dünya ticaretindeki gelişmelerin ülkemiz menşe mevzuatına etkisi

Transkript

dünya ticaretindeki gelişmelerin ülkemiz menşe mevzuatına etkisi
T.C.
BAŞBAKANLIK
Gümrük Müsteşarlığı
AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü
DÜNYA TİCARETİNDEKİ GELİŞMELERİN
ÜLKEMİZ MENŞE MEVZUATINA ETKİSİ:
PAN-AVRUPA-AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYONU
SİSTEMİ ÖRNEĞİ
Uzmanlık Tezi
Talip Engin KAYA
AB Uzman Yardımcısı
ANKARA, Ocak 2007
ÖZET
Uzmanlık Tezi
“Dünya Ticaretindeki Gelişmelerin Ülkemiz Menşe Mevzuatına Etkisi:
Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi Örneği
Talip Engin KAYA
Bu çalışmanın amacı; 1) dünya ticaret sistemindeki gelişmeler bağlamında,
ülkemizde uygulanan menşe sisteminin açıklanması ve 2) Avrupa Topluluğu menşe
kurallarına dayanan Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu sisteminin işleyişi ve
ilk veriler ışığında, olası etkilerinin değerlendirilmesidir.
Türkiye-AT gümrük birliği dolayısıyla, ülkemizin Topluluğun tercihli
gümrük rejmini menşe kuralları dahil üstlenme yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak
dünyadaki gelişmeler; menşe kurallarının ülkeler tarafından birer ticaret politikası
aracı olarak kullanıldığını göstermekte olup, ülkemizin bu açıdan hareket alanı
kısıtlıdır.
Diğer
taraftan,
gümrük
birliği
yükümlülükleri
dolayısıyla
anlaşma
imzalanacak ülke/bölgelerin bağımsız belirlenememesi ve Topluluk ile eşzamanlı
müzakere edilememesi problemlerine karşılık, serbest ticaret anlaşmalarının ülkemiz
için önemli birer pazara giriş aracı olduğu anlaşılmaktadır.
i
ABSTRACT
Thesis for Expertise
“Impacts of the Developements in World Trade to Rules of Origin in Turkey:
Pan Euro Medittarrenean Cumulation of Origin”
Talip Engin KAYA
The aims of this thesis are 1) to explain the ‘origin’ system being
implemented in Turkey, taking into account the developements in world trade and 2)
to evaluate the implementation and with initial data, the potential impacts of the
‘System of Pan Euro Medittarrenean Cumulation of Origin’ which depends on
European Community rules of origin.
By virtue of Turkey-EC Customs Union, Turkey shall align itself
progressively with the preferential customs regime of the Community, including
rules of origin. However, the developements in the world, indicates that the rules of
origin are used as commercial policy instruments.
On the other hand, although the countries or territories can not be chosen
independent and the free trade agreements can not be negotiated simultaneously with
EC, those agreements are still important market access instruments for Turkey.
ii
İÇİNDEKİLER ÖZET ............................................................................................................................ i ABSTRACT ................................................................................................................. ii İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... iii TABLOLAR ............................................................................................................... vi ŞEKİLLER .................................................................................................................. vi KISALTMALAR……………………………………………………………………vii
GİRİŞ ........................................................................................................................... 1
1 KAVRAMSAL AÇIDAN MENŞE KURALLARI VE
TÜRKİYE VE AVRUPA TOPLULUĞU’NDA MENŞE
MEVZUATI ............................................................................................................ 4
1.1
Menşe Kavramı ve Menşe Kuralları.............................................................. 4
1.1.1
Menşe Kavramı ...................................................................................... 4
1.1.2
Uluslararası Sözleşmelerde Menşe Kurallarının Tanımı ....................... 5
1.1.3
Armonize Sistem (Armonize Eşya Tanımlama ve Kodlama Sistemi) ... 7
1.2
AT’de Menşe Kurallarına ilişkin Yasal Düzenlemeler ................................. 8
1.2.1
Tercihsiz Menşe Kuralları ...................................................................... 8
1.2.2
Tercihli Menşe Kuralları ...................................................................... 16
1.3
Türkiye’de Menşe kurallarına ilişkin Yasal Düzenlemeler ......................... 17
1.4
Türkiye ve AT Menşe Mevzuatının Karşılaştırılması ................................. 19
2 DÜNYADA BÖLGESELLEŞME HAREKETLERİ VE
TERCİHLİ MENŞE KURALLARININ ROLÜ ............................................... 22
2.1
Bölgeselleşme Hareketleri ........................................................................... 22
2.1.1
Giriş ...................................................................................................... 22
2.1.2
Ekonomik Bütünleşmeler ..................................................................... 26
2.1.3
Bölgeselleşme Hareketlerinde Sayısal Görünüm ................................. 28
2.1.4
Bölgeselleşme Hareketlerinde Temel Eğilimler .................................. 30
iii
2.2
Tercihli Menşe Kuralları ............................................................................. 31
2.2.1
Tercihli Menşe Kuralları: Amaç .......................................................... 31
2.2.2
Dünyada Tercihli Menşe Kuralları....................................................... 38
2.3
Bir Dış Ticaret Politikası Aracı olarak “Menşe Kuralları” ......................... 47
3 TOPLULUK VE TÜRKİYE’NİN TERCİHLİ TİCARET POLİTİKASININ
MENŞE KURALLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ................... 49
3.1
AT’de Tercihli Menşe Kuralları .................................................................. 49
3.1.1
Giriş ...................................................................................................... 49
3.1.2
Menşe Kurallarının Temelleri .............................................................. 49
3.2
Topluluk Tercihli Ticaret Politikası ............................................................ 62
3.2.1
Giriş ...................................................................................................... 62
3.2.2
Topluluk Tercihli Ticaret Düzenlemeleri............................................. 64
3.2.3
Müzakere Aşamasındaki Tercihli Düzenlemeler ................................. 69
3.3
Türkiye’nin Tercihli Ticaret Politikası ve Menşe Kuralları ........................ 70
3.3.1
Dayanak ............................................................................................... 70
3.3.2
Genel Görünüm .................................................................................... 71
3.3.3
Karşılaşılan Zorluklar ve Eleştiriler ..................................................... 72
3.3.4
Türkiye’nin Tercihli Ticaret Düzenlemeleri ........................................ 76
4 PAN-AVRIPA-AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYONU (PAAMK)
SİSTEMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE İŞLEYİŞİ ............................................... 79
4.1
Sistemin ortaya çıkışı .................................................................................. 79
4.1.1
Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi (PAMK) ............................. 79
4.1.2
Pan-Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi (PAAMK).......... 82
4.2
PAAMK Sisteminin İşleyişi ........................................................................ 85
4.2.1
Değişken Geometri .............................................................................. 85
4.2.2
PAAMK Model Menşe Protokolünün Yapısı ...................................... 86
4.2.3
Genel Hükümler ................................................................................... 87
4.2.4
Menşeli Ürünler Kavramının Tanımı ................................................... 89
4.2.5
Ülkesel Gereklilikler .......................................................................... 106
4.2.6
Geri Ödeme veya Muafiyet ................................................................ 113
iv
4.2.7
Menşe İspat Belgesi ........................................................................... 117
4.2.8
İdari İşbirliği Düzenlemeleri .............................................................. 146
4.2.9
Son Hükümler .................................................................................... 150
4.3
Mevcut Durum .......................................................................................... 151
4.4
Batı Balkan Ülkelerinin Sisteme Dahil Edilmesi ...................................... 155
4.5
Tartışma Konuları...................................................................................... 156
4.5.1
Giriş .................................................................................................... 156
4.5.2
Taraf Ülkelerin Karasuları Dışında Yakalanan veya Avlanan Ürünler
158
4.5.3
Doğrudan Nakliyat Kuralı .................................................................. 160
4.5.4
Bir Taraf ülkede hiçbir işlem yapılmaması ya da sadece yetersiz işlem
yapılması durumunda menşe ispat belgesinde kümülasyona ilişkin beyan ..... 161
5 PAN-AVRUPA-AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYONU SİSTEMİNİN
TİCARET ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ............................................... 164
5.1
Genel Görünüm ......................................................................................... 164
5.2
PAAMK Ülkeleri ile Ticaret ..................................................................... 167
SONUÇ.....................................................................................................................173
EK-1 Avrupa Komisyonu Bildirim Tablosu.............................................................177
EK-2 Menşe İspat Belgeleri Örnekleri.....................................................................179
KAYNAKÇA............................................................................................................182
v
TABLOLAR
Tablo 1 Ekonomik Entegrasyon Biçimlerinin Özellikleri ......................................... 27
Tablo 2 Yürürlükteki Bölgesel Ticaret Anlaşmalarına İlişkin GATT/DTÖ
Bildirimleri ................................................................................................... 28
Tablo 3 "Liste Kurallarına" ilişkin örnekler............................................................... 52
Tablo 4 AT “Liste Kuralları” Grupları....................................................................... 54
Tablo 5 AT Tercihli Ticaret Düzenlemeleri............................................................... 64
Tablo 6 Müzakere Aşamasındaki Topluluk Tercihli Düzenlemeleri ......................... 69
Tablo 7 Türkiye'nin Tercihli Ticaret Düzenlemeleri ................................................. 76
Tablo 8 PAAMK Menşe Protokolleri ve ilgili Yönetmelik ile tadilleri.................. .152
Tablo 9 Türkiye'nin dahil olduğu çapraz kümülasyon olanakları ............................ 153
Tablo 10 Dış Ticaret Verileri (Yıllık, Değer Milyon $).......................................... 164
Tablo 11 PAMK ülkelerinin dış ticaretimiz içerisindeki payı (Yıllık, %) ............... 167
Tablo 12 Akdeniz Ülkelerinin Toplam Ticaretimiz İçersindeki Payı ...................... 168
Tablo 13 Akdeniz Ülkelerine İhracatımız (Yıllık, 000 $) ........................................ 168
Tablo 14 Akdeniz Ülkelerinden İthalatımız, (Yıllık, 000 $) .................................... 169
Tablo 15 Akdeniz Ülkeleri ile STA'larımızda Sanayi Ürünleri İndirim Takvimi ... 170
ŞEKİLLER
Şekil 1 Yürürlüğe giriş tarihlerine göre bölgesel ticaret anlaşmalarının dağılımı ..... 29 Şekil 2 Menşe Kümülasyonunun Ticaret Üzerindeki Etkileri ................................... 46 Şekil 3 Tedarikçi Beyanının Çapraz Kümülasyonda Kullanımı .............................. 131 Şekil 4 Tam Kümülasyon Uygulaması .................................................................... 143 Şekil 5 Tercihli Düzenlememiz Bulunan Ülkelerin İhracatımız İçindeki Payı........ 166 Şekil 6 Tercihli Düzenlememiz Bulunan Ülkelerin İthalatımız İçindeki Payı ........ 166 vi
KISALTMALAR
AB
Avrupa Birliği
AKP
Afrika Karayip Pasifik
AS
Armonize Sistem
ASEAN
Association of South East Asean
Countries
(Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği)
AT
Avrupa Topluluğu
CAFTA
Central American Free Trade Agreement
(Orta Amerika Serbest Ticaret
Anlaşması)
CRO
Commitee on Rules of Origin (DTÖ)
(Menşe Kuralları Komitesi)
DDA
Doha Development Agenda
(Doha Kalkınma Gündemi)
DGÖ
Dünya Gümrük Örgütü
DTÖ
Dünya Ticaret Örgütü
EFTA
European Free Trade Association
(Avrupa Serbest Ticaret Birliği)
EPAs
Economic Partnership Agreements
(Ekonomik Ortaklık Anlaşmaları)
FÇF
Fabrika Çıkış Fiyatı
FOB
Free on Board/Gemi Bordasında Teslim
FTAA
Free Trade Agreement of the Americas
(Amerikalar Serbest Ticaret Anlaşması)
GATS
General Agreement on Trade in Services
(Hizmet Ticareti Genel Anlaşması)
GATT
General Agreement on Tariffs and Trade
(Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması)
GKK
Gümrük Kodu Komitesi
GTS
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi
vii
MERCOSUR
Güney Ortak Pazarı
MFN
Most Favoured Nation/En çok kayırılan
ülke
NAFTA
North American Free Trade Agreement
(Kuzey Amerika Serbest Ticaret
Anlaşması)
NAMA
Non-agricultural Market Access
(Tarım dışı pazara giriş)
ODAÜ
Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri
OKK
Ortak Komite Kararı
PAMK
Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu
PAAMK
Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe
Kümülasyonu
STA
Serbest Ticaret Anlaşması
TAXUD
Avrupa Komisyonu Vergilendirme ve
Gümrük Birliği Genel Müdürlüğü
TCRO
Technical Commitee on Rules of Origin
(DGÖ Menşe Kuralları Teknik Komitesi)
viii
GİRİŞ
Menşe, eşyanın hangi ülkeden geldiğini değil, hangi ülkede üretilmiş olarak
değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Menşe bilgisine, farklı ülkelerden
gelen eşyanın farklı muameleye tabi tutulması dolayısıyla ihtiyaç duyulmuştur. Bir
tercihli
ticaret
anlaşması
kapsamında
tanınan
tavizlerden
hangi
eşyanın
yararlanacağı, ülkeye göre belirlenen antidamping gibi ticaret politikası önlemlerinin
nasıl uygulanacağı, menşe etiketlemesi ve dış ticaret istatistiklerinin neye göre
derleneceği tercihli ve tercihsiz olmak üzere iki başlıkta incelenen menşe kurallarının
konusunu oluşturmaktadır. Hem bölgeselleşme hareketlerinin hızla arttığı hem de dış
ticaret politikası araçlarının yoğun olarak kullanıldığı günümüzde menşe kurallarının
önemi daha da artmaktadır.
GATT’ın ayrımcı olmayan muamele ilkesinin istisnası olarak değerlendirilen
ve küresel serbest ticaret hedefine ulaşılmasına yardımcı olacağı düşünülen tercihli
ticaret anlaşmaları bugün kural halini almış ve bizzat ayrımcılığa sebep olur hale
gelmiştir. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre şu an yürürlükte bulunanlara ek
olarak, yürürlüğe girmesi beklenen ve müzakere ya da teklif aşamasında bulunan
anlaşmaların da yürürlüğe girmesi ile birlikte 2010 yılında yaklaşık 400 tercihli
anlaşmanın uygulandığı bir uluslararası ticaret sistemi ile karşı karşıya olacağımız
görülmektedir. Söz konusu anlaşmalar kapsamında tanınan tercihli rejimden
yararlanabilecek
eşyanın
tespit
edilmesinde
kullanılan
menşe
kurallarının,
anlaşmadan anlaşmaya farklılık göstermesi ise -örneğin Meksikalı bir ihracatçının,
ABD ve AB’ye tercihli rejim kapsamındaki ihracatında, üretim ve tedarik tercihlerini
1
de etkileyebilecek, farklı menşe kuralları ile karşılaşabilmesi- tabloyu daha da
karmaşık hale getirmektedir.
Türkiye, 1990’lı yılların başına kadar, GATT yükümlülükleri dışında
herhangi bir ülke ya da bölgeye, ihmal edilebilir uygulamalar dışında, bir taviz
tanımamıştır. Ancak Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında Gümrük Birliğini tesis
eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile ülkemizin, menşe kuralları da dahil
olmak üzere, Topluluğun tercihli gümrük rejimini ve diğer gümrük hükümlerini
üstlenme yükümlülüğü ortaya çıkmış ve Topluluğun serbest ticaret anlaşması
akdettiği ülkeler ile aynı menşe kurallarını içeren anlaşmalar müzakere edilerek
yürürlüğe girmeye başlamıştır.
Ancak, bir tercihli ticaret anlaşması kapsamında tanınan tarife tavizlerinden
hangi eşyanın yararlanabileceğinin belirlenmesinde esas alınan tercihli menşe
kuralları teknik birer detay değil; ülkelerin sanayi yapılarına ve ihtiyaçlarına göre
farklılık gösteren ve ticaret ve yatırım kararları üzerinde önemli etkileri olabilen birer
ticaret politikası aracıdır. Ülkemizin söz konusu aracın kullanımı açısından hareket
alanı oldukça sınırlıdır.
Bu çalışmada ilk olarak ‘menşe’ ve ‘menşe kuralları’ kavramları, tercihsiz ve
tercihli menşe kuralları ayrımları ve Avrupa Topluluğu’nda ve ülkemizde menşe
kurallarına ilişkin mevzuat ele alınmış; İkinci Bölüm’de ise çalışmanın esas ilgi
alanını oluşturan tercihli menşe kurallarının, ayrılmaz bir parçasını oluşturdukları
ikili ve bölgesel ticaret anlaşmaları bağlamında önemi ve etkileri değerlendirilmiştir.
2
Ayrıca
aşamalarının
İkinci
farklı
Bölüm’de,
ülke
eşyanın
menşeli
üretiminin
girdiler
küreselleştiği,
kullanılarak
farklı
üretim
ülkelerde
gerçekleştirildiği; bir başka ifade ile eşyanın menşeinin belirlenmesinin giderek
zorlaştığı günümüzde, dünyadaki menşe sistemleri ve aralarındaki geçişsizliğe dikkat
çekilmiştir.
Üçüncü Bölüm Gümrük Birliği nedeniyle üstlenme yükümlülüğümüz
bulunan Topluluk Tercihli Ticaret Politikasının ve bu bağlamda ülkemiz ticaret
politikasının menşe kuralları açısından değerlendirilmesine ayrılmış, bu çerçevede
ticaret politikasının üstlenilmesinde karşılaşılan sorunlara değinilmiştir.
Dördüncü Bölüm’de içinde yer aldığımız, 42 ülke ve yaklaşık 800 milyon
nüfus ile dünyadaki en büyük serbest ticaret alanı olmaya aday Pan-Avrupa-Akdeniz
Menşe Kümülasyonu sisiteminin işleyişine ayrılmıştır. Bu kapsamda, Topluluk
menşe kurallarını yansıtan model menşe protokolü; işleyişi ve tartışma konuları ile
değerlendirilmiştir.
Beşinci Bölüm’de ise Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu sisteminin
olası etkileri ilk veriler ışığında ele alınmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte sistemin
oldukça karmaşık bir işleyişe sahip olması ve çok yeni olması dolayısıyla menşe
kurallarının yalnızca olası etkilerine ilişkin öngörülerde bulunulmuş, ticaret
üzerindeki etkilerine ilişkin analiz, çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur.
3
1
KAVRAMSAL AÇIDAN MENŞE KURALLARI VE
TÜRKİYE VE AVRUPA TOPLULUĞU’NDA MENŞE
MEVZUATI
1.1
Menşe Kavramı ve Menşe Kuralları
1.1.1 Menşe Kavramı
Uluslararası
ticarette
“menşe”
eşyanın
ekonomik
milliyeti
olarak
tanımlanabilir. Menşe bilgisi tarife pozisyonu -yani eşyanın tanımı- ve gümrük
kıymeti
-gümrük
vergisine
esas
alınacak
matrah-
ile
birlikte
ithalatın
gerçekleştirilebilmesi için bilinmesi gerekli üç değerden biridir. Ayrıca menşe bilgisi
kota, gözetim, anti-damping gibi ticaret politikası araçlarının takibinde; dış ticaret
istatistiklerinin derlenmesi, menşe işaretlemesi ve kamu alımları gibi alanlarda
kullanılabilmektedir.
Tanım ve kullanım alanlarından da anlaşılacağı üzere menşe kavramına,
farklı ülkelerden gelen eşyanın farklı muameleye tabi tutulması dolayısıyla ihtiyaç
duyulmuştur (Tokgöz, 1998: 8). Hem ticaret politikası önlemlerinin yoğun biçimde
kullanıldığı hem de “en çok kayrılan ülke (MFN)” muamelesinden bir sapma olarak
değerlendirilen tercihli ticaret düzenlemelerinin sayısının hızla arttığı1 günümüzde,
“menşe” kavramının ve kanunlar ya da özel düzenlemeler ile belirlenen “menşe
kurallarının” önemi de artmaktadır.
1
İkinci Bölüm’de daha detaylı değinileceği üzere başlangıcından 1990’a kadar GATT kapsamında
yapılan bölgesel ticaret anlaşması bildirim sayısı 25 iken; DTÖ Sekretaryası rakamlarına göre bugün
itibariyle sadece yürürlükteki anlaşma sayısı 200’e yaklaşmıştır.
4
1.1.2
Uluslararası Sözleşmelerde Menşe Kurallarının Tanımı
“Kyoto Sözleşmesi” olarak da bilinen 18 Mayıs 1973 tarihli “Gümrük
İşlemlerinin
Basitleştirilmesi
ve
Uyumlaştırılmasına
ilişkin
Uluslararası
Sözleşme”nin D.1 nolu ekinde menşe kuralı2; “ulusal mevzuat veya uluslararası
anlaşmalarla belirlenmiş ilkelerden hareketle geliştirilmiş ve bir ülke tarafından
eşyanın menşeini tespit etmek amacıyla kullanılan özel hükümler (menşe kriteri)”
olarak tanımlanmaktadır.
Ayrıca DTÖ Kuruluş Anlaşması ve eki Anlaşmalar, ülkemizde Resmi
Gazete’nin 25/02/1995 tarih ve 22213 (Mükerrer) sayılı nüshasında yayımlanmış
olup, GATT–1994 Uruguay Çoktaraflı Ticaret Müzakereleri Turu sonunda kabul
edilen anlaşmalardan biri olan Menşe Kuralları Anlaşmasının 1(1). maddesinde,
tercihsiz ve tercihli menşe ayrımına gidilerek; Anlaşmanın konusunu oluşturan
“tercihsiz menşe kuralları” için “tarife tercihlerinin verilmesine yol açan akdi ve
otonom ticaret rejimleri ile ilgili olmaması koşuluyla, üyeler tarafından malların
menşe ülkesinin tespit edilmesi için uygulanan yasa, yönetmelik ve genel uygulamaya
ilişkin idari tespitler” hükümlerine yer verilmektedir.
Tercihli menşe kuralları ise aynı Anlaşmanın 2 nolu ekini oluşturan “Tercihli
Menşe Kurallarına İlişkin Ortak Deklarasyonun” 2. maddesinde “tarife tercihlerinin
verilmesine yol açan akdi ve otonom ticaret rejimleri kapsamında malların tercihli
muamele için uygun olup olmadıklarını tespit etmek için herhangi bir üye tarafından
2
Söz konusu sözleşme dünya ticaretinde meydana gelen gelişmeler çerçevesinde değiştirilmiş olup,
ülkemizde 6 Kasım 2005 tarih ve 25985 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Revize
Kyoto Sözleşmesine’ ve konuya ilişkin bilgiye Gümrük Müsteşarlığı web sitesinden
(www.gumruk.gov.tr; Dış İlişkiler/Uluslararası Gümrük Sözleşmeleri) ulaşılabilir.
5
uygulanan yasa, yönetmelik ve genel uygulamaya ilişkin idari tespitler” olarak
tanımlanmaktadır.
Görüldüğü üzere, eşyanın “geldiği ülke” ile “menşe ülkesi” her zaman aynı
olmamakta; ancak belirlenmiş kriterleri karşılayan eşya menşe statüsünü elde
edebilmektedir. Menşe kuralları tercihsiz ve tercihli olmak üzere iki ayrımda
incelenebilmektedir. Tercihsiz menşe kuralları “en çok kayrılan ülke” prensibi
çerçevesinde, DTÖ üyesi tüm ülkelere “tavizli vergi” uygulanmasında esas alınan
menşe kurallarıdır (Dayıoğlu, 2003: 8). Elbette burada “tavizli vergi” bilinen
anlamıyla, tercihli ticaret anlaşmaları kapsamında verilen tavizleri değil, gerekli
koşulları sağlayan ve bir DTÖ üyesi ülkeden gelen eşya için ülke ayrımının
gözetilmemesini ifade etmektedir3.
Tercihli menşe kuralları ise ilgili tercihli ticaret düzenlemesinin bir parçasını
oluşturmakta ve söz konusu tercihli rejimden hangi eşyanın yararlanabileceğinin
belirlenmesinde esas alınmaktadır. Çünkü söz konusu anlaşmalar kapsamında
tanınan tavizler; eşyanın geldiği ülkeye değil, ilgili menşe kuralları çerçevesinde
eşyanın üretilmiş olarak değerlendirileceği ülkeye tanınmaktadır. Bu doğrultuda
tercihli menşe kuralları, tercihli tarife uygulamalarından (gümrük vergisi indirimi ya
da muafiyeti) yararlandırılmak istenen eşyaya uygulanan hükümler olarak
tanımlanabilir.
3
Ülkemiz tarafından her yıl yenilenen İthalat Rejim Kararına Ek Kararların “Diğer Ülkeler”
sütununda belirtilen MFN oranı, DTÖ üyesi olsun olmasın tüm üçüncü ülkelere uygulanmaktadır.
6
Her tercihli düzenleme, taraf ülke sanayilerinin talepleri, ülkelerin büyüklüğü
ve kalkınma seviyelerine göre farklı menşe kriterlerine dayanabilmektedir. Bir başka
deyişle; bir tercihli ticaret anlaşması kapsamında menşe kazanan eşyanın, başka bir
düzenlemede menşe kazanamaması mümkündür. Dünyada artan bölgeselleşme
hareketleri ve menşe kuralları sistemlerinin karmaşıklığının genel görünümü ve
etkileri İkinci Bölüm’de ele alınacaktır.
Çalışmamızın esas ilgi alanını tercihli menşe kuralları ve özelde Pan Avrupa
Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi (PAAMK Sistemi) oluşturmakla birlikte,
ülkemizin menşe sisteminin genel bir görünümünün ortaya koyulabilmesi amacıyla
aşağıda tercihsiz menşe kurallarına ilişkin yasal düzenlemelere de değinilecektir.
1.1.3
Armonize Sistem (Armonize Eşya Tanımlama ve Kodlama Sistemi)
Menşe
kurallarına
ilişkin
açıklamalardan
önce,
menşe
kurallarının
uygulanmasında da temel alınan ve gümrük açısından ayrı bir uzmanlık alanını ifade
eden “tarife sınıflandırması”ndan bahsetmekte yarar bulunmaktadır. Tarife
sınıflandırması kurşun kalemden, en güncel tıbbi alete kadar uluslararası ticarete
konu tüm eşyanın tanımlanabilmesi için oluşturulmuş bir sisteme dayanmaktadır.
Armonize Sistem (AS) olarak bilinen “Armonize Eşya Tanımlama ve
Kodlama Sistemi” Dünya Gümrük Örgütü tarafından oluşturulan ve 01.01.1988
tarihinde ülkelerin kullanımına sunulan uluslararası eşya tasnif cetvelidir. Armonize
Sistem Nomanklatürü, ortaklaşa yapılan çalışmalar sonucunda geliştirilen bir
sınıflandırma
sistemi
olup,
uluslararası
7
ticari
istatistiklerin
toplanmasını,
karşılaştırılmasını ve analizini kolaylaştırmak ve uluslararası ticarette eşyanın bir
sınıflandırma
sisteminden
diğerine
geçerken
yeniden
tanımlanmasından,
sınıflandırmasından ve tekrar kodlanmasından doğan masrafları azaltmak amacıyla
oluşturulan 21 Bölüm ve 96 Fasıl’dan müteşekkil bir sistemdir. AS, birörnek tarife
sınıflandırmasının yapılabilmesi için altı haneli kodlarla gösterilen yaklaşık 5000
eşya grubunu kapsamaktadır4. Uluslararası ticaretin %98’i AS’ye dayanarak
gerçekleştirilmektedir (DGÖ). Ülkemiz bu sistemi, 10.11.1988 tarih ve 3501 sayılı
Kanun ile kabul ederek 01.01.1989 tarihinden itibaren uygulamaya başlamıştır.
Ülkeler
kendi
ihtiyaçları
çerçevesinde
AS
kodlarına
alt
açılımlar
ekleyebilmektedirler. Toplulukta, AS Nomanklatürüne alt açılımlar eklenerek 8’li
bazda tanımlanan Topluluk Kombine Nomanklatürü kullanılmaktadır. Eşya
sınıflandırılmasında ülkemizde esas alınan Türk Gümrük Tarife Cetveli’nde,
Kombine Nomanklatür esas alınmış ve alt açılımlar eklenerek 12’li bazda Gümrük
Tarife İstatistik Pozisyonları oluşturulmuştur. Yürürlükteki Türk Gümrük Tarife
Cetveli, 30/12/2006 tarih ve 26392 (1. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
1.2
AT’de Menşe Kurallarına ilişkin Yasal Düzenlemeler
1.2.1 Tercihsiz Menşe Kuralları
AT’de tercihsiz menşe kuralları, Topluluk Gümrük Kodunu oluşturan 12
Ekim 1992 tarih ve 2913 sayılı Konsey Tüzüğünün 22-26 ncı maddeleri ve söz
konusu Kodun uygulama hükümlerini içeren 2 Temmuz 1993 tarih ve 2454 sayılı
4
Ayrıntılı bilgi için bkz. www.wcoomd.org/ WTO Topics/Nomenclature.
8
Komisyon Yönetmeliğinin 35-65 inci maddeleri ile 9 ila 11 nolu Eklerinde
düzenlenmiştir.
1.2.1.1 Tercihsiz Menşe Kurallarının Amacı ve İşleyişi
Söz konusu kurallar anti-damping ve telafi edici vergi uygulamaları, ticaret
ambargoları, koruma önlemleri, miktar kısıtlamaları gibi tüm ticaret politikası
araçlarının yanı sıra tarife kotaları, dış ticaret istatistikleri, kamu alımları ve menşe
işaretlemesi alanlarında kullanılmaktadır. Ayrıca Toplulukta söz konusu kurallar
Ortak Tarım Politikası kapsamında sağlanan geri ödemelerde de kullanılmaktadır5.
Toplulukta tercihsiz menşe kuralları kapsamında eşyanın menşeinin
belirlenmesinde “tamamen bir ülkede elde edilmiş veya üretilmiş eşya” ve üretimi
birden fazla ülkede gerçekleştirilen eşya için “en son esaslı dönüşüm” ayrımlarına
gidilmektedir.
Uygulamada “tamamen elde edilme” kriteri çoğunlukla doğal hallerinde elde
edilen mineraller, bitkiler ve hayvanlar ile bunlardan elde edilen ürünlerde karşımıza
çıkmaktadır. Ayrıca, tamamı ilgili ülke menşeli girdiler kullanılarak elde edilen
sanayi ürünleri de, söz konusu ülke menşe statüsü kazanmış olacaktır.
5
Topluluk menşe kurallarına ilişkin açıklamalar TAXUD internet sitesinden derlenmiştir.
http://ec.europa.eu/taxation_customs/
9
Diğer
taraftan
eşyanın
üretiminin
iki
ya
da
daha
fazla
ülkede
gerçekleştirilmesi halinde “en son esaslı dönüşüm” kriterinin sınanması için başlıca 3
yol bulunmaktadır:
-
Armonize Sistem Nomenklatüründe tarife (alt) pozisyonu değişikliği
-
Eşyanın menşe kazanabileceği ya da kazanamayacağı teknik işlem ya da
işçilik listesi,
-
Fabrika çıkış fiyatı üzerinden hesaplanan ihraç ülkesinde sağlanan katma
değer.
Bu doğrultuda, Topluluk Gümrük Kodunun 23 ve 24 üncü maddeleri sırasıyla
“tamamen elde edilmiş ürünler” ve “üretimi birden fazla ülkede gerçekleştirilen
eşyanın menşei”
konularında genel hükümler içermekte, Topluluk Gümrük
Yönetmeliğinde ise ayrıntıya girilmektedir.
Kodun 25 inci maddesi, esas amacı Topluluğun ticaret politikası hükümlerini
aşmak olan eşyanın menşeine ilişkin korunma önlemlerine ve 26 ncı maddesi eşyanın
menşeinin
ispatında
kullanılan
“menşe
şahadetnamesinin”
düzenlenmesine
ayrılmıştır.
Daha ayrıntılı açıklamalara yer verilen Yönetmeliğin 36 ila 40 ıncı maddeleri
ise tekstil ürünleri ile sınırlı sayıda üründe “en son esaslı dönüşüm” kriterine ilişkin
özel düzenlemelere, 41 ila 46 ncı maddeler arasında eşyanın standart parçalarını
oluşturan aksesuarlar, yedek parçalar ve aksamın menşeine, 47 ila 54 üncü maddeler
10
menşe şahadetnamelerinin düzenlenmesine ilişkin koşullara ayrılmıştır. Ayrıca
tekstil ürünleri için 9 ve 10 nolu eklerde ve çok kısıtlı sayıda diğer ürün için 9 ve 11
nolu eklerde düzenlemeye gidilmiştir.
1.2.1.2 Tercihsiz Menşe Statüsünün Kazanılması
Topluluk mevzuatına göre; kara suları da dahil olmak üzere, tümüyle bir
ülkede elde edilen veya üretilen eşya o ülke menşelidir. Eşyanın başka bir ülkede
değişiklik ve işlem görmesi veya üretimin birden fazla ülkede gerçekleştirilmesi
halinde ise ilgili ülke menşeli sayılabilmesi için, o ülkede yeni bir ürün imal edilmesi
veya imalatın önemli bir aşamasının ve ekonomik yönden gerekli görülen en son
esaslı işçilik ve eylemin o ülkede yapılması gerekir.
Yukarıda belirtildiği üzere tekstil ürünleri ve kısıtlı sayıda ürün için hangi
işçiliğin “ekonomik yönden gerekli görülen en son esaslı işçilik” olduğu sırasıyla
Yönetmeliğin 10 ve 11 nolu eklerinde belirlenmiş, Ek 9’da ise söz konusu iki ekin
açıklama notlarına yer verilmiştir. Buna göre 10 nolu ekte belirtilen tekstil ürünleri,
söz konusu ekte belirtilen kuralı; ekte yer almayan tekstil ürünleri ise “tarife
pozisyonu değişikliği” kuralını karşılamak durumundadır. Ancak söz konusu
kurallardan biri karşılanmış olsa dahi ilgili ülkede gerçekleştirilen işlemlerin 38 inci
maddede belirtilen yetersiz işlemlerin ötesinde bir işlem olması gerekmektedir.
11
Örneğin 6213 ve 6214 tarife pozisyonunda sınıflandırılan “mendiller, şallar,
eşarplar, fularlar, kaşkoller, peçeler, duvaklar vb. eşyanın” (tercihsiz) menşe statüsü
kazanabilmesi için
-
İşlemeli
olanlarının
“iplikten
imalat
veya
kullanılan
işleme
yapılmamış mensucatın kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının %40’ını aşmadığı
imalat” kuralını;
-
Diğerlerinin
ise
“iplikten
imalat”
kuralını
karşılamaları
gerekmektedir.
Bununla birlikte ilgili ülkede, listede belirtilen kural -örneğin %40 katma
değer kuralı- sağlanmış olsa bile eğer yapılan işlem 38 inci maddede belirtilen “eşya
üzerinde etiket ve diğer tanıtıcı işaretlerin konulması ve ambalajında değişiklik
yapılmasından” ibaret ise nihai ürün ilgili ülke menşei kazanamayacaktır.
11 nolu ekte ise tekstil ürünleri dışında kalan kısıtlı sayıda hassas ürün grubu
için liste kuralı bulunmaktadır:
Örneğin 0201 tarife pozisyonunda sınıflandırılan “sığır eti” için menşe kuralı
“en az üç aylık bir besi döneminden sonraki kesim” olarak belirlenmiştir.
8528 tarife pozisyonunda sınıflandırılan tüplü televizyonlar için (tercihsiz)
menşe kuralı ise aşamalı olarak aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
12
-
Montaj işleminden kaynaklanan bir kıymet artışının olduğu imalat ve
uygulanabildiği hallerde, montajın yapıldığı ülke menşeli girdilerin fabrika
çıkış fiyatının en az % 45’ini oluşturduğu imalat,
-
% 45 kuralı karşılanamaması halinde, üretimde kullanılan herhangi bir ülke
menşeli girdilerin kıymetinin fabrika çıkış fiyatının en az % 35’ini
oluşturması şartıyla o ülke menşeli kabul edilir.
-
% 35 kuralı iki ülke için sağlanıyorsa, eşya daha yüksek yüzdeye sahip ülke
menşeli kabul edilir.
Tekstil ürünleri ile sınırlı sayıdaki hassas ürünler dışında kalan eşya için söz
konusu mevzuatta açık bir kural bulunmamaktadır. Bununla birlikte ülkemiz ve AB
arasındaki farklılıklarda değinileceği üzere; Topluluk uygulamasında, Yönetmelikte
liste kuralına yer verilmeyen eşya için DTÖ bünyesinde yürütülen “Tercihsiz Menşe
Kurallarının Uyumlaştırılması Çalışma Programındaki” Topluluk pozisyonunun esas
alınması gerekmektedir.
1.2.1.3 DTÖ Tercihsiz Menşe Kurallarının Uyumlaştırılması Çalışma
Programı
GATT- 1947 menşe kurallarına ilişkin herhangi bir hüküm içermemekte ve
konuyu taraf ülkelere bırakmakta olup, “Menşe Kuralları Anlaşması” Dünya Ticaret
Örgütünün 1986-1994 Uruguay Çok Taraflı Ticaret Müzakereleri Turunun bir
sonucu olarak ortaya çıkan ve ülkemizin de taraf olduğu Anlaşmalardan biridir.
Çerçeve niteliği taşıyan söz konusu Anlaşma hükümlerine göre üye ülkelerce
uygulanan tercihsiz menşe kurallarının; ticaretin önünde teknik bir engel teşkil
13
etmemesi, şeffaf olması, pozitif olarak tanımlanması (menşe kazandırmayan
işçilikten ziyade, hangi işlemin menşe kazandırdığının belirtilmesi) ve belirlenen
kuralların tutarlı ve tarafsız olarak uygulanması beklenmektedir.
Ayrıca Anlaşmada, DTÖ’ye üye ülkeler tarafından uygulanan tercihsiz menşe
kurallarının uyumlaştırılması için bir çalışma programının, Dünya Gümrük Örgütü
Menşe Kuralları Teknik Komitesi (TCRO) ile birlikte DTÖ Menşe Kuralları
Komitesi (CRO) tarafından 3 yıl içinde (20 Temmuz 1998 itibariyle) tamamlanması
öngörülmekte; geçiş sürecinde ise üye ülkelerce yukarıda belirtilen esaslara uygun
davranılması talep edilmektedir.
Daha önce belirtildiği üzere menşe kuralı, üretime sadece bir ülkenin dahil
olması halinde “tamamen elde edilmiş” ürünlere ilişkin kurallar çerçevesinde; birden
fazla ülkenin dahil olması, bir başka deyişle eşyanın imalatında menşeli olmayan
girdi
kullanılması
halinde
ise
“en
son
esaslı
dönüşüm”
kuralına
göre
belirlenmektedir. Bu doğrultuda, uyumlaştırma programı ile Armonize Sistemde
sınıflandırılan her bir eşya için alt pozisyon (6 haneli) bazında hangi işlemin esaslı
işçilik olarak nitelendirilmesi gerektiği belirlenmeye çalışılmaktadır.
Bununla birlikte konunun karmaşıklığı nedeniyle çalışma programı uzatılan
sürece rağmen tamamlanamamış, 17 resmi ve 3 gayriresmi görüşmenin ardından
Teknik Komite (TCRO) tarafından gerçekleştirilen çalışmayı yansıtan Konsolide
Metin Temmuz 1999’da yayımlanmış ve Komite’ye (CRO) sunulmuştur6. Bu
6
Konsolide metne ve tartışma konularına ilişkin bilgiler için www.wcoomd.org/ WTO Topics/Rules
of Origin.
14
tarihten itibaren uyumlaştırma çalışmaları Teknik Komite tarafından hazırlanan ve
pozisyonu olan ülke görüşlerini de yansıtan metinler esas alınarak yürütülmüştür.
Konsolide metne göre yukarıda belirtilen Menşe Kuralları Anlaşmasının 3
nolu ekini oluşturan ‘Uyumlaştırılmış Menşe Kurallarının’ Tanımlar, Genel Kurallar
ve 3 Ekten oluşması planlanmıştır. EK-1 tamamen elde edilmiş eşyaya, EK-2 esaslı
dönüşüme ilişkin ürün bazında kurallara ve EK-3 yetersiz ya da minimum işlemlere
ayrılmıştır. Söz konusu yapı Anlaşmanın ‘genel mimarisi’ olarak adlandırılmaktadır.
Teknik Komite tarafından ortaya konan sorunlardan bazıları uzlaşma
sağlanamayarak, nihai kararın alınması amacıyla Genel Konsey’e sunulmuş; bazıları
Komite’deki çalışmalar çerçevesinde sonuçlandırılmış; “makine sektörü” gibi bazı
konular ise henüz sonuçlandırılamamıştır. Nihai olarak ürün bazında kuralların ve
Anlaşmanın genel mimarisi ile “kalıntı kuralların7” 2008 yılının ilk çeyreği sonunda
çözümlenmesi planlanmaktadır. Ancak söz konusu kurallarda uzlaşılsa dahi, nihai
metnin tüm dış ticaret politikası araçlarında uygulanıp uygulanmayacağı, yani
“kapsamı” konusunda da bir uzlaşma bulunmamaktadır8. Bu doğrultuda 12 yıldır
devam eden çalışmaların tamamlanmasının ve sonuçta ortaya çıkan uzlaşı metninin
karmaşıklığı göz önüne alındığında tüm DTÖ üyesi ülkelerce uygulanabilmesinin zor
olduğu görülmektedir. Bu durum, ticaret erbabının farklı bölgelerde farklı tercihsiz
7
Kalıntı kural (residual rule), uyumlaştırma çalışmaları sonucunda üzerinde uzlaşılan menşe kuralının
sağlanamaması halinde eşyanın tercihsiz menşeinin nasıl belirleneceğini düzenleyen hükümlerdir.
8
Esasen 1995 tarihli Menşe Kuralları Anlaşması’nın 1(2) inci maddesine göre, tercihsiz menşe
kurallarının MFN uygulaması, anti-damping ve telafi edici vergi uygulaması, menşe işaretlemesi ve
tarife kotaları gibi tüm tercihsiz ticaret politikası araçları ile dış ticaret istatistikleri ve kamu
alımlarında kullanılması gerekmektedir. Ancak özellikle GATT 94’ün VI. Maddesi konusu AntiDamping Anlaşmasının yorumlanmasına (ihracatçı ülke-menşe ülkesi) ilişkin tartışmalar nedeniyle,
tercihsiz menşe kurallarının anti-damping prosedürlerinde kullanılmasına karşı bir direnç olduğu
görülmektedir.
15
menşe kuralları ile karşılaşması şeklindeki uygulamanın sürmesi anlamına
gelmektedir.
