UFUKTAK‹ GÜNEfi
Transkript
UFUKTAK‹ GÜNEfi
BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZ‹ DERG‹S‹ - ÜÇ AYDA B‹R YAYIMLANIR Y›l 1 Say› 2 | N‹SAN 2005 | 5.00 YTL Küresel iklim de¤iflikli¤ine karfl› iflbirli¤i güçlendikçe, geçifl sürecindeki ülkeler için yeni yabanc› yat›r›m olanaklar› do¤uyor UFUKTAK‹ GÜNEfi Yerel yönetimlerin yetkilerinin artmas› çevre yönetimini ne kadar kolaylaflt›racak? sayfa 18 sayfa 24 sayfa 29 ▼ Çevrenin yerinden yönetimi REC Türkiye Özel Programlar Yöneticisi Kerem Okumufl ile ifl dünyas› ve çevre üzerine ▼ ‹fl dünyas› ve çevre Romanya'n›n k›rsal bölgeleri eski böcek ilaçlar› yüzünden su kriziyle karfl› karfl›ya ▼ Zehirli kaynaklar Orta ve Do¤u Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin Japon Özel Fonu, Japon Hükümeti’nin Orta ve Do¤u Avrupa bölgesindeki çevre sorunlar›n›n çözümüne yönelik çal›flmalar›nda REC’i desteklemek için 1993’te oluflturdu¤u bir kaynakt›r. Do¤u’dan Do¤u’ya Köprü Japon Özel Fonu son y›llarda, ça¤›m›z›n en önemli çevre sorunlar›ndan biri olan iklim de¤iflikli¤i konusuna odaklan›yor. Fon, Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinin iklim de¤iflikli¤i konusunda Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi ve Kyoto Protokolü koflullar›n› sa¤lama çal›flmalar›n› destekliyor. J A P O N Ö Z E L F O N U ‹Ç‹NDEK‹LER yeflil UFUKLAR Y›l 1 Say› 2 | N‹SAN 2005 | ISSN 1305-5232 Yeflil Ufuklar, Orta ve Do¤u Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi (REC)’nin üç ayda bir yay›mlanan ve özgün ad› Green Horizon olan dergisinin Türkiye uyarlamas›d›r. Yeflil Ufuklar, Green Horizon dergisinde yer alan haber ve makalelerin yan› s›ra Türkiye’den haber ve makalelere de yer vermektedir. Yeflil Ufuklar, REC’in karar alma süreçlerine kat›l›m› destekleme, bölgesel paydafllar aras›nda iflbirli¤ini teflvik etme gibi amaçlar›na hizmet eder. Yeflil Ufuklar, Orta ve Do¤u Avrupa’da çevre ve sürdürülebilir kalk›nma alan›nda önemli konulara ve gerçek öykülere yer vermektedir. Dergi, ifl dünyüs›, uluslararas› organizasyonlar, hükümetler, yerel yönetimler, sivil toplum kurulufllar›, akademik kurumlar ve bas›n için yararl› bir kaynakt›r. Yeflil Ufuklar ‘da yer alan fikir ve görüfller Orta ve Do¤u Avrupa için Bölgesel Cevre Merkezi (REC) ve REC Türkiye’nin görüfllerini yans›tmaz. Yeflil Ufuklar, elektronik olarak www.rec.org.tr adresinden incelenebilir. 18 Yeflil Ufuklar Yay›n Sahibi: REC Türkiye ad›na Dr. Sibel Sezer Eralp MUGUR GROSU DERG‹ EK‹B‹ GÖRSELLER Veroen Boterhuis ■ David Carrick Allison Cassels ■ Laszlo Falvay Petur Farkas ■ Fund for Wild Flora and Fauna Chad Gore ■ Mugur Grosu Peter Hellebrand ■ IISD/ENB ■ Jill Jackson Gabor Kardos ■ Klinkmar ■ Uro Likar MTI ■ Helen Piva ■ PressPhoto BTA Benjamin Rancis ■ Reuters Stein Andre Saether ■ Toyota Motors www.rosiamontana.org Green Horizon MAGAZINE TEAM Editor: Pavel Antonov Assistant Editor: Greg Spencer Art Director: Sylvia Magyar Designer: Patricia Barna Proofreader: Steven Graning Administrative Officer: Emese Gal Webmaster: Vadim Ostapenko Advertising Coordinator: Alex Gregorio IT Intern: Evert Lammerts F›rsatlar dünyas› 12 Protokol maratonu 16 Sürdürülebilir kalk›nman›n vazgeçilmez unsurlar› Bu proje Avrupa Komisyonu taraf›ndan desteklenmektedir. ‹klim de¤iflikli¤i ile mücadele maratonuna kat›lan Türkiye yeni bir süreçle karfl› karfl›ya. Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi (BM‹DÇS) ‹cra Sekreteri Joke Waller-Hunter, REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman› Yunus Ar›kan ile söyleflisinde, ‘iklim politikalar›’n›n önemini vurgulad›. KAPAK KONUSU Kyoto ufuktaki günefl Rusya’n›n Kyoto Protokolü’nü onaylamas›yla birlikte küresel iklim pakt› yeni bir karbon sal›m takas› piyasas› oluflturmak için görüflmelere bafllad›. Bu geliflme, Orta ve Do¤u Avrupa’da çevresel kalk›nma yat›r›mlar› yap›lmas› yolunda önemli bir f›rsat oluflturuyor. MERCEK 17 Yap›lanlar buzda¤›n›n üst k›sm› 18 Zehirli kaynaklar REC Türkiye’nin geldi¤i noktadan memnuniyet duyan Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma Sektör Yöneticisi Gürdo¤ar Sar›gül, AB üyelik sürecinde çevre sahas›nda yap›lmas› gerekenleri Yeflil Ufuklar editörü Nafiz Güder’e anlatt›. KAPAK FOTO⁄RAF Reuters / Kamal Demirperde döneminde afl›r› kullan›lan tar›m kimyasallar›, Romanya’n›n k›rsal bölgelerindeki su kaynaklar›n› zehirliyor, yard›mlar ise yetersiz. Kishore 21 Zehirsiz bir dünya elimizde D‹⁄ER BÖLÜMLER Bitkisel ve hayvansal üretimde yo¤un olarak kullan›lan tar›msal kimyasallar Türkiye’de de do¤a ve insan sa¤l›¤›n› tehdit ediyor. Forum 4 22 Yaflayarak ö¤renmek EEA Haberleri 9 Yeni strateji Avrupa’n›n sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi konusundaki çabalar› için eflgüdüm sa¤l›yor. REC Haberleri 23 CEE/D›fl Haberler 6 Biyoçeflitlilik 27 Biliflim Teknolojileri 28 REC BÜLTEN‹ 23 Artan sorumluluklar 24 Önce iç müzakereler EDITORIAL BOARD Sustainable development: Janos Zlinszky Information and research: Jerome Simpson Funds and investments: Jennifer McGuinn Public participation: Magdolna Toth Nagy Environment and security: Marta Szigeti Bonifert Environmental policy: Oreola Ivanova Business and corporate responsibility: Robert Nemeskeri Environmental law: Stephen Stec New EU member states: Beata Wiszniewska South Eastern Europe: Radoje Lausevic Turkey: Sibel Sezer Kyoto Protokolü’nün yürürlü¤e girmesi, Orta ve Do¤u Avrupa’da enerji üretimi, tar›m ve sanayinin modernleflmesi için yeni bir f›rsat. Yasal Boyut 29 Kitapl›k 30 REC Avrupa Birli¤i Yeni Üyeleri Bölge Direktörlü¤üne getirilen Beata Wiszniewska, Green Horizon ile yapt›¤› söyleflide, yeni üye ülkelerde do¤a korumas›n›n, üyelik sürecinden daha zorlu olaca¤›n› söylüyor. REC Türkiye Özel Programlar Yöneticisi Kerem Okumufl’a göre özel sektör ile di¤er paydafllar aras›nda diyalog zemini kurulmadan AB üyelik müzakerelerinin baflar›l› olmas› mümkün de¤il. ‹LET‹fi‹M ▼ Ayr›ca... Laima Galkute ■ Maria Khovanskaia Mira Mileva ■ Jerome Simpson Daniela Tuchel ■ Kristina Vilimaite Motoharu Yamazaki 10 Editör [email protected] Abone ifllemleri [email protected] ▼ KATKIDA BULUNANLAR Güzin Arar Yunus Ar›kan Deniz Gümüflel Doç. Dr. Behzat Gürkan Bilge Kahramanyol Kerem Okumufl Nuran Talu Prof. Dr. F. Nezihi Uygur KAPAK KONUSU 21 PHOTODISC Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: Yeflim A. Ça¤layan Editör: Nafiz Güder Çeviri: Özge Gezerler Özgün Tasar›m ve Uyarlama: Turgay Ar›k - Bayt ltd. flti. CTP Kal›p: Filmsan Bask›: Miki Matbaac›l›k Bölgesel Çevre Merkez REC Türkiye Ceyhun Atuf Kansu Cad. No:102 Balgat 06520 Ankara, Türkiye Tel: (90-312) 284 95 55 Faks: (90-312) 287 01 10 Web: www.rec.org 3 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR FORUM editörlerden Baflka bir dünya mümkün ‹nsan›n h›zland›rd›¤› iklim de¤iflikli¤i ile mücadele konusunda son aylarda, baflta Kyoto Protokolü kapsam›nda olmak üzere önemli geliflmeler yafland›. Kas›m ay›nda Rusya’n›n Protokol’e taraf olmas›, Protokol’ün uygulanmas› aç›s›ndan hayatî bir ad›md›, ancak son ad›m de¤ildi. ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’ne (‹DÇS) taraf olan, Protokolü önce imzalay›p sonra reddeden ABD ve Avustralya gibi ülkelerin yan› s›ra; aralar›nda, baflta imzalamam›fl oldu¤u halde May›s ay›nda ‹DÇS sürecine kat›lan Türkiye’nin de bulundu¤u bir grup ülke, henüz ‘Kyoto çemberi’nin d›fl›nda. Bu ülkelerin kimisi belki de hiç bir zaman Kyoto’yu imzalamadan, kendi mücadele yöntemlerini dünyaya kabul ettirmeye çal›flacak. Ancak bunun kolay olmayaca¤› görülüyor; Aç›k Toplum Enstitüsü kurucusu George Soros’un ABD’nin mevcut iklim politikas›na karfl› elefltirileri, ya da eski baflkan yard›mc›s› Al Gore’un, “ABD’nin Kyoto’ya taraf olmamas›n› çok büyük bir ay›p” olarak nitelemesi gibi. Hem OECD üyesi, hem de AB üyeli¤ine aday olan Türkiye için, uzun vadede Kyoto Protokolü’ne ‘taraf olmamak’ gibi bir seçenek gerçekçi ve mümkün de¤il. Yan›tlanmas› gereken soru flu: Türkiye ne zaman ve hangi koflullarda Kyoto sürecine kat›lacak? 24 May›s 2004’e dek Türkiye’nin bu süreçte fazla söz hakk› yoktu. ‹DÇS’ne kat›l›m önemli bir avantaj sa¤lad›; art›k ‘zaman ve zemin’in belirlenmesinde, ‹DÇS’ni kabul eden bütün ülkeler gibi bizim de söz hakk›m›z var. Bu olana¤› nas›l de¤erlendirece¤imizi önümüzdeki dönemde görece¤iz. ‹klim de¤iflikli¤iyle mücadeledeki bu geliflmeleri, hem uluslararas› boyutuyla hem de Türkiye aç›s›ndan bakarak genifl bir perspektiften sunmaya çal›flt›k size. Maria Khovanskaia’n›n Green Horizon için haz›rlad›¤› makalenin yan› s›ra, REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman› Yunus Ar›kan’›n ve Onsekiz Mart Üniversitesi Co¤rafya Bölümü ö¤retim üyesi Doç. Dr. Murat Türkefl’in yaz›lar›n› ayd›nlat›c› bulaca¤›n›z› umuyoruz. Yine Yunus Ar›kan’›n, bu yaz yay›ma bafllayacak REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Bülteni için ‹DÇS ‹cra Sekreteri Joke Waller-Hunter ile gerçeklefltirdi¤i ve Türkiye’nin ‹DÇS ve Kyoto Protokolü sürecinde izleyece¤i yollar da dahil olmak üzere çeflitli konular› ele ald›¤› söyleflisinin özetini de Yeflil Ufuklar’da bulacaks›n›z. REC Türkiye, iklim de¤iflikli¤i konusunu ele almay› sürdürerek, Türkiye’de bu alanda önemli bir bofllu¤u dolduracak. Bu konudaki en do¤ru ve güncel bilgilere ulaflmak için REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Bülteni’ni izlemenizi önerir, Yeflil Ufuklar’›n ikinci say›s›n› be¤enerek okuyaca¤›n›z› umar›z. Nafiz Güder yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 4 PRESSPHOTO BTA GÖRÜfi AYRILI⁄I: Kyoto konusundaki anlaflmazl›k iklim konusunda harekete geçmeyi engellememeli. ‹fl dünyas› ve peri masallar› Peri masallar›nda iyi ile kötüyü ay›rmak kolayd›r. Ama gerçek hayatta, biri için iyi olan, di¤eri için kötü olabilir ve çözüm uzlaflmakt›r. ‹nsanlar›n neyin do¤ru, neyin yanl›fl oldu¤una ve hangi yoldan gideceklerine kendilerinin karar vermesi gerekir. BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi kapsam›ndaki Kyoto Protokolü buna bir örnek. Avrupa, Japonya ve di¤er taraf ülkelerin yan› s›ra eylemci, bilimci ve politikac›lar, dünya iklimini koruma niyetinin göstergesi olan protokolün 16 fiubat’ta yürürlü¤e giriflini kutlad›. Karbon sal›m kredileri ile yeni bir küresel pazar›n kap›lar›n› açan Kyoto ifl dünyas› için iyiydi. Dünya Kaynaklar Enstitüsü Baflkan› J. Lash, “Pazar kurmak için düzenleme gerekir, ancak o zaman verimli ifller,” diyor. Lash’a göre, Kyoto ile düzenlenen Avrupa CO2 ticaret sistemi dünyaya örnek olabilir. Dünya Sa¤l›k Örgütü (WHO) Avrupa Bölgesi Sa¤l›k ve Çevre Program› Baflkan› R. Bertollini, Kyoto’yu “hava kirlili¤i gibi çevreyle ilgili riskleri azaltarak insan sa¤l›¤› için flimdiden faydal› sonuçlar alabilece¤imiz benzersiz bir f›rsat,” olarak görüyor. Ancak Kyoto için yap›lan kutlamalar, baflar›y› garantilemiyor. Rusya’n›n hayatî onay›ndan önce, protokolün iklim de¤iflikli¤i üzerindeki etkisi konusunda kuflkular vard›. Bunu dile getiren, protokolün geliflen ülkelere istedikleri gibi davranma olana¤› sa¤larken, geliflmifl ülkelerin ekonomilerine zarar verece¤ini savunan ABD ve Avustralya de¤ildi yaln›zca. Çevreyle ilgili bilimci ve kurulufllardan, Kyoto’nun çok geç kal›p yetersiz oldu¤una dair elefltiriler geliyordu. ‹klim De¤iflikli¤i Hükümetleraras› Panel’in (IPCC) baflkan› R. Pachauri, fiubat’taki bir konferansda “atmosferdeki CO2’in tehlike s›n›r›na çoktan ulaflt›¤›na,” dair inanc›n› belirtti. Budapeflte Orta Avrupa Üniversitesi’nde çevre politikas› analisti olan A. Antypas’a göre, protokolün en zay›f yan› baflka: “Kyoto, bugünkü güç ve refah da¤›l›m›na uyuyor, bu nedenle de ekonomik büyümeye odakl› Güney’den destek bulma flans› çok az.” AB Konseyi 2012 sonras› bir iklim rejimi için birli¤in müzakere pozisyonunu belirlemeyi planl›yor. Environmental Daily Servisi’ne göre, AB ülkelerinin ço¤u, Kyoto ile ilgili müzakereleri bafllat›p 2012 sonras› sera gaz› sal›mlar› için somut hedefler koymak istiyor. Kyoto’nun Orta ve Do¤u Avrupa için memnuniyet verici oldu¤u çok aç›k. Bölgedeki ço¤u ülkenin, 1990’daki endüstriyel düzeylerine dayanan sal›mlar› kotalar›n çok alt›nda. Bölgenin sal›m kredilerinde net fazlas› var, bu da endüstrilerini gelifltirirken para kazanma olana¤› sa¤layacak. Bu kalk›nma, yenilenebilir enerji ve temiz teknolojilerle gerçekleflirse, bölge iklim de¤iflikli¤i ile mücadelede dünya lideri olabilir. “Orta ve Do¤u Avrupa’daki de¤iflim, kirlili¤in denetlenip önlenmesi için yap›labilecekleri gösteriyor,” diyor Lash ve ekliyor, “ortaya ç›kacak sonucun Amerika veya Almanya’daki kirlilik kontrolü gibi olmayaca¤›n›, üretimde verimli yöntemler ve ileri teknoloji sayesinde büyük bir at›l›m yapmay› ve öne ç›kmay› umuyoruz.” Görünüfle göre, Kyoto yanl›lar› ve karfl›tlar›n›n ortak zemini yeni teknolojiler. 24 fiubat’ta ABD Baflkan› Bush ve Almanya Baflbakan› Schroeder, sürdürülebilir kalk›nmay› desteklemek ve sera gaz› sal›mlar›n› azaltmak için, daha temiz ve verimli teknolojileri birlikte gelifltirme konusunda anlaflt›. Liderler Kyoto’nun iyi oldu¤u konusunda hemen uzlaflamayacak belki ama, iklim de¤iflikli¤inin kötü oldu¤u ve bu süreci tersine çevirmek için kararl›l›kla hareket etme konusunda hemfikir. Peri masallar›n›n aksine, gerçek hayatta mutlu sonlara ulaflmak çaba harcamay› gerektiriyor. Pavel P. Antonov FORUM okurlardan mektuplar Hangisi gerçek? Green Horizon’›n geçmifl say›lar›nda yay›mlanan ‘‹yi, Kötü ve Pasl›’ ile ‘Toz ve Demokrasi’ bafll›kl› makalelerde yaz›lanlar›n aksine, Romanya’daki Apuseni Da¤lar›’n›n alt›n ve gümüfl madencili¤i yap›lan bölgelerindeki Rosia Montana köyleri gelece¤e hâlâ umutla bakabiliyor. 1990’larda iflsizlik ve umutsuzluk yöre nüfusunu tüm zamanlar›n en düflük düzeyine indirmiflti. Madencilik ise ekonomik kay›p ve çevreye zarar vermekle efl anlaml› kullan›l›yordu. Ancak yeni ve modern bir madencilik yöntemi gelifltirmek amac›yla bafllat›lan çal›flmalar bu konuda yeni umutlar do¤urdu. Rosia Montana alt›n ve gümüfl madencili¤ini gelifltirme plan› bölgedeki çevreyi de iyilefltirecek. Karmafl›klaflan durumu anlafl›l›r bir hale getirmek için Rosia Montana alt›n ve gümüfl madencili¤ini gelifltirme projesiyle ilgili temel gerçeklere bir bakal›m: • AB ve Romanya müktesebat›n›n flartlar›n› yerine getirecek. • Sadece madencilik de¤il, kültürel miras› korumaya yönelik genifl kapsam›yla çevrenin ve sosyo-ekonomik durumun iyilefltirilmesine yönelik unsurlar içeriyor. • Yeni maden ocaklar›, eski ve mevcut maden sahalar›nda aç›lacak, böylece madencilik yap›lmam›fl bölgelere etkisi en aza indirilecek. • Asitli kaya drenaj sorununu ortadan kald›rarak, bu sorundan etkilenen Tuna Nehri havzas›n›n kirlenmesini önleyecek. • Öngörülen siyanür kullan›m› AB standardlar›nda olacak ve UNEP’in Uluslararas› Siyanür Denetim Maddesi’ne uyacak. (Siyanür eskiden bu önlemlerin hiç biri al›nmadan bölgede kullan›l›yordu; önerilen proje, siyanür kullan›m›n› dünyadaki en iyi güvenlik standardlar›na getirecek.) • Benzer bütün projelerde oldu¤u gibi, bu projede de dolayl› olarak yarat›lacak ifl olanaklar›, do¤rudan ifl olanaklar›ndan daha fazla olacak. • Bölgede projeyle sa¤lanacak ekonomik kalk›nma, sürdürülebilir kalk›nma için zemin oluflturacak, yeni bir dönemin bafllang›c› olacak. • Bu projenin bölgede baflar›l› olmas›, sivil toplumun deste¤ine de ba¤l›. Projeye karfl› ç›kanlar toplumu temsil ettiklerini iddia ediyor, ama bu do¤ru de¤il. Projeyi uygulayanlar, yerel halk›n neredeyse %95’i ile sürekli ve etkin bir iletiflim içinde. Projenin çevre bölümünün izin baflvurusu, 14 Aral›k 2004 tarihinde teknik bir raporun (Proje Tan›t›m Raporu) sunulmas›yla, (flu anda bütün ÇED konular›nda AB müktesebat›n› yans›tan) Romanya mevzuat›na uygun olarak bafllat›ld› (www.rmgc.ro). Böylece hem (genifl ölçekli halka dan›flma unsuruyla beraber) ÇED sürecinin hem de Espoo Sözleflmesi’nin flartlar› yerine getiriliyor. Rosia Montana’y› görmek isteyenlere kap›m›z her zaman aç›k, ayr›ca konuyla ilgilenen ve bölge hakk›nda ilk elden bilgi almak isteyenlerin yan› s›ra bugün bölgedeki bir çok soruna Romanya-Kanada ortak giriflimi olan RMGC’nin önerdi¤i çözümleri ö¤renmek isteyen herkesi bekliyoruz. John Aston, Rosia Montana Alt›n fiirketi (RMGC) Çevre Yöneticisi, Romanya Türkiye’ye daha genifl yer Yeflil Ufuklar’› bekliyordum, ulaflt›rd›¤›n›z için teflekkürler. Genel olarak inceledim, tamam›n› okumufl de¤ilim. Küresel boyuttaki araflt›rma-inceleme ve bilgilendirmelerin doyurucu oldu¤unu san›yorum. Sunumda da belirtti¤iniz gibi tercüme a¤›rl›kl›. Bundan sonraki say›larda Türkiye ve çevresine daha genifl yer verilece¤ini ümit ediyorum. Di¤er STK’lara da örnek olma ve ivme kazand›rmas› amac›yla, projelerine hibe verdi¤iniz STK’lar› ve projelerini k›saca tan›tman›z› beklerdim. Yay›nlar›n›zda baflar›lar. Bahtiyar Aksoy, DOÇEV-Do¤a ve Çevre Vakf›, Denizli fi›k bir dergi Merhaba, öncelikle derginizi çok fl›k buldu¤umu belirtmekle bafllamak istiyorum. Dergi tasar›m›, kullan›lan renkler okumay› verimli ve zevkli hale getiriyor. ‹çerik olarak ise yerel çevre sorunlar› üzerine bilgi içeren dosyalara yer verilirse (örne¤in Uluabat Gölü, F›rt›na Vadisi, Sultan Sazl›¤›, Cargill, GAP topraklar›n›n tuzlulaflmas›, Ergene Nehrindeki kirlenme, Kaz Da¤lar›n›n madencilik faaliyetlerine aç›lmas› gibi) dergi daha da zenginleflecektir. Bir de çevre örgütleri düzenli olarak tan›t›labilir. Derginin oluflumunda eme¤i geçen herkesi kutlar, çal›flmalar›n›zda baflar›lar dilerim. Zerrin Gülefl, Çevre Mühendisi, Nilüfer Belediyesi, Bursa Editörün notu Yeflil Ufuklar, Macaristan’daki REC Merkez ofisinin bütün Orta ve Do¤u Avrupa bölgesine yönelik olarak yay›mlad›¤› Green Horizon’dan uyarlanan ve REC’in faaliyet gösterdi¤i ülkeler içinde Green Horizon’›n ilk ulusal uyarlamas› özelli¤ini tafl›yan bir dergidir. Yay›n hayat›na yeni bafllayan dergimizin öncelikli ifllevlerinden biri, çevre sahas›ndaki uluslararas› bilgi ve deneyimin Türkiye’nin AB üyelik sürecine katk›da bulunacak flekilde aktar›lmas› ve bu konudaki bofllu¤un doldurulmas›d›r. Dolay›s›yla, Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinin deneyimleri baflta olmak üzere uluslararas› perspektif biraz daha öncelikli olacakt›r. Bununla birlikte, Türkiye’deki ulusal ve yerel çevre konular›n›n Yeflil Ufuklar’daki a¤›rl›¤›n› da zaman içinde art›rmay› planl›yoruz. REC Türkiye’nin hibe programlar›na baflvurarark hibe almaya hak kazanan ve proje uygulamaya bafllayan STK’lar›n çal›flmalar› henüz bafllang›ç aflamas›nda bulunuyor. REC’in destekledi¤i çal›flmalarda somut sonuçlar ortaya ç›kt›kça, bunlar› Yeflil Ufuklar okurlar› ile paylaflmak hedeflerimizden biridir. Bu arada, REC Türkiye’nin çal›flmalar› ve çevre yönetimi konusunda daha s›k ve ayr›nt›l› bilgi edinmek için, sizi [email protected] adresinden bizimle ba¤lant› kurarak, REC e-bülten’e ücretsiz abone olmaya davet ediyoruz. Yeflil Ufuklar ile yorum ve önerilerinizi ise [email protected] adresine yazarak bize iletmenizi bekliyoruz. Bütün okuyucular›m›za teflekkür ederiz. 15. Yafl›m›za girerken REC’in çevre sorunlar›n› çözmeleri için Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerine sa¤lad›¤› destek 15. y›l›na giriyor. REC, üstlendi¤i bu iflleve uygun olarak, Gündem 21’in hayata geçirilmesini destekleme çerçevesindeki program›n› gelifltirirken sürdürülebilir kalk›nmay› ortak payda olarak kabul ediyor. Birkaç örnek vermek gerekirse bunlar, BM Milenyum Kalk›nma Hedefleri (2000), BM Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma Zirvesi (Johannesburg, 2002) ve Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma Komisyonu belgelerini birbiri ile iliflkilendiren bir süreçtir. REC’in 15. y›ldönümü 27-29 Haziran tarihleri aras›nda resmen kutlanacak. REC ‹cra Direktörü Marta Szigeti Bonifert, dostlarla bir araya gelinecek bu kutlamay›, sürdürülebilirlik konusunda gelecekte yap›lacak ifllerin ortaklarla birlikte konuflulaca¤› bir ortam olarak de¤erlendirmek istiyor. 