25 AGUSTOS 01.SAYFA_Mizanpaj 1

Transkript

25 AGUSTOS 01.SAYFA_Mizanpaj 1
Kına gecesinde coştu
3 kişiyi yaraladı
A
Danıştay’dan KİK ihalesi kararı
D
anıştay, verdiği kararla iş ortaklığı kurarak ihaleye girecek olan
şirketleri rahatlattı. Ankaralı Av. Duygu Kılıç Çaylı'nın Danıştay'dan aldırdığı kararla, iş ortaklığı kuran her bir şirket idarelere
karşı işlediği suçtan kendisi sorumlu olacak ve söz konusu ortak, kamu
ihalelerine katılamayacak. Av. Duygu Kılıç Çaylı ile ilgili kararı Başkent
Gazetesi için görüştük.
Aysel Kanber’in haberi sayfa 4’te
masya'nın Hamamözü ilçesinde kına gecesine katılan polis memurunun
havaya ateş açması sonucu 1'i
ağır, 3 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, ilçeye
bağlı Sarayözü köyünde bir yakınının kına gecesine katılan ve
Ankara'da görev yaptığı öğrenilen polis memuru Veysel Turan'ın
(52) beylik tabancası ile havaya
ateş açması sonucu, bir evin balkonundan töreni izleyen Leyla
Gümüş (52), Fikriye Yener (65) ve
Zübeyde Kaya (51) yaralandı.
Yaralılar, Merzifon Karamustafa Paşa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Leyla
Gümüş, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine
sevk edildi.
Olayla ilgili gözaltına alınan
Turan, savcılıktaki ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
(AA)
Ressamlar Sakarya’da buluşacak
Ç
ankaya Belediyesi ve Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği, 30 sanatçının
katılacağı Resim Çalıştayı ile sanatı
sokağa indirerek, ülke ve Başkentin
sanat yaşamına yeni değerler katacak.
Sanatın farklı ögelerini ve sanat-
çıların söylemlerini Başkentlilerle
buluşturmayı amaçlayan Çankaya
Yazı etkinlikleri kapsamında düzenlenen ahşap heykel ve atık heykel sempozyumlarının ardından
Sakarya Caddesi büyük bir etkinliğe daha ev sahipliği yapacak.
Haberi sayfa 2’de
Ölüm akraba ziyaretinde yakaladı
K
FİYAT: 25 Kr
25 Ağustos 2012 Cumartesi
arasu ilçesinde denize giren 11 yaşındaki çocuk boğuldu. Ankara'dan
annesiyle ilçede yaşayan teyzesini ziyarete gelen Melih Fazıl Gökgül
(11), dün gece arkadaşlarıyla Batı Karadeniz Caddesi mevkisinde denize girdi. Bir süre sonra suda çırpınmaya başlayan Gökgül, gözden kayboldu.
Arkadaşlarının ihbarı üzerine gece saatlerinde kayıp çocuğu arama çalışmalarına başlayan Karasu Belediyesi cankurtaran ekipleri sonuç alamayınca, çalışmalara bugün de devam etti.
Gökgül'ün cesedi, kaybolduğu bölgeye 10 metre uzaklıkta dalgıçlar tarafından bulundu. Çocuğun cenazesi otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
‘İbretle izliyorum’
Ankaragücü eski Başkanı Ahmet Gökçek, kulübe FİFA tarafından öngörülen
6 puan silme cezasının sorumlusu olarak gösterilmesini tepkiyle karşıladı.
Kızılcahamam’da orman yangını
K
ızılcahamam'ın Pazar beldesindeki Otacı köyünde çıkan
ve 100 hektarlık alana zarar
veren yangını söndürme çalışmaları devam ediyor.
Öğle saatlerinde henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangın
100 hektarlık ormanlık alana zarar
verdi.
Ankara, Kızılcahamam, Çamlıdere, Kazan'daki orman işletmesine bağlı ekiplerle itfaiyenin
müdahale ettiği yangını söndürme
çalışmaları sürüyor.
Çalışmalara vatandaşlar da katılıyor.
(AA)
r Gökçek, ”Görevden ayrılma-
r Gökçek, “Konuya vakıf olma-
mızın üzerinden 1 yıl gibi bir süre
geçmiş olmasına rağmen anılan
borçların belki de yönetimimize
karşı bir kamuoyu oluşturabilmek
için kasten ödenmemesi kulübe
yapılan ihanetten başka bir şeyin
olmadığını düşünmekteyim” dedi.
yan siyasi bir takım çevrelerin Ankaragücü menfaatleri ile ilgilenmedikleri tek yaptıklarının gölgemiz ile
kavga etmek olduğu da aşikardır.
Bu tarz zihniyetlere tek tavsiyem,
gündeme icraatları ile gelmeleridir”
diye konuştu.
Ahmet Gökçekʼin açıklamaları sayfa 7ʼde
Kılıçdaroğlu’ndan şehit evine ziyaret
C
HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Şehit
evlerine, şehit cenazelerine gitmek, onların
acılarını paylaşmak nereye kadar. Artık buna
bir son verilmesi lazım. Hükümet, gerçek anlamda
neyi yapmak istiyorsa nasıl yapmak istiyorsa çıkıp kamuoyuna bu konuda açıklama yapsın, biz de kendisine destek verelim'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Şırnak'ın Uludere ilçesinde askerleri
taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu şehit düşen ve
Çorum'da toprağa verilen jandarma uzman çavuş Ali
Doğan'ın (25) Ankara'daki evine Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ve Ankara İl Başkanı Zeki
Alçın ile gelerek, aileye taziyelerini iletti.
Akşam saatlerinde şehidin Mamak Şirintepe Mahallesi'ndeki evine gelen Kılıçdaroğlu, dışarıda taziyeleri kabul eden baba Arap
Doğan'a başsağlığı diledi. Kılıçdaroğlu, daha
sonra binaya girerek şehidin diğer yakınlarına taziyelerini sundu.
Evden çıkışında bir gazetecinin, Gaziantep'teki patlamayla ilgili Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç'ın istihbarat zafiyeti olmadığına
yönelik bir açıklama yaptığını, AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın da istihbarat zafiyeti olmadığı ancak emniyet
müdürünün hatası olduğunu söylediğini belirterek, bunu nasıl değerlendirdiğini sorması
üzerine Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'nin iyi yönetilmediğini artık bütün yurttaşlarımızın görmesi lazım'' diye konuştu.
Hükümetin kendi içinde uyumlu olmadı-
Pencereden atlayarak
kaçmaya çalıştı
S
incan F2 Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan bir kişinin, sevk edildiği Sincan
Devlet Hastanesi'nde firar girişiminde
bulunduğu bildirildi.
Yürütülen bir ''dolandırıcılık'' soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Kadir
Cumhur Özdemir, bazı tetkikler için cezaevi
görevlilerince getirildiği Sincan Devlet Hastanesi'nin penceresinden atlayarak, kaçmaya
teşebbüs etti. Özdemir, görevlilerin durumu
fark etmesi üzerine hastane bahçesinde yakalandı.
Tekrar cezaevine götürülen Özdemir hakkında, Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulunulacağı belirtildi.
ğını savunan Kılıçdaroğlu, ''Birisi bir telden çıkıp söz
ediyor, öbürü öbür telden. Birisi istihbarat sağlam
diyor, öbürü istihbaratta zafiyet var diyor. Hangisine
inanacaksınız. Aynı partiden çok farklı sesler çıkıyor''
değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, gelinen noktada sonuca bakılması
gerektiğini belirterek, Türkiye'de tam bir terör havası
olduğunu iddia etti.
''Şehit evlerine, şehit cenazelerine gitmek, onların acılarını paylaşmak nereye kadar. Artık buna bir
son verilmesi lazım. Hükümet, gerçek anlamda neyi
yapmak istiyorsa nasıl yapmak istiyorsa çıkıp kamuoyuna bu konuda açıklama yapsın, biz de kendisine
destek verelim'' diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Otomobille minibüs
çarpıştı: 6 Yaralı
A
nkara'nın Çubuk ilçesinde meydana
gelen trafik kazasında 6 kişi yaralandı.
Yıldırım Beyazıt Mahallesi Ankara Bulvarı'ndaki Çıraklık Eğitim Merkezi Kavşağı'nda, Şükrü Koyuncu yönetimindeki 06
CCB 03 plakalı otomobil, Ankara istikametine
giden İsmail Yıldırım'ın kullandığı 06 VKS 36
plakalı minibüsle çarpıştı.
Kazada, otomobil sürücüsü Şükrü Koyuncu ile minibüsteki İsmail, Hatice, Emine,
Fahriye ve 5 yaşındaki Hafize Çakır yaralandı.
Yaralılar ambulanslarla Ankara'daki hastanelere kaldırıldı.
Mahalle sakinleri kavşakta sinyalizasyon
sistemi bulunmamasına tepki gösterdi.
''Ciddi bir zafiyet var, ciddi bir yönetim boşluğu
var. Kimin ne yaptığı belli değil. Hükümet bir anlamda kendisini teröre teslim etmiş gibi bir hava var.
Teröre teslim olan bir hükümet olabilir mi? Terörün
arkasından sürüklenip giden bir hükümet olabilir mi?
Bir demokrasi anlayışı olabilir mi? Bunu kabul etmiyoruz. Eğer bugün eleştirimizin dozunu hafif tutuyorsak Türkiye daha fazla bir kutuplaşma yaşamasın
diye bunu yapıyoruz, ama hükümet de bir şey yapacaksa biran önce oturup gereğini yapsın. Biz bunu
bekliyoruz.''
Kılıçdaroğlu, bu konuda çözüm üretmek istediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Parlamentoya, buyrun gelin toplantıya dedik,
hep beraber görüşelim dedik, reddedildi.
Madem bizim taleplerimiz reddediliyor, sizler çözüm üretin biz size gelip destek verelim. Biz bu ülkede hiç kimsenin burnu
kanamasın istiyoruz. Bu ülkede huzur olsun
istiyoruz. Bu ülkede barış olsun istiyoruz biz.
Bayrağımız tek, devletimiz tek, milletimiz
tek. O zaman biz neyi paylaşamıyoruz. Niye
gencecik insanlarımız hayatlarını kaybediyor
bu ülkede. Biz çalışalım diyoruz, parlamentoyu açalım diyoruz, oturalım konuşalım diyoruz, çözüm önerelim diyoruz. 'Hayır
efendim, terörün ekmeğine yağ sürersiniz
siz' deniyor. Cami avlusunda devlet toplanıyor da Meclis'te niye devlet toplanmıyor.
Cami avlusunda bir araya geliyoruz da Meclis'te niye bir araya gelmiyoruz.''
(AA)
2012 Dikey Geçiş Sınavı
sonuçları açıklandı
2
012 Dikey Geçiş Sınavı(DGS) sonuçları
açıklandı. ÖSYM'den yapılan açıklamada, 15 Temmuz 2012 tarihinde yapılan
2012-Dikey
Geçiş
Sınavı'nın
değerlendirme işlemlerinin tamamlandığı bildirildi.
Açıklamaya göre, sonuçlar ÖSYM'nin
''https://sonuc.osym.gov.tr'' internet adresinde duyuruldu. Adaylar, sınav sonuçlarını
internet adresinden TC Kimlik Numaraları ve
şifreleri ile öğrenebilecek. Sınav sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine
gönderilmeyecek. Tercih işlemlerinin yapılacağı tarihin, ÖSYM'nin internet adresinden
daha sonra duyurulacağı belirtildi.
Sırça
Kümes
ADT, Kıbrıs yolcusu
2
012 – 2013 Tiyatro Sezonu’na 2
Ekim 2012 tarihinde perde açacak olan Ankara Devlet Tiyatrosu;
hazırlık çalışmalarının yanı sıra yurtdışı
turnelerini sürdürüyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Lefkoşe Belediyesi’nin 3 - 30 Eylül 2012
tarihleri arasında düzenlediği “10. Kıbrıs Tiyatro Festivali”ne 4 değişik oyun
ile katılacak olan Ankara Devlet Tiyatrosu’nun turne programı şöyle:
“Sırça Kümes (Cam Biblolar)” 11
Eylül tarihinde saat 21:00’de Yakın
Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve
Kongre Merkezi’nde temsil edilecek. Tony ve Pulitzer ödüllerinin
sahibi Tennessee Williams’ın yazdığı, Can Yücel’in dilimize çevirdiği oyunu Amerikalı konuk rejisör
Jason Hale yönetti. Oyun, Dekor
tasarımı H. Güven Öktem’e, giysi
tasarımı İnci Kangal’a, ışık tasarımı Yakup Çartık’a ait olan
oyunda: Meltem Keskin Bayur,
Orhan Özyiğit, İrfan Kılınç ve
Gülin Ersoy rol alıyor. “Oyun, değişen dünyanın dansına ayak uydurmaya çalışan bir ailenin
öyküsünü ele alıyor.”
“Soğuk Bir Berlin Gecesi” 17
Eylül 2012 tarihinde aynı sahnede
aynı saatte temsil edilecek diğer
Ankara Devlet Tiyatrosu oyunu.
Yazan ve yöneten Barış Eren.
Dekor tasarımı Sinan Yardıme-
dici’ye, giysi tasarımı Günnur Orhon’a,
ışık tasarımı Zeynel Işık’a ait oyunda:
Olcay Kavuzlu, Fulya Koçak, Ferahnur
Barut, Eray Eserol, Adnan Erbaş, Mahmut Işık rol alıyor.
Nikolay Vasiliyeviç Gogol’un yazdığı, Sylvie Luneau – Roger Coggio’nun uyarladığı, Coşkun Tunçtan’ın
çevirdiği, Cem Emüler’in proje tasarımını ve yönetmenliğini yaptığı “Bir Delinin Hatıra Defteri” ise 24, 25 ve 26
Eylül tarihlerinde Halk Sanatları Derneği Lokali’nde sanatseverler ile buluşacak.
(Başkent)
Bir Delinin
Hatıra Defteri
KENT-YAŞAM 2
25 AĞUSTOS 2012
CUMARTESİ
Ressamlar Sakarya’da buluşacak
Çankaya Belediyesi ve BRHD'nin ortaklaşa gerçekleştireceği Resim Çalıştayı ile Sakarya
Caddesi yeniden sanat sokağına dönüşecek. 30 sanatçının katılacağı Resim Çalıştayı ile
sanat sokağa indirilerek Başkentin sanat yaşamına yeni değerler katmak hedefleniyor.
Ç
ankaya Belediyesi ve Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği, 30 sanatçının katılacağı Resim
Çalıştayı ile sanatı sokağa indirerek, ülke ve Başkentin sanat yaşamına yeni değerler katacak.
Sanatın farklı ögelerini ve sanatçıların söylemlerini
Başkentlilerle buluşturmayı amaçlayan Çankaya Yazı etkinlikleri kapsamında düzenlenen ahşap heykel ve atık heykel
sempozyumlarının ardından Sakarya Caddesi büyük bir etkinliğe daha ev sahipliği yapacak.
Yurttaşların sanatla içiçeliğini sağlamak amacıyla halka
açık alanlarda çeşitli sanatsal etkinliklere imza atan Çan-
kaya Belediyesi, resim sanatının 30 önemli ismini Başkentlilerle buluşturmaya hazırlanıyor. Sanat yaşamlarını Ankara'da sürdüren BRHD üyesi 30 ressam, Çankaya
Belediyesi'nce düzenlenen Resim Çalıştayı'nda yurttaşlarla
birlikte örnek bir projeye imza atarlarken 6 gün sürecek
etkinlik boyunca halkın sanata bakış açısından estetik kaygılarının değişimine varana dek pek çok algıyı da değiştirmeyi hedefliyorlar.
Sanata ve sanatçıya sahip çıkan toplumların hayatı en
güçlü biçimde sürdürme düzeyine de eriştiklerini belirten
Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, "Bir kültür sanat
odağına dönüştürmeye çalıştığımız kent merkezinde 27
Ağustos'ta başlayıp 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde sona
erecek Resim Çalıştayı'nı izlemeye tüm Ankaralıları davet
ediyoruz" dedi.
RESİM ÇALIŞTAYINA KATILACAK
SANATÇILAR
Ataç Elalmış, Halil Coşkun, Hacı Demirci, Bedri Karayağmurlar, Gülay Yüksel, Bünyamin Balamir, Güzin Ayrancıoğlu, Güzin Arısoy, Önder Aydın, Gültekin Serbest,
Mustafa Salim Aktuğ, Rabiya Çalışkan, Durmuş Ali Akça,
Ayşe Arkün, Sezai Kara, Efkan Beyaz, Adil Ocak, Ercan
Gülen, Himmet Gümrah, Nejla Tosmur, Muharrem Pire,
Nihat Kahraman, Nur Esen, Orhan Kurmalı, Svetlana İnaç,
Teymur Ağalıoğlu, Sabri Akça, Ali Düzgün, Mehmet Ali
Doğan, Nur Gökbulut'tan oluşan Çalıştay sanatçıları Sakarya Caddesi ve yapımı devam etmekte olan Çankaya Belediye Başkanlığı Binası avlusunda 6 gün boyunca
katılımcılarla sohbet ederek resim yapacaklar. (Başkent)
Başkent BELMEK kayıtları başladı
B
aşkentli hanımların meslek kapısı
BELMEK’lerin (Büyükşehir Belediyesi
Meslek Edindirme Kursları) kayıtları
başladı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin
18 yıldır başarıyla düzenlediği ve bugüne
kadar yaklaşık 197 bin Başkentli hanımı
meslek sahibi yaptığı BELMEK’ler, kayıtların
ardından yeni eğitim dönemine de 17
Eylül’de başlayacak.
