UFUKTAK‹ GÜNEfi

Transkript

UFUKTAK‹ GÜNEfi
BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZ‹ DERG‹S‹ - ÜÇ AYDA B‹R YAYIMLANIR
Y›l 1 Say› 2 | N‹SAN 2005 | 5.00 YTL
Küresel iklim de¤iflikli¤ine
karfl› iflbirli¤i güçlendikçe,
geçifl sürecindeki ülkeler
için yeni yabanc› yat›r›m
olanaklar› do¤uyor
UFUKTAK‹
GÜNEfi
Yerel yönetimlerin yetkilerinin artmas› çevre
yönetimini ne kadar kolaylaflt›racak?
sayfa 18
sayfa 24
sayfa 29
▼
Çevrenin yerinden yönetimi
REC Türkiye Özel Programlar Yöneticisi
Kerem Okumufl ile ifl dünyas› ve çevre
üzerine
▼
‹fl dünyas› ve çevre
Romanya'n›n k›rsal bölgeleri
eski böcek ilaçlar› yüzünden
su kriziyle karfl› karfl›ya
▼
Zehirli kaynaklar
Orta ve Do¤u Avrupa için Bölgesel Çevre
Merkezi’nin Japon Özel Fonu,
Japon Hükümeti’nin Orta ve Do¤u Avrupa
bölgesindeki çevre sorunlar›n›n çözümüne
yönelik çal›flmalar›nda REC’i desteklemek
için 1993’te oluflturdu¤u bir kaynakt›r.
Do¤u’dan Do¤u’ya Köprü
Japon Özel Fonu son y›llarda, ça¤›m›z›n en
önemli çevre sorunlar›ndan biri olan iklim
de¤iflikli¤i konusuna odaklan›yor. Fon, Orta
ve Do¤u Avrupa ülkelerinin iklim de¤iflikli¤i
konusunda Birleflmifl Milletler ‹klim
De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi ve Kyoto
Protokolü koflullar›n› sa¤lama çal›flmalar›n›
destekliyor.
J A P O N
Ö Z E L
F O N U
‹Ç‹NDEK‹LER
yeflil UFUKLAR
Y›l 1 Say› 2
| N‹SAN 2005 | ISSN 1305-5232
Yeflil Ufuklar, Orta ve Do¤u Avrupa için Bölgesel Çevre
Merkezi (REC)’nin üç ayda bir yay›mlanan ve özgün ad›
Green Horizon olan dergisinin Türkiye uyarlamas›d›r. Yeflil
Ufuklar, Green Horizon dergisinde yer alan haber ve
makalelerin yan› s›ra Türkiye’den haber ve makalelere de
yer vermektedir.
Yeflil Ufuklar, REC’in karar alma süreçlerine kat›l›m›
destekleme, bölgesel paydafllar aras›nda iflbirli¤ini teflvik
etme gibi amaçlar›na hizmet eder.
Yeflil Ufuklar, Orta ve Do¤u Avrupa’da çevre ve
sürdürülebilir kalk›nma alan›nda önemli konulara ve
gerçek öykülere yer vermektedir. Dergi, ifl dünyüs›,
uluslararas› organizasyonlar, hükümetler, yerel
yönetimler, sivil toplum kurulufllar›, akademik kurumlar
ve bas›n için yararl› bir kaynakt›r.
Yeflil Ufuklar ‘da yer alan fikir ve görüfller Orta ve Do¤u
Avrupa için Bölgesel Cevre Merkezi (REC) ve REC
Türkiye’nin görüfllerini yans›tmaz.
Yeflil Ufuklar, elektronik olarak www.rec.org.tr adresinden
incelenebilir.
18
Yeflil Ufuklar
Yay›n Sahibi: REC Türkiye ad›na Dr. Sibel Sezer Eralp
MUGUR GROSU
DERG‹ EK‹B‹
GÖRSELLER
Veroen Boterhuis ■ David Carrick
Allison Cassels ■ Laszlo Falvay
Petur Farkas ■ Fund for Wild Flora and Fauna
Chad Gore ■ Mugur Grosu
Peter Hellebrand ■ IISD/ENB ■ Jill Jackson Gabor
Kardos ■ Klinkmar ■ Uro Likar
MTI ■ Helen Piva ■ PressPhoto BTA
Benjamin Rancis ■ Reuters
Stein Andre Saether ■ Toyota Motors
www.rosiamontana.org
Green Horizon
MAGAZINE TEAM
Editor: Pavel Antonov
Assistant Editor: Greg Spencer
Art Director: Sylvia Magyar
Designer: Patricia Barna
Proofreader: Steven Graning
Administrative Officer: Emese Gal
Webmaster: Vadim Ostapenko
Advertising Coordinator: Alex Gregorio
IT Intern: Evert Lammerts
F›rsatlar dünyas›
12
Protokol maratonu
16
Sürdürülebilir kalk›nman›n vazgeçilmez unsurlar›
Bu proje Avrupa Komisyonu taraf›ndan desteklenmektedir.
‹klim de¤iflikli¤i ile mücadele maratonuna kat›lan Türkiye yeni bir süreçle
karfl› karfl›ya.
Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi (BM‹DÇS) ‹cra
Sekreteri Joke Waller-Hunter, REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman›
Yunus Ar›kan ile söyleflisinde, ‘iklim politikalar›’n›n önemini vurgulad›.
KAPAK KONUSU
Kyoto ufuktaki günefl
Rusya’n›n Kyoto Protokolü’nü
onaylamas›yla birlikte küresel
iklim pakt› yeni bir karbon
sal›m takas› piyasas›
oluflturmak için görüflmelere
bafllad›. Bu geliflme, Orta ve
Do¤u Avrupa’da çevresel
kalk›nma yat›r›mlar› yap›lmas›
yolunda önemli bir f›rsat
oluflturuyor.
MERCEK
17
Yap›lanlar buzda¤›n›n üst k›sm›
18
Zehirli kaynaklar
REC Türkiye’nin geldi¤i noktadan memnuniyet duyan Avrupa Komisyonu
Türkiye Delegasyonu Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma Sektör Yöneticisi
Gürdo¤ar Sar›gül, AB üyelik sürecinde çevre sahas›nda yap›lmas›
gerekenleri Yeflil Ufuklar editörü Nafiz Güder’e anlatt›.
KAPAK FOTO⁄RAF Reuters / Kamal
Demirperde döneminde afl›r› kullan›lan tar›m kimyasallar›, Romanya’n›n
k›rsal bölgelerindeki su kaynaklar›n› zehirliyor, yard›mlar ise yetersiz.
Kishore
21
Zehirsiz bir dünya elimizde
D‹⁄ER BÖLÜMLER
Bitkisel ve hayvansal üretimde yo¤un olarak kullan›lan tar›msal
kimyasallar Türkiye’de de do¤a ve insan sa¤l›¤›n› tehdit ediyor.
Forum 4
22
Yaflayarak ö¤renmek
EEA Haberleri 9
Yeni strateji Avrupa’n›n sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi konusundaki
çabalar› için eflgüdüm sa¤l›yor.
REC Haberleri 23
CEE/D›fl Haberler 6
Biyoçeflitlilik 27
Biliflim Teknolojileri 28
REC BÜLTEN‹
23
Artan sorumluluklar
24
Önce iç müzakereler
EDITORIAL BOARD
Sustainable development: Janos Zlinszky
Information and research: Jerome Simpson
Funds and investments: Jennifer McGuinn
Public participation: Magdolna Toth Nagy
Environment and security:
Marta Szigeti Bonifert
Environmental policy: Oreola Ivanova
Business and corporate responsibility:
Robert Nemeskeri
Environmental law: Stephen Stec
New EU member states: Beata Wiszniewska
South Eastern Europe: Radoje Lausevic
Turkey: Sibel Sezer
Kyoto Protokolü’nün yürürlü¤e girmesi, Orta ve Do¤u Avrupa’da enerji
üretimi, tar›m ve sanayinin modernleflmesi için yeni bir f›rsat.
Yasal Boyut 29
Kitapl›k 30
REC Avrupa Birli¤i Yeni Üyeleri Bölge Direktörlü¤üne getirilen Beata
Wiszniewska, Green Horizon ile yapt›¤› söyleflide, yeni üye ülkelerde
do¤a korumas›n›n, üyelik sürecinden daha zorlu olaca¤›n› söylüyor.
REC Türkiye Özel Programlar Yöneticisi Kerem Okumufl’a göre özel
sektör ile di¤er paydafllar aras›nda diyalog zemini kurulmadan AB üyelik
müzakerelerinin baflar›l› olmas› mümkün de¤il.
‹LET‹fi‹M
▼
Ayr›ca...
Laima Galkute ■ Maria Khovanskaia
Mira Mileva ■ Jerome Simpson
Daniela Tuchel ■ Kristina Vilimaite
Motoharu Yamazaki
10
Editör
[email protected]
Abone ifllemleri
[email protected]
▼
KATKIDA BULUNANLAR
Güzin Arar
Yunus Ar›kan
Deniz Gümüflel
Doç. Dr. Behzat Gürkan
Bilge Kahramanyol
Kerem Okumufl
Nuran Talu
Prof. Dr. F. Nezihi Uygur
KAPAK KONUSU
21
PHOTODISC
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: Yeflim A. Ça¤layan
Editör: Nafiz Güder
Çeviri: Özge Gezerler
Özgün Tasar›m ve Uyarlama: Turgay Ar›k - Bayt ltd. flti.
CTP Kal›p: Filmsan
Bask›: Miki Matbaac›l›k
Bölgesel Çevre Merkez
REC Türkiye
Ceyhun Atuf Kansu Cad. No:102
Balgat 06520 Ankara, Türkiye
Tel: (90-312) 284 95 55
Faks: (90-312) 287 01 10
Web: www.rec.org
3 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
FORUM
editörlerden
Baflka bir dünya
mümkün
‹nsan›n h›zland›rd›¤› iklim de¤iflikli¤i ile
mücadele konusunda son aylarda, baflta
Kyoto Protokolü kapsam›nda olmak üzere
önemli geliflmeler yafland›. Kas›m ay›nda
Rusya’n›n Protokol’e taraf olmas›, Protokol’ün uygulanmas› aç›s›ndan hayatî bir
ad›md›, ancak son ad›m de¤ildi. ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’ne (‹DÇS) taraf olan, Protokolü önce imzalay›p sonra
reddeden ABD ve Avustralya gibi ülkelerin
yan› s›ra; aralar›nda, baflta imzalamam›fl oldu¤u halde May›s ay›nda ‹DÇS sürecine kat›lan Türkiye’nin de bulundu¤u bir grup ülke, henüz ‘Kyoto çemberi’nin d›fl›nda. Bu
ülkelerin kimisi belki de hiç bir zaman Kyoto’yu imzalamadan, kendi mücadele yöntemlerini dünyaya kabul ettirmeye çal›flacak. Ancak bunun kolay olmayaca¤› görülüyor; Aç›k Toplum Enstitüsü kurucusu George Soros’un ABD’nin mevcut iklim politikas›na karfl› elefltirileri, ya da eski baflkan
yard›mc›s› Al Gore’un, “ABD’nin Kyoto’ya
taraf olmamas›n› çok büyük bir ay›p” olarak nitelemesi gibi.
Hem OECD üyesi, hem de AB üyeli¤ine aday olan Türkiye için, uzun vadede
Kyoto Protokolü’ne ‘taraf olmamak’ gibi
bir seçenek gerçekçi ve mümkün de¤il.
Yan›tlanmas› gereken soru flu: Türkiye ne
zaman ve hangi koflullarda Kyoto sürecine
kat›lacak? 24 May›s 2004’e dek Türkiye’nin
bu süreçte fazla söz hakk› yoktu. ‹DÇS’ne
kat›l›m önemli bir avantaj sa¤lad›; art›k ‘zaman ve zemin’in belirlenmesinde, ‹DÇS’ni
kabul eden bütün ülkeler gibi bizim de
söz hakk›m›z var. Bu olana¤› nas›l de¤erlendirece¤imizi önümüzdeki dönemde
görece¤iz.
‹klim de¤iflikli¤iyle mücadeledeki bu
geliflmeleri, hem uluslararas› boyutuyla
hem de Türkiye aç›s›ndan bakarak genifl
bir perspektiften sunmaya çal›flt›k size. Maria Khovanskaia’n›n Green Horizon için
haz›rlad›¤› makalenin yan› s›ra, REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman› Yunus Ar›kan’›n ve Onsekiz Mart Üniversitesi Co¤rafya Bölümü ö¤retim üyesi Doç. Dr. Murat Türkefl’in yaz›lar›n› ayd›nlat›c› bulaca¤›n›z› umuyoruz. Yine Yunus Ar›kan’›n, bu
yaz yay›ma bafllayacak REC Türkiye ‹klim
De¤iflikli¤i Bülteni için ‹DÇS ‹cra Sekreteri
Joke Waller-Hunter ile gerçeklefltirdi¤i ve
Türkiye’nin ‹DÇS ve Kyoto Protokolü sürecinde izleyece¤i yollar da dahil olmak üzere çeflitli konular› ele ald›¤› söyleflisinin
özetini de Yeflil Ufuklar’da bulacaks›n›z.
REC Türkiye, iklim de¤iflikli¤i konusunu ele almay› sürdürerek, Türkiye’de bu
alanda önemli bir bofllu¤u dolduracak. Bu
konudaki en do¤ru ve güncel bilgilere
ulaflmak için REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i
Bülteni’ni izlemenizi önerir, Yeflil Ufuklar’›n
ikinci say›s›n› be¤enerek okuyaca¤›n›z›
umar›z.
Nafiz Güder
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 4
PRESSPHOTO BTA
GÖRÜfi AYRILI⁄I: Kyoto konusundaki anlaflmazl›k iklim konusunda harekete geçmeyi engellememeli.
‹fl dünyas› ve peri masallar›
Peri masallar›nda iyi ile kötüyü ay›rmak kolayd›r. Ama gerçek hayatta, biri
için iyi olan, di¤eri için kötü olabilir ve
çözüm uzlaflmakt›r. ‹nsanlar›n neyin do¤ru, neyin yanl›fl oldu¤una ve hangi yoldan gideceklerine kendilerinin karar vermesi gerekir. BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi kapsam›ndaki Kyoto Protokolü buna bir örnek. Avrupa, Japonya
ve di¤er taraf ülkelerin yan› s›ra eylemci,
bilimci ve politikac›lar, dünya iklimini
koruma niyetinin göstergesi olan protokolün 16 fiubat’ta yürürlü¤e giriflini kutlad›. Karbon sal›m kredileri ile yeni bir küresel pazar›n kap›lar›n› açan Kyoto ifl
dünyas› için iyiydi. Dünya Kaynaklar
Enstitüsü Baflkan› J. Lash, “Pazar kurmak
için düzenleme gerekir, ancak o zaman
verimli ifller,” diyor. Lash’a göre, Kyoto ile
düzenlenen Avrupa CO2 ticaret sistemi
dünyaya örnek olabilir. Dünya Sa¤l›k Örgütü (WHO) Avrupa Bölgesi Sa¤l›k ve
Çevre Program› Baflkan› R. Bertollini,
Kyoto’yu “hava kirlili¤i gibi çevreyle ilgili riskleri azaltarak insan sa¤l›¤› için flimdiden faydal› sonuçlar alabilece¤imiz
benzersiz bir f›rsat,” olarak görüyor.
Ancak Kyoto için yap›lan kutlamalar,
baflar›y› garantilemiyor. Rusya’n›n hayatî
onay›ndan önce, protokolün iklim de¤iflikli¤i üzerindeki etkisi konusunda kuflkular vard›. Bunu dile getiren, protokolün geliflen ülkelere istedikleri gibi davranma olana¤› sa¤larken, geliflmifl ülkelerin ekonomilerine zarar verece¤ini savunan ABD ve Avustralya de¤ildi yaln›zca. Çevreyle ilgili bilimci ve kurulufllardan, Kyoto’nun çok geç kal›p yetersiz oldu¤una dair elefltiriler geliyordu. ‹klim
De¤iflikli¤i Hükümetleraras› Panel’in
(IPCC) baflkan› R. Pachauri, fiubat’taki
bir konferansda “atmosferdeki CO2’in
tehlike s›n›r›na çoktan ulaflt›¤›na,” dair
inanc›n› belirtti.
Budapeflte Orta Avrupa Üniversitesi’nde çevre politikas› analisti olan A.
Antypas’a göre, protokolün en zay›f yan›
baflka: “Kyoto, bugünkü güç ve refah da¤›l›m›na uyuyor, bu nedenle de ekonomik büyümeye odakl› Güney’den destek
bulma flans› çok az.”
AB Konseyi 2012 sonras› bir iklim rejimi için birli¤in müzakere pozisyonunu
belirlemeyi planl›yor. Environmental Daily Servisi’ne göre, AB ülkelerinin ço¤u,
Kyoto ile ilgili müzakereleri bafllat›p 2012
sonras› sera gaz› sal›mlar› için somut hedefler koymak istiyor. Kyoto’nun Orta ve
Do¤u Avrupa için memnuniyet verici oldu¤u çok aç›k. Bölgedeki ço¤u ülkenin,
1990’daki endüstriyel düzeylerine dayanan sal›mlar› kotalar›n çok alt›nda. Bölgenin sal›m kredilerinde net fazlas› var,
bu da endüstrilerini gelifltirirken para kazanma olana¤› sa¤layacak. Bu kalk›nma,
yenilenebilir enerji ve temiz teknolojilerle gerçekleflirse, bölge iklim de¤iflikli¤i
ile mücadelede dünya lideri olabilir.
“Orta ve Do¤u Avrupa’daki de¤iflim,
kirlili¤in denetlenip önlenmesi için yap›labilecekleri gösteriyor,” diyor Lash ve
ekliyor, “ortaya ç›kacak sonucun Amerika veya Almanya’daki kirlilik kontrolü
gibi olmayaca¤›n›, üretimde verimli
yöntemler ve ileri teknoloji sayesinde
büyük bir at›l›m yapmay› ve öne ç›kmay›
umuyoruz.”
Görünüfle göre, Kyoto yanl›lar› ve
karfl›tlar›n›n ortak zemini yeni teknolojiler. 24 fiubat’ta ABD Baflkan› Bush ve Almanya Baflbakan› Schroeder, sürdürülebilir kalk›nmay› desteklemek ve sera gaz› sal›mlar›n› azaltmak için, daha temiz ve
verimli teknolojileri birlikte gelifltirme konusunda anlaflt›.
Liderler Kyoto’nun iyi oldu¤u konusunda hemen uzlaflamayacak belki ama,
iklim de¤iflikli¤inin kötü oldu¤u ve bu
süreci tersine çevirmek için kararl›l›kla
hareket etme konusunda hemfikir. Peri
masallar›n›n aksine, gerçek hayatta
mutlu sonlara ulaflmak çaba harcamay›
gerektiriyor.
Pavel P. Antonov
FORUM
okurlardan mektuplar
Hangisi gerçek?
Green Horizon’›n geçmifl say›lar›nda yay›mlanan ‘‹yi, Kötü ve Pasl›’ ile ‘Toz ve
Demokrasi’ bafll›kl› makalelerde yaz›lanlar›n aksine, Romanya’daki Apuseni Da¤lar›’n›n alt›n ve gümüfl madencili¤i yap›lan bölgelerindeki Rosia Montana köyleri
gelece¤e hâlâ umutla bakabiliyor.
1990’larda iflsizlik ve umutsuzluk yöre
nüfusunu tüm zamanlar›n en düflük düzeyine indirmiflti. Madencilik ise ekonomik kay›p ve çevreye zarar vermekle efl
anlaml› kullan›l›yordu. Ancak yeni ve
modern bir madencilik yöntemi gelifltirmek amac›yla bafllat›lan çal›flmalar bu konuda yeni umutlar do¤urdu. Rosia Montana alt›n ve gümüfl madencili¤ini gelifltirme plan› bölgedeki çevreyi de iyilefltirecek. Karmafl›klaflan durumu anlafl›l›r bir
hale getirmek için Rosia Montana alt›n ve
gümüfl madencili¤ini gelifltirme projesiyle
ilgili temel gerçeklere bir bakal›m:
• AB ve Romanya müktesebat›n›n flartlar›n› yerine getirecek.
• Sadece madencilik de¤il, kültürel miras›
korumaya yönelik genifl kapsam›yla
çevrenin ve sosyo-ekonomik durumun
iyilefltirilmesine yönelik unsurlar içeriyor.
• Yeni maden ocaklar›, eski ve mevcut
maden sahalar›nda aç›lacak, böylece
madencilik yap›lmam›fl bölgelere etkisi
en aza indirilecek.
• Asitli kaya drenaj sorununu ortadan kald›rarak, bu sorundan etkilenen Tuna
Nehri havzas›n›n kirlenmesini önleyecek.
• Öngörülen siyanür kullan›m› AB standardlar›nda olacak ve UNEP’in Uluslararas› Siyanür Denetim Maddesi’ne uyacak. (Siyanür eskiden bu önlemlerin hiç
biri al›nmadan bölgede kullan›l›yordu;
önerilen proje, siyanür kullan›m›n› dünyadaki en iyi güvenlik standardlar›na
getirecek.)
• Benzer bütün projelerde oldu¤u gibi,
bu projede de dolayl› olarak yarat›lacak
ifl olanaklar›, do¤rudan ifl olanaklar›ndan daha fazla olacak.
• Bölgede projeyle sa¤lanacak ekonomik
kalk›nma, sürdürülebilir kalk›nma için
zemin oluflturacak, yeni bir dönemin
bafllang›c› olacak.
• Bu projenin bölgede baflar›l› olmas›, sivil toplumun deste¤ine de ba¤l›.
Projeye karfl› ç›kanlar toplumu temsil ettiklerini iddia ediyor, ama bu do¤ru de¤il.
Projeyi uygulayanlar, yerel halk›n neredeyse
%95’i ile sürekli ve etkin bir iletiflim içinde.
Projenin çevre bölümünün izin baflvurusu,
14 Aral›k 2004 tarihinde teknik bir raporun
(Proje Tan›t›m Raporu) sunulmas›yla, (flu anda bütün ÇED konular›nda AB müktesebat›n› yans›tan) Romanya mevzuat›na uygun
olarak bafllat›ld› (www.rmgc.ro). Böylece
hem (genifl ölçekli halka dan›flma unsuruyla
beraber) ÇED sürecinin hem de Espoo Sözleflmesi’nin flartlar› yerine getiriliyor.
Rosia Montana’y› görmek isteyenlere
kap›m›z her zaman aç›k, ayr›ca konuyla ilgilenen ve bölge hakk›nda ilk elden bilgi almak isteyenlerin yan› s›ra bugün bölgedeki
bir çok soruna Romanya-Kanada ortak giriflimi olan RMGC’nin önerdi¤i çözümleri ö¤renmek isteyen herkesi bekliyoruz.
John Aston, Rosia Montana Alt›n fiirketi
(RMGC) Çevre Yöneticisi, Romanya
Türkiye’ye daha genifl yer
Yeflil Ufuklar’› bekliyordum, ulaflt›rd›¤›n›z
için teflekkürler. Genel olarak inceledim, tamam›n› okumufl de¤ilim. Küresel boyuttaki
araflt›rma-inceleme ve bilgilendirmelerin
doyurucu oldu¤unu san›yorum. Sunumda
da belirtti¤iniz gibi tercüme a¤›rl›kl›. Bundan sonraki say›larda Türkiye ve çevresine
daha genifl yer verilece¤ini ümit ediyorum.
Di¤er STK’lara da örnek olma ve ivme kazand›rmas› amac›yla, projelerine hibe verdi¤iniz STK’lar› ve projelerini k›saca tan›tman›z› beklerdim. Yay›nlar›n›zda baflar›lar.
Bahtiyar Aksoy, DOÇEV-Do¤a ve Çevre Vakf›,
Denizli
fi›k bir dergi
Merhaba, öncelikle derginizi çok fl›k buldu¤umu belirtmekle bafllamak istiyorum. Dergi tasar›m›, kullan›lan renkler okumay› verimli ve zevkli hale getiriyor. ‹çerik olarak
ise yerel çevre sorunlar› üzerine bilgi içeren
dosyalara yer verilirse (örne¤in Uluabat
Gölü, F›rt›na Vadisi, Sultan Sazl›¤›, Cargill,
GAP topraklar›n›n tuzlulaflmas›, Ergene
Nehrindeki kirlenme, Kaz Da¤lar›n›n madencilik faaliyetlerine aç›lmas› gibi) dergi
daha da zenginleflecektir. Bir de çevre örgütleri düzenli olarak tan›t›labilir. Derginin
oluflumunda eme¤i geçen herkesi kutlar,
çal›flmalar›n›zda baflar›lar dilerim.
Zerrin Gülefl, Çevre Mühendisi, Nilüfer Belediyesi, Bursa
Editörün notu
Yeflil Ufuklar, Macaristan’daki REC Merkez
ofisinin bütün Orta ve Do¤u Avrupa bölgesine yönelik olarak yay›mlad›¤› Green Horizon’dan uyarlanan ve REC’in faaliyet gösterdi¤i ülkeler içinde Green Horizon’›n ilk
ulusal uyarlamas› özelli¤ini tafl›yan bir dergidir. Yay›n hayat›na yeni bafllayan dergimizin öncelikli ifllevlerinden biri, çevre sahas›ndaki uluslararas› bilgi ve deneyimin Türkiye’nin AB üyelik sürecine katk›da bulunacak flekilde aktar›lmas› ve bu konudaki
bofllu¤un doldurulmas›d›r. Dolay›s›yla, Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinin deneyimleri
baflta olmak üzere uluslararas› perspektif
biraz daha öncelikli olacakt›r. Bununla birlikte, Türkiye’deki ulusal ve yerel çevre konular›n›n Yeflil Ufuklar’daki a¤›rl›¤›n› da zaman içinde art›rmay› planl›yoruz.
REC Türkiye’nin hibe programlar›na
baflvurarark hibe almaya hak kazanan ve
proje uygulamaya bafllayan STK’lar›n çal›flmalar› henüz bafllang›ç aflamas›nda bulunuyor. REC’in destekledi¤i çal›flmalarda somut
sonuçlar ortaya ç›kt›kça, bunlar› Yeflil Ufuklar okurlar› ile paylaflmak hedeflerimizden
biridir. Bu arada, REC Türkiye’nin çal›flmalar› ve çevre yönetimi konusunda daha s›k ve
ayr›nt›l› bilgi edinmek için, sizi [email protected] adresinden bizimle ba¤lant›
kurarak, REC e-bülten’e ücretsiz abone olmaya davet ediyoruz. Yeflil Ufuklar ile yorum ve önerilerinizi ise [email protected] adresine yazarak bize iletmenizi bekliyoruz.
Bütün okuyucular›m›za teflekkür ederiz.
15. Yafl›m›za girerken
REC’in çevre sorunlar›n› çözmeleri için Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerine
sa¤lad›¤› destek 15. y›l›na giriyor. REC, üstlendi¤i bu iflleve uygun
olarak, Gündem 21’in hayata geçirilmesini destekleme çerçevesindeki
program›n› gelifltirirken sürdürülebilir kalk›nmay› ortak payda olarak
kabul ediyor. Birkaç örnek vermek gerekirse bunlar, BM Milenyum
Kalk›nma Hedefleri (2000), BM Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma Zirvesi
(Johannesburg, 2002) ve Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma Komisyonu
belgelerini birbiri ile iliflkilendiren bir süreçtir.