Topluluk mevzuatında her bir eşya için bir liste kuralının belirlenmeyerek
hassas ürünlerden oluşan kısıtlı bir liste ile yetinilmesinin önemli bir nedeni söz
konusu çalışma programı olup, DTÖ bünyesinde yürütülen çalışmalar göz önüne
alındığında Topluluğun tüm ürün grupları için kendi “liste kurallarını” belirlemesi ya
da bu kozu söz konusu müzakerelerde kullanması beklenebilir.
Tercihsiz
menşe
kurallarının
uyumlaştırılması
çalışmasının
3
yılda
tamamlanması öngörülürken, 12 yıldır devam etmesi ve tartışma konuları ile
ülkelerin pozisyonları göz önüne alındığında orta vadede çözümünün mümkün
görünmemesi, menşe kurallarının teknik olduğu kadar ekonomik önemi olduğu ve bir
ticaret politikası aracı olarak değerlendirilebileceği savını güçlendirmektedir.
1.2.2
Tercihli Menşe Kuralları
Topluluğun tercihli düzenlemelerine ilişkin yasal dayanak ise Gümrük
Kodunun 27 inci maddesi ve Yönetmeliğin 66-138 inci maddeleri ile 14 ila 22 nolu
eklerinde bulunmaktadır. Kodun 27 inci maddesine göre tercihli menşe kuralları için
bazı ülkeler veya ülke grupları ile yapılan tercihli bir tarife uygulaması gerektiren
anlaşmalar kapsamı eşyada söz konusu anlaşmalar ve tek taraflı düzenlemelerde ise
Yönetmeliğin anılan hükümlerine bakılması gerekmektedir. Bir başka deyişle Serbest
16
Ticaret Anlaşmalarının menşe kurallarına ilişkin hükümler, Topluluk Gümrük Kodu
ya da Yönetmeliğinde yer almamaktadır.
1.3
Türkiye’de Menşe kurallarına ilişkin Yasal Düzenlemeler
Türkiye’nin tercihsiz ve tercihli ticaret politikası ile menşe sistemini Avrupa
Birliği ile ülkemiz arasındaki gümrük birliği çerçevesinde değerlendirmek
mümkündür. Bilindiği üzere ekonomik bütünleşme modellerinin ilk aşaması olarak
tercihli ya da serbest ticaret anlaşmalarında taraflar aralarında indirimli ya da sıfır
vergi oranı uygulamakta ancak üçüncü ülkelere uyguladıkları tarifeler açısından
ulusal hükümranlıklarını sürdürmektedirler.
Ancak gümrük birliği oluşturulması, eşyanın gümrük birliği gümrük
bölgesinde serbest dolaşımda bulunması anlamına gelmekte olduğundan, üçüncü
ülkelere ortak gümrük tarifesinin uygulanması ve tercihli ticaret sisteminin, menşe
kuralları da dahil olmak üzere uyumlaştırılması teorik bir zorunluluk olarak ortaya
çıkmaktadır. Aksi halde üçüncü ülkelerden gelen eşya taşıma maliyeti hariç olmak
üzere, gümrük birliği gümrük bölgesine göreceli olarak düşük gümrük vergisinin ya
da basit menşe kurallarının uygulandığı gümrük birliği tarafından girecektir.
Türkiye ile AT arasında bir ortaklık kuran 1963 tarihli Ankara Antlaşması
hükümleri çerçevesinde, Son Dönem’i oluşturan Gümrük Birliği’nin 31 Aralık 1995
tarihinden itibaren kurulmasını öngören, 13.02.1995 tarih ve L 35 sayılı AB Resmi
Gazetesi’nde yayımlanan Türkiye-AT Ortaklık Konseyi’nin 6 Mart 1995 tarih ve
17
1/95 sayılı Kararı’nın9 16. maddesine göre Türkiye’nin, Karar’ın yürürlüğe
girmesinden itibaren beş yıl içinde, ticaret politikasını Topluluğun ticaret
politikasıyla uyumlu hale getirmek amacıyla, Topluluğun tercihli gümrük rejimine
aşamalı olarak uyum sağlaması öngörülmüştür. Bu uyum hem Genelleştirilmiş
Tercihler Sistemi gibi otonom rejimleri hem de üçüncü ülkelerle tercihli anlaşmaları
kapsamaktadır.
Aynı Kararın 28 inci maddesinde ise Türkiye’nin söz konusu Kararın
yürürlüğe girdiği tarihte Topluluk Gümrük Kanunu ve Yönetmeliğinin, eşyanın
menşei dahil olmak üzere gümrük hükümlerini üstleneceği belirtilmektedir.
Bu çerçevede tercihsiz menşe kuralları, AB mevzuatı ile büyük oranda
uyumlu olarak 27/10/1999 tarih ve 4458 sayılı Gümrük Kanunun 17 ila 21 inci
maddelerinde ve 30/05/2002 tarih ve 24771 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 23 ila 33 üncü maddeleri ile 3 ila 5 nolu
Eklerinde düzenlenmiştir.
Mevzuatımızda tercihli menşe kurallarına ilişkin düzenlemeler ise, Gümrük
Kanunu’nun 22. maddesi ile Gümrük Yönetmeliği’nin 34. maddelerinde yer
almaktadır. Buna göre tercihli tarife uygulamalarından yararlandırılmak istenen
eşyanın tercihli menşe kuralları;
9
Söz konusu Karar ülkemiz Resmi Gazetesi’nde yayımlanmamış olup, gayriresmi tercümesine
Gümrük Müsteşarlığı web sitesinden (www.gumruk.gov.tr/AvrupaBirliği) ulaşılabilir.
18
a) Türkiye’nin bazı ülkeler veya ülke grupları ile yaptığı tercihli bir tarife
uygulaması gerektiren anlaşmalar kapsamı eşya için bu anlaşmalar ile
b) Türkiye tarafından tek taraflı olarak bazı ülkeler, ülke grupları veya toprak
parçaları için tanınan tercihli tarife uygulamalarından yararlanan eşya için Bakanlar
Kurulu Kararı çerçevesinde belirlenmektedir.
Söz konusu madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere Gümrük Kanunu ve
Yönetmeliği’nde tercihli menşe kurallarına ilişkin bir düzenlemeye gidilmemiş, söz
konusu kurallara özel anlaşma ya da düzenlemelerde ve bunlara ilişkin iç mevzuatta
yer verilmiştir.
1.4
Türkiye ve AT Menşe Mevzuatının Karşılaştırılması
Bilindiği üzere 3 Ekim 2005 tarihinde AB Üye Devletleri, Türkiye ile katılım
müzakerelerinin başlatılmasına oybirliği ile karar vermişlerdir. Bu doğrultuda
ülkemizin gümrük birliğinden kaynaklanan Topluluk Gümrük Mevzuatı ile uyum
yükümlülüğünün yanı sıra, aday ülke olarak Topluluk müktesebatını üstlenme
yükümlülüğü bulunmaktadır.
Katılım müzakerelerinin ilk aşamasını oluşturan “Tarama süreci”; ülkemiz ile
AB Komisyonunun ortaklaşa yürüttükleri, AB’ye katılacak olan ülkenin ulusal
mevzuatının AB müktesebatı ile karşılaştırıldığı bir inceleme sürecidir. Tarama
toplantılarında 29. Gümrük Birliği Faslı için tanıtıcı toplantı (Komisyon Sunuşları)
19
31 Ocak-1 Şubat 2006 tarihlerinde ve ayrıntılı tarama toplantıları (Ülkemiz
Sunuşları) 13-14 Mart 2006 tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirilmiş olup, Komisyon
tarafından hazırlanan 9 Mart 2007 tarihli Tarama Raporunun menşe ile ilgili
bölümlerinde
Topluluk
ve
ülkemiz
mevzuatı
arasındaki
farklılıklara
değinilmektedir10.
Tercihsiz menşe kurallarına ilişkin olarak belirlenen farklılıklar aşağıdaki
gibidir:
-
Türkiye “en son esaslı dönüşüm” kriterini olay bazında değerlendirmekte ve
her zaman DTÖ’deki müzakere pozisyonunu, kriterin yorumlanmasında
kullanmamaktadır.
-
Türkiye, menşe statüsünün kazanılmasında yetersiz olarak değerlendirilen
işçilik listesini tüm ürün grupları için kullanırken Toplulukta sadece tekstil
ürünleri için yetersiz işçilik tanımlanmaktadır.
-
Toplulukta çeşitli menşe şahadetnameleri kullanılırken Türk mevzuatı tek bir
menşe şahadetnamesinin kullanımına olanak sağlamaktadır.
-
Beyan edilen menşein gerçekliğinin doğrulanmasına ilişkin olarak Topluluk
mevzuatının karşılığı Türk mevzuatında bulunmamakta; konu gümrük
beyannamelerinin
kontrolüne
ilişkin
genel
hükümler
çerçevesinde
değerlendirilmektedir.
10
Tarama raporu için bkz. http://ec.europa.eu/enlargement/turkey/screening_reports_en.htm
20
Ayrıca tercihli menşe kurallarına ilişkin olarak; Türkiye’nin PAAMK
kapsamındaki ülkelerle müzakere etmesi ve tamamlaması gereken anlaşmaların
bulunduğu belirtilmekte ve serbest dolaşımda bulunan eşyanın menşeinin tespitinde
kullanılan “tedarikçi beyanının” sadece Türkiye ve Topluluk arasında değil, Türkiye
içinde de kullanılmasının gerektiği belirtilmektedir11.
Menşe kavramı, menşe kuralları, tercihli ve tercihsiz menşe kuralları ayrımına
ve söz konusu kurallara ilişkin mevzuata değinildikten sonra, İkinci Bölümde
dünyada bölgesel ticaret anlaşmalarının ve söz konusu anlaşmaların ayrılmaz bir
parçasını oluşturan tercihli menşe kurallarından bahsedilecek, ardından Topluluk ve
ülkemizin tercihli ticaret politikası menşe kuralları açısından ele alınacaktır.
11
“Tedarikçi beyanı” tercihli rejimden yararlanabilmek üzere menşe ispat belgelerinin
düzenlenmesinde kullanılan ve gümrük birliği kapsamı eşyanın tercihli menşe statüsünü göstermek
üzere eşyanın tedarikçisi tarafından yapılan bir beyandır. PAAMK sisteminde belge düzenlenmesine
ilişkin bölümde ayrıca değerlendirilecek olan tedarikçi beyanına ilişkin söz konusu eleştiri
anlaşılamamıştır. Toplulukta farklı üye ülkeler arasında kullanılan beyanın, aynı ülkede
kullanılamayacağı düşünülmektedir.
21
2
2.1
DÜNYADA BÖLGESELLEŞME HAREKETLERİ
VE TERCİHLİ MENŞE KURALLARININ ROLÜ
Bölgeselleşme Hareketleri
2.1.1 Giriş
Özellikle son 15 yıllık süreçte dünya ticaret sisteminde bölgesel ticaret
anlaşmalarının12 sayısının hızla arttığı görülmektedir. Bölgeselleşme hareketlerindeki
artış, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde uluslararası ticarette başat olan çok
taraflılık prensibinden bir sapmayı ifade etmektedir. Bu sapmanın önemli bir nedeni
Doha Kalkınma Gündemi’nin yarattığı hayal kırıklığının, ülkeleri çok taraflı
müzakereler dışında arayışlara itmesidir (Fiorentino, 2006: 11). Ayrıca bölgesel
ticaret anlaşmaları kanalıyla çok taraflı müzakerelerden daha hızlı ve çok taraflı
müzakerelerin ulaşamadığı politika alanlarında da sonuç alınabilmektedir (Gasiorek,
2007: 4).
Dünya çapında bölgesel ticaret anlaşmalarında yaşanan hızlı artış menşe
kurallarına olan politik ilgiyi de arttırmaktadır. DTÖ Sekretaryası verilerine göre;
1948 yılında başlangıcından 1990’a kadar GATT çerçevesinde bildirimi yapılan
bölgesel ticaret anlaşması sayısı toplamı 25 iken, bugün bu sayı 194’e ulamış
bulunmaktadır.
12
Coğrafi çağrışımına rağmen, tez kapsamında bölgesel ticaret anlaşmaları; esas inceleme konusu
anlaşmalardan ziyade, söz konusu anlaşmaların menşe kuralları olduğundan, tercihli ticaret
anlaşmaları, serbest ticaret anlaşmaları ve gümrük birlikleri için bir üst başlık olarak kullanılmıştır.
“Gümrük birlikleri” serbest dolaşım esasına dayanmakla birlikte, bölgeselleşme hareketlerinin genel
bir görünümünün sunulabilmesi amacıyla değerlendirme içinde tutulmuştur.
22
Menşe kuralları tercihli ticaret düzenlemeleri kapsamında verilen tavizlerden
hangi eşyanın yararlanabileceğini düzenleyen hükümlerdir. Bu doğrultuda, ticaret
sapmasının (trade deflection) önlenmesi menşe kurallarının ekonomik gerekçesini
oluşturmaktadır: taraf olmayan bir ülke eşyasının, gümrük vergileri düşük olan ülke
kanalıyla, “ticaret alanının” gümrük vergileri nispi olarak yüksek diğer tarafına
sevkiyatının önlenmesi.
Ekonomik bütünleşme hareketlerinin görece basit bir
aşamasını oluşturan tercihli ya da serbest ticaret anlaşmalarında taraf ülkeler,
aralarındaki gümrük vergilerini düşürdükleri ya da sıfırladıkları ancak üçüncü
ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi uygulamadıklarından, menşe kuralları söz
konusu ticaret sapmasının engellenmesi için gereklidir.
Gümrük birlikleri tarafların üçüncü ülkelere (ya da dünyanın geri kalanına)
ortak bir gümrük tarifesi uygulamasını gerektirdiğinden menşe kuralları esasına
dayanmamaktadır. Ancak istisnai olarak; ortak gümrük tarifesinin benimsenmesi
sürecinde geçici ya da taraflar arasında belli ürün gruplarında var olan büyük tarife
farklılıkları nedeniyle sürekli, menşe kurallarına başvurulabildiği görülmektedir
(Estevadeordal, 2007: 5).
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya ticaret sisteminin en önemli kaynağını
Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) ile bu anlaşmanın “bir ülkeye sağlanan
herhangi bir avantajın, imtiyazın veya dokunulmazlığın koşulsuz şartsız diğer taraf
ülkelere de uygulanmasını” düzenleyen “En Çok Kayrılan Ülke” maddesi
oluşturmuştur. Bu doğrultuda DTÖ üyelerinin söz konusu bölgeselleşme
hareketlerinin içerisinde yer almaları, GATT’ın 1 inci ve GATS’ın 2 inci
23
maddelerinde belirtilen ayrımcı olmayan muameleye ilişkin temel prensibin (MFN
kuralı) ihlali anlamına gelmektedir.
Ancak üye ülkelerin 3 başlıkta toplanabilecek özel durumlar halinde söz
konusu düzenlemelerde yer alabilme hakkı bulunmaktadır:
-
Gümrük birlikleri ya da serbest ticaret alanlarının tesis edilebilmesine imkan
tanıyan GATT’ın XXIV. maddesinin 4 ila 10 uncu fıkra hükümleri,
-
Dayanak Hükmü (Enabling Clause) olarak adlandırılan ve gelişmekte olan
ülkeler arasındaki eşya ticaretinde tercihli düzenlemelere imkan tanıyan ve
GATT 94’te de korunan 28 Kasım 1979 tarihli Karar.
-
Hizmetler alanında tercihli düzenlemelere imkan tanıyan GATS’ın 5 inci
maddesi.
En çok kayrılan ülke prensibine istisna oluşturan ve bölgeselleşme
hareketlerinin temelini oluşturan XXIV. madde hükümleri ile “gönüllü anlaşmalar
yoluyla taraf ülke ekonomileri arasında serbest ticareti arttırma isteği” tanınmakta;
ancak “gümrük birlikleri ya da serbest ticaret alanlarının amacının, taraf ülkeler
arasındaki ticareti kolaylaştırmak” olduğu ve diğer üye ülkeler ile ticarette engelleri
arttırmaması gerektiği belirtilmektedir.
Bu çerçevede 1) söz konusu anlaşmaların ticaretin esaslı bir bölümünü
içermesi ve 2) diğer üye ülkelere uygulanan tarife engellerinin ilgili anlaşma
öncesinden daha kötü olmaması gerekmektedir. Uruguay Turu sonunda DTÖ’nün
24
kurulmasıyla kabul edilen “XXIV. Maddenin Yorumlanmasına İlişkin Uzlaşma
Metni” ile bazı konulara açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Doha Bakanlar
Konferansı Deklarasyon Metninin DTÖ Kuralları başlığı altında yer alan 29 uncu
maddesinde de konuya yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre; bölgesel ticaret
anlaşmalarına ilişkin DTÖ hükümlerinin, özellikle ekonomik kalkınma göz önünde
bulundurularak açıklığa kavuşturulması ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır13. Söz
konusu madde hükümlerinde, özellikle “ticaretin esaslı bölümü” ya da geçici
anlaşmalar için süre sınırlamaları konusunda bir açıklık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan “dayanak hükmü” ile gelişmekte olan ülkeler lehine tercihli bir
muamele tanıma, tarife ve tarife dışı önlemler alma imkanı tanıyan hukuki bir temel
oluşturulmuş olup, Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi kapsamında tanınan tek taraflı
tavizlerin hukuki temeli de söz konusu Karar’dır (Atakan, 2002; 8).
Ekonomik bütünleşmeler çok taraflı ticaret sisteminin temel prensibine bir
istisna ve çok taraflı serbest ticaret açısından bir aşama olarak görülmekle birlikte,
günümüzde uluslararası ticaret sisteminde belirleyici bir konum edinmiş, bir başka
deyişle istisna, kural halini almıştır.
13
DTÖ çerçevesinde, bölgesel ticaret anlaşmalarına
www.wto.org/TradeTopics/RegionalTradeAgreements.
25
ilişkin
ayrıntılı
bilgi
için
2.1.2
Ekonomik Bütünleşmeler
Ekonomik bütünleşme teorisi, bir grup ülkenin aralarındaki ticareti
serbestleştirici politikalar izlemelerini konu edinir. Ekonomik bütünleşme sürecinin
en zayıftan en ileri bütünleşme biçimine doğru değişik aşamaları bulunmaktadır:
-
Tercihli Ticaret Anlaşmaları (Preferential Trade Agreements)
-
Serbest Ticaret Anlaşmaları (Free Trade Agreements),
-
Gümrük Birliği (Customs Union),
-
Ortak Pazar (Common Market),
-
Ekonomik Birlik (Economic Union).
Tablo.1’de görüldüğü gibi, en zayıf ekonomik entegrasyon biçimi tercihli
ticaret anlaşması olup, en ileri entegrasyon biçimi ise ekonomik birliktir. Ekonomik
entegrasyonun, entegrasyon sürecine giren ülkelerin ekonomileri üzerine ne tür
etkilerde bulunacağı konusunda ilk kapsamlı teori Jacob Viner (Viner, 1950)
tarafından geliştirilmiştir. Söz konusu teoride; gümrük birliği kurulması sonucunda,
bir malın üretiminin göreceli olarak düşük maliyetli üretim yapan birlik ülkesine
kayması ticaret yaratıcı (trade creation); yüksek maliyetli üretim yapan birlik
ülkesine kayması ise ticareti saptırıcı (trade diversion) etki olarak adlandırılmıştır.
Bununla birlikte hem Viner hem de halefleri Meade ve Lipsey tarafından geliştirilen
teoriler “gümrük birliklerini” esas almaktadır. Ortak gümrük tarifesinin bulunmadığı
ve menşe kurallarının belirleyici olduğu tercihli düzenlemelere yönelik ilgi ise
litaretürde henüz yenidir.
26
Tablo 1 Ekonomik Entegrasyon Biçimlerinin Özellikleri
Entegrasyon
Biçimi
Kısıtlamaların
Kaldırılması
Ortak
Gümrük
Sistemi
Üretim
Faktörlerinin
Serbest Dolaşımı
Ortak
Kurum &
Politikalar
Tercihli
Ticaret
Anlaşmaları
Sınırlı eşya
kapsamı için var.
Yok
Yok
Yok
Serbest Ticaret
Anlaşmaları
Var
Yok
Yok
Yok
Gümrük
Birliği
Var
Var
Yok
Yok
Ortak Pazar
Var
Var
Var
Yok
Ekonomik
Birlik
Var
Var
Var
Var
Kaynak: Sabır, (2002).
Krueger (1995), STA’lar ile Gümrük Birliklerini taraf ülkeler ve özellikle
dünya ekonomisine etkileri açısından karşılaştırdığı makalesinde, refah açısından
Gümrük Birliklerinin STA’lara pareto-üstün olduğunu ve politik açıdan STA’ların
çok taraflı ticaretin serbestleşmesine gümrük birliklerinden daha fazla olumsuz
etkide bulunacağını belirtmektedir. Bunun nedeni hem tercihli anlaşmalara harcanan
enerjinin ve kazanımların, çok taraflı serbestleşme hareketlerine ilgiyi azaltması hem
de aşağıda incelenmeye çalışılacağı üzere menşe kurallarının ticaretin önünde teknik
bir engel olma potansiyelidir.
27
2.1.3
Bölgeselleşme Hareketlerinde Sayısal Görünüm
Bölgeselleşme hareketlerindeki hızlı artışı DTÖ’ye yapılan bildirimler
çerçevesinde incelemek mümkündür. Örneğin bir ekonomik bütünleşme anlaşması
olarak değerlendirilen Topluluğun 27 üyesi arasındaki ilişkinin hem GATT XXIV
hem de GATS V çerçevesinde bildirimi yapılmıştır. Ülkemizin tercihli
düzenlemelerinin bildiriminin GATT XXIV çerçevesinde yapılmış olduğu
görülmektedir. Bu durumun tek istisnası henüz fiilen uygulanmayan Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Tercihli Ticaret Anlaşmasının (ECOTA) “Dayanak Hükmü
(Enabling Clause)” çerçevesinde yapılan bildirimidir.
Eylül 2007 itibariyle DTÖ’ye bildirimi gerçekleştirilen anlaşmalara ilişkin
özet bilgi Tablo.2’de sunulmaktadır. İncelenmesinden görüleceği üzere “menşe
esasına” dayanmayan gümrük birliklerinin (eşya) tercihli ticaret düzenlemeleri
içerisindeki payı ancak %10’dur.
Tablo 2 Yürürlükteki Bölgesel Ticaret Anlaşmalarına İlişkin GATT/DTÖ
Bildirimleri
Üyelik14 Yeni Anlaşma
Toplam
2
109
111
6
7
13
Enabling Clause
1
20
21
GATS Madde V
2
47
47
Toplam
11
183
194
GATT Madde XXIV
(STA)
GATT Madde XXIV
(GB)
Kaynak: DTÖ Sekretaryası, 2007.
14
Bulgaristan ve Romanya’nın 1/1/2007 tarihi itibariyle AB’ye üyeliğine ilişkin bildirim, bu
çerçevede değerlendirilebilir.
28
Şekil 1 Yürürlüğe giriş tarihlerine göre bölgesel ticaret anlaşmalarının dağılımı
Anlaşmaların Sayısı
250
200
150
100
50
19
48
19
52
19
56
19
60
19
64
19
68
19
72
19
76
19
80
19
84
19
88
19
92
19
96
20
00
20
04
20
08
0
Yıl
Kaynak: DTÖ Sekretaryası, 2007.
DTÖ’ye bildirilen ve yürürlükte bulunan 194 anlaşmanın yanısıra
değerlendirme aşamasında bulunan anlaşmaların sayısı da 194’e ulaşmıştır. Sadece
Ocak 2005 ile Aralık 2006 tarihleri arasında 55 bildirim yapılmış olup,
bölgeselleşme hareketlerine ilişkin Şekil 1’de görülen eğilim dikkat çekicidir.
Şu an yürürlükte bulunanlara ek olarak, yürürlüğe girmesi beklenen ve
müzakere ya da teklif aşamasında bulunan anlaşmaların da yürürlüğe girmesi ile
birlikte 2010 yılında yaklaşık 400 tercihli anlaşmanın uygulandığı bir uluslararası
ticaret sistemi ile karşı karşıya olacağımız görülmektedir.
29
2.1.4
Bölgeselleşme Hareketlerinde Temel Eğilimler
Bölgeselleşme hareketlerindeki hızlı artış ve çeşitlilik göz önüne alındığında
temel eğilimler ve karakteristiklerinin belirlenmesi zorluklar içermektedir. Bununla
birlikte 4 eğilim dikkat çekmektedir:
İlk olarak birçok ülke için bölgesel ticaret anlaşmaları, dış ticaret
politikalarının özünü oluşturmakta, çok taraflı ticari amaçların ikinci plana itildiği
anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, DDA görüşmeleri, müzakerelere yön veren ABD,
AB, Hindistan, Brezilya, Japonya ve Avustralya arasındaki farklı pozisyonları
sonucu yaşanan tıkanıklık sonrası, Temmuz 2006’da askıya alınmıştır. Müzakereler
yeniden başlamış olmakla birlikte, AB tarafından ısrarla üstünde durulan ticaretin
kolaylaştırılması dışındaki “Singapur Konuları” olan yatırım, rekabet ve kamu
alımlarında şeffaflık, 2003 Cancun Bakanlar Konferansı sonrasında DDA
gündeminden çıkarılmıştır. Halbuki söz konusu alanlarda ikili anlaşmalar aracılığıyla
ilerleme sağlanması mümkündür. Anılan sorunlar, AB’nin çoktaraflı serbest ticaret
için çalışmalarını desteklemekle birlikte, özellikle hızla büyüyen bölgelere yönelik
(Asya ve Latin Amerika) yeni nesil STA’lar imzalama yolundaki ticaret politikası
değişikliğinin önemli bir sebebidir.
İkinci olarak hem Kuzey-Güney hem de Güney-Güney ülkeleri arasındaki
anlaşmalarda bir artış görülmektedir. Bu durum hem DTÖ kurallarından, hem de
Güney ülkelerinin, iki taraflı güçlü tavizleri Kuzey ülkeleri tarafından tek taraflı
olarak tanınan tavizlere tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Üçüncü eğilim;
30
dünyanın çeşitli bölgelerindeki düzenlemelerdeki genişleme ve birleşme sürecidir15
(Fiorentino, 2006; 12). Son olarak söz konusu anlaşmaların büyük çoğunluğunu
taraflar arasındaki gümrük duvarlarının kalktığı ancak her taraf ülkenin dışarıya karşı
kendi tarifesini uyguladığı STA’lar oluşturmaktadır. Ancak söz konusu STA’ların
basit serbestleşmenin ötesinde; ekonomik işbirliği, ticaretin kolaylaştırılması ve
doğrudan yabancı sermaye politikası konularını da içerdiği görülmektedir16.
2.2
2.2.1
Tercihli Menşe Kuralları
Tercihli Menşe Kuralları: Amaç
Ticaret anlaşmalarında yaşanan hızlı artış, söz konusu düzenlemelerin
kaçınılmaz olarak bir parçasını oluşturan menşe kurallarına olan ilgiyi de
arttırmaktadır. Menşe kurallarına ilişkin ilgi genelde iki açıdan incelenebilmektedir:
1) Söz konusu kuralların katılığı ve karmaşıklığı, 2) Dünyadaki tercihli menşe
sistemleri arasındaki ayrım.
Menşe kuralları tavizli vergilerden sadece taraf ülkelerin yararlanabilmesini
garanti altına almak için gerekli olmakla birlikte, bu durum söz konusu kuralların
“nötr” olduğu anlamına gelmemektedir. Tam tersine menşe kuralları ticaret
sapmasını17 önleme amacının çok ötesinde bir dış ticaret politikası aracı olarak
15
PAMK sisteminin Akdeniz ülkelerine genişletilmesi ya da bazı istisnalar ile tüm Amerika kıtasını
kapsaması öngörülen FTAA bu çerçevede değerlendirilebilir.
16
Örneğin ülkemizin Suriye ve Tunus ile tercihli ticareti Ortaklık Anlaşmalarına dayanmakta olup,
STA’lardaki hükümler dışında “Ekonomik ve Teknik İşbirliği” hükümlerini de içermektedir.
17
Ticaret sapması “ekonomik entegrasyon modelleri” kapsamındaki ticaret sapmasından farklı
anlamda kullanılmıştır. Literatürde gümrük birliği ya da STA sonrası bir malın üretiminin yüksek
31
kullanılabilmektedir. Bu durum söz konusu kurallar da dikkate alındığında
bölgeselleşme hareketlerinin; ticaret yaratıcı, refah arttırıcı ve küresel serbest ticarete
bir katkı olup olmadıkları açısından tartışılması sonucunu doğurmuştur.
Menşe kurallarının meşru zeminini oluşturan ticaret sapması (trade
deflection) nedir? Örneğin AB’nin bisiklet üzerindeki MFN vergi oranının %20
olduğunu, Mısır’ın AB ile anlaşması çerçevesinde bisiklet için tavizli vergi oranının
sıfır olduğunu ve taşıma maliyetinin bulunmadığını varsayalım. Mısır’ın bisiklet
üzerindeki MFN vergi oranı % 5 olsun. Menşe kuralları işletilmezse, üçüncü bir ülke
(örneğin Malezya) %20 yerine, %5 vergi ödeyerek Mısır üzerinden, AB pazarına
girme olanağı elde edecektir. Menşe kuralları, tanınan tavizden sadece “Mısır”
tarafından yararlanılmasını garanti altına almaktadır.
Ancak günümüzde taviz tanıyan (ve aynı zamanda içinde yer aldıkları tercihli
düzenlemelerin menşe kurallarının belirlenmesinde etkin rol oynayan) Kuzey
ülkelerinin gümrük vergilerinin istisnalar dışında tavizden yararlanması beklenen
Güney ülkelerininkine göre düşük olduğu bilinmektedir. Bu durum en azından söz
konusu anlaşmalar için ticaret sapması gerekçesini zayıflatmaktadır.
Menşe
kurallarının
bir
diğer
savunulan
özelliği
ise
kalkınmayı
desteklemesidir. Anlaşma eki menşe kurallarının doğru tanımlanması (yani yeteri
kadar katı) halinde, tavizlerden yararlanması beklenen gelişmekte olan ya da az
gelişmiş ülkelerin ekonomik kalkınmalarına katkıda bulunulacağı belirtilmektedir
maliyetle üretim yapan birlik üyesine kayması, dünyada kaynakların etkin kullanılmaması dolayısıyla
olumsuz manada, ticaret sapması (trade diversion) olarak adlandırılmaktadır.
32
(Erasmus, 2004; 6). Çünkü menşe kriterine göre değişmekle birlikte, tercihli
rejimden
yararlanabilmek
için
ilgili
ülkede
belli
bir
üretim
aşamasının
gerçekleştirilmesi ya da belli bir katma değer sağlanması gerekmekte ve dolayısıyla
üretim teşvik edilmektedir.
Teorik açıdan bakıldığında, menşe kurallarını içermeyen bir tercihli ticaret
anlaşması, ticaretin akışını büyük ölçüde değiştirme potansiyeli taşımaktadır. Bir
menşe kuralı bulunmadığında, eşya serbest ticaret alanına her zaman en düşük
tarifenin uygulandığı taraftan gelecektir. Yine teorik açıdan bu durum menşe kuralı
olmayan anlaşmaların “serbestleştirici” etkisini de göstermektedir (Krishna, 2002: 7).
Ancak bu durumda tarifeler dolayısıyla değişen sevkiyat güzergâhının yaratacağı
taşımacılık maliyetleri de dikkate alınmak durumundadır. Menşe kuralının
bulunmadığı ve taşımacılık maliyetlerinin, taraf ülkeler arasındaki tarife farkının az
da olsa altında olduğunda, refahı düşüren bir ticaret sapması söz konusu olacaktır:
maliyetlerde
büyük
değişiklik
olmadığından,
tüketiciye
yansıyan
fiyatlar
değişmezken, kaynaklar taşımaya ayrılmış ve gümrük vergisi geliri düşmüştür.
Menşe kuralları bu olumsuz tabloyu önlemektedir.
2.2.1.1 Menşe Kurallarının Maliyetler Üzerindeki Etkileri
Menşe kuralları korumacı eğilimi yansıtan iki çeşit maliyet oluşturarak ticaret
üzerinde etkili olabilmektedirler: 1) üretim maliyetleri ve 2) yönetsel maliyetler.
Üretim maliyetleri menşe kurallarının dayattığı çeşitli teknik kriterler dolayısıyla
ortaya çıkmaktadır.
33
Menşe kuralları bir eşyanın hangi ülkeden geldiğini değil, hangi ülkede
üretilmiş olarak değerlendirilmesi gerektiğini düzenleyen hükümler olduğundan,
ticaret alanına taraf ülkelerin üreticileri lehine ticaretin yönünü değiştirebilmektedir.
Ancak söz konusu üreticiler menşe kuralını sağlamak üzere maliyeti en düşük, yani
en etkin üretici yerine, girdileri tercihli ticaret alanından tedarik etmek kısıtı ile karşı
karşıya kalacaktır. Girdi maliyetlerinin artması, nihai ürün üretim maliyetlerini,
üretim maliyetlerinin artması ise nihai ürün miktarını ve dolayısıyla nihai ürün
üreticilerinin, girdilere olan talebini azaltacaktır (Krishna, 2002: 8).
Yönetsel maliyetler ise ilgili tercihli düzenlemeden yararlanmak isteyen
ihracatçıların, menşe kurallarını yerine getirdiklerini kanıtlamalarına ilişkin
prosedürden kaynaklanmaktadır. Uygun bir menşe ispat belgesinin düzenlenmesi,
söz konusu belgenin düzenlenmesi için gerekli kayıt sisteminin kurulması ve söz
konusu belgenin sonradan kontrolü aşamasında katlanılması olası maliyetler,
özellikle gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülke ihracatçıları için zorlayıcı düzeye
çıkabilmektedir. Örneğin Herin (1986)18 EFTA çerçevesinde menşe kuralının
karşılandığını tevsik eden uygun menşe ispat belgesinin temin edilmesinin
maliyetinin, eşyanın FOB fiyatının % 3 ila 5’i olduğunu hesaplamıştır.
2.2.1.2 Ticaret ve Yatırımlar Üzerindeki Etkileri
Yukarıda belirtildiği üzere bağlayıcı menşe kurallarının sağlanmasının ilk
etkisi üretim maliyetlerindeki artıştır. Çünkü menşe kuralları “tercihli menşe
18
Estevadeordal (2003)’den alınmıştır.
34
statüsünün” kazanılması için belli kısıtlar oluştururlar. Dünyanın geri kalanında
imalatta kullanılacak girdiler daha ucuz da olsa; menşe kuralları, alan içi girdi
kullanımını destekleyerek bölge içi ticareti arttırmaktadır. Özellikle girdileri iç
pazardan temin edemediklerinden, üretimleri ulusal pazarları dışındaki arz
kaynaklarına dayanan küçük ülke üreticileri için bu durumun etkisi görece daha
yüksektir (Krishna, 1995: 9).
Taraf ve taraf olmayan ülkeler arasında ayrımcılık yaratmalarının yanısıra,
menşe kurallarının ticaret alanı içi ticareti olumsuz etkileme olasılığı da hayli
yüksektir. Menşe kurallarının “katılığı” arttıkça, bir başka deyişle hem yönetsel hem
de üretim maliyetleri yükseldikçe, ihracatçıların MFN ile tavizli tarife arasındaki
avantajdan yararlanmamayı tercih etme olasılığı da artacaktır. Bu tercihte belirleyici
olan menşe kurallarının dayattığı “toplam maliyetle”, menşe kuralını karşılamanın
“toplam faydası” (MFN ile tavizli vergi oranı arasındaki fark) arasındaki ilişki
olacaktır. Aslında, tercihli ticaret anlaşmalarında belirtilen taviz listeleri sadece
potansiyeli yansıtmakta, uygulamada tavizlerden yararlanma oranı menşe kuralları
dolayısıyla düşük seviyelerde kalmakta ve bu durum tercihli düzenlemelerinin politik
kabul edilebilirliğini de arttırmaktadır (Duttagupta, 2001).
Kısa vadeli ticari etkilerinin yanısıra, menşe kuralları ilgili tercihli
düzenlemenin sağladığı tavizlerden yararlanmak isteyen firmaların, en uygun yatırım
alanı olmasa bile ticaret alanında imalat yapma kararı almaları yoluyla yatırımlar
üzerinde de etkili olabilmektedir. Menşe kurallarını içermeyen bir STA’nın
yatırımlar üzerinde etkili olması mümkün değildir.
35
Örneğin Toplulukta 1989 yılına kadar “yarı iletkenler” için belirlenen,
“montajın yapıldığı ülke” şeklindeki menşe kuralı, Komisyon tarafından “difüzyonun
gerçekleştirildiği ülke” olarak değiştirilmiştir. Bu değişiklik Japon ve ABD’li çip
üreticilerinin AT’ye yatırımlarını arttırmalarını sağlamıştır (Krishna, 2002; 2).
Menşe kurallarının yatırımlar üzerindeki etkilerine ilişkin bir başka örnek,
NAFTA çerçevesinde karşımıza çıkmaktadır. Televizyonların menşeinin tespitinde
tüpün belirleyici olması, diğer bir ifade ile televizyonların tercihli gümrük rejiminden
faydalanabilmesi için imalatında kullanılan tüpün NAFTA menşeli olmasının
gerekmesi, Japon ve G. Kore’de yerleşik bazı tüp üreticilerinin tesislerini Kuzey
Amerika’ya taşımasına veya bu bölgede yeni tesis kurmayı planlamasına yol açtığı
tespit edilmiştir (Dünya Bankası, 2000: 76).
Ayrıca söz konusu kurallar ticaret alanı içi yatırım kararlarında da sapma
yaratabilmektedirler. Hem nihai ürünün uygun bileşenlerinin temini hem de rekabetçi
gücün korunabilmesi amacıyla, bir firma için daha etkin olan, ticaret alanındaki en
büyük pazar ve en düşük gümrük tarifesi olan ülkede –NAFTA örneğinde ABD gibiyatırım yapmak olacaktır. Elbette bölgesel katma değer oranını dikkate alan bir
menşe kuralı, tam tersine üretim maliyetleri yüksek bir çevre ülkesine yatırım
yapılması sonucunu da doğurabilecektir.
36
2.2.1.3 “Faydalanma Oranları” ve Menşe Kurallarının Rolü
Teorik olarak menşe kuralını karşılayan eşya tercihli rejimden faydalanabilir.
Ancak uygulamada her ülke kendi ekonomisi için hassas olan ürünlerde tarife tercihi
tanımama yoluna gitmektedir. Örneğin ülkemiz ile Tunus arasındaki anlaşmanın 2
nolu protokolü tarım tavizlerine ayrılmış olup, ülkemiz menşeli tarım ürünlerine
tanınan tavizler sadece 6 ve ülkemiz tarafından Tunus menşeli tarım ürünlerine
tanınan taviz listesi ise 7 pozisyon ya da altpozisyon ile sınırlandırılmıştır. Bu
çerçevede, menşe protokolünde geçerli menşe kuralının karşılanmasından önce,
eşyanın Anlaşma kapsamında olması gerekmektedir.
Ancak STA’ların serbestleştirici etkisinin sınırları taviz listelerinin de altına
düşebilmektedir. Yukarıda açıklanmaya çalışıldığı üzere; menşe kurallarının yönetsel
ve üretim üzerindeki maliyetleri STA’lardan yararlanma oranını düşürebilmektedir.
Bretton (2002; 9), AB’nin Genelleştirilmiş Tercihler Sisteminden yararlanma
oranının (tavizlerden yararlanılan ithalatın, tavizlere konu toplam ithalata oranının)
sadece %31 olduğunu, AB için tercihli ticaret politikasının bir dış politika aracı
olduğunu ve özellikle Balkan ülkeleri ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşmalarında pazara
girişi kolaylaştıran menşe kurallarının benimsenmesinin ya da anlaşmaların menşe
kurallarından kaynaklanan sorunları ortadan kaldıran gümrük birliğini model
almasını önermektedir.
37
2.2.2
Dünyada Tercihli Menşe Kuralları
Uluslararası ticaret sisteminde menşe kurallarının kısıtlayıcılığı, ticaret,
yatırımlar ve refah üzerinde etkiler doğurabilmektedir. Dünya çapında farklı tercihli
menşe kuralları sistemlerinin bulunması ve bu sistemler arasında geçişlilik
bulunmaması ise bir başka önemli sorun oluşturmaktadır. Aşağıda önemli ticaret
bloklarınca kullanılan menşe kuralları çeşitlerine ilişkin bilgiye yer verilmiştir.
2.2.2.1 Avrupa
Avrupa Birliği tarafından kullanılan menşe kuralları oldukça yeknesak bir
yapı teşkil etmekte olup, bu durum büyük ölçüde 1990’lı yıllarda Avrupa Komisyonu
tarafından yürütülen AB’nin menşe kurallarının uyumlaştırılması çalışmalarından
kaynaklanmaktadır. Bu süreçte 1972 ve 1973’lerde EFTA ülkeleri ile, 1990’ların
başında ise “Avrupa Anlaşmaları” kapsamında Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti,
Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovakya ve Romanya ile
imzalanan STA’lar eki menşe protokollerinin uyumlaştırıldığı görülmektedir. Söz
konusu uyumlaştırma süreci 1997’de Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu Sisteminin
yürürlüğe girmesi ve tüm taraflar arasında kümülasyona imkan tanıyan aynı menşe
kurallarının yürürlüğe sokulması ile sonuçlanmıştır (Dayıoğlu, 2003: 51). Bu şekilde
Avrupa’da birbirleri ile geçişliliği olmayan STA’ların ve menşe protokollerinin
yarattığı olumsuz etki ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Söz konusu menşe
protokolleri; tarife değişikliği, fabrika çıkış fiyatını baz alan katma değer ve özel
işçilik aşamalarına ilişkin kriterlerin bir kombinasyonundan oluşan oldukça teknik ve
karmaşık bir menşe kuralları listesine (Liste Kuralları) dayanmaktadır.
38
Liste kuralları Pan-Avrupa sisteminin, Akdeniz ülkelerine genişletilmesi ile
oluşturulan Pan-Avrupa-Akdeniz (Pan-Euro-Med) Menşe Kümülasyonu Sisteminde
de kullanılmaktadır. Sistem, aralarında aynı menşe kurallarına sahip STA’lar olan
ülkeler arasında çapraz kümülasyonun uygulanmasına dayanmakta olup, 3 üncü
bölüm söz konusu sistemin ortaya çıkışı ve işleyişine ayrılmıştır.