Başkentli hanımların üretime katılarak
toplum içerisindeki yerlerini almalarını sağlamak amacıyla başlatılan BELMEK’lerin,
yeni dönemiyle de Ankaralı hanımları meslek sahibi yapacağını ifade eden Büyükşehir
Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Selma Okuroğlu, “Toplam 6 bölgede,
160 kurs merkezinde ve 32 branşta açacağımız kurslarımıza katılmak isteyen Başkentli hanımlarımız, Altındağ, Çankaya,
Keçiören, Mamak, Sincan ve Yenimahalle
BELMEK kurs merkezlerinde kayıt yaptırabiliyorlar” dedi.
“Her ev bir atölye olacak” sloganıyla
1994 yılında açılan BELMEK’lerin, bugüne
kadar yaklaşık 197 bin kursiyere hizmet vererek, hem Ankaralı hanımların vakitlerini
en iyi şekilde değerlendirmelerini hem de
meslek sahibi olmalarını sağladığını ifade
eden Okuroğlu, “Kimi nakış ustası, kimi el
sanatları ustası olan kadınlarımızın bazıları
da yaptıkları rölyeflerle ustalıklarını sergilediler” diye konuştu.
“BELMEK kursiyeri hanımların el emeği
göz nuru ebruları, çinileri, nakışları, yaptıkları pek çok güzel işler evlerinin en güzel
köşelerini süslüyor” diyerek konuşmasını
sürdüren Selma Okuroğlu, “Ben de el sanatlarıyla uğraşmak istiyorum’, diyerek, bu
meslek kapısı BELMEK’lere koşan hanımlar,
kurslarda kurdukları dostluk ve arkadaşlıklarla da sosyal yaşamın içerisinde keyif dolu
anlar yaşıyorlar” dedi.
Başkentli her kadının, şehrin dört bir tarafında oluşturulan merkezlerde katılabileceği kursların, 17 Eylül 2012 tarihinde
başlayıp, 14 Haziran 2013 tarihine kadar
devam edeceğini de kaydeden Okuroğlu,
şunları söyledi:
“Kurslara katılmak isteyen hanımların, 2
adet fotoğraf, nüfus cüzdanı fotokopisi ve
diplomalarının fotokopisiyle birlikte, Altındağ, Çankaya, Keçiören, Mamak, Sincan ve
Yenimahalle’deki BELMEK bölge merkezlerine giderek kayıt yaptırmaları yeterli ola-
cak.”
Kursların, “Makine Nakışı, El Nakışı,
Sim Sırma, İğne Oyası, Şiş Dantel, Tel
Kırma, Dantel Anglez, El Sanatları, İpek
Pentur, Ahşap Boyama, Kumaş Boyama,
Rölyef , Ahşap Rölyef, Turistlik El Sanatları,
Taş Bebek, Takı Tasarımı, Gümüş İşlemeciliği, Giyim, Mefruşat, Patchwork, Trikotaj,
Yorganlama, Kilim, Resim, El Örgücülüğü,
Çini, Ebru, Minyatür, Tezhip-Hat, Mozaik,
Seramik, Ev Ekonomisi-Yemek” olmak
üzere toplam 32 branşta yapılacağını da
ifade eden Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Okuroğlu, merkezlerin telefon numaralarından her türlü soruların da
cevaplandırıldığını kaydetti.
(Başkent)
Evlere cenaze hizmeti
B
üyükşehir Belediyesi, yakını vefat
edenlerin cenaze hizmetlerini
baştan sona yerine getirmesinin
ardından, evlere de mevlit okuyacak
hoca gönderiyor.
“Alo 188” Cenaze Hizmeti ile yakını
vefat eden üzüntü içerisinde ne yapacağını bilemeyen vatandaşın yardımına
koşarak acısına ortak olan Büyükşehir
Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı,
defin sonrasında da cenaze sahiplerinin
talebi üzerine, özel günlerde mevlit
okuyacak hoca ile mevtanın ardından
dualar gönderiyor.
Defin işleminin başından
sonuna
kadar cenaze
sahiplerinin
psikolojik ve fiziki durumlarını
göz
önünde tutan,
dini vecibelerin yerine getirilmesi, ölüm
raporunun hazırlanması dahil ücretsiz
hizmet veren “Alo 188” Cenaze Merkezi, özel günlerde mevlit okuyacak 2
bayan ve 7 erkek hoca ile de bir hizmeti
yerine getiriyor.
Tüm cenaze hizmetlerinde olduğu
gibi “Alo 188”yine hiçbir ücret talep etmeden, ölen vatandaşların 7’si, 40’ı ve
52’si gibi özel günlerde cemaatin talebine göre vatandaşın konutu veya belirlediği bir mekanda mevlit okuması için
bayan veya erkek hoca temin ediyor.
(Başkent)
Etimesgut’ta Anadolu lezzetleri
E
timesgut’ta 7 Eylül’de başlayacak 9. Uluslararası
Anadolu Günleri Kültür ve
Sanat Festivali’nde vatandaşlar,
Anadolu mutfağının lezzetlerini
tatma imkanı bulacaklar.
Ankara’nın gözlemesi Yozgat’ın testi kebabı, Arabaşısı, Erzurum’un Cağ Kebabı, kadayıf
dolması, Çorum’un leblebisi,
Tokat’ın batı, Gümüşhane’nin
kömesi, şekerlemesi, Sivas’ın
ketesi, Kars’ın kaşarı, Niğde’nin
elması, Kırım’ın Çig böreği, Kırgızların pilavı, Ural’ların SekSek’i ve daha birçok geleneksel
lezzetler bu festivalde yer alacak. Unutulmaya yüz tutmuş
veya yeni neslin bilmediği bir-
çok tat yeniden hatırlanacak.
Festivalde ayrıca asırlık kalaylı bakır kaplar ve tencereler,
güğümler, ibrikler sergilenecek.
Etimesgut Belediye Başkanı
Enver Demirel, Türk dünyasına
ve Anadolu cografyasına ait
bütün kültürel ve sanatsal unsurların bu festivalle yaşatıldığını
belirterek, “Festivalimizde Anadolu mutfağımızın yanı sıra Türk
Cumhuriyet ve topluluklarının
da yemek kültürleri yer alacak.
Hiç tatmadığımız ya da adını tadını unuttuğumuz birçok lezzeti
tadabileceğiz. Tüm vatandaşlarımızı 10 gün 10 gece sürecek
festivalimize davet ediyorum”
dedi.
(Başkent)
Altındağ Belediyesi’nde
kurs kayıtları başlıyor
A
ltındağlı kadınlarının ufkunu genişleten Altındağ
Belediyesi Kadın Eğitim ve Kültür Merkezleri’nde
yeni eğitim sezonu kayıtları başlıyor. Altındağlı
kadınların cesaret ve yeteneklerini geliştiren, her yaş grubundan binlerce kadına sertifika ve seminer programları
ile kendilerini geliştirme imkanı sağlayan Kadınlar Eğitim
ve Kültür Merkezleri 2012- 2013 dönemi için kapılarını
açıyor.
Okuma yazmadan İngilizceye, bilgisayardan ebruya
kadar sanatın ve sporun çeşitli dallarından tam 49 farklı
branşta kursun Altındağlı kadınların hizmetine sunulduğu
merkezlere başvurular başladı. 22 Ağustos – 14 Eylül
2012 tarihleri arasında gerçekleşecek olan kayıtlar için
merkezlere müracaat etmek gerekiyor.
Sayıları 23’e ulaşan Altındağ Belediyesi Kadınlar Eğitim ve Kültür Merkezleri’nde meslek edindirme ve hobi
kurs kayıtları için başvurular tüm Kadın Eğitim Kültür
Merkezleri’nden gerçekleştirilebilecek. Merkezlere üye
olmak ve kurslara kayıt yaptırmak için yalnızca nüfus
cüzdanıyla merkezlere başvurmak yeterli. Yeni kurs döneminde birbirinden farklı 49 kategoride eğitimlerin başlayacağını belirten Altındağ Belediye Başkanı Veysel
Tiryaki, “Altındağlı kadınların kendilerini geliştirmeleri,
sosyal ve iş hayatına da atılmaları için başlattığımız kursların çok doğru bir adım olduğunu görüyoruz. Şimdiye
kadar binlerce Altındağlı kadın bu kurslarda kendilerini
geliştirdiler, sertifikalarını aldılar. El becerilerini geliştiren
yüzlerce kadın yaptıkları ürünleri satarak aile bütçesine
katkı sağlamaya başladı. Belediye olarak onlara yeni imkanlar yarattı.” diyerek, tüm Altındağlı kadınları merkezlerden faydalanmaya çağırdı.
(Başkent)
Mamak Belediyesi’nden
Türk bayrağı anıtı
M
amak Belediyesi Başkent’te büyük bir Türk bayrağı anıtı kazandırmaya hazırlanıyor. Beş bin
metre kare alan üzerine yapılan ve hafriyat alım
çalışmaları tamamlanan Anıt Park Projesi tamamlandığı
zaman Samsun yolu üzerinden Ankara’ya giriş yapan
tüm vatandaşları Başkent’in en güzel anıt park projelerinden birisi karşılayacak. Mamak’ta birbirinden iddialı
projeleri hayata geçirerek büyük dönüşümlere imza atan
Mamak Belediyesi dikkat çekici bir projeyi daha hayata
geçiriyor. Samsun yolu üzerinde beş bin metre kare alan
üzerinde yapımı hızla sürdürülen Anıt Park projesinin
hafriyat alım çalışmalarını tamamlandı. Mamak Belediyesi Anıt Park projesini üç ayda tamamlamayı hedefliyor.
İçerisinde 37 adet küçük Türk Bayrağı ile birlikte 40
metre yüksekliğinde bir büyük kule bulunuyor. Kule üzerine dikilecek olan 5x10 metre ebatlarında Türk Bayrağı
sayesinde bu proje Başkent’in en büyük Türk bayraklarından birine ev sahipliği yapacak. Anıt Park projesinin
dikkat çeken bir diğer unsuru ise park içerisinde uygulanacak olan ışıklandırma. Belli bir senaryo çerçevesinde
tasarlanan ışıklandırmada kırmızı renkte efektler eşliğinde gerçekleştirilecek. Her bayrağın altına ayrı ayrı konulacak projektörlerle birlikte Anıt Bayrak projesi
Başkentlilere geceleri de tam bir görsel şölen yaşatacak.
Anıt Bayrak projesini değerlendiren Mamak Belediye
Başkanı Mesut AkMamgül, “Bayrağımızın şanına yakışır
bir proje. Samsun Yolu üzerinden Başkente giren tüm vatandaşlarımızı karşılayacak olan Anıt Park, Mamaklılar
içinde ayrı bir gurur kaynağı olacak. Anıt Park, Başkent’te
ki en büyük Türk bayraklarından birisine, kırk metre yüksekliğinde bir kule ile ev sahipliği yapacak. Gölgesinde
bulunmaktan büyük bir gurur duyduğumuz ay yıldızımıza ne kadar hizmet etsek azdır. Anıt bayrak projesini
yaparken ayrı bir felsefesi olsun istedik. Proje içerisinde
bulunan 37 küçük bayrağın sayısını ise İstiklal Marşı’nın
onuncu kıtasında yer alan, ‘Dalgalan Sende Şafaklar Gibi
Ey Nazlı Hilal’ mısralarındaki harf sayısınca belirledik.
Bu projenin şimdiden tüm vatandaşlarımıza hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum” dedi.
(Başkent)
25 Ağustos 2012 Cumartesi Sayı 15776
Özgün Medya Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş Adına Sahibi:
Ünsal GÜNDOĞAN
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
M. Mahzun DOĞAN
Adres:
Sayfa Editörü
Aysel KANBER
İnternet Editörü
Makbule AKGÜL
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
Akay Caddesi No:10 06640
Bakanlıklar/ANKARA
Tel
Faks
: 0 312 419 01 75
: 0 312 425 73 99
email: [email protected]
Baskı: Özgün Matbaacılık San.ve Tic.A.Ş. Ankara Polatlı Karayolu
52. km. Nurlu Mevkii Özgün Grup Sitesi
Temelli Beldesi Polatlı/ANKARA
Tel: 0312 645 19 10 Faks: 0312 645 19 19
BAŞKENT GAZETESİ İLAN TARiFESİ
(St/Cm)
1. Sayfa (Renkli)
1. Sayfa (Siyah Beyaz)
Zayi İlanları Kelimesi
: 30,00 TL
: 22,50 TL
: 50 KR+KDV
Diğer Sayfalar (St/Cm)
Renkli
SiyahBeyaz
Genel Kurul 10x2 Sütun
: 15,00 TL
: 12,00 TL
: 60 TL + KDV
3 SİYASET-GÜNDEM
25 AĞUSTOS 2012
CUMARTESİ
Failin kimliği açıklandı
Gaziantep Valisi Erdal Ata, Gaziantep'teki patlamayı gerçekleştiren kişinin “Firaz” kod
adlı Murat Filiz olduğunu açıkladı. Ata, olayla ilgili 13 kişinin gözaltına alındığını, il
sınırları dışına çıktığı tahmin edilen Murat Filizʼin aranmasına devam edildiğini söyledi.
G
aziantep Valisi Erdal Ata, ''Şu
anda gözaltında bulunan kişi
sayısı 13. Adliyeye sevk edilenlerle birlikte gözaltı sayısı 13''
dedi.
Vali Erdal Ata, valilik toplantı salonunda düzenlediği basın toplantısında, K.S'nin alınan beyanında olay
günü kendisini Siverek ilçesinde ikamet eden M.H'nin arayarak arızalı bir
aracının olduğunu söylemesi üzerine
bulunduğu yere gittiğini, ancak arızasını tespit edemediğini belirttiğini, bu
kişilerin adı geçen örgüt mensubunu
teşhis etiğini söyledi.
Ata, olayla ilgili olarak güzergahta
örgüt mensubuna 63 EM 422 plakalı
araçla yardım eden M.H'nin Siverek
ilçesinden Mersin'e gittiğinin tespit
edilmesi üzerine, 22 Ağustos'ta
evinde kaldığı M.A. ile yakalanarak
Gaziantep'e getirildiğini ifade etti.
MOBESE ve güzergahlardan alınan kamera kayıtlarının incelenmesinde
ve
yapılan
istihbarat
çalışmalarında, örgüt mensubu olan
''Firaz'' kod adlı ''Murat Filiz''e R.F,
H.F, B.T ve Y.A'nın 21 TP 998 plakalı
araçla yardım ettikleri bilgisinin elde edilmesi üzerine adı geçenlerin 24 Ağustos'ta Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğü'nce gözaltına alındığını bildiren Ata, şunları belirtti:
''21 Ağustos günü yakalanarak gözaltına alınan
şahıslardan gözaltı süreleri dolan M.Ç, M.Y, V.Y ve
K.S, haklarında hazırlanan tahkikat evraklarıyla
bugün cumhuriyet başsavcılığına sevk edilmiştir. Bu
olaya yardım ve iştirak eden şahıslar yakalanmış, ilimizden ayrıldığı değerlendirilen olayın asıl faili
'Firaz' kod adlı Murat Filiz'in yakalanması çalışmaları devam etmektedir.''
Toplantı sırasında basın mensuplarına Murat Filiz'in fotoğrafını gösteren Vali Ata, ''Ayrıca bu kadar
önemli ve ülkemizi yasa boğan bu olayın kısa sürede
aydınlatılması emniyet teşkilatımızın bu konuya ne
kadar önem verdiğinin, başarılı çalışmasının bir göstergesidir. Ben İl Emniyet Müdürümüz Sayın Süleyman Oğuz'u ve çalışma arkadaşlarını kutluyorum,
tebrik ediyorum. Ayrıca İl Jandarma Komutanımıza
olayın başlangıcından son aşamasına kadar teşkilat
olarak emniyetimize gösterdikleri yardım ve destekten dolayı teşekkür ederim'' diye konuştu.
Vali Ata, Gaziantep'te ve Türkiye'de yaşanan bu
tür acı olayların son olması, birlik ve beraberliği bozmayı amaçlayan saldırıların son bulmasını temenni
ettiklerini ifade ederek, vatandaşların bu konuda duyarlı olarak, provokatif olaylara meydan verilmemesini diledi.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Vali
Ata, bir soru üzerine, ''Ölü sayısı 9. Yalnız olayla
bağlantısı olmayan kalp krizi geçiren bir polisimizin
annesi de maalesef hayatını kaybetti.
Onun olayla bir ilgisi yok, ama olayın oluş
sebebiyle bağlantılı olarak hayatını kaybeden kişi sayısı 9. Bunun 4 tanesi hepinizin
bildiği gibi çocuk, 5 tanesi de daha yetişkin vatandaşlarımız'' cevabını verdi.
Bir gazetecinin, ''Eylem için neden
Gaziantep seçilmiş olabilir, Suriye'de yaşanan olaylar sonrasında sınır güvenliği
konusunda bazı zafiyetlerin söz konusu
olduğu, örgüt üyelerinin Suriye'den bu tarafa geçtiği yönünde iddialar var, bunu
nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu ise
Ata, şöyle yanıtladı:
''O iddiaların doğru olup olmadığını
net olarak söylemiz mümkün değil.
Çünkü Suriye'den şu ana kadar gelen kişi
sayısı en son rakamı bilmiyorum ama 70
bini geçtiğini zannediyorum. Bunların
içinde farklı amaçlar için gelmiş insanlar
olabilir. O konuda benim net olarak (evet
doğrudur) deme şansım yok. Gaziantep'in
seçilmesinin sebebi de Gaziantep bir
huzur kenti, sanayisiyle ticaretiyle kültürüyle turizmiyle ülke ekonomisine yaptığı
katkıyla bir huzur kenti. Bu kentte Türkiye'nin her bölgesinden insanlarımızı
barış, kardeşlik ve huzur içinde yaşamakta. Doğusuyla güneydoğusuyla başka illerden
gelen vatandaşlarımız arasında en ufak bir olumsuzluk bir huzursuzluk yok. Burada huzuru bozmak, insanlarımızı birbirine düşürmek amacı güdülüyor.