REC’in 15. y›ldönümü 27-29 Haziran tarihleri
aras›nda resmen kutlanacak. REC ‹cra
Direktörü Marta Szigeti Bonifert, dostlarla bir
araya gelinecek bu kutlamay›, sürdürülebilirlik konusunda gelecekte
yap›lacak ifllerin ortaklarla birlikte konuflulaca¤› bir ortam olarak
de¤erlendirmek istiyor. 15. y›ldönümünün yarataca¤› bu ruh, REC’in
2005 y›l›nda gerçeklefltirece¤i bir çok etkinlik ve giriflimde kendini
gösterecek.
5 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
HABERLER
| dünya
BALTIK DEVLETLER‹
Polonya’da
kömür azalt›m›
■ Polonya hükümeti, fosil yak›tlar› tamamen ortadan kald›rmay› ve yenilenebilir enerji kullan›m›n› art›rmay› amaçlayan 20 y›ll›k bir enerji plan›n› kabul etti.
Ancak, plan metninde, ‘sa¤l›kl›
bilgi’ edinilip nükleer enerjinin
seçenek olarak önerilmesi büyük tart›flmalara yol açt›.
Strateji, 2010 y›l›nda yenilenebilir elektri¤in Polonya’daki
pay›n› %7.5 olarak belirleyen
AB yenilenebilir elektrik yönergesi çerçevesindeki hedefe
ulaflmay› amaçl›yor. Strateji ayr›ca, çevre dostu yak›tlar›n kullan›m›n› teflvik etmek için ulafl›mda kullan›lan biyo yak›t
miktar›n› art›rmay›, 2008 y›l› itibariyle çevre vergileri ve cezalar› getirmeyi hedefliyor.
Resmi rakamlara göre, 1997
y›l›nda Polonya’n›n enerji ihtiyac›n›n %70’den fazlas› kömürle karfl›lan›yordu. Ülke, sülfür
dioksit ve nitrojen oksit sal›mlar›nda AB normlar›na ulaflmak
için hem temiz kömür kullan›m›n› art›r›yor, hem de do¤al
gaz kullan›m›na geçiyor. Enerji
plan›, her iki kirletici için ulusal ölçekte bir takas mekanizmas› sunuyor.
REC Polonya Ofisi Direktörü Marta Kaczynska’ya göre
strateji, Polonya’n›n AB normlar›na uymas› yönünde olumlu
ad›mlar at›yor. Ancak tek eksik,
plan›n sera gaz› azaltma hedeflerinin yaln›zca Kyoto’daki taahhütlere at›fta bulunmas›. Oysa Polonya’n›n kendi iklim politikas› 2020 y›l› itibariyle %40
azalt›m› öngören daha iddial›
bir hedefe sahip.
DENGE NOKTASI: Kalk›nma
giriflimleriyle Tara nehri kanyonunun
do¤al güzellikleri karfl› karfl›ya.
REUTERS
orta ve do¤u avrupa
H‹DRO ENERJ‹
Baraj projesi ortal›¤› kar›flt›r›yor
■ Karada¤ parlamentosu, Avrupa’daki en derin ve en uzun kanyon olan Tara Nehri kanyonunda baraj yap›lmas› planlar›na karfl› ç›kan bir bildiriyi onaylad›.
72 STK’n›n ve 10,000 vatandafl›n destek verdi¤i bildiriye yaln›zca iktidar partisi üyeleri karfl› ç›kt›. Oylama ba¤lay›c› bir nitelik tafl›masa da hükümet üzerindeki bask›y› art›r›yor.
Durmitor Ulusal Park›’ndan geçen 80 km’lik kanyonun içinde as›rl›k ormanlar, plajlar, yarlar ve 80’in üzerinde ma¤ara bulunuyor. Kanyon, Birleflmifl Milletler Dünya Miras› alanlar›ndan ve Karada¤’›n en önemli turistik yerlerinden biri.
Bosna’n›n S›rbistan kesimindeki Drina Nehri üzerine yap›lmas› planlanan baraj, kanyonun
12 kilometrelik bölümünü sular alt›nda b›rakacak. Karada¤ hükümeti projenin, ülkenin enerji harcamalar›n› y›lda 17 milyon avro azaltaca¤›n› söylüyor.
Hidroelektrik projesi, ülkenin toplam elektri¤inin neredeyse yar›s›n› tüketen ve GSH’n›n
yaklafl›k %43’ünü oluflturan bir alüminyum tesisini besleyecek.
Kanyonun uluslararas› koruyucusu olan Birleflmifl Milletler E¤itim, Bilim ve Kültür Örgütü
(UNESCO) uzmanlar› ise konuyla ilgili bir rapor yay›mlama haz›rl›¤› içinde.
TÜRK‹YE
Türkiye nakit s›k›nt›s›yla karfl› karfl›ya
■ Türk resmi makamlar›, ülkenin çevre koflullar›n› AB standartlar›na ulaflt›rmak için 60 milyar avroya ihtiyaç oldu¤unu
söylüyor.
‹smi aç›klanmayan bir yetkili, Reuters’a, iyimser ama pek
gerçekçi olmayan tahminlere göre 20 milyar avroluk bir yat›r›m ihtiyac› oldu¤unu bildirdi. Ancak bu rakam 60 milyar
avroyu bulabilir.
Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin 2004 geniflleme raporunda, baz› ilerlemeler kaydedilmifl olmas›na ra¤men, çevre
müktesebat›n›n aktar›lma oran›n›n düflük oldu¤unu bildirmiflti. Uygulamadaki yetersizlikler de, halen yaflanan sorunlar›n temel kayna¤›n› oluflturmakta.
REC Türkiye Özel Programlar Yöneticisi Kerem Okuyeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 6
mufl’a göre, Türkiye’nin AB üyeli¤i ba¤lam›nda çevre konusunda yap›lacak ifller oldukça pahal›ya mal olacak. Okumufl,
bu yükün özellikle AB fonlar›ndan destek almayacak özel
sektör için masrafl› olaca¤›n› söylüyor.
AB’nin deste¤i flu anda yeterli de¤il. 2000-2006 döneminde Polonya yaklafl›k 15.3 milyar avroluk bir yard›m
al›rken, üyelik öncesi yard›m kapsam›nda 2004 y›l› için Türkiye’ye yaklafl›k 250 milyon avro verildi.
Okumufl, Polonya ve di¤er yeni üye devletlerin ancak
AB ile resmi üyelik müzakerelerine bafllad›ktan sonra büyük
miktarda para yard›m› ald›klar›n› da sözlerine ekledi. Aday
ülke konumundaki Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin Ekim
2005’de bafllamas› bekleniyor.
HABERLER
AB’den Güncel Haberler
ÇOKULUSLU ANLAfiMALAR
■ Tafl›tlarda da karbon azalt›m›na gidilebilir
Sava Anlaflmas›’n›n katk›s›
Avrupa Parlamentosu üyeleri, Ocak ay›nda Avrupa Komisyonu’na, “yeni tafl›tlar›n CO2 sal›mlar›n› s›n›rlayacak
bir tasar›n›n acilen haz›rlanmas›” ça¤r›s›nda bulundu
Avrupal›, Japon ve Koreli otomobil üreticileri uzun
zamand›r, tafl›tlar›n ortalama CO2 emisyonlar›n›n 2009 y›l›
itibariyle kilometre bafl›na 140 grama düflürülmesi yönünde bir anlaflmay› gönüllü olarak uyguluyordu. Environmental Daily’ye göre baz› AB hükümetleri, Avrupa’n›n 2012 itibariyle kilometre bafl›na 120 gram olan hedefinin tutturulmas› için zorunlu azaltmaya gidilmesi yönünde bask› yap›yor.
AB ülkelerinde 2001 y›l›nda sat›lm›fl olan yeni bir
otomobilin sal›m›, www.acidrain.org ‹nternet sitesine göre kilometre bafl›na ortalama 168 gramd›. Uç noktalardan
birinde kilometre bafl›na 200 gram ile ‹sveç, di¤erinde
ise kilometre bafl›na 157 gram ile ‹talya bulunuyordu.
Orta ve Do¤u Avrupa’da otomobiller Bat›’daki kadar
tehdit oluflturmuyor. AB’nin 2003 y›l› raporuna göre, Bat›
Avrupa’da 1,000 kifliye 450 otomobil düflüyor, bu say›
Orta ve Do¤u Avrupa’dakinin hemen hemen iki kat›. Ancak 1990-1996 döneminde kifli bafl›na düflen otomobil
say›s›nda eski AB’deki %20’lik art›fla karfl›l›k, Do¤u’da
%60’›n üzerinde art›fl var.
■ Tuna’n›n en genifl kolu olan Sava Nehri havzas›n›n sürdürülebilir kullan›m ilkelerini belirleyen bölgesel anlaflma, Aral›k ay›nda yürürlü¤e girdi. Bosna-Hersek’in anlaflmay› onaylamas›yla birlikte, nehir boyundaki di¤er ülkeler olan H›rvatistan, Slovenya, S›rbistan ve Karada¤ aras›ndaki anlaflma resmileflmifl oldu.
Sava, Avrupa’n›n en iyi korunmufl taflk›n ovalar›ndan
bir kaç›n› bar›nd›r›yor. Bölgenin do¤al yap›s›, çok zengin
bir do¤aya ev sahipli¤i yap›yor ve taflk›n kontrolünde
önemli bir rol oynuyor.
Anlaflma bu de¤erleri flu flekilde korumay› amaçl›yor:
• Sava ve kollar›nda nehir tafl›mac›l›¤›n›n yeniden bafllamas›;
• entegre su kalitesi yönetiminin ve ekosistem korumas›n›n teflvik edilmesi; ve
• taflk›n ve kurakl›¤a karfl› önlemlerin koordinasyonu
ve sürdürülebilir kalk›nman›n desteklenmesi.
Taraflar›, merkezi Zagreb’de bulunacak sürekli bir
uluslararas› komisyon oluflturma konusunda da anlaflmaya vard›lar.
ULUSLARARASI SÖZLEfiMELER
■ Macaristan kimyasal sanayiyi destekliyor
Delta hafriyat› sürüyor
Macaristan ve ‹ngiltere’nin sundu¤u öneri, AB Parlamentosu’nda daha sanayi dostu bir öneriye dönüflme do¤rultusunda destek buldu.
AB bakanlar›, sunulan REACH (Kimyasallar›n Tescili,
De¤erlendirmesi ve Yetkilendirilmesi) yönergesine iliflkin, basitlefltirilmifl madde tescilleme fikrine ›s›n›yor.
Bakanlar, REACH’in tescil aflamas›nda zorunlu maliyet ve veri paylafl›m› konusunda anlaflm›fl olsa da, teklifin rekabet ve fikri mülkiyet üzerindeki etkisine dair soru
iflaretleri geçerlili¤ini koruyor.
‹ki ülkenin sundu¤u öneri, bir madde bir kay›t ya da
‘OSOR’ yaklafl›m›na dayan›yor. Avrupa Konseyi’nin hukuk birimi ise, ortak kay›tlar için ticari verilerini beyan
etmek zorunda kalacak kurulufllara tazminat ödenmesi
flart›yla bu fikri destekliyor.
■ Ukrayna’da hükümet de¤iflikli¤i ile sonuçlanan halk ayaklanmas›, ülkenin en büyük çevre krizlerinden birini daha da kötülefltirmifl
gibi görünüyor.
Viktor Yuschenko, halk›n büyük deste¤iyle baflkanl›k koltu¤una otururken, devrilen hükümetin Baflbakan› Viktor Yanukovych,
Tuna Deltas›’nda UNESCO korumas› alt›nda bulunan Bystroe Halici’nin kaderini tayin etmek için çabal›yordu.
‹lk aflamas› geçti¤imiz sonbaharda tamamlanan gemi kanal› hafriyat›n›n ikinci aflamas› flu an beklemede, bürokratlar gerekli izinleri alabilmek için giriflimlerini h›zland›rd›. Bir BM kayna¤›na göre,
anlaflman›n hükümet görevi b›rakmadan önce mi, yoksa sonra m›
yap›ld›¤› belli de¤il.
Aralar›nda cüce karabata¤›n, ender bulunan akkuyruklu kartal›n ve bir çok göçmen pelikan varyetesinin de bulundu¤u yüzlerce
kufl ve bal›k türüne ev sahipli¤i yapan Bystroe Halici, UNESCO’nun
‹nsan ve Biyosfer Program› kapsam›nda korunuyor.
Ukraynal› ve uluslararas› STK’lar›n yan› s›ra, komflu ülke Romanya’dan gelen ve s›n›r ötesi bir ÇED yap›lmas› gerekti¤ine iflaret eden
protestolara ra¤men Ukrayna, hafriyat› sonbaharda da planland›¤›
gibi sürdürdü. AB ve BM uzmanlar› Ekim ay›nda Ukrayna’ya gelerek, fleffaf olmayan karar verme süreci ve uluslararas› paydafllar› d›fllamalar› nedeniyle hükümeti elefltiren bir rapor yay›mlad›.
On AB ülkesi Ocak ay›nda, birli¤in tar›m politikas›nda
köklü bir reform gerçeklefltirdi. Destekleyenlere göre, bu
politika hem daha çevre dostu hem de piyasa kurallar›na
daha uygun.
Ortak Tar›m Politikas›’n›n (CAP) bu yeni hali, çiftçilerin piyasa talebine göre üretim yapmas›na olanak
sa¤layarak AB’nin tar›m› destekleme biçimini de¤ifltiriyor.
Politikan›n temel unsurlar› flöyle:
• üretimden ba¤›ms›z olarak tek tarla ödemesi yap›lmas›,
• ödemelerin, çevre ve g›da güvenli¤i, hayvan ve bitki
sa¤l›¤›, hayvan yaflam standartlar› ile orant›l› olmas›,
• daha fazla AB deste¤i ile daha güçlü bir k›rsal kalk›nma politikas›,
• büyük tarlalar için do¤rudan yap›lan ödemelerde k›s›nt›ya gidilmesi ve,
• afl›r› harcamay› önleyecek bir mekanizman›n kurulmas›.
REUTERS / MIHAI BARBU
YIPRANAN ‹L‹fiK‹LER: Romanya’n›n
Periprava köyü, Ukrayna’n›n Bystroe
Halici hafriyat›n› yürüttü¤ü sorunlu
bölgenin tam kalbinde yer al›yor.
■ Yeni tar›m politikas› uygulanmaya bafllad›
Tar›m ve K›rsal Kalk›nma Komisyonu üyesi Mariann
Fisher Boel, politikan›n çiftçilere gerçek giriflimciler olma
f›rsat› sunaca¤›n› da sözlerine ekliyor. Yeni ödeme plan›
kapsam›ndaki 10 devlet, Almanya, Avusturya, Belçika,
Birleflik Krall›k, Danimarka, ‹rlanda, ‹sveç, ‹talya, Lüksemburg ve Portekiz. Di¤er AB ülkeleri, dört y›l içinde
yavafl yavafl politikaya dahil olacak.
7 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
HABERLER
türkiye
‹KL‹M
B‹YOLOJ‹K ÇEfi‹TL‹L‹K
Kyoto’nun gücü halklar›n elinde
Zengin do¤aya,
cömert destek
maya zorlayacak tek gücün, bu ülkelerin halklar› oldu¤unu söyledi. Bilindi¤i gibi Soros, mevcut ABD yönetiminin d›fl politikalar›n en önemli
muhaliflerinden biri.
NAF‹Z GÜDER
■ Aç›k Toplum Enstitüsü’nün kurucusu
George Soros, 8 Haziran’da ‹stanbul’da,
akademisyenler, köfle yazarlar›, sivil
toplum kurulufllar› temsilcilerinden oluflan k›s›tl› say›da davetlinin kat›ld›¤›
‘ABD Dünyada Nas›l Daha ‹yi bir Rol
Üstlenebilir?’ bafll›kl› özel bir konferansda, küresel çevre sorunlar›na dikkat çekti. Soros, iklim de¤iflikli¤inin insan eliyle ortaya ç›kan bir sorun oldu¤unu ve uygarl›k tarihi boyunca dünya
s›cakl›¤›n›n artt›¤›n› vurgulad›. Küresel
iklim de¤iflikli¤ine karfl› önlemlerin
flimdiden al›nmas› gerekti¤ini belirten
Soros’a göre “Kyoto Protokolü belki
mükemmel bir çözüm de¤il ama bir ilk
ad›m olarak çok olumlu”.
ABD’nin Kyoto Protokolü konusundaki tutumunu, George Orwell’in hayvanlar çiftli¤indeki eflitlik anlay›fl›na
benzeten ve ABD’nin dünya taraf›ndan
d›flland›¤›n› belirten Soros, “sorunlar›n
rekabetle de¤il iflbirli¤i ile çözülebilece¤ini”, söyledi. Yeflil Ufuklar editörü
Nafiz Güder’in sorular›n› yan›tlayan Soros’a göre, ABD’nin Kyoto politikas›
baflar›s›z ve baflka ülkelere de kötü örnek oluyor. ‹klim de¤iflikli¤ine karfl›
mücadele konusunda Birleflmifl Milletler’in yapt›r›m gücünün çok zay›f oldu¤unu savunan Soros, ABD ve Türkiye gibi ülkeleri Kyoto sürecine kat›l-
Soros – ABD yönetiminin çevre politikalar›n› da
elefltiriyor
SÜRDÜRÜLEB‹L‹R KALKINMA
‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir
Kalk›nma Kongresi
■ Ekolojik verimlilik, yenilikçilik ve
kurumsal sosyal sorumluluk gibi alanlarda sürdürülebilir kalk›nma do¤rultusunda yap›lacak çal›flmalar› teflvik
etmek amac›yla kurulmufl olan Dünya
Sürüdürülebilir Kalk›nma ‹fl Konseyi
(WBCSD), 17-18 Mart 2005 tarihleri
aras›nda ‹stanbul’da önemli bir kongre düzenledi. Büyük ilgi gören 1. ‹fl
Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma
Kongresi’nde, Türk ifl dünyas›n›n ve
sürdürülebilir kalk›nman›n uluslararas› yöneticileri bir araya geldi ve konuyu her boyutta inceledi. Üst düzey
yöneticiler seviyesinde gerçeklefltirilen CEO Panel’e, WBCSD Baflkan Yard›mc›s› Odd Gullberg, Dünya Bankas› Türkiye Direktörü Andrew Vorkink,
Do¤an Holding Baflkan› Tufan Darbaz, Lafarge Türkiye Direktörü Pierre
Damnon ve Tetrapak Türkiye Direktörü Thomas Körmendi kat›ld›.
Kongrede, REC Türkiye'nin katk›lar›yla “Avrupa Birli¤inin Sürdürülebilir Kalk›nma Stratejisinin De¤erlendirilmesi, Türkiye için F›rsatlar ve Yap›lmas› Gereken Çal›flmalar” konulu bir
panel gerçeklefltirildi. REC ‹cra Direk-
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 8
törü Marta Szigeti Bonifert’in yönetti¤i
panelde, AB Sürdürülebilir kalk›nma
stratejisi ve bunun önümüzdeki günlerde Türkiye’yi ulusal ölçekte nas›l
etkileyece¤i tart›fl›ld›. Panele, Bölgesel
Çevre Merkezi Türkiye Direktörü Dr.
Sibel Sezer Eralp, T.C. Çevre ve Orman Bakanl›¤› Müsteflar Yard›mc›s›
Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Wuppertal
Enstitüsü Baflkan› Prof. Dr. Peter Hennicke, Sürdürülebilir Geliflme için
Çevre Platformu Yürütme Kurulu Dönem Baflkan› Samim Saner, Avrupa
Komisyonu Türkiye Delegasyonu Mali ‹flbirli¤i, Koordinasyon ve Yat›r›m
Bölüm Baflkan› Holger Schroder ve
Macaristan Çevre Bakanl›¤› Stratejik
Planlama Bölümü Bafl Müflaviri Istvan
Pomazi, gibi önemli isimler kat›ld›.
Panel’den ç›kan en önemli sonuçlardan biri, AB sürdürülebilir kalk›nma
startejisinin, Türkiye'nin AB uyum sürecinde tüm sektörlerde ciddi bir faaliyet alan› yarataca¤› ve gelifltirilecek
ulusal stratejinin uyum sürecinde Türkiye'nin göz önünde bulundurmas›
gereken en önemli karar verme arac›
olaca¤› idi.
■ Türkiye, Dünya'n›n 35 önemli do¤al bölgesinden biri olarak seçildi. Conservation
International (Uluslararas› Do¤a Koruma
Kurumu) daha önce tüm dünyada bu özelli¤e sahip 25 bölge tan›mlanm›fl ve bu alanlara "Hotspot" yani hassas bölge ad›n› vermiflti. 2004 y›l›nda Do¤a Derne¤i'nin yapt›¤›
analizler de¤erlendirildi ve Türkiye'nin de
bu 25 bölgeye eklenmesi gerekti¤i anlafl›ld›.
Do¤a Derne¤i ve Conservation International'›n araflt›rma ekipleri birlikte çal›flarak
bu yeni hassas bölgenin tan›mlanmas›n›
sa¤lad›.
Bir bölgenin Hassas Bölge olarak tan›mlanmas› için iki kriterin sa¤lanmas› gerekiyor. Bunlardan birincisi o bölgeye özgü
2000'den fazla bitki türünün olmas›, di¤eri
ise bölgedeki do¤al yaflam ortamlar›n›n
%70'inden fazlas›n›n hali haz›rda kaybedilmifl olmas›. Yani bu alanlar, dünyan›n hem
en fazla çeflitlili¤e hem de en yüksek yok olma riskine sahip noktalar›. Daha önce, Türkiye'nin Kaçkarlar Bölgesi ve Akdeniz Havzas› ABD'li uzmanlar taraf›ndan hassas bölge listesine dahil edilmiflti. 2500'den fazla
bitki türü bütün dünyada sadece ‹ran-Anadolu ad› verilen bu yeni s›cak bölgede yafl›yor. ‹ran-Anadolu s›cak bölgesinin keflfinde
ve tan›mlanmas›nda ABD'li uzmanlarla birlikte uzun bir süre çal›flan Do¤a Derne¤i
Genel Müdürü Güven Eken’e göre Conservation International ile birlikte yap›lan bu
çal›flma ülkemizin biyolojik çeflitlilik aç›s›ndan ne kadar önemli oldu¤unu bir kez daha
gözler önüne seriyor ve bu sayede Türkiye'deki do¤a koruma çal›flmalar›na gelen
finansal destek orta vadede daha da artacak.
ETK‹NL‹K
‹yi ki do¤dun dünya
■ Dünya Günü, 1970 y›l›ndan bu yana,
yeryüzünün simgesel yafl günü olarak
kabul edilen 22 Nisan tarihinde, 174 ülkede, 12 bin kuruluflun organizasyonu
ve on milyonlarca kiflinin kat›l›m› ile küresel ölçekte kutlan›yor. Dünya Günü'nün
Türkiye
koordinasyonunu
ÇEKÜL Vakf› üstleniyor. Bu y›lki etkinlikler çerçevesinde, Beyo¤lu ‹stiklal Caddesi'nde 800'e yak›n ilkö¤retim ö¤rencisinin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen yürüyüflte, 2005 y›l›n›n temas› olan ‘Çocuklar›m›z› ve Gelece¤imizi Koruyal›m, Yaflam ‹çin Su’ sloganlar› vurguland›. Tünel'den bafllayan yürüyüfl Taksim Meydan›'nda ‘Dünyaya Karfl› Sorumluluk And›’n›n okunmas› ile son buldu. 22 Nisan
Dünya Günü, REC merkez ofisinde de
çeflitli etkinliklerle kutland›. Bu y›l farkl›
konserler, sergiler ve özellikle çocuklara
yönelik etkinlikler gerçeklefltirildi. REC
Türkiye de Dünya Günü A¤›’n›n bir
üyesi olarak bu giriflimi desteklemekte
ve önümüzdeki y›llarda konuyla ilgili
farkl› çal›flmalar gerçeklefltirmeyi planlamaktad›r.
AVRUPA ÇEVRE AJANSI HABERLER‹
Avrupa peyzaj›n›n
haritalanmas›
URO LIKAR
HELEN PIVA
BENJAMIN RANCIC
Avrupa’n›n peyzaj› devinim halinde.
Ç›plak gözle bak›ld›¤›nda bu peyzaj de¤iflimi yavafl bir süreçmifl gibi görünür, ancak
teknoloji, genifl kapsaml› bir Avrupa haritas›n›n gerçekte bir evrim geçirdi¤ini göstermekte.
Avrupa baflka bir dizi etkenin yan› s›ra,
yüzy›llar boyunca, geleneksel tar›m›n etkisiyle flekillendi ve sonuçta yüksek kültürel
ve do¤al de¤ere sahip farkl› peyzajlar›n
oluflturdu¤u bir zenginlik ortaya ç›kt›. Peyzajlar, do¤al kaynaklar› kullanma ve insanî
gereksinmelerimizi karfl›lama fleklimizin fizikî yans›mas›d›r. Bir anlamda, peyzajlar bize kim oldu¤umuzu söyler. Bu da Avrupa
peyzajlar›n›n çeflitlili¤ini korumak ve bu
peyzajlar› oluflturan k›rsal geçim yöntemlerini desteklemeye neden bu denli yo¤un
bir ilgi duyuldu¤unu anlamam›z› sa¤lar. Sonuçta k›rsal kalk›nma, bölgesel kimli¤in
güçlendirilmesiyle ilintilidir.
Yüzy›l›n bafl›nda Avrupa’da bol olan
toprak, bugün az bulunan bir kaynak durumunda. Hem toplum, hem ekonomi hem
de do¤a için koflullar› mükemmellefltirecek
yenilikçi bir arazi kullan›m› için zemin
oluflturmak, ancak dikkatli bir arazi planlamas›yla olanakl›d›r.
‹flte bu nedenle, Avrupa Çevre Ajans›
(EEA) ile üye ülkeler, Avrupa’n›n bitki örtüsünde on y›ld›r meydana gelen de¤iflimleri
haritaya aktarma olana¤› sunan benzersiz
ve s›n›r-ötesi bir yöntem oluflturdu. Ortak
bir metodoloji kullanarak oluflturulan Corine Yüzey Örtüsü (Corine Land Cover)
2000, yeni biny›l›n bafllar›nda, Avrupa’n›n
yüzey örtüsü konusunda standardlaflt›r›lm›fl
ilk çal›flmay› sunmakta. Çal›flmada, 1980’lerin sonlar›nda Avrupa Komisyonu’nun Çevre Bilgilerinin Koordinasyonu (CooRdinate
Information on the Environment, Corine)
program› çerçevesinde yürütülen ilk CLC’den bu yana meydana gelen de¤ifliklikler
saptan›yor. Çal›flma, Avrupa Komisyonu ile
EEA Ortak Araflt›rma Merkezi’nin (JRC) birlikte yürüttü¤ü uydudan görüntüleme program› olan IMAGE2000’den elde edilen sonuçlara dayan›yor. Hem Yüzey Örtüsü’nden hem de JRC’deki uydu görüntülerinden elde edilen genifl kapsaml› veriye
‹nternet’ten eriflilebiliyor ve ücretsiz olarak
indirilebiliyor. CLC2000 verilerine http://dataservice.eea.eu.int adresinden, IMAGE2000
verilerine
ise
http://image2000.jrc.it adresinden eriflilebilir.
