5.Boyutta İnsan
Transkript
5.Boyutta İnsan
Adem KORKMAZ ADEM KORKMAZ 5.BOYUTTA İNSAN | Adem Korkmaz 2 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 3 Yazarı Adem Korkmaz 5. Boyutta İnsan 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 4 5.Boyutta İnsan Yazarı Adem Korkmaz Hicran Yayınları 6 Tefekkür Dizisi 4 Yayın Yönetmeni İsmail Göktepe Dizgi Hülya Yıldızel Düzeltme Ha'tke Gül'er Kapak Tasarım Rumeyza Nurcan Baskı Hicran Dergisi 1.Baskı Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi Piri paşa Mah.Yıldırım Sok No:88/B Hasköy Beyoğlu İstanbul Tel Fax: 0212 256 26 84 GSM: 0535 517 78 29 www.hicrandergisi.com [email protected] www.ademkorkmaz.com [email protected] 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 5 Euzü billahi mineşşeytanirracim. Bismillah ir Rahman ir Rahim. Allah’ın rahmetinden uzak olan ve gazabına uğrayarak dünyada ve ahirette helak olan şeytandan, Allah’a sığınırım. Ruhuma karışıp benimle ahirette beden olmasından Allah'a sığınırım. Rahmân, Rahim, Allah'ın ismi ile başlıyorum. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 6 “Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!.." (Vakıa/60,61,62) Buyurun kitap boyunca düşünmeye başlayalım. "Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek" (?) "Sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere" (?) "Bilemeyeceğiniz şekilde" Beden olarak düşünmeyin çünkü bedeni biliyoruz. Bu işarete dikkat edin. "İlk yaratılışı biliyorsunuz." (?) Bütün hayatı dünyaya sıkıştıranlar ilk yaratılıştan bile habersizken bu eseri nasıl anlayabilirler? 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 7 ''Sadece ALLAH’A güvenin. Hiç kimse ALLAH kadar güvene layık olamaz.'' (Ahzab/3) ''..Ey insanlar! Siz içinizdeki şeyleri açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onlardan dolayı hesaba çeker.'' (Düşüncelerinizden mesulsünüz.(?)) (Bakara/284) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 8 Sunum 5. Boyutta İnsan isimli eserimizi yazmak için oldukça uzun bir gayret ortaya koymaya çalıştım. Rabbim bilir ama insanlara hiç görmedikleri, duymadıkları, işitmedikleri bir şeyi anlatmak ne kadar zor tahmin edemezsiniz. Bir tek kelimeyi anlatabilmek için bazen kitap bile yazmanız gerekiyor. Kitabın adını '5. Boyutta İnsan' koydum ama esasında 4. boyutu anlatmaya çalışacağım. Çünkü 4. boyutu anlamadan 5. boyutu anlayamayız ki! Ve eseri okuduğunuzda 5. boyut bilgisinden sonra İnsanın adının anılmadığını göreceksiniz. Her ne kadar kitap, içeriği itibari ile 4. boyuttan bahsetse de 4. boyutu anlayan insan, Ahiret konusunu çok daha rahat anlayacaktır. Ayrıca konusu itibariyle hazmedilmesi, sindirilmesi, daha doğrusu anlaşılması oldukça zor bir eser olacağı kanısındayım. Bu yüzden şimdi arkanıza yaslanın, her ne iş yapıyorsanız onu bırakın ve hayatınızın en büyük yolculuğuna bırakın kendinizi... Zorlu birkaç gün sizi bekliyor... 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 9 Boyut Nedir? Sık sık boyut kavramı gündemimize oturmakta ve insanlar tarafından telaffuz edilmektedir. Ama hala halkımızın çok büyük bir kısmı boyut nedir, bunu bilmemektedir. Yani genellikle 3D sinema filmlerindeki 3 boyutlu dünyadan bahsediliyor gibi algılamaktadırlar. Gelin şimdi ansiklopedik bir bilgiyle tırnak içinde alıntı yapayım. Boyut nedir bilmeyenler için rehber, bilenler için ise hafıza tazeleme olsun. "Bir, iki ve üç boyuttan sonra tıkanıyor, yani dört boyutlu bir cisme örnek veremiyoruz. Bizim bildiğimiz ve kafamızda canlandırabildiğimiz dünya üç boyuta kadar çıkıyor. Daha yüksek boyutlu uzayları matematik diliyle ifade edip hususiyetleri üzerinde kafa yorsak da, bunu zihnimizde canlandırmamız oldukça zor. Bu sınırlılığı 1880′lerde hikâyeleştiren Edwin A. Abbott, Düz Ülke (Flatland) romanında iki boyutlu bir dünya anlatır. Bu dünya, bir kâğıt sayfası gibi yassı ve düz, yani iki boyutludur. Kare ve Daire Beyler bu dünyanın sakinlerindendir. Bu yassı fertlerin hareketleri, görmeleri, tasavvurları hep bu iki boyutlu dünyayla sınırlıdır. Meselâ Kare Bey, Daire’nin içini hiç görmemiştir, çünkü görebilmesi için Daire’yi çevreleyen çemberin bir yerinde açılma olması gerekir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 10 Bir gün bu yassı, yani iki boyutlu dünyanın dışından üç boyutlu bir Küre, Kare Beyle sohbete başlar. Küre, Kare’ye üç boyutlu uzayı anlatmaya çalışır; fakat bir türlü anlatamaz. Sonra Kare’ye bir fikir vermesi için Küre, yavaşça Kare’nin iki boyutlu dünyasının bir tarafından girip öbür tarafına geçer. Suya batan bir top gibi, Küre iki boyutlu dünyada önce bir nokta şeklinde görülür (düzleme temas noktası). Sonra gittikçe büyüyen bir daire olur. Sonra tekrar küçülmeye başlar ve bir noktaya indikten sonra kaybolur. Kare, hayretler içinde kalsa da, üç boyutun nasıl bir şey olduğunu kafasında canlandıramaz, tâ ki bir şekilde hapsolduğu iki boyutlu dünyanın yukarısına çıkıp o dünyanın bütün sakinlerini (yani daire vs. gibi şekilleri) yukarıdan görünceye kadar." Ve gariptir ki, 2 boyutlu dünyada yaşayanların 3. boyutu gösterecek parmakları bile yoktur. Neye benzediklerini tam olarak asla bilemezler. Boyutlar konusuna eserimiz boyunca algı düzeyi ile bakacağız. Zira gerçekte tüm boyutlar aynı anda mevcuttur. Sorun şu ki bizler henüz farkında değiliz. Bütün bu izahlardan sonra bile 4. boyut nedir sorusuna tam olarak doğru bir cevap vermek oldukça zor görünüyor. Ama sizin anlayacağınız ve benim anlatabileceğim bir üslupla boyut hakkında en kestirme 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 11 ve en kolay yol ile şöyle diyebiliriz: Ön ve arka yönler, sağ ve sol yönler, yukarı ve aşağı yönler. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz dünya âleminde bütün boyutlar olmasına rağmen 3 tane boyutu hissedip, algılayıp yaşamaktayız. Fakat bu; 4.boyut, 5.boyut veya 6.boyut yok anlamına gelmiyor. Bizim anladığımız, algılama tarzımız ancak 3 boyutla kâfi gelmekte, 3. boyutla yetinmektedir. Ve gerçekte diğer boyutlarda da bize ait bir şeyler bulunmaktadır. İşte kitabımızın esas konusu ise İnsan bedeninin 3. boyuttan algılandığı gibi olmayışıdır. Algıladığımız bedenimiz; yukarı ve aşağı yönlerde uzunluğu ile, ön ve arkada bu uzunluğun kalınlığı ile, sağ ve solda ise bedenin genişliği ile 3 boyutta da aynı anda mevcuttur. Bu yüzden biz boyut nedir dediğimizde, kendi bedenimize bakıp daha rahat bir şekilde boyutun tasvirini elde edebiliriz. İleri ve geri, sağ ve sol, yukarı ve aşağı dediğimizde 3 boyutu da tanımlamış oluruz . Bu tanımlama bedenimizin bildiğimiz tüm boyutlarda yer kapladığını gösterir. Esasında bütün varlığın, canlı olan her şeyin 4. boyutta bizlerin görüp de henüz anlayamadığı bedenleri vardır. Bu açıdan kesin olarak gördüğünüz hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Tabir uygun olursa “devede kulak” bile olmaz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 12 En ufak karıncadan, börtü böceğine kadar her varlığın göremediğiniz 4. boyutta mevcudiyetleri vardır. Bu dünyada gördüğünüz ve bazen çirkin, gereksiz bulduklarınız 4. boyuta göre inanılmaz özel varlıklar olabilirler. Ve aslında buradaki (dünyadaki) çalışmaları ile kendileri (Batında Allah) oluşturmaktadırlar. 'İnsan Yaratılmadı'yı okuyan dostlarımız işaret ettiğim manayı anlayacaklardır. Bir böceğe iyilik yapan aslında daha farklı bir şeye iyilik yapmıştır. Zamanı gelince bunu anlayacaktır. Yukarıda ifade ettiğim mana bizlerin algısındaki yetersizlik üzerinedir. Zaten mevcut olan boyutları biz henüz algılayamadık. Ve örneklere bakarken, eşyanın şekli açısından değil algıdaki boyutları kavrama yetisinin eksikliği açısından anlamaya çalışınız. Parmak ucunuza 3. boyutun bilgisinden mahrum bir halde "ben" dediğiniz bilincinizi versek ve bedeni oradan yönetse, gözlerinizi güneş zannederdi... Ayak parmaklarınızı kendine bir rakip olarak görür ve kıskançlığın meydana getirdiği hal ile aptal bir varlık olarak tanımlardı. Beden üzerindeki kılları fırsat buldukça yakar değersiz bir böcek olarak ve bazen ağaç olarak bile görebilirdi. Parmak ucundaki 3. boyut bilgisinin olmadığı 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 13 bilincinize ne anlatırsak anlatalım, hor gördüğü, işkence ettiği ve kızdığı şeylerin kendine ait olduğunu asla kabul etmezdi. Kabul etmesi ve hakikati anlaması için 3. boyut bilgisini vermemiz gereklidir. İşte ölümle beraber geçeceğiniz yerde 4. boyut bilgisi ile ciddi anlamda şok olacaksınız... 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 14 Boyutlar Şimdi insan bedeni şayet 2 boyutta yaşasaydı, uzunluk bilgisi olmasaydı ki buna yukarı ve aşağı 3. boyut diyoruz, o zaman genellikle uzun boylu, kısa boylu gibi kavramlar tamamen hayatımızdan silinmiş bir vaziyette olurdu; yani yukarı ve aşağı terimleri olmadığı taktirde sadece ileri-geri, sağ ve sol kavramları hayatımızda olurdu. İşte 3. boyut bilgisinden mahrum olduğumuz taktirde, yani 2. boyut ve 1. boyuta alışmış bir hayat sürdüğümüz taktirde, 3. boyutun varlığı bizde hiçbir şekilde anlam bulamazdı ve asla kavrayamazdık. Öte yandan bunu bilmemek bizim boyumuzun uzamasına engel teşkil etmezdi. 4. boyutu anlatabilmem için 3. boyutla 2. boyutun kesinlikle doğru bir şekilde kıyaslamasını yapmam gerekiyor. Eğer size 2. boyutla 3. boyutu doğru bir şekilde anlatabilirsem, 4. boyutu çok rahat bir şekilde anlayabilirsiniz. Ama mutlaka 2. boyutla 3. boyutun kıyaslamasını yapmalı ve bunu doğru ifadelerle sunmalıyım. Çünkü ülkemizde boyut konusunda çok fazla tanıtım olmadığı gibi henüz bu kavramlara çok yabancı dostlarımız mevcuttur. Bu yüzden bir hafızın ezber yaptığı gibi boyut açıklamalarını başa sararak nakletmek zorundayım. Kitabın özellikle bu bölümlerini sakin ve acele etmeden, anlayarak okumalısınız. İşte 2 boyutlu algı ile dünyamızda yaşayan varlıklar, 3. boyutu asla anlayamazlar. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 15 Ve insanlardan hiçbir şekilde bilgileri yoktur. Bunun için 2 boyutlu bir dünyaya örnek vermem gerekirse; şu anda baktığınız monitördeki dünya 2 boyutludur. Yani bilgisayarınızda 2 boyut vardır; bütün dosyalar, klasörler kendi dünyalarında 2. boyuttadırlar ve 3 boyutlu dünyanın bilgisini taşırlar, ancak bu bilgiyi 3. boyuttakiler anlar. 2. boyuttakiler ne olduğunu bilmeden sadece bilgisini taşırlar. Boyut kavramları sizde daha rahat anlam bulmaya başladı ise örneklerimize geçebiliriz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 16 Tohumlar ve 2. Boyut Bu örnek anlaşılmadığı taktirde bu eserle anlatmak istediklerim anlaşılmaz. Ve kitapta yer alan birçok konuda bu örneğe atıfta bulunacağımız için anlaşılması çok önemlidir. Lütfen anlamadan diğer konulara geçmeyiniz. Bir çeşit süper bilinçli tohum kümesi düşünün. Bunlar kullandıkları suya göre yaşadığımız dünyada bitkiye, ağaca, meyveye ve hatta uçan kuşa dönüşebilmektedir. “O, sizi bir tek candan yaratandır.“ (Enam/98) Tohumlar; hareketlerine göre sertlik kazanan ve bazen bataklık olabilen toprağın birkaç santim altında tamamen 2 boyuttan oluşan bir dünyada yaşıyorlar. Dünyalarında İleri-geri, sağ ve sol var. Bu iki boyut istikametinde gelişme gösteren, kabukları hakkında tüm bilgilere vakıf olan ve bu 3 boyutlu dünyanın 2 boyutlu algısı ile yaşayan varlıkları örneğimiz gereği tohumlar olarak düşünelim. Bu tohumlar, Allah’ın Cömert ve Adl olmasından kaynaklı bir sebeple henüz ne tohumu olduklarını ne kendileri biliyor ne de bizler biliyoruz. Bunun sebebi ise tohumların özlerinin bilinçli olması nedeni ile suyu kullanış şekilleri onların hangi ağaç olacaklarını belirleyecektir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 17 Öte yandan algıları 2. boyutu sezdiği için tohumların hepsi birbirlerini aynı görmektedir. Küçük farklar olsa da genel itibariyle tohumlar, aynı, insanların et ve kemikten ibaret olması gibi, büyük oranda birbirlerine benzemektedirler. Kendi aralarında küçük dekorasyon farkları tabii ki mevcut olacaktır. Çünkü 2 boyutlu dünya olduğu için herkesin eni aynı olmayabilir veya çapı aynı olmayabilir. İşte farklı, uzak, geri, sağ, sol gibi etkenler aynı olmadığı için, bunların popüler olanları, ileri ve geri mesafesi uzun olanları olabilir veya farklı farklı devirlerde dar olanları daha popüler olabilir. Daha iyi anlamanız için; spor bir vücut, yahut 90, 60, 90 popüler ölçüleri gibi bir takım kabuk beğenileri mevcut olmuştur. İşte bu tohumlar kendi dünyalarında, kendi yaptıkları fiiller neticesinde hangi meyvenin tohumu olacaklarına, hangi meyve ağacının veya sebzenin veya bitkinin tohumu olacaklarına kendi yaptıkları fiiller doğrultusunda karar verecektirler. Bu oluşumda ise suyu nasıl kullandıkları üzerinedir her şey. Zira onlar toprakla, bataklık karışımı bir yerdedirler. Buna 3. boyut bilgisi ile ''çamur'' denmektedir. ''Sizi çamurdan yaratıp, sonra bir ecel koymuştur. Belirli bir ecel de kendi katındadır. Böyle iken siz hala kuşkulanıyorsunuz.'' (Enam/2) Burada da yine Rahman’ın adil olmasından kaynaklanan bir hal yaşanmaktadır. Zira Allah o kadar adildir ki 2 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 18 dünyalı bu tohumlara karşı, kendi dünyalarında, kendi kararları ile ortaya koydukları fiiller neticesinde 3. boyutta yer edinecektirler. "Başınıza ne musibet gelirse, kendi işledikleriniz yüzündendir." (Şura/30) elinizle Tohumların var oldukları yerde su diye bir şey daha vardır. 3 boyutu da algılayan insan için zaman neyse bunlar için de su odur ve çok önemlidir. Su hayat demektir tohumların yaşadığı 2 boyutlu âlemde. Çünkü su, hayatlarının tam merkezindedir. Ne kadar önemli ise o kadar önemsiz ve ne kadar üzücü ise o kadar eğlencesi olan bir şeydir. 2 boyutlu tohumların yaşadığı bu dünyada su o kadar değerlidir ki, bütün hayatlarını suya göre entegre etmiş, suya göre ayarlamışlardır. Ancak 3. boyut içinse çok temiz bir kaynak suyuna gerek vardır. Buna bizim 3. boyutlu dünyamızda ''Allah’ın Rahim oluşu'' denmektedir. Tasvirini yaptığım dünya hepinizin aklına geldiği gibi bizim dünyamızdır. İnsanla bağlantısına geçeceğiz. Ancak bilindiği gibi yerküremizin çekirdeğinde dünya yüzeyinde hiç kimsenin görmediği kadar bir ateş topu mevcuttur. Bu ateş hareket kapasitesi ve akışkanlığı ile suya benzeyen dehşet bir şeydir ve adına lav demekteyiz. Ve adına lav dediğimiz bu dehşet ateş hakkında 2 boyutlu yaşamı algılayan ve lav bilgisinden de mahrum olan kara cahil tohumları uyarmamız gerekli. Ancak 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 19 lav’ın nereden yaklaştığını uyarmakta gerçekten acizlik çekiyoruz. Çünkü anlamaları nerdeyse imkansız. Zira aşağı kavramı yok. Aşağıyı gösteren parmak bilgisi yok. Aşağıdan yaklaşmakta olan tehlike her geçen gün büyümektedir. Ateş ve aşağı bilgisinden mahrum olan bu tohumların dünyasını anlatmaya devam edelim. 3 Boyutlu Dünyada kullanılan “AN”, ”ZAMAN” değerlendirildikçe zenginlik gelir. Nasıl ki maaş almak için 30 gün/zaman/an gerekli ise ve bir otomobil almak için gerekli parayı kazanmaya ne kadar süre/zaman/an/gün/yıl çalışmak gerekli ise, 2 boyutlu bu dünyada da suyu verimli kullanmak zenginlik getirmektedir. Tabi ki suyun birçok çeşidi vardır. Ancak özü koruyan kabukları ile suyun ilgisi olmadığı için bu 2 boyutlu dünyada bütün sular aynı gibi görünmektedir. Bu tohumlar süper tohum olduğu için yapıları nedeni ile oluşan hal gereği zilleri, kökleri aşağı doğru hızlı bir büyüme gerçekleştirmektedir. Ancak 2. boyut bilgisi ile yaşayan kabuk içindeki tohum, toprak altındaki balçık deryasında aşağı doğru gerçekleşen ziller ve kökler olarak 3. boyutta ifade edilen açılımdan, hareketten bilgisizdir. Aşağıdan yaklaşmakta olan lav tehlikesi çamuru, ısısı ile önce kayaya dönüştürecek sonra ise elmasa 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 20 dönüşen kayanın içindeki tohumun köklerini, zillerini ebedi yakacaktır. Çamur içindeki kabuğun hareketinin devam edeceği sanrısında, 2. boyut bilgisi ile yaşamına devam eden tohumun köklerinin yok oluşunu kayanın ısı karşısında oluşturduğu yapı olan elmas önlerken, lavın ateşini de kusursuzca köklere iletecektir. İşte aşağı doğru çamurun da etkisi ile açılım gerçekleştirmenin çok kolay olduğu 2 boyutlu dünyada yaşayan tohumların dünyasında, bu tehlikeyi bildiren ve bu tehlikeye karşı nasıl önlem almaları gerektiğini söyleyen yapının bir adı vardır: DİN. Din; tohumlara, onların anlayacağı dil ile bu tehlikeyi haber verir. Ayrıca bazı kurallar koyar. Kesinlikle temiz su kullanılmalıdır. Aksi halde tuzlu su kabuğu kurutacak ve zayıf kalan öz çamurun etkisi ile aşağı doğru çok daha hızlı ve erken bir büyüme gerçekleştirecektir. 3. boyutta bu tohumların hangi bitki ya da hangi ağaç olacağına 2. boyuttaki suyu doğru şekilde kullanmaları ile karar verilmektedir. Ve bu da 3. boyut gerçekleri, 2. boyuta, onların anlayacağı yöntem ile Kutsal kitaplar olarak, rehber olarak sunulmuştur. Genel olarak özet ise; 2. boyutun varlıklarının ortaya attığı fikirler, inanışlar, duruşlar, yaptıkları hareketler neticesinde, neyin hangi ağacın tohumu olduğuna karar verilmektedir. Bu durum ise 2. boyutta ''Sevap ve Günah'' oalrak mana bulmaktadır. Suyu doğru kullanmak sevap; israf etmek, çarçur etmek, çok acı 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 21 olan tuzlu su kullanmak ise günahtır. Sevap ile yukarıya (cennete) günah ile de aşağıya(cehenneme) ulaşılır. Bu noktada şu izah iyi anlaşılmalı: Cennet veya Cehennem kavramları aşağı yukarı kavramları gibidir. Yani ileri geri manaları gibidir. Yani 4. boyut için aşağısı Cehennem olarak tabir edilirken yukarısı da cennet olarak tabir edilmiştir. Bu, anlatımda bir örnek ve nitelemedir. Sizi kilitlemesin. Cennet ve cehennem 4. boyut için 3. boyuttaki boyutsal özelliğin 2 zıt istikameti; yukarı ve aşağı, sağ ve sol gibidir. Bu noktanın yineliyorum: mutlaka anlaşılmasını isteyerek ''Cennet ve Cehennem kavramları 4. boyut için iki zıt yerdir.'' 3 boyutlu dünyada 1.ve 2. boyutun bilgisi ile yukarı ve aşağı algısı da vardır. 2 boyutlu dünyada ise 1. boyutun bilgisi ile sağ ve sol algısı da vardır. 1 boyutlu dünyada ileri ve geri algısı vardır. 4 boyutlu alemde de 1., 2. ve 3. boyut bilgisi ile Cennet ve Cehennem vardır. İşte 2 boyutlu tohumların dünyasında böylesine bir hal, böylesine bir yaşam vardır. Çeşitli dinler gelir, çeşitli peygamberler gelir bunlara; sürekli olarak 3. boyuttan bahseder. Birçoğu inanmaz fakat gelen kutsal kitaplar bazen şöyle derler tohumlara: 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 22 “Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın.” (Allah’ın size öğrettiği şekilde kulanın suyu.) (Bakara/239) Tebliğ ediciler: ''Bakın şu an BİLİNCİNİZİN etrafındaki kabuk sizin gerçek bedenleriniz değil, o yok olup gidecek. Sizin gerçek bedeniniz temiz suyu kullanarak dönüştürdüğüz şeylerdir. 3. boyutta hayat bulmakta, 3. boyutta sizi beklemektedir.” diye sık sık uyarırlar. Bugün bize: ''Sizi ahirette bir şeyler bekliyor.'' dedikleri gibi. İşte bu tohumlar yapıları itibariyle 3. boyut bilgisinden tamamen mahrum oldukları için sürekli olarak yukarıya veya aşağıya doğru açılım gerçekleştirmektedirler. 2. boyut ve 3. boyut aynı anda gerçekleşmektedir. Ancak 3. boyutu algılama potansiyelleri olmadığı için dinlerin ortaya attığı manaları anlamamaktadırlar. Bu yüzden inanmayanlar kendilerini deniz suyuna bırakarak çamurun da etkisi ile açılımı kökler ve ziller nispetinde aşağı doğru yapmaktadırlar. Belki kısmen bir ıspanak kadar yukarıda yer edinebilenler de olacaktır. Yine tatlı suyu belirtilen anlarda alarak hangi ağaç olacaklarını bile belirleyerek yukarı doğru açılım gerçekleştirenler de mevcuttur. "Neden acaba siz, sizi şekilden şekile sokarak yaratan Allah’ın büyüklüğünü kabul etmiyorsunuz?" (Nuh/13,14) Öte yandan yukarı doğru gelişme gösteren ve kendini kabuk zanneden ancak 3. boyutta ciddi 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 23 gelişim gösteren ihlaslı bir ceviz kendinden bihaber, acaba benim yaptığım işler ne oluyor, ben sevap alıyor muyum, ahirette beni ne bekliyor diyerek 3. boyutu hep merak etmektedir. Ayrıca 3. boyuta çok özel ağaca dönüşmek üzere olan, fakat 3. boyutu algılama bilgisini henüz almamış (ölmemiş), yani kabuk çürümemiş ceviz, armut veya elma çekirdeği; 3. boyuttaki hallerden habersiz 2. boyutta hayat sürerken, sık sık yer elması gibi aşağıya uzanan çeşitli çalılar, otlar, kökler, ziller, havuçlar, turplar tarafından düşmanca hareket görüp, kendilerini bu çer çöple aynı keseye koyabilir ve yanlışlıkla isyan batağına saplanmaları da mümkün olabilir. Eğer bu tip çer çöpün içerisinde durmaya ve onlara uymaya devam ederse 3. boyuttaki ağacı kurumaya başlayıp, çer çöp çekirdeği boğarak açılımı aşağıya bile çevirebilecektir. İşte bu tohumlara peygamberleri vasıtasıyla 3. boyut bilgisi sürekli verilir ve denir ki: ''Bakın temiz suya ihtiyacınız var. Mevcut su lağım suyudur, tuzludur, deniz suyudur, sizler denizin de ne olduğunu bilmezsiniz, lağımın da.. Temiz su, kaynak suyu 2. boyutta bulunmaz. O su, Alemlerin Rabbi olan Allah'tadır. Ve o çok Rahman'dır. O’ndan temiz su istemelisiniz. Tek çareniz bütün varlığı var eden Rahman olan Allah’a sığınmaktır. Kara cahil 2 boyutlu tohumlar dünyası bir türlü anlamak istemiyor. Ama içlerinde merhametli olanlara ulaşmaya çalışıyor, temiz su, kaynak 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 24 suyu kullanmalarını istiyorsunuz. Rahmet sahibi bütünün ve her türlü suyun sahibi yukarı açılım gerçekleştirmek isteyenlere kaynak suyu vereceğini, sürekli olarak kaynak suyu istenmesini söylüyor. “Bana dua edin, duanıza cevap vereyim" (Mü'min/60) Zira yukarı çıkmak için kaynak suyuna gerek vardır. Kaynak suyun yegane sahibi ise her şeyin Maliki olan HU'dur. O'ndan kaynak suyu istenmelidir. Ve kıyaslama yaparken ''3. boyut için, 2. boyutun suyu Zaman'dır.'' ifademi yenilemem gereklidir. ''Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım. Ve (Benden su isteyin ki ben de vereyim.)'' (Bakara/152) 2. boyutun halkına bunu anlatmak istiyorsunuz fakat onlar sürekli işleri birbirine karıştırıyor. Ve bunu görüp Rabbimizden kaynak suyu istemeleri için bir çok yöntem öğretiyorsunuz. Zira kaynak suyu istemeyenleri acı bir durum beklemektedir. ''Ne var ki: 'Andolsun ki cehennemi, cinlerle ve insanlarla dolduracağım.' diye kesin bir söz çıkmıştır benden." (Secde/13) İşte bu mana ile ortaya çıkan korkunç gerçekten 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 25 kendinizi kurtarmanın tek yolu, O’nun tarafından anılmaktan geçmektedir. 3. boyutta büyümeye devam eden bir ağacın yüzde 90’ı sudur. Ve hatta insan bedeninin dahi yüzde 90 civarı sudan oluşmaktadır. Nasıl ki kaynak suyu çok önemli ve dönüştürülebiliyorsa ve suyun dönüşmüş şekli 3. boyutta ağaç gövdesi olarak görünüyorsa, 3. boyut için zaman da aynı şekilde dönüşmektedir. Allah’ın anıldığı zamanlar; temiz kaynak suyu iken, anılmadığı zamanlar ise o anki hale göre lağım suyu, tuzlu su, çamaşır suyu, deniz suyu gibi mana bulmaktadır. Bütün bu izahların yanında 2. boyutun çamurunu doğru bir şekilde toprak olarak tutmak gerekecektir. Bin bir türlü yorgunluk ile elde ettiğiniz toprağı çok fazla kurutmadan ve çok cıvıtmadan dengede tutarak geçiş sürecine yani ölüme de hazırlanmak gerekecektir. Çok fazla sertleşen toprağa karşı iş hayli zor olabilecekken, çok yumuşayan toprak ise suyun da etkisi ile aşağı doğru çökmeye neden olabilecektir. Bu yüzden çevrenizdeki tohumların toprağına yardım ederek destek alınabilmektedir. Kendinizle birlikte onları da hazırlarsanız açılımınız kolaylaşır, yukarı doğru bir açılım gerçekleştirir ve 3. boyuttaki devasa anlamda koskoca çınar ağacı, ceviz ağacı, nar ağacı olabilirsiniz.. Ve belki de kimsenin bilmediği, ucu bucağı olmayan ve her çeşit meyvenin olduğu bir ağaç... Her durumda da siz kabuk, yani beden değilsiniz 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 26 gerçeği karşımıza çıkmaktadır. İşte 3. boyut bilgisinden tamamen mahrum olan bu tohumlar, bazen bu peygamberlerle dalga geçer, Kuran’a inanmaz, temiz su nedir, kaynak suyu nedir bilmez ve maalesef büyümeyi aşağı istikamette, yani adına cehennem dediğimiz yön doğrultusunda gerçekleştirir ve 3. boyutta tamamen kaybeder. Zira 3. boyuttakiler bilmektedirler ki, yerkürenin tam merkezinde, çekirdeğinde “lav” vardır. İşte o çekirdeğe ulaşan tohumlar ancak 3. boyut bilgisini elde ettikleri zaman bir ayaklarının, zillerinin, köklerinin aslında lav dediğimiz ateşten daha sert yakıcı bir volkana ulaştığını anlayacaktırlar ama iş işten geçmiş olacaktır. Zira tohumlar 2. boyutta iken 3. boyut bilgisinin sahibi tarafından uyarılmalarına rağmen, Rahman’ın rahmeti yanı başlarında olmasına rağmen, suyu değerlendirmeyip, savurup sürekli aşağıya doğru büyüyerek yaptıklarının neticesiyle karşılaşacaklardır. Bir nevi kaderlerini kendileri yazmıştır. “De ki; eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var?" (Furkan/77) İşte duası olmayanların, kaynak suyunu talep etmeyenlerin, yahut gelen suyu doğru kullanmayanların maalesef hiçbir ehemmiyeti olmayacaktır. Kabuğun işlevini yitirmesi ile hakikat ortaya çıkacak ve 3. boyut bilgisiyle tanışan bilinçler müthiş bir şaşkınlığa uğrayacaklardır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 27 2. boyutta ünlü bir artist olan veya 2. boyutun çok ünlü yazarı, bilim adamı, emrinde bir sürü eleman çalıştıran fabrikatörü, falancası, filancası olan tohumların; zamanı, Allah’ın dilediği gibi kullanmamalarından dolayı, kaynak suyunu almadıkları için ve hatta saçma bulup alaya aldıkları için 3. boyutta ısırgan otu, firez, çer çöp vs. olduğunu göreceksiniz.. Öte yandan 3. boyut için algısı açılan kişi; 2. boyutta mütevazi, hiç sesi çıkmayan, hep iyilik yapan, hiç böbürlenmeyen ve Rabbini sık sık anan ve maalesef azgın, arsız 2. boyut tohumları tarafından silik, zavallı olarak tanımlanıp, bir kere bile adı anılmamış mümin kişilerin; her türlü meyveyi verme kapasitesi olan, koskoca portakal, çınar ağacı olduğunu ve hatta ucunun bucağının görülmediği devasa bir varlık olduğunu görecektir. İşte bazıları da vardır ki 2. boyutta sürekli eziyet ettiği, adam yerine koymadığı, parasız pulsuz olarak nitelediği kişilerin 3. boyuttaki hallerini görünce utançlarından ne yapacaklarını şaşıracaklardır. Buna benzer tutumlarından dolayı ancak marul olarak kendini bulan bu zavallı tohum; adam yerine koymadığı bu Mümin'i muhteşem bir gökkuşağını andıran yaprakları ile sonu görünmeyen bir ağaç olarak gördüğünde pişmanlığı ve acısı ihtişamlı olacaktır. Çünkü geriye dönüp tohum olma, suyu doğru kullanma gibi bir şansı yok! Zira süreç tamamlandı. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 28 Yaratılma son buldu. Artık Allah ve Yarattıkları var. Alem “Allah var başka bir şey yok” alemi yerine Allah ve yarattıkları var alemine yani bir üst boyuta geçmiştir. "Siz cansız iken sizi dirilten Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda O’na döndürüleceksiniz.'' (Bakara/28) İşte böylesine bir ciddi konu İnsanlığı beklemektedir. Ayrıca bir yerlere kaçacağını zanneden dostlara hatırlatmam gerek; bin bir türlü pişmanlık olsa da biliyorsunuz ağaçlar yürüyemez arkadaşlar. Marullar, kabaklar, ağaçlar hareket edemez; ağaçlar yerlerindedir. Ne yaparlarsa fidanken yaparlar. Büyüme tamamlandığı zaman maalesef ağaçta yeni bir yol, yeni bir açılım gerçekleşmez. Ve ilerleyen satırlarda bu konuya geleceğim. Hakikatte, insan da ancak bir ağaç kadar hareket edebilir. Kendi yörüngesinde bir çeşit hayat sürmektedir. Tohumlardan aşağı doğru açılım gerçekleştirenler ise maalesef kaçtıkça batağa saplanırlar.. İşte tohumların dünyasında, onlarda henüz 3. boyut bilgisi yok iken dehşet şeyler olur. Kaynak suyunun önemini ve kıymetini bilmeyen tohum, suyu doğru kullanmadığı zaman ve yahut günde beş kez, altı kez, yedi kez sudan istifade etmediği zaman 3. boyutta büyüyemez. Öte yandan dışarıyı gözlemleyen bir 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 29 turp tohumu veya marulun ise, arka mahallede hor gördüğü portakal çekirdeğini izlediğinden ve O’na derin bir hayranlık duyduğundan hiç haberi dahi olmayacaktır. Bu yüzden insan doğası gereği, 4. boyut bilgisinden mahrum olduğu için aynı 2. boyutta yaşayan tohumların hali gibidir sevgili dostlar. Zira tohumlar bütün bu bilgilerden yoksun oldukları için 3. boyutu asla kıyaslayamamış, anlayamamış ve büyük kayıplar yaşamışlardır. İşte Kuran da Resuller de Nebiler de hep bize 4. boyutu/ahireti anlatmak, 4. boyuttaki/ahiretteki durumumuzu, 4. boyuttaki halimizi bize izah etmek için bin bir gayret göstermiş, çaba harcamış ve Allah Azze ve Celle rahmetinden ötürü kutsal dediğimiz çok önemli bilgi kaynağı kitaplarla yer yer insanlığı uyarmıştır. En son Kur’an-ı Kerim bize bu bağlamda çok büyük bir hediye, büyük bir rahmet olarak gelmiştir. Bu eserde beni bu noktalara getiren de hikmetli Kuran'dır. “O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma (3. boyut) yeriniz, bir de emanet (4. boyut) bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.“ (Enam/98) İşte onu doğru okumak, doğru değerlendirmek bizlere 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 30 müthiş katkılar sağlayacaktır. Bu yüzden 2. boyuttaki tohumların gafleti gibi gafil olmamamız gerekmektedir. Tohumların dünyasına farklı açılardan bakmaya devam edelim. 2. boyuttaki bu tohumlar; 3. boyut bilgisinden tamamen mahrum bir halde aradan yıllar, binlerce yıl geçer ve bunlar bir çeşit teknolojiler elde ederler. Devasa teleskoplar elde yapmaya başlarlar. İşte bu elde ettikleri teleskoplarla 3. boyutun semalarını, ki 2. boyuta göre 3. boyuttan görünen yukarıda yukarı kavramı yoktur, ama düz bir bakışla çok uzakları görmeye başlarlar.. Çünkü dünya gezegeninde de aslında yukarı kavramı yoktur bilginiz olsun, rastgele bakarız aşağı neredir, yukarı neredir, çıkın uzaya bakın. Her yerin bir başka yer olma ihtimalinin olduğu, kavranamaz bir boşluk ve bir takım parlak yıldızlar, galaksiler görünmektedir. İşte 2. boyuttaki bu varlıklar halleri itibariyle bir çeşit teknolojiler geliştirip kibirli bir halde çok bildiklerini zannederek dışarıyı anlamaya, daha doğrusu uzakları çözmeye çalışırlar. Bir çeşit teleskoplarla 3. boyutun 2. boyut cephesi ile algılanan bir ağacın meyvesini görürler. Mesafenin çok uzak olması sürekli kargaşaya neden olmaktadır. Zira meyvenin içindeki çekirdek hiçbir şekilde akıllarına dahi gelmemektedir. 2 boyutlu algı ile portakal çekirdeği, izlediği portakalın kendisi olabileceğine zerrece ihtimal 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 31 veremeyecektir. Zira bu düşünce uçuk kaçık, saçma sapan, delice bir şey olacaktır. Ancak muhteşem bir gerçektir. Öte yandan dışarıyı gözlemleyen bir turp tohumunun veya marulun ise arka mahallede hor gördüğü portakal çekirdeğini izlediğinden ve O’na derin bir hayranlık duyduğundan hiç haberi dahi olmayacaktır. Aptal bir kibirle oralara yolculuk yapmak için milyar dolarlar harcayacaktır.. Bu örnekle neyi anlatmaya çalıştığımı ufku geniş dostlar anlamışlardır. Şaşırdınız değil mi? Bu muhteşem gerçek ilk kez bu eserde çok net ve bir çok delil ile karşınıza çıkıyor. Derin uzayda şeftali ağacının rengarenk meyvesine bakıyorlar. Aslında o şeftali tohumu hemen yanı başında. Tohumdan ziyade o şeftali ağacını yürüten, yöneten, koordine eden beyin cevizin içinde, öz orada. Oradaki özün inançları, davranışları, hareketleri, fiilleri doğrultusunda yukarıdaki 3. boyuttaki fidan şekil bulmakta, ağaç genişlemekte, ilerlemekte ve büyümekte. Ancak bilinç, kabuğunda olduğu için henüz bunu anlayamadı, keşfedemedi ve hayatına yerleştiremedi, deneyimleyemedi. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 32 Bu insan için şuna benziyor: Küçük ceviz, kabuğunda iken hem 2. boyutu (buna Allah’ın Rahman oluşu diyoruz) hem de kaynak suyunu sahibinin çizdiği hatlarda kullanarak dönüştürme işini yaptı ve 3. boyutta ilerledi. (Buna Allah’ın Rahim oluşu diyoruz). İkisi de beden olarak aynı anda gerçekleşti. Biraz sakinleşmeniz ve okuduklarınızı sindirmeniz için burada Allah’ın hem Rahman hem Rahim oluşu hakkında birkaç satır düşmem lazımdır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 33 Rahman (Dünya) Rahim (Ahiret) Anda İnsanlar çok alıştıkları için çevrelerindeki muhteşem şeyleri göremezler. Bir bardak suya ulaşmak muhteşem iken onu bedenden çıkarmak yine bir o kadar muhteşemdir. Bu akışta herhangi bir aksama olduğunda hayat diye bir şey kalmaz. İşte insan bu akışa kendisinin ulaştığını sanır. Bedeni bir fabrika gibi akşam yemeğini sindirme mücadelesi verirken "ben" duygusunun bunlardan hiç haberi yoktur. Rahatı yerinde yeni yiyecek ve içeceklerin şeklini planlar. İnsanoğlunun benzer şekilde muhteşem bin bir türlü halini Allah'ın Rahman oluşu organize eder. Nankör insanların aklı öyle sığdır ki, çevresindeki muhteşem olayları et parçası midenin, yahut et parçası beynin yaptığını veya et parçası dilin tat aldığını zannederek teşekkür ve şükürden mahrum kalır. Bütün marifeti kendine yükler. Mümin, İslam ve Müslüman olmanın güzelliği burada başlar. Zira insan sadece bu dünyada değil beden yapısı ile Ahirette de vardır. Ahiret/4. Boyut buradayken yaşanır. Şükredenler ve besmele çekenler bu hareketleri ile Allah'ı anarlar. Ve tabii ki Allah da onları anar. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 34 Zira esas gaye Allah'ın anmasına yöneliktir. Zaten namazdan oruca kadar tüm hesap Allah'ın anmasına göredir. “Öyleyse siz beni anın; Ben de sizi anayım" (Bakara/152) Allah'ın onları anması ile; ahiretteki/4. boyuttaki, aslında şimdiki bedenlerinden hiç ayrılmayan ancak et gözle göremedikleri, kelimelerden, düşüncelerden ve niyetlerden oluşan bedenlerine yani sizin anlayacağız dil ile ruhlarına Rahim esması tecelli eder. Rahman ve Rahim oluşu aynı anda gerçekleşmiş olur. Mümin kabuk olan bedenini terk edince buradan gönderdiğini bulur ve göz yaşı içinde, hayretler içinde şükretmeye devam eder.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 35 Yıldızlar Ve İnsanlar Düşünün bir sineği bile boş yere yaratmayan, bir sineğin kanadının bile bir hikmetini yaratan Allah Azze ve Celle, dünya gibi kat kat büyük toprakları olan büyük devasa yerleri boş yere mi yarattı? Ayrıca nasıl ki aslında enerji deposu olan bir mandalina elimizde katı bir oyuncak, turuncu çocuk topu gibi görünüyorsa, 4. boyut ta gerçek şekli ile saf enerji hali ile okunmaktadır. Ve insanın beyni bu dönüştürmenin motorudur. 3. boyutun manalarını 4. boyuta göre tercüme etmektedir. Keza 4. boyutun manalarını da 3. boyutun dili ile yorumlamaktadır. Ve beyin diye isim koymam anlamanız içindir. “Allah de ötesini bırak” prensibi gereği kesinlikle her şeyi sürekli olarak yaratan Rahman ve Rahim olan Aziz Allah’tır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 36 Balon Adam Sınırsızca esneyebilen ancak havasızken sıradan olan bir balon hayal edin. Bu balonun şişirilen, hava basılan ağız kısmını yuvarlak değil de insan bedeni olarak kurgulayın. Bu balonun, içine sürekli hava aldığını hayal edin. İnsanın beden yapısına yüzde yüz uyumlu bu balonun ağız kısmı ile sürekli içine hava alan arka kısmı arasında, boyun diyebileceğimiz bir uzunluk ve o uzunluğun peşi sıra 3. boyut algısına göre, çok ötelerde yuvarlak bir vücut görmek mümkündür. Balonun ağzı 3. boyutta iken gövdesi tam anlaşılır şekli ile 4. boyuttadır. Ancak balon 3. boyuttan dışarıya bakmak istedikçe esasında çok uzaklarda bir gezegen, bir yıldız, bir galaksi görünür. 4. boyut için bir çeşit enerji ve en yakın tarif ile kuantum bir yapı olan beden, 3. boyutta toprak, su, buz, ateş vb. olarak yorumlanır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 37 Mandalina Nasıl Görünür? Mandalina 4. boyutta ışınsal bir enerji olarak görünürken 3. boyutta turuncu, yuvarlak, elle tutulan bir şey olarak karşımıza çıkar. Mandalinanın veya toprağın ne olduğu gerçeğini değiştirmez. Ancak nasıl göründüğü gerçeğini değiştirir. Öz aynı olsa da yapı tamamen farklıdır. İşte bu farkı 3. boyuttaki kişi değerlendiremez. 4. boyut için sevimli bir koyunun ruhu/enerjisi bir insan ruhu ile bütünleşmiş büyük bir mertebe almışken 3. boyut için acımasız bir insan tarafından yenmiş olarak gözükür. Siz küçük ceylana bakmaya kıyamazsınız, lakin timsahın ruhu ile bütünleşmesi lazımdır. Çünkü timsahın ruhunda öğrenilmesi gerekenler vardır. Ve timsah yavru ceylanın kabuğunu kırarak bu güzelliği verir. 4. boyut için bu berekettir. Çünkü ceylanın ruhu da, timsahın ruhu da yeni bir zenginlik elde etmiştir. Bu, 4. boyut için ortada bereket, ihtişam, nimet ve güzellik olarak okunurken, 3. boyut için sistemin acımasızlığı ve merhametsizliği olarak okunur. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 38 Ruhun ne olduğunu bilmediğimiz gibi boyutları da hiç bilmiyoruz. Bu sebeple Kuran rahmet olarak karşımıza çıkmakta ve Subhan Allah çizgisine davet etmektedir. Çünkü Ruh dediğimiz yapı için buradan gönderdiği vardır. Buradan neye inanırsa onu bulmaktadır. Hakikatte buradan gördüğünüz uzay 3. boyuttan 4. boyuttaki ağacımıza gönderdiğimiz kodların 3. boyuttan algılanış şeklidir. Ve uzay dediğimiz yapı bilgi ile ruh denizidir. İnsan bedenini yani kabuğu yıpratan durumlar 4. boyutta gerçekleşen açılımlardır. Zaman’ın gençlikle, ihtiyarlıkla alakası yoktur. Ama buna rağmen zaman üzerinden hesap yaparlar. Ve hatta kilo almanın bile sebebi yer çekimidir. Ve yer çekimi müthiş sırlar saklıyor. Üzerinde tefekkür etmek lazımdır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 39 4. Boyutta Yer Çekimi Nedir? Yer çekimi balon örneğimizde ifade ettiğimiz ağızla gövde arasındaki boyundur. Dünya üzerinde gördüğünüz tüm canlıların durumu aynıdır. Yer çekimi o kadar etkilidir ki düşünceleriniz, fikirleriniz ve inançlarınız yer çekimi tarafından çok sıkı bir şekilde 4. boyuta aktarılır. Tohumların büyümesi gibi.. Zaman bitince göreceğiniz yere gönderilir. 3. boyuttan galaksi, yıldız, gezegen gibi görünen devasa yapılar insan ruhlarıdır. Rüyalarımızda anlamadığımız bir alemin bilgilerini insan beyni en yakın ve en iyi şekli ile tercüme eder. İşte beni yine bu noktaya getiren başka önemli bir delili sizlerle paylaşıyorum. Altını çizdiğim okuyunuz. manalara dikkat ederek 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ konuyu 40 Yusuf (a.s) ve Rüyası Hz. Yusuf, Kur'an-ı Kerim'de adı geçen peygamberlerden birisi olup, Hz. Yakub'un oğludur. Nesebi Hz. İbrahim'e kadar varır. Kur'an-ı Kerim'de kendi adını taşıyan bir sure vardır. Tamamı 111 ayet olan bu surenin 98 ayeti (4-101) Hz. Yusuf'tan bahseder. Bu ayetlerde anlatıldığına göre Hz. Yusuf'un hayat hikayesi özetle şöyledir: Hz. Yusuf'un on bir tane erkek kardeşi vardı. Yusuf fevkalade güzel ve son derece zeki idi. Babaları Hz. Yakub en çok Hz. Yusuf'u seviyordu. Bu sevgiyi ağabeyleri kıskanıyorlardı. Yusuf (a.s) bir gece rüyasında on bir yıldızın, güneş ve ayın kendisine secde ettiklerini gördü. Bu rüyayı babasına anlattı. Babası rüyanın, Hz. Yusuf'un büyük bir adam olacağına işaret olduğunu anladı ve Hz. Yusuf'a rüyasını ağabeylerine anlatmamasını tembihledi. Ancak, ağabeyleri bundan haberdar oldular ve Hz. Yusuf'u öldürüp bir yere atmayı planladılar. Babalarından izin alarak, gezip eğlenmek bahanesiyle Hz. Yusuf'u alıp kırlara götürdüler. Onu bir kuyuya attılar, gömleğini de kana bulayarak, "Yusuf'u kurt kaptı" diye babalarına yalan söylediler. Kuyunun yanından geçmekten olan bir kafile Yusuf'u buldu ve köle olarak satmak üzere alıp, Mısır'a götürdüler. Orada az bir fiyatla onu Azîz'e (maliye bakanı) sattılar. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 41 Aziz'in hanımı Hz. Yusuf'a göz koydu. Onu kendisiyle beraber olmaya çağırdı. Yusuf (a.s) bunu kabul etmeyince, ona iftira edip kocasına şikayet etti ve hapse attırdı. Hz. Yusuf senelerce hapiste kaldı. Orada hükümdarın şerbetçisi ve aşçısı ile tanıştı. Onlara gördükleri rüyaların yorumunu yaptı. Birisinin, kurtulup efendisinin hizmetine devam edeceğini, diğerinin ise öldürüleceğini söyledi. Sonunda dediği çıktı. Hz. Yusuf kurtulandan, kendisini efendisinin yanında anmasını istedi. Hükümdar bir gece rüyasında yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak gördü. Bu rüyanın yorumunu yaptırmak istedi. Hz. Yusuf'un rüya yorumu yaptığını öğrendi ve onu hapisten çıkarıp, rüyasını anlattı. Hz. Yusuf, yedi sene bolluk olacağını, peşinden gelen yedi senenin ise kıtlıkla geçeceğini söyledi. Bunun üzerine hükümdar, Hz. Yusuf'u maliye bakanlığına getirdi. Yusuf (a.s) bolluk yıllarında bütün ambarları zahire ile doldurttu; kıtlık yılları gelince bu zahireyi halka dağıtmaya başladı. Aynı kıtlık, Hz. Yusuf'un babasının memleketi olan Kenan diyarında da yaşandı. Yusuf (a.s)'un kardeşleri de zahire almak için iki kez Kenan ilinden Mısır'a geldi. Sonunda Yusuf (a.s) kardeşlerine kendini tanıttı ve onları affettiğini belirterek, "Bugün azarlanacak değilsiniz, Allah sizi bağışlar, o merhametlilerin merhametlisidir" 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 42 (Yusuf/92) dedi. Yusuf (a.s); babası, annesi ve kardeşlerinin tamamını Mısır'a davet etti. Ailesi Mısır'a vardığında Yusuf (a.s) anne ve babasını tahta oturttu; diğer on bir kardeşi ise Hz. Yusuf'un önünde eğildiler. O zaman Yusuf (a.s): "Babacığım, işte bu vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim, bana pek çok iyiliklerde bulundu. Doğrusu Rabbim, dilediğine lütufkardır. O şüphesiz, bilendir, hakimdir." (Yusuf/100) dedi. Bir süre sonra Yakub (a.s) vefat etti. Yusuf (a.s), Allah Teala'ya şöyle münacatta bulundu: "Rabbim, bana hükümdarlık verdin, rüyaların yorumunu öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratanı! Dünya ve ahirette koruyanım sensin! Benim canımı, Müslüman olarak al! Ve beni iyilere kat!" (Yusuf/101). Yusuf (a.s)'un hayat hikayesi Kur'an-ı Kerim'de "Ahsenü'l-Kasas, Kıssaların en güzeli" ünvanını aldı. Pek çok olayları içeren bu hayat hikayesi için Allah Teala şöyle buyurdu: ''Andolsun ki, Yusuf ve kardeşlerinin olayında, soranlara nice ibretler vardır." (Yusuf/7) Dostlarımız bilir, çok zaman rüya yorumlama konusunda oldukça yoğun gayretlerim olmuştur. Sevgili peygamberimizin (s.a.v.) işaret ettiği mana doğrultusunda insanlar uykudadır. Zaten uykudayız şu anda ve yıldızlar görüyoruz. Rüyada 4. boyutun bilgisini bize 3. boyut gerçeği ile yıldız gibi manalarla beynimiz 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 43 yorumlamaktadır. Yukarıda, Kuran'da anlatılan kıssada bahsedilen rüyayı irdelerseniz ilk merhalede yıldız, ay ve güneş secde ediyor. “İlk yaratılışı (aşamayı, karar kılma yerini) bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?" (Vakıa/62) İkinci merhalede ise yıldızlar olarak görünen kardeşleri secde ediyor. Bu da bize Rabbimiz bilir ancak tefekkür açısından aslında ilk merhalede olduğumuzu, bu dünyadan görünen ve yıldız gibi, güneş gibi algılanan şeylerin insanlarla alakalı olduğunu gösteriyor. Bir takım itirazlar olacaktır. Ve biraz sonra size nakledeceğim mevzu sizi bir daha derinden sarsacaktır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 44 Güneşimiz ve Allah Resulü Biliyorum ortaya koyduklarımız ve sizlere anlamanız için baskı yaptığım şeyleri direk kabul etmeniz hayli zor. Ancak her şeyinde hikmet olan Rahman ve Rahim olan Yüce Rabbimiz, Allah, boş yere hiçbir şeyi yaratmamıştır. Devasa uzay ve devasa yerler buradan göründüğü ve algılandığı gibi değildir. 4 boyutlu algıları olan birinin sayısız eli vardır. 3. Boyutta saçlarını taradığı gibi beden üzerinden tüm organlara hakimdir. Bedenindeki tüm organları tüm açıları ile görür, hisseder. İşin garip tarafı ise şuurlu olduğu kesinleşen bakterilerle konuşabilir. Ve bakteriler için işler hayli karışır.. Onların dili ile anlatmadığınızda hiçbir şey anlamazlar. 4. boyutu algılayan biri kendi kendini bir kaç saniyede ameliyat bile edebilir. Öte yandan 3. boyut bilgisi olmayan 2. boyutta yaşayanlar, yukarıyı veya aşağıyı gösterecek parmakları olmasına rağmen, bu algının yokluğundan dolayı hiçbir yeri gösteremezler. İşin sorunlu tarafı sizin parmağınızı bile çözemezler. Kitap boyunca anlatmaya çalıştığım ve 4. boyut diye bahsettiğim yer kuşkusuz Ahirettir. Konuların anlaşılması için ilk 3 boyut üzerinden giderken 4. boyut kelimesini kullanmak anlaşılmayı kolaylaştırmaktadır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 45 İşte anlatması bu kadar zor olan bir zamanda geçen, sevgili Peygamberimizin (s.a.v.), Annemiz Ayşe ile bir konuşmasına yer veriyorum.. Öyle bir gece ki gecelerin en güzeli... Güzelliği O'ndan gelen... Hz. Aişe'nin dizlerine yaslamıştı mübarek başını... Gökyüzünü ve birbirinden parlak yıldızları seyrediyorlardı... Biraz sonra Hz. Aişe'nin gözyaşlarının yüzüne damladığını fark etmişti... ... -Niçin ağlıyorsun ya Aişe dedi... Dedi ki: ''En sevgilinin sevgilisi''... -Ya Rasulallah, bir Ay'a bakıyorum bir de sizin yüzünüze, sizin yüzünüz Ay'dan daha parlak!.. Ve cevap verdi Güllerin Efendisi... -Bilmez misin ya Aişe Ay, nurunu benden alır... Bunun dışında aşağıda yer verdiğim konu da çok yaygındır ve bu güne kadar konuyu mecaz almayan, okuduğu gibi yorumlayan ve buna bir çok delil sunan ilk eser bu kitaptır. Buna göre Cebrail (a.s), Efendimiz (s.a.v)’in, Câbir b. Abdillah (r.a)’a hitaben, “Allah’ın yarattığı ilk şey, senin peygamberinin nurudur ey Câbir” şeklindeki sözünü hayretle karşılayınca ona kaç yaşında olduğunu sorar. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 46 O şöyle cevap verir: “Bilmiyorum ey Allah’ın Resulü. Ancak (bildiğim şu ki), dördüncü perdede, 70 bin yılda bir kere doğan bir yıldız var ve ben o yıldızı 70 bin kere gördüm.” Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v): “Rabbimin izzetine yemin olsun ki, işte ben o yıldızım” buyurur. (Kaynak:Ebu'l-Hasan el-Laknavi, el-Asaru'l-Merfu) Ki bu yıldızın, dünya üzerindeki tüm yaşamın güneş üzerinden foto sentezle dönüştüğü ve ayın da nurunu güneşten aldığı hesaba katılırsa, değişik bir mana bulması söz konusudur. Ve bize ulaşan bu bilgilerin her ne kadar değişeceği göz önünde bulunsa da insan– yıldız ilişkisini anlatan bu manalar dikkate alınmaya değerdir. Ve sindirmesi zor olsa da Kainat içinde güneş gibi bir yıldızın veya Hz.Aişe annemize “-Bilmez misin ya Aişe Ay, nurunu benden alır...” demesi de bizi doğrular niteliktedir. Güneşin veya güneşin beslendiği başka bir yapının Allah Resulünün ruhu olması muhtemeldir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 47 Boyut, Su ve Zaman 2. boyut izahında kullandığımız su tanımlaması 3. boyut için zamandır. Zira balıklar için su neyse, insanlar için de zaman odur. İnsan bir ev alabilmek için hesaplayın kaç gününü feda etmek zorundadır. Yahut en iyisinden bir otomobil alabilmek için kaç gün çalışmak zorundadır. Ve sizler ne kadar zaman verirseniz akşam televizyonlarda yayınlanan diziler o kadar popülerdir. Zaman insanların bir türlü kadrini, kıymetini bilmedikleri çok önemli bir şeydir. Bir şeyleri elde etmek için kullandıkları kredidir zaman. Yahut hayat dediğimiz deryada yüzen gemilerinin yakıtıdır zaman. Çok kıymetli ve muhteşem bir şey olmasına rağmen bir türlü doğru kullanılmamaktadır. Ve hatta bu gün belgesel yapımcılarının bile gözünden kaçan muhteşem bir yapıdır zaman. O kadar sığ alınmıştır ki; içinde yolculuk yapılabilme ihtimali üzerinde binlerce eser yazılmıştır. İnsanların ihtiyarlıkları veya gençlikleri ile zamanın hiçbir alakası yoktur. Daha önce de vurguladığım gibi insan kabuğu olan beden üzerindeki etkinin tek nedeni yer çekimidir. Ve yer çekimi o kadar kuvvetli bir şeydir ki; tüm fikirlerinizi, düşüncelerinizi, niyetlerinizi ve kelimelerinizi bile kuvvetlice çeker. Ve balon örneğindeki 4. boyutta yer alan sınırsız yapınızın içine sizin tetiklemenizle/üretmenizle üfler. 3. boyutta toprak/mandalina gibi görünen bu yapı 4. boyutta 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 48 kuantum/c vitamini olan enerji gibi algılanır. Hakikati ise 5. boyutta anlaşılır. Ancak 3. ve 4. boyut için en yakın oluşlar ve kelimeler sizlerin kolayca anlamanız açısından tarafımdan seçilmektedir. İnsanın 3 boyutlu algısı kadar, bu çekimin yüzey üzerinde son bulduğunu zannederler. Öte yandan kelimeler ve düşünceler bir dağ kadar büyük kütlelere sahiptirler. Ancak 3. boyutta bu asla anlaşılamaz. Kafanızdan geçen ve düşünceleriniz olarak size lanse edilen şeyler Allah’ın alim olması ile 5. boyuttan rızık olarak aldığınız nimetlerdir. ''Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.'' (Rûm /7) Bu eseri de maalesef anlayacak ve bilecektir. çok az sayıda insan Öyle ki her şeyin yegane sahibi Allah’tır. Bu noktada bu eseri yazdıranın Allah olduğunu söylediğimde bu 3. boyuttaki kabuğu içine hapsolmuş kişiler tarafından ''Adem KORKMAZ’ a Allah kitap yazdırıyormuş! Vahiy alıyormuş.'' gibi çok uç bir noktada anlaşılırken, ben yazdım, bana ait dediğimde ise biraz hikmeti anlayanlar, Allah’a ait olanı sahiplendi. Adem Korkmaz nankördür, hırsızdır olarak bile algılayacaktır. İşte insan boyutu, ara boyut, 5. boyut gibi bakışlarda herkes farklı olarak, bilgi seviyelerinde yorum yaparlar. Ve herkes 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 49 kendi katında haklıdır. Ancak kelimeler farklıdır. Ve kaos başlar.. Bu yüzden karmaşa bitmez. Bütün bu karmaşalara son vermek için Enam-91: ”Allah de, ötesini bırak.” prensibi gereklidir. Ancak bu prensip hayata ilim vasıtası ile girebilir. Diğer türlü içinden itiraz ile dilin Allah der ancak gönlün bırakmaz. Ve kendi dünyanızda Allah’ı yargılamaya ve yaptığınız iyiliği farklı bir anlam ile başa kakmaya başlarsınız. Zaten bu eserin yazılış gayelerinden biri, bu ayetin kitabın okurlarının hayatına tecelli etmesine katkı sağmaktır. Bu noktada 5. boyut konusunda bir takım düşünceler oluşabilir. Ancak 4. boyutu sizlere izah edemeden 5. boyut kelimesini kullandığımda iş iyice çığırından çıkar ve bir çok okurumuz bu noktada bocalar durur. Öte yandan boyutlar için verdiğimiz örnekleri ve nitelemeleri, 3. boyut bilgisi ile en yakın kelimeleri seçerek anlatmaya çalışıyorum. Aksi halde akıl sürekli olarak bir takım ışınsal ve dalgasal yapı tasavvur edecektir. Ancak lav diye bildiğimiz sıvı yapının hareketi ile su dediğimiz kaynağın hareketi ve yer tutuşu, şekil alış vaziyeti aynıdır. Ancak dehşet farklar vardır. Bu farkları gözünüzün önünde canlandırınız. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 50 Verilen örneklerin genel olarak işleyişini hesaba katarak olaylara bakınız. Gidilen yollar ve yapılan kıyaslamalar gerçekten mevzuları anlaşılmaz kılabilir. Nihayetinde bu alemde İnsan’ın yolcu olduğunu bilmesi gereklidir. Zira: ''Yolcu, vatanına gitmeyi isteyen, yoldan geçen kimse demektir.'' Dünyada insan, efendisi tarafından bir ihtiyacını görmek üzere bir başka beldeye gönderilen köleye benzer. Bu kölenin yapması gereken, ne için gönderilmişse o işi bir an önce yapmasıdır.” Biraz kafanızın dağılması ve Allah’ın alim oluşu ile nasıl bağ kurarız bunu boyut kavramından uzaklaşarak daha farklı kelimelerle, kısa birkaç satırla izah etmeye çalışalım. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 51 Hatırlamak ve Unutmak İnsanı hayata bağlayan şey hatırlamasıdır. Hatırlamak ve unutmak, Allah'ın sisteminde çok önemli iki şeydir. Hatırlamak Allah'ın Alim esması ile aramızdaki bağlantı kablosu, unutmak ise düğme dersem anlaşılmaya yaklaşabilirim. O kadar önemlidir ki.. Mesela kapı dışında son model en pahalısından otomobiliniz olduğunu hatırlamazsanız yoktur. Gözünüzün önünde paramparça etseler bile umursamazsınız. Bütün ilimler ve var zannetme gibi kavrayışlar esasında Allah'ın Alim olması ile Rahman olan Allah'a ait şeylerdir. Allah'ın varlığı ile var olan Alim esmasının işaret ettiği bir çeşit bilgi havuzudur. Bu havuzdan neyi isterseniz onu alıyorsunuz. Ve havuzun en değerli hazinesi ise Allah'ın ayetine göre onun zikridir. ”Allah’ı anmak en büyük şeydir! Yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut/45) Allah O’nun anılmasıdır. Ki bu şekilde siz de anılın. ''Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım.'' (Bakara/152) Ömrünü bir çeşit spor takımlarının peşinde, sağcı, solcu, şucu bucu ile geçirmiş, cemaat kavgaları ile hırsını almış birinin, bunların yanında daha iyi ev, daha 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 52 iyi araba peşinde koşulan bir hayat ile Allah'ın hazinesinden en gereksiz şeyleri aldığı için ebediyete nasıl gideceğini düşünün artık..? Ben varım demek için bile hatırlamaya ihtiyacınız var. Hatırladığınız sürece var olanlar, unuttuğunuzda hiç yaşanmamış gibidir. Hatırlamadığınızda siz yoksunuz demektir. Uykuda iken bu örnek çok aşikardır. Hatırlamak sizi var eden şeydir. Uyku esnasında hatırlama kavramı geçici olarak saf dışı kalır. Aslında uyumaya çalışırken bile hatırlama (bilme) kablosunu koparmaya çalışıyorsunuzdur. Konu çok taze ve ilk kez bizim işaret ettiğimiz bir konudur. Çok gayret gösterip, yüce kitabı okumaya başlarsanız idrakiniz genişler. Çünkü siz beden değilsiniz.. İnsanlar genelde bu noktadan sonra kopuyorlar. (Anlamıyorlar.) Bu alemde Allah'ın Alim olması ile bu hatırlama bağlantısı sürekliliğini ve olabildiğince zenginliğini korumaktadır. Ancak ölümle beraber bu dünyada Allah'ın Alim olmasından kaynaklı aldığınız/aradığınız bilgiyle ve ancak o bilgiye bağlı bir hatırlama işlemi ile karşılaşacaksınız. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 53 Şöyle izah edeyim. Bağlantı düğmelerinin kablolarını değiştirsek kendinizi Hz. İbrahim (a.s.) bile sanabilirsiniz/olabilirsiniz. Vel hasıl dünyada gelmiş geçmiş kim varsa o olabilirsiniz. Bu imkanınız varken siz aptal bir futbolcu veya bir şarkıcı olma derdindesiniz. Bu ifadeler Mümin kardeşlerime düşünmeleri için ortaya koyduğum satırlardır. Bizim unutmak ve hatırlamak üzerine tefekkürümüz tamamlandığında daha geniş bir bakış açısını kitap içerisinde sık sık vurguladığımı göreceksiniz. Bu konu anlaşıldığı taktirde reenkarnasyon kavramından cinlere kadar bir çok şeyi sıra ile çözeceklerdir.. Anlayanlara selam olsun... 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 54 Zamanı Gösteren İşaretler Gerçek saadeti elde etmenin yolu da zamanı doğru kullanmaktır. Zamanı doğru kullanmak bir berekettir. Dolayısıyla müminlerin, dünyadaki bütün insanların işi zamanla alakalıdır. Bu nasıl oluyor, şöyle anlatalım: Su ne? Suyu nasıl kullanırız? Yıkanırız, temizleniriz, birtakım bir şeyler yaparız. Örneği hatırlayınız. 2. boyuttakiler temiz suyu yukarı doğru açılım gerçekleştirmek için dönüştürmüştü. Dolayısıyla zaman da biz insanlar için buna benzer bir şeydir. Çünkü 4. boyut bilgisi bizlerde olmadığı için zamanın ne olduğunu tam olarak idrak edip kavrayamıyoruz. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’e göre dünyadaki en büyük iş Allah’ın zikridir. ”Allah’ı anmak en büyük şeydir! Yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut/45) Allah Peki insanlar zamanla ne yapar, bir de ona bakalım. Zamanla her şeyini yaparlar sevgili dostlar. Şimdi zaman su gibi bir şeydir dedik ya. Yani 2. boyutta su neyse 3. boyutta da aslında zaman o. Hani her şeyi dönüştürüyoruz ya çeşitli hallere, şekillere, işte zamanı da aslında biz dönüştürüyoruz. Zamanı 4. boyutta bizimle alakalı bir şeylere dönüştürüyoruz. Nasıl oluyor buna geleceğim şimdi. Zamanı bir şeylere dönüştürüyoruz. Düşünün, elma 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 55 yersiniz. Elmanın posasını atar, özünü beyniniz vasıtasıyla birtakım enerjiye dönüştürürsünüz ve bu genelde daha rahat anlayacağınız bir dili kullanmam gerekirse, siz elmayı yedikten sonra elma bedeninizden parmağınız olur, kulağınız olur, gözünüz olur. Gözünüzle gördüğünüz dünyadaki gıdalar, kabuğumuzu yani bedeni takviye ve tedarik eder. Güç verir. İçinde olup da gözle göremediğiniz “zaman” 4. boyuttaki sizin bedeninizin, kuantum yapısını oluşturan bir çeşit gıdasıdır. Müthiş bir gıda. Yani nasıl ki kaynak suyunu özümseyen tohum 3. boyuttaki bedenini devasa bir varlığa, yani 2. boyuttaki bedenine göre devasa bir varlığa, bir ağaca, yaprağa, müthiş güzelliklere dönüştürüyorsa; zaman da müminler için, insanlar için 4. boyutta, daha doğrusu adına ahiret dediğimiz yerde sizler için dönüştürülüyor. Sizler için kuantum bir yapıya/başka bir şeye dönüşüyor. (?) Buna asırlardır 'ruh' adını vermişlerdir. Ancak bedene indirgenen ruh tabiri kabuk gibi algılanarak bir çok hakikat perdelenmiştir. Ve su örneğinde olduğu gibi su ile çay da, kahve de yapılır. Her ikisi de sudan olsa da tatları çok farklıdır. Örneği çoğaltabiliriz. Zaman aslında su gibidir ve bu konuda bir iddia daha ortaya atabilirim. Suya dikkat edin, dünyada su biterse zaman da biter. Aslında su ile yerçekiminin henüz 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 56 anlayamadığımız bir bağlantısı var. Hatta balon yapıdaki insan örneğimizi hatırlarsanız yer çekimine karşı su sanki bir çeşit süzgeç görevi üstleniyor diyebiliriz. Zira abdest dediğimiz kavram ile, oluşturduğumuz negatif yapının 4. boyutta gelişen ruhumuza iletilmesini engelliyor. Ve negatif yapı aşağı doğru bir açılım yapmaktadır. Bugün adına Cehennem dediğimiz yöne doğru. Tohumların aşağı doğru gelişimini hatırlayın. İşte bu kadar kıymetli bir şey insan diline ve kelimelerine o kadar sinmiştir ki, görmemek neredeyse imkansız. Ayrıca sadece Türkçede değil, bütün dillerdeki biraz sonra vurgulayacağım kelimelerin içinde “an’a'' işaret vardır. Tabi ki milletlerin kültürleri doğrultusunda oluşan mana ile hep göz önündedir. Israrla dikkat çekilmektedir. İşte o kelimelerden çok önemli bazıları. Ve parantez ile kısaca benim tarafımdan nasıl okunuyor buna da değineceğim. RahmAN: Allah’ın anıldığı ve rahmete dönüşmüş 4. boyut/ahirette Rahim olarak yansımış anlardır. Enfal 45: ''Ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz.'' ŞeytAN: İçinde televizyon dizileri, dedikodular, gereksiz dünya işleri, particilik, spor takımları bulunan, velhasıl Allah’ın anılmadığı, hatırlanmadığı 4. boyut/ahiret için gazaba dönüşmüş, pişmanlığa dönüşmüş anlardır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 57 Munafikun 9: ”Ey İman Edenler! Sizi, mallarınız ve çocuklarınız Allah'ı anmaktan alıkoymasın; böyle olanlar hüsrana uğrayanlardır.” Haşr 19: ”Allah'ı unutup da (anmayan), Allah'ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın; onlar, yoldan çıkmış kimselerdir.” KurAN: ZamAN’ı 4. boyut/Ahiret için nasıl tasarlamamız ve nasıl kurmamız gerektiğini öğreten muhteşem bir zamAN rehberi.. Kaderi yazarken bakmamız gereken Aliy, Azim olan Allah tarafından rahmet olarak insanlığa hediye edilmiş kitap. Bakara 239: ”Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın.” Araf 171: "Size verdiğimi (Kitabı) kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız" dedik. İnsAN: 3. boyutta adı ins olup 4. boyutta İnsan olma şerefini kazanan mahluk. Doğru “AN” lar varsa bahtiyar, yanlış “AN” lar varsa bedbaht varlık. İbrahim 7: ''Hatırlayın ki Rabbiniz size; Eğer şükrederseniz (doğru an) elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük (yanlış an) ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir!'' Rahman 55: ''Ey cin ve ins cemaati! Eğer göklerin ve yerin çevrelerinden çıkıp gitmeye gücünüz yeterse hemen çıkıp gidiniz. Halbuki, bir kuvvet olmadıkça siz çıkıp gidemezsiniz." 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 58 Rahman süresinde Arapça orijinal kelime olarak ayette ins olarak belirtilen bu varlık, bütün zamanını tüketmiş ve artık an kalmamış, yahut henüz an’ı almamış insANdır. Üzerinde düşünmenizi önerim. CAN: Zamanın dönüşmüş şeklinden oluşan ruhun diğer adı. Ayrıca bazı Kuran alimlerimiz cin ile can aynı şeydir demişlerdir. İmAN: Büyük rehber KurAN’ın kurduğu ölçü ile zamanın değerlendirilişidir. Ve KurAN’ın kurguladığı zamanı kabullenerek elde edilmiş zamandır. Ra'd 28: ''Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ı anmakla mutmain olur.'' MüslümAN: Allah’ın rab oluşu ile terbiye edilmiş zamanın sahibidir. Berrak, pırıl pırıl bir anların sahibidir. Yusuf (a.s)'un elde etmek istediği kusursuz temizlikteki anlardır. Yusuf Suresi 101: ”Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. MüslümAN olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat. “ DüşmAN: Allah’ın zikrini yapacağın zamanı engelleyen şeydir. Zaman’ı Allah’ı anarak dönüştürmene engel olan ve bu zamanı elinden almak için çaba sarf eden şeylerdir. Dikkat edin Televizyonlar zaman hırsızı ciddi bir düşmandır. Mücâdele 19: ”Şeytan onları etkisi altına aldı da 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 59 kendilerine Allah'ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır.” UyAN: Zamanın ne olduğunu, kadrini, kıymetini anlamaktır. Ve böylelikle şeytanlı zamanları terk etmektir. Mücâdele 19: ”..Allah'ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır.” TAN: Seher’in en yakın olduğu, karanlığın bitmek üzere olduğu andır. Bu tanımlamayı “şey” ile birlikte okuyun ve tefekkürü artırın diye verdim.(?) EzAN: Değerli vakitleri bildiren duyuru. Mutlaka Fatiha ile dua edilmeli. Zaman ve AN Kavramları sizi çok boğmasın. Konuya kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bize zamanın ne kadar kıymetli olduğunu öğreten sevgili peygamberimizin zamanına gidip onun evlilikleri hakkında birkaç kelam edelim. Dikkatinizi biraz dağıtalım ki geri döndüğünüzde daha tecrübeli bir zihin ile devam edelim. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 60 Peygamberimizin Evlilikleri Simsiyah bir cehalet hala dünyanın üzerinde. Afrika'da bazı kabileler için özürlü, hasta çocukların köpek yavrusu kadar bile değeri maalesef yok. Anadolu'da çobanların köpekleri dişi yavru yaptığında bu hoş karşılanmaz; bu yüzden ovaya, şehre başı boş bırakırlar. Hatta kedi yavrularına bile bu akıbeti yaşatırlar. İşte Anadolu'da bu hayvanlara gösterilen tutumdan daha feci bir hal ile Afrika'da bazı kabilelerde çocuklar, uğursuz nitelenerek gömülmektedirler. Bu konuda web sitem üzerinden videolarda belgesellere denk gelebilirsiniz. İşte böyle zamanlarda, cehaletleri bu kadar şiddetli olan bir zamanda İslam teşrif etmiştir. Arabistan'da ve dünyanın bir çok yerinde insanlar için kız çocukları ve kadınlar bugün Anadolu'da köpek ve kediler neyse oydu. Yani o kadar değersizdi ki bir köylünün ahırındaki inekler kadar bile kıymeti yoktu. Bu, orta çağın sonuna kadar müşrik toplumlarda devam etti. Bir baba öldüğünde kadınları çocuklarına miras kalır, paylaşırlardı. Kadın kız doğurduğunda ve 3 yaşına geldiğinde, diri diri toprağa gömerlerdi. Çünkü eğrelti idi. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 61 İşte böylesine bir zamanda akıllı, yakışıklı, genç, zeki bir delikanlı olan Hz Muhammed (s.a.v.) kendisinden 15 yaş büyük annemiz Hz. Hatice ile evlilik yaptı. Ve bir zaman sonra bu sefer de kendinden yaşça daha küçük Hz. Ayşe annemizle evlenecekti. İnsanlar kendilerini beden zannederek şeytanın da kışkırtması ile müthiş gerçeklerden perdeleniyorlar. İnsan beden değildir. Ve yaş konusu yer çekimi ile ilgilidir. İnsan çok daha özeldir. Bu yüzden bedensel özellikleri algılayarak hakikatlerden perdelenirler. Bedenler üzerinden hesap yapanlar iftiralara kurban giderken, gelenek dini ile gelen Kuran dışı kaynakların ortaya attığı iğrenç iftiraları sahiplenip daha beterini hayata lanse edenler de maalesef mevcut. Bu yüzden Kuran'a sımsıkı sarılın ayeti aklımıza tecelli etmek zorundadır. Ve Kuran ise evlilik yaşını Reşit olma, Karar verme yetisi olarak belirlemiştir. Bugünki yasalarda insanın Anne ve Baba'nın korumasından çıkma yaşı ve oy kullanma yaşı olan 18 'i; reşit olma, karar verme yetisinin kesinlik kazandığı zaman olarak belirlemişlerdir. Ülkeye göre yaşlarda farklılık oluşsa da Reşit olma ve Karar verme yetisinin hakim olduğu evre mutlak çizgidir. Öyle ki Kuran bu reşit olayı için Peygamberlik verdiği insanlardan bahsederken: ''Reşit olduğunda peygamberilik verdik.'' diyerek ayrıca kendi içinde reşit kelimesinden kastın ne olduğunu vurgular. Yine böylesi bir zamanda, kadının alınıp satıldığı ve cinsiyeti kadın olanların yaşama hakkının alınıp diri diri gömüldüğü bir zamanda ve herkesin 20-30 ve şaşıracaksınız 40 tane kadını olduğu zamanda, bu genç insan Hz. Muhammed (s.a.v.) ancak bir kadınla annemiz Hz. Hatice ile evli idi. Annemizin vefatından sonra peygamberimizin (s.a.v.) evlilikleri oldu. Annemizin, vefatından sonra bütün zenginliği bugün 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 62 size bu dinin ve bu yazıların ulaşması için İslam yolunda harcanmıştır. O kadar ki Hz. Muhammed (s.a.v) açlıktan karnına taş bağlamış ve daha nice zorluklar, sıkıntılar çekmiştir. Bazı iftiracıların bu noktaları görmemeleri ilginçtir. Düşünün bütün servetini İslam için harcamış ve bir gün akşam eve geldiğinde Hz. Ayşe annemize: -Sabah yiyecek bir şeyler var mı Ayşe? -Yok ya Allah Resulü! -O zaman oruç tutalım ya Ayşe.. demiştir. Evde yiyeceği olmayan ve ilk eşi Hz. Hatice annemizden kalan bütün birikimi bu yolda harcayan, yetmez gibi çok değerli arkadaşı Ebu Bekir’in de bütün servetini, o kadar ki; mescide giderken giyebileceği elbise bulamayacak kadar bir şey bırakmadan bu yolda sarf eden Allah Resulünün evlilikleri sık sık gündeme getirilir.Malum birtakım ateist, agnostik vb. çevrelerin usta teknik ve manevralarıdır. Gelin şimdi kadınların konusuna bir bakalım, ki mevcut siyasi şartlar, savaşlar sonrası dul kalan kadınların sahiplenilmesi gibi şeyleri hepiniz okudunuz. Fakat şu nokta gözden kaçmaktadır. Sadece Hz. Muhammed (s.a.v.)' in değil, o devirde yaşayan tüm erkeklerin onlarca eşi bulunmaktadır. Bugün Anadolu'da bir ahır dolusu ineği olan insanların ülkesini bir zaman sonra Hindistan'da ineğe tapan bir halk işgal edip ele geçirse ve aradan ineklerin dokunulmadığı 1500 yıl geçse bu ahırlarda inek besleyen, onları sağan, kesen insanlar için her şeyi söylerlerdi. Örnekten kasıt, değişen kültür anlayışıdır. Kölelik kavramı bile henüz yeni kalktı. Köleliğin de sınıfları, grupları, en aşağısı gibi çeşitliliği vardı. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 63 İslam yeni bir din. Kadının hayvandan daha aşağı sayıldığı müşriklerle evlenmeleri ve hayatlarını devam ettirmeleri diye bir şey söz konusu değil. Mevcut zamanın gereksinimlerini bilmeyen, bugün 14 yaşından itibaren başlayan ve ahlaklı ise 30 yaşına kadar devam eden, adını flört koydukları, bu 16 yıllık süreç içerisinde de onlarca birliktelik ve yaşanan halleri normal karşılayan, kavrayışı kıt nasipsizleri rahatsız etmektedir. Çeşitli savaşlarda, bir çok kadının sahibi olan sahabelerin şehit olması ile ortada kalan mü’min sahabe kadınlar, bu gün bir kedi yavrusunun yahut köpek yavrusunun bakıma ne kadar ihtiyacı varsa o gün de kadınların desteklenmeye ve sahip çıkılmaya o kadar çok ihtiyacı vardı. Zira sahipsiz kadın bugünki sokak köpeği kadar bile değerli değildi. Bırakın 1500 yıl önceyi daha ortaçağ sonları, batılıların kadınlara bakışını gösteren ilanına bakın. Belgeleri ile bu ve benzer ilanlar isbatlıdır. İlan şu şekilde: ''Atım kayboldu; bulana 5 (lira) İngiliz lirası.'' Birkaç gün sonra aynı adamın evden kaçan karısı için verdiği ilânsa şöyledir: ''Karım kayboldu, bulup getirene 4 (kuruş) şilin.'' İşte kadının bu kadar aşağılık ve değersiz olduğu bir toplumda kim müşrik ailelerde kalmak ister ki? Hangi kadın İslam’ın verdiği değeri görüp müşrik toplumlarda hayatını sürdürmeye devam eder? Tabii ki etmez. Bu açıdan aslında İslam; gariban, fakirler, köleler ve kadınlar tarafından daha çok tercih edilmekteydi. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 64 İşte kadının durumu böyle iken ve Hz. Muhammed (s.a.v)'e mahsus olmayan, sahabelerin ve müşriklerin de çok evlilik yaptığını görüyoruz. Yani bu toplumsal ve kültürel bir olaydır. Daha düne kadarki geçmişimiz bu tip evliliklerle doludur. Ama kör ve nasipsizlerin buradan, bu kültürden cımbızla Hz. Muhammed (s.a.v)'i çekmeleri ve onun görülmesi gereken, emin olması gibi nice faziletli işleri dururken bunu ön plana çıkartmaları aslında yine kendilerinin nasipsizliğini göstermektedir. Ve hepsinden ötesi Hz. Muhammed (s.a.v)'i bir insan olarak görmemektedirler. İnsan, doğası gereği nasıl yemek yerse, erkek de fıtratı gereği kadınlara ilgi duymak zorundadır. Bunu helal kılmak için yüzyıllardır süregelen evlilik denilen hayat ortaklığı kavramı vardır. Evlilik, hayat ortaklığıdır. İşte helal, yani rıza alınarak topluma duyurularak yapılan bu işe evlilik denir. Sadece peygamberimiz değil, o devirde dünyadaki tüm erkekler imkanları doğrultusunda, bugün Anadolu'da ahır dolusu ineği olan köylü gibi kadın sahibi idiler. Oysa peygamberimiz, o şanslı kadınlar olan Annelerimiz ile hayatını birleştirmiş ve ortak olmuştur. Bu olay da zamanın, Arabistan’ın ve dünyanın geri kalanının kölelik kavramı gibi genel kültürü idi. Kadınlar müminlerin annesi olmak gibi bir unvanı almıştır. Ve olay baştan sona özel hayattır. 1400 yıl önceki bir aile babası olan bir insanın özel hayatıdır. O ne kadar anlatmışsa o kadar bilinir. Ötesindeki olumsuz yorumlar çok iğrençtir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 65 İşte bunlardan biri olan Zeyd ibn Harise (r.a)'nin boşanmasından sonra, O’nun eşi ile evlenmesidir. Özellikle bel altı edebiyatçıları ahlaksızca hikayeler vızırdayarak genç beyinleri İslam’ı anlamadan kaçırma yoluna gitmektedirler. “Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir..” (Ahzap/37) Kuran müthiş bir kitaptır. Zalimleri kendine yaklaştırmaz. İşte Ahzap Süresi 37. ayet bunlardan biridir. Kuran bu kainata ve adını sonsuzluk koyduğumuz bütün zamanlara hükmeder. Kuran’ı değerlendirirken zamanımızdaki birkaç bin yıla göre değil, bütün alemlere göre değerlendirmemiz gerekmektedir. Bir zaman gelecek müminler yetim, öksüz ve bakıma muhtaç çocukları büyütecekler, evlendirecekler ve bazıları bunları boşayacak. Siz de hayatı ortak kurgulamak isteyebileceksiniz. Buna mecbur kalabileceksiniz. Zaten Ahzap 37'de Müminler için bir töre kaldırılmıştır. Bu da bir erkeğin evlenmesi yasak olan mahrem diye vurguladığımız listesinden 1. derece akraba dışında kalan tüm statüleri iptal etmiştir. Yani bir erkek, kız kardeşi ile, annesi ile, annesinin 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 66 kardeşi, babasının kardeşi ile, yeğenleri ve evladının eşi ile evlenemez. Geriye reşit olmuş, şartlar oluşmuş, rıza doğmuş durumlarda tüm kadınlarla evlilik, yani hayat ortaklığı yapılabilir. Olay bu kadar net iken ayeti bir yerlere çekmek, iftiralara ortak olmak tehlikelidir. Çünkü Dünya Yeryüzü Değil ve Mümin için her şey yeni başlıyor. Siz her şeyin bu dünyada olup bittiğini mi sanıyorsunuz? Kuran varoluşun %100'üne inmişken ve biz insanlar varoluşun ancak %2'sini biliyorken, nasıl her şey bu kadar diyebiliriz? Ve nasıl %2 ile anlamaya çalışırız? İslam’ın amaçlarından biri bütün dünyayı içindekilerle verseler de dönüp bakmayacak adamlar yetiştirmektir. İyi de neden? Bu kişiler ne yapacak? İşte bel altı edebiyatçıları buna cennet’te şaraplar, gelsin huriler olarak açıklamışlardır. Oysa müminler için 'halifelik' dediğimiz, yeryüzüne varis olma konusu vardır. Ve bu yaşanacaktır. Bu yaşanırkenki farklı konular daha önce zaten toplumlarda yaşanmıştır. Daha şiddetli hali ile yaşandığında HAYAT ortaklığı gerekli olabilecektir. Bu yüzden “Kur'an'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacagiz.” (Hicr/9) ayetine müsaade edeceğiz ve gönlümüze tecelli edecek. Bir başka ayet ise şudur: “Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH'ın sana bağışladığı elinin altındakileri, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışısızdır. Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini inananlara değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 67 eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunanlar hakkında üzerlerine yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.” (Ahzab/50) Ayet helal kılınanları yazdığı halde değişik manalarda algılanabiliyor. Örneğin; bir erkeğe şöyle desek: ''Sana dünyadaki 1.dereceden akraban olmayan tüm kadınlar helaldir.'' Bu ifade sanki bütün kadınları kendine eş yap olarak anlaşılmasıyla algı konusunda sıkıntı oluşturmaktadır. Bir erkeğe asansördeki kadınlar sana helaldir derseniz, şu manaya gelir: Asansördeki bayanlarla dilersen evlilik yapabilirsin. Ayette nebiye Mehirsiz evlikte bir serbestlik var. Mehirsiz manası mevcut. Mehir güven için ortaya konan bir şeydir. Peygamber zaten insani mertebe bakımından en üstün yerdedir. Bu açıdan güven kavramını konuşmak bile yersizdir. Diğer müslüman olan bizler için mehirsiz evlilik yapamaz manası da mevcuttur. Bütün bunların yanında kadının aslında bir nimet olduğunu ve bugün toplumsal şartlanmaların ortaya koyduğu baskı ile tek evliliğin kutsandığını, buna rağmen toplumun büyük çoğunluğunda zinanın engellenemediğini görüyoruz. Yöntem helal olduğu taktirde, rıza da varsa hiç kimse birden fazla evliliğe itiraz edemez. Ayrıca Hz.Muhammed (s.a.v.) bir insandı ve erkekti. Helal yol 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 68 ile bu özgürlüğünü ortaya koydu. Aradan geçen yüzlerce yıldan sonra, dünyada değişen mozaik, kültürel yapı ve daha bir çok unsur ortada iken ve bunların da yanında kendini beden olarak görüyorken benzer ayetler kişiyi Kuran'a yaklaştırmaz. Allah bilir ama her şeyinde hikmet olan Alemlerin Rabbi Allah’ın bu ayetlerle bir çok kişiyi Kuran'dan ve böylelikle zikirden uzaklaştırdığını seziyorum. ” Allah kimi dilerse onu şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru yola iletir.” (Enam/39) İşte yukarıdaki ayetler aslında bazen Kuran’ı bazı kişilerden saklayabiliyor. Zira her şeyinde hikmet olan Allah pek yüce, pek Kaviyydir. Cebbardır; öyle ki dilerse Kuran’ı yeniden yazar. Ve bunu hiç kimse kavrayamaz. Bütün mesele her şeyinde hikmet olan Allah’a güvenmektir. Allah’a güveniyorsan geriye teslim olmak kalır. Zira hayatın %100’üne (SONSUZLUĞA) inmiş Kuran’ı %000000,1’e (?1400 yıla) göre değerlendirmek ne kadar cahilce olur. Bu sebeple hayatın sahibine güvenmeliyiz. Kaderimizi bu dünyada yazdığımızı bilerek emanetin ne olduğunu düşünüp, emaneti tanıma gayretinde olmalıyız. Aksi halde emanetin ne olduğunu bilmeyen nasıl teslim edecek...? Şeytan hep başkalarını gösterir ve insan'ın cevabını bulması gereken çok acil ve daha önemli soruları varken, maalesef kişinin dikkatini, hakikati perdelen oyalayıcı konulara yönlendirir.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 69 Ruh Nedir Ne Kadar Biliriz Anlayabildiğim kadarı ile Kur’an da izah edilen ruh ile insanın yapısında bulunan bilinç(ruh) aynı şey değildir. Kelime yetersizliği insan ruhu deyip olayı kapatmıştır. Ve bu karmaşaya neden olmaktadır. İnsanın yapısında bulunan ruh manası ile Kuran'da anlatılan ruh birbirinden çok uzak ve farklı şeylerdir. Bu nokta iyi anlaşılmalı. Çünkü :"De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir."İsra/85 Burada ifade edilen ruh kuranda şöyle anlatılmıştır: Bakara/87:"Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Ve onu, Ruhu'l-Kudüs ile destekledik."(İnsan ruhu ile olsaydı insanla destekledik olurdu.) "Melekler ve Ruh, oraya, miktarı ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar." Me’âric/ 4 Mücadele 22 :"İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir."(Allah'ın katında ki ruhu bilemiyoruz) Kadir 4 :"O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh, her iş için iner dururlar." (Bilemediğimiz ruh kadir gecesi bir takım işler için iniyor.?) "Onu Ruhu'l-emin indirdi."Şu’arâ 193 (Mealciler parantez ile Cebrail yazmışlardır.Yine insan ruhu yoktur burada.) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 70 Meryem/71:"Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü." (Ruh dünya dili ile insan şeklinde görünebiliyor.) İşte bizlerin hakkında Kuranda bildirilen kadar bildiğimiz RUH ayetlerde olduğu gibi anlatılmıştır. Bu ruh ile insana atfettiğimiz ruhun alakası yoktur. İsra/85:"Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir." Bu ayeti insan ruhu ile ilişkilendirmek yanlıştır.Zira yukarıda ki ayetlerde Rabbimizin emrinde olan Ruh dan bahsedilmiştir. Ve hakkında pek az bir bilgiye sahibiz. Bu açıdan ara sıra satırlarımızın arasına sıkıştırdığımız insan bilincini (ruhunu) izah ederken İsra 85 ile bize cevap veren dostlarımızın yukarıda ki ve daha fazlası ise Kuran da ki Ruhu pek az hali ile tanımaları gerekmektedir. Öte yandan ilgili ayetin Yahudiler için söylendiği de ifade edilir.Ama bana göre bu zorlama bir anlatımdır. Yorumdur.. Çünkü Kuranda anlatılan ruh hakkında pek az şey biliyoruz.Öte yandan insan ruhu (bilinci) hakkında bize göre çok şey biliyoruz.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 71 Reenkarnasyon ve İnsan İnsanın doğumu ile başlayan ön yargıları o’nu öyle sarar ki bir türlü kurtulamaz.Kendini beden zannetme üzerine olan bu bağı koparmak imkânsıza yakın bir zordur. Etrafında cereyan eden tüm olayları buna göre değerlendirir.Ve bir süre sonra konu inanç kavramına gelir. İşte bu noktadan sonra dünya üzerinde yaklaşık olarak 1 milyar kişi tarafından kabul gören Reenkarnasyon gibi bir muamma üzerinde birkaç kelam etmem gerekecek. Türkçe anlamı yeniden dirilmek olan bu kavramı herkes kendine göre yorumlamaktadır. Doğrusu nedir desek karşımıza on tane birbirine zır,farklı bakış açısı çıkar.Bunlardan birine göre reenkarnasyon da ruh’un ulaşmak istediği en yüksek makam ilahlıktır.(Bu tanımı onlardan daha farklı gruplara sorsak yakın olmak,temiz olmak gibi farklı açılara sevimli yönlere çekerler.) Her dinden kendilerine delil bulurlar.İşte Kuran’ı Kerimde elde ettikleri delil şu ayettir; “Derler ki: "Rabbimiz! Bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin. Artık günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkış için bir yol var mı?" Mü’min / 11 Oysa dikkat edin ayette daha önceki ölümlerini bilen ve günah işlediklerini itiraf eden insanlardan bahsedilmektedir. Oysa;“Reenkarnasyon, yani başka bir deyişle yeniden dünyaya gelme, gizemci ve ruhsal bir olaydır. Ölen birinin ruhunun başka bir vücutta yeniden hayat bulacağı inancı dünyanın en eski ve yaygın inançlarındandır. Bu inanca göre ruh 2 kere veya birkaç kere doğar ve önceki hayatını hatırlamaz.” 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 72 İfadeleri ile bir reenkarnasyon tanımı vardır. Ayet net bir şekilde kendini bilen,hatırlayan ve af isteyen insanlardan bahsederken reenkarnasyonda unutma vardır.Sorumluk yoktur.Af dilemek yoktur.Bağışlama yoktur. Ve İslam da unuttuğunda,hatırlamadığında sorumlu olmazsın.Bu açıdan günah ortadan kalkar. İlgili ayet kesinlikle bir delil teşkil etmemektedir. Bu izahların yanında Reenkarnasyon inancına delil teşkil ettiği sanılan hipnoz ise çok sıkıntılı bir muammadır. Çünkü insan beden değildir. Her uzvun kendine ait görevleri vardır.Göz görür,dil tatar ve konuşur. Burun koku alır. Burunu konuşturup dil’e koku aldıramazsınız. Kolektif bilinç veya insanlığın ortak hafızası dediğimiz bir havuzdan varlık sürekli olarak yayın alır.Ve bu yayını değerlendiren “ben” kendini sürekli olarak geliştirir.Merhameti öğrenir,sevgiyi,şefkati ve aşkı..Ancak dil uzvu ise "ben"in kontrolü dışında bu havuzdan gelen bilgileri görevi icabı değerlendirir.Ve bizler tarafından konuşuluyor olarak OKUnur. İslam bütün bu hazların kaynağını ve yaratıcısını Allah olarak anlatmıştır. Farklı isimlerle ve manalarla her inanç grubu bu olaya değişik isimler vermişlerdir. İnsan bedeni “ben” için bir gemidir. Bu gemi ile dünyayı deneyimler.Ve Allah muhteşem bir şekilde insan’a yaratılışını ayrıca göstermektedir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 73 İnsan Yaratılmadı kitabımızı okuyanlar anlayacaktır.İşte bazen “Ruh” bazen “Bilinç” dediğimiz bu yapı bilgi,görgü,ahlak,niyet ve inançlar doğrulusunda gelişim gösterir.Pişer kıvama erer. Zaten ihtiyarlık,gençlik gibi konular zamanla alakalı değil yer çekimi ile alakalıdır. Yerçekiminin baskın gücü karşısında çok direnemeyen bu beden gemisi “ruh” yani “ben” pişince saf dışı kalır. Kendi kurguladığı dünyasında yaşmaya yelken açar. İşte hipnoz sırasında “ben” bedenin hakimiyetinden uzaklaşır.Uykuda olduğu gibi beden ve uzuvlar kontrol dışı hallere girer. Sadece hipnozda değil çok insan uyku esnasında da genellikle saçma sapan şeylerden bahseder konuşurlar. Ve hatta dünya üzerinde hiç kimsenin bilmediği dillerde bile sayıklarlar. İnanın bazı insanlar vardır ki hiç bilmediği halde uykusunda İbranice konuşmaktadır. Buna tıp Literatür’ü “Sayıklama” demiştir. İnsan bedeninde ki her uzuv sadece “ben”in değil işlevi ile ilgili her türlü komuta cevap vermektedir.Yani dilinizi başka birine ameliyat ile nakletseler tat ve konuşma işlevini yerine getirir.Bütün azalarınız için aynı şey geçerlidir. Bu açıdan siz dil değilsiniz,göz,kaş,et,kemik yani beden değilsiniz. Ve bu içerde ki özel ve hassas muhteşem bir siz bulunmaktadır. Bu siz değişim değil gelişim gösterir. Bunu biraz açarsak; Matematik de 1- den 100- e kadar sayabilen ilkokul 1.sınıf öğrencisi üniversiteye geldiğinde sonsuza kadar sayma kapasitesi elde eder.Değişim 1.sınıfda iken okul değiştirmek gibidir.Gelişim ise üniverseteye ve 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 74 hatta hayata girmek anlamı taşır. Dünya üzerindeki durum farklı bedenler birinci sınıfa gidenin sürekli okul değiştirmesi gibidir.Ve bu durum İslamın ahiret tanımlamasına aykırıdır. İşte bedeni komuta eden ve bedenle bu dünyayı deneyimleyen “ben”in gelişimi sossuza kadar sayacak kapasiteye ulaşmaya yöneliktir.Ve unutmaz.Unuttuğunda gelişim değil değişim olur. Öte yandan Reenkarnasyon’un da haklı olduğu yönler vardır. Bir kuş gübresi toprağa düşer,topraktan buğdaya hayat verir.Buğday ekmek olur.Ekmeği bir fare yer.Fareyi kedi yer.Kediyi kurt yer.Vahşi kurdu aç sırtlanlar parçalar.Sırtlanların gübresi yeniden toprakla buluşur ve otlara hayat verir.Otları inekler yer.İneği insan bedeni yer. Ve insan ölünce bedeni yeniden toprak olur. Bu süreç dünya üzerinde sürekli olarak devam eder.Ve bütün bunlar bedenle ilgili şeylerdir. Ve siz beden değilsiniz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 75 Kuantum Ruh ve İnanç Boyut kavramlarını bir çok örnekle anlatmaya çalıştım. Yıldızlarla insan arasındaki bağlantıya işaret etmenin sebebini ise bu başlık ile daha kolay anlayacaksınız. Siz kuantum bir yapıdan oluşan, eskilerin adına ruh dediği bir varlık oluşturuyorsunuz. Bu yapınız dünyadan yani 3. boyuttan yıldız olarak anılmakta ve gözlemlenmektedir. “Kuantum kuramına göre varlık bir enerji alanından türer ve kendisi de yoğunlaşmış enerjidir. Varlık enerji ise, enerjinin dönüşüp değiştiği gibi değişir ve dönüşür. Enerji kapalı bir hacim içinde korunur. Yani, sabit kalır. Ama canlı veya cansız tüm var olanlar çevreleri ile etkileşim içinde olduklarından asla kapalı değildirler. Kuantum kuramı için kesin sınırları olan, belli bir yer kaplayan ve durağan bir varlık tanımı yoktur. Enerji sürekli dönüştüğü için varlıklar da sürekli değişim ve dönüşüm içindedirler. Bu durum özellikle insan için geçerlidir. İnsan çevresi ile sürekli etkileşen bir varlık olduğundan açık bir yapısı vardır.” İşte bu açık yapı, sürekli dönüşen enerji; insanın inanması, fikirleri, düşünceleri ve niyeti ile alakalıdır. Yönlendirme, elden geçirme ve şekil vermenin mümkün olduğu bir etkileşimdir. Şöyle düşünün 4. boyutta mandalinanın kuantum yapısına inanarak müdahale edebiliyorsunuz. Yani mandalina inanırsanız elmaya dönüşebiliyor. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 76 Bu 4. boyut için çok kolay iken 3. boyut için imkansız bir şey gibidir. Çünkü kuantum yapıyı tam olarak çözüp, nasıl müdahale edeceğimizi bilemediğimiz için imkansız gibi durmaktadır. Ancak imkansız olan görüntüsünün ve yapısının değişmesidir. İmkanlı olansa tadının elmaya dönüşmesidir. Siz kişiyi mandalina yerken görseniz de kişi esasında inandığı için elma yediğini zannetmektedir. Ve tat konusunda elma yemektedir. Ayrıca bu konuda, çok çalışarak, farklı doğa üstü diye tanımlanan işler yapabilen insanlar hakkında yığınla haber gezmektedir. İşte inanç doğrultusunda, 4. Boyutta İnsan için en yakın ifade olan Kuantum bir Ruh meydana gelmektedir. Kişi ahirete her şeyi, inanarak kendi göndermektedir. Ayrıca 5. boyuta göre bütün eşyanın şekli aynı ve tek olarak görünürken, 3. boyutta bu, inanç ile törpülenip, 4. boyutta mana ve şekil bulmaktadır. Lütfen satırları anlamadan geçmeyin. Sakin bir şekilde idrak ederek ilerleyiniz. İşte bu ruh, balon adam örneğinde olduğu gibi kuantum dediğimiz şekil gereği, inandığı konular üzerinden sınırsıza doğru bir şişme gerçekleşir. 3. boyutta sıradan bir şey olan mana, kelimeye dökülünce bir dağ kadar gerçekte kütlesi olabilir. Ancak bu kütleyi 3. boyutun taşıması mümkün değildir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 77 Nasıl ki muhteşem bir malikanenin tapusu olan bir A4 ölçüsündeki kağıt cebe girmesine karşın, malikane yapı itibarı ile binlerce metrekarelik alana sığması mümkün değildir. İşte bu 3 boyutlu dünya üzerinde fikirlerimiz, kelimelerimiz, düşüncelerimiz, inançlarımız 4. boyutun tapusudur. Ve sürekli olarak aldığımız yer 5. boyuttur. Allahın katındandır. Mesela "Lâ ilâhe İllallah" kelimesini zikretmenin, inanmanın faziletini Allah'ın Resulü şöyle açıklıyor: "Kulun yaptığı her iyilik kıyamet günü teraziye konur. Yalnız "Lâ ilâhe İllallah" kelimesi konmaz. Eğer onu koysalar, yedi kat gökten, yerden ve onun içindekilerden ağır gelir. " Hadis-i Şerif (Taberani) İşte hadiste ifade edilen ''Lâ ilâhe İllallah" kelimesinin oluşturduğu mana bu kadar büyük ve ağır bir kütleye sahipken, dünya üzerindeki her türlü fikir, düşünce, inanç ve kelimelerin bir çeşit manaları ve kütleleri mevcuttur. Yer çekimi esas bunlar üzerinde aklın alamayacağı şekilde etkilidir. Ve balon adam örneğinde olduğu gibi 4. boyuttaki/ahiretteki size yansıtır. 3. boyutta gördüğünüz ve yaptığınız her şey 4. boyut için zaman verip satın aldığınız şeylerin tapusudur. İşte Kuran burada devreye girerek neyin kıymetli, neyin kıymetsiz olduğunu bildiriyor. Çok net ifade ile Allah’ın anıldığı an ve diğer An’lar... Resulullah (s.a.v): “Allah’ı zikreden kimse dışında 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 78 herkes susamış bir halde ölür.” Buraya kadar anlaşıldı ise Rahman olan Allah'ın rahmeti nedir buna değinelim. Ve lütfen anlayarak ilerleyiniz. Çünkü çoğu konularda manaların kapsamlı bir şekilde anlaşılması için beyindeki çift lopların aynı anda çalışması gerekli olmaktadır. Daha önceden konular üzerinde tefekkür yapanlar kolayca kavrayacaklardır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 79 ALLAH Bu ismi, bu manayı anlatmama imkan yoktur. Dünya üzerinde eli kalem tutan ne kadar insan varsa bir araya toplasınız ve yaz demeye başlasanız, sonsuz ömür verseniz asla bitiremezlerdi. Durum böyle iken benim gibi kıytırık bir kalem erbabı böyle bir başlığı koyarak hadsizlik etmiştir.. O Allah öyle bir Allah ki; “Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi." (Kehf/109) "Eğer yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz daha kendisine destek olduğu halde mürekkep olsa, yine de Allah'ın kelimeleri yazmakla tükenmez. Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. " (Lokman/27) Çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah; defalarca merhametli olduğunu, salih amellerde bulunan, merhametli kullarının refaha ereceğini vurgulamış ve insanların bir konu hakkında söz verdiğini hatırlatmıştır. Bu, çok meşhur kalubela diye isim verip Rahman olan’a 'Rabbimizsin!' dediğimiz andır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 80 “..Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi.." (A'râf/172) Ve yukardaki ifade edilen yüceler yücesi Allah’ı hakkı ile idrak etmek insan için mümkün değildir. İnsan hangi kelimeyi, hangi sözü kullanırsa kullansın Subhan Allah demedikçe şirk halini yaşar. Ve Subhan Allah ise Kuran’ın anlattığı ve Allah resulünün 99 adı ile tanırsanız kurtulabilirsiniz dediği, en alt sınır çizgi ile Rabbul Alemin olan Allah’ı tanımaktır. "...ALLAH’ı hakkıyla idrâk edemediler." (Hac/74) İşte bu ölçü İslam dininin kesin bir çizgisidir. Bu mutlak çizgiye insan ne kadar yaklaşırsa Ahiret’i o kadar bahtiyar olmaktadır. 5. boyuttaki durumu ile gözünüzün gördüğü her şey Allah’a aittir. Dünyada farklı, ahirette farklı olarak zikredilse dahi esas ve öz olan 5. boyut ve üstleri için Mülk her daim Allah’ındır. Bu durum insanların katında başka isimlerle, başkalarına ait gibi görünmektedir. Mandalina 4. boyutta, 3. boyutta, 5. boyutta ve tüm boyutlarda aynı anda varlığı ile mevcuttur. Her boyut onu farklı algılar. Değişik isimler verir. İşte kişi mandalinaya bakarken; 3. boyut için bilgi ve algı yetersizliği nedeni ile o mandalina gibi algılanırken, 4. boyutta bir çeşit kuantum enerji olarak görünür ve daha üst boyutlarda bilginin artması ile algılanışı 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 81 değişir. Ve şu meşhur ayeti böylelikle anlar: "Doğu da batı da ALLAH'ındır. Nereye yönelirseniz ALLAH'ın yüzü oradadır. ALLAH her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir." (Bakara/115) Ve kişi nereye dönerse dönsün mutlaka Allah’ın vechini görür. Ancak bulunduğu boyut nedeni ile eşyayı çözemez. Ve bu kişi algısının eksikliği nedeni ile mandalinayı ilah edindiğinde Allah’ın cisim olarak değil isim olarak MANDALİNA ismini ilah edinmiş ve Subhan Allah demeyerek şirke düşmüştür. Ve Allah’ın rahmet olarak sunduğu kitabı Kuran bilgisinden mahrum olarak mandalina ismini ilah olarak kabul etmenin mutlak getirisini 4. boyutta yaşayacaktır. Konu Allah’ın Rezzak adını ilah edinip diğerlerini inkar etmek gibidir. Bütün bu durumlarda Rahman olan Allah için bir ihtiyaç, bir gereksinim söz konusu değildir. Bütün mesele insanın kendisi ile ilgilidir. Zira aslında kim neye taparsa tapsın, neyi ilah edinirse edinsin zaten orada Allah’ın olduğu ifade edilmiştir. "Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar/Allah'ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar." (Yunus/66) Çünkü Allah ilah kavramından bile beridir. Öte yandan 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 82 Kuran kesin bir ifade ile ilah olarak Rabbimizi tanıtmaktadır. Ve ''O’na iman ettik.'' diyenleri imtihan edeceğini vurgulamaktadır. "Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir." (İbrahim/52) “Hâzâ belâgun lin nâsi ve li yunzerû bihî ve li ya’lemû ennemâ HUVE İLAHUN vâhidun ve li yezzekkere ûlul elbâb.” Ayette, birazcık Arapça bilenler anlarlar, kesin bir ifade ile Lâ manası ve kelimesi olmadan HUVE İLAHUN kavramı vardır. Yani O ilahınızdır. Benzer şekilde onlarca ayet mevcuttur. Bu konuda kelime-i tevhidin ilahlık kavramını ret ettiği söylenemez. İşte bu noktadan sonra Kuran ne anlatmaya çalışıyor sorusunun cevabı netleşebilir. Allah; İnsanların bir ilah’ı olduğunu vurgulamıştır. Ancak Allah’ın hangi ismini seçip seçmeme konusunda insanları özgür bırakmıştır. Şayet öyle olmasa bu kadar çok din dünyada olmazdı. Hindulardan, Budistlere, Yahudilerden, Hiristiyanlara, Mecusilerden, yıldızlara tapanlara varıncaya kadar herkes tek olan özde Allah’ın farklı farklı tecellilerinden birini kendilerine ilah edinmektedirler. Kim neye inanırsa inansın, kim neyi kabul ederse etsin 5. veya 6. boyuta göre Allahın bir ismini, tecellisini kabul etmiştir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 83 Yani rahman olan varken, ilahlık hiç kimsenin haddine değildir. Ateistlerden Agnostiklere kadar herkes varoluşuna bir anlam yükleyerek Allah’ın vasfını bir isme, bir manaya vermektedirler. Bu hareketleri kesin olarak Kuran’a göre şirktir. Ve bunun çok ağır bedelleri vardır. Bir daha ifade etmeliyim. Diğer dinler; Allah’ın bir çok adından biri ile inanç oluşturup, Allah’ın sadece Rahman oluşunu kabul edip, Alim, Gaffar gibi bir çok diğer özelliklerini ret etmektedirler. Bu konudaki ayetler şunlardır: Bakara 115: ''Nereye yönelirseniz ALLAH'ın yüzü oradadır.'' Hadid 3: “Evvel, âhir, zâhir (görünen) ve bâtın O’dur. O her şeyi bilir” Enfâl 17: "Attığında sen atmadın, atan ALLAH`tı!" Kaf: 16: ''Biz ona (İnsana) şahdamarından daha yakınız.'' Hud: 56: "Hiç bir canlı yoktur ki yeryüzünde, Rabbim alnında çekip götürmesin!" İnsanın, ne yaparsa yapsın Allah’ı Kuran’ın dışındaki kaynaklarla doğru bir şekilde tanıması mümkün değildir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 84 Olayı biraz daha anlaşılır kılayım: Dünya üzerindeki bütün dinlerin ilahlarını ve kişilerin var oluşlarına yükledikleri anlamları kıyaslayınız. Hiçbir ilah anlayışı Kuran’ın anlattığı Allah kadar büyük değildir. Bakın anlayışlardan bahsediyorum. Bu nokta çok iyi anlaşılmalı. Yani cisimlere gitmeyin. Kişilerin kendilerine ilah olarak seçtikleri şeyler Allah’ın Kahhar olan adını seçmeleri gibidir. Ve bu açıdan Allah’ı en iyi ve en geniş olarak sunan rahmet kitabı Kuran'dır. En az 99 isimle de bir mananın, bir yüceliğin adı çizilmiştir. Allah öyle Rahmandır ki İnsanlara şöyle demektedir: ''İlah ancak Allah'tır. Ve Allah kuluna kulun dilediğini verir.'' Yani kul Allah’ı nasıl tanımlarsa tanımladığı isim ve o ismin özellikleri ile tecelli eder. Ve kul bunun getirisini mutlaka yaşar. Düşünün Kahhar olarak inanıp kabul ettiğinizde diğer vasıflarını kabul etmediğiniz yani inanmadığınız için Kahhar oluşunu göreceksiniz. Bu eşyanın kuralıdır. Örnek Allah’ın taş adını ilah kabul ettiğinizde ve tecelli gerçekleştiğinde taştan topraklık veya su gibi farklı özellikler bulamazsınız. Bu sünnetullah’a aykırıdır. Bu konuda Kuran’ın çizgileri vardır. "Allah'ın sünnetinde bir değişiklik bulamazsın." 