EĞİTİM BİLİMLERİ
Transkript
EĞİTİM BİLİMLERİ
EĞİTİM BİLİMLERİ i s i j o l o k i s P e m n e r “Öğ n ı n ı r a l u r o S l e Öz ” i r e l m ü z ö Ç ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ Bu soruları görün, KPSS sorununu çözün... İÇİNDEKİLER Öğrenme Psikolojisine Giriş ........................................................................................................................................ 3 Klasik (Tepkisel) Koşullanma ..................................................................................................................................... 11 Edimsel Koşullanma .................................................................................................................................................................... 27 Diğer Davranışçı Kuramlar ....................................................................................................................................... 43 Bilgiyi İşleme Kuramı ........................................................................................................................................................... 49 Bilişsel Ağırlıklı Davranışçı Kuramlar .................................................................................................. 59 Diğer Öğrenme Kuramları ........................................................................................................................................ 69 Genel Tekrar Testleri ....................................................................................................................................................... 77 Deneme Sınavları ........................................................................................................................................................................... 83 3 ÖĞRENME PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ - I Karşılık, organizmanın herhangi bir uyarana yönelik olarak çevreye verdiği tepkiye, çevrenin gösterdiği yeni davranış ya da yeni uyarana denir. Organizmanın herhangi bir tepkisine yönelik olarak aldığı karşılık üç türde ele alınmaktadır. Bunlar pekiştireç, ceza, karşılık vermemedir. Soruda Fatma’nın arkadaşı hiçbir tepki vermeyerek karşılık vermemiştir. Yanıt: B 4 Çağrışımsal anlamda vurgu malzemeye değil öğrenenin kişisel deneyimine yapılır. Soruda da Ayşe kişisel deneyimine dayanarak bilişötesi kavramıyla diğer kavramlar arasında çağrışım kurmuştur. Anlamsal çağrışım konu işlenmeden önce yapılır. Bu nedenle çağrışımlar bireye özgüdür. Kavramsal gruplandırmada ise konunun içinde yer alan alt başlıklar hiyerarşik bir düzene sokulur. Yanıt: A ÇÖZÜM–1 1 2 3 Yenilgiye uğrayan fare yaşantı kazanarak diğer fareyle kavga etmemeyi öğrenmiştir. Yanıt: B 5 Hikmet Öğretmen’in dersin temel çerçevesini organize edilmiş bir bütün hâlinde vermesi Gestalt kuramına uygundur. Bilindiği gibi Gestalt ekolü öğrenmenin bütün hâlinde gerçekleştiğine vurgu yapar. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Grafik incelendiğinde 50 yaşından sonra yaş ilerledikçe öğrenme yeteneğinin düşmekte olduğu görülmektedir. Değişkenlerden birinin artarken diğerinin azalması (ters orantı) negatif korelasyon olduğunu gösterir. Yanıt: C 4 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Eski öğrenilen bilgilerin yeni öğrenmeleri zorlaştırmasına negatif transfer ya da olumsuz aktarma denir. Bozucu etki ise ket vurmadır ve daha çok unutma ile ilgilidir. Yanıt: E 7 Aynı anda çok farklı uyaranların sunulması dikkati böldüğünden karmaşık zihinsel işlemlerin yapılmasını zorlaştırmaktadır. B seçeneğindeki Emir verici uyaranları kullanmak (“bu anlatacağıma dikkat edin” gibi) dikkati arttırır. Yanıt: E 8 Aynı eylemin sık sık yapılması sonucu neredeyse otomatikleşen ve kolayca, çabasızca gerçekleştirilen davranışlara alışkanlık kazanma denir. Birinci durum duyusal uyuma, ikinci durum duyarsızlaşmaya, üçüncü durum duyarlılık kazanmaya, beşinci durum ise alışmaya örnek oluşturur. Yanıt: D 9 Yapılan deneysel araştırmalarda bebeklerde derinlik algısının doğuştan varolduğu saptanmıştır. Ördek yavrularının ilk hareket eden objeye basımlanması içgüdüsel bir özelliktir. Dolayısıyla öğrenme ürünü olamaz. Mizaç özellikleri ve ikincil cinsiyet özellikleri doğuştan belirlenen özelliklerdir. Tutumlar ise yaşantı sonucu oluşan öğrenilmiş davranışlardır. Yanıt: D 5 ÖĞRENME PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ - II Bilinçsiz davranışlar bireyin bilinçli olarak kontrol edemediği, farkında olmadan, otomatik olarak yaptığı, yaptığını hatırlayamadığı davranışlardır. Espriye gülünmesi davranışı bireyin tümüyle bilinçli olarak kontrol ettiği davranıştır. Yanıt: E 3 Reflekste bir uyaran bir ya da iki uzman kası harekete geçirerek basit bir motor davranışın (gözün kırpılması gibi) oluşmasına neden olur. Ancak içgüdü birçok ardışık davranıştan oluşur. Bu anlamda reflekse göre karmaşıktır. Birkaç motor alt davranıştan oluşmaz. Yanıt: C ÇÖZÜM–2 1 4 2 Doğuştan getirilen ve bir hayvan türüne özgü öğrenilmemiş davranış örüntülerine içgüdü denir. İçgüdüsel davranışlar biyolojik bir gereksinmenin sonucu olarak ortaya çıkmazlar. Soruda da civciv basımlandığı objeyi takip ederken gereksinmelerini karşılayabilecek annesine ilgi göstermemektedir. Yanıt: A 5 İkinci listede filozof isimleri, bilim dalları ve geometrik şekiller olmak üzere üç kavram grubu vardır. Öğrenilecek malzemenin kavramsal olarak gruplandırılabilir olması öğrenmeyi kolaylaştırır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İçgüdüler belli bir türe özgüdür. Soruda da yalnızca arıların bal yapması, örümceklerin ağ örmesi belirtilerek içgüdü kavramına dikkat çekilmiştir. Yanıt: E 6 6 Duyusal uyum, sürekli ve değişmeyen uyarıcıya duyu organlarının uyum sağlamasıdır. Necla da sinemaya girdikten birkaç dakika sonra karanlığa uyum sağlamıştır. Sorunun güçlü çeldiricilerinden alışmanın tanımı ise bir uyarıcının tekrar tekrar sunulması sonucunda bu uyarıcıya verilen tepkinin zayıflamasıdır. Alışma aynı zamanda öğrenilmiş bir davranış değişikliğidir. Karanlığa uyum öğrenilmiş davranış değişikliği olmadığı için sorunun yanıtı “alışma” olamaz. Yanıt: A 8 Eski bilgilerin yeni bilgileri öğrenilmesini kolaylaştırmasına pozitif transfer denir. Ket vurma ise bilgilerin hatırlanamamasıyla ilgili bir kavramdır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 Nasrettin Hoca insana özgü olan okuma yazma özelliğinin eşekte olamayacağını belirterek Timur ile alay etmiştir. Yanıt: D 7 Yetenekli öğrencilerin de onları akademik başarıya, yeteneklerinin değil de gayretlerinin götüreceğine inanmaları gerekir. Öğretmen tarafından çabanın miktarının başarı ve başarısızlığın nedeni olarak belirtilmesi ve yetenekten çok çabanın ödüllendirilmesi, öğrencileri (Ahmet’i) ellerinden gelenin en iyisini yapmaya motive edecektir. Yanıt: D 7 ÖĞRENME PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ - III Soruda verilen tanıma uygun olarak performansın öğrenmenin uygulanması olarak ele alınması gerekmektedir. Seçenekler incelendiğinde Tuğba’nın halk oyunları ekibinde öğrendiği figürleri annesine göstermesi, Efe’nin dizideki figüranlığının ardından başka dizilerde de rol alması, Aynur Hanım’ın kek ikramının beğenilmesi, Mehmet Bey’in ilk öğretmenlik deneyiminin olumlu sonuçlanması birer performans örneğidir. Ancak Elif’in, öğretmeninin verdiği şiiri ezberlediğini söylemesinde herhangi bir performans örneği bulunmamaktadır. Elif ezberlediği şiiri okumamış, yani performans göstermemiş yalnızca öğrendiğini dile getirmiştir. Yanıt: C Öğrenme, yaşantı yoluyla davranışta meydana gelen oldukça kalıcı izli değişikliklerdir. Bebeğin ağzına ekşi erik değdiğinde verdiği yüzünü buruşturma tepkisi, doğal bir tepkidir ve öğrenilmemiştir. Ancak bir annenin bebeğinin ağladığını duyunca acıktığını anlaması, aşçının yemeğin kokusundan pişip pişmediğine karar vermesi, işe geç kalan birinin otobüs yerine taksiyi tercih etmesi, acıkan bir çocuğun mutfağa yönelmesi deneyimlerle kazanılmış öğrenme davranışlarıdır. Yanıt: E Olgunlaşma, organizmanın gelişimsel yönden kendinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır. Gül Hanım, Buğra’nın figür çıkarmakta henüz başarılı olamadığını, ancak birkaç ay sonra başarılı olacağını söylemiş, bu şekilde olgunlaşmanın önemini vurgulamıştır. Soruda verilen diğer seçenekler incelendiğinde, Buğra’nın kapasitesinin üstünde olan bir davranış söz konusu değildir. Soruda Buğra’nın büyüme süreciyle ilgili bir bilgi yer almamaktadır, genel uyarılmışlık düzeyinin kaygının öğrenmede rolü büyüktür ancak soruda Buğra’nın kaygı duyduğuna yönelik bir açıklama yoktur. Ayrıca soruda verilen parçada çocuklara yeteneklerini gösterebilecekleri bir görev verildiği ile ilgili bir açıklamada bulunmamaktadır. Yanıt: B 4 Bir alanda öğrenilmiş bilgi ve deneyimlerin başka bir öğrenme alanını etkilemesi, öğrenmenin aktarılmasıdır. Aktarma olumlu ya da olumsuz olabilmektedir. Olumlu aktarma, önce öğrenilen bir bilginin yeni öğrenmeyi kolaylaştırmasıdır, olumsuz aktarmada ise önce öğrenilen bilgi yeni öğrenmeyi olumsuz etkilemekte, zorlaştırmaktadır. Buna göre kollukla yüzmeyi öğrenen Eda Hanım’ın normal yüzmeyi öğrenmede zorlanması olumsuz aktarma örneğidir. Soruda verilen diğer seçeneklerde öğrenmenin aktarılması durumu bulunmamaktadır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–3 1 8 5 Öncelik etkisi, önceden öğrenilenlerin daha iyi hatırlanmasıdır. Burçin’in önce katıldığı tarih dersinde öğrendiklerini daha iyi hatırlamasının nedeni öncelik etkisidir. Sonralık etkisi, daha sonra öğrenilenlerin daha iyi hatırlanmasıdır. İleriye ket vurma yeni öğrenilenlerin unutulması, geriye ket vurma önce öğrenilenlerin unutulması, olumsuz aktarma ise önceki öğrenmenin yeni öğrenmeyi olumsuz etkilemesidir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6 Küçük adımlar ilkesi öğrenmenin bir anda değil, küçük, sistemli adımlarla gerçekleşmesi ile ilgilidir. Meliha Öğretmen’in öğrencilerine konuları küçük bölümlere ayırarak çalışmayı tavsiye etmesi öğrenmenin küçük adımlar ilkesine uygun gerçekleştiğinde kalıcı olduğunu göstermektedir. Yanıt: B 8 Algısal ayırt edilebilirlik, öğrenme malzemesinin çevredeki uyarıcılardan ayırt edilebilmesini sağlayarak dikkati olumlu etkilemektedir. Öğretmeninin Ayça’ya önemli yerlerin altını çizmesini önermesi algısal ayırt edilebilirlikle ilgilidir. Anlamsal çağrışım; konular arasında ilişki kurmadır, kavramsal gruplama; kavramların birleştirilmesidir, telaffuz edilebilirlik; anlamla ilgilidir, çağrışımsal gruplamada; anlamsal çağrışım ve kavramsal gruplama bir arada kullanılmaktadır. Yanıt: A 9 Güdü, organizmayı harekete geçiren güçtür. Güdülenme başarıyı olumlu etkilemektedir. Ümit’in okuldaki başarısının artmasını sağlayan ve derse karşı ilgisini artıran, kurstaki başarısı sonucunda güdülenme düzeyinin artmasıdır. Olumlu aktarım; önceki öğrenmenin yeni öğrenmeyi kolaylaştırması, genel uyarılmışlık hâli organizmanın kaygı düzeyidir. Pekiştirme; davranışın sonucunda alınan karşılıktır, dikkat ise enerjinin bir noktaya odaklanmasıdır. Yanıt: E 7 10 Geri bildirim, yapılan bir davranışın ya da bir öğrenme denemesinin sonucu hakkında kişinin bilgilendirilmesidir. Geri bildirim ertelenmemeli, anında verilmelidir, kapsamlı, nedenleri açıklayıcı olmalıdır, güdüleyici etkisi olmalıdır, düzeltici olmalıdır. Ancak geri bildirimin eksiklikleri vurgulayıcı olması kişinin motivasyonunu olumsuz etkileyeceği için yanlış bir açıklamadır. Yanıt: C Öğrenmenin olumlu yönde davranış değişikliği olduğu yargısı doğru değildir. Çünkü olumsuz birtakım davranışlar da öğrenilebilmektedir. Öğrenmenin yaşantı ürünü olması, nispeten kalıcı izli olması, davranışla yani performansla kendini göstermesi ve olgunlaşmanın öğrenme için ön koşul olması doğru açıklamalardır. Yanıt: D 9 ÖĞRENME PSİKOLOİSİNE GİRİŞ - IV Öğrenme ile ilgili faktörlerden biri olan hazırbulunuşluk; yeni bir öğrenme durumunda olan bireyin sahip olduğu özelliklerin tümüdür. Bu tanıma göre hazırbulunuşluk, bireyin olgunlaşma düzeyi, önceki bilgi ve becerileri ile güdülenme düzeyini kapsar. Parçada Hayri Öğretmen’in bir bilinmeyenli denklemleri anlattığı sınıfın daha önceki yıllarda öğrenmeleri gereken dört işlem bilgilerinin eksik olduğunu görerek bu konuyu tekrar anlatması onların hazırbulunuşluk düzeylerinin yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır. D seçeneğinde yer alan güdülenme bireyin öğrenmeye istekli ve hazır hâle gelmesi iken, E seçeneğinde yer alan dikkat, bir şey üzerinde anlık ve duyusal yoğunlaşmadır. Yanıt: C Alışkanlık kazanma; bir davranışın sürekli yapılması sonucu otomatik hâle gelmesidir. Parçada Bekir’in sürekli uçlu kurşun kalem kullandığından dolayı kalemin ucu kırıldığında üst kısmına basması sonucunda yazılı sınavda kullandığı klasik kurşun kalemin ucu kırıldığında da kalemin üst kısmına basması alışkanlık kazanması sonucudur. A seçeneğinde yer alan alışma etkisi; sürekli kullanılan pekiştirecin pekiştireç olma özelliğini yitirerek davranışı ortaya çıkarma özelliğini kaybetmesidir. Parçada pekiştireç kullanıldığından söz edilmemiştir. Yanıt: B Öğrenme; yaşantı ve tekrarlar sonucunda davranışlarda oluşan nispeten kalıcı nitelikteki değişmelerdir. Bir davranışın öğrenme ürünü olabilmesi için; sonradan ortaya çıkması, kalıcı nitelikte değişikliğe yol açması gerekir. III numaralı örnekte çocuğun kediden korkması yaşantı yoluyla gerçekleştiği için öğrenme ürünüdür. V numaralı örnekte çocuğun babasını model alarak onun kravatını takmaya çalışması yaşantılar sonucu olup, öğrenme ürünüdür. I, II ve IV numaralı örneklerde tekrar ve yaşantılar söz konusu olmadığı için bu durumlar öğrenme ürünü değildir. Yanıt: B 4 Parçada, yarışmada finale kalan Ebru’nun bir haftalık çalışmanın ardından sahnede heyecanlandığı için başarılı olamamasının ve aynı zamanda jüri üyesi olan hocasının “Bu sen değilsin.” demesinin nedeni öğrenilenlerin her zaman performansa yansıyamayacağını göstermektedir. Ebru’nun neler yapabileceği öğrenme düzeyi ile ilgilidir. Ne yapabildiğini ise ortaya koyduğu performansı belirlemiştir. Parçadaki bu durumu A seçeneğindeki görüş ortaya koymaktadır. Yanıt: A 5 Öğrenmeyi etkileyen faktörlerden yaşantı; bireyin çevresiyle etkileşimi sonucunda bireyde kalan izlerdir. Bireyin önceki deneyimleri daha sonraki öğrenme yaşantıları üzerinde etkili olabilir. Parçada köyde büyüyen bir çocuğun özellikle doğayla iç içe olması ve bitkilerle yaşantı geçirmiş olması onun biyoloji dersinde bitki türlerinin anlatıldığı konuyu kolay öğrenip başarılı olmasını sağlamıştır. Bu durum öğrenme üzerinde yaşantıların etkisiyle açıklanabilir. E seçeneğinde yer alan alışkanlık kazanma ise sürekli yapılan bir davranışın otomatik hâle gelmesidir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–4 1 10 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Öğrenme stratejilerinden biri olan aralıklı tekrar; uzun materyallerin belli bir zaman dilimine yayılarak düzenli zaman aralıkları ile tekrar edilip öğrenilmesidir. Parçada Kerem daha önceden çalışmadığı konuları çok kısa bir zaman diliminde toplu olarak öğrenmeye kalkıştığı için başarısız olmuştur. Bu da onun öğrenme stratejilerinden aralıklı tekrarı kullanmadığını göstermektedir. E seçeneğinde yer alan bütün hâlinde öğrenme; kısa materyallerin tek seferde çalışılıp öğrenilme stratejisidir. Yanıt: D 7 Öğrenme sürecinin sonucunda bireylerin önceden fark edemedikleri birçok şeyi daha sonraki yaşantılarında fark edebilmesi algılarında değişimler olduğunu gösterir. Parçada balıkçının bulutların hareketlerine bakarak fırtına çıkacağını tahmin etmesi ve bir gencin resim kursuna başladıktan sonra tablodaki küçük hataları fark edebilmesi onların yaşantılarına bağlı olarak algılarında değişmeler olduğunu ortaya koymaktadır. Yanıt: D 8 Uyandırıcı uyarıcı davranıştan önce ortaya çıkan ve davranışı oluşturan uyarıcılardır. Pekiştirici uyarıcılar ise davranıştan sonra ortaya çıkan ve davranışın tekrar edilmesini sağlayan uyarıcılardır. Parçada öğretmenin “aferin” demesi öğrencinin derse hazırlıklı gelmesini sağladığından pekiştirici uyarıcı niteliği taşımaktadır. Pekiştirici uyarıcıların uyandırıcı uyarıcılardan en önemli farkı davranıştan sonra ortaya çıkıp, davranışın tekrar edilmesini sağlamasıdır. D seçeneğinde yer alan çevresel olayları kapsama özelliği hem uyandırıcı hem de pekiştirici uyarıcıların ortak özelliğidir. Yanıt: C 9 Öğrenmeyi etkileyen faktörlerden türe özgü hazır oluş; organizmanın bir şeyi öğrenebilmesi için gerekli olan genetik donanıma sahip olmasıdır. Parçada köpeklerin kafesine salıncak asılmamasının nedeni köpeklerin salıncakta sallanmayı öğrenebilmeleri için gerekli olan genetik donanıma sahip olmamalarıdır. Buse’nin babasına köpeklerin kafese niçin salıncak asmadıklarını sorması genetik donanımın (türe özgü hazırbulunuşluk) önemini bilmediğini göstermektedir. B seçeneğinde yer alan hazırbulunuşluk yeni bir öğrenme durumunda olan bireyin sahip olduğu tüm özelliklerdir. Yanıt: C 10 Öğrenme; tekrar ve yaşantı yoluyla davranışlarda gerçekleşen nispeten kalıcı nitelikteki değişmelerdir. Bir davranışın öğrenme ürünü olabilmesi için; Çevre ile etkileşim sonucunda oluşması Davranış değişikliği yaratması Değişikliğin nispeten kalıcı nitelikte olması gerekir. D seçeneğinde yer alan örnekte atkının boyunda kaşıntı oluşturması doğal bir uyarıcıya karşı verilen doğal bir fizyolojik tepki olduğundan öğrenme ürünü sayılamaz. Diğer seçeneklerdeki örnekler yukarıdaki üç niteliği de taşıdığı için öğrenme ürünüdürler. Yanıt: D 11 KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA – I Duyusal ve duygusal özellikler klasik koşullanma yoluyla öğrenilir. Başlangıçta nötr uyarıcı olan matematik dersi, koşulsuz uyarıcı ile (sıkıcı, soğuk ortam) ilişkilendirilerek koşullu uyarıcı hâline gelmiştir. Yanıt: B 4 İki nötr uyarıcıdan biri koşulsuz uyarıcı ile daha önceden eşleşip onun gücünü kazanmışsa, bu koşullu uyarıcı ikinci bir nötr uyarıcının koşullu uyarıcı hâline gelmesini önleyebilir. Buna engellenme denir. Örneğimizde de koşullu uyarıcı hâline gelen ışık, ikinci bir nötr uyarıcı olan belli tondaki sesin koşullu uyarıcı hâline gelmesini engellemiştir. Yanıt: B ÇÖZÜM–5 1 2 3 Garcia bitişiklik olmadan da koşullanmanın olacağını deneyleriyle göstermiştir. Garcia’dan aktardığımız bu örnekte de koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının art arda gelmesi gerekmemiştir. Çakallar koyun etini yedikten üç saat sonra zehirlenmiş olsalar bile gerekli bağlantıyı kurmuşlardır. Yanıt: A 5 Duyusal ön koşullanmada önceden eşleşmiş iki nötr uyarıcıdan biri; koşullu uyarıcı hâline geldiğinde diğer nötr uyarıcı da koşullanma sürecine katılmadığı hâlde koşullu uyarıcı hâline gelir. Örneğimizde bağ ve arı başlangıçta iki nötr uyarıcıdır. Arı koşullu uyarıcı hâline geldikten sonra Arda amcasının bağından da korkmaya başlamıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Duyusal ön koşullanmada önceden eşleşmiş iki nötr uyarıcıdan biri; koşullu uyarıcı hâline geldiğinde diğer nötr uyarıcı da koşullanma sürecine katılmadığı hâlde koşullu uyarıcı hâline gelir. Örneğimizde başlangıçta tarih öğretmeni ve tarih kitabı iki nötr uyarıcıdır. Tarih öğretmeni koşullu uyarıcı hâline geldikten sonra Mete daha önce tarih öğretmeninin elinde gördüğü tarih kitabından da (koşullanma sürecine katılmamasına rağmen) korkmaya başlamıştır. Yanıt: B 12 6 İtici uyarıcıyla davranış kontrolünde istenmeyen tepki (alkol kullanma) itici uyarıcılar (mide bulantısına yol açan hap) kullanılarak ortadan kaldırılır. Yanıt: D 9 İleriye koşullanmada koşullu uyarıcı (zil) koşulsuz uyarıcının (elektrik şoku) geleceğini bildirir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Taşırma (maruz bırakma) yönteminde istenmeyen tepkiye yol açan uyarıcı organizmaya yoğun bir şekilde verilerek organizmanın koşullu tepkisi ortadan kaldırılır. Soruda da kutudan korkan kedi, kutuya konarak (maruz bırakma) koşullu tepkisi ortadan kaldırılmıştır. Yanıt: E 10 8 Sistematik duyarsızlaştırma yönteminde istenmeyen tepkilere yol açan uyarıcı yavaş yavaş ortama sokularak organizmanın bu uyarıcıya verdiği tepki ortadan kaldırılmaya çalışılır. Örneğimizde de yemek yenilen oda yavaş yavaş şok odasına benzetilerek kedilerin şok odasında da yemek yemesi sağlanmıştır. Yanıt: C Geriye koşullanmada (olumsuz habercilikte) koşullu uyarıcı (zil) koşulsuz uyarıcının (elektrik şokunun) bittiğini ya da biteceğini bildirir. Yanıt: A K L SAÖSZİ KC Ü(KTTEEP KAİ SNELLA)MK O- ŞIU L L A N M A – I I Birleşik koşullanmada iki nötr uyarıcı (örneğimizde deniz kokusu ve imbat rüzgârı) bir koşulsuz uyarıcıyla (arkadaşlarla hoş anlar yaşamak) aynı anda eşleşerek ikisi birden koşullu uyarıcı hâline gelir. Buket deniz kokusunu duyduğunda da imbat rüzgârını hissettiğinde de hoş duygular yaşamaktadır. Yanıt: B 2 4 Plaj = Nötr uyarıcı Güneş’in yakıcı etkisi = Koşulsuz uyarıcı Güneş’in yakıcı etkisi karşısında duyulan acı (hoş olmayan duygular) = Koşulsuz tepki Plaj + Güneş’in yakıcı etkisi Plaj = Koşullu uyarıcı Plaj karşısında gösterilen olumsuz duygular = Koşullu tepki Büfeyi işleten kişi = Nötr uyarıcı Büfeyi işleten kişi + Plaj Büfeyi işleten kişi = İkinci koşullu uyarıcı Büfeyi işleten kişi görüldüğünde olumsuz duyguların yaşanması = Koşullu tepki İkinci bir nötr uyarıcının koşullu bir uyarıcı ile eşleşerek koşullu uyarıcının özelliklerini kazanmasına üst düzey koşullanma denir. Yanıt: E 3 Nazan köpeğinin koşullanma yoluyla öğrendiği bir tepkiyi benzer uyarıcılara genellemesini önlemek amacıyla ayırt etme eğitimini kullanmıştır. Yanıt: C 5 Olumsuz habercilikte koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcının bittiğini ya da biteceğini bildirir. Soruda da çamaşır makinesinin hızla dönmesi çamaşır yıkanırken çıkan rahatsız edici seslerin biteceğini bildirmektedir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Organizmanın koşullu uyarıcıyı diğer uyarıcılardan ayırarak yalnızca koşullu uyarıcıya tepki vermesine ayırt etme denir. Soruda da Müge, sınıf öğretmenini diğer öğretmenlerden ayırmıştır. Yanıt: C ÇÖZÜM–6 1 13 14 6 Pavlov’un klasik koşullanma çalışmalarında izlediği temel prosedür, nötr uyarıcının daima koşulsuz uyarıcıdan önce sunulmasıdır. Ancak bunun dışında da prosedürler vardır. Geriye doğru koşullamada nötr uyarıcı koşulsuz uyarıcıdan sonra sunulmaktadır. Ahmet’e elektrik şokundan (koşulsuz uyarıcıdan) sonra yılan (nötr) uyarıcı verilmiştir. Geriye doğru koşullamada koşullanma ya az ya da hiç olmamaktadır. Yanıt: D 9 Kısa zaman aralıklı prosedürde nötr uyarıcı koşulsuz uyarıcıdan önce verilir ve onun ortadan kalkmasından hemen sonra koşulsuz uyarıcı sunulur. Örneğimizde de “Do” sesi (nötr uyarıcı) koşulsuz uyarıcıdan (şok) önce verilmiştir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Organizmanın koşullu uyarıcıya benzeyen diğer uyarıcılara da aynı tepkiyi göstermesine genelleme denir. Yanıt: C 10 8 Koşulsuz tepki doğal uyarıcıya karşı gösterilen tepkidir. Örneğimizde de yiyecek karşısında ağzın sulanması koşulsuz tepkiye örnektir. “Leningrad güzel bir şehirdir.” cümlesi karşısında gösterilen tepki ise genellemeye örnektir. Yanıt: C Bilindiği gibi klasik koşullanmada bitişiklik ilkesi gereği koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının birbirine yakın zaman aralıklarıyla verilmesi gerekir. Pavlov’a göre koşullu uyarıcı verildikten yarım saniye ya da bir saniye sonra koşulsuz uyarıcının verilmesi gerekir. Örneğimizde ise çocuğun midesi sandviçi yedikten iki saat sonra bulanmıştır. Garcia, bitişikliğin ve tekrarın tepkisel koşullanmanın gerçekleşmesi için her durumda gerekli olmadığını göstermiştir. Yanıt: A KL SÖ AZSCİ KÜ K( T E PAKNİ SLEALM) K- OIŞ U L L A N M A – I I I Genellemede uyarıcılar arasında benzerlik üst düzey koşullanma sürecinde ise uyarıcılar arasında ilişkilendirme vardır. Üst düzey koşullanmada (dereceli koşullanmada) koşullu uyarıcıların benzer olması gerekmez. Uyarıcılar arka arkaya verilerek ilişkilendirilir. Yanıt: D 4 Rescorla’ya göre olumlu habercilikte koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcının geleceğini bildirir. Öğretmenin ceketinin düğmesiyle oynaması (koşullu uyarıcı) kızacağının (koşulsuz uyarıcının) habercisidir. Yanıt: C ÇÖZÜM–7 1 15 2 3 Klasik koşullanmada öncelikle nötr uyarıcı ile birlikte yiyecek, elektrik şoku gibi koşulsuz uyarıcılar ortama verilerek organizmanın doğal tepkisi uyandırılır. Yanıt: C 5 Soğuk su karşısında damarların büzülmesi öğrenilmemiş koşulsuz tepkiye örnektir. Ancak koşullu tepkiler yaşantı yoluyla kazanılmış öğrenilmiş davranışlardır. Deneyde de zil sesi karşısında damarların büzülmesi sonradan kazanılmış yani öğrenilmiş bir davranıştır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Koşulsuz uyarıcılar organizmada doğal tepkiyi uyandıran uyarıcılardır. Sorudaki yorgunluk koşulsuz uyarıcıdır. Organizmadaki uyuma tepkisini ortaya çıkartmıştır. Yanıt: A 16 6 Koşulsuz uyarıcılar organizmada doğal tepkiyi uyandıran uyarıcılardır. Deneyde doğal tepkiyi (damarların büzülmesini) uyandıran uyarıcı soğuk sudur. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Gecici koşullanmada (zamansal koşullama) belirli bir koşullu uyarıcı yoktur. Koşulsuz uyarıcı örneğimizde yiyecek sabit bir zaman aralığıyla (örneğimizde iki saatte bir) organizmaya sunulur. Belli bir süre sonra organizma yiyeceğin (koşulsuz uyarıcının) gelme zamanı yaklaştığında koşullu tepki (salya) vermeye başlar. Geçici koşullanmada eş zaman aralıkları (iki saat) koşullu uyarıcı hâline gelir. Yanıt: E 8 Begüm’ün deneyinde kısmen başarısız olmasının nedeni nötr uyarıcıyla koşulsuz uyarıcıyı aynı anda vermesidir. Böyle eş zamanlı prosedürlerde nötr uyarıcı örneğimizdeki sol sesi, yiyeceğin yani koşulsuz uyarıcının geleceğini öngörememektedir. Yanıt: B 9 Nötr uyarıcı koşulsuz uyarıcıdan önce sunulur, fakat koşulsuz uyarıcı nötr uyarıcı sunulmaya devam ederken verilirse bu koşullama prosedürü geciktiren koşullamadır. Soruda da nötr uyarıcı olan ses verilirken ses henüz bitmeden koşulsuz uyarıcı olan şok verilmiştir. Bu durum geciktiren koşullamaya örnektir. Bu koşullama prosedürü genellikle koşullama için en etkili düzenlemedir. Yanıt: A K LSAÖSZİ C KÜ K ( TTEEP KAİNS L EA L )M K-O ŞI U L L A N M A – I V Koşullu tepkiler öğrenilmiş tepkilerdir. Başka bir deyişle organizmanın koşullanma sürecinden sonra kazandığı tepkilerdir. Bıçak görünce korkmak öğrenilmiş bir tepkidir. Doğuştan getirilmez, yaşantı yoluyla kazanılır. Yanıt: E 4 Soruda dikkat edilmesi gereken ipucu Demet’in yemeği (bozuk eti) yedikten üç saat sonra midesinin bulanmaya başlamasıdır. Garcia, Pavlov’un savunduğundan farklı olarak, koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının her zaman bitişiklik ilkesi uyarınca çok kısa zaman (0,5 saniye) aralığı içerisinde verilmesi gerekmediğini vurgulamıştır. Yanıt: C ÇÖZÜM–8 1 17 5 2 3 Alışma tepkilerinde koşullu uyaran olarak verilen uyaran ilk aşamalarda istenilen, beklenilen tepkiler dışında başka tepkilere neden olur. Örneğin köpek zil sesini ilk duyduğunda sesini dinlemeyebilir, nereden geldiğini anlamaya çalışabilir. Birkaç deneme sonunda bu tepkiler kaybolur. Yanıt: B 6 İki nötr uyarıcının (örneğimizde ud ve kanun) bir koşulsuz uyarıcıyla (yemek yerken duyulan haz, “damak çatlaması”) aynı anda eşleşerek ikisinin birden koşullu uyarıcı hâline gelmesine birleşik koşullanma denir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Birincil pekiştireçler öğrenilmemiştir. Koşulsuz uyarıcının kendisidir. Dayak, elektrik şoku gibi uyarıcılar koşulsuz uyarıcı olduğu için klasik koşullamada birincil pekiştireç olarak değerlendirilirler. Fakat başarı öğrenilmiş bir durumdur ve ikincil pekiştireçler kapsamında ele alınır. Yanıt: E Bir problemle karşılaşan Kudret Bey bilgisayarı öğrenmek için çaba göstermiş ancak belli bir süre sonra pes etmiştir. Öğrenilmiş çaresizlik kavramının en önemli özelliklerinden biri de çabalamaktan çabuk vazgeçmektir. Kendini gerçekleştiren kehanet kavramında ise kişi elinde yeterli kanıt olmaksızın bir beklentiye girer ve bu beklenti başına gelir. Ancak sorudaki Kudret Bey böyle bir beklenti içinde olmadığından sorunun yanıtı kendini gerçekleştiren kehanet olamaz. Yanıt: E 18 7 Koşullu tepki koşullu uyarıcıya karşı gösterilen öğrenilmiş tepkidir. Deneydeki elektrik şoku koşulsuz uyarıcı, elektrik şoku karşısında gösterilen tepki koşulsuz tepkidir. Işık koşullu uyarıcı, ışık karşısında gösterilen büzülme tepkisi ise koşullu tepkidir. Yanıt: E 10 İki nötr uyarıcı birlikte verildiğinde (örneğimizde yüksek ses ve zil) koşullanma daha çok dikkati çeken uyarıcıya karşı meydana gelir. Buna gölgeleme denir. Örneğimizde de koşullanma daha çok dikkat çeken yüksek sesli müziğe karşı olmuştur. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Daha önce koşullanma deneyine tabi tutulmayan solucanların, ışık karşısında büzülme tepkisini öğrenmiş solucanları yedikten sonra aynı tepkileri göstermeleri öğrenmede katılımın da etkili olduğunu belirtmektedir. Yanıt: C 11 Sönme kavramında tepkiler tamamen ortadan kalkmalıdır. Koşullu uyarıcıya verilen tepkinin azalması ise alışmadır. Yanıt: C 9 Niyazi Bey’in kitap okumaktan hoşlanması öğrenilmiş bir davranıştır, yani koşullu tepkidir. Koşullu uyarıcının nötr bir uyarıyla ilişkilendirilmesi sonucunda nötr uyarıcının da koşullu uyarıcının özelliklerini edinmesi sürecine üst düzey koşullanma denir. Niyazi Bey kitapla kitapevinde gördüğü kişiyi ilişkilendirerek kitaba karşı göstermiş olduğu duyguları o kişiye karşı da gösterdiğini fark etmiştir. Yanıt: B 19 KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA – V Bahattin’in, genç-yaşlı, çalışan-emekli demeden ATM’ye gelen herkese aynı tepki çeşidi olan dolandırma davranışını sergilemesi “Uyarıcı genellemesi” ile açıklanır. En çok karıştırılan iki kavram, uyarıcı ve tepki genellemesidir. Aralarındaki en bariz fark ise; uyarıcı genellemesinde sadece tek çeşit tepki varken, tepki genellemesinde ise birden fazla tepki çeşidinin bulunmasıdır. Yanıt: D 2 Bebeğin canının yanması “koşulsuz uyarıcı” iken bunun neticesinde huysuzlanması “koşulsuz tepki”dir. Canının yakılmadan önce “İsyanlardayım” şarkısının söylenmesi, önceden nötr uyarıcı konumundaki bu şarkının koşulsuz uyarıcıyla (can yanması ile) eşleşmesi sağlanmış ve “koşullu uyarıcı” hâline getirilmiştir. Şarkının neticesinde bebeğin huzursuzlanması ise “koşullu tepki”dir. Dolayısıyla soruda istenen durum olan “İsyanlardayım” şarkısı koşullu uyarıcıya karşılık gelmektedir. Yanıt: D 4 Ağza limon damlatılması sonucunda ağzın sulanması öğrenme ürünü (koşullanma) olmayan doğal (koşulsuz) bir davranış biçimidir. Diğer seçeneklerde verilen önermeler ise koşullanma sonucu oluşmuş olan davranış biçimleridir. Koşullu ve koşulsuz uyarıcı ya da tepki durumlarının karıştırılmaması için bu tarz sorularla karşılaşınca, akla yeni doğan bir bebeğin getirilmesi ve soruda verilen uyarıcıların bu bebeğe uygulandığının düşünülmesi soruların hatasız bir şekilde çözülmesini sağlayacaktır. Buna göre bebeğin tepkide bulunacağı uyarıcılar koşulsuz (doğal) uyarıcılar ve bu uyarıcılara karşı vermiş olduğu tepkilerde koşulsuz tepkiler olacaktır. Tersi ise koşullu tepkiler için geçerli olmuş olacaktır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Sönmüş (Deneysel çözülmeye uğramış) bir davranışın belli süreden sonra yeniden gözlenmeye başlamasına “Kendiliğinden geri gelme” adı verilir. Verilen örnek durumda da yaramazlık davranışının ortadan kalktığından (sönmeye uğradığından) ve belli süreden sonra yine aynı davranışın gözlendiğinden bahsedilmiş olması nedeniyle bu durum ancak “Kendiliğinden geri gelme” kavramıyla açıklanabilir. İstenmeyen bir davranışı ortadan kaldırabilmek için bir uyarıcının (pekiştireç ya da ceza vb.) uygulanması ve davranışın hiç sönmeden devam etmesi gibi bir durumun yaşanmaması nedeniyle sorunun en kuvvetli çeldiricisi olan karşı pekiştirme geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: E 3 ÇÖZÜM–9 1 20 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 5 Duyusal uyum (alışma) beş duyu organımızla algılayabildiğimiz fiziksel uyarıcılara (ses, koku, ışık vb.) alışıp bunlara karşı tepkide bulunmama durumudur. Necmiye Hanım’ın yaşamış olduğu durumda alışmaya güzel bir örnektir. Diğer kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Öğrenilmiş bir davranışın sıkça tekrarlanması sonucunda, davranışın otomatik bir şekilde yapabilecek hâle gelmemesi nedeniyle “Alışkanlık kazanma” kavramı bu soru için geçerliliğini yitirmiştir. Kişinin daha önce şiddetli tepki vermediği uyarıcılara karşı şiddetli tepkiler vermeye başlaması gibi bir durumun yaşanmaması nedeniyle de “Duyarlılaşma” kavramı bu soru için geçerliliğini yitirmiştir. Duyusal uyum (alışma) beş duyu organımızla algılayabildiğimiz fiziksel uyarıcılara (ses, koku, ışık vb.) alışıp bunlara karşı tepkide bulunmama durumuyken, duyarsızlaşma psikolojik uyarıcılara alışıp korku, üzülme vb. gibi tepkilerde bulunmama durumudur. Yanıt: A Nagehan Hanım’ın hep öğle saatlerinde izlemiş olduğu dizi nedeniyle gerilim yaşaması ve dizi izlemese bile belli süreden sonra yine öğle saatinde gerilim yaşıyor olması “Temporal (geçici) koşullanma” kavramıyla açıklanabilir. Temporal koşullanmada zamanın koşullu uyarıcı görevini üstlendiğini unutmamak sorunun çözümüne pratiklik katmış olacaktır. Yanıt: B 7 Biberin acısı (koşulsuz uyarıcı) bu acı ile ağzın yanması (koşulsuz tepki), nötr uyarıcı olan şarkı ile biber acısının eşleşmesi sonucunda oluşan yeni durumda şarkı (koşullu uyarıcı) ve bu uyarıcıya karşı ağızda yanma hissinin oluşması ise (koşullu tepki)dir. Pratik durum önceki sorularda belirtilmiştir. Yanıt: B 8 6 Osman’ın esmer tenli bayanlara karşı iç sıkılması, kaşıntı tutması, mide bulanması gibi çeşitli tepkilerde bulunması “Tepki genellemesi” kavramıyla açıklanabilir. Faruk’un biyoloji sınavına çalışmasına rağmen sınavda başarısız olması ve bunun neticesinde biyoloji dersinde başarılı olamayacağını düşünmesi “Öğrenilmiş çaresizlik” kavramıyla açıklanabilir. Uyarıcının aynı kalmasına rağmen uyarıcıya verilen tepkinin tam tersinin oluşmasına “Karşıt koşullanma” adı verilir. Kamuran’ın yaşamış olduğu bu durum karşıt koşullanmaya güzel bir örnektir. Meyve suyu -------> Hoşlanma (Koşullu uyarıcı) (Koşullu tepki) Meyve suyu -------> Nefret etme (Koşullu uyarıcı) (Koşullu tepki) Yanıt: E 21 KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA – VI Büşra Hanım’ın tabureden düşmesi nedeniyle tabureyi görünce korkuya kapılması tepkisel koşullanma süreciyle açıklanabilirken, yaşadığı olaydan sonra tabureyle fincan takımını bir arada gördükten sonra fincan takımına karşıda korku duymaya başlaması üst düzey koşullanmayla açıklanabilir. Başka bir ifadeyle koşullu uyarıcı hâline gelmiş olan tabure nötr uyarıcı olan fincan takımını da koşullu uyarıcı hâline getirmiştir. Koşullanmadan (olaydan) önce uyarıcılar birlikte görülüp sonra bu uyarıcılardan birine karşı koşullanma gerçekleşince diğeriyle yaşantı geçirilmemesine rağmen otomatikman bir koşullanma gerçekleşiyor ise bu duruma “Duygusal ön şartlanma” adı verilirken, koşullanma (olay) olduktan sonra koşullu uyarıcının başka nötr bir uyarıcıyla eşleşip yeni bir koşullanmanın oluşmasına ise “Dereceli (üst düzey) koşullanma” adı verilir. Yanıt: B 2 Koşullu tepkinin ortadan kalkması için istenmeyen uyarıcı ile organizmanın direk karşı karşıya getirilmesi yöntemine “Karşı karşıya getirme (Maruz bırakma)” adı verilir. Attan tedirgin olan Ecevit’i babasının ata bindirmesi de bu duruma güzel bir örnektir. Zeki’nin yalnızlığını yenebilmek için sapıkça da olsa bazı girişimlerde bulunmuş (çabalamış) ancak başarısız olmasıyla birlikte yalnızlığını asla yenemeyeceğine dair bir inanç geliştirmiş olması, “Öğrenilmiş çaresizlik” kavramıyla açıklanabilir. Ahmet Bey’in, karısının kaşını kaldırınca (koşullu uyarıcı), tartışmanın başlayacağını (koşulsuz uyarıcının) anlayabilmesi “Olumlu habercilik (ileriye koşullanma)” kavramıyla açıklanabilir Yanıt: D 4 Bu koşullanma sürecinde annesinin “Dikkat et!” diye bağırması koşullu uyarıcı iken, Güllü’nün eline diken batması sonucunda canının yanması ise koşulsuz uyarıcıdır. Buna göre paragrafı değerlendirecek olursak; annesinin dikkat et diye bağırması ile dikenin aynı anda Güllü’nün eline batmasından (Yani koşullu ve koşulsuz uyarıcının aynı anda verilmiş olmasından) dolayı bu durum ancak “Eş zamanlı koşullanma” süreciyle açıklanabilir. En kuvvetli çeldiricilerden “Birleşik koşullanma” sürecinin geçerli olabilmesi için Güllü’ nün aynı anda iki nötr uyarıcı ile koşullanma sürecine girmesi ve her iki uyarıcıya karşı da aynı anda koşullanmış olması gerekirdi. Böyle bir durum yaşanmamış olması nedeniyle “Birleşik koşullanma” kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: C 5 Savaş’ın soğuğun etkisiyle titremesi “Koşulsuz tepki”, daha önce annesinden bu nedenle azar işitmiş olması istenmeyen uyarıcı ile karşılaşmış olması nedeniyle kaçma koşullanması, Savaş’ın aynı neden den dolayı azar işitmemek için eve girmemesi ise kaçınma koşullanmasıdır. Soğuk havada kalmak ile annesinden azar işitme durumu arasında tercih yapması gereken Savaş’ın da dikkat Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Cavidan’ın rimel ile nemlendirici kremi olaydan (koşullanma sürecinden) önce birlikte görmesi ve daha sonra rimele karşı koşullanınca otomatikman (bir yaşantı olmamasına rağmen) nemlendirici kreme karşıda koşullanmış olması “Duygusal ön şartlanma” kavrama karşılık gelen güzel bir örnektir. Kuvvetli çeldirici olan bazı seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Kaçınma koşullanmasının geçerli olabilmesi için; Cavidan’ın koşullanma sürecinden sonra koşullu uyarıcı olan rimelle karşılaşmamak için kaçınma davranışları sergiliyor olması gerekirdi. Üst düzey koşullanmanın geçerli olabilmesi için; Cavidan’ın koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı olan rimel ile nemlendirici kremi birlikte görmüş olması ve daha sonra nemlendirici kreme karşıda koşullu tepki vermiş olması gerekirdi. Uyarıcı genellemesinin geçerli olabilmesi için; Cavidan’ın koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı olan nemlendirici kreme benzeyen diğer nesnelere karşıda aynı koşullu tepkiyi veriyor olması gerekirdi. Yanıt: A 3 ÇÖZÜM–10 1 22 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! çekici unsur annesinin azarından çekinerek soğukta kalması durumu ise “Gölgeleme” kavramıyla açıklanabilir. Buna göre sorunun çok açık uçlu olması nedeniyle birden fazla cevap seçeneği varmış gibi görünse de cevabı oluşturabilecek iki doğru kavram yalnızca “E” seçeneğinde birlikte verilmiştir. Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi de içinde barındıran geniş bir kavramdır. Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde kaçma koşullanmasının (uyarıcıyı görerek ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma koşullanması yok ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o zaman cevap olumsuz pekiştirme olacaktır. Yanıt: E 6 Sıcak bir ortamda olmasına karşın Egemen Bey’in soğuk ortamla ilgili bir fotoğrafı görerek (koşullu uyarıcı) üşümesi (koşullu tepki) onun tepkisel koşullanma türünde bir davranış sergilediğinin kanıtıdır. Soru köküne dikkat edilecek olursa Egemen Bey’in üşüme tepkisini (yani koşullu tepkisini) başlatan faktörün ne olduğu sorulmuştur. Koşullu tepkinin oluşmasına, koşullu uyarıcı sebep olacağından sorunun cevabı “Koşullu uyarıcı” seçeneği olmuş olur. Yanıt: D 7 Latife Hanım’ın daha önce tüylü meyveleri görerek gıdıklandığı verilen paragraftan anlaşılmaktadır. Çünkü böyle bir şeyi daha önceden yaşamamış olsa bu tür meyvelerden uzak durmaya da çalışmamış olacaktır. Buna göre bu tüylü meyvelerle önceden karşılaşmış ve uzaklaşmış olması “Kaçma koşullanması” kavramına karşılık gelirken, tüylü meyvelerle yeniden karşılaşmamaya özen göstermesi ise “Kaçınma koşullanması” kavramına karşılık gelmektedir. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise kaçınma koşullanmasının, olumsuz pekiştirme ve ayırt etme kavramlarını da içinde barındırmasıdır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Latife Hanım, kaçma koşullanması gerçekleş- meden önce olumsuz bir durumla (tüylü meyveler ile) karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenlemiş olsaydı sorunun cevabı olumsuz pekiştirme olurdu. Böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle olumsuz pekiştirme seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Latife Hanım’ın tüylü meyve görünce gıdıklanması koşullu tepkiye (tepkisel koşullanmaya) güzel bir örnektir ancak soru kökünde Latife Hanım’ın tüylü meyvelerden uzak durmasını açıklayan kavrama (kaçınma koşullanmasına) vurgu yapılmış olması nedeniyle tepkisel koşullanma seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi de içinde barındıran geniş bir kavramdır. Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde kaçma koşullanmasının (uyarıcıyı görerek ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma koşullanması yok ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o zaman cevap olumsuz pekiştirme olacaktır. Yanıt: E 8 Latife Hanım’ın kayısı, şeftali ve ayva gibi tüylü meyvelere (benzer uyarıcılara) karşı tek tip tepki (gıdıklanma) çeşidinde bulunması “Uyarıcı genellemesi” kavramıyla açıklanabilir. Belli süreden sonra bu tip meyveleri görünce tepkisiz kalması ise ”Deneysel çözülme (Sönme)” kavramıyla açıklanabilir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Latife Hanım’ın her bir tüylü meyveyi görünce gıdıklanma tepkisinde bulunması tepkisel koşullanmadır ancak soru kökünde tüylü meyvelere karşı yapmış olduğu ortak tepkiden bahsedilmiş olması nedeniyle “Tepkisel koşullanma” kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Tolman tarafından ifade edilen örtük sönme kavramının geçerli olabilmesi için, Latife Hanım’ın pekiştirilmeyen bir davranışı gözlemlemesi ve bununla birlikte aynı davranışı kendisinin de terk etmiş olması gerekmektedir. Yanıt: B KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA - VII Yüksek sesle ilgili olumsuz bir yaşantısı olan bir kişinin bu sese koşullanması ve ne zaman böyle bir ses duysa aynı tepkiyi vermesi tepkisel koşullanmadan kaynaklanmaktadır. Tepkisel koşullanmada nötr bir uyarıcı, koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı durumuna gelmektedir. Yüksek ses bu örnekte koşullu uyarıcıdır. Edimsel koşullanmada davranışın sonucu davranışın tekrarlanmasında etkili olmaktadır, bilinçaltı davranışçı yaklaşımda yer almamaktadır, koşulsuz tepki doğal uyarıcıya gösterilmektedir. Genelleme ise örnekteki durumun kaynağı değildir, sonucu olarak açıklanabilir. Yanıt: C Bitişiklik koşullu ve koşulsuz uyarıcıların ardarda verilmesi ile gerçekleşmektedir. Burak’ın abisinin her eve gelişinde zile iki kez basması da en iyi bitişiklik ilkesiyle açıklanabilir. Uyarıcı genellemesi benzer uyarıcılara benzer tepkinin verilmesidir. Olumlu habercilik koşullu uyarıcının kendisinden sonra koşulsuz uyarıcının geleceğini bildirmesidir. Üst düzey koşullanma birden fazla uyarıcıya aynı anda koşullanmadır. Duyarlılaşma uyarıcıya verilen tepkinin şiddetinin artmasıdır. Yanıt: B Üst düzey koşullanma, organizmanın birden fazla uyarıcıya aynı anda koşullu tepki vermesidir. Bireyin müzik kursundaki güzel anıları nedeniyle kursun bulunduğu sokaktan geçerken güzel duygular hissetmesi üst düzey koşullanmanın sonucudur. Pygmalion etkisi (kendini gerçekleştiren kehanet) içsel duygu ve düşüncelerin davranışlara da yansımasıdır, genellikle öğrenilmiş çaresizlikle ilişkilidir, gizil öğrenme çaba sarfetmeden öğrenmedir, alışkanlık davranışların otomatikleşmesidir, tepki genellemesi benzer durumlarda benzer tepkilerin gösterilmesidir. Yanıt: C 4 Soruda verilen açıklama ön koşullanmaya aittir. Örneğin Ayşe’nin bir komşusunu köpek gezdirirken görüp, aynı gün bir köpek tarafından korkutulmasının ardından komşusuna karşı da olumsuz tepki göstermesi ön koşullanmadır. Üst düzey koşullanmada birden fazla uyarıcıya aynı anda koşullanma söz konusudur, geriye koşullanma koşullu uyarıcının, koşulsuz uyarıcının bittiğini haber vermesidir (olumsuz habercilik), genelleme benzer uyarıcılara tepki verilmesi, bitişiklik koşullu ve koşulsuz uyarıcıların verilme sürelerinin yakın olmasıdır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–11 1 23 24 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Sistematik duyarsızlaştırma organizmanın korku duyduğu uyarıcının aşama aşama organizmaya yaklaştırılması yoluyla uygulanmaktadır. Uzman, öğrencinin önce yapabileceği soruların olduğu, sonra da daha zor soruların olduğu sınavları uygulayarak sistematik duyarsızlaştırma tekniğinden yararlanmıştır. Taşırmada organizma korku duyulan nesneye maruz bırakılır, itici uyarıcıya koşullanmada uyarıcının çekiciliği azaltılır, karşıt koşullanmada koşullu tepkinin tersi amaçlanır, bıktırmada istenmeyen tepkiye neden olan uyarıcı fazla miktarda verilerek bıkma sağlanır. Yanıt: D 7 Tepkisel koşullanmada pekiştireç, davranıştan önce verilmektedir. Örneğin Pavlov’un yaptığı deneyde köpeğe önce yiyecek verilmiş, sonra salya tepkisi ortaya çıkmıştır. Pekiştirmenin organizmanın tepkisinin ardından yapıldığı uygulama edimsel koşullanmaya aittir. Yanıt: B 8 6 Koşulsuz uyarıcı, öğrenilmemiş olan ve organizmanın üzerinde etkisinin doğuştan var olduğu uyarıcıdır. Mete’nin boğulma tehlikesi geçirmesi “koşulsuz uyarıcıdır”, “koşullu tepki” koşullu uyarıcıya verilen tepkidir ve öğrenilmiştir. Bu olay gerçekleşinceye kadar Mete, yüzmekten çok hoşlanmaktadır ve yüzmeye karşı olumsuz bir tepkisi yoktur, olayın ardından yüzme koşullu tepkiye neden olmuştur. “Sönme” organizmanın tepki vermemeye başlamasıdır. Mete’nin yüzme korkusunun giderek azalıp sonunda tamamen ortadan kalkması sönmedir. Yanıt: B Olumsuz habercilik durumunda koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcının bittiğini haber vermektedir. Öğretmenin kalemini cebine koymasıyla sözlünün bittiğinin anlaşılması olumsuz haberciliğe örnektir. Olumlu habercilikte ise koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcının geleceğini bildirmektedir. Yanıt: A KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA - VIII Davranışçı kuramlar, öğrenmeyi somut ve gözlenebilir süreçler olarak ele alırlar. Öğrenmede süreçten çok sonuca önem vermişlerdir. Bireyin zihnindeki soyut düşüncelerin gözlenemeyeceği için incelenemeyeceğini, somut eylemlerinin incelenmesinin gerektiğini savunmuşlardır. Öğrenme sürecinde bireyin aktif olmak zorunda olduğunu ileri sürerler. Bu nedenle E seçeneğinde yer alan ifade davranışçı kuramın sayıltıları arasında yer almaz. Yanıt: E 2 3 Tepkisel koşullanma sürecinde tepkiye yol açan uyarıcıya koşulsuz uyarıcı, koşulsuz uyarıcıya gösterilen tepkiye koşulsuz tepki, tepki oluşturmayan uyarıcıya nötr uyarıcı, Nötr uyarıcının koşulsuz uyarıcının yerini almasına koşullu uyarıcı, koşullu uyarıcıya verilen tepkiye de koşullu tepki denir. Parçada verilen örnekte, Büşra’nın korkmasına neden olan patlama sesi koşulsuz uyarıcı, patlama sesinin yerini alan balon koşullu uyarıcı, Büşra’nın balonu görünce korkup ağlaması ise koşullu tepkidir. Yanıt: B Tepkisel koşullanma sürecinde yeni veya beklenmedik bir davranışın ortaya çıkışı yönelme tepkisi denen davranışlara neden olur. Pavlov’a göre yönelme tepkisi “araştırıcı bir refleks”tir. Bu tepki, organizmanın uyaranın doğasını anlamasını sağlayabileceği gibi hayatta kalması açısından da önemli olabilir. Parçada verilen örnekte Mırnav’ın beklemediği bir hırıltı sesi duyduğunda sırtını duvara yaslaması, ön ayaklarını gererek gözünü sesin geldiği yere dikmesi kendini korumaya ve uyaranın doğasını anlamaya yönelik olduğu için yönelme tepkisi ile açıklanabilir. E seçeneğinde yer alan pekiştirici tepki; davranıştan sonra gelen ve davranışın tekrar edilmesini sağlayan tepkilerdir. Yanıt: C 5 Üst düzey koşullanma; organizmanın bir koşullu uyarıcıya tepki vermeyi öğrenmesinin ardından söz konusu uyarıcının bir başka koşullu uyarıcı ile eşleştirildiğinde ikinci koşullu uyarıcıya da tepki vermesidir. Genelleme ise; organizmanın koşullu uyarıcıya benzer olan tüm uyarıcılara aynı tepkiyi vermesidir. Genellemede tepkiyi ortaya çıkaran sadece uyarıcı benzerliğidir (II numaralı ifade). Buna karşılık üst düzey koşullanmada her bir koşullu uyarıcı ile ayrı koşullanma yaşantısı oluşması gereklidir (I ve III numaralı ifadeler). Genellemede benzer uyarıcıların her biri ile ayrı bir eşleşme ya da yaşantının oluşması gerekmez. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Tepkisel koşullanma sürecinde tepkiye yol açan uyarıcıya koşulsuz uyarıcı, koşulsuz uyarıcıya gösterilen tepkiye koşulsuz tepki, tepki oluşturmayan uyarıcıya nötr uyarıcı, nötr uyarıcının koşulsuz uyarıcının yerini almasına koşullu uyarıcı, koşullu uyarıcıya verilen tepkiye de koşullu tepki denir. Parçada tezgahtaki balığın hareket etmesi Emre’de korkuya yol açtığı için koşulsuz uyarıcı, Emre’nin hareket eden balıktan korkması ise koşulsuz tepkidir. Yanıt: A 4 ÇÖZÜM–12 1 25 26 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Tepkisel koşullanma sürecinde ileriye koşullanma (olumlu habercilik); önce koşullu uyarıcının daha sonra koşulsuz uyarıcının verilmesi sonucunda koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcının işareti durumuna gelmesidir. Parçada dedenin elindeki yem kabını (koşullu uyarıcı) gören tavuklar yemin geleceğini anlamaktadır. Yani yem kabı yemin geleceğinin habercisidir. Bu durum olumlu habercilik (ileriye koşullanma) ile açıklanabilir. E seçeneğinde yer alan geriye koşullanma; (olumsuz habercilik) önce doğal uyarıcının daha sonra koşullu uyarıcının verilmesi sonucunda koşullu uyarıcının doğal uyarıcının sona erdiğinin işareti durumuna gelmesidir. Yanıt: B 7 Genelleyici özelliği olmayan iki nötr uyarıcının birlikte verilmesinin ardından bu nötr uyarıcılardan biri koşulsuz uyarıcı ile eşleştirilip koşullu tepki oluşturulduktan sonra koşullu tepkinin diğer nötr uyarıcıya da gösterilmesine duyusal ön koşullanma adı verilir. Parçada verilen örnekte Can Bey’in üst kat komşusu Raif Bey ile eşini birlikte defalarca görme olasılığı yüksektir. Raif Bey ile tartışmasının ardından ona karşı geliştirdiği kızgınlık tepkisini onun eşine de göstermesi duyusal ön koşullanma süreci ile açıklanabilir. C seçeneğinde yer alan ikinci dereceden koşullanma organizmanın bir koşullu uyarıcıya tepki vermeyi öğrenmesinin ardından söz konusu uyarıcının bir başka koşullu uyarıcı ile eşleştirildiğinde ikinci koşullu uyarıcıya da tepki vermesidir. Parçada böyle bir durumdan söz edilmemektedir. Duyusal ön koşullanmada koşullu uyarıcının yanında yer alan nötr uyarıcı ile herhangi bir yaşantı geçirmek söz konusu değildir. Ancak üst düzey koşullanmada ikinci dereceden koşullanmanın gerçekleşmesi için yaşantı geçirilmesi gerekir. Yanıt: A 8 Öğrenilmiş bir davranışın pekiştirilmemesi nedeniyle önce kuvvetini kaybedip, zamanla yok olması sönme süreci ile açıklanabilir. Parçada verilen örnekte annesinin çantasına karşı korkma tepkisi geliştiren Efe’nin bu tepkiyi kuvvetlendirecek pekiştireç olmaması hatta annesinin çantayı onun önüne koyarak karıştırmasına izin vermesi sonucu Efe’nin çantaya ilişkin korku tepkisinin yok olması sönme sürecine örnek olabilir. E seçeneğinde yer alan kendiliğinden geri gelme; sönmüş bir tepkinin koşullarda hiçbir değişiklik olmamasına rağmen koşullu uyarıcı ile karşılaşıldığında tekrar ortaya çıkmasıdır. Yanıt: D 9 Kendiliğinden geri gelme; sönmüş bir tepkinin koşullarda hiçbir değişiklik olmamasına rağmen koşullu uyarıcı ile karşılaşıldığında tekrar ortaya çıkmasıdır. Parçada verilen örnekte köpeğe karşı korku tepkisi geliştirmiş olan çocuğun köpekle hoş vakit geçirme ortamı oluşturulduğundan bu korkusu sönmüştür. Bir hafta sonra köpeği gördüğünde tekrar korkup ağlaması önceden sönmüş olan korku tepkisinin geri geldiğini gösterir. Bu durum koşullanma sürecinde kendiliğinden geri gelme ile açıklanabilir. A seçeneğinde yer alan gölgeleme, iki koşullu uyarıcı arasında koşullanmanın daha baskın uyarıcıya karşı geliştirilmesidir. Yanıt: E 27 EDİMSEL KOŞULLANMA - I Can’ın babasının çok kızması ayırt edici uyarıcı, Can’ın eve zamanında gelmesi ayırt edici edim, azar işitmekten kurtulması pekiştirici uyarıcıdır. Edimsel koşullanmada ayırt edici uyarıcı, ayırt edici edimi doğurur. Bu edim, pekiştirilirse öğrenilir. Yanıt: C Ayırt etme; davranışın ne zaman pekiştirilme olasılığı olduğunu bilmek için ipuçları, işaretler veya bilgi kullanılmaktadır. Örneğimizdeki Nazlı da pekiştireç alma olasılığı olan zaman diliminde (şirketin işleri iyi gittiğinde) talepte bulunmuştur. Yanıt: A Tepkisel koşullanmada nötr uyarıcı ile birlikte koşulsuz uyarıcı verilerek (Pavlov’un örneğinde et) doğuştan gelen tepki uyandırılır (Pavlov’un örneğinde salya tepkisi). Edimsel koşullanmada uyandırılmış davranış söz konusu değildir. Yanıt: C 4 Tepkisel koşullamada tepki sonuçları tarafından kontrol edilmemektedir. Oysa örneğimizdeki organizma ışık yandığında manivelaya basarak davranışının sonuçlarını kontrol etmiştir. Işık karşısında (ayırt edici uyarıcı) manivelaya basma koşullu tepki değil ayırt edici edimdir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–13 1 28 5 Belli bir doğru davranış sayısına ulaşmak sabit aralıklı pekiştirme tarifesinin değil sabit oranlı pekiştirme tarifesinin özelliğidir. Yanıt: B 8 Ceza organizmaya ne yapmaması gerektiğini göstermekle birlikte ne yapması gerektiğine ilişkin bilgi vermez. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6 Koşula bağlı anlaşma bireyin istediği bir şeyi elde etmesi için, belli etkinlikleri yapmasını, belli bir şekilde davranmasını gerektirir. Ayrıca koşula bağlı anlaşmayı birey, ikinci bir şahıs olmadan kendi kendisiyle de yapabilir. Örneğimizdeki Nadide Hanım da ekmek yiyebilmek için günde bir saat spor yapma kararını kendi kendisine almış koşullu anlaşma yapmıştır. Yanıt: B 7 Bir davranışın pekiştirilmesi aynı zamanda, benzer davranımların sıklığında da bir artış yaratır ki buna tepki genellemesi denir. Örneğimizde “baba” deme davranışı pekiştirilen Tuna’nın benzer davranımlarının (“dada”, “gaga”) sıklığında da bir artış olmuştur. Yanıt: D 9 Olumsuz pekiştireçler, organizmaya rahatsızlık veren uyarıcılardır. Olumsuz pekiştireçleri ortamdan çıkartarak davranışın yapılma olasılığını artırma işlemine ise olumsuz pekiştirme denir. Örneğimizde ayakkabıların ayağı sıkması olumsuz pekiştireçtir. Ruhi’nin dayanamayıp ayağını sıkan ayakkabıları (olumsuz pekiştireçleri) ortamdan çıkartması (ayağından) olumsuz pekiştirme işlemidir. Yanıt: E 29 EDİMSEL KOŞULLANMA - II Tepkisel davranışlar bir uyarıcı tarafından oluşturulur. Aynı zamanda tepkisel davranışlar tüm refleksleri kapsar. Örneğimizdeki karabiber karşısında hapşırmak tepkisel davranışa örnektir. Yanıt: D 4 Termodinamik hocası ayırt edici uyarıcı, çok çalışmak ise ayırt edici edimdir. Edimsel koşullanmada ayırt edici uyarıcılar ayırt edici edimi meydana getirirler. Yanıt: B ÇÖZÜM–14 1 2 3 Organizmanın tepki vermeden geçirdiği sürenin pekiştirildiği tarifeye alternatif tepkileri pekiştirme tarifesi denir. Örneğimizde de Ulaş arkadaşlarına sataşma davranışını sergilemediğinde pekiştireç almıştır. Alternatif tepkileri pekiştirme tarifesi cezaya alternatif olarak kullanılabilir. Yanıt: A 5 Karma tarifeler, iki farklı tarifenin random (rastgele) bir sırayla uygulandığı tarifelerdir. Örneğimizdeki fil ya 10 davranış ya da 30 davranış gösterdiğinde pekiştirilmiştir. Bu iki tarifeden herbirine ışık gibi farklı bir ayırt edici uyarıcı eşlik etseydi o zaman bu tarife çoklu tarife olurdu. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Seçenekli tarifelerde bir davranımın pekiştirilmesi için ya sabit zaman aralıklı (örneğimizde bu zaman aralığı 15 sn’dir.) ya da sabit oranlı tarifenin yerine getirilmesi şarttır. Başka bir deyişle organizma daha 15 sn dolmadan 10 davranış yaparsa pekiştirilir ya da 10 davranışı sergilememişse bile 15 sn dolduktan sonraki ilk davranışı pekiştirilir. Yanıt: C 30 6 Pekiştirme davranımların yalnız sıklığını değil topoğrafyasını da etkiler. Topoğrafya kavramı edimi meydana getiren davranımların fiziksel mahiyetine işaret eder. Örneğimizde manivelâya sağ ya da sol ayakla basma ya da basma eyleminin kuvvetli ya da zayıf olması davranışın topoğrafyasını ifade eder. Yanıt: A 9 Bir öğrencinin uygunsuz davranış gösterdiği durumdan kısa süreli çıkarılmasına ara verme (mola) denir. Necla Öğretmen de uygunsuz davranış gösteren öğrencisini sınıfın arkasındaki bir köşeye göndererek ortamdan kısa süreli olarak çıkarmıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine uygun bilgiyi sunmak programlı öğretimin başarı ilkesine uygundur. Yanıt: C 10 Organizmanın itici (istenmeyen) bir uyarıcıya maruz kalmamak için verdiği tepkiye kaçınma denir. Nasrettin Hoca’nın çocuğu, itici uyarıcıya (dayağa) maruz kalmamak için testiyi kırmamıştır. Yanıt: D 8 Alper Öğretmen, öğrencilerinin sıkılmasını önleyecek bir öğretim hizmeti (slaytlarla ders izleme) sunarak cezaya alternatif bir davranış geliştirmiştir. Yanıt: C 31 EDİMSEL KOŞULLANMA - III Kapıyı açmaktan vazgeçmek sönme, bir süre sonra kapıyı açmak için tekrar gitmek kendiliğinden geri gelme, kapı açılmadığında (davranış pekiştirilmemeye başlandığında) kapıyı açma girişimlerindeki artış sönme patlaması, sönmenin başlangıcında davranışın daha değişken ve şiddetli hâl alması (vurma, tekmeleme, sallama) ise davranışın topografyasında değişikliğe örnektir. Yanıt: E 3 Değişken aralıklı pekiştirme tarifesinde pekiştirmeden sonra tepkisizlik gözlenmez çünkü pekiştirecin ne zaman geleceği belli değildir. Tepkisizlik sabit aralıklı pekiştirmeden sonra meydana gelir. Yanıt: C ÇÖZÜM–15 1 4 Bulaşık yıkamak hoşa gitmeyen bir görevdir. Örneğimizdeki anne ders çalışma davranışını güçlendirebilmek için hoşa gitmeyen bir duruma son vermiştir. Davranışın ardından ortamdan hoşa gitmeyen uyarıcının çıkmasına olumsuz pekiştirme denir. Olumsuz pekiştirmede de davranışın yapılma sıklığı artar. Yanıt: D 5 Sabit oranlı pekiştirmede belli bir sayıdaki davranış pekiştirilir. I, III ve IV. örneklerde belli bir sayıdan (20 doğru davranış, 15 ayakkabı ökçesi, 5 maç) sonra pekiştireç verilmiştir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 Sabit oranlı tarifelerde eğer oran küçük ise (örneğin; güvercin için 100 davranım değil 20 davranım) organizmanın davranışlarında pekiştirme işleminden sonra bir duraklama olmaz; hatta bazı hâllerde organizma pekiştireç sunulduğu sırada bile davranıma devam eder. Yanıt: D 32 6 Premack ilkesi uygulanırken kazandırılmak istenen (organizmanın daha az yaptığı davranış) davranış yapıldıktan sonra organizmanın severek ve daha sık yaptığı bir davranış pekiştireç olarak kullanılır. Yani davranış yemek, su gibi birincil pekiştireçlerle değil, başka bir davranışla pekiştirilir. Yanıt: C 9 Edimsel koşullanmada davranış herhangi bir uyarıcı olmadan kendiliğinden yapılır, sonra da gösterilen davranışa göre uyarıcı verilir. Davranışta bulunan organizma verilen bu uyarıcıyı beğenirse davranış pekişir ve tekrar edilir, beğenmezse davranış tekrarlanmaz. Örneğimizde de kendiliğinden ortaya çıkan kitabın sayfasını çevirme edimi arpayla ödüllendirildiğinden davranış tekrar edilmiştir. Uyandırıcı uyarıcı tarafından (et gibi) bir tepkinin uyandırılması (salya) edimsel koşullanmanın değil, tepkisel koşullanmanın bir özelliğidir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Uyarıcı genellemesinde organizma bir uyarıcı karşısında gösterdiği tepkiyi bu uyarıcıya benzeyen diğer uyarıcılar karşısında da göstermeye başlar. Örneğimizde de organizmanın üçgene karşı gösterdiği tepkinin üçgene benzeyen düz kenarları ve sivri köşeleri olan uyarıcılara karşı da gösterme eğiliminin yüksek olduğu vurgulanmıştır. Yanıt: E 10 Sürekli pekiştirmede istenilen davranış her ortaya çıkışında pekiştirilir. Organizmaya yeni bir şey öğretilirken kullanılmaktadır. Örneğimizde de eşek her sayfayı çevirdiğinde on arpayla ödüllendirilmiştir. Yanıt: E 8 Öğrencinin benlik saygısını geliştirmek genellikle hümanist yaklaşımın savunduğu bir görüştür. Yanıt: B 33 EDİMSEL KOŞULLANMA - IV Yasemin Öğretmen’in kullandığı pekiştirme tarifesi değişken oranlıdır. “D” seçeneğindeki “organizmanın belli bir sayıdaki davranışı pekiştirilir” ifadesi değişken oranlı pekiştirmenin değil, sabit oranlı pekiştirme tarifesinin bir özelliğidir. Yanıt: D 4 Ayırt edici uyarıcılar, ayırt edici edimi meydana getirir. Örneğimizdeki ayırt edici edim Ali Bey’in başka bir kanala geçmesidir. Bu edimi ortaya çıkartan ise penguenlerdir. Yanıt: C ÇÖZÜM–16 1 2 5 Katışık tarifeler tanımdan da anlaşılacağı gibi birleşik, girift, seçenekli vb. tarifeleri kapsayan tarifelerdir. Yanıt: A 3 Biçimlendirmede, beklenen tepkiye yakın olarak görülen bir tepkinin pekiştirilmesiyle başlayan ve giderek kademeli bir şekilde, daha yakın bir tepkinin, bir sonrakinde daha yakın bir tepkinin ve en sonunda istenen tepkinin pekiştirilmesi esastır. Örneğimizde de güvercin aşama aşama pekiştirilerek en sonunda sadece topu lobutlara doğru yuvarladığında pekiştirilmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Edimsel koşullanmada pekiştireçleri ortama koyarak ya da olumsuz pekiştireçleri ortamdan çıkartarak da pekiştirme yapılabilmektedir. Kısacası olumlu pekiştirme de olumsuz pekiştirme de bir pekiştirme işlemidir. Yanıt: A 34 6 Art arda dizilmiş tarifelerde organizma ardı ardına birkaç tarifeyi tamamladıktan sonra pekiştirilir. Örneğimizde de köpek 2 dakika dolduktan sonra (sabit aralıklı) 10 kez (sabit oranlı) yuvarlandığından pekiştirilmiştir. Yanıt: E 9 Programlı öğretimde öğrenci verdiği yanıtların doğruluğu hakkında anında geribildirim almalıdır. Örneğimizde de öğrenciler her verdikleri doğru yanıttan sonra alkış sesi alarak hem geribildirim hem de pekiştireç almaktadır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Ortaya çıkma olasılığı yüksek davranışın (top oynama) ortaya çıkma sıklığı arttırılmak istenen (masanın toplanması) davranış için pekiştireç olarak kullanılmasına premack ilkesi denir. Yanıt: B 8 Pekiştirilmemeye başlanan davranışın pekiştirildiği ortamda eskisine göre çok daha sık yapılmasına davranışta kontrast denir. Öğrencimizdeki Ahmet’in de evdeki davranışı pekiştirilmediğinden küfür davranışının pekiştirildiği ortamda (parkta) yapılma sıklığı artmıştır. Yanıt: D 10 Kaçınma davranışı bir itici uyarıcının başlamasını engeller. Kaçma davranışında ise, bir itici uyarıcı verilmeye başladıktan sonra yapılan davranım o uyarıcının sona ermesine neden olur. Örneğimizdeki köpek deney kutusunun diğer bölümüne atlayarak itici uyarıcının (şokun) başlamasını engellemiştir. Yanıt: D 35 EDİMSEL KOŞULLANMA – V Şenol sınav sonucuna itiraz etmiş (edim) ancak bu durum karşısında öğretmeni tarafından fazladan almış olduğu 15 puanı kırılmıştır (ceza). Dolayısıyla yapmış olduğu bir davranışın sonucuna göre aynı davranışı yapıp yapmayacağına karar vermiş olması (olayın sonucuna göre koşullanmış olması) nedeniyle Şenol’un yaşamış olduğu bu durum ancak “Edimsel (operant) koşullanma” ile açıklanabilir. Yanıt: B 2 Bellboyun müşterilere güler yüzlü davranması edim, bu durum karşısında müşterileri tarafından tatminkâr bahşişler alması ise pekiştireçtir. Dolayısıyla bellboyun güler yüzlü davranışının olumlu pekiştirilmesi, onun için ayırt edici uyarıcı hâline gelmiştir. Yanıt: A 3 Bahtiyar Bey’in söylediklerine bakılacak olursa (Bazen tek bir atışla üç-beş kuş vurabilirken, bazen de üç-beş atış yapsan da bir tane bile kuşu vuramazsın) avcı kaç doğru davranıştan (atıştan) sonra pekiştirileceğini (kuş vuracağını) bilemediği için avcılığı tutku hâline getiren “değişken oranlı pekiştirme” tarifesidir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Değişken aralıklı pekiştirme; avın ne zaman vurulacağının belli olmaması, bu seçeneğin kuvvetli çeldirici olmasına sebep olmuştur. Ancak avcılar sadece kuşun kendiliğinden gelmesini beklememekte ya da avcılara belirsiz zaman dilimlerinde kuş verilmemektedir. Bunun yerine avcılar atış yaparak (ava ulaşabilmek için doğru davranış sergileyerek) avı elde etmeye çalışmaktadırlar. Dolayısıyla ava ulaşabilmenin yolu beklemekten ziyade atış yapmaktan geçmesi nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Birleşik: Süreç içerisinde birden fazla pekiştirme tarifesinin kullanılmamış olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Şans, talih, baht, kader ve kısmet gibi durumların etkin olması (kaç doğru davranıştan sonra pekiştirece ulaşılacağının bilinmemesi) hâlinde değişken oranlı pekiştirme tarifesi etkin iken, pekiştirmenin ne zaman geleceğinin bilinmemesi (sürpriz) durumlarında ise değişken aralıklı pekiştirme tarifesi etkindir. Yanıt: B 5 Merve Öğretmen’in okunan her bir kitap için pul vermesi ve daha sonra belli sayıdaki pulları kartla değiştirmesi ve en son olarak belli sayıdaki kartlar karşılığında asıl ödülü (pekiştireci) vermesi “simgesel pekiştirme” türüyle açıklanabilir. Simgesel pekiştirmede; kişi yapmış olduğu doğru davranışın karşılığı olarak simgesel bir uyarıcı (pul, marka, jeton vb.) alır ve belli sayıya (önceden belirlenmiş kurala göre) ulaşınca bu simgesel uyarıcılara karşılık kişiye maddi bir pekiştireç verilir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Songül Hanım’ın ileride olumsuz bir durumla (ellerinin tahriş olması) karşılaşmamak için eldiven takması (davranışını bu yönde düzenlemesi) “olumsuz pekiştirme” kavramına güzel bir örnektir. Paragrafta daha önceden deterjan yüzünden ellerinin tahriş olduğundan (kaçma koşullanmasından) hiç bahsedilmemiş olması nedeniyle hem kaçma koşullanması hem de kaçınma koşullanması (kaçma olmadan kaçınma olamayacağından) kavramları geçerliliğini yitirmiştir. Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi de içinde barındıran geniş bir kavramdır. Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde kaçma koşullanmasının (uyarıcıyı görerek ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma koşullanması yok ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o zaman cevap olumsuz pekiştirme olmalıdır. Yanıt: C 4 ÇÖZÜM–17 1 36 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Soru kökünde pekiştirme türünün sorulmuş olması nedeniyle tarifeler (değişken ve artan oranlı) otomatikman geçerliliğini yitirmiş, davranışı davranışla pekiştirme gibi bir durumun yaşanmaması nedeniyle de premack ilkesi de geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: D 6 İstenmeyen davranışa neden olan uyarıcı ortamın yeniden düzenlemesiyle ceza vermenin önüne geçilmesi durumuna “ortam değiştirme” adı verilir. Salih Bey de oğlu Osman’ın bilgisayar başında çok fazla vakit geçirmesini engelleyebilmek için bilgisayara şifre koyarak ortamda bir değişiklik yaparak istenmeyen davranışın önüne geçebilmiştir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; İstenmeyen bir davranışı ortadan kaldırabilmek için kişiye bir uyarıcı verilmesine (pekiştireç ya da ceza olabilir) rağmen davranışın hâlâ devam etmesi gibi bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle “Karşı pekiştirme” kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Salih Bey’in oğlu Osman’a hoşuna gitmeyeceği bir uyarıcıyı vermemiş (beş duyu organıyla algılanabilecek olumsuz pekiştireç vermemiş) olması nedeniyle “Birinci tip ceza” kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: C 7 Şaban’ın yemiş olduğu kurşun neticesinde balkondan uzaklaşmış olması “kaçma koşullanması” kavramına karşılık gelirken, yeniden bir kaza kurşununa denk gelmemek için balkondan uzak durmaya çalışması ise “kaçınma koşullanması” kavramına karşılık gelmektedir. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise kaçınma koşullanmasının, olumsuz pekiştirme ve ayırt etme kavramlarını da içinde barındırmasıdır. Şaban, kaçma koşullanması (kaza kurşunu yemeden) gerçekleşmeden önce olumsuz bir durumla (kurşunla) karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenlemiş (balkondan uzak durmuş) olsaydı sorunun cevabı olumsuz pekiştirme olurdu. Böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle olumsuz pekiştirme seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: A 8 Organizmanın sergilediği bir davranış pekiştirildiğinde, organizmanın pekiştirilen davranışlara benzeyen başka davranış biçimleri de sergilemeye başlaması (başka bir ifadeyle canlının aynı uyarıcılara farklı tepkiler sergilemesi durumu) tepki genellemesi kavramıyla açıklanır. Kerem yapmış olduğu bir davranışın karşılığında teşekkür (pekiştireç) almış ve yine aynı pekiştireci alabilmek için çeşitli davranış biçimleri sergilemiş olması tepki genellemesine güzel bir örnektir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Kerem yapmış olduğu yardım etme davranışının yanında başka bir davranış daha sergilemiş olmaması ve almış olduğu pekiştirecin etkisiyle pekiştirilen davranışın yanında diğer bir davranışı da sergilememiş olması nedeniyle etkinin yayılması kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Kerem benzer uyarıcılara karşı tek tip davranış biçimi sergilememiş olması nedeniyle de uyarıcı genellemesi kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: C 9 Temel midesinin bozulmasına sebep olan ilacı kullanmayı keserek kendisine olumsuz pekiştirme yapmıştır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Temel’e sevdiği ve sevmediği iki uyarıcı aynı anda verilerek Temel’deki istenilmeyen bir davranışın ortadan kaldırılması gibi bir durum yaşanmamış olması nedeniyle zıt tepki yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. Temel yapmış olduğu hatalı bir davranışın neticesinde bu hatasının farkına varabilsin diye uyarıcısız bir ortamda bekletilmemiş olması nedeniyle ara verme yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. Temel’e etkisiz bir uyarıcının etkili bir uyarıcıymış gibi sunularak Temel’de bu yönde bir psikolojik etki oluşturulmamış olması nedeniyle de plasebo etkisi kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: B 37 EDİMSEL KOŞULLANMA – VI Canan Hanım’ın öğrencisine resim yapma davranışını öğretirken ön koşul niteliğindeki davranışları aşamalara ayırmış ve her bir aşamadan sonra pekiştireç vermiş olması, onun kademeli yaklaşma (zincirleme yöntemi) uyguladığının bir kanıtıdır. Alıştırma (eşik) yönteminin istenmeyen bir davranışın ortadan kaldırılmasında kullanılması nedeniyle bu kavram soru için geçerliliğini yitirmiştir. Kademeli yaklaşmanın iki alt boyutu olan biçimlendirme ve zincirleme yöntemlerini birbirinden ayırt ederken, zincirleme yönteminde; ön koşul içeren genellikle birden fazla davranış çeşidinin öğretilmesi söz konusu iken, biçimlendirme yönteminde ise ön koşul şartı olmayan genellikle tek çeşit davranışın öğretilmesi durumu vardır. Yanıt: A Berke’nin sürekli aynı uyarıcıyla (şekerle) karşılaşarak zamanla bu uyarıcıya karşı tepkide bulunmamaya başlamış olması, onun “duyusal uyum (alışma)” yaşadığının bir göstergesidir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; İstenmeyen bir davranışı ortadan kaldırılabilmek için kişiye bir uyarıcı verilmesine (pekiştireç ya da ceza olabilir) rağmen davranışın hâlâ devam etmesi gibi bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle “karşı pekiştirme” kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Alışkanlık kazanma; öğrenilmiş bir davranışın sıkça tekrarlanması sonucunda, davranışın otomatik bir şekilde yapabilecek hâle gelmesidir. Böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle “alışkanlık kazanma” kavramı da geçerliliğini yitirmiştir. Duyusal uyum (alışma) beş duyu organımızla algılayabildiğimiz fiziksel uyarıcılara (ses, koku, ışık vb.) alışıp bunlara karşı tepkide bulunmama durumuyken, duyarsızlaşma psikolojik uyarıcılara alışıp korku, üzülme vb. gibi tepkilerde bulunmama durumudur. Yanıt: A 4 Necla Hanım’ın güneş altında kalarak rahatsızlanması (uyarıcıya maruz kalmış) ve bunun neticesinde ortamdan uzaklaşmış olması “kaçma koşullanması” kavramına karşılık gelirken, yeniden rahatsızlanmamak için güneşten uzak durmaya çalışması ise “kaçınma koşullanması” kavramına karşılık gelmektedir. Yanıt: D 5 Tahir Beyin her hafta ödevleri kontrol etmesi “sabit aralıklı pekiştirme” tarifesi iken, yapılan her üç ödev için (doğru davranış için) +5 puan verilmesi ise “sabit oranlı pekiştirme” tarifesidir. Öğrencilerin yapmış olduğu her ödev için (sözlü notu) pekiştirilme verilmemiş olması nedeniyle “sürekli pekiştirme” tarifesi geçerliliğini yitirmiştir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Hükûmetin kayıp kaçak elektrik bedelini dürüst vatandaşların faturalarına yansıtması hoşa gitmeyen bir uyarıcının verilmiş olması nedeniyle “birinci tip ceza” kavramına karşılık gelirken vatandaşların yüksek faturalarla karşılaşmamak için elektrik harcamalarını azaltmaları ise “olumsuz pekiştirme” kavramına karşılık gelmektedir. Kişiye dışarıdan hoşuna gitmeyen bir uyarıcının verilmesi (beş duyu organıyla algılanabilecek) birinci tip cezadır. Bu soruda da vatandaşın hoşuna gitmeyen kayıp kaçak bedelinin faturaya yansıtılarak fatura şeklinde bireye verilmiş olması durumuna dikkat edilmelidir. Kişinin elinden hoşuna giden bir uyarıcının alınmasına (mahrum bırakılmasına) ise ikinci tip ceza adı verilir. Soru paragraflarında bu iki kavramın karıştırılmaması için okununca ilk olarak algılanan durumlara odaklanılması ve detay kısımlarının göz ardı edilmesi gerekmektedir. (Bu örnek üzerinden açıklamak gerekirse vatandaşa hoşuna gitmeyen bir uyarıcı (kayıp kaçak bedelli fatura) verilmiştir. Henüz vatandaşın hoşuna giden uyarıcı (parası) elinden alınarak mahrum bırakılmamıştır. Yanıt: B 2 3 ÇÖZÜM–18 1 38 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! En çok ödev yapana sözlü notu verilirken diğerlerine sözlü notunun verilmemesi gibi bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle de “değişken oranlı pekiştirme” tarifesi geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: C 6 Annesinin Selim’e ödev yapmadan bilgisayar oynamasına izin vermemesinde davranışın davranışla pekiştirilmesi durumu etkin olması nedeniyle “Premack ilkesinin” kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. Annesinin ikinci aşamada yapmış olduğu uygulama ise hem simgesel pekiştirme türüne hem de sabit oranlı pekiştirme tarifesine karşılık gelmektedir. Verilen seçenekler içerisinde sorunun cevabını oluşturacak olan kavramlar yalnızca “B” seçeneğinde verilmiştir. Premack ilkesinde davranışın davranışla pekiştirilmesi durumu vardır ve her iki davranışı da (istenilen ve istenilmeyen) premack ilkesinin uygulandığı kişi yapmaktadır. Örneğin; ödevini yaparsan, dondurmanı yiyebilirsin. Koşullu anlaşma ise; bireyin sadece doğru davranışı yaptığı zaman pekiştirilmesi durumudur. Kişi anlaşmayı kendi kendine yapabileceği gibi bir başkasıyla da yapılabilir. Örneğin; Ödevini yaparsan, sana dondurma alacağım. Sembolik pekiştirmede kişiye toplumsal onayı ve kabul gösteren bir uyarıcı (madalya, plaket, teşekkür belgesi vb.) bir defaya mahsus verilir, bu uyarıcılar biriktirilse de başka bir uyarıcıyla değiştirilmez. Simgesel pekiştirmede ise kişiye verilen uyarıcılar (marka, jeton, pul vb.) biriktirilerek başka bir uyarıcı (maddi pekiştireç niteliğinde olan) ile değiştirilir. Yanıt: B 7 Selami Bey’in, yaşamış olduğu olumsuzluklar sonucunda ne yaparsa yapsın içinde bulunduğu durumu değiştiremeyeceği düşüncesine kapılması “Bu benim için bulunmaz bir fırsat. Çapkınlık yapmam lazım ama eminim gene Gönül beni yakalayacak. Kadın san- ki benim kokumu alıyor!” düşüncesi bunun kanıtıdır. Öğrenilmiş çaresizlik kavramı ile açıklanırken, Selami Bey’in yapmış olduğu son girişimin yine olumsuz sonuçlanması ve “Ben sonumun bu şekilde olacağını zaten tahmin etmiştim!” şeklinde konuşması zaten önceden ne olacağını tahmin etmiş (öğrenilmiş çaresizliğe kapılmış) ve sonucuyla da karşılaşmış olması nedeniyle ancak “kendini gerçekleştiren (doğrulayan) kehanet” kavramıyla açıklanabilir. Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Batıl inanç; Selami Bey’in, iki bağımsız durum arasında tesadüfi pekiştirmeye dayalı olarak gerçekçi olmayan bir bağ kurarak bu yönde bir inanç geliştirmemiş olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Passiv beklenti; sensori motor dönemine ait bir kavram olup henüz nesne sürekliliği kazanmamış bebeklerin ortadan kaldırılan bir nesneyi hareketsiz bir şekilde takip etmesi durumu olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: C 8 Aylin Hanım’ın oğlu Şakir’e ders çalışma alışkanlığı kazandırabilmek için oğluna sene sonunda takdir belgesi getirmesi şartıyla istemiş olduğu laptopu alacağını söylemesi durumu “koşullu anlaşma” kavramı ile açıklanır. (Koşullu anlaşmada, kişi yalnızca doğru davranışı yapınca ödüllendirilir ve cümle içerisinde genellikle “se-sa” gibi şart ekleri bulunur.) Premack ilkesinde davranışın davranışla pekiştirilmesi durumu vardır ve her iki davranışı da (istenilen ve istenilmeyen) premack ilkesinin uygulandığı kişi yapacaktır. Örneğin; Ispanağını yersen, dondurmanı yiyebilirsin. Koşullu anlaşmada ise; birey sadece doğru davranışı yaptığı zaman pekiştirilecektir. Kişi kendi kendine yapabileceği gibi bir başkasıyla da bu anlaşmayı yapabilir. Örneğin; Ispanağını yersen, sana dondurma alacağım. Yanıt: D 39 EDİMSEL KOŞULLANMA - VII Edimsel koşullanma yoluyla öğrenme sürecinde organizma aktiftir ve pekiştireç alma işlemi tamamen organizmanın aktif eylemlerine bağlıdır. Bu nedenle organizmanın öğrenme sürecinde pasif olduğu yargısı yanlıştır. Ayırt edici uyarıcı, davranışın gerçekleşmesini kontrol eden uyarıcıdır. Yanıt: D Kaçınma davranışı, organizmanın istenmeyen bir durumun gerçekleşeceği ortamdan uzak durmasıdır. Ceren, bir başka öğrencinin canını yakmasından çekinmekte, o nedenle servise binmek ve okula gitmek istememektedir, bu durum kaçınma davranışıyla açıklanabilir. Üst düzey koşullanma aynı anda birden çok uyarıcıya koşullanmadır, sönme davranışın sona ermesidir, öğrenilmiş çaresizlik içinde bulunulan durumdan kurtulamayacağını düşünmektir, ayırt etme uyarıcılar arasında yapılan genellemenin sona ermesidir. Yanıt: B II. tip ceza, organizmanın hoşuna giden olumlu bir uyarıcının ortamdan çıkarılmasıyla uygulanmaktadır. Eylül’ün annesinin oyuncaklarını kardeşiyle paylaşmaması üzerine oyuncakları ortadan kaldırması II. tip cezadır. I. tip cezada ortama, istenmeyen bir uyarıcı konulmaktadır, ara verme istenmeyen davranış nedeniyle bir uyarıcının bulunmadığı ortamda yaklaşık 5-10 dakika kişinin bekletilmesidir, olumsuz pekiştirmede istenmeyen uyarıcı ortamdan çıkarılır, davranışta kontrast, pekiştirilme durumuna göre bir davranışın artışı ya da azalışı durumudur. Yanıt: A 4 Davranışta kontrast, pekiştirilen davranışların sıklığında artış gözlemlenmesi, aynı zamanda görmezden gelinen ya da cezalandırılan davranışların sönmesidir. Buna göre Sinan’ın evde annesinden bir şey isterken ağlaması, aynı davranışı okulda gerçekleştirdiğinde cezalandırıldıktan sonra evde ağlayarak bir şey isteme davranışının artış göstermesi davranışta kontrast örneğidir. Davranışta kontrast sürecinde artış ve azalış durumları bir arada gerçekleşmektedir. Ayırt etmeden, bu anlamda farklılık göstermektedir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–19 1 40 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Olumlu pekiştirme, organizmanın hoşuna gidecek bir uyarıcının, davranışından sonra ortama sunulmasıyla uygulanır. Öğretmenin derse katılan öğrencilere hediye vermesi olumlu pekiştirmedir. Premack ilkesi, istenerek yapılan bir etkinliğin, daha az istenerek yapılan etkinliği pekiştirmesi için kullanılmaktadır. Birincil pekiştireç özellikle fizyolojik ihtiyaçlara yöneliktir. Koşullu anlaşmada karşılıklı koşul söz konusudur, sosyal pekiştireç kullanma, sosyal yönden onore edici sözlerle uygulanır. Yanıt: A 6 Artan oranlı tarifede organizmanın bir pekiştireci elde edebilmesi için gerçekleştirmesi gereken davranış sayısı her seferinde bir öncekinden daha fazla artmaktadır. Örnekteki durum artan oranlı tarifeye uygundur. Değişken oranlı tarifede kaç davranışta bir pekiştireç verileceği belirsizdir, sabit aralıklı tarifede ne zaman pekiştireç verileceği bellidir, artan aralıklı tarifede organizmanın pekiştirilmesi her seferinde daha uzun zaman aralıklarıyla gerçekleşmektedir. Katışık tarifede birkaç tür tarife bir arada kullanılır. Yanıt: D 7 Sürekli pekiştirme tarifesinin sönmeye karşı en dirençli tarife olduğu açıklaması yanlıştır. Bu tarifeyle pekiştirme yeni bir davranışın çabuk kazanılmasını sağlar ancak bir süre sonra alışmaya neden olup etkisini yitirebilir, sönmeye karşı dirençli değildir. Yanıt: B 8 Ara verme yoluyla kişinin tüm uyarıcılardan kısa süreliğine de olsa uzaklaşacağı bir ortam oluşturulmaktadır. Hilmi’nin annesi ara verme uygulaması yapmıştır. Görmezden gelmede davranışın sönmesi amaçlanır, olumsuz pekiştirmede istenmeyen uyarıcı ortamdan çıkarılır, sistematik duyarsızlaştırma özellikle fobilerin tedavisinde kullanılır, biçimlendirmede davranışın her bir basamağı pekiştirilir. Yanıt: E 41 EDİMSEL KOŞULLANMA - VIII Bir uyarıcıya karşı sergilenen edimsel davranışın benzer uyarıcılara karşı sergilenmesi “uyarıcı genellemesi” iken; bir durumda pekiştirilen bir edimsel davranışın benzerlerini sergilemek “tepki genellemesi”dir. Parçada Bilgesu’nun “nene” dediğinde annesi kendisini pekiştirdiği için onu gördüğünde benzer şeyler söylemesi tepki genellemesi ile açıklanabilir. Yanıt: C 3 I numaralı öncülde edimsel bir davranışın ortaya çıkardığı duruma bağlı olarak bir öğrenme gerçekleşmiştir. Edimsel koşullanmada öğrenme, davranışın ortaya çıkardığı sonuca bağlı olarak gerçekleşir. II numaralı öncülde verilen durumda ise, istendik bir sonucu doğuran edimsel bir davranışın, benzer durumlarda benzer biçimlerde sergilenmesi söz konusudur. Bu durum ise “genelleme”dir. III numaralı öncülde ise edimsel davranışın hangi uyarıcıya karşı ortaya konması, hangi uyarıcıya karşı ortaya konmaması gerektiğine ilişkin bir öğrenme vardır. Bu da ayırt etmeyi örnekler. Yanıt: A ÇÖZÜM–20 1 4 2 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçada rehber öğretmeninin diğer öğretmenlere önerdiği yol ”öğrencinin dışarı çıkmasına izin vermemeleri, yaramazlık yapmasına aldırmadan kendi kendine derste durmasını sağlamalarıdır.” Bu yol “söndürme” işlemine karşılık gelmektedir. Bu yönteme göre, istenmeyen davranışı ortadan kaldırmak için istenmeyen davranışın ardından pekiştirecek karşılıklardan kaçınılır. Bu sürecin başında istenmeyen davranışta bir süre artış gözlenmesine karşın daha sonra davranışta azalma görülür ve sürecin sonunda davranış ortadan kalkar. Parçaya dönecek olursak “İzin isteme davranışı ilk derslerde artacak fakat zamanla azalıp yok olacaktır.” Yanıt: D Olumsuz pekiştirme; istendik bir davranışın tekrar edilme olasılığını arttırmak amacıyla bireyin bulunduğu ortamdan hoşuna gitmeyen bir uyarıcının çıkarılmasıdır. Parçada Burak derste uykusu gelince teneffüste portakal suyu içip, bahçede biraz dolaşınca uykusu açılmış, dolayısıyla hoşuna gitmeyen bir durumdan bu yolla kurtulmuştur. Bu olayın ardından uykusu geldiğinde yine portakal suyu içip, bahçede dolaşarak uykusunu açabileceğini düşünmektedir. Bu durumda Burak’ın portakal suyu içip, bahçede dolaşarak istemediği durumdan kurtulması olumsuz pekiştirme ile açıklanabilir. E seçeneğinde yer alan olumlu pekiştirme bireyin bulunduğu ortama hoşa giden bir uyarıcı sokularak istendik davranışın tekrar edilmesini sağlamaktır. D seçeneğinde yer alan koşullu pekiştirme ise; birincil pekiştireçlerin kullanımının dışında kalan fakat öğrenmeyi sağlayan pekiştirme biçimidir. Yani birincil pekiştireçten önce sunulan bir uyarıcının pekiştireç niteliğini kazanmasıyla gerçekleşen pekiştirme durumudur. Yanıt: B 42 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçada verilen şekle göre, III numaralı durumda bireyin bulunduğu ortamdan onun hoşuna giden bir uyarıcının çekilmesi söz konusudur. Bu durum, istenmedik bir davranışın tekrar edilmesini önlemek amacıyla kullanılan II. tür cezayı ifade eder. A seçeneğinde yer alan bir çocuğun mızmızcılık yaptığı için oyuna alınmaması ifadesi bu çocuğun hoşuna giden çekici bir uyarıcıdan mahrum edilmesidir. Bu örnek II. tür cezayı ifade eder. Parçada verilen şekilde I numaralı durum olumlu pekiştirmeyi, II numaralı durum I. tür cezayı, IV numaralı durum olumsuz pekiştirmeyi ifade etmektedir. B ve C seçenekleri II numaralı durumu, D ve E seçenekleri de IV numaralı durumu örneklendirmektedir. Yanıt: A 7 İstenmedik davranışın ortadan kaldırılması için uygulanan ceza tekniğinde bazı durumarda ceza verilen birey, diğerleri için model konumuna geçebilir. Bu durum istenmedik davranışın cezalandırılan bireyin dışındaki diğer bireyler tarafından yapılma olasılığını arttırır. Parçada Ömer’in kardeşlerinin düşünme koltuğuna oturmak için birbirlerini ısırmaları Ömer’in, kardeşleri için model haline geldiğini göstermektedir. Bu durumda Gökmen Bey’in kullandığı ceza tekniğinde E seçeneğinde verilen “Cezalandırılan kişinin bazen model olabileceği unutulmamalıdır.” ilkesini dikkate almadığını göstermektedir. Yanıt: E 8 6 Davranış kontrol tekniklerinden ara verme; bireyin olumsuz davranışta bulunduğu ortamdan kısa bir süreliğine uzaklaştırılarak davranışının nedenlerini düşünmesine olanak sağlanmasıdır. Parçada Gökmen Bey’in oğlu Ömer’i olumsuz davranışından ötürü odadaki düşünme koltuğuna beş dakikalığına oturtması bu tekniğe uygun bir uygulamadır. B seçeneğinde yer alan ortamı değiştirme, olumsuz davranışa neden olan uyarıcıların ortamdan kaldırılmasıdır. Yanıt: C Edimsel koşullanma sürecinde bireyin zamanla değiştiremeyeceği koşulları kabul etmesi ve artık koşulları değiştiremeyeceğini düşünmesi öğrenilmiş çaresizlikle açıklanabilir. Parçada Adnan Bey’in tamirat işlerindeki başarısız tecrübelerinin sonucunda eşiyle tartışmalar yaşaması onun tamirat işlerini beceremediği düşüncesini oluşturması öğrenilmiş çaresizlik ile açıklanabilir. Çeldirici durumunda olan seçenek kendini doğrulayan kehanet kavramıdır. Kendini doğrulayan kehanet; bireyin olumsuz düşüncelerinin kendi davranışlarını yönlendirerek gerçek yaşamda ortaya çıkmasıdır. Yani öğrenilmiş çaresizliğin yeni bir deneyimle doğrulanmasıdır. Yanıt: B 43 DİĞER DAVRANIŞÇI KURAMLAR - I Pekiştirmenin miktarı artırılınca hayvanın performansı yükselmiş, pekiştirme miktarı azalınca da hayvanın performansı düşmüştür. Bunu gözleyen ilk kişi crespi olduğundan buna crespi etkisi denmiştir. Yanıt: C 4 Thorndike’a göre öğrenen organizma problem durumundaki tüm uyarıcılara tepkide bulunmak yerine seçici bir şekilde kendisi için daha dikkat çekici olan uyarıcılara tepkide bulunur ki buna ögelerin gücü denir. Sorumuzdaki kişi de kendisi için daha dikkat çekici olan kredi kartı borcunu ödemeye odaklanmıştır. Yanıt: B ÇÖZÜM–21 1 2 5 Bıktırma yönteminde istenmeyen tepkiye yol açan uyarıcı organizmaya sürekli sunularak organizmada bıkkınlık meydana getirilir. Ahmet Bey de sigara tüketimini üç pakete çıkartarak istenmeyen tepkiyi (sigara içme) yok etmeye çalışmıştır. Yanıt: C 3 Guthrie’ye göre öğrenci yaptığı şeyi öğrenir. İçe bakış, anlama, düşünme gibi kavramlar önemsizdir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Watson’a göre bir kişi belli bir uyarıcıya karşı belli bir tepkiyi ne kadar çok yaparsa bu uyarıcıya karşı o tepkiyi ortaya koyma olasılığı o kadar artar. Yanıt: A 44 6 Organizma bir problemle karşılaştığında, bir tepkide bulunur, o çözüm getirmezse bir başkasını dener. Bu durum çözüme ulaştıran tepki bulununcaya kadar devam eder. Çözüme ulaşıncaya kadar çok çeşitli tepki gösterme deneme yanılma yoluyla öğrenmenin temelinde yer alır. Örneğimizde de Necmi tepki çeşitliliği göstererek problemi çözüme kavuşturmuştur. Yanıt: D 9 Hazırbulunuşluk yasasına göre, eğer birey bir şeyi yapmaya hazır ise haz duyar. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Zıt tepki yönteminde istenmeyen davranışı meydana getiren uyarıcı (matematik) ile birlikte, ona zıt olan onunla rekabet edebilecek (Zeynep) istenen davranışı meydana getiren uyarıcılar sunulur. Yanıt: B 8 Thorndike’a göre öğrenme doğrudandır ve düşünme ya da usavurma yoluyla yönlendirilemez. Organizma çok daha az düşünerek problem durumunda ne yapacağına karar verir. Yanıt: E 10 Hull’a göre yorgunluktan sonra ders çalışma tepkisinin tekrar kendiliğinden geri gelmesi için pekiştireç kullanılması gerekmez. Organizma yorgunluğunu giderdikten sonra kendiliğinden tepkide bulunmaya başlar. Yanıt: D 45 DİĞER DAVRANIŞÇI KURAMLAR – II Hull’a göre uyarıcı tepkiye yol açar, tepki de biyolojik ihtiyacın karşılanmasını sağlarsa uyarıcı ve tepki arasındaki bağ güçlenir. Buna dürtü azalması denir. Yanıt: A 4 Thorndike’a göre öğrenenin öğrenme ortamına getirdiği özellikler öğrenmeyi etkiler. Soruda da hayvanın ön öğrenmelerinin öğrenmeyi olumlu yönde etkilendiğine vurgu yapılmıştır. Yanıt: A ÇÖZÜM–22 1 2 5 Bir uyarıcıya karşı tepki gösterildiğinde bu ikisi arasında bir çağrışım meydana gelir. Daha sonra da aynı uyarıcı karşısında aynı tepki gösterilir. Buna bitişiklik denir. Soruda da iki olay birlikte meydana geldiğinde çağrışım kurulacağına vurgu yapılmıştır. Yanıt: A 3 Alışkanlığı yok etme ile alışkanlığı bastırma birbirinden farklıdır. Alışkanlığı bastırmada, birey istenmeyen davranışı meydana getiren uyarıcılardan uzak tutulur. Başka bir deyişle bireyin çevre değiştirmesi sağlanır. Soruda da Gülcan’ın çevresi değiştirilmiştir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Watson’a göre uyarıcıya karşı ortaya konan en son tepkinin tekrar yapılma olasılığı fazladır (En son ve en sık yapılma ilkesi). Yanıt: C 46 6 Guthrie’ye göre cezada da her şeyde olduğu gibi öğrenmenin tek yasası olan bitişiklik önemlidir. Ceza cezalandırılan davranışa zıt, onun yerini alabilecek yeni bir davranış oluşturduğunda başarılıdır. Sorudaki anne de eve girme ile manto ve şapkayı yerine asma arasında bitişiklik oluşturarak cezalandırılan davranışa zıt istenen yeni bir davranış geliştirmiştir. Yanıt: A 9 Etkinin yayılması, yapılan pekiştirme işleminin pekiştirilen doğru davranışın tekrar edilmesini sağladığı gibi bu davranışa eşlik eden yanlış davranışların da tekrar edilmesine yol açmasıdır. Ayşe Öğretmen özet çıkarma gibi istenilen bir davranışı pekiştirirken kitabın sayfalarını kıvırma, yırtma gibi istenmeyen davranışların da tekrar edilmesine zemin hazırlamıştır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Çağrışımsal geçiş bir uyarıcı durumda gösterilen bir tepkinin, duruma yeni uyarıcıların eklenmesi eski uyarıcıların derece derece çıkarılmasıyla yeni uyarıcılara da eski tepkinin gösterilmesidir. Kedi uyarıcısı korku tepkisi ile ilişkili iken, çağrışımsal geçiş yoluyla kedi uyarıcısı bir başka tepki olan anneye duyulan güven ve sevgi ile bağlanmıştır. Yanıt: D 8 Thorndike’a göre tepkinin sonucu tatmin edici, haz verici ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağın gücü artmaktadır. Başka bir deyişle uyarıcının yol açtığı tepki pekiştirilirse uyarıcı ile tepki arasındaki bağ güçlenir ki buna etki kanunu denir. Örneğimizde de Kerim’in davranışı pekiştirildiği için kalıcı hâle gelmiştir. Yanıt: E 10 Öğrenilmiş tepkinin ortaya çıkmasını engelleyen faktörler bir durumdan diğerine, bir andan diğer bir ana değişme göstermektedir. Hull buna salınım etkisi der. Yanıt: D 47 DİĞER DAVRANIŞÇI KURAMLAR – III Tepkide bulunma çalışmayı gerektirir. Çalışma da yorgunluğa neden olur. Yorgunluk ise organizmayı (Sinan’ı) tepkide bulunmaktan alıkoyar. Bu engellenmeye “tepkisel engelleme” denir. Yanıt: B 4 Guthrie’ye göre ceza da her şeyde olduğu gibi öğrenmenin tek yasası olan bitişiklikle doğrudan ilişkilidir. Yerine getirilmesi mümkün olmayan bir durum da (millî takımın tur atlama heyecanı) Sevinç Öğretmen öğrencilerinden ders düzenine geçmelerini istemiş ve bu isteği sınıftaki karmaşa ile bitişiklik oluşturduğundan daha sonra aynı uyarıcıyla (Sevinç Öğretmen’in uyarısı) karşılaşıldığında da sınıftaki karmaşa tepkisi ortaya çıkmıştır. Yanıt: B ÇÖZÜM–23 1 2 5 Guthrie’ye göre bitişiklik uyarıcı–tepki bitişikliğidir. Bir kişi belli koşullar altında yaptığı bir davranışı, bir başka zamanda aynı koşullarla karşılaştığında da gösterme eğilimindedir. Yanıt: A 3 Watson davranışçı yaklaşımın babası sayılır. Davranışın altında yatan zihinsel süreçleri (algı, düşünme, bellek gibi) deneysel olarak inceleyen ekol bilişsel yaklaşımdır. Bilişsel yaklaşım Watson’ın temsil ettiği davranışçı yaklaşıma tepki olarak ortaya çıkmıştır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Thorndike’a göre yeni karşılaşılan bir durumda yapılan tepki, daha önce benzer durumda gösterilen tepkidir. Buna tepki anolojisi denir. Soruda da Zuhal anlamını bilmediği bir kelimeyle karşılaştığında (yeni durum) daha önce benzer durumda gösterdiği tepkiyi (sözlüğe bakma) göstermiştir. Yanıt: C 48 6 Eşik yönteminde uyarıcı çok az dozda verilerek istenmeyen tepkinin çağrışımı, ortaya çıkması engellenir. Sorumuzda da anne, babanın tutumunu yavaş yavaş değiştirmiştir. Yanıt: D 9 Çağrışımsal geçiş, bir uyarıcı durumda gösterilen tepkinin, duruma yeni uyarıcıların eklenmesi, eski uyarıcıların derece derece çıkartılmasıyla tamamen yeni uyarıcılara da eski tepkinin gösterilmesidir. Soruda da balık derece derece ortamdan çıkartılarak “ayağa kalk” uyarıcısına eski tepkinin (ayağa kalkma) gösterilmesi sağlanmıştır. Yanıt: C 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Thorndike’a göre ceza uyarıcı ve tepki arasındaki bağı zayıflatmamaktadır. Bu nedenle öğrencilerin davranışını biçimlendirmede cezaya değil, pekiştirmeye başvurulmalıdır. Yanıt: E 10 Hull’a göre yorgunluk olumsuz dürtü durumudur ve bu durumda, tepkide bulunmama pekiştirici bir etkiye sahiptir. Bir başka deyişle, tepkide bulunmama tepkisel engellemeyi yok ederek, olumsuz dürtü durumunu da azaltır. Bu tepkide bulunmamayı öğrenmeye koşullu engelleme denir. Sorumuzdaki Meral de iki gün ders çalışmayarak tepkisel engellemeyi yok etmiştir. Yanıt: C 8 Thorndike’a göre organizma önünde bulunan olası yolları deneyerek ve her denemede başarısızlığını en aza indirgeyerek yeni davranışlar kazanır. Yanıt: C 49 BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – I Bilginin uzun süreli bellekte depolanmasını ve sonraki süreçte hatırlanmasını kolaylaştıran yöntemlerden biri bellek destekleyici ipuçlarıdır. Bellek destekleyici ipuçlarından biri de askı sözcük yöntemidir. Bu yöntemde 1’den 10’a kadar her bir sayı için söylenişine uygun bir askı-sözcük bulunur. Öğretmen hatırlamak istediği isimleri 1’den 10’a kadar olan sayılarla uygun şekilde ilişkilendirerek hatırlanmasını kolaylaştırmak istemiştir. Bu nedenle kullandığı yöntem askı sözcük yöntemidir. Yerleştirme yöntemi ise hatırlanması istenen bilginin çok iyi bilinen çevredeki nesnelerle sırası ile eşleştirilmesidir. Harf yerleştirme stratejisinde hatırlanması istenilen bilgilerin ilk harfleri kullanılarak kısaltma yapılır ya da anlamlı bir cümle oluşturulur. Kafiye oluşturmada ise hatırlanması istenilen bilgi için kafiyeli bir söyleyiş oluşturulur. Yanıt: D 3 Seda Hanım düdüklü tencerenin kullanımını videoda uygulama yapıp aynı anda anlatan bir bayandan öğrenmiştir. Bilişsel modellemede model olan kişinin davranışla ilgili açıklama yapması, model davranışı gösterirken düşüncelerini ve gerekçelerini sözel olarak açıklaması söz konusudur. Bu nedenle yalnızca sosyal öğrenme olarak düşünmek sorunun yanlış çözülmesine neden olacaktır. Hem model olma hem de anlatarak davranışı anlamlandırma söz konusu olduğundan Seda Hanım’ın düdüklü tencere kullanımını öğrenmesi bilişsel modelleme yoluyla olmuştur. Yanıt: E Serbest hatırlamada birey listede yer alan kelimelere göz attıktan sonra sıraya önem vermeden listedeki kelimelerden aklına gelenleri ifade eder. Ayça da listedeki kelimelere göz attıktan sonra hatırlayabildiklerini serbest bir şekilde yani sıralamaya önem vermeden ifade ettiğinden serbest hatırlama gerçekleştirmiştir. Yalnızca listenin başında yer alan kelimeleri hatırlasaydı öncelik etkisi, sonunda yer alan kelimeleri hatırlayabilseydi sonralık etkisi olurdu. Serbest çağrışım ise psikanalitik psikolojide kullanılan bir yöntemdir. Burada kişinin herhangi bir durum ya da kelime karşısında ilk aklına gelenleri ifade etmesi sağlanarak bilinçdışı süreçler anlaşılmaya çalışılır. Yanıt: C 4 Deklaratif bilgi; gerçeklere, olaylara ve durumlara ilişkin yalın bilgilerdir. “Ne” sorusunun karşılığı olan bilgilerdir. Bu durumda Fatih’in banketin ne olduğuna ilişkin soruya verdiği cevap da deklaratif bilgi olarak ele alınır. Prosedürel bilgi, “nasıl” sorusuna verilen yanıtlardır, Bir işin nasıl yapılacağına ilişkin bilgilerdir. Metabilişsel bilgi ise, kişinin kendi bildikleri ve bilme şekli hakkındaki bilgileridir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 ÇÖZÜM–24 1 50 5 Selin film listesini hazırlarken aynı içeriğe sahip olan yani romantizm ve komediyi bir arada bulunduran benzer filmleri seçmektedir. Bu durumda listesini oluştururken dikkate aldığı unsur benzerlik olduğundan benzerlik ilkesine göre hareket ettiği söylenir. Yanıt: D 7 Uzun süreli bellek üç alt bellek türünden oluşmaktadır. Bunlar anısal bellek, işlemsel bellek ve anlamsal bellektir. “Ne” sorusuna aradığımız cevaplar anlamsal bellek içerisinde yer almaktadır. Kişinin geçmişinin ve hatıralarının yer aldığı bellek anısal bellektir. Bir işin nasıl yapılacağının bilgisinin yer aldığı bellek ise işlemsel bellektir. “Lale Devri nedir?” gibi tanımlama gerektiren bir sorunun cevabı anlamsal bellek içerisinde yer almaktadır. Bu nedenle sorunun doğru cevabı C seçeneğidir. Sevda’nın 8. sınıftayken başına gelen bu olayın hangi bellekte yer aldığı sorulmuş olsaydı cevabımız anısal bellek olurdu. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6 Gestalt yaklaşımına göre bireyi bir problemi çözmeye güdüleyen temel faktör ceza ya da ödül beklentisi değildir. Bireyin yeni bir durumla karşılaştığında bozulan dengesine yeniden ulaşma çabası onu problemi çözmeye güdüler. Cezadan kaçınmak ya da ödüle ulaşmak davranışçı kuramlara göre bireyi problem çözmeye güdüleyen temel faktörlerdir. Açıklanması gereken bir diğer seçenek ise “Karşılaşılan problemlerin çözümünde B tipi çözümler yerine A tipi çözümler kullanılmalıdır.” ifadesi ile karşılaştığımız C seçeneğidir. A tipi çözümler bilişsel kuramcıların savunduğu kavrayarak ya da içgörü geliştirerek öğrenilen çözümler iken; B tipi çözümler daha çok davranışçı kuramcıların üzerinde durduğu eski alışkanlıklar ya da ezberlenmiş kuralların kullanılmasıdır. Yanıt: B 8 Öğrenilenlerin serbest olarak hatırlanması istendiğinde ön ve son sıralarda öğrenilenlerin daha iyi hatırlandığı gözlenmiştir. Ön sıralarda öğrenilenlerin daha iyi hatırlanmasına öncelik etkisi, son sıralarda öğrenilenlerin daha iyi hatırlanmasına sonralık etkisi denir. Selim de Mülk Köyü’nde yaşadıklarını anlatırken son saatlerini daha iyi hatırlayabilmiştir. Bu durum sonralık etkisi olarak adlandırılır. Yanıt: E 51 BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – II Anahtar sözcük yönteminde öğrenilmesi gereken bir sözcük bilinen bir sözcükle eşleştirilir. Soruda da bilinen “Cart”la bilinmeyen “Carta” sözcüğü eşleştirilmiştir. Yanıt: C 4 Herhangi bir şeyin nasıl yapılacağı ile ilgili bilgilerin, işlemlerin depolandığı belleğe işlemsel bellek denir. Soruda da arabanın nasıl hareket ettirileceğinin bilgisi verilmektedir. Yanıt: A ÇÖZÜM–25 1 2 5 Duyusal kayıta gelen uyarıcılar dikkat ve seçici algı süzgeçlerinden geçerek kısa süreli belleğe aktarılır, uzun süreli belleğe değil. Yanıt: E 3 Acilen düşünme işlemleri kısa süreli bellekte yapılmaktadır. Kısa süreli bellek gerekli bilgileri uzun süreli bellekten geri getirerek hesaplama işini yapar ve işini bitirir. Ezgi Öğretmen’in öğrencileri de problem çözme işini kısa süreli bellekte bitirmişlerdir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Kısa süreli bellekte depolanan şey, sunulan şeyin tam olarak aynısı değildir. Gösterilen materyaller kısa süreli bellek tarafından sadeleştirilmekte, düzenlenmekte bazen de üstüne başka şeyler eklenerek zenginleştirilmektedir. Yanıt: C 52 6 Bilginin kısa süreli bellekte saklanma süresi en fazla 20 saniyedir. Ancak bu süre bilgiyi zihinsel ya da sesli olarak sürekli tekrar etme yoluyla uzatılabilir. Tekrar edilmediğinde bilgi kısa süreli bellekten kaybolur. Ecem sipariş listesini sürekli tekrar ederek bilginin kısa süreli bellekte kalış süresini uzatmış, malzeme listesini bir daha hatırlamasına gerek olmadığı için de unutmuştur. Yanıt: C 9 Loci yöntemi hatırlanması gereken bilgilerin, çevrenin fiziksel özellikleriyle ilişkilendirilerek akılda tutulmasıdır. Rana da alışveriş listesini odasında bulunan eşyalarla ilişkilendirmiştir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Zihinsel süreçte bilgi akışı kendiliğinden meydana gelmez. Bu akışı bilinçli olarak yönlendiren süreçler vardır. Bunlara yürütücü süreçler denir. Bu süreçler, hangi bilgiyi işlemek için hangi faaliyetlerin gerektiğini ve işlem ögesinin sistem kaynaklarını nasıl kullandığını belirlemek için işlem akışını kontrol eden bellek sisteminin ögeleridir. Yanıt: D 10 Bilginin sürekli depolandığı uzun süreli belleğe gelinceye kadar geçirdiği süreç şöyledir: II. Çevredeki uyarıcıların alıcılar yoluyla alınması III. Duyusal kayıt yoluyla bilginin kaydedilmesi 8 Duyu organlarının her birine gelen uyarıcıların ilk algılanmalarından duyusal kayıt sorumludur. Bilgi duyusal kayıtta çok kısa bir süre kalabilmektedir. Bazı yazarlara göre, bilginin kalış süresi yarım saniyeden daha azdır. Bazı yazarlar ise bilginin, duyusal kayıtta bir ile dört saniye arasında kaldığını düşünmektedirler. Parmağın gölgesi gözde çok kısa bir süre kaldığından dolayı bu durum “duyusal kayıt”la açıklanabilir. Yanıt: B V. Dikkat ve seçici algı süreçleri harekete geçirilerek, duyusal kayda gelen bilginin seçilerek kısa süreli belleğe geçirilmesi IV. Kısa süreli bellekte zihinsel tekrarın yapılması VI Bilginin kısa süreli bellekte kodlanması I. Uzun süreli bellekte depolanması Yanıt: B 53 BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – III Davranışlarımız üzerinde çevre ve bireysel faktörler etkilidir. Çevresel faktörlerle bireysel faktörler karşılaştığında çevresel faktörlerin davranışlarımızın üzerinde daha yoğun bir etkisi vardır. Örnekte bu durumu ifade ettiği için cevap B seçeneğidir. Yanıt: B 2 Yerleşim yöntemi, bireyin yeni öğreneceği bilgileri ya da terimleri doğru sırasına göre hatırlayabilmesi için, çok iyi bildiği bir çevrede bulunan ögelerle, hatırlamak istediği bilgi ya da terimleri eşleştirmesidir. Bu eşleştirme işleminden sonra, çevrenin planı zihinsel olarak izlenerek hatırlanmak istenen bilgi ya da terimler tekrar edilir. Yanıt: C 3 Anahtar sözcük yöntemi; Bu yöntem, iki ya da daha fazla birim arasında bağ kurmayı sağlayacak bir imaj ya da cümle oluşturmayı içerir. Bu stratejinin amacı, öğrenilecek materyaldeki birimler arasında içsel bağlar kurma, yani yapılaştırmadır. Özellikle yabancı dilde sözcük öğrenmede kullanılır. Yanıt: D Askı Sözcük Yöntemi (Kanca); bu yöntemin kullanılması sırasında iki işlem yapılması gerekmektedir. İlk yapılacak iş, hatırlanması kolay olan eş sözcüklerin sırasıyla ezberlenmesidir. Bunun için sayılarla ses benzerliği olan sözcüklerden bir isim listesi oluşturulur. İkinci aşamada, eş sözcükler ile anımsanması gereken sözcükler eşleştirilerek, bu sözcüklerin birbirleriyle etkileşimini gösteren görsel imajlar oluşturulur. Yanıt: E 6 Üst biliş-metabiliş olarak da adlandırılan yürütücü biliş kişinin neyi, nasıl öğreneceği üzerine düşünmesidir. Kişinin herhangi bir öğrenmeyi nasıl öğreneceğine dair sorular sorma, planlama, izleme, kontrol etme, yenileme, kendi kendini test etme gibi aktiviteleri nasıl, ne zaman yapacağını düşünmesi yürütücü biliş olarak adlandırılır. Yanıt: E 7 Bir olayı veya bilgiyi daha iyi hatırlamamız öncelik ve sonralık etkisi ile açıklanır. İlk öğrenilenlerin daha iyi hatırlanması öncelik, son öğrenilenlerin daha iyi hatırlanması ise sonralık etkisi ile açıklanır. Ket vurmalar unutma ile ilgilidir. Eğer önceki öğrenilen unutulmuş ise geridekine ket vurulmuştur. İki öğrenilenden ilerideki eski öğrenilenin etkisi ile unutulmuş ise ileri ket vurma gerçekleşmiştir. Faz ardışıklığı ise birbiriyle bağlantılı öğrenmelerin oluşturduğu hücre topluluklarını ifade eden bir kavramdır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Örgütleme; öğrencinin yeni bilgileri, ön bilgilerini kullanarak kendisi için daha anlamlı olacak biçimde yeniden yapılandırması işlemidir. Örgütleme stratejileri; not alma, özetleme ve uzamsal temsilciler (Çizelge, tablo, matrisler, şematize etme, haritalama) oluşturma gibi etkinliklerle öğrencilerin bilgiyi kendine göre yeniden organize ettiği öğrenme stratejileridir. Daire içine almak ise algısal ayırt edilebilirliği etkilediği için dikkat stratejisi olarak ifade edilir. Yanıt: A 4 5 ÇÖZÜM–26 1 54 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bilişsel kuramcılar pekiştireç kavramına davranışçılar kadar önem vermemişlerdir. Davranışçılara göre pekiştireç o davranışın tekrar ortaya çıkmasını sağlayan, onu kuvvetlendiren bir konumdayken, bilişselcilere göre sadece yapılan davranışın ne derece doğru, ne derece yanlış olduğunu bildiren bir geribildirim görevinde görülmüştür. Yanıt: D 9 Bilgiyi işleme kuramına göre öğrenmenin oluşumu şu süreçler içinde meydana gelmektedir; a)Uyarıcı dış kaynaklardan duyular aracılığıyla alınır. b) Duyusal kayıtta seçilerek belli formlara dönüştürülür. c) Kısa süreli bellekte işlenir. d)Uzun süreli bellekteki ilişkili bilgi, çalışan belleğe geri getirilerek yeni bilgi ile bütünleştirilir ve bu yolla kodlanarak yeni bilgiye anlam kazandırılır. e)Kodlanan bilgi uzun süreli bellekte depolanır. Yanıt: C 10 Hatırlamayı zorlaştıran etmenler şunlardır: Bozulma: Uzun süre kullanılmayan ve iyi kodlanamayan bilgilerin hatırlanamamasıdır. Örneğin ilkokuldan beri görmediğimiz arkadaşımızın adını unutmamız. Karışma: Birbirine benzeyen bilgilerin birbirini karıştırmasıdır. Örneğin Kırıkkale’nin mi Kırklareli’nin mi İç Anadolu Bölgesinde olduğunu hatırlayamamamız. Yanlış yerleştirme: Yanlış algılama nedeniyle doğru şemaya kodlanamayan bilginin hatırlanılmaması durumudur. Örneğin denizle gökyüzünün ufuk çizgisinde birleştiğini gören bir çocuğun birleşmediğini hatırlamaması Bilgiyi değiştirme: Öğrenilen bilgiden farklı bir bilgi öğrenildiğinde eskisinin hatırlanmamasıdır. Örneğin kişinin evlendikten sonra eşinin kızlık soyadını hatırlayamaması İze bağlı unutma: Öğrenilen bilginin bellekteki izlerinin silinmesi nedeniyle hatırlanılmamasıdır. E seçeneğinde görmek istemediği arkadaşları yüzünden kişinin hafta sonu yapılacak olan okul pikniğini hatırlayamaması bastırma dediğimiz bilinçaltına atmadır. Yanıt: A 1 1 Anlamsal bellek (semantik): Bilginin anlamlı hâle gelmesini sağlar. Kavramlar ve ilkelerle ilgili şemalar bu bellekte yer alır. El kol hareketlerinin, jest ve mimiklerin anlamları, nesnelerin anlamları bu bellekte yer alır. Anısal bellek (epizodik): Yaşadığımız olayların depolandığı yerdir. Anısal bellek anlamlı belleğe göre daha güçlüdür. İşlemsel bellek (prosedürel): Belli bir işin yapılması için gerekli işlem basamaklarının sırasıyla saklandığı yerdir. Araba kullanma, çamaşır makinesini çalıştırma, futbol oynama gibi. Soruda öğretmenin üniversite zamanında öğrendiği bir bilgiyi aktarması söz konusu olduğu için cevap anlamsal bellektir. Eğer yıllar önceki bir anısını anlatmış olsaydı anısal bellek olurdu. Yanıt: B 12 Sürekli tekrar: Kısa süreli bellekteki bilgileri uzun süre orada tutmanın yolu tekrar etmektir. Kısa süreli bellekte 20 sn. civarında duran bilgiler, bu süre dolmadan yapılan her tekrar ile bu süreyi yeni baştan işletecek ve bilgiler daha uzun süre hafızada kalacaktır. Gruplama: Kısa süreli belleğin kapasitesi sınırlı olmasından dolayı yapılması gereken uyarıcıları gruplandırmaktır. Kısa süreli belleğin kapasitesi 7 ± 2 birimdir. 7 basamaklı bir telefon numarasını tek tek ezberlemek yerine ikili-üçlü gruplar hâlinde ezberlemek kısa süreli belleğimizin daha iyi kullanılmasını sağlar. Yanıt: D 55 BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – VI Zühtü Bey’in yaşamış olduğu ilginç duruşma anlarından hiçbirini hatırlayamaması epizodik (anısal) belleğinin çalışmadığının bir göstergesidir. Zühtü Bey’in davalar sırasında kullanacağı yasa ve kanunların hiçbirini hatırlayamaması semantik (anlamsal) belleğinin çalışmadığının bir göstergesidir. Zühtü Bey’in yemek yiyebilmesi ve çeşitli aletleri kullanabilmesi ise işlemsel (prosedürel) belleğin çalıştığının bir göstergesidir. Zühtü Bey’in hangi işlemi yapıyor olursa olsun hepsinde de işlevsel (kısa süreli bellek) belleği kullanıyor olması gereklidir. Çünkü tüm bilgi ve uyarıcıları yorumlayan bellek tipi budur. Dolayısıyla verilen seçenekler içerisinde geçerli olanı B seçeneğidir. Yanıt: B 2 Sıralı bir şekilde öğrenilmiş olan bilgilerden son kısımlarına doğru olanlarının daha kolay hatırlanması durumu “Sonralık etkisi” ile açıklanır. Nazlı’nın yaşamış olduğu bu durumda sonralık etkisine güzel bir örnek oluşturmaktadır. Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; 4 Asiye Hanım’ın arkadaşına tarih dersiyle ilgili bir konuyu anlatması, semantik (anlamsal) belleğini etkin bir şekilde kullandığının göstergesidir. Ahmet Bey’in eşiyle tanıştığı gün eşinin üzerinde bulunan kıyafetleri detaylı bir şekilde hatırlayabilmesi, epizodik (anısal) belleğini etkin bir şekilde kullandığının göstergesidir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Karate hocasının gerektiği durumlarda karate tekniklerini kullanması prosedürel (işlemsel) belleğinin etkinliğinde gerçekleşmiştir. Tarih profesörünün II. Meşrutiyet Dönemiyle ilgili bilgileri anlatması semantik (anlamsal) belleğinin etkinliğinde gerçekleşmiştir. Çocuğun kendini kovalayan köpekle karşılaşması, eski anılarının yeniden canlanmasına ve aynı korkuyu yeniden hissetmesi ise anısal (epizodik) belleğin etkinliğinde gerçekleşmiştir. Yanıt: B 3 Olumsuz aktarma (transfer) önceki öğrenmelerin sonraki öğrenmeleri zorlaştırması durumudur. Nazlı’da ise böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle olumsuz aktarma kavramı geçerliliğini yitirmiştir. İleriye ket vurma; önceden öğrenilmiş olan bir bilginin, daha sonra öğrenmiş olan bir bilginin hatırlanmasını zorlaştırıcı bir etki yaratmasıdır. Nazlı’da ise böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle ileriye ket vurma kavramı geçerliliğini yitirmiştir. İleriye etkin kolaylaştırma (İleriyi destekleme); önceki öğrenmenin sonraki öğrenmeyi kolaylaştırması durumudur. Nazlı’da ise böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle ileriyi destekleme kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Ket vurmalar ile olumsuz transfer arasındaki en bariz fark; olumsuz transfer tarzındaki soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması iken, ket vurmalarda ise soruların unutma (hatırlayamama) durumlarıyla ilgili olmasıdır. Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise; ket vurma sorularında unutulan bir durum üzerinde durulurken, öncelik veya sonralık etkisine dair sorularda ise daha kolay hatırlanması durumlarının üzerinde durulmaktadır. Yanıt: E ÇÖZÜM–27 1 56 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 5 Kişinin kendi biliş yapısının ve öğrenme özelliklerinin farkında olmasına “Yürütücü biliş” adı verilir. Aslı’da yaşanan durumda bu kavramla bire bir örtüşmektedir (sınava ne kadar hazır olduğunu ve özetli çalışırsa daha iyi öğrenebileceğini bilmesi gibi). Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise; Kişinin güdüsel süreçleriyle bilgiyi dışarıdan alıp, bu bilgiyi performansa dönüştürünceye kadar olan tüm bilgi işleme süreçlerini yöneten içsel sürece “yürütücü kontrol” adı verilir. Paragrafta ise bu kavramın önemine vurgu yapan bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle “yürütücü kontrol” kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Olay, olgu ve kavram gibi durumların anlanması, öğrenilmesi ve farkında olunmasına “biliş” adı verilir. Paragrafta ise bu kavramın önemine vurgu yapan bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle “biliş” kavramı geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: B 6 Deneklerin yapmış oldukları davranış ve olayları hatırlayamamaları, epizodik (anısal) belleklerini etkin bir şekilde kullanamadıklarının bir göstergesidir. (Epizodik bellek; günlük hayatta yaşanılan olayların (anıların) kaydedildiği bellek türüdür.) Kişinin çok ilgisini çeken dramatik ve duygusal olayların kaydedildiği belleğe flaş bellek adı verilir. Bu bellek sayesinde kişi o anı yeniden yaşıyormuşçasına o an hissettiği duyguları bile hatırlayabilmektedir. Soru kökünde ise böyle bir durumdan bahsedilmemiş olması nedeniyle en kuvvetli çeldirici olan flaş bellek geçerliliğini yitirmiştir. Bir resim ya da sayfayı kısa süre inceledikten sonra keskin ve ayrıntılı görsel imgelerin saklandığı belleğe fotoğrafsı bellek adı verilir. Bu bellek türüne çok az kişi sahiptir. Soru kökünde ise böyle bir durumdan bahsedilmemiş olması nedeniyle en kuvvetli diğer çeldirici olan fotoğrafsı bellek geçerliliğini yitirmiştir. (Hem fotoğrafsı hem de flaş bellek sıra dışı bellekler olarak bilinmektedir.) Anısal bellekte daha çok sıradan olayların kaydedilmesi durumu varken (örnek; doğum günü partisini hatırlamak gibi), flaş bellekte ise daha ilginç olayların kaydedilmesi ve bu olaylar hatırlanırken daha yoğun duyguların hissedilmesi durumu söz konusudur (Örnek; bir insanın ölümüne şahit olup bunu hatırlamak gibi). Yanıt: C 7 Deneklerin yapmış oldukları çizimler konusunda her geçen gün daha da ustalaşmaları, prosedürel (işlemsel) belleklerini etkin bir şekilde kullandıklarının bir göstergesidir. (İşlemsel bellek: Bir işin nasıl yapılacağına dair bilgilerin kaydedildiği bellek türüdür.) Yanıt: C 8 Belgin’in sürekli olarak gitmiş olduğu kuaförün yerini hatırlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşim yerlerini (nesnelerde olabilirdi) hatırlamaya çalışması, onun loci (yerleşim) bellek destekleyici ipucunu kullanarak kodlama yaptığının bir kanıtıdır. (Loci yöntemi: Hatırlanılmak istenen sıralı bilgilerin çevrede yer alan ögelerle (bina, nesne, eşya vb. gibi) sıralı bir şekilde ilişkilendirilerek imajlar oluşturulmasıdır.) Yanıt: A 57 BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – V 2 Bekir Sami Bey’in, İslami Devir Türk Edebiyatını aklında tutabilmek için bilgileri kafiyeli bir biçime getirip şiirselleştirmeye çalışması, ancak “Kafiye” yöntemiyle açıklanabilir. Kafiye yönteminde öğrenilecek bilgiler kafiyeli bir şekilde bir araya getirerek şiire dönüştürülür ve kodlama içselleştirilirken oluşturulan şiir ritimsel bir biçimde tekrarlanır. 3 Âdem Bey’in tebeşirle tahtaya vurması “Fiziksel uyarıcılara“, Âdem Bey’in tahtanın sağ alt köşesine bakın demesi “Emir verici uyarıcılara”, Âdem Bey’in sınıfta en çok konuşan öğrencisine “antilop” diye seslenmesi ise “Duygusal uyarıcılara” örnek verilebilecek durumlardır. Yanıt: B 4 Bengü, lisedeki matematik öğretmenlerinin isimlerini kodlarken sıralı bir şekilde listedeki isimleri rakamsal askılarla (bir yerine mir, iki yerine miki, üç yerine güç, dört yerine mort) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmesi “Askı sözcük” yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucunu kullandığının bir kanıtıdır. Kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Bengü’nün, sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle bu bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim (loci) yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. Bengü’nün, lisedeki matematik öğretmenlerinin isimlerinin baş harflerini kullanarak anlamlı bir cümle veya kelime oluşturmaya çalışmamış olması nedeniyle ilk harf (akrostiş) yöntemi de geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Selda’nın, İslami devir Türk edebiyatının dönemlerinin baş harflerini kullanarak anlamlı bir cümle oluşturmaya çalışması, “ilk harf (akrostiş)” yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucu ile açıklanır. (İlk harf yönteminde harfleri bir araya getirerek anlamlı kelimeler oluşturmanın yanında harflerin her birini kelimelere dönüştürerek anlamlı cümlelerde oluşturulabilmektedir.) Kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Selda’nın bilgileri kodlarken listedeki isimleri rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) bir birine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle askı sözcük yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. Selda’nın sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle bu bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim (loci) yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. Selda’nın sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken bilgileri kullanarak bir hikâye oluşturmamış olmasından dolayı zincirleme yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. (Zincirleme yönteminde; öğrenilecek olan sıralı bilgiler ilginç hikâyelere dönüştürülür ve hikâyenin içerisinde istenilen bilgiler sıralı bir şekilde yerleştirilirken oluşturulan her bir cümlenin birbiriyle bağlantılı olmasına dikkat edilir.) Yanıt: D En kuvvetli çeldiricilerden biri olan askı sözcük yönteminin geçersiz olma nedeni, Bekir Sami Bey’in bilgileri kodlarken İslami Devir Türk Edebiyatının bölümlerinin isimlerini rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle bu kavram, soru için geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: A ÇÖZÜM–28 1 58 5 Melike’nin, bölgelerle özdeşleşmiş olan hayvanların adlarını ve bölgelerini aklında tutabilmek için bilgileri kafiyeli bir biçime getirip şiirselleştirmeye çalışması, ancak “Kafiye (Uyak)” yöntemiyle açıklanabilir. Kafiye yönteminde öğrenilecek bilgiler kafiyeli bir şekilde bir araya getirerek şiire dönüştürülür ve kodlama içselleştirilirken oluşturulan şiir ritimsel bir biçimde tekrarlanır. Yanıt: A 7 Fırıncıların söylediklerine dikkat edilecek olursa, onların daha çok toplumun düşüncelerinden ve yaklaşımlarından korktukları ve bu düşüncelerini Hüseyin’e karşıda lanse etmeye çalıştıkları görülmektedir. Toplumun yeni düşünceleri baskılaması durumuna ise “Kültürel engeller” adı verilir ve Hüseyin’in de yaşamış olduğu durum buna güzel bir örnektir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 6 Kamil’in daha önce öğrenmiş olduğu 23 Nisan’la ilgili şiir nedeniyle daha sonra öğrenmiş olduğu 19 Mayıs’la ilgili şiirin mısralarını karıştırması ve bu nedenle hatırlamada zorluk çekmesi “İleriye ket vurma” kavramıyla açıklanabilir. Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların ise unutma durumlarıyla (bilişsel davranış biçimleriyle) ilgili olmasıdır. Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise; ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması durumları üzerinde durulur. Yanıt: C Farklı kavramları ortak noktalarından yola çıkarak gruplandırmak ve eldeki bilgileri düzenleyerek tutarlı yapılar oluşturma durumuna “Örgütleme” adı verilir. Tacettin’de Türkiye haritası, beyliklerin adları, kuruldukları bölgeler ve kuruluş – yıkılış tarihlerinden oluşan bilgi yığınını düzenleyerek tek bir çatı altında toplayarak örgütleme yapmıştır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Tacettin’in, sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle bu bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim (Loci) yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. Tacettin’in bilgileri kodlarken rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle askı (kanca) sözcük yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: A BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – I Bandura’ya göre modelin olumsuz davranışlarının cezalandırılması gözlemleyenlerin benzer davranışlarda bulunmalarını engellemektedir. Bu duruma dolaylı ceza denir. Cevat Öğretmen de olumsuz davranışlar gösteren öğrencilerini cezalandırarak diğer öğrencilerinin benzer davranışlarda bulunmasını engellemektedir. Yanıt: D 4 Organizma yapacağı davranış sonucunda bir ödül beklentisine sahiptir. Eğer bu beklediği ödülü elde edemezse kızgınlık duyar ve performansı düşer. Utku’nun beklediği ödül sadece bir teşekkür olmadığından, Tolman’ın kuramına göre, performansı düşmüştür. Yanıt: A ÇÖZÜM–29 1 59 2 3 Bandura’ya göre, bireyin davranışı ve çevre, karşılıklı olarak birbirlerini etkilemekte ve bu etkileşimler bireyin sonraki davranışlarını belirlemektedir. Davranış çevreyi; çevre ise davranışı değiştirebilir. Bandura buna karşılıklı belirleyicilik ilkesi der. Yani D seçeneğinde belirtildiği gibi çevre bireyin davranışlarını belirlemede başat faktör değildir. Yanıt: D 5 Tolman’a göre organizma gösterdiği belli bir tepkinin amaca ulaştırmayacağını gözlerse bu gözlemler sönmeyi meydana getirir. Bu koşullarda meydana gelen sönmeye de örtük sönme denir. Sorumuzdaki Emir de babasının işlerinin bozulmasını gözleyerek amaca ulaşamayacağını anlayıp not ortalamasını önemsememeye başlamıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Tolman’a göre organizma çevreden çok şey öğrenir. Ancak tüm öğrendiklerini etkinlik olarak göstermez. Öğrenilen bu bilgiler onlara ihtiyaç duyuluncaya kadar bellekte saklanır, sessiz kalır. Organizma gerek duyduğunda bilişsel haritadaki bu bilgileri kullanarak gözlenebilir davranışa yani performansa dönüştürür. Yanıt: B 60 6 Tolman’a göre yaşantı geçirmeden önceki geçici beklentilere denence denir. Bu denenceler yaşantılarla doğrulanır ya da doğrulanmaz. Denenceler doğrulandığında beklenti devam eder, doğrulanmadığında ise terk edilir. Soruda da eğlenme beklentisiyle eğlence mekânına giden kişinin denencesi doğrulanmadığından o kişi bir daha aynı mekâna gitmez. Yanıt: A 9 Bandura’nın kuramına göre özellikle çocuklar başkalarının davranışlarını ve davranışlarının sonuçlarını gözleyerek öğrenirler. Cemal de amcasını gözleyerek korku geliştirmiştir. Bu durumda dolaylı öğrenme kapasitesi ile açıklanır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Gözlem yoluyla öğrenme sürecinde model alınan etkinliklerin basit, yalın, açık ve çarpıcı olması gerekir. Gizlenmiş ve karmaşık olan etkinlikler daha az dikkat çekicidir. Yanıt: D 10 Tolman’a göre organizma bilişsel haritasını kullanarak diğer koşullar eşit olduğunda kendisini en kısa şekilde amaca ulaştıran yolu seçmektedir. Bu duruma en az çaba ilkesi denir. Doruk Bey’in öğrencileri de en az çaba ilkesine uygun davranmışlardır. Yanıt: E 8 Tolman’ın kuramına göre kafesteki kuşun amacı kafesten kaçmak olduğu için davranışlarını (kaçma davranışı) bu amaç belirler. Yanıt: C BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – II Sosyal bilişsel kuramın temel ilkelerinden biri de insanların kendi davranışlarını kontrol edebilme yeteneğine sahip olmasıdır. Selma Hanım sağlık sorunlarından kurtulabilmek için kendi davranışlarını kontrol altına almış, öz düzenleme kapasitesine başvurmuştur. Yanıt: B 4 Cantalense kültüründe doğrudan öğretim yerine doğrudan taklit kullanılmaktadır. Genç kızlar annelerinin davranışlarını kopya etmektedirler. Yanıt: C ÇÖZÜM–30 1 61 2 3 Tolman’ın kuramında organizmanın çevreye ilişkin organize edilmiş bilgi türüne bilişsel harita denir. Bilişsel harita denencelerin test edilmesiyle gelişir. Yanıt: B 5 Dürtü ayrımları öğrenme türünde organizma kendi dürtü durumunu belirler ve buna uygun tepkide bulunur. Soruda, diş hekimliğinde okuyan öğrenci de kendi ihtiyacını belirleyip biliş haritası oluşturmuş ve ona göre geleceğini planlamıştır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bireyin gelecekte karşılaşabileceği güç durumların üstesinden gelmede ne derece başarılı olabileceğine ilişkin kendi hakkındaki inancına (yargısına) öz yeterlilik denir. Soruda, Nesli’nin başarılı olacağına ilişkin inancı öz yeterliliğe örnektir. Yanıt: D 62 6 Tolman, farenin seçim noktasında, bir uyarıcıyı diğerlerine tercih etmeden önce durup, alternatif uyarıcıları karşılaştırdığını, karar vermeden önce çözüme götürecek uyarıcıları gözden geçirdiğini gözlemiştir. Bu sürece de zihinsel deneme yanılma demiştir. Yanıt: D 9 Alt amaç, esas amaçla aynı etkiye sahip olduğunda, alt amaç eş değer inanç oluşturmaktadır. Eda için yüksek not almak arkadaşları tarafından sevilip kabul edilmeye eş değerdir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Bandura’ya göre organizmanın davranışı ve çevre karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedir. Yani davranış çevreyi, çevre ise davranışı değiştirebilir. Potansiyel çevre bütün fareler için aynı olmasına rağmen, gerçek çevre her birinin kendi davranışına bağlı olarak değişmektedir. Fareler kola basarak çevreyi değiştirebildiği gibi kola basmayı öğrenemediklerinde çevre tarafından etkilenmektedirler ki buna “karşılıklı belirleyicilik” denir. Yanıt: B 8 Tolman’a göre davranış belli bir amaca dönük değilse, organizma öğrenme çabasından vazgeçer. Eğitimde kazandırılacak davranışlar öğrencinin amaçlarıyla tutarlı olmalıdır. Sorumuzdaki Deniz’e kimya, biyoloji dersleri daha ağırlıklı verilmelidir. Yanıt: A 10 Alan beklentilerinde organizma belli bir işareti gördüğünde onu belli bir diğer işaretin izleyeceğini bekler. Ahmet Bey de 97 numaralı durağa gittiğinde 97 numaralı otobüsün orada duracağını beklemektedir. Yanıt: A BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – III Destekleyici etkide gözlemci tarafından önceden bilinen ancak çok az yapılan bir davranış, modelin davranışı olumsuz bir tepki ile karşılaşmadığında artmaktadır. Soruda da köpekle oynarken olumsuz bir tepkiyle karşılaşmayan model, gözlemcilerin (çocukların) köpekten korkmama tepkilerini arttırmıştır. Yanıt: C 4 Faaliyetler rekabete dayandırıldığında akademik başarısı düşük, yavaş öğrenen öğrenciler geride kalır. Bu ifade ise istenen bir durum değildir. Yanıt: D ÇÖZÜM–31 1 63 2 3 Modelin davranışı gözlemcinin daha önceden kazandığı bir davranışın ortaya çıkmasını kolaylaştırıyorsa buna tepki kolaylaştırıcı etki denir. Soruda da model (ilk alkışı başlatan) gözlemcilerin (sinemadaki diğer bireylerin) önceden kazandıkları bir davranışın (alkış yapma) ortaya çıkmasını kolaylaştırmıştır. Yanıt: C 5 İnsanlar geçmişte yaşadıklarını, düşünce ve sembollerle zihinde kodlayarak ileriye dönük planlar yapma gücüne sahiptirler. Buna öngörü kapasitesi denir. Sorumuzdaki Alper de öğretmeninden gelecek soruyu tahmin edip kendince gerekli ön hazırlıkları yapmıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Engelleyici etki, gözlemcinin aynı davranışı yapan bir modelin cezalandırıldığını görerek davranışını bastırmasıdır. Soruda da Aysel Öğretmen modelin (mesaj gelen öğrencinin) davranışını yasaklayarak gözlemcilerin (sınıftaki diğer öğrencilerin) istenmeyen davranışını (mesaj bildirim sesi) engellemiştir. Yanıt: E 64 6 Arkadaşlarına karşı fiziksel güç kullanan bir çocuğu fiziksel ceza verilmesi, insanlara karşı fiziksel güç kullanılabilir mesaj verebileceğinden (model oluşturabileceğinden) sosyal öğrenme kuramını savunan bir öğretmen tarafından sınıf içinde uygulanmamalıdır. Yanıt: B 9 Tolman’ın kuramına göre Emre Bey’in “iyi bir tatil beklentisi” yani denencesi doğrulandığından gelecek yıl da Gökçeada tatili planlanabilir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Dolaylı yaşantılar; bireyin kendine benzer başka kişilerin başarılı ya da başarısız etkinlikleri, bireyin aynı etkinlikleri kendinin de başarabileceğine ya da başaramayacağına ilişkin yargısını dolayısıyla öz yeterlilik algısını güçlendirir. Cem’in kendine benzer özellikler gösteren Mert gibi tıp fakültesini kazanabileceğini düşünmesi dolaylı yaşantıya örnektir. Yanıt: E 8 Tolman’a göre davranışçıların savunduğu gibi davranış birimleriyle değil bütüncül (molar) davranışlarla çalışmak gerekir. Bütüncül davranış, anlamlı olan nispeten büyükçe bir birimdir. Yanıt: B 10 Çekinmeme durumunda model, tehlikeli ya da yasak bir davranış yapınca negatif bir sonuçla karşılaşmazsa gözlemci de o yanlış davranışı yapar. Sina da negatif bir sonuçla karşılaşmadığında arkadaşları da (gözlemciler) yanlış davranışı (sınav disiplinine uymamayı) yapmıştır. Yanıt: A BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – IV Tolman’ın öğrenme kuramına göre bireyin araştırma yoluyla belli bazı olayların belirli başka olaylara yol açtığını keşfetmesi ve bunları kullanarak amaca ulaşması işaret öğrenme olarak adlandırılır. Parçada Turgut, babasının dişleriyle bıyıklarını koparmasını onun kızgın olduğunun göstergesi olarak algıladığı için bu durum işaret öğrenme kavramı ile açıklanabilir. Bu soruda en kuvvetli çeldirici A seçeneğindeki beklentidir. Beklenti, bireyin davranışta bulunurken ödül beklentisi içinde olmasıdır. Bireyin beklentisini gerçekleştiren davranışı gösterme olasılığının artmasıdır. Yanıt: C 3 Öğrenmeye ilişkin performansın öğrenme sürecinde ya da anında kendini göstermediği, daha sonraki bir anda ortaya çıktığı öğrenme durumuna örtük öğrenme denir. Parçada Zeynel’in yıllardır köyüne gitmediği için hiç denememesine rağmen kayısıları pratik olarak nasıl toplanacağını bildiğini düşünüp bu düşüncesini başarıyla uygulaması bu öğrenme türüne örnektir. En güçlü çeldirici B seçeneğidir. Bu seçenekte yer alan yer öğrenme bireyin çevreye ya da mekâna ilişkin olarak geliştirdiği bilişsel haritalar aracılığıyla çevresini tanıması ve davranışta bulunabilmesini ifade eder. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İşaret öğrenme kuramına göre davranışlar yalnızca uyaranlara verilen tepkiler olmayıp davranışların amaca yönelik olarak gerçekleşmesi söz konusudur. Bu amaç istenen bir şeye kavuşmak ya da istenmeyen bir şeyden kaçınmaktan bir yere giderken en kısa yolu seçmeye kadar pek çok şeyi kapsayabilir. Parçada Mehveş’in, babasının kendisini azarlaması sonucunda suratını asıp küsmesi basit bir uyaran tepki bağıyla açıklanamayacağı, Mehveş’in bu davranışının isteklerini yaptırmak için amaçlı olarak gerçekleştirdiğini göstermektedir. Bu da amaçlı davranış kavramıyla açıklanabilir. A seçeneğinde yer alan kateksis öğrenme içinde bulunulan sosyokültürel bağlama göre dürtüsel gereksinimlerin belli nesnelerle ilişkilendirilmesinin öğrenilmesidir. B seçeneğinde yer alan eş değer inanç ise birincil ve ikincil amaçların örtüştüğü öğrenme yaşantılarını açıklar. C seçeneğindeki gizil öğrenme, performansın öğrenme sürecinde kendini göstermediği daha sonraki bir anda ortaya çıktığı öğrenme durumudur. D seçeneğinde yer alan güdüsel ayrım ise davranışa yol açan dürtüyü ve bu dürtünün neden olduğu tepkiyi öğrenmeyi kapsar. Yanıt: E 2 ÇÖZÜM–32 1 65 66 4 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! II ve IV numaralı ifadelerde yer alan görüşler edimsel koşullanma kuramını açıklar niteliktedir. Tolman’ın işaret gestalt kuramına göre ödül ve pekiştirmenin öğrenme üzerindeki etkisi ya çok az ya da hiç yoktur. Tolman bu kuramında bitişiklik ilkesini de reddederek öğrenmenin performansa yansımasının uzun bir zaman alabileceğini de savunmuştur. Yanıt: D 5 İşaret gestalt kuramına göre her davranış belli bir amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yani tüm davranışlar bir amaç doğrultusunda yapılır. Parçada aynı gösteriyi izleyen bireylerin bazılarının baleyi sevdiklerinden, bazılarının sosyal çevrelerinden onay almak istediklerinden bazılarının da entelektüel görünebilmek için bu gösteriyi izlemeleri aynı davranışın farklı amaçları karşılamak amacıyla oluştuğunu göstermektedir. Bu nedenle doğru yanıt B seçeneğidir. Çeldiricisi en yoğun seçenek alan beklentisi seçeneğidir. Alan beklentisi öğrenmenin uyarıcıuyarıcı eşleşmesine göre oluştuğunu ifade eder. Yani bir problem durumunu aşamalı bir dizi hâlinde çözerken bireyin bir işareti başka bir işaretin izleyeceğini öğrenmesidir. Yanıt: B 6 İşaret öğrenme kuramına göre bireyin toplumsal, kültürel süreçlere bağlı olarak bir uyarıcıyla bir dürtüyü gidermeyi öğrenmesi kateksis öğrenme olarak ifade edilir. Parçada Necati’nin yemek yerken yetiştiği yörede çok popüler olan etli ekmeği düşünmesi bu kavram ile açıklanabilir. Seçeneklerdeki en güçlü çeldirici C seçeneğindeki güdüsel ayrım kavramıdır. Bu kavram bireyin içinde bulunduğu durumda davranışa yol açan dürtüyü ve bu dürtünün neden olduğu tepkiyi öğrenmesini kapsar. Yanıt: B 7 Bireyin birincil ve ikincil amaçlarının yer değiştirmesi şeklinde gerçekleşen öğrenme yaşantıları eş değer inanç kavramıyla açıklanabilir. Parçada Reşit için arkadaşlarının gözüne girmek ile yüksek not alması aynı anlama geldiğinden bu durum eş değer inanç kavramı ile açıklanabilir. Seçenekler arasındaki en güçlü çeldirici E seçeneğindeki beklenti kavramıdır. Beklenti, bireyin davranışını yapmasını sağlayan etkinin pekiştireç değil ödül beklentisi olduğunu ifade eder. Yanıt: C 8 Amaçlı davranışçılık kuramına göre bireyin davranış sürecinde oluşan işaretler ve ortamdaki ipuçları ile bireyin beklentileri arasında önemli bir öğrenme ilişkisi vardır. Parçada I numaralı örnekte Kerim’in annesinin kapıdan girmesi daha önceki deneyimleri nedeniyle Kerim’de ödev kontrolü yapılacağı beklentisini oluşturmuştur. Dolayısıyla bu durum beklenti kavramıyla açıklanabilir. Yine amaçlı davranış kuramına göre bireyin öğrenme sürecinde birincil ve ikincil amaçlarının örtüşmesi eş değer inanç kavramıyla ifade edilir. Parçada II numaralı örnekte Tülay’ın albümünü çıkartması nedeniyle mutlu olması aynı zamanda insanların beğenisini kazandığı için mutlu olmasıyla eş değer hâle gelmiştir. Bu nedenle II numaralı örnek eş değer inanç kavramıyla ifade edilebilir. Yanıt: C BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – V Alan–Biliş yolları bir problemin çözümünde etkili olan yolun diğerlerinin çözümünde de etkili olmasıdır. Soru da en yakın cevap en az çaba ilkesidir. Yalnız en az çaba ilkesinde uyarıcılar ve tepkiler ile ilgili bir zihinsel harita oluşur. Kişi eğitildikten sonra kendini amaca götürecek alternatiflerden en kısa olanı seçerek amaca ulaşmaya çalışır. Soruda ise daha önceden öğrenilen işaretlerin kullanılarak başka bir problemin çözüldüğü görülmektedir. Yanıt: C 2 Tolman, kuramında pekiştireç yerine beklenti kavramını kullanmıştır. Ona göre beklenti organizmanın davranışlarına yön veren bir işaret konumundadır. Organizma için hâlâ beklenti konumunda olan bir işaret davranışı söndürmez aksine devam etmesini sağlar. Beklenti artık yoksa davranış söner. Yanıt: A C seçeneğindeki düşünce edimsel koşullanmaya aittir. Tolman öğrenmenin oluşmasında pekiştirece önem vermez. Pekiştireç ona göre motivasyonu ve performansı etkileyen bir işlev taşır. Yanıt: C 5 Bilişsel Senaryo: Bir olayın nasıl gerçekleştiği ile ilgili zihnimizde hazırladığımız senaryodur. Gizil öğrenmenin bir versiyonu olan bu kavram daha önce yapmadığımız bir işi farkına varmadan öğrenebildiğimizi açıklar. Bilişsel Harita: Fiziksel çevreyle ilgili olarak zihinde farkında olmadan oluşan haritadır. Olumlu Kateksis: Belli dürtü durumlarını belli nesnelerle ilişkilendirmektir. Bu ilişkilendirmede içinde yaşanılan toplumun özellikleri etkilidir. Olumsuz Kateksis: Belli dürtü durumunda belli nesneden kaçınmaktır. Yanıt: D 6 Örtük (Gizil) öğrenme; bilinçsizce, farkına varmadan, dikkatli bir gözlem yapmadan öğrenmeyi ifade eder. Tolman pekiştireç ya da ödül olmadan da öğrenebildiğimizi uygun zaman olduğunda bu öğrenmelerin ortaya çıktığını ileri sürer. Köhler tarafından ortaya atılan içgörüsel (kavrama yoluyla) öğrenmede, birey karşılaştığı bir problemi çözmeye çalışırken problemi, problemi oluşturan parçaları inceler, olası çözüm yollarını bir süre düşünür, zihninde deneme yanılmalar yapar ve bir anda çözüme ulaşır. Kamelon etkisi ise farkına varmadan birinin davranışlarını model almayı ifade eder. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Kişi birtakım öğrenmeleri gerçekleştirdikten sonra amaca ulaştıracak en kısa yolu seçer. (En az çaba ilkesi) Davranışın sonucunda hipotez doğrulanmazsa davranış tekrar edilmez. (Örtük sönme). Davranışlarımızın temelinde amaç vardır. (Amaççı davranışçılık) Belli dürtü durumları belli nesnelerle ilişkilendirilir. (Kateksis) Tolman’ın kuramına aittir. “Davranışların en küçük parçası dikkate alınarak incelenmeli” düşüncesi moleküler bir yaklaşım olup davranışçılara ait bir düşüncedir. Tolman davranışların molar yani bütüncül bir anlayışla ele alınmasını savunur. Yanıt: D 3 4 ÇÖZÜM–33 1 67 68 7 Deneysel sönme: Eğer bir organizma bir işaretin artık bir pekiştirece kılavuzluk etmeyeceğinin kesin olarak farkındaysa sönme gerçekleşir. Sönmenin nedeni, organizmanın artık o davranışa ihtiyacının olmamasıdır. Burada da artık ders zili bir beklenti oluşturmadığı için sönme gerçekleşmiştir. Yanıt: E 10 Örtük (Gizil) Öğrenme: Bilinçsizce, farkında olmadan öğrenmedir. Tolman pekiştireç ya da ödül olmadan da öğrenebildiğimizi uygun zaman olduğunda bu öğrenmelerin ortaya çıktığını ileri sürer. Soruda da Çınar farkına varmadan bir öğrenme gerçekleştirmiş olup uygun zaman geldiğinde bunu bildiğini ortaya çıkarmıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Kamelon etkisi farkına varmadan birinin davranışlarını model almayı ifade eder. Gizil öğrenmede ise örneğin çocuğun farkına varmadan bir olayı veya bir yeri öğrenmesi söz konusu olur. Örneğin farkına varmadan kırmızı ışıkta durulacağını öğrense gizil öğrenme olurdu. Burada ise farkına varmadan bir taklit öğrenildiği için Kamelon etkisi doğru yanıt olacaktır. Yanıt: C 9 Alan beklentisi: Organizmanın bir uyarıcının peşinden neyin geleceğini bilmesi, diğerlerini çağrıştırmasıdır. İşaret öğrenmeden sonra oluşur. Soruda da anons uçağın kalkacağını işaret eden bir uyarıcı konumundadır. Kateksis: Belli dürtü durumlarını belli nesnelerle ilişkilendirmektir Dürtü ayrımları: Organizmanın ihtiyaçlarını belirleyip ona uygun davranmasıdır. Eş değer inançlar: Alt amacın esas amaçla aynı etkiye sahip olmasıdır. Alan–biliş yolları: Bir problemin çözümünde etkili olan yol diğerlerinin çözümünde de etkilidir. Yanıt: D 11 Olumlu Kateksis: Belli dürtü durumlarını belli nesnelerle ilişkilendirmektir. Bu ilişkilendirmede içinde yaşanılan toplumun özellikleri etkilidir. Toplumun inanç, kültür, norm gibi özelikleri dikkate alınır. Trabzonlunun yemek deyince aklına hamsinin gelmesi gibi. Olumsuz Kateksis: Belli dürtü durumunda belli nesneden kaçınmaktır. Müslümanların domuz eti yememesi gibi. Yanıt: A 12 Dürtü ayrımları: Organizmanın ihtiyaçlarını belirleyip ona uygun davranmasıdır. Soruda da Doğa oyun oynama ve dinlenme ihtiyaçları arasında ayrım yaparak birine öncelik vermiştir. Yanıt: E 69 DİĞER ÖĞRENME KURAMLARI – I Yakınsak gelişim alanı Vygotsky’e ait bir kavramdır. Buna göre birey, tek başına öğrenebileceğinden daha fazlasını bir başkasından sosyal olarak öğrenir. Dilara tek başına yapabileceğinden daha fazlasını annesinden öğrenerek istediği sonucu elde edebilmiştir. Bu onun yakınsak gelişim alanını oluşturmaktadır. Yanıt: C 2 3 İnsancıl yaklaşıma göre bireyin kendini algılayışı başkalarının onu nasıl algıladığına bağlı olarak değişir. Benlik insanların çevre ile etkileşimlerinin sonucunda değişikliğe uğrar. Bu durum ayna benlik olarak adlandırılır. Yani insanlar birbirlerine ayna tutarlar ve birinin diğerine bakış açısı o kişinin kendisini algılayışını etkiler. Zuhal, insanlardan çok fazla etkilenip kendisini onların belirttiği şekilde algılayarak yönelimde bulunmaktadır. Bu durum ayna benlik ile açıklanır. Yanıt: D Beyin temelli öğrenme kuramına göre öğrenmede duygular çok önemlidir. Öğrenme; basit, sade bir olay değildir. Öğrenmemizi; ümit, beklentiler, öz saygı düzeyi, sosyal etkinliklere dayalı duygu ve düşüncelerimiz etkileyip düzenlemektedir. Duygular ve biliş birbirinden ayrılamazlar. Yanıt: A 5 Yapılandırmacı kurama göre öğrenme faaliyetinin ilk basamağı dikkat çekmedir. Sınıfa renkli ve komik kuklalarla gelen öğretmen öğrencilerinin dikkatini derse çekmeyi başarmıştır. Böylece dikkat çekme aşamasını uygulamıştır. Bir diğer aşama ise öğrencinin yanlış anlama olasılığını göz önüne alan öğretmenin açıklama yapmasını içeren açıklama basamağıdır. Koray Öğretmen, dersinde tahtayı kullanarak konunun detaylarını öğrencilerine açıklamış ve bu basamağı da uygulamıştır. Bir diğer aşama ise bilgiyi anlamlandırma aşamasıdır. Bu aşamada öğrenciler öğrendiklerini diğer bilgilerle ilişkilendirerek gerçek yaşamda uygular ve bilgiyi anlamlı hâle getirirler. Koray Öğretmen öğrencilerinden alışveriş yapmalarını ve ellerindeki paralarını saymalarını istediğinde bilgiyi anlamlı hale getirmelerini sağlamıştır. Son aşamada ise alışveriş sonuçlarını öğrencilerle inceleyerek değerlendirme basamağını da yerine getirmiştir. Ancak Koray Öğretmen toplama işlemini öğrencilerine doğrudan anlatmış, onların öğrenme sürecinde aktif olmalarını ve sonucu kendi çabalarıyla keşfetmelerini engellemiştir. Örneğin sınıfta konuyu anlatırken soru cevap tekniğini kullanarak öğrencileri yönlendirseydi öğrenci süreçte aktif olup bilgiyi keşfedebilirdi. Keşfetme basamağını uygulamadığı için Koray Öğretmen hata yapmıştır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İnsancıl (hümanist) yaklaşımda bireyin ilgi, istek ve ihtiyaçları ön planda olmalıdır. Öğretmen, davranışlarını öğrencinin ilgi, istek ve ihtiyaçlarına göre düzenlemelidir. Fatih Öğretmen, öğrencisinin dersten hoşlanmamasının kendi yönteminden kaynaklandığını düşünerek öğrencisinin ilgisini ve ihtiyacını merkeze alıp yöntemini ona göre yeniden düzenlemiştir. Bu davranışı hümanist yaklaşıma uygun bir davranıştır. Yanıt: E 4 ÇÖZÜM–34 1 70 6 İnsancıl yaklaşıma göre öğretmen öğrencilerine seçenekler sunmalı, seçimi ve kararı öğrenciye bırakmalıdır. Hiçbir durumda öğrenci adına karar vermemelidir. Böylece öğrencinin özerkliği desteklenmiş olur ve öğrenci kendisinin değerli olduğunu kabul eder. Yanıt: C 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Kurt Lewin’e ait yaşam alanı kuramının beş temel ilkesi gestalt psikologlarınca terapi sürecinde kullanılmaktadır. Organizasyon İlkesi: Yaşamımızda olup bitenlere, yaşantılarımızı tek tek değil, hepsini bir bütün olarak algılayarak anlam veririz. Bir davranış, ortaya çıktığı alandan soyutlanamaz. Bir davranışın anlamı, onun alandaki konumuna bağlıdır. Belirli bir anda ortaya koyduğumuz davranışların her biri birbirleriyle ilişkilidir ve bu davranışların dayalı olduğu hedefleri ya da ihtiyaçları, o andaki alanın bütünü belirler. Eş Zamanlılık İlkesi Lewin, belirli bir an içindeki yaşantı alanının, geçmişle ilgili olarak o anda hatırlananlarla, gelecekle ilgili olarak o anda ortaya çıkan beklentiler tarafından oluşturulduğunu ifade eder. Böylece birey, sadece o andaki durumu ile değil; geçmişi ve geleceği ile birlikte ele alınmış olur. Biriciklik İlkesi: Her bir durum ve her bir birey-alan kendine özgü ve tektir. Aynı zaman dilimi içinde ve aynı konumda olsalar bile iki kişinin davranışları benzer kurallarla açıklanamaz. Süreçte Değişme İlkesi: Bu ilke, alandaki değişimin sürekliliğine işaret eder. Yaşantılar kalıcı değil geçicidirler. Hiçbir şey sabit değildir. Bir birey için, belirli bir anda yaşananlar sadece o ana aittir. Olası Uygunluk İlkesi: Alandaki her bir parça toplam organizasyonla ilgilidir ve anlamlıdır, hiçbir parça önemsiz olduğu düşüncesiyle dışarıda bırakılamaz. Yanıt: C 8 Yapılandırmacı öğrenme kuramı öğrenci merkezli bir anlayıştır. Öğrenci bilgiyi kendisi keşfeder ve yapılandırır. Öğretmen bu süreçte öğrenciye yardım etme, iş birliği yapma ve ona rehberlik etme görevini üstlenir. Yanıt: C 71 DİĞER ÖĞRENME KURAMLARI – II Yapılandırmacı kurama göre, kişinin yapılandırdıkları bilgiler ancak kendisi için doğrudur; başkaları için doğru olmayabilir. Bunun nedeni insanların bilgileri, kişiden kişiye farklılık gösteren, farklı durumlardaki inançlar ve tecrübelere göre üretmesidir. Yanıt: D 2 3 Yapılandırmacılara göre bilgi bilen özneden bağımsız bir şekilde var olamaz. Bilen özne kendi kültürel ve kişisel geçmişine göre bilgiyi oluşturur. Yanıt: D Yapılandırmacı sınıflarda öğrenmenler konuyu ilginç bir şekilde kısaca açıkladıktan sonra öğrencilerin kendi yapılarını oluşturmalarına yardımcı olurlar. Sinan Öğretmen öğrencilerine bilgiyi dışardan taşımak yerine, kendi bilgi yapılarını oluşturma olanağı verilmiştir. Yanıt: B 5 Yapılandırmacı sınıflarda öğretmen ve öğrenciler sessiz olmayan bir ortamda çalışmaktadır. Sınıf meşgul, etkileşimli, hareketli ve gürültülüdür. Yanıt: B 6 Hümanist kurama göre bireyi harekete geçiren nesnel gerçekliğin bilgisini ele geçirmek değil kendi öznel yaşantılarıdır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Piaget’ye göre bilgi şemaları, dünya ile giderek daha karmaşık etkileşimler kurma sonucunda gelişmektedir. Eski şemalar yeni şemaları etkileyerek eski bilginin yerini yeni bilgiler almaktadır. Yanıt: C 4 ÇÖZÜM–35 1 72 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Nörofizyolojik kurama göre beynin sağ yarı küresinin algısal, dikkat çekiçi uzaysal, bütüncül bilgiyi işleme için daha uygun olduğu saptanmıştır. Yanıt: A 8 Hebb’e göre beyin kabuğunun işlevini en üst düzeyde gerçekleştirebilmesi için uyarılma düzeyinin ne çok yüksek ne de çok düşük olması gerekir. En üst düzeydeki performans, orta düzeydeki uyarılma ile gerçekleşmektedir. Yanıt: D 9 Nörofizyolajik kurama göre öğrenme, hatırlama gibi bilişsel fonksiyonlar beynin tümünde değil beyin kabuğunda meydana gelmektedir. Nörofizyolojik kuramın temsilcilerinden Hebb’in yaptığı bir araştırmada beynin ön lobundan önemli miktarda doku çıkarıldığı hâlde, bireyler, zekâlarından hiç bir şey kaybetmemişler, hatta bazı vakalarda daha zeki hâle gelmişlerdir. Yanıt: B 10 Uyarıcı bakımdan zengileştirilmiş çevrede yaşayan organizmaların bilişsel gelişimi diğerlerine göre daha üstte olmaktadır. Yanıt: D 73 DİĞER ÖĞRENME KURAMLARI – III Beyin kabuğunun bir parçası harap olduğunda diğer parçasının onun etkinliğini üstlenmesine eşit güçlülük (equipotentiality) denir. Yanıt: A Sosyal yapılandırmacı Vygotsky’e göre öğrenme tek başına gerçekleşmediği için kültürel - tarihi bağlamın öğrenmede önemi vardır. Kültürel ve tarihi bağlamı dikkate almada öğrenme yaşantıları düzenlemek pek anlamlı olmayacaktır. Yanıt: D Denekler lisans öğrencisi olduklarına göre nörofizyolojik ağları gelişmiştir. Nörofizyolojik ağlar Hebb’e göre çocuklukta gelişmekte ve bu öğrenmeler gelecekteki öğrenmelerin çevresini çizmektedir. Nörofizyolojik ağı gelişen denekler duyusal yaşantı sınırlılıklarıyla karşılaşınca bilişsel gelişimleri olumsuz yönde etkilenmiştir. Yanıt: C 4 Yapılandırmacı sınıflarda konular öğrenci ilgilerine dayalıdır. Ne öğrenildiği değil nasıl öğrenildiği daha önemlidir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–36 1 74 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ergenlik döneminde zenginleştirilmiş çevreye alınan fareleri kritik dönemi geçmelerine rağmen beyin kabuğu ağırlıklarında bir artış gözlenmiştir. Bu da yaşantı geçirme bakımından kritik dönemin önemi olmadığı sonucuna bizi ulaştırır. Yanıt: D 6 Hümanist kurama göre insan doğası gereği iyidir ve bu iyi olma potansiyelini ortaya koymaya çalışır. Davranışçıların savunduğu gibi insan zihni dış dünyanın bir yansıması değildir. İnsan kendi dışındaki dünyayı öznel yaşantısına göre algılar, yorumlar. Yanıt: A 7 Geçici olarak ilişkilendirilen bir hücre grubu serisine ardışık safha denir. Ardışık safha uyarıldığında, birbiriyle ilişkilendirilmiş olaylar, objeler fikir hâlinde akıp gider. Soruda da annenin ayak sesi hücre kümesi yüz hücre kümesiyle ve kucağa alınma hücre kümesiyle bağlanmıştır. Bu duruma da ardışık safha denir. Yanıt: C 8 “Bugün size aile türlerini öğreteceğim” önermesi öğretmen merkezli bir yaklaşımı ifade eder. Bunun içinde yapılandırmacı bir sınıfta kullanılmamalıdır. Yanıt: E 75 DİĞER ÖĞRENME KURAMLARI – IV Dışsal yapılandırmacılık, bilgi kazanımının dış dünyada var olan yapıların yeniden inşa edilmesini düşüncesindedir. Bilgi dış gerçekliği yansıttığı oranda doğrudur. Çağdaş bilgi işleme teorileri bu fikri şemaları üretimler ve bellek ağları gibi kavramlar içerisinde yansıtır. İçsel yapılandırmacılık, bilişsel eylemlerin koordinasyonuna vurgu yapar. Zihinsel yapılar doğrudan çevresel bilgilerle değil daha önceki yapılardan oluşmuştur. Piaget’nin bilişsel gelişim teorisi bu çerçeveye uygundur. Diyalektik yapılandırmacılık, bu iki uç örnek arasında bilginin insanlarla ve onların çevreleriyle etkileşimleri sonucunda olduğunu öne sürer. Bilgi daha çok çevreyle etkileşimin bir sonucu olan zihinsel çelişkilerin bir sonucudur. Yanıt: A 2 Yapılandırmacı kuramda öğretmen öğreten rolünden çok öğrenmeyi öğreten rolündedir. Öğretmen ancak öğrencilerin öznel olarak oluşturacakları bilgileri oluşturmalarına yardımcı olabilecek bir rehber konumunda olabilir. Yalnız bilgi öznelde olsa öğretmenin burada yapması gereken en önemli şey öğrencilerin iş birliği işinde bilginin peşinde koşmalarını sağlamak olmalıdır. Yanıt: D Duyusal öğrenme kuramı olarak da adlandırılan insancıl kuramda insan tek ve biricik olarak adlandırılır. Her insan kendi dünyasının merkezindedir. İnsan karşılıksız kabul edilmelidir. Bu nedenle öğrenciler sınıfı homojen hâle getiremez. Onları o bireysel farklılıklarıyla kabullenmesi gerekmektedir. Yanıt: E 5 Gagne’ye göre beş farklı öğrenme ürünü vardır. Bunlar sözel öğrenme, zihinsel beceriler, psikomotor öğrenme, tutum öğrenme ve bilişsel stratejileri geliştirmedir. Fizik dersini anlamak için bir yol geliştirme bilişsel strateji. Suyun kaldırma kuvvetini anlayabilme zihinsel beceri, Türkçe dersini sevebilme tutum öğrenme, Basketbol topunu potaya atabilme psikomotor öğrenme, Karadeniz bölgesinin dağlarını söyleyebilme sözel bilgileri öğrenmedir. Yanıt: E 6 Gagne’ye göre zihinsel beceriler belli bir hiyerarşi içindedir. Bunlar basitten karmaşığa şu şekildedir; Ayırt etmeyi öğrenme: Farklılık gösteren bir ya da daha fazla uyarıcıyı birbirinden ayırt etme Somut kavramlar: Masa, kalem gibi somut obje ile arkasında, üstünde gibi somut olayları bilme. Tanımlanmış kavramlar: Özgürlük, adalet gibi olay veya olgunun sözel açıklamasını yapma Kural öğrenme: Kuralı verilen bir duruma uygulayabilmek. Çoklu kural uygulama: Çeşitli ilişkiler yaparak problemi çözebilme Soruda da kareyle dikdörtgeni ayırt etme bunların arasında en basitidir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yapılandırmacı kuramda bilgi özneldir. Her birey kendi öğrenmesini kendi zihinsel şemalarıyla ilişkilendirerek ve kendi zihinsel çelişkilerini ortadan kaldırarak yapmaktadır. Bu nedenle doğru cevap öznel ve öğrenenin oluşturmasıdır. Yanıt: B 3 4 ÇÖZÜM–37 1 76 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İnsancıl kuramda bireyi anlamanın yolu içe bakış yöntemidir. Aynı zamanda her insan da kendini gerçekleştirme gizil gücü vardır. Öğretmen öğrencisini karşılıksız kabul etmeli onun kişiliğine saygı duymalıdır. İnsancıl kuramın etkilendiği görüşler gestaltcılık ve varoluşçuluktur (,Existentializm). Yanıt: D 8 Kendini gerçekleştirmiş kişinin belli başlı özellikleri şunlardır; Kendini, başkalarını, doğayı kabul eder. İçten, sade ve doğal davranır. Kendisinin dışındaki problemlerle ilgilenir. Kendilerine yeterler. Yaşamayı, doğayı güzellikleri takdir eder. Amaç ve araç arasındaki ayrımı yaparlar. Demokratiktirler. Yapıcı bir gülmece duygusu vardır. Doruk yaşantılar yaşayabilir. Başkaları ile derin ilişki kurabilir. Aşırı toplumsal kalıplaşmaya dirençlidir. Yanıt: B 9 Lewin gestaltçılığın öncülerinden biridir. Bu nedenle davranışçılığın çalışma prensiplerinden çok bilişsel yaklaşımın ilkelerinden hareket edecektir. Lewin’e göre öğretim sürecinde dikkat edilecek hususlar şunlardır; Her öğrencinin algılaması ayrı olacağından bireysel ayrılıklara dikkat edilmelidir. Öğretim materyallerini örgütleyebilmeli, şemalaştırmalı ve kavramlaştırılmalıdır. Yer ve zamana uygun pekiştirme yapılmalıdır. Öğrencinin ders sürecine etkin katılımı sağlanması transfer ve düşünme becerilerini geliştirecektir. Öğretmenin temel görevi bireyin gereksinimlerini görmesi ve onlara ilişkin içgörü geliştirmesine yardımcı olmaktır. Yanıt: A 10 Hull’un öğrenmeyle ilgili teoremlerinden biride bitişiklik ve dürtü azalmasıdır. Bu teoreme göre uyarıcıya verilen tepki ihtiyacı karşılıyorsa U-T bağı güçlenir. İhtiyaçlar karşılandıkça güdü azalır. Pekiştireçler bu bağı alışkanlık hâline dönüştürür. Yanıt: B 11 Hebb araştırmaları sonrasında çocukluk ve yetişkinlik çağında ortaya çıkan iki türlü öğrenme olduğunu ileri sürmüştür. Çocukluk çağında, hücre kümeleri ve ardışık safha öğrenmesi ortaya çıkarken, yetişkinlik döneminde içgörüsel ve yaratıcı öğrenme oluşur. Hebb çocukların doğduktan sonra gördükleri her nesne, duydukları her ses, her koku için birkaç nöronun aktif hâle geldiğini, bu aktiflik sonrasında birkaç nöron arasında bir ilişki ortaya çıktığını belirtmiş ve bunlara hücre kümeleri adını vermiştir. Ayrıca uyarıcı büyüklüğü ile hücre ağı büyüklüğü orantılıdır. Hebb bu sürece “ardışık safha” adını vermiştir. Yanıt: D 77 GENEL TEKRAR TESTİ – I Öğrenme malzemesinin kodlanıp uzun süreli belleğe aktarılmasında kullanılacak etkili yöntemlerden biri ilk harflerin sırayla dizilmesi yoluyla sözcük meydana getirme olarak bilinen akrostiş yöntemidir. Bu teknik, Altan’ın anlaşmaların isimlerini sırasıyla öğrenebilmesinde de etkili olacaktır. Yanıt: C 4 Koşullu tepki, organizmanın koşullu uyarıcıya verdiği tepkidir ve öğrenilmiştir. Kişinin bir ayak sesi duyduğunda ürpermesi, yaşantı sonucu kazanılmış koşullu tepki örneğidir. B, C, D, E seçeneklerinde verilen örnekler ise koşulsuz (doğal) tepkilerdir, öğrenmeye dayanmamaktadırlar. Yanıt: A ÇÖZÜM–38 1 5 2 3 6 Deneme yanılma (sınama–yanılma) yoluyla öğrenmede, sonuca ulaşmak için birçok yol denenmekte, sonuca en iyi ulaştıran yol benimsenmektedir. Nazlı’nın kırılan oyuncak bebeğinin parçalarını gelişigüzel deneyerek onu bir araya getirmeye çalışması sınama yanılma yoluyla öğrenmeye örnek verilebilir. Yanıt: A Soruda verilen açıklamalar, gizil (örtük) öğrenmenin özellikleri arasında yer almaktadır. Gizil öğrenme, bireyin farkında olmadan yapmış olduğu öğrenmeleri ifade etmektedir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Öz düzenleme kapasitesi bireyin kendi davranışlarını biçimlendirme potansiyelini kontrol edebilmesidir. Yani kişinin kendi yaşantısını düzenlemesidir. Buna göre Hayri Bey’in öğrencilerinin kendilerine göre bir çalışma düzeni oluşturmaları öz düzenleme kapasitesiyle açıklanabilir. Yanıt: E Edimsel koşullanmayla öğrenme sürecinde bir davranışın kazanılabilmesi için, davranışın organizma tarafından en az bir kez gerçekleştirilmesi ve bu davranışın pekiştirilmesi gerekmektedir. Buna göre resim yarışmasında ödül alan bir öğrencinin yetenek sınavlarına katılmaya karar vermesinde, aldığı ödül pekiştireç görevi görmüş, davranışın sıklığının artmasında etkili olmuştur, bu durum edimsel koşullanma kuramına göre davranışın kazanılmasına örnek verilebilir. Yanıt: E 78 7 Sistematik duyarsızlaştırma, özellikle korkuların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu teknikte amaç, korku duyulan uyarıcıya organizmanın yavaş yavaş yaklaştırılmasıdır. Kreş müdürünün önerdiği teknikte Nisan’ın annesinden ayrı kalma korkusunu yenmeye yönelik yapılan etkinlikler sistematik duyarsızlaştırmaya uygundur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Yakınsak gelişme alanı, Vygotsky’nin kuramında yer almaktadır ve çocuğun öğrenme sürecinde, yetişkin rehberliğinin önemini vurgulamaktadır. Eğitim uzmanının çocuklara ahlaki davranış kazandırmada anne babaların önemine değinmesi, yakınsak gelişim alanı ile ilişkilendirilebilir. Yanıt: A 9 Tepkisel koşullanma, organizmanın daha önce tepki vermediği bir uyarıcıya, koşullanma sonucunda tepki vermeye başlamasıdır ve özellikle duygusal tepkilerle ilgilidir. Hatice’nin, katı tavır sergileyen müdürden ve onun yanında kurumun adından bile rahatsız olması tepkisel koşullanmayla açıklanabilir. Yanıt: A 10 Öncelik etkisi, daha önce öğrenilen bir öğrenme