Aynı menşe kuralları AB’nin İstikrar ve Ortaklık Süreci içerisinde yer alan
Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Kosova;
bölge dışında Meksika, Şili ve Güney Afrika ile gerçekleştirilen STA’larda da
kullanılmaktadır. Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi ve Afrika, Karayip ve Pasifik
ülkeleri (AKP) ile gerçekleştirilen Cotonou Anlaşması da neredeyse aynı menşe
kurallarına dayanmaktadır. Ayrıca EFTA ülkelerinin de Singapur ve Meksika ile
yürürlüğe giren STA’ların aynı modeli takip ettiği görülmektedir.
2.2.2.2 Amerika
Avrupa kıtasının aksine Amerika’da, menşe kuralları rejimlerinde bir
çeşitlilik söz konusudur. Latin Amerika Entegrasyon Topluluğu (LAIA) tarafından
oldukça kısıtlı eşya grubu için özel kurallar belirlenmiş olmakla birlikte, tüm tarife
kalemleri için “tarife pozisyonu değişikliği ya da ihraç eşyasının FOB fiyatının
%50’si değerinde bölgesel katma değer” şeklinde alternatifli bir genel kural
uygulanmaktadır. LAIA modeli, Andean Topluluğu ve Güney Amerika Ortak Pazarı
Mercosur’da
uygulanan
modellerin
de
(Estevadeordal, 2007; 6).
39
çıkış
noktasını
oluşturmaktadır
Menşe kuralları açısından diğer uçta ise Kuzey Amerika Serbest Ticaret
Anlaşması (NAFTA); ABD ve Kanada’nın Şili, Kolombiya, Peru ile STA’ları ve
Meksika’nın kıtada yer alan bazı ülkelerle yaptığı anlaşmaların çıkış noktasını
oluşturmaktadır. Söz konusu anlaşmalarda genel olarak ürüne göre fasıl, pozisyon ya
da altpozisyon değişikliği talep edilmektedir. Bununla birlikte çeşitli ürün
gruplarında katma değer, teknik sınama ve istisna uygulamaları tarife değişikliği
sınamasına ek olarak aranmaktadır19. Orta Amerika Ortak Pazarı CACM’da ise
anılan iki sistem arasında, ürüne özgü tarife değişikliği sınamasına dayalı liste
kuralları kullanılmaktadır.
Topluluğun tercihli ticaret politikasının ele alınırken daha ayrıntılı görüleceği
üzere; Avrupa menşe kuralları Topluluğun bölge dışında bulunanlar da dahil olmak
üzere tüm tercihli düzenlemelerinde esas alınmaktadır. Ancak NAFTA kurallarından
ayrı olarak ABD’nin Ürdün ve İsrail ile STA’ları eki menşe kuralları, sadece “katma
değer” esasına dayanırken; Fas, Bahreyn ve Umman ile STA’larında katma değer
kriterine, sadece tekstil ürünleri için NAFTA benzeri tarife değişikliği kuralı eşlik
etmektedir (Estevadeordal, 2007;7).
2.2.2.3 Asya
Güneydoğu Asya Uluslar Birliği ASEAN, ASEAN-Çin, ASEAN-Kore,
Avustralya-Singapur STA’sı, Güney Pasifik Bölgesel Ticaret ve Ekonomik İşbirliği
(SPARTECA) gibi Asya kıtasındaki entegrasyon modelleri istisnalar dışında “katma
19
NAFTA Sekretaryası internet sitesinden alınmıştır: www.nafta-sec-alena.org/ Legal Texts.
40
değer” esasına dayanmaktadır20. Japonya-Singapur Ekonomik İşbirliği Anlaşması da
Avrupa ve NAFTA menşe kurallarının aksine basit tarife pozisyonu değişikliği
esasında işlemektedir. Avusturalya-Yeni Zelanda Yakın Ekonomik İlişkiler Ticaret
Anlaşması ANZCERTA’nın katma değer esasına dayalı liste kuralları ise; tarife
değişikliğine dayalı ABD-Avusturalya Anlaşmasında esas alınan menşe kuralları seti
ile değiştirilmiştir21.
Asya’da nispeten daha kolay “ürün özel” kurallar seti bulunmakla birlikte;
ABD menşe kurallarının etkisine, AB’nin gündeminde yer alan Güney Kore,
ASEAN ve Hindistan STA’ları ile birlikte Avrupa menşe kurallarının da kıtada etkili
olacağı ve menşe kuralları karmaşasının artacağı anlamına gelmektedir.
2.2.2.4
Afrika ve Orta Doğu
Avrupa ve Amerika’daki -ve giderek artan oranda Asya’daki- menşe kuralları
karmaşası Afrika ve Orta Doğu’da gerçekleştirilen bölgesel ticaret anlaşmalarında
bulunmamaktadır. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu ECOWAS, Doğu ve
Güney Afrika Ortak Pazarı COMESA, Körfez İşbirliği Konseyi KİK düzenlemeleri
%30-40 aralığında “bölgesel katma değer” ve alternatif tarife değişikliği kuralına
dayanmaktadır. Bunun dışında Güney Afrika Kalkınma Topluluğu SADC menşe
kuralları ise Pan-Avrupa modeline yakınsamakta olup, COMESA menşe kurallarının
yeniden müzakere edilmesine ilişkin girişimler ve AB-KİK STA müzakereleri ile
20
21
ASEAN menşe kuralları için bkz. www.aseansec.org/17281.htm.
Bilgi www.fta.gov.au internet sitesinden derlenmiştir.
41
kıtada liste kuralları olarak adlandırılan her biri ürün için belirlenen özel kurallarda
daha karmaşık bir yapının ortaya çıkabileceğini göstermektedir.
2.2.2.5 Menşe Kuralları Rejimleri
Dünyadaki menşe sistemleri “liste kurallarının” dışında “de minimis” olarak
adlandırılan tolerans kuralı, kümülasyon ve menşe statüsünün ispatı gibi konular
açısından da büyük farklılıklar içerebilmektedir. Genel tolerans kuralı; liste kuralı
gereğince kullanılmaması gereken menşeli olmayan girdilerin, belirli bir limite kadar
kullanımına izin verilmesi anlamına gelmektedir. PAAMK’ın işleyişinde örneklerle
ele alınacağı üzere menşe kümülasyonu ise, aralarında Serbest Ticaret Alanı
oluşturan bir anlaşmaya taraf olan ülkelerin, birbirleri menşeli girdileri sınırsız
ölçüde kullanmalarına olanak tanıyan bir sistemdir.
Örneğin A ve B ülkeleri arasındaki bir STA’da “gömlek” için liste kuralı
“iplikten imalat” olsun. Buna göre; A ülkesinin üçüncü ülke menşeli kumaş
kullanarak gömlek imal etmesi halinde, gömlek menşe kazanamayacak ve
dolayısıyla tavizli rejimden yararlanamayacaktır. Ancak kümülasyon menşe
kurallarında bir esneklik sağlamakta ve A ülkesinin B ülkesi menşeli girdileri
(örneğin kumaşı) A ülkesi menşeli kumaş gibi kullanmasına olanak tanımaktadır.
Diğer taraftan, menşe protokolünde belirtilen tüm kuralların yerine getirilmesi
halinde, eşyanın tercihli menşe statüsünün kanıtlanması için uygun bir menşe ispat
belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belgelerin kamu makamlarınca
42
veya (onaylanmış) ihracatçılarca düzenlenmesi mümkün olabilmektedir. Yukarıda
kısaca değinilmeye çalışılan menşe sistemleri arasında bahse konu alanlarda da bir
uyum bulunmamaktadır.
2.2.2.6 “Spaghetti Bowl” Etkisi
Bhagwati
tarafından
ortaya
atılan
“Spaghetti
Bowl”
bölgeselleşme
hareketlerinin hızla arttığı ve ticaret bölgeleri arasında geçişliliğin kısıtlandığı bir
dünya ticaret sistemini tanımlamak üzere kullanılmaktadır.
Bhagwati ayrımcı uygulamanın bulunmadığı bir DTÖ sisteminde menşe
kurallarına ihtiyaç olmayacağını, DTÖ’ye üye bir ülkeden gelen eşyanın, tek bir
MFN vergi oranı ile karşılaşacağını belirtmektedir. Ancak tercihli tarife
uygulamasına izin veren Anlaşmalar, bazı ülkeler lehine yarattığı ayrımcı uygulama
ile ekonomik olarak etkin olmayan üretim ağlarının (menşe kurallarının yatırım
etkisi) oluştuğuna dikkat çekmiştir (Bhagwati; 1995).
Tabak uluslararası ticaret sistemini tanımlarken, içerde geçişliliği olmayan
farklı sistemlerle bir karmaşa tablosu ortaya çıkmakta, farklı menşe kuralları bu
tabloyu daha ağırlaştırmaktadır. Örneğin Meksikalı bir ihracatçı ABD ve AB’ye
tercihli rejim kapsamındaki ihracatında, üretim ve tedarik tercihlerini de
etkileyebilecek, farklı tercihli düzenlemeler ve menşe kuralları ile karşılaşmaktadır.
43
2.2.2.7 Menşe Kümülasyonun Etkisi
Günümüzde dünya ticaret sistemi daha fazla tercihli ticaret anlaşmaları ile
şekillenmekle birlikte, herbir anlaşma birbirinden oldukça farklı formülasyonlara
sahip menşe kuralları içermektedir. Farklı ticaret blokları arasındaki farklılıkların
yanısıra, aynı ülke ihracatçıları farklı ülkelerle tercihli düzenlemelerinde, farklı
menşe kuralları ile karşılaşabilmektedirler.
Avrupa kıtasında 1990’larda karşılaşılan söz konusu sorun, taraflar arasında
aynı menşe kurallarına sahip STA’ların yürürlüğe sokulması ve “çapraz
kümülasyona” izin verilmesi ile aşılmaya çalışılmıştır.
Çapraz Kümülasyonu Gasiorek (2007) tarafından kullanılan çerçeve
kullanarak açıklamak üzere; AB’nin B ve C ile belirtilen ülke/ülke grupları ve B ve
C’nin de kendi aralarında STA’ları olduğunu, çapraz kümülasyona izin verilmediğini
ve gömlek için menşeli olmayan girdi kullanılması halinde yapılması gereken
işçiliğin “iplikten imalat” olduğunu varsayalım. Hem B menşeli gömlekler hem de C
menşeli kumaş, ayrı ayrı AB pazarına gümrük vergisi ödemeksizin girebilmektedir.
Ancak C menşeli kumaştan B ülkesinde üretilmiş gömlek menşe kazanamadığından
(C ülkesi menşeli kumaş AB-B ticaretinde üçüncü ülke menşeli olarak
değerlendirildiğinden) AB pazarına MFN vergisi ödeyerek ihraç edilebilecektir.
Tüm ülkeler arasında STA’ların bulunduğu göz önüne alındığında söz konusu
kısıtlama taraf ülkeler arasında kümülasyona izin verilmesi ile çözülebilir: C menşeli
kumaş AB pazarına tercihli ticaret kapsamında ihraç edilebildiğine göre, B
44
ülkesindeki imalat sürecinde, B ülkesi menşeli olarak değerlendirilecek; bir başka
deyişle kümüle edilecektir. Elbette söz konusu sistemin işleyebilmesi, eş menşe
kurallarına sahip STA’lar ağının tamamlanmasına bağlı olup, PAAMK özelinde
konu tekrar ele alınacaktır.
Bu noktada, kümülasyonun bir serbest ticaret alanında ticaret üzerinde
yaratabileceği olası etkiler, Şekil 2 yardımıyla incelenebilir. Serbest ticaret alanının
çevre ülkeleri (B ve C ülkeleri) arasında ticaretin; ticaret yaratıcı ve ticaretin yönünü
değiştiren etkiler nedeniyle artacağı söylenebilir. Ticaret yaratıcı etki B’nin kendisi
üretmek yerine C’den (ve tam tersi) temin edebilme imkanı dolayısıyla ortaya
çıkmakta ve menşe kurallarının ticareti azaltan etkisini tersine çevirmektedir. İkinci
etki ise B ülkesinin AB’den temin edebildiği ara mallarını (örnekte kumaş) artık daha
etkin olması halinde, C’den de temin edebilmesi dolayısıyla oluşmaktadır.
Bununla birlikte merkezden çevreye ticaret akışında yeniden yönledirici etki
nedeniyle bir azalma olabilir. Ancak merkez ülkesi olan AB’nin ara malı teminini
kümülasyon imkanı nedeniyle ülkeler arasında yeniden yönlendirmesi (örneğin C
yerine B’den tedarik etmesi) nedeniyle çevreden merkeze ticaret akışında bir artış
olabilir. Ticaret akışındaki toplam etki, iki etki arasındaki ilişkiye bağlı olacaktır.
Taraf ülkeler ile ‘dünyanın geri kalanı’ arasındaki ticaret akışında ise iki etki
ile karşılaşılabilir. Örneğin B ülkesinin daha etkin üçüncü ülke ara malları yerine,
kümülasyona imkan tanındığından, C ülkesinden tedarik etmeyi tercih etmesi halinde
ticaret sapması söz konusu olacaktır. Diğer taraftan menşe kuralına göre, C’den
45
tedarik edilen menşeli girdiler dolayısıyla, eğer B ülkesinin daha fazla üçüncü ülke
menşeli girdi kullanmasına rağmen, nihai ürün menşe statüsü kazanabiliyorsa; 1) söz
konusu ithalat daha pahalı taraf ülke (örn. AB) ithalatının yerini alıyorsa ticaretin
yeniden yönlendirilmesi ve 2) söz konusu ithalat iç üretimin yerini alıyorsa ticaret
yaratıcı etki söz konusu olacaktır.
Şekil 2 Menşe Kümülasyonunun Ticaret Üzerindeki Etkileri
B
Ülkesi
%30
İhracat ↓↓(TS)
İhracat ↑ (TY, TR)
Dünyanın
geri
kalanı
İhracat↑↑
(TY, TR)
C
Ülkesi
%20
İhracat↑ veya ↓
(TY, TR)
İhracat ↓↓(TS)
İhracat ↑ (TY, TR)
İhracat↑ veya ↓
(TY, TR)
İhracat ↓↓(TS)
İhracat ↑ (TY, TR)
AB
Çapraz kümülasyonun etkileri:
%5
Ticaret yaratıcı (TY): ithalat daha
verimsiz yerel üretimin yerini
alıyor.
Ticaretin yeniden yönlendirilmesi
(TY): ithalat daha etkin dış
tedarikçiye yöneliyor.
Dünyanın
geri kalanı
Ticaret sapması (TS): ithalat daha
etkin üçüncü ülkeden, “taraf
ülkeye” yöneliyor.
Şekil içindeki yüzdeler MFN
oranlarını göstermektedir.
46
2.3
Bir Dış Ticaret Politikası Aracı olarak “Menşe Kuralları”
Menşe kuralları tavizlerin doğru ülke tarafından kullanılması, yani ticaretin
sapmaması için gerekli olmakla birlikte, söz konusu ekonomik amacın ötesinde
kullanılabilmektedir. Tercihsiz menşe kurallarının uyumlaştırılması çalışmalarının 3
yılda bitirilmesi öngörülürken, 12 yıllık süreç sonunda henüz tamamlanma aşamasına
gelinememiştir. Hem eşya bazında kurallarda hem de Anlaşmanın mimarisi üzerinde
çalışmalar sürmektedir. Hatta anlaşmanın hangi alanlarda kullanılacağı konusunda da
bir uzlaşma oluşmamıştır.
Esasen tercihsiz menşe kurallarındaki söz konusu tartışmalar, tercihli menşe
kurallarındaki
farklılıkların
yansıması
olarak
değerlendirilebilir.
Ülkeler
ekonomilerinin hassasiyetleri, bürokrasiye getirdiği yük, ilgili sektörlerin lobi
faaliyetleri
vb.
hususları
göz
önüne
alarak
kendi
menşe
kurallarını
oluşturmaktadırlar. Söz konusu menşe kuralları birer ticaret politikası aracı olarak
kullanılmakta ve STA’lar ile tanınan tavizleri potansiyelin altına düşürmektedir. Bu
durum STA’ların politik olarak kabul edilebilirliğini de arttırmaktadır. Dolayısıyla
ilgili sektör lobileri kuralların değişmesine engel olabilmektedir (Duttagupta, 2003).
Örneğin Dünya ticaretinde gerçekleşen değişikliklere rağmen Topluluk tarafından
PAAMK menşe protokolünde kullanılan liste kuralları ile 1970’lerde oluşturulan ve
EFTA ülkeleri ile yürütülen anlaşmaların liste kuralları arasında büyük benzerlikler
bulunmaktadır. (Estevadeordal, 2007; 15).
Üçüncü Bölümde açıklanacağı üzere,
AT ile aramızdaki gümrük birliği
dolayısıyla menşe kuralları da dahil olmak üzere Topluluğun tercihli gümrük rejimini
47
üstlenme yükümlülüğümüz bulunmaktadır. Dolayısıyla, Topluluk üretim şartları
gözetilerek oluşturulan menşe kuralları, ülkemiz tarafından, Topluluk Ticaret
Politikasına uyum kapsamında yürürlüğe giren ya da müzakere edilen STA’larımızda
aynen kullanılmaktadır. Bir başka deyişle, dünyada giderek önemi artan ve birer
ticaret politikası aracı olarak kullanılan “menşe kurallarına” ilişkin ülkemizin hareket
kabiliyeti sınırlıdır.
48
3
3.1
3.1.1
TOPLULUK VE TÜRKİYE’NİN TERCİHLİ
TİCARET POLİTİKASININ MENŞE KURALLARI
AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
AT’de Tercihli Menşe Kuralları
Giriş
Ticaret politikası eşyanın, veri bir pazara girişinde menşe ülkesine göre
farklılaştırılmış muameleye tabi tutulmasını gerektirmekte; tercihli menşe kuralları
da eşyanın “ekonomik milliyetini” ve dolayısıyla tercihli düzenlemelerden
yararlanabilme kabiliyetini belirlemektedir.
Bu bölümde ilk olarak Topluluk tarafından kullanılan menşe kuralları
hakkında bilgi verilecek, daha sonra Topluluk ve Türkiye’nin tercihli gümrük rejimi
menşe kuralları da göz önünde bulundurularak anlatılacaktır.
3.1.2
Menşe Kurallarının Temelleri
Tüm menşe düzenlemelerinin amacı aynı olsa bile, belli detaylarda
farklılıklar içermektedir. Dolayısıyla ilgili tercihli rejime ilişkin resmin tamamını
görebilmek için söz konusu düzenlemenin kendisini incelemek gerekmektedir.
Bununla birlikte Avrupa menşe kuralları –Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi gibi
karşılıklı olmayan düzenlemeler de dahil olmak üzere- genel olarak ortak hükümlere
dayanmaktadır. Ortak prensipler arasında menşe statüsü, kümülasyon, yetersiz
işlemler, genel tolerans kuralı, geri ödeme yasağı, ülkesellik ilkesi, doğrudan
49
nakliyat, menşe ispat belgesi ve idari işbirliğine ilişkin hususlar yer almaktadır. Söz
konusu hususlar Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sisteminin işleyişinin
incelenmesinde daha detaylı olarak ele alınacak olmakla birlikte, AB’nin tercihli
ticaret politikasının menşe kuralları açısından değerlendirilebilmesi amacıyla aşağıda
açıklanmaya çalışılmıştır.
3.1.2.1 Menşe Statüsü
AB’nin tercihli düzenlemelerindeki temel prensibe göre eşyanın tercihten
yararlanan ülke menşeli olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu eşyanın ya
‘tamamen elde edilme’ ya da ‘yeterli işlem ya da işçilik’ kuralını karşılamış olması
gerekmektedir.
Eğer bir ürün tamamen bir ülkede elde edilmiş ya da üretilmiş, yani söz
konusu ürünün imalat sürecine başka bir ülke dahil olmamışsa; ürün doğal olarak o
ülke menşeini kazanmış sayılır.
Ancak ürünün imalatına iki ya da daha fazla ülkenin katıldığı durumlarda, en
son esaslı işçiliğin test edilmesi; bir başka deyişle ilgili ülkede yapılan işlemin esaslı
bir dönüşüm yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla
tercihsiz menşe kurallarında da belirtilen 3 temel yöntem kullanılmaktadır.
1) Tarife pozisyonu değişikliği,
2) Katma Değer,
3) Teknik sınama: belli bir üretim aşamasının gerçekleştirilmesi
50
Genel olarak Topluluğun tercihli düzenlemeleri ‘imal edilen ürünlerin menşe
statüsü kazanabilmesi için menşeli olmayan ürünlere uygulanması gereken işçilik ve
işlemleri’ yani ‘liste kurallarını’ ve öncesinde söz konusu liste kurallarına ilişkin
‘giriş notlarını’ içeren iki ek içermektedir. “Liste Kuralları” ürün bazında anlaşmaya
göre farklılık gösterebileceğinden ilgili düzenlemenin incelenmesi gerekmektedir.
Liste kurallarında en sık rastlananlar aşağıda sunulmaktadır:
-
Sadece tamamen elde edilmiş maddelerin kullanılması,
-
Belirli
pozisyonlarda
sınıflandırılan
menşeli
olmayan
girdilerin
kullanımının engellenmesi,
-
Belirli işlem ya da işçilik aşamasının ilgili ülkede gerçekleştirilmesi.
-
Fabrika çıkış fiyatı (FÇF) esas alınarak, belirli bir ‘katma değer’ eşiğinin
aşılması.
-
Farklı kuralların kombinasyonu.
-
İki kural arasında seçim şansının tanınması (4. sütun)
Diğer taraftan fabrika çıkış fiyatı (FÇF), ürün için ilgili ülkede, nihai işçilik
veya işlemin gerçekleştirilmesini üstlenen imalatçıya fabrika çıkışı itibariyle ödenen,
kullanılan bütün madde fiyatlarının dahil edilmiş olduğu, elde edilmiş ürünün
ihracında geri ödenmiş veya ödenecek yurtiçi vergilerin tenziliyle bulunan fiyat
olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu fiyat, imalatta kullanılan tedarik edilmiş tüm
maddelerin maliyetlerini, imalatçı tarafından fiilen üstlenilen diğer masrafları ve karı
içermektedir.
51
Aşağıda sırasıyla söz konusu durumlara PAAMK Sistemi esas alınarak
örnekler verilmiştir:
Tablo 3 "Liste Kurallarına" ilişkin örnekler
AS Kodu
(1)
Fasıl 02
y 4407
Ürünün Tanımı
(2)
Etler ve yenilen sakatat
Menşeli olmayan girdilere uygulanarak menşe
statüsü veren işçilik veya işlemler
(3)
veya
(4)
Kullanılan Fasıl 1 ve
2’de yer alan tüm
girdilerin tamamıyla
elde edildiği imalat
Uzunlamasına testere ile
biçilmiş veya yontulmuş,
dilimlenmiş veya yaprak
halinde açılmış, kalınlığı
6mm.yi geçen ağaçlar
(rendelenmiş,
zımparalanmış veya (V)
şeklinde bağlantı teşkil
etmiş)
Müzik aletleri; bunların
aksam, parça ve
aksesuarı
Rendeleme,
zımparalama veya (V)
şeklinde bağlantı teşkil
etme
2202
Sular (mineral sular ve
gazlı sular dahil) (ilave
şeker veya diğer
tatlandırıcı maddeler
katılmış veya
lezzetlendirilmiş) ve
alkolsüz diğer içkiler
(2009 pozisyonundaki
meyva veya sebze suları
hariç)
- Ürünün yer aldığı
pozisyon dışındaki
herhangi bir pozisyonda
yer alan girdilerden,
- kullanılan Fasıl 17'de
yer alan tüm
girdilerin (şeker vb.)
kıymetinin ürünün
fabrika çıkış fiyatının
% 30'unu geçmeyen, ve
-kullanılan meyva
suyunun (ananas, küçük
limon ve üzüm suları
hariç) menşeli olduğu,
imalat
7013
Sofra, mutfak, tuvalet,
yazıhane, ev tezyinatı ve
benzeri işler için cam
(7010 ve 7018
pozisyonundakiler hariç)
Ürünün yer aldığı
pozisyon dışındaki
herhangi bir pozisyonda
yer alan girdilerden
imalat
Fasıl 92
Kullanılan tüm
girdilerin kıymetinin
ürünün fabrika çıkış
fiyatının % 40’ını
geçmeyen imalat
52
veya
kesilmemiş cam
eşyanın kıymetinin
ürünün fabrika çıkış
fiyatının % 50’sini
geçmemesi koşuluyla
cam kesim işlemi
veya
elde üflenmiş cam
eşyanın kıymeti ürünün
fabrika çıkış fiyatının
% 50’sini geçmemesi
koşuluyla elde üflenmiş
cam eşyanın elde
dekore edilmesi
(serigrafi baskısı hariç)
8411
Turbojetler,
turbopropellerler ve
diğer gaz türbinleri
- Ürünün yer aldığı
pozisyon dışındaki
herhangi bir pozisyonda
yer alan girdilerden, ve
- kullanılan tüm
girdilerin kıymetinin
ürünün fabrika çıkış
fiyatının % 40’ını
geçmeyen,
imalat.
Kullanılan tüm
girdilerin kıymetinin
ürünün fabrika çıkış
fiyatının %25’ini
geçmeyen imalat.
AB’nin içinde bulunduğu tercihli düzenlemelerde, 500 civarında değişik ürün
grubuna tekabül eden yaklaşık 550 liste kuralı ve yaklaşık 110 alternatif kural
kullanılmaktadır. Aşağıdaki tabloda alternatif kurallar hariç olmak üzere, kullanılan
liste kurallarına ilişkin bilgi sunulmaktadır.
53
Tablo 4 AT “Liste Kuralları” Grupları
TE
TD
TK
KD
TE+TD
TE+KD
29
98
150
128
4
4
5,3%
18%
27,5%
23,5%
0,7%
0,7%
TD+KD
TK+KD
TE+TD+KD
Setler+KD
Kuralsız
TOPLAM
94
28
2
2
6
545
17,2%
5,1%
0,4%
0,4%
1,1%
100%
Kaynak: Avrupa Komisyonu, Etki Analizi, (2007)
TE: tamamen elde edilmiş (halihazırda menşeli olan) eşya
TD: tarife pozisyonu değişikliği (pozitif ya da istisnalar dolayısıyla negatif sınama)
KD: katma değer
TK: teknik kriter (özel işlem sınaması)
Kuralsız: Herhangi bir pozisyonda yer alan girdilerden imalat
Bununla birlikte, özellikle Topluluğun tercihli gümrük rejiminden faydalanan
az gelişmiş ülkelerin talepleri doğrultusunda, daha basit ve yararlanan ülkelerin
ekonomik kalkınmalarını destekleyecek menşe kurallarının benimsenmesi yönünde
uzun tartışmaların sonucunda, tercihli menşe kurallarının geleceğine ilişkin bir
bildirim (COM(2005), 16/03/2005) Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilmiştir.
Söz konusu bildirim, menşe kuralları için 3 ayaklı bir reformu içermektedir:
1) menşe statüsünün kazanılması için uygun menşe kuralları 2) uygun bir yönetim ve
kontrol mekanizması ve 3) yasal ticaret için güvenli bir ortam. Bir başka deyişle söz
konusu reform, menşe kurallarının daha basit ve uygulanabilir olması ile yönetim ve
kontrolün, olası suistimalleri ve kaçakçılığı engelleyecek şekilde geliştirilmesini
içermektedir.
54
Bildirim tüm tercihli ticaret düzenlemelerinin menşe kurallarını kapsamakla
birlikte, ilk olarak Topluluğun (ve dolayısıyla Türkiye’nin) gelişmekte olan ve en az
gelişmiş ülkelere yönelik tek taraflı tavizler verdiği Genelleştirilmiş Tercihler
Sisteminde22 (GTS) uygulanması kararlaştırılmıştır.
Avrupa Komisyonu Gümrük Kodu Komitesi Menşe bölümünde sunulan etki
analizine ilişkin belgelerde, tavizlerin kullanım oranlarının ülkelere ve sektörlere
göre değişkenlik göstermekle birlikte, menşe kurallarının katılığı da dahil çeşitli
sebeplerle düşük kaldığı kabul edilmekte ve en düşük yararlanma oranlarına tekstil
ve hazır giyim sektöründe karşılaşıldığı belirtilmektedir. Ayrıca 1970’li yıllarda
oluşturulan söz konusu menşe kurallarının, üretimin küreselleşmesi eğilimine uyum
sağlayamadığı ifade edilmektedir. Doğal olarak menşe kuralları esas olarak, tavizler
ile MFN oranı arasındaki marjın nispeten yüksek olduğu sektörlerde etkili
olabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin yoğunlaştığı ve Topluluk açısından da
hassas olan sektörler; tekstil ve hazır giyim, balıkçılık, işlenmiş tarım, ayakkabı ve
makine sektörleridir.
Liste kuralları açısından en önemli hedef, hassas sektörler için ek kriterlerle
birlikte, katma değer kuralına dayalı tek bir metodun kullanılması olup, bu
değişikliğe ilişkin bir etki analizi Komisyon ilgili Genel Müdürlükleri hazırlanmıştır.
22
GTS 179 lehtar (ya da yararlanan) ülkeye taviz tanınan tek taraflı bir düzenleme olup, gelişmekte
olan ya da en az gelişmiş ülkelerin dünya ekonomisine eklemlenmesi yoluyla ekonomik ve sosyal
kalkınmalarını destekleme amacı taşımaktadır.
55
3.1.2.2 Menşe Kümülasyonu
İkinci Bölümde açıklandığı üzere; “menşe kümülasyonu”, aralarında Serbest
Ticaret Alanı oluşturan bir anlaşmaya taraf olan ülkelerin, birbirleri menşeli girdileri
sınırsız ölçüde kullanmalarına olanak tanıyan bir sistemdir (Dayıoğlu; 2003; 35).
Bir başka deyişle kümülasyon terimi A ülkesi menşeli ürünlerin, sanki B
ülkesi menşeli ürünlermiş gibi, B ülkesinde işlenmesine ya da B ülkesi menşeli
ürünlere ilave edilmesine izin veren bir sistemi tanımlamak üzere kullanılmaktadır.
Bu durumda nihai ürün, parçaların basit montajı ya da dokumaya elverişli
maddelerin ütülenmesi gibi hiçbir şekilde menşe statüsü kazandırmaya yetmeyen
işlemlerin ötesinde bir işçiliğe tabi tutulmuş olması halinde, B ülkesi menşei
kazanacak, yeterli işçilik veya işleme tabi tutulmasına; yani liste kurallarının
karşılanmasına gerek kalmayacaktır.
Menşe kümülasyonunun üç türü bulunmaktadır:
İkili Kümülasyon
Menşe kümülasyonunun en basit halini ifade eden ikili kümülasyon sadece
STA’ya taraf iki ülke arasında işlemektedir. STA’ya taraf bir ülke menşeli girdiler,
yalnızca diğer taraf ülkede yetersiz işçilik veya işlemlerin ötesinde bir işçilik veya
işlemden geçerlerse o ülkenin menşe statüsünü kazanabilirler.
Örnek: Topluluk ve Mısır arasındaki STA çerçevesinde; Topluluk menşeli
keten kumaş kesilerek giyim eşyası imal edilmek üzere Mısır’a ihraç ediliyor. Giyim
56
eşyası daha sonra tekrar Topluluğa ihraç ediliyor. Topluluk menşeli kumaş sanki
Mısır menşeliymiş gibi değerlendirildiğinden ve yapılan işlem yetersiz işlemlerin
ötesinde olduğundan nihai ürün Mısır tercihli menşeini kazanmaktadır.
Çapraz Kümülasyon
İkiden fazla ülkenin tek bir STA’ya taraf olduğu ya da ikili STA’ların
birbirleri ile ilişkilendirilmesi durumunda geçerli kümülasyon türüdür. Diğer bir
deyişle, çapraz kümülasyon aralarında eş menşe kuralları ve kümülasyona ilişkin
hükümler içeren STA’lar bulunan ikiden fazla ülke arasında işlemektedir.
Örnek: İkili kümülasyona ilişkin örnek çerçevesinde, Topluluk, Mısır ve bu
kez Fas arasında, aynı menşe kurallarına sahip ve çapraz kümülasyonu öngören
serbest ticaret anlaşmaları ağının bulunması halinde, Topluluk menşeli girdiler
kullanılarak
imal
edilen
Mısır
menşeli
eşya,
Fas’ta
tercihli
rejimden
yararlanabilecektir.
Diğer taraftan ayrı bir tür olarak da ele alınabilen ‘bölgesel kümülasyon’ ise
GTS kapsamında lehtar bölgesel bir grup arasında işleyen bir çapraz kümülasyon
türüdür. Örneğin ilgili düzenlemede belirtilen idari şartların sağlanması halinde
ASEAN ülkeleri çapraz kümülasyon olanaklarını kullanarak Topluluk (ya da
Türkiye) pazarına tercihli rejimden yararlanarak girebilmektedirler.
57
Tam Kümülasyon
Tam kümülasyon, tek bir STA’ya taraf olan veya ikili STA’lar ile birbirlerine
bağlı ülkeler arasında, herhangi bir eşyanın menşe statüsü kazanabilmesi için birden
fazla
taraf
ülkede
gerçekleştirilen
işçilik
veya
işlemlerin
bir
arada
değerlendirilmesine olanak veren kümülasyon türüdür. PAAMK kapsamında tam
kümülasyon, Topluluk, İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn’ın taraf olduğu Avrupa
Ekonomik Alanı (AEA) içerisinde işlemektedir. Daha sonra değinileceği üzere,
Topluluk ve ülkemizin Tunus, Fas ve Cezayir ile Anlaşmalarında da tam kümülasyon
hükümlerine yer verilmiş olmakla birlikte, söz konusu olanak AEA tam
kümülasyonundan farklı olarak PAAMK çapraz kümülasyonu sistemi haricinde
tutulmuştur.
Örnek: Hindistan menşeli pamuk ipliğinin kumaş imal edilmek üzere
Portekiz’e ihraç edildiğini düşünelim. Kumaş için menşe kuralı (liste kuralı)
‘liflerden imalat’ olduğundan ürün Portekiz’de menşeli olmayan statüsünü
korumaktadır. Menşeli olmayan kumaş, Portekiz’den giyim eşyası üretilmek üzere
Norveç’e gönderilsin. Norveç’te imal edilen kumaş, Portekiz’de gerçekleştirilen
işlemin ilave edilmesi ile liste kuralında giyim eşyası için öngörülen ikili dönüşümü
(iplikten kumaş, kumaştan giyim eşyası) karşılamakta ve AEA tercihli menşei
kazanmaktadır. Söz konusu eşya PAAMK çapraz kümülasyonu kapsamında
değerlendirildiğinden, eşya sisteme taraf ve kümülasyonun uygulanabilir olduğu
ülkelere sevkedilebilecektir. Aynı örnekte ülkemiz ile Tunus, Fas ve Cezayir tam
kümülasyonu sonucu elde edilen ürün ise söz konusu sistemden yararlanamamakta,
sadece anılan ülkelerde tercihli rejimden faydalanabilmektedir.
58
3.1.2.3 Yetersiz İşlem ya da İşçilik
Tüm menşe düzenlemeleri, “minimum işlemler” olarak da adlandırılan ve tek
tek ya da kombinasyonları menşe kazandırmayan işlemlere ilişkin bir madde
içermektedir. İmal edilen ürünün menşe statüsü kazanabilmesi için menşeli olmayan
maddelere uygulanması gereken işçilik veya işlem listesinde belirtilen kural
karşılansa dahi, yapılan işlem yetersiz bir işlemse, nihai ürün menşe statüsü
kazanamayacaktır.
Diğer taraftan daha önce belirtildiği üzere, kümülasyon sisteminin
uygulanması halinde liste kuralını karşılamaksızın, anılan yetersiz işlemleri aşan bir
işlem ya da işçilik menşe statüsü kazandırmaya yetmektedir. İlgili ülkede, yetersizin
altında bir işlem yapılması halinde eşya, en yüksek katma değeri sağlayan ülke
menşeli olarak değerlendirilmekte; ilgili ülkede hiçbir işlem yapılmaması halinde ise
ithal edilen taraf ülke maddeleri, menşe statülerini korumaktadırlar.
Örnek: Topluluk menşeli parfümün, fıçılar ile İsrail’e ihraç edildiğini,
İsrail’de şişeleme ve paketleme işleminin yapıldığını düşünelim. İsrail’de yapılan
işçilik PAAMK model menşe protokolüne göre yetersiz işlemler arasındadır ve
paketlenmiş nihai ürün Topluluk menşeini korumaktadır.
3.1.2.4 Genel Tolerans Kuralı
De minimis kuralı olarak da bilinen tolerans kuralı, bir tercihli anlaşmaya
taraf ülke imalatçılarının genellikle ürünün fabrika çıkış fiyatına göre belirlenen bir
59
limite kadar menşeli olmayan girdi kullanmalarına olanak sağlamaktadır. Bununla
birlikte doğal olarak liste kuralı katma değer sınaması çerçevesinde belirlenmişse,
belirlenen yüzde tolerans kuralının kullanılması ile aşılamamaktadır. Ayrıca genel
tolerans kuralı 50-63 ıncı Fasıllar arasında sınıflandırılan tekstil ürünleri için
kullanılamamaktadır23. Söz konusu tolerans tercihli düzenlemeler arasında farklılık %10 ya da %15- göstermektedir.
3.1.2.5 Geri Ödeme Yasağı
Topluluğun tercihli düzenlemelerinde temel prensip, ithal edilen maddeler
için geçerli gümrük vergilerinin kesin olarak ödenmesi, bir geri ödeme
uygulamasından yararlandırılmamasıdır. Temelde iç piyasaya üretim yapan serbest
ticaret alanı üreticilerini korumayı ve özellikle bölge içi ticareti arttırmayı amaçlayan
kural, göreceli gümrük vergileri yüksek olan ülkeler –Akdeniz ülkeleri gibiaçısından bazı istisnalar içermektedir.
3.1.2.6 Ülkesellik İlkesi ve Doğrudan Nakliyat Kuralı
Ülkesellik ilkesi işlem ya da işçiliğin sadece anlaşmaya dahil ülkelerde
yapılmasını şart koşmaktadır. Bununla birlikte modern üretim sürecinde bazı işlemler
için ürünlerin serbest ticaret alanı dışına sevkedilmesi gerekebilmekte olup, belli
koşullar altında –hariçte işleme rejimi gibi- söz konusu işlemlere izin verilmesi
anılan madde altında gerçekleşmektedir.
23
Tekstil ürünleri için ise liste kurallarına ilişkin ‘Giriş Notlarını’ içeren ekte bazı toleranslara yer
verilmektedir.
60
Menşe
protokolleri
menşeli
ürünlerin
bir
taraf
ülkeden
diğerine
sevkedilmesine ilişkin hükümleri de içermektedir. Bu çerçevede, “doğrudan
nakliyat” kuralının amacı ihracatçı taraf ülkeden ayrılan eşya ile ithalatçı taraf ülkeye
gelen eşyanın aynı olması; bir başka deyişle taraf olmayan ülkelerden geçişlerde
eşyanın, iyi koşullarda muhafaza edilmesi için gerekenler dışında, bir işlem ya da
işçilikten geçmemesi ve transit ülkesi gümrük gözetiminden çıkmamasıdır.
3.1.2.7 Menşe İspat Belgesi
Menşe protokollerinde belirtilen şartların sağlanması ile kazanılan menşe
statüsü, ithalatçı ülke gümrük idaresine sunulacak, usulüne uygun olarak
düzenlenmiş bir menşe ispat belgesi ile kanıtlanmalıdır. Menşe ispat belgesi ilgili
tercihli düzenlemeye göre farklılık gösterebildiğinden, yine söz konusu düzenleme
incelenmelidir.
3.1.2.8 İdari İşbirliği Yöntemleri
Menşe konusundaki tüm düzenlemelerde bulunan ‘idari işbirliği’, kuralların
doğru uygulanmasını garanti altına almak üzere taraf ülke yetkili makamları
arasındaki işbirliğini ifade etmektedir. Menşe ispat belgelerinin düzenlenmesinde
kullanılan mühür örneklerinin ve iletişim bilgilerinin paylaşılması ve ithalatçı ülkeye
ibraz edilen belgenin doğruluğunun ve gerçekliğinin kontrolünün yapılması söz
konusu madde hükümleri kapsamında gerçekleştirilmektedir.
61
3.2
3.2.1
Topluluk Tercihli Ticaret Politikası
Giriş
Topluluk tercihli ticaret düzenlemelerinin itici gücünü, ticari amaçlar kadar
dış politika ve güvenlik amaçları da oluşturmaktadır. DTÖ Genel Müdürü ve AB
Komisyonunun Ticaretten sorumlu eski üyesi Pascal Lamy (2002; 1403) “özellikle
Ortak Dış ve Güvenlik Politikası öncesi AB’nin temel dış politika aracının ticaret
tavizleri olduğunu” ve bu doğrultuda “AB’nin hemen hemen tüm ülkelerle tercihli
ticaret düzenlemelerine sahip olduğunu” belirtmektedir.
Topluluğun farklı STA’larının farklı amaçlarla oluşturulduğu görülmektedir.
Avrupa-Akdeniz Ortaklık Anlaşmaları, ekonomik kalkınmayı ve böylece politik
istikrarı sağlama amacı taşımaktadır. EUR-MED süreci ile sağlanacak ekonomik
kalkınma hem bölgede istikrar ortamı yaratacak ve potansiyel fundementalist
tehditleri azaltacak hem de Avrupa’ya dış göçün kontrol altına alınması
gerçekleştirilmiş olacaktır. Batı Balkan ülkeleri ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşmaları
da Avrupa’nın güvenliğini temel alan entegrasyon girişimleridir. AB’nin AKP
ülkeleri ile Anlaşmaları ve müzakere aşamasındaki Ekonomik Ortaklık Anlaşmaları
(EPA) ise gelişmemiş ülkelerin ekonomik kalkınmalarına destek amacı taşımaktadır.
Diğer taraftan Topluluğun Meksika, Güney Afrika ve Şili ile ikili anlaşmaları
ve müzakere ya da öneri aşamasındaki Anlaşmalarının ise daha “ticari” gerekçeleri
olduğu anlaşılmaktadır. Ticari gerekçeler; 1) üçüncü ülkeler arasındaki STA’ların
62
ticaret sapmasına yol açan etkisinin dengelenmesi ve 2) hızlı ekonomik büyüme
sağlayan bölge ya da ülkeler ile stratejik bağların kurulmasını içermektedir.
Örneğin Woolcock’a (2007) göre; NAFTA sonrası Topluluğun Meksika ile
ticaretinde
yaşanan
büyük
düşüş,
AT-Meksika
STA’sını
motive
etmiş
görünmektedir. Ayrıca Mercosur ile yürütülen STA müzakereleri ve Şili ile
gerçekleştirilen STA, Latin Amerika ile stratejik bağların güçlendirilmesi ve Küba
gibi bazı ülkeler hariç olmak üzere Alaska’dan Şili’ye tüm kıtayı kapsaması
öngörülen “Amerikalar Serbest Ticaret Anlaşması (FTAA)” öncesi pazara giriş
açısından, dezavantajlı duruma düşmeme amaçları ile geliştirilmiştir.