15. y›ldönümünün yarataca¤› bu ruh, REC’in 2005 y›l›nda gerçeklefltirece¤i bir çok etkinlik ve giriflimde kendini gösterecek. 5 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR HABERLER | dünya BALTIK DEVLETLER‹ Polonya’da kömür azalt›m› ■ Polonya hükümeti, fosil yak›tlar› tamamen ortadan kald›rmay› ve yenilenebilir enerji kullan›m›n› art›rmay› amaçlayan 20 y›ll›k bir enerji plan›n› kabul etti. Ancak, plan metninde, ‘sa¤l›kl› bilgi’ edinilip nükleer enerjinin seçenek olarak önerilmesi büyük tart›flmalara yol açt›. Strateji, 2010 y›l›nda yenilenebilir elektri¤in Polonya’daki pay›n› %7.5 olarak belirleyen AB yenilenebilir elektrik yönergesi çerçevesindeki hedefe ulaflmay› amaçl›yor. Strateji ayr›ca, çevre dostu yak›tlar›n kullan›m›n› teflvik etmek için ulafl›mda kullan›lan biyo yak›t miktar›n› art›rmay›, 2008 y›l› itibariyle çevre vergileri ve cezalar› getirmeyi hedefliyor. Resmi rakamlara göre, 1997 y›l›nda Polonya’n›n enerji ihtiyac›n›n %70’den fazlas› kömürle karfl›lan›yordu. Ülke, sülfür dioksit ve nitrojen oksit sal›mlar›nda AB normlar›na ulaflmak için hem temiz kömür kullan›m›n› art›r›yor, hem de do¤al gaz kullan›m›na geçiyor. Enerji plan›, her iki kirletici için ulusal ölçekte bir takas mekanizmas› sunuyor. REC Polonya Ofisi Direktörü Marta Kaczynska’ya göre strateji, Polonya’n›n AB normlar›na uymas› yönünde olumlu ad›mlar at›yor. Ancak tek eksik, plan›n sera gaz› azaltma hedeflerinin yaln›zca Kyoto’daki taahhütlere at›fta bulunmas›. Oysa Polonya’n›n kendi iklim politikas› 2020 y›l› itibariyle %40 azalt›m› öngören daha iddial› bir hedefe sahip. DENGE NOKTASI: Kalk›nma giriflimleriyle Tara nehri kanyonunun do¤al güzellikleri karfl› karfl›ya. REUTERS orta ve do¤u avrupa H‹DRO ENERJ‹ Baraj projesi ortal›¤› kar›flt›r›yor ■ Karada¤ parlamentosu, Avrupa’daki en derin ve en uzun kanyon olan Tara Nehri kanyonunda baraj yap›lmas› planlar›na karfl› ç›kan bir bildiriyi onaylad›. 72 STK’n›n ve 10,000 vatandafl›n destek verdi¤i bildiriye yaln›zca iktidar partisi üyeleri karfl› ç›kt›. Oylama ba¤lay›c› bir nitelik tafl›masa da hükümet üzerindeki bask›y› art›r›yor. Durmitor Ulusal Park›’ndan geçen 80 km’lik kanyonun içinde as›rl›k ormanlar, plajlar, yarlar ve 80’in üzerinde ma¤ara bulunuyor. Kanyon, Birleflmifl Milletler Dünya Miras› alanlar›ndan ve Karada¤’›n en önemli turistik yerlerinden biri. Bosna’n›n S›rbistan kesimindeki Drina Nehri üzerine yap›lmas› planlanan baraj, kanyonun 12 kilometrelik bölümünü sular alt›nda b›rakacak. Karada¤ hükümeti projenin, ülkenin enerji harcamalar›n› y›lda 17 milyon avro azaltaca¤›n› söylüyor. Hidroelektrik projesi, ülkenin toplam elektri¤inin neredeyse yar›s›n› tüketen ve GSH’n›n yaklafl›k %43’ünü oluflturan bir alüminyum tesisini besleyecek. Kanyonun uluslararas› koruyucusu olan Birleflmifl Milletler E¤itim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) uzmanlar› ise konuyla ilgili bir rapor yay›mlama haz›rl›¤› içinde. TÜRK‹YE Türkiye nakit s›k›nt›s›yla karfl› karfl›ya ■ Türk resmi makamlar›, ülkenin çevre koflullar›n› AB standartlar›na ulaflt›rmak için 60 milyar avroya ihtiyaç oldu¤unu söylüyor. ‹smi aç›klanmayan bir yetkili, Reuters’a, iyimser ama pek gerçekçi olmayan tahminlere göre 20 milyar avroluk bir yat›r›m ihtiyac› oldu¤unu bildirdi. Ancak bu rakam 60 milyar avroyu bulabilir. Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin 2004 geniflleme raporunda, baz› ilerlemeler kaydedilmifl olmas›na ra¤men, çevre müktesebat›n›n aktar›lma oran›n›n düflük oldu¤unu bildirmiflti. Uygulamadaki yetersizlikler de, halen yaflanan sorunlar›n temel kayna¤›n› oluflturmakta. REC Türkiye Özel Programlar Yöneticisi Kerem Okuyeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 6 mufl’a göre, Türkiye’nin AB üyeli¤i ba¤lam›nda çevre konusunda yap›lacak ifller oldukça pahal›ya mal olacak. Okumufl, bu yükün özellikle AB fonlar›ndan destek almayacak özel sektör için masrafl› olaca¤›n› söylüyor. AB’nin deste¤i flu anda yeterli de¤il. 2000-2006 döneminde Polonya yaklafl›k 15.3 milyar avroluk bir yard›m al›rken, üyelik öncesi yard›m kapsam›nda 2004 y›l› için Türkiye’ye yaklafl›k 250 milyon avro verildi. Okumufl, Polonya ve di¤er yeni üye devletlerin ancak AB ile resmi üyelik müzakerelerine bafllad›ktan sonra büyük miktarda para yard›m› ald›klar›n› da sözlerine ekledi. Aday ülke konumundaki Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin Ekim 2005’de bafllamas› bekleniyor. HABERLER AB’den Güncel Haberler ÇOKULUSLU ANLAfiMALAR ■ Tafl›tlarda da karbon azalt›m›na gidilebilir Sava Anlaflmas›’n›n katk›s› Avrupa Parlamentosu üyeleri, Ocak ay›nda Avrupa Komisyonu’na, “yeni tafl›tlar›n CO2 sal›mlar›n› s›n›rlayacak bir tasar›n›n acilen haz›rlanmas›” ça¤r›s›nda bulundu Avrupal›, Japon ve Koreli otomobil üreticileri uzun zamand›r, tafl›tlar›n ortalama CO2 emisyonlar›n›n 2009 y›l› itibariyle kilometre bafl›na 140 grama düflürülmesi yönünde bir anlaflmay› gönüllü olarak uyguluyordu. Environmental Daily’ye göre baz› AB hükümetleri, Avrupa’n›n 2012 itibariyle kilometre bafl›na 120 gram olan hedefinin tutturulmas› için zorunlu azaltmaya gidilmesi yönünde bask› yap›yor. AB ülkelerinde 2001 y›l›nda sat›lm›fl olan yeni bir otomobilin sal›m›, www.acidrain.org ‹nternet sitesine göre kilometre bafl›na ortalama 168 gramd›. Uç noktalardan birinde kilometre bafl›na 200 gram ile ‹sveç, di¤erinde ise kilometre bafl›na 157 gram ile ‹talya bulunuyordu. Orta ve Do¤u Avrupa’da otomobiller Bat›’daki kadar tehdit oluflturmuyor. AB’nin 2003 y›l› raporuna göre, Bat› Avrupa’da 1,000 kifliye 450 otomobil düflüyor, bu say› Orta ve Do¤u Avrupa’dakinin hemen hemen iki kat›. Ancak 1990-1996 döneminde kifli bafl›na düflen otomobil say›s›nda eski AB’deki %20’lik art›fla karfl›l›k, Do¤u’da %60’›n üzerinde art›fl var. ■ Tuna’n›n en genifl kolu olan Sava Nehri havzas›n›n sürdürülebilir kullan›m ilkelerini belirleyen bölgesel anlaflma, Aral›k ay›nda yürürlü¤e girdi. Bosna-Hersek’in anlaflmay› onaylamas›yla birlikte, nehir boyundaki di¤er ülkeler olan H›rvatistan, Slovenya, S›rbistan ve Karada¤ aras›ndaki anlaflma resmileflmifl oldu. Sava, Avrupa’n›n en iyi korunmufl taflk›n ovalar›ndan bir kaç›n› bar›nd›r›yor. Bölgenin do¤al yap›s›, çok zengin bir do¤aya ev sahipli¤i yap›yor ve taflk›n kontrolünde önemli bir rol oynuyor. Anlaflma bu de¤erleri flu flekilde korumay› amaçl›yor: • Sava ve kollar›nda nehir tafl›mac›l›¤›n›n yeniden bafllamas›; • entegre su kalitesi yönetiminin ve ekosistem korumas›n›n teflvik edilmesi; ve • taflk›n ve kurakl›¤a karfl› önlemlerin koordinasyonu ve sürdürülebilir kalk›nman›n desteklenmesi. Taraflar›, merkezi Zagreb’de bulunacak sürekli bir uluslararas› komisyon oluflturma konusunda da anlaflmaya vard›lar. ULUSLARARASI SÖZLEfiMELER ■ Macaristan kimyasal sanayiyi destekliyor Delta hafriyat› sürüyor Macaristan ve ‹ngiltere’nin sundu¤u öneri, AB Parlamentosu’nda daha sanayi dostu bir öneriye dönüflme do¤rultusunda destek buldu. AB bakanlar›, sunulan REACH (Kimyasallar›n Tescili, De¤erlendirmesi ve Yetkilendirilmesi) yönergesine iliflkin, basitlefltirilmifl madde tescilleme fikrine ›s›n›yor. Bakanlar, REACH’in tescil aflamas›nda zorunlu maliyet ve veri paylafl›m› konusunda anlaflm›fl olsa da, teklifin rekabet ve fikri mülkiyet üzerindeki etkisine dair soru iflaretleri geçerlili¤ini koruyor. ‹ki ülkenin sundu¤u öneri, bir madde bir kay›t ya da ‘OSOR’ yaklafl›m›na dayan›yor. Avrupa Konseyi’nin hukuk birimi ise, ortak kay›tlar için ticari verilerini beyan etmek zorunda kalacak kurulufllara tazminat ödenmesi flart›yla bu fikri destekliyor. ■ Ukrayna’da hükümet de¤iflikli¤i ile sonuçlanan halk ayaklanmas›, ülkenin en büyük çevre krizlerinden birini daha da kötülefltirmifl gibi görünüyor. Viktor Yuschenko, halk›n büyük deste¤iyle baflkanl›k koltu¤una otururken, devrilen hükümetin Baflbakan› Viktor Yanukovych, Tuna Deltas›’nda UNESCO korumas› alt›nda bulunan Bystroe Halici’nin kaderini tayin etmek için çabal›yordu. ‹lk aflamas› geçti¤imiz sonbaharda tamamlanan gemi kanal› hafriyat›n›n ikinci aflamas› flu an beklemede, bürokratlar gerekli izinleri alabilmek için giriflimlerini h›zland›rd›. Bir BM kayna¤›na göre, anlaflman›n hükümet görevi b›rakmadan önce mi, yoksa sonra m› yap›ld›¤› belli de¤il. Aralar›nda cüce karabata¤›n, ender bulunan akkuyruklu kartal›n ve bir çok göçmen pelikan varyetesinin de bulundu¤u yüzlerce kufl ve bal›k türüne ev sahipli¤i yapan Bystroe Halici, UNESCO’nun ‹nsan ve Biyosfer Program› kapsam›nda korunuyor. Ukraynal› ve uluslararas› STK’lar›n yan› s›ra, komflu ülke Romanya’dan gelen ve s›n›r ötesi bir ÇED yap›lmas› gerekti¤ine iflaret eden protestolara ra¤men Ukrayna, hafriyat› sonbaharda da planland›¤› gibi sürdürdü. AB ve BM uzmanlar› Ekim ay›nda Ukrayna’ya gelerek, fleffaf olmayan karar verme süreci ve uluslararas› paydafllar› d›fllamalar› nedeniyle hükümeti elefltiren bir rapor yay›mlad›. On AB ülkesi Ocak ay›nda, birli¤in tar›m politikas›nda köklü bir reform gerçeklefltirdi. Destekleyenlere göre, bu politika hem daha çevre dostu hem de piyasa kurallar›na daha uygun. Ortak Tar›m Politikas›’n›n (CAP) bu yeni hali, çiftçilerin piyasa talebine göre üretim yapmas›na olanak sa¤layarak AB’nin tar›m› destekleme biçimini de¤ifltiriyor. Politikan›n temel unsurlar› flöyle: • üretimden ba¤›ms›z olarak tek tarla ödemesi yap›lmas›, • ödemelerin, çevre ve g›da güvenli¤i, hayvan ve bitki sa¤l›¤›, hayvan yaflam standartlar› ile orant›l› olmas›, • daha fazla AB deste¤i ile daha güçlü bir k›rsal kalk›nma politikas›, • büyük tarlalar için do¤rudan yap›lan ödemelerde k›s›nt›ya gidilmesi ve, • afl›r› harcamay› önleyecek bir mekanizman›n kurulmas›. REUTERS / MIHAI BARBU YIPRANAN ‹L‹fiK‹LER: Romanya’n›n Periprava köyü, Ukrayna’n›n Bystroe Halici hafriyat›n› yürüttü¤ü sorunlu bölgenin tam kalbinde yer al›yor. ■ Yeni tar›m politikas› uygulanmaya bafllad› Tar›m ve K›rsal Kalk›nma Komisyonu üyesi Mariann Fisher Boel, politikan›n çiftçilere gerçek giriflimciler olma f›rsat› sunaca¤›n› da sözlerine ekliyor. Yeni ödeme plan› kapsam›ndaki 10 devlet, Almanya, Avusturya, Belçika, Birleflik Krall›k, Danimarka, ‹rlanda, ‹sveç, ‹talya, Lüksemburg ve Portekiz. Di¤er AB ülkeleri, dört y›l içinde yavafl yavafl politikaya dahil olacak. 7 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR HABERLER türkiye ‹KL‹M B‹YOLOJ‹K ÇEfi‹TL‹L‹K Kyoto’nun gücü halklar›n elinde Zengin do¤aya, cömert destek maya zorlayacak tek gücün, bu ülkelerin halklar› oldu¤unu söyledi. Bilindi¤i gibi Soros, mevcut ABD yönetiminin d›fl politikalar›n en önemli muhaliflerinden biri. NAF‹Z GÜDER ■ Aç›k Toplum Enstitüsü’nün kurucusu George Soros, 8 Haziran’da ‹stanbul’da, akademisyenler, köfle yazarlar›, sivil toplum kurulufllar› temsilcilerinden oluflan k›s›tl› say›da davetlinin kat›ld›¤› ‘ABD Dünyada Nas›l Daha ‹yi bir Rol Üstlenebilir?’ bafll›kl› özel bir konferansda, küresel çevre sorunlar›na dikkat çekti. Soros, iklim de¤iflikli¤inin insan eliyle ortaya ç›kan bir sorun oldu¤unu ve uygarl›k tarihi boyunca dünya s›cakl›¤›n›n artt›¤›n› vurgulad›. Küresel iklim de¤iflikli¤ine karfl› önlemlerin flimdiden al›nmas› gerekti¤ini belirten Soros’a göre “Kyoto Protokolü belki mükemmel bir çözüm de¤il ama bir ilk ad›m olarak çok olumlu”. ABD’nin Kyoto Protokolü konusundaki tutumunu, George Orwell’in hayvanlar çiftli¤indeki eflitlik anlay›fl›na benzeten ve ABD’nin dünya taraf›ndan d›flland›¤›n› belirten Soros, “sorunlar›n rekabetle de¤il iflbirli¤i ile çözülebilece¤ini”, söyledi. Yeflil Ufuklar editörü Nafiz Güder’in sorular›n› yan›tlayan Soros’a göre, ABD’nin Kyoto politikas› baflar›s›z ve baflka ülkelere de kötü örnek oluyor. ‹klim de¤iflikli¤ine karfl› mücadele konusunda Birleflmifl Milletler’in yapt›r›m gücünün çok zay›f oldu¤unu savunan Soros, ABD ve Türkiye gibi ülkeleri Kyoto sürecine kat›l- Soros – ABD yönetiminin çevre politikalar›n› da elefltiriyor SÜRDÜRÜLEB‹L‹R KALKINMA ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Kongresi ■ Ekolojik verimlilik, yenilikçilik ve kurumsal sosyal sorumluluk gibi alanlarda sürdürülebilir kalk›nma do¤rultusunda yap›lacak çal›flmalar› teflvik etmek amac›yla kurulmufl olan Dünya Sürüdürülebilir Kalk›nma ‹fl Konseyi (WBCSD), 17-18 Mart 2005 tarihleri aras›nda ‹stanbul’da önemli bir kongre düzenledi. Büyük ilgi gören 1. ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Kongresi’nde, Türk ifl dünyas›n›n ve sürdürülebilir kalk›nman›n uluslararas› yöneticileri bir araya geldi ve konuyu her boyutta inceledi. Üst düzey yöneticiler seviyesinde gerçeklefltirilen CEO Panel’e, WBCSD Baflkan Yard›mc›s› Odd Gullberg, Dünya Bankas› Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Do¤an Holding Baflkan› Tufan Darbaz, Lafarge Türkiye Direktörü Pierre Damnon ve Tetrapak Türkiye Direktörü Thomas Körmendi kat›ld›. Kongrede, REC Türkiye'nin katk›lar›yla “Avrupa Birli¤inin Sürdürülebilir Kalk›nma Stratejisinin De¤erlendirilmesi, Türkiye için F›rsatlar ve Yap›lmas› Gereken Çal›flmalar” konulu bir panel gerçeklefltirildi. REC ‹cra Direk- yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 8 törü Marta Szigeti Bonifert’in yönetti¤i panelde, AB Sürdürülebilir kalk›nma stratejisi ve bunun önümüzdeki günlerde Türkiye’yi ulusal ölçekte nas›l etkileyece¤i tart›fl›ld›. Panele, Bölgesel Çevre Merkezi Türkiye Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp, T.C. Çevre ve Orman Bakanl›¤› Müsteflar Yard›mc›s› Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Wuppertal Enstitüsü Baflkan› Prof. Dr. Peter Hennicke, Sürdürülebilir Geliflme için Çevre Platformu Yürütme Kurulu Dönem Baflkan› Samim Saner, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Mali ‹flbirli¤i, Koordinasyon ve Yat›r›m Bölüm Baflkan› Holger Schroder ve Macaristan Çevre Bakanl›¤› Stratejik Planlama Bölümü Bafl Müflaviri Istvan Pomazi, gibi önemli isimler kat›ld›. Panel’den ç›kan en önemli sonuçlardan biri, AB sürdürülebilir kalk›nma startejisinin, Türkiye'nin AB uyum sürecinde tüm sektörlerde ciddi bir faaliyet alan› yarataca¤› ve gelifltirilecek ulusal stratejinin uyum sürecinde Türkiye'nin göz önünde bulundurmas› gereken en önemli karar verme arac› olaca¤› idi. ■ Türkiye, Dünya'n›n 35 önemli do¤al bölgesinden biri olarak seçildi. Conservation International (Uluslararas› Do¤a Koruma Kurumu) daha önce tüm dünyada bu özelli¤e sahip 25 bölge tan›mlanm›fl ve bu alanlara "Hotspot" yani hassas bölge ad›n› vermiflti. 2004 y›l›nda Do¤a Derne¤i'nin yapt›¤› analizler de¤erlendirildi ve Türkiye'nin de bu 25 bölgeye eklenmesi gerekti¤i anlafl›ld›. Do¤a Derne¤i ve Conservation International'›n araflt›rma ekipleri birlikte çal›flarak bu yeni hassas bölgenin tan›mlanmas›n› sa¤lad›. Bir bölgenin Hassas Bölge olarak tan›mlanmas› için iki kriterin sa¤lanmas› gerekiyor. Bunlardan birincisi o bölgeye özgü 2000'den fazla bitki türünün olmas›, di¤eri ise bölgedeki do¤al yaflam ortamlar›n›n %70'inden fazlas›n›n hali haz›rda kaybedilmifl olmas›. Yani bu alanlar, dünyan›n hem en fazla çeflitlili¤e hem de en yüksek yok olma riskine sahip noktalar›. Daha önce, Türkiye'nin Kaçkarlar Bölgesi ve Akdeniz Havzas› ABD'li uzmanlar taraf›ndan hassas bölge listesine dahil edilmiflti. 2500'den fazla bitki türü bütün dünyada sadece ‹ran-Anadolu ad› verilen bu yeni s›cak bölgede yafl›yor. ‹ran-Anadolu s›cak bölgesinin keflfinde ve tan›mlanmas›nda ABD'li uzmanlarla birlikte uzun bir süre çal›flan Do¤a Derne¤i Genel Müdürü Güven Eken’e göre Conservation International ile birlikte yap›lan bu çal›flma ülkemizin biyolojik çeflitlilik aç›s›ndan ne kadar önemli oldu¤unu bir kez daha gözler önüne seriyor ve bu sayede Türkiye'deki do¤a koruma çal›flmalar›na gelen finansal destek orta vadede daha da artacak. ETK‹NL‹K ‹yi ki do¤dun dünya ■ Dünya Günü, 1970 y›l›ndan bu yana, yeryüzünün simgesel yafl günü olarak kabul edilen 22 Nisan tarihinde, 174 ülkede, 12 bin kuruluflun organizasyonu ve on milyonlarca kiflinin kat›l›m› ile küresel ölçekte kutlan›yor. Dünya Günü'nün Türkiye koordinasyonunu ÇEKÜL Vakf› üstleniyor. Bu y›lki etkinlikler çerçevesinde, Beyo¤lu ‹stiklal Caddesi'nde 800'e yak›n ilkö¤retim ö¤rencisinin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen yürüyüflte, 2005 y›l›n›n temas› olan ‘Çocuklar›m›z› ve Gelece¤imizi Koruyal›m, Yaflam ‹çin Su’ sloganlar› vurguland›. Tünel'den bafllayan yürüyüfl Taksim Meydan›'nda ‘Dünyaya Karfl› Sorumluluk And›’n›n okunmas› ile son buldu. 22 Nisan Dünya Günü, REC merkez ofisinde de çeflitli etkinliklerle kutland›. Bu y›l farkl› konserler, sergiler ve özellikle çocuklara yönelik etkinlikler gerçeklefltirildi. REC Türkiye de Dünya Günü A¤›’n›n bir üyesi olarak bu giriflimi desteklemekte ve önümüzdeki y›llarda konuyla ilgili farkl› çal›flmalar gerçeklefltirmeyi planlamaktad›r. AVRUPA ÇEVRE AJANSI HABERLER‹ Avrupa peyzaj›n›n haritalanmas› URO LIKAR HELEN PIVA BENJAMIN RANCIC Avrupa’n›n peyzaj› devinim halinde. Ç›plak gözle bak›ld›¤›nda bu peyzaj de¤iflimi yavafl bir süreçmifl gibi görünür, ancak teknoloji, genifl kapsaml› bir Avrupa haritas›n›n gerçekte bir evrim geçirdi¤ini göstermekte. Avrupa baflka bir dizi etkenin yan› s›ra, yüzy›llar boyunca, geleneksel tar›m›n etkisiyle flekillendi ve sonuçta yüksek kültürel ve do¤al de¤ere sahip farkl› peyzajlar›n oluflturdu¤u bir zenginlik ortaya ç›kt›. Peyzajlar, do¤al kaynaklar› kullanma ve insanî gereksinmelerimizi karfl›lama fleklimizin fizikî yans›mas›d›r. Bir anlamda, peyzajlar bize kim oldu¤umuzu söyler. Bu da Avrupa peyzajlar›n›n çeflitlili¤ini korumak ve bu peyzajlar› oluflturan k›rsal geçim yöntemlerini desteklemeye neden bu denli yo¤un bir ilgi duyuldu¤unu anlamam›z› sa¤lar. Sonuçta k›rsal kalk›nma, bölgesel kimli¤in güçlendirilmesiyle ilintilidir. Yüzy›l›n bafl›nda Avrupa’da bol olan toprak, bugün az bulunan bir kaynak durumunda. Hem toplum, hem ekonomi hem de do¤a için koflullar› mükemmellefltirecek yenilikçi bir arazi kullan›m› için zemin oluflturmak, ancak dikkatli bir arazi planlamas›yla olanakl›d›r. ‹flte bu nedenle, Avrupa Çevre Ajans› (EEA) ile üye ülkeler, Avrupa’n›n bitki örtüsünde on y›ld›r meydana gelen de¤iflimleri haritaya aktarma olana¤› sunan benzersiz ve s›n›r-ötesi bir yöntem oluflturdu. Ortak bir metodoloji kullanarak oluflturulan Corine Yüzey Örtüsü (Corine Land Cover) 2000, yeni biny›l›n bafllar›nda, Avrupa’n›n yüzey örtüsü konusunda standardlaflt›r›lm›fl ilk çal›flmay› sunmakta. Çal›flmada, 1980’lerin sonlar›nda Avrupa Komisyonu’nun Çevre Bilgilerinin Koordinasyonu (CooRdinate Information on the Environment, Corine) program› çerçevesinde yürütülen ilk CLC’den bu yana meydana gelen de¤ifliklikler saptan›yor. Çal›flma, Avrupa Komisyonu ile EEA Ortak Araflt›rma Merkezi’nin (JRC) birlikte yürüttü¤ü uydudan görüntüleme program› olan IMAGE2000’den elde edilen sonuçlara dayan›yor. Hem Yüzey Örtüsü’nden hem de JRC’deki uydu görüntülerinden elde edilen genifl kapsaml› veriye ‹nternet’ten eriflilebiliyor ve ücretsiz olarak indirilebiliyor. CLC2000 verilerine http://dataservice.eea.eu.int adresinden, IMAGE2000 verilerine ise http://image2000.jrc.it adresinden eriflilebilir. Peyzaj›m›z›n, tar›m, bölgesel politika ve ulafl›m gibi farkl› tercihlerin etkisiyle ortaya ç›kan çok farkl› kullan›m biçimleri ile, bunlar›n do¤urdu¤u –ne yaz›k ki ço¤unlukla birbiriyle çat›flan– sonuçlar aras›ndaki dinamik iliflkiyi saptama olana¤›n› sunan CLC, bu aç›dan benzersiz. Örne¤in, tar›m yap›lan bir arazide, bir otla¤›n tarlaya çevrilmesi (ya da tam tersi) gibi, ya da nadasa b›rak›lan ve üretime ara verilen (‘yede¤e al›nan’) tarlala- PRESSPHOTO BTA Jacqueline McGlade GENEL GÖRÜNÜM: Dünya’n›n peyzaj›, hem insanlar hem de do¤an›n etkisiyle de¤ifliyor. En üstte, bir kas›rga, topra¤› Kuzey Afrika’dan Akdeniz’e tafl›yor. Afla¤›da, soldan sa¤a, Slovenya’daki Celje orman›, Polonya Wrodaw’daki sulak alanlar, Slovenya’n›n Gorica Da¤lar›’ndaki kayal›k yamaçlar. r›n art›fl ya da azal›fl›, veya tar›m›n tamamen terk edilmesi gibi temel yap›sal de¤iflikliklerin nerelerde sürdü¤ünü ya da yo¤unlaflt›¤›n› belirleyebilir. Bugünkü tahminler, ürün yetifltirme potansiyelinde ve sel tehlikesinde köklü de¤iflimler olaca¤›n› gösteriyor. 