ABD-NATO saldırganlığı ve Rusya`nın çevrelenmesi!

Transkript

ABD-NATO saldırganlığı ve Rusya`nın çevrelenmesi!
ABD-NATO saldırganlığı ve Rusya’nın çevrelenmesi!
Millî Merkez Genel Sekreteri
Haluk DURAL - 23 Temmuz 2016
[email protected]
Geçtiğimiz 8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde Varşova’da yapılan NATO zirvesinde alınan kararların
esası, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı üzerine doğan Rusya-Ukrayna gerilimini bahanesi ile NATO’nun Rusya
sınırlarına yakın ülkelere çokuluslu muharip askerler yerleştirmesi, büyük ölçekli askeri manevralar
yapılması, özellikle Karadeniz’de neredeyse sürekli NATO deniz gücü bulundurulması ve Suriye ve
Irak’ta IŞİD ile yapılmakta olan çatışmalar nedeniyle Türkiye hava sahasında daimi olarak NATO
erken uyarı AWACS uçaklarının uçurulması şeklinde özetlenebilir.
Varşova zirvesinden yaklaşık 20 gün önce, 16-18 Haziran tarihleri arasında toplanan St. Petersburg
Uluslararası Ekonomi Forumu (Saint Petersburg International Economic Forum-SPIEF) konuşan
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, önemli bir tespitte bulunarak, ABD ve Rusya
arasındaki askeri cepheleşmenin dünyayı farklı bir noktaya sürüklediğini söylemiştir. Putin, ABD’nin
Avrupa’da askeri varlığını arttırmasına, Rusya’nın karşılık vermek zorunda kalacağını ifade ederek,
“ABD, Doğu Avrupa’ya 500 kilometre kadar uzaklıktaki bir hedefi etkileyebilen füze savunma
sistemlerini yerleştiriyor. Fakat teknoloji gelişiyor, bir yıla kadar ABD’nin ne zaman 1000 kilometre,
hatta daha uzun menzilli yeni bir füze alacağını biliyoruz. O andan itibaren de bizim nükleer
gücümüzü tehdit etmeye başlayacaklar”, “Washington’un balistik füze savunma sistemlerini
Avrupa’nın doğusuna konuşlandırmaya başlamasının nedeninin İran'ın nükleer tehlikesine yönelik
olduğu iddiasının bir kandırmaca olduğunu” belirten Putin, “Tahran tarafından artık saldırgan bir
nükleer güç yok. O nedenle “ABD’nin Stratejik balistik füze savunması, saldırgan stratejik gücün bir
parçasıdır.” Diyerek, ABD’nin asıl amacının Rusya’yı çevrelemek olduğunu, Varşova’daki NATO
zirvesi öncesinde net olarak açıklamıştır[1].
Bilindiği gibi 9 Kasım 1989’da Berlin Duvarının yıkılması ve iki Almanya’nın 3 Ekim 1990’da
birleşmesi ile başlayan süreç, Batılı emperyalistlerin önünü açtı. Polonya, Çekoslovakya ve
Macaristan önceleri yapılan siyasal ve ekonomik reformlarla zaten kapitalizm yoluna itilmişti. İki
Alman devletinin 3 Ekim 1990’da birleşmesinden sonra Almanya, Bulgaristan ve sert çatışmalardan
sonra Romanya da aynı yola itildi.
28 Haziran 1991’de Comecon’un dağılması, 1 Temmuz 1991’de Varşova Paktı’nın yıkılması takip
etti. Ve bu hızlı gelişen süreç 26 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla, ABD’nin tek
kutuplu yeni bir dünya düzeni kurmak için saldırganlığını arttırmasına yolaçtı.
Devlet Başkanı Tito’nun 4 Mayıs 1980’de ölmesinden sonra istikrarsızlaşmaya başlayan
Yugoslavya’da yaşanan ekonomik kriz IMF’nin dayattığı çok olumsuz kredi şartları yüzünden zirve
yapınca, 1990-1995 arasında yaşanan iç savaş, 1991 yılında Slovenya, Hırvatistan, Makedonya ve
Bosna-Hersek’in bağımsızlık ilanları ile birlikte Yugoslavya parçalandı.
