Ekim 2015 - Petinfo Dergi

Transkript

Ekim 2015 - Petinfo Dergi
KLİNİK
PETİNFO 2015/00 00-00
İÇİNDEKİLER
8 > DÜNYADAN VE TÜRKİYE’DEN
SON HABERLER
Veteriner hekimlik mesleğinin
ve pet dünyasının tüm güncel
haberlerinin en doğru adresi olan
Petinfo Dergi’de bu ay da ilgi çekici
bilgiler paylaşıyoruz.
18 > KLİVET Türkiye’yi
dünyaya tanıtıyor
Geçe hafta düzenlenmiş olan
AVEPA-SEVC ve 21. FECAVA
Kongresi’ne katılımıyla ayrı bir renk
katan Klinisyen Veteriner Hekimler
Derneği, sektörün profesyonellerini
Türkiye’ye davet etti.
20 > Brit kedi ve köpek Maması
nereden geliyor?
İlk olarak, Çek Cumhuriyeti’nden
çıkan ve büyük adımlarla ilerleyip
dünyanın dört bir yanına ve
Türkiye’ye ulaşan Brit köpek ve kedi
mamalarını yakından tanıyalım.
24 > Dr. Bayer; Doğru
Antibiyotik seçimi
Günümüzde, her dokuda eşit
oranda etkisini gösteren ve bütün
bakterilerle savaşabilen geniş
spektrumlu bir antibiyotik yoktur.
Bu durumu göz önüne alarak,
hazırladığımız sorular ile, elinizde
mevcut olan antibiyotiklerin en
doğru seçimi ve kullanımı için
yardımcı olmaya çalışacağız
26 > MVM; VETERİNER HEKİMLER
ANESTEZİYE HAZIR. PEKİ YA EVCİL
HAYVAN SAHİPLERİ?
Veteriner hekim muayenesini
gerçekleştirir ve kararı açıklar:
operasyon. Bu kararın dışında hasta
sahibine açıklanması gereken başka
hususlar da vardır, bunlardan biri de
elbette anestezi öncesi testlerin ne
kadar gerekli olmasıdır.
32 > KHVHD Sürekli Eğitim
Kongresi Yaklaşıyor
Heyecanla beklediğimiz 10. KHVHD
Sürekli Eğitim Kongresi’ne birkaç
gün kala, Kongre Başkanı Necla
Köprülü ve KHVHD Başkan Erkut
Gören, etkinlik hakkında bizlere
ayrıntılı bilgi verdi.
42 > Pet beslenmesinde veteriner
hekimlerintercihi: spectrum
Türkiye’de hızla gelişmekte olan
pet mama pazarını yükselten Lider
firması, Doç. Dr. Özcan Cengiz’in
katkıları ile dünya pet sektörünün
gidişatını değerlendirdi.
sayfa
42
Küçük Hayvan Veteriner Hekimler
Derneği Başkanı Erkut Gören
36 > Köpeklerde Ayrılık Kaygısı
Uzun bir yaz tatilinden sonra
okulların açılması ile beraber
sık karşılaştığımız davranış
sorunlarından biridir ayrılık kaygısı.
Köpekler evde yalnız kalmaya
başladıklarında yıkıcı ve rahatsız
edici davranışlar sergileyebilirler.
sayfa
36
46 > BUNLAR NE YEDİ BÖYLE?
Dergimizin 75. sayısında
duyurduğumuz uluslararası röntgen
yarışmanın sonuçları belli oldu.
Kendi sindirim sistemlerini ve
bizim hayal gücümüzü zorlayan
hayvanları, röntgenleri ile hepimizi
çok şaşırttı.
58 > KEDİ VE KÖPEKLERDE GIDAYA
BAĞLI DERMATOLOJİK REAKSİYONLAR
Gıdalara bağlı deri problemleri
ve dermatolojik reaksiyonlar sık
rastlanan sağlık sorunlarındandır.
Çoğu kez hayvanların beslenme
hataları sonucu ortaya çıkan deri
sorunları her yaşta kedi ve köpekte
ortaya çıkabilmektedir.
62 > Türkiye’nin gurur günü
Geçtiğimiz ay başarı ile
gerçekleştirilen 32. Dünya Veteriner
Hekimliği Kongresi’nde öne çıkan
konular arasında hayvan sağlığı ve
refahı, halk sağlığı, gıda hijyeni ve
veteriner hekimliği eğitimi idi. Bu
konu başlıkları altında birbirinden
önemli isimler bir araya geldi.
sayfa
26
PETİNFO 2015/10 04-05
EDİTÖR
Bir ağaç dikmek için
en iyi zaman 20 sene
öncesiydi. İkinci en
iyi zaman ise şimdi...
Veteriner Hekim
YAĞMUR AĞCAOĞLU
Veteriner hekimliği alanında yeni gelişmeler
Geçtiğimiz aylarda ülkemiz, Türk
hekimlerinin gücünü dünyayla tanıştırdı.
Memleketimizde gerçekleştirilen
uluslararası mesleki kongrelerin
ziyaretçileri ve ulusal etkinliklerimize
konuşmacı olarak katılan yabancı
konukların sayısının gitgide artması bizim
için gurur vericidir.
Geçtiğimiz ay başarı ile gerçekleştirilen
32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi’nde
öne çıkan konular arasında hayvan sağlığı
ve refahı, halk sağlığı, gıda hijyeni ve
veteriner hekimliği eğitimi idi. Bu konu
başlıkları altında birbirinden önemli isimler
bir araya geldi.
Heyecanla beklediğimiz 10. KHVHD
Sürekli Eğitim Kongresi’ne ise birkaç gün
kala, Kongre Başkanı Necla Köprülü ve
petinfo
Ekim / Sayı: 80
Pet Sağlığı Dergisi
Ayda bir yayımlanır.
YAYIN TÜRÜ
SÜRELİ YEREL
SAHİBİ
Mat Medya Tanıtım
Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.
MEHMET AKTOP
GENEL KOORDİNATÖR
BARIŞ KOLGU
[email protected]
KHVHD Başkanı Erkut Gören, etkinlik
hakkında bizlere ayrıntılı bilgi verdi.
Biz bu kadar kongreye giderken evdeki
hayvanlarımızın neler yaptıklarını hiç
düşündünüz mü? Uzun bir yaz tatilinden
sonra okulların açılması ile beraber sıkça
karşılaştığımız davranış sorunlarından
biridir ayrılık kaygısı. Köpekler evde yalnız
kalmaya başladıklarında yıkıcı ve rahatsız
edici davranışlar sergileyebilirler. Ayrıntıları
merak ederseniz, Veteriner Hekim Gürbüz
Ertürk katkılarıyla hazırladığımız eğitim
köşemizi okumayı unutmayın.
Mesleğimizi barış ve beraberlik içinde
sürdürmemiz dileğiyle
Saygılarımla
Veteriner Hekim Gizem Kutun
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Vet. Hekim YAĞMUR AĞCAOĞLU
[email protected]
ART DİREKTÖR
EBRU DERELİ
[email protected]
GRAFİK TASARIM
EMEL VURAL
[email protected]
YAZI İŞLERİ SORUMLUSU
VET. HEKİM GİZEM KUTUN
[email protected]
KATKIDA BULUNANLAR
Dr. Gürbüz Ertürk
veteriner hekim ENİKÖ KIRALY
vet.hekim ismail serdar sayar
DANIŞMA KURULU
PROF. DR. AHMET ERGÜN
PROF. DR. NİLÜFER AYTUĞ
PROF. DR. TAMER DODURKA
Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin
Dr. Banu Dokuzeylül
Yüzyıllardır
insan hayatında
değişmez yeri olan
kedi ve köpeklerin
beslenmesine olan
ilgi gerek Avrupa’da
gerekse Türkiye’de
giderek artmaktadır.
Türkiye’de hızla
gelişmekte olan
pet mama pazarını
yükselten Lider
firması, Doç. Dr.
Özcan Cengiz’in
katkıları ile dünya pet
sektörünün gidişatını
değerlendirdi.
> syf 42
BASKI
Gezegen Basım San. Ve Tic. Ltd. Şti.
100 YIL MAHallesi MASSİT
MATBAACILAR SİTESİ 2. CADDE GEZEGEN
BİNASI NO: 202/A BAĞCILAR/İST
Sertifika No: 12002
ADRES
YAYINCILAR SK. 10/4 34414
SEYRANTEPE - İSTANBUL
TEL: 0212 324 50 56 - 324 50 59
www.matmedya.com
ABONE
BANU SAYINÇ
[email protected]
Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.
Petinfo Dergisi veteriner hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır.
PETİNFO 2015/10 06-07
Hızla gelişen
pet sektörü
Çikolata mı hayat mı?
Çoğu insan tarafından sevilmeyen
sıçanların gerçek bir kahraman olduklarını
biliyor muydunuz? Araştırmacılar birbirinden
şeffaf bir duvar ile ayrılan iki bölmeli bir
kutunun her iki tarafına da birer sıçan
yerleştirdi. Sıçanların birisi kuru bir zeminde
dururken diğeri suyun içindeydi. Kuru zeminde
duran sıçanların yanına araştırmacılar birer
çikolata parçası koyarken, ıslak taraftaki
sıçanlar durumlarından pek hoşnut değillerdi.
Ama her sıçanın önce duvardaki kapıyı açarak
sudaki arkadaşlarına yardım etmeleri ve bunu
takiben çikolatayı yemeleri araştırmacıları
hayrete düşürdü. Çalışma, hayvanların insanlar
gibi empati yeteneğine sahip olduğunu gösterdi.
11-17 Ekim
Ulusal
veteriner
sağlık
TeknisyenleriTeknikerleri
haftasıdır.
Ekibimizin önemli üyeleri
Veteriner teknikerleri, hayvanların
sağlığının ve refahının korumasında büyük rol
oynamaktadırlar. Yılın her gününde bizim için
değerlidirler; ancak bu haftanın onların haftası
olması sebebiyle, verdikleri hizmetler ve
sonsuz yardımlar için özellikle teşekkür ederiz.
NOTLAR
Türk Jinekoloji Derneği IV. Ulusal
Kongresi’ni gerçekleştirdi
Türk Veteriner Jinekoloji Derneği
Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Murat Fındık
Veteriner hekimliği
alanında ülkemizde düzenlenen
en geniş katılımlı bilimsel
toplantılar arasında öncü
konumda bulunan Türk
Veteriner Jinekoloji Derneği
ulusal kongrelerinin altıncısını,
15-18 Ekim tarihlerinde
Ölüdeniz-Fethiye’de, Liberty
Hotels Lykia’da gerçekleştirdi.
Türk Veteriner Jinekoloji
Derneği, ilk kez 2003 yılında
Konya’da düzenlenen kongre
ile başladığı bilimsel etkinlikler
kapsamında bugüne dek 5
ulusal ve 1 uluslararası kongreyi
PETİNFO 2015/10 10-11
başarıyla gerçekleştirerek bu
alandaki yetkinliğini kanıtlamıştı.
Her zaman olduğu gibi
“uluslararası katılımlı” şekilde
gerçekleştirilen kongrede, hem
bilimsel açıdan son derece
zengin bir program yer aldı, hem
yurt dışından çok önemli isimler
bir araya geldi, hem de katılım
ücretleri minimum düzeyde
tutularak daha çok meslektaşın
faydalanmasına olanak
sağlandı. Bilimsel program
içerisinde uygulamalı çalıştaylar,
kurslar ve uydu sempozyumlar
da yer aldı.
2015 - 2016
AVHO ve VETA D Eğitim Programları
Nobel Kimya Ödülü’nün yeni
sahibi; Prof. Dr. Aziz Sancar
2
15 Kasım
2015
Prof. Dr. Rıfat VURAL
13 ARALIK
2015
3
1. William Campbell 2. Satoshi Omura 3. Youyou Tu
VETA D Eğitim www.veta-d.com
2015 Nobel Tıp Ödülü’nü
Kazananlar belli oldu!
İrlandalı bilim insanı William
Campbell ve Japon araştırmacı Satoshi
Omura parazitlerin yolaçtığı hastalıkların
tedavisi için geliştirdikleri ilaçtan dolayı
Nobel’e layık görüldü. Çinli bilim insanı
Youyou Tu da sıtma hastalığına karşı
geliştirdiği ilaçla 2015 Nobel Tıp Ödülünün
sahibi oldu. Sıtma ve parazitlerle ilgili
araştırmaları nedeniyle Nobel Tıp Ödülü’nü
kazanan İrlandalı William Campbell, Japon
Satoshi Omura ve Çinli Youyou Tu 960.000
dolar değerindeki ödülü paylaşacak.
Prof. Dr. Hasan BİLGİLİ
12 ARALIK
2015
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp
Fakültesi Mezunu Türk asıllı ABD vatandaşı
Prof. Dr. Aziz Sancar, Nobel Kimya Ödülü’ne
layık görüldü. Prof. Dr. Sancar, Orhan
Pamuk’tan sonra Nobel alan ikinci Türk oldu.
Kanser tedavisinde “ritmik saat” buluşunu
yaparak dünya çapında üne kavuşan bilim
adama, 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü,
hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl
onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu
haritalandıran araştırmaları sayesinde kazandı.
1
14 Kasım
2015
KH Kırıklarda Acil Müdahale ve Kırık Fiksasyon Teknikleri
Köpeklerde Meme Tümörleri –Uygulamalı
Doç.Dr.Turan CİVELEK,
Yrd.Doç.Dr.Ali. E. HDEDEOĞLU
Veteriner Hekimlikte Kan Gazları Analizleri /
Sıvı-Elektrolit ve Asit-Baz Tedavisi
Prof.Dr.Mahmut OK
KH Paratroid, Troid ve Adrenal Bez Hastalıkları
9 OCAK
2016
Doç. Dr. M. Çağrı KARAKURUM
10 OCAK
2016
Prof.Dr.Mehmet MADEN
Veteriner Acil Hekimliği-Dahiliye
Ekzotik Hayvan Hastalıklarında Klinik Tanı ve Tedavi
13 ŞUBAT
2016
Doç.Dr.Kerem URAL
14 şubat
2016
Prof.Dr.Mustafa ARICAN
12 MART
2016
Prof.Dr.Murat ŞAROĞLU
9 NİSAN
2016
Prof. Dr. Mahmut OK
10 NİSAN
2016
Doç.Dr.Zeynep PEKCAN
7 MAYIS
2016
Prof. Dr. Mahmut OK
8 MAYIS
2016
Doç. Dr. Barış KÜRÜM
Kedi ve Köpeklerde Dermotolojik Hastalıklar
Röntgen Çekim Prensipleri ve Filmi Yorumlama
Karanlığa Karşı İlk Adım; Göz Hastalıklarını Anlamak
Küçük Hayvan Karaciğer ve Böbrek Hastalıkları
Anestezi, Reanimasyon ve Ağrı Yönetimi
Veteriner Hekimlikte Kan Analizleri ve Klinik Yorumu
Veteriner Acil Hekimliği-Cerrahi
NOTLAR
Profender®
nasıl kullanılır?
Veteriner
hekimlerin
beklediği ürün
artık Türkiye’de!
Kedilerde daha düzenli ve stressiz iç parazit
mücadelesine imkan veren Profender®, şimdi de
büyük boyu ile (5-8kg kediler için), siz hekimlere
yardımcı olmaya devam ediyor.
Günümüzde kedilerde iç parazit
enfestasyonlarının ne kadar yaygın
gözlemlendiği veteriner hekimler
tarafından iyi bilinmektedir. Birçok iç
parazit türü, sokakla ilişkisi olmayan
kediler de dahil olmak üzere, büyük
zararlara neden olmaktadır. Yeni
yapılan bir çalışma, iç parazit taşıyan
kedilerin % 20’sinin daha önce hiç
sokağa çıkarılmadığını gösteriyor.
Kedi sahiplerinin çoğu, onlar için en iyi
olanı yapmaya çalışır; fakat ilginçtir ki,
iyi bakım koşulları altındaki kedilerin %
71’i iç parazitlere karşı yılda üç kereden
daha az ilaçlanmakta ve kedi sahiplerinin
yaklaşık % 53’ü onlara düzgün bir şekilde
tablet yutturamamaktadır.
Bu bilgilerin ardından bilim
ve yaşam kalitesini 150 senelik
tecrübesi ile arttıran BAYER, kendisini
petlerin sağlığından sorumlu tutarak
Profender®’i Türkiye pazarına sundu.
Profender®, stressiz kullanımı ve daha
geniş etki spektrumu ile kısa zamanda
PETİNFO 2015/10 14-15
Üç ayda bir, tek doz uygulama
yeterlidir. Tenya, askarid ve
kancalı kurtların erişkin ve tüm
larval formlarına karşı koruma
ve tedavi sağlar. Profender®,
emodepsit ve praziquantel
olmak üzere iki farklı etken
madde içerir. Ense kökündeki
tüyler aralandıktan sonra ense
derisine uygulanır.
Etken maddeler kıl köklerinden
kolaylıkla emilir ve kana karışarak
vücuda dağılır; bağırsaklara
ulaşarak parazitlere doğrudan
etkili olur (emodepsit) ya
da karaciğerde bir miktar
metabolize olduktan sonra
etki ederler (prazikuantel).
Güvenlik indeksi yüksek bir
ilaçtır. Profender 8 haftalıktan
itibaren ve/veya 0.5 kg ağırlığın
üzerindeki kedilerde, gebe
ve emzirenlerde kullanılabilir.
Yapılan araştırma sonuçlarına
göre, kedi sahiplerinin % 75’i
pratik olmasından dolayı
damlatma çözelti ürünleri
tercih etmektedir.
hem veteriner hekimler hem de hasta
sahipleri tarafından tercih edilen bir
ürün oldu. Ürün şimdiye kadar 0-2,5
kg ve 2,5-5 kg olmak üzere iki farklı
boyutta mevcuttu. Fakat Türkiye’deki
kedilerin büyük oranda 5 kg’ın üzerinde
olması göz önünde bulundurularak
Bayer Hayvan Sağlığı, hekimler ve
kedi sahipleri tarafından beklenen 5-8
kg kediler için yeni büyük ambalajlı
Profender® iç parazit damlasını Türkiye
pazarına sundu.
NOTLAR
İnterhas, 32. Dünya Veteriner
Hekimliği Kongresi’nde
Uluslararası olan ve iki yılda bir düzenlenen 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi
süresince katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği İnterhas standında, yerli ve yabancı
konuklara tanıtım broşürleri ve çeşitli promosyonlar verildi.
bu büyük bilimsel organizasyonda
İnterhas Hayvan Sağlığı’nı temsilen
Satış Müdürü Mustafa Eker,
Pazarlama Müdürü Gürcan Öner,
İstanbul Bölge Temsilcileri Tamer
Dimrilli, Ümit Gölge ve Merkez
Temsilcisi Aygenç Yüksel görev aldı.
Ümit Gölge, Gürcan Öner, Mustafa Eker, Tamer Dimrilli (Soldan sağa)
H
ayvan sağlığı, hayvan
yetiştiriciliği ve halk sağlığı
alanında faaliyet gösteren
uluslararası ve ulusal
kuruluşların temsilcileri, yerli ve
yabancı akademisyenler, meslek
kuruluşları temsilcileri, sektörle ilgili
yerli ve yabancı firmaların temsilcileri
ve veteriner hekimlerden yaklaşık
bin beş yüz kişinin katıldığı 32. Dünya
Veteriner Hekimliği Kongresi’nde 180
sözlü, 400 poster sunumu yapıldı
ve en son bilgiler ışığında bilimsel
toplantılar tertip edildi. Hayvan
sağlığı ve refahı, zoonotik hastalıklar,