30 y›ll›k de¤erlendirme, tar›m ve yerleflim davran›fllar›n›n iklim de¤iflikli¤inden kesinlikle etkilenece¤ini gösteriyor. Bu yüzden, bu de¤iflikliklere uyum sa¤lamak için bugünkü politikalar›m›z› ‘iklime dayan›kl›’ hale getirmemiz gerekiyor. Bununla birlikte, arazi kullan›m›ndaki de¤ifliklikleri izlemek ve anlamak, Avrupa’da uygulanan politikalar aç›s›ndan da çok önemli. Lizbon Stratejisi, AB Sürdürülebilir Kalk›nma Stratejisi, 6. Çevre Eylem Program›’n›n yan› s›ra, 2007-2013 AB mali perspektifine göre de toprak, dikkatli bir yönetim ve özen isteyen, ender bir kaynak. Bugün, Ortak Tar›m Politikas›, Yap›sal fonlar ve Birleflme fonlar›, Avrupa Ölçe¤inde A¤ gibi AB bütçe harcamalar›n›n büyük bir bölümü toprak kullan›m›yla ba¤lant›l› ve bu durum böyle sürecek. CLC2000, farkl› kullan›c›lar›n ihtiyaçlar›na göre belli nitelikleri vurguluyan çok amaçl› bir ürün olarak tasarland›. Ulafl›m, tar›m, planlama sektörlerinden, tüketici gruplar›ndan ve politikac›lardan talepler gelmeye bafllad› bile. CLC, politikac›lar›n daha yaflanabilir bir gelecek için gerekli politikalar› gelifltirmelerine yard›mc› olacak. Genel olarak politikalar, özel olarak da k›rsal kalk›nma planlar›, yaln›zca ekonomiyle de¤il, iklim de¤iflikli¤i ve nüfus yap›s›yla ba¤lant›l› olarak uzun vadede ortaya ç›kacak de¤iflimler göz önüne al›narak yap›lmal›d›r. Günümüzdeki yüzey örtüsünü, toprak kullan›m›n› ve e¤ilimleri ayr›nt›l› biçimde analiz etmek için gerekli veri ve gereçler art›k elimizde, ve bütün bunlar, entegre de¤erlendirmeler ve politik analizler yapmaya çok elveriflli. fiimdi CLC’nin gelifltirilmesi için yeni ad›mlar atmaya haz›rlan›yoruz. Veri taban›n›n güncellenme s›kl›¤› flimdilik on y›lda bir. Fakat politik etkileflimin yo¤unlu¤u, de¤iflim h›z› ve teknolojik geliflmeler, hepsi veri taban›n›n daha düzenli aral›klarla güncellenmesi gerekti¤ine dikkat çekiyor. Corine Yüzey Örtüsü 2000 Avrupa’n›n dinamik peyzaj›n› haritalamak için güçlü bir araç. Ondan yararlanmam›z gerek. Profesör Jacqueline McGlade, bu sayfan›n sponsoru olan Avrupa Çevre Ajans›’n›n Genel Müdürüdür. 9 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR KAPAK KONUSU | iklim de¤iflikli¤i Maria Khovanskaia na indirmeyi taahhüt ediyor. AB’nin 10 yeni üyesinden yedisi (Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Slovakya ve Slovenya) ile, üyelik sürecindeki iki ülke (Bulgaristan ve Romanya) Ek B kapsam›nda yer al›yor. Belirli sal›m hedeflerinin konmas›, ülkeleri enerjiyi daha verimli kullanmaya ve kurumsal kapasitelerini art›rarak sürecin süreklili¤ini sa¤lamaya zorluyor; bu, dünyadaki sera gaz› sal›mlar›n› azaltman›n bedeli. Sürecin iyi taraf› ise, bu hedeflerin hem yeni yabanc› yat›r›mlara, hem de Protokol’ün ‘esneklik düzenekleri’ sayesinde ileri teknolojilere zemin haz›rlamas›. Protokol, taraflar›n iflbirli¤i yapmas›n› sa¤layacak yöntem ve düzenekleri belirliyor. Bütün Ek B ülkelerinin 2008-2012 y›llar›n› kapsayan ilk uygulama dönemi için kendi sera gaz› sal›m kotalar› var. Bir ülkenin kotas› flu flekilde hesaplan›yor: bafllang›ç y›l›ndaki sera gaz› sal›mlar›, ülkenin taahhüt etti¤i oran kadar düflürülüp, befl (ilk uygulama döneminin befl y›l›) ile çarp›l›yor. Kota olarak adland›r›lan ve izin verilen miktarlar, CO2 eflde¤eri ile ölçülmekte. ‹zin verilen miktarlar, Protokol’ün Ek A bölümünde tan›mlanan befl sektörün, yani enerji, tafl›mac›l›k, tar›m, sanayi ve konutlardan sal›nan sera gaz›n›n ulaflabilece¤i s›n›r› gösteriyor. Bu hedeflere ulaflmak ancak para harcayarak mümkün. Kimi durumlarda mevcut teknolojilerin iyilefltirilmesi gerekirken, bazen de daha ileri teknolojilerin uygulanmas› gerekiyor. Ekim ay›nda Rus Parlamentosu’nda yaflanan tart›flmalar, Baflkan Putin’in ekonomi dan›flman› ▼ yoto Protokolü’nün 16 fiubat 2005’te yürürlü¤e girmesiyle çevre diplomasisi yeni bir baflar›ya daha imza atm›fl oldu. Protokol, ilk bak›flta cayd›r›c› koflulunu (en az 55 ülkenin Protokol’e taraf olmas›, taraf olan ülkelerin toplam sal›mlar›n›n ise, Ek I ülkelerinin 1990 y›l›ndaki toplam sal›mlar›n›n en az %55’i kadar olmas›), 1997’de imzaya aç›lmas›ndan tam sekiz y›l sonra nihayet sa¤lam›flt›. Asl›na bak›l›rsa, dünyadaki sal›mlar›n %61.6’s›ndan sorumlu olan 141 ülke, resmi ad› Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi (BM‹DÇS) Kyoto Protokolü olarak bilinen anlaflmay› onaylam›fl durumda. Kritik onay, 16 Kas›m 2004’te , Ek I ülkelerinin 1990 y›l› sera gaz› sal›mlar›n›n yaklafl›k %15’inden sorumlu olan Rusya Federasyonu taraf›ndan verildi. Bu onay uluslararas› toplumun, küresel ›s›nman›n çevre ve insanl›k için oluflturdu¤u tehdidi ciddiye almas› aç›s›ndan da önemli bir anlam tafl›yordu. Dünya art›k, küresel ›s›nman›n bafl nedeni olan insan kaynakl› sera gaz› sal›mlar›n› azaltmak için kararl› ad›mlar at›yor. ‹klim de¤iflikli¤ini yavafllatma sürecinin getirileri, Orta ve Do¤u Avrupa’da ülkeden ülkeye de¤ifliyor. Bir ülkenin ekonomik f›rsatlar› ile yükümlülükleri orant›l› hale geliyor. Ülkelerin, yükümlülüklerine göre grupland›¤› bu yaklafl›mda, REC ülkelerini yak›ndan ilgilendiren gruplar, Kyoto Protokolü Ek B ülkeleriyle, BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nin Ek I ülkeleri. Ek B ülkeleri, sera gaz› sal›mlar›n›, bafllang›ç y›l›nda belirlenen düzeyin alt›- Devam› sayfa 13’te TÜTEN NAMLU: Bilimciler sanayi (üstte solda/ David Carrick’in objektifinden) gibi insan faaliyetlerinin, küresel ›s›nmay› h›zland›rd›¤› konusunda hemfikir. Sava Nehri’nin k›sa süre önce taflmas› (üstte/ REUTERS/ Ranko Cukoviv), kutup buzulunun erimesi (Jill Jackson) ve kurakl›klar (Chad Gore) gibi afl›r› iklim olaylar›n›n ço¤almas›, bu faaliyetlerin zincirleme etkileri aras›nda yer almaktad›r. Sa¤da, Aral›k ay›nda Buenos Aires’te düzenlenen Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi 10. Taraflar Konferans›’ndan bir kare (IISD/ ENB-Leila Mead). yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 10 iklim de¤iflikli¤i | KAPAK KONUSU Kyoto Protokolü’nün yürürlü¤e girmesi, Orta ve Do¤u Avrupa’da enerji üretimi, tar›m ve sanayinin modernleflmesi için yeni bir f›rsat 11 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR KAPAK KONUSU | iklim de¤iflikli¤i PROTOKOL MARATONU ‹klim de¤iflikli¤i ile mücadele maratonuna kat›lan Türkiye yeni bir süreçle karfl› karfl›ya Yunus Ar›kan T ürkiye, 24 May›s 2004’te Birleflmifl Milletler (BM) ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’ne (‹DÇS) kat›larak, en önemli uluslararas› çevre savafl›mlar›ndan birinde eyleme geçme yönünde en somut ad›m›n› att›. Taraf ülke olman›n getirdi¤i, baflta iklim de¤iflikli¤i politikalar› ve önlemlerin yol haritas› olarak sunulan Ulusal Bildirimler ile, y›ll›k Seragaz› Sal›mlar› Envanterleri gibi yükümlülükler bu süreçte daha da netleflecek. Türkiye, ‹DÇS ile, hem ikili ve çoklu anlaflmalarla hem de Sözleflme’nin mali mekanizmalar› ile, baflta yenilenebilir enerji ve enerji verimlili¤i olmak üzere, sanayi, ulaflt›rma, tar›m, ormanc›l›k ve at›k sektörlerinde de iklim dostu ortak yat›r›mlar yapma olana¤›na kavufltu. Daha da önemlisi Türkiye, 2012 sonras› da dahil ol- mak üzere, k›sa, orta ve uzun vadeli uygulama ve kararlarda kendi ç›karlar›n› kollayacak flekilde söz hakk› elde etti. Di¤er ülkelerin yaklafl›k 15 y›lda geldi¤i noktaya, k›sa sürede ulaflma yönündeki bask›lar önümüzdeki en büyük engellerdendir. Geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler ‹DÇS konusunda araflt›rma, uygulama, politika belirleme, kurumsallaflma ve insan kaynaklar› alanlar›nda büyük ilerlemeler kaydetti. Böyle bak›l›rsa çetin bir döneme girdi¤imiz düflünülebilir. Ancak, bu süreci yaflam›fl ülkelerin tecrübelerinin ak›ll›ca analiz edilmesiyle, a盤›n h›zla ve san›landan daha verimli bir flekilde kapat›lmas› mümkün. ‹klim de¤iflikli¤i alan›nda sürecin kilometre tafllar› Tablo.1’de özetlenmektedir. Türkiye ve Kyoto Protokolü Geliflmeler Süreci izleyenler, ABD’ye ra¤men Kyoto Protokolü’nün uygulanmas›na yo¤unlafl›rken, bizim konumumuz önem kazanmakta. Türkiye, ABD ve Avustralya ile ayn› kefeye konsa da, gerçekte Beyaz Rusya ile benzerlik tafl›maktad›r. ABD ve Avustralya, Protokol’ün bütün süreçlerine bafl›ndan beri kat›l›p metni imzalamakla birlikte, politik gerekçelerle Protokol’ü onaylamad› Türkiye ve Beyaz Rusya ise, Protokol’ün kabul edildi¤i 1997’de henüz ‹DÇS’ye taraf olmad›¤› için, Ek-I’de yer almalar›na ra¤men, Protokol kapsam›ndaki yükümlülüklerin tan›mland›¤› Ek-B’de yer alm›yor. Yani bu iki ülke Kyoto Protokolü’nü esasen kabul etmekle beraber, konumlar›n› görüflmeler sonunda belirleyece¤ini söylüyor. Bu nedenle, Türkiye ve Beyaz Rusya, Kyoto Protokolü’ne kökten itiraz eden ABD ve Avustralya’dan farkl› bir konumdad›r. 1991 – 1995 Hükümetleraras› Görüflme Komitesi (INC) 12 toplant› Türkiye, ‹DÇS metninde Ek-I ve EK-II’de. Türkiye ve Avrupa Birli¤i 1992 DM‹ Sekretaryas›’nda Ulusal ‹klim Koordinasyon Grubu (U‹KG) ‘Atmosferin Korunmas› ve ‹klim De¤iflikli¤i’ ile ‘Enerji ve Teknoloji’ raporlar›. 1993 U‹KP – Ulusal ‹klim Program›. 1995 COP1 – FCCC/CP/1995/MISC.5 belgesi, Ek-I’den ç›kar›lma talebi. 1997 COP3 – FCCC/CP/1997/MISC.3 belgesi, Türkiye Durum Raporu, COP3 – FCCC/SBI/1997/15 belgesi, Azerbaycan ve Pakistan’›n, eklerden ç›kar›lmam›z önerisi. 1998 COP4 – ‹klim De¤iflikli¤i Ulusal Raporu, COP4 – 15/CP4 karar› ile, her iki listeden ç›kma talebimizin de¤erlendirilmesine devam karar›. 1999 DPT VIII. Befl Y›ll›k Kalk›nma Plan› ‹klim De¤iflikli¤i Özel ‹htisas Komisyonu kurulmas› ve raporu, COP5 –her iki listeden ç›kma talebimizin de¤erlendirilmesine devam karar›. 2000 COP6 – Enerji ve Çevre Projesi tan›t›m›, COP6 – Türkiye’nin sadece Ek-II Listesinden ç›kar›lmas› önerisi, ESMAP kapsam›nda Dünya Bankas›’n›n ‘Enerji ve Çevre Süreçlerinde Konular’ Raporu. 2001 Çevre Bakanl›¤› Sekretaryas›nda ‹klim De¤iflikli¤i Koordinasyon Kurulu oluflturulmas›, COP7 – 26/CP7 nolu kararla, di¤er ülkelerden farkl› olarak, Ek-I’de yer alma talebimizin kabul edilmesi. 2002 Çevre Bakanl›¤› - UNDP iflbirli¤iyle Ulusal Çevre ve Kalk›nma Program›’n›n çal›flmalar›, Johannesburg Zirvesi Sürdürülebilir Kalk›nma Ulusal Raporu’nda ‹klim De¤iflikli¤i bölümü. TTGV’nin ‹klim De¤iflikli¤i raporu, Türkiye Johannesburg Yenilenebilir Enerji Koalisyonu’nda Dünya Bankas› Enerji ve Çevre Raporu’nda ‘Türkiye’de Enerji Sektöründe Seragaz› Azaltma Senaryolar›n›n Analizi’ çal›flmas›. 2003 ‹DÇS’ye Taraf olunmas›na dair 4990 say›l› yasa (21 Ekim 2003 tarih ve 25266 say›l› Resmi Gazete). 2004 ‹klim De¤iflikli¤i Koordinasyon Kurulu’nda revizyon. Teknik Çal›flma Komisyonu’nda 8 çal›flma grubu, 24 May›s 2004’da ‹DÇS’ye kat›l›m, 1-3 Eylül 2004 ‘Ankara ‹klim De¤iflikli¤i Konferans›’, ‹lk Ulusal Bildirim için GEF kaynaklar›na baflvuru, COP10 – REC Merkez Ofisi kapasite gelifltirme yan etkinli¤i. 2005 REC Türkiye’nin BM‹DÇS 6. Madde (E¤itim, Ö¤retim Kamuoyu Bilinçlendirilmesi) Ulusal Odak Noktas› olarak görevlendirilmesi. AB uyum süreci, iklim de¤iflikli¤i alan›nda gelifltirece¤imiz politikalar için önemli bir olgudur. Avrupa Komisyonu ve tüm üye ülkeler Kyoto Protokolü'ne taraft›r. Çevre müzakerelerinin tamamlanmas› için AB çevre mevzuat›n›n uyumlaflt›r›lmas› yan›nda, AB'nin taraf oldu¤u uluslararas› anlaflma ve protokollere de taraf olunmas› gerekir. Bu nedenle, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde Kyoto Protokolü’ne taraf olmas› beklenmektedir. Müzakerelerin baflar›yla yürütülebilmesi için, AB’nin gelifltirdi¤i politika ve stratejilerin dikkatle analiz edilmesi önemlidir. Bu çerçevedeki temel birkaç nokta: • ‘21. yy sonunda küresel ortalama s›cakl›k fark›n› 2 °C’nin alt›nda tutma’ zorunlulu¤u, AB’nin, hem birlik hem de üye ülkeler düzeyindeki politikas›n›n temelidir. • ‹klim de¤iflikli¤iyle mücadele stratejileri, sürdürülebilir kalk›nma do¤rultusunda, bilimsel ve teknolojik geliflmelerle Y›l yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 12 iklim de¤iflikli¤i | KAPAK KONUSU Parametre (2000) Dünya Türkiye OECD Kifli bafl›na enerji temini (TPE/kifli y›l) 1,68 1,2 4,74 Kifli bafl›na elektrik tüketimi (kWh/kifli y›l) 2.343 1.817 8.089 Yak›t tüketimi kaynakl› toplam CO2 sal›mlar› (Mt CO2/y›l) 23.395 204 12.450 Yak›t tüketimi kaynakl› kifli bafl› CO2 sal›mlar› (tCO2/kifli.y›l) 3,9 3,0 11,1 Michael Illarionov’un, gayri safi has›lan›n (GSH) 10 y›l içinde iki kat›na ç›kar›lmas› tavsiyesi üzerine kurulu h›zl› ekonomik büyüme ile, sera gaz› sal›mlar›n› azaltma taahhüdünde bulunmak aras›nda bir seçme yapma sorunu niteli¤indeydi. Parlamenterler sonunda, ‘hedefe ulafl›lmas› için at›lmas› gerekli ad›mlar›n ABD ekonomisine zarar verece¤i’ gerekçesiyle 2000 y›l›nda Kyoto sürecinden çekilen Amerikal›lar’›n aksine, Protokol’ü onaylamaya karar verdi. Ancak Ek B’deki yedi yeni üye devlet ve üyelik sürecindeki iki devletin durumu geliflmifl ülkelerinkinden farkl›. Geliflmifl ülkelerde teknoloji ileri düzeyde oldu¤u için sal›mlar› azaltman›n maliyeti daha yüksek. Bu bölgedeki Ek B ülkeleri planl› ekonomiden piyasa ekonomisine geçifl sürecine girdi. Bu dönüflümün daha bafl›nda bu ülkelerin hepsinin GSH’lar› ve bunun do¤al sonucu olarak da sera gaz› sal›mlar› azald›. Ekonomik toparlanma ancak 1990’lar›n ortalar›nda bafllad›. Tahminlere göre, bu ülkelerin sal›m kotalar›n› ilk uygulama döneminde doldurma ihtimali düflük; bu da sal›m ticareti için f›rsat yarat›yor. Bir baflka f›rsat da, Orta ve Do¤u Avrupa’daki azaltma maliyetlerinin Bat›’ya göre düflük olmas›. Küçük yat›r›mlarla ›slah edilebilecek köhne teknoloji ve verimsiz sanayi bu bölgede hâlâ çok yayg›n. ‹klim de¤iflikli¤i aç›s›ndan, sal›mlar›n nerede azalt›ld›¤› önemli de¤il; karbon miktar›nda Slovakya’da bir kilograml›k azalma ile, Japonya’da ayn› miktardaki azalma iklim de¤iflikli¤i aç›s›ndan eflde¤er. Ancak, azaltman›n maliyeti ülkeden ülkeye çok farkl› olabiliyor. Bu da, Kyoto Protokolü kapsam›ndaki esneklik düzeneklerinin temelini oluflturuyor; yani bir ülke sal›mlarda yapmas› gereken azaltmay›, kendi topraklar› yerine azaltma maliyetinin düflük oldu¤u bir ülkede gerçeklefltirebiliyor. Ortak Yürütme (OY) olarak adland›r›lan bu esneklik düzene¤i, sera gaz› sal›mlar›n› azaltma projeleri aç›s›ndan Orta ▼ Türkiye’nin temel enerji ve CO2 verilerinin karfl›laflt›r›lmas› Bafl taraf› sayfa 11’de ▼ PARA ÇARKI: Temiz enerjiye yönelik yap›lan yat›r›mlar kirleticilere Kyoto’nun öngördü¤ü hedeflere ulaflmalar›nda yard›mc› olabilir. Rüzgar çiftlikleri (en solda/foto¤raf Peter Hellebrand) ve di¤er alternatif enerji kaynaklar›na yönelik ilgininde Kyoto’dan dolay› artmas› bekleniyor. Toyota gibi firmalar hibrid araçlar üretmeye bafllad› (sa¤da/Toyota Motor). Kyoto ayn› zamanda ‹ngiltere’de ki Soar santrali gibi fosil yak›t santrallerinin yerini temiz enerji üreten santrallerin almas›na yönelik bask›y› art›racak (ortada/REUTERS/Darren Staples). ABD’N‹N YAKLAfiIMI büyümenin cazibesi Kaynak: IEA, 2002 ‹nsanl›¤›n maratonu ◗ ‹DÇS, tüm canl›larla paylaflt›¤›m›z dünyada yaflam›n sürdürülmesi yolunda insanl›¤›n önemli maratonlar›ndan biridir. Kyoto Protokolü, bu maratonun ilk yüz metresini tan›mlamakta. Türkiye ç›k›fl noktas›nda sendelemifl olsa da do¤ru strateji ve yüksek kondisyonla, di¤erlerinin düfltü¤ü çukurlara düflmeden bu yar›fltaki yerini alabilir. Çünkü bu maratonda hiç kimsenin diskalifiye olma lüksü yok! Yunus Ar›kan, Çevre Yüksek Mühendisi, REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman› mutlak bir azalmay› gerektirmiyor; onun yerine, ekonomik büyümeye olanak tan›y›p, emisyonun gayri safi has›laya (GSH) k›yasla azalmas›n› öngörüyor. Bununla birlikte Bush, bu plan›n karbondioksit yay›n›m›n› 2112 itibariyle yaklafl›k 500 milyon ton ‘azaltaca¤›n›’ da öne sürüyor. Beyaz Saray bunu baflarmak için, iklim de¤iflikli¤i bilim ve teknolojisi konusunda bir baflkanl›k kurulu oluflturdu ve 2005 y›l›ndaki iklim programlar› ile enerji vergisi teflvikleri için 5.8 milyar dolarl›k bir bütçe teklifi yapt›. ‹klim De¤iflikli¤i Teknoloji Program› için yaklafl›k 3 milyar dolar, ‹klim De¤iflikli¤i Bilim Program› için ise 2 milyar dolar tahsis edildi. Baflkan Bush’un bilim dan›flman› ve Baflkanl›k Özel Kalemi bünyesindeki Bilim ve Teknoloji Politikas› Dairesi Baflkan› John H. Marbuger III’e göre, ABD’nin iklim politikas›n›n bafll›ca üç hedefi bulunuyor. Bu politika öncelikle, ekonomik büyüme ile sera gaz› oluflumunu birbirinden ay›racak yeni teknolojileri teflvik edecek. ‹kinci olarak, iklim de¤iflikli¤i konusundaki bilimsel araç ve bilgileri gelifltirecek. Üçüncü olarak da, iklim de¤iflikli¤i sorununu bütün yönleriyle ele almak için di¤er ülkelerle iflbirli¤ini gelifltirecek. Marburger’e göre, ABD’nin iklim odakl› teknolojik giriflimleri üç sorunu çözmeyi hedefliyor. Bunlar, karbonsuz ulafl›m araçlar› için hidrojen teknolojilerinin, havaya karbon b›rakmayan yeni ‘FutureGen’ kömürüyle çal›flan elektrik santrallerinin ve nükleer de dahil di¤er karbonsuz enerji üretim teknolojilerinin gelifltirilmesi. ◗ desteklenip, baflta enerji, sanayi, tar›m ve ulaflt›rma olmak üzere tüm sektörlere entegre edilerek gelifltirilmifltir. • AB Balonu denilen seragazlar› sal›mlar›n› azaltma yükümlülü¤ünün paylafl›lmas›, fayda-maliyet analizlerini içeren bilimsel modeller kullan›larak belirlenmifl, ülkelerin geliflmifllik farklar› ›fl›¤›nda ‹spanya, Portekiz, ‹rlanda ve Yunanistan’a özel haklar tan›nm›flt›r. • 10 ülkenin kat›ld›¤› geniflleme sürecinde, ak›lc› müzakere yürüten Polonya ve Macaristan önemli olanaklar yakalam›fl, GKRY ve Malta, farkl›l›klar›na ra¤men Kyoto Protokolü esneklik düzeneklerine AB bünyesinde kat›lm›flt›r. • 2012 sonras›n› kapsayan 2. yükümlülük dönemi müzakereleri 1 Ocak 2005’de bafllad›. Kyoto Protokolü müzakerelerinde bu da göz önüne al›nmal›d›r. BD hükümeti, Kyoto Protokolü’nü imzalamay› reddetmifl olsa da iklim de¤iflikli¤i konusuyla samimi olarak ilgilenece¤i sözünü verdi. Buenos Aires’te yap›lan toplant›da, ABD’nin iklim konusunda üst düzey bir müzakerecisi yönetimin tek-bafl›na-eylem stratejisini anlatt›. BM ‹klim Çerçeve Sözleflmesi (UNFCC) ABD heyetinin dönem baflkan› Harlan Watson, “Biz, sa¤lam bilimsel ve teknik altyap›s› olan bir yaklafl›ma inan›yoruz,” dedi. ABD Kyoto’yu, sözleflmenin gerektirdi¤i s›n›ra inmek için emisyonlar›n› %30 azaltmas› gerekti¤i, bunun da ABD ekonomisini çok kötü etkileyece¤i gerekçesiyle kabul etmemiflti. Watson Green Horizon’a, ABD’nin bu yaklafl›m›n en çok ABD ekonomisinin yarar›na olaca¤›n› belirtti. Watson görüflünü, “Orta ve Do¤u Avrupa ülkeleri ile Rusya, Kyoto