Ama Gaziantep'te yaşayan tüm vatandaşlarımız sağduyuludur. Böylesi olaylara alet olmayacaklardır,
bunlara meydan vermeyeceklerdir. Bu kente yaşayan
7'den 70'e herkes bunların karşısında duracaktır.''
Vali Erdal Ata gözaltı sayısının sorulması üzerine
ise ''Şu anda gözaltında bulunan kişi sayısı 13. Adliyeye sevk edilenlerle birlikte gözaltı sayısı 13. Şu
anda hedefimizde bir kişi var. Onu da yakaladığımız
takdirde olayı tamamen aydınlatmış oluyoruz. Sınır
ötesinde olduğunu düşünmüyoruz. Burada olduğunu, daha doğrusu bölgemizde olduğunu düşünüyoruz'' diye konuştu.
(AA)
Hamzaçebi: Gün güç birliği günü
C
HP Grup Başkanvekili Akif
Hamzaçebi, ''Uluslararası
güçlerin Suriye'den sonraki
hedefinin, etnisite ve mezhep temelli bir Türkiye tasarımı'' olduğunu
öne sürdü.
Hamzaçebi, yaptığı yazılı açıklamada, ''Irak'ın yıkıldığını, yerine
mezhep ve etnisite temelinde bir yapının ortaya çıktığını'' ifade etti.
Daha sonra ''Arap Baharı'' adı
altında önce Tunus'u, devamında
Libya'yı ve Mısır'ı hedef alan bir
dalganın bölgeyi istikrarsızlığa sürüklediğini savunan Hamzaçebi,
Libya ve Mısır'ın sınırlarını, üniter
devlet yapılarını koruyup koruyamayacağına yönelik belirsizliğin
devam ettiğini belirtti.
''Bu ülkelerin totaliter yönetimleri gitti ama yerine demokrasi ve özgürlükler gelmedi'' ifadesini kullanan Hamzaçebi,
şöyle devam etti:
''Şimdi hedef Suriye. Uluslararası güçlerin Suriye tasarımı Irak'a benziyor; etnisite
ve mezhepleri esas alan federatif bir yapı
veya devletler. Artık Esad'ın gitmesiyle gitmemesi arasında Türkiye açısından büyük
bir fark kalmamıştır. Her iki halde de Türkiye'nin güney sınırında artık iyi komşuluk
ilişkilerimiz olan bir ülke değil, düşman bir
ülke olacaktır. Uluslararası güçlerin Suriye'den sonraki hedefi ise etnisite ve mezhep temelli bir Türkiye tasarımıdır''
Akif Hamzaçebi, son terör eylemlerinden sonra bunun açık bir şekilde bir kez
daha ortaya çıktığını savunarak, ''Türkiye'nin güney sınırında etnisite ve mezheplere dayanan iki veya daha fazla devletin
varlığı Türkiye'nin ulusal birliğini tehdit
eden bir yapı olarak gözümüzün önünde
duracaktır'' dedi.
''Uluslararası güçler, benzer bir modeli
yakın bir gelecekte Türkiye'ye de dayatmak
isteyecektir. Hesap budur'' iddiasında bulunan Hamzaçebi, şu görüşleri ifade etti:
''Hükümet ve yetkililer tarafından bu
gerçeğin halen görülmüyor olmasını
‘Senaryolarda
hedef Türkiye’
M
HP Grup Başkanvekili Oktay Vural,
Washington'da hazırlandığı iddia
edilen bir senaryoda Gaziantep saldırısının öngörüldüğüne ilişkin haberle ilgili,
''Türkiye'nin, küresel güç merkezlerinde hazırlanan birtakım senaryoların uygulayıcısı konumuna getirilmek istendiği ortaya çıkmıştır''
dedi.
Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, ABD'deki bazı düşünce kuruluşlarının
iki ay önce Washington'da yaptıkları toplantıda, Gaziantep'te patlayan bombayı da öngören senaryo üzerinde çalıştıklarına ilişkin bir
gazetede çıkan haberi değerlendirdi.
Türkiye'nin küresel güç merkezlerinde hazırlanan birtakım senaryoların uygulayıcısı konumuna getirilmek istendiğinin ortaya çıktığını
öne süren Vural, ''Biz her zaman şu soruyu
sorduk; Büyük Ortadoğu Projesi ekseninde
Ortadoğu ve Türkiye'ye bakmak, yabancı
menfaatlerini kollamak demektir. Şu ortaya çıkıyor ki Türkiye yabancı merkezlerde oluşturulan senaryolar ekseninde yönlendiriliyor''
iddiasında bulundu.
Vural, “Hangi senaryoyu esas alırsanız
alın, özellikle Suriye'de oluşacak bir iç savaşın
Türkiye'ye sıçraması ihtimalinin büyük olduğunu ortaya koymaktadır. Bu senaryolarda Türkiye hedef ülkedir” diye konuştu.
(AA)
üzüntü verici buluyorum. Herkesi
bu gerçeği görmeye ve buna göre
davranmaya davet ediyorum. Gün
polemiklerle birbirimizi eleştirme,
birbirimizin eksiğini bulma günü
değildir. Gün toplumu din, inanç,
mezhep ve siyasi görüşler ekseninde kutuplaştırma günü değildir.
Gün her şehit haberinden sonra
milleti yatıştırmaya yönelik alışılmış
lafları edip, orada kalma günü değildir. Gün teröristleri cehennemle
korkutma, onları ahirete havale
etme günü değildir. Gün bütün milletin, bütün siyasi partilerin teröre
karşı dimdik ayakta durma ve güç
birliği yapma günüdür. Bu çerçevede çağrıda bulunuyorum: Sayın
Başbakan sorunu bütün açıklığıyla
siyasi partilerle paylaşmalıdır. Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu'nun terörün yok edilmesi için bütün siyasi partilerin bir araya
gelmesi önerisi değerlendirilmelidir. Bütün
siyasi partiler teröre karşı açık ve net bir
duruş sergilemelidir. Terörü vasıta olarak
kullanan kimlik politikalarını, bütün siyasi
partiler açık bir şekilde reddetmelidir. Terörden medet umanlar açık bir şekilde siyasi
partiler tarafından kınanmalıdır. Irak'tan
sonra Suriye'nin parçalanması gibi bir
hedef Türkiye'nin önünde kesinlikle olmamalı, Suriye'nin üniter yapısı ve toprak bütünlüğü gözetilmelidir. CHP olarak bu
politikaların arkasında olacağız.''
(AA)
Gül’ün sağlık durumu iyi
H
acettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer,
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün sağlık durumuna
ilişkin olarak, ''İncelemede sağ kulakta daha belirgin olmak üzere
her iki kulakta iç kulak kaynaklı rahatsızlık olduğu tespit edilmiştir.
Problem yapılan ileri tetkikler sonucunda iç kulaktaki sıvı basıncı
yükselmesine bağlanmıştır. Kendilerine tıbbi tedavi planlanmış ve
izlenmeye alınmıştır. 24 Ağustos
2012 tarihinde yapılan odyolojik
incelemenin kontrolünde her iki
kulakta düzelmenin başladığı tespit edilmiştir'' açıklamasında bulundu.
Tuncer, Cumhurbaşkanı Gül'ün
sağlık durumu ile ilgili yazılı basın
açıklaması yaptı.
Tuncer, açıklamada, ''Sayın
Cumhurbaşkanımızın duyduğu
seslerde yankılanma şeklinde başgösteren şikayetler nedeniyle 23
Ağustos 2012 tarihinde Hacettepe
Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun
Boğaz Anabilim Dalında muayenesi ve odyolojik incelemeleri yapılmıştır'' bilgisini verdi.
Öte yandan, Gül'e, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve bakanlar arayarak geçmiş
olsun dileğinde bulundu. İran
Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile Irak Cumhurbaşkanı
Celal Talabani de geçmiş olsun
mesajı gönderdi.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden verilen bilgiye göre,
Gül'e çok sayıda geçmiş olsun telefonu ve mesajı geldi.
Cumhurbaşkanı Gül'ü TBMM
Başkanı Çiçek, Başbakan Erdoğan,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Özel, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve kabine üyeleri telefonla
aradı ve geçmiş olsun dileğinde
bulundular.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud
Ahmedinejad ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Gül'e yazılı bir
mesaj göndererek, geçmiş olsun
dileklerini iletti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ,
Cumhurbaşkanı Gül'ü hastanede
ziyaret ederek, sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Hacetepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat
Tuncer, Akdağ'ı hastane girişinde
karşılayarak, Gül'ün bulunduğu
odaya çıkardı. Akdağ, yaklaşık 2
saat Gül'ün yanında kalırken, çıkışta açıklama yapmadı.
(AA)
Öğütçü: Deliller tartışılmadan
iddia makamı mütalâa verdi
B
alyoz Planı davasında tutuklu yargılanan
emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü,
esas hakkındaki savunmasını tamamladı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Koramiral Ahmet Feyyaz
Öğütçü, 40 yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve
devlete hizmet ettiğini, hiçbir oluşumun içerisinde yer almadığını belirtti.
Öğütçü, ''Emekli Orgeneral Aytaç Yalman ile
dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi
Özkök'ün tanık olarak dinlenmesi, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, 363 sanığın
sorularının cevaplanmaması ve diğer taleplerimizin kabul edilmemesi nedeniyle avukatlarımız duruşmalara katılmıyor. Bu sebeple avukatımın
yokluğunda savunma yapıyorum'' dedi.
Delillerin tartışılması atlanarak iddia makamının mütalaa verdiğini ifade eden Öğütçü, dijital
verilerde bulunduğu iddia edilen görevlendirmeler konusunda hiçbir bilgisinin olmadığını, bu görevlendirmelerle ilgili kimseden emir almadığını
ve vermediği, ''Suga'' hareket planının da resmi
bir evrak niteliği taşımadığını ve hiçbir denizci subayın da bu planın altına imza atmayacağını dile
getirdi.
Koramiral rütbesinin son senesinde suçlandığını dile getiren Öğütçü, şunları söyledi:
''Kaynağı belli olmayan, sahtelikleri teknik raporlar ile açıkça ortaya konulan dijital veriler ile
hakkımdaki suç şüphesi yaratılamaz ve delil olarak kabul edilemez. Esasa ilişkin mütalaada üzerime atılı suçlamaların tamamını şiddetle
reddediyorum.''
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla emekliliğe
sevk edilen tutuklu sanık Koramiral Mehmet
Otuzbiroğlu da, mahkemenin tanık ve bilirkişi taleplerini reddettiğini belirterek, ''Bu koşullar altında savunma yapmam mümkün değil, bu
yargılama tarihte hak ettiği yeri bulacaktır'' diye
konuştu.
Tutuklu sanık emekli Tümamiral Özer Karabulut ise 21 aydır devam eden mahkemede kendisini
sadece 15 dakika savunduğunu, 20 aydır tutuklu
olduğunu, neden tutuklandığını merak ettiğini
söyledi.
Tutuklu sanık Nedim Ulusan da tanımadığı,
üçüncü şahıslardan ele geçirilen bir listede ismi
geçtiği için sanık olduğunu belirterek, ''Savcılık,
suçlu olduğuma ilişkin ortaya delil koyması gerekirken suçlamayı yapıp benim suçsuz olduğumu
ispat etmemi istiyor. Yargılanmam için gereken
adil şartların oluşmadığını düşünüyorum ve savunmamı yapamıyorum'' dedi.
Tutuklu sanık emekli Tuğamiral Hüseyin Hoşgit ise tutukluluk süresi boyunca sadece 3 dakika
konuştuğunu, dava dosyasının usul açısından mütalaa aşamasında olmadığını, taleplerinin reddedildiğini ve tüm dijital dosyaların sahte olduğunu
dile getirdi.
(AA)
Ocak’tan beri bin 444 orman yangını oldu Petrol sektörü
O
rman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu, 1 Ocak'tan bugüne kadar
bin 444 orman yangınının meydana geldiğini ve toplam 4 bin 400 hektar
alanın yandığını belirterek, ''Yangına en geç
12-15 dakika içinde müdahale ediyoruz.
Başarının sırrı bu. Her yerde elimiz, gözümüz var'' dedi.
Bakan Eroğlu, Afyonkarahisar Kent
Meydanı'nda İl Genel Meclisi tarafından
satın alınan 16 iş makinesinin hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törendeki konuşmasında, hizmetin eskiden Ankara'dan
yürütüldüğünü ve tıkanma noktasına geldiğini, AK Parti Hükümeti ile ''her şey yerinden yönetilir'' anlayışının hakim
olarak hizmet akışının sağlandığını bildirdi.
İl Genel Meclisi'nin Afyonkarahisar'da destansı çalışmalar
yürüttüğünü ifade eden Eroğlu,
KÖYDES, BELDES, SUKAP'la
Türkiye'nin her köşesine büyük
yatırımlar gittiğini vurguladı.
Orman yangınları konusuna
da değinen Eroğlu, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın kısa
süre önce kendisini aradığını ve
orman yangınlarıyla ilgili son
durum hakkında bilgi edindiğini
aktardı.
''1 Ocak'tan bugüne kadar
bin 444 orman yangını mey-
dana geldi, toplam 4 bin 400 hektar alan
yandı'' diyen Eroğlu, şunları kaydetti:
''Ekiplerimiz yangına çok hızlı müdahale ediyor. Yangın başına ortalama 3 hektar alan düşüyor. Hava sıcaklığı artınca,
nem oranı düşünce, yangına karşı hassas
bölgeler için uyarıda bulunduk. Vatandaş
endişe etmesin. Gece dahi arazide yatacak
şekilde ekiplerimizi konuşlandırdık. Yangına en geç 12-15 dakika içinde müdahale
ediyoruz. Başarının sırrı bu. Her yerde elimiz, gözümüz var. Bir yerdeki yangını, yangına giden uçağı, helikopteri, arazözü, kaç
dakikada bölgeye varacaklarını takip edebiliyoruz. Bunları odamdan izleyebiliyo-
rum. Yangın Harekat Merkezi'miz uzay
üssü gibi. Muazzam bir teknolojiye sahibiz.
Bu teknolojiyi aktarmak için ABD'den talep
geldi, çalışma halindeyiz.''
Gerekli tedbirlerin alınmasına rağmen
vatandaşların da bu konuda duyarlılığının
önemli olduğunu dile getiren Eroğlu, şöyle
devam etti:
''Kasıtlı orman yangınlarına sebep olanlara maddi, manevi büyük ceza, ağır hapis
cezası var. Bir de ihmalle çıkan yangınlar
var. Anız yakılıyor, rüzgarla ağaçlar çıra gibi
yanıyor. Lütfen anız yakmayın, özellikle de
orman çevrelerinde. Vatandaşlarımız yollarda araçlardan sigara izmariti atmasın. Vatandaşımız duyarlılık gösterirse,
sıcak yazı sıkıntı yaşamadan atlatabiliriz. Orman çevrelerindeki yangınları mutlaka '177'ye bildirin.''
Vali İrfan Balkanlıoğlu da, köylerde 15 yıl öncesine kadar ilkel
yaşam şartlarının var olduğunu,
fakat bugün şehirde olan ne varsa
köylerde de bulunduğunu söyledi.
İl Genel Meclis Başkanı Salih
Sel ise yeni makinelerle araç parkının daha da büyüdüğünü ve köylere daha çok ve hızlı hizmet
verileceğini kaydetti.
Konuşmaların ardından Bakan
Eroğlu ve diğer protokol mensupları, iş makinelerinin anahtarlarını
operatörlerine teslim etti.
(AA)
terör mağduru
E
nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, terörün hedeflerinden birinin Türkiye'nin yerli kaynaklarına ulaşmasını
engellemek olduğunu belirterek, gelecek yıl
bahar aylarında Hakkari bölgesinde petrol
arama çalışmalarına başlayacaklarını söyledi.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)
Akçakoca-Çayağzı Doğalgaz Proses Tesisleri'ni incelemek üzere Akçakoca ilçesine gelen
Yıldız, tekneyle denizin açıklarındaki doğalgaz platformlarına hareket etti.
Yıldız, teknede gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin istikrarını hedef alan terör
sorununun petrol ve doğalgaz sektörünü
olumsuz etkilediğini bildirdi.
''Özel sektör orada bir nevi petrol bulduğuna inansa bile bazı arama faaliyetlerini başlatamadı'' diyen Yıldız, mutlaka Türkiye'nin
yerli kaynaklarına ulaşılması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin yerli kaynaklara ulaştığı kadar
istikrarını sürdürülebilir hale getirebileceğine
dikkati çeken Yıldız, şöyle devam etti:
''Terörün hedeflerinden biri, Türkiye'nin
yerli kaynaklarına ulaşmasını engellemektir.
İthal kaynaklarını azalttığı kadar Türkiye büyümesini hızlandıracaktır. Yerli kaynaklarımıza
er ya da geç ulaşacağız. Bunu artık hedefimize
koymuşuz.''
(AA)
EKONOMİ 4
25 AĞUSTOS 2012
CUMARTESİ
Danıştay’dan KİK
ihaleleri için yeni karar
Danıştay, verdiği kararla iş ortaklığı kurarak ihaleye girecek olan şirketleri rahatlattı.
