Su borcu susuz bıraktı

Transkript

Su borcu susuz bıraktı
GÜNEÞ ECZANESÝ
YIL:4 SAYI:899
1 TEMMUZ 2009 ÇARÞAMBA
Ecz. Tel: 441 29 45
Ev Tel: 441 25 02
Emel Sungur
Madýmak Katliamý’nýn 16’ýncý
yýldönümünde, baþta Sivas olmak üzere
Türkiye’nin birçok yerinde anma etkinlikleri
düzenlenecek. Aleviler, katliamýn asýl
sorumlularýnýn yargýlanmasýný ve
Madýmak’ýn müze olmasý taleplerini bir kez
daha dillendirecek. 2 Temmuz 1993’te Pir
Sultan Abdal þenlikleri sýrasýnda, Madýmak
Oteli’nin yakýlmasý sonucu hayatýný
kaybeden 37 aydýn ve sanatçý için
Türkiye’nin birçok yerinde anma etkinliði
düzenlenecek. Alevi örgütleri katliamýn
16’ýncý yýlýnda da unutmamak ve
unutturmamak için Madýmak Oteli’nin
önünde olacak. Çok sayýda kurumun
katýlacaðý anma 2 Temmuz Perþembe günü
“Madýmak Müze Olacak” þiarýyla Sivas,
Toros Sokak’ta saat 16:00’da baþlayacak.
Katýlýmcýlar kortejler eþliðinde Kolej
Meydaný’na yürüyecek. Madýmak Oteli’nin
önünde, hayatýný kaybedenler anýlacak.
4’DE
A.Murat Aytekin
2’DE
7’DE
2’DE
Havalarýn ýsýnmasýndan dolayý artan
sinek ve sivrisinekleri ilaçlamak için
Hacýbektaþ Belediye’si kendi ilaçlama
araçlarýnýn arýzalý olmasý nedeniyle komþu
belediye Mucur’dan getirdikleri zirai
ilaçlama aracý ve Mucur Belediye
personelinin katkýlarýyla Hacýbektaþ
genelinde sinek ve diðer haþarýlara karþý
ilaçlama yaptýlar.
Çevre temizliði bakýmýndan
Hacýbektaþ halkýnýn havanýn ýsýnmasýndan
dolayý duyarlý davranýp çöplerini
poþetlerle gece çöp bidonlarýna atarak
Belediyeye yardýmcý olmalarý
gerekmektedir. Yine Belediye’de çöpleri
akþam saatlerinde alýrlarsa sinek sivrisinek
ve kokuþmuþluðun önüne geçilir.
Ýlçemizin temizliði için halkýmýz duyarlý
olmamalýdýr. Pet þiþeden baþlayýp diðer
çöplerle ve sigara izmariti de dâhil yerlere
deðil, çöp kutularýna atmalý,
atmayanlarýnda uyarmalýdýr.
3’DE
Su borcu susuz býraktý
Kýrýkkale'nin Hasandede beldesi
sakinleri susuzlukla mücadele ediyor.
Hasandede Belediyesi'nin su birliðine
borcunu ödememesi nedeniyle beldeye 15
gündür su verilemiyor.
6’DA
Öykü ve hatta kýsa öykünün þiirle, romanla ve
diðer edebi türlerle nasýl bir iliþkisi vardýr? Sözcüklerin
seçimindeki arýlýk ve özen midir -kýsa öyküyle örneðinþiiri akraba kýlan? Yoksa aslýnda yok mudur böyle
bir yakýnlýk? Ya da bir öykü ne zaman kýsa bir roman
ya da bir roman parçasýna öykünür? Bu ve benzeri
sorular edebiyatýn birden çok alanýyla uðraþmýþ
kiþilerin eserleri söz konusu olunca önemini artýrýyor.
Güven Turan da þiir, roman, deneme, eleþtiri
alanlarýnda verdiði eserleriyle ve çevirileriyle uzun
yýllar boyunca verimini eksiltmemiþ bir kalem. Bu
kez kýsa öykülerini topladýðý Zemberek’le okuyucuyla
buluþuyor. Haliyle edebiyatýn birçok dalýnda imzasý
olan bir yazar söz konusu olunca öykünün bugününü
kýmýldatan, yeni bir yaklaþým ümidiyle yola çýkýyor
okuyucu da.
5’DE
Þiir 6’DA
Geçtiðimiz Mayýs ayý sonunda KESK Genel
Merkezinin de basýlmasý ve bazý sendika
üyelerinin gözaltýna alýnmasýyla baþlayan
operasyon sonucu 22 KESK üyesi tutuklanmýþtý.
Tutuklanan KESK üye ve yöneticileri arasýnda
bulunan 10 kadýn halen Bergama M Tipi kapalý
cezaevinde tutuluyor.
Tutuklu 10 KESK'li kadýn tarafýndan 23 Haziran
2009 tarihinde yazýlýp dýþarýya yollanan ortak
imzalý mektup þöyle:
"Sözün bitiði yerdeyiz yine..."
"Yýllardýr tüm özel yaþam alanlarýmýza, örgütlü
alanlarýmýza yapýlan müdahalelerden birini
yaþýyoruz. 80’li 90’lý yýllarda yaþanan fýrtýnalý
günlerin bir benzeri bugün daha derinden, daha
sessiz, daha sinsi yaþanmakta, yaþatýlmakta.
Türkiye’deki cezaevleri, çocuklarla, demokratik
kitle örgütü yöneticileriyle, aktivistleriyle,
sendikacýlarla, kadýnlarla ve siyasetin “öteki” si
olan bir partinin üyeleriyle dolup taþmýþ durumda.
Doðadaki Sarý – Kýrmýzý – Yeþil çiçekler yine
suçlu.
Devamý 7’DE
2
Büyük balýk küçük balýðý yer. 1950’lerden sonra
Türkiye’de tarýmýn geliþmesinin önündeki en büyük
engel dönemin siyasetçileridir. Türkiye kendi kendine
yeten 7 ülkeden birisidir denilen yýllar geride kalmýþtýr.
Diðer altý ülkenin durumunu hiç bilmiyorum.
Ýlkokulda öðretmenime sormuþtum bu kalan ülkeler
hangileri örtmenim? Diye. Bir cevap alamamýþtým.
Sonraki yýllarda da baþkalarýna sordum yine cevap
veren olmadý. Kendim araþtýrdým hep ayný kelime
vardý. Galiba bu okul kitaplarýnda dönemin
hükümetlerinin uydurduðu kocaman bir masaldý.
Türkiye ne o zaman kendine yetebiliyordu ne de
þimdi. Türkiye aç. Türkiye iþsiz, umutsuz ve karamsar.
Türkiye genç ve dinamik diyorlar. Gençlerin dinamik
olduðu konular gerçekte ne? Buradan bakýnca görülen
çoðunun aðzýnda ayný þeyler olduðu. Büyük balýk
küçük balýðý yer. Seyrettikleri her belgeselde ayný
tema var. Doða vahþidir. Büyük balýk küçük balýðý
yer. Sen de ye. Kapitalizmin özü budur. Doðal olan,
insana yakýþan kapitalizmdir. Komünizm iþlememiþtir
çünkü insan doðasýna aykýrýdýr. Çünkü insanýn istekleri
bitmez. Ýhtiyaçlarý sýnýrsýzdýr. Lüksü sever ve eriþmek,
edinmek ister.
Ýnsan türünün iyi bir tür olmadýðý konusu çok
tartýþýlýr. Bazýlarýna göre bu denli zavallý bir canlýnýn
evrimsel süreçte ayakta kalabilmesi muhtemelen
sinsiliði sayesinde olmuþtur. Daha doðrusu sinsi
olmayanlar elenince geriye yaþama tutunabilen ama
özünde çok da iyi olmayan bir tür kalmýþtýr. Bu konu
sosyologlarýn da gündemindedir, antropologlarýn da.
Her þeyi izliyorlar, adým adým neler olup bittiðini
tespit ediyorlar. Bilim þempanze ile ortak atamýzdan
ayrýldýðýmýz o þanslý zamaný açýk seçik ortaya seriyor.
Foyamýz meydana çýkalý çok oldu. Sinsilik böylesi
tuhaf bir türü anlatmaya yetecek bir kelime deðil.
Ama mükemmel bir canlý olmadýðýmýz da ortada.
Karamsarlara göre Dünya insansýz baþladý ve yine
insansýz sona erecek. Her nesil kendisi ortadan
kalkmadan böyle bir þey olmayacaðýný düþünüyor ve
her nesil ayný anda bir kýyametin kopmasýndan
korkuyor. Oysa Dünya’da kýyamet kopalý çok oldu.
Kýllarý dökük, iki ayaðý üzerinde yürüyen ve alet
kullanýp geliþtirebilen canlý ile birlikte kalanlar için
kýyamet koptu. Kendisini dünyanýn hâkimi sanan
zavallý insan kendi atýklarýnda boðulmaya baþladý.