Peyzaj›m›z›n, tar›m, bölgesel politika ve
ulafl›m gibi farkl› tercihlerin etkisiyle ortaya
ç›kan çok farkl› kullan›m biçimleri ile, bunlar›n do¤urdu¤u –ne yaz›k ki ço¤unlukla
birbiriyle çat›flan– sonuçlar aras›ndaki dinamik iliflkiyi saptama olana¤›n› sunan CLC,
bu aç›dan benzersiz. Örne¤in, tar›m yap›lan
bir arazide, bir otla¤›n tarlaya çevrilmesi (ya
da tam tersi) gibi, ya da nadasa b›rak›lan ve
üretime ara verilen (‘yede¤e al›nan’) tarlala-
PRESSPHOTO BTA
Jacqueline McGlade
GENEL GÖRÜNÜM: Dünya’n›n peyzaj›, hem insanlar hem de do¤an›n etkisiyle de¤ifliyor. En üstte, bir kas›rga, topra¤›
Kuzey Afrika’dan Akdeniz’e tafl›yor. Afla¤›da, soldan sa¤a, Slovenya’daki Celje orman›, Polonya Wrodaw’daki sulak
alanlar, Slovenya’n›n Gorica Da¤lar›’ndaki kayal›k yamaçlar.
r›n art›fl ya da azal›fl›, veya tar›m›n tamamen
terk edilmesi gibi temel yap›sal de¤iflikliklerin nerelerde sürdü¤ünü ya da yo¤unlaflt›¤›n› belirleyebilir.
Bugünkü tahminler, ürün yetifltirme potansiyelinde ve sel tehlikesinde köklü de¤iflimler olaca¤›n› gösteriyor. 30 y›ll›k de¤erlendirme, tar›m ve yerleflim davran›fllar›n›n iklim
de¤iflikli¤inden kesinlikle etkilenece¤ini gösteriyor. Bu yüzden, bu de¤iflikliklere uyum
sa¤lamak için bugünkü politikalar›m›z› ‘iklime dayan›kl›’ hale getirmemiz gerekiyor.
Bununla birlikte, arazi kullan›m›ndaki
de¤ifliklikleri izlemek ve anlamak, Avrupa’da uygulanan politikalar aç›s›ndan da
çok önemli. Lizbon Stratejisi, AB Sürdürülebilir Kalk›nma Stratejisi, 6. Çevre Eylem
Program›’n›n yan› s›ra, 2007-2013 AB mali
perspektifine göre de toprak, dikkatli bir
yönetim ve özen isteyen, ender bir kaynak.
Bugün, Ortak Tar›m Politikas›, Yap›sal fonlar ve Birleflme fonlar›, Avrupa Ölçe¤inde
A¤ gibi AB bütçe harcamalar›n›n büyük bir
bölümü toprak kullan›m›yla ba¤lant›l› ve
bu durum böyle sürecek.
CLC2000, farkl› kullan›c›lar›n ihtiyaçlar›na göre belli nitelikleri vurguluyan çok
amaçl› bir ürün olarak tasarland›. Ulafl›m,
tar›m, planlama sektörlerinden, tüketici
gruplar›ndan ve politikac›lardan talepler
gelmeye bafllad› bile. CLC, politikac›lar›n
daha yaflanabilir bir gelecek için gerekli politikalar› gelifltirmelerine yard›mc› olacak.
Genel olarak politikalar, özel olarak da k›rsal kalk›nma planlar›, yaln›zca ekonomiyle
de¤il, iklim de¤iflikli¤i ve nüfus yap›s›yla
ba¤lant›l› olarak uzun vadede ortaya ç›kacak de¤iflimler göz önüne al›narak yap›lmal›d›r. Günümüzdeki yüzey örtüsünü, toprak
kullan›m›n› ve e¤ilimleri ayr›nt›l› biçimde
analiz etmek için gerekli veri ve gereçler art›k elimizde, ve bütün bunlar, entegre de¤erlendirmeler ve politik analizler yapmaya
çok elveriflli.
fiimdi CLC’nin gelifltirilmesi için yeni
ad›mlar atmaya haz›rlan›yoruz. Veri taban›n›n güncellenme s›kl›¤› flimdilik on y›lda
bir. Fakat politik etkileflimin yo¤unlu¤u, de¤iflim h›z› ve teknolojik geliflmeler, hepsi
veri taban›n›n daha düzenli aral›klarla güncellenmesi gerekti¤ine dikkat çekiyor.
Corine Yüzey Örtüsü 2000 Avrupa’n›n
dinamik peyzaj›n› haritalamak için güçlü
bir araç. Ondan yararlanmam›z gerek.
Profesör Jacqueline McGlade, bu sayfan›n
sponsoru olan Avrupa Çevre Ajans›’n›n Genel
Müdürüdür.
9 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
KAPAK KONUSU | iklim de¤iflikli¤i
Maria Khovanskaia
na indirmeyi taahhüt ediyor. AB’nin 10
yeni üyesinden yedisi (Çek Cumhuriyeti,
Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya,
Slovakya ve Slovenya) ile, üyelik sürecindeki iki ülke (Bulgaristan ve Romanya)
Ek B kapsam›nda yer al›yor. Belirli sal›m
hedeflerinin konmas›, ülkeleri enerjiyi
daha verimli kullanmaya ve kurumsal kapasitelerini art›rarak sürecin süreklili¤ini
sa¤lamaya zorluyor; bu, dünyadaki sera
gaz› sal›mlar›n› azaltman›n bedeli. Sürecin iyi taraf› ise, bu hedeflerin hem yeni
yabanc› yat›r›mlara, hem de Protokol’ün
‘esneklik düzenekleri’ sayesinde ileri teknolojilere zemin haz›rlamas›.
Protokol, taraflar›n iflbirli¤i yapmas›n›
sa¤layacak yöntem ve düzenekleri belirliyor. Bütün Ek B ülkelerinin 2008-2012
y›llar›n› kapsayan ilk uygulama dönemi
için kendi sera gaz› sal›m kotalar› var. Bir
ülkenin kotas› flu flekilde hesaplan›yor:
bafllang›ç y›l›ndaki sera gaz› sal›mlar›, ülkenin taahhüt etti¤i oran kadar düflürülüp, befl (ilk uygulama döneminin befl y›l›) ile çarp›l›yor. Kota olarak adland›r›lan
ve izin verilen miktarlar, CO2 eflde¤eri ile
ölçülmekte.
‹zin verilen miktarlar, Protokol’ün Ek
A bölümünde tan›mlanan befl sektörün,
yani enerji, tafl›mac›l›k, tar›m, sanayi ve
konutlardan sal›nan sera gaz›n›n ulaflabilece¤i s›n›r› gösteriyor.
Bu hedeflere ulaflmak ancak para
harcayarak mümkün. Kimi durumlarda
mevcut teknolojilerin iyilefltirilmesi gerekirken, bazen de daha ileri teknolojilerin
uygulanmas› gerekiyor. Ekim ay›nda Rus
Parlamentosu’nda yaflanan tart›flmalar,
Baflkan Putin’in ekonomi dan›flman›
▼
yoto Protokolü’nün 16 fiubat
2005’te yürürlü¤e girmesiyle çevre diplomasisi yeni bir baflar›ya
daha imza atm›fl oldu. Protokol,
ilk bak›flta cayd›r›c› koflulunu (en az 55
ülkenin Protokol’e taraf olmas›, taraf olan
ülkelerin toplam sal›mlar›n›n ise, Ek I ülkelerinin 1990 y›l›ndaki toplam sal›mlar›n›n en az %55’i kadar olmas›), 1997’de
imzaya aç›lmas›ndan tam sekiz y›l sonra
nihayet sa¤lam›flt›. Asl›na bak›l›rsa, dünyadaki sal›mlar›n %61.6’s›ndan sorumlu
olan 141 ülke, resmi ad› Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi
(BM‹DÇS) Kyoto Protokolü olarak bilinen anlaflmay› onaylam›fl durumda.
Kritik onay, 16 Kas›m 2004’te , Ek I
ülkelerinin 1990 y›l› sera gaz› sal›mlar›n›n
yaklafl›k %15’inden sorumlu olan Rusya
Federasyonu taraf›ndan verildi. Bu onay
uluslararas› toplumun, küresel ›s›nman›n
çevre ve insanl›k için oluflturdu¤u tehdidi ciddiye almas› aç›s›ndan da önemli bir
anlam tafl›yordu. Dünya art›k, küresel
›s›nman›n bafl nedeni olan insan kaynakl› sera gaz› sal›mlar›n› azaltmak için kararl› ad›mlar at›yor.
‹klim de¤iflikli¤ini yavafllatma sürecinin getirileri, Orta ve Do¤u Avrupa’da ülkeden ülkeye de¤ifliyor. Bir ülkenin ekonomik f›rsatlar› ile yükümlülükleri orant›l› hale geliyor. Ülkelerin, yükümlülüklerine göre grupland›¤› bu yaklafl›mda, REC
ülkelerini yak›ndan ilgilendiren gruplar,
Kyoto Protokolü Ek B ülkeleriyle, BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nin Ek
I ülkeleri.
Ek B ülkeleri, sera gaz› sal›mlar›n›,
bafllang›ç y›l›nda belirlenen düzeyin alt›-
Devam› sayfa 13’te
TÜTEN NAMLU: Bilimciler sanayi (üstte solda/ David Carrick’in objektifinden) gibi insan faaliyetlerinin,
küresel ›s›nmay› h›zland›rd›¤› konusunda hemfikir. Sava Nehri’nin k›sa süre önce taflmas› (üstte/
REUTERS/ Ranko Cukoviv), kutup buzulunun erimesi (Jill Jackson) ve kurakl›klar (Chad Gore) gibi afl›r›
iklim olaylar›n›n ço¤almas›, bu faaliyetlerin zincirleme etkileri aras›nda yer almaktad›r.
Sa¤da, Aral›k ay›nda Buenos Aires’te düzenlenen Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve
Sözleflmesi 10. Taraflar Konferans›’ndan bir kare (IISD/ ENB-Leila Mead).
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 10
iklim de¤iflikli¤i | KAPAK KONUSU
Kyoto Protokolü’nün yürürlü¤e girmesi, Orta ve Do¤u Avrupa’da enerji üretimi,
tar›m ve sanayinin modernleflmesi için yeni bir f›rsat
11 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
KAPAK KONUSU | iklim de¤iflikli¤i
PROTOKOL MARATONU
‹klim de¤iflikli¤i ile mücadele maratonuna
kat›lan Türkiye yeni bir süreçle karfl› karfl›ya
Yunus Ar›kan
T
ürkiye, 24 May›s 2004’te Birleflmifl
Milletler (BM) ‹klim De¤iflikli¤i
Çerçeve Sözleflmesi’ne (‹DÇS) kat›larak, en önemli uluslararas› çevre savafl›mlar›ndan birinde eyleme geçme
yönünde en somut ad›m›n› att›. Taraf ülke
olman›n getirdi¤i, baflta iklim de¤iflikli¤i
politikalar› ve önlemlerin yol haritas› olarak sunulan Ulusal Bildirimler ile, y›ll›k Seragaz› Sal›mlar› Envanterleri gibi yükümlülükler bu süreçte daha da netleflecek.
Türkiye, ‹DÇS ile, hem ikili ve çoklu
anlaflmalarla hem de Sözleflme’nin mali
mekanizmalar› ile, baflta yenilenebilir
enerji ve enerji verimlili¤i olmak üzere, sanayi, ulaflt›rma, tar›m, ormanc›l›k ve at›k
sektörlerinde de iklim dostu ortak yat›r›mlar yapma olana¤›na kavufltu. Daha da
önemlisi Türkiye, 2012 sonras› da dahil ol-
mak üzere, k›sa, orta ve uzun vadeli uygulama ve kararlarda kendi ç›karlar›n› kollayacak flekilde söz hakk› elde etti.
Di¤er ülkelerin yaklafl›k 15 y›lda geldi¤i noktaya, k›sa sürede ulaflma yönündeki
bask›lar önümüzdeki en büyük engellerdendir. Geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler ‹DÇS konusunda araflt›rma, uygulama,
politika belirleme, kurumsallaflma ve insan kaynaklar› alanlar›nda büyük ilerlemeler kaydetti. Böyle bak›l›rsa çetin bir döneme girdi¤imiz düflünülebilir. Ancak, bu süreci yaflam›fl ülkelerin tecrübelerinin ak›ll›ca analiz edilmesiyle, a盤›n h›zla ve san›landan daha verimli bir flekilde kapat›lmas› mümkün. ‹klim de¤iflikli¤i alan›nda sürecin kilometre tafllar› Tablo.1’de özetlenmektedir.
Türkiye ve Kyoto Protokolü
Geliflmeler
Süreci izleyenler, ABD’ye ra¤men Kyoto Protokolü’nün uygulanmas›na yo¤unlafl›rken, bizim konumumuz önem kazanmakta. Türkiye, ABD ve Avustralya ile ayn› kefeye konsa da, gerçekte Beyaz Rusya
ile benzerlik tafl›maktad›r. ABD ve Avustralya, Protokol’ün bütün süreçlerine bafl›ndan beri kat›l›p metni imzalamakla birlikte,
politik gerekçelerle Protokol’ü onaylamad›
Türkiye ve Beyaz Rusya ise, Protokol’ün kabul edildi¤i 1997’de henüz
‹DÇS’ye taraf olmad›¤› için, Ek-I’de yer almalar›na ra¤men, Protokol kapsam›ndaki
yükümlülüklerin tan›mland›¤› Ek-B’de yer
alm›yor. Yani bu iki ülke Kyoto Protokolü’nü esasen kabul etmekle beraber, konumlar›n› görüflmeler sonunda belirleyece¤ini söylüyor. Bu nedenle, Türkiye ve Beyaz Rusya, Kyoto Protokolü’ne kökten itiraz eden ABD ve Avustralya’dan farkl› bir
konumdad›r.
1991 – 1995
Hükümetleraras› Görüflme Komitesi (INC) 12 toplant› Türkiye, ‹DÇS metninde Ek-I ve EK-II’de.
Türkiye ve Avrupa Birli¤i
1992
DM‹ Sekretaryas›’nda Ulusal ‹klim Koordinasyon Grubu (U‹KG) ‘Atmosferin Korunmas› ve ‹klim De¤iflikli¤i’
ile ‘Enerji ve Teknoloji’ raporlar›.
1993
U‹KP – Ulusal ‹klim Program›.
1995
COP1 – FCCC/CP/1995/MISC.5 belgesi, Ek-I’den ç›kar›lma talebi.
1997
COP3 – FCCC/CP/1997/MISC.3 belgesi, Türkiye Durum Raporu, COP3 – FCCC/SBI/1997/15 belgesi,
Azerbaycan ve Pakistan’›n, eklerden ç›kar›lmam›z önerisi.
1998
COP4 – ‹klim De¤iflikli¤i Ulusal Raporu, COP4 – 15/CP4 karar› ile, her iki listeden ç›kma talebimizin
de¤erlendirilmesine devam karar›.
1999
DPT VIII. Befl Y›ll›k Kalk›nma Plan› ‹klim De¤iflikli¤i Özel ‹htisas Komisyonu kurulmas› ve raporu, COP5 –her
iki listeden ç›kma talebimizin de¤erlendirilmesine devam karar›.
2000
COP6 – Enerji ve Çevre Projesi tan›t›m›, COP6 – Türkiye’nin sadece Ek-II Listesinden ç›kar›lmas› önerisi,
ESMAP kapsam›nda Dünya Bankas›’n›n ‘Enerji ve Çevre Süreçlerinde Konular’ Raporu.
2001
Çevre Bakanl›¤› Sekretaryas›nda ‹klim De¤iflikli¤i Koordinasyon Kurulu oluflturulmas›, COP7 – 26/CP7 nolu
kararla, di¤er ülkelerden farkl› olarak, Ek-I’de yer alma talebimizin kabul edilmesi.
2002
Çevre Bakanl›¤› - UNDP iflbirli¤iyle Ulusal Çevre ve Kalk›nma Program›’n›n çal›flmalar›, Johannesburg Zirvesi
Sürdürülebilir Kalk›nma Ulusal Raporu’nda ‹klim De¤iflikli¤i bölümü. TTGV’nin ‹klim De¤iflikli¤i raporu,
Türkiye Johannesburg Yenilenebilir Enerji Koalisyonu’nda Dünya Bankas› Enerji ve Çevre Raporu’nda
‘Türkiye’de Enerji Sektöründe Seragaz› Azaltma Senaryolar›n›n Analizi’ çal›flmas›.
2003
‹DÇS’ye Taraf olunmas›na dair 4990 say›l› yasa (21 Ekim 2003 tarih ve 25266 say›l› Resmi Gazete).
2004
‹klim De¤iflikli¤i Koordinasyon Kurulu’nda revizyon. Teknik Çal›flma Komisyonu’nda 8 çal›flma grubu, 24
May›s 2004’da ‹DÇS’ye kat›l›m, 1-3 Eylül 2004 ‘Ankara ‹klim De¤iflikli¤i Konferans›’, ‹lk Ulusal Bildirim için
GEF kaynaklar›na baflvuru, COP10 – REC Merkez Ofisi kapasite gelifltirme yan etkinli¤i.
2005
REC Türkiye’nin BM‹DÇS 6. Madde (E¤itim, Ö¤retim Kamuoyu Bilinçlendirilmesi) Ulusal Odak Noktas›
olarak görevlendirilmesi.
AB uyum süreci, iklim de¤iflikli¤i alan›nda gelifltirece¤imiz politikalar için
önemli bir olgudur. Avrupa Komisyonu
ve tüm üye ülkeler Kyoto Protokolü'ne
taraft›r. Çevre müzakerelerinin tamamlanmas› için AB çevre mevzuat›n›n uyumlaflt›r›lmas› yan›nda, AB'nin taraf oldu¤u
uluslararas› anlaflma ve protokollere de
taraf olunmas› gerekir. Bu nedenle, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde Kyoto Protokolü’ne taraf olmas› beklenmektedir.
Müzakerelerin baflar›yla yürütülebilmesi
için, AB’nin gelifltirdi¤i politika ve stratejilerin dikkatle analiz edilmesi önemlidir.
Bu çerçevedeki temel birkaç nokta:
• ‘21. yy sonunda küresel ortalama s›cakl›k fark›n› 2 °C’nin alt›nda tutma’
zorunlulu¤u, AB’nin, hem birlik hem
de üye ülkeler düzeyindeki politikas›n›n temelidir.
• ‹klim de¤iflikli¤iyle mücadele stratejileri, sürdürülebilir kalk›nma do¤rultusunda, bilimsel ve teknolojik geliflmelerle
Y›l
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 12
iklim de¤iflikli¤i | KAPAK KONUSU
Parametre (2000)
Dünya
Türkiye
OECD
Kifli bafl›na enerji
temini (TPE/kifli y›l)
1,68
1,2
4,74
Kifli bafl›na elektrik
tüketimi (kWh/kifli y›l)
2.343
1.817
8.089
Yak›t tüketimi
kaynakl› toplam
CO2 sal›mlar›
(Mt CO2/y›l)
23.395
204
12.450
Yak›t tüketimi
kaynakl› kifli bafl›
CO2 sal›mlar›
(tCO2/kifli.y›l)
3,9
3,0
11,1
Michael Illarionov’un, gayri safi has›lan›n (GSH) 10 y›l içinde iki kat›na ç›kar›lmas› tavsiyesi üzerine kurulu h›zl›
ekonomik büyüme ile, sera gaz› sal›mlar›n› azaltma taahhüdünde bulunmak
aras›nda bir seçme yapma sorunu niteli¤indeydi. Parlamenterler sonunda, ‘hedefe ulafl›lmas› için at›lmas› gerekli
ad›mlar›n ABD ekonomisine zarar verece¤i’ gerekçesiyle 2000 y›l›nda Kyoto
sürecinden çekilen Amerikal›lar’›n aksine, Protokol’ü onaylamaya karar verdi.
Ancak Ek B’deki yedi yeni üye devlet ve üyelik sürecindeki iki devletin
durumu geliflmifl ülkelerinkinden farkl›.
Geliflmifl ülkelerde teknoloji ileri düzeyde oldu¤u için sal›mlar› azaltman›n
maliyeti daha yüksek. Bu bölgedeki Ek
B ülkeleri planl› ekonomiden piyasa
ekonomisine geçifl sürecine girdi. Bu
dönüflümün daha bafl›nda bu ülkelerin
hepsinin GSH’lar› ve bunun do¤al sonucu olarak da sera gaz› sal›mlar› azald›. Ekonomik toparlanma ancak
1990’lar›n ortalar›nda bafllad›. Tahminlere göre, bu ülkelerin sal›m kotalar›n›
ilk uygulama döneminde doldurma ihtimali düflük; bu da sal›m ticareti için
f›rsat yarat›yor.
Bir baflka f›rsat da, Orta ve Do¤u
Avrupa’daki azaltma maliyetlerinin Bat›’ya göre düflük olmas›. Küçük yat›r›mlarla ›slah edilebilecek köhne teknoloji
ve verimsiz sanayi bu bölgede hâlâ çok
yayg›n. ‹klim de¤iflikli¤i aç›s›ndan, sal›mlar›n nerede azalt›ld›¤› önemli de¤il;
karbon miktar›nda Slovakya’da bir kilograml›k azalma ile, Japonya’da ayn›
miktardaki azalma iklim de¤iflikli¤i aç›s›ndan eflde¤er. Ancak, azaltman›n maliyeti ülkeden ülkeye çok farkl› olabiliyor. Bu da, Kyoto Protokolü kapsam›ndaki esneklik düzeneklerinin temelini
oluflturuyor; yani bir ülke sal›mlarda
yapmas› gereken azaltmay›, kendi topraklar› yerine azaltma maliyetinin düflük
oldu¤u bir ülkede gerçeklefltirebiliyor.
Ortak Yürütme (OY) olarak adland›r›lan
bu esneklik düzene¤i, sera gaz› sal›mlar›n› azaltma projeleri aç›s›ndan Orta
▼
Türkiye’nin temel enerji ve CO2 verilerinin
karfl›laflt›r›lmas›
Bafl taraf› sayfa 11’de
▼
PARA ÇARKI: Temiz enerjiye yönelik yap›lan yat›r›mlar
kirleticilere Kyoto’nun öngördü¤ü hedeflere
ulaflmalar›nda yard›mc› olabilir. Rüzgar çiftlikleri
(en solda/foto¤raf Peter Hellebrand) ve di¤er alternatif
enerji kaynaklar›na yönelik ilgininde Kyoto’dan dolay›
artmas› bekleniyor. Toyota gibi firmalar hibrid araçlar
üretmeye bafllad› (sa¤da/Toyota Motor). Kyoto ayn›
zamanda ‹ngiltere’de ki Soar santrali gibi fosil yak›t
santrallerinin yerini temiz enerji üreten santrallerin
almas›na yönelik bask›y› art›racak
(ortada/REUTERS/Darren Staples).
ABD’N‹N YAKLAfiIMI
büyümenin cazibesi
Kaynak: IEA, 2002
‹nsanl›¤›n maratonu
◗
‹DÇS, tüm canl›larla paylaflt›¤›m›z
dünyada yaflam›n sürdürülmesi yolunda
insanl›¤›n önemli maratonlar›ndan biridir.
Kyoto Protokolü, bu maratonun ilk yüz
metresini tan›mlamakta. Türkiye ç›k›fl
noktas›nda sendelemifl olsa da do¤ru strateji ve yüksek kondisyonla, di¤erlerinin
düfltü¤ü çukurlara düflmeden bu yar›fltaki
yerini alabilir. Çünkü bu maratonda hiç
kimsenin diskalifiye olma lüksü yok!
Yunus Ar›kan, Çevre Yüksek Mühendisi, REC
Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman›
mutlak bir azalmay› gerektirmiyor;
onun yerine, ekonomik büyümeye olanak tan›y›p, emisyonun gayri safi has›laya (GSH) k›yasla azalmas›n› öngörüyor. Bununla birlikte Bush, bu plan›n
karbondioksit yay›n›m›n› 2112 itibariyle
yaklafl›k 500 milyon ton ‘azaltaca¤›n›’
da öne sürüyor.
Beyaz Saray bunu baflarmak için, iklim de¤iflikli¤i bilim ve teknolojisi konusunda bir baflkanl›k kurulu oluflturdu
ve 2005 y›l›ndaki iklim programlar› ile
enerji vergisi teflvikleri için 5.8 milyar
dolarl›k bir bütçe teklifi yapt›. ‹klim De¤iflikli¤i Teknoloji Program› için yaklafl›k 3 milyar dolar, ‹klim De¤iflikli¤i Bilim Program› için ise 2 milyar dolar tahsis edildi.
Baflkan Bush’un bilim dan›flman› ve
Baflkanl›k Özel Kalemi bünyesindeki
Bilim ve Teknoloji Politikas› Dairesi
Baflkan› John H. Marbuger III’e göre,
ABD’nin iklim politikas›n›n bafll›ca üç
hedefi bulunuyor. Bu politika öncelikle, ekonomik büyüme ile sera gaz› oluflumunu birbirinden ay›racak yeni teknolojileri teflvik edecek. ‹kinci olarak,
iklim de¤iflikli¤i konusundaki bilimsel
araç ve bilgileri gelifltirecek. Üçüncü
olarak da, iklim de¤iflikli¤i sorununu
bütün yönleriyle ele almak için di¤er
ülkelerle iflbirli¤ini gelifltirecek.
Marburger’e göre, ABD’nin iklim
odakl› teknolojik giriflimleri üç sorunu
çözmeyi hedefliyor. Bunlar, karbonsuz
ulafl›m araçlar› için hidrojen teknolojilerinin, havaya karbon b›rakmayan yeni
‘FutureGen’ kömürüyle çal›flan elektrik
santrallerinin ve nükleer de dahil di¤er
karbonsuz enerji üretim teknolojilerinin
gelifltirilmesi.
◗
desteklenip, baflta enerji, sanayi, tar›m
ve ulaflt›rma olmak üzere tüm sektörlere entegre edilerek gelifltirilmifltir.
• AB Balonu denilen seragazlar› sal›mlar›n› azaltma yükümlülü¤ünün paylafl›lmas›, fayda-maliyet analizlerini içeren
bilimsel modeller kullan›larak belirlenmifl, ülkelerin geliflmifllik farklar› ›fl›¤›nda ‹spanya, Portekiz, ‹rlanda ve Yunanistan’a özel haklar tan›nm›flt›r.
• 10 ülkenin kat›ld›¤› geniflleme sürecinde, ak›lc› müzakere yürüten Polonya
ve Macaristan önemli olanaklar yakalam›fl, GKRY ve Malta, farkl›l›klar›na ra¤men Kyoto Protokolü esneklik düzeneklerine AB bünyesinde kat›lm›flt›r.
• 2012 sonras›n› kapsayan 2. yükümlülük dönemi müzakereleri 1 Ocak
2005’de bafllad›. Kyoto Protokolü müzakerelerinde bu da göz önüne al›nmal›d›r.
BD hükümeti, Kyoto Protokolü’nü imzalamay› reddetmifl olsa
da iklim de¤iflikli¤i konusuyla
samimi olarak ilgilenece¤i sözünü verdi. Buenos Aires’te yap›lan toplant›da, ABD’nin iklim konusunda üst düzey bir müzakerecisi yönetimin tek-bafl›na-eylem stratejisini anlatt›.
BM ‹klim Çerçeve Sözleflmesi (UNFCC)
ABD heyetinin dönem baflkan› Harlan
Watson, “Biz, sa¤lam bilimsel ve teknik
altyap›s› olan bir yaklafl›ma inan›yoruz,” dedi.