gıda hijyeni, antimikrobiyal direnç ve
veteriner hekim eğitimi konularında
dünyadaki gelişmelerin ele alınıp
değerlendirildiği 32. Dünya Veteriner
Hekimliği Kongresi’nin ana teması
“Sürdürülebilir Hayvan-İnsan Sağlığı
ve Refahı” idi.
Veteriner hekimlik alanında
uluslararası düzeyde gerçekleştirilen
PETİNFO 2015/10 16-17
İnterhas, büyük bir sorumluluğu
başarı ile taşıyor
4 gün süren kongre süresince
katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği
İnterhas standında, yerli ve yabancı
konuklara tanıtım broşürleri ve çeşitli
promosyonlar verildi; şirket ve İnterhas
ürünleri hakkında bilgilendirmeler
yapıldı. Bu görüşmeler sırasında İnterhas
Hayvan Sağlığı kongre standını ziyaret
eden yabancı konukların pek çoğu,
GMP standartlı ve Avrupa orijinli, hepsi
birbirinden değerli İnterhas ürünlerini
kendi ülkelerinde de kullandıklarını
belirttiler. Bu bilgiler, İnterhas Hayvan
Sağlığı’nın ülkemizde ne kadar önemli
bir görev üstlendiğinin ve ne kadar büyük
bir sorumluluk taşıdığının da kanıtı oldu.
İnterhas Hayvan Sağlığı, çeyrek
yüzyılı aşkın süredir otuza yakın
kaliteli aşı ve ilacı yurdumuzun
dört bir köşesinde büyük bir çaba
ve özveri ile hizmet veren değerli
veteriner hekimlerimizin istifadesine
sunuyor olmaktan büyük mutluluk
duymaktadır. İnterhas Hayvan Sağlığı,
sürdürülebilir hayvan-insan sağlığı
ve refahı için üzerine düşen görevi
her zaman olduğu gibi bundan sonra
da, aynı sorumluluk anlayışı ile
sürdürmeye devam edecektir.
KLİVET Türkiye’yi
dünyaya tanıtıyor
Geçen hafta düzenlenmiş olan AVEPA-SEVC ve
21. FECAVA Kongresi’ne katılımıyla ayrı bir renk
katan Klinisyen Veteriner Hekimler Derneği,
sektörün profesyonellerini Türkiye’ye davet etti.
Klinisyen Veteriner
Hekimler Derneği olarak öncelikli
amaçlarımız; meslektaşlarımızın
bilgi ve becerilerini geliştirmek üzere
kongre, sempozyum, çalıştaylar
düzenlemenin yanı sıra, derneğimizin
ve yaptığımız organizasyonların
tanıtımını gerek yurt içinde gerek ise
yurt dışında yapmaktır.
Bu amaçla, 15-17 Ekim 2015
tarihlerinde Barcelona / İspanya’da
düzenlenen uluslararası katılımlı
AVEPA-SEVC ve 21. FECAVA
kongresinde KLİVET iletişim
masası kurarak, hem ülkemizin
ve derneğimizin, hem de 2016
mayıs ayında Antalya / Belek’te
düzenleyeceğimiz Prof. Dr. Theresa
Fossum ve Prof. Dr. Michael Lappin’in
konuşmacı olarak katılacağı “Kedi
ve Köpeklerde Gastroenterolojiye
Cerrahi ve Dahili Güncel Yaklaşımlar”
konulu sempozyumumuzun
tanıtımını başarıyla yaptık. Seçtiğimiz
konu ve konuşmacılar, otelimizin
güzelliği ve tabii ki Türk lokumu
ve nazar boncuklarımız büyük ilgi
gördü ve ülkemizi, derneğimizi ve
PETİNFO 2015/10 18-19
sempozyumumuzu en iyi şekilde
tanıtmanın haklı gururunu yaşadık.
Dünya’nın birçok ülkesinden
gelen katılımcının standımıza
yoğun ilgisinin yanı sıra,
ülkemizden kongreye gelen Türk
meslektaşlarımızın da standımızı
ziyaret ederek bizi görmekten
duydukları mutluluğu ve gururu
paylaşmalarıyla, büyük uğraşlar
vererek orada bulunmamızın ne
kadar anlamlı olduğunu da görmüş
olduk. Kendilerine bir kez daha
teşekkürlerimizi borç biliriz.
Ayrıca İzmir / Çeşme’de
gerçekleştirdiğimiz radyoloji
sempozyumunda yaptığımız
çekilişle davetiye kazanarak
kongreye katılan meslektaşlarımızın
memnuniyetleri de, KLİVET olarak
klinisyen hekimlerin mesleki
gelişimlerini yurt dışı platformlarda
da destekleyebildiğimiz için bizi
ayrıca motive etti. Ülkemiz veteriner
hekimliğini bilimsel platformda
dünyanın gelişmiş ülkeleri seviyesine
çekmek ve meslektaşlarımızın bilgi,
beceri ve vizyonlarını geliştirmek için
yaptığımız çalışmalarımız artarak
devam edecektir. Bu amaçla her sene
geleneksel hale getirdiğimiz, Prof. Dr.
Michael Lappin ve Prof. Dr. Theresa
Welch Fossum›un sunumlarıyla,19-21
Mayıs 2016 tarihleri arasında
Antalya / Belek Cornelia Diamond
Otel’de gerçekleştireceğimiz “Kedi
ve Köpeklerde Gastroenterolojiye
Cerrahi ve Dahili Güncel Yaklaşımlar”
konulu 4. bahar sempozyumuna tüm
meslektaşlarımızı bekliyoruz.
NOTLAR
Brit Maması nereden geliyor?
İlk olarak, Çek Cumhuriyeti’nden çıkan ve büyük adımlarla ilerleyip dünyanın
dört bir yanına ulaşan Brit köpek ve kedi mamalarını yakından tanıyalım.
Birt mamalarında, birinci sınıf
kalitede içerik kullanmaktadır.
Ürünleri kesinlikle GDO içermez.
Çek Cumhuriyeti’nde evcil
hayvan mamaları üreten Brit, 1994
yılında aile şirketi olarak kurulmuş
olup hali hazırda 620 çalışanı
ile yıllık üretimini 116 bin tona
ulaştırmayı başarmıştır. Premium
ve Superpremium mamalarını
dünyanın 52 değişik ülkesine ihraç
etmekte olan Brit, kendi bünyesinde
BRIT, BRIT CARE, PETIT, LET’S
BITE ve BRIT Animal markalarını
bulundurmaktadır.
Evcil hayvanlarımızın sağlığına
ve refahına saygı duyarı firma,
hayvanlara yapılan zulüm ve
istismara sonuna kadar karşı
olup, laboratuvar hayvanları
üzerinde deney yapmayı kesinlikle
reddetmektedir ve hayvan sağlığını
olumsuz etkileyecek içerikleri
mamalarında kullanmamaktadır.
Firmanın Çek Cumhuriyeti’nde
üç adet modern üretim tesisi
bulunmaktadır ve Prag’da yer alan 30
bin m2’lik lojistik merkezinden tüm
dünyaya ürünlerini dağıtmaktadır.
Son teknoloji ile donatılmış 40 bin
palet kapasiteli yeni modern deposu,
PETİNFO 2015/10 20-21
2004 yılında hizmete açılmış olup
tüm ihtiyaçları bu depodan anında
karşılanmaktadır. 20 yıla aşkın mama
üretim tecrübesiyle üretim yapmaya
devam eden Brit, bünyesinde 7 adet
kedi ve köpek beslenme uzmanı
bulundurmaktadır. Mama üretiminde
kullanılan tüm içerikler birinci sınıf
kalitededir ve kuzu eti hariç Çek
Cumhuriyeti menşeilidir. Kuzu eti
Asya’da daha ucuz olmasına rağmen,
kalitesi nedeni ile Yeni Zelanda’dan
ithal edilmektedir. Ürünlerinde
kesinlikle GDO bulunmamaktadır.
Günümüzde, her dokuda
eşit oranda etkisini gösteren ve
bütün bakterilerle savaşabilen
geniş spektrumlu bir antibiyotik
yoktur. Kliniklerin tedavi amacıyla
uyguladığı antibiyotiklerin seçimi,
kültür ve duyarlılık testleri
yapılmaksızın olmaktadır; tam
donanımlı mikrobiyolojik testlerin
gerçekleştirilmesi, doğal olarak hiçbir
klinikte mümkün olamamaktadır.
Bu durumu göz önüne alarak,
hazırladığımız sorular ile, elinizde
mevcut olan antibiyotiklerin en doğru
seçimi ve kullanımı için yardımcı
olmaya çalışacağız;
Hastanın mikrobiyolojik enfeksiyonunun tedavi şansı var mıdır?
Bu soruya, anamnez, klinik
muayeneler, testler ve gerekliyse
ek incelemeler ardından cevap
verilmelidir. Bu temel adımlar
gerçekleşmeksizin hiçbir ilaç
yazılmamalıdır.
Enfeksiyonda hangi etkenler rol
oynayabilir?
Bu soruya cevap vermek
için aşağıdaki tabloyu inceleyiniz.
Tablo, Bayer Animal Health
Tarafından desteklenen, 10
senelik retroprospektif kaynak
çalışmaları ve yaklaşık 1000
örnek incelemesi sonucunda
oluşturuldu. Pet hayvanların
mikrobiyolojik enfeksiyonları
hakkında daha ayrıntılı bilgileri
de veren bu kapsamlı çalışmanın
kitabına ve mobil uygulamasına
target.naccvp.com internet
adresinden ulaşabilirsiniz. Tabloda,
antibiyotiklerin en çok hangi
dokularda ve hangi etkenlere karşı
etkili olduklarını da öğrenebilirsiniz.
Antibiyotiklerin dozajı ve
uygulama süresi ne olmalıdır?
Antibiyotikler, akut enfeksiyon
durumunda ortalama 7-10 gün,
piyoderm veya piyelonefritis gibi
kronik enfeksiyon durumlarında
ortalama 3-6 hafta, cerrahi profilaksi
Doğru antibiyotik
seçimi
Antibiyotiklerin doğru
seçimi ve kullanımı
hakkında bilmeniz
gereken en önemli
püf noktalar.
İdrar kesesi
Etken madde
#
Doz
mg/kg
>50%
10-15%
10-15%
<10%
<10%
amox-klav
++
14 BID
+
+
+
++
++
enrofloxacin
++
5 SID
++
++
++
++
±
cephalexin
+
30 BID
+
+
+
++
-
ceftiofur
++
3 SID
++
++
++
++
-
gentamicin
++
5 SID
++
++
+
++
-
E. coli
Proteus
mirabilis
Klebsiella
pneumoniae
S. intermedius
Enterococcus
faecalis
Genital organlar
Etken madde
#
Doz
mg/kg
E. coli
30-35%
15-25%
10-25%
<10%
amox-klav
+
20 TID
+
++
++
-
S. mirabilis
Pasteurella
multocida
Pseudomonas
aeruginosa
enrofloxacin
++
5 SID
++
++
++
+/++
cephalexin
+
30 TID
+
++
++
-
ceftiofur
+
3 SID
++
++
++
-
gentamicin
++
5 SID
++
++
++
+
Etken madde
#
Doz
mg/kg
S.
intermedius
30-35%
15-20%
amox-klav
+
20 TID
++
+
enrofloxacin
++
5 SID
++
++
cephalexin
+
30 TID
++
ceftiofur
+
3 SID
gentamicin
+
6 SID
Üst solunum sistemi
Klebsiella
pneumoniae
Pseudomonas
aeruginosa
15-20%
<10%
<10%
++
+
-
++
++
+/++
+
++
+
-
++
++
++
++
-
++
++
++
+
+
E. coli
Pasteurella
multocida
Alt solunum sistemi
Etken madde
#
Doz
mg/kg
E. coli
Klebsiella
S. intermedius
pneumoniae
Bordetella
bronchiseptica
Proteus
mirabilis
30-40%
15-20%
10-15%
10-15%
<10%
amox-klav
+
20 TID
+
+
++
++
+
enrofloxacin
++
5 SID
++
++
++
++
++
cephalexin
+
30 TID
+
+
++
++
+
ceftiofur
+
10 SID
++
++
++
?
++
gentamicin
++
6 SID
++
+
++
++
++
PETİNFO 2015/10 24-25
Dış kulak
Etken madde
#
Doz
mg/kg
S.
intermedius
Proteus
mirabilis
Pseudomonas
aeruginosa
25-30%
20-25%
15-25%
10-20%
amox-klav
+
20 TID
++
+
-
+
enrofloxacin
++
13 SID
++
++
+/++
++
amacıyla ise 1-2 doz olarak
kullanılmaktadır. Tabloda yer alan
antibiyotiklerin isimlerinin yanında,
mevcut bakterilerin hastalık
oluşturma oranlarını göz önünde
bulundurarak, antibiyotiklerin
etki şekilleri hakkında da bilgi
alabilirsiniz. Antibiyotiklerin
özellikleri, enfeksiyonun
bulunduğu dokuya, enfeksiyonun
şiddetine, ilacın dozajlamasına
ve uygulama süresine göre
değişebilir. Elinizde mevcut olan
antibiyotiklerin doğru kullanımı
için, prospektüsleri okumakta
fayda vardır. Antibiyotiklerin seçimi
zaman ve dozaja da bağlı olabilir.
Bu kararı hasta sahibi ile danışarak
vermeliyiz. Örnek olarak; hasta
sahibinin, ilacı günde 3 kere verme
imkanı yoksa, dozaja bağlı bir ürünü
seçip, verilen miktar arttırılmalıdır.
E. coli
cephalexin
+
30 TID
++
+
-
+
ceftiofur
+
3 SID
++
++
-
++
gentamicin
+
6 SID
++
++
+
++
Proteus
mirabilis
Pseudomonas
aeruginosa
Ağız boşluğu
Etken madde
#
Doz
mg/kg
Obligat
anaerob
amox-klav
++
14 BID
++
80-90%
cephalexin
+
30 TID
+
ceftiofur
+
3 SID
+
clindamicin
++
6 BID
++
+
2,5 SID
+(anti
kollagenaz)
Etken madde
#
Doz
mg/kg
S.
intermedius
60-70%
20-30%
<10%
<10%
amox-klav
++
14 BID
++
+
+
-
doxiciklin
Deri
E. coli
enrofloxacin
++
5 SID
++
++
++
+/++
cephalexin
++
30 BID
++
+
+
-
ceftiofur
+
3 SID
++
++
++
-
gentamicin
++
6 SID
++
++
++
+/++
Etken madde
#
Doz
mg/kg
S.
intermedius
Obligat
anaerob
E. coli
Proteus
mirabilis
Pseudomonas
aeruginosa
25-35%
25-35%
20-30%
10-20%
10-20%
amox-klav
++
14 BID
++
++
+
+
-
enrofloxacin
+
5 SID
++
±
++
++
+/++
cephalexin
+
30 TID
++
+
+
+
-
ceftiofur
+
3 SID
++
+
++
++
-
gentamicin
+
6 SID
++
-
++
++
+
Yara/Apse
Kemik
Etken madde
#
Doz
mg/kg
S.
intermedius
40-50%
10-20%
10-20%
10-20%
amox-klav
+
15 TID
++
+
++
+
E. coli
Enterococcus Proteus
faecalis
mirabilis
enrofloxacin
++
5 SID
++
++
±
++
cephalexin
+
25 TID
++
+
-
+
ceftiofur
+
3 SID
++
++
-
++
gentamicin
++
6 SID
++
++
-
++
Etken madde
#
Doz
mg/kg
E. coli
S.
intermedius
Obligat
anaerob
Pseudomonas
aeruginosa
Klebsiella
pneumoniae
35-45%
25-35%
10-20%
10-20%
25-35%
amox-klav
+
20 TID
+
++
++
-
+
enrofloxacin
+
5 SID
++
++
±
+/++
-
cephalexin
+
30 TID
+
++
+
-
+
ceftiofur
+
3 SID
++
++
+
-
-
gentamicin
+
6 SID
++
++
-
+
+
Kan
Tablo nasıl kullanılır?
Verdiğimiz örnek tablo,
köpekler içindir. Daha fazla organ,
etken madde ve hayvan türü için
kullanabileceğiniz bilgilere, verilmiş
olan kaynaktan ulaşabilirsiniz.
Bu tabloyu kullanarak uygun
kombinasyonlar da elde edebilirsiniz.
Antibiyotiğin etkinliği;
++= çok iyi, %90 üzeri,
+= iyi, %75-%90,
±= zayıf, %75 altı,
-= etkili değildir
Doz zamanlaması;
SID= günde 1x, BID= günde 2x,
TID= günde 3x, QID= günde 4x
Örnek olarak, enrofloxacine
içeren Baytril Flavor tableti;
yara ve apse gibi dermal
enfeksiyonlarda E. coli, Kl.
pneumoniae, P. mirabilis ve Staph.
intermedius, pnömoni, tonsilit, rinit
gibi solunum yolu enfeksiyonları ile
ilişkili E. coli ve Staph. aureus veya
üriner sisteminde kistik oluşumuna
neden olan E. coli, P. mirabilis ve
Staph. aureus gibi mikrobiyolojik
etkene karşı her durumda etkili
sonuç vermektedir. 
MVM MEDİKAL
Anestezi öncesi
yapılan testler ile
evcil hayvanların
sağlığını koruyalım.
Veteriner hekimler
anesteziye hazır.
Peki ya evcil
hayvan sahipleri?
Anestezi öncesinde kapsamlı testler yapılarak evcil
hayvanların vücut sistemlerinin düzgün çalıştığından ve
gizli bir hastalık taşıyıp taşımadıklarından emin olunmalıdır.
PETİNFO 2015/10 26-27
V
eteriner hekim muayenesini
gerçekleştirir ve kararı
açıklar: operasyon. Bu kararın
dışında hasta sahibine açıklanması
gereken başka hususlar da vardır,
bunlardan biri de elbette anestezi
öncesi testlerin gerekliliğidir. Hasta
sahibine, anestezi öncesi testleri
gerçekleştirdiğimiz taktirde, risk
oluşturabilecek herhangi bir hastalık
olup olmadığını önceden tespit
ederek evcil hayvanının “güvenli”
bir anestezi, operasyon ve nekahat
dönemi geçireceğini anlatmamız
gerekir. Anestezik maddelerin düzgün
şekilde işlenip, vücuttan atılabilmesi
için evcil hayvanınıza anestezi öncesi
testlerini yaparak iç organlarının
düzgün çalıştığından ve anestezi için
risk oluşturabilecek gizli bir hastalığın
olmadığından emin olun.
3. Riskleri azaltın
Eğer anestezi öncesinde yapılan
testlerin sonuçları normal ise,
güvenle anestezi yapılabilir; sonuçlar
normal değil ise, anestezi protokolü
değiştirilebilir ya da evcil hayvanların
sağlığı için gerekli önlemler
alınabilir. Düzgün protokol ve sıvı
tedavisi anestezi sonrası iyileşmeyi
de hızlandırır.
Hematoloji
Tam kan sayımı: kırmızı kan
hücreleri, retikulosit, 5 diferansiyel
beyaz kan hücresi ve trombosit
sayılarını verir, ayrıca her bir farklı
hücre tipi için detaylı bilgi sağlar.
Kırmızı kan hücrelerindeki azalma
olarak tanımlanan “anemi” evcil
hayvanlarda en sık karşılaşılan
sorunlardandır. Tam retikulosit
sayımı, anemiye sebep olan hastalığın
tespitine ve ayrıca anemik hastanın
tedaviye verdiği cevabı saptamaya
yardımcı olur. Beş diferansiyel beyaz
kan hücresi sayımı; altta yatan stres
faktörünün, yangı ve enfeksiyon
ile mücadelenin, ayrıca potansiyel
löseminin tespitine yardımcı olur.
Düşük trombosit değeri, kanama
problemini işaret eder. Anemi,
yangı, trombositopeni durumlarında
operasyonun ertelenmesi önerilir.
Bu gibi durumlar anestezi süresince,
cerrahi girişimde ve postoperatif dönemde ciddi düzeyde
komplikasyonlara sebep olabilir.
4. Gelecekte de evcil hayvanların
sağlık durumunu takip edin
