EĞİTİM BİLİMLERİ

Transkript

EĞİTİM BİLİMLERİ
EĞİTİM BİLİMLERİ
i
s
i
j
o
l
o
k
i
s
P
e
m
n
e
r
“Öğ
n
ı
n
ı
r
a
l
u
r
o
S
l
e
Öz
”
i
r
e
l
m
ü
z
ö
Ç
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ
Bu soruları görün,
KPSS sorununu çözün...
İÇİNDEKİLER
Öğrenme Psikolojisine Giriş ........................................................................................................................................
3
Klasik (Tepkisel) Koşullanma .....................................................................................................................................
11
Edimsel Koşullanma ....................................................................................................................................................................
27
Diğer Davranışçı Kuramlar .......................................................................................................................................
43
Bilgiyi İşleme Kuramı ...........................................................................................................................................................
49
Bilişsel Ağırlıklı Davranışçı Kuramlar ..................................................................................................
59
Diğer Öğrenme Kuramları ........................................................................................................................................
69
Genel Tekrar Testleri .......................................................................................................................................................
77
Deneme Sınavları ...........................................................................................................................................................................
83
3
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ - I
Karşılık, organizmanın herhangi bir uyarana
yönelik olarak çevreye verdiği tepkiye, çevrenin gösterdiği yeni davranış ya da yeni
uyarana denir. Organizmanın herhangi bir
tepkisine yönelik olarak aldığı karşılık üç
türde ele alınmaktadır. Bunlar pekiştireç,
ceza, karşılık vermemedir. Soruda Fatma’nın
arkadaşı hiçbir tepki vermeyerek karşılık
vermemiştir.
Yanıt: B
4
Çağrışımsal anlamda vurgu malzemeye değil
öğrenenin kişisel deneyimine yapılır. Soruda
da Ayşe kişisel deneyimine dayanarak bilişötesi kavramıyla diğer kavramlar arasında
çağrışım kurmuştur. Anlamsal çağrışım konu
işlenmeden önce yapılır. Bu nedenle çağrışımlar bireye özgüdür. Kavramsal gruplandırmada ise konunun içinde yer alan alt
başlıklar hiyerarşik bir düzene sokulur.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–1
1
2
3
Yenilgiye uğrayan fare yaşantı kazanarak
diğer fareyle kavga etmemeyi öğrenmiştir.
Yanıt: B
5
Hikmet Öğretmen’in dersin temel çerçevesini organize edilmiş bir bütün hâlinde
vermesi Gestalt kuramına uygundur. Bilindiği gibi Gestalt ekolü öğrenmenin bütün
hâlinde gerçekleştiğine vurgu yapar.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Grafik incelendiğinde 50 yaşından sonra yaş
ilerledikçe öğrenme yeteneğinin düşmekte
olduğu görülmektedir. Değişkenlerden birinin artarken diğerinin azalması (ters orantı)
negatif korelasyon olduğunu gösterir.
Yanıt: C
4
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Eski öğrenilen bilgilerin yeni öğrenmeleri zorlaştırmasına negatif transfer ya da
olumsuz aktarma denir. Bozucu etki ise ket
vurmadır ve daha çok unutma ile ilgilidir.
Yanıt: E
7
Aynı anda çok farklı uyaranların sunulması dikkati böldüğünden karmaşık zihinsel
işlemlerin yapılmasını zorlaştırmaktadır. B
seçeneğindeki Emir verici uyaranları kullanmak (“bu anlatacağıma dikkat edin” gibi)
dikkati arttırır.
Yanıt: E
8
Aynı eylemin sık sık yapılması sonucu neredeyse otomatikleşen ve kolayca, çabasızca gerçekleştirilen davranışlara alışkanlık
kazanma denir. Birinci durum duyusal uyuma, ikinci durum duyarsızlaşmaya, üçüncü
durum duyarlılık kazanmaya, beşinci durum
ise alışmaya örnek oluşturur.
Yanıt: D
9
Yapılan deneysel araştırmalarda bebeklerde
derinlik algısının doğuştan varolduğu saptanmıştır. Ördek yavrularının ilk hareket
eden objeye basımlanması içgüdüsel bir
özelliktir. Dolayısıyla öğrenme ürünü olamaz. Mizaç özellikleri ve ikincil cinsiyet
özellikleri doğuştan belirlenen özelliklerdir.
Tutumlar ise yaşantı sonucu oluşan öğrenilmiş davranışlardır.
Yanıt: D
5
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ - II
Bilinçsiz davranışlar bireyin bilinçli olarak
kontrol edemediği, farkında olmadan, otomatik olarak yaptığı, yaptığını hatırlayamadığı
davranışlardır. Espriye gülünmesi davranışı
bireyin tümüyle bilinçli olarak kontrol ettiği
davranıştır.
Yanıt: E
3
Reflekste bir uyaran bir ya da iki uzman
kası harekete geçirerek basit bir motor
davranışın (gözün kırpılması gibi) oluşmasına
neden olur. Ancak içgüdü birçok ardışık
davranıştan oluşur. Bu anlamda reflekse
göre karmaşıktır. Birkaç motor alt davranıştan oluşmaz.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–2
1
4
2
Doğuştan getirilen ve bir hayvan türüne
özgü öğrenilmemiş davranış örüntülerine
içgüdü denir. İçgüdüsel davranışlar biyolojik bir gereksinmenin sonucu olarak ortaya
çıkmazlar. Soruda da civciv basımlandığı
objeyi takip ederken gereksinmelerini karşılayabilecek annesine ilgi göstermemektedir.
Yanıt: A
5
İkinci listede filozof isimleri, bilim dalları
ve geometrik şekiller olmak üzere üç kavram grubu vardır. Öğrenilecek malzemenin
kavramsal olarak gruplandırılabilir olması
öğrenmeyi kolaylaştırır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İçgüdüler belli bir türe özgüdür. Soruda da
yalnızca arıların bal yapması, örümceklerin ağ örmesi belirtilerek içgüdü kavramına
dikkat çekilmiştir.
Yanıt: E
6
6
Duyusal uyum, sürekli ve değişmeyen uyarıcıya duyu organlarının uyum sağlamasıdır.
Necla da sinemaya girdikten birkaç dakika
sonra karanlığa uyum sağlamıştır. Sorunun
güçlü çeldiricilerinden alışmanın tanımı ise
bir uyarıcının tekrar tekrar sunulması sonucunda bu uyarıcıya verilen tepkinin zayıflamasıdır. Alışma aynı zamanda öğrenilmiş
bir davranış değişikliğidir. Karanlığa uyum
öğrenilmiş davranış değişikliği olmadığı için
sorunun yanıtı “alışma” olamaz.
Yanıt: A
8
Eski bilgilerin yeni bilgileri öğrenilmesini
kolaylaştırmasına pozitif transfer denir. Ket
vurma ise bilgilerin hatırlanamamasıyla ilgili
bir kavramdır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
Nasrettin Hoca insana özgü olan okuma
yazma özelliğinin eşekte olamayacağını belirterek Timur ile alay etmiştir.
Yanıt: D
7
Yetenekli öğrencilerin de onları akademik
başarıya, yeteneklerinin değil de gayretlerinin götüreceğine inanmaları gerekir. Öğretmen tarafından çabanın miktarının başarı
ve başarısızlığın nedeni olarak belirtilmesi
ve yetenekten çok çabanın ödüllendirilmesi,
öğrencileri (Ahmet’i) ellerinden gelenin en
iyisini yapmaya motive edecektir.
Yanıt: D
7
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ - III
Soruda verilen tanıma uygun olarak performansın öğrenmenin uygulanması olarak
ele alınması gerekmektedir. Seçenekler incelendiğinde Tuğba’nın halk oyunları ekibinde öğrendiği figürleri annesine göstermesi,
Efe’nin dizideki figüranlığının ardından başka dizilerde de rol alması, Aynur Hanım’ın
kek ikramının beğenilmesi, Mehmet Bey’in
ilk öğretmenlik deneyiminin olumlu sonuçlanması birer performans örneğidir. Ancak
Elif’in, öğretmeninin verdiği şiiri ezberlediğini söylemesinde herhangi bir performans
örneği bulunmamaktadır. Elif ezberlediği şiiri okumamış, yani performans göstermemiş
yalnızca öğrendiğini dile getirmiştir.
Yanıt: C
Öğrenme, yaşantı yoluyla davranışta meydana gelen oldukça kalıcı izli değişikliklerdir. Bebeğin ağzına ekşi erik değdiğinde
verdiği yüzünü buruşturma tepkisi, doğal
bir tepkidir ve öğrenilmemiştir. Ancak bir
annenin bebeğinin ağladığını duyunca acıktığını anlaması, aşçının yemeğin kokusundan
pişip pişmediğine karar vermesi, işe geç
kalan birinin otobüs yerine taksiyi tercih
etmesi, acıkan bir çocuğun mutfağa yönelmesi deneyimlerle kazanılmış öğrenme
davranışlarıdır.
Yanıt: E
Olgunlaşma, organizmanın gelişimsel yönden
kendinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır. Gül Hanım,
Buğra’nın figür çıkarmakta henüz başarılı
olamadığını, ancak birkaç ay sonra başarılı
olacağını söylemiş, bu şekilde olgunlaşmanın
önemini vurgulamıştır. Soruda verilen diğer
seçenekler incelendiğinde, Buğra’nın kapasitesinin üstünde olan bir davranış söz konusu değildir. Soruda Buğra’nın büyüme süreciyle ilgili bir bilgi yer almamaktadır, genel
uyarılmışlık düzeyinin kaygının öğrenmede
rolü büyüktür ancak soruda Buğra’nın kaygı duyduğuna yönelik bir açıklama yoktur.
Ayrıca soruda verilen parçada çocuklara
yeteneklerini gösterebilecekleri bir görev
verildiği ile ilgili bir açıklamada bulunmamaktadır.
Yanıt: B
4
Bir alanda öğrenilmiş bilgi ve deneyimlerin
başka bir öğrenme alanını etkilemesi, öğrenmenin aktarılmasıdır. Aktarma olumlu ya
da olumsuz olabilmektedir. Olumlu aktarma,
önce öğrenilen bir bilginin yeni öğrenmeyi
kolaylaştırmasıdır, olumsuz aktarmada ise
önce öğrenilen bilgi yeni öğrenmeyi olumsuz
etkilemekte, zorlaştırmaktadır. Buna göre
kollukla yüzmeyi öğrenen Eda Hanım’ın normal yüzmeyi öğrenmede zorlanması olumsuz
aktarma örneğidir. Soruda verilen diğer seçeneklerde öğrenmenin aktarılması durumu
bulunmamaktadır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–3
1
8
5
Öncelik etkisi, önceden öğrenilenlerin daha
iyi hatırlanmasıdır. Burçin’in önce katıldığı
tarih dersinde öğrendiklerini daha iyi hatırlamasının nedeni öncelik etkisidir. Sonralık
etkisi, daha sonra öğrenilenlerin daha iyi
hatırlanmasıdır. İleriye ket vurma yeni öğrenilenlerin unutulması, geriye ket vurma
önce öğrenilenlerin unutulması, olumsuz aktarma ise önceki öğrenmenin yeni öğrenmeyi olumsuz etkilemesidir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6
Küçük adımlar ilkesi öğrenmenin bir anda
değil, küçük, sistemli adımlarla gerçekleşmesi ile ilgilidir. Meliha Öğretmen’in öğrencilerine konuları küçük bölümlere ayırarak
çalışmayı tavsiye etmesi öğrenmenin küçük
adımlar ilkesine uygun gerçekleştiğinde kalıcı olduğunu göstermektedir.
Yanıt: B
8
Algısal ayırt edilebilirlik, öğrenme malzemesinin çevredeki uyarıcılardan ayırt edilebilmesini sağlayarak dikkati olumlu etkilemektedir. Öğretmeninin Ayça’ya önemli
yerlerin altını çizmesini önermesi algısal
ayırt edilebilirlikle ilgilidir. Anlamsal çağrışım; konular arasında ilişki kurmadır, kavramsal gruplama; kavramların birleştirilmesidir, telaffuz edilebilirlik; anlamla ilgilidir,
çağrışımsal gruplamada; anlamsal çağrışım
ve kavramsal gruplama bir arada kullanılmaktadır.
Yanıt: A
9
Güdü, organizmayı harekete geçiren güçtür. Güdülenme başarıyı olumlu etkilemektedir. Ümit’in okuldaki başarısının artmasını
sağlayan ve derse karşı ilgisini artıran,
kurstaki başarısı sonucunda güdülenme düzeyinin artmasıdır. Olumlu aktarım; önceki
öğrenmenin yeni öğrenmeyi kolaylaştırması,
genel uyarılmışlık hâli organizmanın kaygı
düzeyidir. Pekiştirme; davranışın sonucunda
alınan karşılıktır, dikkat ise enerjinin bir
noktaya odaklanmasıdır.
Yanıt: E
7
10
Geri bildirim, yapılan bir davranışın ya da
bir öğrenme denemesinin sonucu hakkında kişinin bilgilendirilmesidir. Geri bildirim
ertelenmemeli, anında verilmelidir, kapsamlı, nedenleri açıklayıcı olmalıdır, güdüleyici
etkisi olmalıdır, düzeltici olmalıdır. Ancak
geri bildirimin eksiklikleri vurgulayıcı olması
kişinin motivasyonunu olumsuz etkileyeceği
için yanlış bir açıklamadır.
Yanıt: C
Öğrenmenin olumlu yönde davranış değişikliği olduğu yargısı doğru değildir. Çünkü
olumsuz birtakım davranışlar da öğrenilebilmektedir. Öğrenmenin yaşantı ürünü olması, nispeten kalıcı izli olması, davranışla
yani performansla kendini göstermesi ve
olgunlaşmanın öğrenme için ön koşul olması
doğru açıklamalardır.
Yanıt: D
9
ÖĞRENME PSİKOLOİSİNE GİRİŞ - IV
Öğrenme ile ilgili faktörlerden biri olan
hazırbulunuşluk; yeni bir öğrenme durumunda olan bireyin sahip olduğu özelliklerin
tümüdür. Bu tanıma göre hazırbulunuşluk,
bireyin olgunlaşma düzeyi, önceki bilgi ve
becerileri ile güdülenme düzeyini kapsar.
Parçada Hayri Öğretmen’in bir bilinmeyenli denklemleri anlattığı sınıfın daha önceki
yıllarda öğrenmeleri gereken dört işlem bilgilerinin eksik olduğunu görerek bu konuyu tekrar anlatması onların hazırbulunuşluk
düzeylerinin yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır. D seçeneğinde yer alan güdülenme bireyin öğrenmeye istekli ve hazır
hâle gelmesi iken, E seçeneğinde yer alan
dikkat, bir şey üzerinde anlık ve duyusal
yoğunlaşmadır.
Yanıt: C
Alışkanlık kazanma; bir davranışın sürekli
yapılması sonucu otomatik hâle gelmesidir.
Parçada Bekir’in sürekli uçlu kurşun kalem
kullandığından dolayı kalemin ucu kırıldığında üst kısmına basması sonucunda yazılı
sınavda kullandığı klasik kurşun kalemin ucu
kırıldığında da kalemin üst kısmına basması
alışkanlık kazanması sonucudur. A seçeneğinde yer alan alışma etkisi; sürekli kullanılan pekiştirecin pekiştireç olma özelliğini
yitirerek davranışı ortaya çıkarma özelliğini
kaybetmesidir. Parçada pekiştireç kullanıldığından söz edilmemiştir.
Yanıt: B
Öğrenme; yaşantı ve tekrarlar sonucunda
davranışlarda oluşan nispeten kalıcı nitelikteki değişmelerdir. Bir davranışın öğrenme
ürünü olabilmesi için; sonradan ortaya çıkması, kalıcı nitelikte değişikliğe yol açması
gerekir. III numaralı örnekte çocuğun kediden
korkması yaşantı yoluyla gerçekleştiği için
öğrenme ürünüdür. V numaralı örnekte çocuğun babasını model alarak onun kravatını takmaya çalışması yaşantılar sonucu olup, öğrenme ürünüdür. I, II ve IV numaralı örneklerde
tekrar ve yaşantılar söz konusu olmadığı için
bu durumlar öğrenme ürünü değildir.
Yanıt: B
4
Parçada, yarışmada finale kalan Ebru’nun
bir haftalık çalışmanın ardından sahnede heyecanlandığı için başarılı olamamasının ve
aynı zamanda jüri üyesi olan hocasının “Bu
sen değilsin.” demesinin nedeni öğrenilenlerin
her zaman performansa yansıyamayacağını
göstermektedir. Ebru’nun neler yapabileceği
öğrenme düzeyi ile ilgilidir. Ne yapabildiğini
ise ortaya koyduğu performansı belirlemiştir.
Parçadaki bu durumu A seçeneğindeki görüş ortaya koymaktadır.
Yanıt: A
5
Öğrenmeyi etkileyen faktörlerden yaşantı;
bireyin çevresiyle etkileşimi sonucunda bireyde kalan izlerdir. Bireyin önceki deneyimleri daha sonraki öğrenme yaşantıları üzerinde etkili olabilir. Parçada köyde büyüyen
bir çocuğun özellikle doğayla iç içe olması
ve bitkilerle yaşantı geçirmiş olması onun
biyoloji dersinde bitki türlerinin anlatıldığı
konuyu kolay öğrenip başarılı olmasını sağlamıştır. Bu durum öğrenme üzerinde yaşantıların etkisiyle açıklanabilir. E seçeneğinde
yer alan alışkanlık kazanma ise sürekli yapılan bir davranışın otomatik hâle gelmesidir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–4
1
10
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Öğrenme stratejilerinden biri olan aralıklı
tekrar; uzun materyallerin belli bir zaman
dilimine yayılarak düzenli zaman aralıkları
ile tekrar edilip öğrenilmesidir. Parçada
Kerem daha önceden çalışmadığı konuları
çok kısa bir zaman diliminde toplu olarak
öğrenmeye kalkıştığı için başarısız olmuştur. Bu da onun öğrenme stratejilerinden
aralıklı tekrarı kullanmadığını göstermektedir. E seçeneğinde yer alan bütün hâlinde
öğrenme; kısa materyallerin tek seferde
çalışılıp öğrenilme stratejisidir.
Yanıt: D
7
Öğrenme sürecinin sonucunda bireylerin
önceden fark edemedikleri birçok şeyi
daha sonraki yaşantılarında fark edebilmesi algılarında değişimler olduğunu gösterir.
Parçada balıkçının bulutların hareketlerine
bakarak fırtına çıkacağını tahmin etmesi ve
bir gencin resim kursuna başladıktan sonra
tablodaki küçük hataları fark edebilmesi
onların yaşantılarına bağlı olarak algılarında
değişmeler olduğunu ortaya koymaktadır.
Yanıt: D
8
Uyandırıcı uyarıcı davranıştan önce ortaya
çıkan ve davranışı oluşturan uyarıcılardır.
Pekiştirici uyarıcılar ise davranıştan sonra
ortaya çıkan ve davranışın tekrar edilmesini
sağlayan uyarıcılardır. Parçada öğretmenin
“aferin” demesi öğrencinin derse hazırlıklı
gelmesini sağladığından pekiştirici uyarıcı
niteliği taşımaktadır. Pekiştirici uyarıcıların uyandırıcı uyarıcılardan en önemli farkı
davranıştan sonra ortaya çıkıp, davranışın
tekrar edilmesini sağlamasıdır. D seçeneğinde yer alan çevresel olayları kapsama
özelliği hem uyandırıcı hem de pekiştirici
uyarıcıların ortak özelliğidir.
Yanıt: C
9
Öğrenmeyi etkileyen faktörlerden türe özgü
hazır oluş; organizmanın bir şeyi öğrenebilmesi için gerekli olan genetik donanıma
sahip olmasıdır. Parçada köpeklerin kafesine salıncak asılmamasının nedeni köpeklerin
salıncakta sallanmayı öğrenebilmeleri için
gerekli olan genetik donanıma sahip olmamalarıdır. Buse’nin babasına köpeklerin
kafese niçin salıncak asmadıklarını sorması
genetik donanımın (türe özgü hazırbulunuşluk) önemini bilmediğini göstermektedir. B
seçeneğinde yer alan hazırbulunuşluk yeni
bir öğrenme durumunda olan bireyin sahip
olduğu tüm özelliklerdir.
Yanıt: C
10
Öğrenme; tekrar ve yaşantı yoluyla davranışlarda gerçekleşen nispeten kalıcı nitelikteki değişmelerdir. Bir davranışın öğrenme
ürünü olabilmesi için;
Çevre ile etkileşim sonucunda oluşması
Davranış değişikliği yaratması
Değişikliğin nispeten kalıcı nitelikte olması
gerekir. D seçeneğinde yer alan örnekte
atkının boyunda kaşıntı oluşturması doğal
bir uyarıcıya karşı verilen doğal bir fizyolojik tepki olduğundan öğrenme ürünü sayılamaz. Diğer seçeneklerdeki örnekler yukarıdaki üç niteliği de taşıdığı için öğrenme
ürünüdürler.
Yanıt: D
11
KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA – I
Duyusal ve duygusal özellikler klasik koşullanma yoluyla öğrenilir. Başlangıçta nötr
uyarıcı olan matematik dersi, koşulsuz uyarıcı ile (sıkıcı, soğuk ortam) ilişkilendirilerek
koşullu uyarıcı hâline gelmiştir.
Yanıt: B
4
İki nötr uyarıcıdan biri koşulsuz uyarıcı
ile daha önceden eşleşip onun gücünü kazanmışsa, bu koşullu uyarıcı ikinci bir nötr
uyarıcının koşullu uyarıcı hâline gelmesini
önleyebilir. Buna engellenme denir. Örneğimizde de koşullu uyarıcı hâline gelen ışık,
ikinci bir nötr uyarıcı olan belli tondaki
sesin koşullu uyarıcı hâline gelmesini engellemiştir.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–5
1
2
3
Garcia bitişiklik olmadan da koşullanmanın olacağını deneyleriyle göstermiştir.
Garcia’dan aktardığımız bu örnekte de koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının art
arda gelmesi gerekmemiştir. Çakallar koyun
etini yedikten üç saat sonra zehirlenmiş
olsalar bile gerekli bağlantıyı kurmuşlardır.
Yanıt: A
5
Duyusal ön koşullanmada önceden eşleşmiş iki nötr uyarıcıdan biri; koşullu uyarıcı
hâline geldiğinde diğer nötr uyarıcı da koşullanma sürecine katılmadığı hâlde koşullu
uyarıcı hâline gelir. Örneğimizde bağ ve arı
başlangıçta iki nötr uyarıcıdır. Arı koşullu
uyarıcı hâline geldikten sonra Arda amcasının bağından da korkmaya başlamıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Duyusal ön koşullanmada önceden eşleşmiş iki nötr uyarıcıdan biri; koşullu uyarıcı
hâline geldiğinde diğer nötr uyarıcı da koşullanma sürecine katılmadığı hâlde koşullu
uyarıcı hâline gelir. Örneğimizde başlangıçta tarih öğretmeni ve tarih kitabı iki nötr
uyarıcıdır. Tarih öğretmeni koşullu uyarıcı
hâline geldikten sonra Mete daha önce
tarih öğretmeninin elinde gördüğü tarih kitabından da (koşullanma sürecine katılmamasına rağmen) korkmaya başlamıştır.
Yanıt: B
12
6
İtici uyarıcıyla davranış kontrolünde istenmeyen tepki (alkol kullanma) itici uyarıcılar
(mide bulantısına yol açan hap) kullanılarak
ortadan kaldırılır.
Yanıt: D
9
İleriye koşullanmada koşullu uyarıcı (zil) koşulsuz uyarıcının (elektrik şoku) geleceğini
bildirir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Taşırma (maruz bırakma) yönteminde istenmeyen tepkiye yol açan uyarıcı organizmaya yoğun bir şekilde verilerek organizmanın
koşullu tepkisi ortadan kaldırılır. Soruda da
kutudan korkan kedi, kutuya konarak (maruz bırakma) koşullu tepkisi ortadan kaldırılmıştır.
Yanıt: E
10
8
Sistematik duyarsızlaştırma yönteminde istenmeyen tepkilere yol açan uyarıcı yavaş
yavaş ortama sokularak organizmanın bu
uyarıcıya verdiği tepki ortadan kaldırılmaya çalışılır. Örneğimizde de yemek yenilen
oda yavaş yavaş şok odasına benzetilerek
kedilerin şok odasında da yemek yemesi
sağlanmıştır.
Yanıt: C
Geriye koşullanmada (olumsuz habercilikte) koşullu uyarıcı (zil) koşulsuz uyarıcının
(elektrik şokunun) bittiğini ya da biteceğini
bildirir.
Yanıt: A
K L SAÖSZİ KC Ü(KTTEEP KAİ SNELLA)MK O- ŞIU L L A N M A – I I
Birleşik koşullanmada iki nötr uyarıcı (örneğimizde deniz kokusu ve imbat rüzgârı) bir
koşulsuz uyarıcıyla (arkadaşlarla hoş anlar
yaşamak) aynı anda eşleşerek ikisi birden
koşullu uyarıcı hâline gelir. Buket deniz
kokusunu duyduğunda da imbat rüzgârını
hissettiğinde de hoş duygular yaşamaktadır.
Yanıt: B
2
4
Plaj = Nötr uyarıcı
Güneş’in yakıcı etkisi = Koşulsuz uyarıcı
Güneş’in yakıcı etkisi karşısında duyulan
acı (hoş olmayan duygular) = Koşulsuz tepki
Plaj + Güneş’in yakıcı etkisi
Plaj = Koşullu uyarıcı
Plaj karşısında gösterilen olumsuz duygular =
Koşullu tepki
Büfeyi işleten kişi = Nötr uyarıcı
Büfeyi işleten kişi + Plaj
Büfeyi işleten kişi = İkinci koşullu uyarıcı
Büfeyi işleten kişi görüldüğünde olumsuz
duyguların yaşanması = Koşullu tepki
İkinci bir nötr uyarıcının koşullu bir uyarıcı
ile eşleşerek koşullu uyarıcının özelliklerini
kazanmasına üst düzey koşullanma denir.
Yanıt: E
3
Nazan köpeğinin koşullanma yoluyla öğrendiği bir tepkiyi benzer uyarıcılara genellemesini önlemek amacıyla ayırt etme eğitimini kullanmıştır.
Yanıt: C
5
Olumsuz habercilikte koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcının bittiğini ya da biteceğini bildirir. Soruda da çamaşır makinesinin hızla
dönmesi çamaşır yıkanırken çıkan rahatsız
edici seslerin biteceğini bildirmektedir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Organizmanın koşullu uyarıcıyı diğer uyarıcılardan ayırarak yalnızca koşullu uyarıcıya
tepki vermesine ayırt etme denir. Soruda
da Müge, sınıf öğretmenini diğer öğretmenlerden ayırmıştır.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–6
1
13
14
6
Pavlov’un klasik koşullanma çalışmalarında
izlediği temel prosedür, nötr uyarıcının daima koşulsuz uyarıcıdan önce sunulmasıdır.
Ancak bunun dışında da prosedürler vardır. Geriye doğru koşullamada nötr uyarıcı
koşulsuz uyarıcıdan sonra sunulmaktadır.
Ahmet’e elektrik şokundan (koşulsuz uyarıcıdan) sonra yılan (nötr) uyarıcı verilmiştir.
Geriye doğru koşullamada koşullanma ya az
ya da hiç olmamaktadır.
Yanıt: D
9
Kısa zaman aralıklı prosedürde nötr uyarıcı
koşulsuz uyarıcıdan önce verilir ve onun
ortadan kalkmasından hemen sonra koşulsuz
uyarıcı sunulur. Örneğimizde de “Do” sesi
(nötr uyarıcı) koşulsuz uyarıcıdan (şok) önce
verilmiştir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Organizmanın koşullu uyarıcıya benzeyen
diğer uyarıcılara da aynı tepkiyi göstermesine genelleme denir.
Yanıt: C
10
8
Koşulsuz tepki doğal uyarıcıya karşı gösterilen tepkidir. Örneğimizde de yiyecek
karşısında ağzın sulanması koşulsuz tepkiye örnektir. “Leningrad güzel bir şehirdir.”
cümlesi karşısında gösterilen tepki ise genellemeye örnektir.
Yanıt: C
Bilindiği gibi klasik koşullanmada bitişiklik
ilkesi gereği koşullu uyarıcı ile koşulsuz
uyarıcının birbirine yakın zaman aralıklarıyla verilmesi gerekir. Pavlov’a göre koşullu
uyarıcı verildikten yarım saniye ya da bir
saniye sonra koşulsuz uyarıcının verilmesi
gerekir. Örneğimizde ise çocuğun midesi
sandviçi yedikten iki saat sonra bulanmıştır.
Garcia, bitişikliğin ve tekrarın tepkisel koşullanmanın gerçekleşmesi için her durumda
gerekli olmadığını göstermiştir.
Yanıt: A
KL
SÖ
AZSCİ KÜ K( T E PAKNİ SLEALM) K- OIŞ U L L A N M A – I I I
Genellemede uyarıcılar arasında benzerlik
üst düzey koşullanma sürecinde ise uyarıcılar arasında ilişkilendirme vardır. Üst
düzey koşullanmada (dereceli koşullanmada)
koşullu uyarıcıların benzer olması gerekmez.
Uyarıcılar arka arkaya verilerek ilişkilendirilir.
Yanıt: D
4
Rescorla’ya göre olumlu habercilikte koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcının geleceğini
bildirir. Öğretmenin ceketinin düğmesiyle
oynaması (koşullu uyarıcı) kızacağının (koşulsuz uyarıcının) habercisidir.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–7
1
15
2
3
Klasik koşullanmada öncelikle nötr uyarıcı
ile birlikte yiyecek, elektrik şoku gibi koşulsuz uyarıcılar ortama verilerek organizmanın doğal tepkisi uyandırılır.
Yanıt: C
5
Soğuk su karşısında damarların büzülmesi öğrenilmemiş koşulsuz tepkiye örnektir.
Ancak koşullu tepkiler yaşantı yoluyla kazanılmış öğrenilmiş davranışlardır. Deneyde
de zil sesi karşısında damarların büzülmesi sonradan kazanılmış yani öğrenilmiş bir
davranıştır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Koşulsuz uyarıcılar organizmada doğal tepkiyi uyandıran uyarıcılardır. Sorudaki yorgunluk koşulsuz uyarıcıdır. Organizmadaki
uyuma tepkisini ortaya çıkartmıştır.
Yanıt: A
16
6
Koşulsuz uyarıcılar organizmada doğal tepkiyi uyandıran uyarıcılardır. Deneyde doğal
tepkiyi (damarların büzülmesini) uyandıran
uyarıcı soğuk sudur.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Gecici koşullanmada (zamansal koşullama)
belirli bir koşullu uyarıcı yoktur. Koşulsuz
uyarıcı örneğimizde yiyecek sabit bir zaman aralığıyla (örneğimizde iki saatte bir)
organizmaya sunulur. Belli bir süre sonra
organizma yiyeceğin (koşulsuz uyarıcının)
gelme zamanı yaklaştığında koşullu tepki
(salya) vermeye başlar. Geçici koşullanmada
eş zaman aralıkları (iki saat) koşullu uyarıcı
hâline gelir.
Yanıt: E
8
Begüm’ün deneyinde kısmen başarısız olmasının nedeni nötr uyarıcıyla koşulsuz uyarıcıyı aynı anda vermesidir. Böyle eş zamanlı prosedürlerde nötr uyarıcı örneğimizdeki
sol sesi, yiyeceğin yani koşulsuz uyarıcının
geleceğini öngörememektedir.
Yanıt: B
9
Nötr uyarıcı koşulsuz uyarıcıdan önce sunulur, fakat koşulsuz uyarıcı nötr uyarıcı
sunulmaya devam ederken verilirse bu koşullama prosedürü geciktiren koşullamadır.
Soruda da nötr uyarıcı olan ses verilirken
ses henüz bitmeden koşulsuz uyarıcı olan
şok verilmiştir. Bu durum geciktiren koşullamaya örnektir. Bu koşullama prosedürü
genellikle koşullama için en etkili düzenlemedir.
Yanıt: A
K LSAÖSZİ C
KÜ K
( TTEEP KAİNS L
EA
L )M K-O ŞI U L L A N M A – I V
Koşullu tepkiler öğrenilmiş tepkilerdir. Başka bir deyişle organizmanın koşullanma sürecinden sonra kazandığı tepkilerdir. Bıçak
görünce korkmak öğrenilmiş bir tepkidir.
Doğuştan getirilmez, yaşantı yoluyla kazanılır.
Yanıt: E
4
Soruda dikkat edilmesi gereken ipucu
Demet’in yemeği (bozuk eti) yedikten üç
saat sonra midesinin bulanmaya başlamasıdır. Garcia, Pavlov’un savunduğundan farklı
olarak, koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının her zaman bitişiklik ilkesi uyarınca çok
kısa zaman (0,5 saniye) aralığı içerisinde
verilmesi gerekmediğini vurgulamıştır.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–8
1
17
5
2
3
Alışma tepkilerinde koşullu uyaran olarak
verilen uyaran ilk aşamalarda istenilen,
beklenilen tepkiler dışında başka tepkilere
neden olur. Örneğin köpek zil sesini ilk
duyduğunda sesini dinlemeyebilir, nereden
geldiğini anlamaya çalışabilir. Birkaç deneme sonunda bu tepkiler kaybolur.
Yanıt: B
6
İki nötr uyarıcının (örneğimizde ud ve kanun) bir koşulsuz uyarıcıyla (yemek yerken
duyulan haz, “damak çatlaması”) aynı anda
eşleşerek ikisinin birden koşullu uyarıcı
hâline gelmesine birleşik koşullanma denir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Birincil pekiştireçler öğrenilmemiştir. Koşulsuz uyarıcının kendisidir. Dayak, elektrik
şoku gibi uyarıcılar koşulsuz uyarıcı olduğu
için klasik koşullamada birincil pekiştireç
olarak değerlendirilirler. Fakat başarı öğrenilmiş bir durumdur ve ikincil pekiştireçler
kapsamında ele alınır.
Yanıt: E
Bir problemle karşılaşan Kudret Bey bilgisayarı öğrenmek için çaba göstermiş
ancak belli bir süre sonra pes etmiştir.
Öğrenilmiş çaresizlik kavramının en önemli
özelliklerinden biri de çabalamaktan çabuk
vazgeçmektir. Kendini gerçekleştiren kehanet kavramında ise kişi elinde yeterli kanıt
olmaksızın bir beklentiye girer ve bu beklenti başına gelir. Ancak sorudaki Kudret
Bey böyle bir beklenti içinde olmadığından
sorunun yanıtı kendini gerçekleştiren kehanet olamaz.
Yanıt: E
18
7
Koşullu tepki koşullu uyarıcıya karşı gösterilen öğrenilmiş tepkidir. Deneydeki elektrik
şoku koşulsuz uyarıcı, elektrik şoku karşısında gösterilen tepki koşulsuz tepkidir. Işık
koşullu uyarıcı, ışık karşısında gösterilen
büzülme tepkisi ise koşullu tepkidir.
Yanıt: E
10
İki nötr uyarıcı birlikte verildiğinde (örneğimizde yüksek ses ve zil) koşullanma daha
çok dikkati çeken uyarıcıya karşı meydana
gelir. Buna gölgeleme denir. Örneğimizde
de koşullanma daha çok dikkat çeken yüksek sesli müziğe karşı olmuştur.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Daha önce koşullanma deneyine tabi tutulmayan solucanların, ışık karşısında büzülme
tepkisini öğrenmiş solucanları yedikten sonra aynı tepkileri göstermeleri öğrenmede
katılımın da etkili olduğunu belirtmektedir.
Yanıt: C
11
Sönme kavramında tepkiler tamamen ortadan kalkmalıdır. Koşullu uyarıcıya verilen
tepkinin azalması ise alışmadır.
Yanıt: C
9
Niyazi Bey’in kitap okumaktan hoşlanması
öğrenilmiş bir davranıştır, yani koşullu tepkidir. Koşullu uyarıcının nötr bir uyarıyla
ilişkilendirilmesi sonucunda nötr uyarıcının
da koşullu uyarıcının özelliklerini edinmesi
sürecine üst düzey koşullanma denir. Niyazi
Bey kitapla kitapevinde gördüğü kişiyi ilişkilendirerek kitaba karşı göstermiş olduğu
duyguları o kişiye karşı da gösterdiğini
fark etmiştir.
Yanıt: B
19
KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA – V
Bahattin’in, genç-yaşlı, çalışan-emekli demeden ATM’ye gelen herkese aynı tepki çeşidi olan dolandırma davranışını sergilemesi
“Uyarıcı genellemesi” ile açıklanır.
En çok karıştırılan iki kavram, uyarıcı ve
tepki genellemesidir. Aralarındaki en bariz
fark ise; uyarıcı genellemesinde sadece tek
çeşit tepki varken, tepki genellemesinde ise
birden fazla tepki çeşidinin bulunmasıdır.
Yanıt: D
2
Bebeğin canının yanması “koşulsuz uyarıcı”
iken bunun neticesinde huysuzlanması “koşulsuz tepki”dir. Canının yakılmadan önce
“İsyanlardayım” şarkısının söylenmesi, önceden nötr uyarıcı konumundaki bu şarkının
koşulsuz uyarıcıyla (can yanması ile) eşleşmesi sağlanmış ve “koşullu uyarıcı” hâline
getirilmiştir. Şarkının neticesinde bebeğin
huzursuzlanması ise “koşullu tepki”dir. Dolayısıyla soruda istenen durum olan “İsyanlardayım” şarkısı koşullu uyarıcıya karşılık
gelmektedir.
Yanıt: D
4
Ağza limon damlatılması sonucunda ağzın
sulanması öğrenme ürünü (koşullanma) olmayan doğal (koşulsuz) bir davranış biçimidir. Diğer seçeneklerde verilen önermeler
ise koşullanma sonucu oluşmuş olan davranış biçimleridir.
Koşullu ve koşulsuz uyarıcı ya da tepki
durumlarının karıştırılmaması için bu tarz
sorularla karşılaşınca, akla yeni doğan bir
bebeğin getirilmesi ve soruda verilen uyarıcıların bu bebeğe uygulandığının düşünülmesi soruların hatasız bir şekilde çözülmesini
sağlayacaktır. Buna göre bebeğin tepkide
bulunacağı uyarıcılar koşulsuz (doğal) uyarıcılar ve bu uyarıcılara karşı vermiş olduğu
tepkilerde koşulsuz tepkiler olacaktır. Tersi
ise koşullu tepkiler için geçerli olmuş olacaktır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Sönmüş (Deneysel çözülmeye uğramış) bir
davranışın belli süreden sonra yeniden gözlenmeye başlamasına “Kendiliğinden geri
gelme” adı verilir. Verilen örnek durumda
da yaramazlık davranışının ortadan kalktığından (sönmeye uğradığından) ve belli
süreden sonra yine aynı davranışın gözlendiğinden bahsedilmiş olması nedeniyle bu
durum ancak “Kendiliğinden geri gelme”
kavramıyla açıklanabilir.
İstenmeyen
bir
davranışı
ortadan
kaldırabilmek için bir uyarıcının (pekiştireç
ya da ceza vb.) uygulanması ve davranışın
hiç sönmeden devam etmesi gibi bir durumun yaşanmaması nedeniyle sorunun en
kuvvetli çeldiricisi olan karşı pekiştirme
geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: E
3
ÇÖZÜM–9
1
20
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
5
Duyusal uyum (alışma) beş duyu organımızla algılayabildiğimiz fiziksel uyarıcılara (ses,
koku, ışık vb.) alışıp bunlara karşı tepkide
bulunmama durumudur. Necmiye Hanım’ın
yaşamış olduğu durumda alışmaya güzel bir
örnektir.
Diğer kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
Öğrenilmiş bir davranışın sıkça tekrarlanması
sonucunda, davranışın otomatik bir şekilde
yapabilecek hâle gelmemesi nedeniyle
“Alışkanlık kazanma” kavramı bu soru için
geçerliliğini yitirmiştir. Kişinin daha önce
şiddetli tepki vermediği uyarıcılara karşı
şiddetli tepkiler vermeye başlaması gibi bir
durumun yaşanmaması nedeniyle de “Duyarlılaşma” kavramı bu soru için geçerliliğini yitirmiştir.
Duyusal uyum (alışma) beş duyu organımızla algılayabildiğimiz fiziksel uyarıcılara (ses,
koku, ışık vb.) alışıp bunlara karşı tepkide
bulunmama durumuyken, duyarsızlaşma psikolojik uyarıcılara alışıp korku, üzülme vb.
gibi tepkilerde bulunmama durumudur.
Yanıt: A
Nagehan Hanım’ın hep öğle saatlerinde izlemiş olduğu dizi nedeniyle gerilim yaşaması ve dizi izlemese bile belli süreden sonra
yine öğle saatinde gerilim yaşıyor olması
“Temporal (geçici) koşullanma” kavramıyla açıklanabilir. Temporal koşullanmada zamanın koşullu uyarıcı görevini üstlendiğini
unutmamak sorunun çözümüne pratiklik katmış olacaktır.
Yanıt: B
7
Biberin acısı (koşulsuz uyarıcı) bu acı ile
ağzın yanması (koşulsuz tepki), nötr uyarıcı
olan şarkı ile biber acısının eşleşmesi sonucunda oluşan yeni durumda şarkı (koşullu
uyarıcı) ve bu uyarıcıya karşı ağızda yanma
hissinin oluşması ise (koşullu tepki)dir. Pratik durum önceki sorularda belirtilmiştir.
Yanıt: B
8
6
Osman’ın esmer tenli bayanlara karşı iç
sıkılması, kaşıntı tutması, mide bulanması
gibi çeşitli tepkilerde bulunması “Tepki genellemesi” kavramıyla açıklanabilir.
Faruk’un biyoloji sınavına çalışmasına rağmen sınavda başarısız olması ve bunun neticesinde biyoloji dersinde başarılı olamayacağını düşünmesi “Öğrenilmiş çaresizlik”
kavramıyla açıklanabilir.
Uyarıcının aynı kalmasına rağmen uyarıcıya
verilen tepkinin tam tersinin oluşmasına
“Karşıt koşullanma” adı verilir. Kamuran’ın
yaşamış olduğu bu durum karşıt koşullanmaya güzel bir örnektir.
Meyve suyu -------> Hoşlanma
(Koşullu uyarıcı)
(Koşullu tepki)
Meyve suyu -------> Nefret etme
(Koşullu uyarıcı)
(Koşullu tepki)
Yanıt: E
21
KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA – VI
Büşra Hanım’ın tabureden düşmesi nedeniyle
tabureyi görünce korkuya kapılması tepkisel
koşullanma süreciyle açıklanabilirken, yaşadığı olaydan sonra tabureyle fincan takımını
bir arada gördükten sonra fincan takımına
karşıda korku duymaya başlaması üst düzey
koşullanmayla açıklanabilir. Başka bir ifadeyle koşullu uyarıcı hâline gelmiş olan tabure
nötr uyarıcı olan fincan takımını da koşullu
uyarıcı hâline getirmiştir.
Koşullanmadan (olaydan) önce uyarıcılar birlikte görülüp sonra bu uyarıcılardan birine
karşı koşullanma gerçekleşince diğeriyle yaşantı geçirilmemesine rağmen otomatikman
bir koşullanma gerçekleşiyor ise bu duruma
“Duygusal ön şartlanma” adı verilirken, koşullanma (olay) olduktan sonra koşullu uyarıcının başka nötr bir uyarıcıyla eşleşip yeni
bir koşullanmanın oluşmasına ise “Dereceli
(üst düzey) koşullanma” adı verilir.
Yanıt: B
2
Koşullu tepkinin ortadan kalkması için istenmeyen uyarıcı ile organizmanın direk karşı
karşıya getirilmesi yöntemine “Karşı karşıya getirme (Maruz bırakma)” adı verilir.
Attan tedirgin olan Ecevit’i babasının ata
bindirmesi de bu duruma güzel bir örnektir.
Zeki’nin yalnızlığını yenebilmek için sapıkça
da olsa bazı girişimlerde bulunmuş (çabalamış) ancak başarısız olmasıyla birlikte
yalnızlığını asla yenemeyeceğine dair bir
inanç geliştirmiş olması, “Öğrenilmiş çaresizlik” kavramıyla açıklanabilir.
Ahmet Bey’in, karısının kaşını kaldırınca
(koşullu uyarıcı), tartışmanın başlayacağını
(koşulsuz uyarıcının) anlayabilmesi “Olumlu
habercilik (ileriye koşullanma)” kavramıyla
açıklanabilir
Yanıt: D
4
Bu koşullanma sürecinde annesinin “Dikkat
et!” diye bağırması koşullu uyarıcı iken,
Güllü’nün eline diken batması sonucunda
canının yanması ise koşulsuz uyarıcıdır.
Buna göre paragrafı değerlendirecek olursak; annesinin dikkat et diye bağırması ile
dikenin aynı anda Güllü’nün eline batmasından (Yani koşullu ve koşulsuz uyarıcının
aynı anda verilmiş olmasından) dolayı bu
durum ancak “Eş zamanlı koşullanma” süreciyle açıklanabilir.
En kuvvetli çeldiricilerden “Birleşik koşullanma” sürecinin geçerli olabilmesi için
Güllü’ nün aynı anda iki nötr uyarıcı ile
koşullanma sürecine girmesi ve her iki
uyarıcıya karşı da aynı anda koşullanmış
olması gerekirdi. Böyle bir durum yaşanmamış olması nedeniyle “Birleşik koşullanma”
kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
5
Savaş’ın soğuğun etkisiyle titremesi “Koşulsuz tepki”, daha önce annesinden bu nedenle azar işitmiş olması istenmeyen uyarıcı
ile karşılaşmış olması nedeniyle kaçma koşullanması, Savaş’ın aynı neden den dolayı
azar işitmemek için eve girmemesi ise kaçınma koşullanmasıdır. Soğuk havada kalmak
ile annesinden azar işitme durumu arasında
tercih yapması gereken Savaş’ın da dikkat
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Cavidan’ın rimel ile nemlendirici kremi
olaydan (koşullanma sürecinden) önce birlikte görmesi ve daha sonra rimele karşı
koşullanınca otomatikman (bir yaşantı olmamasına rağmen) nemlendirici kreme karşıda
koşullanmış olması “Duygusal ön şartlanma”
kavrama karşılık gelen güzel bir örnektir.
Kuvvetli çeldirici olan bazı seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır;
Kaçınma koşullanmasının geçerli olabilmesi için; Cavidan’ın koşullanma sürecinden
sonra koşullu uyarıcı olan rimelle karşılaşmamak için kaçınma davranışları sergiliyor
olması gerekirdi.
Üst düzey koşullanmanın geçerli olabilmesi
için; Cavidan’ın koşullanmadan sonra koşullu
uyarıcı olan rimel ile nemlendirici kremi
birlikte görmüş olması ve daha sonra nemlendirici kreme karşıda koşullu tepki vermiş
olması gerekirdi.
Uyarıcı genellemesinin geçerli olabilmesi
için; Cavidan’ın koşullanmadan sonra koşullu
uyarıcı olan nemlendirici kreme benzeyen
diğer nesnelere karşıda aynı koşullu tepkiyi
veriyor olması gerekirdi.
Yanıt: A
3
ÇÖZÜM–10
1
22
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
çekici unsur annesinin azarından çekinerek
soğukta kalması durumu ise “Gölgeleme”
kavramıyla açıklanabilir. Buna göre sorunun çok açık uçlu olması nedeniyle birden
fazla cevap seçeneği varmış gibi görünse
de cevabı oluşturabilecek iki doğru kavram
yalnızca “E” seçeneğinde birlikte verilmiştir.
Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi
de içinde barındıran geniş bir kavramdır. Bu
iki kavramın arasında bulunan en bariz fark;
kaçınma koşullanmasının öncesinde kaçma
koşullanmasının (uyarıcıyı görerek ortamdan
uzaklaşma durumunun) yaşanmış olmasıdır.
Yani eğer paragrafta bir kaçma koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet
kaçma koşullanması yok ve kişi olumsuz bir
durumla karşılaşmamak için davranışlarını bu
yönde düzenliyorsa o zaman cevap olumsuz
pekiştirme olacaktır.
Yanıt: E
6
Sıcak bir ortamda olmasına karşın Egemen
Bey’in soğuk ortamla ilgili bir fotoğrafı
görerek (koşullu uyarıcı) üşümesi (koşullu
tepki) onun tepkisel koşullanma türünde bir
davranış sergilediğinin kanıtıdır. Soru köküne dikkat edilecek olursa Egemen Bey’in
üşüme tepkisini (yani koşullu tepkisini) başlatan faktörün ne olduğu sorulmuştur. Koşullu tepkinin oluşmasına, koşullu uyarıcı
sebep olacağından sorunun cevabı “Koşullu
uyarıcı” seçeneği olmuş olur.
Yanıt: D
7
Latife Hanım’ın daha önce tüylü meyveleri görerek gıdıklandığı verilen paragraftan
anlaşılmaktadır. Çünkü böyle bir şeyi daha
önceden yaşamamış olsa bu tür meyvelerden uzak durmaya da çalışmamış olacaktır.
Buna göre bu tüylü meyvelerle önceden
karşılaşmış ve uzaklaşmış olması “Kaçma
koşullanması” kavramına karşılık gelirken,
tüylü meyvelerle yeniden karşılaşmamaya
özen göstermesi ise “Kaçınma koşullanması” kavramına karşılık gelmektedir. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise kaçınma koşullanmasının, olumsuz pekiştirme ve
ayırt etme kavramlarını da içinde barındırmasıdır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz
olma nedenleri ise şunlardır;
Latife Hanım, kaçma koşullanması gerçekleş-
meden önce olumsuz bir durumla (tüylü meyveler ile) karşılaşmamak için davranışlarını
bu yönde düzenlemiş olsaydı sorunun cevabı
olumsuz pekiştirme olurdu. Böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle olumsuz
pekiştirme seçeneği geçerliliğini yitirmiştir.
Latife Hanım’ın tüylü meyve görünce gıdıklanması koşullu tepkiye (tepkisel koşullanmaya) güzel bir örnektir ancak soru
kökünde Latife Hanım’ın tüylü meyvelerden
uzak durmasını açıklayan kavrama (kaçınma
koşullanmasına) vurgu yapılmış olması nedeniyle tepkisel koşullanma seçeneği geçerliliğini yitirmiştir.
Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi
de içinde barındıran geniş bir kavramdır.
Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde
kaçma koşullanmasının (uyarıcıyı görerek
ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış
olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma
koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma koşullanması yok
ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak
için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o
zaman cevap olumsuz pekiştirme olacaktır.
Yanıt: E
8
Latife Hanım’ın kayısı, şeftali ve ayva gibi
tüylü meyvelere (benzer uyarıcılara) karşı
tek tip tepki (gıdıklanma) çeşidinde bulunması “Uyarıcı genellemesi” kavramıyla açıklanabilir. Belli süreden sonra bu tip meyveleri görünce tepkisiz kalması ise ”Deneysel
çözülme (Sönme)” kavramıyla açıklanabilir.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
Latife Hanım’ın her bir tüylü meyveyi görünce gıdıklanma tepkisinde bulunması tepkisel koşullanmadır ancak soru kökünde tüylü
meyvelere karşı yapmış olduğu ortak tepkiden bahsedilmiş olması nedeniyle “Tepkisel
koşullanma” kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Tolman tarafından ifade edilen örtük sönme kavramının geçerli olabilmesi için, Latife
Hanım’ın pekiştirilmeyen bir davranışı gözlemlemesi ve bununla birlikte aynı davranışı
kendisinin de terk etmiş olması gerekmektedir.
Yanıt: B
KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA - VII
Yüksek sesle ilgili olumsuz bir yaşantısı
olan bir kişinin bu sese koşullanması ve
ne zaman böyle bir ses duysa aynı tepkiyi
vermesi tepkisel koşullanmadan kaynaklanmaktadır. Tepkisel koşullanmada nötr bir
uyarıcı, koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı
durumuna gelmektedir. Yüksek ses bu örnekte koşullu uyarıcıdır. Edimsel koşullanmada davranışın sonucu davranışın tekrarlanmasında etkili olmaktadır, bilinçaltı davranışçı yaklaşımda yer almamaktadır, koşulsuz tepki doğal uyarıcıya gösterilmektedir.
Genelleme ise örnekteki durumun kaynağı
değildir, sonucu olarak açıklanabilir.
Yanıt: C
Bitişiklik koşullu ve koşulsuz uyarıcıların
ardarda verilmesi ile gerçekleşmektedir.
Burak’ın abisinin her eve gelişinde zile
iki kez basması da en iyi bitişiklik ilkesiyle açıklanabilir. Uyarıcı genellemesi benzer uyarıcılara benzer tepkinin verilmesidir.
Olumlu habercilik koşullu uyarıcının kendisinden sonra koşulsuz uyarıcının geleceğini
bildirmesidir. Üst düzey koşullanma birden
fazla uyarıcıya aynı anda koşullanmadır.
Duyarlılaşma uyarıcıya verilen tepkinin şiddetinin artmasıdır.
Yanıt: B
Üst düzey koşullanma, organizmanın birden fazla uyarıcıya aynı anda koşullu tepki
vermesidir. Bireyin müzik kursundaki güzel
anıları nedeniyle kursun bulunduğu sokaktan geçerken güzel duygular hissetmesi üst
düzey koşullanmanın sonucudur. Pygmalion
etkisi (kendini gerçekleştiren kehanet) içsel
duygu ve düşüncelerin davranışlara da yansımasıdır, genellikle öğrenilmiş çaresizlikle
ilişkilidir, gizil öğrenme çaba sarfetmeden
öğrenmedir, alışkanlık davranışların otomatikleşmesidir, tepki genellemesi benzer durumlarda benzer tepkilerin gösterilmesidir.
Yanıt: C
4
Soruda verilen açıklama ön koşullanmaya
aittir. Örneğin Ayşe’nin bir komşusunu köpek gezdirirken görüp, aynı gün bir köpek
tarafından korkutulmasının ardından komşusuna karşı da olumsuz tepki göstermesi
ön koşullanmadır. Üst düzey koşullanmada
birden fazla uyarıcıya aynı anda koşullanma söz konusudur, geriye koşullanma koşullu uyarıcının, koşulsuz uyarıcının bittiğini
haber vermesidir (olumsuz habercilik), genelleme benzer uyarıcılara tepki verilmesi,
bitişiklik koşullu ve koşulsuz uyarıcıların
verilme sürelerinin yakın olmasıdır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–11
1
23
24
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Sistematik duyarsızlaştırma organizmanın
korku duyduğu uyarıcının aşama aşama organizmaya yaklaştırılması yoluyla uygulanmaktadır. Uzman, öğrencinin önce yapabileceği soruların olduğu, sonra da daha zor
soruların olduğu sınavları uygulayarak sistematik duyarsızlaştırma tekniğinden yararlanmıştır. Taşırmada organizma korku duyulan nesneye maruz bırakılır, itici uyarıcıya
koşullanmada uyarıcının çekiciliği azaltılır,
karşıt koşullanmada koşullu tepkinin tersi
amaçlanır, bıktırmada istenmeyen tepkiye
neden olan uyarıcı fazla miktarda verilerek
bıkma sağlanır.
Yanıt: D
7
Tepkisel koşullanmada pekiştireç, davranıştan önce verilmektedir. Örneğin Pavlov’un
yaptığı deneyde köpeğe önce yiyecek verilmiş, sonra salya tepkisi ortaya çıkmıştır.
Pekiştirmenin organizmanın tepkisinin ardından yapıldığı uygulama edimsel koşullanmaya aittir.
Yanıt: B
8
6
Koşulsuz uyarıcı, öğrenilmemiş olan ve organizmanın üzerinde etkisinin doğuştan var
olduğu uyarıcıdır. Mete’nin boğulma tehlikesi geçirmesi “koşulsuz uyarıcıdır”, “koşullu
tepki” koşullu uyarıcıya verilen tepkidir ve
öğrenilmiştir. Bu olay gerçekleşinceye kadar Mete, yüzmekten çok hoşlanmaktadır
ve yüzmeye karşı olumsuz bir tepkisi yoktur, olayın ardından yüzme koşullu tepkiye
neden olmuştur. “Sönme” organizmanın tepki
vermemeye başlamasıdır. Mete’nin yüzme
korkusunun giderek azalıp sonunda tamamen ortadan kalkması sönmedir.
Yanıt: B
Olumsuz habercilik durumunda koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcının bittiğini haber
vermektedir. Öğretmenin kalemini cebine
koymasıyla sözlünün bittiğinin anlaşılması
olumsuz haberciliğe örnektir. Olumlu habercilikte ise koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcının geleceğini bildirmektedir.
Yanıt: A
KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA - VIII
Davranışçı kuramlar, öğrenmeyi somut ve
gözlenebilir süreçler olarak ele alırlar. Öğrenmede süreçten çok sonuca önem vermişlerdir. Bireyin zihnindeki soyut düşüncelerin gözlenemeyeceği için incelenemeyeceğini, somut eylemlerinin incelenmesinin
gerektiğini savunmuşlardır. Öğrenme sürecinde bireyin aktif olmak zorunda olduğunu
ileri sürerler. Bu nedenle E seçeneğinde
yer alan ifade davranışçı kuramın sayıltıları
arasında yer almaz.
Yanıt: E
2
3
Tepkisel koşullanma sürecinde tepkiye yol
açan uyarıcıya koşulsuz uyarıcı, koşulsuz
uyarıcıya gösterilen tepkiye koşulsuz tepki,
tepki oluşturmayan uyarıcıya nötr uyarıcı,
Nötr uyarıcının koşulsuz uyarıcının yerini
almasına koşullu uyarıcı, koşullu uyarıcıya
verilen tepkiye de koşullu tepki denir. Parçada verilen örnekte, Büşra’nın korkmasına
neden olan patlama sesi koşulsuz uyarıcı,
patlama sesinin yerini alan balon koşullu
uyarıcı, Büşra’nın balonu görünce korkup
ağlaması ise koşullu tepkidir.
Yanıt: B
Tepkisel koşullanma sürecinde yeni veya
beklenmedik bir davranışın ortaya çıkışı
yönelme tepkisi denen davranışlara neden
olur. Pavlov’a göre yönelme tepkisi “araştırıcı bir refleks”tir. Bu tepki, organizmanın
uyaranın doğasını anlamasını sağlayabileceği
gibi hayatta kalması açısından da önemli
olabilir. Parçada verilen örnekte Mırnav’ın
beklemediği bir hırıltı sesi duyduğunda sırtını duvara yaslaması, ön ayaklarını gererek
gözünü sesin geldiği yere dikmesi kendini
korumaya ve uyaranın doğasını anlamaya
yönelik olduğu için yönelme tepkisi ile açıklanabilir. E seçeneğinde yer alan pekiştirici
tepki; davranıştan sonra gelen ve davranışın tekrar edilmesini sağlayan tepkilerdir.
Yanıt: C
5
Üst düzey koşullanma; organizmanın bir
koşullu uyarıcıya tepki vermeyi öğrenmesinin ardından söz konusu uyarıcının bir
başka koşullu uyarıcı ile eşleştirildiğinde
ikinci koşullu uyarıcıya da tepki vermesidir. Genelleme ise; organizmanın koşullu
uyarıcıya benzer olan tüm uyarıcılara aynı
tepkiyi vermesidir. Genellemede tepkiyi ortaya çıkaran sadece uyarıcı benzerliğidir
(II numaralı ifade). Buna karşılık üst düzey
koşullanmada her bir koşullu uyarıcı ile
ayrı koşullanma yaşantısı oluşması gereklidir (I ve III numaralı ifadeler). Genellemede
benzer uyarıcıların her biri ile ayrı bir eşleşme ya da yaşantının oluşması gerekmez.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Tepkisel koşullanma sürecinde tepkiye yol
açan uyarıcıya koşulsuz uyarıcı, koşulsuz
uyarıcıya gösterilen tepkiye koşulsuz tepki,
tepki oluşturmayan uyarıcıya nötr uyarıcı,
nötr uyarıcının koşulsuz uyarıcının yerini
almasına koşullu uyarıcı, koşullu uyarıcıya verilen tepkiye de koşullu tepki denir.
Parçada tezgahtaki balığın hareket etmesi
Emre’de korkuya yol açtığı için koşulsuz
uyarıcı, Emre’nin hareket eden balıktan
korkması ise koşulsuz tepkidir.
Yanıt: A
4
ÇÖZÜM–12
1
25
26
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Tepkisel koşullanma sürecinde ileriye koşullanma (olumlu habercilik); önce koşullu uyarıcının daha sonra koşulsuz uyarıcının verilmesi sonucunda koşullu uyarıcının koşulsuz
uyarıcının işareti durumuna gelmesidir. Parçada dedenin elindeki yem kabını (koşullu
uyarıcı) gören tavuklar yemin geleceğini
anlamaktadır. Yani yem kabı yemin geleceğinin habercisidir. Bu durum olumlu habercilik (ileriye koşullanma) ile açıklanabilir.
E seçeneğinde yer alan geriye koşullanma;
(olumsuz habercilik) önce doğal uyarıcının
daha sonra koşullu uyarıcının verilmesi sonucunda koşullu uyarıcının doğal uyarıcının
sona erdiğinin işareti durumuna gelmesidir.
Yanıt: B
7
Genelleyici özelliği olmayan iki nötr uyarıcının birlikte verilmesinin ardından bu nötr
uyarıcılardan biri koşulsuz uyarıcı ile eşleştirilip koşullu tepki oluşturulduktan sonra
koşullu tepkinin diğer nötr uyarıcıya da
gösterilmesine duyusal ön koşullanma adı
verilir. Parçada verilen örnekte Can Bey’in
üst kat komşusu Raif Bey ile eşini birlikte
defalarca görme olasılığı yüksektir. Raif
Bey ile tartışmasının ardından ona karşı
geliştirdiği kızgınlık tepkisini onun eşine de
göstermesi duyusal ön koşullanma süreci
ile açıklanabilir. C seçeneğinde yer alan
ikinci dereceden koşullanma organizmanın
bir koşullu uyarıcıya tepki vermeyi öğrenmesinin ardından söz konusu uyarıcının bir
başka koşullu uyarıcı ile eşleştirildiğinde
ikinci koşullu uyarıcıya da tepki vermesidir.
Parçada böyle bir durumdan söz edilmemektedir. Duyusal ön koşullanmada koşullu
uyarıcının yanında yer alan nötr uyarıcı ile
herhangi bir yaşantı geçirmek söz konusu değildir. Ancak üst düzey koşullanmada
ikinci dereceden koşullanmanın gerçekleşmesi için yaşantı geçirilmesi gerekir.
Yanıt: A
8
Öğrenilmiş bir davranışın pekiştirilmemesi
nedeniyle önce kuvvetini kaybedip, zamanla
yok olması sönme süreci ile açıklanabilir.
Parçada verilen örnekte annesinin çantasına karşı korkma tepkisi geliştiren Efe’nin
bu tepkiyi kuvvetlendirecek pekiştireç olmaması hatta annesinin çantayı onun önüne
koyarak karıştırmasına izin vermesi sonucu Efe’nin çantaya ilişkin korku tepkisinin
yok olması sönme sürecine örnek olabilir.
E seçeneğinde yer alan kendiliğinden geri
gelme; sönmüş bir tepkinin koşullarda hiçbir değişiklik olmamasına rağmen koşullu
uyarıcı ile karşılaşıldığında tekrar ortaya
çıkmasıdır.
Yanıt: D
9
Kendiliğinden geri gelme; sönmüş bir tepkinin koşullarda hiçbir değişiklik olmamasına
rağmen koşullu uyarıcı ile karşılaşıldığında
tekrar ortaya çıkmasıdır. Parçada verilen
örnekte köpeğe karşı korku tepkisi geliştirmiş olan çocuğun köpekle hoş vakit geçirme ortamı oluşturulduğundan bu korkusu
sönmüştür. Bir hafta sonra köpeği gördüğünde tekrar korkup ağlaması önceden
sönmüş olan korku tepkisinin geri geldiğini
gösterir. Bu durum koşullanma sürecinde
kendiliğinden geri gelme ile açıklanabilir. A
seçeneğinde yer alan gölgeleme, iki koşullu
uyarıcı arasında koşullanmanın daha baskın
uyarıcıya karşı geliştirilmesidir.
Yanıt: E
27
EDİMSEL KOŞULLANMA - I
Can’ın babasının çok kızması ayırt edici
uyarıcı, Can’ın eve zamanında gelmesi ayırt
edici edim, azar işitmekten kurtulması pekiştirici uyarıcıdır. Edimsel koşullanmada
ayırt edici uyarıcı, ayırt edici edimi doğurur. Bu edim, pekiştirilirse öğrenilir.
Yanıt: C
Ayırt etme; davranışın ne zaman pekiştirilme olasılığı olduğunu bilmek için ipuçları,
işaretler veya bilgi kullanılmaktadır. Örneğimizdeki Nazlı da pekiştireç alma olasılığı
olan zaman diliminde (şirketin işleri iyi gittiğinde) talepte bulunmuştur.
Yanıt: A
Tepkisel koşullanmada nötr uyarıcı ile birlikte koşulsuz uyarıcı verilerek (Pavlov’un
örneğinde et) doğuştan gelen tepki uyandırılır (Pavlov’un örneğinde salya tepkisi).
Edimsel koşullanmada uyandırılmış davranış
söz konusu değildir.
Yanıt: C
4
Tepkisel koşullamada tepki sonuçları tarafından kontrol edilmemektedir. Oysa örneğimizdeki organizma ışık yandığında manivelaya basarak davranışının sonuçlarını kontrol
etmiştir. Işık karşısında (ayırt edici uyarıcı)
manivelaya basma koşullu tepki değil ayırt
edici edimdir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–13
1
28
5
Belli bir doğru davranış sayısına ulaşmak
sabit aralıklı pekiştirme tarifesinin değil sabit oranlı pekiştirme tarifesinin özelliğidir.
Yanıt: B
8
Ceza organizmaya ne yapmaması gerektiğini göstermekle birlikte ne yapması gerektiğine ilişkin bilgi vermez.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6
Koşula bağlı anlaşma bireyin istediği bir
şeyi elde etmesi için, belli etkinlikleri yapmasını, belli bir şekilde davranmasını gerektirir. Ayrıca koşula bağlı anlaşmayı birey,
ikinci bir şahıs olmadan kendi kendisiyle
de yapabilir. Örneğimizdeki Nadide Hanım
da ekmek yiyebilmek için günde bir saat
spor yapma kararını kendi kendisine almış
koşullu anlaşma yapmıştır.
Yanıt: B
7
Bir davranışın pekiştirilmesi aynı zamanda,
benzer davranımların sıklığında da bir artış
yaratır ki buna tepki genellemesi denir. Örneğimizde “baba” deme davranışı pekiştirilen Tuna’nın benzer davranımlarının (“dada”,
“gaga”) sıklığında da bir artış olmuştur.
Yanıt: D
9
Olumsuz pekiştireçler, organizmaya rahatsızlık veren uyarıcılardır. Olumsuz pekiştireçleri ortamdan çıkartarak davranışın yapılma olasılığını artırma işlemine ise olumsuz pekiştirme denir. Örneğimizde ayakkabıların ayağı sıkması olumsuz pekiştireçtir.
Ruhi’nin dayanamayıp ayağını sıkan ayakkabıları (olumsuz pekiştireçleri) ortamdan
çıkartması (ayağından) olumsuz pekiştirme
işlemidir.
Yanıt: E
29
EDİMSEL KOŞULLANMA - II
Tepkisel davranışlar bir uyarıcı tarafından
oluşturulur. Aynı zamanda tepkisel davranışlar tüm refleksleri kapsar. Örneğimizdeki karabiber karşısında hapşırmak tepkisel
davranışa örnektir.
Yanıt: D
4
Termodinamik hocası ayırt edici uyarıcı,
çok çalışmak ise ayırt edici edimdir. Edimsel koşullanmada ayırt edici uyarıcılar ayırt
edici edimi meydana getirirler.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–14
1
2
3
Organizmanın tepki vermeden geçirdiği sürenin pekiştirildiği tarifeye alternatif tepkileri pekiştirme tarifesi denir. Örneğimizde
de Ulaş arkadaşlarına sataşma davranışını
sergilemediğinde pekiştireç almıştır.
Alternatif tepkileri pekiştirme tarifesi cezaya alternatif olarak kullanılabilir.
Yanıt: A
5
Karma tarifeler, iki farklı tarifenin random
(rastgele) bir sırayla uygulandığı tarifelerdir. Örneğimizdeki fil ya 10 davranış ya da
30 davranış gösterdiğinde pekiştirilmiştir.
Bu iki tarifeden herbirine ışık gibi farklı
bir ayırt edici uyarıcı eşlik etseydi o zaman bu tarife çoklu tarife olurdu.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Seçenekli tarifelerde bir davranımın pekiştirilmesi için ya sabit zaman aralıklı (örneğimizde bu zaman aralığı 15 sn’dir.) ya
da sabit oranlı tarifenin yerine getirilmesi
şarttır. Başka bir deyişle organizma daha
15 sn dolmadan 10 davranış yaparsa pekiştirilir ya da 10 davranışı sergilememişse
bile 15 sn dolduktan sonraki ilk davranışı
pekiştirilir.
Yanıt: C
30
6
Pekiştirme davranımların yalnız sıklığını değil topoğrafyasını da etkiler. Topoğrafya
kavramı edimi meydana getiren davranımların fiziksel mahiyetine işaret eder. Örneğimizde manivelâya sağ ya da sol ayakla
basma ya da basma eyleminin kuvvetli ya
da zayıf olması davranışın topoğrafyasını
ifade eder.
Yanıt: A
9
Bir öğrencinin uygunsuz davranış gösterdiği durumdan kısa süreli çıkarılmasına ara
verme (mola) denir. Necla Öğretmen de uygunsuz davranış gösteren öğrencisini sınıfın
arkasındaki bir köşeye göndererek ortamdan kısa süreli olarak çıkarmıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine uygun
bilgiyi sunmak programlı öğretimin başarı
ilkesine uygundur.
Yanıt: C
10
Organizmanın itici (istenmeyen) bir uyarıcıya maruz kalmamak için verdiği tepkiye
kaçınma denir. Nasrettin Hoca’nın çocuğu,
itici uyarıcıya (dayağa) maruz kalmamak
için testiyi kırmamıştır.
Yanıt: D
8
Alper Öğretmen, öğrencilerinin sıkılmasını
önleyecek bir öğretim hizmeti (slaytlarla
ders izleme) sunarak cezaya alternatif bir
davranış geliştirmiştir.
Yanıt: C
31
EDİMSEL KOŞULLANMA - III
Kapıyı açmaktan vazgeçmek sönme, bir
süre sonra kapıyı açmak için tekrar gitmek
kendiliğinden geri gelme, kapı açılmadığında
(davranış pekiştirilmemeye başlandığında)
kapıyı açma girişimlerindeki artış sönme
patlaması, sönmenin başlangıcında davranışın daha değişken ve şiddetli hâl alması
(vurma, tekmeleme, sallama) ise davranışın
topografyasında değişikliğe örnektir.
Yanıt: E
3
Değişken aralıklı pekiştirme tarifesinde
pekiştirmeden sonra tepkisizlik gözlenmez
çünkü pekiştirecin ne zaman geleceği belli
değildir. Tepkisizlik sabit aralıklı pekiştirmeden sonra meydana gelir.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–15
1
4
Bulaşık yıkamak hoşa gitmeyen bir görevdir. Örneğimizdeki anne ders çalışma davranışını güçlendirebilmek için hoşa gitmeyen
bir duruma son vermiştir. Davranışın ardından ortamdan hoşa gitmeyen uyarıcının
çıkmasına olumsuz pekiştirme denir.
Olumsuz pekiştirmede de davranışın yapılma sıklığı artar.
Yanıt: D
5
Sabit oranlı pekiştirmede belli bir sayıdaki
davranış pekiştirilir. I, III ve IV. örneklerde
belli bir sayıdan (20 doğru davranış, 15
ayakkabı ökçesi, 5 maç) sonra pekiştireç
verilmiştir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
Sabit oranlı tarifelerde eğer oran küçük
ise (örneğin; güvercin için 100 davranım değil 20 davranım) organizmanın davranışlarında pekiştirme işleminden sonra bir duraklama olmaz; hatta bazı hâllerde organizma
pekiştireç sunulduğu sırada bile davranıma
devam eder.
Yanıt: D
32
6
Premack ilkesi uygulanırken kazandırılmak
istenen (organizmanın daha az yaptığı davranış) davranış yapıldıktan sonra organizmanın severek ve daha sık yaptığı bir
davranış pekiştireç olarak kullanılır. Yani
davranış yemek, su gibi birincil pekiştireçlerle değil, başka bir davranışla pekiştirilir.
Yanıt: C
9
Edimsel koşullanmada davranış herhangi bir
uyarıcı olmadan kendiliğinden yapılır, sonra
da gösterilen davranışa göre uyarıcı verilir. Davranışta bulunan organizma verilen
bu uyarıcıyı beğenirse davranış pekişir ve
tekrar edilir, beğenmezse davranış tekrarlanmaz. Örneğimizde de kendiliğinden ortaya çıkan kitabın sayfasını çevirme edimi
arpayla ödüllendirildiğinden davranış tekrar
edilmiştir. Uyandırıcı uyarıcı tarafından (et
gibi) bir tepkinin uyandırılması (salya) edimsel koşullanmanın değil, tepkisel koşullanmanın bir özelliğidir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Uyarıcı genellemesinde organizma bir uyarıcı karşısında gösterdiği tepkiyi bu uyarıcıya benzeyen diğer uyarıcılar karşısında
da göstermeye başlar. Örneğimizde de organizmanın üçgene karşı gösterdiği tepkinin
üçgene benzeyen düz kenarları ve sivri
köşeleri olan uyarıcılara karşı da gösterme
eğiliminin yüksek olduğu vurgulanmıştır.
Yanıt: E
10
Sürekli pekiştirmede istenilen davranış her
ortaya çıkışında pekiştirilir. Organizmaya
yeni bir şey öğretilirken kullanılmaktadır.
Örneğimizde de eşek her sayfayı çevirdiğinde on arpayla ödüllendirilmiştir.
Yanıt: E
8
Öğrencinin benlik saygısını geliştirmek genellikle hümanist yaklaşımın savunduğu bir
görüştür.
Yanıt: B
33
EDİMSEL KOŞULLANMA - IV
Yasemin Öğretmen’in kullandığı pekiştirme
tarifesi değişken oranlıdır. “D” seçeneğindeki “organizmanın belli bir sayıdaki davranışı pekiştirilir” ifadesi değişken oranlı
pekiştirmenin değil, sabit oranlı pekiştirme
tarifesinin bir özelliğidir.
Yanıt: D
4
Ayırt edici uyarıcılar, ayırt edici edimi
meydana getirir. Örneğimizdeki ayırt edici
edim Ali Bey’in başka bir kanala geçmesidir. Bu edimi ortaya çıkartan ise penguenlerdir.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–16
1
2
5
Katışık tarifeler tanımdan da anlaşılacağı
gibi birleşik, girift, seçenekli vb. tarifeleri
kapsayan tarifelerdir.
Yanıt: A
3
Biçimlendirmede, beklenen tepkiye yakın
olarak görülen bir tepkinin pekiştirilmesiyle
başlayan ve giderek kademeli bir şekilde,
daha yakın bir tepkinin, bir sonrakinde daha
yakın bir tepkinin ve en sonunda istenen
tepkinin pekiştirilmesi esastır. Örneğimizde
de güvercin aşama aşama pekiştirilerek en
sonunda sadece topu lobutlara doğru yuvarladığında pekiştirilmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Edimsel koşullanmada pekiştireçleri ortama koyarak ya da olumsuz pekiştireçleri
ortamdan çıkartarak da pekiştirme yapılabilmektedir. Kısacası olumlu pekiştirme
de olumsuz pekiştirme de bir pekiştirme
işlemidir.
Yanıt: A
34
6
Art arda dizilmiş tarifelerde organizma ardı
ardına birkaç tarifeyi tamamladıktan sonra
pekiştirilir. Örneğimizde de köpek 2 dakika
dolduktan sonra (sabit aralıklı) 10 kez (sabit
oranlı) yuvarlandığından pekiştirilmiştir.
Yanıt: E
9
Programlı öğretimde öğrenci verdiği yanıtların doğruluğu hakkında anında geribildirim
almalıdır. Örneğimizde de öğrenciler her
verdikleri doğru yanıttan sonra alkış sesi
alarak hem geribildirim hem de pekiştireç
almaktadır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Ortaya çıkma olasılığı yüksek davranışın
(top oynama) ortaya çıkma sıklığı arttırılmak istenen (masanın toplanması) davranış
için pekiştireç olarak kullanılmasına premack ilkesi denir.
Yanıt: B
8
Pekiştirilmemeye başlanan davranışın pekiştirildiği ortamda eskisine göre çok daha
sık yapılmasına davranışta kontrast denir.
Öğrencimizdeki Ahmet’in de evdeki davranışı pekiştirilmediğinden küfür davranışının
pekiştirildiği ortamda (parkta) yapılma sıklığı artmıştır.
Yanıt: D
10
Kaçınma davranışı bir itici uyarıcının başlamasını engeller. Kaçma davranışında ise,
bir itici uyarıcı verilmeye başladıktan sonra
yapılan davranım o uyarıcının sona ermesine neden olur. Örneğimizdeki köpek deney
kutusunun diğer bölümüne atlayarak itici
uyarıcının (şokun) başlamasını engellemiştir.
Yanıt: D
35
EDİMSEL KOŞULLANMA – V
Şenol sınav sonucuna itiraz etmiş (edim)
ancak bu durum karşısında öğretmeni tarafından fazladan almış olduğu 15 puanı
kırılmıştır (ceza). Dolayısıyla yapmış olduğu
bir davranışın sonucuna göre aynı davranışı
yapıp yapmayacağına karar vermiş olması
(olayın sonucuna göre koşullanmış olması)
nedeniyle Şenol’un yaşamış olduğu bu durum ancak “Edimsel (operant) koşullanma”
ile açıklanabilir.
Yanıt: B
2
Bellboyun müşterilere güler yüzlü davranması edim, bu durum karşısında müşterileri tarafından tatminkâr bahşişler alması
ise pekiştireçtir. Dolayısıyla bellboyun güler yüzlü davranışının olumlu pekiştirilmesi,
onun için ayırt edici uyarıcı hâline gelmiştir.
Yanıt: A
3
Bahtiyar Bey’in söylediklerine bakılacak
olursa (Bazen tek bir atışla üç-beş kuş
vurabilirken, bazen de üç-beş atış yapsan
da bir tane bile kuşu vuramazsın) avcı kaç
doğru davranıştan (atıştan) sonra pekiştirileceğini (kuş vuracağını) bilemediği için avcılığı tutku hâline getiren “değişken oranlı
pekiştirme” tarifesidir.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
Değişken aralıklı pekiştirme; avın ne zaman
vurulacağının belli olmaması, bu seçeneğin
kuvvetli çeldirici olmasına sebep olmuştur.
Ancak avcılar sadece kuşun kendiliğinden
gelmesini beklememekte ya da avcılara belirsiz zaman dilimlerinde kuş verilmemektedir. Bunun yerine avcılar atış yaparak (ava
ulaşabilmek için doğru davranış sergileyerek) avı elde etmeye çalışmaktadırlar. Dolayısıyla ava ulaşabilmenin yolu beklemekten
ziyade atış yapmaktan geçmesi nedeniyle
bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Birleşik: Süreç içerisinde birden fazla pekiştirme tarifesinin kullanılmamış olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Şans, talih, baht, kader ve kısmet gibi durumların etkin olması (kaç doğru davranıştan sonra pekiştirece ulaşılacağının bilinmemesi) hâlinde değişken oranlı pekiştirme
tarifesi etkin iken, pekiştirmenin ne zaman
geleceğinin bilinmemesi (sürpriz) durumlarında ise değişken aralıklı pekiştirme tarifesi etkindir.
Yanıt: B
5
Merve Öğretmen’in okunan her bir kitap
için pul vermesi ve daha sonra belli sayıdaki pulları kartla değiştirmesi ve en son
olarak belli sayıdaki kartlar karşılığında asıl
ödülü (pekiştireci) vermesi “simgesel pekiştirme” türüyle açıklanabilir. Simgesel pekiştirmede; kişi yapmış olduğu doğru davranışın karşılığı olarak simgesel bir uyarıcı
(pul, marka, jeton vb.) alır ve belli sayıya
(önceden belirlenmiş kurala göre) ulaşınca
bu simgesel uyarıcılara karşılık kişiye maddi bir pekiştireç verilir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Songül Hanım’ın ileride olumsuz bir durumla (ellerinin tahriş olması) karşılaşmamak
için eldiven takması (davranışını bu yönde
düzenlemesi) “olumsuz pekiştirme” kavramına güzel bir örnektir. Paragrafta daha
önceden deterjan yüzünden ellerinin tahriş
olduğundan (kaçma koşullanmasından) hiç
bahsedilmemiş olması nedeniyle hem kaçma
koşullanması hem de kaçınma koşullanması
(kaçma olmadan kaçınma olamayacağından)
kavramları geçerliliğini yitirmiştir.
Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi
de içinde barındıran geniş bir kavramdır.
Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde
kaçma koşullanmasının (uyarıcıyı görerek
ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış
olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma
koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma koşullanması yok
ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak
için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o
zaman cevap olumsuz pekiştirme olmalıdır.
Yanıt: C
4
ÇÖZÜM–17
1
36
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Soru kökünde pekiştirme türünün sorulmuş
olması nedeniyle tarifeler (değişken ve artan oranlı) otomatikman geçerliliğini yitirmiş, davranışı davranışla pekiştirme gibi bir
durumun yaşanmaması nedeniyle de premack ilkesi de geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
6
İstenmeyen davranışa neden olan uyarıcı
ortamın yeniden düzenlemesiyle ceza vermenin önüne geçilmesi durumuna “ortam
değiştirme” adı verilir. Salih Bey de oğlu
Osman’ın bilgisayar başında çok fazla vakit
geçirmesini engelleyebilmek için bilgisayara
şifre koyarak ortamda bir değişiklik yaparak istenmeyen davranışın önüne geçebilmiştir. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz
olma nedenleri ise şunlardır;
İstenmeyen bir davranışı ortadan kaldırabilmek için kişiye bir uyarıcı verilmesine
(pekiştireç ya da ceza olabilir) rağmen davranışın hâlâ devam etmesi gibi bir durumun
yaşanmamış olması nedeniyle “Karşı pekiştirme” kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Salih Bey’in oğlu Osman’a hoşuna gitmeyeceği bir uyarıcıyı vermemiş (beş duyu
organıyla algılanabilecek olumsuz pekiştireç
vermemiş) olması nedeniyle “Birinci tip
ceza” kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
7
Şaban’ın yemiş olduğu kurşun neticesinde
balkondan uzaklaşmış olması “kaçma koşullanması” kavramına karşılık gelirken, yeniden bir kaza kurşununa denk gelmemek için
balkondan uzak durmaya çalışması ise “kaçınma koşullanması” kavramına karşılık gelmektedir. Unutulmaması gereken en önemli
nokta ise kaçınma koşullanmasının, olumsuz
pekiştirme ve ayırt etme kavramlarını da
içinde barındırmasıdır.
Şaban, kaçma koşullanması (kaza kurşunu
yemeden) gerçekleşmeden önce olumsuz
bir durumla (kurşunla) karşılaşmamak için
davranışlarını bu yönde düzenlemiş (balkondan uzak durmuş) olsaydı sorunun cevabı
olumsuz pekiştirme olurdu. Böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle olumsuz
pekiştirme seçeneği geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: A
8
Organizmanın sergilediği bir davranış pekiştirildiğinde, organizmanın pekiştirilen davranışlara benzeyen başka davranış biçimleri
de sergilemeye başlaması (başka bir ifadeyle canlının aynı uyarıcılara farklı tepkiler
sergilemesi durumu) tepki genellemesi kavramıyla açıklanır. Kerem yapmış olduğu bir
davranışın karşılığında teşekkür (pekiştireç)
almış ve yine aynı pekiştireci alabilmek için
çeşitli davranış biçimleri sergilemiş olması
tepki genellemesine güzel bir örnektir. Bazı
kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır;
Kerem yapmış olduğu yardım etme davranışının yanında başka bir davranış daha
sergilemiş olmaması ve almış olduğu pekiştirecin etkisiyle pekiştirilen davranışın yanında diğer bir davranışı da sergilememiş
olması nedeniyle etkinin yayılması kavramı
geçerliliğini yitirmiştir.
Kerem benzer uyarıcılara karşı tek tip
davranış biçimi sergilememiş olması nedeniyle de uyarıcı genellemesi kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
9
Temel midesinin bozulmasına sebep olan
ilacı kullanmayı keserek kendisine olumsuz
pekiştirme yapmıştır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır;
Temel’e sevdiği ve sevmediği iki uyarıcı
aynı anda verilerek Temel’deki istenilmeyen bir davranışın ortadan kaldırılması gibi
bir durum yaşanmamış olması nedeniyle zıt
tepki yöntemi geçerliliğini yitirmiştir.
Temel yapmış olduğu hatalı bir davranışın
neticesinde bu hatasının farkına varabilsin
diye uyarıcısız bir ortamda bekletilmemiş
olması nedeniyle ara verme yöntemi geçerliliğini yitirmiştir.
Temel’e etkisiz bir uyarıcının etkili bir uyarıcıymış gibi sunularak Temel’de bu yönde
bir psikolojik etki oluşturulmamış olması
nedeniyle de plasebo etkisi kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: B
37
EDİMSEL KOŞULLANMA – VI
Canan Hanım’ın öğrencisine resim yapma
davranışını öğretirken ön koşul niteliğindeki
davranışları aşamalara ayırmış ve her bir
aşamadan sonra pekiştireç vermiş olması,
onun kademeli yaklaşma (zincirleme yöntemi) uyguladığının bir kanıtıdır.
Alıştırma (eşik) yönteminin istenmeyen bir
davranışın ortadan kaldırılmasında kullanılması nedeniyle bu kavram soru için geçerliliğini yitirmiştir.
Kademeli yaklaşmanın iki alt boyutu olan
biçimlendirme ve zincirleme yöntemlerini
birbirinden ayırt ederken, zincirleme yönteminde; ön koşul içeren genellikle birden
fazla davranış çeşidinin öğretilmesi söz konusu iken, biçimlendirme yönteminde ise
ön koşul şartı olmayan genellikle tek çeşit
davranışın öğretilmesi durumu vardır.
Yanıt: A
Berke’nin sürekli aynı uyarıcıyla (şekerle) karşılaşarak zamanla bu uyarıcıya karşı
tepkide bulunmamaya başlamış olması, onun
“duyusal uyum (alışma)” yaşadığının bir göstergesidir.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
İstenmeyen bir davranışı ortadan kaldırılabilmek için kişiye bir uyarıcı verilmesine
(pekiştireç ya da ceza olabilir) rağmen davranışın hâlâ devam etmesi gibi bir durumun
yaşanmamış olması nedeniyle “karşı pekiştirme” kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Alışkanlık kazanma; öğrenilmiş bir davranışın sıkça tekrarlanması sonucunda, davranışın otomatik bir şekilde yapabilecek hâle
gelmesidir. Böyle bir durumun yaşanmamış
olması nedeniyle “alışkanlık kazanma” kavramı da geçerliliğini yitirmiştir.
Duyusal uyum (alışma) beş duyu organımızla algılayabildiğimiz fiziksel uyarıcılara (ses,
koku, ışık vb.) alışıp bunlara karşı tepkide
bulunmama durumuyken, duyarsızlaşma psikolojik uyarıcılara alışıp korku, üzülme vb.
gibi tepkilerde bulunmama durumudur.
Yanıt: A
4
Necla Hanım’ın güneş altında kalarak rahatsızlanması (uyarıcıya maruz kalmış) ve
bunun neticesinde ortamdan uzaklaşmış olması “kaçma koşullanması” kavramına karşılık gelirken, yeniden rahatsızlanmamak
için güneşten uzak durmaya çalışması ise
“kaçınma koşullanması” kavramına karşılık
gelmektedir.
Yanıt: D
5
Tahir Beyin her hafta ödevleri kontrol
etmesi “sabit aralıklı pekiştirme” tarifesi
iken, yapılan her üç ödev için (doğru davranış için) +5 puan verilmesi ise “sabit oranlı
pekiştirme” tarifesidir.
Öğrencilerin yapmış olduğu her ödev için
(sözlü notu) pekiştirilme verilmemiş olması
nedeniyle “sürekli pekiştirme” tarifesi geçerliliğini yitirmiştir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Hükûmetin kayıp kaçak elektrik bedelini
dürüst vatandaşların faturalarına yansıtması hoşa gitmeyen bir uyarıcının verilmiş
olması nedeniyle “birinci tip ceza” kavramına karşılık gelirken vatandaşların yüksek
faturalarla karşılaşmamak için elektrik harcamalarını azaltmaları ise “olumsuz pekiştirme” kavramına karşılık gelmektedir.
Kişiye dışarıdan hoşuna gitmeyen bir uyarıcının verilmesi (beş duyu organıyla algılanabilecek) birinci tip cezadır. Bu soruda
da vatandaşın hoşuna gitmeyen kayıp kaçak
bedelinin faturaya yansıtılarak fatura şeklinde bireye verilmiş olması durumuna dikkat
edilmelidir. Kişinin elinden hoşuna giden bir
uyarıcının alınmasına (mahrum bırakılmasına)
ise ikinci tip ceza adı verilir.
Soru paragraflarında bu iki kavramın karıştırılmaması için okununca ilk olarak algılanan durumlara odaklanılması ve detay kısımlarının göz ardı edilmesi gerekmektedir.
(Bu örnek üzerinden açıklamak gerekirse
vatandaşa hoşuna gitmeyen bir uyarıcı (kayıp kaçak bedelli fatura) verilmiştir. Henüz
vatandaşın hoşuna giden uyarıcı (parası)
elinden alınarak mahrum bırakılmamıştır.
Yanıt: B
2
3
ÇÖZÜM–18
1
38
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
En çok ödev yapana sözlü notu verilirken
diğerlerine sözlü notunun verilmemesi gibi
bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle
de “değişken oranlı pekiştirme” tarifesi geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
6
Annesinin Selim’e ödev yapmadan bilgisayar
oynamasına izin vermemesinde davranışın
davranışla pekiştirilmesi durumu etkin olması nedeniyle “Premack ilkesinin” kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Annesinin
ikinci aşamada yapmış olduğu uygulama ise
hem simgesel pekiştirme türüne hem de
sabit oranlı pekiştirme tarifesine karşılık
gelmektedir. Verilen seçenekler içerisinde
sorunun cevabını oluşturacak olan kavramlar yalnızca “B” seçeneğinde verilmiştir.
Premack ilkesinde davranışın davranışla
pekiştirilmesi durumu vardır ve her iki
davranışı da (istenilen ve istenilmeyen) premack ilkesinin uygulandığı kişi yapmaktadır.
Örneğin; ödevini yaparsan, dondurmanı yiyebilirsin.
Koşullu anlaşma ise; bireyin sadece doğru
davranışı yaptığı zaman pekiştirilmesi durumudur. Kişi anlaşmayı kendi kendine yapabileceği gibi bir başkasıyla da yapılabilir.
Örneğin; Ödevini yaparsan, sana dondurma
alacağım.
Sembolik pekiştirmede kişiye toplumsal
onayı ve kabul gösteren bir uyarıcı (madalya, plaket, teşekkür belgesi vb.) bir defaya
mahsus verilir, bu uyarıcılar biriktirilse de
başka bir uyarıcıyla değiştirilmez. Simgesel
pekiştirmede ise kişiye verilen uyarıcılar
(marka, jeton, pul vb.) biriktirilerek başka bir uyarıcı (maddi pekiştireç niteliğinde
olan) ile değiştirilir.
Yanıt: B
7
Selami Bey’in, yaşamış olduğu olumsuzluklar
sonucunda ne yaparsa yapsın içinde bulunduğu durumu değiştiremeyeceği düşüncesine
kapılması “Bu benim için bulunmaz bir fırsat. Çapkınlık yapmam lazım ama eminim
gene Gönül beni yakalayacak. Kadın san-
ki benim kokumu alıyor!” düşüncesi bunun
kanıtıdır. Öğrenilmiş çaresizlik kavramı ile
açıklanırken, Selami Bey’in yapmış olduğu
son girişimin yine olumsuz sonuçlanması ve
“Ben sonumun bu şekilde olacağını zaten
tahmin etmiştim!” şeklinde konuşması zaten
önceden ne olacağını tahmin etmiş (öğrenilmiş çaresizliğe kapılmış) ve sonucuyla da
karşılaşmış olması nedeniyle ancak “kendini
gerçekleştiren (doğrulayan) kehanet” kavramıyla açıklanabilir.
Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
Batıl inanç; Selami Bey’in, iki bağımsız durum arasında tesadüfi pekiştirmeye dayalı
olarak gerçekçi olmayan bir bağ kurarak
bu yönde bir inanç geliştirmemiş olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Passiv beklenti; sensori motor dönemine
ait bir kavram olup henüz nesne sürekliliği
kazanmamış bebeklerin ortadan kaldırılan
bir nesneyi hareketsiz bir şekilde takip etmesi durumu olması nedeniyle bu seçenek
geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
8
Aylin Hanım’ın oğlu Şakir’e ders çalışma
alışkanlığı kazandırabilmek için oğluna sene
sonunda takdir belgesi getirmesi şartıyla
istemiş olduğu laptopu alacağını söylemesi durumu “koşullu anlaşma” kavramı ile
açıklanır. (Koşullu anlaşmada, kişi yalnızca
doğru davranışı yapınca ödüllendirilir ve
cümle içerisinde genellikle “se-sa” gibi şart
ekleri bulunur.)
Premack ilkesinde davranışın davranışla
pekiştirilmesi durumu vardır ve her iki
davranışı da (istenilen ve istenilmeyen) premack ilkesinin uygulandığı kişi yapacaktır.
Örneğin; Ispanağını yersen, dondurmanı yiyebilirsin.
Koşullu anlaşmada ise; birey sadece doğru davranışı yaptığı zaman pekiştirilecektir. Kişi kendi kendine yapabileceği gibi
bir başkasıyla da bu anlaşmayı yapabilir.
Örneğin; Ispanağını yersen, sana dondurma
alacağım.
Yanıt: D
39
EDİMSEL KOŞULLANMA - VII
Edimsel koşullanma yoluyla öğrenme sürecinde organizma aktiftir ve pekiştireç
alma işlemi tamamen organizmanın aktif
eylemlerine bağlıdır. Bu nedenle organizmanın öğrenme sürecinde pasif olduğu yargısı
yanlıştır. Ayırt edici uyarıcı, davranışın gerçekleşmesini kontrol eden uyarıcıdır.
Yanıt: D
Kaçınma davranışı, organizmanın istenmeyen bir durumun gerçekleşeceği ortamdan
uzak durmasıdır. Ceren, bir başka öğrencinin canını yakmasından çekinmekte, o
nedenle servise binmek ve okula gitmek
istememektedir, bu durum kaçınma davranışıyla açıklanabilir. Üst düzey koşullanma
aynı anda birden çok uyarıcıya koşullanmadır, sönme davranışın sona ermesidir, öğrenilmiş çaresizlik içinde bulunulan durumdan
kurtulamayacağını düşünmektir, ayırt etme
uyarıcılar arasında yapılan genellemenin
sona ermesidir.
