dünya ticaretindeki gelişmelerin ülkemiz menşe mevzuatına etkisi
Transkript
dünya ticaretindeki gelişmelerin ülkemiz menşe mevzuatına etkisi
T.C. BAŞBAKANLIK Gümrük Müsteşarlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü DÜNYA TİCARETİNDEKİ GELİŞMELERİN ÜLKEMİZ MENŞE MEVZUATINA ETKİSİ: PAN-AVRUPA-AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYONU SİSTEMİ ÖRNEĞİ Uzmanlık Tezi Talip Engin KAYA AB Uzman Yardımcısı ANKARA, Ocak 2007 ÖZET Uzmanlık Tezi “Dünya Ticaretindeki Gelişmelerin Ülkemiz Menşe Mevzuatına Etkisi: Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi Örneği Talip Engin KAYA Bu çalışmanın amacı; 1) dünya ticaret sistemindeki gelişmeler bağlamında, ülkemizde uygulanan menşe sisteminin açıklanması ve 2) Avrupa Topluluğu menşe kurallarına dayanan Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu sisteminin işleyişi ve ilk veriler ışığında, olası etkilerinin değerlendirilmesidir. Türkiye-AT gümrük birliği dolayısıyla, ülkemizin Topluluğun tercihli gümrük rejmini menşe kuralları dahil üstlenme yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak dünyadaki gelişmeler; menşe kurallarının ülkeler tarafından birer ticaret politikası aracı olarak kullanıldığını göstermekte olup, ülkemizin bu açıdan hareket alanı kısıtlıdır. Diğer taraftan, gümrük birliği yükümlülükleri dolayısıyla anlaşma imzalanacak ülke/bölgelerin bağımsız belirlenememesi ve Topluluk ile eşzamanlı müzakere edilememesi problemlerine karşılık, serbest ticaret anlaşmalarının ülkemiz için önemli birer pazara giriş aracı olduğu anlaşılmaktadır. i ABSTRACT Thesis for Expertise “Impacts of the Developements in World Trade to Rules of Origin in Turkey: Pan Euro Medittarrenean Cumulation of Origin” Talip Engin KAYA The aims of this thesis are 1) to explain the ‘origin’ system being implemented in Turkey, taking into account the developements in world trade and 2) to evaluate the implementation and with initial data, the potential impacts of the ‘System of Pan Euro Medittarrenean Cumulation of Origin’ which depends on European Community rules of origin. By virtue of Turkey-EC Customs Union, Turkey shall align itself progressively with the preferential customs regime of the Community, including rules of origin. However, the developements in the world, indicates that the rules of origin are used as commercial policy instruments. On the other hand, although the countries or territories can not be chosen independent and the free trade agreements can not be negotiated simultaneously with EC, those agreements are still important market access instruments for Turkey. ii İÇİNDEKİLER ÖZET ............................................................................................................................ i ABSTRACT ................................................................................................................. ii İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... iii TABLOLAR ............................................................................................................... vi ŞEKİLLER .................................................................................................................. vi KISALTMALAR……………………………………………………………………vii GİRİŞ ........................................................................................................................... 1 1 KAVRAMSAL AÇIDAN MENŞE KURALLARI VE TÜRKİYE VE AVRUPA TOPLULUĞU’NDA MENŞE MEVZUATI ............................................................................................................ 4 1.1 Menşe Kavramı ve Menşe Kuralları.............................................................. 4 1.1.1 Menşe Kavramı ...................................................................................... 4 1.1.2 Uluslararası Sözleşmelerde Menşe Kurallarının Tanımı ....................... 5 1.1.3 Armonize Sistem (Armonize Eşya Tanımlama ve Kodlama Sistemi) ... 7 1.2 AT’de Menşe Kurallarına ilişkin Yasal Düzenlemeler ................................. 8 1.2.1 Tercihsiz Menşe Kuralları ...................................................................... 8 1.2.2 Tercihli Menşe Kuralları ...................................................................... 16 1.3 Türkiye’de Menşe kurallarına ilişkin Yasal Düzenlemeler ......................... 17 1.4 Türkiye ve AT Menşe Mevzuatının Karşılaştırılması ................................. 19 2 DÜNYADA BÖLGESELLEŞME HAREKETLERİ VE TERCİHLİ MENŞE KURALLARININ ROLÜ ............................................... 22 2.1 Bölgeselleşme Hareketleri ........................................................................... 22 2.1.1 Giriş ...................................................................................................... 22 2.1.2 Ekonomik Bütünleşmeler ..................................................................... 26 2.1.3 Bölgeselleşme Hareketlerinde Sayısal Görünüm ................................. 28 2.1.4 Bölgeselleşme Hareketlerinde Temel Eğilimler .................................. 30 iii 2.2 Tercihli Menşe Kuralları ............................................................................. 31 2.2.1 Tercihli Menşe Kuralları: Amaç .......................................................... 31 2.2.2 Dünyada Tercihli Menşe Kuralları....................................................... 38 2.3 Bir Dış Ticaret Politikası Aracı olarak “Menşe Kuralları” ......................... 47 3 TOPLULUK VE TÜRKİYE’NİN TERCİHLİ TİCARET POLİTİKASININ MENŞE KURALLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ................... 49 3.1 AT’de Tercihli Menşe Kuralları .................................................................. 49 3.1.1 Giriş ...................................................................................................... 49 3.1.2 Menşe Kurallarının Temelleri .............................................................. 49 3.2 Topluluk Tercihli Ticaret Politikası ............................................................ 62 3.2.1 Giriş ...................................................................................................... 62 3.2.2 Topluluk Tercihli Ticaret Düzenlemeleri............................................. 64 3.2.3 Müzakere Aşamasındaki Tercihli Düzenlemeler ................................. 69 3.3 Türkiye’nin Tercihli Ticaret Politikası ve Menşe Kuralları ........................ 70 3.3.1 Dayanak ............................................................................................... 70 3.3.2 Genel Görünüm .................................................................................... 71 3.3.3 Karşılaşılan Zorluklar ve Eleştiriler ..................................................... 72 3.3.4 Türkiye’nin Tercihli Ticaret Düzenlemeleri ........................................ 76 4 PAN-AVRIPA-AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYONU (PAAMK) SİSTEMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE İŞLEYİŞİ ............................................... 79 4.1 Sistemin ortaya çıkışı .................................................................................. 79 4.1.1 Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi (PAMK) ............................. 79 4.1.2 Pan-Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi (PAAMK).......... 82 4.2 PAAMK Sisteminin İşleyişi ........................................................................ 85 4.2.1 Değişken Geometri .............................................................................. 85 4.2.2 PAAMK Model Menşe Protokolünün Yapısı ...................................... 86 4.2.3 Genel Hükümler ................................................................................... 87 4.2.4 Menşeli Ürünler Kavramının Tanımı ................................................... 89 4.2.5 Ülkesel Gereklilikler .......................................................................... 106 4.2.6 Geri Ödeme veya Muafiyet ................................................................ 113 iv 4.2.7 Menşe İspat Belgesi ........................................................................... 117 4.2.8 İdari İşbirliği Düzenlemeleri .............................................................. 146 4.2.9 Son Hükümler .................................................................................... 150 4.3 Mevcut Durum .......................................................................................... 151 4.4 Batı Balkan Ülkelerinin Sisteme Dahil Edilmesi ...................................... 155 4.5 Tartışma Konuları...................................................................................... 156 4.5.1 Giriş .................................................................................................... 156 4.5.2 Taraf Ülkelerin Karasuları Dışında Yakalanan veya Avlanan Ürünler 158 4.5.3 Doğrudan Nakliyat Kuralı .................................................................. 160 4.5.4 Bir Taraf ülkede hiçbir işlem yapılmaması ya da sadece yetersiz işlem yapılması durumunda menşe ispat belgesinde kümülasyona ilişkin beyan ..... 161 5 PAN-AVRUPA-AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYONU SİSTEMİNİN TİCARET ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ............................................... 164 5.1 Genel Görünüm ......................................................................................... 164 5.2 PAAMK Ülkeleri ile Ticaret ..................................................................... 167 SONUÇ.....................................................................................................................173 EK-1 Avrupa Komisyonu Bildirim Tablosu.............................................................177 EK-2 Menşe İspat Belgeleri Örnekleri.....................................................................179 KAYNAKÇA............................................................................................................182 v TABLOLAR Tablo 1 Ekonomik Entegrasyon Biçimlerinin Özellikleri ......................................... 27 Tablo 2 Yürürlükteki Bölgesel Ticaret Anlaşmalarına İlişkin GATT/DTÖ Bildirimleri ................................................................................................... 28 Tablo 3 "Liste Kurallarına" ilişkin örnekler............................................................... 52 Tablo 4 AT “Liste Kuralları” Grupları....................................................................... 54 Tablo 5 AT Tercihli Ticaret Düzenlemeleri............................................................... 64 Tablo 6 Müzakere Aşamasındaki Topluluk Tercihli Düzenlemeleri ......................... 69 Tablo 7 Türkiye'nin Tercihli Ticaret Düzenlemeleri ................................................. 76 Tablo 8 PAAMK Menşe Protokolleri ve ilgili Yönetmelik ile tadilleri.................. .152 Tablo 9 Türkiye'nin dahil olduğu çapraz kümülasyon olanakları ............................ 153 Tablo 10 Dış Ticaret Verileri (Yıllık, Değer Milyon $).......................................... 164 Tablo 11 PAMK ülkelerinin dış ticaretimiz içerisindeki payı (Yıllık, %) ............... 167 Tablo 12 Akdeniz Ülkelerinin Toplam Ticaretimiz İçersindeki Payı ...................... 168 Tablo 13 Akdeniz Ülkelerine İhracatımız (Yıllık, 000 $) ........................................ 168 Tablo 14 Akdeniz Ülkelerinden İthalatımız, (Yıllık, 000 $) .................................... 169 Tablo 15 Akdeniz Ülkeleri ile STA'larımızda Sanayi Ürünleri İndirim Takvimi ... 170 ŞEKİLLER Şekil 1 Yürürlüğe giriş tarihlerine göre bölgesel ticaret anlaşmalarının dağılımı ..... 29 Şekil 2 Menşe Kümülasyonunun Ticaret Üzerindeki Etkileri ................................... 46 Şekil 3 Tedarikçi Beyanının Çapraz Kümülasyonda Kullanımı .............................. 131 Şekil 4 Tam Kümülasyon Uygulaması .................................................................... 143 Şekil 5 Tercihli Düzenlememiz Bulunan Ülkelerin İhracatımız İçindeki Payı........ 166 Şekil 6 Tercihli Düzenlememiz Bulunan Ülkelerin İthalatımız İçindeki Payı ........ 166 vi KISALTMALAR AB Avrupa Birliği AKP Afrika Karayip Pasifik AS Armonize Sistem ASEAN Association of South East Asean Countries (Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği) AT Avrupa Topluluğu CAFTA Central American Free Trade Agreement (Orta Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) CRO Commitee on Rules of Origin (DTÖ) (Menşe Kuralları Komitesi) DDA Doha Development Agenda (Doha Kalkınma Gündemi) DGÖ Dünya Gümrük Örgütü DTÖ Dünya Ticaret Örgütü EFTA European Free Trade Association (Avrupa Serbest Ticaret Birliği) EPAs Economic Partnership Agreements (Ekonomik Ortaklık Anlaşmaları) FÇF Fabrika Çıkış Fiyatı FOB Free on Board/Gemi Bordasında Teslim FTAA Free Trade Agreement of the Americas (Amerikalar Serbest Ticaret Anlaşması) GATS General Agreement on Trade in Services (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) GATT General Agreement on Tariffs and Trade (Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması) GKK Gümrük Kodu Komitesi GTS Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi vii MERCOSUR Güney Ortak Pazarı MFN Most Favoured Nation/En çok kayırılan ülke NAFTA North American Free Trade Agreement (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) NAMA Non-agricultural Market Access (Tarım dışı pazara giriş) ODAÜ Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri OKK Ortak Komite Kararı PAMK Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu PAAMK Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu STA Serbest Ticaret Anlaşması TAXUD Avrupa Komisyonu Vergilendirme ve Gümrük Birliği Genel Müdürlüğü TCRO Technical Commitee on Rules of Origin (DGÖ Menşe Kuralları Teknik Komitesi) viii GİRİŞ Menşe, eşyanın hangi ülkeden geldiğini değil, hangi ülkede üretilmiş olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Menşe bilgisine, farklı ülkelerden gelen eşyanın farklı muameleye tabi tutulması dolayısıyla ihtiyaç duyulmuştur. Bir tercihli ticaret anlaşması kapsamında tanınan tavizlerden hangi eşyanın yararlanacağı, ülkeye göre belirlenen antidamping gibi ticaret politikası önlemlerinin nasıl uygulanacağı, menşe etiketlemesi ve dış ticaret istatistiklerinin neye göre derleneceği tercihli ve tercihsiz olmak üzere iki başlıkta incelenen menşe kurallarının konusunu oluşturmaktadır. Hem bölgeselleşme hareketlerinin hızla arttığı hem de dış ticaret politikası araçlarının yoğun olarak kullanıldığı günümüzde menşe kurallarının önemi daha da artmaktadır. GATT’ın ayrımcı olmayan muamele ilkesinin istisnası olarak değerlendirilen ve küresel serbest ticaret hedefine ulaşılmasına yardımcı olacağı düşünülen tercihli ticaret anlaşmaları bugün kural halini almış ve bizzat ayrımcılığa sebep olur hale gelmiştir. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre şu an yürürlükte bulunanlara ek olarak, yürürlüğe girmesi beklenen ve müzakere ya da teklif aşamasında bulunan anlaşmaların da yürürlüğe girmesi ile birlikte 2010 yılında yaklaşık 400 tercihli anlaşmanın uygulandığı bir uluslararası ticaret sistemi ile karşı karşıya olacağımız görülmektedir. Söz konusu anlaşmalar kapsamında tanınan tercihli rejimden yararlanabilecek eşyanın tespit edilmesinde kullanılan menşe kurallarının, anlaşmadan anlaşmaya farklılık göstermesi ise -örneğin Meksikalı bir ihracatçının, ABD ve AB’ye tercihli rejim kapsamındaki ihracatında, üretim ve tedarik tercihlerini 1 de etkileyebilecek, farklı menşe kuralları ile karşılaşabilmesi- tabloyu daha da karmaşık hale getirmektedir. Türkiye, 1990’lı yılların başına kadar, GATT yükümlülükleri dışında herhangi bir ülke ya da bölgeye, ihmal edilebilir uygulamalar dışında, bir taviz tanımamıştır. Ancak Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında Gümrük Birliğini tesis eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile ülkemizin, menşe kuralları da dahil olmak üzere, Topluluğun tercihli gümrük rejimini ve diğer gümrük hükümlerini üstlenme yükümlülüğü ortaya çıkmış ve Topluluğun serbest ticaret anlaşması akdettiği ülkeler ile aynı menşe kurallarını içeren anlaşmalar müzakere edilerek yürürlüğe girmeye başlamıştır. Ancak, bir tercihli ticaret anlaşması kapsamında tanınan tarife tavizlerinden hangi eşyanın yararlanabileceğinin belirlenmesinde esas alınan tercihli menşe kuralları teknik birer detay değil; ülkelerin sanayi yapılarına ve ihtiyaçlarına göre farklılık gösteren ve ticaret ve yatırım kararları üzerinde önemli etkileri olabilen birer ticaret politikası aracıdır. Ülkemizin söz konusu aracın kullanımı açısından hareket alanı oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada ilk olarak ‘menşe’ ve ‘menşe kuralları’ kavramları, tercihsiz ve tercihli menşe kuralları ayrımları ve Avrupa Topluluğu’nda ve ülkemizde menşe kurallarına ilişkin mevzuat ele alınmış; İkinci Bölüm’de ise çalışmanın esas ilgi alanını oluşturan tercihli menşe kurallarının, ayrılmaz bir parçasını oluşturdukları ikili ve bölgesel ticaret anlaşmaları bağlamında önemi ve etkileri değerlendirilmiştir. 2 Ayrıca aşamalarının İkinci farklı Bölüm’de, ülke eşyanın menşeli üretiminin girdiler küreselleştiği, kullanılarak farklı üretim ülkelerde gerçekleştirildiği; bir başka ifade ile eşyanın menşeinin belirlenmesinin giderek zorlaştığı günümüzde, dünyadaki menşe sistemleri ve aralarındaki geçişsizliğe dikkat çekilmiştir. Üçüncü Bölüm Gümrük Birliği nedeniyle üstlenme yükümlülüğümüz bulunan Topluluk Tercihli Ticaret Politikasının ve bu bağlamda ülkemiz ticaret politikasının menşe kuralları açısından değerlendirilmesine ayrılmış, bu çerçevede ticaret politikasının üstlenilmesinde karşılaşılan sorunlara değinilmiştir. Dördüncü Bölüm’de içinde yer aldığımız, 42 ülke ve yaklaşık 800 milyon nüfus ile dünyadaki en büyük serbest ticaret alanı olmaya aday Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu sisiteminin işleyişine ayrılmıştır. Bu kapsamda, Topluluk menşe kurallarını yansıtan model menşe protokolü; işleyişi ve tartışma konuları ile değerlendirilmiştir. Beşinci Bölüm’de ise Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu sisteminin olası etkileri ilk veriler ışığında ele alınmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte sistemin oldukça karmaşık bir işleyişe sahip olması ve çok yeni olması dolayısıyla menşe kurallarının yalnızca olası etkilerine ilişkin öngörülerde bulunulmuş, ticaret üzerindeki etkilerine ilişkin analiz, çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur. 3 1 KAVRAMSAL AÇIDAN MENŞE KURALLARI VE TÜRKİYE VE AVRUPA TOPLULUĞU’NDA MENŞE MEVZUATI 1.1 Menşe Kavramı ve Menşe Kuralları 1.1.1 Menşe Kavramı Uluslararası ticarette “menşe” eşyanın ekonomik milliyeti olarak tanımlanabilir. Menşe bilgisi tarife pozisyonu -yani eşyanın tanımı- ve gümrük kıymeti -gümrük vergisine esas alınacak matrah- ile birlikte ithalatın gerçekleştirilebilmesi için bilinmesi gerekli üç değerden biridir. Ayrıca menşe bilgisi kota, gözetim, anti-damping gibi ticaret politikası araçlarının takibinde; dış ticaret istatistiklerinin derlenmesi, menşe işaretlemesi ve kamu alımları gibi alanlarda kullanılabilmektedir. Tanım ve kullanım alanlarından da anlaşılacağı üzere menşe kavramına, farklı ülkelerden gelen eşyanın farklı muameleye tabi tutulması dolayısıyla ihtiyaç duyulmuştur (Tokgöz, 1998: 8). Hem ticaret politikası önlemlerinin yoğun biçimde kullanıldığı hem de “en çok kayrılan ülke (MFN)” muamelesinden bir sapma olarak değerlendirilen tercihli ticaret düzenlemelerinin sayısının hızla arttığı1 günümüzde, “menşe” kavramının ve kanunlar ya da özel düzenlemeler ile belirlenen “menşe kurallarının” önemi de artmaktadır. 1 İkinci Bölüm’de daha detaylı değinileceği üzere başlangıcından 1990’a kadar GATT kapsamında yapılan bölgesel ticaret anlaşması bildirim sayısı 25 iken; DTÖ Sekretaryası rakamlarına göre bugün itibariyle sadece yürürlükteki anlaşma sayısı 200’e yaklaşmıştır. 4 1.1.2 Uluslararası Sözleşmelerde Menşe Kurallarının Tanımı “Kyoto Sözleşmesi” olarak da bilinen 18 Mayıs 1973 tarihli “Gümrük İşlemlerinin Basitleştirilmesi ve Uyumlaştırılmasına ilişkin Uluslararası Sözleşme”nin D.1 nolu ekinde menşe kuralı2; “ulusal mevzuat veya uluslararası anlaşmalarla belirlenmiş ilkelerden hareketle geliştirilmiş ve bir ülke tarafından eşyanın menşeini tespit etmek amacıyla kullanılan özel hükümler (menşe kriteri)” olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca DTÖ Kuruluş Anlaşması ve eki Anlaşmalar, ülkemizde Resmi Gazete’nin 25/02/1995 tarih ve 22213 (Mükerrer) sayılı nüshasında yayımlanmış olup, GATT–1994 Uruguay Çoktaraflı Ticaret Müzakereleri Turu sonunda kabul edilen anlaşmalardan biri olan Menşe Kuralları Anlaşmasının 1(1). maddesinde, tercihsiz ve tercihli menşe ayrımına gidilerek; Anlaşmanın konusunu oluşturan “tercihsiz menşe kuralları” için “tarife tercihlerinin verilmesine yol açan akdi ve otonom ticaret rejimleri ile ilgili olmaması koşuluyla, üyeler tarafından malların menşe ülkesinin tespit edilmesi için uygulanan yasa, yönetmelik ve genel uygulamaya ilişkin idari tespitler” hükümlerine yer verilmektedir. Tercihli menşe kuralları ise aynı Anlaşmanın 2 nolu ekini oluşturan “Tercihli Menşe Kurallarına İlişkin Ortak Deklarasyonun” 2. maddesinde “tarife tercihlerinin verilmesine yol açan akdi ve otonom ticaret rejimleri kapsamında malların tercihli muamele için uygun olup olmadıklarını tespit etmek için herhangi bir üye tarafından 2 Söz konusu sözleşme dünya ticaretinde meydana gelen gelişmeler çerçevesinde değiştirilmiş olup, ülkemizde 6 Kasım 2005 tarih ve 25985 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Revize Kyoto Sözleşmesine’ ve konuya ilişkin bilgiye Gümrük Müsteşarlığı web sitesinden (www.gumruk.gov.tr; Dış İlişkiler/Uluslararası Gümrük Sözleşmeleri) ulaşılabilir. 5 uygulanan yasa, yönetmelik ve genel uygulamaya ilişkin idari tespitler” olarak tanımlanmaktadır. Görüldüğü üzere, eşyanın “geldiği ülke” ile “menşe ülkesi” her zaman aynı olmamakta; ancak belirlenmiş kriterleri karşılayan eşya menşe statüsünü elde edebilmektedir. Menşe kuralları tercihsiz ve tercihli olmak üzere iki ayrımda incelenebilmektedir. Tercihsiz menşe kuralları “en çok kayrılan ülke” prensibi çerçevesinde, DTÖ üyesi tüm ülkelere “tavizli vergi” uygulanmasında esas alınan menşe kurallarıdır (Dayıoğlu, 2003: 8). Elbette burada “tavizli vergi” bilinen anlamıyla, tercihli ticaret anlaşmaları kapsamında verilen tavizleri değil, gerekli koşulları sağlayan ve bir DTÖ üyesi ülkeden gelen eşya için ülke ayrımının gözetilmemesini ifade etmektedir3. Tercihli menşe kuralları ise ilgili tercihli ticaret düzenlemesinin bir parçasını oluşturmakta ve söz konusu tercihli rejimden hangi eşyanın yararlanabileceğinin belirlenmesinde esas alınmaktadır. Çünkü söz konusu anlaşmalar kapsamında tanınan tavizler; eşyanın geldiği ülkeye değil, ilgili menşe kuralları çerçevesinde eşyanın üretilmiş olarak değerlendirileceği ülkeye tanınmaktadır. Bu doğrultuda tercihli menşe kuralları, tercihli tarife uygulamalarından (gümrük vergisi indirimi ya da muafiyeti) yararlandırılmak istenen eşyaya uygulanan hükümler olarak tanımlanabilir. 3 Ülkemiz tarafından her yıl yenilenen İthalat Rejim Kararına Ek Kararların “Diğer Ülkeler” sütununda belirtilen MFN oranı, DTÖ üyesi olsun olmasın tüm üçüncü ülkelere uygulanmaktadır. 6 Her tercihli düzenleme, taraf ülke sanayilerinin talepleri, ülkelerin büyüklüğü ve kalkınma seviyelerine göre farklı menşe kriterlerine dayanabilmektedir. Bir başka deyişle; bir tercihli ticaret anlaşması kapsamında menşe kazanan eşyanın, başka bir düzenlemede menşe kazanamaması mümkündür. Dünyada artan bölgeselleşme hareketleri ve menşe kuralları sistemlerinin karmaşıklığının genel görünümü ve etkileri İkinci Bölüm’de ele alınacaktır. Çalışmamızın esas ilgi alanını tercihli menşe kuralları ve özelde Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi (PAAMK Sistemi) oluşturmakla birlikte, ülkemizin menşe sisteminin genel bir görünümünün ortaya koyulabilmesi amacıyla aşağıda tercihsiz menşe kurallarına ilişkin yasal düzenlemelere de değinilecektir. 1.1.3 Armonize Sistem (Armonize Eşya Tanımlama ve Kodlama Sistemi) Menşe kurallarına ilişkin açıklamalardan önce, menşe kurallarının uygulanmasında da temel alınan ve gümrük açısından ayrı bir uzmanlık alanını ifade eden “tarife sınıflandırması”ndan bahsetmekte yarar bulunmaktadır. Tarife sınıflandırması kurşun kalemden, en güncel tıbbi alete kadar uluslararası ticarete konu tüm eşyanın tanımlanabilmesi için oluşturulmuş bir sisteme dayanmaktadır. Armonize Sistem (AS) olarak bilinen “Armonize Eşya Tanımlama ve Kodlama Sistemi” Dünya Gümrük Örgütü tarafından oluşturulan ve 01.01.1988 tarihinde ülkelerin kullanımına sunulan uluslararası eşya tasnif cetvelidir. Armonize Sistem Nomanklatürü, ortaklaşa yapılan çalışmalar sonucunda geliştirilen bir sınıflandırma sistemi olup, uluslararası 7 ticari istatistiklerin toplanmasını, karşılaştırılmasını ve analizini kolaylaştırmak ve uluslararası ticarette eşyanın bir sınıflandırma sisteminden diğerine geçerken yeniden tanımlanmasından, sınıflandırmasından ve tekrar kodlanmasından doğan masrafları azaltmak amacıyla oluşturulan 21 Bölüm ve 96 Fasıl’dan müteşekkil bir sistemdir. AS, birörnek tarife sınıflandırmasının yapılabilmesi için altı haneli kodlarla gösterilen yaklaşık 5000 eşya grubunu kapsamaktadır4. Uluslararası ticaretin %98’i AS’ye dayanarak gerçekleştirilmektedir (DGÖ). Ülkemiz bu sistemi, 10.11.1988 tarih ve 3501 sayılı Kanun ile kabul ederek 01.01.1989 tarihinden itibaren uygulamaya başlamıştır. Ülkeler kendi ihtiyaçları çerçevesinde AS kodlarına alt açılımlar ekleyebilmektedirler. Toplulukta, AS Nomanklatürüne alt açılımlar eklenerek 8’li bazda tanımlanan Topluluk Kombine Nomanklatürü kullanılmaktadır. Eşya sınıflandırılmasında ülkemizde esas alınan Türk Gümrük Tarife Cetveli’nde, Kombine Nomanklatür esas alınmış ve alt açılımlar eklenerek 12’li bazda Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları oluşturulmuştur. Yürürlükteki Türk Gümrük Tarife Cetveli, 30/12/2006 tarih ve 26392 (1. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 1.2 AT’de Menşe Kurallarına ilişkin Yasal Düzenlemeler 1.2.1 Tercihsiz Menşe Kuralları AT’de tercihsiz menşe kuralları, Topluluk Gümrük Kodunu oluşturan 12 Ekim 1992 tarih ve 2913 sayılı Konsey Tüzüğünün 22-26 ncı maddeleri ve söz konusu Kodun uygulama hükümlerini içeren 2 Temmuz 1993 tarih ve 2454 sayılı 4 Ayrıntılı bilgi için bkz. www.wcoomd.org/ WTO Topics/Nomenclature. 