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 85 (Fetih/23) Bu noktaya kadar konu mutlaka anlaşılmalı. Şayet kavrayamadıysanız lütfen sakince konunun üzerinden bir daha gidiniz. İşte daha önceki ''İnsan Henüz Yaratılmadı'' isimli eserimizde vurguladığımız bir gerçek olan Dünyanın kalubela olabileceği ve burada herkesin kendi dili ile “Evet Rabbimizsin!” dediğini hatırlayınız. Burada iman eden tüm insanlar için, Kutsal kelimesi ile isimlendirilen kitaplar hep bu yönde kişileri uyarmaya çalışmıştır. Ve bu açıdan Kuran Allah’ı, Ahirette en az zararla kurtulacağımız şekli ile anlatan gerçekten muazzam bir kitaptır. Kıymetini bilene.. ''İnsanlar (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir. (Ankebut/1,4) Ayette inananlar değil, insanlar ifadesi vardır. İşte şimdi sınanma konusuna geçelim. Ve bu konuya geçmeden önce şirk bu dünyada nelere sebebiyet verir inceleyelim. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 86 Şirk Deyip Geçmeyin Şirkin her türlüsü her iki alemde de insanı mahveder. Zaten bugün insanlığın başındaki belaların da nedeni şirktir. Esasında Allah'ın; O'nu bulmamız, O'na ulaşmamız için verdiği duyguların, O'ndan gayrısına kaymasının, O'na ulaşmamız için verilen duyguyu başka şeylerde kullanmanın ve NETİCESİNİ yaşamanın adıdır şirk. Daha anlaşılır bir mana ile ihanetin adıdır Şirk!.. Ortak bulmanın adıdır şirk. Ve Şirk deyince üzerinde düşünmeden geçmeyin. Çünkü en büyük tehlikedir. Zira ya Allah'a ulaşmak var, yahut gayrısına. Üçüncü bir yol yok. Aslında ikinci bir yol dahi yoktur. Lâkin sizin alayacağınız dile indirgenmiştir. Zira Allah hem Kahhar hem Rahim'dir. Allah'ın hem serinliği vardır,hem ateşi. Ahiret için bu kadar büyük tehlike arzeden böylesi bir şey dünyaya neler yapar kısaca bakalım; Rabbi Para olanlar; parası olmayanları pek sevmezler, itibar etmezler, sevgi beslemezler, doğal olarak küçük görürler ve nihayetinde kibirin, kıskançlığın, gıybetin tam merkezinde rableri olan para ile yaşam sürerler. Çevrelerindeki insanlara para için herşeyi yapar ve yaptırırlar. Bu duygu öyle güçlüdür ki parayı elde edemediklerinde kendilerini de sevmezler. Rabbi makam takımıdır. olanlar içinse makamsızlar ayak Gereksiz, böcek gibi bir şeydirler. Hatta köle kadar bile yokturlar. Nihayetinde makamı olmayan ailelerin çocuklarını bile küçümserler. Bütün dünyaları makam 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 87 üzerinedir. Bu gayret içerisinde dünya hayatlarını heder eder tüketirler. Makam sahibi olmak veya makam sahibine yakın durmak için akıl almaz şeyler yapabilirler. Amaçlarına ulaşamayanlar ise bunalıma girerek ve bazen kendilerini böcek gibi bir şey görerek ciddi sorunlar yaşarlar. Rabbi şöhret olanlar ise, şan ve şöhret üzerine bir çizgi çeker ve bu çizginin etrafında değer yargıları oluştururlar. Bizler gibi şöhretsiz insanlar ağzı ile kuş tutsa çektiği çizgiye uzak olduğu için değersiz ve önemsiz kalır. Hatta bu çizginin uzağındakiler sadece numaradır, sayıdırlar. Bir kaç milyon insanın ölmesi bile ilgisini çekmez. Çünkü önemli olan çektiği çizgiye olan mesafedir. Bu yüzden çizginin merkezinde olmak ve bu merkezdekilere yakınlık elde etmek için herşeyi yapar. Ulaşamayanlar da bir çeşit kaybolmuşluk duygusu ile perişan olurlar. Rabbi şehvet ve tutku olanlar için bütün hesaplar buna göredir. Arkadaşlık ilişkilerinden çalışma ortamlarına kadar Rableri olan şehvetin rızasını gözetirler. Hatta facebook gibi ortamlarda şehvetlerinin onayladığı kişilerle saatlerce hiç alaksız sohbete katlanırlar. Bununla da yetinmez, şekilden şekile girerler. Rableri şehvet olanların samimiyetlerini kendileri dahil hiç kimse bilemez. Ve şehvetin olmadığı hiç bir etkinlik dikkatlerini çekmez, çok sıkıcı gelir. Bu bağımlıkları onları asla doğru düşündürmez. Buna rağmen şehvetlerinin 4 dakikalık rızası uğruna ömür boyu zindana atılmayı göze alabilirler. Şehvetin rızasına ulaşamayanlar ise ciddi sapkınlıklara düşebilirler. Abartılı makyajlar, saçma sapan estetik operasyonları gibi akıl almaz, gereksiz gizli huylar bile taşıyabilirler. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 88 Başaramadıklarında bir çeşit acayip bunalım ile belki de psikologlarda soluğu alırlar. Bu sıralama o kadar uzar ki yazının mesajını bile unutursunuz. Sonuç olarak Allah'a bu dünyada ulaşamayan, maalesef yukarıdaki hastalıklardan, tövbe etmemişse/Allah'a yönelmemişse, ölünce de kurtulamaz. Bu durum şirki Allah'ın affetmemesi olarak vurgulanmıştır. Zira dünyada çok merkezi (!) yerde çok değerli bir arsayı kapatmaya veya müşteri bulmaya konsantre olmuş, Rabbi para olan bir iş adamına, gel sana galaksi vereyim deseniz de asla sizi dikkate almayacaktır. Maalesef kendi aç gözlülüğünün kurbanı olacaktır. Zira galaksi nedir, merkezi yerde mi, alıcısı var mı, piyasası nasıl gibi bir yığın vesvese kişiyi hakikatlerden perdeleyecektir. Sözde sağlamcılık yaparak elindekini korumak adına Allah'a ulaşması için verilen duyguları paraya yönlendirdiği ve arsanın da para kazandıracağını bildiği için şirkinin neticesi olarak galaksi teklifinizi reddeder. Zira kişi Allah'a ulaştığında şirki son bulur. Ve o kişiye bütün kainatı teklif etseniz bile saptıramazsınız. Allah der ötesini bırakır. Zaten islamın amaçlarından biri şirksiz bireyler yetiştirmektir. Rahman ve Rahim olan Allah'a sığınıp şirkin her türlüsü için çok içten, ısrarla dua etmekden ve merhametli olmaktan başka çaremiz yoktur. Kuran’ın bizim dikkatimize sunduğu müthiş bir mana mevcuttur. Ve bu mana şudur: 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 89 ''L İLÂHE İLLALLAH" Rahmettir O Allah öyle bir Allahtır ki; İnsanlara ilahlarını bile seçme özgürlüğü vermiştir. Kim nasıl inanırsa ve neyi kendine ilah edinirse ebedi olarak O' nun kulu olacaktır. Ancak Rahman oluşundan kaynaklanan rahmet sebebi ile de "L İLÂHE İLLALLAH" hediyesi bizleri bulmuştur. Allahtan gayrı bir ilahın olması söz konusu değildir. Kim neyi ilah edinirse edinsin orada Allah vardır. İnsanın zannı var diye taş ilah olmaz. İçeriye mana yönü ile işaret vardır. Paranın kulu ile Allah'ın kulu bir midir? İnsan'ın kulu ile Allah'ın kulu bir midir?.. İlah'ınız ne kadar büyükse siz de o kadar büyük olursunuz. İlah demekse tutku ile bağlanıp, uğruna her şeyi feda edebileceğiniz, gözü kara bir muhabbetle bağlandığınız, bir genç kızın hayranı olduğu Tarkan'ı gördüğündeki gibi çılgınlığı göstereceğiniz şeylerdir İlah. Kişinin ilahı futbolcu ise ancak gol aşkı ile yanan seyirci olur. Kişinin İlahı mal, mülk, otomobilse ancak otomobilin tamircisi olur. Kişinin ilahı şeyhi olursa ancak onun halifesi, hizmetçisi olur. Örnekleri daha net bir çizgiye çekersek, Bulgaristan Başbakanı'nın temsilcisi ile ABD başkan'ının temsilcisi bir midir? 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 90 Bu sıralamayı uzatmak mümkündür. Bütün mesele sizinle ilgilidir. Yoksa taşın veya paranın yahut başka şeylerin ilah olup olmaması ile alakalı değildir. Bütün mesele sizin neyin kulu olacağınız ve neye kulluk edeceğiniz üzerinedir. Şirk insanın kendisi için beladır. Yoksa bir Tanrıyı kızdırmanın neticesi üzerine gelen bir bela değildir. Ve işte bu açıdan şirksiz iman edenler için "L İLÂHE İLLALLAH" rahmettir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 91 İmtihan ve Şirk İşte yukarıdaki her iki konu başlığı ile biraz sonra daha detaylı ifade edeceğim konuya sizleri ısındırmak istedim. Artık biraz daha aklınıza yatmış olarak, konuyu sindirmiş olacağınızı umuyorum. Böylece biraz daha anlamaya yaklaştınız. Ankebut 1: ''İnsanlar (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?'' Bu dünyada herkes kendi hali ile ve aklı ile Allah’ın bir ismini, sıfatını veya bir yöndeki vechini kendine ilah edinerek sorumlu oldu. Bu manayı çokları sindiremeyecek ve kaldıramayacaktır ancak sabırlı olup okumaya devam ediniz. Hindulardan, Hristiyanlara kadar herkes kendine en uygun ilah’ı seçmekte. Bütün seçtikleri Allah’ın ayrı ayrı isim ve manaları, yani vechidir. Bunun hakikatte boyut örnekleri ile nasıl olduğunu vurgulamıştım. İşte Hristiyanlar ölümle beraber, yani yaratılış tamamlanınca verdikleri söz gereği imtihana tabi olacaklar. Kuran Allah’ın rahmet yüzünü ilah edinmemizi önerirken Hristiyanlar ‘O’na oğul vererek, ‘O’nu insan makamına indirgemişlerdir. Ve İnsan ilah olursa nasıl olur düşünün bakalım. Nasıl ki taşı ilah kabul etmek ve toprağı inkar etmek taşın özelliğini değiştirmezse, maalesef Hristiyanlar “iman ettik” sözüne nispeten imtihan olacak ve çoğunluğu kaybedecektir. Zira bir taş gibi insanın da geleneksel bir doğası vardır. Ve bu doğa tarih 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 92 boyunca halkına göstermiştir. neler yapmış defalarca Züntikam olan Allah muhteşem bir final hazırlamıştır. Bu olay İslam kültüründe kabir hayatı, berzah hayatı gibi betimlenmiştir. Zaman kavramının ne olduğunu vurguladık zaten. Zaman dışı bir imtihan gerçekleşecektir. Yer çekiminin etkilerini zaman’a vererek hesap gibi acayip bir hal oluşturup trilyon yıl gibi saçmalıklarla uğraşmaktayız. Yani iş çok farklı olmaktadır. Kabir hayatı dediğimiz 4. boyutta yaşanan bu hal kişinin kendi eli ile gerçekleşmektedir. "Başınıza ne musibet gelirse, kendi işledikleriniz yüzündendir." (Şura/30) elinizle Çünkü kişi ineği kendine ilah edindiğinde bunun nasıl bir şey olduğunu çok feci bir şekilde yaşayarak, isyan edip imtihanı kaybedecektir. Zira en küçük serçeden kartala kadar her yerde hazır ve nazır olan isimlerinden biri Şehid olan rabbimiz var karşımızda. Şehid şahit gibi manalar taşısa da muhteşem bir ifade ile ”Her an her yerde, hazır ve nazır” manası taşımaktadır. İşte Allah’ı ilah kabul etmeyen ne kadar düşünce, ekol varsa asla baş edemeyecekleri ve kazanamayacakları bir imtihan onları beklemektedir.. Düşünsenize bir insanı ilah kabul etmenin getirisini.. Dünya üzerindeki mükemmel düzeni her daim ayakta tutup, yaratılışı devam ettireni görmeyip, ondan 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 93 gayrısını görmenin neticesi olarak maalesef kişi bunun getirisini yaşar. Bu dünyada ilah edindiği varlığı orada karşısında ilah olarak bulur. Ve büyük sancı, ıstırap başlar. Çünkü burada mükemmel olan yüz hatları bile orda karışık olur; gözü arkasında, bazen görüp, bazen kör, kulağı ayağının altında ve ancak bir ineğin zekası nispetinde inanmanın ve şirk koşmanın sonucu ile kafasında oluşturduğu tanrı, bu kişiye ilahlık yapar. Bu dünyada Rahman olan Allah’ın inanılmaz, muhteşem düzenine öyle hasret kalır ki! İş işten geçmiştir. Ve bazen adına cehennem dediğimiz kabus başlar. Kişi bu ilahı kendi yaratmıştır. Ve ne ile imtihan olacağını kendi belirlemiştir. Maide 46-47:"İncil ehli Allah'ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir. (Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere (?) ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 94 Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir. " "Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı."(?) Her kes için bir model,bir yol koyan Allah bunu şuanda yaratıyor.Herkes beğendiği bir dini kabul ediyor.Orta da yanlış yok! Eğer Rahman dileseydi tabi ki tek bir ümmet olurdu.Ancak buradan aldıklarınızla sizi imtihan etmek için bir kolaylık olarak ümmetlere ayırdığını söylüyor.. Ve Allah’ın Şehid olması, Kahhar olması ile Musavvir oluşu insanın zannı ölçüsünde bu kişinin oluşturduğu vasıflardaki ilah olarak bu kişiyi imtihan eder. Örnek; İnsan Allah’ı bir sistem olarak tanırsa ve bu sistemden rahmeti ve merhameti kaldırdığında göçtüğü alemde aynen inandığı gibi bir şey bulacaktır. Ve iş hayli zorlaşacak. Merhametin olmadığı, laftan anlamayan muhteşem bir makine ile başı belaya girecek! Veya Vahdeti Vücud inancı ile göçtüğü alemde hiçbir yere adım atmayacak, utancından 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 95 kıpırdayamayacaktır. Bütün bu kurguları çoğaltmak kesinlikle mümkündür. Kuran’ın anlattığı Allah’ı esmalarla öğrenerek baktığımızda, Subhan Allah çizgisinin dışındaki her duruşun final noktası çok sıkıntılı duruyor. Rabbim hepimizin yardımcısı olsun! Sonuçta muhteşem bir durum karşımıza çıkmaktadır. Kul er ya da geç anlayacaktır ki bütün başına açtıkları kendi yüzündendir. Ve anlayacaktır ki Allah hiç kimseye zulmetmez. Bu satırları okuyanlar artık aşağıdaki ayetin nasıl kusursuzca yaşandığını anlamış olmalılar. Aksi halde yeniden anlayarak konuları okuyunuz. "Başınıza ne musibet gelirse, kendi işledikleriniz yüzündendir.'' (Şura/30) elinizle Bu olayların, kuantum dediğimiz ve kitabımızın da konusu olan boyut konuları ile işleyişini anlatmam uygundur. Kitap boyunca sürekli olarak insanların 4. boyutta bir açılım gerçekleştirdiğini ifade etmiştim. Bu konuyu netleştirelim şimdi.. "Her nefes alışımızda ciğerlerimize yarım Litre temiz hava dolar: böylece Günde 12,000 litre hava tüketiriz, yani, Havanın litresi 1,29 gram geldiğine göre, 15 kilogramdan fazla. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 96 Hava renksiz, tatsız ve kokusuz olduğu için, varlığını, rüzgâr biçiminde esmedikçe, hiç belli etmez." Bir günde 12 bin litre hava tüketmek ve bunu yaparken havadan hiç bir şey eksilmemesi çevremizde gerçekleşen sayısız olağanüstü işlerden birinin her gün içimizde gerçekleşirken hiç bir şekilde görmeyip fark etmemek başka önemli gözden kaçanların olduğunu gösteriyor.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 97 İnsanın Ağacı Olan Ruh İnsanlar genelde ruhlarını bedenleri gibi zannetmektedirler. Bu büyük bir yanılgıdır. Zira insan bedeni, tohum örneğimizde vurguladığımız gibi 3 boyutlu dünyayı algılayan bir tohumun kabuğudur. Ve bu kabuk 4. boyuttaki ağaç sebebi ile yıpranmaktadır. ''Sizi çamurdan yaratıp, sonra bir ecel koymuştur. Belirli bir ecel de kendi katındadır. Böyle iken siz hala kuşkulanıyorsunuz." (Enam/2) İşte çamurdan yaratılan bedenimizin bir eceli bir de ruhumuzun eceli vardır. İnsan ruhu tohum örneğimizde vurguladığımız 4. boyutta sürekli gelişen bir ağaç gibidir. Herkesin Rahman olan Rabbimizi anması nispetinde gelişim gösteren ancak 3. boyuttakiler tarafından fark edilmeyen bedenleri mevcuttur. Ve bu bedenler kuantum değerlendirilmesi ile açılım büyümektedirler. bir yapıdan yapılmaktadır. AN’ın Yani Bu açıdan sevgili peygamberimiz (s.a.v.) bu noktayı şöyle belirtmiştir: ”Dünya ahiretin tarlasıdır, ne ekerseniz onu biçeceksiniz.” 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 98 Nasıl ki insanın, 3 boyutlu dünyamızda algıladığımız bedeninin yüzde 90’ını su oluşturmakta ise, 4. boyuttaki bedenimiz de kelimelerle, fikirlerle, düşünce ve niyetlerle dönüştürülerek biriktirilen anlardan oluşmaktadır. Ve bu beden’e ne gönderirsek onu bulacağız. Bu bazen Allah’ın isimlerini düşünerek geçirdiğimiz dakikalardan olur, bazen de namaz için ayırdığımız yaklaşık 40 dakikalık anlardan oluşur. Bütün anların yegane gayesi Rabbimiz olan Allah’ı anmak üzerinedir. Rabbimizi andığımız zaman dilimlerini 4. boyuttaki, adına 'ruh' dediğimiz bedenimize, dünyamıza göndeririz. Kuantum bir yapı olarak algıladığımız bu ruhun özelliği inanma üzerine kurulu oluşundandır. Yani bir şeyi yapmasak bile çok istediğimizde o an geleceğe yani ağacımıza/4. boyuta din kültürü dili ile Ahiret’e gönderilmiştir. "Her insan, geleceğe ne gönderdiğine baksın." (Haşr/18) Bu yüzden şirksiz inanmak hayati bir önem taşımaktadır. Çünkü kabuğun yani bedenimizin iflasından sonra gönderdiklerimizi bulacağız. Eğer Kuran’ın ifade ettiği en az 99 ismi ile bir Allah’ı tanırsak bu, ağacımızı inanılmaz bir şekilde dönüştürecektir. Aksi halde kim ne kadar Allah’ı tanıyorsa o kadar bulacaktır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 99 "Her insan geleceğe ne gönderdiğini, geride ne bıraktığını bilecek." (İnfitar/5) Ahiret ve bu dünya aynı anda gelişmektedir. Bu dünyadan yıldız veya galaksi gibi görünen yapılar 4. boyut için düşsel bir ruhtur. Nasıl ki 3. boyutta toprak olarak gördüğümüz şey 4. boyutta bir takım ışınsal yapı olarak görünüyorsa, dünya üzerinden görünen o sayısız yıldız, galaksi gibi şeyler de balon insan örneğinde olduğu gibi, bu dünya üzerindeki gelmiş, geçmiş tüm canlıların buradan gönderdikleri ile oluşturdukları bir alemdir. İşte bu alem inandığımız ve elde ettiğimiz ilimle şekillenmektedir. Yaptığımız zikirle dönüşen zaman neye inanıyorsak kuantum yapı gereği bize onu hazırlamaktadır. Bu alemde başarılı bir duruş sergileyen ve eğitimini en iyi derece ile tamamlayan müminler için Halifelik dediğimiz muazzam bir emanet söz konusudur. Bir çok İslam alemi bu halifelik kavramının içini dolduramamış ve açıklayamamışlardır. Ayrıca bir devlet memuru olmak için yıllarca eğitim gören insan Halife olmak için de Rabbimiz tarafından şirksiz bir hayata davet edilerek eğitilmektedir. "Rabbin meleklere, ben yeryüzünde mutlaka bir halife yaratacağım demişti." (Bakara/30) Eğitim sonunda şirksiz inanmayı başarabilen; Allah’tan aldığı ile, kendi kelimeleri ve zikirleri ile zamanı 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 100 dönüştürmesi neticesinde oluşan ve binlerce dünyası olan bir galaksiye 4. boyuta hakim bir şekilde halifelik yapacaktır. Bu dünyadan galaksi gibi algılandığı için uzay konulu kelimeleri kullanmak zorundayım. Ancak Allah’a vekil olmak, Allah’a halife olmak ancak şirksiz inananlar içindir. Bu kişilerin ruhları kuantum bir yapı iken algıları dilerse 3. boyutlu bir dünyada diledikleri kişi olarak yaşamlarını sürdürebilirler. İnsanlar şirksiz inanırlarsa bu dünya üzerinde gördükleri tüm yüzleri Allah esasında halife dediğimiz yaratılış amacı için bu insanlara öğretmek adına yaratmaktadır. Bu kişiler gördükleri hiçbir yüzü, duydukları hiçbir sözü asla kaybetmeden 4. boyuttaki kuantum yapılarına bilinç dışı gönderebilmektedir. Buna bazıları hafıza demektedir 4. boyuttaki kuantum yapıyı parçalayarak 3. boyuta insan bedeni olarak yansıtmanız mümkündür. İşte bu bedenlere yüz vermek istediğinizde, bu 3 boyutlu dünyada eğitim esnasında gördüğünüz yüzlerden dilediğinizi verebilecek ve hatta halife dediğimiz siz gömlek gibi kullanabileceksiniz. Bütün bunları 4. boyutu algılayan biri bu dünya üzerinde gerçekleştirebilir. Ve çok basittir. İşte şirksiz iman edenler için bu olay son imtihandır da diyebiliriz. Bu yüzden insanlara 'inandıkları vardır' derken 4. boyuttaki ağacın büyüyüşünü kastetmekteyim. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 101 Bu izahlarda çok sıkıntılı manalar vardır. Ancak başka türlü anlatmam mümkün görünmüyor. Bu yüzen bu ip uçlarını kendi dünyanızda değerlendirip elekten geçirmeniz uygundur. Bu noktada Namaz konusuna değinmeden edemeyeceğim. Çünkü namaz şirksiz inanmaya bizi götüren çok önemli bir şeydir. Zamanı doğru bir şekilde kullanmaya ısrarla teşvik vardır. Ve anmak başka dilde olmaz. Allah’ı anmak ana dildedir. Bu anma esnasında İslam, Allah’ı en gelişmiş bir bilgi ile insanlara hatırlatmaktadır. Oruçtan, namaza, zekattan, sadakaya kadar yegane hedef Allah’ın hatırlanması üzerinedir ki Allah da bizleri hatırlasın. İşte bu noktada uzun yıllar bir türlü cevap veremediğim ana dilde ibadet konusu hakkında birkaç satır fikir beyan etmem sizleri daha net bir çizgiye getirecektir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 102 Türkçe Zikir ve Türkçe İbadet İmam Hatip Lisesi yıllarım boyunca kafamı karıştıran ve bir türlü cevap bulamadığım gibi hocalarımın doyurucu ve ikna edici bir cevap da veremediği bir konu aradan geçen yıllar sonrasında cevap buldu. Bu konu benim kadar hepinizin kafasına takılmıştır. İşte bugün 5. Boyutta İnsan isimli okuduğunuz kitapta bu konu Rabbime şükürler olsun açıldı. Ve bununla beraber tüm konular tespih taneleri gibi geldi. Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği kanısındayım. İslam'da Rahman’ın adı olan Allah ismi hariç her şeyin Türkçe yapılabileceğini söylüyorum. Yıllardır çeşitli kurallar ve kaideler bilerek veya bilmeyerek Müslümanlara sunuldu. Kimi başardı kimi başaramadı. Dini kaidelerin toplumsal bazda tek bir amacı vardır. Doğadaki olayların tek amacı vardır. Hatta etrafınızda cereyan eden olayların bile amacı aynıdır. Yağan yağmurdan, kardan tutun da toprak kaymasından, depreme kadar; rengarenk kuşlardan, yılanlara ve balıklara kadar her şeyin bir tek amacı vardır. Etrafınızda cereyan eden olaylar, hastalığınız, açlığınız, yoksulluğunuz, zenginliğiniz, dostlarınız ve çocuklarınız.. Bu amaç insanla ilgilidir. Bu amaç ALLAH’I hatırlatmaktır. Şu an gözlerinizin ve algılarınızın size sunduğu onca şeyin nedeni, sizin Allah’ı anmanız içindir. Gökten yağan birbirine benzemeyen kar tanelerine bakarak, bu eşsizlik karşısında 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 103 Yaratanı düşüneceksiniz. Göreceksiniz ki; yağmur dünyaya belli bir miktarla yağar. Ölçümlere göre, dünyadan bir saniyede 16 milyon ton su buharlaşmaktadır. Bir yılda bu miktar 505 trilyon tona ulaşır. Yine her yıl Dünya'ya aynı miktarda yani 505 trilyon ton yağmur yağar. İşin ilginç yanı bu miktar her yıl aynıdır, hiç değişmez. Ve daha onlarca sebep size sürekli olarak Allah’ı hatırlatacak. Bütün çevresel olaylar yetmez gibi Kuran baştan sona anmaya davet etmektedir. ''Allah’ı anmak en büyük şeydir!..'' (Ankebut/45) ''O halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz.'' (Araf/69) Daha çok etmektedir. yöneliktir. sayıda ayet bu noktaya işaret Tüm gaye anmaya, hatırlamaya İşte bu noktadan sonra ikinci bir pencereden bakışa ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü insanlar bütün bu işleri Allah’a mertebesine taşımış, bazıları daha farklı yüklemiş ve konu anlaşılmaz haller almıştır. tapınma manalar Kuran ise şayet kul Allah’ı anarsa Allah’ın da kulu anacağını hiç tartışmasız vurgulamıştır. Ayet şöyledir: ''Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım.'' (Bakara/152) İşte esas mesele ve mutlak mesele ve bekli de hakkında on kadar kitap yazılabilecek ayet: ''Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin ve Beni inkâr etmeyin.'' (Bakara/152) İşte ibadetlerin, iyiliklerin ve hatta aklınıza ne gelirse 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 104 her şeyin arka planındaki gerçek! Şeytanın gözden kaçırdığı müthiş hakikat. Kitapta çok sık vurguladığım ve genişçe izah ettiğim üzere zaman su gibi kullanılan bir şeydir. Su veya okyanus 2 boyutlu dünyada neyse zaman algısı da 3 boyutlu dünyada odur. Su nasıl ki bedenimizin 4/3'dür. İşte zaman da 4. boyuttaki bedeninizin gıdasıdır. Siz Allah’ı anarak zamanı dönüştürürsünüz. 4. boyutta kelimeler, fikirler ve düşüncelerden oluşan kuantum bir varlığınız mevcuttur. Ve bu varlık zamanın dönüşmüş şeklinden oluşmaktadır. Mesela 2 boyutlu bir dünyada yaşayan küçük yuvarlak cevizi tasavvur ediniz. Cevizin toprağa ekildiğini hayal ediniz. Diyorsunuz ki cevize: ''Dünya ahiretin tarlasıdır. Bu suyu doğru kullan. Ne ekersen onu biçeceksin.'' Zavallı ceviz ahirette/3. boyutta kendinden bağımsız bir şeyler hayal edip bir türlü taşları yerine oturtamıyor. Oysa cevizin 3. boyutta kendinden hiç ayrılmayan bir dünyası vardır. 3. boyutta yaşayanlar buna ağaç demektedirler.. (?) Daha önceki kitaplarımızda insanın yaratılma sürecinin tamamlanmadığını, aşama aşama durumların devam ettiğini ve bu dünya hayatının da aşamalardan biri olduğunu vurgulamıştım. İşte küçük, yuvarlık ceviz; suyu doğru kullanırsa devasa bir ağaca ve her çeşitten meyveye ve daha nice şeylere dönüşebilmektedir. Ceviz kendini kabuk zannederek gerçek kendinden yani ağaçtan bilgisiz olduğu gibi belki de milyarlarca insan bu bilgiden mahrum bir şekilde kendilerini beden yani kabuk 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 105 zannederek 4. boyutta bihaber hayat sürüyorlar. dönüştürdükleri zamandan İşte bütün mesele insanın Allah’ı anması ile ilgilidir. Ahirette kullanmak üzere sürekli olarak an biriktirir, dönüştürürsünüz. Suyla çay da yapılır, kahve de yapılır. Allah'ı andığınız an ne kadar çok ise o kadar cennet vardır.. (Konular hakkında çok fazla bilgi kitapta verilmiştir.) İşte Allah’ı anmak her şeydir. Zira asıl gaye ise Allah’ın kulu anmasıdır. Yoksa Allah’a yağcılık, hoşafçılık vb.. konular değildir din. 4. boyutta cevizin ağacı gibi düşünceleriniz, fikirleriniz, kelimelerinizden oluşan kuantum varlığınız için, 4. boyutun yapısı itibarı ile 3. boyutun yukarı-aşağı tanımlaması gibi 4. boyutta cennet ve cehennem tanımlaması bulunmaktadır. Şehvet vb. tutkularla heder ettiğiniz zaman bugün kontrolsüz gıdaların fazla kiloya neden olup sağa ve sola genişleme olduğu gibi 4. boyutta da cehenneme doğru açılım gerçekleşir. (Konular hakkında kitapta açıklama mevcuttur.) detaylar ve çok fazla İşte namaz yani salat “O”nu anmak ve “O”na ulaşmaktır ki böylece O bize ulaşsın. Nasıl ki ceviz ağacının budanmaya, bakıma, GÜNEŞ GÖRMEYE ihtiyacı varsa, ahiret dediğimiz 4. boyutta bizlerin de bakıma ve ilgiye ihtiyacı var. İnsan zamanı Allah’ı anarak dönüştürüp Allah’ın rahim oluşunu doyasıya yaşar. İşte bütün mesele Allah’ı anmak üzerinedir. Şimdi etrafına bak! İğneden ipliğe incele. Seni neler Allah'ı anmaktan uzaklaştırıyorsa oradan 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 106 veba varmış gibi kaç! Aksi halde başın beladadır. İşte ibadetler; dünya hayatına dalıp, araba, ev, yat, kat, makam peşinde koşan insanlara Allah’ı hatırlatmak üzerine kural olarak konmuştur. Zira Allah’ın anılmadığı namaz olmamıştır, yahut oruç veya sadaka, zekat... Allah’ın anılmadığı anlarla yapılan işleri Kur’an riya, kibir, gösteriş olarak zaten betimlemiştir. Öte yandan kişi matematik kitabını okurken Allah’ı anıyorsa, diğeri Kuran'ın Arapçasını okuyup aklı başka yerlerdeyse Allah’ı anmayan Kuran okumuyordur. Kuran’ın en büyük etkisi Allah’ı hatırlatmasıdır. Ve en faziletli iş Kuran’ın mealini okumaktır. İşte konu başlığımız burada cevap buluyor. İnsanlar Arapça bilmedikleri taktirde, dilleri okurken akılları biraz sonra başlayacak dizide, yahut maaşındaki prim artışında veya çocuğun okul masrafında olacaktır. Maalesef bundan kaçış yoktur. Ya Arapça öğrenerek yaklaşmalı, ki bu hayli zordur, ya da geriye tek yol kalıyor; ibadet dilinin Türkçe olmasıdır. Bu konuda bütün mesele Allah’ı anmaktır, ki kitap boyunca bu konulara sık sık vurgu yaptım. İnsan Allah’ı anarak zamanı dönüştürüyor, ki buna su örneğini verdim. Kaynar su ile serin su bir değildir. İnsan, Allah’ın adı hariç, O’nu andığı sürece hangi dili konuştuğunun asla önemi yoktur. Mesele zamanı dönüştürmektir. Kişi namaz esnasında Fatiha’nın Türkçesi ile zamanı müthiş bir şeye dönüştürebilir. Yeter ki vesveseye düşmesin. "Andolsun ki Kuran’ı öğüt olsun 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ diye 107 kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?'' (Kamer/17) İnsan anlamaz ise nasıl öğüt alacak?.. ''Biz, onu anlayasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik." (Yusuf/2) Anlamak vurgusuna dikkat. "Bu indirip, hükümlerini kesinleştirdiğimiz suredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdik." (Nur/1) "Doğrusu bu Kur'an sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız." (Zuhruf/44) Bütün mesele Allah’ın kulu anmasıdır. İşte insan, zamanı anarak dönüştürür. Ve bu yüzden hangi kelimeyi, hangi dili kullandığınızın zerrece önemi yoktur. Yeter ki Rabbimizin Adı Allah’ı hatırlayın, anın. Esmalarla da zikretmek aynı şeydir. Kişi isimlerin manası ile birlikte mutlaka ama mutlaka Allah adını zikrederse, amaç fazlası ile hasıl olur. Mesela Kaviyy; Zaafa ve Zayıflığa uğramayan, çok güçlü Allah! demektir. Türkçe olarak anlayarak ve algılayarak zikretmek aynı sonucu verir. Aynı hedefe ulaştırır. Öyle yürekten Allah diyenler vardır ki bütün esmalar ile zikretmiş gibi olurlar. İşte siz kelimeler üzerindeki manalar ile rabbimizi anarsanız o andığınız zaman sizin olur. Çay bir kelime ise, su bir zamandır. Bu açıdan bütün duaların ve salavatların ve daha bütün kuralların yegane amacı Allah’ı hatırlatmaktır. Zaman çok değerlidir. Bu açıdan Allah’ı anarak dönüştürdüğünüzde, 4. boyuttaki düşünceleriniz ve kelimeleriniz ve 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 108 fikirlerinizden oluşan varlığınız, cennet yönüne doğru açılım gerçekleştirir. (Kitabımızı tümden okuyunca ciddi anlamda İslam’ı anlama adına fikirlerinizde devrim meydana gelecektir.) Allah öyle Rahmandır ki, O’nu hatırlamanız için gördüğünüz her şeyi yaratmış ve size yakın kılmıştır. Arka planda Rahim esmasını kulun yaşaması vardır. Sonuç olarak Allah’ı anabiliyorsanız, ibadetin veya zikrin hangi dilini kullanırsanız kullanın... ''Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın.'' (Bakara/200) ''Sayılı günlerde Allah'ı anın.'' (Bakara/203) ''Allah'ın size (Bakara/239) öğrettiği şekilde O'nu anın.'' ''..Ve üzerine Allah'ın adını anın.'' (Maide/4) ''..Allah'ın ismini anınız.'' (Hac/36) Bir de şu ayet üzerinde düşünün: "Onlar her daim namazdadırlar." (Mearic/23) Ayette devam vurgusu gözden kaçmasın. Bu konudan sonra, bütün bu bilgileri idrak ettikten sonra, Allah’ın bir isminden, bir özelliğinden bahsetmek istiyorum. Özellikle konumuza devam edeceğiz. Ancak bu ismi bilip, bu isimle rabbimize dua etmeyi ve onu anmayı ihmal etmeyiniz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 109 Allah'ın FALİKUL İSBAH İsmi ''Şüphesiz Allah, taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Allah! Peki (O’ndan) nasıl çevriliyorsunuz?" (Enam/95) "O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı. Bütün bunlar mutlak güç sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir (ölçüp biçmesidir). (Enam/96) FALİKUL İSBAH: (Enam/96) Tan yerini FALİKUL HANNİ VE'N-NEVA: Filizlendiren. (Enam/95) ağartan/yaran. Çekirdeği Yarıp Allahın bu Falikul işareti ile başlayan ismi esma el hüsna kitapçıklarında ve izahatların da bulunmaz. İbni Abbas: ''Falik yaratmaktır.'' derken başkaları da ''yarmaktır'' demiştir. Şöyle izahı mümkündür; bir çekirdeği yarıp ondan faydalı ve yararlı şey çıkartan iki manayı da bir noktada birleştirmektedir. Tan yerini ağartan, sabahı getiren, karanlığı kovan gibi anlamları vardır. Aynı zamanda 5 tane ismi mana yönü ile kapsamaktadır. Karanlık cahillikle eş değerdir. Cahilliği ancak bilgelik ve irade kovalar. Bu da Allah'ın Alim esması ile Murid esmasını yani bilge ve iradeyi görürüz. Çekirdeği yarıp yararlı şeyler yaratması yani hayat vermesi ise Hayy yani hayat veren oluşunu hatırlarız. Bu esmalar Kadir oluşu ile çekirdeğe hayat verirken, aydınlatması ile de Nur tecelli eder.. FALİKUL işareti ile başlayan Falikul İsbah Esması; Hayy, Kaviy, Alim, Murid ve Nur isimlerini 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 110 kendinde toplar. Bu esmayı cehaletten kurtulmak için dua ederken zikrediniz. Anlaması ve idraki zor şeyleri okurken bu esma ile Allahı zikretmek ve yardım talep etmek işleri kolaylaştırır. Derslerini anlamayan çocuklara bu esmayı manası ile öğretiniz. Özellikle faydasız ilmin ve karanlığın kol gezdiği sabaha hasret kaldığımız ve fitnenin her yeri kuşattığı günümüzde şu şekilde ısrarla dua etmeliyiz: ''Ey FALİKUL İSBAH (Karanlıkları kovalayan, tan yerini ağartan) Rahman ve Rahim olan Allahım! Bu karanlıkları kaldır. Hayatımı aydınlat. İşlerimi kolaylaştır ve cehaletimi gider. Amin. Gücümüz ve idrarımız yettiğince izaha çalıştık. Kusurlarımız mutlaka vardır.