1989’da Çekoslovakya devlet başkanı olan sosyalist Vaclav Havel, 1976 yılında yürürlüğe giren
Birleşmiş Milletler Siyasi Ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 1. Maddesinde belirtilen
“halkların kendi kaderinin tayin hakkı”nı kullanarak, BM gözetimi altında ABD Dışişleri Bakanlığı
uzmanlarının yardımıyla yapılan plebisit sonunda gönüllü olarak Çekoslovakya’yı, Çekya ve Slovakya
olarak ikiye parçaladı.
[1] : http://odatv.com/dunya-farkli-bir-noktaya-suruklenecek-1906161200.html
Sayfa 1 / 7
ABD’nin bastırmasıyla NATO, eski Sovyetler Birliği müttefiki olan doğu Avrupa ülkelerini hızla
ittifaka katmaya başladı. Bu çerçevede; 12 Mart 1999’da Çekya, Macaristan ve Polonya, daha sonra
29 Mart 2004’de Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya ve son
olarak 1 Nisan 2009’da Arnavutluk ve Hırvatistan NATO’ya üye yapıldı.
Böylece Doğu Avrupa’ya yayılan NATO’yu kullanarak ABD bu ülkelerde askeri üsler kiralamaya
başlayarak, Rusya’yı batıdan kuşattı.
ABD bu kuşatma ile Avrupa ile Rusya arasına askeri bir duvar çekerken aynı zamanda özellikle
başta Almanya olmak üzere, Rusya’dan Avrupa’ya doğal gaz ve petrol sevkiyatı yapan boru sistemi
üzerinde tam bir kontrol kurma imkânı yakaladı.
Rusya ABD’nin tek askerî rakibidir
Nükleer silah stokları dikkate alındığında günümüzde Rusya, ABD’ye denk silah miktarına sahip tek
ülkedir. Her iki ülkenin başkanları Barack Obama ve Dmitri Medvedev 6 Temmuz 2009 tarihinde
Moskova’da imzaladıkları Stratejik Silahların Azaltılması (Strategic Arms Reduction Treaty-START)
antlaşması ile her iki taraftaki aktif savaş başlıklarının sayısını 1.500-1.675 ve taşıyıcı sistemlerin
(balistik füze ve stratejik bombardıman uçakları) sayılarını 500-1.100 ile sınırlamışlardır.
Böylece 1 Haziran 1968 tarihinde imzalanmış olan Nükleer Silahların Yaygınlaşmasının Önlenmesi
Antlaşması (Treaty on the Non-Proliferation of Nuclear Weapons-NPT) çerçevesinde her iki
ülkenin nükleer silah stokları ve taşıyıcı sistemleri karşılıklı olarak yok edilmiş ve bugünkü
seviyelerine indirilmiştir[2]:
-
ABD
Rusya
: Aktif: 1.750
: Aktif: 1.790
Toplam: 6.970
Toplam: 7.300
Sahip olduğu nükleer silahlar ve balistik füzeler, Stratejik bombardıman uçakları ve nükleer başlıklı
füze taşıyan denizaltıları ile Rusya, bir nükleer savaşta ABD’yi yok etme kapasitesine sahip tek
ülkedir.
NATO Avrupa Füze Kalkanı
[2] : https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_states_with_nuclear_weapons
Sayfa 2 / 7
Amerika, kendi anavatanını özellikle Rusya ve Çin’den gelebilecek nükleer başlıklı kıtalararası
balistik füze tehdidine karşı korumak için erken uyarı uyduları, karasal radar ağı ve bunları
desteklemek için kara ve denizde konuşlu füzesavar sisteminden oluşan bir balistik füze savunması
(Balistic Missile Defense-BMD) kurmuştur.