8 Komisyon Yönetmeliğinin 35-65 inci maddeleri ile 9 ila 11 nolu Eklerinde düzenlenmiştir. 1.2.1.1 Tercihsiz Menşe Kurallarının Amacı ve İşleyişi Söz konusu kurallar anti-damping ve telafi edici vergi uygulamaları, ticaret ambargoları, koruma önlemleri, miktar kısıtlamaları gibi tüm ticaret politikası araçlarının yanı sıra tarife kotaları, dış ticaret istatistikleri, kamu alımları ve menşe işaretlemesi alanlarında kullanılmaktadır. Ayrıca Toplulukta söz konusu kurallar Ortak Tarım Politikası kapsamında sağlanan geri ödemelerde de kullanılmaktadır5. Toplulukta tercihsiz menşe kuralları kapsamında eşyanın menşeinin belirlenmesinde “tamamen bir ülkede elde edilmiş veya üretilmiş eşya” ve üretimi birden fazla ülkede gerçekleştirilen eşya için “en son esaslı dönüşüm” ayrımlarına gidilmektedir. Uygulamada “tamamen elde edilme” kriteri çoğunlukla doğal hallerinde elde edilen mineraller, bitkiler ve hayvanlar ile bunlardan elde edilen ürünlerde karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, tamamı ilgili ülke menşeli girdiler kullanılarak elde edilen sanayi ürünleri de, söz konusu ülke menşe statüsü kazanmış olacaktır. 5 Topluluk menşe kurallarına ilişkin açıklamalar TAXUD internet sitesinden derlenmiştir. http://ec.europa.eu/taxation_customs/ 9 Diğer taraftan eşyanın üretiminin iki ya da daha fazla ülkede gerçekleştirilmesi halinde “en son esaslı dönüşüm” kriterinin sınanması için başlıca 3 yol bulunmaktadır: - Armonize Sistem Nomenklatüründe tarife (alt) pozisyonu değişikliği - Eşyanın menşe kazanabileceği ya da kazanamayacağı teknik işlem ya da işçilik listesi, - Fabrika çıkış fiyatı üzerinden hesaplanan ihraç ülkesinde sağlanan katma değer. Bu doğrultuda, Topluluk Gümrük Kodunun 23 ve 24 üncü maddeleri sırasıyla “tamamen elde edilmiş ürünler” ve “üretimi birden fazla ülkede gerçekleştirilen eşyanın menşei” konularında genel hükümler içermekte, Topluluk Gümrük Yönetmeliğinde ise ayrıntıya girilmektedir. Kodun 25 inci maddesi, esas amacı Topluluğun ticaret politikası hükümlerini aşmak olan eşyanın menşeine ilişkin korunma önlemlerine ve 26 ncı maddesi eşyanın menşeinin ispatında kullanılan “menşe şahadetnamesinin” düzenlenmesine ayrılmıştır. Daha ayrıntılı açıklamalara yer verilen Yönetmeliğin 36 ila 40 ıncı maddeleri ise tekstil ürünleri ile sınırlı sayıda üründe “en son esaslı dönüşüm” kriterine ilişkin özel düzenlemelere, 41 ila 46 ncı maddeler arasında eşyanın standart parçalarını oluşturan aksesuarlar, yedek parçalar ve aksamın menşeine, 47 ila 54 üncü maddeler 10 menşe şahadetnamelerinin düzenlenmesine ilişkin koşullara ayrılmıştır. Ayrıca tekstil ürünleri için 9 ve 10 nolu eklerde ve çok kısıtlı sayıda diğer ürün için 9 ve 11 nolu eklerde düzenlemeye gidilmiştir. 1.2.1.2 Tercihsiz Menşe Statüsünün Kazanılması Topluluk mevzuatına göre; kara suları da dahil olmak üzere, tümüyle bir ülkede elde edilen veya üretilen eşya o ülke menşelidir. Eşyanın başka bir ülkede değişiklik ve işlem görmesi veya üretimin birden fazla ülkede gerçekleştirilmesi halinde ise ilgili ülke menşeli sayılabilmesi için, o ülkede yeni bir ürün imal edilmesi veya imalatın önemli bir aşamasının ve ekonomik yönden gerekli görülen en son esaslı işçilik ve eylemin o ülkede yapılması gerekir. Yukarıda belirtildiği üzere tekstil ürünleri ve kısıtlı sayıda ürün için hangi işçiliğin “ekonomik yönden gerekli görülen en son esaslı işçilik” olduğu sırasıyla Yönetmeliğin 10 ve 11 nolu eklerinde belirlenmiş, Ek 9’da ise söz konusu iki ekin açıklama notlarına yer verilmiştir. Buna göre 10 nolu ekte belirtilen tekstil ürünleri, söz konusu ekte belirtilen kuralı; ekte yer almayan tekstil ürünleri ise “tarife pozisyonu değişikliği” kuralını karşılamak durumundadır. Ancak söz konusu kurallardan biri karşılanmış olsa dahi ilgili ülkede gerçekleştirilen işlemlerin 38 inci maddede belirtilen yetersiz işlemlerin ötesinde bir işlem olması gerekmektedir. 11 Örneğin 6213 ve 6214 tarife pozisyonunda sınıflandırılan “mendiller, şallar, eşarplar, fularlar, kaşkoller, peçeler, duvaklar vb. eşyanın” (tercihsiz) menşe statüsü kazanabilmesi için - İşlemeli olanlarının “iplikten imalat veya kullanılan işleme yapılmamış mensucatın kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının %40’ını aşmadığı imalat” kuralını; - Diğerlerinin ise “iplikten imalat” kuralını karşılamaları gerekmektedir. Bununla birlikte ilgili ülkede, listede belirtilen kural -örneğin %40 katma değer kuralı- sağlanmış olsa bile eğer yapılan işlem 38 inci maddede belirtilen “eşya üzerinde etiket ve diğer tanıtıcı işaretlerin konulması ve ambalajında değişiklik yapılmasından” ibaret ise nihai ürün ilgili ülke menşei kazanamayacaktır. 11 nolu ekte ise tekstil ürünleri dışında kalan kısıtlı sayıda hassas ürün grubu için liste kuralı bulunmaktadır: Örneğin 0201 tarife pozisyonunda sınıflandırılan “sığır eti” için menşe kuralı “en az üç aylık bir besi döneminden sonraki kesim” olarak belirlenmiştir. 8528 tarife pozisyonunda sınıflandırılan tüplü televizyonlar için (tercihsiz) menşe kuralı ise aşamalı olarak aşağıdaki şekilde belirlenmiştir: 12 - Montaj işleminden kaynaklanan bir kıymet artışının olduğu imalat ve uygulanabildiği hallerde, montajın yapıldığı ülke menşeli girdilerin fabrika çıkış fiyatının en az % 45’ini oluşturduğu imalat, - % 45 kuralı karşılanamaması halinde, üretimde kullanılan herhangi bir ülke menşeli girdilerin kıymetinin fabrika çıkış fiyatının en az % 35’ini oluşturması şartıyla o ülke menşeli kabul edilir. - % 35 kuralı iki ülke için sağlanıyorsa, eşya daha yüksek yüzdeye sahip ülke menşeli kabul edilir. Tekstil ürünleri ile sınırlı sayıdaki hassas ürünler dışında kalan eşya için söz konusu mevzuatta açık bir kural bulunmamaktadır. Bununla birlikte ülkemiz ve AB arasındaki farklılıklarda değinileceği üzere; Topluluk uygulamasında, Yönetmelikte liste kuralına yer verilmeyen eşya için DTÖ bünyesinde yürütülen “Tercihsiz Menşe Kurallarının Uyumlaştırılması Çalışma Programındaki” Topluluk pozisyonunun esas alınması gerekmektedir. 1.2.1.3 DTÖ Tercihsiz Menşe Kurallarının Uyumlaştırılması Çalışma Programı GATT- 1947 menşe kurallarına ilişkin herhangi bir hüküm içermemekte ve konuyu taraf ülkelere bırakmakta olup, “Menşe Kuralları Anlaşması” Dünya Ticaret Örgütünün 1986-1994 Uruguay Çok Taraflı Ticaret Müzakereleri Turunun bir sonucu olarak ortaya çıkan ve ülkemizin de taraf olduğu Anlaşmalardan biridir. Çerçeve niteliği taşıyan söz konusu Anlaşma hükümlerine göre üye ülkelerce uygulanan tercihsiz menşe kurallarının; ticaretin önünde teknik bir engel teşkil 13 etmemesi, şeffaf olması, pozitif olarak tanımlanması (menşe kazandırmayan işçilikten ziyade, hangi işlemin menşe kazandırdığının belirtilmesi) ve belirlenen kuralların tutarlı ve tarafsız olarak uygulanması beklenmektedir. Ayrıca Anlaşmada, DTÖ’ye üye ülkeler tarafından uygulanan tercihsiz menşe kurallarının uyumlaştırılması için bir çalışma programının, Dünya Gümrük Örgütü Menşe Kuralları Teknik Komitesi (TCRO) ile birlikte DTÖ Menşe Kuralları Komitesi (CRO) tarafından 3 yıl içinde (20 Temmuz 1998 itibariyle) tamamlanması öngörülmekte; geçiş sürecinde ise üye ülkelerce yukarıda belirtilen esaslara uygun davranılması talep edilmektedir. Daha önce belirtildiği üzere menşe kuralı, üretime sadece bir ülkenin dahil olması halinde “tamamen elde edilmiş” ürünlere ilişkin kurallar çerçevesinde; birden fazla ülkenin dahil olması, bir başka deyişle eşyanın imalatında menşeli olmayan girdi kullanılması halinde ise “en son esaslı dönüşüm” kuralına göre belirlenmektedir. Bu doğrultuda, uyumlaştırma programı ile Armonize Sistemde sınıflandırılan her bir eşya için alt pozisyon (6 haneli) bazında hangi işlemin esaslı işçilik olarak nitelendirilmesi gerektiği belirlenmeye çalışılmaktadır. Bununla birlikte konunun karmaşıklığı nedeniyle çalışma programı uzatılan sürece rağmen tamamlanamamış, 17 resmi ve 3 gayriresmi görüşmenin ardından Teknik Komite (TCRO) tarafından gerçekleştirilen çalışmayı yansıtan Konsolide Metin Temmuz 1999’da yayımlanmış ve Komite’ye (CRO) sunulmuştur6. Bu 6 Konsolide metne ve tartışma konularına ilişkin bilgiler için www.wcoomd.org/ WTO Topics/Rules of Origin. 14 tarihten itibaren uyumlaştırma çalışmaları Teknik Komite tarafından hazırlanan ve pozisyonu olan ülke görüşlerini de yansıtan metinler esas alınarak yürütülmüştür. Konsolide metne göre yukarıda belirtilen Menşe Kuralları Anlaşmasının 3 nolu ekini oluşturan ‘Uyumlaştırılmış Menşe Kurallarının’ Tanımlar, Genel Kurallar ve 3 Ekten oluşması planlanmıştır. EK-1 tamamen elde edilmiş eşyaya, EK-2 esaslı dönüşüme ilişkin ürün bazında kurallara ve EK-3 yetersiz ya da minimum işlemlere ayrılmıştır. Söz konusu yapı Anlaşmanın ‘genel mimarisi’ olarak adlandırılmaktadır. Teknik Komite tarafından ortaya konan sorunlardan bazıları uzlaşma sağlanamayarak, nihai kararın alınması amacıyla Genel Konsey’e sunulmuş; bazıları Komite’deki çalışmalar çerçevesinde sonuçlandırılmış; “makine sektörü” gibi bazı konular ise henüz sonuçlandırılamamıştır. Nihai olarak ürün bazında kuralların ve Anlaşmanın genel mimarisi ile “kalıntı kuralların7” 2008 yılının ilk çeyreği sonunda çözümlenmesi planlanmaktadır. Ancak söz konusu kurallarda uzlaşılsa dahi, nihai metnin tüm dış ticaret politikası araçlarında uygulanıp uygulanmayacağı, yani “kapsamı” konusunda da bir uzlaşma bulunmamaktadır8. Bu doğrultuda 12 yıldır devam eden çalışmaların tamamlanmasının ve sonuçta ortaya çıkan uzlaşı metninin karmaşıklığı göz önüne alındığında tüm DTÖ üyesi ülkelerce uygulanabilmesinin zor olduğu görülmektedir. Bu durum, ticaret erbabının farklı bölgelerde farklı tercihsiz 7 Kalıntı kural (residual rule), uyumlaştırma çalışmaları sonucunda üzerinde uzlaşılan menşe kuralının sağlanamaması halinde eşyanın tercihsiz menşeinin nasıl belirleneceğini düzenleyen hükümlerdir. 8 Esasen 1995 tarihli Menşe Kuralları Anlaşması’nın 1(2) inci maddesine göre, tercihsiz menşe kurallarının MFN uygulaması, anti-damping ve telafi edici vergi uygulaması, menşe işaretlemesi ve tarife kotaları gibi tüm tercihsiz ticaret politikası araçları ile dış ticaret istatistikleri ve kamu alımlarında kullanılması gerekmektedir. Ancak özellikle GATT 94’ün VI. Maddesi konusu AntiDamping Anlaşmasının yorumlanmasına (ihracatçı ülke-menşe ülkesi) ilişkin tartışmalar nedeniyle, tercihsiz menşe kurallarının anti-damping prosedürlerinde kullanılmasına karşı bir direnç olduğu görülmektedir. 15 menşe kuralları ile karşılaşması şeklindeki uygulamanın sürmesi anlamına gelmektedir. Topluluk mevzuatında her bir eşya için bir liste kuralının belirlenmeyerek hassas ürünlerden oluşan kısıtlı bir liste ile yetinilmesinin önemli bir nedeni söz konusu çalışma programı olup, DTÖ bünyesinde yürütülen çalışmalar göz önüne alındığında Topluluğun tüm ürün grupları için kendi “liste kurallarını” belirlemesi ya da bu kozu söz konusu müzakerelerde kullanması beklenebilir. Tercihsiz menşe kurallarının uyumlaştırılması çalışmasının 3 yılda tamamlanması öngörülürken, 12 yıldır devam etmesi ve tartışma konuları ile ülkelerin pozisyonları göz önüne alındığında orta vadede çözümünün mümkün görünmemesi, menşe kurallarının teknik olduğu kadar ekonomik önemi olduğu ve bir ticaret politikası aracı olarak değerlendirilebileceği savını güçlendirmektedir. 1.2.2 Tercihli Menşe Kuralları Topluluğun tercihli düzenlemelerine ilişkin yasal dayanak ise Gümrük Kodunun 27 inci maddesi ve Yönetmeliğin 66-138 inci maddeleri ile 14 ila 22 nolu eklerinde bulunmaktadır. Kodun 27 inci maddesine göre tercihli menşe kuralları için bazı ülkeler veya ülke grupları ile yapılan tercihli bir tarife uygulaması gerektiren anlaşmalar kapsamı eşyada söz konusu anlaşmalar ve tek taraflı düzenlemelerde ise Yönetmeliğin anılan hükümlerine bakılması gerekmektedir. Bir başka deyişle Serbest 16 Ticaret Anlaşmalarının menşe kurallarına ilişkin hükümler, Topluluk Gümrük Kodu ya da Yönetmeliğinde yer almamaktadır. 1.3 Türkiye’de Menşe kurallarına ilişkin Yasal Düzenlemeler Türkiye’nin tercihsiz ve tercihli ticaret politikası ile menşe sistemini Avrupa Birliği ile ülkemiz arasındaki gümrük birliği çerçevesinde değerlendirmek mümkündür. Bilindiği üzere ekonomik bütünleşme modellerinin ilk aşaması olarak tercihli ya da serbest ticaret anlaşmalarında taraflar aralarında indirimli ya da sıfır vergi oranı uygulamakta ancak üçüncü ülkelere uyguladıkları tarifeler açısından ulusal hükümranlıklarını sürdürmektedirler. Ancak gümrük birliği oluşturulması, eşyanın gümrük birliği gümrük bölgesinde serbest dolaşımda bulunması anlamına gelmekte olduğundan, üçüncü ülkelere ortak gümrük tarifesinin uygulanması ve tercihli ticaret sisteminin, menşe kuralları da dahil olmak üzere uyumlaştırılması teorik bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Aksi halde üçüncü ülkelerden gelen eşya taşıma maliyeti hariç olmak üzere, gümrük birliği gümrük bölgesine göreceli olarak düşük gümrük vergisinin ya da basit menşe kurallarının uygulandığı gümrük birliği tarafından girecektir. Türkiye ile AT arasında bir ortaklık kuran 1963 tarihli Ankara Antlaşması hükümleri çerçevesinde, Son Dönem’i oluşturan Gümrük Birliği’nin 31 Aralık 1995 tarihinden itibaren kurulmasını öngören, 13.02.1995 tarih ve L 35 sayılı AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanan Türkiye-AT Ortaklık Konseyi’nin 6 Mart 1995 tarih ve 17 1/95 sayılı Kararı’nın9 16. maddesine göre Türkiye’nin, Karar’ın yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıl içinde, ticaret politikasını Topluluğun ticaret politikasıyla uyumlu hale getirmek amacıyla, Topluluğun tercihli gümrük rejimine aşamalı olarak uyum sağlaması öngörülmüştür. Bu uyum hem Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi gibi otonom rejimleri hem de üçüncü ülkelerle tercihli anlaşmaları kapsamaktadır. Aynı Kararın 28 inci maddesinde ise Türkiye’nin söz konusu Kararın yürürlüğe girdiği tarihte Topluluk Gümrük Kanunu ve Yönetmeliğinin, eşyanın menşei dahil olmak üzere gümrük hükümlerini üstleneceği belirtilmektedir. Bu çerçevede tercihsiz menşe kuralları, AB mevzuatı ile büyük oranda uyumlu olarak 27/10/1999 tarih ve 4458 sayılı Gümrük Kanunun 17 ila 21 inci maddelerinde ve 30/05/2002 tarih ve 24771 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 23 ila 33 üncü maddeleri ile 3 ila 5 nolu Eklerinde düzenlenmiştir. Mevzuatımızda tercihli menşe kurallarına ilişkin düzenlemeler ise, Gümrük Kanunu’nun 22. maddesi ile Gümrük Yönetmeliği’nin 34. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre tercihli tarife uygulamalarından yararlandırılmak istenen eşyanın tercihli menşe kuralları; 9 Söz konusu Karar ülkemiz Resmi Gazetesi’nde yayımlanmamış olup, gayriresmi tercümesine Gümrük Müsteşarlığı web sitesinden (www.gumruk.gov.tr/AvrupaBirliği) ulaşılabilir. 18 a) Türkiye’nin bazı ülkeler veya ülke grupları ile yaptığı tercihli bir tarife uygulaması gerektiren anlaşmalar kapsamı eşya için bu anlaşmalar ile b) Türkiye tarafından tek taraflı olarak bazı ülkeler, ülke grupları veya toprak parçaları için tanınan tercihli tarife uygulamalarından yararlanan eşya için Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde belirlenmektedir. Söz konusu madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği’nde tercihli menşe kurallarına ilişkin bir düzenlemeye gidilmemiş, söz konusu kurallara özel anlaşma ya da düzenlemelerde ve bunlara ilişkin iç mevzuatta yer verilmiştir. 1.4 Türkiye ve AT Menşe Mevzuatının Karşılaştırılması Bilindiği üzere 3 Ekim 2005 tarihinde AB Üye Devletleri, Türkiye ile katılım müzakerelerinin başlatılmasına oybirliği ile karar vermişlerdir. Bu doğrultuda ülkemizin gümrük birliğinden kaynaklanan Topluluk Gümrük Mevzuatı ile uyum yükümlülüğünün yanı sıra, aday ülke olarak Topluluk müktesebatını üstlenme yükümlülüğü bulunmaktadır. Katılım müzakerelerinin ilk aşamasını oluşturan “Tarama süreci”; ülkemiz ile AB Komisyonunun ortaklaşa yürüttükleri, AB’ye katılacak olan ülkenin ulusal mevzuatının AB müktesebatı ile karşılaştırıldığı bir inceleme sürecidir. Tarama toplantılarında 29. Gümrük Birliği Faslı için tanıtıcı toplantı (Komisyon Sunuşları) 19 31 Ocak-1 Şubat 2006 tarihlerinde ve ayrıntılı tarama toplantıları (Ülkemiz Sunuşları) 13-14 Mart 2006 tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirilmiş olup, Komisyon tarafından hazırlanan 9 Mart 2007 tarihli Tarama Raporunun menşe ile ilgili bölümlerinde Topluluk ve ülkemiz mevzuatı arasındaki farklılıklara değinilmektedir10. Tercihsiz menşe kurallarına ilişkin olarak belirlenen farklılıklar aşağıdaki gibidir: - Türkiye “en son esaslı dönüşüm” kriterini olay bazında değerlendirmekte ve her zaman DTÖ’deki müzakere pozisyonunu, kriterin yorumlanmasında kullanmamaktadır. - Türkiye, menşe statüsünün kazanılmasında yetersiz olarak değerlendirilen işçilik listesini tüm ürün grupları için kullanırken Toplulukta sadece tekstil ürünleri için yetersiz işçilik tanımlanmaktadır. - Toplulukta çeşitli menşe şahadetnameleri kullanılırken Türk mevzuatı tek bir menşe şahadetnamesinin kullanımına olanak sağlamaktadır. - Beyan edilen menşein gerçekliğinin doğrulanmasına ilişkin olarak Topluluk mevzuatının karşılığı Türk mevzuatında bulunmamakta; konu gümrük beyannamelerinin kontrolüne ilişkin genel hükümler çerçevesinde değerlendirilmektedir. 10 Tarama raporu için bkz. http://ec.europa.eu/enlargement/turkey/screening_reports_en.htm 20 Ayrıca tercihli menşe kurallarına ilişkin olarak; Türkiye’nin PAAMK kapsamındaki ülkelerle müzakere etmesi ve tamamlaması gereken anlaşmaların bulunduğu belirtilmekte ve serbest dolaşımda bulunan eşyanın menşeinin tespitinde kullanılan “tedarikçi beyanının” sadece Türkiye ve Topluluk arasında değil, Türkiye içinde de kullanılmasının gerektiği belirtilmektedir11. Menşe kavramı, menşe kuralları, tercihli ve tercihsiz menşe kuralları ayrımına ve söz konusu kurallara ilişkin mevzuata değinildikten sonra, İkinci Bölümde dünyada bölgesel ticaret anlaşmalarının ve söz konusu anlaşmaların ayrılmaz bir parçasını oluşturan tercihli menşe kurallarından bahsedilecek, ardından Topluluk ve ülkemizin tercihli ticaret politikası menşe kuralları açısından ele alınacaktır. 11 “Tedarikçi beyanı” tercihli rejimden yararlanabilmek üzere menşe ispat belgelerinin düzenlenmesinde kullanılan ve gümrük birliği kapsamı eşyanın tercihli menşe statüsünü göstermek üzere eşyanın tedarikçisi tarafından yapılan bir beyandır. PAAMK sisteminde belge düzenlenmesine ilişkin bölümde ayrıca değerlendirilecek olan tedarikçi beyanına ilişkin söz konusu eleştiri anlaşılamamıştır. Toplulukta farklı üye ülkeler arasında kullanılan beyanın, aynı ülkede kullanılamayacağı düşünülmektedir. 21 2 2.1 DÜNYADA BÖLGESELLEŞME HAREKETLERİ VE TERCİHLİ MENŞE KURALLARININ ROLÜ Bölgeselleşme Hareketleri 2.1.1 Giriş Özellikle son 15 yıllık süreçte dünya ticaret sisteminde bölgesel ticaret anlaşmalarının12 sayısının hızla arttığı görülmektedir. Bölgeselleşme hareketlerindeki artış, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde uluslararası ticarette başat olan çok taraflılık prensibinden bir sapmayı ifade etmektedir. Bu sapmanın önemli bir nedeni Doha Kalkınma Gündemi’nin yarattığı hayal kırıklığının, ülkeleri çok taraflı müzakereler dışında arayışlara itmesidir (Fiorentino, 2006: 11). Ayrıca bölgesel ticaret anlaşmaları kanalıyla çok taraflı müzakerelerden daha hızlı ve çok taraflı müzakerelerin ulaşamadığı politika alanlarında da sonuç alınabilmektedir (Gasiorek, 2007: 4). Dünya çapında bölgesel ticaret anlaşmalarında yaşanan hızlı artış menşe kurallarına olan politik ilgiyi de arttırmaktadır. DTÖ Sekretaryası verilerine göre; 1948 yılında başlangıcından 1990’a kadar GATT çerçevesinde bildirimi yapılan bölgesel ticaret anlaşması sayısı toplamı 25 iken, bugün bu sayı 194’e ulamış bulunmaktadır. 12 Coğrafi çağrışımına rağmen, tez kapsamında bölgesel ticaret anlaşmaları; esas inceleme konusu anlaşmalardan ziyade, söz konusu anlaşmaların menşe kuralları olduğundan, tercihli ticaret anlaşmaları, serbest ticaret anlaşmaları ve gümrük birlikleri için bir üst başlık olarak kullanılmıştır. “Gümrük birlikleri” serbest dolaşım esasına dayanmakla birlikte, bölgeselleşme hareketlerinin genel bir görünümünün sunulabilmesi amacıyla değerlendirme içinde tutulmuştur. 22 Menşe kuralları tercihli ticaret düzenlemeleri kapsamında verilen tavizlerden hangi eşyanın yararlanabileceğini düzenleyen hükümlerdir. Bu doğrultuda, ticaret sapmasının (trade deflection) önlenmesi menşe kurallarının ekonomik gerekçesini oluşturmaktadır: taraf olmayan bir ülke eşyasının, gümrük vergileri düşük olan ülke kanalıyla, “ticaret alanının” gümrük vergileri nispi olarak yüksek diğer tarafına sevkiyatının önlenmesi. Ekonomik bütünleşme hareketlerinin görece basit bir aşamasını oluşturan tercihli ya da serbest ticaret anlaşmalarında taraf ülkeler, aralarındaki gümrük vergilerini düşürdükleri ya da sıfırladıkları ancak üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi uygulamadıklarından, menşe kuralları söz konusu ticaret sapmasının engellenmesi için gereklidir. Gümrük birlikleri tarafların üçüncü ülkelere (ya da dünyanın geri kalanına) ortak bir gümrük tarifesi uygulamasını gerektirdiğinden menşe kuralları esasına dayanmamaktadır. Ancak istisnai olarak; ortak gümrük tarifesinin benimsenmesi sürecinde geçici ya da taraflar arasında belli ürün gruplarında var olan büyük tarife farklılıkları nedeniyle sürekli, menşe kurallarına başvurulabildiği görülmektedir (Estevadeordal, 2007: 5). İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya ticaret sisteminin en önemli kaynağını Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) ile bu anlaşmanın “bir ülkeye sağlanan herhangi bir avantajın, imtiyazın veya dokunulmazlığın koşulsuz şartsız diğer taraf ülkelere de uygulanmasını” düzenleyen “En Çok Kayrılan Ülke” maddesi oluşturmuştur. Bu doğrultuda DTÖ üyelerinin söz konusu bölgeselleşme hareketlerinin içerisinde yer almaları, GATT’ın 1 inci ve GATS’ın 2 inci 23 maddelerinde belirtilen ayrımcı olmayan muameleye ilişkin temel prensibin (MFN kuralı) ihlali anlamına gelmektedir. Ancak üye ülkelerin 3 başlıkta toplanabilecek özel durumlar halinde söz konusu düzenlemelerde yer alabilme hakkı bulunmaktadır: - Gümrük birlikleri ya da serbest ticaret alanlarının tesis edilebilmesine imkan tanıyan GATT’ın XXIV. maddesinin 4 ila 10 uncu fıkra hükümleri, - Dayanak Hükmü (Enabling Clause) olarak adlandırılan ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki eşya ticaretinde tercihli düzenlemelere imkan tanıyan ve GATT 94’te de korunan 28 Kasım 1979 tarihli Karar. - Hizmetler alanında tercihli düzenlemelere imkan tanıyan GATS’ın 5 inci maddesi. En çok kayrılan ülke prensibine istisna oluşturan ve bölgeselleşme hareketlerinin temelini oluşturan XXIV. madde hükümleri ile “gönüllü anlaşmalar yoluyla taraf ülke ekonomileri arasında serbest ticareti arttırma isteği” tanınmakta; ancak “gümrük birlikleri ya da serbest ticaret alanlarının amacının, taraf ülkeler arasındaki ticareti kolaylaştırmak” olduğu ve diğer üye ülkeler ile ticarette engelleri arttırmaması gerektiği belirtilmektedir. Bu çerçevede 1) söz konusu anlaşmaların ticaretin esaslı bir bölümünü içermesi ve 2) diğer üye ülkelere uygulanan tarife engellerinin ilgili anlaşma öncesinden daha kötü olmaması gerekmektedir. Uruguay Turu sonunda DTÖ’nün 24 kurulmasıyla kabul edilen “XXIV. Maddenin Yorumlanmasına İlişkin Uzlaşma Metni” ile bazı konulara açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Doha Bakanlar Konferansı Deklarasyon Metninin DTÖ Kuralları başlığı altında yer alan 29 uncu maddesinde de konuya yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre; bölgesel ticaret anlaşmalarına ilişkin DTÖ hükümlerinin, özellikle ekonomik kalkınma göz önünde bulundurularak açıklığa kavuşturulması ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır13. Söz konusu madde hükümlerinde, özellikle “ticaretin esaslı bölümü” ya da geçici anlaşmalar için süre sınırlamaları konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan “dayanak hükmü” ile gelişmekte olan ülkeler lehine tercihli bir muamele tanıma, tarife ve tarife dışı önlemler alma imkanı tanıyan hukuki bir temel oluşturulmuş olup, Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi kapsamında tanınan tek taraflı tavizlerin hukuki temeli de söz konusu Karar’dır (Atakan, 2002; 8). Ekonomik bütünleşmeler çok taraflı ticaret sisteminin temel prensibine bir istisna ve çok taraflı serbest ticaret açısından bir aşama olarak görülmekle birlikte, günümüzde uluslararası ticaret sisteminde belirleyici bir konum edinmiş, bir başka deyişle istisna, kural halini almıştır. 13 DTÖ çerçevesinde, bölgesel ticaret anlaşmalarına www.wto.org/TradeTopics/RegionalTradeAgreements. 25 ilişkin ayrıntılı bilgi için 2.1.2 Ekonomik Bütünleşmeler Ekonomik bütünleşme teorisi, bir grup ülkenin aralarındaki ticareti serbestleştirici politikalar izlemelerini konu edinir. Ekonomik bütünleşme sürecinin en zayıftan en ileri bütünleşme biçimine doğru değişik aşamaları bulunmaktadır: - Tercihli Ticaret Anlaşmaları (Preferential Trade Agreements) - Serbest Ticaret Anlaşmaları (Free Trade Agreements), - Gümrük Birliği (Customs Union), - Ortak Pazar (Common Market), - Ekonomik Birlik (Economic Union). Tablo.1’de görüldüğü gibi, en zayıf ekonomik entegrasyon biçimi tercihli ticaret anlaşması olup, en ileri entegrasyon biçimi ise ekonomik birliktir. Ekonomik entegrasyonun, entegrasyon sürecine giren ülkelerin ekonomileri üzerine ne tür etkilerde bulunacağı konusunda ilk kapsamlı teori Jacob Viner (Viner, 1950) tarafından geliştirilmiştir. Söz konusu teoride; gümrük birliği kurulması sonucunda, bir malın üretiminin göreceli olarak düşük maliyetli üretim yapan birlik ülkesine kayması ticaret yaratıcı (trade creation); yüksek maliyetli üretim yapan birlik ülkesine kayması ise ticareti saptırıcı (trade diversion) etki olarak adlandırılmıştır. Bununla birlikte hem Viner hem de halefleri Meade ve Lipsey tarafından geliştirilen teoriler “gümrük birliklerini” esas almaktadır. Ortak gümrük tarifesinin bulunmadığı ve menşe kurallarının belirleyici olduğu tercihli düzenlemelere yönelik ilgi ise litaretürde henüz yenidir. 