal gelişmeler dikkate alınarak "istikrar içinde büyüyen, gelirini daha
adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB'ye üyelik
- 31 -
için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" vizyonu ve Uzun Vadeli Strateji çerçevesinde
hazırlıklanmıştır.
Dünyada ve ülkemizde değişen ekonomik ve sosyal koşullar çerçevesinde kalkınma
planları geçmişte olduğundan çok daha önemli bir araç haline gelmiş ve yine bu koşulların bir
gereği olarak planların yeniden tasarlanması da kaçınılmaz olmuştur. Bu bağlamda, devletin
ekonomideki rolünün yeniden tanımlanmasının da bir sonucu olarak, Dokuzuncu Kalkınma
Planı ile her alanı detaylı düzenlemeye dayanan bir plan hazırlama anlayışından, belirlenen
kalkınma vizyonu çerçevesinde makro dengeleri gözeterek, öngörülebilirliği artıran,
piyasaların daha etkin işleyişine imkân verecek kurumsal ve yapısal düzenlemeleri öne
çıkaran, sorunları önceliklendiren, temel amaç ve önceliklere yoğunlaşan bir stratejik
yaklaşıma geçilmektedir. Bu yeni anlayış çerçevesinde, öngörülen stratejik amaç ve
önceliklerin gerçekleştirilmesi sürecinde, uygulamada etkinlik ve şeffaflığın sağlanması ve
hesap verebilirliğe zemin oluşturulması amacıyla, Planda etkili bir izleme ve değerlendirme
mekanizmasına yer verilmiştir.
Dokuzuncu Kalkınma Planı, Katılım Öncesi Ekonomik Program ve Uyum için
Stratejik çerçeve gibi AB'ye üyelik sürecinin gerektirdiği dokümanların yanında, başta Orta
Vadeli Program olmak üzere diğer ulusal ve bölgesel plan ve programlar ile sektörel ve
kurumsal strateji belgelerinin dayanağını oluşturmaktadır. Plan farklı işlevlere sahip söz
konusu dokümanların uyumlaştırılmasını sağlayarak tüm planlama çalışmalarını yönlendirici
bir işlev görecektir. Böylece, kurumlar arası ortak anlayış ve hedef birliği sağlayacak olan
Plan, yasal ve kurumsal değişimler ve plan-program-bütçe bağlantısının güçlendirilmesi
suretiyle ülke potansiyelinin üst seviyede kullanılmasına zemin teşkil edecektir.
Plan sadece kamu kesimi için değil, toplumun geneli için de uzun vadeli bir perspektif
ve hedef birliği sağlamaya hizmet edecektir. Bu çerçevede, kamu kesimi ile özel kesim ve
sivil toplum arasında iletişime ve ortak hedeflere dönük işbirliğine katkıda bulunacaktır.
Böylece, tüm kesimlerin sahiplenmesiyle, toplumsal potansiyelimizin tamamının harekete
geçirildiği bir ortamda, ekonomik ve sosyal gelişme hızlandırılacak, kapsayıcı bir kalkınma
süreci çerçevesinde halkımızın yaşam kalitesi artırılacaktır.
Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde ekonomik büyümenin ve sosyal kalkınmanın
istikrarlı bir yapıda sürdürülmesi ve plan vizyonunun gerçekleşmesi yolunda aşağıda yer alan
stratejik amaçlar, gelişme eksenleri olarak belirlenmiştir:
1-Rekabet Gücünün Artırılması,
2-İstihdamın Artırılması,
3-Beşeri Gelişme ve Sosyal Dayanışmanın Güçlendirilmesi,
4-Bölgesel Gelişmenin Sağlanması,
5-Kamu Hizmetlerinde Kalitenin ve Etkinliğin Artırılması.
Sektörel ve tematik politikalar ve öncelikler bu eksenlerin altında ele alınmış ve aynı
stratejik amaca hizmet edecek şekilde ilişkilendirilmişlerdir.
Bu anlayışla hazırlanan 2007-2013 dönemini kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı,
AB’ye üyelik sürecine katkı sağlayacaktır.
- 32 -
BÖLÜM 3
3. BÖLGENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE MEVCUT DURUMU
3.1. Bölgenin Ana Özellikleri
3.1.1. Biyofiziksel Özellikler
3.1.1.1. Bölgenin Genel Tanımı
TR5 Batı Anadolu Bölgesi, TR51 Alt Bölgesinde bulunan Ankara, TR52 Alt Bölgesinde
bulunan Konya ve Karaman illerini kapsamaktadır. Bölgenin kuzeyinde Bolu ve Çankırı
İlleri, Güneyinde Mersin ve Antalya İlleri, Doğusunda Kırıkkale, Kırşehir, Aksaray ve Niğde
İlleri, Batısında Isparta, Afyonkarahisar ve Eskişehir İlleri bulunmaktadır. Bölgenin
yüzölçümü 76.793 km2 olup Türkiye yüzölçümünün % 9, 8’ini teşkil eder.
TR51 alt bölgesinde yer alan Ankara, İç Anadolu Bölgesi'nin kuzeybatısında TR5 Batı
Anadolu Bölgesinin kuzeyinde bulunmaktadır. Yerküre üzerinde ise Ankara ili 38043’- 40041’
kuzey enlemleri ile 30051’- 34005’ doğu boylamları arasında yer almaktadır Yüzölçümü
25.706 km2 dir. Ortalama olarak deniz seviyesinden yüksekliği 890 metredir. Doğuda Kırşehir
ve Kırıkkale, batıda Eskişehir; kuzeyde Çankırı, kuzeybatıda Bolu ve güneyde Konya ve
Aksaray illeri ile çevrilidir. Ankara, Orta Anadolu'nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve
Sakarya Nehirleri’nin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgededir. Türkiye'nin nüfus
bakımından ikinci büyük ili durumundaki Ankara ilinde 8 Merkez ilçe olmak üzere 24 ilçe 42
belde 883 köy vardır. Akyurt, Altındağ, Ayaş, Bala, Beypazarı, Çamlıdere, Çankaya, Çubuk,
Elmadağ, Etimesgut, Evren, Gölbaşı, Güdül, Haymana, Kalecik, Kazan, Keçiören,
Kızılcahamam, Mamak, Nallıhan, Polatlı, Sincan, Şereflikoçhisar, Yenimahalle olmak üzere
24 ilçesi vardır. Bugünkü anlamda belediye yönetimine 1924 yılında kavuşan şehir
merkezinde 1984 yılından sonra büyüyen ölçekteki sorunlarla uğraşmak üzere Ankara
Büyükşehir Belediyesi ve bunun sınırları içinde Çankaya, Altındağ, Yenimahalle, Mamak,
Keçiören, Sincan, Etimesgut ve Gölbaşı olmak üzere 8 ilçe belediyesi kurulmuştur.
TR52 alt bölgesinde yer alan Konya (TR521) İli İç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde,
TR5 Batı Anadolu Bölgesinin ortasında yer almaktadır. Konya İli topraklarının büyük bir
bölümü, İç Anadolu'nun yüksek düzlükleri üzerine rastlar. Güney ve güneybatı kesimleri
Akdeniz bölgesine dahildir. Konya, coğrafi olarak 36041' ve 39016' kuzey enlemleri ile 31014'
ve 34026' doğu boylamları arasında yer alır. Yüzölçümü 41.694 km2 dir. Bu alanı ile
Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip olan ilidir. Ortalama yükseltisi 1016 m'dir. Konya
ili, doğal açıdan kuzeyinde Haymana platosu, kuzeydoğuda Cihanbeyli Platosu ve Tuz
Gölü'ne, batısında Beyşehir Gölü'ne ve Akşehir Gölü'ne, güneyinde Sultan Dağları'ndan
başlayan Karaman ilinin güneyine kadar devam eden, Toros yayının iç yamaçları önünde bir
fay hattı boyunca oluşmuş volkanik dağlara, doğusunda ise Obruk platosuna kadar uzanır. İlin
uç noktalarını kuzeyinde Kulu'nun Köşkler Köyü, batısında Akşehir'in Değirmen Köyü,
güneyinde Taşkent'in Beyreli Köyü, doğusunda ise Halkapınar'ın Delimahmutlu Köyü uç
noktalarını oluşturmaktadır. Konya ilinde en fazla alana sahip yeryüzü şekli ova ve
platolardır. Ovaların tabanlarında yer alan çukur kısımlarında kapalı havzalar oluşmuştur.
Yükseltiler az yer tutar, genellikle ilin güneyinde toplanmıştır. Ovalar, platolarla birbirinden
ayrılmıştır. Platolar akarsular tarafından fazla derin parçalanmamıştır. Açık havza kısımları da
vardır. Konya’nın; Ahırlı, Akören, Akşehir, Altınekin, Beyşehir, Bozkır, Cihanbeyli, Çeltik,
Çumra, Derbent, Derebucak, Doğanhisar, Emirgazi, Ereğli, Güneysınır, Hadim, Halkapınar,
Hüyük, Ilgın, Kadınhanı, Karapınar, Kulu, Sarayönü, Seydişehir, Taşkent, Tuzlukçu,
- 33 -
Yalıhüyük ve Yunak olmak üzere 28 ilçesi vardır. Konya Büyükşehir Belediyesi sınırları
içerisinde Karatay, Meram ve Selçuklu ilçeleri olmak üzere toplam 31 ilçeyle birlikte; 174
belde 611 köyü mevcuttur.
TR 52 alt bölgesinde yer alan Karaman (TR522) İli İç Anadolu Bölgesi’nin güneyinde
TR5 Batı Anadolu Bölgesinin de güneyinde yer almaktadır. İlin güney kesimleri Akdeniz
Bölgesinde Kuzey kesimleri ise İç Anadolu Bölgesinde bulunur. İl sınırları 32o27’- 34o09’
doğu boylamları ile 36o26’-33o39’ kuzey enlemleri arasındayer alır. İl merkezi ise 37o11’
kuzey enlemi, 33o13’ doğu boylamlarında yer almaktadır. 1989 Yılında il olan Karaman, bir
Merkez İlçe olmak üzere toplam 6 ilçe 10 belde ve 160 köyden oluşmaktadır. Bu köylerden
107 tanesi orman köyüdür. Merkez ilçe ile birlikte Karaman’a bağlı olan ilçeler Ayrancı,
Başyayla, Ermenek, Kazımkarabekir ve Sarıveliler’dir. Güneyinde Mersin ve Antalya, Batı,
Kuzey ve Doğusunda Konya ili ile çevrilidir. İlin yüzölçümü 9.393 km², ortalama yüksekliği
1.033 m’dir. Karaman il sınırları içerisinde bulunan arazinin üçte ikisi dağlıktır. İlin en
yüksek dağı Sarıveliler ilçesinde bulunan Orta Toroslardaki Yunt Dağıdır ve yüksekliği 3.227
metredir. Karaman ilinin iki önemli ovası bulunmaktadır. İl merkezinden Konya ve Ereğliye
doğru deniz seviyesinden 1000-1050 m yükseklikte verimli “Karaman Ovası” yer almaktadır.
Diğer bir ova ise Ayrancı ovasıdır. Ovanın genişliği 375 km; deniz seviyesinden yüksekliği
ise 1010-1026 m’dir. İlin belli başlı akarsuları içinde en büyüğü ve önemlisi Göksu Nehri’
dir. Yerköprü Santrali mevkisinden çıkan nehir, Yünalanı mevkiinde Akdeniz’e dökülür.
Uzunluğu 296 km. olan nehrin, il sınırları içindeki uzunluğu ise 47 km’dir. İl içinde doğan
akarsulardan en önemlisi, Gödet Çayı’dır. 81 km. uzunluğundaki bu çay, Yüzlük Dağı’dan
doğup; Gödet Barajında son bulmaktadır.
3.1.1.2. Alt Bölgeler
DPT İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına göre TR5 Batı Anadolu Bölgesi,
aşağıdaki tablodan da izlenebileceği üzere, Ankara ilini kapsayan TR51 Alt Bölgesi, Konya
ve Karaman illerini kapsayan, TR52 Alt Bölgesi olmak üzere iki alt bölgeden oluşmaktadır.
Tablo 2. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin Alt Bölgeler Bazında Dağılımı
TR51
TR52
TR510 Ankara
TR521 Konya
TR522 Karaman
Kaynak:TÜİK
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi illerinin koordinatları ve yüzölçümleri incelendiğinde
aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere Bölge yüzölçümünde Konya ili %5,32’lik payla birinci
sırada Ankara ili %3,28’lik payla ikinci sırada ve Karaman ili %1,19’lik payla üçüncü sırada
yer alır. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin Türkiye yüzölçümünde payı % 9,8’dur. Diğer bir
ifadeyle bölgenin yüzölçümü, Türkiye yüzölçümününün onda birine tekabül eder.
- 34 -
Tablo 3. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin Koordinatları ve Yüzölçümleri
Türkiye
Enlem
Yüzölçümü
Yüzölçümü
İstatistiki Bölge Birimleri
Boylamlar
(ha)
İçindeki Payı
(%)
39:56
K
2.570.600
3,28
TR5
TR51 TR510 Ankara
32:52 D
Batı
Anadolu
37:52 K
4.169.400
5,32
TR52 TR521 Konya
32:31 D
37:11 K
939.327
1,19
TR522 Karaman
33:14 D
7.679.327
9,80
TR 5 Batı Anadolu*
78.356.238
100
Türkiye**
Kaynak : * İl Müdürlükleri Çalışma Raporları
**Türkiye İstatistik Yıllığı-2004 (TUİK)
3.1.1.3. Topografya
TR5 Batı Anadolu Bölgesinin topografik yapısı içerisinde ovaların ve platoların büyük
bir ağırlığı olmakla birlikte dağlar, yaylalar, akarsular ve göller de önemli bir yer tutar.
3.1.1.3.1. Ovalar
Ankara, Orta Anadolu'nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya
Nehirleri’nin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgededir. Bu bölgede orman alanları
ile step ve bozkır alanlarını bir arada görmek mümkündür. İlin güney kısmında Tuz Gölü
Çanağı, Kepez Ovaları ve Hacıbekirözü gibi düzlükler bulunur. İlin ovaları Perli, Ayaş, İlhan,
Yassıkaya, Çubuk, Haymana, Akıncı, Polatlı, Şereflikoçhisar, Galagira ve Çıkınağıl
ovalarıdır.
Konya İl sınırları içerisinde ovalar platolardan sonra en fazla alanı kaplar. Buradaki
ovalar, genel olarak buraya yerleşen bir gölün ortadan kalkması ve göl tabanında alüvyonların
depolanması ile ortaya çıkmıştır.
Konya ve Ereğli ovaları yörenin en geniş ovalarıdır. Bu ovalar Konya ve Ereğli
arasında geniş düzlükler şeklinde uzanırlar. Konya ili bu ovaların batı ucunda kurulmuştur.
Bu dizi içerisinde, Çumra Ovası ve Karapınar'ın bulunduğu Karapınar ovasında eski Konya
Gölü tabanının kum depoları rüzgar erozyonuna da imkan vermiştir. Bozdağların kuzeyinde
Altınekin, Sarayönü ve Kadınhanı ovaları bulunur. Ilgın (Çavuşçu) gölü ve Akşehir gölünün
yerleştiği çanakta bir çöküntü hendeğidir. Ilgın ve Akşehir ovaları, bu çöküntü hendeği
içerisinde oluşmuş ovalardır. Bu ovalar dışında; Beyşehir ovası, Seydişehir ovası, Doğanhisar
ovası ile Yukarı Sakarya ovalarının güney ucunu oluşturan Yunak ve Akgöl ovalarıdır.
Karaman ilinin iki önemli ovası bulunmaktadır. İl merkezinden Konya ve Ereğliye
doğru deniz seviyesinden 1000-1050 m yükseklikte verimli “Karaman Ovası” yer almaktadır.
Alanı 600 km2 olan ovada, tarıma engel olmayacak şekilde hafif dalgalanmalar ve insan eliyle
oluşturulmuş hüyükler bulunmaktadır. Diğer bir ova ise Ayrancı ovasıdır. Ovanın genişliği
375 km2, deniz seviyesinden yüksekliği ise 1010-1026 m’dir.
Bölgede yer alan ve nispeten büyük olan ovalar yüzölçümleriyle birlikte aşağıdaki
tablodan görülebilir.
- 35 -
Tablo 4. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin Büyüklük Bakımından Önde Gelen Ovaları
Yüzölçümü
Alt Bölge
İl Adı
Ova İsmi
(km2)
Polatlı Ovası
3789
Çubuk Ovası
1500
TR51
Ankara
Haymana Ovası
297,6
Şereflikoçhisar Ovası
133
Cihanbeyli-Kulu Ovası
4350
Çumra Ovası
4000
Ereğli Ovası
2200
Kadınhanı-Kolukısa-Sarayönü Ovaları
1600
Ağabeyli Ovası
1200
Akşehir Ovası
940
Konya
Seydişehir Ovası
650
TR52
Beyşehir Ovası
600
Yunak-Akgöl Ovası
500
Ilgın Çavuşcu Ovaları
400
Karapınar Ovası
300
Doğanhisar Ovası
100
Karaman
600
Karaman
Ayrancı
375
Kaynak :Tarım İl Müdürlükleri
3.1.1.3.2. Dağlar
TR510 Ankara İlinin orta kesimlerden kuzeye doğru yaklaştıkça Haymana-Balâ
hattının kuzeyinde Kuzey Anadolu Sıradağları ile irtibatları bulunan dağ sıraları belirir.
Bunların arasında İdris ve Elmadağları yükselir. Güney-Batı Kuzey-Doğu doğrultusunda
Güre, Elma, Idris, Karyağdı-Mire-Aydos-Çile, Ayaş ve Hıdır dağ sıraları bulunur. Sakarya ve
Kızılırmak nehir kolları arasındaki çukurlarda münferit olarak yükselen sıradağları görmek
mümkündür. Kuzeyde, Çubuk ve Kızılcahamam ilçelerinde yer yer sarp görünüşlü Yıldırım,
Işık ve Yakut Dağları, batıda Ayaş, Beypazarı ve Nallıhan ilçelerinin kuzey sınırları,
Karakiriş, Kartal ve Manastır Dağları ile çevrilmiştir. Güney bölgedeki dağlar tatlı meyilli,
yuvarlak sırtlı ve üzerleri düzdür. Bu alanda yükseklikler 1050 - 1500 m arasındadır.
TR521 Konya İlinin kuzey kısmında yer alan yükseltiler genel olarak doğu-batı
doğrultusunda uzanır. En önemlisi Bozdağlardır. Bozdağlar üzerinde yer yer tepeler yükselir,
bu tepelerin en yükseği Bozdağlar'ın batısındaki Karadağ Tepe'dir. (1919 m). Bu tepeler
arasında da geçitler yer alır.
Konya'nın batısında yer alan sıra dağlar kuzeyden güneye doğru uzanırlar. En
kuzeyinde Sultan Dağları (2169), Aladağlar (2339), Loras (2040), Eşenler (1951) yer
almaktadır. Konya’nın güney kısmı Toros dağlarıyla sınırlanmıştır. Bu kuşakta ise Geyik
(3130), Bolkar dağları (3134), Aydos dağları (3240) yer almaktadır. Bu alanda volkanik
kütlelerin ve arazilerin önemli bir yeri vardır. Karapınar Ovası'nın güneyinde yer alan
Karacadağ (2025), Konya'nın güney batısındaki Erenler Dağı (2319) batısında Takkeli Dağ
(1400) yer almaktadır. Belirtilen volkanik dağların dışında Karapınar yakınlarında kül
konilerine rastlanır. Bunlar genç volkanik faaliyetler sonucunda oluşturulmuş küçük
konilerden ibarettir. İl sınırları içinde yer alan volkanik dağlar İç Anadolu Bölgesinin diğer
volkanik dağları ile karşılaştırıldığında yükselti ve alanlarının daha az olduğu görülür.
- 36 -
Konya'nın ormanları ve su kaynaklarının büyük bölümü buradaki yükseltilerde yer
almaktadır. Bölgenin güneyindeki kireç taşlarından oluşmuş yükseltilerin bulunduğu yerlerde
mağaralar oluşmuştur. Bunlardan Çamlık mağaralar ve Seydişehir'de bulunan Tınaztepe
mağarası, milli park olmaya namzet mağaralarımız.
TR522 Karaman il arazisinin üçte ikisi dağlıktır. İlin en yüksek dağı Sarıveliler
ilçesinde bulunan Orta Toroslardaki Yunt Dağıdır ve yüksekliği 3.227 metredir. Ayrıca, il
merkezinin 20 km. kuzeyinde bulunan Karadağ 2.271 metre yüksekliğinde olup, sönmüş
volkanik bir dağdır. Karadağ esas itibariyle büyük bir koni görünümünde ise de, aslında üç
koninin birbirleriyle kaynaşmasından meydana gelmiştir. Bu üç koni, Karadağın en yüksek
noktası Mihaliç tepe; bunun kuzeyindeki Baştepe ve doğusundaki Kızıltepe konileridir. Baş
tepenin üzerinde, çapı 150 m olan bir krater bulunmaktadır. Karadağ’da yer alan kraterlerin en
büyüğü, büyük bir kısmı tahrip olan Mihaliç konisi üzerindedir. Bu kraterin uzun ekseni 500
m ve genişliği 600 m’dir. Bu konilerin yaşları da aynı değildir. En yenisi Baştepe konisidir.
İl Merkezi Karaman Ovasında yerleşiktir. Karaman; İl’in güneyinde yer alan merkez
Toroslar üzerinde önemli bir geçit olan Sertavul Beli (Geçidi) ile İç Anadolu’yu Akdenize
bağlayan önemli geçitlerden biri konumundadır. İl’in güney-güney batı yönünde yer alan
görkemli Orta Torosların üzerinde, Ermenek, Başyayla, Sarıveliler ilçeleri yer almaktadır.
İl’in kuzey yönünde bulunan Kazımkarabekir ilçesinden batı-güneybatı istikametine
gidildiğinde, yine Toroslara ulaşılır. Kazımkarabekir İlçesinin en yüksek dağı Hacıbaba dağı
ile doğusunda yer alan Musa, Yülek ve Çavdarlı tepeleri; daha güneyde Toroslara dahil Geyik
ve Bolkar dağları yer alır. İl’in kuzeydoğu ucunda yer alan Ayrancı İlçesini kuşatan dağlar;
Bolkar, Bozoğlan, Musa, Meke ve Çakırdağ silsileleridir. Toroslara dahil bu dağların
arasındaki “Tarihi Mara Yolu” ndan İçel iline ulaşma olanağı mevcuttur.
3.1.1.3.3. Plato ve Yaylalar
TR510 Ankara İlinin güneyine inildikçe dalgalı görünüşte Haymana Yaylası basık
çanaklar (Tuz Gölü) görülür. Vadiler tarafından, derince yarılmış olan Haymana Yaylası’nın
yüksekliği 1000-1250 m arasında değişir. Cihanbeyli platosunun devamı özelliğindeki
Haymana düzlüğü genellikle ova ve yer yer yayla yapısı ortaya koyar. Çubuk Ovası,
Kuzeybatıdaki Beypazarı ile Güneybatıdaki Polatlı Ovaları ile Haymana Yaylası ve Tuz Gölü
kapalı havzaları, ilin büyük tarım alanlarını oluşturmaktadır. İlde Balaban Deresi, Kızılırmak
ve Sakarya Irmağı vadileri bulunmaktadır.
TR521 Konyada, Yöredeki Obruk ve Cihanbeyli Platoları ortalama 1000 m. yükseltiye
sahip geniş düzlüklerden oluşurlar. Tuz gölünün batısında Cihanbeyli platosu, güneyinde ise
Obruk platosu yer alır. Obruk platosu üzerinde kireç taşı tabakaları üzerinde gelişmiş karstik
şekillerden olan obruklara rastlandığından bu isim verilmiştir. Bunların en büyüğü Kızören
obruğudur. Konya'nın kuzeydoğusunda yer alan bu obruk kireç taşlarının çözülmesi ile
oluşmuş yaklaşık 300 m. çapında 145 m. derinliğindedir. Obruk içerisine suların dolması ile
aynı ismi alan bir de göl oluşmuştur. Göl tabanından fazla suları boşalttığından suları tatlıdır.
Obruk platosu yörenin en çukur yeri olan Tuz Gölü ile Konya ve Ereğli ovalarını birbirinden
ayıran bir eşik görünümündedir. İlin kuzeyini kaplayan Cihanbeyli Platosu genel olarak
kireçtaşı tabakaları ile kaplıdır. Bu plato akarsular tarafından az parçalanmış dalgalı bir
yüzeye sahiptir.
- 37 -
Zengin bozkırlarla kaplı olan bu platolar, bölge hayvancılığı ve tarımı açısından
önemlidir.
3.1.1.3.4. Akarsular
Türkiye'nin en büyük akarsuyu olan Kızılırmak, Ankara topraklarının bir bölümünü
geçerek Karadeniz'e doğru yol alır. Sakarya nehri ise Ankara - Eskişehir sınırının önemli bir
bölümünü oluşturur. Sakarya'ya karışan Ankara Çayı, bu çayı oluşturan Çubuk, İncesu ve
Hatip çayları, yine Sakarya'ya karışan Kirmir Suyu, Pınarbaşı, Nal Deresi ve Sofulu Çayı
Ankara topraklarına hayat veren akarsulardan önemlileridir.
Konya ili sınırları içerisinde daha çok mevsimlik ve sel rejimli akarsular yer alır.
Buradaki akarsuların boyları kısadır. Konya ilinin geniş sahaları, kapalı havza olması
sebebiyle akarsular ova tabanlarındaki bataklıklarda kaybolur. Bölgedeki akarsular kar ve
yağmur suları ile beslenirler. Konya'daki yağış rejimi düzensiz olduğu için bu akarsuların
rejimi de düzensizdir. Bir çoğu, yaz aylarında kururlar; ancak ilkbahar ve yaz aylarında kısa
süreli sağanak yağışlar ile sel baskınlarına sebep olabilmektedir.
Konya'da yer alan en büyük ve en önemli akarsu Çarşamba Suyu'dur. Kaynağını
Bozkır ilçesindeki yükseltilerden alır. Beyşehir Gölü'nün ayağı ile birleşerek Çumra Ovası
sulama şebekesini oluşturur. Çarşamba Suyu üzerinde kurulan Apa Barajı hem selleri
önlemek hem de Konya Ovasının bir bölümünde sulama yapmak için kurulmuştur.
Konya'da akarsuların su toplama havzaları farklı yönlere akış gösterirler. Bunlardan
Yukarı Sakarya Nehri'ne ulaşan Gökpınar Deresi ile Karadeniz'e, Göksu Nehri'nin kuzey kolu
olan Hadim Çayı, Manavgat Nehri'nin yukarı havzası çevresindeki dere ve çaylar açık havza
niteliğinde olup sularını Akdenize ulaştırırlar. Tuz Gölü, Çavuşçu Gölü, Beyşehir Gölü,
Ereğli Ovasındaki Akgöl, Hotamış Bataklığı çevresindeki yükseltilerden kaynağını alan
dereler ise kapalı havza şeklindeki bu alanlara akış gösterirler.
Konya ilinde Meram Çayı, Sille Deresi, May Deresi, İvriz, Bolasan, Çiğil, Doğanhisar
İnsuyu, Göksu, Adıyan, Engilli, Çavuşköy, Karasu Çayları da önemli akarsulardandır. Şehrin
içme ve kullanma suyu olarak kullanılan Hatıp, Çayırbağı, Mukbil ve Dutlu Suyu ve Hotamış
Bataklığı çevresindeki çeşitli kaynaklar da önemlidir.
Karaman İlinin belli başlı akarsuları içinde en büyüğü ve önemlisi Göksu Nehridir.
Yerköprü Santrali mevkisinden çıkan nehir, Yünalanı mevkiinde Akdeniz’e dökülür.
Uzunluğu 296 km. olan nehrin, il sınırları içindeki uzunluğu ise 47 km’dir.
İl içinde doğan akarsulardan en önemlisi, Gödet Çayı’dır. 81 km. uzunluğundaki bu
çay, Yüzlük Dağı’dan doğup; Gödet Barajında son bulmaktadır.
Ayrancı Barajını dolduran Berendi Çayı, Göztaşı Tepesinden doğup büyük bir vadi
oluşturduktan sonra Sudurağı, Aşıran, Kılbasan, Akçaşehir ve Canhasan ovalarında
kaybolmaktadır. 80 km. uzunluğundaki İbrala Deresi 2,7 m3 /sn debiye sahiptir.
Ermenek çayı, 112 km. uzunluğundadır. Göksu nehrinin bir kolu olup, 56 km’si,
Karaman sınırları içinde bulunmaktadır. Mut yakınlarında Suçatı denilen yerde Pirinçsuyu ile
Göksu nehrine birleşir. Ermenek çayını; Göktepe yakınlarında Mençek suyu, Ermenek
- 38 -
içinden akan Maraspoli suyu, Muz vadide Bahçegözü suyu, Nadire değirmenleri suyu,
Balkusan çayı ve Zeyve çayı beslemektedir.
Diğer akarsular ise, sel rejimli özellliğe sahip Deliçay, Eskiçay ve Kocaderedir.
3.1.1.3.5. Göller
Bozkırda olmasına rağmen Ankara akarsular ve göller bakımından da oldukça iyi bir
konuma sahiptir. Güneydoğu toprakları Tuz Gölü'yle sınırlıdır. Karagöl, Mogan, Eymir
Gölleri Ankaralıların gezme, dinlenme ve mesire yerleridir.
TR521 Konya ili sınırları içerisinde pek çok tabii göl ve bataklık bulunmaktadır.
Bunların kimilerinin suları acı ve tuzlu, bazılarının da suları tatlıdır. Oluşum yönünden de
birbirinden farklılıklar gösterirler.
Tuz Gölü
Tuz Gölü kapalı havzasının merkezinde Tuz Gölü oluşmuştur. Ankara, Konya,
Aksaray sınırlarının kesiştiği yerde olup bir kısmı Konya ili sınırları içerisinde yer almaktadır.
Tuz Gölü Türkiye'nin yüzölçüm olarak ikinci büyük gölüdür. Derinliği 12 m. civarındadır.
Yaz mevsiminde buharlaşmanın etkisi ile alanı oldukça küçülür. Kuruyan kesimlerde tuz
tortulları meydana gelir. Türkiye'nin tuz ihtiyacının bir kısmı buradan temin edilir. Sulama ve
su ürünleri için kullanılamaz.
Beyşehir Gölü
Konya ilinin batısında Konya-Isparta sınırı üzerinde yer almaktadır. Beyşehir Gölü,
yurdumuzun 3. büyük gölüdür. Aynı zamanda en büyük tatlı su gölüdür. Tektonik-Karstik
olaylarla meydana gelmiştir. Aynı zamanda Türkiye'nin en önemli milli parklarından biridir.
Milli park alanı içerisinde aynı anda su sporları, dağ sporları ve av sporları yapmak imkanı
vardır. Su ürünleri açısından ekonomik değeri yüksektir. Gölün iki plajı, 22 adası ve pek çok
kayalığı bulunmaktadır. Göl Ornitolojik bakımdan önemli bir kuş üreme, barınma, beslenme
ve konaklama merkezidir. Bu yönü ile de turizm açısından önem taşımaktadır. Gölde son
yıllarda su seviyesinin düşmesi nedeniyle ek tedbirler alınma çalışmaları başlamıştır.
Akşehir Gölü
Konya ilinin kuzey batısında Konya-Afyonkarahisar il sınırında yer alır. Suyu tatlıdır.
Tektonik olaylarla meydana gelmiştir. Su ürünleri açısından ekonomik değer gösterir. Sulama
suyu olarak kullanılmakta olup kamış üretimi de yapılmaktadır. Sulama suyu ve sondajlar son
yıllarda gölün hızla kurumasına neden olmuştur. Gölü kurtarmak için yapılan toplantı ve
çalışmalar henüz sonuç vermemiştir.
Suğla Gölü
Konya ilinin güneybatısında yer alır. Oluşumu tektoniktir. Yağışlı yıllarda alanı iyice
genişlemekte kurak yıllarda ise göl kurumakta ve alüvyonlu göl tabanı ortaya çıkarak, iyi bir
tarım alanı oluşturmaktadır. Suları tatlıdır. Su ürünleri ve sulama açısından önemi büyüktür.
- 39 -
Ilgın (Çavuşçu) Gölü
Konya ilinin kuzeybatısında yer alır. Oluşumu tektoniktir. Suları tatlıdır. Su ürünleri
açısından önemlidir. Ayrıca bir ayağı ile Atlantı ovaları sulanmaktadır.
Akgöl
Doğa harikası bir göl olan Akgöl, Konya’nın Ereğli ilçesi ile Karaman’nın Ayrancı
ilçe sınırlarında bulunmaktadır. Yüzölçümü 29,8 km2’dir. En derin noktası 2 m’dir. Tatlı
sulara sahiptir. İvriz deresinden gelen sularla beslenir. Denizden yüksekliği 990 m. olan bu
göle Ereğli ilçesinin tahliye sularının karışması sonucu göl bir bataklık haline gelmiştir. Doğal
bir kuş cenneti olan gölde, 300’e yakın kuş türü olduğu saptanmıştır. Doğal özelliklerini
yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalan göl, Karaman valiliğinin girişimleri sonucunda,
Bakanlar Kurulunca koruma altına alınmıştır. Av yasağı getirilen göl 1995 yılında “Milli
Park” kapsamına alınmıştır.
Yunak Akgöl
Yunak ilçesi yakınlarında küçük bir göldür. Suyu tatlıdır. Çoğu yeri bataklık
halindedir. Göl Gökpınar Deresi ile Sakarya Nehrine boşalmaktadır.
Obruk ve Diğer Göller
Bunların dışında Konya ilinin karstik sahalarında, karstik şekillerden olan obrukların
sularla dolması ile çok ufak göller meydana gelmiştir. Bunlar Kızören obruğu, Timraş obruğu,
Obruk gölü, Çiralı gölü, Meyil gölü de vardır. Obruk göllerden bazıları sulama amaçlı
kullanılırken bazı obruk gölleri de turistik değer taşır.
Volkanik olaylarla da göller meydana gelmiştir. Volkan konilerinin çevresinde
volkanizmanın etkisi ile daire şeklinde çanaklar oluşmuştur. Bu çanaklara suların dolması ile
küçük göller meydana gelmiştir. Bunlar Konya’da bulunan Acıgöl ve Meke Gölü'dür.
Karapınar ilçesi sınırları içerisinde bulunan bu krater göllerinin içerisinde magnezyum sülfat
çözeltileri vardır. Bu nedenle suyu çok acıdır. İçinde canlı yaşamaz. Oluşumdan kaynaklanan
özellikler nedeniyle Meke Gölü etrafındaki volkanik malzeme biriket yapımı ve benzer
amaçlarla büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Meke Gölü, Kültür Bakanlığı, Konya Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından "1. Derece Doğal Sit Alanı" ilan edilmiştir.
Yeraltı Suları
Konya ilinde Çumra, Ereğli, Cihanbeyli, Akşehir, Yunak ovalarında yaklaşık 20 ila
100 m. arasında zengin yeraltı suyu bulunmaktadır. Bazı yerlerde bu su artezyen yapmaktadır.
Bunun yanında binlerce adi kuyu kazılmıştır. Genellikle tarım amaçlı olarak pek çok sondaj
kuyusu da açılmıştır. Konya çevresinde genellikle paleozoik mermerler, mesozoik kalkerler,
neojen kalkerleri ve Alüvyonlar su taşıyan formasyonlardır.
3.1.1.4. İklim
TR5 Batı Anadolu Bölgesinin genelinde karasal iklim hüküm sürmekle birlikte Ankara
İlinin kuzey kısımlarında Karadeniz İklimine, Konya ve Karaman İllerinin güney kısımlarında
ise Akdeniz İklimine de rastanmaktadır. Karasal iklim özelliği gösteren kısımlarında yıllık
- 40 -
ortalama sıcaklık 11,6°C’dir. Sıcaklık değerleri -28,2 ile 40,8 arasında çok farklılık
göstermektedir. Ortalama yağış 351,5 mm., ortalama nispi nem ise %60,3’tür.
TR51 Alt Bölgesinde rüzgârlar genellikle Kuzey ve Doğu yönlerinden esmektedir.
Rüzgâr hızı kış aylarında yüksek değerlere ulaşmaktadır. TR51 Alt Bölgesinde uzun yıllar
nem ortalaması güneyde %51 - %70 arasında değişmekte olup, ortalama olarak % 60’tır.
Ilıman iklim kuşağındaki Ankara'da kışları yağışlı ve soğuk, yazları ise sıcak ve kurak
kara iklimi görülür. Yağışlar en çok kış mevsimindedir. Gece ile gündüz, yaz ile kış mevsimi
arasında önemli sıcaklık farkları bulunur. Bununla beraber, Ankara dört mevsiminde de insanı
rahatsız etmeyen bir iklime sahiptir. En sıcak aylar Temmuz (ortalama 23.1) ve Ağustos
(ortalama 23.3°), en soğuk aylar ise Ocak (ortalama 0.3°) ve Şubat (ortalama 1°) olarak
belirlenmiştir. Kırkbeş yılın nisbi nem ortalaması % 60'tır.
TR52 Alt Bölgesinde yer alan Konya İlinde (TR521) yıllık yağış toplamının 294.9 mm
(Karapınar) ile 764.0 mm (Seydişehir) arasında büyük bir değişim gösterdiği anlaşılır. İl
genelinde yağışların büyük bir kısmı sonbahar ve özellikle kış aylarında düşmektedir. Bitki
büyüme ve gelişimi açısından büyük öneme sahip olan, Nisan-Mayıs- Haziran aylarındaki
yağışın toplam yağışa oranı il geneli ortalaması olarak ancak % 27,3 tür. Bu değerler il
genelinde nadaslı tarım sisteminin hakim olmasının nedenini ve sulamanın önemini net olarak
ortaya koymaktadır. İl’ de meteorolojik verilerin alındığı ilçelerin ortalaması olarak, nispi
nem % 61,2 , sıcaklık ortalaması 10,9 0C , ve ortalama sıcaklığın 10 0C yi geçtiği gün sayısı
198,4 gün olmuştur.
TR 52 Alt Bölgesinin diğer ili Karaman (TR522) karasal iklimin özellikleri yaygın
olarak görülmektedir, yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlıdır. Yağışlar genelde kış
ve ilkbaharda düşmektedir.Yıllık yağış ortalaması 332,5 mm ve ortalama nisbi nem %60 olup,
ortalama sıcaklık ise 11,7 0C dir. İlin daha çok karasal iklim özelliği gösteren kuzey ve doğu
kısımları daha az yağış alırken, akdeniz iklim özelliği gösteren güney kısımlarında ise akdeniz
iklim özelliği görülür.
Tablo 5. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Uzun Yıllar İklim Verileri
Ort.
Ort.
Ort.
Ortalama Maksimum Minimum
Toplam
Güneşli Donlu
Nispi
Sıcaklık
Sıcaklık
Sıcaklık
Yağış
Gün
Gün
Nem
(oC)
(oC)
(oC)
(mm)
Sayısı Sayısı
(%)
11,8
40,8
- 21,5
91,0
94,3
401,2
60
TR51 TR510 Ankara
11,4
40,6
- 28,2
125,9 100,9
320,9
61
TR52 TR521 Konya
11,7
40,4
- 28,0
140,5
91,3
332,5
60
TR522 Karaman
11,6
40,8
- 28,2
119,1
95,5
351,5 60,3
Ortalama/Maks./Min.
İstatistiki Bölge
Birimleri
Kaynak:Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü
3.1.1.5. Bitki Örtüsü
TR5 Batı Anadolu Bölgesinin bitki örtüsü iklim ve topoğrafik özelliklerle paralel
olarak dağılmaktadır. İklimin bölgenin kuzeyinde ve güneyinde daha ılıman olması, yüzey
şekillerinin de dağlık olması nedeniyle orman alanları sıklaşmaktadır. Bunun dışında kalan ve
bölgenin büyük bölümünü oluşturan ova tabanında ise bozkır bitki topluluğu özellikleri
hakimdir. Ovalardaki tarım sahalarında kültür bitkileri geniş yer tutmaktadır. Bunların en
önemlileri ise tahıllar, baklagiller, meyvelikler ve şeker pancarıdır.
- 41 -
Kara iklimine uygun biçimde Ankara'da bozkır ve orman olmak üzere iki tür bitki
örtüsü gelişmiştir.. Bozkır; az yağış alan çukur alanlarda ve bazı platolarda görülür. Şehrin
kuzeybatısında ormanlar geniş alanlar kaplar. Beynam, Kızılcahamam, Çamlıdere
ormanlarında hakim ağaç türleri karaçam, ardıç ve meşedir. Tabii ormanlara ek olarak
ağaçlandırma yoluyla Ankara'nın çevresi ve baraj göllerinin kıyıları ormanlaştırılmıştır. Bu
sayede Ankara, dünya başkentleri içinde en çok yeşil alana sahip şehirlerden biri haline
gelmiştir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bitki örtüsü, bozkırlar, meşelik ve ormanlar, çayırmeralar, otsu bitkilerden oluşmaktadır. Konya ilinde özellikle güney ve batısında yer alan
Toroslar ve Sultan dağlarında yoğun orman alanları yer alırken, doğusunda Tuz Gölüne
yaklaştıkça geniş bozkır düzlükleri yer alır. İlkbahar yağışları ile yeşillenen ova sarararak
tipik bozkır özelliğine bürünür. Ülkemizin en geniş ovalarının yer aldığı bu bölgelerde
hububat, yetiştirilirken yer altı suyu ile sulanabilen bölgelerde şekerpancarı, havuç, ayçiçeği,
yem bitkisi ve baklagil yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ormanlardaki hakim ağaç türleri ise sedir,
karaçam, ardıç ve meşedir. Bu bölgede tarımsal alanlar küçülürken engebesi ve meyili artış
gösterir. Tarımı yapılan alanlarda ise yine hububat başta olmak üzere haşhaş, yem bitkileri,
çilek, kiraz, vişne ve elma üretimi yapılmaktadır.
Karaman ilinin güneyinde yer alan Toroslara yaklaşırken ormanlık alanlar artarken
kuzeye doğru geniş ovalar yer almaktadır. Bu ovalarda hububat, şekerpancarı, nohut ve
fasülye yetiştirciliği yanında son yıllarda elma yetiştirciliği önem kazanmıştır. Dağlık bölgeye
doğru gidildikçe kiraz, zeytin ve bağ üretiminin arttığı gözlenir.
3.1.2. Sosyo-Ekonomik Yapı
TR5 Batı Anadolu Bölgesinin sosyo-ekonomik yapısı içerisinde nüfus, sağlık, ulaşım,
eğitim, ekonomi, alt yapı, ticaret ve yürütülen yatırımlar konuları incelenmiştir.
3.1.2.1. Nüfus Yapısı
Ankara’nın 1927 yılı nüfus sayımına göre toplam nüfusu 404.581 iken, son 73 yılda
10 kat artarak 2000 yılında 4.007.860’a yükselmiştir. Aynı dönemde ülke nüfusu 5 kat
artmıştır. 1927-1935 döneminde Ankara’nın yıllık nüfus artış hızı %o 34.7 iken, 1990-2000
döneminde %o 24.4’e düşmüştür. 1927 yılında Ankara İli, ülke nüfusu içinde % 3.2’lik bir
paya sahip iken, 2000 yılında yaklaşık %6’lık bir paya ulaşmıştır.
Ankara ili ortalama hane halkı büyüklüğü azalış eğilimindedir. 1955 yılında 7 olan
ortalama hane halkı büyüklüğü, 2000 yılında 3.8 kişiye düşmüştür.
Türkiye toplam nüfusunun %9,5’i TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yaşamaktadır. Bu
oran köylerde % 6 ile daha düşük, şehirlerde ise daha fazladır. Dolayısıyla, TR5 Batı Anadolu
bölgesinin köylerde yaşayan nüfusu Türkiye ortalamasına göre daha azdır.
Bölge, Türkiye yüzölçümünün %9,8’luk bir kısmını kaplarken, ülke nüfusunun
%9,5’ini barındırmaktadır. Türkiye’de km2’ye düşen nüfus 88 kişi iken, TR5 Batı Anadolu
bölgesinde km2’ye 84 kişi düştüğü hesaplanmıştır. Türkiye’nin nüfus yoğunluğu bakımından
en az olan Tuz Gölü bu bölgede yer almaktadır.
- 42 -
Tablo 6. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Nüfus Verileri (2000)
İstatistiki Bölge Birimleri
TR51
TR510 Ankara
TR521 Konya
TR52
TR522 Karaman
TR52 Alt Bölgesi
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
TR5 / TR (%)
Türkiye
Köy
Sayısı
925
611
158
769
1694
6
32266
Köy
Nüfusu
Toplam
Nüfus
467338
897349
103298
1000647
1467985
6
23797653
4007860
2192166
243210
2435376
6443236
9.5
67803927
Kaynak:TÜİK
- 43 -
Yüzölçüm
ü (km2)
25706
41694
9393
51087
76793
9.8
769604
Nüfus
Yoğunluğu
(km2)
156
57
27
48
84
88
Ülke nüfusu 1990 ve 2000 yıllarında sırasıyla 56.473.035 ve 67.803.927 olarak hesaplanmıştır. Nüfus artış hızı buna göre sırasıyla
%0,2171 ve %0,1828 olarak gerçekleşmiştir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde, Ülkemize göre nüfus artış hızının özellikle şehirlerde daha yüksek olduğu görülmektedir. 1990-2000
yılları arasında artış hızları toplam nüfusta %0,2380 şehir nüfusunda %0,2737 olarak gerçekleşmiştir.
Bölge nüfusu 1990 yılında Türkiye nüfusunun %9’luk kısmını oluştururken 2000 yılında %9,5’na yükselmiştir. Türkiye nüfusunda bölge
şehir nüfusunun payı %12 iken köy nüfusunun payı %6’dır.
Tablo 7. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin Şehir ve Köy Nüfusu ile Yıllık Nüfus Artış Hızı
İstatistiki Bölge
Birimleri
Ankara
TR51 Alt Bölgesi
Konya
Karaman
TR52 Alt Bölgesi
TR5 Batı Anadolu
TR5/ TR
T ü r k i y e
1990 Yılı Nüfusu
Toplam
Şehir
Köy
3236378
2836802
399576
3236378
2836802
399576
1752658
963128
789530
215181
106051
109130
1967839
1069179
898660
5204217
3905981
1298236
9
12
6
56473035 33656275 22816760
2000 Yılı Nüfusu
Toplam
Şehir
Köy
4007860
3540522
467338
4007860
3540522
467338
2192166
1294817
897349
243210
139912
103298
2435376
1434729
1000647
6443236
4975251
1467985
9,5
12
6
67803927 44006274 23797653
Kaynak:TÜİK
- 44 -
Nüfus artış hızı ‰
Toplam
Şehir
Köy
21.37
22.15 15.66
21.37
22.15 15.66
22,37
29,59
12,8
12.24
27.70
-5.49
23.75
34.18 11.34
23.80
27.37 13.07
18,28
26,81
4,21
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde nüfus projeksiyonuna göre 2010 yılında nüfusun tahminen
7.540.173 kişi Türkiyenin ise 81.403.650 kişi olması beklenmektedir. Ankara’nın 2010 yılında
4.652.000 kişiye, Konya’nın 2.615.000 kişi ve Karaman’ın 273.173 kişi tahmin edilmektedir.
Tablo 8. Bölgede 1990-2000 Yılı Nüfusuna Göre Bazı Nüfus Projeksiyonları
Yılı Nüfusu TR51
TR521
TR522
TR5 Batı
T ü r k i y e
Anadolu
3236378
1752658
217536
5206572
56473035
1990
4007860
2192166
243210
6443236
67803927
2000
4319000
2399000
258191
6976191
74293251
2005
4652000
2615000
273173
7540173
81403650
2010
Kaynak:TÜİK
3.1.2.2. Sağlık
TR5 Batı Anadolu Bölgesi sağlık hizmetleri tablolarda görüleceği gibi, Bölgede toplam
105 adet sağlık kurumu hizmet vermesine karşılık, çarpık kentleşme ve hızlı nüfus artışlarından
dolayı kişiye ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri, ilk yardım ve acil müdahale, birinci
basamak tedavi hizmetleri, hasta takibi, laboratuar hizmetleri, kayıt bildirimi ve istatistik
işlemlerin yürütülmesi gibi konularda sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesine ihtiyaç
duyulmaktadır.
Tablo 9. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Sağlık Verileri (2004)
Kamu
Özel
Toplam
İstatistiki Bölge
Hastane
Yatak
Hastane
Yatak
Hastane
Yatak
Birimleri
Sayısı
Sayısı
Sayısı
Sayısı
Sayısı
Sayısı
51
15.268
15
845
66
16113
Ankara
51
15268
15
845
66
16113
TR51 Alt Bölgesi
31
3388
5
149
36
3537
Konya
3
415
0
0
3
415
Karaman
34
3803
5
149
39
3952
TR52 Alt Bölgesi
85
19071
20
994
105
20065
TR5 Batı Anadolu
929
158845
261
12775
1190
171620
T ü r k i y e
Kaynak:İl Sağlık Müdürlükleri ve TÜİK
Türkiye ortalaması olarak 56.978 kişiye bir hastane, 395 kişiye bir yatak düşmekte iken,
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 66.440 kişiye bir hastane, 348 kişiye bir yatak düşmektedir. 2000
nüfus sayımı verilerine göre TR5 Batı Anadolu Bölgesi, kişi başına düşen yatak sayısı
bakımından Türkiye ortalamasının üstünde iken hastane sayısı bakımından düşük olması bölgede
büyük hastanelerin varlığını göstermektedir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde sağlık kuruluşlarında çalışan personele ait veriler, iller
bazında ve toplam olarak aşağıda verilmiştir.
- 45 -
Tablo 10.
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Sağlık Kuruluşlarında Çalışan
Personel Verileri (2004)
Uzman
Pratisyen
Sağlık
Düzey İller/Bölgeler
Diş Hekimi Hemşire
Hekim
Hekim
Memuru
5786
6105
2359
8463
5073
Ankara
5786
6105
2359
8463
5073
TR51 Alt Bölgesi
803
1211
447
1520
1180
Konya
56
110
14
182
153
Karaman
859
1321
461
1702
1333
TR52 Alt Bölgesi
6645
7426
2820
10165
6406
TR5 Batı Anadolu
43660
51530
17108
79059
49324
T ü r k i y e
Ebe
2580
2580
974
145
1119
3699
41513
Kaynak:İl Sağlık Müdürlükleri ve TÜİK
Türkiye’de 43.660 uzman hekim çalışırken, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 6.645 uzman hekim
çalışmaktadır. Türkiye’de 1.553 kişiye bir uzman hekim düşerken Bölgede 1.050 kişiye bir
uzman hekim ile Türkiye ortalamsının çok üzerinde yer almaktadır. Aynı oranlar 3.963 kişiye bir
Diş Hekimi düşerken, bölgede ise 2.474 kişiye bir Diş Hekimi ile gözlemlenmektedir.
Türkiye’de 1.633 kişiye bir ebe düşerken, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 1.886 kişiye bir ebe
düşmektedir.
3.1.2.3. Eğitim
Türkiye’de okulöncesi öğrenci 434.771 iken TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 43.451
öğrencidir. Ülke ortalaması 20 okul öncesi öğrenciye bir öğretmen düşerken bölgede 13’tür.
Tablo 11.
Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri ve Eğitim Seviyesine
Göre Okul Öncesi ve İlköğretimde Okul, Şube, Öğrenci ve Öğretmen Sayısı
İller
Ankara
Konya
Karaman
Türkiye
Toplam
Şehir
Köy
Toplam
Şehir
Köy
Toplam
Şehir
Köy
Toplam
Şehir
Köy
Okul
Okul öncesi eğitim
Şube
Öğrenci
Öğretmen
Okul
Şube
909
817
92
460
296
164
86
39
47
15978
10565
5413
2 237
1 974
263
705
422
283
128
68
60
31547
20583
10964
981
621
360
974
357
617
175
46
129
35611
10349
25262
18 294
15 788
2 506
10 756
6 760
3 996
1 527
755
772
380126
220816
159310
31 472
29 777
1 695
10 211
7 928
2 283
1 768
1 220
548
434771
336919
97852
2 959
2 889
70
514
486
28
77
70
7
22152
20392
1760
İlköğretim
Öğrenci
580 975
532 588
48 387
301 081
221 440
79 641
35 307
24 440
10 867
10565389
7804601
2760788
Öğretmen
26 393
24 775
1 618
12 281
8 984
3 297
1 509
1 022
487
401288
298380
102908
Kaynak:TÜİK
Ayrıca Türkiye’de 26 ilköğretim öğrencisine bir öğretmen düşerken bölgede 23
öğrencidir. Bölgede bir okula 431 öğrenci düşerken, Türkiye’de ise 297 öğrenci düşmektedir.
Türkiye’de 28 öğrenciye bir sınıf düşerken, bölgede ise 30 öğrenciye bir sınıf düşmektedir.
Türkiye’de şehir merkezlerindeki sınıflarda ortalama 35 öğrenci öğrenim görürken bölgede,
ortalama 33 öğrenci öğretim görmektedir.
- 46 -
Tablo 12. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri Ve Eğitim Seviyesine
Göre Ortaöğretimde Genel, Mesleki ve Teknik Okul, Şube, Öğrenci ve Öğretmen
Sayısı
İller
Ankara
Konya
Karaman
Türkiye
Toplam
Okul
179
Şehir
Köy
Toplam
Şehir
Köy
Toplam
Şehir
Köy
Toplam
Şehir
Köy
161
18
99
72
27
21
14
7
2939
2529
410
Genel
Şube
Öğrenci
4210
150388
4034
176
1514
1366
148
308
216
92
55512
51907
3605
Mesleki ve teknik
Şube
Öğrenci
Öğretmen
2851
75895
6705
Öğretmen
8162
Okul
245
8097
65
2574
2358
216
414
358
56
93209
88386
4823
229
16
131
117
14
15
15
2730
121
1195
1117
78
134
134
73718
2177
28174
26855
1319
2772
2772
6651
54
2223
2033
190
270
270
3877
3527
350
40700
37889
2811
1102394
1041085
61309
74405
70477
4148
147724
2664
50049
46696
3353
6847
6370
477
1937055
1860498
76557
Kaynak:TÜİK
Türkiye’de genel liselerdeki bir okula 659 öğrenci ve bir öğretmene de 21 öğrenci
düşmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bir okula 693 öğrenci ve bir öğretmene de 19
öğrenci düşmektedir. Türkiye ve bölgede bir şubeye 34 öğrenci düşmektedir.
Türkiye’de Mesleki ve teknik liselerde bir okula 284 öğrenci düşerken TR5 Batı Anadolu
Bölgesinde 273 öğrenci düşmektedir.
Tablo 13.
İller
Ankara
Konya
Karaman
Türkiye
Türkiye Ve TR 5 Batı Anadolu İlleri Yerleşim Yeri Ve Eğitim Seviyesine
Göre Toplam Okul, Şube, Öğrenci Ve Öğretmen Sayısı
Toplam
Okul
Şube
Öğrenci
Öğretmen
Toplam
2 314
27 592
838 730
44 219
Şehir
1 828
24 526
783 807
42 412
Köy
486
3 066
54 923
1 807
Toplam
1 664
14 170
389 515
17 592
Şehir
842
9 665
302 919
13 861
Köy
822
4 505
86 596
3 731
Toplam
297
2 097
46 694
2 270
Şehir
114
1 173
34 802
1 720
Köy
183
924
11 892
550
Toplam
58 405
507 885
14 039 609
591 054
Şehir
26 970
331 195
11 043 103
477 635
Köy
31 435
176 690
2 996 506
113 639
Kaynak: TÜİK, 2004/2005
Tabloda Türkiye ve bölgenin okul, şube, öğrenci ve öğretmen sayıları incelendiğinde
bölgede okullaşmanın ve öğrenci sayısının yüksek olduğu görülür.
- 47 -
Tablo 14.
Yükseköğretimde Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinde yeni kayıt, toplam öğrenci, mezun olan öğrenci ve öğretim
elemanı sayısı
İller
Birim Cinsiyet Önlisans ve lisans
Lisansüstü
Tıpta ihtisas
Öğretim elemanı
sayısı
Kendi
Diğer
biriminde birimlerden
D
E
F
D
E
F
D
E
F
175
A 34 118 145 967
24 549
6 940
21 485
4 276
1 141
3 906
762
17 859
1 689
Ankara
B 17 966
78 852
11 934
3 742
11 776
2 131
607
2 164
447
9 753
1 019
C 16 152
67 115
12 615
3 198
9 709
2 145
534
1 742
315
8 106
670
42
A 16 647
55 963
12 743
1 827
4 590
1 227
99
338
59
1 681
16
Konya
B
9 216
31 537
7 051
1 153
2 968
697
49
212
39
1 329
14
C
7 431
24 426
5 692
674
1 622
530
50
126
20
352
2
6
A
1 373
4 112
1 021
47
Karaman
B
787
2 382
612
38
C
586
1 730
409
9
1552
A 543 035 1 969 086
296 113 36 738
92 862 21 850
4 810
17 010 2 939
82 096
9 376
Türkiye
B 312 494 1 145 161
169 448 20 440
53 151 11 442
2 605
9 678 1 728
50 662
6 612
C 230 541 823 925
126 665 16 298
39 711 10 408
2 205
7 332 1 211
31 434
2 764
A. Toplam
B. Erkek
C. Kadın
D. Yeni kayıt
Kaynak: Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi, Yükseköğretim İstatistikleri, 2003/04
E. Toplam öğrenci
F. Mezun
Tabloda Türkiye ve Bölgenin yüksek öğrenim durumu görülmektedir. Bölge yüksek öğretiminde önemli paya sahiptir. Bölgede Ankara ve Konya
İllerinde birer adet Ziraat ve Veteriner Fakültesi bulunmaktadır. Tarıma yönelik eğitim veren çok sayıda yüksek okul mevcuttur.
- 48 -
3.1.2.4. Ulaşım -Haberleşme
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde tüm illerin bağlantısı kara yolu ile, bunun yanı sıra
bazılarının hava ve demir yolları ile bağlantısı sağlanabilmektedir.
Karayolları
TR51 Alt Bölgesinin Ankara-İstanbul, Ankara-Eskişehir, Ankara-Aksaray, AnkaraSamsun, Ankara-Konya, Konya-Karaman, Konya-Afyon, Konya-Aksaray, Konya-Adana,
Konya-Antalya, Karaman-İçel, Karaman-Adana gibi önemli karayolları diğer bölgelere
bağlayan yollarıdır.
Havayolları
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Ankara Esenboğa Havaalanı sivil ve Ankara Etimesgut
ve Konya Askeri havaalanları, sivil ve askeri hava taşımacılığına hizmet vermektedirler.
Ankara Esenboğa uluslararası taşımacılıkta önemli bir yere sahiptir.
Demir yolları
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Ankara-Eskişehir, Ankara-Kırıkkale, Konya – Adana,
Konya-Afyon İllerinin demiryolu bağlantısı bulunmakta, ancak Karaman iline demiryolu
bağlantısı yoktur. Ayrıca Konya – Ankara arasında hızlı tren projesinin alt yapı çalışmalarına
başlanmış olup, 2008 yılında bitmesi hedeflendiği belirtilmiştir. Ankara-İstanbul hızlı tren
projesinin çalışması da hızla devam etmektedir.
TR51 Alt Bölgesi hali hazırda pek çok kente demir yoluyla bağlanmış durumdadır.
Ayrıca Ankara Metropol Belediye sınırları içerisinde Sincan-Kayaş (Mamak) hattında banliyö
tren seferleriyle yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Hafifraylı sistemi olan ankaray ve metro
Ankara şehir içi ulaşımına büyük katkısı bulunmaktadır.
Köy yolları
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yolu olmayan köy yoktur. Köy yollarını %61 gibi
önemli bir kısmı asfaltlanmıştır. Ancak % 7’si gibi çok az bir kısmı düşük kalite yol
durumundar.
Tablo 15. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yol Durumu (2004)
Alt Bölge
Ankara
TR51
Konya
Karaman
TR52
TR5 Batı Anadolu
Asfalt (km)
Stabilize (km)
5496
5496
5430
1379
6809
12305
2062
2062
3394
856
4250
6312
Tesviyeli ve
Ham Yol (km)
363
363
797
246
1043
1406
* Kaynak:Karayolları Genel Müdürlüğü ve Köye Yönelik Hizmetler Müdürlükleri
49
Toplam
(km)
7921
7921
9621
2481
12102
20023
Haberleşme
TR5 Batı Anadolu bölgesinde şehirlerde ve kırsal alanlarda gerek kablolu ve gerekse kablosuz iletişim imkanlarından yaygın olarak
faydalanılmaktadır.
3.1.2.5. Ana Ekonomik Sektörler ve Faaliyetler
Aşağıdaki tabloda Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi illerinin gayri safi yurtiçi hasılası ile illerin payı ve gelişme hızları yıllar
bazında verilmiştir.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya enyüksek katkıyı 11.175 milyon dolarla Ankara ili yaparken 3.498 milyon
dolarla Konya ili ikinci sırada ve 493 milyon dolarla da Karaman ili yapmaktadır. 2001 yılında Ankara ilinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıladaki payı
%7.6 olurken, Konya’nın %2.4 ve Karaman’nın %0.3’ tür.
Tablo 16. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası ($), İllerin Payı ve Gelişme Hızları
Ankara
Konya
Karaman
Türkiye
Yıllar
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
İllerin Gelişme
Payı
Hızı
%
%
8,3
79,3
8,7
89,3
8,4
89,7
8,4
99,5
7,9
78,7
6,8
69,6
7,3
92,3
7,9
62,1
8,3
68,8
7,6
30,5
Cari
İllerin
Fiyatlarla
Payı
milyon $
%
13017
2,4
15388
2,3
11099
2,3
14089
2,3
14250
2,3
12905
2,4
14631
2,5
14543
2,5
16516
2,5
11175
2,4
Gelişme
Hızı
%
66,0
76,3
90,1
101,6
94,2
102,4
87,9
48,0
60,0
36,7
Cari
İllerin
Fiyatlarla
Payı
milyon $
%
3755
4135
2989
3835
4216
4558
5050
0,4
4584
0,4
4935
0,3
3498
0,3
Kaynak:TÜİK
50
Gelişme
Cari
Hızı
Fiyatlarla
%
milyon $
81,9
508
87,4
594
109,0
473
106,3
620
124,1
787
92,0
807
74,7
831
37,4
700
44,0
679
40,2
493
Gelişme
Cari
Hızı
Fiyatlarla
%
milyon $
73,5
156656
81,3
177332
95,2
131639
100,7
168080
90,3
181077
95,2
188735
81,1
201561
48,2
183214
60,9
198389
43,2
147285
Tablo 17. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri İtibariyle Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (1992-2001)
Ankara
Konya
Karaman
Türkiye
Geliş
Gelişme
Yıllar
Gelişme
me
Gelişme
hızı
hızı
hızı
hızı
%
TL
%
$
TL
$
TL
%
$
TL
%
1992
27.162.280
76,0 z3.892
14.449.172
62,6 2.070
16.146.417 81,1
2.313
18.721.735
70,3
1993
50.498.356
85,9 4.518
24.977.057
72,9 2.235
30.143.590 86,7
2.697
33.313.730
77,9
1994
94.095.914
86,3 3.202
46.561.850
86,4 1.584
62.806.763 108,4
2.137
63.860.757
91,7
1995
184.549.045
96,1 3.996
92.147.732
97,9 1.995
129.265.186 105,8
2.799 125.923.952
97,2
1996
324.398.894
75,8 3.976 175.571.112
90,5 2.152
291.686.991 125,7
3.575 235.611.113
87,1
1997
537.967.232
65,8 3.521 362.521.281
106,5 2.373
550.906.925 88,9
3.606 461.522.054
95,9
1998
1.015.022.502
88,7 3 917 671 640 974
85 2 592
956 578 708
74
3 692 822 976 986
78
1999
1.617.680.663
59,4 3 828 982 117 428
46,2 2 324 1 309 186 025 36,9
3 098 1 203 124 428
46,2
2000
2.605.011.401
61,0 4 148 1 407 506 713
43,3 2 241 1 757 545 948 34,2
2 799 1.846.747.873
53,5
2001
3.333.151.710
28,0 2 752 1 882 690 420
33,8 1 554 2 437 569 320 38,7
2 012 2.600.082.172
40,8
$
2.682
2.981
2.173
2.727
2.888
3.021
3 176
2 847
2 941
2 146
Kaynak:TÜİK
Yukarıdaki tabloda Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi illerin kişi başına gayri safi yurtiçi hasılası yıllar bazında verilmiştir.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla 2.752 dolarla Ankara birinci sırada yer alırken onu 2.012 dolar ile
Karaman ve 1.554 dolarla Konya takip etmektedir. Ankara ili Türkiye ortamasının üzerinde yer alırken, Karaman ve Konya illeri Türkiye
ortalamasının altında kalmaktadır.
51
3.1.2.5.1. Tarım
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarımsal göstergeleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Kırsal nüfus başına Tarımsal üretim değeri 3.123 YTL ile ilk sırada Karaman ili yer alırken
Türkiye’de ikinci sıradadır. Bölgede TR 52 Alt Bölgesinde yer alan Konya ili tarımsal üretim
değerinin Türkiye içindeki payı ile ilk sırayı almıştır. Ankara ise bölge içerisinde ikinci sırayı
ülke içerisindeki sıralamada ise sekizincidir.
Tablo 18. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarımsal Göstergeleri
Kırsal Nüfus
Tarımsal
Sırası
Sırası
Başına
Üretimin
Tarımsal
Değerinin
İstatistiki Bölge Birimleri
Bölge
Ülke
Bölge Ülke
Üretim
Türkiye
İçinde
İçinde
İçinde
İçinde
Değeri
İçindeki
(YTL)
Payı (%)
1.641
2
15
2,87
2
8
TR51 TR510 Ankara
1.407
3
25
4,72
1
1
TR521 Konya
3.123
1
2
1,21
3
33
TR52 TR522 Karaman
TR5
2.057
8,80
Batı Anadolu
1.124
100
Türkiye
Kaynak: DPT- Sosyo- Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması ( 2003 )
3.1.2.5.2. Sanayi
TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin bazı sanayi göstergeleri incelendiğinde imalat
sanayiinde Ankara ili Ülke içinde 6 ncı sırada yer almaktadır.Onu Konya ve Karaman illeri
takip etmektedir.İmalat Sanayiinde yer alan iş yerlerinin % 10,2 TR 5 Batı Anadolu
Bölgesinde yer almaktadır.
Organize Sanayi Bölgeleri son yıllarda hızla gelişmiş olup, oluşturulan sanayi
parsellerinin % 50 si bu bölgede yer almaktadır.Bölgede ise % 92 si Ankara ili sınırları
dahilindedir.Genel Gelişmişlikte Ankara ili tüm Ülkede 2 nci sırada yer almaktadır.
Tablo 19. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Sanayi Göstergeleri
Fert İmalat sanayi
Organize
Başına Gelişmişlik
İmalat
Sanayi
İmalat
Sırası
Sanayi
İstatistiki Bölge Birimleri
Bölgesi
Sanayi
İşyeri
Parsel
Katma Bölge Ülke
Sayısı
Sayısı
Değeri İçinde İçinde
(YTL)
13.041
850
264
1
6
TR51 TR510 Ankara
903
264
127
2
11
TR521 Konya
TR5 TR52 TR522 Karaman
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi
Türkiye
207
23
14.151 1.137
28.726 11.118
142
350
Kaynak: İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT
52
3
36
3
Genel
Gelişmişlik
sırası
Ülke İçinde
2
26
35
3
3.1.2.5.3. Hizmetler
Turizm sektörü çalışanı ve misafiriyle birlikte düşünüldüğünde, tüketici potansiyeli
olarak tarım sektörüne artı değer kazandırmak gibi bir etkiye sahiptir. Bunun yanında, tarımda
atıl kalan iş gücünün değerlendirilmesi açısından da önem arzeder. Ancak, turizm tesislerinin
ilde yaygınlaşmasıyla gelişen bu sektöre işgücü talebi, zaman zaman tarım sektöründe işgücü
temini noktasında zorluklarla karşılaşılmasına da sebep olmaktadır.
Başka bir açıdan bakıldığında, kırsaldan turizme geçen işgücünün nitelikli işgücü
olmaması durumu, sosyal yapıda bazı problemlerin oluşmasına neden olmaktadır.
Tablo 20.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Konaklayan Turist Sayıları ve Tesislerin
Doluluk Oranları
İstatistiki Bölge Birimleri
TR51 TR510
TR521
TR52 TR522
TR5 TR52
Batı Anadolu
Türkiye
Ankara
Konya
Karaman
Yabancı
Turist
Sayısı
206.295
35.665
185
35.850
242.145
8.991.456
Yerli
Turist
Sayısı
868.918
156.665
8.025
164.690
1.033.608
8.429.868
Toplam
Turist Sayısı
1.075.213
192.330
8.210
200.540
1.275.753
17.421.324
Doluluk
Oranı
34,96
31,64
24,48
47
Kaynak : Turizm Bakanlığı 2003
3.1.2.6. Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Göstergeleri
TR5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye geneli ile kıyaslandığında iller arasında
gelişmişlik farkı nispeten az olup, Karaman ili yeni kurulmuş olduğundan ekonomik
göstergeleri hızla yükselmektedir.
Potansiyelinin zenginliği ve ekolojik koşulların uygunluğu sebebiyle TR5 Batı
Anadolu Bölgesinde tarım, bölge ekonomisinin temel sektörü olma niteliğini taşımaktadır.
Özellikle son yirmi yılda her alanda yaşanan hızlı gelişmelere paralel olarak, tarım da kendi
yapısında önemli değişimlere ve gelişimlere sahne olmuştur.
Bölgenin gayri safi hasılası içerisinde tarımın payı, aktif nüfus içersinde tarımda
istihdam edilen nüfusun yeri ve dış ticarette tarımsal ürünlerin ağırlığı nedenleriyle tarım,
bölgede önemli bir sektör olarak yerini korumaktadır. Dünyadaki gelişmeler, tarımsal üretim
biçimleri ve kültür yapısı üzerinde önemli değişimlere sebep olmuştur. Bunun sonucu olarak
tarımsal üretimde entansif yöntemlerin kullanımı hızlanmış ve talepteki gelişmelere bağlı
olarak ürün desenlerinde çeşitlilik artmıştır.
53
Tablo 21. Türkiye Geneli İşteki Durum ve Ekonomik Faaliyet, (2004 (15+ Yaş) Bin)
Ekonomik Faaliyetler
Tarım,
Tarım Dışı
Avcılık,
Toplam
Toplam Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler
Ormancılık ve Faaliyetler
Balıkçılık
TR Türkiye
Düzey 1 (Bölgeler)
TR1 İstanbul
TR2 Batı Marmara
TR3 Ege
TR4 Doğu Marmara
TR5 Batı Anadolu
TR6 Akdeniz
TR7 Orta Anadolu
TR8 Batı Karadeniz
TR9 Doğu Karadeniz
TRA Kuzeydoğu Anadolu
TRB Ortadoğu Anadolu
TRC Güneydoğu Anadolu
21791
7400
14391
3318
1137
3304
1952
1973
2654
1130
1743
1468
788
869
1456
26
480
1245
445
444
870
550
926
929
519
393
572
3291
657
2059
1507
1529
1784
580
817
538
269
475
884
21791
7400
3988
1029
9374
3318
26 1236
1137
480
194
3304 1245
656
1952
445
614
1973 444 311
2654
870
359
1130
550
134
1743
926
184
1468
929
67
788
519
20
869
393
56
1456
572
157
176
41
147
98
112
144
46
62
54
15
41
92
1880
422
1256
794
1106
1281
400
571
417
234
378
635
Not. 1) Rakamlar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir.
2) 2 bin kişiden az değerlerde örnek büyüklüğü güvenilir tahminler için yeterli değildir.
Kaynak: TÜİK
3.1.2.6.1 Gelişmişlik ve Büyüme
GSYİH katkısı bakımından Türkiye sıralamasında, TR51 Alt Bölgesi Ankara ili 2.
sırada, TR521 Konya ili 9. sırada ve TR522 Karaman ili 57. sıradadır.
Tablo 22.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin GSYİH Katkısı Bakımından Türkiye
Sıralamasındaki Yerleri (2000)
İller ve Alt Bölgeler
Sıra
Değer
İlin payı
Gelişme hızı
2.
13536639054 7.6
30.5
TR51 Ankara
9.
4237395803 2.4
36.7
Konya
TR52
57.
597389739 0.3
40.2
Karaman
Kaynak:TÜİK
Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesine ait illerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik
Sıralaması verilmiş olup, ilk sırayı Ankara alırken, bu ili sırasıyla Konya ve Karaman takip
etmektedir.
54
Tablo 23. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması
1996 Yılı Araştırması 2003 Yılı Araştırması
Bölge
Ülke
Ülke
İstatistiki Bölge Birimleri
İçindeki
İndeks
İçindeki İndeks
İçindeki
Sırası
Sırası
Sırası
2
3,31483 2
1
TR5 TR51 TR510 Ankara 3,32447
0,22007
24
0,25254
26
2
TR52 TR521 Konya
40
-0,09852 35
3
TR522 Karaman -0,22525
Kaynak : İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde kırsal asfalt ve TCK asfalt yol oranları ile içme suyu
gibi başlıca alt yapı hizmetlerinin gerçekleşme oranları ülke ortalamasının üzerinde yer
almaktadır.
Tablo 24. TR5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinde Bazı Hizmetlerin Gelişmişlik Sıralaması
İnşaat
Altyapı Göstergeleri
Göstergeleri
Devlet ve
Kırsal
Yeterli İçme
İl Yolları
İstatistiki Bölge Birimleri
Yerleşmelerde Suyu Götürülen Asfalt
Daire Sayısı
Asfalt Yol
Nüfus Oranı
Yol
Oranı (%)
(%)
Oranı
(%)
65,43
98,54
97,43
1128625
TR51 TR510 Ankara
70,34
91,92
96,86
469894
TR521 Konya
TR52
77,1
92,44
97,07
55882
TR522 Karaman
73,72
92,18
96,965
525776
TR52
69,575
95,36
97,1975
1654401
TR5 Batı Anadolu
45,23
84,98
91,28
16235830
T ü r k i y e
Kaynak:TÜİK
3.1.2.6.2 Kişi Başına Gelir
Ekonomik performans ve gelir düzeyini yansıtan temel gösterge niteliğinde olan
GSYİH değerlerine bakıldığında, Ülkemizde kişi başına ortalama gelir 1997-2001 yılları
arasında 3021 Dolardan 2146 Dolara düşüş göstermiş, bununla birlikte, TR5 Batı Anadolu
Bölgesindeki aynı yıllar arasında 3.145 Dolar olan kişi başına GSYİH miktarı daha az oranda
bir düşüş göstererek 2.313 Dolar düzeyine inmiştir.
Tablo 25. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Kişi Başına Gelir $ (GSYİH)
İstatistiki Bölge Birimleri
TR5
TR51
TR52
TR52
Batı Anadolu
Türkiye
TR510
TR521
TR522
Ankara
Konya
Karaman
1997
1998
1999
2000
2001
3.521
2.373
3.606
2.501
3.145
3.021
3.917
2.592
3.692
2.706
3.472
3.176
3.828
2.324
3.098
2.404
3.306
2.847
4.148
2.241
2.799
2.297
3.444
2.941
2.752
1.554
2.012
1.599
2.313
2.146
Kaynak : TUİK
55
3.1.2.6.3. Sosyal Göstergeler
TR5 Batı Anadolu Bölgesi sosyal göstergeler bakımından genel olarak ülke
ortalamalarına yakın değerlere sahiptir.
Tablo 26.
Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Demografik Göstergelerin
Karşılaştırması
Demografik Göstergeler
Ortalama Hane
Nüfus
İstatistiki Bölge Birimleri
Şehirleşme Doğurganlık
Halkı
Yoğunluğu
Oranı(%)
Hızı(%)
Büyüklüğü
(kişi/km2)
(kişi)
88,34
1,90
3,82
163,45
TR51 TR510 Ankara
59,07
3,00
4,97
56,39
TR521 Konya
TR52 TR522 Karaman
57,53
2,77
4,34
27,00
TR5 TR52
58,3
2,88
4,65
41,69
73,32
2,39
4,23
102,57
Batı Anadolu
64,90
2,53
4,50
88,00
Türkiye
Kaynak : İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT
Demoğrafik göstergeler incelendiğinde Bölgede şehirleşme oranı % 73,32 ile ülke
ortalamasının üzerindedir.Doğurganlık hızı ise 2,39 ile ülke ortalamasının altındadır.Özellikle
Ankara ilinde 1,9 doğurganlık hızı ile en düşük değerdedir.Nüfus yoğunluğunda ise 102,57
kişi/km2 ile ülke ortalamasının üzerinde yer alırken , bölgede ise en yoğun yerleşim 163,45
kişi/km2 ile Ankarada görülmektedir.
Tablo 27. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Eğitim Göstergeleri Karşılaştırması
Eğitim Göstergeleri
Okur Yazar
Okur Yazar
İlköğretim
Liseler
İstatistiki Bölge Birimleri
Kadın /
Nüfus
okullaşma
Okullaşma
Kadın
Oranı(%)
Oranı (%)
Oranı (%)
Nüfusu(%)
93,26
89,32
98,19
59,91
TR5 TR51 TR510 Ankara
90,07
84,74
80,35
29,77
TR52 TR521 Konya
89,72
84,95
89,36
33,49
TR522 Karaman
89,89
84,84
84,85
31,63
TR52
91,02
86,34
89,3
41,06
Batı Anadolu
87,30
80,62
98,01
36,92
Türkiye
Kaynak : İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT
Yukarıdaki tabloda bölgeye ait Eğitim göstergeleri yer almaktadır.Özellikle okuryazar nüfus oranı % 91,02 ile ülke ortalamasının üzerinde yer alırken, kadınların okur-yazar
oranıda aynı şekilde ülke ortalamasının üzerindedir.
Aşağıdaki tabloda ise bölgeye ait Sağlık göstergeleri incelendiğinde bebek ölüm oranı
39,67 ile ülke ortalamasını altındadır.
56
Tablo 28. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sağlık Göstergeleri Karşılaştırması
Sağlık Göstergeleri
Onbin Kişiye
Onbin Kişiye Onbin Kişiye
İstatistiki Bölge Birimleri
Bebek Ölüm
Düşen
Düşen
Düşen Eczane
Oranı(binde)
Hastane
Hekim Sayısı
Sayısı
Yatak Sayısı
36
32
4,50
38
TR51 TR510 Ankara
35
8
3
15
TR521 Konya
TR52 TR522 Karaman
48
9
3
12
TR5 TR52
41,5
8,5
3
13,5
39,67
16,33
3,50
21,67
Batı Anadolu
43
12,70
2,94
23,04
Türkiye
Kaynak : İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT
3.2. Doğal ve Tarımsal Kaynaklar
Topraklar, ormanlar, akarsular, göller, güneş enerjisi, denizaltı zenginlikleri gibi
başlıca kaynaklar doğal kaynaklar olarak tanımlanmaktadır. Doğal kaynaklardan su ve toprak
diğerlerinden farklı özellikler taşımakta, yaşamın sürdürülebilmesi için alternatifi olmayan,
yeniden üretilemeyen, çoğaltılamaz nitelikleriyle ekonomik olarak kıt, politik olarak gıda ve
kullanım bakımından stratejik konumda bulunmaktadır. Ülkemizin doğal kaynak potansiyeli
su ve toprak - yerüstü, yeraltı suyu, deniz, göl, akarsu, sulak alanlar, orman, çayır, mera,
yayla, maden rezervleri ve buna bağımlı tarım, enerji ve çevre; sektörel ve kaynak olarak
ciddi tehlike boyutunda yok edilmektedir.
3.2.1. Doğal Enerji Kaynakları
Yenilenebilir Enerji olarak da ifade edilen Doğal Enerji Kaynakları, Canlıların ve
Dünyanın yaşam haklarına saygılı olması nedeniyle de Evrensel Bir Kimlik kazanmaktadır.
Yenilenebilir enerji, "doğanın kendi evrimi içinde, bir sonraki gün aynen mevcut
olabilen enerji kaynağı" olarak tanımlanıyor. Bugün yaygın olarak kullanılan fosil yakıtlar,
yakılınca biten ve yenilenmeyen enerji kaynakları. Oysa hidrolik (su), güneş, rüzgar ve
jeotermal gibi doğal kaynaklar yenilenebilir olmalarının yanı sıra temiz enerji kaynakları
olarak karşımıza çıkıyor.
Yenilenebilir enerji kaynakları dünyada olduğu kadar Türkiye’de de enerji konusunun
en önemli başlıklarından birini oluşturuyor. Enerji maliyetlerinin gittikçe yükselmesi
karşısında yenilenebilir enerji kaynakları Türkiye gibi enerji ihtiyacını büyük ölçüde dışardan
sağlayan ülkeler için daha da önem kazanıyor.
Günümüzde Yaşam için gerekli olan enerji kaynakları büyük bir oranda insanlar
tarafından tüketilmiş ve artık azda da olsa Doğanın Hareket Dinamiğinden faydalanılarak elde
edilen bir takım enerji kaynakları kullanılmaya başlanmıştır. Doğal Enerji Kaynaklarının
temelini oluşturan güneş ve rüzgar enerjileri hem doğayı tüketmemekte hem de
kirletmemektedir. Bu nedenle Temiz Enerjiler olarak da adlandırılmaktadırlar.
57
Ülkemizde enerji üretiminde kullanılan enerji santralleri; Hidrolik, Jeo-termal ve
Termik olarak üç ayrı grupta toplanmaktadır. 1994 yılından itibaren bu santrallere doğalgaz
çevrim santralleri de eklenirken rüzgâr enerjisinden ve güneş enerjisinden elektrik enerjisi
üretimi ile ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. 2000’li yılların başında enerji açığının kapatılması
için yurt dışından Sinop sahiline getiren petrol enerjisini elektrik enerjisine çeviren yüzer
elektrik santrali de ülkemizde enerji üretimi literatürüne girmiştir.
Güneş
Yer yüzeyinin gerek duyduğu enerjinin tümü güneşten gelmektedir. Bu nedenle güneş
enerjisi en önemli enerji kaynaklarımızın başında gelmektedir. Güneşten enerji elde etmek,
güneşin doğuşundan batışına kadar atmosferin içine verdiği ısı ve ışığı, insanların ihtiyaç
duyduğu elektrik ve sıcak su ve buhar gibi ihtiyacıyla buluşturup yararlanmakla mümkün
olmaktadır. Burada asıl kaynak güneş ve her gün yenilenebilen bir yapıya sahiptir. Güneşin
ulaştığı yere bir düz depolayıcı koyulduğunda bunun ısısıyla 70-80 derece su elde etmek
mümkün. Bugün bu sistem, Türkiye’de yaygın ancak verimsiz kullanılmaktadır.
Türkiye ve özellikle güney bölgelerimiz, Güneş enerjisinden iyi yararlanabilecek bir
konuma sahiptir. Bu enerjiden, en çok su ısıtmada faydalanılır. Ayrıca, sera ısıtmasında, su
pompası çalıştırılmasında, bazı elektronik aletlerin çalıştırılmasında, vs. Güneş enerjisi
kullanılmaktadır.
Rüzgar
Binlerce yıldır insanlığın hizmetinde bulunan rüzgar enerjisinden elektrik üretimi ilk
olarak 1891 yılında Danimarka'da gerçekleştirilmiştir. Bundan kısa bir süre sonra da Amerika
Birleşik Devletleri'nde yel değirmenlerinin küçük güçteki rüzgar türbinlerine dönüştüğü ve
elektrik enerjisi ürettiği bilinmektedir. Fosil yakıtların ucuzluğu nedeniyle yeterli seviyede
benimsenmeyen rüzgar enerjisi, 1970'li yıllardaki petrol krizi nedeniyle yeniden hatırlanmış
ve bundan sonra, rüzgar türbinlerinin seri üretimine geçilmesi ile, bu alandaki yatırımlar
gittikçe artan oranlarda gelişmiş ve rüzgar enerjisi santralleri oluşturulmaya başlanmıştır.
Önceleri kara parçaları üzerinde oluşturulan bu santraller kıyı açıklarına yani deniz üzerine de
kurulmaya başlamıştır.
Rüzgar gücü insanlık tarafından binlerce yıldır yaygın olarak kullanılmaktadır.
Dünyada toplam 300000 den fazla yel değirmeni olduğu bilinmektedir. Bunun dışında,
yelkenlilerde ve su pompalama sistemlerinde de rüzgar kullanılmıştır.
Dünya enerji ihtiyacının büyük bir oranını sağlayan fosil yakıtların yakın ve orta
gelecekte tükenecek olması gerçeği, ülkeleri enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye ve mevcut
kaynaklarını daha verimli kullanmaya zorlamaktadır.
Devlet Planlama Teşkilatı 8. Beş Yıllık Plan Enerji Özel İhtisas Komisyonu,
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Üretimi Alt Komisyonu’nun hazırladığı
raporlar, 2005 yılına kadar ülkemizde rüzgar güç santralleriyle 5 bin megavat kapasitede
elektrik üretiminin mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Bu; Türkiye’nin toplam elektrik
ihtiyacının yüzde 7’sinin rüzgardan sağlanabileceği anlamına geliyor.
2020 yılında dünyada üretilen elektriğin yüzde 50’sinin yenilenebilir kaynaklardan
olması planlanıyor. 2010 yılında kullanılacak elektrik enerjisinin yüzde 10’u ise rüzgardan
58
sağlanacak. Bunun dışında dünyada pek yaygın olmayan başka yenilenebilir enerji kaynakları
da bulunuyor. Türkiye’nin rüzgar enerjisi açısından yaklaşık 400 milyar kWh/yıl brüt ve 120
milyar kWh/yıl teknik potansiyele sahip olduğu tahmin edilmektedir.
İnsanoğlu yüzyıllardır rüzgar enerjisinden yararlanmaktadır. Ancak pahalı olmayan,
günes enerjisinden daha ucuza mal olan ve ülkemizin hemen hemen her yerinde
kullanılabilecek bir enerji türü olan rüzgar enerjisinden TR5 bölgesi faydalanamamaktadır.
TR51 Bölgede ortalama rüzgar hızı 1,9 m/sn dir. Rüzgarlar genel olarak kuzey ve
güney yönlerinden esmektedir.
TR52 alt bölgesi yıllık ortalama rüzgar hızı 2,2 m/s güneybatı, kuzeybatı yönünden
esmektedir. En yüksek rüzgar hızı 2,8 m/s’Karaman’da Nisan ayında ölçülmüştür.
Tablo 29. TR 5 Batı Anadolu Bölgesine Ait 30 Yıllık Ortalama Rüzgar Hızları (m/sn)
Aylar
İstatistiki Bölge Birimleri Oc Şub Ma Nis May Haz Tem Ağs Eyl Ek Kas
TR5 TR51 TR510 Ankara 1.8 1.9 2.0 2.0 2.0 2.0 2.3 2.2 1.8 1.7 1.6
TR52 TR521 Konya
1.8 2.3 2.5 2.3 2.1 2.4 2.6 2.4 2.0 1.7 1.7
TR522 Karaman 2.2 2.5 2.6 2.8 2.3 2.2 2.5 2.2 2.0 1.9 2.1
Kaynak: Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü
59
Ar Yıllık
1.7
1.9
1.8
2.1
2.2
2.3
Tablo 30.
Türkiye'nin Yıllık Toplam Güneş Enerjisi Potansiyelinin Bölgelere Göre
Dağılımı
Toplam Güneş Enerjisi
Güneşlenme Süresi
Bölgeler
(Kwh/M2-Yıl)
(Saat/Yıl)
1460
2993
G.Doğu Anadolu
1390
2956
Akdeniz
1365
2664
Doğu Anadolu
1314
2628
İç Anadolu
1304
2738
Ege
1168
2409
Marmara
1120
1971
Karadeniz
Kaynak: EİE Genel Müdürlüğü
Tablo 31. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Güneşlenme Gün Sayısı, Güneşlenme Süresi ve
Güneşlenme Şiddeti
Günlük
Günlük
Rasat Açık Bulutlu Kapalı Ortalama
Ortalama
İstatistiki Bölge Birimleri
Süresi Gün
Gün
Gün
güneşlenme güneşlenme
(yıl) Sayısı Sayısı Sayısı
Süresi
Şiddeti
(Saat,Dakika) (cal/cm2,dk)
31
91.0 184.7
89.8
6 saat 53'
343.69
TR51 TR510 Ankara
31
125.9 193.7
45.6
7 saat 15'
376.13
TR521 Konya
TR5 TR52 TR522 Karaman 31
8 saat 1'
408.19
142.9 173.9
48.4
Kaynak : Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü
Jeotermal
Ülkemiz için önemli bir yenilenebilir kaynak olan ve insan sağlığı, tarım, sanayi,
elektrik ve ısıtmaya kadar geniş kullanım alanına sahip, içerisinde erimiş halde mineraller
bulunduran Jeotermal Enerji Kaynağı, yeraltında magmada artan sıcaklıkla yeraltı sularının
ısınıp yeryüzüne çıkması ile oluşmaktadır. Elektrik üretimi de jeotermal buharın gücüyle
yapılmaktadır. Türkiye’nin bazı bölgelerinde jeotermal enerji kaynaklarından konut ısıtma ve
elektrik üretimi gerçekleştirilebiliyor.
Halen Türkiye’de jeotermal enerji kaynaklarından 20 Megavat elektrik üretilmektedir.
Bu kaynaktan Türkiye’de 2010 yılında 500 Megavat, 2020 yılında 1000 Megavat elektrik
kapasitesi kurulabilecek. 2000’de 51 bin 600 konut ısıtılırken, 2010 yılında 500 bin, 2020
yılında ise 1 milyon 250 bin konut ısıtılabileceği düşünülmektedir.
Türkiye’deki jeotermal enerji kullanımı halen şehir, konut, termal tesis, sera vb.
uygulamalardaki toplam 665 MWt’lık 61.000 konut eşdeğeri merkezi ısıtma, 327 MWt’lık
195 adet kaplıca kullanımı olmak üzere toplam 992 MWt doğrudan ısı kullanımı ve 17.5
MWT’lık elektrik üretimi şeklindedir.
Ülkemiz jeotermal kaynak bakımından dünyada yedinci sırada yer almaktadır. Yüzey
sıcaklığı 40 derecenin üzerinde olan 140 civarında kaynak mevcuttur.
60
Odun
Eski zamanlardan günümüze kadar odun sürekli yakacak olarak değerlendirilmiştir.
Ancak bugün Avrupa ülkelerinin çoğunda odundan sadece yakacak enerjisi olarak değil
elektrik enerjisi olarak da yararlanılmaktadır. Hatta 2003 yılında, 2002 yılına göre % 6 olarak
artığı tespit edilmiştir. Avrupa ülkeleri arasında kullanım açısından büyük farklılıklar
olmasına rağmen, fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında odunun gittikçe daha fazla rekabetçi
konuma yükselmeye başladığı belirtilmektedir.
Odun yakıtlarının, miktar konusunda kaçınılmaz bazı güçlükleri olmasına rağmen
toplam temel enerjinin yaklaşık % 6sını karşıladığı tahmin edilmektedir. Odun yakıtlarının
payı, hidro ve diğer yenilenebilir kaynaklarınkinden daha büyük fakat, nükleer
kaynaklarınkinden daha küçüktür. Odun yakıtlarının yeniden değerlendirmesi, önemli bir
miktarın orman dışı kaynaklardan geldiğini göstermiştir. Odun yakıtları gelişmekte olan
ülkelerin kırsal kesimlerinde geleneksel biçimde kullanılmaya devam etmekte, kadın ve
çocukların üstünde bir yük olarak, eksik ve yetersiz yakma sebebiyle de sağlığa zararlı
olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin gelir seviyeleri ve şehirleşme durumu arttıkça onların
tüm enerji kullanımlarında odun yakıtlarının payının azaldığı görülmektedir.