NATO’nun 19-20 Kasım 2010 tarihlerinde Lizbon’da yapılan Devlet ve Hükümet Başkanları
zirvesinde kabul edilen Yeni Stratejik Konsept çalışmasında “NATO, ittifakın ana görevi olarak
bölgesel füze savunmasını kabul etmelidir. Bu bağlamda, NATO, bölgesel bir füze savunma sistemi
komuta ve kontrol merkezini kurmak için kendi Aktif Kademeli Savaş Meydanı Balistik Füze
Savunma Sistemini (Active Layered Theatre Ballistic Missile Defence System) genişletmeyi kabul
etmelidir.” şeklinde bir karara varılmıştır.
ABD askeri yetkilileri ve diplomatları çeşitli zamanlarda düzenlenen NATO seminerlerinde diğer üye
ülkelerin yetkililerine yaptıkları sunumlarda, İran’dan ABD ve Avrupa’ya atılacak balistik füzelerle
(muhtemelen nükleer başlıklı) saldırılar yapılacağını iddia ederek, İran tehdidine karşı Avrupa’ya
NATO kapsamında bir “Füze Kalkanı” kurulması gerektiği konusunda üye ülkeleri ikna etmişlerdir.
Gerçekte ABD’nin Avrupa’ya füze kalkanı kurmasının esas hedefi; Rusya’nın kuşatılması olup,
ABD’nin hedefi Polonya ve Romanya’da karada konuşlu füzesavarlar, Çek Cumhuriyeti’nde bir erken
uyarı radarı (European Midcourse Radar-EMR, bu proje Obama yönetimi tarafından iptal edilmiştir),
Türkiye’ye bir seyyar cephe radarı (forward-based x-band radar-FXB) ve Baltık Denizi, Akdeniz ve
mümkün olursa Karadeniz’e Aegis füzesavar deniz gücü yerleştirilmesi öngörülmektedir.
Bu çerçevede Obama yönetimi, bu planı daha ayrıntılı hale getirerek, Avrupa Kademeli Uyum
Yaklaşımı (European Phased Adaptive Approach-EPAA) programını, NATO’nun 19-20 Kasım 2010
tarihli Lizbon zirvesinde yaptığı toplantıda NATO’nun Yeni Stratejik Konsept’ini kabul ettirerek, AB
ve NATO ülkelerine dikte etti[3].
Obama yönetimi, selefi Bush’un Çek Cumhuriyetine büyük bir radar ve Polonya’ya yerde konuşlu
güçlü füzesavarlar yerleştirilmesini öngören Avrupa Füze Savunma Girişimini terketmiştir. Yönetim
17 Eylül 2009’da, on misli daha küçük SM-3 füzesavarları kullanacak daha esnek Avrupa Kademeli
Uyum Yaklaşım’ı (European Phased Adaptive Approach-EPAA) önerdi[4].
Bu yeni yaklaşıma göre; bugünkü füzesavarlar (SM-3’ler) birkaç bin kilometrelik menzil içinde
füzeleri yakalayabilecek şekilde tasarlanmıştır. Önümüzdeki onyılda ABD ve NATO, İran’dan
(gerçekte Rusya’dan) atılacak balistik füzelere karşı Avrupa’yı (Avrupayı değil, ABD’yi) korumak için
çevresine daha uzun menzilli yeni nesil deniz ve karada konuşlu SM-3 füzesavar füzeleri
yerleştirmek üzere çalışmaktadırlar. Kademeli uyum yaklaşımı-EPAA dört aşamalıdır:


Aşama Bir (2011 sonuna kadar)
Mevcut denenmiş füzesavar sistemlerine dahil denizdeki Aegis Silah sistemleri, SM-3 (Blok
IA) füzesavarları ve AN/TPY-2 gibi bir radarın personel ve aileleriyle birlikte Avrupa için
balistik füze tehdidi olan bölgelere yerleştirilmesi.