Yapılan test sonuçları evcil
hayvanların sağlık kaydına geçer ve
geleceğe yönelik başvurulabilir bir
temel oluşturur.
Biyokimya
Albumin (ALB): Karaciğer
tarafından üretilen bir proteindir,
seviyesindeki azalma; kronik karaciğer,
böbrek hastalığı, yangısal hastalıklar
ya da barsak hastalığını işaret eder.
Evcil Hayvanlara Anestezi
Öncesinde Test Yapılması
için 4 Önemli Neden
1. Endişe etmeyin
Anestezi öncesi testler, anestezi
ve cerrahi girişim risklerini azaltır.
2. Gizli hastalıkların farkında olun
Sağlıklı gözüken evcil
hayvanlarda gizli hastalıklar olabilir.
Anestezi öncesinde uygulanacak
testler ile bu tür hastalıklar tespit
edilerek anestezide oluşabilecek
problemler önlenmiş olur.
Alkalin Fosfataz (ALKP): Kemik
ve karaciğer gibi birçok dokuda
mevcut olan enzimdir, seviyesindeki
artış; karaciğer hastalıkları, Cushing
sendromu ya da steroid terapisi sonucu
oluşan anormallikleri işaret eder.
Alanin Aminotransferaz (ALT):
Karaciğer hasarlanmalarında artış
gösterdiği görülür.
Amilaz (AMYL): Pankreas
tarafından üretilir ve sindirime
yardımcı olmak amacıyla salgılanır.
Enzim seviyesindeki artış pankreas
hastalıklarını işaret eder.
Kan Üre Nitrojeni (BUN):
Karaciğer tarafından üretilir ve
böbrek tarafından atılır. Seviyesindeki
anormal yükseliş böbrek hastalığı ya
da dehidrasyonu, düşüşü ise karaciğer
hastalığını işaret eder.
Kalsiyum (Ca+): Paratiroid bezi
ve böbrek hastalıklarında ya da bazı
tümör tiplerinde seviyesi yükselebilir.
Kolesterol (CHOL): Hipotiroidizm,
karaciğer ya da böbrek hastalıkları
gibi birçok farklı bozukluklarda
seviyesi artabilir.
Kreatinin (CREA): Kas
metabolizması ürünüdür ve böbrekler
tarafından atılır. Seviyesindeki artış
böbrek hastalığı, idrar yolu tıkanıklığı
ya da dehidrasyonu işaret eder.
MVM MEDİKAL
Gamma-Glutamil Transferaz
GGT): Seviyesindeki artış; karaciğer,
safra kesesi hastalıklarını işaret eder.
Globulin (GLOB): Evcil hayvanların
immun sistem fonksiyonları ve
enfeksiyöz hastalıklara cevabını
değerlendirmek amacıyla ölçülür.
Glukoz (GLU): Yüksek glukoz
seviyesi diyabeti işaret eder. Özellikle
kedilerde veteriner kliniği ziyareti
gibi stres durumlarında da artış olur.
Seviyesindeki düşüş enfeksiyon, bazı
tümörler veya karaciğer hastalığını
işaret eder.
Lipaz (LIPA): Klinik değerlendirme
ile birlikte kanda lipaz seviyesindeki
artış muhtemel pankreatit,
gastrointestinal hastalık ve bazı ilaç
tedavilerine bağlı oluşan anormallikleri
işaret eder.
Fosfor (PHOS): Seviyesindeki artış
böbrek hastalığını işaret eder.
Total Bilirubin (TBIL): Bilirubin,
hemoglobinin parçalanması sırasında
ortaya çıkan safra bileşenidir. Karaciğer
hastalıklarının tespiti ve bazı anemi
tiplerinin belirlenmesi amacıyla bilirubin
seviyesi ölçümü yapılır.
Total Protein (TP): Ölçümü
dehidrasyon, karaciğer, böbrek, barsak
hastalıkları ve yangı gibi durumlarla
ilgili bilgi verir.
Albumin ve globulin değerleri (ALB/
GLOB): Normal seviyelerde olduğu halde
bu oran değişkenlik gösterdiğinde, ciddi
enfeksiyöz ve yangısel hastalıklardan
şüphe edilmelidir.
BUN/CREA orandaki değişimler:
BUN ve kreatinin değerleri normal
seviyede olsa dahi ciddi böbrek ve
barsak hastalıkları ya da dehidrasyon
durumunu yansıtarak veteriner
hekimlere yardımcı olur.
Elektrolitler
Sodyum (Na+), Potasyum (K+),
Klor (Cl–) Elektrolit değerleri hayvan
sağlığı için önemlidir. Anormal
değerler hayati tehlike oluşturabilir.
Kusma, ishal, dehidrasyon ve kalp
problemi semptomları olan hastalarda
elektrolit değer ölçümü önemlidir.
ve kanserleri gibi ciddi hastalıkların
tespitine yardımcı olur.
Endokrinoloji
Kandaki tiroid hormon seviyesinin
ölçümü tiroid hastalıklarının tespitine
yardımcı olur. Tiroid hastalıkları hem
kedi hem de köpeklerde görülür
ve tedavi edilmezse hayati risk
oluşturabilir. Özellikle 7 yaş üzeri
kedilerde test yapmak önemlidir.
Diğer Önerilen Testler
Bahsi geçen genel tetkiklerin
yanında, bazı hastalıklar için spesifik
testler de mevcuttur.
Kalp Kurdu (Heartworm): Kalpte,
ana kan damarlarında ve akciğerde
yaşayan bir parazittir. Tedavi
edilmezse öldürücü olabilir.
Vektör yolu ile bulaşan hastalıklar:
En sık gözlenen Lyme hastalığı,
ehrlichiosis, anaplasmosis köpeklerde
ciddi düzeyde hastalık oluşturur.
Kedilerdeki enfeksiyöz hastalıklar:
Feline immunodeficiency virus (FIV) ve
Feline leukemia virus (FeLV) hayati risk
oluşturan viral enfeksiyonlardır. 
İdrar Analizi
Kandaki, böbrek ve karaciğer
tarafından metabolize edilen
maddeler idrar ile vücuttan
uzaklaştırılır. Rutin idrar analizi;
diyabet, böbrek ve karaciğer
hastalıkları, idrar yolu enfeksiyonları
Elektrokardiyogram (EKG)
Kalp atım sayısını ölçer ve ritmiyle
ilgili bilgi verir. Düzensiz kalp ritmi ve
kalp atım sayısı anestezi ve operasyon
sırasında hasta için tehlike oluşturabilir.
Güvenli bir anestezi için evcil hayvanların sağlık
kontrolleri kapsamlı bir şekilde yapılmalıdır;
kliniklerinde IDEXX Laboratuvarları ile çalışan
hekimler gereken tüm tetkikleri kolaylıkla kendi
kliniklerinde gerçekleştirebilirler.
PETİNFO 2015/10 28-29
SÖYLEŞİ
KHVHD Sürekli Eğitim
Kongresi Başkanı Necla
Köprülü, bizi bekleyen
etkinlikler hakkında
bilgi verdi.
Küçük Hayvan Veteriner
Hekimler Derneği
Başkanı Erkut Gören,
organizasyonların vizyonu ve
misyonundan bahsetti.
KHVHD Sürekli Eğitim
Kongresi yaklaşıyor
Heyecanla beklediğimiz 10. KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi’ne birkaç gün kala, Kongre
Başkanı Necla Köprülü ve KHVHD Başkan Erkut Gören, etkinlik hakkında bilgi verdi.
KHVHD her yıl düzenli olarak
uluslararası nitelikte KHVHD
Sürekli Eğitim Kongresi’ni organize
etmekte, yıl içinde meslek içi eğitim
seminerleri düzenlemekte, mesleki
sorunların tespiti ve çözümüyle
ilgili çalışmalar yapmakta, mesleki
birlikteliğin sağlanması sorun
ve çözümlerinin tespitiyle ilgili
toplantılar düzenlemektedir.
Ayrıca küçük hayvan veteriner
klinisyenliğinin gelişimi için çeşitli
faaliyetler yürütmektedir. Başarılı
olunmasındaki en büyük etken
yönetim ve çalışma gruplarının
amatör ruh ile özverili çalışmaları,
PETİNFO 2015/10 32-33
deneyimleri, ekip çalışmasını
başarıyla yürütebilmeleridir.
Veteriner hekimlik mesleğindeki
son gelişmelerin yakından takip
edilmesi ve meslektaşlarımıza
aktarımının sağlanması devamlılığını
hedefleyen 10. KHVHD Sürekli Eğitim
Kongresi 06 Kasım - 07 Kasım 2015
tarihleri arasında Grand Cevahir
Hotel & Convention Center’de
gerçekleştirecektir.
Türk veteriner hekimler, geçen sene
gerçekleştirdiğiniz kongreyi büyük
bir başarı olarak değerlendirdi.
Birkaç gün sonra İstanbul’da da bir
kongre bizi bekliyor. Bu kongreden
beklentileriniz nelerdir?
Bu yıl KHVHD olarak
10. kongremizi organize ediyoruz.
6. Kongremiz aynı zamanda
uluslararası 17. FECAVA Kongresi’nin
ev sahipliği ve organizasyonuydu.
Burada katılımcı meslektaşlarımızın
ve destek olan firmaların takdiri tabi
ki de memnuniyetleri bizi
mutlu etmektedir.
10. kongrenin de geçmiştekilerden
daha faydalanılabilir olması ve
katılanların memnun kalmaları en
büyük beklentimiz. Avrupa’da diğer
ülkelerde düzenlenen birçok kongrenin
bilimsel program ve görselliğiyle
üzerine çıktığımız son yıllarda ülkemizi
merkez haline getirmek gibi de bir
hedefimiz var. Avrupa ülkelerinin
veteriner hekimlik alanındaki ortak
organizasyonlarını ülkemizde
yapmalarına ışık tutacak tarzda
kongreler gerçekleştirerek bu hedefe
doğru da yürümekteyiz.
İkinci gün konuları arasında at
hekimliği ile ilgili konular da
göreceğiz. Bu alanı programa dahil
etmeye nasıl karar verdiniz?
İkinci gün ayrı bir salonda at
hekimliği ile ilgili konular işlenecek.
Bu uygulamaya geçtiğimiz yıl
başladık. Bizi bu konuya yönelten
Avrupa’da benzer uygulamaların
olmasının yanı sıra ülkemizde at
hekimliği yapan meslektaşlarımızın
sayıca az olmaları ve serbest
çalışan meslektaşlarımızla ilgili
bir süreklilik arz eden kongrenin
olmamasıydı. Kaldı ki birçok
meslektaşımız Anadolu’da her iki
dalda mesleğini icra etmektedir.
Burada önemli olan bir nokta da
gelişmiş toplumlar atı arkadaş
Gerçekleştirilen workshoplarda
uzman kadro desteğiyle
acil durum prosedürleri ve
peritoneal diyaliz işlenecektir.
Dünya standardına
yaklaşıyoruz
hayvan sınıfına koymaktadır. Bu da şu
demektir; hekim hasta sahibi ilişkisi
aynı zeminlerde olmaktadır. Bunun
neticesinde her iki veteriner hekimlik
alanı önümüzdeki zaman diliminde
aynı çatı altında birleşmelidir. Bu
nedenden dolayı biz de at hekimliğini
de ayrı oturum olarak kongrenin
içine dahil ettik. Geçen sene şöyle
bir şeyi gözlemleme şansımız oldu.
At hekimliğine olan kayıtların yarısı
kongrenin tamamına kayıt yaptı.
Eğitimin belirli ön koşullarla değil eksiklik
hissedilen veya yıllar içinde bakış açısı
değişen konuların ele alınması şeklinde
yapılıyor olması hekimlik vizyonuna yeni bir
yön katıyor diye düşünüyoruz. Dolayısıyla
da dünya standartlarında mesleğini icra
edebilen bir veteriner hekim jenerasyonu
da şekillenmektedir ve derneğimiz buna
minik te olsa bir katkı yapmaktadır. Kaldı ki
kongre bilimsel programı fikrini paylaşan
bütün meslektaşlarımızın ortak isteğiyle
belirlenmekte ve konusunda uzman
değerli bilim insanlarıyla icra edilmektedir.
KHVHD olarak gelecekle ilgili
planlarınız nelerdir? Bizi ne gibi
etkinlikler bekliyor?
Bu söyleşideki ana konumuz
kongre olduğu için öncelik KHVHD
olarak hedefimiz sürekli eğitim
kongremizin bu güne kadar olduğu
gibi her yıl düzenli olarak ve gelişerek
devam etmesidir. Aylık eğitim
seminerlerimize de önümüzdeki
aydan itibaren kaldığımız yerden
devam edeceğiz. Eş zamanlı Veteriner
Hekimlik mesleğinin gelişimi,
sorunlarının belirlenmesi ve çözüm
yollarıyla ilgili çalışmalarımıza da
devam edip bu alanda KHVHD’nin
merkez çatı olması yönündeki
talebimizi yineleyerek bu uğurda da
yol almaya devam edeceğiz. 
EĞİTİM
ayrılık
kaygısı
Uzun bir yaz tatilinden
sonra okulların
açılması ile beraber sık
karşılaştığımız davranış
sorunlarından biridir
ayrılık kaygısı. Köpekler
evde yalnız kalmaya
başladıklarında yıkıcı ve
rahatsız edici davranışlar
sergileyebilirler.
Köpek yavruları anne
ve kardeşlerinden ilk kez
ayrıldıklarında ağlarlar, yaşamla
ilgili kaygılanırlar. Bu davranış;
insan aileleri ile yaşamaya
başlayan köpeklerin çoğu
tarafından sergilenir;
ağlarlar, mızıldanırlar.
Yeni aileler bu durumda köpekle
ilgilenmez, onu ödüllendirmezlerse
yalnız kalmaya adapte olurlar. Tersi
söz konusu olursa ayrılık kaygısı
olarak da isimlendirilen seperasyon
anksiyete oluşur. Bu davranış
bozukluğu aşağıdaki durumlarda da
karşımıza çıkar.
Yaşanılan evin değişmesi: Yeni
bir eve ve adrese taşınma ayrılık
kaygısı oluşturabilir. Köpeğin yaşam
biçimi değişmiştir ve bazen bu
değişikliği tolare edemeyebilir.
Havlama Uluma
Yalnızlık kaygısı çeken bir köpekte
sıklıkla karşılaşacağımız yakınmaların
belki de başında gelir havlama ve
ulumalar. Köpek yalnız kaldığında sürekli
havlar. Havlamaların köpek sadece
yalnızken oluşması tanıda bize
yardımcı olur.
PETİNFO 2015/10 36-37
Ailenin değişmesi: Köpeğin yeni
bir aileye verilmesi veya terk edilmeleri
sonucu barınaktan tekrar sahiplenilmesi
durumlarında sıklıkla görülür. Yapılan
çalışmalar, barınaklardan alınan
köpeklerde, diğer kaynaklardan gelen
köpeklere oranla üç kat daha fazla bu
soruna rastlandığını göstermiştir.
Günlük rutinin değişmesi: Evde
sahibi ile beraber kalan köpeğin
sahibinin çalışmaya başlaması veya
tatil nedeniyle uzun bir süre aile
ile kalan köpeğin tatil sonunda gün
içinde aniden 6-8 saat süreyle yalnız
kalmaya başlaması.
Ayrılık kaygısı
tedavisindeki
başarı, veteriner
hekimin hastasını
çok yakın takibe
alınmasına bağlıdır.
Aile bireylerindeki değişiklik: Aile
bireylerinden birinin ölümü, bir ya
da birkaçının evden ayrılması yine
kaygı oluşturan durumlar arasında
sıralanabilir.
Ayrılık kaygısı çeken
köpeklerde belirtilerler
Bu belirtilerin sebep olacağı
başka durumların da olabileceğini
akıldan çıkarmamalıyız.
Ürinasyon ve defekasyon: Bazı
köpekler yalnız kaldıklarında veya
sahiplerinden ayrıldıklarında içine
düştükleri kaygıya bağlı olarak
eliminasyon sorunları yaşarlar.
Burada köpeğin tuvalet alışkanlığına
sahip olup olmadığını bilmek
önemlidir. Ayırıcı tanıda submisif
veya heyecana bağlı ürinasyonu
ekarte etmeliyiz. İşaretleme eylemi
olup olmadığını, diüretik gibi ilaçların
kullanılıp kullanılmadığını bilmeliyiz.
Belki bir idrar analizi yapmalıyız.
Kaçma- Volta Atma: Bu iki
davranış da evde birileri varken
oluşmaz.Eğer sahibinin yanında
benzer davranışlar sergiliyorsa
o zaman başka stres faktörlerini
düşünmeliyiz.Köpek yalnız kaldığında
evden kaçmaya çalışır veya
amaçsızca gezinir volta atar bazen
kendi etrafında döner.
Yukarıda sıraladığımız bulgular
ve köpek sahibinin anlatımları veya
eve yerleştirilen kameradan alınan
görüntülerle sorunun bir ayrılık
kaygısı olduğu tanısı konur. İşte şimdi
veteriner hekimi uzun bir tedavi
süreci beklemektedir.
Köpekler, sahiplerinin evden
ayrılmaya ilişkin sergilediği
davranışları çok iyi gözlemlerler
ve konu ile ilgili bütün ipuçlarını
öğrenirler. Sokak giysisi, çanta
KEDİ&KÖPEK
hazırlama, araba anahtarını alma,
tras olma vb. davranışlar birer
ipuçlarıdır sahibin sokağa çıkacağını
anlatan. Köpekler bu durumda
kaygılanır, titrerler, salya akışı artar
veya kapının önüne giderek sahibinin
yolunu kesmeye çalışırlar.
Veteriner hekim, tedavide
ilk olarak köpek sahibinin bu
alışkanlıklarında değişiklikler
oluşturmalı ve dışarı çıkmak
seremoni olmaktan çıkarılmalı.
Evden çıkma anı köpek içinde
karşıt koşullandırma ile kaygı
oluşturmayacak hale getirilmelidir.
Köpeğin sahibine olan
düşkünlüğü azaltılmalıdır. Bu
amaçla köpeğe temel komutlar
öğretilmelidir. Özellikle yat-bekle
komutu çok yardımcı olacaktır.
Köpeğin yalnız bırakılmadan
önce iyi bir egzersiz ve oyun gibi
fiziksel aktiviteye tabi tutulması
gerekir. Gün içerisinde mental
olarak meşgul tutacak özel
oyuncaklar verilmeli, sürprizler
hazırlanmalıdır. Bu amaçla özel
aranje edilmiş müzikler sürekli
çalınabilir. Kısaca çevresel
zenginleştirme tedavide çok önemli
bir yer tutar. Köpek sahibi evde iken
zaman zaman onu başka bir odada
tutarak yalnız kalmaya alıştırmalı.
Yalnız kalabilme konusunda
duyarsızlaştırma çalışmaları
yapılmalıdır. Bütün bu yapılanlara
ek olarak ilaç desteği alınacak
ise tirisiklik antidepresanlar da
kullanılabilir. Unutulmamalı ki,
Kemirme,
eşeleme veya Eşya
parçalama