ABD Kyoto’yu, sözleflmenin gerektirdi¤i s›n›ra inmek için emisyonlar›n›
%30 azaltmas› gerekti¤i, bunun da ABD
ekonomisini çok kötü etkileyece¤i gerekçesiyle kabul etmemiflti. Watson
Green Horizon’a, ABD’nin bu yaklafl›m›n en çok ABD ekonomisinin yarar›na olaca¤›n› belirtti. Watson görüflünü,
“Orta ve Do¤u Avrupa ülkeleri ile Rusya, Kyoto hedeflerini, ekonomileri vahim biçimde çöktü¤ü için yakalad›; bu,
bir çok ülke ve ABD için kabul edilemez bir durumdur,” diyerek sürdürdü.
Watson’a göre ikinci kazanç ise,
ABD’nin, geliflmekte olan büyük ülkelerin de sürece kat›lmas›n› sa¤layacak
yolu açmas›.
ABD Kyoto’yu, geliflmekte olan ülkelerin hiç birine emisyonlar›n› azaltma
yükümlülü¤ü getirmedi¤i için elefltiriyordu.
ABD, fiubat 2002’den bu yana kendi
s›n›rlar› içinde Baflkan George W.
Bush’un formüle etti¤i, Amerikan ekonomisinin sera gaz› yo¤unlu¤unda
2012 y›l› itibariyle %18’lik azalma öngören bir iklim de¤iflikli¤i politikas› uyguluyor. Bu yaklafl›m, emisyon miktar›nda
13 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
▼
KAPAK KONUSU | iklim de¤iflikli¤i
▼
Bafl taraf› sayfa 13’te
ve Do¤u Avrupa’daki Ek B ülkelerini
yabanc› yat›r›mc›lar için cazip hale getiriyor; bu da ekonomik modernleflme ile iklim de¤iflikli¤ini yavafllatma aras›nda bir
sinerji yarat›yor.
B
enzer biçimde, e¤er BM‹DÇS’nin
Ek I listesinde yer alan bir ülke,
izin verilen s›n›r içinde kalmakta
zorlan›rsa, azaltma maliyetlerinin
daha da düflük oldu¤u ve Ek I listesi d›fl›nda yer alan bir baflka ülkede yat›r›m
yapabilir. Bu tür bir yat›r›m, Temiz Kalk›nma Düzene¤i (TKD) çerçevesinde gerçeklefltirilebilir.
Bugün Orta ve Do¤u Avrupa’daki OY
projeleri aras›nda, enerji tasarruf teknolojilerinin uyarlanmas›, yenilenebilir enerji
kaynaklar› ile, bölgesel ›s›tma ve at›k yönetimini içeren kapsaml› yenileme projeleri yer al›yor. Bu projeler ayn› zamanda,
enerji ve ›s› üretim sektörleri de dahil olmak üzere bölgenin ekonomik modernleflmesini destekliyor. OY’nin sundu¤u
olanaklar enerji sektörü ile k›s›tl› de¤il,
ancak yat›r›mc›lar, sera gaz› sal›mlar›n›
azaltmada geri dönüflü en yüksek oldu¤u
için enerji projelerine ilgi duymakta. Ekonomik modernleflme ve iklim de¤iflikli¤ini yavafllatman›n do¤urdu¤u iki yönlü
zorunluluklar kimi zaman -çimento sanayiinde klinker oran›n›n azalt›lmas› gibiürün de¤iflikli¤ine neden olabiliyor. Araflt›rmalara göre, madencilik, k⤛t hamuru
ve k⤛t, çelik, tafl›mac›l›k ve tar›mda da
(metan azalt›lmas›) OY için potansiyel
var.
Büyük ölçekli ve giriflimci yat›r›mlarla
gerçekleflebilecek bu tür projeler, özellikle enerji sektöründe yeni teknolojilerin
tafl›d›¤› riskleri göze almay› gerektiriyor.
Rüzgâr ve biyokütle ile enerji üretimi buna iyi birer örnek. Bu zorluk, hem uluslararas› nitelikte yat›r›m›, hem de ev sahiyeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 14
bi ülkelerin –bazen parasal sübvansiyonlar› da içeren– gerekli yasal zemini sa¤lamas›n› gerektiriyor. Karbon finansman›
ad› verilen Ortak Yürütme yat›r›m›, proje
finansman› aç›s›ndan kaç›n›lmaz. Bu fonlar olmadan, bölgenin yenilenebilir enerji ve enerji verimlili¤i sahas›nda ilerlemesi çok daha yavafl olurdu.
Asl›nda OY ve TKD’nin önemi, geliflmifl ülkeler ve uluslararas› kurulufllar taraf›ndan uzun zaman önce kavranm›flt›.
Kyoto’nun gelece¤inin belirsiz oldu¤u
dönemde bile, OY’yi teflvik eden birçok
hükümet program› oluflturuldu ve birçok
proje yürütüldü. Bu programlar aras›nda,
Prototip Karbon Fonu’nun Ortak Yürütme Program›; Hollanda Hükümeti’nin
ERUPT Program›; Danimarka ve Finlandiya’n›n OY Programlar› yer al›yordu. Danimarka Romanya’da, Finlandiya ise Estonya’da birer proje uygulad›. Prototip
Karbon Fonu ve büyük ölçüde de
ERUPT, bölgedeki birçok sektörde OY
projelerine önemli katk›larda bulundu.
Geçti¤imiz iki y›l içinde Avusturya, Japonya ve ‹spanya da benzer programlar
oluflturdular.
Geliflmifl ülkelerden, esneklik düzeneklerine ilgi göstermeye bafllayan flirket
say›s› son y›llarda giderek artmakta. Bir
yandan, kendi ülkelerinde yüksek olan
sal›m miktar›n› azaltabilmek için baflka
ülkelerdeki düflük oranl› kredilerden yararlanmak istiyor, di¤er yandan, ürün ve
teknolojilerini satacak yeni pazarlar ar›yorlar. Böylece, iklim de¤iflikli¤ini yavafllatma sürecinin, özel yat›r›mc›lar›n kazanç beklentileriyle uyum içinde yürüyebilece¤i bir kez daha görülüyor.
G
özden kaç›r›lmamas› gereken bir
baflka nokta da, AB Sal›m Ticareti Program›’n›n, esneklik düzenekleri projeleri yoluyla sal›m
azalt›lmas› do¤rultusunda fazladan bir piyasa daha yaratm›fl olmas›. AB Komisyo-
nu taraf›ndan haz›rlanan Ba¤lant› Direktifi’ne göre, elde edilen sal›m azaltmalar›
borsaya benzer bir iflleyiflle al›n›p sat›labiliyor. Düzenleme kapsam›ndaki herhangi bir Avrupal› giriflimci, sera gaz› sal›mlar›n› yaln›zca kendi ülkesinde izin verilen miktarlara göre de¤il, OY veya TKD
sayesinde sa¤lad›¤› tasarruflar› da göz
önüne alarak hesaplayabilir.
BM‹DÇS Ek I kapsam›ndaki ülkeler,
Ek B’deki ülkelerden daha büyük bir
grup. Ek I ülkeleri, Ek B kapsam›ndaki
bütün ülkelerin yan› s›ra, bugünkü sera
gaz› sal›mlar›nda bafltan beri pay› oldu¤unu kabul eden di¤er ülkeleri de kaps›yor. REC’in hizmetlerinden yararlanan
ülkelerden Türkiye, Ek I ülkesi olmas›na ra¤men, Ek B’de yer alm›yor. Bu ülkeler belirli hedefler üstlenmiyor ancak
afla¤›dakileri yerine getirmeyi taahhüt
ediyor:
• Ulusal Bildirim olarak adland›r›lan
ve iklim de¤iflikli¤i ile ilgili politika
ve önlemlerini ayr›nt›lar›yla aktaran
raporlar› düzenli olarak sunmak (Ek
I ülkeleri 1 Ocak 2006 tarihinde
Dördüncü Ulusal Bildirimlerini sunacak);
• Sera gaz› sal›mlar›n› ve sa¤lad›klar›
azaltmalar› içeren y›ll›k envanterler
sunmak; ve
• Esneklik düzenekleri kapsam›nda
gerçekleflen sal›m transferlerini izlemek ve kaydetmek için ulusal bir sera gaz› tescil sistemini kurmak ve iflletmek.
Kyoto Protokolü’nün onaylanmas›yla,
Ek B ülkeleri için uyum meselesi daha da
acil hale geldi. fiimdi, bütün taraf ülkelerin kendisine tan›nan kotay› hesaplamak
için 1 Ocak 2007 itibariyle bir rapor sunmas› gerekiyor. Bu raporun ard›ndan, düzeneklere kat›lma yeterlili¤ini elde etmek
için 16 ayl›k bir dönem bafllayacak. Bu
nedenle, bir ülke raporunu ne kadar er-
iklim de¤iflikli¤i | KAPAK KONUSU
DÜNYA ‹KL‹M‹N‹N GELECE⁄‹
Doç. Dr. Murat Türkefl
osil yak›tlar, de¤iflen arazi kullan›m›, ormans›zlaflma, sanayi gibi
insan etkileri, atmosferdeki sera
gazlar›n› h›zla art›rmakta, bu da,
yerkürenin ›fl›n›m dengesini art›
yönde de¤ifltirip atmosferin yere yak›n k›sm›n› ›s›tmaktad›r. Sera gazlar›n›n art›fl› ve
flehirleflmenin körükledi¤i do¤al sera etkisinin güçlenmesi sonunda yeryüzünde ve atmosferin alt bölümünde s›cakl›k art›fl›na
‘küresel ›s›nma’ diyoruz.
F
‹klimdeki de¤iflim ve e¤ilimler
◗
ken sunarsa, o kadar erken yeterlilik kazanm›fl olacak.
10. Taraflar Konferans› (COP10),
2004 y›l› Aral›k ay›nda Buenos Aires’te
gerçeklefltirildi ve Konferans’da Amerika
Birleflik Devletleri ile Avrupa aras›ndaki
tarihi ba¤lar gündeme getirildi. Tart›fl›lan,
birinci taahhüt döneminin bitifli olan
2012 sonras›ndaki iklim de¤iflikli¤ini yavafllatma konusuydu. ‹talyan Çevre Bakan› Altero Matteoli, birinci uygulama
döneminin d›fl›nda kalmay› seçen
ABD’nin kat›l›m›n› cazip hale getirmek
için 2012 sonras› sera gaz› hedeflerinin
gönüllülük esas›na dayand›r›lmas› önerisinde bulundu. Baflta Almanya olmak
üzere di¤er Avrupa ülkeleri bu öneriye
karfl› ç›kt›. 2020 y›l›nda sal›mlar›n yar›ya
indirilmesi gere¤inde ›srar eden Almanya, bu yoldaki çabalara katk›da bulunmaya haz›r oldu¤unu vurgulad›.
‹klim de¤iflikli¤iyle nas›l bafl edilece¤i konusundaki tarihi görüfl ayr›l›¤›,
ABD’nin ‘ortak bir tav›r tak›nmak için henüz erken oldu¤u ve yeni görüflmelere
gerek duyuldu¤u’ yönünde diretmesi nedeniyle sürecek. Bu tart›flma, hem karbon yat›r›m›n›n hem de OY ve TKD’nin
gelece¤ine gölge düflürmekte.
‹klim de¤iflikli¤ini yavafllatma konusu, ifl dünyas› ile çevrenin kesiflim noktas›; böyle olmak da zorunda, çünkü yap›lan hatalar› gidermenin maliyeti daha
yüksek. Kyoto Protokolü’nün esneklik
düzenekleri, sal›m azaltman›n maliyetlerini kabul edilebilir hale getirmeyi amaçl›yor. Önümüzdeki yol engebeli gibi görünse de, kâr amac› güden ya da gütmeyen aktörler için çok cazip f›rsatlar da sunuyor. Küresel ekonominin yeflillenmesi
sürecine ifl dünyas›n›n da kat›lmas› için,
iklim de¤iflikli¤ini önleme süreci bir örnek oluflturacak gibi.
Maria Khovanskaia, REC ‹klim De¤iflikli¤i
Projeleri Müdürü
‹klimde, bir bölümü insan kökenli kabul edilen ciddi küresel ve bölgesel de¤iflimler gözleniyor. Küresel ortalama yüzey
s›cakl›¤› 20. yy’›n bafl›ndan beri yaklafl›k 0.8
°C artt›. Küresel ölçekte, 1860’dan sonra
aletli gözlem kay›tlar›ndaki en s›cak 10 y›l
1990’lard›; en s›cak y›l ise +0.58 °C’lik anomali ile 1998, ard›ndan +0.47 °C ile 20022003 y›llar› oldu. 20. yy’daki art›fl, son bin
y›l›n herhangi bir dönemindeki art›fltan daha fazlad›r. 20. yy’da kar örtüsü, kutupsal
kara ve deniz buzlar› ile orta enlemlerin
da¤ buzullar› azal›rken, küresel ortalama
deniz seviyesi, 0.1-0.2 m kadar yükseldi,
okyanuslar ›s›nd›. Ya¤›fllar, kuzey yar›kürenin orta ve yüksek enlemlerinde her 10 y›lda %0.5 ile %1 artt›, Akdeniz Havzas›’n› da
içeren subtropikal karalar›n büyük k›sm›nda ise her 10 y›lda yaklafl›k %3 azald›.
Yar›n ne olacak?
‹klim modelleri, küresel yüzey s›cakl›klar› ortalamas›nda 1990-2100 döneminde
1.4 ilâ 5.8 °C art›fl öngörüyor. Son on bin
y›lda görülenlerden çok daha yüksek olan
bu art›fl nedeniyle, hidrolojik döngü ve
toprak neminde de¤iflim, buz ve buzullar›n
erimesi, küresel ortalama deniz seviyesinin
yükselmesi, iklim kuflaklar›n›n kaymas›,
yüksek s›cakl›k afl›r›l›klar›n›n fliddetlenmesi, taflk›nlar ve bölgesel kurakl›klar, salg›n
hastal›k ve zararl›lar›n artmas› gibi dünya
ölçe¤inde sosyo-ekonomik süreçleri, ekosistemleri ve insan sa¤l›¤›n› do¤rudan etkileyecek de¤ifliklikler bekleniyor.
Ekosistemler, su kaynaklar› ve tar›m
Bu de¤iflimin olas› sonuç ve etkileri,
Hükümetleraras› ‹klim De¤iflikli¤i Paneli 3.
De¤erlendirme Raporu’nda, farkl› bölgelerdeki sosyo-ekonomik sektörler, ekosistemler ve insan sa¤l›¤› aç›s›ndan ele al›n›yor.
Tar›m, ormanc›l›k, bal›kç›l›k, su kaynaklar›,
insan yerleflmeleri gibi sosyo-ekonomik
sektörler, karasal ve sucul ekosistemler, insan sa¤l›¤›, afl›r› iklimsel olaylar ve sapmalardaki de¤iflimler kadar, iklim de¤iflikli¤inin büyüklük ve oran›na da çok duyarl›.
S›cakl›kta küçük art›fllar›n, orta ve yüksek enlemlerde tar›msal üretim art›fl› ve k›fl
ölümlerinin azalmas› gibi olumlu yönlerine
karfl›n, ço¤u do¤al sistem ve insan afl›r› hava olaylar›n›n s›klaflmas›ndan olumsuz etkilenir. Projeksiyonlara göre iklim de¤iflikli¤i
afla¤›daki sonuçlar› do¤urabilir:
• Su s›k›nt›s› olan, Akdeniz Havzas› ve
Türkiye’yi de içeren tropikal ve subtropikal
bölgelerde su k›tl›¤›;
• S›cakl›k art›fl›yla, ço¤u tropikal ve
subtropikal bölgede tar›msal üretkenli¤in
düflmesi;
• Yüksek s›cakl›klardan ölüm ve s›tma,
kolera gibi salg›n hastal›klarda art›fl;
• fiiddetli ya¤›fllar›n artmas› ve deniz
seviyesi yükselmesi sonucu, taflk›n riskinin
on milyonlarca insan› etkileyecek düzeyde
artmas›;
• Buzullar, deltalar, mercan resifleri ve
atoller, mangrovlar, polar, alpin vb. ekosistemlerde, ço¤u kez geriye dönüflü olmayan
hasarlar;
• Baz› hassas türlerin yok olmas› ve biyoçeflitlili¤in azalmas›.
Türkiye’yi neler bekliyor?
Ço¤u iklim modelinde, Akdeniz Havzas› ve Türkiye geneline iliflkin s›cakl›k öngörüleri kuzey yar›mkürenin orta ve yüksek enlemlerine göre azd›r. Çeflitli modellere göre Türkiye’nin y›ll›k ortalama s›cakl›klar›nda 2050 y›l›na kadar, sera gazlar›ndaki
art›fl ele al›n›rsa 1-3 °C; sera gazlar› ve sülfat parçac›klar›ndaki de¤iflimler birlikte ele
al›nd›¤›nda 1-2 °C art›fl öngörülmektedir.
‹nsan kökenli iklim de¤iflikli¤inin Türkiye’deki etkileri baflka modellerle de de¤erlendirilebilir. Atmosferdeki CO2 birikimini 750 ppmv ve 550 ppmv düzeylerinde
durduran CO2 sal›m senaryolar›n› temel
alan Hadley Centre modeli bunlardan biri.
‹klim de¤iflikli¤inin 2080’lere kadar Türkiye’deki etkileri, bu modelin sonuçlar›na göre de¤erlendirildi¤inde, (i) CO2 birikiminin
750 ppmv’de durduruldu¤u senaryoya göre, 1961-1990 normali ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda
y›ll›k ortalama s›cakl›kta 2-3 °C art›fl; 550
ppmv’de durdu¤u senaryoya göre ise 1-2
°C art›fl olacakt›r. (ii) Her iki senaryoda,
2080’li y›llara kadar y›ll›k ortalama ya¤›fllarda 0–0.5 mm/gün dolay›nda bir azalma;
CO2 birikiminin 750 ppmv’de durduruldu¤u senaryoya göre, önemli akarsular›n
ak›mlar›nda y›ll›k %5-25 azalma; 550
ppmv’de durduruldu¤u senaryoya göre,
y›ll›k %0-15 azalma olacakt›r. (iii) Her iki
senaryoda, Türkiye ve Orta Do¤u bölgesi,
su s›k›nt›s› çeken ve su çekiflmelerinin artt›¤› bir bölge olacak; ancak Türkiye’nin vejetasyon biyokütlesinde (kgC/m2) iklim de¤iflikli¤i nedeniyle önemli bir de¤ifliklik olmayacakt›r.
Görülece¤i gibi, yerküre iklimi ›s›nmaktad›r ve iklim modelleri gelecek yüzy›l
için önemli iklim de¤iflikliklerinin olaca¤›n›
göstermektedir. Bu da olumsuz sonuçlar
yaratarak kalk›nman›n önünde büyük bir
engel oluflturacakt›r. Öngörülen iklim de¤iflikliklerini ve bu de¤iflikliklerin sosyo-ekonomik sektörler, do¤al ekosistemler ve insan sa¤l›¤› üzerindeki olumsuz etkilerini en
aza indirmenin birinci yolu, insan kaynakl›
sera gaz› sal›mlar›n› azaltmak ve karbon
yutucu ortamlar› (ormanlar›, çay›rlar› ve
meralar›) ço¤altmakt›r.
◗
Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve
Sözleflmesi’nden Joke Waller-Hunter (yan sayfa/
REUTERS/ Kimimasa Mayama), 16 fiubat’ta
Kyoto’daki törende bir konuflma yaparken,
Japon milletvekilleri ve eylemciler de (Yanda
altta/ PressPhoto BTA) hemen d›flar›da
kutlamalara kat›l›yor. Yanda ise Slovenya’daki
kutlamalar görülüyor (Çevre ve Yerleflim
Planlama Bakanl›¤›, Slovenya).
Doç. Dr. Murat Türkefl, Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi
Co¤rafya Bölümü
15 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
KAPAK KONUSU | iklim de¤iflikli¤i
Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi (BM‹DÇS) ‹cra Sekreteri
Joke Waller-Hunter, REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman› Yunus Ar›kan ile
söyleflisinde, ‘iklim politikalar›’n›n önemini vurgulad›
Sürdürülebilir kalk›nman›n
vazgeçilmez unsurlar›
‹lgililer bütün taraflar›, Kyoto sonras›
yükümlülük dönemi için daha yüksek
hedefler belirlemeye ça¤›r›yor. Müzakereler s›ras›nda uzlaflmay› engelleyebilecek en önemli etkenler nelerdir?
Sekretarya bunlara karfl› nas›l politikalar gelifltiriliyor?
Kyoto Protokolü çok önemli bir ad›m,
ama Sözleflme’nin nihaî hedefine, yani atmosferdeki sera gazlar› birikimlerini iklim
sistemi için tehlike yaratmayacak seviyelerde sabitlemeye do¤ru ilerleme kaydedebilmek için daha fazlas›n›n yap›lmas›
gerekiyor. Bu birikim geçti¤imiz yüzy›lyeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 16
Türkiye’nin BM‹DÇS’ye taraf olan en
yeni ülke s›fat›yla yükümlülüklere ulusal düzeyde aflina olmas› ve uluslararas› düzeyde Kyoto Protokolü’nün uygulan›fl›n› izlemesi bekleniyor. Bu süreçte Türk Hükümeti’ne ve paydafllara
ne tür politika ve stratejiler izlemelerini tavsiye edersiniz?
Her ne kadar Sözleflme ve Kyoto Protokolü, taraflar›n izleyece¤i politikalar yönünde reçeteler sunmasa da, politikalar›n uygulanmas› gereken sektörlerin aç›klay›c›
bir listesini içeriyor. Bu sektörler aras›nda,
enerji, ulafl›m, ormanlar, tar›m ve at›klar
yer al›yor. Bu sektörlerde uygulanmas› gereken politikalar ise flöyle:
• Enerji verimlili¤inin art›r›lmas›, yeni
ve yenilenebilir enerji türlerinin özendirilmesi;
• Yeni ve yenilenebilir enerji türlerinin
ve karbondioksit ba¤lama teknolojilerinin de aralar›nda bulundu¤u konularda araflt›rmalar›n desteklenmesi;
• Pazardaki aksakl›klar›n zamanla düzeltilmesi ve piyasa araçlar›n›n uygulanmas›;
• ‹lgili sektörlerdeki sera gazlar› sal›mlar›n› s›n›rland›ran veya azaltan politika ve önlemleri güçlendirecek reformlar›n özendirilmesi.
Birçok geliflmifl ülkenin iklim de¤iflikli¤i politikalar› ve önlemlerinin uygulanmas›nda bugüne dek elde edilen deneyim; etkin, çevreye zarar vermeyen, ve en
BM‹DÇS
Kalk›nma, yeryüzündeki kaynaklar, sular,
topraklar, canl› çeflitlili¤i, enerji kaynaklar›, atmosfer ve iklim sistemi, gelecek kuflaklar›n da yaflama ve geliflmesine olanak
verecek flekilde kullan›l›rsa sürdürülebilir
olur. ‹klim alan›nda bu, iklim de¤iflikli¤ine yol açan sera gazlar› sal›mlar›n›n iklim
sisteminin düzgün ifllemesine olanak verecek düzeyde tutulmas› demektir.
As›l soru fludur: kalk›nma faaliyetleri
için bu denli önemli olup, sal›mlar›n büyük bölümünün de kayna¤› olan enerjiyi
nas›l kullanal›m ki iklim sistemi olumsuz
etkilenmesin? ‹klim de¤iflikli¤i zaten gerçekleflti¤ine ve gelecek y›llarda da sürece¤ine göre, ald›¤›m›z bütün önlemlere
karfl›n, iklim de¤iflikli¤inin olas› etkilerine
uyum sa¤lamaya da haz›r olmal›y›z.
BM‹DÇS de, ancak geliflmifl ve geliflen ülkelerin iflbirli¤i ile ulafl›labilecek bu hedefler için çal›fl›yor. Bugüne dek sera
gazlar› sal›mlar›n›n ana kayna¤› olan geliflmifl ülkeler sal›m azalt›m›nda da öncü,
ayn› zamanda geliflmekte olan ülkelerin
iklim de¤iflikli¤iyle bafla ç›kmas›na da
destek olmal›d›r.
BM‹DÇS’ye taraf olan bütün devletler
‘ulusal bildirimler’ ile faaliyetlerini bildiriyor. Raporlardan, ülkelerin iklim politikalar›n›, sürdürülebilir kalk›nma stratejilerine ve enerji, ulafl›m ve tar›m gibi iktisadi
sektörlerdeki politikalar›na nas›l dahil etmeye bafllad›klar›n› görüyorsunuz. Bu da
bize enerjiyi daha verimli kullanman›n
mümkün oldu¤unu, daha az enerji ve daha az sal›mla da kalk›nman›n ayn› düzeyde gerçekleflebilece¤ini gösteriyor. Ayr›ca
bu, günefl ve rüzgar gibi yenilenebilir
enerjilerin kullan›m›n›n gitgide artt›¤›n›n
da bir göstergesi.
dan bu yana sürekli art›yor. ‹klim de¤iflikli¤inin olumsuz etkilerini gösteren say›s›z
kan›t var.
Çabalar, sorunun bütün yönlerini ele
almal›, baz› riskli ülkelerin iklim de¤iflikli¤inin yarataca¤› etkilere uyum sa¤lama
konusundaki acil ihtiyaçlar› da buna dahil. Bafla ç›k›lmas› gereken baflka sorunlar da var, örne¤in, iklim konusundaki
müzakerelere iktisat alan›ndaki aktörleri
nas›l dahil edebiliriz? Temiz hava ve ucuz
yak›t yönündeki talepler, iklim dostu politikalar› nas›l destekleyebilir? Sözleflme’de yer alan ilkelerin oluflturdu¤u temelden yola ç›karak hem sanayileflmifl
hem de geliflmekte olan ülkeler dahil olmak üzere bütün taraflar›n deneyimlerinden dersler ç›karmak çok önemli. Sekretarya’n›n buradaki rolü, flimdiye kadar
gerçeklefltirilmifl uygulama ile ilgili uygun
bilgi ve analizi sa¤layarak, taraflar› desteklemektir.
düflük maliyetle en fazla yarar› sa¤layan
politikalar›n, enerji verimlili¤ini art›rmay›
ve yenilenebilir enerjiyi özendirmeyi
amaçlayan politikalar oldu¤unu ortaya
koyuyor. Etkin tedbirler aras›nda, sal›m ticareti gibi ekonomik araçlar da yer al›yor.
Türkiye’nin h›zla büyüyen bir piyasa ekonomisine sahip oldu¤u düflünülürse,
enerji verimlili¤ini art›rmak ve yenilenebilir enerjiyi özendirmek, yaln›zca sal›mlardaki art›fl›n yavafllat›lmas›n› sa¤lamakla
kalmaz, çevre ve sa¤l›k gibi di¤er konularda da yararlar sa¤layarak enerji güvenli¤ini de art›r›r. Bu da Türkiye’nin daha
genifl çapl› sürdürülebilir kalk›nma hedeflerine ulaflmas›nda yard›mc› olabilir.
Belirli bir önlemler portföyü seçmek
büyük ölçüde ulusal koflullara, toplumun
kabul düzeyine ve genel ekonomi politikalar›na ba¤l›d›r. Türkiye’nin ilk ulusal
bildirimini dört gözle bekliyoruz. Bu bildirim, Sözleflme’de flart koflulan ve bir ülkenin insan kaynakl› iklim de¤iflikli¤ini
azaltmak amac›yla neler yapt›¤›n› gösteren, ülkenin seçti¤i yolu ayr›nt›l› olarak
anlatan bir rapordur.
◗
Sürdürülebilir kalk›nma hedeflerini yakalamada BM‹DÇS’nin rolü ve önemi
nedir?
