Nükleer silah deposu Amerikan Üssü

Transkript

Nükleer silah deposu Amerikan Üssü
sosyalist isci
www.sosyalistisci.org
DEVRÝMCÝ ANTÝKAPÝTALÝST GAZETE
SAYI: 284 „ 2 Haziran 2007 „ 1 YTL
Nükleer silah deposu Amerikan Üssü
ÝNCÝRLÝK
KAPATILSIN
Ýncirlik Üssü kapatýlmalýdýr. Ýçindeki
ABD’ye ait 90 adet nükleer baþlýk yok
edilmelidir. Ýncirlik’te olanlar sanýlanýn
tersine ordunun bilgisi dýþýnda deðil
ordunun isteðiyle yaþanmaktadýr. 1 Mart
tezkeresinin geçmesi için de çabalayan
ayný Türk ordusudur.
Orduda ilerici ve anti emperaylist birikim
arayanlar Irak halkýyla asla dayanýþamazlar. Savaþa karþý çýkamazlar.
Ýncirlik Üssü’nü ABD
ordusunun kullanmasýna
izin veren gizli kararnamenin yeniden uzatýlmasý
gündemde.
Ýncirlik Üssü, Türkiye’nin
ABD’nin Irak iþgalinin aktif
bir parçasý olduðunun
kanýtý.
ABD Irak’ta 1 milyon
Iraklýyý öldürdü. Bu katliamda hepimiz emin olalým ki
Ýncirlik Üssü aktif bir rol
oynadý. Savaþ uçaklarý
üsten kalktý, yaralý ABD
askerleri üste tedavi edildiler, asker ve silah sevkiyatý
üs üzerinden yapýldý. Irak
halkýnýn kafasýnda patlayan
bombalar Ýncirlik Üssü’nde
depolandý.
Yaþlý, çocuk, kadýn yoksul
Iraklýlarý öldüren ABD
ordusu açýsýndan Ýncirlik
Üssü bölgedeki en önemli
Oylarýmýz
mücadele
için
Seçim kampanyasýný
mücadelenin, kampanyalarýn bir aþamasý olarak
görmemiz gerekiyor.
Önümüzde çok sayýda birikmiþ ve mücadele edilmesi
gereken sorun var. Saðlýkta
yýkým yasasýna karþý þimdiden mücadele etmek zorundayýz. Hangi hükümet
gelirse gelsin bu yasayý
IMF'nin programýnýn kopmaz bir parçasý olarak
uygulamaya çalýþacak.
Sayfa: 4-5
Sarkozy:
Avrupa
saða mý
kayýyor?
lojistik merkezlerin baþýnda
geliyor.
Yüzlerce ABD askeri personelinin yaný sýra Ýncirlik
Üssü’nde 90 adet nükleer
bomba var. Bu bombalarýn
50 tanesi ABD uçaklarýnda
40 tanesi Türk savaþ uçaklarýnda kullanýlmaya hazýr
bekliyor.
Ýncirlik Üssü Bush’un
Ortadoðu ülkeleri üzerindeki iþgal ve terör politikalarýnýn merkezi halinde.
Cumhuriyet mitinglerinde
baðýmsýzlýk ve anti
emperyalizm þamatasý
yapan milliyetçiler Ýncirlik
Üssü söz konusu olduðunda
seslerini çýkartmýyorlar.
Týpký ABD ile askeri iþbirliðine düþkün AKP hükümeti
gibi.
“Ýncirlik kapatýlsýn/Irak’ta
iþgale son!”
Sarkozy ise Avrupa’nýn en
mücadeleci sosyal hareketleri ile karþý karþýya.
Önümüzdeki yýllarýn en
önemli sýnavý bu hareketlerin Sarkozy’e karþý direnme gücü ve yeterli bir liderlik bulup bulamayacaklarý
olacak.
Önümüzdeki dönem sadece
Fransa için deðil bütün
Avrupa için çok önemli bir
mücadeleye sahne olacak.
Sayfa: 7
Küresel Eylem Grubu G8 zirvesini protesto ediyor
Film eleþtirisi
Savaþa, nükleer enerjiye,
küresel ýsýnmaya,
yoksulluða karþý
Mavi
Gözlü Dev
Ankara, Ýzmir ve Ýstanbul’da, 2 Haziran’da sokaklarda
ayrýntýlý bilgi: 0532 - 542 56 40
Can Irmak Özinanýr
sayfa: 6
2z sosyalist iþçiz sayý: 284
Ücretler
düþtü,
patronlar
semirdi
Türkiye'de mülksüz
sýnýflarýn oraný giderek
artýyor. Bunun nedenlerinden biri tarýmdan,
tarým dýþýna yoðun bir iþ
gücünün akmasý. 2006
sonu itibariyle 12,7 milyon iþi olan ücretli , 2,6
milyon açýk iþsiz ve 3,3
milyon "sayýlmayan
iþsiz" var.
Ýþi olan ve olmayan
mülksüzlerin toplamý
18,6 milyona ulaþýyor.
Bu 27,3 milyonluk
iþgücüne oranladýðýnda
mülksüz sýnýfýn oranýnýn
yüzde 68'e çýktýðýna
tanýk oluyoruz.
Türkiye'de her 100 kiþiden 68'i mülksüz sýnýftan. Bu oran
metropollerde daha da
yüksek. Ýstanbul'da
yüzde 79, Ankara'da
yüzde 75,BursaEskiþehir-Bilecik'te
yüzde 70, Ýzmir'de
yüzde 68 dolayýnda.
Sayýlarý 12,7 milyona
ulaþan iþ sahibi
ücretlilerin sadece yüzde
4'ü tarým kesiminde.
Dolayýsýyla proleterlik
tamamen tarým dýþýna
kaymýþ durumda .
Ýþ sahibi proleterlerin
4 milyona yakýný herhangi bir sosyal güvenlik þemsiyesinden yoksun yani kayýt dýþý
çalýþtýrýlýyor. Bu, her 3
ücretliden 1'inin kayýt
dýþý çalýþtýrýlmasý demek.
Ücretlilerden 3 milyonu "iþçi" ve "memur"
sýfatlarýyla kamu kuruluþlarýnda çalýyorlar.
Baþka bir ifade ile her 3
ücretliden 2'si özel kesimde.
Ýmalat sanayiinde son 4
yýlda yüzde 33'lük bir
büyüme saðlandý. Buna
karþýn istihtamdaki artýþ
yüzde 2.5 düzeyinde.
Özetle patronlar ceplerini doldururken, iþçiler giderek yoksullaþmýþ.
Not: Mustafa
Sönmez'in çalýþmasýndan alýnmýþtýr.
14.68
Ahmet Necdet Sezer.
Hala Cumhurbaþkaný.
Bugün kendisine oy
veren partilerin
oylarýnýn toplamý
%14.68
Boðaziçi'nde ýrkçý saldýrý
BÜ Folklor Kulübü 14
Mayýs günü Meksika Kültür Bakanlýðý iþbirliðiyle
hazýrlanan kültür etkinliðinde Hepimiz adlý bir
dans ve müzik gösterisi
sergiledi.
Gösteride çeþitli kültürlerin dans ve müzikleri
sergilendi.
Milliyetçiliðin giderek
saldýrgan bir hal aldýðý bir
ortamda yapýlan bu etkin-
lik kültürlerarasý diyalog
açýsýndan bir katký sunuyordu.
Ama buna bile katlanamayan, baþta Hürriyet
olmak üzere, genelkurmay
basýný etkinliði karalama
çabasýna giriþti.
Bu gazete-ler etkinlikte
peþmerge kýyafeti giyildiðini, türbanýn
yüceltildiðini, Ermeni ve
Kürt bölücü propagan-
dasýnýn yapýldýðýný iddia
ettiler.
Nefretin sýnýrlarýný zorlayan bazý gazeteler ise
"Orhan Pamuk'un okulunda bölücü propaganda"
baþlýklarý attýlar.
Özel Harp Dairesi diliyle
kaleme alýnan yazýlar
toplumda ýrkçýlýðý ve milliyetçiliði körüklüyor. BÜ
öðrencileri ise Hürriyet'in
karalama kampanyasýna
karþý Zürriyet adlý çok
sevimli ve eleþtirel bir
gazete çýkardýlar.
21 Mayýs günü tekrarlanan dans ve müzik gösterisine Irkçýlýða ve
Milliyetçiliðe DurDe
aktivistleri de katýlarak
daha önce basýna yolladýklarý dayanýþma metnini
daðýttýlar ve desteklerini
belirttiler.
Salih Caner - DurDe
Aile hekimliði Ýzmir'de de baþladý
Bir süredir karþý
mücadele yürüttüðümüz
aile hekimliði uygulamasý
Ýzmir'de 14 Mayýs'ta
baþladý. Kazanma
olanaklarýmýzýn en baþýndan beri olduðu bu
mücadeleyi kaybetmek
üzüntü verici olsa da
Genel Saðlýk Sigortasý
uygulamasýný baþlamadan
durdurmak galiba
önümüzdeki en acil iþlerden biri olarak duruyor.
Saðlýkta dönüþüme karþý
mücadelenin en büyüdüðü
an geçen yýl mart sonunda
yapýlan referandumdu.
Tüm Türkiye'de 2 milyon
hayýr oyu toplanýrken
bunun 500 bini Ýzmir'de
toplanmýþtý. Ýzmir'de çok
sayýda saðlýk ocaðý
gezilmiþ, uygulamanýn
sonuçlarý hakkýnda saðlýk
çalýþanlarýna, hastalara,
hasta yakýnlarýna bilgi verilmiþ ve bu uygulamalarýn
durdurulmasý gerektiði
anlatýlmýþtý.
Sadece saðlýk ocaklarýnda
deðil, hastanelerde,
okullarda daha baþka iþyerlerinde, meslek odalarýnda, derneklerde,
sendikalarda da toplantýlar
yaparak bilgilendirmelere
devam edildi. Bu durum
kýsa bir süre içinde sona
erdi. Mücadele bölünmüþ
bir þekilde ve dar bir alana
sýkýþarak (sadece
saðlýkçýlarýn sorunu haline
dönüþerek) devam etti.
2006 Mayýsýnda seçilen
yeni Ýzmir Tabip Odasý
yönetimi saðlýkta
dönüþümü vatan millet
meselesi olarak ortaya
koydu. Bugüne kadar
yapýlan mücadelenin en
önemli bileþeni olan Saðlýk
Emekçileri Sendikasý(SES)
ile mümkün olduðunca
yan yana gelmemeye
çalýþtýlar. SES'i en baþtan
beri Kürt'lerle birlikte iþ
yapan bir sendika olarak
gören ve mücadeleyi milli
mücadele olarak algýlayan
Ýzmir Tabip Odasý yöneticilerinin tavýrlarý neticesinde birleþik ve güçlü
Tarým iþçileri yaþama
tutunmaya çalýþýyor
Tarým sezonunun açýlmasý ile çeþitli illerden tarým
bölgelerine göç eden tarým iþçilerinin dramý da
gözler önüne serildi. Çocuklarýyla birlikte kamyonlara istiflenerek taþýnan iþçiler her türlü zorlukla
karþý karþýyalar.
Binlercesi ayný anda açýk alanlarda çadýrlarda balýk
istifi bir biçimde yaþama tutunmaya çalýþýyorlar.