Aşama İki (2015 sonuna kadar)
Olumlu sonuç alınan denemelerden sonra, SM-3 füzesavarların daha gelişmiş deniz ve
karada konuşlu modellerini (Blok IB) ve daha gelişmiş radarları, kısa ve orta menzilli balistik
füze tehditine maruz bölgelere genişletmek.
[3] : NATO 2020: Assured Security; Dynamic Engagement Analysis and Recommendations of the Group of Experts on a
New Strategic Concept for NATO
[4] : Fact Sheet on U.S. Missile Defense Policy, A "Phased, Adaptive Approach" for Missile Defense in Europe, THE
WHITE HOUSE, http://www.whitehouse.gov/the_press_office/FACT-SHEET-US-Missile-Defense-Policy-A-PhasedAdaptive-Approach-for-Missile-Defense-in-Europe/
Sayfa 3 / 7


Aşama Üç (2018 sonuna kadar)
Halen geliştirme aşamasında olan SM-3 füzesavarlarının daha ileri modellerini (Blok IIA)
geliştirme ve denemeleri tamamlandıktan sonra kısa, orta ve ara-menzil füze tehdidine karşı
yerleştirmek.
Aşama Dört (2020 sonuna kadar)
Orta ve ara-menzil füzeler ve ABD’ye yönelik potansiyel Kıtalararası Balistik Füze tehdidine
karşı, geliştirme ve denemeler tamamlandıktan sonra SM-3 (Blok IIB) füzesavarlarını
yerleştirmek.
Obama’nın yayınladığı talimatta Avrupa füze savunması için önerilen kademeli uyum yaklaşımının
amaçları şöyle belirlenmiştir:





Uzun menzilli balistik füze tehdidine karşı Amerikan anavatanının savunmasını
sürdürmek.
İran’ın yakın vadedeki füze tehdidine karşı yerleştirilmiş ABD kuvvetlerinin, onlara
eşlik eden ailelerinin korunmasını hızlandırmak.
Tüm NATO müttefiklerinin halklarını ve memleketlerini korumayı sağlamak ve arttırmak.
Mevcut tehditleri karşılamak için sınanmış yetenek ve teknolojileri sağlamak.
Bu mimariyi yükseltmek ve ayarlamak için esneklik sağlamak.
ABD Savunma Bakanlığı Füze Savunma Dairesi Müdürü Hv. Korgeneral Trey Obering, Ulusal
Savunma Sanayi Birliği toplantısında yaptığı 5 Mart 2007 tarihli sunumda[5] Füze Savunma
Programı hakkında çeşitli bilgiler vererek, projenin kapsamındaki üç bileşeni şöyle belirlemiştir;
-
Doğu Avrupa’ya 10 kadar silo-yerleşik uzun menzilli füzesavar konuşlandırmak (2011-2013),
-
Halen Pasifikteki deneme alanında kullanılmakta olan dar-huzmeli orta-yörünge izleme radarını
merkezi Avrupa’ya taşımak (2011),
-
İran tehdidine odaklanmış bir tanımlama radarını tespit, tanımlama ve izleme verileri derleyecek
şekilde cepheye yerleştirmek.
Benzer bir bilgilendirme ABD Savunma Bakanlığı Füze Savunma Dairesi Sistem Mühendisliği ve
Entegrasyon Müdürü Dennis Mays tarafından 2007 Mayıs ayında yapılan sunumda da dile
getirilmiştir.
Bu sunumlarda kullanılan haritalarda dikkat edilirse,
sözümona İran’dan gelecek balistik füzelere karşı
Avrupa Füze Kalkanı tarafından korunacak bölgeleri
gösteren açık mavi taralı alanların içinde Türkiye’nin
olmadığı net olarak görülebilir. Çeşitli seviyelerde
buna benzer bilgilendirmeler alan AKP Hükümet
yetkilileri ve üst düzey askerler kurulacak olan
Avrupa Füze Kalkanının Türkiye’yi dışladığını,
halkımızdan saklamaktadırlar. Çünkü Avrupa Füze
Kalkanının esas hedefi İran’dan Avrupa’ya atılacak
füzeler değil, Rusya’dan ABD’ye atılacak balistik
füzeleri engellemektir.