STA’lar Topluluk tarafından zaten kullanılan araçlar olmakla birlikte, çeşitli
faktörler Topluluğun daha fazla STA içerisinde yer almasına yol açmaktadır. İlk
olarak DTÖ Doha Kalkınma Gündemi çok taraflı müzakerelerinde AB’nin kapsamlı
hedeflere ulaşılması yönündeki taleplerinde sıkıntılar bulunmaktadır. 2003 Cancun
Bakanlar Konferansı sonrası Singapur Konuları olarak bilinen yatırım, rekabet ve
kamu alımlarında şeffaflık konularının gündem dışında kalması, hizmetler ve tarım
dışı piyasalara giriş (NAMA) konularında ilerleme sağlanamaması, DDA ve DTÖ
politika alanlarında başarı potansiyelinin sınırlı olduğunu göstermektedir24.
İkinci olarak ABD’nin STA’lara ilişkin aktif tutumu, AB’nin de daha aktif
olmasını gerektirmiştir. Bununla bağlantılı üçüncü bir neden Avrupalı ihracatçı ve
yatırımcıların özellikle yükselen Asya pazarı ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik
talepleridir (Woolcock, 2007; 5).
24
Ayrıntılı bilgi için bkz. www.dtm.gov.tr/ İkili ve Çok Taraflı İlişkiler/ DTÖ ve Türkiye.
63
3.2.2
Topluluk Tercihli Ticaret Düzenlemeleri
AB’nin tercihli ticaret düzenlemeleri ve menşe protokolünün yapısına ilişkin
bilgi Tablo 5’te sunulmaktadır.
Topluluğun tercihli düzenlemelerin tamamının
anlaşılabilmesi amacıyla, menşe esası yerine serbest dolaşım esasına dayanan
gümrük birliği ilişkileri de, Tablonun sonunda belirtilmiştir.
Tablo 5 AT Tercihli Ticaret Düzenlemeleri
Tercihli Düzenleme
Menşe Protokolü ve Kümülasyon Hükümleri
Türkiye (Gümrük Birliği
kapsamı dışında kalan eşya)
- AKÇT ürünleri (01.01.1997)
Anlaşma, OJ L 227, 07.09.1996
- Tarım Ürünleri (01.01.1998)
1/98 sayılı Ortaklık Konseyi
Kararı
OJ L 86, 20.03.1998
Protokol 1
Pan-Avrupa Çapraz Kümülasyonu
Protokol 3
Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz Kümülasyonu
EFTA Ülkeleri
İsviçre
-Sanayi Ürünleri (01.01.1973)
STA, OJ L 300, 31.12.1972
Protokol 3
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu (a)
-Tarım Ürünleri (01.06.2002)
Anlaşma, OJ L 114, 30.4.2002
Tarım ürünleri Anlaşmasının 4 üncü maddesi
(3 nolu EFTA Prtokolüne atıf yapan)
İzlanda (01.04.1973)
STA, OJ L 300, 31.12.1972
Protokol 3
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu
64
Norveç (01.07.1973)
STA, OJ L 171, 27.06.1973
Protokol 3
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu
Avrupa Ekonomik Alanı
Ortaklık Anlaşması, OJ L 1,
03.01.1994
Protokol 4
Tam
ve
kümülasyonu
Pan-Avrupa-Akdeniz
çapraz
Batı Balkan Ülkeleri
Makedonya (01.06.2001)
İstikrar ve Ortaklık Anlaşması,
OJ L 84, 20.03.2004
Protokol 4
İkili Kümülasyon
Hırvatistan (01.01.2002)
İstikrar ve Ortaklık Anlaşması,
OJ L 26, 28.01.2005
Protokol 4
İkili Kümülasyon
Akdeniz Ülkeleri
Cezayir (01.09.2005)
Avrupa Akdeniz Ortaklık
Anlaşması,
OJ L 265, 10.10.2005
Protokol 6
‘Mağrip’ ikili, çapraz ve tam kümülasyonu
Tunus (01.03.1998)
Avrupa Akdeniz Ortaklık
Anlaşması
OJ L 97, 30.03.1998
Protokol 4
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz ve tam kümülasyonu
Fas (01.03.2000)
Avrupa Akdeniz Ortaklık
Anlaşması
OJ L 70, 18.03.2000
Protokol 4
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz ve tam kümülasyonu
İsrail (01.06.2000)
Avrupa Akdeniz Ortaklık
Anlaşması
OJ L 147, 21.06.2000
Protokol 4
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu
65
Filistin (01.07.1997)
Avrupa Akdeniz Ortaklık
Anlaşması
OJ L 187, 16.07.1997
Protokol 3
İkili Kümülasyon
Mısır (01.06.2004)
Avrupa Akdeniz Ortaklık
Anlaşması
OJ L304, 30.09.2004
Protokol 4
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu
Ürdün (01.05.2002)
Avrupa Akdeniz Ortaklık
Anlaşması
OJ L 129, 15.05.2002
Protokol 3
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu
Lübnan (01.03.2003)
Avrupa Akdeniz Ortaklık
Anlaşması
OJ L 262, 30.09.2002
Protokol 4
İkili ve çapraz kümülasyon
Suriye (01.07.1977) (b)
İşbirliği Anlaşması
OJ L 269, 27.09.1978
Protokol 2
İkili Kümülasyon
Diğer Ülkeler ve Bölgeler
Andorra (Gümrük Birliği
kapsamı eşya)
Anlaşma OJ L 374, 31.12.1990
Faroe Adaları/Danimarka
(01.01.1997)
Anlaşma, OJ L 53, 22.02.1997
Afrika, Karayip ve Pasifik
(AKP) ülkeleri
Ortaklık Anlaşması, OJ L 317,
15.12.2000
Anlaşmanın Eki
İkili Kümülasyon
Protokol 3
Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu
EK 5 Protokol 1
AT, AKP ve OCT (Denizaşırı ülke ve topraklar)
arasında çapraz ve tam kümülasyon
66
Güney Afrika (01.01.2000)
Ticaret, Kalkınma ve İşbirliği
Anlaşması
OJ L 311, 4.12.1999
Meksika (01.07.2000)
AT-Meksika Ortak Konseyi
2/2000 sayılı Kararı, OJ L 157,
30.06.2000
Protokol 1
İkili Kümülasyon
Şili (01.03.2005)
Ortaklık Anlaşması, OJ L 352,
30.12.2002
Karar’ın 3 nolu Eki
İkili Kümülasyon
Karar’ın 3 nolu Eki
İkili Kümülasyon
Tek taraflı tavizler
(otonom rejimler)
Denizaşırı Ülke ve Topraklar
(OCT)
2001/822/EC sayılı Konsey
Kararı
OJ L 314, 30.11.2001
Kararın 3 nolu Eki
AT, AKP ve OCT (Denizaşırı ülke ve topraklar)
arasında çapraz ve tam kümülasyon
Genelleştirilmiş Tercihler
Sistemi
980/2005 sayılı Konsey Tüzüğü
OJ L 169, 30.6.2005
2454/93 sayılı Komisyon Yönetmeliğinin
(Topluluk Gümrük Yönetmeliği) 66 ila 97 nci
maddeleri
AT, Norveç, İsviçre ikili, bölgesel ve çapraz
kümülasyonu (c)
Batı Balkan Ülkeleri
(Arnavutluk, Bosna-Hersek,
Sırbistan, Karadağ)
2007/2000 sayılı Konsey Tüzüğü
OJ L 240, 23.09.2000
2454/93 sayılı Komisyon Yönetmeliğinin
(Topluluk Gümrük Yönetmeliği) 66 ve 98 ila 123
üncü maddeleri
İkili kümülasyon
Ceuta ve Melilla
(Septe ve Meliya)
İspanya’nın Katılım Anlaşması
Protokol 2
82/2001 sayılı Konsey Tüzüğü, OJ L 20,
20.01.2001
AT ile ikili kümülasyon ve koşulların sağlanması
halinde AT’nin ortak ülkeleri ile çapraz ve tam
kümülasyon
67
Gümrük Birlikleri
Türkiye (01.01.1996)
1/95 sayılı Ortaklık Konseyi
Kararı
OJ L 35, 13.02.1996
San Marino (01.12.1992)
İşbirliği ve Gümrük Birliği
Anlaşması
OJ L 359, 09.12.1992
Andorra (01.07.1991)
OJ L 374, 31.12.1990
Sanayi ve işlenmiş tarım ürünleri için geçerli.
AKÇT ürünleri hariç tüm ürünler için geçerli.
Sanayi ve işlenmiş tarım ürünleri için geçerli.
Kaynak: TAXUD, (2007).
NOTLAR:
(a)
“Pan-Avrupa-Akdeniz”
çapraz
kümülasyonu,
kümülasyonun
uygulanabilmesi için gerekli koşulların sağlanması şartıyla; Topluluk, İsviçre
(Lihtenştayn dahil), İzlanda, Norveç, Turkiye ve Barselona Sürecine dahil olan
Cezayir, Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, Tunus ve Filistin menşeli
ürünlerin yanısıra, Armonize Sistemin 25 ve 97 nci Fasılları için Andorra Prensiliği
ve San Marino menşeli ürünleri de içermektedir.
(b)
Avrupa-Akdeniz Ortaklık Anlaşması henüz imzalanmadı.
(c)
GTS kapsamında ikili kümülasyon yararlanan ülke ile AT, çapraz
kümülasyon AT, Norveç ve İsviçre ile yararlanan ülke arasında, bölgesel
kümülasyon ise 3 bölgesel GTS grubuna (Grup-1 Brunei – Daruselam, Kamboçya,
Endonezya, Laos, Malezya, Filipinler, Singapur, Tayland, Vietnam; Grup-2 Bolivya,
Kolombiya, Kosta Rika, Ekvador, El Salvador, Guatemala, Honduras, Nikaragua,
Panama, Peru, Venezuela; Grup-3 Bangladeş, Bhutan, Hindistan, Maldivler, Nepal,
Pakistan, Sri Lanka) dahil üyeler arasında uygulanabilmektedir.
68
3.2.3
Müzakere Aşamasındaki Tercihli Düzenlemeler
Topluluğun henüz yürürlükte bulunmayan tercihli düzenlemelerine ilişkin
genel görünüm Tablo 6’da sunulmaktadır. Bununla birlikte Tablo’da Topluluğun
henüz PAAMK kapsamında STA imzalamadığı ülkelere yer verilmemiştir.
Tablo 6 Müzakere Aşamasındaki Topluluk Tercihli Düzenlemeleri
Tercihli Düzenleme
Anlaşmanın Türü
Son Durum
İstikrar ve Ortaklık
Müzakereler sürüyor.
Avrupa
Bosna-Hersek
Anlaşması (SAA)
Sırbistan
İstikrar ve Ortaklık
Parafe edildi.
Anlaşması (SAA)
Karadağ
İstikrar ve Ortaklık
Parafe edildi.
Anlaşması (SAA)
Rusya
Geliştirilmiş İşbirliği
Müzakereler sürüyor.
Anlaşması
Ukrayna
Geliştirilmiş İşbirliği
Müzakerelerin başlaması
Anlaşması
için Konsey Kararı
bekleniyor.
Afrika ve Ortadoğu
Körfez İşbirliği Ülkeleri
STA
Müzakereler sürüyor.
İran
İşbirliği Anlaşması
Müzakereler 2002 yılından
beri devam ediyor.
Irak
İşbirliği Anlaşması
Müzakereler Kasım
2006’da başladı.
AKP ülkeleri
Ekonomik Ortaklık
Müzakerelerin ikinci
Anlaşmaları (EPAs)
aşaması Ekim 2003’te
başlamış olup, 2008 yılı
içinde tamamlanması
bekleniyor.
69
Amerika
Mercosur
Ortaklık Anlaşması
Müzakereler 1999 yılından
beri devam ediyor.
Andean Topluluğu (CAN)
STA
Venezüellanın ayrılma
kararı dolayısıyla askıda.
CAFTA
STA
AB tarafından müzakere
pozisyonu hazırlanıyor.
Kanada
Ticaret ve Yatırımın
Konsey’de AB önerisi
Güçlendirilmesi
görüşülüyor.
Anlaşması
Asya
ASEAN
İşbirliğini güçlendirmek
Önerildi.
üzere STA
Güney Kore
STA
Önerildi.
Hindistan
STA
Önerildi.
Kaynak: Woolcock, 2007; 12.
3.3
3.3.1
Türkiye’nin Tercihli Ticaret Politikası ve Menşe Kuralları
Dayanak
Türkiye’nin akdettiği serbest ticaret anlaşmalarının ikili ve uluslararası yasal
dayanağını kısaca;
-
Türkiye-AT Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16 ncı maddesi,
-
Barselona Süreci; bir başka deyişle Avrupa-Akdeniz Ortaklık Alanı,
-
GATT 1994’ün XXIV üncü maddesi ve
70
-
Gelişme yolundaki ülkelere, tercihli ticaret anlaşması yapma konusunda
daha esnek uygulamalar sağlayan GATT Tokyo Turu, 1979 Dayanak
Hükmü (Enabling Clause) oluşturmaktadır.
Kasım 1995 tarihinde AB ve Akdeniz ülkelerinden 27 Dışişleri Bakanı’nın
Barselona Deklarasyonu’nu imzalamasıyla başlatılan “Barselona Süreci”, ülkemizin
de aralarında bulunduğu Akdeniz ülkelerinin istikrar ve kalkınmasını AB’nin istikrar
ve kalkınmasıyla ilişkilendiren ve siyasi, sosyal ve ekonomik olmak üzere üç boyutu
olan programdır. Söz konusu programın çalışma kapsamında yer alan ekonomik
ayağında, 2010 yılına kadar Avrupa-Akdeniz bölgesinde bir Serbest Ticaret Alanı
oluşturulması hedefi yer almaktadır. Bu çerçevede ilgili taraf ülkelerin AB ile ve
aralarındaki serbest ticaret anlaşmalarını tamamlamaları gerekmekte olup, Dördüncü
Bölüm Avrupa-Akdeniz Ortaklık Alanının ortaya çıkışı ve özelde menşe kurallarının
işleyişine ayrılmıştır.
3.3.2
Genel Görünüm
Ülkemiz STA’ları, AB’nin STA Modeline paralel olarak sanayi ürünlerinde
genelde asimetrik bazda tam liberalizasyon ve tarım ürünlerinde25 AB’den farklı
olarak sınırlı sayıda eşya için anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren eş
zamanlı uygulamaya konulan karşılıklı taviz değişimine dayanmaktadır26.
25
Tarım ürünleri tercihli ticareti gümrük birliği kapsamı dışında olduğundan dolayı, ülkemizin taraf
olduğu STA’larda tanınan tarım tavizlerinin Topluluğun tavizleriyle aynı olma zorunluluğu
bulunmamaktadır.
26
Ülkemizin akdettiği STA’larına ilişkin bilgi Dış Ticaret Müsteşarlığı internet sitesinden
derlenmiştir. (www.dtm.gov.tr /Avrupa Birliği/ Serbest Ticaret Anlaşmaları)
71
Ülkemiz tarafından akdedilen STA’ların beklenen ekonomik etkileri arasında;
-
Dışa açık rekabetçi bir ekonomik altyapı aracılığıyla, uluslararası rekabet
gücünün arttırılması,
-
Sürdürülebilir bir ihracat artışının sağlanması,
-
İç pazar daralmasının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması,
-
Ucuz girdi temini,
-
Üçüncü ülke pazarlarına girişte AB ve tercihli giriş imkanlarına sahip
diğer ülkeler ile eşit rekabet şartlarının temini,
-
İhracatın önündeki tarife/tarife dışı engellerin kaldırılması,
-
İhracatın ülke/madde bazında çeşitlendirilmesi ve Batı Avrupa pazarlarına
bağımlılığın azaltılması,
-
İkili ve çapraz “menşe kümülasyonu” aracılığıyla rekabet gücünü ve
taraflar arasındaki karşılıklı ticaret hacminin artırılması,
-
Karşılıklı yatırımların artırılması için daha uygun bir ortamın temini,
-
Türkiye’nin tercihli ticaret imkanlarından yararlanmak isteyen doğrudan
yabancı sermayeli yatırımların artması hususları yer almaktadır (DTM
Sunum, 2007).
3.3.3
Karşılaşılan Zorluklar ve Eleştiriler
Ülkemiz STA’larının temel dayanağı 1/95 sayılı OKK’nın 16 ncı maddesi
çerçevesinde Topluluk tercihli gümrük rejimini üstlenme yükümlülüğüdür. Bununla
birlikte söz konusu STA’lar “karşılıklı yarar” gözetilerek akdedildiğinden, bazı
72
üçüncü ülkeler Türkiye ile anlaşma imzalamayı ya da Topluluk ile akdettiği anlaşma
kapsamı tavizleri ülkemize sağlamayı kabul etmeyebilmektedir.
Ülkemiz, AB’nin STA’sı bulunan ülkelerden Güney Afrika Cumhuriyeti,
Meksika, Şili, Lübnan, Faroe Adaları ve Cezayir ile; AB ise Türkiye’nin STA’sı
bulunan
ülkelerden
Bosna-Hersek
ve
Suriye
ile
henüz
STA
sürecini
tamamlamamıştır.
Diğer taraftan Topluluk tercihli ticaret politikasında belirtildiği üzere, yeni
nesil STA’lar daha ekonomik gerekçelerle yürütülmekte olup, söz konusu
STA’lardan özellikle ülkemiz ihracatçılarının olumsuz etkilenmelerinin önüne
geçilmesi amacıyla politikalar üretilmesi gerekmektedir. Örneğin GKK Menşe
Bölümünde gündeme gelen ve Topluluk pozisyonunu yansıtan belgelerde KİK
ülkeleri ile yürütülen müzakerelerde menşe kurallarının, ülkemiz açısından hassas
bazı sektörlerde esnetildiği görülmektedir. Menşe kurallarının üçüncü ülkeler lehine
esnetilmesi, söz konusu STA’ların, ülkemiz ekonomik altyapısı gözetilmeden
müzakere edilmesi ve nihayetinde ülkemizin uyum yükümlülüğü göz önüne
alındığında; olumsuz etkilerin en aza indirilebilmesi için 1) Topluluğa STA’larda
tanınan tavizlerin gümrük birliği kapsamı eşyada ülkemiz için geçerli olması ve 2)
öngörülen STA’larda Türkiye ile eşzamanlı müzakerelerin yürütülmesi çözüm olarak
akla gelmektedir27. Diğer taraftan ülkemizin tercihsiz ve tercihli menşe kurallarının
oluşturulması ya da değiştirilmesi aşamasında Topluluğun danışma ve karar alma
mekanizmalarının içine dahil edilmesi gerekmektedir.
27
Gümrük birliği kapsamındaki tercihli ticaret menşe esasına dayanmadığından, Topluluğun
Türkiye’nin STA’sı bulunmayan bir ülkeye tanıdığı tavizler kapsamında serbest dolaşıma giren
eşyanın ülkemize gümrük vergisinden muaf olarak ithalatında bir engel bulunmamaktadır.
73
Gelişmekte olan ülke ekonomileri için büyük önem taşıyan tekstil ve hazır
giyim sektörünün, Avrupa genelindeki birliği EURATEX28 (European Apparel and
Textile Organisation) tarafından 15 Kasım 2006 tarihli pozisyon belgesinde,
Türkiye’nin gümrük birliği tarafı olarak, akdetmesi gerekli STA’ların gecikmesini
önlemek üzere önlemler alınması gereğine vurgu yapılmaktadır.
Ayrıca, Türkiye sanayisi içinde çok önemli bir yere sahip olan Türk tekstil ve
konfeksiyon sektörünün sorunlarının araştırılarak, alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi, 9 0cak 2001 tarihinde bir
meclis araştırması yapılmasına ilişkin önergeyi, tüm partilerin desteği ile kabul
etmiştir.
Tekstil ve Konfeksiyon Sorunları Araştırma Komisyonu Sonuç Raporu’nun
(2001), “3.2.4.2.1. Tekstil Ürünleri İthalatında Topluluk Düzenlemelerinin
Üstlenilmesi” başlığı altında şu değerlendirmelere yer verilmektedir:
“AB Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü toplam AB istihdamının sadece %
3,6’sını sağlarken (Kaynak: Eurostat), AB bu sektörü gözden çıkarma lüksüne
sahiptir. Türkiye’mizde ise Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü ülkemiz kayıtlı
istihdamının % 11’ini, kayıt dışı istihdamın % 25’ini ve kayıtlı GSMH’nin takribi %
10’unu, kayıtdışı ekonominin ise takribi %20’sini sağlamakta ve ülkemiz ihracatının
% 40’ını gerçekleştirmektedir. Bu nedenle sektörümüz hiçbir şekilde gözardı
28
Söz konusu örgüte Türk Giyim Sanayicileri Derneği üyedir.
74
edilemez durumda olup, bu sektörde ve tüm emek-yoğun sektörlerde, Türkiye AB’nin
tek taraflı strateji tespitini kabul etmemelidir.
AB kendi tekstil ve konfeksiyon sektörünü ABD, NAFTA (Meksika) ve
Uzakdoğu ülkeleri gibi haksız rekabete karşı korumak istemediği için, tekstil ve
konfeksiyon sektörüne yönelik menşe ve gümrük kurallarını aşırı serbest olarak
belirlemiş, bununla da yetinmeyerek 20 ülkeyi aşan yeni Serbest Ticaret (ABMeksika, AB-Kuzey Afrika, AB-Çin, vb.) anlaşmaların da Türkiye’nin hayati
çıkarlarını tamamen gözardı ederek tek taraflı yapmaktadır.”
Ayrıca AB’nin, Türkiye’nin görüşünü almadan AB-Meksika Serbest Ticaret
Anlaşması’ndan NAFTA çerçevesinde kullanılan “Yarn Forward29” menşe kuralını
kabul etmesi ile Türkiye’de üretilen tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin Meksika’ya
AB üzerinden girmesinin engellendiği, fakat Meksika tekstil ve konfeksiyon
ürünlerinin serbest dolaşıma girerek Türkiye’ye AB üzerinden gönderilebilmesine
imkan tanındığı tespiti yapılmaktadır.
Söz konusu değerlendirmeler ışığında, “AB’nin yaptığı ve yapacağı Serbest
Ticaret Anlaşmaları’na Türkiye’nin, doğrudan katılımının AB nezdinde sağlanması”,
raporun acil tedbir önerileri arasında yer almaktadır. Ancak bu hususta bir başarı
henüz sağlanamamıştır.
29
Menşe statüsünün kazanılabilmesi için ipliğin söz konusu ülkede elde edilmiş olması
gerekmektedir.
75
3.3.4
Türkiye’nin Tercihli Ticaret Düzenlemeleri
Tablo 7 Türkiye’nin tercihli ticaret sistemine ilişkin bilgileri içermektedir.
Tablo 7 Türkiye'nin Tercihli Ticaret Düzenlemeleri
Tercihli Düzenleme
(Yürürlük Tarihi ve BKK Resmi Gazete
Sayı-Tarihi)
EFTA (01.04.1992)
R.G. 21203 (Mükerrer),18.04.1992
Menşe Kurallarına İlişkin Düzenleme
ve Kümülasyon Hükümleri
Protokol B
Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz
Kümülasyonu
Protokol 1
Pan-Avrupa Çapraz Kümülasyonu
AKÇT (01.08.1996)
R.G. 22725, 16.08.1996
AT Tarım* (01.01.1998)
Protokol 3
Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz
Kümülasyonu
Protokol 2
İkili Kümülasyon
Protokol 3
İkili Kümülasyon
Protokol 3
İkili Kümülasyon
Protokol 3
İkili Kümülasyon
Makedonya (01.09.2000)
R.G. 24120, 25.07.2000
Hırvatistan (01.07.2003)
R.G. 25120 (Mükerrer), 27.05.2003
Bosna-Hersek (01.07.2003)
R.G. 25099, 05.05.2003
Arnavutluk (Henüz yürürlüğe girmedi.)
İmza Tarihi: 22 Aralık 2006
Akdeniz Ülkeleri
Tunus (01.07.2005)
R.G. 25811 (Mükerrer), 10.05.2005
Protokol III
Tam Kümülasyon ve Pan-AvrupaAkdeniz Çapraz Kümülasyonu
Protokol III
Tam Kümülasyon ve Pan-AvrupaAkdeniz Çapraz Kümülasyonu
Protokol B
Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz
Kümülasyonu
Protokol III
Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz
Kümülasyonu
Fas (01.01.2006)
R.G. 25684 (Mükerrer), 28.12.2004
İsrail (1.9.2000)
R.G. 23053, 18.07.1997
Mısır (01.03.2007)
R.G. 26447, 20.02.2007
76
Suriye (01.01.2007)
R.G. 26338 (Mükerrer), 06.11.2006
Protokol II
Pan-Avrupa-Akdeniz Çarpaz
Kümülasyonu**
Protokol II
İkili Kümülasyon
Filistin (01.06.2005)
R.G. 25790 (Mükerrer), 18.04.2005
Tek taraflı tavizler (otonom rejimler)
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi
R.G. 26626 (Mükerrer), 30.12.2001
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi
Kapsamında Tercihli Rejimden
Yararlanacak Eşyanın Menşeinin
Tespitine İlişkin Karar
İkili Kümülasyon ve gerekli şartların
sağlanması halinde bölgesel kümülasyon
Kaynak: Gümrük ve Dış Ticaret Müsteşarlığı verileri, 2007.
NOTLAR:
* Türkiye-AT Ortaklık Konseyi Kararları, T.C. Resmi Gazetesi’nde
yayımlanmamaktadır.
** Söz konusu menşe protokolü PAAMK sistemine uygun olmakla birlikte,
Suriye’nin Türkiye dışındaki bölge ülkeleri ile eş menşe kurallarına sahip STA’sı
bulunmadığından fiilen işleyen bir çapraz kümülasyon imkanı bulunmamaktadır.
Ayrıca 31 Aralık 2007 tarih ve 26743 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
2008 yılı İthalat Rejimi Kararı ile ülkemiz tarafından Kosova’ya tek taraflı taviz
tanınmış ve Türkiye-Gürcistan STA 21 Kasım 2007 tarihinde imzalanmış olup,
yürürlüğe girmesine ilişkin yasal süreç halen devam etmektedir.
Ayrıca ülkemizin; Lübnan (IV. tur), Ürdün (IV. tur), Güney Afrika (istikşafi),
Meksika (istikşafi), Körfez İşbirliği Konseyi (II.Tur), Şili (Ortak Çalışma Gurubu
Raporu yayımlandı), Karadağ (I. tur) ve Ukrayna (I. tur) ile müzakereleri devam
etmektedir.
77
Diğer taraftan, Cezayir, Sırbistan, Mercosur ve bazı AKP ülkeleri ile STA
müzakeresi için girişimlerde bulunulmuştur. Ülkemizin STA’lara ilişkin politikası
Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yürütülmekte, menşe protokolleri ise Gümrük
Müsteşarlığı tarafından hazırlanmakta ve müzakere edilmektedir.
78
4
4.1
4.1.1
PAN-AVRIPA-AKDENİZ MENŞE
KÜMÜLASYONU (PAAMK) SİSTEMİNİN
ORTAYA ÇIKIŞI VE İŞLEYİŞİ
Sistemin ortaya çıkışı
Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi (PAMK)
Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi Avrupa Birliği (AB), Avrupa
Serbest Ticaret Birliği (European Free Trade Association-EFTA), Orta ve Doğu
Avrupa Ülkeleri (ODAÜ) ve Türkiye arasında mevcut olan Serbest Ticaret
Anlaşmalarına (STA) dayanan bir çapraz menşe kümülasyon sistemidir.
Avrupa Topluluğu (AT) Konseyi, tercihli menşe kuralları benzeri
düzenlemelerin STA’ların yürütülmesinde önemli rol oynadığının ve taraflar
arasındaki ticari ve sınai ilişkilerin boyutunun etkin bir göstergesi olduğunun
önemini
vurgulayarak;
Avrupa’da
kümülasyon
olanakları
geliştirilmiş
ve
uyumlaştırılması tamamlanmış menşe kuralları vasıtasıyla AT, EFTA, Orta Avrupa
Serbest Ticaret Anlaşması (Central European Free Trade Agreement-CEFTA) gibi
ticaret bölgelerinin daha ileri düzeyde entegrasyonunun sağlanması için çalışmalara
hız vermiştir (Atakan, 1998: 19). Bu girişimin temel nedeni, eşyanın serbest
dolaşımını engelleyen ve uygulamada çeşitli sorunlara neden olan farklı menşe
kurallarının ortadan kaldırılmasıdır.
79
İkinci Bölümde daha ayrıntılı ele alındığı üzere; STA’lar, taraf ülkelerden biri
menşeli eşyaya, diğer taraf ülke pazarına tercihli vergi oranları üzerinden girme
olanağı sağlar. Menşe statüsünün tespit edilmesi için gerekli olan kıstaslar ise ilgili
anlaşmanın müzakereleri esnasında belirlenir ve anlaşmadan anlaşmaya farklılıklar
gösterebilir. Başka bir ifadeyle, bir anlaşmaya göre menşeli sayılan bir ürün, başka
bir anlaşmaya göre menşeli olarak değil de üçüncü ülke menşeli olarak kabul
edilebilir ve anılan eşyaya tercihli vergi oranı uygulanmayabilir.
Bu nedenle, Avrupa’da birçok anlaşmanın imzalanmış olması ve bunların her
birinin kendi menşe kurallarına sahip olması, Avrupa’nın menşe bloklarına
bölünmesi ve malların serbestçe akışının engellenmesi olarak değerlendirilmiş; bu
durum, AT yetkililerini harekete geçiren temel güdü olmuştur.
AT Konseyi, 1993-Kopenhag ve 1994-Essen Zirvelerinde alınan kararlar
doğrultusunda, tüm Avrupa ülkelerini içine alacak ve bu ülkeler menşeli eşyanın
kümülasyonuna olanak tanıyacak bir sistemin kurulması yönünde gerekli çalışmaları
başlatmıştır (Atakan, 1998: 19). Ortaklık ilişkisinde bulunulan ülkelerin, üyelik için
gereken ekonomik yükümlülüklerini yerine getirmelerini kolaylaştırmak ve Avrupa
Anlaşmaları’nın tüm potansiyelini kullanabilmek amacıyla “Pan-Avrupa Modeli” adı
altında
yürütülen
bu
çalışmalardaki
en
önemli
amaç,
Avrupa
pazarının
bölünmüşlüğünün ortadan kaldırılmasıdır.
Bu çerçevede, üç aşamalı bir model öngörülmüştür:
- İlk aşamada, çapraz kümülasyonun AT ülkeleri ile tüm ODAÜ’ni
80
kapsayacak şekilde genişletilmesi ve İsviçre’yle tam kümülasyonun sağlanması,
- İkinci aşamada, EFTA ülkelerinin de sisteme dahil edilmesi amacıyla
AT/EFTA grubu ile ODAÜ arasında çapraz kümülasyonun oluşturulması ve “nodrawback” (vergilerin geri ödenmesinin yasaklanması) kuralının ilgili tüm
anlaşmalarda yeralmasının sağlanması ve
- Son aşamada ise tüm taraflar arasında tam kümülasyonun başlatılması
planlanmıştır.
AT, EFTA ve ODAÜ arasında ekonomik işbirliğini güçlendirecek bu
stratejinin uygulanması, ilgili ülkelerin tek bir sistem üzerinde mutabakata
varmalarına, aralarındaki bütün anlaşmaları tamamlamalarına ve bu anlaşmalarda
menşe statüsünün tespit edilmesine yönelik olarak aynı kurallara yer vermelerine
bağlıydı. Bu çerçevede, Avrupa’da STA’larla birbirine bağlanmış ülkeler arasında
çapraz kümülasyon mekanizmasının oluşturulmasını amaçlayan ve “PAMK Sistemi”
olarak adlandırılan söz konusu sistem, AT’nin öncülüğünde 1 Temmuz 1997
tarihinde kurulmuştur. Günümüze dek, yukarıda belirtilen aşamalardan ilk ikisi,
İsviçre’yle
tam
kümülasyonun
sağlanması
haricinde,
yaşama
geçirilmiş
bulunmaktadır (Dayıoğlu, 2003: 51).
PAMK Sistemi’nden AT ve EFTA pazarına ODAÜ’den ürün girişinin
artmasıyla birlikte ODAÜ’nin ihracatının teşvik edilmesi; taraf ülkeler arasındaki
ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi; üretim aşamasında kullanılacak kaynakların
genişletilmesi ve üreticilerin işlerini tüm Avrupa’yı kapsayacak şekilde planlamasına
olanak vererek ölçek ekonomilerine ulaşılması gibi yararlar beklenmektedir.
81
PAMK Sistemi’ne AB Üyeleri İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya,
Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İrlanda Cumhuriyeti, İtalya, İspanya, Portekiz,
Yunanistan, Güney Kıbrıs, Malta, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Polonya, Çek
Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Slovenya, Litvanya, Letonya, Estonya,
Bulgaristan, Romanya; EFTA ülkeleri İsviçre, Liechtenstein, Norveç, İzlanda ve
Türkiye olmak üzere 32 ülke dahil bulunmaktadır.
4.1.2
Pan-Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi (PAAMK)
Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyon (PAAMK) Sistemi, AvrupaAkdeniz Serbest Ticaret Alanı’nın temelini teşkil edecek STA’lara ek Menşe
Protokolleri vasıtasıyla, tüm Avrupa-Akdeniz havzasında gerçekleştirilecek ticarette,
aynen PAMK’ta olduğu gibi, sisteme dahil olan ülkeler menşeli girdilerin diğer taraf
ülkelerde serbestçe kullanılmasına olanak verecek bir çapraz kümülasyon sistemidir
(Dayıoğlu, 2003: 107). Sisteme PAMK ülkelerinin yanı sıra Faroe Adaları ile Suriye,
Lübnan, Filistin, İsrail, Ürdün, Mısır, Tunus, Cezayir ve Fas’tan oluşan Akdeniz
ülkeleri dahildir.
PAAMK Sistemi, Barselona Süreci’yle gündeme gelmiştir. Kasım 1995
tarihinde AB ve Akdeniz ülkelerinden 27 Dışişleri Bakanı’nın Barselona
Deklarasyonu’nu imzalamasıyla başlatılan Barselona Süreci, Akdeniz Alanı’nın
istikrar ve kalkınmasını AB’nin istikrar ve kalkınmasıyla ilişkilendiren ve siyasi;
sosyal, insani ve kültürel; ekonomik ve mali olmak üzere üç boyutu olan iddialı bir
programdır.
82
Barselona Deklarasyonu’nun üç temel sacayağından biri olan ekonomik
ortaklık alanında taraflar, ortak bir refah alanı olacak şekilde, Avrupa-Akdeniz
Serbest Ticaret Alanı’nı 2010 yılına kadar oluşturmak üzere, birbirleri arasındaki
ticaretin 2010 yılına kadar serbestleştirilmesini de içeren bir stratejiyi kabul
etmişlerdir.
Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Alanı, tüm anlaşmalar tamamlandığında 42
ülkeyi ve yaklaşık 800 milyon tüketiciyi kapsayacak ve bu şekilde dünyadaki en
büyük ticaret alanı halini alacaktır. Bu hedef, AB ve Akdeniz ülkeleri arasında
imzalanmış Avrupa-Akdeniz Ortaklık Anlaşmaları ile Akdeniz ülkeleri arasında
STA’lar imzalanarak gerçekleştirilecektir.
Avrupa-Akdeniz Dışişleri Bakanlarının Marsilya’da gerçekleştirilen 4.
Toplantısı’nda alınan karar doğrultusunda, 29 Mayıs 2001 tarihinde Brüksel’de 1.
Ticaret Bakanları Konferansı düzenlenmiştir. Bu toplantıda alınan karar uyarınca,
PAMK Sistemi’nin Akdeniz alanına genişletilebilmesi amacıyla çalışmalarda
bulunmak üzere, Barselona Süreci’ne taraf bütün ülkelerin temsilcilerinin katıldığı
bir çalışma grubu oluşturulmuş ve söz konusu grup, Toledo’da 19 Mart 2002
tarihinde gerçekleştirilen 2. Ticaret Bakanları Konferansı’nda sunulmak üzere menşe
kurallarına ilişkin bir rapor hazırlamıştır. Toledo Zirvesi sonucunda konuya ilişkin
olarak büyük bir aşama kaydedildiği belirtilerek, çalışma gurubundan sistem
çerçevesinde ortaya çıkabilecek sorunların çözümü hususunda çalışmalarına devam
etmesi ve uygulamanın mevcut durumu hakkında bir sonraki zirvede rapor sunması
istenmiştir.
83
PAAMK Sistemi’nin oluşturulmasının sisteme dahil olan ülkeler menşeli
malların daha geniş pazarlara giriş olanağı bulabilmesi, yatırımların artması, taraflar
arasında ekonomik ilişkilerin ve ticaretin gelişmesi, üretici firmalara daha ucuz ve
çeşitli hammadde kullanabilme imkanları sağlanması ve oluşturulan ekonomik alanın
büyüklüğü sayesinde daha kolay ölçek ekonomilerine ulaşma olanağı getirmesi gibi
faydaları olacağı düşünülmektedir.
Ticaret Bakanlarının 7 Temmuz 2003 tarihinde Palermo’da düzenlenen 3.
Konferansı’nda çalışma grubunun raporu kabul edilmiş olup, bu alanda büyük
ilerlemeler sağlandığı belirtilmiş ve PAMK Sistemi Model Menşe Protokolünde
gerekli uyarlamaların yapılması suretiyle oluşturulan PAAMK Sistemi Model Menşe
Protokolünün oluşturulduğu ve Bakanlar tarafından onaylandığı ifade edilmiş;
sisteme dahil olacak bütün ülkelerin anılan Protokolü mevcut STA’larına dahil
etmeleri ve gelecekte aralarında yapılacak STA’larda da esas almaları istenmiştir.
Ayrıca çalışma grubunun görevini başarıyla yerine getirdiği ve faaliyetlerine
artık son verildiği dile getirilerek, uygulamada yaşanan sorunların bundan böyle,
halihazırda PAMK Sistemi için Avrupa Komisyonu-Gümrük Kodu Komitesi-Menşe
Bölümü bünyesinde varolan uzmanlar grubuna PAAMK Sistemi’ne dahil olacak
diğer ülkelerin yetkililerinin de katılmasıyla genişletilecek grupta ele alınacağı
vurgulanmıştır.
Anılan
grubun
ilk
toplantısı
31
Mart
2004
tarihinde
Brüksel’de
gerçekleştirilmiş olup, PAAMK Sistemi Model Menşe Protokolünün IIIb nolu ekini
84
oluşturan ve Akdeniz ülkeleriyle yapılacak tercihli ticarette eşyanın tavizli vergi
oranlarından yararlanabilmesini teminen menşe ispat belgesi olarak eşyaya eşlik
edecek olan EUR-MED Dolaşım Belgesinin örneğini içeren eke Nisan 2004 tarihi
itibariyle son hali verilmiştir. Bu düzenlemenin ardından, PAMK Menşe
Protokollerinin PAAMK Sistemi Model Menşe Protokolü esas alınarak değiştirilme
süreci de başlamıştır.
Türkiye-AT Ortaklık Konseyi’nin Türkiye ile AT arasında tarım ürünlerinin
tercihli ticaretine ilişkin 1/98 sayılı Kararı eki menşe kurallarına ilişkin Protokol 3’ü,
Türkiye ile AT arasında demir-çelik ürünlerinin tercihli ticaretine ilişkin TürkiyeAvrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Serbest Ticaret Anlaşması’na ek menşe
kurallarına ilişkin Protokol 1’i ve Türkiye-EFTA STA’ya ek menşe kurallarına
ilişkin Protokol B’yi, Türkiye-Romanya STA’ya ek menşe kurallarına ilişkin
Protokol D’yi, Türkiye-Bulgaristan STA’ya ek menşe kurallarına ilişkin Protokol
B’yi ve Türkiye-İsrail STA’ya ek menşe kurallarına ilişkin Protokol B’yi PAAMK
Sistemi Model Menşe Protokolü esas alınmak suretiyle değiştirilmesi süreci ve diğer
ülkeler ile STA müzakeleri bu doğrultuda başlatılmıştır.
4.2
4.2.1
PAAMK Sisteminin İşleyişi30
Değişken Geometri
Daha önce belirtildiği üzere; PAMK sistemi bazı istisnalarla tüm ülkeler
arasında aynı menşe kurallarına sahip STA’ların yürürlüğe girmesinin ardından 1997
30
PAAMK sisteminin işleyişinin açıklanmasında; model menşe protokolü esas alınmış ve sisteme
ilişkin Açıklama Notları ve El Kitabından yararlanılmıştır.
85
yılında yürürlüğe girmiş, ülkemiz de benzer şekilde sisteme 1999 yılında dahil
olmuştur. PAAMK sistemi halefinden farklı olarak, tüm ülkeler arasındaki
anlaşmalar ağının tamamlanmasını beklemeksizin, model menşe protokolünü içeren
STA’ları tamamlayan ya da mevcut STA’ları eki menşe protokolünü sistem
doğrultusunda değiştiren ülkeler arasında yürürlüğe girmektedir.
Bu çerçevede, sistem kapsamında kullanılan “Değişken Geometri” terimi,
çapraz menşe kümülasyonunun sadece gerekli koşulları sağlayan Pan-AvrupaAkdeniz alanı ülkeleri arasında yürürlüğe gireceği anlamına gelmektedir.
4.2.2
PAAMK Model Menşe Protokolünün Yapısı
Sisteme taraf ülkeler arasında gerçekleştirilecek Anlaşmalar ekinde yer alan
menşe protokolleri PAAMK model menşe protokolü esas alınarak hazırlanmaktadır.
Söz konusu protokol; “Genel Hükümler”, “Menşeli Ürünler Kavramının Tanımı”,
“Ülkesel Gereklilikler”, “Geri Ödeme veya Muafiyet”, “Menşe ispat Belgesi”, “İdari
İşbirliği Düzenlemeleri” ve “Son Hükümler” olmak üzere 7 Başlıktan oluşmaktadır.
İlk bölümde Protokol’de karşılaşılacak terimlerin yasal tanımlarına, ikinci
bölümde fiziksel olarak menşe statüsünün elde edilmesine ilişkin koşullara, üçüncü
bölümde menşe statüsünün kazanılmasında uyulması gerekli coğrafi şartlara,
dördüncü bölümde nihai ürünün üretiminde kullanılan üçüncü ülke menşeli girdilere
ilişkin gümrük vergilerinin geri ödenmesi ya da bunlardan muafiyetinin
yasaklanmasına ilişkin düzenlemeye, beşinci bölümde gerekli koşulları yerine getiren
86
eşyanın tercihli rejimden yararlanabilmesini teminen uygun bir menşe ispat belgesi
düzenlenmesine ilişkin koşullara, altıncı bölümde Protokol hükümlerinin doğru
uygulanmasını teminen gümrük idareleri arasındaki işbirliğine ve yedinci bölümde
diğer hükümlere yer verilmektedir.