Sabah 07.00 baþlayan mesaileri 14-15 saate kadar
uzuyor. Aldýklarý yevmiye ise sadece 16 YTL. Sorun
sadece sosyal haklardan mahrum olmalarý ve
neredeyse köle emeðine çalýþmalarý deðil. Ayný
zamanda günlük ihtiyaçlarýný karþýlayacak elektrik
ve sudan da yoksunlar.
Aylarca yýkanamayan tarým iþçileri zaman zaman
kanallarda biriken yaðmur suyuyla temizlenmeye
çalýþýyorlar. Bu da tifo, sarýlýk ve sýtma gibi hastalýklarýn yaygýnlaþmasýna neden oluyor. Bir çok bebek
daha bir yaþýna basmadan bu nedenle ölüyor.
Sayýlarý on binleri bulan tarým iþçilerinin bu dramý,
ne devletten ne de hükümetten kimsenin ilgisini
çekmiyor. Çünkü onlar adsýz, onlar vatandaþlýk
haklarýndan da mahrumlar.
bir þekilde sokaða çýkamadýk. Ýzmir'de aile
hekimliðine karþý onbinleri
harekete geçirebilecekken
son günlerde 40 -50 kiþilik
basýn açýklamalarý yapabildik.
14 Mayýs'ta baþlayacak
uygulamadan bir gün önce
yapýlan Cumhuriyet mitingi için çaðrý yapanlar
hukuki olarak yanýnýzdayýz, sizi maðdur etmeyeceðiz demekten öteye
geçemediler. AKP'nin ÝMF
patentli politikalarýna karþý
milliyetçilikle verilecek
yanýtlar hareketi yok etmeye, AKP'nin ekmeðine
yað sürmeye devam ede-
cektir.
1 Ocak'ta baþlatmayý
düþündükleri GSS'ye kaþý
verilecek mücadelede
bütün herkesi seferber
etmeliyiz. Bütün çalýþanlarý, ev kadýnlarýný, iþsizleri, dernekleri, sendikalarý, meslek odalarýný vb.
GSS nedir diyen kalmayýncaya kadar anlatmaya
devam etmeliyiz.
Týpký 1 Mart 2003 te savaþ
tezkeresini durduran
hareket gibi geniþ bir platform kurmalýyýz. Ýzmir'de
yaþananlarý herkese anlatmalýyýz ve onlara GSS'yi
durdurabiliriz diyebilmeliyiz.
CHP'nin yolsuzluðu
2004 ve 2005 yýllarýnda CHP'den Kanaltürk'e 4
milyon 102 bin YTL aktarýldý.
Bu paradan sadece CHP adýna 2005'te 1 milyon
180 bin YTL'lik 1 adet fatura düzenlendi. Paranýn
kalan kýsmýnýn ne olduðu ve nasýl kullanýldýðý ne
CHP'li ne de Kanaltürk yöneticileri tarafýndan açýklanamýyor.
Bu miktarda paranýn, daha popüler olan ve tarifesi
daha yüksek kanallarda bile oldukça büyük bir
rakam olduðu biliniyor. Paranýn Kanaltürk'e
aktarýldýðý maliye tarafýndan kanýtlanmýþ durumda.
Varolan faturanýn da büyük ihtimalle sahte olduðu
söyleniyor.
Bütün bu suçlamalara CHP'den ve Kanaltürk'ten
muhatap bulunamýyor. Sýrtlarýný devlete vermiþ,
yanýt verme gereði bile duymuyorlar.
Bir çok parti küçücük hesap hatalarýndan kaynaklanan kapatýlma davalarýyla karþý karþýya kaldýðý
halde CHP'de kendine büyük bir güven var. Oysa
Anayasa Mahkemesi'nin normal prosedürü iþletilse
CHP önümüzdeki seçimlere katýlmayý unutacaktý.
Çünkü kapatýlacaktý.
Cumhuriyet Mitinglerinin bu iki ateþli taraftarý
arasýndaki bu iliþki çok ilginç.
Askerlere
dokunulmazlýk
Anayasanýn 145. maddesi askeri darbelerin
anayasaya bir armaðaný
olarak anti demokratik
bir biçimde varlýðýný
sürdürüyor. Madde özetle asker olanlarýn akeri
mahkemelerde yargýlanabileceðini söylüyor. Bu
madde aker olanlarý
koruyup kollarken, generallere ise tam bir
dokunulmazlýk
kazandýrýyor.
Bu nedenle darbe giriþiminde bulunan ya da
gerçekleþtiren askerler,
ya da çeteye bulaþtýðý
tespit edilen askerler
sivil mahkemelerde
yargýlanamýyor. Bu da
yargýda iki baþlýlýða yol
açtýðý gibi, yargýnýn
sivillere ayrý askerlere
ayrý yorumlanmasýna
neden oluyor.
Genelkurmay baþkaný
yaptýðý bir konuþmada
Þemdinli'de bir hukuk
cinayeti iþlendiðini
söyledikten sonra, yargýtay önüne gelen
Þemdinli Davasý
dosyasýný görevsizlik
kararý vererek askeri
mahkemeye yolladý.
Muhtemelen askeri
mahkeme de çeteci
sanýklara sadece disiplin
cezasý vererek salýverilmelerinin yolunu açacak. Askerlere dokunulmazlýk zýrhý saðlyan bu
yasa mutlaka kaldýrýlmalýdýr.
Kayýt dýþý
gençlik
Türkiye Ýstatistik
Kurumu'nun (TÜÝK) iþ
gücü istatistikleri veri
tabanýndan yararlanýlarak bir rapor
yayýnlandý. Rapora göre,
Türkiye'de 15-19 yaþ
arasýnda 6,3 milyon genç
bulunuyor. Bu gençlerden 1,4 milyonu ise
çalýþýyor.
Bu lisede eðitim hayatýnda olmasý gereken
gençlerin yüzde 22'sinin
çalýþma hayatýnýn içinde
yer aldýðýný gösteriyor.
Avrupa'da 27 ülkede
okulu erken terkedenlerin ortalamasý yüzde
15 iken, Türkiye'de bu
oran yüzde 50.
Ayrýca bu gençlerin
neredeyse tamamýna
yakýný kayýt dýþý ve zor
koþullarda çalýþtýrýlýyor.
sayý: 284z sosyalist iþçi z
sosyalist isci
Sol ve demokrasi
Seçimlerle birlikte ilginç bir dizi geliþme
yaþanmaya baþlandý. Bir yandan “baðýmsýz
adaylar” ya da “ortak adaylar” adlý kampanyalar var. Saðda solda toplantýlar yapýlýyor.
Bu toplantýlara katýlan her türlü baðýmsýz
fenalýklar geçirerek toplantýlardan ayrýlýyor.
Çeþitli, irili ufaklý (ama aslýnda hepsi son
derece küçük) örgütün temsilcisi ise 60’mý,
70’mi aday çýkaralým diye aralarýnda
konuþuyorlar.
Bu toplantýlara katýlan sol gruplarýn temsilcileri ülke çapýnda adaylar çýkarmayý
düþünürken ne adýna, ne için ve hangi yetki
ile aday çýkardýklarýný tartýþmýyorlar.
Burjuva partileri liderler sultasý olarak
eleþtirilir. Liderler bütün adaylarý belirler o
partilerde. Solda daha kötüsü yaþanýyor. Üye
sayýsý 30-40 veya 200-300 olan siyasi gruplar
60-70 aday çýkarmaktan bahsediyorlar.
Hareket, emekçi sýnýflar, toplumsal muhalefet
onlarýn umurunda deðil. Gösterilerde yer alan
10 binler hiç akýllarýna bile gelmiyor.
3 Aralýk 2002 seçimlerinden önce bu toplum
þaþkýndý. Bir arayýþ içindeydi. O güne kadar
oy verdiði siyasi partilerden kopmuþtu.
Nitekim seçimlerde bütün eski partiler yýkýma uðradýlar. O koþullarda sol bir birlik saðlayarak basit, anlaþýlýr ve emekçilerin ilgisini
çekecek bir programda anlaþabilseydi önemli
bir alternatif olabilirdi. O gün bu fýrsat
kaçýrýldý.
Þimdi tüm sol baðýmýsýz adaylar çýkarmayý
ve parlamentoya girmeyi çözüm olarak görüyor. Kimse solun gücünü hesaplamýyor. En
iyimser hesaplarla bile solun gücü ülke çapýnda 250-300 bini geçmiyor. Bu güçle parlamento seçimlerinde iddialý bir varlýk göstermek mümkün deðil. Ama kimin umurunda?
Seçim baþarýsýnýn tek bir þansý var. DTP
oylarý. O oy gücünün arkasýna gizlenince
solun çarpýcý zayýflýðý gözükmüyor. Hesaplar
burada yapýlýyor. Herkes DTP’nin arkasýna
gizleniyor. DTP’ye birþey katmadan ve belki
de onu zayýflatarak ittifak kurulmaya, birlikte
seçimlere girilmeye çalýþýlýyor.
DTP ise haklý olarak kendi gündemine sahip.
Bu gündem Türk emekçilerinin, sosyal
hareketlerinin gündemi ile bir ve ayný deðil.
Ama kimin umurunda?
Bu seçimlerde baþka bir hava daha var.
Þimdi kimilerini milletvekili olma heyecaný
sardý. Onlar için hayýrlý olsun...
Hareket içinde yer alan gençler. Onlarýn
kendi politik ifadelerine acilen gerek var.
Tarih derinliklerinde yaþayan, sosyal muhalefetten bütünüyle kopuk eski, stalinist sol ile
birlikte yürümek mümkün deðil. Yeni bir politik oluþuma, hareketi inþa eden, sosyal
hareketlerin önünü açan, yeni liberalizme,
ýrkçýlýða, milliyetçiliðe, yurtseverliðe, savaþa,
cinsiyetciliðe karþý kampanyalarla mücadele
eden bir politik oluþuma ihtiyaç var.
Antikapitalist bir siyasal oluþum gerekli.
Böyle bir oluþumu bu seçim kampanyasýnýn
içinde de örmek gerekiyor. Bir dahaki sefere
bugünkü çaresiz durumda kalmayacaðýz
sosyalist isci
sürekli okumak için arayýn
0536 - 335 10 19’u
3
Cumhuriyet Halkçý Parti
Ne cumhuriyetçi,
ne halkçý, ne de sol
Cumhuriyet Mitingleri’nin çaðrýlarý
sonucunda yakýn zamana kadar “birleþmemiz mümklün” deðil diye ortalarda gezinen CHP ve DSP seçim ittifakýný
gerçekleþtirdi.
Ýki partinin seçim ittifaký oldukça zor
oldu. DSP saflarýnda CHP’ye ve asýl
olarak da haklý bir biçimde Baykal’a
karþý gösterilen güvensizlik çok açýktý.
Ne var ki son seçimlerde yüzde 1.22
oranýnda oy alan DSP’nin bütün böbürlenmesine ve bütün mali kaynaklarýna
raðmen bu oraný arttýramadýðý ortada.
Son seçimlerde yüzde 19.41 oranýnda
oy alan CHP’nin de oy oranýný arttýramadýðý ve hatta düþürdüðü söylenmekte. Bu durumda her iki parti de birbirlerine þiddetle muhtaçlar.