hedeflerini, ekonomileri vahim biçimde çöktü¤ü için yakalad›; bu, bir çok ülke ve ABD için kabul edilemez bir durumdur,” diyerek sürdürdü. Watson’a göre ikinci kazanç ise, ABD’nin, geliflmekte olan büyük ülkelerin de sürece kat›lmas›n› sa¤layacak yolu açmas›. ABD Kyoto’yu, geliflmekte olan ülkelerin hiç birine emisyonlar›n› azaltma yükümlülü¤ü getirmedi¤i için elefltiriyordu. ABD, fiubat 2002’den bu yana kendi s›n›rlar› içinde Baflkan George W. Bush’un formüle etti¤i, Amerikan ekonomisinin sera gaz› yo¤unlu¤unda 2012 y›l› itibariyle %18’lik azalma öngören bir iklim de¤iflikli¤i politikas› uyguluyor. Bu yaklafl›m, emisyon miktar›nda 13 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR ▼ KAPAK KONUSU | iklim de¤iflikli¤i ▼ Bafl taraf› sayfa 13’te ve Do¤u Avrupa’daki Ek B ülkelerini yabanc› yat›r›mc›lar için cazip hale getiriyor; bu da ekonomik modernleflme ile iklim de¤iflikli¤ini yavafllatma aras›nda bir sinerji yarat›yor. B enzer biçimde, e¤er BM‹DÇS’nin Ek I listesinde yer alan bir ülke, izin verilen s›n›r içinde kalmakta zorlan›rsa, azaltma maliyetlerinin daha da düflük oldu¤u ve Ek I listesi d›fl›nda yer alan bir baflka ülkede yat›r›m yapabilir. Bu tür bir yat›r›m, Temiz Kalk›nma Düzene¤i (TKD) çerçevesinde gerçeklefltirilebilir. Bugün Orta ve Do¤u Avrupa’daki OY projeleri aras›nda, enerji tasarruf teknolojilerinin uyarlanmas›, yenilenebilir enerji kaynaklar› ile, bölgesel ›s›tma ve at›k yönetimini içeren kapsaml› yenileme projeleri yer al›yor. Bu projeler ayn› zamanda, enerji ve ›s› üretim sektörleri de dahil olmak üzere bölgenin ekonomik modernleflmesini destekliyor. OY’nin sundu¤u olanaklar enerji sektörü ile k›s›tl› de¤il, ancak yat›r›mc›lar, sera gaz› sal›mlar›n› azaltmada geri dönüflü en yüksek oldu¤u için enerji projelerine ilgi duymakta. Ekonomik modernleflme ve iklim de¤iflikli¤ini yavafllatman›n do¤urdu¤u iki yönlü zorunluluklar kimi zaman -çimento sanayiinde klinker oran›n›n azalt›lmas› gibiürün de¤iflikli¤ine neden olabiliyor. Araflt›rmalara göre, madencilik, k⤛t hamuru ve k⤛t, çelik, tafl›mac›l›k ve tar›mda da (metan azalt›lmas›) OY için potansiyel var. Büyük ölçekli ve giriflimci yat›r›mlarla gerçekleflebilecek bu tür projeler, özellikle enerji sektöründe yeni teknolojilerin tafl›d›¤› riskleri göze almay› gerektiriyor. Rüzgâr ve biyokütle ile enerji üretimi buna iyi birer örnek. Bu zorluk, hem uluslararas› nitelikte yat›r›m›, hem de ev sahiyeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 14 bi ülkelerin –bazen parasal sübvansiyonlar› da içeren– gerekli yasal zemini sa¤lamas›n› gerektiriyor. Karbon finansman› ad› verilen Ortak Yürütme yat›r›m›, proje finansman› aç›s›ndan kaç›n›lmaz. Bu fonlar olmadan, bölgenin yenilenebilir enerji ve enerji verimlili¤i sahas›nda ilerlemesi çok daha yavafl olurdu. Asl›nda OY ve TKD’nin önemi, geliflmifl ülkeler ve uluslararas› kurulufllar taraf›ndan uzun zaman önce kavranm›flt›. Kyoto’nun gelece¤inin belirsiz oldu¤u dönemde bile, OY’yi teflvik eden birçok hükümet program› oluflturuldu ve birçok proje yürütüldü. Bu programlar aras›nda, Prototip Karbon Fonu’nun Ortak Yürütme Program›; Hollanda Hükümeti’nin ERUPT Program›; Danimarka ve Finlandiya’n›n OY Programlar› yer al›yordu. Danimarka Romanya’da, Finlandiya ise Estonya’da birer proje uygulad›. Prototip Karbon Fonu ve büyük ölçüde de ERUPT, bölgedeki birçok sektörde OY projelerine önemli katk›larda bulundu. Geçti¤imiz iki y›l içinde Avusturya, Japonya ve ‹spanya da benzer programlar oluflturdular. Geliflmifl ülkelerden, esneklik düzeneklerine ilgi göstermeye bafllayan flirket say›s› son y›llarda giderek artmakta. Bir yandan, kendi ülkelerinde yüksek olan sal›m miktar›n› azaltabilmek için baflka ülkelerdeki düflük oranl› kredilerden yararlanmak istiyor, di¤er yandan, ürün ve teknolojilerini satacak yeni pazarlar ar›yorlar. Böylece, iklim de¤iflikli¤ini yavafllatma sürecinin, özel yat›r›mc›lar›n kazanç beklentileriyle uyum içinde yürüyebilece¤i bir kez daha görülüyor. G özden kaç›r›lmamas› gereken bir baflka nokta da, AB Sal›m Ticareti Program›’n›n, esneklik düzenekleri projeleri yoluyla sal›m azalt›lmas› do¤rultusunda fazladan bir piyasa daha yaratm›fl olmas›. AB Komisyo- nu taraf›ndan haz›rlanan Ba¤lant› Direktifi’ne göre, elde edilen sal›m azaltmalar› borsaya benzer bir iflleyiflle al›n›p sat›labiliyor. Düzenleme kapsam›ndaki herhangi bir Avrupal› giriflimci, sera gaz› sal›mlar›n› yaln›zca kendi ülkesinde izin verilen miktarlara göre de¤il, OY veya TKD sayesinde sa¤lad›¤› tasarruflar› da göz önüne alarak hesaplayabilir. BM‹DÇS Ek I kapsam›ndaki ülkeler, Ek B’deki ülkelerden daha büyük bir grup. Ek I ülkeleri, Ek B kapsam›ndaki bütün ülkelerin yan› s›ra, bugünkü sera gaz› sal›mlar›nda bafltan beri pay› oldu¤unu kabul eden di¤er ülkeleri de kaps›yor. REC’in hizmetlerinden yararlanan ülkelerden Türkiye, Ek I ülkesi olmas›na ra¤men, Ek B’de yer alm›yor. Bu ülkeler belirli hedefler üstlenmiyor ancak afla¤›dakileri yerine getirmeyi taahhüt ediyor: • Ulusal Bildirim olarak adland›r›lan ve iklim de¤iflikli¤i ile ilgili politika ve önlemlerini ayr›nt›lar›yla aktaran raporlar› düzenli olarak sunmak (Ek I ülkeleri 1 Ocak 2006 tarihinde Dördüncü Ulusal Bildirimlerini sunacak); • Sera gaz› sal›mlar›n› ve sa¤lad›klar› azaltmalar› içeren y›ll›k envanterler sunmak; ve • Esneklik düzenekleri kapsam›nda gerçekleflen sal›m transferlerini izlemek ve kaydetmek için ulusal bir sera gaz› tescil sistemini kurmak ve iflletmek. Kyoto Protokolü’nün onaylanmas›yla, Ek B ülkeleri için uyum meselesi daha da acil hale geldi. fiimdi, bütün taraf ülkelerin kendisine tan›nan kotay› hesaplamak için 1 Ocak 2007 itibariyle bir rapor sunmas› gerekiyor. Bu raporun ard›ndan, düzeneklere kat›lma yeterlili¤ini elde etmek için 16 ayl›k bir dönem bafllayacak. Bu nedenle, bir ülke raporunu ne kadar er- iklim de¤iflikli¤i | KAPAK KONUSU DÜNYA ‹KL‹M‹N‹N GELECE⁄‹ Doç. Dr. Murat Türkefl osil yak›tlar, de¤iflen arazi kullan›m›, ormans›zlaflma, sanayi gibi insan etkileri, atmosferdeki sera gazlar›n› h›zla art›rmakta, bu da, yerkürenin ›fl›n›m dengesini art› yönde de¤ifltirip atmosferin yere yak›n k›sm›n› ›s›tmaktad›r. Sera gazlar›n›n art›fl› ve flehirleflmenin körükledi¤i do¤al sera etkisinin güçlenmesi sonunda yeryüzünde ve atmosferin alt bölümünde s›cakl›k art›fl›na ‘küresel ›s›nma’ diyoruz. F ‹klimdeki de¤iflim ve e¤ilimler ◗ ken sunarsa, o kadar erken yeterlilik kazanm›fl olacak. 10. Taraflar Konferans› (COP10), 2004 y›l› Aral›k ay›nda Buenos Aires’te gerçeklefltirildi ve Konferans’da Amerika Birleflik Devletleri ile Avrupa aras›ndaki tarihi ba¤lar gündeme getirildi. Tart›fl›lan, birinci taahhüt döneminin bitifli olan 2012 sonras›ndaki iklim de¤iflikli¤ini yavafllatma konusuydu. ‹talyan Çevre Bakan› Altero Matteoli, birinci uygulama döneminin d›fl›nda kalmay› seçen ABD’nin kat›l›m›n› cazip hale getirmek için 2012 sonras› sera gaz› hedeflerinin gönüllülük esas›na dayand›r›lmas› önerisinde bulundu. Baflta Almanya olmak üzere di¤er Avrupa ülkeleri bu öneriye karfl› ç›kt›. 2020 y›l›nda sal›mlar›n yar›ya indirilmesi gere¤inde ›srar eden Almanya, bu yoldaki çabalara katk›da bulunmaya haz›r oldu¤unu vurgulad›. ‹klim de¤iflikli¤iyle nas›l bafl edilece¤i konusundaki tarihi görüfl ayr›l›¤›, ABD’nin ‘ortak bir tav›r tak›nmak için henüz erken oldu¤u ve yeni görüflmelere gerek duyuldu¤u’ yönünde diretmesi nedeniyle sürecek. Bu tart›flma, hem karbon yat›r›m›n›n hem de OY ve TKD’nin gelece¤ine gölge düflürmekte. ‹klim de¤iflikli¤ini yavafllatma konusu, ifl dünyas› ile çevrenin kesiflim noktas›; böyle olmak da zorunda, çünkü yap›lan hatalar› gidermenin maliyeti daha yüksek. Kyoto Protokolü’nün esneklik düzenekleri, sal›m azaltman›n maliyetlerini kabul edilebilir hale getirmeyi amaçl›yor. Önümüzdeki yol engebeli gibi görünse de, kâr amac› güden ya da gütmeyen aktörler için çok cazip f›rsatlar da sunuyor. Küresel ekonominin yeflillenmesi sürecine ifl dünyas›n›n da kat›lmas› için, iklim de¤iflikli¤ini önleme süreci bir örnek oluflturacak gibi. Maria Khovanskaia, REC ‹klim De¤iflikli¤i Projeleri Müdürü ‹klimde, bir bölümü insan kökenli kabul edilen ciddi küresel ve bölgesel de¤iflimler gözleniyor. Küresel ortalama yüzey s›cakl›¤› 20. yy’›n bafl›ndan beri yaklafl›k 0.8 °C artt›. Küresel ölçekte, 1860’dan sonra aletli gözlem kay›tlar›ndaki en s›cak 10 y›l 1990’lard›; en s›cak y›l ise +0.58 °C’lik anomali ile 1998, ard›ndan +0.47 °C ile 20022003 y›llar› oldu. 20. yy’daki art›fl, son bin y›l›n herhangi bir dönemindeki art›fltan daha fazlad›r. 20. yy’da kar örtüsü, kutupsal kara ve deniz buzlar› ile orta enlemlerin da¤ buzullar› azal›rken, küresel ortalama deniz seviyesi, 0.1-0.2 m kadar yükseldi, okyanuslar ›s›nd›. Ya¤›fllar, kuzey yar›kürenin orta ve yüksek enlemlerinde her 10 y›lda %0.5 ile %1 artt›, Akdeniz Havzas›’n› da içeren subtropikal karalar›n büyük k›sm›nda ise her 10 y›lda yaklafl›k %3 azald›. Yar›n ne olacak? ‹klim modelleri, küresel yüzey s›cakl›klar› ortalamas›nda 1990-2100 döneminde 1.4 ilâ 5.8 °C art›fl öngörüyor. Son on bin y›lda görülenlerden çok daha yüksek olan bu art›fl nedeniyle, hidrolojik döngü ve toprak neminde de¤iflim, buz ve buzullar›n erimesi, küresel ortalama deniz seviyesinin yükselmesi, iklim kuflaklar›n›n kaymas›, yüksek s›cakl›k afl›r›l›klar›n›n fliddetlenmesi, taflk›nlar ve bölgesel kurakl›klar, salg›n hastal›k ve zararl›lar›n artmas› gibi dünya ölçe¤inde sosyo-ekonomik süreçleri, ekosistemleri ve insan sa¤l›¤›n› do¤rudan etkileyecek de¤ifliklikler bekleniyor. Ekosistemler, su kaynaklar› ve tar›m Bu de¤iflimin olas› sonuç ve etkileri, Hükümetleraras› ‹klim De¤iflikli¤i Paneli 3. De¤erlendirme Raporu’nda, farkl› bölgelerdeki sosyo-ekonomik sektörler, ekosistemler ve insan sa¤l›¤› aç›s›ndan ele al›n›yor. Tar›m, ormanc›l›k, bal›kç›l›k, su kaynaklar›, insan yerleflmeleri gibi sosyo-ekonomik sektörler, karasal ve sucul ekosistemler, insan sa¤l›¤›, afl›r› iklimsel olaylar ve sapmalardaki de¤iflimler kadar, iklim de¤iflikli¤inin büyüklük ve oran›na da çok duyarl›. S›cakl›kta küçük art›fllar›n, orta ve yüksek enlemlerde tar›msal üretim art›fl› ve k›fl ölümlerinin azalmas› gibi olumlu yönlerine karfl›n, ço¤u do¤al sistem ve insan afl›r› hava olaylar›n›n s›klaflmas›ndan olumsuz etkilenir. Projeksiyonlara göre iklim de¤iflikli¤i afla¤›daki sonuçlar› do¤urabilir: • Su s›k›nt›s› olan, Akdeniz Havzas› ve Türkiye’yi de içeren tropikal ve subtropikal bölgelerde su k›tl›¤›; • S›cakl›k art›fl›yla, ço¤u tropikal ve subtropikal bölgede tar›msal üretkenli¤in düflmesi; • Yüksek s›cakl›klardan ölüm ve s›tma, kolera gibi salg›n hastal›klarda art›fl; • fiiddetli ya¤›fllar›n artmas› ve deniz seviyesi yükselmesi sonucu, taflk›n riskinin on milyonlarca insan› etkileyecek düzeyde artmas›; • Buzullar, deltalar, mercan resifleri ve atoller, mangrovlar, polar, alpin vb. ekosistemlerde, ço¤u kez geriye dönüflü olmayan hasarlar; • Baz› hassas türlerin yok olmas› ve biyoçeflitlili¤in azalmas›. Türkiye’yi neler bekliyor? Ço¤u iklim modelinde, Akdeniz Havzas› ve Türkiye geneline iliflkin s›cakl›k öngörüleri kuzey yar›mkürenin orta ve yüksek enlemlerine göre azd›r. Çeflitli modellere göre Türkiye’nin y›ll›k ortalama s›cakl›klar›nda 2050 y›l›na kadar, sera gazlar›ndaki art›fl ele al›n›rsa 1-3 °C; sera gazlar› ve sülfat parçac›klar›ndaki de¤iflimler birlikte ele al›nd›¤›nda 1-2 °C art›fl öngörülmektedir. ‹nsan kökenli iklim de¤iflikli¤inin Türkiye’deki etkileri baflka modellerle de de¤erlendirilebilir. Atmosferdeki CO2 birikimini 750 ppmv ve 550 ppmv düzeylerinde durduran CO2 sal›m senaryolar›n› temel alan Hadley Centre modeli bunlardan biri. ‹klim de¤iflikli¤inin 2080’lere kadar Türkiye’deki etkileri, bu modelin sonuçlar›na göre de¤erlendirildi¤inde, (i) CO2 birikiminin 750 ppmv’de durduruldu¤u senaryoya göre, 1961-1990 normali ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda y›ll›k ortalama s›cakl›kta 2-3 °C art›fl; 550 ppmv’de durdu¤u senaryoya göre ise 1-2 °C art›fl olacakt›r. (ii) Her iki senaryoda, 2080’li y›llara kadar y›ll›k ortalama ya¤›fllarda 0–0.5 mm/gün dolay›nda bir azalma; CO2 birikiminin 750 ppmv’de durduruldu¤u senaryoya göre, önemli akarsular›n ak›mlar›nda y›ll›k %5-25 azalma; 550 ppmv’de durduruldu¤u senaryoya göre, y›ll›k %0-15 azalma olacakt›r. (iii) Her iki senaryoda, Türkiye ve Orta Do¤u bölgesi, su s›k›nt›s› çeken ve su çekiflmelerinin artt›¤› bir bölge olacak; ancak Türkiye’nin vejetasyon biyokütlesinde (kgC/m2) iklim de¤iflikli¤i nedeniyle önemli bir de¤ifliklik olmayacakt›r. Görülece¤i gibi, yerküre iklimi ›s›nmaktad›r ve iklim modelleri gelecek yüzy›l için önemli iklim de¤iflikliklerinin olaca¤›n› göstermektedir. Bu da olumsuz sonuçlar yaratarak kalk›nman›n önünde büyük bir engel oluflturacakt›r. Öngörülen iklim de¤iflikliklerini ve bu de¤iflikliklerin sosyo-ekonomik sektörler, do¤al ekosistemler ve insan sa¤l›¤› üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmenin birinci yolu, insan kaynakl› sera gaz› sal›mlar›n› azaltmak ve karbon yutucu ortamlar› (ormanlar›, çay›rlar› ve meralar›) ço¤altmakt›r. ◗ Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nden Joke Waller-Hunter (yan sayfa/ REUTERS/ Kimimasa Mayama), 16 fiubat’ta Kyoto’daki törende bir konuflma yaparken, Japon milletvekilleri ve eylemciler de (Yanda altta/ PressPhoto BTA) hemen d›flar›da kutlamalara kat›l›yor. Yanda ise Slovenya’daki kutlamalar görülüyor (Çevre ve Yerleflim Planlama Bakanl›¤›, Slovenya). Doç. Dr. Murat Türkefl, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Co¤rafya Bölümü 15 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR KAPAK KONUSU | iklim de¤iflikli¤i Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi (BM‹DÇS) ‹cra Sekreteri Joke Waller-Hunter, REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman› Yunus Ar›kan ile söyleflisinde, ‘iklim politikalar›’n›n önemini vurgulad› Sürdürülebilir kalk›nman›n vazgeçilmez unsurlar› ‹lgililer bütün taraflar›, Kyoto sonras› yükümlülük dönemi için daha yüksek hedefler belirlemeye ça¤›r›yor. Müzakereler s›ras›nda uzlaflmay› engelleyebilecek en önemli etkenler nelerdir? Sekretarya bunlara karfl› nas›l politikalar gelifltiriliyor? Kyoto Protokolü çok önemli bir ad›m, ama Sözleflme’nin nihaî hedefine, yani atmosferdeki sera gazlar› birikimlerini iklim sistemi için tehlike yaratmayacak seviyelerde sabitlemeye do¤ru ilerleme kaydedebilmek için daha fazlas›n›n yap›lmas› gerekiyor. Bu birikim geçti¤imiz yüzy›lyeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 16 Türkiye’nin BM‹DÇS’ye taraf olan en yeni ülke s›fat›yla yükümlülüklere ulusal düzeyde aflina olmas› ve uluslararas› düzeyde Kyoto Protokolü’nün uygulan›fl›n› izlemesi bekleniyor. Bu süreçte Türk Hükümeti’ne ve paydafllara ne tür politika ve stratejiler izlemelerini tavsiye edersiniz? Her ne kadar Sözleflme ve Kyoto Protokolü, taraflar›n izleyece¤i politikalar yönünde reçeteler sunmasa da, politikalar›n uygulanmas› gereken sektörlerin aç›klay›c› bir listesini içeriyor. Bu sektörler aras›nda, enerji, ulafl›m, ormanlar, tar›m ve at›klar yer al›yor. Bu sektörlerde uygulanmas› gereken politikalar ise flöyle: • Enerji verimlili¤inin art›r›lmas›, yeni ve yenilenebilir enerji türlerinin özendirilmesi; • Yeni ve yenilenebilir enerji türlerinin ve karbondioksit ba¤lama teknolojilerinin de aralar›nda bulundu¤u konularda araflt›rmalar›n desteklenmesi; • Pazardaki aksakl›klar›n zamanla düzeltilmesi ve piyasa araçlar›n›n uygulanmas›; • ‹lgili sektörlerdeki sera gazlar› sal›mlar›n› s›n›rland›ran veya azaltan politika ve önlemleri güçlendirecek reformlar›n özendirilmesi. Birçok geliflmifl ülkenin iklim de¤iflikli¤i politikalar› ve önlemlerinin uygulanmas›nda bugüne dek elde edilen deneyim; etkin, çevreye zarar vermeyen, ve en BM‹DÇS Kalk›nma, yeryüzündeki kaynaklar, sular, topraklar, canl› çeflitlili¤i, enerji kaynaklar›, atmosfer ve iklim sistemi, gelecek kuflaklar›n da yaflama ve geliflmesine olanak verecek flekilde kullan›l›rsa sürdürülebilir olur. ‹klim alan›nda bu, iklim de¤iflikli¤ine yol açan sera gazlar› sal›mlar›n›n iklim sisteminin düzgün ifllemesine olanak verecek düzeyde tutulmas› demektir. As›l soru fludur: kalk›nma faaliyetleri için bu denli önemli olup, sal›mlar›n büyük bölümünün de kayna¤› olan enerjiyi nas›l kullanal›m ki iklim sistemi olumsuz etkilenmesin? ‹klim de¤iflikli¤i zaten gerçekleflti¤ine ve gelecek y›llarda da sürece¤ine göre, ald›¤›m›z bütün önlemlere karfl›n, iklim de¤iflikli¤inin olas› etkilerine uyum sa¤lamaya da haz›r olmal›y›z. BM‹DÇS de, ancak geliflmifl ve geliflen ülkelerin iflbirli¤i ile ulafl›labilecek bu hedefler için çal›fl›yor. Bugüne dek sera gazlar› sal›mlar›n›n ana kayna¤› olan geliflmifl ülkeler sal›m azalt›m›nda da öncü, ayn› zamanda geliflmekte olan ülkelerin iklim de¤iflikli¤iyle bafla ç›kmas›na da destek olmal›d›r. BM‹DÇS’ye taraf olan bütün devletler ‘ulusal bildirimler’ ile faaliyetlerini bildiriyor. Raporlardan, ülkelerin iklim politikalar›n›, sürdürülebilir kalk›nma stratejilerine ve enerji, ulafl›m ve tar›m gibi iktisadi sektörlerdeki politikalar›na nas›l dahil etmeye bafllad›klar›n› görüyorsunuz. Bu da bize enerjiyi daha verimli kullanman›n mümkün oldu¤unu, daha az enerji ve daha az sal›mla da kalk›nman›n ayn› düzeyde gerçekleflebilece¤ini gösteriyor. Ayr›ca bu, günefl ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjilerin kullan›m›n›n gitgide artt›¤›n›n da bir göstergesi. dan bu yana sürekli art›yor. ‹klim de¤iflikli¤inin olumsuz etkilerini gösteren say›s›z kan›t var. Çabalar, sorunun bütün yönlerini ele almal›, baz› riskli ülkelerin iklim de¤iflikli¤inin yarataca¤› etkilere uyum sa¤lama konusundaki acil ihtiyaçlar› da buna dahil. Bafla ç›k›lmas› gereken baflka sorunlar da var, örne¤in, iklim konusundaki müzakerelere iktisat alan›ndaki aktörleri nas›l dahil edebiliriz? Temiz hava ve ucuz yak›t yönündeki talepler, iklim dostu politikalar› nas›l destekleyebilir? Sözleflme’de yer alan ilkelerin oluflturdu¤u temelden yola ç›karak hem sanayileflmifl hem de geliflmekte olan ülkeler dahil olmak üzere bütün taraflar›n deneyimlerinden dersler ç›karmak çok önemli. Sekretarya’n›n buradaki rolü, flimdiye kadar gerçeklefltirilmifl uygulama ile ilgili uygun bilgi ve analizi sa¤layarak, taraflar› desteklemektir. düflük maliyetle en fazla yarar› sa¤layan politikalar›n, enerji verimlili¤ini art›rmay› ve yenilenebilir enerjiyi özendirmeyi amaçlayan politikalar oldu¤unu ortaya koyuyor. Etkin tedbirler aras›nda, sal›m ticareti gibi ekonomik araçlar da yer al›yor. Türkiye’nin h›zla büyüyen bir piyasa ekonomisine sahip oldu¤u düflünülürse, enerji verimlili¤ini art›rmak ve yenilenebilir enerjiyi özendirmek, yaln›zca sal›mlardaki art›fl›n yavafllat›lmas›n› sa¤lamakla kalmaz, çevre ve sa¤l›k gibi di¤er konularda da yararlar sa¤layarak enerji güvenli¤ini de art›r›r. Bu da Türkiye’nin daha genifl çapl› sürdürülebilir kalk›nma hedeflerine ulaflmas›nda yard›mc› olabilir. Belirli bir önlemler portföyü seçmek büyük ölçüde ulusal koflullara, toplumun kabul düzeyine ve genel ekonomi politikalar›na ba¤l›d›r. Türkiye’nin ilk ulusal bildirimini dört gözle bekliyoruz. Bu bildirim, Sözleflme’de flart koflulan ve bir ülkenin insan kaynakl› iklim de¤iflikli¤ini azaltmak amac›yla neler yapt›¤›n› gösteren, ülkenin seçti¤i yolu ayr›nt›l› olarak anlatan bir rapordur. ◗ Sürdürülebilir kalk›nma hedeflerini yakalamada BM‹DÇS’nin rolü ve önemi nedir? Bu söyleflinin tamam›n›, ilk say›s› A¤ustos 2005’te yay›mlanacak REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Bülteni’nde okuyabilirsiniz. söylefli | MERCEK REC Türkiye’nin birinci y›l›n›n sonunda geldi¤i noktadan memnuniyet duyan Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma Sektör Yöneticisi Gürdo¤ar Sar›gül, AB üyelik sürecinde çevre sahas›nda yap›lmas› gerekenleri Yeflil Ufuklar editörü Nafiz Güder’e anlatt› Yap›lanlar buzda¤›n›n üst k›sm› r›mlar›n›n ço¤unun modern teknoloji olmas› iflletme maliyetlerini düflürmekte. Ancak AB standardlar›na uymayan mevcut altyap› için ek yat›r›m gerekiyor. Ülkemizde, ço¤u devlete ait olan do¤al alanlar›n koruma ve yönetim maliyeti görece düflük olsa da, devlete yükü az›msanamaz. Bizim çal›flmam›z en az 20, en çok da 60 milyar avroluk bir maliyet gerekti¤ini gösteriyor. AB mevzuat›n›n uyumlaflt›r›lmas› ile 100 milyar avronun üzerinde bir fayda sa¤lanaca¤›n› da unutmamal›y›z. Türkiye’de AB uyum sürecinde reformlar denince demokratikleflme, hukukun üstünlü¤ü gibi konular öne ç›k›yor. Çevre sahas›ndaki ilerleme nas›l? Üyelik flartlar› politik, ekonomik kriterleri ve sayd›¤›n›z konular› öne ç›kar›yor. Çevre gibi sektörel konular daha sonra geliyor. Müzakereler bafllad›¤›nda, çevre, ulaflt›rma, tar›m, enerji gibi 30’dan fazla sektörel yükümlülü¤ü yerine getirmek gerekiyor. fiu ana kadar yap›lanlar buzda¤›n›n üst k›sm›. As›l yap›lmas› gerekenler ise hukukî düzenlemeler, kurumsal kapasite gelifltirilmesi ve hukukun etkin olarak uygulanmas› gibi süreçler. Örne¤in 500 kadar hukukî düzenleme yap›lmas› gerekiyor. Bu nedenle çevre alan›nda gerçekleflen ilerlemeler oldukça s›n›rl› denebilir. AB-Türkiye mali iflbirli¤i kapsam›nda çevre programlar› iki y›ld›r artmakta. Çevre hukuku, kat› at›klar, ÇED, hava kirlili¤i, at›k su mevzuat›n›n uyumlaflt›r›lmas› ve altyap› için yard›m yap›l›yor. Müzakereler bafllad›¤›nda çevre için de çok net, tarihleri belli hedefler konacak. Mevzuat›n nas›l uyumlaflt›r›laca¤›, maliyetinin ne olaca¤› gibi konularda belirlenerek, ‘üyelik sürecinde çevre’ bafll›¤› ile müzakereler yap›lacak. Peki, AB’yi hak etmifl bir Türkiye olmak için çevre konusunda neler yapmak gerekiyor, yönetim ve toplum olarak? Buzda¤›n›n alt›na, çevre için yap›lmas› gerekenlere üç aç›dan bir bakal›m. Önce hukukî düzenlemeler, yani bütün mevzuat›n AB ile uyumlaflt›r›lmas›, çeliflmemesi gerek. Sonra da mevzuat› uygulayacak kurumsal yap›n›n gelifltirilmesi. Bunlar Çevre ve Orman Bakanl›¤› (ÇOB), di¤er ilgili kurumlar, yerel yönetimler ve STK’lard›r. Çevre Kanunu’nun yükledi¤i sorumluluk nedeniyle yerel yönetimlerin etkinleflmesi çok önemli. Toplumun, yani çevre uygulamalar›ndan bizzat etkilenecek kesimin bilinçlenmesi gerekiyor. Toplumun çevresel bilgiye eriflimi, kararlara kat›l›m› AB için çok önemli. Ayr›ca altyap› yat›r›mlar›, yani kat› at›k, at›k su, içme suyu, hava kalitesi, do¤a koruma, kimyasallar gibi konularda da altyap› gerekiyor. ÇOB’a göre, kirlili¤i önlemek için 25 milyar avro gerekli. Oysa ‘çevre’ sadece ar›tma de¤il. AB normlar›na ulaflmam›z›n gerçek maliyeti nedir? Do¤am›z›n nispeten az bozulmufl olmas› maliyetleri düflürür mü? Çevrenin temel unsuru olan do¤al alan ve kaynaklar›n, türlerin, ekosistemlerin korunmas› çok daha kapsaml› ve maliyetli. Genel uyumlaflt›rma maliyetine bak›nca bir çok rakam görürüz. Temiz, bozulmam›fl do¤an›n korunmas› bir avantaj olsa da üç binden fazla belediyenin bulundu¤u co¤rafyam›zda fizikî altyap›n›n öncelikli, zahmetli ve masrafl› oldu¤unu görüyoruz. Yeni altyap› yat›- REC Türkiye’nin ilk iki y›l›nda tek fon kayna¤› Avrupa Komisyonu. Hangi eksikleri gidermesi için REC’i destekleme karar› ald›n›z? ‹lk y›l›n sonunda REC’i nas›l de¤erlendiriyorsunuz? REC, hem yeni AB üyesi Do¤u Avrupa ülkelerinde çok baflar›l›, hem de Komisyon, REC’i bafl›ndan beri destekliyor. Tecrübe ve hizmetlerini Türkiye’ye sunmas› konusunda 2001’deki fizibilite çal›flmas› sonunda kurulmas› gündeme geldi. REC’in kurulmas›n› Türkiye de talep etti. ‹lk iki y›l, ikili AB mali iflbirli¤i kapsam›nda desteklenmektedir. Bekledi¤imiz önemli ifllevlerden biri, kapasite art›r›m›, etkin altyap› kurma, hibe programlar› ile çevre STK’lar›na katk›yd›. Ayr›ca, yerel yönetimler, kamu kurumlar› ve özel sektör dahil olmak üzere genifl bir yelpazede hizmet sunmas› ve AB sürecini kolaylaflt›rmas› için REC’i destekliyoruz. Deneyim aktarma rolünü flimdiden üstlendi. REC ülkeleri ile iletiflim a¤› oluflturma gibi ifllevleri de üstlenecek. ‹lk y›l, personel, hukukî ve idarî konularda Türkiye mevzuat›na uyum aç›s›ndan zorlu ve zahmetli bir dönemdi. Buna karfl›n özveriyle, dinamik, de¤erli çal›flanlar›yla iddial› bir hedefe do¤ru ilerliyor. Yeflil Ufuklar, e-bültenler ve di¤er yay›nlar›yla kaliteli, takdir toplayan ürünler ortaya koyuyor. Kapasite gelifltirmede, özellikle kat›l›m öncesi konularda önemli bir destek sunuyor. REC’in gerçeklefltirdi¤i AB Çevre Müktesebat›n›n Uyumlaflt›r›lmas› için Stratejiler Konferans› ise, yapacaklar›n›n önemli bir göstergesi. Konferansda, yabanc› uzmanlar müzakere süreci hakk›nda Türk yetkililerine çok de¤erli bilgiler verdi, çok baflar›l› buldum. REC müzakere sürecine etkin katk›da bulunacakt›r. Gelinen memnuniyet verici nokta için REC ekibine teflekkür ediyorum. Umar›m bu ruhu, bu tempoyu sürdürür, Türkiye’nin üyelik sürecine, do¤am›z›n ve çevremizin ak›lc› kullan›m›na katk›da bulunuruz. ◗ AB’nin kuruldu¤u 1957’den 1972’ye dek çevreyle ilgili özel bir konu yok. 1972 Paris Zirvesi’nde 1973-76 dönemi için 1. Çevre Eylem Plan› (ÇEP) oluflturuldu. Sonraki ÇEP’lerde, çevre yaklafl›m› gelifltirildi; di¤er sektörlere entegrasyonu hedeflendi. ÇEP’ler zamanla daha bilinçli ve stratejik bir hale geldi. ‹lk kez çevre bafll›¤› olan 1987’deki Tek Avrupa Sözleflmesi, AB çevre politikalar›nda önemli bir dönümdür. 5. ÇEP, uzun erimli sürdürülebilirlik yaklafl›m›n›, sorumluluk paylafl›m›n›, ‘kirleten öder’ ilkesini benimsedi. Son derece stratejik ve hâlen yürürlükte olan 6. ÇEP’te, sürdürülebilir kalk›nman›n tüm sektörlerce benimsenmesi, çevrenin, sürdürülebilirli¤in temel unsurlar›ndan biri olmas› hedeflenmifltir. Çevre hukukunun etkinlefltirilmesini, çevrenin bütün sektörel politikalara entegre edilmesini öngörür. Çevresel bilgiye eriflimi, yurttafllar›n karar alma süreçlerine kat›l›m›n› hedefler. Dünyadaki baflka birliklere k›yasla AB’nin, çevreyi böyle bir ekonomik boyutta ve genifl bir co¤rafyada öne ç›karan, bu kadar net vurgulayan tek örnek oldu¤unu görürüz. AB toplumlar›nda buna paralel geliflen çevre bilinci di¤er ülkelere göre çok daha yüksektir. GÜRDO⁄AR SARIGÜL Türkiye çevre koruma ve yönetimi hâlâ arka planda. AB ülkelerinde çevre ‘alg›s› ve zihniyeti’ nas›l? Hem yönetsel düzeyde, hem de üye toplumlardaki yeri nedir çevrenin? 17 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR MERCEK | zehirli at›k Demirperde döneminde afl›r› kullan›lan tar›m kimyasallar›, Romanya’n›n k›rsal bölgelerindeki su kaynaklar›n› zehirliyor, yard›mlar ise yetersiz Zehirli kaynaklar Metin Daniela Tuchel | Foto¤raflar Mugur Grosu ulgaristan, S›rbistan ve Romanya’n›n kesiflti¤i bölgenin yan› bafl›nda, Tuna’n›n k›y›s›nda bir zamanlar Romanya’n›n tah›l ambar› olan Garla Mare köyü bulunuyor. Köyde yaflayan 3,500 kifli ise komünist rejimin sona ermesinden bu yana giderek yoksullafl›yor. Köyde bulunan küçük bahçeler içindeki tek katl› evlerden bir ço¤u flimdi bofl. Gençler ifl bulmak için civar kentlere göçmüfl. 1989’dan beri bölgenin bafll›ca geçim kayna¤› olan tar›m, flimdi topra¤› olan birkaç kifli taraf›ndan yap›l›yor yaln›zca; onlar da kar›nlar›n› ancak doyurabiliyor. Komünist dönemin en kötü miraslar›ndan biri de, bölgenin yegâne içme suyu kayna¤› olan yer alt› sular›nda yüksek oranda bulunan kimyasallar. Köyün doktoru Ioana Iacob, hastalanan insan say›s›n›n son y›llarda artt›¤›n› söylüyor. Hepatit, Garla Mare’de çok yayg›n, hemen herkes sürekli mideba¤›rsak hastal›klar›ndan muzdarip. Yap›lan son testler, suda mikrobiyolojik kirlenmenin çok fazla oldu¤unu, kullanma suyu olarak bile AB standartlar›na uymad›¤›n› gösteriyor. “Köylülere göre ‘temiz’ olan ana içme suyu kayna¤›, yüksek oranda nitrat ve kuvvetli bir böcek ilac› olan atrazin ile dolu,” diyor, merkezi Bükrefl’te bulunan ve testleri yapan Medium et Sanitas isimli Çevre ve Sa¤l›k B yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 18 Derne¤i’nden Mihaela Vasilescu. Nitrat, nitrite indirgenebilir ve bu da kan hücrelerinin oksijen bar›nd›rma özelli¤ini ortadan kald›r›r. Böcek ilaçlar›n›n yan› s›ra, köyde kanalizasyon sisteminin de olmamas› ayn› suda yüksek oranda d›flk› bakterisi oluflmas›na yol aç›yor. Köy doktorlar›, çevre kirlili¤inin sa¤l›k üzerindeki korkunç etkileri konusunda yerel sa¤l›k müfettifllerini uyarm›fl, ancak bugüne kadar hiçbir önlem al›nmam›fl. Garla Mare ve Romanya’n›n di¤er köylerine yard›m etmeye çal›flanlar, çevresel sa¤l›k sorunlar›n› ele alan projelere kat›lan STK’lar yaln›zca. Medium et Sanitas, k›sa bir süre önce kirlenmifl içme suyunun neden oldu¤u sa¤l›k sorunlar›yla ilgili bir proje haz›rlad›. “Proje kapsam›nda, küçük çocuklar ve hamileler gibi risk alt›ndaki gruplara içme suyu sa¤lamak amac›yla köy okuluna bir su filtresi tak›lmas›n› sa¤lad›k,” diyor Vasilescu. Ayr›ca hijyenik tuvaletler yap›l›yor, çiftçiler ile uzmanlar bir araya geliyor, böylece köy sakinleri karfl› kafl›ya olduklar› tehlikeleri ö¤reniyor. Yeterince ar›t›lmam›fl zehirli maddeler 50 y›l› aflk›n komünist rejim döneminde, halen devlet taraf›ndan iflletilen büyük fabrikalardan topra¤a s›zd›. Sentetik gübreler yer alt› sular›n› kirletirken, örgün tar›m da topra¤› günden güne tahrip etti. ‘Kazara’ olan s›z›nt› 1996’da kabul edilen çevre koruma çerçeve yasas› ve su yasas› sayesinde yasal boflluklar yavafl yavafl doldurulsa da yasalar›n uygulamas› yetersiz. Bu konudaki tart›flma, petrol ve baz› zararl› kimyasallar›n hem çevredeki sulara hem de yer alt› sular›na ‘kazara’ kar›flt›¤› konusunda bas›nda ç›kan haberlerde yo¤unlafl›yor. “Çevre yetkililerinin ve sivil toplum önderlerinin bu konudaki beklentisi, önümüzdeki on y›l içinde Romanya’n›n AB standartlar›na uymas›yla birlikte ‘iyi su’ s›fat›n›n bir çok yer alt› suyu, nehir, göl ve k›y› sular› için gerçe¤e dönüflmesi do¤rultusunda,” diyor REC Romanya Ülke Ofisi Direktörü Lucian Ionescu. “Örne¤in, hem Romenler, hem de Komisyon temsilcileri, Romanya’daki su kurumlar›n›n yeni lojistik ve insan kayna¤› ile güçlendirilmesi gerekti¤ini kabul ediyor. Böylece Yönerge’nin 16. maddesi alt›nda tan›mlanan ‘öncelikli kirleticiler’in saptanmas› da mümkün olacak.” Ionescu, herhangi bir nehir yönetim plan› uygulanmadan önce, yerel yönetimlerin bütüncül nehir havzas› yönetimi ve paydafl kat›l›m› konular›n› daha iyi ö¤renmeleri gerekti¤ini söylüyor. 2003 y›l›nda REC Romanya, Romanya’n›n Moldova bölgesinin büyük bir k›sm›n› kaplayan Prut ve Siret havzalar›ndaki çevre ve su kurumla- zehirli at›k | MERCEK KÖY HAYATI: yandaki sayfa Ecaterina Sutru (72), ve torunu Garle Mare köyünde yafl›yor. Araflt›rmalar, köydeki su kirlili¤inin böcek ilaçlar›ndan kaynakland›¤›n› göstermesine ra¤men, evlerinde çuvallar dolusu tar›m kimyasal› bulunuyor. Yanda solda, köy sakinlerinin tek su kayna¤› olan köy kuyusu, tehlikeli oranda nitrat içeriyor. Afla¤›da solda, Garle Mare’nin terkedilmifl evlerinden birinin önünde iki köy sakini; afla¤›da sa¤da, okulun giriflinde oynayan çocuklar. r› ile STK’lara, yönerge koflullar›n› sa¤lama konusunda teknik destek vermeye bafllad›. Bu kapsamda, ‘WFD Uygulamas› Teknik K›lavuzu’ bafll›kl› bir kitapç›k bas›l›p da¤›t›ld›; Galati, Suceava ve Bacau’da üç çal›fltay düzenlendi ve yönergeyi kamuoyuna anlatmak için tan›t›m malzemeleri bas›ld›. Milyarl›k maliyetler Buna ra¤men uzun vadede daha fazla çaba ve para gerekiyor. ABD Ticaret Bakanl›¤› Orta ve Do¤u Avrupa ‹fl Dünyas› Bilgi Merkezi’nin 2003 y›l›nda yay›nlad›¤› bir raporun tahminine göre, Romanya’n›n AB standartlar›n› yakalamas›n›n maliyeti 20 y›lda 20 milyar Amerikan dolar›. Bu konuda, “Mevzuat›m›z do¤ru, ama yasay› hayata geçirecek kapasitemiz yok,” diyor bir çevre STK’s› olan Eco Counselling Centre Galati’nin (ECCG) Baflkan› Petruta Moisi. “Kirlenmifl su kaynaklar›n›n kontrolü ve izlenmesi için yeterli kayna¤›m›z yok.” Moisi’ye göre bir di¤er sorun da bilgi eksikli¤i. “Yetkililer halk› bilgilendirecek hiç bir kampanyaya mali destek vermedi. Bu soruna yaln›zca STK’lar e¤ildi ama STK’lar›n çevresel riskler konusunda toplumu bilgilendirmesi yabanc› yard›mlara ba¤l› oldu¤u için, sonuçlar istendi¤i gibi olmad›.” Çevrenin sa¤l›k üzerindeki risklerini azaltmak amac›yla hükümetin ald›¤› son önlem, Dünya Sa¤l›k Örgütü eylem plan›n› benimsemek oldu. Bükrefl, Haziran ay›nda Budapeflte’de düzenlenen Bakanl›k Düzeyinde Dördüncü Çevre ve Sa¤l›k Konferans›’na imza atan taraflardan biriydi. Konferansta belirlenen hedeflerden biri de, temiz su ve s›hhî altyap›n›n 2015 y›l› itibariyle sa¤lanmas› idi. Sa¤l›k ve Aile Bakanl›¤› Halk Sa¤l›¤› Bölümü Baflkan Yard›mc›s› Alexandra Cucu, “2015 itibariyle s›hhi içme suyuna eriflemeyen nüfusu yar› yar›ya azaltaca¤›m›za eminiz,” diyor. Cucu bunun, özellikle k›rsal kesimlere odaklanm›fl, güvenilir ve ucuz suya, ve s›hhi altyap›ya eriflimi hedefleyen ulusal bir stratejiyle gerçekleflece¤ini sözlerine ekliyor. Bu yönde ilk ad›m, içme suyu denetleme yasas›n› de¤ifltirmek oldu. Yak›n zamana dek, Sa¤l›k ve Aile Bakanl›¤› flah›s ya da devlete ait kuyu sular›n› denetlemiyordu, çünkü böyle bir zorunluluk yoktu. Bu durum Temmuz ay›nda de¤ifltirildi. Cucu, “Bundan böyle, bütün etkilenmifl bölgelerin kirlilik düzeyi hakk›nda kesin bilgi elde edebilece¤iz, sonuçta da gereken önlemler al›nacak,” diyor. Bu durumda olan yaln›zca Garla Mare de¤il. WHO/UNICEF’in Su Sa¤lama ve Denetimi Ortak Program›’na göre, k›rsal kesimde yaflayan nüfusun yaln›zca %18’i ›slah edilmifl içme suyuna eriflebiliyor. Köylerde yaflayan yedi milyon kifli suyunu, düflük nitelikli kaynaklardan sa¤l›yor. WHO/UNICEF araflt›rmas›na göre, halk›n yüzde altm›fl ikisi su kirlili¤ini ülkenin en büyük çevre sorunu olarak nitelerken, yar›dan fazlas› ise hükümetin çevreyi önemsemedi¤ini düflünüyor. Durum ‘vahim de¤il’ Hükümet, bu kayg›lar›n abart›ld›¤› kan›s›nda, Cucu’ya göre ülkedeki içme suyu kirlilik oran› %3’ten fazla de¤il. Cucu, “Taflran›n büyük bölümünde flah›s ve devlete ait kaynaklardan al›nan suyu denetlemedi¤imiz do¤ru ama genele bakt›¤›m›zda durum o kadar da vahim de¤il,” diyor. “Su kirlili¤i konusunda di¤er Avrupa ülkelerinin birço¤undan daha iyi oldu¤umuza inan›yorum.” Yine de, önde gelen bir tar›m bölgesi olan, ülkenin güneydo¤usundaki Calarasi’nin yer alt› sular›ndaki yüksek nitrat oran›n›n, örgün tar›m›n sonucu oldu¤u düflünülüyor. 1997 y›l›nda ülkede görülen akut nitrat zehirlenmesi vakalar›n›n tümü Calarasi’de meydana geldi. Bunlar aras›nda hastaneye kald›r›lan 15 yafl›n alt›nda birkaç vaka da bulunuyor. Hükümet kaynaklar›na göre, 1996 ile 1999 y›llar› aras›nda bölgede, devlete ya da baflkalar›na ait su kaynaklar›ndan al›nan 59 19 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR MERCEK | zehirli at›k numunenin yaklafl›k %80’i içme suyu nitrat s›n›r›n›n üzerinde. Bundan zarar gören insan sa¤l›¤› ve çevre de¤il yaln›zca. Bugün Calarasi böl- gesindeki tarlalarda kullan›lan gübre, kimyasal gübre ve böcek ilaçlar› önce Tuna Nehri’ne, sonunda da Karadeniz’e dökülüyor. Yak›nlarda yap›lan bir araflt›r- ◗ R‹Z‹KOLU ‹fi: Sutru ailesi, çuvallar dolusu kimyasal gübreyi evlerinin arka odas›nda depoluyor. maya göre Karadeniz’e dökülen maddelerin %27’si Romanya’dan ve ço¤unlukla da tarlalardan geliyor. En ciddi sorunlar›n çözümü için birçok proje yürütülmekte. 1999’dan bu yana Dünya Bankas›, ‘çevre dostu tar›m uygulamalar›’n› teflvik ederek Calarasi’deki içme suyunun ›slah edilmesini hedefleyen bir projeyi destekliyor. Romanya’n›n AB standardlar›na uyumunu amaçlayan bir di¤er proje de, Siret Nehri havzas›n›n do¤usunda uygulanacak. Bu arada, ABD Ticaret ve Kalk›nma Ajans› da Haziran ay›nda Romanya Çevre ve Su ‹flleri Bakanl›¤›’na yaklafl›k 600,000 Amerikan dolar› ba¤›fllad›. Plana göre bakanl›¤›n, içme suyunu ve at›k su ar›tma tesislerini iyilefltirme yollar›n›n 2004 y›l› sonuna kadar saptanaca¤› dört belediye belirlemesi gerekiyor. Garle Mare sakinleri, Medium et Sanitas’tan gelen yard›m dolay›s›yla talihli olduklar›n› düflünüyor. Bu yard›m, içme sular›nda ve s›hhi altyap›da gözle görünür bir iyileflme sa¤lad›. Projenin koordinatörü Mihaela Vasilescu’ya göre as›l zorluk, “proje sonuçlar›n›n yaln›zca bu köyde de¤il, Romanya’n›n di¤er k›rsal kesimlerinde de uygulanmas›n› sa¤lamak.” Eski kimyasallar bölgeye zehir saç›yor Birleflmifl Milletler k›sa bir süre önce, kökeni eski böcek ilaçlar› olan büyük miktardaki zehirli kimyasal›n tüm Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinde büyük tehlike oldu¤u uyar›s›nda bulundu. Üstelik, geliflen ülkelerdeki tehlikeli at›k konusunda çal›flan BM birimlerinin ar›tma projeleri için ay›rd›klar› kaynaklar da gitgide azal›yor. Dünya G›da ve Tar›m Örgütü (FAO) bünyesindeki Eski Böcek ‹laçlar› Bitki Koruma Servisi’nin koordinatörü ve bafl teknik dan›flman› Mark Davis, “Durumdan etkilenen ülkeler, kullan›mdan kalkm›fl böcek ilac› stoklar›n›n temizlenmesi için yard›m istiyor. Ancak, Afrika hariç hiçbir bölgede yeniden güçlenip çal›flmay› sürdürmemizi sa¤layacak parasal kaynak yok,” diyor. Bratislava’daki Basel Sözleflmesi Bölge Merkezi’nin bu y›l düzenledi¤i bir toplant›da, FAO verilerine göre, bölgede en fazla eski kimyasala sahip ülke 40,803 ton ile Bulgaristan. Ard›ndan 36,600 ton ile Moldova, 29,100 ton ile Polonya, 19,301 ton ile Uk- Stoklanm›fl zehirli kimyasal miktar› (ton) Bulgaristan Çek Cumhuriyeti Ermenistan Kazakistan Letonya Litvanya Macaristan Makedonya* Moldova Polonya Romanya Slovakya Ukrayna Eski böcek ilaçlar› POPlar böcek ilaçlar› PCBler 5,333 NA 1,000 1,560 29 NA 500 500 112 1,565 59 2 82 (935**) 32,198 4,029 18,000 680 229 1,100 536 NA 30,000 14,100 1,326 3,500 NA 314 10,002 6,600 15,000 1,260 300 19,300 877 31 HCB NA 0 NA 0 NA 0 0 1 TOPLAM 40,803 4,029 19,000 2,180 341 2,665 850 10,002 36,600 29,100 2,566 3,800 19,301 ◗ *Eski Yugoslavya **Önceki verilere dayal› resmi olmayan miktar. Kaynak: May›s 2004’te Ekotoxikologicke Centrum Bratislava taraf›ndan derlenen ülke verileri. rayna ve 19,000 ton ile Ermenistan geliyor. Bu durumdan en az etkilenen ülke ise, 341 ton zehirli kimyasal at›¤› bulunan Letonya. Cenevre’deki Birleflmifl Milletler Çevre Program› (UNEP) kimyasallar flubesinden Garislav Shkolenok, eski kimyasallar›n üç türü oldu¤u söylüyor. ‹lk grup, yasaklanm›fl ya da kullan›m› büyük ölçüde s›n›rlanm›fl kimyasallardan olufluyor. ‹kinci grupta, son kullanma tarihi geçmifl olanlar, üçüncüsünde ise, ne oldu¤u anlafl›lmayan maddeler içerenler, etiketleri kaybolmufl ya da paketleri zarar görmüfl kimyasallar bulunuyor. ‹lk gruptaki kimyasallar› yasaklayan veya kullan›m›n› s›n›rlayan kararlar asl›nda 10 ilâ 30 y›l önce verilmifl. Shkolenok, üçüncü gruptaki kimyasallar›n oran›n›n, toplam sto¤un %40’› hatta 50’si olabilece¤ini söylüyor. Shkolenok’a göre, “Orta ve Do¤u Avrupa ile, eski Sovyetler Birli¤i’ne dahil olan bölgede bu tür böcek ilaçlar›ndan kaynaklanan sorunlar var. Bu sorun, on binlerce ton eski kimyasal›n her yerde kötü koflullarda depoland›¤› Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u (BDT) ülkelerinde daha derin gibi görünüyor.” Bütün Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinin geçen y›l Kiev’de imzalad›¤› anlaflma, eski böcek ilaçlar›n›n