Yalnızlık kaygısı taşıyan bazı köpekler,
eşyaları ve/veya kapı kenarlarını kemirir.
Kapının altını veya kapıya doğru giden
yol üzerindeki bölgeyi eşeler. Bu
esnada köpek kendisine ciddi bir
şekilde zarar verebilir.
Barınaklardan alınan
köpeklerde, üç kat
daha fazla yalnızlık
kaygısı sorununa
rastlanmaktadır
davranış modifikasyonları yapmadan
sadece ilaçla sorunlar çözülemez.
Henüz harika bir ilaç bulunamadı.
Cezalandırma tedavide durumu
kötüleştirmekten başka bir işe
yaramaz. Tedavide başarı; köpek
sahibinin gerçekten çözüm için çaba
harcaması, veteriner hekimin hastasını
çok yakın takibe alması,ve zaman
gibi faktörlere bağlıdır. Biz veteriner
hekimler, yavru köpek sahiplerini en
baştan “köpek refahı” hakkında iyi
bilgilendirmeliyiz. Önlemek, tedavi
etmekten daha kolaydır…
Veteriner Hekim Dr. Gürbüz Ertürk
1988’den bu yana pet sağlığı, köpek eğitimi ve davranışları ile ilgilenen Veteriner Hekim
Dr. Gürbüz Ertürk köpek eğitimi ve rehabilitasyonu konusunda Macaristan İş Köpeği
Spor Kulübü, T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı gibi kurumlardan aldığı diplomaları ile
profesyonel olarak köpek eğitmekte ve kurslar düzenlemektedir.
Gürbüz Ertürk, Çeşitli meslek örgütlerinde yöneticilik de yapan Dr. Ertürk,
Türk Köpek Eğitim
FCI üyesi Romanya Köpek Eğitim Kulübü’nün kurucu onursal
Derneği kurucusu
üyesidir. Köpek Sağlığı ve Eğitimi üzerine bir kitabı bulunmaktadır.
ve başkanıdır.
PETİNFO 2015/10 38-39
SÖYLEŞİ
Spectrum, yüksek oranda
yerli, doğal ve kaliteli
hammaddeleri içermektedir.
Pet beslenmesinde
veteriner hekimlerin
tercihi: spectrum
Türkiye’de hızla gelişmekte olan pet mama pazarını yükselten Lider firması,
Doç. Dr. Özcan Cengiz’in katkıları ile dünya pet sektörünün gidişatını değerlendirdi.
Y
Lider Petfood Bilimsel Danışmanı,
Adnan Menderes Üniversitesi,
Veteriner Fakültesi Hayvan
Besleme ve Beslenme Hastalıkları
Anabilim Dalı öğretim üyesi
Doç. Dr. Özcan Cengiz
üzyıllardır insan hayatında
değişmez yeri olan kedi ve
köpeklerin beslenmesine
olan ilgi gerek Avrupa’da
gerekse Türkiye’de giderek
artmaktadır. FEDIAF (European Pet
Food Industry Federation) 2012
verilerine göre Avrupa’da 72 milyon
evden en az birinde pet beslenmekte,
bunların %24’ünde en az bir
kedi veya bir köpek bulunurken,
Türkiye’de bu rakamlar %9 kedi ve
%6 köpek şeklinde görülmektedir.
Avrupa’daki toplam 75 milyon
adet köpeğin 1.1 milyon adedi, 90
milyon kedinin ise 3 milyon adedi
Türkiye’de bulunmaktadır.
Avrupa ve ülkemizde giderek
artan kedi-köpek popülasyonuna
PETİNFO 2015/10 42-43
paralel olarak ilgili sektörlerde de
rakamsal artışlar gerçekleşmiştir.
Avrupa’da doğrudan ve doğrudan
olmayan şekilde (veteriner hekim,
pet shop, ilaç/aşı sanayii, pet mama
üreticileri ve tedarikçileri, pet
aksesuar sektörü, ticari fuarlar, pet
basını, üreticileri, hayvan hakları
organizasyonları ve taşıma şirketleri
gibi) sağlanan istihdam 500.000
kişiyi bulmaktadır. Türkiye’de sınırlı
sayıda (kayıtlı 7 adet) pet mama
üreticisi bulunurken Avrupa’da 650
olan bu sayı toplam 8,5 milyon ton
hacmindeki üretimi ile yıllık 13,8
milyar Euro ciroya sahiptir. Ayrıca
sektör, evcil hayvan üretimi, köpek
eğitimi, pet aksesuarları, veteriner
hekim istihdamı, sigorta giderleri,
ilaç tedavileri ve aşılama gibi pet
sektörü ile ilgili üretim ve hizmetler
için de ayrıca yıllık 11 milyar euro
ciro sağlamaktadır. Sürekli gelişme
içerisinde olan pet mama sektörü
Avrupa’da son üç yıl içinde %2,
Türkiye’de ise %12 büyüme oranına
sahiptir. Ülkemizdeki diğer hayvancılık
kolları ile kıyaslandığında bu rakamlar
oldukça dikkat çekicidir.
Kedi ve köpekler yaşamlarının
farklı dönemlerine göre hazırlanmış
özel diyet formülasyonlarına ihtiyaç
duyar. İyi kalitede hazırlanmış
ticari diyetlerle beslenen kedi ve
köpeklerde beslenme hastalıkları
seyrek olarak görülürken, tek bir
besin maddesi esasına dayalı tek
yönlü ev yapımı diyetler beslenme
açısından uygun olmamakta ve
çeşitli beslenme hastalıklarına
davetiye çıkarmaktadır. Pet
sahipleri tarafından gelişi güzel
hazırlanan doğal, organik veya
vejeteryan diyetler kedi ve
köpeklerde malnutrisyon sendromu
adını verdiğimiz sindirim sistemi
rahatsızlıklarına neden olmaktadır.
Ev yapımı bu tür diyetlerin lezzetlilik,
sindirilebilirlik ve güvenilirlik gibi
özellikleri olmadığı gibi bunların çoğu
aşırı enerji, tuz, fosfor içermekte,
protein, vitamin, kalsiyum ve iz
elementler yönünden yetersiz/
dengesiz olmaktadır.
Yüksek kaliteli ürünler,
hayvan sahiplerinin
yerli mama tercihine
ilişkin oluşan güvenin
temellerini atmaktadır.
Dengeli beslenme
Petlerin beslenme
gereksinimlerini tam ve dengeli
olarak sağlayarak, sağlıklı ve
yaşam kalitesi yüksek şekilde
yaşamlarını sürdürmelerine imkan
veren en önemli konu beslenmedir.
Buna aracılık eden unsur da ticari
mamalardır. Ülkemizde kuru mama
ile beslenme oranları diğer ülkelere
kıyasla oldukça azdır. Türkiye’de kedi
ve köpeklerin mama ile beslenme
oranı %9’larda seyrederken, bu oran
Avrupa ülkelerinde %60, Kanada’da
%90, Amerika Birleşik Devletleri’nde
ise %95 civarında gerçekleşmektedir.
Türkiye’de ticari mama satın alan
hayvan sahiplerinin %60’ı petlerini
ithal mama ile beslerken, geriye
kalan %40’lık kısım ise yerli mama
tercih etmektedir. Konuya ilişkin
dikkat çekici bir diğer konu ise ithal
edilen kedi ve köpek mamalarının
%80’inin “süper premium”
özellikte olmasıdır. Türkiye’de 230
milyon TL’lik bir hacme sahip pet
hayvanlarına yönelik mama, ilaç
ve aksesuar pazarının 170 milyon
TL’sini kuru kedi köpek maması
oluştururken, pazardaki yıllık 25-30
bin ton seviyesinde gerçekleşen
satışların % 68’i köpekler, % 32’si ise
kediler için yapılmaktadır. TUYEM
(2006) verilerinde göre yıllık 12 bin
ton kedi-köpek maması ithalatı için
yurtdışındaki petfood firmalarına
14 milyon dolar döviz ödendiği
bildirilmektedir.
Türkiye’de yerli kedi köpek
maması sektörü yeni bir faaliyet alanı
olup yaklaşık on yıllık bir geçmişe
sahiptir. Ülkemizdeki mama
SÖYLEŞİ
üretimi gerek kalitatif gerekse
kantitatif olarak sürekli pozitif ivme
gösteren bir büyüme içindedir.
Hayvancılıkla ilgili her alanda
olduğu gibi bu sektörde de üretim ve
pazarlamaya ilişkin bir takım sorunlar
bulunmaktadır. Petfood üretiminde
kaliteyi artırmak ve artırılan kalite
düzeyini sürdürülebilir duruma
getirmek en önemli hedeflerden
biridir. Yerli firmalarımızın içinde
bulunduğu şartlar ile yurtdışındaki
rakiplerimizi kıyasladığımızda en
önemli farkın ürün yelpazesindeki
çeşitlilik ve kalite standartlarında
olduğunu görmekteyiz. Sektörde
yüksek oranda yaşanan dışa
bağımlılık, bir yandan hayvan
sahiplerini kalite ve içeriğinden tam
emin olunmayan farklı ticari adlardaki
yüksek fiyatlı ürünler ile karşı karşıya
getirirken, bir yandan da ülkemiz öz
kaynaklarının değerlendirilemeyip
yerli üretimin pazardaki payını
baskılamaktadır. Bu bağlamda yerli
firmaların yüksek kaliteli ürünler
üreterek piyasadaki var olan dışa
bağımlılığı azaltıp rekabet edebilecek
düzeye gelmesi son derece önemlidir.
Avrupa’daki toplam
75 milyon adet
köpeğin 1.1 milyon
adedi Türkiye’dedir.
Hızla gelişen pet sektörü
Ülkemizde evcil hayvan
beslenmesinde yurtdışına olan
bağımlılığı azaltmak amacı ile kurulan
firmalarımızdan “Lider Evcil Hayvan
Beslenme Ürünleri San. ve Tic. Ltd.
Şti.” 2009 yılında faaliyete başlamış
genç bir kuruluştur. Firma, Türkiye’de
özellikle son yıllarda hızla gelişmekte
olan pet sektörünün öncüsü olmayı
kendisine hedef koymuş, bu anlamda
pet sektöründeki yerli firmalarımızın
önünü açacak ve gelişim hızına
katkıda bulunacak önemli gelişmeler
göstermiş, kısa süre içerisinde yerli
üretim yapan pet mama üreticilerinin
lideri konumuna yükselmiştir.
Bu bilinçle petshop, pet market
(internet) ve özellikle veteriner
hekimlerden oluşan müşteri
sayısındaki artış firmayı artan üretim
talebine gereken cevabı vermek üzere
daha büyük sorumlulukların içine
sokmuştur. Alınan bu sorumluluğun
yerine getirilebilmesi ancak yüksek
kalite (ultra premium) standardında
üretilecek bir mamayla ithal rakiplere
karşı başarılı şekilde rekabet
edilebilmesi ile gerçekleştirilmektedir.
PETİNFO 2015/10 44-45
Böylelikle hem mevcut yerli
hammaddelerin üründe kullanılması
ve değerliliğinin arttırılması hem de
pet mamasında yerli üretimimizin,
ithalatının yerini ihracatına
dönüştürmesi sağlanacaktır.
“Ultra premium” terimi her ülke
ve hatta firmanın standartlarına göre
değişebilen bir ifade olup, ürünün
kalite düzeyinin en üst olduğunu
anlatmaktadır. Ultra premium
mamaların en önemli özellikleri;
yüksek hammadde kalitesi, yüksek
sindirilebilir besin madde oranları,
tam ve dengelenmiş bir formülasyona
ilave olarak bağışıklık, sindirim,
tüy-deri sağlığı ve iskelet sistemi
gibi yapıların desteklenmesine
sürekli gelişme içeriSinde
olan evcil hayvan mama
sektörü Avrupa Birliği’nde
son üç yIl içinde %2,
Türkiye’de ise %12 büyüme
oranına sahiptir.
yönelik özel katkıları içermeleridir.
Kısaca ultra premium ürünler
dünya standartlarındaki en kaliteli
ürünlerdir. Bu mamalar petlerin tüm
beslenme gereksinimlerini önerilen
miktarları ile tam karşılayabilen,
çevre kaynaklı hastalık ve stres gibi
etkilerden petlerinizi koruyabilen
özellikler sunmaktadır.
Kedi ve köpek maması
üretiminde kullanılan
hammaddelerin büyük bir bölümü
ülkemizde farklı tarım ve hayvancılık
faaliyetlerinin ürünü veya yan ürünü
olarak bulunmaktadır.
Türkiye’de Spectrum
Ülkemizin sahip olduğu kaliteli ve
doğal hammaddelerin (mısır, pirinç, et
proteini, kuzu proteini, tavuk proteini
vb.) kedi ve köpek mamalarında
kullanılabilme özelliğinin
arttırılması, böylece daha ekonomik
olan hammadde kaynaklarının
teknolojik işlemler ile katma değeri
yüksek bir ürüne dönüştürülmesi
Lider Petfood’un öncelikli üretim
stratejisidir. Lider Petfood,
SPECTRUM ile kedi ve köpeklerin
gereksinim duyduğu tüm makromikro besin maddelerini karşılayıp,
içerdiği bazı özel katkılar ile hedef
sistemlere olumlu etki gösterebilecek
ülkemizin ilk yerli yüksek kaliteli
(ultra premium) kedi- köpek maması
üretim sürecini başlatmıştır. Bu
yüksek kaliteli üründe petlerin
esansiyel olarak gereksinim
duyduğu yüksek kaliteli protein
kaynakları, deniz fosfolipidleri, doğal
antioksidanlar, vitamin ve mineraller
ile diğer yerli hammaddeler, bilimsel
çalışmalardan elde edilen kanıtlar
ışığında kombine edilmiştir.
Bu ürünün üretiminde kullanılan
teknolojik sistem (ekstrüzyon)
ülkemizde çok sınırlı sayıda işletme
tarafından kullanılmaktadır. Bununla
birlikte elde edilen ürünün ve ham
maddelerin kalite kontrolü pet
sektöründe ilk olarak kullanılan
cihazlar ile donatılmış laboratuvar
ortamında fiziksel, kimyasal
Avrupa’daki
90 milyon adet
kedinin 3 milyon’u
Türkiye’de
bulunmaktadır.
Lider Firması ve
spectrum Hakkında
ve mikrobiyolojik yönden test
edilmektedir. Üretim teknolojisinde
ve ürün kontrolünde kullanılan
sözü edilen teknolojiler günümüzde
gerek Avrupa’da gerekse Birleşik
Devletleri’nde pet maması üretiminde
kullanılan sistemlerdir. Bu üretim ile
Türkiye petfood sektörüne yüksek
kaliteli hammadde içeriğine sahip
mama üretimi konusunda yeni bir
bakış açısı getirildiği açıktır.
Firmada bilgi birikiminin ve
sürdürülebilirliğin sağlanması için
üniversite ve yurtdışındaki bazı
araştırma kuruluşlarından destek
alınmakta olup elde edilen bilgilerin
sentezi ile üretimde verim ve kalitenin
arttırılması amaçlanmıştır. Böylelikle
firmanın geleceğe yönelik büyüme
ve ihracatını artırma planlamasında
gereken Ar-Ge altyapısı ve Ar-Ge
ekibi kurulmuştur. SPECTRUM
hipotezi firmanın Ar-Ge tabanlı teknik
elemanları ve akademisyenlerle
yapılan görüşmeler sonucunda
sektörün istek ve trendlerinin takibi
ve müşteri talepleri dikkate alınarak
oluşturulmuştur. Böylece bu gruplar
tarafından yapılan değerlendirmeler
ile projenin mantıksal çerçevesi
Lider firması 2009 yılında faaliyete
başlamış genç bir kuruluştur. Lider'in
Türk olan kurucu grup firmaları Tavas
Tarım Ltd Şti ve Sera Plastik Ltd Şti pet
sektöründe ülkenin köklü geçmişine
sahip saygın firmalarındandır. Tavas ve
Sera, Türkiye genelinde direkt olarak
veya toptancıları vasıtasıyla yaklaşık
800 yerel satış noktasına ulaşabilme
kabiliyetine sahiptir ve ürün gamlarında
yaklaşık olarak 2000 çeşit kaliteli pet
ürünü bulunmaktadır.
oluşturulmuş, firmaya önemli bir
rekabet gücü ve ekonomik gelişim
sağlayabilecek, piyasada tutulacak
ürünler geliştirilebilmesi sağlanmıştır.
Türkiye pet mama sektöründe
SPECTRUM içerdiği yüksek orandaki
yerli, doğal ve kaliteli hammaddeler
ile petlerin beslenmesinde güvenle
kullanabileceğiniz ürünlerden
oluşmaktadır. SPECTRUM sözü
edilen özellikleri ile ithal rakiplerine
karşı rekabete ve yerli ekonomiye
örnek olmaya devam edecektir. 
Bu hayvanlar ve
şaşırtan abur cuburları
hepimize örnek olsun;
Ne zaman ne ile
karşılaşacağımız hiçbir
zaman belli olamaz.
bunlar
ne yedi
böyle?
Dergimizin 75. sayısında duyurduğumuz
uluslararası röntgen yarışmasının
sonuçları belli oldu. Kendi sindirim
sistemlerini ve bizim hayal gücümüzü
zorlayan hayvanlar, röntgenleri ile
hepimizi çok şaşırttı.
A
merikalı bir dergi bu sene de eğlenceli
bir röntgen yarışmasına jüri oldu.
Dört bir taraftan gelen başvuruların
değerlendirilmesinde jüri zor anlar yaşadı
ama onlarca şaşırtan ve “yok artık” dedirten röntgen
arasından en iyilerini seçmeyi başardılar. Siz
olsanız hangisini seçerdiniz? Yarışma başvurusunu
dergimizde okuyup kendi hastalarının röntgenini
yarışmaya gönderen Pet Address Kliniği’ni ayrıca
tebrik ederiz. Katılımcı kliniklere heyecanlı anlar
yaşatan bu röntgenler ödülsüz bırakılmaz tabi…
Yarışmanın birincilik ödülü 1500 Dolar, ikincilik
ödülü 1000 Dolar, üçüncülük ödülü ise 500 Dolardı.
Yarışmayı bu sene kaçıranlar ise hiç üzülmesin;
Veteriner Hekim Ali Ergül ve ekibinin yaptığı
gibi dergimizi takip etmeye devam edin; en yeni
haberlerden ve yarışmalardan ilk siz haberdar olun.
KEDİ&KÖPEK
Mideden çıkan
26 golf topunun
ve 1500 Dolar’ın
mutlu sahibi
Bu yarışmacı
seneye bir
daha kesin
katılacaktır
köpekler de
balık tutar
10 aylık bir labrador retriever letarji
ve aşırı salivasyon şikayeti ile yarışmacı veterinerin geçici konuğu
oldu. Negatif çıkan parvovirus
testinden sonra çekilen röntgende
belli olan olta parçasını görünce
veteriner hekimlerin ağzı balık
gibi açık kaldı. Veteriner hekim
26 golf topu
“ağız muayenesi sırasında