Baykal’a duyulan güvensizlik, DSP
kasalarýndaki muazzam mali kaynaklar
bu partinin CHP’ye katýlmasýný engelledi. O kadar ki partinin Genel Baþkaný
Zeki Sezer aday dahi olmuyor. Çünkü
aday olursa istifa etmek zorunda ve o
vakit partinin baþýna kim geçer ve mali
olanaklara ne olur?
CHP ile DSP arasýndaki görüþmeler
sürerken Rahþan Ecevit yayýnladýðý bir
bildiri ile ittifakýn temellerini belirledi.
Rahþan Ecevit “milli bir ekonomik
program” istiyor, “bölücülerin
sürdürdüðü kimlik tartýþmalarýnýn
önüne geçilmesini” istiyor.
Ecevit iki partinin bugünkü hamuruna
çok uygun bir baþka tespit daha yapýyor
ve “Ne mutlu Türkim diyene doðrultusunda hareket edilmesini” istiyor.
Ecevit’in bir baþka tespiti/isteði ise
“yabancýlara toprak satýþýnýn durdurulmasý.”
Rahþan Ecevit’in bu bildirisinin talepleri Cumhuriyet Mitingleri’nin de
temelini oluþturuyor.
CHP ve DSP’ye oy verenler solda yer
aldýklarýný düþünüyorlar. “Cumhuriyeti
savunmayý” sol bir tutum olarak
görüyorlar.
Gerçekten de saltanata karþý
Cumhuriyei savunmak gerekir ama
bugün saltanat isteyen ve padiþahlarý
geri çaðýran yok. Cumhuriyeti savunduðunu söyleyen CHP ve DSP liderlikleri aslýnda demokrasiye karþý tutum
alýyorlar. darbeyi destekliyor, ona taban
oluþturuyorlar.
Bu iki partinin liderliklerinin artýk ne
solculukla ne de demokrasi ile bir iliþkisi kalmýþtýr. Her iki parti de hýzla aþýrý
Artýk solda
deðiller
Irkçý ve
milliyetçiler
saðcý eðilimlere, milliyetçiliðe ve
ýrkçýlýða kaymaktadýr.
Bugün yeni liberalizme, savaþa,
ýrkçýlýða ve milliyetçiliðe, darbeye,
askeri yönetimlere ve muhtýralara karþý
çýkmadan, Kürt sorununa barýþçý,
siyasal bir çözümü savunmadan solda
olmak mümkün deðil.
Bugün seçimlere katýlan bütün partileri ve adaylarý bu kriterlerle ele alacaðýz ve ona göre tutum belirleyeceðiz.
Tabii bir de nükleer santrallere, küresel ýsýnmaya ve cinsiyetçiliðe karþý
tutum var. Bütün adaylarýn ve partilerin
bu konudaki tutumuna da bakacaðýz.
Sosyalistler bugün CHP-DSP ittifakýna
oy vermek isteyenleri, bu iki partinin
artýk sol deðerlerle ilgilerinin
kalmadýðýný, demokrasi düþmaný olduklarýný anlatarak kazanmalýdýr.
Milliyetçilik, aþaðýda emekçileri bölüyor. Rahþan Ecevit’in sunduðu program
her þeyiyle milliyetçi. Bu milliyetçilik
ayný zamanda yabancý düþmanlýðý da
yapýyor.
Sadece yabancý düþmanlýðý deðil, “ne
mutlu Türk’üm” demeyen herkesi, her
grubu, her azýnlýðý tehdþt olarak
gösteren bir paranoyayý destekliyor.
DSP-CHP birleþmesinin politik zemini
bu iki partinin solla bütün iliþkilerini de
kestiklerini ayrýca gösteriyor.
2 Temmuz
Hrant’ýn ardýndan
2 Temmuz günü Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesi’nde
Hrant Dink’in öldürülmesi ile suçlananlarýn mahkemsi var.
DurDe, ýrkçýlýða ve milliyetçiliðe karþý olan herkesi mahkemeye çaðýrýyor.
istanbul dýþýnda ise oturma eylemine çaðýrýyor
Ayrýntýlý bilgi için: 0535 - 885 76 15
Almanya’da toplanacak
olan G8’e karþý küresel
hareketle birlikte
sokaklarda olacaðýz
KEG:
0537 - 723 54 94
4 z sosyalist iþçiz sayý: 284
G8 zirvesini durduralým!
Dünyanýn en zengin ülkeleri olan ve G8 adýný alan ,
Almanya, Fransa, Ýngiltere, Ýtalya, Japonya, Kanada ve
Rusya 2-6 Haziran tarihlerinde Almanya'da yeni bir zirve
için toplanýyor.
G8 ülkeleri sicili en bozuk olan ülkeler.
Dünyaya en çok bomba atanlar G8 ülkeleri.
Dünyanýn her hangi bir yerindeki askeri darbeleri
destekleyen, teþvik edenler G8 ülkeleri.
Küresel ýsýnmanýn en büyük sorumlularý, dünyayý en çok
kirletenler G8 ülkeleri.
Açlýðýn sorumlularý, yoksulluðun sorumlularý G8 ülkeleri.
Savaþ çýlgýnlarý
Savaþlarý çýkartan, geliþtirenlerin baþýnda G8 ülkeleri
geliyor. Kanada ABD ile birlikte Afganistan'da. Ýtalya ve
Ýngiltere ABD ile birlikte Irak'ta. Rusya Çeçenistan'da 250
binden fazla Çeçen'i öldürdü.
Irak iþgalinde yaklaþýk 1 milyon kiþi öldü.
Irkçýlar
Bush, Blair ve Sarkozy ýrkçý. Bu ýrkçýlar, oturup bir yandan yemek yer, içki içerken bir yandan da Afrika'daki yoksulluðu ve dünya barýþýný konuþacaklar.
ABD ve Ýngiltere'de anti terör yasalarý yüzünden göçmenler ve müslümanlar büyük bir baský altýndayken bu
ülkelerin liderleri barýþ ve kardeþlikten söz edecekler.
Fransa'da siyah, müslümanlar ve göçmenler sokak
ortasýnda öldürülürken G8 zirvesinde küresel demokrasi
konuþmalarý yapacaklar.
Bu yüzden Almanya'da küreselleþme karþýtlarý, savaþ ve
ýrkçýlýk karþýtlarý, anti kapitalistler büyük bir kampanya
örgütlüyorlar. Haziran baþýnda Almanya çok sýcak olacak.
Bizler de Ýstanbul, Ýzmir, Ankara'da sokaklara çýkýp
Almanya'daki kardeþlerimizle dayanýþacaðýz..
Oylarýmýz mü
Seçim tarihi yaklaþtýkça
partiler de kýpýr kýpýr
olmaya baþladý. AKP önce
Erzurum ardýndan Van
mitingleriyle aslýnda seçim
kmapanyasýný baþlatmýþ
oldu. CHP ise cumhuriyet
mitinglerini giderek kendi
seçim kampanyasýna
dönüþtürdü.
Bazý partiler birleþti,
bazýlarý seçim ittifaký
kurdu, bazýlarý ise birleþme
giriþimlerine devam ediyor. Ama bu seçim heyecaný
içinde iþçi sýnýfýnýn, ezilenlerin, Kürtlerin ve azýnlýklarýn, IMF maðdurlarýnýn
gerçek sorunlarý gündemin
en arkasýna itiliyor.
Seçim heyecaný içinde
gerçek sorunlarýn yerini
ilüzyonlar alýyor.
Savaþa hayýr!
G8: teröristtir
Almanya'da devletin baskýsý dayanýþmayý güçlendiriyor.
Geçtiðimiz haftalarda Almanya'nýn pek çok yerinde ev ve
büro baskýnlarý gerçekleþtirildi. Bu baskýnlarýn nedeni, sol
gruplar tarafýndan Heiligendamm'da yapýlacak olan G-8
Zirvesi'ne karþý silahlý saldýrý hazýrlýðý içinde olduklarý
iddiasýydý.
Polis sertleþiyor
Hükümet, terörist bir birliðin eðitilmekte olduðunu öne
sürüyordu. Ne var ki bu iddialarýn hiçbiri ispatlanamadý.
"Terör zanlýlarý" delil yetersizliði nedeniyle serbest
býrakýlmak zorunda kaldýlar.
Kampanyalar, Almanya hükümetinin paniðe kapýlmasýna
yol açmýþ durumda. Halkýn geniþ kesimleri, Büyük
Koalisyon'dan hiçbir þekilde memnun deðil. Bremen'de
yapýlan seçimlerde, hükümet ortaðý partiler ciddi oy kayýplarýna uðradýlar. Bunun ötesinde halkýn çoðunluðu G-8
Zirvesi'nde ele alýnacak konularda hükümetin deðil, küreselleþtirme karþýtý hareketin yanýnda yer alýyor.
Baskýya karþý sokaklarda
Öte yandan Telekom iþçileri grev halinde ve Ver.di
sendikasý da G-8 Zirvesi'ne karþý grev çaðrýsýnda bulundu.
Bütün bunlar, G-8'e karþý esmekte olan olumsuz havanýn
giderek yayýlma eðiliminde olduðunu gösteriyor.
Teröristlerin nerede toplandýðýný herkes çok iyi biliyor.
Hükümet, aldýðý önlemlerle protestocularý korkutmak,
halký onlarýn terörist olduðuna inandýrmak ve insanlarý
protestolara katýlmaktan vazgeçirecek bir ortam yaratmak
istiyor. Fakat protestocularý kriminalleþtirmek ve hareketi
bölmek için gösterilen bu çabalar boþa çýktý. Ev ve büro
baskýnlarýnýn hemen ertesi gününde on binlerce kiþi polis
baskýsýna karþý büyük bir dayanýþma ruhuyla sokaða çýktý.
Dünyadaki en büyük
sorun, ABD'nin dört yýl
önce baþlattýðý Irak iþgali.
Afganistan saldýrýsýndan
iki yýl sonra 35 ülkenin
desteðiyle Irak'a giren
ABD yaklaþýk 1 milyon
Iraklýyý öldürdü. Gerçek
bir muhalefet her þeyden
önce koþulsuz olarak
ABD'nin Irak'tan defolmasýný ve Irak halkýna
uyguladýðý zorbalýðýn
hesabýný vermesini savunmalýdýr.
ABD Irak'tan çekilmeli,
Bush ve kabinesinin
üyeleri savaþ ve insalýk
suçlarýndan mahkum
olmalýdýr.
Öte yandan "Savaþa
hayýr!" demek bu ölçüde
basit deðil. Sahte bir anti
emperyalist yaklaþýmla
ABD'ye hayýr diyenler ayný
zamanda Türkiye'nin sýnýr
ötesi operasyonlarýný
destekliyorlar.
Milliyetçilikle savaþ
karþýtlýðýný birleþtirmeye ve
savaþ karþýtlýðýna saldýrgan, militarist bir misyon
yüklemeye çalýþýyolar.
Türkiye'de halklarýn ezici
çoðunluðu savaþa karþý.
Ezici çoðunluk sýnýr ötesi
operasyonlara da karþý. Bir
yandan ABD'nin Irak'ta
yenilmesini savunmak bir
yandan da Türkiye'nin
yayýlmacýlýðýna karþý çýkmak zorundayýz.