Çýrpýndýkça batýyor. Çernobil, küresel ýsýnma,
GDO’lar, enerji kaynaklarýnýn tükeniþi, kirlilik ve
geleneksel tarýmýn unutulmaya baþlanmasý. Kýyamet
kopmasý için kuyruklu yýldýza falan gerek yok, Her
ülkeye birbirinden beceriksiz 100 tane siyasetçi koyun
yeter.
Avrupa Birliði yeni parlamentosunu geçtiðimiz
ay yapýlan seçimler ile oluþturdu. Görülen o ki
neredeyse hiçbirisinin zerre programý yok. Topu
baþýna hayatta gök gürlememiþ bir avuç okumuþ
çocuktan baþka bir þey deðil. Ömründe bir gün
ekmeksiz, umutsuz kalmamýþ bir avuç yeni yetme.
Bizimkilerin bile durumu daha iyi. Varýn gerisini siz
düþünün. Dünya Bush’lara, Sarkhozy’lere,
Obama’lara, Berlusconi’lere emanet. Kýyamet. Yakýn.
Doða. Vahþi. Peki öyle ise yunus balýklarý nasýl oluyor
da boðulan arkadaþlarýna yardým ediyorlar? Doða
vahþi ise neden avlanamayan yarasalara türdeþleri
yemek taþýyor. Doða acýmasýz ise nasýl oluyor da
þempanzeler baþka türlerin yetim yavrularýný evlat
ediniyor. Doða korkunç bir yer ise minik bir kelebek
nasýl olup da bütün gün kýrlarda dolaþabiliyor. Evet.
Büyük balýk küçük balýðý vahþi doðada yiyor. Ama
bazen küçük balýklar bir araya gelip büyük balýða
saldýrýveriyorlar. Hep birlikte. Bir sürü küçük balýk.
Ve iþte o zaman büyük balýðý da, büyük balýðýn anasýný
da, avradýný da yiyorlar. Bu yedikleri son yemek olsa
bile.
BirGün
Madýmak Katliamý’nýn 16’ýncý
yýldönümünde, baþta Sivas olmak üzere
Türkiye’nin birçok yerinde anma
etkinlikleri düzenlenecek. Aleviler,
katliamýn asýl sorumlularýnýn
yargýlanmasýný ve Madýmak’ýn müze
olmasý taleplerini bir kez daha
dillendirecek. 2 Temmuz 1993’te Pir
Sultan Abdal þenlikleri sýrasýnda,
Madýmak Oteli’nin yakýlmasý sonucu
hayatýný kaybeden 37 aydýn ve sanatçý
için Türkiye’nin birçok yerinde anma
etkinliði düzenlenecek. Alevi örgütleri
katliamýn 16’ýncý yýlýnda da unutmamak
Agos gazetesi yayýn yönetmeni Hrant
Dink'in öldürülmesiyle ilgili yargýlamanýn
adalet arayýþýna yanýt vermediðini düþünen
insan haklarý savunucularý, 4 Temmuz'da
Galatasaray Meydaný'nda bir insan zinciri
oluþturacak.
Kendilerini "cinayet davasýnýn
maðdurlarý, tanýklarý ve takipçileri" olarak
nitelendiren topluluk, 19 Ocak 2007'de
Ýstanbul'un Þiþli Ýlçesi'ndeki gazetenin
önünde katledilen gazetecinin yargýlamasýna
dikkat çekecek.
Cinayet davasý 6 Temmuz'da
Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesi'nde
10. duruþmasý 6 Temmuz'da
gerçekleþtirilecek olan davanýn ikinci yýlýný
da tamamlamýþ olacaðýnýn vurgulandýðý
açýklamada, "Arkadaþýmýz Hrant Dink ve
bu ülkenin geleceði için bir kez daha bir
araya gelmek, onun için bir kez daha en gür
haliyle sesimizi duyurmak istiyoruz. Vicdan
ve akýl için bu birlikteliðe ihtiyaç var"
denildi.
4 Temmuz'da Galatasaray'da
Hrant Dink'i "katleden karanlýða karþý ses
çýkarýlmasý"nýn önemine iþaret edilen yazýlý
açýklamada, buluþmanýn 4 Temmuz
(Cumartesi), saat 18.30'da, Galatasaray
Meydaný'nda gerçekleþtirileceði duyuruldu;
adalet arayýþýna destek verilmesi istendi.
6 Temmuz'da Beþiktaþ Meydaný'nda
Açýklamada, "Hrant Ýçin Adalet Ýçin"
gösterilecek desteðin, cinayet davasýnýn 10.
duruþmasýnýn görüleceði 6 Temmuz'da, saat
10.00'da Beþiktaþ Meydaný'ndaki buluþmada
da gösterilmesi çaðrýsý yapýldý. (EÖ)
Bianet
ve unutturmamak için Madýmak
Oteli’nin önünde olacak. Çok sayýda
kurumun katýlacaðý anma 2 Temmuz
Perþembe günü “Madýmak Müze
Olacak” þiarýyla Sivas, Toros Sokak’ta
saat 16:00’da baþlayacak. Katýlýmcýlar
kortejler eþliðinde Kolej Meydaný’na
yürüyecek. Madýmak Oteli’nin önünde,
hayatýný kaybedenler anýlacak.
Ýstanbul’da da her yýl olduðu gibi
Kadýköy Meydaný’nda anma mitingi
düzenlenecek. Alevi örgütleri,
sendikalar, partiler ve sivil toplum
örgütlerinin katýlacaðý miting saat
16:00’da Kadýköy Tepe Nautilus önünde
toplanmayla baþlayacak. Miting ise
Kadýköy Meydaný’nda yapýlacak. Ayrýca
miting öncesi, saat 13:00’da
Zincirlikuyu, saat 15:00’da ise
Karacaahmet Mezarlýðý ziyaret edilecek.
Unutmak Tekrar Tekrar Yanmaktýr
2 Temmuz Ýstanbul Tertip
Komitesi’nden yapýlan açýklamada,
"unutmak tekrar tekrar yanmaktýr"
denildi. Açýklamada þu ifadelere yer
verildi:
"Devletin tüm birimlerince günler
öncesinden haber alýnan ve göz göre
göre katliama izin verilen bir gün yasadý
Sivas. Týpký Maraþ ve Çorum gibi.
Devletin bu seferki katliamda kullandýðý
güç ise yine bir kotrgerilla örgütlenmesi
olan siyasal islam’ýn temsilcileriydi.
Aleviler ölülerinin deðil dirilerinin
peþinden yürüyor. Yolumuz özgürlüðün,
adaletin, halklarýn kardeþliðinin,
eþitliðin, yoludur. Sivas Katliamýnda
sorumluluðu olan dönemin tüm
yetkilileri yargýlanmalý, Madýmak Oteli
müze olmalý. Sivas Þehitlerimizi
unutmadýðýmýzý göstermek için tüm
halkýmýzý Kadýköy’e çaðýrýyoruz." Alevi
Bektaþi Federasyonu Genel Baþkaný Ali
Balkýz da, " Sivas Madýmak Oteli,
katliamlara karþý duruþun bir anýtý olarak
müze yapýlmalýdýr. Ýþte bu nedenle, 16.
Yýlýnda da yine Sivas Madýmak Otelinin
önünde olacaðýz.
BirGün
Havayolu þirketinin yetkilisi, uçaðýn
142 yolcu ve 11 kiþilik mürettebat taþýdýðýný
belirtti.
Yetkili, Yemen’in baþkenti Sana’dan
Komor adalarýnýn baþkenti Moroni’ye giden
uçaktaki yolcular arasýnda Fransýzlar ve
Komorlular olduðunu, hayatta kalan olup
olmadýðý hakkýnda ise henüz bilgi
bulunmadýðýný kaydetti.
Komor Devlet Baþkaný Yardýmcýsý Ýdi
Nadhoim ise baþkent Moroni’deki
havaalanýndan Reuters ajansýna yaptýðý
açýklamada, uçaðýn düþtüðü yeri hala tam
olarak bilmediklerini, ancak Komor
Adalarýný oluþturan Büyük Komor adasýnýn
Mitsamiouli kenti civarýna düþtüðünü
tahmin ettiklerini belirtti.
Bu arada, Paris havaalanýndan bir sözcü,
Yemenia’ya ait bir uçaðýn dün sabah
Paris’ten havalanarak Yemen’e uçtuðunu,
oradan da Moroni’ye hareket ettiðini
bildirdi.
Öte yandan Afrika ve Madagaskar
Havacýlýk Güvenliði ve Seyrüsefer Kurumu
(ASECNA) temsilcisi Ýbrahim Kasým,
Reuters ajansýna yaptýðý açýklamada, uçaðýn
muhtemelen kýyýya 5-10 kilometre
yaklaþtýðýný, arama çalýþmalarý için sivil
ve askeri botlarý seferber ettiklerini kaydetti.
Havaalanýndaki bir BM yetkilisi de
kontrol kulesinin uçakla iniþ için temasa
geçtiðini, ancak daha sonra baðlantýnýn
kesildiðini belirtti.
Öte yandan Afrika ve Madagaskar
Havacýlýk Güvenliði ve Seyrüsefer Kurumu
(ASECNA) temsilcisi Ýbrahim Kasým,
Reuters ajansýna yaptýðý açýklamada, uçaðýn
muhtemelen kýyýya 5-10 kilometre
yaklaþtýðýný, arama çalýþmalarý için sivil
ve askeri botlarý seferber ettiklerini kaydetti.