TR5 bölgesinde de odun, özellikle kırsal veya orman köylerinde yakacak olarak
değerlendirilmektedir.
Su
Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarından olan su gücünden enerji üretimini
hidroelektrik santrallerinde gerçekleştiriyor. Ancak büyük ölçekli hidrolik santrallerin
sürdürülebilirliği de tartışmalıdır.
Yapılan barajlarla oluşan baraj göllerinin doğal kaynakları olduğu kadar kültürel
zenginliği yok etme tehlikesi üzerinde durulmalıdır.
Su enerjisi enerji kaynaklarının önemi elbette ki tartışılamaz ama su kaynaklarından
enerji yönünden faydalanma hususunun ayrı bir özelliği vardır. Bölgedeki akarsuların akış
hareketlerinden faydalanarak elektrik enerjisi elde edebilmek ve mikro hidroelektrik
santralleri 2 kW ve 300 kW arasında elektrik enerjisi sağlamak mümkündür.
Ülkemizdeki akarsuların hidroelektrik potansiyelinin geliştirilmesi maksadıyla 566
adet hidroelektrik santral (HES) projesinin geliştirilmesi planlanmış bulunmaktadır. Bu
çalışmalar sonucunda ülkemizin akarsularının toplam kurulu gücü 35,540 MW, hidroelektrik
enerji potansiyeli ise 126,109 GWh olarak hesaplanmıştır. 2003 yılı başı itibariyle
geliştirilerek işletmeye açılan 130 adet HES projesinin toplam kurulu gücü 12,251 MW olup,
enerji üretim kapasitesi yılda ortalama 44 388 GWh'tir. Bu ise toplam hidroelektrik
potansiyelin ancak % 35'inin geliştirildiğini göstermektedir. Halen inşaatı devam etmekte olan
31 adet HES projesinin toplam kurulu gücü 3, 338 MW, üreteceği enerji miktarı ise 10 845
GWh'dır.
61
3.2.2. Madenler
Madenlerimiz, sanayinin temel girdilerini sağlayacak, kaynak yaratacak ve üzerleri ne
yeni sanayi tesisleri kurulacak yeraltı servetleridir. Madenlerin bir diğer önemli özelliği de
tükenebilir olmalarıdır. Oluşumu için milyonlarca yıl ve olağanüstü doğal koşulların gerekli
olduğu madenlerimizin üretim ve tüketiminde toplumsal faydanın önde tutulması bilimsel ve
teknik bir zorunluluktur.
Madencilik sektörüne genel olarak bakıldığında Cumhuriyet’in ilanını izleyen
dönemde sağlanan önemli ilerlemelere rağmen, Türkiye; hiçbir zaman bir madencilik ülkesi
olarak tanımlanabilecek konumda olmamış ve madenciliğin ülke ekonomisi içindeki yeri
sınırlı düzeyde kalmıştır.
Ülkemiz, bor, linyit, mermer, trona, barit, krom, manyezit gibi madenler açısından
dikkate değer rezervlere sahip ve mevcut demir cevherinin büyük çoğunluğunun düşük
tenörlü oluşundan dolayı değerlendirilememektedir.
Halen ülkede 50’nin üzerinde madenin üretimi yapılmakta ancak en önemli kalem
linyittir. En önemli ihracat kalemlerimiz bor tuzları, mermer, krom, manyezit, feldspat ve
bakırdır.
TR5 bölgesinin maden potansiyeli alt bölgeler bazında şöyledir.
62
Tablo 32. TR 51 Alt Bölgesinde Maden Rezervleri
Madenin Adı
Yeri veya Sahası
Altın
Gicik/Çubuk
Kurşun-ÇinkoIşıkdağ-Güvem Kızılcahamam
Antimuan
Bentonit
Hancılı/Kalecik
Bitümlü Şist
Beypazarı
Lodumlu/Elmadağ
Güvenç/Sincan
Kınık-Karalar/Kazan
Çimento
Demir
Feldispat
Jeotermal Alan
Jips
Kaya Tuzu
Kireçtaşı
Kum-Çakıl
Linyit
Manganez
Manyezit
Mermer
Perlit
Pomza
Sepiyolit
Sodyum Sülfat
Trona
Sinanlı/Ayaş
Hacılar/Hasanoğlan/Elmadağ
Kesikköprü/Bala
Oymaağaç/Beypazarı
Ayaş, Beypazarı, Haymana, Kızılcahamam,
Şereflikoçhisar, Nallıhan, Beypazarı
Şereflikoçhisar
Nallıhan, Yenimahalle
Ziryurtçu/Polatlı
Karaağaç-Cimşit/Sincan
Ardıçdoruk/Cimşit/Sincan
Saraycık/Sincan
Kepir Gölü/Sincan
Beypazarı, Gölbaşı ve Şereflikoçhisar
Çayırlı/Haymana
Kılıçlar/Elmadağ
Boyamlı/Kalecik
Edige/Elmadağ
Haymana/Yenimahalle, Çubuk, Polatlı
Susuz/Çubuk
Emirler/Çubuk
Karadana/Çubuk
Saraycık/Çubuk
Boyalı/Güdül
Ayvacık/Kızılcahamam
Seyhamam/Kızılcaham
Ağsak/Kızılcaham
Korkmazlar/Kızılcaham
Güzelköy ve Merkez/Güdül
Türktaciri/Polatlı
Uşakgöl/Beypazarı
Çayırhan/Beypazarı
Beypazarı
Rezervi
30 ton
11 700000 ton
327684 000 ton
10 milyon ton kireçtaşı
70 milyon ton kireçtaşı
265 830383 ton kireçtaşı,
48726042 ton Marn
15 milyon ton kireçtaşı
25 milyon ton kireçtaşı
13602000 ton
500-650 ton
Tesislerde ve kaplıcalarda
150 milyon ton
211 milyon ton kireçtaşı
77 600 000 ton görünür
Yol inşaatı için uygundur.
650000 m3
612500 m3
52520 m3
1500000 m3
Toplam 444586000 ton
150000 ton
59000 ton
2000 ton
57087 ton görünür
Rezervleri belirlenmemiştir.
2 milyon ton
4 milyon ton
1 milyon ton
20 milyon ton
1 610000 ton
14 milyon ton
1 milyon ton
9 milyon ton
1200 000 ton
2878000 ton
198532 ton
410 ton
192 453 777 ton
235797624 ton
Kaynak: MTA
TR51 alt bölgesinde mevcut olan başlıca madenler arasında; Alüminyum (Al), Bakır
(Cu), Kurşun (Pb), Çinko (Zn), Demir (Fe), Grafit (Grf), Krom (Cr), Kuvars (Q), Kuvarsit
(Qz), Manganez (Mn), Manyezit (Mag), Barit, Linyit, Fosfat, Dolomit bulunmaktadır.
63
Tablo 33. TR 52 Alt bölgesinde Maden Rezervleri
Madenin Adı
Bulunduğu Yer
Konya
Barit
Akşehir(Cankurtaran),Hüyük(Aladağ)
Alüminyum
Seydişehir
Magnezit
Konya(Merkez)
Çinko
Bozkır(Üçpınar)
Manganez
Bozkır(Yelbeği-Işıklar),Hadim(Aladağ)
Krom
Beyşehir(Gencek)
Linyit
Ilgın
Kükürt
Karapınar
Mermer
Akşehir
Sodyum Sülfat
Cihanbeyli(Tersakan-Bolluk gölleri)
Kurşun
Demir
Karaman
Karaman
Ayrancı
Sarıveliler
Karaman
Karaman, Ermenek, Sarıveliler
Sarıveliler
Ayrancı, Ermenek,
Endüstriyel Hammaddeler: Kum-çakıl, tuz; yaklaşık 7,5 milyar ton rezerv, çimento
ve kireç, kireç taşı, kil taşı, alçı taşı ve pomza mineralleri yönünden oldukça zengindir.
Kömür: TR51 ve TR52 alt bölgesi kömür üretimi yönünden bazı ilçelerinde orta
ölçekli ( ton) üretimler yapılmaktadır.
3.2.3. Su Kaynakları
Yeryüzündeki tüm canlılar için yaşamın temel kaynağı olan su tüm canlılar için
vazgeçilmezdir. Dünyamızın %70’i sularla kaplı olmasına rağmen, tatlı su kaynakları bunun
yalnızca %2,5’idir. Bugün yeryüzü nüfusunun beşte biri su kaynaklarının yanlış kullanımı,
kirlilik, alan kaybı gibi nedenlerden dolayı sağlıklı, temiz ve içilebilir suya sahip değil.
Günümüzde yaklaşık 1,3 milyar kişi su sıkıntısı çekmekte. Gelecek 25 yılda bu sayının 2
katına çıkacağı tahmin ediliyor.
Su talebinin son 25 yıl içinde %60 arttığı, bir ülkenin su zengini olabilmesi için kişi
başına düşen yıllık ortalama su miktarının en az 10000m³ olması gerekirken, bu miktar
Türkiye’de 1430 m³. Bu rakam, bilinenin aksine Türkiye’nin su zengini olmadığını gözler
önüne seriyor.
Türkiye’de su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı yönünde çalışmalar
yürütmelidir.
Ülkemizde ve dünyada gelişmekte olan pek çok ülkede, su tasarrufu sağlanmasında,
sulama projelerinin işletme-bakım faaliyetlerinin finansmanı ve sulama suyunun rasyonel
kullanımı büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda ülkemizde kamu sulama projelerinin
işletme-bakım faaliyetlerinin finansmanı ve su dağıtımı konusunda sorumluluğun
devredilerek çiftçilerin sulama tesislerine sahip çıkmaları ve su yönetimini devir alarak daha
etkin bir su kullanımı gerçekleştirilmesi doğrultusunda "Su Kullanıcı Birlikleri" kurulmuştur.
Türkiye’deki akarsuların büyük bölümü, ülke sınırları içinde doğar ve sona erer. Başta
ülkenin en uzun akarsuyu Kızılırmak olmak üzere Yeşilırmak, Sakarya, Gediz, B. Menderes,
K. Menderes, Seyhan ve Ceyhan Irmakları Türkiye’de doğar ve denize dökülür.
64
Türkiye’de, sulama, içme-kullanma ve endüstri suyu temini, hidroelektrik enerji
üretilmesi ve taşkın koruma gayesiyle DSİ tarafından 730 adet baraj ve çok sayıda gölet
yapılması planlanmıştır. 2003 yılı başı itibariyle 206 adet baraj ve 378 adet gölet inşa edilerek
işletmeye açılmıştır. 93 adet barajın ve 129 adet göletin inşaatı ise halen devam etmektedir.
Ayrıca, 3637 adet taşkın kontrol tesisi inşa edilmiştir. Halen programda yer alan projelerde ise
çalışmalar çeşitli aşamalarda sürdürülmektedir.
Türkiye'de bugün için kişi başına düşen kullanılabilir su potansiyeli, 1642 m3/yıl
civarındadır. Türkiye'nin kişi başına kullanılabilir su varlığı, diğer bazı ülkeler ve dünya
ortalaması ile karşılaştırıldığında su zengini olmayan ülkeler arasında yer aldığı
görülmektedir. 2020 yılında nüfusumuzun 95 milyona ulaşacağı tahmininden hareketle kişi
başına düşen kullanılabilir su miktarının 2020 yılında 1150 m3/yıl olacağı söylenebilir.
Dünyadaki bazı ülkelerde kişi başına düşen yıllık su miktarı tabloda verilmiştir.
1053 sayılı kanun kapsamında Bakanlar Kurulu kararları ile yetkilendirilmiş olan DSİ
Genel Müdürlüğü nüfusu 100000'i aşan şehirlerin içme, kullanma ve endüstri suyu temini
projeleri çerçevesinde çalışmalarını sürdürmüş ve 2002 yılı sonu itibarıyle 15 ilde yaşayan
yaklaşık 20 milyon insana içme suyu standartlarına uygun kalitede 2026 milyar m3 su
sağlamıştır. DSİ tarafından temin edilen suyun yaklaşık olarak 1884 milyar m3/yıl'ı arıtma
işleminden geçirildikten sonra tüketicilerin hizmetine sunulmuştur.
Tablo 34. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yerüstü Suyu Potansiyeli (2005)
Baraj
Sedddemeli
Doğal
Gölet Akarsu
Rez.
Rezervuar
İstatistiki Bölge Birimleri
Göller
Rez. Yüzeyleri
Toplam
Yüzeyleri
Yüzeyleri
(ha)
(ha)
(ha)
(ha)
(ha)
18.347 187 4.384,50
- 73.435,20
TR5 TR51 TR510 Ankara 50.516,70
167.640
2.752 632
71
6.797 177.892
TR52 TR521 Konya
3.601
920
10
103
4.634
TR522 Karaman
221.757,7 22.019,0 829,0
4.558,5
6.797,0 255.961,2
TR5
Kaynak: DSİ
Tablo 35. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yeraltı Suyu Potansiyeli (2005)
Emniyetli Olarak
Fiili Tüketilen
İstatistiki Bölge Birimleri
Kullanılabilir Yıllık
Su (hm3/yıl)
Su (hm3/yıl)
196,00
176,27
TR5 TR51 TR510 Ankara
1.150,00
1.250,00
TR52 TR521 Konya
182,00
350,00
TR522 Karaman
1.528,0
1.776,27
TR5
Toplam
(hm3/yıl)
372,27
2.400,00
532,00
3.304,27
Kaynak: DSİ
3.2.4. Çayır ve Mera Alanları
TR52 alt bölgesi, TR5 içerisinde en fazla çayır ve mera alanına sahiptir. Toplam mera
alanlarının yaklaşık %70,’ine sahiptir. Ancak çayır ve meralarda verimler düşüktür.
65
Tablo 36. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Çayır ve Mera Alanları (2004)
İstatistiki Bölge Birimleri
Çayır Mera Alanları (ha)
430777
TR51
TR510
Ankara
709894
TR52
TR521
Konya
319190
TR522
Karaman
1030666
TR52
1020884
TR5 Batı Anadolu Bölge Toplamı
21505168
Türkiye Toplamı
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
3.2.5. Ormanlık ve Fundalık
Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesine ait illerdeki orman ve fundalık alanlar
hektar bazında verilmiştir. Bölge illerinden Konya orman varlığıyla birinci Ankara ikinci ve
Karaman üçüncü sırada yer alır. Türkiye orman alanlarının %4.62’si Bölgede bulunmaktadır.
Tablo 37. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Orman ve Fundalık Alanları (2004)
İstatistiki Bölge Birimleri
Orman Alanları (ha)
TR51
TR510
Ankara
TR521
Konya
TR522
Karaman
TR52
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
Türkiye
357961
506426
209292
715718
1073679
23227975
3.3. İnsan Kaynakları
TR5 Batı Anadolu Bölgesi insan kaynakları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. İnsan
kaynaklarını en yoğun olduğu bölge ili Ankara’dır ve %49.42 kadın-ve %50.58 erkek
oranına sahiptir.
Tablo 38. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde İnsan Kaynakları (2000)
İstatistiki Bölge Birimleri
TR5
TR51
TR52
TR510
TR521
TR522
Toplam
4.007.860
820.932
82.402
903.334
4.911.194
67.803.927
Ankara
Konya
Karaman
TR52
TR5
Türkiye
Kaynak: TÜİK
66
Erkek
Kadın
2.027.105
512.856
43.648
556.504
2.583.609
34.346.735
1.980.755
308.076
38.754
346.830
2.327.585
33.457.192
Tablo 39.
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Sektörler Bazında Kadın-Erkek
Oranı
Sektörler
C TR51 TR52 Bölgesi
TR52
TR5
TR5/TR Türkiye
Bölgesi
Alt
Batı
%
Anadolu
Ankara Konya Karaman Bölge
Toplamı Bölgesi
Ziraat, Avcılık,
29272 262106 359840
6,61 5443771
E 97734 232834
Ormancılık ve
Balıkçılık
Madencilik ve Taş
Ocakçılığı
İmalat Sanayii
Elektrik, Gaz ve Su
İnşaat
Toptan ve
Perakende Ticaret
Lokanta ve Oteller
Ulaştırma,
Haberleşme ve
Depolama
Mali
Kurumlar,Sigorta
Taşınmaz Mallara
Ait İşler ve
Kurumları,Yardımcı
İş Hizmetleri
Toplum Hizmetleri,
Sosyal ve Kişisel
Hizmetler
İyi Tanımlanmamış
Faaliyetler
K 125754 279617
4396
1389
E
33735
313352
439106
6,16 7133056
1057
2446
6842
7,33
93336
19,49
2699
510
14
2
16
526
E 145483
K 20320
66267
7260
73527
219010
4103
2262
6365
26685
4,28
624180
E
11991
2459
211
2670
14661
16,33
89771
K
2197
67
8
75
2272
27,11
8381
E
84687
31405
3356
34761
119448
K
2987
192
14
206
3193
E 159174
K 31166
53595
4813
58408
217582
2816
415
3231
34397
9,97
344938
E
64537
18261
1642
19903
84440
10,69
790131
K
8 211
641
53
694
8905
14,11
63124
E
82202
13115
1133
14248
96450
17,72
544226
38971
2487
249
2736
41707
15,80
263900
E 357312
K 137389
93195
9398
102593
459905
12,84 3581234
18105
2007
20112
157501
16,33
964301
E
2960
336
26
362
3322
11,75
28277
K
718
34
9
43
761
13,26
5738
K
8,26 2651993
10,15 1176827
16,44
19419
10,04 2167839
K
Kaynak: TÜİK
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Sektörler Bazında Kadın-Erkek Oranı
incelendiğinde ise; Türkiye, ziraat, avcılık, ormancılık ve balıkçılık sektörünün %6.61 erkek ve
%6.16 kadın oranında bölgede istihdam edilmektedir.
67
3.4. Fiziki Sermaye Kaynakları
Bölge fiziki sermaye kaynaklarından tarım alet ve makinaları mevcudu aşağıdaki
tablodadır. Bölgede tarım alet ve makine sanayi gelişmiş durumdadır. Başlıca aletler; sulama ve
drenaj amaçlı tarla içi şebekeler, süt sağma makineleri, kombine biçer döverler, tarımsal işlemler
için gerekli tarımsal makineler, traktörler, ürün toplama-soğutma ve işleme tesisleri v.b’dir.
Tablo 40. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarım Alet ve Makine Varlığı (2004)
Tarım Alet ve Makineleri
Ankara
Konya
Karaman
TR5
Toplam Traktörler
28836
45206
10307
84349
Kulaklı Traktör Pulluğu
29157
36976
13729
79862
1037
2120
792
1013
4474
5978
10452
9
42
51
267
747
1014
8
2817
2825
16449
27013
12
1
13
8941
12865
21806
263
1759
4
10
116
224
63
20
83
11
11
Kulaklı Anız Pulluğu
Biçerdöver
Diskli Tırmık
Taş Toplama Makinası
Toprak Tesviye Makinası
Set Yapma Makinası
Kimyevi Gübresi Dağıtma Makinası
Fide Dikim Makinası
Sap Döver ve Harman Makinası
Pancar sökme mak
Ürün Kurutma Makinası
Mısır Silaj Makinası
Ot Silaj Makinası
Mısır Hasat Makinası
3157
189
2539
957
1994
46001
2979
14
12
Yem Hazırlama Makinası
906
661
Sap Parçalama Makinası
14
111
125
Sırt Pulverizatörü
4083
20016
24099
Yağmurlama Tesisi
5832
23719
Damla Sulama Tesisi
550
156
706
Süt Sağım Tesisi (Sabit)
375
75
450
2469
5502
7971
29529
52876
11782
94187
7341
4268
987
12596
141527
244186
46303
432016
Seyyar Süt Sağım Makinası
Tarım Arabası (Römork)
Su Tankeri
Toplam
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
BÖLÜM 4
68
96
352
5705
1663
35256
4. BÖLGENİN TARIMSAL DURUMU
4.1. Arazi Dağılımı
4.1.1. Arazinin Kullanım Biçimlerine Göre Dağılımı
Tablo 41.
İstatistiki Bölge
Birimleri
TR510 Ankara
TR521 Konya
TR522 Karaman
TR52 Alt Bölgesi
TR5Batı Anadolu
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Arazilerin Kullanım Biçimlerine
Göre Dağılımı (2004)
Tarım
Çayır
Orman
Tarım Dışı
Toplam
Yüzölçümü
Alanı
Mera
Fundalık
Alan
ha
%
ha
%
ha
%
ha
%
ha
%
1284000 49,95
430777 16,76
357961 13,93 497862 19,36 2570600 100,00
2659890 63,80
709894 17,03
506426 12,14 293190 7,03 4169400 100,00
345552 36,79
310990 33,11
209292 22,28
73493 7,82
939327 100,00
3005442 58,83 1020884 19,98
715718 14,01 366683 7,18 5108727 100,00
4289442 55,86 1451661 18,90 1073679 13,98 864545 11,26 7679327 100,00
15,29
6,75
4,62
16,91
9,86
28053507 36,01 21505168 27,61 23227975 29,82 5113050 6,56 77899700 100,00
TR5/TR (%)
Türkiye
Kaynak: TUİK-Tarım İl Müdürlüğü
TR5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye yüzölçümünün %’9,86 sını oluşturmaktadır. Türkiye
tarım alanlarının %15,29’u, çayır-mera alanlarının %6,75, orman alanlarının %4,62’si ve tarım
dışı alanlarının %16,91’i Batı Anadolu Bölgesi bölgesinde bulunmaktadır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde, bölge toplam yüzölçümünün %55,86’sını tarım alanları
teşkil etmekte olup, Türkiye ortalamasının (%36,01) oldukça üzerindedir. Bu dağılım bölgede
tarımın önemli bir potansiyel oluşturduğunu göstermektedir. TR51 alt bölgesi %49,95’ini,TR52
alt bölgesi ise %58,83’ünü teşkil etmekte olup en fazla tarım alanı %63,80 ile Konya iline aittir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde %18,90 olan çayır mera alanları, Türkiye ortalamasından
(%27,61) düşüktür. Bölgede toplam çayır mera alanı içinde en zengin il Karaman (%33,11) dır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde %13,98 olan orman ve fundalık alanları, Türkiye
ortalamasından (%29,82) düşüktür. Bölgede toplam orman ve fundalık alanı içinde en zengin il
Karaman (%22,28) dır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi arazi dağılımı oransal olarak incelendiğinde, tarım alanı
Türkiye ortalamasına göre yüksek, çayır mera ve orman fundalık alanı ise düşüktür.
4.1.2. Toprak Yapısı ve Arazinin Kullanım Kabiliyetlerine Göre Dağılımı
Ana madde, iklim, topografya, bitki örtüsü ve zamanın etkisi ile çeşitli büyük toprak
grupları oluşmuştur. Büyük toprak gruplarının yanı sıra toprak örtüsünden ve profil
gelişmesinden yoksun bazı arazi tipleri de görülmektedir.
Tablo 42.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi Kullanım Kabiliyeti ve Toprak Sınıflarına Göre
Arazi Dağılımı (ha)
69
İstatistiki
Toprak Sınıfı
Bölge
Birimleri
I
II
III
IV
V
VI
TR51
183860 321226 397589 251289
31715
84612
TR52
663515 476799 610308 498298
15300
518664
TR5
847375 798025 1007897 749587
47015
603276
17
12
14
10
37
6
TR5/TR(%)
Türkiye
4987705 6663877 7193839 7364506 125967 10752602
VII
VIII
13710
550941
1529579
459596
1543289
459596
4
0,49
35698154 93340671
Kaynak : KHGM
4.2. Sulama Potansiyeli (Tarım Arazilerinin Sulanabilirlik Durumu)
Sulanan alanın sulanabilir alana oranı %28,85’dir. Sulanabilir alanın 1.424.649 ha
sulanmamaktadır.
Tablo 43.
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Alt Bölgeleri Bazında
Durumlarının Karşılaştırılması (2004)
İstatistiki Bölge
Tarım
Sulanabilir Devlet Sulaması Halk
Birimleri
Arazisi
Arazi
(ha)
Sulaması
(ha)
(ha)
(ha)
KHGM DSİ
Sulanabilme
Toplam
Sulanan
Arazi
(ha)
Sulanabilir
arazinin
sulama
oranı (%)
TR51 TR510 Ankara
TR521 Konya
TR52 TR522 Karaman
1284000
2659890
345552
193837
1648152
160508
25204
90059
27505
29200
197680
51000
38736
53464
65000
93140
341203
143505
48,05
20,70
89,41
TR52 Alt Bölgesi
3005442
1808660
117564
248680
118464
484708
26,80
TR5 Batı Anadolu
Türkiye
4289442
28053507
2002497 142768 277880 157200 577848
8500000 1100000 2800000 1000000 4900000
28,86
57,65
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde ekonomik olarak toplam sulanabilir alan 2.002.497 ha.
olup, bunun ancak %28,86’sı sulanmaktadır. Alt bölgeler itibariyle sulanabilir arazisi en fazla
sulanan Karaman ili olup, sulanabilir arazisinin %89,41’i sulanmaktadır.
4.3. Tarımsal Yapı ve Üretim Sistemi
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde tarımsal üretim sistemleri konusu içerisinde tarımsal
işletmeler, faaliyet alanlarına, arazi kullanım durumlarına, işletme büyüklüklerine ve arazi
tasarruf şekillerine göre incelenmiştir.
70
Tablo 44. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu (2001)
Arazi
Toplam
Bitkisel ve Hayvansal Yalnız Bitkisel
Büyüklüğü
Üretim Yapan
Üretim Yapan
(da)
İşletme
Arazi
İşletme
Arazi
İşletme
Arazi
Sayısı
Miktarı
Sayısı
Miktarı
Sayısı
Miktarı
(da)
(da)
(da)
Arazisi
0
0
0
0
0
Olmayan
3943
<5
4032
9828
2301
5441
1730
4387
5-9
5238
33182
2378
15139
2825
17844
10-19
12357
174525
7665
109404
4548
63681
20-49
29026
978573
18215
597007
10665
375102
50-99
29546
2101136
18158
1276933
11388
824202
100-199
43497
6114385
28064
3873399
15399
2236933
200-499
28646
7743207
18215
4777304
10429
2965903
500-999
3763
2535826
1964
1267919
1799
1267908
1000-2499
460
533312
401
442624
60
90688
5000<
5
811944
5
811944
0
0
Toplam
160513
21035918
97366
13177114
58843
7846648
Yalnız Hayvansal
Üretim Yapan
Hayvan Sayısı
İşletme
Sayısı
Küçükbaş
Arazi
Miktarı
(da)
3943
0
36
144
146
0
34
0
0
0
0
4303
199
1437
6465
0
4053
0
0
0
0
12154
337543
16154
20351
146611
236703
361735
690496
749528
71305
85110
27475
2743011
Büyükbaş
9489
3893
8091
27016
63534
68752
151714
108437
19296
5050
2613
467885
Kaynak: TÜİK
2001 Genel Tarım Sayımı Tarımsal İşletmeler (hane halkı) Anketi sonucuna göre Türkiye’de toplam 3.076.650 adet tarımsal işletmenin
%67,42'sinde hem bitkisel üretim hem de hayvan yetiştiriciliği, %30,22'sinde yalnız bitkisel üretim, %2,36'sında ise yalnız hayvan yetiştiriciliği
yapılmaktadır. Mevcut işletmelerin büyük çoğunluğu, ekonomik işletmecilikten uzak, orta ölçekli veya küçük aile işletmeciliği tarzındadır.
Verim kontrolleri ve kayıt işlemleri genelde yapılmadığından ıslah faaliyetleri ve üretim planlamaları yapılamamaktadır. Çok sayıdaki küçük aile
işletmeleri eğitim ve teknik elemandan yoksundur ve de kaliteli üretim yapılamamaktadır. Bu işletmeler, devletin işletmelere hizmet etkinliğini
düşürmektedir. Bölgesel bazda optimum işletme büyüklükleri tespit edilmelidir. Bu ölçü yetiştirici birliklerine üye olma ile devletin teşvik, kredi
ve damızlık dağıtımında kriter olarak kullanılmalıdır.
Bölgede tarımsal işletmelerin büyük bir bölümü 100-199 dekar arası işletmeler şeklinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Tablo 44’de
görüldüğü gibi TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 100-199 dekar arası arazi büyüklüğüne sahip işletme sayısı 43.497 adet olup, bu işletmelere ait
toplam arazi miktarı 6.114.385 dekardır. TR5Batı Anadolu Bölgesindeki işletme başına düşen arazi büyüklüğü 131 dekardır. 2001 yılı Genel
Tarım Sayımında Türkiye’de işletme başına düşen arazi varlığı 61 dekar olup bölge yaklaşık olarak işletme başına düşen arazi büyüklüğü
71
bakımından Türkiye ortalamasının iki katından fazla bir miktara sahiptir. Avrupa Birliğinde ise işletme başına düşen arazi büyüklüğü 197 dekar
olup Türkiye ortalamasından yaklaşık 3,2 kat daha büyüktür.
Bölgede toplam işletmelerin % 60,66’sında bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılmakta olup %36,66’sında yalnız bitkisel üretim,
%2,68’inde ise sadece hayvansal üretim yapan işletmeler bulunmaktadır.
Tablo 45.TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu (2001)
Arazi
Büyüklüğü
(da)
Arazisi
Olmayan
<5
5-9
10-19
20-49
50-99
100-199
200-499
500-999
1000-2499
5000>
Toplam
Bitkisel ve Hayvansal
Üretim Yapan
Toplam
İşletme
Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
Yalnız Bitkisel Üretim
Yapan
Arazi
Miktarı
(da)
İşletme
Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
İşletme
Sayısı
Yalnız Hayvansal
Üretim Yapan
İşletme
Sayısı
Hayvan Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
Küçükbaş
Büyükbaş
2515
0
0
0
0
0
2515
0
278467
6197
131
446
3514
4152
7946
13901
9005
1503
285
2
43400
466
2540
54826
145342
582635
2029062
2462606
908822
357111
157461
6700871
90
383
2801
2510
4900
9149
6456
1027
226
2
27544
326
2161
45587
88113
354562
1320167
1751768
611780
266423
157461
4598348
41
28
695
1622
3047
4752
2548
476
60
0
13269
140
180
9057
56291
228073
708895
710839
297043
90688
0
2101206
0
36
18
20
0
0
0
0
0
0
2589
0
199
181
937
0
0
0
0
0
0
1317
0
2138
29559
8435
101570
106533
260528
12078
9009
8064
816381
427
2513
17606
16366
26340
83147
35908
11892
3502
1101
204999
Kaynak: TÜİK
TR51 Ankara alt bölgesinde tarımsal işletmelerin büyük bir bölümü 100-199 dekar arası işletmeler şeklinde faaliyetlerini
sürdürmektedirler. Tablo 45’de görüldüğü gibi TR51 Ankara alt bölgesinde 100-199 dekar arası arazi büyüklüğüne sahip işletme sayısı 13.901
adet olup, bu işletmelere ait toplam arazi miktarı 2.029.062 dekardır. İşletme başına düşen arazi büyüklüğü 154 dekardır.
TR51 Ankara alt bölgesinde toplam işletmelerin % 63,46’sında bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılmakta olup %30,57’sinda
yalnız bitkisel üretim, %5,9’unda ise sadece hayvansal üretim yapan işletmeler bulunmaktadır.
72
Tablo 46.TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu (2001)
Arazi
Büyüklüğü
(da)
Arazisi
Olmayan
<5
5-9
10-19
20-49
50-99
100-199
200-499
500-999
1000-2499
5000>
Toplam
Bitkisel ve Hayvansal
Üretim Yapan
Toplam
İşletme
Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
İşletme
Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
Yalnız Bitkisel
Üretim Yapan
İşletme
Sayısı
Yalnız Hayvansal
Üretim Yapan
Arazi
Miktarı
(da)
İşletme
Sayısı
Hayvan Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
Küçükbaş
Büyükbaş
969
0
0
0
0
0
969
0
13722
2549
3367
3448
6802
19102
18524
26722
18271
2153
175
3
99536
7917
21816
94165
645691
1306012
3682115
4880462
1567991
176201
654483
13036853
1993
1194
3337
11740
11414
17050
11079
937
175
3
58922
4614
8056
44958
379734
791399
2292161
2834192
656139
176201
654483
7841937
1373
2255
3339
7236
7110
9637
7192
1216
0
0
39358
3303
13760
47950
260430
514612
1385901
2046270
911852
0
0
5184078
0
0
126
126
0
34
0
0
0
0
1255
0
0
1256
5528
0
4053
0
0
0
0
10837
2503
5882
82755
121196
194338
455208
457817
59227
76101
19411
1488160
3466
5015
8045
40199
36475
64152
65375
7404
1548
1512
235740
Kaynak: TÜİK
TR521 Konya alt bölgesinde tarımsal işletmelerin büyük bir bölümü 100-199 dekar arası işletmeler şeklinde faaliyetlerini
sürdürmektedirler. Tablo 53 ’de görüldüğü gibi TR521’deki 100-199 dekar arası arazi büyüklüğüne sahip işletme sayısı 26.722 adet olup, bu
işletmelere ait toplam arazi miktarı 3.682.115 dekardır.İşletme başına düşen arazi büyüklüğü 131 dekardır.
TR521 Konya alt bölgesinde toplam işletmelerin % 59,19’unda bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılmakta olup %39,54’ünda yalnız
bitkisel üretim, %1,27’sinde ise sadece hayvansal üretim yapan işletmeler bulunmaktadır.
73
Tablo 47. TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu (2001)
Arazi
Büyüklüğü
(da)
Arazisi
Olmayan
<5
5-9
10-19
20-49
50-99
100199
200499
500999
Toplam
Bitkisel ve Hayvansal
Üretim Yapan
Toplam
İşletme
Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
İşletme
Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
Yalnız Bitkisel Üretim
Yapan
İşletme
Sayısı
Arazi
Miktarı
(da)
Yalnız
Hayvansal
Üretim
Yapan
Hayvan
Sayısı
İşletme
Sayısı
Küçükbaş
Büyükbaş
459
0
0
0
0
0
459
45354
743
534
1344
2041
5772
3076
1445
8826
25534
187540
212489
218
801
1527
3965
1844
501
4922
18859
129160
130972
316
542
514
1807
1231
944
3904
6674
58381
81517
0
0
0
0
0
13651
12331
34297
107072
65827
563
1365
6969
5937
2874
403208
1865
261071
1010
142137
0
128755
4415
1370
400139
680
191344
689
208794
0
31183
7154
107
59013
0
0
107
59013
0
0
0
17577
1298194
10900
736829
6216
561364
459
438470
27146
Kaynak: TÜİK
TR522 Karaman alt bölgesinde işletmelerin büyük bir bölümü 20-49 dekar arası işletmeler şeklinde faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Tablo 47 ’de görüldüğü gibi 20-49 dekar arası arazi büyüklüğüne sahip işletme sayısı 5.772 adet olup, bu işletmelere ait toplam arazi miktarı
187.540 dekardır. TR522 Karaman alt bölgesinde işletme başına düşen arazi büyüklüğü 74 dekardır.
TR522 Karaman alt bölgesinde toplam işletmelerin % 62,01’inda bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılmakta olup %35,37’sinde
yalnız bitkisel üretim, %2,62’sında ise sadece hayvansal üretim yapan işletmeler bulunmaktadır.
74
Tablo 48. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu ve Türkiye Kıyaslaması (2001)
Yalnız
Bitkisel ve Hayvansal Yalnız Bitkisel
Toplam
Hayvansal
Hayvan Sayısı
Üretim Yapan
Üretim Yapan
Üretim Yapan
İstatistiki Bölge Birimleri
Arazi
Arazi
Arazi
Arazi
İşletme
İşletme
İşletme
İşletme
Miktarı
Miktarı
Miktarı
Miktarı Küçükbaş Büyükbaş
Sayısı
Sayısı
Sayısı
Sayısı
(da)
(da)
(da)
(da)
43400
6700871
27544
4598348 13269 2101206
2589
1317
816381
204999
TR51
TR510 Ankara
99536 13036853
58922
7841937 39358 5184078
1255 10837 1488160
235740
TR521 Konya
TR52
17577
1298194
10900
736829
6216
561364
459
0
438470
27146
TR522 Karaman
117113 14335047
69822
8578766 45574 5745442
1714 10837 1926630
262886
TR52
160513 21035918
97366
13177114 58843 7846648
4303 12154 2743011
467885
TR5
5,22
11,41
4,69
9,88
6,33
15,54
5,92
2,81
9,96
4,20
TR5/TR %
3076650 184348232 2074439 133438277 929582 50477939 72629 432014 27551003 11147438
Türkiye
Kaynak: TÜİK
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde toplam 160.513 işletmenin 43.400’ü Ankara’da, 99.536’sı Konya’da, 17.577’side Karaman’da
bulunmaktadır. Bölgede 97.366 işletmede Bitkisel ve Hayvansal Üretim birlikte yapılmakta olup buda %60,66’ya tekabül etmektedir.
Türkiye’deki işletmelerin %5,22’si, arazinin ise %11,41’i bölgededir. Bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapan işletmelerin %4,69’u, yalnız
bitkisel üretim yapan işletmelerin %6,33’ü ve yalnız hayvansal üretim yapan işletmelerin %5,92’si TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır.
Küçükbaş hayvan sayısının 29,76’sı büyükbaş hayvanın %43,81’i TR51 alt bölgesinde, küçükbaş hayvan sayısının 70,23’ü büyükbaş
hayvanın %56,19’i TR52 alt bölgesinde yetiştirilmektedir.
Türkiye küçükbaş hayvan varlığının %9,96’sı büyükbaş hayvan varlığının ise %4,20’si bölgede yetiştirilmektedir.
75
4.3.1. Örtü Altı Sera Alanları
Bölgenin seracılık ve örtü altı yetiştiricilik potansiyeli aşağıdaki tabloda görüldüğü
gibi bölgedeki örtü-altı alanı 336,251 dekardır.
Tablo 49.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye’de Yıllar İtibariyle Örtü-Altı
Alanların Dağılımı (da - 2004)
İstatistiki Bölge Birimleri
Cam Plastik
Yüksek
Alçak
Toplam Kapalı
Sera Sera
Plastik
Plastik
Alanı Alanı
Tünel Alanı Tünel Alanı Alan
0
135,887
20,964
5
161,851
TR51
TR510 Ankara
0
90,1
53,3
31
174,4
TR52
TR521 Konya
TR522 Karaman
90,1
53,3
31
174,4
TR52
225,987
74,264
36
336,251
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
71604
178763
62179
184113
496659
T ü r k i y e
Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri
Tablo 50.
TR5 Batı Anadolu İlleri Bazında Örtü-Altı Sebze Ekiliş
Üretimleri (2004)
İstatistiki Bölge Birimleri
Meyvesi Yenen Yaprağı
Baklagil
Sebzeler
Yenen
Sebzeleri
Sebzeler
Ekiliş Üretim Ekiliş Üretim Ekiliş Üretim
Alanı
Alanı
Alanı (ton)
(da)
(ton)
(da) (ton)
(da)
141,62
1300,75
19,23
50,25
1
3
TR51 TR510 Ankara
146,2 1427,5 23,5 127,535
4,7
6,9
TR52
Konya
Karaman
146,2 1427,5 23,5 127,535
4,7
6,9
TR52
287,82 2728,25 42,73 177,785
5,7
9,9
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri
Alanları ve
Toplam
Ekiliş
Alanı
(da)
161,851
174,4
174,4
336,251
Üretim
(ton)
1354
1561,935
1561,935
2915,935
Buradan anlaşılacağı üzere TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde meyvesi yenen sebzelerin
üretim miktarı 2728,25 ton, yaprağı yenen sebzelerin üretimi 177,785 ton ve Baklagil
sebzelerinin üretim miktarı ise 9,9 tondur.
4.4. Tarımsal Üretim
4.4.1. Bitkisel Üretim
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde üretilen tarla bitkileri, sebze, meyve, yem bitkileri ve
süs bitkileri üretimleri incelenmiştir.
76
Tablo 51. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Tarım Arazilerinin Dağılımı (ha) (2004)
İşlenen Tarla
Toplam
İstatistiki Bölge Birimleri
Alanı
Sebzelikler Meyvelikler
Tarım Alanı
Ekilen
Nadas
1284000
890269 320801
45873
27057
TR51
TR510 Ankara
2659890 1377835 1215975
22952
43128
TR52
TR521 Konya
344672
263397
32231
9298
39746
TR522 Karaman
3004562 1641232 1248206
32250
82874
TR52
2531500 1569007
78123
109931
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
16
14
32
10
7
TR5/TR (%)
26367255 18103934 4956378
805237
1557706
Türkiye
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye toplam tarım alanının %16’sını, ekilen alanlarının
%14’ünün, nadas alanlarının %32’sini, sebze alanlarının %10’unu ve meyve alanlarının
%7’sini oluşturur.
4.4.1.1. Tarla Bitkileri Üretimi
Ülkemizde tarla bitkileri tarımı oldukça geniş değişik bir biyolojik yapıya sahiptir. Her
ülkede bu kadar geniş çeşitlilik gösteren tarla kültürünü bulabilmek mümkün değildir.
Tablo 52.
Türkiye'de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Tarla Bitkilerinin
Ekiliş Alanlarının Kıyaslaması (2003)
TR/AB TR/Dünya
Tarla Bitkileri
Türkiye *
AB **
Dünya **
(%)
(%)
Arpa
3.400.000 10.623.856 57.237.857
32,0
5,9
Buğday
9.100.000 17.132.983 208.765.010
53,1
4,4
Tahıllar
Ekiliş Alanları Mısır (dane)
560.000 4.397.737 142.685.295
12,7
0,4
(ha)
Yulaf
130.000 2.066.305 12.553.292
6,3
1,0
Çavdar
140.000
872.014
6.932.622
16,1
2,0
Bakla
17.000
240.282
2.632.353
7,1
0,6
Baklagiller
Ekiliş Alanları Nohut
630.000
87.194 10.374.133 722,5
6,1
(ha)
Fasulye
162.000
48.032 27.148.787 337,3
0,6
637.000
441.900 32.167.954 144,2
2,0
End. Bitkileri Pamuk (Çiğit)
Ekiliş Alanları Tütün
183.610
124.126
3.938.073 147,9
4,7
(ha)
Şeker Pancarı
315.303 1.777.990 85.864.776
17,7
0,4
Yağlı
Ayçiçeği
545.000 1.747.839 22.332.614
31,2
2,4
Tohumlar
Susam
44.000
280
6.565.524 15.714,3
0,7
Ekiliş Alanları
28.000
740 26.462.857 3.783,8
0,1
(ha)
Yerfıstığı
82.000
103.717
3.011.081
79,1
2,7
Yumrulu Bit. Soğan
Ekiliş Alanları Sarımsak
11.500
32.898
1.142.052
35,0
1,0
(ha)
Patates
195.000 1.237.635 18.896.832
15,8
1,0
Kaynak:* TÜİK ve ** Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Türkiye, AB ve Dünya ile karşılaştırıldığında tarla bitkileri ekilişinin önemli bir yeri
olduğu ortaya çıkmaktadır. Özellikle nohut, fasulye, pamuk, tütün, susam ve yerfıstığı ekiliş
alanımız AB toplamından bile daha fazladır. Bununla birlikte, toplam tahıl ve yağlı tohumlu
bitkiler ekilişimiz AB ekilişinin 1/3’ü iken toplam baklagiller ekiliş alanımız AB toplam ekiliş
77
alanının 3 katıdır. Yumrulu bitkilerde ise 1/5’i nispetindedir. Toplamda AB üretiminin %40’ı
düzeyinde olan tarla bitkileri ekiliş alanımız dünya üretiminin %2,6’sını teşkil etmektedir.
Tablo 53.
Türkiye'de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Tarla Bitkilerinin
Üretim Miktarlarının Kıyaslaması (2003)
TR/Dün
TR/AB
Tarla Bitkileri
Türkiye *
AB **
Dünya **
ya
(%)
(%)
Arpa
8.100.000 46.512.099 141.503.090
17,4
5,7
Tahıllar
Buğday
19.000.000 91.099.082 556.348.627
20,9
3,4
Üretim
Mısır (dane)
2.800.000 33.667.379 638.043.432
8,3
0,4
Miktarları
Yulaf
270.000
6.703.039
26.268.713
4,0
1,0
(ton)
Çavdar
240.000
3.190.384
14.850.509
7,5
1,6
Bakla
33.000
566.959
4.033.346
5,8
0,8
Baklagiller
Üretim
Nohut
600.000
73.534
7.122.650
815,9
8,4
Miktarları (ton) Fasulye
250.000
76.326
19.038.458
327,5
1,3
Pamuk (Çiğit)
637.000
1.593.600
56.097.090
40,0
1,1
End. Bitkileri
Üretim Miktarlrı Tütün
183.610
314.244
6.194.666
58,4
3,0
(ton)
Şeker Pancarı
315.303 105.744.868 233.487.073
0,3
0,1
800.000
2.689.122
27.740.270
29,7
2,9
Yağlı Tohumlar Açiçeği
Üretim
Susam
22.000
1.786
2.942.494 1.231,8
0,7
Miktarları (ton) Yerfıstığı
85.000
2.112
35.658.427 4.024,6
0,2
Soğan
1.750.000
3.781.487
52.546.545
46,3
3,3
Yumrulu Bit.
Üretim
Sarımsak
98.000
268.334
13.696.311
36,5
0,7
Miktarları (ton) Patates
5.300.000 41.506.825 310.810.336
12,8
1,7
Kaynak:* TÜİK ve ** Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Ekiliş alanı olarak AB karşılaştırmalarında dikkat çeken yüksek oranlar, ne yazık ki
üretim de buna paralel seyretmemekte ve tablodan da izlenebileceği üzere yarıya yakın
oranlarda düşüş göstermektedir. Dünya geneli ile karşılaştırıldığında önemli bir farklılık
görülmese de, kalkınmış ülkelere nazaran Ülkemizde tarla bitkileri üretiminde verim
düzeyinin düşüklüğü, bu değerlerden açıkça görülebilmektedir.
Tablo 54. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Tarla Bitkileri Ekiliş Alanları (ha) (2004)
Endüstri Yağlı
Yumrulu
İLLER
Tahıllar Baklagiller
Toplam
Bitkileri Tohumlar Bitkiler
807579
19020
9594,3
21250
1066 858509,3
Ankara
807579
19020
9594,3
21250
1066 858509,3
TR51
1194980
78305
62596
10761
6633 1353275
Konya
214771
27537
5831
1890
1682
251711
Karaman
1409751
105842
68427
12691
13821 1610532
TR52
2217330
124862 78021,3
33941
14887 2469041
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
16,03
9,41
6,30
5,35
5,47
14,27
TR5/TR (%)
13832585
1326350 1238352
634865
272140 17304292
Türkiye
Kaynak: TÜİK
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye tahıl ekiliş alanının %16,03’ü, baklagil ekiliş
alanının %9,41’ini, endüstri bitkileri ekiliş alanının %6,30’unu, yağlı tohumlar ekiliş alanının
%5,35’ini ve yumrulu bitkiler ekiliş alanının %5,47’sini oluşturur.
78
Tablo 55. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Tarla Bitkileri Üretim Miktarları (ton)
(2004)
Endüstri Yağlı
Yumrulu
İstatistiki Bölge Birimleri
Tahıllar Baklagiller
Toplam
Bitkileri Tohumlar Bitkiler
1999239
16975
419237
16328
20989 2472768
TR51
TR510 Ankara
3076407
98615 2665906
14167
150910 6006005
TR52
TR521 Konya
620432
54571
267316
3255
43136
988710
TR522 Karaman
5696078
170161 3352459
33750
215035 9467483
TR52
5696078
170161 3352459
33750
215035 9467483
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
16,30
10,38
22,86
1,35
3,04
15,83
TR5/TR (%)
33957910
1583800
14667728
2501419
7084000
59794857
Türkiye
Kaynak: TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye tahıl üretiminin %16,30’unu, baklagil üretiminin
%10,38’ini, endüstri bitkileri üretiminin %22,86’sını, yağlı tohumlar üretiminin %1,35’ini ve
yumrulu bitkiler üretiminin %3,04’ünü oluşturur.
Tablo 56. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Tarla Ürünleri Ekiliş Alanları (ha)
(2004)
Şeker
İstatistiki Bölge Birimleri
Buğday Arpa
Mısır Nohut Fasulye
Pancarı
529365 268395
2574 11732
2353
8905
TR51
TR510 Ankara
743175 391516 14389 50532 14323
53909
TR52
TR521 Konya
87628
1283 15440 10717
5546
TR522 Karaman 120595
863770 479144 15672 65972 25040
59455
TR52
127815
TR5 Batı Anadolu Bölgesi 2256905 1226683 33918 143676 52433
24,27
34,07
6,22 23,71
33,83
40,53
TR5/TR (%)
9300000 3600000 545000 606000 155000
315344
Türkiye
Kaynak: TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye buğday ekiliş alanının % 24,27’sin, arpa ekiliş
alanının % 34,07’sini, şeker pancarı ekiliş alanının % 40,53’ününi ve fasülye ekiliş alanının %
33,83’ü gibi büyük bir yer tutar. Mısır ekiliş alanı bölgede artmakla birlikte % 6,22’sini
karşılar.
Tablo 57. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Tarla Ürünleri Üretim Miktarları
(ton) (2004)
İstatistiki Bölge Birimleri
Buğday Arpa
Mısır Nohut Fasulye Şeker Pancarı
9995
2954
446534
TR51
TR510 Ankara 1035230 659014 2247
1497569 939957 76547 53906 29681
2754248
TR52
TR521 Konya
191285 3327 17317 35685
236202
TR522 Karaman 274260
TR52
1771829 1131242 79874
71223
65366
2990450
TR5 Batı Anadolu Bölgesi 2807059 1790256 82121 81218 68320
3436984
TR5/TR (%)
13,37
19,89
2,74
13,09
27,32
25,43
Türkiye
21000000 9000000 3000000 620000 250000
13517241
Kaynak: TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü
79
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye buğday üretiminin %13.37’sinin, arpa üretiminin
%19,89’unun, şeker pancarı üretiminin %25,43’ünü ve fasulye üretiminin %27,32’si gibi
büyük bir miktarını karşılamaktadır. Mısır üretimi bölgede artmakla birlikte %2,74’ünü
karşılar.
Aşağıdaki tabloda öncelikli tarla bitkileri üretim projeksiyonu verilmiştir. Yapılan
projeksiyona göre bölgede önümüzdeki yılllarda buğday, dane mısır, şeker pancarı ve kuru
fasülye üretim miktarı azalırken arpa ve nohut üretim miktarı azalmıştır.
Tablo 58. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Tarla Bitkileri Üretim Projeksiyonu (ton)
Yıllar Buğday
Arpa
Mısır (Dane) Şeker Pancarı Fasulye (Kuru) Nohut
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
3443911
3044027
3191071
3723822
2774824
3687133
2336932
2849378
2795112
2807059
3633863
4217461
3813579
3874484
3935389
3996294
1977394
2304857
2741274
2841335
1835803
2229145
1297049
1851651
1666664
1790256
1874414
2234361
1835174
1793775
1752377
1710978
2779
2355
2648
2827
2505
16459
14397
15054
45211
82121
133042
124883
125945
138881
151817
164753
3004152
3528445
4134916
4789710
4051615
4156420
3508243
4356144
3237065
3436984
3558582
4460743
3840259
3846432
3852604
3858777
35250
35334
32150
40007
42322
43547
49297
81318
77154
68320
47963
43180
70589
73531
76474
79416
87230
95191
92114
83815
73428
60692
55795
106296
79927
81218
77688
71429
72894
71736
70578
69420
4.4.1.2. Sebze Üretimi
Ülkemizin uluslararası sebze üretimindeki diğer ülkelere göre avantajlı konumuna
rağmen üretilen sebzenin ne yazık ki çok az bir bölümü (%1-2) dış ticaret gelirlerimize
katkıda bulunmaktadır. Uluslararası ticari veriler incelendiğinde, tarımsal üretim potansiyeli
son derece yüksek olan Ülkemizin sebze üretimine karşılık ihracatta arzu edilen düzeylere
ulaşamadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Bu duruma pek çok faktör etken olup bunların arasında üretimin ithalatçı ülkelerin
isteklerine uygun kalite ve miktarda olmaması, standardizasyon eksikliği ve sürekliliğe
ulaşamaması, ambalajlama konusunda, ulaşım konusunda karşılaşılan sıkıntılar, uluslararası
pazarların iyi tanınmaması önde gelmektedir.
Tüm bu veriler incelendiğinde, sebze yetiştiriciliği yönünden önemli ekolojik
avantajlara sahip olan Türkiye’de, bu potansiyelden yeteri kadar yararlanılamadığı
anlaşılmaktadır.
80
Tablo 59. Dünya Sebze Üretimi Sıralamasında Ülkeler ve Payları (ton) (2000)
Ülkeler
Miktar (ton)
Pay (%)
Çin
368600000
Hindistan
68100000
A.B.D
35500000
Türkiye
24800000
Diğerleri
290363000
Toplam Üretim
787363000
47,0
8,6
4,5
3,2
36,7
100
Kaynak:FAO
Sebze üretim miktarları bakımından Türkiye, AB ve Dünya üretimiyle
karşılaştırıldığında, %8’lik bir oranla Türkiye’nin, toplam domates üretiminde dünyada
önemli bir yeri olduğu görülmektedir. Bunu sırasıyla, %5 ile yeşil soğan ve karpuz, %4 ile
hıyar ve %3 ile patlıcan izlemektedir. Hıyar, patlıcan, yeşil soğan ve karpuzda Türkiye
üretimi, toplam AB üretiminden fazladır.
Tablo 60.
Türkiye'de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Sebzelerin Üretim
Miktarlarının Kıyaslaması
Sebze Üretim
TR/AB TR/Dünya
Türkiye *
AB **
Dünya **
Miktarları (ton)
(%)
(%)
Lahana
721.000 2.808.451 65.956.162
25,7
1,1
Yaprağı
Marul
340.000 3.004.187 20.810.400
11,3
1,6
Yenen
Ispanak
220.000
466.821 11.862.060
47,1
1,9
Sebzeler
Enginar
28.000
728.566
1.170.543
3,8
2,4
Baklagiller
Fasulye
545.000
779.081
5.933.264
70,0
9,2
Sebzeleri
Bezelye
54.000 1.235.860
8.913.904
4,4
0,6
Domates
9.820.000 15.100.193 113.308.298
65,0
8,7
Hıyar
1.780.000 1.649.586 39.598.853
107,9
4,5
Meyvesi
Yenen
Patlıcan
935.000
680.854 28.993.563
137,3
3,2
Sebzeler
Kavun
1.735.000 1.886.810 19.441.209
92,0
8,9
Karpuz
4.215.000 1.901.133 91.790.226
221,7
4,6
Soğansı,
Havuç
405.000 3.543.376
1.051.680
11,4
38,5
Yumru, Kök
Sebzeler
Y.Soğan
220.000
146.746
4.423.653
149,9
5,0
Diğer
Karnabahar
108.000 1.686.649 15.948.166
6,4
0,7
Kaynak:* TÜİK ve ** Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2003
Ekolojik yapısının uygunluğu nedeniyle önemli bir tarımsal potansiyele sahip olan
Türkiye’de 26,57 milyon hektarlık tarım alanının %9,72’sinde meyvecilik, zeytincilik,
bağcılık ve çay yetiştirmeye ayrılan alanlar bulunurken, %3,17’sinde sebzecilik faaliyeti
sürdürülmekte olup; yılda yaklaşık 35,8 milyon ton yaş meyve ve sebze üretilmektedir.
Sebze üretimi Türkiye’nin hemen her bölgesine yayılmakla birlikte, her bölgenin
ekolojik yapısına ve büyüklüğüne bağlı olarak toplam üretim içindeki oranı değişmektedir.
Ege, Akdeniz ve Marmara Bölgeleri, tür ve çeşit yönünden en zengin ve üretimin en
fazla yapıldığı bölgelerdir. Akdeniz Bölgesi örtü-altı sebze yetiştiriciliği yönünden; Ege ve
Marmara bölgeleri ise açıkta sebze yetiştiriciliği açısından önemlidir. Batı Anadolu
bölgesinde bahar ve yaz döneminde geniş alanlarda sebze tarımı yapılmaktadır. Aşağıdaki
tabloda görüldüğü gibi toplam 83291 hektar sebze alanının 8105 hektarı yaprağı yenen
81
sebzeler, 3867 hektarı Baklagil sebzeler, 52319 hektarı meyvesi yenen sebzeler ve 19000
hektar ise soğansı, yumru ve kök sebzeler oluşturmaktadır.
Tablo 61. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Sebze Ekiliş Alanları (ha) (2004)
Soğansı,
Toplam Ekiliş Yaprağı
Meyvesi
İstatistiki Bölge Birimleri
Baklagil
Yumru,
Alanı (ha)
Yenen
Yenen
Kök
45873
2807
982
32119
9965
TR51
TR510 Ankara
20942
1647
1805
13071
4419
TR52
TR521 Konya
16476
3651
1080
7129
4616
TR522 Karaman
37418
5298
2885
20200
9035
TR52
83291
8105
3867
52319
19000
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
Kaynak:Tarım İl Müdürlüğü
82
Tablo 62. TR5 Batı Anadolu Bölgesi'nde Öncelikli Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) (2004)
İstatistiki Bölge Birimleri
Marul Maydanoz Fasulye Bamya Karpuz Kabak Hıyar Patlıcan Domates Biber Havuç Turp
(taze)
(sakız)
TR51
TR52
TR510 Ankara
TR521 Konya
TR522 Karaman
TR52 Toplamı
TR5 Batı Anadolu
45503
1718
7975
9693
55196
82
764
6675
7439
7521
7952
9311
11060
20371
28323
37 90048
198 42940
106 49450
304 92391
341 182438
9345
8742
6592
15334
24679
25707
22885
25002
47887
73594
1333
3808
4591
8399
9732
163485 5325 108931 5741
240078 6170 229192 2285
57065 8478
2345 2029
297143 14648 231537 4314
460628 19973 340468 10055
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü ve TÜİK
TR5 Batı Anadolu Bölgesi öncelikli sebze üretiminde 460628 ton ile domates gelmektedir. Bunu sırasıyla 340468 ton ile havuç, 182438
ton ile karpuz takip etmektedir. Bölge tarımında sebze üretiminin önemli bir yeri vardır. Havuç üretiminde Türkiye havuç üretiminin yaklaşık
olarak %70’i bölgede üretilmektedir.
83
Aşağıdaki tabloda öncelikli sebzelerin üretim projeksiyonu verilmiştir. Buna
projeksiyona göre bölgede 2010 yılında domatesin 560517 ton, havucun 381173 ton,
karpuzun ise 177777 ton olacağı hesaplanmştır.
Tablo 63. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Projeksiyonu(ton)
Domates
Havuç
Karpuz
Hıyar
Yıllar
Marul
1995
402176
138806
211308
78688
36492
1996
404044
144048
213103
72329
37493
1997
371802
141022
218348
70705
47858
1998
434875
133207
228576
77182
48642
1999
429647
144777
194280
82437
49931
2000
414725
147269
207044
71268
50823
2001
361379
139443
176486
65305
51005
2002
415563
142527
209239
64746
51292
2003
565000
320775
220832
75871
52892
2004
460628
340468
182438
73594
55196
2005
495976
301270
188807
78012
89790
2006
545052
297244
186913
69452
93000
2007
523008
323720
185779
71121
81657
2008
535511
342871
183112
70786
85716
2009
548014
362022
180444
70451
89776
2010
560517
381173
177777
70116
93835
4.4.1.3. Meyve Üretimi
Türkiye birçok meyve türünün ana vatanı ve meyvecilik kültürünün beşiğidir. Bugün
meyvecilikte önem kazanmış elma, armut, ayva, erik, kiraz, vişne, fındık, antepfıstığı, badem,
ceviz, kestane, zeytin, incir, nar, üzüm vb. birçok tür hep bu topraklarda ortaya çıkmış ve
evrimini burada tamamlamıştır.
Ayrıca, Yurdumuzun gerek göç yollarının üzerinde bulunması, gerek tarih boyunca bir
çok medeniyetin yaşadığı bir ülke olması ve gerekse sahip olduğu iklim koşulları nedeniyle
bugün dünyadaki bahçe bitkileri üreticisi ülkeler içerisinde önemli bir konuma sahiptir. Söz
konusu bu husus, ülkemizde yetişen farklı meyve türlerinin varlığı ile de doğrulanmaktadır.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2002 yılı istatistik verilerine
göre; Dünyada 471.4 milyon ton olan meyve üretiminde 68.4 milyon tonla birinci olan Çin’i,
48.6 milyon tonla Hindistan, 34.5 milyon tonla Brezilya takip etmektedir. Türkiye yaklaşık 11
milyon tonluk üretimle 11’nci sırada yer almaktadır. En fazla üretilen meyveleri, üzüm,
narenciye, elma, armut, şeftali ve erik olarak sıralamak mümkündür.
84
Ülkemizin uluslararası meyve üretimindeki önemli konumuna rağmen üretilen pek çok
meyve ve sebzenin ne yazık ki sadece az bir bölümü dış ticaret gelirlerimize katkıda
bulunmaktadır. Cumhuriyet döneminden başlayıp 1970 yılına kadar olan süre içerisinde
Ülkemizden Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine çeşitli sebze ve meyve ihracatı
yapılmıştır. Ancak söz konusu bu ihracat sınırlı türlerde ve çok az miktarlarda
gerçekleşebilmiştir. Meyve-sebze ihracatındaki ciddi anlamdaki artışlar ise 1980 yılından
sonra olmuştur. 2002 yılı verilerine göre ihracı yapılan yaş meyve ürünleri içerisinde ilk sırayı
mandarin almaktadır, bunu limon ve portakalın izlediği anlaşılmaktadır. Toplam yaş meyve
ihracatımız 990 ton olup, 376.000.000 $ gelir sağlanmıştır. 2002 yılı meyve ihracatımızın
değer olarak yaklaşık 22’si Rusya Federasyonu’na, 12’si Almanya’ya, 10’u Suudi
Arabistan’a, 8’i Ukrayna’ya gerçekleşmiştir.
Uluslararası ticari veriler incelendiğinde, tarımsal üretim potansiyeli son derece
yüksek olan ülkemizin ihracatta arzu edilen düzeylere ulaşamadığı görülmektedir. Söz konusu
bu olumsuz sonuçların alınmasında pek çok faktör etken olup, bunların arasında ülkemizde
üretilen ürünlerin ithalatçı ülkelerin isteklerine uygun kalite ve miktarda olmaması ve
üretimde belli standartların yakalanamamış olması ilk sıraları almaktadır. Son yıllarda
ambalajlama konusunda önemli gelişmeler olmasına rağmen özellikle standardizasyonda
olması gereken düzeylere ve sürekliliğe ulaşılamadığı açık bir gerçektir. Diğer taraftan ulaşım
olanaklarındaki çeşitli sıkıntıların varlığı ve ayrıca fiyatların ve taleplerin üst düzeyde olduğu
dönemlerde uluslararası pazarlara girmekte gecikilmesi gibi sebeplerden dolayı da ihracat
miktarlarında ve gelirlerinde beklenilen düzeylere ulaşılamamaktadır. Halbuki yukarıda da
ifade edildiği gibi ülkemizin meyve üretimi yönünden büyük potansiyellere sahip olduğu
bilinen bir gerçektir. Nitekim ülkemiz özellikle fındık, üzüm, incir, kayısı ve antepfıstığı gibi
bahçe ürünlerinde ciddi ihracat değerlerine ulaşabilecek ender ülkeler arasında yer almaktadır.
Türkiye Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde
önemli gelişmeler gösterdiği ancak pek çok ülkede bulunmayan ekolojik koşullara sahip
olmamıza rağmen yeteri kadar yararlanamadığımız da bir gerçektir.
85
Tablo 64. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Meyve Ağaç Sayıları ve Üretim Miktarları (2004)
Ağaç
Ankara
TR51
Konya
Karaman TR52 Alt Bölge TR5 Batı
Alt Bölge
Anadolu
Yumuşak
Çekirdekli
Taş
Çekirdekli
Sert Kabuklu
Üzümsü
Toplam
Meyve Veren(adet)
Meyve Vermeyen(adet)
Üretim (ton)
Meyve veren(adet)
Meyve Vermeyen(adet)
Üretim (ton)
Meyve veren(adet)
Meyve Vermeyen(adet)
Üretim (ton)
Meyve veren(adet)
Meyve Vermeyen(adet)
Üretim (ton)
Meyve Veren(adet)
Meyve Vermeyen(adet)
Üretim (ton)
1451545
366512
57922
1117949
368198
35320
110888
59680
2784
78114
25225
22918
2758496
819615
118944
1451545
366512
57922
1117949
368198
35320
110888
59680
2784
78114
25225
22918
2758496
819615
118944
3257532
362529
74974
1815672
684226
49398
308994
105320
5070
37755
1260
57891
5419953
1155117
187333
Kaynak: TÜİK
86
5203195
416199
91045
730055
198110
22227
245042
82157
6575
90115
19171
2401
6268407
715637
122248
8460727
778728
166019
2545727
882336
71625
554036
187477
11645
127870
20431
60292
11688360
1870754
309581
9912272
1145240
223941
3663676
1250534
106945
664924
247157
14429
205984
45656
83210
14446856
2690369
428525
Türkiye
49586200
9226800
2513450
144455000
23875000
2931900
361040000
39175000
592000
16177545
2906500
4220600
571258745
75183300
10257950
TR5/TR
(%)
19,99
12,41
8,91
2,54
5,24
3,65
0,18
0,63
2,44
1,27
1,57
1,97
2,53
3,58
4,18
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yumuşak çekirdekliler üretim oranı, ülke üretiminin
yaklaşık %9’unu sağlaması nedeniyle önem kazanmaktadır. Yumuşak çekirdekliler içerisinde
elma üretimi bölgede önem kazanmaktadır. Yoğun olarak Karaman ve Konya Ereğli ilçesinde
özellikle Grannysmith gibi pazar değeri yüksek çeşitler üretilmektedir. Modern sistem olarak
tesis edilen 500 dekar ve üzeri kapama bahçelerin kurulduğu görülmektedir. Bu durum ise
tarımsal üretimde yeni bir çığır açmaktadır.Ankara bölgede ise armut üretimi önemli bir yer
tutmaktadır.
Taş çekirdekli üretiminde %3,65’ini üretmesine rağmen bölgede özellikle Ankara ve
Konya’da vişnecilik yoğun olarak yapılmakta ve ülke üretiminde ilk 5 sırada yer almaktadır.
Kiraz üretimi son turfanda olarak Toros ve Sultan dağları eteklerinde bulunan bölgelerinde
son yıllarda önemli ihraç ürünü olarak bilinmektedir. Yine kiraz ihracatında Akşehir ve Ereğli
bölgesine has tescillenmiş çeşitleriyle önem kazanmıştır. Üzüm üretiminde Ankara bölgesinde
Kalecik Karası şaraplık üzüm üretimi ile öne çıkmaktadır.
Aşağıdaki tabloda bölgenin öncelikli meyvelerinin üretim projeksiyonu verilmiştir.
Projeksiyona göre önümüzdeki yıllarda üzüm, armut ve elmanın üretimi azalırken vişne ve
kiraz üretiminin artacağı hesaplanmıştır.
Tablo 65.TR5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Projeksiyonu(ton)
Yıllar
Elma
Üzüm
Vişne
Kiraz
Armut
447172
358276
25222
16344
55497
1995
394319
341143
30355
20070
58901
1996
429794
335228
33527
21301
54540
1997
447770
263980
26174
20521
51841
1998
497260
283090
31904
29171
52728
1999
460947
230168
29004
22812
47482
2000
455481
196059
29205
25926
48533
2001
308193
190809
27575
22765
40670
2002
605610
264838
40895
35500
50120
2003
178057
284982
36996
24299
37077
2004
370320
202438
36291
30430
39346
2005
360840
189271
37238
31622
37457
2006
351361
176104
38184
32815
35567
2007
341881
162937
39131
34008
33678
2008
332401
149770
40077
35200
31788
2009
322921
136603
41024
36393
29899
2010
87
4.4.1.4. Yem Bitkileri
Aşağıdaki tablo bölgedeki illere ait yem bitkileri ekiliş alanları verilmiştir. Tabloya
göre mısır 12392 hektar, fiğ 29457 hektar, yonca 24198 hektar ve korunga 2166 hektar olmak
üzere toplam 68213 hektar yem ekilişi bölgede yapılmaktadır.
Tablo 66.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Yem Bitkileri Ekiliş Alanları
(ha) (2004)
İstatistiki Bölge Birimleri
Mısır
Fiğ
Yonca
Korunga
Toplam
2595
25434
3626
555
32210
TR51
TR510
Ankara
6061
2256
15540
690
24547
TR52
TR521
Konya
3736
1767
5032
921
11456
TR522
Karaman
9797
4023
20572
1611
36003
TR52
12392
29457
24198
2166
68213
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
369054
233204
260000
99000
961258
T ü r k i y e
Kaynak:TÜİK
Aşağıdaki tabloda ise yem bitkileri üretim miktarları verilmiştir. Bölgede toplam yem
bitkisi üretimi silaj 440745 ton, yeşil ot üretimi 547404 ton ve kuru ot üretimi ise 40679
tondur.
Tablo 67. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yem Bitkileri Üretimi (2004)ton
İstatistiki Bölge
Mısır Fiğ
Yonca
Korunga
Birimleri
Silaj
Yeşil Kuru Yeşil Kuru Yeşil Kuru
Ot
Ot
Ot
Ot
Ot
Ot
94851 13834 6085 16725 10970 3588 1259
TR51 TR510 Ankara
258464
16428
0 448094
0 5266
0
TR521
Konya
TR52
TR522 Karaman 87430 8830 6250 30863 14867 3776 1248
345894 25258 6250 478957 14867 9042 1248
TR52
440745 39092 12335 495682 25837 12630 2507
TR5 Batı Anadolu
Toplam
Silaj
94851
258464
87430
345894
440745
Yeşil
Ot
34147
469788
43469
513257
547404
Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri
Yem bitkileri üretimini incelediğimizde TR5 Batı Anadolu Bölgesinin payının
arttığını görmekteyiz. Geçmiş yılların fiğ ağırlıklı yem bitkileri üretimi hızla silajlık mısır ve
yonca ekim alanı olarak artarken, aynı zamanda tarla bitkileri ekiliş alanındaki oranı artış
göstermektedir. Hayvancılığın gelişmiş olduğu ülkelerde yem bitkileri üretim alanı yaklaşık
%25 olduğu göz önüne alındığında bu gelişiminde yetersiz kaldığı görülmektir.
Aşağıdaki tabloda yem bitkileri üretim projeksiyonu verilmiştir. Yem bitkileri
projeksiyonuna göre önümüzdeki yıllarda doğrusal olarak yem bitkileri üretimi artacaktır.
Buna göre 2010 yılında silajlık mısır üretimi bölgede 769.187 tona ulaşacaktır.
88
Kuru
Ot
18314
0
22365
22365
40679
Tablo 68. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yem Bitkileri Üretim Projeksiyonu(ton)
YILLAR Mısır
Fiğ
Yonca (yeşil+kuru Korunga
(hasıl+silaj)
(yeşil+kuru ot)
ot)
(yeşil+kuru ot)
14470
18200
37564
70328
87815
130015
200720
265041
288227
440745
535809
717046
597958
655034
712111
769187
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
20212
22557
14062
22866
29774
34604
41391
38937
33881
51427
55572
86708
62827
67001
71175
75350
444412
402427
431877
429804
446490
504164
421187
462807
459873
493824
565048
484134
514711
522960
531210
539460
8959
9324
7675
11461
9060
13376
12324
14229
10342
15137
41374
9835
20759
21915
23070
24226
4.4.2. Hayvansal Üretim
Aşağıdaki tabloda Türkiye’de ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde 2004 yılında mevcut
hayvan sayıları verilmiştir.
Türkiye
TR5 Batı
Anadolu
Bölgesi
TR52
Karaman
Konya
TR51
Hayvan Sayısı
Ankara
Tablo 69. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Hayvan Sayıları (2004)
535.621 535.621 1.332.073 369.444 1.701.517 2.237.138 25.000.000
122.880 122.880
138.888
79.903
218.791
341.671
6.700.000
28.960
28.960
132.598
9.940
142.538
171.498
2.109.393
Kültür
86.887
86.887
159.369
10.380
169.749
256.636
4.395.090
K.Melezi
Sığır
103.045 103.045
49.603
1.284
50.887
153.932
3.564.863
Yerli
219.792 219.792
341.570
21.604
363174
582.966 10.069.346
Toplam
900
900
579
0
579
1.479
103.900
Manda
4.990.000 4.990.000 5.248.800
69.110 5.317.910 10.307.910 238.101.895
T. Etçi
T.Yum. 2.037.655 2.037.655 6.307.975 3.011.470 9.319.445 11.357.100 58.774.172
38.440
38.440
78.566 106.003
184.569
223.009
3.902.346
Hindi
Kanatlı
36.735
36.735
14.568
17.813
32.381
69.116
770.436
Ördek
9.109
9.109
30.269
17.820
48.089
57.198
1.250.634
Kaz
Toplam 7.081.942 7.081.942 11.680.178 3.222.216 14.902.394 21.984.336 302.799.803
56882
56882
69898
37901
107799
164.681
4.399.725
Arı Kovanı
Koyun
Keçi
Kaynak:TUİK ve Tarım İl Müdürlükleri
89
TR5 Batı Anadolu bölgesi; koyun yetiştiriciliğinde önemli paya sahip olup, ülkemizin
toplam koyun varlığının %9’unu teşkil etmektedir.Bölgede koyundan sonra küçükbaş hayvan
mevcudu olarak 2. sırada yer alan keçi, ülke keçi varlığının %5’ine sahiptir. Özellikle
Ankara’da Tiftik Keçisi, Karaman’da Kıl Keçisi ve Konya’da koyun yetiştiriciliği
yoğunlaşmaktadır.
Sığır yetiştiriciliğinde TR5 Batı Anadolu Bölgesi ağırlıklı olarak kültür ırkı %8.1 ini,
kültür melezi %5.8’ini ve yerli ırk ise %4.3’ünü oluşturmaktadır. TR5 bölgesinde sığır
yetiştiriciliği daha çok aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır. Manda yetiştiriciliği ise bir
önem arz etmemektedir.
Kanatlı mevcudu bakımından TR5 Batı Anadolu Bölgesi’nde, Türkiye yumurta
tavuğunun %19,3 ‘ünü ve özellikle Konya ve Karaman öne çıkarken, et tavuğunda %4,3
üretim payı ile yer alırken bölgede ise Konya ve Ankara öne çıkmaktadır. Önemli bir diğer
kanatlı olan Hindi %5,7 iken Ördek %9 ile yer almaktadır.
İpek böcekçiliği TR5 Batı Anadolu Bölgesi’nde sadece Ankara ilinde yapılmaktadır.
İstatistiki verilere göre Ankara’nın, ülkemizde yapılan yetiştiricilikte %6,9 oranında paya
sahiptir.
Süt (ton)
Kırmızı Et (ton)
Beyaz Et (ton)
Yumurta (ton)
Bal (ton)
Balmumu (ton)
Yapağı (ton)
Tiftik
Kıl (ton)
Deri (adet)
İpek Kozası
184787 184787 436196
17529 17529 37675
16180 16180
7873
29898 29898 92854
676
676
1038
18
18
48
1161
1161
2223
123
123
11
13
13
65
208754 208754 435838
10
10
0
Türkiye
TR5
Batı Anadolu
Bölgesi
TR52
Karaman
TR51
Hayvansal Ürünler
Konya
TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Hayvansal Ürünler Üretim
Miktarları Mukayesesi (2004)
Ankara
Tablo 70.
35653 471849 656636 10679407
1228 38903 56432
447153
0
7873 24053
914458
23252 116106 146004
690972
566
1604
2280
73929
61
109
127
3471
730
2953
4114
45972
11
22
145
304
22
87
100
2715
33544 469382 678136 6884746
0
0
10
143
Ülkemizde büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığının TR5 Batı Anadolu bölgesinde
bulunmasına karşın, süt üretiminin ’ü bu bölgede gerçekleşmektedir.
Ülkemizdeki keçi varlığının TR5 Batı Anadolu Bölgesi’nde bulunmasından dolayı bu
durumun söz konusu ortalamayı aşağı çektiği dikkate alınırsa; kültür ve kültür melezlerinden
oluşan sığır popülasyonundaki ineklerin ortalama veriminin, Türkiye ortalamasının iki katına
yakın olduğu görülmektedir.
90
Aşağıdaki tabloda hayvansal üretim projeksiyonu verilmiştir. Bölgede projeksiyona
göre süt, yumurta, bal üretimi önümüzdeki yıllarda azalacaktır. Kırmızı et üretimi ise
artacaktır.
Tablo 71. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Üretim Projeksiyonu(ton)
Yıllar
Süt (ton) Kırmızı Et (ton)
Beyaz Et (ton)
Yumurta (ton)
Bal (ton)
1995
1029172
43520
21053
72552
2454
1996
1044348
36372
18113
67877
2780
1997
1033867
47415
76617
91636
2188
1998
1036518
45810
33647
175482
2517
1999
1009610
44194
46389
190167
2177
2000
858901
59717
41048
188456
2852
2001
995553
46837
23993
113524
1901
2002
734888
47865
23687
151165
2434
2003
745108
46580
20959
180610
2364
2004
656636
56432
24053
146004
2280
2005
788476
52385
20963
164904
2776
2006
705293
55850
21507
190174
2410
2007
670701
57127
19791
198501
2406
2008
636110
58404
18075
206827
2403
2009
601518
59682
16359
215154
2400
2010
566926
60959
14643
223480
2397
4.4.3. Su Ürünleri Üretimi
Türkiye’de 2004 yılı itibariyle toplam kültür balıkları üretimi 94010 tondur. Bunun
44115 tonu iç sularda yetiştiriciliği yapılan alabalık ve aynalı sazan balığı üretimidir. Geriye
kalan 49895 tonluk kısmı denizde yetiştiriciliği yapılan alabalık, çipura, levrek, midye ve
karides yetiştiriciliği oluşturur.
Tablo 72. TR5 Batı Anadolu
İstatistiki Bölge Birimleri
TR510
TR510
TR52
TR521
TR522
TR52
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
TR5/TR (%)
T ü r k i y e
Bölgesinde Su Ürünleri Kültür Üretimi (ton) (2004)
Alabalık
Sazan
Toplam
275
60
335
Ankara
269
0
269
Konya
Karaman
269
0
269
544
60
604
1,25
8,78
1,37
43432
683
44115
Kaynak:TÜİK ve Tarım İl Müdürlükleri
91
Tablo 73. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Su Ürünleri Potansiyeli (ton) (2004)
Proje
Üretim
Yapılış durumu
İstatistiki Bölge Birimleri
Kapasitesi
Durumu
Kara,Göl
(ton/yıl)
(ton/yıl)
750
335
İçsu, havuz
TR51
TR510 Ankara
İçsu, havuz
TR52
TR521 Konya
881
269
307
1,5
İçsu, havuz
TR522 Karaman
İçsu, havuz
TR52
881
269
1938
605,5
İçsu, havuz
TR5
Su ürünleri proje kapasiteleri ve üretim durumu incelendiğinde TR5 Batı Anadolu
Bölgesi kapasitesini 1/3 oranında değerlendirildiği görülmektedir. Su ürünleri bölgede
alternatif üretim olarak dikkate almak gerekir.
4.4.4. Diğer Tarımsal Uygulamalar
4.4.4.1. Organik Tarım Uygulamaları
Organik tarım üretimde kimyasal girdi ve ilaç kullanmadan yönetmelikler
çerçevesinde izin verilen girdilerin kullanımı ile yapılan, üretimden tüketime kadar her
aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim sistemidir.
Organik Tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi
yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup, esas
olarak sentetik kimyasal tarım ilaçları, hormonlar ve mineral gübrelerin kullanımını
yasaklaması yanında, organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin
direncini artırma, doğal düşmanlardan faydalanmayı tavsiye eden, bütün bu olanakların kapalı
bir sistemde oluşturulmasını öneren, üretimde sadece miktar artışının değil aynı zamanda ürün
kalitesinin de yükselmesini amaçlayan bir üretim şeklidir.
Tarımsal üretimde kullanılan zirai mücadele ilaçları sentetik hormonların ve kimyasal
gübrelerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerin ortaya çıkması, bunun yanında yine
tarımsal faaliyette kullanılan bu tarz girdilerin toprağa, havaya, suya verdiği zararların da
ortaya çıkarak sürdürülebilir üretimin tehlikeye girmesi, çevre koruma bilincinin gelişmesi ile
organik tarım, bir üretim tarzı olarak ortaya çıkmıştır.
Ülkemizde organik tarım 1985–1986 yıllarında Dünya’ da organik tarımın gelişimine
ve yurtdışından gelen organik ürün talebine bağlı olarak başlamış ve sağlıklı gıdaların
tüketimine yönelik dünyadaki değişmelere paralel olarak gelişmiştir.
4.4.4.1.1. Dünya’da Organik Tarım
Tüm dünyada hızla artan organik tarımsal ürünler arasında; genellikle ülkelerin
geleneksel ürünleri örneğin Hindistan'da çay, Danimarka'da süt ve süt ürünleri, Arjantin'de et
ve et ürünleri, orta Amerika ve Afrika ülkelerinde muz, Tunus'ta hurma, zeytin yağı,
Türkiye'de kurutulmuş ve sert kabuklu meyveler organik olarak üretilen ürün olarak ilk sırayı
almıştır.
92
Günümüzde, Dünya’da 110 ülkede organik tarım yapılmaktadır. Dünya organik tarım
alanlarının toplam genişliği 26,5 milyon hektar civarındadır. Avustralya 11,3 milyon hektarla
en geniş alana sahiptir. Latin Amerika ülkeleri de dünya üzerinde 6,2 milyon ha alan ile
organik tarım alanı bakımından önemli bir paya sahiptir. Avrupa ülkeleri ise 6,3 milyon ha
alan ve 170.000 işletme ile organik tarım bakımından önemli ülke grubunu oluşturmaktadır.
Dünya’da organik tarım ticaretinin parasal boyutu da hızla büyümekte olup, 2003 yılı
verileri ile 25 milyar ABD doları olan organik gıda satışlarının 10 yıl içerisinde 100 milyar
ABD doları seviyelerine çıkması tahmin edilmektedir.
4.4.4.1.2. Türkiye Organik Tarımsal Üretiminin Gelişimi
Türkiye'de organik tarım yapılan alan toplam tarımsal alan içerisinde henüz %0,8
seviyelerinde bir paya sahip bulunmaktadır. Ancak, dünyada ve özellikle Avrupa'da organik
ürün tüketimindeki artıştan ülkemizin iyi bir pazar payı elde etme fırsatı bulunmaktadır.
Son zamanlarda süt ürünleri, et ve et ürünleri, hazır yemekler dahil olmak üzere
işlenmiş diğer gıdalar, bebek mamaları, çikolata gibi ürünler önem kazanmakla birlikte Batı
Avrupa pazarında organik yaş meyve- sebze sektörü hala büyük bir paya sahiptir. Bu
bağlamda konvansiyonel yaş meyve ve sebze sektörünün yanı sıra organik yaş meyve-sebze
sektörü açısından da ülkemiz önemli potansiyele sahiptir.
Başlangıçta sadece 1985 yılında 8 ürüne yönelik yapılan üretim günümüzde 174 ürüne
ulaşmıştır. Fındık, ceviz, antepfıstığı, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, baklagiller, tıbbi
aromatik bitkiler, pamuk, üzümsü meyveler ile yaş meyve sebzenin organik tarım metotlarına
uygun olarak üretimi yapılmaktadır.
Ülkemizde organik tarım yapılan alanlar 2004 yılı bölgeler bazında incelendiğinde;
Akdeniz bölgesi başta olmak üzere sırasıyla Ege Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ilk
üç sırada yer almaktadır. Burada gözden kaçırılmaması gereken husus Akdeniz Bölgesinde
doğadan toplama alanlarının geniş olmasından dolayı ilk sırayı almış olmasıdır. Sebze, meyve
ve tahıl üretim alanları dikkate alındığında sıralamanın Ege Bölgesi başta olmak üzere
sırasıyla, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgesi olarak sıralanacağıdır. Ekonomik
gelişmede dezavantajlı bölgelerden olan Karadeniz şeridi, İçanadolu, Doğuanadolu Bölgesi
gibi bölgeler organik tarımda avantajlı bölgeler olarak değerlendirilmektedir.
Ülkemizde organik üretim yapan üretici sayısı üretim miktarı, üretim alanları ve ürün
çeşitliliği yıllar içinde artış göstermiştir. 1996 yılında 1947 olan organik ve geçiş sürecindeki
üretici sayısı 2003 yılında 14.798, 2004 yılında ise 12.806 lara ulaşmıştır. Bu oranla 1996
yılına göre üretici sayısındaki artış % 558 olmuştur. Üretim alanları itibarı ile 1996 yılında
6.789 ha olan üretim alanı 2003 yılında 113.621 ha alana, 2004 yılında 209.573 hektara
yükselmiştir. Bu oranla 1996 yılına göre alandaki artış % 2987, 2003 yılına göre de %84
olmuştur. Toplam ürün çeşidi 1996 yılında 26 iken 2004 yılında 174 ürüne çıkmıştır. Genel
olarak organik tarım artış göstermektedir. Üretici sayısındaki düşüş ise yapılan çalışma ve
denetimler neticesinde sistemde faaliyeti olmayan atıl haldeki üreticilerin çıkarılmasından
kaynaklanmaktadır.
93
Tablo 74. Türkiyede Organik Tarım Verileri
Yıllar
Ürün Sayısı
Çiftçi sayısı
Üretim Alanı(ha)
179
14.798
113.621
2003
174
12.806
209.573
2004
Üretim Miktarı(ton)
323.981
378.803
Kaynak:Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
4.4.4.1.2.1. Organik Tarımsal Üretim Verileri
Organik tarımsal üretimde ülkemiz, kültüre alınan bitkilerin yanı sıra doğada
kendiliğinden yetişen kuşburnu, böğürtlen, ahududu, kekik gibi ürünlerin toplanması ve
organik olarak değerlendirilmesi açısından büyük potansiyele sahiptir.
Organik tarım ürünleri ihracat rakamlarımızı incelediğimizde 1996 yılında 3678 ton
olan ihracat miktarının 2003 yılında 21.083 tona, 2004 yılında ise16.093 tona ulaştığı
görülmektedir. İhracat değeri ise 2003 yılında 36 932 995 $, 2004 yılında da 33.076.319$
olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlarla dolar bazında bir değerlendirme yapılırsa 2001 yılına
göre %21, 2002 yılına göre %7 artış, 2003 yılına göre de % 10 luk bir düşüş görülmektedir.
İhracat ürünlerimiz konvansiyonel ihraç ürünlerinde de başı çeken geleneksel
ürünlerimiz olup, başta kuru kayısı, kuru üzüm, fındık, kuru incir ve pamuk yer almaktadır.
Bunları meyve suları ve dondurulmuş meyveler, tıbbi aromatik bitkiler ve baklagiller takip
etmektedir.
4.4.4.1.2.2. Batı Anadolu Bölgesinde Organik Tarım
Konvansiyonel tarımın yoğun olarak yapıldığı bölgede son yıllarda organik tarım
felsefesi hızla yayılmaya başlamıştır. Bölgede girdi kullanımının yoğunlaşması insan ve çevre
sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir. Başta örtü-altı yetiştiriciliği olmak üzere tüm bitkisel
üretimde yoğun girdinin kontrol altına alınabilmesi önem taşımaktadır. Organik tarımsal
üretimin talep ettiği çevre dostu girdilerin belli yörelere girmesi konvansiyonel tarım
sistemini sürdüren üreticilerinde o girdileri kullanmasına katkı yapacak, böylece
sürdürülebilirlik sağlanmış olacaktır. Organik tarımın yaygınlaştırılması amacıyla, son
zamanlarda süt ürünleri, et ve et ürünleri, hazır yemekler dahil olmak üzere işlenmiş diğer
gıdalar, çocuk mamaları, çikolata gibi ürünler önem kazanmakla birlikte batı Avrupa
pazarında organik yaş meyve-sebze sektörü hala büyük bir paya sahiptir.Bu bağlamda
konvansiyonel yaş meyve sektörünün yanında organik yaş meyve-sebze sektörü açısından da
önemli potansiyele sahip olan bölgede, bu durumun değerlendirilebilmesi için Avrupa Birliği
ülkelerinde yaşanan gelişmelerin izlenmesi gerekir.
Tablo 75. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bitkisel Organik Tarım Verileri (2004)
İstatistiki Bölge
Üretim alanı
Üretim miktarı
Çiftçi sayısı
Birimleri
(ha)
(ton)
17
199,56
933,18
TR51
TR510
Ankara
779
2276,63
8528,69
TR52
TR521
Konya
1
27,50
38,00
TR522
Karaman
780
2304,13
8567,69
TR52
797
2503,29
9499,87
TR5 Batı Anadolu
8,56
1,54
3,40
TR 5 / TR (%)
9314
162192,74
279663,16
Türkiye
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
94
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bitkisel organik tarım verileri incelendiğinde Türkiye
çiftçisinin %8.56’sı, üretim alanının %1.54’ü ve üretim miktarının %3.4’ünün bölgede
gerçekleştiği görülmektedir.
4.4.4.2. Kültür Mantarı Üretimi
Türkiye’ de kültür mantarı tarımıyla ilgili istatistiki veriler 1998 yılından itibaren
toplanmaya başlanmıştır.
Aşağıdaki tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin yıllar itibariyle mantar üretim ve
alanları görülmektedir.
Tablo 76.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mantar Üretim Alanları ve Üretim Miktarları
(2004)
İstatistiki Bölge
Alan (m2)
Üretim (ton)
Birimleri
614
8
TR51
TR510 Ankara
47645
582
TR52
TR521 Konya
200
2
TR522 Karaman
47845
584
TR52
48459
592
TR5 Batı Anadolu
Kaynak :Tarım İl Müdürlüğü
4.4.4.3. İpek Böcekçiliği
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi üreticilere eğitim-yayım çalışması yapılarak, hibe yoluyla
dut fidanı dağıtmak ve başka yollarla ipekböcekçiliği desteklenerek yörede ipekböcekçiliğinin
yapılması sağlanabilir.
Tablo 77.
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İpek böceği Yetiştiriciliği ve Üretim
Miktarları (2004)
İstatistiki Bölge
Köy Sayıs
Hane Sayısı
Acılan Kutu Yas Koza
Birimleri
(Adet)
(Adet)
(Adet)
(Ton)
TR51 TR510 Ankara
TR52 TR521 Konya
TR5 Bat Anadolu
Türkiye
21
1
22
504
158
2
160
5004
324
5
329
9341
10
0,000
10
143
Kaynak: TÜİK
Yukarıdaki tabloda Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi ipek böceği yetiştiriciliği
ve üretim miktarları görülmektedir. Özellikle Ankara ilinde yapılacak çalışmalarla ipek
böcekçiliği ilde geliştirilebilir.
95
4.4.4.4. Sebze Tohumluk Çalışmaları
Bitkinin verim veya ürün kalitesi tohumun taşıdığı potansiyel ile yakından ilgilidir.
Gübreleme, çapalama, sulama, ilaçlama vb. gibi bitki yetiştirme uygulamalarından hiç birisi
üretimi artırmada tohum tarafından belirlenen genetik limitin ötesinde bir katkıda bulunmaz.
1980’li yılların başına kadar Türkiye’de uygulanan tohumluk politikaları çoğunlukla kamu
ağırlıklı ve ülke tohumluk ihtiyacının yurtiçi üretimlerle karşılanması yönünde olmuştur.