26 Tablo 1 Ekonomik Entegrasyon Biçimlerinin Özellikleri Entegrasyon Biçimi Kısıtlamaların Kaldırılması Ortak Gümrük Sistemi Üretim Faktörlerinin Serbest Dolaşımı Ortak Kurum & Politikalar Tercihli Ticaret Anlaşmaları Sınırlı eşya kapsamı için var. Yok Yok Yok Serbest Ticaret Anlaşmaları Var Yok Yok Yok Gümrük Birliği Var Var Yok Yok Ortak Pazar Var Var Var Yok Ekonomik Birlik Var Var Var Var Kaynak: Sabır, (2002). Krueger (1995), STA’lar ile Gümrük Birliklerini taraf ülkeler ve özellikle dünya ekonomisine etkileri açısından karşılaştırdığı makalesinde, refah açısından Gümrük Birliklerinin STA’lara pareto-üstün olduğunu ve politik açıdan STA’ların çok taraflı ticaretin serbestleşmesine gümrük birliklerinden daha fazla olumsuz etkide bulunacağını belirtmektedir. Bunun nedeni hem tercihli anlaşmalara harcanan enerjinin ve kazanımların, çok taraflı serbestleşme hareketlerine ilgiyi azaltması hem de aşağıda incelenmeye çalışılacağı üzere menşe kurallarının ticaretin önünde teknik bir engel olma potansiyelidir. 27 2.1.3 Bölgeselleşme Hareketlerinde Sayısal Görünüm Bölgeselleşme hareketlerindeki hızlı artışı DTÖ’ye yapılan bildirimler çerçevesinde incelemek mümkündür. Örneğin bir ekonomik bütünleşme anlaşması olarak değerlendirilen Topluluğun 27 üyesi arasındaki ilişkinin hem GATT XXIV hem de GATS V çerçevesinde bildirimi yapılmıştır. Ülkemizin tercihli düzenlemelerinin bildiriminin GATT XXIV çerçevesinde yapılmış olduğu görülmektedir. Bu durumun tek istisnası henüz fiilen uygulanmayan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Tercihli Ticaret Anlaşmasının (ECOTA) “Dayanak Hükmü (Enabling Clause)” çerçevesinde yapılan bildirimidir. Eylül 2007 itibariyle DTÖ’ye bildirimi gerçekleştirilen anlaşmalara ilişkin özet bilgi Tablo.2’de sunulmaktadır. İncelenmesinden görüleceği üzere “menşe esasına” dayanmayan gümrük birliklerinin (eşya) tercihli ticaret düzenlemeleri içerisindeki payı ancak %10’dur. Tablo 2 Yürürlükteki Bölgesel Ticaret Anlaşmalarına İlişkin GATT/DTÖ Bildirimleri Üyelik14 Yeni Anlaşma Toplam 2 109 111 6 7 13 Enabling Clause 1 20 21 GATS Madde V 2 47 47 Toplam 11 183 194 GATT Madde XXIV (STA) GATT Madde XXIV (GB) Kaynak: DTÖ Sekretaryası, 2007. 14 Bulgaristan ve Romanya’nın 1/1/2007 tarihi itibariyle AB’ye üyeliğine ilişkin bildirim, bu çerçevede değerlendirilebilir. 28 Şekil 1 Yürürlüğe giriş tarihlerine göre bölgesel ticaret anlaşmalarının dağılımı Anlaşmaların Sayısı 250 200 150 100 50 19 48 19 52 19 56 19 60 19 64 19 68 19 72 19 76 19 80 19 84 19 88 19 92 19 96 20 00 20 04 20 08 0 Yıl Kaynak: DTÖ Sekretaryası, 2007. DTÖ’ye bildirilen ve yürürlükte bulunan 194 anlaşmanın yanısıra değerlendirme aşamasında bulunan anlaşmaların sayısı da 194’e ulaşmıştır. Sadece Ocak 2005 ile Aralık 2006 tarihleri arasında 55 bildirim yapılmış olup, bölgeselleşme hareketlerine ilişkin Şekil 1’de görülen eğilim dikkat çekicidir. Şu an yürürlükte bulunanlara ek olarak, yürürlüğe girmesi beklenen ve müzakere ya da teklif aşamasında bulunan anlaşmaların da yürürlüğe girmesi ile birlikte 2010 yılında yaklaşık 400 tercihli anlaşmanın uygulandığı bir uluslararası ticaret sistemi ile karşı karşıya olacağımız görülmektedir. 29 2.1.4 Bölgeselleşme Hareketlerinde Temel Eğilimler Bölgeselleşme hareketlerindeki hızlı artış ve çeşitlilik göz önüne alındığında temel eğilimler ve karakteristiklerinin belirlenmesi zorluklar içermektedir. Bununla birlikte 4 eğilim dikkat çekmektedir: İlk olarak birçok ülke için bölgesel ticaret anlaşmaları, dış ticaret politikalarının özünü oluşturmakta, çok taraflı ticari amaçların ikinci plana itildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, DDA görüşmeleri, müzakerelere yön veren ABD, AB, Hindistan, Brezilya, Japonya ve Avustralya arasındaki farklı pozisyonları sonucu yaşanan tıkanıklık sonrası, Temmuz 2006’da askıya alınmıştır. Müzakereler yeniden başlamış olmakla birlikte, AB tarafından ısrarla üstünde durulan ticaretin kolaylaştırılması dışındaki “Singapur Konuları” olan yatırım, rekabet ve kamu alımlarında şeffaflık, 2003 Cancun Bakanlar Konferansı sonrasında DDA gündeminden çıkarılmıştır. Halbuki söz konusu alanlarda ikili anlaşmalar aracılığıyla ilerleme sağlanması mümkündür. Anılan sorunlar, AB’nin çoktaraflı serbest ticaret için çalışmalarını desteklemekle birlikte, özellikle hızla büyüyen bölgelere yönelik (Asya ve Latin Amerika) yeni nesil STA’lar imzalama yolundaki ticaret politikası değişikliğinin önemli bir sebebidir. İkinci olarak hem Kuzey-Güney hem de Güney-Güney ülkeleri arasındaki anlaşmalarda bir artış görülmektedir. Bu durum hem DTÖ kurallarından, hem de Güney ülkelerinin, iki taraflı güçlü tavizleri Kuzey ülkeleri tarafından tek taraflı olarak tanınan tavizlere tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Üçüncü eğilim; 30 dünyanın çeşitli bölgelerindeki düzenlemelerdeki genişleme ve birleşme sürecidir15 (Fiorentino, 2006; 12). Son olarak söz konusu anlaşmaların büyük çoğunluğunu taraflar arasındaki gümrük duvarlarının kalktığı ancak her taraf ülkenin dışarıya karşı kendi tarifesini uyguladığı STA’lar oluşturmaktadır. Ancak söz konusu STA’ların basit serbestleşmenin ötesinde; ekonomik işbirliği, ticaretin kolaylaştırılması ve doğrudan yabancı sermaye politikası konularını da içerdiği görülmektedir16. 2.2 2.2.1 Tercihli Menşe Kuralları Tercihli Menşe Kuralları: Amaç Ticaret anlaşmalarında yaşanan hızlı artış, söz konusu düzenlemelerin kaçınılmaz olarak bir parçasını oluşturan menşe kurallarına olan ilgiyi de arttırmaktadır. Menşe kurallarına ilişkin ilgi genelde iki açıdan incelenebilmektedir: 1) Söz konusu kuralların katılığı ve karmaşıklığı, 2) Dünyadaki tercihli menşe sistemleri arasındaki ayrım. Menşe kuralları tavizli vergilerden sadece taraf ülkelerin yararlanabilmesini garanti altına almak için gerekli olmakla birlikte, bu durum söz konusu kuralların “nötr” olduğu anlamına gelmemektedir. Tam tersine menşe kuralları ticaret sapmasını17 önleme amacının çok ötesinde bir dış ticaret politikası aracı olarak 15 PAMK sisteminin Akdeniz ülkelerine genişletilmesi ya da bazı istisnalar ile tüm Amerika kıtasını kapsaması öngörülen FTAA bu çerçevede değerlendirilebilir. 16 Örneğin ülkemizin Suriye ve Tunus ile tercihli ticareti Ortaklık Anlaşmalarına dayanmakta olup, STA’lardaki hükümler dışında “Ekonomik ve Teknik İşbirliği” hükümlerini de içermektedir. 17 Ticaret sapması “ekonomik entegrasyon modelleri” kapsamındaki ticaret sapmasından farklı anlamda kullanılmıştır. Literatürde gümrük birliği ya da STA sonrası bir malın üretiminin yüksek 31 kullanılabilmektedir. Bu durum söz konusu kurallar da dikkate alındığında bölgeselleşme hareketlerinin; ticaret yaratıcı, refah arttırıcı ve küresel serbest ticarete bir katkı olup olmadıkları açısından tartışılması sonucunu doğurmuştur. Menşe kurallarının meşru zeminini oluşturan ticaret sapması (trade deflection) nedir? Örneğin AB’nin bisiklet üzerindeki MFN vergi oranının %20 olduğunu, Mısır’ın AB ile anlaşması çerçevesinde bisiklet için tavizli vergi oranının sıfır olduğunu ve taşıma maliyetinin bulunmadığını varsayalım. Mısır’ın bisiklet üzerindeki MFN vergi oranı % 5 olsun. Menşe kuralları işletilmezse, üçüncü bir ülke (örneğin Malezya) %20 yerine, %5 vergi ödeyerek Mısır üzerinden, AB pazarına girme olanağı elde edecektir. Menşe kuralları, tanınan tavizden sadece “Mısır” tarafından yararlanılmasını garanti altına almaktadır. Ancak günümüzde taviz tanıyan (ve aynı zamanda içinde yer aldıkları tercihli düzenlemelerin menşe kurallarının belirlenmesinde etkin rol oynayan) Kuzey ülkelerinin gümrük vergilerinin istisnalar dışında tavizden yararlanması beklenen Güney ülkelerininkine göre düşük olduğu bilinmektedir. Bu durum en azından söz konusu anlaşmalar için ticaret sapması gerekçesini zayıflatmaktadır. Menşe kurallarının bir diğer savunulan özelliği ise kalkınmayı desteklemesidir. Anlaşma eki menşe kurallarının doğru tanımlanması (yani yeteri kadar katı) halinde, tavizlerden yararlanması beklenen gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerin ekonomik kalkınmalarına katkıda bulunulacağı belirtilmektedir maliyetle üretim yapan birlik üyesine kayması, dünyada kaynakların etkin kullanılmaması dolayısıyla olumsuz manada, ticaret sapması (trade diversion) olarak adlandırılmaktadır. 32 (Erasmus, 2004; 6). Çünkü menşe kriterine göre değişmekle birlikte, tercihli rejimden yararlanabilmek için ilgili ülkede belli bir üretim aşamasının gerçekleştirilmesi ya da belli bir katma değer sağlanması gerekmekte ve dolayısıyla üretim teşvik edilmektedir. Teorik açıdan bakıldığında, menşe kurallarını içermeyen bir tercihli ticaret anlaşması, ticaretin akışını büyük ölçüde değiştirme potansiyeli taşımaktadır. Bir menşe kuralı bulunmadığında, eşya serbest ticaret alanına her zaman en düşük tarifenin uygulandığı taraftan gelecektir. Yine teorik açıdan bu durum menşe kuralı olmayan anlaşmaların “serbestleştirici” etkisini de göstermektedir (Krishna, 2002: 7). Ancak bu durumda tarifeler dolayısıyla değişen sevkiyat güzergâhının yaratacağı taşımacılık maliyetleri de dikkate alınmak durumundadır. Menşe kuralının bulunmadığı ve taşımacılık maliyetlerinin, taraf ülkeler arasındaki tarife farkının az da olsa altında olduğunda, refahı düşüren bir ticaret sapması söz konusu olacaktır: maliyetlerde büyük değişiklik olmadığından, tüketiciye yansıyan fiyatlar değişmezken, kaynaklar taşımaya ayrılmış ve gümrük vergisi geliri düşmüştür. Menşe kuralları bu olumsuz tabloyu önlemektedir. 2.2.1.1 Menşe Kurallarının Maliyetler Üzerindeki Etkileri Menşe kuralları korumacı eğilimi yansıtan iki çeşit maliyet oluşturarak ticaret üzerinde etkili olabilmektedirler: 1) üretim maliyetleri ve 2) yönetsel maliyetler. Üretim maliyetleri menşe kurallarının dayattığı çeşitli teknik kriterler dolayısıyla ortaya çıkmaktadır. 33 Menşe kuralları bir eşyanın hangi ülkeden geldiğini değil, hangi ülkede üretilmiş olarak değerlendirilmesi gerektiğini düzenleyen hükümler olduğundan, ticaret alanına taraf ülkelerin üreticileri lehine ticaretin yönünü değiştirebilmektedir. Ancak söz konusu üreticiler menşe kuralını sağlamak üzere maliyeti en düşük, yani en etkin üretici yerine, girdileri tercihli ticaret alanından tedarik etmek kısıtı ile karşı karşıya kalacaktır. Girdi maliyetlerinin artması, nihai ürün üretim maliyetlerini, üretim maliyetlerinin artması ise nihai ürün miktarını ve dolayısıyla nihai ürün üreticilerinin, girdilere olan talebini azaltacaktır (Krishna, 2002: 8). Yönetsel maliyetler ise ilgili tercihli düzenlemeden yararlanmak isteyen ihracatçıların, menşe kurallarını yerine getirdiklerini kanıtlamalarına ilişkin prosedürden kaynaklanmaktadır. Uygun bir menşe ispat belgesinin düzenlenmesi, söz konusu belgenin düzenlenmesi için gerekli kayıt sisteminin kurulması ve söz konusu belgenin sonradan kontrolü aşamasında katlanılması olası maliyetler, özellikle gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülke ihracatçıları için zorlayıcı düzeye çıkabilmektedir. Örneğin Herin (1986)18 EFTA çerçevesinde menşe kuralının karşılandığını tevsik eden uygun menşe ispat belgesinin temin edilmesinin maliyetinin, eşyanın FOB fiyatının % 3 ila 5’i olduğunu hesaplamıştır. 2.2.1.2 Ticaret ve Yatırımlar Üzerindeki Etkileri Yukarıda belirtildiği üzere bağlayıcı menşe kurallarının sağlanmasının ilk etkisi üretim maliyetlerindeki artıştır. Çünkü menşe kuralları “tercihli menşe 18 Estevadeordal (2003)’den alınmıştır. 34 statüsünün” kazanılması için belli kısıtlar oluştururlar. Dünyanın geri kalanında imalatta kullanılacak girdiler daha ucuz da olsa; menşe kuralları, alan içi girdi kullanımını destekleyerek bölge içi ticareti arttırmaktadır. Özellikle girdileri iç pazardan temin edemediklerinden, üretimleri ulusal pazarları dışındaki arz kaynaklarına dayanan küçük ülke üreticileri için bu durumun etkisi görece daha yüksektir (Krishna, 1995: 9). Taraf ve taraf olmayan ülkeler arasında ayrımcılık yaratmalarının yanısıra, menşe kurallarının ticaret alanı içi ticareti olumsuz etkileme olasılığı da hayli yüksektir. Menşe kurallarının “katılığı” arttıkça, bir başka deyişle hem yönetsel hem de üretim maliyetleri yükseldikçe, ihracatçıların MFN ile tavizli tarife arasındaki avantajdan yararlanmamayı tercih etme olasılığı da artacaktır. Bu tercihte belirleyici olan menşe kurallarının dayattığı “toplam maliyetle”, menşe kuralını karşılamanın “toplam faydası” (MFN ile tavizli vergi oranı arasındaki fark) arasındaki ilişki olacaktır. Aslında, tercihli ticaret anlaşmalarında belirtilen taviz listeleri sadece potansiyeli yansıtmakta, uygulamada tavizlerden yararlanma oranı menşe kuralları dolayısıyla düşük seviyelerde kalmakta ve bu durum tercihli düzenlemelerinin politik kabul edilebilirliğini de arttırmaktadır (Duttagupta, 2001). Kısa vadeli ticari etkilerinin yanısıra, menşe kuralları ilgili tercihli düzenlemenin sağladığı tavizlerden yararlanmak isteyen firmaların, en uygun yatırım alanı olmasa bile ticaret alanında imalat yapma kararı almaları yoluyla yatırımlar üzerinde de etkili olabilmektedir. Menşe kurallarını içermeyen bir STA’nın yatırımlar üzerinde etkili olması mümkün değildir. 35 Örneğin Toplulukta 1989 yılına kadar “yarı iletkenler” için belirlenen, “montajın yapıldığı ülke” şeklindeki menşe kuralı, Komisyon tarafından “difüzyonun gerçekleştirildiği ülke” olarak değiştirilmiştir. Bu değişiklik Japon ve ABD’li çip üreticilerinin AT’ye yatırımlarını arttırmalarını sağlamıştır (Krishna, 2002; 2). Menşe kurallarının yatırımlar üzerindeki etkilerine ilişkin bir başka örnek, NAFTA çerçevesinde karşımıza çıkmaktadır. Televizyonların menşeinin tespitinde tüpün belirleyici olması, diğer bir ifade ile televizyonların tercihli gümrük rejiminden faydalanabilmesi için imalatında kullanılan tüpün NAFTA menşeli olmasının gerekmesi, Japon ve G. Kore’de yerleşik bazı tüp üreticilerinin tesislerini Kuzey Amerika’ya taşımasına veya bu bölgede yeni tesis kurmayı planlamasına yol açtığı tespit edilmiştir (Dünya Bankası, 2000: 76). Ayrıca söz konusu kurallar ticaret alanı içi yatırım kararlarında da sapma yaratabilmektedirler. Hem nihai ürünün uygun bileşenlerinin temini hem de rekabetçi gücün korunabilmesi amacıyla, bir firma için daha etkin olan, ticaret alanındaki en büyük pazar ve en düşük gümrük tarifesi olan ülkede –NAFTA örneğinde ABD gibiyatırım yapmak olacaktır. Elbette bölgesel katma değer oranını dikkate alan bir menşe kuralı, tam tersine üretim maliyetleri yüksek bir çevre ülkesine yatırım yapılması sonucunu da doğurabilecektir. 36 2.2.1.3 “Faydalanma Oranları” ve Menşe Kurallarının Rolü Teorik olarak menşe kuralını karşılayan eşya tercihli rejimden faydalanabilir. Ancak uygulamada her ülke kendi ekonomisi için hassas olan ürünlerde tarife tercihi tanımama yoluna gitmektedir. Örneğin ülkemiz ile Tunus arasındaki anlaşmanın 2 nolu protokolü tarım tavizlerine ayrılmış olup, ülkemiz menşeli tarım ürünlerine tanınan tavizler sadece 6 ve ülkemiz tarafından Tunus menşeli tarım ürünlerine tanınan taviz listesi ise 7 pozisyon ya da altpozisyon ile sınırlandırılmıştır. Bu çerçevede, menşe protokolünde geçerli menşe kuralının karşılanmasından önce, eşyanın Anlaşma kapsamında olması gerekmektedir. Ancak STA’ların serbestleştirici etkisinin sınırları taviz listelerinin de altına düşebilmektedir. Yukarıda açıklanmaya çalışıldığı üzere; menşe kurallarının yönetsel ve üretim üzerindeki maliyetleri STA’lardan yararlanma oranını düşürebilmektedir. Bretton (2002; 9), AB’nin Genelleştirilmiş Tercihler Sisteminden yararlanma oranının (tavizlerden yararlanılan ithalatın, tavizlere konu toplam ithalata oranının) sadece %31 olduğunu, AB için tercihli ticaret politikasının bir dış politika aracı olduğunu ve özellikle Balkan ülkeleri ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşmalarında pazara girişi kolaylaştıran menşe kurallarının benimsenmesinin ya da anlaşmaların menşe kurallarından kaynaklanan sorunları ortadan kaldıran gümrük birliğini model almasını önermektedir. 37 2.2.2 Dünyada Tercihli Menşe Kuralları Uluslararası ticaret sisteminde menşe kurallarının kısıtlayıcılığı, ticaret, yatırımlar ve refah üzerinde etkiler doğurabilmektedir. Dünya çapında farklı tercihli menşe kuralları sistemlerinin bulunması ve bu sistemler arasında geçişlilik bulunmaması ise bir başka önemli sorun oluşturmaktadır. Aşağıda önemli ticaret bloklarınca kullanılan menşe kuralları çeşitlerine ilişkin bilgiye yer verilmiştir. 2.2.2.1 Avrupa Avrupa Birliği tarafından kullanılan menşe kuralları oldukça yeknesak bir yapı teşkil etmekte olup, bu durum büyük ölçüde 1990’lı yıllarda Avrupa Komisyonu tarafından yürütülen AB’nin menşe kurallarının uyumlaştırılması çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Bu süreçte 1972 ve 1973’lerde EFTA ülkeleri ile, 1990’ların başında ise “Avrupa Anlaşmaları” kapsamında Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovakya ve Romanya ile imzalanan STA’lar eki menşe protokollerinin uyumlaştırıldığı görülmektedir. Söz konusu uyumlaştırma süreci 1997’de Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu Sisteminin yürürlüğe girmesi ve tüm taraflar arasında kümülasyona imkan tanıyan aynı menşe kurallarının yürürlüğe sokulması ile sonuçlanmıştır (Dayıoğlu, 2003: 51). Bu şekilde Avrupa’da birbirleri ile geçişliliği olmayan STA’ların ve menşe protokollerinin yarattığı olumsuz etki ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Söz konusu menşe protokolleri; tarife değişikliği, fabrika çıkış fiyatını baz alan katma değer ve özel işçilik aşamalarına ilişkin kriterlerin bir kombinasyonundan oluşan oldukça teknik ve karmaşık bir menşe kuralları listesine (Liste Kuralları) dayanmaktadır. 38 Liste kuralları Pan-Avrupa sisteminin, Akdeniz ülkelerine genişletilmesi ile oluşturulan Pan-Avrupa-Akdeniz (Pan-Euro-Med) Menşe Kümülasyonu Sisteminde de kullanılmaktadır. Sistem, aralarında aynı menşe kurallarına sahip STA’lar olan ülkeler arasında çapraz kümülasyonun uygulanmasına dayanmakta olup, 3 üncü bölüm söz konusu sistemin ortaya çıkışı ve işleyişine ayrılmıştır. Aynı menşe kuralları AB’nin İstikrar ve Ortaklık Süreci içerisinde yer alan Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Kosova; bölge dışında Meksika, Şili ve Güney Afrika ile gerçekleştirilen STA’larda da kullanılmaktadır. Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi ve Afrika, Karayip ve Pasifik ülkeleri (AKP) ile gerçekleştirilen Cotonou Anlaşması da neredeyse aynı menşe kurallarına dayanmaktadır. Ayrıca EFTA ülkelerinin de Singapur ve Meksika ile yürürlüğe giren STA’ların aynı modeli takip ettiği görülmektedir. 2.2.2.2 Amerika Avrupa kıtasının aksine Amerika’da, menşe kuralları rejimlerinde bir çeşitlilik söz konusudur. Latin Amerika Entegrasyon Topluluğu (LAIA) tarafından oldukça kısıtlı eşya grubu için özel kurallar belirlenmiş olmakla birlikte, tüm tarife kalemleri için “tarife pozisyonu değişikliği ya da ihraç eşyasının FOB fiyatının %50’si değerinde bölgesel katma değer” şeklinde alternatifli bir genel kural uygulanmaktadır. LAIA modeli, Andean Topluluğu ve Güney Amerika Ortak Pazarı Mercosur’da uygulanan modellerin de (Estevadeordal, 2007; 6). 39 çıkış noktasını oluşturmaktadır Menşe kuralları açısından diğer uçta ise Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA); ABD ve Kanada’nın Şili, Kolombiya, Peru ile STA’ları ve Meksika’nın kıtada yer alan bazı ülkelerle yaptığı anlaşmaların çıkış noktasını oluşturmaktadır. Söz konusu anlaşmalarda genel olarak ürüne göre fasıl, pozisyon ya da altpozisyon değişikliği talep edilmektedir. Bununla birlikte çeşitli ürün gruplarında katma değer, teknik sınama ve istisna uygulamaları tarife değişikliği sınamasına ek olarak aranmaktadır19. Orta Amerika Ortak Pazarı CACM’da ise anılan iki sistem arasında, ürüne özgü tarife değişikliği sınamasına dayalı liste kuralları kullanılmaktadır. Topluluğun tercihli ticaret politikasının ele alınırken daha ayrıntılı görüleceği üzere; Avrupa menşe kuralları Topluluğun bölge dışında bulunanlar da dahil olmak üzere tüm tercihli düzenlemelerinde esas alınmaktadır. Ancak NAFTA kurallarından ayrı olarak ABD’nin Ürdün ve İsrail ile STA’ları eki menşe kuralları, sadece “katma değer” esasına dayanırken; Fas, Bahreyn ve Umman ile STA’larında katma değer kriterine, sadece tekstil ürünleri için NAFTA benzeri tarife değişikliği kuralı eşlik etmektedir (Estevadeordal, 2007;7). 2.2.2.3 Asya Güneydoğu Asya Uluslar Birliği ASEAN, ASEAN-Çin, ASEAN-Kore, Avustralya-Singapur STA’sı, Güney Pasifik Bölgesel Ticaret ve Ekonomik İşbirliği (SPARTECA) gibi Asya kıtasındaki entegrasyon modelleri istisnalar dışında “katma 19 NAFTA Sekretaryası internet sitesinden alınmıştır: www.nafta-sec-alena.org/ Legal Texts. 40 değer” esasına dayanmaktadır20. Japonya-Singapur Ekonomik İşbirliği Anlaşması da Avrupa ve NAFTA menşe kurallarının aksine basit tarife pozisyonu değişikliği esasında işlemektedir. Avusturalya-Yeni Zelanda Yakın Ekonomik İlişkiler Ticaret Anlaşması ANZCERTA’nın katma değer esasına dayalı liste kuralları ise; tarife değişikliğine dayalı ABD-Avusturalya Anlaşmasında esas alınan menşe kuralları seti ile değiştirilmiştir21. Asya’da nispeten daha kolay “ürün özel” kurallar seti bulunmakla birlikte; ABD menşe kurallarının etkisine, AB’nin gündeminde yer alan Güney Kore, ASEAN ve Hindistan STA’ları ile birlikte Avrupa menşe kurallarının da kıtada etkili olacağı ve menşe kuralları karmaşasının artacağı anlamına gelmektedir. 2.2.2.4 Afrika ve Orta Doğu Avrupa ve Amerika’daki -ve giderek artan oranda Asya’daki- menşe kuralları karmaşası Afrika ve Orta Doğu’da gerçekleştirilen bölgesel ticaret anlaşmalarında bulunmamaktadır. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu ECOWAS, Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı COMESA, Körfez İşbirliği Konseyi KİK düzenlemeleri %30-40 aralığında “bölgesel katma değer” ve alternatif tarife değişikliği kuralına dayanmaktadır. Bunun dışında Güney Afrika Kalkınma Topluluğu SADC menşe kuralları ise Pan-Avrupa modeline yakınsamakta olup, COMESA menşe kurallarının yeniden müzakere edilmesine ilişkin girişimler ve AB-KİK STA müzakereleri ile 20 21 ASEAN menşe kuralları için bkz. www.aseansec.org/17281.htm. Bilgi www.fta.gov.au internet sitesinden derlenmiştir. 41 kıtada liste kuralları olarak adlandırılan her biri ürün için belirlenen özel kurallarda daha karmaşık bir yapının ortaya çıkabileceğini göstermektedir. 2.2.2.5 Menşe Kuralları Rejimleri Dünyadaki menşe sistemleri “liste kurallarının” dışında “de minimis” olarak adlandırılan tolerans kuralı, kümülasyon ve menşe statüsünün ispatı gibi konular açısından da büyük farklılıklar içerebilmektedir. Genel tolerans kuralı; liste kuralı gereğince kullanılmaması gereken menşeli olmayan girdilerin, belirli bir limite kadar kullanımına izin verilmesi anlamına gelmektedir. PAAMK’ın işleyişinde örneklerle ele alınacağı üzere menşe kümülasyonu ise, aralarında Serbest Ticaret Alanı oluşturan bir anlaşmaya taraf olan ülkelerin, birbirleri menşeli girdileri sınırsız ölçüde kullanmalarına olanak tanıyan bir sistemdir. Örneğin A ve B ülkeleri arasındaki bir STA’da “gömlek” için liste kuralı “iplikten imalat” olsun. Buna göre; A ülkesinin üçüncü ülke menşeli kumaş kullanarak gömlek imal etmesi halinde, gömlek menşe kazanamayacak ve dolayısıyla tavizli rejimden yararlanamayacaktır. Ancak kümülasyon menşe kurallarında bir esneklik sağlamakta ve A ülkesinin B ülkesi menşeli girdileri (örneğin kumaşı) A ülkesi menşeli kumaş gibi kullanmasına olanak tanımaktadır. Diğer taraftan, menşe protokolünde belirtilen tüm kuralların yerine getirilmesi halinde, eşyanın tercihli menşe statüsünün kanıtlanması için uygun bir menşe ispat belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belgelerin kamu makamlarınca 42 veya (onaylanmış) ihracatçılarca düzenlenmesi mümkün olabilmektedir. Yukarıda kısaca değinilmeye çalışılan menşe sistemleri arasında bahse konu alanlarda da bir uyum bulunmamaktadır. 2.2.2.6 “Spaghetti Bowl” Etkisi Bhagwati tarafından ortaya atılan “Spaghetti Bowl” bölgeselleşme hareketlerinin hızla arttığı ve ticaret bölgeleri arasında geçişliliğin kısıtlandığı bir dünya ticaret sistemini tanımlamak üzere kullanılmaktadır. Bhagwati ayrımcı uygulamanın bulunmadığı bir DTÖ sisteminde menşe kurallarına ihtiyaç olmayacağını, DTÖ’ye üye bir ülkeden gelen eşyanın, tek bir MFN vergi oranı ile karşılaşacağını belirtmektedir. Ancak tercihli tarife uygulamasına izin veren Anlaşmalar, bazı ülkeler lehine yarattığı ayrımcı uygulama ile ekonomik olarak etkin olmayan üretim ağlarının (menşe kurallarının yatırım etkisi) oluştuğuna dikkat çekmiştir (Bhagwati; 1995). Tabak uluslararası ticaret sistemini tanımlarken, içerde geçişliliği olmayan farklı sistemlerle bir karmaşa tablosu ortaya çıkmakta, farklı menşe kuralları bu tabloyu daha ağırlaştırmaktadır. Örneğin Meksikalı bir ihracatçı ABD ve AB’ye tercihli rejim kapsamındaki ihracatında, üretim ve tedarik tercihlerini de etkileyebilecek, farklı tercihli düzenlemeler ve menşe kuralları ile karşılaşmaktadır. 