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 111 İnsan ve Yörüngesi Sürekli kafamı kurcalayan ve bir türlü ucunu yakalayamadığım ve hala tam olarak aynı anda göremediğim bir konuyu şimdi size açacağım. İstanbul istikametinden Kayseri’ye giderken otobüse baktım ve Dünya’nın uzaydaki yeri gibi konuları düşündüm. “Milyonlarca ton ağırlığındaki yıldızlar, gezegenler, galaksiler ve galaksi kümeleri uzay içinde müthiş bir süratle hareket ederler. Üzerinde yaşadığımız Dünya saatte 1670 km hızla kendi ekseni etrafında, 108.000 km hızla güneşin etrafında döner. Güneş sisteminin galaksi merkezi etrafındaki dönüş sürati saatte 720.000 km iken, Samanyolu Galaksisi'nin uzaydaki hızı saatte 950.000 km'dir. Durmaksızın devam eden hareket öylesine yoğundur ki, Dünya ve Güneş Sistemi her sene bir önceki sene bulunduğu yerden 500 milyon kilometre uzakta bulunur. İşte biz de son derece astronomik hızlarda hareket eden bu gök cisimlerinden birinde yaşamımızı sürdürüyoruz. Üstelik üzerinde bulunduğumuz Dünya tüm evrenle kıyaslanınca son derece küçük ve sıradan kalır. Bu inanılmaz dengeler, aslında dünya üzerindeki hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğunu ortaya koymaktadır. Bana göre ise inanılmaz bir çizgidir bu. Gök cisimlerinin hareket ettikleri yörüngelerdeki milimetrik değişimler, kaymalar çok önemli sonuçlar doğurabilir. Hatta öyle ki, Dünya üzerinde yaşamak mümkün olmayabilir. Dünya üzerinde yaşamak! “İnsan ise dünyanın dönüş hızını dahi hissetmeden(?) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 112 çok kararlı ve güvenli bir yaşarmışçasına hayatını sürdürür.” sistemin içinde Bazı insanlar bu anlatılanları fazla düşünmezler; düşünmedikleri için de gerçekte ne derece olağanüstü koşullarda hayat sürdürdüklerini fark edemezler. İçinde yaşadığımız evrenin belli bir amaçla var edilmiş olduğunun kendileri için ne kadar önemli olduğunu bilmezler. Bu dünyada neden bulunduklarını, bu kadar hassas dengenin evrende nasıl oluştuğunu merak bile etmeden yaşayabilirler.” Konunun en başına dönüş yaptığımızda aslında Kayseri'nin bana getirildiğini hissettim. Zira saatte 1670 km, düşünen biri için korkunç bir hızdır. Bu hızda giden bir şey üzerinde daha hızlı gitmediğiniz sürece hiçbir yere hareket edemezsiniz. Ancak kendi ekseninizde dolaşır durursunuz. Bir an, içinde bulunduğum otobüsün aslında hareket etmediği, saatte 1670 km hız yapan dünyanın ve bu hızla oluşan yer çekiminin etkisinden kurtulmak adına direndiği zannındaydım. Çünkü otobüs direnç gösterirken yerçekiminden ve bu hızdan 10 saat kadar kendimi koruduğumda, Kayseri'nin bana geldiğini görüyorum. İlginçtir. Bu direnci bıraktığımda, bu sefer benim hareketim ve talebim olmadan Dünyanın, oluşan yer çekimi ile beni aslında yine bir çivi gibi yere mıhlamış olduğunu tasavvur ediyorum. Konu hakkında bir çok makale, belgesel, bilimsel video aramama rağmen size verdiğim bilgiler dışında pek bir şeye denk gelmedim. Tüm bu anlattıklarımı kafanızda canlandırmanız için çift loblarınızın aynı anda çalışması gerekmektedir. Aksi halde 1670 Km hız ile hem kendi ekseninde hem uzayda giden bir şeyin içinde bu akışı 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 113 hissetmeden durmak, direnmek pek mümkün görünmüyor. Ve gidiyorum, yürüyorum zannederken sadece yer çekimine ve bu hıza karşı bir çeşit direnç göstermekteyiz. Bir örnek vereyim. Bir an için yer çekiminden kurtulduğunuzu düşünün. Aslında sadece yer çekiminden kurtulup yerinizde sabit olmanıza rağmen dönüş devam ettiği için tüm hareket edenler tarafından uçuyor ve hareket ediyor görünürsünüz. Oysa hareket eden seyirciler ve dünyadır. Kuşlar da, gemiler de aslında yer çekimine karşı bir çeşit direnç sağlayarak dünyanın hareketi ile hareket eden bizler tarafından uçuyor, yüzüyor veya gidiyor olarak algılanmaktadır. Bilimsel olarak, aklın kavrayacağı şekli ile giden dünyanın hızına takılmış bizlerizdir. Bu nokta sanıyorum anlaşıldı. Nasıl ki bedenlerimiz bir yere gitmek istediğinde aslında orası bize gelir. Siz akışa çok küçük sabit olduğunuz yerde bir kanat çırpma kadar müdahale ederek mekanın kendinize gelmesini sağlarsınız. İnsanın ayağına sadece mekanlar gelmez. Aslında istemesine bağlı olarak rızık da benzer şekilde sunulur. İnsan’a sadece yürekten istemek kalır. Makam, mevki, şan, şöhret, eş, dost, aile ve geri kalan her şey istemesi nispetinde kişiye Allah tarafından verilir. Sadece istemesini bilmek yeterli. Buna dua diyoruz. Ve 3. boyuttan bu, kişiler kendi yapıyor gibi görünür. Kuşların aslında uçmadığını düşününüz. Bu durumda insanı bir kez daha 4. boyuttaki ağacına bağlı bir tohum çizgisine çeker ve galaksilerle, yıldızlarla bir ortak noktası daha oluşur. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 114 İnsan hakikatte bir yörüngededir. Kendi ekseninde bazı hareketler yapmak dışında yörünge dışına çıkamaz. Uzayda izlediğimiz gezegenler gibi mutlaka bir eksene bağlı kalmak zorundadır. Bu noktaya kadar konuları mutlaka sindirmeniz gereklidir. Boyutlara ve burçlara geçmeden önce konumuzun dışında gibi görünse de işaret ettiği manalarla aynı yere gelen bazı makalelere yer vermek istiyorum. Ayrıca ölüm azabı hakkında mutlaka bilmeniz gereken konular bulunmaktadır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 115 Ölüm Azabı ve Ölüm Anında Olanlar Ölüm azabının belki de en şiddetlisi maalesef şöhret ve makam sahibi insanları bulur... Onlar ölünce her yer bir çalkalanır ve bu kişiler bu alemdekiler tarafından öldü sanılıyor. Öldü öylece kabire geçti. Maalesef işler buradan göründüğü gibi kolay değil.. Hayır, hayır kesinlikle hayır.. Kişilerin ölümünde ve duruşunda hikmet aramak gerekir. Kavga etmeden kendi duruşumuza bakmak gereklidir.. Belki bu şekilde ibret alır kendimizi düzeltiriz. Bilmelisin ki sevgili dost kabir azabı, ölüm azabı diye tasvir edilen hakikatler çok dehşettir. Yine bilmelisin ki öldüğünü bilen kişiye elinde değneklerle ıstırap çektirecek bir yapı, sünnetullah da mevcut değildir.. Zaten Kuran'a göre de herkes kendi eli ile yaptıklarının neticesini yaşar. Çok sevdiğiniz veya nefret ettiğiniz haber sunucusu yahut sanatçı veya ünlü kişilik bulunduğu makamı, mevkii, şanı, şöhreti, başarıyı ve maddi imkanları elde etmek için ömür harcar. Çok çalışmak zorundadır. Kazanılması bu kadar zor olan şeyleri terketmek yine bir o kadar zordur. Çok sevdiğiniz veya nefret ettiğiniz bu kişi; size göre 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 116 bir çırpıda vefat etti gibi görünür. Bir de bunun O'na göresi vardır. Bilmelisin ki dostum bu dünyaya ait şeylerle ahirete geçemezsin. Bu dünyaya (3. boyuta) ait tutkularla ahireti (4. boyut) algılayamazsın. Bütün sahip olduklarını terk etmelisin. Bunu ya aklın başındayken gönüllü yaparsın, yahut son bir ders olarak Rabbin/öğretmenin zorla yaptırır. Sahip olduğun hiç bir şey gerçekte göründüğü gibi değildir. 3. boyutta yoktur. Ancak daha tehlikeli 4. boyutta yer almaktadır. Var sandıkların deneme yurdu olan bu dünyada eşyayı öğrenmen için ve büyük imtihana hazırlık için karşına çıkartılan ve şükretmen gereken, gerçeğin bilgisini taşıyan sanrılardan ibarettir. Maalesef özünde Allah olmayan yoklar; mevki, şan, şöhret, başarı, zenginlik adı ile ruhunu ve zamanı kirleten putlardır. Bu duyguları terketmek bedeni terketmek gibi değildir. Çevrenizdeki yahut medyadaki başarılı, şöhretli ve daha bir çok vasıflı insan size göre ölmüştür. Ancak kendilerine göre hastaneden taburcu olmuş, bir şekilde yaşamını sürdürdüklerini zannetmektedirler.. Bu söylemlerim size çok garip geldi değil mi? Hayır garip gelmesin ve anlattığım asla mecaz değildir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 117 Ölüm azabındaki insan; dünyasında sıra ile önce makamını, sonra şöhretini, sonra parasını, vel hasıl bu dünyaya ait neleri varsa hepsini kazandığı gibi bin bir türlü zorlukla kaybetmek zorundadır. Bu aleme geldiği gibi gitmek zorundadır. Ve bu süreç maalesef çok ağır ve zorlu işleyecektir. Çünkü kazanırken verdiği uğraşın daha fazlasını ortaya koymak zorundadır.. Şöhret, zenginlik ve makam gibi dünyaya ait şeylere malik olmanın cazibesini hiç kimse kolay kolay terk edemez. Bu olaylar ölüm azabı olarak zaten betimlenmiştir. Kendine göre 20-30 yıl ve belki daha uzun süren bir hal ile elindekileri tek tek kaybetmenin acısını yaşayacaktır. İşten atılacak, rakipleri onu alt edecek, parasını kaybedecek, hapse atılacak ve daha nice sıkıntıları karşısında bulacaktır.. Taa ki öldüğünü anlayana kadar! "Benim" iddiasından bir şekilde vazgeçene kadar yaşamı devam eder. Nasr süresinin çok önemli olduğunu ve an gelir nerede olduğunuzu anlamadığınız bir durumla karşılaşırsanız okuyunuz dediğimi hatırlayın. Kişi neredeyim sorusunu düşünüp cevap ararken dünyasında, Nasr süresini okusun! Umalım ki OKU diyeni ciddiye alsın! Öldüğünü bilen birine ne kabir azabı, ne de ölüm 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 118 azabı bir şey yapmaz. "Zaten öldüm çok da tın" deyimi meşhur bir sokak sözüdür. Bu yüzden şöhret gibi, makam gibi şeylerin sahibi olanlar için işler hayli zordur. Artık Onlara faydanız olmaz. Kendinizi hazırlayın. Kazandıklarınız tek tek elinizden alınacak. Tüm itibarınız yerle yeksan olacak. Ne kadar değer verdiğiniz şey varsa en iğrenç şekilde sizden uzaklaşacak. Bütün biriktirdiğiniz parayı tapıyorcasına sevdiğiniz evladınız çarçur edip pavyonlarda yiyecek! Korktuğunuz herşey iğrenç senaryolarla başınıza gelecek! Zerrece itibarınız kalmayacak.. Ve bütün bunlar olurken yaşıyorum zannedeceksiniz.. Benim dediğiniz, bana ait dediğiniz herşeyden vazgeçmelisiniz. Ve sevgili dostum ilk kez ölüm azabı nedir soruna doğru cevabı buldun. Kendini hazırla.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 119 30 Kitap Okumaya Denk Yazı En baştan beri anlatmaya çalışıyorum. Belki kitapla ilgili kısa bir özet olacak ama makaleyi yeni bir tekrar olarak ele alınız. Bilmelisin ki dostum bazen bir kaç satır yazı okumak 30 kitap okumaya denktir. Umalım ki bu yazı da onlardan olsun. Kişi herşeyi kendi eliyle yapar. Ahirette sürekli gelişen bir siz bulunmaktadır. Bu siz; şimdiki sizle aynı anda gelişmekte olan baştan sona kadar kuantum bir yapıdan oluşmaktadır. Bu muhteşem oluş ahirete geçtiğimizde son bulacaktır ve o gün kul artık yaratılmıştır. "Neden acaba siz, sizi şekilden şekile sokarak yaratan Allah’ın büyüklüğünü kabul etmiyorsunuz?" (Nuh/13,14) Bu süreçte İnsan kendi eliyle yaptıklarının sonucunu yaşayacaktır. Zira kuantum kelimesi ile ahireti birleştirenler için müthiş hakikatler açığa çıkacaktır. İslamda Allah'ı hatırlatan herşey sevaptır. Bu, bu kadar basittir. Çünkü hatırladığın anlar senindir. Arka planda Allah'ın sizi anması yatmaktadır. Siz O'nu andığınızda O da sizi anar. "Beni anın ki ben de sizi anayım." (Bakara/152) İbadetlerin bütün amacı Allah'ın kulu anmasına yöneliktir. Kul anmalı ki Allah da kulu ansın. Kuantum yapıya göre neye nasıl inanırsan o olur. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 120 Dersen ki İsa İlah'ın oğlu! Evet öyle olur ve çağlar boyu bir insana kulluk etmenin ağır kederini yaşarsın. Dersen ki İnekler ilahdır. Evet bu inancın ahiret dediğimiz 4. boyutta yaşanır. Şekil bulur.. Dersen ki Allah bir sistemdir veya sistemde merhamet yok! Evet kurduğun sistemde zerre kadar merhamet olmaz, gerçekten çok ağır şartlar oluşur ve bunu, yarattığın sen de yaşarsın. "Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle işledikleriniz yüzündendir." (Şura/30) Desen ki ilah yok. Her şey tesadüf! Evet öyle olur ve gerçekten düzensiz, kontrolsüz ve dehşet bir şeyi çağlar boyu karşında bulursun. Bu kadar nettir ve her şey bu kadar basittir. Neye inanır, neyi tasavvur edersen onu bulacaksın! Oysa yapılması gereken tek şey gayb için ve Hakk için SubhanAllah demektir. 99 ismi ile bir Allah tanımak en kazançlı olma noktasıdır. Allah hiç kimseye zulmetmez. Yukarıda anlatmak istediğim konu hakkında bir çok kitap yazılabilir. Zaten bu eserde sıkça vurguladım. Anlatmak istediğim manalar anlaşırsa İnsan’ın düşünce ve inanç dünyasında yer alan bütün manalar netleşir ve fitne son bulur. İnşallah 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 121 İslam ve İbadetler Hakkında Kuran'ın ana gayelerinden biri kulun Allah'ı anmasına sebep olmasıdır. Kul Allah'ı andığında Allah da kulu anar. İslam da ki A'dan Z'ye tek amaç eser boyunca da gördüğünüz gibi budur. İslami kaynakların, yığınla kitapların ve daha nice eserlerin anlatmak istediği bir bilgidir bu. Namazdan, zekata, oruçtan güzel ahlaka kadar tüm amaç Allah'ın anılmasıdır ki böylece Allah da kulu ansın. Allah'ı hatırlatmayan şeylerin İslamla ilgisi yoktur. Konu bu kadar basittir. Bir şey sevap mı, günah mı diye sorduğunuzda cevap şudur. Allah'ı hatırlatan her şey Allah'ın da sizi hatırlamasına vesile olur ve Allah Velidir. Onu hatırlayanlar Allah'ın veli olmasını doyasıya yaşar. "Siz beni anın ben de sizi anayım" ayetini hatırlayınız. Kulun 4. boyuttaki (diğer alem) bedeni 3. boyuttaki (bu dünya) anma neticesi ile Allah'ın veli oluşunu yaşar. Ve ilerlemesini cennet istikametinde yapar. Zaten günah dediğimiz konu da içinde bulunduğumuz yer çekimi kanunu gibi bizi sürekli aşağıya bağlayan bir hal gibidir. Allah'ın yardımı olmadığı taktirde bundan hiç kimse kurtulamaz. Bu bir kanundur. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 122 Cennet veya Cehennem kavramları aşağı yukarı kavramları gibidir. Yani ileri geri manaları gibidir. 4. boyut için aşağı Cehennem olarak tabir edilirken yukarı da cennet olarak tabir edilmiştir. Bu anlatım da bir örnek ve nitelemedir. Sizi kitlemesin. Cennet ve cehennem 4. boyut için, 3. boyuttaki boyutsal özelliğin 2 zıttı istikameti yukarı, aşağı, sağ, sol gibidir. İşte insan 4. boyuttaki açılımını yer çekimi kanunu nedeni ile bugün çok uzun saçlı birinin saçlarının aşağıya doğru büyümesi gibi mecburen cehennem istikametine doğru yapmaktadır. Ve bu günah diye adlandırılmıştır. İşte Allah'ı andığınızda Allah da sizi anar ve Allah velidir. Veli oluşu tecelli eder. Kul O'nu anarak, onun yardımı ile bu dünyada iken Cennete doğru açılım gerçekleştirir. Kul Rabbini secdede andığında kendi evinde, tam yörüngesinde yani yuvasında Allah'ı anmıştır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 123 Bu sefer Allah'ın Veli oluşundan çok daha belirgin Rahim oluşu kulu 4. boyutta muazzam açılımlara götürür. Bu yüzden secde çok kıymetlidir ve kul mutlaka hergün secdede Fatiha süresi ile Rabbini anmalıdır ki buna Rahman olan Allah'ın değil, kulun ihtiyacı vardır. Daha eski bir dil ile çok sevaptır. Secde yuvaya dönüştür. Secdede kulun algısı 3. boyutta değildir. Sebebi ise kul aslında yere değil kabuğa ait olan kafatasındaki alna secde etmiş ve algılarını 2. boyuta çekmiştir. Bu noktada ne olduğu ve neden durup düşünmek gerektiği hakkında Oruç ve 4. Boyut başlıklı konumuzu okuyunuz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 124 Allah En Mükemmel Öğretmendir Kuran okuyanlar bilir. Sık sık ve çok kez tekrar eden ve meali şu şekilde olan ifadeler vardır: "Kesinlikle O'na döndürüleceksiniz." (Kasas/70) Henüz Rabbimizin yani öğretmenimizin bu ayetine muhattap değiliz. Çünkü kendimizi "O" sanarcasına Ondayız.. Tabir uygunsa anne karnındaki bebek gibiyiz. Ve O öyle bir öğretmen ki bize şahdamarımızdan daha yakın. "Çünkü Biz ona şahdamarından daha yakınız." (Kaf/16) An gelir öğrenci mezun olur, o zaman araya algılamaya göre değişen mesafeler girer. Kimi 50 bin yıl der, kimi 1000 yıl. Bütün bu sayılar kişilerin eğitim seviyesine göre değişir. Rabb demek ise öğretmen demektir. O öyle bir öğretmendir ki, "O dilemeden siz dileyemezsiniz." O öyle bir öğretmendir ki, taşı attığınızda size ben atıyorum hissi verir. Ve o öyle mükemmel bir öğretmendir ki, öğrencinin hiç bir mazereti olamaz. O öyle bir öğretmendir ki, eğitim sırasında ''Kendilerine bir iyilik dokunsa "Bu Allah’tan" diyenler, başlarına bir kötülük gelince de "Bu başkasındandır" diyenlere "Hepsi Allah’tandır." (Nisa/78) derken artık öğrenci olmayan mezunlara şöyle demektedir: "Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. " (Nisa/79) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 125 Kitabımızın geçmiş sayfalarında insanların kendi seçtikleri ilah anlayışından ötürü başlarına bela aldıklarını vurgulamıştık. Bu ölçü ile yorumlamaya ayrıca gayret gösteriniz. Öte yandan dersi cehenneme yolculuk olan öğrenciler ise Nisa/78'i görüp Nisa/79'DAN PERDELENMEYE devam etmektedir. Yahut aksi yönde Nisa 79'u görüp 78'i görmemeye perdelenmektedir.. İyi de öğretmen neyi öğretiyor? Diploma alanlar ne yapıyor? Gelsin cennet, huriler, şaraplar mı? Yani herşey bunun için mi? Hayır kesinlikle hayır. Rabbim (Öğretmenim) ders kitabım Kuran'da buna cevap veriyor. ''Rabbin meleklere, ben yeryüzünde mutlaka bir halife yaratacağım demişti." (Bakara/30) Ve okuduğunuz bu eser boyunca Halife gibi bir kavramın söz konusu olduğunu vurguladık. Lütfen üzerinde tefekkür ediniz. Arayın bu cevabı... 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 126 Sübhane Rabbiye’l-A’lâ Tesbihi "Tesbih et Rabbinin A'la (yüce) ismini." (A'lâ/1) Bazı esma tanımlamalarında Allah'ın Alâ diye ismi vardır diye yazılmışsa da bazı alimlerimiz daha farklı mana vermişlerdir. Bana göre ise Alâ diye bir adı vardır. Bu MÜTEAL olarak da bazen zikredilir. Onun Alâ olması mekan, mesafe ve zaman kavramından ayrıdır. Zaten o bütün bunlardan münezzehtir. Ayrıca isimleri anlama kapasitemiz, matematik dendiğinde birden ona kadar saymayı zanneden ilk okul 1.sınıf öğrencisi gibidir. Oysa matematik oldukça geniş ve hayatı saran bir nitelemedir. Onu anarken, salat ederken, ruku esnasında "Sübhane Rabbiye’l-Azim" ile tesbih yaparken secdede "Sübhane Rabbiye’l-A’lâ" demekteyiz. Secde çok hasas bir yerdir. Allah'ın Settar (gizleyen örten) oluşuna denk gelen Sübhane Rabbiye’l-A’lâ zikriniz eğer hazırsanız sizi başka bir boyuta (Miraca) geçirebilir/yükseltebilir. Hergün 300 kez "Sübhane Rabbiye’l-A’lâ " ve ''Sübhane Rabbiye’l-Azim'' zikrini yapmak ancak 5 dakikanızı alacaktır. Fırsat buldukça Sübhane Rabbiye’l-A’lâ demeyi ihmal etmeyiniz. Anlamı ise "Büyük olan (A'lâ olan) Rabbim her türlü kusurdan uzaktır/münezzehtir." 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 127 Oruç ve 4. Boyut İnsan algısını bilince aktaran ve buna 3. boyut bilgisi ile beyin dediğimiz yapı sürekli olarak enerji harcamaktadır. Bildiğim kadarı ile gıdalardan temin ettiğimiz enerjinin yüzde yirmisi beynimiz tarafından kullanılmaktadır. Hiçbir iş yapılmasa bile, beynin tükettiği bu enerji yüzünden insanların gıda alması gereklidir. Bu da çok zaman yer çekiminin oluşturduğu etki ile kilo yapmaktadır. Ve ne garip ki kilolarımızın bile sebebi yer çekimidir. İşte oruçlu insanın 4. boyuttaki ağacına yapılması, budanması, fazla gübre almışsa dengeye oturtulması gibi işleri vardır. bakım bunun Oruçlu kişi niyet doğrultusunda Rahman'ın organizasyonunda hareket eden beyne bu izni verir. Niyet güvendir. Ve kişi artık gıdaları tüketmekle uğraşmak yerine 4. boyuttaki bedenle uğraşır. O beden ramazan dediğimiz değerli zamanı Allah’ı oruç süresince anarak, dönüştürerek dinginlik ve güzellik katar. Ramazan ayı da özel bir zamandır ve bu zamanda Allah’ın anılması ile 4. boyutta her gün için Cehennem dediğimiz yönden insanı Dünya ile Güneş arasındaki mesafe kadar uzaklaştırır. Peygamberimiz (s.a.v.): ”Bir kimse Allah rızası için bir gün oruç tutarsa, bu gün sebebiyle Cehennem ile arası yetmiş yıllık yol kadar uzaklaştırılır.” buyurmuştur. Her hafta Perşembe zamanlarını dönüştürmek sizde inanılmaz etkilere neden olur. Mutlaka en azından ara sıra oruç tutmayı ihmal etmeyin. Hem bu dünyada yer alan bedeniniz rahat eder hem ahiretteki varlığınız.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 128 Birilerine oruç açtıran kişi de o kişinin dönüştürdüğü, Allah’ı andığı zamana ortak olmuştur. Bu açıdan iyilik yapma fırsatını kaçırmayınız. Zaten kitap boyunca vermeye çalıştığım bu bilgilerin amacı okurlara karşılıksız iyilik yapma gücünü iletebilmektir. İnsan için namaz esnasında secdede iken de oruçlu iken olan şeyler olur. Secde esnasında Fatiha süresini anlamını düşünerek okuyunuz. Ve zikirlerde sayı belirtenlerin aslında zaman belirttiğini biliniz. Saat kavramı, dakika kavramı dünya için yeni şeylerdir. Oysa 1400 yıl evvel saat ve dakika kavramı yoktu. Bu yüzden sayı ile yine zamana işaret vardır. Ayrıca sayı ile de ifade yetersizdir. Mutlaka inanarak söylenmelidir. İnanmadan papağan gibi tekrarlar yerine inanarak ihlasla tekrar önem arzeder. Zavallı insanların her yanları düşman dolu. Herkes insanın elindeki en değerli zamanı çalmak ve insanı hüsrana uğratmak için bilerek veya bilmeyerek savaş veriyor. Ömrünü bu dünyaya adamış ve Allah’ı anmadan geçirilmiş zaman kadar başa bela zaman var mıdır? 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 129 Şu anda bile milyonlar televizyonlar tarafından katlediliyor. Elinize yüzlerce sayfası olan bir kitap alıyorsunuz. İçinde binlerce kelime var ama Allah yok! Ne kadar bahtsız bir toplum içinde yaşadığınızı bilin ve tir tir titreyin. Görün ki Cehennemi ins ve cinlerle dolduracağım sözü nasıl gerçekleşiyor. Şirk içinde yarattıkları oluşumda, kaybetmeye mecbur bir hal ile dünya üzerinde yaşamlarına devam ediyorlar. Dostum bu kadar bilgi hala sende karşılıksız iyilik yapma duygusu oluşturmadı ise bu eseri okumana gerek yoktur. Bir işine yaramamışsa sağda solda, ucundan berisinden kırparak milletin zamanını çalarak sırtına yük alırsın. Kapat sayfayı. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 130 Namaz ve 4. Boyut İnsan için en değerli hazine namaz için ayırdığı süredir. Kişiye hadi Allah’ı düşün desen birkaç saniye odaklanmadan sonra akıl başka yere kayacaktır. Bu yüzden Allah’ın bize öğrettiği gibi O’nun belirlediği zamanlarda dua ile O'nu anarak (tohumlar için verdiğim örneği hatırlayın) zamanı en yararlı bir şekilde kullanmalıyız. "Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine salat (an) et." (Hicr/99) Hani kişi ölürken gideceği yeri görür derler ya, işte 4. boyuttaki bedeni görene kadar sıkıca ve bolca namaza sarılmalıyız. Bütün amaç Allah’ın bizi anmasına yöneliktir. Ve daha ötede Arş’ı Ala’nın yörüngesine girmekle ilgilidir iş. Yörünge konusuna başka bir başlıkla döneceğim. İşte namaz Allah’ın bize anlattığı yol ile O'nu anma şeklidir. ''Allah'ın size öğrettiği şekilde(zamanlarda) O'nu anın.'' (Bakara/239) Ve mutlaka sıkı bir şekilde yolculuğu başlatarak dualarımıza şu 7 kelimeyi eklemeliyiz: ''Rabbim ölmeden önce sana ulaşmayı nasip et!'' Hangi zamanlar işaret edilmiş ve mealciler namaz diye tercüme etmiş bunun için hikmetli Kuran’a bakıyoruz: ''Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.'' (Bakara/238) ''Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 131 namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.'' (Hûd/114) ''Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir.'' (İsrâ/78) ''Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin.'' (İsrâ/79) ''Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl.'' (Müzzemmil/2) Garip ama 7 tane altı çizik zaman ortaya çıktı. Eskiden kuşluk namazı olduğunu dedelerinize ve ninelerinize sorduğunuzda anlatacaktır. Ayrıca Vitir yani gece namazının ise zorluk olmasın diye yatsıya bağlandığını da hatırlatmalıyım. Netice olarak; Sabah+Kuşluk+Öğle+İkindi+Akşam+Yatsı+ Vitir= 7 Vakitle karşılaşıyoruz. Fatiha’nın 7 ayet olması, göklerin 7 kat olması bana sanki 7 boyut var gibi görünüyor. Rabbimiz bilir. Hepsi onun katındadır. Bütün yaptıklarımız O’na yakın olmak adına bir tefekkür ve ilmi çalışmadır. Ezanı işittiğinizde duaya ve Fatiha'ya sarılın. Bu vakitler Allah’ın öğrettiği ve değerlendirilmesi gereken zamanlardır. Zaten örneklerimizde bir çok kez vurguladık. Cemaat ile namaz kılmak çok daha üstündür. Zira cemaatte kaç kişi varsa o kadar çok zaman hanenize yani ruhunuza, 4. boyuttaki size yansır 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 132 ve orada açılım gerçekleşir. Bu konuda cemaatle namaz kılmanın üstünlüğü bir çok kez vurgulanmıştır. Namaz süresi 15 dakika ise ve cemaatte kaç kişi varsa onunla 15 dakikayı çarpın, ne kadar zaman kazandığınızı görün. Bu yüzden Cuma namazları berekettir. Bir cemaatte bazen binlerce kişi olabilmektedir. Keşke bayan kardeşlerimiz de bundan istifade etse. Salat için hiçbir şekilde mani yoktur Allah’ı anmanın engeli olur mu? Bu yüzden O’nu nasıl anabiliyorsanız öylece anın.. ”Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma.” (Araf/205) Bütün bunların yanında 'Dua ve Tefekkür' kitabımızda 'Nasıl dua etmeliyiz?' hakkında bazı kelamlarımız olmuştur. O kısa yazıyı hafıza tazelemek için ve öneminden dolayı buraya da eklemek istiyorum. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 133 Önemli Bir Dua Yöntemi Hani genelde yabancı film ve dizilerde denk gelirsiniz ve şöyle başlar: Sevgili günlük! .. Lütfen eğer müminlerdenseniz bu tavsiyemi ihmal etmeyin. Her gece başınızı yastığa koyduğunuzda bir günlüğe yazar gibi Rahman ve Rahim olan Allah ile türkçe konuşun. Gün içerisindeki karşılaştığınız olaylardan bahsedin. Yapmasam iyi idi dediğiniz hatalarınızı itiraf edip bir daha yapmamayı ve bağışlanmayı dileyin. Sorunun nasıl başladığını dillendirip çözüm için verdiğiniz çabalardan bahsedin. Neyi bilmiyorsanız bilmediğinizi ve istediğinizi ve bunu öğretmesini söyleyiniz.. öğrenmek "O"nun hakkında yanlış düşünüp, yanlış şeyler söylediyseniz bunları bağışlamasını ve doğru olanları öğretmesini isteyiniz. Uzaklarda bir yerde değil size sizden daha yakın olan Allah'a seslendiğinizi bilerek mırıldanın.. Kısaca Sevgili Rahman ve Rahim olan Rabbim diye başlayın.. Dilinizin sürtmesinden korkmadan, merasimden, şekilcilikten, edebiyat özentisinden, ezbercilikten tamamen uzak en yalın ve saf hali ile düşüncelerinizi dillendirin.. Allah bilir ama bu dua bir gece namazı kılmak kadar ve daha fazla sizi Rahman'a yakın kılacaktır. "De ki; eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 134 ehemmiyetiniz var." (Furkan/77) Lütfen bu şekildeki duayı hem siz yapın, hem dostlarınıza/ÇOCUKLARINIZA tavsiye edin.. "O" Nasip ederse bir süre sonra gece olmasını dört gözle bekleyeceksiniz.. Ve hatta günde beş kez günlüğe yazmak için koşacaksınız.. Ses tonunuz ise düşünmek ve çok yüksek ses yerine hafif bir mırıldanma ile olsun. "Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma." (Araf/205) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 135 Burçlar ve Bir Sır Kitap boyunca insan ile yıldızların, gezegenlerin ve galaksilerin bağlantısı olduğunu ve bunu algılayışımızda sorun oluştuğunu ifade etmiştim. Biraz sonra okuyacağınız konuları hayatınızda ilk kez duyacak olabilirsiniz fakat doğru anlamadığınız taktirde adına şirk dediğimiz durumların tam merkezinde kalacağınızı da belirtmem gerekir. Bu konuyu anlayanlar yüzlerce yıldır tartışılan burçlar ve burçlara göre insan özellikleri mevzularını bir çırpıda anlayacak ve çok şaşıracaklardır. Israrla bu sırrı sizlerle paylaşmak istedim. Biliyorsam bir hikmeti vardır ve doğru anlatırsam insanlarda oluşan büyük bir yanlış anlamayı düzeltirim düşüncesi ile yazmaya karar verdim. “Burç, insanın doğum anında Güneş'in hangi pozisyonda olduğunu gösteren göksel bir alanın sembolik ifadesidir. Eğer doğduğunuz noktadan gökyüzüne, Güneş’e doğru hayali bir çizgi çizer ve bu çizgiyi sonsuza doğru uzatırsanız, bu çizginin bir burca ulaştığını görürsünüz.” İnsanın gerçekte bir yörüngede olduğu söylediğimi hatırlayın. Esasında yörüngede olan insanın yıldızıdır. Her insanın çabasına ve gayretine göre balon örneği ile bahsettiğim sınırsız yapı genişleme göstererek 4. boyutta anlam bulurken 3. boyutta ise yıldız/gezegen gibi görünür. Toprağın 4. boyut yorumu ile 3. boyut yorumu çok farklıdır. Bu fark toprağın ne olduğunu değiştirmez. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 136 Hakikatin işleyişi aslında çok farklı olsa da doğru anlaşılmadığı taktirde sıkıntı oluşturacak bir yöntem ile 3. boyut dilini kullanarak uzay dediğimiz yerlerde ne oluyor anlatmaya çalışayım ama mutlaka 3. boyut dilini kullandığımı ve esasında 4. boyut için her daim Allah’ın huzurunda olduğumuzu asla aklınızdan çıkartmayın. 