1980’li yıllardan sonra uygulanmaya başlanılan serbest piyasa ekonomisi, 1983 yılında
tohumluk fiyatlarının ve 1984’de de tohumluk ithalatının serbest bırakılması suretiyle
tohumculuk sektörü üzerinde etkisini hissettirmiş ve izleyen yıllarda özel sektör tohumculuğu
hızlı bir gelişme imkânı bulmuştur.
Ankara’da sebze üretimde kullanılan tohumluk çalışmalarına 1984 yılında hız
verilmiştir. Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü’nün tohumluk
çalışmalarının yanında özel sektör kuruluşları da araştırma, ıslah ve adaptasyon çalışmalarına
başlamışlardır.
Sebze üretiminde ağırlıklı olarak hibrit tohum kullanılmakta olup; açık tarla
üretiminde ise bir miktar standart tohum da kullanılmaktadır. Kullanılan hibrit sebze
tohumluklarının çok önemli bir kısmı ithal yoluyla karşılanmaktadır. Bu sektörde çeşit
yenileme veya çeşit değiştirme sürelerinin son derece kısa, yatırım masraflarının çok yüksek
olması ve ıslah çalışmalarının uzun yıllar sürmesi özel sektör kuruluşlarının yurtiçi üretimini
kısıtlamaktadır. Bugüne kadar ülkemizde ıslahçı haklarını garanti altına alan Çeşit Koruma
Kanunu’nun olmayışı, çeşit sahibi yurtdışı kuruluşlarının özellikle hibrit çeşitlerde üretim
lisansı verme yerine daha çok her yıl F1 hibrit tohum satmayı tercih etmelerine fırsat
vermektedir. Ancak 2004 yılında Çeşit Koruma Kanununun çıkması dolayısıyla bundan
sonraki çalışmalarda Özel Sektör Kuruluşları Patent hakkını satın alarak üretime ağırlık
vermelidirler.
Ankara’da sebze tohumluk üretimi, ithalatı ve ihracatı ile uğraşan özel kuruluş
mevcuttur. Bu kuruluşlar 312 dekar örtü-altı ve 528 dekar açık tarlada ıslah ve deneme
çalışmaları yaparak tohumluk üretimini gerçekleştirmektedirler.
4.5. Üretim Trendleri
Bölge üretiminde yıllar itibarıyla tarımsal üretim trendleri değerlendirilmiştir.
4.5.1. Tarla Bitkileri Üretim Trendleri
Aşağıdaki tabloda tarla bitkileri üretim trendleri görülmektedir.
96
Tablo 78.
Ürünler
Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli
Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton)
Yıllar (ton)
1995
Buğday
Arpa
Çavdar
Mısır (Dane)
Şeker Pancarı
1996
2002
2003
2004
1270897 1231609 1163953 1483667 1083570 1371743 1079175 1190939 1108416 1035230
595202 800385 842606 1001343 691805 831895 550987 742556 646607 659014
14964
1997
17122
1998
5912
1999
5915
2000
4738
2001
7983
6394
7556
6594
6172
242
1655
2247
374310 527945 588455 621140 573753 569945 516451 609024 475995 446534
36
49
57
71
54
127
123
13629
13760
11117
12308
11013
11756
10888
13443
13802
12696
Kimyon
3016
3670
3485
3712
2792
2698
2595
5408
4545
5778
Ayçiçeği
8579
6768
7316
7.692
9.617 14.490
11296
17691
11505
15464
17126
18045
3944
3606
3356
33933
36829
10934
2930
32449
9995
2954
21069
8900
Yulaf
Nohut
Fasulye (Kuru)
Patates
Mercimek
Fiğ (Dane)
9.896
9.974
7853
3619
3434
4127
3015
46249
41730
43419
41324
39409
12665
2610
39040
9220
7759
8048
6618
6769
7046
5249
5112
4022
24774
28724
17756
18247
16539
17368
12797
16471
13705
16396
15
70
142
5.292
5.004
7140
5972
7408
15355
13834
4024
1412
3100
3300
2500
3175
6465
6334
5029
6085
360
1801
1456
960
692
390
385
324
1060
1360
2450
(Pirinç)
300
Pamuk(Kütlü)
358089
Soğan(Kuru)
406
Sarımsak(Kuru)
1860
Hayvan Pancarı
29961
Yonca(y.ot)
30550
Yonca(k.ot)
75
Yonca(Tohum)
2931
Korunga(Y.ot)
1070
Korunga(K.ot)
156
Korunga(Tohum)
300
Mısır (Hasıl)
320
360
0
0
0
0
0
600
675
300
300
300
225
225
120
75
38
30
Fiğ (YO)
Fiğ (KO)
Çeltik
16042 15.868
93280 169024 221408 353552 250286 247938
398
448
304
175
170
210
1475
540
3080
2220
1950
1560
1400
1730
1730
32475
30498
30350
27060
48490
50408
53240
23540
16725
29305
37239
41045
35722
12390
12914
16766
8995
10970
80
0
0
0
40
35
40
0
5
3318
3310
3422
3310
3150
2887
2218
2643
3588
915
810
1045
1006
1086
1173
1453
2165
1259
156
158
149
190
190
190
200
203
205
600
2274
10093
23970
22295
36850
3045
3915
750
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Yukarıdaki tabloda yıllar itibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli için
önemli görülen tarla ürünleri üretim miktarları incelendiğinde buğday ve arpa üretimi
artarken çavdar üretim azalmıştır.
97
Tablo 79. Yıllar İtibariyle TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli
Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton)
Tarla
Ürünü
Buğday
Arpa
Çavdar
Mısır
(Dane)
Şeker
Pancarı
Yulaf
Kimyon
Ayçiçeği
Nohut
Fasülye
(Kuru)
Patates
Mercimek
Fiğ
(Dane)
Haşhaş
(Kapsül)
Haşhaş
(Tohum)
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
1995441 1639683 1825746 2017000 1489261 2055404 1093517 1413651 1406003 1497569
1154049 1282908 1691385 1636840 1017833 1196842 616838 891248 810469 939957
32529
41751
32857
33707
30980
45201
26684
34413
32454
34099
1602
1161
1207
1304
882
14269
12034
11959
39722
76547
2378752 2671045 3504647 3769060 3130674 3235810 2753222 3429488 2511961 2754248
55238
2723
4311
59574
22356
46709
2072
4941
64565
22776
48268
2288
7745
62997
20367
51615
4284
8506
55387
25801
40905
2184
9077
52581
25311
51821
1254
7880
38522
26235
31457
4798
6946
34948
30502
47004
42942
39312
0
3956
2152
9242
76359
53845
8359
52160
32683
12627
53906
29681
121407
19607
5208
105441
14811
4735
108638
13900
3953
130049
13380
4178
178562
12037
3232
126606
9149
2471
108844
6161
1284
112484
169208
134416
10008
1871
9322
2726
7270
5131
2180
1710
24019
4223
3486
3194
2952
2938
5757
2107
2374
2035
2531
4941
4062
3533
2917
3219
6293
2235
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli için önemli görülen tarla ürünleri üretim
miktarları yıllar itibarıyla incelendiğinde buğday ve arpa üretimi azalırken, mısır üretimi
artmıştır.
Tablo 80.
Tarla
Ürünü
Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli
Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton)
1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004
Buğday
177573 172735 201372 223155 201993 259986 164240 244788 280693 274260
Arpa
228143 221564 207283 203152 126165 200408 129224 217847 209588 191285
Çavdar
3245 3795 3283 3310 2952 5337 2940 5901 5527 5491
Yulaf
11394 14405 6514 6340 1384 1738 1540 3362 5025 5284
Mısır
1141 1145 1384 1452 1569 2063 2240 2853 3834 3327
Patates
23423 28833 26030 36718 32703 29535 31105 43116 50588 43086
Y.Mercimek
264
319
373
450
619
678
416 1190 1016 1124
K.Mercimek
126
102
152
178
287
217
304
400
405
450
Nohut
10530 12581 13075 12560 10951 12196 12994 17272 16833 17317
Fasulye
8950 8952 8427 10587 13577 13185 15780 24863 41541 35685
Yerfıstığı
143
123
125
91
75
90
130
117
120
102
Şekerpancarı 251090 329455 41814 399510 347188 350665 238570 317632 249109 236202
Ayçiçeği
1540 1380 1680 1705 1539 1260 1400 1355 1005 2364
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
98
TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli için önemli görülen tarla ürünleri
üretim miktarları yıllar itibariyle incelendiğinde buğday, arpa ve çavdar üretiminde artış
dikkati çekmektedir. Yulaf üretimi azalmıştır.
Tablo 81.
Yıllar İtibariyle TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen
Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton)
Tarla
Ürünü
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Buğday 2173014 1812418 2027118 2240155 1691254 2315390 1257757 1658439 1686696 1771829
1382192 1504472 1898668 1839992 1143998 1397250 746062 1109095 1020057 1131242
Arpa
35774
45546
36140
37017
33932
50538
29624
Çavdar
40314
37981
39590
2743
2306
2591
2756
2451
16332
14274
Mısır
14812
43556
79874
(Dane)
2629842 3000500 3546461 4168570 3477862 3586475 2991792 3747120 2761070 2990450
Şeker
Pancarı
66632
61114
54782
57955
42289
53559
32997
Yulaf
50366
47967
44596
5851
6321
9425
10211
10616
9140
8346
Ayçiçeği
10597
9364
14991
70104
77146
76072
67947
63532
50718
47942
Nohut
93631
68993
71223
31306
31728
28794
36388
38888
39420
46282
Fasülye
78708
74224
65366
(Kuru)
144830 134274 134668 166767 211265 156141 139949 155600 219796 177502
Patates
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Tabloda görüldüğü üzere TR52 Batı Anadolu alt bölgesinde tarla ürünleri üretim
miktarının yıllar itibarıyla üretim seyri görülmektedir. Alt bölgede özellikle mısır üretimi
yıllar itibarıyla artmıştır. Arpa üretimi azalırken buğday üretimi artmıştır.
Tablo 82.
Yıllar İtibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla
Ürünleri Üretim Miktarları (ton)
Tarla
Ürünü
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
3443911
3044027
3191071
3723822
2774824
3687133
2336932
Buğday
2849378 2795112 2807059
1977394 2304857 2741274 2841335 1835803 2229145 1297049 1851651 1666664 1790256
Arpa
50738
62668
42052
42932
38670
58521
36018
Çavdar
47870
44575
45762
2779
2355
2648
2827
2505
16459
14397
Mısır
15054
45211
82121
(Dane)
3004152 3528445 4134916 4789710 4051615 4156420 3508243 4356144 3237065 3436984
Şeker
Pancarı
80261
74874
65899
70263
53302
65315
43885
Yulaf
63809
61769
57292
13089
16741
17903
20233
23630
19642
Ayçiçeği 14430
87230
95191
92114
83815
73428
60692
55795
Nohut
28288
20869
30455
35250
35334
32150
40007
42322
43547
49297 106296
Fasülye
79927
81218
(Kuru)
178763 171103 180917 208497 254684 197465 179358
Patates
81318
77154
68320
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
99
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde buğday, mısır, şeker pancarı, ayçiçeği, fasülye ve
patates üretimi artarken arpa, çavdar, yulaf ve nohut üretimi azalmıştır. Bölge üretiminde
mısır üretimi yıllar itibarıyla dikkati çekecek oranda artmıştır.
4.5.2. Sebze Üretim Trendi
Tablo 83.
Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi
Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton)
Ürünler
1995 1996 1997 1998 1999 2000
Lahana(Beyaz)
3076
2865
2687
2683
2523
2572
Lahana(Kırmızı)
15
8
8
7
15
14
Marul
32959 33075 43121 43224 43767 43752
Ispanak
7970
6329
4863 4.959
4983
5345
Pırasa
746
700
748
747
755
770
Kabak(Sakız)
8843
9960
9989
9836
9220
9479
Hıyar
35618 34348 32644 36196 36505 34841
Patlıcan
1396
1401
1299
1272
1274
1370
Domates
151918 160977 156312 167116 180662 176732
Biber
5074
5192
6981
5837
5729
5901
Karpuz
126953 130600 119513 123047 98297 115813
Kavun
276945 324406 306746 263244 257979 302382
Fasulye (Taze)
11347 10433 10262 10276 10959 10603
Sarımsak(Taze)
3390
368
198
226
191
182
Soğan(Taze)
9557 10433 11138 10291 10530 10976
Havuç
109344 119564 120050 116119 116520 118601
Turp
4913
4276
4384
5074
5098
5495
Semizotu
128
53
0
0
0
0
Tere
129
104
4
8
8
8
Nane
6
9
10
7
10
11
Maydonoz
47
50
51
51
63
69
Barbunya Fasülye
188
135
133
144
139
142
Bamya
46
43
50
44
50
42
Balkabağı
2309
2263
2285
2189
2540
3106
Ankara İli İçin Önemli
2001
2002
2003
2004
2572
2464
2492 2368
15
15
45161
45019
45236 45503
5379
5308
5477 5195
635
665
662 607
9289
9508
9391 9345
33056
27530
28017 25707
1407
1227
1276 1333
60 47
158917 168272 182258 163485
5522
98127
5411
5538 5325
96287 101941 90048
231363 231371 190287 203000
9168
8743
113
95
10983
10785
8432 7952
106 107
10939 10778
114042 111292 110474 108931
5845
5843
5691 5742
0
0
1
0
7
10
11
11
10
7
7
7
59
59
76
82
112
108
106
87
35
37
50
37
3286
3260
3568
Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü
Tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli için önemli görülen sebzelerin üretim
trendleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü üzere Ankara ilinde sebze ürünleri çeşitliliği dikkati
çekmektedir. Üretim genellikle açıkta tarla sebzeciliği şeklinde yapılmaktadır. Öncelikli
üretim miktarına göre birinci sırada kavun üretim miktarı ikinci sırada domates üretimi
üçüncü sırada havuç üretimi dikkati çeker.
100
4044
Tablo 84. Yıllar İtibariyle TR521 Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton)
Sebzeler
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
Lahana
9321
8713
8336
8125
7633
7292
7673
6869
6327
6488
Marul
1756
1666
1556
1275
1326
1697
1984
1987
1041
1448
Ispanak
9360
5110
8338
7469
7838
7449
6370
6048
5856
6022
Pırasa
15102
14189
12830
12191
11867
11633
11137
9785
8770
9496
Kabak
14740
14367
12000
10228
9871
9933
8242
7261
8583
16297
Hıyar
39061
40098
32959
30023
33804
36157
22212
17475
17146
25727
Patlıcan
4089
3063
3012
2616
2632
2595
3027
3259
2300
3231
Domates
212261 227368 223997 190528 231897 223837 205469 174970 212801 337032
Biber
7065
7301
7537
10436
7171
6855
6951
5185
15346
7197
Karpuz
32253
44340
43895
54265
69484
59158
53011
42463
71882
73296
Kavun
61757
72326
70715
74123
92066
97541
93468
63022 73860,5
74684
Fasulye
(Taze)
14255
13120
15239
14806
14187 15039,5
12370
9580
8844
10970
Sarımsak
1324
1428
1470
1590
2078
275
261
238
1395
1111
Soğan
54473
90338
53067
50346
53612
3154
4307
2204 18476,3
14639
Havuç
25406
28102
23284
18706
15936
27222
27548
24226
29115 208211
Turp
1406
1414
1469
1479
1341
1264
2610
2764
2138
2230
2004
6959
1718
6133
9598
8742
22885
3808
240078
6170
42940
54976
9311
535
2296
229192
2285
Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü
Tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli için önemli görülen sebzelerin üretim trendleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü üzere Konya
ilinde sebze ürünleri çeşitliliği dikkati çekmektedir. Üretim genellikle açıkta tarla sebzeciliği şeklinde yapılmaktadır. Öncelikli üretim miktarına
göre birinci sırada domates üretim miktarı ikinci sırada havuç üretimi üçüncü sırada kavun üretimi dikkati çeker.
101
Tablo 85. Yıllar İtibariyle TR522 Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton)
Sebzeler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
Domates
22890
19070
24962
35862
25148
32524
27492
34490
45710
Karpuz
40015
38608
44570
36045
32825
38220
35895
41070
45595
Hıyar
2972
5022
8038
7182
9775
14215
14774
20070
22127
Biber (sivri+dolmalık)
2403
2137
3259
4516
4406
4746
2096
5581
8647
Patlıcan
3765
3490
2920
2495
3052
3016
3517
3790
4421
Fasulye (taze)
3552
3285
3795
4830
4121
4720
4140
5986
11052
Marul (göbekli+kıvırcık)
1867
2862
3462
4092
4467
5087
3857
5232
6208
Kırmızı turp
330
1140
1312
1520
1580
1970
2180
1210
1210
Kabak (sakız)
2158
2375
3112
2318
2558
3103
3358
4088
4646
Havuç
1360
1200
2266
1152
1035
1120
1175
2120
2090
Maydanoz
3351
3663
3850
4278
3163
4203
4498
5773
6478
Bamya
11
10
10
11
11
11
20
2004
57065
49450
25002
8478
4591
11060
7975
1510
6592
2345
6675
106
Kaynak:Tarım İl Müdürlüğü
Tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli için önemli görülen sebzelerin üretim trendleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü üzere
Karaman ilinde sebze ürünleri çeşitliliği dikkati çekmektedir. Üretim genellikle açıkta tarla sebzeciliği şeklinde yapılmaktadır. Öncelikli üretim
miktarına göre birinci sırada domates üretim miktarı ikinci sırada karpuz üretimi üçüncü sırada hıyar üretimi dikkati çeker.
102
Tablo 86. Yıllar İtibariyle TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton)
Sebzeler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Marul
3533
4418
4737
5418
6164
7071
5844
6273
Kabak
16525
14375
13340
12189
12491
11345
10619
12671
Hıyar
43070
37981
38061
40986
45932
36427
32249
37216
Patlıcan
6828
6502
5536
5127
5647
6043
6776
6090
Domates
250258
243067
215490
267759
248985
237993
202462
247291
Biber
9704
9674
13695
11687
11261
11697
7281
20927
Karpuz
84355
82503
98835
105529
91983
91231
78358
112952
Fasulye (Taze)
16672
18524
18601
19017 19160,5
17090
13720
14830
Havuç
29462
24484
20972
17088
28257
28668
25401
31235
2003
7656
20943
47854
7652
382742
15844
118891
22022
210301
2004
9693
15334
47887
8399
297143
14648
92390
20371
231537
Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü
TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi için önemli görülen sebzelerin üretim miktarları yukarıdaki tabloda yıllar bazında verilmiştir. Tabloya
göre alt bölge sebzeciliğinde üretim miktarı açısından birinci sırayı domates almaktadır. Havuç ikinci sırada yer alır. Bölge sebzeciliğinde
havucun ayrı bir yeri vardır.
103
Tablo 87. Yıllar İtibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton)
Sebzeler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
Marul
36492
37493
47858
48642
49931
50823
51005
51292
52892
Kabak
25368
24335
23329
22025
21711
20824
19908
22179
30334
Hıyar
78688
72329
70705
77182
82437
71268
65305
64746
75871
Patlıcan
8224
7903
6835
6399
6921
7413
8183
7317
8928
Domates
402176
404044
371802
434875
429647
414725
361379
415563
565000
Biber
14778
14866
20676
17524
16990
17598
12803
26338
21382
Karpuz
211308
213103
218348
228576
190280
207044
176485
209239
220832
Fasulye (Taze)
28019
28957
28863
29293 30119,5
27693
22888
23573
30454
Havuç
138806
144048
141022
133207
144777
147269
139443
142527
320775
2004
55196
24679
73594
9732
460628
19973
182438
28323
340468
Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü
Yıllar itibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi için önemli görülen sebzelerin üretim miktarları incelendiğinde üretim miktarı açısından
birinci sırayı domates almaktadır. İkinci sırada havuç, üçüncü sırada karpuz yer almaktadır.
4.5.3. Meyve Üretim Trendleri
Bölgenin yıllar itibarıyla önemli meyve ürünlerine ait üretim trendleri incelendiğinde meyveciliğin bölge tarımındaki yeri
değerlendirilebilir.
Aşağıdaki tabloda Ankara iline ait meyve üretim miktarları verilmiştir. Tablo incelendiğinde üretimi en fazla olan meyve elma olup bunu
sırasıyla armut, üzüm ve vişne takip etmektedir.
104
Tablo 88. Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton)
Yıllar
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
Elma
35173
33693
33047
31732
30885
34075
30402
30985
31702
Üzüm
20448
22116
19607
19076
20789
21760
18113
18447
18109
Vişne
18752 19511,4
21843
13084
15784
15825
15872
15649
15829
Kiraz
4511,7
5290
5137
5645
5705
5596
5567
5033
5103
Armut
26458,5
27272
24401
23529
23486
23515
21138
21467
20020
Erik (Tüm Çeşitler)
4477
4306
4277
4364
4372
4429
4021
3827
3884
Ceviz
1594
1710
1848
1894
1909
1959
2107
2101
2246
Kayısı (Zerdali Hariç)
9231
7095
7612
6927
7153
7495
7325
6934
6896
Şeftali
619
595
606
620
670
724
711
648
633
Çilek
10
11
14
11
12
21
18
19
20
Badem
527
617
576
599
561
557
557
625
583
Ayva
4415
5648
5199
5015
5245
5260
5282
5188
5166
Zerdali
2694
2435
2225
2278
2022
2137
2028
1896
1888
İğde
1079
1089
906
981
951
957
707
741
732
Dut
4513
5182
4556
4788
4878
6237
4770
4610
4768
Antep Fıstığı
164
130
47
44
51
75
31
31
31
Nar
154
154
78
65
47
30
23
15
15
2004
29955
17718
15499
5047
20710
3743
2016
6754
589
32
521
5113
1599
666
4349
14
15
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Aşağıdaki tabloda Konya iline ait meyve üretim miktarları yıllar bazında verilmiştir. Tabloya göre Konya İlinde üretimi en fazla olan
meyve elma olup bunu sırasıyla üzüm, vişne ve kiraz takip etmektedir. Konya İli meyvecilikte geç turfanda olarak yetiştirilen kiraz yüksek
değerde pazarlanma imkanı bulmaktadır.
105
Tablo 89. Yıllar İtibariyle TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton)
Seçilmiş Meyveler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Elma
95915
93009
86961
92020 104687
117045 85402
80590
95094
63274
Üzüm
184034 154660 159229
110261 111038
70658 74249
68832
54222
55528
Vişne
5708
10241
10394
11489
13232
9730 10638
9184
22073
19618
Kiraz
7803
9715
10639
9030
17273
11160 13718
11293
22290
15887
Armut
23745
23789
22915
22256
21600
16676 18141
12814
16985
10945
Erik (Tüm Çeşitler)
2893
5476
5246
5773
5528
6599
5655
4821
7268
5338
Ceviz
3272
2391
2539
2390
3195
2169
2162
2479
4004
4054
Kayısı (Zerdali Hariç)
1674
2307
6088
6344
2435
7011
5851
4986
6091
3800
Şeftali
1853
1627
1561
1811
1750
1936
2190
2136
4294
3613
Çilek
1695
1484
1332
1120
1616
1297
1792
1257
2256
1931
Badem
862
973
847
1064
1076
1245
1434
1409
1495
930
Ayva
747
697
678
607
762
711
677
651
633
690
Zerdali
756
1618
2123
2309
835
1507
1034
758
959
601
İğde
556
628
750
734
739
527
500
406
465
541
Dut
642
590
514
479
493
464
432
374
464
432
Antep Fıstığı
80
90
67
77
112
111
105
155
105
86
Muşmula (Dön.,Beşb.)
68
192
132
108
99
68
68
66
66
65
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Aşağıdaki tabloda Karaman iline ait meyve üretim miktarları yıllar bazında verilmiştir. Tabloya göre Karaman İlinde üretimi en fazla olan
meyve üzüm olup bunu sırasıyla elma, erik ve armut takip etmektedir. İlde elmacılık son yıllarda artma eğilimi göstermekte olup 2004 yılındaki
kış donlarından dolayı üretimde çok önemli düşüş gözlemlenmektedir.
106
Tablo 90. Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton)
Meyveler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Elma
316084
267617
309786
324018
361688
309827
339677
196618
478.814
84.828
Armut
5294
7840
7224
6056
7642
7291
9254
6389
13.115
5.422
Üzüm
153794
164367
156392
134643
151263
137750
103697
103530
192.507
211.736
Ayva
248
339
689
529
925
1071
631
687
1.157
795
Zeytin
4829
3934
4016
4049
5008
4119
3197
3197
5.286
3.892
Erik
2185
4693
5276
10386
8001
6099
6659
4396
8.020
7.574
166
509
620
1302
1230
1141
903
2613
1.711
494
Zerdali
363
349
505
782
1097
992
573
663
825
335
Dut
1358
1447
1697
2563
2796
2971
2850
2852
3.539
2.765
Şeftali
174
1844
2061
6982
5661
5545
4560
5820
9.690
1.925
Kayısı
4030
5065
5525
5846
6193
6056
6641
6439
8.107
3.365
Kiraz
505
501
429
530
489
493
602
611
821
1.091
İncir (Yaş)
1188
1571
1300
2384
1492
1148
1369
1720
1.394
975
Nar
762
603
1290
1601
2888
3449
2695
2742
2.993
1.879
Vişne
700
1499
1485
2656
2849
2382
1764
1923
1.954
1.509
Badem
49
449
100
278
1108
616
191
150
1.335
248
Antepfıstığı
1495
2671
3176
4978
6024
4783
4555
5040
7.119
4.818
Ceviz
329
330
383
483
376
411
34
417
619
333
İğde
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi için önemli görülen meyvelerin üretim miktarları aşağıdaki tabloda yıllar bazında verilmiştir.
107
Tablo 91. Yıllar İtibariyle TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton)
Seçilmiş Meyveler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Elma
411999
360626
396747
416038
466375
426872
425079
277208
573908
148102
Üzüm
337828
319027
315621
244904
262301
208408
177946
172362
246729
267264
Vişne
6470
10844
11684
13090
16120
13179
13333
11926
25066
21497
Kiraz
11833
14780
16164
14876
23466
17216
20359
17732
30397
19252
Armut
29039
31629
30139
28312
29242
23967
27395
19203
30100
16367
Erik (Tüm Çeşitler)
5078
10169
10522
16159
13529
12698
12314
9217
15288
12912
Ceviz
4767
5062
5715
7368
9219
6952
6717
7519
11123
8872
Kayısı (Zerdali Hariç)
1848
4151
8149
13326
8096
12556
10411
10806
15781
5725
Şeftali
3211
3074
3258
4374
4546
4907
5040
4988
7833
6378
Badem
1562
2472
2332
3720
3925
3627
3198
3332
3449
2439
Ayva
995
1036
1367
1136
1687
1782
1308
1338
1790
1485
Zerdali
922
2127
2743
3611
2065
2648
1937
3371
2670
1095
İğde
885
958
1133
1217
1115
938
534
823
1084
874
Dut
1005
939
1019
1261
1590
1456
1005
1037
1289
767
Antep Fıstığı
129
539
167
355
1220
727
296
305
1440
334
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
TR5 Batı Anadolu Bölgesi için önemli görülen meyvelerin üretim miktarları yıllar bazında aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tabloya göre
bölge meyveciliğinde üretim miktarı açısından en fazla olan meyve üzümdür. İkinci sırayı elma almaktadır.
108
Tablo 92. Yıllar İtibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton)
Seçilmiş Meyveler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
447172
394319
429794
447770
497260
460947
455481
308193
605610
178057
Elma
358276
341143
335228
263980
283090
230168
196059
190809
264838
284982
Üzüm
25222 30355,4
33527
26174
31904
29004
29205
27575
40895
36996
Vişne
16344,7
20070
21301
20521
29171
22812
25926
22765
35500
24299
Kiraz
55497,5
58901
54540
51841
52728
47482
48533
40670
50120
37077
Armut
9555
14475
14799
20523
17901
17127
16335
13044
19172
16655
Erik (Tüm Çeşitler)
6361
6772
7563
9262
11128
8911
8824
9620
13369
10888
Ceviz
11079
11246
15761
20253
15249
20051
17736
17740
22677
12479
Kayısı (Zerdali Hariç)
3830
3669
3864
4994
5216
5631
5751
5636
8466
6967
Şeftali
2089
3089
2908
4319
4486
4184
3755
3957
4032
2960
Badem
5410
6684
6566
6151
6932
7042
6590
6526
6956
6598
Ayva
3616
4562
4968
5889
4087
4785
3965
5267
4558
2694
Zerdali
1964
2047
2039
2198
2066
1895
1241
1564
1816
1540
İğde
5518
6121
5575
6049
6468
7693
5775
5647
6057
5116
Dut
293
669
214
399
1271
802
327
336
1471
348
Antep Fıstığı
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
109
4.5.4. Yem Bitkileri Üretim Trendleri
Aşağıdaki tablolarda bölgenin yem bitkileri üretimim miktarları görülmektedir. Bu
tablolar ışığında bölgenin yem bitkileri üretimi değerlendirilebilir.
Tablo 93. Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Yem Bitkileri Üretim
Miktarları (ton)
Yem Bitkileri Ekilişleri 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003
Mısır (hasıl+silaj)
300
600
2274 10093 23970 22265 36850 57628 118016
Fiğ (ot)
4040 4070 3242 8592 7504 10315 12437 13733 20384
Yonca (yeşil+kuru ot)
30625 61780 67737 71395 62782 60880 63322 70006 32535
Korunga (yeşil+kuru ot)
4001 4233 4120 4467 4316 4236 4060 3671 4808
2004
94851
19919
20313
4847
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Tabloda Ankara ilinde yem bitkileri üretimi yıllar itibarıyla görülmektedir. Silajlık
mısır üretiminin ilde artması yem bitkileri açığının kapatılmasında önemlidir. Fiğ üretimi ilde
özellikle kıraç tarım arazilerinde önemi korumaktadır.
Tablo 94. Yıllar İtibariyle TR521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Yem Bitkileri Üretim
Miktarları (ton)
Yem Bitkileri Ekilişleri 1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
14170 17600 35290 57485 62790 92150 121270 204173 169588 258464
Mısır (hasıl+silaj)
16172 14886
6370
9274 10455 13866 10479 11179 12095 16428
Fiğ (ot)
342347 255068 274148 299851 323958 336129 316560 338933 422349 448094
Yonca (yeşil+kuru ot)
3845
3012
3403
3767
4061
5090
3394
4097
4663
5266
Korunga (yeşil+kuru ot)
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Konya ili yem bitkileri üretimi incelendiğinde yıllar itibarıyla yem bitkileri üretiminde
artış dikkati çeker. Özellikle silajlık mısır ve yonca üretimindeki artış il hayvancılığı
açısından önemlidir.
Tablo 95. Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Karaman İli Yem Bitkileri Üretim
Miktarları (ton) (1995-2004)
Yem Bitkileri Ekilişleri 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003
Mısır (hasıl+silaj)
- 2750 1055 15600 42600 3240 623
Fiğ (yeşil+kuru ot)
3601 4450 5000 11815 10423 18475 14025 1.402
Yonca (yeşil+kuru ot)
71440 85579 89992 58558 59750 107155 41305 53868 4.989
Korunga(yeşil+kuruot)
1113 2079
152 3227
683
4050 4870 6461 871
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Karaman ili yem bitkileri üretimi yıllar itibarıyla incelendiğinde 1995 yılında tarım
istatistiklerinde yer almayan silajlık mısır ve fiğin yıllar itibarıyla arttığı görülür. Özellikle
silajlık mısır üretiminin artışı dikkati çeker.
110
2004
87430
15080
45730
5024
4.5.5. Hayvansal Üretim Trendleri
Bölge hayvancılığının yıllar itibarıyla seyrinin değerlendirilmesi açısından hayvansal üretim trendlerinin incelemesi konunun
anlaşılmasını sağlayacaktır.
Aşağıdaki tablolarda bölgenin hayvansal üretim trendleri verilmiştir.
Tablo 96. Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli Hayvan Sayıları
Hayvan Türü
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Koyun
842767
745055
785280
720357
687664
602324
528542
496439
522015
535621
Keçi
163054
195281
179174
158622
154634
99589
107188
115754
117463
122880
Kültür
44765
45058
39778
46708
47113
38900
34033
35648
35040
28960
K.Melezi
117251
101940
97222
89122
91018
84376
93383
84043
84566
86887
Sığır
Yerli
111896
116757
118040
109630
111918
112208
106720
103052
100990
103045
Toplam
273918
263755
255040
245460
250049
235484
234136
222743
220596
218892
Manda
5062
4434
4322
4148
1874
1776
1308
870
923
900
Tavuk – Etçi
2776200 2364500 4127820 6263500 7674500
9602700 3814250 4181200 2983586 4990000
Tavuk – Ymrt.
1158344
778800
905350
786300
120245
1229750 1265000 1202860 1538245 2037655
Hindi
70645
43700
56380
54900
63540
62050
58095
51904
52477
36735
Kanatlı
Ördek
24670
21300
18090
17690
120557
16275
10281
10163
11508
8445
Kaz
16845
10400
14990
14010
87940
31780
12956
11561
11784
9109
Toplam
4046704 3218700 5122630 7136400
914898 10942555 5160582 5457688 4597600 7081944
Arı Kovanı
41938
47461
47006
46801
49257
52541
56572
57530
56467
56802
İpek Böceği Kutusu
527
465
340
389
356
299
259
383
383
350
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Ankara İli hayvan sayıları yıllar itibarıyla incelendiğinde küçükbaş hayvan sayısının azaldığı görülür. İlin toplam sığır varlığı azalırken
ilde kültür ırkı sığırların varlığı artarken yerli ırkların sayısı azalmıştır. Kanatlı hayvan sayısı toplamında artış olmuştur. Hindi, ördek ve kaz
yetiştiriciliği kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde sayısı azalmıştır. Yumurtacı ve etçi tavukların sayısı ise artmıştır.
111
Tablo 97.
Hayvansal
Ürünler
(ton)
Süt
Kırmızı Et
Beyaz Et
Yumurta
Bal
Balmumu
İpek Kozası
Yapağı
Tiftik
Kıl
Deri (adet)
Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli Hayvansal
Ürün Üretim Miktarları
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
241170 223305 209089 206862 208745 10902 162307 128175 203503 184787
24825 18960 27664 25413 22386 25017 14593 13498 11354 17529
15586 10410 68466 25318 37533 24964 21183 20952 11255 16180
13246
8118 10244
8711 15744 16098 12931 15236 20756 29898
424
517
464
504
419
603
216
716
628
676
49
46
40
30
30
27
24
23
19
18
16
13
10
11
11
9
5
9
13
10
1330
1216
1226
1127
1083
998
934
826
1158
1161
210
259
238
197
198
113
127
124
128
123
10
7
6
8
6
6
7
10
9
13
386360 263410 435782 459520 382065 339736 314913 285914 166080 208754
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara ili hayvansal ürün üretim miktarları
incelendiğinde süt, kırmızı et, beyaz et, balmumu, ipek kozası, yapağı, tiftik, kıl ve deri
üretimi azalırken yumurta ve bal üretimi artmıştır.
112
Tablo 98. Yıllar İtibariyle TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli Hayvan Sayıları
Hayvan Türü
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Koyun
1849808 1838508 1825035
1834890
1743557
1614778 1517661 1370830
1322855
1332073
Keçi
324618
320368
304864
283866
269670
244388
216033
165541
148715
138888
Kültür
88526
97305
98044
110448
101340
110610
117687
119920
119692
132598
KMelezi
173734
175877
173303
165258
161099
198949
196819
150063
153329
159369
Yerli
104683
100891
103181
96717
88034
81294
69838
46349
47770
49603
Sığır
Toplam
366943
374073
374528
372423
350473
390853
384344
316332
320791
341570
Manda
1525
1596
795
802
721
687
533
732
659
579
Tavuk – Etçi
3451600 4877400 4850400
4334900
5779250
5521100 1254488 1256650
5759647
5248800
Tavuk–Ymrt.
3748950 3838220 4453100
9125050
9526415
9208300 4139814 5069607
5933143
6307975
Hindi
152564
161960
136250
118200
121250
97703
81686
87660
83725
78566
Ördek
36510
38855
33900
34300
29400
20187
18087
17945
15690
14568
Kaz
62000
61400
59800
57025
52500
39780
33142
32805
31140
30269
Kanatlı Toplam
7451624 8977835 9533450 13669475 15508815 14887070 5527217 6464667 11823345 11680178
Arı Kovanı
89073
89922
72883
78592
79718
86522
76264
69559
75004
69898
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Konya ilinde hayvan sayıları incelendiğinde küçükbaş hayvan sayısında azalma dikkati çeker. Kültür ırkı sığırların sayısı artarken yerli
ırkların yetiştiriciliği azalmıştır. Kanatlı yetiştiriciliğinde artışın olması ilin hayvansal üretiminde payını artırmıştır. Arı kovanı sayısı yıllar
itibarıyla ilde azalmıştır.
113
Tablo 99.
Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli Hayvansal
Ürün Üretim Miktarları
Hayvansal
Ürünler(ton) 1995
1996
1997
Süt
753592 787113 794222
Kırmızı Et
16710 16332 18535
Beyaz Et
5424
7291
6973
Yumurta
47197 51298 66122
Bal
1395
1559
1061
Balmumu
72
75
44
Yapağı
2805
1887
2766
Kıl
176
173
177
Tiftik
88
96
52
Deri (adet)
221344 237108 310176
1998
801112
17550
6408
142214
1403
61
2672
165
47
378994
1999
772067
19241
7513
143946
1317
58
2649
166
32
327984
2000
2001
2002
2003
2004
792445 777181 564050 493997 436196
32305 29969 29896 32629 37675
10879
1881
1885
8900
7873
136775 56277 71675 85103 92854
1391
798
1066
1174
1038
57
25
46
44
48
2438
1851
1677
1617
2223
151
134
103
92
65
28
25
18
17
11
379807 333431 303866 311828 435838
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Konya İlinde yıllar itibarıyla hayvansal üretim miktarı görülmektedir. Süt üretim
miktarı azalırken kırmızı et, beyaz et, yumurta ve deri üretimi artarken bal, balmumu, yapağı
ve tiftik üretimi azalmıştır.
114
Tablo 100. Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli Hayvan Sayıları
Hayvan Türü
1995
1996
1997
1998
1999
2000
Koyun
536285 531590
462728
407629
381354
358848
Keçi
176405 176076
163448
131421
112490
102181
Kültür
6024
5640
4964
5285
6133
7086
KMelezi
13405
13748
12164
9799
10394
8301
Sığır
Yerli
11473
10428
8304
5094
3851
3546
Toplam
30902
29816
25432
20178
20368
18933
485404
Tavuk – Etçi
18700
98000
88000
88000
Tavuk – Ymrt
702070
987783 1648840 1990475 2293100
Hindi
154835
81895
89195
117410
195330
109120
Kanatlı
Ördek
6550
7600
6500
11930
Kaz
14920
22852
17152
25140
Toplam
640239 702070 1117148 1894702 2297457 2527290
Arı Kovanı
35213
37740
37732
38884
36377
39632
2001
345948
96204
7535
8339
2810
18684
1685000
2392328
108906
13032
25910
4225176
36138
2002
361511
102052
6117
8198
1350
15665
673500
3441914
104914
14400
29895
4264623
37128
2003
357318
94603
6330
8154
1330
15814
578110
4004380
103042
17740
20112
4723384
37024
2004
369444
79903
9940
10380
1284
21604
69110
3011470
106003
17813
17820
3222216
37901
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Karaman ilinde küçükbaş hayvan sayısında yıllar itibarıyla azalmıştır. Sığırcılıkta kültür ırkı sığırların sayısı istenen yönde artarken yerli
ırkların sayısı azalmıştır. Yumurtacı tavuk sayısı artarken etçi piliç sayısında azalmıştır. Genel itibarıyla kanatlı sayısı artmıştır. İlde arı kovanı
sayısı artmıştır.
115
Tablo 101.
Hayvansal
Ürünler (ton)
Süt
Kırmızı Et
Beyaz Et
Yumurta
Bal
Balmumu
Yapağı
Kıl
Deri (adet)
Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli Hayvansal
Ürün Üretim Miktarları
1995
1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002
2003 2004
34410 33930 30556 28544 28798 55554 56065 42663 47608 35653
1985 1080 1216 2847 2567 2395 2275
4471 2597 1228
42
412 1178 1921 1343 5205
929
850
804
12109 8461 15270 24557 30477 35583 44316 64254 74751 23252
635
704
663
610
441
858
887
652
562
566
37
83
108
68
101
155
89
58
58
61
1075
928
599
768
712
692
715
708
730
29
70
69
83
44
83
300
45
42
22
26082 80283 80818 61905 57922 100621 50505 33544
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Karaman İlinde hayvansal üretiminin yıllar itibarıyla seyri görülmektedir. İlde süt
üretimi üretim miktarı itibarıyla birinci sıradadır. Kırmızı et üretimi ilde yıllar itibarıyla
azalmıştır. İlde yumurta üretimi artmıştır.
116
Tablo 102. Yıllar İtibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvan Sayıları
Hayvan Türü
1995
1996
1997
1998
Koyun
3228860 3115153 3073043 2962876
Keçi
664077
691725
647486
573909
Kültür
139315
148003
142786
162441
K.Melezi
304390
291565
282689
264179
Sığır
Yerli
228052
228076
229525
211441
Toplam
671763
667644
655000
638061
Manda
6587
6030
5117
4950
Tavuk – Etçi
6713204 7241900 8996920 11578400
Tavuk – Ymrt.
4907294 5319090 6346233 11560190
Hindi
378034
287555
281825
290510
Kanatlı
Ördek
61180
60155
58540
59590
Kaz
78845
71800
89710
93887
Toplam
12138567 12898605 15773228 22700577
Arı Kovanı
166224
175123
157621
164277
İpek Böceği Kutusu
527
465
340
389
1999
2812575
536794
154586
262511
203803
620890
2595
13541750
11637135
380120
156457
157592
18721170
165352
356
2000
2001
2002
2003
2004
2575950 2392151 2228780 2202188 2237138
446158
419425
383347
360781
341671
156596
159255
161685
161062
171498
291626
298541
242304
246049
256636
197048
179368
150751
150090
153932
645270
637164
554740
557201
582066
2463
1841
1602
1582
1479
15211800 6753738 6111350 9321343 10307910
12731150 7797142 9714381 11475768 11357100
268873
248687
244478
239244
221304
48392
41400
42508
44938
40826
96700
72008
74261
63036
57198
28356915 14912975 16186978 21144329 21984338
178695
168974
164217
168495
164601
299
259
383
383
350
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Tablodan görüldüğü üzere bölge küçükbaş hayvan sayısında belirgin bir azalma vardır. Büyükbaş sığırlarda kültür ırklarının arttığı
görülür. Kanatlı hayvan sayısıda bölgede artmıştır. Arı ve ipek böceği üretimi amaçlı yetiştiricilikte arı kovanı ve ipek böceği kutusunda
kutusunda azalma olmuştur.
117
Tablo 103. Yıllar İtibariyle TR 5 Bölgesi Hayvansal Ürünler (ton)
Hayvansal
Ürünler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
(ton)
Süt
1029172 1044348 1033867 1036518 1009610 858901 995553 734888 745108 656636
Kırmızı Et
43520
36372
47415
45810
44194 59717 46837 47865 46580 56432
Beyaz Et
21052
18113
76617
33647
46389 41048 23993 23687 20959 24053
Yumurta
72552
67877
91636 175482 190167 188456 113524 151165 180610 146004
Bal
2454
2780
2188
2517
2177
2852
1901
2434
2364
2280
Balmumu
158
204
192
159
189
239
138
127
121
127
İpek Kozası
16
13
10
11
11
9
5
9
13
10
Yapağı
5210
3103
4920
4398
4500
4148
3477
3218
3483
4114
Tiftik
386
432
415
362
364
264
261
227
220
145
Kıl
127
173
127
138
82
117
332
73
68
100
Deri (adet)
607704 500518 772040 918797 790867 781448 706266 690401 528413 678136
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Tablodan görüldüğü üzere TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yıllar itibarıyla hayvansal
ürünler üretimi verilmiştir. Süt, bal, balmumu, ipek kozası, tiftik ve kıl üretimi azalırken
kırmızı et, beyaz et, yumurta ve deri üretimi artmıştır. Bölge ekonomisinde hayvansal
ürünlerin önemi büyüktür. Süt, kırmızı et, beyaz et ve yumurta üretimi başlıca hayvansal gelir
kaynağıdır.
118
4.6. Tarım Ürünleri Üretim Değerleri
4.6.1. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bitkisel Üretim Değerleri
Bölge tarım ekonomisinde tarla bitkileri üretim değerleri incelendiğinde tarla bitkileri üretim
değeri %47,58’lik payla yüksek bir orana sahiptir. Tarla bitkileri üretim değeri içerisinde tahıllar
%29,92’lik payla birinciendüstri bitkileri %7,08’lik payla ikinci ve yumrulu bitkileri %4,96’lık payla
üçüncü sırayı alır.
Tablo 104. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarla Bitkileri Üretim Değerleri (2004)
Tarla Bitkileri
Ekiliş Alanı Üretim
Üretim Değeri
(Ha)
(Ton)
(YTL)
Toplam
Tahıllar
Buğday
Arpa
Çavdar
Yulaf
Mısır (Dane)
Endüstri Bitkileri
Şeker pancarı
Yağlı Tohumlular
Ayçiçeği
Baklagiller
Nohut
Fasulye
Mercimek(Yeşil)
Fiğ (dane)
Yumrulu Bitkiler
Soğan
Sarımsak
Patates
Yem Bitkileri
Mısır(Hasıl-Silaj)
Fiğ
Hayvan Pancarı
2.444.791
2.141.555
1.329.661
738.256
26.196
34.524
12.918
70.362
70.362
32.480
32.480
142.895
77.660
27330
13.097
24.808
19.773
10.520
981
8.272
37.726
12 918
24 808
285
9.160.565
4.782.490
2.807.059
1 790 256
45 762
57 292
82 121
3.436.984
3.436.984
30.455
30.455
184.651
81 218
68 320
10 995
24 118
606.065
399.542
7.952
198.571
119.920
82 121
24 118
13681
2.493.635.089
1.568.066.340
982.470.650,00
519.174.240
12.355.740
15.468.840
38.596.870
371.194.272
371.194.272
32.647.760
32.647.760
216.983.821
82.355.052
108.013.920
13.550.145
13.064.704
260.127.409
162.589.986
19.499.020
78.038.403
44.615.487
29.059.932
13.064.704
2490851
Üretim
Değeri(%)
47,58
29,92
18,75
9,91
0,24
0,30
0,74
7,08
7,08
0,62
0,62
4,14
1,57
2,06
0,26
0,25
4,96
3,10
0,37
1,49
0,85
0,55
0,25
0,05
Kaynak: TÜİK
4.6.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Değerleri (2004)
Bölgenin sebze üretim değerleri incelendiğinde meyvesi yenen sebzelerin payı %9,57,
soğansı kök ve yumruların payı %3,82 ve yaprağı yenen sebzelerin payı ise %1,82’dir. Sebze üretim
değerlerinin bölge tarım ekonomisinde %15,75’lik paya sahip olduğu görülür.
119
Tablo 105. TR5 Batı Anadolu Sebze Üretim Değerleri (2004)
Ekiliş Alanı Üretim
Sebzeler
(Ha)
(Ton)
Toplam
72009
1591995
Yaprağı Yenen Sebzeler
8105
136638
Lahana
1137
29262
Marul
2625
55196
Ispanak
2707
23066
Pırasa
1143
21440
Maydanoz
457
7521
Diğer(Roka-Nane vb.)
36
153
Baklagil Sebzeleri
3645
28323
Fasulye
3645
28323
Meyvesi Yenen Sebzeler
51698
1053927
Bamya
83
341
Kavun
24690
269996
Karpuz
7134
182438
Kabak(sakız)
1808
24679
Kabak(Bal)
555
11448
Acur
54
1098
Hıyar
3291
73594
Patlıcan
1106
9732
Domates
10507
460628
Biber
2470
19973
Soğansı ,Yumru ve Kök Sebzeler
8561
373107
Sarımsak
72
908
Soğan
1497
21676
Turp
464
10055
Havuç
6528
340468
Diğer Sebzeler
2668
2312
Üretim Değeri Üretim
(YTL
Değeri(%)
825487341
95455668
14806572
40734648
17253368
15608320
6926841
125919
28323000
28323000
501308283
770660
121768196
63488424
11130229
6765768
647820
44745152
6354996
231695884
13941154
200400390
1043292
16863928
5449810
177043360
2207960
15,75
1,82
0,28
0,78
0,33
0,30
0,13
0,00
0,54
0,54
9,57
0,01
2,32
1,21
0,21
0,13
0,01
0,85
0,12
4,42
0,27
3,82
0,02
0,32
0,10
3,38
0,04
Kaynak: TÜİK
4.6.3. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Değerleri (2004)
Bölgenin meyve üretim değerleri incelendiğinde üzümsü meyvelerin %4,91’lik payla birinci
sırada yumuşak çekirdekjli meyvelerin %3,13’lük payla ikinci sırada ve taş çekirdeklilerin %2,47’lik
payla üçüncü sırada yer aldığı görülür. Bölge tarım ekonomisinde Meyve üretiminin payı
%11,61’dir.
120
Tablo 106. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Değerleri (2004)
Meyveler
Meyve
Üretim
Üretim Değeri Üretim Değeri
Veren Ağaç (Ton)
(YTL)
(%)
( Adet )
Toplam
14.183.092
627.656
608.687.305
11,61
Yumuşak Çekirdekliler
9.809.999
221.732
163.973.477
3,13
Armut
1.287.826
37.077
37.596.078
0,72
Ayva
176.952
6.598
6.188.924
0,12
Elma
8.345.221
178.057
120.188.475
2,29
Taş Çekirdekliler
3.520.224
101.630
129.203.570
2,47
Erik
493.600
16.655
14.439.885
0,28
İğde
83.905
1.540
2.200.660
0,04
Kayısı
503.593
12.479
12.429.084
0,24
Zerdali
128.270
2.694
2.297.982
0,04
Kiraz
847.942
24.299
40.093.350
0,77
Vişne
1.178.783
36.996
49.500.648
0,94
Şeftali
284.131
6.967
8.241.961
0,16
Üzümsü Meyveler
182.785
290.098
257.379.258
4,91
Dut
139.934
5.116
5.740.152
0,11
Üzüm (ha.)
42.851
284.982
251.639.106
4,80
Sert Kabuklular
670.084
14.196
58.131.000
1,11
Badem
294.621
2.960
8.507.040
0,16
Ceviz
253.713
10.888
47.460.792
0,91
Antep Fıstığı
121.750
348
2.163.168
0,04
Kaynak: TÜİK
4.6.4. TR 5 Batı Anadolu Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri
Hayvansal ürünleri üretim değeri incelendiğinde kırmızı etin %9,01’lik payla birinci sırada
süt %7,86’lık oranla ikinci sırada ve beyaz et %6,32’lik payla üçüncüsıradadır. Bölge tarım
ekonomisinde hayvansal üretiminin payı %25,05’dir.
Tablo 107.TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri (2004)
Hayvansal Ürünler
Üretim
Üretim Değeri
Üretim Değeri
(Ton)
(YTL)
(%)
Toplam
1.568.027
1.312.880.999
25,05
Süt
656636
411.710.772
7,86
Kırmızı Et
56432
471.940.816
9,01
Deri (Adet)
678136
10.172.040
0,19
Yapağı
4114
7.495.708
0,14
Tiftik
145
411.800
0,01
Kıl
100
119.900
0,00
Beyaz Et
24053
55.081.370
1,05
Yumurta
146004
330.991.068
6,32
Bal
2280
23.987.880
0,46
Bal Mumu
127
969.645
0,02
Kaynak: TÜİK
121
Bölgenin tarımsal üretim değerleri sıralaması incelendiğinde buğdayın %18,75’lik payla
birinci sırada yer aldığı görülür. Bu durum bölge tarım ekonomisinde buğdayın önemine işaret eder.
İkinci sırayı %9,91’lik payla arpa almaktadır. Sıralamanın bu şekilde olması bölge tarımının ağırlıklı
olarak kuru tarıma dayandığı anlamıyla da yorumlanabilir. Üçüncü sırayı %9,01’lik oranla kırmızı et
üretimi almaktadır.
Tablo 108. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımsal Üretim Değerleri Sıralaması
Sıra
Ürün
Buğday
1
Arpa
2
Kırmızı et
3
Süt
4
Şekerpancarı
5
Yumurta
6
Üzüm
7
Domates
8
Havuç
9
Soğan(Kuru)
10
Kavun
11
Elma
12
Elma
13
Fasulye(Kuru
14
Nohut
15
Karpuz
16
Patates
17
Beyaz et
18
Vişne
19
Ceviz
20
Hıyar
21
Armut
22
%
18,75
9,91
9,01
7,86
7,08
6,32
4,80
4,42
3,38
3,10
2,32
2,29
2,29
2,06
1,57
1,21
1,19
1,05
0,94
0,91
0,85
0,72
4.7. Tarım Ürünleri Üretim Tüketim Analizi Ve Pazarlaması
Dünyada çeşitli ülkelerde adları farklı olmakla beraber hukuki statüleri, yönetim şekilleri,
fonksiyonları ve yetkileri büyük ölçüde benzerlik gösteren tarım ürünleri iç ve dış pazarlama
organizasyonları bulunmaktadır. Ülkede güçlü bir tarım ürünleri pazarlama yapısı oluşturmak amacı
doğrultusunda kurulan bu organizasyonların ana görevleri üreticinin ekonomik durumunu
geliştirmek ve bunu gerçekleştirmek için organizasyona tabi tüm ürünleri dünya çapında
pazarlayarak üreticilerin dışsatım gelirlerini artırmaktır.
Türkiye, sahip olduğu ekolojik zenginlik, pek çok üründe verim ve üretim potansiyeline sahip
bulunmaktadır. Mevcut potansiyelin daha iyi değerlendirilmesiyle artacak tarımsal üretim artışının
yanı sıra, tarım ürünlerinin iyi bir pazarlama organizasyonuyla iç ve dış pazarlarda etkin bir şekilde
pazarlanması büyük önem arz etmektedir. Böylece ürün kayıplarının azalması, bölgeler arası arztalep dengesinin kurulması, üretici gelirlerinin artması ve ihracat gelirlerinin yükselmesi olanaklı
olacak ve tarımın ulusal ekonomiye katkısı artırılabilecektir.
Türkiye'de tarımsal ürünlerin pazarlanmasında doğrudan ve dolaylı olarak çok fazla sayıda
kişi, kurum ve kuruluş faaliyette bulunmaktadır. Bunlar arasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, İGEME, Ticaret ve Sanayi Odaları ve Borsalar Birliği, Ziraat Odaları,
122
Türkiye Şeker Fabrikalar A.Ş., Ticaret Borsaları, semt pazarları, toptancı ve perakendeci meyve ve
sebze halleri, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri, Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ile Su
Ürünleri Kooperatifleri, TMO, Çaykur, Tekel ve özel girişimciler sayılabilir. Bu yapı içinde görev ve
yetkiler, aralarında yeterli işbirliği ve eşgüdüm bulunmayan çok sayıda kurum ve kuruluşa
dağıtılmakta ve pazarlamacıların sayısal çokluğu ve dağınık yapıları, pazarlama organizasyonunun
etkinliğini azaltmaktadır.
Ürünler, pazarlama kanalları içerisinde çeşitli aşamalarda ve pazarlarda farklı işlemler
görmektedir. Geleneksel pazarlama sisteminde bu aşamalar ya da pazarlar üretici, toptancı ve
perakendeci şeklinde üç temel grupta toplanabilir.
Pazarlama kanalları, herhangi bir ürünün pazarında yer alan üretici ve aracıların yanı sıra
genel ekonomik yapı açısından da oldukça önemlidir. Tarım kesiminde faaliyet gösteren üreticiler
genellikle pazarlama imkanları kısıtlı olan küçük işletmelerdir. Pazarlama kanallarının eksikliği
sayesinde bu kısıtlı imkanlar ortadan kalkabilmekte, üreticiler yerel pazarlar dışındaki pazarlara ve
pazar bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmektedir.
Bugünkü global ekonomi koşullarında aracılar gerek yurtiçi gerekse yurtdışı piyasalarında
faaliyet gösterebilirler. Dolayısıyla pazarlama kanalları da sadece yurtiçi piyasalardaki değil, aynı
zamanda uluslararası piyasadaki tüketici ya da alıcılara da ürün sağlayabilecek şekilde
yapılandırılabilmelidir. Böylece herhangi bir ürünün pazar alanı genişletilerek pazarlama imkanları
da arttırılabilir.
4.7.1. Tarla Bitkileri Sektöründe Pazarlama
Türkiye’de üretim alanı açısından büyük bir yer tutan tarla ürünleri üretiminin pazarlanması
endüstri bitkileri, meyve ve sebze pazarlamasına göre farklılıklar göstermektedir. Tahıllar pazara 3
ayrı yolla ulaşmaktadır. Bunların pazarlanması Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Tüccarlar ve özel
sektör kuruluşları tarafından gerçekleşmektedir.
TMO vasıtasıyla yapılan alımlar ile özellikle buğday fiyatının alım fiyatının altına düşmesi
önlenerek belli bir fiyat garantisi sağlanması amaçlanmaktadır. Bununla birlikte tarla ürünleri
içerisinde baklagiller, tahıllardan sonra en önemli yeri tutmaktadır. Baklagiller genellikle üreticiler
tarafından doğrudan tüketici veya toptancıya satılmaktadır.
TMO dışında ve borsaların dışında, tahıl ürünleri pazarlaması ülkemizde çoğunlukla tüccarlar
vasıtasıyla yapılmaktadır.
Bölge Master Planı çalışması kapsamında, bölgede üretim, iç ve dış ticaret bakımından bazı
ürünlerin arz talep dengeleri ile yıllar itibarıyla göstermiş oldukları gelişmelerin yanı sıra pazarlama
kanalları detaylı olarak ele alınmıştır.
4.7.1.1. Tahıl ve Yemeklik Dane Baklagil Üretimi
Türkiye, toplam tahıl ve baklagil üretimi ve tüketimi bakımından dünyanın önde gelen
ülkelerindendir. Yurdumuzda tahıllar ve baklagillere uygun ekolojiler varsa da; özellikle yağışa bağlı
serin iklim tahılları (buğday, arpa, çavdar, yulaf) üretimi, yıldan yıla dalgalanmalar gösterir. Su isteği
yüksek olan sıcak iklim tahıllarının (mısır, çeltik, koca darı)sulanan alanlarda ekilişleri çeşitli
nedenle, yeterli değildir. Yemeklik dane baklagillerde de verim ve üretim yıldan yıla çok değişir.
Verimin düşüklüğünde baş etmen su yetersizliği olduğundan; öteki girdiler yanında, özellikle suyun
kullanım ve ekonomisi yaşamsal önem taşımaktadır. Hızlı nüfus artışıyla nüfus başına tüketim
yüksekliği karşısında; verim ve üretim yükseltilerek, maliyeti düşürmek gerekmektedir.
123
Tarımımızda ekiliş ve üretim bakımından en geniş payı alan tahıllar ve baklagillerdeki verim
düşüklüğünün nedenleri arasında; ekolojik koşulların ve tarımsal yapısal sorunlarımız yatmaktadır.
Ancak, ülkemizin geniş üretim potansiyeline karşın; önceleri dışsatım yaptığı buğday, mısır, pirinç
ve dane baklagillerde bugün dışalımcı konuma geçişinin temel nedeni; tarımımızın hedefli üretim
plan ve program uygulamalarından yoksun oluşudur. İleriki yıllarda artacak olan nüfusun beslenme
ve yaşam düzeyini yükseltmek için, tarımımızdaki yapısal sorunların çözümüyle, etkili üretim plan
program uygulamalarına geçilmelidir. Bugünkü tarımsal yapısıyla AB üyeliğimiz; tarımda AB’nin
açık pazarı olmamız riski taşımaktadır.
Artan nüfusun temel besini, hayvancılık için gerekli yem ve tarıma dayalı sanayinin
hammadde gereksiniminin karşılanması, pazar bağlantılarının güvenle yapılabilmesi; doğru ve tutarlı
üretim tüketim projeksiyon ve planlarının zamanında hazırlanma ve uygulanmasıyla alakalıdır.
4.7.1.1.1. Dünya ve Türkiye’de Buğday Ekiliş, Üretim ve Verimi
Buğdayın dünya ve Türkiye’de ekiliş, üretim ve verim değerleri aşağıdaki çizelgede yer
almıştır. Çizelgede görüldüğü gibi, dünya ve ülkemizde buğday ekim alanlarında artış olmamışken;
dünyanın üretim artışı, ülkemiz üretiminden daha belirgin olmuştur. Ülkemiz çeşit sayısındaki
yüksekliğe karşın; buğday verim ve üretiminde belirgin artışlar sağlanamamaktadır. Ekim alanlarının
tarla alanları üst sınırına ulaşması ve üretimin kurak koşullarda yapılması; verimi ve dolayısıyla
üretimi düşürmektedir. Dünya buğday verimi 2450 -2910 kg/ha, Türkiye buğday verimi ise 17872258 kg/ha arasında değişmiştir.
Normal yıllarda ülkemiz, buğday üretiminde kendine yeterli ise de; özellikle hava
koşullarının elverişsiz olduğu yıllarda üretimde düşüşler olurken, bazı yıllar hastalıklar (özellikle sarı
pas), süne ve kımıl zararları buğdayın kalitesini büyük oranda düşürdüğünden, kaliteli ürün
gereksinimi dışalımla karşılanmaktadır. Dışalımın artmasındaki bir başka önemli etken de dışalım
fiyatlarının göreceli düşüklüğüdür. Kaliteli ürün elde edilmesi için ise; ülkemizin belli yörelerinde
nitelikli tohumluk, geliştirilmiş yetiştirme teknikleri ve yeterli girdi ve yöntemle desteklenmiş paket
programlar uygulanmalıdır.
Ayrıca, yağışları yetersiz olan, geniş alanlarda çoğunlukla kuru tarım uygulanan iç
bölgelerimizde buğdayın yerini alabilecek kışlık ürün hemen hemen yoktur. Özellikle yağış azlığı,
bu yörelerde buğday-nadas uygulamasını yaygınlaştırmıştır. Çoklu ürün tarımı yapılan yörelerde
buğday veriminin yüksek olması, işçiliğin öteki ürünlere göre daha az ve en önemlisi de pazarlama
güvencesinin olması gibi nedenler, üreticileri buğday yetiştirmeye yöneltmektedir.
124
Tablo 109. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Buğday Ekiliş,Üretim,Verimi
Dünya
Türkiye
Yıllar Ekiliş
Üretim
Verim
Ekiliş
Üretim
Verim
(bin ha)
(bin ton)
(kg/ ha)
(bin ha)
(bin ton)
(kg/ ha)
215131
527071
2450
9800
17514
1787
1994
216371
542664
2508
9400
18015
1916
1995
226857
585374
2580
9350
18515
1980
1996
226262
613381
2710
9340
18663
1998
1997
220110
593551
2696
9400
21011
2235
1998
213341
587662
2754
9380
18008
1919
1999
215474
586060
2719
9400
21008
2235
2000
214583
589766
2748
9350
19007
2032
2001
213830
574705
2687
9400
19508
2075
2002
207812
561064
2700
9100
19008
2088
2003
217353
632430
2910
9300
21000
2258
2004
219562
630557
2872
9300
21000
2258
2005
Kaynak: FAO
4.7.1.1.1.1. Türkiye’nin Yıllık Buğday Gereksinimi
Buğday, ülkemizde ve dünyada üretim ve tüketimi en yaygın olan tahıl cinsidir. Çeşitli
yayınlarda, ülkemizde nüfus başına yıllık buğday tüketim verileri farklı olmakla birlikte; bildirilen
değerler genellikle 200 kg/yıl dolayındadır. Nüfusun beslenmesi için gerekli buğday miktarı kişi
başına yılda 175, 200, 225 kg. düzeylerindeki üç seçenek üzerinden hesaplanarak, aşağıdaki tabloda
verilmiştir.Tablonun hazırlanmasında, buğday ekim alanlarıyla, gerekli tohumluk miktarının
değişmeyeceği varsayılarak, bunlara stok artışı ve ürün kayıpları için yıllık üretimin % 3’ü
eklenerek, ülkemizin yıllara göre buğday gereksinimi tahmin edilmeye çalışılmıştır.
Tablo 110.
Türkiye’de Kişi Başına Yıllık 175, 200 225 Kg. Tüketim Düzeylerine Göre
Beslenme, Tohumluk Ve Stoklar İçin Yılda Gerekli Buğday(Milyon Ton)
Miktarı
Yıllar Nüfus
Kişi Başına Tüketim Tohumluk
Genel Toplam
(milyon) Miktarına Göre
(20kg/da)
Beslenme İçin
Gereken
175
200
225
175kg.’a
200kg.’a göre
225kg.’a
kg.
kg.
kg.
göre
göre
2000 68.28
11.49 13.65 15.36
1.86
13.75
15.97
17.73
2005 73.51
12.86 14.70 16.53
1.86
15.16
17.05
18.94
2010 79.19
13.85 15.83 17.81
1.86
16.12
18.22
20.26
2015 85.31
14.92 17.06 19.19
1.86
17.28
19.48
20.68
2020 91.86
16.07 18.37 20.66
1.86
18.46
20.83
23.19
Kaynak: TÜİK
Tablo’da görüldüğü gibi, artan nüfusun beslenebilmesi için, kişi başına değişik tüketim
düzeylerine göre 2010 yılında 16.12 – 20.26 milyon ton, 2015 yılında 17.28 – 20.68 milyon ton ve
2020 yılında 18.46 – 23.19 milyon ton buğdaya gereksinim olacağı hesaplanmaktadır. Türkiye’nin
buğday üretimiyle kendi nüfusunu doyurduktan sonra, kararlı bir buğday dışsatımcısı olabilmesi için,
yılda üretmesi gereken buğday miktarlarının, belirtilen bu düzeylerin çok üstünde olması
gerekmektedir.
125
4.7.1.1.1.2. Türkiye’nin Buğday Dış Satımı ve Dış Alımı
Buğday dış ticaretindeki bağlantı ve sözleşmeler, nedeniyle ülke, aynı yılda hem buğday dış
satımı, hem de dış alımı yapabilir.Bununla birlikte, birkaç yıllık dönemler sonunda dışalım-dışsatım
arasındaki farktan oluşan net dış ticaret miktar ya da değeri, ülkenin dış ticarette asıl konumunu
belirler.Ülkenin buğday dış ticaret dengesi; üretimde kendine yeterlilik yada dışa bağımlılığın
göstergesidir.Türkiye buğday dışsatım, dışalımları ile aradaki farkları ve bunların parasal değerleri
ile farkları da aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo 111.
Yıllara Göre Türkiye Buğday Dışalımı, Satımı Ve Farkları İle Bunların Parasal
Değerleri
1996
1997
1998
1999
2000
Buğday Dışalım, Dışsatım Miktarları Ve Farkı (Ton)
Dışsatım
miktarı(ton) *
Dışalım
miktarı(ton)
Fark (ton)
Dışsatım
değeri ($) *
Dışalım değeri
($)
Fark ($) **
2001
2002
800026
1216795
1616854
2199618
2304748
1374717
357824
2147152
2552224
1721114
1613936
966517
346965
1097774
-1347126 -1335429 -104260
585682 1338231
Buğday Dışalım, Dışsatım Değerleri Ve Farkı ($)
1027752
-739950
177271
266454
262490
238643
266088
170355
51107
485170
457509
232191
186059
126484
49652
148012
-307899
-191055
30299
52584
139604
120703
-96905
Kaynak :FAO (*) Buğday ve eşdeğer un bedeli olarak, (**) Dışalım bedeli ile dış satım bedeli arasındaki fark
Tablonun da incelenmesinden anlaşılacağı üzere, yıllık hava ve Pazar koşulları etkisiyle,
dışalım ve dışsatım dengeleri geniş çapta yıldan yıla farklılık göstermektedir.
4.7.1.1.1.3.Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Buğday Ekilişi, Üretimi ve Verimi
Buğdayın Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesinde (TR5) ekiliş, üretim ve verim değerleri
aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tabloda görüldüğü gibi, ülkemizde ekilen alanda önemli bir artış
olmamasına karşın üretimde bir miktar artış dikkati çekmektedir. 1995-2004 yılları arasında ekiliş
alanı 100.000 hektar azaldığı halde üretim 3.000.000 ton artmıştır. Başka bir ifadeyle verim 1915
kg/ha.dan 2258 kg/ha a yükselmiştir. Bu artışın önemli sebeplerinden biri son yıllarda sertifikalı
tohumluk kullanımının yaygınlaşmasıdır. Batı Anadolu Bölgesinde ise ekilen alanlarda azalma olup,
üretimde fazla bir değişiklik görülmemektedir.
Bölge verim yönünden incelendiğinde ise bazı yıllar ülke verim ortalamasından yüksek, bazı
yıllar ise düşüktür. Bunun sebebi ise buğday yetiştiriciliğinin genellikle kuru şartlarda yapılması ve
buna bağlı olarak iklim şartlarındaki olumsuzluklardan etkilenmesi gösterilebilir.
Bölgede ekilişin Türkiye geneline göre oranı en yüksek olan 1995 yılında % 16,6 iken bu
oran en düşük 1997 yılında % 13,6 olarak gerçekleşmiştir.
Üretimde ise bölge 2000 yılında en yüksek paya sahip olup ülke üretimine katkısı % 15,4 dür.
2001 yılında ise % 10,4 ile en düşük değere düşmüştür. Bunun sebebi 2001 yılında bölge genelinde
yaşanan kuraklıktır.
126
Yıllar
Tablo 112. Yıllar İtibarıyla Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesine Ait Buğday İstatistikleri
TR5/TR TR5/TR TR5/TR
Türkiye
Batı Anadolu Bölgesi
Ekiliş
Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim
(%)
(%)
(%)
(ha.)
(Ton) (kg/ha) (ha.)
(Ton) (kg/ha.)
1915 1562074 2751998
1762
16,6
15,3
92,0
1995 9400000 18000000
1996 9350000 18500000
1997 9340000 18650000
1979 1390994 2426187
1744
14,9
13,1
88,1
1997 1273853 2611893
2050
13,6
14,0
102,7
1998 9400000 21000000
1999 9380000 18000000
2234 1298625 3216894
2477
13,8
15,3
110,9
1919 1346342 2317198
1721
14,4
12,9
89,7
2000 9400000 21000000
2001 9350000 19000000
2234 1385863 3240831
2338
14,7
15,4
104,7
2032 1367674 1967534
1439
14,6
10,4
70,8
2002 9300000 19508000
2003 9100000 19008000
2075 1336452 2849378
2132
14,4
14,6
101,7
2088 1343619 2795112
2080
14,8
14,7
99,6
2004 9300000 21000000
2258 1329661 2807059
2111
14,3
13,4
93,5
Kaynak :TÜİK
Aşağıdaki tabloda yıllar bazında Batı Anadolu Bölgesine ait illerin buğday ekiliş, üretim ve
verim değerleri verilmektedir. Tablo incelendiğinde genel olarak ekiliş alanında Ankara ve Konya
ilinde azalış, Karaman ilinde ise artış olduğu dikkat çekmektedir. 2001 yılında Konya ve Karaman
illerinde yaşanan kuraklık nedeniyle en düşük verim olmuştur.
Yıllar
Tablo 113. Yıllar İtibarıyla Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday İstatistikleri
Ankara
Konya
Karaman
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Ekiliş
(ha.)
Üretim
(Ton)
594646
546756
496257
480347
492524
478154
508548
513977
511595
511512
1015361
981635
952697
1281695
904865
1205700
908589
1190939
1108416
1035230
Verim
(kg/ha.)
1708
1795
1920
2668
1837
2522
1787
2317
2167
2024
Ekiliş
(ha.)
Üretim
(Ton)
884017
762207
680399
719932
752410
795912
759012
712865
720440
705403
1594770
1306878
1494373
1742423
1243652
1806615
920666
1413651
1406003
1497569
Verim
(kg/ha.)
1804
1715
2196
2420
1653
2270
1213
1983
1952
2123
Ekiliş
(ha.)
83411
82031
97197
98346
101408
111797
100114
109610
111584
112746
Üretim
(Ton)
141867
137674
164823
192776
168681
228516
138279
244788
280693
274260
Verim
(kg/ha.)
1701
1678
1696
1960
1663
2044
1381
2233
2516
2433
Kaynak: TÜİK
Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesindeki illere ait Buğday ekiliş alanlarının Bölge ve
Türkiye bazında oransal değerleri verilmiştir. Ankara ilinin bölge içerisindeki ekiliş oranı yaklaşık
olarak aynı seviyede devam ederken, Konya ilinde ekiliş alanlarında azalma, Karaman ilinde ise artış
olduğu dikkati çekmektedir.
127
Yıllar
Tablo 114.
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu İlleri Ankara, Konya Ve Karaman
İline Ait Buğday Ekilişleri Kıyaslaması
Batı
Ankara
Konya
Karaman
Türkiye
Anadolu
TR510
TR510
TR521
TR521
TR522
TR522
Ekiliş
Bölgesi
/TR5
/TR
/TR5
/TR
/TR5
/TR
(ha.)
Ekilişi
(%)
(%)
(%)
(%)
(%)
(%)
(ha.)
9400000
1562074
38,07
6,33
56,59
9,40
5,34
0,89
9350000
1390994
39,31
5,85
54,80
8,15
5,90
0,88
9340000
1273853
38,96
5,31
53,41
7,28
7,63
1,04
9400000
1298625
36,99
5,11
55,44
7,66
7,57
1,05
9380000
1346342
36,58
5,25
55,89
8,02
7,53
1,08
9400000
1385863
34,50
5,09
57,43
8,47
8,07
1,19
9350000
1367674
37,18
5,44
55,50
8,12
7,32
1,07
9300000
1336452
38,46
5,53
53,34
7,67
8,20
1,18
9100000
1343619
38,08
5,62
53,62
7,92
8,30
1,23
9300000
1329661
38,47
5,50
53,05
7,58
8,48
1,21
Kaynak : TÜİK
Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesindeki illere ait Buğday üretim miktarlarının Bölge ve
Türkiye bazında oransal değerleri verilmiştir. Ankara ilinin üretim miktarlarında bir değişiklik
görülmezken, Konya ilinde kısmi bir düşüş ve Karaman ilinde ise kısmi bir artış dikkati çekmektedir.
Yıllar
Tablo 115.
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Ankara, Konya Ve
Karaman İline Ait Buğday Üretimi Kıyaslaması
Batı
Ankara
Konya
Karaman
Türkiye
Anadolu
TR510 TR510 TR521
TR522
TR522
Üretim
Bölgesi
TR521
/TR5
/TR
/TR5
/TR5
/TR
(ton)
Üretimi
/TR (%)
(%)
(%)
(%)
(%)
(%)
(ton)
18000000
2751998
36,90
5,64
57,95
8,86
5,16
0,79
18500000
2426187
40,46
5,31
53,87
7,06
5,67
0,74
18650000
2611893
36,48
5,11
57,21
8,01
6,31
0,88
21000000
3216894
39,84
6,10
54,16
8,30
5,99
0,92
18000000
2317198
39,05
5,03
53,67
6,91
7,28
0,94
21000000
3240831
37,20
5,74
55,75
8,60
7,05
1,09
19000000
1967534
46,18
4,78
46,79
4,85
7,03
0,73
19508000
2849378
41,80
6,11
49,61
7,25
8,59
1,26
19008000
2795112
39,66
5,83
50,30
7,40 10,04
1,48
21000000
2807059
36,88
4,93
53,35
7,13
9,77
1,31
Kaynak : TÜİK
Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesindeki illere ait Buğday verim miktarlarının Bölge ve
Türkiye bazında kıyaslamasına ait oransal değerleri verilmiştir. Ankara ilinde 1995-1997 ve 2004
yılları haricinde bölge ortalamasının üzerinde verim alınmış, Konya ilinde 1995-1997 ve 2004 yılları
haricinde bölge ortalamasının altında verim alınmıştır. Karaman ilinde ise 2002 yılına kadar bölge
ortalamasının altında verim alınırken son 3 yılda bölge ortalamasının üstünde verim elde edilmiştir.
128
Yıllar
Tablo 116.
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu İlleri Ankara, Konya Ve Karaman
İline Ait Buğday Verimi Kıyaslaması
Türkiye
Batı
Ankara
Konya
Karaman
Verimi
Anadolu
TR510
TR510 TR521
TR521 TR522
TR522
(kg/ha)
Bölgesi
/TR5
/TR (%) /TR5 /TR (%)
/TR5
/TR (%)
Verimi
(%)
(%)
(%)
(kg/ha)
1915
1762
96,94
89,19 102,38
94,20
96,54
88,83
1979
1744
102,92
90,70 98,34
86,66
96,22
84,79
1997
2050
93,66
96,14 107,12
109,96
82,73
84,93
2234
2477
107,71
119,43 97,70
108,33
79,13
87,74
1919
1721
106,74
95,73 96,05
86,14
96,63
86,66
2234
2338
107,87
112,89 97,09
101,61
87,43
91,50
2032
1439
124,18
87,94 84,29
59,69
95,97
67,96
2075
2132
108,68
110,49 93,01
94,56 104,74
106,49
2088
2080
104,18
103,78 93,85
93,49 120,96
120,50
2258
2111
95,88
89,64 100,57
94,02 115,25
107,75
Kaynak : TÜİK
4.7.1.1.1.4. Buğday Pazarlama Kanalları
Bölgede üretilen Buğday TMO, tüccar, özel alıcı, Ticaret Borsası ve sözleşmeli alıcılar
tarafından alınmaktadır. Özel alıcıda toplanan tahıllar işlenerek (yem, un, bulgur, makarna vb.)
tüketiciye mamul olarak ulaştırılmaktadır. Ayrıca sözleşmeli alıcı tarafından daha ekim aşamasında
ihtiyacı olan tahılı çiftçi ile çeşitli şekillerde anlaşarak ektirmesiyle, hasat sonu elde edilen ürün
sözleşmeli alıcı tarafından alınmaktadır. İhtiyaç fazlası da özel alıcılara ve elde edilen mamul
tüketicilere arz edilmektedir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi Buğday Pazarlama Kanalları
Üretici
TMO
Ticaret
Tüccar
Özel Alıcı
Tüketici
129
Sözleşmeli
4.7.1.1.1.5. Buğday Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi )
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
-Ülkemizin tahıl
-Sertifikalı tohumluk
-İhracat potansiyelinin
ambarının bu bölgede
kullanımının
mevcudiyeti
yetersizliği
olması
- Sertifikalı tohumluk
- Münavebeli üretimde
-Kuru şartlarda verimin desteği
düşük olması
-Buğdaya olan talebin
kullanılıyor olması
-İşleme sanayisinin varlığı -Maliyetin yüksekliği
yüksekliği
- Uygun ekoloji varlığı
-Sulanan alanların
-Buğday işleme
yetersiz oluşu
-Ziraat Fakültesi ve
tesislerinin bulunması
Araştırma Enstitüsünün
-Çiftçinin Yayım
-Bölgenin bütün
çalışmalarına önem
varlığı ve yakınlığı
yolların kesiştiği
- Bölgeye uygun sertifikalı vermeyişi
noktada olması
tohumlukların tescil
-Etkin üretici
-Bölgede sertifikalı
örgütlerinin yokluğu
olması
tohumluk üreten devlet
-Eski alışkanlıklardan üretme çiftliklerinin
-Arazilerin düz ve geniş
olması
vazgeçilmemesi
bulunması
-Tohum çeşitlerinde
-Şiddetli rüzgar
soğuğa dayanıklılığının iyi erozyonunun olması
olması
-Çiftçinin bilgili ve
tecrübeli olması
-Ticaret Borsasının varlığı
Tehditler
-Bazı yıllarda iklimin
çok sert ve kurak
geçmesi
-İşlemeli tarım
yapıldığından dolayı
erozyon probleminin
oluşması
-Mera alanlarında
işlemeli tarım
yapılması
-Mono kültür tarımın
yaygınlığı
-Sulama suyu
potansiyelinin
azalması
4.7.1.1.2. Dünya ve Türkiye’de Arpa Ekiliş, Üretim ve Verimi
Arpa ekilişi, dünyada yıllara göre belirgin düzeyde azalırken; ülkemizde belirgin bir değişim
göstermemiştir. Ancak, ülkemizin arpa üretim ve veriminde yıldan yıla az da olsa sürekli bir artış
olduğu görülmektedir. Arpa veriminde % 5 oranında bir artış bile, ülkemiz arpa üretimi için yeterli
görünmektedir. Sulu tarım alanlarındaki toprak verimliliğinin sürdürülmesi için, tarla bitkileri ekim
nöbeti içinde, tuza dayanıklı arpa çeşitlerinin yer alması gerektiğinden, yakın gelecekte bu yörelerin
arpa üretiminde artış beklenebilir.
Tablo 117.Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Arpa Ekiliş, Üretim, Verimi
Dünya
Türkiye
Ekiliş
Üretim
Verim
Ekiliş
Üretim
Yıllar
(bin
(bin
(kg/
(bin
(bin
ha)
ton)
ha)
ha)
ton)
1994
72300
161285
2230
3500
7000
1995
68135
140953
2069
3525
7500
1996
65715
155319
2363
3650
8000
1997
63463
154607
2436
3700
8200
1998
56804
137674
2425
3750
9000
1999
53322
128362
2405
3650
7700
2000
54493
133117
2441
3629
8000
2001
56201
144043
2561
3640
7500
2002
55286
136758
2488
3600
8300
2003
57707
142329
2472
3400
8100
2004
57361
154561
2694
3600
9000
2005
56091
139220
2482
3600
9000
Kaynak : FAO
130
Verim
(kg/
ha)
2000
2127
2191
2216
2400
2109
2204
2060
2305
2382
2500
2500
4.7.1.1.2.1. Türkiye’nin Yıllık Arpa Gereksinimi
Arpanın doğrudan hayvan beslenmesiyle, yem ve malt endüstrisinde kullanılacak
miktarlarının tahmininde; arpa ekilişlerinin kurak ve düşük verimli alanlarda azalırken, sulanan
alanlarda artacağı beklenerek, toplam ekim alan ve ortalama ekim normunun (20 kg/da)
değişmeyeceği varsayımıyla, stok artışları ve ürün kayıplarına gidecek miktarlar toplamı yıllık
üretimin % 3’ü olarak hesaba katılmıştır. Arpa danesinin hayvansal besine dönüşüm değerleri ( 1 kg.
canlı ağırlık için koyunlara 4-5, sığırlara 7-8 kg. arpa) ve hayvansal ürün tüketimleri göz önünde
bulundurularak, kişi başına yıllık arpa miktarları için 75 kg. ve 100 kg. seçenekleri kullanılarak,
ayrıca tohumluk stok artış ve ürün kayıpları da göz önünde tutularak; Türkiye’nin kendine yeterliliği
sürdürmesi için bulunan miktarlar aşağıdaki tabloda verilmiştir. Buna göre, 2000 yılında 5,9-7,7
milyon ton, 2010 da 6,8-8,8 milyon ton, 2020 de ise 7,8-10,1 milyon ton arpa üretimi gereklidir.
Tablo 118.
Kişi Başına Ortalama 75 Ve 100 Kg. Kullanım Düzeylerine Göre Tüketim,
Tohumluk Ve Stok İçin Arpa Gereksinimi
Kişi Başına
Tüketim
Seçenekli Genel
Seçeneklerine Göre
Tohumluk
Nüfus
Toplam (milyon ton)
Yıllar
Yıllık Gereksinim
(20 kg/da )
(milyon)
(mil.ton)
milyon ton
75
100
75
100
kg/yıl
kg/yıl
kg/yıl
kg/yıl
68.28
5.12
6.82
0.7
5.99
7.74
2000
2005
73.51
5.51
7.35
0.7
6.39
8.29
2010
79.19
5.93
7.91
0.7
6.82
8.86
2015
85.31
6.39
8.83
0.7
7.30
9.81
2020
91.86
6.88
9.18
0.7
7.80
10.17
Kaynak:ZMO
4.7.1.1.2.2.Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Arpa Ekilişi, Üretimi ve Verimi
Arpanın Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesinde (TR5) ekiliş, üretim ve verim değerleri
aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tabloda görüldüğü gibi, ülkemizde ekilen alanda önemli bir artış
olmamasına karşın üretimde bir miktar artış dikkati çekmektedir. Batı Anadolu Bölgesinde ise ekilen
alanlarda çok az miktarda azalma olmasına karşılık, üretimde fazla bir değişiklik görülmemektedir.
Ekiliş alanları bakımından Batı Anadolu Bölgesi Türkiye ekilişinin yaklaşık % 20,51-26,48
arasında değişen oranlarda bir bölümünü karşılamaktadır. En yüksek ekiliş oranı % 26,48 ile 1997
yılında olmuştur. En düşük ekiliş ise 2004 yılında % 20,51 olarak gerçekleşmiştir.
Üretimde ise bölge 1997 yılında en yüksek paya sahip olup, ülke üretimine katkısı % 29,93
tür. En düşük üretim ise 2004 yılında % 19,89 olarak gerçekleşmiştir.
Verim yönünden bölgei incelediğimizde ise 1995-1996-1997-1998-2000 ve 2002 yıllarında
ülke üretim ortalamasından yüksek olup, diğer yıllar ise ülke ortalamasından düşük olmuştur.
Bölge illeri arasında arpa ekilişini incelediğimiz zaman ise en fazla ekiliş Konya ilinde
olmakta olup, bunu sırasıyla Ankara ve Karaman illeri takip etmektedir. Ekiliş alanının yaklaşık %
51,10-60,50 arası Konya ilinde, % 38,18-31,17 si Ankara ilinde ve % 10,72-8,33 arası ise Karaman
ilinde olmaktadır. Ekilişe paralel olarak üretimde de ilk sırayı Konya ili almaktadır. Verim yönünden
131
baktığımız zaman ise bazı kurak geçen yıllar hariç (2001) diğer yıllar verimi ülke verimiyle hemen
hemen aynıdır.
Ayrıca Konya ili Ülkemiz arpa üretiminin yaklaşık % 18,46-7,59 arasında bir değeri
üretmektedir. Bunu % 10,39-7,00 ile Ankara ve % 2,68-1,65 ile Karaman ili takip etmektedir.
Yıllar
Tablo 119 Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesine Ait Arpa İstatistikleri
Türkiye
Batı Anadolu Bölgesi
TR5/TR TR5/TR TR5/TR
Ekiliş
Üretim Verim Ekiliş
Üretim Verim Ekiliş
Üretim Verim
(ha.)
(ton)
(kg/ha) (ha.)
(ton) (kg/ha.)
(%)
(%)
(%)
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
3525000
3650000
3700000
3750000
3650000
3629000
3640000
3600000
3400000
3600000
7500000
8000000
8200000
9000000
7700000
8000000
7500000
8300000
8100000
9000000
2128
2192
2216
2400
2110
2204
2060
2306
2382
2500
773895
886621
979745
981883
907905
889012
837593
758265
703934
738256
1742305
2032625
2453934
2653891
1846762
2208951
1223762
1851651
1666664
1790256
2251
2293
2505
2703
2034
2485
1461
2442
2368
2425
21,95
24,29
26,48
26,18
24,87
24,50
23,01
21,06
20,70
20,51
23,23
25,41
29,93
29,49
23,98
27,61
16,32
22,31
20,58
19,89
105,78
104,61
113,04
112,63
96,40
112,75
70,92
105,90
99,41
97,00
Kaynak : TÜİK
4.7.1.1.2.3. Arpa Pazarlama Kanalları
Bölgede üretilen Arpa TMO , tüccar, özel alıcı, Ticaret Borsası ve sözleşmeli alıcılar
tarafından alınmaktadır. Özel alıcıda toplanan tahıllar işlenerek (yem,un , bulgur, makarna vb.)
tüketiciye mamul olarak ulaştırılmaktadır. Ayrıca sözleşmeli alıcı tarafından daha ekim aşamasında
ihtiyacı olan tahılı çiftçi ile çeşitli şekillerde anlaşarak ektirmesiyle, hasat sonu elde edilen ürün
sözleşmeli alıcı tarafından alınmaktadır. İhtiyaç fazlası da özel alıcılara ve elde edilen mamul
tüketicilere arz edilmektedir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi Arpa Pazarlama Kanalları
ÜRETİCİ
TMO
Tüccar
Ticaret Borsası
Özel Alıcı
Tüketici
4.7.1.1.2.4. Arpa Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi )
132
Sözleşmeli Alıcı
Güçlü Yönler
-Ülkemizin tahıl ambarının bu
bölgede olması
- Münavebeli üretimde
kullanılıyor olması
-İşleme sanayisinin varlığı
- Uygun ekolojinin varlığı
-Ziraat Fakültesi ve Araştırma
Enstitüsünün varlığı ve
yakınlığı
- Bölgeye özgü sertifikalı
tohumlukların tescil olması
-Arazilerin düz ve geniş olması
-Çiftçinin bilgili ve tecrübeli
olması
-Ticaret Borsasının varlığı
- Hayvan Beslemede yaygın
kullanımı
Zayıf Yönler
-Sertifikalı tohumluk
kullanımının yetersizliği
-Kuru şartlarda verimin
düşük olması
-Maliyetin yüksekliği
-Sulanan alanların
yetersiz oluşu
- Çiftçinin Yayım
çalışmalarına önem
vermeyişi
-Etkin üretici örgütlerinin
yokluğu
-Eski alışkanlıklardan
vazgeçilmemesi
-Şiddetli rüzgar
erozyonunun olması
-Tohum çeşitlerinde
soğuğa dayanıklılığının
zayıf olması
Fırsatlar
-İhracat
potansiyelinin
mevcudiyeti
- Sertifikalı
tohumluk desteği
-Pazar bulma
şansının yüksekliği
-Arpa işleme
tesislerinin
bulunması
-Bölgenin bütün
yolların kesiştiği
noktada olması
-Bölgede sertifikalı
tohumluk üreten
devlet üretme
çiftliklerinin
bulunması
Tehditler
-Bazı yıllarda
iklimin çok sert ve
kurak geçmesi
-İşlemeli tarım
yapıldığından
dolayı erozyon
probleminin
oluşması
-Mera alanlarında
işlemeli tarım
yapılması
-Mono kültür
tarımın yaygınlığı
-Sulama suyu
potansiyelinin
azalması
4.7.1.1.3. Dünya ve Türkiye’de Mısır Ekiliş, Üretim ve Verimi
Mısır ekim alanı dünyada son on yılda 138 milyon hektardan 145 milyon hektara, buna bağlı
olarak, üretim 569 milyon tondan 712 milyon tona, verim 4116 kg/ha’ dan 4900 kg/ha’a yükselirken,
ülkemizde mısır ekim alanları 485 bin hektardan 800bin hektara, buna bağlı olarak üretim 1 850 000
tondan 3 500 000 tona, verim ise 3814 kg/ha’dan 4375 kg/ha’a çıkmıştır.
Ülkemizde 1980 yılından sonra mısır ekim alanında önemli artış olmuştur. Bugün yaklaşık 60
ilimizde mısır tarımı yapılmaktadır. Bunun önemli nedenlerinden biri; kıyı bölgelerimizde,
buğdaydan sonra ikinci ürün mısır yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasıdır. Özellikle Çukurova bölgesinde
ana ürün olan pamuk tarımında son yıllarda yaşanan işçi sıkıntısı yanı sıra, pahalı girdi, yüksek
maliyet ve düşük taban fiyatı uygulamaları sonucu, buğday+mısır yetiştiriciliği pamuğa göre daha
karlı duruma gelmiştir. Buğday ve mısır yetiştiriciliğinde pamuğa göre daha az işçi ve ilaç
kullanılmakta olup, maliyeti pamuğa göre daha düşük olmaktadır. Ayrıca, bölgede buğday ve mısır
tarımı çok iyi düzeyde makineleşmiş durumdadır. Bu nedenle, buğday ve mısır hasadında iş gücü
sıkıntısı söz konusu değildir. Öte yandan, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerimizde de
mısır ekim alanları genişlemiştir. Mısır ekimine özendiren nedenler; yüksek verimli çeşitlerin
getirilmesi, suyla gübrenin etkin kullanımı, üretiminin makineleştirilmiş olması ve pazarlamasının
kolaylığıdır.