Havaalanýndaki bir BM yetkilisi de
kontrol kulesinin uçakla iniþ için temasa
geçtiðini, ancak daha sonra baðlantýnýn
kesildiðini belirtti.
Düþen Yemen Yolcu Uçaðýnýn Enkazý
Bulundu
Hint Okyanusu’ndaki Komor Adalarý
açýklarýnda düþen Yemen hava yolu þirketi
Yeminia’ya ait Airbus 310 tipi yolcu
uçaðýnýn enkazýna ulaþýldýðý belirtildi.
Komor Adalarý’ndaki Afrika ve
Madagaskar Havacýlýk Güvenliði ve
Seyrüsefer Kurumu (ASECNA) yetkilisi
Ýbrahim Kasým, arama uçaklarýnýn, Komor
Adalarý açýklarýnda enkazýn yerini
belirlediðini kaydetti. Kasým, henüz
yolcularla ilgili kendilerine bilgi
ulaþmadýðýný belirtti.
Düþen Yemen Uçaðýndan Yeni Yürüyen
Bir Çocuk Kurtarýldý
Hint Okyanusu’ndaki Komor Adalarý
açýklarýnda düþen Yemen hava yolu þirketi
Yemenia’ya ait Airbus 310 tipi yolcu
uçaðýnýn enkazýndan yeni yürüyen bir
çocuðun kurtarýldýðý bildirildi.
Mýsýrlý kurtarma biriminin baðlý olduðu
Göçmen Dairesinin yetkilisi Raþide
Abdullah, kurtarýlan küçük çocuðun daha
önce kurtarýldýðý bildirilen kiþiyle ayný olup
olmadýðýnýn henüz bilinmediðini belirtti.
Yemenia þirketinden Muhammed El
Sumairi, denizden çýkarýlan kiþinin
milliyetinin henüz bilinmediðini söylemiþti.
Baþkent Sana’dan Komor Adalarý’nýn
baþkenti Moroni’ye giden uçak 142 yolcu
ile 11 kiþilik mürettebat taþýyordu. 141140 yolcu ve mürettebatýn öldüðü sanýlýyor.
Radikal
GEREKLÝ TELEFONLAR
Sulucakarahöyük / ANKARA
Yaþar ALKAN
Ýþçi sýnýfýnýn genç kuþaklarýnýn dayanýþma
kültürünü geliþtirmek, sýnýf mücadelesi
deneyimlerini zenginleþtirmek üzere düzenlenen
Genç Ýþçi buluþmasý Ýzmir Seferihisar’da
baþladý. 12 ayrý sendika tarafýndan desteklenen
organizasyon Ýzmir Seferihisar’da düzenlenen
uluslararasý kampla dünyanýn farklý ülkelerinden
genç iþçilerin buluþmasýna sahne oluyor.
Buluþma kapsamýnda Ýnti Ýlimanni de
Türkiye’ye gelerek konser verecek.
TÜRK-Ýþ ve DÝSK’e baðlý Birleþik MetalÝþ, Dev-Saðlýk-Ýþ, Genç-Sen, Genel-Ýþ, HavaÝþ, Koop-Ýþ, Limter-Ýþ, Oleyis, Petrol-Ýþ,
Sinesen, Tekgýda-Ýþ, Tez-Koop-Ýþ, TGS,
T.Maden-Ýþ Sendikalarý ve Toplumsal Araþtýrma
ve Eðitim Merkezi (TAREM) tarafýndan
düzenlenen Dünya Genç Ýþçi Buluþmasý 2009
Türkiye programý 28 Haziran-5 Temmuz
tarihleri arasýnda gerçekleþiyor.
Türkiye’de bulunan çok uluslu firmalarda
çalýþan genç iþçilerin, çok uluslu tekellerin ana
ülkelerindeki iþyerlerinde çalýþan genç iþçilerle
buluþturulmasýnýn hedeflendiði organizasyon
bir hafta sürecek. Kampta “Kapitalizmin Krizi
ve Etkileri”, “Türkiye’de genç iþçilerin profili”,
“Kadýn emeði kriz ve direniþ yöntemleri”,
“Dünya’da ve Türkiye’de örgütlenme
deneyimleri” ,“Ýþçi sýnýfý ve alternatif medya
deneyimleri” baþlýklý tartýþmalar
gerçekleþtirilecek.
Ýnti Ýllimani festivalde sahne alacak
Dünya Genç Ýþçi Buluþmasý, Þilili grup Ýnti
Ýllimani, Türkiye’den Moðollar, Bandista ve
Ahibba müzik gruplarýnýn katýlýmýyla 4 Temmuz
Cumartesi günü gerçekleþtirilecek Dünya Genç
Ýþçi Festivali ile son bulacak.
Sendika.Org
Hacýbektaþ Belediye’si sinek ve sivrisineðe karþý ilaçlama mücadelesi baþlattý.
Sulucakarahöyük / Hacýbektaþ
Haber – Foto: Hasan Kankal
Havalarýn ýsýnmasýndan dolayý artan
sinek ve sivrisinekleri ilaçlamak için
Hacýbektaþ Belediye’si kendi ilaçlama
araçlarýnýn arýzalý olmasý nedeniyle
komþu belediye Mucur’dan
getirdikleri zirai ilaçlama aracý ve
Mucur Belediye personelinin
katkýlarýyla Hacýbektaþ genelinde
sinek ve diðer haþarýlara karþý
ilaçlama yaptýlar.
Çevre temizliði bakýmýndan
Hacýbektaþ halkýnýn havanýn
ýsýnmasýndan dolayý duyarlý davranýp
çöplerini poþetlerle gece çöp
bidonlarýna atarak Belediyeye
yardýmcý olmalarý gerekmektedir.
Yine Belediye’de çöpleri akþam
saatlerinde alýrlarsa sinek sivrisinek
ve kokuþmuþluðun önüne geçilir.
Ýlçemizin temizliði için halkýmýz
duyarlý olmamalýdýr. Pet þiþeden
baþlayýp diðer çöplerle ve sigara
izmariti de dâhil yerlere deðil, çöp
kutularýna atmalý, atmayanlarýnda
uyarmalýdýr. Hacýbektaþ’lýlarada bu
yakýþýr. Ýlçemizin temizliði
bakýmýndan önem taþýmaktadýr. Eðer
böyle hassas davranýlýrsa bizler
kazançlý çýkarýz.
Temizlik çalýþmalarý ve
ilaçlamalarýndan dolayý Hacýbektaþ
Belediyesi’ni kutlarýz. Halkýmýzý da
temizlik için Belediyeye yardýmcý
olmaya davet ediyoruz.
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Türkiye Ýþ Bankasý
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Rýfat Kartal Huzurevi
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Nevþehir Seyahat
Þanal Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
Terminal Taksi
Huzurevi
Hacýbektaþ Noterliði
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 35 38
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 38 08
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 35 00
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 36 80
441 33 38
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
441 27 97
441 33 38
441 35 23
ARAÞTIRMA
Topuzlu Babadan Pir Sultan Anýtýný
görebilmek pek mümkün deðildi ama Anýtýn
fotoðrafý bütün canlar tarafýndan öylesine
gönül gözüyle çekilmiþti ki Anýt bu kez
Topuzlu Baba ‘ya taþýnmýþtý adeta. Aðaçlarýn
kokusu ýlýk ýlýk esen rüzgarýn insanýn yüzüne
býraktýðý hafif bir serinlik okunan deyiþlerle
ve sýk sýk tekrarlanan Sivas Þehitlerinin
isimleri ve Ýlyas’ýn ismi bazen beni bundan
17 yýl önceki Pir Sultan Etkinliklerine bazen
2006 yýlýnda açýlýþýný yaptýðýmýz Topuzlu
Baba Kültür Merkezinin yapýmý sýrasýnda
sürekli koþturan Ýlyasýn duvarda çakýlý kalan
resmine taþýdý. Yaþam insaný ne yazýk ki
her türden acýya karþý dayanýklý bir
malzemeden yapmýþtý.
Bu insan denilen nefes alýp veren,
konuþan , düþünen, acý çektiren ve mutluluk
veren cins kurgusuyla yaþamý yeþertiyor
veya boz ediyordu her yaný. Topuzlu Baba
Mevkide ne çok yaþamýþtý kim bilir böylesi
acýlarý , kaç kez kim bilir yüzüne vurmuþtu
rüzgar þamar gibi.
Ýþte bu rüzgarý þamar gibi yiyen ancak
bu güne deðil öðrendiklerinden ,
belletilenden hiç vazgeçmeyen bu yöre
insaný her yýl olduðu gibi yine hazýrdý
etkinliklere.