Söz
konusu
protokolün
işleyişini
açıklayabilmek
amacıyla;
madde
hükümlerine yer verilip, gerekli hükümlerde açıklama ve örnekleme yoluna
gidilecektir.
4.2.3
Genel Hükümler
Birinci Bölüm, Protokolde karşılaşılacak terimlerin ‘yasal’ tanımlarına yer
verilen “Tanımlar” maddesinden oluşmaktadır. Söz konusu maddeye göre
Protokolün uygulanmasında:
(a) "imalat", montaj veya özel işlemler de dahil olmak üzere her türlü işçilik
veya işleme tabi tutma;
(b) "madde", ürünün imalatında kullanılan herhangi bir girdi, hammadde,
parça veya aksamlar...v.b.;
(c) "ürün", bilahare başka bir imalatta da kullanılması söz konusu olsa bile,
imal edilmiş ürün;
(d) "eşya", hem madde hem de ürün;
87
(e) "gümrük kıymeti", Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması'nın
VII. maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak 1994'te yapılan Anlaşma'ya (Gümrük
Kıymeti Hakkında DTÖ Anlaşması) göre tespit edilen kıymet;
(f) "fabrika çıkış fiyatı", ürün için ilgili ülkede, nihai işçilik veya işlemin
gerçekleştirilmesini üstlenen imalatçıya fabrika çıkışı itibariyle ödenen, kullanılan
bütün madde fiyatlarının dahil edilmiş olduğu, elde edilmiş ürünün ihracında geri
ödenmiş veya ödenecek yurtiçi vergilerin tenziliyle bulunan fiyat;
(g) "maddelerin kıymeti", kullanılan menşeli olmayan maddelerin ithalatı
esnasındaki gümrük kıymeti, veya bunun bilinmemesi veya tespit edilememesi
halinde Türkiye veya ilgili ülkede maddeler için ödendiği tespit edilebilen ilk fiyat;
(h) "menşeli
madde
kıymeti",
(g)’de
tanımlandığı
şekilde,
gerekli
değişiklikler yapılarak uygulanan, bu tür maddenin kıymeti;
(i) "katma değer", fabrika çıkış fiyatından, eşyaya dahil edilen Madde 3 ve
4’te sayılan diğer ülkeler menşeli her bir maddenin gümrük kıymetinin, veya bu
kıymetin bilinmemesi veya tespit edilememesi halinde ilgili ülkede madde için
ödendiği doğrulanabilir ilk fiyatın çıkarılması ile bulunan değer;
(j) "fasıllar" ve "pozisyonlar", işbu Protokol'de "Armonize Sistem" veya
"AS" olarak geçen Armonize Mal Tanım ve Kodlama Sistemi'ni oluşturan
nomanklatürde kullanılan fasıllar ve pozisyonlar (dört haneli kodlar);
(k) "sınıflandırılmış" tabiri, ürün veya maddelerin belirli bir pozisyon altında
sınıflandırılması;
(l) "sevkiyat", ya bir ihracatçıdan bir alıcıya aynı anda gönderilen, ya da
ihracatçıdan alıcıya sevkinde tek bir sevk evrakı kapsamında yer alan veya böyle bir
evrakın olmaması halinde tek bir fatura kapsamına giren ürünler;
88
(m) "ülkeler", karasularını da içerecek şekilde ülkeler;
anlamına gelmektedir.
4.2.4
Menşeli Ürünler Kavramının Tanımı
Protokolde kullanılan terminolojinin tanımlanmasının ardından 10 maddeden
oluşan İkinci Bölümde Anlaşmalar kapsamında tercihli menşe statüsünün ne olduğu
tanımlanmaktadır.
Temel kavramlardan daha karmaşık olanlara doğru bir mantık izleyen söz
konusu bölümün 2 nci maddesi ‘Genel Koşulları’ içermektedir. Daha önce ifade
edildiği üzere eşyanın tercihten yararlanan ülke menşeli olarak değerlendirilebilmesi
için söz konusu eşyanın ya “tamamen elde edilmiş” ya da “yeterli işçilik veya işleme
tabi tutulmuş” olması gerekmektedir. Bu çerçevede Anlaşmanın uygulanmasında;
(a) Madde 5’te belirtildiği şekilde, tamamen ilgili ülkede elde edilen ürünler
ve
(b) Madde 6’da belirtildiği şekilde ilgili ülke dahilinde yeterli işçilik veya
işlemden geçirilmiş olmaları kaydıyla, tamamen ilgili ülkede elde edilmemiş
maddeler ihtiva ederek ilgili ülkede elde edilen ürünler, ilgili ülke menşeli kabul
edilirler.
89
Söz konusu Protokol kapsamında “menşe statüsü” ya da “menşeli” terimleri,
Pan-Avrupa-Akdeniz alanına taraf ülkeler menşeli eşyayı tanımlamak için
kullanılmaktadır. Bununla birlikte “değişken geometri” uygulamasına göre söz
konusu
terimler
Pan-Avrupa-Akdeniz
alanına
taraf
olup,
kümülasyonun
uygulanabilir olmadığı ülkeler menşeli girdileri ifade etmemektedir. Protokolün
ilerleyen bölümlerinde karşılaşılacak olan “kümülasyonun uygulanabilir” olması da
Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemine taraf ve model menşe Protokolünü
içeren serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koyan ülkeleri ifade etmektedir.
Örneğin Tunus, Türkiye ve Suriye sisteme taraf ülkeler olmakla birlikte;
Tunus ve Suriye arasında model menşe protokolünü içeren bir Anlaşma henüz
bulunmadığından, Türkiye-Tunus arasındaki tercihli ticarette Suriye menşeli girdiler
ve Türkiye-Suriye arasındaki tercihli ticarette Tunus menşeli girdiler, anlaşmalar ağı
tamamlanana dek üçüncü ülke menşeli olarak değerlendirilecektir.
Ayrıca halihazırda EFTA, Türkiye ve Hırvatistan arasında Avrupa menşe
kurallarına sahip STA’lar bulunmaktadır. Bu durum çapraz menşe kümülasyonunun
otomatik olarak uygulanabileceği anlamına gelmemekte olup, menşe protokolünün
kümülasyon maddesinin ilgili tüm taraflar arasında kümülasyona imkan tanıyacak
şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
3 ve 4 üncü maddeler taraf ülkeler için ayrı ayrı kümülasyona ilişkin
hükümleri içermektedir.
90
“İlgili Ülkede Kümülasyon” başlıklı maddelere göre; Madde 2(1)
hükümlerine (Genel Koşullar) tabi olarak, Bulgaristan, İsviçre (Lihtenştayn dahil)31,
İzlanda, Norveç, Romanya32, Türkiye veya Avrupa Topluluğu menşeli maddeler,
ilgili ülkede Madde 7’de belirtilen yetersiz işlemlerin ötesinde bir işlemden geçmiş
olmaları şartıyla, ilgili ülkede elde edilmiş bir ürün içine dahil edildikleri takdirde ilgili
ülke menşeli olarak kabul edilirler. Söz konusu maddelerin yeterli işçilik ve işlemden
geçmiş olmaları gerekmez.
Yine Madde 2(1) hükümlerine tabi olarak, Faroe Adaları veya 27 ve 28
Kasım 1995 tarihinde gerçekleştirilen Avrupa-Akdeniz Konferansı’nda kabul edilen
Barselona Deklarasyonu’na dayanarak Avrupa-Akdeniz ortaklığına katılan, Türkiye
hariç ülkeler33 menşeli maddeler, ilgili ülkede Madde 7’de belirtilen işlemlerin ötesinde
bir işlemden geçmiş olmaları şartıyla, ilgili ülkede elde edilmiş bir ürün içine dahil
edildikleri takdirde ilgili ülke menşeli olarak kabul edilirler. Söz konusu maddelerin
yeterli işçilik ve işlemden geçmiş olmaları gerekmez.
Görüldüğü üzere birinci fıkrada sadece Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonuna
taraf ülkeleri, ikinci fıkrada ise Barselona Süreci ülkeleri belirtilmektedir. Bunun nedeni
sistemin Akdeniz ülkelerine genişletilmesinin PAMK sisteminin işlerliğine engel
olmaması ve “değişken geometri” dolayısıyla Akdeniz ülkeleri ile ticarette özellikle
menşe ispat belgelerinin düzenlenmesi aşamasındaki farklılıklardır. Bu çerçevede
31
Lihtenştayn Prensliği, İsviçre ile bir gümrük birliği oluşturmuştur ve Avrupa Ekonomik Alanı’na
ilişkin Anlaşma’ya taraftır.
32
Model Menşe Protokolü Bulgaristan ve Romanya’nın AB üyeliği öncesi oluşturulmuş olup, söz
konusu ülkeler ilgili maddelerden Katılım Anlaşmasını dikkate alan Ortak Komite Kararları ile
çıkarılacaktır.
33
Cezayir, Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, Tunus, Batı Şeria ve Gazze Şeridi.
91
PAMK sistemi işlerliğini sürdürdüğünden Türkiye, Akdeniz ülkeleri arasında yer
almamakta, ilk fıkra kapsamında değerlendirilmektedir.
Kümülasyon maddelerinin 3 ve 4 üncü fıkraları “menşe tahsisine” ayrılmıştır.
Nihai ürünün menşei, yetersiz işlemlerin ötesinde olması şartıyla, gerçekleştirilen “en
son işlem veya işçilik” ile belirlenmektedir. Ancak nihai üretimin yapıldığı ülkede, bir
ya da daha fazla ülkeden gelen menşeli girdiler üzerinde yetersiz işlemlerin (Madde 7)
ötesinde bir işlem gerçekleştirilmemişse, nihai ürün en çok katma değer sağlayan ülke
menşeli kabul edilecektir. Söz konusu kıyaslama yapılırken yeterli işleme tabi tutulan
menşeli olmayan girdiler de nihai üretimin yapıldığı ülke katma değerine eklenecektir.
Son olarak taraf ülkelerden biri menşeli ve ilgili ülkede hiçbir işçilik veya işleme
uğramamış ürünler, bu ülkelerden birine ihraç edilmeleri halinde menşe statülerini
korumaktadırlar.
Kümülasyon maddelerinin 5 inci fıkrası hükümlerine göre, kümülasyon sadece;
a)
söz konusu ülkeler arasında GATT XXIV çerçevesinde bir Anlaşmanın
bulunması,
b)
ürünler veya kullanılan maddelerin, aynı menşe kurallarının
uygulanması ile menşe statüsü elde etmesi ve
c)
kümülasyon
uygulamasına
dair
gerekli
düzenlemelerin
tamamlandığına ilişkin bildirimlerin, ilgili ülke Resmi Gazetelerinde kendi iç
prosedürlerine göre yayımlanması halinde uygulanabilmektedir.
92
“Değişken Geometri” prensibine göre kümülasyon sadece, nihai üretimin
yapıldığı ihracat ülkesi ve nihai olarak ürünün sevk edildiği ülke ile nihai ürünün
menşe statüsünün kazanılmasına katılan tüm ülkeler arasında aynı menşe kurallarına
sahip Anlaşmaların yürürlüğe girmiş olması şartıyla uygulanabilmektedir. Nihai
üretimin yapıldığı ülke ya da nihai sevkiyatın yapıldığı ülke ile anlaşması
bulunmayan
ülkeler
menşeli
girdiler,
üçüncü
ülke
menşeli
olarak
değerlendirilmektedir.
Örnek: 5112 tarife pozisyonunda sınıflandırılan Norveç menşeli kumaşın
Fas’ta takım elbise imalatında kullanıldığını ve Topluluğa ihraç edildiğini düşünelim.
Eğer söz konusu ülkeler/ülke grupları arasındaki anlaşmalar ağı tamamlanmışsa,
takım elbiselerin imalatı yetersiz işlemin ötesinde olduğundan, nihai ürün Fas menşei
kazanmaktadır. Eğer Norveç ile Topluluk arasında aynı menşe kurallarına sahip bir
anlaşma yoksa yani PAAMK koşulları sağlanmamışsa, Norveç menşeli girdi üçüncü
ülke menşeli sayılacak ve nihai ürün için imal edilen ürünlerin menşe statüsü
kazanabilmesi için “menşeli olmayan ürünlere uygulanması gereken işçilik ve işlem
listesini” içeren EK-2 kuralı ‘iplikten imalat’ olduğundan takım elbise Fas menşei
kazanamayacaktır.
Örnek: Değeri 180 Avro olan İsviçre menşeli pantolon ve gömlekler ile değeri
100 Avro olan Ürdün menşeli ceketlerin 1 Avro değerindeki Ukrayna menşeli paketler
ile Toplulukta paketlendiğini, paketleme işleminin 2 Euro değerinde olduğunu ve nihai
ürünün fabrika çıkış fiyatının 330 Avro olduğunu düşünelim. Toplulukta
gerçekleştirilen paketleme işlemi yetersiz işlem olduğundan, Toplulukta elde edilen
93
katma değer; 330 – (180+100)= 50 Avrodur. Dolayısıyla menşe ülkesi en yüksek
katma değeri sağlayan İsviçre’dir.
Diğer taraftan kümülasyon maddesi hükümlerine göre eğer ihracat ülkesinde
menşeli girdiler üzerinde hiçbir işlem yapılmışsa menşe ülkesi değişmemektedir.
4.2.4.1 İşlem ya da İşçiliğin Kümülasyonu (Tam Kümülasyon)
AB ve Türkiye ile Tunus, Fas ve Cezayir arasında gerekleştirilen anlaşmalar,
kümülasyon maddesinin 4(a) paragrafında ‘tam kümülasyon’ hükümlerini içermektedir.
Söz konusu hükme göre; Madde 2(1)(b)’nin uygulanması için, elde edilen ürünlerin
Türkiye’de müteakip işçilik veya işleme tabi tutulması halinde; Fas, Cezayir veya
Tunus’ta yapılan işçilik veya işlem, Türkiye’de yapılmış gibi mütalaa edilir. Bu hüküm
gereğince, menşeli ürünlerin anılan ülkelerin iki veya daha fazlasında elde edilmesi
halinde, bu ürünler ancak gerçekleştirilen işçilik veya işlemin Madde 7’de anılan
işlemlerin ötesinde olması kaydıyla Türkiye menşeli kabul edilirler. Bununla birlikte
söz konusu ülkelerde tam kümülasyon hükümlerinden yararlanarak menşe kazanan eşya
Pan-Avrupa-Akdeniz Alanının dışında tutulmuş olup, taraf bir başka ülkeye ihraç
edilememektedir.
Tam kümülasyon yeterli işlem ya da işçiliğin yani EK-2 liste kuralının tek bir
ülkede değil bir grup ülke gümrük bölgesinde gerçekleştirilmesine olanak tanımaktadır.
Örneğin Türkiye’de, menşeli olmayan 5205’te sınıflandırılan pamuk ipliğinin ithal
edilerek, 5208’de sınıflandırılan kumaş imal edildiğini, söz konusu kumaşın Tunus’a
94
ihraç edildiğini ve kesilme ve 6205’te sınıflandırılan gömlek dikiminin söz konusu
ülkede gerçekleştirildiğini düşünelim. 6205 için liste kuralı “iplikten imalat” olmakla
birlikte,
Türkiye’de
gerçekleştirilen
dokuma
Tunus’ta
gerçekleştirilmiş
gibi
değerlendirildiğinden nihai ürün Tunus menşei kazanmaktadır. Ancak daha önce ifade
edildiği üzere, söz konusu tam kümülasyon hükmü PAAMK gereklilikleri ile uyumlu
olmayıp, nihai ürün sadece Türkiye ve eş menşe protokollerine sahip anlaşmaların
tamamlanmış olması şartıyla diğer Mağrip ülkeleri olan Cezayir ve Fas’a satılabilecek,
sisteme taraf diğer ülkelerde tercihli rejimden yararlanamayacaktır.
Değişken geometri dolayısıyla taraf ülkeler arasında yürürlüğe giren
anlaşmalara ilişkin bildirimleri içeren bir tablo gelişmeler çerçevesinde AB Resmi
Gazetesinin C Serisinde yayımlanmaktadır. Nihai olarak 29 Eylül 2007 tarih ve C229
sayılı AB Resmi Gazetesinde yayımlanan tablo 1 nolu ekte yer almaktadır.
“Tamamen Elde Edilmiş Ürünler” başlıklı 5 inci maddeye göre aşağıdaki
ürünler tamamen ilgili ülkede elde edilmiş kabul edilmektedirler:
(a) kendi topraklarından veya deniz yataklarından çıkartılan mineral ürünler;
(b) o ülkede hasat edilen bitkisel ürünler;
(c) o ülkede doğmuş ve yetiştirilmiş canlı hayvanlar;
(d) o ülkede yetiştirilmiş canlı hayvanlardan elde edilen ürünler;
(e) o ülkede avcılık veya balıkçılıkla elde edilen ürünler;
(f) ilgili ülkeler karasuları dışında kendi gemileri ile denizden elde edilen
balıkçılık ürünleri ve diğer ürünler;
95
(g) münhasıran (f)’de belirtilen ürünlerden kendi fabrika gemilerinin
bordasında üretilen ürünler;
(h) yalnızca hammaddelerin geri kazanılmasına müsait, sadece sırt geçirmeye
ve atık olarak kullanmaya elverişli kullanılmış lastikler dahil olmak üzere, toplanmış
kullanılmış maddeler;
(i) o ülkede yapılan imalat işlemleri sonucu ortaya çıkan atık ve hurdalar;
(j) kendi karasuları dışında, münhasır işletme hakkına sahip olmaları
kaydıyla deniz toprağı veya deniz toprağı altından çıkarılan ürünler;
(k) münhasıran (a) ila (j)’de tanımlanan ürünlerden üretilen eşya.
Ayrıca söz konusu maddenin ikinci paragrafında ‘kendi gemileri’ ve ‘kendi
fabrika gemileri’ terimleri de açıklanmıştır. Buna göre;
(a) ilgili ülkede kayıtlı veya tescilli olanlar;
(b) ilgili ülke bayrağı altında seyredenler;
(c) en az yüzde 50'si ilgili ülke vatandaşlarına veya yönetim merkezi bu
Devletlerden birinde bulunan, müdür veya müdürleri, Yönetim Kurulu veya
Denetleme Kurulu Başkanı ve bu kurullar üyelerinin çoğunluğu ilgili ülke vatandaşı
olan ve ilave olarak, ortaklık veya limited şirket durumunda, sermayesinin en az
yarısı bu Devletlere veya anılan Devletlerin kamu kuruluşları ya da vatandaşlarına
ait olanlar;
(d) yönetici ve yetkilileri ilgili ülke vatandaşı olanlar ve
(e) mürettebatının en az yüzde 75'i ilgili ülke vatandaşı olanlar.
96
Örnek: Türkiye’de hasat edilen buğday ve bu buğdaydan üretilen eşya
tamamen Türkiye’de elde edilmiş kabul edilir. Ayrıca, Almanya’da kesilen ağacın
Fransa’ya ihraç edilmesi ve Fransa’da AS 4702’de sınıflandırılan kimyasal odun
hamurunun elde edilmesi halinde söz konusu eşya tamamen AT’de elde edilmiş
kabul edilir.
Doğal olarak sadece ilgili ülke menşeli girdilerin kullanılması yoluyla ilgili
ülke fabrikalarında imal edilen sanayi ürünleri de tamamen elde edilmiş ürün olarak
değerlendirilmektedir. Diğer taraftan açık denizlerin ‘milliyeti’ belirli olmadığından,
ilgili ülke karasuları dışında elde edilen balıkçılık ürünlerinin, ‘kendi gemilerine’
ilişkin koşulları kesin olarak karşılaması gerekmektedir. Ancak tartışma konularında
görüleceği üzere söz konusu maddenin özellikle mürettebata ilişkin koşullarına
itirazlar bulunmaktadır.
“Yeterli İşçilik veya İşlem Görmüş Ürünler” başlıklı 6 ncı maddeye göre;
tamamen elde edilmemiş ürünler, Protokol’ün 2 nolu Ekinde yer alan listede
belirtilen şartlar yerine getirildiği takdirde yeterli işlem ya da işçilik görmüş kabul
edilir ve menşe statüsü kazanırlar. Yine 6 ncı maddenin birinci paragraf hükümlerine
göre menşe statüsü kazanmış ürünlerin başka bir ürünün imalatında kullanılması
halinde, onun bileşiminde yer aldığı ürüne tatbiki mümkün şartlar, kendisine
uygulanmaz ve bunların imalatında kullanılmış olabilecek menşeli olmayan
maddeler dikkate alınmaz.
97
6 ncı maddenin birinci paragrafına rağmen, listede belirtilen şartlar uyarınca
bir ürünün imalatında kullanılmaması gereken menşeli olmayan maddeler aşağıdaki
şartların yerine getirilmesine bağlı olarak kullanılabilir:
(a) toplam kıymetleri, ürünün fabrika çıkış fiyatının yüzde 10'unu geçmiyorsa
(Genel Tolerans Kuralı);
(b) menşeli olmayan maddelerin azami değeri olarak listede verilmiş olan
yüzdeler, bu paragrafın uygulanmasıyla aşılmamışsa.
Ancak söz konusu tolerans kuralı Armonize Sistem'in 50 ila 63. Fasıllarında
sınıflandırılan ürünlere (tekstil) uygulanamamaktadır.
Ayrıca 6 ncı maddenin üçüncü paragrafına göre; hem yeterli işçiliği ifade
eden liste kuralının karşılanması hem de tolerans kuralından faydalanılması ile
menşe statüsünün kazanılması, yapılan işçiliğin 7 nci maddede belirtilen yetersiz
işlem ya da işçiliğin ötesinde bir işlemin gerçekleştirilmiş olması koşuluna bağlıdır.
Modern üretim ve teknoloji, uluslararası ticarete konu birçok eşyanın birden
fazla
ülke
menşeli
hammaddeler,
ara
malları
ve
bileşenler
içermesini
gerektirebilmektedir. Bu durumda menşeli olmayan söz konusu girdilerin ancak
yeterli derecede işçilikten geçerek menşe kazanması mümkündür. Bu çerçevede, EK
II’de yeralan liste kuralları sadece menşeli olmayan maddelere uygulanmaktadır.
Bununla birlikte söz konusu şart sadece ilgili ürün için geçerli olup, zaten koşulları
yerine getirerek menşe kazanmış bölge içi ürünler için uygulanmamaktadır.
98
Üçüncü Bölüm’de Topluluk menşe kuralları değerlendirilirken belirtildiği
üzere, liste kuralları ürün grubuna özgü (pozisyon ya da fasıl) belirlenmiş tarife
değişikliği, katma değer, özel işlemleri istisnalar ve bunların kombinasyonundan
oluşan teknik kurallardır.
“Yetersiz İşçilik veya İşlem” başlıklı 7. madde hükümlerine göre, 6.
maddede belirtilen koşullar yerine getirilmiş olsun veya olmasın, aşağıdaki işlemler
menşe statüsü vermek için yetersiz işçilik veya işlem olarak kabul edilir:
(a) nakliyat ve depolama süresince eşyanın iyi şartlarda muhafazasını
sağlamaya yönelik koruyucu işlemler;
(b) ambalaj ayırma ve birleştirme;
(c) yıkama; temizleme; toz, oksit, yağ, boya veya diğer tabakalardan
arındırma;
(d) dokumaya elverişli maddeleri ütüleme veya presleme;
(e) basit boyama ve cilalama işlemleri;
(f) tahıl ve pirinci kabuklarından ayırma, kısmi veya tam ağartma, parlatma
ve perdahlama;
(g) şeker renklendirme veya şeker topaklarını biçimlendirme işlemleri;
(h) meyvelerin, kuruyemişlerin ve sebzelerin kabuklarını soyma, zarlarını
ayıklama, çekirdeklerini çıkarma;
(i) keskinleştirme, basit bileme veya basit kesme;
(j) eleme, kalburdan geçirme, sıraya koyma, tasnifleme, kalibrasyon,
eşleştirme (maddelerden setler oluşturma dahil);
99
(k) basit şişeleme, tenekeye veya beherlere koyma, torbalama, sandıklama,
kutulama, karton veya tahta üzerine yerleştirme ve tüm diğer basit paketleme
işlemleri;
(l) ürün veya paketler üzerine marka, etiket, logo ve diğer benzeri ayırdedici
işaretleri yapıştırma veya basma işlemleri;
(m) farklı türde olmalarına bakılmaksızın ürünlerin basit karıştırılma
işlemleri;
(n) tamamlanmış bir ürün oluşturmak üzere parçaların basit montajı veya
ürünlerin parçalarına ayrılması;
(o) (a) ila (n)’de belirtilen işlemlerden iki veya daha fazlasının bir arada
yapılması;
(p) hayvan kesimi.
Ayrıca 7 inci maddenin ikinci paragrafı hükümlerine göre belirli bir ürüne
uygulanan işçilik veya işlemin yetersiz kabul edilip edilmeyeceğine karar verilirken
ilgili ülkelerde gerçekleştirilen işlemlerin tümü bir arada mütalaa edilmelidir.
Tek tek ya da bileşimleri bir eşyanın imalatında ihmal edilebilir öneme sahip
olarak değerlendirildiğinden, söz konusu işlemler aracılığıyla EK-2 liste kuralı ya da
genel tolerans kuralı sağlansa bile menşe statüsü kazanılamamaktadır.
Örnek: Kolombiya’dan işlenmemiş ham kahvenin dökme halinde Türkiye’ye
ithal edildiğini ve Türkiye’de temizleme ve tozdan arındırma, tasnifleme ve
paketleme işlemlerinin gerçekleştiğini düşünelim. Kahve için liste kuralı “herhangi
100
bir pozisyonda yer alan girdilerden imalat” olarak belirlenmiştir. Ancak Türkiye’de
yapılan işlemler yetersiz işlemler olduğundan, fiilen bir liste kuralı bulunmamasına
rağmen nihai ürün Kolombiya menşeini korumaktadır.
Eğer Türkiye’de öğütme ve kavurma gibi yetersiz işlemlerin ötesinde
birtakım işlemler gerçekleştirilmiş olsaydı, liste kuralı da dikkate alındığında nihai
ürün Türkiye menşei kazanabilecekti. Bununla birlikte; menşeli olmayan maddeler
üzerinde gerçekleştirilen işçilik veya işlemin “yetersiz işçilik veya işlem” niteliğinde
olmaması, “yeterli işçilik veya işlem” olduğu anlamına gelmemekte olup, Protokolün
6 ncı maddesi çerçevesinde EK II liste kuralının karşılanması gerekmektedir.
“Nitelendirme Birimi” başlıklı 8. madde hükümlerine göre, Protokol
hükümlerinin uygulanması amacıyla, nitelendirme birimi, Armonize Sistem
nomanklatürünü kullanarak sınıflandırma yapılırken temel birim olarak kabul edilen
belirli bir üründür.
Buna göre,
(a) muhtelif maddelerin montajı veya gruplandırılmasından oluşan bir ürün,
Armonize Sistem'de tek bir pozisyonda sınıflandırıldığında, bu ürünün tümü,
nitelendirme birimini oluşturur.
(b) bir sevkiyat, Armonize Sistem'de aynı pozisyon içinde sınıflandırılan belli
sayıda aynı üründen oluşuyorsa, her bir ürün Protokol hükümlerinin uygulanışı
sırasında münferiden değerlendirilmelidir.
101
Armonize Sistem’in 5. Genel Kuralı çerçevesinde ambalaj, sınıflandırma
açısından ürüne dahil ediliyorsa, menşe tespiti açısından da dahil edilir.
Söz konusu maddeye göre en önemli husus ihraç edilecek ürün ya da
ürünlerin doğru tarife sınıflandırılmalarının bilinmesidir34. Maddenin referans
noktası “Armonize Sistem” olup, eğer çeşitli bileşenlerden oluşan bir ürün, AS’ye
göre bir birim olarak değerlendiriliyorsa söz konusu birim menşe statüsünün
belirlenmesinde de esas alınmalıdır.
Örneğin;
9605
pozisyonunda
kişisel
kullanım
için
seyahat
setleri
sınıflandırılmakta olup, menşe açısından seti oluşturan her bir parçanın liste kuralının
değil, 9605’te belirtilen kuralın esas alınması gerekmektedir:
9605
AS Kodu
Ürünün Tanımı
(1)
(2)
İnsanların tuvalet
malzemesi olarak veya
dikiş dikmekte veya
elbise ve ayakkabılarını
temizlemekte
kullandıkları seyahat
takımları
Menşeli olmayan girdilere uygulanarak menşe
statüsü veren işçilik veya işlemler
(3)
veya
(4)
Takımı oluşturan
eşyalardan herbiri takım
içerisinde olmaması
halinde kendisine
uygulanacak kuralı
karşılamalıdır.
Ancak, menşeli
olmayan girdiler,
toplam kıymetleri
takımın fabrika çıkış
fiyatının %15’ ini
geçmemek koşuluyla
kullanılabilir.
34
4458 sayılı Gümrük Kanunun 9’uncu maddesi çerçevesinde, yazılı talepte bulunularak, Gümrük
Müsteşarlığı’ndan ya da Müsteşarlığın yetkilendirdiği Gümrük İdaresinden, “Bağlayıcı Tarife Bilgisi
(BTB)” alınabilmektedir.
102
“Aksesuarlar, Yedek Parçalar ve Aksam” başlıklı 9 uncu maddeye göre bir
teçhizat, makine, alet veya araç parçası beraberinde teslim edilen normal bir
teçhizatın bölümü durumundaki ve fiyata dahil edilmiş bulunan veya ayrıca fatura
edilmemiş olan aksesuarlar, yedek parçalar ve aksam; söz konusu teçhizat, makine,
alet veya araç içinde mütalaa edilir.
“Setler” başlıklı 10 uncu madde hükümlerine göre; Armonize Sistem’in 3.
Genel Kuralı’nda tanımlanan setler, tüm bileşenleri menşeli olduğunda menşeli
olarak kabul edilir. Ancak bir set menşeli ve menşeli olmayan ürünlerden
oluştuğunda, menşeli olmayan ürünlerin kıymeti, setin fabrika çıkış fiyatının yüzde
15'ini aşmıyorsa, set bir bütün olarak menşeli olarak kabul edilir.
Sete esas karakterini veren eşyanın bulunması gerektiğinden, setler tarife
sınıflandırılması açısından problemli alanlardan biridir. Söz konusu sınıflandırma
için AS Yorum Kurallarının sıkı bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Setler için
gümrükte bir diğer sorun ise menşe açısından ortaya çıkabilmektedir. Setlerin
menşeinin belirlenmesinde seti oluşturan tüm bileşenlerin menşeinin belirlenmesi
gerekmektedir. Ancak tüm bileşenlerin menşeli olması ya da menşeli olmayan
bileşenlerin kıymetinin, setin fabrika çıkış fiyatının %15’ni geçmemesi halinde, set
bir bütün olarak menşe kazanabilmektedir.
“Nötr Elemanlar” başlıklı 11 inci madde hükümlerine göre; bir ürünün
menşeli olup olmadığını belirlemek için, imalatında kullanılabilecek;
(a) enerji ve yakıt;
103
(b) tesis ve teçhizat;
(c) makine ve aletler;
(d) ürünün nihai bileşimine girmeyen ve girmesi amaçlanmayan
eşyaların menşeini belirlemek gerekmez.
Örnek:
Norveç’te
8406
tarife
pozisyonunda
sınıflandırılan
“buhar
türbinlerinin” menşeli ve menşeli olmayan girdiler ile Japon makine ve teçhizat
kullanılarak üretilmek istendiğini düşünelim. Söz konusu eşya için listede belirlenen
‘kullanılan tüm girdilerin kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının % 40’ını
geçmeyen imalat’ kuralının karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesinde Japon
menşeli makine ve teçhizatın dikkate alınmasına gerek yoktur. Bununla birlikte söz
konusu bileşenler türbinlerin maliyetine dahil olduğundan, üretici tarafından fabrika
çıkış fiyatına dahil edilebilecektir.
Örnek: Armonize Sistemin 0105 pozisyonunda sınıflandırılan “canlı kümes
hayvanları” için liste kuralı kullanılan Fasıl 1 ve Fasıl 2’de yer alan tüm girdilerin
tamamen elde edildiği imalattır. Bu durumda örneğin ihraç edilecek tavukların
yetiştirilmesinde kullanılan Fas’tan ithal edilmiş mısır, menşe statüsünün
belirlenmesinde etkisiz unsur olarak değerlendirilecektir (DTM, 2007; 80). Bununla
birlikte Protokolün 15 inci maddesi konusu eşyanın imalatında kullanılan menşeli
olmayan maddelerin gümrük vergilerinin kesin olarak ödenmiş olması gereği, söz
konusu mısır için geçerli olmayacaktır. Bunun nedeni mısırın menşeli ya da menşeli
olmayan eşya olarak sınıflandırılmaması, nötr olarak ele alınmasıdır. Bu durumda
104
taraf bir ülkeye tavize konu olması halinde, tavuk ihraç eden Türk üretici, ithal mısır
için ödediği gümrük vergilerini geri alabilecektir35.
Eşyanın menşeinin tespitine ilişkin yukarıda değinilen hususlar Şekil 3’te
özetlenmeye çalışılmıştır:
Şekil 3 Tercihli Menşe Statüsünün Kazanılması
İHRACATÇI TARAF ÜLKE MENŞELİ EŞYA
Evet
Eşya, kümülasyona dahil olan tüm
ülkeler menşeli girdiler dikkate
alınarak, menşeli olmayan girdiler Hayır
üzerinde yapılması gerekli işçilik
ve işlem Listesinde (Protokolün 2.
Eki) belirtilen şartları yerine
getiriyor mu?
Hayır
Hayır
Hayır
Genel tolerans kuralı
uygulanabilir mi?
(6.2 Madde)
Evet
Eşyanın imalatında
kümülasyonun
uygulanabilir olduğu
taraf ülkeler dışında
kalan ülkeler menşeli
(yani menşeli
Evet
olmayan) girdiler
kullanıldı mı?
İhracatçı ülkede
gerçekleştirilen
işlemler yetersiz
işçilik ve işlemlerin
ötesinde sayılır mı?
(7. Madde)
İhracatçı ülkedeki
katma değer, diğer
taraf ülke menşeli
girdilerin değerinden
fazla mı?
Hayır
Evet
Evet
İhracatçı ülkede
gerçekleştirilen
işlemler yetersiz
işçilik ve işlemlerin
ötesinde sayılır mı?
(7. Madde)
Evet
Hayır
Evet
Eşya, ihracatçı
ülkede tamamen
elde edilmiş mi?
(Madde 5)
Hayır
MENŞELİ
OLMAYAN
EŞYA
EN YÜKSEK
KATMA
DEĞERE SAHİP
ÜLKE MENŞELİ
EŞYA
(3.3. Madde)
İHRACATÇI TARAF ÜLKE MENŞELİ EŞYA
35
Konuya ilişkin bilgi 25/09/2006 tarih ve 26298 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Dahilde İşleme
Rejimi Kararında Değişiklik Yapılması Hakkında Karar”da yer almaktadır.
105
4.2.5
Ülkesel Gereklilikler
Üç maddeden oluşan 3. Başlık “Ülkesel Gereklilikler” başlığını taşımakta
olup, menşe statüsünün ilgili ülkede kazanılması, eşyanın doğrudan bir taraf ülkeden
diğerine nakliyatı ve üçüncü ülkelere sergilenmek üzere gönderilen eşyaya ilişkin
özel hükümleri içermektedir.
“Ülkesellik İlkesi” başlığını taşıyan 12 nci maddeye göre; menşe statüsü
kazanılmasına ilişkin koşullar menşe kümülasyonuna ilişkin 3 ve 4 üncü maddeler ile
bu maddenin 3 üncü paragraf hükümleri saklı kalmak üzere, ilgili ülkede kesintisiz
olarak yerine getirilmelidir.
İlgili ülkeden başka bir ülkeye ihraç edilmiş menşeli eşyanın, geri gelmesi
halinde geri gelen eşyanın, ihraç edilmiş eşya ile aynı olduğu ve söz konusu ülkede
bulunma veya ihraç edilme süresi içerisinde, iyi koşullarda muhafaza edilmeleri için
gerekli olanların ötesinde herhangi bir işleme tabi tutulmadığı, gümrük idarelerini
tatmin edecek şekilde ispat edilmediği takdirde, Madde 3 ve 4 saklı kalmak üzere,
menşeli olmadığı kabul edilir.
İkinci Başlıkta belirlenen kurallar uyarınca kazanılan menşe statüsü, ilgili
ülkeden ihraç edilen ve daha sonra yeniden ithal edilen maddeler üzerinde, ilgili ülke
dışında yapılan işçilik veya işlemden, aşağıdaki koşulların sağlanması halinde
etkilenmeyecektir:
106
(a) Söz konusu maddeler tamamen ilgili ülkede elde edilmişler veya ihraç
edilmelerinden önce 7. maddede belirtilen işlemlerin ötesinde bir işçilik veya
işlemden geçmişlerse ve
(b) Bu durum;
(i) geri gelen eşyanın ihraç edilen maddelerin işçilik veya işlemden
geçirilmesi ile elde edildiği ve
(ii) bu madde hükümlerinin uygulanması ile ilgili ülke dışında kazanılan
toplam katma değerin, menşe statüsü talebine konu nihai ürünün fabrika çıkış
fiyatının % 10’unu aşmadığı hususlarında gümrük idarelerinin tatmin edilmesi ile
kanıtlanır.
3. paragraf amaçları açısından, “’Menşeli Ürünler’ Kavramının Tanımı”
başlıklı bölümde düzenlenen menşe statüsünün kazanılması için gerekli koşullar,
ilgili ülke dışında yapılan işçilik ve işlemlere uygulanamaz. Fakat nihai ürünün
menşe statüsünün belirlenmesinde, ürüne dahil edilen menşeli olmayan her madde
için Ek II’deki listede belirlenen bir azami kıymet bulunduğu durumda, bu madde
hükümlerinin uygulanmasıyla, ilgili ülke dışında kazanılmış katma değerle birlikte
dikkate alındığında, ilgili taraf ülkede ürüne dahil edilen menşeli olmayan
maddelerin toplam kıymeti belirlenen yüzdeyi aşmayacaktır.
107
3. ve 4. paragraf hükümlerinin uygulanması amacıyla, “toplam katma değer”,
orada dahil edilen maddelerin kıymetlerini de içerecek şekilde, ilgili ülke dışında
oluşan tüm maliyetler, anlamında kullanılır.
3. ve 4. paragraf hükümleri, Ek II’deki listede düzenlenen koşulları yerine
getirmeyen veya sadece 6. maddenin 2. paragrafında yer alan genel tolerans kuralının
uygulanması ile yeterli işçilik veya işlemden geçmiş olduğu kabul edilen ürünler için
uygulanmaz.
3. ve 4. paragraf hükümleri Armonize Sistem'in 50 ila 63. fasıllarındaki
ürünlere uygulanmaz.
Ayrıca söz konusu madde hükümleri tarafından kapsanan türde ve ilgili ülke
dışında yapılan herhangi bir işçilik veya işlem, hariçte işleme veya benzeri
düzenlemeler vasıtasıyla yürütülür.
Görüldüğü üzere İkincin Başlık altında fiziksel olarak menşe statüsünün
kazanılmasına
odaklanılırken,
Üçüncü
Başlıkta
ilgi
coğrafi
kısıtlamalara
yönelmektedir. Kural olarak eşyanın tercihli menşe kazanmasına ilişkin şartların, bir
ülkede gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Modern imalat uygulamalarında ise
ürünlerin özel işlemler için bölge (kümülasyonun uygulanabilir ülkelerin oluşturduğu
serbest ticaret alanı) dışındaki bir ülkeye gönderilmesi gerekebilmekte olup, 12 nci
maddede bu durumda uyulması gerekli koşullara yer verilmektedir.
108
Ancak söz konusu madde hükümleri sadece eşyanın işlendikten sonra tekrar
ihracatçı ülkeye dönmesi halinde uygulanmaktadır. Bölge dışında yapılan işçilik ve
işlemin hariçte işleme veya benzeri düzenlemeler vasıtasıyla yürütülmesinin sebebi
budur.
Diğer taraftan, nihai ürün %10 menşeli olmayan girdi kullanımına olanak
sağlayan genel tolerans kuralı ile menşe statüsü kazanmış ise, 12 nci maddede
tanınan
tolerans
kullanılamamakta,
bir
başka
deyişle
menşe
statüsünün
kazanılmasında iki toleranstan birarada yararlanılamamaktadır. Ayrıca 53 ila 60 ıncı
Fasıllarda sınıflandırılan tekstil ve hazır giyim eşyası 3 ve 4 üncü maddelerin
kapsamı dışında olduğundan, üçüncü bir ülkede işleme tabi tutulmaları halinde
menşeli olmayan eşya kabul edileceklerdir.
Örnek: Tamamen Türkiye’de elde edilmiş balıkların hariçte işleme rejimi
kapsamında Gürcistan’a ihraç edildiğini ve burada 1604 pozisyonunda sınıflandırılan
balık konservelerinin imal edilerek tekrar Türkiye’ye sevkedildiğini düşünelim. 1604
pozisyonu için menşe kuralı “kullanılan Fasıl 3’teki (balıklar) tüm girdilerin
tamamıyla elde edildiği imalat” olarak belirlenmiştir. Gürcistan’da yapılan işçiliğin
değeri nihai ürünün fabrika çıkış fiyatının %10’unu teşkil etmektedir. Bu durumda,
gümrük idaresinin 12 nci madde hükümlerinin karşılandığı konusunda ikna edilmesi
şartıyla nihai ürün Türkiye menşeli olarak değerlendirilecektir. Ancak Gürcistan’da
yapılan işçiliğin yanında, fabrika çıkış fiyatının %10’u oranında (Madde 6(2)
kapsamı genel tolerans kadar) Gürcistan menşeli balık kullanılmış olsaydı, iki
109
tolerans
birarada
kullanılamayacağından
eşya
tercihli
menşe
üncü
maddeye
göre;
statüsü
kazanamayacaktı (DTM, 2007; 85).