43 2.2.2.7 Menşe Kümülasyonun Etkisi Günümüzde dünya ticaret sistemi daha fazla tercihli ticaret anlaşmaları ile şekillenmekle birlikte, herbir anlaşma birbirinden oldukça farklı formülasyonlara sahip menşe kuralları içermektedir. Farklı ticaret blokları arasındaki farklılıkların yanısıra, aynı ülke ihracatçıları farklı ülkelerle tercihli düzenlemelerinde, farklı menşe kuralları ile karşılaşabilmektedirler. Avrupa kıtasında 1990’larda karşılaşılan söz konusu sorun, taraflar arasında aynı menşe kurallarına sahip STA’ların yürürlüğe sokulması ve “çapraz kümülasyona” izin verilmesi ile aşılmaya çalışılmıştır. Çapraz Kümülasyonu Gasiorek (2007) tarafından kullanılan çerçeve kullanarak açıklamak üzere; AB’nin B ve C ile belirtilen ülke/ülke grupları ve B ve C’nin de kendi aralarında STA’ları olduğunu, çapraz kümülasyona izin verilmediğini ve gömlek için menşeli olmayan girdi kullanılması halinde yapılması gereken işçiliğin “iplikten imalat” olduğunu varsayalım. Hem B menşeli gömlekler hem de C menşeli kumaş, ayrı ayrı AB pazarına gümrük vergisi ödemeksizin girebilmektedir. Ancak C menşeli kumaştan B ülkesinde üretilmiş gömlek menşe kazanamadığından (C ülkesi menşeli kumaş AB-B ticaretinde üçüncü ülke menşeli olarak değerlendirildiğinden) AB pazarına MFN vergisi ödeyerek ihraç edilebilecektir. Tüm ülkeler arasında STA’ların bulunduğu göz önüne alındığında söz konusu kısıtlama taraf ülkeler arasında kümülasyona izin verilmesi ile çözülebilir: C menşeli kumaş AB pazarına tercihli ticaret kapsamında ihraç edilebildiğine göre, B 44 ülkesindeki imalat sürecinde, B ülkesi menşeli olarak değerlendirilecek; bir başka deyişle kümüle edilecektir. Elbette söz konusu sistemin işleyebilmesi, eş menşe kurallarına sahip STA’lar ağının tamamlanmasına bağlı olup, PAAMK özelinde konu tekrar ele alınacaktır. Bu noktada, kümülasyonun bir serbest ticaret alanında ticaret üzerinde yaratabileceği olası etkiler, Şekil 2 yardımıyla incelenebilir. Serbest ticaret alanının çevre ülkeleri (B ve C ülkeleri) arasında ticaretin; ticaret yaratıcı ve ticaretin yönünü değiştiren etkiler nedeniyle artacağı söylenebilir. Ticaret yaratıcı etki B’nin kendisi üretmek yerine C’den (ve tam tersi) temin edebilme imkanı dolayısıyla ortaya çıkmakta ve menşe kurallarının ticareti azaltan etkisini tersine çevirmektedir. İkinci etki ise B ülkesinin AB’den temin edebildiği ara mallarını (örnekte kumaş) artık daha etkin olması halinde, C’den de temin edebilmesi dolayısıyla oluşmaktadır. Bununla birlikte merkezden çevreye ticaret akışında yeniden yönledirici etki nedeniyle bir azalma olabilir. Ancak merkez ülkesi olan AB’nin ara malı teminini kümülasyon imkanı nedeniyle ülkeler arasında yeniden yönlendirmesi (örneğin C yerine B’den tedarik etmesi) nedeniyle çevreden merkeze ticaret akışında bir artış olabilir. Ticaret akışındaki toplam etki, iki etki arasındaki ilişkiye bağlı olacaktır. Taraf ülkeler ile ‘dünyanın geri kalanı’ arasındaki ticaret akışında ise iki etki ile karşılaşılabilir. Örneğin B ülkesinin daha etkin üçüncü ülke ara malları yerine, kümülasyona imkan tanındığından, C ülkesinden tedarik etmeyi tercih etmesi halinde ticaret sapması söz konusu olacaktır. Diğer taraftan menşe kuralına göre, C’den 45 tedarik edilen menşeli girdiler dolayısıyla, eğer B ülkesinin daha fazla üçüncü ülke menşeli girdi kullanmasına rağmen, nihai ürün menşe statüsü kazanabiliyorsa; 1) söz konusu ithalat daha pahalı taraf ülke (örn. AB) ithalatının yerini alıyorsa ticaretin yeniden yönlendirilmesi ve 2) söz konusu ithalat iç üretimin yerini alıyorsa ticaret yaratıcı etki söz konusu olacaktır. Şekil 2 Menşe Kümülasyonunun Ticaret Üzerindeki Etkileri B Ülkesi %30 İhracat ↓↓(TS) İhracat ↑ (TY, TR) Dünyanın geri kalanı İhracat↑↑ (TY, TR) C Ülkesi %20 İhracat↑ veya ↓ (TY, TR) İhracat ↓↓(TS) İhracat ↑ (TY, TR) İhracat↑ veya ↓ (TY, TR) İhracat ↓↓(TS) İhracat ↑ (TY, TR) AB Çapraz kümülasyonun etkileri: %5 Ticaret yaratıcı (TY): ithalat daha verimsiz yerel üretimin yerini alıyor. Ticaretin yeniden yönlendirilmesi (TY): ithalat daha etkin dış tedarikçiye yöneliyor. Dünyanın geri kalanı Ticaret sapması (TS): ithalat daha etkin üçüncü ülkeden, “taraf ülkeye” yöneliyor. Şekil içindeki yüzdeler MFN oranlarını göstermektedir. 46 2.3 Bir Dış Ticaret Politikası Aracı olarak “Menşe Kuralları” Menşe kuralları tavizlerin doğru ülke tarafından kullanılması, yani ticaretin sapmaması için gerekli olmakla birlikte, söz konusu ekonomik amacın ötesinde kullanılabilmektedir. Tercihsiz menşe kurallarının uyumlaştırılması çalışmalarının 3 yılda bitirilmesi öngörülürken, 12 yıllık süreç sonunda henüz tamamlanma aşamasına gelinememiştir. Hem eşya bazında kurallarda hem de Anlaşmanın mimarisi üzerinde çalışmalar sürmektedir. Hatta anlaşmanın hangi alanlarda kullanılacağı konusunda da bir uzlaşma oluşmamıştır. Esasen tercihsiz menşe kurallarındaki söz konusu tartışmalar, tercihli menşe kurallarındaki farklılıkların yansıması olarak değerlendirilebilir. Ülkeler ekonomilerinin hassasiyetleri, bürokrasiye getirdiği yük, ilgili sektörlerin lobi faaliyetleri vb. hususları göz önüne alarak kendi menşe kurallarını oluşturmaktadırlar. Söz konusu menşe kuralları birer ticaret politikası aracı olarak kullanılmakta ve STA’lar ile tanınan tavizleri potansiyelin altına düşürmektedir. Bu durum STA’ların politik olarak kabul edilebilirliğini de arttırmaktadır. Dolayısıyla ilgili sektör lobileri kuralların değişmesine engel olabilmektedir (Duttagupta, 2003). Örneğin Dünya ticaretinde gerçekleşen değişikliklere rağmen Topluluk tarafından PAAMK menşe protokolünde kullanılan liste kuralları ile 1970’lerde oluşturulan ve EFTA ülkeleri ile yürütülen anlaşmaların liste kuralları arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır. (Estevadeordal, 2007; 15). Üçüncü Bölümde açıklanacağı üzere, AT ile aramızdaki gümrük birliği dolayısıyla menşe kuralları da dahil olmak üzere Topluluğun tercihli gümrük rejimini 47 üstlenme yükümlülüğümüz bulunmaktadır. Dolayısıyla, Topluluk üretim şartları gözetilerek oluşturulan menşe kuralları, ülkemiz tarafından, Topluluk Ticaret Politikasına uyum kapsamında yürürlüğe giren ya da müzakere edilen STA’larımızda aynen kullanılmaktadır. Bir başka deyişle, dünyada giderek önemi artan ve birer ticaret politikası aracı olarak kullanılan “menşe kurallarına” ilişkin ülkemizin hareket kabiliyeti sınırlıdır. 48 3 3.1 3.1.1 TOPLULUK VE TÜRKİYE’NİN TERCİHLİ TİCARET POLİTİKASININ MENŞE KURALLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ AT’de Tercihli Menşe Kuralları Giriş Ticaret politikası eşyanın, veri bir pazara girişinde menşe ülkesine göre farklılaştırılmış muameleye tabi tutulmasını gerektirmekte; tercihli menşe kuralları da eşyanın “ekonomik milliyetini” ve dolayısıyla tercihli düzenlemelerden yararlanabilme kabiliyetini belirlemektedir. Bu bölümde ilk olarak Topluluk tarafından kullanılan menşe kuralları hakkında bilgi verilecek, daha sonra Topluluk ve Türkiye’nin tercihli gümrük rejimi menşe kuralları da göz önünde bulundurularak anlatılacaktır. 3.1.2 Menşe Kurallarının Temelleri Tüm menşe düzenlemelerinin amacı aynı olsa bile, belli detaylarda farklılıklar içermektedir. Dolayısıyla ilgili tercihli rejime ilişkin resmin tamamını görebilmek için söz konusu düzenlemenin kendisini incelemek gerekmektedir. Bununla birlikte Avrupa menşe kuralları –Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi gibi karşılıklı olmayan düzenlemeler de dahil olmak üzere- genel olarak ortak hükümlere dayanmaktadır. Ortak prensipler arasında menşe statüsü, kümülasyon, yetersiz işlemler, genel tolerans kuralı, geri ödeme yasağı, ülkesellik ilkesi, doğrudan 49 nakliyat, menşe ispat belgesi ve idari işbirliğine ilişkin hususlar yer almaktadır. Söz konusu hususlar Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sisteminin işleyişinin incelenmesinde daha detaylı olarak ele alınacak olmakla birlikte, AB’nin tercihli ticaret politikasının menşe kuralları açısından değerlendirilebilmesi amacıyla aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır. 3.1.2.1 Menşe Statüsü AB’nin tercihli düzenlemelerindeki temel prensibe göre eşyanın tercihten yararlanan ülke menşeli olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu eşyanın ya ‘tamamen elde edilme’ ya da ‘yeterli işlem ya da işçilik’ kuralını karşılamış olması gerekmektedir. Eğer bir ürün tamamen bir ülkede elde edilmiş ya da üretilmiş, yani söz konusu ürünün imalat sürecine başka bir ülke dahil olmamışsa; ürün doğal olarak o ülke menşeini kazanmış sayılır. Ancak ürünün imalatına iki ya da daha fazla ülkenin katıldığı durumlarda, en son esaslı işçiliğin test edilmesi; bir başka deyişle ilgili ülkede yapılan işlemin esaslı bir dönüşüm yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla tercihsiz menşe kurallarında da belirtilen 3 temel yöntem kullanılmaktadır. 1) Tarife pozisyonu değişikliği, 2) Katma Değer, 3) Teknik sınama: belli bir üretim aşamasının gerçekleştirilmesi 50 Genel olarak Topluluğun tercihli düzenlemeleri ‘imal edilen ürünlerin menşe statüsü kazanabilmesi için menşeli olmayan ürünlere uygulanması gereken işçilik ve işlemleri’ yani ‘liste kurallarını’ ve öncesinde söz konusu liste kurallarına ilişkin ‘giriş notlarını’ içeren iki ek içermektedir. “Liste Kuralları” ürün bazında anlaşmaya göre farklılık gösterebileceğinden ilgili düzenlemenin incelenmesi gerekmektedir. Liste kurallarında en sık rastlananlar aşağıda sunulmaktadır: - Sadece tamamen elde edilmiş maddelerin kullanılması, - Belirli pozisyonlarda sınıflandırılan menşeli olmayan girdilerin kullanımının engellenmesi, - Belirli işlem ya da işçilik aşamasının ilgili ülkede gerçekleştirilmesi. - Fabrika çıkış fiyatı (FÇF) esas alınarak, belirli bir ‘katma değer’ eşiğinin aşılması. - Farklı kuralların kombinasyonu. - İki kural arasında seçim şansının tanınması (4. sütun) Diğer taraftan fabrika çıkış fiyatı (FÇF), ürün için ilgili ülkede, nihai işçilik veya işlemin gerçekleştirilmesini üstlenen imalatçıya fabrika çıkışı itibariyle ödenen, kullanılan bütün madde fiyatlarının dahil edilmiş olduğu, elde edilmiş ürünün ihracında geri ödenmiş veya ödenecek yurtiçi vergilerin tenziliyle bulunan fiyat olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu fiyat, imalatta kullanılan tedarik edilmiş tüm maddelerin maliyetlerini, imalatçı tarafından fiilen üstlenilen diğer masrafları ve karı içermektedir. 51 Aşağıda sırasıyla söz konusu durumlara PAAMK Sistemi esas alınarak örnekler verilmiştir: Tablo 3 "Liste Kurallarına" ilişkin örnekler AS Kodu (1) Fasıl 02 y 4407 Ürünün Tanımı (2) Etler ve yenilen sakatat Menşeli olmayan girdilere uygulanarak menşe statüsü veren işçilik veya işlemler (3) veya (4) Kullanılan Fasıl 1 ve 2’de yer alan tüm girdilerin tamamıyla elde edildiği imalat Uzunlamasına testere ile biçilmiş veya yontulmuş, dilimlenmiş veya yaprak halinde açılmış, kalınlığı 6mm.yi geçen ağaçlar (rendelenmiş, zımparalanmış veya (V) şeklinde bağlantı teşkil etmiş) Müzik aletleri; bunların aksam, parça ve aksesuarı Rendeleme, zımparalama veya (V) şeklinde bağlantı teşkil etme 2202 Sular (mineral sular ve gazlı sular dahil) (ilave şeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmış veya lezzetlendirilmiş) ve alkolsüz diğer içkiler (2009 pozisyonundaki meyva veya sebze suları hariç) - Ürünün yer aldığı pozisyon dışındaki herhangi bir pozisyonda yer alan girdilerden, - kullanılan Fasıl 17'de yer alan tüm girdilerin (şeker vb.) kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının % 30'unu geçmeyen, ve -kullanılan meyva suyunun (ananas, küçük limon ve üzüm suları hariç) menşeli olduğu, imalat 7013 Sofra, mutfak, tuvalet, yazıhane, ev tezyinatı ve benzeri işler için cam (7010 ve 7018 pozisyonundakiler hariç) Ürünün yer aldığı pozisyon dışındaki herhangi bir pozisyonda yer alan girdilerden imalat Fasıl 92 Kullanılan tüm girdilerin kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının % 40’ını geçmeyen imalat 52 veya kesilmemiş cam eşyanın kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının % 50’sini geçmemesi koşuluyla cam kesim işlemi veya elde üflenmiş cam eşyanın kıymeti ürünün fabrika çıkış fiyatının % 50’sini geçmemesi koşuluyla elde üflenmiş cam eşyanın elde dekore edilmesi (serigrafi baskısı hariç) 8411 Turbojetler, turbopropellerler ve diğer gaz türbinleri - Ürünün yer aldığı pozisyon dışındaki herhangi bir pozisyonda yer alan girdilerden, ve - kullanılan tüm girdilerin kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının % 40’ını geçmeyen, imalat. Kullanılan tüm girdilerin kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının %25’ini geçmeyen imalat. AB’nin içinde bulunduğu tercihli düzenlemelerde, 500 civarında değişik ürün grubuna tekabül eden yaklaşık 550 liste kuralı ve yaklaşık 110 alternatif kural kullanılmaktadır. Aşağıdaki tabloda alternatif kurallar hariç olmak üzere, kullanılan liste kurallarına ilişkin bilgi sunulmaktadır. 53 Tablo 4 AT “Liste Kuralları” Grupları TE TD TK KD TE+TD TE+KD 29 98 150 128 4 4 5,3% 18% 27,5% 23,5% 0,7% 0,7% TD+KD TK+KD TE+TD+KD Setler+KD Kuralsız TOPLAM 94 28 2 2 6 545 17,2% 5,1% 0,4% 0,4% 1,1% 100% Kaynak: Avrupa Komisyonu, Etki Analizi, (2007) TE: tamamen elde edilmiş (halihazırda menşeli olan) eşya TD: tarife pozisyonu değişikliği (pozitif ya da istisnalar dolayısıyla negatif sınama) KD: katma değer TK: teknik kriter (özel işlem sınaması) Kuralsız: Herhangi bir pozisyonda yer alan girdilerden imalat Bununla birlikte, özellikle Topluluğun tercihli gümrük rejiminden faydalanan az gelişmiş ülkelerin talepleri doğrultusunda, daha basit ve yararlanan ülkelerin ekonomik kalkınmalarını destekleyecek menşe kurallarının benimsenmesi yönünde uzun tartışmaların sonucunda, tercihli menşe kurallarının geleceğine ilişkin bir bildirim (COM(2005), 16/03/2005) Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilmiştir. Söz konusu bildirim, menşe kuralları için 3 ayaklı bir reformu içermektedir: 1) menşe statüsünün kazanılması için uygun menşe kuralları 2) uygun bir yönetim ve kontrol mekanizması ve 3) yasal ticaret için güvenli bir ortam. Bir başka deyişle söz konusu reform, menşe kurallarının daha basit ve uygulanabilir olması ile yönetim ve kontrolün, olası suistimalleri ve kaçakçılığı engelleyecek şekilde geliştirilmesini içermektedir. 54 Bildirim tüm tercihli ticaret düzenlemelerinin menşe kurallarını kapsamakla birlikte, ilk olarak Topluluğun (ve dolayısıyla Türkiye’nin) gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelere yönelik tek taraflı tavizler verdiği Genelleştirilmiş Tercihler Sisteminde22 (GTS) uygulanması kararlaştırılmıştır. Avrupa Komisyonu Gümrük Kodu Komitesi Menşe bölümünde sunulan etki analizine ilişkin belgelerde, tavizlerin kullanım oranlarının ülkelere ve sektörlere göre değişkenlik göstermekle birlikte, menşe kurallarının katılığı da dahil çeşitli sebeplerle düşük kaldığı kabul edilmekte ve en düşük yararlanma oranlarına tekstil ve hazır giyim sektöründe karşılaşıldığı belirtilmektedir. Ayrıca 1970’li yıllarda oluşturulan söz konusu menşe kurallarının, üretimin küreselleşmesi eğilimine uyum sağlayamadığı ifade edilmektedir. Doğal olarak menşe kuralları esas olarak, tavizler ile MFN oranı arasındaki marjın nispeten yüksek olduğu sektörlerde etkili olabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin yoğunlaştığı ve Topluluk açısından da hassas olan sektörler; tekstil ve hazır giyim, balıkçılık, işlenmiş tarım, ayakkabı ve makine sektörleridir. Liste kuralları açısından en önemli hedef, hassas sektörler için ek kriterlerle birlikte, katma değer kuralına dayalı tek bir metodun kullanılması olup, bu değişikliğe ilişkin bir etki analizi Komisyon ilgili Genel Müdürlükleri hazırlanmıştır. 22 GTS 179 lehtar (ya da yararlanan) ülkeye taviz tanınan tek taraflı bir düzenleme olup, gelişmekte olan ya da en az gelişmiş ülkelerin dünya ekonomisine eklemlenmesi yoluyla ekonomik ve sosyal kalkınmalarını destekleme amacı taşımaktadır. 55 3.1.2.2 Menşe Kümülasyonu İkinci Bölümde açıklandığı üzere; “menşe kümülasyonu”, aralarında Serbest Ticaret Alanı oluşturan bir anlaşmaya taraf olan ülkelerin, birbirleri menşeli girdileri sınırsız ölçüde kullanmalarına olanak tanıyan bir sistemdir (Dayıoğlu; 2003; 35). Bir başka deyişle kümülasyon terimi A ülkesi menşeli ürünlerin, sanki B ülkesi menşeli ürünlermiş gibi, B ülkesinde işlenmesine ya da B ülkesi menşeli ürünlere ilave edilmesine izin veren bir sistemi tanımlamak üzere kullanılmaktadır. Bu durumda nihai ürün, parçaların basit montajı ya da dokumaya elverişli maddelerin ütülenmesi gibi hiçbir şekilde menşe statüsü kazandırmaya yetmeyen işlemlerin ötesinde bir işçiliğe tabi tutulmuş olması halinde, B ülkesi menşei kazanacak, yeterli işçilik veya işleme tabi tutulmasına; yani liste kurallarının karşılanmasına gerek kalmayacaktır. Menşe kümülasyonunun üç türü bulunmaktadır: İkili Kümülasyon Menşe kümülasyonunun en basit halini ifade eden ikili kümülasyon sadece STA’ya taraf iki ülke arasında işlemektedir. STA’ya taraf bir ülke menşeli girdiler, yalnızca diğer taraf ülkede yetersiz işçilik veya işlemlerin ötesinde bir işçilik veya işlemden geçerlerse o ülkenin menşe statüsünü kazanabilirler. Örnek: Topluluk ve Mısır arasındaki STA çerçevesinde; Topluluk menşeli keten kumaş kesilerek giyim eşyası imal edilmek üzere Mısır’a ihraç ediliyor. Giyim 56 eşyası daha sonra tekrar Topluluğa ihraç ediliyor. Topluluk menşeli kumaş sanki Mısır menşeliymiş gibi değerlendirildiğinden ve yapılan işlem yetersiz işlemlerin ötesinde olduğundan nihai ürün Mısır tercihli menşeini kazanmaktadır. Çapraz Kümülasyon İkiden fazla ülkenin tek bir STA’ya taraf olduğu ya da ikili STA’ların birbirleri ile ilişkilendirilmesi durumunda geçerli kümülasyon türüdür. Diğer bir deyişle, çapraz kümülasyon aralarında eş menşe kuralları ve kümülasyona ilişkin hükümler içeren STA’lar bulunan ikiden fazla ülke arasında işlemektedir. Örnek: İkili kümülasyona ilişkin örnek çerçevesinde, Topluluk, Mısır ve bu kez Fas arasında, aynı menşe kurallarına sahip ve çapraz kümülasyonu öngören serbest ticaret anlaşmaları ağının bulunması halinde, Topluluk menşeli girdiler kullanılarak imal edilen Mısır menşeli eşya, Fas’ta tercihli rejimden yararlanabilecektir. Diğer taraftan ayrı bir tür olarak da ele alınabilen ‘bölgesel kümülasyon’ ise GTS kapsamında lehtar bölgesel bir grup arasında işleyen bir çapraz kümülasyon türüdür. Örneğin ilgili düzenlemede belirtilen idari şartların sağlanması halinde ASEAN ülkeleri çapraz kümülasyon olanaklarını kullanarak Topluluk (ya da Türkiye) pazarına tercihli rejimden yararlanarak girebilmektedirler. 57 Tam Kümülasyon Tam kümülasyon, tek bir STA’ya taraf olan veya ikili STA’lar ile birbirlerine bağlı ülkeler arasında, herhangi bir eşyanın menşe statüsü kazanabilmesi için birden fazla taraf ülkede gerçekleştirilen işçilik veya işlemlerin bir arada değerlendirilmesine olanak veren kümülasyon türüdür. PAAMK kapsamında tam kümülasyon, Topluluk, İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn’ın taraf olduğu Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) içerisinde işlemektedir. Daha sonra değinileceği üzere, Topluluk ve ülkemizin Tunus, Fas ve Cezayir ile Anlaşmalarında da tam kümülasyon hükümlerine yer verilmiş olmakla birlikte, söz konusu olanak AEA tam kümülasyonundan farklı olarak PAAMK çapraz kümülasyonu sistemi haricinde tutulmuştur. Örnek: Hindistan menşeli pamuk ipliğinin kumaş imal edilmek üzere Portekiz’e ihraç edildiğini düşünelim. Kumaş için menşe kuralı (liste kuralı) ‘liflerden imalat’ olduğundan ürün Portekiz’de menşeli olmayan statüsünü korumaktadır. Menşeli olmayan kumaş, Portekiz’den giyim eşyası üretilmek üzere Norveç’e gönderilsin. Norveç’te imal edilen kumaş, Portekiz’de gerçekleştirilen işlemin ilave edilmesi ile liste kuralında giyim eşyası için öngörülen ikili dönüşümü (iplikten kumaş, kumaştan giyim eşyası) karşılamakta ve AEA tercihli menşei kazanmaktadır. Söz konusu eşya PAAMK çapraz kümülasyonu kapsamında değerlendirildiğinden, eşya sisteme taraf ve kümülasyonun uygulanabilir olduğu ülkelere sevkedilebilecektir. Aynı örnekte ülkemiz ile Tunus, Fas ve Cezayir tam kümülasyonu sonucu elde edilen ürün ise söz konusu sistemden yararlanamamakta, sadece anılan ülkelerde tercihli rejimden faydalanabilmektedir. 58 3.1.2.3 Yetersiz İşlem ya da İşçilik Tüm menşe düzenlemeleri, “minimum işlemler” olarak da adlandırılan ve tek tek ya da kombinasyonları menşe kazandırmayan işlemlere ilişkin bir madde içermektedir. İmal edilen ürünün menşe statüsü kazanabilmesi için menşeli olmayan maddelere uygulanması gereken işçilik veya işlem listesinde belirtilen kural karşılansa dahi, yapılan işlem yetersiz bir işlemse, nihai ürün menşe statüsü kazanamayacaktır. Diğer taraftan daha önce belirtildiği üzere, kümülasyon sisteminin uygulanması halinde liste kuralını karşılamaksızın, anılan yetersiz işlemleri aşan bir işlem ya da işçilik menşe statüsü kazandırmaya yetmektedir. İlgili ülkede, yetersizin altında bir işlem yapılması halinde eşya, en yüksek katma değeri sağlayan ülke menşeli olarak değerlendirilmekte; ilgili ülkede hiçbir işlem yapılmaması halinde ise ithal edilen taraf ülke maddeleri, menşe statülerini korumaktadırlar. Örnek: Topluluk menşeli parfümün, fıçılar ile İsrail’e ihraç edildiğini, İsrail’de şişeleme ve paketleme işleminin yapıldığını düşünelim. İsrail’de yapılan işçilik PAAMK model menşe protokolüne göre yetersiz işlemler arasındadır ve paketlenmiş nihai ürün Topluluk menşeini korumaktadır. 3.1.2.4 Genel Tolerans Kuralı De minimis kuralı olarak da bilinen tolerans kuralı, bir tercihli anlaşmaya taraf ülke imalatçılarının genellikle ürünün fabrika çıkış fiyatına göre belirlenen bir 59 limite kadar menşeli olmayan girdi kullanmalarına olanak sağlamaktadır. Bununla birlikte doğal olarak liste kuralı katma değer sınaması çerçevesinde belirlenmişse, belirlenen yüzde tolerans kuralının kullanılması ile aşılamamaktadır. Ayrıca genel tolerans kuralı 50-63 ıncı Fasıllar arasında sınıflandırılan tekstil ürünleri için kullanılamamaktadır23. Söz konusu tolerans tercihli düzenlemeler arasında farklılık %10 ya da %15- göstermektedir. 3.1.2.5 Geri Ödeme Yasağı Topluluğun tercihli düzenlemelerinde temel prensip, ithal edilen maddeler için geçerli gümrük vergilerinin kesin olarak ödenmesi, bir geri ödeme uygulamasından yararlandırılmamasıdır. Temelde iç piyasaya üretim yapan serbest ticaret alanı üreticilerini korumayı ve özellikle bölge içi ticareti arttırmayı amaçlayan kural, göreceli gümrük vergileri yüksek olan ülkeler –Akdeniz ülkeleri gibiaçısından bazı istisnalar içermektedir. 3.1.2.6 Ülkesellik İlkesi ve Doğrudan Nakliyat Kuralı Ülkesellik ilkesi işlem ya da işçiliğin sadece anlaşmaya dahil ülkelerde yapılmasını şart koşmaktadır. Bununla birlikte modern üretim sürecinde bazı işlemler için ürünlerin serbest ticaret alanı dışına sevkedilmesi gerekebilmekte olup, belli koşullar altında –hariçte işleme rejimi gibi- söz konusu işlemlere izin verilmesi anılan madde altında gerçekleşmektedir. 23 Tekstil ürünleri için ise liste kurallarına ilişkin ‘Giriş Notlarını’ içeren ekte bazı toleranslara yer verilmektedir. 60 Menşe protokolleri menşeli ürünlerin bir taraf ülkeden diğerine sevkedilmesine ilişkin hükümleri de içermektedir. Bu çerçevede, “doğrudan nakliyat” kuralının amacı ihracatçı taraf ülkeden ayrılan eşya ile ithalatçı taraf ülkeye gelen eşyanın aynı olması; bir başka deyişle taraf olmayan ülkelerden geçişlerde eşyanın, iyi koşullarda muhafaza edilmesi için gerekenler dışında, bir işlem ya da işçilikten geçmemesi ve transit ülkesi gümrük gözetiminden çıkmamasıdır. 3.1.2.7 Menşe İspat Belgesi Menşe protokollerinde belirtilen şartların sağlanması ile kazanılan menşe statüsü, ithalatçı ülke gümrük idaresine sunulacak, usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir menşe ispat belgesi ile kanıtlanmalıdır. Menşe ispat belgesi ilgili tercihli düzenlemeye göre farklılık gösterebildiğinden, yine söz konusu düzenleme incelenmelidir. 3.1.2.8 İdari İşbirliği Yöntemleri Menşe konusundaki tüm düzenlemelerde bulunan ‘idari işbirliği’, kuralların doğru uygulanmasını garanti altına almak üzere taraf ülke yetkili makamları arasındaki işbirliğini ifade etmektedir. Menşe ispat belgelerinin düzenlenmesinde kullanılan mühür örneklerinin ve iletişim bilgilerinin paylaşılması ve ithalatçı ülkeye ibraz edilen belgenin doğruluğunun ve gerçekliğinin kontrolünün yapılması söz konusu madde hükümleri kapsamında gerçekleştirilmektedir. 61 3.2 3.2.1 Topluluk Tercihli Ticaret Politikası Giriş Topluluk tercihli ticaret düzenlemelerinin itici gücünü, ticari amaçlar kadar dış politika ve güvenlik amaçları da oluşturmaktadır. DTÖ Genel Müdürü ve AB Komisyonunun Ticaretten sorumlu eski üyesi Pascal Lamy (2002; 1403) “özellikle Ortak Dış ve Güvenlik Politikası öncesi AB’nin temel dış politika aracının ticaret tavizleri olduğunu” ve bu doğrultuda “AB’nin hemen hemen tüm ülkelerle tercihli ticaret düzenlemelerine sahip olduğunu” belirtmektedir. Topluluğun farklı STA’larının farklı amaçlarla oluşturulduğu görülmektedir. Avrupa-Akdeniz Ortaklık Anlaşmaları, ekonomik kalkınmayı ve böylece politik istikrarı sağlama amacı taşımaktadır. EUR-MED süreci ile sağlanacak ekonomik kalkınma hem bölgede istikrar ortamı yaratacak ve potansiyel fundementalist tehditleri azaltacak hem de Avrupa’ya dış göçün kontrol altına alınması gerçekleştirilmiş olacaktır. Batı Balkan ülkeleri ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşmaları da Avrupa’nın güvenliğini temel alan entegrasyon girişimleridir. AB’nin AKP ülkeleri ile Anlaşmaları ve müzakere aşamasındaki Ekonomik Ortaklık Anlaşmaları (EPA) ise gelişmemiş ülkelerin ekonomik kalkınmalarına destek amacı taşımaktadır. Diğer taraftan Topluluğun Meksika, Güney Afrika ve Şili ile ikili anlaşmaları ve müzakere ya da öneri aşamasındaki Anlaşmalarının ise daha “ticari” gerekçeleri olduğu anlaşılmaktadır. Ticari gerekçeler; 1) üçüncü ülkeler arasındaki STA’ların 62 ticaret sapmasına yol açan etkisinin dengelenmesi ve 2) hızlı ekonomik büyüme sağlayan bölge ya da ülkeler ile stratejik bağların kurulmasını içermektedir. Örneğin Woolcock’a (2007) göre; NAFTA sonrası Topluluğun Meksika ile ticaretinde yaşanan büyük düşüş, AT-Meksika STA’sını motive etmiş görünmektedir. Ayrıca Mercosur ile yürütülen STA müzakereleri ve Şili ile gerçekleştirilen STA, Latin Amerika ile stratejik bağların güçlendirilmesi ve Küba gibi bazı ülkeler hariç olmak üzere Alaska’dan Şili’ye tüm kıtayı kapsaması öngörülen “Amerikalar Serbest Ticaret Anlaşması (FTAA)” öncesi pazara giriş açısından, dezavantajlı duruma düşmeme amaçları ile geliştirilmiştir. STA’lar Topluluk tarafından zaten kullanılan araçlar olmakla birlikte, çeşitli faktörler Topluluğun daha fazla STA içerisinde yer almasına yol açmaktadır. İlk olarak DTÖ Doha Kalkınma Gündemi çok taraflı müzakerelerinde AB’nin kapsamlı hedeflere ulaşılması yönündeki taleplerinde sıkıntılar bulunmaktadır. 2003 Cancun Bakanlar Konferansı sonrası Singapur Konuları olarak bilinen yatırım, rekabet ve kamu alımlarında şeffaflık konularının gündem dışında kalması, hizmetler ve tarım dışı piyasalara giriş (NAMA) konularında ilerleme sağlanamaması, DDA ve DTÖ politika alanlarında başarı potansiyelinin sınırlı olduğunu göstermektedir24. İkinci olarak ABD’nin STA’lara ilişkin aktif tutumu, AB’nin de daha aktif olmasını gerektirmiştir. Bununla bağlantılı üçüncü bir neden Avrupalı ihracatçı ve yatırımcıların özellikle yükselen Asya pazarı ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik talepleridir (Woolcock, 2007; 5). 24 Ayrıntılı bilgi için bkz. www.dtm.gov.tr/ İkili ve Çok Taraflı İlişkiler/ DTÖ ve Türkiye. 