Tablo 120. Dünya Ve Türkiye’de Mısır Ekiliş, Üretim Ve Verimi
133
Yıllar Ekiliş
(bin ha)
137923
1994
136101
1995
139858
1996
141929
1997
140030
1998
139766
1999
139520
2000
138926
2001
137877
2002
142583
2003
145980
2004
145266
2005
Dünya
Türkiye
Üretim
Verim
Ekiliş
Üretim
Verim
(bin ton)
(kg/ ha)
(bin ha)
(bin ton)
(kg/ ha)
568549
4116
485
1850
3814
517142
3789
515
1900
3689
589326
4211
550
2000
3636
585818
4137
545
2080
3816
615073
4426
550
2300
4181
607794
4375
518
2297
4434
592993
4288
555
2300
4144
615532
4424
550
2200
4000
603649
4369
500
2100
4200
644811
4471
560
2800
5000
726505
4976
700
3000
4285
711762
4900
800
3500
4375
Kaynak : TÜİK
4.7.1.1.3.1.Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mısır (Dane) Ekilişi, Üretimi ve Verimi
Mısır’ın Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesinde ekiliş, üretim ve verim değerleri aşağıdaki
tabloda verilmiştir.Tablodan da görüleceği üzere Türkiye’de 1995 yılında ekilen alan 515.000 ha.
İken 2004 yılında ekilen alan 545.000 ha. çıkmıştır. Batı Anadolu Bölgesinde Mısır ekilişi 1995
yılından 2004 yılına kadar 34 kat artarak 82.121 ha.ulaşmıştır. Son yıllarda bölgede görülen artışın
sebebi danelik mısıra uygulanan teşvik primidir.
Tabloyu verim bakımından incelediğimizde ise Türkiye ortalaması 1995 yılında 3.689
kg/ha.iken bölgede ise 1.867 kg./ha dır. Bölgedeki verim durumu son yıllarda çok büyük artış
göstererek 2004 yılında 6.357 kg./ha. olmuştur. Bölgedeki bu artışın sebebi çiftçimizin bilgi ve
beceri düzeyinin artması, tarımla ilgili kuruluşların çiftçileri yönlendirmesi ve danelik mısıra olan
talebin artması gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır.
Üretim yönünden tabloyu incelediğimiz zaman 1995 yılı Türkiye üretimi 1.900.000 ton iken
2004 yılında 3.000.000 tona yükselmiştir. Bölgede ise 1995 yılında 1.271 ton üretim yapılırken,
2004 yılında 12.918 ton üretim gerçekleşmiştir.
Yıllar
Tablo 121. Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesi Dane Mısır İstatistikleri
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Türkiye
Batı Anadolu Bölgesi
Ekiliş
(ha.)
Üretim
(Ton)
Verim
(kg/ha.)
Ekiliş
(ha.)
Üretim
(Ton)
Verim
(kg/ha.)
TR5/TR
Ekiliş
(%)
TR5/TR
Üretim
(%)
TR5/TR
Verim
(%)
515000
550000
545000
550000
518000
555000
550000
500000
560000
545000
1900000
2000000
2080000
2300000
2297000
2300000
2200000
2100000
2800000
3000000
3689
3636
3817
4182
4434
4144
4000
4200
5000
5505
2373
1911
2158
2237
2157
14510
11051
15054
45211
82121
1271
1175
1258
1651
1618
4557
4563
3925
6849
12918
1867
1626
1715
1355
1333
3184
2422
3835
6601
6357
0,46
0,35
0,40
0,41
0,42
2,61
2,01
3,01
8,07
15,07
0,07
0,06
0,06
0,07
0,07
0,20
0,21
0,19
0,24
0,43
50,61
44,72
44,93
32,40
30,06
76,83
60,55
91,31
132,02
115,48
Kaynak:TÜİK
4.8.1.1.3.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mısır(Dane) Pazarlama Kanalları
134
Üretici
TMO
Tüccar
Ticaret
Özel Alıcı
Tüketici
4.7.1.1.3.3. Mısır (Dane) Üretimi ve Pazarlaması ( GZFTAnalizi )
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
-Düz ve Geniş arazi varlığı -Bölgeye uygun çeşit -Münavebede yer
-Makine, alet ve ekipman
yetersizliği
alması
varlığı
-Sulanan alan
-Ulaşım ve Nakliye
-Ziraat Fakültesi ve
yetersizliği
kolaylığı
Araştırma Enstitüsü varlığı -Kurutma tesisi
- Talebin yüksek oluşu
-Yem fabrikalarının
yetersizliği
fazlalığı
- Bölgenin iklim
- Hibrit tohum kullanımının şartları nedeniyle
yaygın oluşu
kurutmaya ihtiyaç
- Hibrit tohumlarının verim duyulması ve bunun
yüksekliği nedeniyle birim
maliyeti yükseltmesi
alandan gelirin yüksek oluşu
- Birim alanda karlılığın
yüksek oluşu
Tehditler
- Bazı yıllarda
iklimin çok sert ve
kurak geçmesi
- Fiyatlarda yıllar
itibari ile aşırı
dalgalanma
4.7.1.2.1. Dünya ve Türkiye’de Şeker Pancarı Ekiliş, Üretim ve Verimi
Dünyada 120 ülkede üretilen şekerin yaklaşık %70’i şeker kamışından ve %30’u ise
şekerpancarından elde edilmektedir. Kamış şekeri üretiminin %40’ı Asya, %24’ü Güney Amerika,
%19’u Kuzey ve Orta Amerika’da yapılmaktadır. Şekerpancarı tarımı ise dünyanın kuzey yarım
küresine yayılmıştır. Genel olarak şekerpancarı yetiştiriciliğinin yapıldığı ülkeler Kuzey Amerika,
Orta ve Kuzey Avrupa ve Orta Asya ülkeleri olup, dünya üretimin yaklaşık %80’i Avrupa kıtasında
yapılmaktadır.
Dünyada şekerpancarı üretimi 1994-2000 döneminde ortalama 265.298 bin ton olarak
gerçekleşmiştir. Bu üretimde en önemli payı alan ülkeler sırasıyla %11,8’lik payı ile Fransa, %10,3
135
ile ABD, %10 ile Almanya, %6,5 ile Rusya Federasyonu ve %6,2 ile Türkiye’dir Şekerpancarının
çok fazla ihracatı ve ithalatı yapılmamaktadır. Hollanda aynı zamanda en büyük ihracatçı ülke olup,
Fransa ihracatta bu ülkeyi takip etmektedir .
Beslenmenin temel hammaddelerinden olan şeker, hammaddesi olan pancar ve kamışın
tarımsal üretime ve istihdama katkısı ile işleme sırasında ortaya çıkan yan ürünler nedeniyle tüm
ülkelerde fazlasıyla korunan “oldukça politik bir üründür” (OECD, 1998b).
Aşağıdaki tabloda yıllar bazında Dünya’da ve Türkiye’de Şekerpancarının ekiliş, üretim ve
verim değerleri verilmiştir. Tablodan görüleceği üzere 1994 yılından 2005 yılına kadar geçen sürede
Dünya ekiliş alanı 7.975.392 ha.dan 5.430.199 ha. düşmüştür. Bir başka ifade ile Dünya ekiliş alanı
% 31,92 oranında azalmıştır. Türkiye’de ise ekiliş alanı 412.018 ha.dan 336.000 ha. düşmüş olup,
buda % 18,46 lık bir azalmayı göstermektedir. Verim hem Dünya’da hem de Ülkemizde 10.000
kg./ha. artmıştır. 1994 yılında Türkiye’nin Şekerpancarı ekilişi, Dünya ekilişinin % 5,17 si iken
2005 yılında bu oran % 6,19 olarak gerçekleşmiş olup, bu süre içerisinde ekiliş % 1,02 oranında
artmıştır. 1994 yılında Türkiye’nin Şekerpancarı üretimi, Dünya üretiminin % 5,07 si iken 2005
yılında bu oran % 5,49 olarak gerçekleşmiş olup, bu süre içerisinde üretim % 0,42 oranında artmıştır.
Tablo 122. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Şekerpancarı Ekiliş, Üretim Ve Verimi
Yıllar
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
Dünya
Türkiye
Ekiliş
(Ha)
Üretim
(Ton)
7.975.392
7.852.701
7.646.243
7.041.854
6.782.949
6.608.137
6.011.401
6.027.049
6.033.017
5.668.194
5.493.359
5.430.199
255.073.255
264.746.837
265.864.694
268.043.427
263.144.330
260.673.185
247.068.686
228.057.636
257.220.470
229.812.579
250.016.758
251.289.226
Verim
(Kg/ha)
31.983
33.714
34.771
38.064
38.795
39.447
41.100
37.839
42.635
40.544
45.513
46.276
Ekiliş
(Ha)
Üretim
(Ton)
412.018
312.251
422.486
472.689
504.493
423.234
410.023
358.763
372.468
315.303
315.344
336.000
12.944.200
11.170.600
14.543.277
18.400.734
22.282.500
17.102.300
18.821.000
12.632.520
16.523.166
12.622.900
13.517.000
13.800.000
Ekiliş
Türkiye
Verim /
(Kg/ha) Dünya
(% )
31.417
35.774
34.423
38.928
44.168
40.409
45.902
35.211
44.361
40.034
42.864
41.071
5,17
3,98
5,53
6,71
7,44
6,40
6,82
5,95
6,17
5,56
5,74
6,19
Üretim
Türkiye
/
Dünya
(% )
5,07
4,22
5,47
6,86
8,47
6,56
7,62
5,54
6,42
5,49
5,41
5,49
Kaynak : FAO
Ülkemiz için önemli bir tarım ürünü olan şekerpancarı, şeker sanayi inin hammaddesi
olarak ekonomimizde önemli bir yer almaktadır. Şekerpancarı, bir tarım ürünü olarak tarım
kesimindeki üreticileri, şeker ise zorunlu tüketim maddesi olarak tüketicileri ilgilendirmektedir. Bu
nedenle şekerpancarına yönelik uygulanan politikalar, şekerpancarı yetiştiricilerinden, işleyici
fabrikalarda çalışan kişilere ve nihayet son tüketiciye kadar insanlarımızın tümünü ilgilendirmekte ve
ayrıca şekerpancarı gibi tarımsal sanayiye hammadde sağlayan bir ürün hakkında uygulanan
politikalar, tarım-sanayi ikileminin entegrasyonunda büyük önem taşımaktadır.
Türkiye’de genel olarak şekerpancarı tarımı için belirlenen hedefler Kalkınma Planlarında
“Yurt içi şeker tüketimini karşılayacak düzeyde şekerpancarı üretimi yapılması” şeklindedir.
Amaçlanan bu politika paralelinde, Türkiye’de şekerpancarı tarımı ve şeker sanayii ile ilgili tarımsal
136
politika; Kamu İktisadi Teşebbüsü statüsünde bir kurum olan TŞFAŞ tarafından yürütülmektedir.
1935 yılında kurulan kurumun temel politikası; “şekerpancarı tarımını geliştirmek suretiyle
sanayinin hammadde ihtiyacını güvenceye almak ve böylece ülkenin tarım ekonomisine hizmet
etmek” şeklinde özetlenmektedir.
Aşağıdaki tabloda Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesinde yetiştirilen Şekerpancarına ait ekiliş
ve üretim istatistikleri verilmiştir. Batı Anadolu Bölgesi 1995–2004 yılları arasında Türkiye
Şekerpancarı ekiliş alanının % 20,50- %22,31 arasında değişen oranlara sahiptir. Üretim bakımından
ise bölge % 23,09 ile % 27,28 arasında bir paya sahiptir. Tablo verim yönünden incelendiğinde ise
Batı Anadolu Bölgesi Şekerpancarı veriminin Türkiye verim ortalamasının üzerinde olduğu
görülmektedir.
Tablo 123. Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesi Şekerpancarı Ekiliş, Üretim ve Verimi
Yıl
Türkiye
Ekiliş
(ha)
Üretim
(Ton)
TR5/TR TR5/TR TR5/TR
Ekiliş
Üretim
Verim
Verim
(%)
(%)
(%)
(ha/kg)
Batı Anadolu Bölgesi
Verim
(ha/kg)
Ekiliş
(ha)
Üretim
(Ton)
1995
312251 11170600
35774
64003
2598382
40598
20,50
23,26
113,48
1996
422486 14543277
34423
88260
3606547
40863
20,89
24,80
118,71
1997
472689 18400734
38928
101155
4566975
45148
21,40
24,82
115,98
1998
504493 22282500
44168
109534
6078298
55492
21,71
27,28
125,64
1999
423234 17102300
40409
88659
4361589
49195
20,95
25,50
121,74
2000
410023 18821000
45902
84757
4823825
56914
20,67
25,63
123,99
2001
358763 12632520
35211
76037
2916936
38362
21,19
23,09
108,95
2002
372468 16523166
44361
82420
4356144
52853
22,13
26,36
119,14
2003
315303 12622900
40034
67763
3237065
47770
21,49
25,64
119,32
2004
315344 13517000
42865
70362
3436984
48847
22,31
25,43
113,96
Kaynak : TÜİK
4.7.1.2.1.1. Şeker Pancarı Pazarlama Kanalları
Şeker Pancarının tek alıcısı şeker fabrikalarıdır. Fabrika ,şeker pancarını işleyerek şeker
haline getirir. Şeker toptancı vasıtası ile perakendeciye , oradan da tüketiciye ulaşır. Şeker
fabrikasında yan ürün olarak üretilen posa ve melas alıcılar tarafından alınarak sanayide ve
hayvancılıkta kullanılmak üzere pazarlanırlar.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi Şeker Pancarı Pazarlama Kanalları
137
Üretici
Şeker Fabrikaları
Yan Ürün Alıcıları
(Melas,Posa Vb.)
Şeker Toptancısı
Sanayi
Şeker Perakendecisi
Tüketici
4.7.1.2.1.2. Şeker Pancarı Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi )
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Tehditler
-Düz ve Geniş arazi
-Su potansiyelimizin
-Münavebede yer
- Bazı yıllarda iklimin
çok sert ve kurak
varlığı
azlığı
alması
geçmesi
-Makine, alet ve
-Toprak yapısına bağlı -Ulaşım ve Nakliye
ekipman varlığı
çimlenme güçlüğü
kolaylığı
-Gıda sanayinde
-Ziraat Fakültesi ve
-Üretim kota ile
-Şeker işleme sanayinin tatlandırıcı kullanımı
Araştırma Enstitüsü
sınırlandırılması
varlığı
- Çapa işçiliğinin
varlığı
- Bilinçsiz su kullanımı -Yan ürünlerin bölgede maliyetinin hızla
-Şeker fabrikalarının
(salma sulama)
kullanımının yaygın
artması
varlığı
olması
-Suyun bölgede sorun
-Satış değerinin
teşkil etmeye
yüksekliği
başlaması
-Birim alandan bölge
- Küresel ısınma
için gelirin en yüksek
nedeniyle su
olduğu ürün oluşu
kaynaklarının azalması
-Tarım da suyun
kullanımı kısıtlanması
(dünya ile birlikte)
4.7.1.3.1. Dünya ve Türkiye’de Kuru Fasulye ve Nohut Ekiliş, Üretim ve Verimi
Günümüzde ülkemizde ve dünyada insan beslenmesi çoğunlukla bitkilere bağımlıdır.
138
Besinlerimiz ya doğrudan bitkilerden ya da bitkilerle beslenen hayvanlardan sağlanan ürünlerden
oluşmaktadır. Ayrıca bitkiler birçok giyecek, ilaç, yağ gereksinimlerimizin hammaddelerini de
sağlamaktadır. Gelişmiş ülkeler dışındaki ülkelerin hemen tümünde, kalori ve protein yetersizliği
sorunu önemlidir. İnsanlar, protein gereksinimlerini bitkisel ya da hayvansal kaynaklı proteinlerle
karşılamaktadırlar. Hayvansal proteinlerin, iklim koşullarının uygun olmaması ya da dinsel
yasaklamalar nedeniyle sağlanamadığı bölgelerde, gerekli proteinin tamamlanması amacıyla, bitkisel
kaynaklara ve yemeklik baklagillere yönelinmektedir.
Yemeklik baklagiller arasında, birim alanda temel aminoasit üretimi bakımından farklılıklar
bulunduğu, yemeklik baklagillerin, birim alandan baklagil olmayan bitkiler ve hayvansal ürünlere
göre daha fazla aminoasit ürettiği bildirilmektedir ki bu da; protein açığının giderilmesinde,
yemeklik baklagillerin en önemli bitki grubu olduğunu göstermektedir. Dünyada insan
beslenmesindeki bitkisel proteinlerin %22’sinin, karbonhidratların %7’sinin; hayvan
beslenmesindeki proteinlerin ise %38’inin, karbonhidratların %5’inin yemeklik baklagillerden
sağlandığı belirtilmektedir. Yemeklik baklagil danelerinin insan beslenmesinde kullanılması
yanında, daneleri ve sapları hayvan beslenmesinde de kullanılmaktadır.1 ton buğdaygil yem
bitkisinin sapında 70.5 kg,1 ton baklagil sapında ise 137.4 kg protein bulunmaktadır. Yemeklik
baklagillerde dane / sap oranı 1:1.5, fasulyede 1:1’dir.2003 yılı verileri ve bu oranlara göre;1428 990
ton dane ile birlikte, 2 017350 ton yemeklik baklagil sapının hayvan beslenmesinde kullanıldığı
anlaşılmaktadır
Monokültür tarım yapılan alanlarda, ıslah edilmiş çeşitlerin ve uygun yetiştirme tekniklerinin
kullanılmasına karşın, ürünlerin verimleri istenilen düzeyde artmamakta, hatta azalma bile
görülebilmektedir. Baklagillerin ekim nöbetine alındığı alanlarda, bu olumsuzluğun önlenebildiği
yapılan araştırmalar sonucunda savunulmaktadır. Baklagillerin ekili oldukları alanlara, simbiyotik
yolla biriktirdiği azot miktarı 6.4- 21,6 kg/ha (sırasıyla fasulye ve baklada) arasında değişmektedir
Böylece, ekim nöbetinde yer alan yemeklik baklagiller, kendinden sonraki ürüne azot ve kök organik
maddesince zengin bir toprak bıraktığından, yeşil gübre olarak ta kullanılabilmektedir.
Dünya ve Türkiye’de fasulye ve nohudun son yıllardaki ekiliş, üretim ve verimleri aşağıdaki
çizelgede verilmiştir. 2005 yılı verilerine göre Dünyada fasulye 25,3 milyon ha. ekim alanı ve 18,1
milyon ton üretim ile ilk sırayı; nohut 10,6 milyon ha. ekim alanı ve 8,7milyon ton üretim ile ikinci
sırayı almaktadır. 2005 yılında Türkiye’de fasulye ekim alanı 175 bin hektar, üretim 225 bin ton,
Nohut da ise ekiliş 650 bin hektar, üretim 610 bin ton olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 124. Dünya Ve Türkiye Kuru Fasulye Ve Nohut Ekiliş, Üretim, Verimi
Ekiliş
Yıllar
Dünya
Türkiye
Türkiye
Ekiliş
Üretim
Verim
Ekiliş
Üretim
Verim
139
Üretim
Türkiye
(bin ha)
(bin ton)
(kg/ ha)
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
25766
25679
25312
24058
23476
23541
23423
25536
24546
24446
25340
17341
16754
16068
16174
17157
16878
16816
19373
18629
17951
18143
673
652
634
672
730
716
717
758
758
734
715
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
11399
11473
10808
11436
12164
10116
9447
10426
9751
10867
10644
9137
8087
8317
8870
9427
7958
6903
8277
7039
8492
8711
801
704
769
775
774
786
730
793
721
781
818
(bin ha)
(bin ton)
Kuru Fasulye
170
172
175
172
174
176
175
180
162
155
175
Nohut
745
780
721
665
625
636
645
660
630
660
650
(kg/ ha)
/
Dünya
(%)
/
Dünya
(%)
225
230
235
236
237
230
225
250
250
250
225
1323
1333
1342
1372
1362
1306
1285
1388
1543
1612
1285
0,66
0,67
0,69
0,71
0,74
0,75
0,75
0,70
0,66
0,63
0,69
1,30
1,37
1,46
1,46
1,38
1,36
1,34
1,29
1,34
1,39
1,24
730
732
720
625
560
548
535
650
600
620
610
979
938
998
939
896
861
829
984
952
939
938
6,54
6,80
6,67
5,81
5,14
6,29
6,83
6,33
6,46
6,07
6,11
7,99
9,05
8,66
7,05
5,94
6,89
7,75
7,85
8,52
7,30
7,00
Kaynak : FAO
Ülkelerin sıralanması bakımından, fasulye üretiminde ilk beş ülke; Brezilya 3,3 milyon ton
(% 20.5), Hindistan 3 milyon ton (%15.8), Çin 1,9 milyon ton (%10), Myanmar 1,7 milyon ton
(%8.5) ve Meksika 1,4 milyon ton (%7.4) olup dünya toplam fasulye üretiminin % 62.2’sini bu
ülkeler karşılamaktadır. Nohut üretiminde ilk beş ülke Hindistan 4,1 milyon ton (% 58.0), Pakistan
671 bin ton (% 9.4), Türkiye 600 bin ton (% 8.4), İran 255 bin ton (% 3.6) ve Avustralya 199 bin ton
(% 2.8) olup, toplam dünya nohut üretiminin % 82.2’sini bu ülkeler karşılamaktadır.
Ülkelerin K.Fasulye ve Nohut üretimini kısaca gözden geçirmekte yarar vardır. 2002 yılı
verilerine göre dünya sıralamasında; Kanada fasulyede 4. ,nohutta 3.; Avustralya fasulyede 8.,
nohutta 5; ABD fasulyede 3., nohutta7.,sırada bulunarak; son yıllarda özellikle nohut dışsatımında
ülkemize rakip olan ülkelerdir. Kanada’da 1991 yılına kadar nohut ekilişi hiç yokken, 1992 yılında 2
bin hektarlık ekiliş alanı ve 3 bin tonluk üretimle nohut tarımına başlanmış, 2001 yılında ekim alanı
467 bin hektara, üretimi 455 bin tona ulaşmıştır. 2003 yılında nohut ekim alanı 63 bin ha, üretimi 68
bin tondur. Avustralya’da 1986 yılı nohut ekim alanı 68 bin ha, üretimi 63 bin ton iken,1998 yılında
309 bin hektarla, ekim alanında en yüksek değere ulaşmıştır; 2003 yılı nohut ekim alanı 217 bin ha,
üretimi 199 bin tondur.
Günümüzde Türkiye K.Fasulye ve Nohut üretiminde güdülen politika ve onu
gerçekleştirilmesine dönük strateji seçimi söz konusu değildir. Ancak, ülkemizde ekolojik uyumları
elverişli olan, standardizasyon, dağıtım ve pazarlama sistemi hayli gelişmiş bulunan ve tüketimi çok
yaygın olan dane baklagiller üretimi hedefsiz, desteksiz ve kendi haline bırakılmış bir ürün grubu
olarak yine de ayaktadır. Ülkemizin nohut dışsatımında önder olduğu yıllarda nohut tarımı hemen
hiç bulunmayan Kanada, Avustralya ve ABD, günümüzde nohut dışsatımcısı konumuna geçerlerken;
140
Türkiye’nin konumundaki gerilemeye karşı gerekli önlemler alınmalıdır.
2005 yılı rakamlarına göre Dünya Kuru Fasulye üretiminin % 1,24 ü, Nohut’un % 7,00 si
Türkiye tarafından üretilmektedir. Ekiliş alanı bakımından ise bu oran Kuru Fasulyede % 0,69,
Nohut’ta ise % 6,11 dir.
TÜİK 2002 verilerine göre, ülkemizde 75 ilde fasulye, 65 ilde nohut, tarımı yapılmaktadır.
Ülkemizin hemen her bölgesinde fasulye ve nohut tarımı yapılmaktadır Fasulyede en fazla ekiliş
alanı bulunan 10 ilimiz; Konya, Samsun, Kahramanmaraş, Erzincan, Karaman, Niğde, Kayseri,
Kırşehir, Aksaray ve Malatya olup ülkemiz toplam fasulye ekim alanımızın %61,2’sini, toplam
fasulye üretimimizin % 66.2’sini karşılamaktadır. Nohutta en fazla ekim alanına sahip olan 10 ilimiz;
Konya, Uşak, Yozgat, Diyarbakır, İçel, Çorum, Kütahya, Isparta, Antalya ve Kahramanmaraş olup
toplam nohut ekim alanımızın %54.7’sini, toplam nohut üretimimizin % 53’ünü karşılamaktadır.
Aşağıdaki tabloda ise bölgee ait illerdeki Kuru Fasulye ve Nohut’un ekilen alan, üretim ve
verim değerleri verilmiştir. Tablo incelendiğinde en fazla ekiliş Konya ilinde olup, bunu sırasıyla
Karaman ve Ankara İlleri takip etmektedir. Kuru Fasulye ve Nohut ekilişinde belli bir fiyat politikası
olmadığından bazı yıllarda önemli artışlar, bazı yıllarda da dikkat çeken azalışlar gözlenmektedir.
Tablo 125. Ankara, Konya ve Karaman İllerine ait Kuru Fasulye ve Nohut İstatistikleri
Kuru Fasülye
Ankara
Konya
Karaman
Yıllar
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Ekiliş
(ha)
Üretim
(ton)
Verim
(kg/ha)
2348
2192
2125
2183
2155
280
2767
2477
2577
2343
3944
3606
3356
3619
3434
4127
3015
3098
3191
2954
1700
1650
1460
1541
1467
1370
1100
1099
1108
1110
21250
25632
20431
20894
13433
13948
12921
15699
14437
11732
17126
18045
16042
15868
9896
9974
7853
12927
11013
10004
850
700
840
830
825
797
720
987
823
958
Ekiliş
(ha)
Üretim
(ton)
13660
22356
14797
22776
12814
20367
15023
25801
15709
25311
16035
26235
18318
30502
30262
63949
16760
35609
14323
29665
Nohut
57317
59574
64162
64565
60151
62997
56811
55387
54787
52581
52039
38522
54691
34948
76107
75363
60023
52538
50532
53961
Verim
(kg/ha)
Ekiliş
(ha)
Üretim
(ton)
Verim
(kg/ha)
1637
1539
1589
1717
1611
1636
1665
2113
2125
2071
5080
4970
5250
6935
6885
7400
7100
9570
13122
10717
8950
8952
8427
10587
13577
13185
15780
29123
45263
35665
1762
1801
1605
1527
1972
1782
2223
3043
3449
3328
1039
1006
1047
975
960
740
639
990
875
1068
12525
13880
13325
13025
12420
14370
13480
15170
16015
15440
10530
12581
13075
12560
10951
12196
12994
17530
16989
15440
841
906
981
964
882
849
964
1156
1061
1000
Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü
4.7.1.3.1.1. Kuru Fasulye ve Nohut Pazarlama Kanalları
Bölgede üretilen Kuru Fasulye ve Nohut TMO, tüccar, Ticaret Borsası, özel alıcı ve
141
sözleşmeli alıcılar tarafından alınmaktadır. Özel alıcı her birimden ürün alarak işler veya
paketleyerek tüketiciye ulaştırır. Ayrıca sözleşmeli alıcı işleyerek veya paketleyerek, TMO’da
paketleyerek tüketiciye arz eder.
Kuru Fasulye ve Nohut Pazarlama Kanalları
G
r
a
f
i
k
8
:
B
a
k
l
a
g
i
l
P
a
z
a
r
l
a
m
a
K
a
n
a
l
l
a
r
ı
Üretici
TMO
Tüccar
Ticaret Borsası
Özel Alıcı Fabrika
Tüketici
4.7.1.3.1.2. Nohut ve Kuru Fasulye Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi )
Güçlü Yönler
- Münavebeli üretimde
kullanılıyor olması
-İşleme sanayisinin varlığı
-Antraknoza dayanıklı tescilli
çeşitlerin olması
- Uygun ekololojinin varlığı
- Entegre mücadelenin varlığı
-Araştırma Enstitüsünün
varlığı ve yakınlığı
-Üretim bölgesinin Mersin
serbest bölgesine yakınlığı
- Bölgeye özgü sertifikalı
tohumlukların tescil olması
-Bölgede diğer yemeklik
baklagillere nazaran tercih
edilir olması
Zayıf Yönler
-Lisanslı Depoculuğun
gelişmemiş olması
-Sertifikalı tohumluk
kullanımının yetersizliği
- İşleme tesislerinin
iptidai şartlarda (ev
altlarında) olması
- Marka oluşturulamaması
-Su potansiyelimizin
azlığı
Fırsatlar
-İhracat
potansiyelinin
mevcudiyeti
- Sertifikalı
tohumluk desteği
-Bölgede organik
tarımın gelişmekte
olması
-Ulaşım ve nakliye
kolaylığı
Tehditler
-Nohut’ta
Antraknoz hastalığı
-Yem bitkilerine
verilen desteklerin
son yıllarda artması
-Fiyat istikrarsızlığı
4.7.2. Meyvecilik ve Sebzecilik Sektöründe Üretim ve Pazarlama Kanalları
142
Türkiye’de resmi istatistiklerde yer alan 35 meyve türünden yılda ortalama 13 milyon ton
üretim gerçekleşmektedir. Üretimin amaca ulaşmasını sağlayan ise pazarlamadır.
Günümüz Türkiye’sinde, serbest pazar ekonomisi gün geçtikçe daha fazla yaygınlaşmakta ve
önemini hissettirmektedir. Bu nedenle pazarlama, ülkenin önemli alt sektörlerinden birini
oluşturmaktadır.
Meyveler, çeşitli teknolojilerle işlenebilmekte veya dalından koparıldıktan sonra ya belirli
süre depolanmakta ya da hemen tüketime sunulmaktadır. Çabuk bozulabilir nitelikteki bu ürünleri
tüketicinin istediği tazelik, biçim ve zamanda, istediği yerde hazır bulundurmak gerekmektedir. En
basit anlamı ile pazarlamanın, üreticinin ekonomik gücünü düşürmeden, ürünlerin üreticiden
tüketiciye ulaştırılması ve bu arada meydana gelen olayların incelenmesi şeklinde tanımlanmasına en
iyi örnek tarım sektörüdür.
Yaş meyveler türü ve çabuk bozulabilirlik derecesi, üretim bölgesi, işlenebilme özelliği ve
üreticinin pazarlama sistemi alışkanlığı gibi bir dizi etmene bağlı olarak değişik kanallardan
pazarlanmaktadır.
Üretici düzeyinde yapılan araştırmalar, yaş meyvelerin, türlere göre % 13 ila % 42’sini
toptancı halleri aracılığı ile pazarlandığını ortaya koymuştur.
Depolanması gereken meyvelerin hasat edildiği gün en kısa sürede depoya ulaştırılmasına
özen gösterilmeli depolanmayacak meyveler ise hasat edildiği gün satış yerine ulaştırılmalıdır. Bu
satış yeri daha önce de belirtildiği gibi toptancı halleridir. Meyveler toptancı hallerinden çoğunluğu
pazar ve manav esnafınca günün erken saatlerinde satın alınmakta ve tüketiciye sunulmaktadır.
Yaş meyvelere ilişkin yapılan bazı ekonomik araştırmalar üretici düzeyinde yaygın olan
pazarlama kanallarının; Üretici-Toptancı-Toptancı Hali-Perakendeci-Tüketici şeklinde olduğunu
ortaya koymuştur. Türlerine göre değişmekle birlikte meyve pazarlamasında toptancı hallerinin
önemli bir yeri vardır. Burada hizmet verenler, büyük çoğunlukla komisyoncular, nadiren de üretici
birlikleri ya da kooperatiflerdir. Alıcılar ise genellikle perakendeciler ve toplu tüketime yönelik
hizmet veren kişi ya da kuruluşlardır.
Yaş meyve pazarlamasında işlenmiş meyveye günümüzde duyulan talebin sınırlı oluşu
nedeni ile kurulu bulunan meyve işleme sanayinin düşük kapasite ile çalışma durumunda kalması,
böylece yaş meyvelerin dalından koparıldığı gibi doğal hali ile pazarlanması zorunluluğudur. Bu
durum binlerce üreticinin ürettiği aynı tür meyvenin bir anda pazara sunulması ve talebe göre arz
fazlalığı nedeni ile fiyatın düşmesine neden olmaktadır.
Pazarlama üretimden tüketime kadar uzayan bir zincirdir. Bu zincirin birindeki aksaklık tüm
pazarlama etkinliğin düşürmekte ve üretimin anlamını yok etmektedir. Bu nedenle yaş meyve
pazarlamasında üreticisinden son tüketicisine ulaştıran perakendeciye kadar görev alan tüm
birimlerin çok dikkatli ve hızlı hareket etmeleri gerekmektedir. Bu yapılmadığı taktirde üretilen
meyvenin yaklaşık % 30’u pazarlama aşamasında ziyan olmaktadır.
4.7.2.1. Türkiye'de Meyve Ve Sebze Üretimi
Türkiye 43 milyon ton yaş meyve ve sebze üretimi ile dünyanın önemli üretici ülkelerinden
birisi konumundadır. Ülkemiz rakamsal olarak önemli bir üretici ülke görünümünde olmakla birlikte,
ihracatın üretime oranı % 3.7 civarındadır. Bu yapının en önemli nedenleri ürünlerin gıda sanayinde
hammadde olarak kullanılması ve yurtiçinde tüketilmesi ile ihracata konu olan yaş meyve ve
sebzelerin, uluslararası piyasalarda talep edilen miktar ve kaliteye uygun çeşitlerin olmamasıdır.
143
Tablo 126. Yıllar İtibariyle Türkiye Yaş Meyve ve Sebze Üretimi (Miktar: 1000 Ton)
Ürünler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
Elma
2.100
2.200
2.550
2.450
2.500
2.400
2.450
2.200
2.600
Kiraz
186
200
215
195
250
230
250
210
265
Üzüm
3.550
3.700
3.700
3600
3.400
3600
3250
350
3650
Domates
7.250
7.800
6.600
8.290
8.956
8.890
8.425
9.450
9.820
Havuç
250
270
240
232
239
235
230
235
405
Kaynak:TÜİK
Ülkemiz yaş meyve üretimi 4 ana grup altında incelenmektedir. 2003 yılı itibariyle yaklaşık
11.5 milyon ton meyve üretimi içinde üzümsü meyveler % 37 ile en önemli paya sahiptir. Sofralık
üzüm bu grubun ticari önemi en fazla olan meyvesidir. İncir bu grubun gerek üretim gerekse ihracat
açısından ikinci önemli ürünüdür. Yumuşak çekirdekli meyveler yaş meyve üretimimizin % 27'sini
oluştururken elma bu grubun en önemli meyvesidir. Turunçgil meyveleri, yaş meyve üretiminden %
21 pay almaktadır. Taş çekirdekli meyve grubunun meyve üretimi içindeki payı % 14 olup kayısı,
kiraz, erik ve şeftali bu grubu temsil eden meyveler olarak dikkat çekmektedir.
Soğan, patates, sarımsak gibi yumru bitkiler hariç tutulduğunda, ülkemiz sebzeler üretiminin
% 47’si meyvesi yenen sebzelere ait olup domates, kavun, karpuz, patlıcan, hıyar ve biber ekonomik
anlamda bu grubu temsil eden en önemli sebzelerdir. Dünyada üretici ülkeler sınıflandırması içinde
yer alabilmek ihracatın ne ölçüde başarıyla gerçekleştirdiğine bağlıdır. Bu anlamda da üretim
miktarı, endüstri kalitesi, altyapı ve kullanılan girdiler, finans ve pazar şartları olarak adlandırılan,
dünyada kabul görmüş rekabet kriterleri doğrultusunda ülkemiz yaş meyve ve sebze sektörünün
yapılandırılması gerekmektedir. Aksi durumda önemli üretici olmamız tek başına bir anlam ifade
etmemektedir.
Tablo 127. Yıllar İtibarıyla Dünya Yaş Meyve Üretimi (Miktar: 1000 Ton)
Ürünler
1998
1999
2000
2001
2002
2003
Elma
56.769
58.059
59.199
57.689
55.577
58.982
Kiraz
1.635
1.820
1.905
1.830
1.731
1.837
Üzüm
57.033
60.875
64.789
60.758
61.964
63.412
2004
63.205
1.834
67.071
2005
63.489
1.864
66.413
Kaynak: FAO
Muz, üzüm, portakal, elma, mandarin, armut, şeftali, nektarin, limon ve erik dünyada en fazla
üretilen meyvelerdir. Dünya toplam portakal üretiminin % 2.2’si, elma üretiminin % 4.3’ü ve üzüm
üretiminin % 6’sı ülkemiz tarafından karşılanmaktadır.
Tablo 128.Yıllar İtibariyle Dünya Yaş Sebze Üretimi (Miktar: 1000 Ton)
1998
1999
2000
2001
2002
2003
Ürünler
Domates
95.633
108.675 108.449 106.572 114.377 117.348
Havuç
18.827
19.510
20.859
21.223
21.745
23.827
2004
124.119
24.435
2005
125.016
24.222
Kaynak: FAO
Patates, domates, karpuz, lahana, hıyar ve kornişon, kavun ve havuç dünyada en fazla
yetiştirilen sebzelerdir. Dünya toplam domates üretiminin % 8.6'si, biber üretiminin % 7.5'i, kavun
üretiminin % 6.3'ü, karpuz üretiminin % 4.6'sı, salatalık üretiminin % 4.4'ü, soğan üretiminin % 3.4'ü
ve patates üretiminin % 1.7'si, ülkemiz tarafından karşılanmaktadır.
4.7.2.1.1. Türkiye'nin Meyve Ve Sebze Dış Ticareti
144
İhracat
Rusya Federasyonu, 2005 yılında 197.000.000 Dolarlık toplam yaş meyve ve sebze
ihracatımızın % 25’inin yöneldiği en önemli ülke konumundadır. Rusya Federasyonu’nu % 14 ile
Almanya, % 7 ile Suudi Arabistan ve Romanya, % 6 ile Ukrayna ve % 5 ile Hollanda takip
etmektedir. Birleşik Krallık, Yunanistan ve Avusturya diğer önemli pazarlarımız görünümündedir.
2005 yılı itibarıyla yaş meyve ihracatımız 1.227.000 ton olarak gerçekleşmiştir. Turunçgiller
toplam meyve ihracatımızın % 72’sini oluşturmaktadır. Mandarinler ise turunçgiller ihracatımızdaki
en önemli kalemdir. Sofralık üzüm ihracatımız toplam meyve ihracatımızın % 13’ünü oluşturmakta
olup, ihracatı yapılan en önemli çeşit Sultani Üzüm’dür.
2005 yılındaki yaş sebze ihracatımız ise 554.000 ton olup, domates miktar olarak toplam
sebze ihracatının % 45’ini oluşturmaktadır. İhracatı yapılan diğer önemli sebzeler kuru soğan,
patates, biber ve hıyar kornişon’dur.
Türkiye'de yaş meyve ve sebze üretimi miktar itibariyle önemli olmasına karşın, ihracatın
üretime oranı çok düşüktür. İhracata konu olan meyve ve sebze çeşitlerinin uluslar arası piyasalarda
talep edilen çeşitlere uygun olmayışı ve üretimden tüketime miktar ve kalite kayıplarının yüksekliği
bu yapının en önemli nedenleri arasındadır.
Tablo 129.
Yıllar İtibarıyla Türkiye Yaş Sebze ve Meyve İhracatı
Değer:1000 ABD Doları)
2002
2003
2004
Ürünler
M
D
M
D
M
D
Elma
15
6.088
20
10.254
20
9.950
Kiraz
20
52.493
34
77.696
39
118.000
Sofralık Üzüm
81
34.681
99
51.233
159
81.747
Domates
253
70.001
228
88.651
235
109.563
Havuç
30
3.372
47
7.553
30
5.456
(Miktar:1000Ton
2005
M
28
36
156
247
34
D
11.560
93.594
91.324
144.294
6.470
Kaynak: DTM
Tablo 130. Ülkeler İtibarıyla Türkiye’nin Yaş Meyve ve Sebze İhracatı (Miktar: Ton Değer:
1000 ABD Doları)
145
Ülkeler
Rusya Fed.
Almanya
Romanya
S.Arabistan
Ukrayna
Hollanda
Birleşik
Krallık
Mersin
Serb. Böl.
Yunanistan
Avusturya
Polonya
Fransa
Toplam
(Diğerleri
Dahil)
2002
2003
M
D
403.402 117.771
97.942 73.375
116.154 29.352
284.670 57.990
99.445 32.017
45.856 27.824
2004
M
D
409.999 146.940
111.020 101.508
127.246 36.227
203.771 60.029
99.390 40.885
41.757 36.614
2005
M
D
455.719 189.157
115.879 130.924
123.443 46.179
60.029 156.776
40.885 97.932
36.614 45.716
M
D
487.621 239.840
134.422 133.364
156.844 66.841
57.152 62.558
42.054 59.624
47.416 45.980
47.883
28.732
37.625
29.005
29.005
43.938
39.054
44.355
75.711
21.652
66.097
31.265
44.056
21.533
49.317
29.084
44.927
38.427
26.282
13.737
14.572
23.336
7.923
8.434
49.683
32.616
23.699
18.410
22.411
23.013
9.476
16.712
73.972
22.221
23.787
15.291
34.776
17.893
10.826
13.055
51.787
28.951
38.431
17.799
28.818
23.851
21.107
16.768
1.591.000 533.000 1.611.000 672.000 1.595.000 790.000 1.782.000 952.000
Kaynak: DTM
İthalat
Ülkemiz sahip olduğu üretim alanı ve ekolojik yapısı itibariyle yaş meyve ve sebze
üretiminde kendine yeterli ve ihracat şansına sahip şanslı ülkelerden birisidir. Bahsedilen nedenle
ülkemiz yaş meyve ve sebze ithalatının yapısı aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
Muz, hindistan cevizi, ananas, avokado armudu gibi ülkemizde yetiştiricilik imkanı kısıtlı
olan veya yetiştiriciliği mümkün olmayan meyveler ithal edilmektedir. Dahilde İşleme Rejimi
kapsamında gıda işleme sanayinin ihtiyaç duyduğu çeşitlerin temini amacıyla ithalat yapılmaktadır
(elma gibi). Sezon dışı talebi karşılamak amacıyla ithalat yapılmaktadır. Bazende reexport yapmak
amacıyla yaş meyve ve sebze ithal edildiği görülmektedir.
Bu bağlamda, 2003 yılı ithalatı açısından 91.937 ton ile muz, 58.509 ton ile turuncgiller ve
7.859ton ile hurma ithal edilen en önemli meyveler olarak dikkati çekmektedir. Ayrıca sektör, meyve
sebzelerin sınıflandırılması ve paketlenmesinde kullanılan alet ekipman, mumlama materyali,
ambalaj materyali, soğuk muhafaza alet ve ekipmanı gibi girdileri ithal etmektedir. Ancak bu ithalat,
teknolojilerin takibi, ülkemizde üretim kapasitelerinin yetersiz olduğu girdilerin teminine yönelik
ithalat olarak kendini göstermektedir.
Tablo 131. Yıllar İtibarıyla Türkiye Yaş Meyve İthalatı (Miktar: Ton Değer:1000 ABD Doları)
Ürünler
2000
2001
2002
2003
2004
Elma
4.874.670
5.003.033
5.393.768
5.966.257
6.257.043
Kiraz
13.658
14.907
147.648
187.293
20.462
Üzüm
2.608.875
2.542.243
2.583.378
2.800.524
2.926.163
Kaynak : FAO
146
4.7.2.1.1.1. Dünyadaki Elma Üretimi ve Türkiye’nin Yeri
2004 yılı FAO verilerine göre Dünya elma üretiminde hem alan olarak hem de üretim
miktarı olarak Çin büyük bir farkla 1. sıradadır. Türkiye de Dünya elma üretiminde söz sahibi olan
bir ülkedir.
Tablo 132: Dünya Elma Üretimi ve Üretim Alanı
Üretim Alanı
Ülkeler
(1.000 Hektar)
Çin
1877,32
Rusya
386,00
ABD
156,25
İran
150,00
Türkiye
108,90
İtalya
61,74
Fransa
57,93
Üretim Miktarı
(1.000 Ton)
18746,74
2859,00
5367,00
1967,00
1930,01
1307,24
1666,97
Kaynak : FAO
4.7.2.1.1.2.Türkiye’de ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Elma Üretimi
Elma; bir soğuk iklim meyvesidir. Elma ağacı, kışın durgun mevsimde -35,-40 C ve yıllık
sürgünleri de -20 dereceye kadar dayanabilmektedir. Ayrıca elmanın kış soğuklama ihtiyacı diğer
meyve türlerine göre uzundur. Elmanın bu genetik yapısı TR5 Batı Anadolu bölgesi için büyük bir
avantajdır. Çünkü karasal iklimin hüküm sürdüğü bölge ile elmanın iklim istekleri tamamen
örtüşmektedir.
Elmanın anavatanı içinde Anadolu da yer almaktadır. Elma kültürü Anadolu’da Etiler
zamanında ileri bir düzeye ulaştırılmış, Anadolu’dan da Yunanlılar ve Romalılar vasıtasıyla
Yunanistan ve İtalya’ya götürülerek buradan da Avrupa’ya yayılmıştır.
Bölgede ana tarımsal ürünlerden birisi de, elma yetiştiriciliğidir. Yalnız üretimi yapılan
elmanın, büyük bir kısmı Starking ve Golden çeşidinden oluşmaktadır. Bölge için Elma üretimini
zorlaştıran en önemli etmenlerden birisi çiçekleme döneminde görülen ilkbahar son donlarıdır.
Ayrıca bölgede zaman zaman pazarlama sorunları yaşanmaktadır. Bazı yıllar fiyatlar çiftçiyi
memnun ederken bazı yıllar ise fiyatlar düşmekte ve üretici zor durumda kalmaktadır. Bununla
birlikte üretilen elmanın pazarlanamayan kısmını depolayacak yeterli miktarda soğuk hava deposu
bulunmamaktadır.
Ancak son yıllarda bazı ulusal firmalar büyük alanlarda kapama elma bahçeleri kurarak
ihracata yönelik elma üretimine başlamıştır. Özellikle Karaman ilinde elma üretim potansiyelinin
yüksek olması nedeniyle bu firmalar tam bodur, yarı bodur anaçlar üzerine aşılı ve Dünya
pazarlarında rağbet gören çeşitlerle gerek üretim teknikleri ve gerekse değişik kültür çeşitleri ile
kaliteli üretim çalışmaları bölge çiftçileri için örnek olmaktadır. Bölge çiftçilerinin de imkanları
ölçüsünde pazar şansı düşük olan çeşitleri sökerek yerine bodur ve yarı bodur kültür çeşit elma
çeşitleri ile yeni elma bahçeleri tesis etme çalışmaları hız kazanmıştır. Özellikle Karaman İlinde
“Karaman Yeşili–Arjantin” ismiyle tanınan Granny Smith çeşidi üretimi oldukça yaygındır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde elmanın hem üretim alanı, hem de üretim miktarı bakımından
Karaman ili birinci sıradadır. Ayrıca Karaman İli üretim miktarı bakımından uzun yıllar ortalaması
dikkate alındığında Türkiye’de Isparta ilinden sonra 2. sıradadır.
.
147
Tabloda Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde elma üretim miktarları verilmiştir.
Tablo 133: TR5 ve Türkiye Elma Üretim Miktarları (2004)
İstatistiki Bölge
Meyve Veren Yaşta Elma
Birimleri
Ağacı Sayısı (Adet)
Elma Üretim Miktarı
(Ton)
TR52
742.092
2.718.985
4.966.125
7.685.110
29.955
63.274
84.828
148.102
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
8.427.202
178.057
23,7
8,5
35.498.200
2.100.000
TR51
TR52
TR510
TR521
TR522
Ankara
Konya
Karaman
TR5/TR (%)
Türkiye
Kaynak:TÜİK
TR5 Batı Anadolu Bölgesi meyve üretimine baktığımızda, bölgenin elma üretiminde öneme
sahip olduğunu görmekteyiz. 2004 Yılı verileri dikkate alındığında Türkiye toplam elma üretiminin
yaklaşık % 8,5 bir miktarı bu bölgede gerçekleşmektedir.
Elma üretiminde Karaman, uzun yıllar ortalaması dikkate alındığında Türkiye üretiminin
%10 – 15’ini karşılamaktadır. Ancak 2004 yılı ilkbaharında görülen ilkbahar geç donu nedeniyle
Karaman’da elma üretimi zarar görmüş ortalama 350.000 ton iken 2004 yılında 84.828 ton olarak
gerçekleşmiştir. Bölgede elma üretiminde ikinci sırayı Konya ili almaktadır.
4.7.2.1.1.3. Türkiye Elma İthalatı ve İhracatı
Türkiye’nin coğrafi yapısı ve iklim koşulları bir çok bölgede elma yetiştiriciliğine uygundur.
Avrupa ülkeleri elma üretimi yönünden Türkiye’ye rakiptir. Uluslararası pazarda Türk elmalarına
karşı talebin artmasının başlıca sebepleri elmanın kalitesi, aroması ve uzun hasat dönemidir.
Türkiye de üretilen elmanın büyük bir bölümü yurt içinde taze olarak tüketilmektedir.Elma
ihracatı da esas olarak taze sofralık olarak yapılmaktadır.
Tablo 134: Türkiye’nin Yıllar İtibariyle Elma İhracat ve İthalatı
İhracat
İthalat
Yıllar
Miktar
Değer
Miktar
Değer
(Ton)
(1000 $)
(Ton)
(1000 $)
1998
303,58
111,70
4,08
2,99
1999
226,17
100,12
11,13
3,58
2000
183,59
70,52
7,83
3,13
2001
224,51
76,24
1,67
1,50
2002
165,11
62,18
3,82
2,29
2003
231,27
97,81
4,20
3,28
2004
189,58
105,46
5,85
4,03
Kaynak : FAO
Türkiye’de yıllar itibariyle elma ihracatına bakıldığında dalgalanmalar meydana geldiği
gözlenmektedir.
148
Tablo 135: Çeşitli Ülkelerin Elma İhracatı ve Değeri (2004)
Ülkeler
Miktar (1000 Ton)
Çin
1483,63
İtalya
720,70
Fransa
705,54
ABD
647,76
Almanya
610,43
Hollanda
503,09
İran
194,29
Türkiye
189,58
İspanya
165,07
Değer (Milyon $)
837,50
597,52
753,11
511,32
521,21
419,63
40,51
105,46
138,17
Kaynak : FAO
Tablo 136: Çeşitli Ülkelerin Elma İthalatı ve Değeri (2004)
Ülkeler
Miktar (1000 Ton)
Almanya
1829,55
ABD
1531,86
Rusya
923,60
Hollanda
544,41
Fransa
431,65
İtalya
165,60
Türkiye
5,85
Değer (Milyon $)
1422,95
836,38
323,72
435,29
449,20
189,53
4,083
Kaynak : FAO
Dünya elma üretiminin büyük bir bölümü, üretici ülkelerde taze olarak tüketilmekte veya
elma işleme sanayinde kullanılmaktadır.
Tabloda görüldüğü gibi elmanın en önemli ihracatçısı Çin olurken, en fazla ithalat yapan ülke
ise Almanya’dır.
149
4.7.2.1.1.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Elma Pazarlama Kanalları
TR5 Batı Anadolu Bölgesi elma pazarlama kanalları aşağıda gösterilmiştir.
Elma Pazarlama Kanalları
Üretici
Perakende
Satış
İhracatcı
Sebze
Hali
Tüccar
Pazarcı
Meyve
Suyu
Fabrikası
İç Tüketici
Dış Tüketici
150
Semt
Pazarlar
4.7.2.1.1.5. Elma Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
-Örgütlenmenin
-TR 5 Batı Anadolu
-Elma ve Meyve
yetersiz olması
Bölgesinin önemli
Üreticileri birliğinin
nedeniyle üreticilerin
elma üretim
kurulmuş olması
merkezlerinden olması fiyat belirleme
-Dış ülkelerde
şanslarının olmaması.
-Elma üretim tekniği
Türkiye’de üretilen
-Yaşlı ve verimden
(budama, ilaçlama,
elmalara aroması ve
düşmüş elma
bakım) konusunda
tadındaki lezzeti
bahçelerinin varlığı
bilgi ve beceri sahibi
nedeniyle talebin
-Elma işleme
meraklı üreticilerin
yüksekliği ve buna
tesislerinin yetersiz
mevcut olması
paralel olarak ihraç
olması
-Türkiye’nin elma
olanaklarının her
-Elma depolama
üretiminde Dünyada
geçen yıl artması ve
tesislerinin yetersiz
önemli bir yere sahip
ihraç firmalarının elma
olması
olması
ürününe ilgi
-İklim şartlarından
-TR 5 Batı Anadolu
göstermesi
Bölgesinin ekolojik
dolayı her yıl alınan
-Alım gücü yüksek
yapısının (iklim,
ürün miktarının
Uzakdoğu ve Ortadoğu
toprak ve yükselti)
değişkenliği
ülkeleri gibi yeni
elma üretimine çok
-Yüksek gelirli tam ve pazarlar
uygun olması
yarı bodur elma
yaratılabilmesi
- İhracata yönelik
tesisine yüksek
- Ambalajlama,
büyük alanlarda ulusal maliyetten dolayı
boylama ve
şirketler tarafından
henüz geçilememesi
sınıflandırma
kapama elma
-İç tüketimin az olması imkanlarının
bahçelerinin kurulmuş -Yarı bodur ve tam
gelişmeye başlaması
olması
bodur elma fidanı
- Soğuk hava
-Meyve suyu
temininde yaşanan
depolarının sayılarının
fabrikalarının
güçlükler.
hızla artması
bulunması
-Yeterli olmasa da
Organik tarımın
uygulanmaya
başlaması.
Tehditler
-Elma üretiminde
bilinçsizce kimyasal
ilaçlar kullanılması
hem iç pazarda hem de
dış pazarda elma
tüketimini
etkileyebilir.
-Tam ve yarı bodur
elma bahçesi
kurulurken yapılan
hatalar (anaç ve
dölleyicilerin bahçeye
belli bir düzen içinde
yerleştirilmesi) üretimi
olumsuz yönde
etkileyebilir.
– Çiçeklenme
dönemine rastgelen
ilkbahar geç donları
4.7.2.1.2.1. Türkiye’de Kiraz Üretimi
Kiraz, ılıman iklim meyveleri arasında en erken olgunlaşandır. Bu durum, kirazın genetik
özelliğinden ileri gelmektedir. Kirazın anavatanı (Prunus Avium L.) Hazar Denizi ile Karadeniz
arasındaki bölgedir. Geliştirilen çeşitlerle kiraz üretimi çok erkenden çok geçe kadar geniş bir
yetiştirme dönemine sahiptir. Kirazların gösterişli, sevilerek yenilen bir meyve olması ve dış
pazarlarda aranması, özellikle son yıllarda talebin artmasına neden olmuştur.
Kirazın anavatanı olan Türkiye, Dünya’daki belli başlı kiraz üretici ülkelerinden biridir.
Normalde artış eğiliminde olan kiraz üretimi yeni işleme tekniklerinin de devreye girmesiyle daha da
151
artış göstermektedir. Pazarlama sorunu bulunmayan ender ürünlerden birisi olması da bu duruma etki
etmektedir. Yapılan incelemelerde “0900 Ziraat” olarak tanımlanan çeşidin 8-12 g arasında değişen
irilik kazandığı saptanmıştır. Ancak, meyve iriliğinin iyi olmasına rağmen, meyve veriminin çok
düşük olduğu gözlenmiştir. Bundan dolayı ülkemizde meyve kalitesi yüksek, , yüksek verimli ve iri
yeni çeşitlere gereksinim vardır. Dünyada 1500 civarında kiraz çeşidi mevcuttur. Devam eden ıslah
çalışmaları ile günden güne bu sayı artmaktadır.
Kiraz, ülkemiz ekonomisi için önemli bir meyvedir. Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri
başta olmak üzere, ülkemizin hemen hemen bütün bölgelerinde yetiştirilmektedir. Türkiye’de iyi bir
kiraz ekolojisi vardır. Birçok kiraz çeşidinin soğuklama gereksinimleri (+7.2 C’nin altında) 1000
saatten fazla olduğu için yaylalarda yada kışları soğuk geçen bölgelerde yetiştiricilik yoğunlaşmıştır.
Kiraz üretimi ülkemizin Orta Anadolu ve Göller Bölgesi, İç Ege ve Marmara bölgelerinde
yoğunlaşmıştır. Üretimin fazla olduğu iller sırası ile İzmir (% 12,7), Amasya (% 8,8), Manisa (%
8,1), Afyonkarahisar (% 6,3), Isparta (% 6,1), Konya (% 5,4), Bursa (% 4,8), Sakarya (% 3,8), ve
Kocaeli (% 3,2) dir. Bunun yanında, Denizli-Honaz, Malatya-Yeşilyurt dar üretim alanları
olmalarına rağmen kaliteli, kirazın hakim olduğu bölgeler olarak dikkati çekmektedir. Tablo 137’de
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde kiraz ağacı sayısı ve üretim miktarları verilmiştir.
Tablo 137.
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Kiraz Ağacı (Adet) ve Kiraz Üretim
Miktarları (Ton)
İstatistiki Bölge
Birimleri
TR51-
Meyve Veren Yaşta Kiraz
Ağacı
(Adet)
TR510
Ankara
TR521
TR522
Konya
Karaman
162.541
162.541
539.806
145.595
685.401
847.942
9,7
8.750.000
Ankara
TR52-
TR5
TR52
Batı Anadolu Bölgesi
TR 5 /TR (%)
Türkiye
Kiraz
Miktarları
(Ton)
5.047
5.047
15.887
3.365
19.252
24.299
9,92
245.000
Kaynak: TÜİK – 2004
Türkiye Kiraz üretiminin % 9,92’ TR52 Batı Anadolu Bölgesinden karşılanmaktadır. Konya
alt bölgesi 15.887 ton kiraz üretimiyle, % 6.5 oranla Türkiye’de, % 65.4 oranla da bölgede önemli
bir üretim gerçekleştirmektedir. Üretim miktarlarına bakılırsa sırasıyla Konya, Ankara ve Karaman
illerinin önemli bir üretim gerçekleştirdiği görülmektedir.
Türkiye’nin toplam kiraz üretim alanı ve üretim miktarında yıllara göre bir artış
gözlenmektedir. 2001 yılı verilerine göre Türkiye’nin toplam kiraz üretim alanı 25.000 ha., üretimi
ise 250.000 ton olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde bir ha alandan elde edilen verim 10 ton’dur.
152
4.7.2.1.2.2. Dünyadaki Kiraz Üretiminde Türkiye’nin Yeri
Dünya kiraz üretiminin tamamına yakın bölümü kuzey yarım kürede gerçekleşmekte ve
özellikle Avrupa Kıtası’nda yoğunlaşmaktadır. Üretimin yoğun olduğu ülkeler; A.B.D, Türkiye,
İran, Almanya ve Rusya’dır.
Tablo138. Dünya Kiraz Üretim miktarı (2004 )
Ülkeler
Üretim Miktarı( 1000 Ton)
ABD
Türkiye
İran
Almanya
Rusya
İtalya
Ukrayna
İspanya
Fransa
256,825
245,000
224,000
120,000
100,000
95,169
85,300
62,800
58,859
Kaynak:FAO
4.7.2.1.2.3. Türkiye’de Kiraz İthalatı ve İhracatı
Türkiye’nin coğrafi yapısı ve iklim koşulları birçok bölgede kiraz yetiştiriciliğine uygundur.
Avrupa ülkeleri kiraz üretimi yönünden Türkiye’ye rakiptir. Özellikle; İtalya, İspanya ve Fransa
diğer Avrupa ülkelerine kiraz ihraç eden güçlü rakiplerdir. Uluslararası pazarda Türk kirazına karşı
talebin artmasının sebepleri; kirazın kalitesi, uzun hasat dönemi, rekabetçi fiyat oluşturulması,
ürünün işlenmesi ve muhafazası ile ilgili yapının ihracatçılar tarafından oluşturulması ile nakliyede
soğuk zincirin sağlanması, istikrarlı miktar ve kalitenin sağlanmış olmasıdır. Türkiye’de kiraz
üretiminin büyük bölümü yurt içinde taze olarak ve özellikle bir kısmı da işleme sanayinde
kullanılmakta, sadece % 9,8’i yurt dışı pazarlara satılmaktadır. Kiraz ihracatı esas olarak taze ve
işlenmiş (konserve ve dondurulmuş) olarak gerçekleşmektedir. Kiraz ihracatının tamamına yakın
bölümü Batı Avrupa ülkelerine yapılmaktadır. Kiraz ihraç ettiğimiz en önemli ülke Almanya ‘dır. Bu
ülkeyi Hollanda, İngiltere, Belçika izlemektedir. Tablo 139’da, Türkiye’nin 1995 ve 2001 yılları
arasındaki kiraz ihracat ve ithalat miktarları verilmiştir.
Tablo 139. Türkiye’nin Yıllar İtibariyle Kiraz İhracat ve İthalatı
İhracat
Yıllar
Miktar
Değer
Miktar
(ton)
(1000 $)
(ton)
13.126
22.667
115
1995
15.888
25.496
3
1996
17.771
28.323
63
1997
8.781
16.509
39
1998
26.564
38.390
18
1999
11.940
23.652
0
2000
24.553
48.702
0
2001
İthalat
Değer
(1000 $)
26
2
41
4
22
0
0
Kaynak: FAO
Türkiye’de yıllar itibari ile kiraz ihracatına bakıldığında, dalgalanmalar meydana geldiği
gözlenmektedir. 1995-1998 yılları arasında ihracat miktarında düzenli bir artış gözlenirken 1998 ve
2000 yıllarında üretim miktarındaki düşüşe bağlı olarak, ihracat miktarında azalma meydana
gelmiştir. 2001 yılında kiraz ihracatı 24.553 ton, değer ise 48.702 dolar olarak gerçekleşmiştir.
153
İthalat, sadece bazı yıllarda ve sembolik miktarlarda yapılmıştır. Kiraz ithalatı, 1995 yılında 115 ton,
1996 yılında ise 3 ton olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 140. Dünya Kiraz İhracatı ve Değeri (2001)
Miktar
Ülkeler
(ton)
ABD
38.879
Türkiye
24.553
Avusturya
9.685
İspanya
9.147
Suriye
9.108
Şili
8.763
Fransa
6.467
Dünya
145.209
Değer
(1000 $)
152.093
48.702
27.546
15.571
34.620
21.674
14.807
377.853
Kaynak : FAO
Tablo 141. Dünya Kiraz İthalatı ve Değeri(2001)
Miktar
Ülkeler
(ton)
Almanya
24.518
Japonya
17.031
İngiltere
13.220
Avusturya
11.628
Çin
10.799
Kanada
10.058
Hollanda
6.568
Dünya
149.233
Değer
(1000 $)
55.895
104.429
33.327
34.439
27.027
23.903
15.242
421.814
Kaynak: FAO
Dünya kiraz üretiminin büyük bir bölümü, üretici ülkelerde taze olarak tüketilmekte veya
işleme sanayinde kullanılmaktadır. Üretimin çok az bir miktarı ise uluslar arası ticarete konu
olmaktadır. Dünya kiraz ihracatı 2001 yılında 145.209 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu ihracatın
toplam değeri 377.8 milyon dolardır. En büyük ihracatçı ülke, dış satımın % 27’sini gerçekleştiren
ABD’dir. Bu ülkeyi Türkiye, Avusturya, İspanya ve Suriye izlemektedir. 2001 yılı verilerine göre,
Dünya kiraz ithalatı 149.233 ton civarında gerçekleşmiş olup değer olarak 421.814 milyon dolardır.
Almanya ithalatın % 16,4’nü gerçekleştirerek birinci sırada yer almaktadır Almanya’yı satın alma
gücü yüksek olan Japonya izlemektedir. Diğer önemli ithalatçı ülkeler; İngiltere, Avusturya, Çin ve
Kanada’dır.
154
4.7.2.1.2.4. Kiraz Pazarlama Kanalları
Üretici
Parekende
Satış
Noktaları
İhracatçı
Sebze
Hali
Mahalli
Toptancı
Tüccar
Komisyoncu
Dış Tüketici
Pazarcı
İç Tüketici
155
Mahalli
Pazar
4.7.2.1.2.5. Kiraz Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Tehditler
-TR5 Batı Anadolu
-Kirazın hasat ve
- Dış ülkelerde Türk -Kiraz bahçesi tesisine
Bölgesinin önemli kiraz tüketim süresinin kısa Kirazına olan talebin olan aşırı ilginin bir
üretim politikası
üretim potansiyeline
olması.
yüksekliği ve buna
sahip olması.
paralel olarak ihraç çerçevesinde
-Kiraz işleme ve
- Kiraz üretiminde
depolama tesislerinin olanaklarının her
planlanmaması.
uzmanlaşmış
yeterince olmaması. geçen yıl artması ve - Bahçe kurulurken
üreticilerin bulunması. -Toprak yapısına
ihraç firmalarının gün yapılan hataların
-Türkiye’nin Dünya’da uygun anaç seçimine geçtikçe ilgi
üretimi olumsuz
üretimde ve verim
yeterince dikkat
göstermesi .
etkilemesi.
miktarında 1. , ihracatta edilmemesi.
-Avrupa Birliği
2. sırada olması.
-Yüksek getirili tam Kaynaklı Meyve
- TR5 Batı Anadolu
bodur kiraz tesisine soğutma,
Bölgesinin çok çeşitli yüksek maliyetten
standardizasyon ve
ekolojik yapısı nedeni dolayı geçilememesi. paketleme projesinin
hayata geçme olasılığı.
ile geniş bir üretim
- Yanlış budama
periyoduna sahip olması nedeniyle yüksek
- Üretilen kirazın
standart olarak
-Kiraz ürününde Pazar boylu kiraz
ihracata uygun olması.
bilgi sistemlerinin güçlü ağaçlarının
oluşturulması ve
- Meyve üretici birliği
olması
hasadının güçleşmesi ve Kiraz üreticileri
– Kiraz ihracatı ve
birliklerinin kurulmuş
pazarlaması ile uğraşan - Kiraz Üreticileri
büyük ulusal firmaların Birliğinin olmaması olması
- Dölleyici olarak
bölgeden soğuk hava - Sanayiye uygun
kullanılan beyaz
zincirine uygun olarak çeşitlerin sayısı ve
üretim miktarı azdır. kirazın gıda sanayinde
alım yapması
-Sağlıklı fidan
değerlendirilebilmesi,
üretilmemesinden
işleme sanayinin
dolayı bahçelerin
kurulması.
kalitesiz, hastalıklı,ve -Alım gücü yüksek
yanlış çeşit isimli
Uzakdoğu ve
fidanlarla kurulması Ortadoğu ülkeleri gibi
yeni pazarlar
yaratılabilmesi.
- Marka yaratma
çalışmalarının olması
-Yeterli olmasa da
Organik tarımın
uygulanmaya
başlaması.
4.7.2.1.3. Dünya Üzüm Üretimi ve Tüketimi
2002 yılı verilerine göre dünyada 7,4 milyon hektar alanda 61 milyon ton üzüm
üretilmektedir.
156
Tablo 142. Dünya Üzüm Üretim Alanı ve Üretim Miktarı
Üretim Alanı
Üretim Miktarı
Yıllar
(1000 Ha.)
(1000 ton)
1998
7,264
57,022
1999
7,305
60,954
2000
7,448
64,435
2001
7,381
61,167
2002
7,406
61,018
Verim
(kğ/ha.)
7850
8340
8286
8238
8238
Kaynak : FAO
Dünya üzüm üretiminin yarıdan fazlası Avrupa kıtasında gerçekleştirilmektedir. Dünya yaş
üzüm üretiminde İtalya, Fransa, ABD, İspanya, Türkiye başlıca ülkelerdir.
Tablo 143 . Ülkelere Göre Üzüm Üretim Miktarları 2002
Üretim Miktarı
(1000 ton)
7,872
6,479
3,600
5,609
6,793
2,460
61,018
Ülkeler
İtalya
ABD
Türkiye
İspanya
Fransa
Arjantin
Dünya
Kaynak: FAO
Dünya üzüm üretiminin %64,3’ü şaraba işlenirken %7,6’sı kurutmalık ve %20,9’u sofralık
olarak değerlendirilmektedir.
Dünyada üretilen üzümlerin her yıl yaklaşık 700-800 bin ton arasındaki miktarı kurutularak
değerlendirilmektedir. Üzümü kurutarak değerlendiren ABD, Türkiye, İran, Yunanistan, Güney
Afrika , Şili ve Afganistan gibi ülkelerdir.
Tablo 144. Dünya Kuru Üzüm Üretimi(1000 ton)
1998
Ülkeler
ABD
218
250
Türkiye
İran
102
Yunanistan
40
G.Afrika
34
Dünya
965
1999
284
214
120
35
38
756
2000
350
255
112
35
29
838
2001
350
200
102
40
35
782
Kaynak: FAO
Tabloda görüleceği üzere ABD ve Türkiye dünya kuru üzüm üretiminin %70’ ini
gerçekleştirmektedir. Dünya çekirdeksiz kuru üzüm tüketimi yaklaşık 750-850 bin ton civarındadır.
Tüketimde 190-200 bin tonla ABD ilk sırayı alırken bunu 25-30 bin tonla Avustralya ve Türkiye
izlemektedir. Diğer önemli tüketici ülkeler ise Afganistan, İran, G.Afrika ve Yunanistan’dır.
4.7.2.1.3.1. Türkiye Üzüm Üretimi
Türkiye; çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde ABD’ den sonra dünyada ikinci üretici
konumundadır. 2001 yılı itibarı ile dünya çekirdeksiz üzüm üretimi 838 bin ton olup, ABD üretimi
350 bin ton ve Türkiye üretimi 255 bin ton dur. Ülkemizde iç tüketim düşük iken ihracat oldukça
157
yüksektir. Türkiye’de bağcılığın gelişmesinde, Ziraat Bankasınca uygulanan uzun vadeli ve düşük
faizli kredi sisteminin büyük rolü olmuş ve bağ alanları genişlemiştir. 1981 yılında 800.000 ha olan
bağ alanından 3.700.000 ton olan yaş üzüm üretimi, 1991 yılında 586.000 ha olan bağ alanından
3.600.000 ton yaş üretimi, 2000 yılında ise 535.000 ha olan bağ alanından 3.600.000 ton yaş üzüm
üretimi elde edilmiştir. Bağ alanlarının giderek azaldığı buna karşın sağlanan verim artışı nedeni ile
üretimin aynı ölçüde azalmadığı görülmektedir.
Tablo 145.Yıllar İtibarı ile Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yaş Üzüm Üretimi
(ton)
İstatistiki Bölge
Birimleri
Ekim Alanı (ha)
Üretim (ton)
TR5-
TR51TR52-
TR510
TR521
TR522
Ankara
Konya
Karaman
TR52TR5 Batı Anadolu Bölgesi
TR 5 /TR (%)
Türkiye
Kaynak: TÜİK
4.477
18.163
20.211
38.374
42.851
8.2
520.000
17.718
55.528
195.686
251.214
268.932
7.7
3.500.000
2004 yılı itibarı ile Türkiye’ deki toplam yaş üzüm üretiminin %7.7’si TR5 Batı Anadolu
Bölgesinden elde edilmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin üretmiş olduğu yaş üzümün yaklaşık
%73’ü TR522 Karaman alt bölgesinde üretilmektedir. Karaman 2004 yılında 195.686 ton yaş üzüm
üreterek ülke üretimimin %5,6‘lık bölümünü karşılamaktadır. Türkiye’de üretilen kuru üzüm miktarı
yıllara göre değişmekle birlikte 250.000 ton dolaylarındadır. Kuru üzüm üretimi daha çok TR522
Karaman alt bölgesine özgü Ekşikara çeşidi ile yapılmaktadır. Bunun yanında ekşikara çeşidi yerel
tüketim için sofralık olarak ta tüketilmektedir. TR511 Ankara alt bölgesine özgü Kalecik Karası
çeşidi de ülke çapında şaraplık olarak ün kazanmıştır. 1990’lı yıllardan sonra bölgede telli terbiye
sistemiyle bağcılık yaygınlaşmaya başlamış bu nedenle son yıllarda omca başına verim ve üzüm
kalitesinde artış meydana gelmiştir.
4.7.2.1.3.2. Üzüm Dış Ticaret
Kuru Üzüm İhracatı: Türkiye’nin dünya ticaretine konu olan ve en fazla tanınan üzümü sultani
tip çekirdeksiz üzümdür. Türkiye’nin ihracatında 11. sırada yer alan kuru üzüm , tarım ürünleri
ihracatında da üçüncü sırada yer almaktadır. 1986 yılından önce 100 bin tonun altında gerçekleşen
kuru üzüm ihracatı, bu yıldan sonra hızla artmıştır.
Tablo 146. Türkiye 1990-1999 Yıllarında Kuru Üzüm Üretimi, İhracatı, Değeri ve Ortalama
Fiyatı
Üretim
İhracat
Yıllar
(bin
%
Değer $
Ortalama ($/ton)
(bin ton)
ton)
1990
160
123,1
100
150.685
1.224
1999
214
188,9
153
202.969
1.067
Kaynak: Ege İhracatçı Birlikleri ve TÜİK
158
2003 yılı itibarı ile yaş ve kuru üzümde ithalat ve ihracat miktarlarının dolar cinsinden değeri
Tabloda verilmektedir.
Tablo 147. 2003 Yılı İtibarıyla Yaş ve Kuru Üzümde İthalat ve İhracat Miktarları
İthalat
İhracat
Ürün
Üzüm (Yaş)
Üzüm (Kuru)
Miktar
Değer
Miktar
Değer
(Ton)
($)
(Ton)
($)
99.319
195.995
51.245.370
183.959.749
42
2.021
33.199
2.156.357
Kaynak: TÜİK
Tabloda incelendiğinde üzüm ithalatının miktar bakımından %98’i kuru üzüm, ihracatının da
%65,4’ü kuru üzümdür. Değer bakımından da üzüm ithalatın %98,5’i kuru üzümden, ihracatında
%78,2’si kuru üzümden kaynaklanmaktadır.
Kuru üzüm ihracatının önemli bir bölümü Avrupa Birliği ülkelerine yapılmaktadır. Bu ülkeler
içinde İngiltere, Hollanda, Almanya, İtalya ve Fransa’ ya yapılan ihracatımız toplam ihracatın
%64’ünü oluşturmaktadır. AB’nin son yıllara kadar Yunanistan kuru üzümünü korumak amacıyla
asgari ithal fiyatı uygulaması ve ürünlerdeki kurşun kalıntı miktarı ihracatta sorun yaratmaktadır.
Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımızın, üretime oranı hayli yüksektir. 1999 yılında üretilen kuru
üzümün %75,4’ü ihraç edilmiştir. 1999 yılında üretim 214 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Kuru üzüm
sektörü pazar analiz çalışmasında, pazarlamada yaşanan sıkıntıların çoğunlukla ihracat aşamasında
kaliteden kaynaklanan sorunlar nedeniyle olduğu görülmektedir. Kuru üzüm ihracatında son
zamanlarda ağır metal kalıntısı problemi yaşanmaktadır. Son yıllarda İran’dan sınır ticareti yoluyla
giren düşük kaliteli, pestisit miktarı yüksek ve ucuz fiyatlı kuru üzümler Türk üzümüyle
karıştırılarak ihraç edilmiş, bu da dünya pazarlarında Türk kuru üzümünün kalite yönünden imajını
olumsuz etkilemiştir. Bu olumsuz etkinin ortadan kalkması neticesinde kuru üzüm ihracatı artış
trendine devam edecektir. İç pazarda kuru üzüm tüketimin arttırılması için de çalışma yapılması
gerekmekte olup, pazar oluşumunun sağlanması yanında, dış pazarın çeşitlendirilmesi için özel
sektör ve devlet işbirliğine devam edilmeli, Ortadoğu ülkeleri ve Japonya pazarı için ürün satımına
yönelik politikalar üretilmelidir.
4.7.2.1.3.3. Üzüm Pazarlaması
Pazarlama açısından üzüm ele alındığında ülkemizde üretilen üzümlerin yaklaşık %30’unun
sofralık %37’sinin kurutmalık, %30’unun pekmez, pestil, sucuk, şıra ve %3’ünün de şaraplık olarak
değerlendirildiği görülmektedir. Sofralık üzüm pazarlamasında fazla alıcı ve satıcının bulunması
nedeniyle çok sayıda el değiştirme söz konusudur. Şaraplık üzümlerde ise % 50 lik pazar payı ile
TEKEL ilk sıradadır. Birkaç büyük şarap işletmesiyle birlikte alıcıların payı %80-90’a çıkmaktadır.
159
4.7.2.1.3.4. Üzüm Pazarlama Kanalları
Üreticiler
İhracatçı Firmalar
Öz Tüketim
Toptancı
Perakendeci
İhracat
Gıda Üreten İşletmeler
Suma Fabrikaları
Semt Pazarları
160
4.7.2.1.3.4. Üzüm Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
-Kuru üzüm
üretiminde Dünya 2.
sıradayız.
-İhraç edilen Tarımsal
ürünler içersinde kuru
üzüm 3. sıradadır.
-Arazi ve ekolojinin
üzüm yetiştiriciliğine
uygun olması
-Tahmin ve erken
uyarı istasyonlarının
olması
-Entegre mücadelenin
yapılıyor olması
-Üzüme dayalı
tarımsal sanayinin
varlığı
-Analiz
laboratuarlarının
varlığı
-Kurutma ve
ilaçlamadan
kaynaklanan kalite ve
kalıntı problemlerinin
yaşanması
-Bağ tesislerinde
uygun terbiye
sisteminin ve doğru
anaç seçiminin
uygulanmaması
sonucu hastalık ve
zararlıların görülmesi
-Yaşlı ve verimden
düşmüş bağ
tesislerinin varlığı
-Sertifikalı ve ismine
doğru anaç ve aşılı
fidan teminindeki
zorluklar
-İç tüketim miktarı
çok düşük
-Üzüm işleme ve
depolama tesislerinin
yetersiz olması
-Standart çeşitlerde
üretim yetersizliği
– Üretici
örgütlenmesinin
olmaması
-Bağcılıkta
desteklemelerin
uygulanmaya
başlanması
Tehditler
-Sınır ticareti
yoluyla
Türkiye’ye
giren
kalitesiz
-Şarapcılık
üzümler
Sanayinin Gelişiyor ihracatta
olması
Türk üzümünün
-Üretimde
imajını
markalaşmaya
olumsuz
başlanıyor olması
etkilemektedir.
- e-ticaretin gelişiyor -Miras hukuku
olması
nedeni ile
-Dünyada ve
araziler giderek
Türkiyede organik
küçülmektedir.
ürünlere talebin
-Ağır metal
artması
kalıntısı
-Bağcılık
kontrol
Kültürünün olması edilmezse
ihracatta
problem
olmaya
devam
edebilir.
-Bilinçsiz girdi
ve gübre
kullanımı
– Bölgede
yaygınlaşan
floksera zararlısı
161
4.7.2.2.4. Türkiye Havuç Üretimi
TR5 Batı Anadolu Bölgesinin 340.468 ton ile ülke üretiminin %77.7’sini karşılamaktadır.
Havuç verimi AB ile karşılaştırıldığında TR5 Batı Anadolu Bölgesinin verimi Türkiye ve Dünya
ortalamasının üzerinde olup AB ülkelerine oldukça yakındır. Üretilen havuç iç pazara ve ihracata
yöneliktir. AB ülkeleri havuç ihtiyacının büyük bir kısmını Türkiye’den ithal etmektedir.
Tablo 148. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Havuç üretim miktarları (ton)
İstatistiki Bölge
Üretim (ton)
Birimleri
108.931
TR5
TR51TR510
Ankara
108.931
Ankara
229.192
TR52TR521
Konya
2.345
TR522
Karaman
231.537
TR52
340.468
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
77.7
TR 5 /TR (%)
438.000
Türkiye
Kaynak : TÜİK –Tarım İl Müdürlüğü 2004
Tablo 149. Havuç Üretim Değerleri
İLLER
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003 2004
109.344 119.564 120.050 116.119 116.520 118.601 114.042 111.292 110.474 108931
Ankara
28.102 23.284 18.706 15.936 27.222 27.548 24.226 29.115 208.211 229192
Konya
1.360 1.200 2.266 1.152 1.035 1.120 1.175 2.120 2.090 2.345
Karaman
138.806 144.048 141.022 133.207 144.777 147.269 139.443 142.527 320.775 340.468
TR5
TR5/TR
55,52 53,35 58,76 57,42 60,58 62,67 60,63 60,65 79,20 77,73
(%)
250.000 270.000 240.000 232.000 239.000 235.000 230.000 235.000 405.000 438.000
Türkiye
Kaynak : TÜİK – Tarım İl Md.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinin havuç üretimindeki payı yıllara göre giderek artmıştır. Bunda
kullanılan hibrit çeşitleri etkili olmuştur. Havuçta hibrit çeşitler standart çıkış, iyi gelişme ve kaliteli
ürün vermektedir. Verim artışı ancak iri kök yapısı ile mümkündür. Bu da çok istenilen bir özellik
değildir.
İyi özelliklere sahip standart bir çeşitle, F1 hibrit çeşit arasında ürünün kalitesi ve miktarı
bakımından çok fark olmayabilir. Ama yinede şart olan iyi bakım ve uygun yetiştirme imkanlarının
sağlanmasıdır. Hibrit veya standart çeşit hangisi olursa olsun yetiştirme tekniğini geliştirmemiş,
bilinçli ve teknik yetiştiricilik yapmayan üretici kazançlı çıkmayacaktır.
Ülkemizdeki pazarlama problemleri, havuç pazarlamasında da ortaya çıkmaktadır. Pazarlama
aşamasındaki problemleri;
-Üreticilerin organizasyonsuzluğundan kaynaklanan problemler
-Sebze halleriyle ilgili problemler olmak üzere iki bölümde ele almak gerekmektedir.
162
4.7.2.2.4.1. Havuç Pazarlama Kanalları
Üretici
Yerel
Pazarlar
Sanayici
Komisyoncu
Sebze Hali
İhracatçı
Toptancı
Perakenteci
İç ve Dış Tüketici
Üreticilerin Organizasyonsuzluğundan Kaynaklanan Problemler:
Üreticilerde belli bir paketleme organizasyonu olmadığı, birbirleri ile sağlıklı iletişim
sağlayamadıkları ve de soğuk hava deposu yeterli olmadığı için, ürünü şartların müsait olduğu
devrelerde elinden çıkarma gayretine girecekler, belli devrelerde kar vermeyecek fiyatla satma
durumunda kalacaklardır. Halbuki ürünün bir elde toplanıp yıkama, ayıklama, tasnif ve paketleme
işlemleri yapılabilse;
Belli boyda ve kalitede havuçlar aynı değerden gider, iyi mal, iyi para getirir.
Fiyatı aracı ayarlamaz, ürünün kendisi ayarlar.
Üreticinin ismine göre değil malın kalitesine göre fiyat biçilir.
Ayrıca organizasyonda oluşacak teknik idari kadro sayesinde; İç ve dış pazar önceden kontrol
edilerek istenebilecek çeşit, miktar ve en karlı pazarlama zamanı tespit edilir. Ekimler ve üretimler
bu bilgilere göre planlanır.
Üyeler ektikleri hangi çeşidi ne zaman, hangi pazara vereceklerini bilerek işe başlarlar. Ürünü
nereye, nasıl satacağım endişesi yoktur.
Pazara ürün gönderme işi önceden tespit edilen plan dahilinde yapılır.
163
Bu arada bu sistem içinde oluşturulacak bir soğuk hava deposu ile pazara ürün gönderilmesi
denetlenerek ürün değerinin ayarlanmasının üretici elinde olması sağlanır.
Sebze Halleriyle İlgili Problemler:
Şahısların tek tek hallerle muhatap olması, tüccar, taşıyıcı, aracı sistemi üreticiye büyük
problem getirmiştir. Plansız, hangi pazar için üretildiği bilinmeyen çeşitlerin üretilmesi çok uygun
olmayan taşımalar sonunda, şahsi görüşlerine göre değerlendirme yapan kabzımalın vereceği fiyata
razı olan üreticiler bazen mal olur fiyatının altında ürününü satmaktadır. Malının değeri üzerinde
fikrini söyleme hakkı yoktur. Aracı ile malı yollar, para ürün satılınca gelir. Hallerde iyi ürün, iyi
mal kazanmaz tanınan ürün kazanır. Bu durumun ortadan kalkması ancak bahsedilen planlı
organizasyonla mümkündür. Ülkemizde bir havuç sektörü var diyebilmek için başından sonuna
çiftçilerin birleşerek üretimin her kademesinde karşılaştıkları problemleri çözecek yapıya ve işleyişe
sahip organizasyon kurmaları ile mümkündür. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde üreticiden tüketiciye
ulaşırken izlediği pazarlama kanalları önem sırasıyla şöyledir.
Üretici → İhracatçı → Dış Alımcı → Perakendeci → Tüketici
Üretici → Tüccar
→ Komisyoncu → Perakendeci → Tüketici
Üretici → Komisyoncu → Perakendeci → Tüketici
Üretici → Perakendeci → Tüketici
Üretici → Tüketici
164
4.7.2.2.4.1.2. Havuç Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Tehditler
-Ülke üretiminin
büyük bir kısmı TR5
Batı Anadolu
Bölgesinde
yapılmaktadır.
-Havuç ekimi önemli
bir istihdam
sağlamaktadır.
-Üretimde verimlilik
yüksektir.
-Tarımında
mekanizasyon
kullanma imkanı
-Fiyat istikrarsızlığı
olmakla birlikte
muhafaza ve işleme
imkanları yetiştiriciye
avantaj sağlamaktadır.
-Üretimin büyük bir
bölümü iç piyasada
tüketilen havucun,
ihracatımızda da
önemli bir yeri vardır.
- Münavebeli üretimde
kullanılıyor olması
- İşleme sanayisinin
varlığı
- Uygun iklim ve
toprak yapısının
olması,
-Üretim bölgesinin
Mersin serbest
bölgesine yakınlığı,
-Bölgede yetiştirme
kültürünün varolması
-Direk ihracat
yapılamamaktadır.
-Sebze halleriyle ilgili
problemler var.
-Lisanslı
Depoculuğun
gelişmemiş olması
-Sertifikalı tohumluk
kullanımının
yetersizliği
- İşleme tesislerinin
iptidai şartlarda (ev
altlarında) olması
- Marka
oluşturulamaması
-Havuç ve sebze
üreticileri birliğinin
kurulmuş olması
-Yılda 2 kez ekimi
yapılmakta ve pazara
arzın bütün yıla
yayılması
-Ürünün Pazarlama
periyodunun 5-6 ay
gibi uzun zamana
yayılması
-Her geçen yıl havuç
ihracatı artmaktadır.
-İhracat
potansiyelinin
mevcudiyeti
- Sertifikalı
tohumluk desteği,
-Bölgede organik
tarımın gelişmekte
olması
- Bölgenin yöreye
özgü şalgam üretimi
ve tüketiminin
yaygın olduğu
Çukurova Bölgesine
yakın oluşu,
-Üretimin yoğun
oluşu nedeniyle
pazarlamanın
kolaylığı,
-Hasat
sonrasında
uygun olmayan
depolama
koşulları
nedeniyle büyük
ürün kayıpları
olmaktadır
- Üretimin yoğun
oluşu nedeniyle
aynı toprağın
üretimde
kullanılmasının
toprak yapısını
bozması
-Yem bitkilerine
verilen
desteklerin son
yıllarda artması
(havuç ekim
alanlarını
daraltmaktadır)
4.7.2.2.5. Türkiye Domates Üretimi
Domates, dünyada en çok üretilen, tüketilen ve ticarete konu olan tarım ürünlerinin basında
gelmesi, insan beslenmesinde vazgeçilmez ürünlerden olması ve gıda sanayinde dondurulmuş,
konserve, salça, ketçap, tursu gibi çok çeşitli kullanım alanlarına sahip olması nedeniyle önemli
sebzelerin başında gelmektedir. Domates dünyada bir çok ülkede yetiştirilmekle birlikte, Türkiye
uygun iklim koşulları nedeniyle dünya üretiminde önemli ülkelerden biridir. Gıda sanayi içinde en
önemli hammaddelerden biri olan ve çok geniş bir kullanım alanı bulunan domates ile ilgili sanayi,
meyve ve sebze isleme sanayi olmakla birlikte, bu sanayinin tüm alt dallarında da domates
hammadde olarak kullanılmaktadır. Bunlar; meyve ve sebze konserveleri sanayi, salça sanayi, meyve
165
suyu sanayi, dondurulmuş meyve ve sebze sanayi, kurutulmuş sebze ve meyve sanayi ve diğer
sanayilerdir.
Dünya domates üretimi 1992 yılında 74,6 milyon tondan 2003 yılında %48 artışla 110,5
milyon tona ulaşmıştır. Dünya’da önemli üretici ülkeler AB, Çin, ABD ve Türkiye’dir. Çin
2002/2003 döneminde dünya üretiminin %23,3’nü, ABD %11,3’ünü ve Türkiye %8,1’ini üretmiştir.
AB ile birlikte dünya üretiminin %55,9’u bu ülkelerde üretilmektedir. Diğer önemli üretici ülkeler
ise Hindistan, Mısır, Brezilya ve İran’dır. (www.aeri.org.tr).
Domates, Türkiye’de hem tarla sebzeciliğinde hem de örtü altı üretimde en fazla üretilen
sebzelerin basında gelmektedir. Domates üretiminde bölgesel yoğunlaşmaya bağlı olarak, domates
isleme sanayi de Marmara ve Ege Bölgelerinde yoğunlaşmıştır. TR5 Batı Anadolu Bölgesi tarla
domatesi üretiminde, Akdeniz Bölgesi ise, daha çok taze tüketime yönelik sera tipi üretimde
yoğunlaşmıştır.
Tablo 150.
Türkiye ve TR5
miktarları (ton)
İstatistiki Bölge
Birimleri
TR51TR510
Ankara
TR521
TR52TR522
TR5
TR52
Batı Anadolu Bölgesi
TR 5 /TR (%)
Türkiye
Batı Anadolu Ege Bölgesi Yıllara göre Domates üretim
Üretim (ton)
163.485
163.485
240.078
57.065
297.143
460.628
4.8
9.440.000
Ankara
Konya
Karaman
Kaynak : TÜİK –Tarım İl Müdürlüğü 2004
Türkiye’de 2004 yılında üretilen domatesin % 80 ‘i açıkta tarla yetiştiriciliğinden elde
edilmiştir. Türkiye’deki toplam domates üretiminin % 4.8’i, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde
üretilmektedir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde sırasıyla Konya, Ankara ve Karaman illeri açıkta domates üretiminde
öne çıkmaktadır.
4.7.2.2.5.1. Domates Pazarlama
Dünya’da ve ülkemizde en çok tüketilen sebze olan domates taze tüketiminin yanı sıra gıda
sanayinin de önemli hammaddelerinde biridir. Gıda sanayinde islenen domatesin büyük bölümü ise,
salça yapımında kullanılmaktadır.
Türkiye’de üretilen domatesin yaklaşık % 25-30’u işlenmekte, kalan miktar taze tüketime
konu olmaktadır. İşlemeye alınan toplam miktarın % 80’i salça, % 15’i konserve domates, kalan
kısım ise ketçap, domates suyu vb. domates ürünlerinin üretimi için kullanılmaktadır. Ülkemiz
domates ve salça üretimi iç tüketimi fazlasıyla karşılamakta ve ihracata konu olmaktadır.