Bu söyleflinin tamam›n›, ilk say›s› A¤ustos
2005’te yay›mlanacak REC Türkiye ‹klim
De¤iflikli¤i Bülteni’nde okuyabilirsiniz.
söylefli | MERCEK
REC Türkiye’nin birinci y›l›n›n sonunda geldi¤i noktadan memnuniyet duyan
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma Sektör
Yöneticisi Gürdo¤ar Sar›gül, AB üyelik sürecinde çevre sahas›nda yap›lmas›
gerekenleri Yeflil Ufuklar editörü Nafiz Güder’e anlatt›
Yap›lanlar buzda¤›n›n üst k›sm›
r›mlar›n›n ço¤unun modern teknoloji olmas› iflletme maliyetlerini düflürmekte. Ancak
AB standardlar›na uymayan mevcut altyap›
için ek yat›r›m gerekiyor. Ülkemizde, ço¤u
devlete ait olan do¤al alanlar›n koruma ve
yönetim maliyeti görece düflük olsa da,
devlete yükü az›msanamaz. Bizim çal›flmam›z en az 20, en çok da 60 milyar avroluk
bir maliyet gerekti¤ini gösteriyor. AB mevzuat›n›n uyumlaflt›r›lmas› ile 100 milyar avronun üzerinde bir fayda sa¤lanaca¤›n› da
unutmamal›y›z.
Türkiye’de AB uyum sürecinde reformlar denince demokratikleflme, hukukun
üstünlü¤ü gibi konular öne ç›k›yor.
Çevre sahas›ndaki ilerleme nas›l?
Üyelik flartlar› politik, ekonomik kriterleri ve
sayd›¤›n›z konular› öne ç›kar›yor. Çevre gibi sektörel konular daha sonra geliyor. Müzakereler bafllad›¤›nda, çevre, ulaflt›rma, tar›m, enerji gibi 30’dan fazla sektörel yükümlülü¤ü yerine getirmek gerekiyor. fiu ana
kadar yap›lanlar buzda¤›n›n üst k›sm›. As›l
yap›lmas› gerekenler ise hukukî düzenlemeler, kurumsal kapasite gelifltirilmesi ve
hukukun etkin olarak uygulanmas› gibi süreçler. Örne¤in 500 kadar hukukî düzenleme yap›lmas› gerekiyor. Bu nedenle çevre
alan›nda gerçekleflen ilerlemeler oldukça s›n›rl› denebilir. AB-Türkiye mali iflbirli¤i kapsam›nda çevre programlar› iki y›ld›r artmakta. Çevre hukuku, kat› at›klar, ÇED, hava
kirlili¤i, at›k su mevzuat›n›n uyumlaflt›r›lmas› ve altyap› için yard›m yap›l›yor. Müzakereler bafllad›¤›nda çevre için de çok net, tarihleri belli hedefler konacak. Mevzuat›n nas›l uyumlaflt›r›laca¤›, maliyetinin ne olaca¤›
gibi konularda belirlenerek, ‘üyelik sürecinde çevre’ bafll›¤› ile müzakereler yap›lacak.
Peki, AB’yi hak etmifl bir Türkiye olmak
için çevre konusunda neler yapmak gerekiyor, yönetim ve toplum olarak?
Buzda¤›n›n alt›na, çevre için yap›lmas› gerekenlere üç aç›dan bir bakal›m. Önce hukukî düzenlemeler, yani bütün mevzuat›n AB
ile uyumlaflt›r›lmas›, çeliflmemesi gerek. Sonra da mevzuat› uygulayacak kurumsal yap›n›n gelifltirilmesi. Bunlar Çevre ve Orman
Bakanl›¤› (ÇOB), di¤er ilgili kurumlar, yerel
yönetimler ve STK’lard›r. Çevre Kanunu’nun
yükledi¤i sorumluluk nedeniyle yerel yönetimlerin etkinleflmesi çok önemli. Toplumun, yani çevre uygulamalar›ndan bizzat etkilenecek kesimin bilinçlenmesi gerekiyor.
Toplumun çevresel bilgiye eriflimi, kararlara
kat›l›m› AB için çok önemli. Ayr›ca altyap›
yat›r›mlar›, yani kat› at›k, at›k su, içme suyu,
hava kalitesi, do¤a koruma, kimyasallar gibi
konularda da altyap› gerekiyor.
ÇOB’a göre, kirlili¤i önlemek için 25
milyar avro gerekli. Oysa ‘çevre’ sadece ar›tma de¤il. AB normlar›na ulaflmam›z›n gerçek maliyeti nedir? Do¤am›z›n nispeten az bozulmufl olmas› maliyetleri düflürür mü?
Çevrenin temel unsuru olan do¤al alan ve
kaynaklar›n, türlerin, ekosistemlerin korunmas› çok daha kapsaml› ve maliyetli. Genel
uyumlaflt›rma maliyetine bak›nca bir çok rakam görürüz. Temiz, bozulmam›fl do¤an›n
korunmas› bir avantaj olsa da üç binden
fazla belediyenin bulundu¤u co¤rafyam›zda
fizikî altyap›n›n öncelikli, zahmetli ve masrafl› oldu¤unu görüyoruz. Yeni altyap› yat›-
REC Türkiye’nin ilk iki y›l›nda tek fon
kayna¤› Avrupa Komisyonu. Hangi eksikleri gidermesi için REC’i destekleme karar› ald›n›z? ‹lk y›l›n sonunda
REC’i nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
REC, hem yeni AB üyesi Do¤u Avrupa ülkelerinde çok baflar›l›, hem de Komisyon,
REC’i bafl›ndan beri destekliyor. Tecrübe ve
hizmetlerini Türkiye’ye sunmas› konusunda
2001’deki fizibilite çal›flmas› sonunda kurulmas› gündeme geldi. REC’in kurulmas›n›
Türkiye de talep etti. ‹lk iki y›l, ikili AB mali iflbirli¤i kapsam›nda desteklenmektedir.
Bekledi¤imiz önemli ifllevlerden biri, kapasite art›r›m›, etkin altyap› kurma, hibe programlar› ile çevre STK’lar›na katk›yd›. Ayr›ca,
yerel yönetimler, kamu kurumlar› ve özel
sektör dahil olmak üzere genifl bir yelpazede hizmet sunmas› ve AB sürecini kolaylaflt›rmas› için REC’i destekliyoruz. Deneyim
aktarma rolünü flimdiden üstlendi. REC ülkeleri ile iletiflim a¤› oluflturma gibi ifllevleri
de üstlenecek.
‹lk y›l, personel, hukukî ve idarî konularda Türkiye mevzuat›na uyum aç›s›ndan
zorlu ve zahmetli bir dönemdi. Buna karfl›n
özveriyle, dinamik, de¤erli çal›flanlar›yla iddial› bir hedefe do¤ru ilerliyor. Yeflil Ufuklar,
e-bültenler ve di¤er yay›nlar›yla kaliteli, takdir toplayan ürünler ortaya koyuyor. Kapasite gelifltirmede, özellikle kat›l›m öncesi konularda önemli bir destek sunuyor. REC’in
gerçeklefltirdi¤i AB Çevre Müktesebat›n›n
Uyumlaflt›r›lmas› için Stratejiler Konferans›
ise, yapacaklar›n›n önemli bir göstergesi.
Konferansda, yabanc› uzmanlar müzakere
süreci hakk›nda Türk yetkililerine çok de¤erli bilgiler verdi, çok baflar›l› buldum. REC
müzakere sürecine etkin katk›da bulunacakt›r. Gelinen memnuniyet verici nokta için
REC ekibine teflekkür ediyorum. Umar›m bu
ruhu, bu tempoyu sürdürür, Türkiye’nin
üyelik sürecine, do¤am›z›n ve çevremizin
ak›lc› kullan›m›na katk›da bulunuruz.
◗
AB’nin kuruldu¤u 1957’den 1972’ye dek
çevreyle ilgili özel bir konu yok. 1972 Paris
Zirvesi’nde 1973-76 dönemi için 1. Çevre Eylem Plan› (ÇEP) oluflturuldu. Sonraki
ÇEP’lerde, çevre yaklafl›m› gelifltirildi; di¤er
sektörlere entegrasyonu hedeflendi. ÇEP’ler
zamanla daha bilinçli ve stratejik bir hale
geldi. ‹lk kez çevre bafll›¤› olan 1987’deki
Tek Avrupa Sözleflmesi, AB çevre politikalar›nda önemli bir dönümdür. 5. ÇEP, uzun
erimli sürdürülebilirlik yaklafl›m›n›, sorumluluk paylafl›m›n›, ‘kirleten öder’ ilkesini benimsedi. Son derece stratejik ve hâlen yürürlükte olan 6. ÇEP’te, sürdürülebilir kalk›nman›n tüm sektörlerce benimsenmesi, çevrenin, sürdürülebilirli¤in temel unsurlar›ndan
biri olmas› hedeflenmifltir. Çevre hukukunun etkinlefltirilmesini, çevrenin bütün sektörel politikalara entegre edilmesini öngörür.
Çevresel bilgiye eriflimi, yurttafllar›n karar alma süreçlerine kat›l›m›n› hedefler. Dünyadaki baflka birliklere k›yasla AB’nin, çevreyi
böyle bir ekonomik boyutta ve genifl bir
co¤rafyada öne ç›karan, bu kadar net vurgulayan tek örnek oldu¤unu görürüz. AB toplumlar›nda buna paralel geliflen çevre bilinci di¤er ülkelere göre çok daha yüksektir.
GÜRDO⁄AR SARIGÜL
Türkiye çevre koruma ve yönetimi hâlâ
arka planda. AB ülkelerinde çevre ‘alg›s› ve zihniyeti’ nas›l? Hem yönetsel
düzeyde, hem de üye toplumlardaki yeri nedir çevrenin?
17 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
MERCEK | zehirli at›k
Demirperde döneminde afl›r› kullan›lan tar›m kimyasallar›,
Romanya’n›n k›rsal bölgelerindeki su kaynaklar›n›
zehirliyor, yard›mlar ise yetersiz
Zehirli kaynaklar
Metin Daniela Tuchel
| Foto¤raflar Mugur Grosu
ulgaristan, S›rbistan ve Romanya’n›n kesiflti¤i bölgenin yan›
bafl›nda, Tuna’n›n k›y›s›nda bir
zamanlar Romanya’n›n tah›l
ambar› olan Garla Mare köyü
bulunuyor. Köyde yaflayan 3,500 kifli ise
komünist rejimin sona ermesinden bu yana giderek yoksullafl›yor. Köyde bulunan
küçük bahçeler içindeki tek katl› evlerden bir ço¤u flimdi bofl. Gençler ifl bulmak için civar kentlere göçmüfl. 1989’dan
beri bölgenin bafll›ca geçim kayna¤› olan
tar›m, flimdi topra¤› olan birkaç kifli taraf›ndan yap›l›yor yaln›zca; onlar da kar›nlar›n› ancak doyurabiliyor. Komünist dönemin en kötü miraslar›ndan biri de, bölgenin yegâne içme suyu kayna¤› olan yer
alt› sular›nda yüksek oranda bulunan
kimyasallar. Köyün doktoru Ioana Iacob,
hastalanan insan say›s›n›n son y›llarda
artt›¤›n› söylüyor. Hepatit, Garla Mare’de
çok yayg›n, hemen herkes sürekli mideba¤›rsak hastal›klar›ndan muzdarip. Yap›lan son testler, suda mikrobiyolojik kirlenmenin çok fazla oldu¤unu, kullanma
suyu olarak bile AB standartlar›na uymad›¤›n› gösteriyor. “Köylülere göre ‘temiz’
olan ana içme suyu kayna¤›, yüksek
oranda nitrat ve kuvvetli bir böcek ilac›
olan atrazin ile dolu,” diyor, merkezi
Bükrefl’te bulunan ve testleri yapan Medium et Sanitas isimli Çevre ve Sa¤l›k
B
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 18
Derne¤i’nden Mihaela Vasilescu. Nitrat,
nitrite indirgenebilir ve bu da kan hücrelerinin oksijen bar›nd›rma özelli¤ini
ortadan kald›r›r.
Böcek ilaçlar›n›n yan› s›ra, köyde kanalizasyon sisteminin de olmamas› ayn›
suda yüksek oranda d›flk› bakterisi oluflmas›na yol aç›yor. Köy doktorlar›, çevre
kirlili¤inin sa¤l›k üzerindeki korkunç etkileri konusunda yerel sa¤l›k müfettifllerini uyarm›fl, ancak bugüne kadar hiçbir
önlem al›nmam›fl. Garla Mare ve Romanya’n›n di¤er köylerine yard›m etmeye çal›flanlar, çevresel sa¤l›k sorunlar›n› ele
alan projelere kat›lan STK’lar yaln›zca.
Medium et Sanitas, k›sa bir süre önce kirlenmifl içme suyunun neden oldu¤u sa¤l›k sorunlar›yla ilgili bir proje haz›rlad›.
“Proje kapsam›nda, küçük çocuklar ve
hamileler gibi risk alt›ndaki gruplara içme suyu sa¤lamak amac›yla köy okuluna
bir su filtresi tak›lmas›n› sa¤lad›k,” diyor
Vasilescu. Ayr›ca hijyenik tuvaletler yap›l›yor, çiftçiler ile uzmanlar bir araya geliyor, böylece köy sakinleri karfl› kafl›ya olduklar› tehlikeleri ö¤reniyor. Yeterince
ar›t›lmam›fl zehirli maddeler 50 y›l› aflk›n
komünist rejim döneminde, halen devlet
taraf›ndan iflletilen büyük fabrikalardan
topra¤a s›zd›. Sentetik gübreler yer alt›
sular›n› kirletirken, örgün tar›m da topra¤› günden güne tahrip etti.
‘Kazara’ olan s›z›nt›
1996’da kabul edilen çevre koruma
çerçeve yasas› ve su yasas› sayesinde yasal boflluklar yavafl yavafl doldurulsa da
yasalar›n uygulamas› yetersiz. Bu konudaki tart›flma, petrol ve baz› zararl› kimyasallar›n hem çevredeki sulara hem de
yer alt› sular›na ‘kazara’ kar›flt›¤› konusunda bas›nda ç›kan haberlerde yo¤unlafl›yor. “Çevre yetkililerinin ve sivil toplum
önderlerinin bu konudaki beklentisi,
önümüzdeki on y›l içinde Romanya’n›n
AB standartlar›na uymas›yla birlikte ‘iyi
su’ s›fat›n›n bir çok yer alt› suyu, nehir,
göl ve k›y› sular› için gerçe¤e dönüflmesi
do¤rultusunda,” diyor REC Romanya Ülke Ofisi Direktörü Lucian Ionescu. “Örne¤in, hem Romenler, hem de Komisyon
temsilcileri, Romanya’daki su kurumlar›n›n yeni lojistik ve insan kayna¤› ile güçlendirilmesi gerekti¤ini kabul ediyor.
Böylece Yönerge’nin 16. maddesi alt›nda
tan›mlanan ‘öncelikli kirleticiler’in saptanmas› da mümkün olacak.” Ionescu,
herhangi bir nehir yönetim plan› uygulanmadan önce, yerel yönetimlerin bütüncül nehir havzas› yönetimi ve paydafl
kat›l›m› konular›n› daha iyi ö¤renmeleri
gerekti¤ini söylüyor. 2003 y›l›nda REC
Romanya, Romanya’n›n Moldova bölgesinin büyük bir k›sm›n› kaplayan Prut ve
Siret havzalar›ndaki çevre ve su kurumla-
zehirli at›k | MERCEK
KÖY HAYATI: yandaki
sayfa Ecaterina Sutru (72),
ve torunu Garle Mare
köyünde yafl›yor.
Araflt›rmalar, köydeki su
kirlili¤inin böcek
ilaçlar›ndan
kaynakland›¤›n›
göstermesine ra¤men,
evlerinde çuvallar dolusu
tar›m kimyasal›
bulunuyor. Yanda solda,
köy sakinlerinin tek su
kayna¤› olan köy kuyusu,
tehlikeli oranda nitrat
içeriyor. Afla¤›da solda,
Garle Mare’nin
terkedilmifl evlerinden
birinin önünde iki köy
sakini; afla¤›da sa¤da,
okulun giriflinde oynayan
çocuklar.
r› ile STK’lara, yönerge koflullar›n› sa¤lama konusunda teknik destek vermeye
bafllad›. Bu kapsamda, ‘WFD Uygulamas›
Teknik K›lavuzu’ bafll›kl› bir kitapç›k bas›l›p da¤›t›ld›; Galati, Suceava ve Bacau’da üç çal›fltay düzenlendi ve yönergeyi kamuoyuna anlatmak için tan›t›m
malzemeleri bas›ld›.
Milyarl›k maliyetler
Buna ra¤men uzun vadede daha fazla çaba ve para gerekiyor. ABD Ticaret
Bakanl›¤› Orta ve Do¤u Avrupa ‹fl Dünyas› Bilgi Merkezi’nin 2003 y›l›nda yay›nlad›¤› bir raporun tahminine göre, Romanya’n›n AB standartlar›n› yakalamas›n›n maliyeti 20 y›lda 20 milyar Amerikan
dolar›.
Bu konuda, “Mevzuat›m›z do¤ru, ama
yasay› hayata geçirecek kapasitemiz
yok,” diyor bir çevre STK’s› olan Eco Counselling Centre Galati’nin (ECCG) Baflkan› Petruta Moisi. “Kirlenmifl su kaynaklar›n›n kontrolü ve izlenmesi için yeterli
kayna¤›m›z yok.” Moisi’ye göre bir di¤er
sorun da bilgi eksikli¤i. “Yetkililer halk›
bilgilendirecek hiç bir kampanyaya mali
destek vermedi. Bu soruna yaln›zca
STK’lar e¤ildi ama STK’lar›n çevresel riskler konusunda toplumu bilgilendirmesi
yabanc› yard›mlara ba¤l› oldu¤u için, sonuçlar istendi¤i gibi olmad›.”
Çevrenin sa¤l›k üzerindeki risklerini
azaltmak amac›yla hükümetin ald›¤› son
önlem, Dünya Sa¤l›k Örgütü eylem plan›n› benimsemek oldu. Bükrefl, Haziran
ay›nda Budapeflte’de düzenlenen Bakanl›k Düzeyinde Dördüncü Çevre ve Sa¤l›k
Konferans›’na imza atan taraflardan biriydi. Konferansta belirlenen hedeflerden
biri de, temiz su ve s›hhî altyap›n›n 2015
y›l› itibariyle sa¤lanmas› idi.
Sa¤l›k ve Aile Bakanl›¤› Halk Sa¤l›¤›
Bölümü Baflkan Yard›mc›s› Alexandra
Cucu, “2015 itibariyle s›hhi içme suyuna
eriflemeyen nüfusu yar› yar›ya azaltaca¤›m›za eminiz,” diyor. Cucu bunun, özellikle k›rsal kesimlere odaklanm›fl, güvenilir
ve ucuz suya, ve s›hhi altyap›ya eriflimi
hedefleyen ulusal bir stratejiyle gerçekleflece¤ini sözlerine ekliyor.
Bu yönde ilk ad›m, içme suyu denetleme yasas›n› de¤ifltirmek oldu. Yak›n zamana dek, Sa¤l›k ve Aile Bakanl›¤› flah›s
ya da devlete ait kuyu sular›n› denetlemiyordu, çünkü böyle bir zorunluluk yoktu.
Bu durum Temmuz ay›nda de¤ifltirildi.
Cucu, “Bundan böyle, bütün etkilenmifl
bölgelerin kirlilik düzeyi hakk›nda kesin
bilgi elde edebilece¤iz, sonuçta da gereken önlemler al›nacak,” diyor.
Bu durumda olan yaln›zca Garla Mare de¤il. WHO/UNICEF’in Su Sa¤lama ve
Denetimi Ortak Program›’na göre, k›rsal
kesimde yaflayan nüfusun yaln›zca %18’i
›slah edilmifl içme suyuna eriflebiliyor.
Köylerde yaflayan yedi milyon kifli suyunu, düflük nitelikli kaynaklardan sa¤l›yor.
WHO/UNICEF araflt›rmas›na göre, halk›n
yüzde altm›fl ikisi su kirlili¤ini ülkenin en
büyük çevre sorunu olarak nitelerken,
yar›dan fazlas› ise hükümetin çevreyi
önemsemedi¤ini düflünüyor.
Durum ‘vahim de¤il’
Hükümet, bu kayg›lar›n abart›ld›¤›
kan›s›nda, Cucu’ya göre ülkedeki içme
suyu kirlilik oran› %3’ten fazla de¤il. Cucu, “Taflran›n büyük bölümünde flah›s ve
devlete ait kaynaklardan al›nan suyu denetlemedi¤imiz do¤ru ama genele bakt›¤›m›zda durum o kadar da vahim de¤il,”
diyor. “Su kirlili¤i konusunda di¤er Avrupa ülkelerinin birço¤undan daha iyi oldu¤umuza inan›yorum.”
Yine de, önde gelen bir tar›m bölgesi
olan, ülkenin güneydo¤usundaki Calarasi’nin yer alt› sular›ndaki yüksek nitrat
oran›n›n, örgün tar›m›n sonucu oldu¤u
düflünülüyor. 1997 y›l›nda ülkede görülen akut nitrat zehirlenmesi vakalar›n›n
tümü Calarasi’de meydana geldi. Bunlar
aras›nda hastaneye kald›r›lan 15 yafl›n alt›nda birkaç vaka da bulunuyor. Hükümet kaynaklar›na göre, 1996 ile 1999 y›llar› aras›nda bölgede, devlete ya da baflkalar›na ait su kaynaklar›ndan al›nan 59
19 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
MERCEK | zehirli at›k
numunenin yaklafl›k %80’i içme suyu nitrat s›n›r›n›n üzerinde.
Bundan zarar gören insan sa¤l›¤› ve
çevre de¤il yaln›zca. Bugün Calarasi böl-
gesindeki tarlalarda kullan›lan gübre,
kimyasal gübre ve böcek ilaçlar› önce
Tuna Nehri’ne, sonunda da Karadeniz’e
dökülüyor. Yak›nlarda yap›lan bir araflt›r-
◗
R‹Z‹KOLU ‹fi: Sutru ailesi, çuvallar dolusu kimyasal gübreyi evlerinin arka odas›nda depoluyor.
maya göre Karadeniz’e dökülen maddelerin %27’si Romanya’dan ve ço¤unlukla
da tarlalardan geliyor.
En ciddi sorunlar›n çözümü için birçok proje yürütülmekte. 1999’dan bu yana Dünya Bankas›, ‘çevre dostu tar›m uygulamalar›’n› teflvik ederek Calarasi’deki
içme suyunun ›slah edilmesini hedefleyen bir projeyi destekliyor.
Romanya’n›n AB standardlar›na uyumunu amaçlayan bir di¤er proje de, Siret
Nehri havzas›n›n do¤usunda uygulanacak. Bu arada, ABD Ticaret ve Kalk›nma
Ajans› da Haziran ay›nda Romanya Çevre ve Su ‹flleri Bakanl›¤›’na yaklafl›k
600,000 Amerikan dolar› ba¤›fllad›. Plana
göre bakanl›¤›n, içme suyunu ve at›k su
ar›tma tesislerini iyilefltirme yollar›n›n
2004 y›l› sonuna kadar saptanaca¤› dört
belediye belirlemesi gerekiyor.
Garle Mare sakinleri, Medium et Sanitas’tan gelen yard›m dolay›s›yla talihli olduklar›n› düflünüyor. Bu yard›m, içme
sular›nda ve s›hhi altyap›da gözle görünür bir iyileflme sa¤lad›. Projenin koordinatörü Mihaela Vasilescu’ya göre as›l zorluk, “proje sonuçlar›n›n yaln›zca bu köyde de¤il, Romanya’n›n di¤er k›rsal kesimlerinde de uygulanmas›n› sa¤lamak.”
Eski kimyasallar bölgeye zehir saç›yor
Birleflmifl Milletler k›sa bir süre önce, kökeni eski böcek ilaçlar› olan büyük miktardaki zehirli kimyasal›n tüm Orta ve Do¤u
Avrupa ülkelerinde büyük tehlike oldu¤u uyar›s›nda bulundu.
Üstelik, geliflen ülkelerdeki tehlikeli at›k konusunda çal›flan BM
birimlerinin ar›tma projeleri için ay›rd›klar› kaynaklar da gitgide azal›yor.
Dünya G›da ve Tar›m Örgütü (FAO) bünyesindeki Eski Böcek ‹laçlar› Bitki Koruma Servisi’nin koordinatörü ve bafl teknik
dan›flman› Mark Davis, “Durumdan etkilenen ülkeler, kullan›mdan kalkm›fl böcek ilac› stoklar›n›n temizlenmesi için yard›m istiyor. Ancak, Afrika hariç hiçbir bölgede yeniden güçlenip çal›flmay› sürdürmemizi sa¤layacak parasal kaynak yok,” diyor.
Bratislava’daki Basel Sözleflmesi Bölge Merkezi’nin bu y›l düzenledi¤i bir toplant›da, FAO verilerine göre, bölgede en fazla eski kimyasala sahip ülke 40,803 ton ile Bulgaristan. Ard›ndan
36,600 ton ile Moldova, 29,100 ton ile Polonya, 19,301 ton ile Uk-
Stoklanm›fl zehirli kimyasal miktar› (ton)
Bulgaristan
Çek Cumhuriyeti
Ermenistan
Kazakistan
Letonya
Litvanya
Macaristan
Makedonya*
Moldova
Polonya
Romanya
Slovakya
Ukrayna
Eski böcek
ilaçlar›
POPlar böcek
ilaçlar›
PCBler
5,333
NA
1,000
1,560
29
NA
500
500
112
1,565
59
2
82 (935**)
32,198
4,029
18,000
680
229
1,100
536
NA
30,000
14,100
1,326
3,500
NA
314
10,002
6,600
15,000
1,260
300
19,300
877
31
HCB
NA
0
NA
0
NA
0
0
1
TOPLAM
40,803
4,029
19,000
2,180
341
2,665
850
10,002
36,600
29,100
2,566
3,800
19,301
◗
*Eski Yugoslavya **Önceki verilere dayal› resmi olmayan miktar.
Kaynak: May›s 2004’te Ekotoxikologicke Centrum Bratislava taraf›ndan derlenen ülke verileri.
rayna ve 19,000 ton ile Ermenistan geliyor. Bu durumdan en az etkilenen ülke ise, 341 ton zehirli kimyasal at›¤› bulunan Letonya.
Cenevre’deki Birleflmifl Milletler Çevre Program› (UNEP)
kimyasallar flubesinden Garislav Shkolenok, eski kimyasallar›n
üç türü oldu¤u söylüyor. ‹lk grup, yasaklanm›fl ya da kullan›m›
büyük ölçüde s›n›rlanm›fl kimyasallardan olufluyor. ‹kinci grupta, son kullanma tarihi geçmifl olanlar, üçüncüsünde ise, ne oldu¤u anlafl›lmayan maddeler içerenler, etiketleri kaybolmufl ya
da paketleri zarar görmüfl kimyasallar bulunuyor.
‹lk gruptaki kimyasallar› yasaklayan veya kullan›m›n› s›n›rlayan kararlar asl›nda 10 ilâ 30 y›l önce verilmifl. Shkolenok,
üçüncü gruptaki kimyasallar›n oran›n›n, toplam sto¤un %40’›
hatta 50’si olabilece¤ini söylüyor. Shkolenok’a göre, “Orta ve
Do¤u Avrupa ile, eski Sovyetler Birli¤i’ne dahil olan bölgede
bu tür böcek ilaçlar›ndan kaynaklanan sorunlar var. Bu sorun,
on binlerce ton eski kimyasal›n her yerde kötü koflullarda depoland›¤› Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u (BDT) ülkelerinde daha derin gibi görünüyor.”