Yanıt: B
II. tip ceza, organizmanın hoşuna giden
olumlu bir uyarıcının ortamdan çıkarılmasıyla uygulanmaktadır. Eylül’ün annesinin
oyuncaklarını kardeşiyle paylaşmaması üzerine oyuncakları ortadan kaldırması II. tip
cezadır. I. tip cezada ortama, istenmeyen
bir uyarıcı konulmaktadır, ara verme istenmeyen davranış nedeniyle bir uyarıcının
bulunmadığı ortamda yaklaşık 5-10 dakika
kişinin bekletilmesidir, olumsuz pekiştirmede istenmeyen uyarıcı ortamdan çıkarılır,
davranışta kontrast, pekiştirilme durumuna
göre bir davranışın artışı ya da azalışı
durumudur.
Yanıt: A
4
Davranışta kontrast, pekiştirilen davranışların sıklığında artış gözlemlenmesi, aynı
zamanda görmezden gelinen ya da cezalandırılan davranışların sönmesidir. Buna göre
Sinan’ın evde annesinden bir şey isterken
ağlaması, aynı davranışı okulda gerçekleştirdiğinde cezalandırıldıktan sonra evde ağlayarak bir şey isteme davranışının artış
göstermesi davranışta kontrast örneğidir.
Davranışta kontrast sürecinde artış ve
azalış durumları bir arada gerçekleşmektedir. Ayırt etmeden, bu anlamda farklılık
göstermektedir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–19
1
40
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Olumlu pekiştirme, organizmanın hoşuna gidecek bir uyarıcının, davranışından sonra
ortama sunulmasıyla uygulanır. Öğretmenin
derse katılan öğrencilere hediye vermesi
olumlu pekiştirmedir. Premack ilkesi, istenerek yapılan bir etkinliğin, daha az istenerek yapılan etkinliği pekiştirmesi için
kullanılmaktadır. Birincil pekiştireç özellikle fizyolojik ihtiyaçlara yöneliktir. Koşullu
anlaşmada karşılıklı koşul söz konusudur,
sosyal pekiştireç kullanma, sosyal yönden
onore edici sözlerle uygulanır.
Yanıt: A
6
Artan oranlı tarifede organizmanın bir pekiştireci elde edebilmesi için gerçekleştirmesi gereken davranış sayısı her seferinde
bir öncekinden daha fazla artmaktadır. Örnekteki durum artan oranlı tarifeye uygundur. Değişken oranlı tarifede kaç davranışta bir pekiştireç verileceği belirsizdir,
sabit aralıklı tarifede ne zaman pekiştireç
verileceği bellidir, artan aralıklı tarifede
organizmanın pekiştirilmesi her seferinde
daha uzun zaman aralıklarıyla gerçekleşmektedir. Katışık tarifede birkaç tür tarife
bir arada kullanılır.
Yanıt: D
7
Sürekli pekiştirme tarifesinin sönmeye
karşı en dirençli tarife olduğu açıklaması
yanlıştır. Bu tarifeyle pekiştirme yeni bir
davranışın çabuk kazanılmasını sağlar ancak
bir süre sonra alışmaya neden olup etkisini
yitirebilir, sönmeye karşı dirençli değildir.
Yanıt: B
8
Ara verme yoluyla kişinin tüm uyarıcılardan
kısa süreliğine de olsa uzaklaşacağı bir ortam oluşturulmaktadır. Hilmi’nin annesi ara
verme uygulaması yapmıştır. Görmezden gelmede davranışın sönmesi amaçlanır, olumsuz
pekiştirmede istenmeyen uyarıcı ortamdan
çıkarılır, sistematik duyarsızlaştırma özellikle fobilerin tedavisinde kullanılır, biçimlendirmede davranışın her bir basamağı
pekiştirilir.
Yanıt: E
41
EDİMSEL KOŞULLANMA - VIII
Bir uyarıcıya karşı sergilenen edimsel davranışın benzer uyarıcılara karşı sergilenmesi “uyarıcı genellemesi” iken; bir durumda
pekiştirilen bir edimsel davranışın benzerlerini sergilemek “tepki genellemesi”dir. Parçada Bilgesu’nun “nene” dediğinde annesi
kendisini pekiştirdiği için onu gördüğünde
benzer şeyler söylemesi tepki genellemesi
ile açıklanabilir.
Yanıt: C
3
I numaralı öncülde edimsel bir davranışın
ortaya çıkardığı duruma bağlı olarak bir
öğrenme gerçekleşmiştir. Edimsel koşullanmada öğrenme, davranışın ortaya çıkardığı
sonuca bağlı olarak gerçekleşir. II numaralı
öncülde verilen durumda ise, istendik bir sonucu doğuran edimsel bir davranışın, benzer
durumlarda benzer biçimlerde sergilenmesi
söz konusudur. Bu durum ise “genelleme”dir.
III numaralı öncülde ise edimsel davranışın
hangi uyarıcıya karşı ortaya konması, hangi
uyarıcıya karşı ortaya konmaması gerektiğine ilişkin bir öğrenme vardır. Bu da ayırt
etmeyi örnekler.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–20
1
4
2
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçada rehber öğretmeninin diğer öğretmenlere önerdiği yol ”öğrencinin dışarı çıkmasına izin vermemeleri, yaramazlık
yapmasına aldırmadan kendi kendine derste
durmasını sağlamalarıdır.” Bu yol “söndürme”
işlemine karşılık gelmektedir. Bu yönteme
göre, istenmeyen davranışı ortadan kaldırmak için istenmeyen davranışın ardından
pekiştirecek karşılıklardan kaçınılır. Bu sürecin başında istenmeyen davranışta bir
süre artış gözlenmesine karşın daha sonra davranışta azalma görülür ve sürecin
sonunda davranış ortadan kalkar. Parçaya
dönecek olursak “İzin isteme davranışı ilk
derslerde artacak fakat zamanla azalıp yok
olacaktır.”
Yanıt: D
Olumsuz pekiştirme; istendik bir davranışın
tekrar edilme olasılığını arttırmak amacıyla
bireyin bulunduğu ortamdan hoşuna gitmeyen bir uyarıcının çıkarılmasıdır. Parçada
Burak derste uykusu gelince teneffüste
portakal suyu içip, bahçede biraz dolaşınca
uykusu açılmış, dolayısıyla hoşuna gitmeyen bir durumdan bu yolla kurtulmuştur.
Bu olayın ardından uykusu geldiğinde yine
portakal suyu içip, bahçede dolaşarak uykusunu açabileceğini düşünmektedir. Bu durumda Burak’ın portakal suyu içip, bahçede
dolaşarak istemediği durumdan kurtulması
olumsuz pekiştirme ile açıklanabilir. E seçeneğinde yer alan olumlu pekiştirme bireyin bulunduğu ortama hoşa giden bir
uyarıcı sokularak istendik davranışın tekrar
edilmesini sağlamaktır. D seçeneğinde yer
alan koşullu pekiştirme ise; birincil pekiştireçlerin kullanımının dışında kalan fakat
öğrenmeyi sağlayan pekiştirme biçimidir.
Yani birincil pekiştireçten önce sunulan bir
uyarıcının pekiştireç niteliğini kazanmasıyla
gerçekleşen pekiştirme durumudur.
Yanıt: B
42
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçada verilen şekle göre, III numaralı
durumda bireyin bulunduğu ortamdan onun
hoşuna giden bir uyarıcının çekilmesi söz
konusudur. Bu durum, istenmedik bir davranışın tekrar edilmesini önlemek amacıyla
kullanılan II. tür cezayı ifade eder. A seçeneğinde yer alan bir çocuğun mızmızcılık
yaptığı için oyuna alınmaması ifadesi bu
çocuğun hoşuna giden çekici bir uyarıcıdan
mahrum edilmesidir. Bu örnek II. tür cezayı
ifade eder. Parçada verilen şekilde I numaralı durum olumlu pekiştirmeyi, II numaralı
durum I. tür cezayı, IV numaralı durum
olumsuz pekiştirmeyi ifade etmektedir. B
ve C seçenekleri II numaralı durumu, D
ve E seçenekleri de IV numaralı durumu
örneklendirmektedir.
Yanıt: A
7
İstenmedik davranışın ortadan kaldırılması
için uygulanan ceza tekniğinde bazı durumarda ceza verilen birey, diğerleri için
model konumuna geçebilir. Bu durum istenmedik davranışın cezalandırılan bireyin
dışındaki diğer bireyler tarafından yapılma
olasılığını arttırır. Parçada Ömer’in kardeşlerinin düşünme koltuğuna oturmak için
birbirlerini ısırmaları Ömer’in, kardeşleri
için model haline geldiğini göstermektedir.
Bu durumda Gökmen Bey’in kullandığı ceza
tekniğinde E seçeneğinde verilen “Cezalandırılan kişinin bazen model olabileceği
unutulmamalıdır.” ilkesini dikkate almadığını
göstermektedir.
Yanıt: E
8
6
Davranış kontrol tekniklerinden ara verme;
bireyin olumsuz davranışta bulunduğu ortamdan kısa bir süreliğine uzaklaştırılarak
davranışının nedenlerini düşünmesine olanak
sağlanmasıdır. Parçada Gökmen Bey’in oğlu
Ömer’i olumsuz davranışından ötürü odadaki
düşünme koltuğuna beş dakikalığına oturtması bu tekniğe uygun bir uygulamadır. B
seçeneğinde yer alan ortamı değiştirme,
olumsuz davranışa neden olan uyarıcıların
ortamdan kaldırılmasıdır.
Yanıt: C
Edimsel koşullanma sürecinde bireyin zamanla değiştiremeyeceği koşulları kabul etmesi ve artık koşulları değiştiremeyeceğini
düşünmesi öğrenilmiş çaresizlikle açıklanabilir. Parçada Adnan Bey’in tamirat işlerindeki başarısız tecrübelerinin sonucunda
eşiyle tartışmalar yaşaması onun tamirat
işlerini beceremediği düşüncesini oluşturması öğrenilmiş çaresizlik ile açıklanabilir.
Çeldirici durumunda olan seçenek kendini doğrulayan kehanet kavramıdır. Kendini
doğrulayan kehanet; bireyin olumsuz düşüncelerinin kendi davranışlarını yönlendirerek
gerçek yaşamda ortaya çıkmasıdır. Yani
öğrenilmiş çaresizliğin yeni bir deneyimle
doğrulanmasıdır.
Yanıt: B
43
DİĞER DAVRANIŞÇI KURAMLAR - I
Pekiştirmenin miktarı artırılınca hayvanın
performansı yükselmiş, pekiştirme miktarı
azalınca da hayvanın performansı düşmüştür. Bunu gözleyen ilk kişi crespi olduğundan buna crespi etkisi denmiştir.
Yanıt: C
4
Thorndike’a göre öğrenen organizma problem durumundaki tüm uyarıcılara tepkide
bulunmak yerine seçici bir şekilde kendisi
için daha dikkat çekici olan uyarıcılara tepkide bulunur ki buna ögelerin gücü denir.
Sorumuzdaki kişi de kendisi için daha dikkat çekici olan kredi kartı borcunu ödemeye odaklanmıştır.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–21
1
2
5
Bıktırma yönteminde istenmeyen tepkiye
yol açan uyarıcı organizmaya sürekli sunularak organizmada bıkkınlık meydana getirilir. Ahmet Bey de sigara tüketimini
üç pakete çıkartarak istenmeyen tepkiyi
(sigara içme) yok etmeye çalışmıştır.
Yanıt: C
3
Guthrie’ye göre öğrenci yaptığı şeyi öğrenir. İçe bakış, anlama, düşünme gibi kavramlar önemsizdir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Watson’a göre bir kişi belli bir uyarıcıya
karşı belli bir tepkiyi ne kadar çok yaparsa
bu uyarıcıya karşı o tepkiyi ortaya koyma
olasılığı o kadar artar.
Yanıt: A
44
6
Organizma bir problemle karşılaştığında, bir
tepkide bulunur, o çözüm getirmezse bir
başkasını dener. Bu durum çözüme ulaştıran tepki bulununcaya kadar devam eder.
Çözüme ulaşıncaya kadar çok çeşitli tepki
gösterme deneme yanılma yoluyla öğrenmenin temelinde yer alır. Örneğimizde de
Necmi tepki çeşitliliği göstererek problemi
çözüme kavuşturmuştur.
Yanıt: D
9
Hazırbulunuşluk yasasına göre, eğer birey
bir şeyi yapmaya hazır ise haz duyar.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Zıt tepki yönteminde istenmeyen davranışı
meydana getiren uyarıcı (matematik) ile
birlikte, ona zıt olan onunla rekabet edebilecek (Zeynep) istenen davranışı meydana
getiren uyarıcılar sunulur.
Yanıt: B
8
Thorndike’a göre öğrenme doğrudandır ve
düşünme ya da usavurma yoluyla yönlendirilemez. Organizma çok daha az düşünerek
problem durumunda ne yapacağına karar
verir.
Yanıt: E
10
Hull’a göre yorgunluktan sonra ders çalışma tepkisinin tekrar kendiliğinden geri gelmesi için pekiştireç kullanılması gerekmez.
Organizma yorgunluğunu giderdikten sonra
kendiliğinden tepkide bulunmaya başlar.
Yanıt: D
45
DİĞER DAVRANIŞÇI KURAMLAR – II
Hull’a göre uyarıcı tepkiye yol açar, tepki
de biyolojik ihtiyacın karşılanmasını sağlarsa uyarıcı ve tepki arasındaki bağ güçlenir.
Buna dürtü azalması denir.
Yanıt: A
4
Thorndike’a göre öğrenenin öğrenme ortamına getirdiği özellikler öğrenmeyi etkiler.
Soruda da hayvanın ön öğrenmelerinin öğrenmeyi olumlu yönde etkilendiğine vurgu
yapılmıştır.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–22
1
2
5
Bir uyarıcıya karşı tepki gösterildiğinde bu
ikisi arasında bir çağrışım meydana gelir.
Daha sonra da aynı uyarıcı karşısında aynı
tepki gösterilir. Buna bitişiklik denir. Soruda da iki olay birlikte meydana geldiğinde
çağrışım kurulacağına vurgu yapılmıştır.
Yanıt: A
3
Alışkanlığı yok etme ile alışkanlığı bastırma
birbirinden farklıdır. Alışkanlığı bastırmada,
birey istenmeyen davranışı meydana getiren uyarıcılardan uzak tutulur. Başka bir
deyişle bireyin çevre değiştirmesi sağlanır.
Soruda da Gülcan’ın çevresi değiştirilmiştir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Watson’a göre uyarıcıya karşı ortaya konan en son tepkinin tekrar yapılma olasılığı
fazladır (En son ve en sık yapılma ilkesi).
Yanıt: C
46
6
Guthrie’ye göre cezada da her şeyde olduğu gibi öğrenmenin tek yasası olan bitişiklik önemlidir. Ceza cezalandırılan davranışa
zıt, onun yerini alabilecek yeni bir davranış oluşturduğunda başarılıdır. Sorudaki
anne de eve girme ile manto ve şapkayı
yerine asma arasında bitişiklik oluşturarak
cezalandırılan davranışa zıt istenen yeni bir
davranış geliştirmiştir.
Yanıt: A
9
Etkinin yayılması, yapılan pekiştirme işleminin pekiştirilen doğru davranışın tekrar
edilmesini sağladığı gibi bu davranışa eşlik
eden yanlış davranışların da tekrar edilmesine yol açmasıdır. Ayşe Öğretmen özet
çıkarma gibi istenilen bir davranışı pekiştirirken kitabın sayfalarını kıvırma, yırtma
gibi istenmeyen davranışların da tekrar
edilmesine zemin hazırlamıştır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Çağrışımsal geçiş bir uyarıcı durumda gösterilen bir tepkinin, duruma yeni uyarıcıların eklenmesi eski uyarıcıların derece
derece çıkarılmasıyla yeni uyarıcılara da
eski tepkinin gösterilmesidir. Kedi uyarıcısı
korku tepkisi ile ilişkili iken, çağrışımsal
geçiş yoluyla kedi uyarıcısı bir başka tepki
olan anneye duyulan güven ve sevgi ile
bağlanmıştır.
Yanıt: D
8
Thorndike’a göre tepkinin sonucu tatmin
edici, haz verici ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağın gücü artmaktadır. Başka bir deyişle uyarıcının yol açtığı tepki pekiştirilirse uyarıcı ile tepki arasındaki bağ güçlenir
ki buna etki kanunu denir. Örneğimizde de
Kerim’in davranışı pekiştirildiği için kalıcı
hâle gelmiştir.
Yanıt: E
10
Öğrenilmiş tepkinin ortaya çıkmasını engelleyen faktörler bir durumdan diğerine, bir
andan diğer bir ana değişme göstermektedir. Hull buna salınım etkisi der.
Yanıt: D
47
DİĞER DAVRANIŞÇI KURAMLAR – III
Tepkide bulunma çalışmayı gerektirir. Çalışma da yorgunluğa neden olur. Yorgunluk
ise organizmayı (Sinan’ı) tepkide bulunmaktan alıkoyar. Bu engellenmeye “tepkisel engelleme” denir.
Yanıt: B
4
Guthrie’ye göre ceza da her şeyde olduğu
gibi öğrenmenin tek yasası olan bitişiklikle doğrudan ilişkilidir. Yerine getirilmesi
mümkün olmayan bir durum da (millî takımın tur atlama heyecanı) Sevinç Öğretmen
öğrencilerinden ders düzenine geçmelerini
istemiş ve bu isteği sınıftaki karmaşa ile
bitişiklik oluşturduğundan daha sonra aynı
uyarıcıyla (Sevinç Öğretmen’in uyarısı) karşılaşıldığında da sınıftaki karmaşa tepkisi
ortaya çıkmıştır.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–23
1
2
5
Guthrie’ye göre bitişiklik uyarıcı–tepki bitişikliğidir. Bir kişi belli koşullar altında
yaptığı bir davranışı, bir başka zamanda
aynı koşullarla karşılaştığında da gösterme
eğilimindedir.
Yanıt: A
3
Watson davranışçı yaklaşımın babası sayılır.
Davranışın altında yatan zihinsel süreçleri
(algı, düşünme, bellek gibi) deneysel olarak
inceleyen ekol bilişsel yaklaşımdır. Bilişsel
yaklaşım Watson’ın temsil ettiği davranışçı
yaklaşıma tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Thorndike’a göre yeni karşılaşılan bir durumda yapılan tepki, daha önce benzer
durumda gösterilen tepkidir. Buna tepki
anolojisi denir. Soruda da Zuhal anlamını
bilmediği bir kelimeyle karşılaştığında (yeni
durum) daha önce benzer durumda gösterdiği tepkiyi (sözlüğe bakma) göstermiştir.
Yanıt: C
48
6
Eşik yönteminde uyarıcı çok az dozda verilerek istenmeyen tepkinin çağrışımı, ortaya
çıkması engellenir. Sorumuzda da anne, babanın tutumunu yavaş yavaş değiştirmiştir.
Yanıt: D
9
Çağrışımsal geçiş, bir uyarıcı durumda gösterilen tepkinin, duruma yeni uyarıcıların
eklenmesi, eski uyarıcıların derece derece
çıkartılmasıyla tamamen yeni uyarıcılara
da eski tepkinin gösterilmesidir. Soruda da
balık derece derece ortamdan çıkartılarak
“ayağa kalk” uyarıcısına eski tepkinin (ayağa kalkma) gösterilmesi sağlanmıştır.
Yanıt: C
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Thorndike’a göre ceza uyarıcı ve tepki arasındaki bağı zayıflatmamaktadır. Bu nedenle öğrencilerin davranışını biçimlendirmede
cezaya değil, pekiştirmeye başvurulmalıdır.
Yanıt: E
10
Hull’a göre yorgunluk olumsuz dürtü durumudur ve bu durumda, tepkide bulunmama
pekiştirici bir etkiye sahiptir. Bir başka deyişle, tepkide bulunmama tepkisel engellemeyi yok ederek, olumsuz dürtü durumunu
da azaltır. Bu tepkide bulunmamayı öğrenmeye koşullu engelleme denir. Sorumuzdaki
Meral de iki gün ders çalışmayarak tepkisel engellemeyi yok etmiştir.
Yanıt: C
8
Thorndike’a göre organizma önünde bulunan
olası yolları deneyerek ve her denemede
başarısızlığını en aza indirgeyerek yeni davranışlar kazanır.
Yanıt: C
49
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – I
Bilginin uzun süreli bellekte depolanmasını
ve sonraki süreçte hatırlanmasını kolaylaştıran yöntemlerden biri bellek destekleyici
ipuçlarıdır. Bellek destekleyici ipuçlarından
biri de askı sözcük yöntemidir. Bu yöntemde 1’den 10’a kadar her bir sayı için
söylenişine uygun bir askı-sözcük bulunur.
Öğretmen hatırlamak istediği isimleri 1’den
10’a kadar olan sayılarla uygun şekilde ilişkilendirerek hatırlanmasını kolaylaştırmak
istemiştir. Bu nedenle kullandığı yöntem
askı sözcük yöntemidir. Yerleştirme yöntemi ise hatırlanması istenen bilginin çok iyi
bilinen çevredeki nesnelerle sırası ile eşleştirilmesidir. Harf yerleştirme stratejisinde
hatırlanması istenilen bilgilerin ilk harfleri
kullanılarak kısaltma yapılır ya da anlamlı
bir cümle oluşturulur. Kafiye oluşturmada
ise hatırlanması istenilen bilgi için kafiyeli
bir söyleyiş oluşturulur.
Yanıt: D
3
Seda Hanım düdüklü tencerenin kullanımını videoda uygulama yapıp aynı anda
anlatan bir bayandan öğrenmiştir. Bilişsel
modellemede model olan kişinin davranışla ilgili açıklama yapması, model davranışı
gösterirken düşüncelerini ve gerekçelerini
sözel olarak açıklaması söz konusudur. Bu
nedenle yalnızca sosyal öğrenme olarak düşünmek sorunun yanlış çözülmesine neden
olacaktır. Hem model olma hem de anlatarak davranışı anlamlandırma söz konusu
olduğundan Seda Hanım’ın düdüklü tencere
kullanımını öğrenmesi bilişsel modelleme yoluyla olmuştur.
Yanıt: E
Serbest hatırlamada birey listede yer alan
kelimelere göz attıktan sonra sıraya önem
vermeden listedeki kelimelerden aklına gelenleri ifade eder. Ayça da listedeki kelimelere göz attıktan sonra hatırlayabildiklerini serbest bir şekilde yani sıralamaya
önem vermeden ifade ettiğinden serbest
hatırlama gerçekleştirmiştir. Yalnızca listenin başında yer alan kelimeleri hatırlasaydı
öncelik etkisi, sonunda yer alan kelimeleri hatırlayabilseydi sonralık etkisi olurdu.
Serbest çağrışım ise psikanalitik psikolojide kullanılan bir yöntemdir. Burada kişinin
herhangi bir durum ya da kelime karşısında
ilk aklına gelenleri ifade etmesi sağlanarak
bilinçdışı süreçler anlaşılmaya çalışılır.
Yanıt: C
4
Deklaratif bilgi; gerçeklere, olaylara ve durumlara ilişkin yalın bilgilerdir. “Ne” sorusunun karşılığı olan bilgilerdir. Bu durumda
Fatih’in banketin ne olduğuna ilişkin soruya
verdiği cevap da deklaratif bilgi olarak
ele alınır. Prosedürel bilgi, “nasıl” sorusuna
verilen yanıtlardır, Bir işin nasıl yapılacağına ilişkin bilgilerdir. Metabilişsel bilgi
ise, kişinin kendi bildikleri ve bilme şekli
hakkındaki bilgileridir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
ÇÖZÜM–24
1
50
5
Selin film listesini hazırlarken aynı içeriğe
sahip olan yani romantizm ve komediyi bir
arada bulunduran benzer filmleri seçmektedir. Bu durumda listesini oluştururken dikkate aldığı unsur benzerlik olduğundan benzerlik ilkesine göre hareket ettiği söylenir.
Yanıt: D
7
Uzun süreli bellek üç alt bellek türünden
oluşmaktadır. Bunlar anısal bellek, işlemsel
bellek ve anlamsal bellektir. “Ne” sorusuna
aradığımız cevaplar anlamsal bellek içerisinde yer almaktadır. Kişinin geçmişinin ve
hatıralarının yer aldığı bellek anısal bellektir. Bir işin nasıl yapılacağının bilgisinin
yer aldığı bellek ise işlemsel bellektir. “Lale
Devri nedir?” gibi tanımlama gerektiren bir
sorunun cevabı anlamsal bellek içerisinde
yer almaktadır. Bu nedenle sorunun doğru
cevabı C seçeneğidir. Sevda’nın 8. sınıftayken başına gelen bu olayın hangi bellekte
yer aldığı sorulmuş olsaydı cevabımız anısal
bellek olurdu.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6
Gestalt yaklaşımına göre bireyi bir problemi çözmeye güdüleyen temel faktör ceza
ya da ödül beklentisi değildir. Bireyin yeni
bir durumla karşılaştığında bozulan dengesine yeniden ulaşma çabası onu problemi
çözmeye güdüler. Cezadan kaçınmak ya da
ödüle ulaşmak davranışçı kuramlara göre
bireyi problem çözmeye güdüleyen temel
faktörlerdir. Açıklanması gereken bir diğer seçenek ise “Karşılaşılan problemlerin
çözümünde B tipi çözümler yerine A tipi
çözümler kullanılmalıdır.” ifadesi ile karşılaştığımız C seçeneğidir. A tipi çözümler
bilişsel kuramcıların savunduğu kavrayarak
ya da içgörü geliştirerek öğrenilen çözümler iken; B tipi çözümler daha çok davranışçı kuramcıların üzerinde durduğu eski
alışkanlıklar ya da ezberlenmiş kuralların
kullanılmasıdır.
Yanıt: B
8
Öğrenilenlerin serbest olarak hatırlanması
istendiğinde ön ve son sıralarda öğrenilenlerin daha iyi hatırlandığı gözlenmiştir. Ön
sıralarda öğrenilenlerin daha iyi hatırlanmasına öncelik etkisi, son sıralarda öğrenilenlerin daha iyi hatırlanmasına sonralık etkisi
denir. Selim de Mülk Köyü’nde yaşadıklarını
anlatırken son saatlerini daha iyi hatırlayabilmiştir. Bu durum sonralık etkisi olarak
adlandırılır.
Yanıt: E
51
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – II
Anahtar sözcük yönteminde öğrenilmesi gereken bir sözcük bilinen bir sözcükle eşleştirilir. Soruda da bilinen “Cart”la bilinmeyen
“Carta” sözcüğü eşleştirilmiştir.
Yanıt: C
4
Herhangi bir şeyin nasıl yapılacağı ile ilgili bilgilerin, işlemlerin depolandığı belleğe
işlemsel bellek denir. Soruda da arabanın
nasıl hareket ettirileceğinin bilgisi verilmektedir.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–25
1
2
5
Duyusal kayıta gelen uyarıcılar dikkat ve
seçici algı süzgeçlerinden geçerek kısa süreli belleğe aktarılır, uzun süreli belleğe
değil.
Yanıt: E
3
Acilen düşünme işlemleri kısa süreli bellekte yapılmaktadır. Kısa süreli bellek gerekli
bilgileri uzun süreli bellekten geri getirerek
hesaplama işini yapar ve işini bitirir. Ezgi
Öğretmen’in öğrencileri de problem çözme
işini kısa süreli bellekte bitirmişlerdir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Kısa süreli bellekte depolanan şey, sunulan
şeyin tam olarak aynısı değildir. Gösterilen
materyaller kısa süreli bellek tarafından
sadeleştirilmekte, düzenlenmekte bazen de
üstüne başka şeyler eklenerek zenginleştirilmektedir.
Yanıt: C
52
6
Bilginin kısa süreli bellekte saklanma süresi
en fazla 20 saniyedir. Ancak bu süre bilgiyi
zihinsel ya da sesli olarak sürekli tekrar
etme yoluyla uzatılabilir. Tekrar edilmediğinde bilgi kısa süreli bellekten kaybolur.
Ecem sipariş listesini sürekli tekrar ederek
bilginin kısa süreli bellekte kalış süresini
uzatmış, malzeme listesini bir daha hatırlamasına gerek olmadığı için de unutmuştur.
Yanıt: C
9
Loci yöntemi hatırlanması gereken bilgilerin, çevrenin fiziksel özellikleriyle ilişkilendirilerek akılda tutulmasıdır. Rana da alışveriş listesini odasında bulunan eşyalarla
ilişkilendirmiştir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Zihinsel süreçte bilgi akışı kendiliğinden
meydana gelmez. Bu akışı bilinçli olarak
yönlendiren süreçler vardır. Bunlara yürütücü süreçler denir. Bu süreçler, hangi bilgiyi işlemek için hangi faaliyetlerin gerektiğini ve işlem ögesinin sistem kaynaklarını
nasıl kullandığını belirlemek için işlem akışını kontrol eden bellek sisteminin ögeleridir.
Yanıt: D
10
Bilginin sürekli depolandığı uzun süreli belleğe gelinceye kadar geçirdiği süreç şöyledir:
II. Çevredeki uyarıcıların alıcılar yoluyla
alınması
III. Duyusal kayıt yoluyla bilginin kaydedilmesi
8
Duyu organlarının her birine gelen uyarıcıların ilk algılanmalarından duyusal kayıt sorumludur. Bilgi duyusal kayıtta çok kısa bir
süre kalabilmektedir. Bazı yazarlara göre,
bilginin kalış süresi yarım saniyeden daha
azdır. Bazı yazarlar ise bilginin, duyusal kayıtta bir ile dört saniye arasında kaldığını
düşünmektedirler. Parmağın gölgesi gözde
çok kısa bir süre kaldığından dolayı bu
durum “duyusal kayıt”la açıklanabilir.
Yanıt: B
V. Dikkat ve seçici algı süreçleri harekete geçirilerek, duyusal kayda gelen bilginin
seçilerek kısa süreli belleğe geçirilmesi
IV. Kısa süreli bellekte zihinsel tekrarın
yapılması
VI Bilginin kısa süreli bellekte kodlanması
I. Uzun süreli bellekte depolanması
Yanıt: B
53
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – III
Davranışlarımız üzerinde çevre ve bireysel faktörler etkilidir. Çevresel faktörlerle
bireysel faktörler karşılaştığında çevresel
faktörlerin davranışlarımızın üzerinde daha
yoğun bir etkisi vardır. Örnekte bu durumu
ifade ettiği için cevap B seçeneğidir.
Yanıt: B
2
Yerleşim yöntemi, bireyin yeni öğreneceği bilgileri ya da terimleri doğru sırasına
göre hatırlayabilmesi için, çok iyi bildiği
bir çevrede bulunan ögelerle, hatırlamak
istediği bilgi ya da terimleri eşleştirmesidir.
Bu eşleştirme işleminden sonra, çevrenin
planı zihinsel olarak izlenerek hatırlanmak
istenen bilgi ya da terimler tekrar edilir.
Yanıt: C
3
Anahtar sözcük yöntemi; Bu yöntem, iki
ya da daha fazla birim arasında bağ kurmayı sağlayacak bir imaj ya da cümle oluşturmayı içerir. Bu stratejinin amacı, öğrenilecek materyaldeki birimler arasında içsel
bağlar kurma, yani yapılaştırmadır. Özellikle
yabancı dilde sözcük öğrenmede kullanılır.
Yanıt: D
Askı Sözcük Yöntemi (Kanca); bu yöntemin
kullanılması sırasında iki işlem yapılması
gerekmektedir. İlk yapılacak iş, hatırlanması kolay olan eş sözcüklerin sırasıyla
ezberlenmesidir. Bunun için sayılarla ses
benzerliği olan sözcüklerden bir isim listesi
oluşturulur. İkinci aşamada, eş sözcükler ile
anımsanması gereken sözcükler eşleştirilerek, bu sözcüklerin birbirleriyle etkileşimini
gösteren görsel imajlar oluşturulur.
Yanıt: E
6
Üst biliş-metabiliş olarak da adlandırılan
yürütücü biliş kişinin neyi, nasıl öğreneceği
üzerine düşünmesidir. Kişinin herhangi bir
öğrenmeyi nasıl öğreneceğine dair sorular
sorma, planlama, izleme, kontrol etme, yenileme, kendi kendini test etme gibi aktiviteleri nasıl, ne zaman yapacağını düşünmesi
yürütücü biliş olarak adlandırılır.
Yanıt: E
7
Bir olayı veya bilgiyi daha iyi hatırlamamız
öncelik ve sonralık etkisi ile açıklanır. İlk
öğrenilenlerin daha iyi hatırlanması öncelik,
son öğrenilenlerin daha iyi hatırlanması ise
sonralık etkisi ile açıklanır. Ket vurmalar
unutma ile ilgilidir. Eğer önceki öğrenilen
unutulmuş ise geridekine ket vurulmuştur.
İki öğrenilenden ilerideki eski öğrenilenin
etkisi ile unutulmuş ise ileri ket vurma
gerçekleşmiştir. Faz ardışıklığı ise birbiriyle
bağlantılı öğrenmelerin oluşturduğu hücre
topluluklarını ifade eden bir kavramdır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Örgütleme; öğrencinin yeni bilgileri, ön bilgilerini kullanarak kendisi için daha anlamlı
olacak biçimde yeniden yapılandırması işlemidir. Örgütleme stratejileri; not alma,
özetleme ve uzamsal temsilciler (Çizelge,
tablo, matrisler, şematize etme, haritalama)
oluşturma gibi etkinliklerle öğrencilerin bilgiyi kendine göre yeniden organize ettiği
öğrenme stratejileridir.
Daire içine almak ise algısal ayırt edilebilirliği etkilediği için dikkat stratejisi olarak
ifade edilir.
Yanıt: A
4
5
ÇÖZÜM–26
1
54
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bilişsel kuramcılar pekiştireç kavramına
davranışçılar kadar önem vermemişlerdir.
Davranışçılara göre pekiştireç o davranışın
tekrar ortaya çıkmasını sağlayan, onu kuvvetlendiren bir konumdayken, bilişselcilere
göre sadece yapılan davranışın ne derece
doğru, ne derece yanlış olduğunu bildiren
bir geribildirim görevinde görülmüştür.
Yanıt: D
9
Bilgiyi işleme kuramına göre öğrenmenin
oluşumu şu süreçler içinde meydana gelmektedir;
a)Uyarıcı dış kaynaklardan duyular aracılığıyla alınır.
b) Duyusal kayıtta seçilerek belli formlara
dönüştürülür.
c) Kısa süreli bellekte işlenir.
d)Uzun süreli bellekteki ilişkili bilgi, çalışan belleğe geri getirilerek yeni bilgi
ile bütünleştirilir ve bu yolla kodlanarak
yeni bilgiye anlam kazandırılır.
e)Kodlanan bilgi uzun süreli bellekte depolanır.
Yanıt: C
10
Hatırlamayı zorlaştıran etmenler şunlardır:
Bozulma: Uzun süre kullanılmayan ve iyi
kodlanamayan bilgilerin hatırlanamamasıdır.
Örneğin ilkokuldan beri görmediğimiz arkadaşımızın adını unutmamız.
Karışma: Birbirine benzeyen bilgilerin birbirini karıştırmasıdır.
Örneğin Kırıkkale’nin mi Kırklareli’nin mi
İç Anadolu Bölgesinde olduğunu hatırlayamamamız.
Yanlış yerleştirme: Yanlış algılama nedeniyle doğru şemaya kodlanamayan bilginin
hatırlanılmaması durumudur.
Örneğin denizle gökyüzünün ufuk çizgisinde
birleştiğini gören bir çocuğun birleşmediğini
hatırlamaması
Bilgiyi değiştirme: Öğrenilen bilgiden farklı
bir bilgi öğrenildiğinde eskisinin hatırlanmamasıdır.
Örneğin kişinin evlendikten sonra eşinin
kızlık soyadını hatırlayamaması
İze bağlı unutma: Öğrenilen bilginin bellekteki izlerinin silinmesi nedeniyle hatırlanılmamasıdır.
E seçeneğinde görmek istemediği arkadaşları yüzünden kişinin hafta sonu yapılacak
olan okul pikniğini hatırlayamaması bastırma dediğimiz bilinçaltına atmadır.
Yanıt: A
1
1
Anlamsal bellek (semantik): Bilginin anlamlı
hâle gelmesini sağlar. Kavramlar ve ilkelerle ilgili şemalar bu bellekte yer alır. El kol
hareketlerinin, jest ve mimiklerin anlamları,
nesnelerin anlamları bu bellekte yer alır.
Anısal bellek (epizodik): Yaşadığımız olayların depolandığı yerdir. Anısal bellek anlamlı
belleğe göre daha güçlüdür.
İşlemsel bellek (prosedürel): Belli bir işin
yapılması için gerekli işlem basamaklarının
sırasıyla saklandığı yerdir. Araba kullanma,
çamaşır makinesini çalıştırma, futbol oynama gibi.
Soruda öğretmenin üniversite zamanında
öğrendiği bir bilgiyi aktarması söz konusu
olduğu için cevap anlamsal bellektir. Eğer
yıllar önceki bir anısını anlatmış olsaydı
anısal bellek olurdu.
Yanıt: B
12
Sürekli tekrar: Kısa süreli bellekteki bilgileri uzun süre orada tutmanın yolu tekrar
etmektir. Kısa süreli bellekte 20 sn. civarında duran bilgiler, bu süre dolmadan yapılan
her tekrar ile bu süreyi yeni baştan işletecek ve bilgiler daha uzun süre hafızada
kalacaktır.
Gruplama: Kısa süreli belleğin kapasitesi
sınırlı olmasından dolayı yapılması gereken
uyarıcıları gruplandırmaktır. Kısa süreli belleğin kapasitesi 7 ± 2 birimdir. 7 basamaklı
bir telefon numarasını tek tek ezberlemek
yerine ikili-üçlü gruplar hâlinde ezberlemek
kısa süreli belleğimizin daha iyi kullanılmasını sağlar.
Yanıt: D
55
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – VI
Zühtü Bey’in yaşamış olduğu ilginç duruşma anlarından hiçbirini hatırlayamaması
epizodik (anısal) belleğinin çalışmadığının bir
göstergesidir.
Zühtü Bey’in davalar sırasında kullanacağı
yasa ve kanunların hiçbirini hatırlayamaması semantik (anlamsal) belleğinin çalışmadığının bir göstergesidir.
Zühtü Bey’in yemek yiyebilmesi ve çeşitli
aletleri kullanabilmesi ise işlemsel (prosedürel) belleğin çalıştığının bir göstergesidir.
Zühtü Bey’in hangi işlemi yapıyor olursa olsun hepsinde de işlevsel (kısa süreli bellek)
belleği kullanıyor olması gereklidir. Çünkü
tüm bilgi ve uyarıcıları yorumlayan bellek
tipi budur. Dolayısıyla verilen seçenekler
içerisinde geçerli olanı B seçeneğidir.
Yanıt: B
2
Sıralı bir şekilde öğrenilmiş olan bilgilerden son kısımlarına doğru olanlarının daha
kolay hatırlanması durumu “Sonralık etkisi”
ile açıklanır. Nazlı’nın yaşamış olduğu bu
durumda sonralık etkisine güzel bir örnek
oluşturmaktadır.
Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
4
Asiye Hanım’ın arkadaşına tarih dersiyle
ilgili bir konuyu anlatması, semantik (anlamsal) belleğini etkin bir şekilde kullandığının
göstergesidir.
Ahmet Bey’in eşiyle tanıştığı gün eşinin
üzerinde bulunan kıyafetleri detaylı bir şekilde hatırlayabilmesi, epizodik (anısal) belleğini etkin bir şekilde kullandığının göstergesidir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Karate hocasının gerektiği durumlarda karate tekniklerini kullanması prosedürel (işlemsel) belleğinin etkinliğinde gerçekleşmiştir.
Tarih profesörünün II. Meşrutiyet Dönemiyle ilgili bilgileri anlatması semantik (anlamsal) belleğinin etkinliğinde gerçekleşmiştir.
Çocuğun kendini kovalayan köpekle karşılaşması, eski anılarının yeniden canlanmasına ve aynı korkuyu yeniden hissetmesi
ise anısal (epizodik) belleğin etkinliğinde
gerçekleşmiştir.
Yanıt: B
3
Olumsuz aktarma (transfer) önceki öğrenmelerin sonraki öğrenmeleri zorlaştırması
durumudur. Nazlı’da ise böyle bir durumun
yaşanmamış olması nedeniyle olumsuz aktarma kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
İleriye ket vurma; önceden öğrenilmiş olan
bir bilginin, daha sonra öğrenmiş olan bir
bilginin hatırlanmasını zorlaştırıcı bir etki
yaratmasıdır. Nazlı’da ise böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle ileriye
ket vurma kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
İleriye etkin kolaylaştırma (İleriyi destekleme); önceki öğrenmenin sonraki öğrenmeyi kolaylaştırması durumudur. Nazlı’da
ise böyle bir durumun yaşanmamış olması
nedeniyle ileriyi destekleme kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Ket vurmalar ile olumsuz transfer arasındaki en bariz fark; olumsuz transfer
tarzındaki soruların psikomotor davranış
biçimleri niteliğinde olması iken, ket vurmalarda ise soruların unutma (hatırlayamama)
durumlarıyla ilgili olmasıdır.
Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık
etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat
edilecek nokta ise; ket vurma sorularında
unutulan bir durum üzerinde durulurken,
öncelik veya sonralık etkisine dair sorularda ise daha kolay hatırlanması durumlarının
üzerinde durulmaktadır.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–27
1
56
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
5
Kişinin kendi biliş yapısının ve öğrenme
özelliklerinin farkında olmasına “Yürütücü
biliş” adı verilir. Aslı’da yaşanan durumda
bu kavramla bire bir örtüşmektedir (sınava
ne kadar hazır olduğunu ve özetli çalışırsa
daha iyi öğrenebileceğini bilmesi gibi).
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin
geçersiz olma nedenleri ise;
Kişinin güdüsel süreçleriyle bilgiyi dışarıdan
alıp, bu bilgiyi performansa dönüştürünceye kadar olan tüm bilgi işleme süreçlerini
yöneten içsel sürece “yürütücü kontrol”
adı verilir. Paragrafta ise bu kavramın
önemine vurgu yapan bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle “yürütücü kontrol”
kavramı geçerliliğini yitirmiştir.
Olay, olgu ve kavram gibi durumların anlanması, öğrenilmesi ve farkında olunmasına
“biliş” adı verilir. Paragrafta ise bu kavramın önemine vurgu yapan bir durumun
yaşanmamış olması nedeniyle “biliş” kavramı
geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: B
6
Deneklerin yapmış oldukları davranış ve
olayları hatırlayamamaları, epizodik (anısal)
belleklerini etkin bir şekilde kullanamadıklarının bir göstergesidir. (Epizodik bellek;
günlük hayatta yaşanılan olayların (anıların)
kaydedildiği bellek türüdür.)
Kişinin çok ilgisini çeken dramatik ve duygusal olayların kaydedildiği belleğe flaş bellek adı verilir. Bu bellek sayesinde kişi o
anı yeniden yaşıyormuşçasına o an hissettiği duyguları bile hatırlayabilmektedir. Soru
kökünde ise böyle bir durumdan bahsedilmemiş olması nedeniyle en kuvvetli çeldirici olan flaş bellek geçerliliğini yitirmiştir.
Bir resim ya da sayfayı kısa süre inceledikten sonra keskin ve ayrıntılı görsel
imgelerin saklandığı belleğe fotoğrafsı bellek adı verilir. Bu bellek türüne çok az
kişi sahiptir. Soru kökünde ise böyle bir
durumdan bahsedilmemiş olması nedeniyle
en kuvvetli diğer çeldirici olan fotoğrafsı
bellek geçerliliğini yitirmiştir. (Hem fotoğrafsı hem de flaş bellek sıra dışı bellekler
olarak bilinmektedir.)
Anısal bellekte daha çok sıradan olayların
kaydedilmesi durumu varken (örnek; doğum
günü partisini hatırlamak gibi), flaş bellekte
ise daha ilginç olayların kaydedilmesi ve bu
olaylar hatırlanırken daha yoğun duyguların
hissedilmesi durumu söz konusudur (Örnek;
bir insanın ölümüne şahit olup bunu hatırlamak gibi).
Yanıt: C
7
Deneklerin yapmış oldukları çizimler konusunda her geçen gün daha da ustalaşmaları, prosedürel (işlemsel) belleklerini etkin
bir şekilde kullandıklarının bir göstergesidir.
(İşlemsel bellek: Bir işin nasıl yapılacağına
dair bilgilerin kaydedildiği bellek türüdür.)
Yanıt: C
8
Belgin’in sürekli olarak gitmiş olduğu kuaförün yerini hatırlamaya çalışırken sıralı
bir şekilde yerleşim yerlerini (nesnelerde
olabilirdi) hatırlamaya çalışması, onun loci
(yerleşim) bellek destekleyici ipucunu kullanarak kodlama yaptığının bir kanıtıdır. (Loci
yöntemi: Hatırlanılmak istenen sıralı bilgilerin çevrede yer alan ögelerle (bina, nesne,
eşya vb. gibi) sıralı bir şekilde ilişkilendirilerek imajlar oluşturulmasıdır.)
Yanıt: A
57
BİLGİYİ İŞLEME KURAMI – V
2
Bekir Sami Bey’in, İslami Devir Türk Edebiyatını aklında tutabilmek için bilgileri kafiyeli bir biçime getirip şiirselleştirmeye
çalışması, ancak “Kafiye” yöntemiyle açıklanabilir. Kafiye yönteminde öğrenilecek bilgiler kafiyeli bir şekilde bir araya getirerek
şiire dönüştürülür ve kodlama içselleştirilirken oluşturulan şiir ritimsel bir biçimde
tekrarlanır.
3
Âdem Bey’in tebeşirle tahtaya vurması
“Fiziksel uyarıcılara“, Âdem Bey’in tahtanın sağ alt köşesine bakın demesi “Emir
verici uyarıcılara”, Âdem Bey’in sınıfta en
çok konuşan öğrencisine “antilop” diye seslenmesi ise “Duygusal uyarıcılara” örnek
verilebilecek durumlardır.
Yanıt: B
4
Bengü, lisedeki matematik öğretmenlerinin
isimlerini kodlarken sıralı bir şekilde listedeki isimleri rakamsal askılarla (bir yerine
mir, iki yerine miki, üç yerine güç, dört
yerine mort) birbirine bağlayan cümlelere
dönüştürmesi “Askı sözcük” yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucunu kullandığının bir kanıtıdır.
Kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
Bengü’nün, sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya
da bina gibi nesnelerle bu bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim (loci)
yöntemi geçerliliğini yitirmiştir.
Bengü’nün, lisedeki matematik öğretmenlerinin isimlerinin baş harflerini kullanarak
anlamlı bir cümle veya kelime oluşturmaya
çalışmamış olması nedeniyle ilk harf (akrostiş) yöntemi de geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Selda’nın, İslami devir Türk edebiyatının
dönemlerinin baş harflerini kullanarak anlamlı bir cümle oluşturmaya çalışması, “ilk
harf (akrostiş)” yöntemi adı verilen bellek
destekleyici ipucu ile açıklanır. (İlk harf
yönteminde harfleri bir araya getirerek anlamlı kelimeler oluşturmanın yanında harflerin her birini kelimelere dönüştürerek anlamlı cümlelerde oluşturulabilmektedir.)
Kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
Selda’nın bilgileri kodlarken listedeki isimleri rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine
kir, iki yerine tilki vb.) bir birine bağlayan
cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle askı
sözcük yöntemi geçerliliğini yitirmiştir.
Selda’nın sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya da
bina gibi nesnelerle bu bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim (loci)
yöntemi geçerliliğini yitirmiştir.