166
Tablo 151. Yıllara Göre Türkiye’nin Domates Üretim Ve İhracatı, Salça İhracatı
Domates İhracatı
Salça İhracatı
Üretim
Yıllar
Miktar
Değer
Miktar
(ton)
Değer (1000$)
(ton)
(1000$)
(ton)
8.956.000
100.019
18.902
171.825
123.963
1999
8.890.000
119.899
37.502
172.692
92.499
2000
8.425.000
190.768
48.914
123.353
74.933
2001
9.450.000
244.038
67.836
113.516
70.522
2002
9.820.000
227.400
88.110
149.790
100.228
2003
233.364
109.563
183.254
133.770
2004
Kaynak :www.fao.org
FAO verilerine göre Türkiye; İtalya, Çin ve İspanya’dan sonra en çok domates salçası ihraç
eden ülke konumundadır. 2003 yılında dünya’da 2.041.527 ton domates salçası ihraç edilmiş olup
bunun % 7,3’ lük kısmını ülkemiz gerçekleştirmiştir. Ülkemizde 2003 yılında üretilen 270.000 ton
salçanın yarısından fazlası ihraç edilmiştir.
Ülkemizin başlıca pazarları Avrupa Birliği ülkeleri, Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkeleridir. Salça
sektörü, üretimde modern teknoloji uygulanması, ucuz hammadde ve işgücü maliyetleri nedeniyle
uluslararası piyasalarda etkin rekabet gücüne sahip bulunmaktadır. Avrupa Birliği ile domates salçası
tarife kontenjanı müzakereleri sonuçlandırılmış olup, yıllık tarife kontenjanı miktarı 30,000 tona
yükselmiştir.
Ancak, ülkemizce taviz listesinde bulunan et ithalatına izin verilmemesi sebebiyle, AB
Komisyonu misilleme olarak domates salçası tarife kontenjanını askıya almıştır. Bu çerçevede,
ihracatçılarımız 1998 Temmuz ayından beri domates salçası ihracatını % 15 vergi ödeyerek
gerçekleştirmektedir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi illerinden Ankara ve Konya’da salça sanayi oldukça gelişmiş olup
ülke üretiminde önemli paya sahiptir. Salçalık domates üretiminde son yıllarda sözleşmeli üretim
modeli yaygınlaşmaya başlamışsa da sözleşmeli üretimin uygulanmasında her iki taraf içinde
sorunlar çıkabilmektedir.
Türkiye’nin taze domates ihracatı Ekim- Temmuz aylarında örtü altı domates üretimi ile
yapılmaktadır. Taze açıkta domates ihracat miktarları oldukça düşüktür. 2003 yılında dünya’da
4.562.869 ton domates ihraç edilmiş olup bunun % 5’lik kısmını ülkemiz gerçekleştirmiştir.2003
yılında İspanya, Meksika ve Hollanda’dan sonra en çok taze domates ihracatı yapan ülke Türkiye
olmuştur.Türkiye taze domates ihracatında zaman zaman kalıntılar nedeniyle büyük sıkıntı
yaşamaktadır. Ancak son yıllardaki ihracat rakamları dikkate alındığında ihracatta artış eğilimi
olduğu görülmektedir.
Türkiye’nin açıkta sofralık domates üretiminin tamamına yakını iç tüketime yönelik
gerçekleştirmektedir. Üretilen ürünler haller vasıtasıyla perakende satış noktalarına ulaştırılmaktadır.
Üreticilerin örgütlü olmamaları nedeni ile üretimin yoğun olduğu dönemlerde fiyatlar maliyetlerin
bile altına düşebilmektedir. Ürünlerin depolama imkanlarının olmaması ve çabuk bozulabildiğinden
dolayı kayıplar oluşmaktadır.
Domateste arz-talep esnekliğinin olmaması nedeni ile fiyatlar üretim dönemi içerisinde
dalgalı bir seyir izlemektedir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde de son yıllarda salçalık ve sofralık domates fiyatlarındaki
düşüşler yeni arayışlara neden olmuş ve kurutmalık domates üretimi artış göstermeye başlamıştır.
Henüz çok yeni olan kurutmalık domates ihracat şansı olan bir üründür.
167
Domatesin çabuk bozulabilir bir ürün olması ve üreticilerin örgütlü olmaması nedeni ile
pazarlama marjı oldukça yüksektir. Sektörde üreticilerin örgütlenerek üretim planlaması yapması ile
pazarlamada yaşanan sıkıntılar aşılabilecektir.
4.7.2.2.5.2. Domates Pazarlama Kanalları
Sanayici
(Salça Fab.)
İhracatçı
Toptancı
Yerel
Pazarlar
Üretici
Sebze Hali
Perakendeci
Toptancı
Perakendeci
Tüketici
168
4.7.2.2.5.3. Domates Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Tehditler
- Ülkemiz, dünya salça ve
domates ihracatında
önemli paya sahip olması
- TR5 Batı Anadolu
Bölgesi açıkta domates
üretiminde önemli
potansiyele sahip olması
– TR5 Batı Anadolu
Bölgesinin salça sanayisi
açısından oldukça
gelişmiş durumda olması
- Örgütlenmenin yetersiz
olması nedeni ile
üreticilerin fiyat belirleme
şanslarının olmaması
- Çabuk bozulabilir bir
ürün olması ve üretim
planlamasının olmaması
nedeni ile fiyatlarda
dalgalanmaların olması
- AB’ye salça ihracatında
vergi oranının yüksek
olması
- Özellikle tohum olmak
üzere üretim girdilerinin
yüksekliği
- Tohumda dışa
bağımlılığın olması
- Üretim çeşitliliği
varlığı ve son yıllarda
kurutmalık domates
talebinin artması
– Sözleşmeli üretim
modelinin
yaygınlaşmaya
başlaması
-Birim alandan elde
edilen verimin yüksek
olması
- Üretim
maliyetleri düşük
olan Çin’de
üretimin artıyor
olması salça
ihracatında
problemlere yol
açabilir.
- Domates
ihracatında
bilinçsiz kullanılan
kimyasallar ihracatı
etkileyebilir.
-Sulama
kuyularındaki su
seviyesinin
düşmesi
4.7.3. Hayvancılık Sektöründe Üretim ve Pazarlama
Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen koşullarına uygun bir biçimde üretim ve
kalitesinin artırılması, İlin ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun başarılabilmesi
büyük ölçüde pazarlama organizasyonu ve fonksiyonlarının etkin bir biçimde yerine getirilmesine
bağlıdır.
Hayvansal üretimin yapıldığı işletmelerde; örneğin yetiştirme ve besi faaliyetlerinde başarıya
ulaşılsa dahi, pazarlamada ortaya çıkan problemler çözülmedikçe, üretim ve kaliteyi yükseltmek
çoğu zaman güç ve bazen de imkansızdır. Hayvansal ürünlerin pazarlanması, ürünlerin ham
maddeden mamul halini alıp, tüketim aşamasına geçme anına kadar devam eder. Bu bakımdan
pazarlama, hayvansal ürünlerin imalat safhalarını da kapsamaktadır.
Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen koşullarına uygun bir biçimde üretim ve
kalitesinin artırılması, pazarlamanın başarısı açısından büyük önem taşımaktadır. Bu ise, büyük
ölçüde pazarlama organizasyon ve fonksiyonlarının etkin bir biçimde yerine getirilmesine bağlıdır.
Türkiye’deki işletmelerin büyük bir kısmının küçük ölçekli olması ve hayvansal üretimin
genelde bitkisel üretimle birlikte sürdürülmesi nedeniyle elde edilen canlı hayvanlar işletme içinde
ya da işletme çevresinde oluşan hayvan pazarında satılmaktadır. Bu işletmelerin ekonomik ve sosyal
gelişimlerinin sağlanması, üreticilerin iyi örgütlenmesi ile mümkün olmaktadır. Türkiye'de
üreticilerin en az örgütlendiği kesim hayvancılık sektörüdür. Ülkemizde etkin bir pazarlama sistemi
ve organizasyonunun kurulamamış olması diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi hayvancılık
sektörünü de olumsuz etkilemektedir. Türkiye’de, ulusal ve uluslararası pazarda tarımsal ürünlerin
pazarlanmasında üreticilerin yeterince etkin olduğu bir pazarlama sistemi oluşturarak, üreticilere
teknik bilgi ve hizmetler yanında tohum, damızlık ve fide dağıtma sistemini geliştiren, ürünün
üretimi, hasat edilmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması, vb faaliyetlerin yanı sıra ürünün iç
ve dış pazarlarda satışına kadar tüm hizmetlerin koordinasyonunu içeren bir organizasyona ihtiyaç
vardır.
169
Yetiştiricilerin ve hayvan toptancılarının canlı hayvanları pazarlamak için götürdükleri
pazarlama kuruluşları yerel hayvan pazarları, hayvan panayırları ve canlı hayvan borsalarıdır.
Canlı hayvan pazarlanması gibi kırmızı et pazarlanmasında da fazla sayıda aracılar bulunmaktadır.
Canlı hayvan ve kırmızı et ticaretinin iç içe olmasından dolayı aracıların birlikte incelenmesi
gerekmektedir. Bu nedenle canlı hayvan pazarlamasında görülen sistemin aynısı görülebilmektedir.
Hayvansal üretimin yapıldığı işletmelerde; örneğin yetiştirme ve besi faaliyetlerinde başarıya
ulaşılsa dahi, pazarlamada ortaya çıkan problemler çözülmedikçe, üretim ve kaliteyi yükseltmek
çoğu zaman güç ve bazen de imkansızdır.
Hayvansal ürünlerin pazarlanması, ürünlerin ham maddeden mamul halini alıp, tüketim
aşamasına geçme anına kadar devam eder. Bu bakımdan pazarlama, hayvansal ürünlerin imalat
safhalarını da kapsamaktadır.
Hayvan ve et pazarlaması Türkiye’de çeşitli ölçekteki yerleşim yerleri itibariyle farklılıklar
göstermektedir. Kırsal alanda kasaplık hayvan ve et pazarlamasında üretici-köy kasabı ve tüketiciden
oluşan çok kısa bir zincir bulunduğu görülür. Ancak buna rağmen tüketici için etin fiyatı ucuz
değildir. Bu nedenle pazarlama maliyeti yani perakendeci kasap marjı yüksektir. Bu kesimde maliyet
azaltıcı bir faktör olan sakatat ekonomik şekilde değerlendirilememektedir.
Türkiye’de olduğu gibi TR5 Bölgesinde hayvancılık sektörünün istenilen düzeyde
gelişmemesinin nedenleri arasında, hayvan populasyonunun bir kısmının düşük verimli ırklardan
oluşması, yem üretiminin yetersizliği, karma yem fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki dengesizlik,
hastalıklarla mücadelenin tatminkar olmaması yanında, pazarlama sisteminin gelenekselliği ve
pazarlama zincirinin uzunluğu, üreticilerin etkin bir biçimde örgütlenememesi önemli bir yer
tutmaktadır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde hayvan işletmelerinin küçük ölçekli ve dağınık olması,
ihtisaslaşmış büyük üretim işletmelerinin az olması, üreticilerin yeterince örgütlenememesi ve
pazarlama zincirinin uzun olması, pazarlamada verimliliğin düşmesine ve dolayısıyla pazarlama
maliyetlerinin yükselmesine neden olmaktadır. Hayvan üreticileri, tam rekabet şartlarına yakın bir
tarzda kasaplık hayvanı arz etmelerine karşın aracılar eksik rekabet şartları altında malı satın alarak
tüketicilere satmaktadırlar. Hayvan borsasına intikal eden kasaplık hayvan arzındaki azalma; genel
olarak hayvan varlığında meydana gelen azalma ve kaçak kesimlerin artışıyla açıklanabilmektedir.
Kasaplık hayvanların önemli bir bölümünün kesimi halen her türlü teknolojik olanaklardan ve sağlık
kontrollerinden uzak, küçük kesim yerlerinde gerçekleştirilmektedir.
Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen koşullarına uygun biçimde üretim ve kalitesinin
artırılması, Bölge ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun başarılabilmesi büyük
ölçüde pazarlama organizasyonu ve fonksiyonlarının etkin bir biçimde yerine getirilmesine bağlıdır.
170
4.7.3.1. Dünyada ve Türkiye’de Et Üretimi
4.7.3.1.1. Dünya Sığır Eti Üretimi
Tabloda başlıca sığır eti üretimi yapan ülkelerin 1995-2004 yılları arasındaki üretim
miktarları verilmiştir. Tablo 2004 yılı üretimleri dikkate alınarak sıralanmıştır.
Tablo 152. Dünyada Başlıca Sığır Eti Üretimi Yapan Ülkeler ve Üretimleri (ton)
Ülkeler
Yıllar
1995
2000
2001
2002
2003
2004
A.B.D.
11,166,220 11,990,000 11,635,000 11,815,000 11,755,000 11,100,000
Brezilya
5,627,680
6,566,379 6,821,768 7,130,832 7,231,795 7,778,574
Arjantin
2,766,280
2,719,735 2,460,350 2,493,080 2,657,959 3,024,386
Avusturalya
1,939,071
2,156,000 2,273,000 2,207,000 2,217,000 2,138,000
Rusya
2,726,405
1,894,783 1,872,034 1,956,011 1,990,114 1,950,894
Fransa
1,887,700
1,769,000 1,784,000 1,907,000 1,897,000 1,778,000
Meksika
1,603,000
1,486,000 1,505,000 1,476,000 1,575,000 1,630,000
Kanada
1,270,720
1,460,700 1,567,600 1,694,600 1,314,700 1,492,200
Hindistan
1,365,550
1,441,792 1,452,031 1,462,119 1,472,427 1,482,708
Almanya
1,541,400
1,369,300 1,402,000 1,382,500 1,295,900 1,348,000
İtalya
978,200
894,000
930,000
934,000
930,000
912,000
Kolombiya
705,335
744,791
701,290
674,641
669,583
780,042
İngiltere
998,000
701,000
634,000
682,000
686,000
706,000
Yeni Zelanda
624,317
573,249
592,356
578,046
663,246
697,095
İspanya
495,300
614,500
608,300
634,000
663,000
680,000
Kaynak : FAO
Tablo 153. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Et Üretimi (ton)
İstatistiki Bölge
Yıllar ve % Payları
Birimleri
2001
2002
2003
2004
Et
%
Et
%
Et
%
Et
% Pay
üretimi Pay
üretimi Pay üretimi Pay
üretimi
17529
14593
3,3 16451
3,9 11354
3,09
3,9
TR510 Ankara
TR51
14593
3,3 16451
3,9 11354
3,09
17529
3,9
37675
Konya
29895
6,9 33426
7,9 29917
8,15
8,4
TR521
1228
2657
0,6
3932
0,9
2698
0,7
0,3
TR522 Karaman
TR52
32552
7,5 37358
8,9 32615
8,9
38903
8,7
TR5
47145
10,8 53809 12,8 43969
12,0
56432
12,6
Türkiye
435778 100,0 420597 100,0 366962
100 447153
100
Kaynak : TUİK- 2004
TR5 Batı Anadolu bölgesinde 2001-2004 yılları itibari ile et üretimi ve Türkiye et üretiminde
bölgenin payı incelendiğinde 2001 yılında bölge et üretimi 47145 Ton iken 2004 yılında 56432
Tona yükselmiştir.Diğer bir ifade ile 2001 yılında bölge et üretiminin Türkiye’deki payı %10,8 iken
2004 yılında bu oran %12,6 ya yükselmiştir.Bölge et üretiminde ağırlıklı paya %6,9 luk oranla
Konya ili sahiptir.
171
4.7.3.1.2. Etde Dış Ticaret
Dünya et ihracatında söz sahibi olan ülkeler ve ihracat değerleri 2004 yılı rakamlarına göre
sıralanmıştır.
Tablo 154. Dünya Et İhracatında Söz Sahibi Olan Ülkeler Ve İhracat Değerleri(1000 $)
Ülkeler
Yıllar
1995
2000
2001
2002
2003
2004
Almanya
965688
445471
392481
500615
593138
Fransa
1024646
467392
230655
382467
539214
Hollanda
1038699
428182
250522
337819
512417
Belçika
201543
186000
231429
258759
İspanya
111360
203686
111958
148901
216687
İrlanda
250460
195330
115207
152545
170419
Avusturya
84504
103891
86084
94456
134118
Polonya
16711
27085
58332
40217
Ukrayna
185000
165000
154219
135481
128607
Avusturalya
127458
86249
62380
76314
75056
Danimarka
255718
89335
49874
68950
71249
Belarus
50000
25570
37392
50193
İtalya
115669
83372
22452
34930
60207
Yeni Zelanda
45619
22608
18249
22691
44911
Kanada
214118
282405
291942
259797
122288
697172
602237
525422
288495
244844
198478
155433
111372
105443
96400
92511
90360
79826
78946
51070
Kaynak: FAO
Dünya et ithalatında söz sahibi olan ülkeler ve ithalat değerleri 2004 yılı rakamlarına göre
sıralanmıştır.
Tablo 155. Dünya Et İthalatında Önde Gelen Ülkeler ve İthalat Değerleri (1000 $)
Ülkeler
Yıllar
1995
2000
2001
2002
2003
2004
İtalya
1350601
928442
576256
823451
1072508
1181083
Fransa
1166431
426279
245229
269421
328491
436849
Yunanistan
375396
199418
90592
135678
220257
268614
Rusya
380805
207312
252333
172498
138026
267213
Hollanda
199279
149753
112013
134042
210907
251391
İngiltere
118902
88946
132171
136251
192307
236693
Kore
297437
381042
246330
385437
541852
166530
Almanya
296383
90812
53742
63332
92143
151913
Danimarka
115188
122149
63571
91284
103767
118995
Portekiz
201420
130407
60180
87971
128413
116085
İspanya
156565
56702
36578
59712
65925
81956
A.B.D.
225507
247208
264205
225466
112457
67225
Belçika
16771
12593
17216
32535
42822
Avusturya
29546
19493
23306
Tunus
21151
Kaynak: FAO
172
4.7.3.1.3. Et ve Et Ürünleri Pazarlaması
Kasaplık hayvan ve et pazarlamasında yer alan aracılar, yaptıkları masraflar ve hizmetler
karşılığında bir ücret almaktadırlar. Bu ücretler pazarlama marjı olarak nitelendirilmektedir.
Pazarlama marjı, aracıların karını ve masraflarını kapsamaktadır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde, pazarlama kanalında yer alan aracılar, canlı hayvan
borsasında hizmet veren komisyoncu, toptancı ve perakendeci kasaplardır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde canlı hayvan ve et ürünleri pazarlamasında mevcut sorunların
giderilebilmesi için canlı hayvan pazarlarının altyapısı modernleştirilmeli, pazarda her gün arz-talep
durumuna göre kalite bazında fiyat belirlenmelidir. Pazarda malını satan üretici parasını tahsil
etmede problem yaşamamalıdır..
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Et ve Et Ürünleri Pazarlama Kanalları
Üretici
Hayvan Tüccarı
Öz Tüketim
Mezbahane
İmalathane
Kasap
Market
Tüketici
TR5 Batı Anadolu bölgesinde et ve et ürünleri üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar farklı
kanallardan oluşan bir zincir sistematiği şeklinde bir dönüşüm arz etmektedir.Gıda güvencesi ve
sağlığı açısından mezbahane,hayvan pazarı,hayvan tüccarı ve kasabında içinde bulunduğu pazarlama
kanalı büyük önem arz eder.
173
4.7.3.1.4. Et Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
İşletmelerin yaklaşık %80’i
ileri teknolojiye sahip olup
entegre tesis
durumundadır.
Kesimhane sayımız bütün
AB ülkelerinden yüksektir.
Üreticilerin Örgütlü
olması.
Sözleşmeli üretim
modelinin yaygın olması.
Bilinçli üreticilerin varlığı.
Üretimde markalaşmanın
olması.
İşletme kapasitelerinin
yüksekliği.
Tavuk etinin, ikame
ürünlere göre ucuz olması.
Arzın talep esnekliğinin
olması.
Zayıf Yönler
Üretim girdi maliyeti
yüksektir.
Damızlık, ilaç, serum
ve yem katkı
maddelerinde dışa
bağımlılık
Kırmızı ete verilen
desteklemelerin beyaz
et üreticilerine
verilmemesi.
Fason yetiştiricilik
yapan işletmelerin
kapasitelerinin düşük
ve iptidai şartlarda
yapılıyor olması.
Kişi başına tüketim
gelişmiş ülkelere göre
düşük olması.
İhracatın çok düşük
olması.
Fırsatlar
Son zamanlarda beyaz ete
yönelik tüketici bilincinin
yükselmesi.
Uluslararası akreditasyona
sahip laboratuar kurma
çalışmalarının başlaması.
Uluslar arası normlara
uygun üretimin yapılması.
HACCP (Tehlike Analizi ve
Kritik Kontrol Noktaları) ,
GMP (İyi Üretim
Uygulaması) alt yapısı
oluşturulmasına yönelik
çalışmaların başlatılması.
Beyaz et üretiminde
işlenmiş ürünlerin
çeşitliliğinin artıyor olması.
Kümes ve kesimhanelerde
atıl kapasitenin fazlalığı.
Tehditler
Yem katkı
maddelerinde
dışa bağımlı
olunması.
Broiler
Yetiştiriciliğinde
üretim
periyodunun
sürekli olarak
kısaltılması.
Kuş gribinin
varlığı iç ve dış
ticareti olumsuz
etkilemektedir.
4.7.3.2. Dünyada ve Türkiye’de Tavuk Eti Üretimi
1995-2004 yılları arasındaki seçilmiş ülkelerin tavuk eti üretimleri ve dünya tavuk eti üretimi
tablo 156’da verilmektedir.
Tablo 156. Dünyada Başlıca Tavuk Eti Üretimi Yapan Ülkeler ve Üretimleri (ton)
Ülkeler
Yıllar
1995
2000
2001
2002
2003
2004
Amerika
11.486.000 13.944.000 14.182.000 14.623.800 14.854.700 15,516,000
Brezilya
4.050.400
5.980.600 6.208.000 7.050.000 7.760.000 8,668,500
Meksika
1.283.867
1.825.249 1.928.020 2.075.758 2.156.580 2,220,520
İngiltere
1.077.000
1.214.800 1.262.730 1.252.380 1.294.900 1,295,000
Japonya
1.251.658
1.194.524 1.261.416 1.229.089 1.218.000 1,239,777
Fransa
1.232.000
1.242.000 1.230.100 1.148.000 1.130.000 1,155,000
İspanya
904.315
965.000 1.008.531 1.020.000 1.020.000 1,266,000
Rusya
859.000
754.985
861.843
937.560 1.033.887 1,138,278
Kanada
720.390
903.580
952.950
955.850
938.000
946,000
İran
637.000
803.000
885.300
792.400
810.000
827,004
Malezya
660.737
720.000
730.000
757.204
765.035
876,428
G.Arfika
600.000
816.859
812.785
820.000
820.000
906,889
Polonya
326.600
550.000
651.000
737.400
700.000
925,000
Türkiye
490.000
643.436
614.726
696.160
612.000
880,795
İtalya
799.900
758.800
794.000
816.000
816.000
703,549
Kaynak : FAO
174
2004 yılı itibarı ile dünya tavuk eti üretimi 65.014.504 ton olup bu üretimin yaklaşık %60’ı
ABD, Çin Halk Cumhuriyeti ve Güney Amerika Ülkeleri tarafından üretilmektedir. Türkiye’nin bu
üretim içindeki payı %1’ler seviyesindedir ve 176 ülke içinde 18. sırada yer almaktadır.
4.7.3.2.1. Tavuk Etinde Dış Ticaret
Dünya tavuk eti ihracatında söz sahibi olan ülkeler ve ihracat değerleri dolar bazında 2004
yılı rakamlarına göre sıralı olarak tablo 157’de verilmektedir.
Tablo 157. Dünya Tavuk Eti İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri (1000 $)
Ülkeler
Yıllar
1995
2000
2001
2002
2003
2004
Brezilya
634031
805764
1291658
1335051
1709743
2493930
A.B.D.
1679267 1565402
1816305
1359193
1517377
1765632
Hollanda
775247
691874
791572
778413
931859
935975
Fransa
708014
589107
584407
554536
615926
623238
Belçika
350558
403594
392860
466267
580591
Almanya
126042
150098
158690
225856
362764
331999
İngiltere
136314
132758
150009
144060
201788
264103
Danimarka
153898
146944
177847
174457
213667
261008
Polanya
71608
128687
21147
69754
142164
Çin
577255
541172
545731
368099
288913
123141
Macaristan
146288
67837
83533
74330
86132
106010
İtalya
45616
44686
65489
78734
91013
104421
İspanya
40072
73211
76818
62472
82748
81495
Kanada
30963
41256
57683
61898
59377
81237
Şili
13832
28263
22410
30517
76350
Kaynak: FAO
Dünya ticaretine taze/soğutulmuş tüm tavuk, but ve but parçaları, sakatat, hindi eti, kaz
karaciğeri, diğer dondurulmuş gıdalar ile tavuk ayağı konu olmaktadır.
2002 yılı itibariyle en büyük ithalatçı ülkeler Japonya, Almanya, İngiltere, Rusya
Federasyonu, Hong Kong ve Çin'dir. Söz konusu bu ülkeler ithalatın yaklaşık yarısını
gerçekleştirmektedirler. Beyaz et sektöründe maliyeti düşürücü önlemler alınarak, ihracat için
gerekli olan fiyat uygunluğu yakalanarak, ekolojik koşulların uygunluğu ve pazarlara yakınlığımız
sayesinde özellikle Ortadoğu pazarındaki payımızı artırmak mümkün olacaktır.
Dünya tavuk eti ithalatında önde gelen ülkeler ve dolar bazında ithalat değerleri tabloda
verilmektedir.
175
Tablo 158. Dünya Tavuk Eti İthalatında Önde Gelen Ülkeler ve İthalat Değerleri (1000 $)
Ülkeler
Yıllar
1995
2000
2001
2002
2003
2004
İngiltere
389759
717654
736717
718437
924417
1186603
Japonya
1251459
838652
827697
876870
741326
696646
Rusya
696735
307998
665190
720288
630689
601804
Almanya
585234
381823
490871
471513
513036
555382
Suidi Arabistan
340478
300170
310250
285697
381624
456457
Hollanda
164229
138773
185215
186040
360211
348529
Fransa
167843
198402
222423
211760
281345
344367
Kanada
88245
118200
134673
139448
144103
224439
Meksika
88464
108069
131278
117864
158624
182319
Belçika
88152
110928
114075
168413
171859
Birleşik Arap Emirlikleri
131610
92900
147000
133154
145516
160035
Çin
77159
453669
411699
379052
412121
150123
İrlanda
73584
86201
84057
123084
141077
Ukrayna
115416
İsveç
44735
62966
67934
86158
113237
Kaynak: FAO
4.7.3.2.2. Türkiye’de Beyaz Et Üretimi
Tavukçuluk, 1970'li yıllardan başlayarak ülkemiz hayvancılık sektörü içinde sürekli bir
gelişmeye sağlamaya başlamış , 1980 li yıllardan sonra sektör önemli bir yapısal değişim
göstermiştir. Bu değişimin sonucunda kanatlı et sektörü üretim planlamasını yapabilen ve ülke
ihtiyacını karşıyabilen önemli bir üretim dalı haline gelmiştir. Ülkemizde bugün üretilen beyaz etin
yaklaşık %80'i son derece modern tesislerde gerçekleştirilmekte olup, tesislerin çoğu gelişmiş
ülkelerdeki benzerlerinden 20 yıl daha gençtir. Sektörde dünyadaki son gelişmeler yakından
izlenmekte ve bunun üretime yansıması çok hızlı olmaktadır. 2004 yılı FAO verileri itibari ile
Türkiye, Dünya piliç eti üretiminde 207 ülke arasında 17. sırada yer almıştır.Tavukçuluk sektöründe
yabancı sermaye yatırımlar da mevcuttur.
Tablo 159. Türkiye’nin Kanatlı Et Üretimi
Yıllar
Piliç Eti Üretimi (Ton)
Toplam Kanatlı Et Üretimi (Ton)
233. 510
1994
302. 256
1995
408. 675
1996
492. 427
1997
494. 244
1998
571. 482
1999
526. 665
2000
598.581
2001
620.475
2002
768.012
2003
855.000
2004
311. 347
424. 805
546. 043
616 .401
619. 410
673 .160
670 .617
680.206
705.085
853.345
950.000
Kaynak: BESDBİR
Ülkemizdeki etçi işletmelerin %72,6'sını 5000 adet/devre kapasiteli işletmelerden
oluşmaktadır.
176
Broiler üretiminde yaygınlaşan entegrasyon üretimin %8590'ını sözleşmeli sistem içinde
gerçekleştirmekte ve modern kesimhanelerde kesilen piliçler, entegre çalışan firmalar aracılığı ile
pazara sunulmaktadır.
Yurtiçi tavuk eti satışının %75'ini bütün tavuk, %25'ini parça tavuk eti oluşturmaktadır. Parça
tavuk eti satışının %73'ü but göğüs, %11'i taşlık, %6'sı boyun, %6'sı kanat ve %4'ü fileto şeklinde
gerçekleşmektedir.
Diğer taraftan son yıllarda ülkemizde hindi eti de ekonomik olarak üretilmeye başlanmış olup
söz konusu ürün çeşitli şekillerde işlenip satışa sunulmaktadır. Hindi eti ülke içinde belli bir ölçüde
tüketim alışkanlığı kazanmıştır.
4.7.3.2.2.1. Türkiye'nin Beyaz Et Dış Ticareti
İhracat
2002 yılında miktar ve değerce düşüş gösteren kanatlı et ihracatımız 2003 yılında 37.6 ve
2004 yılında ise bir önceki yıla göre %20 artış göstermiş ve son 10 yılın miktar ve değerce en yüksek
ihracatı gerçekleştirilmiştir.
Tablo 160. Türkiye'nin Yıllar İtibariyle Beyaz Et İhracatı
Yıllar
Miktar (Kg.)
Değer ($)
12 603 356
1994
4 913 335
1995
9 520 285
1996
11 011 865
1997
12 481 088
1998
9 885 993
1999
10.576.178
2000
24.596.740
2001
20.392.727
2002
25.225.042
2003
29.275.775
2004
12 677 607
5 113 046
8 849 291
10 445 397
11 178 191
6 756 996
6.215.375
14.439.972
12.156.207
16.726.824
20.072.931
Kaynak: DTM
Genel olarak Uzak Doğu, Ortadoğu , Kafkas ülkeleri , Balkanlar bu ürün grubunda
ihracatımızın yoğunlaştığı bölgelerdir. 2004 yılı verilerine göre ihracatımızdaki ilk 15 ülkeye toplam
kanatlı et ihracatımızın miktar ve değerce %98 oranındaki bölümü gerçekleştirilmiştir. 2004 yılı
itibariyle en önemli pazarlarımız Çin Halk Cumhuriyeti, Makedonya, Azerbaycan , Hong Kong
olmuştur. 2004 yılında toplam kanatlı ihracatının %28.4’lük kısmı sadece Çin Halk Cumhuriyeti’ne
gerçekleştirilmiştir. İkinci sırayı ise %18.5’lik pay ile Makedonya almıştır. Miktar bazında ; 2004
yılı verileri 2003 yılı ile kıyaslandığında ihracatımızın Hong Kong’a %30; Azerbaycan’a % 62,
KKTC’ye % 129 , Irak ‘a ise % 126 oranında artmış olduğu görülmektedir.Çin ‘e ağırlıklı olarak
tavuk ayağı ihracatı yapılmaktadır.
177
Tablo 161. Türkiye’nin Ülkeler İtibariyle Beyaz Et İhracatı (Değer:$)
Ülke
2000
2001
2002
2003
2004
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Çin
7590724 2928791
8349050
3667957
9811900
3785547 12241620
5765094 12292000
5703350
Makedonya
1525
3532
1650569
1382512
839144
839703
2330918
2804951
2409636
3732913
Azerbaycan
1331468 1806790
3899306
3706921
3794331
3764714
1972569
2148171
3208731
2821838
Hongkong
1104840
418923
3563493
1415609
3579240
1327550
4751504
1868144
6171914
2565565
Irak
650837
744984
1472677
1787025
K.K.T.C.
265456
570431
3974246
1368498
246937
602450
226846
570818
518849
1068989
Türkmenistan
673
4971
54995
74061
60989
87632
604668
347890
Ege S.Bölge
15294
34044
33430
18049
30817
128757
283558
108238
289915
S.Arabistan
14000
8400
138731
345141
114569
280831
Ukrayna
538000
274774
Bulgaristan
1555341
1212101
661193
449584
459880
217505
700537
244854
Mersin S.Bölge
142
599
160000
193337
Kuveyt
6
36
597
3889
57165
119167
55790
175867
Özbekistan
167124
239146
255062
342004
238573
266892
469372
350170
528090
162523
Almanya
13
24
96
81
59700
129256
60024
135959
Ara Toplam
10477246 6007227 23294503 13151208 19244959 11145207 23489188 15305335 28883699 19649671
Toplam
6215375
14439972
12156207
16726824
20072931
Kaynak: DTM
178
Mevcut kanatlı et ihracatımız içinde en çok tavuk ayağı, %65'lik tüm tavuk
(taze/soğutulmuş), but ve but parçaları, sakatat (karaciğer), %70'lik tüm tavuk ve dondurulmuş
formlar ( ileri işlenmiş çeşitli tavuk / hindi et parçaları fast food ve hazır gıda olarak tüketime
sunulan ) önemli kalemleri oluşturmaktadır. TS. 2409 tavuk gövde eti (karkas) ve TS 4018 hindi eti
standartları yürürlükte olup ve ihracatta uygulaması zorunlu standartlardır.
İthalat
2004 yılı itibariyle ithalat 16000 dolar olarak gerçekleşmiştir.Bu son 6 yılın en düşük değeri
olmuştur.İthalata konu olan ürün grubu ise dondurulmuş tavuk olmuştur.
Ancak sektörün ithalat ile temel bağını girdi ithalatı oluşturmaktadır.Yem ve damızlıkların
yenilenmesi amacı ile yumurta ve civciv ithalatı ,yem ve aşı sektörün temel ithal girdileridir.
Tablo 162. Türkiye’nin Beyaz Et ve Ürünleri İthalatı
Yıllar
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Değer ($)
92465
160196
515394
74695
18232
824989
182517
32267
64897
16087
Kaynak: DTM
Yem fiyatlarında görülen artış maliyet artırıcı bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Üretim
maliyetinin %70'ini yem bedeli oluşturmaktadır. Yem içinde yer alan soya, mısır, balık unu ve
premiksler büyük oranda ithalat yoluyla temin edilen hammaddelerdir. Kanatlı yemlerinde bulunan
ithal hammadde oranı %85'lere çıkmaktadır. Ortalama ithal hammadde kullanımı broiler yeminde
%70 oranına ulaşabilmektedir.
Sonuç olarak modern tesisleri ,ürün çeşitliliği ve uluslararası standartlara uygun üretim
metotları ve ürünler göz önüne alındığında Türk kanatlı et sektörünün önümüzdeki yıllarda ihracatını
değer olarak artırmasının yanı sıra ihraç pazarlarının sayısında da artış oluşturması beklenmektedir.
179
4.7.3.2.3. Dünya Beyaz Et Ticareti
Tavuk etinin, az yağlı, protein değerinin yüksek, vitamin ve mineraller açısından zengin
olması ve kırmızı ete oranla fiyatının ucuzluğu sebebiyle dünya tüketimi giderek artan bir eğilim
göstermektedir.
2004 yılında dünya tavuk eti üretiminde önenli paya sahip ülkeler içinde en yüksek artış
%19’luk bir oranla Arjantin’in olmuştur. Arjantin, 2003 yılındaki 781.000 tonluk tavuk eti üretimini
2004 yılında 928.000 tona çıkarmayı başarmıştır. Arjantin’I %16 ile Hollanda ve %12 ile Brezilya
takip etmiştir. Diğer önemli ülkeler ABD, Hindistan, İspanya, Rusya ve AB ülkeleridir.
Ülkemiz dünya beyaz et üretiminde 206 ülke içinde 19. sırada yer almasına karşın tüm dünya
üretiminden aldığı pay ise %1.22'dir.
Tablo 163. Dünya Tavuk Eti Üretimi ( Ton )
Tavuk Eti Üretimi Yıllar
(ton)
2000
2001
Dünya
69.213.102
71.951.796
2002
74.612.357
2003
76.394.501
2004
78.225.231
Kaynak : FAO
Türkiye dünya tavuk eti ihracatından %0.12 oranında pay almaktadır. Türkiye ihracatının
2004yılında üretime oranı %0.01 civarındadır.
Dünya tavuk eti ithalatının 1/3'i Ortadoğu ülkeleri, Rusya Federasyonu ve Türk
Cumhuriyetlerince gerçekleştirilmektedir.
2003 yılı itibariyle ABD dünya tavuk eti ihracatının %15.1'ini, Hollanda %10.6’sını, Brezilya
% 15.3'ünü, Çin % 6.2'sini, Tayland % 8.9'unu ve Fransa ise %10.6’sını karşılamaktadır.
Dünya ticaretine taze/soğutulmuş %65'lik tüm tavuk, but ve but parçaları, tüm tavuk %70'lik,
sakatat, hindi eti, kaz karaciğeri, diğer dondurulmuş formlar ( ileri işlenmiş çeşitli tavuk / hindi
parçaları fast food ve hazır gıda olarak kullanılmak üzere tüketime sunulan ) ile tavuk ayağı konu
olmaktadır.
180
Tablo 164. Dünya İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri (1000 $)
2001
2002
2003
Ülkeler
Brezilya
ABD
Hollanda
Fransa
Çin
Tayland
Almanya
Belçika
İngiltere
Macaristan
Danimarka
İrlanda
İtalya
Polonya
Kanada
İspanya
Avusturya
Şili
1.439.470
2.282.547
1.110.211
1.291.247
1.463.989
955.443
334.699
522.288
302.461
299.826
234.415
174.886
217.903
137.467
106.943
112.577
44.317
57.127
1.497.768
1.733.162
1.105.131
1.203.443
1.292.219
1.005.469
427.756
521.292
290.929
304.021
237.822
218.152
242.371
118.655
116.519
94.539
63.438
36.159
1.953.493
1.933.716
1.357.522
1.356.636
1.180.880
1.137.599
638.611
625.800
377.762
354.579
286.018
272.482
242.058
236.412
123.743
122.664
78.065
54.349
Kaynak: FAO
2003 yılı itibariyle en büyük ithalatçı ülkeler İngilter,Japonya, Almanya, Çin, Rusya
Federasyonu ve Hollanda’dır. Sözkonusu bu ülkeler ithalatın yaklaşık yarısını
gerçekleştirmektedirler.
Beyaz et sektöründe maliyeti düşürücü önlemler alınarak, ihracat için gerekli olan fiyat
uygunluğu yakalanarak, ekolojik koşulların uygunluğu ve pazarlara yakınlığımız sayesinde özellikle
Ortadoğu pazarındaki payımızı artırmak mümkün olacaktır.
4.7.3.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Etlik Piliç Yetiştiriciliği Ve Pazarlaması
Tavukçuluk; tarıma uygun olmayan arazilerin kullanılabilmesi, ağır iş gücü gerektirmemesi
ve nispeten organize bir sektör olduğu için üreticinin teknik hizmetleri kolayca alabildiği bir üretim
dalıdır. Ülkemizde tavukçuluk sektörü, gerek Trakya'da gerekse de Anadolu'da oldukça eskilere
dayanmakta olup, bölgelerde bir çok lokal tavuk ırkı gelişmiş ancak zamanla yok olmuştur.
Türkiye'de modern tavukçuluğun temeli Cumhuriyetin kurulması ile atılmıştır. Bu alandaki
ilk çalışmalar 1930 yılında Ankara Merkez Tavukçuluk Enstitüsünün kurulması ile başlamıştır.
1950'li yıllarda ise devlet çiftlikleri yardımı ile tavukçuluk ülkemizde özendirilmiştir. Endüstriyel
tavukçuluk 1960'lı yıllarda yurtdışından teknoloji transferi yapılarak tavuk yetiştiriciliğini dikkati
çekecek düzeylere getirmiştir. 1963 yılında yurtdışından getirilen anaçlar kullanılarak ticari
yumurtacı ve etlik piliçler yoğun olarak üretilmeye başlanmıştır. 1985 yılında uygulamaya giren
Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) teşvik ve desteği, özellikle piliç eti üretiminde
modern tesislerin kurulmasında etkili olmuştur. Buna paralel olarak çoğalan modern kesimhaneler
sağlıklı bir piliç eti pazarlama olanağını sağlamış ve tüketiciler de sağlıklı ürün tüketme imkanına
kavuşmuştur.
Ülkemizde etlik piliç yetiştiriciliğinde kullanılan üretim teknolojisi oldukça üstün
seviyededir. Halihazırda üretimin %80’i tam entegre tesislerde yapılmakta olup üretilen piliç ve
tavuk etinin %70’i gelişmiş ülkelere göre daha yeni ve yüksek teknolojinin kullanıldığı tesislerde
181
gerçekleştirilmektedir. Bu tesislerin bazılarında piliç kesim kapasiteleri 6.000 ile 9.000 adet/saat,
hatta bazı kesimhanelerde 15.000-17.000 adet/saate ulaşmaktadır.
Ülkemizdeki etçi işletmelerin %72,6'sını 5000 adet/devre kapasiteli işletmeler
oluşturmaktadır. Etlik piliç yetiştiriciliğinin entansif olarak yapıldığı başlıca bölgeler; Bolu-Sakaryaİstanbul Bölgesi, Bandırma-Eskişehir Bölgesi, İzmir Bölgesi, Çukurova Bölgesi, Ankara Bölgesidir.
Türkiye’nin ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ile bu bölgeyi oluşturan illerin son yıllar itibarı
ile etlik tavuk varlığı ve tavuk eti üretim miktarları tablo 165’de verilmektedir.
Tablo 165.
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle
(adet)
İstatistiki Bölge
Yıllar ve % Payları
Birimleri
2001
2002
2003
Etlik
% Etlik
%
Etlik
Tavuk
Pay Tavuk
Pay Tavuk
Varlığı
Varlığı
Varlığı
3814250 2,4
4181200
2,2
2983586
TR510 Ankara
TR51
3814250 2,4
4181200
2,2
2983586
1253500 0,8
1256650
0,7
5759647
TR521 Konya
1685000 1,0
673500
0,4
578110
TR522 Karaman
TR52
2938500 1,8
1930150
1,0
6337757
TR5
6752750 4,2
6111350
3,2
9321343
Türkiye
161899442 100 188637066 100,0 217133076
Etlik Tavuk Varlığı
%
Pay
1,4
1,4
2,7
0,3
2,9
4,3
100
2004
Etlik
Tavuk
Varlığı
4990000
4990000
5248800
69110
5317910
10307910
238876067
%
Pay
2,1
2,1
2,2
0,03
2,2
4,3
100
Kaynak : TÜİK
2001-2004 yılları arasında Türkiye’deki tavuk varlığı %48 oranında artış gösterirken TR5
Batı Anadolu bölgesinde bu oran %53 olarak gerçekleşmiştir. 2004 yılı itibarı ile Batı Anadolu
bölgesi ülkedeki etlik tavuk varlığının %4,3’e sahiptir. TR5 Batı Anadolu bölgesindeki etlik tavuk
varlığının alt bölgeler itibarı TR51 Ankara alt bölgesi %2,1, TR52 Konya ve Karaman alt bölgesi
%2,2’lik paya sahiptir.
Tablo 166. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Beyaz Et Üretimi (ton)
İstatistiki Bölge
Yıllar ve % Payları
Birimleri
2001
2002
2003
2004
Beyaz %
Beyaz %
Beyaz % Pay Beyaz
% Pay
et
Pay
et
Pay et
et
üretimi
üretimi
üretimi
üretimi
21183
3,4 20736
2,9 11255
1,2
16180
1,8
TR510 Ankara
TR51
21183
3,4 20736
2,9 11255
1,2
16180
1,8
Konya
1638
0,3
1862
0,3
0
0,0
0
0,0
TR521
869
0,1
781
0,1
566
0,1
0
0,0
TR522 Karaman
TR52
2507
0,4
2643
0,4
566
0,1
0
0,0
TR5
23690
3,8 23379
3,2 11821
1,3
16180
1,8
Türkiye
629832
100 726547 100,0 905251
100 914458
100
Kaynak: TÜİK –Tarım İl Müdürlüğü,2004
182
2001-2004 yılları arasında Türkiye’de tavuk eti üretiminin %45 oranında arttığı, TR5 Batı
Anadolu bölgesinde ise %24 oranında azalma olduğu görülmektedir. TR5 Batı Anadolu bölgesini
oluşturan alt bölgelerin incelenmesinde TR51 Ankara alt bölgesinin bölge içindeki payının %100
iken, TR52 Konya ve Karaman alt bölgesinin bölge içindeki payının olmadığı görülmektedir.
4.7.3.3.1. Beyaz Etin Üretimi ve Pazarlaması
Üretici
Etlik Piliç Kümesleri
(Piliç)
Kesimhane
(Pişirilmeye Hazır Piliç Eti)
Ana Bayiler
-Şirket Bölge
Müdürlüğü
Perakende
-Hipermarketler
-Marketler
-Kasaplar
Tüketici
183
4.7.3.3.2. Beyaz Et Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Üretim girdi
İşletmelerin yaklaşık
Son zamanlarda beyaz
maliyeti yüksektir. ete yönelik tüketici
%80’i ileri teknolojiye
Damızlık, ilaç,
bilincinin yükselmesi.
sahip olup entegre tesis
serum ve yem katkı Uluslararası
durumundadır.
maddelerinde dışa
akreditasyona sahip
Kesimhane sayımız
bağımlılık.
laboratuar kurma
bütün AB ülkelerinden
Kırmızı ete verilen çalışmalarının
yüksektir.
desteklemelerin
başlaması.
Üreticilerin Örgütlü
beyaz et üreticilerine Uluslararası normlara
olması.
verilmemesi.
uygun üretimin
Sözleşmeli üretim
yapılması.
modelinin yaygın olması. Fason yetiştiricilik
Bilinçli üreticilerin
yapan işletmelerin
HACCP (Tehlike
kapasitelerinin
Analizi ve Kritik
varlığı.
Kontrol Noktaları) ,
Üretimde markalaşmanın düşük ve iptidai
şartlarda yapılıyor
GMP (İyi Üretim
olması.
olması.
İşletme kapasitelerinin
Uygulaması) alt
Kişi başına tüketim yapısı
yüksekliği.
Tavuk etinin, ikame
gelişmiş ülkelere
oluşturulmasına
ürünlere göre ucuz
göre düşük olması. yönelik çalışmaların
olması.
Üretim içindeki
başlatılması.
Arzın talep esnekliğinin ihracat payının çok Beyaz et üretiminde
olması.
düşük olması.
işlenmiş ürünlerin
çeşitliliğinin artıyor
olması.
Kümes ve
kesimhanelerde
kapasite fazlalığı.
Tehditler
Yem katkı
maddelerinde dışa
bağımlı olunması.
Broiler
Yetiştiriciliğinde
üretim periyodunun
sürekli olarak
kısaltılması.
Kuş gribi ile iç ve
dış ticaret olumsuz
etkilenmektedir.
4.7.3.4. Süt Üretimi
Hayvancılık; İnsanlarımızın sağlıklı ve dengeli beslenmesi, hayvancılığa bağlı sanayinin
gelişmesi, kırsal alanda istihdam yaratılması, kalkınmada öncelikli yörelerin gelişmesi, tarımda
verimliliğin artırılması, dış ticaret dengelerinin sağlanması ayrıca AB’ne girişte en kritik alt sektör
olması nedeniyle ülkemiz için hayati öneme sahiptir.
Ülkemizde ağırlıklı olarak süt sığırcılığı yapıldığından süt denince akla direkt olarak
büyükbaş yetiştiricilik gelmektedir. Süt sığırcılığı ekonomik ve sosyal açıdan çok büyük öneme
sahiptir. Süt her gün üretildiği ve çok kısa vade de paraya dönüştürüldüğü için aile ekonomisine gelir
sağlar.
Ülkemizde süt ve süt ürünleri sanayisi iç pazara yönelik kurulmuş olup, dış pazarlar bu
sanayimiz için ikinci planda kalmaktadır. Süt ve süt ürünleri kolayca bozulabilen yapıda olmaları
nedeniyle raf ömrü nispeten daha uzun, birim fiyatı yüksek ürünler ve damak tadı damak tadımıza
uygun pazarlar öne çıkmaktadır. Bu nedenle ürün olarak peynir, tereyağı, dondurma vb. ürünler
olarak pazara sunulmaktadır.
Türkiye’de Orta Doğu ülkeleri ile Türki Cumhuriyetler süt ve süt ürünleri ihracatı için pazar
oluşturmaktadır. Başlıca ihraç pazarlarımız arasında komşularımız Azerbaycan, Orta Doğu ve
Körfez ülkelerinden Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikler, Katar ve Suudi Arabistan ayrıca KKTC,
184
ABD, Makedonya ve Yugoslavya yer almaktadır. İthalat ise genelde AB ülkelerinden Ukrayna ve
Polonya’dan yapılmaktadır.
4.7.3.4.1. Türkiye'de Süt Üretimi
Sektörde üretim yapısının daha çok küçük aile işletmelerinden oluşmasına karşın son yıllarda
süt ve süt ürünleri konusunda yatırımlar hız kazanarak üretimde oldukça yüksek miktarlarda artışlar
gözlenmiştir. Gelir artışı ve tüketicilerin beslenme konusunda daha bilinçli davranmaya
başlamalarından dolayı geleneksel metotlarla üretilen süt ürünlerine yönelik talep azalmaya başlamış
ve işlenme derecesi en azından pastörize düzeyinde olan sütlerden üretilen ürünler ağırlık kazanmaya
başlamıştır.
Tablo 167. Yıllar İtibariyle Türkiye'de Süt Ve Süt Ürünleri Üretimi (1000 Ton)
Ürün
1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005
İşlenmiş içme sütü
278
320
350
340
370
365
415
457
485
510
Yoğurt
680
735
722
800
870
890
910
940
975 1010
Beyaz peynir
179
190
200
200
220
224
230
240
250
265
Kaşar peynir
44
47
50
52
55
53
55
65
72
80
Tereyağı
122
122
124
124
133
132
134
143
150
158
Kaynak: DPT
Ülkemizde süt ve süt ürünleri tüketiminin gelişmiş ülkelerin tüketimi ile karşılaştırıldığında
oldukça düşük düzeyde bulunması, sektörde yabancı yatırımların yapılmasına neden olmuştur. Bu
yatırımlar ağırlıklı olarak ortaklık düzeyinde gerçekleşmiştir. Bunun sebebinin yabancı firmaların iç
pazara rahat girebilmek için yerli firmalar tarafından kurulan dağıtım ağlarından faydalanmayı tercih
etmeleri olduğu düşünülmektedir.
Süt ve süt ürünleri işletmeleri ağırlıklı olarak Ege ve Marmara Bölgelerinde kurulmuş olup,
hayvancılığa yapılan yatırımlara paralel olarak özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgelerinin de gelecek yıllarda önemli üretim merkezleri haline geleceği düşünülmektedir.
Süt tüketim alışkanlığının daha da yaygın hale getirilmesine yönelik olarak üretici firmalar
ArGe faaliyetlerine hız vererek iç pazara yeni ürünler ( laktoz şekeri içermeyen süt, belirli yaş
gruplarının ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmış süt vb. ) sunmaya başlamışlardır. Bu ürünlerin daha çok
belirli tüketici gruplarına yönelik olarak üretildiği dikkat çekmektedir.
Ayrıca bu konuda gözlemlenen bir başka gelişme de geleneksel ürünlerimizin de (ayran,
kaymak ve geleneksel peynir çeşitleri ) modern işleme yöntemleri ile işlenerek pazara
sunulmalarıdır. Bunun yanı sıra batı ülkelerinde tüketimi yaygın halde bulunan süt ürünleri de
günümüzde birçok firma tarafından ülkemizde de üretilmeye başlanmıştır. Bu ürünler arasından
özellikle meyveli yoğurt ve mozerella peyniri yıllar itibariyle tüketim açısından giderek artan bir
trend göstermektedir. Dondurma üretiminde ise yabancı sermayeli yatırımlar ağırlıkta olup, üretimin
önemli kısmını gerçekleştirmektedirler. Pazarın doymamış olması sebebi ile yerli firmalar da bu
konudaki yatırımlarını hızlandırmışlardır.
Bunun yanı sıra yerel çeşitlerde ( Maraş dondurması gibi ) pazara sunulmaktadır.
185
4.7.3.4.2. Türkiye'nin Dış Ticareti
Ülkemizde süt ve süt ürünleri sanayi iç pazara yönelik kurulmuş olup, dış pazarlar bu
sanayimiz için ikinci planda kalmaktadır. Süt ve süt ürünleri kolayca bozulabilen yapıda olmaları
nedeniyle ihracatta raf ömrü nispeten daha uzun, birim fiyatı yüksek ürünler ve damak tadımıza
uygun pazarlar öne çıkmaktadır. Bu nedenle ürün olarak peynir, tereyağı ve son yıllarda dondurma
ihracatımız önem kazanmıştır. İhraç pazarları olarak Orta Doğu ülkeleri ile Türk Cumhuriyetleri süt
ürünlerimiz için pazar olmaktadır. Başlıca ihraç pazarlarımız arasında komşularımızdan Azerbeycan,
Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan
ayrıca KKTC, ABD, Makedonya ve Yugoslavya yer almaktadır. İthalat ise genelde AB ülkeleri ile
Ukrayna’dan gerçekleştirilmektedir.
186
Tablo 168. Türkiye'nin Süt Ürünleri İthalatı
Ürün Adı
Miktar
(Kg)
2001
Süt ve Krema
Yayıkaltı
Yoğurt
Tereyaği
Peynir ve Lor
Dondurma
2620781
28122
2118
1640507
3716691
473910
Değer
($) 2001
5683252
54543
2123
2695473
6394396
1394350
Miktar
(Kg)
2002
Değer
($)
2002
5556450
324599
308505
3239054
4436373
527120
8733361
337589
320535
4853811
8648862
1295108
Miktar
(Kg)
2003
12041020
325110
283448
5175685
3290596
231809
Değer
($)
2003
20660425
413769
388784
8801906
8996152
720355
Miktar
(Kg)
2004
11881684
338125
334625
4268681
5366238
431065
Değer
($)
2004
Miktar
Kg)
2005
Değer
($) 2005
25228819
502368
477909
10159756
16517365
1150031
9714759
259861
256036
6155403
5176860
784413
23049305
435125
420858
14595873
19853858
1794863
Kaynak: DTM
Türkiye’nin süt ürünleri ithalatında süt ve krema ile peynir önde gelmekte olup, tereyağı ithalatı da önem arz etmektedir.
İthalatımızda Ukrayna, Slovak Cumhuriyeti, Polonya, Almanya, Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere gibi ülkeler önem
kazanmaktadır.
187
4.7.3.4.3. Dünya Ticareti
Dünya süt ürünleri üretimi son 30 yılda özellikle de 1980'li yılların ilk yarısından sonra bazı
değişiklikler göstermiş, bu değişiklik dünya tüketimi ve ticaretini de etkilemiş dünya ticaretine konu
olan ürün çeşiti artmıştır. 1980'li yıllara kadar süt ürünlerinin dünya ticaretinde tereyağı ve peynirin
bir hakimiyeti söz konusu iken, son yıllarda süt, dondurma ve yoğurt gibi süt ve süt ürünlerinin de
dünya ticaretinde giderek önem kazandığı görülmektedir. Peynir ve tereyağı dünya ticaretindeki
önemlerini korumakla birlikte miktar olarak sütün gerisine düştükleri, tereyağının halen dünya
ticaretinde önemli bir yere sahip olmakla birlikte diğer süt ürünlerine kıyasla çok daha düşük artış
hızı gösterdiği, yoğurtun ise miktar olarak dünya ticaretinde halen çok küçük hacime sahip olmasına
karşın 1970'li yıllardan bu yana çok hızlı bir gelişme gösterdiği görülmektedir.
Tablo 169. Dünya Başlıca Süt Ürünleri Üretimi (Ton)
Ürün/Yıl
1970
1971
1972
2001
2002
2003
2004
2005
Peynir
7737067
809881 8514161 16837875 17284290 17571365 18235802 18482993
Tereyağı
5725771 5712823 6047429
7640951
7950183
8181983
8302468
8206024
Süttozu
940 182 1035238 1132 05
3461678
3768388
3563789
3290649
3279886
(İnek)
Kaynak: FAO
Tablo 170. Dünya Başlıca Süt Ürünleri İhracatı (Ton)
Ürün/Yıl
1970
1971
1972
2001
Süt
448062
796780
883089
6,119,984
İnek
327565
523146
611007
4,461,568
Sütü(Taze)
Peynir Ve
790901
831122
864068
3,439,885
Lor
Tereyağı
910863
842045
704255
1,311,508
Yoğurt
1118
947
3604
22,808
2002
5,976,405
4,278,938
2003
6,569,060
4,727,903
2004
7,428,102
5,350,314
3,457,949
3,796,342
4,073,946
1,357,724
30,038
1,467,858
33,838
1,513,029
16,571
Kaynak: FAO
Süt ve süt ürünlerinin beslenmede taşıdıkları büyük önemin yanı sıra dünya genelinde refah
düzeyinin artması, ulaştırma ve lojistik hizmetlerinin gelişmesi, çok uluslu şirketlerin süt
sektöründeki yatırımları, önde gelen üretici ülkelerin stoklarını eritme çabaları dünya süt ve süt
ürünleri ticaretine hız kazandıran başlıca hususlar olmuştur.
188
Tablo 171. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Süt Üretim Miktarları (ton)
Hayvansal
Ürünler
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
TR510 Ankara
241170
223305
209089
206862
208743
182956
162307
130293
203503
184787
TR51
241170
223305
209089
206862
208743
182956
162307
130293
203503
184787
TR521 Konya
393255
417330
419372
432052
403153
418381
412063
313368
423980
436196
TR522 Karaman
34410
33930
30556
28544
28798
29038
28639
25036
33869
35653
TR52
427665
451260
449928
460596
431951
447419
440702
338404
457849
471849
TR5 Batı Anadolu
668835
674565
659017
667458
640694
630375
603009
468697
661352
656636
TR5 / Türkiye %
6,3
6,3
6,5
6,7
6,4
6,4
6,4
5,6
6,2
6,1
Türkiye
10601550
10760915
10076526
9970531
10082010
9793962
9495550
8408566
10611011 10679407
Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü ve TÜİK
189
Son 10 yılın Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi süt üretim miktarları incelendiğinde
üretim miktarlarında çok fazla bir değişim olmadığı yıllara göre düşük miktarlarda dalgalanmalar
görüldüğü ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinin ülkemiz süt üretiminde yıllara göre % 18 ile % 22
arasında paya sahip olduğu görülmektedir. 2004 yılı TR5 Batı Anadolu Bölgesi süt üretim miktarı
incelendiğinde bir önceki yıla göre %9 oranında bir artış göstermiştir.
Tablo 172. Türkiye’de Sağılan Hayvan Sayısı (1000 Adet)
Cinsi
Yıllar
1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001
2002 2003 2004
Sığır
5.886 5.968 5.594 5.489 5.538 5.280 5.086 4.393 5.040 3875
Manda
122
114
92
85
80
70
65
52
57
39
Koyun
19.263 18.890 17.169 16.776 16.473 15.920 14.847 13.637 12.477 9919
Kıl Keçisi
4.545 4.379 4.111 3.989 3.843 3.605 3.590 3.412 2.999 2379
Tiftik Keçisi
363
347
296
258
243
188
183
141
128
98
Kaynak: TÜİK
Tabloda ülkemizde sağılan hayvan sayısındaki 1995-2004 yılları arasındaki değişim
gösterilmiştir. Söz konusu dönemde sağılabilen inek sayısı 1995 yılında 5.886 bin baş iken 2004
yılında % 34,16 oranındaki düşüşle 3875’e gerilemiştir. Sağılabilen koyun sayısı 19.263 bin baş iken
% 43 düşüşle 9919’a gerilemiştir.
Tablo 173. Türkiye'de Süt Üretimindeki Değişim (1995-2004) (1000 ton)
Cinsi
Yıllar
1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004
Sığır
9.275 9.466 8.914 8.832 8.965 8.732 8.489 7.491 9.514 9.609
Manda
115
108
87
80
75
67
63
51
49
39
Koyun
934
922
826 813
805 774 723 657
770
771
Kıl Keçisi
270
258
243 240
231 216 216 206
274
255
Tiftik Keçisi
8
7
6
5
5
4
4
3
4
3
Toplam
10.602 10.761 10.076 9.970 10.081 9.793 9.495 8.408 10.611 10.679
Kaynak:TÜİK
Tablo’da anlaşılacağı gibi sağılabilen hayvan sayısındaki düşüşe karşın sağılan süt miktarı
1994-2004 yılları arasında inek sütünde %4,22 artmasına karşılık diğer hayvanlardan elde edilen süt
miktarı azalmıştır. Bu dönemde toplam süt üretimi % 0,46 oranında artmıştır.
Tablo 174. Türkiye’de Süt Üretiminin Türlere Göre Yüzde Dağılımı (2004)
Cinsi
Süt Üretimi
%
Sığır
9609325
Manda
39279
Koyun
771716
Kıl Keçisi
255468
Tiftik Keçisi
3619
Toplam
10679407
89,98
0,37
7,23
2,39
0,03
100
Kaynak: TÜİK
Tabloda görülebileceği gibi ülkemizdeki süt üretiminin % 89,9’u sığırdan, % 7,2’si
koyundan, %2,4’ü kıl keçisinden, % 0,4’ü mandadan ve % 0,03’i tiftik keçisinden elde edilmiştir.
190
Tablo 175. Türkiye’de Sağılan Sığır Sayısı, Süt Üretimi ve Verimde Genotiplerin Payı (2004)
Sağılan
Verim
Genotipler
%
Süt Üretimi %
Hayvan Sayısı
(Kg/Baş)
Kültür
832711
21,49
3231461
33,63
3888
Melez
1699804
43,86
4608293
47,96
2711
Yerli
1343206
34,66
1769571
18,42
1317
Toplam
3875721 100,00
9609325
100,00
2479
Kaynak : TÜİK
Tabloda görüldüğü gibi, birim hayvandan elde edilen süt verimi kültür ırkı hayvanda 3.108
kg/baş, kültür melezinde 2.042 kg/baş, yerli hayvanda 978 kg/baş ve ülke ortalaması ise 1.888 kg/baş
dır. Kültür ırkı hayvanlarımızın verimi bile ortalama 5000 kg/baş olan Avrupa Birliği veriminin
yarısı kadardır. Üretim rakamlarının artırma gerekliliği düşünüldüğünde eldeki materyallerin ne
kadar yetersiz olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde sütte; yerleşim yerlerine göre değişmekle birlikte genelde çok karmaşık bir
pazarlama ağı mevcuttur. Üreticiler bu karmaşık yapı içerisinde ürünlerini eder fiyata satamadıkları
gibi tüketicide pahalıya tüketmek zorunda kalmaktadır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki
toplam sığır varlığının son 10 yıldaki durumu
incelendiğinde, 1995-2001 yılları arasında toplam sayının dalgalı bir seyir gösterdiği, bu yıldan sonra
ise artma eğiliminde olduğu görülmektedir. 1995-2004 yılları arasındaki bu artış oranı ortalama %12’dır. Aynı dönem içinde Kültür melezi hayvan sayısında artış ve yerli hayvan sayısında azalışa
karşın saf kültür ırkında %25 ‘lik bir artış gözlenmiştir. Hayvan sayısındaki dalgalı artış süt
üretimine de yansımıştır. Özellikle 2000 senesinden sonra görülen bu artışın (süt üretimi ve hayvan
varlığı) nedeni; 1996 yılından sonra canlı hayvan dış alımına getirilen sınırlamalara ek olarak
uygulanan hayvancılık destekleme politikalarının yanı sıra TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Süt Sığırı
Yetiştiricileri Birliğinin çalışmalarına hız verilmesi, ANAFİ Projesi çalışmaları çerçevesinde Saf
Kültür ırkı yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve suni tohumlama uygulamasında sağlanan yüksek
başarıdır. Tüm bu faktörlerle beraber üretici, yerli ve melez ırklardan saf kültür ırklarına kaymış,
dolayısıyla sektörden sağlanan ekonomik getiri de oldukça artış göstermiştir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde son 10 yıl itibariyle süt üretimi incelendiğinde; iller itibari ile
süt üretiminin2004 yılında ulaştığı rakamlar; TR52 Konya Alt Bölgesi 712.427, TR51 Ankara Alt
Bölgesinde 706.316 ton’dur. TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki 8 ilin 1997-2001 yıllarında meydana
gelen süt üretimindeki azalmalara karşın 2001 yılından sonra artan bir seyir gözlenmektedir. Söz
konusu dönemdeki azalışın nedenleri; 1996’ya kadar yapılan canlı hayvan ithalatının iç piyasada
yarattığı talep fazlası yüzünden üreticinin elde ettiği getirinin azalması ve kaliteli kaba yem
ihtiyacının karşılanamayışı olarak sayılabilir. 1995-2004 yılları arasında hayvan sayısındaki artıştan
daha fazla süt üretimi artışının olmasının yegane sebebi de daha önce de belirtildiği gibi saf kültür
ırkı hayvan sayısındaki artış, mera ıslah çalışmalarına verilen hız ve yem bitkileri desteklemeleriyle
beraber, bölgede kaliteli kaba yem ihtiyacının silajlık mısır ekilişlerindeki artışlarla kapatılmaya
çalışılması olarak belirtilebilir. İyileşen bu faktörlerle 1995-2004 yılları arasında bölgein ortalama
süt verimlerinin Türkiye geneli itibariyle bir karşılaştırması yapıldığında TR5 Batı Anadolu
Bölgesinde bu değerlerin yaklaşık 2,5-3 kat fazla olduğu görülmektedir.
Süt üretimindeki bu olumlu gelişmeler beraberinde süt sektörüne büyük firmaların yatırım
yapması, büyük çiftliklerin kurulması süt sektörünü popüler yatırım aracı haline getirmiştir. Sütün
öneminin ve ekonomiye katkısının anlaşılmasıyla sütün değerlendirilmesi ve saklanmasıyla ilgili
tedbirlerin kısa zamanda alınmasına da neden olmuştur. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde kamu ve özel
sektör katkılarıyla süt üretiminin yoğun olduğu yerlerde süt soğutma tankları kurulmuş böylece
yüksek standartta sütün iyi fiyattan satılarak ekonomiye katkısı sağlanmıştır.
191
Süt piyasasının oluşmasında Bakanlığımızın önderliğinde çeşitli birlik ve kooperatiflerin aktif
çalışması ve üreticinin organize edilebilmesi; TR5 Batı Anadolu Bölgesinin süt konusunda ülke
hayvancılığının sorunlarının çözümünde örnek model olarak tanımlanması sonucunu ortaya
çıkarmıştır.
Kısaca önem sırasına göre; eğitim, ithalatın sınırlandırılması, birlikler ve kooperatifler, süt
teşvik primi, suni tohumlama teşviki, kaliteli kaba yem üretimi ve teşviki, süt soğutma tankları
piyasanın başarısını mutlak etkileyecek faktörlerdir.
Ülkemizde çiğ süt fiyatları arz ve talebe göre oluşmaktadır. Oysa çiğ sütün stoklanma
kabiliyeti sınırlıdır ve hemen arz edilmesi gereklidir. Bu nedenle, çiğ süt fiyatları düşse bile üretici
sütünü, gerileyen fiyattan satmak zorunda kalmaktadır. Ülkemizde ise
üretici piyasa
mekanizmasının insafına terk edilmiş olup, bir ay sonrasının süt fiyatını kestirmek bir yana, bir hafta
sonra sütü satıp satamayacağını bile bilememektedir.
Tablo 176.
Yıllar
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
Bazı Süt Ürünlerinin Yıllar İtibariyle Toptan Fiyatları ( TL/Kg) ve Değişim
Oranları
Süt
Yıllık
Pastörize Yıllık
Sterilize Yıllık
Sterilize Pastörize
Değişim Süt
Değişim Süt
Değişim Süt/Çiğ
Süt/Çiğ
(%)
(%)
(%)
Süt
Süt
12.411
110,0
24.744
90,7
27.248
73,1
2,2
2,0
16.111
29,8
48.388
95,6
68.064
149,8
4,2
3,0
27.901
73,2
93.804
93,9
134.718
98,0
4,8
3,4
63.949
129,2
166.218
77,2
242.429
80,0
3,8
2,6
104.949
64,1
241.039
45,0
361.016
49,0
3,4
2,3
151.179
44,0
348.110
44,4
537.742
49,0
3,6
2,3
184.483
22,0
471.109
35,3
678.894
26,2
3,7
2,6
312.544
69,4
795.986
69,0
1.105.318 62,8
3,5
2,6
405.481
29,7
962.702
20,9
1.251.969 13,3
3,1
2,4
462.336
14,0
1.115.606 15,9
1.411.064 12,7
3,1
2,4
Kaynak: TÜİK
Ülkemizdeki yıllara göre süt fiyatlarındaki değişim incelendiğinde, bir önceki yıla göre
sanayide işlenmiş süt fiyatlarının, çiğ süt fiyatlarına göre çoğu zaman daha fazla arttığı
görülmektedir. Çiğ sütte en fazla artış 1998 (%129,2) ve 1995yılında (%110), en az artış ise 2004
yılında (%14) gerçekleşmiştir. Pastörize sütte en fazla artışlar 1995 (%90,7) ve 1996 yılında (%95,6)
, en az artış ise 2004 yılında (% 15,9) gerçekleşmiştir. Sterilize sütte ise en fazla artışlar 1996
(%149,8) ve 1997 (%98) yıllarında , en az artış ise 2004 yılında (%12,7) gerçekleşmiştir. 1997
yılında, Pastörize süt/ çiğ süt fiyatı (%3,4) , sterilize süt/ çiğ süt fiyatı ( %4,8) oranları en yüksek
değere ulaşmışken ,1995 yılında (%2,0 ve %2,2) en düşük değeri almıştır. Yıllar itibariyle
incelendiğinde ise sterilize süt fiyatının çiğ fiyatlarının ortalama 3 katı, pastörize sütün ise 2,5 katı
olduğu görülmektedir.
Ülkemizde yıllar itibariyle süt fiyatlarında bir önceki yıla göre en yüksek artışlar 1998
(%129,2) ve 2002 (%69,4) yıllarında ,en düşük artış ise 2004 yılında (%14,0) gerçekleşmiştir. Süt
yeminde ise, en yüksek artışlar 2000 (%110,7) ve 2001 (%69,5) yıllarında, en düşük artış ise 2003
yılında (%14,3) gerçekleşmiştir.
Türkiye’de süt ve süt mamulleri sanayii; DPT tahmini rakamlarına göre 2004 yılı itibariyle
(1998 yılı fiyatlarıyla) gıda sanayii talebinin %15,8’ini, gıda sanayii üretim değerinin %15,2’sini,
gıda sanayii ihracat değerinin %2,0’sini ve gıda sanayii ithalat değerinin ise %2,8’ini
192
oluşturmaktadır. Sektörde; Üretim ve talepte yoğurt ve işlenmiş içme sütü, ihracatta peynirler,
ithalatta ise süttozu miktar olarak ön sıralarda yer almaktadır.
Türkiye’de üretilen çiğ sütün %40’ının köy ekonomisi içinde kaldığı, %40’ının sayıları kimi
dönemlerde 3000’lere ulaşan kayıtdışı, sağlık ve hijyen koşullarından uzak, ilkel koşullarda üretim
yapan, mühendis istihdam etmeyen mandıralarda başta peynir ve yoğurt olmak üzere çeşitli süt
ürünlerine işlendiği, geriye kalan %20’ye yakın bir kısmının ise sayısı sınırlı modern süt
işletmelerinde değerlendirildiği bilinmektedir.
AB’de sanayiye giden süt oranı ortalama %94,8 iken bu oran ülkemizde ise %9’lar ile çok
düşük seviyelerdedir.
Tablo 177 .
Türkiye, AB ve Bazı AB Ülkeleri Arasında Üretilen Çiğ Süt ve Sanayiye
Aktarılan Süt Oranları
AB
Türkiye
Danimarka
Almanya
Yunanistan
İnek Sütü Üretimi
120.445
9.970
4.668
28.500
740
(1000 Ton)
Sanayiye Giden Süt
113.225
897
4.468
26.938
620
Sanayiye Giden Süt
94,8
9,0
95,7
94,4
69,1
Oranı (%)
Kaynak: TZOB
Süt ve süt ürünlerine genel olarak bakacak olursak 1998 yılında 4.088 adet olan işyeri sayısı
%30,6 oranında azalarak 2000 yılında 2.839 adet olmuştur. Kurulu kapasite 3.393.181 ton/yıl iken
%40 oranında artarak 4.750.515 ton/yıl olmuş, üretim ise 1.108.030 ton iken %6,3 oranında azalarak
1.038.573 tona düşmüştür. KKO ise 1998 yılında %32,7 iken 2000 yılında %21,9’a düşmüştür.
Kapasite kullanım oranlarına (KKO) bakıldığında; 1998-2000 yılları arasında KKO sterilize
sütte %73,9’dan %43,8’e, pastörize sütte %30,4’den %7,9’a , ayranda %40,7’den %35,5’e,
tereyağında ise %77,2’den %50,8’e düşmüşken, yoğurtta %36,9’dan %37,8’e, beyaz peynirde
%12,9’dan %20,9’a, kaşar peynirinde ise %14,2’den %18,0’a yükselmiştir. KKO genellikle düşük
olmakla birlikte pastörize sütteki düşüş dikkat çekici niteliktedir.
193
Tablo 178.
Süt ve Süt Ürünleri İşyeri Sayısı, Kurulu Kapasite, Üretim ve Kapasite Kullanım
Oranları (1998-2000)
1998
2000
İşyeri Kurulu
İşyeri Kurulu
Ürün Adı
Üretim
KK
Üretim
Sayısı Kapasite
Sayısı Kapasite
KKO
(Ton)
O
(Ton)
(Adet) (Ton/Yıl)
(Adet) (Ton/Yıl)
Sterilize Süt
15
299.783
221.635 73,9 10
415.372
181.821
43,8
Pastörize Süt
52
414.722
126.186 30,4 37
1.792.497 142.182
7,9
Aromalı Süt
1
2.240
5.500
245,5 1
3.055
3.529
115,5
Yoğurt
800
622.109
229.570 36,9 860
826.868
312.667
37,8
Beyaz Peynir
860
1.174.332 151.686 12,9 803
1.108.697 231.602
20,9
Kaşar Peyniri
1767
392.872
55.946
14,2 478
327.333
58.865
18,0
Tulum Peyniri
75
20.559
2.464
12,0 94
15.104
3.614
23,9
Eritme Peynir
6
6.664
1.744
26,2 7
13.965
8.124
58,2
Ayran
100
82.547
33.615
40,7 167
142.068
50.480
35,5
Krema
28
181.164
160.183 88,4 35
3.135
1.527
48,7
Pey. Altı Suy. Tozu 3
5.773
1.337
23,2 4
12.836
3.926
30,6
Süzme Yoğurt
77
17.202
9.002
52,3 24
3.249
1.315
40,5
Süttozu
6
36.380
3.573
9,8
7
27.450
9.019
32,9
Tereyağı
298
136.834
105.589 77,2 312
58.886
29.902
50,8
Toplam
4.088
3.393.181 1.108.030 32,7 2.839
4.750.515 1.038.573 21,9
Kaynak: TKB, Gıda Sanayi Envanteri (1998-2000)
Süt ve Süt ürünleri sanayindeki talebe bakıldığında 2003 yılında %8,5’lik bir artış olmuşken,
2004 yılında da %6,8’lik bir artış olacağı tahmin edilmektedir. Üretimde ise 2003 yılında %7,9’luk
artış olmuşken 2004 yılında %6,8’lik bir artış olacağı tahmin edilmektedir. Görüldüğü gibi genel
itibariyle artış oranlarında 2004 yılında bir azalma söz konusudur. Üretimin talebi karşılama oranına
bakıldığında ise, 2002 ve 2003 yılında karşılayamadığı, 2004 yılında da karşılayamayacağı
görülmektedir.
DPT verilerine göre ülkemiz, süt ve süt ürünleri sanayi dış ticaretinde 2002 yılında ihracat
değeri ithalattan fazla iken bu değer 2003 yılında ithalat lehine dönmüş, 2004 yılında da ithalat
lehinde devam edeceği tahmin edilmektedir. Mevcut verilere göre ihracat- ithalat farkı 1998 yılı
fiyatları ile 2002 yılında 1.050 milyar TL iken 2003 yılında 1.755 milyar TL olmuş, 2004 yılında da
772 milyar TL olacağı tahmin edilmektedir.
Süt ve süt ürünleri sanayi dış ticaretindeki artış oranlarına bakıldığında ise; 2003 yılında
ihracatta %18,5’lik artış olmuşken ithalatta %55,5’lik bir artış olmuş, 2004 yılında ihracatta
%22,2’lik, ithalatta ise %11,3’lük bir artış olacağı tahmin edilmektedir. 2003 yılında ihracatın
yaklaşık 3 katı bir ithalat yapılmış olması dikkat çekicidir.
Süt ve Süt Ürünlerinde kendine yeterlilik durumuna bakıldığında, 2002 yılında %0,1’lik bir
fazlalık durumu varken, 2003 yılında %0,2’lik bir yetersizliğin olduğu görülmekte , 2004 yılında ise
%0,1’lik bir yetersizliğin olacağı tahmin edilmektedir.
Süt ve Süt mamulleri tüketimimizin düşük olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Özellikle gelişmiş ülkelerdeki verilerle karşılaştırıldığında bu eksiklik daha net ortaya çıkmaktadır.
Tablo 179’dan da görüldüğü gibi sokak sütü de dahil edilerek bulunan 30 kg’lık bir süt tüketim
miktarı AB ve ABD gibi gelişmiş ülkelerin ancak 1/3’üne tekabül etmektedir. Bunun yanında
tereyağı, peynir, yoğurt ve ayran gibi ürünlerde tüketimimizin diğer ülkelere göre genel itibarla
yüksek veya yakın olduğu görülmektedir.
194
Tablo 179. Türkiye ve Bazı Ülkelerde Kişi Başına Süt ve Süt Ürünleri Tüketimi (kg/yıl)
Ülkeler
İçme Sütü
Tereyağ
Peynir
Yoğurt/Ayran Süttozu
Türkiye
30
1,3
12,5
335,0
0,5
AB
95,0
4,5
17,5
3,5
ABD
95,3
1,3
13,1
7,1
1,5
Rusya
94,4
3,5
3,6
1,3
Arjantin
61,4
1,6
10,9
6,2
3,5
Avustralya
108,4
3,2
8,8
6,0
3,4
Kaynak: TZOB
4.7.3.4.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Süt ve Süt Mamulleri Pazarlama Kanalları
ÜRETİCİ
Süt Toplayıcısı
Fabrikalara ait Süt
Toplama Merkezi
Üretici ve
Yetiştirici
Birlikleri
Tarımsal Amaçlı
Kooperatifler
Mandıralar
Süt Mamulleri
Toptancısı Bayiler
Fabrika
Bakkal
Süpermarket
Tüketici
195
4.7.3.4.5. Süt Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
-Kesif yem üretim
tesisleri mevcut.
-Bölgede serbest
veteriner hekim
varlığının yeterli
olması.
-Süt ve süt ürünleri
sanayinin gelişmiş
olması.
- Suni tohumlama
uygulamalarının
yaygın olması.
-Kaliteli kaba yem
üretiminin üreticiler
tarafından
benimsenmiş olması.
-Kaba yem pazarının
bölgede varlığı.
_Son yıllarda süt
fiyatlarındaki
gerileme.
-Üretim planlamasının
yapılmaması.
-Zoonoz
hastalıklardan
Tüberkülozis ve
Burucellozisin yaygın
olarak görülmesi
-Hayvancılık
işletmelerin küçük
ölçekli olması
-Risk ve belirsizliğin
fazla olması.
-Süt tahlillerinin
işletme bazında
yapılmaması.
-Süt tüketim
alışkanlığının
yerleşmiş olmaması,
Avrupa ortalamasının
altında olması.
-Gıda güvenliği
bilincinin yerleşmeye
başlaması.
-Soğuk zincir ve süt
toplama sisteminin
oluşmaya başlaması.
- İşletme fazlası
damızlık Pazarının
son yıllarda
gelişmekte olması.
– Kaliteli kaba yem
ekilişinin hızla
artması.
-Hayvancılık
desteklemelerinin
artması.
Tehditler
-AB tam üyelik üyelik
sürecindeki kota
sisteminin getireceği
kısıtlamalar.
-Şap ve zoonoz
hastalıklar yüzünden
ürünlerin AB
ülkelerine ihraç
edilememesi ve bu
konuda gelişmelerin
çok yavaş seyretmesi.
-Dış satımı
olmadığında iç
pazarda üretim
fazlalığı fiyatlarda
aşırı düşüşler
meydana
getirebilecektir. Bu
durum gelişme
trendine olumsuz etki
eder.
4.7.3.5. Yumurta Üretimi
TR5 Batı Anadolu Bölgesi yıllık yaklaşık 202.000 tonluk yumurta üretimi ile Türkiye
yumurta üretimi ve pazarlamasında önemli bir yere sahiptir. TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki
yumurta üretim miktarı, Türkiye yumurta fiyat oluşumunu direk olarak etkileyebilmektedir.
Ülkemizde yumurtanın fiyatı üretim miktarına ve mevsimsel talebe göre büyük dalgalanmalar
göstermektedir.
1996 yılında Kaynak Kullanımı Destekleme Primi sisteminin uygulanmaya başlaması ile
Türkiye genelinde yumurta üretim tesisleri çoğalmış, buna bağlı olarakta yumurta üretim miktarında
önemli artışlar olmuştur. Yumurta fiyatlarının çok dalgalı bir seyir izlemesi sonucu 1998 yılından
itibaren kapasite kullanımında sürekli bir azalış görülmüştür. Yeni yatırımlar devam etmesine
rağmen özellikle küçük işletmeler fiyatların düşük olduğu dönemlerde yüksek maliyetleri nedeniyle
zarar etmiş ve işletmelerini boşaltmışlardır.
Türkiye’de kişi başına yıllık yumurta tüketimi 130 adet civarındadır. Bu miktar Almanya’da
kişi başına 230 adet, Fransa’da 260 adet, A.B.D.’de 285 adettir. 10 adet yumurtanın protein miktarı
yaklaşık 1 Kg. kırmızı etin protein miktarına eşittir. Alt gelir düzeyindeki insanlarımızın protein
ihtiyaçlarını karşılamada yumurta tüketimi bu açıdan önemlidir. Yumurta tüketiminin artması atıl
kapasitenin kullanımını sağlayacaktır.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 1998 yılına kadar talep artışına paralel olarak üretim
miktarında artış gözlenmektedir. 1996 yılından itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yatırım
teşvikleriyle faaliyete geçen büyük işletmelerin üretimi ile arz fazlası oluşmuştur.
196
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde üretim dışı kalan küçük işletmelerin en büyük sorunu girdileri
pahalıya mal etmeleri ve yumurta fiyatının düşük olduğu dönemlerde stok yapacak güçte
olmamalarıdır. Bu tür işletmelerin bir kooperatif çatısı altında etkin şekilde örgütlenmeleri, girdi
fiyatlarının düşürülmesinde ve pazarlama masrafları ile pazarlama etkinliğinin artırılmasında çözüm
olabilecektir.
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 1995-2004 yılları arasındaki yumurta üretim
miktarı ve yumurta tavuğu sayılarının değişimleri tablo 180 ’de verilmiştir.
Tablo 180.
Yıllar
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yumurta Üretim Miktarı ve Yumurta
Tavuğu Sayıları (2004)
Batı Anadolu Bölgesi
Türkiye
Yumurta
Yumurta
Yumurta Tavuğu Yumurta
Tavuğu
Miktarı(Ton)
(Adet)
Miktarı(Ton)
(Adet)
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
5452578
5332450
5583850
11613650
12719345
12731150
7797102
9714381
11475768
66514
68064
91636
175482
190167
188456
106197
151102
180610
57.325.000
53.883.000
61.402.000
69.722.000
71.885.000
64.709.000
55.675.750
57.139.257
60.399.520
641.791
611.701
755.583
901.405
880.626
844.286
660.940
722.181
791.674
2004
11357100
146004
58774172
690972
Kaynak: TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü
Tablo 180 de görüleceği gibi Türkiye’de yumurta üretimi yıllara gore değişimler
göstermekte olup TR5 Batı Anadolu bölgesinde ise paralel bir seyir takip etmektedir. Türkiye ve
TR5 Batı Anadolu yumurta üretimi miktarı 1995 ve 1998 yılları arasında yükseliş göstermesine
rağmen 1999 yılından sonra düşüşe geçmiş olup 2002 yılından itibaren tekrar yukarı doğru bir ivme
kazanmış olup 2004 yılında tekrar düşüşe geçmiştir.
Tablo 181. Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yumurta Tavuğu (Adet) ve Yumurta Üretim Miktarları
(Ton) (2004)
İstatistiki Bölge
Yumurta
Yumurta Üretim
Birimleri
Tavuğu
Miktarları
(Adet)
(ton)
TR5 TR510
Ankara
2037655
29898
2037655
29898
TR51
TR521
Konya
6307975
92854
TR522
Karaman
3011470
23252
9319445
116106
TR52
11357100
146004
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi
TR 5 %
19,3
21,1
58774172
690972
Türkiye
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü ve TÜİK
197
2004 yılı itibariyle Türkiye yumurta üretiminin %28,92’si TR5 Batı Anadolu Bölgesinde
gerçekleşmektedir. TR521 Konya alt bölgesi 2.410.506 adet yumurta üretimiyle, %19,03 oranla
Türkiye’de, %65,27 oranla da bölgede önemli bir üretim gerçekleştirmektedir. Üretim miktarlarına
bakılırsa Konya ve Ankara önemli bir üretim gerçekleştirmektedir.
4.7.3.5.1. Yumurta İhracatı
Tablo 182. Türkiye'nin Ülkeler İtibariyle Yumurta İhracatı (Değer: $)
Ükeler
1999
2000
2001
2002
2003
Romanya
719.181
716.120
3.672.292
139.120
61.635
Gürcistan
6.842.828
1.033.247
3.769.524
678.325
1.884.074
Azerbaycan
6.819.316
428.996
128.752
1.524.324
İspanya
28.059
Bulgaristan
52.121
26.401
38.884
474.781
Suudi Arabistan
299.120
495.363
2.763.835
595.942
2.485.126
K.K.T.C
762.592
412.883
89.363
164.285
42.588
Makedonya
1.449
230.627
28.756
Irak
1.432.210
İran
155.074
209.241
138
Özbekistan
2.540
29.808
146.087
B.A.E.
1.186.468
419.890
84.771
Macaristan
2.103.281
444.027
Ürdün
196.544
943.328
343.509
519.162
Diğer
632.726
618.454
2.963.799
963.695
Toplam
16.282.958
3.629.440
18.402.178
3.945.795
10.496.536
Kaynak:DTM
Yumurta ihracatımız gerçek anlamda 1980 yılından sonra başlamış, 1998 yılında ise
34.086.000 dolara yükselmiş, daha sonraki yıllarda dalgalı bir seyir göstermiştir. Tablo 182’de 2003
yılı itibariyle en önemli pazarlarımızın Romanya, İsrail, Irak, Gürcistan, Birleşik Arap Emirlikleri,
Macaristan, Ürdün ve Suudi Arabistan olduğu görülmektedir.
İhraç edilen yumurtanın tamamını sofralık olarak kabul etmek gerekmektedir. İhraç edilen
yumurtanın içindeki kuluçkalık yumurta miktarı önemsenmeyecek kadar düşük düzeydedir.
198
4.7.3.5.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yumurta Pazarlama Kanalları
Üretici
Öztüketim
Yumurta Üretim ve
Pazarlama Borsası
(Şirket, Kooperatif
ve Birlikler)
İhracat
Toptancılar
Özel Şirket Bayileri
Perakendeciler
Tüketici
4.7.3.5.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yumurta Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Tehditler
- Arz ve talep
- İç tüketim oranının, - Yumurta
- Türkiye Dünya
dengesinde çeşitli
işlemesinde
Dünya ve AB
yumurta üretiminde
çeşitliliğin artırılması nedenlerden dolayı
ülkelerine göre
14. sırada olup TR5
oldukça düşük olması. yönünde çalışmaların meydana gelen
Bölgesi Ülke
aksaklıklar.
üretiminin %
- Yumurta sanayisinin başlatılması.
- İç tüketim eğiliminin - Kuş gribinin varlığı
gelişmiş olmaması
21,33’ünü
artıyor olması.
iç ve dış ticareti
nedeni ile bazı
karşılamaktadır.
olumsuz
- Mevcut işletmelerin dönemlerde arz fazlası
etkilemektedir
olması.
kurulu kapasiteleri
-Büyük işletmelerin
- Yem maliyetlerinin
oldukça yüksek.
piyasaya sık sık
yüksek olması.
-Üreticilerin Örgütlü
müdahale etmesi.
- Yem Katkı ve
olması.
ilaçların ithal olması
-Sözleşmeli üretim
modelinin yaygın
maliyeti
yükseltmekte.
olması.
-AR-GE
- Bilinçli üreticilerin
Faaliyetlerinin
varlığı.
yetersizliği.
- Üretimde
-KDV oranının
markalaşmanın
yüksek olması.
olması.
-Bisküvi sektörünün
gelişmiş olması.
199
4.7.3.6. Bal Üretimi
Ülkemiz arıcılık bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almaktadır. Kovan varlığı
bakımından Çin’in ardından ikinci sırada yer alan ülkemiz, Çin, ABD ve Arjantin’in ardından
yaklaşık 70 bin ton bal üretimi ile dünya bal üretiminde 4. sırada yer almaktadır. Dünya bal üretimi
2003 yılında 1.338.724 ton olarak gerçekleşmiş olup ülkemizin üretime katkısı % 5,2’dir.
Tablo 183. Dünyada 2004 Yılı İtibarıyla Başlıca Bal Üretimi (ton) ve Değeri ($) Sıralaması
Ülke Adı
Bal Üretimi (ton)
Bal Üretimi Değeri Sıralaması
Çin
305,000
522,849
1
ABD
82,000
142,912
2
Arjantin
80,000
139,426
3
Türkiye
73,929
128,846
4
Ukrayna
60,502
105,445
5
Meksika
56,808
99,007
6
Rusya
53,000
92,370
7
Hindistan
52,000
90,627
8
Etopya
39,000
67,970
9
İspanya
37,000
64,485
10
İran
36,000
62,742
11
Kanada
33,000
57,513
12
Kore
29,000
50,542
13
Tanzanya
27,000
47,056
14
Brezilya
24,500
42,699
15
Kaynak:FAO
2004 yılı FAO verilerine göre Çin 305,000 tonluk üretim ve 522,849 bin dolarlık üretim
değeriyle birinci sırayı alırken Türkiye 73,929 tonluk üretim ve 128,846 bin dolarlık üretim değeriyle
dördüncü sırayı almaktadır.
Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bal üretim miktarları iklim şartlarına göre yıllar
itibariyle değişmekle birlikte Türkiye bal üretiminde TR5 Batı Anadolu Bölgesinin payı yıllara göre
% 3,1 civarındadır.