Bütün Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinin geçen y›l Kiev’de
imzalad›¤› anlaflma, eski böcek ilaçlar›n›n do¤urdu¤u sorunlarla ilgili endiflelerin sonucuydu. En temel sorunlardan biri, at›klar› sahiplenme sorunuydu. Bölge hükümetleri, daha genifl kitlelere ulaflacak biçimde e¤itim ve bilinçlendirmeyi de kapsayan
çal›flmalar› yo¤unlaflt›rmak üzere bir eylem plan› oluflturdu. Kiev Bildirgesi’nde Orta ve Do¤u Avrupa ülkeleri uluslararas› toplumu da yard›ma ça¤›r›yordu.
Davis bu bildirgenin, “bölgedeki eski böcek ilaçlar› konusundaki çal›flmalar› koordine edecek bir proje gelifltirilmesi yolunda ad›m atan bölge ülkelerinin, ilerleme konusundaki kararl›l›klar›n› gösteren aç›k bir mesaj oldu¤unu,” söylüyor. Davis
ayr›ca, Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinin sorunun boyutunu
belirlemelerine ve sorunu çözmelerine yard›mc› olacak bir
koordinasyon projesi gelifltirmek amac›yla FAO’nun flu anda
bölgedeki STK’larla ve hükümetlerle iflbirli¤i içinde oldu¤unu
da sözlerine ekliyor.
FAO’ya göre, yaln›zca bir ton eski böcek ilac›n›n ortadan
kald›r›lmas› yaklafl›k 3,500 dolara mal oluyor. Üstelik geliflmekte olan ülkelerin ço¤unda zehirli at›klar› güvenli biçimde ortadan kald›rmak için gerekli tesisler bulunmuyor.
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 20
zehirli at›k | MERCEK
Bitkisel ve hayvansal üretimde yo¤un olarak kullan›lan tar›msal kimyasallar
Türkiye’de de do¤a ve insan sa¤l›¤›n› tehdit ediyor
Zehirsiz bir dünya elimizde
Prof. Dr. F. Nezihi Uygur
o¤un veya modern tar›m, birim
alandan en fazla ürünü almay›
hedefler. Bunun için yüksek girdi, bir di¤er deyiflle ilaç, gübre
ve di¤er kimyasallar› kullanarak,
ürünü garantilemek sistemin ilk hedefidir.
Ülkemizde yo¤un kimyasal girdi kullan›lan yayg›n tar›mda, zararl› böcek, yabanc› ot ve hastal›klar› ortadan kald›rmak
için ziraî mücadele ilaçlar›, kültür bitkileri
için suni gübre, bitkilerin geliflimini yönetmek için bitkisel hormon kullan›l›r.
Böcek öldürenler insektisit, yabanc› ot öldürenler herbisit, mantari hastal›klardan
koruyanlar ise fungusittir. Ayr›ca salyangoz öldüren molluskasitler, nematodlar›
öldüren nematositler, örümcekleri öldüren akarisitler de kullan›lmaktad›r. Gübreler makro ve mikro besin elementi içerenler olarak iki türdür. Azot, fosfor ve potas
makro besin elementleri; bitkilerde eksikli¤i gözlenebilen demir, çinko, mangan
ise mikro elementlerdir. Hormonlar genellikle çiçek aç›p meyve ba¤lamay›, köklenmeyi veya büyümeyi teflvik eder. Büyüme regülatörleri ve yaprak döken, bitkileri kurutan defoliantlar da agro-kimyasallar›n, ya da tar›msal kimyasallar›n bir
di¤er grubudur. Hayvansal üretimde kullan›lan ilaç ve antibiyotikler de tar›msal
kimyasallar grubuna girer.
Kimyasallar›n zehirsiz, az zehirli, zehirli ve çok zehirli olanlar› vard›r. Genellikle suni olanlar, do¤al olanlardan çok
daha zehirlidir. Zehirsiz olan do¤al bir
ürün afl›r› kullan›l›rsa rahatl›kla zehirleyebilir. Afl›r› suyun hem toprakta yan etkileri olmas›, hem de fazla içildi¤inde insan
için zararl› etki yaratmas› gibi. Latin dilinde bir ata sözü “zehri zehir yapan dozudur,” der.
Do¤al ve zehirsiz olanlar d›fl›ndaki
kimyasallar zamanla ortamda birikti¤inde,
afl›r› dozda kullan›ld›¤›nda topraktaki yararl› mikroorganizmay›, solucan›, bal›k ya
da sürüngenleri, kufllar›, ar›lar›, yabani
hayvanlar› ve insanlar› ölümcül derecede
etkileyebilir.
Her canl›n›n do¤adaki besin zinciri
içinde bir yeri oldu¤u düflünülürse, bir türün etkilenmesi ya da yok olmas›, neredeyse di¤er bütün türleri de derhal etkiler. Y›lanlar›n öldürülmesiyle tarla fareleri
epidemi yapar, yani say›s›nda patlama
olur. Farelerin zehirlenmesi baz› kufl türlerini yok eder. Kufl türleri yok olunca baz› böceklerin say›s› artar. Böcekleri zehirleyen ilaçlar›n kal›nt›s› insanlar› etkiler,
kanser gibi hastal›klara yol açar, ya da zehirlenmifl böcekleri yiyen di¤er canl›lar
ölür ve döngü böylece sürer gider. Sonuç-
Y
ta do¤al dengeler bozulur ve güzel gezegenimiz problemler yaflamaya bafllar.
Böyle hayati önemi olan tar›msal kimyasallar›n kullan›m›, özellikle II. Dünya
Savafl›’ndan sonra kimya sanayiinin geliflmesiyle h›zlanm›fl, do¤al tar›m yöntemlerinden vazgeçilmifl, afl›r› kimyasal kullan›m› sonucu çevre zarar görmüfltür. Yeryüzünde tar›m kimyasal› olarak en çok sunî
gübre ve herbisit kullan›lmaktad›r. ‹statistiklere göre bu kimyasallar Türkiye genelinde yo¤un kullan›lm›yormufl gibi görünmekle birlikte, Ege, Akdeniz ve Çukurova
Bölgeleri agro-kimyasallar›n dünyada en
fazla kullan›ld›¤› bölgelerdir. Çukurova
Üniversitesi’nde yap›lan bir araflt›rma daha 1970’li y›llarda anne sütünde DDT oldu¤unu göstermifltir. Bir çok kuyunun suyu, sulamada kullan›lacak olsa, ayr›ca
gübreye ihtiyaç kalmayacak derecede
azot içermektedir. Azotun nitrit formu arsenik kadar zehirlidir. Ayr›ca kuyu sular›nda ve drenaj kanallar›nda zirai ilaç kal›nt›s›na rastlanmaktad›r.
Hem do¤al dengeleri bozmamak hem
de canl›lar› zehirlememek için bu kimyasallar kurallara ve uluslararas› standardlara uygun kullan›lmal›d›r. Toplumsal bir
otokontrol sisteminin uygulanmas› için,
kimyasallar› üretenler, üretilmesine ve
kullan›lmas›na izin verenler, satanlar, kullananlar öncelikle birbirleri taraf›ndan ve
yanl›fl kullan›mdan ma¤dur olanlar taraf›ndan kontrol edilmelidir. Yapay tar›msal
kimyasallar›n kullan›lmad›¤› ekolojik, organik, biyo-dinamik tar›m sistemlerine
geçilmeli, geçilemeyen yerlerde iyilefltirilmifl tar›m veya entegre tar›m uygulamal›
sistemler tercih edilmelidir.
Tar›msal yapay girdilerin kullan›ld›¤›
sistemlerde, sunî gübreler toprak ve yaprak analizinden sonra gerekli en az miktarda kullan›lmal›, yapay gübreler yerine
hayvan gübresi ve do¤al at›klardan elde
edilen kompostlar tercih edilmelidir. Meyve tutumunu art›ran hormonlar yerine seralarda çiçeklerdeki döllenmeyi art›ran
özel ar› türleri ve böcekler kullan›lmal›d›r.
Bir çok insektisitin yerine böceklerin do¤al düflmanlar› kullan›labilir. Hayvanlar
için antibiyotikler yerine, tedavi edici ilaçlar›n bilinçli veteriner kontrolünde kullan›lmas› gerekir.
Zehirsiz ve sa¤l›kl› bir yaflam›n hüküm sürdü¤ü bir yeryüzü için, tüm insanl›¤›n el ele verip birlikte hareket etmesi
dile¤iyle.
Prof. Dr. F. Nezihi Uygur, Çukurova
Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma
Bölümü Baflkan›
Zirai mücadele ilaçlar›n›n veya
gübrelerin bilinçli ve daha az
kullan›lmas›yla, do¤al denge ve
insan sa¤l›¤› korunabilir:
A. ‹laç ve gübreleri ruhsatland›rma ve doz
belirlenme aflamas›:
• Zehirlili¤i düflük, bir tek türe spesifik etkili,
etki spektrumu fazla olmayan ilaçlar›n
seçilmesi,
• Ambalajda her bir zarar etmeni türüne ait
etkili en düflük dozun verilmesi,
• Zirai ilaç ve gübre ruhsat denemelerinin
yeni çevre dostu kurallara göre yap›lmas›.
Gübre ruhsatland›rman›n yeniden kurallara
ba¤lanmas› özellikle mikro besin elementli
gübrelere dikkat edilmesi,
• Muadilinden ruhsatland›rma yap›lmamas›.
B. ‹laç ve gübrelerin üretim, da¤›t›m ve
pazarlanma aflamas›:
• Patent sürelerinin uzat›lmas›,
• Üretimi yayg›n ilaçlar›n etkili maddelerinin
safl›¤›n›n kontrol edilmesi,
• ‹llegal gübre üretiminin önlenmesi.
C. ‹laç ve gübrelerin tavsiye edilme
aflamas›:
• Zirai ilac› satan bayii ile tavsiyede bulunan
bitki hekimi, ziraat mühendisi
müessesesinin birbirinden ayr›lmas›,
• Zararl› etmenin do¤ru teflhis edilmesi,
ekonomik zarar eflikleri ve kritik periyotlara
dikkat edilmesi,
• Zehirsiz ve çevreye zarar vermeyen
kimyasallar›n tercih ve tavsiye edilmesi.
D. Kullanma aflamas›ndaki önlemler:
• Tavsiye dozunun üzerine ç›k›lmamas›,
• ‹laç ve gübre kullan›m›ndan sonra bekleme
süresi dolmadan hasat edilmemesi,
• Pülverizatörlerin bilgili kiflilerce
kullan›lmas› ve teknik donan›mlar›n tam
olmas›,
• Uygun hava koflullar›nda ilaçlama
yap›lmas›,
• Kullanma esnas›nda kullan›c›lar›n
kendilerini ve çevreyi korumas›,
• Uçakla ilaçlama yap›lmamas›.
D. Kullanma aflamas›ndaki önlemler:
• Elmadaki bir böcek lekesinin o elman›n
‘organik ürün’ garantisi oldu¤u
unutulmamal›d›r,
• Parlak, iri ve kaliteli gibi görülen tar›msal
üründe kal›nt› olas›l›¤› daha yüksektir,
• Ifl›kta bekletilmifl ve y›kanm›fl ürünler
di¤erlerine göre daha temizdir,
• Aç›k alanda turfanda olmayan ürün daha
az risklidir.
21 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
MERCEK | e¤itim
Yeni strateji Avrupa’n›n sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi
konusundaki çabalar› için eflgüdüm sa¤l›yor
Yaflayarak ö¤renmek
Pavel Antonov ve Laima Galkute
cologia, çevreyi tan›mlamak için
Orta ve Do¤u Avrupa’da halen
kullan›lan bir sözcük. Bunun geçmifli, ekosistemler, do¤a ve canl›
türleri hakk›nda verilen bilgiler
kapsayan çevre e¤itiminin ilk kez okul
müfredat›na girdi¤i 1970’ler ile 1980’lerin
bafllar›na dek uzan›yor. ‹lk kez 1980’lerde
tan›mlanan daha yeni bir kavram olan ve
halen çevre konusundaki küresel söylemin
dayanak noktas›n› oluflturan sürdürülebilir
kalk›nma ise, —insanlar›n, çevre üstündeki etkilerini ve tüketimlerini yeryüzünün
kapasitesine göre s›n›rlama sorumlulu¤unu
da içeren— yeni bir e¤itimi biçimini gerektiriyor. Sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi,
e¤itmenler, hükümetler ve toplumlar aç›s›ndan büyük zorluklar tafl›yor.
REC’in önde gelen çevre e¤itim projelerinden biri olan Green Pack’i (Yesil Kutu)
2001’den bu yana yürüten Kliment Mindjov, “Bölgedeki bir çok e¤itmen ve kurum,
e¤itimin hâlâ bilgilerin bir araya getirilmesinden ibaret oldu¤unu düflünüyor,” diyor.
Mindjov’a göre, Orta ve Do¤u Avrupa’da
e¤itim, ö¤renciye kuramsal bilgi verilmesine odaklan›yor, de¤erler yarat›p uygulamaya yönelik beceriler kazand›rm›yor.
Mindjov, “‹flte bu nedenle Green Pack’i
çevre ve kalk›nma konular›nda bir e¤itim
arac› olarak sunmay› tercih ediyorum,” diye aç›kl›yor.
E
Mindjov’a göre, art›k e¤itimde etkileflimli yöntemler olmazsa olmaz. ‹nternet ve
e¤lence endüstrisi sayesinde çocuklar küçük yafllardan itibaren etkileflim al›flkanl›¤›
kazan›yor. Oyunlar, canland›rmalar ve ikilemler yoluyla gerçeklefltirilen etkileflimli
bir e¤itim süreci çocuklar›, toplumdaki
beklenti farkl›l›klar› sonucu ortaya ç›kan
çevre ve kalk›nmayla ilgili sorunlar›n görüldü¤ü gerçek hayata haz›rl›yor.
REC sivil giriflimler baflkan› Robert Atkinson’a göre, sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi, siyaset bilimi, iktisat, kimya, fizik, sosyoloji ve hatta felsefe de dahil bütün dallar›n içine girmelidir. Sürdürülebilir kalk›nma
anaokulundan bafllay›p yetiflkin yafllara kadar ö¤retilmelidir. Atkinson bunu, “mesele
sadece bilgi meselesi de¤il, insanlara, ifllerinde ve hayat›n her alan›nda karar verme
becerisini kazand›rma meselesi,” fleklinde
aç›kl›yor.
Avrupa’n›n her köflesinden gelen bakan ve üst düzey yetkililer, sürdürülebilir
kalk›nma konusunda tüm Avrupa’ya yay›lacak bir e¤itimi stratejisini yaflama geçirmek için 17-18 Mart tarihlerinde Vilnius’ta
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 22
REC’in 1990-2005 y›llar›
aras›nda sürdürülebilir
kalk›nma e¤itimine
katk›lar›
• Sürdürülebilir Kalk›nma E¤itimi (SKE)
materyallerinin ve bu çerçevede,
(Arnavutluk, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti,
Macaristan, Rusya, Slovakya ve
Türkiye’de) Yeflil Kutu gibi ö¤retmen
e¤itimi programlar›n›n ve (Estonya,
Letonya ve Litvanya’da) okulda ve
toplumda sürdürülebilir bir yaflam tarz›
oluflturma ve uygulama konusunda
ilkelerin belirlenmesi.
• Balt›k 21 E¤itim Sektörü kapsam›nda (on
ülkeden oluflan) Balt›k Denizi Bölgesi için
SKE stratejisi ve eylem plan›n›n
gelifltirilmesi ve uygulanmas›na katk›. REC
Litvanya ülke ofisi 2000-2004 döneminde,
Litvanya E¤itim ve Bilim Bakanl›¤›’nca
Balt›k 21’de ulusal SKE koordinatörlü¤ü ve
temsilcili¤ine aday gösterilmesi.
• Genç Çevre Liderleri ve STK’lar›n,
örgütlenme ve yönetimle ilgili sorunlar›n›
çözme konusunda e¤itilmesi.
• Bütün Orta ve Do¤u Avrupa’da hükümet,
belediyeler, ifl dünyas›, medya ve
üniversitelerden gelen çevre uzmanlar› için
sekiz Orta ve Do¤u Avrupa ülkesinin üst
düzey hükümet yetkilileri için düzenlenen
Uluslararas› Sürdürülebilirlik Dersi de
dahil, sürdürülebilir kalk›nma e¤itimleri
verilmesi.
bulufltu. Çevre ve E¤itim Bakanl›klar› Ortak Üst Düzey Toplant›s›’nda, Ekim
2003’ten bu yana ‹sveç ve Rusya’n›n öncülü¤ünü yürüttü¤ü bir uygulama ekibi taraf›ndan gelifltirilmekte olan taslak strateji
görüflüldü. 2003 y›l›nda Kiev’de düzenlenen, bakanl›klar düzeyindeki beflinci
UNECE Avrupa’da Çevre konferans›nda,
e¤itimi de¤iflimin bir arac› olarak destekleyen stratejiye yeflil ›fl›k yak›lm›flt›.
‹flbirlikçi yaklafl›m
Çevre ve e¤itim bakanl›klar›, e¤itim
kurumlar›, UNESCO, uluslararas› kurulufllar, STK’lar, ilgili paydafllar ve REC, stratejinin gelifltirilmesinde rol al›yor; bu da stratejinin farkl› ülkelere uyumlu hale getirilece¤i anlam›n› tafl›yor.
‹sveç Çevre Bakanl›¤›’ndaki uluslararas›
iliflkiler dairesinin yöneticilerinden Jon
Kahn, stratejinin fark›ndal›¤› art›rmay› ve yeni bir zihniyet oluflumunu hedefledi¤ini söylüyor. Stratejinin, Avrupa’n›n sürdürülebilirlikle ilgili müktesebat›n› nas›l destekledi¤i
soruldu¤unda ise Kahn, strateji ulusal düzeyde uygulansa da, AB stratejiyle ba¤lant›
kurmak istedi¤i takdirde stratejinin AB’ye
yard›mc› olabilece¤i yorumunu yap›yor.
Atkinson, Orta ve Do¤u Avrupa’da mahallî bir süreç oluflmas›na, parasal kaynak
ve uzmanl›¤›n sa¤lanmas›na duyulan gereksinimin büyük oldu¤unu vurguluyor.
REC’in, müfredat oluflturma, ö¤retmen e¤itimi, ülkeler ve bölgeler aras›nda deneyim
al›flverifli gibi konularda katk›da bulunabilece¤ini söylüyor.
◗
Etkileflim
LASZLO FALVAY
BEY‹N J‹MNAST‹⁄‹: Çevre bilincini ömür boyu beslemek gerek
profil | REC BULTEN‹
■ Çal›flma yaflam›
•
•
•
Artan sorumluluklar
•
Orta ve Do¤u Avrupa’daki ve Ba¤›ms›z
Devletler’deki yerel çevre eylem programlar›nda (LEAPs) 10 y›l boyunca
çal›flt›
Polonya’da belediye projelerinin koordinatörlü¤ünü üstlendi ve çevresel
etki de¤erlendirme konusunda çal›flt›
Polonya Do¤al Çevre Vakf›’n›n
Polonya’n›n çeflitli flehirlerindeki
sürdürülebilir kalk›nma projelerine
dan›flmanl›k yapt›
REC’in LEAPs destek a¤› bünyesinde
çal›flt›
■ Kiflisel bilgiler
Yeni üye ülkeler, uzun süredir bekledikleri AB üyeli¤ine art›k kavufltu, peki
bu ülkelerin çevrelerinde neler olacak?
Bu noktada, kalk›nma ile do¤a koruman›n bir arada var olabilmesini sa¤lamak
çok önemli. Ekonominin bütün alanlar›nda, yani ticaret, sanayi, tar›m ve turizmde
insanlar temel çevre standartlar›n› korurken ayn› zamanda geçinebilme olana¤›
da bulmal›. Kalk›nman›n bedeli, masrafl›
do¤a koruma önlemleri olmamal› bundan
böyle. Bölge flimdi AB’den uyarlanan bütün bu düzenlemelerin uygulanmas› zorlu¤uyla karfl› karfl›ya. Bu süreçte yap›lmas› gereken bir çok ifl var ve bu ifller yaln›zca merkezdeki birkaç karar merciinin
ifli de¤il; bölgesel ve yerel ölçeklerde de
çaba ve birikim gerektiriyor. Bu, özellikle
merkezi ve yerel yöneticiler için, üyeli¤in
kendisinden çok daha önemli bir konu.
Ben REC’in bu süreçte onlara gerekli yard›m› sa¤layaca¤›na inan›yorum.
li, çünkü bugün yönetsel mekanizmalar›n
toplumun kat›l›m›na duydu¤u gereksinim
gitgide art›yor. Polonya’da edindi¤im deneyim, yetkililerin yeni koflullarla bafla
ç›kmakta gerçekten zorland›¤›n› ve
REC’in sa¤layabilece¤i araç ve mekanizmalar›n önemini anlamaya bafllad›klar›n›
gösteriyor. REC’in bölgedeki rolü, devin-
•
•
Do¤ma büyüme Varfloval› ve orada
olmay› hâlâ seviyor, özellikle de s›k
s›k yapt›¤› yolculuklardan sonra
Ara s›ra kayak ve yoga yap›yor, ama
bofl zamanlar›nda en sevdi¤i u¤rafllar
kitap okumak ve iyi oyuncularla briç
oynamak
REC Orta Avrupa’daki bu öncelikleri nas›l ele alacak peki?
AB üyelik süreci boyunca REC, STK’lar da
dahil olmak üzere bütün paydafllarla birlikte çal›flt›. Bu çal›flmalar›m›z sonucunda
edindi¤imiz birikimi art›rarak üyeli¤in gereklerini uygulamay› sürdürece¤iz. REC,
yerel ve bölgesel yönetimlerin kapasitelerini gelifltirmeyi sürdürecek, onlar›n birbirleriyle, özel sektörle, STK’lar ve konuyla ilgili bireyler gibi di¤er paydafllarla olan
iletiflimlerini daha da güçlenmesine destek olacakt›r. Böyle bir iletiflim çok önem-
gen bir sivil toplum yaratmak için STK’lar,
özel sektör ve devlet yetkilileri aras›ndaki
iletiflimi güçlendirmek olacak.
Bir bölge müdürü olarak hangi yaklafl›m› tercih ediyorsunuz?
Yeni üye ülkeler için oluflturdu¤umuz yeni bölgesel stratejimiz, REC ofisleri bünyesinde kapasiteyi art›rma ilkesine dayan›yor. Sekiz ofisimiz bulunuyor; bu ofisleri-
miz oldukça küçük, ancak birçok konuda
uzmanlar. Orta Avrupa ve Batl›k ülkeleri
baflta olmak üzere genifl bir alan› kapsayan REC co¤rafyas› kapsam›nda, konu
baz›nda çal›flacak ekipler oluflturulacak.
Bu alanlar, sürdürülebilir kalk›nma için
ulusal stratejiler, yerel ve bölgesel kalk›nma, çevresel de¤erlendirme, sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi, sürdürülebilir yat›r›mlar, biyoçeflitlilik, tar›m ve k›rsal kalk›nma ile sa¤l›k ve çevre.
◗
Bölgedeki ülkelerin iyi oldu¤u sahalar›n
yan› s›ra, henüz hakk›nda çok bilgi edinmesi gereken ifl sahalar› da var. Çok zengin bir çevreye ve yüksek biyoçeflitlili¤e
sahibiz, Orta Avrupa’da 100 y›l› aflk›n süredir koruma alt›nda olan yerler var. Ancak bu korumay› sürdürmemizi sa¤layacak mekanizma ve araçlar, bizim flimdiye
dek bildiklerimizden farkl›. ‹flte bu yüzden NATURA 2000 A¤› oldukça önemli
bir dönüm noktas› olacak. Çevre de¤erlendirme yönergesinde de durum hemen
hemen ayn›. Bunun yan› s›ra yeni üye
ülkelerin, çevre aç›s›ndan önem tafl›yan
baflka yükümlülükleri de var, biyoçeflitlilik ve iklim de¤iflikli¤i konusundaki BM
sözleflmeleri gibi.
PETUR FARKAS
Sizce bölgenin çevre konusundaki öncelikleri hangi alanlarda?
23 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
YEN‹ AB ÜYES‹
REC Avrupa Birli¤i Yeni Üyeleri Bölge Direktörlü¤üne
getirilen Beata Wiszniewska, Green Horizon ile
yapt›¤› söyleflide, yeni üye ülkelerde do¤a
korumas›n›n, üyelik sürecinden daha zorlu olaca¤›n›
söylüyor
REC BULTEN‹ | AB ve Türkiye
REC Türkiye Özel Programlar Yöneticisi Kerem Okumufl’a göre, özel sektör ile
di¤er paydafllar aras›nda diyalog zemini kurulmadan AB üyelik müzakerelerinin
baflar›l› olmas› mümkün de¤il
Önce iç müzakereler
Do¤ru, REC’in anlay›fl›yla hizmet veren
baflka bir kurulufl Türkiye’de yok. REC’in
misyonlar›ndan biri tüm paydafllar› kapsamakt›r. Özel sektöre yönelik bir çal›flma
baflta öngörülmemiflti. Fizibilite aflamas›nda, özel sektör dahil edilmeden müzakere sürecinin tamamlanamayaca¤› görüldü.
Çünkü özel sektör, çevre düzenlemelerini
uygulayan paydafllardan biri ve sürecin
d›fl›nda kalmas› mümkün de¤il. Böylece
Özel Programlar ortaya ç›kt›. Özel Programlarda, ifl dünyas›n›n AB’ye uyumunu
kolaylaflt›racak kapasite ve bilinç art›rma
çal›flmalar› var.
Pek çok çevre kuruluflu için özel sektör ya sorunlar›n kayna¤› ya da projeler için para kayna¤› olarak görülür.
REC özel sektöre nas›l bak›yor?
Özel sektörsüz kalk›nma düflünülemez.
Kalk›nma için özel sektörün güçlenmesi
gerek. Ancak iflleyiflini baz› kurallarla
kontrol edilmesi de flart. Bunu sa¤layacak
olan da devlet ve STK’lard›r. Özellikle
ÇED yönetmeli¤i, ileride de AB uyum sürecinde stratejik ÇED, Türkiye için önemli denetleme mekanizmalar›. REC de bu
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 24
Çevre dostu üretim, maliyetlerin artmas› demek; özel sektörün beklentileri ile
bir tezat var ortada. Bunu de¤ifltirmek
kolay olmasa gerek?
Çok do¤ru. Çevre korumas› ya da kirlilik
denetimi konusunda her giriflim, ek bir
maliyet, ek bir külfet olarak görülüyor.
Yasalarla düzenlenmemifl, yapt›r›m› zay›f
bir sistemde böyle görülmesi çok do¤al.
Yerleflmifl bir zihniyet var. ‹çine girdi¤imiz süreç ise bir zihniyet devriminin bafllang›c›. ‹stanbul’da üretim yapmakla,
Brüksel ya da Atina’da üretim yapmak
aras›nda fark kalmayacak. Bu üretim ortamlar› aras›nda âdil bir rekabet zemini
sa¤lamak gerekiyor. E¤er Türk flirketleri
AB pazar›nda rekabet edecekse, mutlaka
bu kurallara uymak, ayn› standardlar›
sa¤lamak zorunda. Yoksa üretim yapamayacak. Bu çok önemli bir süreç ama o
kadar da korkutucu de¤il. Daha çok gö-
nüllülük esas›na dayanmas› gerekiyor.