Karþýmýza çýkýp bizden
oy isteyecek partilerin iki
yüzlü olup olmadýðýný
kanýtlayacak mesele ise
Ýncirlik Üssü hakkýnda ne
düþündükleri olacaktýr.
Ýncirlik Üssü'nü sadece
ABD'ye kullandýrmamayý
savunanlar gerçekten
savaþa karþý çýkamazlar.
Ýncirlik Üssü'nde ABD ve
Türk uçaklarýnda kullanýlmayý bekleyen nükleer
bombalara karþý çýkmak ve
bir bütün olarak üssün
kapatýlmasýný savunmak
çok önemli. Ýncirlik askeri
üssü Türkiye'nin askeri
saldýrganlýðýný simgesi
durumunda ve gerçek
savaþ karþýtlarý bu üssün
kapatýlmasýný istiyor.
IMF politikalarýna
son!
Ýncirlik Üssü'ne karþý çýkmak, "savaþa deðil sosyal
haklara bütçe" sloganýný
savunmka açýýsndan da
çok önemli. AKP hükümeti
bir yandan ABD'nin iþgal
politikalarýný ortaðý olarak
davranýrken diðer yandan
IMF programýný harfi
harfine uyguluyor.
Özelleþtirmelerde çok
önemli adýmlar atýldý.
SEKA ve Paþabahçe gibi
yýllardýr ayakta duran
kamu iþletmeleri özelleþtirildi.
Özellikle AKP'nin geçen
yýl gündeme soktuðu ama
bu yýl ertelemek zorunda
kaldýðý "saðlýkta yýkým
yasasý" milyonlarca
emekçiyi, yokulu ve genci
etkileyen en önemli IMF
saldýrýlarýndan birisi.
Saðlýk ocaklarýný, okullarda
verilensaðlýk hizmetlerini
kapatmayý ve özel sermayeye devr etmeyi hedefleyen bu yasa AKP'nin
yeni liberal saldýrý programýnýn saðlam bir uygulayýcýsý olduðunu kanýtlýyor.
Saðlýða, eðitime ayrýlan
bütçe hýzla eriyor. Her þey
paralý hale getiliyor, her
þey satýlýyor.
AKP Türkiye'de büyük
sermayenin tüm kamusal
alaný tahrip ederek tüm
kazanýlmýþ haklarý özel sermayeye açma programýný
birebir uyguluyor.
Ama bütün burjuva partileri ayný programý
savunuyor.
Avrupa Birliði'nin
ekonomik liberalleþme programýný savunmayan bir
burjuva partisi yok.
Üstelik bu partilerin bir
çoðu darbeyiüstü kapalý ya
da açýk bir biçimde destekliyor.
27 Nisan muhtýrasýný
AKP'ye karþý neredeyse
kendi zaferleri olarak
gören partiler AKP'ye karþý
doðru bir muhalefet
örmeyi de zorlaþtýrýyorlar.
Yeni liberal politikalara
karþý tepki hýzla milliyetçi
ve darbeci tepkiyle birleþiyor. Bu ise AKP'nin
yoksulluðun ve
özelleþtirmelerin sorumlusu olarak görülmesini
engelliyor.
Milliyetçi, darbeci ve
yurtsever partiler, hayali
bir þeriat tehlikesini öne
sürerek AKP'nin gerçek
kimliðini gizlemesine
yardýmcý oluyor.
AKP'ye karþý mücadele
yeni liberal politikalarýn,
yani yoksulluðu ve açlýðý
derinleþtiren poliitkalarýn
sorumlusu olduðu perspektfiyle verilmelidir.
Baþka bir enerji için
Türkiye'de bir þeriat
teikesi yok! Ýrticai bir karþý
devrim tehlikesi yok!
Türkiye'de de sorun
dünyanýn büyük çoðunluðunda olduðu gibi küresel kapitalizmin sosyal
haklara dönük saldýrgan-
sayý: 284 z sosyalist iþçi z
GÖRÜÞ
Tarihin aðýr eli
ücadele için
miliyetçilik yarýþýnýn
arasýnda bir gecede nükleer santral yasa tasarýsýný
kabul etti.
Nükleer enerji küresel
ýsýnmaya bir çözüm olarak
öne sürülüyor. AKP hüükmeti Sinop'ta nükleer
santral kurmayý kafasýna
koymuþ durumda.
Bu yüzbinlerce insanýn
yaþamýný tehlikeye atan
büyük bir yalan ve gerçek
bir sorun. AKP'ye þeriatçý
yaftasýný yapýþtýrarak
ortalýðý sis peredesiyle
kaplayanlar, hükümetin
nükleer lobileriyle elele
meclisten geçirdiði bu
yasaya karþý da sessiz
kalmak zorundalar.
Gerçek bir muhalefet
gerçek sorunklara karþý
sesini yükseltmelidir ve
küresel ýsýnma ve nükleer
santral tehdidi en gerçek
sorunlarýn baþýnda gelmektedir.
Darbeye ve
ýrkçýlýða hayýr
lýðýnýn yarattýðý tahribatlar.
Bu tahribatlarýn yanýnda
en az savaþ kadar küresel
olarak politik geliþmelerin
merkezine oturan bir baþka
sorun daha var. Bu, küresel ýsýnma tehlikesi.
Dünya, üzerindeki tüm
canlý yalþamýyla birlikte
büyük ve neredeyse geri
döndürülemez bir felakete
doðru sürükleniyor.
Petrol, doðalgaz ve
kömür gibi fosil yakýtlarýn
azgýnca kullanýmýndan
kaynaklanan küresel ýsýnma tehlikesi, sýnýr tanýmaksýzýn tüm dünyayý tehdit
ediyor. Bu tehdit kapitalizmin ne kadar çýlgýn ve
gözü dönmüþ bir sistem
olduðunu da gösteriyor.
Büyük petrol, silah ve
enerji þirketleri dünyayý
yok etme pahasýna kar
kapýlarýndan vaz geçmiyorlar. Bu þirketlerin
sözcüsü gibi davranan
devletler ise küresel ýsýnmaya karþý tedbir almadýklarý gibi, tehlikeyi derinleþtiren politikalar izliyorlar.
Ülkelerin sera gazý salýmlarýnda küçük birindirime
gitmeyi hedefleyen Kyoto
Protokolü bile ABD ve
Türkiye hükümetince
imzalanmýyor.
Gezegenin ateþi her geçen
gün artýyor ve Türkiye bu
ýsýnmadan muaf deðil.
Dünyayý kýs zamanda, eðer
bu þirketler ve devletlere
geri adým attýramazsak,
iklim göçleri, ölümle, canlý
türlerinin yok olmasý ve
tarýmýn toptan çöküþü gibi
tehlikleer bekliyor. Benzer
tehlikeler Türkiye'yi de
bekliyor.
Hiçbir burjuva partisi bu
tehlikelere dikat çekmiyor.
Tersine, meclis bütün
cumhuriyet mitingleri,
darbe tehlikesi ve
Sýnýrsýz düþünce, gösteri
ve örgütlenme özgürlüðü
iþçi sýnýfý ve ezilenler için
ekmek ve su kadar önemlidir. Siyasal demokrasinin
sýnýrlarýnýn geliþtirilmesi
ekonomik ve sosyal haklarý
korumanýn ve geliþtirmenin ne önemli adýmlarýnýn baþýnda geliyor.
Hala 12 Eylül
Anayasasý’nýn demokrasiyi
boðan çerçevesiyle uðraþmak zorundayýz. Bu yetmezmiþ gibi bir de
ordunun siyaset üzerindeki aðýrlýðý demokrasinin
alanýný daha da geriletiyor.
27 Nisan muhtýrasý AKP
hükümetine karþý
statükoyu korumak
isteyenlerin iþine gelse de
demokrasinin düþmaný
olan ýrkçý ve milliyetçi vurgularýyla özgürlükleri
savunmka ve geliþtirmek
isteyen her partinin tüm
keskinliðiyle karþý çýkmasý
gereken bir zorbalýk
bildirisidir. Kürtlere,
Ermenilere, halklarýn
kardeþliðini savunanlara,
düþünce, gösteri ve
örgütlenme özgürlüðü
isteyenlere yönelik bir
tehdittir.
Sendikalar, sol partiler
muhtýranýn en az AKP
kadar hedef tahtasýna
oturttuðu düþmanlardýr.
Yeni liberalizme, savaþa,
küresel ýsýnmaya, nükleer
santral çýlgýnlýðýna, IMF'ye,
eðitimde ve saðlýkta
özelleþtirmeye, AKP
hükümetine karþý çýkarken,
darbeye, darbe giriþimine,
ordunun demokrasiye
yönelik saldýrganlýðýna,
ýrkçýlýða ve milliyetçiliðe
de ayný zamanda karþý çýkmak zorundayýz.
23 Temmuz'da
sokaklardayýz!
Seçim kampanyasýný
mücadelenin, kampanyalarýn bir aþamasý olarak
görmemiz gerekiyor.
Önümüzde çok sayýda
birikmiþ ve mücadele
edilmesi gereken sorun
var. Saðlýkta yýkým yasasýna karþý þimdiden
mücadele etmek zorundayýz. Hangi hükümet
gelirse gelsin bu yasayý
IMF'nin programýnýn kopmaz bir parçasý olarak
uygulamaya çalýþacak.
Ýncirlik Üssü'nün kapatýlmasý için mücadele etmek
zorundayýz. ABD'nin Irak
iþgaline karþý sokaklarda
yaygýn kampanya
örgütlemeliyiz.
Küresel ýsýnmaya ve AKP
hükümetinin bir gecede
aniden çýkarttýðý nükleer
yasasýna karþý da bugünden kampanya yapmak
zorundayýz.
Irkçýlýða ve milliyetçiliðe
karþý seçimlerin sonucunu
bile beklemeden bugünden
mücadeleye ara vermemeliyiz. Bu seçimlerde
belli ki burjuva partileri
meydanlarda milliyetçilik
yarýþýna girecek.
23 Temmuz'da seçimlerden hemen sonra mücadeleye hazýrlanalým.
II Abdülhamit'in darphanesindeki toplantýya
giderken saðýmda solumda "Ne darbe, ne darbe"
afiþleri vardý; salona girdiðimde ise karikatür olarak
çizilmiþ bir cumhurbaþkaný önerisi içeren þu afiþ:
"Bize sunulan meþru cumhurbaþkaný fotoðrafýnýn
negatifini aldýk ve ortaya Aliye Öztürk çýktý.
Bizi biz yapan þeyleri alt alta koyduk.
Aliye Öztürk; Genç, Kadýn, Baþörtülü, Dindar, Kürt,
Anne tarafýndan alevi, anneannesinden Ermeni,
babasý 12 Eylül maðduru, kendisi 28 Þubat maðduru.
Yani Türkiye'de Cumhurbaþkaný olmasý uygun
görülen Beyaz Türkler'den, Türkiye'nin
WASP'larýndan deðil. Bu yüzden hepimizin
Cumhurbaþkaný adayý, Aliye Öztürk içimizden biri".