Tablo 184. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Üretiminin Yıllara Göre Değişimi
Yıllar
TÜRKİYE
TR 5 Batı Anadolu
TR 5 Batı Anadolu’nun Payı
(ton)
(ton)
(%)
68.620
2459
3,6
1995
62.950
2780
4,4
1996
63.319
2190
3,5
1997
67.490
2517
3,7
1998
67.259
2167
3,2
1999
61.091
2852
4,7
2000
60.190
1901
3,2
2001
74.555
2434
3,3
2002
69.540
2364
3,4
2003
73.929
2280
3,1
2004
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Verileri ve FAO
200
Tablo 184’de Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yıllara göre bal üretimindeki
değişiklikler gösterilmiş olup Türkiye bal üretiminde 2002 yılı ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi bal
üretiminde 2000 yılları oldukça dikkat çekicidir. 2000 yılında TR5 Batı Anadolu Bölgesi bal üretimi
2852 ton civarında iken, 2004 yılında 2280 tona düşmüştür.
TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki TÜİK verilerine göre 2004 yılı kovan sayıları bölgede
164601 adet olup bunun 69898 adedi Konya İlinde bulunmaktadır. Konya İlini 56802 kovan ile
Ankara takip etmektedir. Karaman İlinde 37901 adet kovan bulunmaktadır.
4.7.3.6.1. Bal Pazarlama
FAO verilerine göre 2003 yılında yaklaşık 400 bin ton bal uluslar arası ticarete konu
olmuştur. Dünya’da en büyük ihracatçı ülke Çin (84 bin ton), en büyük ithalatçı ülkeler ise
Almanya (93 bin ton) ve ABD’(92 bin ton)dir.
Türkiye ürettiği balın büyük bir kısmını iç tüketimde kullanmakta ve belirli bir kısmını da
ihraç etmektedir. Tablo 185’te ülkemizin yıllara göre bal ihracat miktarı ve ihracatın üretime oranı
verilmiştir.
Tablo 185. Türkiye Bal İhracatının Yıllara Göre Değişimi
Yıllar
İhracat
İhracatın
İhracat
(ton)
Üretime oranı
(Bin $)
5.423
8,61
1996
8.457
13,36
1997
5.570
8,37
1998
5.306
7,86
1999
3.515
5,75
2000
4.328
7,19
2001
15.294
20,51
2002
14.776
21,25
2003
5.686
8,18
2004
11.237
16.026
11.089
9.996
5.889
6.800
30.687
36.421
16.329
İhracat Değeri
(Kg/ $)
2,07
1,89
1,99
1,88
1,68
1,57
2,01
2,46
2,87
Kaynak: FAO
Türkiye’nin bal ihracatı yaptığı en önemli ülkeler Almanya başta olmak üzere İngiltere, Suudi
Arabistan Fransa, İsviçre, Avusturya, Hollanda ve Belçika’dır. Ülkemiz bal ihracatının büyük bir
oranını süzme bal oluşturmaktadır. 2002 ve 2003 yıllarındaki petek bal ihracatı sırasıyla 866 ve 913
ton olarak gerçekleştirilmiştir. Türkiye’nin yıllara göre ihracatı değerlendirildiğinde 2002-2003
yılları dışında ortalama 5-6 bin ton civarında gerçekleştirildiği görülmektedir. Söz konusu yıllarda
ihracatta yaşanan gelişmenin nedeni Çin ballarının naftalin kalıntısı nedeni ile ihracat oranının
düşmesinden kaynaklanmaktadır.
Ülkemiz bal üretiminde naftalin ve antibiyotik kalıntıları zaman zaman sorunlara yol
açmaktadır. Üreticilerin peteklerini mum güvesine karşı korumak amacıyla kullanmış oldukları
naftalin ve arı hastalıklarına karşı kullanılan antibiyotikler kalıntılara neden olmakta ve insan
sağlığını olumsuz etkilemektedir. 1999 yılında AB’nin ballarımızdaki kalıntı nedeniyle ihracatı
durdurma gibi önlemlere başvurması nedeni ile büyük sorunlar yaşayan sektörde son yıllarda
üreticilerin bilinç düzeylerinin artması ve denetim ve kontrollerin sıkılaştırılması ile kalıntılı bal
oranları düşmektedir.
Son yıllarda üretimde önemli bir artış olmamasına rağmen bal fiyatlarında reel olarak bir
gerileme olduğu gözlemlenmektedir. Tüketicilerin naftalin ve antibiyotik kalıntısı ve son yıllarda
ortaya çıkan sahte bal olayları tüketici taleplerinin azalmasına ve buna bağlı olarakta bal fiyatlarının
düştüğü söylenebilir.
201
Arıcılıkta en az bal kadar değeri olan polen, arı sütü, propolis, arı zehiri gibi arı yan ürünleri
üretimi konusunda üreticilerin tam olarak bilgili olmamaları nedeni ile bunların üretim miktarları
çok düşüktür.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bal pazarlaması yetiştirici birlikleri, kooperatifler ve tüccarlar
vasıtası ile yapılmaktadır. Üretici ürünün bir kısmını ise kendisi pazarlamaktadır. Balda markalaşma
ve gerekli tanıtım çalışmaları yapılması halinde üretici ürününü daha yüksek fiyattan satabilecektir.
4.7.3.6.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Pazarlama Kanalları
Üretici
Tüccar
Tüketici
İhracatçı
Perakende
Satış
Noktası
Kooperatif
Dış Alımcı
4.7.3.6.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Tehditler
- Sektörde örgütlenme oranı
yüksek.
- Bakanlıkça bal üretimine
desteklemenin başlamış
olması.
- Bölge çeşitli ekolojik yapısı
nedeni ile zengin polen
kaynaklarına sahip.
- Kalıntı ve sahte balın
ihracatı ve iç tüketimi
düşürmesi.
- Kovan başına
verimin dünya
ortalamasının altında
olması.
- Gezginci arıcılıkta
özellikle nakliye
olmak üzere üretim
maliyetlerinin yüksek
olması.
- Arı yan ürünleri
üretim miktarlarının
çok düşük olması.
- Basralı alanların
artırılması için
çalışmaların
yapılıyor olması.
- Organik bal
üretiminin artıyor
olması.
-Sahte bal ve sınır
ülkelerden kaçak
yollarla giren kalitesiz
balla mücadele
edilememesi halinde
sektör zor durumda
kalacaktır.
-Bilinçsiz zirai
ilaçlamalar ve çevre
kirliliği.
202
4.7.4. Türkiye'de Su Ürünleri Üretimi
Ülkemizdeki su ürünlerinin üretim alanı 26 milyon hektarın üzerindedir. Bu üretim alanı;
mevcut tarım alanlarına yakın, orman alanlarından ise daha fazla bir büyüklüğü ifade etmektedir.
Ancak bu alanın büyüklüğüne karşın su ürünleri sektörüne ve milli ekonomiye katkısı henüz yeterli
düzeye ulaşamamıştır.
1990-2000 yılları arasındaki on yıllık dönemde su ürünleri üretiminde avcılığa dayalı su
ürünleri üretimi karşısında yetiştiriciliğe dayalı üretimin payı önemli ölçüde artmıştır. Kültür balık
üretiminin toplam su ürünleri üretimi içindeki payı 1990’da %1 iken 2000 yılında %13.6’ya
ulaşmıştır. 2001 yılında %11, 2002 yılında ise bu oran % 9.7 olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında
yetiştiriciliğe dayalı su ürünleri üretimi 61 ton olmuştur. Ülkemizde su ürünleri üretiminin ortalama
% 83.3’ü birbirinden ayrı karakterdeki denizlerimizden, % 7’si iç sulardan ve %9.7’si
yetiştiricilikten sağlanmaktadır.
Akdeniz’de yaklaşık 500 olan tür sayısı kuzeye gittikçe azalmakta ve Karadeniz'de tür sayısı
247’ye düşmektedir. Buna karşın su ürünleri üretimi kuzeye gittikçe artmaktadır. Karadeniz, bu dört
deniz arasında doğal üretimin en yüksek olduğu denizdir ve ülkemiz su ürünleri üretiminin %63’ünü
sağlamaktadır. Toplam deniz balıkları üretiminin ise % 80’i yine Karadeniz'den karşılanmaktadır.
Ülkemizde su ürünleri içerisinde ekonomik yönden anlam ifade eden türlerin sayısı 100’ü
geçmemekte ve balık üretiminin %80-90’ını göçmen (pelajik) türlerden oluşmaktadır. Karadeniz’de;
hamsi., istavrit, kefal, palamut, torik, lüfer, Akdeniz’de ; sardalya, kefal. Ege’de; sardalya ,
Marmara’da; hamsi, istavrit, kefal önemli pelajik türlerdir. Demersal balıklardan (dip balıkları) ise;
Karadeniz’de kalkan, mezgit; Ege ve Akdeniz’de çipura,barbunya, berlam, istakoz, ekonomik öneme
sahip türlerdir.
Ülkemizde 500-600 bin ton civarında gerçekleşmekte olan ve denizlerden avcılıkla elde
edilen üretimin avlanabilir stok büyüklüğü sınırına eriştiği kabul edilmekte ve bundan sonra
denizlerimizden yapılan avcılığın artırılması yerine sürdürülebilir avcılığı sağlayıcı önlemler
alınması hedeflenmektedir. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmalar
yapılmasına ve koruma kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik verilmesi hedeflenmiştir.Ayrıca
denizlerde avcılıkla yapılan üretimin artırılabilmesi için de , açık deniz balıkçılığına geçilerek
uluslararası sularda avlanma alanları yaratılması ve ülkemiz kaynaklarına yönelik av baskısının
azaltılması hedeflenmiştir.
Diğer taraftan su ürünleri sektörü, gıda ve imalat sanayi, sağlık,çevre, turizm ve ulaştırma
sektörleri ile doğrudan veya dolaylı ilişkisi nedeniyle ayrı bir ekonomik anlam taşımaktadır. 2003
yılı tahmini verilerine göre ülkemizdeki su ürünleri sanayii üretimininin değerce %91,8’ini işlenmiş
balık ve kabuklu ürünler, %7,5’ini balık unu ve % 0,7’sini balık yağı oluşturmaktadır. Su ürünleri
sektöründe ülkemizde 15 adet yabancı ortaklı yatırım bulunmakta olup bunların toplam sermaye
içindeki payı %16.98’dir. Söz konusu yabancı sermaye Almanya, Bahama, Fransa, İran, İtalya,
Norveç, Hollanda. Danimarka ve Japonya kaynaklıdır.
Su Ürünleri Üretimi
Su ürünleri, denizler, iç sular ve suni olarak yapılmış havuz, baraj, gölet, dalyan ve çiftlik gibi
tesislerde tabii veya suni olarak yetiştirilen su bitkileri, balıklar, süngerler ve diğer canlılarla
bunlardan imal edilen ürünlerdir.
Su ürünleri insan beslenmesinden, hayvan beslenmesine, ilaç sanayinden, kozmetik sanayine
kadar kullanım alanına sahip olma özelliğinden dolayı tarım sektörü içinde en önemli yerlerden
203
birine sahip bir tarım sektördür ve bu nedenlerden dolayı il ve ülke ekonomisi doğrultusunda
değerlendirilmesi ve korunması gerekmektedir.
Ülkemiz de avlanan su ürünlerinin nerdeyse tamamı taze veya soğutulmuş olarak
pazarlanmakta ve tüketilmektedir. Avlanma fazlası muhafaza tesislerinin yetersizliği nedeniyle bu
yola gidilmektedir.
Su ürünleri Türkiye’de balıkçı barınaklarında, balık hallerinde seyyar, satış merkezlerinde,
bazen de doğrudan işleme değerlendirme tesisleri yoluyla halka sunulmaktadır. İhracatta da önemli
pay sahibi olmuş ve AB pazarlarında da 11,1 milyon ABD $’lık bir satış değerine ulaşmıştır.
Türkiye’nin su ürünleri dış ticareti göreceli olarak küçük ve aktif bir yapı sergilememekte,
ulusal dış ticaret gelirine % 4 civarında bir katkı sağlamaktadır. Söz konusu ticaret bölgesel olarak
önem taşımaktadır.
TÜİK 1997 yılı verilerine göre ülkemizden 18.402 ton nihai su ürünleri ihraç edildiği ve
değerinin 68 milyon ABD $ olduğu belirtilmektedir. İhracat milli balık arzının % 3,4’ünü kapsamaktadır.
Aynı yıl, insan gıdası olarak tüketilmek üzere ithal edilen balığın (şoklanmış balık) değeri
50,2 milyon ABD $ olup, Türkiye’nin su ürünleri ticareti önemli sayılacak bir artı denge vermektedir. Dış ticaret açısından en önemli pazar Avrupa Birliği ülkeleridir. Hem miktar hem de değer
olarak su ürünleri ihracatının % 80’i bu pazara yapılmaktadır.
İhracatın yöneldiği pazarlara bakacak olursak 2003 yılı itibariyle ihracatımızda İtalya miktar
ve değer olarak en büyük payı alan ülke olup bunu miktarca Yunanistan değerce İspanya
izlemektedir. Fransa ve Japonya ise diğer önemli pazarlarımızdır. 2000 yılında ülkemizden yapılan
toplam su ürünleri ihracatı 34061262 $ iken, 2002 yılında bu değer 123182322 $’a yükselmiştir.
Türkiye’nin su ürünleri ithalatında 2003 yılında bir öncekine göre %74 oranında önemli bir
artış olmuştur. 2003 yılı ithalatımız 33.384.099 4 olup bunun miktarca %18’i İspanya’dan
gerçekleştirilmiştir. Norveç ise değerce en çok ithalatın yapıldığı ülke olup toplam ithalatın % 33’ü
bu ülkeden yapılmıştır.
2003 yılı Türkiye su ürünleri ithalatında ilk sırayı %78 ile dondurulmuş balıklar almış bunu
yumuşakçalar ve balık filetoları izlemiştir.
Tüm tarım ürünlerde olduğu gibi su ürünlerinin pazarlanmasında tüccarların önemli bir yeri
bulunmaktadır. Balık komisyoncuları üreticiden aldıkları ürünü dış illerdeki tüccarlara ve diğer
perakendecilere göndermektedirler.
Özel kuruluşlar üreticiden almış oldukları su ürünlerini tesislerinde işlenmiş balık veya
dondurulmuş ürün olarak dış piyasaya sunmaktadırlar. Buradan da diğer aracı kurumlara
gönderilerek tüketiciye ulaşması sağlanmaktadır. İşlenmiş balık veya dondurulmuş ürünlerin iç
piyasada tüketilme oranı çok azdır. Yan ürün işleme tesislerinde balık artıklarından veya balıktan
çeşitli yan mamullerin üretimi yapılmaktadır.
Su ürünleri girişimciliğinin yetersiz olduğu düşünülen bölgede bilgi ve uygulama eksikliğinin
buna neden olduğu düşünülmektedir. Gerek sağlık, protein ve lezzet açısından son yılarda da önem
kazanan su ürünleri tüketiminin arttırılması teşvik edilmeli ve bu konuda çalışmalar yapılmalıdır.
204
Bölgede kültür balıkçılığı üretim miktarının neredeyse tamamı Ankara, Konya’da ve
Karamanda ki lokanta, piknik, gibi yerlere pazarlanmaktadır. Bir kısmı balık üretim yerinde
tüketilmektedir.
2002 yılında faaliyete başlamış bulunan Orkinos işletmeleri ise tamamen ihracata yönelik
üretim yapmakta ve ürünlerini özellikle Uzak Doğuya pazarlamaktadırlar.
Deniz ürünlerinde pazarlama kanalları incelendiğinde ülke geneli ile paralellik göstermekte
olup balık satışının %90’a yakını komisyoncular tarafından yapılmaktadır. Kalan %10’luk kısmı ise
kooperatif ve birliklere, konserve fabrikalarına, direk tüketiciye ulaşmaktadır.
Su ürünleri yetiştiriciliği, FAO tarafından dünyada en hızlı büyüyen gıda sektörü olarak
belirlenmiştir. Yetiştiricilikle üretilen su ürünleri miktarı 1980’de 7,4 milyon tondan 1990’da 16,8
milyon tona ve 2002 yılında ise 40 milyon tona ulaşmıştır. Su ürünleri yetiştiriciliği, dünya balıkçılık
üretiminin yaklaşık %30’unu karşılamakta ve yılda % 10’dan fazla artarak büyümektedir. Son
yıllarda sektörde en çok dikkat çeken ülke Çin’dir. Çin toplam Kültür Balıkçılığı üretiminin % 71’ini
gerçekleştirmektedir.
Türkiye’de iç su ve denizlerde su ürünleri yetiştiriciliği hızla gelişen bir sektördür. İlk
alabalık çiftliği 1970’lerde, deniz levreği ve çipura işletmesi ise 1985 yılında kurulmuştur. 2004 yılı
değerlerine göre iç sularda 1301, denizlerde ise 358 adet olmak üzere toplam 1659 işletme
bulunmaktadır. 2003 yılı verilerine göre yetiştiricilikle su ürünleri üretimi iç sularda 40217 ton,
denizlerde ise 39726 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu değerin milli ekonomiye katkısı yaklaşık 350
milyon dolardır.
4.7.4.1. Su Ürünleri Dünya Ticareti
Dünyada avlanan balık miktarı 2001 yılında 130 milyon ton olup, bunun 44 milyon tonu
Çin'de gerçekleşmiştir. Dünya çapında diğer önemli üretici ülkeler ise sırası ile Peru, Hindistan,
Japonya, ABD ve Endonezya'dır. Avrupa kıtasındaki en büyük üretici olan Norveç ise dünya
üretiminde onuncu sırada yer almaktadır. Dünya üretiminde, gelişmiş ülkelerin üretimi 31 milyon
ton iken gelişmekte olan ülkelerin üretimi 98 milyon ton düzeyinde olmuştur. Diğer bir ifadeyle
dünya üretiminin %75'i gelişmekte olan ülkeler tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkiye dünya
üretiminde 35. sırada yer almıştır.
4.7.4.2. Türkiye'nin Su Ürünleri Dış Ticareti
İhracat
Ülkemizin su ürünleri sektörü ihracatı 2003 yılı itibari ile 37607 ton miktarında ve yaklaşık
154 milyon dolar değerinde gerçekleşmiş olup bu sektörün ihracatında bir önceki yıla göre değerce
%25 oranında artış olmuştur. Türkiye su ürünleri ihracatının kompozisyonuna baktığımızda büyük
bir bölümünü taze - soğutulmuş balıkların almış olduğu görülmektedir. 2003 yılında bu ürün
grubunda 74 milyon dolar değerinde ihracat yapılmış olup, söz konusu değer toplam su ürünleri
ihracatımızın %48'ini oluşturmaktadır. Bu grubu yumuşakçalar ve kabuklu hayvanlar izlemektedir.
205
Tablo 186. Türkiye’nin Su Ürünleri İhracatı ( Miktar:Kg, Değer : $)
Ürün Grubu
2000
Miktar
Değer
Canlı Balıklar
8539
41667
Balık (Taze/Soğutulmuş)
7311271 21225077
Balıklar (Dondurulmuş)
752320
1890201
Balık Filetoları
1795072 7789625
Balıklar (Kuru/Tuzlu/ Salamura/Tütsü)
274596
1278197
Kabuklu Hayvanlar
1022097 4231858
Yumuşakçalar
3372970 9945002
Ara Toplam
14536865 46401627
Konserve Balık ve Yumurtası
15153702 26550890
Konserve Kabuklu Hayvanlar ve Yumuşakçalar 4370695 16534424
Toplam
34061262 89486941
2001
Miktar
3263
10055693
1496905
2516038
269512
1637450
3002764
18981625
3399830
3370688
25752143
Değer
26817
26548853
2274570
9846210
1272833
6574997
7969458
54513738
6922242
12878072
74314052
2002
Miktar
33030
14036724
3304704
2376716
309598
2490523
5583264
28134559
1894501
3814706
33843766
Değer
267158
46108505
18768018
10625386
1515066
10049981
15723059
103057173
5372121
14753028
123182322
2003
Miktar
308403
15398180
2991702
1629491
410965
2291664
6886657
29639502
3894403
4072908
37606813
Değer
332454
74035059
3798369
8666956
2485473
12825671
2155613
123700116
10520244
19311326
153531686
Kaynak: DTM
İhracatın yöneldiği pazarlara bakacak olursak; 2003 yılı itibariyle ihracatımızda İtalya miktar ve değer olarak en büyük payı alan ülke olup
bunu miktarca Yunanistan değerce İspanya izlemektedir. Fransa ve Japonya ise diğer önemli pazarlarımızdır. Su ürünleri ihracatımızın yöneldiği
pazarlar her ne kadar AB ağırlıklı ise de dünyanın her bölgesine ihracat gerçekleştirilmektedir. Uzak Doğu pazarlarında Japonya, Güney Kore,Tayvan,
Orta Doğuda; Lübnan,Cezayir ve Ürdün, Amerika kıtasında; ABD ve Kanada ihracatımızda önde gelen pazarlar olup, ileriki yıllarda anılan pazarların
daha da iyi değerlendirilebileceği ve diğer pazarlara olan ihracatımızın da beraberinde artırılabileceği düşünülmektedir.
206
Tablo 187. Türkiye'nin Ülkelere Göre Su Ürünleri İhracatı (Miktar:Kilogram, Değer : $)
Ülke
2000
2001
2002
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Miktar
İtalya
5381740
16696431
6629143
19425663
9805663
Yunanistan
2592160
6945858
2941050
8187629
5125419
İspanya
436575
1944807
1060127
3803251
1628627
Fransa
2408202
10459541
2613240
9787328
3187805
Japonya
2458294
10971076
1052401
5388984
3061489
Lübnan
1900715
1134092
2666599
2010314
2819877
Hollanda
1335173
5499919
1379697
5010171
1803179
Almanya
7259477
12687484
1790550
2860612
1150587
G. Kore
79468
337856
158785
633193
753990
Belçika
2397111
5738316
1210336
3900536
1006407
KKTC
245865
506123
282135
384517
226725
İsveç
342535
1359497
557675
2327382
376505
Seysel Ada
0
0
10000
Ege S.B.
164995
739508
252702
759862
641689
B.Arap E.
2004
3765
0
Çin
20005
66120
62900
İsviçre
403694
1225569
373877
1287325
290733
Libya
0
0
33150
İngiltere
3708061
5713992
605816
855391
72329
A.B.D.
367096
1722326
579175
3069394
528209
Ara Toplam
32546539
86861392
22964981
65860901
32585678
Toplam
34061262
89486941
25752143
74314052
33843766
Kaynak: DTM
207
Değer
28607876
17541165
6772955
13123872
24681676
2801315
6817276
1922112
2449557
3614494
369646
2212397
925000
1698899
0
202796
1278496
63920
251173
2683972
118019860
123182322
2003
Miktar
9967587
4867304
3460313
3269154
2914017
2200420
2087295
1626225
1255552
1119515
953816
592480
499300
407975
284454
278090
224577
211128
200280
177094
36596576
37606813
Değer
36518534
19791143
24108892
15626604
17027785
2965767
10916994
3434469
4166321
3755792
890867
4253423
373975
1568364
218922
805966
1091042
439574
723967
1210405
150088806
153531686
İthalat
Türkiye'nin su ürünleri ithalatında 2003 yılında bir önceki yıla göre değerce %74 oranında
önemli bir artış olmuştur. 2003 yılı ithalatımız 33,384,099 Dolar olup, bunun miktarca %18'i
İspanya'dan gerçekleştirilmiştir. Norveç ise değerce en çok ithalatın yapıldığı ülke olup toplam
ithalatın %33'ü bu ülkeden yapılmıştır. İrlanda, İsveç, Tayvan, Moritanya 2003 yılındaki diğer
önemli tedarikçi ülkeler arasında yer almışlardır.
Tablo 188. Türkiye'nin Ülkelere Göre Su Ürünleri İthalatı (Miktar:Kg, Değer: $)
Ülke
2000
2001
2002
2003
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Miktar
İspanya
18284484 15035599 1412146 1500565 3659875 3443400 12974509
Norveç
14131681 12449967 6412741 6971805 9197817 8634813 9844245
İrlanda
0
0
1650
5109
2000488 834119
7347593
Gürcistan
2005121 178588
255660
35880
5656821
Moritanya 0
0
22885
19760
1850029 718835
3053189
Fransa
6682938 3585411 1204607 813272
1402560 1274595 2777779
Hollanda
40531
41956
0
0
352130
223640
2499231
Tayvan
0
0
0
0
119995
106722
2321792
İsveç
0
0
0
0
2128512
A.B.D.
36932
107887
1016
2775
563995
307165
1343663
Yunanistan 261513
430987
63026
47154
102217
97489
507356
İngiltere
63488
155992
24786
64640
18478
69206
505010
Bulgaristan 363525
564715
243290
162131
209990
123186
420435
Hindistan
500266
636362
218920
204360
338744
382645
373222
Estonya
8794
20850
12146
23198
222087
Arjantin
552074
583811
130118
119288
55086
85839
182176
Almanya
49480
53586
3508
18874
447511
422363
145992
Singapur
5176
370936
9606
224311
102698
348326
110141
Çin
84800
115949
34418
48295
93264
G. Kore
10300
31409
9666
28915
52410
Ara
41400550 34581497 11857314 10500840 20733503 17208631 52559425
Toplam
Toplam
44517799 37873900 13139637 11833160 22712145 19235258 52852976
Kaynak: DTM.
208
Değer
6103714
10976469
3044012
452656
1271528
2403290
1237664
1826150
1826255
591977
466896
666749
338641
481231
126180
185483
352843
378972
186365
33013
32800088
33384099
Tablo 189.Türkiye'nin Su Ürünleri İthalatı (2000-2003) (Miktar (M):Kilogram, Değer (D) : $)
Ürün Grubu
2000
2001
2002
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Miktar
Değer
Canlı Balıklar
121684
803756
5625
221864
93234
353682
Balık (Taze/Soğutulmuş)
325001
157332 2202171
331193
292949
273473
Balıklar (Dondurulmuş)
40300029 31343132 9174286 8675634 19589426 14367409
Balık Filetoları
1350629 1980557
450781
928786
606045 1427976
Balıklar (Kuru/Tuzlu/ vb.)
59640
436445
28925
274552
63067
334946
Kabuklu Hayvanlar
55866
90723
12986
35175
43954
36902
Yumuşakçalar
2022582 2210985 1101406 1050033 1842962 1960395
Ara Toplam
44235431 37022930 12976180 11517237 22531637 18754783
Konserve Balık ve Yumurtası
139807
347663
156860
288415
142931
340551
Konserve vb. ve Yumuşakçalar
142561
503307
6597
27508
37577
139924
Toplam
44517799 37873900 13139637 11833160 22712145 19235258
Kaynak.:DTM
209
2003
Miktar
Değer
117805
458071
5985415
1011082
42523599 26114297
1011257
1868238
26013
254746
345900
256993
2431521
2672693
52441510 32636120
390898
595510
20568
152469
52852976 333854099
Ürün grubu olarak, 2003 yılında Türkiye'nin su ürünleri ithalatında, ilk sırayı %78 ile
dondurulmuş balıklar almış ve bunu taze balıklar, yumuşakçalar ve balık filetoları izlemiştir. Sahip
olduğu coğrafi yapısı ve iklim koşulları ile gerek deniz balıkçılığı ve gerekse tatlı su balıkçılığı ve
kültür balıkçılığı yönünden büyük bir potansiyele sahip ülkemizde kaynakların akıllıca ve planlı
kullanılması halinde uluslararası rekabet ortamında konumunu güçlendirmesi mümkün olacaktır.
Tablo 190. Yıllara Göre Türkiye Su Ürünleri Üretimi (ton) ve Yüzdesi
Yıllar Avcılık
Yetiştiricilik
Genel Toplam
Deniz
%
İçsu
%
Miktar
%
582 610 89,7
44 983
6,9
627 593
21 607
3,3
649 200
1995
474 243 86,3
42 202
7,7
516 445
33 201
6,0
549 646
1996
404 350 80,8
50 460 10,1
454 810
45 450
9,1
500 260
1997
432 700 79,6
54 500 10,0
487 200
56 700 10,4
543 900
1998
523 634 82,2
50 190
7,9
573 824
63 000
9,9
636 824
1999
460 521 79,1
42 824
7,4
503 345
79 031 13,6
582 376
2000
484 410 81,4
43 323
7,3
527 733
67 244 11,3
594 977
2001
522 744 83,3
43 938
7,0
566 682
61 165
9,7
627 847
2002
463 074 78,8
44 698
7,6
507 772
79 943 13,6
587 715
2003
504 897 78,3
45 585
7,1
550 482
94 010 14,6
644 492
2004
Kaynak: TÜİK
Ülkemizde kültür üretimi yapılan en önemli türler denizlerde çipura ve levrek, iç sularda
alabalıktır. Kültür balıkları üretiminin % 52’sini iç su balıkları ve % 48’ini deniz balıkları
oluşturmaktadır. Halen ülkemizde 1450 adet çiftlikte su ürünleri yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Tablo 191. Türkiye Su Ürünleri Üretim Miktar Dağılımı (ton) (1995-2004)
Yıllar
Yetişticilik
İçsu
%
Deniz
%
Toplam
13 113
60,7
8 494
39,3
1995
17 960
54,1
15 241
45,9
1996
27 300
60,1
18 150
39,9
1997
33 290
58,7
23 410
41,3
1998
37 770
60,0
25 230
40,0
1999
43 385
54,9
35 646
45,1
2000
37 514
55,8
29 730
44,2
2001
34 297
56,1
26 868
43,9
2002
40 217
50,3
39 726
49,7
2003
44 115
46,9
49 895
53,1
2004
21 607
33 201
45 450
56 700
63 000
79 031
67 244
61 165
79 943
94 010
Kaynak:TÜİK
Türkiye içsu yetiştiriciliğinin payı 1995 yılında %60.7 iken 2004 yılında %46,9’a gerilemiş
deniz üretimi ise 1995 yılında %39.3 iken 2004 yılında %53.1’e yükselmiştir.
210
Tablo 192. Türkiye Kültür Balıkları Üretimi (ton)
Balık türü
2000
2001
İçsu
Alabalık
42 572
36 827
Aynalı sazan
813
687
Deniz
Alabalık
1 961
1 240
Çipura
15 460
12 939
Levrek
17 877
15 546
Midye
321
5
Karides
27
Toplam
79 031
67 244
2002
2003
2004
33 707
590
39 674
543
43 432
683
846
11 681
14 339
2
1 194
16 735
20 982
815
1 650
20 435
26 297
1 513
-
61 165
79 943
94 010
Türkiye’de kültür balıkçılığında 2004 yılı üretiminde e 43432 ton ile alabalık birinci iken
26435 ton ile levrek ikinci sırayı almakta olup çipura üçüncü sırada yer almaktadır.
Tablo 193.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye'de Bazı Kültür Su Ürünleri Üretim
Miktarları (ton/yıl) (2004)
İstatistiki Bölge
Birimleri
Alabalık Sazan Gümüş Yayın Kerevit Levrek(Sudak)
98
527
714
53
TR510
Ankara
416
21
TR1
98
527
714
53
416
21
TR521 Konya
134
741
0
4
241
1142
TR522 Karaman
0
86
0
6
0
0
TR52
134
827
0
10
241
1142
232 1354
714
63
TR5 Bölgesi
657
1163
TR 5 %
65,9
10,1
33,9
7,0
28,4
62,8
Türkiye
352 13451
2107
897
2317
1852
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
TR 5 Batı Anadolu Kültür Balıkçılığında %65,9 paya sahip olan alabalık birinci sıradadır.
Gümüş balığı %33.9’luk payla ikinci sıradadır. Kerevit üretiminin bölgede payı %28,4’dür.
İç pazarda balıklar, komisyoncu ve tüccarlar vasıtasıyla haller veya balık pazarlarında
satılmaktadır. Ülkemizde kişi başına su ürünleri tüketim miktarı yıllık 11 kg. civarındadır. İnsan
beslenmesinde büyük önemi olan balık tüketiminin artırılması, üretimin artırılarak arz ve talep
dengesinin kurulması ile mümkün olacaktır.
Dünya su ürünleri tüketimi kişi başına 15,8 kg/yıl olarak gerçekleşmiştir. Kişi başına tüketim
giderek azalmaktadır. Tahminlere göre 2025 yılında dünya su ürünleri yetiştiriciliğinin, kişi başına
yıllık 19 kg su ürünleri değerinin korunabilmesi için 62 milyon tona (şu andaki üretimin yaklaşık
1,5-2 katına) ulaşması gerekmektedir.
Türkiye, iç su ve deniz kaynakları açısından su ürünleri yetiştiriciliğine çok uygun olup,
büyük bir potansiyele sahiptir. Baraj göllerinin kafes balıkçılığına açılması ve deniz balıkları
yetiştiriciliğinde Off-Shore sistemiyle üretim yapılmasını teşvik ederek üretimi artırmak
mümkündür.
211
4.7.4.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Su Ürünleri Pazarlama Kanalları
Üretici
Hal veya Balık Hali
Tüketici
İşleme Tesisi
Perakende Satış
Noktası
Şemada görüldüğü üzere bölgede su ürünleri üretimi ve pazarlama seyri üreticiden tüketiciye
kadar hal veya balık hali ile işleme tesislerini kapsayan bir mekanizma şeklinde olmaktadır.
Perakende satış noktalarında ürünler tüketiciye ulaşmaktadır.
4.7.4.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Su ürünleri Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi)
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Tehditler
-Yetiştircilerin Eğitim
Seviyesinin yüksek
olması.
-Pazar ve pazarlama
imkanlarının fazla olması.
-İç tüketim oranının
yüksek olması.
-Yavru balık üreten
çiftliklerin mevcudiyeti
-İşleme tesislerinin
mevcudiyeti.
-Su kaynakları
potansiyeli
düşüktür.
-Sektörün örgütlü
olması.
-İşletme kapasiteleri
yüksek çiftliklerin
olması.
-Girdi
maliyetlerinin
yüksekliği.
-Balık pazarlamada
soğuk zincirdeki
yetersizlik.
-Yetiştiricilikte sektör
oluşması.
- Su Ürünleri
desteklemelerinin
olması
- Üretim çeşitliliğinin
varlığı ve
yetiştiricilikte kültüre
alma çalışmalarının
olması.
- Dünya nüfusunun
artmasına paralel
olarak talebin artması.
- Tüketici bilincinin
artıyor olması.
-Tarım, Sanayi ve evsel
atıkların su kaynaklarına
karışması Su ürünleri
yetiştiriciliği alanlarının
daralmasına neden
olmaktadır.
-Su kaynaklarının azalması
nedeniyle yetiştiricilik
amaçlı kullanılan suların
içme suyuna tahsisi
nedeniyle alanların
daralması.
4.7.5. Organik Tarım Ürünleri Pazarlaması
Türkiye tarımsal yapısı ve gelenekleri, genetik zenginliği, farklı agro-ekosistemlere sahip
oluşu dikkate alındığında iç ve dış pazar talebi olan ürünlerin üretimi açısından şanslı görünmektedir.
Ülkemizde ekolojik tarım faaliyetleri 1986 yılında ithalatçı firmaların istekleri doğrultusunda
ihracata yönelik olarak başlatılmıştır.
Önceleri ithalatçı ülkelerin bu konudaki mevzuatına uyumlu halde yapılan üretim ve ihracat,
24 Haziran 1991’de Avrupa Birliği’nde ekolojik tarım faaliyetlerini düzenleyen yönetmeliğe uygun
olarak devam etti. İlk yıllarda kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı gibi yalnızca birkaç gıda ürünü
listeye girerken, şu anda fındık, nohut, mercimek, kuru erik, kuru fasulye, Antep fıstığı, kestane,
kekik, kimyon, susam, dondurulmuş meyve ve sebze, elma, çilek, armut, sarımsak, kereviz gibi geniş
212
bir yelpaze mevcut; 170 dolayında sertifikalı ürün, 100 dolayında sertifikalı firma faaliyette.
İhracatımız da başta Almanya, İngiltere gibi Avrupa Birliği ülkelerine ve ABD, Kanada ve
Japonya’ya yönelik yapılıyor.
Organik üretimin ilk başladığı günden itibaren dış Pazar talebine göre şekillenmesi ve iç
pazarda talep edilen yaş meyve-sebze, un ve mamulleri, et, süt ve ürünlerinin organik ürün
yelpazesinde yer almaması da iç pazarın gelişmesinde sınırlayıcı etki yapmıştır. Dış pazar için
sözleşmeli olarak gelişen organik üretimde üreticiler iç pazara yönelmek için de benzer
sözleşmelerin beklentisi içine girmiştir. Parasal kaynakları kıt ve bilgi düzeyinin yetersiz olması
Pazar garantisi olmaması durumunda üreticinin kendiliğinden organik üretime geçişinde engel
oluşturmaktadır.
Türkiye’nin organik ürün pazarı 2003 yılında 36.9 milyon doları ihracat olmak üzere toplam
40 milyon dolara ulaştı. 2002 yılında 19 bin ton olan organik ürün ihracatından 30 milyon 877 bin
140 dolar gelir elde edildi. 2003 yılında ihracat 21 bin tona, gelir 36 milyon 932 bin 995 dolara çıktı.
Organik olarak üretilen yaş meyve ve sebzelerin farklı bir pazarlama sistemi bulunmaktadır.
Bu ürünlerin çok büyük bir kısmı dış pazara sunulmakta, bir kısmı doğrudan tüketilmekte, bir kısmı
ise normal mamul ürünlerin karışımlarında yer almaktadır. Üretim projesi yetkili firmalar tarafından
gerçekleştirilmekte ve ürünler bu firma tarafından ülkemizde paketlenip ve ihraç edilmektedir.
Diğer ülkelerde olduğu gibi henüz ülkemizde de organik tarım ürünleri dış ticaretine ilişkin
istatistiksel altyapı oluşturulmamıştır. Bahsedilen nedenle, ihracata ait istatistiki değerler ancak Ege
İhracatçıları Birlikleri kayıtlarından izlenebilmektedir.
1985-86 yıllarında kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ihracata konu olan organik ürünler
iken, 2001 yılında sektör ve ürün yelpazesi genişlemiştir. Organik ürünler üretim ve ihracatı sert
kabuklu ve kuru meyveler, dondurulmuş meyve ve sebzeler, yaş meyveler ve sebzeler, baharatlar ve
bakliyat sektöründe yoğunlaşmış olup gülsuyu, gülyağı, zeytinyağı ve pamuk üretimi ve ihracatı
gerçekleştirilen diğer organik ürünler olmuştur.
İhracatımızın yöneldiği ülke sayısı 37 olup, AB ülkeleri en önemli ihraç pazarımızı
oluşturmaktadır. AB ülkeleri dışında Kuzey Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada ve Japonya dikkat çeken
potansiyel Pazar görünümündedir.
İhracata konu olabilecek bir başka ürün grubu da organik olarak üretilmiş meyve ve
sebzelerdir. Hiçbir katkı maddesi içermeksizin üretilen bu ürün grubu gelişmiş ülke pazarlarında
geniş ölçüde alıcı bulmaktadır.
Bölgede kısmen zararlı popülasyonunun az ve zirai ilaçlamanın yapılmadığı, suni gübrenin
kullanılmadığı kuru pamuk alanlarının ileride ekolojik tarım için düşünülebilir. Bölgede şu ana
zararlı yoğunluğunun en az ve sulu alan darlığından dolayı zirai mücadelenin diğer tarımsal
ürünlerde de asgari seviyede yapıldığı dağlık bölgeye yakın etek kısımlarındaki kuru pamuk alanları
ekolojik tarıma uygundur.
Ayrıca organik olarak üretilen yaş meyve ve sebzelerin farklı bir pazarlama sistemi
bulunmaktadır. Bu ürünlerin çok büyük bir kısmı dış pazara sunulmakta, bir kısmı doğrudan
tüketilmekte, bir kısmı ise normal mamül ürünlerin karışımlarında yer almaktadır. Üretim projesi
ülkede yetkili firmalar tarafından gerçekleştirilir ve ürünler bu firma tarafından paketlenir ve ihraç
edilir.
213
Bölgede yüksek alanlarda ova kesimine nazaran çok az pestisit ve suni gübre kullanımı
ekolojik tarımın yapılabilmesi için bir avantajdır. Bölgede özellikle Nohut’un suni gübresiz ve ilaçsız
yetiştirilmesi ve yem bitkisiyle münavebeye girme özelliğinin yüksek olması sebzecilikte ve
meyvecilikte özellikle ceviz’in doğal olarak yetişmesi ileride bu bölgede organik tarıma geçişi
hızlandıracaktır.
Bölgede organik tarımın başarıya ulaşabilmesi için ayrıca pazarlama mekanizmasının çok iyi
kurulması ve ulaşım probleminin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Organik tarım yetiştirilme
tekniklerinin ve esaslarının çiftçilere öğretilmesi ve benimsenmesi için yayım çalışmalarının
hızlandırılarak pilot bölgelerde uygulamaya başlanması gerekmektedir.
4.7.5.1. Organik Tarım Ürünleri Türkiye'de Üretimi
Ülkemizde sözleşmeli yetiştiricilik sistemi ile başlayan organik tarım ürünleri üretimi,
konvansiyonel ürünlerde olduğu gibi talep yaratma çabalarının yoğunluk kazanması sonucu bağımsız
projelerle gerçekleştirilen üretim şekliyle de desteklenmeye başlamıştır.
Dış pazarlarca talep edilen çeşitlerin talep edilen miktarlarda üretilmesiyle 1985 yılında
başlayan organik tarım ürünleri üretimi, 2000’li yıllara gelindiğinde yeni bir boyut kazanmıştır. Kuru
incir, kuru üzüm ve kuru kayısı ile başlayan organik tarım ürünleri üretimi; bitkisel ürünler, işlenmiş
gıda ürünleri ve diğer tarım ve gıda ürünleri olarak sınıflandırabileceğimiz sektörel yelpazeye
ulaşmıştır. İlk yıllarda sadece 8 ürün organik olarak üretilirken, 2004 yılında üretilen ürün çeşidi
100’ü aşmıştır.
Organik ürünler üretim ve ticareti özel düzenlemeler gerektirmekte, bu düzenlemelerin de
uluslararası bazda kabul görmüş kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarınca kontrol edilmesi
gerekmektedir. Ülkemizde uluslararası düzeyde kabul görmüş 8 kontrol ve sertifikasyon firması
faaliyet göstermektedir.
Tablo 194. Türkiye Organik Tarımsal Ürünler Üretimi (ton)
Ürünler
1999
2000
2001
2002
Domates
7095
15532
90472
82809
Elma
24038
50136
45040
69187
Buğday
15983
4551
31139
19752
Pamuk
23520
23091
19511
21793
Kayısı
10822
40799
13634
5940
Üzüm
7182
7582
12894
10469
İncir
7840
7635
8293
9473
Zeytin
3310
12875
7343
10744
Fındık
5411
4114
6965
7667
Mercimek
3211
7163
5862
17012
Vişne
744
2143
3769
6580
Nohut
1350
1885
3691
7667
Çilek
2280
2677
3353
3293
Biber
553
1592
3202
3355
Soğan
703
809
2680
388
Zeytinyağı
1174
1620
1602
413
Kiraz
366
496
1375
1335
Bal
1128
2582
557
923
Toplam
168306
237210
280328
310124
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
214
2003
26493
71928
21379
34877
13278
9505
8112
6456
5994
11781
5994
5662
3497
3309
1020
68
1830
1100
291876
2004
22897
52670
31194
30268
9019
13988
15793
10997
4821
9135
4020
4085
4098
2643
1412
1348
937
218388
Tablo 195. Türkiye Organik Hayvansal Ürünler Üretimi
Ürünler
2002
2003
Çiftçi Sayısı Üretim Çiftçi Sayısı
İnek Sütü
4
40
6
Dana Eti
4
8
6
Koyun Eti
4
5
6
Keçi Eti
0
0
2
Arı Kovanı (adet)
2000
Yumurta (tane)
1
25000
6
Üretim
48
8
4
0
12653
34500
2004
Çiftçi Sayısı
1
1
1
1
159
2
Üretim
138
100
300
50
27839
92500
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
4.7.5.2. Türkiye'nin Organik Tarım Ürünleri Dış Ticareti
Diğer ülkelerde olduğu gibi henüz ülkemizde de organik tarım ürünleri dış ticaretine ilişkin
istatistiksel altyapı oluşturulamamıştır. Bahsedilen nedenle, ihracata ait istatistiki değerler ancak Ege
İhracatçı Birlikleri kayıtlarından izlenebilmektedir. Buradan hareketle ihracatçı firmalarımızın
organik tarım ürünlerini ihraç ederken söz konusu ürün grubunun ihracatının kayda bağlı olduğunu
göz önünde bulundurmaları ve ilgili İhracatçı Birliğine kayıt yaptırmaları önem arz etmektedir.
Organik tarım ürünleri ihracatının kayda bağlı olmasına karşın firmalarımız zaman zaman
kayıt yaptırmamaktadır. Ayrıca Dünyada ve ülkemizde konvansiyonel ürünler ticaretinin
izlenmesine imkan sağlayan Armonize Sınıflandırma sisteminin organik tarım ürünleri için
oluşturulmamış olması tüm dünyada organik tarım ürünleri ticaret istatistiklerinin izlenmesini
güçleştiren bir diğer önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. 1985/86 yıllarında kuru üzüm, kuru
incir, kuru kayısı ihracata konu olan organik tarım ürünleri iken, 2001 yılında sektör ve ürün
yelpazesi genişlemiştir. Organik ürünler üretim ve ihracatı sert kabuklu ve kuru meyveler,
dondurulmuş meyve ve sebzeler, yaş meyveler ve sebzeler, baharatlar ve bakliyat sektörlerinde
yoğunlaşmış olup gülsuyu, gülyağı, zeytinyağı, ve pamuk üretimi ve ihracatı gerçekleştirilen diğer
organik ürünler olmuştur.
İhracatımızın yöneldiği ülke sayısı 37 olup, AB ülkeleri en önemli ihraç pazarlarımızı
oluşturmaktadır. AB ülkeleri dışında, Kuzey Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada ve Japonyadikkat çeken
potansiyel pazar görünümündedir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca yayımlanan yönetmeliğe ilave olarak ekolojik ürünler
ihracatını belirli bir disipline kavuşturmak ve altyapısını hazırlamak amacıyla 6.1.1996 tarih ve
22515 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İhracat Yönetmeliği eki Kayda Bağlı İhracat Listesi' nin
7. Maddesi çerçevesinde ekolojik ürünlerin ihracatı kayda bağlanmıştır. Ege İhracatçı Birlikleri
Genel Sekreterliği söz konusu ürünlerin kayıt ve ihracatına yönelik işlemlerde Koordinatör Birlik
olarak tayin edilmiştir.
215
Tablo 196. Yıllar İtibarıyla Türkiye’nin Organik Ürün İhracatı
Ürünler
2001
2002
2003
Miktar Değer Miktar Değer Miktar
Kuru kayısı
1934
2805 1835
4044 1688
Kuru Üzüm
5412
4887 6115
5718 5677
Fındık
1590
5457 1560
4755 1403
Kuru İncir
2227
4764 2228
5537 2027
Pamuk
92
184
411
623
865
Elma Suyu
142
138
468
456
2528
Dondurulmuş Meyveler
1163
1368 892
1106 1212
Mercimek
1097
841
962
655
1447
Anason, Rezene ve Kişniş 56
166
246
592
229
Tohumları
Nohut
1035
827
1413
1113 1167
Çam Fıstığı
54
726
93
1534 70
Dondurulmuş Sebzeler
575
355
666
391
841
Zeytin Yağı
5
12
25
65
54
Antep Fıstığı
51
307
21
129
32
Bal
30
63
385
852
109
Kuru Erik
351
460
139
236
6
Domates Salçası
13
11
116
86
134
Konserve Kiraz
92
126
57
89
88
Toplam (diğerleri dahil)
17556 27242 19183 30877 21083
Değer
4734
7056
5107
5166
1376
3055
1983
1025
453
2004
Miktar
1646
3316
847
1843
1573
1406
930
1508
321
Değer
5381
5258
5114
4396
2824
1513
1382
1366
773
830
1212
573
174
265
295
24
142
146
36933
871
34
489
91
25
32
38
39
27
16093
673
665
415
360
198
96
75
56
53
33076
Kaynak: Ege İhracatçılar Birliği
4.7.5.3. Dünya Organik Tarım Ürünleri Ticareti
1930’lardan bugüne kadar biyolojik tarım modeli bir çok ülkede uygulanmıştır.
Danimarka,İngiltere ve İsviçre Avrupa’da biyolojik tarımın temellerini atan ülkeler olmuşlardır.
Bugün ABD, Kanada, Avustralya, Japonya ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde iç
pazarı sürekli artış gösteren organik ürünlerin üretimi gelişmekte olan ülkelerde de
gerçekleştirilmektedir. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde organik üretim yapısı farklılık arz
etmektedir. Üretim iç pazarın talebini cevaplamak amacıyla değil, ihracat amacıyla başlamıştır.
Değişik ülkelerde yapılan ulusal bazdaki organik tarıma yönelik çalışmalar bağımsız olarak
sürdürülürken, 1972 yılından sonra bu çalışmalar IFOAM Uluslararası Organik Tarım Hareketleri
Federasyonu’nun organizasyonu altında toplanmıştır. Merkezi Almanya’da olan IFOAM'ın temel
fonksiyonu dünyada organik tarımla ilgili bilgi ağının koordinasyonu olarak tanımlanabilir.
Avrupa’da ve dünyada organik gıda pazarları hızla büyümektedir. 1996/2000 yılları arasında organik
gıda satışları Amerika’da % 128.6 artarak 8 milyar $’a, Japonya’da % 150 artarak 2.5 milyar $’a,
Kanada’da % 135.7 artarak 825 milyon $’a ve Avustralya’da % 200 artarak 150 milyon $’a
ulaşmıştır. Buna ek olarak sağlık ve çevresel konularda bilinçli tüketicilerin sayısı artmakta,
perakende satış yapan firmalar reklam ve pazarlama stratejilerini geliştirmektedirler. Artan
destekleyici hükümet politikaları ile organik gıdalara olan talebin büyüyerek devam etmesi
beklenmektedir.
216
Tablo 197. Dünya'da Organik Gıda Satışları 1996-2000 (Milyon $)
Ülke ve Bölgeler
1996
1997
1998
1999
2000
% Büyüme
Batı Avrupa
4330
5315
6655
8175
9550
120,6
ABD
3500
4200
5000
6000
8000
128,6
Japonya
1000
1200
1500
2000
2500
150
Kanada
350
400
500
690
825
135,7
Avustralya
50
70
90
110
150
200
Diğerleri
100
150
250
350
525
425
Toplam
9330
11335
13995
17325
21550
121,5
Kaynak: www.euromonitor.com
2000 yılında Batı Avrupa ülkeleri dünya organik ürünler pazarları içinde en büyük Pazar
olarak dikkat çekmektedir. Bu dönem içinde kaydedilen perakende organik gıda satışları 9.6 milyar
$’dır. Yine 2000 yılında Avrupa Ülkeleri arasında büyüme hızı en büyük olan pazarlar İngiltere,
Belçika ve Hollanda’dır. İngiltere organik gıda pazarı 2000 yılında bir önceki yıla kıyasla % 55
büyüyerek perakende satışları 900 milyon $’a ulaşmıştır.
Son zamanlarda süt ürünleri, et ve et ürünleri, hazır yemekler dahil olmak üzere işlenmiş
diğer gıdalar, bebek mamaları, çikolata gibi ürünler önem kazanmakla birlikte Batı Avrupa pazarında
organik yaş meyve ve sebze sektörü hala büyük bir paya sahiptir. Bu bağlamda konvansiyonel yaş
meyve ve sebze sektörünün yanısıra organik yaş meyve ve sebze sektörü açısından da önemli
potansiyele sahip olan ülkemizin, bu potansiyeli değerlendirebilmesi için Avrupa Birliği ülkelerinde
yaşanan gelişmeleri dikkatle izlemesinde fayda görülmektedir.
4.7.6. İşlenmiş Tarımsal Ürün Pazarlaması
Tarım ürünlerinin bir kısmı doğrudan tüketildiği gibi bir kısmı da işlenerek tüketilmektedir.
Artan gelir ve eğitim düzeyine paralel olarak tüketici tercihleri işlenmiş tarım ürünlerine doğru
değişim göstermiştir. Tarım ürünlerinin işlenmesi aynı zamanda ürünün kullanım dönemini
uzatması, dolayısıyla pazarlama süresinin uzatılması açısından da çok önemlidir.
Türkiye'de doğal koşulların uygunluğuna bağlı olarak büyük bir gıda maddeleri üretim
kapasitesi bulunduğundan, tarım ürünlerini işleyen sanayiler bakımından da büyük bir potansiyel söz
konusudur. Gıda maddeleri üretimi ve gıda sanayii hem birbirini tamamlayan hem de birlikte
ekonomik gelişmeye katkı sağlayan önemli ekonomik faaliyet alanlarıdır. Ancak, Türkiye’de tarım
ürünleri işleme sanayiinde mevcut kapasitenin yeterince kullanıldığını söylemek güçtür. Türkiye’de
domates işleme sanayii kurulu kapasitesinin %64’ünü, sebze konserve sanayii %56’sını, meyvekonserve sanayii %44’ünü, meyve suyu sanayii %59’unu kullanmaktadır.
Türkiye'de İşlenmiş tarım ürünleri üretimi içinde ilk sırayı %35,3 oranı ile un ve unlu
mamuller almakta, un ve unlu mamuller üretimini sırasıyla bitkisel yağlar (%13,2), meyve ve sebze
işleme sanayii ürünleri (%12,2), şeker ve şekerli mamuller (%11,5) ve mezbaha ürünleri (%11,1)
izlemektedir.
Türkiye’de gıda sanayi ürünleri genel olarak yurt içinde pazarlanmaktadır. Özellikle et, süt,
tahıl ve nişasta ürünleri, bitkisel yağlar bunların başında gelmektedir.
Gıda ürünlerine yönelik iç talep ve bunun sonucu oluşacak yurt içi pazarların şekillenmesi
ürün ve ikame ürün fiyatları, gelir düzeyi, alışkanlıklar gibi bir çok faktöre bağlı olarak
değişmektedir.
217
Türkiye’de gıda sanayi alanında firmaların Pazar payları, ürünlerin pazarlanmasını
etkilemekte, iç ve dış pazarda yer almasını değişken hale sokmaktadır. Rekabet ortamı içerisinde bir
çok firma yer alabilmekte, bu anlamda Pazar paylarını arttırıcı çalışmalarda bulunmaktadırlar.
1995 yılında 2003 yılına kadar olan süre içerinde gıda sanayi üretiminin dış pazarda
pazarlanma oranları incelendiğinde, ortalama olarak sanayinin % 6-8’nin dış pazarlarda
değerlendirildiği görülecektir. Sanayi ürünleri içinde özellikle meyve ve sebze işleme sanayi ürünleri
ile bitkisel yağ ve şekerli ürünler dış pazarda yüksek oranda yer bulabilmektedir.
Alt sektörler bazında payları değişse de, gıda sanayinde pazarlama kanallarında toptancı,
perakendeci, bayii ve distribütör dağıtıcılar ya da doğrudan satışlar görülmektedir. Günümüzde,
özellikle büyük üreticilerin avantajlarından yararlanmak için distribütörlük sistemini kullandıkları
bilinmektedir. Ayrıca son yıllarda yaşanan ekonomik krizler sonucunda, büyük firmalar seçici
dağıtım sistemine önem verirken, küçük ve orta büyüklükteki firmalar ise daha geniş satıcı gruplara
yönelmişlerdir.
Türkiye’de işlenmiş tarımsal ürün dış pazarı incelendiğinde sektör içerisinde en önemli grubu
şüphesiz turşu oluşturmaktadır. Bunu zeytin ve kaparinin olduğu grup izlemekte, konserve meyveler
ve geçici konserve edilmiş sebzeler daha sonra gelmektedir. İhraç edilen konserve sebzeler içerisinde
bamya, bezelye, enginar, taze fasulye, sebze karışımları ve diğer sebzeleri ön sırada gelirken
konserve meyve ihracatımızda kiraz ve vişne konserveleri ile diğer meyve konserveleri önem
kazanmaktadır. 2003 yılı itibariyle konserve meyve ve sebze ihracatının % 40’ı turşu salamura zeytin
ihracatından oluşmaktadır. 1998 yılında 177914 $ olan konserve meyve ve sebze ihracatı 2003
yılında değer olarak da % 47.4 oranında artarak 199.117 $’a yükselmiştir.
En önemli pazarlarımız 2003 yılı itibariyle ABD Doları cinsinden Almanya, Japonya, Rusya
Federasyonu, Romanya, Hollanda, Suudi Arabistan, ABD, İngiltere ve Cezayir’dir.
Tablo 198. Türkiye Yıllar İtibariyle Konserve Meyve ve Sebze İhracat Değerleri (1000$)
1998
1999
2000
2001
2002
2003
177914
154668
135115
134658
145038
199117
Kaynak: DTM
Türkiye işlenmiş tarımsal ürünler içerisinde dondurulmuş meyve ve sebze üretimi de yer
almakta olup üretimin % 70’i ihraç edilmektedir. 2003 yılında 50 ülkeye ihracat yapılmış olup
başlıca pazarımız AB ülkeleri, ABD, Çin Halk Cumhuriyeti, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika,
Hollanda, Japonya ve Orta Doğu’dur.
Dondurulmuş meyve ve sebzenin ihracatı ürün bazında incelendiğinde, 2003 yılında sebze
grubundan tatlı biber, domates, mantar, kapsicum ve soğan başı çeken ürün çeşitleri olmuşlardır.
Meyvelerden ise çilek, kiraz ve vişne ihracatta en büyük payı alan ürünlerdir.
Dondurulmuş meyve ve sebze sektöründe ithalat üretimin yetersiz kaldığı durumlarda
başvurulan bir yöntem olup ithal edilen ürün çeşit miktarı yıllar itibariyle farklılık
göstermektedir.2003 yılında ithalatta en büyük kalem sebzede tatlı mısır, meyvede ise vişne
olmuştur.
Diğer bir sektör olan meyve suyu sektörü ülke için avantajlar sağlamaktadır. Türkiye’nin
meyve suyu ve konsantresi ihracatı 1970 yılında 6 ton gibi sembolik bir rakamla başlamış ve hızlı bir
artışla 2003 yılında 84. 8 bin tona yükselmiştir. Türkiye’nin meyve suyu ve konsantresi ihracatında
en önemli kalem elma suyudur. Elma suyunun 2002 yılı toplam meyve suyu ve konsantresi
ihracatındaki payı % 61 düzeylerindeyken 2003 yılında bu pay % 46.4 düzeyinde olmuştur. Elma
218
suyu başta Almanya olmak üzere Hollanda, Avusturya, İngiltere, Fransa, Azerbaycan ve İtalya gibi
çeşitli ülkelere ihraç edilmektedir. 2001 yılında 71342755 ton ve 45827328 $ olan meyve suyu ve
konsantresi ihracatımız 2003 yılında 84808115 ton ve 72584177 $’a yükselmiştir.
Türkiye’de 2003 yılında toplam 25 ülkeden meyve suyu ve konsantresi ithalatı gerçekleşmiş
ve % 39 payı ile Brezilya başı çekmiştir. Uzak Doğu ülkelerinden özellikle karışık meyve suları
üretiminde kullanılmak üzere tropikal meyvelerin ithalatı yapılmıştır.
Tablo 199. Türkiye Tarımında Dış Ticaretin Değişimi (2003) (Milyon $)
Yıllar
İhracat
İthalat
2432
1655
1999
1998
2129
2000
2264
1413
2001
2089
1707
2002
2525
2558
2003
Fark
777
-131
851
382
-33
Kaynak:TÜİK
4.8. Türkiye’nin Tarımsal Dış Ticareti
4.8.1. Türkiye’nin Tarımsal İhracatı
Türkiye’nin ihracatı 2001 yılında 31,334Milyon$ iken 2004 yılında 63,121 milyon$
seviyesine ulaşmış olup %49,6’lık artış kaydedilmiştir.
Tablo 200. DTÖ Tanımına Göre Sektörel İhracat İstatistikleri (Milyon $)
2001
2002 2003
2004
Toplam İhracat
31.334 36.059
47.253
1- Tarımsal Ürünler İhracatı
4.349 4.052
5.257
Gıda Maddeleri
3.997 3.668
4.735
Canlı hayvanlar ve gıda maddeleri
3.316 3.118
3.944
Canlı hayvanlar
44
31
8
Hububat ve mamulleri
327
299
409
Meyva, sebze ve mamulleri
2.142 2.062
2.568
Tabii bal, şeker ve mamulleri
343
183
226
Hayvan yemleri
25
13
14
Diğer Gıda Maddeleri
435
530
718
İçkiler, tütün ve mamulleri
471
426
489
Alkollü ve alkolsüz içkiler
36
41
70
Tütün ve mamulleri
435
385
419
Hayvansal ve bitkisel yağlar ve mumlar
180
98
255
Yağlı tohumlar ve meyvalar
29
27
48
Tarımsal Ham maddeler
352
384
522
Deri, kösele ve ham postlar
31
34
34
Tabii, sentetik ve rejenere kauçuk
5
5
5
Tabii mantar ve yuvarlak ağaçlar
40
36
21
Odun hamuru ve kağıt döküntüleri
0
1
1
Dokumaya elverişli lifler ve döküntüleri
219
232
363
Bitkisel ve hayvansal diğer ham maddeler
56
76
98
2- Madencilik Ürünleri
1.236 1.497
2.011
3- Sanayi
25.661 30.288
39.594
4- Diğer Ürünler
89
222
391
Kaynak:DTM
219
63.121
6.501
5.891
5.044
7
520
3.405
237
12
863
591
113
478
205
51
610
30
8
21
1
442
107
2.895
53.440
285
Tablo 201. DTÖ Tanımına Göre Sektörel İthalat İstatistikleri (Milyon $)
2001
2002
2003
2004
Toplam İthalat
41.399 51.554 69.340 97.540
1- Tarımsal Ürünler
3.079
3.995
5.265
6.059
Gıda Maddeleri
1.487
1.912
2.791
3.089
Canlı hayvanlar ve gıda maddeleri
736
1.055
1.604
1.817
Canlı hayvanlar
23
16
12
10
Hububat ve mamulleri
193
392
722
558
Meyva, sebze ve mamulleri
118
142
131
161
Tabii bal, şeker ve mamulleri
12
20
36
39
Hayvan yemleri
136
144
200
401
Diğer Gıda Maddeleri
254
341
504
648
İçkiler, tütün ve mamulleri
296
218
250
270
Alkollü ve alkolsüz içkiler
13
10
15
31
Tütün ve mamulleri
283
208
235
239
Hayvansal ve bitkisel yağlar ve mumlar
321
415
512
532
Yağlı tohumlar ve meyvalar
134
223
425
470
Tarımsal Ham maddeler
1.593
2.083
2.474
2.969
Deri, kösele ve ham postlar
275
453
441
397
Tabii, sentetik ve rejenere kauçuk
130
183
256
344
Tabii mantar ve yuvarlak ağaçlar
99
121
166
287
Odun hamuru ve kağıt döküntüleri
149
192
187
221
Dokumaya elverişli lifler ve döküntüleri
866
1.031
1.285
1.564
Bitkisel ve hayvansal diğer ham maddeler
73
104
138
155
2- Madencilik Ürünleri
9.859 11.656 15.248 20.177
3- Sanayi
27.153 34.023 45.831 67.417
4- Diğer Ürünler
1.308
1.880
2.997
3.888
Kaynak :DTM
Tablo 201 ‘de görüldüğü üzere Türkiye’nin ithalatı 2001 yılında 41,399Milyon$ iken 2004
yılında 97,540 milyon$ seviyesine ulaşmış olup %42,4’lük artış kaydedilmiştir.
220
Tablo 202. Türkiye’de Fasıllara Göre İhracat (Değer : 000 $)
Fasıllar
2001
1 Canlı hayvanlar
2 Etler
3 Balıklar
4 Süt ürünleri;yumurtalar, bal
5 Diğer hayvansal menşeli ürünler
6 Canlı ağaçlar ve diğer bitkiler
7 Sebzeler
8 Meyvalar
9 Kahve,çay,baharat
10 Hububat
11 Değirmencilik ürünleri
12 Yağlı tohum ve meyveler
13 Bitkisel özsu ve hülasalar
14 Örülmeye elverişli bitkisel maddeler
15 Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı
16 Et,balık ve yumuşakçaların
17 Şeker ve mamulleri
18 Kakao ve kakao müstahzarları
19 Hububat,un,nişasta veya süt
20 Sebzeler ve meyvelerin müstahzarları
21 Yenilen çeşitli gıda müstahzarları
22 Meşrubat,alkollü içkiler ve sirke
23 Gıda sanayiinin kalıntı vs kaba
24 Tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş
Toplam
2002
2003
2004
43.569
17.188
54.514
41.478
28.124
14.282
375.229
1.201.056
57.908
162.212
61.360
53.684
2.043
18.981
234.827
20.547
335.473
90.960
131.114
528.010
101.738
36.654
24.749
435.367
31.333
13.559
103.057
60.778
37.650
22.299
321.776
1.192.852
67.356
80.474
76.344
51.011
1.571
10.412
156.286
20.981
149.956
103.818
165.537
516.492
129.078
42.176
12.143
385.348
8.217
18.720
124.842
78.442
48.705
31.486
473.336
1.391.984
61.130
56.164
139.968
73.323
1.900
16.889
347.174
31.661
186.972
181.426
239.009
671.357
159.716
70.429
13.832
418.809
7.311
22.487
180.444
66.225
47.546
37.748
485.740
1.901.976
64.041
17.463
235.212
80.261
2.849
15.563
277.049
35.633
217.803
231.784
304.125
980.215
194.286
113.696
10.928
477.848
4.071.067
3.752.287
4.845.490
6.008.233
Kaynak:TÜİK
Aşağıdaki tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ihracatçı firmaların sayısı ve ihracat değerleri
verilmiştir. Bölge illerinde yıllar itibarıyla ihracatçı firma sayısında ve ihracat değerinde artış bariz
bir şekildedir. 2001 yılında bölgede 2151 adet ithalatçı firma bulunurken 2004 yılında ithalatçı firma
sayısı 3037 adete yükselmiştir.
Tablo 203 İhracatçı Firmaların İllere Göre Dağılımı
İl Adı
İhracatçı Firma Sayısı (adet)
İhracat Değeri (Değer : 000 $)
2001
2002
2003
2004
1642
1781
2010
2361
42
43
45
49
33982
36099
49674
57876
Konya
467
522
557
627
107823
130895
177635
274509
Toplam
2151
2346
2612
3037
Ankara
Karaman
Kaynak:TÜİK
221
2001
2002
2003
2004
1639713 1523389 1992191 2244189
1781518 1690383 2219500 2576574
Tablo 204. Türkiye’de Fasıllara Göre İthalat (Değer : 000 $)
Fasıllar
2001
2002
2003
2004
1 Canlı hayvanlar
22.843
15.932
11.845
9.782
2 Etler
312
51
181
277
3 Balıklar
11.517
18.755
32.636
54.240
4 Süt ürünleri;yumurtalar, bal
21.726
37.271
52.343
68.705
5 Diğer hayvansal menşeli ürünler
16.132
26.640
33.057
31.920
6 Canlı ağaçlar ve diğer bitkiler
10.225
12.288
15.699
23.505
7 Sebzeler
70.935
52.141
30.090
32.943
8 Meyvalar
30.993
65.110
80.341
99.037
9 Kahve,çay,baharat
26.560
22.850
24.408
30.501
10 Hububat
179.593
375.605
696.674
514.075
11 Değirmencilik ürünleri
5.165
9.392
10.156
12.022
12 Yağlı tohum ve meyveler
163.164
268.239
479.436
525.136
13 Bitkisel özsu ve hülasalar
18.544
25.268
38.065
41.297
14 Örülmeye elverişli bitkisel maddeler
2.431
1.798
3.363
3.713
15 Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı
313.831
402.305
495.252
511.211
16 Et,balık ve yumuşakçaların
384
505
797
1.049
17 Şeker ve mamulleri
11.672
19.522
34.095
37.520
18 Kakao ve kakao müstahzarları
72.113
107.109
198.900
199.838
19 Hububat,un,nişasta veya süt
30.103
32.267
51.776
66.882
20 Sebzeler ve meyvelerin müstahzarları
12.037
17.305
15.608
25.446
21 Yenilen çeşitli gıda müstahzarları
99.173
133.241
157.192
228.186
22 Meşrubat,alkollü içkiler ve sirke
13.439
10.373
18.716
48.982
23 Gıda sanayiinin kalıntı vs kaba
136.116
144.045
199.855
397.746
24 Tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş
283.180
207.916
234.878
239.278
1.552.191 2.005.928 2.915.364 3.203.292
Toplam
Kaynak:TÜİK
Aşağıdaki tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ithalatçı firmaların sayısı ve ithalat değerleri
verilmiştir. Bölge illerinde yıllar itibarıyla ithalatçı firma sayısında ve ithalat değerinde artış bariz bir
şekildedir. 2001 yılında bölgede 3963 adet ithalatçı firma bulunurken 2004 yılında ithalatçı firma
sayısı 5089 adete yükselmiştir.
Tablo 205. İthalatçı Firmaların İllere Göre Dağılımı
İthalatçı Firma Sayısı (adet)
İthalat Değeri (Değer : 000 $)
İl Adı
2001
2002
2003 2004
Ankara
3.601
3.636
3.891 4.408 5.495.512 6.480.487 6.751.624 7.310.303
26
29
31
40
7.411
15.607
20.879
21.081
336
435
506
641
92.259
162.936
246.015
377.736
3.963
4.100
Karaman
Konya
Toplam
2001
2002
2003
2004
4.428 5.089 5.595.181 6.659.031 7.018.517 7.709.120
Kaynak:TÜİK
2003 yılında Türkiye'nin ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 30.0 oranında artış göstererek,
46.9 milyar dolar gibi rekor bir düzeye ulaşmıştır. Bu tutara bavul ticareti rakamları dahil değildir.
Amerikan Doları'nın yıl içinde değer yitirmesi nedeniyle, mutlak rakam olarak ortaya çıkan sonuçları
222
yükseltmiştir. Yıllık ortalama Euro/dolar paretesine göre 2003 yılı ihracatı, 41,4 milyar Euro olarak
hesaplanmaktadır.
47.0 milyar dolara yaklaşan 2003 yılı ihracatı içinde sanayi ürünlerinin payı 40.1 milyar
dolarla yüzde 84'e, tarımsal ürünlerin payı 1.6 milyar dolarla yüzde 13.0'e, madencilik ürünlerinin
payı 1,6 milyar dolarla yüzde 1.5'e ulaşmaktadır. Bir tarım ülkesi olmamıza rağmen ihracatta tarımın
payı çok düşük kalmaktadır.
2003 yılında 40.1 milyar dolara ulaşan sanayi ürünleri ihracatı içinde hazır giyim ve
konfeksiyon ürünlerinin payı 11.5 milyar dolar, taşıt araçları ve yan sanayinin ürün payı 7.3 milyar
dolar, demir ve demir dışı metal sanayi ürünlerinin payı 3.9 milyar dolar, elektrik ve elektronik
sanayi ürünlerinin payı 3.5 milyar dolar tutmaktadır. Bu durumda Türkiye sanayi ürünleri ihraç eden
bir ülke haline gelmiştir.
Ülke gruplarına göre Türkiye’nin tarımsal ürünler dış ticaretine bakıldığında AB-EFTA
ülkelerinin Türkiye'nin dış ticaretinde son derece önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir.
Türkiye tarımsal ürünler ihracatının neredeyse yarısını AB-EFTA ülkelerine yapılan ihracat
oluşturmaktadır.
Türkiye'nin dünya pazarına daha fazla ve daha iyi koşullarla tarımsal ürün satması, satışlarını
zaman içinde hammaddelerden işlenmiş ürünlere doğru kaydırarak artırması ve böylece dünya
pazarındaki payını büyütmesi gerekmektedir.
223
Tablo 206. Türkiye’den En Fazla İhraç Edilen Tarım Ürünleri ($)
Ürün Adı
2002
2003
Miktar Değer
Miktar
(Ton)
(Bin $) (Ton)
Fındık (Kabuksuz)
163872 375188 137677
Tütün (Saplı, Damarlı)
85370
277291 106901
Diğer Sert Kabuklu Meyva Ve
72423
177144 73362
Karışımlarının Konserveleri
Üzüm (Kurutulmuş)
206599 157348 195995
Kayısı (Zerdali Dahil)Kurutulmuş
69480
118805 73014
Buğday Unu/Mahlut Unu
253245 47608
593365
Diğer Şekilde Domates (Sirke, Asetik 124869 77706
149801
Asitten Başka Şekilde Konserve
Edilmiş)
Kiraz (Vişne Dahil) (Taze)
20253
52494
33882
Domates (Taze/Soğutulmuş)
253489 70001
228777
Canlı Mayalar
74027
91460
69567
Diğer Reçel, Jöle, Marmelat, Meyva
23019
39769
27779
Püresi Ve Pastları
Diğer Çikolata, Kakao İçeren Gıda
20951
44795
31050
Müstahzarları
İncir (Taze/Kurutulmuş)
44601
80945
51234
Limon Ve Tatlı Limon
239092 85934
168873
(Taze/Kurutulmuş)
Mandarin, Klemantin, Vilking Vb
269688 86263
203210
(Taze/Kurutulmuş)
Mercimekler; Kabuksuz (Kuru)
136071 51914
216976
Saf Zeytinyağı
13928
26027
42982
Kakao İçermeyen Diğer Şeker
20053
42477
27114
Mamulleri
Tatlı Bisküviler
54663
46970
78512
Üzüm (Taze)
81346
34681
99319
Diğer Sebze Ve Meyve Vs (Sirke,
60647
42435
75041
Asetik Asit/Konserve Edilmiş)
Ciklet
26276
56618
28530
Diğer Ekmekçi Mamülleri
51919
56462
65581
Nohut; Kabuksuz (Kuru)
108292 49537
189642
Diğer Balıklar (Taze/Soğutulmuş)
12794
37598
12495
Değer
(Bin $)
412469
325088
195099
2004
Miktar
(Ton)
134552
107893
78608
Değer
(Bin $)
737337
394546
370573
183960
150343
111482
100238
211894
81292
786055
183254
231400
197704
197487
133770
77696
88693
93763
57881
39749
235364
76027
28517
118001
109563
107861
107406
75437
40401
102256
89439
80063
59449
216520
99240
99093
87666
215717
95354
88358
96027
59192
171185
31048
36999
85444
85009
83023
70646
51245
54251
77951
159310
98594
82088
81747
79398
62591
82217
82580
48990
30655
50680
133073
13747
74133
70530
69166
62159
4.8.2. Türkiye’nin Tarımsal İthalatı
1990 yılında 2.807 milyon dolar olan tarımsal ürünler ithalatımız %75,5 gibi büyük bir hızla
artarak 1997 yılında 4.927 milyon dolara ulaşmıştır. Bu artış 1998 yılında hız kesmiş ve 1998 yılında
bir önceki yıla göre %12,3 azalarak 4319 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Tabloda görüldüğü
gibi ülkemiz tarımsal ürün ithalatı 1998 yılında 2.412 milyon dolardan 2003 yılında 2.900 milyon
dolar üzerine çıkmıştır.
Türkiye gibi kalkınma hamlesi içinde olan bir ülke için ithalatın önemini vurgulamaya gerek
görmüyoruz. 2003 yılında ithalat dolar bazında yüzde 35.5 oranında artış göstererek, 68.7 milyar
dolara yükselmiştir. Amerikan Doları'nın değerinde yaşanan düşüş nedeniyle, ithalat artışı da
yükselmiştir.
224
Milletlerarası tasnife uyarak, ithalatın seyrini, sermaye, hammaddeler ve ara mallar, tüketim
malları ve diğer mallar şeklinde sıralayacak olursak; Ocak-Aralık 2003, 12 aylık dönem itibariyle en
büyük payı yüzde 72.1 ile ara mallar ve hammaddelerin aldığını görüyoruz. Bunu 16.3 ile sermaye
malları izlemektedir. Eski yıllarda olduğu gibi, tüketim mallarının ithalattaki payı yüzde onluk
düzeyini korumaktadır.
Tablo 207. Türkiye’ye En Fazla İthal Edilen Tarım Ürünleri ($)
Ürün Adı
2002
2003
Miktar
Değer
Miktar
(Ton)
(Bin $) (Ton)
Soya Fasulyesi
612497
139614 831454
Diğer Buğdaylar Ve Mahlut
1102146 147658 1836763
Palm Yağı Ve Fraksiyonları;
259078
102837 351931
Diğer
Mısır
1176823 131488 1816918
Tütün
35106
148893 43403
Ayçiçeği Tohumu
129108
42008
540852
Diğer Gıda Müstahzarları
14966
88830
20470
Soya Küspesi
379788
78913
412962
Kakao Dane Ve Kırıkları
40748
72745
60418
(Ham/Kavrulmuş, Bütün/Kırık)
Buğdaydan Elde Edilen Kepek,
214064
13376
416704
Kavuz Ve Diğer Kalıntılar
Mısır Yağı Ve Fraksiyonları; Ham 116549
61919
95449
Susam Tohumu
70320
33670
66098
Palm Çekirdeği/Babassu Yağları; 63263
27957
72917
Diğer
Sığır, Koyun/Keçi Yağları
132387
47497
138579
Ayçiçeği Tohumu Yağı
59753
7521
115445
Üretiminden Arta Kalan Küspe
Ve Katı Atıklar
Ayçiçeği Tohumu Yağları
93130
52091
92466
Soya Yağı Ve Fraksiyonları
174891
71736
133601
Tütün Ve Tütün Yerine Geçen
4742
26948
6330
Madde Hülasaları
Muz (Taze/Kurutulmuş)
64597
25622
91937
Hazır Diğer Hayvan Yemleri
20944
26037
20344
Sebze Tohumları
2199
28598
3896
Arpa
16759
2435
89428
Pirinç)
131431
37031
213528
Balık, Yumuşakça, Sudakı
14658
9305
19928
Omurgasızların Un, Pelletlerı
Kahve Hülasa, Esans Ve
2909
21733
3634
Konsantreleri
Değer
(Bin $)
226525
275822
157664
2004
Miktar
(Ton)
662480
1039950
349146
Değer
(Bin $)
221715
215779
182148
271815
171711
153335
98636
101650
148020
1036089
42439
480703
27183
456529
61960
178577
160339
157126
153482
142752
134461
29720
830758
96976
68781
43121
35772
90006
79190
87335
67392
59037
58270
61550
12707
111176
351803
55930
53689
53956
72023
34055
78243
75399
7480
50478
47588
46574
36350
29720
33911
15718
65453
12912
110205
32001
337
240340
103887
50295
43250
41647
39871
39814
39496
34085
25156
3940
28965
Kaynak:Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
4.9. Tarımsal Sanayi
4.9.1. Türkiye’de Tarım ve Gıda Sanayi
Türkiye’de tarımsal nüfusun toplam nüfus içindeki payı gittikçe azalmaktadır. 1990 yılında
tarım nüfusunun payı %41.0 iken 2000 yılında %35’e düşmüştür.
225
Tablo 208. Türkiye’de Tarım Nüfusunun Gelişim Seyri
Toplam
Tarımsal
Kentsel
Sayım
Kentsel
Genel
Nüfus Artış
Tarım
Nüfusun
Nüfusun
Yılları
Nüfus
Nüfus
Oranı (%)
Nüfusu
Payı (%)
Payı (%)
25091950
56.1
19645007
43.9
44.736957
207
1980
23798701
47.0
26865757
53.0 50.664.458
2.49
1985
23146684
41.0
33326351
59.0 56.473.035
2.17
1990
22179676
35.3
40630435
64.7 62.810.111
1.53
1997
23735567
35.0
44109336
65.0 67.844.903
1.83
2000
Kaynak:TÜİK
Türkiye’de en çok istihdam imkanı olan sektör tarım sektörüdür. Tarım sektöründe istihdam
edilenlerin toplam istihdam içerisindeki payı 2000 yılında %37.6’dır. Bu oranın, tarımın toplam
nüfus içerisindeki payından (%35.0) daha fazla olmasının sebebi, mevsimlik işçi göçleridir.
Tablo 209. Türkiye’de İstihdamın Sektörel Dağılımı (1000 Kişi ve 12 Yaş Üstü)
Sektörler
Toplam
Yıllar
Tarım
Sanayi
Hizmetler
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
10.226
47.8
4.417
20.7
6.734
31.5
21.378
100.0
1995
9.962
45.9
4.734
21.8
7.002
32.3
21.698
100.0
1996
8.219
39.5
5.213
25.0
7.383
35.5
20.815
100.0
1997
9.149
41.8
5.059
23.1
7.702
35.2
21.909
100.0
1998
8.839
40.8
5.087
23.5
7.717
35.7
21.643
100.0
1999
8.163
37.6
3.851
17.7
9.714
44.7
21.738
100.0
2000
Kaynak:TÜİK
Tabloda görüldüğü gibi tarım nüfusu hızla azalırken, istihdam edilen nüfus içinde tarımın
nüfusu daha yavaş azalmaktadır. Tarımın en önemli istihdam sektörü olduğunu muhakkak
vurgulamalıyız. Sayımların hemen hemen hepsinde kayıt dışı çalışan nüfusun tam olarak
değerlendirmesi maalesef yapılamamaktadır. Yani tarımda istihdam edilen nüfus, Türkiye nüfusunun
neredeyse yarısına yakındır.
Tarımdaki istihdam yapılanması da oldukça farklılık arz etmektedir. 1999 yılı TÜİK
verilerine göre; bu sektörde istihdamın %56.6’sını ücretsiz aile işgücü, %38.0’ını ise kendi hesabına
çalışanlar oluşturmaktadır. Tarım dışı faaliyetlerde bu oran oldukça farklıdır. Bu sektörlerde
istihdamın %72.1’ini ücretli ve yevmiyeli, %24.2’sini kendi hesabına çalışanlar oluşturmaktadır.
Türkiye’de GSMH içinde sektörlerin payı oransal incelendiğinde, TÜİK verilerine göre
tarımın payı cari fiyatlarla 1980’de %25.5 iken, 2000 yılında giderek azalarak %13.5’e gerilemiştir.
Sanayi payı ise %18.3’ten %28.3’e yükselmiştir.
Tablo 210. GSMH İçerisinde sektörlerin Aldığı Paylar (%)
Cari Fiyatlarla
Yıllar
Tarım
Sanayi
25.5
18.3
1980
19.7
21.9
1985
16.8
24.8
1990
14.8
25.5
1995
13.5
28.3
2000
Kaynak:TÜİK
226
Hizmetler
56.2
58.4
58.4
59.7
58.2
Son yıllarda tarımın GSMH içindeki payının azalması hiç de istenen bir gelişme değildir.
Tarım ve sanayi sektörünün birbirini desteklediği bir kalkınma yapısı en ideal gelişme modelidir.
2000 yılında Türkiye’nin ihracatı 27.8 milyar, ithalatı 54.5 milyar, dış ticaret açığı ise 26.7 milyar
dolar olmuştur (DPT, 2000). Tarım ve ormancılık ürünleri 2 milyar dolara yaklaşan değerle toplam
ihracatın %7.10’unu oluştururken, bu ürünlerin toplam ithalatı, aynı yılda 2.1 milyar dolarla toplam
ithalatın %3.9’unu teşkil etmiş ve bu rakam toplam tarım ürünleri ihracatını aşmıştır. Burada ihracat
rakamlarının sadece işlenmemiş tarım ürünlerini ifade ettiğini belirtmekte fayda vardır. Sanayi
ürünleri ihracatı olarak sınıflandırılan işlenmiş tarım ürünlerinin toplam ihracat içindeki payı
yaklaşık %50’dir. Bu da tarımın hala hiç de azımsanmayacak bir ihracat payı olduğunu
göstermektedir. İşlenmiş tarım ürünlerinin ihracatı ile, işleme sürecindeki oluşan katma değer de
ülkemizde kalmaktadır. Bu durum aynı zamanda tarıma dayalı sanayinin de geliştiğinin bir
göstergesidir. Tarım ihracatının önündeki en büyük engellerden biri, kontrolsüz yapılan ithalattır.
Ülkelerin pek çoğunda sanayi sektörünün önemli bir kısmının hammaddesini tarım sektörü
karşılamaktadır. Dolayısıyla tarımsal sanayinin gelişmesi açısından tarımsal alanda yapılacak
çalışmaların ses getirmesi gerekmektedir. Tarımsal faaliyetlerin, bilinçli, planlı, programlı ve
sürdürülebilir olması önemlidir. Gelişmiş ülkelerde tarımsal ürünlerin ortalama %60’ı, ülkemizde ise
yaklaşık %30’u tarımsal sanayi sektöründe değerlendirilmektedir.
Ülkemizde tarımsal hammaddeleri işleyen sanayi dalları; gıda sanayi ve dokuma sanayi
olmak üzere iki ana grupta incelenmektedir. Gıda sanayinin de alt dalları vardır. Bunlar; et, süt,
meyve ve sebze, şeker, un, bitkisel yağ v.s. alt sektörlerdir. Dokuma sanayii deyince de aklımıza,
pamuk ipliği ve özellikle bu ipliği dokuyan tesisler gelmektedir. Ülkemizde tarımsal sanayi
sahasında değerlendirilmek üzere çok büyük bir potansiyel olmasına rağmen, bazı sebeplerden
dolayı bir türlü istenen seviyeye ulaşamadığımızı görmekteyiz. Bu sebeplerin en önemlisi olarak da
karşımıza finansman yetersizliği çıkmaktadır. Gıda sanayi de diğer sanayi kolları gibi yüksek
maliyeti olan yatırım sahasıdır.
Ülkemizde tarımsal sanayinin gelişimini etkileyen en önemli faktörlerin başında, istenen
kalitede ve yeterli miktarda hammadde ihtiyacının karşılanması gelmektedir. Hammaddenin
karşılanmasında, yeterli kalite ve standartta hammadde üretimi, üretimde süreklilik ve standartlara
uygun taşıma ve depolama konuları ön plana çıkmaktadır. Bu konularda alınacak tedbirler sayesinde,
tarımsal sanayi sektörünü ayağa kaldırmak ve tarım-sanayi entegrasyonunu dengeli bir şekilde
kurmak mümkün olabilecektir. Yapılan bir araştırmaya göre; mesela, ülkemizde üretilen yaş meyve
ve sebzenin yaklaşık ¼’ü nakliye, depolama ve ambalaj hatalarından dolayı zayi olmaktadır. Gıda
sanayinde dünya standartlarındaki kaliteyi yakalamak konusu çok önemlidir. Kaliteyi yakalamada en
önemli etken hammaddenin özelliğidir. Sanayiye yönelik hammadde iyileştirmeleri için;
tohumculuğu teşvik etme, kaliteli ürüne prim verme, ürün standardını uygulamaya koyma gibi
konularda önlemler alınabilir. Bu hususlarda başarılı olabilmek için çiftçilerin bilinçlendirilmeleri,
eğitim-yayım faaliyetlerine ağırlık verilmesi ve birlikler, kooperatifler oluşturmaları noktasında
teşvik edilmeleri gerekmektedir.
4.9.2. Tarımsal Sanayi İşletmelerinin Ülkemizde ve TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki
Genel Durumu
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünün 1998 yılında yapmış
olduğu envanter kayıtlarına göre gıda maddeleri üreticisi firmaların sayısı 23.951 adettir. Türkiye
genelinde firmalar içinde en fazla ağırlığı olan alt sektör %62.68 ile un ve unlu mamuller sektörüdür.
Bunu %14.11 ile süt ve ürünleri ve %9.78 ile meyve sebze işleme sektörü takip etmektedir.
227
Tablo 211.
Gıda İşletmelerinin TR5 Batı Anadolu Bölgesinde ve Türkiye Genelinde İllere ve Sektörlere Göre Dağılımı (2004)
Alkollü
İstatistiki Bölge
Süt ve
Meyve
Un ve
Bitkisel
Tasnif
Et
Su
Şekerli
ve
Birimleri
Süt
Sebze
Unlu
Yağ ve
Dışı
TOPLAM
Ürünleri
Ürünleri
Ürünler
alkolsüz
Ürünleri İşleme
Ürünler Margarin
Ürünler
İçecekler
209
70
14
2
128
7
64
1
14
509
TR51
TR510 Ankara
80
96
3
4
401
7
170
170
4
765
TR52
TR521 Konya
2
12
2
57
4
1
77
TR522 Karaman
82
108
5
4
458
7
174
170
5
842
TR52
291
178
19
6
586
14
238
171
19
1351
TR5 Batı Anadolu Bölgesi
69,12
5,27
0,81
16,67
3,90
1,57
27,51
20,50
31,15
5,64
TR5/TR (%)
421
3380
2342
36
15012
890
865
834
61
23951
Türkiye
Kaynak:TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü
Tarımsal gıda sanayi işletmelerinin TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki dağılımını değerlendirmek gerekirse; firmalar içinde en fazla ağırlığı olan
alt sektör, Türkiye genelinde olduğu gibi % 3,9ile un ve unlu mamuller sektörüdür. Bunu %5,27 ile süt ve süt ürünleri ve % 0,81 ile meyve sebze
işleme sektörü takip etmektedir. Alt bölgeler içinde işletme sayısı açısından TR52 alt bölgesi %3,5’ lik ortalamayla ilk sırada yer almaktadır. Bunu
%2,1 ile TR51 alt bölgesi takip etmektedir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Ankara, Konya ve Karaman gıda işletmelerinin en fazla bulunduğu illerdir.
Alt sektördeki firmaların, TR5 Batı Anadolu Bölgesi içinde en yoğun olduğu illere göre dağılımı ise şu şekildedir:
Günümüzdeki durumun göz önüne koyulabilmesi ve alt sektörler hakkında daha fazla fikir sahibi olabilmek gayesiyle, TR5 Batı Anadolu
Bölgesine ait mevcut tarımsal sanayi işletmelerinin 2005 yılında alt sektörlere göre ayrıntılı sayısal dağılımları ve kapasiteleri verilmiştir.
228
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde gıda sanayi işletmesi sayısı 2005 yılında 2038 olarak
görülmektedir. Alt bölge sıralamasında ise yine TR52 alt bölgesi 1158 işletme ile birinci sırayı
alırken, TR51 alt bölgesinin 880 gıda sanayi işletmesi açısından ikinci sırada yer aldığını görüyoruz.
Tablo 212. TR5 Batı Anadolu Bölgesi 2005 Yılı Tarımsal Gıda Sanayi İşletmeleri
TR5 Batı
TR51
TR52
Konu
Anadolu Böl.
Adet
Adet
Adet
Kırmızı Et ve Et Mam. San.
209
70
279
Süt ve Süt Mamulleri Sanayii
70
96
166
Sebze ve Meyve İş. Sanayii
14
38
52
Hububat ve Unlu Mam. San.
128
401
529
Su Ürünleri İşleme Tesisleri
2
10
12
Bitkisel Yağlar ve Marg. San.
7
7
14
Şeker Mamulleri Sanayii
64
170
234
Alkollü ve Alkolsüz İçki San.
14
4
18
Beyaz Et Mamulleri Sanayi
10
10
Şeker Fabrikaları
1
4
5
Yem Fabrikaları
25
45
70
Baharat İşletmeleri
13
20
33
Bakliyat Eleme ve Ambalaj.
22
35
57
Bal Toplama ve Paket. Tesisi
56
12
68
Çay ve Kahve Pak. Tesisi
22
2
24
Dondurma Fabrikası
131
14
145
Yemek Fabrikası
81
36
117
Soğuk Hava Deposu
8
13
21
Tasnif Dışı Gıda
1
170
171
Maya Fabrikası
12
1
13
Toplam
880
1158
2038
4.10. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımında Örgütlenme
Tarımsal piyasalarda güç sahibi olmak, üretimin çokluğuyla değil, ona dayanan örgütlerle
sağlanabilmektedir. Üreticilerin, ürettikleri ürünlere hak ettikleri değeri elde edebilmeleri için, tarımı
görüp gözeten, bir merkezden tutarlı stratejiler üreten ve bunu uygulama gücüne sahip bölgesel bir
yapı etrafında organize olmaları gereklidir. Dağınık bir yapıda farklı stratejiler izleyerek bireysel
yapılan üretim faaliyetleri sorunların çözümünde yetersiz kalmakta, oysa planlı ve organize örgüt
gücünden faydalanarak bireysel olarak çözülemeyen sorunlar kolaylıkla aşılabilmektedir.