63 3.2.2 Topluluk Tercihli Ticaret Düzenlemeleri AB’nin tercihli ticaret düzenlemeleri ve menşe protokolünün yapısına ilişkin bilgi Tablo 5’te sunulmaktadır. Topluluğun tercihli düzenlemelerin tamamının anlaşılabilmesi amacıyla, menşe esası yerine serbest dolaşım esasına dayanan gümrük birliği ilişkileri de, Tablonun sonunda belirtilmiştir. Tablo 5 AT Tercihli Ticaret Düzenlemeleri Tercihli Düzenleme Menşe Protokolü ve Kümülasyon Hükümleri Türkiye (Gümrük Birliği kapsamı dışında kalan eşya) - AKÇT ürünleri (01.01.1997) Anlaşma, OJ L 227, 07.09.1996 - Tarım Ürünleri (01.01.1998) 1/98 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı OJ L 86, 20.03.1998 Protokol 1 Pan-Avrupa Çapraz Kümülasyonu Protokol 3 Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz Kümülasyonu EFTA Ülkeleri İsviçre -Sanayi Ürünleri (01.01.1973) STA, OJ L 300, 31.12.1972 Protokol 3 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu (a) -Tarım Ürünleri (01.06.2002) Anlaşma, OJ L 114, 30.4.2002 Tarım ürünleri Anlaşmasının 4 üncü maddesi (3 nolu EFTA Prtokolüne atıf yapan) İzlanda (01.04.1973) STA, OJ L 300, 31.12.1972 Protokol 3 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu 64 Norveç (01.07.1973) STA, OJ L 171, 27.06.1973 Protokol 3 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu Avrupa Ekonomik Alanı Ortaklık Anlaşması, OJ L 1, 03.01.1994 Protokol 4 Tam ve kümülasyonu Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz Batı Balkan Ülkeleri Makedonya (01.06.2001) İstikrar ve Ortaklık Anlaşması, OJ L 84, 20.03.2004 Protokol 4 İkili Kümülasyon Hırvatistan (01.01.2002) İstikrar ve Ortaklık Anlaşması, OJ L 26, 28.01.2005 Protokol 4 İkili Kümülasyon Akdeniz Ülkeleri Cezayir (01.09.2005) Avrupa Akdeniz Ortaklık Anlaşması, OJ L 265, 10.10.2005 Protokol 6 ‘Mağrip’ ikili, çapraz ve tam kümülasyonu Tunus (01.03.1998) Avrupa Akdeniz Ortaklık Anlaşması OJ L 97, 30.03.1998 Protokol 4 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz ve tam kümülasyonu Fas (01.03.2000) Avrupa Akdeniz Ortaklık Anlaşması OJ L 70, 18.03.2000 Protokol 4 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz ve tam kümülasyonu İsrail (01.06.2000) Avrupa Akdeniz Ortaklık Anlaşması OJ L 147, 21.06.2000 Protokol 4 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu 65 Filistin (01.07.1997) Avrupa Akdeniz Ortaklık Anlaşması OJ L 187, 16.07.1997 Protokol 3 İkili Kümülasyon Mısır (01.06.2004) Avrupa Akdeniz Ortaklık Anlaşması OJ L304, 30.09.2004 Protokol 4 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu Ürdün (01.05.2002) Avrupa Akdeniz Ortaklık Anlaşması OJ L 129, 15.05.2002 Protokol 3 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu Lübnan (01.03.2003) Avrupa Akdeniz Ortaklık Anlaşması OJ L 262, 30.09.2002 Protokol 4 İkili ve çapraz kümülasyon Suriye (01.07.1977) (b) İşbirliği Anlaşması OJ L 269, 27.09.1978 Protokol 2 İkili Kümülasyon Diğer Ülkeler ve Bölgeler Andorra (Gümrük Birliği kapsamı eşya) Anlaşma OJ L 374, 31.12.1990 Faroe Adaları/Danimarka (01.01.1997) Anlaşma, OJ L 53, 22.02.1997 Afrika, Karayip ve Pasifik (AKP) ülkeleri Ortaklık Anlaşması, OJ L 317, 15.12.2000 Anlaşmanın Eki İkili Kümülasyon Protokol 3 Pan-Avrupa-Akdeniz çapraz kümülasyonu EK 5 Protokol 1 AT, AKP ve OCT (Denizaşırı ülke ve topraklar) arasında çapraz ve tam kümülasyon 66 Güney Afrika (01.01.2000) Ticaret, Kalkınma ve İşbirliği Anlaşması OJ L 311, 4.12.1999 Meksika (01.07.2000) AT-Meksika Ortak Konseyi 2/2000 sayılı Kararı, OJ L 157, 30.06.2000 Protokol 1 İkili Kümülasyon Şili (01.03.2005) Ortaklık Anlaşması, OJ L 352, 30.12.2002 Karar’ın 3 nolu Eki İkili Kümülasyon Karar’ın 3 nolu Eki İkili Kümülasyon Tek taraflı tavizler (otonom rejimler) Denizaşırı Ülke ve Topraklar (OCT) 2001/822/EC sayılı Konsey Kararı OJ L 314, 30.11.2001 Kararın 3 nolu Eki AT, AKP ve OCT (Denizaşırı ülke ve topraklar) arasında çapraz ve tam kümülasyon Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi 980/2005 sayılı Konsey Tüzüğü OJ L 169, 30.6.2005 2454/93 sayılı Komisyon Yönetmeliğinin (Topluluk Gümrük Yönetmeliği) 66 ila 97 nci maddeleri AT, Norveç, İsviçre ikili, bölgesel ve çapraz kümülasyonu (c) Batı Balkan Ülkeleri (Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan, Karadağ) 2007/2000 sayılı Konsey Tüzüğü OJ L 240, 23.09.2000 2454/93 sayılı Komisyon Yönetmeliğinin (Topluluk Gümrük Yönetmeliği) 66 ve 98 ila 123 üncü maddeleri İkili kümülasyon Ceuta ve Melilla (Septe ve Meliya) İspanya’nın Katılım Anlaşması Protokol 2 82/2001 sayılı Konsey Tüzüğü, OJ L 20, 20.01.2001 AT ile ikili kümülasyon ve koşulların sağlanması halinde AT’nin ortak ülkeleri ile çapraz ve tam kümülasyon 67 Gümrük Birlikleri Türkiye (01.01.1996) 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı OJ L 35, 13.02.1996 San Marino (01.12.1992) İşbirliği ve Gümrük Birliği Anlaşması OJ L 359, 09.12.1992 Andorra (01.07.1991) OJ L 374, 31.12.1990 Sanayi ve işlenmiş tarım ürünleri için geçerli. AKÇT ürünleri hariç tüm ürünler için geçerli. Sanayi ve işlenmiş tarım ürünleri için geçerli. Kaynak: TAXUD, (2007). NOTLAR: (a) “Pan-Avrupa-Akdeniz” çapraz kümülasyonu, kümülasyonun uygulanabilmesi için gerekli koşulların sağlanması şartıyla; Topluluk, İsviçre (Lihtenştayn dahil), İzlanda, Norveç, Turkiye ve Barselona Sürecine dahil olan Cezayir, Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, Tunus ve Filistin menşeli ürünlerin yanısıra, Armonize Sistemin 25 ve 97 nci Fasılları için Andorra Prensiliği ve San Marino menşeli ürünleri de içermektedir. (b) Avrupa-Akdeniz Ortaklık Anlaşması henüz imzalanmadı. (c) GTS kapsamında ikili kümülasyon yararlanan ülke ile AT, çapraz kümülasyon AT, Norveç ve İsviçre ile yararlanan ülke arasında, bölgesel kümülasyon ise 3 bölgesel GTS grubuna (Grup-1 Brunei – Daruselam, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Filipinler, Singapur, Tayland, Vietnam; Grup-2 Bolivya, Kolombiya, Kosta Rika, Ekvador, El Salvador, Guatemala, Honduras, Nikaragua, Panama, Peru, Venezuela; Grup-3 Bangladeş, Bhutan, Hindistan, Maldivler, Nepal, Pakistan, Sri Lanka) dahil üyeler arasında uygulanabilmektedir. 68 3.2.3 Müzakere Aşamasındaki Tercihli Düzenlemeler Topluluğun henüz yürürlükte bulunmayan tercihli düzenlemelerine ilişkin genel görünüm Tablo 6’da sunulmaktadır. Bununla birlikte Tablo’da Topluluğun henüz PAAMK kapsamında STA imzalamadığı ülkelere yer verilmemiştir. Tablo 6 Müzakere Aşamasındaki Topluluk Tercihli Düzenlemeleri Tercihli Düzenleme Anlaşmanın Türü Son Durum İstikrar ve Ortaklık Müzakereler sürüyor. Avrupa Bosna-Hersek Anlaşması (SAA) Sırbistan İstikrar ve Ortaklık Parafe edildi. Anlaşması (SAA) Karadağ İstikrar ve Ortaklık Parafe edildi. Anlaşması (SAA) Rusya Geliştirilmiş İşbirliği Müzakereler sürüyor. Anlaşması Ukrayna Geliştirilmiş İşbirliği Müzakerelerin başlaması Anlaşması için Konsey Kararı bekleniyor. Afrika ve Ortadoğu Körfez İşbirliği Ülkeleri STA Müzakereler sürüyor. İran İşbirliği Anlaşması Müzakereler 2002 yılından beri devam ediyor. Irak İşbirliği Anlaşması Müzakereler Kasım 2006’da başladı. AKP ülkeleri Ekonomik Ortaklık Müzakerelerin ikinci Anlaşmaları (EPAs) aşaması Ekim 2003’te başlamış olup, 2008 yılı içinde tamamlanması bekleniyor. 69 Amerika Mercosur Ortaklık Anlaşması Müzakereler 1999 yılından beri devam ediyor. Andean Topluluğu (CAN) STA Venezüellanın ayrılma kararı dolayısıyla askıda. CAFTA STA AB tarafından müzakere pozisyonu hazırlanıyor. Kanada Ticaret ve Yatırımın Konsey’de AB önerisi Güçlendirilmesi görüşülüyor. Anlaşması Asya ASEAN İşbirliğini güçlendirmek Önerildi. üzere STA Güney Kore STA Önerildi. Hindistan STA Önerildi. Kaynak: Woolcock, 2007; 12. 3.3 3.3.1 Türkiye’nin Tercihli Ticaret Politikası ve Menşe Kuralları Dayanak Türkiye’nin akdettiği serbest ticaret anlaşmalarının ikili ve uluslararası yasal dayanağını kısaca; - Türkiye-AT Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16 ncı maddesi, - Barselona Süreci; bir başka deyişle Avrupa-Akdeniz Ortaklık Alanı, - GATT 1994’ün XXIV üncü maddesi ve 70 - Gelişme yolundaki ülkelere, tercihli ticaret anlaşması yapma konusunda daha esnek uygulamalar sağlayan GATT Tokyo Turu, 1979 Dayanak Hükmü (Enabling Clause) oluşturmaktadır. Kasım 1995 tarihinde AB ve Akdeniz ülkelerinden 27 Dışişleri Bakanı’nın Barselona Deklarasyonu’nu imzalamasıyla başlatılan “Barselona Süreci”, ülkemizin de aralarında bulunduğu Akdeniz ülkelerinin istikrar ve kalkınmasını AB’nin istikrar ve kalkınmasıyla ilişkilendiren ve siyasi, sosyal ve ekonomik olmak üzere üç boyutu olan programdır. Söz konusu programın çalışma kapsamında yer alan ekonomik ayağında, 2010 yılına kadar Avrupa-Akdeniz bölgesinde bir Serbest Ticaret Alanı oluşturulması hedefi yer almaktadır. Bu çerçevede ilgili taraf ülkelerin AB ile ve aralarındaki serbest ticaret anlaşmalarını tamamlamaları gerekmekte olup, Dördüncü Bölüm Avrupa-Akdeniz Ortaklık Alanının ortaya çıkışı ve özelde menşe kurallarının işleyişine ayrılmıştır. 3.3.2 Genel Görünüm Ülkemiz STA’ları, AB’nin STA Modeline paralel olarak sanayi ürünlerinde genelde asimetrik bazda tam liberalizasyon ve tarım ürünlerinde25 AB’den farklı olarak sınırlı sayıda eşya için anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren eş zamanlı uygulamaya konulan karşılıklı taviz değişimine dayanmaktadır26. 25 Tarım ürünleri tercihli ticareti gümrük birliği kapsamı dışında olduğundan dolayı, ülkemizin taraf olduğu STA’larda tanınan tarım tavizlerinin Topluluğun tavizleriyle aynı olma zorunluluğu bulunmamaktadır. 26 Ülkemizin akdettiği STA’larına ilişkin bilgi Dış Ticaret Müsteşarlığı internet sitesinden derlenmiştir. (www.dtm.gov.tr /Avrupa Birliği/ Serbest Ticaret Anlaşmaları) 71 Ülkemiz tarafından akdedilen STA’ların beklenen ekonomik etkileri arasında; - Dışa açık rekabetçi bir ekonomik altyapı aracılığıyla, uluslararası rekabet gücünün arttırılması, - Sürdürülebilir bir ihracat artışının sağlanması, - İç pazar daralmasının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması, - Ucuz girdi temini, - Üçüncü ülke pazarlarına girişte AB ve tercihli giriş imkanlarına sahip diğer ülkeler ile eşit rekabet şartlarının temini, - İhracatın önündeki tarife/tarife dışı engellerin kaldırılması, - İhracatın ülke/madde bazında çeşitlendirilmesi ve Batı Avrupa pazarlarına bağımlılığın azaltılması, - İkili ve çapraz “menşe kümülasyonu” aracılığıyla rekabet gücünü ve taraflar arasındaki karşılıklı ticaret hacminin artırılması, - Karşılıklı yatırımların artırılması için daha uygun bir ortamın temini, - Türkiye’nin tercihli ticaret imkanlarından yararlanmak isteyen doğrudan yabancı sermayeli yatırımların artması hususları yer almaktadır (DTM Sunum, 2007). 3.3.3 Karşılaşılan Zorluklar ve Eleştiriler Ülkemiz STA’larının temel dayanağı 1/95 sayılı OKK’nın 16 ncı maddesi çerçevesinde Topluluk tercihli gümrük rejimini üstlenme yükümlülüğüdür. Bununla birlikte söz konusu STA’lar “karşılıklı yarar” gözetilerek akdedildiğinden, bazı 72 üçüncü ülkeler Türkiye ile anlaşma imzalamayı ya da Topluluk ile akdettiği anlaşma kapsamı tavizleri ülkemize sağlamayı kabul etmeyebilmektedir. Ülkemiz, AB’nin STA’sı bulunan ülkelerden Güney Afrika Cumhuriyeti, Meksika, Şili, Lübnan, Faroe Adaları ve Cezayir ile; AB ise Türkiye’nin STA’sı bulunan ülkelerden Bosna-Hersek ve Suriye ile henüz STA sürecini tamamlamamıştır. Diğer taraftan Topluluk tercihli ticaret politikasında belirtildiği üzere, yeni nesil STA’lar daha ekonomik gerekçelerle yürütülmekte olup, söz konusu STA’lardan özellikle ülkemiz ihracatçılarının olumsuz etkilenmelerinin önüne geçilmesi amacıyla politikalar üretilmesi gerekmektedir. Örneğin GKK Menşe Bölümünde gündeme gelen ve Topluluk pozisyonunu yansıtan belgelerde KİK ülkeleri ile yürütülen müzakerelerde menşe kurallarının, ülkemiz açısından hassas bazı sektörlerde esnetildiği görülmektedir. Menşe kurallarının üçüncü ülkeler lehine esnetilmesi, söz konusu STA’ların, ülkemiz ekonomik altyapısı gözetilmeden müzakere edilmesi ve nihayetinde ülkemizin uyum yükümlülüğü göz önüne alındığında; olumsuz etkilerin en aza indirilebilmesi için 1) Topluluğa STA’larda tanınan tavizlerin gümrük birliği kapsamı eşyada ülkemiz için geçerli olması ve 2) öngörülen STA’larda Türkiye ile eşzamanlı müzakerelerin yürütülmesi çözüm olarak akla gelmektedir27. Diğer taraftan ülkemizin tercihsiz ve tercihli menşe kurallarının oluşturulması ya da değiştirilmesi aşamasında Topluluğun danışma ve karar alma mekanizmalarının içine dahil edilmesi gerekmektedir. 27 Gümrük birliği kapsamındaki tercihli ticaret menşe esasına dayanmadığından, Topluluğun Türkiye’nin STA’sı bulunmayan bir ülkeye tanıdığı tavizler kapsamında serbest dolaşıma giren eşyanın ülkemize gümrük vergisinden muaf olarak ithalatında bir engel bulunmamaktadır. 73 Gelişmekte olan ülke ekonomileri için büyük önem taşıyan tekstil ve hazır giyim sektörünün, Avrupa genelindeki birliği EURATEX28 (European Apparel and Textile Organisation) tarafından 15 Kasım 2006 tarihli pozisyon belgesinde, Türkiye’nin gümrük birliği tarafı olarak, akdetmesi gerekli STA’ların gecikmesini önlemek üzere önlemler alınması gereğine vurgu yapılmaktadır. Ayrıca, Türkiye sanayisi içinde çok önemli bir yere sahip olan Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün sorunlarının araştırılarak, alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi, 9 0cak 2001 tarihinde bir meclis araştırması yapılmasına ilişkin önergeyi, tüm partilerin desteği ile kabul etmiştir. Tekstil ve Konfeksiyon Sorunları Araştırma Komisyonu Sonuç Raporu’nun (2001), “3.2.4.2.1. Tekstil Ürünleri İthalatında Topluluk Düzenlemelerinin Üstlenilmesi” başlığı altında şu değerlendirmelere yer verilmektedir: “AB Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü toplam AB istihdamının sadece % 3,6’sını sağlarken (Kaynak: Eurostat), AB bu sektörü gözden çıkarma lüksüne sahiptir. Türkiye’mizde ise Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü ülkemiz kayıtlı istihdamının % 11’ini, kayıt dışı istihdamın % 25’ini ve kayıtlı GSMH’nin takribi % 10’unu, kayıtdışı ekonominin ise takribi %20’sini sağlamakta ve ülkemiz ihracatının % 40’ını gerçekleştirmektedir. Bu nedenle sektörümüz hiçbir şekilde gözardı 28 Söz konusu örgüte Türk Giyim Sanayicileri Derneği üyedir. 74 edilemez durumda olup, bu sektörde ve tüm emek-yoğun sektörlerde, Türkiye AB’nin tek taraflı strateji tespitini kabul etmemelidir. AB kendi tekstil ve konfeksiyon sektörünü ABD, NAFTA (Meksika) ve Uzakdoğu ülkeleri gibi haksız rekabete karşı korumak istemediği için, tekstil ve konfeksiyon sektörüne yönelik menşe ve gümrük kurallarını aşırı serbest olarak belirlemiş, bununla da yetinmeyerek 20 ülkeyi aşan yeni Serbest Ticaret (ABMeksika, AB-Kuzey Afrika, AB-Çin, vb.) anlaşmaların da Türkiye’nin hayati çıkarlarını tamamen gözardı ederek tek taraflı yapmaktadır.” Ayrıca AB’nin, Türkiye’nin görüşünü almadan AB-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’ndan NAFTA çerçevesinde kullanılan “Yarn Forward29” menşe kuralını kabul etmesi ile Türkiye’de üretilen tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin Meksika’ya AB üzerinden girmesinin engellendiği, fakat Meksika tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin serbest dolaşıma girerek Türkiye’ye AB üzerinden gönderilebilmesine imkan tanındığı tespiti yapılmaktadır. Söz konusu değerlendirmeler ışığında, “AB’nin yaptığı ve yapacağı Serbest Ticaret Anlaşmaları’na Türkiye’nin, doğrudan katılımının AB nezdinde sağlanması”, raporun acil tedbir önerileri arasında yer almaktadır. Ancak bu hususta bir başarı henüz sağlanamamıştır. 29 Menşe statüsünün kazanılabilmesi için ipliğin söz konusu ülkede elde edilmiş olması gerekmektedir. 75 3.3.4 Türkiye’nin Tercihli Ticaret Düzenlemeleri Tablo 7 Türkiye’nin tercihli ticaret sistemine ilişkin bilgileri içermektedir. Tablo 7 Türkiye'nin Tercihli Ticaret Düzenlemeleri Tercihli Düzenleme (Yürürlük Tarihi ve BKK Resmi Gazete Sayı-Tarihi) EFTA (01.04.1992) R.G. 21203 (Mükerrer),18.04.1992 Menşe Kurallarına İlişkin Düzenleme ve Kümülasyon Hükümleri Protokol B Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz Kümülasyonu Protokol 1 Pan-Avrupa Çapraz Kümülasyonu AKÇT (01.08.1996) R.G. 22725, 16.08.1996 AT Tarım* (01.01.1998) Protokol 3 Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz Kümülasyonu Protokol 2 İkili Kümülasyon Protokol 3 İkili Kümülasyon Protokol 3 İkili Kümülasyon Protokol 3 İkili Kümülasyon Makedonya (01.09.2000) R.G. 24120, 25.07.2000 Hırvatistan (01.07.2003) R.G. 25120 (Mükerrer), 27.05.2003 Bosna-Hersek (01.07.2003) R.G. 25099, 05.05.2003 Arnavutluk (Henüz yürürlüğe girmedi.) İmza Tarihi: 22 Aralık 2006 Akdeniz Ülkeleri Tunus (01.07.2005) R.G. 25811 (Mükerrer), 10.05.2005 Protokol III Tam Kümülasyon ve Pan-AvrupaAkdeniz Çapraz Kümülasyonu Protokol III Tam Kümülasyon ve Pan-AvrupaAkdeniz Çapraz Kümülasyonu Protokol B Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz Kümülasyonu Protokol III Pan-Avrupa-Akdeniz Çapraz Kümülasyonu Fas (01.01.2006) R.G. 25684 (Mükerrer), 28.12.2004 İsrail (1.9.2000) R.G. 23053, 18.07.1997 Mısır (01.03.2007) R.G. 26447, 20.02.2007 76 Suriye (01.01.2007) R.G. 26338 (Mükerrer), 06.11.2006 Protokol II Pan-Avrupa-Akdeniz Çarpaz Kümülasyonu** Protokol II İkili Kümülasyon Filistin (01.06.2005) R.G. 25790 (Mükerrer), 18.04.2005 Tek taraflı tavizler (otonom rejimler) Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi R.G. 26626 (Mükerrer), 30.12.2001 Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi Kapsamında Tercihli Rejimden Yararlanacak Eşyanın Menşeinin Tespitine İlişkin Karar İkili Kümülasyon ve gerekli şartların sağlanması halinde bölgesel kümülasyon Kaynak: Gümrük ve Dış Ticaret Müsteşarlığı verileri, 2007. NOTLAR: * Türkiye-AT Ortaklık Konseyi Kararları, T.C. Resmi Gazetesi’nde yayımlanmamaktadır. ** Söz konusu menşe protokolü PAAMK sistemine uygun olmakla birlikte, Suriye’nin Türkiye dışındaki bölge ülkeleri ile eş menşe kurallarına sahip STA’sı bulunmadığından fiilen işleyen bir çapraz kümülasyon imkanı bulunmamaktadır. Ayrıca 31 Aralık 2007 tarih ve 26743 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2008 yılı İthalat Rejimi Kararı ile ülkemiz tarafından Kosova’ya tek taraflı taviz tanınmış ve Türkiye-Gürcistan STA 21 Kasım 2007 tarihinde imzalanmış olup, yürürlüğe girmesine ilişkin yasal süreç halen devam etmektedir. Ayrıca ülkemizin; Lübnan (IV. tur), Ürdün (IV. tur), Güney Afrika (istikşafi), Meksika (istikşafi), Körfez İşbirliği Konseyi (II.Tur), Şili (Ortak Çalışma Gurubu Raporu yayımlandı), Karadağ (I. tur) ve Ukrayna (I. tur) ile müzakereleri devam etmektedir. 77 Diğer taraftan, Cezayir, Sırbistan, Mercosur ve bazı AKP ülkeleri ile STA müzakeresi için girişimlerde bulunulmuştur. Ülkemizin STA’lara ilişkin politikası Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yürütülmekte, menşe protokolleri ise Gümrük Müsteşarlığı tarafından hazırlanmakta ve müzakere edilmektedir. 78 4 4.1 4.1.1 PAN-AVRIPA-AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYONU (PAAMK) SİSTEMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE İŞLEYİŞİ Sistemin ortaya çıkışı Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi (PAMK) Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi Avrupa Birliği (AB), Avrupa Serbest Ticaret Birliği (European Free Trade Association-EFTA), Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri (ODAÜ) ve Türkiye arasında mevcut olan Serbest Ticaret Anlaşmalarına (STA) dayanan bir çapraz menşe kümülasyon sistemidir. Avrupa Topluluğu (AT) Konseyi, tercihli menşe kuralları benzeri düzenlemelerin STA’ların yürütülmesinde önemli rol oynadığının ve taraflar arasındaki ticari ve sınai ilişkilerin boyutunun etkin bir göstergesi olduğunun önemini vurgulayarak; Avrupa’da kümülasyon olanakları geliştirilmiş ve uyumlaştırılması tamamlanmış menşe kuralları vasıtasıyla AT, EFTA, Orta Avrupa Serbest Ticaret Anlaşması (Central European Free Trade Agreement-CEFTA) gibi ticaret bölgelerinin daha ileri düzeyde entegrasyonunun sağlanması için çalışmalara hız vermiştir (Atakan, 1998: 19). Bu girişimin temel nedeni, eşyanın serbest dolaşımını engelleyen ve uygulamada çeşitli sorunlara neden olan farklı menşe kurallarının ortadan kaldırılmasıdır. 79 İkinci Bölümde daha ayrıntılı ele alındığı üzere; STA’lar, taraf ülkelerden biri menşeli eşyaya, diğer taraf ülke pazarına tercihli vergi oranları üzerinden girme olanağı sağlar. Menşe statüsünün tespit edilmesi için gerekli olan kıstaslar ise ilgili anlaşmanın müzakereleri esnasında belirlenir ve anlaşmadan anlaşmaya farklılıklar gösterebilir. Başka bir ifadeyle, bir anlaşmaya göre menşeli sayılan bir ürün, başka bir anlaşmaya göre menşeli olarak değil de üçüncü ülke menşeli olarak kabul edilebilir ve anılan eşyaya tercihli vergi oranı uygulanmayabilir. Bu nedenle, Avrupa’da birçok anlaşmanın imzalanmış olması ve bunların her birinin kendi menşe kurallarına sahip olması, Avrupa’nın menşe bloklarına bölünmesi ve malların serbestçe akışının engellenmesi olarak değerlendirilmiş; bu durum, AT yetkililerini harekete geçiren temel güdü olmuştur. AT Konseyi, 1993-Kopenhag ve 1994-Essen Zirvelerinde alınan kararlar doğrultusunda, tüm Avrupa ülkelerini içine alacak ve bu ülkeler menşeli eşyanın kümülasyonuna olanak tanıyacak bir sistemin kurulması yönünde gerekli çalışmaları başlatmıştır (Atakan, 1998: 19). Ortaklık ilişkisinde bulunulan ülkelerin, üyelik için gereken ekonomik yükümlülüklerini yerine getirmelerini kolaylaştırmak ve Avrupa Anlaşmaları’nın tüm potansiyelini kullanabilmek amacıyla “Pan-Avrupa Modeli” adı altında yürütülen bu çalışmalardaki en önemli amaç, Avrupa pazarının bölünmüşlüğünün ortadan kaldırılmasıdır. Bu çerçevede, üç aşamalı bir model öngörülmüştür: - İlk aşamada, çapraz kümülasyonun AT ülkeleri ile tüm ODAÜ’ni 80 kapsayacak şekilde genişletilmesi ve İsviçre’yle tam kümülasyonun sağlanması, - İkinci aşamada, EFTA ülkelerinin de sisteme dahil edilmesi amacıyla AT/EFTA grubu ile ODAÜ arasında çapraz kümülasyonun oluşturulması ve “nodrawback” (vergilerin geri ödenmesinin yasaklanması) kuralının ilgili tüm anlaşmalarda yeralmasının sağlanması ve - Son aşamada ise tüm taraflar arasında tam kümülasyonun başlatılması planlanmıştır. AT, EFTA ve ODAÜ arasında ekonomik işbirliğini güçlendirecek bu stratejinin uygulanması, ilgili ülkelerin tek bir sistem üzerinde mutabakata varmalarına, aralarındaki bütün anlaşmaları tamamlamalarına ve bu anlaşmalarda menşe statüsünün tespit edilmesine yönelik olarak aynı kurallara yer vermelerine bağlıydı. Bu çerçevede, Avrupa’da STA’larla birbirine bağlanmış ülkeler arasında çapraz kümülasyon mekanizmasının oluşturulmasını amaçlayan ve “PAMK Sistemi” olarak adlandırılan söz konusu sistem, AT’nin öncülüğünde 1 Temmuz 1997 tarihinde kurulmuştur. Günümüze dek, yukarıda belirtilen aşamalardan ilk ikisi, İsviçre’yle tam kümülasyonun sağlanması haricinde, yaşama geçirilmiş bulunmaktadır (Dayıoğlu, 2003: 51). PAMK Sistemi’nden AT ve EFTA pazarına ODAÜ’den ürün girişinin artmasıyla birlikte ODAÜ’nin ihracatının teşvik edilmesi; taraf ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi; üretim aşamasında kullanılacak kaynakların genişletilmesi ve üreticilerin işlerini tüm Avrupa’yı kapsayacak şekilde planlamasına olanak vererek ölçek ekonomilerine ulaşılması gibi yararlar beklenmektedir. 81 PAMK Sistemi’ne AB Üyeleri İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İrlanda Cumhuriyeti, İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Malta, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Slovenya, Litvanya, Letonya, Estonya, Bulgaristan, Romanya; EFTA ülkeleri İsviçre, Liechtenstein, Norveç, İzlanda ve Türkiye olmak üzere 32 ülke dahil bulunmaktadır. 4.1.2 Pan-Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi (PAAMK) Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyon (PAAMK) Sistemi, AvrupaAkdeniz Serbest Ticaret Alanı’nın temelini teşkil edecek STA’lara ek Menşe Protokolleri vasıtasıyla, tüm Avrupa-Akdeniz havzasında gerçekleştirilecek ticarette, aynen PAMK’ta olduğu gibi, sisteme dahil olan ülkeler menşeli girdilerin diğer taraf ülkelerde serbestçe kullanılmasına olanak verecek bir çapraz kümülasyon sistemidir (Dayıoğlu, 2003: 107). Sisteme PAMK ülkelerinin yanı sıra Faroe Adaları ile Suriye, Lübnan, Filistin, İsrail, Ürdün, Mısır, Tunus, Cezayir ve Fas’tan oluşan Akdeniz ülkeleri dahildir. PAAMK Sistemi, Barselona Süreci’yle gündeme gelmiştir. Kasım 1995 tarihinde AB ve Akdeniz ülkelerinden 27 Dışişleri Bakanı’nın Barselona Deklarasyonu’nu imzalamasıyla başlatılan Barselona Süreci, Akdeniz Alanı’nın istikrar ve kalkınmasını AB’nin istikrar ve kalkınmasıyla ilişkilendiren ve siyasi; sosyal, insani ve kültürel; ekonomik ve mali olmak üzere üç boyutu olan iddialı bir programdır. 82 Barselona Deklarasyonu’nun üç temel sacayağından biri olan ekonomik ortaklık alanında taraflar, ortak bir refah alanı olacak şekilde, Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Alanı’nı 2010 yılına kadar oluşturmak üzere, birbirleri arasındaki ticaretin 2010 yılına kadar serbestleştirilmesini de içeren bir stratejiyi kabul etmişlerdir. Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Alanı, tüm anlaşmalar tamamlandığında 42 ülkeyi ve yaklaşık 800 milyon tüketiciyi kapsayacak ve bu şekilde dünyadaki en büyük ticaret alanı halini alacaktır. Bu hedef, AB ve Akdeniz ülkeleri arasında imzalanmış Avrupa-Akdeniz Ortaklık Anlaşmaları ile Akdeniz ülkeleri arasında STA’lar imzalanarak gerçekleştirilecektir. Avrupa-Akdeniz Dışişleri Bakanlarının Marsilya’da gerçekleştirilen 4. Toplantısı’nda alınan karar doğrultusunda, 29 Mayıs 2001 tarihinde Brüksel’de 1. Ticaret Bakanları Konferansı düzenlenmiştir. Bu toplantıda alınan karar uyarınca, PAMK Sistemi’nin Akdeniz alanına genişletilebilmesi amacıyla çalışmalarda bulunmak üzere, Barselona Süreci’ne taraf bütün ülkelerin temsilcilerinin katıldığı bir çalışma grubu oluşturulmuş ve söz konusu grup, Toledo’da 19 Mart 2002 tarihinde gerçekleştirilen 2. Ticaret Bakanları Konferansı’nda sunulmak üzere menşe kurallarına ilişkin bir rapor hazırlamıştır. Toledo Zirvesi sonucunda konuya ilişkin olarak büyük bir aşama kaydedildiği belirtilerek, çalışma gurubundan sistem çerçevesinde ortaya çıkabilecek sorunların çözümü hususunda çalışmalarına devam etmesi ve uygulamanın mevcut durumu hakkında bir sonraki zirvede rapor sunması istenmiştir. 