Genç Siviller'in düzenlediði "Demokrasi Sýnýfý" adlý
muhtýra/darbe karþýtý etkinlik için Darphane týka basa
doluydu. Mete Tunçay, Ömer Laçiner, Etyen
Mahçupyan, Kürþat Bumin, Fatmagül Berktay gibi
konuþmacýlarý dinleyen kalabalýðýn çoðunluðunu
gençler oluþturuyordu, gençlerin arasýnda da hatýrý
sayýlýr bir azýnlýk baþörtülüydü. Panelde yanýmdaki
konuþmacýlardan biri de Zaman gazetesinden
(baþörtülü) Nihal Bengisu Karaca'ydý. Ýslami kesimin
önde gelen þairlerinden Cahit Koytak þiirler okudu.
Ben bu toplantýya giderken, Yýldýz Önen de Küresel
BAK adýna konuþmak üzere davet edildiði, beþ
Müslüman kadýn derneðinin düzenlediði Küresel
Tehdide Karþý Bölgesel Kadýn Dayanýþmasý toplantýsýna gidiyordu. Yine týka basa kalabalýk, yine baþörtülü,
yine genç.
Üç önceki haftasonu, muhtýranýn ertesi günü
Kadýköy meydanýndaki Ýklim Deðiþikliði gösterisinin
en çarpýcý özelliði ise, katýlan 8-10 bin kiþinin yaþ
ortalamasýydý. Uydurmayayým, bilimsel bir çalýþma
yapmadým, ama 15 ile 20 arasýnda, 20'den ziyade
15'e yakýndý tahminimce.
Türkiye'nin nüfusu özellikle gençtir. Yýllar önce,
Günaydýn gazetesinin "boyalý basýn" kavramýný
baþarýyla Türkiye'ye soktuðu günlerde gazetede bir
haber çýkmýþtý: "Nüfus artýþ hýzýnda Avrupa birincisiyiz". "Baþka övünecek bir þeyimiz de yok" diye düþünmüþtüm, o yüzden aklýmda kalmýþ.
Ama her tür muhalif hareketliliðin içinde gençlerin
çoðunluðu oluþturmasý Türkiye'ye özgü bir þey deðil.
Avrupa'daki savaþ karþýtý hareketin de, Venezuella'da
Chavez'i darbelere karþý korumak için sokaklara
dökülenlerin de çoðunluðu genç.
Bunun en çarpýcý örneði, kuþkusuz, 1968 hareketi.
Yirmi yýl boyunca kapitalizmin hýzlý büyümesi
nedeniyle her türlü kazanýmý kolayca elde etmeye
alýþmýþ, bürokratik ve hantal sendikalarda örgütlenmiþ, hareketsiz iþçi sýnýfýný 1968'de tetikleyen,
harekete geçiren, gençliðin mücadeleye atýlmasý
olmuþtu. Fransa'da on milyon iþçiyi kapsayan genel
grev, Sorbonne Üniversitesi'nde gençler okulu iþgal
edip sokaklarda polisle çatýþmaya baþladýktan, memleketin tüm havasýný deðiþtirdikten, herkesi taraf
olmaya zorladýktan sonra gerçekleþmiþti.
Bunda þaþacak bir þey yok. Gençlik kolay harekete
geçer. Çoluk çocuk, iþ güç kaygýsý yoktur; okuyacak,
tartýþacak zamaný çoktur; iþini kaybetme, iþten atýlma
kaygýsý taþýmaz. Belki de en önemlisi, deneyimsizdir;
dolayýsýyla geçmiþ yenilgilerin, baþarýsýzlýklarýn izlerini taþýmaz, Marks'ýn ifadesiyle "tarihin aðýr elini"
omuzlarýnda hissetmez.
20 Mart'ta Irak iþgaline karþý gösteride kulaðýma
gelen "Altýncý Filo'yu unutmadýk, unutturmayacaðýz"
iddiasý, çeþitli duvarlarda gördüðüm "Mahir, Hüseyin,
Ulaþ" sloganý, geçmiþi bilmeyen, geleceði ise heyecanla izleyen gençliði ne kadar heyecanlandýrabilir
acaba? Üstelik bu gençliðin baþörtülü olan kesimleri
kendilerine otomatik olarak "gerici" yaftasýný
yapýþtýranlar hakkýnda ne düþünebilir acaba?
Gençliðin yanýnda deðil, geçmiþte yaþayanlara sormak isterim.
Roni Margulies
5
6z sosyalist iþçi z sayý: 284
FÝLM
Sarkozy
Avrupa saða mý kayýyor?
Alex Callinicos
Avrupa egemen sýnýflarý
Fransa’da Sarkozy’nin
kazanmasý üzerine heyecanlandýlar. Sarkozy’nin
zaferinin bir baþlangýç
olmasýný umuyorlar.
Çok yakýnda AB,
Almanya’da Angela Merkel,
Fransa’da Sarkozy ve
Ýngiltere’de George
Brown’ýn liþderliði altýna
girecek. Bunlarýn üçüde
Amerikancý ve yeni liberal
politikalara katýksýz inanýyorlar.
Merkel ve Sarkozy þimdi
Fransa ve Hollanda’da reddedilen AB Anayasasýný
yeniden çýkarmak istiyorlar.
Bu defa hiçbir yerde halk
oylamasýna sunmadan
daha kýsaltýlmýþ bir
Anayasa çýkaracaklar.
Fransa ve Hollanda
sonuçlarý egemenlerle
emekçiler arasýnda bölünmüþ bir AB gerçeðini ortaya
çýkardý.
Anayasa tabii ki serbest
pazarý savunuyor olacak.
Ne var ki AB’nin diðer
ülkeleri Ýngiltere’de
Thatcher’in baþlattýðý ve
Blair’in devam ettiði yeni
liberal yapýlanmayý henüz
tamamlamadýlar ve bunu
gerçekleþtirmek zorundalar.
Destek yok
2005 Alman seçimleri yeni
liberalizmi savunan iki
büyük partinin de destekten mahrum olduðunu gösterdi. Bu nedenle kendi
aralarýnda “büyük koalisyona” zorlandýlar ve þimdi
bu hükümet belli baþlý yeni
liberal önlemleri almakta ve
uygulamakta zorlanýyor.
Ýtalya’da büyük iþ
çevreleri geçen yýl seçilen
Prodi’nin merkez sol koalisyonunun gerekli yeni liberal önlemleri almakta
Silvio Berlusconi’ye göre
daha az zorlanacaðýný
umyuorlardý ama öyle
olmadý. Prodi’nin küçük
çoðunluðu ve koalisyonun
bölünmüþlüðü adým
atmasýna izin vermiyor.
Fransa’da ki geliþme bu
kýta çapýndaki belirsizlik
üzerinde önemþi bir etki
yaratacak.
Fransa’da yeni liberal
önlemlerin son zorlandýðý
tarih 1995. Kamu emekçileri
büyük bir grev hareketi ile
yeni liberal önlemlere karþý
çýkmýþlar ve sonraki
mücadelelerin önünü
açmýþlardý.
2003 Mayýs ayýnda öðretmenlerin ücret grevleri,
geçen sene ise iþsiz gençlerin haklarýna saldýran CPE
yasasýna karþý gerçekleþen
büyük öðrenci eylemleri
yaþandý.
Eðer önümüzdeki
dönemde Sarkozy yeni liberal reformlarý gerçekleþtirebilirse bu Fransa’nýn
ötesinde bütün Avrupa’yý
etkiler.
Öðrenciler geçen sene iþsiz gençlerin haklarýný budayan yeni yasa tasarýsýna (CPE) karþý
çok yaygýn ve sert bir direniþ gerçekleþtirdiler ve o vakit içiþleri bakaný olan Sarkozy’nin
saldýrgan politikalarýna raðmen hükümeti gerilettiler.
Ne var ki Sarkozy bu denli
güçlü bir pozisyondan
baþlamýyor. Sarkozy
Sosyalist adayý yüzde 53’e
47 oy oraný ile geçti.
Bu oran 1974’den beri her
seçimde tekrarlanýyor.
Fransa sað ile sol arasýnda
çok küçük bir oy farkýna
dayanýyor. Küçük bir oynama dengeyi deðiþtirebiliyor.
Bu defa Sosyalist parti
adayý Royal’in kampanyasýnýn tutarsýzlýklarý,
Sosyalist Parti’nin solunda
yaþanan kaos dengenin iç
tutarlýlýðý olan bir kampanya sürdüren Sarkozy
lehine dönmesine yol açtý.
Kendisini “öteki” olarak
tanýmlayan merkez saðýn
adayý François Bayrou
yüzde 18 oranýnda oy
alarak saðýn ve solun adaylarýna kafa tuttu.
Saðcý Le Figaro gazetesine
göre Sarkozy “bütün
çabalarýna raðmen saðýn
geleneksel oylarýný aþmayý
baþaramadý.”
Sarkozy’nin oylarý
Sarkozy’nin aldýðý oylarýn
sosyolojik daðýlýmý Jacques
Chirac’ýn 1995’de aldýðý
oylardan daha dar.
Sarkozy 18-24 yaþlarý
arasýndakilerin sadece
yüzde 40’ýný alabildi.
1995’de Chirac yüzde 55
almýþtý.
Sarkozy Chirac’ýn tersine
yaþlýlarýn oyunu aldý.
Yaþlarý 65’den yukarý seçmenlerin yüzde 64’ünün
oyunu aldý. Yaþlarý 50’nin
üzerinde olanlarýn ise
yüzde 52’sinin oyunu aldý.
Chirac’la karþýlaþtýrýldýðýnda Sarkozy mavi ve beyaz
yakalý iþçiler arasýnda da oy
kaybýna uðradý. Sol beyaz
yakalýlarýn yüzde 57’sinin,
mavi yakalýlarýn yüzde
59’unun oyunu aldý.
Sosyalist aday Royal
geleneksel olarak sola oy
verenlerin oyunu kazandý.
Dolayýsýyla kimilerinin iddia
etiði gibi Sarkozy daha
önce Thatcher’in yaptýðý
gibi iþçi sýnýfýnýn desteðini
kazanamadý.
Sarkozy’nin bütün göçmen karþýtý demogojisine
raðmen Fransýz halkýnýn
sadece yüzde 28’i
“Fransa’da çok fazla göçmen olduðunu” düþünüyor.
1993de bu oran yüzde 50,
1997’de yüzde 31’di.
Sarkozy aslýnda yeni liberal politikalara derin bir
öfkenin olduðu bir toplumla
karþý karþýya.
Zaten Sarkozy’de kampanyasý boyunca ABMerkez
bankasý’nýn yüksek faiz
oranlarýna çattý. Avrupa
ürünlerinin korunmasýný ve
tercih edilmesini istedi. Anti
yeni liberal bir hattý böylece
okþamaya çalýþtý.
Chirac’ýn baþkanlýðýnda
maliye bakaný olarak
Fransýz þirketi Alstom’un
kurtarýlmasý için 3.2 milyar
euro fon harcadý.
Financial Times yazarý
Martin Wolf’a göre Sarkozy
ekonomik bir liberal olmaktan çok popülist bir politika
izleyecek ve büyük olasýlýkla Fransa onun döneminde
daha fazla bölünecek ve
Sarkozy AB’nin entegrasyonunu da engelleyecek.
Güvenirlik
Wolf Sarkozy’e güvenmeyen tek egemen sýnýf
temsilcisi deðil.