Örgütlenme, üreticilerin birlikten doğan güçten faydalanarak planlı ve organize hareket etme
talebinin bir ürünüdür. Dolayısıyla, tarımda örgütlenmenin güçlenebilmesi, üreticilerin bu faaliyetin
faydaları hakkında gerekli birikimi edinmeleri ile mümkündür.
Örgütlenme; benzer sorunlara sahip bireylerin sorunlarını çözmek için bir araya gelmeleridir.
Örgütlenme sonucu hem bireylerin sorunları çözüme kavuşmakta, hem de oluşan baskı grubu ile
bireylerle ilgili uygulanabilecek politikalara yön verilebilmektedir.
Ülkemiz tarımında kamusal ve sivil toplum örgütlenme türlerine rastlanmaktadır. Bazı üretici
örgütleri tarımsal kalkınma kooperatifleri ve damızlık sığır yetiştiricileri birlikleri vb bireylerin kendi
çaba ve istekleriyle kurulmakla birlikte, bu örgütlerin de yönetimlerine devletin bazen dolaylı, bazen
229
ise denetleme yoluyla müdahale ettiği görülmektedir. Ayrıca, devletin yönetimlerini siyasi iktidarlar
kanalıyla doğrudan ya da dolaylı kontrol ettiği tarımsal kooperatifler tarım kredi, tarım satış
kooperatifleri vb ve İçişleri Bakanlığına bağlı mahalli idare birlikleri mevcuttur. Tarımdaki üretici
örgütlerinin bir kısmı Tarım Bakanlığı bünyesinde yada ona bağlı olarak faaliyet göstermektedir.
Bakanlığın yurt çapında il ve ilçelerde teşkilatlanması örgütlerin kuruluşunu ve yayılışını
kolaylaştırmaktadır.
Ülkemiz tarımının örgütlenme yapısı, TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki örgütlenme hakkında
da bilgi sahibi olmamıza yardımcı olacaktır. Bu başlık altında genelde ülkemiz tarımında, özelde ise
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde mevcut tarımsal örgütlenmenin bugünkü durumu hakkında bilgi
verilecektir. Ülkemiz tarımında yer alan kamu ve kamu dışı örgütler bünyesinde, kamusal hizmetleri
yerine getiren örgütler, teknik elemanların üye oldukları meslek örgütleri ve üreticilerin meslek ve
ekonomik örgütleri olmak üzere çok değişik tarımsal örgütler bulunmaktadır.
Ancak ülkemizde çok sayıda tarım ve üretici örgütü bulunmasına rağmen tarımda örgütlenme
henüz yeterli seviyede değildir. Özellikle mali sorunlar, örgütlenme bilincinin tam olarak
yerleşmemesi ve tarım kesiminde eğitim düzeyinin düşük oluşu, örgütlerin gelişimini engellemekte
ve onları bir anlamda kamuya bağımlı kılmaktadır. Oysa gelişmiş ülkelerdeki özerk ve bağımsız
üretici örgütleri tarım politikalarının oluşumunda etkili olmaktadırlar. Örgütler daha da ileri giderek
yatay bütünleşmelerini tamamlamışlar, bir çok ülkede federasyon ve konfederasyon şeklinde üst
örgütlerini oluşturmuşlar, dikey bütünleşme yoluyla da faaliyetlerini çeşitlendirerek ekonomik
açıdan güçlenmişlerdir.
Ülkemiz tarımında küçük işletmeler hakim durumda olduğundan, henüz tam olarak pazara
dönük üretime geçilememiştir. Öte yandan, tarımda sayıları az da olsa, büyük üreticiler de
bulunmaktadır. Tarım kesiminde faktörlerin tümünü dikkate alan bir örgütlenmeye ihtiyaç olmasına
karşılık, üreticilere genelde tek tip ve esnek olmayan bir örgütlenme modeli dayatılmaya
çalışılmaktadır. Oysa gelişmiş ülkelerdeki örgütlenme modelleri üzerinde uzun zaman çalışılmakta
ve tarım kesimi için en uygun örgütlerin kurulmasına çaba sarf edilmektedir. Bu ülkelerde devlet,
örgütlere sadece yol gösterici ve destekleyici yönde yardımda bulunmaktadır.
Üretici örgütleri kırsal toplumun yaşam düzeylerini iyileştirmede, kıt kaynaklara sahip olan
üreticilerin gelirlerini artırmada ve tarımsal gelişmeyi sağlamada önemli araçlardan biri olup, bütün
dünyada etkin bir biçimde kullanılmaktadır. Çiftçilerin kırsal kesimde dağınık yaşamaları, alıcı ve
satıcılar karşısında güçsüz olmaları, ekonomik ve mesleki çıkarlarını korumak amacıyla, üreticileri
meslek odaları, kooperatifler, sendikalar, dernekler gibi farklı amaçlı örgütler kurmaya itmiştir.
Ülkemiz tarımında kamusal hizmetleri yerine getiren örgütler, teknik elemanların üye
oldukları meslek örgütleri ve üreticilerin meslek ve ekonomik örgütleri olmak üzere çok değişik
tarımsal örgütler bulunmaktadır.
4.10.1. Tarımda Kamusal Örgütlenme
Ülkemiz tarım kesiminde kamusal hizmetleri yerine getiren, tarımla ilgili kamu hizmetlerinin
yönetiminde görev alan birçok kamu kuruluşu mevcuttur. Bunların arasında çeşitli kurullar,
bakanlıklar, müsteşarlıklar sayılabilir. Kamu sektöründe tarımla ilgili önemli kararların alınması ve
yürütülmesinde kurulların rolünün oldukça fazla olduğu görülmektedir. Tarım politikalarının
oluşturulmasıyla ilgili kararların alınmasına ilişkin süreçte yer alan geleneksel kamu örgütleri ve
kurullar ülke geneli ve dolayısıyla TR5 Batı Anadolu Bölgesi için üstlendikleri görevler itibarıyla
şöyle listelenebilir;
230
Desteklenecek ürünlerin seçimi ve fiyatların saptanması, tarımın finansmanını sağlanması,
kredi borçlarının ertelenmesi v.b. konularda Bakanlar Kurulu,
Desteklenecek ürünlerin ve fiyatların tespiti, hayvancılığı destekleyici önlemlerin Bakanlar
Kuruluna önerilmesi, Tarım Satış Kooperatiflerine destekleme alım yetkisinin verilmesi v.b.
konularda Yüksek Planlama Kurulu,
Para ve krediler konularında öneriler geliştirmek, girdi ve kredi sübvansiyonlarını
kararlaştırmak, ihracat teşvik primlerinin belirlemek ve Bakanlar Kuruluna sunmak v.b. konularda
Para, Kredi ve Koordinasyon Kurulu,
Tarım politikalarının hazırlanması ve uygulanmasına katkı, tarımsal yatırımlar, tarımı koruma
ve geliştirmeye yönelik öneriler, araştırma, yayım, kırsak kalkınma, küçük ölçekli sulamalar v.b.
konularda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
Tarım Satış Kooperatiflerinin bazı işlevlerinin düzenlenmesi, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.
ile ilgili faaliyetlerde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı,
Büyük sulama işlerinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı,
Tarıma yönelik yardımlar yapmak ve tarım ürünleri iç ve dış ticaretini düzenlemeye yönelik
önlemler almak için Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı,
Tarımsal müdahale alımları yapan KİT’lere çeşitli krediler kullandırmak için Merkez
Bankası,
Tarımsal müdahale alımı yapan KİT’lere, Destekleme Fiyat İstikrar Fonu (DFİF)
kaynaklarını kullandıran T.C. Ziraat Bankası,
Ayrıca, kurumsal düzenlemeleri organize etmek, uluslararası anlaşmalardan doğan
yükümlülükleri yerine getirebilmek, tarım politikalarını tek elden ve etkin bir şekilde yürütmek gibi
faaliyetleri yerine getirmek gayesiyle Tütün ve Tütün Mamullerini ve Alkollü İçkiler Piyasasını
Düzenleme Kurulu, Şeker Kurulu ve Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerini
Yeniden Yapılandırma Kurulu,
Tarım kesimindeki çiftçilere ve ailelerine tarımsal yayım hizmeti sunan, tarımla ilgili her
türlü devlet hizmetini gerçekleştiren ve üretici örgütleri ile ilgili faaliyetlerin birçoğunu bünyesinde
barındıran Tarım ve Köyişleri Bakanlığıdır. Bakanlık; bakan ve bakana bağlı müşavirler ile
müşavirlikler, müsteşar ve müsteşar yardımcıları başta olmak üzere Ana Hizmet Birimleri (TÜGEM,
TEDGEM, TAGEM, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Daire
Başkanlığı) ve diğer birimlerden oluşmaktadır.
4.10.2. Tarımda Özel Örgütlenme
Kamu dışı örgütlenme meslek örgütleri, dernekler, odalar, vakıflar ve diğer özel kuruluşlar
tarafından gerçekleştirilmektedir. Meslek örgütleri aynı mesleğe sahip bireylerin, mesleki hak ve
görevleriyle ilgili her türlü faaliyetlerini yürüten, gerektiğinde ve toplumu ilgilendiren olaylarda
hükümetin politika ve uygulamalarına hem meslek örgütü olarak hem de toplumsal çıkarları
koruyarak müdahalede bulunan örgütlerdir. Buradan hareketle tarımda özel örgütlenmeyi de iki ana
başlık altında incelemek doğru olacaktır. Bu iki başlığı, Meslek Örgütleri ve Ekonomik ve Sosyal
Amaçlı Örgütler şeklinde sıralamak mümkündür. Genelde Türkiye ve özelde TR5 Batı Anadolu
Bölgesi olmak üzere tarımda özel örgütlenme aşağıda incelenmiştir.
231
4.10.2.1. Tarımda Meslek Örgütleri
Odalar
Türkiye’de tarımla ilgili başlıca meslek odaları; Türkiye Mimar ve Mühendis Odalarına bağlı
Ziraat Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Gıda Mühendisleri Odası ve Orman
Mühendisleri Odasıdır. Meslek örgütü olarak nitelendirilen başlıca birlikler ise; Veteriner Hekimler
Birliği, Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliğidir.
Dernekler
Tarım kesiminde meslek örgütleri olarak faaliyette bulunan başlıca dernekler; Önder Çiftçi
Danışmanlık Dernekleri, Türkiye Ziraatçılar Derneği, Türkiye Ormancılar Derneğidir. Bunların
içinde Önder Çiftçi Danışmanlık Derneklerine kısaca değinilecektir. Önder Çiftçi Projesi
çerçevesinde kurulan Çiftçi Danışmanlık Dernekleri çiftçilerin kendi inisiyatifi ile kurdukları ve
amacı üyelerine istihdam ettikleri tarım danışmanı vasıtasıyla tarımsal danışmanlık hizmetleri
vermek olan örgütlerdir. Halen Türkiye genelinde 1986 yılında pilot bölge olarak uygulamaya
geçirilen Tekirdağ’da 4, Şanlıurfa, Polatlı, Silivri, Bafra, Ceylanpınar, Osmaniye ve Yüreğir’de birer
adet olmak üzere toplam 11 adet önder çiftçi danışmanlık derneği bulunmaktadır. Bunlarda birisi
Polatlı/Ankara Önder Çiftçi Danışmanlık Derneği TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. Bu
derneklerin gelirlerinin %50’si Türkiye Ziraat Odaları Birliği aracılığı ile Tarım ve Köyişleri
Bakanlığından, %50’si ise üye çiftçiler tarafından karşılanmaktadır.
TR5 Batı Anadolu
verilmiştir.
Bölgesi tarımındaki meslek örgütlerine ait bilgiler Tablo’213 de
Tablo 213. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımda Mesleki Örgütlenme Durumu(2006)
TR51
Toplam TR51 TR52
Toplam TR5
Ankara
Konya Karaman TR52
Ziraat Mühendisleri Od.
1
1
1
1
2
Ziraat Odaları
14
14
26
4
30
44
Veteriner Hekimler Odası.
1
1
1
1
2
Çiftçi Birlikleri Dern.
1
1
1
Ekolojik Tarım Derneği
1
1
2
2
3
Türkiye Ziraatçılar Der.
1
1
1
1
2
Türkiye Ormancılar Dr.
1
1
1
Çevre Koruma Derneği
1
1
1
1
2
4.10.2.2. Diğer Özel Örgütler
Tarım kesimindeki diğer özel kuruluşlardır. Bunlar arasında bankalar (Tarişbank gibi),
danışmanlık ve mühendislik şirketleri ilk akla gelen kuruluşlardır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde
tespit edilen bu ve benzeri herhangi bir müessese yoktur.
4.10.3. Tarımda Ekonomik ve Sosyal Amaçlı Örgütlenme
4.10.3.1. Tarımda Ekonomik Örgütlenme
4.10.3.1.1. Tarım Kooperatifleri
232
Ülkemizde kooperatifleri tarım ve tarım dışı kooperatifler şeklinde iki grup altında
inceleyebiliriz. Tarım kooperatifleri gerek konuları, gerek amaç ve ilkeleri, gerekse sosyal ve
ekonomik işlevleri yönünden tarım dışı kooperatiflerden ayrılmaktadırlar. Genelde ortaklara
götürülen hizmetlere (satış, kredi, üretim v.s.) göre kooperatiflere isim verilir. Ülkemizde ekonomik
ve sosyal yapının bir gereği olarak en fazla gelişen kooperatifler; tarımsal kalkınma, tarım kredi,
tarım satış, pancar ekicileri ve sulama kooperatifleri olmuştur.
Türkiye’de ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunan tarım kooperatiflerinin sayıları ve
ortak sayıları gibi bilgiler toplu olarak Tablo 214’ de verilmiştir. Çizelgelerde de görüldüğü gibi
değişik konularda çalışan 7996 adet tarımsal amaçlı kooperatif ve bu kooperatiflerin 5 milyona yakın
ortağı bulunmaktadır. Türkiye’de en fazla ortak sayısına kooperatif sayısı sadece 31 olan pancar
kooperatifleri sahiptir. Bunun sebebi her şeker fabrikasında bir kooperatif oluşu ve bu kooperatife o
fabrikaya pancar teslim eden tüm şeker pancarı üreticilerinin ortak olmasıdır. Buna karşılık 2937
sayısı olan tarımsal kalkınma kooperatiflerinin ortak sayısı 728.588’dir.
Tablo 214.
Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Bulunan Tarım Kooperatiflerinin
Çeşitleri ve Sayıları (2006)
İstatistiki Bölge
Tarım Tarımsal Su
Sulama Pancar T o p l a m
Birimleri
Kredi Kalkınma Ürünleri
Ekicileri
165
125
5
45
1
341
TR51
TR510 Ankara
75
271
11
292
3
652
TR52
TR521 Konya
16
46
1
38
101
TR522 Karaman
91
317
12
330
3
753
TR52
256
442
17
375
4
1094
TR5
2127
2937
413
2157
31
7996
Türkiye
Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri
Kırsal alanda köy düzeyinde en geniş şekilde örgütlenmiş olan kooperatif türü tarım kredi
kooperatifleridir. Ülkemizde 2.127 tarım kredi kooperatifinin 1.5 milyona yakın ortağı vardır.
Sulama kooperatiflerinin sayısı da 2.000’in üzerinde ise de, ekonomik açıdan güçlü değildirler. Öte
yandan sayıları 331 olan tarım satış kooperatifleri ve birlikleri iş hacmi açısından oldukça güçlü
kooperatiflerdir. Ülkemizde en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer almaktadırlar.
Türkiye genelindeki kooperatiflerin toplamı içinde TR5 Batı Anadolu Bölgesinin payı
%19.8’dir. Yani hemen hemen 5 kooperatiften biri TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır.
Bunun yanında, bölgede Türkiye genelindeki %30.6’lık payıyla tarımsal kalkınma kooperatifleri ön
plana çıkmaktadır. Bunu su ürünleri (%16.7) ve sulama (%15.7) kooperatifleri takip etmektedir. Alt
bölgeler düzeyinde incelendiğinde; TR61 alt bölgesinin diğer iki alt bölgeye göre daha fazla
örgütlenmiş olduğu görülmektedir.
Türkiye’deki kooperatif ortağı çiftçilerin %10.9’u TR5 Batı Anadolu
Bölgesinde
bulunmaktadır. Bölgede kooperatif ortağı bakımından, Türkiye’de olduğu gibi pancar ekicileri
kooperatifi (221.364 ortak) ilk sırada yer alırken, bunu tarım kredi kooperatifleri (133.132 ortak) ve
tarımsal kalkınma kooperatifleri (100.285 ortak) takip etmektedir.
233
Tablo 215.
Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarım Kooperatiflerinin Sınıflarına
Göre Ortak Sayıları (2006)
İstatistiki Bölge
Tarım
Tarımsal Su
Pancar
Sulama
TOPLAM
Birimleri
Kredi
Kalkınma Ürünleri
Ekicileri
101870
9447
180
3200
53.829
168526
TR51 TR510 Ankara
39362
26420
883
31299 150830
248794
TR52 TR521 Konya
6456
3425
22
5866
6456
22225
TR522 Karaman
45818
29845
905
37165 157286
271019
TR52
147688
39292
1085
40365 211115
439545
TR5
1464860
728588
21719 252620 1772450
4980782
Türkiye
Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri ve TEDGEM
Türkiye’de olduğu gibi TR5 Batı Anadolu Bölgesinde de ön çalışmalar yapılmadan ve
ekonomik bir ihtiyaç duyulmadan kurulmuş olan kooperatifler vardır. Ortak sayısı her ne kadar
yarım milyon kişi civarında olsa bile, faal olmayan ortaklar, çiftçilerin birden fazla kooperatife ortak
olmaları gibi sebeplere binaen eldeki veriler tartışmalıdır. Bu durum kooperatifçilikle ilgili bölgenin
durumunu tam olarak anlamamıza engel teşkil etmektedir.
4.10.3.1.2. Birlikler
Tarımsal Üretici Birlikleri
Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu FAO desteğiyle Tarımsal Üretici Birliklerine Yardım
Projesi kapsamında 1999 yılından itibaren çeşitli kurum ve kuruluşların da görüşleri alınarak
oluşturulmuş ve 2004 yılında yürürlüğe girmiştir. Üretici birliklerinin kuruluş amacı şöyle
açıklanmaktadır; Üretimi talebe göre planlamak, ürün kalitesini iyileştirmek, kendi mülkiyetine
almamak kaydıyla pazara geçerli norm ve standartlara uygun ürün sevk etmek ve ürünlerin ulusal ve
uluslar arası ölçekte pazarlama gücünüm artırıcı tedbirler almak üzere tarım üreticilerinin ürün veya
ürün grubu bazında bir araya gelerek, tüzel kişiliği haiz tarımsal üretici birliklerini kurmalarını
sağlamaktır.” Üretici birlikleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlıdır. Bunlar içinde Damızlık Sığır
Yetiştiricileri Birliğinin faaliyetleri daha ön plana çıkmaktadır.
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği
Avrupa Birliği ülkelerinde geçmişleri yüzyıllara dayanan örgütlenme modeli, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığının desteği ve yetiştiricilerin emekleri ile 904 Sayılı Hayvan Islahı Kanunu
kapsamında, 44 ilde “Damızlık Sığır Yetiştirici Birliği” kurulmuştur. Teknik normlara uygun olarak
faaliyetlerini sürdüren Damızlık Sığır Yetiştirici Birlikleri, 1998 yılında Türkiye Damızlık Sığır
Yetiştiricileri Merkez Birliğini kurmuşlardır. Bugün yaklaşık 8 bin üyesi ve 112 bin baş kayıtlı dişi
materyali bulunan Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Avrupa Holstein Yetiştiricileri
Konfederasyonu ve Uluslararası Hayvan Kayıt Komitesi (ICAR) üyesidir.
Koyun-Keçi Yetiştirici Birliği
Merkez Birliği çatısı altında Bölge illerinde faaliyette bulunan birlikler küçükbaş hayvanların
kayıt altında tutulması amacıyla çalışmalar yapmaktadır.
Arı Yetiştiricileri Birliği
Merkez Birliği çatısı altında Bölge illerinde faaliyette bulunan birlikler arı yetiştiricilerinin
kayıt altında tutulması amacıyla çalışmalar yapmaktadır.
234
Kooperatif Birlikleri
Tarım, Ormancılık, Sulama, Pancar, Su Ürünleri, Hayvancılık ve El Sanatları başlıklı 7
konuda dikey yapılanma ile birlik kuruluşları gerçekleştirilmektedir. Kooperatifler Kanununa göre,
aynı konuda faaliyet gösteren 7 kooperatifin bir araya gelmesiyle kooperatif bölge birliği, aynı
konuda faaliyet gösteren 7 kooperatif birliğinin bir araya gelmesiyle kooperatif merkez birliği
kurulmaktadır.
Kooperatif Merkez birlikleri Ankara ilinde bulunmaktadır.
Tablo 216. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Birliklerin Durumu (2006)
TR51
TR51
TR52
Ankara Toplamı Konya Karaman
Üretici Birlikleri
Damızlık Sığır Yetiş. Birliği
Arı Yetiştiricileri Birliği
Tahıl Üreticileri Birlikleri
Elma Üreticileri Birliği
Havuç Üreticileri Birliği
Organik Tahıl Üreticileri Birliği
Pankobirlik
Organik Tahıl Üret.Birliği
Yumurta Üret. Birliği
Kanola Üret. Birliği
Kırmızı Et Üret. Birliği
Süt Ürünleri Tarımsal Üreticiler
Birliği
Sert Çekirdekli Meyve Üreticileri
Birliği
Yumurta Üreticileri Birliği
Süt Üreticileri Birliği
Sebze Üreticileri Birliği
Kiraz Üreticileri Birliği
Meyve Üretici Birliği
Kooperatif Birlikleri
Hayvancılık Koop. Birliği
Orman Kooperatifleri Birliği
Tarım Kooperatifleri Birliği
Sulama Koop. Birliği
1
1
1
1
1
1
2
1
2
1
1
1
2
1
2
1
1
1
TR52
Toplamı
TR5
Bölge
Toplamı
1
1
1
1
2
2
1
1
1
1
2
3
3
2
1
1
2
1
2
1
2
3
2
2
2
2
2
2
2
6
1
1
2
3
6
1
1
2
1
2
2
3
1
1
1
1
1
1
1
1
5
1
1
1
1
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
Kaynak: Tarım İl Müdürlükleri ve TEDGEM
Tarımsal amaçlı kooperatif birliklerinden; Tarım Kooperatifleri, Ormancılık Kooperatifleri ve
Sulama Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği seviyesinde örgütlenmiştir. Su Ürünleri ve
Hayvancılık Kooperatifleri Birlikleri için Merkez Birliği kuruluş çalışmaları halen devam
etmektedir. Ankara İlinde Süt Merkez Birliği, Yumurta Merkez Birliği ve Meyve Merkez Birliği
bulunmaktadır.
235
4.10.3.2. Tarımda Sosyal Amaçlı Örgütlenme
Tarımda sosyal amaçlı örgütlenme iki ana başlık altında incelenmiştir. Bunlar vakıflar ve
mahalli idare birlikleridir.
4.10.3.2.1. Vakıflar
Tarım kesiminde, Türkiye Kalkınma Vakfı, Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma
Vakfı, Hayvancılığı Geliştirme Vakfı, Türkiye Ziraatçılar Vakfı gibi birçok vakıf faaliyetlerini
sürdürmektedirler. Bunlar içinde en çok biline vakıf, Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminde çalışan
Türkiye Kalkınma Vakfıdır. TKV gönüllü bir kalkınma kuruluşu olup kırsal kesimde yaşayan
yoksulların hayat düzeylerini yükseltmek ve dolayısıyla tarımsal kalkınmaya katkıda bulunmak
amacıyla kurulmuştur. Yine adı en çok duyulan vakıflar arasında olan TEMA Vakfının amaçları
arasında ülkemizdeki doğal varlıkların ve çevre sağlığının korunması, erozyonla mücadele, toprak
örtüsü ve toprağın korunması ve ağaçlandırmanın önemi hakkında kamuoyunu eğitmek ve
bilinçlendirmek, biyoçeşitlilik, toprak, su ve doğal çevrenin korunmasına ilişkin milli politikaların
oluşturulmasına yardımcı olmak, hayvancılığın temeli olan çayır meraları koruyup geliştirmek yer
almaktadır.
Aşağıdaki tabloda bölgedeki sosyal amaçlı tarımsal örgütler bulunmaktadır.
Tablo 217. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Bulunan Sosyal Amaçlı Tarımsal Örgütler
Ankara
Vakıflar
TEMA
Mahalli İdare Birlikleri
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri
Sulama Birlikleri
Kaynak:Tarım İl Müdürlüğü
Konya
Karaman
TR5 Batı Anadolu
Bölgesi
1
1
1
3
18
31
4
6
2
55
6
4.10.3.2.2. Mahalli İdare Birlikleri
Ülkemizdeki mahalli idare birlikleri kendi yönetim ve karar organları olan, tüzel kişiliğe
sahip kamu kuruluşları olarak nitelendirilebilir. Mahalli idare birlikleri çeşitli alanlarda değişik adlar
altında kurulmaktadır. Bunlar; köylere hizmet götürme birlikleri, sulama birlikleri, tarımsal amaçlı
birlikler, belediye birlikleri, bağcılık, turizm, çevre vb konularda çalışan birliklerdir. İçişleri
Bakanlığına tabidirler. Bu durum itibarıyla üretici birliklerinden ayrılırlar. Ülkemizde yaklaşık 1.500
tane civarında mahalli idare birliği mevcuttur.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde faaliyet gösteren sosyal amaçlı tarımsal örgütlere ait durum
Vakıflar, TEMA, Hayvancılığı Geliştirme Vakfı, Su Ürünleri Vakfı, Mahalli İdare Birlikleri ve
Sulama Birlikleri başlıca mahalli idare birlikleridir.
4.11. Diğer Sektörlerle Etkileşim
Ülkemizde çok çeşitli ve farklı konularda sektörler olmasına rağmen bu sektörler gerek ham
madde gerek çıktıları itibariyle, istihdam ve pazarlama açısından birbiriyle sürekli bir iletişim
236
halindedir. Çok kapsamlı ve özellikle sanayiye ham madde sağlayan bir alan olması nedeniyle
iletişimin en yoğun görüldüğü sektörlerden biri de tarım sektörüdür.
Türkiye sahip olduğu ürün çeşitliliğini sağlayan ekolojik koşullar bakımından şanslıdır ve
tarımda yeniden yapılanmayla son yıllarda artışa geçen ithalat oranını düşürerek, kendine yetmenin
yanında bunun da ötesine geçerek yüksek oranlarda ihracat yapabilecek kapasitede bir ülkedir.
4.11.1 Tarım ve Çevre
Su ve toprak insan için vazgeçilmez olan iki temel doğal kaynaktır ve bu iki hayati kaynağın
en önemli kullanım alanı tarım sektörüdür. Diğer taraftan su ve toprak aynı zamanda ekosistemlerin
var olması içinde olmazsa olmaz bir kaynaktır. İnsan kullanımı için ayrılan suyun %70’i tarım
faaliyetleri için harcanmakta, ancak bu suyun çok az bir bölümü (%20-50) tarımsal ürünlere
ulaşabilmektedir. Geri kalanı taşıma sırasında kaybolmakta, yüzey ya da yer altı sularına
karışmaktadır. Ayrıca, uygulanan sürdürülebilir olmayan tarım yöntemleri nehirlerin, göllerin ve yer
altı sularının kurumasına yol açmakta, toprakta tuzlanmayı artırarak toprak kalitesini düşürmektedir.
Dolayısıyla, tarımsal uygulamaların çevreye ve en önemli iki doğal kaynağımız olan su ve toprağa
etkileri ortadadır. Türkiye olarak Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde tarım ve çevre politikalarının
birlikte ele alınması ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların birlikte çalışması gerekmektedir.
Besin maddesi arzını sınırlayan en önemli faktör, verimli tarım alanlarının amaç dışı
kullanılması ile oluşan kayıplardır.
Tarımın çevreye verdiği zararları önlemek için tarımsal tekniklerin gerektiği gibi
uygulanması, tarımsal girdilerin bilinçli ve az kullanılması, organik tarımın yaygınlaşması ve gelecek
kuşakların da kendi gereksinimlerini karşılayabilmeleri için sürdürülebilir tarım felsefesinin yaşama
geçirilmesi gerekmektedir.
Özetle konvensiyonel tarımın çevreye etkileri şöyle özetlenebilir;
-Maliyetlerin artması, enerji ve tarımsal kimyasalların sağlanmasındaki belirsizlik
-Herbisitler ve insektisitlere karşı yabani ot ve böcek direncinin artması
-Toprak verimliliğinin azalması
-Sediment ve tarımsal kimyasallar nedeniyle yüzey ve yer altı sularının kirlenmesi
-Yaban hayatı ve faydalı böceklerin yok edilmesi
-Pestisitler ve gıda katkı maddelerinden kaynaklanan insan ve hayvan sağlığı için tehlikelerin
artması
-Sınırlı bitki besin maddesi rezervlerinin tükenmesi
-İnorganik nitrat kirliliği
-Toprak erozyonu
-Tuzluluk
-Su kaynaklarının kirlenmesi
Tarım ve çevre konusu dünyada çok önemsenmektedir. Özellikle AB ülkeleri bu konuya
büyük fonlar ayırmaktadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde, özellikle sivil toplum kuruluşlarınca çevre
konusunda oluşturulan vakıflarla çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde
organik tarım çalışmaları da dikkate değer düzeydedir. Çevreye daha az zarar vermek için organik
tarım dışında yeşil gübre, hayvan gübresi, kompost, organik gübreler, biyolojik pest kontrol ve
modern teknolojinin kullanılması gibi alternatif tarım yöntemleri vardır. Ankara ili Kesikköprü
Barajı havzasında bu amaçla organik tarla ziraatı çalışmaları devam etmektedir.
237
4.11.2. Tarım ve Sanayi
Tarım çoğu zaman tanımlamalarda üstü açık fabrika olarak bahsedilmekte, ancak son yıllarda
yaygınlaşan kontrollü tarımsal uğraşlarla bu bir bakıma gerçek olmaktadır. Tarım sektörü sanayi
sektörüne hammadde sağlamaktadır. Sağlıklı bir tarımsal yapı sağlıklı bir sanayi yapısını ortaya
koymaktadır. Tarımsal üretim faaliyetlerinde temel girdilerde ve çıktı olan ürünlerde sanayinin
doğrudan ve dolaylı büyük etkisi vardır. Tarım sanayisiz, sanayi de tarımsız hareket edemez. Bölge
özellikle Konya ilinde tarımsal sanayi tesisleri artmaktadır. Bu amaçla tarım araç ve gereçleri
ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik tüm tarım alet ve makinelerinin yerli üretimi yapılmaktadır.
4.11.3. Tarım ve Ulaşım
Ülkemiz coğrafi konumundan dolayı pek çok uygarlıklar tarafından kullanılan tarihi İpek
Yolu, Baharat Yolu gibi değişik ulaşım ağlarına sahne olmuştur. Günümüz dünyasının entegre bir
şekilde kullanmakta olduğu kara yolu, deniz yolu, demir yolu ve hava yolu gibi çok modlu kombine
taşımacılık sistemi açısından da ülkemiz önemli imkanlara sahip olup, ülkemizde karayolu
taşımacılığı ön plandadır.
Çok ağır eşyaların karayolu ile taşınmasının zorlaşması sonucu su kanalları ve demir yolları
devreye girmiştir. Tarım sektöründe iyi bir ulaşım ağı bizi müşteri konumundan satıcı konumuna
getirebilmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde ulaşım bakımından optimal konumdadır. TR5 Batı
Anadolu Bölgesinde hava kargo taşımacılığı hizmetleri hava taşımacılığı kuralları çerçevesinde
verilmektedir. Ayrıca, malların hareket noktasından varış noktasına kadar takip edebilecek bilgi ve
işlem ağı mevcuttur. Bu konuda dünya çapında ortaklaşa çalışılan acentalar mevcuttur ve
gümrüklemeden kapı teslimine kadar her işlem hızlı ve güvenli yapılabilmektedir.
Bölge Türkiye karayolu ağının ortasında yer alması sebebiyle ülke geneline tarım ürünlerinin
taşınması kolaydır. Karayolu taşımacılığı tenteli, askılı, frigolu özel araçlarla yapılmaktadır.
Karayoluyla ağır taşımacılık, fuar taşımacılığı gibi hizmetler verilmektedir. Demiryolu taşımacılığı
yeni gelişmeye başlamıştır. Türkiye ve dünyada demiryolunun olduğu her yere ulaşabilmektedir.
Demir yolu taşımacılığı bölge illerinde önemli yere sahiptir.Bu konuda yükleme, depolama gibi
hizmetler özel sektöre de verilebilmelidir. Çünkü yoğun yükleme yapan ancak imkanları yetersiz
istasyonlar vardır. Bunlar ıslah edilmeli, atıl olan ambarlar özel şirketlere kiraya verilmelidir.
İhracatın yoğun olduğu dönemlerde vagon sıkıntısı yaşanmaktadır.
4.11.4. Tarım ve Sağlık
Bireylerin sağlıklı olmaları sadece gıda üretiminin arttırılması ile değil nitelikli ürün eldesiyle
mümkündür. Tarım; toplumun sağlıklı beslenmesini, gereksinimlerini yeterli nicelik ve nitelikte
karşılayabilmelidir. Özellikle organik tarımın yaygınlaştırılmasıyla insanlar kalıntısız, doğal gıdalar
tüketebilecektir. Bunun yanı sıra ilaçlamaların yanlış zamanlarda yapılması ve korunmanın yetersiz
olması kansere kadar varan hastalıklara sebep olmaktadır. Bu konuda eğitim yayım çalışmalarına
önem verilmelidir.
4.11.5. Tarım ve Eğitim
Ülkemizde tarımla uğraşan kesim kırsal kökenli olup eğitim açısından eksikleri
bulunmaktadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesi diğer bölgelere nazaran gelişmiş olmasına rağmen
kırsalda okuma yazma bilmeyenler bulunabilmektedir. Bu da iyi derecede eğitim gerektiren tarım
konusunda bilgi yetersizliğinden kaynaklanan maliyet artışı, verim düşüklüğü, ürünlerin hijyenik
olmaması gibi sorunlara yol açmaktadır. Özellikle tarımdaki rolü büyük olan ve dezavantajlı kabul
edilen kadınların eğitim düzeyleri yükseltilmelidir. Çiftçiliği meslek olarak seçecek çocuklara
238
yönelik çıraklık eğitim benzeri okullar açılmalıdır. Eğitim imkanları TR5 Batı Anadolu Bölgesinde
gelişmiştir ama kırsal kesime yönelik eğitim şartları daha da iyileştirilmelidir.
4.11.6. Tarım ve Teknoloji
Hızla gelişen teknoloji tarımın kalitesini arttırmaktadır. Radyo, televizyon, telefon, telex, fax
gibi teknolojilere telekominikasyon, enformatik, veri/görüntü transfer teknolojileri, etkileşimli
multimedya teknolojileri eklenmiştir. Bunların tarımda kullanım alanları şöyledir;
-Tarımsal yayım-eğitim
-Tarım ürünlerinin pazarlaması
-Çevre ve ekoloji modelleri
-İşletmecilik ve bilgi-yoğun üretimde karar destekleri
-Çevresel ve ekolojik haritalama ve kirlilik araştırmalarında Coğrafik Bilgi Sistemleri(GIS)
-Kalite parametrelerinin belirlenmesinde, hastalık ve zararlı teşhisinde görüntü algılama
-Bitkisel ve hayvansal üretimde proses kontrolü ve üretim takibi
-Hassas tarım uygulamalarında uydu ve küresel konum belirleme sistemleri(GPS) kullanımı
-Yapay zeka(Robot Tekn.) ve insansız araç kullanımı(otomasyon)
-İnternet ve bilgiye erişim sistemleri (www,ftp,telnet,e-mail),
-Elektronik ticaret
Ülkemizde tarım işletmelerinde bilgisayar kullanımı ne yazık ki %1'dir. Oysa teknolojiden
yararlanabilen bir tarım yüksek kalite de olmaktadır. Televizyonla YAYÇEP ve TUYAP uygulanmış
ancak yararları olsa da zayıf kalmıştır.
4.11.7. Turizm
Turizm sektörü ekonomiye sağladığı genel etkinin yanı sıra istihdamı geliştirici özelliği ile de
bütün ülkelerin özel önem verdiği bir sektördür. Tarımdaki belli dönemlerdeki atıl işgücü bu alanda
değerlenebilir.
Turizm, ülke ekonomisine katkısı yanında insanlar arasında din, dil ve ırk ayırımı
gözetmeksizin barış, dostluk ve kardeşlik duygularını geliştiren ve bu yönüyle dünya barışına da
hizmet eden bir sektördür.
Ülkemiz, dünya turizm pazarında ortaya çıkan değişimlere ve yeni beklentilere her yönüyle
cevap verebilecek bir turizm potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla, hızla gelişmekte olan dünya turizm
hareketlerinden ülkemizin aldığı pay da giderek büyümektedir.
1980’li yıllardan itibaren alınan tedbirler, sağlanan teşvikler ve uygulanan politikalar ile çok
sayıda turistik tesis inşa edilmiş, değişen tüketici taleplerine cevap verecek turizmin altyapısı
oluşturulmuştur. 1980 yılında, turizm işletmesi belgeli 56.044 yatak kapasiteli 511 konaklama tesisi
varken, bu sayı 2005 yılında 483.330 yatak kapasitesine sahip 2.412 konaklama tesisine ulaşmıştır.
Arz ve talep dengesi göz önüne alındığında 1980 yılında 1.3 milyon yabancı ziyaretçi ülkemize
gelmiş, 2005 yılında bu sayı 21.1 milyona ulaşmıştır.
Turizm sektörü çalışanı ve misafiriyle birlikte düşünüldüğünde, tüketici potansiyeli olarak
tarım sektörüne artı değer kazandırmak gibi bir etkiye sahiptir. Bunun yanında, tarımda atıl kalan iş
gücünün değerlendirilmesi açısından da önem arz eder. Ancak, turizm tesislerinin ilde
yaygınlaşmasıyla gelişen bu sektöre işgücü talebi, zaman zaman tarım sektöründe işgücü temini
noktasında zorluklarla karşılaşılmasına da sebep olmaktadır.
Tablo 218. Türkiye’de Belgeli Tesislerin Yıllara Göre Dağılımı (1996-2005)
239
Yıllar
Turizm Yatırımı Belgeli
Tesis Sayısı
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
Oda Sayısı
1 309
1 402
1 365
1 311
1 300
1 237
1 138
1 130
1 151
1 039
96 592
110 866
116 286
114 840
113 452
106 683
102 972
111 894
118 883
128 005
Turizm İşletmesi Belgeli
Yatak
Tesis Sayısı
Oda Sayısı Yatak Sayısı
Sayısı
202 631
1 866
145 493
301 524
236 632
1 933
151 055
313 298
249 125
1 954
151 397
314 215
245 543
1 907
153 749
319 313
243 794
1 824
156 367
325 168
229 047
1 998
177 371
368 819
222 876
2 124
190 327
396 148
242 603
2 240
202 339
420 697
259 424
2 357
217 664
454 290
278 255
2 412
231 123
483 330
Kaynak: TÜİK
Türkiye’de Belgeli Tesislerin yıllara göre dağılımı yıllar itibarıyla incelendiğinde turizm
yatırım belgeli tesislerin sayısı azalırken turizm işletme belgeli tesislerin sayısında artış
görülmektedir. Oda ve yatak sayısı her iki tesisde de artarak turizm yarım belgeli yatak sayısı 2005
yılında 278255 adete turizm işletme belgeli tesislerde yatak sayısı 483300 adete yükselmiştir.
240
Tablo 219.
Yıllar
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
Türkiye’de Yıllara Göre Tesislere Geliş Ve Geceleme Sayıları, Ortalama Kalış Süresi Ve Doluluk Oranlarının Dağılımı
(1996-2005)
Tesise Geliş Sayısı
Geceleme Sayısı
Ortalama Kalış Süresi
Doluluk Oranı(%)
Yabancı
Yerli
Toplam
Yabancı
Yerli
Toplam
Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam
6 448 933
5 845 208
12 294 141
25 548 488
11 490 413
37 038 901
3,96
1,97
3,01
35,30 15,90
51,20
9 443 198
7 650 086
17 093 284
36 167 197
14 941 411
51 108 608
3,83
1,95
2,99
38,60 16,00
54,60
7 600 031
7 684 226
15 284 257
30 432 625
15 513 645
45 946 270
4,00
2,02
3,01
30,60 15,60
46,20
4 822 189
7 854 688
12 676 877
20 434 881
16 782 840
37 217 721
4,24
2,14
2,94
20,40 16,70
37,10
6 804 076
8 855 902
15 659 978
28 510 906
16 475 699
44 986 605
4,19
1,86
2,87
23,33 13,48
36,82
8 778 165
7 749 622
16 527 787
36 368 500
14 178 389
50 546 889
4,14
1,83
3,06
32,82 12,80
45,62
9 871 594
7 916 706
17 788 300
43 312 498
15 202 445
58 514 943
4,39
1,92
3,29
32,82 12,80
45,62
8 991 456
8 429 868
17 421 324
40 866 002
16 233 902
57 099 904
4,54
1,93
3,28
33,56 13,33
46,90
10 981 763
9 724 913
20 706 676
49 727 905
18 356 597
68 084 502
4,53
1,89
3,29
39,22 13,16
52,38
12 952 616 10 458 386
23 411 002
56 108 453
18 818 631
74 927 084
4,33
1,80
3,20
39,22 13,16
52,38
Kaynak: TÜİK
Yukarıdaki tabloda Türkiye turizm genel hatlarıyla tanımlanmıştır. Tesise geliş sayısı, geceleme sayısı, ortalama kalış süresi ve doluluk
oranları yıllar itibarıyla doğrusal olarak artmıştır. Bu durum bölge turizmiyle paralellik arz etmektedir.
Aşağıdaki tabloda
değerlendirilmiştir.
bölge illeri turizm verileri değerlendirilmiştir. Tabloda Karaman İli verileri Konya İliyle müşterek olarak
Tablo 220.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Ankara ve Konya İllerinde Konaklayan Kişi, Geceleme Sayısı, Ortalama Kalış Süresi Ve Doluluk
Oranlarının Tesis Cins Ve Sınıflarına Göre Dağılımı (2005)
İller
Konaklayan Kişi Sayısı
Geceleme Sayısı
Ortalama Kalış Süresi
Doluluk Oranı %
Yabancı
Yerli
Toplam Yabancı
Yerli
Toplam Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam
2,4
1,5
1,7
9,03 27,15
36,18
Ankara 228 094 1 061 245 1 289 339 542 879 1 632 021 2 174 900
100 078
178 924
279 002 109 948
248 880
358 828
1,1
1,4
1,3
12,83 29,05
41,88
Konya
Kaynak: TÜİK
241
Tablo 221. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Belgeli Konaklama Tesisi Sayısı (2005)
Düzey I
Düzey II Turizm Yatırım Belgeli
Turizm İşletme Belgeli
TR 51
İller
Tesis
Oda
Yatak
Tesis
Oda
Yatak
Sayısı
Sayısı
Sayısı
Sayısı
Sayısı
Sayısı
24
2 604
5 956
127
8 574
16 961
Ankara
8
426
886
14
1 122
2 329
TR 52
Konya
1
100
220
2
90
186
Karaman
33
3130
7062
143
9786
19476
TR 5 Batı Anadolu
1039
128005
278255
2412
231123
483330
Türkiye
Kaynak: TÜİK
TR5 bölgesinde Turizm belgeli toplam 143 adet işyeri bulunmakta olup % 5,9’u bölgede
bulunmaktadır. Bu işletmelerin toplam 19476 adet yatak kapasitesi mevcuttur.
4.12. Tarımın Bölge Ekonomisine Katkısı
Tarımsal üretim ve gelişme mekansal olarak farklılıklar göstermektedir. İllerin coğrafi yapısı,
iklim özellikleri, gelişmiş pazara yakınlığı, tarımsal üretimde modernizasyon gibi özellikleri bu
farklılıkların başlıca nedenidir.
1987 yılında, Türkiye Gayri Safi Yurtiçi Hasılasında; tarım, sanayi ve turizm sektörlerinin
payları sırasıyla: yüzde olarak 17.8, 25.8 ve 56.4 iken, izlenen düzenli, bir eğilim sonucu 2000’e
gelindiğinde tarım sektörünün payı % 13.4’e düşmüş sanayi ve hizmet sektörlerinin payı ise % 28.4
ve % 58.2’ye yükselmiştir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde tarım getirisi bakımından önemli bir yere sahiptir. 1987-2000
döneminde Türkiye tarım sektöründe yıllık ortalama yüzde 1,4’lük bir büyüme sağlamıştır. TR5 Batı
Anadolu Bölgesi ise tarım sektörü büyüme hızı itibari ile Türkiye ortalamasının üzerindedir ve
Türkiye ortalamasının altında en az büyüme gösteren bölgeler arasında Batı Anadolu Bölgesi 1.
sırada yer almaktadır.
Tablo da görüldüğü gibi bölgeler itibari ile tarım sektörü yıllık ortalama büyüme hızı
değerlendirmesine göre TR5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye ortalamasının 1.642 kat üzerindedir.
Türkiye ortalamasının üzerinde büyüme gösteren bölgeler arasında ise TR5 Batı Anadolu Bölgesi,
Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nden sonra 2. sırada yer almaktadır.
Tablo 222.
G.Doğu
Anadolu
4,0
Türkiye Bölgeler İtibari İle Tarım Sektörü Yıllık Ortalama Büyüme Hızları (%)
(1987-2000)
Doğu
İç
Akdeniz
Türkiye
Ege Marmara
Karadeniz
Anadolu
Anadolu
2,3
1,4
1,4
1,3
1,1
0,7
0,2
Kaynak: DPT
TR5 Batı Anadolu Bölgesi illeri arasında GSYİH bakımından en büyük getiriyi sağlayan il
Ankara ve sonrasında sıra ile Konya ve Karaman gelmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin
Türkiye tarımsal üretim değerine % 26,3 oranında katkısı mevcuttur.
242
Tablo 223.
TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim Değerinin GSYİH İçindeki Payı
(2001)
Bölgelerin Gelişme
Tarımsal Tarımın
Payı (%) Hızı
Üretim
Gelişme
Tarımsal
GSYİH
(%)
Değerinin Hızı
İstatistiki Bölge Birimleri
Üretim
Değer (YTL)
GSYİH
(%)
Değeri
İçindeki
Payı (%)
13536639054
7.6
30.5
500016806
3,7
2.2
TR51 TR510 Ankara
4237395803
2,4
36.7
799287340
18,9
10.9
TR52 TR521 Konya
597389739
0.3
40.2
303261187
50.8
30.9
TR522 Karaman
4834785542
2.7
37.1
TR52
18371424596
10,29
TR5 Batı Anadolu
Türkiye
178412438499
100
Kaynak: DPT
243
43.2 21521042652
12,1
22,7
BÖLÜM 5
5. BÖLGE PROBLEMLERİNİN VE POTANSİYELLERİNİN ANALİZİ
5.1. Problemlerin ve Kısıtların Tespiti
5.1.1. Sosyo-Ekonomik Problemler
Türkiye’nin tüm bölgelerinde olduğu gibi TR5 Batı Anadolu Bölgesinde de veraset yoluyla
araziler parçalanmaktadır. Tarımsal işletmelerin küçük ve parçalı olması üretimde verim
düşüklüğüne ve maliyetlerin yükselmesine neden olmaktadır. Bölgede birinci sınıf tarım alanları,
tarım dışı amaçlarla el değiştirmektedir. Şehir planlamacılığının yeterli olmadığı alanlarda hızlı
nüfus artışı, göç, kırsal nüfusun kente düzensiz ve kontrolsüz yerleşimi tarım alanlarının kaybını
hızlandırmaktadır. Ankara, Karaman ile Konya son yıllarda önemli düzeyde göç almaktadır. Bölge
nüfusundaki artışın, doğal nüfus artışından çok ülke içi göç hareketinden kaynaklandığı
gözlenmektedir. Nüfus artışına paralel olarak yoğun konut talebi yüzünden sağlıksız bir yapılaşma
ortaya çıkmakta, ayrıca hızlı kentleşmenin yaygın olduğu kesimlerde plânsız ve sağlıksız yapılaşma,
tarım alanlarına doğru yayılmakta ve verimli toprakların kaybına sebep olmaktadır.
Kırsal nüfusun neredeyse tamamının geçimini tarımdan sağlaması sebebiyle tarımsal
üretimde bulunmayan nüfusun da çiftçi diye nitelendirilmesi, ekonomik ve demografik analizlerde,
göstergelerin tarım sektörü aleyhine görünmesine sebep olmaktadır.
Tarımla uğraşan nüfusun genelde yaşlı olması ve kırsal kesimde yeterince teknik eleman
istihdam edilmemiş olmasından dolayı özellikle yeni teknolojilerin benimsenmesinde ve yeniliklere
adaptasyonda zorluklarla karşılaşılmaktadır; ayrıca bu durum bu yönde yapılan çiftçi eğitim ve
yayım faaliyetlerinin etkinliğini azaltmaktadır.
Tablo 224. Sosyo-Ekonomik Problemler, Nedenleri ve Çözüm Önerilerinin Analizi
Problemler Problemin Nedenleri
Çözüm Önerileri
Tarım
-Tarım alanlarının sana-yi -Tarım arazilerinin korunması ve kullanılması
arazilerinin
ve yerleşime açılması
konusunda ve Miras Hukukunda gerekli yasal
kaybı
-Tarımsal işletme arazi- düzenlemenin yapılması ve uygulanması
lerinin veraset yolu ile
parçalanarak küçülmesi
Bölgenin
-Ankara 'nın büyükşehir ve -Kırsal alanlardaki yaşam koşullarının iyileştirilmesi
göç alması
başkent olması,
-Çiftçilere yönelik sosyal hizmet projelerinin
-Kırsal yaşam standartla- uygulamaya konması,
rının düşüklüğü; eğitim, -Bölgeler arası gelir düzey farklarının giderilmesi
sağlık
gibi
sosyal yönünde önlemler alınması
hizmetlerin yetersizliği
-Tarımsal
-Ürün fiyatlarının düşük- -Üreticilerin organize olması
gelirin düşük lüğü
-Kırsal alanlarda tarım dışı yeni istihdam sahalarının
olması
-Ürün
bedelinin
geç oluşturulması
ödenmesi
-Tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi
-Sermaye yetersizliği
-Tarımsal
işletmelerin
küçük ve parçalı olması
-Tarım toprakları üzerindeki nüfus baskısı
244
Problemler
Problemin Nedenleri
Çözüm Önerileri
-Girdi fiyatlarının yük- -Girdilerin tek elden temin edilmesini sağlayacak
sekliği
“örgütlenmenin” güçlenmesi
-Tarımsal girdilere yönelik desteklerin güçlendirilmesi
-Planlamaya dayalı ol- Arz-talep
dengesi
gözönüne
alınarak
üretim
mamasından
dolayı planlamasının yapılması ve sürekliliğinin sağlanması
yetersiz veya fazla üretim
-Modern teknolojiden ye- -Araştırma ve eğitim kuruluşlarının faaliyet ve
terince faydalanamama
tespitlerinin üreticiye iletimini kolaylaştırıcı ve
hızlandırıcı yapılanmaya gidilmesi
-Modern
tarım
tekniklerinin
uygulayıcıya
benimsetilmesi
-Teknoloji kullanımı konusunda eğitim ve yayım
çalışmalarının etkinleştirilmesi
-Kalifiye
-Kırsal yaşam standart- -Tarımsal desteklerin belirlenecek hedeflere yönelik
işgücü
larının düşüklüğü, eği-tim, güçlendirilmesi
yetersizliği
sağlık
gibi
sosyal -Çiftçilere yönelik sosyal hizmet projelerinin
hizmetlerin
yetersizliği uygulamaya konması
nedeniyle genç nüfusun -Bölgeler arası gelir düzey farklarının giderilmesi
kırsal kesimden kentlere yönünde önlemler alınması
göç etmesi,
-İl merkezlerinin özellik-le
genç işgücü açısın-dan
cazibe merkezi olması
-Eğitim ve -Kırsal alanda teknik -Eğitim ve yayımın, iletişim araçlarından yararlanılarak
yayım
eleman
istihdamının gerçekleştirilmesi
eksikliği
yetersizliği,
-Tarımla uğraşan nüfu-sun
yaşlı olması
5.1.2. Doğal Kaynak ve Çevre Problemleri
Bu bölümde toprak, su, hava, gen gibi çevre ve kaynak konularında karşılaşılan kayıplar ve
kirlilik sorunları yanı sıra, sürdürülebilirlikle ilgili sorunlar ele alınmıştır. Tarım alanlarının tarım
dışı amaçlarla kullanımı, ülkemizin erozyon problemi gibi benzer önemli bir toprak kaybı sorunudur.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesindeki Türkiye ortalamasının üstünde seyreden nüfus artışı ve
köyden kente göç neticesinde, şehir planlamasının yetersiz olduğu bölgelerde, gecekondulaşma ve
sağlıksız yapılaşmasının artmasına ve bu tip yerleşim yerlerindeki atıklarda altyapının yetersizliği
sebebiyle çevre kirliliği problemini doğurmaktadır. Hızlı sanayileşme ve şehirleşme neticesinde
sanayi ve evsel atıklar ile bilinçsizce kullanılan tarımsal gübre ve ilaçlar, yeraltı ve yerüstü suları ile
tarım topraklarında kirlilik meydana getirmekte, tarımsal üretimi olumsuz etkilemektedir.
TR5 Batı Anadolu Bölgesi alan olarak Türkiye'nin yaklaşık %9,98’ini kapsamakta, ancak
bölgenin çayır mera varlığı Türkiye'nin mera varlığının yaklaşık %6,75’i düzeyinde kalmaktadır.
1998 yılından beri uygulanmakta olan 4342 sayılı Mera Kanunu ile ilgili tespit, tahdit ve tahsis
işlemlerinin devam ediyor olması, doğal kaynaklarımızdan yeterince yararlanamamamıza neden
olmaktadır. Hayvancılık için önem arz eden çayır mera alanları, mevcut alanlarda yapılan ıslah
çalışmaları da henüz yeterli düzeyde değildir.
245
Bölge genelinde çevre ile ilgili su kirliliği, katı atıklar, tıbbi atıklar, tehlikeli atıklar ve hava
kirliliği gibi birçok problem söz konusudur.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi özellikle yol ağının yoğun olduğu bir bölgedir. Tarımsal üretimin
yol kenarlarına yakın yapılan kesimlerde ağır metallerce kirlenmesi söz konusudur. Sanayi
kuruluşlarının arıtma ve baca filtresi takma konusunda çevreyi yeterince gözetmemeleri kirlenmeyi
hızlandırmaktadır. Sanayi, yerleşim yeri ve ulaşımdan kaynaklanan emisyonların ölçülmesi uzun
yıllardan beri yapılmakla birlikte; tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan emisyonların güvenli
ölçümleri, uygulamanın çok zor olmasından dolayı yapılamamıştır.
Bölgede tarımsal üretimde sulama ve toprak işlemede yapılan yanlışlıklar nedeniyle erozyon
ve çoraklaşma meydana gelmektedir. Bölgeye has bitkisel gen kaynakları gün geçtikçe azalmaktadır.
5.1.3. Tarım Sektörünün Problemleri
5.1.3.1. Bitkisel Üretim Problemleri
Arazilerin miras yoluyla bölünmesi üretim alanlarını küçültmekte bu da verimliliği olumsuz
yönde etkilemektedir. Sebze ve meyve üretiminin küçük ve dağınık birimlerde gerçekleşmesi
nedeniyle finansman sıkıntısı içerisinde olan üreticiler yeni teknolojilerden yararlanamamaktadır.
Tarımsal ürünlerin üretiminde, hasadında ve depolama aşamalarında uygun olmayan yöntem
ve kimyasalların kullanılması ile problemler çıkmaktadır. Yoğun gübre kullanımı nedeniyle
topraklarda kirlenme; yoğun ilaç kullanımı ile doğal dengenin bozulması tarımsal üretimde verimi
düşürmektedir.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, ülkemiz hububat üretiminin
önemli bir kısmını
karşılamaktadır.Bölgede hububat üretiminde genelde kuru tarım yapılması sonucu iklimin ve
yağışların uygun olmadığı yıllarda verimde ve üretimde düşüşler meydana gelmektedir.
Bölgede tarım alanlarının artan nüfusa bağlı olarak konut yapımında kullanılması, toprak
verimliliğinin azalması gibi sebeplerden dolayı çiftçinin buğday ekiminden uzaklaşması sonucu,
ekim alanlarında giderek azalma söz konusu olacaktır. Bununla birlikte buğday üretiminde yeterli
gübre, iyi tohum, su, ilaç, uygun toprak işleme ve ekim aletleri kullanımı arttıkça, verimde önemli
artışlar beklenebilir. İyi tarım uygulamalarına geçildiği takdirde ekim alanlarının azalmasına rağmen
birim alandan daha fazla verim alınarak üretimdeki açık kapatılabilinir.
Girdi maliyetlerinin (organik gübre, ilaç, sertifikasyon ve kontrol masrafları vb.) yüksek
olması, üreticilerin eğitimlerinin ve bu konuda birbirleriyle irtibatının yetersiz olması, tüketici
bilincinin oluşmamış olması, organik tarım gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
Bitkisel üretimde kullanılan girdi ve girdi hammaddelerinin çoğunun ithal olması ve
fiyatlarının yüksekliği üretim maliyetlerinin yükselmesine ve etkin kullanılamamasına sebep
olmaktadır.
246
Tablo 225.
Bitkisel Üretimde Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi
Matrisi
Problemler
Problemin
Çözüm Önerileri
Nedenleri
-Sürdürülebilir
- Fiyat
-Bölgesel üretim planlaması yapılması
tarımın olmaması
istikrarsızlığı
-Ürün bazında üretici birlikleri kurulmasına kolaylıklar
-Örgütlenme
sağlanması
bilincinin zayıf
olması
Üretim alanlarının -Yasal düzenlemelerle tarımsal üretim alanlarının
küçük ve dağınık
parçalanmasının önlenmesi,
oluşu
-Arazi birleştirilmesi yoluyla işletme büyüklüklerinin
artırılması
Pazar garantisinin
-Yerleşik alım politikalarının geliştirilmesi
sağlanamaması
-Üretim planlaması ile önceden fiyatların
öğrenilebileceği pazar bilgi sisteminin kurulması
-Sözleşmeli üretim modelinin yaygınlaştırılması
-Kalıntı sorunu
Kontrolsüz
-İyi Tarım Uygulamaları ile üretim için gerekli
kimyasal kullanımı önlemlerin alınması
-Tarım danışmanlık sisteminin üretime entegre edilmesi
-Akredite analiz laboratuarlarının yaygınlaştırılması
-Denetim hizmetlerinin pazara çıkış noktalarında
etkinleştirilmesi ve caydırıcı cezalarla güçlendirilmesi
-Kârlılığın
Tohumlukların
-Çeşit Koruma Kanunu ile ıslah çalışmalarının teşviki
düşüklüğü
ithalat yoluyla
temini
-Alışkanlıklara
bağımlılık
sebebiyle modern
teknolojilerin
değerlendirmede
yetersizlik
-Yeni
teknolojilerin
pahalı olması
nedeniyle tarımsal
mekanizasyon
kullanımının
yetersizliği
Katma değeri
yüksek işlenmiş
ürün üretim ve
pazarlama
olanaklarının
darlığı
-Yayım yoluyla üreticilere yeni teknolojilerin tanıtılması
-Teknoloji kullanımına özendirici destek verilmesi
-Tarımsal sanayi projelerinin hayata geçirilmesi
247
Bölgenin güçlü
olduğu bazı
ürünlerin üretim
alanlarının azalması
Meyvecilikte
kârlılığın
düşüklüğü
Bazı ürünlerde
ithalata bağımlılık
Üreticilerin üretim
alanlarını daha
kârlı gördükleri
başka sektörlere
tahsis etmeleri
Kalitesiz üretim
-Dış pazar
taleplerine uygun
üretimin olmayışı
-Pazarlama
standartlarının
(modern tasnif,
ambalaj, depo,
nakliye)
yetersizliği.
-Meyve işleme
sanayinin
yetersizliği.
Mısır, ayçiçeği gibi
yağlı tohumlu bitki
ekim alanlarının
azalması
-İyi tarım uygulamaları ile verimliliği arttırmak
-Kolon anaçlı (bodur, yarı bodur) ve virüsten arî
fidanlarla meyve bahçelerinin tesis edilmesi
-Damlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması
-Entegre mücadelenin yaygınlaştırılması
-Pazarda rağbet gören yeni çeşitlerin üretime
kazandırılması
-Katma değeri artırıcı işleme sanayinin bölgede
yaygınlaştırılması
-Tasnif, ambalaj, depo gibi tesislerinin modernizasyonu
Yağlı tohumlu bitkilerde üretimin artırılmasının
desteklemeler suretiyle teşvik edilmesi
5.1.3.2. Hayvansal Üretim Problemleri
Ülkemizde olduğu gibi TR 5 Batı Anadolu Bölgesi de büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde en
büyük sorun hayvansal ürünlerde verim düşüklüğüdür. Özellikle büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde
işletmelerin küçük ve aile işletmesi tipinde olması, hayvan barınaklarının iptidai şartları taşıması,
işletmelerin öz sermaye yetersizliği, üreticilerin bilgi eksikliği üretimi olumsuz etkilemektedir.
Ayrıca, kaçak hayvan girişleri zaman zaman salgın hastalıklara neden olmaktadır.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde küçükbaş hayvanların otlayabileceği alanların daralması ve
çayır mera alanlardaki yetersizlik nedeniyle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ekonomik anlamda
olumsuz etkilenmiştir. Mera yönetimindeki aksaklıklar ve ıslah çalışmalarının tamamlanabilmesi için
gerekli olan kadastro işlemleri tamamlanmamıştır. Meraların ekolojik çevre ve bölge şartlarına
uygun biçimde otlatma kapasiteleri ve dönemleri belirlenmemiştir. Meralarda degradasyonu
azaltacak ve verimi artıracak gübreleme, yapay tohumlama, aşılama, münavebeli otlatma, karıklama,
hendekleme ve teraslama gibi kültürel ve teknik tedbirler alınamamıştır
Bölgede bulunan tavukçuluk işletmelerinde ilaç, serum ve yem katkı maddelerinde dışa
bağımlılık olmasından dolayı maliyet artmaktadır. Ayrıca, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde fason
yetiştiricilik yapan işletmelerin bir kısmının kümes kapasiteleri düşük ve modernizasyon geridir.
Arıcılıkta kovan başına verim dünya ortalamasının altındadır. Ayrıca arı yan ürünleri üretimi
(polen, probolis, arı sütü, arı zehiri) yok denecek kadar azdır. Gezginci arıcılıkta konaklama ve
nakliye sorunları vardır.
Kültür balıkçılığı tesislerinin kullandıkları balık yemleri, hayvan yemi imal eden fabrikalarca
üretilmekte ve bu üretimde kalite standardına ulaşılamamaktadır. Özellikle yem muhteviyatı içinde
yer alan balık unu vb. hammaddeler ithal edildiğinden ya fiyat istikrarı oluşamamakta ya da fiyat
rekabeti oluşturmak için yem kalitesinden ödün verilmektedir. Ülkemizde belli dönemlerde yaşanan
ekonomik krizlerde, yem fiyatlarının yükselmesi karşısında balık fiyatları düşük kalmakta, bu da
karlılığı çok düşürmekte, hatta yok etmektedir.
248
Su ürünleri işletmeleri hem kuruluş aşamasında ve hem de daha sonraki aşamlarda yer ve su
kiralamalarında çok yoğun bürokrasi içinde tıkanmaktadır. Bir işletmenin kuruluşu ve
ruhsatlandırılması aşamasında ilgisine göre 15 ayrı kurumdan (Milli Emlak, Orman, Sağlık, Çevre,
Karayolları, Köy Hizmetleri, DDY, DSİ, Bayındırlık Bakanlığı, Belediye, Kültür, Tabiat ve Kültür
Varlıklarını Koruma Kurulu, Turizm Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı) kısa sürede izin almada problemler yaşanmaktadır.
Ülkemiz ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi su ürünleri üretim potansiyelinin çok az bir kısmı
kullanılabilmektedir. Kültür balıkçılığı yetiştiriciliğinde içme suyu ihtiyaçları, çevre ve girdi
maliyetlerindeki yükseklikler başlıca problemlerdir.
Tablo 226. Hayvancılık Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi Matrisi
Problemler
Problemin Nedenleri
Çözüm Önerileri
-Kârlılığın düşüklüğü
-Hayvancılık işletmelerinin
-Hayvancılık işletme
küçük ölçekli ve dağınık oluşu ölçeklerinin büyütülmesi teşvik
-Üretim ve sanayi
edilmesi
entegrasyonunun
-Büyük ve entegre tesislerin
sağlanamamış olması
kurulmasının teşvik edilmesi
-Hayvancılığın aile ihtiyacını
-Esas faaliyet olarak hayvancılık
karşılamaya yönelik düzeyde
yapan işletmelerin desteklenmesi
ve ikinci planda yapılması
-Kaliteli üretim yapan
-Yem bitkileri üretiminin
işletmelerin ayrıca desteklenmesi
yetersizliği
-Yem bitkileri üretiminin
-Çayır mera varlığının kıt
desteklenmesi ve
olması
yaygınlaştırılması
-Etkin bir mera amenajmanının
ve mera ıslah programının
uygulamaya konması
-Bölgeye uygun ırkların
geliştirilmesi
Tablo 227. Su Ürünleri Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi Matrisi
Problemler
Problemin Nedenleri
Çözüm Önerileri
Yatırım ve işletme maliyetinin -İl Özel İdarelerince talep içsu -İçsu kira bedeli tespitinde Tarım
yüksekliği ve kârlılığın düşük
kira bedellerinin, karlılığı
İl Müdürlüklerince hesaplanan
oluşu
engelleyecek düzeyde yüksek
ve kârlılığa engellemeyen
olması
tutarların belirleyici olması
-Yem hammaddelerinin ithal
-Balık yemi üretim tesislerinin
edilmesi
denetiminin etkinleştirilmesi
-Yemlerde kalite standardına
-Bürokratik işlemlerin azaltılarak
ulaşılamaması
yatırımcıların teşviki
-Kültür balıkçılığı tesislerinin
kuruluşu için gerekli bürokratik
işlemlerin fazlalığı
İçsu balıkçılığının gelişmemiş
Yurtiçinde su ürünleri tüketim Modern av teknolojisinin
olması
alışkanlığının az oluşu
kullanımının yaygınlaştırılması
Diğer sektörlerle kaynak
Deniz kültür balıkçılığı ile
Bölgesel düzeyde Çevre Düzeni
kullanımında yaşanan
turizm alanlarının çakışması
Plânının yapılması
çatışmalar
249
5.1.4. Pazarlama Problemleri
Pazarlama problemlerinin başlıca nedeni örgütlenmedeki aksaklıklardır. Üretici Birlikleri
Yasası çıkmış olmasına rağmen uygulamada sıkıntıların olması ve mevcut örgütlerin etkin rol
almaması nedeni ile üreticiler ürünlerini bireysel olarak pazarlamakta ve fiyat oluşumunda etkisiz
kalmaktadırlar. Tarımsal ürünlerin çabuk bozulabilir nitelikte olması ve üreticinin ekonomik
problemlerinden dolayı ürününü bekletememekte ve hemen pazarlamaya çalışmaktadır. Bu durumda
ürününü düşük fiyattan pazarlamak zorunda kalmakta ve çoğu zaman da parasını geç almaktadır.
Bölgede bazı ürünlerde sözleşmeli çiftçilik modelinin benimsenmiş olmasına rağmen, henüz
tam olarak yaygınlaşmamıştır. Sözleşmeli çiftçilik modelinde mevzuat yetersizliği nedeni ile çoğu
zaman taraflar çıkarları doğrultusunda anlaşmayı bozmaktadır. Bu durum, hem üreticilerin hem de
alıcı konumundaki şirketlerin sözleşmeli tarıma olan güvenlerini sarsmaktadır.
Tarımsal pazarlama da en büyük problemlerden biri de standardizasyon eksikliği ve
markalaşma yetersizliğidir. Üreticilerin bu konuda tam olarak bilinçli olmaması ve gerekli tesislerin
(boylama, işleme, ambalajlama, vb.) olmaması ürün değerini düşürmektedir.
Tarımsal ürünlerin büyük kısmı çabuk bozulabilir nitelikte olması nedeniyle hasattan pazara
olan zincirde kalite ve miktar açısından kayıplar oluşmaktadır. Üretim planlamasının olmaması
nedeniyle arz fazlası olduğu dönemlerde ürünlerin depolamasında yaşanan sıkıntılar fiyat
düşüklüğüne neden olmaktadır.
Tarımsal ürünlerde aracı sayısı çok fazladır. Bu da bazı tarımsal ürünlerde pazarlama
marjının, ürünün 3-4 katına yükselmesine neden olmaktadır.
Özellikle tarımsal ürünlerin ihracatında, katkı ve kalıntı analizi yapan laboratuarların eksikliği
ve mevcut laboratuarların da akredite olmaması sorunlara neden olmaktadır.
Tarımsal üretimde bilinçsiz yöntem ve kimyasalları kullanan üreticiler ile pazarlama
aşamasında etik dışı davranış gösteren kişilerce piyasaya sunulan ürünler tüm üreticileri zan altında
bırakmakta ve bu durum nedeniyle de pazarlamada ciddi problemler yaşanmaktadır.
5.2. Potansiyellerin ve Fırsatların Tespiti
Tablo 228. Tarımsal Potansiyellerin ve Fırsatların Tespiti ve Gelişme Potansiyelinin Analizi
Tanımlama
Mevcut Durum
Gelişme Potansiyeli
Nüfus
Arazi ve
Sulama Durumu
Tarım
İşletmelerinin
Durumu
-TR 5 Batı Anadolu bölgesinin toplam
nüfus 6.443.236 olup %23 kırsal kesimde
yaşamaktadır.
-Toplam tarım alanı 4.289.442 ha. olup
%13’ü sulanmaktadır. Toplam 577.848
ha’lık sulanabilir arazi mevcuttur.
2001 Genel Tarım Sayımına göre İşletme
büyüklüğü 4,4 ha’dır. Yalnızca hayvansal
üretim yapan işletme sayısı %2,36 yalnız
bitkisel üretim yapan işletme sayısı
%30,22 ve hem bitkisel hem de
hayvansal üretim yapan işletme sayısı
%67,42’dir.
250
Kırsal nüfus artış hızı binde 5,76 dır.
Tarım arazilerinin miktarında bir artış
beklenmemektedir.
818.042 hektar alan daha sulamaya açılabilir.
Arazilerin miras yoluyla bölünmesinin
önlenmesi halinde işletme büyüklüğü daha
da küçülecektir. Hukukî düzenleme-lerin
yapılmasıyla bu durum önlenebilir.
Bitkisel
Üretim
-Üretimde çeşitlilik vardır.
-Verimler, Türkiye ortalamasının
üzerindedir.
-Katma değeri yüksek meyve ve sebze
(örtü altı domates, süs bitkileri, üzüm,
incir, zeytin, kiraz vb.) üretim oranı
fazladır.
-Organik ürün üretimi, diğer bölgelere
nazaran ileri seviyededir.
-Bölge bitkisel üretiminde kullanılabilecek doğal kaynaklar açısından zengin
potansiyele sahiptir.
Hayvansal
Üretim
-Büyükbaş varlığında azalma olmakla
birlikte Kültür ve melez Irkı hayvan
varlığı artmaktadır.
-Yapılan desteklemelerle kaliteli kaba
yem üretimi ve dolayısıyla süt üretimi
artmaktadır.
-Tarımsal üretim içersinde en gelişmiş
sektör kanatlı sektörüdür.
-Bölge su ürünleri açısından önemli su
potansiyeline sahiptir.
-Bölge arıcılık açısından zengin polen
kaynaklarına sahiptir.
-Canlı hayvan pazarlarının bulunması
Bölgede tarımsal örgütlenme son yıllarda
hızla artmaktadır. Damızlık Koyun ve
Sığır Yetiştiricileri birlikleri, Sert
Çekirdekli
Yet.
Birliği,
Havuç
Yetiştiricileri birliği, Süt Üreticileri
Birlikleri örnek gösterilebilir.
Örgütlenme
251
-Pazar isteğine göre üretim yapılması ihracatı
artıracaktır.
-Organize tarım bölgelerinin kurulması
üretim ve Pazarlama-daki aksaklıkları
azaltacaktır.
-Tütün ve şeker konusunda yapılan yasal
düzenlemeler
sonucu
alımlarının
sınırlandırılması ile atıl kalan alanlarda
alternatif ürünlerin üretimi geliştirilebilir.
-Uygun
alanlarda
zeytin
üretimi
geliştirilebilir.
-Konvansiyonel
yollarla
üretil-meyen
tarımsal ürünlerin sertifi-kasyon ve kontrol
işlemlerine tabi tutularak organik ürün olarak
pazarlanması sağlanabilir.
-Jeotermal enerji kaynaklarının bulunduğu
yerlerde, örtü altı tarım geliştirilebilir.
-Rüzgar türbinleri ile don zararının
azaltılması, yer altı suyu çıkarma ve
kullanımı amaçlı yararlanılması, tarımsal
elektrifi-kasyonda kullanılması şeklinde
bitkisel üretimde kullanılabilir.
-Güneş enerjisi ile tarımsal işlet-melerin
aydınlatma sistemlerinin çalıştırılması,
-Çayır ve mera ıslah çalışmaları-nın
tamamlanması ile kaliteli kaba yem açığı
giderilebilir.
-Organize hayvancılık bölgeleri kurularak
hayvancılık geliştiri-lebilir.
-Off-shore sistem balıkçılığın des-teklenmesi
ile üretim artırılabilir.
-Orman plantasyonlarında polen-ce zengin
çeşitler kullanılarak bal üretimi artırılabilir.
-Hayvan pazarlarının iyileştiri-lerek hayvan
borsası haline dö-nüştürülmesi sağlanabilir.
-Organik hayvansal üretim artırı-labilir.
-Kurulmuş ve kurulacak olan Üretici
Birlikleri ile Tarımsal Kooperatiflere teknik
ve mali yönden destek sağlanarak
geliştirilebilir.
BÖLÜM 6
6. TARIMSAL KALKINMADA AMAÇ VE STRATEJİLERİN OLUŞTURULMASI
6.1. Master Plan Amaçlarının Belirlenmesi
Bu planlama çalışmasındaki kalkınma amaçları, TR5 Batı Anadolu Bölgesi tarımında
ulaşılmak istenen durumu veya koşullarını temsil etmektedir. 4. ve 5. bölümlerde analiz edilen, bölge
tarımının mevcut problemlerinin çözüm yolları, potansiyeller ve fırsatlar ışığında, kaynak, maliyet,
anlaşmalar ve zamanlama gibi koşullar dikkate alınarak tarımsal kalkınma için amaçlar belirlenmiş
ve bu amaçlara ulaşılabilmesi için kullanılacak stratejiler tespit edilmiştir. Tespit edilen amaçlar
Türkiye Tarım Stratejisi Belgesinde öngörülen amaç ve stratejiler ile örtüşmektedir.
Temel amaç, bölge kaynaklarının etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde ekonomik, sosyal,
çevresel ve uluslararası gelişmeler boyutunu bütün olarak ele alan örgütlü, rekabet gücü yüksek,
sürdürülebilir bir tarım sektörünün oluşturulmasıdır.
Temel stratejik amaçlar şu şekilde özetlenebilir:
- Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışı ile gıda güvenliği ve gıda
güvencesinin sağlanması,
- Üreticilerin gelir düzeyinin yükseltilmesi ve istikrarın sağlanması,
- Üretim maliyetlerini azaltıcı ve teknolojik gelişimi hızlandırıcı tedbirlerin uygulamaya
konulması yoluyla üreticilerin rekabet güçlerinin artırılması,
- Tarımsal pazarlama altyapısının iyileştirilmesi ve üreticilerin pazara erişim düzeylerinin
yükseltilmesi,
- Tarım-sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi,
- İşleme sanayiinin rekabet gücünü artırıcı nitelikte uygun ve kaliteli hammaddenin temin
edilmesi,
- Tüketici tercihlerinin karşılanması amacına yönelik tedbirlerin alınması,
- Üreticilerin katılımını ve sorumluluğunu esas alan ve doğrudan üreticilere finansman
sağlayan yaklaşıma dayalı kırsal kalkınma projelerinin oluşturulması ve söz konusu projelerin kırsal
yaşam şartlarını iyileştirecek biçimde uygulanması,
- Üretimden pazarlamaya kadar olan süreçte kamudan bağımsız yapıda, üreticilere hizmet
vermek üzere, kar amacı gütmeyen Tarımsal Üretici Birlikleri ile tarımsal nitelikli diğer üretici
örgütlerinin kurulması, geliştirilmesi ve bunların denetimlerinin özerkleştirilmesi;
- Belirlenen amaçlar beş başlık altında birleştirilmiştir ve aşağıda gerekçeleriyle birlikte
açıklanmıştır:
252
6.1.1. Sürdürülebilirlik İlkesi Çerçevesinde Kaliteye Dayalı Üretim İle Gıda Güvenliği
Ve Güvencesinin Sağlanması
Tarımsal üretimde verimlilik düzeyi, belli ürünler ve bölgelerde potansiyelin altındadır.
Ayrıca, tüketicilerin ve sanayicilerin talep ettiği kalite tüm ürünlerde yakalanamamıştır. Bu arada
yanlış tarım teknikleri çevreye olumsuz etkilerde bulunmaktadır.
Toplumun beslenmesi açısından hububat, et ve süt ürünleri ile yağlı tohumlu bitkiler üretimi
ve hayvancılık için gerekli yem bitkileri üretiminin ürün deseninde yapılacak düzenlemelerle yeterli
üretiminin sağlanması gerekmektedir. Gıda fiyatlarının indirilmesi için verimlilik artırışı yoluyla
maliyetlerin düşürülmesi yeterli gıda tüketimini sağlayacaktır.
6.1.2. Tarımsal İşletmelerin Rekabet Gücünün Artırılması
Tarımsal üretimde rekabet gücünün artırılması için verimliliğin ve ürün kalitesinin
geliştirilmesi, işletme ölçeklerinin ve alt yapı imkanlarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca
rekabet gücünün artırılması çerçevesinde köy bazlı yatırımlar için finansman mekanizmalarıda
geliştirilmelidir.
Tarım sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin rekabet gücünün artırılması muhtemel AB ve
dünya ülkeriyle rekabette gerekli olacaktır. Bu amaca yönelik destekleme araçları devreye
sokulabilir.
6.1.3. Tarımsal Pazarlama Altyapısının Güçlendirilmesi
Üreticiler pazar talebine göre üretim kararlarını alamamaktadırlar. Bunun sonucunda
kaynakların kullanımında dengesizlikler oluşmaktadır. Ayrıca, tarım ürünleri pazarlanmasında 2000
yılı öncesinde tarımsal KİT'lerin ağırlığı nedeni ile serbest pazar mekanizmaları gelişmemiştir. Bu
nedenle üreticiler ürünlerini pazarlamada güçlüklerle karşılaşmaktadır.
Pazarlamaya yönelik organizasyonlar güçlendirilerek üreticinin ürünü değer fiyatı üzerinden
pazarlaması sağlanmalıdır. Bu sayede kırsal gelirleri artırılarak tarımdaki göçün önüne geçilebilir.
6.1.4. Kırsal Gelirlerin Artırılması
Kırsal toplumun eğitim düzeyi düşük ve bu alanlarda kamu hizmetlerinin kalitesi yeterli
değildir. Ayrıca, kırsal toplum gelirleri içerisinde tarım %40-70 oranında paya sahiptir. Bu nedenle,
toplumun temel ve mesleki eğitim düzeyinin yükseltilmesi, beslenme şartlarının iyileştirilmesi ve
yoksulluğun önlenmesi gerekmektedir.
6.1.5. Üretici Örgütlerinin Geliştirilmesi
Tarım işletmelerinin küçük ölçekli olması nedeni ile üreticilerin teknoloji yatırımı ve
kullanımını zorlaştırmaktadır. Bu durum pazar ve sanayi ile entegrasyonu açısından problemler
oluşmaktadır. Bu nedenle üretici örgütlenmesinin teşvik edilerek tarımsal işletmelerin
güçlendirilmesi gerekmektedir.
6.2. Tarımsal Kalkınma Stratejilerinin Belirlenmesi
Bu bölümde, kalkınma amaçlarının elde edilmesi için gerekli temel stratejik araçlar veya
kalkınma hamlesini gösteren stratejiler belirlenerek her bir amaç altına sıralanmışlardır.
253
6.2.1. Gıda Güvenliği ve Gıda Güvencesinin Sağlanması
Gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanması amacıyla yapılması gerekenler ana
başlıklarıyla sıralanmıştır.
Bitkisel Üretim
- Arz açığı olan ürünlerin üretiminin artırılması
- Kaliteli ve rasyonel girdi kullanımı
- İyi tarım uygulamaları
- Organik tarım uygulamaları
- Üretici odaklı üretimden tüketici odaklı üretime yönelme
- Bitki hastalık ve zararlıları ile mücadele
- Sulama ve tarla içi geliştirme hizmetleri uygulamaları
- Arazi toplulaştırması
Hayvancılık
- Islah,
- Yem bitkileri üretimi,
- Çayır ve meraların geliştirilmesi,
- İşletme ölçeklerinin artırılması,
- Hayvan hastalıklarıyla mücadele ve kontrol
İşleme Sanayi
- Ürün, üretim ve satış yerlerinin norm ve standartlarının iyileştirilmesi,
- Gıda kodekslerine tam uyumun sağlanması,
- Gıda imalat tesislerinin denetiminin etkinleştirilmesi,
Sürdürülebilir tarım uygulamaları yönünden öncelikli kalkınma amaçları belirlenirken, bitkitoprak-çevre kirliliğinin önlenmesi, doğal kaynakların etkin kullanılması, ekolojik tarımın
yaygınlaştırılması, hayvan sağlığının korunması, Bölgenin ekolojik yapısına uygun ürünlerin
seçilmesi, erozyonla mücadele, arazilerin kabiliyet ve sınıfları dikkate alınarak kullanımı, doğal
dengenin korunması hususları gözetilmiştir.
6.2.2. Tarımsal İşletmelerin Rekabet Gücünün Artırılması
- Arazi toplulaştırılması,
- İşletme ölçekleri ve alt yapılarının iyileştirilmesi,
- Ürün çeşitlendirilmesi ve AR-GE faaliyetlerinin desteklenmesi,
- Dış piyasalarda rekabet üstünlüğü olan ve olabilecek ürünlerin desteklenmesi,
- Finansman araçlarının geliştirilmesi (leasing, lisanslı depoculuk gibi),
- Tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin kurulması,
- Arazi pazarının geliştirilmesi ile ilgili tedbirler,
- Risk yönetimi,
Bu gerekçeler üzerine, verimlilik ve gelir artışı yönünden öncelikli kalkınma amaçları
belirlenirken, katma değeri yüksek ürünlere öncelik verilmesi, üretimde verimlilik ve kalitenin
artırılması, ölçülü bilinçli girdi kullanımı, tarım-sanayi altyapısının iyileştirilmesi, tarım-sanayi
entegrasyonunun sağlanması, pazarlama şartlarının iyileştirilmesi, kaliteli ve standartlara uygun
üretim yapılarak ve gıda güvenliğinin tam olarak sağlanmasıyla dış pazar şansının yüksek tutulması,
etkin örgütlenme sisteminin oluşturulması, yeni teknolojilerin kullanılması gözetilmiştir.
254
6.2.3. Tarım-Sanayi Entegrasyonunun Sağlanması
-Pazar Bilgi Sisteminin kurulması
-Ürün borsalarının geliştirilmesi
-Lisanslı depoculuk ve varant sisteminin düzenlenmesi
-Üretici Birliklerinin kurulması ve geliştirilmesi
-Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin özerkleştirilmesi
-Sözleşmeli üretim sisteminin yaygınlaştırılması
-Üreticilerin bireysel ve birlikte oluşturacakları tarımsal sanayi entegrasyon projelerine teknik
ve finansal destek sağlanması
-Bu şartların oluşması sonucunda, tarımsal pazarlama altyapısı güçlendirilerek tarım-sanayi
entegrasyonu sağlanacaktır.
6.2.4. Kırsal Toplumun Yaşam Şartlarının İyileştirilmesi
-Katılımcı bir yaklaşımla tarım dışı gelir getirici faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve
desteklenmesi,
-Çevresel etkilere maruz kalan tarım alanlarının korunması,
-Kırsal alanlarda kadın ve gençlerin ekonomik yaşamdaki etkinliklerinin artırılması,
-Çiftçi eğitiminde özel yayım uygulamalarının geliştirilmesi,
-Tarım ve kırsal kalkınma amaçlı sivil toplum kuruluşlarının teknik kapasitelerinin
güçlendirilmesi
Kırsal kalkınmaya dönük öncelikli kalkınma amaçları belirlenirken, kırsal göç ve kırsal
işsizliğin önlenmesi, kırsal turizmin geliştirilmesi, tarım topraklarının muhafazası göz önüne
alınmıştır.
6.2.5. Üretici Örgütlerinin Geliştirilmesi
-Üreticilerin teknik hizmet alabilecekleri ve ortaklaşa pazarlama yapabilecekleri örgütlenme
yapısına kavuşmalarının desteklenmesi,
-Üreticilerin bir araya gelerek pazara entegrasyonunu sağlayacak destekler,
-Üreticilerin birlikte yapacakları hayvansal üretim faaliyetlerinin desteklenmesi,
-Sulama birlikleri ve kooperatiflerinin desteklenmesi
-Üretici örgütlerinin özerkleştirilmesi ve yönetim yapılarının güçlendirilmesi ve ilgili yasal
düzenlemelerin sonuçlandırılması
-Üretici örgütlerinin geliştirilmesi için mali ve teknik destek sağlanmasıdır.
255
Tablo 229. Master Plan Stratejilerinin GZFT Analizi
Amaçlar
Sürdürülebilirlik
ilkesi
çerçevesinde
kaliteye dayalı
üretim artışının
sağlanması
Gıda güvenliği
ve gıda
güvencesinin
sağlanması
Strateji
Bitkisel Üretim
Arz açığı olan
ürünlerin üretiminin
artırılması
Kaliteli ve rasyonel
girdi kullanımı
İyi tarım
uygulamaları
Organik tarım
uygulamaları
Bitki hastalık ve
zararlıları ile
mücadele
Sulama ve tarla içi
geliştirme
hizmetleri
uygulamaları
Arazi
toplulaştırması
Bitki-toprak-çevre
kirliliğinin
önlenmesi
Tarım topraklarının
korunması
Strateji Uygulanırken
Karşılaşılacak
Mevcut Durum
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
Fırsatlar
Tehditler
Konvansiyonel
üretimde kaliteli
hibrit, hastalıklara
dayanıklı ve
sertifikalı tohumlar
önemli ölçüde
kullanılmaktadır.
Bölgede organik
tarım üretimi yapan
eko köyler ve
kooperatifler
mevcuttur.
Toplumun
beslenme ihtiyacını
karşılayacak
hububat ve yağlı
tohumlu bitkilerin
üretimi yeterli
değildir.
Tarımsal üretimde
verimlilik düzeyi,
belli ürünlerde ve
bölgelerde
potansiyelin
altındadır.
Sanayicinin ve
tüketicinin talep
ettiği ürün kalitesi
tüm ürünlerde
yakalanamamıştır
Tarımda ilaç ve
bitki gelişimini
düzenleyicilerin
yanlış uygulanan
tarım teknikleri
üretime ve çevreye
olumsuz etkilerde
bulunmaktadır.
Pestisit ve atık
depolama tesisleri
bulunmamaktadır.
Bölgede mevcut
özel sektör
tarım firmaları
sayesinde
verimli
çeşitlerin tohum
ve fide
temininin kolay
olması;
tohumluk ıslahı
ve üretimi
yapan
kuruluşların
bulunması
-Bodur ve yarı
bodur anaçların
kullanımıyla
birim alana daha
fazla bitki
dikilmesinin
mümkün olması
ve kültürel
işlemlerin
kolaylaşması
-Bölgede rezidü
laboratuarlarının
faal olması
Üretim
planlamasının
ve ayrıca bu
planlama için
gerekli güvenilir
tarımsal kaynak
veritabanının ve
zon haritalarının
mevcut olmayışı
Üretim
maliyetinin
yüksekliği
Belirli ürünlerde
sınırlı üretim
sahalarının
giderek tarım
dışı kullanıma
kayması
Tarım
arazilerinin
korunması ve
kullanılması
konusunda ve
Miras
Hukukunda
gerekli yasal
düzenlemenin
eksikliği
-İşletme
büyüklüklerinin
optimal
olmaması
nedeniyle
modern
teknolojinin
kullanılmasında
sıkıntılar
yaşanması ve
maliyeti önemli
düzeyde
artırması
256
-Hayvancılık ve Su
Ürünleri
Islahı
-Yem bitkileri
üretimi
-Meraların
geliştirilmesi
-İşletme
ölçeklerinin
geliştirilmesi
-Hayvan hastalıkları
ile mücadele ve
kontrol
-Su ürünleri
yetiştiricilik
kaynaklarının etkin
kullanımı
-İşleme sanayi
ürün, üretim ve satış
yerlerinin norm ve
standartlarının
iyileştirilmesi
-Gıda kodekslerinin
uygulamaya
konulması
-Gıda imalat
tesislerinin
denetiminin
etkinleştirilmesi
Tarımsal
işletmelerin
rekabet gücünün
artırılması
-Havyan aşılama
programları etkin
şekilde yapılmaktadır
ve ihbarı mecburi
hastalıklar hızlı
müdahale ile
önlenmektedir.
-Soykütüğü ve kayıt
sistemleri başarılı bir
şekilde
yürütülmektedir ve
bölgede mevcut
hayvan hareketleri iyi
takip edilmektedir.
-Göçer küçükbaş
hayvan (keçi)
yetiştiriciliği
yapılmaktadır.
-Bölgede tarıma
dayalı işleme
sanayinin gelişmiş
olması.
-Konu ile ilgili yeterli
sayıda işsiz teknik
elemanın bulunması.
-Arazi
toplulaştırılması
-İşletme ölçekleri
ve alt yapılarının
iyileştirilmesi
-Ürün
çeşitlendirilmesi ve
AR-GE
faaliyetlerinin
desteklenmesi
-Dış piyasalarda
rekabet üstünlüğü
olan ve olabilecek
ürünlerin
desteklenmesi
-Toplumun
beslenme ihtiyacını
karşılayacak et ve
süt ürünleri üretimi
yeterli değildir.
-Yem bitkileri
üretimi yeterli
değildir.
-Verimlilik düzeyi,
belli ürünlerde ve
bölgelerde
potansiyelin
altındadır.
-Sanayicinin ve
tüketicinin talep
ettiği ürün kalitesi
tüm ürünlerde
yakalanamamıştır.
-Öz sermaye
yetersizliği
-Kamuda denetim
elemanı
yetersizliği.
-Verimlilik ve ürün
kalitesinin
düşüklüğü
sebebiyle kârlılık
düşüktür.
-İşletme ölçekleri,
sermaye ve alt yapı
imkanları
yetersizdir.