Ankaralı Av. Duygu Kılıç Çaylı'nın Danıştay'dan aldırdığı kararla, iş ortaklığı kuran her bir
şirket idarelere karşı işlediği suçtan kendisi sorumlu olacak ve söz konusu ortak, kamu
ihalelerine katılamayacak. Av. Duygu Kılıç Çaylı ile ilgili kararı Başkent Gazetesi için görüştük.
AYSEL KANBER
İ
ş ortaklığı kurarak, kamu ihalelerine giren istekliler için sorun teşkil eden bir durum Danıştay tarafından 3 Mayıs 2012 tarihinde alınan kararla
sıkıntı olmaktan çıktı. Karar ile daha önce iş ortaklığı
kurarak ihaleye katılan isteklilerden birinin ihale sürecindeki suç mahiyetindeki fiilinden dolayı, aynı ortaklık içerisinde yer alan diğer isteklilerin de ihalelere
katılması yasağı ortadan kalkmış oldu. Danıştay kararına göre, iş ortaklığı kuran her bir şirket, idarelere
karşı işlediği suçtan kendisi sorumlu olacak ve bu nedenle sadece suçu işleyen ortaklığın kamu ihalelerine katılması yasaklanacak.
Kılıç Hukuk Bürosu Avukatı Duygu Kılıç Çaylı,
konuyla ilgili soruları şöyle yanıtladı:
Danıştay’a yapmış olduğunuz itirazın konusundan söz eder misiniz?
Bilindiği üzere kamu ihalelerine giren istekliler,
şahıs, şahıs şirketi, sermaye şirketleri veya bunların
en az ikisi tarafından oluşturulan iş ortaklıklarıdır.
Yani ihaleye tek istekli olarak birden fazla kişi iş ortaklığı kurarak girebilmekte. Aslında ihale sistemimiz
bu tür oluşumları, rekabetin sağlanabilmesi ve ihalelere katılımın
artması için desteklemektedir.
Ancak geçmişte yaşanan bazı sorunlar, iş ortaklığı kurmayı riskli
hale getirmiştir. Örneğin ihaleye
iş ortaklığı kurarak giren şirketlerden birinin sahte belge sunması
gibi durumlarda, kamu idareleri iş
ortaklığı oluşturan tüm ortakları
cezalandırmakta, ihalelerden yasaklanmaktaydı. Bu yüzden de şirketler iş ortaklığı kurarak ihalelere girmeyi riskli kabul
etmekteydi.
Benzer bir olayda, müvekkilim iş ortaklığı halinde
ihaleye girmiş ve küçük ortağın idareye sunduğu
sahte bir belgeden dolayı ihalelere katılmaktan yasaklı konuma düşmüştü. Yargılama sürecinde, Danıştay, suç ile ilişkisi olmayan müvekkil şirketin,
ihalelere katılmaktan yasaklanması işlemini hukuka
aykırı buldu.
Daha önce ihalelere yönelik olarak bu tür iş ortaklıkları oluşturmak bir risk miydi?
İhaleye giren hiçbir şirket, hak etmediği bir suçtan dolayı cezalandırılmak istemez. Bilindiği gibi
idareler, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre
yasak fiil ve davranışları işlediğine karar verilen istekliler hakkında, başta ihalelerden yasaklama işlemi
olmak üzere, teminatlarına el koyma işlemi de dahil
idari işlemler yapabilmektedirler. İdareler tarafından,
ortak girişimi oluşturan şirketlerden birinin işlediği
suç, diğer ortaklara da mal edilmekte ve tüm firmalar
hakkında yasaklama işlemi yapılmaktaydı. Böylece
başka bir firmanın işleyeceği suç yüzünden yasaklanmak istemeyen istekli de, ortak girişim oluşturmaktan kaçınmaktaydı.
TİCARİ HAYATA OLUMSUZ ETKİ
Kamu ihalelerinden yasaklanma işlemi, neden istekliler için çekinilen bir
yaptırımdır? Bunun ticari hayata yansıması nedir?
Kamu idarelerinin ihale işlemlerini sağlıklı bir şekilde sonuçlandırabilmeleri için kanun koyucu, idarelere birtakım yaptırımları uygulama yetkisi
vermiştir. Bir isteklinin ihale mevzuatına uygun hareket etmediğinin belirlenmesi halinde, altı aydan
başlamak üzere, bir yıl ile iki yıl arasında tüm kamu
ihalelerine katılmaktan yasaklama cezası verilir. Örneğin ihale üzerinde kalan bir istekli sözleşme imzalamaya yanaşmazsa, teminatına el konulur ve 6 ay
yasaklanır. Yine isteklinin sahte belge sunduğu anlaşılırsa; teminatına el konulur, bir seneden az olmamak üzere iki yıla kadar kamu idarelerinin yapacağı
tüm ihalelere katılma yasağı getirilir ve İdare tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulur. Bu duruma düşen isteklinin ticari hayatı tabi ki çok
olumsuz yönde etkilenir. Şirketinin organizasyonunu
ve işleyişini kamu ihalelerine göre ayarlayan bir şirketin iki yıla kadar hiçbir ihaleye girememesi, neredeyse ticari hayatının bitmesine eşdeğerdir. Üstelik
bu şirketin, çalıştığı banka ve finans kuruluşları açısından, kredibilitesinin de sıfırlanacağı açıktır.
Danıştay’a götürdüğünüz davanın niteliği ve konusu bu içerikte miydi?
Müvekkil şirket bize başvurduğunda, ihaleye üç
KOBİDER’den ‘yastık altı’ tepkisi
K
üçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin
Özgenç, ''Yastık altı diye iki yüzük bir çift
küpenin hesabı yapılıyor. Çıkar hesabı gözetilip
ikide bir 'yastık altında 5-6 ton altın var' deyip de
kafa karıştırmanın bir anlamı yok'' dedi.
Özgenç, yaptığı açıklamada, Türkiye'de yastık
altında 5 bin ile 6 bin ton arasında altın bulunduğu ve bunun da mali değerinin 450-500 milyar
dolar olduğu yönünde abartılı rakamlar telaffuz
edildiğini ifade etti. Özgenç, ''Yastık altı diye iki
yüzük bir çift küpenin hesabı yapılıyor. Çıkar hesabı gözetilip ikide bir 'yastık altında 5-6 ton altın
var' deyip de kafa karıştırmanın bir anlamı yok''
görüşünü aktardı.
''Altın toplama günleri'', ''Altın buluşmaları'',
''Altın kabul günü'' ve benzer adlar altında altın
mevduat toplayan bankalarla işbirliği içerisinde
bulunanların gündem oluşturmak ve vatandaşı
etkilemek için açıklamalar yaptığını öne süren
Özgenç, şunları kaydetti:
''Maksat ekonomiye katkı yapmak mı yoksa
kazanç elde etmek midir, bunların sorgulanması
gerekir. Yastık altındaki altının gerçek boyutu tam
olarak bilinmiyor. Bize göre vatandaşın elinde en
fazla 1,5 ton civarında altın var. Bunun da ederi
günümüz fiyatlarına göre 100-150 milyar dolar
kadardır. İnsanlar ev eşyası ve giysi gibi aksesuar
olarak altın takı alabilirler. Vatandaşın kolundaki
bilezik, kulağındaki küpe ve parmağındaki yüzük
'yastık altı' olarak görülmemeli. Bunlar altın takıdır yatırım aracı değil. ''
Özgenç, altının, her zaman uzun vadeli yatırım yapıldığında yatırımcısını güldürdüğünü belirterek, şunları aktardı:
''Öyle ki ekonomi yönünden insanların olduğu kadar devletlerinde altına bakışı aynıdır.
Garanti yatırım araçlarından biri olan altının, her
dönem alıcısına sürekli kazandırması ile popülaritesini muhafaza etmektedir. Altın takı olarak
kullanılmaktır, bozdurup bankaya yatırmanın bir
esprisi yok. Altın, tarihinde ilk defa bu kadar artmıştır. Bundan 20 yıl önce 300-350 dolar seviyesinde olan altının onsu, şu an 1,670 dolar
civarlarında seyretmektedir. Özellikle 2008-2011
yıllarında altın çok büyük getiri sağlamıştır. İnsanlar en sağlam yatırım aracı olarak çoğu zaman
altını görmüşlerdir dolayısıyla son yıllarda iyi
prim yapması ile halkımız ellerindeki altınlarını
bozdurup değişik yatırım enstrümanlarına veya
alışveriş yaparak harcadıklarından dolayı bir şekilde ekonomiye katmışlardır.''
(AA)
Hattat Traktör 36. yılında çiftçiler ile buluştu
T
ürkiye’nin yerli traktör üreticilerinden Hattat,
traktör üretiminin36. yılını kutladığı 2012 yılı
başından bu yana 36 ilde 36.350 çiftiçiye
ulaştı. Hattat Tarım, Çiftçi Günleri, Servis Günleri,
Ramazan Sohbetleri ve Tanıtım Günleri etkinlikleri
ile Edirne’den Van’a, Bartın’dan Adana’ya, İzmir’den Samsun’a kadar tüm Türkiye’yi özel donanımlı tanıtım tırı ile dolaşarak çiftçileri dinledi.
Biraraya geldiği çiftçilere yeni model traktörleri
tanıtmalarının yanı sıra, ileri sürüş tekniği eğitimleri
de veren Hattat Tarım yetkilileri çiftçiler ile bu yılki
hasadı ve yeni ekim dönemine ilişkin beklentileri
ve sorunları da konuşma fırsatı buldular. Hattat Tarım’ın 100 Beygir gücündeki A110 serisinin ve
bahçe traktörlerinin demo gösterisinin de yapıldığı
etkinliklerde traktörleri daha yakından tanıma fırsatı bulan çiftçiler, Hattat Tarım’ın traktörlerine tam
not verdiler. Hattat Tarım, ekonomik krize rağmen
5 yıl gibi kısa sürede 19 farklı model çıkartarak
traktör sektöründe bir ilke imza attı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Hattat Tarım
Genel Müdürü Abdullah Akkuş, "Düzenlediğimiz
tanıtım etkinlikleri ve ücretsiz bakım günleriyle
Türkiye'yi karış karış geziyor, çiftçilerimizi dinliyor
ve bilgilendiriyoruz. Arkadaşlarımız, bölgelerdeki
yetkili satıcı ve servislerimizin de katıldığı etkinliklerle çiftçilerimizi hem doğru traktör kullanımı konularında bilgilendiriyorlar" dedi.
(Başkent)
şirketin oluşturduğu bir ortak girişimin
pilot ortağı olarak girmiş ve en küçük ortağın idareye sunduğu iş deneyim belgesinin sahte çıkması üzerine, Kanunun’un
17’inci maddesi olan yasak fiil ve davranışları işlediği gerekçesiyle ihalelerden iki
yıl süre ile yasaklanmıştı.
Bir ihalede, iş ortaklığı yaptığınızı ve
birkaç ortağınızın olduğunu düşünün. Bu
durumda ortağınızın hangi belgeyi sahte
alıp almadığını kontrol etme şansınız fiilen
olmayacaktır.
Hukuk sistemimiz, iş ortaklıklarında
herhangi bir ortağın ihaleye aykırı işlem
yaptığında, diğer ortakların etkilenmemesini garanti altına alıyor mu?
Suç oluşturan bir iştirakten bahsedilebilmesi için, suçu oluşturan fiil üzerinde,
fiile iştirak edenlerin ortak hakimiyetinin
bulunması gerekmektedir. Siz küçük ortağın sahte iş deneyim belgesinden bahisle,
pilot ortağı yasaklarsanız, bunda iştirak
olup olmadığına da bakmak zorundasınız.
Keza iş deneyim belgelerini düzenleyen
kuruluşlar bellidir. Bu belgenin sahte olup
olmadığı belgeyi düzenleyen kuruluş ile o
belgeyi alan kişiyi ilgilendirir. Üçüncü kişilerin bu suça iştirak etmedikleri açıkça
bellidir.
Bu yasaklama cezasını veren İdare
neden söylediğiniz konuların farkına varmamıştı?
Ancak somut olayda, Davalı İdare yetkisini sınırsız olarak kullanarak, kendisine verilmeyen bir yetkiyi müvekkilimin aleyhine kullanmıştı. Tarafımızca
verilen hukuk mücadelesinin sonucunda, Danıştay,
adeta yüreklere su serpen bir karar vermiş, hukukun
üstünlüğü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu karar ile,
müvekkilim ve yüzlerce çalışanının iş ve meslek hayatı olumlu etkilenmiştir.
İhale Mevzuatının zor olması yanında, ihaleyi
yapan, uygulayan veya ihaleye giren okuyucularımıza ne tavsiye edersiniz?
İhale işlemlerinde okumadan hiçbir işlemin yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Gerek ihaleyi
yapan idare çalışanları, gerekse ihaleye teklif veren
istekliler olsun, yapacakları tüm işlemleri neden ve
sonuç ilişkisine dayandırmadan, mevzuatı okumadan hareket etmemelidirler. Bu konuda okuyucularımıza karşılaşabilecekleri sorunları giderecekleri
hap bilgilerden oluşan www.kilichukuk.org adı altında bir internet sitesi kurduk. İlgilenenler telefon,
faks veya e-mail yolu ile bize ulaşıp sorunlarını anlatıyorlar. Yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ancak ihale
sistemindeki temel sorun okumak ve araştırmak diye
düşünüyorum.
İhale mevzuatı değişken ve bir çok hukukçunun
bilmediği bir alan. Bu konuda uzun süredir çalışıyoruz ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ayrıca basılı
iki kaynak kitabımız söz konusu.
Konut satışları
ikinci çeyrekte arttı
T
ürkiye'de yılın ikinci çeyreğinde konut satışları, bir önceki çeyreğe göre yüzde
10,35 oranında arttı. Söz konusu
dönemde 106 bin 35 konut, satış
sonucu el değiştirdi.
Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK) 2012 yılının ikinci dönemine (Nisan-Mayıs-Haziran) ilişkin
''Konut Satış İstatistiklerini'' açıkladı. Buna göre, 2012 yılı ikinci
döneminde, konut satışlarında bir
önceki döneme göre en yüksek
artış yüzde 102,89'la Van, Muş,
Bitlis, Hakkari (TRB2) bölgesinde
gerçekleşti.
Bir önceki döneme göre yüksek
artış gösteren diğer bölgeler sırasıyla yüzde 37,33'le Zonguldak,
Karabük, Bartın (TR81), yüzde
30,74'le Erzurum, Erzincan, Bayburt (TRA1), yüzde 27,33'le Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli
(TRB1) ve yüzde 22,40'la Tekirdağ,
Edirne, Kırıkkale (TR21) bölgeleri
oldu.
Aynı dönemde konut satışlarında bölge düzeyinde bir önceki
döneme göre azalış gösteren iki
bölge ise sırasıyla yüzde 5,51'le
Bursa, Eskişehir, Bilecik (TR41) ve
yüzde 3,82'yle Aydın, Denizli,
Muğla (TR32) bölgeleri oldu.
Konut satışları, bu yılın ikinci
çeyreğinde bir önceki yılın aynı
dönemine göre 13 bölgede artış,
13 bölgede ise düşüş görüldü.
En çok artış gösteren bölgeler
sırasıyla yüzde 19,59'la Zonguldak, Karabük, Bartın (TR81), yüzde
14,04'le Kocaeli, Sakarya, Düzce,
Bolu, Yalova(TR42), yüzde 13,9'la
Tekirdağ, Edirne, Kırklareli (TR21),
yüzde 11,5'le Mardin, Batman, Şırnak, Siirt (TRC3) ve yüzde 9,96'yla
Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli
(TRB1) bölgeleri olarak hesaplandı.
En çok düşüş gösteren bölgeler
ise sırasıyla yüzde 22,17'yle Kastamonu, Çankırı, Sinop (TR82),
yüzde 20,53'le Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan(TRA2), yüzde 18,31'le Erzurum, Erzincan, Bayburt (TRA1),
yüzde 11,37'yle Ankara (TR51) ve
yüzde 8,87'yle Samsun, Tokat,
Çorum, Amasya (TR83) bölgeleri
oldu.
Konut satışlarında, yılın ikinci
çeyreğinde, 4 dönemlik ortalamalara göre değişimlere bakıldığında
ise Türkiye genelinde yüzde 11,37
oranında artış gerçekleşti.
Konut satışlarında 4 dönemlik
ortalamalara göre 25 bölgede artış,
1 bölgede ise düşüş meydana
geldi. Değişim oranlarına bakıldığında en yüksek artışı gösteren
bölge yüzde 56,66 oranıyla Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova
(TR42) bölgesi oldu.
(AA)
STK’lerden terör mağdurlarına ziyaret
1
2 sivil toplum kuruluşu (STK),
meslek örgütü ve sendika konfederasyonun başkanları, bugün
Gaziantep’e giderek, terör mağdurlarına geçmiş olsun ziyaretinde bulunacak.
Gaziantep’te; Vali Erdal Ata, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, ile terör saldırısında hayatını
kaybedenlerin ailelerini ziyaret edecek
olan heyet, ardından ortak bir basın
toplantısı düzenleyecek.
Heyette, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Ümit
Boyner, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu,
, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Hakİş Başkanı Mahmut Arslan, Memur-Sen
Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye
Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk,
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, TÜMSİAD Başkanı Hasan Sert, TÜRMOB
Başkanı Nail Sanlı ve ASKON Başkanı
Mustafa Koca yer alacak.
(Başkent)
Tatilciler bayramda 75 milyon lira harcadı
G
ünümüzde birçok kişi
bayramlarda tatil yapmayı
tercih ediyor. Bu bayramda da tatil satışlarında büyük
bir artış yaşandı. Tatilsepeti.com,
Ramazan Bayramı’nı da içine alan
dokuz günlük dönemde on binlerce kişiyi tatile gönderdi. Tatilsepeti.com’un verilerine göre, bu
dönem için en çok tercih edilen
yerler ise Antalya, Bodrum,
Çeşme, Kuşadası ve Kıbrıs oldu.