Avrupa Kademeli Uyum Yaklaşımı-EPAA’nın bugün eriştiği son durum şöyle özetlenebilir:
[5]:http://www.ndia.org/Divisions/Divisions/MissileDefense/Documents/Content/ContentGroups/Divisions1/Missile_Defe
nse/Obering%20presentation%203-5-07.pdf
Sayfa 4 / 7
Faz
1-
Zaman
2011’de
yerleştirildi
Sistem
Aegis Balistik
Füze Savunma
Yetenekli
Kruvazör ve
Destroyerler
Füzesavar
SM-3 Blok IA
model füzeler
2015
Yer
Akdeniz ve
İspanya’nın
Atlantik
kıyısındaki
Rota Deniz
Üssü
Romanya
2-
Karada
konuşlu Aegis
3-
2018
Polonya
Karada
konuşlu Aegis
SM-3 Blok IB
24 Adet,
Hız: 3 km/sn
Fiyat: 12-15
milyon $/adet
SM-3 Blok IIA
24 Adet
Hız: 4,5 km/sn
4-
İptal
Radarlar
AN/TPY-2 Kürecik-Malatya’ya yerleştirildi.
Komuta, Kontrol, Savaş Yönetim ve İletişim
(Command, Control, Battle Management, and
Communications-C2BMC) Almanya’daki
Ramstein Hava Üssündeki hava harekât
merkezine bağlı[6]
AN/SPY-1D radarı Aegis savaş sistemine
bağlanacak.[7]
AN/SPY-1D radarı
ABD Hassas İzleme Uzay Sistemi (Precision
Tracking Space System-PTSS) ve Kızılötesi
Algılayıcı Uçaklar (Airborne Infrared-ABIR) gibi
yeni platformları devreye sokacaktır. [7]
SM-3 Blok IIB
Gelişmeler:
Aralık 2015 – SM-3 (Standard Missile-3) füzesavar füzelerinin bir karada konuşlu Aegis üssünden
yapılan ilk denemesi tamamlandı.
Ekim 2014 – Romanya-Deveselu Füze Savunma Üssü işletmeye açıldı [8]
Temmuz 2014 – USS Ross füze kruvazörü İspanya Rota deniz üssünde konuşlandı [9]
Mayıs 2014 – Karada konuşlu Aegis sistemi ABD/Havai-Kauai’de başarıyla denendi [10]
Şubat 2014 – USS Donald Cook kruvazörü İspanya’daki Rota deniz üssünde konuşlandı [11]
Ekim 2013 – Romanya Deveselu üssünde kara-konuşlu Aegis sisteminin temel atma töreni [12]
Nisan 2012 – NATO Almanya-Ramstein hava üssünde Müttefik Hava Komutası Geçici Yetenekler
için kurulan komuta ve kontrol mimarisini başarıyla denedi [13]
Ekim 2011 – ABD ve İspanya ABD Aegis Füze kruvazör ve destroyerlerinin İspanya’nın Rota deniz
üssünde konuşlanması hakkındaki antlaşmanın imzalandığını açıkladılar [14]
Eylül 2011 – Polonya ve ABD arasında imzalanan ABD karada konuşlu Aegis sisteminin Polonya
Redzikowo üssüne yerleştirilmesi antlaşması yürürlüğe girdi [15]
Eylül 2011 – Romanya ve ABD, karada konuşlu Aegis sisteminin Romanya Deveselu üssüne
yerleştirilmesi antlaşmasını imzaladılar [15]
[6] : The Phased Adaptive Approach: Phases and Components – Part 2 (August 16, 2013), Accessed August 18, 2014
http://www.defensemedianetwork.com/stories/phased-adaptive-approach-ii/
[7] : The European Phased Adaptive Approach at a Glance (May 2013), Accessed August 18, 2014
https://www.armscontrol.org/factsheets/Phasedadaptiveapproach
[8] : Navy to commission missile defense base in Romania
http://www.stripes.com/news/navy-to-commission-missile-defense-base-in-romania-1.307364
[9] : USS Ross Arrives in Rota (July 16, 2014), Accessed August 18, 2014
http://www.navy.mil/submit/display.asp?story_id=81681
[10] : MDAA Alert: Europe Here We Come (May 21, 2014), Accessed August 18, 2014