do¤urdu¤u sorunlarla ilgili endiflelerin sonucuydu. En temel sorunlardan biri, at›klar› sahiplenme sorunuydu. Bölge hükümetleri, daha genifl kitlelere ulaflacak biçimde e¤itim ve bilinçlendirmeyi de kapsayan çal›flmalar› yo¤unlaflt›rmak üzere bir eylem plan› oluflturdu. Kiev Bildirgesi’nde Orta ve Do¤u Avrupa ülkeleri uluslararas› toplumu da yard›ma ça¤›r›yordu. Davis bu bildirgenin, “bölgedeki eski böcek ilaçlar› konusundaki çal›flmalar› koordine edecek bir proje gelifltirilmesi yolunda ad›m atan bölge ülkelerinin, ilerleme konusundaki kararl›l›klar›n› gösteren aç›k bir mesaj oldu¤unu,” söylüyor. Davis ayr›ca, Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinin sorunun boyutunu belirlemelerine ve sorunu çözmelerine yard›mc› olacak bir koordinasyon projesi gelifltirmek amac›yla FAO’nun flu anda bölgedeki STK’larla ve hükümetlerle iflbirli¤i içinde oldu¤unu da sözlerine ekliyor. FAO’ya göre, yaln›zca bir ton eski böcek ilac›n›n ortadan kald›r›lmas› yaklafl›k 3,500 dolara mal oluyor. Üstelik geliflmekte olan ülkelerin ço¤unda zehirli at›klar› güvenli biçimde ortadan kald›rmak için gerekli tesisler bulunmuyor. yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 20 zehirli at›k | MERCEK Bitkisel ve hayvansal üretimde yo¤un olarak kullan›lan tar›msal kimyasallar Türkiye’de de do¤a ve insan sa¤l›¤›n› tehdit ediyor Zehirsiz bir dünya elimizde Prof. Dr. F. Nezihi Uygur o¤un veya modern tar›m, birim alandan en fazla ürünü almay› hedefler. Bunun için yüksek girdi, bir di¤er deyiflle ilaç, gübre ve di¤er kimyasallar› kullanarak, ürünü garantilemek sistemin ilk hedefidir. Ülkemizde yo¤un kimyasal girdi kullan›lan yayg›n tar›mda, zararl› böcek, yabanc› ot ve hastal›klar› ortadan kald›rmak için ziraî mücadele ilaçlar›, kültür bitkileri için suni gübre, bitkilerin geliflimini yönetmek için bitkisel hormon kullan›l›r. Böcek öldürenler insektisit, yabanc› ot öldürenler herbisit, mantari hastal›klardan koruyanlar ise fungusittir. Ayr›ca salyangoz öldüren molluskasitler, nematodlar› öldüren nematositler, örümcekleri öldüren akarisitler de kullan›lmaktad›r. Gübreler makro ve mikro besin elementi içerenler olarak iki türdür. Azot, fosfor ve potas makro besin elementleri; bitkilerde eksikli¤i gözlenebilen demir, çinko, mangan ise mikro elementlerdir. Hormonlar genellikle çiçek aç›p meyve ba¤lamay›, köklenmeyi veya büyümeyi teflvik eder. Büyüme regülatörleri ve yaprak döken, bitkileri kurutan defoliantlar da agro-kimyasallar›n, ya da tar›msal kimyasallar›n bir di¤er grubudur. Hayvansal üretimde kullan›lan ilaç ve antibiyotikler de tar›msal kimyasallar grubuna girer. Kimyasallar›n zehirsiz, az zehirli, zehirli ve çok zehirli olanlar› vard›r. Genellikle suni olanlar, do¤al olanlardan çok daha zehirlidir. Zehirsiz olan do¤al bir ürün afl›r› kullan›l›rsa rahatl›kla zehirleyebilir. Afl›r› suyun hem toprakta yan etkileri olmas›, hem de fazla içildi¤inde insan için zararl› etki yaratmas› gibi. Latin dilinde bir ata sözü “zehri zehir yapan dozudur,” der. Do¤al ve zehirsiz olanlar d›fl›ndaki kimyasallar zamanla ortamda birikti¤inde, afl›r› dozda kullan›ld›¤›nda topraktaki yararl› mikroorganizmay›, solucan›, bal›k ya da sürüngenleri, kufllar›, ar›lar›, yabani hayvanlar› ve insanlar› ölümcül derecede etkileyebilir. Her canl›n›n do¤adaki besin zinciri içinde bir yeri oldu¤u düflünülürse, bir türün etkilenmesi ya da yok olmas›, neredeyse di¤er bütün türleri de derhal etkiler. Y›lanlar›n öldürülmesiyle tarla fareleri epidemi yapar, yani say›s›nda patlama olur. Farelerin zehirlenmesi baz› kufl türlerini yok eder. Kufl türleri yok olunca baz› böceklerin say›s› artar. Böcekleri zehirleyen ilaçlar›n kal›nt›s› insanlar› etkiler, kanser gibi hastal›klara yol açar, ya da zehirlenmifl böcekleri yiyen di¤er canl›lar ölür ve döngü böylece sürer gider. Sonuç- Y ta do¤al dengeler bozulur ve güzel gezegenimiz problemler yaflamaya bafllar. Böyle hayati önemi olan tar›msal kimyasallar›n kullan›m›, özellikle II. Dünya Savafl›’ndan sonra kimya sanayiinin geliflmesiyle h›zlanm›fl, do¤al tar›m yöntemlerinden vazgeçilmifl, afl›r› kimyasal kullan›m› sonucu çevre zarar görmüfltür. Yeryüzünde tar›m kimyasal› olarak en çok sunî gübre ve herbisit kullan›lmaktad›r. ‹statistiklere göre bu kimyasallar Türkiye genelinde yo¤un kullan›lm›yormufl gibi görünmekle birlikte, Ege, Akdeniz ve Çukurova Bölgeleri agro-kimyasallar›n dünyada en fazla kullan›ld›¤› bölgelerdir. Çukurova Üniversitesi’nde yap›lan bir araflt›rma daha 1970’li y›llarda anne sütünde DDT oldu¤unu göstermifltir. Bir çok kuyunun suyu, sulamada kullan›lacak olsa, ayr›ca gübreye ihtiyaç kalmayacak derecede azot içermektedir. Azotun nitrit formu arsenik kadar zehirlidir. Ayr›ca kuyu sular›nda ve drenaj kanallar›nda zirai ilaç kal›nt›s›na rastlanmaktad›r. Hem do¤al dengeleri bozmamak hem de canl›lar› zehirlememek için bu kimyasallar kurallara ve uluslararas› standardlara uygun kullan›lmal›d›r. Toplumsal bir otokontrol sisteminin uygulanmas› için, kimyasallar› üretenler, üretilmesine ve kullan›lmas›na izin verenler, satanlar, kullananlar öncelikle birbirleri taraf›ndan ve yanl›fl kullan›mdan ma¤dur olanlar taraf›ndan kontrol edilmelidir. Yapay tar›msal kimyasallar›n kullan›lmad›¤› ekolojik, organik, biyo-dinamik tar›m sistemlerine geçilmeli, geçilemeyen yerlerde iyilefltirilmifl tar›m veya entegre tar›m uygulamal› sistemler tercih edilmelidir. Tar›msal yapay girdilerin kullan›ld›¤› sistemlerde, sunî gübreler toprak ve yaprak analizinden sonra gerekli en az miktarda kullan›lmal›, yapay gübreler yerine hayvan gübresi ve do¤al at›klardan elde edilen kompostlar tercih edilmelidir. Meyve tutumunu art›ran hormonlar yerine seralarda çiçeklerdeki döllenmeyi art›ran özel ar› türleri ve böcekler kullan›lmal›d›r. Bir çok insektisitin yerine böceklerin do¤al düflmanlar› kullan›labilir. Hayvanlar için antibiyotikler yerine, tedavi edici ilaçlar›n bilinçli veteriner kontrolünde kullan›lmas› gerekir. Zehirsiz ve sa¤l›kl› bir yaflam›n hüküm sürdü¤ü bir yeryüzü için, tüm insanl›¤›n el ele verip birlikte hareket etmesi dile¤iyle. Prof. Dr. F. Nezihi Uygur, Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü Baflkan› Zirai mücadele ilaçlar›n›n veya gübrelerin bilinçli ve daha az kullan›lmas›yla, do¤al denge ve insan sa¤l›¤› korunabilir: A. ‹laç ve gübreleri ruhsatland›rma ve doz belirlenme aflamas›: • Zehirlili¤i düflük, bir tek türe spesifik etkili, etki spektrumu fazla olmayan ilaçlar›n seçilmesi, • Ambalajda her bir zarar etmeni türüne ait etkili en düflük dozun verilmesi, • Zirai ilaç ve gübre ruhsat denemelerinin yeni çevre dostu kurallara göre yap›lmas›. Gübre ruhsatland›rman›n yeniden kurallara ba¤lanmas› özellikle mikro besin elementli gübrelere dikkat edilmesi, • Muadilinden ruhsatland›rma yap›lmamas›. B. ‹laç ve gübrelerin üretim, da¤›t›m ve pazarlanma aflamas›: • Patent sürelerinin uzat›lmas›, • Üretimi yayg›n ilaçlar›n etkili maddelerinin safl›¤›n›n kontrol edilmesi, • ‹llegal gübre üretiminin önlenmesi. C. ‹laç ve gübrelerin tavsiye edilme aflamas›: • Zirai ilac› satan bayii ile tavsiyede bulunan bitki hekimi, ziraat mühendisi müessesesinin birbirinden ayr›lmas›, • Zararl› etmenin do¤ru teflhis edilmesi, ekonomik zarar eflikleri ve kritik periyotlara dikkat edilmesi, • Zehirsiz ve çevreye zarar vermeyen kimyasallar›n tercih ve tavsiye edilmesi. D. Kullanma aflamas›ndaki önlemler: • Tavsiye dozunun üzerine ç›k›lmamas›, • ‹laç ve gübre kullan›m›ndan sonra bekleme süresi dolmadan hasat edilmemesi, • Pülverizatörlerin bilgili kiflilerce kullan›lmas› ve teknik donan›mlar›n tam olmas›, • Uygun hava koflullar›nda ilaçlama yap›lmas›, • Kullanma esnas›nda kullan›c›lar›n kendilerini ve çevreyi korumas›, • Uçakla ilaçlama yap›lmamas›. D. Kullanma aflamas›ndaki önlemler: • Elmadaki bir böcek lekesinin o elman›n ‘organik ürün’ garantisi oldu¤u unutulmamal›d›r, • Parlak, iri ve kaliteli gibi görülen tar›msal üründe kal›nt› olas›l›¤› daha yüksektir, • Ifl›kta bekletilmifl ve y›kanm›fl ürünler di¤erlerine göre daha temizdir, • Aç›k alanda turfanda olmayan ürün daha az risklidir. 21 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR MERCEK | e¤itim Yeni strateji Avrupa’n›n sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi konusundaki çabalar› için eflgüdüm sa¤l›yor Yaflayarak ö¤renmek Pavel Antonov ve Laima Galkute cologia, çevreyi tan›mlamak için Orta ve Do¤u Avrupa’da halen kullan›lan bir sözcük. Bunun geçmifli, ekosistemler, do¤a ve canl› türleri hakk›nda verilen bilgiler kapsayan çevre e¤itiminin ilk kez okul müfredat›na girdi¤i 1970’ler ile 1980’lerin bafllar›na dek uzan›yor. ‹lk kez 1980’lerde tan›mlanan daha yeni bir kavram olan ve halen çevre konusundaki küresel söylemin dayanak noktas›n› oluflturan sürdürülebilir kalk›nma ise, —insanlar›n, çevre üstündeki etkilerini ve tüketimlerini yeryüzünün kapasitesine göre s›n›rlama sorumlulu¤unu da içeren— yeni bir e¤itimi biçimini gerektiriyor. Sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi, e¤itmenler, hükümetler ve toplumlar aç›s›ndan büyük zorluklar tafl›yor. REC’in önde gelen çevre e¤itim projelerinden biri olan Green Pack’i (Yesil Kutu) 2001’den bu yana yürüten Kliment Mindjov, “Bölgedeki bir çok e¤itmen ve kurum, e¤itimin hâlâ bilgilerin bir araya getirilmesinden ibaret oldu¤unu düflünüyor,” diyor. Mindjov’a göre, Orta ve Do¤u Avrupa’da e¤itim, ö¤renciye kuramsal bilgi verilmesine odaklan›yor, de¤erler yarat›p uygulamaya yönelik beceriler kazand›rm›yor. Mindjov, “‹flte bu nedenle Green Pack’i çevre ve kalk›nma konular›nda bir e¤itim arac› olarak sunmay› tercih ediyorum,” diye aç›kl›yor. E Mindjov’a göre, art›k e¤itimde etkileflimli yöntemler olmazsa olmaz. ‹nternet ve e¤lence endüstrisi sayesinde çocuklar küçük yafllardan itibaren etkileflim al›flkanl›¤› kazan›yor. Oyunlar, canland›rmalar ve ikilemler yoluyla gerçeklefltirilen etkileflimli bir e¤itim süreci çocuklar›, toplumdaki beklenti farkl›l›klar› sonucu ortaya ç›kan çevre ve kalk›nmayla ilgili sorunlar›n görüldü¤ü gerçek hayata haz›rl›yor. REC sivil giriflimler baflkan› Robert Atkinson’a göre, sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi, siyaset bilimi, iktisat, kimya, fizik, sosyoloji ve hatta felsefe de dahil bütün dallar›n içine girmelidir. Sürdürülebilir kalk›nma anaokulundan bafllay›p yetiflkin yafllara kadar ö¤retilmelidir. Atkinson bunu, “mesele sadece bilgi meselesi de¤il, insanlara, ifllerinde ve hayat›n her alan›nda karar verme becerisini kazand›rma meselesi,” fleklinde aç›kl›yor. Avrupa’n›n her köflesinden gelen bakan ve üst düzey yetkililer, sürdürülebilir kalk›nma konusunda tüm Avrupa’ya yay›lacak bir e¤itimi stratejisini yaflama geçirmek için 17-18 Mart tarihlerinde Vilnius’ta yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 22 REC’in 1990-2005 y›llar› aras›nda sürdürülebilir kalk›nma e¤itimine katk›lar› • Sürdürülebilir Kalk›nma E¤itimi (SKE) materyallerinin ve bu çerçevede, (Arnavutluk, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Rusya, Slovakya ve Türkiye’de) Yeflil Kutu gibi ö¤retmen e¤itimi programlar›n›n ve (Estonya, Letonya ve Litvanya’da) okulda ve toplumda sürdürülebilir bir yaflam tarz› oluflturma ve uygulama konusunda ilkelerin belirlenmesi. • Balt›k 21 E¤itim Sektörü kapsam›nda (on ülkeden oluflan) Balt›k Denizi Bölgesi için SKE stratejisi ve eylem plan›n›n gelifltirilmesi ve uygulanmas›na katk›. REC Litvanya ülke ofisi 2000-2004 döneminde, Litvanya E¤itim ve Bilim Bakanl›¤›’nca Balt›k 21’de ulusal SKE koordinatörlü¤ü ve temsilcili¤ine aday gösterilmesi. • Genç Çevre Liderleri ve STK’lar›n, örgütlenme ve yönetimle ilgili sorunlar›n› çözme konusunda e¤itilmesi. • Bütün Orta ve Do¤u Avrupa’da hükümet, belediyeler, ifl dünyas›, medya ve üniversitelerden gelen çevre uzmanlar› için sekiz Orta ve Do¤u Avrupa ülkesinin üst düzey hükümet yetkilileri için düzenlenen Uluslararas› Sürdürülebilirlik Dersi de dahil, sürdürülebilir kalk›nma e¤itimleri verilmesi. bulufltu. Çevre ve E¤itim Bakanl›klar› Ortak Üst Düzey Toplant›s›’nda, Ekim 2003’ten bu yana ‹sveç ve Rusya’n›n öncülü¤ünü yürüttü¤ü bir uygulama ekibi taraf›ndan gelifltirilmekte olan taslak strateji görüflüldü. 2003 y›l›nda Kiev’de düzenlenen, bakanl›klar düzeyindeki beflinci UNECE Avrupa’da Çevre konferans›nda, e¤itimi de¤iflimin bir arac› olarak destekleyen stratejiye yeflil ›fl›k yak›lm›flt›. ‹flbirlikçi yaklafl›m Çevre ve e¤itim bakanl›klar›, e¤itim kurumlar›, UNESCO, uluslararas› kurulufllar, STK’lar, ilgili paydafllar ve REC, stratejinin gelifltirilmesinde rol al›yor; bu da stratejinin farkl› ülkelere uyumlu hale getirilece¤i anlam›n› tafl›yor. ‹sveç Çevre Bakanl›¤›’ndaki uluslararas› iliflkiler dairesinin yöneticilerinden Jon Kahn, stratejinin fark›ndal›¤› art›rmay› ve yeni bir zihniyet oluflumunu hedefledi¤ini söylüyor. Stratejinin, Avrupa’n›n sürdürülebilirlikle ilgili müktesebat›n› nas›l destekledi¤i soruldu¤unda ise Kahn, strateji ulusal düzeyde uygulansa da, AB stratejiyle ba¤lant› kurmak istedi¤i takdirde stratejinin AB’ye yard›mc› olabilece¤i yorumunu yap›yor. Atkinson, Orta ve Do¤u Avrupa’da mahallî bir süreç oluflmas›na, parasal kaynak ve uzmanl›¤›n sa¤lanmas›na duyulan gereksinimin büyük oldu¤unu vurguluyor. REC’in, müfredat oluflturma, ö¤retmen e¤itimi, ülkeler ve bölgeler aras›nda deneyim al›flverifli gibi konularda katk›da bulunabilece¤ini söylüyor. ◗ Etkileflim LASZLO FALVAY BEY‹N J‹MNAST‹⁄‹: Çevre bilincini ömür boyu beslemek gerek profil | REC BULTEN‹ ■ Çal›flma yaflam› • • • Artan sorumluluklar • Orta ve Do¤u Avrupa’daki ve Ba¤›ms›z Devletler’deki yerel çevre eylem programlar›nda (LEAPs) 10 y›l boyunca çal›flt› Polonya’da belediye projelerinin koordinatörlü¤ünü üstlendi ve çevresel etki de¤erlendirme konusunda çal›flt› Polonya Do¤al Çevre Vakf›’n›n Polonya’n›n çeflitli flehirlerindeki sürdürülebilir kalk›nma projelerine dan›flmanl›k yapt› REC’in LEAPs destek a¤› bünyesinde çal›flt› ■ Kiflisel bilgiler Yeni üye ülkeler, uzun süredir bekledikleri AB üyeli¤ine art›k kavufltu, peki bu ülkelerin çevrelerinde neler olacak? Bu noktada, kalk›nma ile do¤a koruman›n bir arada var olabilmesini sa¤lamak çok önemli. Ekonominin bütün alanlar›nda, yani ticaret, sanayi, tar›m ve turizmde insanlar temel çevre standartlar›n› korurken ayn› zamanda geçinebilme olana¤› da bulmal›. Kalk›nman›n bedeli, masrafl› do¤a koruma önlemleri olmamal› bundan böyle. Bölge flimdi AB’den uyarlanan bütün bu düzenlemelerin uygulanmas› zorlu¤uyla karfl› karfl›ya. Bu süreçte yap›lmas› gereken bir çok ifl var ve bu ifller yaln›zca merkezdeki birkaç karar merciinin ifli de¤il; bölgesel ve yerel ölçeklerde de çaba ve birikim gerektiriyor. Bu, özellikle merkezi ve yerel yöneticiler için, üyeli¤in kendisinden çok daha önemli bir konu. Ben REC’in bu süreçte onlara gerekli yard›m› sa¤layaca¤›na inan›yorum. li, çünkü bugün yönetsel mekanizmalar›n toplumun kat›l›m›na duydu¤u gereksinim gitgide art›yor. Polonya’da edindi¤im deneyim, yetkililerin yeni koflullarla bafla ç›kmakta gerçekten zorland›¤›n› ve REC’in sa¤layabilece¤i araç ve mekanizmalar›n önemini anlamaya bafllad›klar›n› gösteriyor. REC’in bölgedeki rolü, devin- • • Do¤ma büyüme Varfloval› ve orada olmay› hâlâ seviyor, özellikle de s›k s›k yapt›¤› yolculuklardan sonra Ara s›ra kayak ve yoga yap›yor, ama bofl zamanlar›nda en sevdi¤i u¤rafllar kitap okumak ve iyi oyuncularla briç oynamak REC Orta Avrupa’daki bu öncelikleri nas›l ele alacak peki? AB üyelik süreci boyunca REC, STK’lar da dahil olmak üzere bütün paydafllarla birlikte çal›flt›. Bu çal›flmalar›m›z sonucunda edindi¤imiz birikimi art›rarak üyeli¤in gereklerini uygulamay› sürdürece¤iz. REC, yerel ve bölgesel yönetimlerin kapasitelerini gelifltirmeyi sürdürecek, onlar›n birbirleriyle, özel sektörle, STK’lar ve konuyla ilgili bireyler gibi di¤er paydafllarla olan iletiflimlerini daha da güçlenmesine destek olacakt›r. Böyle bir iletiflim çok önem- gen bir sivil toplum yaratmak için STK’lar, özel sektör ve devlet yetkilileri aras›ndaki iletiflimi güçlendirmek olacak. Bir bölge müdürü olarak hangi yaklafl›m› tercih ediyorsunuz? Yeni üye ülkeler için oluflturdu¤umuz yeni bölgesel stratejimiz, REC ofisleri bünyesinde kapasiteyi art›rma ilkesine dayan›yor. Sekiz ofisimiz bulunuyor; bu ofisleri- miz oldukça küçük, ancak birçok konuda uzmanlar. Orta Avrupa ve Batl›k ülkeleri baflta olmak üzere genifl bir alan› kapsayan REC co¤rafyas› kapsam›nda, konu baz›nda çal›flacak ekipler oluflturulacak. Bu alanlar, sürdürülebilir kalk›nma için ulusal stratejiler, yerel ve bölgesel kalk›nma, çevresel de¤erlendirme, sürdürülebilir kalk›nma e¤itimi, sürdürülebilir yat›r›mlar, biyoçeflitlilik, tar›m ve k›rsal kalk›nma ile sa¤l›k ve çevre. ◗ Bölgedeki ülkelerin iyi oldu¤u sahalar›n yan› s›ra, henüz hakk›nda çok bilgi edinmesi gereken ifl sahalar› da var. Çok zengin bir çevreye ve yüksek biyoçeflitlili¤e sahibiz, Orta Avrupa’da 100 y›l› aflk›n süredir koruma alt›nda olan yerler var. Ancak bu korumay› sürdürmemizi sa¤layacak mekanizma ve araçlar, bizim flimdiye dek bildiklerimizden farkl›. ‹flte bu yüzden NATURA 2000 A¤› oldukça önemli bir dönüm noktas› olacak. Çevre de¤erlendirme yönergesinde de durum hemen hemen ayn›. Bunun yan› s›ra yeni üye ülkelerin, çevre aç›s›ndan önem tafl›yan baflka yükümlülükleri de var, biyoçeflitlilik ve iklim de¤iflikli¤i konusundaki BM sözleflmeleri gibi. PETUR FARKAS Sizce bölgenin çevre konusundaki öncelikleri hangi alanlarda? 