Tatilsepeti.com Yönetici Ortağı
Kaan Karayal, bayram döneminde
son dakika rezervasyonlarının da
yoğun talep gördüğünü belirtti ve
şunları söyledi:
“Tatilsepeti.com olarak yaptığımız araştırmaya göre, bayramı da
içine alan 18 Ağustos-26 Ağustos
tarihleri arasındaki dönemde yurtiçinde tatile çıkanların konaklama
ücreti olarak yaklaşık 75 milyon TL
harcadıklarını tahmin ediyoruz.
Ramazan Bayramı’nın son iki gününün hafta içine denk gelmesi,
birçok çalışanın yıllık izinlerini de
kullanarak tatili uzatmalarına
imkan sağladı.
Bu günlere denk gelen 9 günlük tatil satışlarına yoğun talep
oldu. Verilerimize bakarak genel
bir ortalama vermek gerekirse,
daha çok 30-40 yaş arasındaki kişilerin tatile çıktığını söyleyebiliriz.
Ayrıca, evli ve çocuklu olan kişiler daha çok her şey dahil konseptli tesisleri tercih ederken,
bekarlar genellikle eğlence mekanlarının yoğun olduğu yerlerde
konakladılar. Geçen yıl bayram
döneminde daha çok yurtdışı tatilleri tercih edilirken bu yıl çoğunlukla yurtiçi seçenekler talep
gördü.”
(Başkent)
Volvo Kamyon’dan yeni FH serisi
V
olvo Truck Corporation
Başkanı Claes Nilsson,
yakında piyasaya sürülecek olan yeni Volvo FH ve
Volvo FH16 modellerini “Bizi
geleceğe taşıyacak çekiciler” diyerek tanımlıyor.
Volvo Kamyon, en çok tercih edilen ürünü Volvo FH'ın ve
en prestijli kamyonu olarak değerlendirdiği Volvo FH16'nın
yeni modellerini 5 Eylül Çarşamba günü piyasaya sürecek.
Volvo Truck Corporation
Başkanı Claes Nilsson bu özel
lansman öncesinde yaptığı açıklamada, “Volvo FH serisi, neredeyse yirmi yıldır nakliye
şirketlerine güvenlik, verimli taşımacılık ve yüksek kalite sunuyor.
Yeni
modellerimizle
birlikte, bu üç alanın hepsinde
daha da güçlü hale geleceğiz.
Yeni modellerin son halini müşterilerimiz belirledi. Kamyon ve
çekici sektörüne yeni bir standart getirdiğimize inanıyorum”
diyor. Volvo Kamyon Ürün Müdürü Martin Palming, “Kendi
beklentilerimizin bile ötesine
geçtik. Volvo FH, hassas tepkileri ve güven veren yön dengesiyle bir kamyondan çok
otomobile benziyor. IFS, çekici
dünyasının yol tutuşa olan yaklaşımını kökten değiştirecek şe-
kilde tasarlandı.
IFS'li Volvo FH, dünyanın
yolda nasıl davranması gerektiğini en iyi bilen çekicisi olacak”
dedi. Volvo'dan yapılan açıklamaya göre, Volvo FH Serisinin
dünya prömiyeri ve resmi lansmanı 5 Eylül'de, Orta Avrupa
saati ile 21.00’da Göteborg'da
gerçekleştirilecek.
Madrid, Birmingham, Paris,
Rotterdam ve Brüksel'de de paralel etkinlikler düzenlenecek.
Ayrıca, lansman sitesi olan
www.volvotrucks.com.tr/fh adresinden etkinliği canlı olarak
online izlemek de mümkün olacak.
(Başkent)
5 SAĞLIK-EĞİTİM-ÇEVRE
Yurt ve kredi başvuru
süresi 2 gün uzatıldı
u yıl ilk defa bir yükseköğretim alanına girenler için
yurt, burs ve kredi başvuru
süresinin 28 Ağustos'a uzatıldığı
bildirildi.
YURTKUR Genel Müdürülü-
B
ğü'nden yapılan yazılı açıklamada, 2012-2013 öğretim yılında
lisans yerleştirme sınavı sonucunda yurt içinde ilk defa herhangi bir yüksek öğretim
programına girmeye hak kazanan
hazırlık ve birinci sınıf öğrencilerinden yurtlarda barınmak, burs,
öğrenim ve katkı kredisi almak isteyenler için başvuru süresinin 28
Ağustos 2012 gece 24.00'a kadar
uzatıldığı
ve
başvuruların
''www.kyk.gov.tr'' adresinden yapılacağı belirtildi.
YURKUR'dan daha önce yapılan açıklamada, başvuruların 26
Ağustos 2012 akşamına son bulacağı belirtilmişti.
(AA)
ERÜ’ye Malavi ve
Burkina Faso’dan öğrenci
rciyes Üniversitesi'ne (ERÜ),
ÖSYM tarafından yapılan Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (YÖS) sonucu aralarında
Afrika ülkeleri Malavi, Burkina
Faso, Uganda, Kenya, Zambiya ve
Gine'nin de bulunduğu 31 ülkeden 144 öğrenci kayıt hakkı kazandı.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, ÖSYM tarafından yapılan YÖS sonucu başarılı olan
öğrenciler, aldıkları puana göre
çeşitli üniversitelere yerleştiriliyor.
2012 YÖS sonuçlarına göre
aralarında Malavi, Burkina Faso,
Uganda, Kenya, Zambiya, Gine,
Moğolistan, Suriye, Çad, Endonezya, Güney Kore, Ürdün ve
İran'ın da bulunduğu 31 ülkeden
toplam 144 öğrenci, 2012-2013
E
eğitim döneminde ERÜ'ye kayıt
hakkı kazandı.
Daha çok iktisadi ve idari bilimler, mühendislik ve fen fakültelerine yerleştirilen yabancı
öğrenciler, yerleştirildikleri bölümlere 3-7 Eylül tarihleri arasında kayıt yaptırabilecekler.
ERÜ'ye Türk Cumhuriyetleri
Sınavı sonucunda da yaklaşık 322
öğrenci yerleştirilecek. Bu öğrencilerin kayıt tarihleri ise daha
sonra açıklanacak.
Son 9 yılda yaklaşık 599 yabancı öğrenciye lisans eğitiminin
verildiği ERÜ'de, halen 623 yabancı öğrenci çeşitli fakülte ve
yüksek okullarda eğitim görüyor.
Bu öğrencilerden 254'ü Milli
Eğitim Bakanlığı'nın, 369'u da
kendi ülkelerinin bursuyla eğitimlerini sürdürüyor.
(AA)
25 AĞUSTOS 2012
CUMARTESİ
Orman yangınlarında
‘yüksek riskli dönem’e girildi
Çanakkale Orman İşletme Müdürü Günen, Basra alçak basıncı nedeniyle yangın çıkma riskinin
arttığını belirtti. Türkiyeʼdeki orman yangınlarının nedenlerinin çok farklı olduğuna dikkat çeken
Günen, Çanakkale bölgesinde ise, daha çok anız yakmadan dolayı yangın çıktığını söyledi.
anakkale Orman İşletme Müdürü Rıfat Günen,
Basra Alçak Basıncı'nın etkili olması nedeniyle
orman yangınlarında kritik bir döneme girildiğini belirterek, ''Bununla ilgili ek tedbirleri aldık.
Bütün yangın ekiplerimiz teyakkuz halinde'' dedi.
Günen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müdürlük bünyesinde 40 adet yangın gözetleme kulesinin bulunduğunu ifade ederek, ''40 adet
arazözümüz, 15 adet su tankerimiz, 7 adet dozerimiz var. 4 adet uçak, bir adet helikopterle yangınlarla mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi 400
işçimizle birlikte yapıyoruz'' diye konuştu.
Bu yıl içinde şu ana kadar 18 yangında, 113
hektar ormanlık alan kaybının olduğunu, bunun
son 10 yılın ortalamasının altında bulunduğunu
kaydeden Günen, son 10 yılda 30 yangında,
357 hektar alanın yandığını söyledi.
''2011 yılında 28 yangında 303 hektar alan
yanmış. Bunun dışında biz her yıl aşağı yukarı
300 açık alan yangına da müdahale ediyoruz''
diyen Günen, ''Şu anda Basra Alçak Basıncı'nın
etkili olması sebebiyle kritik bir durumdayız
önümüzdeki bir hafta. Bununla ilgili ek tedbirleri aldık. Bütün yangın ekiplerimiz teyakkuz
halinde. Çıkabilecek herhangi bir orman yangınına karşı hazır beklemektedirler'' dedi.
Türkiye'nin her yerinde yangının çıkış sebeplerinin farklı olduğunu dile getiren Günen,
şöyle konuştu:
''Çanakkale'de yangınların çoğunluğu anızlardan kaynaklı. Tarla, bağ ve bahçe sahiplerinin anız konusunda dikkatli olmalarını istiyoruz.
Bu dönemde kesinlikle anız yakmamalarını istiyoruz. Aslında tüm sezonda yasak ama bu kritik
dönemde en ufak bir dumana dahi tahammülümüz yok. Yazlıkçılarımızın da ormana piknik
amaçlı gitmelerini istemiyoruz bu dönemde.
Bizim tescilli mesire alanlarımız var, burada diledikleri gibi piknik yapabilirler. Avcılar ve çobanların da gece üşüyüp ateş yakmaları sonucu
Ç
Kuşlara ‘TR’ rumuzu
ndokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ)
Ornitolojik Araştırmalar Merkezi'nce Türkiye'nin önemli sulak
alanlarından olan Kızılırmak Deltası'nda
kuş halkalama programında 2012 sonbahar
dönemi çalışmaları başladı.
O
yürütüyoruz. Bu kendi alanında çok büyük
bir gelişme ve başarıdır. Halkalama çalışmaları ile kuşların yaşam döngüleri, göç dinamikleri, konaklama süreleri, göç
stratejileri gibi bilgilere ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmalarla kuşlara TR rumuzu ta-
alanlara göç ediyorlar. Burada mart ayına
kadar kalacaklar. Mart ayının başlarında ise
tekrar buraya gelecekler. Bu nedenle Kızılırmak Deltası gibi sulak alanların olması
çok önemli . Buraların doğal olarak korunabilmesi kuş varlığı açısından büyük önem
taşıyor. Burada kuşlar ürüyor ve barınıyor.
Sezon sürecince burada besleniyor ve yağlanmalarını buradan sağlıyor. Belirli yağ
yüklemesi yaptıktan sonra uzun süre uçabiliyorlar. enerjilerini bu yağlardan sağlıyorlar.'
''AVCILAR VE YÖRE
HALKI BİLİNÇLİ OLMALI''
OMÜ Ornitolojik Araştırmalar Merkezi
görevlisi Dr. Kiraz Erciyas Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Ulusal Kuş Halkalama Programı'' kapsamında deltadaki
22'inci dönem çalışmalarının başladığını ve
bugüne kadarda 75 bine yakın kuşa halkı
takıldığını söyledi.
Yavuz, Kızılırmak Deltası Cernek Kuş
Halkalama İstasyonu'nda kuş halkalama
çalışmalarının 2002'den beri devam ettiğini
ve Türkiye'de en düzenli ve en uzun süreli
çalışan istasyon olduklarını ifade etti.
Deltada halkalama çalışmalarının 2002
yılından beri düzenli olarak sürdürüldüğünü, bugüne kadar 175 türden 75 bin kuşa
halka takıldığını ifade eden Yavuz, ''Kızılırmak Deltası'nda sürdürülen en uzun soluklu ve önemli çalışmalardan birini
karak Türkiye'nin adını bu alanda dünyaya
duyurduk. Sonbahar dönemi halkalama çalışmaları 30 Ekim'e kadar kadar devam edecek'' dedi.
''GÖÇ HAZIRLIKLARI
BAŞLADI''
Kızılırmak Deltası'nda konaklayan kuşlar için göç hazırlıklarının başladığını da
anlatan Yavuz, kuşların Türkiye'den sonra
Mısır ve oradan da Afrika'ya gideceğini kaydetti.
Yürütülen çalışmalarla kuşların göç yollarının haritasının çıkardıklarını ve ellerinde
önemli arşiv bulunduğunu anlatan Yavuz
şunları söyledi:
''Delta'daki kuşlar göç hazırlıklarına
başladı. Buradan Afrika sahra çölü altındaki
OMÜ Ornitolojik Araştırmalar Merkezi'nce sürdürülen çalışmalarda önemli sonuçların ortaya konulduğunu da anlatan
Yavuz, kuş sayımları ile deltadaki nesli tehlike altında olan türlerin belirlendiğini kaydetti.
Kızılırmak Deltası'nda bilinen 175 türdeki su kuşlarının bazılarının neslinin tükenme aşamasında olduğunu vurgulayan
Yavuz, ''Dikkuyruk, pasbaşpatka ördek, gök
kuzgun, tepeli pelikan, cüce karabatak, şah
kartal, dikkuyruk, küçük kerkenez ve alboyunlu kaz gibi türler deltada görülen ve
nesli tehlikede olan kuşlar arasında yer alıyor. Büyük deniz düdükçünü, kuzey incirkuşu, küçük kirazkuşu ve ak kirazkuşu gibi
türler ise son 20 yıldır Kızılırmak Deltası'nda görülebiliyor. Bu nedenle doğal
üreme ve yaşama alanı olan deltanın korunabilmesi çok önemlidir. Avcıların ve yöre
halkının bu konuda daha duyarlı ve bilinçli
olmasını istiyoruz'' şeklinde konuştu.
çıkan orman yangınları var. Onların da bu tür faaliyetlerden uzak durmalarını rica ediyoruz.''
Tüm ekiplerin şu anda teyakkuzda hazır beklediğini dile getiren Günen, ''Her orman yangınına, işçilerimiz ve araçlarımız 1,5 dakika içinde hareket
ediyorlar. En uzak mesafede ise 15 dakikada yangına
müdahale ediyoruz'' ifadelerini kullandı.
Günen, Çanakkale'de, Gelibolu Yarımadası'nın
yangın yönünden en kritik bölge olduğunu belirterek, ''Orası bir rüzgar tüneli olduğu için orada sürekli şiddetli rüzgar var. Tabii yangında rüzgarın
önüne geçilemiyor. En kritik noktamız Gelibolu Yarımadası'' diye konuştu.
(AA)
Dünyanın en ünlü siber savaşçısı
13 Eylül’de İstanbul’da
iber güvenlik alanında son yıllarda yaşanan
en büyük depremlerden biri olan İran Nükleer Tesisleri'ne yönelik STUXNET'i çözümlemesiyle dünya çapında ünlenen Alman Siber
Güvenlik kuruluşu Langner'in Başkanı Ralph
Langner, 13 Eylül 2012 tarihinde İstanbul'a geliyor.
Langer, İnterpromedya tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde, 11-13 Eylül 2012 tarihleri arasında düzenlenecek ICT Summit Eurasia - Bilişim
Zirvesi'12'ye konuşmacı olarak katılacak.
Özellikle enerji santralları, petrol, ulaştırma
tesisleri gibi kritik yapıların siber güvenliği konusunda uzmanlaşan Langner, Zirve'de ileri ve
karmaşık siber saldırıların nasıl önlenebileceğini
anlatacak.
Langer, Zirve kapsamında Savunma Sanayi
Müsteşarlığı (SSM) himayesinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) desteği ile 13 Eylül'de gerçekleştirilecek ''Savunmada Bilişim
Konferansı''nda ''Siber alanda devlet dışı kişi ve
birimlerin oluşturduğu tehdit karşısında askeri
güçler çaresiz mi?'', ''Siber silah yarışları olacak
mı?'' gibi soruların yanıtlarını verecek.
ICT Summit Eurasia – Bilişim Zirvesi'12'nin
öne çıkan konuşmacıları arasında Changelab
Uluslararası Davranış Değişikliği Kuruluşu'nun
Kurucu Ortağı ve baş yaratıcısı Dominic Thurbon
da yer alıyor.
S
Nesiller arası davranış farklılıkları, çalışanların eğilimleri ve eğitimin, kuruluş içi iş birliğinin
ve yenilikçiliğin geleceği konusunda dünyanın
birçok ülkesinde danışmanlık yapan Thurbon,
Zirve'de 11 Eylül'de yapacağı sunumda katılımcılara sezgilerine aykırı düşünmeyi öğretecek.
Sosyal medyanın etkin bir mecra olarak kullanımı için yenilikçi yaklaşımları irdeleyecek Thurbon, kurumlardaki bilgiye ulaşma ve sorun
çözme yöntemlerinde sosyal medya araçlarından
nasıl yararlanılabileceğini gösterecek.
Sağlıkta Duyarlı İletişim Teknolojileri Uzmanı
ve Agnitio Kurucusu ve Başkanı Morten Hjelmsoe ve Publicis Healthware International Grup
Başkanı Roberto Ascione ise Sağlık Bakanlığı
desteği ile Zirve kapsamında 12 Eylül'de ''e-Sağlık, m-Sağlıkta Sonraki Adım Konferansı''nda
''Sağlıkta Pull Marketing'' konulu bir sunum yapacak.
Vodafone'un ana sponsorluğunda bu yıl
''Sonraki Adım'' teması ile düzenlenecek Zirve,
bölge ülkelerini bilişimin ortak paydasında, Türkiye'de buluşturacak.
Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri, Kafkasya ve
Balkan ülkelerinden teknoloji ve iş profesyonellerinin katılacağı zirve, geleceğe yönelik yenilikçi stratejileri ve yol haritalarını tartışmaya
açarken, bölgede etkin iş birlikleri kurulmasına
da zemin teşkil edecek.