Ýlk kez bu kadar muhtar ismi sýraladým,
onlarý sahneye çaðýrarak Pir dostlarýný
selamlamasýný istediðimizde gözlerinde çok
özledikleri, çok yaþamak istedikleri þeyi
yapmanýn mutluluðunu yakaladým.Ne çok
muhtar vardý Banaz ‘ýn çevre köylerinin
dýþýndan ta Tokat’tan , ta Ordu’dan gelenler
vardý. Hangi ilden gelirlerse gelsinler, hangi
köyün suyunu içerlerse içsinler o ellerinden
daha çok kýrýþan yüzleriyle karþýmda
duruyorlardý ve Anadolu insanýnýn
yüzleriydi.Etkinlik baþlamadan önce
Ankara’dan gelen konuklarýn Topuzlu
Baba’ya gelmeleri, hoþ bir telaþ ve sýkýntýsýz
geliþen baþlangýç dakikalarý. Saygý duruþu.
Ve artýk her yýl gelenekselleþen “Banaz
Köyü Yaþlýlar Semah Ekibi”.
Aslýnda bu sene “ Yaþlýlar Semah Ekibi
” tanýmlamasýna uymadý, sahneye çýkan
semah ekibi. Yaþlarý nedeniyle yavaþ yavaþ
bu yaþamý deðiþtirip yeni bir dünyaya göç
edenlerin yaný sýra kazalar, ekonomik
koþullar, yakýnlarýnýn saðlýk sorunu olanlarýn
bir bölümünün Banaz’da olmamasý semah
ekibinin gençleþmesini getirip dayatmýþtý.
Genç, yaþlý hangi kategoride olursa olsun
her iki türlüde ayrý keyif, ayrý duygular, ayni
içsel fýrtýnayý hissettim.
Elbette Banaz’ a gittiðimde hepsinin tek
tek elini öptüðüm Banaz’ýn yaþlýlarýnýn daha
doðrusu Banaz’ ýn sözlü tarihinin yavaþ
yavaþ tükeniyor olmasý içimi burkuyordu
ama kurulan böylesi bir dünya düzeniydi
onlar gidiyor, evlatlar, torunlar geliyordu.
Ayni hakka yürüyen Duran Dedenin
ardýndan gelen oðlu Ali Þimþek Dede gibi.
Bazý þeylerin en güzel , en özel eðitimi gönül
gözüyle izlemekle olur onu bir kez daha
kavradým . Ali Dede Ankara’da yapýlan
Cem’de , Banaz’ da yapýlan kurban duasýnda
yýllarýn tecrübesi yerine yýllarýn gönülden
izleniminin sonucu görevini öylesine düzgün
yerine getirdi ki umarým Pir’in eteðinde hep
birlikte oturan Dedeler ve Duran Dede’ de
oðlunun yürüttüðü hizmetlerden mutluluk
duymuþtur.
Yine semah ekibini oluþturan gençlerden
biri olan yeni muhtarýn düzgün giyimi takým
elbisesi içinde halký selamlarken vermiþ
20. Geleneksel Pir Sultan Abdal Etkinlikleri
Bu yýlda gelip geçti.
Bu yýlla birlikte bir sürü acý , tatlý anýlar tarih sayfalarýnda yerini alacak.
Büyük bir koþturmaca içinde geçen Pir Sultan Etkinlikleri genel olarak
bu güne deðin yapýlan etkinlikler içinde doða, doku ve bu yörenin
havasýna , suyuna , taþýna , topraðýna iþlemiþ acý ve tatlý birlikte
bütünleþen bir tarih süzgecinden süzüle süzüle bu güne ulaþmýþ geçmiþin
olduðu fotoðrafý her kesin görmesini
isterdim. Temizlik bütünleþmiþti yürek, göz
ve görüntüyle ve semah dönerken yaþadýðý
duygu ile Pir Dostlarýný, konuklarýný
selamlarken hissettiði duygu bütünleþmiþ
yorgun yaþlý izleyenlere umut olmuþtu.
Dernek baþkaný Ahmet kendi özel
sorumluluklarýnýn yaný sýra almýþ olduðu
sorumluluk, bu sorumluluklarý yerine
getirme heyecaný bir gün önce çok yorgun
gördüðüm yüzündeki izler açýlýþ günü
hizmet yarýþýna dönüþmüþ ve büyük bir
koþturmayla her þeyin, her yerin iyi olmasý
için kurulmuþ bir makine gibi adeta
çýrpýnýyordu. Yöneticiler, eski muhtarlar, en
çok önemsediðim baðlarýmdan biri olan
çevre köylerin gençleri verdiðim her görevi
“tamam abla” diyerek yerine getiriyor ve
ardýndan görevini yapmanýn mutluluðu ile
iþin sonucunu mutlaka bana gösteriyorlardý.
Bu yýl belki uzak þehirlerden katýlým
çok fazla deðildi. Ben hep birliktelikten,
kent- köy deðil Pir Dostlarý, bu yolun
yolcularýnýn kaynaþmasýndan yanayým
buranýn ne olduðunu, hepimizin ne için
burada olduðumuzu unutmadan Banaz’da
olmanýn doðru olduðuna inanýyorum. Burada
canlar Cem olmak için varlardý ve Cem’de
“diþi erkek sual edilmezdi” önemli olan
Ceme katýlmak ve inanmaktý yapýlan iþe.
Ýþte yine bu yýlda yapýlan iþe inananlarýn bir
kýsmý buradaydý 20. Etkinliklerde umarým
bir daha ki yýl bu inananlarýn sayýsý artarak
daha büyük bir Cem kurarýz. Göremediðim
dostlarda vardý elbet örgütlerimizden gönlü
Pir’e hizmet için çarpan, yokluðunu
hissettiðim, gözümün ve gönlümün aradýðý
dostlar. Sadece gönül ve göz deðil birlikte
olmanýn doðruluðuna inandýðým dostlar,
biliyorum ki bu dostlarda hissettiler burada
bulunamamanýn eksikliði ve burukluðunu
bunu önümüzde ki yýllarda aþacaðýmýza
inanýyorum. Bizler, benim gibiler, Aleviler,
Kýzýlbaþlar, eþitlik, özgürlük, yol, edep,
erkan, barýþ diyenler çok iyi bilirler bütün
bu istemleri Pir’in deyiþlerini söylemeden
Banaz’a gelip Pir’in eteðine niyaz etmeden
gerçekleþemez. Bütün bu söylemleri çok
inançsal ve mistik bulanlara da sözüm
bunlarý okumasanýz da duymasanýz da
havasýný, kokusunu, suyunu bilmeniz,
tatmanýz ve bellemeniz gerekir.
Pir Sultan için yapýlan her etkinlik,
söylenen her söz, yapýlan her hizmet benim
için çok deðerli. Kimseyi ayýrmadan
söylüyorum benlik hiçbir zaman örgütsel
yapýnýn önüne geçmemeli. Banaz’ da
yaptýðým bu sunuculuk iþi her sene
tartýþmaya açýlsa da beni öte itmek için en
yakýnlarým dan dahi fýsýltýlar duysam da,
hatta “buralarý profesyonel þirketler, kiþiler
organize etsin” dense de buralar amatör
ruhlarýn, gönüllerin, gönül acýlarýnýn, yürek
sevdalarýnýn, yol arkadaþlarýnýn, yolcularýn
uðrak yeri, buralar yüzyýllardýr dedelerin
binlerce zorluða raðmen koruyup, kolladýðý,
gözünden çok özen gösterdiði ve sadece
inandýðý için ömrünü tükettiði yerler.
Buralarda olsa olsa ayni içsel duygularý
taþýyan amatör ruhlu yaptýðý iþe gönülden
inanmýþ gençlere teslim edilir. Ben bu yýl
elimde yýllardýr tuttuðum mikrofonu elinin
yüreðiyle birleþtiðine inandýðým bir gence
kýzým gibi sevdiðim Banaz yollarýnda
büyüyen genç avukata teslim edecektim
koþullarý bu yýl ne yazýk ki bu nöbet
deðiþimine engel oldu. Ama eline mikrofonu
verip yanýndan uzaklaþmayacaktým
inanacaktým, gözlemleyip, görecektim
onunla birlikte bende piþmek için bir kez
daha kazana girecektim, birlikte bir kez daha
piþip ondan sonra yüzünün ve ellerinin
çizgileri yüreðime çakýlmýþ canlarýn yanýnda
sessiz, derin izleyecektim inanmýþ gençlerin
aðýzlarýndan çýkan deyiþleri. 30 yýllýk örgüt
yaþamým 20 yýllýk Demokratik Alevi Örgütü
deneyimim bana son yýllarda daha da
fazlalaþarak emeðime, arkadaþlarýmýn
emeðine sahip çýkmak için en önemlisi
inandýðým þeye hizmet ederken yerine
býrakacaklarýnýn da ayni özeni gösterdiðine,
bu duygularýn onlarda da içselleþtirdiðine
ve sadece bu iþi hizmet için yaptýðýna inanýp
buralarý saðlam ellere teslim etmek
gerektiðini öðretti. Tekrar söylemekte yarar
var tüm bu yapýlanlar, tüm bu yaþananlar
karþýsýnda göðüslenen acýlar, yalnýzlýklar,
yaþanan tatsýzlýklara raðmen eðer bu gün
bir araya gelip bir þeyler yapabiliyorsak ismi
bilinen bilinmeyen bir avuç insan
sayesindedir. Bir avuç insandan kastedilen
sadece bizlerin etrafýnda ki bir avuç insan
deðil Malatya Hekimhan’dan gelen Pir
Sultan Abdal Kültür Derneði þubesinden,
bu güne deðin gelmiþ geçmiþ tüm
muhtarlarýn, Tokat Güzelbeyli’den her yýl
beni arayýp afiþ isteyen dostlarýn, sazýn teline
vurup yüreðimizi ta geçmiþ yüzyýllara
taþýyan Rýza’nýn, Türkanlarýn, Cevahirin,
bu yýl katýlamayan yüreði yanýmýzda olup
Ýlyas’ la aramýzdaki gönül baðlantýsýný
saðlayan Denizin ve onlar gibi onlarca
ozanýn sanatçýnýn emeði. Bu saydýðým
isimlerin diðerlerinden farký bu hava, su ve
rüzgarla büyümüþ olmalarý. Bunlarýn dýþýnda
çoluðunu çocuðunu yiyeceði çöreðini yanýna
alýp traktörün üzerine atlayýp kendini
bütünleþtiði Banaz köyüne , Topuzlu Babaya
, Yýldýz Daðýna atan canlarýn, senede bir
gün gelen bu günü bekleyip memesinin
arasýna sararak sakladýðý 5 tl. yi verirken az
olmasý nedeniyle sýkýlan ama vermezse daha
fazla üzüleceðine inanan yüreði zengin
kadýnlarýn emeði, getirdiði lokmalarý “ gelin
birlikte yiyelim” diyen canlarýn emekleri.