Seçilmesinin hemen
ardýndan AB maliye bakanlarý ortak bir uyarý ile
Srakozy’e Fransa’nýn
ekonomik sorunlarýndan
yola çýkarak AB Merkez
Bankasý’ný eleþtirmemesini
ve baðýmsýzlýðýný savunmasýný söylediler.
Sarkozy’nin zaferinin
sýnýrlarý ve kiþisel politiklarýnýn iniþ çýkýþlarý
seçilmesinin önemi
konusunda bizi yanýltma-
malý.
Chirac’ýn ardýndan
Sarkozy Fransa saðýný
kararlý bir liderlik etrafýnda
birleþtirdi. Faþist Le Pen’in
ýrkçý ve otoriter dilini kýsmen kullandý.
François Mitterrand’ýn
1981-95 baþkanlýk döneminde Sosyalist parti faþist
Le Pen’i saðý bölmek ve zayýflatmak için kullanýyordu.
Baský
Sarkozy’nin saðcý söylemi
sadece lafta kalmýyor.
Sosyal hareketlere karþý
daha saldýrgan politikalarýn
uygulanmasýný bekleyebiliriz.
Sarkozy burada
Thatcher’a benziyor.
Thatcher Muhafazakâr
Parti’ye iþçi sýnýfýna acýmasýzca saldýrmak için
güçlü bir liderlik vermiþti.
Thatcher çelik iþçilerine,
madencilere, matbaacýlara,
liman iþçilerine saldýrmýþtý.
Ýngiltere’de yeni liberalizmin zaferine giden yolu
böyle açmýþtý.
Sarkozy’nin’de Fransa’da
benzer bir baþarý elde
etmesi mümkün. Bu
Avrupa’da ki dengeyi saðýn
lehine bozar.
Ancak sadece bir seçim
kazanmak sýnýf dengelerini
deðiþtirmeye yetmiyor.
Thatcher ilk iki dönemini
Ýngiltere’de bu deðiþimi
gerçekleþtirmeye harcamýþtý.
Sarkozy ise Avrupa’nýn en
mücadeleci sosyal hareketleri ile karþý karþýya.
Önümüzdeki yýllarýn en
önemli sýnavý bu hareketlerin Sarkozy’e karþý direnme gücü ve yeterli bir liderlik bulup bulamayacaklarý
olacak.
Önümüzdeki dönem
sadece Fransa için deðil
bütün Avrupa için çok
önemli bir mücadeleye
sahne olacak.
Mavi gözlü dev
Elitist, kötü bir film
Nazým Hikmet'le ilgili bir film yapýlacak olmasý bir çok
kiþiyi heyecanlandýrmýþtý fakat filmin gösterime girmesiyle
birlikte bu heyecanýn yerini hayal kýrýklýðýna býraktýðýný
söylemek sanýrým abartý olmayacaktýr.
"Mavi Gözlü Dev",
Nazým'ýn Bursa Cezaevi yýllarýný anlatýyor. Filmde bir
insan olarak Nazým hakkýnda hiçbir izlenime yer verilmemiþ, Nazým gerçekten
bir dev, insanüstü bir varlýk
gibi tasvir edilmiþ. Bu tasvir
abartýlý bir tiyatral oyunculukla da desteklenmiþ.
Film boyunca Nazým
aðzýný her açtýðýnda dilinden ya þiirler dökülmektedir, ya da o günün güncel
politikasý ile ilgili yorumlarý.
Nazým'ýn yanýndaki Kemal
Tahir, Ýbrahim Balaban gibi
karakterler sanki tamamen
Nazým'ýn yaratýsýdýrlar, Nazým hapishanedeki bütün
mahkumlardan daha üstün bir karakterdir.
Bunun yanýnda film anlattýðý tarihsel süreç hakkýnda da
fazla bilgi vermiyor. Nazým'ýn hapse giriþi, partisiyle anlaþmazlýðý geriye dönüþlerle verilmeye çalýþýlsa da dönemi ciddi ayrýntýlarýyla bilmeyen izleyici için bir þey ifade etmiyor.
Filmdeki elitist bakýþ açýsý da oldukça sýrýtýyor, replikler
Nazým'ýn üstünlüðünü her saniye bir kez daha vurgulamak
için yazýlmýþ gibi görünmekte ve çoðu zaman zorlama
duruyor. Nazým tam da kemalist-seçkinci aydýnlarýn benimseyeceði bir Nazým olmuþ, vatanýna hizmet etmek isteyen,
kemalistlerle ittifak yaptýðý için yoldaþlarýnca yalnýz
býrakýlmýþ, komünist olmasýna karþýn temel hedefi sosyalist
bir devrim deðil de yabancý burjuvaziye, emperyalizme karþý
vatanýný en üst noktaya taþýmak olan fakat bu hevesi
çevresindeki bir kaç aydýn dýþýnda -mesela cezaevi müdürükimse tarafýndan anlaþýlmamýþ bir dev haline gelmiþ.
Bütün bunlara raðmen izlenebilecek bir film mi? Maalesef
deðil, çünkübu film Nazým Hikmet'e övgü için yapýlmýþ zorlama bir tiyatro oyununa benzerken, Nazým'a ve onun
mücadelesine de haksýzlýk etmekte diye düþünüyorum.
Can Irmak Özinanýr
Yönetmen: Biket Ýlhan, Senaryo: Metin Belgin, Müzik: Cem Ýdiz,
Oyuncular: Yetkin Dikinciler, Dolunay Soysert, Özge Özberk, Uður Polat,
Ferit Kaya, Suna Keskin, Rýza Sönmez, Ahmet Mümtaz Taylan
KÝTAP
Müzik yazýlarým
Rüyamda Joe Hill’i gördüm
Halim Spatar eski bir komünist. Pan yayýnlarýndan çýkan
“Müzik Yazýlarým” adlý kitabýnda çeþitli dergi ve gazetelerde
çýkan bazý yazýlarý derlenmiþ.
Çok geniþ bir yelpaze var kitapta. Doðu Alman kompozitörler Paul Dessau, Hans Werner
Henze, Hanns Eisler’den
Sansaryan Han’ýn tabutluklarýndan Harbiye zindanýna ve Ruhi
Su’nun sazýna kadar çeþitli
alanlara deðiniyor.
Spater’in kitabýnda 2 hikaye
çok etkileyici. Bunlardan biri,
Çanakkale Savaþý’nýn bir
Avustralyalý tarafýndan nasýl
görüldüðünü anlatýyor. Çok
çarpýcý bir savaþ karþýtý müzik;
Ve Bando ‘Waltzing Matilda’yý
Çalýyordu.
Bir diðeri ise Ýsveç’te doðup
Amerika’ya yerleþen ve burada
çeþitliiþlerde çalýþan ve bu
arada sendika hareketinin daima en önünde yer alan Joe
Hill’in hikayesini anlatan “Dün Gece Rüyamda Joe Hill’i
Gördüm” þarkýsý.
Joe Hill iþlemediði bir cinayet suçlamasý ile idam edilir.
Þarký Joe Hill’in öldürülemeyeceðini, çünkü onun her iþçi
mücadelesinde, her grevde, her iþyerinde yaþadýðýný anlatýr.
Joe Hill ise ölümünde önce yazdýðý vasiyet þiirinde “Benim
son dileðime karar vermem kolay, ortada pay edilecek hiçbir
þey yok çünkü, benim gibiler için içlenmek, ah vah etmek
gerekmez, yuvarlanan taþ yosun tutumaz çünkü” der.
Kampanyalarýn içinde kýsa bir dinlenme vakti bulursanýz
Halim Spatger’i okuyun. Size emin,im iyi gelecektir.
F. ALOÐLU
Müzik Yazýlarým, M. Halim Spatar, Pan yayýnlarý, 198 sayfa
DÜNYA
sayý: 284 z sosyalist iþçi z
Yunanistan'da
Lübnan’da çatýþmalarýn
marksizm þöleni sorumlusu hükümet
Uluslar arasý
Sosyalizm Akýmý'nýn
Yunanistan'daki
örgütü Sosyalist Ýþçi
Partisi (SEK), 18-20
Mayýs tarihlerinde
Marksizm toplantýlarýný düzenledi. Üç
gün süren toplantýlarda savaþ, devrimin
güncelliði, marksist
gelenek, Yunanistan'da
neo-liberal politikalara
karþý mücadele ve nasýl
kazanacaðýz ana
baþlýklarý altýnda 56
toplantý yapýldý.
Bu yýl düzenlenen
Marksizm'in ana vurgusu baþka bir dünyanýn ancak sol tarafýndan kurulabileceði, bu nedenle neo-liberal hükümete karþý
yeni bir solu inþa etmenin çok önemli olduðu idi.
Yeni bir solu inþa etmenin ise savaþ karþýtý ve antikapitalist hareketi daha da büyütmekten, hareketi
inþa etmeye devam etmekten geçtiði vurgulandý.
Savaþ ve Savaþ Karþýtý Hareket toplantýsýnda özellikle Pakistanlý mültecilerin Yunan ve Ýngiliz gizli
servisleri tarafýndan tutuklanmalarýna karþý
Yunanistan'daki Savaþý Durdurun Koalisyonu'nun
müslümanlar ve sendikalarla verdiði mücadele ve
mücadelenin çeþitli kesimlerini nasýl bir araya
getirdiði anlatýldý. Bu toplantýya Lübnan'dan
Hizbullah'ýn Uluslararasý Ýliþkiler sorumlusu Ali
Fayad da katýldý.
Neo-liberalizme karþý mücadele ile ilgili toplantýlarda ise özellikle geçtiðimiz aylarda Yunanlý öðrencilerin ve öðretmenlerin eðitimin özelleþtirilmesine
karþý verdikleri mücadele anlatýldý. Militan, kararlý
ve birleþik bir hareketin neo-liberal hükümeti devirebileceði anlatýldý.
Ayrýca devrimin güncelliði ve marksist gelenek ile
ilgili toplantýlarda Marksizm teorileri ve
günümüzdeki hareketin devrimin önünü açabileceði
anlatýldý.
Üç gün boyunca binlerce kiþinin katýldýðý Marksizm
toplantýlarýnda hareketi doðru politikalarla inþa
etmenin önemli olduðu, umudun solda, sosyalizmde
olduðu vurgulandý.
OKURLARDAN
Cumhuriyetçi tacizi
Ýzmir Cumhuriyet Mitingi sýrasýnda mitingin
yapýldýðý yere yakýn bir noktadan geçmek zorunda
kalan baþýörtülü bir kýz yaþadýðý tacizi anlatýyor.
“Bugün (13 Mayýs Pazar) cumhuriyetin nasýl kurtarýldýðýný bizzat yaþayarak gördüm. Yani cumhuriyetimizin sahipleri iþbaþýnda, endiþe etmeyelim.
“Bugün dersane çýkýþý eve dönerken Konak ta
iskele tarafýndan duraða doðru yürüdüðüm sýrada
bir grup ellerinde bayraklar ve bayraklý tiþörtler le
yürüyorlardý.
“Havanýn sýcaklýðýnýn da getirdiði bir bunaltýyla
terimi silerken içlerinden birisinin elinin bana
uzandýðýný hissettiðimde birden irkildim.
“Çekildiðimi görünce sözle müdahale etti.
“-Bu yaþta böyle örümcek gibi yazýk deðil mi.
“Diðerleri de (üç kiþi daha vardý ) etrafýmý sarýnca
önce korktum ama cevap verme ihtiyacý da duydum.