23 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR YEN‹ AB ÜYES‹ REC Avrupa Birli¤i Yeni Üyeleri Bölge Direktörlü¤üne getirilen Beata Wiszniewska, Green Horizon ile yapt›¤› söyleflide, yeni üye ülkelerde do¤a korumas›n›n, üyelik sürecinden daha zorlu olaca¤›n› söylüyor REC BULTEN‹ | AB ve Türkiye REC Türkiye Özel Programlar Yöneticisi Kerem Okumufl’a göre, özel sektör ile di¤er paydafllar aras›nda diyalog zemini kurulmadan AB üyelik müzakerelerinin baflar›l› olmas› mümkün de¤il Önce iç müzakereler Do¤ru, REC’in anlay›fl›yla hizmet veren baflka bir kurulufl Türkiye’de yok. REC’in misyonlar›ndan biri tüm paydafllar› kapsamakt›r. Özel sektöre yönelik bir çal›flma baflta öngörülmemiflti. Fizibilite aflamas›nda, özel sektör dahil edilmeden müzakere sürecinin tamamlanamayaca¤› görüldü. Çünkü özel sektör, çevre düzenlemelerini uygulayan paydafllardan biri ve sürecin d›fl›nda kalmas› mümkün de¤il. Böylece Özel Programlar ortaya ç›kt›. Özel Programlarda, ifl dünyas›n›n AB’ye uyumunu kolaylaflt›racak kapasite ve bilinç art›rma çal›flmalar› var. Pek çok çevre kuruluflu için özel sektör ya sorunlar›n kayna¤› ya da projeler için para kayna¤› olarak görülür. REC özel sektöre nas›l bak›yor? Özel sektörsüz kalk›nma düflünülemez. Kalk›nma için özel sektörün güçlenmesi gerek. Ancak iflleyiflini baz› kurallarla kontrol edilmesi de flart. Bunu sa¤layacak olan da devlet ve STK’lard›r. Özellikle ÇED yönetmeli¤i, ileride de AB uyum sürecinde stratejik ÇED, Türkiye için önemli denetleme mekanizmalar›. REC de bu yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 24 Çevre dostu üretim, maliyetlerin artmas› demek; özel sektörün beklentileri ile bir tezat var ortada. Bunu de¤ifltirmek kolay olmasa gerek? Çok do¤ru. Çevre korumas› ya da kirlilik denetimi konusunda her giriflim, ek bir maliyet, ek bir külfet olarak görülüyor. Yasalarla düzenlenmemifl, yapt›r›m› zay›f bir sistemde böyle görülmesi çok do¤al. Yerleflmifl bir zihniyet var. ‹çine girdi¤imiz süreç ise bir zihniyet devriminin bafllang›c›. ‹stanbul’da üretim yapmakla, Brüksel ya da Atina’da üretim yapmak aras›nda fark kalmayacak. Bu üretim ortamlar› aras›nda âdil bir rekabet zemini sa¤lamak gerekiyor. E¤er Türk flirketleri AB pazar›nda rekabet edecekse, mutlaka bu kurallara uymak, ayn› standardlar› sa¤lamak zorunda. Yoksa üretim yapamayacak. Bu çok önemli bir süreç ama o kadar da korkutucu de¤il. Daha çok gö- nüllülük esas›na dayanmas› gerekiyor. Çünkü gönüllü giriflimler, sanayide önemli rekabet avantajlar› da sa¤l›yor. Çevre yönetim sistemi olan ISO 14001 ve EMAS’a (Çevre Yönetim ve Denetleme Sistemi) ya da eko-etikete sahip olan flirketler, AB’de çok daha genifl pazar flans› elde edecek; çünkü Avrupa’da art›k çevreyi kirletmeyen ürünler tercih ediliyor. Sanayimizin de bu e¤ilimleri yakalay›p, rekabet flans›n› art›rmas› için çevreye mutlaka önem vermesi gerek. Kald› ki yat›r›mlar k›sa vadede külfet olsa da, uzun vadede baflta enerji verimlili¤i olmak üzere baz› üretim süreçlerinde maliyet düflüflü de sa¤l›yor. Yani uzun vadede çok yönlü kâr sa¤layabiliyor. Bir özel flirket, çevre konusuna ilgi duysa ve bir fley yapmak istese, REC Türkiye bu flirkete neler sunabilir? Sunabilece¤imiz en önemli hizmet 15 y›ll›k deneyimimiz. Bütün sanayi dallar›nda bilgi sunmam›z mümkün olmasa da, böyle taleplerle, Orta ve Do¤u Avrupa’da benzer sektörler aras›nda iletiflim kurulmas›n› sa¤layabiliriz. Deneyimin paylafl›lmas› önemli. Bilgiye ve veriye ihtiyac› olan bir kuruluflun, bu bilgiye ulaflmas› için köprü ifllevi görebiliriz. REC ülkelerindeki ofislerimiz sayesinde Türkiye’deki bir flirketle bir Avrupa flirketi aras›nda ba¤lant› kurabiliriz. Ayr›ca Oxford Üniversitesi deste¤i ile kapasite gelifltirme e¤itimleri ve atölyelerimiz var. AB uyum sürecinde yap›lacak yat›r›mlar›n nas›l finanse edilece¤i konusunda bir baflka program›m›z olacak. Di¤er REC ülkelerindeki flirket temsilcilerinin Türkiye’ye gelip buradaki ilgili sektörlerle deneyimlerini paylaflmalar›n› sa¤layaca¤›z. Bir de uyum sürecindeki yeniden yap›lanmalar konusunda yol gösterici çal›flmalar yay›mlayaca¤›z. EMAS, eko-etiket, IPPC e¤itim çal›flmam›z olacak. Bütün bu programlar, ifl dünyas›n›n kurdu¤u, oda, dernek gibi birlikler ile birlikte yürütülüyor. ‹lk y›l›n›z› henüz dolduruyorsunuz; bir y›ll›k hedefiniz neydi, Özel Programlar’da nas›l bir ilerleme kaydettiniz? ‹lk y›lda REC’i kurum olarak yerlefltirmek, misyon ve hedeflerimizi anlatmak, iflbirlikleri kurmak gerekiyordu. Ne tür ortakl›klar gelifltirilece¤ini, neler yap›laca¤›n› anlatt›k. Türkiye’de sanayinin ihtiyaçlar›n› saptad›¤›m›z çok yararl› bir ö¤renme süreci, bir haz›rl›k dönemiydi ilk y›l. Programdaki aktif çal›flmalar ise ikinci y›l bafllayacak. ◗ Türkiye’de ifl dünyas›na yönelik özel bir program yürüten tek çevre kuruluflu REC. Bu yaklafl›m›n temeli nedir? yeni süreçleri kurmak için devlet ile özel sektör aras›nda bir mekanizma kurmaya, köprü görevi üstlenmeye çal›fl›yor. Bu pilot çal›flmalarla bir yönetiflim süreci ortaya koyuyoruz. Özel sektörün salt ç›kar ve beklentileri do¤rultusunda de¤il, di¤er paydafllarla birlikte hareket etti¤i yeni bir zihniyet yerlefltirmeye çal›fl›yoruz. Müzakereler bafllad›¤›nda uygulamaya konulacak direktifler aç›s›ndan bu flart. Örne¤in bir direktif sanayiye dan›flmadan devreye sokulacak olursa, sanayide gerekli malî ya da idarî altyap› yoksa uyum sa¤lanamaz. Asl›nda Brüksel’deki müzakerelerden önce en önemli müzakereler burada, ülke içinde, paydafllar aras›nda yap›lacak. Kimya sanayiini ilgilendiren bir direktifle ilgili müzakere yap›lacaksa, önce Türkiye’deki kimya sanayicileri ile mutabakata varmak gerek. Bir di¤er hedefimiz de, devlet ile özel sektör aras›nda eskiden beri olan iliflkilere STK’lar› da dahil etmek, yani yönetiflim modelini ortaya ç›karmakt›r. Özel sektörün kendi ç›karlar›n› gözetmesine karfl›l›k, STK’lar›n da toplumun ç›karlar›n› korumas› gerekir. Özel Programlar kapsam›nda bunu diyalog platformlar› ile yarat›yoruz. Mesela AB’nin kimya sanayiine yönelik yeni politikas› REACH’in müzakereler bafllad›¤› zaman çevre konusunda entegre edilmesi gerek. Platformlardan bir tanesini bu sahada oluflturuyoruz. Kimyasal üreticilerini, kullan›c›lar› ve devleti bir araya getiriyoruz. ‹kinci platformumuz entegre at›k yönetimi konusunda. Belediyeleri, devleti, at›k üreten sanayii bir araya toplayarak, AB at›k yönetimi direktiflerine uyum sa¤lamay› kolaylaflt›r›yoruz. türkiye | REC BÜLTEN‹ KAPAS‹TE GEL‹fiT‹RME PROGRAMI ■ REC’in Türkiye’de kurulma misyonuyla uyumlu olarak, AB çevre müktesebat›n›n uyumlaflt›r›lmas›nda desteklemek amac›yla çeflitli etkinlikler düzenleniyor. “AB Çevre Politikas› ve Çevre Müktesebat› Oluflum Mekanizmalar›” konulu ilk seminerler dizisi, 1, 2, ve 8 fiubat tarihlerinde Ankara’da gerçeklefltirildi. Toplamda 30 farkl› devlet kurum ve kuruluflundan 100’e yak›n yetkilinin ve uzman›n izledi¤i seminerlerde müzakere sürecindeki ülkelerin AB çevre politikalar› ve bu politikalar›n oluflum mekanizmalar›na nas›l müdahil olabilece¤i seminerin önemli tart›flmalar› aras›ndayd›. Devlet kurumlar›na yönelik di¤er bir önemli etkinlik de 28-29 Nisan tarihlerinde Çevre ve Orman Bakanl›¤› iflbirli¤i ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’nun katk›lar› ile Ankara’da düzenlenen “AB Çevre Müktesebat›n›n Uyumlaflt›r›lmas› ‹çin Stratejiler – Türkiye’yi Neler Bekliyor” bafll›kl› konferanst›. Aç›l›fl› Çevre ve Orman Bakanl›¤› Müsteflar› Prof. Dr. Hasan Z. Sar›kaya taraf›ndan yap›lan konferansa D›fliflleri Bakanl›¤›, Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i ve Avrupa Komisyonu REC TÜRK‹YE REC Türkiye, AB Uyum Sürecinde sivil toplum ve kamu kurumlar›na yönelik e¤itimleri Konferans›n aç›l›fl›n› Çevre ve Orman Bakanl›¤› Müsteflar› Prof. Dr. Hasan Z. Sar›kaya yapt› Türkiye Delegasyonu temsilcileri kat›ld›. REC Türkiye ayr›ca, Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlü¤ü Türkiye Masas› sorumlusunun yan› s›ra, yeni üye ve müzakere sürecinde bulunan ülkelerden Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Bulgaristan’›n Çevre Bakanl›klar›nda müzakere sürecini yürüten yetkilileri konferans konuflmac›lar› olarak a¤›rlad›. ‹ki gün süren konferans›n sonunda yap›lan panelde ise Türkiye, AB ve di¤er ülke yetkilileri, müzakere ve uyumlaflt›rma sürecinde Türkiye’yi nelerin bekledi¤ini tart›flarak, deneyimlerinden yola ç›karak Türkiye’de sürecin daha etkin yürütülmesi için önerilerde bulundular. AB Uyum Süreci için Kapasite Gelifltirme Program›’n›n STK aya¤›nda ise 19-20 Mart tarihlerinde ‹stanbul’da “AB Çevre Politikas› ve Kat›l›m Sürecindeki Ülkelerde STK’lar›n Rolü” konulu bir çal›fltay düzenlendi. Çal›fltaya çevre alan›nda ulusal düzeyde etkinlik gösteren STK’lar ile bölgesel STK platformlar› temsilcileri davet edildi. Verimli tart›flmalar›n ard›ndan konuyla ilgili sürdürülebilir bir sürecin bafllat›lmas› konusunda fikir birli¤ine var›ld›. Çal›fltay›n ç›kt›lar›ndan yola ç›k›larak tasarlanacak bir devam etkinli¤i, REC Türkiye taraf›ndan 2005 Sonbahar döneminde gerçeklefltirilecek. H‹BE PROGRAMLARI Sivil toplum geliflimine destek vermeye devam ediyoruz ■ REC Türkiye Hibe Program›, az zamanda çok ifl yapman›n yorgunlu¤u ile birlikte keyfini yaflamaya devam ediyor. Kas›m 2004’de gerçeklefltirilen ilk duyurunun ard›ndan, ikinci ve üçüncü duyurumuz s›ras›yla tematik ulusal hibeler ve yerel yönetim hibeleri bafll›¤› alt›nda 17 Aral›k 2004 tarihinde yap›ld›. Her iki duyuruda da öncelikle proje özetleri ile baflvurulmas› flart› kondu. Tematik Ulusal Hibelerde toplam 43, Yerel Yönetim Hibelerinde ise toplam 137 Proje Özeti baflvurusu al›nd›. Proje Özetlerinin de¤erlendirilmesi sonucunda, Tematik Ulusal Hibelerde 21 teklif, Yerel Yönetim Hibelerinde ise 46 teklif, tam teklif haz›rlamaya hak kazand›. Tam teklifler Hibe De¤erlendirme Komitesi taraf›ndan de¤erlendirildi ve toplam befl Yerel Yönetim ve üç STK Projesi hibeye hak kazand›. 2005 y›l› içerisindeki son hibe duyurusu ise “Klasik Ulusal Hibeler” bafll›¤› alt›nda, yaln›zca STK’lar›n çevre ve sürdürülebilir kalk›nma alanlar›ndaki bilinç ve kapasite gelifltirmeye yönelik, kampanya, seminer, sempozyum, vb. faaliyetlerini desteklemeye yönelik olarak, 25 Nisan 2005 tarihinde yap›ld›. Bu duyuruda da STK’lar öncelikle Proje Özetleri ile baflvuruda bulundular ve al›nan 46 proje özeti baflvurusundan 40’› kriterlere uygun bulunarak Hibe De¤erlendirme Komitesine iletildi. Bu duyuru için de¤erlendirme süreci devam etmekte. ÖZEL PROGRAMLAR REC Türkiye, ‹klim De¤iflikli¤i 6. maddesi için “Ulusal Odak Noktas›” oldu ■ REC Türkiye, ‹klim De¤iflikli¤i ile ilgili E¤itim, Ö¤retim ve Kamuoyu Bilinçlendirilmesi alanlar›nda “Ulusal Odak Noktas›” olarak görevlendirildi. Ülkemizin 24 May›s 2004 tarihinde kat›ld›¤› Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nin (BM‹DÇS) 6. Maddesi E¤itim, Ö¤retim ve Kamuoyu Bilinçlendirilmesi alanlar›n› tan›mlamaktad›r. BM‹DÇS ile ilgili ulusal ve uluslararas› düzeydeki çal›flmalar›n eflgüdümünü yürüten Çevre ve Orman Bakanl›¤›, 9 Ma- y›s 2005 tarihi itibar› ile REC Türkiye’yi BM‹DÇS 6. Madde Ulusal Odak Noktas› olarak görevlendirmifltir. Konuyla ilgili olarak 2002 y›l›nda Yeni Delhi’de gerçeklefltirilen 8. Taraflar Konferans›’nda Yeni Delhi Çal›flma Program›* kabul edilmifltir. Çal›flma Program›’n›n ülkelerde hangi düzeyde uyguland›¤› 2007 y›l›nda gerçeklefltirilecek Taraflar Konferans›’nda de¤erlendirilecektir. REC Türkiye, Yeni Delhi Çal›flma Program›’n›n ülkemizde de hayata geçirilmesi için tüm paydafllarla etkin bir iflbirli¤i içerisinde çal›flmalar yürütecek. * Yeni Delhi Çal›flma Program›, baflta gençler olmak üzere tüm kesimlerin iklim de¤iflikli¤i konusunu daha iyi ö¤renmelerini, konuyla ilgili uluslalaras› iflbirli¤inin gelifltirilmesini, baflta kamu kurumlar› olmak üzere ilgili teknik kadrolar›n e¤itimini, kamuoyunun bilgiye erifliminin kolaylaflt›r›lmas›n› ve tüm kesimlerin iklim de¤iflikli¤i sürecine kat›lmalar›n›n kolaylaflt›r›lmas›n› öngörmektedir. 25 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR REC BÜLTEN‹ | haber KISA KISA ■ Sürdürülebilirlik toplant›s› yap›ld› Sürdürülebilir kalk›nma; siyasi irade, kurumsal altyap› ve bu amaçla çal›flan ulusal komisyonlar aras›nda eflgüdüm gerektirir. Bunlar, 20 Ocak’ta REC’in Szentendre’deki genel merkezinde yap›lan Sürdürülebilir Kalk›nma Toplant›s›n›n baz› sonuçlar›. Toplant›da, bakanl›k yetkilileri, STK temsilcileri ve bilimciler, Orta Avrupa ve di¤er AB ülkelerindeki sürdürülebilir kalk›nma sorunlar›n› ve f›rsatlar›n› ele ald›lar. Sürdürülebilir kalk›nman›n planlanmas› ve uygulanmas› konusunda edinilen ulusal bilgi ve tecrübelerin paylafl›lmas› ve bütünlefltirilmesine devam edilmesi amac›yla Kas›m ay› için yeni bir etkinlik planland›. Konferansla ilgili ayr›nt›lar için www.rec.hu/ SDconference REC KADRO DE⁄‹fi‹KL‹KLER‹ ■ REC’e kat›lanlar Yegana Jafarova — ‹klim De¤iflikli¤i Program› proje asistan› olarak göreve bafllad›. Veronika Farkas — do¤um izni alarak ayr›lan Tinatin Kvatchantiradze yerine Çevre Yasas› Program›’nda proje asistan› oldu. Plamen Peev — do¤um izni alarak ayr›lan Tsvetelina Filipova — Borissova’n›n yerine Çevre Yasas› Program›’nda proje müdürü oldu. Andras Bene — idari yetkili olarak göreve bafllad›. ■ REC’ten ayr›lanlar Zarina Azizova — ‹klim De¤iflikli¤i Program›’ndaki proje asistanl›¤› görevinden ayr›ld› Krisztina Wegner — idari yetkili olarak çal›flt›¤› görevinden ayr›ld›. Franceso Paulo Rizzo — ‹talya Tröst Fonu koordinatörlü¤ü görevinden ayr›ld›. Cerasela Stancu — STK projeleri müdürlü¤ü görevinden ayr›ld›. Gül Moran — REC Türkiye Hibe Programlar› uzmanl›¤› görevinden ayr›ld›. ■ REC, AB at›k grubuna kat›l›yor ■ Di¤er de¤ifliklikler REC, Avrupa Çevre Ajans›’n›n Kaynak ve At›k Yönetimi Konu Merkezi’nin yedi orta¤›ndan biri oluyor. REC, 2005-2008 döneminde, Danimarka, ‹ngiltere ve Galler, Almanya, Avusturya, Estonya ve ‹talya’daki çevre kurulufllar›yla birlikte merkezin yönetimine destek olacak. Ana etkinlikler aras›nda, bütünlefltirilmifl ürün politikas›, kimyasal sanayi at›klar›n›n güvenli¤i, at›kla ilgili ekonomik araçlar›n faaliyet sonras› analizleri, düzenli depolama ve çöp f›r›nlar›yla ilgili AB yönergelerinin etkilerinin de¤erlendirilmesi yer al›yor. Merkez, 1997 y›l›ndan bu yana Avrupa’daki karar mercilerine ve kamuya at›k ve malzeme dolafl›m› konusunda veri ve bilgi sa¤l›yor. ‹talya Çevre ve Arazi Bakanl›¤› da REC’in kat›l›m›na mali destek verecek. Gabriella Jani — ‹nsan Kaynaklar› Departman›’na müdür olarak atand› Lorenzo Rilasciati — ‹talya Tröst Fonu Koordinatörlü¤ü’ne atand› ■ Balkan a¤› büyüyor Grubun Üçüncü Genel Kurul Toplant›s›’nda Bulgaristan, Romanya ve muhtemelen Türkiye’nin, Balkan Çevre Düzenleyici Uyum ve Uygulama A¤›’na (BERCEN) kat›lmak üzere oldu¤u bildirildi. Böylece BERCEN, aday olmayan, aday ve üyelik sürecindeki ülkelerde çevre yasalar›n›n uygulanmas›n› sa¤lamay› amaçlayan üyelik öncesi bir a¤a dönüflecek. A¤ sekreteryas› proje müdürü Mihail Dimovski, BERCEN’in bunu gerçeklefltirmesi için AB’nin Çevre Yasalar› Uygulama ve Yürütme a¤›yla (IMPEL) iliflkilerini güçlendirmesi gerekti¤ini söyledi. BERCEN, 2005 y›l›nda sona erecek AC-IMPEL a¤›n›n yerini doldurmaya aday. ■ Kurumsal sosyal sorumluluk REC Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) sürecine destek olmak amac›yla 20 Haziran 2005’te TÜS‹AD ile iflbirli¤i içinde bir konferans gerçeklefltirdi. Yurt içi ve yurt d›fl›ndan uzmanlar›n kat›ld›¤› konferansta AB’nin KSS yaklaflımı, gelifltirmifl oldu¤u destekleyici politikalar ve Avrupa’dan örnek KSS uygulamalar› ile ilgili sunumlar yer ald›. REC Türkiye’nin haz›rlamakta oldu¤u KSS veri taban› çok yak›nda çal›flmaya bafllayacak ve bu alandaki önemli bir bofllu¤u dolduracak. yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 26 ■ Düzeltme Önceki say›m›zdaki REC Türkiye ekibi listesinde yer alan Yunus Ar›kan, REC Türkiye ‹klim De¤iflikli¤i Dan›flman› olarak görev yapmaktad›r. REC Türkiye, Orta ve Do¤u Avrupa Bölgesindeki çevre sorunlar›n›n çözümüne yard›mc› olmak amac›yla çal›flan, siyasî görüfllerden ve ç›kar guruplar›ndan ba¤›ms›z, kâr amac› gütmeyen, uluslararas› bir kurulufl olan Orta ve Do¤u Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin (REC) Türkiye’deki temsilcisidir. REC bu hedefe ulaflabilmek için sivil örgütler, resmi kurumlar, özel sektör ve di¤er çevre paydafllar› aras›ndaki iflbirli¤ini teflvik etmekte, serbest bilgi paylafl›m›n› ve çevre yönetimine toplumsal kat›l›m› desteklemektedir. REC 1990 y›l›nda ABD, Avrupa Komisyonu ve Macaristan taraf›ndan kurulmufltur. Bugünkü yasal zemini, 28 ülke hükümeti ve Avrupa Komisyonu taraf›ndan imzalanan bir sözleflmeye ve Macaristan Hükümeti ile yap›lan uluslararas› bir anlaflmaya dayanmaktad›r. REC’in merkezi Macaristan’da Szentendre’dedir. Hizmet verdi¤i 16 ülkede, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, H›rvatistan, Letonya, Litvanya, Macaristan, FYR Makedonya, Polonya, Romanya, S›rbistan Karada¤, Slovakya, Slovenya ve Türkiye’de ülke ofisleri bulunmaktad›r. REC’in mevcut ba¤›flç›lar›, hükümetleraras› ve özel pek çok kurumun yan› s›ra Avrupa Komisyonu ile ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Birleflik Krall›k, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Hollanda, ‹talya, ‹sveç, ‹sviçre, Japonya, Kanada, Letonya, Macaristan, Norveç, Polonya, S›rbistan Karada¤ ve Slovenya hükümetleridir. ARNAVUTLUK Rr.Durresit P.11Shk.2, Ap.12, Tirana, Albania Tel/Faks:(355-42)39-444 E-posta: [email protected] BOSNA HERSEK Koste Hermana 11/2 71000 Sarajevo, Bosnia and Herzegovina Tel:(387-33)221-998 Faks:(387-33)209-130 E-posta:[email protected] Banya Luka Saha Ofisi Slavka Rodica 1, 78000 Banja Luka,RS Bosnia and Herzegovina Tel/Faks:(387-51)317-022 E-posta:[email protected] BULGAR‹STAN Pozitano str.3,floor 1 1000 Sofia,Bulgaria Tel/Faks:(359-2)988-1670 Tel:(359-2)980-3730 E-posta:[email protected] ÇEK CUMHUR‹YET‹ Senovazna 2 11000, Prague, Czech Republic Tel/Faks: (420-2)2422-2843 E-posta: [email protected] ESTONYA Ravala str 8 10143 Tallinn, Estonia Tel/Faks: (372-6) 461-423 E-posta: [email protected] HIRVAT‹STAN Djordjiceva 8a Br. 10000 Zagreb,Croatia Tel: (385-1)481-0774 Tel/Faks: (385-1)481-0844 E-posta: [email protected] LETONYA Peldu 26/28,3 LV-1050 Riga,Latvia Tel/Faks:(371-7)228-055 E-posta:[email protected] L‹TVANYA Svitrigailos g.7/16 03110 Vilnius,Lithuania Tel:(370-5)231-0067 Tel/Faks:(370-5)233-5451 E-posta:[email protected] MACAR‹STAN Ady Endre ut 9-11 2000 Szentendre,Hungary Tel:(36-26)504-075,(36-26) 504-076 Faks:(36-26)311-294 E-posta:[email protected] E-posta: [email protected] SIRB‹STAN VE KARADA⁄ Primorska 31, 11000 Belgrade, Serbia and Montenegro Tel: (381-11)329-2899 Faks: (381-11)329-3020 E-posta: [email protected] Kosova Saha Ofisi Kodra e Diellit Rruga 3,Lamela 26 Pristina,Kosovo Tel/Faks: (381-38)552-123 E-posta: [email protected] Karada¤ Saha Ofisi Ivana Crnojevica 16/2 81000 Podgorica,Montenegro Serbia and Montenegro Tel/Faks: (381-81)210-235, 210-236 MAKEDONYA Mit.Teodosij Gologanov 39-2-2 1000 Skopje,Macedonia Tel/Faks:(389-2)313-1904 E-posta:[email protected] SLOVAKYA Vysoka 18 811 06 Bratislava,Slovakia Tel:(421-2)5263-2942 Faks:(421-2)5296-4208 E-posta:[email protected] POLONYA ul.Grojecka22/24 02-301 Warsaw,Poland Tel:(48-22)629-3665, (48-22)628-7715 Faks:(48 22)629-9352 E-posta:[email protected] SLOVENYA Slovenska cesta 5 1000 Ljubljana,Slovenia Tel/Faks:(386-1)425-7065 Tel:(386-1)425-6860 E-posta:rec-slovenia@guest. arnes.si ROMANYA Str Episcop Timus nr.4, Sector 1, Bucharest,Romania Tel:(40-21)231-9764, (40-21)231-9765 Faks:(40-21)231-2017 TÜRK‹YE Ceyhun Atuf Kansu Cad.No:102 Balgat,Ankara TÜRK_YE Tel: (90 312)284 95 55 Faks: (90 312)287 01 10 E-posta: [email protected] YEfi‹L BAKIfi Behzat Gürkan Biyolojik Çeflitlilik Sizin biyoçeflitlili¤iniz hangisi? Ekoloji ve biyoçeflitlilik kavramlar›n›n basitlefltirilmesi do¤ay› anlamam›z› zorlaflt›r›yor ARDAHAN YAYLALARI: Ortada Ball›baba, Mine (mavi çiçekli), Hindiba (solda kapanm›fl çiçek), T›rf›l (altta üçgül de denen baklagil) rak artan çevre kirlili¤i ve ekosistem tahribat›n›, ancak 1960’lardan sonra idrak edebildik. Do¤al sistemlere bütün olarak ve derinlemesine bak›nca, iliflkiler a¤›ndan oluflan karmafl›k bir yap› görürüz. Bu yap›y› çevreci ve indirgemeci bak›flla inceledi¤imiz ölçüde, eksik ve yanl›fl ç›kar›mlar yapma olas›l›¤›n› da o kadar art›r›r›z. Bütüncül ve indirgemeci yaklafl›mlar› birlikte kullanan bir bilim olan ekolojinin çevre sorunlar›n›n çözümündeki rolü de 1960’lardan sonra anlafl›ld›. Ekoloji, çevreyi inceleyen tüm bilim dallar›n›n oluflturdu¤u çevre bilimlerinin ortaya ç›k›fl›yla, sosyolojiden ziraat mühendisli¤ine, kimyadan ormanc›l›¤a kadar farkl› bilim alanlar›nda kendine yer buldu. Ancak, ülkemizde ekolojinin anlam›, ‘çevre’ ile özdefllefltirilip daralt›l›yor. Bu da ço¤u kez yanl›fl anlama ve kavram kargaflas› do¤uruyor. ‘Ekoloji’nin s›kl›kla ‘çevre’ye indirgenmesi gibi, ‘biyoçeflitlilik’ kavram› da basitlefltirilerek kula¤a hofl gelen biçimde kullan›l›yor. Biyolojik çeflitlilik, san›lan›n aksine, türlerin say›sal çoklu¤u ile ilgilenmez sadece. Elbette bir bölgedeki tür say›s›, oran›n biyoçeflitlili¤i hakk›nda bilgi sa¤lar. Ancak biyoçeflitlilik kavram›, hem bir bölgede bulunan habitat ya da ekosistem çeflitlili¤ini, hem de her bir türün kendi içindeki genetik çeflitlili¤ini kapsar. Biyoçeflitlilik, farkl› evrimsel geçmifllere sahip olan türleri, bu türlerin populasyonlar› içindeki ve aras›ndaki genetik çeflitlili¤i, türlerin habitatlar, ekosistemler, k›talar ya da okyanuslardaki da¤›l›m›n› kapsayan bir kavramd›r. Bu kavram›n çok boyutlulu¤una iyi bir örnek olan Anadolu co¤rafyas›nda, da¤lar, yal›t›lm›fl vadiler, k›y› ve kara ekosistemleri oluflmufl, bu da çok küçük sahalarda bile farkl› habitatlar ortaya ç›karm›flt›r. Ortama uyum sa¤layan canl› populasyonlar›n›n gen havuzlar›, o ortamdaki bask›n ekolojik etmenlerle flekillenir. Dolay›s›yla, habitat çeflitlili¤ine dayanan genetik çeflitlilik de, Anadolu’daki yüksek biyolojik çeflitlili¤in bir nedenidir. Son y›llarda, insan›n kültür amaçl› kulland›¤› bitki ve hayvan türlerinin çeflitlili¤i demek olan sosyo-ekonomik bileflenler de bir biyoçeflitlilik unsuru olarak görülüyor. Anadolu, böyle birçok bitki ve hayvan türünün genetik anavatan› olmas› dolay›s›yla da, biyolojik çeflitlili¤i yüksek olan bölgelerden biridir. Dünyadaki yayg›n birçok tar›m bitkisinin anavatan› da Anadolu’dur. Halen Anadolu’da özellikle k›rsal yörelerde birçok bitki, farkl› gereksinimleri karfl›lamak üzere kullan›lmaktad›r. Biyoçeflitlili¤i bu denli yüksek bir co¤rafyada yaflayan bizlerin, ‘ekoloji’ ve ‘biyoçeflitlilik’ gibi kavramlar› do¤ru anlam›yla, do¤ru yerde ve kliflelere indirgemeden kullanmas›, biliminin oldu¤u kadar, yaflad›¤›m›z co¤rafyaya sayg›n›n da gere¤idir. Bu konuda bilgilenmek isteyenler için www.ecology.com gibi web sitelerinin yan› s›ra, baflta Mine K›fllal›o¤lu ve Fikret Berkes’in ‘Ekoloji ve Çevre Bilimleri’ kitab› olmak üzere pek çok yay›n yararl› olacakt›r. ◗ TURGAY ARIK ‹nsano¤lu, do¤al süreçleri kavramak için bilimi kullan›rken, 1700’lerden itibaren, do¤al olaylar› indirgemeci bak›flla sorgulamas› bilimde büyük ilerleme sa¤lad›. Bu baflar›s›yla benli¤i kabaran insano¤lu yan›lg›ya düflerek, do¤ay› çözdü¤ünü ve onunla bafl edebilece¤ini sand›. Oysa do¤aya insan-merkezli bakt›¤›m›z, onunla bar›fl›k yaflamak yerine mücadeleye giriflti¤imiz için ekosistemlerin tahribat› h›zland›. 