83 PAAMK Sistemi’nin oluşturulmasının sisteme dahil olan ülkeler menşeli malların daha geniş pazarlara giriş olanağı bulabilmesi, yatırımların artması, taraflar arasında ekonomik ilişkilerin ve ticaretin gelişmesi, üretici firmalara daha ucuz ve çeşitli hammadde kullanabilme imkanları sağlanması ve oluşturulan ekonomik alanın büyüklüğü sayesinde daha kolay ölçek ekonomilerine ulaşma olanağı getirmesi gibi faydaları olacağı düşünülmektedir. Ticaret Bakanlarının 7 Temmuz 2003 tarihinde Palermo’da düzenlenen 3. Konferansı’nda çalışma grubunun raporu kabul edilmiş olup, bu alanda büyük ilerlemeler sağlandığı belirtilmiş ve PAMK Sistemi Model Menşe Protokolünde gerekli uyarlamaların yapılması suretiyle oluşturulan PAAMK Sistemi Model Menşe Protokolünün oluşturulduğu ve Bakanlar tarafından onaylandığı ifade edilmiş; sisteme dahil olacak bütün ülkelerin anılan Protokolü mevcut STA’larına dahil etmeleri ve gelecekte aralarında yapılacak STA’larda da esas almaları istenmiştir. Ayrıca çalışma grubunun görevini başarıyla yerine getirdiği ve faaliyetlerine artık son verildiği dile getirilerek, uygulamada yaşanan sorunların bundan böyle, halihazırda PAMK Sistemi için Avrupa Komisyonu-Gümrük Kodu Komitesi-Menşe Bölümü bünyesinde varolan uzmanlar grubuna PAAMK Sistemi’ne dahil olacak diğer ülkelerin yetkililerinin de katılmasıyla genişletilecek grupta ele alınacağı vurgulanmıştır. Anılan grubun ilk toplantısı 31 Mart 2004 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilmiş olup, PAAMK Sistemi Model Menşe Protokolünün IIIb nolu ekini 84 oluşturan ve Akdeniz ülkeleriyle yapılacak tercihli ticarette eşyanın tavizli vergi oranlarından yararlanabilmesini teminen menşe ispat belgesi olarak eşyaya eşlik edecek olan EUR-MED Dolaşım Belgesinin örneğini içeren eke Nisan 2004 tarihi itibariyle son hali verilmiştir. Bu düzenlemenin ardından, PAMK Menşe Protokollerinin PAAMK Sistemi Model Menşe Protokolü esas alınarak değiştirilme süreci de başlamıştır. Türkiye-AT Ortaklık Konseyi’nin Türkiye ile AT arasında tarım ürünlerinin tercihli ticaretine ilişkin 1/98 sayılı Kararı eki menşe kurallarına ilişkin Protokol 3’ü, Türkiye ile AT arasında demir-çelik ürünlerinin tercihli ticaretine ilişkin TürkiyeAvrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Serbest Ticaret Anlaşması’na ek menşe kurallarına ilişkin Protokol 1’i ve Türkiye-EFTA STA’ya ek menşe kurallarına ilişkin Protokol B’yi, Türkiye-Romanya STA’ya ek menşe kurallarına ilişkin Protokol D’yi, Türkiye-Bulgaristan STA’ya ek menşe kurallarına ilişkin Protokol B’yi ve Türkiye-İsrail STA’ya ek menşe kurallarına ilişkin Protokol B’yi PAAMK Sistemi Model Menşe Protokolü esas alınmak suretiyle değiştirilmesi süreci ve diğer ülkeler ile STA müzakeleri bu doğrultuda başlatılmıştır. 4.2 4.2.1 PAAMK Sisteminin İşleyişi30 Değişken Geometri Daha önce belirtildiği üzere; PAMK sistemi bazı istisnalarla tüm ülkeler arasında aynı menşe kurallarına sahip STA’ların yürürlüğe girmesinin ardından 1997 30 PAAMK sisteminin işleyişinin açıklanmasında; model menşe protokolü esas alınmış ve sisteme ilişkin Açıklama Notları ve El Kitabından yararlanılmıştır. 85 yılında yürürlüğe girmiş, ülkemiz de benzer şekilde sisteme 1999 yılında dahil olmuştur. PAAMK sistemi halefinden farklı olarak, tüm ülkeler arasındaki anlaşmalar ağının tamamlanmasını beklemeksizin, model menşe protokolünü içeren STA’ları tamamlayan ya da mevcut STA’ları eki menşe protokolünü sistem doğrultusunda değiştiren ülkeler arasında yürürlüğe girmektedir. Bu çerçevede, sistem kapsamında kullanılan “Değişken Geometri” terimi, çapraz menşe kümülasyonunun sadece gerekli koşulları sağlayan Pan-AvrupaAkdeniz alanı ülkeleri arasında yürürlüğe gireceği anlamına gelmektedir. 4.2.2 PAAMK Model Menşe Protokolünün Yapısı Sisteme taraf ülkeler arasında gerçekleştirilecek Anlaşmalar ekinde yer alan menşe protokolleri PAAMK model menşe protokolü esas alınarak hazırlanmaktadır. Söz konusu protokol; “Genel Hükümler”, “Menşeli Ürünler Kavramının Tanımı”, “Ülkesel Gereklilikler”, “Geri Ödeme veya Muafiyet”, “Menşe ispat Belgesi”, “İdari İşbirliği Düzenlemeleri” ve “Son Hükümler” olmak üzere 7 Başlıktan oluşmaktadır. İlk bölümde Protokol’de karşılaşılacak terimlerin yasal tanımlarına, ikinci bölümde fiziksel olarak menşe statüsünün elde edilmesine ilişkin koşullara, üçüncü bölümde menşe statüsünün kazanılmasında uyulması gerekli coğrafi şartlara, dördüncü bölümde nihai ürünün üretiminde kullanılan üçüncü ülke menşeli girdilere ilişkin gümrük vergilerinin geri ödenmesi ya da bunlardan muafiyetinin yasaklanmasına ilişkin düzenlemeye, beşinci bölümde gerekli koşulları yerine getiren 86 eşyanın tercihli rejimden yararlanabilmesini teminen uygun bir menşe ispat belgesi düzenlenmesine ilişkin koşullara, altıncı bölümde Protokol hükümlerinin doğru uygulanmasını teminen gümrük idareleri arasındaki işbirliğine ve yedinci bölümde diğer hükümlere yer verilmektedir. Söz konusu protokolün işleyişini açıklayabilmek amacıyla; madde hükümlerine yer verilip, gerekli hükümlerde açıklama ve örnekleme yoluna gidilecektir. 4.2.3 Genel Hükümler Birinci Bölüm, Protokolde karşılaşılacak terimlerin ‘yasal’ tanımlarına yer verilen “Tanımlar” maddesinden oluşmaktadır. Söz konusu maddeye göre Protokolün uygulanmasında: (a) "imalat", montaj veya özel işlemler de dahil olmak üzere her türlü işçilik veya işleme tabi tutma; (b) "madde", ürünün imalatında kullanılan herhangi bir girdi, hammadde, parça veya aksamlar...v.b.; (c) "ürün", bilahare başka bir imalatta da kullanılması söz konusu olsa bile, imal edilmiş ürün; (d) "eşya", hem madde hem de ürün; 87 (e) "gümrük kıymeti", Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması'nın VII. maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak 1994'te yapılan Anlaşma'ya (Gümrük Kıymeti Hakkında DTÖ Anlaşması) göre tespit edilen kıymet; (f) "fabrika çıkış fiyatı", ürün için ilgili ülkede, nihai işçilik veya işlemin gerçekleştirilmesini üstlenen imalatçıya fabrika çıkışı itibariyle ödenen, kullanılan bütün madde fiyatlarının dahil edilmiş olduğu, elde edilmiş ürünün ihracında geri ödenmiş veya ödenecek yurtiçi vergilerin tenziliyle bulunan fiyat; (g) "maddelerin kıymeti", kullanılan menşeli olmayan maddelerin ithalatı esnasındaki gümrük kıymeti, veya bunun bilinmemesi veya tespit edilememesi halinde Türkiye veya ilgili ülkede maddeler için ödendiği tespit edilebilen ilk fiyat; (h) "menşeli madde kıymeti", (g)’de tanımlandığı şekilde, gerekli değişiklikler yapılarak uygulanan, bu tür maddenin kıymeti; (i) "katma değer", fabrika çıkış fiyatından, eşyaya dahil edilen Madde 3 ve 4’te sayılan diğer ülkeler menşeli her bir maddenin gümrük kıymetinin, veya bu kıymetin bilinmemesi veya tespit edilememesi halinde ilgili ülkede madde için ödendiği doğrulanabilir ilk fiyatın çıkarılması ile bulunan değer; (j) "fasıllar" ve "pozisyonlar", işbu Protokol'de "Armonize Sistem" veya "AS" olarak geçen Armonize Mal Tanım ve Kodlama Sistemi'ni oluşturan nomanklatürde kullanılan fasıllar ve pozisyonlar (dört haneli kodlar); (k) "sınıflandırılmış" tabiri, ürün veya maddelerin belirli bir pozisyon altında sınıflandırılması; (l) "sevkiyat", ya bir ihracatçıdan bir alıcıya aynı anda gönderilen, ya da ihracatçıdan alıcıya sevkinde tek bir sevk evrakı kapsamında yer alan veya böyle bir evrakın olmaması halinde tek bir fatura kapsamına giren ürünler; 88 (m) "ülkeler", karasularını da içerecek şekilde ülkeler; anlamına gelmektedir. 4.2.4 Menşeli Ürünler Kavramının Tanımı Protokolde kullanılan terminolojinin tanımlanmasının ardından 10 maddeden oluşan İkinci Bölümde Anlaşmalar kapsamında tercihli menşe statüsünün ne olduğu tanımlanmaktadır. Temel kavramlardan daha karmaşık olanlara doğru bir mantık izleyen söz konusu bölümün 2 nci maddesi ‘Genel Koşulları’ içermektedir. Daha önce ifade edildiği üzere eşyanın tercihten yararlanan ülke menşeli olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu eşyanın ya “tamamen elde edilmiş” ya da “yeterli işçilik veya işleme tabi tutulmuş” olması gerekmektedir. Bu çerçevede Anlaşmanın uygulanmasında; (a) Madde 5’te belirtildiği şekilde, tamamen ilgili ülkede elde edilen ürünler ve (b) Madde 6’da belirtildiği şekilde ilgili ülke dahilinde yeterli işçilik veya işlemden geçirilmiş olmaları kaydıyla, tamamen ilgili ülkede elde edilmemiş maddeler ihtiva ederek ilgili ülkede elde edilen ürünler, ilgili ülke menşeli kabul edilirler. 89 Söz konusu Protokol kapsamında “menşe statüsü” ya da “menşeli” terimleri, Pan-Avrupa-Akdeniz alanına taraf ülkeler menşeli eşyayı tanımlamak için kullanılmaktadır. Bununla birlikte “değişken geometri” uygulamasına göre söz konusu terimler Pan-Avrupa-Akdeniz alanına taraf olup, kümülasyonun uygulanabilir olmadığı ülkeler menşeli girdileri ifade etmemektedir. Protokolün ilerleyen bölümlerinde karşılaşılacak olan “kümülasyonun uygulanabilir” olması da Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemine taraf ve model menşe Protokolünü içeren serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koyan ülkeleri ifade etmektedir. Örneğin Tunus, Türkiye ve Suriye sisteme taraf ülkeler olmakla birlikte; Tunus ve Suriye arasında model menşe protokolünü içeren bir Anlaşma henüz bulunmadığından, Türkiye-Tunus arasındaki tercihli ticarette Suriye menşeli girdiler ve Türkiye-Suriye arasındaki tercihli ticarette Tunus menşeli girdiler, anlaşmalar ağı tamamlanana dek üçüncü ülke menşeli olarak değerlendirilecektir. Ayrıca halihazırda EFTA, Türkiye ve Hırvatistan arasında Avrupa menşe kurallarına sahip STA’lar bulunmaktadır. Bu durum çapraz menşe kümülasyonunun otomatik olarak uygulanabileceği anlamına gelmemekte olup, menşe protokolünün kümülasyon maddesinin ilgili tüm taraflar arasında kümülasyona imkan tanıyacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. 3 ve 4 üncü maddeler taraf ülkeler için ayrı ayrı kümülasyona ilişkin hükümleri içermektedir. 90 “İlgili Ülkede Kümülasyon” başlıklı maddelere göre; Madde 2(1) hükümlerine (Genel Koşullar) tabi olarak, Bulgaristan, İsviçre (Lihtenştayn dahil)31, İzlanda, Norveç, Romanya32, Türkiye veya Avrupa Topluluğu menşeli maddeler, ilgili ülkede Madde 7’de belirtilen yetersiz işlemlerin ötesinde bir işlemden geçmiş olmaları şartıyla, ilgili ülkede elde edilmiş bir ürün içine dahil edildikleri takdirde ilgili ülke menşeli olarak kabul edilirler. Söz konusu maddelerin yeterli işçilik ve işlemden geçmiş olmaları gerekmez. Yine Madde 2(1) hükümlerine tabi olarak, Faroe Adaları veya 27 ve 28 Kasım 1995 tarihinde gerçekleştirilen Avrupa-Akdeniz Konferansı’nda kabul edilen Barselona Deklarasyonu’na dayanarak Avrupa-Akdeniz ortaklığına katılan, Türkiye hariç ülkeler33 menşeli maddeler, ilgili ülkede Madde 7’de belirtilen işlemlerin ötesinde bir işlemden geçmiş olmaları şartıyla, ilgili ülkede elde edilmiş bir ürün içine dahil edildikleri takdirde ilgili ülke menşeli olarak kabul edilirler. Söz konusu maddelerin yeterli işçilik ve işlemden geçmiş olmaları gerekmez. Görüldüğü üzere birinci fıkrada sadece Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonuna taraf ülkeleri, ikinci fıkrada ise Barselona Süreci ülkeleri belirtilmektedir. Bunun nedeni sistemin Akdeniz ülkelerine genişletilmesinin PAMK sisteminin işlerliğine engel olmaması ve “değişken geometri” dolayısıyla Akdeniz ülkeleri ile ticarette özellikle menşe ispat belgelerinin düzenlenmesi aşamasındaki farklılıklardır. Bu çerçevede 31 Lihtenştayn Prensliği, İsviçre ile bir gümrük birliği oluşturmuştur ve Avrupa Ekonomik Alanı’na ilişkin Anlaşma’ya taraftır. 32 Model Menşe Protokolü Bulgaristan ve Romanya’nın AB üyeliği öncesi oluşturulmuş olup, söz konusu ülkeler ilgili maddelerden Katılım Anlaşmasını dikkate alan Ortak Komite Kararları ile çıkarılacaktır. 33 Cezayir, Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, Tunus, Batı Şeria ve Gazze Şeridi. 91 PAMK sistemi işlerliğini sürdürdüğünden Türkiye, Akdeniz ülkeleri arasında yer almamakta, ilk fıkra kapsamında değerlendirilmektedir. Kümülasyon maddelerinin 3 ve 4 üncü fıkraları “menşe tahsisine” ayrılmıştır. Nihai ürünün menşei, yetersiz işlemlerin ötesinde olması şartıyla, gerçekleştirilen “en son işlem veya işçilik” ile belirlenmektedir. Ancak nihai üretimin yapıldığı ülkede, bir ya da daha fazla ülkeden gelen menşeli girdiler üzerinde yetersiz işlemlerin (Madde 7) ötesinde bir işlem gerçekleştirilmemişse, nihai ürün en çok katma değer sağlayan ülke menşeli kabul edilecektir. Söz konusu kıyaslama yapılırken yeterli işleme tabi tutulan menşeli olmayan girdiler de nihai üretimin yapıldığı ülke katma değerine eklenecektir. Son olarak taraf ülkelerden biri menşeli ve ilgili ülkede hiçbir işçilik veya işleme uğramamış ürünler, bu ülkelerden birine ihraç edilmeleri halinde menşe statülerini korumaktadırlar. Kümülasyon maddelerinin 5 inci fıkrası hükümlerine göre, kümülasyon sadece; a) söz konusu ülkeler arasında GATT XXIV çerçevesinde bir Anlaşmanın bulunması, b) ürünler veya kullanılan maddelerin, aynı menşe kurallarının uygulanması ile menşe statüsü elde etmesi ve c) kümülasyon uygulamasına dair gerekli düzenlemelerin tamamlandığına ilişkin bildirimlerin, ilgili ülke Resmi Gazetelerinde kendi iç prosedürlerine göre yayımlanması halinde uygulanabilmektedir. 92 “Değişken Geometri” prensibine göre kümülasyon sadece, nihai üretimin yapıldığı ihracat ülkesi ve nihai olarak ürünün sevk edildiği ülke ile nihai ürünün menşe statüsünün kazanılmasına katılan tüm ülkeler arasında aynı menşe kurallarına sahip Anlaşmaların yürürlüğe girmiş olması şartıyla uygulanabilmektedir. Nihai üretimin yapıldığı ülke ya da nihai sevkiyatın yapıldığı ülke ile anlaşması bulunmayan ülkeler menşeli girdiler, üçüncü ülke menşeli olarak değerlendirilmektedir. Örnek: 5112 tarife pozisyonunda sınıflandırılan Norveç menşeli kumaşın Fas’ta takım elbise imalatında kullanıldığını ve Topluluğa ihraç edildiğini düşünelim. Eğer söz konusu ülkeler/ülke grupları arasındaki anlaşmalar ağı tamamlanmışsa, takım elbiselerin imalatı yetersiz işlemin ötesinde olduğundan, nihai ürün Fas menşei kazanmaktadır. Eğer Norveç ile Topluluk arasında aynı menşe kurallarına sahip bir anlaşma yoksa yani PAAMK koşulları sağlanmamışsa, Norveç menşeli girdi üçüncü ülke menşeli sayılacak ve nihai ürün için imal edilen ürünlerin menşe statüsü kazanabilmesi için “menşeli olmayan ürünlere uygulanması gereken işçilik ve işlem listesini” içeren EK-2 kuralı ‘iplikten imalat’ olduğundan takım elbise Fas menşei kazanamayacaktır. Örnek: Değeri 180 Avro olan İsviçre menşeli pantolon ve gömlekler ile değeri 100 Avro olan Ürdün menşeli ceketlerin 1 Avro değerindeki Ukrayna menşeli paketler ile Toplulukta paketlendiğini, paketleme işleminin 2 Euro değerinde olduğunu ve nihai ürünün fabrika çıkış fiyatının 330 Avro olduğunu düşünelim. Toplulukta gerçekleştirilen paketleme işlemi yetersiz işlem olduğundan, Toplulukta elde edilen 93 katma değer; 330 – (180+100)= 50 Avrodur. Dolayısıyla menşe ülkesi en yüksek katma değeri sağlayan İsviçre’dir. Diğer taraftan kümülasyon maddesi hükümlerine göre eğer ihracat ülkesinde menşeli girdiler üzerinde hiçbir işlem yapılmışsa menşe ülkesi değişmemektedir. 4.2.4.1 İşlem ya da İşçiliğin Kümülasyonu (Tam Kümülasyon) AB ve Türkiye ile Tunus, Fas ve Cezayir arasında gerekleştirilen anlaşmalar, kümülasyon maddesinin 4(a) paragrafında ‘tam kümülasyon’ hükümlerini içermektedir. Söz konusu hükme göre; Madde 2(1)(b)’nin uygulanması için, elde edilen ürünlerin Türkiye’de müteakip işçilik veya işleme tabi tutulması halinde; Fas, Cezayir veya Tunus’ta yapılan işçilik veya işlem, Türkiye’de yapılmış gibi mütalaa edilir. Bu hüküm gereğince, menşeli ürünlerin anılan ülkelerin iki veya daha fazlasında elde edilmesi halinde, bu ürünler ancak gerçekleştirilen işçilik veya işlemin Madde 7’de anılan işlemlerin ötesinde olması kaydıyla Türkiye menşeli kabul edilirler. Bununla birlikte söz konusu ülkelerde tam kümülasyon hükümlerinden yararlanarak menşe kazanan eşya Pan-Avrupa-Akdeniz Alanının dışında tutulmuş olup, taraf bir başka ülkeye ihraç edilememektedir. Tam kümülasyon yeterli işlem ya da işçiliğin yani EK-2 liste kuralının tek bir ülkede değil bir grup ülke gümrük bölgesinde gerçekleştirilmesine olanak tanımaktadır. Örneğin Türkiye’de, menşeli olmayan 5205’te sınıflandırılan pamuk ipliğinin ithal edilerek, 5208’de sınıflandırılan kumaş imal edildiğini, söz konusu kumaşın Tunus’a 94 ihraç edildiğini ve kesilme ve 6205’te sınıflandırılan gömlek dikiminin söz konusu ülkede gerçekleştirildiğini düşünelim. 6205 için liste kuralı “iplikten imalat” olmakla birlikte, Türkiye’de gerçekleştirilen dokuma Tunus’ta gerçekleştirilmiş gibi değerlendirildiğinden nihai ürün Tunus menşei kazanmaktadır. Ancak daha önce ifade edildiği üzere, söz konusu tam kümülasyon hükmü PAAMK gereklilikleri ile uyumlu olmayıp, nihai ürün sadece Türkiye ve eş menşe protokollerine sahip anlaşmaların tamamlanmış olması şartıyla diğer Mağrip ülkeleri olan Cezayir ve Fas’a satılabilecek, sisteme taraf diğer ülkelerde tercihli rejimden yararlanamayacaktır. Değişken geometri dolayısıyla taraf ülkeler arasında yürürlüğe giren anlaşmalara ilişkin bildirimleri içeren bir tablo gelişmeler çerçevesinde AB Resmi Gazetesinin C Serisinde yayımlanmaktadır. Nihai olarak 29 Eylül 2007 tarih ve C229 sayılı AB Resmi Gazetesinde yayımlanan tablo 1 nolu ekte yer almaktadır. “Tamamen Elde Edilmiş Ürünler” başlıklı 5 inci maddeye göre aşağıdaki ürünler tamamen ilgili ülkede elde edilmiş kabul edilmektedirler: (a) kendi topraklarından veya deniz yataklarından çıkartılan mineral ürünler; (b) o ülkede hasat edilen bitkisel ürünler; (c) o ülkede doğmuş ve yetiştirilmiş canlı hayvanlar; (d) o ülkede yetiştirilmiş canlı hayvanlardan elde edilen ürünler; (e) o ülkede avcılık veya balıkçılıkla elde edilen ürünler; (f) ilgili ülkeler karasuları dışında kendi gemileri ile denizden elde edilen balıkçılık ürünleri ve diğer ürünler; 95 (g) münhasıran (f)’de belirtilen ürünlerden kendi fabrika gemilerinin bordasında üretilen ürünler; (h) yalnızca hammaddelerin geri kazanılmasına müsait, sadece sırt geçirmeye ve atık olarak kullanmaya elverişli kullanılmış lastikler dahil olmak üzere, toplanmış kullanılmış maddeler; (i) o ülkede yapılan imalat işlemleri sonucu ortaya çıkan atık ve hurdalar; (j) kendi karasuları dışında, münhasır işletme hakkına sahip olmaları kaydıyla deniz toprağı veya deniz toprağı altından çıkarılan ürünler; (k) münhasıran (a) ila (j)’de tanımlanan ürünlerden üretilen eşya. Ayrıca söz konusu maddenin ikinci paragrafında ‘kendi gemileri’ ve ‘kendi fabrika gemileri’ terimleri de açıklanmıştır. Buna göre; (a) ilgili ülkede kayıtlı veya tescilli olanlar; (b) ilgili ülke bayrağı altında seyredenler; (c) en az yüzde 50'si ilgili ülke vatandaşlarına veya yönetim merkezi bu Devletlerden birinde bulunan, müdür veya müdürleri, Yönetim Kurulu veya Denetleme Kurulu Başkanı ve bu kurullar üyelerinin çoğunluğu ilgili ülke vatandaşı olan ve ilave olarak, ortaklık veya limited şirket durumunda, sermayesinin en az yarısı bu Devletlere veya anılan Devletlerin kamu kuruluşları ya da vatandaşlarına ait olanlar; (d) yönetici ve yetkilileri ilgili ülke vatandaşı olanlar ve (e) mürettebatının en az yüzde 75'i ilgili ülke vatandaşı olanlar. 96 Örnek: Türkiye’de hasat edilen buğday ve bu buğdaydan üretilen eşya tamamen Türkiye’de elde edilmiş kabul edilir. Ayrıca, Almanya’da kesilen ağacın Fransa’ya ihraç edilmesi ve Fransa’da AS 4702’de sınıflandırılan kimyasal odun hamurunun elde edilmesi halinde söz konusu eşya tamamen AT’de elde edilmiş kabul edilir. Doğal olarak sadece ilgili ülke menşeli girdilerin kullanılması yoluyla ilgili ülke fabrikalarında imal edilen sanayi ürünleri de tamamen elde edilmiş ürün olarak değerlendirilmektedir. Diğer taraftan açık denizlerin ‘milliyeti’ belirli olmadığından, ilgili ülke karasuları dışında elde edilen balıkçılık ürünlerinin, ‘kendi gemilerine’ ilişkin koşulları kesin olarak karşılaması gerekmektedir. Ancak tartışma konularında görüleceği üzere söz konusu maddenin özellikle mürettebata ilişkin koşullarına itirazlar bulunmaktadır. “Yeterli İşçilik veya İşlem Görmüş Ürünler” başlıklı 6 ncı maddeye göre; tamamen elde edilmemiş ürünler, Protokol’ün 2 nolu Ekinde yer alan listede belirtilen şartlar yerine getirildiği takdirde yeterli işlem ya da işçilik görmüş kabul edilir ve menşe statüsü kazanırlar. Yine 6 ncı maddenin birinci paragraf hükümlerine göre menşe statüsü kazanmış ürünlerin başka bir ürünün imalatında kullanılması halinde, onun bileşiminde yer aldığı ürüne tatbiki mümkün şartlar, kendisine uygulanmaz ve bunların imalatında kullanılmış olabilecek menşeli olmayan maddeler dikkate alınmaz. 97 6 ncı maddenin birinci paragrafına rağmen, listede belirtilen şartlar uyarınca bir ürünün imalatında kullanılmaması gereken menşeli olmayan maddeler aşağıdaki şartların yerine getirilmesine bağlı olarak kullanılabilir: (a) toplam kıymetleri, ürünün fabrika çıkış fiyatının yüzde 10'unu geçmiyorsa (Genel Tolerans Kuralı); (b) menşeli olmayan maddelerin azami değeri olarak listede verilmiş olan yüzdeler, bu paragrafın uygulanmasıyla aşılmamışsa. Ancak söz konusu tolerans kuralı Armonize Sistem'in 50 ila 63. Fasıllarında sınıflandırılan ürünlere (tekstil) uygulanamamaktadır. Ayrıca 6 ncı maddenin üçüncü paragrafına göre; hem yeterli işçiliği ifade eden liste kuralının karşılanması hem de tolerans kuralından faydalanılması ile menşe statüsünün kazanılması, yapılan işçiliğin 7 nci maddede belirtilen yetersiz işlem ya da işçiliğin ötesinde bir işlemin gerçekleştirilmiş olması koşuluna bağlıdır. Modern üretim ve teknoloji, uluslararası ticarete konu birçok eşyanın birden fazla ülke menşeli hammaddeler, ara malları ve bileşenler içermesini gerektirebilmektedir. Bu durumda menşeli olmayan söz konusu girdilerin ancak yeterli derecede işçilikten geçerek menşe kazanması mümkündür. Bu çerçevede, EK II’de yeralan liste kuralları sadece menşeli olmayan maddelere uygulanmaktadır. Bununla birlikte söz konusu şart sadece ilgili ürün için geçerli olup, zaten koşulları yerine getirerek menşe kazanmış bölge içi ürünler için uygulanmamaktadır. 98 Üçüncü Bölüm’de Topluluk menşe kuralları değerlendirilirken belirtildiği üzere, liste kuralları ürün grubuna özgü (pozisyon ya da fasıl) belirlenmiş tarife değişikliği, katma değer, özel işlemleri istisnalar ve bunların kombinasyonundan oluşan teknik kurallardır. “Yetersiz İşçilik veya İşlem” başlıklı 7. madde hükümlerine göre, 6. maddede belirtilen koşullar yerine getirilmiş olsun veya olmasın, aşağıdaki işlemler menşe statüsü vermek için yetersiz işçilik veya işlem olarak kabul edilir: (a) nakliyat ve depolama süresince eşyanın iyi şartlarda muhafazasını sağlamaya yönelik koruyucu işlemler; (b) ambalaj ayırma ve birleştirme; (c) yıkama; temizleme; toz, oksit, yağ, boya veya diğer tabakalardan arındırma; (d) dokumaya elverişli maddeleri ütüleme veya presleme; (e) basit boyama ve cilalama işlemleri; (f) tahıl ve pirinci kabuklarından ayırma, kısmi veya tam ağartma, parlatma ve perdahlama; (g) şeker renklendirme veya şeker topaklarını biçimlendirme işlemleri; (h) meyvelerin, kuruyemişlerin ve sebzelerin kabuklarını soyma, zarlarını ayıklama, çekirdeklerini çıkarma; (i) keskinleştirme, basit bileme veya basit kesme; (j) eleme, kalburdan geçirme, sıraya koyma, tasnifleme, kalibrasyon, eşleştirme (maddelerden setler oluşturma dahil); 99 (k) basit şişeleme, tenekeye veya beherlere koyma, torbalama, sandıklama, kutulama, karton veya tahta üzerine yerleştirme ve tüm diğer basit paketleme işlemleri; (l) ürün veya paketler üzerine marka, etiket, logo ve diğer benzeri ayırdedici işaretleri yapıştırma veya basma işlemleri; (m) farklı türde olmalarına bakılmaksızın ürünlerin basit karıştırılma işlemleri; (n) tamamlanmış bir ürün oluşturmak üzere parçaların basit montajı veya ürünlerin parçalarına ayrılması; (o) (a) ila (n)’de belirtilen işlemlerden iki veya daha fazlasının bir arada yapılması; (p) hayvan kesimi. Ayrıca 7 inci maddenin ikinci paragrafı hükümlerine göre belirli bir ürüne uygulanan işçilik veya işlemin yetersiz kabul edilip edilmeyeceğine karar verilirken ilgili ülkelerde gerçekleştirilen işlemlerin tümü bir arada mütalaa edilmelidir. Tek tek ya da bileşimleri bir eşyanın imalatında ihmal edilebilir öneme sahip olarak değerlendirildiğinden, söz konusu işlemler aracılığıyla EK-2 liste kuralı ya da genel tolerans kuralı sağlansa bile menşe statüsü kazanılamamaktadır. Örnek: Kolombiya’dan işlenmemiş ham kahvenin dökme halinde Türkiye’ye ithal edildiğini ve Türkiye’de temizleme ve tozdan arındırma, tasnifleme ve paketleme işlemlerinin gerçekleştiğini düşünelim. Kahve için liste kuralı “herhangi 100 bir pozisyonda yer alan girdilerden imalat” olarak belirlenmiştir. Ancak Türkiye’de yapılan işlemler yetersiz işlemler olduğundan, fiilen bir liste kuralı bulunmamasına rağmen nihai ürün Kolombiya menşeini korumaktadır. Eğer Türkiye’de öğütme ve kavurma gibi yetersiz işlemlerin ötesinde birtakım işlemler gerçekleştirilmiş olsaydı, liste kuralı da dikkate alındığında nihai ürün Türkiye menşei kazanabilecekti. Bununla birlikte; menşeli olmayan maddeler üzerinde gerçekleştirilen işçilik veya işlemin “yetersiz işçilik veya işlem” niteliğinde olmaması, “yeterli işçilik veya işlem” olduğu anlamına gelmemekte olup, Protokolün 6 ncı maddesi çerçevesinde EK II liste kuralının karşılanması gerekmektedir. “Nitelendirme Birimi” başlıklı 8. madde hükümlerine göre, Protokol hükümlerinin uygulanması amacıyla, nitelendirme birimi, Armonize Sistem nomanklatürünü kullanarak sınıflandırma yapılırken temel birim olarak kabul edilen belirli bir üründür. Buna göre, (a) muhtelif maddelerin montajı veya gruplandırılmasından oluşan bir ürün, Armonize Sistem'de tek bir pozisyonda sınıflandırıldığında, bu ürünün tümü, nitelendirme birimini oluşturur. (b) bir sevkiyat, Armonize Sistem'de aynı pozisyon içinde sınıflandırılan belli sayıda aynı üründen oluşuyorsa, her bir ürün Protokol hükümlerinin uygulanışı sırasında münferiden değerlendirilmelidir. 101 Armonize Sistem’in 5. Genel Kuralı çerçevesinde ambalaj, sınıflandırma açısından ürüne dahil ediliyorsa, menşe tespiti açısından da dahil edilir. Söz konusu maddeye göre en önemli husus ihraç edilecek ürün ya da ürünlerin doğru tarife sınıflandırılmalarının bilinmesidir34. Maddenin referans noktası “Armonize Sistem” olup, eğer çeşitli bileşenlerden oluşan bir ürün, AS’ye göre bir birim olarak değerlendiriliyorsa söz konusu birim menşe statüsünün belirlenmesinde de esas alınmalıdır. Örneğin; 9605 pozisyonunda kişisel kullanım için seyahat setleri sınıflandırılmakta olup, menşe açısından seti oluşturan her bir parçanın liste kuralının değil, 9605’te belirtilen kuralın esas alınması gerekmektedir: 9605 AS Kodu Ürünün Tanımı (1) (2) İnsanların tuvalet malzemesi olarak veya dikiş dikmekte veya elbise ve ayakkabılarını temizlemekte kullandıkları seyahat takımları Menşeli olmayan girdilere uygulanarak menşe statüsü veren işçilik veya işlemler (3) veya (4) Takımı oluşturan eşyalardan herbiri takım içerisinde olmaması halinde kendisine uygulanacak kuralı karşılamalıdır. Ancak, menşeli olmayan girdiler, toplam kıymetleri takımın fabrika çıkış fiyatının %15’ ini geçmemek koşuluyla kullanılabilir. 