boğazın alt kısmında bir yabancı madde fark ettim ama
tam tespit edemedim. Röntgene
köpeğin hala eskisi gibi olmadığını ve iştahının da azaldığını belirtti. Çekilen abdominal
bakınca ise çok şaşırdım. Yem ile
beraber olta iğnesini yutan bir çok
kedi ve köpek ile karşılaştım, ama
bu vaka gerçekten şaşırtıcıydı”
dedi. Hekimler, oltayı bir forseps
yardımıyla uzaklaştırmayı başardılar. Bu güzel hikaye ise hepimize
ders olsun; kliniğe gelen her kusan
yavruya hemen parvo teşhisi koymak yerine önce muayene edelim.
röntgen herkesi çok şaşırttı; Midede
en az 20 adet radiodens madde
bulundu. Hemen ameliyata alınan
Zeus’un midesinden 26 tane golf
topu çıkartılırdı. Bu olaydan sonra
köpeğin sahibi toplarına kesinlikle
daha dikkatli davranacaktır.
1000 Dolar
ve bir yavru
köpek kazanan
mutlu ikinci
Zeus, birkaç gündür devam eden
kusma şikayeti ile veteriner hekime
götürüldü. Keyfi ve iştahı yerindeydi, abdomen palpasyonu sırasında
ise herhangi bir anomaliye rastlanmadı. Muayenenin ilk gününde röntgen çekilmedi. Zeus’un sahibi,
PETİNFO 2015/10 48-49
kudurmuş
köpek
24 saattir kusan bu köpeğin sahipleri
röntgeni görünce “Aa evet, birkaç
gün önce arka kapıyı parçaladı” diye
tepki verdiler. Hekimler, bağırsak
perforasyonuna neden olacak olan
kapı menteşesini komplikasyon
yaşamadan çıkarttılar. Tek komplikasyon ameliyattan sonra yaşandı; kendine gelen yaramaz
köpek anjiokatini onu bağlayan bant ile beraber çıkartıp
yuttu. Kliniğin olaya tanık olan eki-
bi köpeğe apomorphin vererek onu
kusturmayı ve yutulan ekipmanları
çıkartmayı başardı. Köpek, olayları
atlattıktan sonra eve döndü. Klinikte
çalışanlar ise bir sonraki senenin
yarışmasına da bu köpekle beraber
katılacaklarından eminler…
KEDİ&KÖPEK
Vet. Hek. Hakkı Seçkin Çetin,
Vet. Hek. Ferdi Algur,
Yönetici Vet. Hek. Ali Ergül,
Veteriner Teknikeri Onur Demir
yem
değişikliği
düğmeli
şeyler
Florida’da Egzotik pet klinik yöneten
veteriner hekime midesi gayet dolu
olan bir piton getirildi. yılan ev-
Sekiz aylık Avustralyalı çoban
köpeğinin röntgeninde 18 düğme
ve bir kadın kemerinin parçaları
tespit edildi. Hiç bir semptom
den birkaç gün kaybolmuş ve
eve midesinde zor sindirilebilen bir şey ile döndü. “Pitonun
dünya
bizi tanıdı
yuttuğu şeyin kesinlikle bir rat
olmayacağından emindim. Hayvan
sahibi bunu nereden anladığımı
sorduğu zaman, ratlar genellikle
tasma giymez” dedim. Olayın ilginç
tarafı ise bundan sonra gerçekleşti;
Bu ilginç olayı anlatırken arkadaşının nişanlısı ağlamaya başladı.
Anlattığına göre siyam kedisi de o
zamanlarda kaybolmuş. Hekimin
hasta kağıtları kontrol edildi ve
gerçekten; iki şahis komşu çıktı.
Yarışma başvurusunu dergimizde
okuyup kendi hastalarının röntgenini yarışmaya gönderen İstanbul’daki
Pet Address Kliniği, yarışmaya
katılan ilk Türk klinik oldu. Kliniğin
yönetici veteriner hekimi Ali Ergül
Köpeğe yüksek fibrin içeren diyet
tavsiye edildi ve sahibinden hayvanın dışkısını takip etmesi istenildi.
yerim seni
Dört yaşında Amerikalı bulldog’
un sürekli kusması üzerine çekilen
standart röntgeninde hekimlerde
şüphe uyandıracak hiç bir şey tespit
edilemedi. Pes etmeyen veteri-
tarafından sunulan röntgen 2 yaşında bir pitbulun
vakasını tanıtmaktadır; sahibi
tarafından şiddetli kusma şikayeti
ile kliniğe götürülen köpeğin röntgeninde tespit edilen top, anamneze göre 3 aydır Gİ sistemdeydi. Acil
ameliyat sırasında midedeki top ile
birkaç tavuk parçasının çıkartılması ne yazık ki köpek için geç bir
müdahaleydi.
Pet Address Kliniği’ne Petinfo
ailesi olarak tebrik eder ve
başarılar dileriz.
göstermeyen köpeğin iştahı
yerindeydi ve röntgende de
göründüğü gibi, düğmeler de
intestinal yolun sonundaydı.
değerli
maymun
Bu maymun balığın yuttuğu metal
parçasından ziyade, onu tedavi
eden veteriner hekimler takdire laiktir. Balığın yuttuğu
cisim eksploratif laparotomy
ve enterotomi sonucu başarılı bir
şekilde uzaklaştırıldı; hasta komplikasyon göstermeden iyileşti.
PETİNFO 2015/10 50-51
nerler bu sefer köpeğe baryum verip röntgen çektiler;
resimde gördüğünüz oyuncak peluş
ayının hatlarıydı. Ne kadar güzel belli
oldu öyle değil mi?
KEDİ&KÖPEK
t-rex eti
Her zaman meraklı olan labradoodle ırkın üyesi olan 7 aylık Olive, iştahsızlık,
kusma ve sulu ishal şikayeti ile kliniğe getirildi. Çekilen röntgen yardımıyla mide girişinde radiodens bir nesne tespit edildi. Köpek hemen
endoskopiye gönderildi. İnsuflasyon sonrası çekilmiş röntgen ve endoskopi
sonucu yabancı nesne çıkartıldı. Hem hasta hem de T-rex iyiydi.
kaşığını da yedi
japon yapıştırıcıyı kim bitirdi?
21 aylık bokser kırma köpeği sahipleri iki gündür süren kusma ve anoreksi şikayeti
ile kliniğe götürüldü. Anamnez veren sahipler köpeğin yanında buldukları, üzerinde çiğneme izleri bulunan bir japon yapıştırıcı hakkında da
bahsettiler. Midede bulunan büyük kitle ameliyatla tek parça halinde çıkartıldı.
köpeklere kemik verilmemeli
Devamlı kusan, letarjili Dakhund’un trajik hikayesi hepimize iyi bir örnek olsun;
Sürekli regurgitasyon yapan köpeğin kranial abdomeni sert ve
ağrılıydı. Hayvanın sahipleri, regurgitasyonla çıkan kemik parçaları gör-
dükten sonra röntgen çekilmesini onayladılar. Mideden değişik boydaki kemik
parçaları çıkartıldı. Köpek olaylardan sonra öldü.
PETİNFO 2015/10 52-53
Dört yaşında kırma köpekte ventro
thorakal bölgede, sternumun kaudalinde yangılı bir şişkinlik saptandı. Şişkinlik
ağrılı değildi ve topical tedavilere cevap
vermedi. Hiç bir tedaviye cevap
vermeyen şişkinliğin nedenini
gören köpeğin sahibi ise röntgene daha önce izin vermediği için
pişman olmalıydı; röntgende bir kaşı-
ğın keskin hatları belli oluyordu. Kaşık,
şaşırtıcı bir şekilde perforasyona neden
olmayıp, etrafında bir fistül oluşmuştu.
Ayakta duran köpekte lezyon palpe
edilemezken, yatan köpeğin sternumuna basınç yapan kaşık, derisinde lezyona
neden olmuştur. Kaşık başarılı bir
şekilde uzaklaştırıldı.
KEDİ&KÖPEK
kokoş köpek
Chihuahua köpekleri en az sahipleri kadar kokoştur. 4 yaşındaki Emili, sahibinin
parfümünü yutarken de kendisini çok havalı hissetmiş olmalı. Veteriner
hekimin abdominal palpasyon sırasında hissettiği büyük ve keskin
kenarlı nesnenin tam olarak ne olduğu röntgende belli oldu;
bir parfüm şişesi. Parfüm şişesinin abdomende serbest gezmesi ise veteriner
hekimleri şaşırttı. Kolon’un birkaç bölgesinde meydana gelen adhezyonlar
hariç Gİ sistemde perforasyon meydana gelmedi. Olayları ve ameliyatı hasta
rahat atlattı.
mide yıkaması
Türkiye’de labradoodle ırkı daha üne
kavuşmadı, fakat yurtdışında büyük üne
sahiptir. Bu köpeklerin sahipleri – ikinci
labradoodle vakamızı gösterdiğimizden,
tahmin ettiğiniz üzere- bir dakika bile
sıkılmazlar. Sözkonusu 2 yaşında
çıtır köpek
Sahibi tarafından midesi hep dolu ve gevrek hissedilen cocker köpeğinin abdomen palpasyonunda, midesi tam anlamıyla çakıllarla dolu olan bir
çuvala benziyordu. Ameliyat ile midesinden tam 1 kilogram çakıl çıkartıldı.
cadılar bayramı geldi
Bu 5 aylık pug, Cadılar bayramı yaklaşınca oyuncak örümcek yutarak herhalde
sahiplerini korkutmak istedi. Jejunum’da takılmış plastik örümceğin
çifti hala midedeyken, ona bağlı olan ip parçaları jejunumu sardı.
Ameliyat sırasında komplikasyon meydana gelmedi.
PETİNFO 2015/10 54-55
labradoodlenin sahibi, köpeğinin bir metal sünger yutmasına
şahit olduktan sonra apar
topar veteriner kliniğine kaçtı.
Klinikte çekilen röntgene göre ise köpeğin midesinde birden fazla sünger tespit
edildi. Hekimler, köpeği kusturarak bir
süngeri uzaklaştırmayı başardılar. Diğer
6 metal sünger ile bir iç çamaşırı ve bir
lastik ameliyat ile çıkartıldı.
KEDİ&KÖPEK
heykel koleksiyoncu
8 yaşında Border collie köpeği Ace, kronik kusma ve devamlı kilo kaybı şikayeti
ile röntgen cihazının altına yattı. Abdomenin röntgeninde ise birçok
yabancı cisim, 3 kurbağa ve 2 ördek heykelleri tespit edildi. Gastrotomi ile uzaklaştırılmış heykeller eski sahibine kavuştu, Ace ise iyileştikten
sonraki bir ay içinde 2 kilo aldı.
bozuk paran
var mı?
saç lastiği kaosu
Birkaç gün kustuktan sonra kliniğe getirilen 1 yaşındaki kedi, Yogi, sahibinin
anlattığına göre tam bir saç lastiği manyağı. Tek sorun, kedi lastikleri
toplamakla yetinmeyip, onları çiğnemeden yutmaktadır. Midesinden 30’a yakın saç lastiği ve ip çıkartıldıktan sonra Yogi eve gönderildi.
Letarji ve günlerdir süren iştahsızlık
nedeniyle kliniğe getirilen bir kedi, röntgende görüldüğü gibi, kendini bir canlı
kumbaraya dönüştürdü. Evdeki bozuk
paralarının sürekli kaybolmasından şikayetçi olan sahiplerine
kediden çıkartılan 1 dolar ve
18 cent iade edildi. Uzun zamandır
intestinal sisteminde bulunan bozuk
paralar yüzünden metal toksikasyon
nedeniyle olayları atlatamayan kedi
maalesef kurtarılamadı.
sanki biraz kilo aldı
Sahibinin balıkçılık maceralarına sürekli eşlik eden 4 aylık Labrador retriever,
yemek yemeyince veteriner kliniğin yoluna düştü. Anamnezi duyan kliniğin
deneyimli hekimleri, hemen röntgen çekip olayın nedenini ortaya
çıkarttılar; köpek midesinde bulunan 3 adet 220 gramlık balık olta kurşunları
nedeniyle acil ameliyata alındı ve istenmeyen kilolarından kurtarıldı.
PETİNFO 2015/10 56-57
TALAT GÜLBAY ANLATIYOR
KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ
Kedi ve köpeklerde
gıdaya bağlı dermatolojik
reaksiyonlar
Gıdalara bağlı deri problemleri ve dermatolojik reaksiyonlar sık rastlanan
sağlık sorunlarındandır. Çoğu kez hayvanların beslenme hataları sonucu
ortaya çıkan deri sorunları her yaşta kedi ve köpekte ortaya çıkabilmektedir.
Ortaya çıkan
sonuçlara göre
beslenme profili ile
birlikte gıdaya bağlı
deri reaksiyonları da
kontrol altına alınmış
ve önlenmiş olur.
M. TALAT GÜLBAY, Veteriner Hekim
K
edi ve köpeklerde gıdalar
sonucu akut veya kronik
dermatolojik reaksiyonların
ortaya çıkması bilimsel açıdan
bir bağışıklık reaksiyonu olarak
düşünülmektedir. Bir ya da daha fazla
sayıda reaksiyona yol açabilecek
alerjik gıdanın sindirilmesi sonucu
ortaya çıkan olumsuz bağışıklık yanıtı
deride aşırı kaşıntı ve bu kaşıntıya
bağlı oluşan yara ve kızarıklıklar
şeklinde gözlenmektedir.
Bireysel olarak görülen ve
bağışıklık sistemi ile bağlantısı
olmayan gıda intoleransları ile gıdaya
bağlı deri reaksiyonlarını birbirinden
ayırmak oldukça zordur. Bu nedenle
de genellikle ikisi bir arada gıda
sonucu ortaya çıkan reaksiyonlar
olarak birlikte değerlendirilirler.
Gıdaya bağlı dermatolojik
reaksiyonların belirtileri olarak:
> Deride kaşıntı
> Kusma
> İshal
> Yaralar
> Kızarıklıklar
> Aşırı gaz ve şişkinlik gibi
sindirim sistemi problemleri
> Yaralarda kabuklaşmalar
> Deride pullaşma ve kepeklenme
> Tüysüz bölgelerin oluşması
> Aşırı yalama ve kaşımaya
bağlı yaralar
> Deride kalınlaşma ve
aşırı pigmentasyona bağlı renk
koyulaşması
> Kurdeşen benzeri deri döküntüleri
> Büyük sivilceler
> İkincil olarak ortaya çıkan
bakteri ve mantar enfeksiyonları ve
dış kulak enfeksiyonları ile kronik
yangıları sayılabilir.
CHAMPION'UN
DESTEKLERİYLE
HAZIRLANMIŞTIR.
1969 yılında Ankara’da doğan M.Talat GÜLBAY, 1983 yılında girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nden
1987 yılında mezun olmuş ve İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde eğitimine devam
etmiştir. Lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin sonrasında 1993 yılında Veteriner Hekim olarak
mezun olmuştur. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hayvan Besleme ve
Beslenme Hastalıkları ana bilim dalında Doktora eğitimine başlamış ve 1995 yılında yeterlilik
sınavını başarı ile tamamlayarak kedi ve köpeklerde obezite problemlerinin düzeltilmesi, kilo
kontrolü ve kilo vermeye yardımcı doğal beslenme ilaveleri ve yöntemleri konusunda doktora
çalışmasına başlamıştır. 1993 yılında kurduğu veteriner kliniğinde profesyonel iş yaşantısını
başlatmış ve 1994 yılında kliniğin işletmesini de kapsayan Patiş Veteriner Hizmetleri Limited
şirketini hayata geçirmiştir. Gülbay, 1994 yılında akademik çalışmalarını sürdürürken yerli ve
yabancı birçok firmaya teknik danışmanlık yapmış ve özellikle hasta hayvanların beslenmesi konusunda hazırladığı aylık bültenler ve özel reçete diyetlerin evcil hayvan sağlığında
kullanımı konusunda hem firmalara ve sektöre bilimsel desteklerde bulunmuştur. 1999
yılında ülkemizde Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin kuruluşunda bulunmuş ve
ilk başkanı olarak 2000 yılında WSAVA (Dünya Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği)’ya
üye olunmasını sağlamıştır. Amsterdam’da gerçekleşen bu başarı ile birlikte 4 yıl süre ile
WSAVA Ulusal Temsilciği ve Uluslararası Genel Kurul Üyeliği görevlerini sürdürmüştür. Bu
süre zarfında birçok ulusal ve uluslararası bilimsel konferans ve seminerler düzenlemiş ve
birçok konferansta katılımcı olarak yer almıştır. 2001 ve 2005 yılında dünyada en başarılı ve
prestijli mesleki konferanslardan birisi olan Kuzey Amerika Veteriner Konferansı’na (The North
American Veterinary Conference) Avrupa veteriner hekimlerini temsilen Özel Konuk olarak
katılmıştır. Çeşitli dergi yazıları ve akademik makaleleri bulunmaktadır. Örneğin Doğan Yayın
Grubu’nda Hürriyet Gazetesi “Pako’nun Sayfasında” kendisine ait köşesinde haftalık olarak
evcil hayvan sahiplerine yönelik bilimsel yazılar yayınlamaya başlamıştır. National Geografic
Kids Türkiye Dergisi’nin evcil hayvanlarla ilgili olarak hazırladığı ve çocukların gönderdiği
evcil hayvanlarla ilgili soruların yanıtları ve merak ettikleri konulardaki yazıları ile çocukların bilgi ve birikimlerine katkıda bulunmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilk spesifik
kuru kedi ve köpek maması, Premium Champion ve Goody markalarının sahibi
Tropikal Pet’in fabrikasının kuruluş aşamasında bünyesine katılmış ve
tüm ürünlerin tasarım, formülasyon ve üretimlerini gerçekleştirerek ulusal pet sektörüne tamamen yerli ve yüksek kaliteli
ürünlerle büyük bir başarı ile katkıda bulunmuştur.
Tropikal Pet teknik danışmanlık görevini de
devam ettirmektedir.
KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ
Kedi ve
köpeklerde
görülen en
yaygın
hastalıkların
başınDa
beslenmeye
bağlı deri
hastalıkları
gelmektedir.
Sebepler
Gıdalara bağlı deri problemleri
ve dermatolojik reaksiyonların kedi
ve köpeklerde en önemli sebepleri:
> Gıda ile birlikte alınan
bir veya daha fazla sayıda
alerjenin (glukoproteinlerin)