Bu sürecin baþlandýç tarihide elbette
benim olduðum yönetimle baþlamýyor.
Çünkü en korktuðum þey tarihin akýþýný,
gidiþini kendine göre deðiþtirip kendi tarihini
topluma tarih diye sunmaktýr. Yüzyýllarýn
sessiz örgütlenmesi Pir Sultan örgütlenmesi
artýk su yüzüne çýktý baðýrmasý gerektiðinde
baðýrýyor, direnmesi gerektiðinde direniyor
bizler daðýlýp, parçalanýp bir birimizi yok
etmeye çalýþmadýkça kimse bu derinden
gelen sesin , yüreðin ve gücün önüne
geçemez.buna inanýp bunun gereðini yerine
getirmeliyiz aksi taktirde bugün yapmýþ
olduðumuz þeylerin ileriki yýllarda hiçbir
deðeri olmayabilir .
Bizi izleyenler arasýnda bu yolun
inananlarý insanlýktan nasibini almamýþ
canilerce katledilen Sivas Þehitleri de vardý
isimler okundukça izleyen canlar “ burada”
diye yanýt verirken uzaktan bir baþka ses “
sizinleyiz” diyordu. Dünya renklerinin
hepsini içinde barýndýran barýþ güvercinleri
bize ses soluk yolluyordu. Ýlyas’ ta
muhtemelen Ankara’dan “ yanýnýzdayým”
diyordu. Bunun kanýtýný Ankara’ya döner
dönmez Ýlyas’a gittiðimde gördüm ilk
sorusu “ etkinlik nasýl geçti” oldu. Ve 20.
Pir Sultan Abdal Etkinliklerinden sonra
kirvesi olmaktan mutlu olduðum gözleri
dalgýn, duygularý içinde saklý ilyas belki de
dýþa vuramadýðý duygularýný da alarak farklý
bir dünyaya yola çýktý. Buraya kadar
anlattýklarým sadece etkinlik baþlayana kadar
olanlar sizi biraz sýkacaðým ancak bu yazýmýn
devamý gelecek.
Þimdi Ýlyas can için sevgili eþi Sebahat
ve gözünün önünden hiç ayýrmadýðý caný
çocuklarý Kardelen ve Uður yemek
verecekler onlarýn yanýnda olmalýyým.
Vasiyetine bir alýnlýk eklemiþ: Belki de,
demiþ; en kötüsü, ölümden sonra bile
istemektir. Ýnsanýn içini acýtýyor. Mektup
zarflarýndan çýkan solgun, çizgili bir
yaprakmýþ. ODTÜ’yü bitirmiþ. Bir plazada
çalýþýyormuþ. Çünkü çalýþmak gerek deðil
mi sevgili kardeþim. Þairlik, yazarlýk
sökmüyordu deðil mi; bilirim. Bir plazada
çalýþýyorum ben de. Ayýn son cumartesi
pazarý, genelde param kalmadýðý için evde
otururum. Bir yere çýksam da; iki bira, birkaç
kitap (sahaflar hep), bir iki de dergi iþte.
Þairlik sökmüyor. Sökemiyor bu hayatý
çivilendiði yerden. Mehmet Müfit’in o dizesi
çare olurdu belki: Annem annem/ tüm
kapýlarý çivilemek geliyor içimden. Balkon
kapýlarýný çivileyeydik, pencereleri
çivileyeydik; kitabýn için ölümünden sonra
yapýlan bunca tartýþma, ölümünden önce
yapýlsaydý mesela; belki yayýnevlerinin
kapýlarýndan döndün birçok kez; belki üç
beþ kuruþ maaþýný, þiir kitabýný bastýrabilmen
için harcamaný istediler... Bu ülkede ölmeden
bir þey olabilmek çok mu zor yorgun
kardeþim benim?
Bir þair ölmüþ
28 Aðustos 2004’müþ. Yapayalnýz
geçirdiðim bir yazdý o yaz. Þehirde dolanýp
durdum. Edip’in Cin þiirine benzeyen bir
yazdý. Belki severdin Cansever’i...
Kozyataðý’ymýþ, Sinan Sokak’mýþ, Arzu
Apartmaný’ymýþ. Onuncu kattaymýþ evin.
Evliymiþsin. Dostlarýnla çektirdiðin
fotoðraflarýn varsa ne oldu onlara? Evinin
penceresinden býrakývermiþsin kendini.
Çivileseydik... Sabahlarý þiire çalýþýr mýydýn?
Seni hiç tanýmam. Kansu’nun Anahtar
þiirindeki soruyu sorsam sana: Akþamlarý
mý severdin, ikindileri mi? Cesedin SSK’nýn
morguna kaldýrýlmýþ. Bir þair ölmüþ. Bildi
mi oradaki görevliler. Þiirlerini okumuþlar
mýydý hiç? Eþin acý haberi duyduðunda
mahvolmuþtur. Ölenler unutulur mu ince
kardeþim, yoksa bütün unuttuklarýmýz ölmüþ
olanlar mýdýr?
Ne kadar taþýdýn ölümü içinde;
komþularýn daha önce de intihara kalkýþtýðýný
söylemiþ çünkü. Demek ki bunca yük
kolayca taþýnmýyor, zorluyor, birikiyor,
acýtýyor. Demek ki þiir öyle üç beþ kelime
deðil sadece, bir teknik deðil, mor bir þey
oluyor zamanla... Kitabýn bunu açýklýyor
zaten: Oysa/ mendil satar yine de bakardým
bu kente/ olsaydýn içinde, diyecek kadar
içtenmiþsin. Öylesi insanlar daha çabuk
ölüyor galiba deðil mi uzak kardeþim. Þimdi
atmayan kalbin, þiirinde atýyor iþte. Orada
yaþamaya devam ediyorsun. Ne eski
çerçevelerde, ne kapý arkalarýnda, ne
rüzgârda kalmýþ sesinde; belki varsa,
çocuðunda yaþýyorsun biraz, Aþýk Dertli
diyor ya: Bir baþýma kalsam þehe, sultana
kul olmam/ Viran olasý hanede evlad ü iyal
var, öyle... Sözcüklerinde yaþýyorsun.
Sözcüklerine gizlenmiþ ince
umutsuzluktasýn, en çok oradasýn. Yaptýðýn
bazý kelime oyunlarýna bunlar çok yapýldý,
diyen editörler nasýldýr acaba? Þiir
profesörleri birkaç kadeh daha raký içiyordur.
Sanat sevicilerine üç beþ kokteyl daha.
Etkinliklerde falan görüp birbirimizi... Hiçbir
yaramýzý sarmadan... Kalbimize hiç
dokunmadan... Bir içki ýsmarlayýp
geçiyoruzdur birine daha; üç beþ manifesto,
bir iki kurgusal metin, söylemlerden
süreçlerden geçiyoruz kardeþim, geçiþ
dönemleri geçmek tükenmek bilmiyor,
modernite iflas etmiþ de, postmodern
kuramlar üzerinden yeni bir söylem kurmaya
çalýþýyormuþuz da... Gözlerimizin içine
kimse bakmýyorsa þiir ne iþe yarar, deðil mi
içten kardeþim?
ve/ gömdüler beni,/ öldürdükleri gibi/
özenle” Gömdük... Özenle...
Kitaplaþmasýný istediðin þiirlerini
sýralamýþsýn vasiyetinde. Bir kitap hayal
etmiþ, altýna da not düþmüþsün: “Bu 30 parça
kitaplaþsýn. Bir tanesini de mezarýma gömün.