http://www.missiledefenseadvocacy.org/news.aspx?news_id=5215
[11] : USS Ross Arrives in Rota (February 11, 2014), Accessed August 18, 2014
http://www.navy.mil/submit/display.asp?story_id=79072
[12] : US, Romania begin work on Aegis Ashore missile defense complex (October 31, 2013), Accessed August 18, 2014
http://www.army.mil/article/114203/US__Romania_begin_work_on_Aegis_Ashore_missile_defense_complex/
[13] : Ballistic missile defence (July 18, 2014), Accessed August 18, 2014
http://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_49635.htm
[14] : Spain to host U.S. missile defense ships (October 5, 2011), Accessed August 18, 2014
http://www.reuters.com/article/2011/10/05/us-nato-missile-defence-idUSTRE7945B620111005
[15] : Ballistic missile defence (July 18, 2014), Accessed August 18, 2014
http://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_49635.htm
Sayfa 5 / 7
Eylül 2011 – Türkiye ABD’ye ait füze savunma radarının Malatya-Kürecik’e yerleştirilmesini kabul
ettiğini açıkladı [15]
ABD ikinci darbe üstünlüğünü sağlamak istiyor
Nükleer dehşet dengesinin kurulduğu bir ortamda, ABD ve Rusya arasında çıkabilecek bir nükleer
savaşın kazananı olmayacaktır. Bu nedenle ABD ikinci darbe üstünlüğü elde edebilmek için,
muhtemel bir savaşta Rusya’dan ABD’ye atılacak nükleer balistik füzelerin hiç olmazsa bir kısmını,
ABD’ye ulaşmadan ve hatta Rusya hava sahasından çıkmadan tahrip etmek için ilk savunma
kademesini Rusya’nın sınırlarına yakın yerleştirmek üzere Avrupa’ya bir Füze Kalkanı kurulması
projesi geliştirip, bunu NATO kapsamında uygulamaya başlamıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere NATO Avrupa Füze Kalkanı projesi çerçevesinde Romanya ve
Polonya’daki üslere yerleştirilen füze ve radarların ana özellikleri;
Füzeler RIM-161 (SM-3)
Adet
2-3. kademe motor çapı
Hız
Uçuş Tavanı
Etkili Menzil
Romanya
SM-3 Blok IB
24
13,5 inç = 34,29 cm
3 km/sn (Mach 10,2)
500 km
700 km
Polonya
SM-3 Blok IIA
24
21 inç = 53,34 cm
4,5 km/sn (Mach 15,25)
1.500 km
2.500 km
Radar
Menzil
AN/SPY-1D
325 km
AN/SPY-1D
325 km
Geliştirilen
SM-3 Blok IIB
27 inç = 68,58 cm
+ 6 km/sn
???
???
https://mostlymissiledefense.files.wordpress.com/2013/05/aegissm-3evolution.png
SM-3 füzelerinin 2. ve 3. kademe katı yakıt motorlarının çapı büyütülerek, füzelerin hız ve menzilleri
arttırılmaktadır. Rusya Devlet Başkanı V. Putin’in 16-18 Haziran tarihleri arasında toplanan St.
Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda (Saint Petersburg International Economic ForumSPIEF) yaptığı konuşmada işaret ettiği husus, önümüzdeki yıllarda Romanya ve Polonya’daki üslere
yerleştirilecek yüksek hız ve menzile sahip füzelerin Rusya’nın nükleer gücünü tehdit edecek hale
Sayfa 6 / 7
gelecektir. Rusya’nın sahip olduğu bazı nükleer başlıklı kıtalararası balistik füzeleri ile ABD’nin
Romanya ve Polonya’ya yerleştirdiği füzesavar füzeleri ileriki yıllarda daha hızlı füzesavarlarla
değiştirmesi durumunda bu yeni durumda Başkan Putin’in işaret ettiği tehdit gerçekleşmiş
olacaktır.