KIZILIRMAK DELTASI
Samsun'un Bafra ilçesinde, ''Kuş Cenneti'' olarak da bilinen ve Karadeniz sahilinde doğal özelliklerini koruyabilmiş en
büyük sulak alan olan delta, irili ufaklı çok
sayıdaki gölü, sazlık alanları, ender subasar
çayırları, 12 bin hektarı bulan sulak alanları
ve barındırdığı canlı türleri ile Türkiye'nin
önemli doğal sistemlerinden birini oluşturuyor.
Deniz kartalı, tepeli pelikan, kara leylek, turna, balıkçıl ve yağmurcanın da aralarında bulunduğu yaklaşık 175 türün
ürediği Kızılırmak Deltası'nda, kış döneminde de 100 bin dolayında su kuşu, kışı
geçiriyor. Delta, bu yönüyle de uluslararası
ornitolojik öneme sahip bulunuyor. (AA)
Deprem öğrencilerin tercihini etkilemedi Karaca yavrusu, tedavi altına alındı
üzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, kentte
meydana gelen depremlere rağmen
üniversite yerleştirme sonuçlarına göre
depremin izi veya görüntüsünün hissedilmediğini belirtti.
Prof. Dr. Battal, düzenlediği basın
toplantısında, 23 Ekim ve 9 Kasım 2011
tarihlerinde meydana gelen depremlerden sonra üniversitenin yeniden eğitime
Y
hazır hale getirilmesi için yoğun bir çalışma içine girdiklerini anımsattı.
Yaptıkları çalışmayla 2012-2013 eğitim öğretim dönemine hazır hale geldiklerini vurgulayan Battal, ÖSYM'nin,
Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarıyla yaptığı yerleştirmelere göre, üniversite olarak bu eğitim ve öğretim yılında
geçmiş yıllara oranla daha fazla öğrenci
aldıklarını ifade etti.
Battal, ÖSYM'ye ön lisans ve lisans
eğitimi için 5 bin 780 kontenjan bildirdiklerini ve tercih işlemlerinin ardından
5 bin 218 öğrencinin YYÜ'yü tercih ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
''Bu oransal olarak yüzde 90'ın üzerinde bir yerleştirme demektir. Kontenjan
olarak açık kalan birimler, diğer üniversitelerde olduğu gibi fizik, kimya, biyoloji
ve matematik gibi alanlar oldu.''
(AA)
ize'nin Fındıklı ilçesinde, bir
vatandaşın yaralı halde bulduğu karaca yavrusu tedavi
altına alındı.
İlçeye bağlı Yaylacılar köyünde
yaşayan Kadir Öztürk, arazide kalçasından yaralı ve bitkin halde bir
karaca yavrusu görünce durumu
Fındıklı Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Atilla Şanal'a bildirdi.
Şanal da İlçe Orman İşletme Müdürlüğü ekipleriyle gittiği köyde
R
yavru karacayı alarak Yaban Hayatı Şube Müdürlüğü'ne getirdi.
Şanal, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, kalçasında yarası bulunan yavrunun 5 aylık olduğunu
tahmin ettiklerini, tedavisinin tamamlanmasının ardından bulunduğu yerde doğaya bırakılacağını
söyledi.
Yavru karacaya vatandaşlar tarafından gösterilen duyarlılığın
son derece önemli olduğunu vur-
gulayan Şanal, ''Sanırım yabani
bir hayvan tarafından yaralanmış,
kovalamaca sırasında yorgun düşmüş. Yaban Hayatı Şube Müdürlüğü'nde tedavisinin yapılmasının
ardından tekrar doğaya salınacak.
Duyarlı vatandaşımıza teşekkür
ediyorum. Tüm vatandaşlarımızdan bölgemizdeki yaban hayatının devamlılığı için aynı şekilde
duyarlılık bekliyoruz'' diye konuştu.
(AA)
KÜLTÜR-SANAT 6
25 AĞUSTOS 2012
CUMARTESİ
Ankaranâme
M. MAHZUN DOĞAN
Bulut, yat turu, Akkuyu, 10. yıl, demir ağlar ve yalanla beslenmek…
Ağustos ayının ilk yarısında tatildeydim. Tatil deyince usa, deniz, kum ve güneş geliyor belki ama,
benim için öyle değil. Benim için tatil, dostlukları
tazelemek, coğrafyamızda yeni yerler, yeni insanlar
keşfetmek, yeni anılar edinmek demek… Denizsiz
kent Ankara’da yaşayan birisi olarak, deniz her dem
burnumda tütse de, bu böyle…
Bununla birlikte, bugüne dek tatillerimi genel
olarak Ege Denizi kıyılarında geçirdim. Akdeniz,
Antalya’dan Batıya doğru uzanan kıyılarıyla girdi
yaşamıma… Öbür tarafı da var biliyorum ama, hiç
görmedim… Haritadan baktığım bir coğrafya parçası olarak vardı…
Bu yıl o “öbür taraf”a uzandım. Bu “öbür taraf”a
uzanmamın nedeni şair Abdülkadir Bulut oldu. Ben
henüz genç bir üniversite öğrencisiyken, 1985’te,
“saçma” (1) bir trafik kazasıyla yaşama veda eden
Bulut’un, beni Anamur’a çağıracağı usumdan geçmezdi. Ama, oldu… Bulut, beni Anamur’a çağırdı… Gittim…
Şöyle ki… Çağdaş Şair ve Yazarlar Derneği
(ÇAĞŞAD), dört yıldır şiir yarışması düzenliyor.
Yarışmanın ilk ikisi, “Genç Ölmek”in şairi Ergin
Günçe anısınaydı. Sonra, Abdülkadir Bulut
adına yapıldı. Önümüzdeki yıl ise bir başka
şairin anısına sürdürülecek. Çünkü, bir şairin
anısına iki kez düzenleniyor. Sonra bir başka
şair adına veriliyor ödül. Bunda amaç şu ki,
edebiyatımıza önemli katkıları olmakla birlikte,
günümüzde pek anılmayan, hatta unutturulmaya çalışılan değerleri anımsatmak, onları
gündeme getirmek…
Dört yıldır gerçekleştirilen, hem Günçe,
hem de Bulut adına yapılan yarışmaların seçici
kurulunda değişmeyen adlardan birisi oldum
ben de…
Bu yılki, ödül törenini, Bulut’un memleketinde, Anamur’da, onu anma etkinliğinde verme
kararı aldı ÇAĞŞAD. Anamur Kültür Derneği,
her yıl 8 Ağustos’ta, Bulut için anma etkinliği düzenliyordu zaten. Bu yılki anma etkinliği ise, iki
derneğin işbirliğiyle yapılacak, ödüller de sahiplerini orada bulacaktı.
Törene ben de katılacaktım. Dahası, Anamur
Kültür Derneği’nin düzenlediği panelin konuşmacıları arasındaydım. “Lorca’nın Türkiyeli kardeşi, arkadaşım Abdülkadir Bulut” başlığı altında bir
konuşma yapacaktım.
Özetle, Abdülkadir Bulut çağırdı, gittim…
***
Ankara’dan başlayan yolculuğumuzun ilk durağı
Anamur değildi. Silifke’ye vardık önce. ÇAĞŞAD
yönetimindeki şair dostum, Silifkeli sevgili Aydan
Yalçın’ın konuğuyduk. 8 Ağustos sabahı, Silifke’den
Anamur’a doğru çıktık yola… Abdülkadir Bulut’un
27 yıl önce “saçma bir kaza”yla savrulduğu yoldan
Anamur’a vardık. Ramazan ayı olması nedeniyle etkinlik, akşam saat 21.00’de başlayacaktı zaten. Otelimize yerleşip, sonra denizin koynuna bıraktık
kendimizi… Akşam da, hazırlanıp, belediyenin
konferans salonuna gittik, anma etkinliği için…
Andık Bulut’u… Ve Anamur’da unutulmaz,
güzel anlar ekledik yaşamımıza ve Silifke’ye döndük...
11 Ağustos Cumartesi günü ise, yat turuna çıktık. Taşucu’ndan kalktı yatımız. Koyları dolaştık…
Barbaros Koyu oldu ilk durağımız… Sonra, Dana
Adası’na yanaştık. Alize Yatçılık’ın yatındaki bu molada, tam da denize atlayacağımız sırada, alabildiğine yüksek sesle mehter marşı çalmaya başladı:
“Ceddin deden, neslin baban
Hep kahraman Türk milleti…
Orduları pek çok zaman
Vermiştiler dünyaya şan”
Bu marşın ezgileri eşliğinde atladık sulara…
Orada, bu marşın çalınmasını bir espri olarak algıladım. Gülümsedim.
Bana, 1970’lerdeki yatılı okul yıllarımı anımsattı. Manisa Demirci Öğretmen Lisesi’nde okurken,
Milliyetçi Cephe (MC) hükümetleri döneminde, bu
marşlarla yatıyor, bu marşlarla kalkıyorduk. Bir
yayın odası vardı ve salonlara, yatakhanelere, okul
bahçesine yayın yapılıyordu. Her tarafta, yayın odasına bağlı hoparlörler vardı…
O zulüm yıllarını anımsadım. Ama, marşı gülümseyerek dinledim. Öfkeyle değil, eski bir anıya
yolculuk gibi… Hatta, belleğime, zoraki şırınga
edilmiş bu marşın sözlerinin hâlâ belleğimde kazılı
olmasına biraz da şaşarak, dahası, mırıldanarak da
değil, yüksek sesle marşa katılarak…
Ama bir süre sonra, Silifkeli şair ve tiyatrocu dostum Ahmet Gedik ve orada, denizde, ezgilerin bizi
buluşturduğu başka insanlarla birlikte, deniz ortasında kendi şarkılarımızı söyledik, “Bir kıvılcım
düşer önce / Büyür yavaş yavaş” diye başlayan “Arkadaş”la açtığımız şarkı sofrasında…
Yat turunda, bir şey dikkatimi çekti. Karşımızdaki Toroslar’ın tepesinde, doruğunda, o dağ manzarasının arasında koca bir alanda toprak rengi…
Belli ki inşaat var. Ne yapıyorlar? Kaç ağaç katlettiler? Yaptıkları rant alanının sahibi kim? Yerli gözüken, Türk ortağını paravan olarak kullanan bir
yabancı şirket büyük olasılıkla… Yani, Toroslar’ın
kalbi delik deşik… Bir kez daha somut olarak gördüm ki, dinin ve toprağın tüccarları iş başında…
Talan da sınır yok… Sanki, önümüzdeki yıllarda bu
ülkede onların oğulları, kızları da yaşamayacak…
Yat turunda, en uzun molayı ise Tisan’da verdik.
Kaptan mı, yoksa bir rehber miydi konuşan bilmi-
Anamur Kültür Derneği’nde şair Bulut’un
eşi Havva Bulut ve Osman Namdar’la.
yorum ama, bir saatlik molayı duyururlarken, durduğumuz koyun öbür tarafının
Akkuyu olduğunu anımsattılar.
Akkuyu mu? Dünyamız iki büyük nükleer felaket yaşadı. Birisi Çernobil… Diğeri de, henüz ona
göre anısı daha taptaze olan Japonya’daki Fukuşima
felaketi…
Hükümetimizse bunlara rağmen nükleer santralde kararlı.
Mersin’in Akkuyu’suna nükleer santral yapılacak.
Akkuyu’ya dünyada hiç denenmemiş olan
WWWER-1200 model nükleer reaktör kurulacak.
Avrupa’da lisans alamamış bir reaktör bu…
Küresel sermaye, biz de deneyecek…
Dahası… Santralde üretilen elektrik için 15 yıl
alım garantisi var. Üstelik de, 12.35 cente... Elbette
KDV artısıyla birlikte. Bu fiyat, dünyadaki elektrik
fiyatları ortalamasının 2.5 katı.
Ruslar’ın bu santral için yapacakları yatırım 22
milyar dolar. 15 yıl fahiş fiyatla yapacağımız elektrik
alımının karşılığı ise 70 milyar dolar olacak (2).
Özeti, ülkemiz ve geleceğimiz satılıyor… Çocuklarımızın geleceği satılıyor. İhaleden, bugün için
pay alacak yandaşlar için…
İşte o Akkuyu…
***
Yeniden hareket edip, Taşucu’na geri dönerken
denizde deli bir dalga başladı. Dana Adası’nın arkasından dolaşacakken, bundan vazgeçildi… Kıyıdan seyre koyulduk. Sakin bir koyda son molayı
verdik ve oradan da hareket ettiğimizde, Dana Adası’nın öbür yakası yerine başka bir sürpriz hazırladı
bize organizatörler. Kıyıda, yüksek kayaların olduğu
bir yerde iyice kıyıya yanaşmış halde yol aldı yat.
Yüksek sesle insanın ruhunu ürperten bir müzikle
kayaları seyreyledik… Denizdeki deli dalgaların kayalara vuruşunu…
Ve Taşucu’na yaklaştığımızda, bir animatör yatın
önünde Türk bayrağı açtı. Başladı 10. Yıl Marşı.
“Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan”
***
Onuncu Yıl Marşı, Türkiye’de Cumhuriyet’in
onuncu yılına bir armağandır. Emperyalizme karşı
verilmiş Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmış, bağımsızlığını
ilan etmiş, yokluk ve yoksulluk içinde yeni bir
yaşam düzeni, üstelik de uygar bir yaşam düzeni
kurmaya girişmiş bir ülkenin, bu mücadelenin ilk
on yılını kutlamasana adanmıştır. Milliyetçi duygular içerir. Sivil bir duyarlılığı yoktur. Ezgisi bile, askeri bir törendeki adımları çağrıştırır… Ve İstiklâl
Marşı gibi, okulların açılış kapanış törenlerinde
okunma zorunluluğu da olmadığından, bir süre
sonra rafa kaldırılmıştır.
Yıllar sonra, yeniden inmiştir raftan…
Niçin?
Türkiye’de, günlük yaşamı dinsel kurallara göre
biçimlendirmeyi hedef alan siyasal örgütlenmenin
ivme kazanması, tırmanışa geçmesi ve iktidar olması nedeniyle… Bir de, aynı dinsel çarkı besleyen
ABD’nin patentini taşıyan, yani dinsel yobazlıkla
aynı havuzdan beslenen Kürt şovenizminin acımasızca kıydığı canlar nedeniyle…
Değilse, tarihçi gözüyle değerlendirilecek, yorumlanacak, günlük yaşamda hiç bir yeri olmayan bir marştı Onuncu Yıl Marşı…
Mersin’de, Taşucu’na dönerken, yat gezisi
biterken Türk bayrağı açılmasının, Onuncu Yıl
Marşı’nın söylenmesinin anlamı üzerinde düşünürken, tatil bitti.
Tatilde, özellikle üç şeyden uzak durmuştum. Televizyon, bilgisayar ve gazeteler… Ankara’ya döndüğümde, uzağa ittiğim bu üç
iletişim aracıyla yeniden bağlantıya girdim ki,
neler neler…
En başta da, İstanbul’da, Kadıköy-Kartal
metrosunun açılışında, açılıp kapanan bir
ağzın söyledikleri dikkatimi çekti:
“10. Yıl Marşı’nda ‘Demir ağlarla ördük’
der. Neyi ördünüz? Demir ağlarla Türkiye’yi
biz örüyoruz.”
Şaşırmadım. Yalnızca, beklediğim sonucun açık ifadesine ilk kez tanık olmanın
garip duygularını yaşadım.
Cumhuriyet ve bağımsızlık değerlerine
saldırı, İsmet İnönü üzerinden yürütülmüştü
bugüne dek… Anlaşılan, tüm kaleleri zapt
ettik düşüncesine vardı ki emperyalist güçler, Mustafa Kemal Atatürk ve onun dönemi de
açıkça hedef olabilir denildi.
Ama, hiç değilse, istatistiklere bakarak, o yıllarda yapılan demir yollarının ne kadar olduğuna
bakarak konuşur değil mi insan! O yoksul, savaştan
çıkmış ülkenin ilk on yılındaki demir yolları yatırımını inceler de konuşur değil mi? Üstelik, halkın
alın terinden alınan vergilerle beslenen onlarca danışmana rağmen, o bilgilerden habersiz açılıp kapanan dudaklar… O zaman, şimdiki o
danışmanlara ödenecek paranın bile olmadığını bilmez mi?
Bilir elbette… Bilir de… Toplumun bilinçaltını
sarsmak için, yalan söyler…
Ve ben Nâzım Hikmet’in dizelerini anımsarım:
“Yalanla besliyorlar sizi”
______________________________
(1) Abdülkadir Bulut’un 1942’den 9 Ağustos 1985’e
uzanan yaşam serüveni, topu topu 42 yıl. Doğrusu kısacık
bir ömür… Hem de kısalığı saçma sapan bir kaza nedeniyle… Bulut, Anamur’un Akine Köyü’nden. 8 Ağustos
1985’te, hapiste yatan bir akrabasının mahkemesine gidiyor. Mahkemeden köye dönerlerken, Silifke-Anamur arasındaki o bol virajlı, bol tuzaklı yolda minibüsün kapısı
açılıveriyor. Demek, kapının dibinde, ayakta falanmış ki,
yola savruluyor Bulut. Başı taşa denk geliyor bu düşmede.
Ağır yaralı olarak kaldırıldığı Mersin Devlet Hastanesi’nde,
ancak bir gün daha nefes alıp verebiliyor. 9 Ağustos’ta
veda ediyor yaşama.