“-Size ne ki bu benim tercihim. Ben sizin
mitinginize karýþýyor muyum dedim.
“Bayan olaný "bu ülke için tehlikesin " bu yaþta..
gibi (tam cümlelerini hatýrlamýyom çünkü) þeyler de
söyledi.
“-Vaay Mitingimize de mi karýþacaktýn… gibi
alaylý gülüþmelerle gittiler.
“Kendimi suçlu hissetmi-yorum elbette ama
suçluymuþum gibi muamele görmek hele okulda
yaþadýklarýmdan sonra sokakta da taciz görmek çok
rahatsýz etti.”
Bassem Chit
Lübnan
Lübnan ordusunun
Kuzey Lübnan’daki Nahr
al-Bared Filistin mülteci
kampýna saldýrýsý geride
birçok ölü ve yaralý býraktý.
Ordunun saldýrýsý
Hristiyan Doðu Beyrut’ta
ve etnik olarak karýþýk olan
Batý Beyrut’ta bir dizi bombalamanýn ardýndan
baþladý.
Ordu Fatah al Ýslam adlý
bir örgütün bir kaç yüz
militaný ile çarpýþtýðýný
söylüyor ama kampta
yaþayan 30 bin kiþi bombardýman altýnda. Yüzlerce
mülteci evi mezarlýða
dönüþtü.
Bombardýman altýndaki
bölgeden acil çaðrýlar
geliyor.
Fatah al Ýslam gibi
örgütler Lübnan devletinin
Filistinlilere karþý politikalarýnýn bir ürünü.
Onlarca yýldýr Lübnan’ý
yönetenler Filistinlileri
“suçlular ve teröristler”
olarak damgaladýlar.
Filistinlilerin yaþamlarý
devlet tarafýndan sýnýrlandýrýldý. Hatta bazý
mesleklerde, mesela eðitim
ve saðlýk alanlarýnda, çalýþmalarý yasaklandý.
Yoksulluk ve çaresizizlik
Fatah al-Islam türü örgütlerin ortaya çýkmasýna yol
açýyor.
Lübnanlý politikacýlar
sürekli olarak “terör,üstlerden” bahsediyorlar ve
onlarý “þeytan” olarak
tanýmlýyorlar. Ne var ki
ayný politikacýlar iþlerine
geldiði zaman derhal ölüm
mangalarý kurarak
saldýrýya baþlýyorlar.
Örneðin iktidardaki 14
Mart Koalisyonu içind eyer
alan gruplardan bazýlarý
1975-1990 iç savaþý býyunca
sayýsýz katliam gerçekleþtirdiler.
Bu nedenle Filistinliler
kamplarýnýn güvenliði
olmadýðýný düþünüyorlar
ve silahlanýyorlar.
Lübnan devleti ise Filistin
bölgelerinin güvenliðini
bütünüyle ortadan kaldýrmaya çalýþýyor.
Þimdi yaþanmakta olan
þiddetin nedeni Lübnan
devletidir. Þu anda Nahr
al-Bared’de yaþananlar çok
daha büyük bir yangýný
baþlatabilir.
Brezilya’da öðrenci grevleri
500 kadar öðrencinin Sao
Paulo Üniversitesi’nin
yönetim binalarýný iþgal
etmesi Jose Serra’nýn yerel
hükümetine karþý yaygýn
bir mücadelenin baþlamasýna neden oldu.
16 Mayýs günü öðrenciler
ve 15 bin üyesi olan
üniversite çalýþanlarýnýn
sendikasý süresiz greve
baþladý.
Üniversite çalýþanlarý ayný
zamanda yaptýklarý oylama
ile iþgale de katýlmaya
karar verdiler.
Çalýþanlar ve öðretim
üyeleri üniversite yönetiminin polis kullanarak
iþgale son verme tehditlerine karþý iþgali savunmaya
karar verdiklerini de açýkladýlar.
Üniversite yönetimi 17
Mayýs’ta iþgalci öðrencilerle tüm görüþmeleri
kesmiþti.
Ýþgal 3 Mayýs’da baþladýktan sonra öðrenciler basýnla iliþkiler, gýda sorunlarý,
temizlik, kültürel
faaliyetler, eylemler ve
görüþmeler için
demokratik seçimlerle
komiteler oluþturdular.
Ýþgalci öðrenciler kesintilerin durdurulmasýnýn yaný
sýra daha çok yurt ve daha
çok öðretin üyesi istiyorlar.
Ýþgalciler sýk sýk toplantýlar düzenliyorla ve hem
politik durumu hem de
yönetimle olan
görüþmeleri tartýþýyorlar.
Yüzlerce öðrenci her gün
düzenlenen kurslara
katýlýyorlar. Bunlar iþçi
sýnýfý tarihi, marksizm,
kürtaj hakký, kapitalist
toplumda eðitim ve benzeri konularda düzenleniyorlar. Konular iþgalden
yana olan öðretim üyeleri
tarafýndan veriliyor.
Ayrýca müzik, þiir okuma,
tiyatro ve diðer kültür
alanlarýnda etkinlikler
yapýlýyor.
Onlarca sendika ve sosyal
hareket, yüzlerce öðrenci
birliði, PSOL (Sosyalizm ve
Özgürlük Partisi) iþgalid
Mýsýr’da tekstil iþçileri grevde
Mýsýr’da Nil deltasýnda ki MansouraEspaña adlý tekstil fabrikasýnýn iþçileri
ödenmeyen ücretlerini alabilmek için grev
yapýyorlar.
Çoðunluðu kadýn olan grevci iþçiler
Aralýk ayýndan beri Mýsýr’ýn dört bir
esteklediklerini açýkladýlar.
Ýþgalciler Arjantin ve
Ýngiltere’den de destek
aldýlar.
Bu arada eyaletin bütün
kamu çalýþanlarý emeklilik
haklarýný savunmak ve
ücretlerin dondurulmasýný
protesto etmek için eyleme
hazýrlanýyorlar. Kamu çalýþanlarý üniveristelerin
özerkliðini de savunuyorlar.
Eyalet hükümetini oluþturan, eski devlet baþkaný
Fernando Henrique Cardoso’nun Brezilya Sosyal
Demokrat Partisi uzun bir
süredir eðitimi özelleþtirmeye çalýþýyor.
1 Ocak’ta eyalet baþkaný
Jose Serra bir dizi yasa
çýkararak iþten çýkarmalarý
kolaylaþtýrdý, eðitime
ayrýlan bütçeyi sýnýrladý ve
eyaletteki bütün kamu
çalýþanlarýnýn emeklilik
hallarýný sýnrýladý.
Önümüzdeki haftalarda
60 bin öðretmen greve
çýkacaklarýný açýkladýlar.
yanýnda sürmekte olan grevlerin bir
parçasý.
Son zamanlardaki grevlerde ABD’nin
bölgedeki en iyi müttefiki olan Hüsnü
Mübarek hükümetinin sendika militanlarýna saldýrmasýný da protesto ediyor.
Hossam el-Hamalawy
7
sosyalist iþçi
ne savunuyor?
Aþaðýdan sosyalizm
-Kapitalist toplumda tüm
zenginliklerin yaratýcýsý iþçi
sýnýfýdýr. Yeni bir toplum,
iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarýna kolektif olarak el koyup
üretimi ve daðýtýmý kontrol
etmesiyle mümkündür.
Reform deðil, devrim
-Ýçinde yaþadýðýmýz sistem reformlarla köklü bir
þekilde deðiþtirilemez,
düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumlarý
iþçi sýnýfý tarafýndan ele
geçirilip kullanýlamaz.
Kapitalist devletin tüm
kurumlarý iþçi sýnýfýna karþý
sermaye sahiplerini, egemen sýnýfý korumak için
oluþturulmuþtur.
-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konseylerinin ve iþçi milislerinin
üzerinde yükselen tamamen farklý bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece iþçi
sýnýfýnýn yýðýnsal eylemi
devirebilir.
-Sosyalizm için mü-cadele
dünya çapýnda bir mücadelenin parçasýdýr.
Sosyalistler baþka ülkelerin
iþçileri ile daima dayanýþma içindedir.
-Sosyalistler kadýnlarýn
tam bir sosyal, ekonomik
ve politik eþitliðini savunur.
-Sosyalistler insanlarýn
cinsel tercihlerinden dolayý
aþaðýlanmalarýna ve baský
altýna alýnmalarýna karþý
çýkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin
iþçilerinin diðer ülkelerin
iþçileri ile karþý karþýya
gelmesine neden olan her
þeye karþý çýkarlar.
-Sosyalistler ýrkçýlýða ve
emperyalizme karþýdýrlar.
Bütün halklarýn kendi
kaderlerini tayin hakkýný
savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklý
ulusal kurtuluþ hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiþtir ki, sosyalizm tek bir
ülkede izole olarak yaþayamaz. Rusya, Çin, Doðu
Avrupa ve Küba sosyalist
deðil, devlet kapitalistidir.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleþebilmesi için, iþçi sýnýfýnýn en
militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir
partide örgütlenmeli-dir.
Böylesi bir parti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal örgütleri ve
hareketi içindeki çalýþma
ile inþa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde
diðer iþçilere reformizmin
iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýna
aykýrý olduðu-nu kanýtlamalýdýr. Bu fikirlere katýlan
herkesi devrimci bir sosyalist iþçi partisinin inþasý
çalýþmasýna omuz vermeye
çaðýrýyoruz.
iliþki için:
[email protected]
sosyalist isci
ISSN 1300-4026
„ Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti.
„ Sahibi: Özden Dönmez „ Sorumlu Yazýiþleri
Müdürü: Volkan Akyýldýrým „ Adres: Ýstiklal
Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10,
Beyoðlu/Ýstanbul „ Baský: Yön Matbaasý
„ Yerel süreli yayýn, haftada bir yayýnlanýr
www.sosyalistisci.org
YÖK üniversitesinde umut konuþtu, son yýllarýn en canlý tartýþmasý gerçekleþti
Irkçýlýða ve milliyetçiliðe
dur diyenler birleþiyor
Hrant'ýn ardýndan, üç ay önce
kurulan Irkçýlýða ve Milliyetçiliðe
DurDe kampanyasý hýzla geliþiyor.
Milliyetçiliðin tartýþma götürmez
bir gerçek olarak dayatýldýðý,
ýrkçýlýðýn rejimin temel ideolojik
motiflerinden biri olduðu ve
yadýrganmadýðý, her ikisinin de
devlet tarafýndan sistematik olarak
yükseltildiði Türkiye'de iki kötü
kardeþe dur diyen bir kampanya
geliþmesi hem gerekli hem de acildi.
14-15 Mayýs'ta A. Ü. SBF'de
gerçekleþen "Irkçýlýk ve
Milliyetçilik (ile) nereye?" baþlýklý
sempozyum nefret ideolojilerinden býkanlarý, farklý alanlardan ve kampanyalardan gelen bir
çok isimle birleþtirdi. Darbe tehditlerinin yankýlandýðý ve düþmanlýk
tohumlarýnýn ekildiði kasvetli bir
YÖK üniversitesinde bu kez umut
konuþtu, son yýllarýn en canlý ve
yaratýcý tartýþmasý yaþandý.