Selda’nın sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken bilgileri kullanarak bir hikâye oluşturmamış olmasından dolayı zincirleme yöntemi geçerliliğini yitirmiştir. (Zincirleme
yönteminde; öğrenilecek olan sıralı bilgiler
ilginç hikâyelere dönüştürülür ve hikâyenin
içerisinde istenilen bilgiler sıralı bir şekilde
yerleştirilirken oluşturulan her bir cümlenin
birbiriyle bağlantılı olmasına dikkat edilir.)
Yanıt: D
En kuvvetli çeldiricilerden biri olan askı
sözcük yönteminin geçersiz olma nedeni,
Bekir Sami Bey’in bilgileri kodlarken İslami
Devir Türk Edebiyatının bölümlerinin isimlerini rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle
bu kavram, soru için geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–28
1
58
5
Melike’nin, bölgelerle özdeşleşmiş olan hayvanların adlarını ve bölgelerini aklında tutabilmek için bilgileri kafiyeli bir biçime getirip şiirselleştirmeye çalışması, ancak “Kafiye (Uyak)” yöntemiyle açıklanabilir. Kafiye
yönteminde öğrenilecek bilgiler kafiyeli bir
şekilde bir araya getirerek şiire dönüştürülür ve kodlama içselleştirilirken oluşturulan
şiir ritimsel bir biçimde tekrarlanır.
Yanıt: A
7
Fırıncıların söylediklerine dikkat edilecek
olursa, onların daha çok toplumun düşüncelerinden ve yaklaşımlarından korktukları
ve bu düşüncelerini Hüseyin’e karşıda lanse
etmeye çalıştıkları görülmektedir. Toplumun
yeni düşünceleri baskılaması durumuna ise
“Kültürel engeller” adı verilir ve Hüseyin’in
de yaşamış olduğu durum buna güzel bir
örnektir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
6
Kamil’in daha önce öğrenmiş olduğu 23
Nisan’la ilgili şiir nedeniyle daha sonra öğrenmiş olduğu 19 Mayıs’la ilgili şiirin mısralarını karıştırması ve bu nedenle hatırlamada zorluk çekmesi “İleriye ket vurma”
kavramıyla açıklanabilir.
Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı
soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların ise unutma
durumlarıyla (bilişsel davranış biçimleriyle)
ilgili olmasıdır.
Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık
etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat
edilecek nokta ise; ket vurmalarda unutulan
bir durum üzerinde durulurken öncelik veya
sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması durumları üzerinde durulur.
Yanıt: C
Farklı kavramları ortak noktalarından yola
çıkarak gruplandırmak ve eldeki bilgileri
düzenleyerek tutarlı yapılar oluşturma durumuna “Örgütleme” adı verilir. Tacettin’de
Türkiye haritası, beyliklerin adları, kuruldukları bölgeler ve kuruluş – yıkılış tarihlerinden oluşan bilgi yığınını düzenleyerek
tek bir çatı altında toplayarak örgütleme
yapmıştır.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma
nedenleri ise şunlardır;
Tacettin’in, sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya
da bina gibi nesnelerle bu bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim (Loci)
yöntemi geçerliliğini yitirmiştir.
Tacettin’in bilgileri kodlarken rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine
tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle askı (kanca) sözcük
yöntemi geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: A
BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – I
Bandura’ya göre modelin olumsuz davranışlarının cezalandırılması gözlemleyenlerin
benzer davranışlarda bulunmalarını engellemektedir. Bu duruma dolaylı ceza denir.
Cevat Öğretmen de olumsuz davranışlar
gösteren öğrencilerini cezalandırarak diğer
öğrencilerinin benzer davranışlarda bulunmasını engellemektedir.
Yanıt: D
4
Organizma yapacağı davranış sonucunda bir
ödül beklentisine sahiptir. Eğer bu beklediği ödülü elde edemezse kızgınlık duyar ve
performansı düşer. Utku’nun beklediği ödül
sadece bir teşekkür olmadığından, Tolman’ın
kuramına göre, performansı düşmüştür.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–29
1
59
2
3
Bandura’ya göre, bireyin davranışı ve çevre, karşılıklı olarak birbirlerini etkilemekte
ve bu etkileşimler bireyin sonraki davranışlarını belirlemektedir. Davranış çevreyi;
çevre ise davranışı değiştirebilir. Bandura
buna karşılıklı belirleyicilik ilkesi der. Yani
D seçeneğinde belirtildiği gibi çevre bireyin davranışlarını belirlemede başat faktör
değildir.
Yanıt: D
5
Tolman’a göre organizma gösterdiği belli
bir tepkinin amaca ulaştırmayacağını gözlerse bu gözlemler sönmeyi meydana getirir. Bu koşullarda meydana gelen sönmeye
de örtük sönme denir. Sorumuzdaki Emir
de babasının işlerinin bozulmasını gözleyerek amaca ulaşamayacağını anlayıp not ortalamasını önemsememeye başlamıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Tolman’a göre organizma çevreden çok şey
öğrenir. Ancak tüm öğrendiklerini etkinlik olarak göstermez. Öğrenilen bu bilgiler
onlara ihtiyaç duyuluncaya kadar bellekte saklanır, sessiz kalır. Organizma gerek
duyduğunda bilişsel haritadaki bu bilgileri
kullanarak gözlenebilir davranışa yani performansa dönüştürür.
Yanıt: B
60
6
Tolman’a göre yaşantı geçirmeden önceki geçici beklentilere denence denir. Bu
denenceler yaşantılarla doğrulanır ya da
doğrulanmaz. Denenceler doğrulandığında
beklenti devam eder, doğrulanmadığında ise
terk edilir. Soruda da eğlenme beklentisiyle
eğlence mekânına giden kişinin denencesi
doğrulanmadığından o kişi bir daha aynı
mekâna gitmez.
Yanıt: A
9
Bandura’nın kuramına göre özellikle çocuklar başkalarının davranışlarını ve davranışlarının sonuçlarını gözleyerek öğrenirler. Cemal de amcasını gözleyerek korku
geliştirmiştir. Bu durumda dolaylı öğrenme
kapasitesi ile açıklanır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Gözlem yoluyla öğrenme sürecinde model
alınan etkinliklerin basit, yalın, açık ve çarpıcı olması gerekir. Gizlenmiş ve karmaşık
olan etkinlikler daha az dikkat çekicidir.
Yanıt: D
10
Tolman’a göre organizma bilişsel haritasını kullanarak diğer koşullar eşit olduğunda
kendisini en kısa şekilde amaca ulaştıran
yolu seçmektedir. Bu duruma en az çaba
ilkesi denir. Doruk Bey’in öğrencileri de
en az çaba ilkesine uygun davranmışlardır.
Yanıt: E
8
Tolman’ın kuramına göre kafesteki kuşun
amacı kafesten kaçmak olduğu için davranışlarını (kaçma davranışı) bu amaç belirler.
Yanıt: C
BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – II
Sosyal bilişsel kuramın temel ilkelerinden
biri de insanların kendi davranışlarını kontrol edebilme yeteneğine sahip olmasıdır.
Selma Hanım sağlık sorunlarından kurtulabilmek için kendi davranışlarını kontrol
altına almış, öz düzenleme kapasitesine başvurmuştur.
Yanıt: B
4
Cantalense kültüründe doğrudan öğretim
yerine doğrudan taklit kullanılmaktadır.
Genç kızlar annelerinin davranışlarını kopya
etmektedirler.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–30
1
61
2
3
Tolman’ın kuramında organizmanın çevreye
ilişkin organize edilmiş bilgi türüne bilişsel
harita denir. Bilişsel harita denencelerin
test edilmesiyle gelişir.
Yanıt: B
5
Dürtü ayrımları öğrenme türünde organizma kendi dürtü durumunu belirler ve buna
uygun tepkide bulunur. Soruda, diş hekimliğinde okuyan öğrenci de kendi ihtiyacını
belirleyip biliş haritası oluşturmuş ve ona
göre geleceğini planlamıştır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bireyin gelecekte karşılaşabileceği güç
durumların üstesinden gelmede ne derece
başarılı olabileceğine ilişkin kendi hakkındaki inancına (yargısına) öz yeterlilik denir.
Soruda, Nesli’nin başarılı olacağına ilişkin
inancı öz yeterliliğe örnektir.
Yanıt: D
62
6
Tolman, farenin seçim noktasında, bir uyarıcıyı diğerlerine tercih etmeden önce durup,
alternatif uyarıcıları karşılaştırdığını, karar
vermeden önce çözüme götürecek uyarıcıları gözden geçirdiğini gözlemiştir. Bu sürece
de zihinsel deneme yanılma demiştir.
Yanıt: D
9
Alt amaç, esas amaçla aynı etkiye sahip
olduğunda, alt amaç eş değer inanç oluşturmaktadır. Eda için yüksek not almak arkadaşları tarafından sevilip kabul edilmeye
eş değerdir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Bandura’ya göre organizmanın davranışı ve
çevre karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedir. Yani davranış çevreyi, çevre ise davranışı değiştirebilir. Potansiyel çevre bütün
fareler için aynı olmasına rağmen, gerçek
çevre her birinin kendi davranışına bağlı
olarak değişmektedir. Fareler kola basarak
çevreyi değiştirebildiği gibi kola basmayı
öğrenemediklerinde çevre tarafından etkilenmektedirler ki buna “karşılıklı belirleyicilik” denir.
Yanıt: B
8
Tolman’a göre davranış belli bir amaca dönük değilse, organizma öğrenme çabasından
vazgeçer. Eğitimde kazandırılacak davranışlar öğrencinin amaçlarıyla tutarlı olmalıdır.
Sorumuzdaki Deniz’e kimya, biyoloji dersleri
daha ağırlıklı verilmelidir.
Yanıt: A
10
Alan beklentilerinde organizma belli bir
işareti gördüğünde onu belli bir diğer işaretin izleyeceğini bekler. Ahmet Bey de
97 numaralı durağa gittiğinde 97 numaralı
otobüsün orada duracağını beklemektedir.
Yanıt: A
BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – III
Destekleyici etkide gözlemci tarafından önceden bilinen ancak çok az yapılan bir davranış, modelin davranışı olumsuz bir tepki
ile karşılaşmadığında artmaktadır. Soruda
da köpekle oynarken olumsuz bir tepkiyle
karşılaşmayan model, gözlemcilerin (çocukların) köpekten korkmama tepkilerini arttırmıştır.
Yanıt: C
4
Faaliyetler rekabete dayandırıldığında akademik başarısı düşük, yavaş öğrenen öğrenciler geride kalır. Bu ifade ise istenen bir
durum değildir.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–31
1
63
2
3
Modelin davranışı gözlemcinin daha önceden kazandığı bir davranışın ortaya çıkmasını kolaylaştırıyorsa buna tepki kolaylaştırıcı etki denir. Soruda da model (ilk
alkışı başlatan) gözlemcilerin (sinemadaki
diğer bireylerin) önceden kazandıkları bir
davranışın (alkış yapma) ortaya çıkmasını
kolaylaştırmıştır.
Yanıt: C
5
İnsanlar geçmişte yaşadıklarını, düşünce ve
sembollerle zihinde kodlayarak ileriye dönük planlar yapma gücüne sahiptirler. Buna
öngörü kapasitesi denir. Sorumuzdaki Alper
de öğretmeninden gelecek soruyu tahmin
edip kendince gerekli ön hazırlıkları yapmıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Engelleyici etki, gözlemcinin aynı davranışı
yapan bir modelin cezalandırıldığını görerek
davranışını bastırmasıdır. Soruda da Aysel
Öğretmen modelin (mesaj gelen öğrencinin)
davranışını yasaklayarak gözlemcilerin (sınıftaki diğer öğrencilerin) istenmeyen davranışını (mesaj bildirim sesi) engellemiştir.
Yanıt: E
64
6
Arkadaşlarına karşı fiziksel güç kullanan
bir çocuğu fiziksel ceza verilmesi, insanlara
karşı fiziksel güç kullanılabilir mesaj verebileceğinden (model oluşturabileceğinden)
sosyal öğrenme kuramını savunan bir öğretmen tarafından sınıf içinde uygulanmamalıdır.
Yanıt: B
9
Tolman’ın kuramına göre Emre Bey’in “iyi
bir tatil beklentisi” yani denencesi doğrulandığından gelecek yıl da Gökçeada tatili
planlanabilir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Dolaylı yaşantılar; bireyin kendine benzer
başka kişilerin başarılı ya da başarısız etkinlikleri, bireyin aynı etkinlikleri kendinin
de başarabileceğine ya da başaramayacağına ilişkin yargısını dolayısıyla öz yeterlilik
algısını güçlendirir. Cem’in kendine benzer
özellikler gösteren Mert gibi tıp fakültesini
kazanabileceğini düşünmesi dolaylı yaşantıya örnektir.
Yanıt: E
8
Tolman’a göre davranışçıların savunduğu
gibi davranış birimleriyle değil bütüncül
(molar) davranışlarla çalışmak gerekir. Bütüncül davranış, anlamlı olan nispeten büyükçe bir birimdir.
Yanıt: B
10
Çekinmeme durumunda model, tehlikeli ya
da yasak bir davranış yapınca negatif bir
sonuçla karşılaşmazsa gözlemci de o yanlış
davranışı yapar. Sina da negatif bir sonuçla
karşılaşmadığında arkadaşları da (gözlemciler) yanlış davranışı (sınav disiplinine uymamayı) yapmıştır.
Yanıt: A
BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – IV
Tolman’ın öğrenme kuramına göre bireyin
araştırma yoluyla belli bazı olayların belirli
başka olaylara yol açtığını keşfetmesi ve
bunları kullanarak amaca ulaşması işaret
öğrenme olarak adlandırılır. Parçada Turgut, babasının dişleriyle bıyıklarını koparmasını onun kızgın olduğunun göstergesi
olarak algıladığı için bu durum işaret öğrenme kavramı ile açıklanabilir. Bu soruda
en kuvvetli çeldirici A seçeneğindeki beklentidir. Beklenti, bireyin davranışta bulunurken ödül beklentisi içinde olmasıdır. Bireyin beklentisini gerçekleştiren davranışı
gösterme olasılığının artmasıdır.
Yanıt: C
3
Öğrenmeye ilişkin performansın öğrenme
sürecinde ya da anında kendini göstermediği, daha sonraki bir anda ortaya çıktığı
öğrenme durumuna örtük öğrenme denir.
Parçada Zeynel’in yıllardır köyüne gitmediği için hiç denememesine rağmen kayısıları
pratik olarak nasıl toplanacağını bildiğini
düşünüp bu düşüncesini başarıyla uygulaması bu öğrenme türüne örnektir. En güçlü
çeldirici B seçeneğidir. Bu seçenekte yer
alan yer öğrenme bireyin çevreye ya da
mekâna ilişkin olarak geliştirdiği bilişsel haritalar aracılığıyla çevresini tanıması ve
davranışta bulunabilmesini ifade eder.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İşaret öğrenme kuramına göre davranışlar
yalnızca uyaranlara verilen tepkiler olmayıp
davranışların amaca yönelik olarak gerçekleşmesi söz konusudur. Bu amaç istenen
bir şeye kavuşmak ya da istenmeyen bir
şeyden kaçınmaktan bir yere giderken en
kısa yolu seçmeye kadar pek çok şeyi
kapsayabilir. Parçada Mehveş’in, babasının kendisini azarlaması sonucunda suratını
asıp küsmesi basit bir uyaran tepki bağıyla
açıklanamayacağı, Mehveş’in bu davranışının isteklerini yaptırmak için amaçlı olarak gerçekleştirdiğini göstermektedir. Bu
da amaçlı davranış kavramıyla açıklanabilir.
A seçeneğinde yer alan kateksis öğrenme içinde bulunulan sosyokültürel bağlama
göre dürtüsel gereksinimlerin belli nesnelerle ilişkilendirilmesinin öğrenilmesidir. B
seçeneğinde yer alan eş değer inanç ise
birincil ve ikincil amaçların örtüştüğü öğrenme yaşantılarını açıklar. C seçeneğindeki
gizil öğrenme, performansın öğrenme sürecinde kendini göstermediği daha sonraki bir
anda ortaya çıktığı öğrenme durumudur. D
seçeneğinde yer alan güdüsel ayrım ise
davranışa yol açan dürtüyü ve bu dürtünün
neden olduğu tepkiyi öğrenmeyi kapsar.
Yanıt: E
2
ÇÖZÜM–32
1
65
66
4
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
II ve IV numaralı ifadelerde yer alan görüşler edimsel koşullanma kuramını açıklar
niteliktedir. Tolman’ın işaret gestalt kuramına göre ödül ve pekiştirmenin öğrenme
üzerindeki etkisi ya çok az ya da hiç yoktur. Tolman bu kuramında bitişiklik ilkesini de reddederek öğrenmenin performansa
yansımasının uzun bir zaman alabileceğini
de savunmuştur.
Yanıt: D
5
İşaret gestalt kuramına göre her davranış
belli bir amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Yani tüm davranışlar bir amaç doğrultusunda yapılır. Parçada aynı gösteriyi izleyen
bireylerin bazılarının baleyi sevdiklerinden,
bazılarının sosyal çevrelerinden onay almak
istediklerinden bazılarının da entelektüel
görünebilmek için bu gösteriyi izlemeleri
aynı davranışın farklı amaçları karşılamak
amacıyla oluştuğunu göstermektedir. Bu
nedenle doğru yanıt B seçeneğidir. Çeldiricisi en yoğun seçenek alan beklentisi seçeneğidir. Alan beklentisi öğrenmenin uyarıcıuyarıcı eşleşmesine göre oluştuğunu ifade
eder. Yani bir problem durumunu aşamalı
bir dizi hâlinde çözerken bireyin bir işareti
başka bir işaretin izleyeceğini öğrenmesidir.
Yanıt: B
6
İşaret öğrenme kuramına göre bireyin toplumsal, kültürel süreçlere bağlı olarak bir
uyarıcıyla bir dürtüyü gidermeyi öğrenmesi
kateksis öğrenme olarak ifade edilir. Parçada Necati’nin yemek yerken yetiştiği yörede çok popüler olan etli ekmeği düşünmesi
bu kavram ile açıklanabilir. Seçeneklerdeki
en güçlü çeldirici C seçeneğindeki güdüsel
ayrım kavramıdır. Bu kavram bireyin içinde
bulunduğu durumda davranışa yol açan dürtüyü ve bu dürtünün neden olduğu tepkiyi
öğrenmesini kapsar.
Yanıt: B
7
Bireyin birincil ve ikincil amaçlarının yer
değiştirmesi şeklinde gerçekleşen öğrenme
yaşantıları eş değer inanç kavramıyla açıklanabilir. Parçada Reşit için arkadaşlarının
gözüne girmek ile yüksek not alması aynı
anlama geldiğinden bu durum eş değer
inanç kavramı ile açıklanabilir. Seçenekler
arasındaki en güçlü çeldirici E seçeneğindeki beklenti kavramıdır. Beklenti, bireyin
davranışını yapmasını sağlayan etkinin pekiştireç değil ödül beklentisi olduğunu ifade
eder.
Yanıt: C
8
Amaçlı davranışçılık kuramına göre bireyin davranış sürecinde oluşan işaretler ve
ortamdaki ipuçları ile bireyin beklentileri
arasında önemli bir öğrenme ilişkisi vardır. Parçada I numaralı örnekte Kerim’in
annesinin kapıdan girmesi daha önceki deneyimleri nedeniyle Kerim’de ödev kontrolü yapılacağı beklentisini oluşturmuştur.
Dolayısıyla bu durum beklenti kavramıyla
açıklanabilir. Yine amaçlı davranış kuramına göre bireyin öğrenme sürecinde birincil
ve ikincil amaçlarının örtüşmesi eş değer
inanç kavramıyla ifade edilir. Parçada II
numaralı örnekte Tülay’ın albümünü çıkartması nedeniyle mutlu olması aynı zamanda
insanların beğenisini kazandığı için mutlu
olmasıyla eş değer hâle gelmiştir. Bu nedenle II numaralı örnek eş değer inanç
kavramıyla ifade edilebilir.
Yanıt: C
BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR – V
Alan–Biliş yolları bir problemin çözümünde
etkili olan yolun diğerlerinin çözümünde de
etkili olmasıdır. Soru da en yakın cevap
en az çaba ilkesidir. Yalnız en az çaba
ilkesinde uyarıcılar ve tepkiler ile ilgili bir
zihinsel harita oluşur. Kişi eğitildikten sonra kendini amaca götürecek alternatiflerden en kısa olanı seçerek amaca ulaşmaya
çalışır.
Soruda ise daha önceden öğrenilen işaretlerin kullanılarak başka bir problemin
çözüldüğü görülmektedir.
Yanıt: C
2
Tolman, kuramında pekiştireç yerine beklenti kavramını kullanmıştır. Ona göre beklenti organizmanın davranışlarına yön veren
bir işaret konumundadır. Organizma için
hâlâ beklenti konumunda olan bir işaret
davranışı söndürmez aksine devam etmesini
sağlar. Beklenti artık yoksa davranış söner.
Yanıt: A
C
seçeneğindeki
düşünce
edimsel
koşullanmaya aittir. Tolman öğrenmenin
oluşmasında pekiştirece önem vermez. Pekiştireç ona göre motivasyonu ve performansı etkileyen bir işlev taşır.
Yanıt: C
5
Bilişsel Senaryo: Bir olayın nasıl gerçekleştiği ile ilgili zihnimizde hazırladığımız senaryodur. Gizil öğrenmenin bir versiyonu
olan bu kavram daha önce yapmadığımız
bir işi farkına varmadan öğrenebildiğimizi
açıklar.
Bilişsel Harita: Fiziksel çevreyle ilgili olarak zihinde farkında olmadan oluşan haritadır.
Olumlu Kateksis: Belli dürtü durumlarını
belli nesnelerle ilişkilendirmektir. Bu ilişkilendirmede içinde yaşanılan toplumun özellikleri etkilidir.
Olumsuz Kateksis: Belli dürtü durumunda
belli nesneden kaçınmaktır.
Yanıt: D
6
Örtük (Gizil) öğrenme; bilinçsizce, farkına
varmadan, dikkatli bir gözlem yapmadan
öğrenmeyi ifade eder. Tolman pekiştireç ya
da ödül olmadan da öğrenebildiğimizi uygun
zaman olduğunda bu öğrenmelerin ortaya
çıktığını ileri sürer.
Köhler tarafından ortaya atılan içgörüsel
(kavrama yoluyla) öğrenmede, birey karşılaştığı bir problemi çözmeye çalışırken problemi, problemi oluşturan parçaları inceler, olası
çözüm yollarını bir süre düşünür, zihninde
deneme yanılmalar yapar ve bir anda çözüme ulaşır.
Kamelon etkisi ise farkına varmadan birinin
davranışlarını model almayı ifade eder.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Kişi birtakım öğrenmeleri gerçekleştirdikten sonra amaca ulaştıracak en kısa yolu
seçer. (En az çaba ilkesi)
Davranışın sonucunda hipotez doğrulanmazsa davranış tekrar edilmez. (Örtük sönme).
Davranışlarımızın temelinde amaç vardır.
(Amaççı davranışçılık)
Belli dürtü durumları belli nesnelerle ilişkilendirilir. (Kateksis)
Tolman’ın kuramına aittir.
“Davranışların en küçük parçası dikkate alınarak incelenmeli” düşüncesi moleküler bir
yaklaşım olup davranışçılara ait bir düşüncedir. Tolman davranışların molar yani bütüncül bir anlayışla ele alınmasını savunur.
Yanıt: D
3
4
ÇÖZÜM–33
1
67
68
7
Deneysel sönme: Eğer bir organizma bir
işaretin artık bir pekiştirece kılavuzluk
etmeyeceğinin kesin olarak farkındaysa
sönme gerçekleşir. Sönmenin nedeni,
organizmanın artık o davranışa ihtiyacının
olmamasıdır. Burada da artık ders zili
bir beklenti oluşturmadığı için sönme
gerçekleşmiştir.
Yanıt: E
10
Örtük (Gizil) Öğrenme: Bilinçsizce, farkında
olmadan öğrenmedir. Tolman pekiştireç ya
da ödül olmadan da öğrenebildiğimizi uygun
zaman olduğunda bu öğrenmelerin ortaya
çıktığını ileri sürer. Soruda da Çınar farkına varmadan bir öğrenme gerçekleştirmiş
olup uygun zaman geldiğinde bunu bildiğini
ortaya çıkarmıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Kamelon etkisi farkına varmadan birinin
davranışlarını model almayı ifade eder. Gizil öğrenmede ise örneğin çocuğun farkına
varmadan bir olayı veya bir yeri öğrenmesi
söz konusu olur. Örneğin farkına varmadan
kırmızı ışıkta durulacağını öğrense gizil öğrenme olurdu. Burada ise farkına varmadan
bir taklit öğrenildiği için Kamelon etkisi
doğru yanıt olacaktır.
Yanıt: C
9
Alan beklentisi: Organizmanın bir uyarıcının
peşinden neyin geleceğini bilmesi, diğerlerini çağrıştırmasıdır. İşaret öğrenmeden sonra oluşur. Soruda da anons uçağın kalkacağını işaret eden bir uyarıcı konumundadır.
Kateksis: Belli dürtü durumlarını belli nesnelerle ilişkilendirmektir
Dürtü ayrımları: Organizmanın ihtiyaçlarını
belirleyip ona uygun davranmasıdır.
Eş değer inançlar: Alt amacın esas amaçla
aynı etkiye sahip olmasıdır.
Alan–biliş yolları: Bir problemin çözümünde
etkili olan yol diğerlerinin çözümünde de
etkilidir.
Yanıt: D
11
Olumlu Kateksis: Belli dürtü durumlarını
belli nesnelerle ilişkilendirmektir. Bu ilişkilendirmede içinde yaşanılan toplumun özellikleri etkilidir. Toplumun inanç, kültür, norm
gibi özelikleri dikkate alınır. Trabzonlunun
yemek deyince aklına hamsinin gelmesi gibi.
Olumsuz Kateksis: Belli dürtü durumunda
belli nesneden kaçınmaktır. Müslümanların
domuz eti yememesi gibi.
Yanıt: A
12
Dürtü ayrımları: Organizmanın ihtiyaçlarını
belirleyip ona uygun davranmasıdır. Soruda
da Doğa oyun oynama ve dinlenme ihtiyaçları arasında ayrım yaparak birine öncelik
vermiştir.
Yanıt: E
69
DİĞER ÖĞRENME KURAMLARI – I
Yakınsak gelişim alanı Vygotsky’e ait bir
kavramdır. Buna göre birey, tek başına
öğrenebileceğinden daha fazlasını bir başkasından sosyal olarak öğrenir. Dilara tek
başına yapabileceğinden daha fazlasını annesinden öğrenerek istediği sonucu elde
edebilmiştir. Bu onun yakınsak gelişim alanını oluşturmaktadır.
Yanıt: C
2
3
İnsancıl yaklaşıma göre bireyin kendini algılayışı başkalarının onu nasıl algıladığına
bağlı olarak değişir. Benlik insanların çevre ile etkileşimlerinin sonucunda değişikliğe uğrar. Bu durum ayna benlik olarak
adlandırılır. Yani insanlar birbirlerine ayna
tutarlar ve birinin diğerine bakış açısı o
kişinin kendisini algılayışını etkiler. Zuhal,
insanlardan çok fazla etkilenip kendisini onların belirttiği şekilde algılayarak yönelimde
bulunmaktadır. Bu durum ayna benlik ile
açıklanır.
Yanıt: D
Beyin temelli öğrenme kuramına göre öğrenmede duygular çok önemlidir. Öğrenme;
basit, sade bir olay değildir. Öğrenmemizi;
ümit, beklentiler, öz saygı düzeyi, sosyal
etkinliklere dayalı duygu ve düşüncelerimiz
etkileyip düzenlemektedir. Duygular ve biliş
birbirinden ayrılamazlar.
Yanıt: A
5
Yapılandırmacı kurama göre öğrenme faaliyetinin ilk basamağı dikkat çekmedir. Sınıfa
renkli ve komik kuklalarla gelen öğretmen
öğrencilerinin dikkatini derse çekmeyi başarmıştır. Böylece dikkat çekme aşamasını
uygulamıştır. Bir diğer aşama ise öğrencinin yanlış anlama olasılığını göz önüne alan
öğretmenin açıklama yapmasını içeren açıklama basamağıdır. Koray Öğretmen, dersinde tahtayı kullanarak konunun detaylarını
öğrencilerine açıklamış ve bu basamağı da
uygulamıştır. Bir diğer aşama ise bilgiyi
anlamlandırma aşamasıdır. Bu aşamada öğrenciler öğrendiklerini diğer bilgilerle ilişkilendirerek gerçek yaşamda uygular ve
bilgiyi anlamlı hâle getirirler. Koray Öğretmen öğrencilerinden alışveriş yapmalarını
ve ellerindeki paralarını saymalarını istediğinde bilgiyi anlamlı hale getirmelerini sağlamıştır. Son aşamada ise alışveriş sonuçlarını öğrencilerle inceleyerek değerlendirme
basamağını da yerine getirmiştir.
Ancak Koray Öğretmen toplama işlemini
öğrencilerine doğrudan anlatmış, onların öğrenme sürecinde aktif olmalarını ve sonucu
kendi çabalarıyla keşfetmelerini engellemiştir. Örneğin sınıfta konuyu anlatırken
soru cevap tekniğini kullanarak öğrencileri
yönlendirseydi öğrenci süreçte aktif olup
bilgiyi keşfedebilirdi. Keşfetme basamağını
uygulamadığı için Koray Öğretmen hata
yapmıştır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İnsancıl (hümanist) yaklaşımda bireyin ilgi,
istek ve ihtiyaçları ön planda olmalıdır. Öğretmen, davranışlarını öğrencinin ilgi, istek
ve ihtiyaçlarına göre düzenlemelidir. Fatih
Öğretmen, öğrencisinin dersten hoşlanmamasının kendi yönteminden kaynaklandığını
düşünerek öğrencisinin ilgisini ve ihtiyacını
merkeze alıp yöntemini ona göre yeniden
düzenlemiştir. Bu davranışı hümanist yaklaşıma uygun bir davranıştır.
Yanıt: E
4
ÇÖZÜM–34
1
70
6
İnsancıl yaklaşıma göre öğretmen öğrencilerine seçenekler sunmalı, seçimi ve kararı
öğrenciye bırakmalıdır. Hiçbir durumda öğrenci adına karar vermemelidir. Böylece
öğrencinin özerkliği desteklenmiş olur ve
öğrenci kendisinin değerli olduğunu kabul
eder.
Yanıt: C
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Kurt Lewin’e ait yaşam alanı kuramının
beş temel ilkesi gestalt psikologlarınca terapi sürecinde kullanılmaktadır.
Organizasyon İlkesi:
Yaşamımızda olup bitenlere, yaşantılarımızı
tek tek değil, hepsini bir bütün olarak algılayarak anlam veririz.
Bir davranış, ortaya çıktığı alandan soyutlanamaz.
Bir davranışın anlamı, onun alandaki konumuna bağlıdır.
Belirli bir anda ortaya koyduğumuz davranışların her biri birbirleriyle ilişkilidir ve bu
davranışların dayalı olduğu hedefleri ya da
ihtiyaçları, o andaki alanın bütünü belirler.
Eş Zamanlılık İlkesi
Lewin, belirli bir an içindeki yaşantı alanının, geçmişle ilgili olarak o anda hatırlananlarla, gelecekle ilgili olarak o anda ortaya
çıkan beklentiler tarafından oluşturulduğunu
ifade eder.
Böylece birey, sadece o andaki durumu ile
değil; geçmişi ve geleceği ile birlikte ele
alınmış olur.
Biriciklik İlkesi:
Her bir durum ve her bir birey-alan kendine özgü ve tektir.
Aynı zaman dilimi içinde ve aynı konumda
olsalar bile iki kişinin davranışları benzer
kurallarla açıklanamaz.
Süreçte Değişme İlkesi:
Bu ilke, alandaki değişimin sürekliliğine işaret eder. Yaşantılar kalıcı değil geçicidirler.
Hiçbir şey sabit değildir. Bir birey için,
belirli bir anda yaşananlar sadece o ana
aittir.
Olası Uygunluk İlkesi:
Alandaki her bir parça toplam organizasyonla ilgilidir ve anlamlıdır, hiçbir parça
önemsiz olduğu düşüncesiyle dışarıda bırakılamaz.
Yanıt: C
8
Yapılandırmacı öğrenme kuramı öğrenci
merkezli bir anlayıştır. Öğrenci bilgiyi kendisi keşfeder ve yapılandırır. Öğretmen bu
süreçte öğrenciye yardım etme, iş birliği
yapma ve ona rehberlik etme görevini üstlenir.
Yanıt: C
71
DİĞER ÖĞRENME KURAMLARI – II
Yapılandırmacı kurama göre, kişinin yapılandırdıkları bilgiler ancak kendisi için
doğrudur; başkaları için doğru olmayabilir.
Bunun nedeni insanların bilgileri, kişiden
kişiye farklılık gösteren, farklı durumlardaki
inançlar ve tecrübelere göre üretmesidir.
Yanıt: D
2
3
Yapılandırmacılara göre bilgi bilen özneden
bağımsız bir şekilde var olamaz. Bilen özne
kendi kültürel ve kişisel geçmişine göre
bilgiyi oluşturur.
Yanıt: D
Yapılandırmacı sınıflarda öğrenmenler konuyu ilginç bir şekilde kısaca açıkladıktan
sonra öğrencilerin kendi yapılarını oluşturmalarına yardımcı olurlar. Sinan Öğretmen
öğrencilerine bilgiyi dışardan taşımak yerine, kendi bilgi yapılarını oluşturma olanağı
verilmiştir.
Yanıt: B
5
Yapılandırmacı sınıflarda öğretmen ve öğrenciler sessiz olmayan bir ortamda çalışmaktadır. Sınıf meşgul, etkileşimli, hareketli
ve gürültülüdür.
Yanıt: B
6
Hümanist kurama göre bireyi harekete geçiren nesnel gerçekliğin bilgisini ele geçirmek değil kendi öznel yaşantılarıdır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Piaget’ye göre bilgi şemaları, dünya ile
giderek daha karmaşık etkileşimler kurma
sonucunda gelişmektedir. Eski şemalar yeni
şemaları etkileyerek eski bilginin yerini
yeni bilgiler almaktadır.
Yanıt: C
4
ÇÖZÜM–35
1
72
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Nörofizyolojik kurama göre beynin sağ yarı
küresinin algısal, dikkat çekiçi uzaysal, bütüncül bilgiyi işleme için daha uygun olduğu
saptanmıştır.
Yanıt: A
8
Hebb’e göre beyin kabuğunun işlevini en
üst düzeyde gerçekleştirebilmesi için uyarılma düzeyinin ne çok yüksek ne de çok
düşük olması gerekir. En üst düzeydeki
performans, orta düzeydeki uyarılma ile
gerçekleşmektedir.
Yanıt: D
9
Nörofizyolajik kurama göre öğrenme, hatırlama gibi bilişsel fonksiyonlar beynin
tümünde değil beyin kabuğunda meydana
gelmektedir. Nörofizyolojik kuramın temsilcilerinden Hebb’in yaptığı bir araştırmada
beynin ön lobundan önemli miktarda doku
çıkarıldığı hâlde, bireyler, zekâlarından hiç
bir şey kaybetmemişler, hatta bazı vakalarda daha zeki hâle gelmişlerdir.
Yanıt: B
10
Uyarıcı bakımdan zengileştirilmiş çevrede
yaşayan organizmaların bilişsel gelişimi diğerlerine göre daha üstte olmaktadır.
Yanıt: D
73
DİĞER ÖĞRENME KURAMLARI – III
Beyin kabuğunun bir parçası harap olduğunda diğer parçasının onun etkinliğini
üstlenmesine eşit güçlülük (equipotentiality)
denir.
Yanıt: A
Sosyal yapılandırmacı Vygotsky’e göre öğrenme tek başına gerçekleşmediği için kültürel - tarihi bağlamın öğrenmede önemi
vardır. Kültürel ve tarihi bağlamı dikkate
almada öğrenme yaşantıları düzenlemek
pek anlamlı olmayacaktır.
Yanıt: D
Denekler lisans öğrencisi olduklarına göre
nörofizyolojik ağları gelişmiştir. Nörofizyolojik ağlar Hebb’e göre çocuklukta gelişmekte
ve bu öğrenmeler gelecekteki öğrenmelerin
çevresini çizmektedir. Nörofizyolojik ağı gelişen denekler duyusal yaşantı sınırlılıklarıyla karşılaşınca bilişsel gelişimleri olumsuz
yönde etkilenmiştir.
Yanıt: C
4
Yapılandırmacı sınıflarda konular öğrenci ilgilerine dayalıdır. Ne öğrenildiği değil nasıl
öğrenildiği daha önemlidir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–36
1
74
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ergenlik döneminde zenginleştirilmiş çevreye alınan fareleri kritik dönemi geçmelerine rağmen beyin kabuğu ağırlıklarında bir
artış gözlenmiştir. Bu da yaşantı geçirme
bakımından kritik dönemin önemi olmadığı
sonucuna bizi ulaştırır.
Yanıt: D
6
Hümanist kurama göre insan doğası gereği
iyidir ve bu iyi olma potansiyelini ortaya
koymaya çalışır. Davranışçıların savunduğu
gibi insan zihni dış dünyanın bir yansıması
değildir. İnsan kendi dışındaki dünyayı öznel
yaşantısına göre algılar, yorumlar.
Yanıt: A
7
Geçici olarak ilişkilendirilen bir hücre grubu serisine ardışık safha denir. Ardışık safha uyarıldığında, birbiriyle ilişkilendirilmiş
olaylar, objeler fikir hâlinde akıp gider. Soruda da annenin ayak sesi hücre kümesi
yüz hücre kümesiyle ve kucağa alınma hücre kümesiyle bağlanmıştır. Bu duruma da
ardışık safha denir.
Yanıt: C
8
“Bugün size aile türlerini öğreteceğim”
önermesi öğretmen merkezli bir yaklaşımı
ifade eder. Bunun içinde yapılandırmacı bir
sınıfta kullanılmamalıdır.
Yanıt: E
75
DİĞER ÖĞRENME KURAMLARI – IV
Dışsal yapılandırmacılık, bilgi kazanımının
dış dünyada var olan yapıların yeniden inşa
edilmesini düşüncesindedir. Bilgi dış gerçekliği yansıttığı oranda doğrudur. Çağdaş bilgi
işleme teorileri bu fikri şemaları üretimler
ve bellek ağları gibi kavramlar içerisinde
yansıtır.
İçsel yapılandırmacılık, bilişsel eylemlerin
koordinasyonuna vurgu yapar. Zihinsel yapılar doğrudan çevresel bilgilerle değil daha
önceki yapılardan oluşmuştur. Piaget’nin bilişsel gelişim teorisi bu çerçeveye uygundur.
Diyalektik yapılandırmacılık, bu iki uç örnek
arasında bilginin insanlarla ve onların çevreleriyle etkileşimleri sonucunda olduğunu
öne sürer. Bilgi daha çok çevreyle etkileşimin bir sonucu olan zihinsel çelişkilerin
bir sonucudur.
Yanıt: A
2
Yapılandırmacı kuramda öğretmen öğreten
rolünden çok öğrenmeyi öğreten rolündedir.
Öğretmen ancak öğrencilerin öznel olarak
oluşturacakları bilgileri oluşturmalarına yardımcı olabilecek bir rehber konumunda olabilir. Yalnız bilgi öznelde olsa öğretmenin
burada yapması gereken en önemli şey
öğrencilerin iş birliği işinde bilginin peşinde
koşmalarını sağlamak olmalıdır.
Yanıt: D
Duyusal öğrenme kuramı olarak da adlandırılan insancıl kuramda insan tek ve biricik
olarak adlandırılır. Her insan kendi dünyasının
merkezindedir. İnsan karşılıksız kabul edilmelidir. Bu nedenle öğrenciler sınıfı homojen
hâle getiremez. Onları o bireysel farklılıklarıyla kabullenmesi gerekmektedir.
Yanıt: E
5
Gagne’ye göre beş farklı öğrenme ürünü
vardır. Bunlar sözel öğrenme, zihinsel beceriler, psikomotor öğrenme, tutum öğrenme ve
bilişsel stratejileri geliştirmedir.
Fizik dersini anlamak için bir yol geliştirme
bilişsel strateji.
Suyun kaldırma kuvvetini anlayabilme zihinsel
beceri,
Türkçe dersini sevebilme tutum öğrenme,
Basketbol topunu potaya atabilme psikomotor öğrenme,
Karadeniz bölgesinin dağlarını söyleyebilme
sözel bilgileri öğrenmedir.
Yanıt: E
6
Gagne’ye göre zihinsel beceriler belli bir hiyerarşi içindedir. Bunlar basitten karmaşığa
şu şekildedir;
Ayırt etmeyi öğrenme: Farklılık gösteren
bir ya da daha fazla uyarıcıyı birbirinden
ayırt etme
Somut kavramlar: Masa, kalem gibi somut
obje ile arkasında, üstünde gibi somut olayları bilme.
Tanımlanmış kavramlar: Özgürlük, adalet gibi
olay veya olgunun sözel açıklamasını yapma
Kural öğrenme: Kuralı verilen bir duruma
uygulayabilmek.
Çoklu kural uygulama: Çeşitli ilişkiler yaparak problemi çözebilme
Soruda da kareyle dikdörtgeni ayırt etme
bunların arasında en basitidir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yapılandırmacı kuramda bilgi özneldir. Her
birey kendi öğrenmesini kendi zihinsel şemalarıyla ilişkilendirerek ve kendi zihinsel
çelişkilerini ortadan kaldırarak yapmaktadır.
Bu nedenle doğru cevap öznel ve öğrenenin oluşturmasıdır.
Yanıt: B
3
4
ÇÖZÜM–37
1
76
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İnsancıl kuramda bireyi anlamanın yolu içe
bakış yöntemidir. Aynı zamanda her insan
da kendini gerçekleştirme gizil gücü vardır.
Öğretmen öğrencisini karşılıksız kabul etmeli onun kişiliğine saygı duymalıdır. İnsancıl kuramın etkilendiği görüşler gestaltcılık
ve varoluşçuluktur (,Existentializm).
Yanıt: D
8
Kendini gerçekleştirmiş kişinin belli başlı
özellikleri şunlardır;
Kendini, başkalarını, doğayı kabul eder.
İçten, sade ve doğal davranır.
Kendisinin dışındaki problemlerle ilgilenir.
Kendilerine yeterler.
Yaşamayı, doğayı güzellikleri takdir eder.
Amaç ve araç arasındaki ayrımı yaparlar.
Demokratiktirler.
Yapıcı bir gülmece duygusu vardır.
Doruk yaşantılar yaşayabilir.
Başkaları ile derin ilişki kurabilir.
Aşırı toplumsal kalıplaşmaya dirençlidir.
Yanıt: B
9
Lewin gestaltçılığın öncülerinden biridir. Bu
nedenle davranışçılığın çalışma prensiplerinden çok bilişsel yaklaşımın ilkelerinden
hareket edecektir. Lewin’e göre öğretim
sürecinde dikkat edilecek hususlar şunlardır;
Her öğrencinin algılaması ayrı olacağından
bireysel ayrılıklara dikkat edilmelidir.
Öğretim materyallerini örgütleyebilmeli, şemalaştırmalı ve kavramlaştırılmalıdır.
Yer ve zamana uygun pekiştirme yapılmalıdır.
Öğrencinin ders sürecine etkin katılımı sağlanması transfer ve düşünme becerilerini
geliştirecektir.
Öğretmenin temel görevi bireyin gereksinimlerini görmesi ve onlara ilişkin içgörü
geliştirmesine yardımcı olmaktır.
Yanıt: A
10
Hull’un öğrenmeyle ilgili teoremlerinden biride bitişiklik ve dürtü azalmasıdır. Bu teoreme göre uyarıcıya verilen tepki ihtiyacı
karşılıyorsa U-T bağı güçlenir. İhtiyaçlar
karşılandıkça güdü azalır. Pekiştireçler bu
bağı alışkanlık hâline dönüştürür.
Yanıt: B
11
Hebb araştırmaları sonrasında çocukluk ve
yetişkinlik çağında ortaya çıkan iki türlü
öğrenme olduğunu ileri sürmüştür. Çocukluk
çağında, hücre kümeleri ve ardışık safha
öğrenmesi ortaya çıkarken, yetişkinlik döneminde içgörüsel ve yaratıcı öğrenme oluşur.
Hebb çocukların doğduktan sonra gördükleri her nesne, duydukları her ses, her koku
için birkaç nöronun aktif hâle geldiğini, bu
aktiflik sonrasında birkaç nöron arasında
bir ilişki ortaya çıktığını belirtmiş ve bunlara hücre kümeleri adını vermiştir. Ayrıca
uyarıcı büyüklüğü ile hücre ağı büyüklüğü
orantılıdır. Hebb bu sürece “ardışık safha”
adını vermiştir.
Yanıt: D
77
GENEL TEKRAR TESTİ – I
Öğrenme malzemesinin kodlanıp uzun süreli belleğe aktarılmasında kullanılacak etkili yöntemlerden biri ilk harflerin sırayla
dizilmesi yoluyla sözcük meydana getirme
olarak bilinen akrostiş yöntemidir. Bu teknik, Altan’ın anlaşmaların isimlerini sırasıyla
öğrenebilmesinde de etkili olacaktır.
Yanıt: C
4
Koşullu tepki, organizmanın koşullu uyarıcıya verdiği tepkidir ve öğrenilmiştir. Kişinin
bir ayak sesi duyduğunda ürpermesi, yaşantı sonucu kazanılmış koşullu tepki örneğidir.
B, C, D, E seçeneklerinde verilen örnekler
ise koşulsuz (doğal) tepkilerdir, öğrenmeye
dayanmamaktadırlar.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–38
1
5
2
3
6
Deneme yanılma (sınama–yanılma) yoluyla
öğrenmede, sonuca ulaşmak için birçok yol
denenmekte, sonuca en iyi ulaştıran yol
benimsenmektedir. Nazlı’nın kırılan oyuncak
bebeğinin parçalarını gelişigüzel deneyerek
onu bir araya getirmeye çalışması sınama
yanılma yoluyla öğrenmeye örnek verilebilir.
Yanıt: A
Soruda verilen açıklamalar, gizil (örtük) öğrenmenin özellikleri arasında yer almaktadır.
Gizil öğrenme, bireyin farkında olmadan
yapmış olduğu öğrenmeleri ifade etmektedir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Öz düzenleme kapasitesi bireyin kendi davranışlarını biçimlendirme potansiyelini kontrol edebilmesidir. Yani kişinin kendi yaşantısını düzenlemesidir. Buna göre Hayri
Bey’in öğrencilerinin kendilerine göre bir
çalışma düzeni oluşturmaları öz düzenleme
kapasitesiyle açıklanabilir.
Yanıt: E
Edimsel koşullanmayla öğrenme sürecinde
bir davranışın kazanılabilmesi için, davranışın organizma tarafından en az bir kez
gerçekleştirilmesi ve bu davranışın pekiştirilmesi gerekmektedir. Buna göre resim yarışmasında ödül alan bir öğrencinin yetenek
sınavlarına katılmaya karar vermesinde, aldığı ödül pekiştireç görevi görmüş, davranışın sıklığının artmasında etkili olmuştur, bu
durum edimsel koşullanma kuramına göre
davranışın kazanılmasına örnek verilebilir.
Yanıt: E
78
7
Sistematik duyarsızlaştırma, özellikle korkuların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu teknikte amaç, korku duyulan uyarıcıya organizmanın yavaş yavaş yaklaştırılmasıdır.