“Doğrudan
Nakliyat”
başlıklı
13
Anlaşma
hükümlerinde sağlanan tercihli muamele sadece Protokol'ün gerekliliklerini yerine
getirmiş, ilgili ülkeler arasında doğrudan veya Madde 3 ve 4'te belirtilen ve
kümülasyonun mümkün olduğu diğer ülke toprakları üzerinden nakledilen ürünler
için uygulanır. Bununla beraber tek bir sevkiyatı oluşturan ürünler, aktarma veya
geçici depolama yoluyla, ancak transit geçtiği veya depolandığı ülkenin gümrük
idarelerinin gözetimi altında olmaları ve boşaltma, tekrar yükleme veya iyi
koşullarda muhafaza etmeye yönelik işlemler dışında bir işlemden geçmemiş
olmaları koşullarıyla, gerektiğinde başka ülkeler üzerinden nakledilebilirler. Ayrıca
menşeli ürünler, ilgili ülkeler dışındaki ülkeler üzerinden boru hattı ile
nakledilebilirler.
Aynı maddeye göre anılan şartların sağlandığı ithalatçı ülke gümrük idaresine
aşağıdaki belgelerin ibrazıyla ispatlanır:
(a) ihracatçı ülkeden, transit ülkesi yoluyla geçişi kapsayan tek bir sevk
evrakı veya
(b) transit ülkesi gümrük idaresince düzenlenen,
(i) ürünlerin tam bir tanımını veren;
(ii) ürünlerin boşaltma ve tekrar yükleme tarihlerini ve uygulanabildiği
hallerde kullanılan gemi veya diğer nakil araçlarının adlarını gösteren ve
110
(iii) ürünlerin transit ülkesi içinde hangi koşullarda kalmış olduğunu
kanıtlayan
bir belge veya
(c) bunların temin edilememesi halinde, diğer kanıtlayıcı belgeler.
Doğrudan nakliyat kuralının amacı, prensip olarak tüm işlem ya da işçiliğin
Pan-Avrupa-Akdeniz alanı içinde gerçekleştirilmesini garanti altına almak ve bu
koşulu sağlamayan eşyanın tercihli rejimden yararlanmasını engellemektir.
Sevkiyata ilişkin olarak 3 olasılık akla gelmektedir: (a) Zaten komşu olan
bölge ülkeleri arasında doğrudan nakliyat (b) Kümülasyonun uygulanabilir olduğu
bölge ülkeleri kanalıyla nakliyat (c) Üçüncü ülkeler kanalıyla nakliyat.
Madde hükümlerine göre (a) ve (b) temelde bir problem oluşturmazken,
üçüncü ülkelerden transit geçişin bulunduğu sevkiyatlarda, eşyanın ilgili ülke
gümrük gözetiminde olduğunun ve ihracatçı ülkeden ayrılan ve ithalatçı ülkeye
ulaşan sevkiyatın aynı olduğunun ispatlanması önem arz etmektedir.
Örnek: İsviçre’ye ihraç edilmek üzere sevk edilen Türkiye menşeli otobüsler
Hırvatistan’da gümrük antreposuna indirilmiş, bir kısmı Hırvatistan’a ithal edilmiş,
geri kalan kısmı ise tekrar yüklenerek, İsviçre’ye ihraç edilmiştir. Türkiye ile İsviçre
arasındaki tercihli ticarette, Hırvatistan üçüncü ülke konumundadır. Doğrudan
nakliyat kuralı üçüncü ülke gümrük idarelerinin gözetimi altında boşaltma, tekrar
yükleme veya iyi koşullarda muhafaza etmeye yönelik işlemler dışında işlemlere ve
111
sevkiyatın bölünmesine izin vermediğinden, söz konusu eşya İsviçre’de tercihli
rejimden faydalanamayacaktır.
Uluslararası ticarette karşılaşılabilen bazı durumlara cevap vermekte zorlanan
söz konusu madde hükümleri, tartışma konularının incelendiği bölümde tekrar
değerlendirilecektir.
“Sergiler” başlıklı 14 üncü madde hükümlerine göre; Madde 3 ve 4'te
belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu ülkeler dışında, bir başka ülkeye
sergilenmek üzere gönderilen ve sergiden sonra ilgili Taraf ülkeye ithal edilmek
üzere satılan menşeli ürünler, aşağıdaki durumlar hakkında gümrük idarelerinin
tatmin edilmesi kaydıyla, ithalatta Anlaşma hükümlerinden yararlanırlar:
(a) bir ihracatçının bu ürünleri ilgili ülkeden serginin yapıldığı ülkeye
nakletmesi ve orada sergilemesi;
(b) ürünlerin bu ihracatçı tarafından ilgili ülkedeki bir kişiye satılması veya
tasarrufuna verilmesi;
(c) ürünlerin sergi süresi içinde veya sergiden hemen sonra, sergilenmek
üzere gönderildikleri durumda sevkedilmesi ve
(d) ürünlerin sergilenmek üzere gönderildikleri andan itibaren, bu sergide
teşhir edilmek dışında başka bir amaçla kullanılmaması.
Söz konusu madde hükümleri, üçüncü ülkeye sergilenmek üzere gönderilen
eşyanın, söz konusu ülkede herhangi bir işlemden geçmemiş olması ve Pan-Avrupa-
112
Akdeniz alanını terk eden eşya ile aynı olmasını garanti altına alma amacı
taşımaktadır. Madde hükümlerinde belirtilen şartları karşılayamayan sergilenmiş
eşya tercihli rejimden yararlanamayacaktır. Ayrıca Maddede belirtilen koşulları
sağlayan eşya için, tercihli rejimden yararlanmak üzere 5 inci Başlık altında
incelenecek olan uygun bir menşe ispat belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir.
4.2.6
Geri Ödeme veya Muafiyet
4 üncü bölüm, “Gümrük Vergilerinde Geri Ödemenin veya Muafiyetin
Yasaklanması” başlıklı 15 inci maddeden oluşmaktadır.
Söz konusu maddeye göre; Başlık V hükümleri çerçevesinde menşe ispat
belgesi düzenlenen veya hazırlanan; ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen diğer
ülkelerden biri menşeli ürünlerin imalatında kullanılan menşeli olmayan maddeler,
ilgili ülkede her ne türde olursa olsun gümrük vergilerinin geri ödenmesine veya
bunlardan muafiyete tabi değildirler.
Bu yasak ilgili ülkede imalatta kullanılan maddelere uygulanabilen gümrük
vergisi veya eş etkili vergilerin, ürünlerin söz konusu maddelerden elde edilip ihraç
edildiği ve dahilde kullanım için alıkonmadığı hallerde, kısmen veya tamamen iadesi
veya muaf tutulması veya ödenmemesi yönündeki her türlü düzenlemeye, bu tür iade
veya ödemelerin fiilen veya açıkça geçerli olduğu durumlarda uygulanır.
113
Bir menşe ispat belgesi kapsamındaki ürünlerin ihracatçısı, menşeli olmayan
maddeler kullanılarak üretilen söz konusu ürünlere geri ödeme sağlanmadığını ve bu
maddelere uygulanabilen tüm gümrük vergileri veya eş etkili vergilerin fiilen
ödendiğini ispat eden tüm uygun belgeleri gümrük yetkililerinin talebi üzerine herhangi
bir zamanda ibraz etmeye hazır olmalıdır.
Ayrıca, yukarıda belirtilen hükümler, Madde 8’de belirtilen ambalajlara,
Madde 9’da belirtilen aksesuar, yedek parça ve aksama ve Madde 10’da belirtilen set
halindeki ürünler açısından da, menşeli olmamaları halinde uygulanır.
Madde hükümleri sadece Anlaşma’nın uygulandığı türden maddelere
uygulanır. Ayrıca bu hükümler, Anlaşma hükümleri uyarınca ihracatta uygulanabilen
tarım ürünleri için ihracat iadesi sisteminin işlemesine engel teşkil etmezler.
15 inci madde hükümlerinin ortak olan bölümleri yukarıda sıralanmıştır.
Diğer taraftan İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile yapılan Anlaşmalar eki menşe
protokollerinin söz konusu maddesi ek iki madde daha içermektedir:
“6. Ürünler, Madde 3 ve 4’te belirtilen diğer ülkelerden biri menşeli girdilerle
kümülasyon uygulanmaksızın ilgili ülkeler (Örneğin Türkiye veya Fas arasında)
menşeli olarak kabul ediliyorlarsa, Paragraf 1’deki yasak uygulanmaz.
7. Paragraf 1 hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Türkiye ile Fas Armonize
Sistem’in 1 ila 24. fasıllarında yeralan ürünler hariç olmak üzere, aşağıdaki koşullar
114
çerçevesinde, menşeli ürünler imalatında kullanılan maddelere uygulanabilen gümrük
vergileri veya eş etkili vergilerin geri ödenmesi veya bunlardan muafiyet düzenlemeleri
uygulayabilir:
a) Türkiye veya Fas’ta yürürlükte bulunan %5 veya daha düşük oranlı
gümrük vergileri, Armonize Sistem’in 25 ila 49 uncu ve 64 ila 97 nci fasıllarındaki
ürünler açısından hükmünü sürdürür.
b) Türkiye veya Fas’ta yürürlükte bulunan %10 veya daha düşük oranlı
gümrük vergileri, Armonize Sistem’in 50 ila 63 üncü fasıllarındaki ürünler açısından
hükmünü sürdürür.
Bu paragraf hükümleri 31 Aralık 2009 tarihine kadar uygulanır ve genel
uzlaşmayla gözden geçirilebilir.”
Söz konusu ek maddeler ile hem İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile sadece ikili
ticarette geri ödeme olanağından yararlanılabilmesine olanak sağlanmakta hem de kısmi
bir geri ödeme olanağı uygulanabilmektedir. Ancak ikili ticarette geri ödeme yasağına
uyulmaması durumunda eşya kesinlikle başka bir taraf ülkede tercihli rejimden
yararlanamamaktadır.
Geri ödeme yasağının ardında bölge içi ticareti arttırmak ve haksız rekabeti
önlemek amaçları bulunmaktadır. Örneğin İsviçreli bir imalatçı tarafından Ukrayna
menşeli girdiler kullanılarak üretilen ve menşe kazanan bir eşyanın Türkiye’ye ihraç
115
edildiğini düşünelim. Nihai ürünün Türkiye’deki imalatçısı da Ukrayna menşeli
girdilerle söz konusu ürünü üretsin. Türk imalatçı Türk pazarına nihai ürünü satarken
bir ihracat işlemi gerçekleşmediğinden geri ödeme sisteminden yararlanma olanağı
bulunmazken, geri ödeme yasağının uygulanmaması durumda İsviçreli imalatçı –
dahilde işleme sistemi çerçevesinde- ithal ettiği maddeler için ödediği gümrük
vergilerini geri aldığından bir rekabet avantajı elde edecektir.
Ayrıca geri ödeme ya da muafiyet yasağı menşeli maddeler için geçerli
olmadığından, tercihli ticarete konu eşyanın imalatında menşeli ürünlerin kullanılması
teşvik edilmektedir.
Söz konusu maddenin üçüncü ülkelere uygulanan gümrük vergileri nispi olarak
düşük olan ülkeler için avantajlı olduğu görülmektedir. Türkiye’nin Ortak Gümrük
Tarifesi dolayısıyla tarife oranları, dolayısıyla geri ödeme ya da muafiyet yasağı
nedeniyle ihracatçıların geri alamadığı kısım, tarife oranları daha yüksek Akdeniz
ülkelerine kıyasla daha düşüktür.
Geri ödeme yasağına ilişkin uygulamayı özetlemek gerekirse; İsrail hariç
Akdeniz ülkeleri ile ikili ticarette geri ödeme yasağı geçerli değildir. Ancak bu durumda
eşya, ileride belge düzenleme konusunda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere çapraz
kümülasyon olanaklarından yararlanamayacaktır. AB, EFTA ülkeleri, Faroe Adaları,
Türkiye ve İsrail arasındaki ticarette ise hem ikili hem de çapraz kümülasyon
uygulamasında geri ödeme yasağına muhakkak uyulmuş olması gerekmektedir.
116
Örnek: Birleşik Arap Emirlikleri menşeli alüminyum, 7616 pozisyonunda
sınıflandırılan vida imal edilmek üzere Türkiye’ye ithal ediliyor ve Türkiye menşeli
vida Mısır’a ihraç ediliyor. İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile ikili ticarette geri ödeme ya
da muafiyetten yararlanılabildiğinden Türk ihracatçı ithal ettiği alüminyum için gümrük
vergilerinden muaf tutulabilir ya da ödediği gümrük vergilerini geri alabilir. Ancak söz
konusu vidalar Mısır’dan, kümülasyonun uygulanabilir olduğu bir başka PAAMK
ülkesine tercihli ticaret kapsamında ihraç edilemez. Bu durumda menşe ispat
belgelerinin düzenlenmesinde görüleceği üzere sadece EUR.1 Dolaşım Sertifikası ya da
fatura beyanı düzenlenebilmektedir.
4.2.7
Menşe İspat Belgesi
Söz konusu Bölüm 16 maddeden oluşmakta olup, geçerli menşe ispat
belgelerini ve düzenlenmelerine ilişkin koşulları tanımlamaktadır.
Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi kapsamında kullanılan
menşe ispat belgeleri EUR.1 Dolaşım Sertifikası, EUR.MED Dolaşım Sertifikası,
fatura beyanı ve EUR.MED fatura beyanıdır ve birer örneğine protokolün IIIa, IIIb,
IVa ve IVb nolu eklerinde yer verilmektedir.
“Genel Koşullar” başlıklı 16 ncı maddeye göre; bir taraf ülke menşeli ürünler
diğer taraf ülkeye ithal edilirken aşağıdaki belgelerden birinin ibrazı üzerine tercihli
rejimden yararlanabilirler:
117
(a) Bir örneği Ek IIIa'da yer alan EUR.1 Dolaşım Sertifikası,
(b) Bir örneği Ek IIIb'de yer alan EUR-MED Dolaşım Sertifikası,
(c) Madde 22(1)'de belirtilen durumlarda, ihracatçı tarafından, söz konusu
ürünleri teşhislerini mümkün kılmaya yeterli ayrıntıda tanımlayan fatura, teslimat
notu veya başka herhangi bir ticari belge üzerinde belirtilen, bundan sonra "fatura
beyanı" veya "EUR-MED fatura beyanı" olarak atıfta bulunulacak olan ve birer
örneği Ek IVa ve b’de yer alan bir beyan36.
Bununla beraber, Protokol anlamındaki menşeli ürünler “Menşe İspat
Belgesinden Muafiyet” başlıklı 27 nci Maddede tanımlanan durumlarda, yukarıda
bahsedilen belgelerden birinin ibrazına gerek olmaksızın Anlaşma'dan yararlanırlar.
Söz konusu maddedeki muafiyet ticari mahiyet arz etmeyen küçük paketleri ve yolcu
beraberi eşyayı içermektedir.
“EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın Düzenlenme İşlemleri”
başlıklı 17 nci maddeye göre EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası,
ihracatçının
veya
ihracatçının
sorumluluğunda
yetkili
temsilcisinin
yazılı
müracaatına binaen, ihracatçı ülkenin gümrük idaresi tarafından düzenlenir.
Bu amaçla, ihracatçı veya yetkili temsilcisi, örnekleri Ek IIIa ve b'de yer alan
EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası ve müracaat formunu doldurur. Bu
formlar Anlaşmanın imzalandığı dillerden birinde ve ihracatçı ülkenin iç mevzuat
hükümleri çerçevesinde doldurulur. Eğer el yazısı kullanılırsa matbaa harfleriyle ve
36
Söz konusu belgelerin birer örneğine çalışmanın 2 nolu ekinde yer verilmiştir.
118
mürekkeple doldurulur. Eşyanın tanımı, bu amaçla ayrılmış kutu içine boş satır
bırakılmaksızın yapılmalıdır. Eğer kutunun tamamı dolmaz ise, tanımın son satırının
altına bir yatay çizgi çekilerek, boş alan çapraz bir çizgi ile kapatılır.
EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenlenmesi için müracaatta
bulunan ihracatçı, EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nı verecek ihracatçı
ülkenin gümrük idaresinin talep edebileceği, söz konusu eşyanın menşe statüsü ile
Protokol’ün diğer koşullarının yerine getirilmiş olduğunu tevsik eden tüm ilgili
vesaiki herhangi bir zamanda ibraz etmeye hazırlıklı olur.
Daha önce ifade edildiği üzere Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu sistemi
Akdeniz ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilmekte, yani PAMK işlerliğini
sürdürmekte ve “değişken geometri” prensibi çerçevesinde aynı menşe kurallarına
sahip anlaşmaları yürürlüğe sokan ülkeler arasında PAAMK çapraz kümülasyon
uygulaması başlamaktadır. Bu durum belge düzenlenmesi açısından Akdeniz ülkeleri
ile eski PAMK ülkeleri arasında söz konusu maddenin 4 ve 5 inci paragraflarında
bazı farklılıklara neden olmaktadır.
PAMK ülkeleri arasındaki protokollerde 17 nci maddenin 4 üncü paragrafına
göre; EUR.1 Dolaşım Sertifikası, paragraf 5 hükümlerine halel gelmeksizin, ilgili
ülke (Madde 3(1) ve 4(1)’de belirtilen Pan-Avrupa ülkelerinden biri) gümrük
idaresi tarafından aşağıdaki hallerde düzenlenir:
119
-
Sözkonusu ürünlerin ilgili ülkeler (örneğin İsviçre veya Topluluk)
veya Madde 3(1) veya 4(1)’de belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu diğer
ülkelerden biri menşeli olduğunun, Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen ülkelerden biri
menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın kabulü ve işbu Protokol’ün diğer
koşullarını yerine getirmesi durumunda,
-
Sözkonusu
ürünlerin
Madde
3(2)
ve
4(2)’de
belirtilen
ve
kümülasyonun mümkün olduğu ülkelerden biri menşeli olduğunun, Madde 3 ve 4’te
belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın kabulü ve
işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi durumunda. Bu durumda, menşe
ülkesinde bir EUR-MED Dolaşım Sertifikası veya EUR-MED fatura beyanı
düzenlenmiş olmalıdır.
17 inci maddenin 5 inci paragrafına göre ise; söz konusu ürünlerin, ilgili ülke
veya Madde 3 ve 4’te belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu diğer ülkelerden
biri menşeli olduğunun kabulü, işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi ve
-
Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle
kümülasyon uygulanması veya
-
Ürünlerin, Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen ülkelerden birine ihraç
edilecek ürünlerin imalatına yönelik kümülasyon çerçevesinde girdi olarak
kullanılması veya
120
-
Ürünlerin, varış ülkesinden, Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen
ülkelerden birine yeniden ihraç edilmesi
durumunda, ilgili gümrük idaresi tarafından bir EUR-MED Dolaşım
Sertifikası düzenlenir.
17 nci maddenin 4 ve 5 inci paragraf hükümleri 10 Akdeniz ülkesi ile yapılan
Anlaşmalar için aşağıdaki gibidir:
4. Sözkonusu ürünlerin, ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen diğer
ülkelerden biri menseli olduğunun kabulü ve Protokol’ün diğer koşullarını yerine
getirmesi durumunda, ilgili ülke gümrük idaresi tarafından bir EUR.1 Dolaşım
Sertifikası düzenlenir.
EUR.1 Dolaşım Sertifikası, paragraf 5 hükümlerine halel gelmeksizin, ilgili
ülkeler (örneğin Topluluk veya Ürdün) gümrük idaresi tarafından aşağıdaki hallerde
düzenlenir:
-
Söz konusu ürünlerin ilgili ülkeler menşeli olduğunun, Madde 3 veya
4’te belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın kabulü
ve işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi durumunda,
-
Sözkonusu ürünlerin Madde 3 ve 4’de belirtilen ve kümülasyonun
mümkün olduğu ülkelerden biri menşeli olduğunun, Madde 3 ve 4’te belirtilen
121
ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın kabulü ve işbu
Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi durumunda. Bu durumda, menşe
ülkesinde bir EUR-MED Dolaşım Sertifikası veya EUR-MED fatura beyanı
düzenlenmiş olmalıdır.
5. Sözkonusu ürünlerin, ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen ve
kümülasyonun mümkün olduğu diğer ülkelerden biri menşeli olduğunun kabulü, işbu
Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi ve;
-
Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle
kümülasyon uygulanması veya
-
Ürünlerin, Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden birine ihraç edilecek
ürünlerin imalatına yönelik kümülasyon çerçevesinde girdi olarak kullanılması veya
-
Ürünlerin, varış ülkesinden, Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden
birine yeniden ihraç edilmesi
durumunda, ilgili ülke gümrük idaresi tarafından bir EUR-MED Dolaşım
Sertifikası düzenlenir.
Belge düzenlenmesine ilişkin 17 nci maddenin 6-9 uncu paragraf hükümleri
ise ortak hükümler içermektedir:
122
6. EUR-MED Dolaşım Sertifikasının 7 nolu kutusuna, aşağıdaki İngilizce
ibarelerden bir tanesi yazılır:
-
Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden biri veya daha fazlası menşeli
girdilerle kümülasyon uygulanması suretiyle menşe kazanılmışsa:
“CUMULATION APPLIED WITH … (Ülkenin/ülkelerin ismi)”
-
Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden biri veya daha fazlası menşeli
girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın menşe kazanılmışsa:
“NO CUMULATION APPLIED”
7. EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikalarını düzenleyen gümrük
idareleri, ürünlerin menşe statüsünün ve işbu Protokol’ün diğer koşullarının yerine
getirildiğinin kontrolü için gereken her tedbiri alırlar. Bu amaçla, her türlü delil
talebinde bulunma ve ihracatçının hesaplarında denetleme yapma veya gerekli
görülen başka herhangi bir kontrol hakkına sahiptirler. Paragraf 2'de atıfta bulunulan
formların usulünce doldurulmasını da sağlarlar. Özellikle, ürünün tanımı için
ayrılmış bulunan boşluğun, her türlü sahte ilaveler yapılması imkanını ortadan
kaldırılacak şekilde doldurulmuş olduğunu kontrol ederler.
8. EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın düzenlendiği tarih,
sertifika üzerindeki 11 numaralı kutuda gösterilir.
123
9. EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası, gümrük idaresince
düzenlenerek fiili ihracatın gerçekleştiği veya kesinleştiği anda, ihracatçının
kullanımına verilir.
Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu aynı menşe kurallarına sahip bazı istisnalar
ile Anlaşmaların yürürlüğe girmesi ile işlerlik kazanmış bir çapraz kümülasyon
sistemidir. Bir başka deyişle sistem yürürlüğe girdiğinde tüm ülkeler arasındaki
Anlaşmalar ağı da tamamlanmıştır.
Ancak Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sisteminde, ülkeler
arasındaki Anlaşmalar ağı tamamlanmamış olup, bu durum sisteme taraf bir ülke
menşeli maddelerin gerekli koşul olan aynı menşe kurallarına sahip Anlaşmaları
imzalayana kadar üçüncü ülke menşeli olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir.
Bu sebeple EUR.1 Dolaşım Sertifikası ve fatura beyanının yanısıra EUR.MED
Dolaşım Sertifikası ve EUR.MED fatura beyanı oluşturulmuş olup, söz konusu
belgeler aracılığıyla hangi ülkelerin eşyanın menşe statüsünün kazanılmasına katkıda
bulunduğu belirtilebilmektedir.
Aşağıda madde hükümlerinde belirtilen olasılıkların tümüne örnek verilmeye
ve ilgili belgelerin zorunlu ve tercihe bağlı kullanım alanları açıklanmaya
çalışılacaktır. Örnekler konuyu açıklığa kavuşturmak için verilmiş olup, örneklerdeki
ilgili ülkeler arasında Anlaşmalar ağının tamamlandığı varsayılmıştır.
124
4.2.7.1 EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikalarının Tercihe Bağlı
Kullanımı
EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları, ürünün ihracatçı ülke ya da
Türkiye hariç Akdeniz ülkeleri ya da Faroe Adaları ile kümülasyon uygulanmaması
şartıyla PAAMK’a taraf ülkelerden biri menşeli olması halinde tercihe bağlı olarak
düzenlenebilmektedir.
Örnek: 1701’de sınıflandırılan Topluluk menşeli şeker, şekerleme (1704)
üretilmek üzere İsviçre’ye sevkedilmiştir. Topluluk menşeli şeker, nihai ürünün
fabrika çıkış fiyatının %30’unu oluşturmaktadır. Şekerlemeler Türkiye’ye ihraç
edilmiştir. Ürünün menşe statüsü Akdeniz ülkeleri ile kümülasyon uygulanmaksızın,
PAMK tarafları arasında kümülasyon uygulanarak kazanılmış
olduğundan
Türkiye’ye ihracatta EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenebilmektedir.
Madde hükümlerinin incelenmesinden anlaşılacağı üzere söz konusu
belgelerin tercihe bağlı ve zorunlu kullanım alanları bulunmaktadır. İsrail hariç
Akdeniz ülkeleri ile ticarette söz konusu seçim, ihracatçının alternatif kazançlar
arasında seçim yapması anlamına gelebilmektedir.
Yukarıdaki örnekte İsviçre Gümrük İdaresi söz konusu eşya için bir
EUR.MED Dolaşım Sertifikası da düzenleyebilmektedir. Örneğin İsviçre’den gelen
ürünün Türkiye’den Tunus’a sevkedilecek olması halinde, Tunus gümrük idaresinin
hangi ülkelerin menşe statüsünün kazanılmasına katıldığı ve söz konusu ülkelerin
“kümülasyon uygulanabilir” ülkeler arasında olup olmadığını tespit edebilmesi için,
125
İsviçre’de 7 nolu gözlemler kutusunda “Cumulation applied with EC” ibaresi
bulunan bir EUR.MED düzenlemesi gerekmektedir. Böylelikle söz konusu belge
esas alınarak Türkiye’de 7 nolu kutusunda
“Cumulation applied with EC and
Switzerland” ibaresi bulunan bir belge düzenlenebilecektir.
Örnek: Menşeli olmayan tek kat iplikten Lübnan’da imal edilen işlemeli
perdeler (6303) Topluluğa ihraç edilmektedir. İşlemeli perdeler için liste kuralı
“ağartılmamış tek kat iplikten imalat veya kullanılan işlenmemiş (örülmüş olanlar
hariç) mensucatın kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının %40’ını geçmemesi
koşuluyla işlenmemiş mensucattan imalat” olarak belirlendiğinden eşya Lübnan
menşei kazanmaktadır. Ancak Lübnan menşe statüsü kümülasyon değil, “yeterli
işçilik ve işlem” çerçevesinde kazanılmıştır. Bu durumda bir EUR.1 Dolaşım
Sertifikası düzenlenebilmektedir.
Bu durumda ihracatçının önünde 15 inci maddede belirtilen geri ödeme
yasağı ve diğer taraf ülkelere ihracat olasılığı açısından bir seçim söz konusudur.
“Gümrük Vergilerinde Geri Ödemenin veya Muafiyetin Yasaklanması” başlıklı 15
inci maddesinin 6 ncı paragrafı açıklamalarında belirtildiği üzere İsrail hariç Akdeniz
ülkeleri ile sadece ikili ticarette geri ödeme olanağından yararlanılabilmesine imkan
tanınmaktadır. Ancak bu durumda bir EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenebilmekte ve
söz konusu ürün anlaşmalar ağı tamamlanmış olan başka bir taraf ülkeye tercihli rejim
kapsamında ihraç edilememektedir.
126
EFTA
veya
Türkiye
Mısır
FAS
EUR.1
Bir EUR.MED Dolaşım Sertifikası düzenlenmesi halinde ise nihai ürün bir
başka taraf ülkeye sevkedilebilecek, ancak imalatında kullanılan menşeli olmayan
girdilere ilişkin gümrük vergilerinin kesin olarak ödenmesi gerekecektir.
Yukarıdaki örnekte dahilde işleme rejimi çerçevesinde tek kat ipliğin ithal
edildiğini düşünelim. Lübnan’da imal edilen işlemeli perdeler için EUR.1 düzenlenmesi
halinde, menşeli olmayan tek kat iplik için Lübnan’da geçerli gümrük vergileri
ödenmeyecek ya da ödenmişse gümrük idaresi tarafından geri ödeme yapılacaktır.
Ancak nihai ürün olan perdeler Türkiye’den başka bir ülkeye tercihli rejim kapsamında
ihraç edilemeyecektir.
Bir
EUR.MED
Dolaşım
Sertifikası
düzenlenmesi
halinde
gümrük
vergilerinden muafiyet sağlanamayacak ancak işlemeli perdelerin yeniden ihracat
olasılığı korunmuş olacaktır. Bu noktada İsrail ile ticarette EUR.1 düzenlenmesi bir
kazanç sağlamamakta ve her halükarda EUR.MED düzenlenmesi mantıklı
görünmektedir.
127
BREZİLYA
TÜRKİYE
İSRAİL
EUR.1 (Türk menşeli)
“No-drawback” kuralı uygulanır.
(Brezilya menşeli madde, yeterli işçilik ve işleme tabi tutulmuş ve eşya Türk menşei
kazanmıştır. Brezilya’dan ithal edilen girdiler için geçerli gümrük vergileri ödenmelidir. )
BREZİLYA
TÜRKİYE
TUNUS
EUR.1 (Türk menşeli)
“No-drawback” kuralı uygulanmaz.
(Brezilya menşeli madde yeterli işçilik ve işleme tabi tutulmuş ve eşya Türk menşei
kazanmıştır. Brezilya’dan ithal edilen girdiler için geçerli gümrük vergileri ihracatçıya geri
ödenir.)
4.2.7.2 EUR.1 Dolaşım Sertifikasının Zorunlu Kullanımı
EUR.1 çapraz kümülasyonun koşulları sağlanmamışsa kullanılmalıdır. İkili
ticarette geri ödeme yasağına uyulmaması ya da Fas, Tunus ve Cezayir ile işlem ya
da işçiliğin kümülasyonu gerçekleşmiş ise çapraz kümülasyonun koşulları
sağlanmamış demektir. Bunun dışında EUR.1 düzenlenebilen olasılıklarda
EUR.MED düzenlenmesi de mümkündür.
4.2.7.3 EUR.MED Dolaşım Sertifikasının Zorunlu Kullanımı
İlgili ürün, ihracatçı ülke ya da Türkiye hariç Akdeniz ülkeleri ya da Faroe
Adaları ile kümülasyon uygulanması ile PAAMK’a taraf ülkelerden biri menşe
statüsünü kazanmışsa EUR.MED düzenlenmesi bir zorunluluktur.
128
Örnek: Mısır menşeli kumaş (5112) pantolon imal edilmek üzere Norveç’e
ihraç edilmektedir. Pantolonların Norveç menşei Mısır menşeli kumaş ile
kümülasyon uygulanarak sağlanmıştır. Bu durumda söz konusu pantolonlar
Türkiye’ye ihraç edilirken Norveç gümrük idaresince “cumulation applied with
Egypt” ibaresi bulunan bir EUR.MED düzenlenmelidir. Türk Gümrük İdaresi, söz
konusu belge çerçevesinde tercihli rejimi ancak Mısır ile STA’sı tamamlanmış ise
tanıyacaktır.
Örnek: Norveç menşeli yonga levhalar ahşap sandık imal edilmek üzere
Mısır’a ihraç edilmiştir. Mısır tercihli menşe statüsü kümülasyon uygulanarak
sağlanmıştır. Dolayısıyla Mısır’dan Topluluğa ihracatta “Cumulation apllied with
Norway” ibaresi bulunan bir EUR.MED düzenlenmelidir.
4.2.7.4 Gümrük Birliği Kapsamı Eşyanın Tercihli Menşe Statüsü
Türkiye ve AT arasındaki Gümrük Birliği sanayi ve işlenmiş tarım ürünleri
ticaretini kapsamaktadır37. Gümrük Birliğinin uygulanmasına dair mevzuat; kısaca
“Köprü Mevzuat” olarak adlandırılan ve 26/09/2006 tarih ve L265 sayılı AB Resmi
Gazetesi yayımlanan 26/07/2006 tarih ve 1/2006 sayılı Türkiye-AT Gümrük İşbirliği
Komitesi Kararı olup, söz konusu Karar mevzuatımıza, 28/09/2006 tarih ve 26303
sayılı T.C. Resmi Gazetesi’nde yayımlanan “Türkiye ile Avrupa Topluluğu Arasında
Oluşturulan Gümrük Birliğinin Uygulanmasına İlişkin Esaslar Hakkında Karar” ile
aktarılmıştır.
37
Ülkemiz ile AT arasındaki tarım ve AKÇT ürünleri tercihli ticareti, serbest ticaret düzenlemeleri
çerçevesinde yürütülmekte olup, menşe esasına dayanmaktadır.
129
İkinci Bölümde belirtildiği üzere gümrük birlikleri menşe değil, serbest
dolaşım esasına dayanmaktadır. Söz konusu Karar’a göre “serbest dolaşımdaki
eşya”; tümüyle Türkiye veya Topluluk’ta elde edilmiş olan ya da tamamı veya bir
kısmı üçüncü ülkeler menşeli olup Türkiye ya da Toplulukta ithal işlemleri
tamamlanmış, gerekli gümrük vergisi, eş etkili vergi ve resimleri tahsil edilmiş, bu
vergi ve resimleri tam veya kısmi bir iadeden yararlanmamış eşyayı ifade etmektedir.
Bu doğrultuda, eşyanın serbest dolaşımda bulunduğunu tevsik etmek için kullanılan
A.TR Dolaşım Belgeleri, eşyanın menşe statüsünün ispatına dair belgeler değildir.
Söz konusu Karar’ın 69 uncu maddesinin 1 inci fıkrasına göre; Gümrük
Birliği kapsamında serbest dolaşımda bulunan ve Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon
Sistemi ve/veya Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyon Sistemlerine dahil
ülkelerden biri menşeli eşyanın tercihli menşe statüsü tedarikçi beyanı ile
kanıtlanmaktadır.
Tedarikçi Beyanı, muhteviyatı eşyanın bölge ülkeleri ile tercihli ticarete
geçerli menşe kurallarını sağladığını ve beyan sahibinin bu beyanı destekleyici her
türlü kanıtı ibraz etmeye hazır olduğunu gösterir. Bu çerçevede Türkiye’den AT’ye
ve AT’den Türkiye’ye A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde ihraç edilen eşyanın tercihli
menşe statüsüne haiz olması ve talep edilmesi halinde tedarikçi beyanı, söz konusu
eşyanın tedarikçisi tarafından düzenlenebilmektedir.
Örneğin aynı menşe kurallarına sahip STA’lar ağının tamamlanmış olduğu
varsayılırsa; Türkiye ve İsviçre menşeli maddeler kullanarak AT’de imal edilen bir
130
sanayi ürünün Tunus’a tercihli rejim kapsamında ihraç edilebilmesi için usulüne
uygun olarak düzenlenmiş bir EUR.MED Dolaşım Sertifikasının Topluluk’ta
düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak Türkiye’den gelen eşya A.TR Dolaşım
Sertifikası eşliğinde geldiğinden tercihli menşei belirli değildir. Bu durumda,
Topluluk’ta EUR.MED’in düzenlenebilmesi için, söz konusu maddenin tercihli
menşe statüsünü gösteren bir tedarikçi beyanının Türkiye’deki tedarikçiden temin
edilmesi gerekmektedir.
Şekil 3 Tedarikçi Beyanının Çapraz Kümülasyonda Kullanımı
İsviçre
(CH)
EUR.MED
No Cumulation applied
Türkiye
(TR) A.TR ve Tedarikçi Beyanı
AT
Cumulation applied
with TR, CH
EUR.MED
Tunus
“Sonradan Düzenlenen EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası”
başlıklı 18 inci madde hükümlerine göre, 17 nci maddenin 9 uncu paragrafında söz
konusu belgelerin fiili ihracatın gerçekleştiği veya kesinleştiği anda, ihracatçının
kullanımına verileceği belirtilmekle birlikte, istisnai olarak aşağıdaki durumlarda,
EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası, ait olduğu eşyanın ihracatından sonra
düzenlenebilmektedir:
(a) hatalar, istenmeyerek yapılan ihmaller veya özel durumlar nedeniyle,
ihracat esnasında düzenlenmemiş ise veya
131
(b) gümrük idareleri, bir EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın
düzenlenmiş, ancak teknik nedenlerle ithalatta kabul edilmemiş olduğu hususunda,
tatmin edilirlerse.
Ayrıca EUR-MED Dolaşım Sertifikası, ait olduğu ve ihracatı esnasında
EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenen eşyanın ihracatından sonra da, gümrük
idareleri, EUR.MED Dolaşım Sertifikalarının düzenlenmesine ilişkin Madde 17(5)’te
belirtilen koşulların karşılandığı hususunda tatmin edilirlerse düzenlenebilir.
Bu amaçla ihracatçı, müracaatında EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım
Sertifikası’nın ait olduğu ürünlerin ihracat yer ve tarihini ve talebinin gerekçelerini
belirtmek zorundadır.
Gümrük idareleri, ancak ihracatçının müracaatındaki bilgilerin mütekabil
dosya ile uyumlu olduğunu doğruladıktan sonra, sonradan EUR.l veya EUR-MED
Dolaşım Sertifikası düzenleyebilirler.
Sonradan verilen EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları, aşağıdaki
İngilizce ibareyi taşımalıdır:
“ISSUED RETROSPECTIVELY”
132
Diğer taraftan eğer sonradan verilen EUR-MED Dolaşım Sertifikaları, daha
önce düzenlenmiş bir EUR.1 Dolaşım Sertifikası kapsamında düzenleniyorsa
aşağıdaki İngilizce ibareyi taşımalıdır:
“ISSUED RETROSPECTIVELY (Original EUR.1 no. …) [Düzenleme Yeri
ve Tarihi]”
Söz konusu ibareler, EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikalarının 7 nolu
kutusuna konulur.
Kural olarak menşe ispat belgelerinin fiili ihracatın gerçekleştiği ya da
kesinleştiği anda ihracatçıya verilmesi gerekmektedir. Ancak hata, ihmal ve özel
durumlar nedeniyle düzenlenmemiş olması ya da düzenlenmiş olmasına rağmen
“teknik nedenlerle” ithalatçı ülke gümrük idaresi tarafından reddedilmiş olması
halinde sonradan düzenlenebilmektedir. Bir diğer husus ise 17 nci maddede belirtilen
tercihe bağlı kullanıma ilişkindir. Daha önce EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenmiş
eşya için, başka bir taraf ülkeye ihraç edilmek istendiğinde çapraz kümülasyon
koşulları gereği,
EUR.MED Dolaşım Sertifikası protokolde belirtilen şartları
karşılaması halinde sonradan düzenlenebilmektedir.
Diğer taraftan reddedilmeye ilişkin teknik nedenlere ilgili belgenin zorunlu
kutularından
bazılarının
doldurulmaması,
yetkili
makamlar
tarafından
onaylanmaması ya da belgenin belirlenmiş teknik kriterleri karşılamaması örnek
olarak verilebilir.
133
“İkinci
Nüsha
EUR.
1
veya
EUR-MED
Dolaşım
Sertifikası
Düzenlenmesi” başlıklı 19 uncu madde hükümlerine göre;
EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın çalınması, kaybolması veya
hasar görmesi halinde ihracatçı, belgeyi düzenleyen gümrük idaresine, elindeki
ihracat belgelerine dayanarak ikinci bir nüsha tanzim etmesi için müracaat edebilir.
Bu şekilde düzenlenen ikinci nüsha, aşağıdaki İngilizce ibareyi taşımalıdır:
“DUPLICATE”
Söz konusu ibare, ikinci nüsha EUR.l veya EUR-MED Dolaşım
Sertifikası’nın 7 nolu kutusuna konulur ve orijinal EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım
Sertifikası’nın veriliş tarihini taşıması gereken söz konusu nüsha bu tarihten itibaren
hüküm ifade eder.
“Önceden Düzenlenmiş veya Hazırlanmış Bir Menşe İspat Belgesine
İstinaden EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası Düzenlenmesi” başlıklı 20
nci madde hükümlerine göre menşeli ürünler ilgili ülkede bir gümrük idaresinin
kontrolü altında iken, söz konusu ürünlerin tamamı veya bir bölümünü ilgili ülke
içinde başka bir yere göndermek amacıyla, orijinal menşe ispat belgesinin bir veya
daha fazla EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası ile değiştirilmesi
mümkündür. Değiştirilen EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası/Sertifikaları,
ürünleri kontrolü altında bulunduran gümrük idaresi tarafından düzenlenir.
134
Söz konusu madde ile bir taraf ülkeye gelen eşyanın, söz konusu taraf ülkede
küçük paçalar halinde ithal edilmesine ya da taraf ülkenin farklı gümrük idarelerinde
gümrük işlemlerinin tamamlanmak üzere sevk edilebilmesine olanak sağlanmaktadır.
Ancak bir taraf ülkeye gelen eşyanın bir kısmı başka bir taraf ülkeye sevkedilmek
isteniyorsa, bu husus madde kapsamı dışında olup, yeni bir menşe ispat belgesinin
düzenlenmesi gerekmektedir.
“Muhasebesel Ayırım” başlıklı 21 inci madde hükümlerine göre aynı ve
birbirleri yerine geçebilen menşeli ve menşeli olmayan madde stoklarının ayrı
tutulmasının önemli maliyetler ve somut güçlükler doğurduğu hallerde, ilgililerin
yazılı talebi üzerine gümrük idaresi, bu stokların yönetiminde “muhasebesel ayırım”
adı verilen yöntemin kullanılmasına izin verebilir.
Bu yöntem, belirli bir referans dönemi için, elde edilen “menşeli” kabul
edilebilecek ürün sayısının, stoklar fiziksel ayırıma tabi tutulduğunda elde edilecek
olanla aynı olmasını sağlayabilmelidir.
Gümrük idaresi bu izni, gerekli görebileceği her türlü koşula bağlı olarak
verebilir ve söz konusu yöntem, ürünlerin imal edildiği ülkede uygulanan genel
muhasebe ilkelerine göre uygulanır ve kaydı tutulur.
Bu kolaylaştırmadan yararlanan, menşeli kabul edilebilecek ürün miktarı için,
yerine göre menşe ispat belgesi düzenleyebilir veya kullanabilir. Gümrük idaresinin
talebi üzerine, yararlanan, stoklarının nasıl işletildiğine dair bir bildirge sunar. Ayrıca
135
gümrük idaresi, iznin kullanımını izler ve her ne suretle olursa olsun, yararlananın,
izni uygunsuz kullandığı veya bu Protokol’de belirlenen diğer herhangi bir koşulu
yerine getiremediği her durumda geri alabilir.
Söz konusu madde ile menşeli ve menşeli olmayan maddeler için ayrı stoklar
tutmanın önemli maliyetler ve somut güçlükler doğuracağı durumlarda imalatçılara
tanınan bir kolaylık olup, koşulları ilgili taraf ülke Gümrük İdaresince
belirlenmektedir38.