Öpücük sesi. 18.03.2003”
Hayat Susunca Konuþtu Ölüm, Özge
Dirik’i yeniden gündeme getirecek. Art
Shop’un þiire bunca destek vermesi, üstelik
bu zamanda çok deðerli. Kitabý Didem
Görkay Zengin hazýrlamýþ. Þiirler Özge’nin
vasiyetindekilerle pek uyuþmuyor. Edebiyat
dünyasýnda bu mesele etrafýnda dönen bir
tartýþma var bir süredir. Olmamýþ deniyor,
böyle olmamasý gerekti deniyor, yapmasý
gerekenler yapmadý deniyor... Sözler
söylenip geçiliyor... Týrnaklarýn uzamaya
devam ediyor mudur eski kardeþim?
Saçlarýn? Onlar bizden daha çok yaþar.
Yine de bak, senin bir kitabýn var artýk.
Yaþasaydýn Beyoðlu’na çýkar, iki tek atarak
kutlardýk belki kitabýný. Sadece þu dizen için
bile bin selam ediyorum sana yalnýz
kardeþim:
Ne de çok bekledim askere gidince sevdiði
Pencereden çalabilmek için gözlerini.
Hayat Susunca Konuþtu Ölüm
Özge Dirik
Hazýrlayan: Didem Görkay Zengin
Art Shop Yayýnevi
2009
56 sayfa, 5.9 TL.
Radikal
Öykü ve hatta kýsa öykünün þiirle,
romanla ve diðer edebi türlerle nasýl bir
iliþkisi vardýr? Sözcüklerin seçimindeki
arýlýk ve özen midir -kýsa öyküyle
örneðin- þiiri akraba kýlan? Yoksa aslýnda
yok mudur böyle bir yakýnlýk? Ya da bir
öykü ne zaman kýsa bir roman ya da bir
roman parçasýna öykünür? Bu ve benzeri
sorular edebiyatýn birden çok alanýyla
uðraþmýþ kiþilerin eserleri söz konusu
olunca önemini artýrýyor. Güven Turan
da þiir, roman, deneme, eleþtiri alanlarýnda
verdiði eserleriyle ve çevirileriyle uzun
yýllar boyunca verimini eksiltmemiþ bir
kalem. Bu kez kýsa öykülerini topladýðý
Zemberek’le okuyucuyla buluþuyor.
Haliyle edebiyatýn birçok dalýnda imzasý
olan bir yazar söz konusu olunca öykünün
bugününü kýmýldatan, yeni bir yaklaþým
ümidiyle yola çýkýyor okuyucu da.
Zemberek, yazarýn ilkinden (Düþ
Günler) yirmi yýl sonra yayýmladýðý ikinci
öykü kitabý. Çoðun karanlýk ve tedirgin
edici bir atmosferin hüküm sürdüðü
kitapta on iki öykü bulunuyor. Öyküler
arasýnda belirgin bir izlekten söz etmek
çok kolay deðil. Hava oldukça bungun
evet, ama bu tek baþýna bir izlek sunar
mý? Ýllâ böyle bir iz sürülecekse belki þu
soru bir çýkýþ noktasý olabilir: Neden
‘Zemberek’ adýný taþýyor kitap?
Kitaba adýný veren bir öykü yok
kitabýn içinde. Arka kapaða bakýldýðýnda
“...Yolculuk, kentler, þiir, resim, kültür
odaklý, soðuk ölümlerin örüldüðü gizemli
öyküler zembereði kuruyor” notu dikkat
çekiyor. Gerçekten de birçok þehir, bazen
ismi belirsiz da olsa çaðrýþtýrdýklarýyla
zengin bir görsel arka plan sunuyor.
‘Kültür odaklý’ göndermeler ve bazý
cinayetler kitabýn tekinsiz havasýný ve
gizemini besliyor. Bununla birlikte
öykülerdeki zembereðe, kurulmuþ her
þeyin bazen kendiliðinden bazen
baþkalarýnýn eliyle boþalacaðý ya da sona
ereceði fikrinin yarattýðý gerilim sinmiþ
durumda. Bu haliyle çýkýlan yolculuklara
ve iþlenen cinayetlere, çözülmesi imkânsýz
görünen -ve belki de gerekmeyen- gizemli
durumlar eþlik ediyor. Ancak bu karanlýk
atmosfer niyetinin ve onun çaðýrdýklarýnýn
tek izlek olduðunu ileri sürmek doðru
olmaz. Bu doðrultuda bazý öyküler için
daha dingin, masala ve doðaya deðgin,
ölüme ve dirime bakýþlarý diðerlerine göre
daha az sarsýcý denebilir.
Açýlýþ öyküsü ‘Çember’ bir fotoðrafýn
izini Cenova ve Ýstanbul’da sürüyor ve
sonuyla bu iki þehir arasýndaki tekinsiz
ipi birleþtirerek çemberi tamlýyor. ‘Çað
Taþkýný’, ‘Dönüþüm’ ve ‘Kapan’ adlý
öyküler sadece cinai heveslerin, karanlýk
gizemlerin ve þaþýrtýcý sonlarýn öyküleri
deðil. Bu öykülerin beslendiði kültürel
doku da onlarý ilginç ve farklý kýlan
özelliklerden: Müzeler, müzelerdeki
tablolar, bu tablolarla iliþkilendirilebilecek
cinayetler, mitlerden çýkan yýlan-kadýnlar,
belirsiz bir mekânda sonsuza devrilen bir
kapalý dansýn tutsaklarý sadece birkaç
örnek. Tüm bu fantastik ve polisiye
dokunmalar bir yana, ‘Son Sonnet’, ‘Kýsa
Gün’ ve ‘Kardelenin Masalý’ adlý öyküler
diðerlerinin taþýdýðý tekinsiz hali pek
içermeyen, ancak ayný akýcý dil
yetkinliðinden nasibini almýþ öyküler.
Tüm bunlar birlikte düþünüldüðünde
öykülerdeki farklý öðelerin tesadüfîliði
dýþlayan bir bütünlükle bir araya getirilmiþ
olduðu görülebilir.
Dikkat çeken iki öykü
Kitaptaki iki öykü ayrýca dikkat
çekilmeyi hak ediyor. Bunlardan ilki
‘Fronhofer’in Gecesi’, diðeriyse ‘Ultima
Thule: Yedikule’. ‘Balzac’ ve ‘Gizli
Baþyapýt’ göndermeli ‘Fronhofer’in
Gecesi’nde yazar bir klasik eserin
kahramanýndan yola çýkarak yeni bir öykü
yaratýyor. Aslýnda kitabýn sonundan yola
çýkarak bir anlamda devamýný uyarlýyor.
Öykünün son cümlesinin yine Gizli
Baþyapýt’ýn son cümlesiyle ayný olmasý
bu nadir yazýnsal oyuna son noktayý
koyuyor.
‘Ultima Thule: Yedikule’ ise polisiye
öykülerle ayný gökyüzünü, ayný elektrikli
havayý paylaþsa da bundan biraz daha
fazlasýný sunuyor. Bir cellâdýn nasýl
kurbanlaþabildiðini, Yedikule’yi ve
dönemin hangi dönem?- Ýstanbul’unu da
oyuncular arasýna katarak soluksuz bir
ritim eþliðinde kýsa öykü dokusuna
yediriyor. Böylece öyküdeki gerilim
sinematografik bir boyut daha kazanýyor.
Güven Turan, yetkin dili ve anlatýmý,
edebiyatýmýzda az rastlanýr konu-kurgu
çeþitliliðiyle yirmi yýl sonra gelen
Zemberek’i farklý kýlmayý bilmiþ. Kýsa
öykünün doðasý gereði zaten taþýdýðý
gerilim öyküden öyküye elbette deðiþiyor.
Ancak gerilim dozu ne olursa ya da bu
tekinsiz hava nasýl olursa olsun,
kardelenin güneþe yolculuðunda, bir
böceðin kýsacýk uçuþunda ya da
sakýnýmsýz, korkunç cinayetlerin
gölgesinde, bir þeylerin baþlamakta ya da
sona ermekte olduðunun iþareti olan bu
zemberek, tüm öykü severlere yeni bir
zaman vaat ediyor.
ZEMBEREK
Güven Turan
Yapý Kredi Yayýnlarý
2009
92 sayfa, 7 TL.
Radikal
Bin dokuz yüz dosan üç iki Temmuzunda
Sabah kýzýl alevlere uyandýk.
Sarýlmýþtý Madýmak
Atýlan taþlardan yaralandýk.
Dýþarýda yobazlar içerde duman
Polis coplarý vermiyor aman
Müslüman’ýz diyorlar yoktur din iman
Alevler arasýnda çaresiz kaldýk.
Hangi kitap yazýyor insan yakmayý
Suçsuz boyunlara urgan takmayý
Kimler emir verdi bizi yakmayý
Yetkili bir kiþiye ulaþamadýk.
Neden ilgilenmedi Cumhurbaþkaný
Çaresiz býraktýnýz yanan canlarý
Diri diri yaktýnýz otuz yedi caný
Ýçimiz yandý aðlayamadýk.
Ellerde benzin bidonu geldiler peþ peþe
Polis asker sormuyor ne var içinde
Sanki mahþer günü Sivas þehrinde
Kapattýlar kapýlarý kurtulamadýk.