Kreş müdürünün önerdiği teknikte Nisan’ın
annesinden ayrı kalma korkusunu yenmeye
yönelik yapılan etkinlikler sistematik duyarsızlaştırmaya uygundur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Yakınsak gelişme alanı, Vygotsky’nin kuramında yer almaktadır ve çocuğun öğrenme sürecinde, yetişkin rehberliğinin önemini
vurgulamaktadır. Eğitim uzmanının çocuklara ahlaki davranış kazandırmada anne babaların önemine değinmesi, yakınsak gelişim
alanı ile ilişkilendirilebilir.
Yanıt: A
9
Tepkisel koşullanma, organizmanın daha
önce tepki vermediği bir uyarıcıya, koşullanma sonucunda tepki vermeye başlamasıdır ve özellikle duygusal tepkilerle ilgilidir.
Hatice’nin, katı tavır sergileyen müdürden
ve onun yanında kurumun adından bile rahatsız olması tepkisel koşullanmayla açıklanabilir.
Yanıt: A
10
Öncelik etkisi, daha önce öğrenilen bir
öğrenme malzemesinin, daha sonrakilerden
iyi hatırlanmasıdır. Aysun Hanım’ın İstiklal
Marşı’nın ilk iki kıtasını çok iyi hatırlaması,
daha sonraki kıtaları hatırlayamaması öncelik etkisi ile açıklanabilir.
Yanıt: A
79
GENEL TEKRAR TESTİ – II
İçgörüsel öğrenme, problemin çözümünün
aniden kavranması yoluyla gerçekleşmektedir, çözüme geçiş bir anda kendini göstermektedir. Soruda verilen açıklama içgörüsel
öğrenme türüne aittir.
Yanıt: B
2
Algıda tamamlama, nesnenin eksik olan birimlerinin, boşlukların tamamlanarak doğru
biçimde algılanmasıdır. Buna göre Melih’in
eski gazetelerdeki silinmiş harflere karşın
yazıları düzgün biçimde okuyabilmesinin nedeni, algısal örgütleme yasalarından “algıda
tamamlama” ile açıklanabilir.
Yanıt: E
5
Bir uyarıcıya karşı gerçekleştirilen özellikle duygusal tepkiler, tepkisel koşullanma
yoluyla kazanılmaktadır. Nurhan’ın bireysel
bir yaşantısı olmamasına rağmen istatistik
dersiyle ilgili duyduğu sözlerden sonra bu
derse karşı olumsuz duygular hissetmesi
tepkisel koşullanmayla açıklanabilir.
Yanıt: B
6
3
Bilgileri gruplandırarak birim sayısını azaltma yolu ile kısa süreli bellekteki sınırlılık
aşılmaktadır. Bu durum hatırda tutmayı kolaylaştırmaktadır. Eyüp Bey’in banka görevlisine kimlik numarasındaki rakamları tek
tek değil de gruplayarak söylemesi, hatırda
tutma sürecini kolaylaştırmaktadır.
Yanıt: C
Alışma, organizmanın sürekli pekiştirilmesi
sonucunda, davranışı yapmaktan vazgeçmesidir. Alışma, aslında organizmanın sürekli
pekiştirildiği için, pekiştirecin önemini kaybetmesinden de kaynaklanmaktadır. Nursel’in
sürekli hediye alması, ödüllendirilmesi, ödülün pekiştireç olarak değerini yitirmesine
neden olmuş, alışmaya yol açmıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Sosyal öğrenme kuramına göre, gözlemci,
modelin davranışlarından etkilenmektedir.
Selim, babasının kendisine kitap okumasını
öğütlediğini ancak kendisinin hiç kitap okumadığını söylemektedir. Bu duruma göre,
babası model olma davranışını göstermemekte ve sosyal öğrenme kuramının temel
ilkelerine uygun davranmamaktadır.
Yanıt: E
4
ÇÖZÜM–39
1
80
7
Sönme, pekiştirilmeyen davranışın sona ermesidir. Mağaza çalışanlarının güleryüzle
karşılaması, Naciye Hanım için pekiştireç
görevi görmektedir. Çalışanların değişmesi
sonucunda Naciye Hanım’ın alışveriş yapmaktan vazgeçmesi ise sönmeyle açıklanabilir.
Yanıt: C
9
Öğrenme, yaşantı ya da tekrar yoluyla davranışlarda meydana gelen, oldukça kalıcı
değişikliklerdir. Buna göre “D” seçeneğinde verilen örnek dikkate alındığında, Ahmet Bey’in dışarıdan gelen fren sesiyle
irkilmesinin öğrenme sonucu kazanılmış bir
davranış olmadığı, reflekse dayalı bir tepki
olduğu görülmektedir.
Yanıt: D
10
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Olumsuz pekiştirme, organizmanın içinde
bulunduğu olumsuz durumdan kurtaran bir
davranışı yapma sıklığının artmasıdır. Buna
göre Celal Bey’in rahatsız olduğu durumdan saçlarını kazıtarak kurtulması, onun bu
davranışını sürekli hâle getirmesi, olumsuz
pekiştirmeyle açıklanabilir.
Yanıt: B
Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin bir amaca
ulaşmak için elinden geleni yaptığı hâlde
başarıya ulaşamaması nedeniyle bu durum
için çaba göstermekten vazgeçmesidir. Olcay yaptığı iş başvurularından olumlu cevap
alamadığı için iş bulamayacağını düşünmeye
başlamıştır. Olcay’ın içinde bulunduğu durum
öğrenilmiş çaresizliktir.
Yanıt: D
81
GENEL TEKRAR TESTİ - III
Öğrenme üzerinde etkili olan faktörlerden
olan algısal ayırt edilebilirlik; yanındaki uyarıcılardan daha farklı özelliklere sahip olan
uyaranların daha kolay fark edilip daha
kolay öğrenilmesini ifade eder. Parçada
Kerim Bey’in önemli bölümleri anlatırken
hem tahtaya vurması hem de ses tonunu
yükseltmesi algısal ayırt edilebilirliği sağlamak amacı taşıdığı söylenebilir. Çağrışımsal
anlam; öğrenilen malzemenin zihinde çeşitli
çağrışımlar yapmasıdır. Kavramsal benzerlik;
öğrenilecek malzemenin benzer özelliklerine
göre hiyerarşik bir düzene sokularak kavram haritaları oluşturmaktır.
Yanıt: C
İçsel güdülenme bireyin çevresi tarafından desteklenip cesaretlendirilmesine gerek duymadan kendi kendini güdülemesidir.
Parçada Gökmen okuduğu kitabın etkisiyle
kendi karar verip psikoloji okumaya istekli hâle geldiği için içsel güdülenmiştir. D
seçeneğinde yer alan dışsal pekiştirme bireyin çevresindekilerin cesaretlendirmesiyle
bir şeye karar verip istekli hâle gelmesidir.
B seçeneğinde yer alan içsel pekiştirme
ise bireyin kendi kendini ödüllendirmesidir.
Yanıt: A
Yeni bir öğrenme durumunda olan bireyin
o güne kadar sahip olduğu tüm özellikler hazırbulunuşluğu ifade eder. Parçada
Emre’nin kuzeninden daha düşük kurda bir
sınıfta yer alması hazırbulunuşluk düzeyinin
kuzeniyle aynı olmadığını gösterir. Kurum
yöneticisinin Emre’nin babasının isteğini
reddetme gerekçesi de budur. B seçeneğinde yer alan olgunlaşma vücut sistemlerinin
ve organlarının kendinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır.
Parçada böyle bir durumdan bahsedilmemektedir.
Yanıt: A
4
Eşik yöntemi istenmeyen tepkinin ortaya
çıkmasını önlemek amacıyla tepkiye neden
olan uyarıcının az miktarda ya da belirsiz
olarak sunulması esasına dayanır. Parçada
Ali’nin istediği pantolonu aldırabilmek için
başlangıçta daha makul gerekçeler sunarak
alt yapı oluşturması ve böylece ailesinin
bu isteğe önceden alışmasını sağlaması eşik
yöntemini kullandığını gösterir. Çeldirici durumunda olan sistematik duyarsızlaştırma
daha çok önceden oluşmuş fobileri ortadan
kaldırmak için bireyi fobi uyarıcısıyla en az
etkili olduğu bir düzeyde karşılaştırıp uyarıcı düzeyini git gide arttırıp korku nesnesine karşı duyarsızlaşmayı sağlamaya yönelik
bir tekniktir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–40
1
82
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Koşullanma sürecinde koşullu uyarıcıya
benzeyen diğer uyarıcılara da aynı tepkiyi
vermeye genelleme; koşullu uyarıcıyla diğer
uyarıcılar arasındaki farkı kavrayıp farklı
uyarıcılara farklı tepkiler verme ise ayırt
etmedir. Parçada kreş müdüründen korkan
Seher’in kreşin hizmetlisi Ahmet Amca’dan
da korkması genelleme, daha sonra kreş
müdüründen korkmayı sürdürdüğü hâlde
Ahmet Amca’dan korkmaması ayırt etme
örneğidir. C seçeneğinde yer alan davranışta kontrast bir davranışın pekiştirilmediği
ortamda yok olup pekiştirildiği ortamda artarak devam etmesidir.
Yanıt: D
6
Tepkisel koşullanma sürecinde organizmada
herhangi bir tepkiye yol açmayan uyarıcı
nötr uyarıcı; organizmanın doğası gereği
organizmada tepki oluşturan öğrenilmemiş uyarıcılara koşulsuz uyarıcı. Koşulsuz
uyarıcının yarattığı tepkiye koşulsuz tepki,
başlangıçta nötr durumda olup belli bir
süre koşulsuz uyarıcı ile birlikte verilen
ve koşullanma sürecinin sonunda koşulsuz
uyarıcının yerini alan uyarıcıya koşullu uyarıcı; koşullu uyarıcıya gösterilen sonradan
öğrenilen tepkilere de koşullu tepki denir.
Parçadaki altı çizili sözcüklerde sonradan
öğrenilmiş olup koşullu uyarıcıya gösterilen
tepkiler örneklendirildiği için bu sözcükler
koşullu tepki işlevini görmektedir.
Yanıt: D
7
Duyarlılaşma etkisinde uyarıcıya verilen
tepki zamanla artarken alışma etkisinde
uyarıcıya verilen tepkinin giderek azalması
söz konusudur. Dolayısıyla iki numaralı ifade alışmanın duyarlılaşmadan farkını ifade
eder. IV numaralı ifade ise duyarlılaşmanın
alışmadan farkını dile getirir. Dolayısıyla I
ve III numaralı ifadeler hem duyarlılaşma
hem de alışma etkisinde ortak olarak görülen durumları vurgular.
Yanıt: B
8
Koşullanma sürecinde kaçma-kaçınma koşullanması bireyin hoşa gitmeyen bir uyarıcıya
maruz kaldığında ondan kurtulmak için çaba
harcaması ve rahatsız edici uyarıcıyı ortadan kaldırması (kaçma) ve bireyin olumsuz
bir durum ortaya çıkmadan edimsel bir
davranışta bulunarak olumsuz uyarıcıya maruz kalmaktan kurtulmasıdır (kaçınma). Parçada Yağız’ın ağabeyi üzerine geldiğinde
anneannesinden yardım isteyip anneannesi
odaya geldikten sonra ağabeyinin kendini
bıraktığını görünce bu gibi durumlarda hemen anneannesinden yardım istemesi istenmeyen bir durumdan kendini kurtardığı için
kaçma-kaçınma koşullanmasıyla açıklanabilir.
Yanıt: C
83
DENEME – 1
Vahide’nin, arkadaşının attan düşüşünü ve bu esnada
gözlerinde oluşan korkuyu gördükten sonra atı görünce
kendini tedirgin hissetmeye başlaması ‘’Dolaylı duygusallık’’ kavramıyla açıklanabilirken, Vahide’nin eşekten
düştükten sonra eşeği görünce tedirgin olması durumu
ise ‘’Tepkisel koşullanma’’ kavramıyla açıklanabilir.
4.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Sosyal öğrenme süreçleri:
Dikkat: Sosyal öğrenmenin temel sürecidir, öğrenme
dikkat ile başlar.
Hafıza: Hatırda tutma, gerektiğinde kullanabilmek üzere bilginin depolanmasıdır.
Amneziye uğratılmış farelerin, kırmızı ışık ve yüksek
sesle yaşamış oldukları tedirginlik duygusunu hatırlayıp yine kırmızı ışık karşısında tedirgin olmaları
‘’Epizodik(anısal)’’ belleklerini etkin bir şekilde kullandıklarının bir göstergesidir. Eğer fareler yaşamış oldukları o olumsuz anları hatırlayamamış olsalardı kırmızı
ışığa karşıda tepki veremezlerdi. Sorunun en kuvvetli
çeldiricisi olan işleyen(kısa süreli) belleğin geçersiz
olma nedeni ise; farelerin anısal belleklerinde o bilgiler saklanmıyor olsaydı farelerde kısa süreli belleğe
eski bilgileri getirip yeni gelen uyarıcı(kırmızı ışıkla)
ile karşılaştırarak öğrenmiş olduğu tedirginlik tepkisini
veremezlerdi.
ÇÖZÜM–1
1.
Yanıt: A
Davranış üretme: Zihinde davranışa dönüştürmedir.
Ek Bilgi: Deklaratif bellek, anlatılan, ifade edilebilen
bilgilerin tutulduğu bellektir. Anısal ve anlamsal olmak
üzere ikiye ayrılır.
Güdüleme: Koşullar oluştuğunda, davranışı üretmedir.
Anısal bellek: Kişisel yaşantılarla ilgili bölümdür.
Anlamsal bellek: Kurallar, genellemeler, kavramlar, terimler, problem çözme becerileri gibi genel bilgilerin yer
aldığı bölümdür.
2.
Robert isimli bilim adamı kırılmaz cam teknolojisini
keşfedene kadar aralıksız bir deneme yanılma sürecine girerek en sonunda tesadüfi bir şekilde başarıya
ulaşmıştır. Dolayısıyla Robert’in başarıya ulaşması
‘’Sınama yanılma’’ yoluyla gerçekleşmiştir.
Yanıt: D
5.
Gamze Hanım’ın lastikli saç tokasını kullanmaya alıştıktan sonra yeni mandallı tokaya alışmakta
zorlanması(alışkanlıkların çatışması) öğrenme psikolojisine göre olumsuz aktarım kavramıyla açıklanır.
Verilen seçenekler içerisinde bulunan güdüsel
unutma(Bastırma) kavramı ise savunma mekanizmasıyla ilgili bir kavram olup bireyin uygun görmediği
durumları bilincinden uzaklaştırarak unutması durumu
olması nedeniyle soru için bu kavram geçerliğini yitirmiştir.
3.
Farelerin tedirgin olmasına neden olan yüksek ses, fareler için öğrenilmemiş bir uyarıcı (koşulsuz uyarıcı =
birincil pekiştireç) dır. Verilen seçenekler içerisinde ise
öğrenilmemiş ve canlının hoşuna gitmeyen tek durum
‘’Olumsuz pekiştireç’’ olması nedeniyle sorunun cevabı
bu seçenek olmuş olur
Yanıt: E
Ek Bilgi: İkincil olumlu pekiştireçler: Organizma için
başlangıçta nötr olan fakat birincil olumlu pekiştireçlerle eşleştiğinde organizma için anlamlı olan pekiştireçlerdir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki
en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların
ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle)
ilgili olmasıdır.
Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması
durumları üzerinde durulur.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Gerçek deneme - yanılmada sonuna kadar
denenir ve çözüme öyle ulaşılır. Kavrayışla öğrenmede
ise birden öğrenilmektedir.
84
6.
İbrahim Bey’in, eşinin eften püften meselelerle tartışma
çıkartmasından sonra pırlanta yüzüğü vermeyi başka
bir zamana bırakması ‘’Etkinin yayılması’’ kavramıyla
açıklanabilir. Çünkü İbrahim Bey, o akşam pırlanta yüzüğü vermiş olsaydı eşinin eften püften meselelerle tartışma çıkartma davranışını pekiştirmiş olacaktı(pırlanta
yüzüğün etkisiyle eşi yapmış olduğu bu hatalı davranışı doğruymuş gibi algılamaya başlayacaktı) ve eşi de
daha sonraki günlerde aynı hatalı davranışı yapmaya
devam edecekti. İbrahim Beyde böyle bir durumun gerçekleşmemesi için yüzüğü verme işini başka bir akşama bırakmıştır.
8.
Seçenekler içerisindeki bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır:
Yanıt: A
Ek Bilgi: Birbiriyle karıştırılan üç kavram arasındaki en
bariz farklar şunlardır:
İstenmeyen bir davranışın ortadan kaldırılması için verilen uyarıcılara(ceza veya pekiştirece) rağmen davranışın ortadan kalkmaması durumu hâlinde uygulanmış
olan uyarıcıya ‘’Karşı pekiştirme’’ denir. İbrahim Bey
eşinde istemediği eften püften meselelerle tartışma
çıkartma davranışına karşı herhangi bir uyarıcı verilmemiş olması nedeniyle ‘’Karşı pekiştirme’’ kavramı
geçerliğini yitirmiştir.
Eşik yönteminde hoşlanılmayan bir uyarıcının ortama
aşamalı bir şekilde verilerek(veya azaltılarak) o uyarıcıya karşı verilen istenmeyen tepkinin ortadan kaldırılması söz konusudur. Seçenekler içerisinde ise bu
kavrama zaten yer verilmemiştir.
Kademeli yaklaşmada (biçimlendirme) kişiye yeni bir
alışkanlık(davranış biçimi) kazandırılırken aşamalı bir
yol izlenmesi ve her bir aşamada bireye bir pekiştirecin
verilmesi durumu söz konusudur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Kişinin özgürlüğüne bir müdahale olduğunu
düşündüğü durumlarda özgürlüğüyle özdeşleştirdiği
davranışı ısrarlı bir şekilde sergilemeye çalışması(aksi
davranması) durumuna psikolojik tepkisellik adı verilir.
7.
Aslı Hanım’ın parasını aylık %3 faizle bankaya yatırmış olması (Aslı Hanım’ın her ay aynı oranda faiz alması, tıpkı bir memurun her ay maaşını düzenli olarak
alması gibi bir durum olması nedeniyle) ‘’Sabit aralıklı’’
pekiştirme tarifesine karşılık gelirken, Ozan’ın satmış
olduğu her bilet başına %1 komisyon alması ‘’Sürekli”
pekiştirme tarifesine karşılık gelirken, aylık satışlarda
en yüksek ciroya sahip bayinin kardan %3’lük pay alması ve Ozan’ın aylık kaç bilet satışı yapacağının şansına bağlı olması nedeniyle her iki durumda ‘’Değişken
oranlı” pekiştirme tarifesine karşılık gelmektedir. Dolayısıyla Ozan’ın aylık kazancının birden fazla pekiştirme
tarifesinin etkinliğinde oluşuyor olması nedeniyle bu
durum ancak ‘’Birleşik pekiştirme’’ pekiştirme tarifesiyle
açıklanabilir. Üç halk otobüsü satın almış olan Kerem’in
aylık kazancı ise otobüslerin yapacağı sefer sayısı ve
bu seferler esnasında kaç yolcunun bineceğine(şansa)
bağlı olması nedeniyle “Değişken oranlı” pekiştirme tarifesiyle açıklanabilir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Pekiştirme tarifelerinde ödül olarak ne verildiği değil, ödülün neye verildiği önemlidir. Yani pekiştirecin miktarına değil, ne zaman veya kaçıncı davranıştan
sonra verildiğine bakılmalıdır
Rahime Hanım, çocuğunun hayvanlara karşı hissetmiş ve sergilemiş olduğu olumsuz duygu ve davranış
biçimlerini ortadan kaldırabilmek için çocuğunun hayvanlarla ve onları temsil eden durumlarla (çizgi film
gibi) hoşça vakit geçirmesini sağlamış ve çocuğunun
hayvanlara karşı sergilemiş olduğu tutum ve davranış
biçimlerinin tam tersi bir şekilde ortaya çıkmasını sağlamıştır. Dolayısıyla Rahime Hanım’ın yapmış olduğu
uygulamalar verilenler içerisinde ancak ‘’Karşıt koşullanma’’ kavramıyla açıklanabilir. (Karşıt koşullanma;
geçirilen yaşantı sonucunda kişinin önceden bir uyarıcıya karşı vermiş olduğu tepkinin tam tersini vermeye
başlaması durumudur.)
9.
Şahin’in model uçağın parçalarını birleştirip uçağı uçabilecek hâle getirmeyi başarabilmesi “Sezgisel(Kavrama
yoluyla) öğrenme’’ kavramına karşılık gelmektedir.
Şahin’in uçak parçalarını birleştirirken yapım kılavuzu
kullanmaması ‘’Modelden öğrenme’’ durumunun geçersiz olmasını sağlarken, parçaları birleştirirken önceden çeşitli denemeler yapmamış olması durumu da
deneme yanılma yoluyla öğrenme kavramını geçersiz
kılmıştır.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Davranışçılara göre problemler deneme-yanılma ile çözülürdü. Gestalt kuramında ise problemin
çözümü içerde, zihinde olup biter ve aniden ortaya
çıkar.
85
10. Tolman, belli dürtülerin belli nesnelerle ilişkilendirilip dürtünün yalnızca o nesne ile giderilmesi eğilimine ‘’Olumlu kateksis’’ adını vermiştir. Cengiz’in de
uykusuzluk(uyuma isteğini) dürtüsünü Zort Man resimli
battaniyesiyle(bir nesne) ile ilişkilendirip bununla giderme eğilimi içinde olması ‘’Olumlu kateksis’’ kavramına
karşılık gelmektedir.
Seçenekler içerisindeki bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır:
Koşulsuz bağlanma, bir gelişim psikolojisi kavramı
olması ve Tolman tarafından bu alanda kayda değer
bir çalışma yapılmamış olması nedeniyle geçerliğini
yitirmiştir.
Hareket biçimleri, kişinin bir amaca ulaşabilmek için
yapmış olduğu davranışları benzer amaçlar içinde sergilemesi durumudur. Cengiz’de ise bir dürtüyü bir nesne ile ilişkilendirme(kateksis öğrenme) durumu olması
nedeniyle bu kavram geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Tolman’a göre pekiştirme organizmanın öğrenmesi için gerekli değil ama öğrenilenleri uygulamak
için önemlidir. Yalnızca pratik amaçlar için pekiştireç
kullanılır.
11. Okul idaresinin kullanıma açmış olduğu bilgisayar-
Seçenekler içerisindeki bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır;
Örtük sönme, daha önce pekiştirilen bir davranışın bir
başkası tarafından yapıldığını ancak pekiştirilmediğini
gören birinin bu davranışı yapmaktan vazgeçmesi durumudur. Paragrafta ise böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle bu kavram geçerliliğini yitirmiştir.
Öğrencilere sosyal paylaşım sitelerine bıkıncaya kadar
girmelerini sağlayan bir uygulama yapılmamış olması
nedeniyle ‘’Bıktırma(yorma) yöntemi’’ geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Davranışın pekiştirilmeyen ortamlarda azalması veya sönmesi, buna karşılık pekiştirilen veya
pekiştirilme ihtimalinin yüksek olduğu ortamlarda ise
sıklığında bir artış meydana gelmesine ‘’Davranışta
kontrast(zıtlık)’’ adı verilir (Davranışta zıtlık durumunda
iki ortam ve bu ortamların birinde aynı davranış çeşidinin sıklığında artış diğer ortamda ise azalış olması bu
tarz soruların ipucudur.).
ciler) tarafından daha önceden bilinen bir davranışın
(toplum tarafından kabul görmeyen) model tarafından
yapılınca gözlemci (veya gözlemciler) tarafından da
sergilenmesi durumudur. Abdülrahman isimli öğrencinin ‘’Ben bu konuları hiç görmedim. Bu sınavı kabul
etmiyorum!’’ diyerek boş kâğıdı öğretmenine vererek
sınıftan dışarıya çıkmasıyla (toplum tarafından kabul
görmeyecek bir davranış sergilemiş) birlikte diğer öğrencilerinde aynı davranışı sergileyerek sınıfı terk etmiş olmaları ‘’Çekinme/Çekinmeme’’ durumuna güzel
bir örnektir.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Sorunun etkinin yayılması kavramı ile açıklanabilmesi
için yapılan doğru bir davranışın sonunda pekiştireç
verilmeli ve bu pekiştirecin etkisiyle doğru davranışın
yanında yapılmış olan istenmeyen bir davranışın da
canlı tarafından doğru olarak algılanması ve yapılmaya
devam ediliyor olması gerekirdi.
Duygu yoğunlaştırıcı etki; modelin duygularının gözlemcinin duygularında meydana getirdiği değişiklikler(Yeni
bir duygu öğrenilmesi değil daha önceden bilinen duyguların ortaya çıkması durumu) olması ve paragrafta
ise toplum tarafından kabul görmeyen bir davranışın
üzerinde odaklanılmış olması nedeniyle bu kavram,
soru için geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Çekinme/Çekinmeme de sergilenen davranışların önceden gözlemci tarafından biliniyor olması
tepki kolaylaştırmayla ortak noktasıdır. Farkı ise çekinme/çekinmeme de sosyal olarak kabul görmeyen bir
davranışın sergilenmesi varken tepki kolaylaştırmada
ise sosyal olarak kabul gören bir davranışın sergilenmesi söz konusudur.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
ların amacı dışında kullanımını engellemek için filtre
kullanmaya başlaması (sosyal paylaşım sitelerini kullananlar için hoşlarına giden bir uyarıcının ellerinden
alınmış olması nedeniyle) verilenler içerisinde ancak
‘’İkinci tip ceza’’ kavramıyla açıklanabilir. Okul idaresi
bu uygulama ile bilgisayarların amaç dışı kullanımını
engellemiştir.
12. Çekinme/Çekinmeme etkisi, gözlemci (veya gözlem-
86
13. Hatırlanması gereken bilgilerden birinci ögenin ikinci
15. Şekil, algılama esnasında göze ilk çarpan uyarıcıdır.
Kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Var olan bir uyarıcının olduğundan farklı algılanması
gibi bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle en
kuvvetli çeldirici olan ‘’Fiziksel illüzyon’’ yasası geçerliğini yitirmiştir.
öge ile, ikinci ögenin üçüncü öge ile, üçüncü ögenin
dördüncü öge ile ilişkilendirilerek öykü hâline getirilmesine ‘’Zincirleme yöntemi’’ adı verilir. Nazif’te Tolman’ın
öğrenme türlerini (Alan biliş yolları, Alan beklentisi, Kateksis öğrenme, Eş değer inanç, hareket biçimleri ve
Dürtü ayırımları) aklında tutabilmek için oluşturduğu
hikâyede ‘’Zincirleme’’ yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucuna güzel bir örnektir.
Zemin ise şeklin gerisinde(arka planında) kalan alandır. Dikkatin kayması ile şekil bir anda zemine, zeminde
şekle dönüşerek birbirinden farklı uyarıcılar algılanabilir. Bu duruma ‘’Şekil-zemin ilişkisi’’ adı verilir. Şekle
bakınca ilk olarak kedinin algılanması şekil, farenin
algılanmaması ise zemindir. Daha sonra dikkatin kaymasıyla birlikte fare şekle kedi zemine dönüşmüştür.
Bazı isimlerin baş harflerini kullanarak anlamlı bir cümle oluşturmaya çalışılmamış olması nedeniyle ‘’ilk harf
(akrostiş)’’ yöntemi geçerliğini yitirmiştir. Bilgilerin kodlanırken listedeki isimlerin rakamsal askılarla (Örneğin;
bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürülmemiş olması nedeniyle ‘’Askı sözcük’’ yöntemi geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Algısal set (kurulum) oluşturma: Bireylerin
dünyayı belirli beklentilere göre algılamasıdır. 13 İmgesinin, duruma göre “B” harfi ya da “13” sayısı olarak
algılanması bu duruma örnektir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Anahtar sözcük yöntemi: Bu yöntem bilgiyi
doğru sırayla hatırlamak için kullanılmaz; özellikle yabancı dildeki sözcükleri öğrenmek için kullanılır.
14. Bir organizmanın, öğrendiği bir davranışı sergileyebil-
16. Bir nesnenin alışılagelmiş işlevinin dışında kullanılamayacağının düşünülmesine ‘’İşleve takılma’’ adı verilir. Cemşit’in de klavye tuşlarının yazı yazmaktan başka
bir amaçla kullanılamayacağını düşünmesi, işleve takılma durumuna güzel bir örnektir.
mesi için çalışması gerekir. Canlının çalışması ise canlı
üzerinde bir yorgunluğa neden olur. Bu yorgunluk neticesinde ise canlı tepkide bulunmayı bırakacaktır. Yorgunluğun canlının tepkide bulunmasını engellemesine
ise Hull, tepkisel engelleme adını vermiştir. Baki’nin
yaşamış olduğu durumda bundan ibarettir.
Yanıt: B
Yanıt: E
Ek Bilgi: Yaratıcı düşünmeyi engelleyen bazı faktörler:
• Duyusal engel (hissi davranma): Bir öğretmenin
kendi çocuğu söz konusu olduğunda baba gibi
davranması
Alışkanlık gücü: Uyarıcı ile tepki arasındaki bağ gücüdür.
Dürtü azalması: Pekiştirmenin ihtiyacı karşılar nitelikte
olması, canlının dürtüsünde azalmaya neden olmaktadır.
• Algısal engeller: Bütünün içinde parçayı görmek
zordur. Bütünün içinde gözlenenler zor algılanır.
• Kültürel engeller: Toplumsal değer ve gelenekler,
kültürel engellere örnektir.
• Deneyimler (alışkanlıklar): Öğrenilen ve sürekli tekrarlanan alışkanlıklardır. Alışılan yaşam tarzı değişimi zorlaştırır.
Ek Bilgi: Reaksiyon gücü: Öğrenilen bir davranışın istenilen herhangi bir anda yapılma olasılığıdır.
Crespi etkisi: Pekiştirme miktarı ve büyüklüğünün performans üzerindeki etkisidir.
87
DENEME – 2
Birgül’ün, seyyar merdivenle doğrudan bir yaşantı geçirmemesine rağmen sadece annesini gözlemleyerek
seyyar merdivene karşı bir korku geliştirmesi ‘’Dolaylı
duygusallık’’ kavramı ile açıklanır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır;
3.
Sorunun en kuvvetli çeldiricisi olan kendini gerçekleştiren kehanetin geçersiz olma nedeni ise, Deniz
Hanım’ın çabalarının ardından öğrenilmiş çaresizliğe kapılmış (Bu durumun en bariz göstergeleri sahip
olduğu düşünce biçimi ve çabalamaktan vazgeçmiş
olmasıdır.) ancak daha sonra bu öğrenilmiş çaresizlik
inancını doğrulayacak herhangi bir davranış biçimi sergilememiş olmasıdır.
Birgül’ün önceden herhangi bir nesneye karşı koşullanmamış ve dolayısıyla da onunla bağlantılı yeni bir
koşullanma gerçekleşmemiş olması nedeniyle ‘’Üst düzey koşullanma’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir.
Birgül’ün seyyar merdivenle ilgili daha önce bir olay
yaşamamış(kaçma koşullanması oluşmamış) olmasından dolayı ‘’Kaçınma koşullanması’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir(Kaçma olmadan kaçınmada olamaz.).
Passif beklenti ise sensori motor dönemine ait bir kavram olup henüz nesne sürekliliği kazanmamış bebeklerin ortadan kaldırılan bir nesneyi hareketsiz bir şekilde
takip etmesi durumu olması nedeniyle bu soru için geçerliğini yitirmiştir.
Birgül’ün annesinin seyyar merdivenden düşmesi kendiliğinden gerçekleşen bir olay olup dolaylı ceza ya da
onunla paralellik taşıyan engelleyici etkiyle herhangi
bir bağlantısı yoktur(Modele yapmış olduğu davranıştan dolayı ceza verilmemiştir.). Dolayısıyla da soru için
‘’Engelleyici etki’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Batıl inanç, mantıksal bir temele dayanmayan
inanç ve davranışlara denir. Bazen, nedenini bilmediğimiz davranışlarda bulunur ya da sözler söyleriz.
Yolculuğa çıkan birisinin arkasından yere su dökmeyi,
merdiven altından geçmemeyi, gece tırnak kesmemeyi, aksıran birisine “çok yaşa!” Demeyi bunlara örnek
olarak verebiliriz.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Sosyal öğrenme kuramına göre;
• Davranış öğrenilir fakat hemen gösterilemeyebilir.
• Öğrenme her zaman pekiştirece bağlı değildir.
• İnsan uyarıcıya karşı tepki veren pasif bir organizma değildir.
Cihangir’in köy işlerinde çalışarak kaslarının gelişmesi büyüme-olgunlaşma kavramıyla, Cengiz’in pizza
yerken ağızının sulanması koşulsuz (doğal) tepkiyle,
Nesli’nin koştuktan sonra yüzünün kızarması ise yine
koşulsuz (doğal) tepkiyle açıklanabilirken, Nermin’in
kaza haberleri görünce hüzünlenmesi ve Durmuş’un
sigaradan uzak durmaya çalışması ise öğrenilmiş davranışla açıklanır.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Öğrenmenin temel özellikleri;
––
Davranışta değişme oluşur.
––
Değişme yaşantı ürünü ya da tekrar sonucu gerçekleşir.
––
Davranıştaki değişme, kalıcı izli olur.
––
Öğrenmede birey aktif rol oynar.
––
Öğrenme sonucu birey çevreye uyum sağlar.
––
Öğrenme bireyin daha sonra karşılaşacağı durumlara farklı bir yaklaşım göstermesidir.
––
Öğrenme doğrudan doğruya gözlenemez.
––
Gözlenebilen bireyin performansıdır.
––
Olgunlaşma öğrenmenin önkoşuludur
4.
Abdurrahman’ın video indirme programını kullanmayı
öğrendikten sonra yeni video indirme programını öğrenmekte zorlanması (alışkanlıkların çatışması) öğrenme psikolojisine göre olumsuz aktarım kavramıyla
açıklanır. Verilen paragraf dikkatlice incelenecek olursa
Abdurrahman’da daha önce kullanmış olduğu video
programına karşı bir el alışkanlığı oluşmuş ve dolayısıyla video indirmesi gerektiğinde yeni program yerine eskisini çalıştırmıştır. Dolayısıyla Abdurrahman’da
hatırlamayla (bilişsel yapıyla) ilgili bir problemden çok
psikomotor niteliğindeki bir davranışın sergilenmesi anlamında bir problem yaşanmıştır.
Verilen seçenekler içerisinde bulunan güdüsel unutma
(Bastırma) kavramı ise savunma mekanizmasıyla ilgili
bir kavram olup bireyin uygun görmediği durumları bilincinden uzaklaştırarak unutması durumu olması nedeniyle soru için bu kavram geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki
en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların
ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle)
ilgili olmasıdır.
Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması
durumları üzerinde durulur.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2.
Deniz Hanım’ın, kocasıyla mutlu ve huzurlu yaşayabilmek için çeşitli girişimlerde bulunmuş(çabalamış)
ancak istediği mutlu ve huzurlu hayata bir türlü ulaşamayınca çabalamaktan vazgeçmiş olması ‘’Öğrenilmiş
çaresizlik’’ kavramıyla açıklanır.
ÇÖZÜM–2
1.
88
5.
Doğan Öğretmen, Seyithan isimli öğrencinin hatalı
davranışını görerek ceza vermemiş ancak bunun yerine tekrar hatalı davranışı yapmaması için ona cezaya
alternatif bir yol olan ‘’Olumsuz pekiştirme/pekiştireç
kullanma’’ yolunu tercih etmiştir. Bu uygulama biçiminde; kişiye hatalı davranış yaparsa bunun sonucunda
hoşuna gitmeyen bir durumla karşılaşılacağı önceden
bildirilir ve kişide istenmeyen durumla karşılaşmamak
için davranışına çeki düzen verir.
7.
Süleyman Bey, ilk görev yaptığı okuluna karşı
koşullanmış(Bu süreçte okul koşullu uyarıcı olmuş,
okulunu benimseyip sevmesi de koşullu tepki olmuştur.) ve bu koşullanmadan sonra ise eski okulunun
etkisi(koşullu uyarıcı) ile karşısına çıkan diğer nötr
uyarıcılara(diğer okullara) karşı koşullanamamış olması ‘’Engelleme’’ kavramına karşılık gelmektedir.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır;
Doğan Öğretmen’in, Seyithan’ın elinden hoşuna giden
bir uyarıcıyı almamış olması nedeniyle en kuvvetli çeldirici olan ‘’İkinci tip ceza’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir.
Süleyman Bey, birden fazla nötr uyarıcıyı(okulu) aynı
anda görüp en dikkat çekici olanına karşı bir koşullanma yaşamamış olması nedeniyle ‘’Gölgeleme’’ kavramı
geçerliğini yitirmiştir.
Ek Bilgi: Öğrenme psikolojisinde, kullanılan tehditlere olumsuz pekiştirme adı verilir. (Yani tehdidin eğitim
bilimlerindeki kibar adı olumsuz pekiştirmedir.) Örneğin
ödevini yapmazsan dışarıya çıkamazsın, sessiz olmazsan teneffüse çıkamazsın, sınavda konuşanın kâğıdını
alırım gibi.
Süleyman Bey yapmış olduğu bir davranışın karşılığında herhangi bir uyarıcı(pekiştireç) almamış ve dolayısıyla da yapmış olduğu davranışın yanındaki başka bir
davranışı da sergilemeye başlamamış olması nedeniyle ‘’Etkinin yayılması’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Bir edimsel koşullama faaliyetinde, bir davranışın sıklığını arttırmak veya azaltmak için kullanılan
uyaranın bir süre sonra istenmeyen davranışı pekiştirmeye başlaması durumuna “karşı pekiştirme” denir.
Sürekli olarak olumsuz davranışların üstüne gitmek
veya sadece olumsuz bir durum gerçekleştiğinde pekiştirme işlemi yapmak bu duruma sebebiyet verir.
8.
6.
Tekir’in yaşadığı kaza ‘’Kaçma koşullanması’’ kavramına karşılık gelirken, yeniden bir kaza yaşamamak
için caddeden uzak durmaya çalışması ise ‘’Kaçınma
koşullanması’’ kavramına karşılık gelmektedir. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise kaçınma koşullanmasının, olumsuz pekiştirme ve ayırt etme kavramlarını da içinde barındırmasıdır.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi
de içinde barındıran geniş bir kavramdır. Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde kaçma koşullanmasının(uyarıcıyı
görerek ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış
olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma
koşullanması yok ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o
zaman cevap olumsuz pekiştirmedir. Kaçma koşullanması gerçekleşmeden kaçınma koşullanması oluşmaz.
Elektrik şirketinin, dürüst vatandaşların faturalarına kaçak elektrik bedelini yüklemesi dürüst vatandaşlar için
bir ceza iken kaçak elektrik kullananlar için ise olumsuz
pekiştirmedir. Çünkü yapılan bu uygulama ile kaçak
elektrik kullananların, hem ileride karşılaşabilecekleri
sıkıntıların(cezaların) önüne geçilmiş hem de ödemeleri gereken fatura yükünden kurtulmuş olmaktadırlar.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Karşı pekiştirme; istenmeyen bir davranışın ortadan
kaldırılması için verilen uyarıcılara(ceza veya pekiştirece) rağmen davranışın ortadan kalkmaması durumudur. Kaçak elektrik kullanan kişilere karşı herhangi bir
uyarıcı verilmemiş olması nedeniyle ‘’Karşı pekiştirme’’
kavramı geçerliğini yitirmiştir.
Kaçak elektrik kullanan kişilere dışarıdan hoşlarına gidecek bir uyarıcı(olumlu pekiştireç) verilmemiş olması
nedeniyle ‘’Olumlu pekiştireç’’ kavramı geçerliğini yitirmiştir
Yanıt: E
Ek Bilgi: Karşıt koşullanma bir tepkinin oluşmasına
neden olan uyarıcılar değiştirilerek karşı tepkinin oluşturulması sürecine denir.
89
9.
Orhan’ın jilete karşı koşullanmadan önce (olaydan
önce) jilet ile tıraş köpüğünü birlikte görmesi ve bu iki
nötr uyarıcıdan birine (jilete) karşı koşullanınca diğerine de(tıraş köpüğüne de) otomatikman koşullanmış
olması tipik bir duyusal ön koşullanma (ön şartlanma)
durumudur.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Koşullanmadan (olaydan) önce (nötr) uyarıcılar görülüp daha sonra birine karşı koşullanınca diğer
uyarıcıya da yaşantı geçirilmeden koşullanma oluşmasına duyusal ön şartlanma adı verilirken, koşullanma
(olay) olduktan sonra koşullu uyarıcı başka bir (nötr)
uyarıcıyla eşleşip yeni bir koşullanmanın oluşmasına
ise dereceli (üst düzey) koşullanma adı verilir.
Bu tip soruların çözümünde dikkat edilecek en önemli
nokta uyarıcıların olaydan (koşullanmadan) önce mi
yoksa sonra mı görüldüğüdür.
11. Vakıf, yaptırmış olduğu reklam panosunda ‘’Algısal
yanılsama(illüzyon)’’ sürecini etkin bir şekilde kullanmıştır. Bu algısal örgütleme yasasına göre bireyin,
karşısındaki uyarıcıyı olduğundan farklı algılaması
durumu söz konusudur.(Örneğin, su dolu bardağın
içindeki sağlam bir kalemin kırık bir şekilde görülmesi
gibi.) Panoya yerleştirilen özel bir mercek sayesinde
135 cm’den uzun ya da kısa olanların görmüş oldukları mesajların farklı olması algısal illüzyon kavramına
güzel bir örnektir. Nasıl ki su dolu bardağın içindeki
kalemi herkes kırıkmış gibi algılıyorsa bu durumda da
kişi boy uzunluğuna göre(yetişkinler ve çocuklar) aynı
panodan(iki farklı mesajın yine aynı panonun üstüne
yerleştirilmesine rağmen) birbirinden farklı mesajları
görüp algılaya bileceklerdir.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır;
Sabit olan nesnelerin hareketliymiş gibi algılanmamış
olması nedeniyle ‘’Phi fenomen’’ yasası geçerliliğini
yitirmiştir.
Algıya giren şiddetli uyarıcıya odaklanırken diğer uyarıcıya odaklanılmaması(Dikkat edilirse kişi boy uzunluğuna göre uyarıcıdan yani mesajdan sadece birini görebilmekte diğeri ise algısına hiç girmemektedir.) gibi bir
durumun yaşanmamış olması nedeniyle ‘’Şekil-zemin
ilişkisi’’ yasası geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
tirilmediklerinde gayretli çalışmayı bırakmış olmaları
‘’Sönme’’ kavramına karşılık gelirken, gayretli çalışan
işçilerin arada bir(değişken aralıklarla) sürpriz niteliğinde takdir edilmeleri(pekiştirilmeleri) ise ‘’Değişken aralıklı pekiştirme’’ tarifesine karşılık gelmektedir.
Değişken oranlı pekiştirmede kişi yapılan kaç doğru
davranışlardan sonra pekiştirileceğini önceden bilemezken, değişken aralıklı pekiştirmede ise kişi ne
zaman pekiştirileceğini önceden bilemez. Verilen paragrafta da davranışa odaklı değil zamana odaklı bir
pekiştirme durumu önerilmiştir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Alışma, kişinin beş duyu organıyla hissedebildiği fiziksel uyarıcılarla uzun süre karşılaşması sonucunda o uyarıcılara karşı tepkisiz kalması durumuyken,
sönme ise kişinin pekiştirilmemesi sonucunda sergilemiş olduğu bir davranış biçimini terk etmesidir.
12. Oyuna katılan çocukların gözlerinin kapalı olması ve
kendi etraflarında döndürüldükleri yetmezmiş gibi birde
panonun da yeriyle oynanması, çocukların deneme yanılma yaparak başarılı olmasını beklemekten başka bir
süreç değildir. Oyuna katılan çocuklar ellerindeki kuyruğu olması gereken yere yapıştırana kadar aralıksız
bir deneme yanılma sürecine girecek ve en sonunda
tesadüfi bir şekilde başarıya ulaşacaklardır.
Yanıt: A
Ek Bilgi: İşaret öğrenme, davranışçı kuram ile Gestalt’ı
birleştirmiştir. Öğrenme sürecini küçük parçalar halinde
değil bütüncül olarak ele alır. İçe bakışı reddeder. Davranışın oluşumunda bireysel faktörler de vardır. Organizma davranıştan sonra bir pekiştireç geleceğine dair
bir biliş geliştirir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
10. Pekiştirilmeyen davranışlar söner. Yani işçilerin pekiş-
Ek Bilgi: Algıda seçicilik, insanın algı sürecinde etkili
olduğu kabul edilmiş psikolojik bir kavramdır. Çevrede
bulunan uyarıcılardan, olaylardan ya da nesnelerden
bir ya da birkaçına dikkati yöneltmektir. Algısal basitlik,
organizma, karmaşık, zor olaylar yerine daha basit ve
düzenli olanı algılama eğilimindedir. Basit, düzenli bir
şekilde organize edilmiş şekiller karmaşık olanlardan
daha kolay algılanır. Oldukça karmaşık bir yapıya sahip
bir problemin daha kolay ve tek boyutlu probleme göre
algılanması daha zordur.
90
13. Berke, dedelerinin isimlerini kodlarken sıralı bir şekilde
listedeki isimleri rakamsal askılarla (bir yerine Pir, iki
yerine Tilki, üç yerine Güç, dört yerine Kort, beş yerine
Baş) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmesi ‘’Askı
sözcük’’ yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucunu
kullandığının bir kanıtıdır.
Kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Berke’nin sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir
şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle bu
bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim
(loci) yöntemi geçerliğini yitirmiştir.
Berke’nin, dedelerinin isimlerinin baş harflerini kullanarak anlamlı bir cümle veya kelime oluşturmaya çalışmamış olması nedeniyle ilk harf (akrostiş) yöntemi de
geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Anahtar sözcük yöntemi imajların kullanıldığı
iki yönteme benzemekle birlikte, bu yöntem bilgiyi doğru sırayla hatırlamak için kullanılmaz; özellikle yabancı
dildeki sözcükleri öğrenmek için kullanılır. Çeşitli konu
alanlarının kavram ve olgularının öğrenilmesinde de
kullanılabilir.
dırma) farklı tepki çeşitlerinde bulunması ‘’Tepki genellemesi’’ kavramı ile açıklanabilir. Bir uyarıcıya karşı birden
fazla tepki çeşidinin sergileniyor olmasının tepki genellemesinin en bariz belirtisi olduğu unutulmamalıdır.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Ayırt edici edim, ayırt edici uyarıcının organizmayı harekete geçirmesiyle oluşan davranışa verilen isimdir.
Özgür’de ise böyle bir durumunun yaşanması nedeniyle ayırt edici edim kavramı geçerliğini yitirmiştir.
Garcia etkisi, yaşanan bir olayın olumlu ya da olumsuzluğunun diğer durumlara da yayılmasıdır. Bu yayılma
yapılırken uyarıcıların birbirini çağrıştırması yeterlidir.
Özgür’de ise böyle bir çağrışım yaşanmamış olması
nedeniyle Garcia etkisi kavramı geçerliğini yitirmiştir.
Gözlemcinin, modelin yapmış olduğu bir davranışı taklit
etmesi ve bunun sonucunda pekiştireç almasıyla birlikte modelin diğer davranışlarını da örnek almaya başlaması durumu ‘’Genellenmiş taklit’’ kavramı ile açıklanır.
Özgür’de ise böyle bir durumun yaşanmamış olması nedeniyle genellenmiş taklit kavramı geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Uyarıcı genellemesinde uyarıcı sayısı çokken, tepki genellemesinde ise sergilenen tepki sayısı
çoktur.