3. boyut dili ile; kainatın tam merkezinde bir Arşı Ala vardır. Sayısız galaksiler, sayısız yıldızlar ve sayısız güneşler daimi bir yörüngede Arş çevresinde dönmektedirler. Hiçbir insan aklının alamayacağı kadar muazzam olan bu tavaf kabedeki gibi 7şer tur ile aralıksız devam etmektedir. Her tur 4. boyutun izahı ile bin yıldır. Ve her yaratılmış şuurlu bir varlık üçüncü boyutta yıldız, gezegen gibi görünmektedir. Ve dünya üzerindeki insan Allah’ın ilminde sorumlu olmak üzere eşyayı öğrenip bir ağaç gibi şekillenmekte ve aynı zamanda güneş gibi de büyümektedir. İşte insan için hakikatte içerisi, dışarı; dışarısı da içeridir ve insanın etrafı zamanını katleden düşmanlarla doludur. Dünyadaki kısacık ve sorunlu hayatla baş edemeyenler, mümin olmayı başaramayanlar ne kaçırdıklarından bilgisizdirler. Bu anlattığım mevzular 4. boyut için çok farklı işlemektedir. Bütün bu izahlarda Rahman olan Allah’ın zatı yönünde bir mana oluşturmayın. Zira akıl kapasitemiz doğru anlamaya müsait değildir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 137 Ve aslında şu anda hem de şimdi Kuantum vb. ifadelerle çok popüler olan bilim ve bu bilim eşliğinde ilerleyen Tasavvuf henüz Allah’ın yarattığı insan’ı keşfetti. Bu keşif öylesine mükemmel ki İnsan olabileceğini kabul edemiyorlar. Böylesine mükemmel bir İnsan’ın yaratılıyor olduğuna şahitlik etmek müthiş bir duygu. Daha derinde Rahman olan rabbimizin Halife yarattığını görmek gerçekten bizleri titretiyor, haşyete düşürüyor ve bu bilgiyi bizim dilimizle size ulaştırıyor. Bu benim gibi zavallı, bu dünyada kıyıda köşede kalmış, kabuğuna sıkışmış biri için muhteşem bir nimet. Şükrümü nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. İşte 3. boyut dili ile Arş’ı Ala’nın yörüngesindeki Rahman’a yakın kullar sınırsız uzayda bir galaksi gibi görünürken dünyada da bazen peygamber, bazen evliya ve bazen veli olarak isimlendirilmişlerdir. Bu akışın kontrolü Rabbimiz Allah’a aittir. Annenizin sizi doğurduğunu görüp beni Annem yarattı demek ne kadar bela ise, bu akışta Rahmanın yaptığını başka bir şeylere yüklemek 4. boyuttaki ruhunuzu/ağacınızı/yıldızınızı şirkin sardığı pis su ile kirletmek ve bu kirin getirisini de yaşamak anlamına gelecektir. Bu konuyu özellikle kitabın son sayfalarına bıraktım. O kadar önemli konular varken yanlış anlaşılıp bu durumdan nemalanan da maalesef bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödeyecektir. Dünyayı düşünün Güneşin yörüngesindedir. Ay ise Dünyanın yörüngesindedir. Bu 3. boyuttan sanki dünya ayı evirip çeviriyor gibi gözükse de ilk aşamada güneş ve güneşin çekim gücü bilgisinden mahrum 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 138 olduğumuzu gösterir. Güneş dünyayı görünmez iplerle sarmıştır. Buna bizler yörünge demekteyiz ve dünya üzerinden de uydumuz Ay’ı etkisi altına almıştır. Ancak 4. boyut itibariyle iş çok farklıdır. Ve 3. boyut algısı ile bile. Güneş de başka bir yörüngede dönmektedir ve bu Arş-ı Ala'ya kadar devam eder. Ancak bu anlattığım çok sıkıntılı 3. boyut düzeyinde en yakın algı metodudur. Gerçekten doğru anlaşılmadığında iş saçma sapan yerlere gider ve çok üzülürüm. ''Burçlar takımyıldızlardır. Horoskop olarak çizdiğimiz göksel haritada ise 360 derecelik tam daire üzerinde, yaklaşık 30'ar derecelik 12 bölümdürler. Sıralamada Koç burcu ilk burç olarak kabul edilir. Bunun nedeni ilkbahar noktasında bulunmasıdır. Takvimimiz 4 önemli döngüyü kabul eder. Bunlardan her biri bir ekinokstur. İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış ekinoksları bütün yılı 4 parçaya böler ve 3’er burcun içinde gruplandığı 4 farklı yapı ile karşılaşırız. Her 3 burç mevsimlerinin döngülerini taşır. Koç burcu 21 Mart’ta gündüz ve gecenin eşit olduğu ve günlerin uzamaya başladığı zaman başlar. Sembolik olarak günün geceyi yendiği bir zamandır. Güneş'in yaşam için çok önemli bir kaynak olduğunu düşünürsek, bunu önemsememek mümkün değil.” Öte yandan altındadır. Güneş bile başka bir burcun tesiri Ve burçlar konusunda biraz sonra izah edeceğim mananın anlaşılması için kısa bir alıntı ekleyeceğim: “Tam doğum anınızda Güneşin Zodyak'a göre Koç, Boğa, İkizler, vs. gibi belirli bir burçta aldığı pozisyon, 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 139 astronomlar tarafından hesaplanır. Bunun adı astrolojik takvimdir. Güneş, her yıl aynı zamanda Zodyak'ın hemen hemen aynı burcunda yer alır. Böylece siz, fazlaca hesaba gerek kalmadan hangi burçtan olduğunuzu ve dolayısıyla yaşamınızı etkileyecek kişilik özelliklerinizin neler olduğunu önceden tahmin edebilirsiniz. Elbette bu, yazgınızı ön görmek anlamına gelmez. Birçok kişi hepsi birbirinden farklı olan insanların nasıl olup da on iki kategoriye sokulabileceğini sorarak astrolojiye inanmazlar. Ama tıpatıp olmasa da insanların, burçlarındaki kişilik özelliklerini az ya da çok taşıdıkları gözlenebilir. Tüm gezegenlerin doğum anınızda gökyüzündeki konumu, sizin doğum haritanızdır.” İşte burç yorumlarının tutmamasının ve bir çok insan tarafından sıklıkla reddedilmesinin nedeni sürekli değişik olmasından kaynaklanmaktadır. Mesela çok değerli bir mümin salih ameller noktasında 4. boyuttaki varlığını arş‘a yakınlaştırdığında direkt olarak kendi burcundaki tüm insanları etkiler. Çünkü arş’ın yörüngesindeki bu kişi Mümin olmayı başarmış ve Allah’ın öğrettiği şekil ile artık yakın elde etmiştir. Yakın elde eden kişi arşın yörüngesine girerek kendisinin bu konuda bir yönlendirmesi olmadan kendi burcundaki kişileri etkiler. Ve bütün tasarruf Allah'dadır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 140 Bu kul mümindir ve müminler velidirler. İşte bu durum değişik yorumlanmış, müminin kendi dünyasındaki/galaksisindeki Süleyman a.s gibi halifelik yaptığı yerler karıştırılmıştır; işler sarpa sarmış ve her kafadan bir ses çıkmaktadır. Oysa Kuran “Allah de ötesini bırak'' demiştir. Ancak fitnelere son vermek adına bu bilgiyi paylaşmayı uygun buldum. Bütün mesele yine içeri ile ilgili ve dışarıya içeriden gitmek zorundayız. Her burç grubunun Allah’a en fazla yakınlık etmiş kişisi kendi burcundaki kişileri etkiler. O kişinin ruh hali ve bazı karakter özellikleri kendi burcunda olan kişilerde izlenir ve bu sürekli olarak değişim gösterir. Bu konuda bir kalıp yoktur. Zaten tartışmaların nedeni de bu olabilir. Allah’ın bulutları rüzgarla sürüp yağmur yağdırması gibi bir şeydir mevzu. Bunun dışında insan ruhunu ölmeden yani 4. boyut bilgisi yüklenmeden asla bilinçli olarak şekillendiremez. Ancak kendi cennetinde Kuran’ın ifadesi ile her dilediğine güç yetirecektir. Bunun nasıl işlediğini zaten vurguladık. Bu dünyadaki tek gayemiz olan şirksiz bir yaşam ile ''Allah de ötesini bırak'' deyip gönül rahatlığı ile salih amel yarışını yapmalıyız. Kitap boyunca bunu anlatmaya çalışıyorum. Ancak kişi bu mesajı almaz ve dünyayı etkileme konusunda bir çeşit ruh haline bürünüp Allah’ın kudretinden rol çalma havalarına girerse, yıllarca elde ettiği güzel şeyleri çirkine çevirir ve hayatının en büyük hatasını yapar. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 141 Ölümle gittiği yerde kendisinin vasfı neyse o kadar aciz ve zavallı bir ilah bulur ve zavallının hiçbir şeye gücü yetmez. Bir solucan gibi yardım bekler. İşte şirkin getirisi. Kitap boyunca ayetlerle bunu anlatıyorum zaten fakat hala kuantum diye bahsettiğimiz ruhun oluş şeklini kavrayamayanlar kitabı baştan başlayarak sakince lütfen yeniden okusunlar. Kuantum kelimesi ile işaret ettiğim mananın çok yetersiz kaldığını ve bunu anlaşılır olmaya en yakın konu olduğu için ele aldığımı biliniz. S.A.V buyurdu ki: "Dünya ahiretin tarlasıdır." ve tarlaya ne ekiyorsan onu biçeceksin. Kur'an diyor ki: "Rahman olan Allah'ı anmayı görmezlikten gelene, yanından hiç ayrılmayacak bir şeytanı arkadaş veririz. Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkoyarlar, bunlar da doğru yola eriştiklerini sanırlar." "Sonunda bize gelince arkadaşına: "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arasındaki kadar uzaklık olsaydı, sen ne kötü bir arkadaşmışsın!" der. Pişmanlığın bugün size bir faydası olmaz, zira haksızlık etmişsiniz, şimdi azabda birleşiniz." (Zuhruf/36,39) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 142 Hallacı Mansur'un Durumu Haddimiz olmayarak kıt aklımızla şu an itibari ile buradan görünen şekli ile izah etmeye çalışalım. Güneşi bilmeyenler ışığı gece parıl parıl parlayan ay ve yıldızların ürettiğini zannederler. Aslında ışıkları olmasa onların varlığını bile bilmeyeceğiz. İnsanlar bunu anlamayabilir. (2,5 yaşındaki tatlı kız çocuğunun bile ışığı başka bir var sayesindedir. Ne mutlu bunu bakarken anlayanlara) Öte yandan ay ve yıldızlar çok iyi biliyorlar ki bilinmelerinin nedeni güneş... Aksi yönde iddialar varlığı Firavun olma yoluna götürebilir. Eser boyunca bu işleyişin nasıl olduğunu bir çok kez vurguladım. Güneş'e mesafesi yaklaşan varlık başlangıçta çok parlak durur! Bu parlaklık yakınlık artıkça isim değişikliği yoluna gider. Kendi fiziki varlığı kaybolurken bunu hissedemez. Başka bir varlığın yani güneşin direkt etkisine girer. Bazı iyi niyetli kişilerin Mehdilik iddiası ile ortaya çıkmalarının nedeni Mehdi frekansına/yıldızına yakınlaşmalarındandır. Yaptıkları iyi bir iş, bir hayır, bir zikir arşa giden yolda hız kazandırmış ve o Mehdi yıldızının yörüngesi nedeni ile kendilerine o frekansın özetini yüklemişlerdir. Bunu, uydumuz Ay’ın kendini dünya zannetmesi gibi düşün. Dünya'nın, güneşi ekseninde tuttuğunu zannetmesi gibi bakın konuya. İşte örneğimizde varlığın yakınlaşma ile güneşe 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 143 teslim ettiği şey aslında bedenidir. Ama büyük bir hataya düşerek ruhunu teslim ettiği sanrısına kapılır. Çünkü bedensizlik kavramı varlıkta/3. boyutta mevcut değildir. Doğası gereği, üzerine vazife değilken, yapmaması gerekirken, bilinç 3. boyutta iken, bedensizliğin oluşturduğu kaos nedeni ile Güneş'in vücudunu sahiplenir. Ruh ise Güneş'in varlığına çok yaklaşması nedeni ile kişiliğini kaybederek Güneş zannında eğlenir. Bu kendini çok tatlı bir uykuya teslim etmeye benzer. Tam uyuyacakken gerçeği öğrense de artık uykunun naif tadı onu içine çeker.. Bu durum ateşe yaklaşan herkesi ateşin yakması gibidir. Kendini mecburen Güneş zanneder. Bedeni yok olduğu için bunu hem kendine hem gayrısına açıkça isbat edebilir. Bu duruşun neticesinin ne olacağını niyeti ve inançları belirleyecektir. Bu noktadan sonra bir fikir beyan etmek bizleri yanlışa sevk edebilir. Ortada aşk varsa bizlere susmak düşer. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 144 Putlara Dikkat Dünya hayatının tuzakları sizi Kuran'dan alıkoymasın. Eğer ölümden çok korkuyorsanız sebebini mutlaka bulun ve ortadan kaldırın. İşte dünya hayatına sıkıca sarılanlar için ayetler: ''Kafir olanlar için dünya hayatı cazip kılındı.'' (Bakara/212) ''Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak!'' (En’âm/70) ''Bizimle karşılaşmayı ummayan ve dünya hayatından hoşnut olup ona bağlananların ve ayetlerimizden habersiz bulunanların, işte bunların kazandıklarına karşılık varacakları yer cehennemdir. '' (Yunus/7,8) ''Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.'' (Enam/130) ''Onlar dünya hayatıyla şımardılar.'' (Ra’d/26) ''Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme!'' (Tâ-Hâ 131) ''Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.'' (Lokman/33) ''Onun için sen bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselere yüz verme.'' (Necm/29) Dünyaya ait putları olanlar için genel olarak ölmek bir 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 145 şey değildir de Fenerbahçe olmayacak mı dadır endişe.. şampiyon olacak mı Sımsıkı bağlandığı partiyi düşünür durur. Acaba iktidara gelecek mi? Sırf bu yüzden ölmek istemez. Kişiyi, bankadaki zekatını vermediği parasını harcamadan ölmek çok korkutur. Öte yandan emekli olmuştur ki hayat garantidir. Asla ölmek istemez! Ömrü boyunca emekliliğe güvendiği kadar Allah'a güvenmemiş bir hal ile bağlanır hayata.. En çok da emekliler sever hayatı. Başka bir şey ise 'Evlat sevgisidir'. Öldükten sonra çocuğuna kim bakacaktır. Yaşarken çocuğunu kendisinin beslediğini zanneder. Aslında sorun gizli şirkten kaynaklanmaktadır. Evladını merak eder. Dert eder. Doğası gereği Allah'a güvenmez. Sevdiği kızın veya erkeğin bedenini düşünür aşk taklidi yapan şahıs. Bedendeki et ve kemik onu dünyaya sımsıkı bağlar. Çok sevdiği diziyi hesaba katar. Sezon finali, bilmem kaçıncı bölümü gibi acayip meraklardan bağlanır dünyaya. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 146 Makamı vardır. Adını bizler için yazması bile zor olan bir kurumun müdürüdür. Unvanları vardır, şanı, şöhreti vardır. İyi maaşı vardır. Bu kişiler de ölümden nefret eder. Sosyal ağlarda çok popülerdir, kendisine hayran bir çok arkadaşı vardır. Öksürse bile herkes beğeniyor ,onu kusursuz görüyordur. Bu kişi de profilini asla kaybetmek istemez. Hatta şarjı bitmeyen, internet bağlantısı olan laptopla kabirde sonsuza dek yatmaya hazırdır. Başka bir korku ise İslam diye bir şey duymuştur ama sadece bu vardır. Çok korkarlar.. Namaz kılmayanlar, oruç tutmayanlar, haramzadeler de dünya hayatına sımsıkı bağlanmışlardır. Bazı cahil cesurlar vardır. Onlar ise korkmuyorum taklidini öyle ustaca yaparlar ki ölümden korkmadıklarını sanırlar.. Kirada oturmayıp kendi evinde yaşayanlar, dertleri tasaları olmayanlar, mal mülk sahibi olanlar, sıhhatleri iyi olanlar da ölümden pek korkarlar. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 147 Malesef bu sıralama uzar gider. "Bedevîler «inandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama «İslâm olduk.» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi.." (Hucurat/14) Velhasıl başınıza gelen musibetler ve sıkıntılar sizi dünya hayatından soğutur. Her şeyi dengede tutmak zorundayız. Kuran okumayı engelleyen, ahiret için çalışma yapmaya fırsat vermeyen, Allah'a ulaşmayı engelleyen tüm her şey puttur.. Ayrıca ölüm azabı konulu yazımızı okuyanlar anlayacaktır ki kişi bu putlardan kurtulmadan 4. boyuta geçemeyecektir. Geldiğimiz gibi gitmek vardır ve maalesef büyük bir çoğunluğun henüz iman kalbine yerleşmedi. Putsuz bir hayat yaşamanız dileği ile.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 148 Başkaları Siz Olabilir Eğer hiç kimse isen herkes olabilirsin anlamına geliyor. Zira kendini beden kabul etmediğinde şeklini göremediğimiz bir bilinç ortaya çıkıyor. Bu bilinç ise bilgiye muhtaç bir varlık ve bilgi ise kesin olarak Alim olan Allah’a ait. Her türlü duygularımızın kaynağı O'dur. Merhametten sevgiye kadar... Hatta gıdaların tatlarına varıncaya kadar Rezzak oluşu ile O'na aittir. Bütün bu yazdıklarımı bilim farklı bir dil ile ifade etmektedir. "Unutma" kavramı ise bilginin frenidir. Eğer unutma olmasaydı yemek gibi müthiş birşey değersiz olurdu. İlk karşılaştığımız proplemin getiriside bizi gerçekten insanlıktan çıkartırdı. Bu durumda "Unutmak" çok özel bir nimet ve hayatla ilgili önemli sırlar içeriyor. Unutmak insanlığa öylesine bir tecelli ediyor ki.. Bu yüzden mütevazilik ve şükür tavsiye edilmiştir. Birilerinin zalimliğini, birilerinin sıkıntılı ve kötü durumlarını gördüğünüzde yahut cehaletini sezdiğimizde; -Rabbim bana o hali yaşatmadığın, beni öyle kılmadığın için sana şükürler olsun! duası edilmeli ve asla böbürlenmemek, kibirlenmemek, bir çeşit havalara girmemek gerekir. Zira Allah'ı ve Adil oluşunu maalesef insancıklar henüz tanımıyor. Eser boyunca muhteşem yapının nasıl işlediği hakkındaki tefekkürlerimiz sizleri gerçekten sarsmıyorsa ne diyebilirim ki? 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 149 Beni anlamayanlar için şöyle anlatayım; Televizyonlarda, gazetelerde yahut çevrenizde şahit olduğunuz ve iğrenç bulduğunuz havadisler var ya! Hani hırsızlık, tecavüz, katillik gibi en alçak olaylar.. Hatta bir çeşit insan durumları; sümüklü bir burun, orantısız bir yüz, size göre kalitesiz bir meslek, tam bir çapulcu olarak düşünüp,canları cehenneme dediğiniz ve hakareti haketmiş olarak gördüğünüz kişiler.. Allah adına bu cürümleri işleyenlerek, küfrederek ceza verdiğiniz kişiler var ya, İşte o kişi veya kişiler siz olabilirsiniz diyorum.. Düz okuyun, gerçekten siz olabilirsiniz. Çünkü Allah kişiyi Hakim koltuğuna oturtup, kişiye yaşadıklarını unutturarak, kişiyi kendisine yargılatıp, kendi kararıyla kişiyi adına cehennem dediğimiz ortamlara gönderebilir. Kişi hatırladığında söyleyecek tek söz bulamaz! İşte muhteşem bir hikmet! Bugün hakaret edip cehenneme layık gördüğüz grupların bireyleri unuttuğunuz siz olabilirsiniz. Cahil yobaz gördüğünüz kişi de siz olabilirsiniz. Kemalist yahut şeriatçı ve daha nice şuan izlediğiniz kişiler siz olabilirsiniz. Hatta Filistin’i bombalayan İsrail başbakanı veya bir haber sitesinde, hakkında iğrenç bir suç işlediği yazılan kişi.. Birkaç satır yorumla kendi gideceğiniz yeri hazırlamış olabilirsiniz. Bütün bunlardan Allah'a sığınırım. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 150 Bu sebeple doğru yolda olmadığını düşündüğünüz kişiler için hidayet ve yardım istemek akıllıca bir harekettir. Özellikle bizi hiç ilgilendirmeyen, konuşmamız etki yapmayacak konularda mutlaka hayırlı tarafından bakıp insanların iyiliğini istemeliyiz. Çünkü "O" kişi siz olabilirsiniz!.. Şeytan Haris adında bir melek iken bu anlattıklarımı aynen yaşamıştır Konu kısaca şöyle: Şeytan Haris adında bir melek iken cennetin duvarında bir isim görür ve o ismin yaptığı isyanları, günahları okur! Şaşkınlık içinde o kişiye öylesine lanet eder ki.. Onu düşünce dünyasında ebedi cehenneme mahkum eder ve bir zaman gelir o duvarda gördüğü ismin kendine ait olduğunu farkeder! Hiç birimiz Allah'ı hakkı ile tanımıyor bilmiyoruz!.. O yüzden merhamet edin, anlayış gösterin, hoş görün, şükredin diye hem kendi nefsime hem sizlere tavsiyeler yazmaktayım. Hele kuantum yapısı ile düşünce ve fikirlerinizden oluşan bir siz, sizi beklerken çok dikkat etmelisiniz. "Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir." (Haşr/9) ''Ey insanlar! Siz içinizdeki şeyleri açığa vursanız 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 151 da, gizleseniz de, Allah sizi onlardan dolayı hesaba çeker. (Düşüncelerinizden mesulsünüz.)'' (Bakara/284) Düşüncelerinizi temizlemek adına ve tefekkür dünyanızı genişletmek için eserin bu bölümüne bazı notlar düşmek istiyorum. Konuya geri döneceğiz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 152 Bütün Hastalığın Sorumlusu Kibirdir İnsana ait duyguları terk etmek gerçekten zordur. İçlerinden biri var ki kalınlaştıkça ince görünür. Kendini gizler ve diğer bütün duyguları o yönetir. En çok birilerini bağışlayacak ve hak etmeyen birilerine hakkınızı helal edecek olduğunuzda kendini belli eder. Bu duygu müthiş ihtişamı ile KİBİR diye ifade edilmiştir. Bu yüzden aşağıdaki duayı ara sıra edelim: ''Ey tevazunun yaratıcısı Hafız olan Rahman ve Rahim Rabbim, beni ve sevdiklerimi kibirden koru ve varsa kibirden arındır.'' 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 153 Kuran Müslümanlığı "Elif Lâm Râ. Bu Kur’an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır.” (Hud/1,2) Demek ki Kuran dışı açıklama yapan kaynaklara uymak Allah’tan başkasına kulluk etmek manasına gelebilir!.. Ayet üzerinde lütfen tefekkür ediniz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 154 İyi Geçinmenin Püf Noktası Aslında hiç kimse geçinemez; problemleri, takıntıları mevcuttur. herkesin sıkıntıları, Bu yüzden kimseye imrenmeyin. Bütün bunların aşmanın yolu affetmek ve anlayış göstermektir. İyi geçinmenin püf noktası bağışlamaktır. Evli çiftlere duyurulur. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 155 Tuzaklar Bir yerlerde birikmiş paranız yoksa, arabanız, eviniz de yoksa buna rağmen bankalara, şuraya, buraya borçlu iseniz.. Bu borçlar uğramasın. yüzünden İslami duruşunuz sekteye Zira rızkı veren Allah'tır. Allah'ın verdiği kurmuşlardır. rızkı sizden çalmak için tuzak Bu tuzağın amacı da arka planda sizi bunalıma sokup, tefekkürünüzü engelleyip Allah'ı anma işini elinizden almaktır. Daha da ötesinde yalan ve dolanla sizi de kendileri gibi yapmak ve değerli zamanı boş şeyler peşinde harcatmak, böylece daha acımasız olmaya davet etmektir. Ve bu plan çok zaman hedefine ulaşır. Sakın bu tuzaklara kapılmayın. “Şeytan sizi fakir olacaksınız diye korkutur, sizi cimriliğe ve çirkin şeylere teşvik eder. Allah ise kendi katından bir af ve lütuf vaat buyurur. Allah'ın ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilir.” (Bakara/268) Dua etmenize engel olmasın. Dini yaşamınızı, vesveseye düşmeden duru bir hal ile devam ettirin. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 156 Kartal mı, İnek mi ? Beğenmediğiniz ve hor gördüğünüz İnek bütün varlığı ile insanoğluna hizmet ederken, imrendiğiniz Kartal oldukça hain, kendisi için yaşayıp,, insanlığa hiç bir katkı sağlamayan bencil, egoist bir hayvandır.. Sorsanız ki Kartal mı olmak istersin, İnek mi ? Yüzde 99'un kartal olmak isterim dediği bir dünyada yaşadığınızı bilin!.. Eğer geri kalan yüzde birdenseniz ve bunu yürekten, ihlasla onaylıyorsanız; tüm yaşamınızla çevrenizdekilere bir inek gibi her şekilde katkı sağlıyorsanız gerçekten cennetliksiniz! Gerçekten müthiş bir insansınız! Hayırlı olsun.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 157 Bakterilerle İletişim "Allah dileseydi mutlaka hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir ve herhalde hepiniz, bütün yaptıklarınızdan sorumlu olacaksınız." (Nahl/93) Esasında Rahmanın yardımı olmasa hiç kimse doğru yolu bulamazdı. Yani yığınlar sapkınlık içerisinde yaşam sürmeye devam edip yaptıkları ile yüzleşecek ve lağım çukuruna (Cehenneme) gidecekti. Herkese yaptığı vardır. Lakin Rahman insanlığın işaret ettiği mekana ve zamana tabi tanrı kavramından münezzehtir. Vücudumuzdaki şuurlu bakterilerle iletişim kurmaya çalışsak bizi ne kadar anlarlar? Onlara bedenden çıkış yolları göstersek, bedenin kurallarını vurgulasak; ter ile çıkma yolu, göz yaşı ile çıkma yolu, dışkı ve sidik kanalı ile çıkma yolu! Ve çıktıktan sonraki varış yerleri.. Terle çıkanı göğe yükselme ve bulutlarla gezme ve yağmur olma gibi fırsatlar beklerken bağırsılık yolundan gideni ise lağım çukurları beklemektedir.. Sistemin sahibi bizim anlayacağımız dil ile bunu anlatmaktadır ve bu kesinlikle "aşama aşama" olacaktır.. Ayrıca ilk aşamayı görüp bütün sistemi ilk aşmaya göre değerlendirmek doğru değildir. Lağıma ulaşana oraya nasıl vardığını soracaklar, yahut bulutlara ulaşana yine soracaklar.. Tüm bu sorma olayını hesaba çekme gibi algılamak kişiye göre değişir.. Rahman'a ve sisteme bakışımızdaki cehalet perdesi olduğu sürece devamlı olarak bir şeyleri suçlayacağız. Esasında anlayışımızı genişletmeli ve cahilliğimizi gidermeliyiz.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 158 Taklitten Kurtulmak Kuran'ı Kerim okumayanların hiç sancıları yoktur. Zira başkaları onların yerine okumuştur. Bu gruplara göre dosdoğru olmak demek düz bir çizgi çekip bu çizgiyle aynı hizaya gelen ayetleri alıp, zıttı yönde bir çok izahı bulunan ve sahih olmayan hadislerle destekleyerek inanç kurgulamaktır. Çektikleri çizginin çok dışında yer alan ayetleri ve işaret edilen manaları hiç görmezler bile.. Şeyhleri, hocaları, liderleri, takip ettikleri onların yerine düşünmüştür. İçleri rahat bir şekilde yaşamlarını sürdürür ve bu insanların yılmaz birer savunucusu olurlar. Oysa yaklaşmakta olan fırtınada saman çöpü gibi olacaklardır. Kişi bütün gerçekliği ile, bütün yönleri ile zamanı varken Kuran ile yüzleşmek zorundadır. Bu yüzleşmeyi yapmayanlar taklitçi olup olmadıklarını asla bilemezler. Bu dünyada bu yüzleşmeyi yapmayanlar ölümle beraber geçtikleri yerde asla yapamayacaklardır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 159 Hakikatlerin Kapanışı İşte sevgili dostum anlatmaya çalıştığım manalar yüz binlerce insanın arayıp da ulaşamadığı ve Allah’ın vermediği muazzam bir nimettir ve anlatmaya çalıştığım öyle bir sorunun cevabıdır ki ancak o soru yanlarında olanlar tarafından anlaşılan kıymetli bir hazinedir. Sevgililer sevgilisi Allah Resulü ve onun yolundan gidenler zamanı doğru değerlendirmek için bir çok yöntem ortaya koymuşlar ve bunları tatbik etmişlerdir. Bütün yöntemlerin yegane ve biricik amacı Allah’ın anılmasına, hatırlanmasına yöneliktir. Bu işlem hakikat olan ruhunuzun yapı taşıdır. Çünkü ruhunuz; fikirleriniz, düşünceleriniz, niyetleriniz, inançlarınız doğrultusunda şekillenmektedir. Allah’ın muhteşem ilmi ile kul bunu kendi yapmaktadır. Allah’ın övülmeye, zikire, tapılmaya hiçbir şekilde ihtiyacı söz konusu bile değildir. Bütün ihtiyacı olan zavallılar biz insanlarız. Her boyutta farklı anılan Allah inancının yegane davası da kişinin çıtasını yükseltmektir. Allah’ı ne kadar tanırsa gittiğinde O’nu öyle bulacaktır. Her yerde hazır, nazır ve şehit olan Allah’tan kabı kadar alanlar kaplarına bakarak, Allah’ı bu ölçüde değerlendirerek hayatlarının en büyük hatalarını yapmaktadırlar. Çünkü okyanusun kıyılarına gelip suya kabını daldırıp, bütün suyu kabındaki kadar zanneden ve bu zannın doğrultusunda gittiği alemde doldurduğunu bulan kişiler maalesef büyük bir hüsran yaşayacaklardır. Kişi şirki nedeni ile kendine göre ölçtüğünü bulacaktır. İşte dünya üzerindeki gördüğünü değerlendirme, 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 160 yaşadığını yorumla ile; fikirleri, düşünceleri ve niyetleri ile sahip oldukları din eşliğinde bu okyanusun kıyısına gelenler buradan ahiret dediğimiz/4. boyuttaki ağacına/kabına/gezegenine yer çekiminin de gücü ile sürekli olarak göndermektedir. Kim nasıl bilirse, ne gönderirse öyle bulacak ve bulduğu ile yüzleşecektir. Bunun bedelini maalesef kendi ödeyecektir. Bütün rızkı kendi kazandığı düşüncesi ile şirke giren biri kuantum ruhuna bu inançla bir sistem yerleştirir ve bununla yüzleşir. Netice çok bellidir. İstisnalar olur mu bilemeyiz. Ancak Allah iyilik yapanların gayretlerinin boşa gitmeyeceğini vurgulamıştır. Kuran’ın çevresinde müthiş bir kalkan bulunmaktadır. Öyle ki kalın olan hiçbir şey O’ndaki manaya dokunamaz. Bu yüzden zalimlik yapanlar O’nu anlamayı ummasınlar. Çünkü o zırhı geçmek için merhametin yörüngesine girip yıkanmak, temizlenmek gereklidir. “Kitaba temiz olmayanlar dokunamaz” derken kesin bir bilgi mevcuttur. Ayet; dokunmasın, dokunmayın demiyor, dokunamaz diyor. Yani bir emir yok .Bir kesin ifade var. Dünya'da isim verdiğiniz her kelimenin bir yıldızı vardır. Her duygunun bir gezegeni ve yörüngesi vardır. Şehvet, şöhret, aşk, makam, ihtiras, haset, kibir gibi her yapının sizin anlayacağınız dil ile bir gezegeni vardır. Güneş gibi, Venüs gibi.. İnsanın 4. boyutta ışınsal/kuantum manalar gibi geçiş 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 161 yapan fikirlerinden, düşüncelerinden, niyet ve inançlarından oluşan yapısı bu dünya üzerinden bir çeşit gezegen ve yıldız gibi görünür. İşte yıldızın/ruhun Kuran’ı rehber etmediğinde mutlaka bunlardan birinin yörüngesine girer. Arşı-Ala'ya istiva eden Rahman’a yakınlık elde etmek gibi muhteşem bir şeyi erteleyerek ağır bedellerini öderiz. İyilik yapmak, infak etmek gibi erdemlerin arka planında ruhunuz için doğru yörüngede olma çabası söz konusudur. Sizin için küçük görünen şeyler hakikatte çok büyük ciddi bir tehlike arz etmektedir ve bu tehlike ruhunuzu önce yörüngesine, sonra içine alarak yutar. Cehennem diye tarif ettiğimiz dehşet bir durum ortaya çıkar. Bütün bunlar bizim katımızda bu isimlerle anılırken her boyutta görünüşü farklıdır. Zengin içerikli bir çok örnek vermekteyim. Siz beden değilsiniz, anlamanız gerek. Yıldız da değilsiniz. 3. boyuttaki gözler için bu şekilde algılanmaktasınız. Başka bir açı sunayım; ruhunuz sonsuz uzayda bir yörüngede 5 tane uydunuzla yer almaktadır. Bu uydular beş duyu organınız olarak size lanse edilmektedir. Bu uydularınız vasıtası ile arşa istiva eden, Rahman'dan yapılan yayınları yorumlamaktasınız ve bu 5 duyunuzla aldığınız tüm yayınların sahibi, maliki Allah’tır. Bu bilgi her boyutta farklı anlatılır fakat hepsi eksiktir, sorunludur. Bu yüzden Kuran Subhan Allah çizgisine davet etmektedir. Ruhunuz her an Allah tarafından ve hikmeti ancak 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 162 Allah’ın bildiği sebeple, yaratılan başka şeylerin yörüngesine kapılabilir. Her şey bir şekilde hem kendi ekseninde, hem başka bir şeyin yörüngesindedir ve bu sürekli olarak genişleyerek Arş’ı Ala’ya kadar uzanır. Bu izah 3 boyutlu algı ile tercüme edilişidir. Tam hakikati anlatmak mümkün değildir ve sadece örnek olarak kalmalıdır. Zira bu noktadan sonra kurcalamak şeytanın ekmeğine yağ sürmek olur. Çok değerli olan zamanını çaldırırsın. Dünya üzerinde gördüğün bütün canlıların 4. boyutta varlıkları vardır ve her kişi buradan gönderdiğini bulacaktır. Bu buluş kişiye göre değişmektedir. Hiç uyanmayan biri çöl gibi bir yerde yaşam sürdüğü zannına devam edecektir. İçinde bulunduğu, suyun olmadığı dehşet kurak ve çöllerden oluşan dünyayı; kendi inanış ve fikirleri, düşünceleri, niyetleri ile Allah’ın muhteşem yaratma bilgisi sayesinde oluşturduğunu asla bilemeyecektir. Bu oluşumdan sorumlu olacağını ve bunun hesabını mutlaka Aziz Allah’a vereceğini de tefekkür ediniz. Öte yandan Halife olan kişi ise 4. boyut bilgisine hakim bir şekilde 3. boyutta yaşam sürebilecektir. Şehit olacaktır. Kuantum bir yapı ile her an her yerde, hazır ve nazır olabilecektir. Bu dünyada gördüğü tüm yüzleri bir ressam gibi çizebilecek ve Allah’ın hay ismi ile tezahür gerçekleştirecektir. Her yerde Rahman’ı gören için izlediği sinema yapımları bile müthiş bir bereket olacakken, diğerleri içinse zombilerle dolu, iğrenç bir dünya olarak yer edinecektir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 163 Özellikle fuhuş ve göz zinası ile dönüştürülen zaman ruhumuzu şehvetin yörüngesinde bırakacaktır. Öte yandan her yerde Rahman’ı idrak eden için ise durum Şeytan’ını Müslüman etmiş olarak yorumlanır. Ancak hayat inişli çıkışlıdır. Bir hafta şeytanı Müslüman olan kişinin başka hafta şeytanlığı devam edebilir. Bu yüzden kutsama tehlikelidir. Filimlerde bile bir çeşit zenginlik elde etmek böylelikle mümkündür. İşte mümin için ahir zamanda olmanın, başarılı olursa, bereketi buna benzer şeylerdir. Ayrıca ahir zaman olarak ifade edilebilen bugünki kadar çok zaman düşmanı/hırsızı/azılı şeytanı dünya görmemiştir. Doğru kullanılmayan; İnternet/TV/Radyo/Gazete/Diziler/ Müthiş bir zaman katilidir ve Deccal’ın/Şeytan’ın insanların çok değerli zamanlarını çalarak yerine ıstırap yüklü çirkin zamanlar koymak için kullandığı araçlardır. Beden üzerine hesap yapanlar şeylerden hiçbir şey anlamazlar. anlattığım Ve bütün bu anlatmaya çalıştıklarım sizin yani 3. boyutu algılayanların kolayca anlayacağı türden kolaylaştırılmış ve bu boyutun anlayışına indirgenmiş kelimelerden ibarettir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 164 İşte bu kavram kargaşası Allah’ı anmaya davet eden Kuran’ı iyi niyet adına bugün bu hale getirmiştir. Youtube gibi siteler ve televizyonlar üzerinde muhterem hoca efendiler her türlü fetva verirken, zıttı yönünde başka bir muhterem hocanın da fetva verdiğini görmek mümkündür. Ben hangi fetvayı verirsem vereyim mutlaka bir mezhebin safında kendimi bulurken, farkında olmadan da karşı tarafa cephe almış olacağım. Karmaşa had safhaya gelmiş durumda. Ancak bu eseri okuyanlar için artık karmaşa ve kaos sona ermiştir. Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği şekilde İbadetlerin amacının Allah’ı anmak olduğunu bir çok delille ortaya koymaktayız.. Yani şöyle bir soru kurgulayın: -Hocam çiçekli baş örtüsü takmak uygun mu? Eğer başörtüsü onu görenlere Allah’ı hatırlatıyorsa bu müthiş olumlu bir şeydir. Ancak şehvete ve benzer duygulara neden oluyorsa ciddi sıkıntı vardır. Zira zaman dediğimiz an ruhumuzda, canımızda istemediğimiz bir manaya sebebiyet verecektir. Bulaşık suyu ile pınar suyu bir midir? Mümin kadın, çevresindekilerin zamanı kirli bir şekilde dönüştürmelerine engel olarak Allah’ın rahmetini üzerine çekecektir ve etrafındakilere bu duruşu ile Rahman’ı hatırlatacak böylece cemaat ile kılınan namazlardaki gibi hatırlattığı anların sahibi olacaktır. “İyiliğe sebep olan yapmış gibidir.” Bütün mesele Allah’ın hatırlanması üzerinedir. Böylece Allah da hatırlayanı hatırlar. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 165 İşte bu cevap İslami konulardaki her şeyi kapsamaktadır. Bunun dışındaki kavga, iftira, dedikodu gibi şeyler sizin biricik hazineniz zamanı olumsuz değerlendirmenize ve böylelikle kaybetmenize yönelik şeytan tarafından tezgahlanmış oyunlardır. Özde her şey bu kadar basittir ama maalesef öyle bir hale gelmiş ki, kavgalar sebebi ile insanlar Allah’ı anmaz olmuşlar. Allah’ı isimleri ile gücümüz yettiğince etrafımıza duyurup, O’nu herkese tanıtma gayretinde olmalıyız ki elde edilen güzel zamanlar katlanarak hanemize yazılsın. İnsanların çoğunluğu bulunduğu boyut şekli ile Subhan Allah kavramına iman etmediği için Kuran’a bir çizgi çeker ve bu çizginin dışında kalan ayetlere, manalara kör kalır. Bu çizgiyi bir takım uydurma hadislerle destekleyip çizginin dışından gayrısını görmez ve iş küfre kadar uzanabilir. Kitap boyunca izah ettiğim sırlar bu kişileri Subhan Allah çizgisine çekmediğinde şeyhlerinin, üstatlarının yıldızını aramaya başlarlar. Yıldızın parlaklığına hayranlık duyarak ,arkasındaki mutlak hakikati ve mutlak nuru görmeyerek kendilerini mahvederler ve ben bu uyarıyı yaptım diye onlarca cahil vb. ithamlarla karşılaşırım. Velhâsıl bu kişiler hakikati anlamak istemezler. Dikkat edin sabah yakını bir insanı uyandırmaya çalıştırdığınızda sizi gerçekten sevmez. Çünkü uyku tatlıdır. Bu tadı ellerinden aldığınızı düşünürler ve uyanana kadar sizden nefret ederler. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 166 "..Bu insanlara ne oluyor ki hakikati anlamaya yanaşmıyorlar!?" (Nisa/78) Uyanmaları lazımdır. Çünkü adına cehennem dediğimiz bir ateş yaklaşmaktadır. Konu hakkında izahlarımız devam edecek ancak bazı notlarımız üzerinde tefekkür etmeniz size fayda sağlayacaktır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 167 Gerçek Seni Uyandırır ''Kim seni bütünüyle, koşulsuzca kabul ederse değişmeye başlarsın. Onun kabulü sana böyle bir cesaret verir. Olduğun gibi kabul edilmen seni bütünleştirir, seni kendine güvenli kılar, seni kendin gibi hissettirir. O zaman beklentileri yerine getirmene gerek yoktur, sen olabilirsin. Bu yüzden sevgi bu kadar besleyicidir.'' (Osho) Bunu yapabilmek için elinde olan bir yol söyleyeceğim. Hayatında var olan her şeyi sadece 21 gün koşulsuz kabul et. Zorla da olsa gülmeye çalış. 21 gün içerisinde hiç kimseye sıkıntını ve üzüntünü bildirme. Kusursuz bir ahlakı yaşa. Hiç bir şeye kızma. Kabul etmenin getirisini yaşa. Başarabilirsen cesaretin zirve yapar. Başarabilirsen bütünleşirsin. Artık gerçek sen olmaya başlarsın. Seni ancak sen; koşulsuzca, kaşına, gözüne, kilona, boyuna, huyuna aldırış etmeden şükrünü yaşayabilirsen kabul etmiş olursun.. 21 gün karşılaştığın her şeyi yaratana ve yaratmaya devam edene teşekkür et.. Böylece gerçek seni O'ndan aldığına şahit olursun.. Bu alış senenin geri kalan günlerine huzur güneşi olarak doğar.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 168 Allah İsteyen için Ne Kadar Yakındır? ''Allah kullarına şah damarından daha yakındır.'' (Kaf/16) ''Allah ile aralarına aracılar koyan ve Allah’ı uzak ilah ilan edenler yalancı kafirlerdir.'' (Zümer/3) ''Allah her dua edene icabet eder tüm kullarına eşit yakınlıktadır.'' (Bakara/186) ''Allah ile kulları arasında protokol oluşturup, çeşitli isimler altında yaklaştırıcılar varsaymak tam bir küfürdür.'' (Maide/73) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 169 Bir Tesbit “Hala anlayamadınız değil mi? Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız.“ A.E 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 170 Sizden Sizedir Anlaşılabilen üst boyuttan bakabildiğimizde şu ilginç gerçeği görebiliyoruz. Bu satırlarda dahil paylaşım yaptığınız ve başkalarının görmesini istediğiniz, başkalarında tespit ettiğinizi zannettiğiniz, eksiklikler ve noksanlık olarak gördükleriniz kesin olarak sizinle ilgilidir. Yani derinlerde bir türlü sesini duyamadığınız gerçek sizin size duyurmak istediği şeylerdir. Yani sizden size gelmektedir.. "Herkes kendindekini görür." ifadesinin işaret ettiği muhteva çok daha geniştir. Bunu bilimsel olarak da ispat etmek mümkündür. Şimdi bu bilgiden sonra neleri gözden kaçırmışsınız anlamak için sizden gayrısının duyması için paylaştığınız şeyleri görünen yanı ve zıttı ile sakince objektif olarak değerlendirmeye çalışın. Bu kitabı sizin kadar ben de yeniden ve yeniden, gözden neler kaçmış diyerek, anlamaya gayret ederek okumaya devam edeceğim. Sadi'nin şu tespiti kayda değerdir: ''Düşünceli insanlar dünyadan götürecekleri her şeyi yanlarına alırlar, alçak adamlarsa mallarını hasretle arkalarında bırakırlar.'' Anlatılana göre Hz. Hüseyin (r.a) bir gün aile fertlerine şu soruyu sormuştur: "Rabbim sizlerden razı olsun, ancak siz ondan razı mısınız?" Allah'tan nasıl razı olunur? Gerçek anlamda kimler Rabbinden ve verdiklerinden, yaşattıklarından razı? 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 171 Doğunca Ne Olacaksın? "Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş olan insanlardır. Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, Onlar oluşurlar" Yani bu başıma kesmelisin artık! gelenlerden yoruldum demeyi Çünkü sen muhteşem olacaksın! Cenap Şahabettin'e göre fikir değiştirebilenler fikirlerin sahibi iken, değiştirmeyenler kölesidir. Bu açıdan fikirlerinizin kölesi olmayın. Yeniliklere açık olun. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 172 Dünya'nın Zıttı (?) "..Haksızlık edenler (Zalimler), hangi dönüşe (DÜNYADAKİ HALLERİN ZITTINA) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara/227) Her şey zıttı ile bilinir. Esasında bu dünya üzerinde yaşayan hiç kimse henüz Dünya'nın zıttını görmedi! Sevimli hayvanlar yerine azgın zorlu dehşet saçan varlıklar! Tertemiz billur sular yerine irin ve salya sümükten oluşan iğrenç sular! Masmavi serin sular taşıyan beyaz bulutlu gök yerine simsiyah asit taşıyan bulutları olan gökler! Yüzlerce çeşit leziz meyveler yerine adına zakkum dedikleri tiksindirici tadı ile hayal bile edemeyeceğiz iğrençlikte yiyecek! Simasında simetri olup, eli yüzü düzgün insanlar yerine dili karnına kadar uzamış, dişi damağını yarmış, derisi kavlamış çirkin insanlar.. Adem ile Havva'nın Cennetten atılmış olmasının suçunu ben çekiyorum diyen insan yerine Cennetten kovulduğunu ve Ona anlatılan, cennetten çıkarılan Adem hikayesinin baş kahramanının kendisi olduğunu öğrenmiş insan! Bu liste uzayıp gidecek. Hala sende bir anlam bulmuyorsa bu satırlar ve umursamıyorsan; zalimliğe, haksızlık etmeye, kibirli yaşamaya, aç gözlülüğe ve parayı putlaştırmaya devam edebilirsin. Oturduğun yörünge nedeni ile bir süre sonra bedelini ödeyeceksin. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 173 Fırsata Dönüştürdüğümüz Din Anlayışı Ah be dostum! Artık fark et! Yığınla milyonlar çaresizliklerini fırsata dönüştürmüş kendi dünyalarında kibirle hayat sürmekteler! -İmtihan! Neyin imtihanı be güzel kardeşim! Ben o dediğine çaresizlik diyorum! Sen tek tuşa basarak kimsenin haberi olmadan çok ihtiyacın varken ve bir çok kişiden bu eksiklikten dolayı hakarete uğrarken, 1 milyar doları çalma imkanın varken, çalmadığında imtihan diyebilirsin.. Çok dindar olduğunu söyleyen zevat bile Çeçenistan’a yahut Filistin’e yardım etmek mazereti ile kendini kandırıp mutlaka çalardı. Yahut ihtiyacı oldukça çalardı. Yasalar, kanunlar, çaresizlik insanları kitlemiş durumda! Paraları yok, fırsatları yok! Gücü yetmiyor! Gücü yetse kim bilir neler yapardı! Bu çaresizliği fırsata dönüştürüp, imtihan ve Allah için yaptığını düşünen; bu duruşla da Müslümanlığı yerine getirdiği zannıyla yaşayan; bir cennet hayali ile Allah’ı tanımaktan ve gerçek dinden mahrum kalan milyonlar, şeytanların rehberliğinde çok hazin bir yere doğru yolculuk yapmakta! Lütfen Rabbim bizi ihlaslı kıl! Kendini kandıranlardan eyleme! Cahillikten muhafaza et! Ve Fatiha’da müjdelediğin iyilerin yanında et! 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 174 Biliyor musunuz? Bir tefekkür Aşağıdaki vurguladığım manalar 3. boyut, yani insan algısı ile betimlenmiştir. Biliyor musunuz? Güneş dünyadan bihaberdir. Yani tüm dünyaya içindekilerle birlikte hayat vermeye aracı olduğundan zerrece haberi yoktur.. Kuşlardan insanlara böceklerden bitkilere kadar tüm yaşam Güneş'e bağlı iken bundan Güneşin haberinin olmaması ne ilginçtir ve biz bunları biliyorken Güneşin bizi bilmeyip kendini değerlendirmeye başladığında şöyle düşündüğünü duyar gibiyim: -Neye yarıyorum ki? Boş yere yaratılmışım! Benden evrende tirilyonlarca var! Bir işe yaramıyorum! Ölsem kimsenin haberi olmaz! Hiç kıymetim yok! Değersizim!.. İşte değerli dostum And olsun sen de Güneş gibisin! Var olman o kadar gerekli ki nelere nasıl hayat verdiğinden şu anda haberin yok! Bazı varlıklar için çok değerlisin! Çok özelsin! Hayatın kıymetli! Moralini bozma, neşeni yitirme! İsyan etme! Namazı, abdestlerini ve nafile orucu ihmal etme! İyilik yapmayı ve sabrı elden bırakma!.. Zamanı gelince bu gerçekleri deneyimleyecek ve göz yaşı içinde Rabbine Hamdi senalarda bulunacaksın! Sadece sabırlı ol! Zamanı doğru değerlendir.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 175 Ah Merhamet! Herkes kendindekini okur. Bu satırlar dahil olmak üzere varlıktaki bütün ilim, bütün yazılar, satırlar; denizlerin mürekkep ve ağaçların kalem olup yaza yaza bitiremeyeceği Azim, Aziz ve Alim olan Allah'ındır. Okuduğunuz kitaptan, duyduğunuz müziğe kadar her şeyin sahibi "O"dur. Mutlaka gördüğünüz başarıların ve sevdiğiniz şeylerin hakikatinde sahibinin kim olduğunu bilerek doğru bir şekilde hayranlık duyunuz. Eğer hayatı okumanızda ve duyduğunuz hayranlıkta Rahman, Latif, Habir ve Metin olan Allah yoksa içinizdeki cehennemi okuyorsunuz demektir. Kitap boyunca size hep bunun nasıl olduğunu anlattığımı hatırlayın. Bu durumda şu an okuduğunuz satırların verdiği mesaja kalbiniz kapalıdır. Büyük ihtimalle hiç bir şey anlamamış veya tam anlayacakken birileri engel olmuş olacaktır. Akıbetiniz bir türlü dilimize alamadığımız, köre körsün demediğimiz, topala topalsın demediğimiz gibi bir durumdur. Bu halde olanlara da açıktan körsün diyemem! Çünkü geri tepmesi muhaldir. Kesin bir gerçek var ki zalimler asla iflah olmayacaktır.. Tüm varlığımızla Rahman’ı tanıyıp, O’nu tanıtıp, merhamete yönelmeli ve çevremizi merhamete davet etmeliyiz.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 176 Kötü ve İyi Bilmelisin ki dünyada değişmez kurallar vardır. Bir kural vardır ki oldukça ilginçtir.. Kısaca izah edersem; bir kişi ne kadar iyi insan ise, etrafında o kadar kötü kişi veya kişiler vardır. İnsanlığın Babası Hz.Adem (a.s.)'in yanında kurnazlığı ve hainliği ile ünlü İblis dururken, Hz.İbrahim(a.s.)’in yanında kalbi mühürlü putperest babası ve Nemrut yer almıştı. Musa (a.s)'nın yanında da dillere destan zulmü ile Firavun bulunmuştu. Bu sıralama uzayıp gideceği için son olarak insanlığın efendisinin yanında ise maalesef akrabası, baba yarısı diye ifade ettiğimiz amcaları olmuştu. Tabloyu iyi inceleyin. O çok sevdiğiniz ve yaşayan olarak alemde en üstün, EN İYİ İNSAN zannettiğiniz kişilerin uzaklarına değil hemen yanlarında bakın. (Hayali oluşturdukları saçma sapan evhamlarından ortaya çıkan klasik ve yapmacık kötülerden bahsetmiyorum...) Ebu Leheb gibi, Firavun gibi zalim kötüler yanlarında var mı? Eğer şeyhiniz, hocanız, efendiniz, üstadınız, öğretmeniniz size göre dünyanın en iyi insanı ise mutlaka yanında dünyanın en kötü insanı olmak zorundadır. Eğer bu yoksa, O kişinin dünyanın en iyi insanı olduğu PALAVRADIR. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 177 Kur'an Çok Açık ve Nettir Esasında adına Dünya dediğimiz bu alem için anlama metodu okunduğu gibi olmasıdır. Bazı dostlarımız ısrarla okunduğu gibi olduğunu kabul etmez ve parantez içindeki kavramlara koşar. Bu şuna benzer: ''2+2=?'' ile karşılaşan matematik dahisi cevabın 4 olacağını asla kabul etmez. Daha doğrusu edemez. Çünkü herkes onun 4 olacağını bilir. O herkes değildir! Bu düşüncedeki dostumuza kibir öyle gizli yaklaşır ki kendini tevazu gibi sunar. Başlar ayeti yorumlamaya. Bunu akıl adına yaptığı izleniminin yanı sıra Allah adına da yapar. 2+2'nin sonucu ile baştaki ikiyi çarpar, 8 Sayısına ulaşır. Bu sefer 8'i ondaki 2 ile çarpar 16 rakamını bulur. Bu sefer 16 rakamı ile bir de baştaki 2 ile çarpar. Ulaştığı 32 'yi ilk sonucunda i 8 ile çarpar... Bu işlem uzar gider. Bütün bu işlemi yapan ve buna tanıklık eden kişiler öylesine hayran kalırlar ki! Mucizedir bu! Demekten kendilerini alamazlar. Bütün bu hesaplamalar yapılırken çok açık ve net olan 2+2 toplamının sonucu olan 4 gözden kaçar. Kuran’ın verdiği mesaja maalesef ısrarla kulak tıkanmaktadır ve şeytan kaynaklı olan bu hal maalesef bir çoklarını sağır ve kör etmektedir. Oysa dünya hayatı yani zaman manevi açıdan gerçek bir nimettir. Kuranı (İhlas Süresi'ni ve Ayetel Kürsi'yi) hergün bolca okuyor/manaları yönünde düşünüyor olduğumuz sürece bunu değerlendiriyoruz demektir. Rahman bizleri de hakikati görenlerden eylesin! 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 178 Allah’ın Rahmetinin İşaretleri Namaz kılmak, oruç tutmak, iyilik yapmak, MERHAMET etmek gibi amellerin karşılığı olarak cenneti almış olmayız. Zira bu alemde yaptığımız hiç bir şey bize cenneti alamaz. İlla ki Allah'ın rahmeti gereklidir. Üzerimizde bulunan oruç, namaz, iyilik yapmak, zikir ve Merhamet gibi unsurlar bizlere rahmet edildiğinin işaretidir. Bu kelamdan sonra üzerinde bu işaretleri taşımayanlar durumlarını acilen kontrol etmelidir. Bu tanımlamalar sizlerin anlayacağı üslup ile izah edilmiştir. Kitabımızın bir çok sayfasında bu işleyiş hakkında bir çok örnek sunduğumu hatırlayınız. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 179 Aşk’a Giriş Allah'a inanıp da "O"na şiddetli bir aşk duymayan kalbi Şeytan kandırmıştır. O kalp Allah'a inandığını zannediyordur. İnsan nasıl olur da gördüğü her şeyi Müsavvir oluşu ile şekillendireni merak etmez? Nasıl olur da yediği gıdaları Rezzak tatlandırana hayranlık ve aşk duymaz? oluşu Bütün bunları bilip de hala kalbinde taşıyanları ise gerçekten anlamıyorum... 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ ile putlar 180 Her Şeye Rağmen İyiliği, hoş görüyü, ibadeti, güler yüzü, sadakayı,zekatı ve daha nice ahiret için güzellikleri YAPMA MÜCADELESİNİ bırakıp SUBHANALLAH kavramından bihaber Allah'a ve Rahman'a vasıflar sınırı koyan, vasıflara yüklemeye çalışanlar kaybettikleri şeylerin farkına bile varmadan diğer aleme göçecekler. "Sabredip, mücadeleye devam ederek, kendinizi eğitip sıkıntılara katlanarak, kötülüğe engel olup iyilik yaparak, namazları kılarak Allah’tan medet umun, size arka çıkmasını isteyin. Bunlar, tam bir teslimiyetle Allah’a imanın, kulluk ve itaatin şuuruna erip saygılı davrananların dışındakilere ağır gelen kulluk görevleridir." (Bakara/45) Maalesef kendi elleri ile kendilerine kıyacaklar. "Bu Kuran; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir." (İbrahim/52) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 181 Esas Soru Bilmek Nedir ? Hikâyeye göre "Kızılderililer, Karayıp Adalarındaki yerli Amerikan Kızılderililer Columbus’un gemilerinin yanaştığını gördükleri zaman onları hiçbir şekilde görememiş. Çünkü daha önce gördükleri hiçbir şeye benzemiyormuş ve görememişler. Columbus’un donanması Karayiplere vardığı zaman hiçbir yerli gemileri göremedi, ufukta var olmalarına rağmen. Gemileri göremeyişlerinin nedeni beyinlerinde yelkenlilerin var olduğuna dair bir bilgi ya da deneyim bulunmamasıydı. Bu yüzden bakan, okyanusta dalgalanmalar olduğunu fark eder. Fakat hiç gemi görmez. Sonuca ne sebep oluyor diye merak etmeye başlar. Böylece her gün çıkıp bakar, bakar ve bakar ve belli bir zaman sonra gemileri görebilir. Bir kez gemileri gördüğü zaman gemilerin orada var olduğunu herkese anlatır. Çünkü herkes ona inanmıştır ve güvenmiştir, onlar da görürler." İşte sürekli zikrettiğimiz gibi İnsanlar bilmediğini göremezler. gören göz değildir! Kitap boyunca yanımızda olup da göremediğimiz şeyleri izah etmeye gayret gösterdim. Görmek bilmektir... Esas soru ise, O halde bilmek nedir? 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 182 Hikmet Aramak Zalim bir adam kendisine ait yüzlerce koyunu var zannediyordu. Öte yandan tüm köylü de o adam gibi düşünüyordu. Adam ticaret adına koyunlara özel çoban ayarlıyor, yiyeceklerini tedarik ediyor, ilaçlarını ayarlıyor ve yavru kuzuları anneleri olan koyunlarla birlikte hayata hazırlıyordu. Adamın kafasındaki hesaba göre adam ticaret yapıyor ve zenginleşiyordu.. Ahiret veya zekat gibi kavramlardan nefret eden bu gaddar adam dünyadaki en zor iş olan koyunlara bakım konusunda ömrünün çoğunu harcamıştı. Nihayet yaşı 60 olduğunda vefat etti. Tüm köylü ve çevresi o adamı yüzlerce koyunun sahibi olarak görmüş ve Allah'ın nasıl olup da böylesine bir adama nimet vermiş olduğuna şaşıyorlardı. Başka bir hesaba göre ise o adam belki de zalimliğin bedeli olarak koyunlara ve koyun köpeklerine kölelik yani çağdaş isimle hizmetçilik yapmıştı. Esasında hayvanlar o adamın sahibi idi. Bizlere ibret almak düşerse bu mecaz olarak algılamanız gereken hikayede size anlatmaya çalıştığım; karşılaştığınız olaylar hakkında peşin hüküm vermeden, ön yargısız düşünmeniz gerektiğidir.. Durduğunuz yeri kontrol etmeniz gereklidir. Sahibi olduğunuzu zannettiğiniz mallar sizin sahibiniz olabilir. Herkesin hesabı varsa Rahman'ın da istisnasız herkes ve herşey hakkında hesabı vardır. O'na güvenin!.. Zalimliğin her çeşidinden uzak durun. "Ve sabret, çünkü Allah, gerçekten de iyilik edenlerin ecrini zâyi etmez." (Hud/115) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 183 Oruç Hakkında Bir Tefekkür Rahman bilir ama anlayabildiğimiz kadarı ile oruç çok önemlidir. Bir savaştır esasında!.. Hasta olan ölmek pahasına, gazi olmak pahasına tutmaya çalışmalıdır. Ölürse de zararı yoktur! Zaten herkes ölecek! Önemli olan ne için ve ne yaparken öldüğümüzdür. Oruç için ölmek ve oruç şehidi olmak her kula nasip olmaz... Bu savaşı daha doğrusu savaş provasını burada yapmayan ölümden sonraki cennete yolculuk sırasında açlıkla geçecek binlerce yılda çaresizlik içinde pişmanlık içinde karnı iğrenç gıdalarla dolu bir halde bedelini maalesef ödeyecektir çünkü Rahman kimseye zulmetmez! Kul kendine zulmeder!.. Bütün bu izaha rağmen tutamayanlardansanız tutanlara iftar yaptırabilirsiniz!.. Burada yaptığınız her şeyin diğer alemde bir karşılığı olduğunu ve kaderinizi yazdığınızı unutmayın. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 184 Müminlerin Bazı Özellikleri Onlar - " Yolda Kalmışlara Yardım ederler . " Bakara / 177 Onlar - " İnsanların Kusurlarını Affederler . " Ali İmran / 134 Onlar - " Yalnızca Allah'a Dayanıp Güvenirler . " Mücadele / 10 Onlar - " Yeryüzünde Alçak Gönüllü Olarak Yürürler . " Furkan / 63 Onlar - " Yoksulluk Yüzünden Evlatlarını Öldürmezler . " En'am / 151 Onlar - " Hakk'ı Bile Bile Gizlemezler . " Bakara / 42 Onlar - " İnananlara ' Sen Mü'min Değilsin ' Demezler." Nisa / 94 Onlar - " Namuslarını ( Irzlarını ) Korurlar . " Mü'minun /5 Onlar - " Anne Ve Babalarına Öf Bile Demezler . " İsra / 23 Onlar - " Kötü Zandan Ve Gıybetten Kaçınırlar . " Hucurat / 12 Onlar - " Ahidlerine ( Sözlerine ) Sadıktırlar . " Mü'minun / 8 Onlar - " Zekatlarını Hakkıyla Verirler . " Bakara / 177 Onlar - " Mü'minlere Karşı Alçak Gönüllüdürler . " Maide / 54 Onlar - " Darlıkta Ve Bollukta Da İnfak Ederler . " Ali İmran / 134 Onlar - " Gerçekten Felaha Kavuşanlardır . " Mu'minun /1 Onlar - " Allah'ın Ayetlerini Az Bir Menfaatle Değiştirmezler . " Ali İmran / 199 Onlar - " Rasullerden Hiç Birini Birinden Ayırt Etmezler ." Bakara / 136 Onlar - " Allah'ın Adı Anıldığı Zaman Kalpleri Ürperir . " 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 185 Enfal / 2 Onlar - " Allah'a Asla Şirk Koşmazlar . " Furkan / 68 Onlar - " ( Her Türlü ) Zinaya Asla Yaklaşmazlar . " Furkan / 68 Onlar - " Namazlarını Huşu İçinde Ve Dosdoğru Kılarlar . " Mü'minun / 2 Onlar - " Boş Şeylerden Tümüyle Yüz Çevirirler . " Mü'minun / 3 Onlar - " Mallarıyla Ve Canlarıyla Cihad Ederler . " Tevbe / 20 Onlar - " Cahillerle Asla Tartışmazlar . " Furkan / 63 Onlar - " Kınayıcının Kınamasından Hiç Bir Zaman Korkmazlar . " Maide / 54 Onlar - " Emanetlerine İhanet Etmezler . " Mu'minun / 8 Onlar - " Söz Verdiklerinde Sözünde Dururlar ." Bakara / 177 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 186 Miraç Hakkında Bilmeniz Gerekenler Miraç; Arapçada merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek anlamlarını dile getirir. İslam'da Hz. Muhammed (s.a.v)'in yükselişini anlatır. Bu yükselişi madde aleminde göğe çıkmak olarak anlaşılmasın. Zira döndüğünde yatağı hala sıcaktı. Mekansızlık boyutuna/4. boyuttaki varlığı ile/Ruhu ile yaptığı içsel yolculuğun mekana muhtaç kelimelerle anlatılışıdır. Biz de zaten kitap boyunca benzer bir şey anlatmaya çalışıyoruz. Müminlerin namaz kılmalarındaki nihai yükselişi gerçekleştirmek ve doğru ulaşmaktır. hedef bu yörüngeye Bu gece Kuran'da zikredilmiştir. Süresi'nde İsra (Yükseliş) Bu geceye yükseliş gecesi dersek doğru söylemiş oluruz. Allah'ın hepimize miracı yaşatması dileği ile.. Kuran'da şu şekilde bahsedilmiştir: “Ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.” (İsra/1) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 187 Yükseliş (Miraç) Kandili hediyeniz aşağıda, hayırlı olsun. Denmiştir ki: "Gece ve gündüz 1000 defa Ayetel Kürsiyi 40 gün okuyana ruhani alem kapısı açılır. Melekler ziyaretine gelir. Tüm sırlara vakıf olmaya başlar. İstek ve arzuları gerçekleşir. Resulullah (s.a.v.) Efendimizi rüyasında görme şerefine erer." Bizde deriz ki İşte burada izah edilen 40 güne bedel bir gecedir bu gece... Samimi bir yürek ile, anlamını bilerek, bütün başlarda besmele ile bu ayet (Taa Kursi'ye kadar uzanan merdiven Ayet-el Kursi) 1000 kez (Bin adım)/bir zaman dilimi/ zikredilirse kabınız kadar Ruhani alem kapısı açılır. Ve belki doğru yörüngeye geçersiniz. İnşa Allah!.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 188 Bağımlılıklardan Kurtulmak Bir gün adamın biri zamanının bilge kişilerinden birini ziyarete gelmiş ve ona şu soruyu sormuş: “Önyargılarımdan kurtulabilirim?” ve bağımlılıklarımdan nasıl Bilge kişi ona cevap vermek yerine ayağa kalkmış ve yakında bulunan bir sütuna kollarını dolayarak bağırmaya başlamış ''Beni bu sütundan kurtarın!!!'' Adam şaşkınlıkla bakarak, bilge kişinin deli olduğunu düşünmüş ve ona şöyle demiş: ''Neden böyle yapıyorsun? Ben senin akıllı birisi olduğunu düşünerek ruhsal bir soru sormaya geldim ama görüyorum ki sen salağın tekisin, sütunu sen tutuyorsun, sütun seni tutmuyor! Bırak gitsin!'' Bilge, sütunu bırakmış ve şöyle demiş: “Bu söylediğini gerçekten derinlemesine anlayabilirsen, kendi cevabını vermiş olacaksın. Bağımlılıkların seni tutmuyor, sen onları tutuyorsun! Bırak gitsin!” Kendini değiştirmeli insan. Yaşananlara bakış açısını değiştirmeli. Özeleştiri yapabilmeli kendine. Önce kendini yargılayabilmeli. Sonrasını BIRAK GİTSİN…" Önyargısız olan kişiler yaşama farklı gözle bakabilen kişilerdir... Kalemimizi Boyut meselemize yeniden çevirelim. Bu kadar teneffüs yeter sanırım. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 189 4. Boyut, Yörünge ve Tasavvuf Bu eser; sorusu olan, anlamaya çalışan değerli kardeşlerimin tüm sorularına şimdilik cevap vermektedir. Tasavvuf; her yerde kusursuzca var edeni görüp, razı bir hayat sürüp, zamanı en iyi şekilde değerlendirme yoludur. İşte bunu en güzel ve halis kalp ile gerçekleştirenler ne bahtiyardırlar. Kaplarını genişletip Allah’ı Kuran’ın anlattığı kadarı ile bilip dünya gurbetindeki insanlar arasından zamanı en iyi değerlendiren gurbetçilerdir. Otuz yıl önce yurt dışına çıkan ve zengin olup dönen gurbetçilerimiz gibidirler. Bu açıdan şu an dünya üzerindeki en esaslı yollardan biridir. Ancak bunu bilen şeytan en sinsi oyunlarını yine en değerli yer olan bu yollara kurar. Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.” (Sad/80,81) Benzer Hicr süresinde yer alan ayetlerde de gördüğümüz üzere şeytan kıyamet gününe kadar, bilinen vakite kadar insanla birliktedir. İnsanın kıyametten önce 4. boyutta bir hayatı söz konusudur. Bu hayat berzah, kabir gibi anlatılmıştır fakat gerçekten bu zaman ve yer kavramları çok zikredilmesine rağmen ciddi bir bilgisizliğimiz vardır. Dünya/Kabir/Berzah/Araf/Ahiret/Mahşer/Kıyamet gibi zamanlar söz konusudur ki her biri ayrı boyut olabilir. Ancak bu sıralamada kıyametin yeri önemlidir. Adını bile anmadığımız daha nice şeyler vardır. Maalesef Abd-ul-Kadir Geylani gibi 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ güneşlerin 190 arkasından gidenlere durumları izah etmekten konu bizi bekleyen şeyleri konuşmaya gelmemiştir. Kıyametin dürülmesine kadar görevi olan Şeytan Allah’ı anmaktan perdelemek adına dikkati “Gavs” gibi kavramlarla kişiler üzerine çekerek bizlerin cahil kalmasını ve elimizdeki kıymetli zamanı çalmayı dilemektedir. Nasibi olanlar oradaki tuzaktan da geçer. Ancak çok fazla kişi orada takılır kalır. 3. boyut bilgisinin getirdiği şartlanma ile çok ince titreşimlerin olduğu yollardaki mana anlaşılmaz bir yöne kayar ve dilinde bir duaya dönüşür: “Yetiş YA GAVS – I – AZAM” (En büyük yardımcı) Bunu yazmaktan Allah’a sığınırım. Birileri işi hemen 4. boyuttan okumak isteyebilir. Ancak bir sırrı bilmek başkadır, yaşamak başkadır. Zira kuantum ruh kavramı ile Allah'tan alıp oluşturduğunuz dünyada bütün bu dualar, haller karşılık bulur ve bundan sorumlu olursunuz. Ciddi bedeller ödenebilir. Zamanı Allah’ı anarak değerlendirmeniz gerekirken önemli bir kısmını başka bir insanı anarak geçirmenize neden olur. İşte bu yoldakileri bekleyen mana kargaşaları sıkıntıya ve Rahman'dan perdelenmeye sebebiyet verebilir. Geylani'e güneş derken güneşin de başka bir yörüngede olduğunu idrak etmek lazımdır. Çünkü ilim öyle özeldir ki insanların; elinde olmayarak ruhlarının yörüngeye girmesi ile bunu kendilerine sunanlara karşı ön kabul oluştururlar. Bu mevzuyu kutsama olarak isimlendirebiliriz. Bu kitabı okurken satırların sahibine verdiği bilgileri görüp derin bir hayranlık duyabilirsiniz. Bu insan 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 191 doğasının ürünüdür. Ancak marifet Allah’ı görmektedir. Allah’ı gördüğünde Ruha/Ahirete/4. boyutta ağaca/Rahim isminin manası ile rahmet yağar. Bu da dönüştürdüğün zamanın orada şekil bulmasıdır. Bu yüzden ibadet konuları için vurguladığım konu her alanda geçerlidir. Bütün ana tema Allah’ı anımsamak, hatırlamak ile ilgilidir. Gaye Allah’ın sizi anması ve Rahim oluşunu doyasıya yaşamaktır. Bunun işleyişi de AN ile birleşen fikirlerinizin, düşüncelerinizin, niyetinizin, inançlarınızın yer çekiminin de katkısı ile 4. boyutta yer edinmesidir. Önümüzdeki yıllarda bu eserin de Tasavvuf çevrelerinde konuşulmaya başlaması ile; boyutlar, yıldızlar ve insan ilişkisi ile ilgili olarak konuşmalar ve tefekkürlerde artış olacaktır. Bilim alanındaki yürekli insanlar bu konuları irdeleyecek, belgeseller ortaya koyacaklardır. Yıldızın adı ile yeni kelimeler dilimize girecektir. İnsan uyurken rüya esnasında kitap boyunca izah ettiğim kuantum yapıdan oluşan bu ruhu yaşar. Bu açık şekli ile rüyalarda oluşur. Fikirlerden, niyetlerden, düşüncelerden ve inançlardan oluşan bu yapıda, dünya üzerinden elde ettiği elmaya ait bilgiler olduğu için rüyada iken ortada elma olmadığı halde gerçekten elma yenir. Rezzak adı ile haz yaşanır. Eğer dünya hayatı tecrübesinde elmanın limon gibi tadı olduğuna iman etse idi rüya esnasında elma yediğini görüp limonun tadı ile yüzleşecekti. İşte rüyadaki yaşanan bu bilgiler dünya hayatımızda deneyimlediğimiz inançlar, kelimeler, fikirler ve 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 192 düşüncelerdir. Bu yüzden elma hakkında şirk koşarak elde edilen inancın getirisi olan elmadan limon tadı alma durumu mutlaka yaşanacaktır ve geri düzelme şansımız yoktur. Değiştirmeli ve en faydalı hali ile elmanın ne olduğunu bilmeliyiz. İşte bu dünya hayatındaki ruh dediğimiz yapının oluşumu ve şirke girdiğinde karşılaşacağı durum. Allah’ı Kuran’ın anlattığı gibi ilah edinmeyenlerin hali dumandır. Zira gerçek hayat ölümden sonra başlayacak ve tövbe kapısı kapanacaktır. Bir daha tövbe etme düzeltme şansı söz konusu değildir. İnsan Yaratılmadı isimli eserde vurguladığım gibi ölünce imtihan diye betimlenen durum bitmiyor. Kıyametin kopmasına kadar süreç işlemektedir. Gözünüzle yıldızların, galaksilerin, kainatın dürüldüğünü görmediğiniz sürece sorumluluk devam etmektedir. Başka bu durumu sizlere nasıl anlatabilirim ki? Herkes çalışmasının neticesine erecektir. İşte Kuantum Ruh diye anlatmaya çalıştığım gerçek varlığınız/ağacınız/ruhunuz buradan sürekli olarak fikir ve düşünce gibi şeyler gönderilerek yaratılmaktadır. Gönderdiklerimiz 4. boyutta bir çok çeşit programların kodları gibi görünürken 3. boyutta ise toprak, taş, deniz, ateş, yanardağ gibi gezegeni, galaksiyi oluşturan yapılar olarak görünmektedir. Mesela benim mesleğim Web tasarımıdır. Bana göre kodlardan oluşan şu anda gezdiğiniz web sitesi size düzgün yapılı, şık bir tasarımdan oluşan bir hatıra defteri gibidir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 193 Hangisi doğrudur? İşte 3. boyuttan sizin niyetleriniz, fikirleriniz, düşünceleriniz ftp programı aracı ile hostinge gönderilen kodlar gibi 4. boyuttaki ruhunuzu/hostinge gönderilmektedir. Hostinge/4. Boyuta gönderilen kodlar/fikir, düşünce, niyet, kelimeler 3. boyuttan dünya gibi bir gezegen/şık bir web sitesi, fotoğraf, hatıra defteri gibi görünmektedir. Bu, işleyişin nasıl olduğunu anlattığım bir çok örnekten biridir. İşte bu yüzden bizim Allah’ın en güzel isimlerine ihtiyacımız vardır. Öte yandan “Ne yana dönersen onun vechini görürsün” Evvel, ahir, zahir, batın O'dur” açıklamalarının manası gereği bütün isimler O'nundur. Bütün kodlar O'nundur. Ama siz gider sınırlı bir ilaha inanırsanız bundan sorumlu olur ve kaybedersiniz. Bu izahım okunduğu gibi üç beş kelime ancak 3. boyutun çokluk kavramına göre sayısız yıllar demektir. Allah’a bizim bu yüzden ihtiyacımız var. Kitapta sürekli bu konuya değiniyorum zaten. İşte bu yıldızlar, gezegenler, galaksiler sürekli olarak Rahman’ın istiva ettiği Arş’ı Ala yörüngesinde dönerler. Ancak onlar genelde çevrelerinde 5 adet Dünyamızdaki Ay'a benzer uyduları/duyu organları ile sizlerin ruhu, hakikatleri olarak bunu yaparlar. Bu konuda normal insan kabuğu olan bedenin bile kendi ekseni dışında hareket edemediğini, bir yörüngede gitmiş olduğunu daha önceki satırlarda ifade ettiğimi hatırlayın. Tüm anlattıklarım 4. boyutta sizden hiç ayrılmayan balon örneğindeki sınırsız yapıdaki bedeniniz olarak 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 194 fikirleriniz, düşünceleriniz, inançlarınız ve niyetleriniz ile oluşan ağacınızdır. 3. boyut için arada boşluk var gibi, uzak gibi görünmekte ve anlam kargaşasına neden olmaktadır. Oysa bir milim dahi boşluk yoktur. Bu bilgide 4. boyut için böyledir. Ancak 5. boyuttan sonra insanın bir adı olduğunu zannetmiyorum. Velhasıl dünya üzerinde hayat süren bizler yapacak kadar dahi bilgin değiliz. Çok bilgisizliğimiz ve ön yargılarımız mevcuttur. kıyas ciddi Milliyeti ile böbürlenmeyi, kibirlenmeyi başaran insana bir yıldız, bir gezegen, bir galaksi olduğunu bir çok delil ile ortaya koymam mümkün görünmüyor. Büyük ihtimalle anlaşılmayacak. İnsan Yaratılmadı isimli kitapta olduğu gibi üç beş arkadaş bu özel bilgilerin sahibi olacak. İşte dünyanın böylesine barbar olduğu bir durumda Tasavvuf imdada yetişmektedir. Ancak hazinenin peşinde şeytanın da olduğu hesaba katılmalıdır. Mevlana ise bu alanda herkesçe bilinen bir dahidir. İşte bu eseri okuyan dostlarımız Mevlana’nın neden ellerini açıp da döndüğünü ilk kez bu kadar net anlamış oldular. Mevlana bunu bir türlü izah edemedi.Zira yıldızları kandil bilen bir toplum için doğru kelimeyi bulması mümkün değildi. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 195 Kabe, İnsan ve 4. Boyut Dünyanın ekvatorundaki bir noktanın dönüş hızı saniyede 467 metredir yani bu noktada koltuğunda oturan biri zaten bu hızla hareket etmektedir. Dünyamız Güneş'in etrafında daireye yakın eliptik bir yörüngede dönerken hızı saniyede 30 kilometredir. İşte bu akış da hac zamanı olan kurban bayramı zamanlarında, dünya burada adını zikredemeyeceğim anlayamadığımız bir alana yaklaştığında hacca giden insan kabe de dönerken yıldızı da yörünge denemeler yapar.. Kabe de senenin ancak belirli bir zamanında ruh ile bilinç bir bütün olup aynı hareketleri yaparak ortaya muhteşem bir serenomi çıkar. Mümin ölümü ile ruhunu bulduğunda bu deneyimin neden gerekli olduğunu kavrar. Yine gözyaşı içinde Rabbine teşekkür eder. Mevlana bu keşfi gönül aleminde yapmış ve ruhuna bağlı kalmayı deneyimlemek, aynı akışı yakalamak adına bu çalışmayı ortaya koymuş olabilir. Bunları hissederek siz de ara sıra dönmeyi deneyin. Özellikle “kurban bayramı” olarak belirtilen zaman yaklaştığında bir de siz dönün ve şaşırın. ''Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah'a secde ederler.'' (Rad/15) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 196 Esmalar ve 4. Boyut Bu konuda Dua ve Tefekkür isimli eserde boyut kavramlarına girmeden esmaları nasıl öğrenmeli ve ne yapmalıyız diye ifade etmiştim. Esmalar müminler için önem teşkil etmektedir. Mümin için bu dünyada gördüğü her yüz,(sima,çehre) kuantum ruhuna bir portatif olarak gönderilmektedir. İzlediği filmlerde gördüğü yüzlerden, sosyal ağlarda gördüğü insan çehrelerine kadar tümünü bu alemden kendi dünyasına göndermektedir. Şehit esması hakkında eserde birkaç kez açıklama yaptım. Her an, her yerde, hazır ve nazır. İşte bu durum gerçekleşecektir. müminler için 4. boyutta Ancak 3. boyut algısı için bu konu bedenimize hakim olmak gibidir. İnsan bedeninin aynı anda her yerindedir.En ücra yerlerine kadar beden yüzeyinde ki hareketleri algılar. Allah’ın halife yaratacağım dediği kullardan olabilecek müminler için esmaları bilmek ve esmalar ile Allah’ı anmak, zikredilen ismin manası yönünde yayınları tercüme eden bir uyduya kavuşmak demektir. Bu uydu Rahman’ın istiva ettiği/edeceği Arşı Ala'dan kesintisiz yayın alır ve yorumlar. Her esma için bir uydu demek, her isimle Rahman’ı anmak demektir. Esmalarda belirtilen sayı zaman için kullanılmıştır. Saatin olmadığı zamanlarda, zamanın ölçümü adına sayı belirtilmiştir. Bu açıdan Allah’ı daha iyi tanımak ve her gün 4-5 farklı ismi ile O’na dua etmek inanılmaz değerlidir. Ayrıca bizim bir çalışmamız var. Site üzerinde Allah’ın isimleri katalog olarak basılmaya uygun hale getirip manaları 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 197 ile birlikte kolayca öğrenilecek şekilde sunum yaptım. Bazı değerli dostlar sayısı 10 bini bulan rakamlarda baskı yaptırdı. Bunu dağıtıyoruz. Buna benzer iyilik yapılmamış o kadar alan var ki! Tebliğ yapmak, Allah’ın adını yaymak için tam anlamı ile bakir topraklar mevcut. Bu mümin için gerçekten büyük fırsat. Bulunduğun illerde, camilerde Cuma günlerini bu kataloğu dağıtmakla geçiriniz. Bir isim öğrenip çıtasını yükselten her yıldızın itme gücü sizi Rahman’ın istiva ettiği arşa biraz daha yaklaştırır. Bu güç kartopu gibi büyüyerek gidebilir. İşte herkese çalıştığı vardır. Kimse ahirette bir şey bulamayacak. Kim ne gönderirse onu bulacak. Eserde sık sık farklı örneklerle bunu anlatmaya çalışıyorum. İşte dua ve Allah'ın isimlerini manaları ile öğrenip öğretmek zengin olmaktır. ''Kim zerre ağırlığınca bir hayır yaparsa, onu görecektir.'' Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapıyorsa ,onu görecektir." (Zilzal/7,8) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 198 Kur’an – ı Anlamak ve Cinler "Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.Ve kalblerinin üzerine, Kur'ân'ı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kur'ân'da bir tek olarak andığın zaman da ürkerek arkalarına döner kaçarlar." İsra 45-46 Yani Kur’an'ın işaret ettiği manaları ortaya koyduğunuzda anlamayanlar için görünmez bir perde söz konusu..Ağzınızla kuş tutsanız anlamıyorlar.. Mesela diyoruz ki ; İblis kıyamet saatine kadar izinlidir. Ölseniz dahi yer ve göklerin dürüldüğünü görmedikçe kim ne derse desin sorumluluklarınızı ertelemeyin. Diyoruz ki öldüğünüzde cinleri göreceksiniz. Öldüğünüzde bir takım canlılar "Allah" yoktu! Diyebilecek. Gerçekten uzunca bir süre bu sorgulamayı kendinize yapabileceksiniz. Ve bu dünyada göremediğiniz cinler var ya işte orda göreceksiniz.. Milyarlarca insan onları başlangıçta melek zannedecek. Ve insanların ekseriyetini kandırabilecekler. Bir çok insan onlara sığınacak. Onlara sığınanların ortak özellikleri hiç biri Felak,Nas,Ayetel Kursi gibi ayetleri ve sureleri okumayan kişilerdir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 199 İlk tehlike cinler.Felak,Nas Ayetel Kursi gibi tavsiye edilen okumaları manalarını düşünerek sık,sık okuyun.Orda arayacaksınız..Okuduklarınızı arayacaksınız.Orda yeni bir okumadan ziyade bur da okuduklarınız mevcut. İblis zaten cinlerdendir. İsra 62: İblis(Şeytan) Dediki"Şu benden asâletli, şerefli kıldığını görüyor musun? Yemin ederim ki, eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, pek azı dışında, onun neslini kendi buyruğum altına alacağım, onları kendime bağlayacağım.' dedi." Bakın bu noktaya dikkat;Kıyamete Kadar... (Arapça tartışmasız Kıyame olarak geçer..) Siz ölseniz dahi kıyamet'e şahit olmadığınız sürece iblis size musallat olmak için izin istiyor. İsra 63 de ise;"Allah buyurdu ki: «Haydi defol! Onlardan her kim sana uyarsa, biliniz ki cehennem de sizin cezanızdır, hem de mükemmel bir ceza!" Bu yüzden ölüm sonrası için hazırlık yapıyoruz. Bizim Kurandan anladığımıza göre cinler bu dünya değiller. Kuran cinleri göremeyeceğimizi söylemez dedikçe bizi cinni sanan akıl sahiplerini anlamak mümkün değil. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 200 Zora geldikçe ortaçağ papazları gibi karşısındakini suçlamaktalar.. Bizleri cinni ilan edip akşama kadar cinden korunma adına cini zikreden akıl sahipleri (!) .. Cini zikretmeye ayıracağın zamanın bir kısmını Kuranı anlamaya ayırsan daha isabetli olabilecek.. "Ben onları (İblis ve soyunu ve cinleri) ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum. Saptıranları da hiçbir zaman yardımcı edinmiş değilim." 18/51 (Kehf Suresi iblis ve soyundan bahseden ayetlere beraber sure gelen ayet) Ayeti tekrar ediyorum. Üstüne basarak özenle düşün üzerinde.. "Ben onları (İblis ve soyunu ve cinleri) ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum." Cinler yaratılışa asla şahit olamıyor. Bilemiyor.. Ancak insanın şahit olduğunu görmekteyiz. "Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 201 halde düşünseniz ya!.." Vakıa/62 Bu dünyada cin arayanları tefekküre davet ediyorum.. Zaten İnsan yaratılmadı isimli eserimizde konu hakkında geniş detaylar verdik. "Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!.." Vakıa/62 Rabbim gönlümüz aç. Kuranla aramıza perde koyma! Ve bize doğru düşünmeyi öğret. Bize yardım edenlere yardım 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 202 4. Boyut ve Cinler Cinler için güvenilir alimlerimiz İnsandan yeryüzünde bulunan canlılar tarifi yapmışlardır. önce 4. boyutta herkesin kendi dünyasında göreceği cinler mutlaka olacaktır ve 4. boyut yeryüzüdür. Ancak Kuran’ın anlattığı açık ca görünen bir cin tarifinin dışına çıkıp Allah’ın mükemmel olarak nitelediği dünyamızı kirletemeyiz. Ancak Cin ve Can aynı şeydir diyen alimlerimiz aslında CAN kelimesi ile zamana atıfta bulunmuş olabilirler. İnsan için büyük imtihan ölümle başlayacaktır ve sonsuz diye ifade ettiğimiz çok büyük bir süreç içerisinde cinleri dünya üzerinde bir yere oturtamadık. Ancak Dünya kainatta yok gibidir. Yok gibi olan bir yerde cin aramak hayli zor olmaktadır. Ayrıca Şeytan’a ait bazı vasıfları Cin’e yüklemek de işi iyice karmaşaya sokmaktadır. Biraz kurcalasak Şeytan’ın kendini gizlemek adına ortaya Cinleri sürmüş olduğunu görebiliriz. Çünkü Şeytan gerçek sinsi bir düşmandır. Arapça bir kelime olan Cin ifadesinin anlamını biraz zorladığımızda; gözle görülemeyen canlılar olarak bir mana çıkmaktadır. Elmalılı Hamdi Yazır, gözle görülemeyen olarak manalandırmıştır. 5 duyu ve 3 boyut algısı ile anlayamadığımız cin meselesi hakkında şu ayet üzerinde düşünmenizi öneririm: "Bir de tuttular Allâh’a Cinleri (gizli mahlûkları) ortak 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 203 koştular, halbuki O onları yarattı, bundan başka O'na oğullar ve kızlar saçmaladılar, ne dediklerini bildikleri yok, onun zatı sübhanîsi semavât ve yerin mübdii, ona veled nasıl tasavvur edilir ki bir eşi bulunmak mümkün değil, O her şeyi yaratmış ve her şeye alim." (Enam/ 100,101) Bu açıdan Allah’a doğru sözlüdür ve doğru sözlü olan Allah; İnsan’ı eşrefi mahlukat olarak ifade etmiştir. “Yani en şerefli, yaratılmış en üstün varlık” Tutun ki bu gibi tanımlamalar bile bu kitabın, insanların ruhu yıldızlar, gezegenler ve galaksilerdir tezini ayrıca destekliyor. Eşrefi Mahlukat olan İnsan’a Şeytan bir sürü tuzak kurar. İmanı saptırmak, kendini küçük görmek, beden göstermek adına her işi yapar. Ancak bunu yaparken dikkati cinler üzerine yöneltir. Çok sinsi ve kurnaz bir taktik. İnsan Yaratılmadı isimli eserde okuyanlar bilecektir. Merak edenler oradan daha detaylı baksın lütfen. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 204 4. Boyut ve Reenkarnasyon Bütün kişilikler, hatıralar ve Allah’tır; insan beden değildir. duyguların kaynağı Beden olmayan insan üzerinden bir takım hipnozları delil olarak almak Kuran’ın içinde zaman olan bu dünyaya geri dönüşün mümkün olmadığı işaretine aykırıdır. Dünya üzerinde elde edilen ve yaşanılan bütün bilgiler Allah’ın Alim olması sebebi ile O'nun ilim havuzundadır. Bir beden hipnoza uğratılarak bilinç uyutulur. Dil ise insanın Allah’tan aldığını tercüme eden, insanın uydularından biridir. 3. boyut için dil gibi görünse de hakiki yapısı insan ruhunun uydusudur. İşte Rahman’ın istiva ettiği Arş'tan kesintisiz gelen yayınları alarak size cevap verir. İnsan bilinci dünya üzerindeki et ve kemikten oluşan bedenin dilini kullanmadığında, Allah’ın ilim havuzunda bunu Kuran 'vahyetmek' olarak izah etmiştir. Bu açıdan Rahman’ın istiva ettiği Arş’tan gelen yayın, vahiy dilde tercüme olur ve daha önce yaşamış bir bilgiyi okur ve bu kayıtlar insan bedeninin dilinden hipnozcuya ulaşır. Bu durumda insanı beden zanneden kişiler kanar. Sizin bilincinizi “ben” duygunuzu alsak bir kediye yerleştirsek kedi mi olursunuz? Yahut başka bir insanın bedenine koysak.. Sizin bilinciniz bilme yolu ile mükemmel bir dünyada, çok güvenilir sularda bilgi ile yaratılıyor ve eşyayı öğreniyor. Zaten 4. boyutu bilen bir yapıya hakim olabilen, asıl varlığının farkında olan ve Halifelik dediğimiz Allah’ı 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 205 temsil makamındaki kişi Hz. Süleyman veya Hz. Davut örneği gibi yapacak. Çünkü bu iki kişi de Kuran’a göre halifedir. Daha arka planda ise Rahman’ın istiva ettiği Arş'tan gelen 'vahiy' dediğimiz yayındır. Orada bile Allah vardır. Diğer türlü yaşamın olması zaten imkansızdır. Mutlak güç olmadan olması söz konusu değildir. İşte Halife dediğimiz tanımlamalardan bir kısmına yer verip esas konuya dönelim: ''Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Heva ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır." (Sâd/ 26) "..Kulumuz Davud'u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O, hep Allah'a yönelirdi." (Sad/17) ''Andolsun, Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuşattık.” (Sebe/10) Reenkarnasyona Kuran’a rağmen dünya üzerinde yaşanan bir olaymış gibi inanç, fikir, niyet oluşturan kişi maalesef gittiği yerde aynen O’nu bulacak ve O'nunla imtihan olup ilk fırsatta isyan ederek kaybedecektir. Çünkü Kuran bütün yolların hüsrana ulaştığını vurgulamaktadır. Zira kişi oluşturduğu dünyasına reenkarnasyonu koydu. Arkası kesilmeyen bir zülüm o kişiyi boğacaktır. Öldüğü zannı ile kah böcek olacak, kah sinek.. Mevcut bilinci kendi oluşturduğunun getirisi olarak mahlukatı sürekli deneyecek ve bu durum büyük bir azaba dönüşecektir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 206 Zira sürekli başa dönmek, durmadan kah köpek olarak gelmek, kah özürlü gelmek gibi kendi kurguladığı inançla yüzleşerek en sonunda isyan bayrağını çekecek ve burada verdiği sözü tutamayacak çok ağır bir şekilde bedelini ödemek zorunda kalacaktır. Bütün bunları kendi eli ile yapmıştır ve Kuran’ın Allah’ını sıfatları ile bilmekten başka bütün yollar karanlığa çıkarken ancak secde ederek bilenleri, kabul edenleri Allah karanlıktan Nur’a ulaştıracaktır. ''Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tağuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.” (Bakara/257) 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 207 Kim Olmak İstiyorsun? İşte sevgili dostum, bu bilgilerden sonra Allah’ın ilminde olmamızdan dolayı ve bu bilginin sana gelmesinden ötürü bunu değerlendirmelisin. Allah’ın muhteşem bir yaratma sanatı mevcut. O en kusursuz yaratan. O’nda zerrece kusur görmek mümkün değildir. İşte Allah’ın ilminde olduğumuz için tövben geçerlidir.O’nun ilminde olduğumuzu bilmemiz bizi daha çok duaya yöneltmeli. Zira bütün ihtişamı ile meydan okuyan ayetleri görünce insanın eli ayağına dolaşıyor. ''Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, size icabet edeyim..” (Mü'min/60) Böylesine muhteşem bir meydan okuma ortada iken kişi bunu değerlendirmediği için dünyadan gittiği alemlerde ebedi hüsranlık ve pişmanlık içinde yaşayacaktır. Ayrıca kitap boyunca Allah tarafından her düşüldüğünüzün, her fikrinizin, her niyetinizin ve her duanızın size nasıl verildiğini anlatıyorum. Buna delil olması için rüyaya giden elma bilgisinin, ortada elma yok iken yaşandığını ifade ettim. Yani rüyada gördüklerinizi bu alemde Allah'tan alıyorsunuz. Onların tümü sizi oluşturuyor. Ruhunuz dediğimiz yapıyı oluşturuyor. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 208 Böylesine mükemmel bir esneme, genişleme ve kaplarımızı doldurma şansını sonsuza dek ele geçiremeyeceğiz. Ömründe dünya üzerinde elma görmeyen birinin rüyasında elma görmesi veya tatması mümkün değildir. Bu durumda, zamanın ne kadar kıymetli olduğu ortada iken kavgalarla,cemaatler arası hesaplaşmalarla Allah’ın anılmadığı zamanları yanımıza alarak kendi isteklerimizle başımıza dert alıyoruz. Allah’ın hiç birimize ihtiyacı söz konusu değildir. Tapınılmaya, bizim tarafımızdan övülmeye ve insanca ne kadar bakış varsa tümünden münezzehtir. Bütün mesele bizimle ilgilidir. Önümüzdeki üç beş yıla kadar Kuantum kavramının biraz farklı bir betimleme ile aslında 4. boyutun yasası olduğunu daha net anlayacaklar. Zira bu eserle rüyalara gönderdiğimiz şeyleri nasıl daha sonra yaşadığımız konusuna en yakın cevap kuantumdur. Beyin diye adlandırdığımız organ Rahman’ın İstiva ettiği Arş'tan sürekli olarak gelen yayını tercüme eden bir çeşit yapıdır ve Kuran bunu Allah’ın bal arısına bile 'vahyi' olarak vurgulamıştır. “De ki; eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var." (Furkan/77) Allah böylesine muazzam, böylesine ihtişamlı ve böylesine muhteşem bir zenginliğin tüm kapılarını açmış, tüm hazinelerini sunmuş ve ne alırsanız alın demiştir. Ancak sahneye çıkıp sirk gösterisi sunan şeytanı izlemek için heybeni doldurman gereken bütün zamanı israf ediyorsun ve sürekli olarak, sonsuza dek 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 209 bu hazinede sanıyorsun. şeytanın sirk gösterisini izleyeceğini ''Sonunda şeytan ona vesvese verdi. Dedi ki: ‘Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve hiç bitmeyecek bir saltanatı göstereyim mi?'' (Taha/116,120) Futbolcu olmak istiyorsun, sirk gösterisi yapan şeytana çırak durup sen de soytarı olmak istiyorsun. Siyasi partilerle, ölmüş bir takım adamlarla, elinde mikrofon bir çeşit şarkılarla, sürekli gösteri yapan şeytan senin açılan hazineleri almanı engelliyor. Eline bazen bir kukla alıp ismini değiştirip kah cin oluyor, kah vampir oluyor, kah zombi oluyor. Velhasıl her türlü başarıyı gösteriyor. Ben seni uyarmaya çalıştıkça, bir uykucunun uyandırana kızıp, bağırıp çağırması gibi bana kızıyorsun. Bu hazine odası kapanacak. Kilitler vurulacak ve ne aldıysan O’nu bulacak, onunla yaşacaksın.. İşte bu hazineden kim olmak istiyorsan “O” olabilirsin. Bu konuda 'dua et vereyim' diyen yüceler yücesi Allah’ın Rahmetini görmen gereklidir. Çok iste İbrahim ol! Çok iste Musa.. Ve belki Meryem! Ve Hatta İsa.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 210 Her şey olman mümkün! Dostum her şey senin duana bağlı! Bu kadar değerli şeyi korumak, iyi değerlendirmek zorundasın! Zira her yanın hırsız dolu! Her yanın tuzak ve her yanın düşman! Uyan dostum Uyan. Şeytan her yeri panayır alanına çevirmiş. Artık sonsuz zaman yalanları ile seni kandırmasına izin verme! Zaman nedir neye yarar gibi kitapta defalarca izah ettim. Senin en değerli hazinenin yağmalanmasına fırsat verme! 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 211 Bir Animasyon Senaryosu Bu konuda imkanları olan arkadaşlardan bir ricamdır. ve bu eseri okuyan Salih amel dediğimiz faaliyetleri ortaya koymak başkalarına yardımcı olmaktır. Şeytanın avucunun içinde keskin bir uykuya dalmış mümin adayı, güzeller güzeli insanları uyandırmak ve onlara kapasiteleri kadar Allah’ı tanıtmak, Rahmanla tanıştırmak İlah’ı Kelimetullah olarak anlatılan en büyük hizmetlerden biridir. İnternet teknolojisini doğru kullanmak ve bir video yapmak ile bizden önceki zamanlarda yaşamış çok özendiğiniz bir alimin elde ettiği başarının yüzlerce katını hanenize yazabilirsiniz. Çünkü birkaç hafta içinde milyonlara ulaşmak mümkün. 10 milyon insanın izlediği bir video 10 milyon dakika anlamına gelir ve kitap boyunca zamanın değerini izah ettik. İşte biraz önce, hazine odasına giren kişilere iblisin sirk kurup hazine odasına gelenlere hiçbir şey aldırmadan elleri boş bir şekilde gidişini resimleyip, animasyona çevirebilecek dostlara iyilik tavsiyemdir. Çok fazla kişi tarafından izlenecektir. Bu da çok değerli zaman kazanmak demektir. Diğer senaryomuz ise balon adamlar üzerinedir. Balonun ağız kısmı ezanı duydukça secdeye yönelir ve Allah’ı anar. Rahman’ın istiva ettiği Arş'tan tam ezan saatleri gönderilen zaman nimetini Allah’ı anarak ahiretteki dünyasına güzellikler gönderdiği tasvir edilir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 212 Bu işleyişlerin hem mantık çerçevesinde hem ayetler eşliğinde hayata akışını izah ettim. Öte yandan diğer kişi ne secde eder, ne rüku! Akan vahiyleri kullanmaz ve balon pörsür. Aşağı doğru yerküredeki lav denizine doğru yavaş yavaş çekilir. Ayrıca bu iki balon adamı ara sıra bir araya getirip cırcır böceği ve karınca hikayesindeki diyalog temaya göre düzenleyerek animasyon sonlandırılır. Mesaj nettir. Allah’ı anmak üzerinedir. Bazı ayetlerle kişilere yaptıkları vardır, vurgulanır. Bu animasyona kaynak olarak bu eser gösterilir. Bu kadar önemli cevap heder olmamış olur. Kişi daha detaylı ve geniş bir açı ile gerçeklere hakim olur ve artık şeytanın düzeni yıkılır. Zaman Rahman’a dönüşür. “Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara/262) İşte bu animasyon veya artık daha iyi bir yol bulursanız yüz binlerce kişinin dikkatini çekecek bu çalışmayı ben yapmadan elinizi çabuk tutun siz yapın/yaptırın. “Onlar iyilikte yarışırlar” ayeti tam gönlümüze tecelli eder ve bu muhteşemdir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 213 İki Yol Var! Ya Rahman’a Ya Şeytan’a Tefekkür anlamında yazı yazmaya başlamadan önce roman, şiir, eleştirel makaleler yazmakta idim. Ve İHL mezunu olmama rağmen dini yaşamak adına dalgalı bir hayat verdi Allah. Tövbe ettiğim günahlarım bugün aklıma geldikçe; Kuyruğunu bacak arasına alan zavallı bir köpekçik gibi saklanacak köşe, bucak bakıyor ve gizlenecek yer bulamıyorum. Hayatım normale döndüğünde kibir, böbürlenme, kendini bir şey sanma gibi yörüngelerden uzaklaştığıma şahit oldum. Hidayet gelmeden önce kız çocuğunu diri diri gömen ve bunun ıstırabını hayat boyu yaşamış Hz.Ömer(a.s.) gibi bir kalp nasıl elde edilirin bir cevabı idi bu. Eğer günahlarım olmasa idi; Allah korusun bu kitapları kendi aklımın yazdığını zannedecek, bunu sık sık ima edecek ve fırsat buldukça başa kakacaktım. Günahlarım olmasa idi ücretsiz versem bile teşekkür bekleyecektim. Oysa Rahman’a şükürler olsun hiç kimseden teşekkür bile beklemiyorum. Çünkü buna değmem! Aksine ben teşekkür ederim. Zaman’ınızı verdiniz. Bu benim için en büyük kazançtır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 214 İşte bu ruh halindeki yapım tefekkür konulu bu eserler öncesinde; kaleme aldığım yüzlerce şiiri ve makaleyi, romanları kolayca yayından kaldırmama sebebiyet verdi. Zira 16-26 yaş aralığında kaleme aldığım eserlerin bir bölümünün anı doğru kullanma kaygısı adına mana yönü ile Şeytan’a ulaşma tehlikesi mevcuttur. Bu sebeple fırsat buldukça yönünü Rahman’a çevirebildiğim şiirleri yeniden sunacağım. Yukarıda anlatmaya çalıştığım konu Faydalı ilim Zararlı ilim konusunda yaptığım tercihlerin ne olacağı ile ilgilidir. İçinde Allah’ı hatırlatmayan her türlü yol, ilim faydasızdır. Tövbe eşliğinde, özellikle insanların zamanlarını alacak hizmetlerinizin, işlerinizin size ne kazandırdığını gözetleyiniz. Kesin olarak bu alemde iki yol dışında 3. bir yol yoktur. Yollar ya Nur’a ulaşır, ya karanlığa.. 3. bir yol yok. Bu dünyada iyiler ve kötüler vardır. Üçüncü bir tanımlama çelişkiye neden olacağı için asla doğru çizgiye oturmaz. İşte böyle bir dünyada bütün işlerimizde ayıracağımız zaman, bizleri ya Rahman’a ulaştırır yahut Şeytan’a. Şeytan ve İnsana düşmanlığı konusunda verdiğim bu bilginin hakikatinin çok farklı olduğunu ancak bu dünyadaki en doğru anlaşılacak şeklinin bu tür bir izah olduğunu biliniz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 215 Sonuç Olarak Evet sevgili dost, 3. boyutta her şeyin adı farklı iken 4. boyut hali ile bir takım gezegenler olarak algılanmaktadır. Senin ruhun bir zaman cehennemin olacaktır. sonra ya cennet yahut Şehvet, şöhret, haysiyet gibi kavramların yapısı vardır. Kuran'daki tüm ayetler Allah’ın kulları gibidir. Hepsinin bir şuuru ve yapısı vardır. Bir boyut vardır ki orada herşey ve herkes aynı gözükür. Bir başka boyut vardır ki herkes ve herşey bir birine düşman gözükür. Hangisine baksan şaşırırsın! Kimin haklı kimin haksız olduğunu, neyin doğru neyin yanlış olduğunu Allah'tan başka bir varlığın bilmesinin imkanı yoktur. "..Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip çekici kıldı." (Hucurat/7) Allah; imanı bir bereket ve güzellik olarak bize sevdirdi ve çekici kıldı. Öte yandan Allah’ın katında her huy farklıdır. Şu anda size uzaydaki yıldızlar aynı gözüküyor değil mi? Oysa hiç sevmediğiniz Z partisinin mensuplarının ruhları olabilir. Yahut kibir duygularını yayan ve yörüngesine çekecek insan ruhu arayan bir çeşit alem olabilir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 216 İşte tüm bu izahlar sonuç olarak bize Subhan Allah demeyi öğretiyor. Tüm bu yorumlarım bilinmeli ki İslam’ın temel esaslarına, kurallarına veyahut inanış biçimine hiçbir şekilde ters düşmeyip bir sesli düşünmedir ve daha cesaret edip de yazamadığım, belki de yazamayacağım konular vardır. Kitap bir eksik varsa yazılır. Yani söylenmemiş sözler varsa insanlığa en kısa kelimelerle sunulur. Neredeyse hiç kimsenin kitap okumadığı zamanımızda bir iki satırla derdini en iyi anlatan ayakta kalacak ve meramını anlatacaktır. Belki de onlarca kitap olacak konuları en net, en kestirme ve en kolay örnek ve yöntemle size aktarmaya gayret gösterdim. Eğer bir cemaatim olsaydı ve geçimimi sağladığım sizler gibi normal bir işim olmasaydı her ay biraz da ihya ile harmanlar bilgiyi sulandırır bir kitap çıkartır cemaat mensuplarıma satardım. Bununla yetinmezdim, çünkü “Allah verdiği nimeti üzerinde görmek ister” fikri ile faize bulaşır; son model otomobiller, havuzlu villalar alırdım. Sonra bunların borcunu ödemek için kırk takla atmak, sirkte görev almak gerekirdi. Çünkü girdiğin hazine odasında şeytanın seyircilerini görünce yanına bir tezgah da ben açayım derdine giriyorsunuz. Çünkü şeytan sirki öyle süslemiş ki insancıklar ilk gördüğünde 4 yaşındaki çocuklar gibi heyecanlanıyor. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 217 Bir süre hayran hayran izleyip sonra ise sirkte görev alıp içinden çıkılmaz bir dünyada zenginleştiğini zannederek yoksullaşmaktalar. Şeytan’ın sirkinin ne olduğunu tüm dostlarımız anlamıştır umuyorum. İşte Alemlerin Rabbi olan Allah’a şükürler olsun ki bedenimin dili ile bize bu hakikatleri açtı. Rabbim bilir ama artık yeni bir kitap yazmama gerek kalmaz inşallah. Sessizce şöhret, makam, para gibi belalara bulaşmadan bu dünyayı terk etme müjdesini alabilirsek yeterlidir. Bu eserle yüz binlerce soruya cevap verdiğimizi düşünüyorum. En az din bilgisi olan ve bu eseri anlayarak okuyan bir kişinin bile; ilahiyatçı bir prof. hocadan, fetva bilgisi almaya gerek duymayacak kadar Kuran'dan istifade edeceğini ve Allah’ı hatırlamak üzere kurgulanan bir dünyada olduğumuz gerçeği ile net bir şekilde İslami meselelerde olaylara vakıf olacağını ve şüpheye yer kalmadan hakikati anlayacağını düşünüyorum. Şahid olun ki Adem KORKMAZ Mümin olma gayreti doğrultusunda elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalıştı. Hatalar, kusurlar, yanlışlarımız mutlaka vardır ve bana göre olmalı. Zira kusursuz bir 'ben’i taşıyabilmem mümkün değildir. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 218 Tefekkür amaçlı ortaya konmuştur. Geri adım atmam ve her şeyi yanlış anladım demem muhaldir. Bu sebeple asla kutsamadan eseri okuyunuz.Ve anlattıklarımın tümünü sizin idrak düzeyinize,3.boyuta çektiğimi hesaba katara SUBHANALLAH çizgisi ile değerlendiriniz. Size lazım olanı alın. Arının bal yapmak için gösterdiği gayret gibi titiz bir çaba sarf edin ve sözün en güzeline uyun. "Onlar ki, sözü dinler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın kendilerini hidayete erdirdikleridir ve onlar akıl sahipleridir." (Zümer/18) İnsanların yüreğinde, gönlünde Allah vardır. Kuran müminlerin bunu anlaması gerektiğini vurgular.Ve insanlar bir birlerini severken sevilen Allah’tır.Kişi bunu fark ederse bahtiyar olur.Zira Allah'ın olmadığı yer söz konusu değildir.Bunu fark eden ebedi olarak sevdiğinden uzak kalmaz. Çünkü Allah her şeyi kuşatmış her zerreye hakim olmuştur.Allah'dan ayrı kalmak diye bir şey söz konusu değildir. Ancak "zan" ve "inanç" yönü ile fark edemeyerek ayrı kalınır.. "Nefisleriniz (Yüreğiniz de) de. görmeyecek misiniz?" Kuran 51/21 Hâlâ bakıp Siz yinede affetmeye devam edin."..Yinede onları affet.Allah ihsan edenleri sever"Maide 13 Yani affetmek en güzel ihsandır.. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 219 Allah affedenleri sevmektedir.. Sevilmek için affetmeliyiz.. Allah’ın Selameti sizinle olsun! Ve Arş'a İstiva eden Rahman sizlere güzellikler versin. Sevgi ile.. Adem KORKMAZ www.ademkorkmaz.com [email protected] Fatiha; Allah’ın rahmetinden uzak olan ve gazabına uğrayarak dünyada ve ahirette helak olan şeytandan, Allah’a sığınırım. Ruhuma karışıp benimle Ahirette beden olmasından Allah'a sığınırım. Rahmân, Rahim, Allah'ın ismi ile Bitiriyorum. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 220 Adem Korkmaz Kimdir Adem Korkmaz 1979 Kayseri doğumludur. Aynı zamanda İstanbul'da yaşamaktadır. En büyük amacı mü’min olarak yaşayıp mü'min olarak hayata gözlerini yummaktır. Bütün çalışmaları bu amaca yöneliktir. Adem Korkmaz’ın kitap yazma çalışmalarının hiçbir ticari gayesi yoktur. Ziyaretçi çoğaltmak,ünlü olmak, cemaati sevindirmek veya üzmek, tepki çekmek, taraftar toplamak, gözden düşmek, göze girmek ve bir takım liderlerin/adamların/vb. rızasını aramak gibi amacı da yoktur. Tek gayesi Kur’an okumak ve anladıklarını paylaşarak Allah'ın rızasını aramaktır. Ortaya koydukları bir çeşit sesli düşünmedir. Mana yönü ile yıllarca sonra gelen neslin anlayacağı türden bilgilerdir. Kuran mealini sorgulayarak okumayanlar, soruları olmayanlar Adem Korkmaz'ı anlamazlar. Ezbercilerin moralini bozar, anlamazlar. Ortaya koydukları özgün ve daha önce söylenmemiş manalardır. Adem Kokmaz'a göre daha önce söylenmiş bir şey mahremini yitirmiştir. Bu yüzden tekrar etmek manayı bozar. Değersiz dünya hayatına tapan, onu bunu kutsayan kişiler ve samirileri olanlar Adem Korkmaz'ı anlamazlar. Adem Korkmaz'a göre herkes haklıdır ancak eksiklikler vardır.Genel olarak hayatı sorgulamaya ve tefekküre davet etmektedir. Kuran'ı yazanı değil, yazılanı aramaya davet etmektedir. SubhanAllah çizgisine davet etmektedir. Gelenek dininin mensupları tarafından kutsamak için bir arayışa girenlere göre değildir. Ne bu site ne kitapları ne de Adem Korkmaz! Hataları ile kusurları ile vasat bir insan/kul kabul edenlere göredir. Yüce, efendi, ulu birilerini arayanlara göre değildir ve olmayacaktır. Bu konuda en net hali ile bilginin ulaşmasından yanadır.Kelimelerle oynayıp, sığ manaları çok kelime katıp derinleştirdiğini düşünerek kitapların sayfa sayısını artırıp sevenlerine satmak gibi bir derdi yoktur ve olmayacaktır. Yazılarında ve kitaplarında (".") kullanmadan yazdığı her şey Allah'ın hediyesi olup vasat bir kul Adem Korkmaz imzası taşımaktadır. "Bir büyük ulu, her dediği doğru KUTSANMIŞ şahıs azam Ulemaya/Gavsa/Hocaya/Üstada yahut "büyük efendi büyük Şeyh'e" ait değildir. Bu şu anlama geliyor. Sorgulanabilir. Ret edilebilir. Kabul edilmeyebilir. Alternatif yollar düşünülebilir. Tefekkür edilebilir. Tüm yayınlarını ücretsiz okur, dinler, bilgisayarınıza indirebilir, çoğaltabilir bireysel veya toplumsal iletişim araçlarıyla, internet üzerinden veya her yoldan kaynak göstererek çevrenizle paylaşabilirsiniz. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 221 Tefekkür Konulu Adem Korkmaz Eserleri Dünya Yeryüzü Değil/İnsan Yaratılmadı Kitap bir çeşit sesli düşünmedir.Birtakım eksikliklerde mevcuttur.Mana yönü ile ateistlik gibi bir çok fikrin oluşmasına sebebiyet verecek kaynakların önünü tıkamaktadır. Kuran mealini sorgulayarak okumayanların bu kitap işine yaramaz.Kitapla ilgili okuyucu görüşleri "Hayatımı sarsan 2.eser oldu." Mehmet .Ş. H. "Yıllardır her türlü kitabı okudum araştırdım ama bunun gibi mükemmelini görmedim."N. A. "O kadar çok soruma cevap buldum ki Artık Müslüman olduğuma eminim.." Y. Kutlu "Bütün İslam alemini ve hatta Hıristiyan alemini dahi birleştirecek tek eser."Sümeyye M. "Bu kitap seçilmiş çok az şanslı kişiye ulaşacaktır.Bunlardan biri olduğum için çok mutluyum.." M.Şeyma K. Yarım Kalan Dua Gençlere okuma alışkanlığı katabilecek bir gençlik romanıdır.Ayrıca bir not:Kitabın matbaa baskısı Meneviş yayınları tarafından yapılarak okuyucuya buluşturuldu. Kitabın tarafıma verilen yüzde 10 telifi ise İHH ya bağışlandı. Okur Yorumu;"SELAMÜNALEYKÜM ALLAH SİZDEN AHIR ZAMANA KADAR RAZI OLSUN İLKEZ BİR KİTABI SONUNA GETİRDİM VE BU ACİZ YAŞLAR BENDEN HABERSİZ BENİ TERK ETTİVE EPEYDİR AĞLAYAMADIĞIM İÇİN BUNALIMDAYDIM SAĞOLUN BİRAZ DA OLSA İÇİMİ YIKADINIZ ALLAH HEP YANINIZDA VE YARDIMCINIZ OLSUN." Dua ve Tefekkür o Dünyada ki en hikmetli ve en değerli işlerden biri Kuran ve mealini okumaktır.Bu dünyayı değerli kılan "O" Dilemeden siz dileyemezsiniz" hükmünün olmasıdır.İşte Kuran aslında bir başka özelliği de dua rehberi olmasıdır.Peygamberlerin,Salih kulların,meleklerin nasıl dua ettiğini vurgular.İşte bu eserde Kuranda ki dualarla bütünleşmek nasıl olur en kısa ve en net yöntemle izah edilmeye çalışılmıştır. 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ 222 5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