Tekbir sesleriyle kibrit çaktýlar
Kara molla itini omuza aldýlar
Dünya seyretti onlar yaktýlar
Hasretle Nesimiyle buluþamadýk
Ali Haydar unutulmaz bu vahþet
Oðlu babasýna yýlladýr hasret
Nedir bu baðnazlýk nedir bu fesat
Bu gidiþi hayra yoramadýk biz.
Haydar KAÝM
Leman
Sulucakarahöyük/ KIRIKKALE
Kýrýkkale'nin Hasandede beldesi
sakinleri susuzlukla mücadele ediyor.
Hasandede Belediyesi'nin su birliðine
borcunu ödememesi nedeniyle beldeye
15 gündür su verilemiyor.
Bir tarafýndan Kýzýlýrmak diðer
tarafýnda sulama göleti bulunan beldede
kasaba halký su ihtiyacýný çevrede bulunan
kaynak sularýndan el arabalarý ile evlerine
taþýyarak gidermeye çalýþýyor. Ýçme suyu
ihtiyacýný damacana veya kaynak
sularýndan gidermeye çalýþan belde
sakinleri kullanma suyunun da
bulunmamasý karþýsýnda adeta isyan etti.
Yaþadýklarý su sorununu protesto etmek
amacýyla bir araya gelen bir grup belde
sakini belediyeye tepki gösterdi.
Kasabanýn doðusunda bulunan sulama
barajýna giden vatandaþlar bu barajýn
buraya niçin yapýldýðýna bir anlam
veremediklerini söylediler.
Ýçme suyu konusunda ise belediyeyi
suçlayan vatandaþlar burada bugüne kadar
hiç su sýkýntýsý yaþanmadýðýný belirterek,
belediyenin her iþte olduðu gibi su
sorununa da eðilmediðini ileri sürdüler.
Belediye Baþkaný Malik Ejder
Coþkun'u görev davet eden vatandaþlar
önümüzdeki günlerde daha büyük bir
eylem düzenleyerek belediyeyi ve
yönetimini protesto edeceklerini belirttiler.
Kent Haber
Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR
Nevþehir’de Karlýk Evi tarafýndan
organize edilen ve bu yýl 6’ncýsý yapýlan
Kapadokya Sanat Kampý’na katýlan 9
ülkeden çoðunluðu ressam 24 sanatçý, 10
gün süren kamp boyunca yaptýklarý eserlerini
görücüye çýkardý. Sanatçýlarýn, kamp
boyunca yaptýklarý eserleri, sergi ile
sanatseverlerin beðenisine sunuldu.
Nevþehir’in merkeze baðlý Uçhisar
beldesinde Karlýk Evi adlý butik otel
tarafýndan her yýl geleneksel olarak yapýlan
Kapadokya Sanat Kampý’nýn bu yýl 6’ncýsý
gerçekleþtirildi.
Kapadokya Sanat Kampýna 9 ülkeden,
aralarýnda grafikçilerin de yer aldýðý
çoðunluðu ressam 24 sanatçý katýldý.
Sanatçýlar, kampýn sürdüðü 10 gün
boyunca çoðunlukla Kapadokya’yý konu
alan eserler yaptý.
Türkiye’nin yaný sýra Kapadokya Sanat
Kampý’na Ýspanya, Yunanistan, Ýtalya,
Rusya, Kosova, Bulgaristan, Azerbaycan
ve Özbekistan’dan katýlan sanatçýlar,
Kapadokya’da bulunduklarý süre içinde
yaptýklarý eserlerini sergi açarak görücüye
çýkardý.
Açýlýþýný Valimiz M. Asým
Hacýmustafaoðlu'nun yaptýðý sergideki
eserler görmeye deðerdi.
Serginin açýlýþýna Valimiz
Hacýmustafaoðlu’nun yaný sýra Belediye
Baþkaný Hasan Ünver, Vali Yardýmcýsý
Hüseyin Ergi, Ýl Emniyet Müdürü Dr. Ömer
Gurulkan ve sanatseverler katýldý.
Sergide, Nevþehir Belediyesi tarafýndan
sanatçýlara birer amfora hediye edildi.
Sanatçýlar, kendilerine hediye edilen
amforalarýný Valimiz M. Asým
Hacýmustafaoðlu'ndan aldý.
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR
Bu yýl 9.'su düzenlenen Uluslararasý
Kapadokya Dað Bisiklet Yarýþlarý sona erdi.
Göreme beldesinde yapýlan yarýþlara 6
ülkeden yaklaþýk 120 sporcu katýldý. Türk
sporcularýn büyük baþarý elde ettiði yarýþlara
ilginin fazla olmasý dikkat çekti.
Göreme beldesinde yapýlan yarýþlarda
elit erkekler kategorisinde Periklis Ýlias
birinci olurken, Bilal Akgül ikinci, Jiri
Hudecek ise üçüncü oldu. Elit bayanlar
kategorisinde Susan Calapke birinci
gelirken, Esra Kürkçü ikinci, Senem Güler
de üçüncülük derece oldu.
Genç Erkek, Elit B Erkek, 23 Yaþ Altý
B Erkek, 30+Master, 40+Master Yýldýz
Erkek, Genç Bayan ve 50+Master
kategorilerinde de Türk sporcular ilk üçü
paylaþtý. Yarýþlarda dereceye giren sporculara
düzenlenen törenle ödülleri verildi.
Kent Haber
7
Türkiye’nin farklýlýklarýyla anlamlý olduðunu düþünürüm.
Bu farklýlýklarýn düþmanlýk üretmek
yerine ortak bir sinerjiye dönüþmesinin mümkün
olabileceðine de inanýrým. Ýstanbul Büyükþehir Belediye
Baþkaný Kadir Topbaþ’ýn oðlu Ömer Topbaþ’ýn düðününe de
bu duygular içinde katýldým.
Düðünün düzenlendiði Sütlüce’deki Haliç Kültür Merkezi’ni
ilk kez gördüm. Devasa bir yer. Nikâhýn kýyýldýðý salonun 4
bin 500 kiþilik olduðunu söylediler. Her türlü kullanýma uygun
bu büyük salon güzel düzenlenmiþti. Salona girmeden çiçeklere
baktým. Sevil ve Ýlker Baþbuð’un çiçeði dikkat çekecek þekilde
öndeki sütunlardan birisine dayanmýþtý. Salona girer girmez,
gazeteci merakýyla kimlerin geldiðini oturduðum yerden
izlemeye baþladým.
Ýlk anda görebildiklerim, Rahmi Koç, Ýbrahim Bodur,
Fenerbahçe Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým, Sakýp Sabancý’nýn
eþi Türkan Sabancý, Zeynel Abidin Ceylan, Orhan Gencebay,
Selda Alkor, Kenan Iþýk, Kezban Hatemi, Hüseyin Hatemi,
Bilgi Üniversitesi’nin kurucularýndan Yiðit Ekmekçi oldu.
Gazeteci olarak kimlerin geldiðini de merak ettiðimi
saklayamam. Ýlk önce Hürriyet gazetesinin yeni haber
koordinatörü Eyüp Can’la karþýlaþtým. O, ben ve Ýpek Çalýþlar
yan yana oturup, gelenleri birlikte izlemeye ve deðerlendirmeye
baþladýk.
Eyüp Can ve Elif Þafak’ýn artýk büyümüþ sayýlan kýzlarýyla,
bir yaþýna ulaþmýþ oðullarýnýn fotoðraflarýna baktýk. Bu iki
sempatik çocuk hakkýnda deðerlendirmelerde bulunduk. Ýpek
daha çok salondaki türbanlý, türbansýz oranýný saptamaya
yönelmiþti. Onun yorumuna göre oran yarý yarýyaydý.
***
Kadir Topbaþ çok heyecanlý görünüyordu. Baþbakan
Erdoðan ve eþinin katýlmasý sanýrým heyecanýný artýrmýþtý.
Hacý Sayid Baklavalarý’nýn sahibi Burhan Dinçerler’in kýzý
gelin Gülseren’in baþýnýn örtülü olmamasý görüntüyü anlamlý
hale getiriyordu. Kadir Topbaþ, nikâhý kýymadan önce
torunlarýný sahneye çaðýrdý. Torunlardan birisinin adý da Kadir
Topbaþ’tý. Smokinler içinde sempatiktiler.
Nikâhtan sonra Topbaþ, Emine Erdoðan’ý, gelinin ailesini
ve kendi ailesini Baþbakan’la
birlikte bir aile fotoðrafý çektirmek üzere davet etti. Bu
aile fotoðrafý içinde gelinin kýz kardeþi açýk, anneleri ise
kapalýydý. Bu farklýlýk da kendi içinde bir anlam taþýyordu
diyebiliriz.
Baþbakan Erdoðan yine beklenen açýklamasýný yaptý ve
yeni evli çiftten en az üç çocuk yapmalarýný istedi.
Törenin ardýndan Haliç kýyýsýna hazýrlanmýþ yemek
masalarýna davet edildik. Konuklar yabancýlýk çekmesin diye
birbirini tanýmasý mümkün olanlarý bir masada birleþtirmiþlerdi.