U1
T3
U2 →Tepki - Uyarıcı
U3
Uyarıcı
genellemesi
T2
→
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
14. Özgür’ün aynı uyarıcıya karşı(sabahları kardeşini uyan-
T1
Tepki
genellemesi
15. Bir probleme yaratıcı çözümler bulabilmek için öncelik-
le problemin tüm unsurlarının tam bir şekilde algılanmış olması gerekir. Problemin unsurlarının tam olarak
algılanamaması sonucunda, probleme yaratıcı çözümler bulunamaması durumu ‘’Algısal engeller’’ kavramına karşılık gelmektedir. Paragrafta da bu kavramın
önemine vurgu yapılmaktadır.
Yanıt: D
Ek Bilgi: İşleve takılma : nesneleri belli işlevlerinin dışında kullanmamaktır.
16. Narin’in,
kaykaydan(nötr uyarıcı) düşerek dizinin derisinin yüzülmesiyle (koşulsuz uyarıcı) canının yanması(koşulsuz tepki), bu süreçten sonra
kaykayı(koşullu uyarıcıyı) görünce dizinde bir sızı
hissetmesi ise (koşullu tepki) kavramlarına karşılık gelmektedir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Klasik koşullanma ilkeleri:
Bitişiklik: nötr (şartlı) ve koşulsuz uyarıcının verilme zamanları birbirine yakın olmalıdır. Koşullu ve koşulsuz
uyaranın ardı ardına verilmesine bitişiklik denir.
Habercilik: koşullu uyarıcının kendisinden sonra koşulsuz uyarıcının geleceğini organizmaya hatırlatmasıdır.
İki tür habercilik vardır.
Olumlu habercilik (ileriye yönelik koşullanma): koşullu
uyarıcının kendisinden sonra gelecek koşulsuz uyaranın verileceğinin habercisidir.
Olumsuz habercilik (geriye yönelik koşullanma): koşullu uyarıcının, koşulsuz uyarıcının verilmeyeceğine yani
geride kaldığına ilişkin haberci olmasıdır
Sönme: koşullanma gerçekleştikten sonra şartlı uyarıcının koşullu uyarıcı olmadan tek başına verilmesi sonucu şartlı tepkinin azalarak ortadan kalkmasıdır.
91
DENEME – 3
1.
3.
Yanıt: D
Yanıt: E
Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki
en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların
ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle)
ilgili olmasıdır.
Ek Bilgi: Duyusal uyum(alışma) beş duyu organımızla algılayabildiğimiz fiziksel uyarıcılara(ses, koku, ışık
vb.) alışıp bunlara karşı tepkide bulunmama durumuyken, duyarsızlaşma psikolojik uyarıcılara alışıp korku,
üzülme, heyecan, vb. gibi tepkilerde bulunmama durumudur.
Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise; ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması
durumları üzerinde durulur.
Mehmet istemediği iki durum olan annesinin dayağı ve
karanlık ile karşı karşıya kalmış ve daha çok dikkat çeken uyarıcı olan annesinin dayağından uzak durmayı
seçerek karanlık ortama sığınmış olması ancak ‘’Gölgeleme’’ kavramıyla açıklanabilir.
Annesinin şiddetine maruz kalıp(yani uyarıcıyla karşılaşıp) ortamı terk etmediği için kaçma koşullanması geçerliğini yitirmiştir. Daha önce annesinin dayağıyla karşılaşıp ortamdan uzaklaşmaması(Kaçma koşullanması
yaşamaması) nedeniyle de kaçınma koşullanması
geçerliğini yitirmiştir. İki uyarıcıdan en dikkat çekici olanına koşullanarak buna göre hareket etmesi durumu
soru kökünün özünü oluşturması nedeniyle Mehmet’in
annesinin dayağından kurtulmak için saklanmasıyla
yapmış olduğu olumsuz pekiştirmenin bu soruda istenilen cevap olma niteliğini ortadan kaldırmıştır.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Karşıt koşullanma; koşullu uyarıcının aksi etki
yaratacak uyarıcı ile eşleştirilmesi sonucunda, başlangıçtaki etkisinin ortadan kaldırılması yöntemidir.
4.
Derya’nın sobaya karşı koşullanmadan önce(olaydan
önce) sobayla ışıldağı birlikte görmesi ve bu iki nötr
uyarıcıdan birine(sobaya) karşı koşullanınca diğerine
de(ışıldağa da) otomatikman koşullanması tipik bir duyusal ön şartlanma durumudur.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Koşullanmadan (olaydan) önce (nötr) uyarıcılar görülüp daha sonra birine karşı koşullanınca diğer
uyarıcıya da yaşantı geçirilmeden koşullanma oluşmasına duyusal ön şartlanma adı verilirken, koşullanma
(olay) olduktan sonra koşullu uyarıcı başka bir (nötr)
uyarıcıyla eşleşip yeni bir koşullanmanın oluşmasına
ise dereceli(üst düzey) koşullanma adı verilir.
Bu tip soruların çözümünde dikkat edilecek en önemli
nokta; uyarıcıların olaydan(Koşullanmadan) önce mi
yoksa sonra mı görüldüğüdür.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2.
Duyusal uyum (alışma); organizmanın belli bir fiziksel
uyarıcıya(uyarıcının şiddetinde bir değişme olmadan)
belli bir süre maruz kalması sonucunda organizmanın
o uyarıcıya karşı tepki vermemesi durumudur. Bu durum duyu organlarına yönelik bir alışmadır. Buna göre;
A, B, C ve D seçeneklerinde duyu organlarının yaşamış olduğu bir alışmadan söz edilirken E seçeneğinde
ise psikolojik bir uyarana alışarak tepki vermeme durumu olması nedeniyle sorunun cevabı E seçeneğidir.
ÇÖZÜM–3
Neslihan’ın izcilikte öğrenmiş olduğu düğümden sonra dağcılık kulübünde kullanılan düğümü öğrenmekte
zorlanması öğrenme psikolojisine göre olumsuz aktarım kavramıyla açıklanır. Verilen seçenekler içerisinde
bulunan güdüsel unutma (bastırma) kavramı ise savunma mekanizmasıyla ilgili bir kavram olup bireyin
uygun görmediği durumları bilincinden uzaklaştırarak
unutmasıdır.
92
5.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6.
Bahadır’ın yaşamış olduğu bu süreç içerisinde itfaiye aracının siren sesi önceden nötr uyarıcıyken,
Bahadır’ın otomobile sıkışarak canının yanması (koşulsuz uyarıcı) sonucunda koşulsuz uyarıcıyla eşleşmiş ve koşullu uyarıcı hâline gelmiştir. Bahadır’ın siren
sesini duyunca korkudan titremesi ise koşullu tepkidir.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır;
Olayda bir koşulsuz uyarıcının geride kaldığını haber
veren bir durumun olmaması nedeniyle olumsuz habercilik seçeneği geçerliliğini yitirmiştir.
Uyarıcıyı görüp ortamdan uzaklaşma gibi bir durumun
yaşanmaması nedeniyle kaçma koşullanması (Zaten
daha önce uyarıcıyla karşılaşılmış yaşanan bu süreçten sonra ancak kaçınma koşullanması oluşabilir.) seçeneği geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Tepkisel koşullanma yoluyla genellikle sevgi,
korku, nefret, tiksinme gibi duygusal ve (tik, mide bulantısı, göz bebeği, vb.) basit refleksif davranışlar kazanılabilir. Genellikle çıkan soru tarzları da bu yöndedir.
Edimsel koşullanma yoluyla ise daha çok alışkanlık
kazanılması tarzındaki psikomotor öğrenmeler kazanılmakta olup genellikle soru tarzları da bu yöndedir.
Erhan’ın köpek balığını görünce yüzerek sahile ulaşması ‘’Kaçma koşullanması’’ kavramına karşılık gelirken, köpekbalığıyla yeniden karşılaşmamak için denizden uzak durması ise ‘’Kaçınma koşullanması’’ kavramına karşılık gelmektedir. Unutulmaması gereken en
önemli nokta ise kaçınma koşullanmasının, olumsuz
pekiştirme ve ayırt etme kavramlarını da içinde barındırmasıdır. Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır;
Erhan’ın, kaçma koşullanması (köpek balığıyla karşılaşıp ortamdan uzaklaşması) gerçekleşmeden önce
olumsuz bir durumla (köpek balığıyla) karşılaşmamak
için davranışlarını bu yönde düzenlemiş (denize girmemiş) olsaydı sorunun cevabı olumsuz pekiştirme olurdu. Böyle bir durumun yaşanmamış olmasından dolayı
olumsuz pekiştirme seçeneği geçerliğini yitirmiştir.
Erhan’ın köpekbalığını daha önceden denizde görmüş
olmasıyla (iki nötr uyarıcıyı koşullanmadan önce bir arada görmemiş) ilgili soruda bir vurgu yapılmamış olması
nedeniyle duyusal ön şartlanma seçeneği geçerliğini
yitirmiştir.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Kaçınma koşullanması olumsuz pekiştirmeyi
de içinde barındıran geniş bir kavramdır. Bu iki kavramın arasında bulunan en bariz fark; kaçınma koşullanmasının öncesinde kaçma koşullanmasının(uyarıcıyı
görerek ortamdan uzaklaşma durumunun) yaşanmış
olmasıdır. Yani eğer paragrafta bir kaçma koşullanması var ise cevap kaçınma koşullanması, şayet kaçma
koşullanması yok ve kişi olumsuz bir durumla karşılaşmamak için davranışlarını bu yönde düzenliyorsa o
zaman cevap olumsuz pekiştirmedir. Unutmayalım ki
kaçma koşullanması gerçekleşmeden kaçınma koşullanması oluşmaz.
7.
Murat’ın ceza almamak (olumsuz bir durumla karşılaşmamak) için davranışlarına çeki düzen vermesi olumsuz pekiştirme kavramı ile açıklanır.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır;
Murat yatağını düzeltmek, sinekkaydı sakal tıraşı olmak ve botlarını boyamak gibi durumları yapmayan ve
bunun neticesinde cezalandırılan birilerini görmemesi
nedeniyle dolaylı ceza seçeneği geçerliğini yitirmiştir.
Bu seçenekle ilgili kafa karıştırabilecek tek durum arkadaşları tarafından Murat’ın sıkı sıkı tembihlenmesi
durumudur. Ancak soru kökünde arkadaşlarının bu
konular yüzünden ceza aldıklarına dair bir bilginin verilmemiş olması ve arkadaşlarının Murat’a sadece tembihte (öğütte) bulunmuş olması nedeniyle dolaylı ceza
bu soru için geçerliğini yitirmiştir.
Murat’ın başkalarını gözleyerek korku, sevgi, tiksinme
vb. herhangi bir duyguyu geliştirmemiş olması nedeniyle dolaylı duygu seçeneği geçerliğini yitirmiştir.
Murat’ın başkaları yapıyor diye daha önce bilmiş olduğu bir davranışı sergilememiş olması nedeniyle tepki
kolaylaştırma seçeneği geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Olumsuz pekiştireç;
––
8.
Ceza değildir.
––
Olumlu davranışı ortaya çıkarmak için kullanılır.
––
Geri çekildiğinde olumlu davranış ortaya çıkar.
––
Geri çekilmediğinde cezaya dönüşür.
Canlının koşullandığı uyarıcının çekiciliğini ortadan
kaldırmak ya da etkisini azaltmak için bu uyarıcının,
istenmeyen(itici) bir uyarıcıyla eşleştirilmesine ‘’İtici
uyarıcıya koşullama’’ adı verilir. Korkut’un annesi de
baş dönmesi durumunu(itici uyarıcıyı) bilgisayarda
oyun oynama durumuyla(çekici uyarıcı) eşleştirmeye
çalışarak oğlunu bilgisayardan uzak tutmayı amaçlamıştır.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Karşıt tepki oluşturma; bir çeşit savunma mekanizması
olup kişinin hissettiklerinin tam tersi bir biçimde davranmasıdır. Böyle bir uygulamanın yapılmamış olması
nedeniyle karşıt tepki oluşturma seçeneği geçerliğini
yitirmiştir.
Korkut’a direk bir ceza uygulanmaması nedeniyle de
birinci tip ceza seçeneği geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Çağrışımsal zıtlıkta uyarıcı ve tepki arasındaki bağlantı tek yönlü oluşur ve tersine çevrilemez. 1’den
100’e kadar saymayı öğrenen birey, 100’den geriye
doğru sayamaz.
93
9.
Aynı anda birden fazla(Sabit oranlı, sabit aralıklı ve
değişken oranlı) pekiştirme tarifesi kullanılmış olması
nedeniyle fabrikanın bu uygulaması ancak ‘’Katışık
(Karma = Birleşik) pekiştirme’’ tarifesiyle açıklanabilir.
Bu nedenle diğer seçeneklerde otomatikman geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Katışık pekiştirme, sadece sabit oranlı ve sabit aralıklı tarifenin değil, birden fazla farklı tarife türünün birlikte geçilmek zorunda olduğu bir süreçtir.
11. Tepki kolaylaştırma, gözlemci tarafından daha önceden bilinen bir davranışın model tarafından yapılınca
gözlemci tarafından da sergilenmesi durumudur. Yolcuların da acil durumlarda ortamı nasıl ivedilikle(telaşlı
bir biçimde) terk edeceklerinin bilgisine sahip olması
ve şoförün ivedilikle aracı terk etmesi sonucunda yolcuların da aynı davranış biçimini sergilemeleri ‘’Tepki
kolaylaştırma’’ durumuna güzel bir örnektir.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Sorunun etkinin yayılması kavramı ile açıklanabilmesi
için; yapılan doğru bir davranışın sonunda pekiştireç
verilmeli ve bu pekiştirecin etkisiyle doğru davranışın
yanında yapılmış olan istenmeyen bir davranışın da
canlı tarafından doğru olarak algılanması ve yapılmaya
devam ediliyor olması gerekirdi.
Gözlemcinin, modelin bir davranışının sonucundan
etkilenerek o davranışı yapmaya istekli olması ve davranışı yapabileceğine dair kendisine olan inanmasına
dolaylı güdülenme adı verilir. Yolcuların böyle bir süreci
yaşamamış olması nedeniyle de bu seçenek geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
10. Coşkun’un karşılaştığı tüm kadınlara karşı aynı davra-
nış biçimini sergilemesi ‘’Uyarıcı genellemesi’’ ile açıklanabilir. Benzer uyarıcılara karşı tek tip tepkide bulunma durumunun uyarıcı genellemesinin en bariz belirtisi
olduğu unutulmamalıdır.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Ayırt edici edim, ayırt edici uyarıcının organizmayı harekete geçirmesiyle oluşan davranışa verilen isimdir.
Coşkun’da ise böyle bir ayırt etmeden ziyade var olan
uyarıcılara karşı bir genelleme yoluna giderek tek çeşit tepkide bulunma durumunun yaşanması nedeniyle
ayırt edici edim seçeneği geçerliğini yitirmiştir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Uyarıcı genellemesinde; uyarıcı sayısı çokken, tepki genellemesinde sergilenen tepki sayısı çoktur.
12. Aynı yönde giden işaretler, sesler ve şekillerin birlikte
gruplandırılarak bir birinin devamı olarak algılanması
ve sürekli devam ettiğinin hissine kapılması ‘’Algıda
süreklilik(devamlılık)’’ yasasıyla açıklanır. Birinci şekildeki durumda bu algısal yasaya güzel bir örnektir.
Yarım kalmış (tamamlanmamış) durumdaki şekillerin,
seslerin ve çizgilerin canlı tarafından tamamlanmış şekilde algılanması ‘’Algıda tamamlama’’ yasasıyla açıklanır. İkinci şekildeki durum ise bu algısal yasaya güzel
bir örnektir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Fiziksel illüzyon, algılanan uyarıcının özelliklerinden kaynaklanır. Bardaktaki çay kaşığının kırılmış
gibi gözükmesi fiziksel illüzyona örnektir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Çekinme/çekinmemede de sergilenen davranışların önceden gözlemci tarafından biliniyor olması
tepki kolaylaştırmayla ortak noktasıdır. Farkı ise; çekinme/çekinmemede sosyal olarak kabul görmeyen bir
davranışın sergilenmesi varken tepki kolaylaştırmada
ise sosyal olarak kabul gören bir davranışın sergilenmesi söz konusudur.
94
13. Ayak sesi nötr uyarıcı iken koşullanma süreciyle birlikte koşullu uyarıcı hâline gelmiştir. Taze meyve ise bu
koşullanma sürecinde koşulsuz uyarıcı (edimsel koşullanma sürecine göre ise birincil olumlu pekiştireç)dır.
Maymunun taze meyveye karşı sevinme tepkisinde
bulunması ise koşulsuz uyarıcıya karşı verilen bir tepki
olması nedeniyle koşulsuz tepkidir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: İkincil pekiştireçler etkilerini daha çok klasik
koşullanma yoluyla, birincil pekiştireçlerle eşleşerek
kazanırlar. İkincil pekiştireçler öğrenmeye dayalı olduğu için etkisi her canlıda farklıdır.
15. Karga, balık tutmaya niyetlendikten sonra balık tutmak
için önce herhangi bir girişimde bulunmamış sadece
karşılaştığı problemle ilgili zihninde çeşitli çözüm yollarını sınamış ve aniden ekmekle balıkları kıyıya çekebileceğini düşünerek probleme çözüm üretmiştir.
Karganın herhangi bir girişimde bulunmadan ve problem durumuyla alakasız bir davranış biçimi sergilerken
birden harekete geçip çözüme ulaşması ‘’Kavrama yoluyla öğrenme’’ ile açıklanabilir.
Karganın, aralıksız bir şekilde denemeler yaparak sonuca tesadüfi bir şekilde ulaşmamış olması deneme
yanılma yoluyla çözüme ulaşmadığının bir göstergesidir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: İşaret öğrenmeye göre öğrenme işarete verilen tepkidir. Tepkisel koşullanma düzeyinde basit bir
öğrenmedir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
14. Thorndike’a göre çağrışım tek yönlüdür, yani uyarıcıtepki bağı nasıl kurulmuş ise sergileniş biçimi de o yönde daha kolaydır bu durumu tersten yapmak ise daha
zordur. Thorndike bu durumu ‘’Çağrışımsal zıtlık’’ olarak açıklamıştır. Deneklerin deneyin ikinci aşamasında
yaşadığı sorunda bu durumdan kaynaklanmaktadır.
Bazı kuvvetli çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır:
Kademeli yaklaşmanın başka bir boyutunu oluşturan
tersine zincir durumunun soruda geçerli olabilmesi için
yeni bir davranışın sondan başa doğru aşamalı bir şekilde kazandırılması ve her aşamasında pekiştireç verilmiş olması gerekirdi.
Sonralık etkisi son öğrenilenlerin daha kolay hatırlanması durumuyken, geriye ket vurma ise yeni öğrenilmiş
bir bilginin eski bilginin hatırlanmasını zorlaştırması durumudur. Ancak soru kökünde yukarıda verilen iki kavramla ilgili bir durumdan ziyade öğrenilmiş bir bilginin
sondan başa doğru sıralanması esnasında yaşanan
zorlanılmadan bahsettiği göz ardı edilmemelidir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Thorndike’ın hazırbulunuşluk yasasına göre
birey;
––
Etkinliğe hazırsa ve izin veriliyorsa mutlu olur.
––
Hazır fakat izin verilmiyorsa kızgınlık duyar.
––
Hazır değil fakat etkinliğe zorlanırsa kızgınlık duyar.
16. Çiğdem’in, listedeki isimlerinin baş harflerini kullana-
rak anlamlı bir cümle oluşturmaya çalışması, ‘’ilk harf
(akrostiş)’’ yöntemi adı verilen bellek destekleyici ipucu
ile açıklanır. İlk harf yönteminde harfleri bir araya getirerek anlamlı kelimeler oluşturmanın yanında harflerin
her birini kelimelere dönüştürerek anlamlı cümlelerde
oluşturulabilmektedir.
En kuvvetli bazı çeldiricilerin geçersiz olma nedenleri
ise şunlardır:
Çiğdem’in bilgileri kodlarken listedeki isimleri rakamsal
askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle
askı sözcük yöntemi geçerliğini yitirmiştir.
Çiğdem’in sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir
şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle bu
bilgileri ilişkilendirmemiş olmasından dolayı yerleşim
(loci) yöntemi geçerliğini yitirmiştir.
Çiğdem’in sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken bilgileri
kullanarak bir hikâye oluşturmamış olmasından dolayı zincirleme yöntemi geçerliğini yitirmiştir. (Zincirleme
yönteminde; öğrenilecek olan sıralı bilgiler ilginç hikayelere dönüştürülür ve hikayenin içerisinde istenilen
bilgiler sıralı bir şekilde yerleştirilirken oluşturulan her
bir cümlenin bir biriyle bağlantılı olmasına dikkat edilir.)
Yanıt: E
Ek Bilgi: Yerleşim (loci) yöntemi; hatırlanmak istenen
bilginin bir mekânla ilişkilendirilmesi ile oluşturulmaktadır.
95
DENEME – 4
Burada üzerinde durulan asıl kavram Murat Cemcir’in
Tahiyyat süresini öğrendikten sonra Sübhaneke süresini hatırlayamamasıdır. Yani sonra öğrendiği bir bilgi
daha önce öğrenmiş olduğu bir bilginin hatırlanmasını
zorlaştırmıştır ve bu durum öğrenme psikolojisine göre
geriye ket vurma kavramıyla açıklanır. Verilen seçenekler içerisinde bulunan güdüsel unutma (Bastırma)
kavramı ise savunma mekanizmasıyla ilgili bir kavram
olup bireyin uygun görmediği (sevmediği) durumları bilincinden uzaklaştırarak unutmasıdır.
3.
Karşıt koşullanmanın geçersiz olma nedeni; önceden
Thomas’ın sandviçi çok sevdiğine ve yaşadığı olaydan
sonra nefret ettiğine dair bir ifadenin bulunmamasıdır.
(karşıt koşullanma; geçirilen yaşantı sonucunda kişinin
önceden bir uyarıcıya karşı vermiş olduğu tepkinin tam
tersini vermeye başlamasıdır.)
Yanıt: C
Geçici koşullanmanın geçersiz olma nedeni; tek başına
koşulsuz uyarıcının, belli zaman aralıklarında verilmesi
gibi bir durumun yaşanmamasıdır.
Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki
en bariz fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların
ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle)
ilgili olmasıdır.
Ön koşullanmanın geçersiz olma nedeni; Thomas’ın
olumsuz olayı yaşamadan önce iki nötr uyarıcıyı bir
arada görme ve daha sonra birine karşı koşullanınca
diğerine de otomatikman koşullanma gibi bir sürecin
yaşanmamasıdır.
Yanıt: B
Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise; ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması
durumları üzerinde durulur. Aktarmada öğrenme süreci
tamamlanmamış, ket vurmada ise öğrenme süreci tamamlanmıştır.
Ek Bilgi: Tepkisel koşullanma yoluyla genellikle sevgi,
korku, nefret, tiksinme gibi duygusal ve (tik, mide bulantısı, göz bebeği, vb.) basit refleksif davranışlar kazanılabilir. Genellikle çıkan soru tarzları da bu yöndedir.
Edimsel koşullanma yoluyla ise daha çok alışkanlık kazanılması tarzındaki psikomotor öğrenmeler kazanılmakta olup genellikle soru tarzları da bu yöndedir.
4.
Ramazan, kardeşini sevdiği durum olan yüksek sesli
müzik dinlemeyle (sevilen uyarıcı) birlikte hoşlanmadığı
durum olan karanlıkta (sevmediği uyarıcı) kalmaya aynı
anda maruz bırakmış (zıt tepki yöntemini uygulamış) ve
istenmeyen davranışı ortadan kaldırmıştır. Diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise;
Ramazan’ın kardeşini çukura kapatması ilk etapta bir
ceza türü olarak algılanmış olabilir ancak Ramazan’ın
bu şekilde davranması karanlık bir ortam elde etmeyi
amaçlamasından kaynaklanmaktadır.
Ramazan, kardeşini sadece uzun süre yüksek sesli
müzik dinlemeye maruz bırakmış olsaydı o zaman sorunun cevabı bıktırma yöntemi olurdu ancak Ramazan
bu durumla yetinmemiş ve yukarıda bahsedilen iki durumu da aynı anda kullanmıştır.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Karşı karşıya getirme; yapılan uygulamalar
içerisinde kişinin sevmediği bir uyarıcıyla uzun süre bir
arada kalması sağlanarak o uyarıcıya karşı olumsuz
tutumunu ortadan kaldırma gibi bir durumun yaşanmasıdır.
Hangi hükümlü ve tutuklunun daha çok kitap okuyacağı ve birinci olacağı önceden belirli olmadığı için,
mahkûmlar birinci olabilmek için daha çok kitap okuyacaklardır. Dolayısıyla cezaevi yönetiminin uygulamış
olduğu tarife ‘’değişken oranlı pekiştirme’’ tarifesidir.
(Değişken oranlı pekiştirme tarifesinde; pekiştirme işleminin kaç davranıştan sonra yapılacağı belli değildir.)
diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise;
Sürekli pekiştirme: Yapılan her olumlu davranışın pekiştirilmemiş olmasından dolayıdır.
Sabit oranlı pekiştirme: Ancak belli sayıda doğru davranış yapılınca pekiştirme yapılmamasından dolayıdır.
Artan oranlı pekiştirme: İstenilen davranış sayısının
sistematik bir biçimde artırılıp pekiştirme işlemi yapılmamasından dolayıdır.
Sabit aralıklı pekiştirme: Soruda verilen dört aylık yarışma süresi kafa karıştırıcı olup tarifenin sabit aralıklı
olduğu düşüncesine sebep olabilir ancak dikkat edilecek olursa dört ayın sonunda yarışmaya katılan herkese ödül verilmemekte ve sadece en çok kitap okuyup
dereceye girenlere ödül verilmektedir.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Şans, talih, kader, kısmet (yani kaç davranıştan sonra pekiştireç alınacağının bilinmediği) gibi durumlar değişken oranlı pekiştirme tarifesi ile açıklanırken, zamansal anlamda bir belirsizliğin olduğu (sürpriz)
durumlar ise değişken aralıklı pekiştirme tarifesi ile
açıklanmaktadır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2.
Thomas’ın sandviç görünce midesinin bulanması klasik (tepkisel) koşullanma süreci ile açıklanabilir. Buna
göre geçirilen yaşantı sonunda nötr uyarıcı olan sandviç koşullu uyarıcı hâline gelmiş ve koşullu tepki olan
mide bulantısının oluşmasına sebep olmuştur.
ÇÖZÜM–4
1.
96
5.
Arıların karmaşık hesaplamalar yapabilirken biz insanların karmaşık hesapları herhangi bir alet kullanmadan yapamaması ‘’Türe özgü hazır oluş’’ kavramıyla
açıklanabilir. Çünkü olayın temelinde yatan asıl etken,
arılarda bulunan biyolojik donanımın biz insanlarda
bulunmamasıdır. İçgüdü kavramının geçersiz olma
nedeni ise; paragrafta arının yapmış olduğu davranışa odaklanılmamasıdır. Bunun yerine arılar ile insanlar
arasında bir kıyaslanma yapılmış ve insanların bahsi
geçen davranışı neden yapamadıklarına dair bir düşünce ortaya atılmıştır.
7.
Koşulsuz uyarıcının düzenli zaman aralıklarıyla verilmesi sonucunda organizmanın o zaman aralığında koşulsuz uyarıcı verilmese de aynı tepkiyi sergilemesine
‘’Temporal (geçici) koşullanma’’ adı verilmektedir. Bu
koşullanma türünde zamanın koşullu uyarıcının yerine
geçtiği unutulmamalıdır.
(Bir köpeğe 1 saatte bir et verilmesi durumu.)
Necati de aynı durumla özdeş bir süreç yaşanmış olup,
Necati’de belli saatlerde yemek yemeye alıştığı için,
saati geldiği hâlde yemek yemeyince midesinde kasılma hareketleri oluşmaya başlamıştır.
Yanıt: E
Ek Bilgi : En çok karıştırılan iki kavram, İçgüdü ve türe
özgü hazır oluştur. Aralarındaki en bariz fark ise; içgüdüde, bir hayvanın türüne özgü olan doğuştan getirilmiş bir davranış çeşidinden bahsedilirken, Türe özgü
hazır oluşta ise bir davranış çeşidi bakımından iki canlının kıyaslanması vardır.
Diğer koşullanma türleri (dereceli hariç) ise koşullu
uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının farklı zamanlarda verilmesine uygun olarak gerçekleşen koşullanmaya göre
isimlendirildikleri için soru ile bağlantılı bir durum içermemektedirler.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Dereceli koşullanma ile ortamda bir koşulsuz
uyaran yokken koşullanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği araştırılmıştır. Üst düzey koşullanma bir
koşullu uyaranın koşulsuz uyaran olarak kullanılması
sürecidir.
8.
6.
Duran’ın beş yıldır beyaz renkli gömlekle işe gitmesi,
onun çevresindeki insanlar tarafından beyaz gömlek giyen birisi olarak algılanmasına sebep olmuştur.
Duran’ın farklı renk bir gömlek giymesi (algıda değişmezlik yasasının etkisiyle) çevresindeki kişilerin algılamalarında herhangi bir değişikliğe neden olmamıştır.
Dolayısıyla Duran’ın giymiş olduğu gömleğin gri renk
olmasına rağmen, Salih’in gömlek rengini hâlâ aynı
(beyaz) algılaması algısal değişmezlik yasasının etkinliğini göstermektedir. (Algısal değişmezlik; Bir uyarıcıya
ilişkin kalıcı bir algı oluşturulduktan sonra o uyarıcının
hep aynı şekilde algılanma eğilimidir.)
Yanıt: E
Ek Bilgi: Algıda süreklilik; Aynı yönde olan uyarıcıların
birbiriyle ilişkilendirip süreklilik gösteren bir bütün olarak algılanması durumudur.
Algıda yanılsama; Bir uyarıcının olduğu şekilden farklı
algılanması durumudur (Fiziksel olanları herkes tarafından aynı, psikolojik olanları ise kişiden kişiye farklı
olacak şekilde algılanır.).
Araştırmacı, güvercine öğreteceği davranışı alt basamaklara ayırmış ve her bir basamağın istenilen davranışı yapıldıktan sonra güvercine pekiştireci vermiş
olması araştırmacı kademeli yaklaşma yönteminin alt
boyutu olan zincirleme yöntemini uygulamıştır. Çünkü
uygun renk sırasına göre basılmadan yiyeceğe ulaşılamayacağı için olay ön koşulla sahip aşamalı bir özellik
göstermektedir.
Alıştırma (eşik) yöntemi istenmeyen bir davranışın
ortadan kaldırılmasında kullanılır, tepkisel koşullanma
ve onun başka bir formu olan dereceli koşullanmada
ise daha çok duyusal hedefler (tutum ve tavır gibi) ile
fizyolojik tepkilerin (mide bulanması, tik, salya) kazanılması söz konusudur. Soruda ise bir alışkanlık kazanımı
(psikomotor davranış) söz konusu olduğu için bu üç
kavramda soru için geçerliliğini yitirmiş olmaktadır.
Yanıt: D
Ek Bilgi : Kademeli yaklaşmanın iki alt boyutu olan biçimlendirme ve zincirleme yöntemlerini birbirinden ayırt
ederken, zincirleme yönteminde; ön koşul içeren genellikle birden fazla davranış çeşidinin öğretilmesi söz
konusu iken, biçimlendirme yönteminde ise ön koşul
şartı olmayan genellikle tek çeşit davranışın öğretilmesi durumu vardır.
97
9.
Eşeğin yağmurdan önce kulağını sırtına sürterek kaşımaya başlaması, koşulsuz uyarıcı olan yağmurun başlayacağını gösteren bir uyarıcı niteliğinde olduğu için
bu durum koşullanma ilkelerinden ‘’Olumlu habercilikle
(ileriye koşullanma)’’ açıklanabilir.
Durumun genelleme ile açıklanabilmesi için eşeğin
birden fazla benzer uyarıcılara aynı tepkiyi vermesi
gerekirdi.
Durumun batıl davranışla açıklanabilmesi için köylü,
eşeğin bu davranışını dikkate alarak kendi davranışlarını bu duruma göre şekillendirdiğini gösteren ifadelerin
bulunması ve soru kökünde köylünün davranışının sorulmuş olsaydı gerekirdi.
Simgesel pekiştirme, annesinin Aybü-ke’ye uygulamış
olduğu pekiştirme türüdür ancak bu durum Aybüke’nin
istenmeyen davranışı sergilemesini tek başına açıklayabilecek bir kavram olmadığı ve soru kökünde pekiştirme türünün sorulmaması nedeniyle bu kavram soru
için geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: C
Ek Bilgi : Etkinin yayılması soru tiplerinde, istenilen bir
davranışın yanında pekiştirecin etkisiyle istenilmeyen
bir davranışın da kazanılması durumudur.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Bir olayın (olumsuz bir olay bile olsa) başlangıcını gösteren uyarıcı ‘’Olumlu habercilik’’, bir olayın
(olumsuz bir olay bile olsa) bitişini gösteren uyarıcı ise
‘’Olumsuz habercilik’’dir. Etkinin yayılmasında, gekiştirme, ödül doğru davranışları tekrar edilmesini sağlarken
bu davranışın yanında istenmeyen davranışların pekiştirmesine neden olabilir.
10. Aybüke’de görülen bu durum ‘’Etkinin yayılması’’ kavra-
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise;
yazılımları bulmaları için derinlemesine bir araştırma
yapmaları ve daha sonra elde ettikleri verilerin ışığında
söz konusu tablet bilgisayarın aynını yapabilmeleri ancak ‘’Buluş yoluyla öğrenme’’ ile gerçekleşebilir. Çünkü
teknolojik bir unsurun kopyalanabilmesi için önce o unsurun en ince ayrıntısına kadar analiz edilip sonrada
eldekilerin uygun bir şekilde bir araya getirilerek çalıştırılabilir bir yapıya kavuşturulması gerekir. Teknoloji taklidi aslında yeniden keşfetmedir. Ayakkabı veya benzer
basit eşyalar gibi bakarak moda mod yapılabilecek basit bir uygulamanın çok ötesindedir.
En kuvvetli çeldirici olan modelden öğrenme; tablet bilgisayarın aynısı yapılırken, model olanın içine bakarak
yeni bir bilgisayar yapımı söz konusu olması nedeniyle
bu kavram, soru için geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: “Alış yoluyla” öğrenmenin diğer adı “sunuş
yoluyla” öğrenmedir.
Crespi etkisi, pekiştireç güçlü, etkili ve ihtiyacı karşılayabilir nitelikte oldukça, istenilen davranışın ortaya çıkma olasılığının yüksek olması durumu olduğu için soru
ile geçerli bir bağlantısı bulunmamaktadır.
Çağrışımsal zıtlık, öğrenmenin yönü ile ilgili bir durum
olup U-T arasında kurulan bir bağın sergilenmesi kolayken, tam tersi (T-U) bir durumun sergilenme ihtimali ise
düşüktür. (Alfabenin A’dan Z’ye kadar sıralı bir şekilde
kolayca söylenebilmesine karşın tam tersinin yapılmasının oldukça güç olması bu duruma örnek verilebilir.)
Karşı pekiştirme; istenmeyen bir davranışın ortadan
kaldırılması için verilen uyarıcılara (cezaya) rağmen
davranışın ortadan kalkmaması durumudur. Aybüke’de
istenmeyen bir davranış ortadan kaldırılmaya çalışılmamış, bunun yerine ise istenen bir davranış kazandırılmaya çalışılırken istenmeyen bir davranışın oluşumu
söz konusu olduğu için bu kavram soru için geçerliğini
yitirmiştir.
12. Şengül’ün çözüme ulaşmak için önce başarısız girişimlerde bulunması ardındansa bir anda çözüme ulaşması
içgörüsel öğrenme süreci sonunda çözüme ulaştığını
göstermektedir. Eğer Şengül çözüme deneme yanılma
yoluyla ulaşmış olsaydı aralıksız bir şekilde denemeler yaparak sonuca tesadüfi bir şekilde ulaşmış olması
gerekirdi.
Yanıt: B
Ek Bilgi : Kavramsal öğrenme; kişinin sadece düşünerek (Zihinsel denemeler yaparak) bir anda çözüme
ulaşmasıyken, içgörüsel öğrenme; kişinin çeşitli denemeler (Dışarıdan gözlenebilecek davranışlar) yaptıktan
sonra biranda çözüme ulaşmasıdır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
mıyla açıklanabilir. Etkinin yayılması; doğru bir davranış pekiştirilirken, bu doğru davranışın yanında yapılan
yanlış bir davranışında doğru bir davranış gibi algılanıp
yapılmaya devam etmesidir. (Etkinin yayılması ifadesi,
aslında pekiştireç etkisinin yayılmasıdır.) Buna göre
Aybüke’nin bulaşık yıkama davranışını öğrenmesi doğru davranış iken, bulaşıkları yıkadıktan sonra mutfak
tezgâhının üstünü düzeltmeden tabakları dağınık bir
şekilde bırakması ise hatalı davranıştır. Ve pekiştirecin
etkisiyle her iki davranışta Aybüke tarafından sergilenmeye başlamıştır.
11. Çalışanların tablet bilgisayarı oluşturan malzemeleri ve
98
13. Verilen bilgiler bilgi işleme kuramına uyarlanacak olur-
15. Hicran, şehirlere has turizm beldelerini öğrenirken bil-
Yanıt: C
En kuvvetli çeldiricilerden biri olan askı sözcük yönteminin geçersiz olma nedeni, Hicran’ın bilgileri kodlarken
turizm beldelerinin isimlerini rakamsal askılarla (Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan
cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle bu kavram, soru
için geçerliliğini yitirmiştir.
sa; Ayşe’nin geçen yıl öğrendiği ‘’Ardışık sayıların toplamı’’ formülünü (Semantik bellek)’ten çağırarak, (İşleyen bellek)’te eldeki verilerle işleme koyması ve hayatının ilginç durumlarını (Epizodik bellek)ten çağırarak bu
süreçle harmanlaması, bilgilerin hatırlanmasını daha
da kolaylaştıracaktır.
Ek Bilgi: Uzun süreli bellek üç alt belleğin birleşiminden oluşur. Buna göre: Anıların saklandığı kısım: Epizodik (Anısal) bellek
Bir işin nasıl yapılacağıyla ilgili bilgilerin saklandığı kısım: İşlemsel (Prosedürel) bellek
Teorik bilgilerin saklandığı kısım: Semantik (Anlamsal)
bellek
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Kısa süreli (İşleyen) bellek ise bilgilerin işlendiği, yorumlandığı ve karara varıldığı bellek türüdür.
gileri kafiyeli bir biçime getirip şiirselleştirmeye çalıştığı
için kullanmış olduğu bellek destekleyici ipucu ‘’Kafiye’’
yöntemidir. Kafiye yönteminde öğrenilecek bilgiler kafiyeli bir şekilde bir araya getirerek şiire dönüştürülür
ve kodlama içselleştirilirken oluşturulan şiir ritimsel bir
biçimde tekrarlanır.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Deklaratif bellek; anlatılan ifade edilen bilgilerin tutulduğu bellektir. Anısal ve anlamsal bellek olarak
ikiye ayrılır.
14. Model alma yoluyla öğrenme sonucunda ortaya çıkan
16. Ebeveynlerin tutumları ve yeniliklere bakış açıları,
Yanıt: D
En kuvvetli çeldiricilerden birisi olan zihinsel kurgunun
(alışkanlıkların etkisinin) geçersiz olma nedeni ise, paragrafta öğrenme ürünü olan bir çözüm biçiminin sürekli olarak aynı problem durumlarına uygulanmasından bahsedilmemesidir.
Ek Bilgi: En kuvvetli çeldiricilerden birisi olan duygu
yoğunlaştırıcı etki, modelin duygularının gözlemcinin
duygularında meydana getirdiği değişiklikler olmasıdır.
Ek Bilgi: İşleve takılma, bir nesnenin alışılagelmiş işlevi dışında kullanılmaktadır.
ürünlerden bir tanesi de ‘’Çevreye ilgiyi artırıcı etki’’dir.
Bu durum, gözlemcinin dikkatini modelin çevresindeki bir nesneye vermesidir. Başka bir ifadeyle model
davranışını bir nesneyle birlikte sergiliyorsa, gözlemci
çevredeki diğer nesnelerden çok modelin temas ettiği
nesneyle ilgilenecektir. Dolayısıyla Kemal Bey’in tahta
fırçaya bu kadar çok değer vermesi, çevreye ilgiyi artırıcı etkiden kaynaklanmaktadır.
çocukların yaratıcı düşünmeleri üzerinde kültürel bir
engel oluşturmaktadır. Çünkü ebeveynler çocuklarının
toplumsal değerlerin ve geleneklerin dışına çıkmasını
istememektedir.
Yanıt: B
99
DENEME – 5
1.
4.
Verilenler içerisinde en kuvvetli çeldiricilerden biri olan
askı sözcük yönteminin geçersiz olma nedeni, Simon’un
bilgileri kodlarken sayıları somut hâle getirerek sayılarla
(Örneğin; bir yerine kir, iki yerine tilki vb.) askısal cümleler kurmamıştır. İlk harf yönteminin geçersiz olma nedeni ise; Simon sadece rakamların her birini bir harfle
eşleştirip anlamlı cümleler oluşturmuş olsaydı o zaman
Simon’un uygulamış olduğu yönteme ‘’İlk harf yöntemi’’
denilebilirdi ancak Simon bu cümleleri bir biriyle ilişkilendirip hikâye şekline dönüştürmüştür. Saffet, ablası Gülay’ın hangi davranışları yapınca pekiştireçlerle ödüllendirildiğini görerek, kendi davranışını
ablasının ödüle ulaştığı davranış kriterine uygun bir
şekilde düzenleyerek ve buna uygun bir şekilde davranmaya başlaması öz düzenleme ile açıklanır. Annesine yemek hazırlarken yardım eden ve karşılığında
pekiştireçle ödüllendirilen Gülay’ın, yeni bir pekiştireç
alabilmek amacıyla annesine diğer işlerde yardımcı
olması ise tepki genellemesi ile açıklanır. Saffet’in
beklediği ödülle pekiştirilmemesi sonucunda annesine
yardım etme davranışının ortadan kalkması ise deneysel çözülme (sönme) ile açıklanır. Annesine yemek
hazırlarken yardım eden ve karşılığında pekiştireçle
ödüllendirilen Gülay’ın bu davranışa devam etmesi ise
edimsel koşullanma ile açıklanır. Ancak verilen paragrafta dolaylı duygu ile ilgili herhangi bir durum içermemektedir. Çünkü dolaylı duygu; bireyin başka bireylerin
yaşantılarını gözleyerek dolaylı yoldan korku, kaygı,
sevgi, nefret gibi duyguları geliştirmesi olup Saffet’te ya
da ablasında böyle bir durum oluşmamıştır. Dolayısıyla
sorunun cevabı E seçeneğidir. Yanıt: B
Yanıt: E
Ek Bilgi: Loci (yerleşim) yöntemi, hayal gücü ile metafor kurma, bilgiyi bir nesne ile ilişkilendirmedir. Kanca
(asma) yöntemi, rakamları, sayıları kullanarak bilgiyi
hatırlamayı kolaylaştırmaktır.
Ek Bilgi: Sembolleştirme kapasitesi çevreyi anlama ve
yönetmeye yardımcı olur. Semboller düşünmeye aracılık eder. Bandura’ya göre insanlar, dünyanın kendisinden çok bilişsel temsilleriyle etkileşimde bulunurlar.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Tolman’a göre dürtü ayrımları, insanların dürtüsüne göre bilişsel senaryo kurması ve beklentiye girmesidir. Herkesin dürtüsü farklı davranışa neden olur.
(Bireysel farklılık)
2.
Simon’un, rakamları birer harfmiş gibi düşünerek anlamlı cümleler kurması ve bu cümleleri bir biriyle bağlantılı olabilsin diye anahtar kelimelerle ilişkilendirdikten sonra anlamlı bir hikâye oluşturmaya çalışması
‘’Zincirleme’’ yöntemini uyguladığının bir göstergesidir.
(Zincirleme yöntemi; hatırlanması gereken birinci öge
ikinci öge ile ikinci öge üçüncü öge ile üçüncü öge dördüncü öge ile…. ilişkilendirilecek şekilde hikâye (öykü)
hâline getirilir.)
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Arkadaşı, çocuğunu rahatsız etmeden (eşik şiddetini
aşmadan) istenmeyen durum olan TV izlenim süresini
her gün biraz daha azaltarak (Eşik yöntemini kullanarak) çocuğunun TV izleme alışkanlığını ortadan kaldırmıştır.
Sorudaki en kuvvetli iki seçeneğin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır;
Arkadaşı, çocuğunda korkulan bir davranışı ortadan
kaldırmadığı için sistematik duyarsızlaştırma süreci
geçerliliğini yitirmiştir. Yine Arkadaşı, çocuğuna yeni
bir davranış biçimi kazandırmamış olduğu için biçimlendirme (kademeli yaklaşma) süreci de geçerliliğini
yitirmiştir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Bir biriyle karıştırılan üç kavram arasındaki
en bariz farklar şunlardır;
Eşik yöntemi; hoşlanılmayan bir uyarıcının ortama aşamalı bir şekilde verilerek(veya azaltılarak) o uyarıcıya
karşı verilen istenmeyen tepkinin ortadan kaldırılması
söz konusudur.
Sistematik duyarsızlaştırma; korkulan bir uyarıcının
ortama aşamalı bir şekilde verilerek o uyarıcıya karşı
verilen korku (fobi) tepkisinin ortadan kaldırılması söz
konusudur.
Kademeli yaklaşma; kişiye yeni bir alışkanlık(davranış
biçimi) kazandırılırken aşamalı bir yol izlenmesi ve her
bir aşamada bireye bir pekiştirecin verilmesi durumu
söz konusudur.
ÇÖZÜM–5
3.
Temel yapmış olduğu yorumda, yılan için hamam böceği yenmesinden ziyade normal bir besin kaynağı olarak görmediği hamam böceğinin yenmesinden dolayı
duymuş olduğu rahatsızlığı dile getirmiştir. Dolayısıyla
Temel’in açlık dürtüsünü hamsi ile eşleştirmesi, böceklerden ise uzak durmaya çalışması Tolman’a göre
‘’Kateksis öğrenme’’ ile açıklanır. Verilenler içerisinde
en kuvvetli çeldirici olabilecek seçenek olan eş değer
inançlar kavramının geçersiz olma nedeni ise; sosyal
bir dürtünün, fizyolojik bir dürtünün önüne geçme gibi
bir durum yaşanmamasıdır. Temel, yapmış olduğu yorumda böyle bir duruma değinmemiş, sadece son model araba için bile böcek yenemeyeceğini belirtmiştir.
(Bu düşüncenin altında yatan asıl neden, Temel’in sahip olduğu kateksisten kaynaklanmaktadır.)
100
5.
Adamların aynı boyda olmasına rağmen evleri oluşturan çizgilerden dolayı en sondaki adamın daha uzun
boylu algılanması fiziksel illüzyon ile açıklanır.(Fiziksel
illüzyon, bir uyarıcının olduğu şekilden farklı algılanması durumudur. Fiziksel olanları herkes tarafından aynı,
psikolojik olanları ise kişiden kişiye farklı olacak şekilde
algılanır.) Evlerin hiç bitmeyeceği izleniminin oluşması ise algıda süreklilik (değişmezlik) ilkesi ile açıklanır.
(Algıda süreklilik: aynı yönde olan şekiller, işaretler ve
sesler birlikte gruplandırılıp, birbirinin devamı olarak algılanırlar.) Pencere şekillerinin farklılaşmasına rağmen
pencerelerin hâlâ dikdörtgen şeklinde algılanması ise
algısal değişmezlik yasasının bir alt boyutu olan biçim
değişmezliği ile açıklanır. (Biçim değişmezliği, nesnelerin görüntüsünde değişiklik olsa da yine de eski hâliyle
algılanmasıdır. Yer değişmezliği ise, yürüme ya da
hareket etme esnasında çevredeki sabit nesnelerin, zihinde sabit olduğunun algılanmasıdır. Büyüklük değişmezliği ise, bir nesnenin büyüklüğünde değişiklik olsa
bile yine de nesnenin aynı büyüklükte algılanmasıdır.)