Çünkü gönüllü giriflimler, sanayide
önemli rekabet avantajlar› da sa¤l›yor.
Çevre yönetim sistemi olan ISO 14001 ve
EMAS’a (Çevre Yönetim ve Denetleme
Sistemi) ya da eko-etikete sahip olan flirketler, AB’de çok daha genifl pazar flans›
elde edecek; çünkü Avrupa’da art›k çevreyi kirletmeyen ürünler tercih ediliyor.
Sanayimizin de bu e¤ilimleri yakalay›p,
rekabet flans›n› art›rmas› için çevreye
mutlaka önem vermesi gerek. Kald› ki
yat›r›mlar k›sa vadede külfet olsa da,
uzun vadede baflta enerji verimlili¤i olmak üzere baz› üretim süreçlerinde maliyet düflüflü de sa¤l›yor. Yani uzun vadede çok yönlü kâr sa¤layabiliyor.
Bir özel flirket, çevre konusuna ilgi
duysa ve bir fley yapmak istese, REC
Türkiye bu flirkete neler sunabilir?
Sunabilece¤imiz en önemli hizmet 15 y›ll›k deneyimimiz. Bütün sanayi dallar›nda
bilgi sunmam›z mümkün olmasa da, böyle taleplerle, Orta ve Do¤u Avrupa’da
benzer sektörler aras›nda iletiflim kurulmas›n› sa¤layabiliriz. Deneyimin paylafl›lmas› önemli. Bilgiye ve veriye ihtiyac›
olan bir kuruluflun, bu bilgiye ulaflmas›
için köprü ifllevi görebiliriz. REC ülkelerindeki ofislerimiz sayesinde Türkiye’deki
bir flirketle bir Avrupa flirketi aras›nda
ba¤lant› kurabiliriz. Ayr›ca Oxford Üniversitesi deste¤i ile kapasite gelifltirme
e¤itimleri ve atölyelerimiz var. AB uyum
sürecinde yap›lacak yat›r›mlar›n nas›l finanse edilece¤i konusunda bir baflka
program›m›z olacak. Di¤er REC ülkelerindeki flirket temsilcilerinin Türkiye’ye gelip
buradaki ilgili sektörlerle deneyimlerini
paylaflmalar›n› sa¤layaca¤›z. Bir de uyum
sürecindeki yeniden yap›lanmalar konusunda yol gösterici çal›flmalar yay›mlayaca¤›z. EMAS, eko-etiket, IPPC e¤itim çal›flmam›z olacak. Bütün bu programlar, ifl
dünyas›n›n kurdu¤u, oda, dernek gibi birlikler ile birlikte yürütülüyor.
‹lk y›l›n›z› henüz dolduruyorsunuz; bir
y›ll›k hedefiniz neydi, Özel Programlar’da nas›l bir ilerleme kaydettiniz?
‹lk y›lda REC’i kurum olarak yerlefltirmek,
misyon ve hedeflerimizi anlatmak, iflbirlikleri kurmak gerekiyordu. Ne tür ortakl›klar gelifltirilece¤ini, neler yap›laca¤›n›
anlatt›k. Türkiye’de sanayinin ihtiyaçlar›n›
saptad›¤›m›z çok yararl› bir ö¤renme süreci, bir haz›rl›k dönemiydi ilk y›l.
Programdaki aktif çal›flmalar ise ikinci y›l
bafllayacak.
◗
Türkiye’de ifl dünyas›na yönelik özel bir
program yürüten tek çevre kuruluflu
REC. Bu yaklafl›m›n temeli nedir?
yeni süreçleri kurmak için devlet ile özel
sektör aras›nda bir mekanizma kurmaya,
köprü görevi üstlenmeye çal›fl›yor.
Bu pilot çal›flmalarla bir yönetiflim süreci ortaya koyuyoruz. Özel sektörün salt
ç›kar ve beklentileri do¤rultusunda de¤il,
di¤er paydafllarla birlikte hareket etti¤i
yeni bir zihniyet yerlefltirmeye çal›fl›yoruz. Müzakereler bafllad›¤›nda uygulamaya konulacak direktifler aç›s›ndan bu flart.
Örne¤in bir direktif sanayiye dan›flmadan
devreye sokulacak olursa, sanayide gerekli malî ya da idarî altyap› yoksa uyum
sa¤lanamaz. Asl›nda Brüksel’deki müzakerelerden önce en önemli müzakereler
burada, ülke içinde, paydafllar aras›nda
yap›lacak. Kimya sanayiini ilgilendiren bir
direktifle ilgili müzakere yap›lacaksa, önce Türkiye’deki kimya sanayicileri ile mutabakata varmak gerek.
Bir di¤er hedefimiz de, devlet ile özel
sektör aras›nda eskiden beri olan iliflkilere STK’lar› da dahil etmek, yani yönetiflim
modelini ortaya ç›karmakt›r. Özel sektörün kendi ç›karlar›n› gözetmesine karfl›l›k,
STK’lar›n da toplumun ç›karlar›n› korumas› gerekir. Özel Programlar kapsam›nda bunu diyalog platformlar› ile yarat›yoruz. Mesela AB’nin kimya sanayiine yönelik yeni politikas› REACH’in müzakereler
bafllad›¤› zaman çevre konusunda entegre edilmesi gerek. Platformlardan bir tanesini bu sahada oluflturuyoruz. Kimyasal
üreticilerini, kullan›c›lar› ve devleti bir
araya getiriyoruz. ‹kinci platformumuz
entegre at›k yönetimi konusunda. Belediyeleri, devleti, at›k üreten sanayii bir araya toplayarak, AB at›k yönetimi direktiflerine uyum sa¤lamay› kolaylaflt›r›yoruz.
türkiye | REC BÜLTEN‹
KAPAS‹TE GEL‹fiT‹RME PROGRAMI
■ REC’in Türkiye’de kurulma misyonuyla
uyumlu olarak, AB çevre müktesebat›n›n
uyumlaflt›r›lmas›nda desteklemek amac›yla çeflitli etkinlikler düzenleniyor. “AB
Çevre Politikas› ve Çevre Müktesebat›
Oluflum Mekanizmalar›” konulu ilk seminerler dizisi, 1, 2, ve 8 fiubat tarihlerinde
Ankara’da gerçeklefltirildi. Toplamda 30
farkl› devlet kurum ve kuruluflundan 100’e
yak›n yetkilinin ve uzman›n izledi¤i seminerlerde müzakere sürecindeki ülkelerin
AB çevre politikalar› ve bu politikalar›n
oluflum mekanizmalar›na nas›l müdahil
olabilece¤i seminerin önemli tart›flmalar›
aras›ndayd›.
Devlet kurumlar›na yönelik di¤er bir
önemli etkinlik de 28-29 Nisan tarihlerinde Çevre ve Orman Bakanl›¤› iflbirli¤i ve
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’nun katk›lar› ile Ankara’da düzenlenen
“AB Çevre Müktesebat›n›n Uyumlaflt›r›lmas› ‹çin Stratejiler – Türkiye’yi Neler Bekliyor” bafll›kl› konferanst›. Aç›l›fl› Çevre ve
Orman Bakanl›¤› Müsteflar› Prof. Dr.
Hasan Z. Sar›kaya taraf›ndan yap›lan konferansa D›fliflleri Bakanl›¤›, Avrupa Birli¤i
Genel Sekreterli¤i ve Avrupa Komisyonu
REC TÜRK‹YE
REC Türkiye, AB Uyum Sürecinde sivil toplum ve kamu
kurumlar›na yönelik e¤itimleri
Konferans›n aç›l›fl›n› Çevre ve Orman Bakanl›¤›
Müsteflar› Prof. Dr. Hasan Z. Sar›kaya yapt›
Türkiye Delegasyonu temsilcileri kat›ld›.
REC Türkiye ayr›ca, Avrupa Komisyonu
Çevre Genel Müdürlü¤ü Türkiye Masas›
sorumlusunun yan› s›ra, yeni üye ve müzakere sürecinde bulunan ülkelerden Çek
Cumhuriyeti, Polonya ve Bulgaristan’›n
Çevre Bakanl›klar›nda müzakere sürecini
yürüten yetkilileri konferans konuflmac›lar›
olarak a¤›rlad›. ‹ki gün süren konferans›n
sonunda yap›lan panelde ise Türkiye, AB
ve di¤er ülke yetkilileri, müzakere ve
uyumlaflt›rma sürecinde Türkiye’yi nelerin
bekledi¤ini tart›flarak, deneyimlerinden yola ç›karak Türkiye’de sürecin daha etkin
yürütülmesi için önerilerde bulundular.
AB Uyum Süreci için Kapasite Gelifltirme Program›’n›n STK aya¤›nda ise 19-20
Mart tarihlerinde ‹stanbul’da “AB Çevre
Politikas› ve Kat›l›m Sürecindeki Ülkelerde
STK’lar›n Rolü” konulu bir çal›fltay düzenlendi. Çal›fltaya çevre alan›nda ulusal düzeyde etkinlik gösteren STK’lar ile bölgesel STK platformlar› temsilcileri davet edildi. Verimli tart›flmalar›n ard›ndan konuyla
ilgili sürdürülebilir bir sürecin bafllat›lmas›
konusunda fikir birli¤ine var›ld›. Çal›fltay›n
ç›kt›lar›ndan yola ç›k›larak tasarlanacak bir
devam etkinli¤i, REC Türkiye taraf›ndan
2005 Sonbahar döneminde gerçeklefltirilecek.
H‹BE PROGRAMLARI
Sivil toplum geliflimine destek vermeye devam ediyoruz
■ REC Türkiye Hibe Program›, az zamanda çok ifl yapman›n yorgunlu¤u ile birlikte keyfini yaflamaya devam ediyor. Kas›m
2004’de gerçeklefltirilen ilk duyurunun ard›ndan, ikinci ve üçüncü duyurumuz s›ras›yla tematik ulusal hibeler ve yerel yönetim hibeleri bafll›¤› alt›nda 17 Aral›k 2004
tarihinde yap›ld›. Her iki duyuruda da öncelikle proje özetleri ile baflvurulmas› flart› kondu. Tematik Ulusal Hibelerde toplam 43, Yerel Yönetim Hibelerinde ise
toplam 137 Proje Özeti baflvurusu al›nd›.
Proje Özetlerinin de¤erlendirilmesi sonucunda, Tematik Ulusal Hibelerde 21 teklif,
Yerel Yönetim Hibelerinde ise 46 teklif,
tam teklif haz›rlamaya hak kazand›. Tam
teklifler Hibe De¤erlendirme Komitesi taraf›ndan de¤erlendirildi ve toplam befl Yerel Yönetim ve üç STK Projesi hibeye hak
kazand›. 2005 y›l› içerisindeki son hibe
duyurusu ise “Klasik Ulusal Hibeler” bafll›¤› alt›nda, yaln›zca STK’lar›n çevre ve
sürdürülebilir kalk›nma alanlar›ndaki bilinç ve kapasite gelifltirmeye yönelik,
kampanya, seminer, sempozyum, vb. faaliyetlerini desteklemeye yönelik olarak,
25 Nisan 2005 tarihinde yap›ld›. Bu duyuruda da STK’lar öncelikle Proje Özetleri
ile baflvuruda bulundular ve al›nan 46
proje özeti baflvurusundan 40’› kriterlere
uygun bulunarak Hibe De¤erlendirme
Komitesine iletildi. Bu duyuru için de¤erlendirme süreci devam etmekte.
ÖZEL PROGRAMLAR
REC Türkiye, ‹klim De¤iflikli¤i 6. maddesi için “Ulusal Odak
Noktas›” oldu
■ REC Türkiye, ‹klim De¤iflikli¤i ile ilgili
E¤itim, Ö¤retim ve Kamuoyu Bilinçlendirilmesi alanlar›nda “Ulusal Odak Noktas›”
olarak görevlendirildi. Ülkemizin 24 May›s 2004 tarihinde kat›ld›¤› Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nin (BM‹DÇS) 6. Maddesi E¤itim, Ö¤retim ve Kamuoyu Bilinçlendirilmesi alanlar›n› tan›mlamaktad›r.
BM‹DÇS ile ilgili ulusal ve uluslararas› düzeydeki çal›flmalar›n eflgüdümünü
yürüten Çevre ve Orman Bakanl›¤›, 9 Ma-
y›s 2005 tarihi itibar› ile REC Türkiye’yi
BM‹DÇS 6. Madde Ulusal Odak Noktas›
olarak görevlendirmifltir.
Konuyla ilgili olarak 2002 y›l›nda Yeni Delhi’de gerçeklefltirilen 8. Taraflar
Konferans›’nda Yeni Delhi Çal›flma Program›* kabul edilmifltir. Çal›flma Program›’n›n ülkelerde hangi düzeyde uyguland›¤› 2007 y›l›nda gerçeklefltirilecek Taraflar Konferans›’nda de¤erlendirilecektir.
REC Türkiye, Yeni Delhi Çal›flma Program›’n›n ülkemizde de hayata geçirilmesi
için tüm paydafllarla etkin bir iflbirli¤i
içerisinde çal›flmalar yürütecek.
* Yeni Delhi Çal›flma Program›, baflta gençler olmak üzere tüm kesimlerin iklim de¤iflikli¤i konusunu daha iyi ö¤renmelerini, konuyla ilgili uluslalaras› iflbirli¤inin gelifltirilmesini, baflta kamu kurumlar› olmak üzere ilgili teknik kadrolar›n e¤itimini, kamuoyunun bilgiye erifliminin kolaylaflt›r›lmas›n› ve
tüm kesimlerin iklim de¤iflikli¤i sürecine kat›lmalar›n›n kolaylaflt›r›lmas›n› öngörmektedir.
25 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
REC BÜLTEN‹ | haber
KISA KISA
■ Sürdürülebilirlik toplant›s›
yap›ld›
Sürdürülebilir kalk›nma; siyasi irade, kurumsal altyap› ve bu amaçla çal›flan ulusal komisyonlar aras›nda eflgüdüm gerektirir. Bunlar,
20 Ocak’ta REC’in Szentendre’deki genel
merkezinde yap›lan Sürdürülebilir Kalk›nma
Toplant›s›n›n baz› sonuçlar›. Toplant›da, bakanl›k yetkilileri, STK temsilcileri ve bilimciler, Orta Avrupa ve di¤er AB ülkelerindeki
sürdürülebilir kalk›nma sorunlar›n› ve f›rsatlar›n› ele ald›lar. Sürdürülebilir kalk›nman›n
planlanmas› ve uygulanmas› konusunda edinilen ulusal bilgi ve tecrübelerin paylafl›lmas›
ve bütünlefltirilmesine devam edilmesi amac›yla Kas›m ay› için yeni bir etkinlik planland›.
Konferansla ilgili ayr›nt›lar için www.rec.hu/
SDconference
REC KADRO DE⁄‹fi‹KL‹KLER‹
■ REC’e kat›lanlar
Yegana Jafarova — ‹klim De¤iflikli¤i Program› proje asistan› olarak göreve bafllad›.
Veronika Farkas — do¤um izni alarak ayr›lan Tinatin Kvatchantiradze yerine Çevre
Yasas› Program›’nda proje asistan› oldu.
Plamen Peev — do¤um izni alarak ayr›lan Tsvetelina Filipova — Borissova’n›n yerine Çevre Yasas› Program›’nda proje müdürü oldu.
Andras Bene — idari yetkili olarak göreve bafllad›.
■ REC’ten ayr›lanlar
Zarina Azizova — ‹klim De¤iflikli¤i Program›’ndaki proje asistanl›¤› görevinden
ayr›ld›
Krisztina Wegner — idari yetkili olarak çal›flt›¤› görevinden ayr›ld›.
Franceso Paulo Rizzo — ‹talya Tröst Fonu koordinatörlü¤ü görevinden ayr›ld›.
Cerasela Stancu — STK projeleri müdürlü¤ü görevinden ayr›ld›.
Gül Moran — REC Türkiye Hibe Programlar› uzmanl›¤› görevinden ayr›ld›.
■ REC, AB at›k grubuna kat›l›yor
■ Di¤er de¤ifliklikler
REC, Avrupa Çevre Ajans›’n›n Kaynak ve At›k
Yönetimi Konu Merkezi’nin yedi orta¤›ndan
biri oluyor. REC, 2005-2008 döneminde, Danimarka, ‹ngiltere ve Galler, Almanya, Avusturya, Estonya ve ‹talya’daki çevre kurulufllar›yla birlikte merkezin yönetimine destek olacak. Ana etkinlikler aras›nda, bütünlefltirilmifl
ürün politikas›, kimyasal sanayi at›klar›n›n
güvenli¤i, at›kla ilgili ekonomik araçlar›n faaliyet sonras› analizleri, düzenli depolama ve
çöp f›r›nlar›yla ilgili AB yönergelerinin etkilerinin de¤erlendirilmesi yer al›yor. Merkez,
1997 y›l›ndan bu yana Avrupa’daki karar
mercilerine ve kamuya at›k ve malzeme dolafl›m› konusunda veri ve bilgi sa¤l›yor. ‹talya
Çevre ve Arazi Bakanl›¤› da REC’in kat›l›m›na
mali destek verecek.
Gabriella Jani — ‹nsan Kaynaklar› Departman›’na müdür olarak atand›
Lorenzo Rilasciati — ‹talya Tröst Fonu Koordinatörlü¤ü’ne atand›
■ Balkan a¤› büyüyor
Grubun Üçüncü Genel Kurul Toplant›s›’nda
Bulgaristan, Romanya ve muhtemelen Türkiye’nin, Balkan Çevre Düzenleyici Uyum ve
Uygulama A¤›’na (BERCEN) kat›lmak üzere
oldu¤u bildirildi. Böylece BERCEN, aday olmayan, aday ve üyelik sürecindeki ülkelerde
çevre yasalar›n›n uygulanmas›n› sa¤lamay›
amaçlayan üyelik öncesi bir a¤a dönüflecek.
A¤ sekreteryas› proje müdürü Mihail Dimovski, BERCEN’in bunu gerçeklefltirmesi
için AB’nin Çevre Yasalar› Uygulama ve Yürütme a¤›yla (IMPEL) iliflkilerini güçlendirmesi gerekti¤ini söyledi. BERCEN, 2005 y›l›nda sona erecek AC-IMPEL a¤›n›n yerini doldurmaya aday.
■ Kurumsal sosyal sorumluluk
REC Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk
(KSS) sürecine destek olmak amac›yla 20 Haziran 2005’te TÜS‹AD ile iflbirli¤i içinde bir
konferans gerçeklefltirdi. Yurt içi ve yurt d›fl›ndan uzmanlar›n kat›ld›¤› konferansta AB’nin
KSS yaklaflımı, gelifltirmifl oldu¤u destekleyici
politikalar ve Avrupa’dan örnek KSS uygulamalar› ile ilgili sunumlar yer ald›. REC Türkiye’nin haz›rlamakta oldu¤u KSS veri taban›
çok yak›nda çal›flmaya bafllayacak ve bu alandaki önemli bir bofllu¤u dolduracak.
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 26
■ Düzeltme
Önceki say›m›zdaki REC Türkiye ekibi listesinde yer alan Yunus Ar›kan, REC Türkiye
‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman› olarak görev yapmaktad›r.
REC Türkiye, Orta ve Do¤u Avrupa Bölgesindeki çevre sorunlar›n›n çözümüne yard›mc› olmak amac›yla çal›flan, siyasî görüfllerden ve ç›kar guruplar›ndan ba¤›ms›z, kâr amac› gütmeyen, uluslararas› bir kurulufl olan Orta ve Do¤u Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin
(REC) Türkiye’deki temsilcisidir. REC bu hedefe ulaflabilmek için sivil örgütler, resmi kurumlar, özel sektör ve di¤er çevre paydafllar› aras›ndaki iflbirli¤ini teflvik etmekte, serbest bilgi paylafl›m›n› ve çevre yönetimine toplumsal kat›l›m› desteklemektedir.
REC 1990 y›l›nda ABD, Avrupa Komisyonu ve Macaristan taraf›ndan kurulmufltur. Bugünkü yasal zemini, 28 ülke hükümeti ve Avrupa Komisyonu taraf›ndan imzalanan bir sözleflmeye ve Macaristan Hükümeti ile yap›lan uluslararas› bir anlaflmaya dayanmaktad›r. REC’in merkezi Macaristan’da Szentendre’dedir. Hizmet verdi¤i 16 ülkede, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, H›rvatistan, Letonya, Litvanya, Macaristan, FYR Makedonya, Polonya, Romanya, S›rbistan Karada¤, Slovakya, Slovenya ve Türkiye’de ülke
ofisleri bulunmaktad›r.
REC’in mevcut ba¤›flç›lar›, hükümetleraras› ve özel pek çok kurumun yan› s›ra Avrupa Komisyonu ile ABD, Almanya, Avusturya, Belçika,
Birleflik Krall›k, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Hollanda, ‹talya, ‹sveç, ‹sviçre, Japonya, Kanada, Letonya, Macaristan, Norveç, Polonya, S›rbistan Karada¤ ve Slovenya hükümetleridir.
ARNAVUTLUK
Rr.Durresit P.11Shk.2, Ap.12,
Tirana, Albania
Tel/Faks:(355-42)39-444
E-posta: [email protected]
BOSNA HERSEK
Koste Hermana 11/2
71000 Sarajevo,
Bosnia and Herzegovina
Tel:(387-33)221-998
Faks:(387-33)209-130
E-posta:[email protected]
Banya Luka Saha Ofisi
Slavka Rodica 1,
78000 Banja Luka,RS
Bosnia and Herzegovina
Tel/Faks:(387-51)317-022
E-posta:[email protected]
BULGAR‹STAN
Pozitano str.3,floor 1
1000 Sofia,Bulgaria
Tel/Faks:(359-2)988-1670
Tel:(359-2)980-3730
E-posta:[email protected]
ÇEK CUMHUR‹YET‹
Senovazna 2 11000,
Prague, Czech Republic
Tel/Faks: (420-2)2422-2843
E-posta: [email protected]
ESTONYA
Ravala str 8
10143 Tallinn, Estonia
Tel/Faks: (372-6) 461-423
E-posta: [email protected]
HIRVAT‹STAN
Djordjiceva 8a Br.
10000 Zagreb,Croatia
Tel: (385-1)481-0774
Tel/Faks: (385-1)481-0844
E-posta: [email protected]
LETONYA
Peldu 26/28,3
LV-1050 Riga,Latvia
Tel/Faks:(371-7)228-055
E-posta:[email protected]
L‹TVANYA
Svitrigailos g.7/16
03110 Vilnius,Lithuania
Tel:(370-5)231-0067
Tel/Faks:(370-5)233-5451
E-posta:[email protected]
MACAR‹STAN
Ady Endre ut 9-11
2000 Szentendre,Hungary
Tel:(36-26)504-075,(36-26)
504-076
Faks:(36-26)311-294
E-posta:[email protected]
E-posta: [email protected]
SIRB‹STAN VE KARADA⁄
Primorska 31,
11000 Belgrade,
Serbia and Montenegro
Tel: (381-11)329-2899
Faks: (381-11)329-3020
E-posta: [email protected]
Kosova Saha Ofisi
Kodra e Diellit Rruga 3,Lamela 26
Pristina,Kosovo
Tel/Faks: (381-38)552-123
E-posta: [email protected]
Karada¤ Saha Ofisi
Ivana Crnojevica 16/2
81000 Podgorica,Montenegro
Serbia and Montenegro
Tel/Faks: (381-81)210-235,
210-236
MAKEDONYA
Mit.Teodosij Gologanov 39-2-2
1000 Skopje,Macedonia
Tel/Faks:(389-2)313-1904
E-posta:[email protected]
SLOVAKYA
Vysoka 18
811 06 Bratislava,Slovakia
Tel:(421-2)5263-2942
Faks:(421-2)5296-4208
E-posta:[email protected]
POLONYA
ul.Grojecka22/24
02-301 Warsaw,Poland
Tel:(48-22)629-3665,
(48-22)628-7715
Faks:(48 22)629-9352
E-posta:[email protected]
SLOVENYA
Slovenska cesta 5
1000 Ljubljana,Slovenia
Tel/Faks:(386-1)425-7065
Tel:(386-1)425-6860
E-posta:rec-slovenia@guest.
arnes.si
ROMANYA
Str Episcop Timus nr.4, Sector 1,
Bucharest,Romania
Tel:(40-21)231-9764,
(40-21)231-9765
Faks:(40-21)231-2017
TÜRK‹YE
Ceyhun Atuf Kansu Cad.No:102
Balgat,Ankara TÜRK_YE
Tel: (90 312)284 95 55
Faks: (90 312)287 01 10
E-posta: [email protected]
YEfi‹L BAKIfi
Behzat Gürkan
Biyolojik Çeflitlilik
Sizin biyoçeflitlili¤iniz hangisi?
Ekoloji ve biyoçeflitlilik kavramlar›n›n basitlefltirilmesi do¤ay› anlamam›z› zorlaflt›r›yor
ARDAHAN YAYLALARI: Ortada Ball›baba, Mine
(mavi çiçekli), Hindiba (solda kapanm›fl çiçek),
T›rf›l (altta üçgül de denen baklagil)
rak artan çevre kirlili¤i ve ekosistem tahribat›n›, ancak 1960’lardan sonra idrak
edebildik.
Do¤al sistemlere bütün olarak ve derinlemesine bak›nca, iliflkiler a¤›ndan
oluflan karmafl›k bir yap› görürüz. Bu yap›y› çevreci ve indirgemeci bak›flla inceledi¤imiz ölçüde, eksik ve yanl›fl ç›kar›mlar yapma olas›l›¤›n› da o kadar art›r›r›z.
Bütüncül ve indirgemeci yaklafl›mlar› birlikte kullanan bir bilim olan ekolojinin
çevre sorunlar›n›n çözümündeki rolü de
1960’lardan sonra anlafl›ld›. Ekoloji, çevreyi inceleyen tüm bilim dallar›n›n oluflturdu¤u çevre bilimlerinin ortaya ç›k›fl›yla, sosyolojiden ziraat mühendisli¤ine,
kimyadan ormanc›l›¤a kadar farkl› bilim
alanlar›nda kendine yer buldu. Ancak, ülkemizde ekolojinin anlam›, ‘çevre’ ile özdefllefltirilip daralt›l›yor. Bu da ço¤u kez
yanl›fl anlama ve kavram kargaflas› do¤uruyor.
‘Ekoloji’nin s›kl›kla ‘çevre’ye indirgenmesi gibi, ‘biyoçeflitlilik’ kavram› da basitlefltirilerek kula¤a hofl gelen biçimde kullan›l›yor. Biyolojik çeflitlilik, san›lan›n aksine, türlerin say›sal çoklu¤u ile ilgilenmez sadece. Elbette bir bölgedeki tür say›s›, oran›n biyoçeflitlili¤i hakk›nda bilgi
sa¤lar. Ancak biyoçeflitlilik kavram›, hem
bir bölgede bulunan habitat ya da ekosistem çeflitlili¤ini, hem de her bir türün
kendi içindeki genetik çeflitlili¤ini kapsar.
Biyoçeflitlilik, farkl› evrimsel geçmifllere sahip olan türleri, bu türlerin populasyonlar› içindeki ve aras›ndaki genetik
çeflitlili¤i, türlerin habitatlar, ekosistemler,
k›talar ya da okyanuslardaki da¤›l›m›n›
kapsayan bir kavramd›r. Bu kavram›n
çok boyutlulu¤una iyi bir örnek olan
Anadolu co¤rafyas›nda, da¤lar, yal›t›lm›fl
vadiler, k›y› ve kara ekosistemleri oluflmufl, bu da çok küçük sahalarda bile
farkl› habitatlar ortaya ç›karm›flt›r. Ortama
uyum sa¤layan canl› populasyonlar›n›n
gen havuzlar›, o ortamdaki bask›n ekolojik etmenlerle flekillenir. Dolay›s›yla, habitat çeflitlili¤ine dayanan genetik çeflitlilik de, Anadolu’daki yüksek biyolojik çeflitlili¤in bir nedenidir.