34 4458 sayılı Gümrük Kanunun 9’uncu maddesi çerçevesinde, yazılı talepte bulunularak, Gümrük Müsteşarlığı’ndan ya da Müsteşarlığın yetkilendirdiği Gümrük İdaresinden, “Bağlayıcı Tarife Bilgisi (BTB)” alınabilmektedir. 102 “Aksesuarlar, Yedek Parçalar ve Aksam” başlıklı 9 uncu maddeye göre bir teçhizat, makine, alet veya araç parçası beraberinde teslim edilen normal bir teçhizatın bölümü durumundaki ve fiyata dahil edilmiş bulunan veya ayrıca fatura edilmemiş olan aksesuarlar, yedek parçalar ve aksam; söz konusu teçhizat, makine, alet veya araç içinde mütalaa edilir. “Setler” başlıklı 10 uncu madde hükümlerine göre; Armonize Sistem’in 3. Genel Kuralı’nda tanımlanan setler, tüm bileşenleri menşeli olduğunda menşeli olarak kabul edilir. Ancak bir set menşeli ve menşeli olmayan ürünlerden oluştuğunda, menşeli olmayan ürünlerin kıymeti, setin fabrika çıkış fiyatının yüzde 15'ini aşmıyorsa, set bir bütün olarak menşeli olarak kabul edilir. Sete esas karakterini veren eşyanın bulunması gerektiğinden, setler tarife sınıflandırılması açısından problemli alanlardan biridir. Söz konusu sınıflandırma için AS Yorum Kurallarının sıkı bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Setler için gümrükte bir diğer sorun ise menşe açısından ortaya çıkabilmektedir. Setlerin menşeinin belirlenmesinde seti oluşturan tüm bileşenlerin menşeinin belirlenmesi gerekmektedir. Ancak tüm bileşenlerin menşeli olması ya da menşeli olmayan bileşenlerin kıymetinin, setin fabrika çıkış fiyatının %15’ni geçmemesi halinde, set bir bütün olarak menşe kazanabilmektedir. “Nötr Elemanlar” başlıklı 11 inci madde hükümlerine göre; bir ürünün menşeli olup olmadığını belirlemek için, imalatında kullanılabilecek; (a) enerji ve yakıt; 103 (b) tesis ve teçhizat; (c) makine ve aletler; (d) ürünün nihai bileşimine girmeyen ve girmesi amaçlanmayan eşyaların menşeini belirlemek gerekmez. Örnek: Norveç’te 8406 tarife pozisyonunda sınıflandırılan “buhar türbinlerinin” menşeli ve menşeli olmayan girdiler ile Japon makine ve teçhizat kullanılarak üretilmek istendiğini düşünelim. Söz konusu eşya için listede belirlenen ‘kullanılan tüm girdilerin kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının % 40’ını geçmeyen imalat’ kuralının karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesinde Japon menşeli makine ve teçhizatın dikkate alınmasına gerek yoktur. Bununla birlikte söz konusu bileşenler türbinlerin maliyetine dahil olduğundan, üretici tarafından fabrika çıkış fiyatına dahil edilebilecektir. Örnek: Armonize Sistemin 0105 pozisyonunda sınıflandırılan “canlı kümes hayvanları” için liste kuralı kullanılan Fasıl 1 ve Fasıl 2’de yer alan tüm girdilerin tamamen elde edildiği imalattır. Bu durumda örneğin ihraç edilecek tavukların yetiştirilmesinde kullanılan Fas’tan ithal edilmiş mısır, menşe statüsünün belirlenmesinde etkisiz unsur olarak değerlendirilecektir (DTM, 2007; 80). Bununla birlikte Protokolün 15 inci maddesi konusu eşyanın imalatında kullanılan menşeli olmayan maddelerin gümrük vergilerinin kesin olarak ödenmiş olması gereği, söz konusu mısır için geçerli olmayacaktır. Bunun nedeni mısırın menşeli ya da menşeli olmayan eşya olarak sınıflandırılmaması, nötr olarak ele alınmasıdır. Bu durumda 104 taraf bir ülkeye tavize konu olması halinde, tavuk ihraç eden Türk üretici, ithal mısır için ödediği gümrük vergilerini geri alabilecektir35. Eşyanın menşeinin tespitine ilişkin yukarıda değinilen hususlar Şekil 3’te özetlenmeye çalışılmıştır: Şekil 3 Tercihli Menşe Statüsünün Kazanılması İHRACATÇI TARAF ÜLKE MENŞELİ EŞYA Evet Eşya, kümülasyona dahil olan tüm ülkeler menşeli girdiler dikkate alınarak, menşeli olmayan girdiler Hayır üzerinde yapılması gerekli işçilik ve işlem Listesinde (Protokolün 2. Eki) belirtilen şartları yerine getiriyor mu? Hayır Hayır Hayır Genel tolerans kuralı uygulanabilir mi? (6.2 Madde) Evet Eşyanın imalatında kümülasyonun uygulanabilir olduğu taraf ülkeler dışında kalan ülkeler menşeli (yani menşeli Evet olmayan) girdiler kullanıldı mı? İhracatçı ülkede gerçekleştirilen işlemler yetersiz işçilik ve işlemlerin ötesinde sayılır mı? (7. Madde) İhracatçı ülkedeki katma değer, diğer taraf ülke menşeli girdilerin değerinden fazla mı? Hayır Evet Evet İhracatçı ülkede gerçekleştirilen işlemler yetersiz işçilik ve işlemlerin ötesinde sayılır mı? (7. Madde) Evet Hayır Evet Eşya, ihracatçı ülkede tamamen elde edilmiş mi? (Madde 5) Hayır MENŞELİ OLMAYAN EŞYA EN YÜKSEK KATMA DEĞERE SAHİP ÜLKE MENŞELİ EŞYA (3.3. Madde) İHRACATÇI TARAF ÜLKE MENŞELİ EŞYA 35 Konuya ilişkin bilgi 25/09/2006 tarih ve 26298 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Dahilde İşleme Rejimi Kararında Değişiklik Yapılması Hakkında Karar”da yer almaktadır. 105 4.2.5 Ülkesel Gereklilikler Üç maddeden oluşan 3. Başlık “Ülkesel Gereklilikler” başlığını taşımakta olup, menşe statüsünün ilgili ülkede kazanılması, eşyanın doğrudan bir taraf ülkeden diğerine nakliyatı ve üçüncü ülkelere sergilenmek üzere gönderilen eşyaya ilişkin özel hükümleri içermektedir. “Ülkesellik İlkesi” başlığını taşıyan 12 nci maddeye göre; menşe statüsü kazanılmasına ilişkin koşullar menşe kümülasyonuna ilişkin 3 ve 4 üncü maddeler ile bu maddenin 3 üncü paragraf hükümleri saklı kalmak üzere, ilgili ülkede kesintisiz olarak yerine getirilmelidir. İlgili ülkeden başka bir ülkeye ihraç edilmiş menşeli eşyanın, geri gelmesi halinde geri gelen eşyanın, ihraç edilmiş eşya ile aynı olduğu ve söz konusu ülkede bulunma veya ihraç edilme süresi içerisinde, iyi koşullarda muhafaza edilmeleri için gerekli olanların ötesinde herhangi bir işleme tabi tutulmadığı, gümrük idarelerini tatmin edecek şekilde ispat edilmediği takdirde, Madde 3 ve 4 saklı kalmak üzere, menşeli olmadığı kabul edilir. İkinci Başlıkta belirlenen kurallar uyarınca kazanılan menşe statüsü, ilgili ülkeden ihraç edilen ve daha sonra yeniden ithal edilen maddeler üzerinde, ilgili ülke dışında yapılan işçilik veya işlemden, aşağıdaki koşulların sağlanması halinde etkilenmeyecektir: 106 (a) Söz konusu maddeler tamamen ilgili ülkede elde edilmişler veya ihraç edilmelerinden önce 7. maddede belirtilen işlemlerin ötesinde bir işçilik veya işlemden geçmişlerse ve (b) Bu durum; (i) geri gelen eşyanın ihraç edilen maddelerin işçilik veya işlemden geçirilmesi ile elde edildiği ve (ii) bu madde hükümlerinin uygulanması ile ilgili ülke dışında kazanılan toplam katma değerin, menşe statüsü talebine konu nihai ürünün fabrika çıkış fiyatının % 10’unu aşmadığı hususlarında gümrük idarelerinin tatmin edilmesi ile kanıtlanır. 3. paragraf amaçları açısından, “’Menşeli Ürünler’ Kavramının Tanımı” başlıklı bölümde düzenlenen menşe statüsünün kazanılması için gerekli koşullar, ilgili ülke dışında yapılan işçilik ve işlemlere uygulanamaz. Fakat nihai ürünün menşe statüsünün belirlenmesinde, ürüne dahil edilen menşeli olmayan her madde için Ek II’deki listede belirlenen bir azami kıymet bulunduğu durumda, bu madde hükümlerinin uygulanmasıyla, ilgili ülke dışında kazanılmış katma değerle birlikte dikkate alındığında, ilgili taraf ülkede ürüne dahil edilen menşeli olmayan maddelerin toplam kıymeti belirlenen yüzdeyi aşmayacaktır. 107 3. ve 4. paragraf hükümlerinin uygulanması amacıyla, “toplam katma değer”, orada dahil edilen maddelerin kıymetlerini de içerecek şekilde, ilgili ülke dışında oluşan tüm maliyetler, anlamında kullanılır. 3. ve 4. paragraf hükümleri, Ek II’deki listede düzenlenen koşulları yerine getirmeyen veya sadece 6. maddenin 2. paragrafında yer alan genel tolerans kuralının uygulanması ile yeterli işçilik veya işlemden geçmiş olduğu kabul edilen ürünler için uygulanmaz. 3. ve 4. paragraf hükümleri Armonize Sistem'in 50 ila 63. fasıllarındaki ürünlere uygulanmaz. Ayrıca söz konusu madde hükümleri tarafından kapsanan türde ve ilgili ülke dışında yapılan herhangi bir işçilik veya işlem, hariçte işleme veya benzeri düzenlemeler vasıtasıyla yürütülür. Görüldüğü üzere İkincin Başlık altında fiziksel olarak menşe statüsünün kazanılmasına odaklanılırken, Üçüncü Başlıkta ilgi coğrafi kısıtlamalara yönelmektedir. Kural olarak eşyanın tercihli menşe kazanmasına ilişkin şartların, bir ülkede gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Modern imalat uygulamalarında ise ürünlerin özel işlemler için bölge (kümülasyonun uygulanabilir ülkelerin oluşturduğu serbest ticaret alanı) dışındaki bir ülkeye gönderilmesi gerekebilmekte olup, 12 nci maddede bu durumda uyulması gerekli koşullara yer verilmektedir. 108 Ancak söz konusu madde hükümleri sadece eşyanın işlendikten sonra tekrar ihracatçı ülkeye dönmesi halinde uygulanmaktadır. Bölge dışında yapılan işçilik ve işlemin hariçte işleme veya benzeri düzenlemeler vasıtasıyla yürütülmesinin sebebi budur. Diğer taraftan, nihai ürün %10 menşeli olmayan girdi kullanımına olanak sağlayan genel tolerans kuralı ile menşe statüsü kazanmış ise, 12 nci maddede tanınan tolerans kullanılamamakta, bir başka deyişle menşe statüsünün kazanılmasında iki toleranstan birarada yararlanılamamaktadır. Ayrıca 53 ila 60 ıncı Fasıllarda sınıflandırılan tekstil ve hazır giyim eşyası 3 ve 4 üncü maddelerin kapsamı dışında olduğundan, üçüncü bir ülkede işleme tabi tutulmaları halinde menşeli olmayan eşya kabul edileceklerdir. Örnek: Tamamen Türkiye’de elde edilmiş balıkların hariçte işleme rejimi kapsamında Gürcistan’a ihraç edildiğini ve burada 1604 pozisyonunda sınıflandırılan balık konservelerinin imal edilerek tekrar Türkiye’ye sevkedildiğini düşünelim. 1604 pozisyonu için menşe kuralı “kullanılan Fasıl 3’teki (balıklar) tüm girdilerin tamamıyla elde edildiği imalat” olarak belirlenmiştir. Gürcistan’da yapılan işçiliğin değeri nihai ürünün fabrika çıkış fiyatının %10’unu teşkil etmektedir. Bu durumda, gümrük idaresinin 12 nci madde hükümlerinin karşılandığı konusunda ikna edilmesi şartıyla nihai ürün Türkiye menşeli olarak değerlendirilecektir. Ancak Gürcistan’da yapılan işçiliğin yanında, fabrika çıkış fiyatının %10’u oranında (Madde 6(2) kapsamı genel tolerans kadar) Gürcistan menşeli balık kullanılmış olsaydı, iki 109 tolerans birarada kullanılamayacağından eşya tercihli menşe üncü maddeye göre; statüsü kazanamayacaktı (DTM, 2007; 85). “Doğrudan Nakliyat” başlıklı 13 Anlaşma hükümlerinde sağlanan tercihli muamele sadece Protokol'ün gerekliliklerini yerine getirmiş, ilgili ülkeler arasında doğrudan veya Madde 3 ve 4'te belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu diğer ülke toprakları üzerinden nakledilen ürünler için uygulanır. Bununla beraber tek bir sevkiyatı oluşturan ürünler, aktarma veya geçici depolama yoluyla, ancak transit geçtiği veya depolandığı ülkenin gümrük idarelerinin gözetimi altında olmaları ve boşaltma, tekrar yükleme veya iyi koşullarda muhafaza etmeye yönelik işlemler dışında bir işlemden geçmemiş olmaları koşullarıyla, gerektiğinde başka ülkeler üzerinden nakledilebilirler. Ayrıca menşeli ürünler, ilgili ülkeler dışındaki ülkeler üzerinden boru hattı ile nakledilebilirler. Aynı maddeye göre anılan şartların sağlandığı ithalatçı ülke gümrük idaresine aşağıdaki belgelerin ibrazıyla ispatlanır: (a) ihracatçı ülkeden, transit ülkesi yoluyla geçişi kapsayan tek bir sevk evrakı veya (b) transit ülkesi gümrük idaresince düzenlenen, (i) ürünlerin tam bir tanımını veren; (ii) ürünlerin boşaltma ve tekrar yükleme tarihlerini ve uygulanabildiği hallerde kullanılan gemi veya diğer nakil araçlarının adlarını gösteren ve 110 (iii) ürünlerin transit ülkesi içinde hangi koşullarda kalmış olduğunu kanıtlayan bir belge veya (c) bunların temin edilememesi halinde, diğer kanıtlayıcı belgeler. Doğrudan nakliyat kuralının amacı, prensip olarak tüm işlem ya da işçiliğin Pan-Avrupa-Akdeniz alanı içinde gerçekleştirilmesini garanti altına almak ve bu koşulu sağlamayan eşyanın tercihli rejimden yararlanmasını engellemektir. Sevkiyata ilişkin olarak 3 olasılık akla gelmektedir: (a) Zaten komşu olan bölge ülkeleri arasında doğrudan nakliyat (b) Kümülasyonun uygulanabilir olduğu bölge ülkeleri kanalıyla nakliyat (c) Üçüncü ülkeler kanalıyla nakliyat. Madde hükümlerine göre (a) ve (b) temelde bir problem oluşturmazken, üçüncü ülkelerden transit geçişin bulunduğu sevkiyatlarda, eşyanın ilgili ülke gümrük gözetiminde olduğunun ve ihracatçı ülkeden ayrılan ve ithalatçı ülkeye ulaşan sevkiyatın aynı olduğunun ispatlanması önem arz etmektedir. Örnek: İsviçre’ye ihraç edilmek üzere sevk edilen Türkiye menşeli otobüsler Hırvatistan’da gümrük antreposuna indirilmiş, bir kısmı Hırvatistan’a ithal edilmiş, geri kalan kısmı ise tekrar yüklenerek, İsviçre’ye ihraç edilmiştir. Türkiye ile İsviçre arasındaki tercihli ticarette, Hırvatistan üçüncü ülke konumundadır. Doğrudan nakliyat kuralı üçüncü ülke gümrük idarelerinin gözetimi altında boşaltma, tekrar yükleme veya iyi koşullarda muhafaza etmeye yönelik işlemler dışında işlemlere ve 111 sevkiyatın bölünmesine izin vermediğinden, söz konusu eşya İsviçre’de tercihli rejimden faydalanamayacaktır. Uluslararası ticarette karşılaşılabilen bazı durumlara cevap vermekte zorlanan söz konusu madde hükümleri, tartışma konularının incelendiği bölümde tekrar değerlendirilecektir. “Sergiler” başlıklı 14 üncü madde hükümlerine göre; Madde 3 ve 4'te belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu ülkeler dışında, bir başka ülkeye sergilenmek üzere gönderilen ve sergiden sonra ilgili Taraf ülkeye ithal edilmek üzere satılan menşeli ürünler, aşağıdaki durumlar hakkında gümrük idarelerinin tatmin edilmesi kaydıyla, ithalatta Anlaşma hükümlerinden yararlanırlar: (a) bir ihracatçının bu ürünleri ilgili ülkeden serginin yapıldığı ülkeye nakletmesi ve orada sergilemesi; (b) ürünlerin bu ihracatçı tarafından ilgili ülkedeki bir kişiye satılması veya tasarrufuna verilmesi; (c) ürünlerin sergi süresi içinde veya sergiden hemen sonra, sergilenmek üzere gönderildikleri durumda sevkedilmesi ve (d) ürünlerin sergilenmek üzere gönderildikleri andan itibaren, bu sergide teşhir edilmek dışında başka bir amaçla kullanılmaması. Söz konusu madde hükümleri, üçüncü ülkeye sergilenmek üzere gönderilen eşyanın, söz konusu ülkede herhangi bir işlemden geçmemiş olması ve Pan-Avrupa- 112 Akdeniz alanını terk eden eşya ile aynı olmasını garanti altına alma amacı taşımaktadır. Madde hükümlerinde belirtilen şartları karşılayamayan sergilenmiş eşya tercihli rejimden yararlanamayacaktır. Ayrıca Maddede belirtilen koşulları sağlayan eşya için, tercihli rejimden yararlanmak üzere 5 inci Başlık altında incelenecek olan uygun bir menşe ispat belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir. 4.2.6 Geri Ödeme veya Muafiyet 4 üncü bölüm, “Gümrük Vergilerinde Geri Ödemenin veya Muafiyetin Yasaklanması” başlıklı 15 inci maddeden oluşmaktadır. Söz konusu maddeye göre; Başlık V hükümleri çerçevesinde menşe ispat belgesi düzenlenen veya hazırlanan; ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen diğer ülkelerden biri menşeli ürünlerin imalatında kullanılan menşeli olmayan maddeler, ilgili ülkede her ne türde olursa olsun gümrük vergilerinin geri ödenmesine veya bunlardan muafiyete tabi değildirler. Bu yasak ilgili ülkede imalatta kullanılan maddelere uygulanabilen gümrük vergisi veya eş etkili vergilerin, ürünlerin söz konusu maddelerden elde edilip ihraç edildiği ve dahilde kullanım için alıkonmadığı hallerde, kısmen veya tamamen iadesi veya muaf tutulması veya ödenmemesi yönündeki her türlü düzenlemeye, bu tür iade veya ödemelerin fiilen veya açıkça geçerli olduğu durumlarda uygulanır. 113 Bir menşe ispat belgesi kapsamındaki ürünlerin ihracatçısı, menşeli olmayan maddeler kullanılarak üretilen söz konusu ürünlere geri ödeme sağlanmadığını ve bu maddelere uygulanabilen tüm gümrük vergileri veya eş etkili vergilerin fiilen ödendiğini ispat eden tüm uygun belgeleri gümrük yetkililerinin talebi üzerine herhangi bir zamanda ibraz etmeye hazır olmalıdır. Ayrıca, yukarıda belirtilen hükümler, Madde 8’de belirtilen ambalajlara, Madde 9’da belirtilen aksesuar, yedek parça ve aksama ve Madde 10’da belirtilen set halindeki ürünler açısından da, menşeli olmamaları halinde uygulanır. Madde hükümleri sadece Anlaşma’nın uygulandığı türden maddelere uygulanır. Ayrıca bu hükümler, Anlaşma hükümleri uyarınca ihracatta uygulanabilen tarım ürünleri için ihracat iadesi sisteminin işlemesine engel teşkil etmezler. 15 inci madde hükümlerinin ortak olan bölümleri yukarıda sıralanmıştır. Diğer taraftan İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile yapılan Anlaşmalar eki menşe protokollerinin söz konusu maddesi ek iki madde daha içermektedir: “6. Ürünler, Madde 3 ve 4’te belirtilen diğer ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın ilgili ülkeler (Örneğin Türkiye veya Fas arasında) menşeli olarak kabul ediliyorlarsa, Paragraf 1’deki yasak uygulanmaz. 7. Paragraf 1 hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Türkiye ile Fas Armonize Sistem’in 1 ila 24. fasıllarında yeralan ürünler hariç olmak üzere, aşağıdaki koşullar 114 çerçevesinde, menşeli ürünler imalatında kullanılan maddelere uygulanabilen gümrük vergileri veya eş etkili vergilerin geri ödenmesi veya bunlardan muafiyet düzenlemeleri uygulayabilir: a) Türkiye veya Fas’ta yürürlükte bulunan %5 veya daha düşük oranlı gümrük vergileri, Armonize Sistem’in 25 ila 49 uncu ve 64 ila 97 nci fasıllarındaki ürünler açısından hükmünü sürdürür. b) Türkiye veya Fas’ta yürürlükte bulunan %10 veya daha düşük oranlı gümrük vergileri, Armonize Sistem’in 50 ila 63 üncü fasıllarındaki ürünler açısından hükmünü sürdürür. Bu paragraf hükümleri 31 Aralık 2009 tarihine kadar uygulanır ve genel uzlaşmayla gözden geçirilebilir.” Söz konusu ek maddeler ile hem İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile sadece ikili ticarette geri ödeme olanağından yararlanılabilmesine olanak sağlanmakta hem de kısmi bir geri ödeme olanağı uygulanabilmektedir. Ancak ikili ticarette geri ödeme yasağına uyulmaması durumunda eşya kesinlikle başka bir taraf ülkede tercihli rejimden yararlanamamaktadır. Geri ödeme yasağının ardında bölge içi ticareti arttırmak ve haksız rekabeti önlemek amaçları bulunmaktadır. Örneğin İsviçreli bir imalatçı tarafından Ukrayna menşeli girdiler kullanılarak üretilen ve menşe kazanan bir eşyanın Türkiye’ye ihraç 115 edildiğini düşünelim. Nihai ürünün Türkiye’deki imalatçısı da Ukrayna menşeli girdilerle söz konusu ürünü üretsin. Türk imalatçı Türk pazarına nihai ürünü satarken bir ihracat işlemi gerçekleşmediğinden geri ödeme sisteminden yararlanma olanağı bulunmazken, geri ödeme yasağının uygulanmaması durumda İsviçreli imalatçı – dahilde işleme sistemi çerçevesinde- ithal ettiği maddeler için ödediği gümrük vergilerini geri aldığından bir rekabet avantajı elde edecektir. Ayrıca geri ödeme ya da muafiyet yasağı menşeli maddeler için geçerli olmadığından, tercihli ticarete konu eşyanın imalatında menşeli ürünlerin kullanılması teşvik edilmektedir. Söz konusu maddenin üçüncü ülkelere uygulanan gümrük vergileri nispi olarak düşük olan ülkeler için avantajlı olduğu görülmektedir. Türkiye’nin Ortak Gümrük Tarifesi dolayısıyla tarife oranları, dolayısıyla geri ödeme ya da muafiyet yasağı nedeniyle ihracatçıların geri alamadığı kısım, tarife oranları daha yüksek Akdeniz ülkelerine kıyasla daha düşüktür. Geri ödeme yasağına ilişkin uygulamayı özetlemek gerekirse; İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile ikili ticarette geri ödeme yasağı geçerli değildir. Ancak bu durumda eşya, ileride belge düzenleme konusunda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere çapraz kümülasyon olanaklarından yararlanamayacaktır. AB, EFTA ülkeleri, Faroe Adaları, Türkiye ve İsrail arasındaki ticarette ise hem ikili hem de çapraz kümülasyon uygulamasında geri ödeme yasağına muhakkak uyulmuş olması gerekmektedir. 116 Örnek: Birleşik Arap Emirlikleri menşeli alüminyum, 7616 pozisyonunda sınıflandırılan vida imal edilmek üzere Türkiye’ye ithal ediliyor ve Türkiye menşeli vida Mısır’a ihraç ediliyor. İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile ikili ticarette geri ödeme ya da muafiyetten yararlanılabildiğinden Türk ihracatçı ithal ettiği alüminyum için gümrük vergilerinden muaf tutulabilir ya da ödediği gümrük vergilerini geri alabilir. Ancak söz konusu vidalar Mısır’dan, kümülasyonun uygulanabilir olduğu bir başka PAAMK ülkesine tercihli ticaret kapsamında ihraç edilemez. Bu durumda menşe ispat belgelerinin düzenlenmesinde görüleceği üzere sadece EUR.1 Dolaşım Sertifikası ya da fatura beyanı düzenlenebilmektedir. 4.2.7 Menşe İspat Belgesi Söz konusu Bölüm 16 maddeden oluşmakta olup, geçerli menşe ispat belgelerini ve düzenlenmelerine ilişkin koşulları tanımlamaktadır. Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi kapsamında kullanılan menşe ispat belgeleri EUR.1 Dolaşım Sertifikası, EUR.MED Dolaşım Sertifikası, fatura beyanı ve EUR.MED fatura beyanıdır ve birer örneğine protokolün IIIa, IIIb, IVa ve IVb nolu eklerinde yer verilmektedir. “Genel Koşullar” başlıklı 16 ncı maddeye göre; bir taraf ülke menşeli ürünler diğer taraf ülkeye ithal edilirken aşağıdaki belgelerden birinin ibrazı üzerine tercihli rejimden yararlanabilirler: 117 (a) Bir örneği Ek IIIa'da yer alan EUR.1 Dolaşım Sertifikası, (b) Bir örneği Ek IIIb'de yer alan EUR-MED Dolaşım Sertifikası, (c) Madde 22(1)'de belirtilen durumlarda, ihracatçı tarafından, söz konusu ürünleri teşhislerini mümkün kılmaya yeterli ayrıntıda tanımlayan fatura, teslimat notu veya başka herhangi bir ticari belge üzerinde belirtilen, bundan sonra "fatura beyanı" veya "EUR-MED fatura beyanı" olarak atıfta bulunulacak olan ve birer örneği Ek IVa ve b’de yer alan bir beyan36. Bununla beraber, Protokol anlamındaki menşeli ürünler “Menşe İspat Belgesinden Muafiyet” başlıklı 27 nci Maddede tanımlanan durumlarda, yukarıda bahsedilen belgelerden birinin ibrazına gerek olmaksızın Anlaşma'dan yararlanırlar. Söz konusu maddedeki muafiyet ticari mahiyet arz etmeyen küçük paketleri ve yolcu beraberi eşyayı içermektedir. “EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın Düzenlenme İşlemleri” başlıklı 17 nci maddeye göre EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası, ihracatçının veya ihracatçının sorumluluğunda yetkili temsilcisinin yazılı müracaatına binaen, ihracatçı ülkenin gümrük idaresi tarafından düzenlenir. Bu amaçla, ihracatçı veya yetkili temsilcisi, örnekleri Ek IIIa ve b'de yer alan EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası ve müracaat formunu doldurur. Bu formlar Anlaşmanın imzalandığı dillerden birinde ve ihracatçı ülkenin iç mevzuat hükümleri çerçevesinde doldurulur. Eğer el yazısı kullanılırsa matbaa harfleriyle ve 36 Söz konusu belgelerin birer örneğine çalışmanın 2 nolu ekinde yer verilmiştir. 118 mürekkeple doldurulur. Eşyanın tanımı, bu amaçla ayrılmış kutu içine boş satır bırakılmaksızın yapılmalıdır. Eğer kutunun tamamı dolmaz ise, tanımın son satırının altına bir yatay çizgi çekilerek, boş alan çapraz bir çizgi ile kapatılır. EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenlenmesi için müracaatta bulunan ihracatçı, EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nı verecek ihracatçı ülkenin gümrük idaresinin talep edebileceği, söz konusu eşyanın menşe statüsü ile Protokol’ün diğer koşullarının yerine getirilmiş olduğunu tevsik eden tüm ilgili vesaiki herhangi bir zamanda ibraz etmeye hazırlıklı olur. Daha önce ifade edildiği üzere Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu sistemi Akdeniz ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilmekte, yani PAMK işlerliğini sürdürmekte ve “değişken geometri” prensibi çerçevesinde aynı menşe kurallarına sahip anlaşmaları yürürlüğe sokan ülkeler arasında PAAMK çapraz kümülasyon uygulaması başlamaktadır. Bu durum belge düzenlenmesi açısından Akdeniz ülkeleri ile eski PAMK ülkeleri arasında söz konusu maddenin 4 ve 5 inci paragraflarında bazı farklılıklara neden olmaktadır. PAMK ülkeleri arasındaki protokollerde 17 nci maddenin 4 üncü paragrafına göre; EUR.1 Dolaşım Sertifikası, paragraf 5 hükümlerine halel gelmeksizin, ilgili ülke (Madde 3(1) ve 4(1)’de belirtilen Pan-Avrupa ülkelerinden biri) gümrük idaresi tarafından aşağıdaki hallerde düzenlenir: 119 - Sözkonusu ürünlerin ilgili ülkeler (örneğin İsviçre veya Topluluk) veya Madde 3(1) veya 4(1)’de belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu diğer ülkelerden biri menşeli olduğunun, Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın kabulü ve işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi durumunda, - Sözkonusu ürünlerin Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu ülkelerden biri menşeli olduğunun, Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın kabulü ve işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi durumunda. Bu durumda, menşe ülkesinde bir EUR-MED Dolaşım Sertifikası veya EUR-MED fatura beyanı düzenlenmiş olmalıdır. 17 inci maddenin 5 inci paragrafına göre ise; söz konusu ürünlerin, ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu diğer ülkelerden biri menşeli olduğunun kabulü, işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi ve - Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanması veya - Ürünlerin, Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen ülkelerden birine ihraç edilecek ürünlerin imalatına yönelik kümülasyon çerçevesinde girdi olarak kullanılması veya 120 - Ürünlerin, varış ülkesinden, Madde 3(2) ve 4(2)’de belirtilen ülkelerden birine yeniden ihraç edilmesi durumunda, ilgili gümrük idaresi tarafından bir EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenlenir. 17 nci maddenin 4 ve 5 inci paragraf hükümleri 10 Akdeniz ülkesi ile yapılan Anlaşmalar için aşağıdaki gibidir: 4. Sözkonusu ürünlerin, ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen diğer ülkelerden biri menseli olduğunun kabulü ve Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi durumunda, ilgili ülke gümrük idaresi tarafından bir EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenir. EUR.1 Dolaşım Sertifikası, paragraf 5 hükümlerine halel gelmeksizin, ilgili ülkeler (örneğin Topluluk veya Ürdün) gümrük idaresi tarafından aşağıdaki hallerde düzenlenir: - Söz konusu ürünlerin ilgili ülkeler menşeli olduğunun, Madde 3 veya 4’te belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın kabulü ve işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi durumunda, - Sözkonusu ürünlerin Madde 3 ve 4’de belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu ülkelerden biri menşeli olduğunun, Madde 3 ve 4’te belirtilen 121 ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın kabulü ve işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi durumunda. Bu durumda, menşe ülkesinde bir EUR-MED Dolaşım Sertifikası veya EUR-MED fatura beyanı düzenlenmiş olmalıdır. 