malzemesinin, daha sonrakilerden iyi hatırlanmasıdır. Aysun Hanım’ın İstiklal Marşı’nın ilk iki kıtasını çok iyi hatırlaması, daha sonraki kıtaları hatırlayamaması öncelik etkisi ile açıklanabilir. Yanıt: A 79 GENEL TEKRAR TESTİ – II İçgörüsel öğrenme, problemin çözümünün aniden kavranması yoluyla gerçekleşmektedir, çözüme geçiş bir anda kendini göstermektedir. Soruda verilen açıklama içgörüsel öğrenme türüne aittir. Yanıt: B 2 Algıda tamamlama, nesnenin eksik olan birimlerinin, boşlukların tamamlanarak doğru biçimde algılanmasıdır. Buna göre Melih’in eski gazetelerdeki silinmiş harflere karşın yazıları düzgün biçimde okuyabilmesinin nedeni, algısal örgütleme yasalarından “algıda tamamlama” ile açıklanabilir. Yanıt: E 5 Bir uyarıcıya karşı gerçekleştirilen özellikle duygusal tepkiler, tepkisel koşullanma yoluyla kazanılmaktadır. Nurhan’ın bireysel bir yaşantısı olmamasına rağmen istatistik dersiyle ilgili duyduğu sözlerden sonra bu derse karşı olumsuz duygular hissetmesi tepkisel koşullanmayla açıklanabilir. Yanıt: B 6 3 Bilgileri gruplandırarak birim sayısını azaltma yolu ile kısa süreli bellekteki sınırlılık aşılmaktadır. Bu durum hatırda tutmayı kolaylaştırmaktadır. Eyüp Bey’in banka görevlisine kimlik numarasındaki rakamları tek tek değil de gruplayarak söylemesi, hatırda tutma sürecini kolaylaştırmaktadır. Yanıt: C Alışma, organizmanın sürekli pekiştirilmesi sonucunda, davranışı yapmaktan vazgeçmesidir. Alışma, aslında organizmanın sürekli pekiştirildiği için, pekiştirecin önemini kaybetmesinden de kaynaklanmaktadır. Nursel’in sürekli hediye alması, ödüllendirilmesi, ödülün pekiştireç olarak değerini yitirmesine neden olmuş, alışmaya yol açmıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Sosyal öğrenme kuramına göre, gözlemci, modelin davranışlarından etkilenmektedir. Selim, babasının kendisine kitap okumasını öğütlediğini ancak kendisinin hiç kitap okumadığını söylemektedir. Bu duruma göre, babası model olma davranışını göstermemekte ve sosyal öğrenme kuramının temel ilkelerine uygun davranmamaktadır. Yanıt: E 4 ÇÖZÜM–39 1 80 7 Sönme, pekiştirilmeyen davranışın sona ermesidir. Mağaza çalışanlarının güleryüzle karşılaması, Naciye Hanım için pekiştireç görevi görmektedir. Çalışanların değişmesi sonucunda Naciye Hanım’ın alışveriş yapmaktan vazgeçmesi ise sönmeyle açıklanabilir. Yanıt: C 9 Öğrenme, yaşantı ya da tekrar yoluyla davranışlarda meydana gelen, oldukça kalıcı değişikliklerdir. Buna göre “D” seçeneğinde verilen örnek dikkate alındığında, Ahmet Bey’in dışarıdan gelen fren sesiyle irkilmesinin öğrenme sonucu kazanılmış bir davranış olmadığı, reflekse dayalı bir tepki olduğu görülmektedir. Yanıt: D 10 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Olumsuz pekiştirme, organizmanın içinde bulunduğu olumsuz durumdan kurtaran bir davranışı yapma sıklığının artmasıdır. Buna göre Celal Bey’in rahatsız olduğu durumdan saçlarını kazıtarak kurtulması, onun bu davranışını sürekli hâle getirmesi, olumsuz pekiştirmeyle açıklanabilir. Yanıt: B Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin bir amaca ulaşmak için elinden geleni yaptığı hâlde başarıya ulaşamaması nedeniyle bu durum için çaba göstermekten vazgeçmesidir. Olcay yaptığı iş başvurularından olumlu cevap alamadığı için iş bulamayacağını düşünmeye başlamıştır. Olcay’ın içinde bulunduğu durum öğrenilmiş çaresizliktir. Yanıt: D 81 GENEL TEKRAR TESTİ - III Öğrenme üzerinde etkili olan faktörlerden olan algısal ayırt edilebilirlik; yanındaki uyarıcılardan daha farklı özelliklere sahip olan uyaranların daha kolay fark edilip daha kolay öğrenilmesini ifade eder. Parçada Kerim Bey’in önemli bölümleri anlatırken hem tahtaya vurması hem de ses tonunu yükseltmesi algısal ayırt edilebilirliği sağlamak amacı taşıdığı söylenebilir. Çağrışımsal anlam; öğrenilen malzemenin zihinde çeşitli çağrışımlar yapmasıdır. Kavramsal benzerlik; öğrenilecek malzemenin benzer özelliklerine göre hiyerarşik bir düzene sokularak kavram haritaları oluşturmaktır. Yanıt: C İçsel güdülenme bireyin çevresi tarafından desteklenip cesaretlendirilmesine gerek duymadan kendi kendini güdülemesidir. Parçada Gökmen okuduğu kitabın etkisiyle kendi karar verip psikoloji okumaya istekli hâle geldiği için içsel güdülenmiştir. D seçeneğinde yer alan dışsal pekiştirme bireyin çevresindekilerin cesaretlendirmesiyle bir şeye karar verip istekli hâle gelmesidir. B seçeneğinde yer alan içsel pekiştirme ise bireyin kendi kendini ödüllendirmesidir. Yanıt: A Yeni bir öğrenme durumunda olan bireyin o güne kadar sahip olduğu tüm özellikler hazırbulunuşluğu ifade eder. Parçada Emre’nin kuzeninden daha düşük kurda bir sınıfta yer alması hazırbulunuşluk düzeyinin kuzeniyle aynı olmadığını gösterir. Kurum yöneticisinin Emre’nin babasının isteğini reddetme gerekçesi de budur. B seçeneğinde yer alan olgunlaşma vücut sistemlerinin ve organlarının kendinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır. Parçada böyle bir durumdan bahsedilmemektedir. Yanıt: A 4 Eşik yöntemi istenmeyen tepkinin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla tepkiye neden olan uyarıcının az miktarda ya da belirsiz olarak sunulması esasına dayanır. Parçada Ali’nin istediği pantolonu aldırabilmek için başlangıçta daha makul gerekçeler sunarak alt yapı oluşturması ve böylece ailesinin bu isteğe önceden alışmasını sağlaması eşik yöntemini kullandığını gösterir. Çeldirici durumunda olan sistematik duyarsızlaştırma daha çok önceden oluşmuş fobileri ortadan kaldırmak için bireyi fobi uyarıcısıyla en az etkili olduğu bir düzeyde karşılaştırıp uyarıcı düzeyini git gide arttırıp korku nesnesine karşı duyarsızlaşmayı sağlamaya yönelik bir tekniktir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–40 1 82 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Koşullanma sürecinde koşullu uyarıcıya benzeyen diğer uyarıcılara da aynı tepkiyi vermeye genelleme; koşullu uyarıcıyla diğer uyarıcılar arasındaki farkı kavrayıp farklı uyarıcılara farklı tepkiler verme ise ayırt etmedir. Parçada kreş müdüründen korkan Seher’in kreşin hizmetlisi Ahmet Amca’dan da korkması genelleme, daha sonra kreş müdüründen korkmayı sürdürdüğü hâlde Ahmet Amca’dan korkmaması ayırt etme örneğidir. C seçeneğinde yer alan davranışta kontrast bir davranışın pekiştirilmediği ortamda yok olup pekiştirildiği ortamda artarak devam etmesidir. Yanıt: D 6 Tepkisel koşullanma sürecinde organizmada herhangi bir tepkiye yol açmayan uyarıcı nötr uyarıcı; organizmanın doğası gereği organizmada tepki oluşturan öğrenilmemiş uyarıcılara koşulsuz uyarıcı. Koşulsuz uyarıcının yarattığı tepkiye koşulsuz tepki, başlangıçta nötr durumda olup belli bir süre koşulsuz uyarıcı ile birlikte verilen ve koşullanma sürecinin sonunda koşulsuz uyarıcının yerini alan uyarıcıya koşullu uyarıcı; koşullu uyarıcıya gösterilen sonradan öğrenilen tepkilere de koşullu tepki denir. Parçadaki altı çizili sözcüklerde sonradan öğrenilmiş olup koşullu uyarıcıya gösterilen tepkiler örneklendirildiği için bu sözcükler koşullu tepki işlevini görmektedir. Yanıt: D 7 Duyarlılaşma etkisinde uyarıcıya verilen tepki zamanla artarken alışma etkisinde uyarıcıya verilen tepkinin giderek azalması söz konusudur. Dolayısıyla iki numaralı ifade alışmanın duyarlılaşmadan farkını ifade eder. IV numaralı ifade ise duyarlılaşmanın alışmadan farkını dile getirir. Dolayısıyla I ve III numaralı ifadeler hem duyarlılaşma hem de alışma etkisinde ortak olarak görülen durumları vurgular. Yanıt: B 8 Koşullanma sürecinde kaçma-kaçınma koşullanması bireyin hoşa gitmeyen bir uyarıcıya maruz kaldığında ondan kurtulmak için çaba harcaması ve rahatsız edici uyarıcıyı ortadan kaldırması (kaçma) ve bireyin olumsuz bir durum ortaya çıkmadan edimsel bir davranışta bulunarak olumsuz uyarıcıya maruz kalmaktan kurtulmasıdır (kaçınma). Parçada Yağız’ın ağabeyi üzerine geldiğinde anneannesinden yardım isteyip anneannesi odaya geldikten sonra ağabeyinin kendini bıraktığını görünce bu gibi durumlarda hemen anneannesinden yardım istemesi istenmeyen bir durumdan kendini kurtardığı için kaçma-kaçınma koşullanmasıyla açıklanabilir. Yanıt: C 83 DENEME – 1 Vahide’nin, arkadaşının attan düşüşünü ve bu esnada gözlerinde oluşan korkuyu gördükten sonra atı görünce kendini tedirgin hissetmeye başlaması ‘’Dolaylı duygusallık’’ kavramıyla açıklanabilirken, Vahide’nin eşekten düştükten sonra eşeği görünce tedirgin olması durumu ise ‘’Tepkisel koşullanma’’ kavramıyla açıklanabilir. 4. Yanıt: B Ek Bilgi: Sosyal öğrenme süreçleri: Dikkat: Sosyal öğrenmenin temel sürecidir, öğrenme dikkat ile başlar. Hafıza: Hatırda tutma, gerektiğinde kullanabilmek üzere bilginin depolanmasıdır. Amneziye uğratılmış farelerin, kırmızı ışık ve yüksek sesle yaşamış oldukları tedirginlik duygusunu hatırlayıp yine kırmızı ışık karşısında tedirgin olmaları ‘’Epizodik(anısal)’’ belleklerini etkin bir şekilde kullandıklarının bir göstergesidir. Eğer fareler yaşamış oldukları o olumsuz anları hatırlayamamış olsalardı kırmızı ışığa karşıda tepki veremezlerdi. Sorunun en kuvvetli çeldiricisi olan işleyen(kısa süreli) belleğin geçersiz olma nedeni ise; farelerin anısal belleklerinde o bilgiler saklanmıyor olsaydı farelerde kısa süreli belleğe eski bilgileri getirip yeni gelen uyarıcı(kırmızı ışıkla) ile karşılaştırarak öğrenmiş olduğu tedirginlik tepkisini veremezlerdi. ÇÖZÜM–1 1. Yanıt: A Davranış üretme: Zihinde davranışa dönüştürmedir. Ek Bilgi: Deklaratif bellek, anlatılan, ifade edilebilen bilgilerin tutulduğu bellektir. Anısal ve anlamsal olmak üzere ikiye ayrılır. Güdüleme: Koşullar oluştuğunda, davranışı üretmedir. Anısal bellek: Kişisel yaşantılarla ilgili bölümdür. Anlamsal bellek: Kurallar, genellemeler, kavramlar, terimler, problem çözme becerileri gibi genel bilgilerin yer aldığı bölümdür. 2. Robert isimli bilim adamı kırılmaz cam teknolojisini keşfedene kadar aralıksız bir deneme yanılma sürecine girerek en sonunda tesadüfi bir şekilde başarıya ulaşmıştır. Dolayısıyla Robert’in başarıya ulaşması ‘’Sınama yanılma’’ yoluyla gerçekleşmiştir. Yanıt: D 5. Gamze Hanım’ın lastikli saç tokasını kullanmaya alıştıktan sonra yeni mandallı tokaya alışmakta zorlanması(alışkanlıkların çatışması) öğrenme psikolojisine göre olumsuz aktarım kavramıyla açıklanır. Verilen seçenekler içerisinde bulunan güdüsel unutma(Bastırma) kavramı ise savunma mekanizmasıyla ilgili bir kavram olup bireyin uygun görmediği durumları bilincinden uzaklaştırarak unutması durumu olması nedeniyle soru için bu kavram geçerliğini yitirmiştir. 3. Farelerin tedirgin olmasına neden olan yüksek ses, fareler için öğrenilmemiş bir uyarıcı (koşulsuz uyarıcı = birincil pekiştireç) dır. Verilen seçenekler içerisinde ise öğrenilmemiş ve canlının hoşuna gitmeyen tek durum ‘’Olumsuz pekiştireç’’ olması nedeniyle sorunun cevabı bu seçenek olmuş olur Yanıt: E Ek Bilgi: İkincil olumlu pekiştireçler: Organizma için başlangıçta nötr olan fakat birincil olumlu pekiştireçlerle eşleştiğinde organizma için anlamlı olan pekiştireçlerdir. Yanıt: D Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle) ilgili olmasıdır. Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması durumları üzerinde durulur. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Gerçek deneme - yanılmada sonuna kadar denenir ve çözüme öyle ulaşılır. Kavrayışla öğrenmede ise birden öğrenilmektedir. 84 6. İbrahim Bey’in, eşinin eften püften meselelerle tartışma çıkartmasından sonra pırlanta yüzüğü vermeyi başka bir zamana bırakması ‘’Etkinin yayılması’’ kavramıyla açıklanabilir. Çünkü İbrahim Bey, o akşam pırlanta yüzüğü vermiş olsaydı eşinin eften püften meselelerle tartışma çıkartma davranışını pekiştirmiş olacaktı(pırlanta yüzüğün etkisiyle eşi yapmış olduğu bu hatalı davranışı doğruymuş gibi algılamaya başlayacaktı) ve eşi de daha sonraki günlerde aynı hatalı davranışı yapmaya devam edecekti. İbrahim Beyde böyle bir durumun gerçekleşmemesi için yüzüğü verme işini başka bir akşama bırakmıştır. 8. Seçenekler içerisindeki bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Yanıt: A Ek Bilgi: Birbiriyle karıştırılan üç kavram arasındaki en bariz farklar şunlardır: İstenmeyen bir davranışın ortadan kaldırılması için verilen uyarıcılara(ceza veya pekiştirece) rağmen davranışın ortadan kalkmaması durumu hâlinde uygulanmış olan uyarıcıya ‘’Karşı pekiştirme’’ denir. İbrahim Bey eşinde istemediği eften püften meselelerle tartışma çıkartma davranışına karşı herhangi bir uyarıcı verilmemiş olması nedeniyle ‘’Karşı pekiştirme’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir. Eşik yönteminde hoşlanılmayan bir uyarıcının ortama aşamalı bir şekilde verilerek(veya azaltılarak) o uyarıcıya karşı verilen istenmeyen tepkinin ortadan kaldırılması söz konusudur. Seçenekler içerisinde ise bu kavrama zaten yer verilmemiştir. Kademeli yaklaşmada (biçimlendirme) kişiye yeni bir alışkanlık(davranış biçimi) kazandırılırken aşamalı bir yol izlenmesi ve her bir aşamada bireye bir pekiştirecin verilmesi durumu söz konusudur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Kişinin özgürlüğüne bir müdahale olduğunu düşündüğü durumlarda özgürlüğüyle özdeşleştirdiği davranışı ısrarlı bir şekilde sergilemeye çalışması(aksi davranması) durumuna psikolojik tepkisellik adı verilir. 7. Aslı Hanım’ın parasını aylık %3 faizle bankaya yatırmış olması (Aslı Hanım’ın her ay aynı oranda faiz alması, tıpkı bir memurun her ay maaşını düzenli olarak alması gibi bir durum olması nedeniyle) ‘’Sabit aralıklı’’ pekiştirme tarifesine karşılık gelirken, Ozan’ın satmış olduğu her bilet başına %1 komisyon alması ‘’Sürekli” pekiştirme tarifesine karşılık gelirken, aylık satışlarda en yüksek ciroya sahip bayinin kardan %3’lük pay alması ve Ozan’ın aylık kaç bilet satışı yapacağının şansına bağlı olması nedeniyle her iki durumda ‘’Değişken oranlı” pekiştirme tarifesine karşılık gelmektedir. Dolayısıyla Ozan’ın aylık kazancının birden fazla pekiştirme tarifesinin etkinliğinde oluşuyor olması nedeniyle bu durum ancak ‘’Birleşik pekiştirme’’ pekiştirme tarifesiyle açıklanabilir. Üç halk otobüsü satın almış olan Kerem’in aylık kazancı ise otobüslerin yapacağı sefer sayısı ve bu seferler esnasında kaç yolcunun bineceğine(şansa) bağlı olması nedeniyle “Değişken oranlı” pekiştirme tarifesiyle açıklanabilir. Yanıt: B Ek Bilgi: Pekiştirme tarifelerinde ödül olarak ne verildiği değil, ödülün neye verildiği önemlidir. Yani pekiştirecin miktarına değil, ne zaman veya kaçıncı davranıştan sonra verildiğine bakılmalıdır Rahime Hanım, çocuğunun hayvanlara karşı hissetmiş ve sergilemiş olduğu olumsuz duygu ve davranış biçimlerini ortadan kaldırabilmek için çocuğunun hayvanlarla ve onları temsil eden durumlarla (çizgi film gibi) hoşça vakit geçirmesini sağlamış ve çocuğunun hayvanlara karşı sergilemiş olduğu tutum ve davranış biçimlerinin tam tersi bir şekilde ortaya çıkmasını sağlamıştır. Dolayısıyla Rahime Hanım’ın yapmış olduğu uygulamalar verilenler içerisinde ancak ‘’Karşıt koşullanma’’ kavramıyla açıklanabilir. (Karşıt koşullanma; geçirilen yaşantı sonucunda kişinin önceden bir uyarıcıya karşı vermiş olduğu tepkinin tam tersini vermeye başlaması durumudur.) 9. Şahin’in model uçağın parçalarını birleştirip uçağı uçabilecek hâle getirmeyi başarabilmesi “Sezgisel(Kavrama yoluyla) öğrenme’’ kavramına karşılık gelmektedir. Şahin’in uçak parçalarını birleştirirken yapım kılavuzu kullanmaması ‘’Modelden öğrenme’’ durumunun geçersiz olmasını sağlarken, parçaları birleştirirken önceden çeşitli denemeler yapmamış olması durumu da deneme yanılma yoluyla öğrenme kavramını geçersiz kılmıştır. Yanıt: C Ek Bilgi: Davranışçılara göre problemler deneme-yanılma ile çözülürdü. Gestalt kuramında ise problemin çözümü içerde, zihinde olup biter ve aniden ortaya çıkar. 85 10. Tolman, belli dürtülerin belli nesnelerle ilişkilendirilip dürtünün yalnızca o nesne ile giderilmesi eğilimine ‘’Olumlu kateksis’’ adını vermiştir. Cengiz’in de uykusuzluk(uyuma isteğini) dürtüsünü Zort Man resimli battaniyesiyle(bir nesne) ile ilişkilendirip bununla giderme eğilimi içinde olması ‘’Olumlu kateksis’’ kavramına karşılık gelmektedir. Seçenekler içerisindeki bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Koşulsuz bağlanma, bir gelişim psikolojisi kavramı olması ve Tolman tarafından bu alanda kayda değer bir çalışma yapılmamış olması nedeniyle geçerliğini yitirmiştir. Hareket biçimleri, kişinin bir amaca ulaşabilmek için yapmış olduğu davranışları benzer amaçlar içinde sergilemesi durumudur. Cengiz’de ise bir dürtüyü bir nesne ile ilişkilendirme(kateksis öğrenme) durumu olması nedeniyle bu kavram geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: D Ek Bilgi: Tolman’a göre pekiştirme organizmanın öğrenmesi için gerekli değil ama öğrenilenleri uygulamak için önemlidir. Yalnızca pratik amaçlar için pekiştireç kullanılır. 11. Okul idaresinin kullanıma açmış olduğu bilgisayar- Seçenekler içerisindeki bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Örtük sönme, daha önce pekiştirilen bir davranışın bir başkası tarafından yapıldığını ancak pekiştirilmediğini gören birinin bu davranışı yapmaktan vazgeçmesi durumudur. Paragrafta ise böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle bu kavram geçerliliğini yitirmiştir. Öğrencilere sosyal paylaşım sitelerine bıkıncaya kadar girmelerini sağlayan bir uygulama yapılmamış olması nedeniyle ‘’Bıktırma(yorma) yöntemi’’ geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: A Ek Bilgi: Davranışın pekiştirilmeyen ortamlarda azalması veya sönmesi, buna karşılık pekiştirilen veya pekiştirilme ihtimalinin yüksek olduğu ortamlarda ise sıklığında bir artış meydana gelmesine ‘’Davranışta kontrast(zıtlık)’’ adı verilir (Davranışta zıtlık durumunda iki ortam ve bu ortamların birinde aynı davranış çeşidinin sıklığında artış diğer ortamda ise azalış olması bu tarz soruların ipucudur.). ciler) tarafından daha önceden bilinen bir davranışın (toplum tarafından kabul görmeyen) model tarafından yapılınca gözlemci (veya gözlemciler) tarafından da sergilenmesi durumudur. Abdülrahman isimli öğrencinin ‘’Ben bu konuları hiç görmedim. Bu sınavı kabul etmiyorum!’’ diyerek boş kâğıdı öğretmenine vererek sınıftan dışarıya çıkmasıyla (toplum tarafından kabul görmeyecek bir davranış sergilemiş) birlikte diğer öğrencilerinde aynı davranışı sergileyerek sınıfı terk etmiş olmaları ‘’Çekinme/Çekinmeme’’ durumuna güzel bir örnektir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Sorunun etkinin yayılması kavramı ile açıklanabilmesi için yapılan doğru bir davranışın sonunda pekiştireç verilmeli ve bu pekiştirecin etkisiyle doğru davranışın yanında yapılmış olan istenmeyen bir davranışın da canlı tarafından doğru olarak algılanması ve yapılmaya devam ediliyor olması gerekirdi. Duygu yoğunlaştırıcı etki; modelin duygularının gözlemcinin duygularında meydana getirdiği değişiklikler(Yeni bir duygu öğrenilmesi değil daha önceden bilinen duyguların ortaya çıkması durumu) olması ve paragrafta ise toplum tarafından kabul görmeyen bir davranışın üzerinde odaklanılmış olması nedeniyle bu kavram, soru için geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: B Ek Bilgi: Çekinme/Çekinmeme de sergilenen davranışların önceden gözlemci tarafından biliniyor olması tepki kolaylaştırmayla ortak noktasıdır. Farkı ise çekinme/çekinmeme de sosyal olarak kabul görmeyen bir davranışın sergilenmesi varken tepki kolaylaştırmada ise sosyal olarak kabul gören bir davranışın sergilenmesi söz konusudur. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! ların amacı dışında kullanımını engellemek için filtre kullanmaya başlaması (sosyal paylaşım sitelerini kullananlar için hoşlarına giden bir uyarıcının ellerinden alınmış olması nedeniyle) verilenler içerisinde ancak ‘’İkinci tip ceza’’ kavramıyla açıklanabilir. Okul idaresi bu uygulama ile bilgisayarların amaç dışı kullanımını engellemiştir. 12. Çekinme/Çekinmeme etkisi, gözlemci (veya gözlem- 86 13. Hatırlanması gereken bilgilerden birinci ögenin ikinci 15. Şekil, algılama esnasında göze ilk çarpan uyarıcıdır. Kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Var olan bir uyarıcının olduğundan farklı algılanması gibi bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle en kuvvetli çeldirici olan ‘’Fiziksel illüzyon’’ yasası geçerliğini yitirmiştir. öge ile, ikinci ögenin üçüncü öge ile, üçüncü ögenin dördüncü öge ile ilişkilendirilerek öykü hâline getirilmesine ‘’Zincirleme yöntemi’’ adı verilir. Nazif’te Tolman’ın öğrenme türlerini (Alan biliş yolları, Alan beklentisi, Kateksis öğrenme, Eş değer inanç, hareket biçimleri ve Dürtü ayırımları) aklında tutabilmek için oluşturduğu hikâyede ‘’Zincirleme’’ yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucuna güzel bir örnektir. Zemin ise şeklin gerisinde(arka planında) kalan alandır. Dikkatin kayması ile şekil bir anda zemine, zeminde şekle dönüşerek birbirinden farklı uyarıcılar algılanabilir. Bu duruma ‘’Şekil-zemin ilişkisi’’ adı verilir. Şekle bakınca ilk olarak kedinin algılanması şekil, farenin algılanmaması ise zemindir. Daha sonra dikkatin kaymasıyla birlikte fare şekle kedi zemine dönüşmüştür. Bazı isimlerin baş harflerini kullanarak anlamlı bir cümle oluşturmaya çalışılmamış olması nedeniyle ‘’ilk harf (akrostiş)’’ yöntemi geçerliğini yitirmiştir. Bilgilerin kodlanırken listedeki isimlerin rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürülmemiş olması nedeniyle ‘’Askı sözcük’’ yöntemi geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: C Ek Bilgi: Algısal set (kurulum) oluşturma: Bireylerin dünyayı belirli beklentilere göre algılamasıdır. 13 İmgesinin, duruma göre “B” harfi ya da “13” sayısı olarak algılanması bu duruma örnektir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Anahtar sözcük yöntemi: Bu yöntem bilgiyi doğru sırayla hatırlamak için kullanılmaz; özellikle yabancı dildeki sözcükleri öğrenmek için kullanılır. 14. Bir organizmanın, öğrendiği bir davranışı sergileyebil- 16. Bir nesnenin alışılagelmiş işlevinin dışında kullanılamayacağının düşünülmesine ‘’İşleve takılma’’ adı verilir. Cemşit’in de klavye tuşlarının yazı yazmaktan başka bir amaçla kullanılamayacağını düşünmesi, işleve takılma durumuna güzel bir örnektir. mesi için çalışması gerekir. Canlının çalışması ise canlı üzerinde bir yorgunluğa neden olur. Bu yorgunluk neticesinde ise canlı tepkide bulunmayı bırakacaktır. Yorgunluğun canlının tepkide bulunmasını engellemesine ise Hull, tepkisel engelleme adını vermiştir. Baki’nin yaşamış olduğu durumda bundan ibarettir. Yanıt: B Yanıt: E Ek Bilgi: Yaratıcı düşünmeyi engelleyen bazı faktörler: • Duyusal engel (hissi davranma): Bir öğretmenin kendi çocuğu söz konusu olduğunda baba gibi davranması Alışkanlık gücü: Uyarıcı ile tepki arasındaki bağ gücüdür. Dürtü azalması: Pekiştirmenin ihtiyacı karşılar nitelikte olması, canlının dürtüsünde azalmaya neden olmaktadır. • Algısal engeller: Bütünün içinde parçayı görmek zordur. Bütünün içinde gözlenenler zor algılanır. • Kültürel engeller: Toplumsal değer ve gelenekler, kültürel engellere örnektir. • Deneyimler (alışkanlıklar): Öğrenilen ve sürekli tekrarlanan alışkanlıklardır. Alışılan yaşam tarzı değişimi zorlaştırır. Ek Bilgi: Reaksiyon gücü: Öğrenilen bir davranışın istenilen herhangi bir anda yapılma olasılığıdır. Crespi etkisi: Pekiştirme miktarı ve büyüklüğünün performans üzerindeki etkisidir. 87 DENEME – 2 Birgül’ün, seyyar merdivenle doğrudan bir yaşantı geçirmemesine rağmen sadece annesini gözlemleyerek seyyar merdivene karşı bir korku geliştirmesi ‘’Dolaylı duygusallık’’ kavramı ile açıklanır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; 3. Sorunun en kuvvetli çeldiricisi olan kendini gerçekleştiren kehanetin geçersiz olma nedeni ise, Deniz Hanım’ın çabalarının ardından öğrenilmiş çaresizliğe kapılmış (Bu durumun en bariz göstergeleri sahip olduğu düşünce biçimi ve çabalamaktan vazgeçmiş olmasıdır.) ancak daha sonra bu öğrenilmiş çaresizlik inancını doğrulayacak herhangi bir davranış biçimi sergilememiş olmasıdır. Birgül’ün önceden herhangi bir nesneye karşı koşullanmamış ve dolayısıyla da onunla bağlantılı yeni bir koşullanma gerçekleşmemiş olması nedeniyle ‘’Üst düzey koşullanma’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir. Birgül’ün seyyar merdivenle ilgili daha önce bir olay yaşamamış(kaçma koşullanması oluşmamış) olmasından dolayı ‘’Kaçınma koşullanması’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir(Kaçma olmadan kaçınmada olamaz.). Passif beklenti ise sensori motor dönemine ait bir kavram olup henüz nesne sürekliliği kazanmamış bebeklerin ortadan kaldırılan bir nesneyi hareketsiz bir şekilde takip etmesi durumu olması nedeniyle bu soru için geçerliğini yitirmiştir. Birgül’ün annesinin seyyar merdivenden düşmesi kendiliğinden gerçekleşen bir olay olup dolaylı ceza ya da onunla paralellik taşıyan engelleyici etkiyle herhangi bir bağlantısı yoktur(Modele yapmış olduğu davranıştan dolayı ceza verilmemiştir.). Dolayısıyla da soru için ‘’Engelleyici etki’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: C Ek Bilgi: Batıl inanç, mantıksal bir temele dayanmayan inanç ve davranışlara denir. Bazen, nedenini bilmediğimiz davranışlarda bulunur ya da sözler söyleriz. Yolculuğa çıkan birisinin arkasından yere su dökmeyi, merdiven altından geçmemeyi, gece tırnak kesmemeyi, aksıran birisine “çok yaşa!” Demeyi bunlara örnek olarak verebiliriz. Yanıt: B Ek Bilgi: Sosyal öğrenme kuramına göre; • Davranış öğrenilir fakat hemen gösterilemeyebilir. • Öğrenme her zaman pekiştirece bağlı değildir. • İnsan uyarıcıya karşı tepki veren pasif bir organizma değildir. Cihangir’in köy işlerinde çalışarak kaslarının gelişmesi büyüme-olgunlaşma kavramıyla, Cengiz’in pizza yerken ağızının sulanması koşulsuz (doğal) tepkiyle, Nesli’nin koştuktan sonra yüzünün kızarması ise yine koşulsuz (doğal) tepkiyle açıklanabilirken, Nermin’in kaza haberleri görünce hüzünlenmesi ve Durmuş’un sigaradan uzak durmaya çalışması ise öğrenilmiş davranışla açıklanır. Yanıt: D Ek Bilgi: Öğrenmenin temel özellikleri; –– Davranışta değişme oluşur. –– Değişme yaşantı ürünü ya da tekrar sonucu gerçekleşir. –– Davranıştaki değişme, kalıcı izli olur. –– Öğrenmede birey aktif rol oynar. –– Öğrenme sonucu birey çevreye uyum sağlar. –– Öğrenme bireyin daha sonra karşılaşacağı durumlara farklı bir yaklaşım göstermesidir. –– Öğrenme doğrudan doğruya gözlenemez. –– Gözlenebilen bireyin performansıdır. –– Olgunlaşma öğrenmenin önkoşuludur 4. Abdurrahman’ın video indirme programını kullanmayı öğrendikten sonra yeni video indirme programını öğrenmekte zorlanması (alışkanlıkların çatışması) öğrenme psikolojisine göre olumsuz aktarım kavramıyla açıklanır. Verilen paragraf dikkatlice incelenecek olursa Abdurrahman’da daha önce kullanmış olduğu video programına karşı bir el alışkanlığı oluşmuş ve dolayısıyla video indirmesi gerektiğinde yeni program yerine eskisini çalıştırmıştır. Dolayısıyla Abdurrahman’da hatırlamayla (bilişsel yapıyla) ilgili bir problemden çok psikomotor niteliğindeki bir davranışın sergilenmesi anlamında bir problem yaşanmıştır. Verilen seçenekler içerisinde bulunan güdüsel unutma (Bastırma) kavramı ise savunma mekanizmasıyla ilgili bir kavram olup bireyin uygun görmediği durumları bilincinden uzaklaştırarak unutması durumu olması nedeniyle soru için bu kavram geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: E Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle) ilgili olmasıdır. Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması durumları üzerinde durulur. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2. Deniz Hanım’ın, kocasıyla mutlu ve huzurlu yaşayabilmek için çeşitli girişimlerde bulunmuş(çabalamış) ancak istediği mutlu ve huzurlu hayata bir türlü ulaşamayınca çabalamaktan vazgeçmiş olması ‘’Öğrenilmiş çaresizlik’’ kavramıyla açıklanır. ÇÖZÜM–2 1. 88 5. Doğan Öğretmen, Seyithan isimli öğrencinin hatalı davranışını görerek ceza vermemiş ancak bunun yerine tekrar hatalı davranışı yapmaması için ona cezaya alternatif bir yol olan ‘’Olumsuz pekiştirme/pekiştireç kullanma’’ yolunu tercih etmiştir. Bu uygulama biçiminde; kişiye hatalı davranış yaparsa bunun sonucunda hoşuna gitmeyen bir durumla karşılaşılacağı önceden bildirilir ve kişide istenmeyen durumla karşılaşmamak için davranışına çeki düzen verir. 7. Süleyman Bey, ilk görev yaptığı okuluna karşı koşullanmış(Bu süreçte okul koşullu uyarıcı olmuş, okulunu benimseyip sevmesi de koşullu tepki olmuştur.) ve bu koşullanmadan sonra ise eski okulunun etkisi(koşullu uyarıcı) ile karşısına çıkan diğer nötr uyarıcılara(diğer okullara) karşı koşullanamamış olması ‘’Engelleme’’ kavramına karşılık gelmektedir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Doğan Öğretmen’in, Seyithan’ın elinden hoşuna giden bir uyarıcıyı almamış olması nedeniyle en kuvvetli çeldirici olan ‘’İkinci tip ceza’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir. Süleyman Bey, birden fazla nötr uyarıcıyı(okulu) aynı anda görüp en dikkat çekici olanına karşı bir koşullanma yaşamamış olması nedeniyle ‘’Gölgeleme’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir. Ek Bilgi: Öğrenme psikolojisinde, kullanılan tehditlere olumsuz pekiştirme adı verilir. (Yani tehdidin eğitim bilimlerindeki kibar adı olumsuz pekiştirmedir.) Örneğin ödevini yapmazsan dışarıya çıkamazsın, sessiz olmazsan teneffüse çıkamazsın, sınavda konuşanın kâğıdını alırım gibi. Süleyman Bey yapmış olduğu bir davranışın karşılığında herhangi bir uyarıcı(pekiştireç) almamış ve dolayısıyla da yapmış olduğu davranışın yanındaki başka bir davranışı da sergilemeye başlamamış olması nedeniyle ‘’Etkinin yayılması’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: D Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Bir edimsel koşullama faaliyetinde, bir davranışın sıklığını arttırmak veya azaltmak için kullanılan uyaranın bir süre sonra istenmeyen davranışı pekiştirmeye başlaması durumuna “karşı pekiştirme” denir. Sürekli olarak olumsuz davranışların üstüne gitmek veya sadece olumsuz bir durum gerçekleştiğinde pekiştirme işlemi yapmak bu duruma sebebiyet verir. 8. 6. Tekir’in yaşadığı kaza ‘’Kaçma koşullanması’’ kavramına karşılık gelirken, yeniden bir kaza yaşamamak için caddeden uzak durmaya çalışması ise ‘’Kaçınma koşullanması’’ kavramına karşılık gelmektedir. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise kaçınma koşullanmasının, olumsuz pekiştirme ve ayırt etme kavramlarını da içinde barındırmasıdır. Yanıt: A Ek Bilgi: Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi de içinde barındıran geniş bir kavramdır. Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde kaçma koşullanmasının(uyarıcıyı görerek ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma koşullanması yok ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o zaman cevap olumsuz pekiştirmedir. Kaçma koşullanması gerçekleşmeden kaçınma koşullanması oluşmaz. Elektrik şirketinin, dürüst vatandaşların faturalarına kaçak elektrik bedelini yüklemesi dürüst vatandaşlar için bir ceza iken kaçak elektrik kullananlar için ise olumsuz pekiştirmedir. Çünkü yapılan bu uygulama ile kaçak elektrik kullananların, hem ileride karşılaşabilecekleri sıkıntıların(cezaların) önüne geçilmiş hem de ödemeleri gereken fatura yükünden kurtulmuş olmaktadırlar. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Karşı pekiştirme; istenmeyen bir davranışın ortadan kaldırılması için verilen uyarıcılara(ceza veya pekiştirece) rağmen davranışın ortadan kalkmaması durumudur. Kaçak elektrik kullanan kişilere karşı herhangi bir uyarıcı verilmemiş olması nedeniyle ‘’Karşı pekiştirme’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir. Kaçak elektrik kullanan kişilere dışarıdan hoşlarına gidecek bir uyarıcı(olumlu pekiştireç) verilmemiş olması nedeniyle ‘’Olumlu pekiştireç’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir Yanıt: E Ek Bilgi: Karşıt koşullanma bir tepkinin oluşmasına neden olan uyarıcılar değiştirilerek karşı tepkinin oluşturulması sürecine denir. 89 9. Orhan’ın jilete karşı koşullanmadan önce (olaydan önce) jilet ile tıraş köpüğünü birlikte görmesi ve bu iki nötr uyarıcıdan birine (jilete) karşı koşullanınca diğerine de(tıraş köpüğüne de) otomatikman koşullanmış olması tipik bir duyusal ön koşullanma (ön şartlanma) durumudur. Yanıt: A Ek Bilgi: Koşullanmadan (olaydan) önce (nötr) uyarıcılar görülüp daha sonra birine karşı koşullanınca diğer uyarıcıya da yaşantı geçirilmeden koşullanma oluşmasına duyusal ön şartlanma adı verilirken, koşullanma (olay) olduktan sonra koşullu uyarıcı başka bir (nötr) uyarıcıyla eşleşip yeni bir koşullanmanın oluşmasına ise dereceli (üst düzey) koşullanma adı verilir. Bu tip soruların çözümünde dikkat edilecek en önemli nokta uyarıcıların olaydan (koşullanmadan) önce mi yoksa sonra mı görüldüğüdür. 11. Vakıf, yaptırmış olduğu reklam panosunda ‘’Algısal yanılsama(illüzyon)’’ sürecini etkin bir şekilde kullanmıştır. Bu algısal örgütleme yasasına göre bireyin, karşısındaki uyarıcıyı olduğundan farklı algılaması durumu söz konusudur.(Örneğin, su dolu bardağın içindeki sağlam bir kalemin kırık bir şekilde görülmesi gibi.) Panoya yerleştirilen özel bir mercek sayesinde 135 cm’den uzun ya da kısa olanların görmüş oldukları mesajların farklı olması algısal illüzyon kavramına güzel bir örnektir. Nasıl ki su dolu bardağın içindeki kalemi herkes kırıkmış gibi algılıyorsa bu durumda da kişi boy uzunluğuna göre(yetişkinler ve çocuklar) aynı panodan(iki farklı mesajın yine aynı panonun üstüne yerleştirilmesine rağmen) birbirinden farklı mesajları görüp algılaya bileceklerdir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Sabit olan nesnelerin hareketliymiş gibi algılanmamış olması nedeniyle ‘’Phi fenomen’’ yasası geçerliliğini yitirmiştir. Algıya giren şiddetli uyarıcıya odaklanırken diğer uyarıcıya odaklanılmaması(Dikkat edilirse kişi boy uzunluğuna göre uyarıcıdan yani mesajdan sadece birini görebilmekte diğeri ise algısına hiç girmemektedir.) gibi bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle ‘’Şekil-zemin ilişkisi’’ yasası geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: D tirilmediklerinde gayretli çalışmayı bırakmış olmaları ‘’Sönme’’ kavramına karşılık gelirken, gayretli çalışan işçilerin arada bir(değişken aralıklarla) sürpriz niteliğinde takdir edilmeleri(pekiştirilmeleri) ise ‘’Değişken aralıklı pekiştirme’’ tarifesine karşılık gelmektedir. Değişken oranlı pekiştirmede kişi yapılan kaç doğru davranışlardan sonra pekiştirileceğini önceden bilemezken, değişken aralıklı pekiştirmede ise kişi ne zaman pekiştirileceğini önceden bilemez. Verilen paragrafta da davranışa odaklı değil zamana odaklı bir pekiştirme durumu önerilmiştir. Yanıt: B Ek Bilgi: Alışma, kişinin beş duyu organıyla hissedebildiği fiziksel uyarıcılarla uzun süre karşılaşması sonucunda o uyarıcılara karşı tepkisiz kalması durumuyken, sönme ise kişinin pekiştirilmemesi sonucunda sergilemiş olduğu bir davranış biçimini terk etmesidir. 12. Oyuna katılan çocukların gözlerinin kapalı olması ve kendi etraflarında döndürüldükleri yetmezmiş gibi birde panonun da yeriyle oynanması, çocukların deneme yanılma yaparak başarılı olmasını beklemekten başka bir süreç değildir. Oyuna katılan çocuklar ellerindeki kuyruğu olması gereken yere yapıştırana kadar aralıksız bir deneme yanılma sürecine girecek ve en sonunda tesadüfi bir şekilde başarıya ulaşacaklardır. Yanıt: A Ek Bilgi: İşaret öğrenme, davranışçı kuram ile Gestalt’ı birleştirmiştir. Öğrenme sürecini küçük parçalar halinde değil bütüncül olarak ele alır. İçe bakışı reddeder. Davranışın oluşumunda bireysel faktörler de vardır. Organizma davranıştan sonra bir pekiştireç geleceğine dair bir biliş geliştirir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 10. Pekiştirilmeyen davranışlar söner. Yani işçilerin pekiş- Ek Bilgi: Algıda seçicilik, insanın algı sürecinde etkili olduğu kabul edilmiş psikolojik bir kavramdır. Çevrede bulunan uyarıcılardan, olaylardan ya da nesnelerden bir ya da birkaçına dikkati yöneltmektir. Algısal basitlik, organizma, karmaşık, zor olaylar yerine daha basit ve düzenli olanı algılama eğilimindedir. Basit, düzenli bir şekilde organize edilmiş şekiller karmaşık olanlardan daha kolay algılanır. Oldukça karmaşık bir yapıya sahip bir problemin daha kolay ve tek boyutlu probleme göre algılanması daha zordur. 90 13. Berke, dedelerinin isimlerini kodlarken sıralı bir şekilde listedeki isimleri rakamsal askılarla (bir yerine Pir, iki yerine Tilki, üç yerine Güç, dört yerine Kort, beş yerine Baş) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmesi ‘’Askı sözcük’’ yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucunu kullandığının bir kanıtıdır. Kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Berke’nin sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle bu bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim (loci) yöntemi geçerliğini yitirmiştir. Berke’nin, dedelerinin isimlerinin baş harflerini kullanarak anlamlı bir cümle veya kelime oluşturmaya çalışmamış olması nedeniyle ilk harf (akrostiş) yöntemi de geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: D Ek Bilgi: Anahtar sözcük yöntemi imajların kullanıldığı iki yönteme benzemekle birlikte, bu yöntem bilgiyi doğru sırayla hatırlamak için kullanılmaz; özellikle yabancı dildeki sözcükleri öğrenmek için kullanılır. Çeşitli konu alanlarının kavram ve olgularının öğrenilmesinde de kullanılabilir. dırma) farklı tepki çeşitlerinde bulunması ‘’Tepki genellemesi’’ kavramı ile açıklanabilir. Bir uyarıcıya karşı birden fazla tepki çeşidinin sergileniyor olmasının tepki genellemesinin en bariz belirtisi olduğu unutulmamalıdır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Ayırt edici edim, ayırt edici uyarıcının organizmayı harekete geçirmesiyle oluşan davranışa verilen isimdir. Özgür’de ise böyle bir durumunun yaşanması nedeniyle ayırt edici edim kavramı geçerliğini yitirmiştir. Garcia etkisi, yaşanan bir olayın olumlu ya da olumsuzluğunun diğer durumlara da yayılmasıdır. Bu yayılma yapılırken uyarıcıların birbirini çağrıştırması yeterlidir. Özgür’de ise böyle bir çağrışım yaşanmamış olması nedeniyle Garcia etkisi kavramı geçerliğini yitirmiştir. Gözlemcinin, modelin yapmış olduğu bir davranışı taklit etmesi ve bunun sonucunda pekiştireç almasıyla birlikte modelin diğer davranışlarını da örnek almaya başlaması durumu ‘’Genellenmiş taklit’’ kavramı ile açıklanır. Özgür’de ise böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle genellenmiş taklit kavramı geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: C Ek Bilgi: Uyarıcı genellemesinde uyarıcı sayısı çokken, tepki genellemesinde ise sergilenen tepki sayısı çoktur. U1 T3 U2 →Tepki - Uyarıcı U3 Uyarıcı genellemesi T2 → Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 14. Özgür’ün aynı uyarıcıya karşı(sabahları kardeşini uyan- T1 Tepki genellemesi 15. Bir probleme yaratıcı çözümler bulabilmek için öncelik- le problemin tüm unsurlarının tam bir şekilde algılanmış olması gerekir. Problemin unsurlarının tam olarak algılanamaması sonucunda, probleme yaratıcı çözümler bulunamaması durumu ‘’Algısal engeller’’ kavramına karşılık gelmektedir. Paragrafta da bu kavramın önemine vurgu yapılmaktadır. Yanıt: D Ek Bilgi: İşleve takılma : nesneleri belli işlevlerinin dışında kullanmamaktır. 