DurDe Giriþimi tarafýndan
düzenlenen sempozyum
aktivizmin neler yapabileceðine
güzel bir örnekti. 1,5 aylýk bir
hazýrlýk sonucu ortaya çarpýcý program çýktý. Resmi ideolojinin
maskesini düþüren akademisyenler, kadýn hareketinin önde gelen
isimleri, vicdani red hareketi ve
eþcinsel özgürlük hareketi aktivistleri, Kürt sorununda barýþçýl
çözümü mümkün hale getirmeye
çalýþan kampanyalarýn temsilcileri,
dindar muhalifler ve ýrkçýlýk
karþýtý kampanyalarýn sözcüleri
yan yanaydý.
2 haftalýk yoðun bir tanýtým kampanyasý sonucu iki günde 300'e
yakýn katýlýmcý tartýþmalara izledi.
80 kiþi DurDe kampanyasýna
iletiþim bilgilerini býraktý.
Demokratik bir tartýþma
sürdürüldü. Irkçýlýk, milliyetçilik,
faþizm, darbe tehditleri, Kürt
sorunu, Kemalizm, çok kültürlülük, cinsel ayrýmcýlýk, cinsel
devrim, yeni bir solun gerekliliði,
anti-kapitalizm ve mücadele
stratejileri gibi çok geniþ bir alanda
benzer dillerin sürdürdüðü tartýþma etkileyiciydi.
Sempozyum, sadece bir sempozyum deðildi. Katýlýmcýlar
tarafýndan yapýlan ortak vurgu
milliyetçiliðin, kendini üzerinde
yaþayan insanlarla beraber bu
memleketin sahibi gören güç
odaklarý tarafýndan yükseltildiðiydi. Düþman ilan edilen çoðunluðun sesini duyurabileceði alanlarýn yaratýlmasý, ayrý ayrý
yürüyen toplumsal hareketlerin
birleþmesi ve bizleri bölmek
isteyen milliyetçiliðin sýrtýný
yasladýðý ýrkçýlýkla birlikte
mahkum edilmesi için mücadele
çaðrýsý yükseltidi. Ýki gün boyunca
Dur De etkinlik takvimi
Haziran ayý içinde (2 Temmuz'a
hazýrlýk olarak) bir forum düzenlenecek.
Ýkinci bir forum da Temmuz ayý
içinde ve seçimlerden önce yapýlacak. Ýki forumda Ankara, Ýzmir ve
Ýstanbul'da gerçekleþtirilecek.
Seçimlerin ardýndan 301'in kaldýrýlmasýna iliþkin kampanya baþlayacak.
24-25 Mayýs'ta Ýzmir'de bir forum
yapýlacak.
Bursa'dan gelen talep üzerine
orada da bir DurDe ekibi oluþturuluyor. 25 Mayýs'ta Bursa'da da bir
forum gerçekleþtirilecek.
26 Mayýs'ta Karakedi'de
"Türkiye'de yabancý olmak" baþlýklý
bir toplantý yapýlýyor.
Bu yýl Barýþarock'ýn ana temalarýndan biri ýrkçýlýk. Dur De olarak
Barýþarock'ta etkinlikler düzenlenecek.
Küresel BAK yürütmesiyle
görüþülüp 2 Temmuz eylemi için
ortak bir plan çýkarýlacak.
kötülük odaklarýný deþifre eden
DurDe aktivistleri, sempozyumda
önerilen mücadele stratejilerini
sokaða taþýmakta kararlý.
Ýlk adým 2 Temmuz'da gerçekleþecek Hrant Dink duruþmasý olacak. Hrant'ýn dostlarý üzeri
örtülmek istenen cinayetin açýða
çýkarýlmasý için sokakta olacak.
Katil 301'in kaldýrtýlmasý, ýrkçýlýðýn
ne anlama geldiðinin toplumun
geniþ kesimlerine anlatýlmasý, tüm
tonlarýyla milliyetçiliðin karanlýk
dünyasýnýn mahkum edilmesi
DurDe kampanyasýnýn hedefleri
olarak önümüzde duruyor. Akan
kan durmalý, nefret deðil kardeþlik
hakim olmalý, artýk yalanlar deðil
gerçekler duyulmalý diyorsan sen
de DurDe!
Volkan AKYILDIRIM
Çözülen milliyetçilik
Genelkurmay Baþkaný yaptýðý bir
konuþmada:''Hiç kimse ama hiç
kimse hangi duygu ve düþünceye
sahip olursa olsun, milletini seven
insanlarý, vatanýný seven insanlarý
yadýrgamasýn. Yadýrgayanlar yanlýþ
yollardadýr'' dedi.
Milliyetçi terör
Son bir yýldýr, devlet tarafýndan
desteklendiði açýk olan milliyetçi
hava var. Mersin'de bayrak
provakasyonlarý, karadenizde linç
giriþimleri, Rahip Santoro, Hrant
Dink ve Malatya katliamlarý,
cumhuriyet mitingleri ve taþýnan on
binlerce bayrak yaratýlmaya çalýþýlan
havanýn bire bir yansýmalarý olarak
karþýmýza çýkýyor.
Bu havayý yaratanlarýn dayandýðý
Bunlar ýrkçýlýða karþý konuþtu?
Dr. Ayten Alkan, Tanýl Bora, Prof Dr. Baskýn Oran, Prof Dr.
Mithat Sancar, Fatma Nevin Vargün (Amargi Koop.), Prof. Dr.
Gülay Toksöz (AÜ Kadýn Araþtýrmalarý), Dr. Handan Çaðlayan
(Kýrk Örük Kadýn Koop.), Mehmet Tarhan (Vicdani redci,
LambdaÝstanbul LGBTT Der.), Emrah Göker (Sosyal Bilimci),
Yüksel Mutlu (ÝHD, Barýþ Giriþimi), Ayhan Bilgen (MazlumDer), K. Cem Özatalay (Benim Hala Umudum Var Kamp.),
Cengiz Alðan (DurDe), Cavidan Soykan (AÜ Ýnsan Haklarý
Mer.), Çiðdem Yalçýn Pamukçu (DurDe).
Ýsmail Beþikçi, konuþmak yerine bizleri dinlemeyi tercih etti ve
DurDe çaðrýcýsý oldu. Öðrencilerden atýk kaðýt iþçilerine kadar
bir çok farklý kesimden gelenler bir foruma dönüþen sempozyumda bol bol tartýþtý.
temel argüman, ulusal baðýmsýzlýðýn
tehlikede olduðu,fikri. Bu paranoya
orta sýnýflarda yankýsýný buluyor. Son
dönemde daha saldýrganlaþan bu
milli duygularýn harekete geçmesinin
nedenlerinden en önemlisi de Hrant
Dink'in cenazesine olan katýlýmdý.
Cenazeye katýlan yüz binler
Türkiye’nin kuruluþ ideolojisini,
sarstý. Ve Kemalist bürokrasinin
büyük bir þok yaþamasýna neden
oldu. Egemenliklerinin tehdit altýnda
olduðunu görenler saldýrýya geçti.
Deniz Baykal milliyetçiliðin Türk milletinin çimentosu olduðunu söyleyerek bu saldýrýnýn ilk açýk ifadesini
verdi.
Farklý olanlara tehdit
Bu süreçte medyada içinde olmak
üzere milliyetçi saldýrganlýðýn dozajý
artýrýlýyor. Son olarak ordunun
muhtýrasýnda ne mutlu Türküm
demeyenler düþmanýmýzdýr denildi.
Milliyetçiliðe ve ýrkçýlýða Dur De bu
atmosferde özellikle de Hrant
Dink'in cenazesi sonrasý ortaya çýkan
bir kampanya. Kýsa sürede de
oldukça ilgi çeken ve büyüyen bir
kampanya oldu.
Dur De azýnlýk deðil
Gücünü Hrant Dink'in cenazesinde
ortaya çýkan kitlesellikten alýyor.
Bugün korkmasý gerekenlerin milliyetçilikten ve ýrkçýlýktan beslenenler olduðunu söylüyor. Bu temelde
de kendini eylemde örgütlemeye
devam ediyor. Ýlk adýmlar küçük ve
elbet mütevazi. Ama atýlan adýmlar
çoðaldýkça ne kadar kalabalýk
olduðumuzu görecek kadar gerçekçi.
Yenilgi
Versiyon 3.1
Son bir kaç seçimde sol
bloklar, ittifakýmsý birlikteliklerle seçime girdi ve
her seferinde bir
öncekinin altýnda oylar
aldý. Blok ve ittifaklar
adeta, Türk solu için,
Kürt hareketinin siyasal
temsilcisi partilerin
büyüklüðünün arkasýnda
kendi küçüklüðünü gizlemenin araçlarý oldu.
Seçimler, hele ki fýrsatlarý kaçýrdýðýmýz geçmiþ
seçimler, kitlelerin politize olduðu, çözüm
aradýðý ve tartýþtýðý
dönemler. Bu seçimlerde, yýllardýr inþa etmeye çalýþtýðýmýz
hareketin taleplerini
seçim programýna alacak
baðýmsýz adaylarla
seçime girebilirdik.
Savaþa, yeni liberalizme,
milliyetçiliðe karþý ve
kürt sorununda barýþçýl
çözümden yana; gençlerin, kadýnlarýn, eþcinsellerin, transeksüellerin
ve her türlü ezilenin
ortak sesi olabilecek bir
alternatif ortaya koyabilirdik. Böylesi adaylarýn
etrafýnda onlarca kampanyadan aktivistlerin
seferber olmasý kazanma
olasýlýðýnýn büyüklüðünü
hayal etmemize yardýmcý
oluyor.
Geçtiðimiz Pazar günü
Ýstanbul'da "Baðýmsýz
Ortak Aday" üzerine bir
forum gerçekleþtirildi.
Partilerden ve kurumlardan temsilciler de
toplantýdaydý. Forumun
baþlarýnda çok sayýda
baðýmsýz da toplantýda
yer alýyordu.
Bu toplantýdan böyle bir
kampanya çýkabileceðini
umarak gidenler; 80
darbesinin yenilgisini
taþýyan amcalar ile
karþýlaþtýlar. Salondaki
gençler ya toplantýnýn
baþlarýnda ayrýldýlar ya
da söz alamadýlar.
Salondakiler kazanmaktan bahsetmiyordu.
Yaþanan kötü durumda
küçük güçleri toplayýp
meclis kürsüsünden
sosyalizmi anlatmaktan
bahsediyordu.
Baðýmsýz aday fikri çok
heyecan verici. Hareketin
siyasal temsilinin önünü
açabilecek bir geliþme.
Fakat solu bir araya
getirip geçen seçimlerde
alýnan yenilginin farklý
biçimini almaya çalýþmak, bu güzel fikrin
sadece yara almasýna
katký saðlayabilir.
Ýhtiyacýmýz, gerçekten
genç, kadýnlarýn öne
çýkacaðý ve ezilenlerin
hepsini birleþtirecek bir
kampanya birliðidir.
Ersin TEK

Benzer belgeler

Ezilmiş-dışlanmışların sesi olmak

Ezilmiş-dışlanmışların sesi olmak Koruyucu saðlýk hizmetlerini ortadan kaldýran, saðlýk hizmetlerini özelleþtiren AKP hükümeti zenginlerin kasasýný doldururken insanlar ölüyor.

Detaylı