Son y›llarda, insan›n kültür amaçl› kulland›¤› bitki ve hayvan türlerinin çeflitlili¤i
demek olan sosyo-ekonomik bileflenler de
bir biyoçeflitlilik unsuru olarak görülüyor.
Anadolu, böyle birçok bitki ve hayvan türünün genetik anavatan› olmas› dolay›s›yla da, biyolojik çeflitlili¤i yüksek olan bölgelerden biridir. Dünyadaki yayg›n birçok
tar›m bitkisinin anavatan› da Anadolu’dur.
Halen Anadolu’da özellikle k›rsal yörelerde birçok bitki, farkl› gereksinimleri karfl›lamak üzere kullan›lmaktad›r.
Biyoçeflitlili¤i bu denli yüksek bir co¤rafyada yaflayan bizlerin, ‘ekoloji’ ve ‘biyoçeflitlilik’ gibi kavramlar› do¤ru anlam›yla, do¤ru yerde ve kliflelere indirgemeden kullanmas›, biliminin oldu¤u kadar, yaflad›¤›m›z co¤rafyaya sayg›n›n da
gere¤idir. Bu konuda bilgilenmek isteyenler için www.ecology.com gibi web sitelerinin yan› s›ra, baflta Mine K›fllal›o¤lu ve
Fikret Berkes’in ‘Ekoloji ve Çevre Bilimleri’ kitab› olmak üzere pek çok yay›n yararl› olacakt›r.
◗
TURGAY ARIK
‹nsano¤lu, do¤al süreçleri kavramak için
bilimi kullan›rken, 1700’lerden itibaren,
do¤al olaylar› indirgemeci bak›flla sorgulamas› bilimde büyük ilerleme sa¤lad›. Bu
baflar›s›yla benli¤i kabaran insano¤lu yan›lg›ya düflerek, do¤ay› çözdü¤ünü ve
onunla bafl edebilece¤ini sand›. Oysa do¤aya insan-merkezli bakt›¤›m›z, onunla
bar›fl›k yaflamak yerine mücadeleye giriflti¤imiz için ekosistemlerin tahribat› h›zland›. 20. yy.’daki büyümeye paralel ola-
Doç. Dr. Behzat Gürkan Hacettepe Üniversitesi
Genel Sekreter Yard›mc›s›.
Türkiye için Kutular haz›r
REC’in çevre e¤itimi arac› Yeflil Kutu (Green Pack)
çok yak›nda Türkçe olarak haz›rlanacak.
Program›n Macaristan ve Bulgaristan’›n yan› s›ra
Polonya’daki baflar›s›n›n ard›ndan malzemenin
multimedya araçlar› Çekçe ve Slovakça’ya
çevrilmifl ve içerikleri herbir ülkenin çevre
koflullar›na göre uyarlanm›flt›. fiimdi ayn› çal›flmalar
Türkiye için bafll›yor. Yeflil Kutu projesi Türkiye’de,
REC, Do¤a Derne¤i ve Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i
iflbirli¤i ile gerçeklefltirilecek.
Ö¤retmenlere yönelik bir araç olan Yeflil Kutu, yerel, bölgesel ve küresel çevre
sorunlar›yla ilgili interaktif ve multimedya sunumlar› içeriyor.
Yeflil Kutu’nun ‹ngilizce versiyonuna http://greenpack.rec.org adresinden
ulafl›labilir.
27 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
YEfi‹L BAKIfi
Nafiz Güder
Biliflim Teknolojileri
Dünyaya aç›lan pencere
‹nternet önemli bir iletiflim mecras›. Birey ve kurulufllar›n tan›flmas›, iflbirli¤i yapmas›, bilgi paylaflmas›, ba¤›fl ve yard›m
toplamas›n› sa¤l›yor. ‹nternet’in bafll›ca gereçleri olan web siteleri ve e-posta ile kullan›c›lar, ucuz ve h›zl› iletiflim kuruyor, bilgiye erifliyor. Bu, ‹nternet’i çevre örgütleri
için de cazip hale getiriyor.
Kimi zaman web sitesi kurulmas› ve iflletilmesiyle ilgili bilgilerden yoksun olmak, bu konuda ad›m atmay› engellemek-
te. Baz› çevre kurulufllar›n›n web sitesi konusunda zorluk çekti¤ini görüyoruz. Burada baz› teknik bilgilerin yan› s›ra bir web
sitesinin bafll›ca ifllevlerine de¤inece¤iz.
Web sitesinde ilk ad›m, kurulufla ait
olacak, www.kurulusismi.org gibi bir
alan ad›n›n tescilidir. STKlar için isimden
sonra en uygun uzant› ‘.org'dur. '.tr' ülke
k›saltmas› eklemek için, tescil Orta Do¤u
Teknik Üniversitesi’nin www.nic.tr sitesinden yap›lmal›d›r. Baflvuruda, alan ad›n›n kullan›m hakk›n›n kuruluflumuzda
oldu¤u gösterilmeli, istenen belgeler sa¤lanmal›d›r. Sadece ‘.org’ uzant›l› bir isim
için www.internic.net/alpha.html sitesindeki kurulufllardan tescil yap›labilir. Alan
ad› belli süreler için tescil edilir, süre sonunda yenilenerek isim hakk› sürdürülür.
Sitemize kesintisiz eriflilebilmesi için en
sa¤l›kl› yöntem, sitenin bir Internet Servis
Sa¤lay›c› (‹SS) sunucusunda bar›nd›r›lmas›d›r (hosting). Alan ad›n›, bir kuruluflun ismi gibi düflünürsek, sunucu sayesinde yap›lacak bar›nd›rma ifllemini de, sanal bir
bina içinde, sanal bir ofis kiralamaya benzetebiliriz. ‹SS, gerekli altyap›ya sahip, sorunlar› çözebilecek yeterlilikte olmal›d›r.
Bar›nd›rma hizmeti, süresi doldu¤unda
ödeme yap›l›p uzat›lmal›d›r.
Teknik ifllemlerden daha önemli olan
konu, “neden bir siteye gereksinme duyuyoruz?” sorusunu yan›tlamakt›r. Web sitesi,
bütün iletiflim sorunlar›n› çözen, kendi
kendine çal›flan sihirli bir de¤nek de¤ildir.
‹yi tasarlanmam›fl, güncellenmeyen, içeri¤i
zay›f siteler, bir süre sonra sanal çöplü¤e
kat›l›r. Bütün iletiflim sorunlar›n›n web sitesi ile çözülece¤ini sanmak, zaman ve insan
gücü ayr›lmam›fl bir sitenin ifllevsel olmas›n› beklemek yan›lg›d›r.
Ard›ndan site bölümleri ve içeri¤ine
karar verilmelidir. Kurum ve misyon mu
ön plana ç›kacak? Proje ve etkinlikler mi
vurgulanacak? Yay›n ve ürün mü tan›t›lacak? Ziyaretçinin ilgisini yakalamak için,
ana sayfa düzgün, sade ve çekici olmal›d›r.
Hareketli görüntüler, renk cümbüflü, kayar
yaz›lar, gözü yorma ve geç yüklenmenin
yan› s›ra, siteyi ‘ucuz ve basit’ gösterebilir.
Belli bafll› kurumsal bilgilerin (misyon, çal›flma sahalar› vb.), logo ve kurumsal kimli¤in, iletiflim bilgilerinin ana sayfada verilmesi yararl› olur.
‹çerik, flu ana bafll›klarda toplanabilir: a)
kurumsal tan›t›m, misyon, tarihçe, kurucu
ve mensuplar; örgüt flemas›, flubeler; b) bitmifl, güncel, planlanan projeler, etkinlikler;
c) paydafllar, dan›flmanlar, destekçiler; d)
gönüllü ve parasal destek formlar›; e) yay›nlar, ürünler; f) bas›n bülteni, duyuru vb. metinler, e-bülten; g) iletiflim bilgileri.
Tart›flma, forum, anket gibi bölümler,
haberler, s›kça sorulan sorular, al›fl-verifl gibi daha ileri ifllevler de eklenebilir. Özellikle düflünce al›fl verifli sa¤layan forumlar ziyaretçi say›s›n› ve ziyaret s›kl›¤›n› art›r›r, sitede kal›fl süresini uzat›r. E-posta gruplar›yla, üyelere e-bülten gönderilebilir.
Sitenin haz›rlanmas› uzmanl›k, sitenin
görsel çekicili¤i de grafik beceri gerektirir.
Sitenin s›k güncellenmesi, iletiflim bilgilerinin do¤ru olmas›, e-postan›n ifllevsel
olmas› ve al›nan e-postalar, formlar, üyelik
baflvurular›, yay›n vb. taleplerin k›sa sürede yan›tlanmas› gerekir. Mesajlar›n zaman›nda yan›tlanmamas›, kuruluflun sayg›nl›¤›n› zedeler.
◗
BAYT
‹yi tasarlanm›fl ve ifllevsel web siteleri, çevre paydafllar›n›n iflbirli¤ini güçlendirebilir
Avrupa Birli¤i Çevre Ödülleri – Türkiye Program›
Kazanmak için mücadeleye de¤er bir ödül!
Bölgesel Çevre Merkezi, REC Türkiye’nin ulusal sekretaryas› oldu¤u Avrupa Birli¤i Çevre Ödülleri art›k Türk flirketlerinin kat›l›m›na da aç›k.
Avrupa Komisyonu taraf›ndan her iki y›lda bir düzenlenen, tüm AB üyesi ve aday ülke flirketlerinin kat›l›m›na aç›k olan bu ödüller dört ana kategoride
Haziran 2006’da sahiplerini bulacak.
REC Türkiye’nin Sürdürülebilir Geliflme için Çevre Platformu (SGÇP) ile ortaklafla düzenleyece¤i AB Çevre Ödülleri –
Türkiye Program› yak›nda flirketlerimizin Avrupa pazarlar›ndaki kurumsal itibar› için en önemli araçlardan birisi olacak.
Türkiye ulusal ödül program›nda dereceye giren flirketlerimiz, Avrupa’n›n en büyük çevre ödülleri yar›flmas›na kat›lmaya
hak kazanacak.
Baflvurular, Temmuz 2005’de bafll›yor!
Ödül Kategorileri
Ürün Ödülü
Süreç Ödülü
● Yönetim Ödülü
● Uluslararas› ‹flbirli¤i Ödülü
●
●
Daha fazla bilgi için: www.rec.org.tr
Sürdülebilir Geliflme için Çevre Platformu, CAMS‹AD, ÇEVKO, ISO, KALDER, Marmara ve Bo¤azlar› Belediyeleri Birli¤i, TEMA, TKSD, TTGV, TURMEPA ve TUS‹AD
taraf›ndan 2002 y›l›nda oluflturulmufltur.
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 28
YEfi‹L BAKIfi
Nuran Talu
Yasal Boyut
Çevrenin yerinden yönetimi
Yerel yönetimlerin geniflletilen yetkileri öncelikle kanalizasyon, at›k su, kat› at›k bertaraf› gibi sorunlar›n çözümüne odaklanm›fl
rumsal ve yönetsel yap› da buna göre biçimlendirilmifltir.
Ancak burada, Türkiye’deki çevre hizmetlerinin son derece yetersiz oldu¤unu
hat›rlamak lâz›md›r. Genel bütçede kamu
yat›r›mlar› içinde çevrenin pay› sadece
binde 1.4’tür. 3,215 belediyenin %64’ünde
kanalizasyon hizmeti verilmemesi, %85’inde evsel at›k ar›tma tesisi olmamas› ve ülke çap›nda çöplerin sadece %35’inin düzenli depolanmas›, çevre sektörümüzün
AB’ye uyum sa¤lamak için zor bir s›navdan geçmesini kaç›n›lmaz k›lmaktad›r. Üstelik, at›k su, kat› at›k, endüstriyel kirlilik
ve riskler, hava kirlili¤i, veri ve enformasyon sistemleri gibi unsurlar› kapsayan ve
uyum sürecinde ihtiyaç duyulan çevre ya-
t›r›mlar›n›n 40 milyar avro gibi devasa
mebla¤lar› bulmas› da, çevre politikalar›na
verilmesi gereken önceli¤i çarp›c› biçimde
göstermektedir.
Yeni kamu yönetimi sistemi, ak›lc› bir
yaklafl›mla yerel yönetimlerin çevre alan›ndaki yürütme yetkilerini art›rsa da, yerel çevre hizmetlerinin kamu yönetimindeki genel politikalardan kopuk de¤erlendirilmesi ve uygulanmas› halinde, bu yeni
yetkilerin çözüm için yeterli olmayaca¤›
da aflikârd›r. Belediyelerin ve il özel idarelerinin güçlenmesiyle birlikte, taflradaki
çevre hizmetlerinde mutlaka bir iyileflme
görülecektir. Ancak bütünü gören, önceliklere dayal› bir çevre politikas› ve bunlarla birlikte ele al›nacak kapsaml› bir çevre yat›r›m planlamas› olmadan, çevresel
altyap›n›n sorumlulu¤unu tamamen yerel
yönetimlere devretmek ne derece haks›zl›k ise, çevre sorunlar›n›n sadece yerel kararlarla çözülmesini ummak da o derece
yanl›flt›r.
Ça¤dafl çevre yönetimi uygulamalar›
aç›s›ndan bak›ld›¤›nda da; çevre yönetiminin ekolojik, toplumsal ve ekonomik unsurlar›yla bir bütün oldu¤u ve bu unsurlar› bütünleflik bir yaklafl›mla ele almak gerekti¤i aç›kça görülür. Yeniden biçimlendirilen Türk kamu yönetiminde, çevre politikalar›n› do¤ru tespit eden ve bu politikalar› merkezî ve yerel yönetimlerle uyumlu
flekilde uygulamaya yans›tacak bir yap›ya
olan ihtiyaç, ne yaz›k ki gündemdeki yerini hâlâ korumaktad›r.
◗
Kamu yönetiminde yerel uygulamalar›
h›zland›rmas› beklenen reform çal›flmalar›,
hakim merkezîyetçi yönetim taraf›ndan
yönetilemeyen ‘çevre’ konusunda kronikleflmifl yetki karmaflas›n›n giderilmesi, daha önemlisi, çevre hizmetlerinde özellikle
yerel düzeyde istenen verime ulafl›lmas›
umudunu do¤urmufltur. Çünkü, çevre politikalar›n›n sistematik bir yaklafl›mla oluflturulmas› hep istenmekle birlikte, geleneksel sistem bunu engellemifl, baflta çevre olmak üzere yerel düzeyde yeni yap›lanma ihtiyac› giderek artm›flt›r.
Etkinlik ve verimlili¤i temel alan yeni
kamu yönetimi anlay›fl›yla tasarlanan bu
reformlar, son üç y›ld›r giderek artan ve
www.tbmm.gov.tr gibi sitelerde de yay›mlanan yasal düzenlemelerle uygulamaya
konmufltur. Çevre alan›nda yerel yönetimlerin daha fazla yetki ve sorumluluk üstlenmesini, yeni kaynaklarla desteklenmesini, özerklik, kat›l›mc›l›k, fleffafl›k, hesap
verebilirlik gibi demokratik de¤erler do¤rultusunda çal›flmas›n› sa¤lamak için Büyükflehir Belediyeleri Kanunu, Belediye
Kanunu ve ‹l Özel ‹dareleri Kanunu de¤ifltirilmifltir.
Böylece, büyükflehir ve di¤er belediyelerin çevre yetkileri art›r›lm›fl, merkezî
yönetime ait il örgütlenmeleri reformist bir
anlay›flla yeniden kurgulanarak yetkiler
a¤›rl›kl› olarak il özel idarelerine devredilmifltir. Bu yeni yap›, Türkiye’de son derece yetersiz olan fizikî çevresel altyap›n›n
yerel düzeyde tesisine öncelik verme bilinciyle tasarlanm›flt›r. Bu nedenle, yerel
yönetimlerin geniflletilen yetkileri öncelikle kanalizasyon, at›k su, kat› at›k bertaraf›
gibi sorunlar›n çözümüne odaklanm›fl, ku-
PHOTODISC
Yerel yönetimlerin yetkilerinin artmas› çevre yönetimini ne kadar kolaylaflt›racak?
Nuran Talu, REC Türkiye, Yerel Çevre
Politikalar› Dan›flman›
YEREL ÇEVRE EYLEM PLANLARI E⁄‹T‹M PROGRAMI
Yerel Çevre Eylem Planlar› – YEÇEP’ler, yerel düzeyde çevre
yat›r›mlar›n›n kat›l›mc› ve demokratik bir süreçle
planlanmas›na yard›mc› bir araçt›r. Yerel yönetimlere,
kentlerinin/bölgelerinin çevre sorunlar›n›n çözümüne yönelik
kolay uygulanabilir bir stratejinin gelifltirilmesinde yol gösterir.
REC Türkiye YEÇEP E¤itim Program› - 2005
Tarih
Yer
Hedef Kitle
Davet edilecek
Bölgeler*
Son Baflvuru
Tarihi
11 Nisan 2005
Ankara
Merkezi
kamu kurumlar›
-
6 Nisan 2005
12-14 Nisan 2005
Ankara
Yerel Yönetimler
Bat› Anadolu, Orta
Anadolu, Bat›
Karadeniz, Do¤u
Karadeniz
4 Nisan 2005
15-17 Haziran 2005
Yalova
Yerel Yönetimler
‹stanbul, Bat›
Marmara, Do¤u
Marmara, Ege
6 Haziran 2005
5-7 Ekim 2005
Gaziantep
Yerel Yönetimler
Güneydo¤u Anadolu,
Orta Do¤u Anadolu,
Kuzey Do¤u Anadolu,
Akdeniz
19 Eylül 2005
Neden YEÇEP?
Çünkü YEÇEP:
• Toplumun farkl› kesimleri aras›nda görüfl birli¤ine var›lmas›na
yard›m eder.
• Genifl halk deste¤iyle çevresel eylemlerin sonuçlanmas›n› sa¤lar.
• K›s›tl› kaynaklardan yola ç›karak ciddi sorunlar›n çözümünü
hedefler.
• Ulusal politikalar›n yerel düzeyde uygulanmas›na yard›mc› olur.
• AB Uyum Süreci ile gelecek yasal zorunluluklar›n yerine
getirilmesini destekler.
Daha fazla bilgi için:
Deniz Gümüflel
REC Türkiye Kapasite Gelifltirme Program› Yöneticisi
Tel: (90 312) 284 95 55 • e-posta: [email protected]
* Yerel yönetimler, AB’nin ‹statistik ‹çin Bölge Birimleri Sistemati¤i’ne (NUTS) göre belirlenmifl Düzey II bölgeleri
çerçevesinde grupland›r›larak e¤itimlere davet edilmektedir.
29 | N‹SAN 2005
| yeflil UFUKLAR
YEfi‹L BAKIfi
Kristina Vilimaite
Kitapl›k
Gezegenimizi kurtarma planlar›
Seçenekleri de¤erlendirmek için, ekolojik kavramlar› da iyi bilmek gerekiyor
B Plan›: Sorunlarla Bo¤uflan Bir
Gezegenin ve Tehlike Alt›ndaki
Bir Uygarl›¤›n Kurtar›lmas›
Lester R. Brown, Earth Policy Institute, 2003.
272 sayfa
Lester R. Brown’un yeni
kitab›, mevcut durumu
sürdürme üzerine kurulu
A Plan›’n›n ifle yaramad›¤› sav›ndan yola ç›k›yor.
Yeryüzünün do¤al kaynaklar›n›n tüketilerek
üretimin yapay olarak fliflirildi¤i bir balon ekonomisi yaratan A
Plan›’ndan B Plan›’na geçme zaman› geldi art›k. Kitap, su k›tl›¤› ve toprak erozyonundan, iklim de¤iflikli¤i ve toplumsal
parçalanmaya kadar, günümüzde insanl›¤›n yüz yüze oldu¤u temel sorunlar›n kasaml› bir resmini sunuyor. Yazar, sistematik bir de¤iflim gerçekleflmesi için, daha
önce efli benzeri görülmemifl ölçekte bir
uluslararas› iflbirli¤ini gerektiren mant›kl›
çözümler öneriyor.
Brown kitab›n› Green Horizon’a flöyle anlatt›: “B Plan›, flimdiye dek üzerinde
çal›flt›¤›m en heyecan verici kitap. Beni
heyecanland›ran, yeni enerji ekonomisinin, enerji ve iklim de¤iflikli¤i gibi alanlarda neye benzedi¤ini görmeye bafllayabilmemiz. fiimdiden ifller durumdalar. ‹yi
tasarlanm›fl rüzgâr türbinlerimiz, petrol
ve elektrikle iflleyen yüksek verimli otomobillerimiz var; teknoloji elimizde yani.
Üstelik, bize gelece¤in yolunu gösterecek bir dizi ekonomik teknoloji de geliflim aflamas›nda.”
Ekoloji ve Çevre Bilimleri
Fikret Berkes/ Mine K›fllal›o¤lu. Remzi Kitabevi 1994, 350 sayfa
‹lk kez 1985 y›l›nda Türkiye Çevre Sorunlar› Vakf› taraf›ndan bas›lan, gelifltirilmifl bask›s› ise 1990’da yap›lan bu kitap, ekoloji, do¤al
döngüler, çevre koruma ve yönetimine ilgi duyan, ve bu sahalarda
çal›flan herkes için temel bir baflvuru kayna¤› olma özelli¤ini günümüzde de sürdürüyor. “Baz› okuyucular kitapta biyoloji, fizik, ekonomi, t›p gibi çok de¤iflik bilim dallar›n›n bir araya getirilmesini yad›rgayabilirler.
Bu, çevre bilimlerinin disiplinleraras› bir alan olmas› özelli¤inin gere¤idir. Çevre
bilimlerinin çok yönlü olmas› veya çevre sorunlar›n›n çok boyutlu olmas› ile ilgilidir,” diyor yazarlar.
Hem üniversite ö¤rencilerine ders kitab›, hem de bu konularda araflt›rma yapanlar›n kaynak olarak kullan›labilece¤i flekilde haz›rlanan kitap alt› bölümden
olufluyor. Ekosistem kavram›, enerji, ekoloji ve bunun bir bilim dal› olarak geliflmesi gibi temel bilgilerden sonra, tar›m, beslenme, besin zincirleri, ekolojik döngüler ve ekosistem sa¤l›¤›, populasyon ekolojisi konular› ele al›n›yor. Tür topluluklar› ve bunlar›n korunmas›, çevre standardlar›, ekolojik ilkeler do¤rultusunda
çevre planlamas› ve sürdürülebilir kalk›nma gibi konular ise kitab›n ilerleyen
bölümlerinde yer al›yor. Bir terimler sözlü¤ü de bulunan kitab›n çevre ile ilgilenen
herkese yararl› olaca¤›na inan›yoruz.
Buradan yiyin: Küresel
Süpermarkette Ev Üretimi
Yiyecekler
Brian Halweil. Worldwatch 2004, 236 sayfa
Yazar, “Bu, yiyeceklerin yöreden sa¤lanmas›n›n —yani, yiyece¤imizi uzaktaki
endüstriyel çiftliklerden almak yerine civardaki tarlalardan ve dükkânlardan temin etmenin— hem sa¤l›¤›-
m›z, hem çiftçiler hem de gezegenimiz
için yararlar›n› anlatan bir kitap,” diyor.
Yiyece¤i çiftçiler üretiyor, kâr›n büyük k›sm› ise paketleme, pazarlama ve
nakliyeyi yapan çokuluslu flirketlere kal›yor. ‹nsanlar kendi ihtiyaçlar›n› karfl›layamadan, ürünlerini ihraç ediyor. Ürünleri
tafl›yan uçak ve kamyonlar sera gaz› sal›yor. Buradan Yiyin, yiyecek seçiminde
bilinçli davrananlara oldu¤u kadar çiftçilere, aflç›lara ve çevrecilere de pratik bilgiler sunuyor.
REC Türkiye yeni bir yay›n› daha Türkçe’ye kazand›rd›...
YEREL ÇEVRE EYLEM PROGRAMLARI UYGULAMA REHBER‹
Çevre sorunlar›n yerelden çözülmesi anlay›fl› tüm dünyada oldu¤u gibi
ülkemizde de yerleflmeye bafllad›. Yerel yönetimler çevre sorunlar›n›n
çözülmesinde yereldeki Sivil Toplum Kurulufllar› kadar önemli ve etkili.
‹flte bu yay›n Bölgesel Çevre Merkezi’nin Orta ve Do¤u Avrupa ve Balkanlardaki
deneyimleriyle haz›rlanm›fl bir rehber. ‹çerdi¤i örnek çal›flmalar ve YEÇEP
haz›rlaman›n aflamal› anlat›m›yla yerel yönetimlere yol gösterici nitelikte.
REC Türkiye YEÇEP e¤itimlerinde kullan›lacak ve talep eden yerel
yönetimlere ulaflt›r›lacak olan yay›n 2.000 adet bas›ld›. Bas›l› hali d›fl›nda çok
yak›nda www.rec.org.tr adresinden .pdf dosyas› olarak da edinilebilecek.
Daha fazla bilgi için:
Yeflim A. Ça¤layan, REC Türkiye Çevresel Bilgi Program› Yöneticisi
Tel: (90 312) 284 95 55 • e-posta: [email protected]
yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 30
Resmin bütünü.
Avrupa’n›n herhangi bir noktas›na yak›ndan bak›n, bakt›¤›n›z
yerde mutlaka efli benzeri olmayan bir fleyler görürsünüz. Sonra
uzaklafl›n, iflte o zaman gördü¤ünüz resim bütünüyle Avrupa’ya
özgü bir görüntüdür. Orta ve Do¤u Avrupa da, yeryüzü flekilleri,
akarsular› ve canl› türleri ile buna benzer bir kar›fl›m sergiler
–hepsi kendine özgüdür, ve hepsi de içinde yaflad›¤›m›z
dünyan›n ayr›lmaz birer parças›d›r.
REC, 15 y›ld›r bu bölgenin çevresini araflt›r›yor ve paydafllar›na
yol gösteriyor. REC’in, destekçileriyle ve hizmet verdi¤i
paydafllarla birlikte edindi¤i bu bilgi ve deneyim, hem gelecekte
yap›lacak ifller için bir kaynak, hem de süreçteki herkesin
sorumlulu¤u demek. Bugün, sürdürülebilirlik kavram›n› bölgenin
çevre mozai¤ine katmak için her zamankinden daha kararl›y›z.
REC’in 15. Y›ldönümü’ndeki bafll›ca etkinlikler
• Orta Avrupa’da Sürdürülebilir Kalk›nman›n Uygulanmas›
20 Ocak, 2005
• REC Sözleflmesi’ne Taraf Olan Hükümetlerin Büyükelçilerine
Yönelik Brifing 28 Ocak 2005
• Üst Düzey Yetkililer Haz›rl›k Toplant›s› 7 Nisan 2005
• Dünya Haftas› 15-23 Nisan 2005
• REC Genel Kurulunun 15. Y›ldönümü Bakanlar Toplant›s›
28 Haziran 2005
• ‹klim De¤iflikli¤i: Do¤u- Orta Avrupa Ülkeleri’nde Etkileri ve
Önlemler 5-8 Kas›m 2005

Benzer belgeler