20. yy.’daki büyümeye paralel ola- Doç. Dr. Behzat Gürkan Hacettepe Üniversitesi Genel Sekreter Yard›mc›s›. Türkiye için Kutular haz›r REC’in çevre e¤itimi arac› Yeflil Kutu (Green Pack) çok yak›nda Türkçe olarak haz›rlanacak. Program›n Macaristan ve Bulgaristan’›n yan› s›ra Polonya’daki baflar›s›n›n ard›ndan malzemenin multimedya araçlar› Çekçe ve Slovakça’ya çevrilmifl ve içerikleri herbir ülkenin çevre koflullar›na göre uyarlanm›flt›. fiimdi ayn› çal›flmalar Türkiye için bafll›yor. Yeflil Kutu projesi Türkiye’de, REC, Do¤a Derne¤i ve Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i iflbirli¤i ile gerçeklefltirilecek. Ö¤retmenlere yönelik bir araç olan Yeflil Kutu, yerel, bölgesel ve küresel çevre sorunlar›yla ilgili interaktif ve multimedya sunumlar› içeriyor. Yeflil Kutu’nun ‹ngilizce versiyonuna http://greenpack.rec.org adresinden ulafl›labilir. 27 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR YEfi‹L BAKIfi Nafiz Güder Biliflim Teknolojileri Dünyaya aç›lan pencere ‹nternet önemli bir iletiflim mecras›. Birey ve kurulufllar›n tan›flmas›, iflbirli¤i yapmas›, bilgi paylaflmas›, ba¤›fl ve yard›m toplamas›n› sa¤l›yor. ‹nternet’in bafll›ca gereçleri olan web siteleri ve e-posta ile kullan›c›lar, ucuz ve h›zl› iletiflim kuruyor, bilgiye erifliyor. Bu, ‹nternet’i çevre örgütleri için de cazip hale getiriyor. Kimi zaman web sitesi kurulmas› ve iflletilmesiyle ilgili bilgilerden yoksun olmak, bu konuda ad›m atmay› engellemek- te. Baz› çevre kurulufllar›n›n web sitesi konusunda zorluk çekti¤ini görüyoruz. Burada baz› teknik bilgilerin yan› s›ra bir web sitesinin bafll›ca ifllevlerine de¤inece¤iz. Web sitesinde ilk ad›m, kurulufla ait olacak, www.kurulusismi.org gibi bir alan ad›n›n tescilidir. STKlar için isimden sonra en uygun uzant› ‘.org'dur. '.tr' ülke k›saltmas› eklemek için, tescil Orta Do¤u Teknik Üniversitesi’nin www.nic.tr sitesinden yap›lmal›d›r. Baflvuruda, alan ad›n›n kullan›m hakk›n›n kuruluflumuzda oldu¤u gösterilmeli, istenen belgeler sa¤lanmal›d›r. Sadece ‘.org’ uzant›l› bir isim için www.internic.net/alpha.html sitesindeki kurulufllardan tescil yap›labilir. Alan ad› belli süreler için tescil edilir, süre sonunda yenilenerek isim hakk› sürdürülür. Sitemize kesintisiz eriflilebilmesi için en sa¤l›kl› yöntem, sitenin bir Internet Servis Sa¤lay›c› (‹SS) sunucusunda bar›nd›r›lmas›d›r (hosting). Alan ad›n›, bir kuruluflun ismi gibi düflünürsek, sunucu sayesinde yap›lacak bar›nd›rma ifllemini de, sanal bir bina içinde, sanal bir ofis kiralamaya benzetebiliriz. ‹SS, gerekli altyap›ya sahip, sorunlar› çözebilecek yeterlilikte olmal›d›r. Bar›nd›rma hizmeti, süresi doldu¤unda ödeme yap›l›p uzat›lmal›d›r. Teknik ifllemlerden daha önemli olan konu, “neden bir siteye gereksinme duyuyoruz?” sorusunu yan›tlamakt›r. Web sitesi, bütün iletiflim sorunlar›n› çözen, kendi kendine çal›flan sihirli bir de¤nek de¤ildir. ‹yi tasarlanmam›fl, güncellenmeyen, içeri¤i zay›f siteler, bir süre sonra sanal çöplü¤e kat›l›r. Bütün iletiflim sorunlar›n›n web sitesi ile çözülece¤ini sanmak, zaman ve insan gücü ayr›lmam›fl bir sitenin ifllevsel olmas›n› beklemek yan›lg›d›r. Ard›ndan site bölümleri ve içeri¤ine karar verilmelidir. Kurum ve misyon mu ön plana ç›kacak? Proje ve etkinlikler mi vurgulanacak? Yay›n ve ürün mü tan›t›lacak? Ziyaretçinin ilgisini yakalamak için, ana sayfa düzgün, sade ve çekici olmal›d›r. Hareketli görüntüler, renk cümbüflü, kayar yaz›lar, gözü yorma ve geç yüklenmenin yan› s›ra, siteyi ‘ucuz ve basit’ gösterebilir. Belli bafll› kurumsal bilgilerin (misyon, çal›flma sahalar› vb.), logo ve kurumsal kimli¤in, iletiflim bilgilerinin ana sayfada verilmesi yararl› olur. ‹çerik, flu ana bafll›klarda toplanabilir: a) kurumsal tan›t›m, misyon, tarihçe, kurucu ve mensuplar; örgüt flemas›, flubeler; b) bitmifl, güncel, planlanan projeler, etkinlikler; c) paydafllar, dan›flmanlar, destekçiler; d) gönüllü ve parasal destek formlar›; e) yay›nlar, ürünler; f) bas›n bülteni, duyuru vb. metinler, e-bülten; g) iletiflim bilgileri. Tart›flma, forum, anket gibi bölümler, haberler, s›kça sorulan sorular, al›fl-verifl gibi daha ileri ifllevler de eklenebilir. Özellikle düflünce al›fl verifli sa¤layan forumlar ziyaretçi say›s›n› ve ziyaret s›kl›¤›n› art›r›r, sitede kal›fl süresini uzat›r. E-posta gruplar›yla, üyelere e-bülten gönderilebilir. Sitenin haz›rlanmas› uzmanl›k, sitenin görsel çekicili¤i de grafik beceri gerektirir. Sitenin s›k güncellenmesi, iletiflim bilgilerinin do¤ru olmas›, e-postan›n ifllevsel olmas› ve al›nan e-postalar, formlar, üyelik baflvurular›, yay›n vb. taleplerin k›sa sürede yan›tlanmas› gerekir. Mesajlar›n zaman›nda yan›tlanmamas›, kuruluflun sayg›nl›¤›n› zedeler. ◗ BAYT ‹yi tasarlanm›fl ve ifllevsel web siteleri, çevre paydafllar›n›n iflbirli¤ini güçlendirebilir Avrupa Birli¤i Çevre Ödülleri – Türkiye Program› Kazanmak için mücadeleye de¤er bir ödül! Bölgesel Çevre Merkezi, REC Türkiye’nin ulusal sekretaryas› oldu¤u Avrupa Birli¤i Çevre Ödülleri art›k Türk flirketlerinin kat›l›m›na da aç›k. Avrupa Komisyonu taraf›ndan her iki y›lda bir düzenlenen, tüm AB üyesi ve aday ülke flirketlerinin kat›l›m›na aç›k olan bu ödüller dört ana kategoride Haziran 2006’da sahiplerini bulacak. REC Türkiye’nin Sürdürülebilir Geliflme için Çevre Platformu (SGÇP) ile ortaklafla düzenleyece¤i AB Çevre Ödülleri – Türkiye Program› yak›nda flirketlerimizin Avrupa pazarlar›ndaki kurumsal itibar› için en önemli araçlardan birisi olacak. Türkiye ulusal ödül program›nda dereceye giren flirketlerimiz, Avrupa’n›n en büyük çevre ödülleri yar›flmas›na kat›lmaya hak kazanacak. Baflvurular, Temmuz 2005’de bafll›yor! Ödül Kategorileri Ürün Ödülü Süreç Ödülü ● Yönetim Ödülü ● Uluslararas› ‹flbirli¤i Ödülü ● ● Daha fazla bilgi için: www.rec.org.tr Sürdülebilir Geliflme için Çevre Platformu, CAMS‹AD, ÇEVKO, ISO, KALDER, Marmara ve Bo¤azlar› Belediyeleri Birli¤i, TEMA, TKSD, TTGV, TURMEPA ve TUS‹AD taraf›ndan 2002 y›l›nda oluflturulmufltur. yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 28 YEfi‹L BAKIfi Nuran Talu Yasal Boyut Çevrenin yerinden yönetimi Yerel yönetimlerin geniflletilen yetkileri öncelikle kanalizasyon, at›k su, kat› at›k bertaraf› gibi sorunlar›n çözümüne odaklanm›fl rumsal ve yönetsel yap› da buna göre biçimlendirilmifltir. Ancak burada, Türkiye’deki çevre hizmetlerinin son derece yetersiz oldu¤unu hat›rlamak lâz›md›r. Genel bütçede kamu yat›r›mlar› içinde çevrenin pay› sadece binde 1.4’tür. 3,215 belediyenin %64’ünde kanalizasyon hizmeti verilmemesi, %85’inde evsel at›k ar›tma tesisi olmamas› ve ülke çap›nda çöplerin sadece %35’inin düzenli depolanmas›, çevre sektörümüzün AB’ye uyum sa¤lamak için zor bir s›navdan geçmesini kaç›n›lmaz k›lmaktad›r. Üstelik, at›k su, kat› at›k, endüstriyel kirlilik ve riskler, hava kirlili¤i, veri ve enformasyon sistemleri gibi unsurlar› kapsayan ve uyum sürecinde ihtiyaç duyulan çevre ya- t›r›mlar›n›n 40 milyar avro gibi devasa mebla¤lar› bulmas› da, çevre politikalar›na verilmesi gereken önceli¤i çarp›c› biçimde göstermektedir. Yeni kamu yönetimi sistemi, ak›lc› bir yaklafl›mla yerel yönetimlerin çevre alan›ndaki yürütme yetkilerini art›rsa da, yerel çevre hizmetlerinin kamu yönetimindeki genel politikalardan kopuk de¤erlendirilmesi ve uygulanmas› halinde, bu yeni yetkilerin çözüm için yeterli olmayaca¤› da aflikârd›r. Belediyelerin ve il özel idarelerinin güçlenmesiyle birlikte, taflradaki çevre hizmetlerinde mutlaka bir iyileflme görülecektir. Ancak bütünü gören, önceliklere dayal› bir çevre politikas› ve bunlarla birlikte ele al›nacak kapsaml› bir çevre yat›r›m planlamas› olmadan, çevresel altyap›n›n sorumlulu¤unu tamamen yerel yönetimlere devretmek ne derece haks›zl›k ise, çevre sorunlar›n›n sadece yerel kararlarla çözülmesini ummak da o derece yanl›flt›r. Ça¤dafl çevre yönetimi uygulamalar› aç›s›ndan bak›ld›¤›nda da; çevre yönetiminin ekolojik, toplumsal ve ekonomik unsurlar›yla bir bütün oldu¤u ve bu unsurlar› bütünleflik bir yaklafl›mla ele almak gerekti¤i aç›kça görülür. Yeniden biçimlendirilen Türk kamu yönetiminde, çevre politikalar›n› do¤ru tespit eden ve bu politikalar› merkezî ve yerel yönetimlerle uyumlu flekilde uygulamaya yans›tacak bir yap›ya olan ihtiyaç, ne yaz›k ki gündemdeki yerini hâlâ korumaktad›r. ◗ Kamu yönetiminde yerel uygulamalar› h›zland›rmas› beklenen reform çal›flmalar›, hakim merkezîyetçi yönetim taraf›ndan yönetilemeyen ‘çevre’ konusunda kronikleflmifl yetki karmaflas›n›n giderilmesi, daha önemlisi, çevre hizmetlerinde özellikle yerel düzeyde istenen verime ulafl›lmas› umudunu do¤urmufltur. Çünkü, çevre politikalar›n›n sistematik bir yaklafl›mla oluflturulmas› hep istenmekle birlikte, geleneksel sistem bunu engellemifl, baflta çevre olmak üzere yerel düzeyde yeni yap›lanma ihtiyac› giderek artm›flt›r. Etkinlik ve verimlili¤i temel alan yeni kamu yönetimi anlay›fl›yla tasarlanan bu reformlar, son üç y›ld›r giderek artan ve www.tbmm.gov.tr gibi sitelerde de yay›mlanan yasal düzenlemelerle uygulamaya konmufltur. Çevre alan›nda yerel yönetimlerin daha fazla yetki ve sorumluluk üstlenmesini, yeni kaynaklarla desteklenmesini, özerklik, kat›l›mc›l›k, fleffafl›k, hesap verebilirlik gibi demokratik de¤erler do¤rultusunda çal›flmas›n› sa¤lamak için Büyükflehir Belediyeleri Kanunu, Belediye Kanunu ve ‹l Özel ‹dareleri Kanunu de¤ifltirilmifltir. Böylece, büyükflehir ve di¤er belediyelerin çevre yetkileri art›r›lm›fl, merkezî yönetime ait il örgütlenmeleri reformist bir anlay›flla yeniden kurgulanarak yetkiler a¤›rl›kl› olarak il özel idarelerine devredilmifltir. Bu yeni yap›, Türkiye’de son derece yetersiz olan fizikî çevresel altyap›n›n yerel düzeyde tesisine öncelik verme bilinciyle tasarlanm›flt›r. Bu nedenle, yerel yönetimlerin geniflletilen yetkileri öncelikle kanalizasyon, at›k su, kat› at›k bertaraf› gibi sorunlar›n çözümüne odaklanm›fl, ku- PHOTODISC Yerel yönetimlerin yetkilerinin artmas› çevre yönetimini ne kadar kolaylaflt›racak? Nuran Talu, REC Türkiye, Yerel Çevre Politikalar› Dan›flman› YEREL ÇEVRE EYLEM PLANLARI E⁄‹T‹M PROGRAMI Yerel Çevre Eylem Planlar› – YEÇEP’ler, yerel düzeyde çevre yat›r›mlar›n›n kat›l›mc› ve demokratik bir süreçle planlanmas›na yard›mc› bir araçt›r. Yerel yönetimlere, kentlerinin/bölgelerinin çevre sorunlar›n›n çözümüne yönelik kolay uygulanabilir bir stratejinin gelifltirilmesinde yol gösterir. REC Türkiye YEÇEP E¤itim Program› - 2005 Tarih Yer Hedef Kitle Davet edilecek Bölgeler* Son Baflvuru Tarihi 11 Nisan 2005 Ankara Merkezi kamu kurumlar› - 6 Nisan 2005 12-14 Nisan 2005 Ankara Yerel Yönetimler Bat› Anadolu, Orta Anadolu, Bat› Karadeniz, Do¤u Karadeniz 4 Nisan 2005 15-17 Haziran 2005 Yalova Yerel Yönetimler ‹stanbul, Bat› Marmara, Do¤u Marmara, Ege 6 Haziran 2005 5-7 Ekim 2005 Gaziantep Yerel Yönetimler Güneydo¤u Anadolu, Orta Do¤u Anadolu, Kuzey Do¤u Anadolu, Akdeniz 19 Eylül 2005 Neden YEÇEP? Çünkü YEÇEP: • Toplumun farkl› kesimleri aras›nda görüfl birli¤ine var›lmas›na yard›m eder. • Genifl halk deste¤iyle çevresel eylemlerin sonuçlanmas›n› sa¤lar. • K›s›tl› kaynaklardan yola ç›karak ciddi sorunlar›n çözümünü hedefler. • Ulusal politikalar›n yerel düzeyde uygulanmas›na yard›mc› olur. • AB Uyum Süreci ile gelecek yasal zorunluluklar›n yerine getirilmesini destekler. Daha fazla bilgi için: Deniz Gümüflel REC Türkiye Kapasite Gelifltirme Program› Yöneticisi Tel: (90 312) 284 95 55 • e-posta: [email protected] * Yerel yönetimler, AB’nin ‹statistik ‹çin Bölge Birimleri Sistemati¤i’ne (NUTS) göre belirlenmifl Düzey II bölgeleri çerçevesinde grupland›r›larak e¤itimlere davet edilmektedir. 29 | N‹SAN 2005 | yeflil UFUKLAR YEfi‹L BAKIfi Kristina Vilimaite Kitapl›k Gezegenimizi kurtarma planlar› Seçenekleri de¤erlendirmek için, ekolojik kavramlar› da iyi bilmek gerekiyor B Plan›: Sorunlarla Bo¤uflan Bir Gezegenin ve Tehlike Alt›ndaki Bir Uygarl›¤›n Kurtar›lmas› Lester R. Brown, Earth Policy Institute, 2003. 272 sayfa Lester R. Brown’un yeni kitab›, mevcut durumu sürdürme üzerine kurulu A Plan›’n›n ifle yaramad›¤› sav›ndan yola ç›k›yor. Yeryüzünün do¤al kaynaklar›n›n tüketilerek üretimin yapay olarak fliflirildi¤i bir balon ekonomisi yaratan A Plan›’ndan B Plan›’na geçme zaman› geldi art›k. Kitap, su k›tl›¤› ve toprak erozyonundan, iklim de¤iflikli¤i ve toplumsal parçalanmaya kadar, günümüzde insanl›¤›n yüz yüze oldu¤u temel sorunlar›n kasaml› bir resmini sunuyor. Yazar, sistematik bir de¤iflim gerçekleflmesi için, daha önce efli benzeri görülmemifl ölçekte bir uluslararas› iflbirli¤ini gerektiren mant›kl› çözümler öneriyor. Brown kitab›n› Green Horizon’a flöyle anlatt›: “B Plan›, flimdiye dek üzerinde çal›flt›¤›m en heyecan verici kitap. Beni heyecanland›ran, yeni enerji ekonomisinin, enerji ve iklim de¤iflikli¤i gibi alanlarda neye benzedi¤ini görmeye bafllayabilmemiz. fiimdiden ifller durumdalar. ‹yi tasarlanm›fl rüzgâr türbinlerimiz, petrol ve elektrikle iflleyen yüksek verimli otomobillerimiz var; teknoloji elimizde yani. Üstelik, bize gelece¤in yolunu gösterecek bir dizi ekonomik teknoloji de geliflim aflamas›nda.” Ekoloji ve Çevre Bilimleri Fikret Berkes/ Mine K›fllal›o¤lu. Remzi Kitabevi 1994, 350 sayfa ‹lk kez 1985 y›l›nda Türkiye Çevre Sorunlar› Vakf› taraf›ndan bas›lan, gelifltirilmifl bask›s› ise 1990’da yap›lan bu kitap, ekoloji, do¤al döngüler, çevre koruma ve yönetimine ilgi duyan, ve bu sahalarda çal›flan herkes için temel bir baflvuru kayna¤› olma özelli¤ini günümüzde de sürdürüyor. “Baz› okuyucular kitapta biyoloji, fizik, ekonomi, t›p gibi çok de¤iflik bilim dallar›n›n bir araya getirilmesini yad›rgayabilirler. Bu, çevre bilimlerinin disiplinleraras› bir alan olmas› özelli¤inin gere¤idir. Çevre bilimlerinin çok yönlü olmas› veya çevre sorunlar›n›n çok boyutlu olmas› ile ilgilidir,” diyor yazarlar. Hem üniversite ö¤rencilerine ders kitab›, hem de bu konularda araflt›rma yapanlar›n kaynak olarak kullan›labilece¤i flekilde haz›rlanan kitap alt› bölümden olufluyor. Ekosistem kavram›, enerji, ekoloji ve bunun bir bilim dal› olarak geliflmesi gibi temel bilgilerden sonra, tar›m, beslenme, besin zincirleri, ekolojik döngüler ve ekosistem sa¤l›¤›, populasyon ekolojisi konular› ele al›n›yor. Tür topluluklar› ve bunlar›n korunmas›, çevre standardlar›, ekolojik ilkeler do¤rultusunda çevre planlamas› ve sürdürülebilir kalk›nma gibi konular ise kitab›n ilerleyen bölümlerinde yer al›yor. Bir terimler sözlü¤ü de bulunan kitab›n çevre ile ilgilenen herkese yararl› olaca¤›na inan›yoruz. Buradan yiyin: Küresel Süpermarkette Ev Üretimi Yiyecekler Brian Halweil. Worldwatch 2004, 236 sayfa Yazar, “Bu, yiyeceklerin yöreden sa¤lanmas›n›n —yani, yiyece¤imizi uzaktaki endüstriyel çiftliklerden almak yerine civardaki tarlalardan ve dükkânlardan temin etmenin— hem sa¤l›¤›- m›z, hem çiftçiler hem de gezegenimiz için yararlar›n› anlatan bir kitap,” diyor. Yiyece¤i çiftçiler üretiyor, kâr›n büyük k›sm› ise paketleme, pazarlama ve nakliyeyi yapan çokuluslu flirketlere kal›yor. ‹nsanlar kendi ihtiyaçlar›n› karfl›layamadan, ürünlerini ihraç ediyor. Ürünleri tafl›yan uçak ve kamyonlar sera gaz› sal›yor. Buradan Yiyin, yiyecek seçiminde bilinçli davrananlara oldu¤u kadar çiftçilere, aflç›lara ve çevrecilere de pratik bilgiler sunuyor. REC Türkiye yeni bir yay›n› daha Türkçe’ye kazand›rd›... YEREL ÇEVRE EYLEM PROGRAMLARI UYGULAMA REHBER‹ Çevre sorunlar›n yerelden çözülmesi anlay›fl› tüm dünyada oldu¤u gibi ülkemizde de yerleflmeye bafllad›. Yerel yönetimler çevre sorunlar›n›n çözülmesinde yereldeki Sivil Toplum Kurulufllar› kadar önemli ve etkili. ‹flte bu yay›n Bölgesel Çevre Merkezi’nin Orta ve Do¤u Avrupa ve Balkanlardaki deneyimleriyle haz›rlanm›fl bir rehber. ‹çerdi¤i örnek çal›flmalar ve YEÇEP haz›rlaman›n aflamal› anlat›m›yla yerel yönetimlere yol gösterici nitelikte. REC Türkiye YEÇEP e¤itimlerinde kullan›lacak ve talep eden yerel yönetimlere ulaflt›r›lacak olan yay›n 2.000 adet bas›ld›. Bas›l› hali d›fl›nda çok yak›nda www.rec.org.tr adresinden .pdf dosyas› olarak da edinilebilecek. Daha fazla bilgi için: Yeflim A. Ça¤layan, REC Türkiye Çevresel Bilgi Program› Yöneticisi Tel: (90 312) 284 95 55 • e-posta: [email protected] yeflil UFUKLAR | N‹SAN 2005 | 30 Resmin bütünü. Avrupa’n›n herhangi bir noktas›na yak›ndan bak›n, bakt›¤›n›z yerde mutlaka efli benzeri olmayan bir fleyler görürsünüz. Sonra uzaklafl›n, iflte o zaman gördü¤ünüz resim bütünüyle Avrupa’ya özgü bir görüntüdür. Orta ve Do¤u Avrupa da, yeryüzü flekilleri, akarsular› ve canl› türleri ile buna benzer bir kar›fl›m sergiler –hepsi kendine özgüdür, ve hepsi de içinde yaflad›¤›m›z dünyan›n ayr›lmaz birer parças›d›r. REC, 15 y›ld›r bu bölgenin çevresini araflt›r›yor ve paydafllar›na yol gösteriyor. REC’in, destekçileriyle ve hizmet verdi¤i paydafllarla birlikte edindi¤i bu bilgi ve deneyim, hem gelecekte yap›lacak ifller için bir kaynak, hem de süreçteki herkesin sorumlulu¤u demek. Bugün, sürdürülebilirlik kavram›n› bölgenin çevre mozai¤ine katmak için her zamankinden daha kararl›y›z. REC’in 15. Y›ldönümü’ndeki bafll›ca etkinlikler • Orta Avrupa’da Sürdürülebilir Kalk›nman›n Uygulanmas› 20 Ocak, 2005 • REC Sözleflmesi’ne Taraf Olan Hükümetlerin Büyükelçilerine Yönelik Brifing 28 Ocak 2005 • Üst Düzey Yetkililer Haz›rl›k Toplant›s› 7 Nisan 2005 • Dünya Haftas› 15-23 Nisan 2005 • REC Genel Kurulunun 15. Y›ldönümü Bakanlar Toplant›s› 28 Haziran 2005 • ‹klim De¤iflikli¤i: Do¤u- Orta Avrupa Ülkeleri’nde Etkileri ve Önlemler 5-8 Kas›m 2005