-Köy bazlı
yatırımlar için etkin
finansman
mekanizmaları
yetersizdir.
257
-Bölgede
mevcut
Damızlık Sığır
Yetiştiricileri
Birliğinin
hayvancılığın
gelişmesine
olumlu katkıda
bulunması.
-Bölgede Ziraat
Fakülteleri ve
Zirai Araştırma
Enstitülerinin
bulunması
-Konvansiyonel
tarımın
girmediği
alanlarda
yetiştirilen
ürünlerin
organik tarım
sertifikası ile
değer
kazanması
-Yeni kurulacak
yetkilendirilmiş
özel denetim
büroları kanalı
ile etkin bir
denetim
sağlanması.
-Küçük ölçekli
aile
işletmelerinin
pazar – sanayi
entegrasyonunda
katılmalarının
güçlüğü
-Mera
alanlarının
yetersizliği
-Damızlık
üreten
işletmelerin
yetersizliği
-Süt-yem fiyat
paritesinin
düzensizliği
-Özel sektörde
hayvancılık
konusunda
yeterli
girişimcinin
olmaması
-Su ürünleri
üretimi için
yatırım yapma
konusunda
mevzuatın
yoğunluğu ve
girdi fiyatlarının
yüksekliği.
-Finansman
araçlarının
geliştirilmesi
-Organize tarım
bölgelerinin
kurulması
-Arazi pazarının
geliştirilmesi ile
ilgili tedbirler
-Risk yönetimi
-Tarımsal ürünlerin
büyük çoğunluğu
bölgede mevcut hal
komplekslerinde
değerlendirilmektedir.
-Üretim ve ihracat
yapan kuruluşlar
mevcuttur.
-Tarımsal
pazarlama
altyapısının
güçlendirilmesi
ve tarım-sanayi
entegrasyonunun
sağlaması
-Pazar Bilgi
Sisteminin
kurulması
-Ürün borsalarının
geliştirilmesi
-Lisanslı depoculuk
ve varant sisteminin
düzenlenmesi
-Sözleşmeli üretim
sisteminin
yaygınlaştırılması
-Üreticilerin
bireysel ve birlikte
oluşturacakları
dikey entegrasyon
projelerine teknik
ve finansal destek
sağlanması
Kırsal gelirlerin
artırılması ve
kırsal toplumun
yaşam
şartlarının
iyileştirilmesi
-Katılımcı bir
Kırsal alanlarda
yaklaşımla tarım
işgücü mevcudiyeti.
dışı gelir getirici
faaliyetlerin
çeşitlendirilmesi ve
desteklenmesi
-Çevresel etkilere
maruz kalan tarım
alanlarının
korunması
-Kırsal alanlarda
kadın ve gençlerin
ekonomik
yaşamdaki
etkinliklerinin
artırılması
-Çiftçi eğitiminde
özel yayım
uygulamalarının
258
-Üreticiler pazar
taleplerine göre
üretim kararı
alamamaktadırlar.
-Bölgede modern
teknolojiyi kullanan
sanayi tesisleri
azdır.
-Serbest pazar
mekanizmaları
yeterince
gelişmemiştir.
-Üretilen ürünler
için pazar garantisi
mevcut değildir ve
bu noktada
sorunlarla
karşılaşılmaktadır.
-Ürün bazında
Mezatların
bulunmayışı
-Pazarın istediği
çeşitlerin üretiminin
yapılabileceği iklim
şartlarının mevcut
olmaması.
-Tarımsal
sanayiinde
kullanılacak
hammaddeler
için çeşit
zenginliğinin
olması
-Bölgede rezidü
Laboratuvarı
bulunmaktadır.
-Daha ucuz olan
demiryolu
taşımacılığı
imkanının
bölgede yaygın
oluşu.
-Kırsal nüfusun
eğitim düzeyi
düşüktür ve bu
alanlarda verilen
kamu hizmetleri
yeterli değildir.
-Tarım sektörü,
gizli işsizlik ve
düşük verimlilik
nedeniyle kırsal
nüfusa yeterli
düzeyde gelir
sağlayamamaktadır.
-İşletmelerin
tarımsal
faaliyetlerini tam
olarak
sürdürememesi ve
sektör istihdamının
-Geliştirilecek
yerel/bölgesel
tarımsal
ürünlerin
mevcut olması
-Bölgeye özgü
ürünlerin
yetiştiriciliğinde
uzmanlaşarak
marka
oluşturma
imkanının
olması
-Üretici
Birliklerinin
yeterli ve güçlü
olmaması
-Kaynakların
kullanımında
dengesizlikler
oluşması
geliştirilmesi
-Tarım ve kırsal
kalkınma amaçlı
sivil toplum
kuruluşlarının
teknik
kapasitelerinin
güçlendirilmesi
Üretici
örgütlerinin
geliştirilmesi
-Üreticilerin bir
araya gelerek pazar
organizasyonu
sağlayacak
destekler
-Üreticilerin birlikte
yapacakları
hayvansal üretim
faaliyetlerinin
desteklenmesi
-Sulama birlikleri
ve kooperatiflerinin
desteklenmesi
-Üretici örgütlerinin
geliştirilmesi için
mali ve teknik
destek sağlanması
giderek azalması
kırsal alanları
ekonomik
durgunluk
sorunuyla karşı
karşıya
getirmektedir.
-Üreticiler işbirliğine
açık.
-Örgütlenme bilinci
gelişmektedir.
259
-Tarım
işletmelerinin
küçük ölçekli
olmaları sebebiyle
teknoloji kullanımı
yetersizdir.
-İşletme
ölçeklerinin
küçüklüğü
sebebiyle pazar –
sanayi
entegrasyonunda
zorluklarla
karşılaşılmaktadır.
BÖLÜM 7
7. BÖLGE PROGRAM VE PROJE ALANLARININ BELİRLENMESİ
Tablo 230. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Devam Eden Projeler
Proje
Kategorisi
Devam
Eden
Projeler
Sorumlu/İşbi
Uygulama Uygulama
rliği Yapılan
Yeri
Süresi
Kuruluşlar
Çayır Mera ve Yem Bitkileri Ür. Bölge
TİM
Gel. Prj.
İlleri
Bölge
Hayvancılığı Geliştirme Prj.
TİM
İlleri
Su Ürünleri Üretimini Geliştirme Bölge
TİM
Prj.
İlleri
Sorunlu Tarım Alanlarının Tesp. Bölge
TİM
ve İyil. Prj.
İlleri
4342 Sayılı Mera Kanunu
Bölge
TİM
Çalışmaları
İlleri
Bölge
Mera Islahı Prj.
TİM
İlleri
Bölge
TİM, TapuMera Tespit, Tahdit, Tahsis Prj.
Kadast-İÖİ
İlleri
Su Ürünleri Kirlenme ve
Koruma Kontrol Hizmetlerini
Karaman
TİM
Geliştirme Prj.
Bitki Hastalık ve Zararlılarıyla
Bölge
TİM
Mücadele Prj.
İlleri
Gıda Denetim Hizmetlerinin
Bölge
TİM
Geliştirilm. Proj.
İlleri
Ekmeklik Buğday Üretimini
Bölge
TİM
Geliştirme Proj.
İlleri
Kurufasulye Üretimini
Bölge
TİM
Geliştirme Proj.
İlleri
Arpa Demonstrasyonu
Konya
TİM
Yağlık Aspir Demonstrasyonu
Konya
TİM
Yağlık Ayçiçeği
Konya
TİM
Demonstrasyonu
Yağlık Kanola Demonstrasyonu Konya
TİM
Yumuşak Çekirdekli Meyve Ür. KonyaTİM
Gel. Proj.
Karaman
Sert Çekirdekli Meyve Ür. Gel. KonyaTİM
Proj.
Karaman
Sert Kabuklu Meyve Ür. Gel.
KonyaTİM
Proj.
Karaman
KonyaBağcılığı Geliştirme Proj.
TİM
Karaman
Sebze Üretimini Geliştirme Proj. Karaman
TİM
Mısır Üretimini Geliştirme Proj. Karaman
TİM
Proje İsmi
260
Finans
Kaynağı
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.,
İÖİ
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Gen. Büt.
Proje
Kategoris
Proje İsmi
i
Devam Ekolojik Tarımın Kontr. ve
Yaygınl. Proj.
Eden
Projeler Organik Nohut Üretimini
Geliştirme Proj.
Organik Kurufasulye Üretimini
Gel. Pr.
Organik Tarım Eğitimi Proj.
Organik Elma Üretimini
Geliştirme Prj.
Organik Çilek Üretimini
Geliştirme Prj.
Organik Vişne Üretimini
Geliştirme Prj.
Organik Kiraz Üretimini
Geliştirme Prj.
Organik Sebze Üretimini
Geliştirme Prj.
Çevre Amaçlı Tarım Arazilerinin
Kor.Prj.
Köy Bazlı Katılımcı Yatırımların
Dest. Prj.
Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım
ve Eğitim P.
İl Master Planlarının
Hazırlanması Proj.
Bölge Master Planlarının
Hazırlanması Proj.
B.Baş Şap Aşılaması
K.Baş Şap Aşılaması
B.Baş Brucella Aşılaması
K.Baş Brucella Aşılaması
B.Baş Anthrax Aşılaması
K.Baş Anthrax Aşılaması
K.Baş Çiçek Aşılaması
Kuduz Aşılaması
Muhtelif Hayvanlarda Sağlık
taraması
Kanatlılarda Newcastle
Aşılaması
Sorumlu/İşbi
Uygulama Uygulama
rliği Yapılan
Yeri
Süresi
Kuruluşlar
Bölge
TİM
İlleri
Finans
Kaynağı
Gen. Büt.
Karaman
TİM
Gen. Büt.
Karaman
TİM
Gen. Büt.
Bölge
İlleri
TİM
Gen. Büt.
Konya
TİM
Konya
TİM
Konya
TİM
Konya
TİM
Konya
TİM
Konya
TİM
Gen.Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen. Büt.
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
261
Gen.
Büt.İÖİ.
Gen.
Büt.İÖİ.
Gen.
Büt.İÖİ.
Gen.
Büt.İÖİ.
Gen.
Büt.İÖİ.
Köy Merkezli Tarımsal Üretime
Destek Prj.
Suni Tohumlama Prj.
Tabi Tohumlama Prj.
Soy Kütüğü Faaliyetleri Prj.
Proje
Kategoris
i
Proje İsmi
Ön Soy Kütüğü Faaliyetleri Prj.
Kimyevi Gübre Analizi
Damızl. İvesi Koç Alım ve
Bedelsiz Dağ. Prj.
Süne Mücadelesi Prj.
Devam
Eden
Projeler
Elma ve Kiraz Bahçelerinde
Demir Uygulaması Prj.
Meyve Fidanı Dağıtım Projesi
Yaban Domuzu İle Mücadele
Projesi
Elektronik Tahmin Ve Erken
Uyarı Sistemi Prj.
Bodur Elma Yetiştiriciliğini
Geliştirme Prj.
Kayısı Yetiştiriciliğini
Geliştirme Prj.
Damla Sulama Sistemi Projesi
Tarımsal Mekanizasyon Projesi
Enterotoxemie Aşılaması
Keçi Ciğer Ağrısı
Agalaktia Aşılaması
Enf.Hep.Nec. Aşılaması
ÇATAK(Çevre Amaçlı
Tar.Araz.Kor.Prj.)
Karaman
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Uygulama Uygulama
Yeri
Süresi
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
TİM
Gen.Büt.
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen.Büt.
TİM
Gen. Büt.
Sorumlu/İşbirli
Finans
ği Yapılan
Kaynağı
Kuruluşlar
TİM
Gen. Büt.
TİM
Gen.Büt.
TİM
Gen.Büt.
TİM
Gen.Büt.
Karaman
TİM, Üniv.
Karaman
AnkaraKonya
TİM, İÖİ
TİM,
Üniv.
İÖİ, Çiftçi
TİM
İÖİ
Konya
TİM
İÖİ
Konya
TİM
İÖİ
Konya
TİM
İÖİ
Konya
Konya
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
AnkaraKonya
TİM
TİM
İÖİ
İÖİ
TİM
Çiftçi
TİM
Çiftçi
TİM
Çiftçi
TİM
Çiftçi
TİM
Gen.Büt.
262
Tablo 231. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Uygulanması Önerilen Yeni Projeler
Uygula Sorumlu/İşbirliği
Proje
Uygulama
Proje İsmi
ma
Yapılan
Kategorisi
Yeri
Süresi
Kuruluşlar
Arı Otu Üretimini Geliştirme
Bölge İlleri
2007TİM, İÖİ
Prj.
Ana Arı Dağıtım Prj.
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Hamur ve Pudra Şekeri Kırma
Karaman
2007TİM. İÖİ
Mak.Alım Prj.
Sorgum-Sudan Otu Üretimini
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Geliştirme Prj.
Hayvan Pancarı Üretimini
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Geliştirme Prj.
Tritikale Üretimini Geliştirme
Karaman
2007TİM. İÖİ
Prj.
Yem Kırma Makinesi Alım Prj. Karaman
2007TİM. İÖİ
Balya Makinesi Alım Projesi
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Kulak Küpesi Alım Projesi
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Köy Merkezli Tarımsal Ürt.
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Dest. prj.
Mahsül Fiyatına Tohumluk
Karaman
2007TİM. İÖİ
Temin Prj.
Yüksek Sistem Bağ Projesi
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Yeni
Proje
Trabzon Hurması Üret.Gel.Prj. Karaman
2007TİM. İÖİ
Önerileri Köpek Kedilerin Kuduz
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Aşılama Prj.
Şarbon (Antrax) Aşılama Proj. Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Erken Uyarı Cihazı Alım projesi Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Selektör Alım Projesi
Karaman
2007TİM. İÖİ
Kekik Tarımını Geliştirme
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Projesi
Soya Fasulyesi Üretimini
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Gel.Prj.
Askılı Tip Holder (Süne Müc.) Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Alım Prj.
Arılı Kovan Dağıtımı Proj.
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Bodur Elma Üretimini
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Geliştirme Prj.
Ceviz Üretimini Geliştirme Prj. Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Bodur Kiraz Üretimini
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Geliştirme Prj.
Kayısı Üretimini Geliştirme Prj. Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
Akasya Fidanı Alım Projesi
Bölge İlleri
2007TİM. İÖİ
263
Finans
Kaynağı
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
Proje
Kategorisi
Proje İsmi
Silajlık Mısır Üretimini Geliştirme
Projesi
Yemlik Mısır Üretimini Geliştirme
Projesi
Fiğ Üretimini Geliştirme Projesi
Korunga Üretimini Geliştirme
Projesi
Yonca Üretimini Geliştirme
Projesi
Sofralık Domates Üretimini
Geliştirme Proj.
Zeytin Üretimini Geliştirme
Projesi
Bambul Zararlısı İle Mücadele
Projesi
Örtü Altı Çilek Üretimini
Geliştirme Projesi
Mantarcılığı Geliştirme Projesi
Yeni Proje
Önerileri
Uygulama
Yeri
Uygula Sorumlu/İşbirliği
Finans
ma
Yapılan
Kaynağı
Süresi
Kuruluşlar
Bölge İlleri
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ,Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ,Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ,Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ,Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ,Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Çiftçi
Örg.
İÖİ,Çiftçi
Karaman
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ,Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ,Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
Bölge İlleri
2007-
Damızlık Süt İnekçiligi Projesi
Vibrios Aşılaması
Kuduz Aşılaması
Yarı Bodur Elma Bah. Tes.Prj.
Bölge İlleri
Bölge İlleri
Karaman
200720072007-
Bölge İlleri
2007-
Kulak Küpesi Alım Projesi
Bilg. Erken Uyarı Cihazı Al. Prj.
P.P.R (Koyun Keçi Vebası) Aşısı
Organize Hayvancılık
Böl.Oluşturulması
Karaman
Karaman
Bölge İlleri
200720072007-
Bölge İlleri
2007-
Yem Bitkileri Üre.Gel.Prj.
Karaman
2007-
Çayır Mera Tesis Prj.
Bölge İlleri
2007-
Yonca Ot Üre.Gel.Prj.
Karaman
2007-
Korunga Ot Üre. Gel.Prj.
Karaman
2007-
Silaj Yapımı Projesi
Bölge İlleri
2007-
Silajlık Mısır Üretimi Gel.Prj.
Bölge İlleri
2007-
Macar Fiğ Ot Üretimini Gel.Prj
Bölge İlleri
2007-
Süt Toplama ve Soğutma Tankı
Bölge İlleri
Tesis Prj.
Tarla İçi Sulama Sistemleri Projesi
Bölge İlleri
264
20072007-
TİM, İÖİ, Çiftçi
Örg.
TİM, İÖİ, Çiftçi
Örg.
TİM. İÖİ
TİM. İÖİ
TİM. İÖİ
TİM, İÖİ, Çiftçi
Örg.
TİM. İÖİ
TİM. İÖİ
TİM. İÖİ
TİM. İÖİ, Çiftçi
Örg, Ö. Sekt.
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ,Çiftçi
İÖİ, Ö.
Sekt.
İÖİ,
TİM. İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM. İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM. İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM. İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM. İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM. İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
TKB,
TİM, Çiftçi Örg.
Çiftçi
TKB,
TİM, Çiftçi Örg.
Çiftçi
Proje
Kategorisi
Proje İsmi
Yeni
Proje
Önerileri
Hayvan Sağlığı ve Zoonoz
Hastalıklarla Mücadele için
Malzeme Alımı
Anthrax Hastalığı ile
Mücadele
PPR (Koyun-Keçi Vebası) ile
Mücadele
Brucellosis Hastalığı ile
Mücadele
Kontinü Sistem Zeytinyağı
Fabrikası Kurulması
20 ton/gün Kapasiteli Süt
Toplama Merkezlerinin
Kurulması
Kiraz Sınıflama, Paketleme,
Şoklama ve Geçici Depolama
Tesisi
2 ton/gün kapasiteli Arı
Ürünleri İşleme ve Paketleme
Tesisi
Zehirli Yem Hazırlama
Makinesi Alımı
Domates Salçası Üretim
Tesisi
Pastörize Yumurta Üretim
Tesisi
25 ton yaş üzüm/gün
kapasiteli Pekmez, Reçel ve
Marmelat Üretim ve
Paketleme Tesisi Kurulması
50 ton rafine yağ/gün
kapasiteli Bitkisel Kökenli
Yağ Üretim Tesisi
50 ton yaş meyve/gün
kapasiteli Elma Sınıflandırma
ve Paketleme Tesisi
Tarımsal Mekanizasyon
Projesi (Anıza Ekim
Makinesi, Fide Dikim ve
Zeytin Silkme Mak)
100 Aileye Arılı Kovan
Dağıtımı
Arı Dölleme ve Polinasyon
(Çiçek Florasının
Geliştirilmesi)
İpek Böcekçiliğini Geliştirme
Preojesi
Uygulama Uygulama
Yeri
Süresi
Sorumlu/İşbirliği
Yapılan
Kuruluşlar
Finans
Kaynağı
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ
İÖİ, Çiftçi
Karaman
2007-
TİM, İÖİ
İÖİ, Çiftçi
Karaman
2007-
TİM, İÖİ
İÖİ, Çiftçi
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ
İÖİ, Çiftçi
Karaman
2007-
TİM, İÖİ, Ö.Sek.,
Koop.
İÖİ,Çiftçi
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Ö.Sek.,
Koop.
İÖİ,Çiftçi
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Ö.Sek.,
İÖİ,Çiftçi
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Yet.
Bir.,
İÖİ,Yet.Bir.
Karaman
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ
Karaman
2007-
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Özel
Sek. Ür. Bir.
TİM, İÖİ, Özel
Sek.,
İÖİ,Çiftçi,
Ür. Bir.
İÖİ, Özel
Sek.
İÖİ, Özel
Sek. Ür.
Birl.
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Özel
Sek., Ür. Birl.
Karaman
2007-
TİM, İÖİ, Özel
Sek., Koop.
İÖİ, Özel
Sek., Koop.
Karaman
2007-
TİM, İÖİ, Özel
Sek., Ür. Birl.
İÖİ, Özel
Sek. Ür.
Birl.
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Koop.
İÖİ, Koop.,
Çiftçi
Karaman
2007-
TİM. İÖİ
İÖİ, Çiftçi
Bölge
İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Yet.
Bir.
İÖİ,Yet.
Bir.
Ankara
2007-
TİM, İÖİ, Yet.
Bir.
İÖİ,Yet.
Bir.
265
Proje
Kategorisi
Proje İsmi
Uygulama
Yeri
Modern Meyve Plantasyonlarının
Kurulması (Ceviz, Nar, Kestane,
Karaman
Kiraz, Kayısı, Erik, Şeftali, Armut,
Elma, Trabzon Hurması)
Yabani Ağaç Aşılamaları
Karaman
(Antepfıstığı)
Bağ Çubuğu Dağıtımı
Bölge İlleri
Uygula Sorumlu/İşbirliği
Finans
ma
Yapılan
Kaynağı
Süresi
Kuruluşlar
2007-
TİM, İÖİ
İÖİ,Çiftçi
2007-
TİM, İÖİ
İÖİ
2007-
TİM, İÖİ
Karaman
2007-
TİM, İÖİ
Karaman
2007-
TİM, İÖİ, Koop.
Bölge İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
Karaman
2007-
TİM, İÖİ, Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Üniv.,
Enst.
İÖİ
Karaman
2007-
TİM, İÖİ,
İÖİ,
Çiftçi
Bölge İlleri
2007-
TİM, İÖİ, Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
Karaman
2007-
TİM, İÖİ
Karaman
2007-
TİM, İÖİ
Karaman
2007-
TİM, İÖİ, Koop.,
DSİ,
Yayım ve Eğitim Hizmetleri
Kabak Üzerine Aşılı Karpuz
Yetiştiriciliği
Sertifikalı Tohumluk Kullanımının
Teşviki
Sürdürülebilir Hayvansal Üretimde
Yem Bitkileri Tarımı
Elmada Reklam, Tanıtım ve
Markalaşma ile İç ve Dış
Tüketimin Artırılması
Saanen Keçisi Yetiştiriciliği
Bölge İlleri
Bölge İlleri
2007-
TİM, İÖİ
2007-
TİM, İÖİ
2007-
TİM, İÖİ
2007-
TİM, İÖİ,
2007-
TİM, İÖİ, Ür.
Bir., Yerel Basın,
KTO
2007-
TİM, İÖİ
Sırık Domates Yetiştiriciliğinin
Geliştirilimesi
Bölge İlleri
2007-
TİM, İÖİ
Zeytin Fidanı Dağıtımı
Zeytin Sineği ile Biyoteknik
Mücadele (EKO-TRAP)
Üzüm, Elma ve Kiraz Üretiminde
İyi Tarım Uygulamalarına
(Europgap) Uyumun Sağlanması
Elma Entegre Mücadele
Bitkisel Ürünlerde Pestisit Kalıntı
İzleme ve Değerlendirme
Organik Tarım
Yeni Proje Organik Tarımın
Önerileri Yaygınlaştırılması ve
Geliştirilmesi Prj.
Fasulye, Mısır ve Sebzelerde
Damla Sulama Sistemi
Elma ve Kirazda Minispring
Sulama Sistemi
Köylerde Tarımsal Amaçlı Sulama
Tesislerinin Rehabilitasyonu
Bölge İlleri
Karaman
Karaman
Bölge İlleri
266
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Koop,
Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Koop,
Çiftçi
İÖİ
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ, Ür.
Bir.,
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
Proje
Kategorisi
Proje İsmi
Seracılık
Alabalık Üretiminin Artırılması
Yağlı Tohumlu Bitki Üretimini
Artırma
Kuduz Hastalığı ile Mücadele
Kuş Gribi ile Mücadele
Patates Üretimini Geliştirme
Projesi
Kanola Üretimini Geliştirme
Projesi
Aspir Üretimini Geliştirme
Projesi
Kapari Üretimini Geliştirme
Projesi
Kavun Üretimini Geliştirme
Projesi
Yerli Çeşit Gen Kaynaklarını
Koruma Projesi
Yeni
Proje
Önerileri
Jeotermal Isıtmalı Sera Tesis
Projesi
Kullanılmış Zirai İlaç
Ambalajlarını Toplama Projesi
Ambar Zararlıları İle Mücadele
Projesi
Arıcılık Ürünleri Geliştirme
Projesi
Hayvan Barınaklarının
İyileştirilmesi Projesi
Organik Hayvansal Ürünler
Üretim Projesi
Büyük ve Küçükbaş Şap
Aşılaması Projesi
Süt Sığırcılığı Mastitis Projesi
Göletlerin Ekstansif Üretime
Kazandırılması Projesi
Bölgedeki Tüm Su
Kaynaklarında Kirlilik Tesbiti
Projesi
Patates İşleme ve Değerlendirme
Tesisi Kurulması Projesi
Tıbbi ve Aromatik Bitki
Üretimini Geliştirme Projesi
Uygulama Uygulama
Yeri
Süresi
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
Bölge
İlleri
20072007200720072007-
Sorumlu/İşbirliği
Finans
Yapılan
Kaynağı
Kuruluşlar
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
TKB, TİM, İÖİ,
İÖİ,
Yerel Basın
Çiftçi
İÖİ,
TİM
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
Gen.Büt.
TİM, İÖİ
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
TİM, İÖİ, Koop.,
İÖİ,
DSİ,
Çiftçi
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
TİM, İÖİ, DSİ,
Konya
2007
TİM, İÖİ
Konya
2007
TİM, İÖİ
267
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
Çiftçi
Proje
Kategorisi
Proje İsmi
Yeni
Proje
Önerileri
Yaban Domuzu ile Mücadele
Projesi
Ekimi Yaygın Ürünlerin
Markalaştırılması Projesi
Bakliyat Ürünleri Tasnif ve
Ambalajlama Projesi
Coğrafi Bilgi Sistemleri ile
İstatistiksel Bilgilerin toplanması
Projesi
Gıda İşletmelerinin Denetiminin
Etkinleştirilmesi Projesi
İl Kontrol laboratuarının
Güçlendirilmesi Projesi
Pazarlama Kanallarının
İyileştirilmesine Yönelik Eğitim
ve Yayım projesi
İpek Böcekçiliğinin
Geliştirilmesi Projesi
Uygulama Uygulama
Yeri
Süresi
Sorumlu/İşbirliği
Finans
Yapılan
Kaynağı
Kuruluşlar
TİM, Çevre İl
İÖİ,
Müd.
Çiftçi
TİM, İÖİ,Yerel
İÖİ,
Basın
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
Gen.Büt.
TİM, İÖİ
İÖİ,
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
İÖİ,
TİM, İÖİ
Çiftçi
Konya
2007
Konya
2007
Konya
2007
AnkaraKonya
2007
Konya
2007
AnkaraKonya
2007
AnkaraKonya
2007
TİM, İÖİ
İÖİ,
Çiftçi
Ankara
2007
TİM, İÖİ
İÖİ,
Çiftçi
268
BÖLÜM 8
8. EKLER
8.1. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerine Ait Doğal Kaynak Envanterleri
8.1.1. TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İlie Ait Doğal Kaynak Envanteri
Güneş: (31 yıllık ort.)
Güneşli Gün Sayısı 91.0
Güneşlenme süresi 6 saat 53 dakikadır.
Güneşlenme Şiddeti 343,69 cal/cm2.dak.
Yağış: Uzun yılar ortalama yağış miktarı 401.2 mm
Arazi Cinsi Alanı (ha)
%
2.Arazi Dağılımı
Tarım
1284000 49,95
Orman
357961 13,93
Çayır Mera
430777 16,76
Tarım Dışı
497862 19,36
Yüzölçümü
2570600
100
1.İklim
3.Tarım
Arazilerinin
Dağılımı
4.Bitki Potansiyeli
Alan (ha)
Tarla Alanı
Ekilen Alan
Nadas
Sebze Alanı
Bağ Alanı
Meyve Alanı
890268,1
320800,9
45873,2
4476,1
22581,7
Tarım Alanı İçerisinde Üretim Desenine
Göre Arazilerin Dağılımı
Tarla Alanı
Ekilen Alan
Nadas
Sebze Alanı
Bağ Alanı
Meyve Alanı
Alan
890268,1
320800,9
45873,2
4476,1
22581,7
%
69,34
24,98
3,57
0,35
1,76
Tarla Bitkileri Ekilişi İçerisinde Ürün Desenine Göre Arazi
Oranları
Ürün deseni
Tahıllar
Endüstri Bitkileri
Baklagiller
Yağ Bitkiler
Yem Bitkileri
Yumrulu Bitkiler
Toplam
Sebzeler
Ürün deseni
Baklagil
Meyvesi yenen sebzeler
269
Alan (ha)
807579
9594,3
19020
21250
31758,8
1066
890268,1
Oran (%)
90,71
1,08
2,14
2,39
3,57
0,12
100
Alan (ha)
982,5
32119,3
Oran (%)
2,14
70,02
Yaprağı yenen sebzeler
Soğansı-yumrulu kök sebzeler
Toplam
5.Hayvan
Potansiyeli
6.Su Kaynakları
2806,7
9964,7
45873,2
Meyve Ağaçları Ekilişinde Ürün Dağılımı
Ürün deseni
Ağaç sayısı (ad)
Yumuşak Çekirdekliler
Taş Çekirdekliler
Üzüm bağ (ha)
Sert Kabuklular
Toplam ağaç sayısı
Çilek (ha)
Küçükbaş Hayvan Varlığı
(Baş)
535621
Koyun
122880
Keçi
Büyükbaş Hayvan Varlığı
(Baş)
28960
Kültür
86887
Melez
103045
Yerli
900
Manda
219792
Toplam
Kanatlı Hayvan Sayısı
(Adet)
Yumurtacı Tavuk
2037655
Etçi Tavuk
4990000
Hindi
38440
Diğer Kanatlı
15847
Toplam
7081942
Arı Kovanı
56882
Arıcılık Yapan Köy Sayısı
589
676,3
Bal Üretimi
18
Bal Mumu
Kırmızı Et Üretimi
4373,3
Beyaz Et Üretimi
4281
179934
Süt Üretimi
478367000
Yumurta Üretimi
855,1
Yapağı-Kıl-Tiftik
138849
Deri
6,12
21,72
100
1811424
1459532
4476,1
185190
3565890
6,5
Akarsular; Kızılırmak ve Sakarya Nehirleri başlıca akarsu kaynaklarıdır.
Diğer çay ve dereler bu iki ırmağın kollarını oluşturur.
Barajlar; Ankara`daki barajları yararlanma çeşidi itibariyle içme suyu,
sulama suyu, içme ve sulama suyu, elektrik enerjisi sağlayan barajlar
olamak üzere dört ayrı başlık altında toplamak mümkündür.
İçme Suyu Sağlanan Barajlar
Çubuk I Barajı: Göl alanı 0,94 km2 dir.
Çubuk II Barajı: Çubuk Çayı üzerinde Çubuk`un 5 km. kuzeyinde,
vadinin nispeten daraldığı bir yerde şehrin su ihtiyacını karşılamak
amacıyla kurulmuştur. Göl alanı 1.20 km2.dir.
270
Bayındır Barajı: Bayındır Deresi üzerine kurulmuştur. Göl alanı 0.71
km2.dir.
Çamlıdere Barajı: Çamlıdere`de Bayındır Deresi üzerindedir. 32 km2
lik göl alanına sahiptir.
Sulama Suyu Sağlanan Barajlar
Asartepe Barajı: Göl alanı 1.77 km2 dir. Sulama alanı 2.260 hektardır.
İçme Ve Sulama Suyu Sağlanan Barajlar
Kurtboğazı Barajı: Ova Çayının kolu olan Kurtboğazı deresi üzerinde
kurulmuş ve 1977 yılında faaliyete geçmiştir. 5 km2’lik göl alanına
sahiptir.
Elektrik Enerjisi Sağlanan Barajlar
Sarıyar Barajı: Ankara`ya 165 km. uzaklıkta olan baraj, Anadolu`nun
elektrik ihtiyacını karşılamak üzere 1966 yılında faaliyete geçmiştir.
Barajın arkasındaki suni göl balıkçılık ve su suporları için elverişlidir.
Sakarya Nerhi üzerinde kurulmuştur. 6.50 km2 lik göl alanına sahiptir.
7.Maden Mineraller
Ve Enerji
Kaynakları
8.Tarım Alet Ve
Makina
Sayısı
9.Tarımsal Amaçlı
Örgütlenme
10.Sanayi
Kuruluşları
11.Turistik Ve
Tarihi Yerler
Kesikköprü Barajı: Kızılırmak Nehri üzerinde 1966 yılında faaliyete
geçmiştir. Göl alanı 6.50 km2 dir.
Altın, Kurşun-Çinko-Antimuan, Bentonit, Bitümlü Şist, Çimento, Demir,
Feldispat, Jeotermal Alan ve termal kaynaklar, Jips, Kaya Tuzu,
Kireçtaşı, Kum-Çakıl, Linyit, Manganez, Manyezit, Mermer, Perlit,
Pomza, Sepiyolit, Sodyum Sülfat, Trona, başlıca madenlerdir.
Traktörlerin Beygir Güçlerine göre dağılımları şöyledir.
1-10 BG arası : 393
11-24 BG arası : 167
25-34 BG arası : 847
35-50 BG arası : 8133
50+ BG
:14505
Tarım Kredi Kooperatifleri, Tarım Satış Kooperatifleri, Pancar Ekicileri
Kooperatifi, Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Sulama Kooperatifleri, Su
Ürünleri Kooperatifi, Ürün Borsaları, Ziraat Odası, Ankara Bölgesi
Sulama Kooperatifleri Birlikleri, Ankara Bölgesi Ormancılık
Kooperatifleri Birliği, Ankara Bölgesi Tarımsal Kooperatifler Birliği,
Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği, Tiftikbirlik, Pankobirlik,
Arı Yetiştiricileri Birliği, Damızlık Süt Sığırı Yetiştirici Birliği, Damızlık
Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği
Un fabrikaları, şeker fabrikası, yem fabrikası, yem katkı sanayi, tıbbi
malzeme sanayi, ambalaj sanayi, mermer ve betonarme sanayi, gıda
sanayi, süt ve süt ürünleri sanayi, tuz sanayi tesisleri bulunmaktadır.
Akyurt : Höyük bulunmaktadır.
Altındağ :Ankara Kalesi, Augustus Tapınağı, Julianus Sütunu, Roma
Hamamı, Cumhuriyet Anıtı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Devlet
Resim ve Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi, Kurtuluş Savaşı Müzesi ve
Cumhuriyet Müzesi bulunmaktadır. Ayrıca Karacabey, Ahi Şerafettin,
Hacı Bayram Veli Efendi, Karyağdı, Gülbaba ve İzzettin Baba Türbeleri
ile Hacı Bayram, Aslanhane, Ahi Elvan, Alaaddin, Zincirli ve Kurşunlu
271
camileri de ilçe sınırları içerisindedir.
Ayaş İlçesi: Kırkevler, Killik, Bünyamin ve Eski Camii gibi tarihi
eserleri vardır. Ayaş İlçesi kaplıcaları ile ünlüdür. Karakaya Kaplıcası ile
23 km. batısındaki Ayaş içmelerinin mineralli ve radyoaktifli suların
sağlık açısından önemli bir zenginlik kaynağıdır. Karadere Bağları, Ova
Bağları, Arıklar Bağları, Kirazdibi Bağları ilçenin diğer tabiat
varlıklarıdır.
Bala :Beynam Ormanları Balâ ilçesinin önemli mesire yerlerindendir.
Beypazarı İlçesi: tarihi evleri, gümüş işçiliği ve havucu ile ünlüdür.
Boğazkesen Kümbeti, Suluhan, Eski Hamam, Sultan Alaaddin Cami,
Akşemseddin Cami, Kurşunlu Cami, Rüstem Paşa Hamamı, Gazi
Gündüzalp Türbesi (Hırkatepe), Kara Davut Türbesi (Kuyumcutekke),
Karaca Ahmet Türbesi tarihi mekanlardır.
Tekke Yaylası ve Karaşar beldesinde bulunan Eğriova Yaylası ve Gölü,
Dereli köyü civarında peri bacalarını andıran yapılar ilçenin ilgi çekici
yerleridir.
Güdül İlçesi: Hititler dönemi mağaları, Samutbaba Türbesi, Kasım Baba
Türbesi, Kirmir Çayı Vadisi, Sorgun Gölü ve asma bağları görmeye
değerdir.
Çamlıdere : Selçuklu dönemine ait Peçenek Beldesinde bir Camii
bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Bizans Dönemine ait mezar ve yerleşim
yerleri kalıntılarına da rastlanılmaktadır. Orman mesire yerleri ve doğal
güzellikler ilçede dikkati çeker.
Çankaya : Atatürk Orman Çiftliği, Eymir Gölü, Elmadağ Kayak
Tesisleri, Ahlatlıbel Spor ve Eğlence Merkezi ilçe sınırlarındadır.
Anıtkabir, Atatürk Müzesi, Zafer Anıtı, MTA Genel Müdürlüğü Tabiat
Tarihi Müzesi, Güvenlik Anıtı, Etnografya Atatürk Anıtı, Doğa Tarihi
Müzesi, ODTÜ Arkeoloji Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Sergi Salonu,
Anıt Park, Botanik Bahçesi, Abdi İpekçi Parkı, Güven Park, Kurtuluş
Parkı, Kuğulu Park, Milli Egemenlik Parkı, Ahmet Arif Parkı, 100. Yıl
Kapalı Yüzme Havuzu, Belediye Buz Paten Sahası gibi spor alanları,
Oyuncak Müzesi, Hitit Anıtı, Atakule, TBMM ilçenin başlıca turistik
yerlerindendir.
Çubuk : Aktepe`de bulunan bir kale harabesi ve Karadana Köyünde
Oyulu Kaya Mezarları Hitit kalıntılarıdır.
Çubuk II. Barajı drenaj alanında bulunan ormanlık ile Karagöl mevkiinde
bulunan ormanlık alanlar önemli mesire yerleridir.
Elmadağ : Halıcılık, el dokuması, kilim, heybe ve çantalar kültür
zenginliklerini günümüze kadar getirmiştir.
Etimesgut : Gazi Tren istasyonu ve Atatürk`ün İstanbul`a gidiş
gelişlerinde uğurlandığı Etimesgut Tren İstasyonu tarihi yapı
272
özellikleriyle dikkat çekicidir. Etimesgut`a adını veren Ahi Mes`ud, Ahi
Elvan gibi Türk büyüklerinden, Ahi Elvan Hazretlerinin Türbesi
Elvanköy` de Elvanköy Cami avlusunda bulunmaktadır.
Evren : Höyük ve kilise, kale kalıntıları bu yörenin İslamiyetten çok
önceleri yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. İlçe sınırları içerisinde
Evren-Sarıyahşi yolu üzerinde Evren` e 2 km. uzaklıkta bir höyükte bin
yıla ait seramik kalıntılarına rastlanmıştır. Çatalpınar Köyünün 2 km
güneybatısında bulunan Sığırcık Kalesi Geç Bizans ve Osmanlı
Dönemine aittir.
Gölbaşı :Ankara`nın mesire, sayfiye, turizm ve sanayi bölgesi
durumundadır. Mogan ve Eymir Gölleri, doğal güzelliği, temiz havası ve
balık üretimi ile ilçeye turistik bir değer kazandırmaktadır.
Tulumtaş Mağarasında görülmeye değer dikit, sarkıt ve sütunlar
bulunmaktadır.
Haymana : Kaplıcalarıyla dünyaca ünlüdür. Kaplıcaların tarihi Hititlere
kadar uzanmaktadır. Hititlerden sonra Romalılar devrinde kaplıca tesisleri
yeniden onarılmış, ayrıca kaplıcanın 1-1.5 km doğusunda halen harabeleri
bulunan bir şehir kurularak, bu bölge bir su tedavi merkezi haline
getirilmiştir.
Kalecik : Hasbey, Saray, Tabakhane Camileri, Kazancıbaba, Alişoğlu
Türbesi ile Kızılırmak üzerindeki Develioğlu Köprüsü ve Kalecik Kalesi
belli başlı tarihi eserleridir.
Kazan : Yapılan kazılar sonucu çıkan birçok tarihi eser, çok değişik
medeniyetler zamanında ilçe ve köylerinde yerleşim olduğunu
göstermektedir.
Keçiören : Keçiören ilçesinin Ankara şehir merkezine uzaklığı 3 km. dir.
Ankara`nın Merkez ilçelerinden biridir. Mustafa Kemal`in Kurtuluş
Savaşına hazırlandığı ve karargah olarak kullandığı Ankara Eski Tarım
Okulu bugün müze olarak Keçiören sınırları içerisindedir.
Kızılcahamam : Ankara`nın orman örtüsüne sahip olan yerleşim yeridir.
Maden suyu bakımından oldukça zengin olan Kızılcahamam`a 16 km
uzaklıktaki Şey Hamamı Kaplıcası ülkenin önemli kaplıcaları arasındadır.
Mamak :Anfi Tiyatrosu, kültürel faaliyet varlıklarından sayılabilir.Tabiat
varlıkları olarak Hatip Çayı, Bayındır Barajı ve önemli 4 mesire
yerlerindendir.
Nallıhan : Nallıhan`ın şehir merkezine uzaklığı 161 km. dir.İlçe merkezi
1599`da Vezir Nasuhpaşa` nın burada bir han yaptırmasıyla teşekkül
etmiş, adını bu Han`dan almıştır. Halen çatısı yıkık olan Han ile birlikte
cami ve hamam da yapılmıştır. İlçede, Uluhan (Köstebek) Köyünde 17.
Yüzyılda inşa edilmiş olan Uluhan Cami de diğer önemli bir eserdir.
Polatlı : Yassıhöyük Köyü ve çevresi bölgede gerçek bir tarih başlangıcı
273
sayılabilir. Bu çevrede 86 adet tümülüs ve kral mezarları ve kalıntıları
ilçe merkezinde de tümülüs ve şehir kalıntıları bulunmaktadır.
Şereflikoçhisar : Tuz Gölü bulunmaktadır. Kuzeyinde bulunan Hirfanlı
Baraj Gölünde balıkçılık yapılmaktadır. Tuz Gölü, Kurşunlu Camii,
Koçhisar Kalesi ve Parlasan Kalesi, ilçenin tarihi ve turistik
zenginliklerini oluşturur.
Yenimahalle : Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat tarafından 1222
yılında eski Bağdat Ticaret yolunun geçtiği Ankara Çayı üzerinde
yaptırılan Akköprü sayılabilir.
12.Nüfus Dağılımı
TR 51 Alt bölgesi içerisinde bulunan 24 ilçede 926 köy bulunmaktadır.
1990 yılı nüfus verilerine göre:
Şehir Nüfusu
: 2836802
Köy Nüfusu
: 399576
Toplam
: 3236378
TR 51 Alt Bölgesi toplam nüfusunda şehir nüfusunun oranı % 87,65’dir.
2000 yılı nüfus verilerine göre:
Şehir Nüfusu
: 3540522
Köy Nüfusu
: 467338
Toplam
: 4007860
TR 51 Alt Bölgesi toplam nüfusunda şehir nüfusunun % 88,33’dür.
Nüfus Yoğunluğu ise 163,45
(kişi/km2)’dir.
1990 ve 2000 yılı sayım sonuçlarına göre şehir nüfusunda yaklaşık %o
22.15’lik bir artış söz konusudur. Köy nüfusunda ise %o 15.66’lük bir
artış söz konusudur. Toplam nüfus itibariyle yaklaşık %o 21.37’lük bir
artış vardır.
274
8.1.2. TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İline Ait Doğal Kaynak Envanteri
Güneş: (31 yılık ort.)
1. İklim
Güneşli Gün Sayısı 125.9 gün
Güneşlenme süresi 7 saat 15 dakikadır.
Güneşlenme Şiddeti 376,13 cal/cm2.dak.
Yağış: Uzun yılar ortalama yağış miktarı 323.6mm
2.Arazi Dağılımı
Arazi Cinsi Alanı (ha)
%
Tarım
2.659.890 63,8
Orman
506.426 12,1
Çayır Mera
709.894 17,0
Tarım Dışı
293.190
7,1
Yüzölçümü
4.169.400
100
3.Tarım
Arazilerinin
Dağılımı
4.Bitki Potansiyeli
Tarla Alanı
Ekilen Alan
Nadas
Sebze Alanı
Bağ Alanı
Meyve Alanı
Alan (ha)
1.377.835
1.215.975
22.952
17.863
25.265
Tarım Alanı İçerisinde Üretim Desenine
Göre Arazilerin Dağılımı
Alan
Tarla Alanı
Ekilen Alan
1.377.835
51.80
Nadas
1.215.975
45.70
Sebze Alanı
22.952
0.90
Bağ Alanı
17.863
0.70
Meyve Alanı
25.265
0.90
Toplam
2.659.890
100
Tarla Bitkileri Ekilişi İçerisinde Ürün Desenine
Göre Arazi Oranları
Ürün deseni
Alan (ha) Oran (%)
Tahıllar
1.194.980
86.70
Endüstri Bitkileri
62.596
4.50
Baklagiller
78.305
5.70
Yağ Bitkiler
10.761
0.80
Yem Bitkileri
24.560
1.80
Yumrulu Bitkiler
6.633
0.50
Toplam
1.377.835
100
Ürün deseni
Alan (ha) Oran (%)
Baklagil
1.805
7.9
Meyvesi yenen sebzeler
13.071
56.8
Yaprağı yenen sebzeler
1.647
7.3
Soğansı-yumrulu kök
4.419
19.3
sebzeler
Diğer sebzeler
2.010
8.7
Toplam
22.952
100
Meyve Ağaçları Ekilişinde Ürün Dağılımı
Ürün deseni
Ağaç sayısı Ekilen
275
5.Hayvan
Potansiyeli
6.Su Kaynakları
7.Maden
Mineraller
Ve
Enerji Kaynakları
8. Tarım Alet Ve
Makina
Sayısı
9.Tarımsal Amaçlı
Örgütlenme
10.Sanayi
(adet)
Alan(ha)
Yumuşak Çekirdekliler
3.257.532
15.811
Taş Çekirdekliler
1.815.672
8.110
Üzüm bağ (ha)
37.755
17.863
Çilek (ha)
319
319
Sert Kabuklular
308.994
1.025
Kimyon (ha)
28.540
28.540
Toplam ağaç sayısı
5.419.953
Küçükbaş Hayvan Varlığı
(Baş)
Koyun
1.332.073
Keçi
138.888
Büyükbaş Hayvan Varlığı
(Baş)
Kültür
132.598
Melez
159.369
Yerli
49.603
Manda
579
Toplam
342.149
Kanatlı Hayvan Sayısı
(Adet)
Yumurtacı Tavuk
6.307.975
Etçi Tavuk
5.248.800
Hindi
78.566
Diğer Kanatlı
44.837
Toplam
11.680.178
Arı Kovanı
69.898
Arıcılık Yapan Köy Sayısı
434
Bal Üretimi(Kg)
1.038.380
Bal Mumu(Kg)
47.499
Kırmızı Et Üretimi(Kg)
40.645.000
Beyaz Et Üretimi(Kg)
7.873.200
Süt Üretimi(Kg)
537.876.000
Yumurta Üretimi
1.485.658.587
Yapağı-Kıl-Tiftik(Kg)
1.728.956
Deri
374.399
Alüminyum,Barit,Magnezit,Çinko,Manganez,Krom,Linyit,Kükürt,Mermer,S
odyum Sülfat başlıca madenlerdir.
Traktörlerin BG lerine göre dağılımları şöyledir.
1-10 BG arası :
180
11-24 BG arası :
707
25-34 BG arası : 2.615
35-50 BG arası : 14.424
50+ BG
: 27.280
Tarım Kredi Kooperatifi
: 75 adet
Pancar Ekicileri Kooperatifi
: 3 adet
Tarımsal Kalkınma Kooperatifi : 271 adet
Su Ürünleri Kooperatifi : 11 adet
Sulama Kooperatifi : 292 adet olmak üzere toplam 652 adet kooperatif
vardır.
Un, şeker, şekerleme imalathanesi, yemek fabrikası, unlu mamuller
276
Kuruluşları
11.Turistik Ve
Tarihi Yerler
imalathanesi, yem ve yem katkı fabrikaları, süt ve süt ürünleri fabrikası, toz
ve alkolsüz içecekler imalathanesi, ambalaj fabrikası, tuz fabrikası, et ürünleri
işletmesi, su ürünleri işleme tesisi, paketleme baharat, kuruyemiş
tesisi,tekstil, konfeksiyon, triko, iplik ve halı sanayi, ham deri ve mamülleri
işleme sanayi, kağıt üretim ve basım sanayi, tarım makineleri imalathanesi,
sondaj makinaları, sulama ekipmanları sanayi, değirmen, makarna,yem
fabrikası, maden, kimya ,cam ve ilaç sanayi, inş., müteaah. hiz. beton mam.
ve toprak san.ağaç, mobilya imalat sanayi,muhtelif döküm sanayi, metal
demir, sac işleme,cıvata ve somun san., muhtelif endüstri makina ve
ekipmanları san., hidrolik mak. ve ekipmanları ve asansör san.,motor iç
aksamları ve dişli sanayi, oto aktarma organ. parçaları ve fren ekip.san., oto
dış aksamı, damper, karasör ve kabin san., Linyit Kömürü İşletmesi, sulama
sistemleri ve ekipmanları imalat sanayi, alüminyum fabrikası, mermer
fabrikası, tekstil fabrikası, av tüfeği imalat sanayi, kimya sanayi, halı sanayi,
kapı pencere üretim sanayi vardır.
Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan bölge, bu
medeniyetlere ait eserleri barındırır.
Çumra; Çatalhöyük Harabeleri, Esatpaşa Camii.
Karatay; Mevlana Müzesi, Şems-i Tebrizi Türbesi, Şerafettin Camii,
Selimiye Camii, Aziziye Camii, Karatay Medresesi, Yusufağa Kütüphanesi,
Mahkeme Hamamı, Ahmet Efendi Hamamı, İsmil Kaplıcaları.
Meram;Meram Bağları eşsiz güzelliğiyle önemli mesire alanlarının başında
gelir. Meram ilçesi bünyesinde ayrıca Alaaddin Tepesi’ni ve üzerindeki
Alaaddin Camiini, Tavusbaba Türbesini ve Gökyurt Köyü’ndeki antik şehri
barındırır.
Bozkır; Zengibar Kalesi, Tapınak, Gavur Sarnıcı, Roma Çeşmesi, Hisarlık
Kasabası Camii, Kurşunlu Camii, Bozkır Merkez Camii gibi eserler yanında
ilçe sınırları dahilinde çok sayıda yayla mevcuttur.
Taşkent; Alaaddin Keykubat Anıtı, Hadim’deki Hadimi Hz.lerine ait türbe
ve yine bu ilçelerde bulunan yaylalar bölgenin diğer önemli güzellikleri
arasındadır.
Akşehir; Nasreddin Hoca Türbesi, Taş Medrese
Ereğli; Tuvana Krallığı döneminden (M.Ö. 1200-742) intikal eden İvriz Kaya
Anıtı, Büyük ve Küçük Göztepe Höyükleri, Ulu Cami
Ilgın; Saadettin İsa Kümbeti, 1.Kılınç Arslan Camii, Pir Hüseyin Bey Camii,
Lala Mustafa Paşa Camii, Handev-i Kandev-i Türbesi, Ilgın Kaplıcaları.
Beyşehir; Eşrefoğlu Camii ve Türbesi, Beyşehir Kalesi, İçerişehir Hamamı,
Bedesten, Hititler döneminden kalan Eflatun Pınarı Anıtı, Fasıllar Köyü’ndeki
Misthia Kenti Harabeleri, Beyşehir Gölü kıyısında Gölyaka Köyü
yakınlarındaki Kubadabad Sarayı önemli tarihi eserler olup ,göl üzerindeki
irili ufaklı adalar ve Yaka Manastır adlı mesire yeri ilçenin görülmeye değer
güzelliklerindendir.
Derbent; Mülayim Köyü’nde bulunan ve bugün soğuk hava deposu olarak da
kullanılan in, Elikesik Hanı, Tekke Kalesi, Gelin Kaya, Güllü Pınar.
Derebucak; Balat Mağarası, Sulu dere, Körükini Mağaraları, Taşlıpınar
Köyü’ndeki Hitit Kabartmaları.
Doğanhisar; Ulu Cami, Deştiğin Kasabası Merkez Camii, Yunus Emre
Külliyesi.
Seydişehir; Tınaztepe Mağarası, Ilıca, Seyit Harun Veli Camii ve Türbesi,
Hacı Abdullah Efendi Türbesi, Muhammed Kuddusi Türbesi, Akçalar
Höyüğü, Karabulak Höyüğü, Arvana Şehri, Kuğulu ve Pınarbaşı mesire
yerleri, yanısıra Toros Dağları’nın eşsiz doğal güzellikleri ilçe sınırları
277
12.Nüfus Dağılımı
dahilindedir.
Cihanbeyli; Damlakuyu Höyüğü, Tuz Gölü,
Çeltik Merkez Camii.
Kadınhanı;Raziye Hatun Hanı, İbrahim Paşa Camii, Saçıkara Mağarası,
Kestel Kalesi ve mesire yerleri.
Karapınar; Sultan Selim Külliyesi, Reşadiye Camii, Meke Gölü, Acıgöl,
Çıralı Gölü, Valide Sultan Hamamı, Selimiye Şadırvanı.
Kulu; Düden Gölü.
Sarayönü; Alioğlu Camii, Pir Hüseyin Camii, Kurşunlu Cami, Kamalı
Hüyük, Dedeli Höyük, Baş Höyük, Çeşmelisebil Höyüğü, Ertuğrul Höyüğü,
Laodikeia Antik Kenti.
Yunak;Miskamit Harabeleri, Pissiya Kalıntıları.
TR 521 Alt bölgesi içerisinde bulunan Konya’da 31 ilçede 786 köy
bulunmaktadır.
1990 yılı nüfus verilerine göre:
Şehir Nüfusu
: 963.128
Köy Nüfusu
: 789.530
Toplam
: 1.752.658
V. TR 521 Alt Bölgesi toplam nüfusunda şehir nüfusunun oranı % 54,95’dir.
2000 yılı nüfus verilerine göre:
Şehir Nüfusu
: 1.294.817
Köy Nüfusu
: 897 349
Toplam
: 2 192 166
V. TR 521 Alt Bölgesi toplam nüfusunda şehir nüfusunun % 59,06’dır.
Nüfus Yoğunluğu ise : 57 (Kişi/Km2)’dir.
1990 ve 2000 yılı sayım sonuçlarına göre şehir nüfusunda yaklaşık %
34.43’lük bir artış söz konusudur. Köy nüfusunda ise % 13.65’lik bir artış söz
konusudur. Toplam nüfus itibariyle yaklaşık % 25.07’lik bir artış vardır.
278
8.1.3. TR 522Batı Anadolu Bölgesi Karaman İline Ait Doğal Kaynak Envanteri
Güneş: (31 yılık ort.)
1. İklim
Güneşli Gün Sayısı 142.9 gün
Güneşlenme süresi 8 saat 1 dakikadır.
Güneşlenme Şiddeti 408,19 cal/cm2.dak.
Yağış: Uzun yılar ortalama yağış miktarı 335.2 mm
2. Arazi
Arazi Cinsi Alanı (ha) %
Dağılımı
Tarım
345.552
37
Orman
209.292
22
Çayır Mera
310.990
33
Tarım Dışı
73.493
8
Yüzölçümü
100
939,327
3.Tarım
Alan (ha)
Arazilerinin
Tarla Alanı
Ekilen Alan
263.397
Dağılımı
Nadas
32.231
Sebze Alanı
9.298
Bağ Alanı
19.279
Meyve Alanı
20.397
Diğer
742
Tarım Alanı İçerisinde Üretim Desenine
4. Bitki
Göre Arazilerin Dağılımı
Potansiyeli
Alan
%
Tarla Alanı
Ekilen Alan
Nadas
263.397
76,21
32.231
9,24
Sebze Alanı
9.298
2,96
Bağ Alanı
19.279
5,56
Meyve Alanı
20.397
5,82
Diğer
742
0,21
Tarla Bitkileri Ekilişi İçerisinde Ürün Desenine
Göre Arazi Oranları
Ürün deseni
Alan (ha) Oran (%)
Tahıllar
225.867
85,45
Endüstri Bitkileri
5.662
2,14
Baklagiller
17.773
6,72
Yağ Bitkiler
1.376
0.52
Yem Bitkileri
10.356
3,92
Yumrulu Bitkiler
3.301
1,25
Toplam
264.335
100
Sebzeler
Ürün deseni
Alan (ha) Oran (%)
Baklagil
1.073
6,43
Meyvesi yenen sebzeler
7.096
42,55
Yaprağı yenen sebzeler
4.366
26,18
Soğansı-yumrulu kök sebzeler
4.141
24,84
Toplam
100
*16.676
* 6.416 ha sebze alanı meyvelikler arasında ve ikinci
ürün olarak yetiştirilmekte olup genel sebze alanına
dahil edilmemiştir. (Genel Sebze Alanı; 10.260 ha)
Meyve Ağaçları Ekilişinde Ürün Dağılımı
279
Ürün deseni
Yumuşak Çekirdekliler
Taş Çekirdekliler
Üzüm bağ (ha)
Sert Kabuklular
Ağaç sayısı (ad)
5.050.756
657.438
10.260
259.975
17.460
39.820
6.035.709
İncir
Nar
5. Hayvan
Potansiyeli
6. Su
Kaynakları
7. Maden
Mineraller Ve
Enerji
Kaynakları
8. Tarım Alet
Ve Makina
Sayısı
Toplam ağaç sayısı
Küçükbaş Hayvan Varlığı
(Baş)
Koyun
374.141
Keçi
70.789
Büyükbaş Hayvan Varlığı
(Baş)
11.544
Kültür
12.548
Melez
1.327
Yerli
25.419
Toplam
Kanatlı Hayvan Sayısı
(Adet)
Tavuk
1.634.333
26.654
Hindi
Diğer Kanatlı
16.570
Toplam
1.677.557
39.753
Arı Kovanı
Arıcılık Yapan Köy Sayısı
93
Bal Üretimi
543 ton
Bal Mumu
143 ton
Kırmızı Et Üretimi
1.332 ton
Süt Üretimi
50.904 ton
Yumurta Üretimi
466.329.000 adet
Yapağı-Kıl-Tiftik
1.135
Deri
30.032
İlin belli başlı akarsuları içinde en büyüğü ve önemlisi Göksu Nehri’ dir. Yerköprü
Santrali mevkisinden çıkan nehir, Yünalanı mevkiinde Akdeniz’e dökülür. Uzunluğu
296 km. olan nehrin, il sınırları içindeki uzunluğu ise 47 km’dir.
İl içinde doğan akarsulardan en önemlisi, Gödet Çayı’dır. 81 km. uzunluğundaki bu
çay, Yüzlük Dağı’dan doğup; Gödet Barajında son bulmaktadır.
Ayrancı Barajını dolduran Berendi Çayı, Göztaşı Tepesinden doğup büyük bir vadi
oluşturduktan sonra Sudurağı, Aşıran, Kılbasan, Akçaşehir ve Canhasan ovalarında
kaybolmaktadır. 80 km. uzunluğundaki İbrala Deresi 2,7 m3 /sn debiye sahiptir.
Ermenek çayı, 112 km. uzunluğundadır. Göksu nehrinin bir kolu olup, 56 km’si,
Karaman sınırları içinde bulunmaktadır. Mut yakınlarında Suçatı denilen yerde
Pirinçsuyu ile Göksu nehrine birleşir. Ermenek çayını; Göktepe yakınlarında Mençek
suyu, Ermenek içinden akan Maraspoli suyu, Muz vadide Bahçegözü suyu, Nadire
değirmenleri suyu, Balkusan çayı ve Zeyve çayı beslemektedir.
Diğer akarsular ise, sel rejimli özellliğe sahip Deliçay, Eskiçay ve Kocaderedir.
Aliminyum, Demir, Kurşun, Çinko, Manganez, Barit, Bentonit, Kaolen, Manyezit,
Talk, Linyit ve Mermer başlıca madenlerdir.
Toplam : 12.133 adet traktör bulunmaktadır.
280
9.Tarımsal
Amaçlı
Örgütlenme
10.Sanayi
Kuruluşları
11.Turistik ve
Tarihi Yerler
12. Nüfus
Dağılımı
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Süt Üreticileri Birliği, Arı Yetiştiricileri Birliği,
Meyve Üreticileri Birliği, Yumurta Üreticileri Birliği, Elma Üreticileri Birliği, Koyun
ve Keçi Yetiştiricileri Birliği, Tarım Kredi Kooperatifi ve Pancar Ekicileri
Kooperatifi mevcuttur.
Un, Bulgur, Bisküvi, Gofret ve Çikolatalı Ürünler Fabrikaları, Ambalaj Fabrikaları,
Meyve Suyu Konsantre Fabrikası, Makarna Fabrikası, İrmik Fabrikası, Suma
Fabrikası,
Kaleler:
Karaman Kalesi, Ermenek Kalesi, Mennan Kalesi,
Camiler ve Mescidler:
Aktekke Camii, Yunus Emre Camii, Dikbasan Camii, Ulu Camii, Sipaş Camii, Akça
Camii, Lamos Camii, Karamanoğulları imaret Camii,
Köprüler:
Görmel köprüsü, Akköprü,
Türbeler:
Karamanbey Türbesi, Alaattinbey Türbesi,
Medreseler
Tol Medresesi, Hatuniye Medresesi
Diğer Tarihi Eserler
Meraspolis Mağarası, İkizin Hitit Kabartması, Lahit ve Heykeller, Köristan, Çamlıca
Gökçeseki Kaya Oyma Mezarları, Koraşburnu Kaya Kabartma Mezarlığı,
Karaman’ın yaylaları genellikle Toros Dağları bölgesinde yoğunlaşmıştır.
Özellikle Toros Dağları çevresindeki köylerde, yaz aylarında, hayvanları otlatmak
için, yaylalara çıkma yöre halkının gelenekleri arasındadır. Bu yaylalar orman
içerisinde güzel ve tatlı su imkanları olan, uygun iklim şartları ve temiz havaya sahip
doğal değerlerdir. Bu alanlara konaklama tesislerinin yapılması ve alt yapının
oluşturulması yayla ve kamping turizmini geliştirecektir.
TR 522 Alt bölgesi içerisinde bulunan 6 ilçede 160 köy bulunmaktadır.
1990 yılı nüfus verilerine göre:
Şehir Nüfusu
: 106.051
Köy Nüfusu
: 111.485
Toplam
: 217.536
TR 522 Alt Bölgesi toplam nüfusun şehir nüfusu oranı %58 ve köy nüfusu oranı %
42’dir.
2000 yılı nüfus verilerine göre:
Şehir Nüfusu
: 139.912
Köy Nüfusu
: 103.298
Toplam
: 243.210
TR 522 Alt Bölgesi toplam nüfusun % 57.5’i şehirde yaşamaktadır.
Nüfus Yoğunluğu ise 27 kişi/km2’dir.
1990 ve 2000 yılı sayım sonuçlarına göre şehir nüfusunda yaklaşık binde 27.7’lik bir
artış söz konusudur. Köy nüfusunda ise binde 07.6’lık bir azalma gözükmektedir.
Toplam nüfus itibariyle yıllık nüfus artış hızı yaklaşık binde 11.2’dir.
281
8.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yeraltı ve Yerüstü Su Kaynakları ile Su Yüzeyleri
8.2.1. Su Kaynakları Potansiyeli
Ankara İli Su Kaynakları (hm3/yıl)
A-Yerüstü suyu (Toplam Ortalama)
Sakarya Nehri
Kızılırmak Nehri
Peçeneközü Çayı
B-Yer altı suyu (Toplam Rezerv)
Toplam(A+B)
Konya İli Su Kaynakları(hm3/yıl)
A-Yerüstü suyu
Uludere
Beyşehir Gölü
Çavuş Deresi
Süberte Çayı
Çarşamba Çayı
Zanapa Deresi
May Deresi
Meram Çayı
Sille Deresi
İnsuyu Deresi
Göksu Nehri
Yunak Gökpınar Deresi
Ilgın Deresi
Bakırpınarı,Zengi,Beşgöz kaynakları
Diğerleri
B) Yeraltı Suları
Toplam(A+B)
Karaman İli Su Kaynakları(hm3/yıl)
Yerüstü suyu
Göksu Nehri
Ermenek Çayı
Gödet Çayı
İbrala Deresi
Deliçay
Eskiçay
Kocadere
Diğerleri
B) Yeraltı Suları
Toplam(A+B)
Kaynak : DSİ
282
5.430
2.900
2.500
30
75,5
5.505,5
2.939
143,2
446
37,4
117,9
164,8
233,6
53,6
51
2
14,7
818,7
223,2
124
36,4
472,5
1.150
4.089
1.813,9
394,8
1.140,8
53,9
84,2
18,7
14
49,3
58,2
182
1.995,9
8.2.2. Su Yüzeyleri
8.2.2.1. TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Su Yüzeyleri
A) Doğal Göl Yüzeyleri
Tuz Gölü
Samsam Gölü
Eymir Gölü
Diğer Göller
B) Baraj Rezervuar Yüzeyleri
Çubuk 1 Barajı
Çubuk 2 Barajı
Kayaş Bayındır Barajı
Kurtboğazı Barajı
Çamlıdere Barajı
Eğrekkaya Barajı
Akyar Barajı
Asartepe Barajı
Hirfanlı Barajı
Kesikköprü Barajı
Kapulukaya Barajı
C) Gölet Rezervuar Yüzeyleri
Ayaş-Çanıllı Göleti
Çubuk-Kızılca Göleti
Çubuk-Kösrelik Göleti
Çubuk-Kızık Göleti
Çankaya-Yağlıpınar Göleti
Yenimahalle-Susuz Göleti
Kızılcahamam-Üçbaş Göleti
Kızılcahamam-Aşağıkaraviran Göleti
Kızılcahamam-Kırköy Göleti
Kızılcahamam-Karagüney Göleti
Kızılcahamam-Çeştepe Göleti
Kızılcahamam-Aşağıhöyük Göleti
Kızılcahamam-İğder Göleti
Nallıhan-Çamalan Göleti
Polatlı-Karaahmet Göleti
Polatlı-Ilıca Göleti
Polatlı-Hacımuslu Göleti
Yenimahalle-Bucuk Göleti
Kazan-Örencik Göleti
Evren-Köprüdere Göleti
D) Akarsu Yüzeyleri
Sakarya Nehri
Kızılırmak Nehri
Peçeneközü Çayı
Diğer Dereler
Toplam Su Yüzeyleri
Kaynak : DSİ
283
50.404 ha.
49.010
808
567.5
19.3
18.347 ha
144
126
75
580
3.220
420
204
171
12.404
304
699
62 ha
7,5
13,6
8,7
18
6
5
14,2
3,7
5,6
8,6
4,7
9,3
1,3
15
5,8
3,8
6,2
4,1
3,9
17
4.384.5 ha
1.040
1.600
13
1.731,5
73.298,3 ha
8.2.2.2. TR521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Su Yüzeyleri
A) Doğal Göl Yüzeyleri
Beyşehir Gölü
Tuz Gölü
Hotamış Gölü
Ereğli Akgöl
Akşehir Gölü
B) Baraj Rezervuar Yüzeyleri
Apa Barajı
May Barajı
Altınapa Barajı
Sille Barajı
İvriz Barajı
C) Gölet Rezervuar Yüzeyleri
May Göleti
Osmancık Göleti
Mecidiye Göleti
Bulcuk Göleti
Doğanhisar Göleti
Evliyatekke Göleti
Başhüyük Göleti
Derbent Göleti
Deştiğin Göleti
Ladik Göleti
Çayhan Göleti
Cihanbeyli Göleti
Akviran Göleti
Çukurçimen Göleti
Bostandere Göleti
Aydoğmuş Göleti
Hadim Göleti
Güneydere Göleti
D) Akarsu Yüzeyleri
Göksu Nehri
Çarşamba Çayı
Süberte Çayı
Diğerleri
Toplam Su Yüzeyleri
Kaynak : DSİ
284
202.940 ha.
58.000
78.536
22.600
8.504
35.300
2.750 ha
1.260
677
298
34
483
632ha
28ha
18
46
14
23
14
32
18
16
31
48
173
40
8
40
65
8
10
71 ha
37
14
3
17
206.395 ha
8.2.2.3. TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Su Yüzeyleri
A) Doğal Göl Yüzeyleri
B) Baraj Rezervuar Yüzeyleri
Gödet Barajı
Ayrancı Barajı
C) Gölet Rezervuar Yüzeyleri
Dokuzyol Göleti
D) Akarsu Yüzeyleri
Ermenek Çayı
Göksu Nehri
Gödet Çayı
İbrala Deresi
Diğerleri
Toplam Su Yüzeyleri
Kaynak:DSİ
285
ha.
920 ha
683
237
10 ha
10ha
103ha
45
30
8
10
10
1.033 ha
8.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Jeotermal Enerji Kaynakları
İller
Sıcaksu
Kaynak
Adı
Kızılcahamam
( C)
50-51
(Lt/Sn.)
2.8
(Mwt)
0.18
( C)
75-86
(Lt/Sn.)
114
(Mwt)
24.33
Seyhamamı
Acı Kaplıca
44-3134
15-5,6
0.57
-
-
-
Kaplıcadave sera
ısıtılmasında
Çubuk Melıkşah
Melikşah Kaynağı
31
0.5
-
32-39
450
7.53
BeypazarıDutlu Ayaş
Dutlu
42-51.5
6.07
0.42
-
-
-
Turistik tesislerde balneoloji
amacıyla kullanılmakta, süs
balıkcılığı ve seracılık yapılmakta
Kaplıca
Karakaya
31
4.8
-
31
17
-
Çoban
52
10
0,71
-
-
-
Ayaş
51
1.7
0,11
-
-
-
Haymana
Haymana
45
4.8
0.2
43-44.5
53
2.1
Turistik
tesislerde,seracılık ve
süs balıkçılığında
Kaplıcada ve sera
ısıtılmasında
Kaplıcada, kaplıca
tesisi,
sera ve çiftlik
ısıtılmasında
Kaplıcada ve kaplıca
tesislerinin
ısıtılmasında
Kaplıcada ve cami
ısıtılmasında
Uyuz
34
20
Ilgın
Ilgın
40
30
0,63
41.6-42
160
4.68
Kaplıca
Ilgın Çavuşcugöl
Beyşehır Köşkköy
Çavuşcugöl
Köşkköy
30
35
10.5
7.1
-
35
11
-
Kapılcada ve
yakın yerleşim
bölgesinin
ısıtılmasında
Kaplıcada
Kaplıcada
Jeotermal Alan
Adı
Kızılcahamam
Seyhamamı
Sıcaklık
O
Debi
Potansiyel
Sıcaklık
O
Debi
Potansiyel
Ankara
Konya
* Türkiye Jeotermal Envanteri-1996
** 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1995-1999) Madencilik Özel Ihtisas Komisyonu
Enerji Hammaddeleri Alt Komisyonu Jeotermal Enerji Çalışma Grubu
Not: Sondajlardaki potansiyel değerleri, kuyuların ilk üretim debilerinin toplamına göre hesaplanmıştır
286
Kullanım Alanı
Kaplıcada,
ısıtmada
Kurulu Tesıs
Kaplıcada, kaplıca
tesislerinin
ısıtılmasında,seracılıkta
kullanılmakta
Kaplıca
Kaplıca
Kaplıca
Kaplıca, kaplıca tesisi ve cami
ısıtılmasında
Kaplıca
Konya
Ankara
8.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yer Alan İllere Ait Organik Tarım Üretim Verileri
Türkiye
Ülke Geneli
Türkiye
İl
Toplam
İl Organik
Üretim
Ürün
Çiftçi
Üretim Üretim
Organik Üretimindeki
İL
Ürün Adı
Alanı
Toplamına
Sayısı
Miktarı Miktarı
Üretim
Payı
(ha)
Göre
(ton)
(ton)
İçindeki
(%)
(%)
Payı(%)
Biber
Buğday
Domates
Fasulye
Kabak
Kiraz
Patlıcan
Üzüm
Arpa
Böğürtlen
Ceviz
Soğan
Yulaf
Barbunya
Bezelye
Havuç
Kavun
Patates
Brokoli
Kuşburnu
Mısır
Bamya
TOPLAM
Anason
Armut
Biber
Buğday
Çilek
Domates
Elma
Erik
Fasulye
Haşhaş
Kabak
Kimyon
Kiraz
Mercimek
Nohut
Şeftali
Üzüm
Vişne
Arpa
Ceviz
2.596,65
36.754,49
25.758,81
654,30
97,74
1.163,43
133,48
15.166,44
8.395,51
128,68
323,26
758,21
1.459,97
12,36
16,13
26,55
89,18
313,50
87,70
11,38
9.237,89
2,37
17
199,56
287,34
5.262,25
2.596,65
36.754,49
4.604,02
25.758,81
51.614,70
6.076,59
654,30
522,08
97,74
264,88
1.163,43
10.515,88
4.750,58
1.198,80
15.166,44
2.477,05
8.395,51
323,26
287
26,75
69,60
188,50
27,50
5,00
1,00
13,05
0,00
105,00
0,05
0,00
353,00
43,20
2,00
1,50
3,00
3,00
7,50
2,00
0,03
80,00
1,50
933,18
234,04
24,60
20,00
363,95
2.527,50
210,00
560,48
245,20
131,50
201,72
1,00
139,88
215,85
666,58
283,15
120,00
570,00
1.206,30
311,00
41,37
1,03
0,19
0,73
4,20
5,12
0,09
9,78
0,00
1,25
0,04
0,00
46,56
2,96
16,18
9,30
11,30
3,36
2,39
2,28
0,26
0,87
63,29
0,01
0,02
0,07
0,01
0,00
0,00
0,00
0,00
0,04
0,00
0,00
0,12
0,01
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,03
0,00
2,87
7,46
20,20
2,95
0,54
0,11
1,40
0,00
11,25
0,01
0,00
37,83
4,63
0,21
0,16
0,32
0,32
0,80
0,21
0,00
8,57
0,16
81,45
0,47
0,77
0,99
54,90
0,82
1,09
4,04
20,10
38,64
1,02
52,81
18,55
6,34
5,96
10,01
3,76
48,70
3,70
12,80
0,08
0,01
0,01
0,13
0,87
0,07
0,19
0,08
0,05
0,07
0,00
0,05
0,07
0,23
0,10
0,04
0,20
0,42
0,11
0,01
2,74
0,29
0,23
4,27
29,63
2,46
6,57
2,87
1,54
2,37
0,01
1,64
2,53
7,82
3,32
1,41
6,68
14,14
3,65
0,49
784,21
332,26
12,36
16,13
62,40
89,18
313,50
408,83
358,10
9.237,89
70,58
62,50
40,20
0,50
779
2.276,23
654,30
12,36
313,50
Kara
man
Soğan
Ayçiçeği
Barbunya
Bezelye
Karpuz
Kavun
Patates
Rezene
Marul
Mısır
Sarımsak
Soya
Karnabahar
Kısa Mahmut
TOPLAM
Fasulye
Barbunya
Patates
Toplam
TR 5 Toplam
Türkiye Toplam
1
797
27,50
2.503,29
9.314
162.192,74
279.663,16
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Web Sayfası
288
112,50
7,65
0,36
5,00
1,59
1,65
4,00
118,81
50,00
85,00
59,40
8,00
0,61
0,50
8.528,69
27,00
10,00
1,00
38,00
9.499,87
14,35
2,30
2,91
31,00
2,55
1,85
1,28
29,06
13,96
0,92
84,16
12,80
1,52
100,00
0,04
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,04
0,02
0,03
0,02
0,00
0,00
0,00
1,32
0,09
0,00
0,06
0,02
0,02
0,05
1,39
0,59
1,00
0,70
0,09
0,01
0,01
4,13
80,91
0,32
0,01
0,00
0,00
71,05
26,32
2,63
8.5.
TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları
8.5.1 TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları
Verilen Hizmetler
Yayım-Eğitim-Araştırma
Sulama
Orman Köylerini Kalkındırma
Veteriner Hizmetleri- Suni Tohumlama ve
Damızlık
Tarımsal Girdiler (tohum, gübre, zirai
mücadele ilaçları)
Tarımsal Kredi
Ürün Pazarı
Süt Toplama ve Pazarlama
Et İşleme
Diğer Finansman Kaynakları
İlgili Kurum
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi,
Tarım İl/İlçe Müdürlüğü,
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enst.Müdürlüğü
Tavukçuluk Araştırma Ens.Müd.
Lalahan Hay.Mrk.Arş.Ens.Müd.
Etlik Vet.Mrk.Kont.Arş.Ens.Müd.
Zirai Mücadele Mrk.Arş.Ens.Müd.
Tohum Test Ve Sert.Merk.Müd.
Toprak Ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü
Toprak Gübre Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü
Tar.Alet Ve Mak.Test Mrk.Müd.
Şap Enstitüsü Müdürlüğü
Merkez İkmal Müdürlüğü
İl Kontrol Lab.Müd.
Tarımsal Eko.Arş.Enst.Müd.
Zirai Üretim İşletmesi Per.Ve Mak.Eğitim Merkezi
Müdürlüğü
Polatlı ve Bala TİGEM
Tarım Danışmanları,
Ziraat Odaları,
Özel Firmalar
DSİ (Büyük Ölçekli),
İl Özel İdaresi (Köy Hizmetleri -Küçük Ölçekli)
Sulama Kooperatifleri,
Sulama Birlikleri,
Tarım İl ve İlçe Müdürlüğü,
Çevre ve Orman Bakanlığı İl/Bölge Müdürlüğü
Tarım İl/İlçe Müdürlüğü,
Özel Veteriner Hekimler,
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği,
Tarım İl/ İlçe Müdürlüğü,
Dalaman TİGEM
Tarım Kredi Kooperatifleri,
Tarımsal Kalkınma Koop. vb.
Özel Şirketler, Diğer çiftçiler,
T.C. Ziraat Bankası,
Tarım Kredi Kooperatifleri
TMO,Haller, Tüccarlar, Semt Pazarları, Hayvan Pazarı
Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri,
Özel Sektör Kuruluşları
Köylere Hizmet Götürme Birliği
Özel Kuruluşlar,
Tarım Bakanlığı,
İl Özel İdaresi,
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri,
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı.
289
8.5.2. TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları
Verilen Hizmetler
Yayım-Eğitim-Araştırma
Sulama
İlgili Kurum
Tarım İl/İlçe Müdürlüğü,
Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü,
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi,
Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi,
Konya Veteriner Sağlık Teknisyenleri Meslek Lisesi,
Çumra Ziraat Meslek Lisesi,
Bahri Dağdaş MİKHAM,
Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü,
Tarım Danışmanları,
Ziraat Odaları,
Özel Firmalar
DSİ (Büyük Ölçekli),
İl Özel İdaresi (Köy Hizmetleri -Küçük Ölçekli)
Sulama Kooperatifleri,
Sulama Birlikleri,
Tarım İl ve İlçe Müdürlüğü,
Çevre ve Orman Bakanlığı İl/Bölge Müdürlüğü
Tarım İl/İlçe Müdürlüğü,
Veteriner Fakültesi,
Veteriner Hizmetleri- Suni
Özel Veteriner Hekimler,
Tohumlama ve Damızlık
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği,
Tarım İl/ İlçe Müdürlüğü,
Altınova Tarım İşletme Müdürlüğü,
Konuklar Tarım İşletme Müdürlüğü,
Tarımsal Girdiler (tohum, gübre, zirai Gözlü Tarım İşletme Müdürlüğü,
Tarım Kredi Kooperatifleri,
mücadele ilaçları)
Tarımsal Kalkınma Koop. vb.
Özel Şirketler,
Diğer çiftçiler,
T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri
Tarımsal Kredi
TMO,Ticaret Borsası, Haller, Tüccarlar, Semt Pazarları,
Ürün Pazarı
Hayvan Pazarı.
Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, Özel Sektör
Kuruluşları
Süt Toplama ve Pazarlama
Köylere Hizmet Götürme Birliği.
Özel Kuruluşlar,
Et İşleme
Tarım Bakanlığı,
İl Özel İdaresi,
KOBİ,
Diğer Finansman Kaynakları
TEMA Vakfı,
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri,
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı.
Orman Köylerini Kalkındırma
290
8.5.3. TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları
Verilen Hizmetler
Yayım-Eğitim-Araştırma
Sulama
Orman Köylerini Kalkındırma
Veteriner Hizmetleri- Suni Tohumlama
ve Damızlık
Tarımsal Girdiler (tohum, gübre, zirai
mücadele ilaçları)
Tarımsal Kredi
Ürün Pazarı
Süt Toplama ve Pazarlama
Et İşleme
Diğer Finansman Kaynakları
İlgili Kurum
Tarım İl/İlçe Müdürlüğü,
Tarım Danışmanları,
DSİ (Büyük Ölçekli),
İl Özel İdaresi (Köy Hizmetleri -Küçük Ölçekli)
Sulama Kooperatifleri,
Sulama Birlikleri,
Tarım İl ve İlçe Müdürlüğü,
Çevre ve Orman Bakanlığı İl/Bölge Müdürlüğü
Tarım İl/İlçe Müdürlüğü,
Özel Veteriner Hekimler,
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği,
Tarım İl/ İlçe Müdürlüğü,
Tarım Kredi Kooperatifleri,
Tarımsal Kalkınma Koop. vb.
Özel Şirketler,
Diğer çiftçiler,
T.C. Ziraat Bankası,
Tarım Kredi Kooperatifleri
TMO,
Haller
Tüccarlar,
Semt Pazarları,
Hayvan Pazarı
Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri,
Özel Sektör Kuruluşları
Özel Kuruluşlar,
Tarım Bakanlığı,
İl Özel İdaresi,
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri,
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı.
291
8.6. Türkiye İller Bazında Tarımsal Üretim Değerleri (2000) (Cari Fiyatlarla YTL.)
İller
(İBBSDüzey 3 )
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
K.Maraş
Mardin
Muğla
Bitkisel
Üretim
Değeri
466.526.367
115.904.267
221.870.683
31.339.024
166.482.013
461.370.214
620.077.771
36.949.214
467.555.898
478.906.494
78.764.317
11.265.516
32.575.010
73.695.164
100.484.271
610.748.099
263.327.886
61.071.497
177.951.494
293.399.702
287.397.032
197.211.389
84.350.203
62.981.311
50.759.715
178.461.376
219.699.896
84.039.071
28.061.138
4.815.668
461.134.685
212.923.459
664.167.937
57.522.118
747.838.346
27.614.120
93.797.019
128.931.347
123.625.856
87.157.199
62.814.053
651.324.685
132.805.079
184.173.432
539.672.026
235.373.695
119.286.618
431.747.622
%
3,1
0,8
1,5
0,2
1,1
3,1
4,2
0,2
3,1
3,2
0,5
0,1
0,2
0,5
0,7
4,1
1,8
0,4
1,2
2,0
1,9
1,3
0,6
0,4
0,3
1,2
1,5
0,6
0,2
0,0
3,1
1,4
4,5
0,4
5,0
0,2
0,6
0,9
0,8
0,6
0,4
4,4
0,9
1,2
3,6
1,6
0,8
2,9
Canlı Hayvanlar
Üretim Değeri
91.662.015
56.791.547
144.545.110
141.339.745
57.232.678
151.814.075
109.818.730
29.796.173
119.016.247
215.871.848
27.587.397
59.027.094
61.328.242
193.554.099
64.996.107
116.082.707
99.171.073
51.163.569
90.791.483
65.657.007
143.820.469
62.211.971
87.443.570
65.995.024
201.442.037
81.716.891
52.297.160
45.982.498
29.878.212
39.709.764
57.023.868
50.326.715
128.432.276
42.324.996
175.951.197
93.973.585
101.656.390
122.216.156
65.959.258
37.016.404
86.550.498
325.138.804
106.784.933
69.243.300
136.643.700
84.064.175
52.364.708
68.310.296
%
1,4
0,9
2,2
2,1
0,9
2,3
1,7
0,4
1,8
3,2
0,4
0,9
0,9
2,9
1,0
1,7
1,5
0,8
1,4
1,0
2,2
0,9
1,3
1,0
3,0
1,2
0,8
0,7
0,4
0,6
0,9
0,8
1,9
0,6
2,6
1,4
1,5
1,8
1,0
0,6
1,3
4,9
1,6
1,0
2,1
1,3
0,8
1,0
292
Hayvansal Ürünler
Üretim Değeri
78.595.110
34.334.228
131.709.720
63.637.934
51.461.405
153.552.479
85.018.335
25.446.508
74.438.403
314.762.124
18.129.903
30.685.883
30.920.175
227.367.066
38.593.853
127.778.105
71.159.525
38.603.171
69.965.831
40.466.514
58.254.100
41.669.799
57.102.905
41.131.174
105.912.098
46.266.904
54.086.116
40.571.094
23.435.558
18.044.748
57.297.425
34.994.355
87.111.032
101.461.215
235.328.654
34.460.135
60.306.915
78.844.941
36.254.162
27.394.806
85.890.608
286.055.065
54.194.684
69.386.648
186.228.465
65.125.179
26.729.645
43.007.971
%
1,5
0,7
2,5
1,2
1,0
3,0
1,6
0,5
1,4
6,1
0,4
0,6
0,6
4,4
0,7
2,5
1,4
0,7
1,4
0,8
1,1
0,8
1,1
0,8
2,0
0,9
1,0
0,8
0,5
0,3
1,1
0,7
1,7
2,0
4,5
0,7
1,2
1,5
0,7
0,5
1,7
5,5
1,0
1,3
3,6
1,3
0,5
0,8
Toplam
Tarımsal
Üretim Değeri
636.783.492
207.030.042
498.125.513
236.316.703
275.176.096
766.736.768
814.914.836
92.191.895
661.010.548
1.009.540.466
124.481.617
100.978.493
124.823.427
494.616.329
204.074.231
854.608.911
433.658.484
150.838.237
338.708.808
399.523.223
489.471.601
301.093.159
228.896.678
170.107.509
358.113.850
306.445.171
326.083.172
170.592.663
81.374.908
62.570.180
575.455.978
298.244.529
879.711.245
201.308.329
1.159.118.197
156.047.840
255.760.324
329.992.444
225.839.276
151.568.409
235.255.159
1.262.518.554
293.784.696
322.803.380
862.544.191
384.563.049
198.380.971
543.065.889
%
2,4
0,8
1,9
0,9
1,0
2,9
3,0
0,3
2,5
3,8
0,5
0,4
0,5
1,8
0,8
3,2
1,6
0,6
1,3
1,5
1,8
1,1
0,9
0,6
1,3
1,1
1,2
0,6
0,3
0,2
2,2
1,1
3,3
0,8
4,3
0,6
1,0
1,2
0,8
0,6
0,9
4,7
1,1
1,2
3,2
1,4
0,7
2,0
45.094.038
0,3
Muş
229.559.925
1,5
Nevşehir
285.720.480
1,9
Niğde
183.894.106
1,2
Ordu
96.506.147
0,6
Rize
263.314.226
1,8
Sakarya
454.043.038
3,0
Samsun
41.466.932
0,3
Siirt
39.534.108
0,3
Sinop
89.121.979
0,6
Sivas
202.958.470
1,4
Tekirdağ
217.841.850
1,5
Tokat
106.930.871
0,7
Trabzon
7.687.087
0,1
Tunceli
424.957.535
2,8
Şanlıurfa
108.901.734
0,7
Uşak
39.261.956
0,3
Van
199.970.664
1,3
Yozgat
50.054.483
0,3
Zonguldak
152.703.768
1,0
Aksaray
5.467.688
0,0
Bayburt
Karaman
229.537.253
1,5
69.885.538
0,5
Kırıkkale
68.142.248
0,5
Batman
27.971.732
0,2
Şırnak
19.738.107
0,1
Bartın
11.231.866
0,1
Ardahan
32.973.554
0,2
Iğdır
28.825.402
0,2
Yalova
18.518.523
0,1
Karabük
67.887.088
0,5
Kilis
95.870.667
0,6
Osmaniye
74.555.878
0,5
Düzce
Türkiye
14.920.079.937 100,0
Kaynak:TÜİK
113.392.200
1,7
30.039.658
0,5
58.859.157
0,9
86.503.664
1,3
21.797.910
0,3
122.226.939
1,8
141.156.821
2,1
25.251.158
0,4
52.004.203
0,8
162.244.802
2,4
71.450.649
1,1
116.739.486
1,8
62.553.544
0,9
29.923.776
0,4
153.982.386
2,3
59.957.161
0,9
192.930.783
2,9
95.157.109
1,4
53.105.227
0,8
56.825.137
0,9
27.147.607
0,4
41.816.655
0,6
23.482.569
0,4
25.106.181
0,4
12.834.399
0,2
25.930.329
0,4
75.206.046
1,1
39.744.925
0,6
6.303.125
0,1
18.364.921
0,3
7.942.637
0,1
34.989.920
0,5
45.367.727
0,7
6.652.064.612 100,0
293
57.282.162
1,1
215.768.400
25.924.186
0,5
285.523.769
25.328.129
0,5
369.907.766
90.841.396
1,8
361.239.166
23.642.479
0,5
141.946.536
162.757.528
3,1
548.298.693
116.960.234
2,3
712.160.093
16.000.633
0,3
82.718.723
27.923.599
0,5
119.461.910
127.733.048
2,5
379.099.829
61.451.165
1,2
335.860.284
51.128.036
1,0
385.709.372
78.662.938
1,5
248.147.353
18.401.383
0,4
56.012.246
52.893.050
1,0
631.832.971
31.674.358
0,6
200.533.253
79.763.965
1,5
311.956.704
49.744.962
1,0
344.872.735
26.308.020
0,5
129.467.730
43.830.419
0,8
253.359.324
12.008.788
0,2
44.624.083
51.237.001
1,0
322.590.909
15.504.534
0,3
108.872.641
17.728.703
0,3
110.977.132
7.380.482
0,1
48.186.613
13.118.664
0,3
58.787.100
30.911.600
0,6
117.349.512
13.533.797
0,3
86.252.276
10.222.443
0,2
45.350.970
10.878.944
0,2
47.762.388
7.267.795
0,1
83.097.520
27.313.046
0,5
158.173.633
29.675.886
0,6
149.599.491
5.178.206.046 100,0 26.750.350.595
0,8
1,1
1,4
1,4
0,5
2,0
2,7
0,3
0,4
1,4
1,3
1,4
0,9
0,2
2,4
0,7
1,2
1,3
0,5
0,9
0,2
1,2
0,4
0,4
0,2
0,2
0,4
0,3
0,2
0,2
0,3
0,6
0,6
100,0
8.7. Haritalar
Kaynak:TÜİK
Kaynak:TÜİK
294
Kaynak:TÜİK
295
296
297
298
299
KAYNAKLAR
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Türkiye İstatistik Kurumu
Devlet Planlama Teşkilatı
Dış Ticaret Müsteşarlığı
Karayolları Genel Müdürlüğü
Devlet Meteoroloji İşleri genel Müdürlüğü
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü
Ankara Valiliği
Konya Valiliği
Karaman Valiliği
Ankara Tarım İl Müdürlüğü
Konya Tarım İl Müdürlüğü
Karaman Tarım İl Müdürlüğü
Ankara İl Tarım Master Planı
Konya İl Tarım Master Planı
Karaman İl Tarım Master Planı
Ankara Köye Yönelik Hizmetler Müdürlüğü
Konya Köye Yönelik Hizmetler Müdürlüğü
Karaman Köye Yönelik Hizmetler Müdürlüğü
Konya İl Özel İdaresi
Karaman İl Özel İdaresi
TR 6 Akdeniz Bölge Tarım Master Planı Taslağı
TR 7 Orta Anadolu Bölge Tarım Master Planı
TR 3 Ege Bölgesi Master Planı
www.dsi.gov.tr
www.tarım.gov.tr
www.igeme.org.tr
www.zmo.org.tr
www.fao.org
300

Benzer belgeler