Bundan dolayıdır ki, Bulut’tan söz ederken, söyleşilerimde olsun, yazılarımda olsun, konu ölümüne gelince
hep “saçma bir trafik kazası” derim ben. Yıllardır bu
böyle… Nitekim, bu yılki ödül sonucunu açıklayan basın
metnini ben yazdım. Yolladım gazetelere, yarışmada birinci olan Alp Arslan Akman’ın fotoğrafıyla birlikte. Bazı
gazeteler yayımladılar. Benim yazdığım o ifadeyle hem
de…
Meğer, Hilmi Yavuz’un “Abdülkadir Bulut İçin” yazısında da, aynı şekilde niteleniyor Bulut’un ölüm biçimi…
“Ülkemin Şiir Atlası”nın (Abdülkadir Bulut, Ülkemin Şiir
Atlası, e Yayınları, İkinci Basım: Ekim 2010, İstanbul) önsözü olan yazısında (Konuşma metniymiş gerçekte) okudum.
Dahası, Hilmi Yavuz’un o yazısından öğreniyorum ki,
benzer bir kazada yaşama veda eden Albert Camus için
Jean Paul Sartre’ın yazdığı yazıya uzanıyor böyle bir niteleme. Sartre, Camus, 4 Ocak 1960’ta trafik kazasında öldüğünde, “Onu sevenlerce katlanılmaz bir saçmalık var
bu ölümde!” demiş.
(2) Melis Alphan, “Nükleer santral inşası bir demokrasi sorunu”, Hürriyet Gazetesi, 30 Temmuz 2012.
İznik’de Yunanca yazıt bulundu
znik Antik Roma Tiyatrosu'ndaki kazı çalışmaları
sırasında, tiyatroya ait olduğu belirlenen, heykel
kaidesi üzerinde yer alan Yunanca yazıt ortaya çıkarıldı. Kaymakam Nurettin Kakillioğlu, kazı bölgesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, tiyatronun
İ
sahne binası kazılarında Bizans dönemine ait kiremit duvar eklentilerine rastlanıldığını söyledi.
Alandaki çalışmalar sırasında heyecan verici bir
bulguya da ulaşıldığını dile getiren Kakillioğlu, ''Kazılarda tiyatroya ait olduğu belirlenen, heykel kaidesi
üzerinde yer alan Yunanca
yazıt ortaya çıkarıldı. Yazıtın günümüz Türkçesine
çeviri çalışmaları sürüyor.
Elde edilecek bilgilerle
epigrafik açıdan tiyatro tarihine yeni veriler eklenecek olması bizler için
heyecan verici bir gelişme'' dedi.
Kakillioğlu,
yazıtın
yanı sıra yaklaşık 2 bin yıllık olduğu tahmin edilen
metal bir buluntuya rastlanıldığını, henüz ne olduğu
kesinlik kazanmayan bu
parçanın günümüzdeki tiyatro biletine benzediği
konusunda görüşlerin bulunduğunu bildirdi.
Tiyatrodaki kazı çalışmaları hakkında da bilgi
veren Kakillioğlu, şunları söyledi:
''Seyirci oturma sıralarını taşıyan tonozlu galerilerden 4 tanesi tamamen açığa çıkarıldı. Ayrıca tiyatro içinde geç dönemlerde yapılan toplu ölü
gömülerinde, salgın hastalıklara karşı kireç elde edebilmek amacıyla oluşturulmuş kireç havuzuna ulaştık. Buradan elde edilen kireçlerle toplu gömülerin
üzerine serpilerek bir nevi hijyen arayışı söz konusu.
Şu anda çalışmalar 2 katlı olduğu düşünülen Skene'de (sahne binası) sürdürülüyor.
Orkestra bölümünün kuzeyinde yer alan dolgu
toprak kaldırılarak, ilk etapta Proskene (sahne platformu) açığa çıkarılmış ve sahne binasının diğer mimari ögelerinin bağlantılarına ulaşılmıştır. Zengin
mimari bezeklere sahip olduğu bilinen sahne binasının ön cephesi günümüze ulaşmamıştır. Ancak Skene'den Proskene'ye açılan 5 kapı bulundu. Bu
kapılar, Anadolu'ya özgü olması sebebiyle çok
önemli.''
Kakillioğlu, kazı çalışmaları sırasında 300'den
fazla sikke, çok sayıda pişmiş topraktan yapılmış kandil, haç, kemer tokası, çivi ve günlük kullanım seramiklerinin bulunduğunu ifade ederek, sahne
binasına uzanan muhtemel Roma yolunun da açığa
çıkarılması beklentisinde olduklarını, ancak tiyatro
genelinde gözlemlenen tahribat nedeniyle yolun
açığa çıkmasının kesin olmadığını kaydetti.
(AA)
Pekin Operası Türkiye’ye geliyor
9.Aspendos
Uluslararası
Opera ve Bale Festivali’nin
ikinci yarısı Eylül ayında Pekin
Operası ile birlikte başlıyor. 2012
yılının Türkiye’de “Çin Kültür Yılı “
ilan edilmesi ile festivale davet edilen Çin Pekin Operası, izleyicilere
oldukça özel bir gece yaşatacak.
Samsun Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu ile birlikte sahne
alacak olan topluluk , festivalde G.
Puccini’nin ünlü operası “Madama
Butterfly”ı sahneleyecek. Eser 3
Eylül Pazartesi günü saat 20:30 ‘da
Aspendos Antik Tiyatrosu’nda izlenebilir.
Librettosu Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa tarafından yazılan
1
eser, Li Dandan tarafından sahneleniyor. Orkestrayı şef Yu Fen’in yöneteceği eserde dekor tasarım
İsmail Dede , kostüm tasarım Zhao
Yujie , ışık tasarım Mustafa Eski imzasını taşıyor. Eserde konzertmeister Çise Korkmaz, koro şefi ise
Chen Bing. Çin Pekin Operası’nın
solistlerinden Shen Na gecede Madama Butterfly’ı canlandıracak.
Guan Zhijing “ Bonzo” , Wang
Feng “Pinkerton”, Zhang Peng
“Prince Yamadori “,Wang Hong “
Kate”, Zhang Xiaoyuan “L’ufficiale
del Registro”, Li Xiang “ Goro”,
Wang Haitao “Sharpless” ve Liu
Sh “Suzuki” rolüyle sahne alacak.
(Başkent)
Aida Diva, 8. kez
Marmaris’e geldi
talyan Bayraklı dev yolcu gemisi
Aida Diva bu sezon sekizinci kez
Marmaris'e geldi.
Marmaris Liman İşletmeciliği'nden
alınan bilgiye göre, Yunanistan'ın Heraklion Limanı'ndan gelen gemi, Marmaris Limanı'nın büyük rıhtımına
yanaştırıldı. Gemide çoğu Alman yaklaşık 2 bin 500 yolcu ile 614 personel
bulunduğu belirtildi.
Gümrük işlemlerinin tamamlanmasının ardından gemiden inen turistler
havanın sıcak olmasına rağmen Yat Limanı, Kordon ve Atatürk caddelerinde
yürüyüş yaparak ilçeyi tanımaya çalıştı.
Turistlerin bazıları günlük turlara katılarak çevredeki tarihi ve doğal güzelliklere sahip yerleri ziyaret ederken,
bazıları ise Marmaris Kapalı Çarşısı'nda alışveriş yapmayı tercih etti. Turistler genelde çarşıdaki hediyelik ve
takı eşyalarına ilgi gösterdi.
Kanunu Sultan Süleyman'ın Rodos
seferi sırasında yaptırdığı Marmaris Ka-
İ
lesi içerisinde bulunan müzeyi ziyaret
edenlere ise bölgenin tarihi hakkında
bilgi verildi.
11 katlı olan dev gemi, özellikle ilçede tatilini geçiren turistlerin ilgi
odağı oldu. Turistler geminin önünde
hatıra fotoğrafları çektirdi. Aida Cruises
şirketinin filosuna 2007 yılında katılan
69 bin 203 grostonluk, 250 metre
uzunluğundaki dev geminin ilçeye
sezon boyunca seferlerini devam etmesinin planlandığı belirtildi. Lüks geminin içinde süit kamaralar, yüzme
havuzları, sauna, masaj odaları, spor
salonları, casino ile gösteri salonlarının
bulunduğu öğrenildi.
Liman yetkilileri, Aida Diva'nın
Marmaris'e bu yıl sekizinci seferini
gerçekleştirdiğini, Geminin bu seferlerde 23 binden fazla turisti günübirlik
olarak ilçeye getirdiği kaydedildi.
Aida Diva kruvaziyerinin, Antalya'ya gitmek üzere Marmaris'ten
akşam saatlerinde ayrılacağı bildirildi.
Tuz Gölü, flamingo cenneti oldu
Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler içinde en büyük flamingo kolonisine
ev sahipliği yapan Tuz Gölü’nde bu yıl binlerce yavru kuluçkadan
çıkarken, göl adeta flamingo cennetine dönüştü.
7 SPOR
25 AĞUSTOS 2012
CUMARTESİ
Gökçek: İbretle izliyorum
Ankaragücü Eski Başkanı Ahmet Gökçek, futbolcu Bednarʼın 200 bin avroluk
alacağı nedeniyle Ankaragücüʼnün 6 puanının silinmesinden yeni yönetimi sorumlu tuttu.
Gökçek, söz konusu borcun ödenmemesini kulübe ihanet olarak değerlendirdi.
nkaragücü Eski Başkanı Ahmet
Gökçek, Ankaragücü’nün FİFA
tarafından 6 puanının silinmesi
ile ilgili gelişmeler ve yapılan yorumları değerlendirdi.
Ahmet Gökçek, açıklamasında
şunları söyledi:
“MKE Ankaragücü Spor Kulübü’ne
FIFA tarafından verilen - 6 puan cezası
verilmesi ile oluşan gündemi büyük bir
dikkatle takip etmekteyim.
MKE Ankaragücü Spor Kulübü’nü
‘Hukuki zemine oturtma’ maskesi arkasında şahsi ihtirasları uğruna girişimde bulunup kulübü yönetmekten
aciz çevrelerce cezaya gerekçe olan
Futbolcu Roman Bednar’ın, Başkanlığım döneminde transfer edilmesi sebebi ile konunun şahsıma ve
yönetimime mal edilmesi çabalarını
A
ibretle takip etmekteyim.
Öncelikle belirtmek isterim ki,
kulüp adına yapılan borçlar her ne
kadar sonraki yönetimleri rahatsız etse
de kulüplerin kurumsal yapısı göz
önüne getirildiğinde mevcut yönetimlerin de sorumluluğundadır. Zira ben
ve yönetimim göreve geldikten sonra
geçmiş dönemlerden yönetimimize
kalan borçlardan şikayetçi olmamıza
rağmen ayırım yapmadan MKE Ankaragücü’nün borcu olarak görüp bu
borçları ödeme yoluna gittik. Hal böyleyken ve görevden ayrılmamızın üzerinden 1 yıl gibi bir süre geçmiş
olmasına rağmen anılan borçların
belki de yönetimimize karşı bir kamuoyu oluşturabilmek için kasten
ödenmemesi kulübe yapılan ihanetten
başka bir şeyin olmadığını düşünmek-
teyim.
Zira, FIFA bu konuda kulüp yönetimine 18 Ağustos 2012 tarihine kadar
süre vermiş olmasına rağmen yönetim
kurulunca herhangi bir işlem yapılmamıştır.”
Başkanlığı süresince FIFA’dan kulübe eski dönemlerde yapılan futbolcularla
ilgili
benzer
sayısız
ihtarnameler geldiğini belirten Gökçek
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben ve yönetimim bu ihtarların
gereği olan ödemeleri yaparak kulübün adının böyle bir skandala karışmasını her zaman önlemişizdir.
Dönemimdeki borçlardan sürekli
şikayet eden yönetim zihniyetinin dönemimizde takıma kazandırılan futbolcuların satışından elde edilen
gelirleri alırken pek şikayetçi olmadık-
ları da tüm kamuoyunun ve camianın
malumudur.
Hal böyleyken, İshak Doğan’ı 1.6
trilyon liraya satan bir zihniyetin, FIFA’nın ihtar ettiği 200.000.-Avro’luk
meblağ ödememesi ve kulübün adını
bu olayları alet edip suçu da yönetimimize atma cüretinin adı herhalde kamuoyu tarafından konacaktır diye
düşünmekteyim.
Gelinen bu noktada, yönetim ve
Ankaragücü’nün kendi ve tarihi hakkında kulaktan dolma bilgisi olan, konuya vakıf olmayan siyasi bir takım
çevrelerin Ankaragücü menfaatleri ile
ilgilenmedikleri tek yaptıklarının gölgemiz ile kavga etmek olduğu da aşikardır. Bu tarz zihniyetlere tek
tavsiyem, gündeme icraatları ile gelmeleridir.”
(Başkent)
2016 ve 2020 Olimpiyatları
hazırlıkları için start verildi
ençlik ve Spor Bakanı (GSB) Suat Kılıç, 2016
ve 20120 Olimpiyatları hazırlıkları için federasyon yetkililerinden sporculara, antrenörlerden akademisyenlere kadar bir çok kişiyle görüş
alışverişinde bulunduktan sonra olimpiyatlara sporcu
yetiştirme programını açıklayacak.
GSB'den yapılan açıklamada, Türkiye'de ilk defa
bir sonraki olimpiyatların hazırlığına 4 sene önceden
başlanıldığına vurgu yapılarak, ''Bakan Kılıç'ın en
büyük hedefi, 2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'nın İstanbul'a verilmesi ihtimaline karşılık, bu
olimpiyatlara en yüksek katılımla hazırlanmak. Yani,
26 olimpik branşın tamamında olimpiyatlarda temsil
edilmek'' denildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
''27 Ağustos Pazartesi günü 'Değerlendirme Komisyonu' toplanacak. Öğleden sonra ise 2012 Londra Olimpiyatları'na katılan milli sporcular
dinlenecek. Milli sporcular iki kademeli bir dinleme
sürecine tabi tutulacak. Sadece olimpiyatlarda madalya kazanan sporcular değil, başarının kıyısından
dönen sporcular da dinlenecek. Bununla yetinmeyen
bakanlık daha önceki olimpiyatlara katılan sporcuların da görüşüne başvuracak.
28 Ağustos Salı günü Yaz ve Kış
Olimpiyatları'na katılma hakkı bulunan
33 federasyon başkanı ile spordaki sivil
toplum kuruluşlarının temsilcileri bakanlıkta değerlendirmeye alınacak. Böylece
Türkiye sadece yaz olimpiyatlarına yönelik değil, kış olimpiyatlarına da ilk defa
bilimsel veriler ışığında hazırlık yapacak.Atıcılık ve avcılık, atletizm, badminton, basketbol, binicilik, bisiklet, boks,
Cimnastik, hokey, eskrim, futbol, güreş,
golf, halter, hentbol, judo, kayak, kızak,
kürek, kano, masa tenisi, modern pentatlon, okçuluk, beyzbol, sutopu, tekvando,
tenis, triatlon, voleybol, yelken, yüzme,
buz hokeyi, buz pateni federasyonun
başkanlarının görüşleri alınacak.''
Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve paralimpik komitenin yanı sıra
spor yazarları, antrenör, spor bilimleri,
beden eğitimi öğretmenleri ve olimpiyat
derneğinin de görüşlerine başvurularak
sivil toplum kuruluşları arasında yer aldığı belirtilen açıklamada, şu bilgilere yer
verildi:
''29 Ağustos Çarşamba günü ise Türkiye'nin 7 bölgesinden 20 akademisyenin görüşlerine başvurulacak. Aynı gün
G
öğleden sonra de sporcu sağlığı ve masörleri ile
ikinci bir toplantı gerçekleştirilecek. 31 Ağustos'ta ise
antrenör ve teknik direktörlerle toplantılar gerçekleştirilecek. 3 Eylül 2012 Pazartesi günü, bu kez Londra
2012 Olimpiyatları'na katılan spor medyası ile toplantı yapılacak. Bu toplantının hemen akabinde de
Londra Olimpiyatları'nı yerinde izlemeyen ancak
olimpiyat sürecinde yazı ve değerlendirmelerde bulunan medya mensupları ile ikinci bir toplantı gerçekleştirilecek. 4 Eylül 2012 Salı günü de Spor Genel
Müdürlüğü bürokratları ve uzmanları ile son toplantı
yapılacak. 'Kendimizi Dinliyoruz' başlığıyla yapılacak bu toplantılar sırasında Spor Genel Müdürlüğü
yöneticileri, 2012 Londra Olimpiyatları'na katılan
yöneticiler ve 10 Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü'nün görüşü alınacak.
Bakanı Kılıç, bu değerlendirme toplantılarının ardından Spor Genel Müdürlüğü uzmanlarına hazırlattığı raporlar ışığında olimpiyatlara sporcu
yetiştirme programını açıklayacak. Böylece Türkiye
tarihinde ilk defa bir sonraki olimpiyatlara yönelik
olarak bilimsel veriler ışığında hazırlık yapmış olacak.''
(AA)
Genç kızlar final arıyor
enç Kız Voleybol Milli Takımı, Avrupa Şampiyonası Finallerindeki
son grup maçında Sırbistan´a 3-0
kaybetmesine karşın grubu ikinci sırada
bitirerek yarı finale yükseldi. Milli Takımın yarı finaldeki rakibi II. Grubun birincisi Rusya.
Ay-Yıldızlı takımımızın final mücadelesi vereceği müsabaka bugün saat
16.30´da başlayacak ve NTV Spor´dan
naklen yayınlanacak.
Diğer yarı final maçında I. Grup birincisi Sırbistan ile II. Grubu ikinci sırada
bitiren İtalya karşı karşıya gelecek. Maçın
başlama saati 14.00.
Öte yandan, Türkiye-Sırbistan karşılaşmasının ilk seti dengeli ve karşılıklı sayılarla başladı. Genç Milli Takım´ın
manşet ve defans hatalarına, Sırbistan takımı da servis kaçırarak yanıt verdi. İlk
G
teknik mola 8-6 Sırbistan üstünlüğünde
geçildi. Takımımız 10-10´da beraberliği
yakaladı.