Dolayısıyla sorunun cevabı C seçeneğidir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Phi fenomen, hareket etmediği hâlde bir uyarıcının hareket ediyormuş gibi algılanmasıdır. Örneğin
ışıkları hareket ediyormuş gibi görünen reklam panoları.
6.
Recai’nin yaşadığı olaydan sonra yan yana gezen üç
kız gördükten sonra kızlardan uzak durmaya başlaması kaçınma koşullanması ile açıklanır. Recai’nin kızların
saç rengine aldırış etmeden hepsine aynı tepki çeşidi
olan asılma davranışını sergilemesi ise uyarıcı genellemesi ile açıklanır. Kicksbokscu kızların Recai’ye dayak
atmaları birinci tür ceza iken atılan dayak ise olumsuz
pekiştireç kavramı ile açıklanır. Recai’nin üç kızı yan
yana görünce (Koşullu uyarıcı) kemiklerinin sızladığını
hissetmesi (Koşullu tepki) ise tepkisel koşullanma ile
açıklanır. Ancak verilen paragraf tepki genellemesi ile
ilgili herhangi bir durum içermemektedir. Çünkü tepki
genellemesi; bir uyarıcıya karşı farklı tepkilerin verilmesi durumudur ve Recai böyle bir durumu hiç yaşamamıştır. Dolayısıyla sorunun cevabı B seçeneğidir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Uyarıcı genellemesi hayatta kalmak için yararlıdır. Çünkü tehlikeli uyarıcılardan genelleme sayesinde korunulabilir.
7.
Zikri Bey’in, aralıksız bir şekilde denemeler yaparak
sonuca tesadüfi bir şekilde ulaşmış olması, deneme
yanılma yoluyla çözüme ulaştığının bir göstergesidir.
Paragrafta geçen ‘’Şaşkın bir şekilde kara kara düşünerek’’ ifadesi soruya çeldiricilik özelliği kazandırmak
amacıyla konulmuştur. Çünkü Zikri Bey, çözüme ulaşırken düşünsel bir süreç izlemekten ziyade sadece
deneme-yanılmalardan oluşan bir yaklaşım izlemiştir.
Şayet Zikri Bey, çözüme ulaşmak için önce başarısız
girişimlerde bulunmuş ve ardından da bir anda çözüme
ulaşmış olsaydı o zaman içgörüsel öğrenme ile sonuca
ulaştığı söylenebilirdi.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Gizil öğrenme, bir amaca dönük olmayan,
fark etmediğimiz ve performansa dönüştürülünceye kadar bellekte saklı olan öğrenmelerdir. Birey bu süreçte
öğrenmenin farkında değildir.
8.
Şakir’in yaşadığı olumsuz olaydan sonra Barış Bey’i
görünce (Koşullu uyarıcı) kulağının acıdan sızlaması
(Koşullu tepki) tepkisel koşullanma sürecinin bir sonucudur. Paragrafta dikkat edilecek olursa Barış Bey,
Şakir’in kulağını üzerinde pijama varken çekmiş ve bu
olaydan sonra Şakirde yine pijamalı olarak Barış Bey’i
görmüştür. Olayın fötr şapka ile bağlantılı olan kısmı
ise paragrafın başında verilmiştir. Dolayısıyla Şakir,
bu olumsuz olayı yaşamadan önce Barış Bey ve fötr
şapkasını birlikte görmüş (iki nötr uyarıcıyı) daha sonra
ise pijama giymiş olan Barış Bey tarafından kulağı çekilen Şakir’in, Barış Bey’e karşı koşullanmasıyla birlikte
fötr şapkaya da otomatikman koşullanmıştır. Bu durum
ise koşullanma kavramları içerisinden sadece duyusal
ön şartlanma’ süreciyle açıklanabilir. Kuvvetli çeldirici
olan bazı seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır; kaçma koşullanmasının geçerli olabilmesi
için; Şakir’in koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı olan
Barış Bey’i görünce ortamdan uzaklaşmış olması gerekirdi. Üst düzey koşullanmanın geçerli olabilmesi için;
Şakir’in koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı olan Barış Bey ile fötr şapkayı birlikte görmüş olması ve daha
sonra fötr şapkaya karşıda koşullu tepki vermiş olması gerekirdi. Uyarıcı genellemesinin geçerli olabilmesi
için; Şakir’in koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı olan
Barış Bey’e benzeyen başka kişilere karşıda aynı koşullu tepkiyi veriyor olması gerekirdi.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Koşullanmadan (olaydan) önce uyarıcılar
görülüp sonra birine koşullanınca diğerine de yaşantı
geçirmeden koşullanma var ise bu durum duyusal ön
şartlanma ile açıklanırken, koşullanma (olay) olduktan
sonra koşullu uyarıcı başka bir uyarıcıyla eşleştirilip yeni
bir koşullanma oluşması durumu ise dereceli (üst düzey)
koşullanma ile açıklanır.
101
9.
10. Savaştan önce mehteranın marşı çalmaya başlaması,
koşulsuz uyarıcı olan savaşın başlayacağını gösteren bir
uyarıcı niteliğinde olduğu için bu durum koşullanma ilkelerinden olumlu habercilikle (ileriye koşullanma) açıklanabilir.
Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise
şunlardır: durumun uyarıcı genellemesi ile açıklanabilmesi için düşman askerlerinin benzer uyarıcılara (marşa
benzeyen seslere) karşıda aynı tepkiyi(korkma) vermesi
gerekirdi. Durumun batıl davranışla açıklanabilmesi için
düşman askerlerinin, mehter marşıyla bir yaşantı geçirdikten sonra kendi davranışlarını bu duruma göre şekillendirdiğini gösteren ifadelerin bulunması gerekirdi. Durumun etkinin yayılması olabilmesi için yapılan bir davranışın sonunda pekiştireç verilmeli ve bu pekiştirecin etkisiyle istenmeyen bir davranışın ortaya çıkması gerekirdi.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Olumlu habercilik, koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcının geleceğini haber vermesidir. Bir uyarıcı
etkinliğin başlayacağını ya da ortama bir uyarıcı gireceğini haber verir.
11. Avcıların, ava ulaşabilmek için kaç tuzak kurmaları ge-
rektiğinin (kaç doğru davranış sergileyeceklerinin) önceden bilinmiyor olması ve çok sayıda tuzak kurmuş olsalar da av yakalayabilmelerinin tamamen şansa bağlı
olması geçerli tarifenin değişken oranlı pekiştirme tarifesi olduğunun bir göstergesidir. Sorudaki diğer kuvvetli seçeneklerin geçersiz olma nedenleri ise şunlardır:
Değişken aralıklı pekiştirme: Avın tuzağa ne zaman
yakalanacağının belli olmaması, bu seçeneğin kuvvetli çeldirici olmasına sebep olmuştur. Ancak avcılar
sadece avın kendiliğinden gelmesini beklememekte
ya da avcılara belirsiz zaman dilimlerinde av verilmemektedir. Bunun yerine avcılar tuzak kurarak (ava ulaşabilmek için doğru davranış sergileyerek) avı yakalamaya çalışmaktadırlar. Dolayısıyla ava ulaşabilmenin
yolunun beklemekten ziyade tuzak kurmaktan geçmesi
nedenle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Artan oranlı pekiştirme: İstenilen davranış sayısının her
pekiştirme sonrasında sabit bir miktarda artırılmaması
nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Katışık: Süreç içerisinde birden fazla pekiştirme tarifesinin kullanılmamış olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Şans, talih, baht, kader ve kısmet gibi durumların etkin olması (kaç davranıştan sonra pekiştirece
ulaşılacağının bilinmemesi) hâlinde değişken oranlı
pekiştirme tarifesi etkin iken, pekiştirmenin ne zaman
geleceğinin bilinmemesi (sürpriz) durumlarında ise değişken aralıklı pekiştirme tarifesi etkindir.
12. Kişilerde bilinçli öğrenmelerin yanında bilinçsiz öğren-
melerde gerçekleşebilmektedir. Nalan’ın da yaşamış
olduğu bu durum bilinçsiz bir öğrenme(gizil öğrenme)
olup ancak performansı sergileyince adresi öğrendiğinin farkına varmıştır.
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise:
Serbest çağrışım: Freud, rüyaların ilkel bilinçdışı dürtülerini ifade ettiğini vurgulamış ve bu dürtülerin neler
olduğunu öğrenebilmek için rüya analizi yapmıştır. Dolayısıyla bu kavramın Nalan’ın yaşadığı olaylarla ilgisiz
olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
İçgörü kazanma: Organizmanın belirli durumdaki algılarını yeniden örgütleyerek bu duruma yeni bir anlam
yükleme süreci olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Bilişsel senaryo: Bilinçli ve amaçlı bir şekilde öğrenilmeyen, günlük hayattaki bir işin nasıl gerçekleştiğine dair
zihinde oluşturulan senaryolar olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Tolman’a göre pekiştirme organizmanın öğrenmesi için gerekli değil ama öğrenilenleri uygulamak
için önemlidir. Yalnızca pratik amaçlar için pekiştireçler
kullanılır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Mustafa, tavuk yetiştiriciliğiyle ilgili herhangi bir bilgiye
sahip olmaması nedeniyle ne yapacağını bilememiş
(problem durumuyla karşılaşmış) ve kendisinde daha
önceden var olan alışkanlıkla (zihinsel kurgu ile) karşılaşmış olduğu problem durumunu çözmeye çalışmıştır.
Dolayısıyla Mustafa’nın yaşamış olduğu bu durum sadece zihinsel kurgu ile açıklanır. (Zihinsel kurgu: Karşılaşılan problemlere, hep aynı davranış kalıplarıyla,
yöntemlerle çözüm aranması durumudur.)
Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri
ise şunlardır: Mustafa, karşılaşmış olduğu problem durumunu çözerken herhangi bir nesneyi üretim amacının
dışında kullanmamış olduğu için işleve takılma seçeneği
geçerliliğini yitirmiştir. Mustafa, önceden öğrenmiş olduğu
bir bilginin yeni öğrenmiş olduğu bir bilgiyi hatırlamasını
zorlaştırıcı gibi bir etkiyle karşılaşmamış olması nedeniyle
ileriye ket vurma seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Mustafa,
yeni bir durum öğrenmeye çalışmadığı için eski öğrenmesi de bu durumu bozucu bir etki yaratmamış (Karşılaşmış
olduğu problemi zaten kendisinde var olan zihinsel kurguyu kullanarak çözmeye çalışmış ve yeni bir durum öğrenmeye çalışmamış) olması nedeniyle olumsuz transfer
seçeneği geçerliliğini yitirmiştir. Mustafa, aynı uyarıcıya
karşı farklı tepki çeşitlerini sergilememesi nedeniyle tepki
genellemesi seçeneği geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Yaratıcı düşünmeyi etkileyen faktörler:
–– Duygusal engel: Bir öğretmenin kendi çocuğu söz
konusu olduğunda baba gibi davranmasıdır.
–– Algısal engel: Bütünün içinde parçanın görülmesi
zordur.
–– Kültürel engel: Toplumsal değer ve gelenekler, bu
engele örnektir.
–– Alışkanlıklar: Öğrenilen ve sürekli tekrarlanan alışkanlıklardır.
102
13. Fahri Öğretmen’in, yazılı kâğıtlarını okurken ilk okumuş olduğu sorunun cevabını referans alarak diğer
soruların cevaplarını bu yönde puanlaması algısal set
oluşturma kavramı ile açıklanır. Algısal set oluşturma:
Bireylerin nesneleri, olayları ve insanları belli referanslara (beklentilere veya ön yargılara) göre algıma eğilimidir.
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise:
Temel yükleme hatası: Olumsuz bir davranışı kişi kendi
yapınca, olumsuzluğun sebebini anlık durumsal faktörlerde ararken, çevresindeki başka bir kişi aynı hatayı
yapınca bu durumun sebebini kişilik, mizaç gibi özelliklerde araması durumu olması nedeniyle bu seçenek
geçerliliğini yitirmiştir.
Domino etkisi: Bir kişinin ruh hâli ve davranışlarıyla
çevresindeki insanları etkilemesi durumu olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Etkinin yayılması: Etkinin yayılması durumunun etkin
olabilmesi için yapılan bir davranışın sonunda pekiştireç verilmeli ve bu pekiştirecin etkisiyle istenmeyen
bir davranışın ortaya çıkmış olması gerekirdi. Böyle bir
durumun yaşanmaması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Duyarlılık kazanma: Geçirilen yaşantılar sonucunda
kişinin, bazı uyarıcılara karşı aşırı hassas olması ve
bu uyarıcılara karşı aşırı tepkiler verilmesi durumudur.
Böyle bir durumun yaşanmaması nedeniyle bu seçenek de geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Zeigarnik etkisi, sonuca ulaşmamış, eksik
kalmış yaşantıların, bitirilmemiş işlerin; bitirilmiş, tamamlanmış işlere oranla daha önde hatırlanmasıdır.
Arkası yarınlar buna en iyi örnektir.
14. Nurhayat Hanım’ın kendisiyle ilgili hiçbir şey hatırlayamaması epizodik (anısal) belleğinin çalışmadığının bir
göstergesidir.
Nurhayat Hanım’ın çay söylemesi, çaya şeker atarak
karıştırması ve telefonunu incelemesi işlemsel (prosedürel) belleğin çalıştığının bir göstergesidir.
Nurhayat Hanım’ın fark etmese bile ‘’Çikita Muz’’ şarkı
sözlerini söylemesi ise semantik (anlamsal) belleğin
çalıştığının bir göstergesidir.
Nurhayat Hanım; hangi işlemi yapıyor olursa olsun
hepsinde de işlevsel (kısa süreli bellek) belleği kullanıyor olması gereklidir. Çünkü tüm bilgi ve uyarıcıları
yorumlayan bellek tipi budur. Dolayısıyla verilen seçenekler içerisinde geçerli olanı D seçeneğidir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Flaş bellek, kişinin ilgisini çeken duygusal,
coşkulu, dramatik olayların; genellikle çok ayrıntılı ve
canlı olan hatıraların çok çaba harcamaksızın hatırlanması ve uzun süre bellekte kalabilmesidir.
15. Cahit’in sevgilisinden ayrıldıktan sonra büyük bir üzün-
tüye kapılması(ayrılık olayına karşı koşullanması) daha
sonraki süreçte arkadaşının kendisine küsmesine(nötr
uyarıcı olarak kalmıştır) tepkisiz kalmasına neden olmuştur. Yani Cahit’in sevgilisinden ayrılma üzüntüsü, sınıf arkadaşı Necip’ten ayrılma üzüntüsünün önüne geçmiş olması sadece engelleme kavramıyla açıklanabilir.
Sorudaki diğer seçeneklerin geçersiz olma nedenleri
ise şunlardır:
Gölgeleme: Cahit aynı anda hem arkadaşından hem
de sevgilisinden ayrılmış(iki nötr uyarıcıyla aynı anda
karşılaşıp sadece dikkat çekene koşullanması) ve sevgilisinden ayrılışına daha çok üzülmüş olsaydı sorunun
cevabı bu seçenek olurdu.
Genelleme: Cahit’in her ayrılık olayında (benzer uyarıcılar) üzüntü duyması gibi bir durum yaşanmadığı için
bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Alışma: Beş duyu organıyla hissedilebilen uyarıcılara
belli süre maruz kalınması sonucunda, maruz kalınan
uyarıcıya karşı tepki oluşturmama durumudur. Cahit’in
yaşadığı durumda ise fiziksel uyarıcılardan ziyade
duygusal(psikolojik) uyarıcılara maruz kalması söz
konusu olduğundan bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Pygmalion etkisi(kendini gerçekleştiren kehanet):
Cahit’in çevresindeki insanlardan ayrılacağına dair bir
beklenti içine girmemiş ve bu beklentisini gerçekleştiren sonuçlarla karşılaşmamış olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Kendini gerçekleştiren kehanet sürecindeki insanlar, tutumlarına denk düşecek davranışlar geliştirirler.
16. Kişinin kendini rahatsız eden olayları ve anıları bilinçaltına iterek unutmaya çalışması güdüsel unutma
(Bastırma) kavramıyla açıklanır. Ege Bey’de bastırma
yapmaya çalışarak yaşamış olduğu üzücü olayı hatırlamamaya çalışmaktadır.
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise;
Gölgeleme: Bir klasik koşullanma kavramı olan gölgelemenin geçerli olabilmesi için Ege Bey’in önünde çeşitli
uyarıcılar bulunmalı ve Ege Bey’de bunların içerisinden
en dikkat çekici olana koşullanmış olması gerekirdi.
İleriye ket vurma: Ege Bey’in, hem yeni bir durumu değil
de eskiden yaşamış olduğu bir durumu unutmaya çalışması hem de ket vurmaların kendiliğinden gelişen bir süreç olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Serbest çağrışım: Freud, rüyaların ilkel bilinçdışı dürtülerini ifade ettiğini vurgulamış ve bu dürtülerin neler olduğunu
öğrenebilmek için Freud’un yapmış olduğu rüya analizidir.
Dolayısıyla bu kavramın Ege Bey’in yaşadığı olayla ilgisiz
olması nedeniyle bu seçenek geçerliliğini yitirmiştir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Engelleme, bitişikliğin tek başına yeterli olmadığının, uyaran sıralamasının (habercilik ilkesinin) çok
önemli olduğunun bir kanıtıdır.
103
DENEME – 6
1.
3.
Olumlu aktarım, önceki öğrenmelerin yeni öğrenmeyi
kolaylaştırmasına denilmektedir. Almanca ve Fransızca bilenlerin İngilizce’yi daha kolay öğrenmesi olumlu
aktarıma örnektir. Ancak unutulmamalıdır ki aktarım
sadece psikomotor alanlarda gerçekleşmez, bilişsel
öğrenmeler de aktarımdır.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–6
Soyguncuların yakalanmamak için duvar delerken
çıkan seslerin gök gürültüsü sanılması için özellikle
yağmurlu havalarda soygun yapmayı seçmesi, hapse
düşmemek için almış oldukları bir önlem olması nedeniyle olumsuz pekiştirme kavramıyla açıklanır (Kişinin
ileride kötü bir durumla karşılaşmamak için davranışlarına çeki düzen vermesi olumsuz pekiştirmenin başka
bir boyutunu oluşturmaktadır.). Verilen seçenekler içerisinde en kuvvetli çeldiricilerden kaçma koşullanmasının geçersiz olma nedeni ise soyguncuların çekinmiş
oldukları uyarıcı ile karşılaşıp olay yerinden kaçmamış
olmalarından kaynaklanmaktadır. Bir diğer kuvvetli
çeldirici olan ayırt edici edimin geçersiz olma nedeni
ise soyguncuların soygun yaparken yağmurlu havaları seçmesi ayırt edici uyarıcı ile açıklanabilir (Zaten
bu kavramın yerine ayırt edici edim kullanılmış olup
bu durumun karşılığı ise ayırt edici uyarıcı karşısında
yapılan davranıştır.). Ancak soyguncuların asıl amacının yakalanmaktan kurtulmak olduğu için bu havaları
seçmeleri ise verilen bilgiler ışığında sadece olumsuz
pekiştirmeyle açıklanabilir.
Ek Bilgi: Anlamsal çağrışım, öğrenilen konu, öğrencinin zihninde var olan olgu, olay ya da durumlara karşılık gelmesi; o durumla ilişkilendirilebilir olmasıdır.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Birincil olumlu pekiştireç, bir davranışın sıklığını artırmak için kullanılan yiyecek, su ve barınak gibi
hayatta kalmak için gerekli olan uyarıcılardır.
4.
Bu yardım derneğinin yapmış olduğu uygulama, pekiştirme türü bakımından ‘’simgesel pekiştirme’’, pekiştirme tarifesi bakımından ise ‘’sabit oranlı pekiştirme’’dir.
Çünkü ödüle ulaşmak isteyen kişiler belli sayıda(10
tane) fareyi öldürerek bir kupon almalı ve bu kuponların toplamı ise 10’u bulunca hediyeye ulaşabilmelidir. Görüldüğü gibi kişi belli sayıda istenen davranışı
yapmadan ödüle ulaşamamaktadır. Ancak kişinin hangi
ödülü alacağını ise kendi çekmiş olduğu kuranın belirlemesi ilk etapta ‘’Değişken oranlı pekiştirme’’ tarifesini
akla getirmiş olsa da bu noktada gözden kaçırılmaması
gereken durum kişinin her durumda bir hediyeye ulaşacak olmasıdır. Yani kişinin kura çekmekteki amacı, alacağı ödülün ne olacağını belirlemektir. Dolayısıyla da
kişinin ödüle ulaşma işi şansa bırakılmamış olduğundan durum değişken oranlı pekiştirme niteliğini yitirmiş
olmakta cevap sabit oranlı pekiştirmeye gitmektedir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Artan oranlı pekiştirme, pekiştireç elde edebilmek için sergilenmesi gereken davranış sayısının her
pekiştirmeden sonra sabit bir miktar artırılmasıdır.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Tolman’a göre eş değer inançlar, birincil ve
ikincil (fizyolojik ve sosyal) güdülerin örtüşmesine dönük olan inançlardır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2.
Şoför, daha önce otobüsünde unutulan değerli eşyaları
sahiplerine ulaştırarak karşılığında hediyeler almış ve
bu durum şoförde ödül beklentisini oluşturmuştur. Şoför yaşlı kadının para dolu çantasını, kadına ulaştırdıktan sonra hediye beklentisi içerisine girmiş ve umduğunu bulamayınca sinirli olduğunu gösteren davranışlar
sergilemiştir. Tolman’a göre kişi sergilemiş olduğu bir
davranışın ardından pekiştirilirse bu durum kişide ödül
beklentisini meydana getirecektir. Kişide ödül beklentisi oluştuktan sonra, kişi aynı davranışı sergilediğinde
pekiştireçle ödüllendirilmezse sinirli ve şaşkın tavırlar sergileyecektir. Diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise bilişsel senaryo; kişinin günlük hayatta
yapmış olduğu işleri farkında olmadan zihninde senaryolaştırması olduğundan soru ile bağlantılı bir durum
içermemektedir. Alan beklentisi; kişi bir işareti fark edip
bu işaretten yola çıkarak karşılaştığı diğer işaretleri takip etmesi sonucunda amacına ulaşabileceğini bilmesini içeren bir kavram olduğundan soru ile bağlantılı bir
durum içermemektedir. Alan biliş yolları; bir problemin
çözümünde kullanılan stratejileri kapsayan bir durum
olduğu için soru ile bağlantılı bir durum içermemektedir. Dürtü ayrımları; şoför dürtülerini ayırt edip bunları
doyurmaya yönelik davranışlar sergilemediği için bu
durum soru ile bağlantılı bir durum içermemektedir.
104
5.
Batıl davranış iki bağımsız durum arasında tesadüfi
pekiştirmeye dayalı olarak gerçekçi olmayan bir bağ
kurulmasıdır. Şahika Hanım, günlük astroloji yorumu
okumasıyla öğrencilerinin uslu durması arasında bağ
kurarak ikisi arasında kuvvetli bir bağ olduğuna kendini
inandırmıştır (batıl inanç). Şahika Hanım’ın bu inancına
uygun olarak astroloji yorumu okumadan okula gitmemesi ise batıl davranıştır.
8.
Şeklin yapısında iki farklı figürün bulunması ve dikkat
ediliş noktasına göre farklı şekillerin algılanması ‘’şekilzemin’’ ilişkisiyle açıklanabilir. Şekil- zemin ilişkisinde
algı alanımıza giren baskın uyarıcı şekil iken, dikkat
edilmeyen uyarıcılar ise zemini oluşturur. Şekil, zeminden önce algılanır ve odaklanmanın değişmesine göre
şekil ile zemin yer değiştirebilir.
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise:
Yanıt: B
Ek Bilgi: Öğrenme psikolojisi kısmında çıkan bir soruda ‘’Dam başında saksağan, vur beline kazmayı.’’
atasözüne uygun bir durum (birbiriyle bağlantısız olaylar arasında bir bağ kurulması durumu) var ise akla ilk
olarak batıl inanç veya batıl davranış gelmelidir. Batıl
inanç ve batıl davranış arasındaki en büyük fark ise;
birbiriyle ilişkisiz iki durum arasında bağ kurarak, birbiriyle alakalı olduğuna inanmaya ‘’Batıl inanç’’, bu inanca uygun davranışlar sergilemeye ise ‘’Batıl davranış’’
denilmektedir. (Batıl inanç klasik koşullanma ile batıl
davranış ise edimsel koşullanma yolu ile oluşur.)
Algısal tamamlama; tamamlanmamış şekil, ses vb.
uyarıcıların kişi tarafından zihinde tamamlanması durumudur. Her ne kadar kaplan figürü zihinde oluşturulurken, tamamlama yasası kullanılmış olsa da soruda
iki figür tasvirinin dikkat değişimine göre algılanmasının
önemi üzerinde durulmuştur.
Çözüme ulaşmak için önce başarısız girişimlerde bulunması ardından bir anda çözüme ulaşması, farenin
içgörüsel öğrenme süreci sonunda çözüme ulaştığını
göstermektedir. Eğer fare çözüme deneme yanılma
yoluyla ulaşmış olsaydı aralıksız bir şekilde denemeler yaparak sonuca tesadüfi bir şekilde ulaşmış olması
gerekirdi.
Ek Bilgi: Pragnanz yasası, organizmanın nesneleri ve
olguları düzenleme çabasıdır. Organizma nesneleri basit ve anlamlı bir hâlde algılama eğilimindedir.
Algısal seçicilik; kişinin çevresindeki uyarıcılardan sadece ilgisini çekenlere odaklanması ve bu uyarıcıları
algılamasıdır. Algıda seçicilik kişinin geçmiş yaşantılarından, ilgi, duygu, beklenti ve ihtiyaçlardan etkilenir.
Soruda algıda seçicilik durumunun geçerli olabilmesi
için farklı uyarıcılar içerisinden ilgi, ihtiyaç vb. özelliklere bağlı olarak bir uyarıcının seçilmiş olması gerekmektedir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Gizil öğrenme, bir amaca dönük olmayan,
fark etmediğimiz ve performansa dönüştürülünceye
kadar bellekte saklı olan öğrenmelerdir. Birey süreçte
öğrenmenin farkında değildir ancak uygun koşullar altında öğrendiğini fark eder.
7.
Didem’in yaşadığı bu olumsuz olaydan sonra sadece
yoğurt değil diğer tüm süt ve süt ürünlerine karşı koşullanması uyarıcı genellemesidir. Çünkü uyarıcı genellemesi koşullu uyarıcıya verilen bir tepkinin, benzer
başka uyarıcılara karşı da verilmesidir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Garcia etkisi olumsuz tat koşullanmasıdır.
Garcia etkisi klasik koşullanmanın bitişiklik ilkesine
aykırıdır. Verilen yiyeceğin üzerinden zaman geçtikten
sonra mide bulantasına neden olması ve daha sonra o
yiyeceğe tekrar maruz bırakılması durumunda organizmanın midesinin bulunması olarak ifade edilir.
9.
Araştırma sonucu, çocuk hastalarının ebeveynlerinin,
yetişkin hastaların ise çocukluk çağında davranışlarına şahit oldukları ebeveynlerinin hastalık belirtilerini
sergilediğini göstermektedir. Bu durum ise hastalığın
oluşumunda ‘’Modelden (Dolaylı = Gözlem yoluyla) öğrenme’’ sürecinin etkinliğini göstermektedir.
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise:
Dışsal güdülenme; kişinin çevresindeki insanların görüşlerini dikkate alarak onlardan pekiştireç, onay, statü
vb. durumlara sahip olabilmek için davranışta bulunmasıdır. Kısaca kişiyi davranışa iten gücün dışarıdan
kaynaklanmasıdır. Soruda ise kişilerin, hasta olan kişileri gözlemlemesi sonucunda bu hastalığa yakalanmaları söz konusudur.
Duyarlılık kazanma; geçirilen bazı yaşantılardan sonra
kişinin bazı uyarıcılara karşı aşırı hassas olması durumudur. Hastalığın seyir hâlinde geçerli olabilecek olan
bu kavram, hastalığın oluşumu esnasında etkili olan bir
durum değildir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Öngörü kapasitesi, geçmiş yaşantılar aracılığıyla sonraki yaşantılara ilişkin planlar yapabilme ve
geleceği tahmin etme kapasitesidir.
105
10. Yaşanan bu koşullanma sürecinde yangın koşulsuz uya-
rıcıya, kişinin yangın sırasında hissetmiş olduğu yanık
lastik kokusu koşulsuz tepkiye karşılık gelmektedir. Kişinin yangından sonra ateşi görmesi koşullu uyarıcıya,
ateşi görünce yanık lastik kokusunu hissetmesi ise koşullu tepkiye karşılık gelmektedir. Dikkat edilecek olursa
kişi sadece ateşi görünce burnunda yanık lastik kokusu
hissetmektedir. Bu durum ise öğrenme gerçekleşmemiş
bir kişide yaşanabilecek bir durum değildir.(Kişinin koşulsuz tepkiler vermesini sağlayan uyarıcılara, koşulsuz
uyarıcılar denilmektedir. Yani kişi herhangi bir yaşantı
geçirmeden karşılaşmış olduğu uyarıcı ve bu uyarıcılara
vermiş olduğu tepkiler koşulsuz olanlarıdır.).
Psikolojik tepkisellik; kişinin özgürlüğüne bir müdahale
olduğunu düşündüğü durumlarda (aksi davranması)
özgürlüğüyle özdeşleştirdiği davranışı ısrarlı bir şekilde
sergilemeye çalışmasıdır.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Hem koşulsuz hem de koşullu tepkiler aynıdır, asla değişmez. Hangi tepki türü sorulursa sorulsun
verilenler içerisinden faaliyet belirten uygun fiilin belirlenmesi yeterlidir.
11. Davranışta zıtlık (kontrast); kişinin, yapmış olduğu
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise;
II. tip ceza; üvey annesinin Buse’ye uygulamış olduğu
durum II. tip cezadır ancak soru kökünde üvey annenin
yapmış olduğu uygulama değil davranışın sıklığında
meydana gelen değişme sorulduğu için bu seçenek
geçersizdir.
Olumsuz pekiştirme; kişinin ileride kötü bir durumla
karşılaşmamak için davranışlarına çeki düzen vermesi olumsuz pekiştirmenin başka bir boyutunu oluşturmaktadır ancak bu durum iki farklı ortam arasında
meydana gelen davranış sıklığını açıklamakta yetersiz
kalmaktadır. Eğer sorunun cevabı olumsuz pekiştirme
olmuş olsaydı o zaman Buse, üvey annesinin evinde
bu davranışı yapmazken, öz annesinin evinde de eskiden olduğu sıklıkta yapardı. (Davranışın sıklığında bir
artış olmazdı.)
Yanıt: B
Ek Bilgi: Karşıt koşullanma; geçirilen yaşantı sonucunda kişinin önceden bir uyarıcıya karşı vermiş olduğu
tepkinin tam tersini vermeye başlamasıdır ki Buse’de
böyle bir durum yaşanmamış sadece ortamlar arasında ayrım yaparak davranışına devam etmiştir.
12. Salih Bey, çocuğuna boyacılığı öğretirken baştan sona
değil, sondan başa doğru bir yol izlemiştir. Yani çocuğuna önce büyük çoğunluğu bitmiş olan bir işin eksik
kısmını tamamlatmış ve her seferinde çocuğuna tamamlattığı kısımların miktarını artırarak son olarak
işin tamamını yaptırmıştır. Salih Bey’in, her aşamada
çocuğuna pekiştireç olarak 10 TL vermiş olması, Salih
Bey’in kademeli yaklaşma yolunun bir alt boyutu olan
“tersine zincir” yöntemini uyguladığının bir kanıtıdır. Kademeli yaklaşmada; kişiye yeni bir davranış biçimi kazandırılırken, davranış alt basamaklara bölünerek her
bir basamağın davranışı sergilendikçe kişiye pekiştireç
verilmesi söz konusudur. Davranış kazandırılırken işe
sıfırdan başlanıp davranış kazandırılması durumuna
kademeli yaklaşım (Duruma göre biçimlendirme veya
zincirleme) yöntemi adı verilirken, Salih Bey’in yukarıda uygulamış olduğu gibi işin sondan başa doğru bir
yol izlenmesine (kademeli yaklaşımın tam tersi bir yol
izlenmesi) ise tersine zincir yöntemi adı verilmektedir.
Alıştırma (eşik) yöntemi, istenmeyen bir davranışın
ortadan kaldırılmasında kullanıldığı için bu soruda geçerliliğini yitirmiştir.
Programlı öğretim ise Skinner’in geliştirmiş olduğu bir
öğretim modelidir. Bu modelin özünü (işleyiş sürecini)
ise kademeli yaklaşma yolu oluşturur.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Kademeli yaklaşma, organizmayı hedef davranışa yaklaştıran tepkinin adım adım pekiştirilmesi ya
da davranışın alt basamaklara bölünüp bu basamaklar geçildikçe ödüllendirilmesi sürecidir. Zincirleme ise
organizmaya kazandırılacak hedef davranış, alt davranışların birbirine koşul ilişkisi ile bağlanmasından
oluşur.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
bir davranışın pekiştirilmeyen (veya ceza verilen)
ortamlarda azalması veya sönmesi, buna karşın
pekiştirilen(veya ceza verilmeyen) ortamda ise sıklığında bir artışın olmasıdır. Buse’nin durumu da bu
kavramın açıklamasıyla paralellik göstermektedir. Yani
Buse, makyaj malzemelerini kullanarak aynaya resim
yapınca, üvey annesinin cezasına maruz kalmış ve dolayısıyla üvey annesinin evinde bu davranışı yapmazken, öz annesi olan Aynur Hanım’ın evinde davranışın
sıklığını artırmıştır.
106
13. Dolap Osman, saf insanları (benzer uyarıcılara) dolandırabilmek için farklı kılıklarda farklı davranış biçimleri
(tepki genellemesi) sergilemiştir. Yani Osman’ın bu tutumu “tepki genellemesi” ile açıklanabilir.
Kuvvetli çeldirici olan diğer seçeneklerin geçersiz olma
nedenleri ise;
Etkinin yayılması; doğru bir davranış pekiştirilirken, bu
doğru davranışın yanında yapılan yanlış bir davranışında doğru bir davranış gibi algılanıp yapılmaya devam
etmesidir. Dolayısıyla bu kavram soru için geçerliliğini
yitirmiştir.
Öğrenmenin aktarılması; önceki öğrenmelerin sonraki öğrenmeleri kolaylaştırması (pozitif transfer) veya
zorlaştırması (negatif transfer) durumudur. Verilenler
içerisinde Osman’ın yeni bir öğrenme yaparken zorlandığı ya da kolayca öğrendiğine dair herhangi bir bilgi
olmaması nedeniyle bu kavram soru için geçerliliğini
yitirmiştir.
Ayırt etme; genellemenin tersi bir durumdur. Kişinin,
benzer uyaranlar içerisinde sadece tek bir uyarana
(koşullu uyarıcıya) tepki vermesidir. Osman’la ilgili verilenler içerisinde ayırt etmeye vurgu yapılan bir durum
olmaması nedeniyle bu kavram soru için geçerliliğini
yitirmiştir.
15. Thomas’ın, dedektifin davranışları ile kendi davranış-
larını karşılaştırarak kendisi hakkında değerlendirmede bulunması öz yargılama kapasitesi, Thomas’ın bu
değerlendirmeleri ışığında modelin (dedektifin) davranışlarını kendine referans alarak davranışlarını buna
göre düzeltmeye çalışması ise öz düzenleme kapasitesi, Thomas’ın dedektifin davranış biçimlerini dikkatlice
izleyerek içselleştirmeye (aklında tutmaya) çalışması
ise sembolleştirme kapasitesi, Thomas’ın başarısından dolayı şirket tarafından takdir edilmesi ve tatile
gönderilmesi ise doğrudan pekiştirmedir. Ancak verilen
paragrafta içsel pekiştirmeyi örnekleyecek herhangi bir
durum bulunmamaktadır.
Yanıt: E
Ek Bilgi: İçsel pekiştirme, pekiştirmenin birey tarafından kendisine yönelik yapılmasıdır. Kişinin kendi davranışını ödüllendirmesidir. Örneğin çocuğun merak ve
belirsizlikten kurtulması, özgüvenin artması içsel pekiştirmedir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Uyarıcı genellemesinde; uyarıcı sayısı çokken, tepki genellemesinde sergilenen tepki sayısı çoktur.
14. Atakan, Müslüman Türk devletlerinin isimlerinin baş
harflerini kullanarak anlamlı bir cümle oluşturmaya
çalıştığı için kullanmış olduğu bellek destekleyici ipucu ‘’ilk harf’’ yöntemidir. İlk harf yönteminde harfleri bir
araya getirerek anlamlı kelimeler oluşturmanın yanında harflerin her birini kelimelere dönüştürerek anlamlı
cümlelerde oluşturulabilir.
En kuvvetli çeldiricilerden biri olan askı sözcük yönteminin geçersiz olma nedeni, Atakan’ın bilgileri kodlarken devlet isimlerini rakamsal askılarla (Örneğin; bir
yerine kir, iki yerine tilki vb.) birbirine bağlayan cümlelere dönüştürmemesi nedeniyle bu kavram, soru için
geçerliliğini yitirmiştir. Bir diğer kuvvetli çeldirici olan
yerleşim yönteminin geçersiz olma nedeni Atakan’ın sıralı bilgileri kodlamaya çalışırken sıralı bir şekilde yerleşmiş eşya ya da bina gibi nesnelerle ilişkilendirmemiş
olmasından dolayıdır.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Bilginin kodlanması yöntemlerinden etkinlik,
öğrenenin aktif olmasıdır. Örgütleme, bilgiyi direk ilişkili
olduğu kavramlarla gruplamadır. Eklemleme, bilgiyi diğer şemalarla birleştirmedir. Bellek destekleyiciler bilgiyi daha iyi kodlamak için ipucu kullanma ve destekleme
yöntemidir.
16. Mürsel Bey’in eski işinde arkadaşlarıyla iletişime ge-
çerken, ilk olarak onları dürtmesi ve sonrada yüksek
sesle konuşmaya başlaması, yeni ortama uyum sağlamasını zorlaştırmaktadır. Mürsel Bey’in yaşamış olduğu bu durum (geçmişte edinilen öğrenmelerin yeni
durumlara uyum sağlamayı zorlaştırması) olumsuz
transfer olarak adlandırılır.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Ket vurmalar ile olumsuz aktarım arasındaki
en temel fark; olumsuz aktarım tarzı soruların psikomotor davranış biçimleri niteliğinde olması, ket vurmaların
ise unutma durumlarıyla(bilişsel davranış biçimleriyle)
ilgili olmasıdır.
Ayrıca ket vurmalar ile öncelik-sonralık etkilerinin birbirinden ayrılmasında dikkat edilecek nokta ise; ket vurmalarda unutulan bir durum üzerinde durulurken öncelik veya sonralık etkilerinde ise daha kolay hatırlanması
durumları üzerinde durulur.
107
DENEME – 7
1.
5.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Bu dönemde ergen benmerkezciliği ön plandadır. Bu durumun sonucunda birey herkesin kendini
izlediğini ileri sürer yani hayali seyirciler olduğunu düşünür, “Bana bir şey olmaz.” dürtüsü hakimdir. Bu da
omnipotent düşünce ile açıklanır.
2.
Aile önce ne yapacağını bilemez bir hâldeyken, televizyonu kapattıkları bir gün kızlarının ders çalışmaya
başladıklarını görmüşlerdir. Bu durum onların rastlantısal davranışlarının (televizyonu kapatma) bir sonucu
olarak kızlarının çalışmaya başlamasını ödül olarak
getirdiği için edimsel bir tepkidir ve devamı gelecektir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Tepki genellemesi sadece aynı uyarıcıya değil, benzer uyarıcılara da sergilenebilir.
6.
3.
Yanıt: B
7.
Öğretmenin kontrolü kaybetmesi ve sınıfın büyük bölümünün kendi aralarında konuşmaya başlamaları figür/
fon (şekil-zemin), öndeki öğrencilerin ilk kez karşılaştıkları bu duruma anlam verememeleri ise süreklilik
ilkesi ile açıklanabilir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Gestalt algı ilkeleri sadece görsel örneklerle
ilgili süreçleri içermez. Okulda ve öğrenme etkinliklerinde de bu ilkelerin önemi göz ardı edilmemelidir.
Yanıt: C
8.
Modelin davranışının pekiştirilmesi (annenin karanlık
korkusu baba tarafından kollanmaktadır) gözlemcinin
de o davranışı gösterme olasılığını artıracaktır.
Yanıt: A
4.
Thorndike’a göre yeni bir durumla karşı karşıya gelen
birey doğal bir tepki sergileyemiyorsa, daha önce benzer durumda yaptığı tepkiye benzer tepkiler üretecektir. Yaşam bir süreklilik olduğuna göre, okul ortamında
edinilen kazanımlar ilerleyen yıllarda da bireylere kılavuzluk edecek ve benzer tepkilere neden olacaktır. Öğretmenler bu durumu destekleyecek en önemli sosyal
aktörlerden birisidir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Thorndike’ın tekrar yasasına göre, tekrarlanan uyarıcı-tepki bağı güçlenir tekrarlanmayanlar ise
zayıflar ve bırakılır. Tepki bağının gücünün artması için
yapılan tekrarlarla ilgili davranışların sonuçları hakkında organizmaya dönüt verilmelidir. Dönüt verilmeden
gerçekleştirilen tekrarlar işe yaramaz.
Ek Bilgi: Dolaylı güdülenme, modelin bir davranışı
olumlu sonuçlanırsa gözlemci bu davranışı yapmaya
güdülenir. İstekli hâle gelir.
9.
Verilen açıklamada bireyin kendi davranışlarını kontrol
edebilme yeteneği olan öz düzenleme kapasitesi tanımlanmaktadır. Ancak soru yönergesinde bu düzenlemenin
gerçekleşmesinin ön koşulu sorulmaktadır. Davranışı
düzenleyebilmek, öncelikle davranış hakkında düşünme
ve kendini yargılama kapasitesini gerekli kılar.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Dolaylı öğrenmede insanlar kendi yaptıkları
davranış ve bu davranışların sonuçlarını görerek öğrendikleri gibi başkalarının davranışlarını ve sonuçlarını görerek de öğrenirler.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İstenmeyen uyarıcılara tepki azaltma amacıyla istendik
uyarıcıların birlikte sunulması zıt tepki yöntemidir. Bu
yolla istenmeyen uyarıcılar, ortamda olmaya devam
etseler bile, hoşa giden bir uyarıcı hatrına katlanılabilir
bir hâle gelebilir.
Ek Bilgi: İtici uyarıcıya koşullanma, arzu edilen zararlı bir uyarıcı; itici bir uyarıcı ile ilişkilendirilerek bireyin
arzu uyandıran uyarıcıdan vazgeçmesi sağlanır.
Bir leylek yavrusunun annesi yiyecek getirdiğinde ağzını açması bir refleksif davranıştır, türe özgü değildir,
birçok canlı yavrusu aynı davranışı sergiler. Dolayısıyla
öğrenme de değildir.
Ek Bilgi: Türe özgü hazırbulunuşluk organizmadan
beklenen davranışın gösterilebilmesi için gereken biyolojik donanımdır.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Edimsel koşullanma öğrenmesinde sadece
ilk tepki genel olarak rastlantısal, sonrakiler amaçlı ve
bilinçlidir.
Arif rastlantısal bir davranış sonucu ailesinden birilerinin (azarlanma şeklinde bile olsa) dikkatini çekmenin
yolunu keşfeder. Ceza bazen olumlu pekiştirme için bir
sinyal işlevi görebilir. Bu durum karşıt pekiştirme olarak
nitelenebilir. Ancak yönergede bu uygunsuz durumun
ve yanlışın ne olduğu sorulmamaktadır. Kibritle oynama ve dikkat çekebilme davranışı sonuç getirdikten
sonra Arif’in benzer farklı tepkileri aramaya başladığından söz edilmektedir. Bu durum tepki genellemesi ile
açıklanabilir.
ÇÖZÜM–7
Nihal üniversite sınavına hazırlanmakta ve Erikson’a
göre kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası evresindedir. Bu dönemde bireyler kimlik belirlerler. Nihal’in
istediği meslek ve babasının kafasındaki meslek birbirine uymamaktadır. Bunun sonucunda Nihal bu dönemi
sağlıklı atlatamayacak ve rol karmaşası yaşayacaktır.
108
10. Ahmet’in yaşadığı talihsizlikleri eğlenceye bağlaması
bir batıl davranış örneğidir. Edimsel koşullanma yoluyla
kazanılmıştır. Ahmet eğlencelere katılmayarak kendince önlem almış (kaçınma) ve bu sayede olumsuz durumlardan korunabileceğini ummuştur (olumsuz pekiştirme). Ancak soruda kendini gerçekleştiren kehanete
ilişkin açık bir veri bulunmamaktadır.
Ek Bilgi: Organizmanın normalde bir tepki vermediği
uyarıcılara nötr uyarıcı denir. Koşullu tepki ise koşullu
uyarıcıya gösterilen öğrenilmiş tepkidir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Bu durumun kendini gerçekleştiren kehanete
dönüşmesi için Ahmet’in “Eğlenince başıma kötü birşeyler geliyor.” demesi, yeni bir eğlence etkinliğine girmesi ve ‘Bak gördünüz mü, ben biliyordum, işte korktuğum başıma geldi.” gibi bir sürecin oluşması gereklidir.
11. Bilişsel ağırlıklı davranış kuramcısı Tolman’ın işaret – ges-
talt kuramına göre öğrenme süreçleri amaçsız ve dayanaksız değildir. Birtakım dürtüler rastgele ve tek başına
değil, öğrenilmiş süreçlerle ilişkilendirilebilir. Bu süreç
kateksis olarak ele alınmaktadır.
Yanıt: A
14. İnsanlar gestalta göre olaylara, durumlara ve nesnelere ilişkin kalıcı bir algı geliştirdikten sonra, ilgili durumları belirli bir sabitlikler çerçevesinde ele almaya eğilimlidirler. Algıda değişmezlik sadece nesnelere ilişkin
bir algı kalıcılığı değildir. Günlük yaşam ilişkilerinde,
okulda öğretmen - öğrenci ilişkilerinde de algısal değişmezlikten söz edilebilir.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Öğretmenlerin özellikle okulun ilk günlerinde
öğrencilere karşı tutumları ve ilk izlenimler de benzer
bir algı değişmezliği etkisi yaratabilir.
Ek Bilgi: Bir dürtü öğrenilmiş bir süreçle ilişkilendirilirse
olumlu; ilişkilendirilmez ve uygun görülmezse olumsuz
kateksis olarak ele alınır.
12. Sosyal öğrenmede modelin özellikleri; statü, uzmanlık,
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
benzerlik ve pekiştirilme süreçlerinden oluşmaktadır.
Soruda bu süreçlere ilişkin örneklerden iki tanesine
(uzmanlık-benzerlik) yer verilmiştir.
I. ifade de “televizyondaki doktorlara güvenme” popülerliği, IV. ifadedeki “laboratuvarda test etme” uzmanlığı; II. ifadede ki “çocukluğunda kilim dokuyan öğretmen” ile III. ifadedeki “muhtarın – muhtarı” model alması benzerliğe örnek olarak gösterilebilir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Sosyal öğrenmede benzerlik; cinsiyet, sınıf,
doku vb. açıdan modellerin örnek alınmasıdır. Uzmanlıkta ise konu hakkında deneyim bilgi sahibi modeller
örnek alınır.