Rus Balistik Füzeleri
Hız
Menzil
Uçuş Tavanı
SS-18 : P-36 (2 kademeli)
7,9 km/san
16.000 km
+600 km
SS-25 : RT-2PM Topol (3 kademeli)
7,0 km/san
10.500 km
+600 km
SS-27 : RT-2UTTKh-Topol M (3 kademeli)
7,3 km/san
11.000 km
+600 km
2,7 km/san
500 km
160 km
Amerikan Füzesavar Füzesi
RIM 161, SM-3 Blok IA (3 kademeli)
RIM 161, SM-3 Blok IIB (3 kademeli)
+6 km/sn
>2.500 km
>1.500 km
[16], [17], [18], [19]
Çünkü sabit silolardan veya hareketli rampalardan ABD’ye doğru ateşlenecek olan bir Rus balistik
füzesi hızının en düşük olduğu kalkıştaki ilk kademesi çalışırken (boost phase) Polonya veya
Romanya’daki ABD üslerinden atılacak yüksek hızlı füzesavar füzeleri ile henüz Rusya üzerindeyken
vurulacaktır. Bu konuda daha ayrıntılı bilgiler için yazarın ABD-NATO Avrupa Füze Kalkanı ve İhanet
Hançeri Kürecik Radarı isimli makalesine bakınız[20].
Varşova NATO zirvesinde ısrarla ele alınan bir diğer konu ise Karadeniz’de sürekli NATO (ABD)
deniz gücü bulundurulması talebidir. Bu konuda ilk ipuçları Şubat 2009 tarihli ABD Kongre Bütçe
Ofisi Raporunda Karadeniz’in kuzeyine daimi olarak füze
kruvazörü konuşlandırmak şeklinde yeralmıştır.
1936 tarihli Montrö Boğazlar Antlaşmasına göre, kıyıdaş olmayan
devletlerin Karadeniz’de daimî savaş gemisi bulundurması
mümkün değildir. Bu nedenle ABD eski Dışişleri Bakanı
Condoleezza Rice Romanya’dan Montrö Anlaşmasının feshi
talebinde bulunmuş, ancak Türkiye ve Rusya’nın ortak baskısı
özerine Romanya böyle bir girişimde bulunmamıştır.
SONUÇ
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız üzere, eğer Avrupa Kademeli Uyum Yaklaşımı (European Phased
Adaptive Approach-EPAA) programı, ABD’nin istek ve girişimleri ile sonuçlandırılabilirse ABD, Rusya
ile çıkacak bir nükleer savaşta Rusya’nın nükleer balistik füzelerinin önemli bir kısmını yok
edeceğinden, Rusya’ya karşı nükleer “ikinci darbe” imkânını elde etmiş olacaktır.
[16] : SS-18, P-36 http://en.wikipedia.org/wiki/R-36_(missile), http://www.fas.org/nuke/guide/russia/icbm/r-36m.htm
[17] : SS-25, RT-2PM Topol, http://en.wikipedia.org/wiki/RT-2PM_Topol
[18] : http://en.wikipedia.org/wiki/RT-2UTTKh_Topol-M
[19] : RIM-161 SM-3, http://www.globalsecurity.org/space/systems/sm3.htm, http://en.wikipedia.org/wiki/RIM161_Standard_Missile_3
[20] : Haluk DURAL, ABD-NATO Avrupa Füze Kalkanı ve İhanet Hançeri Kürecik Radarı
http://www.guncelmeydan.com/pano/avrupa-fuze-kalkani-ve-kurecik-radari-haluk-dural-t31794.html#p152287
Sayfa 7 / 7