File önünde Milli Takımımıza boy üstünlüğü kuran Sırbistan, ikinci teknik
molayı 16-14 önde tamamladı. Setin sonundaki çabamız yeterli olmadı ve 27
dakika süren seti 25-22 alan Sırbistan 10 öne geçti.
İkinci sete iyi başlayan Sırbistan, defans hatalarımızdan da yararlanarak
skoru 5-1 yaptı. Rakibin ortadan ve köşelerden yaptığı hücumlara karşılık veremeyince, Sırbistan ilk teknik molaya 8-3
önde girdi.
Buna karşılık maçı bırakmayan ve toparlanan Genç Milli Takım 14-14´te eşitliği sağladı ve rakip antrenör molayı aldı.
Moladan sonra hatalarımızı iyi değerlendiren Sırbistan ikinci teknik molaya 16-
My Team, Samsun 39. Hitit Rallisi’ne katılıyor
ürkiye Ralli Şampiyonası’nın 6. ayağı
olan 39.Hitit Rallisi, bugün ve yarın Samsun’da organize ediliyor. İlk kez ulusal
bir ralliye ev sahipliği yapacak olan kentte,
tüm hazırlıklar tamamlandı ve büyük organizasyon için geri sayım başladı.
Kısa adı ANOK olan Ankara Otomobil
Sporları Kulübü tarafından, Samsun Otomobil Yetkili Satıcıları Derneği (SOYS), Grand De
Luxe Amisos Otel, Samsun Valiliği, Samsun
T
Büyükşehir Belediyesi ve Samsun Mahalli
Otomobil Kulübü (SAMOS) katkıları ile organize edilen 39.Hitit Rallisi, bugün Samsun’da
başlayacak. Ralli iki gün sürecek.
26’sı ulusal 4’ü historic olmak üzere 30
ekibin katılımına sahne olacak rallide, Tütün
İskelesi’nde yer alan Kurtuluş Yolu sembolik
starta ev sahipliği yapacak.
39. Hitit Rallisi heyecanı; bugün saat
13:00’da Atatürk ve 18 arkadaşını temsilen se-
ramik rölyefler ve temsili Bandırma Vapuru
bulunan bu tarihi alanda ilk otomobile verilecek sembolik start ile başlamış olacak.
Ekipler; sembolik startın ardından Demirci, Akgöl, Yeralan etaplarını geçerek, saat
16.27’den itibaren SOYS Özel Seyirci etabında kozlarını paylaşacaklar. Şehir merkezinde Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü
karşısındaki dolgu toprak alan üzerinde oluşturulan 2,30 km. uzunluğundaki seyirci özel
etabı, Samsun yerel kanallarından Kanal Starafından da canlı olarak yayınlanacak. Batıpark Otoparkı’nın servis alanı olarak
kullanılacağı büyük organizasyonda ilk gün
saat 17:37’den itibaren bu noktada son bulacak.
Yarın saat 09.30’dan itibaren yeniden direksiyon başına geçecek olan ekipler; Demirci, Akgöl, Yeralan etaplarını ikişer kez
geçtikten sonra saat 17:00’den itibaren Kurtuluş Yolu’ndaki finiş podyumuna ulaşacaklar.
Son yıllardaki en çekişmeli sezonunu geçiren Türkiye Ralli Şampiyonası’nda Hitit Rallisi öncesinde Castrol Ford Team Türkiye
ekibinden Yağız Avcı-Bahadır Gücenmez ikilisinin liderliği devam ederken, Pegasus Racing’den İtalyan Luca Rossetti-Matteo
Chiarcossi ikinci, Team 47 Motorsports’tan
Volkan Işık-Vedat Bostancı üçüncü sırada yer
alıyor. Ayrıca takımlar birinciliğinde de Castrol Ford Team Türkiye ilk sırada yer alırken,
Pegasus Racing ikinci ve Team 47 Motorsports
üçüncü sırada yer alıyor.
(Başkent)
14 önde girdi.
Manşet sorununu çözemediği için
hücumda aksayan, sert toplar vuramayan
Genç Milli Takım, basit hatalar da yapınca 26 dakika süren seti 25-19 kazanan Sırbistan 2-0 üstünlüğü yakaladı.
Üçüncü sette de oyunun karakteristiği değişmedi. Defansımızdaki boşlukları iyi değerlendiren, yumuşak
hücumlarımıza da başarılı savunma
yapan Sırbistan Genç Kız Milli Takımı ilk
teknik molayı 8-5, ikinci teknik molayı
16-10 önde tamamladı. Seti 25-21, maçı
da 3-0 kazanan Sırbistan grup birincisi
oldu.
Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonunda
oynanan diğer grup maçında ise Çek
Cumhuriyeti, Bulgaristan'ı 23-25, 25-20,
25-22 ve 25-20'lik setlerle 3-1 yendi.
(Başkent)
Elvis Fatovic,
Galatasaray için
İstanbul'da
T
ürkiye Sutopu 1. Ligi'nde son 8 sezondur şampiyonluklara ambargo koyan Galatasaray, dünyaca ünlü antrenör Hırvat Elvis Fatovic'i
Türkiye'ye getirdi.
Hırvatistan Milli Takımı Başantrenörü Ratko Rudic'in yardımcılığını yapan Elvis Fatovic, sarı-kırmızılı kulüple transfer görüşmesi yapmak için İstanbul'a
geldi.
Ülkesinin 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda
altın madalyaya uzanmasında önemli rol oynayan Fatovic'i, sarı-kırmızılı ekibin Sutopu Şube Kaptanı
Vakur Dağdeviren ve şube kaptan yardımcısı Mehmet Bilen ağırladı. Hırvat çalıştırıcı, Galatasaray
Ergun Gürsoy Olimpik Yüzme Havuzu ve Kalamış
Tesisleri'ni gezdikten sonra Türk Telekom Arena'da
bulunan kulüp merkezine geçti.
Kulüp binasında Galatasaray Sportif Koordinatörü
Bülent Tulun ile bir görüşme yapacak olan Fatovic'le
anlaşma sağlanması durumunda, Galatasaray Sutopu
Takımı'nın yeni sezonda başantrenörü Hırvat çalıştırıcı olacak.
Hırvat antrenör Fatovic, yaptığı açıklamada, Galatasaray'ın teklifinin kendisine çok ilginç geldiğini
ve sarı-kırmızılı kulübün sutopunda çok başarılı bir
takım olduğunu belirtti. Fatovic, Galatasaray'da çalışıp, Avrupa kupalarında başarı yakalamak istediğini
vurguladı.
(AA)
25 Ağustos 2012 Cumartesi
FİYAT: 25 Kr
Gezici TIR Kızılcahamam’da
19. Altın Koza Film Festivali kapsamında Kızılcahamamʼa gelen Adana Büyükşehir Belediyesi
gezici TIRʼı, Kızılcahamamlılarʼla buluştu. “Adanaʼdan Anadolu'ya Türk Sineması Yollarda”
sloganı ile 17 Temmuzʼda başlatılan Gezici TIR Projesiʼnin, 36. noktası Kızılcahamam oldu.
A
dana'dan Ana-dolu'ya Türk Sineması Yollarda' sloganı ile yola çıkan,
19. Altın Koza Film Festivali kapsamında Kızılcahamam'a gelen Adana Büyükşehir Belediyesi gezici tırı, gösterimde
bulundu.
Kaplıca Parkı’nda düzenlenen etkinliğe,
Milliyetçi Hareket Partisi Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz, Kızılcahamam Belediye
Başkanı Coşkun Ünal, Başkan Yardımcısı
Cevat Yüce, Belediye Meclis Üyeleri ve Çok
sayıda vatandaş katıldı.
Etkinlikte konuşan Şehir Tiyatrosu Sanat
Yönetmeni İsmail Tumiçin, 19. Altın
Koza Film Festivali kapsamında' Adana'dan Anadolu'ya Türk Sineması Yol-
larda' sloganı ile 17 Temmuz'da başlatılan
gezici tır projesinin, 36. noktasının Kızılcahamam olduğunu söyledi.
Programda ilk olarak Adana Büyükşehir
Belediyesi Bando
takımı tarafından
Kızılcahamam
Belediyesi önünden bando marşları ile kaplıca
parkına gelindi.
Kaplıca
parkında başlayan
etkinlikte yine
Bando ekibi konser verdi.
10.yıl marşı nı çalan bando ekine bütün katılanlar ayakta eşlik edilerek tırı üzerinden
dev Türk Bayrağı sallandı.
Program da Adana Büyük Şehir Belediyesi Türk Sanat müziği hocaları Cevdet Cömertbay ve Lale Dağtekin Türk Sanat
Müziği'nden eserler seslendirdi.
Türk sinemasına emek veren sanatçıların fotoğraflarının yer aldığı gezici sinema
Tırın da Anadolu Kartalları adlı film gösterimi ile sona erdi.
(Başkent)
John Lennon’ın katilinin
şartlı tahliye talebi reddedildi
T
he Beatles grubunun üyesi John
Lennon'ın katili Mark David Chapman'ın şartlı tahliye talebi 7. kez
reddedildi.
Amerikalı yetkililer, şartlı tahliye kurulunun dünkü başvurunun ardından
yaptığı değerlendirmede, Chapman'ın
talebinin reddedilmesine karar verdiğini
söyledi.
Chapman, 1980 yılının aralık ayında
John Lennon'ı kaldığı otelin önünde vurarak öldürmüştü. 1981'de cinayetten
suçlu bulunan Chapman, ömür boyu
hapse mahkûm edilmişti.
T
ürkiye’nin efsane
grubu MFÖ, Ankara Kentpark’ta
hayranlarıyla
buluşmaya hazırlanıyor.
MFÖ grubunun 31
Ağustos Cuma akşamı
saat 21.00’de sahne
alacağı konserin biletleri MyBilet.com internet adresinden satın
alınabiliyor.
Türk pop ve rock
müzik tarihinin gelmiş
geçmiş en sevilen şarkılarının sahibi ve Türkiye’nin köklü müzik
gruplarından biri olan
MFÖ, en sevilen şarkılarını Ankaralılar için
seslendirecek.
(Başkent)
MFÖ Ankara’ya geliyor
Mar, festival turunda
H
indistan'ın başkenti Yeni Delhi'de ilk kez
bir uluslararası film festivali düzenlenecek. ''Uluslararası Delhi Film Festivali''
adıyla aralık ayında düzenlenecek festivalde, Türk
yönetmen Caner Erzincan'ın ''Mar'' filmi de gösterilecek.
Festival müdürü Sureş Kumar Gosvami, etkinlikte 70 ülkeden dünyanın en iyi sinema
filmlerini izletmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Festivalde gösterilecek filmler arasında bu yıl en
iyi film Oscar'ını kazanan Fransız filmi ''The Artist''in yanı sıra Patrizia Landi'nin ''Daughters of
Hill'' ile Eran Paz'ın ''Jeremiah'' filmi de yer alıyor. Yeni Delhi halen her yıl düzenlenen Arap
ve Asya Filmleri Festivali'ne ev sahipliği yapıyor.
(AA)
Dükkânında unutulan
para dolu çantayı sahibine teslim etti
M
alatya'nın Arapgir ilçesinde ayakkabı tamirciliği yapan Lütfi Kırık (48), dükkanında
unutulan, içinde 15 bin lira para ve kredi
kartları bulunan çantayı sahibine teslim etti.
Gözeli köyünde ikamet eden Bayram Kaya, alışveriş yapmak için geldiği Arapgir'de, ayakkabı tamircisi Lütfi Kırık'ın dükkanında, içinde 15 bin lira para
ve kredi kartları bulunan çantasını unuttu. Bunu farkederek, tekrar ilçeye gelen Kaya, alışveriş yaptığı
dükkanları dolaşıp çantasını gören olup olmadığını
sordu.
Bayram Kaya'nın dükkanları dolaştığını gören
Lütfi Kırık, yanına gelerek çantayı kendisinin dükkanında unuttuğunu belirtip, çantasını teslim etti.
Çantasını bulduğu için mutlu olduğunu dile getiren ve Lütfi Kırık'a teşekkür eden Kaya, ''Çok duygulandım. Lütfi kardeşimizi bu asil davranışından
dolayı kutluyorum'' dedi.
Lütfi Kırık da ''Benim yerimde hangi esnaf arkadaşım olsa aynı davranışı gösterirdi'' diye konuştu.
Şapka ve
Kıyafet Devrimi
etkinlikleri başladı
B
Bu yarışma 8 asırdır sürüyor
Ç
ANKARA ŞUBELERİMİZ
ABİDİNPAŞA
AKYURT
AYDINLIKEVLER
BALGAT
BATIKENT
ÇANKAYA
DEMETEVLER
367 00 06
844 34 05
347 00 34
287 84 66
252 02 02
287 84 66
336 11 12
DİKMEN
ELMADAĞ
ETLİK
GÖLBAŞI
İNCİRLİ
KARAPÜRÇEK
KEÇİÖREN
478 67 77
863 01 02
323 55 11
287 27 27
360 00 12
376 81 62
359 95 15
KIZILAY
MAMAK
NALLIHAN
PURSAKLAR
SİNCAN
ÜMİTKÖY
424 13 20
368 39 99
785 55 58
527 19 41
276 84 84
235 99 99
al ilçesine bağlı Aşağıseyit köyünde 838
yıldır geleneksel olarak düzenlenen
''Sudan Koyun Geçirme Yarışması''nın, bu
yıl 26 Ağustos Pazar günü yapılacağı bildirildi.
Çal Kaymakamı Fatih Arıkoğlu, yaptığı açıklamada, Aşağıseyit köyünde 8 asırlık bir gelenek
olarak sürdürülen ''Sudan Koyun Geçirme Yarışması''nın Denizli Valiliği, Çal Kaymakamlığı ve
Denizli Belediyesi desteği ile bu yıl da tekrarlanacağını söyledi.
Vatandaşlar arasında son dönemde ''koyun
olimpiyatı'' diye de adlandırılan yarışmanın, bir
festival havasında 26 Ağustos Pazar günü gerçekleştirileceğini ifade eden Arıkoğlu, yarışma kapsamında, aralarında TRT sanatçısı Makbule Kaya'nın
da yer aldığı ses sanatçıları tarafından konserler
verileceğini, yörük kültürünü yaşatan etkinlikler
gerçekleştirileceğini bildirdi.
Arıkoğlu, yarışmanın, insanın, sahip olduğu
hayvana olan sevgisi ve onunla bütünleşmesini or-
taya koyan bir etkinlik olduğunu ve tüm dünyaya
örnek teşkil ettiğini dile getirerek, yarışmanın Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı'nın (UNESCO) Dünya Somut Olmayan Kültürel
Miras Listesi'ne alınması için girişimde bulunacaklarını ifade etti.
Bu kültürel değerin tüm insanlık tarafından bilinmesini arzu ettiklerini belirten Arıkoğlu, şunları
söyledi:
''Yarışmada, seyir için gelen vatandaşların da
birbirleriyle kaynaşmasını görüyoruz. Burada,
bunun mutluluğunu, bereketini görüyoruz, ortaya
güzellikler çıkıyor. İleride bu yarışmanın bölge,
ülke ve hatta yurtdışına da yansımasını istiyoruz.
Aynı İspanya'daki boğa güreşleri gibi; ama burada
bir güzellik, çobanla hayvanının devamlı kucaklaşması ve sevginin bütünleşmesi var. Bu güzelliği
ve sadakati insanlarımız çobanlarla paylaşıyorlar.
Yarışmayı dünya ile buluşturmak için UNESCO'ya
başvurmayı planlıyoruz.''
(AA)
üyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Kastamonu'ya gelişi, Şapka ve
Kıyafet İnkılabının 87. yıl dönümü
dolayısıyla etkinlik düzenlendi.
Atatürk'ün, beraberindeki heyetle Kastamonu'ya giriş yaptığı Olukbaşı mevkisinde
başlayan ve Cumhuriyet Meydanı'nda sona
eren yürüyüşe Vali Erdoğan Bektaş, AK Parti
Kastamonu Milletvekilleri Mustafa Gökhan
Gülşen, ve Hakkı Köylü, MHP Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar, Belediye Başkan Vekili Bahri Yavuz, İl Jandarma Komutanı Albay
Mehmet Tevfik Anzerlioğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Cumhuriyet Meydanı'nda Şehit Şerife
Bacı Anıtı'na çelenk bırakılmasından sonra
saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı
okundu.
Vali Bektaş, törenin sonunda yaptığı konuşmada, Kastamonu'nun Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir rol oynadığını
söyledi.
Atatürk'ün 87 yıl önce Kastamonu'ya
geldiğini ifade eden Bektaş, şöyle konuştu:
''Mustafa Kemal Atatürk, 87 yıl önce
Kastamonu'ya gelerek kılık kıyafet devrimini, şapka inkılabıyla başlatmıştır. Biz 87
yıl sonra o günü yeniden yaşıyoruz. Atatürk
ve arkadaşlarını davulcularımız karşılamıştır.
Bugün de aynı şekilde bizim meşhur davulcumuz Karayılan'ın torunları törenimize katıldılar. Biz o günleri yeniden yaşama şansı
bulduk. Ulu Önder Atatürk'ün ziyaret ettiği
illerden birisi de ilimizdir. Kastamonu'da
çok önem verdiği kılık kıyafet devrimini başlatarak, ilimize verdiği önemi göstermiştir.
Kastamonu bu onuru ve gururu 87 yıldır yaşamaktadır. Bu yılda bu vesileyle çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyoruz.”

Benzer belgeler