sindirilmesi sonucu ortaya çıkan
bağışıklık reaksiyonları. Bu tarz
bağışıklık reaksiyonları yiyecekler
bağırsakları geçerken ya da
bağırsaklardan emildikten sonra
ortaya çıkabileceği gibi her ikisinde
aynı anda da görülebilir.
> Yüksek düzeyde histamin
(bağışıklık sistemi hassasiyeti
oluşturduğu bilinen bir antijen)
içeren veya doğrudan ya da dolaylı
olarak histamin açığa çıkmasına
yol açan yiyeceklerin devamlı
tüketilmesi sonucu ortaya çıkan
gıda intoleransları
> Özellikle genç ve büyüme
dönemindeki kedi ve köpeklerde
bağırsak parazitleri ve bağırsak
enfeksiyonlarının bağırsak
mukozasında harabiyete yol
açması ve emilim mekanizmasının
bozulması sonucu sindirim
kanalında bulunan ve gıdayla
alınan alerjen maddelerin ve
hassasiyet oluşturabilecek besin
içeriklerinin bağırsaklardan
kolayca emilmesi de son yıllarda
gıdaya bağlı deri reaksiyonları için
önemli bir etken olarak
kabul görmektedir.
Gıdalara bağlı dermatolojik
reaksiyonların teşhisi iççin
öncelikle veteriner hekimlerin
detaylı bir fiziksel muayene ve
deri incelemesi yapmaları gerekir.
Ayrıca detaylı kan analizleri ve
hasta sahiplerinden alınacak
hastalık geçmişi ve beslenme şekli
ile ilgili bilgiler ışığında yapılacak
değerlendirilmeler teşhis için son
derece önemlidir.
Hipoalerjenik ve/veya
dermatolojik reçete diyetler
eşliğinde yapılacak gıda eliminasyon
testleri (alerji yaptığı düşünülen
gıda maddelerin tek tek kedi
ve köpeğinizin beslenmesine
ilave edilerek reaksiyon yapıp
yapmadığının denemesi) deri
reaksiyonlarına sebep olan gıdaların
tespit edilmesi de önemli bir teşhis
yöntemi olarak daha sonraki deri
problemlerinin tekrarlamasını
önlemek adına son derece önemlidir.
Gıda eliminasyon testleri her
bir şüphelenilen gıda maddesi için
genellikle 1-2 haftalık bir süreci
kapsar. Bu süreçte şüphelenilen
dana eti, tavuk eti, kuzu eti, balık
veya diğer et türleri, mısır, buğday,
soya ve pirinç gibi tahıllar, yumurta
ve reaksiyon yapma potansiyeli olan
süt ürünleri denenerek test edilir.
Bu testler ve muayeneler
ışığında ortaya çıkan sonuçlara
göre düzenlenecek beslenme
profili ile birlikte gıdaya bağlı deri
reaksiyonları da kontrol altına
alınmış ve önlenmiş olur.
Kedi ve köpek beslenmesi
açısından akılda tutulması gereken
en önemli konu sofra artıkları ve
insan gıdalarının kedi ve köpeklerde
bir çok deri reaksiyonun en önemli
kaynağı olduğudur.
KEDİ&KÖPEK
Dünya Veteriner Hekimler Birliği
(WVC) Başkanı Prof. Dr. Mvd.
Rene Carlson “Bu kadar değerli
insanı birarada gördükçe veteriner
hekim olduğum için kendimi çok
şanslı hissediyorum”.
Geçtiğimiz ay başarı ile gerçekleştirilen 32. Dünya
Veteriner Hekimliği Kongresi’nde öne çıkan konular
arasında hayvan sağlığı ve refahı, halk sağlığı, gıda hijyeni
ve veteriner hekimliği eğitimi vardı. Bu konu başlıkları
altında birbirinden önemli isimler bir araya geldi.
32. Dünya Veteriner Hekimliği
Kongre Başkanı Prof. Dr. MVD
İrfan Erol “Veteriner hekimliği
alanında yeni gelişimlere ışık
tutacağımıza inanıyoruz.”
T
ürk Veteriner
Hekimleri Birliği’nin
ev sahipliği yaptığı,
13-17 Eylül tarihleri
arasında Lütfi
Kırdar Kongre ve
Sergi Sarayı’nda Türkiye’de ilk defa
düzenlenen 32. Dünya Veteriner
Hekimliği Kongresi’ne dünyanın
değişik ülkelerinden çok sayıda
veteriner hekim, bilim insanı,
sektöre hizmet veren ulusal ve
uluslararası firmalar ile OIE, WHO
ve EFSA gibi uluslararası kuruşlar
katılımda bulundu. Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’nın destekleri
ile gerçekleşen kongrede, veteriner
hekimliği alanında yeni gelişmelere
ışık tutuldu ve meslektaşlar
arasında bilgi alışverişi sağlandı.
Türkiye sınavı
başarı ile geçti
Kongre Onursal Başkanı
MVD Talat Gözet “Veteriner
hekimlik saygın ve stratejik
bir meslektir. Her geçen
gün sorumluluklarımız
artmaktadır, değişmektedir.”
PETİNFO 2015/00 00-00
Kongrenin açılış ve kapanış
konuşmalarını yapan Dünya
Veteriner Hekimler Birliği (WVA)
Başkanı Prof. Dr. MVD. Rene Carlson,
Türkiye’nin harika kaynaklara sahip
olduğunu; kongre sayesinde tanıştığı
kaliteli ve ülkesinin geleceğini
düşünen meslektaşları ile ülkemizin
önünün her zaman açık olacağını
söyledi. Yaptığı anlamlı ve duygusal
kapanış konuşmasında, yetişmekte
olan yeni nesil meslektaş adayları
için de umutlu olduğunu belirten
Rene Carlson, ev sahiplerinin
misafirperverliği için defalarca
teşekkür ettiğini, böylesine güzel
meslektaşlar ile uluslararası
veteriner camiada gelecekte daha
fazla görüşmek dileğinde olduğunu
belirtti. Kongre arasında bize değerli
zamanını ayıran Prof. Dr. Rene
Carlson ile önemli bilgilerle dolu
sıcak bir sohbet gerçekleştirdik;
Türkiye’nin kongreye ev sahipliği
olma sürecini ve mesleki açıdan
ülkemizin durumu konuştuk; Dünya
Veteriner Hekimler Birliği (WVA)’nın
örgüt olarak misyonlarını ve
çalışmalarını Prof. Dr. Carlson’dan
büyük merakla dinledik.
Kongre’yi Türkiye’de düzenlemenize
nasıl karar verdiniz?
Aslında bu sene düzenlenmiş
olan kongrenin ev sahipliğine yedi
sene önce karar verildi. Başvuranların
çeşitli kriterlere uymaları gerekir
ve değerlendirme kadrosu ülkelerin
maddi imkanlarını, altyapılarını
ve kongre için belirttikleri yerleri
inceler. Ben o dönemde söz hakkına
sahip değildim, ama bugün burada
olduğumuza göre Türkiye sınavı
başarı ile geçmiş ve üyelerin çoğu
oyunu İstanbul’a vermiş demektir.
Bana göre bu çeşit kongreler ev
sahipliği yapan ülkeler için çok
büyük bir olaydır; ülkeler kendilerini,
kültürlerini, hekimlerini uluslararası
düzeyde tanıtma şansı bulurlar ve
kongreler sayesinde yurt dışına
çıkamayan vatandaşlar da yenilikleri
yakından takip etme şansı bulurlar.
WVA’nın tam olarak kaç üyesi var?
WVA, dünyanın 6 kıtasından
tam olarak 80 veteriner örgütünü
ve yaklaşık 500.000 veteriner
hekimi temsil etmektedir. Kesin
rakamları vermek zordur; ülkelerin
üyelik harcını, o ülkelerde görev
alan veteriner hekimlerin sayısına
göre belirlediğimiz için bazı ülkeler
ne yazık ki maliyetli olmaması için
sayılar hakkında dürüst olmayabilir.
Elbette, veteriner hekim sayısı düşük
olan bir ülkenin oy sayısı da azdır.
WVA’ya üyelik koşulları nelerdir?
İki çeşit üyeliğimiz mevcuttur;
ilk seçeneğimizdeki üyeliğe
sadece veteriner hekim dernekleri
başvurabilir. Bu üyelik tam seçme
ve adaylık hakkı vermenin yanı sıra
üyeye WVA yönetim kurulunda söz
hakkı da kazandırır. İkinci üyelik ise
gözlemci üyeliktir. Bu üyeliği seçen
kişiler herhangi bir hayvan sağlığı ile
ilgili örgütün sesi olabilirler. Bu gruba
veteriner hizmetleriyle doğrudan
ilgili olmayan dernekler de dahildir.
Bu üyelerimizin oy kullanma ve aday
olma hakkı yoktur. Kurumumuza
katılmak isteyen ülke
OIE Müdür Yardımcısı
Dr. Brian Adams “Bu
etkinlikte, farklı
alanlardan sağlık
çalışanları bir araya
getiren tüm canlılara
teşekkür bir borç biliriz.”
Gıda Tarım ve
Hayvancılık
Bakanı
Kudbettin Arzu
Topluma gösterdiği başarılı
hizmetinden dolayı Dünya
Veteriner Hekimliği Ödülüne
Kosta Rika ülkesi laik göründü.
veya örgütler öncelikli olarak internet
sitemizde bulunan başvuru formunu
doldurmalıdır. Bu form tarafımızdan
değerlendirilir ve başvuru sahibinin
üyelik için uygun olup olmadığı
araştırılır. Örneğin, radikal hayvan
koruma gruplarına üyelik vermemeyi
tercih ediyoruz. Üyelik kabulünden
sonra, ikinci adım olarak başvurunun
belirttiği veteriner hekim sayısına göre
bir üyelik harcı belirlenir. Başvuru
formunun yanında bir motivasyon
mektubu da gönderilmelidir. Yani
başvuru sahibinin neden WVA’ya
katılmak istediğini ve derneğimizden
beklentilerinin ne olduğunu beyan
etmesi gerekmektedir.
Bu kadar ülke ve bu kadar
üye ile nasıl iletişim halinde
kalabiliyorsunuz?
Evet, işimi gerçekten çok
büyük ve aynı anda da çok ilginç
buluyorum; dillerin ve kültürlerin
beraber çalıştığı büyük bir aileyiz.
Bakan olarak öğrendiğim şey; insan
büyük projelerin hiç birisini tek
başına başaramaz. WVA bu yüzden
de organizasyonun çerçevesi altında
farklı alt bilimlere ayrılır ve her alt
bilimin farklı ilgi alanı vardır. Örneğin,
insan ve halk sağlığı grubumuz
şu an Rabies ile ilgili çalışmalar
yürütmektedir. Diğer gruplarımıza
örnek olarak hayvan ıslahı
grubumuzu ve veteriner hekim eğitim
grubumuzu verebilirim.
Çalışmalarımız sonucunda,
WVA olarak internet üzerinden
gerçekleştirilen hayat boyu eğitim
sistemi programını başlattık (www.
wva.learning.education). Bu site
veteriner hekimler tarafından kısa
bir kayıt sonucu herhangi bir ücret
vermeden ulaşılabilen, geniş bir
eğitim ağıdır. Kendini geliştirmek
PETİNFO 2015/00 00-00
Tuluyhan Uğurlu sahne
performansı ile konukları
kendisine hayran bıraktı.
bahsediyoruz, ama standardın da o
kadar çok çeşidi var ki, hangisini temel
olarak alalım? Bu ve buna benzeyen
soruları tek başımıza cevaplamamız
imkansızdır. WVA bu yüzden OIE ya
da EAEVE gibi farklı örgütlerle sürekli
iletişim halindedir.
isteyen bütün meslektaşlarıma
tavsiye ederim. Sitemiz sürekli
geliştirilme altındadır. Amacımız
dünyanın en büyük ve en iyi veteriner
eğitim sistemini oluşturmaktır.
WVA olarak, veteriner hekimlerin
gelişimi için planladığınız başka
çalışmalar var mı?
Az önce veteriner hekimlerin
değerlendirilmesinden bahsettik.
WVA ile başarılı bir işbirliğinde olan
OIE, veteriner hekimlerin eğitimi
için çeşitli yeni standart ve çalışma
programı hazırladı. Bu kuruluş ile
beraber uluslararası konferanslar
gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Planladığımız kongrenin hem yeni nesil
hem de eski nesil veteriner hekimlerin
eğitimi ve ulusal veteriner hizmetleri
için faydası olacağına inanıyoruz.
Mesleğimizin gerçekten bilincinde
olan veteriner hekimlerle birlikte,
uluslararası boyutta büyümemiz ve
ilişki kurmamız gerektiği konusunda
hemfikiriz; bunun için ise her ülkenin
kabul edebileceği uluslararası bir
yönergenin hazırlanması lazım ve bazı
temel terimlerin anlamını ortak bir
kararla kesinleştirmeliyiz. Örneğin;
“Veteriner hekimlik nedir? Gerçek
bir veteriner hekimi yetiştirebilecek
kapasitede olan bir eğitim kurumu
nasıl olmalı? Üniversiteler hangi yöne
doğru gelişmeli?” gibi sorular halen
cevap beklemektedir. Bir veteriner
fakültesinin temellerini belirtmeliyiz.
Standart bir eğitim sisteminden
PETİNFO 2015/10 68-69
Gelecek ile ilgili düşünceleriniz
nedir? Veteriner birlik ve kurumların
uluslararası eşitliği gelecekte söz
konusu olabilir mi?
Bunun için elimizden geleni
yapacağız. Bizimle aynı misyonu ve
vizyonu paylaşan bütün ulusal ve
uluslararası örgütü desteklemeye
devam edeceğiz. Örneğin EAEVE;
üyeleri dünya çapında tanınmış,
meslekleri için çaba harcayan
veteriner hekimlerden oluşan harika
bir kadrodur. Kaliteli kaynaklara
sahiptir ve etkili çalışmalar
yürütmektedir. Bunun yanında Çin
Veteriner Hekimleri Derneği çok
yeni bir organizasyondur, veteriner
hekimleri uluslararası uygulama ve
kalite ile daha yeni yeni tanışmaktadır
ve bu kesinlikle harika bir şeydir.
Gelişmekte olan ülkelere bakarsak,
çoğu kendisine yetecek olan maddi
kaynak sağlayamaz, kurumların
eksikliğini gideremezler. Savaşta olan
ülkelerin yükselebileceği seviye ise çok
düşüktür. Bu araları kapatmak çok zor,
ama birlikten güç doğar. Beraber
Rene Carlson, Veteriner Hekim
Enikö Kiraly Avcı ile gerçekleştirdiği
röportajda, kaliteli bir veteriner
hekim yetiştirmek için altyapıya
ihtiyaç olduğunu belirtti.
daha büyük hedeflere doğru ilerleyebiliriz,
birbirimize yardımcı olabiliriz.
Başarılı bir dünya
kongresi ardından
Mesleki açıdan Türkiye’yi nasıl
değerlendirebilirsiniz?
Türkiye hakkında fazla bilgiye
sahip olduğumu söyleyemem. Türk
veteriner birliklerinin üyeleri ile bu
kongre kapsamında yeni yeni tanışma
fırsatım oldu. Bildiğim kadarıyla
Türkiye’deki veteriner hekimlerin ve
özellikle de veteriner fakültelerinin
sayısı bunu duyan herkesi şaşırtacak
kadar yüksektir ve bu konu ulusal
boyutta sürekli gündemdedir.
Gerçekten, bu kadar üniversiteye
sahip olan çok az ülke vardır; örneğin
A.B.D.’de şu anda 28 veteriner
fakültesi faaliyet göstermektedir.
Kongrenin gerçekleşmesinde katkıda
bulunan başta Kongre Başkanı Prof.
Dr. İrfan Erol’a, Onursal Başkanlar
Dr. Mehmet Alkan ve Talat Gözet’e,
Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr.
Ersin İstanbulluoğlu’na, bilimsel kurul
üyelerine ve sponsor firmalara böylesi
güzel ve başarılı bir organizasyonda
gece gündüz demeyip verdikleri emekler
için teşekkür ediyor, Petinfo Dergi olarak
veteriner hekimlik mesleğinin ülkemizde
ve dünyada daha da ileriye taşınmasına
katkıda bulunmak için bu tür uluslararası
organizasyonların devamını bekliyoruz.
PETİNFO 2015/10 70-71
Ama bu okullar dünya standartlarının
üstünde yer alan eğitim sistemine
ve ekipmanlara sahiptir. Veteriner
hekimlerin yetiştirilmesi, dünyanın
en pahalı eğitimidir. Birinci sınıftan
son sınıfa kadar gördüğünüz bütün
dersleri düşünün, elinizden geçen
alet ve ekipmanları gözünüzün
önünden geçirin, ne demek istediğimi
anlayacaksınızdır. Gerçekten kaliteli
bir veteriner hekim yetiştimek için
altyapıya ihtiyaç vardır. Her şeyden
önce her ülke -ve buna Türkiye de
dahildir- dünyanın artık büyük bir
küresel topluluk haline geldiğini
anlamalıdır. Birbirimizden duvarlarla
ayırılmış olan farklı farklı ülkeler
değiliz artık. Ülkelerimizin sahip
olduğu ekonomi, hayvan sağlığı
tamamen diğer ülkelere bağlıdır.
Dünya çapında yayılan hastalıklar
var, çiftlik hayvanlarının ülkeler arası
transportu günlük bir olay, insan
hareketleri ile beraber pet hayvanları
da ülke değiştirmekte; bu faktörlerin
farkına varıp beraber hareket etmemiz
gerekir. Bu konuda OIE gerçekten
takdire değer başarılar elde etmiştir.
Onlar ulusal yönetimler ile beraber
çalışmaktadır. Fakat WVA ise özel bir
kurumdur ve ne yazık ki bu nedenle
bir ülkeyi değiştirebilecek kadar söz
sahibi değildir. Bizim faaliyetlerimiz özel
sektöre ve özel veteriner hekimlere
yöneliktir. Yönergeleri kabul eden ve
standartlarını yükseltmeye çalışan
kurumlara ise maddi ve manevi destek
sağlarız. OIE ise, bir ülkedeki veteriner
hekimlere teker teker ulaşamaz. Fakat
OIE ile beraber faaliyet yürüterek her
yere ulaşma ve dünyayı iyi yöne doğru
değiştirme şansımız daha yüksektir.
Gelişmiş ülkelerin belli bir
organizasyonu vardır; hep bizi dinlerler.
Senelerdir belli bir standarda göre
çalışmalarını yürütmektedir
Dr.Brian Evans, dergimiz ile
gerçekleştirdiği söyleşide güvenlik
gıda olmadan, halk sağlığını ve
siyasi dengeyi sağlamamızın