16. Narin’in, kaykaydan(nötr uyarıcı) düşerek dizinin derisinin yüzülmesiyle (koşulsuz uyarıcı) canının yanması(koşulsuz tepki), bu süreçten sonra kaykayı(koşullu uyarıcıyı) görünce dizinde bir sızı hissetmesi ise (koşullu tepki) kavramlarına karşılık gelmektedir. Yanıt: C Ek Bilgi: Klasik koşullanma ilkeleri: Bitişiklik: nötr (şartlı) ve koşulsuz uyarıcının verilme zamanları birbirine yakın olmalıdır. Koşullu ve koşulsuz uyaranın ardı ardına verilmesine bitişiklik denir. Habercilik: koşullu uyarıcının kendisinden sonra koşulsuz uyarıcının geleceğini organizmaya hatırlatmasıdır. İki tür habercilik vardır. Olumlu habercilik (ileriye yönelik koşullanma): koşullu uyarıcının kendisinden sonra gelecek koşulsuz uyaranın verileceğinin habercisidir. Olumsuz habercilik (geriye yönelik koşullanma): koşullu uyarıcının, koşulsuz uyarıcının verilmeyeceğine yani geride kaldığına ilişkin haberci olmasıdır Sönme: koşullanma gerçekleştikten sonra şartlı uyarıcının koşullu uyarıcı olmadan tek başına verilmesi sonucu şartlı tepkinin azalarak ortadan kalkmasıdır. 91 DENEME – 3 1. 3. Yanıt: D Yanıt: E Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle) ilgili olmasıdır. Ek Bilgi: Duyusal uyum(alışma) beş duyu organımızla algılayabildiğimiz fiziksel uyarıcılara(ses, koku, ışık vb.) alışıp bunlara karşı tepkide bulunmama durumuyken, duyarsızlaşma psikolojik uyarıcılara alışıp korku, üzülme, heyecan, vb. gibi tepkilerde bulunmama durumudur. Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise; ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması durumları üzerinde durulur. Mehmet istemediği iki durum olan annesinin dayağı ve karanlık ile karşı karşıya kalmış ve daha çok dikkat çeken uyarıcı olan annesinin dayağından uzak durmayı seçerek karanlık ortama sığınmış olması ancak ‘’Gölgeleme’’ kavramıyla açıklanabilir. Annesinin şiddetine maruz kalıp(yani uyarıcıyla karşılaşıp) ortamı terk etmediği için kaçma koşullanması geçerliğini yitirmiştir. Daha önce annesinin dayağıyla karşılaşıp ortamdan uzaklaşmaması(Kaçma koşullanması yaşamaması) nedeniyle de kaçınma koşullanması geçerliğini yitirmiştir. İki uyarıcıdan en dikkat çekici olanına koşullanarak buna göre hareket etmesi durumu soru kökünün özünü oluşturması nedeniyle Mehmet’in annesinin dayağından kurtulmak için saklanmasıyla yapmış olduğu olumsuz pekiştirmenin bu soruda istenilen cevap olma niteliğini ortadan kaldırmıştır. Yanıt: A Ek Bilgi: Karşıt koşullanma; koşullu uyarıcının aksi etki yaratacak uyarıcı ile eşleştirilmesi sonucunda, başlangıçtaki etkisinin ortadan kaldırılması yöntemidir. 4. Derya’nın sobaya karşı koşullanmadan önce(olaydan önce) sobayla ışıldağı birlikte görmesi ve bu iki nötr uyarıcıdan birine(sobaya) karşı koşullanınca diğerine de(ışıldağa da) otomatikman koşullanması tipik bir duyusal ön şartlanma durumudur. Yanıt: B Ek Bilgi: Koşullanmadan (olaydan) önce (nötr) uyarıcılar görülüp daha sonra birine karşı koşullanınca diğer uyarıcıya da yaşantı geçirilmeden koşullanma oluşmasına duyusal ön şartlanma adı verilirken, koşullanma (olay) olduktan sonra koşullu uyarıcı başka bir (nötr) uyarıcıyla eşleşip yeni bir koşullanmanın oluşmasına ise dereceli(üst düzey) koşullanma adı verilir. Bu tip soruların çözümünde dikkat edilecek en önemli nokta; uyarıcıların olaydan(Koşullanmadan) önce mi yoksa sonra mı görüldüğüdür. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2. Duyusal uyum (alışma); organizmanın belli bir fiziksel uyarıcıya(uyarıcının şiddetinde bir değişme olmadan) belli bir süre maruz kalması sonucunda organizmanın o uyarıcıya karşı tepki vermemesi durumudur. Bu durum duyu organlarına yönelik bir alışmadır. Buna göre; A, B, C ve D seçeneklerinde duyu organlarının yaşamış olduğu bir alışmadan söz edilirken E seçeneğinde ise psikolojik bir uyarana alışarak tepki vermeme durumu olması nedeniyle sorunun cevabı E seçeneğidir. ÇÖZÜM–3 Neslihan’ın izcilikte öğrenmiş olduğu düğümden sonra dağcılık kulübünde kullanılan düğümü öğrenmekte zorlanması öğrenme psikolojisine göre olumsuz aktarım kavramıyla açıklanır. Verilen seçenekler içerisinde bulunan güdüsel unutma (bastırma) kavramı ise savunma mekanizmasıyla ilgili bir kavram olup bireyin uygun görmediği durumları bilincinden uzaklaştırarak unutmasıdır. 92 5. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6. Bahadır’ın yaşamış olduğu bu süreç içerisinde itfaiye aracının siren sesi önceden nötr uyarıcıyken, Bahadır’ın otomobile sıkışarak canının yanması (koşulsuz uyarıcı) sonucunda koşulsuz uyarıcıyla eşleşmiş ve koşullu uyarıcı hâline gelmiştir. Bahadır’ın siren sesini duyunca korkudan titremesi ise koşullu tepkidir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Olayda bir koşulsuz uyarıcının geride kaldığını haber veren bir durumun olmaması nedeniyle olumsuz habercilik seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Uyarıcıyı görüp ortamdan uzaklaşma gibi bir durumun yaşanmaması nedeniyle kaçma koşullanması (Zaten daha önce uyarıcıyla karşılaşılmış yaşanan bu süreçten sonra ancak kaçınma koşullanması oluşabilir.) seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: C Ek Bilgi: Tepkisel koşullanma yoluyla genellikle sevgi, korku, nefret, tiksinme gibi duygusal ve (tik, mide bulantısı, göz bebeği, vb.) basit refleksif davranışlar kazanılabilir. Genellikle çıkan soru tarzları da bu yöndedir. Edimsel koşullanma yoluyla ise daha çok alışkanlık kazanılması tarzındaki psikomotor öğrenmeler kazanılmakta olup genellikle soru tarzları da bu yöndedir. Erhan’ın köpek balığını görünce yüzerek sahile ulaşması ‘’Kaçma koşullanması’’ kavramına karşılık gelirken, köpekbalığıyla yeniden karşılaşmamak için denizden uzak durması ise ‘’Kaçınma koşullanması’’ kavramına karşılık gelmektedir. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise kaçınma koşullanmasının, olumsuz pekiştirme ve ayırt etme kavramlarını da içinde barındırmasıdır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Erhan’ın, kaçma koşullanması (köpek balığıyla karşılaşıp ortamdan uzaklaşması) gerçekleşmeden önce olumsuz bir durumla (köpek balığıyla) karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenlemiş (denize girmemiş) olsaydı sorunun cevabı olumsuz pekiştirme olurdu. Böyle bir durumun yaşanmamış olmasından dolayı olumsuz pekiştirme seçeneği geçerliğini yitirmiştir. Erhan’ın köpekbalığını daha önceden denizde görmüş olmasıyla (iki nötr uyarıcıyı koşullanmadan önce bir arada görmemiş) ilgili soruda bir vurgu yapılmamış olması nedeniyle duyusal ön şartlanma seçeneği geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: E Ek Bilgi: Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi de içinde barındıran geniş bir kavramdır. Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde kaçma koşullanmasının(uyarıcıyı görerek ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma koşullanması yok ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o zaman cevap olumsuz pekiştirmedir. Unutmayalım ki kaçma koşullanması gerçekleşmeden kaçınma koşullanması oluşmaz. 7. Murat’ın ceza almamak (olumsuz bir durumla karşılaşmamak) için davranışlarına çeki düzen vermesi olumsuz pekiştirme kavramı ile açıklanır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Murat yatağını düzeltmek, sinekkaydı sakal tıraşı olmak ve botlarını boyamak gibi durumları yapmayan ve bunun neticesinde cezalandırılan birilerini görmemesi nedeniyle dolaylı ceza seçeneği geçerliğini yitirmiştir. Bu seçenekle ilgili kafa karıştırabilecek tek durum arkadaşları tarafından Murat’ın sıkı sıkı tembihlenmesi durumudur. Ancak soru kökünde arkadaşlarının bu konular yüzünden ceza aldıklarına dair bir bilginin verilmemiş olması ve arkadaşlarının Murat’a sadece tembihte (öğütte) bulunmuş olması nedeniyle dolaylı ceza bu soru için geçerliğini yitirmiştir. Murat’ın başkalarını gözleyerek korku, sevgi, tiksinme vb. herhangi bir duyguyu geliştirmemiş olması nedeniyle dolaylı duygu seçeneği geçerliğini yitirmiştir. Murat’ın başkaları yapıyor diye daha önce bilmiş olduğu bir davranışı sergilememiş olması nedeniyle tepki kolaylaştırma seçeneği geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: C Ek Bilgi: Olumsuz pekiştireç; –– 8. Ceza değildir. –– Olumlu davranışı ortaya çıkarmak için kullanılır. –– Geri çekildiğinde olumlu davranış ortaya çıkar. –– Geri çekilmediğinde cezaya dönüşür. Canlının koşullandığı uyarıcının çekiciliğini ortadan kaldırmak ya da etkisini azaltmak için bu uyarıcının, istenmeyen(itici) bir uyarıcıyla eşleştirilmesine ‘’İtici uyarıcıya koşullama’’ adı verilir. Korkut’un annesi de baş dönmesi durumunu(itici uyarıcıyı) bilgisayarda oyun oynama durumuyla(çekici uyarıcı) eşleştirmeye çalışarak oğlunu bilgisayardan uzak tutmayı amaçlamıştır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Karşıt tepki oluşturma; bir çeşit savunma mekanizması olup kişinin hissettiklerinin tam tersi bir biçimde davranmasıdır. Böyle bir uygulamanın yapılmamış olması nedeniyle karşıt tepki oluşturma seçeneği geçerliğini yitirmiştir. Korkut’a direk bir ceza uygulanmaması nedeniyle de birinci tip ceza seçeneği geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: E Ek Bilgi: Çağrışımsal zıtlıkta uyarıcı ve tepki arasındaki bağlantı tek yönlü oluşur ve tersine çevrilemez. 1’den 100’e kadar saymayı öğrenen birey, 100’den geriye doğru sayamaz. 93 9. Aynı anda birden fazla(Sabit oranlı, sabit aralıklı ve değişken oranlı) pekiştirme tarifesi kullanılmış olması nedeniyle fabrikanın bu uygulaması ancak ‘’Katışık (Karma = Birleşik) pekiştirme’’ tarifesiyle açıklanabilir. Bu nedenle diğer seçeneklerde otomatikman geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: D Ek Bilgi: Katışık pekiştirme, sadece sabit oranlı ve sabit aralıklı tarifenin değil, birden fazla farklı tarife türünün birlikte geçilmek zorunda olduğu bir süreçtir. 11. Tepki kolaylaştırma, gözlemci tarafından daha önceden bilinen bir davranışın model tarafından yapılınca gözlemci tarafından da sergilenmesi durumudur. Yolcuların da acil durumlarda ortamı nasıl ivedilikle(telaşlı bir biçimde) terk edeceklerinin bilgisine sahip olması ve şoförün ivedilikle aracı terk etmesi sonucunda yolcuların da aynı davranış biçimini sergilemeleri ‘’Tepki kolaylaştırma’’ durumuna güzel bir örnektir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Sorunun etkinin yayılması kavramı ile açıklanabilmesi için; yapılan doğru bir davranışın sonunda pekiştireç verilmeli ve bu pekiştirecin etkisiyle doğru davranışın yanında yapılmış olan istenmeyen bir davranışın da canlı tarafından doğru olarak algılanması ve yapılmaya devam ediliyor olması gerekirdi. Gözlemcinin, modelin bir davranışının sonucundan etkilenerek o davranışı yapmaya istekli olması ve davranışı yapabileceğine dair kendisine olan inanmasına dolaylı güdülenme adı verilir. Yolcuların böyle bir süreci yaşamamış olması nedeniyle de bu seçenek geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: C 10. Coşkun’un karşılaştığı tüm kadınlara karşı aynı davra- nış biçimini sergilemesi ‘’Uyarıcı genellemesi’’ ile açıklanabilir. Benzer uyarıcılara karşı tek tip tepkide bulunma durumunun uyarıcı genellemesinin en bariz belirtisi olduğu unutulmamalıdır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Ayırt edici edim, ayırt edici uyarıcının organizmayı harekete geçirmesiyle oluşan davranışa verilen isimdir. Coşkun’da ise böyle bir ayırt etmeden ziyade var olan uyarıcılara karşı bir genelleme yoluna giderek tek çeşit tepkide bulunma durumunun yaşanması nedeniyle ayırt edici edim seçeneği geçerliğini yitirmiştir. Yanıt: B Ek Bilgi: Uyarıcı genellemesinde; uyarıcı sayısı çokken, tepki genellemesinde sergilenen tepki sayısı çoktur. 12. Aynı yönde giden işaretler, sesler ve şekillerin birlikte gruplandırılarak bir birinin devamı olarak algılanması ve sürekli devam ettiğinin hissine kapılması ‘’Algıda süreklilik(devamlılık)’’ yasasıyla açıklanır. Birinci şekildeki durumda bu algısal yasaya güzel bir örnektir. Yarım kalmış (tamamlanmamış) durumdaki şekillerin, seslerin ve çizgilerin canlı tarafından tamamlanmış şekilde algılanması ‘’Algıda tamamlama’’ yasasıyla açıklanır. İkinci şekildeki durum ise bu algısal yasaya güzel bir örnektir. Yanıt: D Ek Bilgi: Fiziksel illüzyon, algılanan uyarıcının özelliklerinden kaynaklanır. Bardaktaki çay kaşığının kırılmış gibi gözükmesi fiziksel illüzyona örnektir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Çekinme/çekinmemede de sergilenen davranışların önceden gözlemci tarafından biliniyor olması tepki kolaylaştırmayla ortak noktasıdır. Farkı ise; çekinme/çekinmemede sosyal olarak kabul görmeyen bir davranışın sergilenmesi varken tepki kolaylaştırmada ise sosyal olarak kabul gören bir davranışın sergilenmesi söz konusudur. 94 13. Ayak sesi nötr uyarıcı iken koşullanma süreciyle birlikte koşullu uyarıcı hâline gelmiştir. Taze meyve ise bu koşullanma sürecinde koşulsuz uyarıcı (edimsel koşullanma sürecine göre ise birincil olumlu pekiştireç)dır. Maymunun taze meyveye karşı sevinme tepkisinde bulunması ise koşulsuz uyarıcıya karşı verilen bir tepki olması nedeniyle koşulsuz tepkidir. Yanıt: C Ek Bilgi: İkincil pekiştireçler etkilerini daha çok klasik koşullanma yoluyla, birincil pekiştireçlerle eşleşerek kazanırlar. İkincil pekiştireçler öğrenmeye dayalı olduğu için etkisi her canlıda farklıdır. 15. Karga, balık tutmaya niyetlendikten sonra balık tutmak için önce herhangi bir girişimde bulunmamış sadece karşılaştığı problemle ilgili zihninde çeşitli çözüm yollarını sınamış ve aniden ekmekle balıkları kıyıya çekebileceğini düşünerek probleme çözüm üretmiştir. Karganın herhangi bir girişimde bulunmadan ve problem durumuyla alakasız bir davranış biçimi sergilerken birden harekete geçip çözüme ulaşması ‘’Kavrama yoluyla öğrenme’’ ile açıklanabilir. Karganın, aralıksız bir şekilde denemeler yaparak sonuca tesadüfi bir şekilde ulaşmamış olması deneme yanılma yoluyla çözüme ulaşmadığının bir göstergesidir. Yanıt: A Ek Bilgi: İşaret öğrenmeye göre öğrenme işarete verilen tepkidir. Tepkisel koşullanma düzeyinde basit bir öğrenmedir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 14. Thorndike’a göre çağrışım tek yönlüdür, yani uyarıcıtepki bağı nasıl kurulmuş ise sergileniş biçimi de o yönde daha kolaydır bu durumu tersten yapmak ise daha zordur. Thorndike bu durumu ‘’Çağrışımsal zıtlık’’ olarak açıklamıştır. Deneklerin deneyin ikinci aşamasında yaşadığı sorunda bu durumdan kaynaklanmaktadır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Kademeli yaklaşmanın başka bir boyutunu oluşturan tersine zincir durumunun soruda geçerli olabilmesi için yeni bir davranışın sondan başa doğru aşamalı bir şekilde kazandırılması ve her aşamasında pekiştireç verilmiş olması gerekirdi. Sonralık etkisi son öğrenilenlerin daha kolay hatırlanması durumuyken, geriye ket vurma ise yeni öğrenilmiş bir bilginin eski bilginin hatırlanmasını zorlaştırması durumudur. Ancak soru kökünde yukarıda verilen iki kavramla ilgili bir durumdan ziyade öğrenilmiş bir bilginin sondan başa doğru sıralanması esnasında yaşanan zorlanılmadan bahsettiği göz ardı edilmemelidir. Yanıt: A Ek Bilgi: Thorndike’ın hazırbulunuşluk yasasına göre birey; –– Etkinliğe hazırsa ve izin veriliyorsa mutlu olur. –– Hazır fakat izin verilmiyorsa kızgınlık duyar. –– Hazır değil fakat etkinliğe zorlanırsa kızgınlık duyar. 16. Çiğdem’in, listedeki isimlerinin baş harflerini kullana- rak anlamlı bir cümle oluşturmaya çalışması, ‘’ilk harf (akrostiş)’’ yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucu ile açıklanır. İlk harf yönteminde harfleri bir araya getirerek anlamlı kelimeler oluşturmanın yanında harflerin her birini kelimelere dönüştürerek anlamlı cümlelerde oluşturulabilmektedir. En kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Çiğdem’in bilgileri kodlarken listedeki isimleri rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle askı sözcük yöntemi geçerliğini yitirmiştir. Çiğdem’in sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle bu bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim (loci) yöntemi geçerliğini yitirmiştir. Çiğdem’in sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken bilgileri kullanarak bir hikâye oluşturmamış olmasından dolayı zincirleme yöntemi geçerliğini yitirmiştir. (Zincirleme yönteminde; öğrenilecek olan sıralı bilgiler ilginç hikayelere dönüştürülür ve hikayenin içerisinde istenilen bilgiler sıralı bir şekilde yerleştirilirken oluşturulan her bir cümlenin bir biriyle bağlantılı olmasına dikkat edilir.) Yanıt: E Ek Bilgi: Yerleşim (loci) yöntemi; hatırlanmak istenen bilginin bir mekânla ilişkilendirilmesi ile oluşturulmaktadır. 95 DENEME – 4 Burada üzerinde durulan asıl kavram Murat Cemcir’in Tahiyyat süresini öğrendikten sonra Sübhaneke süresini hatırlayamamasıdır. Yani sonra öğrendiği bir bilgi daha önce öğrenmiş olduğu bir bilginin hatırlanmasını zorlaştırmıştır ve bu durum öğrenme psikolojisine göre geriye ket vurma kavramıyla açıklanır. Verilen seçenekler içerisinde bulunan güdüsel unutma (Bastırma) kavramı ise savunma mekanizmasıyla ilgili bir kavram olup bireyin uygun görmediği (sevmediği) durumları bilincinden uzaklaştırarak unutmasıdır. 3. Karşıt koşullanmanın geçersiz olma nedeni; önceden Thomas’ın sandviçi çok sevdiğine ve yaşadığı olaydan sonra nefret ettiğine dair bir ifadenin bulunmamasıdır. (karşıt koşullanma; geçirilen yaşantı sonucunda kişinin önceden bir uyarıcıya karşı vermiş olduğu tepkinin tam tersini vermeye başlamasıdır.) Yanıt: C Geçici koşullanmanın geçersiz olma nedeni; tek başına koşulsuz uyarıcının, belli zaman aralıklarında verilmesi gibi bir durumun yaşanmamasıdır. Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle) ilgili olmasıdır. Ön koşullanmanın geçersiz olma nedeni; Thomas’ın olumsuz olayı yaşamadan önce iki nötr uyarıcıyı bir arada görme ve daha sonra birine karşı koşullanınca diğerine de otomatikman koşullanma gibi bir sürecin yaşanmamasıdır. Yanıt: B Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise; ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması durumları üzerinde durulur. Aktarmada öğrenme süreci tamamlanmamış, ket vurmada ise öğrenme süreci tamamlanmıştır. Ek Bilgi: Tepkisel koşullanma yoluyla genellikle sevgi, korku, nefret, tiksinme gibi duygusal ve (tik, mide bulantısı, göz bebeği, vb.) basit refleksif davranışlar kazanılabilir. Genellikle çıkan soru tarzları da bu yöndedir. Edimsel koşullanma yoluyla ise daha çok alışkanlık kazanılması tarzındaki psikomotor öğrenmeler kazanılmakta olup genellikle soru tarzları da bu yöndedir. 4. Ramazan, kardeşini sevdiği durum olan yüksek sesli müzik dinlemeyle (sevilen uyarıcı) birlikte hoşlanmadığı durum olan karanlıkta (sevmediği uyarıcı) kalmaya aynı anda maruz bırakmış (zıt tepki yöntemini uygulamış) ve istenmeyen davranışı ortadan kaldırmıştır. Diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise; Ramazan’ın kardeşini çukura kapatması ilk etapta bir ceza türü olarak algılanmış olabilir ancak Ramazan’ın bu şekilde davranması karanlık bir ortam elde etmeyi amaçlamasından kaynaklanmaktadır. Ramazan, kardeşini sadece uzun süre yüksek sesli müzik dinlemeye maruz bırakmış olsaydı o zaman sorunun cevabı bıktırma yöntemi olurdu ancak Ramazan bu durumla yetinmemiş ve yukarıda bahsedilen iki durumu da aynı anda kullanmıştır. Yanıt: B Ek Bilgi: Karşı karşıya getirme; yapılan uygulamalar içerisinde kişinin sevmediği bir uyarıcıyla uzun süre bir arada kalması sağlanarak o uyarıcıya karşı olumsuz tutumunu ortadan kaldırma gibi bir durumun yaşanmasıdır. Hangi hükümlü ve tutuklunun daha çok kitap okuyacağı ve birinci olacağı önceden belirli olmadığı için, mahkûmlar birinci olabilmek için daha çok kitap okuyacaklardır. Dolayısıyla cezaevi yönetiminin uygulamış olduğu tarife ‘’değişken oranlı pekiştirme’’ tarifesidir. (Değişken oranlı pekiştirme tarifesinde; pekiştirme işleminin kaç davranıştan sonra yapılacağı belli değildir.) diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise; Sürekli pekiştirme: Yapılan her olumlu davranışın pekiştirilmemiş olmasından dolayıdır. Sabit oranlı pekiştirme: Ancak belli sayıda doğru davranış yapılınca pekiştirme yapılmamasından dolayıdır. Artan oranlı pekiştirme: İstenilen davranış sayısının sistematik bir biçimde artırılıp pekiştirme işlemi yapılmamasından dolayıdır. Sabit aralıklı pekiştirme: Soruda verilen dört aylık yarışma süresi kafa karıştırıcı olup tarifenin sabit aralıklı olduğu düşüncesine sebep olabilir ancak dikkat edilecek olursa dört ayın sonunda yarışmaya katılan herkese ödül verilmemekte ve sadece en çok kitap okuyup dereceye girenlere ödül verilmektedir. Yanıt: E Ek Bilgi: Şans, talih, kader, kısmet (yani kaç davranıştan sonra pekiştireç alınacağının bilinmediği) gibi durumlar değişken oranlı pekiştirme tarifesi ile açıklanırken, zamansal anlamda bir belirsizliğin olduğu (sürpriz) durumlar ise değişken aralıklı pekiştirme tarifesi ile açıklanmaktadır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2. Thomas’ın sandviç görünce midesinin bulanması klasik (tepkisel) koşullanma süreci ile açıklanabilir. Buna göre geçirilen yaşantı sonunda nötr uyarıcı olan sandviç koşullu uyarıcı hâline gelmiş ve koşullu tepki olan mide bulantısının oluşmasına sebep olmuştur. ÇÖZÜM–4 1. 96 5. Arıların karmaşık hesaplamalar yapabilirken biz insanların karmaşık hesapları herhangi bir alet kullanmadan yapamaması ‘’Türe özgü hazır oluş’’ kavramıyla açıklanabilir. Çünkü olayın temelinde yatan asıl etken, arılarda bulunan biyolojik donanımın biz insanlarda bulunmamasıdır. İçgüdü kavramının geçersiz olma nedeni ise; paragrafta arının yapmış olduğu davranışa odaklanılmamasıdır. Bunun yerine arılar ile insanlar arasında bir kıyaslanma yapılmış ve insanların bahsi geçen davranışı neden yapamadıklarına dair bir düşünce ortaya atılmıştır. 7. Koşulsuz uyarıcının düzenli zaman aralıklarıyla verilmesi sonucunda organizmanın o zaman aralığında koşulsuz uyarıcı verilmese de aynı tepkiyi sergilemesine ‘’Temporal (geçici) koşullanma’’ adı verilmektedir. Bu koşullanma türünde zamanın koşullu uyarıcının yerine geçtiği unutulmamalıdır. (Bir köpeğe 1 saatte bir et verilmesi durumu.) Necati de aynı durumla özdeş bir süreç yaşanmış olup, Necati’de belli saatlerde yemek yemeye alıştığı için, saati geldiği hâlde yemek yemeyince midesinde kasılma hareketleri oluşmaya başlamıştır. Yanıt: E Ek Bilgi : En çok karıştırılan iki kavram, İçgüdü ve türe özgü hazır oluştur. Aralarındaki en bariz fark ise; içgüdüde, bir hayvanın türüne özgü olan doğuştan getirilmiş bir davranış çeşidinden bahsedilirken, Türe özgü hazır oluşta ise bir davranış çeşidi bakımından iki canlının kıyaslanması vardır. Diğer koşullanma türleri (dereceli hariç) ise koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının farklı zamanlarda verilmesine uygun olarak gerçekleşen koşullanmaya göre isimlendirildikleri için soru ile bağlantılı bir durum içermemektedirler. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Dereceli koşullanma ile ortamda bir koşulsuz uyaran yokken koşullanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği araştırılmıştır. Üst düzey koşullanma bir koşullu uyaranın koşulsuz uyaran olarak kullanılması sürecidir. 8. 6. Duran’ın beş yıldır beyaz renkli gömlekle işe gitmesi, onun çevresindeki insanlar tarafından beyaz gömlek giyen birisi olarak algılanmasına sebep olmuştur. Duran’ın farklı renk bir gömlek giymesi (algıda değişmezlik yasasının etkisiyle) çevresindeki kişilerin algılamalarında herhangi bir değişikliğe neden olmamıştır. Dolayısıyla Duran’ın giymiş olduğu gömleğin gri renk olmasına rağmen, Salih’in gömlek rengini hâlâ aynı (beyaz) algılaması algısal değişmezlik yasasının etkinliğini göstermektedir. (Algısal değişmezlik; Bir uyarıcıya ilişkin kalıcı bir algı oluşturulduktan sonra o uyarıcının hep aynı şekilde algılanma eğilimidir.) Yanıt: E Ek Bilgi: Algıda süreklilik; Aynı yönde olan uyarıcıların birbiriyle ilişkilendirip süreklilik gösteren bir bütün olarak algılanması durumudur. Algıda yanılsama; Bir uyarıcının olduğu şekilden farklı algılanması durumudur (Fiziksel olanları herkes tarafından aynı, psikolojik olanları ise kişiden kişiye farklı olacak şekilde algılanır.). Araştırmacı, güvercine öğreteceği davranışı alt basamaklara ayırmış ve her bir basamağın istenilen davranışı yapıldıktan sonra güvercine pekiştireci vermiş olması araştırmacı kademeli yaklaşma yönteminin alt boyutu olan zincirleme yöntemini uygulamıştır. Çünkü uygun renk sırasına göre basılmadan yiyeceğe ulaşılamayacağı için olay ön koşulla sahip aşamalı bir özellik göstermektedir. Alıştırma (eşik) yöntemi istenmeyen bir davranışın ortadan kaldırılmasında kullanılır, tepkisel koşullanma ve onun başka bir formu olan dereceli koşullanmada ise daha çok duyusal hedefler (tutum ve tavır gibi) ile fizyolojik tepkilerin (mide bulanması, tik, salya) kazanılması söz konusudur. Soruda ise bir alışkanlık kazanımı (psikomotor davranış) söz konusu olduğu için bu üç kavramda soru için geçerliliğini yitirmiş olmaktadır. Yanıt: D Ek Bilgi : Kademeli yaklaşmanın iki alt boyutu olan biçimlendirme ve zincirleme yöntemlerini birbirinden ayırt ederken, zincirleme yönteminde; ön koşul içeren genellikle birden fazla davranış çeşidinin öğretilmesi söz konusu iken, biçimlendirme yönteminde ise ön koşul şartı olmayan genellikle tek çeşit davranışın öğretilmesi durumu vardır. 97 9. Eşeğin yağmurdan önce kulağını sırtına sürterek kaşımaya başlaması, koşulsuz uyarıcı olan yağmurun başlayacağını gösteren bir uyarıcı niteliğinde olduğu için bu durum koşullanma ilkelerinden ‘’Olumlu habercilikle (ileriye koşullanma)’’ açıklanabilir. Durumun genelleme ile açıklanabilmesi için eşeğin birden fazla benzer uyarıcılara aynı tepkiyi vermesi gerekirdi. Durumun batıl davranışla açıklanabilmesi için köylü, eşeğin bu davranışını dikkate alarak kendi davranışlarını bu duruma göre şekillendirdiğini gösteren ifadelerin bulunması ve soru kökünde köylünün davranışının sorulmuş olsaydı gerekirdi. Simgesel pekiştirme, annesinin Aybü-ke’ye uygulamış olduğu pekiştirme türüdür ancak bu durum Aybüke’nin istenmeyen davranışı sergilemesini tek başına açıklayabilecek bir kavram olmadığı ve soru kökünde pekiştirme türünün sorulmaması nedeniyle bu kavram soru için geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: C Ek Bilgi : Etkinin yayılması soru tiplerinde, istenilen bir davranışın yanında pekiştirecin etkisiyle istenilmeyen bir davranışın da kazanılması durumudur. Yanıt: A Ek Bilgi: Bir olayın (olumsuz bir olay bile olsa) başlangıcını gösteren uyarıcı ‘’Olumlu habercilik’’, bir olayın (olumsuz bir olay bile olsa) bitişini gösteren uyarıcı ise ‘’Olumsuz habercilik’’dir. Etkinin yayılmasında, gekiştirme, ödül doğru davranışları tekrar edilmesini sağlarken bu davranışın yanında istenmeyen davranışların pekiştirmesine neden olabilir. 10. Aybüke’de görülen bu durum ‘’Etkinin yayılması’’ kavra- Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise; yazılımları bulmaları için derinlemesine bir araştırma yapmaları ve daha sonra elde ettikleri verilerin ışığında söz konusu tablet bilgisayarın aynını yapabilmeleri ancak ‘’Buluş yoluyla öğrenme’’ ile gerçekleşebilir. Çünkü teknolojik bir unsurun kopyalanabilmesi için önce o unsurun en ince ayrıntısına kadar analiz edilip sonrada eldekilerin uygun bir şekilde bir araya getirilerek çalıştırılabilir bir yapıya kavuşturulması gerekir. Teknoloji taklidi aslında yeniden keşfetmedir. Ayakkabı veya benzer basit eşyalar gibi bakarak moda mod yapılabilecek basit bir uygulamanın çok ötesindedir. En kuvvetli çeldirici olan modelden öğrenme; tablet bilgisayarın aynısı yapılırken, model olanın içine bakarak yeni bir bilgisayar yapımı söz konusu olması nedeniyle bu kavram, soru için geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: D Ek Bilgi: “Alış yoluyla” öğrenmenin diğer adı “sunuş yoluyla” öğrenmedir. Crespi etkisi, pekiştireç güçlü, etkili ve ihtiyacı karşılayabilir nitelikte oldukça, istenilen davranışın ortaya çıkma olasılığının yüksek olması durumu olduğu için soru ile geçerli bir bağlantısı bulunmamaktadır. Çağrışımsal zıtlık, öğrenmenin yönü ile ilgili bir durum olup U-T arasında kurulan bir bağın sergilenmesi kolayken, tam tersi (T-U) bir durumun sergilenme ihtimali ise düşüktür. (Alfabenin A’dan Z’ye kadar sıralı bir şekilde kolayca söylenebilmesine karşın tam tersinin yapılmasının oldukça güç olması bu duruma örnek verilebilir.) Karşı pekiştirme; istenmeyen bir davranışın ortadan kaldırılması için verilen uyarıcılara (cezaya) rağmen davranışın ortadan kalkmaması durumudur. Aybüke’de istenmeyen bir davranış ortadan kaldırılmaya çalışılmamış, bunun yerine ise istenen bir davranış kazandırılmaya çalışılırken istenmeyen bir davranışın oluşumu söz konusu olduğu için bu kavram soru için geçerliğini yitirmiştir. 12. Şengül’ün çözüme ulaşmak için önce başarısız girişimlerde bulunması ardındansa bir anda çözüme ulaşması içgörüsel öğrenme süreci sonunda çözüme ulaştığını göstermektedir. Eğer Şengül çözüme deneme yanılma yoluyla ulaşmış olsaydı aralıksız bir şekilde denemeler yaparak sonuca tesadüfi bir şekilde ulaşmış olması gerekirdi. Yanıt: B Ek Bilgi : Kavramsal öğrenme; kişinin sadece düşünerek (Zihinsel denemeler yaparak) bir anda çözüme ulaşmasıyken, içgörüsel öğrenme; kişinin çeşitli denemeler (Dışarıdan gözlenebilecek davranışlar) yaptıktan sonra biranda çözüme ulaşmasıdır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! mıyla açıklanabilir. Etkinin yayılması; doğru bir davranış pekiştirilirken, bu doğru davranışın yanında yapılan yanlış bir davranışında doğru bir davranış gibi algılanıp yapılmaya devam etmesidir. (Etkinin yayılması ifadesi, aslında pekiştireç etkisinin yayılmasıdır.) Buna göre Aybüke’nin bulaşık yıkama davranışını öğrenmesi doğru davranış iken, bulaşıkları yıkadıktan sonra mutfak tezgâhının üstünü düzeltmeden tabakları dağınık bir şekilde bırakması ise hatalı davranıştır. Ve pekiştirecin etkisiyle her iki davranışta Aybüke tarafından sergilenmeye başlamıştır. 11. Çalışanların tablet bilgisayarı oluşturan malzemeleri ve 98 13. Verilen bilgiler bilgi işleme kuramına uyarlanacak olur- 15. Hicran, şehirlere has turizm beldelerini öğrenirken bil- Yanıt: C En kuvvetli çeldiricilerden biri olan askı sözcük yönteminin geçersiz olma nedeni, Hicran’ın bilgileri kodlarken turizm beldelerinin isimlerini rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle bu kavram, soru için geçerliliğini yitirmiştir. sa; Ayşe’nin geçen yıl öğrendiği ‘’Ardışık sayıların toplamı’’ formülünü (Semantik bellek)’ten çağırarak, (İşleyen bellek)’te eldeki verilerle işleme koyması ve hayatının ilginç durumlarını (Epizodik bellek)ten çağırarak bu süreçle harmanlaması, bilgilerin hatırlanmasını daha da kolaylaştıracaktır. Ek Bilgi: Uzun süreli bellek üç alt belleğin birleşiminden oluşur. Buna göre: Anıların saklandığı kısım: Epizodik (Anısal) bellek Bir işin nasıl yapılacağıyla ilgili bilgilerin saklandığı kısım: İşlemsel (Prosedürel) bellek Teorik bilgilerin saklandığı kısım: Semantik (Anlamsal) bellek Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Kısa süreli (İşleyen) bellek ise bilgilerin işlendiği, yorumlandığı ve karara varıldığı bellek türüdür. gileri kafiyeli bir biçime getirip şiirselleştirmeye çalıştığı için kullanmış olduğu bellek destekleyici ipucu ‘’Kafiye’’ yöntemidir. Kafiye yönteminde öğrenilecek bilgiler kafiyeli bir şekilde bir araya getirerek şiire dönüştürülür ve kodlama içselleştirilirken oluşturulan şiir ritimsel bir biçimde tekrarlanır. Yanıt: D Ek Bilgi: Deklaratif bellek; anlatılan ifade edilen bilgilerin tutulduğu bellektir. Anısal ve anlamsal bellek olarak ikiye ayrılır. 14. Model alma yoluyla öğrenme sonucunda ortaya çıkan 16. Ebeveynlerin tutumları ve yeniliklere bakış açıları, Yanıt: D En kuvvetli çeldiricilerden birisi olan zihinsel kurgunun (alışkanlıkların etkisinin) geçersiz olma nedeni ise, paragrafta öğrenme ürünü olan bir çözüm biçiminin sürekli olarak aynı problem durumlarına uygulanmasından bahsedilmemesidir. Ek Bilgi: En kuvvetli çeldiricilerden birisi olan duygu yoğunlaştırıcı etki, modelin duygularının gözlemcinin duygularında meydana getirdiği değişiklikler olmasıdır. Ek Bilgi: İşleve takılma, bir nesnenin alışılagelmiş işlevi dışında kullanılmaktadır. ürünlerden bir tanesi de ‘’Çevreye ilgiyi artırıcı etki’’dir. Bu durum, gözlemcinin dikkatini modelin çevresindeki bir nesneye vermesidir. Başka bir ifadeyle model davranışını bir nesneyle birlikte sergiliyorsa, gözlemci çevredeki diğer nesnelerden çok modelin temas ettiği nesneyle ilgilenecektir. Dolayısıyla Kemal Bey’in tahta fırçaya bu kadar çok değer vermesi, çevreye ilgiyi artırıcı etkiden kaynaklanmaktadır. çocukların yaratıcı düşünmeleri üzerinde kültürel bir engel oluşturmaktadır. Çünkü ebeveynler çocuklarının toplumsal değerlerin ve geleneklerin dışına çıkmasını istememektedir. Yanıt: B 99 DENEME – 5 1. 4. Verilenler içerisinde en kuvvetli çeldiricilerden biri olan askı sözcük yönteminin geçersiz olma nedeni, Simon’un bilgileri kodlarken sayıları somut hâle getirerek sayılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) askısal cümleler kurmamıştır. İlk harf yönteminin geçersiz olma nedeni ise; Simon sadece rakamların her birini bir harfle eşleştirip anlamlı cümleler oluşturmuş olsaydı o zaman Simon’un uygulamış olduğu yönteme ‘’İlk harf yöntemi’’ denilebilirdi ancak Simon bu cümleleri bir biriyle ilişkilendirip hikâye şekline dönüştürmüştür. Saffet, ablası Gülay’ın hangi davranışları yapınca pekiştireçlerle ödüllendirildiğini görerek, kendi davranışını ablasının ödüle ulaştığı davranış kriterine uygun bir şekilde düzenleyerek ve buna uygun bir şekilde davranmaya başlaması öz düzenleme ile açıklanır. Annesine yemek hazırlarken yardım eden ve karşılığında pekiştireçle ödüllendirilen Gülay’ın, yeni bir pekiştireç alabilmek amacıyla annesine diğer işlerde yardımcı olması ise tepki genellemesi ile açıklanır. Saffet’in beklediği ödülle pekiştirilmemesi sonucunda annesine yardım etme davranışının ortadan kalkması ise deneysel çözülme (sönme) ile açıklanır. Annesine yemek hazırlarken yardım eden ve karşılığında pekiştireçle ödüllendirilen Gülay’ın bu davranışa devam etmesi ise edimsel koşullanma ile açıklanır. Ancak verilen paragrafta dolaylı duygu ile ilgili herhangi bir durum içermemektedir. Çünkü dolaylı duygu; bireyin başka bireylerin yaşantılarını gözleyerek dolaylı yoldan korku, kaygı, sevgi, nefret gibi duyguları geliştirmesi olup Saffet’te ya da ablasında böyle bir durum oluşmamıştır. Dolayısıyla sorunun cevabı E seçeneğidir. Yanıt: B Yanıt: E Ek Bilgi: Loci (yerleşim) yöntemi, hayal gücü ile metafor kurma, bilgiyi bir nesne ile ilişkilendirmedir. Kanca (asma) yöntemi, rakamları, sayıları kullanarak bilgiyi hatırlamayı kolaylaştırmaktır. Ek Bilgi: Sembolleştirme kapasitesi çevreyi anlama ve yönetmeye yardımcı olur. Semboller düşünmeye aracılık eder. Bandura’ya göre insanlar, dünyanın kendisinden çok bilişsel temsilleriyle etkileşimde bulunurlar. Yanıt: E Ek Bilgi: Tolman’a göre dürtü ayrımları, insanların dürtüsüne göre bilişsel senaryo kurması ve beklentiye girmesidir. Herkesin dürtüsü farklı davranışa neden olur. (Bireysel farklılık) 2. Simon’un, rakamları birer harfmiş gibi düşünerek anlamlı cümleler kurması ve bu cümleleri bir biriyle bağlantılı olabilsin diye anahtar kelimelerle ilişkilendirdikten sonra anlamlı bir hikâye oluşturmaya çalışması ‘’Zincirleme’’ yöntemini uyguladığının bir göstergesidir. (Zincirleme yöntemi; hatırlanması gereken birinci öge ikinci öge ile ikinci öge üçüncü öge ile üçüncü öge dördüncü öge ile…. ilişkilendirilecek şekilde hikâye (öykü) hâline getirilir.) Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Arkadaşı, çocuğunu rahatsız etmeden (eşik şiddetini aşmadan) istenmeyen durum olan TV izlenim süresini her gün biraz daha azaltarak (Eşik yöntemini kullanarak) çocuğunun TV izleme alışkanlığını ortadan kaldırmıştır. Sorudaki en kuvvetli iki seçeneğin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; Arkadaşı, çocuğunda korkulan bir davranışı ortadan kaldırmadığı için sistematik duyarsızlaştırma süreci geçerliliğini yitirmiştir. Yine Arkadaşı, çocuğuna yeni bir davranış biçimi kazandırmamış olduğu için biçimlendirme (kademeli yaklaşma) süreci de geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: A Ek Bilgi: Bir biriyle karıştırılan üç kavram arasındaki en bariz farklar şunlardır; Eşik yöntemi; hoşlanılmayan bir uyarıcının ortama aşamalı bir şekilde verilerek(veya azaltılarak) o uyarıcıya karşı verilen istenmeyen tepkinin ortadan kaldırılması söz konusudur. Sistematik duyarsızlaştırma; korkulan bir uyarıcının ortama aşamalı bir şekilde verilerek o uyarıcıya karşı verilen korku (fobi) tepkisinin ortadan kaldırılması söz konusudur. Kademeli yaklaşma; kişiye yeni bir alışkanlık(davranış biçimi) kazandırılırken aşamalı bir yol izlenmesi ve her bir aşamada bireye bir pekiştirecin verilmesi durumu söz konusudur. ÇÖZÜM–5 3. Temel yapmış olduğu yorumda, yılan için hamam böceği yenmesinden ziyade normal bir besin kaynağı olarak görmediği hamam böceğinin yenmesinden dolayı duymuş olduğu rahatsızlığı dile getirmiştir. Dolayısıyla Temel’in açlık dürtüsünü hamsi ile eşleştirmesi, böceklerden ise uzak durmaya çalışması Tolman’a göre ‘’Kateksis öğrenme’’ ile açıklanır. Verilenler içerisinde en kuvvetli çeldirici olabilecek seçenek olan eş değer inançlar kavramının geçersiz olma nedeni ise; sosyal bir dürtünün, fizyolojik bir dürtünün önüne geçme gibi bir durum yaşanmamasıdır. Temel, yapmış olduğu yorumda böyle bir duruma değinmemiş, sadece son model araba için bile böcek yenemeyeceğini belirtmiştir. (Bu düşüncenin altında yatan asıl neden, Temel’in sahip olduğu kateksisten kaynaklanmaktadır.) 100 5. Adamların aynı boyda olmasına rağmen evleri oluşturan çizgilerden dolayı en sondaki adamın daha uzun boylu algılanması fiziksel illüzyon ile açıklanır.(Fiziksel illüzyon, bir uyarıcının olduğu şekilden farklı algılanması durumudur. Fiziksel olanları herkes tarafından aynı, psikolojik olanları ise kişiden kişiye farklı olacak şekilde algılanır.) Evlerin hiç bitmeyeceği izleniminin oluşması ise algıda süreklilik (değişmezlik) ilkesi ile açıklanır. (Algıda süreklilik: aynı yönde olan şekiller, işaretler ve sesler birlikte gruplandırılıp, birbirinin devamı olarak algılanırlar.) Pencere şekillerinin farklılaşmasına rağmen pencerelerin hâlâ dikdörtgen şeklinde algılanması ise algısal değişmezlik yasasının bir alt boyutu olan biçim değişmezliği ile açıklanır. (Biçim değişmezliği, nesnelerin görüntüsünde değişiklik olsa da yine de eski hâliyle algılanmasıdır. Yer değişmezliği ise, yürüme ya da hareket etme esnasında çevredeki sabit nesnelerin, zihinde sabit olduğunun algılanmasıdır. Büyüklük değişmezliği ise, bir nesnenin büyüklüğünde değişiklik olsa bile yine de nesnenin aynı büyüklükte algılanmasıdır.) Dolayısıyla sorunun cevabı C seçeneğidir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Phi fenomen, hareket etmediği hâlde bir uyarıcının hareket ediyormuş gibi algılanmasıdır. Örneğin ışıkları hareket ediyormuş gibi görünen reklam panoları. 