“Fatura Beyanında veya EUR-MED Fatura Beyanında Bulunma
Koşulları” başlıklı 22 nci madde hükümlerine göre fatura beyanı veya EUR-MED
fatura beyanı;
(a) Madde 23 anlamında bir onaylanmış ihracatçı tarafından veya
(b) toplam kıymeti 6000 Euro’yu geçmeyen menşeli ürünler ihtiva eden ve
bir veya daha fazla paketten oluşan bir sevkiyat için, herhangi bir ihracatçı tarafından
hazırlanabilir.
Fatura beyanı ve EUR.MED fatura beyanı düzenlenme hükümleri, EUR.1 ve
EUR.MED Dolaşım Sertifikalarının düzenlenme hükümleri ile aynı olup, yine
düzenlemeye ilişkin hükümleri içren 2 ve 3 üncü maddeler Pan-Avrupa ve Akdeniz
ülkeleri için farklılık göstemektedir.
“Onaylanmış İhracatçı” başlıklı 23 üncü maddeye göre ihracatçı ülkenin
gümrük idaresi, bu Anlaşma kapsamındaki ürünlerin sık aralıklarla sevkiyatını
38
Ülkemizde söz konusu iznin verilmesi, iznin geri alınması ve iznin kullanımının izlenmesine dair
koşulları belirleme konusunda yetkili makam Gümrükler Genel Müdürlüğüdür. Muhasebesel ayrıma
ilişkin uygulama ülkemizde henüz bulunmamaktadır.
136
yapmakta olan herhangi bir ihracatçıyı, sözkonusu ürünlerin kıymetine bakılmaksızın
fatura beyanında veya EUR-MED fatura beyanında bulunabilmesi konusunda yetkili
kılabilir. Böyle bir yetki talebinde bulunan ihracatçı, ürünlerin menşe statüsü ile bu
Protokol’ün diğer koşullarının yerine getirildiğini doğrulamak üzere gümrük
idarelerine tatmin edici her türlü gerekli garantiyi vermek mecburiyetindedir.
Gümrük idaresi, onaylanmış ihracatçı statüsünü, kendisinin uygun gördüğü
herhangi bir şarta bağlı olarak verebilir.
Gümrük idaresi, onaylanmış ihracatçıya, fatura beyanında veya EUR-MED
fatura beyanında yer almak üzere, bir gümrük onay numarası verir ve onaylanmış
ihracatçının bu yetki kullanımını takip eder.
Gümrük idaresi, vermiş olduğu yetkiyi herhangi bir anda geri alabilir.
Onaylanmış ihracatçı paragraf 1'de belirtilen garantiyi artık vermez, paragraf 2'de
belirtilen şartları artık yerine getirmez veya yetkiyi doğru olmayan bir şekilde
kullanırsa, gümrük idaresi bu tasarrufta bulunur.
Onaylanmış ihracatçı taraf ülkeler arasındaki ticarette basitleştirilmiş
usullerin kullanılmasına imkan sağlamaktadır. Bununla birlikte, yetkili makam olan
Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından hiçbir onaylanmış ihracatçıya STA’lar
çerçevesinde, EUR.1 ve EUR.MED Dolaşım Sertifikası düzenleme yetkisi henüz
verilmemiştir39.
39
Bununla birlikte gerekli koşulları sağlayan ihracatçılara, ülkemiz ile AT arasındaki gümrük birliği
kapsamı eşya için A.TR Dolaşım Belgesi düzenlenebilmesi konusunda yetki verilmektedir.
137
“Menşe İspat Belgesinin Geçerliliği” başlıklı 24 üncü maddeye göre bir
menşe ispat belgesi, ihracatçı ülkede düzenlenme tarihinden itibaren dört ay süreyle
geçerli olur ve bu süre zarfında ithalatçı ülkenin gümrük idarelerine ibraz edilmek
zorundadır.
Söz konusu son ibraz tarihinden sonra ithalatçı ülkenin gümrük idaresine
ibraz edilen menşe ispat belgeleri, bu belgelerin belirlenmiş son tarihe kadar ibraz
edilememesinin istisnai durumlardan kaynaklanması halinde tercihli muamele
uygulanmak üzere kabul edilebilir.
Diğer geç ibraz hallerinde ithalatçı ülkenin gümrük idaresi, ürünlerin
belirtilen son tarihten önce sunulmuş olması kaydıyla menşe ispat belgelerini kabul
edebilir.
Kural olarak menşe ispat belgelerinin geçerlilik süresi, 11 nolu gümrük vizesi
kutusunda belirtilen düzenlenme tarihinden itibaren dört aydır. İthalatçının elinde
olmayan sebeplerle geç ibraz edilen ya da geç ibraz edilmekle birlikte muhteviyatı
eşya gümrüğe sunulmuş olan belgelerin ithalatçı gümrük idaresi tarafından kabul
edilmesi mümkündür.
Geçerlilik süresine dair kural, tercihli rejimden sadece tercihli menşe statüsü
kazanmış eşyanın yararlanabilmesini garanti altına alma amacı taşımaktadır. Böylece
ithalatçı ülke gümrük idaresinde eşyanın gerçek menşeine ilişkin bir şüphe olması
halinde, sonradan kontrol süreci için bir zaman belirlenmektedir.
138
“Menşe İspat Belgesinin İbrazı” başlıklı 25 inci madde hükümlerine göre
menşe ispat belgeleri, ithalatçı ülkedeki usullere uygun olarak bu ülkenin gümrük
idaresine ibraz edilir. Anılan idare, menşe ispat belgesinin çevirisini ve ayrıca,
ürünlerin Anlaşma'nın uygulanmasının gerektirdiği koşulları sağladığına ilişkin
ithalatçının beyanı ile birlikte ithalat beyannamesini de talep edebilir.
Ayrıca, eşyanın tercihli rejiminden yararlanmasını teminen ibrazı gereken
menşe ispat belgelerinin, bu belgeyle ilgili eşyanın fiili ithalinden önce veya fiili ithali
sırasında ibraz edilememesi ve ilgili ithalatçı tarafından eşyanın bekletilmeden ithalinin
istenilmesi durumunda, tercihli rejim uygulanmaz ve indirimsiz vergi oranları üzerinden
tahakkuk yapılarak vergiler kesin olarak tahsil edilir. Ancak, bu eşyanın fiili ithalini
müteakip süreleri içerisinde, usulüne uygun menşe ispat belgeleri, işlemi yapan gümrük
idaresine ibraz edildiği takdirde; ibraz edilen menşe ispat belgesinin ithal edilen eşyaya
ait olduğunun gümrük beyannamesi ve ekleri belgelerle karşılaştırılarak anlaşılması ve
belgenin geçerlilik süresinin geçirilmemiş olduğunun tespiti kaydıyla, tercihli vergi
oranına göre hesaplanan vergi tutarları ile tercihsiz vergi oranına göre hesaplanan vergi
tutarları arasındaki fark mükelleflerine iade edilir.
“Parçalar Halinde İthalat” başlıklı 26 nci madde hükümlerine göre
ithalatçının talebi üzerine ve ithalatçı ülkenin gümrük idaresince belirlenen şartlara
binaen, Armonize Sistem'in 2(a) Genel Kuralı anlamındaki birleştirilmemiş veya
monte edilmemiş halde olan ve Armonize Sistem'in XVI ve XVII. bölümlerinde veya
7308 ve 9406 pozisyonlarında yer alan ürünlerin, parçalar halinde ithal edilmesi
139
halinde, bu tür ürünler için tek bir menşe ispat belgesi, ilk parçanın ithalatı sırasında
gümrük idaresine ibraz edilir.
Söz konusu madde; tesis, fabrika, ekipman gibi tek bir sevkiyatta taşınması
mümkün olmayan eşyanın, parçalar halinde ithalatında, ilk parçanın sevkiyatında
tümü için bir menşe ispat belgesinin düzenlenebilmesine imkan tanımaktadır. Elbette
tüm parçaları menşeli eşyanın her bir parçası için ayrı bir menşe ispat belgesi
düzenlenmesi de mümkündür.
“Menşe İspat Belgesinden Muafiyet” başlıklı 27 nci madde hükümlerine
göre gerçek kişilerden gerçek kişilere küçük paketler halinde gönderilen veya
yolcunun zati eşyasını oluşturan ürünler, ticari amaçlarla ithal edilmemişlerse ve işbu
Protokol’ün şartlarına uydukları beyan edilirse ve böyle bir beyanın doğruluğundan
şüphe edilmiyorsa, menşe ispat belgesinin ibrazına gerek olmaksızın menşeli olarak
kabul edilirler. Posta ile gönderilen ürünler için bu beyan, CN22/CN23 gümrük
beyannamesi üzerinde veya bu belgeye eklenen bir kağıt üzerinde yapılabilir.
Arızi olarak yapılan ve yalnızca alıcıların veya yolcuların veya bunların
ailesinin kişisel kullanımına yönelik ürünlerin ithalatı, ürünlerin cinsinden ve
miktarından ticari amaç güdülmediği aşikarsa, ticari amaçlı ithalat olarak kabul
edilmez.
Ayrıca, ürünlerin toplam kıymeti küçük paketler için 500 Euro’yu veya
yolcunun zati eşyasını oluşturan ürünler için 1200 Euro’yu aşamaz.
140
Diğer taraftan, ülkemizin Cezayir40, Fas ve Tunus ile STA’ları eki menşe
protokollerinde “Tedarikçi Beyanı” başlığını taşıyan 27a maddesi bulunmaktadır:
1. “Türkiye veya Fas’ta menşeli ürünler için EUR. 1 veya EUR-MED Dolaşım
Sertifikası veya Fatura beyanı veya EUR-MED Fatura Beyanı düzenlenirken
anılan menşeli ürünlerin imalatında Cezayir, Fas, Tunus veya Türkiye’den gelip
bu ülkelerde tercihli menşe statüsü kazanmaksızın işçilik veya işleme tabi
tutulmuş ürünlerin kullanılması halinde bu madde hükümleri uyarınca anılan
ürünler için tedarikçi beyanı esas alınır.
2. 1. paragrafta yer alan tedarikçi beyanı, ürünlerin Türkiye ve Fas menşeli ürünler
gibi kabul edilip edilemeyeceği ve bu Protokol’ün diğer şartlarının yerine
getirilip getirilemediğinin belirlenmesi amacıyla söz konusu ürünlerin imalatında
kullanılan ürünlere Cezayir, Fas, Tunus veya Türkiye’de işçilik veya işlem
uygulandığının bir kanıtı olarak kullanılır.
3. 4. paragrafta yer alan koşullar dışında tedarikçi tarafından her bir ürün
sevkiyatı için, söz konusu ürünleri teşhislerini mümkün kılmaya yeterli ayrıntıda
tanımlanmasını mümkün kılacak derecede açıklayan fatura, teslimat notu veya
ticari belge üzerine eklenen bir kağıt üzerine Ek V’te öngörüldüğü şekilde ayrı
bir tedarikçi beyanı düzenlenir.
4. Cezayir, Fas, Tunus veya Türkiye’de makul bir süre zarfında aralıksız olarak
işçilik veya işleme tabi tutulması beklenen ürünleri Tedarikçinin belirli bir
40
Ülkemizin henüz Cezayir ile bir STA’sı bulunmamaktadır. Ancak sistem kapsamında tanımlanan
tam kümülasyon gereği, Cezayir ile imzalamamız öngörülen Anlaşmada söz konusu madde yer
alacaktır.
141
müşteriye devamlı olarak sunması halinde tedarikçi bu ürünler için anılan
ürünlerin müteakip sevkiyatını kapsayan tek bir tedarikçi beyanı sunabilir
(bundan sonra uzun dönem tedarikçi beyanı olarak anılacaktır).
Uzun Dönem Tedarikçi Beyanı normal koşullarda beyannamenin düzenlendiği
tarihten itibaren bir yıla kadar geçerlidir. Beyannamenin düzenlendiği ülkenin
gümrük idaresi daha uzun sürenin kullanılabileceği şartları belirler.
Uzun Dönem Tedarikçi Beyanı tedarikçi tarafından Ek VI’da yer alan şekilde
düzenlenir ve söz konusu ürünleri teşhislerini mümkün kılmaya yeterli ayrıntıda
tanımlanır. Uzun Dönem Tedarikçi Beyanı ilgili alıcıya beyanname kapsamı
ürünlerin ilk sevkiyatı yapılmadan önce veya ilk sevkiyat beraberinde sunulur.
Uzun
Dönem
Tedarikçi
Beyanının
sunulan
ürünlere
daha
fazla
uygulanamayacağı hallerde tedarikçi alıcısına derhal bildirimde bulunur.
5. Paragraf 3 ve 4’te yer alan tedarikçi beyanı Anlaşma’nın imza edildiği dillerden
biri kullanılarak düzenlendiği ülkenin iç mevzuat hükümleri çerçevesinde yazılır
veya basılır ve tedarikçinin elle yazılmış orijinal imzasını taşır. Beyannamenin el
yazısı ile hazırlanması halinde matbaa harfleriyle ve mürekkeple doldurulur.
6. Beyanda bulunan tedarikçi beyannamenin sunulduğu ülke gümrük idaresinin
talebi üzerine beyannamede yer alan bilgilerin doğruluğunu ispatlayan gerekli
tüm vesaiki herhangi bir zamanda ibraz etmeye hazır olmalıdır.”
142
Daha önce değinilen tam kümülasyon uygulamasında belge düzenlemesine
ilişkin hususlar, söz konusu madde kapsamında yer almaktadır.
Örnek: Türkiye, Cezayir, Fas ve Tunus arasında anlaşmalar ağının
tamamlanmış olması halinde tam kümülasyon uygulaması aşağıdaki şekilde
açıklanmaya çalışılmıştır.
Şekil 4 Tam Kümülasyon Uygulaması
Hindistan
(iplik)
Fas
(kumaş)
Tedarikçi Beyanı
Türkiye
(pantolon)
EUR.1
PAAMK’a
taraf diğer
ülkeler
Cezayir
Fas
Tunus
“Destekleyici Belgeler” başlıklı bir EUR.l veya EUR-MED Dolaşım
Sertifikası veya fatura beyanı veya EUR-MED fatura beyanı kapsamındaki ürünlerin
ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen diğer ülkelerden biri menşeli olduğunu ve
işbu Protokol'ün diğer koşullarını yerine getirdiğini tevsik etmek amacıyla kullanılan
belgeler, bunların yanında aşağıda belirtilenleri de içerebilir:
(a) ihracatçı veya tedarikçi tarafından, sözkonusu eşyanın elde edilmesi için
gerçekleştirilen işlemleri belgeleyici nitelikte, örneğin hesaplarında veya iç
muhasebesinde yer alan doğrudan deliller;
143
(b) ilgili
ülkede
düzenlenmiş
veya
hazırlanmış,
imalatta
kullanılan
maddelerin menşe statüsünü tevsik eden, iç mevzuat uyarınca kullanılan belgeler;
(c) ilgili ülkede düzenlenmiş veya hazırlanmış, ilgili ülkede maddeler
üzerinde yapılan işçilik veya işlemi tevsik eden, iç mevzuat uyarınca kullanılan
belgeler;
(d) ilgili ülkede bu Protokol uyarınca veya Madde 3 ve 4'te belirtilen
ülkelerden birinde bu Protokol'deki kurallarla aynı menşe kurallarına göre
düzenlenmiş veya hazırlanmış olan, kullanılmış maddelerin menşe statüsünü tevsik
eden EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları veya fatura beyanları veya EURMED fatura beyanları.
(e) Ülkesel gerekliliklere ilişkin Madde 12’nin uygulanması açısından,
sözkonusu maddenin gerekliliklerinin karşılandığını ispat eden ve ilgili ülke
haricinde gerçekleştirilen işçilik veya işlemlere ilişkin uygun kanıtlar.
“Menşe İspat Belgeleri ve Destekleyici Belgelerin Muhafazası” başlıklı 29
uncu madde hükümlerine göre EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası
düzenlenmesi için müracaatta bulunan ve Fatura beyanı veya EUR-MED fatura
beyanında ihracatçı, destekleyici belgeleri en az üç yıl muhafaza eder.
Ayrıca ihracatçı ülkenin EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası
düzenleyen gümrük idaresi, müracaat formunu ve ithalatçı ülkenin gümrük idaresi,
kendisine ibraz edilen EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları ve fatura
beyanları ile EUR-MED fatura beyanlarını en az üç yıl muhafaza eder.
144
“Farklılıklar ve Şekli Hatalar” başlıklı 30 uncu madde hükümlerine göre
menşe ispat belgesi üzerindeki ibareler ile ürünlerin ithalat işlemlerini yerine
getirmek amacıyla gümrük idarelerine ibraz edilen belgeler üzerindeki ibareler
arasında bulunabilecek küçük tutarsızlıklar, sunulan ürünlere karşılık geldiğinin
usulünce tespit edilmesi kaydıyla, menşe ispat belgesini kendiliğinden geçersiz
kılmaz.
Ayrıca menşe ispat belgesi üzerindeki ifadelerin doğruluğu üzerinde şüphe
yaratması sözkonusu olmayan, daktilo hatası gibi bariz şekli hatalar, menşe ispat
belgesinin reddedilmesini gerektirmez.
“Euro Cinsinden İfade Edilen Tutarlar” başlıklı 31 inci madde
hükümlerine göre fatura beyanına ilişkin 6000 Avro, yolcu beraberi eşyaya ilişkin
1200 Avro ve küçük paketlere ilişkin 500 Avroluk limitleri içeren hükümlerin
uygulanması için, eşyanın Euro dışında bir para birimi üzerinden faturalandırıldığı
durumlarda, ilgili ülke ve Madde 3 ve 4’te adı geçen diğer ülkelerin ulusal para
birimleri cinsinden ifade edilen ve Avro tutarına eşit tutarlar, ilgili ülkelerin her biri
tarafından yıllık olarak sabitlenir.
Belirli bir ulusal para biriminde kullanılacak tutarlar, Ekim ayının ilk iş günü
kurundan ifade edilen Euro cinsinden tutarlara eşit olur. Taraf ülkeler ilgili tutarları
birbirlerine 15 Ekim’e kadar bildirirler. Bu tutarlar bir sonraki yılın 1 Ocak gününden
itibaren uygulanır.
145
Bir ülke, Euro cinsinden ifade edilen bir tutarın kendi ulusal para birimine
çevrilmesinin sonucunda ortaya çıkan tutarda, aşağı veya yukarı doğru yuvarlama
yapabilir. Yuvarlanan tutarlar, çevirme işlemi sonucunda ortaya çıkan tutarın yüzde
5’inden farklı olamaz. Bir ülke, paragraf 3’te öngörülen yıllık ayarlama zamanında
yapılan çevirme işlemi, ulusal birim cinsinden eşdeğerinin yuvarlama yapılmaksızın
yüzde 15’inden daha düşük bir artışla sonuçlanıyorsa, Euro cinsinden ifade edilen
tutarın eşdeğeri ulusal para karşılığını, değiştirmeden koruyabilir. Çevirme işlemi
ulusal para eşdeğerinde bir düşüşle sonuçlanıyorsa, bu eşdeğer değiştirilmeden
korunabilir.
Euro cinsinden ifade edilen tutarlar, taraf ülkelerin herhangi birinin talebi
üzerine Ortak Komite tarafından gözden geçirilir. Gözden geçirme sırasında Ortak
Komite,
belirtilen
limitlerin
gerçekteki
etkilerinin
korunmasının
istenilip
istenilmediğini değerlendirir. Bu amaçla, Euro cinsinden ifade edilen tutarları
değiştirmeye karar verebilir.
Gümrük Müsteşarlığı tarafından 2007 ve 2008 yılı için kıymet hadlerinin
karşılıkları; fatura beyanı (6000€) için 11.450,4 YTL, yolcunun zati eşyası (1200€)
için 2.290,08 YTL ve küçük paketler (500€) için 954,2 YTL olarak belirlenmiştir.
4.2.8
İdari İşbirliği Düzenlemeleri
Protokolün 6 maddeden oluşan 6 ncı bölümü idari işbirliği düzenlemelerine
ayrılmıştır. “Karşılıklı Yardım” başlıklı 32 nci madde hükümlerine göre ilgili ülke
146
gümrük idareleri birbirlerine, kendi gümrük idarelerinde EUR.1 veya EUR-MED
Dolaşım Sertifikası düzenlenmesinde kullanılan mühürlerin örnek baskılarını ve
EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları’nın ve fatura beyanları ile EUR-MED
fatura beyanlarının sonradan kontrolünden sorumlu gümrük idarelerinin adreslerini
sağlarlar.
Protokol’ün düzgün uygulanmasını teminen, ilgili ülkeler, yetkili gümrük
idareleri vasıtasıyla, birbirlerine EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları ya da
fatura beyanları veya EUR-MED fatura beyanlarının geçerliliklerinin ve bu vesaikte
yer alan bilgilerin doğruluğunun kontrolünde yardımcı olurlar.
“Menşe İspat Belgelerinin Kontrolü” başlıklı 33 üncü madde hükümlerine
göre menşe ispat belgelerinin sonradan kontrolü, sondaj usulü ile veya ithalatçı ülke
gümrük idaresinin bu belgelerin geçerliliğine, söz konusu ürünlerin menşe statüsüne
veya işbu Protokol’ün diğer koşullarının yerine getirilişine ilişkin makul şüphesi
olduğu her an yapılır.
Paragraf 1 hükümlerini yerine getirmek amacıyla, ithalatçı ülkenin gümrük
idaresi, EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası ve fatura ile eğer ibraz edilmiş
ise fatura beyanını veya EUR-MED fatura beyanını yahut bu vesaikin birer
kopyasını, gerektiğinde araştırmanın gerekçelerini de belirterek ihracatçı ülkenin
gümrük idaresine geri gönderir. Menşe ispat belgesinde yer alan bilgilerin doğru
olmadığı kanaatini uyandıran elde edilmiş tüm belge ve bilgi, kontrol talebini
desteklemek üzere gönderilir.
147
Kontrol, ihracatçı ülkenin gümrük idaresi tarafından yapılır. Bu amaçla,
ihracatçı ülkenin gümrük idaresi, her türlü delil talep etme ve ihracatçının hesaplarını
denetleme veya gerekli gördüğü diğer kontrolleri yapabilme yetkisine sahip olur.
Eğer ithalatçı ülkenin gümrük idaresi, kontrol sonucunun beklenmesi
süresinde sözkonusu ürünlere tercihli muamele tanınmasını askıya almaya karar
verirse, ürünlerin takdir edilen ihtiyati tedbirlere bağlı olarak serbest bırakılmasını
ithalatçıya önerir.
Kontrol talebinde bulunan gümrük idaresi, bu kontrolün sonuçlarından
mümkün olan en kısa zamanda haberdar edilir. Bu sonuçlar, belgelerin gerçek olup
olmadığını, sözkonusu ürünlerin ilgili ülke veya Madde 3 ve 4'te belirtilen ülkelerden
biri menşeli olarak kabul edilip edilemeyeceğini ve işbu Protokol’ün diğer
koşullarına uyup uymadıklarını açıkça belirtmelidir.
Makul şüphe olması halinde, kontrol talebine on ay içinde cevap alınamaz
veya cevap sözkonusu belgenin gerçekliğinin veya ürünlerin gerçek menşeinin
tespitine imkan verecek ölçüde yeterli bilgi içermiyorsa, talepte bulunan gümrük
idaresi, istisnai durumlar haricinde, tercih tanınmasını reddeder.
“Anlaşmazlıkların Çözümü” başlıklı 34 üncü madde hükümlerine göre
Madde 33'teki kontrol usulleriyle ilgili olarak, kontrol talebinde bulunan gümrük
idaresi ile bu kontrolün yapılmasından sorumlu gümrük idaresi arasında
148
çözümlenemeyen bir anlaşmazlığın veya işbu Protokol’ün yorumlanmasına ilişkin
bir soru hasıl olması halinde, gümrük idareleri durumu Ortak Komite’ye arz eder.
Bununla birlikte, ithalatçı ile ithalatçı ülkenin gümrük idaresi arasında
çıkabilecek her türlü anlaşmazlık, adı geçen ülkenin mevzuatı çerçevesinde çözülür.
Söz konusu madde kaçınılmaz olarak PAAMK gibi oldukça karmaşık bir
sistemin uygulamasında gümrük idareleri arasında karşılaşılabilecek yorum
farklılıklarının taraflar arasında oluşturulan kurumsal organ bünyesinde çözülmesini
düzenlemektedir. Bununla birlikte söz konusu maddeye göre ithalatçı ve ithalatçı
ülke gümrük idaresi arasındaki sorunlar için dayanak ithalatçı ülkenin mevzuatıdır.
“Cezalar” başlıklı 35 inci maddeye göre ürünler için tercihli muamele hakkı
elde etmek amacıyla, yanlış bilgi içeren bir belgeyi hazırlayan veya hazırlattıran
şahıslara ceza uygulanır.
“Serbest Bölgeler” başlıklı 36 ncı madde hükümlerine göre ilgili ülkeler,
nakliye esnasında, kendi ülkelerinde bulunan bir serbest bölgeyi kullanan, bir menşe
ispat belgesi kapsamında ticarete konu ürünlerin başka ürünlerle değiştirilmelerini
veya bozulmalarını önleyici normal işlemler dışındaki herhangi bir işleme tabi
tutulmamalarının temini konusundaki bütün tedbirleri alırlar.
Paragraf 1 hükümlerine istisna olarak, ilgili ülke menşeli ürünler bir menşe
ispat belgesi kapsamında bir serbest bölgeye ithal olunur ve bir işleme veya
149
muameleden geçirilirse, ilgili idare, uygulanan işlem veya muamelenin işbu Protokol
hükümlerine uygun olması koşuluyla, ihracatçının talebi üzerine yeni bir EUR.1 veya
EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenler.
4.2.9
Son Hükümler
Son Hükümlere yer verilen 7 nci bölüm başlığını taşımakta ve ikili
Anlaşmalara göre çeşitli maddeler içerebilmektedir. Bununla birlikte ortak hükümler
bulunmakta olup aşağıda yer verilmiştir:
“Protokol’de Yapılacak Değişiklikler” başlıklı maddeye göre Ortak
Komite, Protokol hükümlerinde değişiklik yapmaya karar verebilir.
Söz konusu madde, 3 ve 4 üncü maddede belirtilen sisteme Taraf ülkeler
arasındaki tercihli menşe sisteminin gelişmeye açık olduğu, sistemi iyileştirmek ve
sistemin Akdeniz ülkelerine genişletilmesi örneğinde olduğu gibi, başka ülkelere de
genişletilebileceği göz önüne alınarak oluşturulmuştur.
“Transit Haldeki veya Antrepodaki Eşyaya İlişkin Geçici Hükümler”
başlıklı madde hükümlerine göre Bu Protokol hükümlerine uygun olan ve
Anlaşma'nın yürürlüğe girdiği tarihte transit halinde olan ya da ilgili ülkede
antrepolarda veya serbest bölgelerde geçici depolanan eşyaya, ithalatçı ülkenin
gümrük idaresine sözkonusu tarihten itibaren dört ay içinde, eşyanın Madde 13
hükümleri çerçevesinde doğrudan nakledilmiş olduğunu gösteren belgelerle beraber
150
ihracatçı ülkenin gümrük idaresince sonradan verilmiş bir EUR.1 veya EUR-MED
Dolaşım Sertifikası’nın sunulması kaydıyla, Anlaşma hükümleri tatbik edilebilir.
Söz konusu madde, protokolün son hükmünü oluşturmakta ve protokolün
yürürlüğe girdiği gün transit halinde olan ya da ilgili ülkede antrepolarda veya
serbest bölgelerde geçici depolanan eşyanın tercihli rejimden yararlanmasına izin
vermektedir.
4.3
Mevcut Durum
Türkiye’nin Ekim 2007 tarihi itibariyle PAAMK menşe kurallarını içeren
Serbest Ticaret Anlaşmaları ve yürürlük tarihleri Tablo 8’de belirtilmiştir. İlgili
protokollerin fiilen geçerli olabilmesi için Gümrük Müsteşarlığı tarafından
hazırlanan ve uygulanmalarına ilişkin usul ve esasların belirlendiği birer Yönetmelik
ile iç hukukumuza aktarılmaları gerekmektedir. PAAMK kapsamındaki menşe
kuralları belirli istisnalar ile ayniyet arz ettiğinden, tek bir Yönetmelikte
düzenlenmesi yoluna gidilmiştir. Bu çerçevede, PAAMK kapsamında ilk olarak
Tunus ile Anlaşmamız yürürlüğe girmiş ve “Eşyanın Tercihli Menşeinin Tespiti
Hakkında Yönetmelik” 10/05/2005 tarih ve 25811 (Mükerrer) sayılı T.C. Resmi
Gazetesinde yayımlanmış; müteakip STA’lar eki menşe protokollerinin iç
hukukumuza aktarılmasında, anılan Yönetmelik tadil edilmiştir.
151
Tablo 8 PAAMK Menşe Protokolleri ve ilgili Yönetmelik ile tadilleri
PAAMK
Geçerlilik Tarihi
Ülkeleri/Bölgeleri
Resmi Gazete1
Resmi Gazete2
(Tarih ve Sayı)
(Tarih ve Sayı)
Tunus
01/07/2005
10/05/2005-25811
10/05/2005-258113
Fas
01/01/2006
30/09/2005-25952
29/12/2005-26038
İsrail
01/03/2006
19/01/2006-26054
05/03/2006-26099
Suriye
01/01/2007
06/11/2006-26338
19/12/2006-26381
AT
01/01/2007
-
27/02/2007-26447
Mısır
01/03/2007
30/01/2006-26419
27/02/2007-26447
EFTA
01/09/2007
28/11/2006-26360
17/10/2007-26673
Cezayir
-
-
-
Faroe Adaları
-
-
-
Filistin
-
-
-
Ürdün
-
-
-
Lübnan
-
-
-
AT
-
-
-
(Tarım Ürünleri)
(AKÇT ürünleri)
NOTLAR:
1 Menşe protokollerinin Anlaşmalar ekinde ya da zaten yürürlükteki Anlaşmalar için
ortaklık organı kararı olarak yayımlandığı tarih.
2 Menşe protokollerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlendiği
Yönetmeliklerin yayımlandığı tarih.
3 Diğer menşe protokollerine ilişkin Yönetmelikler, söz konusu Yönetmeliği tadil
etmektedir.
Çapraz kümülasyonun işlemesi için ilgili ülkeler arasında eş menşe
kurallarına sahip STA’ların yürürlükte bulunması gerekmektedir. Ekim 2007
itibariyle fiilen yürürlükte bulunan Anlaşmalar dikkate alındığında Türkiye’nin dahil
olduğu çapraz kümülasyon olanakları, yürürlük tarihleri ile birlikte aşağıda
özetlenmiştir.
152
Tablo 9 Türkiye'nin dahil olduğu çapraz kümülasyon olanakları
TÜRKİYE’NİN PAN AVRUPA AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYON
SİSTEMİNDE ÇAPRAZ KÜMÜLASYON UYGULAYABİLECEĞİ
ÜLKELER VE TARİHLERİ
6 ÜLKENİN
TARAF OLDUĞU ÇAPRAZ KÜMÜLASYON1
1
TÜRKİYE
AB2, 3
EFTA TUNUS FAS MISIR
1 EYLÜL 2007
5 ÜLKENİN
TARAF OLDUĞU ÇAPRAZ KÜMÜLASYON
1 TÜRKİYE MISIR
FAS
AB
TUNUS
1 MART 2007
4 ÜLKENİN
TARAF OLDUĞU ÇAPRAZ KÜMÜLASYON
1
TÜRKİYE
TUNUS
FAS
AB (G.B Eşyası 1 AĞUSTOS 2006
için)
2
TÜRKİYE
TUNUS
AB (tarım ürünleri 1 OCAK 2007
FAS
için)
3
TÜRKİYE
EFTA
İSRAİL
153
AB
1 EYLÜL 2007
3 ÜLKENİN
TARAF OLDUĞU ÇAPRAZ KÜMÜLASYON
1
TÜRKİYE
İSRAİL
AB (G.B Eşyası için)
27 TEMMUZ 2006
2
TÜRKİYE
İSRAİL
AB (tarım ürünleri için)
1 OCAK 2007
3
TÜRKİYE
FAS
AB (G.B Eşyası için)
27 TEMMUZ 2006
4
TÜRKİYE
FAS
AB (tarım ürünleri için)
1 OCAK 2007
5
TÜRKİYE
TUNUS
AB (G.B Eşyası için)
1 AĞUSTOS 2006
6
TÜRKİYE
TUNUS
AB (tarım ürünleri için)
1 OCAK 2007
NOTLAR:
1- 6 ülkeyi içeren kümülasyon olanağı doğal olarak; 5, 4, 3 ve 2’li
kümülasyonlarından
mümkün
olduğu
anlamına
geldiğinden
tabloda
tekrar
belirtilmemiştir. Ancak kümülasyonun yürürlük tarihlerinde farklılık varsa; ayrıca
belirtilmiştir.
2- Türkiye ve AB’nin birlikte yer aldıkları PAAMK kapsamındaki bir ticari işlemde
AKÇT kapsamındaki demir çelik ürünleri henüz Pan Avrupa Akdeniz Menşe
Kümülasyon Sisteminde kümüle edilememektedir. Söz konusu ürünlerin sadece Pan
Avrupa Menşe Kümülasyonu çerçevesinde çapraz kümülasyonu mümkündür (Türel,
2007; 50).
3- Türkiye ve AB’nin birlikte yer aldıkları çapraz kümülasyonda (örneğin TürkiyeTunus-AB) sadece Gümrük Birliği kapsamında bulunan sanayi ve işlenmiş tarım
ürünleri ile 1/98 Sayılı AT-Türkiye Ortaklık Konseyi Kararı kapsamındaki tarım
ürünleri Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonuna dahildir.
154
4.4
Batı Balkan Ülkelerinin Sisteme Dahil Edilmesi
Topluluk tercihli ticaret düzenlemelerine yer verilen Tablo 5 ve 6’da
görüldüğü üzere halihazırda Topluluğun Batı Balkan Ülkeleri ile ticari ilişkileri
İstikrar ve Ortaklık Anlaşmaları (SAA) ve Otonom Ticaret Düzenlemeleri ile
düzenlenmiştir. Makedonya ve Hırvatistan ile SAA’lar imzalanmış ve yürürlüğe
girmiş; Arnavutluk ile ticaret konularında bir Geçici Anlaşma yürürlüğe girmiştir.
Karadağ ve Kosova anlaşma kapsamı dışında olmak üzere Sırbistan ile söz konusu
anlaşmalar parafe edilmiştir. Bosna Hersek ile müzakereler ise henüz devam
etmektedir.
Diğer taraftan, 15 Haziran 2003 yılında gerçekleştirilen Selanik Zirvesinde,
Avrupa Komisyonu, diğer ilgili Topluluk politikaları ile uyumlu olarak, Pan-Avrupa
menşe kümülasyonu sisteminin söz konusu ülkelere genişletilmesi için hazırlanmakla
görevlendirilmiştir.
Bu çerçevede, 27.01.2006 tarihinde yayımlanan Salzburg Komisyon Bildirimi
ile Batı Balkan ülkeleri için iki aşamalı bir yaklaşım benimsenmiştir:
-
İlk aşamada, söz konusu ülkeler ve AT arasında yeni bir kümülasyon
sisiteminin oluşturulması (SAP kümülasyonu)
-
İkinci aşamada, söz konusu ülkelerin PAAMK’a dahil edilmesi.
155
Ancak ilk aşamanın tamamlanması, ikinci aşamaya geçilebilmesi için bir ön
koşul olarak belirlenmemiştir. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan söz konusu
plana ülkemiz tarafından itiraz edilmiştir. Ülkemizin, gümrük birliği dolayısıyla
Topluluk ile birlikte ilk aşamada kümülasyon sisitemi içerisinde değerlendirilmesi
gerektiği yönündeki tezimiz, zaten SAA’ları bulunan Makedonya ve Hırvatistan
tarafından da desteklenmiş ve ilk aşamada kurulacak kümülasyon sistemine
ülkemizin (ülkemizin de katılımını ifade eden SAP+ kümülasyonu) gümrük birliği
kapsamı eşya için dahil edilmesi kararlaştırılmıştır.
Bununla birlikte, daha önce belirtildiği üzere SAP+ kümülasyonunun
oluşturulması, Batı Balkan ülkelerinin PAAMK’a dahil edilmesi için bir ön koşul
olmayıp, 21 Ekim 2007 tarihinde Lizbon’da ger.ekleştirilen 6. Avrupa Akdeniz
Ticaret Bakanları Sonuç Bildirgesinde; Batı Balkan ülkelerinin PAAMK sistemine
dahil edilmesi için gerekli çalışmanın yapılaması kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede,
PAAMK çalışma grubu menşe protokollerinde gerçekleştirilmesi gerekli teknik
düzenlemelere ilişkin çalışmakla görevlendirilmiştir.
4.5
4.5.1
Tartışma Konuları
Giriş
7 Temmuz 2003 tarihinde gerçekleştirilen 3. Avrupa Akdeniz Bakanlar
Konferansında Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu sisteminin Akdeniz
ülkelerine genişletilmesine izin veren yeni menşe protokolü onaylanmıştır. Bu
156
çerçevede, 1. Bakanlar Konferansında kurulan “Çalışma Grubu” görevini
tamamlamıştır.
Oldukça karmaşık olan sisteme ilişkin sorunlara ortak çözümler üretilebilmesi
ve menşe protokolünün yeknesak uygulamasını teminen halihazırda PAMK Sistemi
için Avrupa Komisyonu-Gümrük Kodu Komitesi-Menşe Bölümü bünyesinde varolan
uzmanlar grubuna PAAMK Sistemi’ne dahil olacak diğer ülkelerin yetkililerinin de
katılmasıyla genişletilecek grupta ele alınması kararlaştırılmıştır.
Anılan
grubun
ilk
toplantısı
31
Mart
2004
tarihinde
Brüksel’de
gerçekleştirilmiştir. Bugüne kadar, sonuncusu 27 Kasım 2007 tarihinde olmak üzere
8 toplantıda çeşitli sorunlar üzerine tartışmalar yaşanmıştır.
Ayrıca temelde Avrupa Komisyonu uzmanları tarafından ticaret erbabına,
öğrencilere ve konuyla ilgili daha geniş bilgi arayanlara yardımcı olmak üzere bir
“elkitabı” hazırlanmış ve Avrupa Komisyonu Gümrük Birliği ve Vergilendirme
Genel Müdürlüğü (TAXUD) internet sitesinde yayımlanmıştır41. Söz konusu
elkitabının yasıra çalışma grubunda uzlaşılarak oluşturulan “Pan-Avrupa-Akdeniz
Menşe Protokollerine İlişkin Açıklama Notları” 21.01.2006 tarih ve C16/2 sayılı AB
Resmi Gazetesinde yayımlanarak belli hükümler aydınlatılmaya çalışılmıştır.
Bununla birlikte Protokollerin uygulanmaya başlanması ile belirginleşen bazı
hususlar söz konusu çalışma grubu kapsamında tartışılmaya devam edilmektedir.
41
“A User's Handbook to the Rules of Preferential Origin used in trade between the European
Community, other European Countries and the countries participating to the Euro-Mediterranean
Partnership” adlı yayına http://ec.europa.eu/taxation_customs adresinden ulaşılabilir.
157
4.5.2
Taraf Ülkelerin Karasuları Dışında Yakalanan veya Avlanan
Ürünler
EFTA tensilcileri tarafından, menşe protokollerinin madde 5(1) (f) ve (g)
bentlerinin tadil edilmesi ve 5(2)’nin kaldırılmasına ilişkin görüşleri Çalışma
Grubuna sunulmuştur.
Buna göre f) Taraf ülke karasuları dışında kendi gemileri tarafından denizden
elde edilen balıkçılık ürünleri ve diğer ürünler ile
g) Münhasıran bu maddenin (f) bendinde belirtilen ürünlerden, kendi fabrika
gemilerinin bordasında üretilen ürünler tamamen elde edilmiş ürünlerdir.
Ayrıca
5(2) ye göre, “'kendi gemileri ve kendi fabrika gemileri tabirleri sadece;
1) Bir taraf ülkede kayıtlı veya tescilli,
2) Anılan taraf ülke bayrağı altında seyreden,
3) En az % 50’sine bu taraf ülke vatandaşları tarafından sahip olunan veya;
idare merkezinin taraf ülkelerden birinde bulunduğu, müdür veya müdürlerinin,
Yönetim veya Denetleme Kurulu Başkanı ve bu kurulların üyelerinin çoğunluğunun bu
taraf ülke vatandaşı olduğu ve ilaveten ortaklık veya limited şirket durumunda
sermayesinin en az yarısının taraf ülkelere veya bunların kamu kuruluşları veya
vatandaşlarına ait olduğu bir şirket tarafından sahip olunan,
158
4) Yönetici ve yetkilileri bu taraf ülke vatandaşı olan,
5) Mürettebatının en az % 75’i bu taraf ülke vatandaşı olan gemiler ve fabrika
gemileri için” kullanılmaktadır.
EFTA temsilcileri bu kriterlerin günümüz ihtiyaçlarını karşılamadığı,
güncellenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Yapılan açıklama çerçevesinde Topluluk
karasularında Faroe Adaları bandıralı bir gemi tarafından avlanan balık, eğer geminin
mürettebatının % 25’den fazlasının, örneğin Norveçli olması halinde mevcut menşe
kuralı karşılanamamakta ancak geminin mürettebatının % 25’ten fazlasının Norveçli
olduğu Faroe Adaları bandıralı bir geminin Norveçte avladığı balıklar ise menşe
kazanmakta ve çapraz kümülasyon kapsamında Topluluğu ihraç edilebilmektedir. Öte
yandan çifte vatandaş olan mürettebatın durumu ise muallâktadır. Bununla birlikte
geminin mülkiyetinin kime ait olduğu ve dolayısıyla menşe kuralını karşılayıp
karşılamadığının gümrük idaresince kontrol edilmesinde güçlükler bulunmaktadır
(TAXUD/3514/06).
EFTA’nın önerisi madde 5(2)’nin iptal edilmesi ve madde 5 1(f) ve (g)’nin,
“ilgili taraf devletin bayrağı altında seyreden gemiler tarafından denizden elde edilen
balıkçılık ürünlerinin menşe kazandırması” şeklinde değiştirilmesidir.
Topluluk menşe kurallarının geleceğine ilişkin tartışma çerçevesinde ilk
düzenleme değişikliğinin GTS kapsamında gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü ve bu
konuda bir etki analizinin gerçekleştirildiği daha önce belirtilmişti. Söz konusu etki
analizi sonuçları ve yararlanan ülke talepleri doğrultusunda, GTS kapsamında söz
159
konusu kuralın bayrak, kayıt ve mülkiyete ilişkin kurallarının korunması ancak
mürettebat koşulunun kaldırılması planlanmaktadır.