mümkün olmadığı vurguladı.
Tamamen eradike edemeyeceğimiz
için insanlara cevabım da basittir;
profilaksiye büyük önem verin!”
uyarısında bulundu. Türkiye’nin
gerçekten harika bir ülkedir olduğunu
vurgulayan Dr. Evans; ekosisteminin
ve biyolojik çeşitliliğinin hala dengede
olduğunu, elimizde mevcut olan bu
arazileri nasıl kullanabileceğimizi
araştırmamız gerektiğini belirtti.
ve uluslararası iletişim kurmakta
başarılıdır. Gelişmekte olan ülkeler
bu uygulamaları hala öğrenme
aşamasındadır. Bana göre Türkiye şu
an bu iki tarafın ortasındadır; kesinlikle
gelişmekte olan ülkelerin arasında
sıralanamaz, ama bir Amerika da
değildir. Türkiye harika kaynaklara
sahiptir. Bu kongrede tanıştığım kaliteli
ve ülkesinin geleceğini düşünen
meslektaşlara ihtiyacımız var.
Yetişmekte olan yeni nesil meslektaş
adaylarımız için de umutluyum.
IVSA’nın yeni Dünya Başkanı Anıl Türer
ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalar,
umarım bu yıl Türk öğrencilerin
uluslararası veteriner camiasında ses
getirmesine yardımcı olacaktır.
DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ
YERİMİZ NEREDEDİR?
Prof. Dr. MVD. Rene Carlson
ile yaptığımız keyifli sohbet
sonrasında, Dr. Carlson’un beraber
faaliyet yürüterek diledikleri amaca
ulaşma ve dünyayı daha iyi bir
yöne doğru değiştirme şanslarının
bulunduğunu düşündüğü OIE’nin
Genel Müdür Yardımcısı Dr. Brian
Evans ile bir röportaj gerçekleştirdik;
mevzuatlardan ve dünyayı tehdit
eden salgınlardan konuştuk. Avian
Inflenza üzerinde duran Dr. Evans,
“Avian Influenza devamlı rezervuar
bulunmasından dolayı hiç bir zaman
tamamen yok edilmez; göç eden
kuşlar sebebiyle sürekli olacaklaradır.
PETİNFO 2015/10 72-73
Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE)
hakkında bahseder misiniz?
OIE, dünya çapında hayvan
sağlığının iyileştirilmesinden
ve geliştirilmesinden sorumlu
hükümetler arası bir kuruluştur.
Örgüt olarak birincil görevi üç
aşamada incelenebilir:
İlk görevi, raporlama ve bilgi
paylaşımıdır. Bu bilgi paylaşımındaki
amaç, küresel düzeyde yapılan
raporlama çalışmaları ile raporlanan
hastalıklar konusunda şeffaflık
sağlamaktır. Müzakereler sonucu üye
olan 180 ülkenin, epidemik salgınlara
neden olabilecek hastalıkları
bildirmesi zorunlu hale gelmiştir ve
bu bildirimin hastalık tespitinden
sonra 24 saat içinde yapılması
gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu
veriler, tüm ülkelere gönderilmelidir;
böylece bir an önce gerekli adımları
atmak mümkün kılınmalıdır.
OIE’nin ikinci misyonu ise,
hayvanların ve hayvansal ürünler
için uluslararası standartların
oluşturulmasını tesis etmektir ve bu
misyon, 1995 yılında yürürlüğü giren
Dünya Ticaret Örgütü (WTO) SPS
Anlaşması aracılığı ile onaylanmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü standartları,
uluslararası sağlık kurallarınca
referans olarak kabul gören Dünya
Ticaret Örgütü tarafından
Dr. brian Evans; Türkiye, gerçekten harika bir ülkedir.
ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği hala dengededir.
Elinizde mevcut olan bu arazileri en uygun şekilde
nasıl kullanabileceğinizi araştırmanız gerekir.
tanınır. OIE’nin Uluslararası Bitki
Koruma Sözleşmesi ( IPPC) ve
Gıda Standartları Komisyonu
(Codex Alimentarius Commission)
ile arasında bir paralellik bulunur.
OIE’nin bu alanda standart koruyucu
faaliyetleri, hayvanların kesimi
öncesinde olası tehlikeleri ortadan
kaldırmak ya da tüketiciler için risk
oluşturabilecek et, süt, yumurta
gibi ürünlerin birincil proseslerine
olumlu anlamda katkıda bulunmaktır.
Bu örgütler, OIE’yI resmi bir
kurum olarak görüp faaliyetlerini
OIE ike uyumlu bir işbirliği içinde
yürütmektedir . Bu anlattıklarımız
OIE’nin birincil amaçlarıdır ve
veteriner hizmetleri için destekleri
bulunmaktadır. Veteriner hizmetleri,
OIE tarafından uluslararası ilgi
alanı olarak kabul etmektedir.
OIE, hizmetlerini uluslararası
çapta iyileştirmek amacıyla
uluslararası standartlar belirler; bu
hizmetler altyapı, kaynak, kapasite,
organizasyon ve uzmanların rolü
olarak incelenmektedir. Kısacası
OIE, üyeleri için sağlam bir altyapı,
yasal düzenlemeler ve iyi bir çalışma
sistemi için gerekli olan bütün
destekleri vermektedir.
OIE’ye üye 180 ülkeden bahsettiniz.
Bu büyük bir rakam ve üyeleriniz
değişik kültürlere mensup ve farklı
ekonomik geçmişlere sahip.
Global mevzuatları uygulamak
için tüm ülkeleri yönetmeyi
nasıl başarıyorsunuz?
Ülkelere sunduğumuz farklı
programlar var. Tarafımızdan
görevlendirilen 4 kişilik uzman
bir heyet, ülkelerin standartları
uygulama süresince yardımcı
olmaktadır. Bu komisyonlar; insan
tüketimi için üretilen hayvanlar,
karada yaşayan hayvanlar, ilaç ve
aşı üretim biyolojik standartları
komisyonudur. Dördüncü
komisyonumuz ise bilimsel
komisyondur. Bu komisyon diğer
komisyonları organize eder ve onlara
maddi destek sağlar. Bu bilimsel
komisyon, aynı anda başvuran
ülkelerin hastalıklarını ve salgınlarını
kayıt altında tutmakla yükümlüdür.
PETİNFO 2015/10 74-75
Bu dört komisyon üç ana guruba
ayrılmaktadır; yabani hayvanlar,
hayvan ıslahı ve gıda-yem hijyeni.
Komisyonlar üye ülkeler tarafından
seçilir ve 3 sene boyunca görev
alır. Seçilen üyeler mevcut
ülkenin tanınmış araştırmacıları
ve bilim adamlarıdır. Bu insanlar,
ülkelerini/bölgeleri temsil etmek
ve desteklemek üzere OIE Genel
Müdürlüğü tarafından gruplara ayrılır.
Buna ilaveten, ülkenin gelişmek
için çaba gösterdiği bir konu olursa;
–örnek olarak Avian Influenza ya
da Rabies-bu durum, mevcut heyet
tarafından OIE Genel Müdürlüğü’ne
iletilir ve uzman bilirkişiler
görevlendirilir. Bu bilirkişiler, dünya
çapında OIE tarafından standardize
edilmiş yaklaşık 300 laboratuvardan
özel olarak seçilmektedir.
Yanı uzmanlarımızın ülkelerin
araştırmacıları ile uygun ortamda
beraber çalışabilmesi için elimizden
geleni yaparız. Ülkeler arasındaki
İkiz Programı’mız da bunun iyi bir
örneğidir. Eğitim kurumlarının ikiz
programı ile, gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkeler arasındaki bilgi
alışverişini sağlamayı amaçlıyoruz.
Gelişmekte olan ülkelerin
OIE standartlara uymaları
için seviyelerinin yükselmesi
gerekmektedir ve eğitim buradaki
ey iyi araçtır. Günümüzde, gelişmiş
ülkelerin eğitim materyalleri, eğitmen
kadrosu ve eğitim yerleşkelerinin
sunduğu imkanlar standartlarımızın
üzerindedir. Coğrafi olarak, Kuzey
yarımkürenin lehinde bir dağılım söz
konudur. Ülkelerin gelişmelerine
yönelik eğitim sistemleri, daha
fazla ülkeye ve daha geniş kitlelere
ulaşılabilecek hale getirilmelidir;
böylece gelişen ülkeler de
kendi sınırları içerisinde hayvan
hastalıklarının kontrolünü ele
alabilir; bilimsel ve ekonomik olarak
gelişebilirler. İkiz programlar iki
eğitim tesisinin karşılıklı anlaşmaları
ile düzenlenir. Anlaşmada daha
iyi seviyede olan üniversite,
gelişmekte olan üniversiteyi
Kongre’de, TVHB üyeleri ve farklı illerden
odaların üyeleri bir araya gelme şansı yakaladı.
desteklenmekte; gelişmekte
olan üniversite ise diğer eğitim
kurulumun yardımı ile uluslararası
akreditasyon sisteme uyumlu
olarak gelişimini sürdürmektedir.
Akreditasyondan sonrası ise, bu
eğitim kurumuna süreç için teknik
destek verilmeli ve eğitim kadrosu
ile rehberlik hizmetleri sağlamalıdır.
Laboratuvarlar için düzenlediğimiz
ikiz programlara Hindistan güzel bir
örnektir. Hindistan’daki araştırmacılar
uluslararası referansa sahip diğer
laboratuvarlar tarafından teknik
destek ve eğitim almaktadır ve sürekli
denetim altındadırlar. Bu sürecin
sonucunda ülkedeki laboratuvarlar ve
çalışanlar uluslararası çapta akredite
olma şansını kazanabilecekler. İkiz
programlar aynı anda uluslararası
araştırmalara da imkan vermektedir.
Araştırmalardan, dünya çapında bütün
ülkeler yararlanabilecek; bu yolla daha
güçlü bir bilimsel ağ oluşturmaya
başaracağımıza inanıyoruz.
OIE’nin diğer hizmetleri arasında
“Veteriner Hizmet Performanslarının
Değerlendirilme Paketi“ mevcuttur
ve diğer hizmetlerimizle beraber
internet sitemizde ayrıntılı olarak
anlatılmaktadır. Bu paket yardımıyla
ülkelerin veteriner hizmetlerini
değerlendirip, hastalıkların
kontrolünde daha etkin olmalarını
sağlamayı amaçlıyoruz. Özel eğitim
almış denetim elemanlarımız, 47 kritik
noktada bulunan veteriner hizmetlerini
5 ana grup altında incelemektedir.
Denetçiler, çalışmalarını üst
düzey devlet kurumları ile beraber
yürütmektedir ve değerlendirmeler
sonrası hazırladıkları raporları
başbakana, çeşitli bakanlıklara ve
kabinelere iletip onlara ayrıntılı rapor
vermektedir. Yayınlanmış raporlar
uluslararası şirketler, dünya bankaları
ve çeşitli bağış kurumları tarafından
değerlendirildikten sonra, bu kurumlar
ülke ile çeşitli anlaşmalar yapabilir
ve veteriner hekimliğin gelişimine
katkıda bulunabilirler. Değerlendirme
raporunu takiben PVS Gap Analiz
olarak adlandırdığımız bir süreç
başlamaktadır. Bu 5 yıl süren süreç
içerisinde ülkede mevcut olan
veteriner hizmet standartları, OIE
tarafından kabul edilen uluslararası
veteriner hizmet standartlarına
ulaştırılmaya çalışılır. PVS Gap
Toplam 1100 ziyaretçi (%55 yabancı) kongrenin 140
sözlü sunumuna katılma ve 353 poster inceleme fırsatı
buldu. Bunların yanı sıra kongrede 2 zirve, 8 keynote
konuşmacı ve 1 uydu sempozyumu da gerçekleşti.
PETİNFO 2015/10 76-77
Analiz raporu bir yıllık bütçe raporu
ve bir olağanüstü bütçe raporu
içermektedir; sonuç olarak veteriner
hizmetlerini değerlendirirken beş
yıllık bir bütçe raporu çıkartılır.
Sürecin sonunda ülkeyi ziyaret
eden uzman heyet, yine ülkenin
durumunu değerlendirmeye başlar
ve döngü yeniden başlar. Böylece
ülkeler gelişme süreçlerini rahatlıkla
yakından takip edebilir.
Türkiye bu sistemi benimseyebilir
mi? Ülkemiz OIE tarafından sunulan
gereklilikleri karşılayabilir mi?
Açıkçası, Türkiye yüksek sayıda
eğitim kurumuna sahip olan bir
ülkedir; aslında Avrupa topluluğunun
bir üyesi olarak da değerlendirir ve
veteriner hekimlerinin Avrupa Birliği
içinde hareket etmesine imkan
sağlamak isterse, elbette gereken
lisanslar için çeşitli mevzuatlara
uymak zorunda kalacaktır.
Bizim açımızdan ise Türkiye,
kurumumuzun son derece değerli
bir üyesidir. Türkiye’nin davranışı
Standart bir eğitim sisteminden bahsediyoruz,
ama standartların o kadar çok çeşidi var ki, hangisini
temel olarak alalım? Bu ve buna benzeyen soruları
tek başımıza cevaplamamız imkansızdır.
etrafındaki ülkeleri de etkilemektedir;
bu şekilde bizim çalışmalarımız
ve etkimiz, dolaylı olarak da olsa
çevre ülkelere erişmektedir. Türkiye
hastalıkları büyük sorumluluk
ile kayıt altında tutmaktadır. Bu
sorumluluk duygusu, bölgesel
ticaret ve ekonomi açısından da
çok önemlidir ve komşu ülkelerin
ekonomisine de etkisi vardır.
Türkiye, az önce açıkladığım
PVS programımızın bir üyesidir. Yanı
bu programların yardımıyla Türkiye,
dünya ekonomisindeki ve hayvan
sağlığındaki konumunu daha net bir
pozisyona getirilebilecektir. OIE’nin
uzun süredir üyesi olan bu ülkeye
çalışmaları ve çabaları için her zaman
saygı ile bakılır.
Ülkeler arası bu uzun süreli iyi
ilişkinin sonucu ne olacak?
Her iki taraf için de faydalı
sonuçların çıkacağından eminim.
Türkiye’deki veteriner hizmetlerinin
iyileştirilmesi halen devam
etmektedir ve bu gelişimin birçok
alanda etkisi vardır. OIE olarak
yapacağımız şey, Türkiye ile yapılan
ticari anlaşmalara destek vermek ve
güvenilir uluslararası alışverişlerin
gerçekleşmesi için referans olmaktır.
Günümüzde uluslararası boyutta
artan hayvan hastalıkları ve zoonoz
salgınlar ciddiye alınmalıdır; örneğin
Suudi Arabistan’da solunum ile
bulaşan Orta Doğu Solunum
Sendromu (MERS) birkaç sene
içerisinde hızla yayıldı ve şuan
Türkiye’nin davranışı etrafındaki ülkeleri de
etkilemektedir; Türkiye hastalıkları büyük sorumluluk
ile kayıt altında tutmaktadır. Bu sorumluluk duygusu,
bölgesel ticaret ve ekonomi açısından da çok önemlidir.
insanların göcü ile Kore’ye kadar
yayılmıştır. Ebola da buna çok iyi bir
örnektir. Aslında baktığımız zaman,
ticaret, turizm ve küreselleşme
sonucunda, dünya gerçekten çok
kompleks bir hal almıştır. Bu güçlü
ağın sonucunda ise hastalıklar da
hızla yayılmaktadır. Antimikrobial
direnç gibi handikaplara baktığımız
zaman beşeri hekimlerin ve veteriner
hekimlerinin beraber çalışmasının ne
kadar büyük önem taşıdığını görebiliriz.
Dünya çapında hala çalışabilen
antibiyotiklerin, sağlıklı hayvanların
ve güvenilir gıdanın yanı sıra hayvan
ıslahının da var olduğundan emin
olmalıyız.Anlatmak istediğim,
Türkiye gerçekten harika bir ülkedir;
ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği hala
dengededir. İşimizin diğer önemli
tarafı, elimizde mevcut olan bu
arazileri nasıl kullanabileceğimizin
araştırılmasıdır. Bir bölgedeki ağaçları
kestiğiniz zaman o bölgede yaşayan
yabani hayvanların yaşam alanını da
yok etmiş olursunuz. Bu durum yabani
hayvanların ve evcil hayvanların
yaşam alanını karıştıracaktır ve
yaşam alanları ile beraber hastalıklar
da yayılım gösterecektir. Rusya ve
Doğu Avrupa’da hızla yayılan Afrika
Domuz Ateşi de aynı sebeplerden
dolayı meydana geldi; ormanlık
alanlar harap edildikten sonra yabanı
domuzların yaşam alanı kısıtlandı
ve göç yollarını değiştirmek zorunda
kaldılar. Göç yollarının değişimi
ile birlikte, önemli hastalıkların da
PETİNFO 2015/10 78-79
bildiğimiz çıkış noktaları değişmiş
oldu ve ülkelerin çoğu bu duruma
hazırlıksız yakalandıklarından dolay
yeterli tedbiri alamadılar. Aslında bu
yaşanan durumda da, uluslararası
bir bilgi ağının oluşturulmasının
önemini görmüş olduk. Bu şekilde
dünyada olan bitenler hakkında
hemen haberdar olabiliriz ve gereken
önlemleri alabileceğiz. Uluslararası
boyutta söz hakkına sahip olarak
ise olası sonuçları tartışma şansı
yakalamış oluyoruz.
Türkiye ve dünyadaki diğer
bütün ülkeler böyle bir sistemden
faydalanabilir, hekimlerin iyi eğitim
gördüğünden ve uluslararası boyutta
söz hakkına sahip olduklarından emin
olabilir; aynı zamanda güçleriyle hem
hayvan-gıda sağlığını, hem hayvan
refahını, hem de insanları koruyabilirler.
Böyle bir durum, sadece Türkiye’nin
faydalarına bakılarak yorumlanmamalı;
çünkü küresel anlamda güvenli gıda
son derece önemlidir. Güvenli gıda
olmadan insanlığın sağlığı ve siyasi
dengesi de yok olur. 
Başarı ile gerçekleştirilen bir dünya kongresinin ardından düzenlenen
görkemli gala gecesinde, emeği geçen isimlere plaketleri takdim edildi.