Gazeteciler masasýnda Fehmi Koru ve türban yüzünden
üniversiteden ilk çýkarýlan öðretim üyelerinden birisi olan eþi
Nebahat Koru, Nazlý Ilýcak, Mehmet Ali Ilýcak ve ses sanatçýsý
eþi Meyra’yla birlikteydik.
Bir ara Meclis Anayasa Komisyonu Baþkaný Prof. Dr.
Burhan Kuzu masamýza geldi. Bir gece önce çýkarýlan ve çok
tartýþmalara neden olan, askerlerin de sivil mahkemelerde
yargýlanmalarýný içeren kanun deðiþikliðini sorduk. “Deðiþiklik
Anayasa’ya uygun. Çünkü Anayasa askeri mahkemelerin
yetkilerinin kanunla belirleneceðini belirtiyor” dedi.
Baþbakan Erdoðan’ýn dünürü gazeteci Sadýk Albayrak,
düðünün en sivil giysili kiþisiydi. Üzerindeki kareli renkli bir
gömlekle ve boynundan sarkan gözlüðüyle dikkat çekiyordu.
Sezen Cumhur Önal’la karþýlaþtýk. O her zamanki duygulu
sesiyle aranjman müziðe
yönelik haksýz eleþtirilerden söz etti.
Hep birlikte merakla çevremizdeki topluluðu inceliyorduk.
Rengarenk baþörtüleriyle, uzun, kýsa etekleri ve göðüs
dekolteleriyle kadýnlar, çoðunluðu koyu renk takým elbiseleriyle
sakallý sakalsýz erkekler Türkiye’deki renkli dünyalarý
yansýtýyorlardý.
Sahnede Enbe orkestrasý yer almýþtý. Karþýda Piyer Loti
tepesi, Eyüp’ün aðaçlar içindeki mezarlýðý ve Haliç’e yansýyan
ýþýklar etkileyiciydi.
Topbaþlarýn düðününde gösteriþ yoktu, sade ve insaný
sýkmayan bir düzen kurulmuþtu.
Ýpek’e genel görüntüyü sorduðumda ‘Karma görüntü
olumlu’ dedi.
Dikkat çekici bir düðün gecesiydi.
Neden bu kadar az gazeteci gelmiþti? Kadir Topbaþ sanýrým
basýna açýk bir düðün yapmak istememiþti.
Gece adaya dönerken motorda AKP delegesi, Adalý
Rumlardan mimar Aleksandra’yla birlikte düðünün
dedikodusunu yaptýk.
Radikal
Kürtçe þarkýlar, türküler, yine
cezalý. Sokaklarda emeðin
kutsallýðýný savunanlar içerdeyken,
sömürenler dýþarýda. Tecavüzcüler
keyif çatýp boy gösterirken,
sokaklarda tecavüze, tacize karþý
çýkanlar cezaevinde. Savaþ
tamtamlarý kendi çýkar politikalarýyla
savaþ çýðýrtkanlýðýna devam ederken
barýþý isteyenleri ve savunanlarý
cezaevine kapatmak düþüyor.
Türkiye’ye güzel, özgür, kardeþçe
yaþam reva görülmüyor. Emek,
Demokrasi ve Barýþ yargýlanýyor.
Cemil Çiçek “olaðanüstü þartlarda
iktidarýmýzý sürdürüyoruz” diyor.
Evet, onlar iktidarýný sürdürüyor,
OHAL kýsmý ise biz emek, barýþ,
demokrasi ve insan haklarýndan yana
olan kesimleri etkiliyor."
Deðerli Mücadele Arkadaþlarýmýz
ve Dostlarýmýz,
"Türkiye gerçek gündeminden
uzaklaþtýrýlýyor. Kriz, yoksulluk,
iþsizlik, þiddet gün geçtikçe
týrmandýrýlýyor. Dolayýsýyla ister
içerde olsun, ister dýþarýda olsun
önemli olan Türkiye’de bu mevcut
tablodan memnun olmayanlarýn,
halkýn daha iyi þartlarda
yaþamasý gerektiðine
inanan herkesin, her
kesime birlikte büyük
sorumluluklar
düþmektedir. Önce
olduðu gibi, bu günlerde
daha fazla bir arada
durmalarý, yaratmalarý
gerekiyor. Çünkü
Türkiye’de yaþanan tüm
antidemokratik
uygulamalara karþý
duran, politika üreten
baþta örgütümüz KESK,
ÝHD, ÇHD, KADIN, GENÇLÝK ve
adýný sayamadýðýmýz tüm demokratik
kitle örgütleri, baský, sürgün, gözaltý,
tutuklama, iþten atma yöntemleriyle
susturulmak isteniyor. Bugün bizim
yaþadýðýmýz durum, özünde tüm
demokrasi güçlerine yönelik bir
mesaj niteliðindedir.
Bizler Bergama M tipi kapalý
cezaevinde tutuklu bulunan emek,
barýþ, demokrasi, kadýn ve insan
haklarý savunucularý olarak, baskýlar
karþýsýnda yýlmadýk, yýlmayacaðýz.
Kendimiz, geleceðimiz, çocuklarýmýz
ve bu topraklarda yaþayan herkese,
daha özgür, daha yaþanýlýr bir ülke
yaratmak için mücadelemize devam
edeceðiz.
Haftalardýr kartlarýyla, eylem ve
etkinlikleriyle bizleri yalnýz
býrakmayan, haksýz tutuklanmamýza
tepki göstererek sesimize ses katan
tüm dostlarýmýza, yoldaþlarýmýza
selam ve sevgilerimizi yolluyoruz.
Sizler bu ülkenin aydýnlýk ve umutlu
yarýnlarýsýnýz, iyi ki varsýnýz."
KESK Kadýn Sekreteri Songül
Morsümbül, EÐÝTÝM SEN Kadýn
Sekreteri Gülçin Ýsbert, EÐÝTÝM
SEN Eski Kadýn Sekreteri Elif Akgül
Ateþ, Ýzmir Eðitim Sen 4 No’lu
Þubeden Mine Çetinkaya, Ýzmir
Eðitim Sen 4 No’lu Þubeden Þermin
Güneþ, Ýzmir Eðitim Sen 1 No’lu
Þubeden Sakine Esen Yýlmaz, Ýzmir
SES Hukuk Sekreteri Yüksel Özmen,
Ýzmir BES Ýþ yeri temsilcisi Meryem
Çað, Ýzmir Eðitim Sen üyesi Sueyda
Demir, KESK eski üyesi, Türkiye
Barýþ Meclisi üyesi Yüksel Mutlu
Dayanýþma için kart, mektup ve
kitap gönderebilirsiniz
Tutuklu KESK üyeleri ile
dayanýþma amacýyla kart, mektup
ve kitap gönderebilirsiniz. Kitap
yollarken posta yoluyla ve
mümkünse iadeli tahhütlü yollamak
ve kitabý seffaf bir dosya içine
koymak gerekiyor. Çünkü cezaevleri
kargoyu kabul etmiyor,
KESK'lilerin tutulduðu
cezaevlerinin adresleri
Kadýn tutuklular, Songül
Morsünbül, Elif Akgül Ateþ, Sakine
Esen Yýlmaz, Þermin Güneþ, Yüksel
Mutlu, Gülçin Ýþbert, Mine
Çetinkaya, Süheyda Demir, Yüksel
Özmen, Meryem Çað'ýn adresi þöyle:
Kadýn ve Çocuk Tutukevi,
Kadýnlar Koðuþu, Bergama / ÝZMÝR
Erkek tutuklular, Lami Özgen,
Abdurrahman Daþdemir, Hasan
Umar, Mehmet Hanifi Kuriþ, Nihat
Keni, Aydýn Güngörmez, Mustafa
Beyazbal, Harun Gundes, Haydar
Deniz, Hasan Soysal, Aziz Akikoðlu,
Abdulcelil Demir
Kýrýklar F Tipi Cezaevi, F 2
Koðuþ, Kýrýklar/BUCA – ÝZMÝR
Turnusol
Yaþar Seyman'ýn acýsýný paylaþýyoruz
Yaþamýnýn en güzel dönemini Halkýnýn mutluluðu uðruna hücrelerde geçiren
46 yaþýnda Hak'ka yürüyen, Yaþar Seyman’ýn deðerli kardeþi Sinan Atik'in
onurlu yaþamý önünde saygýyla eðiliyoruz.
Iþýðý bol olmasý dileðimizle, acýlarýný paylaþýyoruz.
Deðerli Yaþar Seyman ve tüm yakýnlarýna baþsaðlýðý dileriz.

Benzer belgeler

Halka, AKP`den acı bayram`şekerleri`

Halka, AKP`den acı bayram`şekerleri` Topuzlu Babadan Pir Sultan Anýtýný görebilmek pek mümkün deðildi ama Anýtýn fotoðrafý bütün canlar tarafýndan öylesine gönül gözüyle çekilmiþti ki Anýt bu kez Topuzlu Baba ‘ya taþýnmýþtý adeta. Aða...

Detaylı