4.5.3
Doğrudan Nakliyat Kuralı
Madde 13’ün 1. fıkrasına göre; “Anlaşma hükümlerinde sağlanan tercihli
muamele sadece, bu Yönetmeliğin gerekliliklerini yerine getirmiş, taraf ülkeler
arasında doğrudan nakledilen ürünler veya bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde
belirtilen kümülasyonun uygulanabilir olduğu diğer ülkeler üzerinden nakledilen
ürünler için uygulanır. Bununla beraber tek bir sevkiyata konu ürünler, aktarma
veya geçici depolama yoluyla, ancak transit geçtikleri veya depolandıkları ülkenin
gümrük yetkililerinin gözetimi altında kalmaları ve boşaltma, tekrar yükleme veya
iyi koşullarda muhafaza etmeye yönelik işlemler dışında bir işlemden geçmemiş
olmaları şartıyla, gerektiğinde başka ülkeler üzerinden nakledilebilirler.”
Ancak lojistik veya ekonomik nedenlerle firmaların ihraç konusu eşyaları,
PAAMK’a taraf olmayan bir ülkedeki bir serbest bölge veya antrepoda
depolanabilmekte, bu ülkelerin gümrük idarelerinin gözetimi altında olup
kümülasyonun uygulanabilir olduğu taraf bir ülkeye ihraç edilebilmekte, ancak
mevcut doğrudan nakliyat kuralına göre sevkiyat bölünememektedir. Oysa kimi
zaman büyük sevkiyatlar olduğunda eşyanın sisteme taraf olmayan ülkedeki
antrepoda bölünmesi gerektiği ancak eşya gümrük gözetimi altında olsa bile
sevkiyatın bölünmüş olması nedeniyle başka bir ülkeye tercihli rejim kapsamında
160
yeniden ihraç edilemediği görülmektedir. Konu Pan-Avrupa-Akdeniz Çalışma Grubu
Toplantılarında gündeme getirilmiş ancak henüz bir sonuç alınamamıştır.
Ayrıca, EFTA temsilcileri tarafından; Kore, Güney Afrika ve Şili ile
akdettikleri STA’lar eki menşe protokollerinde bu hükme yer vermedikleri bilgisi
verilmiştir.
Konuyu açıklığa kavuşturmak açısından; henüz PAAMK’a dahil olmamakla
birlikte, ülkemizin Bosna ve Hersek ile akdettiği ve yine Avrupa menşe kurallarının
esas alındığı anlaşmada, doğrudan nakliyat kuralı nedeniyle karşılaşılan güçlükler
örnek olarak verilebilir: Türk menşeli petrol ürünleri, Hırvatistan limanlarına
sevkedilmekte ve Hırvatistan üzerinden tankerler ile Bosna’ya gönderilmektedir.
Ancak sevkiyat bölündüğünden, söz konusu eşyanın Bosna’da tercihli rejimden
yararlanmasında ciddi sıkıntılar ile karşılaşılmaktadır. Kuralın, günümüz sevkiyat
koşullarının tamamını kapsamakta güçlük çektiği görülmektedir.
4.5.4
Bir Taraf ülkede hiçbir işlem yapılmaması ya da sadece yetersiz
işlem yapılması durumunda menşe ispat belgesinde kümülasyona
ilişkin beyan
Türkiye-AT gümrük birliği kapsamı eşyanın çapraz kümülasyonu dahil olmak
üzere; PAAMK çerçevesinde eşyanın yetersiz işçilik ve işleme tabi tutulması veya
eşyanın üzerinde hiçbir işçilik ve işlem yapılmaması durumunda EUR-MED Dolaşım
Belgelerinde kullanılacak ibarenin ne olacağı sorun oluşturmuş ve Çalışma Grubunda
161
tartışılmıştır (TAXUD/2001/07; 7). Konu kümülasyonun uygulanabilirliği kriteri
dolayısıyla önem arz etmiştir.
Örnek: A ülkesi menşeli dokuma kumaş B’ye gönderilmektedir. B ülkesinde
kumaş ütülenmekte ya da preslenmekte ve C ülkesine ihraç edilmektedir. B’de
yapılan işlem model menşe protokolünün 7(1)(d) hükümlerine göre yetersiz işlem ya
da işçiliktir. Dolayısıyla kümülasyon hükümlerine göre menşe ülkesi en yüksek
katma değerin sağlandığı ülke olacaktır. A ülkesindeki katma değerin B’den yüksek
olduğu varsayılırsa; C’ye ihraç edilen kumaş A ülkesi menşeini korumaktadır. C
ülkesinde bu kumaştan pantolon üretilecektir.
Bu durumda, tüm ilgili ülkeler arasında aynı menşe kurallarını içeren serbest
ticaret anlaşmalarının tamamlandığı varsayılırsa; A’da bir EUR.MED Dolaşım
Belgesi düzenlenmeli ve 4 nolu kutuya menşe ülkesi olarak A ülkesi ve 7 nolu
gözlemler kutusuna “no cumulation applied” ibaresi düşülmelidir. B ülkesinde
düzenlenen EUR.MED belgesinde de 4 nolu kutuda menşe ülkesi olarak A ülkesi, 7
nolu kutuda ise “no cumulation applied” ya da “cumulation applied with A” ibaresi
yazılmalıdır. Çünkü belge B ülkesinde düzenlendiğinden (Gümrük Vizesine ilişkin
11. kutu) ve eşya A ülkesi menşeli olduğundan, C ülkesi bu işleme iki ülkenin taraf
olduğunu anlayabilecektir. C ülkesi ile söz konusu iki ülke olan A ve B arasında
çapraz kümülasyonun şartları tamamlanmış olduğundan eşya tercihli rejimden
faydalanabilecektir.
162
Aynı örnekte C ülkesinde üretilen pantolonun, D ülkesine ihraç edilmesi
durumunda ise C ülkesinde düzenlenen EUR.MED belgesinin 4 nolu kutusuna,
yapılan işçilik yetersizin ötesinde olduğundan menşe ülkesi olarak C yazılmalı ve D
ülkesinin hangi ülkelerin söz konusu ticarete taraf olduğunu anlayabilmesi için 7
nolu kutuya “Cumulation applied with A and B” ibaresi düşülmelidir.
C ülkesinde menşe kazandıran bir işlem yapılmamış olsaydı; 4 nolu kutuda
yine A ülkesi menşei belirtilecekti. 7 nolu kutuda ise “cumulation applied with A and
B” denebileceği gibi, A ülkesi belirtilmese de söz konusu belge kabul edilmelidir.
Çünkü D ülkesi söz konusu ticaret işlemine katılan tüm ülkeleri, belgenin ilgili
kutularından anlayabilmektedir: 4 nolu kutu: A, 7 nolu kutu: B ve 11 nolu kutu: C
ülkeleri.
Bu sorundan çıkan sonuç, sisteme taraf ülkelerden birinde hiçbir işçilik ve
işleme tabi tutulmaması veya yetersiz işçilik ve işleme tabi tutulması da kümülasyon
kapsamında değerlendirilmektedir (Protokolün 3 ve 4 nolu maddeleri).
163
5
5.1
PAN-AVRUPA-AKDENİZ MENŞE
KÜMÜLASYONU SİSTEMİNİN TİCARET
ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ
Genel Görünüm
İhracata dayalı kalkınma modelini benimseyen ülkemizin dış ticaretine ilişkin
2000-2006 yılları arası genel görünüm Tablo 10’da sunulmaktadır.
Tablo 10 Dış Ticaret Verileri (Yıllık, Değer Milyon $)
YILLIK
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
DEĞ. %
İHRACAT
27.775
31.334
36.059
47.253
63.167
73.476
85.528
16,4
İTHALAT
54.503
41.399
51.554
69.340
97.540 116.774 139.480
19,4
DIŞ TİCARET HACMİ 82.278
72.733
87.613 116.593 160.707 190.251 225.009
18,3
DIŞ TİCARET AÇIĞI -26.728 -10.065 -15.495 -22.087 -34.373 -43.298 -53.952
24,6
İHRACAT / İTHALAT
51,0
75,7
69,9
68,1
64,8
62,9
61,3
-2,5
İHRACAT / GSMH
13,9
21,5
19,9
19,8
21,1
20,4
21,4
-
İTHALAT / GSMH
27,3
28,4
28,5
29,0
32,6
32,4
34,9
-
Kaynak: TÜİK
Ayrıca TÜİK verilerine göre 2007 yılı Ocak-Kasım döneminde, toplam
ihracatımızın 97,430 milyon $ ve toplam ithalatımızın 153,768 milyon $ olduğu
görülmektedir.
164
TÜİK verileri çerçevesinde oluşturulan Şekil 5 ve 6’da ise, aramızda bir
tercihli ticaret düzenlemesi bulunan ülkeler ile dış ticaretimizin, toplam dış
ticaretimiz içerisindeki payını göstermekte olup,
incelenmelerinden görüleceği
üzere; AB hem ihracat hem de ithalatımızda en önemli aktör konumundadır.
Aramızda tercihli düzenleme bulunan diğer ülkeler ile ticaretimizin ise daha sınırlı
düzeyde kaldığı görülmektedir. Bir başka dikkat çeken husus ise STA dışı ülkelerden
ithalatımızın, ihracatımızın oldukça üstünde olduğudur.
165
Şekil 5 Tercihli Düzenlememiz Bulunan Ülkelerin İhracatımız İçindeki Payı
(2006, %)
Şekil 6 Tercihli Düzenlememiz Bulunan Ülkelerin İthalatımız İçindeki Payı
(2006, %)
166
5.2
PAAMK Ülkeleri ile Ticaret
Tablo 11’da Pan Avrupa ülkeleri olan bugün 27 AB üyesi ve EFTA ülkelerinin
2000-2007 yılları arasında, dış ticaretimiz içerisindeki payı yer almaktadır.
Tablo 11 PAMK ülkelerinin dış ticaretimiz içerisindeki payı (Yıllık, %)
AB (27 Üye)
EFTA
Yıl
İthalat (%)
İhracat (%)
İthalat (%)
İhracat (%)
2000
52
56
2,1
1
2001
47,8
56
3,5
1
2002
49
56,6
4,8
1,1
2003
50,6
58
4,9
1,1
2004
49
58
4
1
2005
45
56,2
3,8
1
2006
42,5
56
3,2
1
2007*
40,3
56,6
3,8
1,2
Kaynak: TÜİK, Ekim 2007.
*Ocak-Ağustos Dönemi.
2007 yılı Ocak-Temmuz Dönemi için PAAMK’a dahil 9 Akdeniz ülkesinin
toplam ihracatımız içerisindeki payı % 6 ve ithalatımız içindeki payı ise sadece % 3
düzeyindedir. 2000 yılından itibaren söz konusu ülkelerle dış ticaretimizin, toplam
dış ticaretimiz içindeki payı Tablo 12’de yer almaktadır.
167
Tablo 12 Akdeniz Ülkelerinin Toplam Ticaretimiz İçersindeki Payı
Yıl
Toplam İthalatımıza Oranı
Toplam İhracatımıza Oranı
(%)
(%)
2000
4,70
7,4
2001
5,5
8
2002
4,8
7
2003
3,4
6,6
2004
3
6,4
2005
3
6,35
2006
2,6
6,2
2007
2,8
6,2
Kaynak: TÜİK, Ocak 2007.
Tablo 13 Akdeniz Ülkelerine İhracatımız (Yıllık, 000 $)
2007
2006
2005
2004
2003
2002
2001
2000
İSRAİL
1 485 165
1 529 158
1 466 913
1 315 292
1 082 998
861 434
805 218
650 142
FİLİSTİN
19 605
21 154
9 401
9 025
6 489
4 729
5 999
5 622
ÜRDÜN
359 203
321 661
288 648
229 464
149 618
116 650
118 901
99 534
FAS
670 115
551 377
370 825
330 059
180 779
138 331
98 149
70 413
CEZAYİR
1 146 742
1 020 696
807 138
806 115
573 002
514 282
421 964
383 461
TUNUS
468 727
324 893
294 785
256 162
220 015
121 142
140 593
162 272
MISIR
827 658
709 353
687 299
473 145
345 779
326 389
421 469
375 707
LÜBNAN
319 017
240 599
195 910
234 401
148 126
187 339
183 880
129 265
SURİYE
737 248
609 417
551 627
394 783
410 755
266 772
281 141
184 267
Kaynak: TÜİK, Ocak 2007.
168
Tablo 14 Akdeniz Ülkelerinden İthalatımız, (Yıllık, 000 $)
2007
2006
2005
2004
2003
2002
2001
2000
İSRAİL
975 890
782 149
804 691
714 143
459 488
544 467
529 489
505 482
FİLİSTİN
678
501
304
545
454
13
98
153
ÜRDÜN
10 729
9 319
28 321
14 156
16 851
18 382
13 525
27 273
FAS
181 489
173 902
143 231
105 778
76 990
68 315
38 194
72 983
CEZAYİR
1 882 788
1 864 526
1 694 989
TUNUS
210 198
150 094
117 372
100 410
98 140
71 801
72 936
64 843
MISIR
624 817
392 524
267 246
255 242
189 397
118 173
91 720
140 720
LÜBNAN
105 713
126 685
144 973
147 355
71 710
41 922
26 024
22 178
SURİYE
363 568
187 250
272 180
357 656
413 349
506 247
463 476
545 240
1 255 679 1 081 586 1 125 750 1 063 983 1 192 413
Kaynak: TÜİK, Ocak 2007.
Tablo’nun incelenmesinden görüleceği üzere ülkemizin son yıllarda toplam
dış ticaret hacmindeki hızlı artış, bölge ülkeleri ile ticaretinde önemli bir değişiklik
yaratmamıştır.
Daha önce belirtildiği üzere, ülkemiz STA’larında AB ile uyumlu olarak
sanayi ürünlerinde asimetrik tam serbestleşmeyi esas almaktadır. Bu çerçevede, taraf
ülke menşeli sanayi ürünleri için tarife oranı sıfırlanmaktadır. Ancak, diğer ülkeler
söz konusu indirimi belli bir geçiş döneminde tedrici olarak gerçekleştirmektedir.
Tablo 15 tedrici indirim takvimini göstermektedir.
169
Tablo 15 Akdeniz Ülkeleri ile STA'larımızda Sanayi Ürünleri İndirim Takvimi
Ülke
Yürürlük tarihi
Sanayi Ürünleri İndirim Takvimi
İsrail
Mayıs 1997
Ocak 2000
Tunus
Temmuz 2005
Temmuz 2014
Fas
Ocak 2006
Ocak 2015
Suriye
Ocak 2007
Ocak 2019
Mısır
Mart 2007
Ocak 2020
Kaynak: DTM
Bu çerçevede, önemli bir pazara giriş aracı olan STA’ların bölge ülkeleri ile
ticaretimiz üzerinde olumlu etki yapması, özellikle kümülasyon olanakları
dolayısıyla beklenmektedir. Topluluk ortak gümrük tarifesine uyum kapsamında söz
konusu ülkeler ile tercihli ticarette sanayi ürünleri için vergi oranlarının, anlaşmaların
yürürlük tarihi itibariyle sıfırlanmasına, buna karşılık diğer ülkelerin ülkemizden
yapılan ithalatta anılan vergileri uzun dönemde indirecek olmasına rağmen ülkemiz
tarafından gerçekleştirilen ihracat miktarının yine de artmış olması STA’larda
öngörülen kümülasyon imkanının bölge içi ticareti arttırıcı yöndeki olumlu etkisine
iyi bir örnek oluşturmaktadır.
Henüz STA’mız bulunmayanlar da dahil olmak üzere Akdeniz ülkelerinin
toplam dış ticaretimiz içindeki payında düşüş gözlenmektedir. Bununla birlikte
170
Serbest Ticaret Anlaşması imzalanan ülkeler ile dış ticaretimizin sürekli bir artış
eğilimi içerisinde olduğu görülmektedir.
2000-2006 yılları arasında, Bulgaristan ve Romanya dahil STA ülkeleri ile
dış ticaret hacmimizin kümülatif olarak yaklaşık %225 artmıştır. Aynı dönemde dış
ticaretimizdeki toplam artış % 170 düzeyindedir.
Öte yandan, ihracat ve ithalat değişim oranlarında genel rakamlara kıyasla
daha keskin dalgalanmalar yaşanmakta olup, STA yapılmış olmasına rağmen söz
konusu pazarlardaki konumumuzun yeterince sağlamlaştırılamamış olmasından
kaynaklandığı düşünülebilir.
İkili ticaret rakamlarının diğer ticaret ortaklarımıza oranla daha düşük olması;
küçük ihracat ve ithalat değişimlerinin, daha keskin gözükmesine neden olmaktadır.
PAAMK sisteminde en eski STA’mız Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren Tunus
STA’sı olup, 2004-2007 döneminde ithalatımızın %260 düzeyinde arttığı
görülmektedir. Yine söz konusu ülkeye 2007 yılı Ocak-Ağustos döneminde
ihracatımızın, 2006 yılı aynı dönemine göre %60’a yakın artmıştır. Ancak toplam
ihracat rakamımız 310 505 $ olup, toplam ihracatımızın ancak binde 4 üne denk
gelmektedir. Benzer şekilde STA’larımız 2007 yılı içerisinde yürürlüğe giren Mısır
ve Suriye’den gerçekleştirilen ithalatın 2 katına çıktığı görülmekle birlikte, Mısır ve
Suriye’den gerçekleştirilen ithalatın toplam ithalatımıza oranı sırasıyla binde 4 ve
binde 2 düzeyindedir.
171
STA yapılan ülkelerin önemli bir bölümünün tamamlayıcı ekonomi vasfından
ziyade rakip ekonomi özelliğine sahip olması ve EFTA ülkeleri dışında STA yapılan
ülkelerin gelişme yolunda ekonomiler olması nedeniyle, Doğrudan Yabancı Sermaye
girişleri açısından rakip ekonomiler olduğundan, karşılıklı yabancı sermaye girişleri
mevcut durum itibariyle anlamlı büyüklükte değildir.
Bölge ülkeleri ile ticaretimizin düşük seviyelerde seyrettiği göz önüne
alındığında, PAAMK Sisteminin işlerlik kazanması ile kısa vadede ticaret üzerinde
olumlu etkilerin ortaya çıkması; orta vadede ise serbest ticaret alanlarının yatırımlar
üzerindeki etkileri dolayısıyla, bölge ülkeleri arası ekonomik ilişkilerin daha da
gelişmesi ve ticaret hacminin ciddi oranda artması beklenmektedir.
Daha önce belirtildiği üzere Avrupa-Akdeniz Alanında Serbest Ticaret
Anlaşmalarının 2010 yılı itibariyle tamamlanması öngörülmüştür. PAAMK
sisteminin ve özelde menşe kurallarının, ticaret ve yatırımlar üzerindeki etkilerine
ilişkin anlamlı bir araştırmanın ancak anlaşmalar ağının tamamlanması ve ekonomik
ilişkilerin derinleşmesinin ardından yapılabileceği görülmektedir.
172
SONUÇ
Dünya ticareti, küresel bir zemine oturmuş ve üretim süreci başından sonuna
dek tek bir ülkede gerçekleşen eşya artık istisna halini almıştır. Söz konusu sürecin
ticarete konu eşyanın farklılaştırılmış menşe uygulamaları ile karşılaşmasına neden
olan bölgeselleşme hareketleri ile birleşmesi, menşe kurallarına yönelik ekonomik ve
politik ilgiyi arttırmıştır.
Ülkemizin, gümrük birliği ilişkisi nedeniyle Topluluğun tercihli gümrük
rejimini, menşe kuralları dahil olmak üzere, üstlenme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Ancak
Topluluğun
tercihli
ticaret
politikası,
sadece
ekonomik
güdülerle
oluşturulmamakta; politik, kültürel ve güvenlik boyutlarını da içeren genel bir
politikanın parçasını teşkil etmektedir.
Bu durumda, tercihli ticaret anlaşması akdedilecek ülkeler, ülkemizin
bağımsız kararı ve karşılıklı yarar ilkesi doğrultusunda belirlenememekte ve
Topluluğun serbest ticaret anlaşması müzakere ettiği/etmeye hazırlandığı ülkelerin,
ülkemize de aynı tavizleri tanımasını garanti altına alan bir mekanizma
bulunmadığından,
gümrük
birliği
kapsamında
ticaret
sapması
riski
ile
karşılaşılabilmektedir. Ayrıca menşe kurallarının başta tekstil ve hazır giyim olmak
üzere sanayi ürünlerinde Topluluk tarafından gevşetilmesi, ülkemiz ile Topluluk
arasındaki ticarette üçüncü ülkeler lehine bir sonuç doğurarak, ekonomimize zarar
verme potansiyelini taşımaktadır.
173
Bu çerçevede, bundan sonra serbest ticaret anlaşmalarının Topluluk ile eş
zamanlı müzakere edilmesi ve Topluluğun menşe kurallarına ilişkin insiyatiflerinden
doğrudan
etkilenen
Türkiye’nin,
Topluluktaki
danışma
ve
karar
alma
mekanizmalarında daha etkin bir şekilde yer alması için çaba saf edilmesi çözüm
olarak akla gelmektedir.
Diğer taraftan, uygulaması oldukça karmaşık olan PAAMK sistemi
kapsamında, sisteme yeni dahil edilen Akdeniz ülkeleri ile ticaretimizin, toplam
ticaretimiz içindeki payının çok düşük olması ve sistemin henüz yeni olması, ticaret
ve yatırımlar açısından etkileri ile menşe kurallarının rolünün değerlendirilmesini
zorlaştırmaktadır.
Ancak katı menşe kurallarının serbest ticaret alanları içinde dahi ticareti
kısıtlayan
rolünün,
gevşetilmesinin,
ikili
ekonomik
ve
çapraz
ilişkilerin
kümülasyon
olanakları
aracılığıyla
katkıda
bulunacağı
güçlenmesine
düşünülmektedir. Bununla birlikte sistemin yatırım ve ticaret üzerindeki etkilerinin
belirlenmesi için zamana ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.
İlk veriler ışığında, STA imzalanan bölge ülkeleri ile dış ticaret hacmimizde
önemli artışlar gözlenmekte, bu durum tercihli ticaret politikası açısından yukarıda
bahsedilen olumsuzluklara rağmen; serbest ticaret anlaşmalarının ülkemiz adına
önemli pazara giriş araçlarından biri olduğunu göstemektedir.
174
- EKLER -
175
EK- 1 21.12.2007 tarih ve C 311 sayılı AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanan bildirim tablosu
EU
EU
DZ
CH
EG
FO
IL
IS
JO
1.11.2007
1.1.2006
1.3.2006
1.12.2005
1.1.2006
1.1.2006
1.7.2006
1.8.2007
1.1.2006
1.7.2005
1.8.2005
17.7.2007
6.7.2006
DZ
1.11.2007
CH
1.1.2006
EG
1.3.2006
1.8.2007
1.8.2007
FO
1.12.2005
1.1.2006
1.11.2005
IL
1.1.2006
1.7.2005
1.7.2005
IS
1.1.2006
1.8.2005
1.8.2007
JO
1.7.2006
17.7.2007
6.7.2006
1.11.2005
1.7.2005
9.2.2006
1.1.2007
LB
LI
1.1.2006
1.8.2005
1.8.2007
MA
1.12.2005
1.3.2005
6.7.2006
NO
1.1.2006
1.8.2005
1.8.2007
1.8.2006
1.6.2005
6.7.2006
1.9.2007
1.3.2007
1.1.2006
1.12.2005
1.7.2005
1.7.2005
LB
1.1.2007
9.2.2006
17.7.2007
MA
NO
1.1.2006
1.12.2005
1.1.2006
1.8.2006
*
1.8.2005
1.3.2005
1.8.2005
1.6.2005
1.9.2007
1.8.2007
6.7.2006
1.8.2007
6.7.2006
1.3.2007
1.1.2006
1.12.2005
1.7.2005
1.7.2005
PS
SY
TN
1.3.2005
1.8.2005
1.3.2006
17.7.2007
17.7.2007
6.7.2006
17.7.2007
6.7.2006
1.1.2007
1.1.2007
17.7.2007
1.3.2005
6.7.2006
1.8.2005
17.7.2007
1.3.2006
6.7.2006
1.1.2007
1.9.2007
1.1.2007
1.3.2005
1.3.2005
1.1.2007
TR
1.3.2006
1.8.2005
1.8.2005
1.1.2007
LI
1.8.2005
1.6.2005
1.9.2007
1.3.2005
6.7.2006
1.1.2006
1.8.2005
1.9.2007
1.8.2005
1.3.2005
1.6.2005
6.7.2006
1.8.2005
1.9.2007
1.1.2006
1.9.2007
PS
SY
TN
TR
*
1.3.2006
1.9.2007
1.7.2005
1.7.2005
176
* Uygulama tarihleri gürmük birliği kapsamı eşya için 27/07/2006 ve tarım ürünleri için 1/1/2007’dir. AKÇT ürünleri ürünleri için PAAMK çapraz kümülasyonu henüz yürürülüğe
girmemiştir.
İsviçre ve Lihtenştayn Prensiliği bir gümrük birliği oluşturmuş olup, Avrupa Ekonomik Alanına (AEA) taraftır. AB, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç’ten oluşan AEA içerisinde
kümülasyon uygulama tarihi 1 Kasım 2005’tir.
Tabloda belirtilen ülkelerin ISO-Alpha-2 kodları aşağıdaki gibidir:
— DZ
— CH
— EG
— FO
— IL
— IS
— JO
CEZAYİR
İSVİÇRE
MISIR
FAROE ADALARI
İSRAİL
İZLANDA
ÜRDÜN
— MA
— NO
— PS
— SY
— TN
— TR
— LB
FAS
NORVEÇ
BATI ŞERİA VE GAZZA ŞERİDİ
SURİYE
TUNUS
TÜRKİYE
LÜBNAN
177
EK-2 Menşe İspat Belgelerinin Örnekleri (EUR.1 ve EUR:MED Dolaşım
Belgeleri ile ‘Fatura Beyanı’ metninin Türkçe ve İngilizce versiyonu)
DOLAŞIM SERTİFİKASI (Protokol ek IIIa)
1.
İhracatçı (Adı, Açık adresi, Ülke)
EUR.1
No A
000.000
Bu formu doldurmadan önce arkadaki notları okuyunuz
2. .................................................................
ve
..................................................................
arasındaki tercihli ticarette kullanılan sertifikadır.
3.
Malın Gönderildiği şahıs (Adı, Açık Adresi, Ülke) (Tercihe Bağlı)
6.
Taşımaya ilişkin bilgiler (Tercihe Bağlı)
8.
Sıra No; Kolilerin marka ve işaretleri, Sayı ve türleri 1; Eşyanın tanımı.
(ilgili ülkeler, ülke grupları veya alanlarını yazınız.)
4.
Ürünlerin
menşei
sayılan ülke, ülkeler
grubu veya alanlar
7.
Gözlemler
5.
Varış ülkesi veya ülkeler
grubu
9. Brüt ağırlık (kg)
veya diğer ölçüler
(Litre, metreküp,
v.s.)
10.
Faturalar
(Tercihe Bağlı)
12. İHRACATÇI BEYANI
Aşağıda imzası bulunan ben, yukarıda belirtilen
eşyanın bu belgenin düzenlenmesi için gerekli
olan koşullara uygun olduğunu beyan ederim.
11. GÜMRÜK VİZESİ
Onaylanan Beyan
İhraç Belgesi2
Yer ve tarih ................................................................
Form ....................................................................... No ...........
Gümrük İdaresi..................................................
Düzenleyen Ülke veya Alan...............................
. ...................................................................................
Yer ve Tarih ...........................................................................
.................................................................................................
(İmza)
(İmza)
Mühür
1 Eşya ambalajlı değilse, yerine göre eşyaların sayısını veya “dökme” olduğunu belirtiniz.
2 Yalnız ihracatçı ülke kurallarının gerekli gördüğü yerleri doldurunuz.
178
13.
DOĞRULUĞUN KONTROLÜ İSTEMI:
14.
KONTROLÜN SONUCU
Yapılan kontrol bu sertifikanın (*)
Be Belirtilen gümrük idaresince düzenlendiğini ve
bilgilerin doğru olduğunu göstermektedir.
içerdiği
Doğruluk ve kurallara uygunluk koşullarına cevap
vermediğini göstermektedir. (Ekteki açıklamalara bakınız.)
Bu sertifikanın doğruluk ve kurallara uygunluğunun
kontrolü talep edilir.
........................................................................
(Yer ve tarih)
.....................................................................
(Yer ve tarih )
Mühür
Mühür
............... ...................................................
(İmza)
..........................................................
(İmza)
________________________
(*) Uygun olan kutuya (X) işareti koyunuz.
NOTLAR
1. Sertifikalar, silinmeler veya birbiri üzerine yazılmış kelimeler ihtiva edemez.
Değişiklikler doğru olmayan kayıtların üzerinin çizilmek ve gerekli düzeltmeler
eklenmek suretiyle yapılır. Böyle bir değişiklik, sertifikayı düzenleyen kişi
tarafından paraf edilmeli ve düzenlendiği ülke gümrük idaresi tarafından
onaylanmalıdır.
2. Sertifikaya kaydedilen maddeler arasında boşluk bırakılmamalı ve her bir madde
önüne bir sıra numarası konulmalıdır. Son maddenin hemen altına yatay bir çizgi
çekilmelidir. Kullanılmayan yerler, sonradan bir eklemeyi imkansız kılmak üzere
iptal edilmelidir.
3. Eşyalar, ticari faaliyetlere uygun olarak ve teşhis edilmelerini sağlayacak yeterli
ayrıntılarla tanımlanmalıdır.
179
1.
İhracatçı (Adı, Açık adresi, Ülke)
DOLAŞIM SERTİFİKASI (Protokol ek IIIb)
EUR-MED
No A
000.000
Bu formu doldurmadan önce arkadaki notları okuyunuz
2. .................................................................
ve
..................................................................
arasındaki tercihli ticarette kullanılan sertifikadır.
3.
6.
Malın Gönderildiği şahıs (Adı, Açık Adresi, Ülke) (Tercihe Bağlı)
(ilgili ülkeler, ülke grupları veya alanlarını yazınız.)
Taşımaya ilişkin bilgiler (Tercihe Bağlı)
4.
Ürünlerin menşei
sayılan ülke, ülkeler
grubu veya alanlar
7.
Gözlemler
5.
Varış ülkesi veya
ülkeler grubu
… Cumulation applied with ………
(Uygun ülkeleri, ülke gruplarını veya alanları yazınız.) )
… No cumulation applied.
(Uygun kısma X işareti koyunuz.)
8.
Sıra No; Kolilerin marka ve işaretleri, Sayı ve türleri 1; Eşyanın tanımı.
9. Brüt ağırlık (kg)
veya diğer ölçüler
(Litre, metreküp,
v.s.)
10. Faturalar
(Tercihe
Bağlı)
12. İHRACATÇI BEYANI
Aşağıda imzası bulunan ben, yukarıda
belirtilen eşyanın bu belgenin düzenlenmesi
için gerekli olan koşullara uygun olduğunu
beyan ederim.
11. GÜMRÜK VİZESİ
Onaylanan Beyan
İhraç Belgesi2
Yer ve tarih ........................................................
Form................................................................ No .........
Gümrük İdaresi..................................................
Düzenleyen Ülke veya Alan...............................
............................................................................
Yer ve Tarih ................................................................
. .....................................................................................
(İmza)
(İmza)
Mühür
1 Eşya ambalajlı değilse, yerine göre eşyaların sayısını veya “dökme” olduğunu belirtiniz.
2 Yalnız ihracatçı ülke kurallarının gerekli gördüğü yerleri doldurunuz.
180
13.
DOĞRULUĞUN KONTROLÜ İSTEMI:
14.
KONTROLÜN SONUCU
Yapılan kontrol bu sertifikanın (*)
Be
Belirtilen gümrük idaresince düzenlendiğini
içerdiği bilgilerin doğru olduğunu göstermektedir.
ve
Doğruluk ve kurallara uygunluk koşullarına cevap
vermediğini göstermektedir. (Ekteki açıklamalara
bakınız.)
Bu sertifikanın doğruluk ve kurallara uygunluğunun kontrolü talep
edilir.
........................................................................
(Yer ve tarih)
.....................................................................
(Yer ve tarih )
Mühür
Mühür
.................................. ..............................................
(İmza)
.........................................................................
(İmza)
________________________
(*) Uygun olan kutuya (X) işareti koyunuz.
NOTLAR
1.
Sertifikalar, silinmeler veya birbiri üzerine yazılmış kelimeler ihtiva edemez. Değişiklikler
doğru olmayan kayıtların üzerinin çizilmek ve gerekli düzeltmeler eklenmek suretiyle yapılır.
Böyle bir değişiklik, sertifikayı düzenleyen kişi tarafından paraf edilmeli ve düzenlendiği ülke
gümrük idaresi tarafından onaylanmalıdır.
2.
Sertifikaya kaydedilen maddeler arasında boşluk bırakılmamalı ve her bir madde önüne bir
sıra numarası konulmalıdır. Son maddenin hemen altına yatay bir çizgi çekilmelidir.
Kullanılmayan yerler, sonradan bir eklemeyi imkansız kılmak üzere iptal edilmelidir.
3.
Eşyalar, ticari faaliyetlere uygun olarak ve teşhis edilmelerini sağlayacak yeterli ayrıntılarla
tanımlanmalıdır.
181
Fatura Beyanı Metni (Protokol ek IVa)
Aşağıda metni verilen fatura beyanı, dipnotlara uyumlu bir şekilde yapılmalıdır.
Ancak dipnotlar kopya edilmemelidir.
İngilizce Uyarlama
The exporter of the products covered by this document (customs authorization No ...
(1)) declares that, except where otherwise clearly indicated, these products are of ...
preferential origin (2).
Türkçe Uyarlama
İşbu belge (Gümrük Onay No:...1) kapsamındaki maddelerin ihracatçısı, aksi açıkça
belirtilmedikçe, bu maddelerin ...... 2 tercihli menşeli maddeler olduğunu beyan eder.
......................................................... 3
(Yer ve Tarih)
.......................................................... 4
(İhracatçının imzası ve beyanı imzalayan kişinin adı ve
soyadı okunaklı şekilde yazılmalıdır.)
1
2
3
4
“Fatura Beyanı”, onaylanmış ihracatçı tarafından yapıldığında, onaylanmış
ihracatçının izin numarası, bu boşluğa
yazılacaktır. Fatura Beyanı, onaylanmış
ihracatçı tarafından yapılmadığı takdirde, parantez içindeki kelimeler ihmal edilmeli
veya bu bölüm boş bırakılmalıdır.
Ürünlerin menşei belirtilmelidir.
Belge üzerinde bilgi mevcutsa bu bilgiler ihmal edilebilir.
Protokol madde 22(7)’ye bakınız. İhracatçının imzalamasının istenmediği hallerde,
imzadan muafiyet imzalayanın isminden de muafiyet anlamına gelir.
182
EUR-MED Fatura Beyanı Metni (Protokol ek IVb)
Aşağıda metni verilen EUR-MED fatura beyanı, dipnotlara uyumlu bir şekilde
yapılmalıdır. Ancak dipnotlar kopya edilmemelidir.
İngilizce Uyarlama
The exporter of the products covered by this document (customs authorization No
...(1)) declares that, except where otherwise clearly indicated, these products are of
...(2) preferential origin.
- cumulation applied with ……..(name of the country/countries)
- no cumulation applied (3)
Türkçe Uyarlama
İşbu belge (gümrük onay No: … (1)) kapsamındaki maddelerin ihracatçısı aksi açıkça
belirtilmedikçe, bu maddelerin menşeli ve tercihli (2) maddeler olduğunu beyan eder.
- cumulation applied with ……..(name of the country/countries)
- no cumulation applied (3)
…………………………………………………………….............................................444
(Yer ve tarih)
...……………………………………………………………………..............................555
(İhracatçının imzası ve beyanı imzalayan kişinin adı ve soyadı okunaklı şekilde yazılmalıdır.)
1
“Fatura Beyanı”, onaylanmış ihracatçı tarafından yapıldığında, onaylanmış ihracatçının izin numarası,
bu boşluğa yazılacaktır. Fatura Beyanı, onaylanmış ihracatçı tarafından yapılmadığı takdirde, parantez içindeki
kelimeler ihmal edilmeli veya bu bölüm boş bırakılmalıdır..
2
3
4
5
Ürünlerin menşei belirtilmelidir
Tamamlayınız ve gerektiğinde siliniz
Belge üzerinde bilgi mevcutsa bu bilgiler ihmal edilebilir
Protokol madde 22(7)’ye bakınız. İhracatçının imzalamasının istenmediği hallerde, imzadan muafiyet
imzalayanın isminden de muafiyet anlamına gelir.
183
KAYNAKÇA
Makaleler
Atakan M. (2002), Avrupa Topluluğu Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi Rejimi ve
Türkiye’nin Uyumu, Ankara, 2002, Uzmanlık Tezi, Gümrük Müsteşarlığı.
Atakan, M., Sözdinler V., Tokgöz, K., (1998), Dış Ticarette Menşe Kuralları,
İstanbul, İktisadi Kalkınma Vakfı.
Bretton P., Manchin M., (2002), Making EU Trade Agreements Work, Brussels,
CEPS Working Document No: 183.
Dayıoğlu, A. Ş., (2003), Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu Sistemi, Ankara,
Uzmanlık Tezi, Gümrük Müsteşarlığı.
Duttagupta R., Panagariya A. (2003), Free Trade Areas and Rules of Origin:
Economics and Politics, IMF Working Paper WP/03/229.
Erasmus H., Flatters F., Kirk R., (2004), Rules of Origin as Tools of Development?
Some Lessons from SADC,
http://qed.econ.queensu.ca/faculty/flatters/main/writings.html.
Ersoy, N., (2007), Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi ve Tercihli
Mneşe Kuralları, Ankara, DTM.
Estevadeordal, A., Suominen K., (2003), Rules of Origin: A World Map, Washington
DC, PECC Trade Forum., www.pecc.org
Estevadeordal A., Harris J., Suominen K., (2007), Multilateralizing Preferential
Rules of Origin araound the World, Paper presented at the Conference on
“Multilateralising Regionalism”, 10-12/09/2007, Cenevre, WTO.
Fiorentino, R.V., Verdeja, L., Toqueboeuf, C., (2007), The Changing Landscape of
Regional Trade Agreements: 2006 Update, Cenevre, Discussion Paper No:12,
WTO.
Gasiorek, M., Augier P., Lai-Tong C., (2007), Multilateralising Regionalism:
Relaxing Rules of Origin or Can those PECS be flexed?, Paper presented at the
Conference on “Multilateralising Regionalism”, 10-12/09/2007, Cenevre, WTO.
Gasiorek, M., Augier P., Lai-Tong C., (2000), The EU and the Southern
Mediterranean: The Impact of Rules of Origin, Yayımlanmamış taslak,
www.ecomod.net.
184
Krishna K., (2005), Understanding Rules of Origin, Cambridge, NBER Working
Paper No: 11150.
Krueger A., (1995), Free Trade Agreements versus Customs Unions, Cambridge,
NBER Working Paper No:5084.
Öngüt, E.Ç., (2007), Türk Tekstil ve Hazır Giyim Sanayiinin Değişen Dünya
Rekabet Şartlarına Uyumu, Ankara, Planlama Uzmanlığı Tezi, DPT Yayın No: 2703.
Öztürk H., Ülkemizin İzlediği ve/veya İzleyeceği Başlıca Ticaret Politikası
Araçlarının İrdelenmesi, Ankara, DTM.
Sabır, H., (2002), Gelişmekte Olan Ülkeler Arasında Ekonomik Entegrasyon:
Mercosur Örneği, Dış Ticaret Dergisi, Yıl: 7, Sayı: 25.
Tokgöz, K., (1998), Dünyada Menşe Kurallarının Bir Dış Ticaret Politikası Aracı
Olarak Kullanılması ve Dünya Ticaretine Etkileri, Türkiye için Öneriler,
Uzmanlık Tezi, Gümrük Müsteşarlığı.
Türel, B., (2007), Pan-Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi Menşe
Kuralları, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Dış Ticaret Müdürlüğü.
Woolcock, S., (2007), Eurpean policy towards Free Trade Agreements, ECIPE
Working Paper No: 03/2007.
Resmi Belgeler
27/10/1999 tarih ve sayılı Gümrük Kanunu.
30/05/2002 tarih ve 24771 (Mükerrer) sayılı Gümrük Yönetmeliği.
10/05/2005 tarih ve 25811 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eşyanın
Tercihli Menşeinin Tespiti Hakkında Yönetmelik ve tadilleri.
Topluluk Gümrük Kodunu oluşturan 12 Ekim 1992 tarih ve 2913 sayılı Konsey
Tüzüğü, 11.10.1993 tarih ve L 203 sayılı AB Resmi Gazetesi.
Topluluk Gümrük Kodunun uygulama hükümlerini içeren 2 Temmuz 1993 tarih ve
2454 sayılı Komisyon Yönetmeliği, 19.10.1992 tarih ve L 302 sayılı AB Resmi
Gazetesi.
185
Avrupa Komisyonu Belgeleri
Explanatory Notes Concerning the Pan-Euro-Mediterrenean Protocols on Rules
of Origin, 17/04/2007 tarih ve C 83/1 sayılı AB Resmi Gazetesi.
Communication from the Commission, (2005), Rules of origin in preferential trade
arrangements: Orientations for the future, Brussels, COM (2005) 100 Final,
16/03/2005.
“A User's Handbook to the Rules of Preferential Origin used in trade between the
European Community, other European Countries and the countries participating
to the Euro-Mediterranean Partnership”, (2006)
ec.europa.eu/taxation_customs
Komisyon Etki Analizi Belgesi: Outline of the Outline of impact assessment on
rules of origin for the Generalised System of Preferences (GSP)
09/11/2006 tarih ve TAXUD/3514/06 sayılı Çalışma Belgesi.
08/02/2007 tarih ve TAXUD/2001/07 sayılı Çalışma Belgesi.
Diğer
Tekstil ve Konfeksiyon Sorunları Araştırma Komisyonu Sonuç Raporu, (2001),
www.tbmm.gov.tr/komisyon/tekstil/tekstil.html
DTM, Serbest Ticaret Anlaşmaları konulu Sunum, Ankara, 26 Haziran 2007,
TOBB.
Gümrük Müsteşarlığı, www.gumruk.gov.tr
Dış Ticaret Müsteşarlığı, www.dtm.gov.tr
Dünya Gümrük Örgütü (WCO), www.wcoomd.org
Avrupa Komisyonu, Vergilendirme ve Gümrük Birliği Genel Müdürlüğü (TAXUD),
ec.europa.eu/taxation_customs
Dünya Ticaret Örgütü (WTO), www.wto.org
NAFTA Sekretaryası, www.nafta-sec-alena.org
ASEAN Sekretaryası, www.aseansec.org
186

Benzer belgeler