Benzer belgeler

Untitled - Petinfo Dergi

Untitled - Petinfo Dergi giderek artmaktadır. Türkiye’de hızla gelişmekte olan pet mama pazarını yükselten Lider firması, Doç. Dr. Özcan Cengiz’in katkıları ile dünya pet sektörünün gidişatını değerlendirdi.

Detaylı

Nisan-2015 - Petinfo Dergi

Nisan-2015 - Petinfo Dergi kedi ve köpeklerin beslenmesine olan ilgi gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de giderek artmaktadır. Türkiye’de hızla gelişmekte olan pet mama pazarını yükselten Lider firması, Doç. Dr. Özcan Cengiz’i...

Detaylı

engelli - Petinfo Dergi

engelli - Petinfo Dergi Mesleğimizi barış ve beraberlik içinde sürdürmemiz dileğiyle Saygılarımla Veteriner Hekim Gizem Kutun

Detaylı

Temmuz-2014 - Petinfo Dergi

Temmuz-2014 - Petinfo Dergi GRAFİK TASARIM EMEL VURAL [email protected] DANIŞMA KURULU PROF. DR. AHMET ERGÜN PROF. DR. NİLÜFER AYTUĞ PROF. DR. TAMER DODURKA Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin Dr. Banu Dokuzeylül VET. HEKİM...

Detaylı

Haziran-2014 - Petinfo Dergi

Haziran-2014 - Petinfo Dergi Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin Dr. Banu Dokuzeylül VET. HEKİM RAHŞAN EROL

Detaylı