6. Recai’nin yaşadığı olaydan sonra yan yana gezen üç kız gördükten sonra kızlardan uzak durmaya başlaması kaçınma koşullanması ile açıklanır. Recai’nin kızların saç rengine aldırış etmeden hepsine aynı tepki çeşidi olan asılma davranışını sergilemesi ise uyarıcı genellemesi ile açıklanır. Kicksbokscu kızların Recai’ye dayak atmaları birinci tür ceza iken atılan dayak ise olumsuz pekiştireç kavramı ile açıklanır. Recai’nin üç kızı yan yana görünce (Koşullu uyarıcı) kemiklerinin sızladığını hissetmesi (Koşullu tepki) ise tepkisel koşullanma ile açıklanır. Ancak verilen paragraf tepki genellemesi ile ilgili herhangi bir durum içermemektedir. Çünkü tepki genellemesi; bir uyarıcıya karşı farklı tepkilerin verilmesi durumudur ve Recai böyle bir durumu hiç yaşamamıştır. Dolayısıyla sorunun cevabı B seçeneğidir. Yanıt: B Ek Bilgi: Uyarıcı genellemesi hayatta kalmak için yararlıdır. Çünkü tehlikeli uyarıcılardan genelleme sayesinde korunulabilir. 7. Zikri Bey’in, aralıksız bir şekilde denemeler yaparak sonuca tesadüfi bir şekilde ulaşmış olması, deneme yanılma yoluyla çözüme ulaştığının bir göstergesidir. Paragrafta geçen ‘’Şaşkın bir şekilde kara kara düşünerek’’ ifadesi soruya çeldiricilik özelliği kazandırmak amacıyla konulmuştur. Çünkü Zikri Bey, çözüme ulaşırken düşünsel bir süreç izlemekten ziyade sadece deneme-yanılmalardan oluşan bir yaklaşım izlemiştir. Şayet Zikri Bey, çözüme ulaşmak için önce başarısız girişimlerde bulunmuş ve ardından da bir anda çözüme ulaşmış olsaydı o zaman içgörüsel öğrenme ile sonuca ulaştığı söylenebilirdi. Yanıt: C Ek Bilgi: Gizil öğrenme, bir amaca dönük olmayan, fark etmediğimiz ve performansa dönüştürülünceye kadar bellekte saklı olan öğrenmelerdir. Birey bu süreçte öğrenmenin farkında değildir. 8. Şakir’in yaşadığı olumsuz olaydan sonra Barış Bey’i görünce (Koşullu uyarıcı) kulağının acıdan sızlaması (Koşullu tepki) tepkisel koşullanma sürecinin bir sonucudur. Paragrafta dikkat edilecek olursa Barış Bey, Şakir’in kulağını üzerinde pijama varken çekmiş ve bu olaydan sonra Şakirde yine pijamalı olarak Barış Bey’i görmüştür. Olayın fötr şapka ile bağlantılı olan kısmı ise paragrafın başında verilmiştir. Dolayısıyla Şakir, bu olumsuz olayı yaşamadan önce Barış Bey ve fötr şapkasını birlikte görmüş (iki nötr uyarıcıyı) daha sonra ise pijama giymiş olan Barış Bey tarafından kulağı çekilen Şakir’in, Barış Bey’e karşı koşullanmasıyla birlikte fötr şapkaya da otomatikman koşullanmıştır. Bu durum ise koşullanma kavramları içerisinden sadece duyusal ön şartlanma’ süreciyle açıklanabilir. Kuvvetli çeldirici olan bazı seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır; kaçma koşullanmasının geçerli olabilmesi için; Şakir’in koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı olan Barış Bey’i görünce ortamdan uzaklaşmış olması gerekirdi. Üst düzey koşullanmanın geçerli olabilmesi için; Şakir’in koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı olan Barış Bey ile fötr şapkayı birlikte görmüş olması ve daha sonra fötr şapkaya karşıda koşullu tepki vermiş olması gerekirdi. Uyarıcı genellemesinin geçerli olabilmesi için; Şakir’in koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı olan Barış Bey’e benzeyen başka kişilere karşıda aynı koşullu tepkiyi veriyor olması gerekirdi. Yanıt: A Ek Bilgi: Koşullanmadan (olaydan) önce uyarıcılar görülüp sonra birine koşullanınca diğerine de yaşantı geçirmeden koşullanma var ise bu durum duyusal ön şartlanma ile açıklanırken, koşullanma (olay) olduktan sonra koşullu uyarıcı başka bir uyarıcıyla eşleştirilip yeni bir koşullanma oluşması durumu ise dereceli (üst düzey) koşullanma ile açıklanır. 101 9. 10. Savaştan önce mehteranın marşı çalmaya başlaması, koşulsuz uyarıcı olan savaşın başlayacağını gösteren bir uyarıcı niteliğinde olduğu için bu durum koşullanma ilkelerinden olumlu habercilikle (ileriye koşullanma) açıklanabilir. Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: durumun uyarıcı genellemesi ile açıklanabilmesi için düşman askerlerinin benzer uyarıcılara (marşa benzeyen seslere) karşıda aynı tepkiyi(korkma) vermesi gerekirdi. Durumun batıl davranışla açıklanabilmesi için düşman askerlerinin, mehter marşıyla bir yaşantı geçirdikten sonra kendi davranışlarını bu duruma göre şekillendirdiğini gösteren ifadelerin bulunması gerekirdi. Durumun etkinin yayılması olabilmesi için yapılan bir davranışın sonunda pekiştireç verilmeli ve bu pekiştirecin etkisiyle istenmeyen bir davranışın ortaya çıkması gerekirdi. Yanıt: A Ek Bilgi: Olumlu habercilik, koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcının geleceğini haber vermesidir. Bir uyarıcı etkinliğin başlayacağını ya da ortama bir uyarıcı gireceğini haber verir. 11. Avcıların, ava ulaşabilmek için kaç tuzak kurmaları ge- rektiğinin (kaç doğru davranış sergileyeceklerinin) önceden bilinmiyor olması ve çok sayıda tuzak kurmuş olsalar da av yakalayabilmelerinin tamamen şansa bağlı olması geçerli tarifenin değişken oranlı pekiştirme tarifesi olduğunun bir göstergesidir. Sorudaki diğer kuvvetli seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Değişken aralıklı pekiştirme: Avın tuzağa ne zaman yakalanacağının belli olmaması, bu seçeneğin kuvvetli çeldirici olmasına sebep olmuştur. Ancak avcılar sadece avın kendiliğinden gelmesini beklememekte ya da avcılara belirsiz zaman dilimlerinde av verilmemektedir. Bunun yerine avcılar tuzak kurarak (ava ulaşabilmek için doğru davranış sergileyerek) avı yakalamaya çalışmaktadırlar. Dolayısıyla ava ulaşabilmenin yolunun beklemekten ziyade tuzak kurmaktan geçmesi nedenle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Artan oranlı pekiştirme: İstenilen davranış sayısının her pekiştirme sonrasında sabit bir miktarda artırılmaması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Katışık: Süreç içerisinde birden fazla pekiştirme tarifesinin kullanılmamış olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: B Ek Bilgi: Şans, talih, baht, kader ve kısmet gibi durumların etkin olması (kaç davranıştan sonra pekiştirece ulaşılacağının bilinmemesi) hâlinde değişken oranlı pekiştirme tarifesi etkin iken, pekiştirmenin ne zaman geleceğinin bilinmemesi (sürpriz) durumlarında ise değişken aralıklı pekiştirme tarifesi etkindir. 12. Kişilerde bilinçli öğrenmelerin yanında bilinçsiz öğren- melerde gerçekleşebilmektedir. Nalan’ın da yaşamış olduğu bu durum bilinçsiz bir öğrenme(gizil öğrenme) olup ancak performansı sergileyince adresi öğrendiğinin farkına varmıştır. Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise: Serbest çağrışım: Freud, rüyaların ilkel bilinçdışı dürtülerini ifade ettiğini vurgulamış ve bu dürtülerin neler olduğunu öğrenebilmek için rüya analizi yapmıştır. Dolayısıyla bu kavramın Nalan’ın yaşadığı olaylarla ilgisiz olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. İçgörü kazanma: Organizmanın belirli durumdaki algılarını yeniden örgütleyerek bu duruma yeni bir anlam yükleme süreci olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Bilişsel senaryo: Bilinçli ve amaçlı bir şekilde öğrenilmeyen, günlük hayattaki bir işin nasıl gerçekleştiğine dair zihinde oluşturulan senaryolar olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: D Ek Bilgi: Tolman’a göre pekiştirme organizmanın öğrenmesi için gerekli değil ama öğrenilenleri uygulamak için önemlidir. Yalnızca pratik amaçlar için pekiştireçler kullanılır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Mustafa, tavuk yetiştiriciliğiyle ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmaması nedeniyle ne yapacağını bilememiş (problem durumuyla karşılaşmış) ve kendisinde daha önceden var olan alışkanlıkla (zihinsel kurgu ile) karşılaşmış olduğu problem durumunu çözmeye çalışmıştır. Dolayısıyla Mustafa’nın yaşamış olduğu bu durum sadece zihinsel kurgu ile açıklanır. (Zihinsel kurgu: Karşılaşılan problemlere, hep aynı davranış kalıplarıyla, yöntemlerle çözüm aranması durumudur.) Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Mustafa, karşılaşmış olduğu problem durumunu çözerken herhangi bir nesneyi üretim amacının dışında kullanmamış olduğu için işleve takılma seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Mustafa, önceden öğrenmiş olduğu bir bilginin yeni öğrenmiş olduğu bir bilgiyi hatırlamasını zorlaştırıcı gibi bir etkiyle karşılaşmamış olması nedeniyle ileriye ket vurma seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Mustafa, yeni bir durum öğrenmeye çalışmadığı için eski öğrenmesi de bu durumu bozucu bir etki yaratmamış (Karşılaşmış olduğu problemi zaten kendisinde var olan zihinsel kurguyu kullanarak çözmeye çalışmış ve yeni bir durum öğrenmeye çalışmamış) olması nedeniyle olumsuz transfer seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Mustafa, aynı uyarıcıya karşı farklı tepki çeşitlerini sergilememesi nedeniyle tepki genellemesi seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: A Ek Bilgi: Yaratıcı düşünmeyi etkileyen faktörler: –– Duygusal engel: Bir öğretmenin kendi çocuğu söz konusu olduğunda baba gibi davranmasıdır. –– Algısal engel: Bütünün içinde parçanın görülmesi zordur. –– Kültürel engel: Toplumsal değer ve gelenekler, bu engele örnektir. –– Alışkanlıklar: Öğrenilen ve sürekli tekrarlanan alışkanlıklardır. 102 13. Fahri Öğretmen’in, yazılı kâğıtlarını okurken ilk okumuş olduğu sorunun cevabını referans alarak diğer soruların cevaplarını bu yönde puanlaması algısal set oluşturma kavramı ile açıklanır. Algısal set oluşturma: Bireylerin nesneleri, olayları ve insanları belli referanslara (beklentilere veya ön yargılara) göre algıma eğilimidir. Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise: Temel yükleme hatası: Olumsuz bir davranışı kişi kendi yapınca, olumsuzluğun sebebini anlık durumsal faktörlerde ararken, çevresindeki başka bir kişi aynı hatayı yapınca bu durumun sebebini kişilik, mizaç gibi özelliklerde araması durumu olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Domino etkisi: Bir kişinin ruh hâli ve davranışlarıyla çevresindeki insanları etkilemesi durumu olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Etkinin yayılması: Etkinin yayılması durumunun etkin olabilmesi için yapılan bir davranışın sonunda pekiştireç verilmeli ve bu pekiştirecin etkisiyle istenmeyen bir davranışın ortaya çıkmış olması gerekirdi. Böyle bir durumun yaşanmaması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Duyarlılık kazanma: Geçirilen yaşantılar sonucunda kişinin, bazı uyarıcılara karşı aşırı hassas olması ve bu uyarıcılara karşı aşırı tepkiler verilmesi durumudur. Böyle bir durumun yaşanmaması nedeniyle bu seçenek de geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: E Ek Bilgi: Zeigarnik etkisi, sonuca ulaşmamış, eksik kalmış yaşantıların, bitirilmemiş işlerin; bitirilmiş, tamamlanmış işlere oranla daha önde hatırlanmasıdır. Arkası yarınlar buna en iyi örnektir. 14. Nurhayat Hanım’ın kendisiyle ilgili hiçbir şey hatırlayamaması epizodik (anısal) belleğinin çalışmadığının bir göstergesidir. Nurhayat Hanım’ın çay söylemesi, çaya şeker atarak karıştırması ve telefonunu incelemesi işlemsel (prosedürel) belleğin çalıştığının bir göstergesidir. Nurhayat Hanım’ın fark etmese bile ‘’Çikita Muz’’ şarkı sözlerini söylemesi ise semantik (anlamsal) belleğin çalıştığının bir göstergesidir. Nurhayat Hanım; hangi işlemi yapıyor olursa olsun hepsinde de işlevsel (kısa süreli bellek) belleği kullanıyor olması gereklidir. Çünkü tüm bilgi ve uyarıcıları yorumlayan bellek tipi budur. Dolayısıyla verilen seçenekler içerisinde geçerli olanı D seçeneğidir. Yanıt: D Ek Bilgi: Flaş bellek, kişinin ilgisini çeken duygusal, coşkulu, dramatik olayların; genellikle çok ayrıntılı ve canlı olan hatıraların çok çaba harcamaksızın hatırlanması ve uzun süre bellekte kalabilmesidir. 15. Cahit’in sevgilisinden ayrıldıktan sonra büyük bir üzün- tüye kapılması(ayrılık olayına karşı koşullanması) daha sonraki süreçte arkadaşının kendisine küsmesine(nötr uyarıcı olarak kalmıştır) tepkisiz kalmasına neden olmuştur. Yani Cahit’in sevgilisinden ayrılma üzüntüsü, sınıf arkadaşı Necip’ten ayrılma üzüntüsünün önüne geçmiş olması sadece engelleme kavramıyla açıklanabilir. Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır: Gölgeleme: Cahit aynı anda hem arkadaşından hem de sevgilisinden ayrılmış(iki nötr uyarıcıyla aynı anda karşılaşıp sadece dikkat çekene koşullanması) ve sevgilisinden ayrılışına daha çok üzülmüş olsaydı sorunun cevabı bu seçenek olurdu. Genelleme: Cahit’in her ayrılık olayında (benzer uyarıcılar) üzüntü duyması gibi bir durum yaşanmadığı için bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Alışma: Beş duyu organıyla hissedilebilen uyarıcılara belli süre maruz kalınması sonucunda, maruz kalınan uyarıcıya karşı tepki oluşturmama durumudur. Cahit’in yaşadığı durumda ise fiziksel uyarıcılardan ziyade duygusal(psikolojik) uyarıcılara maruz kalması söz konusu olduğundan bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Pygmalion etkisi(kendini gerçekleştiren kehanet): Cahit’in çevresindeki insanlardan ayrılacağına dair bir beklenti içine girmemiş ve bu beklentisini gerçekleştiren sonuçlarla karşılaşmamış olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: D Ek Bilgi: Kendini gerçekleştiren kehanet sürecindeki insanlar, tutumlarına denk düşecek davranışlar geliştirirler. 16. Kişinin kendini rahatsız eden olayları ve anıları bilinçaltına iterek unutmaya çalışması güdüsel unutma (Bastırma) kavramıyla açıklanır. Ege Bey’de bastırma yapmaya çalışarak yaşamış olduğu üzücü olayı hatırlamamaya çalışmaktadır. Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise; Gölgeleme: Bir klasik koşullanma kavramı olan gölgelemenin geçerli olabilmesi için Ege Bey’in önünde çeşitli uyarıcılar bulunmalı ve Ege Bey’de bunların içerisinden en dikkat çekici olana koşullanmış olması gerekirdi. İleriye ket vurma: Ege Bey’in, hem yeni bir durumu değil de eskiden yaşamış olduğu bir durumu unutmaya çalışması hem de ket vurmaların kendiliğinden gelişen bir süreç olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Serbest çağrışım: Freud, rüyaların ilkel bilinçdışı dürtülerini ifade ettiğini vurgulamış ve bu dürtülerin neler olduğunu öğrenebilmek için Freud’un yapmış olduğu rüya analizidir. Dolayısıyla bu kavramın Ege Bey’in yaşadığı olayla ilgisiz olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir. Yanıt: B Ek Bilgi: Engelleme, bitişikliğin tek başına yeterli olmadığının, uyaran sıralamasının (habercilik ilkesinin) çok önemli olduğunun bir kanıtıdır. 103 DENEME – 6 1. 3. Olumlu aktarım, önceki öğrenmelerin yeni öğrenmeyi kolaylaştırmasına denilmektedir. Almanca ve Fransızca bilenlerin İngilizce’yi daha kolay öğrenmesi olumlu aktarıma örnektir. Ancak unutulmamalıdır ki aktarım sadece psikomotor alanlarda gerçekleşmez, bilişsel öğrenmeler de aktarımdır. Yanıt: C ÇÖZÜM–6 Soyguncuların yakalanmamak için duvar delerken çıkan seslerin gök gürültüsü sanılması için özellikle yağmurlu havalarda soygun yapmayı seçmesi, hapse düşmemek için almış oldukları bir önlem olması nedeniyle olumsuz pekiştirme kavramıyla açıklanır (Kişinin ileride kötü bir durumla karşılaşmamak için davranışlarına çeki düzen vermesi olumsuz pekiştirmenin başka bir boyutunu oluşturmaktadır.). Verilen seçenekler içerisinde en kuvvetli çeldiricilerden kaçma koşullanmasının geçersiz olma nedeni ise soyguncuların çekinmiş oldukları uyarıcı ile karşılaşıp olay yerinden kaçmamış olmalarından kaynaklanmaktadır. Bir diğer kuvvetli çeldirici olan ayırt edici edimin geçersiz olma nedeni ise soyguncuların soygun yaparken yağmurlu havaları seçmesi ayırt edici uyarıcı ile açıklanabilir (Zaten bu kavramın yerine ayırt edici edim kullanılmış olup bu durumun karşılığı ise ayırt edici uyarıcı karşısında yapılan davranıştır.). Ancak soyguncuların asıl amacının yakalanmaktan kurtulmak olduğu için bu havaları seçmeleri ise verilen bilgiler ışığında sadece olumsuz pekiştirmeyle açıklanabilir. Ek Bilgi: Anlamsal çağrışım, öğrenilen konu, öğrencinin zihninde var olan olgu, olay ya da durumlara karşılık gelmesi; o durumla ilişkilendirilebilir olmasıdır. Yanıt: C Ek Bilgi: Birincil olumlu pekiştireç, bir davranışın sıklığını artırmak için kullanılan yiyecek, su ve barınak gibi hayatta kalmak için gerekli olan uyarıcılardır. 4. Bu yardım derneğinin yapmış olduğu uygulama, pekiştirme türü bakımından ‘’simgesel pekiştirme’’, pekiştirme tarifesi bakımından ise ‘’sabit oranlı pekiştirme’’dir. Çünkü ödüle ulaşmak isteyen kişiler belli sayıda(10 tane) fareyi öldürerek bir kupon almalı ve bu kuponların toplamı ise 10’u bulunca hediyeye ulaşabilmelidir. Görüldüğü gibi kişi belli sayıda istenen davranışı yapmadan ödüle ulaşamamaktadır. Ancak kişinin hangi ödülü alacağını ise kendi çekmiş olduğu kuranın belirlemesi ilk etapta ‘’Değişken oranlı pekiştirme’’ tarifesini akla getirmiş olsa da bu noktada gözden kaçırılmaması gereken durum kişinin her durumda bir hediyeye ulaşacak olmasıdır. Yani kişinin kura çekmekteki amacı, alacağı ödülün ne olacağını belirlemektir. Dolayısıyla da kişinin ödüle ulaşma işi şansa bırakılmamış olduğundan durum değişken oranlı pekiştirme niteliğini yitirmiş olmakta cevap sabit oranlı pekiştirmeye gitmektedir. Yanıt: D Ek Bilgi: Artan oranlı pekiştirme, pekiştireç elde edebilmek için sergilenmesi gereken davranış sayısının her pekiştirmeden sonra sabit bir miktar artırılmasıdır. Yanıt: A Ek Bilgi: Tolman’a göre eş değer inançlar, birincil ve ikincil (fizyolojik ve sosyal) güdülerin örtüşmesine dönük olan inançlardır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2. Şoför, daha önce otobüsünde unutulan değerli eşyaları sahiplerine ulaştırarak karşılığında hediyeler almış ve bu durum şoförde ödül beklentisini oluşturmuştur. Şoför yaşlı kadının para dolu çantasını, kadına ulaştırdıktan sonra hediye beklentisi içerisine girmiş ve umduğunu bulamayınca sinirli olduğunu gösteren davranışlar sergilemiştir. Tolman’a göre kişi sergilemiş olduğu bir davranışın ardından pekiştirilirse bu durum kişide ödül beklentisini meydana getirecektir. Kişide ödül beklentisi oluştuktan sonra, kişi aynı davranışı sergilediğinde pekiştireçle ödüllendirilmezse sinirli ve şaşkın tavırlar sergileyecektir. Diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise bilişsel senaryo; kişinin günlük hayatta yapmış olduğu işleri farkında olmadan zihninde senaryolaştırması olduğundan soru ile bağlantılı bir durum içermemektedir. Alan beklentisi; kişi bir işareti fark edip bu işaretten yola çıkarak karşılaştığı diğer işaretleri takip etmesi sonucunda amacına ulaşabileceğini bilmesini içeren bir kavram olduğundan soru ile bağlantılı bir durum içermemektedir. Alan biliş yolları; bir problemin çözümünde kullanılan stratejileri kapsayan bir durum olduğu için soru ile bağlantılı bir durum içermemektedir. Dürtü ayrımları; şoför dürtülerini ayırt edip bunları doyurmaya yönelik davranışlar sergilemediği için bu durum soru ile bağlantılı bir durum içermemektedir. 104 5. Batıl davranış iki bağımsız durum arasında tesadüfi pekiştirmeye dayalı olarak gerçekçi olmayan bir bağ kurulmasıdır. Şahika Hanım, günlük astroloji yorumu okumasıyla öğrencilerinin uslu durması arasında bağ kurarak ikisi arasında kuvvetli bir bağ olduğuna kendini inandırmıştır (batıl inanç). Şahika Hanım’ın bu inancına uygun olarak astroloji yorumu okumadan okula gitmemesi ise batıl davranıştır. 8. Şeklin yapısında iki farklı figürün bulunması ve dikkat ediliş noktasına göre farklı şekillerin algılanması ‘’şekilzemin’’ ilişkisiyle açıklanabilir. Şekil- zemin ilişkisinde algı alanımıza giren baskın uyarıcı şekil iken, dikkat edilmeyen uyarıcılar ise zemini oluşturur. Şekil, zeminden önce algılanır ve odaklanmanın değişmesine göre şekil ile zemin yer değiştirebilir. Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise: Yanıt: B Ek Bilgi: Öğrenme psikolojisi kısmında çıkan bir soruda ‘’Dam başında saksağan, vur beline kazmayı.’’ atasözüne uygun bir durum (birbiriyle bağlantısız olaylar arasında bir bağ kurulması durumu) var ise akla ilk olarak batıl inanç veya batıl davranış gelmelidir. Batıl inanç ve batıl davranış arasındaki en büyük fark ise; birbiriyle ilişkisiz iki durum arasında bağ kurarak, birbiriyle alakalı olduğuna inanmaya ‘’Batıl inanç’’, bu inanca uygun davranışlar sergilemeye ise ‘’Batıl davranış’’ denilmektedir. (Batıl inanç klasik koşullanma ile batıl davranış ise edimsel koşullanma yolu ile oluşur.) Algısal tamamlama; tamamlanmamış şekil, ses vb. uyarıcıların kişi tarafından zihinde tamamlanması durumudur. Her ne kadar kaplan figürü zihinde oluşturulurken, tamamlama yasası kullanılmış olsa da soruda iki figür tasvirinin dikkat değişimine göre algılanmasının önemi üzerinde durulmuştur. Çözüme ulaşmak için önce başarısız girişimlerde bulunması ardından bir anda çözüme ulaşması, farenin içgörüsel öğrenme süreci sonunda çözüme ulaştığını göstermektedir. Eğer fare çözüme deneme yanılma yoluyla ulaşmış olsaydı aralıksız bir şekilde denemeler yaparak sonuca tesadüfi bir şekilde ulaşmış olması gerekirdi. Ek Bilgi: Pragnanz yasası, organizmanın nesneleri ve olguları düzenleme çabasıdır. Organizma nesneleri basit ve anlamlı bir hâlde algılama eğilimindedir. Algısal seçicilik; kişinin çevresindeki uyarıcılardan sadece ilgisini çekenlere odaklanması ve bu uyarıcıları algılamasıdır. Algıda seçicilik kişinin geçmiş yaşantılarından, ilgi, duygu, beklenti ve ihtiyaçlardan etkilenir. Soruda algıda seçicilik durumunun geçerli olabilmesi için farklı uyarıcılar içerisinden ilgi, ihtiyaç vb. özelliklere bağlı olarak bir uyarıcının seçilmiş olması gerekmektedir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6. Yanıt: B Ek Bilgi: Gizil öğrenme, bir amaca dönük olmayan, fark etmediğimiz ve performansa dönüştürülünceye kadar bellekte saklı olan öğrenmelerdir. Birey süreçte öğrenmenin farkında değildir ancak uygun koşullar altında öğrendiğini fark eder. 7. Didem’in yaşadığı bu olumsuz olaydan sonra sadece yoğurt değil diğer tüm süt ve süt ürünlerine karşı koşullanması uyarıcı genellemesidir. Çünkü uyarıcı genellemesi koşullu uyarıcıya verilen bir tepkinin, benzer başka uyarıcılara karşı da verilmesidir. Yanıt: C Ek Bilgi: Garcia etkisi olumsuz tat koşullanmasıdır. Garcia etkisi klasik koşullanmanın bitişiklik ilkesine aykırıdır. Verilen yiyeceğin üzerinden zaman geçtikten sonra mide bulantasına neden olması ve daha sonra o yiyeceğe tekrar maruz bırakılması durumunda organizmanın midesinin bulunması olarak ifade edilir. 9. Araştırma sonucu, çocuk hastalarının ebeveynlerinin, yetişkin hastaların ise çocukluk çağında davranışlarına şahit oldukları ebeveynlerinin hastalık belirtilerini sergilediğini göstermektedir. Bu durum ise hastalığın oluşumunda ‘’Modelden (Dolaylı = Gözlem yoluyla) öğrenme’’ sürecinin etkinliğini göstermektedir. Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise: Dışsal güdülenme; kişinin çevresindeki insanların görüşlerini dikkate alarak onlardan pekiştireç, onay, statü vb. durumlara sahip olabilmek için davranışta bulunmasıdır. Kısaca kişiyi davranışa iten gücün dışarıdan kaynaklanmasıdır. Soruda ise kişilerin, hasta olan kişileri gözlemlemesi sonucunda bu hastalığa yakalanmaları söz konusudur. Duyarlılık kazanma; geçirilen bazı yaşantılardan sonra kişinin bazı uyarıcılara karşı aşırı hassas olması durumudur. Hastalığın seyir hâlinde geçerli olabilecek olan bu kavram, hastalığın oluşumu esnasında etkili olan bir durum değildir. Yanıt: D Ek Bilgi: Öngörü kapasitesi, geçmiş yaşantılar aracılığıyla sonraki yaşantılara ilişkin planlar yapabilme ve geleceği tahmin etme kapasitesidir. 105 10. Yaşanan bu koşullanma sürecinde yangın koşulsuz uya- rıcıya, kişinin yangın sırasında hissetmiş olduğu yanık lastik kokusu koşulsuz tepkiye karşılık gelmektedir. Kişinin yangından sonra ateşi görmesi koşullu uyarıcıya, ateşi görünce yanık lastik kokusunu hissetmesi ise koşullu tepkiye karşılık gelmektedir. Dikkat edilecek olursa kişi sadece ateşi görünce burnunda yanık lastik kokusu hissetmektedir. Bu durum ise öğrenme gerçekleşmemiş bir kişide yaşanabilecek bir durum değildir.(Kişinin koşulsuz tepkiler vermesini sağlayan uyarıcılara, koşulsuz uyarıcılar denilmektedir. Yani kişi herhangi bir yaşantı geçirmeden karşılaşmış olduğu uyarıcı ve bu uyarıcılara vermiş olduğu tepkiler koşulsuz olanlarıdır.). Psikolojik tepkisellik; kişinin özgürlüğüne bir müdahale olduğunu düşündüğü durumlarda (aksi davranması) özgürlüğüyle özdeşleştirdiği davranışı ısrarlı bir şekilde sergilemeye çalışmasıdır. Yanıt: C Ek Bilgi: Hem koşulsuz hem de koşullu tepkiler aynıdır, asla değişmez. Hangi tepki türü sorulursa sorulsun verilenler içerisinden faaliyet belirten uygun fiilin belirlenmesi yeterlidir. 11. Davranışta zıtlık (kontrast); kişinin, yapmış olduğu Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise; II. tip ceza; üvey annesinin Buse’ye uygulamış olduğu durum II. tip cezadır ancak soru kökünde üvey annenin yapmış olduğu uygulama değil davranışın sıklığında meydana gelen değişme sorulduğu için bu seçenek geçersizdir. Olumsuz pekiştirme; kişinin ileride kötü bir durumla karşılaşmamak için davranışlarına çeki düzen vermesi olumsuz pekiştirmenin başka bir boyutunu oluşturmaktadır ancak bu durum iki farklı ortam arasında meydana gelen davranış sıklığını açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Eğer sorunun cevabı olumsuz pekiştirme olmuş olsaydı o zaman Buse, üvey annesinin evinde bu davranışı yapmazken, öz annesinin evinde de eskiden olduğu sıklıkta yapardı. (Davranışın sıklığında bir artış olmazdı.) Yanıt: B Ek Bilgi: Karşıt koşullanma; geçirilen yaşantı sonucunda kişinin önceden bir uyarıcıya karşı vermiş olduğu tepkinin tam tersini vermeye başlamasıdır ki Buse’de böyle bir durum yaşanmamış sadece ortamlar arasında ayrım yaparak davranışına devam etmiştir. 12. Salih Bey, çocuğuna boyacılığı öğretirken baştan sona değil, sondan başa doğru bir yol izlemiştir. Yani çocuğuna önce büyük çoğunluğu bitmiş olan bir işin eksik kısmını tamamlatmış ve her seferinde çocuğuna tamamlattığı kısımların miktarını artırarak son olarak işin tamamını yaptırmıştır. Salih Bey’in, her aşamada çocuğuna pekiştireç olarak 10 TL vermiş olması, Salih Bey’in kademeli yaklaşma yolunun bir alt boyutu olan “tersine zincir” yöntemini uyguladığının bir kanıtıdır. Kademeli yaklaşmada; kişiye yeni bir davranış biçimi kazandırılırken, davranış alt basamaklara bölünerek her bir basamağın davranışı sergilendikçe kişiye pekiştireç verilmesi söz konusudur. Davranış kazandırılırken işe sıfırdan başlanıp davranış kazandırılması durumuna kademeli yaklaşım (Duruma göre biçimlendirme veya zincirleme) yöntemi adı verilirken, Salih Bey’in yukarıda uygulamış olduğu gibi işin sondan başa doğru bir yol izlenmesine (kademeli yaklaşımın tam tersi bir yol izlenmesi) ise tersine zincir yöntemi adı verilmektedir. Alıştırma (eşik) yöntemi, istenmeyen bir davranışın ortadan kaldırılmasında kullanıldığı için bu soruda geçerliliğini yitirmiştir. Programlı öğretim ise Skinner’in geliştirmiş olduğu bir öğretim modelidir. Bu modelin özünü (işleyiş sürecini) ise kademeli yaklaşma yolu oluşturur. Yanıt: B Ek Bilgi: Kademeli yaklaşma, organizmayı hedef davranışa yaklaştıran tepkinin adım adım pekiştirilmesi ya da davranışın alt basamaklara bölünüp bu basamaklar geçildikçe ödüllendirilmesi sürecidir. Zincirleme ise organizmaya kazandırılacak hedef davranış, alt davranışların birbirine koşul ilişkisi ile bağlanmasından oluşur. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! bir davranışın pekiştirilmeyen (veya ceza verilen) ortamlarda azalması veya sönmesi, buna karşın pekiştirilen(veya ceza verilmeyen) ortamda ise sıklığında bir artışın olmasıdır. Buse’nin durumu da bu kavramın açıklamasıyla paralellik göstermektedir. Yani Buse, makyaj malzemelerini kullanarak aynaya resim yapınca, üvey annesinin cezasına maruz kalmış ve dolayısıyla üvey annesinin evinde bu davranışı yapmazken, öz annesi olan Aynur Hanım’ın evinde davranışın sıklığını artırmıştır. 106 13. Dolap Osman, saf insanları (benzer uyarıcılara) dolandırabilmek için farklı kılıklarda farklı davranış biçimleri (tepki genellemesi) sergilemiştir. Yani Osman’ın bu tutumu “tepki genellemesi” ile açıklanabilir. Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise; Etkinin yayılması; doğru bir davranış pekiştirilirken, bu doğru davranışın yanında yapılan yanlış bir davranışında doğru bir davranış gibi algılanıp yapılmaya devam etmesidir. Dolayısıyla bu kavram soru için geçerliliğini yitirmiştir. Öğrenmenin aktarılması; önceki öğrenmelerin sonraki öğrenmeleri kolaylaştırması (pozitif transfer) veya zorlaştırması (negatif transfer) durumudur. Verilenler içerisinde Osman’ın yeni bir öğrenme yaparken zorlandığı ya da kolayca öğrendiğine dair herhangi bir bilgi olmaması nedeniyle bu kavram soru için geçerliliğini yitirmiştir. Ayırt etme; genellemenin tersi bir durumdur. Kişinin, benzer uyaranlar içerisinde sadece tek bir uyarana (koşullu uyarıcıya) tepki vermesidir. Osman’la ilgili verilenler içerisinde ayırt etmeye vurgu yapılan bir durum olmaması nedeniyle bu kavram soru için geçerliliğini yitirmiştir. 15. Thomas’ın, dedektifin davranışları ile kendi davranış- larını karşılaştırarak kendisi hakkında değerlendirmede bulunması öz yargılama kapasitesi, Thomas’ın bu değerlendirmeleri ışığında modelin (dedektifin) davranışlarını kendine referans alarak davranışlarını buna göre düzeltmeye çalışması ise öz düzenleme kapasitesi, Thomas’ın dedektifin davranış biçimlerini dikkatlice izleyerek içselleştirmeye (aklında tutmaya) çalışması ise sembolleştirme kapasitesi, Thomas’ın başarısından dolayı şirket tarafından takdir edilmesi ve tatile gönderilmesi ise doğrudan pekiştirmedir. Ancak verilen paragrafta içsel pekiştirmeyi örnekleyecek herhangi bir durum bulunmamaktadır. Yanıt: E Ek Bilgi: İçsel pekiştirme, pekiştirmenin birey tarafından kendisine yönelik yapılmasıdır. Kişinin kendi davranışını ödüllendirmesidir. Örneğin çocuğun merak ve belirsizlikten kurtulması, özgüvenin artması içsel pekiştirmedir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Uyarıcı genellemesinde; uyarıcı sayısı çokken, tepki genellemesinde sergilenen tepki sayısı çoktur. 14. Atakan, Müslüman Türk devletlerinin isimlerinin baş harflerini kullanarak anlamlı bir cümle oluşturmaya çalıştığı için kullanmış olduğu bellek destekleyici ipucu ‘’ilk harf’’ yöntemidir. İlk harf yönteminde harfleri bir araya getirerek anlamlı kelimeler oluşturmanın yanında harflerin her birini kelimelere dönüştürerek anlamlı cümlelerde oluşturulabilir. En kuvvetli çeldiricilerden biri olan askı sözcük yönteminin geçersiz olma nedeni, Atakan’ın bilgileri kodlarken devlet isimlerini rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle bu kavram, soru için geçerliliğini yitirmiştir. Bir diğer kuvvetli çeldirici olan yerleşim yönteminin geçersiz olma nedeni Atakan’ın sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle ilişkilendirmemiş olmasından dolayıdır. Yanıt: E Ek Bilgi: Bilginin kodlanması yöntemlerinden etkinlik, öğrenenin aktif olmasıdır. Örgütleme, bilgiyi direk ilişkili olduğu kavramlarla gruplamadır. Eklemleme, bilgiyi diğer şemalarla birleştirmedir. Bellek destekleyiciler bilgiyi daha iyi kodlamak için ipucu kullanma ve destekleme yöntemidir. 16. Mürsel Bey’in eski işinde arkadaşlarıyla iletişime ge- çerken, ilk olarak onları dürtmesi ve sonrada yüksek sesle konuşmaya başlaması, yeni ortama uyum sağlamasını zorlaştırmaktadır. Mürsel Bey’in yaşamış olduğu bu durum (geçmişte edinilen öğrenmelerin yeni durumlara uyum sağlamayı zorlaştırması) olumsuz transfer olarak adlandırılır. Yanıt: B Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki en temel fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle) ilgili olmasıdır. Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise; ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması durumları üzerinde durulur. 107 DENEME – 7 1. 5. Yanıt: E Ek Bilgi: Bu dönemde ergen benmerkezciliği ön plandadır. Bu durumun sonucunda birey herkesin kendini izlediğini ileri sürer yani hayali seyirciler olduğunu düşünür, “Bana bir şey olmaz.” dürtüsü hakimdir. Bu da omnipotent düşünce ile açıklanır. 2. Aile önce ne yapacağını bilemez bir hâldeyken, televizyonu kapattıkları bir gün kızlarının ders çalışmaya başladıklarını görmüşlerdir. Bu durum onların rastlantısal davranışlarının (televizyonu kapatma) bir sonucu olarak kızlarının çalışmaya başlamasını ödül olarak getirdiği için edimsel bir tepkidir ve devamı gelecektir. Yanıt: C Ek Bilgi: Tepki genellemesi sadece aynı uyarıcıya değil, benzer uyarıcılara da sergilenebilir. 6. 3. Yanıt: B 7. Öğretmenin kontrolü kaybetmesi ve sınıfın büyük bölümünün kendi aralarında konuşmaya başlamaları figür/ fon (şekil-zemin), öndeki öğrencilerin ilk kez karşılaştıkları bu duruma anlam verememeleri ise süreklilik ilkesi ile açıklanabilir. Yanıt: A Ek Bilgi: Gestalt algı ilkeleri sadece görsel örneklerle ilgili süreçleri içermez. Okulda ve öğrenme etkinliklerinde de bu ilkelerin önemi göz ardı edilmemelidir. Yanıt: C 8. Modelin davranışının pekiştirilmesi (annenin karanlık korkusu baba tarafından kollanmaktadır) gözlemcinin de o davranışı gösterme olasılığını artıracaktır. Yanıt: A 4. Thorndike’a göre yeni bir durumla karşı karşıya gelen birey doğal bir tepki sergileyemiyorsa, daha önce benzer durumda yaptığı tepkiye benzer tepkiler üretecektir. Yaşam bir süreklilik olduğuna göre, okul ortamında edinilen kazanımlar ilerleyen yıllarda da bireylere kılavuzluk edecek ve benzer tepkilere neden olacaktır. Öğretmenler bu durumu destekleyecek en önemli sosyal aktörlerden birisidir. Yanıt: D Ek Bilgi: Thorndike’ın tekrar yasasına göre, tekrarlanan uyarıcı-tepki bağı güçlenir tekrarlanmayanlar ise zayıflar ve bırakılır. Tepki bağının gücünün artması için yapılan tekrarlarla ilgili davranışların sonuçları hakkında organizmaya dönüt verilmelidir. Dönüt verilmeden gerçekleştirilen tekrarlar işe yaramaz. Ek Bilgi: Dolaylı güdülenme, modelin bir davranışı olumlu sonuçlanırsa gözlemci bu davranışı yapmaya güdülenir. İstekli hâle gelir. 9. Verilen açıklamada bireyin kendi davranışlarını kontrol edebilme yeteneği olan öz düzenleme kapasitesi tanımlanmaktadır. Ancak soru yönergesinde bu düzenlemenin gerçekleşmesinin ön koşulu sorulmaktadır. Davranışı düzenleyebilmek, öncelikle davranış hakkında düşünme ve kendini yargılama kapasitesini gerekli kılar. Yanıt: D Ek Bilgi: Dolaylı öğrenmede insanlar kendi yaptıkları davranış ve bu davranışların sonuçlarını görerek öğrendikleri gibi başkalarının davranışlarını ve sonuçlarını görerek de öğrenirler. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İstenmeyen uyarıcılara tepki azaltma amacıyla istendik uyarıcıların birlikte sunulması zıt tepki yöntemidir. Bu yolla istenmeyen uyarıcılar, ortamda olmaya devam etseler bile, hoşa giden bir uyarıcı hatrına katlanılabilir bir hâle gelebilir. Ek Bilgi: İtici uyarıcıya koşullanma, arzu edilen zararlı bir uyarıcı; itici bir uyarıcı ile ilişkilendirilerek bireyin arzu uyandıran uyarıcıdan vazgeçmesi sağlanır. Bir leylek yavrusunun annesi yiyecek getirdiğinde ağzını açması bir refleksif davranıştır, türe özgü değildir, birçok canlı yavrusu aynı davranışı sergiler. Dolayısıyla öğrenme de değildir. Ek Bilgi: Türe özgü hazırbulunuşluk organizmadan beklenen davranışın gösterilebilmesi için gereken biyolojik donanımdır. Yanıt: A Ek Bilgi: Edimsel koşullanma öğrenmesinde sadece ilk tepki genel olarak rastlantısal, sonrakiler amaçlı ve bilinçlidir. Arif rastlantısal bir davranış sonucu ailesinden birilerinin (azarlanma şeklinde bile olsa) dikkatini çekmenin yolunu keşfeder. Ceza bazen olumlu pekiştirme için bir sinyal işlevi görebilir. Bu durum karşıt pekiştirme olarak nitelenebilir. Ancak yönergede bu uygunsuz durumun ve yanlışın ne olduğu sorulmamaktadır. Kibritle oynama ve dikkat çekebilme davranışı sonuç getirdikten sonra Arif’in benzer farklı tepkileri aramaya başladığından söz edilmektedir. Bu durum tepki genellemesi ile açıklanabilir. ÇÖZÜM–7 Nihal üniversite sınavına hazırlanmakta ve Erikson’a göre kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası evresindedir. Bu dönemde bireyler kimlik belirlerler. Nihal’in istediği meslek ve babasının kafasındaki meslek birbirine uymamaktadır. Bunun sonucunda Nihal bu dönemi sağlıklı atlatamayacak ve rol karmaşası yaşayacaktır. 108 10. Ahmet’in yaşadığı talihsizlikleri eğlenceye bağlaması bir batıl davranış örneğidir. Edimsel koşullanma yoluyla kazanılmıştır. Ahmet eğlencelere katılmayarak kendince önlem almış (kaçınma) ve bu sayede olumsuz durumlardan korunabileceğini ummuştur (olumsuz pekiştirme). Ancak soruda kendini gerçekleştiren kehanete ilişkin açık bir veri bulunmamaktadır. Ek Bilgi: Organizmanın normalde bir tepki vermediği uyarıcılara nötr uyarıcı denir. Koşullu tepki ise koşullu uyarıcıya gösterilen öğrenilmiş tepkidir. Yanıt: B Ek Bilgi: Bu durumun kendini gerçekleştiren kehanete dönüşmesi için Ahmet’in “Eğlenince başıma kötü birşeyler geliyor.” demesi, yeni bir eğlence etkinliğine girmesi ve ‘Bak gördünüz mü, ben biliyordum, işte korktuğum başıma geldi.” gibi bir sürecin oluşması gereklidir. 11. Bilişsel ağırlıklı davranış kuramcısı Tolman’ın işaret – ges- talt kuramına göre öğrenme süreçleri amaçsız ve dayanaksız değildir. Birtakım dürtüler rastgele ve tek başına değil, öğrenilmiş süreçlerle ilişkilendirilebilir. Bu süreç kateksis olarak ele alınmaktadır. Yanıt: A 14. İnsanlar gestalta göre olaylara, durumlara ve nesnelere ilişkin kalıcı bir algı geliştirdikten sonra, ilgili durumları belirli bir sabitlikler çerçevesinde ele almaya eğilimlidirler. Algıda değişmezlik sadece nesnelere ilişkin bir algı kalıcılığı değildir. Günlük yaşam ilişkilerinde, okulda öğretmen - öğrenci ilişkilerinde de algısal değişmezlikten söz edilebilir. Yanıt: E Ek Bilgi: Öğretmenlerin özellikle okulun ilk günlerinde öğrencilere karşı tutumları ve ilk izlenimler de benzer bir algı değişmezliği etkisi yaratabilir. Ek Bilgi: Bir dürtü öğrenilmiş bir süreçle ilişkilendirilirse olumlu; ilişkilendirilmez ve uygun görülmezse olumsuz kateksis olarak ele alınır. 