15. Tablo içindeki sorunun cevabı, zemin-şekil ilişkisini ör-
neklendirmektedir. Soru zemine düşmüş, bir şey içme
ihtiyacı ise şekle dönüşmüştür. Bu ilişkiyi gösteren en
iyi örnek E seçeneğinde verilmiştir. Öğretmen isteksiz
ders işlediği için zemine düşmüş ve öğrenciler kendi
etkinliklerine yönelerek yeni bir şekil oluşturmuşlardır.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Algısal set, bireylerin dünyayı belirli beklentilere göre algılamasıdır. Tamamlama ise algılama sürecinde parçaları eksik olan figürleri tamamlama boşlukları doldurma olarak tanımlanan örgütleme yasasıdır.
13. Koşulsuz uyarıcı, organizmanın doğal olarak belirli bir
tepkiyi açığa çıkarmasını sağlayan uyarıcıdır. Verilen
durumda hidroklorik asit koşulsuz uyarıcıdır. Koşulsuz
tepki, belirli bir uyarıcı sonrası ortaya çıkan doğal tepkidir. Kaan’ın hidroklorik asiti koklaması sonucunda
solunum sisteminin tahriş olması koşulsuz tepkidir. Koşullu uyarıcı ise başlangıçta nötr olan yeni organizma
için pekiştirici bir değeri bulunmayan ancak koşulsuz
bir uyarıcı ile eşlenmesi sonucunda koşulsuz uyarıcı ile
aynı tepkiyi yaratma gücü kazanan uyarıcıdır. Sabun,
başlangıçta nötr iken sonrasında koşullu uyarıcı hâline
gelmiştir.
Yanıt: A
16. Her müzik tarzının kendine özgü bir tavrı vardır. Sanat
müziği yapan bir sanatçının farklı tavırlar gerektirmesine rağmen pop ve arabesk müziğini kendi müziğinin
tavrıyla okuması, bir tür alışkanlık çatışmasıdır. Bu
durum aynı zamanda “olumsuz transfer” olarak da adlandırılabilir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: İleriye ket vurma, eski bilgilerin yeni bilgileri
karıştırması yeni bilgileri engellemesi durumudur.
109
DENEME – 8
1.
Ek Bilgi: Bireyin davranışının pekiştirilmediği ortamda
görülme sıklığının azalmasına karşın, farklı koşullarda
yoğunluğunun artması davranışta kontrasttır. Sönme
ise organizmanın daha önce tepki verdiği bir uyarıcıya
artık tepki vermemeye başlamasıdır.
2.
5.
Ek Bilgi: Kavrama yoluyla öğrenmede organizma bir
sorun ile karşı karşıyadır. Problemin niteliği incelenir,
parçalar arasındaki ilişki dikkate alınır. Birkaç başarısız
deneme yanılmadan sonra birdenbire çözüme ulaşır.
Organizma aktiftir, öğrenmeler kalıcıdır.
6.
Niyazi Bey’in en son gittiği hastaneyi tercih etmesi ayırt
etmenin bir sonucudur. Ayırt etme sadece koşullanılan
uyarıcıya tepki vermektir. Parçada da görüldüğü gibi
Niyazi Bey, doktorların güler yüzünden ve tedavisinden
daha çok yararlandığı hastaneye yönelmiştir. Bu da bir
ayırt etmenin varlığına işaret etmektedir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Genelleme, koşullanma sonucunda oluşan
tepkinin benzer uyarıcılara da gösterilmesidir. Klasik
koşullanma deneyinde köpeğin zil sesine karşı gösterdiği tepkiyi, zil sesine benzer başka bir nesneye de
göstermesi genellemeye örnektir.
3.
Ek Bilgi: Duyusal ön koşullanma, organizmanın yaşantıları sırasında birlikte karşısına çıkan iki nötr uyarıcıdan birine karşı, koşullu tepki geliştirilmiş olmasının
etkisiyle, diğerine karşı da koşullu tepki sergilenmesidir.
İkinci dereceden koşullanma ile aralarındaki fark ise;
ikinci dereceden koşullanma organizma birinci koşullu
uyarıcı ile karşılaşır ve bu uyarıcıya karşı tepki geliştirir.
Sonrada bu uyarıcı ile eşleştirilen başka bir uyarıcıya da
tepki geliştirir. Duyusal ön koşullanmada organizma iki
nötr uyarıcıyla pek çok defa karşılaşmasının sonrasında
bunlardan bir tanesine karşı koşullu tepki geliştirir.
7.
Ek Bilgi: Zıt tepki istenmeyen davranışı meydana getiren uyarıcıyı tam tersi bir tepkiye neden olması beklenen farklı bir uyarıcıyla eşleştirmeye dayanmaktadır.
Bu yöntemin uygulanması sonucunda istenmeyen
tepkiyi doğuran uyarıcının yeni ve istenen bir tepki ile
bağlantılandırılmasıdır.
4.
Ahmet’in bir daha soru sormaması ceza ile açıklanabilir. Ceza istenmeyen ve hoşa gitmeyen bir durum
nedeniyle organizmanın davranışının bastırılması ve
görülmesinin engellenmesidir. Öğretmenin Ahmet’i
azarlaması sonucu davranışın azalmaya başlaması
cezayla ilgilidir.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Pekiştirmede davranışın sıklığının artırılması
söz konusu iken, cezada ise davranış sıklığının azaltılması ya da ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.
Ancak ceza davranışı ortada kaldırmaktan ziyade, bir
süreliğine baskı altına almaktadır.
Sözlerin sahibinin parfüm kokusu aldığında babaannesini hatırlaması ikinci dereceden koşullanmayla ilgilidir.
İkinci dereceden koşullanma, koşullu bir uyarıcının
aynı koşulsuz bir uyarıcı gibi kullanılarak nötr bir uyarıcıya koşullanmanın sağlanmasıdır. Sözlerin sahibi sevdiği yiyecekleri yapan, kendisine harçlık veren babaanneye karşı olumlu bir duygusal tepki geliştirmiş, oluşan
bu tepkisinin sonucunda babaannesini kullandığı parfüm kokusuna da aynı duygusal koşullanmaya sahip
olmuştur. Bu durum üst düzey ya da ikinci dereceden
koşullanmadır.
Yanıt: B
Soner’in kaybettiği eşini hatırlaması tepkisel koşullanmayla ilgilidir. Tepkisel koşullanma organizmanın etkin
bir çaba içerisinde olmadığı doğal bir uyarıcıya verdiği
doğal bir tepkinin, doğal uyarıcının etkisi sayesinde
nötr bir uyarıcıya da verilmesidir. Özellikle refleksif ve
duyuşsal tepkilerin öğrenilmesinde etkilidir. Soner’in
yıllar önce elinin yaralanması ve bu yarayı ölen eşinin
sarması ve bunun etkisiyle aynı durumu Bahar’la yaşaması sonucu eşini hatırlaması ve üzülmesi tepkisel bir
koşullanmanın sonucudur.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Edimsel koşullanmanın temel ilkeleri;
- Pek çok davranış bir dış uyarana bağlı olmadan
kendiliğinden ortaya çıkar.
- Davranış, kendisinin ortaya çıkardığı uyarandan
etkilenir.
- Pekiştirilen davranışların tekrarlanma olasılığı artar.
- Davranışın sürekliliğini sağlayan uyaranlar her zaman belirgin değildir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Öğretmenin, öğrencilerin davranışlarını ortadan kaldırmak için uyguladığı yöntem bıktırmaya örnektir. Bıktırma istenmeyen bir alışkanlığın değiştirilmesi amacıyla
söz konusu davranışın organizmaya tekrar tekrar yaptırılarak oluşturulacak yorgunluk sonucu alışkanlığın
bıraktırılması anlamına gelmektedir. Öğretmen de bu
amaçla vakitsiz dolaşan öğrencilerini hafta boyunca
her derste sınıf içinde dolaştırarak bu alışkanlıklarından vazgeçirmeye çalışmaktadır.
Yanıt: B
Diğer öğrencilerin soru sorma davranışının azalmasının nedeni dolaylı cezadır. Dolaylı ceza, modelin
davranışının cezalandırılması ve bunun sonucunda
gözlemcinin de aynı sonuçla karşılaşmamak için istenmeyen davranışı yapmamasıdır.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–8
İlker Bey’in, başlangıçta arabasını sık sık silip temizlemesi ve her fırsatta ailesini gezmeye çıkarırken zaman
içerisinde bu davranışlarındaki azalma alışmaya örnektir. Alışma sürekli aynı uyarıcının (pekiştirecin) verilmesi
sonucunda zaman içerisinde bu uyarıcının giderek etkisini kaybetmeye başlamasıdır. Soruda görüldüğü gibi
araba uyarıcısı (pekiştireç) sürekli var olmaya devam
etmesine rağmen bir süre sonra etkileme gücünü kaybetmeye başlamıştır. Bu durum alışmanın sonucudur.
Yanıt: A
110
8.
Adem Bey’in yolculuğunu tamamlaması olumsuz pekiştirmenin sonucudur. Olumsuz pekiştirme organizmanın kendisi için istenmeyen bir uyarıcıdan istendik
davranışı sergileyerek kurtulması sonucu davranışın
sürmesidir. Adem Bey için uyku istenmeyen bir durumdur ve araç kullanmasına engel oluşturmaktadır.
Adem Bey ise dinlediği müzik sayesinde bu istenmeyen durumdan kendisini kurtararak yolculuğunu sürdürebilmiştir. Bu durum olumsuz pekiştirmenin sayesinde
mümkün olmaktadır.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Organizmanın davranışının ardından onun
için istenen, hoş olan uyarıcıların yani olumlu pekiştireçlerin ortama konmasıyla organizmanın davranışının
yapılma olasılığının artmasına olumlu pekiştirme denir.
9.
Kubilay’ın harcı yatırmak için aynı şubeyi tercih etmesi batıl davranıştır. Batıl davranış tesadüfi pekiştirme
sonucu oluşan bir davranıştır. Normalde davranışla
pekiştireç arasında bir ilişki yoktur. Bu şekilde oluşan
öğrenmeler batıl davranışlara yol açar.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Öğrenilmiş çaresizlik, organizmanın ne yaparsa yapsın sonucu değiştirmediği duygusunu tüm
durumlara genellemesidir. Öğrenilmiş çaresizlikte herhangi bir ödül elde etmek ya da olumsuz durumdan
kaçınmak için isteksizlik, korku sonucu kabullenme ve
depresyon gözlenebilmektedir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
10. Öğrenme psikolojisinde bellek izlerinin birbirine karışma-
sına ket vurma adı verilir. Ket vurma bir öğrenmenin diğer
bir öğrenmeyi bozması ya da unutturmasıdır. Ket vurma
ileriye ve geriye olmak üzere ikiye ayrılır. İleriye ket vurma
önceki öğrenmenin sonraki öğrenmeyi, geriye ket vurma
sonraki öğrenmenin önceki öğrenmeyi bozmasıdır.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Öncelik etkisi; öğrenme sürecinde ilk öğrenilen şeylerin sonradan öğrenilenlere göre daha iyi
hatırlanmasıdır. Sonralık etkisi ise öğrenme sürecinde
sonradan öğrenilen şeylerin öncekilere göre daha iyi
hatırlanmasıdır.
11. Öğrenilen kavramların kavramsal kategoriler hâlinde ör-
gütlenmesi, içeriğin daha önceki öğrenilenlerle ilişkilendirilmesi, öğrenmeden sonra dinlenilmesi ve anlamlandırma unutmaya karşı etkili stratejilerdir. Ancak öğrenmeden sonra sürekli tekrar yapılması unutmaya neden
olur. Öğrenmeden sonraki tekrarların unutmaya dirençli
olabilmesi için sürekli değil aralıklı yapılması uygundur.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Uzun süreli bellekteki bilgilerin yeri geldikçe
hatırlama süreci ile kısa süreli belleğe getirilmesi “geri
getirme” veya “hatırlama” olarak adlandırılır. Bilginin
geri getirilebilme başarısı öğrenmenin gerçekleştiği sürede ne kadar iyi bir kodlama kullanılarak depolandığı
ile ilgilidir.
12. “Öğrenmenin kalıcı olmasını sağlamada kullanılan yol-
lardan birisi de konuya tekrar dönülmesidir, bu şekilde
öğrenilen bilgiler organize edilir. Hatırlanamayan, anlaşılmayan, cevaplamada güçlük çekilen yerler okunur ve
sorular tekrar cevaplanır.” ifadesi, yeniden gözden geçirmeyi tanımlamaktadır. Yeniden gözden geçirme öğrenmeden sonra konunun ana hatlarıyla tekrar edilmesidir.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Akrostiş “cümle tekniği” olarak da bilinir. Hatırlanacak olan sözcüklerin ilk harfleriyle bağlantılı yeni
bir sözcük öbeği oluşturmaktır.
13. Sokak pateni yapmayı öğrenen Taylan’ın, gittiği buz
pateni pistinde hiçbir çaba harcamadığı hâlde kolaylıkla buz pateni yapabilmesi olumlu aktarmaya örnektir.
Olumlu aktarma elde edilen bir öğrenmenin yeni elde
edilecek öğrenmeyi desteklemesidir. Bu sayede yeni
elde edilecek öğrenme daha kolay sağlanabilir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: İnsan ya da hayvan, öğrenme durumunda
olan her organizma, belli bir problemle karşılaştığında
problemin çözümüne katkısı olmayan başarısız davranışları eler; problemi çözen ya dabaşarıya götüren tepkilerse kalıcı hâle gelir. Bir başka deyişle karşılaşılan
bir problem, organizmanın rastgele davranışlarının sonucunda çözülüyorsa burada bulunan problem çözme
yöntemine “deneme-yanılma” denir.
14. Veterinerin önerdiği davranış kontrol yöntemi, ara vermedir. Ara verme organizmanın davranışına yol açan
uyarıcıdan belli bir süre mahrum bırakılmasıdır.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Organizmanın ortamda bulunmasından hoşlanmadığı bir uyarıcının ortamdan çıkarılması olumsuz
pekiştirmedir.
15. Edimsel koşullanma ilkelerine göre bu parçada verilen
durum “pekiştirecin verilme zamanı yaklaştıkça organizmanın davranışı sıklaşır.” biçiminde açıklanabilir. Görüldüğü gibi öğrenciler ödevin teslim zamanına uzun süre
varken yeterince çaba içinde olmadıkları hâlde, çabaları
ödevin verilme zamanı yaklaştıkça sıklaşmaktadır.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Pekiştirme tarifeleri pekiştirmenin verilme biçimini, yerini, zamanını ve kaçıncı davranışın ardından
gerçekleştireceğini ifade etmek için kullanılan kavramlardır. Tarifelerin kullanımındaki temel amaç, yaşam
boyu farklı şekillerde pekiştirme yapmak değil davranışın kalıcı hâle gelmesini sağlamaktır.
16. Tolman’a göre öğrenme koşullu uyarıcıyla koşulsuz uya-
rıcı arasında gerçekleşen otomatik bir bağ değildir. Organizma öğrenme sürecinde amaçlıdır. Bu nedenle koşullu
uyarıcı organizma için haberci (işaret) niteliği taşımaktadır. Dolayısıyla bir işaret organizmada beklentiye yol açar.
Bu beklentisi karşılandığı sürece amaca yönelik davranışı
devam eder. Koşullu uyarıcı işaret olarak onu amacına
götürmezse organizma için işaret olma özelliğini kaybeder ve bu durumda da sönme meydana gelir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Tolman’a göre bizi amaçlarımıza götürecek
yolları tespit edebilmek için çevremizi tanımaya çalışırız. Topladığımız bu bilgiler bizi amaçlarımıza ulaştıracak yollar hakkında bilgi verir.
111
DENEME – 9
1.
3.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Bazı KPSS kitaplarında Garcia etkisi genellemenin karşılığı olarak verilmektedir. Ancak bu doğru
değildir. Garcia etkisi bitişikliğin olmadığı durumlarda
gerçekleşir. Örneğin öğle arası tavuk döner yiyen birisi
belli bir süre sonra rahatsızlanırsa ve bu rahatsızlığı tavuk dönere bağlarsa bu durum Garcia etkisidir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Davranışların kazanılmasında olduğu gibi,
birçok duyguda da gözlem kullanılır. Doğuştan gelmeyen birçok duygunun, çevredeki kişilerin gözlem-lenmesi ile öğrenildiği belirtilmektedir.
4.
Bir koşullanma sürecinde bireyin koşullu uyarıcıyla birlikte yer alan diğer tüm uyarıcılara da koşullanması birleşik
koşullanma olarak ifade edilir. Parçada Berke’nin tıraş
olurken canı acıdığı için korkması sürecinde canı acıması koşulsuz uyarıcı, korkması ise koşulsuz tepkidir.
Berke’nin daha sonra berberden de korkmasında berber
koşullu uyarıcı, korkması da koşullu tepkidir.Daha sonra
Berke’nin evde makas ve aynayı görünce de (saçlarını
kestirirken berberin dükkânında bunları gördüğü için)
korkması birleşik koşullanmaya örnektir. Koşullanma
gerçekleştikten sonra koşulsuz uyarıcının kesilmesi ile
birlikte koşullu tepkinin sona ermesi sönme kavramı ile
açıklanır. Parçada Berke’nin saçlarını keserken berber
ona oyuncaklar verince bir süre sonra Berke’nin saçlarını kestirirken korkmaması sönme sürecine örnektir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Duyusal ön koşullanma, farklı kategorilerdeki iki nötr uyarıcının önce birlikte eşleşmesi (koşulsuz
uyarıcı olmadan), sonra bu uyarıcılardan birinin koşulsuz uyarıcı ile eşleştirilmesinin sonrasında, her iki nötr
uyarıcının da tepki yaratma gücü kazanmasıdır.
Koşullanma süreçlerinden duyarlılaşma; koşullu uyarıcıya başlangıçta fazla bir tepki verilmezken bir süre
sonra bu uyarıcıya verilen tepkinin artmasıdır. Parçada
uyarıcılara verilen tepkinin zamanla azaldığı bahsedildiğinden duyarlılaşma ile ilgili bir uygulama yoktur.
Alışma, koşullanma sürecinde pekiştirecin etkisini
kaybetmesi ya da koşullu uyarıcının sürekli verilmesi
sonucunda tepkinin giderek zayıflamasıdır. Parçada
deneklerin gürültüden zamanla fazla etkilenmedikleri
bildirildiği için alışma gerçekleşmiştir. Kademeli yaklaşma (biçimlendirme), bir davranışın alt basamaklara ayrılarak her bir basamaktaki davranışın ödüllendirilmesi
ile davranışın tamamının kazandırılmasıdır. Parçada
deneklere yeni bir davranış kazandırılması söz konusu
olmadığı için bu uygulamada yapılmamıştır. Maruz bırakma; fobilerin yok edilmesi sürecinde bireyin korkuya
neden olan uyarıcıyla belli bir süre kontrollü bir şekilde
yüzleştirilmesidir. Parçada denekler gürültüye kontrollü
bir biçimde maruz kaldıkları ve bunun sonunda gürültüden rahatsız olma düzeyleri azaldığı için bu uygulama
söz konusudur.
Yanıt: B
Ek Bİlgi: Watson, Albert bebek ile yaptığı deney sonucunda çocuklarda korkunun koşullanma ile gerçekleştiğine, Peter bebek ile yaptığı deneyde ise korkunun
ortadan kaldırılmasına ve azaltılmasına ilişkin sonuçlara ulaşıldığını söylemektedir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2.
Koşullanma süreçlerinden biri olan Garcia etkisi, yenildikten sonra hoşa gitmeyen tat veren yiyeceklerin aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen yenilmemesi
ve bu yiyeceklerden uzak durulmasını ifade eder. Parçada Selcan Hanım kemoterapi ilacından önce yediği
yemeklerden ilacın etkisiyle tiksinmiş ve tedavinin ortalarına doğru bu yiyeceklerden uzak durmaya başlamıştır. Bu durum Garcia etkisiyle açıklanabilir. Seçenekler
arasındaki en ağır çeldirici itici uyarıcıyla koşullanmadır. İtici uyarıcı ile koşullanma istenmeyen bir davranışın yok edilme tekniklerinden biridir. Parçada Selcan
Hanım’ın herhangi bir davranışının yok edilme çabası
olmadığı için doğru yanıt D seçeneğidir.
ÇÖZÜM–9
Bir davranışın yapılmasının ardından davranışın pekiştirilmesi sonucunda istendik davranışın yapılma olasılığının artmasına edimsel koşullanma denir. Parçada saldırgan davranışlar sergileyen çocukların yapmış oldukları
her saldırgan davranış için ödül verilmesi sonucunda bu
saldırgan davranışların artması bu davranışların edimsel koşullanma yoluyla öğrenildiğini gösterir. İzlenen modelin davranışının cezalandırılması sonucu gözlemcinin
bu davranışı yapma olasılığının azalması ise dolaylı
ceza kavramı ile ifade edilir. Parçada saldırgan modelin
cezalandırıldığını gören çocukların saldırgan davranışlarının azalması ise dolaylı cezaya uygun bir örnektir. D
seçeneğinde yer alan doğrudan pekiştirme bireyin davranışı yaptıktan sonra ödüllendirilmesi dolaylı pekiştirme
ise bireyin yakın çevresinden birinin ödüllendirilerek
davranışı yapmaya istekli hâle getirilmesidir.
112
5.
Değişken aralıklı pekiştirme; davranış kazandırma
sürecinde pekiştirecin belirsiz zaman aralıklarıyla verilmesidir. Çok önemli bir haber beklenilen bir dönemde
e-posta veya sesli mesajları kontrol ederken haberin
ne zaman geleceği belli olmadığı için değişken aralıklı
pekiştirmeye uygun bir davranıştır. Sabit aralıklı pekiştirme ise pekiştirecin önceden belirlenen zaman aralıklarında verilmesidir. Kahvenin hazır olup olmadığını
kontrol için bu durum davranışta bulunma sürecinde
kahvenin ne zaman hazır olacağı belli olduğundan sabit aralıklı pekiştirmeye uygun bir örnektir. Sabit oranlı
pekiştirme pekiştirecin önceden belirlenen sayıda bir
davranış sonucunda verildiği pekiştirme tarifesidir. Üretilen her parça doldurulan her zarf ya da teslim edilen her gazete için para ödenmesi bu tarifeye uygun
bir pekiştirme örneğidir. Değişken oranlı pekiştirme ise
pekiştirecin kaç davranıştan sonra verileceğinin belli
olmadığı pekiştirme tarifesidir. Tezgahtarın müşteriye yardımcı olma girişimi hangi müşterinin malı satın
alacağı belli olmadığından bu pekiştirme tarifesine uygundur. Birleşik pekiştirme ise genellikle zaman aralıklı
pekiştirme ile oran aralıklı pekiştirmenin birlikte kullanıldığı tarifedir. Parçada bu tarifeye uygun bir davranış
örneği verilmemiştir.
7.
I numaralı örnekte Efe, ağabeyini gözlemlemiş fakat
onun davranışını uygulamaya geçmemiştir. Yani gözlem olduğu hâlde gözlenen davranış, gözlemci tarafından sergilenmemiştir. Diğer ifadelerde ise modelin
davranışları gözlemci tarafından davranışa dönüştürülmüştür.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Sosyal Öğrenme Süreçleri:
Dikkat: Sosyal öğrenmenin temel sürecidir, öğrenme
dikkat ile başlar.
Hafıza: Hatırda tutma, gerektiğinde kullanabilmek üzere bilginin depolanmasıdır.
Davranış Üretme: Zihinde davranışa dönüştürmedir.
Güdüleme: Koşullar oluştuğunda, davranış üretmedir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Skinner, davranışın açığa çıkması ve kalıcı
hâle gelmesi için tarifelerin önemli olduğunu vurgulamaktadır. Pekiştirme tarifeleri, iki pekiştireç arasındaki
kuraldan adını alır.
8.
6.
Öğrenmeye ilişkin performansın öğrenme sürecinde ya
da anında kendini göstermediği, daha sonraki bir anda
ortaya çıktığı öğrenme türüdür. Parçada Görkem’in
oyuncaklarına isim verirken aklına İngilizce sözcüklerin
gelmesi daha önce odasında ablasının İngilizce çalışırken tekrar ettiği sözcükleri farkında olmadan öğrendiğini gösterir. Bu durum örtük öğrenmeye örnektir. A
seçeneğinde yer alan içgörüsel öğrenme, bireyin karşılaştığı problemlerin bileşenleri arasındaki ilişkiyi kurup
zihinde çözüm yollarını tasarlayarak çözüme aniden
ulaştığı öğrenme biçimidir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Sosyal öğrenme kuramına göre bütün davranışları deneyimle öğrenemeyiz ya da her zaman
pekiştireç almayız. Çünkü öğrenilen her davranış gösterilmek zorunda değildir. Sosyal öğrenme kuramında;
modelin özellikleri, davranışın özellikleri, sosyal öğrenme süreçleri ve gözlemcinin özellikleri önemlidir.
Sosyal öğrenme kuramına göre gözleyerek öğrenmenin
ilk aşaması olan dikkat, gözlemcinin modelin yaptığı
davranışları izlemesidir. İkinci aşama olan zihinde tutma
gözlenilen davranışların zihinde canlandırılarak hatırlanmasıdır.Üçüncü aşama olan davranışa dönüştürme modelin zihne kaydedilen davranışlarının gözlemcinin kendi
davranışına dönüştürülebilmesidir. Son aşama olan
güdülenme ise model alınıp ortaya konulan davranışın
daha sonraları tekrar edilebilmesi için çevredekiler tarafından pekiştirilmesidir. Parçada Mehmet Öğretmen rehber öğretmeninin derste yaptıklarını dikkatle izlediği için
dikkat aşaması gerçekleşmiştir. İzlediği dersleri zihninde
canlandırmasına rağmen sadece ders takip etmekle yetinip bunları uygulamaya koymadığı için başarısız olmuştur. Sonuç olarak Mehmet’in öğretmenliği öğrenememesi
gözleyerek öğrenmenin davranışa dönüştürme aşamasının gerçekleşmemesinden kaynaklanmıştır.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Süzücü Dikkat: Belli bir nesneye dikkat edilmez herhangi bir değişikliğin farkına varmadır.
Seçici Dikkat: Belli bir nesneye dikkat edilmektedir.
(algıda seçicilik ve diğer algı kuralları devreye girerek
daha çok dikkat çeker).
113
9.
Sosyal öğrenme kuramına göre öz yeterlik kapasitesi
kişinin öğrenme ve davranışlarını gerekli seviyelere
ulaştırmak için kendi kapasitesine olan inancıdır. Diğer
bir ifade ile kişinin gerekli davranışları sergileme kapasitesiyle ilgili algısıdır. Öncülde Seçil’in matematik öğretmeninin derste sorduğu sorulara cevap vermemesi
soruyu doğru çözeceğine dair kendine olan inancının
eksik olmasıdır. Bu durum Seçil’in öz yeterlik kapasitesinin yetersizliğini ortaya koymaktadır. Soruda çeldirici
durumundaki seçenekler öz düzenleme ve öz benlik
algısıdır.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Öz düzenleme bireyin kendi hayatını kontrol
etme ve düzenleme gücüdür. Öz benlik algısı ise bireyin gerçek benliği ile ideal benliği arasındaki farklılıktır.
Bu farklılığın düşük olması öz benlik saygısını yükseltirken yüksek olması öz benlik saygısını azaltır.
11. Bilgiyi işleme kuramına göre uzun süreli bellek türle-
rinden olan epizodik (anısal) bellek insanın geçmiş yaşantılarının (anılarının) saklandığı bellektir. Semantik
bellek okul öğrenmelerinin genel kavram ve ilkelerin
jest ve mimiklerin, trafik işaretlerinin…vb. saklandığı
bellektir. Prosedürel (işlemsel) bellek ise bir işin nasıl
yapıldığı, yapılış basamaklarının saklandığı bellektir.
Öncülde Erhan Bey’in çocuğuna aldığı antibiyotiği hazırlarken ilacın prospektüsünde okuduklarını ve daha
önce bu ilacı nasıl hazırlarken neler yaptığını zihninde
canlandırması bu bilgilerin prosedürel bellekten çağrıldığını gösterir.
Yanıt: E
Ek Bİlgi: Bilgiyi işleme kuramı temel olarak dört temel
soruyu yanıtlamaya çalışır. Bunlar;
Bilgi nasıl alınır?
Bilgi nasıl işlenir?
Bilgi nasıl depolanır?
Bilgi nasıl geri getirilir?
10. Gestalt öğrenme kuramında yer alan iç görüsel öğren-
me karşılaşılan problemin bileşenleri arasında ilişki kurulup olası çözüm yolları zihinde tasarlandıktan sonra
çözüme aniden ulaşılmasıdır. Parçada Furkan çözemediği matematik sorusunu televizyon seyrederken
zihninde tekrar canlandırdığında sorunun olası çözüm
yollarını düşünmüş ve aniden formülde bir hata yaptığını kavrayıp çözüm yoluna ulaşmıştır. Soruda çeldirici
durumundaki seçenek gizil öğrenmedir. Gizil öğrenme
öğrenme sürecinde değil de öğrenilenin kullanılması
sürecinde ortaya çıkan öğrenme biçimidir. Yani öğrenmenin pekiştirmeden bağımsız olarak gerçekleşmesidir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Zihinsel deneme – yanılma; bireyin bilişsel
haritadaki bilgileri kullanarak karar vermesi, ne yapacağını kurgulamasıdır.
renme sürecinde ilk olarak öğrenilenler ile son olarak
öğrenilenlerin ortada öğrenilenlerden daha kolay ve
daha iyi hatırlanmasıdır. Öncülde rehber öğretmeninin
stajyerine komisyona ders anlatırken ilk on dakika ile
son on dakikaya önem vermesini öğütlemesi komisyon üyelerinin bu dakikalarda anlatılanları daha kolay
hatırlayacağını vurgulamaktadır. Bu durum dizisel konum etkisinin önemini vurgular. A seçeneğinde yer alan
çağrışımlı hatırlama birbiri ile önceden ilişkilenmiş olan
uyarıcılardan biri hatırlandığında diğerinin de hatırlanmasıdır. D seçeneğinde yer alan tanıma ise önceden
öğrenilmiş bir bilginin ilişkili olduğu uyarıcı ile karşılaşıldığında geri çağrılmasıdır. E seçeneğinde yer alan
örgütleme ise öğrenilen bilgi birimlerinin sınıflandırılıp
düzenli kümeler hâlinde uzun süreli belleğe yerleştirilmesidir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Anlamsal çağrışımda öğrenilen konu, öğrencinin zihninde var olan olgu, olay ya da durumlara
karşılık gelmeli; o durumla ilişkilendirilebilir olmalıdır.
(Genellikle bir yöreye ya da belli bir topluma özgüdür.)
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
12. Bilgiyi işleme modeline göre dizisel konum etkisi bir öğ-
114
13. Bilgiyi işleme kuramına göre bellek destekleyici ipuç-
larından öyküleştirme; öğrenilenleri ardışık olarak
kapsayan bir hikâyenin uydurulması esasına dayanır.
Akrostiş; öğrenilecek sözcüklerin ifadenin ilk harflerini kullanarak kısaltma oluşturma ya da ezberlenecek
sözcüğün ilk harfleriyle başlayan yeni sözcükler geliştirerek kurulan cümlelerle öğrenme yöntemidir. Akronim yine hatırlanmak istenen dizedeki sözcüklerin baş
harflerinin kullanılmasıyla kolaylıkla ifade edilebilecek
tek bir sözcük ya da kısaltma oluşturulmasıdır. Akrostişten farkı kısaltmanın anlamlı olmasıdır. Yerleştirme
öğrenilen sözcüklerin her birinin doğal bir yer ile eşleştirilmesidir. Bunun için her bir yerin imgesinin hayalinin
kolaylıkla oluşturulması gerekir. Her zaman aynı imge
oluşturulmalı ve yerleşim yerleri her zaman aynı sırada
olmalıdır. Öncülde Mert’in Osmanlı İmparatorluğu’nun
Kuruluş Dönemi padişahlarının her birini okulun yolu
üzerindeki dükkânların camlarına sırasıyla yazması
padişahlar ile dükkânların aynı sırada yerleştirilmesi
esasına dayanır.
15. Bilgiyi işleme kuramına göre uzun süreli bellek türlerinden deklaratif bilgi gerçeklere, olaylara ve durumlara
ilişkin yalın bilgilerdir. Daha çok ne sorusunun yanıtını
verirler. Bu bilgiler okul öğrenmeleri, genel kavramlar
ve ilkelerin bilgisidir. Semantik bellekte saklanır. Öncülde hastanın golf oynarken kullanılan teknik terimleri hatırlayabilmesi bu bilgilerin semantik bellekte saklanan
deklaratif bilgiler olduğunu gösterir. A seçeneğinde yer
alan metabilişsel bilgi kişinin kendi bildikleri hakkında
sahip olduğu bilgilerdir. B seçeneğinde yer alan prosedürel bilgi daha çok işlemsel bellekte yer alan ve bir
işin nasıl yapıldığı, yapılış basamaklarının ne olduğuna
ilişkin bilgilerdir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Anlamsal (Semantik) bellek: Kurallar, genellemeler, kavramlar, terimler, problem çözme becerileri gibi genel bilgilerin yer aldığı bölümdür
Anısal (Epizodik) Bellek: Kişisel yaşantılarla ilgili bölümdür.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Örgütleme ve eklemleme çok güçlü
kodlama(anlamlandırma) türleri olmakla birlikte, tüm
bilgiler, örgütleme için elverişli olmayabilir. Ayrıca bazı
bilgiler de tamamıyla yeni ya da eskilerle tümden ilişkisiz olabilir. Bu nedenle de eklemleme yoluyla kodlamak
mümkün olmaz. Bu durumda anlamlı kodlama yapmak
için bellek destekleyici ipuçlarını kullanmak oldukça
faydalıdır.
16. İşaret öğrenme kuramına göre bireyin herhangi bir
14. Bilgiyi işleme kuramına göre kodlama sürecinin tek-
niklerinden olan örgütleme bilgi birimlerini sınıflandırıp düzenli kümeler hâlinde gruplandırmaktır. Şerif
Öğretmen’in derste konuyu anlatmadan önce konunun ana hatlarını tahtaya yazması ve kavramları tablo
hâlinde görselleştirmesi bu tekniği kullandığını gösterir. Kodlamanın diğer bir tekniği ise etkinliktir. Etkinlik
öğrenme ve hatırlama sürecinde öğrenen kişinin etkin
olmasıdır. Parçada Şerif Öğretmen’in ders sonunda
öğrencilerinin tahtada yazılanları defterlerine kendi anlayacakları sözcüklerle yazmalarını istemesi bu tekniği
kullandığını gösterir. Soruda çeldirici konumunda olan
B seçeneğidir. Bu seçenekte yer alan eklemleme yeni
bilginin bilinen bilgilerin üzerine eklenerek ya da onu
bilinen bilgiler ile birleştirerek geliştirme sürecidir. Ayrıntılandırma olarak da ifade edilir.
tepki ya da uyarıcının ardından başka bir tepki ya da
uyarıcının geleceğini bilerek buna göre davranması
beklenti; deneyime geçmeden önceki geçici beklentiye
de denence adı verilir. Yaşantılar denenceyi doğrularsa
beklenti sürer, doğrulamazsa beklenti sona erer. Parçada Turgut Bey’in misafirlerini götürdüğü lokantada
yemeklerin güzel olacağı denencesi yaşantı ile doğrulanmadığı için lokantaya ilişkin beklentisi sona ermiş ve
bir daha o lokantaya gitmemiştir. Seçenekler arasındaki en kuvvetli çeldirici C seçeneğinde yer alan ifadedir.
Bu ifade de yer alan eş değer inanç; öğrenme sürecinde bireyin birincil ve ikincil amaçlarının örtüşmesini
kapsayan bir kavramdır. Burada Turgut Bey için misafirlerinin memnun olması ile yemekleri beğenmeleri
eş değer inanç durumuna geldiği söylenemez. Zira eş
değer inanç fizyolojik dürtülerden çok sosyal dürtülerin
doyurulmasıyla ilgilidir.
Yanıt: A
Yanıt: B
Ek Bilgi: Karşılıklı Belirleyicilik: Sosyal öğrenme davranışçı kurama karşı der ki: Kişi çevresinin kurbanı değildir. Çevresini değiştirebilir aynı zamanda çevreden
de etkilenir.
Ek Bilgi: Tolman’a göre pekiştirme organizmanın öğrenmesi için gerekli değil ama öğrenilenleri uygulamak
için önemlidir. Yalnızca pratik amaçlar için pekiştireç
kullanırız.
115
DENEME – 10
2.
3.
Mete’nin X marka yoğurtla ilgili yaşamış olduğu olumsuz olaydan sonra doğrudan bir yaşantı geçirmemiş
olmasına rağmen X markasının süt, peynir, kaymak,
ayran ve tereyağı gibi ürünlerine karşı da mide bulantısı hissetmesi üst düzey koşullanma ile açıklanabilir.
Çünkü Mete yoğurtla yaşamış olduğu olumsuz durumun etkisini X markasının diğer tüm ürünlerine yansıtmıştır. Verilen durumun Garcia etkisi olabilmesi için bir
yaşanmışlık olması gerekmektedir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Garcia etkisine göre yiyecek ve içeceklerle ilgili koşullanma süreleri söz konusu olduğunda bitişiklik
olmasa dahi koşullanma gerçekleşebilir.
FIFA’nın, dünya şampiyonu olan ülkeye kupayı birkaç
günlüğüne emanet verirken “Dilerseniz bir kopyasını
kendinize yaptırabilirsiniz ancak kopyası, aslının en
fazla 4/5’i büyüklüğünde olabilir. Orijinal bir kupaya sahip olabilmeniz için beş sezon üst üste dünya şampiyonu olmanız gerekir.’’ şeklinde bir şart koşarak, tür olarak simgesel pekiştirmeyi, tarife olarak ise sabit oranlı
pekiştirmeyi kullandığını göstermektedir. Soru köküne
dikkat edilecek olursa bizden istenen kullanılan tarife
olduğu için cevap sabit oranlı tarifedir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Sabit oranlı pekiştirmede organizme pekiştireç almak için birden fazla sabit sayıda davranış sergilemek zorundadır.
Soruda verilen ifade Graham’ın deneme - yanılmalar
yaparak en sonunda amacına ulaştığını göstermektedir. Sorunun aldatmacası ise yeni bir keşif olayında
genellikle içgörüsel öğrenme yolunun kullanıldığının
düşünülmesi olacaktır. Ancak Graham amacına ulaşabilmek için sayısız denemeler yapmış ve en son denemesinde başarılı olmuştur. Problemi çözerken ani bir
fikir doğrultusunda sonuca ulaşamamıştır.
Yanıt: E
Ek Bilgi: İçgörüsel öğrenmede bir problem belli zihinsel süreçler doğrultusunda ani olarak çözümlenir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta deneme yanılmanın
zihinde olmasıdır.
5.
Büşra’nın hazırlamış olduğu çalışma, şiirsel ve kafiyeye uygun bir nitelik taşıdığı için sorunun cevabı kafiye
yöntemidir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Loci yönetiminde sırasıyla hatırlanması gereken kavramlar kişinin çevresinin fiziksel özelliklerini ve
hayal gücünü kullanarak birbirine bağlamasıdır.
6.
Şengül Hanım’ın yemek yeme, oturup kalkma, TV’yi
açıp kapama gibi işleri yapabilmesi işlevsel belleğinin
çalıştığını, kurallarına uygun tavla oynaması ise anlamsal belleğinin sağlıklı bir şekilde çalıştığını göstermektedir. Yakın geçmişte olup biten olayları hatırlayamaması
ise anısal belleğinde bir bozulma olduğunu gösterir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: İşlemsel bellek, belli işlemlerin sırasıyla yapılabilmesi için gereken işlemlerin kodlandığı bellektir.
Anlamsal bellekte ise genel kavram ve ilkelerin anlamları saklanır.
7.
Firuze’nin TV’deki program bittikten sonra aynen programda gösterildiği gibi birkaç ilmik attıktan sonra daha
ilerisini hatırlayamaması sembolleştirme (hatırlama)
aşamasında problem yaşadığının bir göstergesidir.
Zaten sembolleştirmeyi iyi yapsaydı program bitse bile
örgüyü rahatlıkla tamamlayabilirdi.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Sembolleştirme kapasitesi; bireylerin düşünme ve dili kullanabilme yeteneklerinin yüksek olması
durumudur. Sembolleştirme kapasitesi yüksek olan
insanlar sosyal öğrenme gerçekleştirmede başarılı
olurlar.
8.
Şefik Bey’in zarar ettikten sonra başarılı işletmeleri belli
süre gözlemlemesi, uygun çalışma yöntemlerini, araçlarını ve uygun yem çeşitlerini belirlemesi ve bunun
soncunda istediği başarıya ulaşabilmesi öz düzenleme kapasitesiyle açıklanabilir. Çünkü Şefik Bey başkalarının davranışlarını gözlemleyerek kendi davranış
profiliyle kıyaslamış ve uygun olan model davranışları
benimsedikten sonra davranışlarını bu doğrultuda düzenleyerek başarıya ulaşmıştır.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Öz düzenleme kapasitesi bireyin başarıya
ulaşmış bir davranışı gözlemlemesinin ardından, o
davranışı kendine uyarlayarak, kendi standartlarına
uygun hâle getirmesidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4.
Soruda geçen ‘’Yapmış olduğunuz yemeğin başkaları tarafından beğenilip beğenilmemesi ise o yemeği
sizin yeniden yapıp yapmamanız konusunda size yol
gösteren en önemli etkenlerden biri olacaktır.’’ bu ifade
zaten sosyal öğrenme sürecindeki dikkat, sembolleştirme, davranışa dönüştürme aşamalarının geçildiğini
göstermektedir. Asıl üzerinde durulan nokta ise yapılan
davranışın yeniden yapılma ihtimalinin artırılmasıdır ki
bu durum için ise en önemli faktör kişiye verilecek pekiştireçle güdülenmesinin sağlanmasıdır.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Güdülenme: Bireylerin bir davranışı yapmaya
istekli olma hâlidir. Bireylerden beklenen davranışı bireyin ortaya çıkarmasında güdülenme oldukça önemlidir.
ÇÖZÜM–10
1.
116
9.
Yapılan sınavlarda öğrencilerin, soruları cevaplarken
ders konusu yerine analojik yöntemle anlatılmış olan
hikâyeleri yazmaları, hikâyelerin ders konusuna göre
daha ilgi çekici olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla aynı anda verilen iki uyarıcıdan daha çok dikkat
çeken uyarıcı diğerini gölgede bırakmış ve koşullanma
dikkat çeken uyarıcıya olmuştur. Cevap gölgelemedir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Yanlış kodlama; bir bilginin zihindeki yanlış
şemaya yerleştirilmesi sonucu hatırlanmasının zorlaşmasıdır.
13. Rahmi’nin konuları daha kolay aklında tutabilmek için
hücreyi bir fabrika, organelleri ise orada çalışan işçiler
olarak düşünmesi, bilginin anlamlılığını artırmak için yeni
bilgiyle eski bilgilerini ilişkilendirmeye çalışmasındandır.
Yani Rahmi eski bilgileriyle yeni bilgiyi ilişkilendirmekte
ve dolayısıyla da var olan bilgi şemasını genişletmektedir.
Yanıt: B
Ek Bilgi: Eklemleme uzun süreli bellekte var olan şemaya yeni bilgilerin eklenmesi sonucu şemanın anlamının arttırılması durumudur.
14. Beyaz eşya tamircisi, arızalı buzdolabını tamir edebil10. Cevdet Bey’in eşinin ısrarlarıyla bir tencere sütlacı bitir-
mesi ve o günden sonra tekrar eşinden sütlaç yapmasını istememesi bıktırma yöntemine bir örnektir.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Zıt tepki yöntemi; istenmeyen davranışı ortadan kaldırmak için organizmada o davranışa zıt bir
tepki oluşturacak uyarıcının ortama sokulmasıdır.
mek için dolabın motorunu sökmek, parça değiştirmek
gibi çeşitli denemeler yapmış ancak arızayı bir türlü giderememiştir. Sorunun tamamı buraya kadar olmuş ve
tamirci çözümü bulmuş olsaydı cevap deneme-yanılma
olurdu. Ancak tamirci daha sonra kablosunun içindeki
tellerin kopmuş olabileceğini düşünmüş ve kablosunu
yenileyince problemin çözümüne ulaşmıştır. Çeşitli
deneme eylemlerinden sonra kişi düşünerek çözüme
ulaşıyorsa bu durumda kullanılan yönteme içgörüsel
öğrenme adı verilmektedir. Dolayısıyla sorunun cevabı
içgörüsel öğrenmedir.
Yanıt: A
Ek Bilgi: Gözlem yoluyla (modelden) öğrenme bireylerin model aldığı kişiyi gözlemlemesi sonucu onun kendine uygun davranışları taklit etmesiyle olur.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
11. Eksik olan şekillerin zihinsel olarak tamamlanmasıyla
şeklin tam olarak algılanması ancak algısal tamamlama yasasıyla açıklanabilir. Verilen şeklin tam olmaması
ve bu şekilden bir kirpi olduğu algılanması, eksik olan
çizgilerin zihinsel birleştirilmelerinin bariz bir sonucudur.
Yanıt: D
Ek Bilgi: Gestalta göre zihin bir nesne, şekil veya benzeri şeyleri tamamıyla görmese bile, tümüyle görüyormuş gibi algılar.
15. Güvercinlerle yapılan bu deneyde dikkat edilecek olur-
sa tüm gruplara istenilen davranıştan sonra pekiştireç
sunulmuş ancak pekiştireçlerin davranıştan sonra veriliş
süreleri farklı tutulmuştur. Koşullanma ilkeleri içerisinden
bitişiklik ilkesi, koşullu ve koşulsuz(pekiştireç) uyarıcının
bir birine yakın sürede verilmesi ile koşullanma ihtimalinin artacağını vurgulamaktadır. Soruda da önemine
vurgu yapılan bu ilkedir. Seçenekler içerisinde verilen
pekiştirme ilkesi ise soruyu dikkatsiz okuyanlar için kullanılan basit bir çeldiriciden başka bir şey değildir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Habercilik kavramı; şartlı uyarıcının doğal
uyarıcının geleceğini haber vermesi durumudur. Habercilikte öğrenmeler daha hızlı ve kolay gerçekleşir.
12. Zihin yarım kalan işleri tamamlama gayretinde olacaktır. Hangi iş yarım kalırsa kalsın insan beyni, irademiz
dışında işleyerek yarım kalan işin tamamlanabilmesi
için çeşitli kurgular tasarlayacaktır. Bu durum algısal
yasalar içerisinde Zeigarnik etkiyle ya da tamamlama
yasasıyla açıklanabilir. Dolayısıyla sorunun cevabı Zeigarnik etkidir.
Yanıt: C
Ek Bilgi: Crespi etkisi; organizmaya verilen pekiştireç
arttığında organizmadan istenilen davranışın gözlemlenmesinin artmasıdır.
16. Örnekten de anlaşılacağı üzere basit bir klasik koşullanma olayından bahsedilmektedir. Tahir Bey’in tahtaya
vurduktan sonra hiçbir şey söylemese de öğrencilerin
Tahir Bey’i dikkatlice dinlemeleri öğrenilmiş bir eylem
olduğu için koşullu tepki durumuyla açıklanabilir. Soru
kökünde uyarıcı direk sorulmadığı için koşullu uyarıcı
otomatikman geçerliliğini yitirmiş olacaktır.
Yanıt: E
Ek Bilgi: Nötr uyarıcı; organizmayla karşı karşıya geldiğinde onda herhangi bir tepki yaratmayan uyarıcıdır.
Koşullanma süreci sonunda koşullu uyarıcı hâline gelir.

Benzer belgeler