12. Sosyal öğrenmede modelin özellikleri; statü, uzmanlık, Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! benzerlik ve pekiştirilme süreçlerinden oluşmaktadır. Soruda bu süreçlere ilişkin örneklerden iki tanesine (uzmanlık-benzerlik) yer verilmiştir. I. ifade de “televizyondaki doktorlara güvenme” popülerliği, IV. ifadedeki “laboratuvarda test etme” uzmanlığı; II. ifadede ki “çocukluğunda kilim dokuyan öğretmen” ile III. ifadedeki “muhtarın – muhtarı” model alması benzerliğe örnek olarak gösterilebilir. Yanıt: A Ek Bilgi: Sosyal öğrenmede benzerlik; cinsiyet, sınıf, doku vb. açıdan modellerin örnek alınmasıdır. Uzmanlıkta ise konu hakkında deneyim bilgi sahibi modeller örnek alınır. 15. Tablo içindeki sorunun cevabı, zemin-şekil ilişkisini ör- neklendirmektedir. Soru zemine düşmüş, bir şey içme ihtiyacı ise şekle dönüşmüştür. Bu ilişkiyi gösteren en iyi örnek E seçeneğinde verilmiştir. Öğretmen isteksiz ders işlediği için zemine düşmüş ve öğrenciler kendi etkinliklerine yönelerek yeni bir şekil oluşturmuşlardır. Yanıt: E Ek Bilgi: Algısal set, bireylerin dünyayı belirli beklentilere göre algılamasıdır. Tamamlama ise algılama sürecinde parçaları eksik olan figürleri tamamlama boşlukları doldurma olarak tanımlanan örgütleme yasasıdır. 13. Koşulsuz uyarıcı, organizmanın doğal olarak belirli bir tepkiyi açığa çıkarmasını sağlayan uyarıcıdır. Verilen durumda hidroklorik asit koşulsuz uyarıcıdır. Koşulsuz tepki, belirli bir uyarıcı sonrası ortaya çıkan doğal tepkidir. Kaan’ın hidroklorik asiti koklaması sonucunda solunum sisteminin tahriş olması koşulsuz tepkidir. Koşullu uyarıcı ise başlangıçta nötr olan yeni organizma için pekiştirici bir değeri bulunmayan ancak koşulsuz bir uyarıcı ile eşlenmesi sonucunda koşulsuz uyarıcı ile aynı tepkiyi yaratma gücü kazanan uyarıcıdır. Sabun, başlangıçta nötr iken sonrasında koşullu uyarıcı hâline gelmiştir. Yanıt: A 16. Her müzik tarzının kendine özgü bir tavrı vardır. Sanat müziği yapan bir sanatçının farklı tavırlar gerektirmesine rağmen pop ve arabesk müziğini kendi müziğinin tavrıyla okuması, bir tür alışkanlık çatışmasıdır. Bu durum aynı zamanda “olumsuz transfer” olarak da adlandırılabilir. Yanıt: A Ek Bilgi: İleriye ket vurma, eski bilgilerin yeni bilgileri karıştırması yeni bilgileri engellemesi durumudur. 109 DENEME – 8 1. Ek Bilgi: Bireyin davranışının pekiştirilmediği ortamda görülme sıklığının azalmasına karşın, farklı koşullarda yoğunluğunun artması davranışta kontrasttır. Sönme ise organizmanın daha önce tepki verdiği bir uyarıcıya artık tepki vermemeye başlamasıdır. 2. 5. Ek Bilgi: Kavrama yoluyla öğrenmede organizma bir sorun ile karşı karşıyadır. Problemin niteliği incelenir, parçalar arasındaki ilişki dikkate alınır. Birkaç başarısız deneme yanılmadan sonra birdenbire çözüme ulaşır. Organizma aktiftir, öğrenmeler kalıcıdır. 6. Niyazi Bey’in en son gittiği hastaneyi tercih etmesi ayırt etmenin bir sonucudur. Ayırt etme sadece koşullanılan uyarıcıya tepki vermektir. Parçada da görüldüğü gibi Niyazi Bey, doktorların güler yüzünden ve tedavisinden daha çok yararlandığı hastaneye yönelmiştir. Bu da bir ayırt etmenin varlığına işaret etmektedir. Yanıt: C Ek Bilgi: Genelleme, koşullanma sonucunda oluşan tepkinin benzer uyarıcılara da gösterilmesidir. Klasik koşullanma deneyinde köpeğin zil sesine karşı gösterdiği tepkiyi, zil sesine benzer başka bir nesneye de göstermesi genellemeye örnektir. 3. Ek Bilgi: Duyusal ön koşullanma, organizmanın yaşantıları sırasında birlikte karşısına çıkan iki nötr uyarıcıdan birine karşı, koşullu tepki geliştirilmiş olmasının etkisiyle, diğerine karşı da koşullu tepki sergilenmesidir. İkinci dereceden koşullanma ile aralarındaki fark ise; ikinci dereceden koşullanma organizma birinci koşullu uyarıcı ile karşılaşır ve bu uyarıcıya karşı tepki geliştirir. Sonrada bu uyarıcı ile eşleştirilen başka bir uyarıcıya da tepki geliştirir. Duyusal ön koşullanmada organizma iki nötr uyarıcıyla pek çok defa karşılaşmasının sonrasında bunlardan bir tanesine karşı koşullu tepki geliştirir. 7. Ek Bilgi: Zıt tepki istenmeyen davranışı meydana getiren uyarıcıyı tam tersi bir tepkiye neden olması beklenen farklı bir uyarıcıyla eşleştirmeye dayanmaktadır. Bu yöntemin uygulanması sonucunda istenmeyen tepkiyi doğuran uyarıcının yeni ve istenen bir tepki ile bağlantılandırılmasıdır. 4. Ahmet’in bir daha soru sormaması ceza ile açıklanabilir. Ceza istenmeyen ve hoşa gitmeyen bir durum nedeniyle organizmanın davranışının bastırılması ve görülmesinin engellenmesidir. Öğretmenin Ahmet’i azarlaması sonucu davranışın azalmaya başlaması cezayla ilgilidir. Yanıt: E Ek Bilgi: Pekiştirmede davranışın sıklığının artırılması söz konusu iken, cezada ise davranış sıklığının azaltılması ya da ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Ancak ceza davranışı ortada kaldırmaktan ziyade, bir süreliğine baskı altına almaktadır. Sözlerin sahibinin parfüm kokusu aldığında babaannesini hatırlaması ikinci dereceden koşullanmayla ilgilidir. İkinci dereceden koşullanma, koşullu bir uyarıcının aynı koşulsuz bir uyarıcı gibi kullanılarak nötr bir uyarıcıya koşullanmanın sağlanmasıdır. Sözlerin sahibi sevdiği yiyecekleri yapan, kendisine harçlık veren babaanneye karşı olumlu bir duygusal tepki geliştirmiş, oluşan bu tepkisinin sonucunda babaannesini kullandığı parfüm kokusuna da aynı duygusal koşullanmaya sahip olmuştur. Bu durum üst düzey ya da ikinci dereceden koşullanmadır. Yanıt: B Soner’in kaybettiği eşini hatırlaması tepkisel koşullanmayla ilgilidir. Tepkisel koşullanma organizmanın etkin bir çaba içerisinde olmadığı doğal bir uyarıcıya verdiği doğal bir tepkinin, doğal uyarıcının etkisi sayesinde nötr bir uyarıcıya da verilmesidir. Özellikle refleksif ve duyuşsal tepkilerin öğrenilmesinde etkilidir. Soner’in yıllar önce elinin yaralanması ve bu yarayı ölen eşinin sarması ve bunun etkisiyle aynı durumu Bahar’la yaşaması sonucu eşini hatırlaması ve üzülmesi tepkisel bir koşullanmanın sonucudur. Yanıt: E Ek Bilgi: Edimsel koşullanmanın temel ilkeleri; - Pek çok davranış bir dış uyarana bağlı olmadan kendiliğinden ortaya çıkar. - Davranış, kendisinin ortaya çıkardığı uyarandan etkilenir. - Pekiştirilen davranışların tekrarlanma olasılığı artar. - Davranışın sürekliliğini sağlayan uyaranlar her zaman belirgin değildir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Öğretmenin, öğrencilerin davranışlarını ortadan kaldırmak için uyguladığı yöntem bıktırmaya örnektir. Bıktırma istenmeyen bir alışkanlığın değiştirilmesi amacıyla söz konusu davranışın organizmaya tekrar tekrar yaptırılarak oluşturulacak yorgunluk sonucu alışkanlığın bıraktırılması anlamına gelmektedir. Öğretmen de bu amaçla vakitsiz dolaşan öğrencilerini hafta boyunca her derste sınıf içinde dolaştırarak bu alışkanlıklarından vazgeçirmeye çalışmaktadır. Yanıt: B Diğer öğrencilerin soru sorma davranışının azalmasının nedeni dolaylı cezadır. Dolaylı ceza, modelin davranışının cezalandırılması ve bunun sonucunda gözlemcinin de aynı sonuçla karşılaşmamak için istenmeyen davranışı yapmamasıdır. Yanıt: A ÇÖZÜM–8 İlker Bey’in, başlangıçta arabasını sık sık silip temizlemesi ve her fırsatta ailesini gezmeye çıkarırken zaman içerisinde bu davranışlarındaki azalma alışmaya örnektir. Alışma sürekli aynı uyarıcının (pekiştirecin) verilmesi sonucunda zaman içerisinde bu uyarıcının giderek etkisini kaybetmeye başlamasıdır. Soruda görüldüğü gibi araba uyarıcısı (pekiştireç) sürekli var olmaya devam etmesine rağmen bir süre sonra etkileme gücünü kaybetmeye başlamıştır. Bu durum alışmanın sonucudur. Yanıt: A 110 8. Adem Bey’in yolculuğunu tamamlaması olumsuz pekiştirmenin sonucudur. Olumsuz pekiştirme organizmanın kendisi için istenmeyen bir uyarıcıdan istendik davranışı sergileyerek kurtulması sonucu davranışın sürmesidir. Adem Bey için uyku istenmeyen bir durumdur ve araç kullanmasına engel oluşturmaktadır. Adem Bey ise dinlediği müzik sayesinde bu istenmeyen durumdan kendisini kurtararak yolculuğunu sürdürebilmiştir. Bu durum olumsuz pekiştirmenin sayesinde mümkün olmaktadır. Yanıt: A Ek Bilgi: Organizmanın davranışının ardından onun için istenen, hoş olan uyarıcıların yani olumlu pekiştireçlerin ortama konmasıyla organizmanın davranışının yapılma olasılığının artmasına olumlu pekiştirme denir. 9. Kubilay’ın harcı yatırmak için aynı şubeyi tercih etmesi batıl davranıştır. Batıl davranış tesadüfi pekiştirme sonucu oluşan bir davranıştır. Normalde davranışla pekiştireç arasında bir ilişki yoktur. Bu şekilde oluşan öğrenmeler batıl davranışlara yol açar. Yanıt: A Ek Bilgi: Öğrenilmiş çaresizlik, organizmanın ne yaparsa yapsın sonucu değiştirmediği duygusunu tüm durumlara genellemesidir. Öğrenilmiş çaresizlikte herhangi bir ödül elde etmek ya da olumsuz durumdan kaçınmak için isteksizlik, korku sonucu kabullenme ve depresyon gözlenebilmektedir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 10. Öğrenme psikolojisinde bellek izlerinin birbirine karışma- sına ket vurma adı verilir. Ket vurma bir öğrenmenin diğer bir öğrenmeyi bozması ya da unutturmasıdır. Ket vurma ileriye ve geriye olmak üzere ikiye ayrılır. İleriye ket vurma önceki öğrenmenin sonraki öğrenmeyi, geriye ket vurma sonraki öğrenmenin önceki öğrenmeyi bozmasıdır. Yanıt: E Ek Bilgi: Öncelik etkisi; öğrenme sürecinde ilk öğrenilen şeylerin sonradan öğrenilenlere göre daha iyi hatırlanmasıdır. Sonralık etkisi ise öğrenme sürecinde sonradan öğrenilen şeylerin öncekilere göre daha iyi hatırlanmasıdır. 11. Öğrenilen kavramların kavramsal kategoriler hâlinde ör- gütlenmesi, içeriğin daha önceki öğrenilenlerle ilişkilendirilmesi, öğrenmeden sonra dinlenilmesi ve anlamlandırma unutmaya karşı etkili stratejilerdir. Ancak öğrenmeden sonra sürekli tekrar yapılması unutmaya neden olur. Öğrenmeden sonraki tekrarların unutmaya dirençli olabilmesi için sürekli değil aralıklı yapılması uygundur. Yanıt: D Ek Bilgi: Uzun süreli bellekteki bilgilerin yeri geldikçe hatırlama süreci ile kısa süreli belleğe getirilmesi “geri getirme” veya “hatırlama” olarak adlandırılır. Bilginin geri getirilebilme başarısı öğrenmenin gerçekleştiği sürede ne kadar iyi bir kodlama kullanılarak depolandığı ile ilgilidir. 12. “Öğrenmenin kalıcı olmasını sağlamada kullanılan yol- lardan birisi de konuya tekrar dönülmesidir, bu şekilde öğrenilen bilgiler organize edilir. Hatırlanamayan, anlaşılmayan, cevaplamada güçlük çekilen yerler okunur ve sorular tekrar cevaplanır.” ifadesi, yeniden gözden geçirmeyi tanımlamaktadır. Yeniden gözden geçirme öğrenmeden sonra konunun ana hatlarıyla tekrar edilmesidir. Yanıt: E Ek Bilgi: Akrostiş “cümle tekniği” olarak da bilinir. Hatırlanacak olan sözcüklerin ilk harfleriyle bağlantılı yeni bir sözcük öbeği oluşturmaktır. 13. Sokak pateni yapmayı öğrenen Taylan’ın, gittiği buz pateni pistinde hiçbir çaba harcamadığı hâlde kolaylıkla buz pateni yapabilmesi olumlu aktarmaya örnektir. Olumlu aktarma elde edilen bir öğrenmenin yeni elde edilecek öğrenmeyi desteklemesidir. Bu sayede yeni elde edilecek öğrenme daha kolay sağlanabilir. Yanıt: B Ek Bilgi: İnsan ya da hayvan, öğrenme durumunda olan her organizma, belli bir problemle karşılaştığında problemin çözümüne katkısı olmayan başarısız davranışları eler; problemi çözen ya dabaşarıya götüren tepkilerse kalıcı hâle gelir. Bir başka deyişle karşılaşılan bir problem, organizmanın rastgele davranışlarının sonucunda çözülüyorsa burada bulunan problem çözme yöntemine “deneme-yanılma” denir. 14. Veterinerin önerdiği davranış kontrol yöntemi, ara vermedir. Ara verme organizmanın davranışına yol açan uyarıcıdan belli bir süre mahrum bırakılmasıdır. Yanıt: B Ek Bilgi: Organizmanın ortamda bulunmasından hoşlanmadığı bir uyarıcının ortamdan çıkarılması olumsuz pekiştirmedir. 15. Edimsel koşullanma ilkelerine göre bu parçada verilen durum “pekiştirecin verilme zamanı yaklaştıkça organizmanın davranışı sıklaşır.” biçiminde açıklanabilir. Görüldüğü gibi öğrenciler ödevin teslim zamanına uzun süre varken yeterince çaba içinde olmadıkları hâlde, çabaları ödevin verilme zamanı yaklaştıkça sıklaşmaktadır. Yanıt: E Ek Bilgi: Pekiştirme tarifeleri pekiştirmenin verilme biçimini, yerini, zamanını ve kaçıncı davranışın ardından gerçekleştireceğini ifade etmek için kullanılan kavramlardır. Tarifelerin kullanımındaki temel amaç, yaşam boyu farklı şekillerde pekiştirme yapmak değil davranışın kalıcı hâle gelmesini sağlamaktır. 16. Tolman’a göre öğrenme koşullu uyarıcıyla koşulsuz uya- rıcı arasında gerçekleşen otomatik bir bağ değildir. Organizma öğrenme sürecinde amaçlıdır. Bu nedenle koşullu uyarıcı organizma için haberci (işaret) niteliği taşımaktadır. Dolayısıyla bir işaret organizmada beklentiye yol açar. Bu beklentisi karşılandığı sürece amaca yönelik davranışı devam eder. Koşullu uyarıcı işaret olarak onu amacına götürmezse organizma için işaret olma özelliğini kaybeder ve bu durumda da sönme meydana gelir. Yanıt: D Ek Bilgi: Tolman’a göre bizi amaçlarımıza götürecek yolları tespit edebilmek için çevremizi tanımaya çalışırız. Topladığımız bu bilgiler bizi amaçlarımıza ulaştıracak yollar hakkında bilgi verir. 111 DENEME – 9 1. 3. Yanıt: D Ek Bilgi: Bazı KPSS kitaplarında Garcia etkisi genellemenin karşılığı olarak verilmektedir. Ancak bu doğru değildir. Garcia etkisi bitişikliğin olmadığı durumlarda gerçekleşir. Örneğin öğle arası tavuk döner yiyen birisi belli bir süre sonra rahatsızlanırsa ve bu rahatsızlığı tavuk dönere bağlarsa bu durum Garcia etkisidir. Yanıt: A Ek Bilgi: Davranışların kazanılmasında olduğu gibi, birçok duyguda da gözlem kullanılır. Doğuştan gelmeyen birçok duygunun, çevredeki kişilerin gözlem-lenmesi ile öğrenildiği belirtilmektedir. 4. Bir koşullanma sürecinde bireyin koşullu uyarıcıyla birlikte yer alan diğer tüm uyarıcılara da koşullanması birleşik koşullanma olarak ifade edilir. Parçada Berke’nin tıraş olurken canı acıdığı için korkması sürecinde canı acıması koşulsuz uyarıcı, korkması ise koşulsuz tepkidir. Berke’nin daha sonra berberden de korkmasında berber koşullu uyarıcı, korkması da koşullu tepkidir.Daha sonra Berke’nin evde makas ve aynayı görünce de (saçlarını kestirirken berberin dükkânında bunları gördüğü için) korkması birleşik koşullanmaya örnektir. Koşullanma gerçekleştikten sonra koşulsuz uyarıcının kesilmesi ile birlikte koşullu tepkinin sona ermesi sönme kavramı ile açıklanır. Parçada Berke’nin saçlarını keserken berber ona oyuncaklar verince bir süre sonra Berke’nin saçlarını kestirirken korkmaması sönme sürecine örnektir. Yanıt: A Ek Bilgi: Duyusal ön koşullanma, farklı kategorilerdeki iki nötr uyarıcının önce birlikte eşleşmesi (koşulsuz uyarıcı olmadan), sonra bu uyarıcılardan birinin koşulsuz uyarıcı ile eşleştirilmesinin sonrasında, her iki nötr uyarıcının da tepki yaratma gücü kazanmasıdır. Koşullanma süreçlerinden duyarlılaşma; koşullu uyarıcıya başlangıçta fazla bir tepki verilmezken bir süre sonra bu uyarıcıya verilen tepkinin artmasıdır. Parçada uyarıcılara verilen tepkinin zamanla azaldığı bahsedildiğinden duyarlılaşma ile ilgili bir uygulama yoktur. Alışma, koşullanma sürecinde pekiştirecin etkisini kaybetmesi ya da koşullu uyarıcının sürekli verilmesi sonucunda tepkinin giderek zayıflamasıdır. Parçada deneklerin gürültüden zamanla fazla etkilenmedikleri bildirildiği için alışma gerçekleşmiştir. Kademeli yaklaşma (biçimlendirme), bir davranışın alt basamaklara ayrılarak her bir basamaktaki davranışın ödüllendirilmesi ile davranışın tamamının kazandırılmasıdır. Parçada deneklere yeni bir davranış kazandırılması söz konusu olmadığı için bu uygulamada yapılmamıştır. Maruz bırakma; fobilerin yok edilmesi sürecinde bireyin korkuya neden olan uyarıcıyla belli bir süre kontrollü bir şekilde yüzleştirilmesidir. Parçada denekler gürültüye kontrollü bir biçimde maruz kaldıkları ve bunun sonunda gürültüden rahatsız olma düzeyleri azaldığı için bu uygulama söz konusudur. Yanıt: B Ek Bİlgi: Watson, Albert bebek ile yaptığı deney sonucunda çocuklarda korkunun koşullanma ile gerçekleştiğine, Peter bebek ile yaptığı deneyde ise korkunun ortadan kaldırılmasına ve azaltılmasına ilişkin sonuçlara ulaşıldığını söylemektedir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2. Koşullanma süreçlerinden biri olan Garcia etkisi, yenildikten sonra hoşa gitmeyen tat veren yiyeceklerin aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen yenilmemesi ve bu yiyeceklerden uzak durulmasını ifade eder. Parçada Selcan Hanım kemoterapi ilacından önce yediği yemeklerden ilacın etkisiyle tiksinmiş ve tedavinin ortalarına doğru bu yiyeceklerden uzak durmaya başlamıştır. Bu durum Garcia etkisiyle açıklanabilir. Seçenekler arasındaki en ağır çeldirici itici uyarıcıyla koşullanmadır. İtici uyarıcı ile koşullanma istenmeyen bir davranışın yok edilme tekniklerinden biridir. Parçada Selcan Hanım’ın herhangi bir davranışının yok edilme çabası olmadığı için doğru yanıt D seçeneğidir. ÇÖZÜM–9 Bir davranışın yapılmasının ardından davranışın pekiştirilmesi sonucunda istendik davranışın yapılma olasılığının artmasına edimsel koşullanma denir. Parçada saldırgan davranışlar sergileyen çocukların yapmış oldukları her saldırgan davranış için ödül verilmesi sonucunda bu saldırgan davranışların artması bu davranışların edimsel koşullanma yoluyla öğrenildiğini gösterir. İzlenen modelin davranışının cezalandırılması sonucu gözlemcinin bu davranışı yapma olasılığının azalması ise dolaylı ceza kavramı ile ifade edilir. Parçada saldırgan modelin cezalandırıldığını gören çocukların saldırgan davranışlarının azalması ise dolaylı cezaya uygun bir örnektir. D seçeneğinde yer alan doğrudan pekiştirme bireyin davranışı yaptıktan sonra ödüllendirilmesi dolaylı pekiştirme ise bireyin yakın çevresinden birinin ödüllendirilerek davranışı yapmaya istekli hâle getirilmesidir. 112 5. Değişken aralıklı pekiştirme; davranış kazandırma sürecinde pekiştirecin belirsiz zaman aralıklarıyla verilmesidir. Çok önemli bir haber beklenilen bir dönemde e-posta veya sesli mesajları kontrol ederken haberin ne zaman geleceği belli olmadığı için değişken aralıklı pekiştirmeye uygun bir davranıştır. Sabit aralıklı pekiştirme ise pekiştirecin önceden belirlenen zaman aralıklarında verilmesidir. Kahvenin hazır olup olmadığını kontrol için bu durum davranışta bulunma sürecinde kahvenin ne zaman hazır olacağı belli olduğundan sabit aralıklı pekiştirmeye uygun bir örnektir. Sabit oranlı pekiştirme pekiştirecin önceden belirlenen sayıda bir davranış sonucunda verildiği pekiştirme tarifesidir. Üretilen her parça doldurulan her zarf ya da teslim edilen her gazete için para ödenmesi bu tarifeye uygun bir pekiştirme örneğidir. Değişken oranlı pekiştirme ise pekiştirecin kaç davranıştan sonra verileceğinin belli olmadığı pekiştirme tarifesidir. Tezgahtarın müşteriye yardımcı olma girişimi hangi müşterinin malı satın alacağı belli olmadığından bu pekiştirme tarifesine uygundur. Birleşik pekiştirme ise genellikle zaman aralıklı pekiştirme ile oran aralıklı pekiştirmenin birlikte kullanıldığı tarifedir. Parçada bu tarifeye uygun bir davranış örneği verilmemiştir. 7. I numaralı örnekte Efe, ağabeyini gözlemlemiş fakat onun davranışını uygulamaya geçmemiştir. Yani gözlem olduğu hâlde gözlenen davranış, gözlemci tarafından sergilenmemiştir. Diğer ifadelerde ise modelin davranışları gözlemci tarafından davranışa dönüştürülmüştür. Yanıt: A Ek Bilgi: Sosyal Öğrenme Süreçleri: Dikkat: Sosyal öğrenmenin temel sürecidir, öğrenme dikkat ile başlar. Hafıza: Hatırda tutma, gerektiğinde kullanabilmek üzere bilginin depolanmasıdır. Davranış Üretme: Zihinde davranışa dönüştürmedir. Güdüleme: Koşullar oluştuğunda, davranış üretmedir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Skinner, davranışın açığa çıkması ve kalıcı hâle gelmesi için tarifelerin önemli olduğunu vurgulamaktadır. Pekiştirme tarifeleri, iki pekiştireç arasındaki kuraldan adını alır. 8. 6. Öğrenmeye ilişkin performansın öğrenme sürecinde ya da anında kendini göstermediği, daha sonraki bir anda ortaya çıktığı öğrenme türüdür. Parçada Görkem’in oyuncaklarına isim verirken aklına İngilizce sözcüklerin gelmesi daha önce odasında ablasının İngilizce çalışırken tekrar ettiği sözcükleri farkında olmadan öğrendiğini gösterir. Bu durum örtük öğrenmeye örnektir. A seçeneğinde yer alan içgörüsel öğrenme, bireyin karşılaştığı problemlerin bileşenleri arasındaki ilişkiyi kurup zihinde çözüm yollarını tasarlayarak çözüme aniden ulaştığı öğrenme biçimidir. Yanıt: D Ek Bilgi: Sosyal öğrenme kuramına göre bütün davranışları deneyimle öğrenemeyiz ya da her zaman pekiştireç almayız. Çünkü öğrenilen her davranış gösterilmek zorunda değildir. Sosyal öğrenme kuramında; modelin özellikleri, davranışın özellikleri, sosyal öğrenme süreçleri ve gözlemcinin özellikleri önemlidir. Sosyal öğrenme kuramına göre gözleyerek öğrenmenin ilk aşaması olan dikkat, gözlemcinin modelin yaptığı davranışları izlemesidir. İkinci aşama olan zihinde tutma gözlenilen davranışların zihinde canlandırılarak hatırlanmasıdır.Üçüncü aşama olan davranışa dönüştürme modelin zihne kaydedilen davranışlarının gözlemcinin kendi davranışına dönüştürülebilmesidir. Son aşama olan güdülenme ise model alınıp ortaya konulan davranışın daha sonraları tekrar edilebilmesi için çevredekiler tarafından pekiştirilmesidir. Parçada Mehmet Öğretmen rehber öğretmeninin derste yaptıklarını dikkatle izlediği için dikkat aşaması gerçekleşmiştir. İzlediği dersleri zihninde canlandırmasına rağmen sadece ders takip etmekle yetinip bunları uygulamaya koymadığı için başarısız olmuştur. Sonuç olarak Mehmet’in öğretmenliği öğrenememesi gözleyerek öğrenmenin davranışa dönüştürme aşamasının gerçekleşmemesinden kaynaklanmıştır. Yanıt: D Ek Bilgi: Süzücü Dikkat: Belli bir nesneye dikkat edilmez herhangi bir değişikliğin farkına varmadır. Seçici Dikkat: Belli bir nesneye dikkat edilmektedir. (algıda seçicilik ve diğer algı kuralları devreye girerek daha çok dikkat çeker). 113 9. Sosyal öğrenme kuramına göre öz yeterlik kapasitesi kişinin öğrenme ve davranışlarını gerekli seviyelere ulaştırmak için kendi kapasitesine olan inancıdır. Diğer bir ifade ile kişinin gerekli davranışları sergileme kapasitesiyle ilgili algısıdır. Öncülde Seçil’in matematik öğretmeninin derste sorduğu sorulara cevap vermemesi soruyu doğru çözeceğine dair kendine olan inancının eksik olmasıdır. Bu durum Seçil’in öz yeterlik kapasitesinin yetersizliğini ortaya koymaktadır. Soruda çeldirici durumundaki seçenekler öz düzenleme ve öz benlik algısıdır. Yanıt: C Ek Bilgi: Öz düzenleme bireyin kendi hayatını kontrol etme ve düzenleme gücüdür. Öz benlik algısı ise bireyin gerçek benliği ile ideal benliği arasındaki farklılıktır. Bu farklılığın düşük olması öz benlik saygısını yükseltirken yüksek olması öz benlik saygısını azaltır. 11. Bilgiyi işleme kuramına göre uzun süreli bellek türle- rinden olan epizodik (anısal) bellek insanın geçmiş yaşantılarının (anılarının) saklandığı bellektir. Semantik bellek okul öğrenmelerinin genel kavram ve ilkelerin jest ve mimiklerin, trafik işaretlerinin…vb. saklandığı bellektir. Prosedürel (işlemsel) bellek ise bir işin nasıl yapıldığı, yapılış basamaklarının saklandığı bellektir. Öncülde Erhan Bey’in çocuğuna aldığı antibiyotiği hazırlarken ilacın prospektüsünde okuduklarını ve daha önce bu ilacı nasıl hazırlarken neler yaptığını zihninde canlandırması bu bilgilerin prosedürel bellekten çağrıldığını gösterir. Yanıt: E Ek Bİlgi: Bilgiyi işleme kuramı temel olarak dört temel soruyu yanıtlamaya çalışır. Bunlar; Bilgi nasıl alınır? Bilgi nasıl işlenir? Bilgi nasıl depolanır? Bilgi nasıl geri getirilir? 10. Gestalt öğrenme kuramında yer alan iç görüsel öğren- me karşılaşılan problemin bileşenleri arasında ilişki kurulup olası çözüm yolları zihinde tasarlandıktan sonra çözüme aniden ulaşılmasıdır. Parçada Furkan çözemediği matematik sorusunu televizyon seyrederken zihninde tekrar canlandırdığında sorunun olası çözüm yollarını düşünmüş ve aniden formülde bir hata yaptığını kavrayıp çözüm yoluna ulaşmıştır. Soruda çeldirici durumundaki seçenek gizil öğrenmedir. Gizil öğrenme öğrenme sürecinde değil de öğrenilenin kullanılması sürecinde ortaya çıkan öğrenme biçimidir. Yani öğrenmenin pekiştirmeden bağımsız olarak gerçekleşmesidir. Yanıt: B Ek Bilgi: Zihinsel deneme – yanılma; bireyin bilişsel haritadaki bilgileri kullanarak karar vermesi, ne yapacağını kurgulamasıdır. renme sürecinde ilk olarak öğrenilenler ile son olarak öğrenilenlerin ortada öğrenilenlerden daha kolay ve daha iyi hatırlanmasıdır. Öncülde rehber öğretmeninin stajyerine komisyona ders anlatırken ilk on dakika ile son on dakikaya önem vermesini öğütlemesi komisyon üyelerinin bu dakikalarda anlatılanları daha kolay hatırlayacağını vurgulamaktadır. Bu durum dizisel konum etkisinin önemini vurgular. A seçeneğinde yer alan çağrışımlı hatırlama birbiri ile önceden ilişkilenmiş olan uyarıcılardan biri hatırlandığında diğerinin de hatırlanmasıdır. D seçeneğinde yer alan tanıma ise önceden öğrenilmiş bir bilginin ilişkili olduğu uyarıcı ile karşılaşıldığında geri çağrılmasıdır. E seçeneğinde yer alan örgütleme ise öğrenilen bilgi birimlerinin sınıflandırılıp düzenli kümeler hâlinde uzun süreli belleğe yerleştirilmesidir. Yanıt: B Ek Bilgi: Anlamsal çağrışımda öğrenilen konu, öğrencinin zihninde var olan olgu, olay ya da durumlara karşılık gelmeli; o durumla ilişkilendirilebilir olmalıdır. (Genellikle bir yöreye ya da belli bir topluma özgüdür.) Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 12. Bilgiyi işleme modeline göre dizisel konum etkisi bir öğ- 114 13. Bilgiyi işleme kuramına göre bellek destekleyici ipuç- larından öyküleştirme; öğrenilenleri ardışık olarak kapsayan bir hikâyenin uydurulması esasına dayanır. Akrostiş; öğrenilecek sözcüklerin ifadenin ilk harflerini kullanarak kısaltma oluşturma ya da ezberlenecek sözcüğün ilk harfleriyle başlayan yeni sözcükler geliştirerek kurulan cümlelerle öğrenme yöntemidir. Akronim yine hatırlanmak istenen dizedeki sözcüklerin baş harflerinin kullanılmasıyla kolaylıkla ifade edilebilecek tek bir sözcük ya da kısaltma oluşturulmasıdır. Akrostişten farkı kısaltmanın anlamlı olmasıdır. Yerleştirme öğrenilen sözcüklerin her birinin doğal bir yer ile eşleştirilmesidir. Bunun için her bir yerin imgesinin hayalinin kolaylıkla oluşturulması gerekir. Her zaman aynı imge oluşturulmalı ve yerleşim yerleri her zaman aynı sırada olmalıdır. Öncülde Mert’in Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş Dönemi padişahlarının her birini okulun yolu üzerindeki dükkânların camlarına sırasıyla yazması padişahlar ile dükkânların aynı sırada yerleştirilmesi esasına dayanır. 15. Bilgiyi işleme kuramına göre uzun süreli bellek türlerinden deklaratif bilgi gerçeklere, olaylara ve durumlara ilişkin yalın bilgilerdir. Daha çok ne sorusunun yanıtını verirler. Bu bilgiler okul öğrenmeleri, genel kavramlar ve ilkelerin bilgisidir. Semantik bellekte saklanır. Öncülde hastanın golf oynarken kullanılan teknik terimleri hatırlayabilmesi bu bilgilerin semantik bellekte saklanan deklaratif bilgiler olduğunu gösterir. A seçeneğinde yer alan metabilişsel bilgi kişinin kendi bildikleri hakkında sahip olduğu bilgilerdir. B seçeneğinde yer alan prosedürel bilgi daha çok işlemsel bellekte yer alan ve bir işin nasıl yapıldığı, yapılış basamaklarının ne olduğuna ilişkin bilgilerdir. Yanıt: D Ek Bilgi: Anlamsal (Semantik) bellek: Kurallar, genellemeler, kavramlar, terimler, problem çözme becerileri gibi genel bilgilerin yer aldığı bölümdür Anısal (Epizodik) Bellek: Kişisel yaşantılarla ilgili bölümdür. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Örgütleme ve eklemleme çok güçlü kodlama(anlamlandırma) türleri olmakla birlikte, tüm bilgiler, örgütleme için elverişli olmayabilir. Ayrıca bazı bilgiler de tamamıyla yeni ya da eskilerle tümden ilişkisiz olabilir. Bu nedenle de eklemleme yoluyla kodlamak mümkün olmaz. Bu durumda anlamlı kodlama yapmak için bellek destekleyici ipuçlarını kullanmak oldukça faydalıdır. 16. İşaret öğrenme kuramına göre bireyin herhangi bir 14. Bilgiyi işleme kuramına göre kodlama sürecinin tek- niklerinden olan örgütleme bilgi birimlerini sınıflandırıp düzenli kümeler hâlinde gruplandırmaktır. Şerif Öğretmen’in derste konuyu anlatmadan önce konunun ana hatlarını tahtaya yazması ve kavramları tablo hâlinde görselleştirmesi bu tekniği kullandığını gösterir. Kodlamanın diğer bir tekniği ise etkinliktir. Etkinlik öğrenme ve hatırlama sürecinde öğrenen kişinin etkin olmasıdır. Parçada Şerif Öğretmen’in ders sonunda öğrencilerinin tahtada yazılanları defterlerine kendi anlayacakları sözcüklerle yazmalarını istemesi bu tekniği kullandığını gösterir. Soruda çeldirici konumunda olan B seçeneğidir. Bu seçenekte yer alan eklemleme yeni bilginin bilinen bilgilerin üzerine eklenerek ya da onu bilinen bilgiler ile birleştirerek geliştirme sürecidir. Ayrıntılandırma olarak da ifade edilir. tepki ya da uyarıcının ardından başka bir tepki ya da uyarıcının geleceğini bilerek buna göre davranması beklenti; deneyime geçmeden önceki geçici beklentiye de denence adı verilir. Yaşantılar denenceyi doğrularsa beklenti sürer, doğrulamazsa beklenti sona erer. Parçada Turgut Bey’in misafirlerini götürdüğü lokantada yemeklerin güzel olacağı denencesi yaşantı ile doğrulanmadığı için lokantaya ilişkin beklentisi sona ermiş ve bir daha o lokantaya gitmemiştir. Seçenekler arasındaki en kuvvetli çeldirici C seçeneğinde yer alan ifadedir. Bu ifade de yer alan eş değer inanç; öğrenme sürecinde bireyin birincil ve ikincil amaçlarının örtüşmesini kapsayan bir kavramdır. Burada Turgut Bey için misafirlerinin memnun olması ile yemekleri beğenmeleri eş değer inanç durumuna geldiği söylenemez. Zira eş değer inanç fizyolojik dürtülerden çok sosyal dürtülerin doyurulmasıyla ilgilidir. Yanıt: A Yanıt: B Ek Bilgi: Karşılıklı Belirleyicilik: Sosyal öğrenme davranışçı kurama karşı der ki: Kişi çevresinin kurbanı değildir. Çevresini değiştirebilir aynı zamanda çevreden de etkilenir. Ek Bilgi: Tolman’a göre pekiştirme organizmanın öğrenmesi için gerekli değil ama öğrenilenleri uygulamak için önemlidir. Yalnızca pratik amaçlar için pekiştireç kullanırız. 115 DENEME – 10 2. 3. Mete’nin X marka yoğurtla ilgili yaşamış olduğu olumsuz olaydan sonra doğrudan bir yaşantı geçirmemiş olmasına rağmen X markasının süt, peynir, kaymak, ayran ve tereyağı gibi ürünlerine karşı da mide bulantısı hissetmesi üst düzey koşullanma ile açıklanabilir. Çünkü Mete yoğurtla yaşamış olduğu olumsuz durumun etkisini X markasının diğer tüm ürünlerine yansıtmıştır. Verilen durumun Garcia etkisi olabilmesi için bir yaşanmışlık olması gerekmektedir. Yanıt: A Ek Bilgi: Garcia etkisine göre yiyecek ve içeceklerle ilgili koşullanma süreleri söz konusu olduğunda bitişiklik olmasa dahi koşullanma gerçekleşebilir. FIFA’nın, dünya şampiyonu olan ülkeye kupayı birkaç günlüğüne emanet verirken “Dilerseniz bir kopyasını kendinize yaptırabilirsiniz ancak kopyası, aslının en fazla 4/5’i büyüklüğünde olabilir. Orijinal bir kupaya sahip olabilmeniz için beş sezon üst üste dünya şampiyonu olmanız gerekir.’’ şeklinde bir şart koşarak, tür olarak simgesel pekiştirmeyi, tarife olarak ise sabit oranlı pekiştirmeyi kullandığını göstermektedir. Soru köküne dikkat edilecek olursa bizden istenen kullanılan tarife olduğu için cevap sabit oranlı tarifedir. Yanıt: C Ek Bilgi: Sabit oranlı pekiştirmede organizme pekiştireç almak için birden fazla sabit sayıda davranış sergilemek zorundadır. Soruda verilen ifade Graham’ın deneme - yanılmalar yaparak en sonunda amacına ulaştığını göstermektedir. Sorunun aldatmacası ise yeni bir keşif olayında genellikle içgörüsel öğrenme yolunun kullanıldığının düşünülmesi olacaktır. Ancak Graham amacına ulaşabilmek için sayısız denemeler yapmış ve en son denemesinde başarılı olmuştur. Problemi çözerken ani bir fikir doğrultusunda sonuca ulaşamamıştır. Yanıt: E Ek Bilgi: İçgörüsel öğrenmede bir problem belli zihinsel süreçler doğrultusunda ani olarak çözümlenir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta deneme yanılmanın zihinde olmasıdır. 5. Büşra’nın hazırlamış olduğu çalışma, şiirsel ve kafiyeye uygun bir nitelik taşıdığı için sorunun cevabı kafiye yöntemidir. Yanıt: D Ek Bilgi: Loci yönetiminde sırasıyla hatırlanması gereken kavramlar kişinin çevresinin fiziksel özelliklerini ve hayal gücünü kullanarak birbirine bağlamasıdır. 6. Şengül Hanım’ın yemek yeme, oturup kalkma, TV’yi açıp kapama gibi işleri yapabilmesi işlevsel belleğinin çalıştığını, kurallarına uygun tavla oynaması ise anlamsal belleğinin sağlıklı bir şekilde çalıştığını göstermektedir. Yakın geçmişte olup biten olayları hatırlayamaması ise anısal belleğinde bir bozulma olduğunu gösterir. Yanıt: A Ek Bilgi: İşlemsel bellek, belli işlemlerin sırasıyla yapılabilmesi için gereken işlemlerin kodlandığı bellektir. Anlamsal bellekte ise genel kavram ve ilkelerin anlamları saklanır. 7. Firuze’nin TV’deki program bittikten sonra aynen programda gösterildiği gibi birkaç ilmik attıktan sonra daha ilerisini hatırlayamaması sembolleştirme (hatırlama) aşamasında problem yaşadığının bir göstergesidir. Zaten sembolleştirmeyi iyi yapsaydı program bitse bile örgüyü rahatlıkla tamamlayabilirdi. Yanıt: D Ek Bilgi: Sembolleştirme kapasitesi; bireylerin düşünme ve dili kullanabilme yeteneklerinin yüksek olması durumudur. Sembolleştirme kapasitesi yüksek olan insanlar sosyal öğrenme gerçekleştirmede başarılı olurlar. 8. Şefik Bey’in zarar ettikten sonra başarılı işletmeleri belli süre gözlemlemesi, uygun çalışma yöntemlerini, araçlarını ve uygun yem çeşitlerini belirlemesi ve bunun soncunda istediği başarıya ulaşabilmesi öz düzenleme kapasitesiyle açıklanabilir. Çünkü Şefik Bey başkalarının davranışlarını gözlemleyerek kendi davranış profiliyle kıyaslamış ve uygun olan model davranışları benimsedikten sonra davranışlarını bu doğrultuda düzenleyerek başarıya ulaşmıştır. Yanıt: A Ek Bilgi: Öz düzenleme kapasitesi bireyin başarıya ulaşmış bir davranışı gözlemlemesinin ardından, o davranışı kendine uyarlayarak, kendi standartlarına uygun hâle getirmesidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4. Soruda geçen ‘’Yapmış olduğunuz yemeğin başkaları tarafından beğenilip beğenilmemesi ise o yemeği sizin yeniden yapıp yapmamanız konusunda size yol gösteren en önemli etkenlerden biri olacaktır.’’ bu ifade zaten sosyal öğrenme sürecindeki dikkat, sembolleştirme, davranışa dönüştürme aşamalarının geçildiğini göstermektedir. Asıl üzerinde durulan nokta ise yapılan davranışın yeniden yapılma ihtimalinin artırılmasıdır ki bu durum için ise en önemli faktör kişiye verilecek pekiştireçle güdülenmesinin sağlanmasıdır. Yanıt: D Ek Bilgi: Güdülenme: Bireylerin bir davranışı yapmaya istekli olma hâlidir. Bireylerden beklenen davranışı bireyin ortaya çıkarmasında güdülenme oldukça önemlidir. ÇÖZÜM–10 1. 116 9. Yapılan sınavlarda öğrencilerin, soruları cevaplarken ders konusu yerine analojik yöntemle anlatılmış olan hikâyeleri yazmaları, hikâyelerin ders konusuna göre daha ilgi çekici olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla aynı anda verilen iki uyarıcıdan daha çok dikkat çeken uyarıcı diğerini gölgede bırakmış ve koşullanma dikkat çeken uyarıcıya olmuştur. Cevap gölgelemedir. Yanıt: D Ek Bilgi: Yanlış kodlama; bir bilginin zihindeki yanlış şemaya yerleştirilmesi sonucu hatırlanmasının zorlaşmasıdır. 13. Rahmi’nin konuları daha kolay aklında tutabilmek için hücreyi bir fabrika, organelleri ise orada çalışan işçiler olarak düşünmesi, bilginin anlamlılığını artırmak için yeni bilgiyle eski bilgilerini ilişkilendirmeye çalışmasındandır. Yani Rahmi eski bilgileriyle yeni bilgiyi ilişkilendirmekte ve dolayısıyla da var olan bilgi şemasını genişletmektedir. Yanıt: B Ek Bilgi: Eklemleme uzun süreli bellekte var olan şemaya yeni bilgilerin eklenmesi sonucu şemanın anlamının arttırılması durumudur. 14. Beyaz eşya tamircisi, arızalı buzdolabını tamir edebil10. Cevdet Bey’in eşinin ısrarlarıyla bir tencere sütlacı bitir- mesi ve o günden sonra tekrar eşinden sütlaç yapmasını istememesi bıktırma yöntemine bir örnektir. Yanıt: D Ek Bilgi: Zıt tepki yöntemi; istenmeyen davranışı ortadan kaldırmak için organizmada o davranışa zıt bir tepki oluşturacak uyarıcının ortama sokulmasıdır. mek için dolabın motorunu sökmek, parça değiştirmek gibi çeşitli denemeler yapmış ancak arızayı bir türlü giderememiştir. Sorunun tamamı buraya kadar olmuş ve tamirci çözümü bulmuş olsaydı cevap deneme-yanılma olurdu. Ancak tamirci daha sonra kablosunun içindeki tellerin kopmuş olabileceğini düşünmüş ve kablosunu yenileyince problemin çözümüne ulaşmıştır. Çeşitli deneme eylemlerinden sonra kişi düşünerek çözüme ulaşıyorsa bu durumda kullanılan yönteme içgörüsel öğrenme adı verilmektedir. Dolayısıyla sorunun cevabı içgörüsel öğrenmedir. Yanıt: A Ek Bilgi: Gözlem yoluyla (modelden) öğrenme bireylerin model aldığı kişiyi gözlemlemesi sonucu onun kendine uygun davranışları taklit etmesiyle olur. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 11. Eksik olan şekillerin zihinsel olarak tamamlanmasıyla şeklin tam olarak algılanması ancak algısal tamamlama yasasıyla açıklanabilir. Verilen şeklin tam olmaması ve bu şekilden bir kirpi olduğu algılanması, eksik olan çizgilerin zihinsel birleştirilmelerinin bariz bir sonucudur. Yanıt: D Ek Bilgi: Gestalta göre zihin bir nesne, şekil veya benzeri şeyleri tamamıyla görmese bile, tümüyle görüyormuş gibi algılar. 15. Güvercinlerle yapılan bu deneyde dikkat edilecek olur- sa tüm gruplara istenilen davranıştan sonra pekiştireç sunulmuş ancak pekiştireçlerin davranıştan sonra veriliş süreleri farklı tutulmuştur. Koşullanma ilkeleri içerisinden bitişiklik ilkesi, koşullu ve koşulsuz(pekiştireç) uyarıcının bir birine yakın sürede verilmesi ile koşullanma ihtimalinin artacağını vurgulamaktadır. Soruda da önemine vurgu yapılan bu ilkedir. Seçenekler içerisinde verilen pekiştirme ilkesi ise soruyu dikkatsiz okuyanlar için kullanılan basit bir çeldiriciden başka bir şey değildir. Yanıt: C Ek Bilgi: Habercilik kavramı; şartlı uyarıcının doğal uyarıcının geleceğini haber vermesi durumudur. Habercilikte öğrenmeler daha hızlı ve kolay gerçekleşir. 12. Zihin yarım kalan işleri tamamlama gayretinde olacaktır. Hangi iş yarım kalırsa kalsın insan beyni, irademiz dışında işleyerek yarım kalan işin tamamlanabilmesi için çeşitli kurgular tasarlayacaktır. Bu durum algısal yasalar içerisinde Zeigarnik etkiyle ya da tamamlama yasasıyla açıklanabilir. Dolayısıyla sorunun cevabı Zeigarnik etkidir. Yanıt: C Ek Bilgi: Crespi etkisi; organizmaya verilen pekiştireç arttığında organizmadan istenilen davranışın gözlemlenmesinin artmasıdır. 16. Örnekten de anlaşılacağı üzere basit bir klasik koşullanma olayından bahsedilmektedir. Tahir Bey’in tahtaya vurduktan sonra hiçbir şey söylemese de öğrencilerin Tahir Bey’i dikkatlice dinlemeleri öğrenilmiş bir eylem olduğu için koşullu tepki durumuyla açıklanabilir. Soru kökünde uyarıcı direk sorulmadığı için koşullu uyarıcı otomatikman geçerliliğini yitirmiş olacaktır. Yanıt: E Ek Bilgi: Nötr uyarıcı; organizmayla karşı karşıya geldiğinde onda herhangi bir tepki yaratmayan uyarıcıdır. Koşullanma süreci sonunda koşullu uyarıcı hâline gelir.