5. Sözkonusu ürünlerin, ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen ve kümülasyonun mümkün olduğu diğer ülkelerden biri menşeli olduğunun kabulü, işbu Protokol’ün diğer koşullarını yerine getirmesi ve; - Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden biri menşeli girdilerle kümülasyon uygulanması veya - Ürünlerin, Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden birine ihraç edilecek ürünlerin imalatına yönelik kümülasyon çerçevesinde girdi olarak kullanılması veya - Ürünlerin, varış ülkesinden, Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden birine yeniden ihraç edilmesi durumunda, ilgili ülke gümrük idaresi tarafından bir EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenlenir. Belge düzenlenmesine ilişkin 17 nci maddenin 6-9 uncu paragraf hükümleri ise ortak hükümler içermektedir: 122 6. EUR-MED Dolaşım Sertifikasının 7 nolu kutusuna, aşağıdaki İngilizce ibarelerden bir tanesi yazılır: - Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden biri veya daha fazlası menşeli girdilerle kümülasyon uygulanması suretiyle menşe kazanılmışsa: “CUMULATION APPLIED WITH … (Ülkenin/ülkelerin ismi)” - Madde 3 ve 4’te belirtilen ülkelerden biri veya daha fazlası menşeli girdilerle kümülasyon uygulanmaksızın menşe kazanılmışsa: “NO CUMULATION APPLIED” 7. EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikalarını düzenleyen gümrük idareleri, ürünlerin menşe statüsünün ve işbu Protokol’ün diğer koşullarının yerine getirildiğinin kontrolü için gereken her tedbiri alırlar. Bu amaçla, her türlü delil talebinde bulunma ve ihracatçının hesaplarında denetleme yapma veya gerekli görülen başka herhangi bir kontrol hakkına sahiptirler. Paragraf 2'de atıfta bulunulan formların usulünce doldurulmasını da sağlarlar. Özellikle, ürünün tanımı için ayrılmış bulunan boşluğun, her türlü sahte ilaveler yapılması imkanını ortadan kaldırılacak şekilde doldurulmuş olduğunu kontrol ederler. 8. EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın düzenlendiği tarih, sertifika üzerindeki 11 numaralı kutuda gösterilir. 123 9. EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası, gümrük idaresince düzenlenerek fiili ihracatın gerçekleştiği veya kesinleştiği anda, ihracatçının kullanımına verilir. Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu aynı menşe kurallarına sahip bazı istisnalar ile Anlaşmaların yürürlüğe girmesi ile işlerlik kazanmış bir çapraz kümülasyon sistemidir. Bir başka deyişle sistem yürürlüğe girdiğinde tüm ülkeler arasındaki Anlaşmalar ağı da tamamlanmıştır. Ancak Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sisteminde, ülkeler arasındaki Anlaşmalar ağı tamamlanmamış olup, bu durum sisteme taraf bir ülke menşeli maddelerin gerekli koşul olan aynı menşe kurallarına sahip Anlaşmaları imzalayana kadar üçüncü ülke menşeli olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bu sebeple EUR.1 Dolaşım Sertifikası ve fatura beyanının yanısıra EUR.MED Dolaşım Sertifikası ve EUR.MED fatura beyanı oluşturulmuş olup, söz konusu belgeler aracılığıyla hangi ülkelerin eşyanın menşe statüsünün kazanılmasına katkıda bulunduğu belirtilebilmektedir. Aşağıda madde hükümlerinde belirtilen olasılıkların tümüne örnek verilmeye ve ilgili belgelerin zorunlu ve tercihe bağlı kullanım alanları açıklanmaya çalışılacaktır. Örnekler konuyu açıklığa kavuşturmak için verilmiş olup, örneklerdeki ilgili ülkeler arasında Anlaşmalar ağının tamamlandığı varsayılmıştır. 124 4.2.7.1 EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikalarının Tercihe Bağlı Kullanımı EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları, ürünün ihracatçı ülke ya da Türkiye hariç Akdeniz ülkeleri ya da Faroe Adaları ile kümülasyon uygulanmaması şartıyla PAAMK’a taraf ülkelerden biri menşeli olması halinde tercihe bağlı olarak düzenlenebilmektedir. Örnek: 1701’de sınıflandırılan Topluluk menşeli şeker, şekerleme (1704) üretilmek üzere İsviçre’ye sevkedilmiştir. Topluluk menşeli şeker, nihai ürünün fabrika çıkış fiyatının %30’unu oluşturmaktadır. Şekerlemeler Türkiye’ye ihraç edilmiştir. Ürünün menşe statüsü Akdeniz ülkeleri ile kümülasyon uygulanmaksızın, PAMK tarafları arasında kümülasyon uygulanarak kazanılmış olduğundan Türkiye’ye ihracatta EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenebilmektedir. Madde hükümlerinin incelenmesinden anlaşılacağı üzere söz konusu belgelerin tercihe bağlı ve zorunlu kullanım alanları bulunmaktadır. İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile ticarette söz konusu seçim, ihracatçının alternatif kazançlar arasında seçim yapması anlamına gelebilmektedir. Yukarıdaki örnekte İsviçre Gümrük İdaresi söz konusu eşya için bir EUR.MED Dolaşım Sertifikası da düzenleyebilmektedir. Örneğin İsviçre’den gelen ürünün Türkiye’den Tunus’a sevkedilecek olması halinde, Tunus gümrük idaresinin hangi ülkelerin menşe statüsünün kazanılmasına katıldığı ve söz konusu ülkelerin “kümülasyon uygulanabilir” ülkeler arasında olup olmadığını tespit edebilmesi için, 125 İsviçre’de 7 nolu gözlemler kutusunda “Cumulation applied with EC” ibaresi bulunan bir EUR.MED düzenlemesi gerekmektedir. Böylelikle söz konusu belge esas alınarak Türkiye’de 7 nolu kutusunda “Cumulation applied with EC and Switzerland” ibaresi bulunan bir belge düzenlenebilecektir. Örnek: Menşeli olmayan tek kat iplikten Lübnan’da imal edilen işlemeli perdeler (6303) Topluluğa ihraç edilmektedir. İşlemeli perdeler için liste kuralı “ağartılmamış tek kat iplikten imalat veya kullanılan işlenmemiş (örülmüş olanlar hariç) mensucatın kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının %40’ını geçmemesi koşuluyla işlenmemiş mensucattan imalat” olarak belirlendiğinden eşya Lübnan menşei kazanmaktadır. Ancak Lübnan menşe statüsü kümülasyon değil, “yeterli işçilik ve işlem” çerçevesinde kazanılmıştır. Bu durumda bir EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenebilmektedir. Bu durumda ihracatçının önünde 15 inci maddede belirtilen geri ödeme yasağı ve diğer taraf ülkelere ihracat olasılığı açısından bir seçim söz konusudur. “Gümrük Vergilerinde Geri Ödemenin veya Muafiyetin Yasaklanması” başlıklı 15 inci maddesinin 6 ncı paragrafı açıklamalarında belirtildiği üzere İsrail hariç Akdeniz ülkeleri ile sadece ikili ticarette geri ödeme olanağından yararlanılabilmesine imkan tanınmaktadır. Ancak bu durumda bir EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenebilmekte ve söz konusu ürün anlaşmalar ağı tamamlanmış olan başka bir taraf ülkeye tercihli rejim kapsamında ihraç edilememektedir. 126 EFTA veya Türkiye Mısır FAS EUR.1 Bir EUR.MED Dolaşım Sertifikası düzenlenmesi halinde ise nihai ürün bir başka taraf ülkeye sevkedilebilecek, ancak imalatında kullanılan menşeli olmayan girdilere ilişkin gümrük vergilerinin kesin olarak ödenmesi gerekecektir. Yukarıdaki örnekte dahilde işleme rejimi çerçevesinde tek kat ipliğin ithal edildiğini düşünelim. Lübnan’da imal edilen işlemeli perdeler için EUR.1 düzenlenmesi halinde, menşeli olmayan tek kat iplik için Lübnan’da geçerli gümrük vergileri ödenmeyecek ya da ödenmişse gümrük idaresi tarafından geri ödeme yapılacaktır. Ancak nihai ürün olan perdeler Türkiye’den başka bir ülkeye tercihli rejim kapsamında ihraç edilemeyecektir. Bir EUR.MED Dolaşım Sertifikası düzenlenmesi halinde gümrük vergilerinden muafiyet sağlanamayacak ancak işlemeli perdelerin yeniden ihracat olasılığı korunmuş olacaktır. Bu noktada İsrail ile ticarette EUR.1 düzenlenmesi bir kazanç sağlamamakta ve her halükarda EUR.MED düzenlenmesi mantıklı görünmektedir. 127 BREZİLYA TÜRKİYE İSRAİL EUR.1 (Türk menşeli) “No-drawback” kuralı uygulanır. (Brezilya menşeli madde, yeterli işçilik ve işleme tabi tutulmuş ve eşya Türk menşei kazanmıştır. Brezilya’dan ithal edilen girdiler için geçerli gümrük vergileri ödenmelidir. ) BREZİLYA TÜRKİYE TUNUS EUR.1 (Türk menşeli) “No-drawback” kuralı uygulanmaz. (Brezilya menşeli madde yeterli işçilik ve işleme tabi tutulmuş ve eşya Türk menşei kazanmıştır. Brezilya’dan ithal edilen girdiler için geçerli gümrük vergileri ihracatçıya geri ödenir.) 4.2.7.2 EUR.1 Dolaşım Sertifikasının Zorunlu Kullanımı EUR.1 çapraz kümülasyonun koşulları sağlanmamışsa kullanılmalıdır. İkili ticarette geri ödeme yasağına uyulmaması ya da Fas, Tunus ve Cezayir ile işlem ya da işçiliğin kümülasyonu gerçekleşmiş ise çapraz kümülasyonun koşulları sağlanmamış demektir. Bunun dışında EUR.1 düzenlenebilen olasılıklarda EUR.MED düzenlenmesi de mümkündür. 4.2.7.3 EUR.MED Dolaşım Sertifikasının Zorunlu Kullanımı İlgili ürün, ihracatçı ülke ya da Türkiye hariç Akdeniz ülkeleri ya da Faroe Adaları ile kümülasyon uygulanması ile PAAMK’a taraf ülkelerden biri menşe statüsünü kazanmışsa EUR.MED düzenlenmesi bir zorunluluktur. 128 Örnek: Mısır menşeli kumaş (5112) pantolon imal edilmek üzere Norveç’e ihraç edilmektedir. Pantolonların Norveç menşei Mısır menşeli kumaş ile kümülasyon uygulanarak sağlanmıştır. Bu durumda söz konusu pantolonlar Türkiye’ye ihraç edilirken Norveç gümrük idaresince “cumulation applied with Egypt” ibaresi bulunan bir EUR.MED düzenlenmelidir. Türk Gümrük İdaresi, söz konusu belge çerçevesinde tercihli rejimi ancak Mısır ile STA’sı tamamlanmış ise tanıyacaktır. Örnek: Norveç menşeli yonga levhalar ahşap sandık imal edilmek üzere Mısır’a ihraç edilmiştir. Mısır tercihli menşe statüsü kümülasyon uygulanarak sağlanmıştır. Dolayısıyla Mısır’dan Topluluğa ihracatta “Cumulation apllied with Norway” ibaresi bulunan bir EUR.MED düzenlenmelidir. 4.2.7.4 Gümrük Birliği Kapsamı Eşyanın Tercihli Menşe Statüsü Türkiye ve AT arasındaki Gümrük Birliği sanayi ve işlenmiş tarım ürünleri ticaretini kapsamaktadır37. Gümrük Birliğinin uygulanmasına dair mevzuat; kısaca “Köprü Mevzuat” olarak adlandırılan ve 26/09/2006 tarih ve L265 sayılı AB Resmi Gazetesi yayımlanan 26/07/2006 tarih ve 1/2006 sayılı Türkiye-AT Gümrük İşbirliği Komitesi Kararı olup, söz konusu Karar mevzuatımıza, 28/09/2006 tarih ve 26303 sayılı T.C. Resmi Gazetesi’nde yayımlanan “Türkiye ile Avrupa Topluluğu Arasında Oluşturulan Gümrük Birliğinin Uygulanmasına İlişkin Esaslar Hakkında Karar” ile aktarılmıştır. 37 Ülkemiz ile AT arasındaki tarım ve AKÇT ürünleri tercihli ticareti, serbest ticaret düzenlemeleri çerçevesinde yürütülmekte olup, menşe esasına dayanmaktadır. 129 İkinci Bölümde belirtildiği üzere gümrük birlikleri menşe değil, serbest dolaşım esasına dayanmaktadır. Söz konusu Karar’a göre “serbest dolaşımdaki eşya”; tümüyle Türkiye veya Topluluk’ta elde edilmiş olan ya da tamamı veya bir kısmı üçüncü ülkeler menşeli olup Türkiye ya da Toplulukta ithal işlemleri tamamlanmış, gerekli gümrük vergisi, eş etkili vergi ve resimleri tahsil edilmiş, bu vergi ve resimleri tam veya kısmi bir iadeden yararlanmamış eşyayı ifade etmektedir. Bu doğrultuda, eşyanın serbest dolaşımda bulunduğunu tevsik etmek için kullanılan A.TR Dolaşım Belgeleri, eşyanın menşe statüsünün ispatına dair belgeler değildir. Söz konusu Karar’ın 69 uncu maddesinin 1 inci fıkrasına göre; Gümrük Birliği kapsamında serbest dolaşımda bulunan ve Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi ve/veya Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyon Sistemlerine dahil ülkelerden biri menşeli eşyanın tercihli menşe statüsü tedarikçi beyanı ile kanıtlanmaktadır. Tedarikçi Beyanı, muhteviyatı eşyanın bölge ülkeleri ile tercihli ticarete geçerli menşe kurallarını sağladığını ve beyan sahibinin bu beyanı destekleyici her türlü kanıtı ibraz etmeye hazır olduğunu gösterir. Bu çerçevede Türkiye’den AT’ye ve AT’den Türkiye’ye A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde ihraç edilen eşyanın tercihli menşe statüsüne haiz olması ve talep edilmesi halinde tedarikçi beyanı, söz konusu eşyanın tedarikçisi tarafından düzenlenebilmektedir. Örneğin aynı menşe kurallarına sahip STA’lar ağının tamamlanmış olduğu varsayılırsa; Türkiye ve İsviçre menşeli maddeler kullanarak AT’de imal edilen bir 130 sanayi ürünün Tunus’a tercihli rejim kapsamında ihraç edilebilmesi için usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir EUR.MED Dolaşım Sertifikasının Topluluk’ta düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak Türkiye’den gelen eşya A.TR Dolaşım Sertifikası eşliğinde geldiğinden tercihli menşei belirli değildir. Bu durumda, Topluluk’ta EUR.MED’in düzenlenebilmesi için, söz konusu maddenin tercihli menşe statüsünü gösteren bir tedarikçi beyanının Türkiye’deki tedarikçiden temin edilmesi gerekmektedir. Şekil 3 Tedarikçi Beyanının Çapraz Kümülasyonda Kullanımı İsviçre (CH) EUR.MED No Cumulation applied Türkiye (TR) A.TR ve Tedarikçi Beyanı AT Cumulation applied with TR, CH EUR.MED Tunus “Sonradan Düzenlenen EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası” başlıklı 18 inci madde hükümlerine göre, 17 nci maddenin 9 uncu paragrafında söz konusu belgelerin fiili ihracatın gerçekleştiği veya kesinleştiği anda, ihracatçının kullanımına verileceği belirtilmekle birlikte, istisnai olarak aşağıdaki durumlarda, EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası, ait olduğu eşyanın ihracatından sonra düzenlenebilmektedir: (a) hatalar, istenmeyerek yapılan ihmaller veya özel durumlar nedeniyle, ihracat esnasında düzenlenmemiş ise veya 131 (b) gümrük idareleri, bir EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın düzenlenmiş, ancak teknik nedenlerle ithalatta kabul edilmemiş olduğu hususunda, tatmin edilirlerse. Ayrıca EUR-MED Dolaşım Sertifikası, ait olduğu ve ihracatı esnasında EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenen eşyanın ihracatından sonra da, gümrük idareleri, EUR.MED Dolaşım Sertifikalarının düzenlenmesine ilişkin Madde 17(5)’te belirtilen koşulların karşılandığı hususunda tatmin edilirlerse düzenlenebilir. Bu amaçla ihracatçı, müracaatında EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın ait olduğu ürünlerin ihracat yer ve tarihini ve talebinin gerekçelerini belirtmek zorundadır. Gümrük idareleri, ancak ihracatçının müracaatındaki bilgilerin mütekabil dosya ile uyumlu olduğunu doğruladıktan sonra, sonradan EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenleyebilirler. Sonradan verilen EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları, aşağıdaki İngilizce ibareyi taşımalıdır: “ISSUED RETROSPECTIVELY” 132 Diğer taraftan eğer sonradan verilen EUR-MED Dolaşım Sertifikaları, daha önce düzenlenmiş bir EUR.1 Dolaşım Sertifikası kapsamında düzenleniyorsa aşağıdaki İngilizce ibareyi taşımalıdır: “ISSUED RETROSPECTIVELY (Original EUR.1 no. …) [Düzenleme Yeri ve Tarihi]” Söz konusu ibareler, EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikalarının 7 nolu kutusuna konulur. Kural olarak menşe ispat belgelerinin fiili ihracatın gerçekleştiği ya da kesinleştiği anda ihracatçıya verilmesi gerekmektedir. Ancak hata, ihmal ve özel durumlar nedeniyle düzenlenmemiş olması ya da düzenlenmiş olmasına rağmen “teknik nedenlerle” ithalatçı ülke gümrük idaresi tarafından reddedilmiş olması halinde sonradan düzenlenebilmektedir. Bir diğer husus ise 17 nci maddede belirtilen tercihe bağlı kullanıma ilişkindir. Daha önce EUR.1 Dolaşım Sertifikası düzenlenmiş eşya için, başka bir taraf ülkeye ihraç edilmek istendiğinde çapraz kümülasyon koşulları gereği, EUR.MED Dolaşım Sertifikası protokolde belirtilen şartları karşılaması halinde sonradan düzenlenebilmektedir. Diğer taraftan reddedilmeye ilişkin teknik nedenlere ilgili belgenin zorunlu kutularından bazılarının doldurulmaması, yetkili makamlar tarafından onaylanmaması ya da belgenin belirlenmiş teknik kriterleri karşılamaması örnek olarak verilebilir. 133 “İkinci Nüsha EUR. 1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası Düzenlenmesi” başlıklı 19 uncu madde hükümlerine göre; EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın çalınması, kaybolması veya hasar görmesi halinde ihracatçı, belgeyi düzenleyen gümrük idaresine, elindeki ihracat belgelerine dayanarak ikinci bir nüsha tanzim etmesi için müracaat edebilir. Bu şekilde düzenlenen ikinci nüsha, aşağıdaki İngilizce ibareyi taşımalıdır: “DUPLICATE” Söz konusu ibare, ikinci nüsha EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın 7 nolu kutusuna konulur ve orijinal EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın veriliş tarihini taşıması gereken söz konusu nüsha bu tarihten itibaren hüküm ifade eder. “Önceden Düzenlenmiş veya Hazırlanmış Bir Menşe İspat Belgesine İstinaden EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası Düzenlenmesi” başlıklı 20 nci madde hükümlerine göre menşeli ürünler ilgili ülkede bir gümrük idaresinin kontrolü altında iken, söz konusu ürünlerin tamamı veya bir bölümünü ilgili ülke içinde başka bir yere göndermek amacıyla, orijinal menşe ispat belgesinin bir veya daha fazla EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası ile değiştirilmesi mümkündür. Değiştirilen EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası/Sertifikaları, ürünleri kontrolü altında bulunduran gümrük idaresi tarafından düzenlenir. 134 Söz konusu madde ile bir taraf ülkeye gelen eşyanın, söz konusu taraf ülkede küçük paçalar halinde ithal edilmesine ya da taraf ülkenin farklı gümrük idarelerinde gümrük işlemlerinin tamamlanmak üzere sevk edilebilmesine olanak sağlanmaktadır. Ancak bir taraf ülkeye gelen eşyanın bir kısmı başka bir taraf ülkeye sevkedilmek isteniyorsa, bu husus madde kapsamı dışında olup, yeni bir menşe ispat belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir. “Muhasebesel Ayırım” başlıklı 21 inci madde hükümlerine göre aynı ve birbirleri yerine geçebilen menşeli ve menşeli olmayan madde stoklarının ayrı tutulmasının önemli maliyetler ve somut güçlükler doğurduğu hallerde, ilgililerin yazılı talebi üzerine gümrük idaresi, bu stokların yönetiminde “muhasebesel ayırım” adı verilen yöntemin kullanılmasına izin verebilir. Bu yöntem, belirli bir referans dönemi için, elde edilen “menşeli” kabul edilebilecek ürün sayısının, stoklar fiziksel ayırıma tabi tutulduğunda elde edilecek olanla aynı olmasını sağlayabilmelidir. Gümrük idaresi bu izni, gerekli görebileceği her türlü koşula bağlı olarak verebilir ve söz konusu yöntem, ürünlerin imal edildiği ülkede uygulanan genel muhasebe ilkelerine göre uygulanır ve kaydı tutulur. Bu kolaylaştırmadan yararlanan, menşeli kabul edilebilecek ürün miktarı için, yerine göre menşe ispat belgesi düzenleyebilir veya kullanabilir. Gümrük idaresinin talebi üzerine, yararlanan, stoklarının nasıl işletildiğine dair bir bildirge sunar. Ayrıca 135 gümrük idaresi, iznin kullanımını izler ve her ne suretle olursa olsun, yararlananın, izni uygunsuz kullandığı veya bu Protokol’de belirlenen diğer herhangi bir koşulu yerine getiremediği her durumda geri alabilir. Söz konusu madde ile menşeli ve menşeli olmayan maddeler için ayrı stoklar tutmanın önemli maliyetler ve somut güçlükler doğuracağı durumlarda imalatçılara tanınan bir kolaylık olup, koşulları ilgili taraf ülke Gümrük İdaresince belirlenmektedir38. “Fatura Beyanında veya EUR-MED Fatura Beyanında Bulunma Koşulları” başlıklı 22 nci madde hükümlerine göre fatura beyanı veya EUR-MED fatura beyanı; (a) Madde 23 anlamında bir onaylanmış ihracatçı tarafından veya (b) toplam kıymeti 6000 Euro’yu geçmeyen menşeli ürünler ihtiva eden ve bir veya daha fazla paketten oluşan bir sevkiyat için, herhangi bir ihracatçı tarafından hazırlanabilir. Fatura beyanı ve EUR.MED fatura beyanı düzenlenme hükümleri, EUR.1 ve EUR.MED Dolaşım Sertifikalarının düzenlenme hükümleri ile aynı olup, yine düzenlemeye ilişkin hükümleri içren 2 ve 3 üncü maddeler Pan-Avrupa ve Akdeniz ülkeleri için farklılık göstemektedir. “Onaylanmış İhracatçı” başlıklı 23 üncü maddeye göre ihracatçı ülkenin gümrük idaresi, bu Anlaşma kapsamındaki ürünlerin sık aralıklarla sevkiyatını 38 Ülkemizde söz konusu iznin verilmesi, iznin geri alınması ve iznin kullanımının izlenmesine dair koşulları belirleme konusunda yetkili makam Gümrükler Genel Müdürlüğüdür. Muhasebesel ayrıma ilişkin uygulama ülkemizde henüz bulunmamaktadır. 136 yapmakta olan herhangi bir ihracatçıyı, sözkonusu ürünlerin kıymetine bakılmaksızın fatura beyanında veya EUR-MED fatura beyanında bulunabilmesi konusunda yetkili kılabilir. Böyle bir yetki talebinde bulunan ihracatçı, ürünlerin menşe statüsü ile bu Protokol’ün diğer koşullarının yerine getirildiğini doğrulamak üzere gümrük idarelerine tatmin edici her türlü gerekli garantiyi vermek mecburiyetindedir. Gümrük idaresi, onaylanmış ihracatçı statüsünü, kendisinin uygun gördüğü herhangi bir şarta bağlı olarak verebilir. Gümrük idaresi, onaylanmış ihracatçıya, fatura beyanında veya EUR-MED fatura beyanında yer almak üzere, bir gümrük onay numarası verir ve onaylanmış ihracatçının bu yetki kullanımını takip eder. Gümrük idaresi, vermiş olduğu yetkiyi herhangi bir anda geri alabilir. Onaylanmış ihracatçı paragraf 1'de belirtilen garantiyi artık vermez, paragraf 2'de belirtilen şartları artık yerine getirmez veya yetkiyi doğru olmayan bir şekilde kullanırsa, gümrük idaresi bu tasarrufta bulunur. Onaylanmış ihracatçı taraf ülkeler arasındaki ticarette basitleştirilmiş usullerin kullanılmasına imkan sağlamaktadır. Bununla birlikte, yetkili makam olan Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından hiçbir onaylanmış ihracatçıya STA’lar çerçevesinde, EUR.1 ve EUR.MED Dolaşım Sertifikası düzenleme yetkisi henüz verilmemiştir39. 39 Bununla birlikte gerekli koşulları sağlayan ihracatçılara, ülkemiz ile AT arasındaki gümrük birliği kapsamı eşya için A.TR Dolaşım Belgesi düzenlenebilmesi konusunda yetki verilmektedir. 137 “Menşe İspat Belgesinin Geçerliliği” başlıklı 24 üncü maddeye göre bir menşe ispat belgesi, ihracatçı ülkede düzenlenme tarihinden itibaren dört ay süreyle geçerli olur ve bu süre zarfında ithalatçı ülkenin gümrük idarelerine ibraz edilmek zorundadır. Söz konusu son ibraz tarihinden sonra ithalatçı ülkenin gümrük idaresine ibraz edilen menşe ispat belgeleri, bu belgelerin belirlenmiş son tarihe kadar ibraz edilememesinin istisnai durumlardan kaynaklanması halinde tercihli muamele uygulanmak üzere kabul edilebilir. Diğer geç ibraz hallerinde ithalatçı ülkenin gümrük idaresi, ürünlerin belirtilen son tarihten önce sunulmuş olması kaydıyla menşe ispat belgelerini kabul edebilir. Kural olarak menşe ispat belgelerinin geçerlilik süresi, 11 nolu gümrük vizesi kutusunda belirtilen düzenlenme tarihinden itibaren dört aydır. İthalatçının elinde olmayan sebeplerle geç ibraz edilen ya da geç ibraz edilmekle birlikte muhteviyatı eşya gümrüğe sunulmuş olan belgelerin ithalatçı gümrük idaresi tarafından kabul edilmesi mümkündür. Geçerlilik süresine dair kural, tercihli rejimden sadece tercihli menşe statüsü kazanmış eşyanın yararlanabilmesini garanti altına alma amacı taşımaktadır. Böylece ithalatçı ülke gümrük idaresinde eşyanın gerçek menşeine ilişkin bir şüphe olması halinde, sonradan kontrol süreci için bir zaman belirlenmektedir. 138 “Menşe İspat Belgesinin İbrazı” başlıklı 25 inci madde hükümlerine göre menşe ispat belgeleri, ithalatçı ülkedeki usullere uygun olarak bu ülkenin gümrük idaresine ibraz edilir. Anılan idare, menşe ispat belgesinin çevirisini ve ayrıca, ürünlerin Anlaşma'nın uygulanmasının gerektirdiği koşulları sağladığına ilişkin ithalatçının beyanı ile birlikte ithalat beyannamesini de talep edebilir. Ayrıca, eşyanın tercihli rejiminden yararlanmasını teminen ibrazı gereken menşe ispat belgelerinin, bu belgeyle ilgili eşyanın fiili ithalinden önce veya fiili ithali sırasında ibraz edilememesi ve ilgili ithalatçı tarafından eşyanın bekletilmeden ithalinin istenilmesi durumunda, tercihli rejim uygulanmaz ve indirimsiz vergi oranları üzerinden tahakkuk yapılarak vergiler kesin olarak tahsil edilir. Ancak, bu eşyanın fiili ithalini müteakip süreleri içerisinde, usulüne uygun menşe ispat belgeleri, işlemi yapan gümrük idaresine ibraz edildiği takdirde; ibraz edilen menşe ispat belgesinin ithal edilen eşyaya ait olduğunun gümrük beyannamesi ve ekleri belgelerle karşılaştırılarak anlaşılması ve belgenin geçerlilik süresinin geçirilmemiş olduğunun tespiti kaydıyla, tercihli vergi oranına göre hesaplanan vergi tutarları ile tercihsiz vergi oranına göre hesaplanan vergi tutarları arasındaki fark mükelleflerine iade edilir. “Parçalar Halinde İthalat” başlıklı 26 nci madde hükümlerine göre ithalatçının talebi üzerine ve ithalatçı ülkenin gümrük idaresince belirlenen şartlara binaen, Armonize Sistem'in 2(a) Genel Kuralı anlamındaki birleştirilmemiş veya monte edilmemiş halde olan ve Armonize Sistem'in XVI ve XVII. bölümlerinde veya 7308 ve 9406 pozisyonlarında yer alan ürünlerin, parçalar halinde ithal edilmesi 139 halinde, bu tür ürünler için tek bir menşe ispat belgesi, ilk parçanın ithalatı sırasında gümrük idaresine ibraz edilir. Söz konusu madde; tesis, fabrika, ekipman gibi tek bir sevkiyatta taşınması mümkün olmayan eşyanın, parçalar halinde ithalatında, ilk parçanın sevkiyatında tümü için bir menşe ispat belgesinin düzenlenebilmesine imkan tanımaktadır. Elbette tüm parçaları menşeli eşyanın her bir parçası için ayrı bir menşe ispat belgesi düzenlenmesi de mümkündür. “Menşe İspat Belgesinden Muafiyet” başlıklı 27 nci madde hükümlerine göre gerçek kişilerden gerçek kişilere küçük paketler halinde gönderilen veya yolcunun zati eşyasını oluşturan ürünler, ticari amaçlarla ithal edilmemişlerse ve işbu Protokol’ün şartlarına uydukları beyan edilirse ve böyle bir beyanın doğruluğundan şüphe edilmiyorsa, menşe ispat belgesinin ibrazına gerek olmaksızın menşeli olarak kabul edilirler. Posta ile gönderilen ürünler için bu beyan, CN22/CN23 gümrük beyannamesi üzerinde veya bu belgeye eklenen bir kağıt üzerinde yapılabilir. Arızi olarak yapılan ve yalnızca alıcıların veya yolcuların veya bunların ailesinin kişisel kullanımına yönelik ürünlerin ithalatı, ürünlerin cinsinden ve miktarından ticari amaç güdülmediği aşikarsa, ticari amaçlı ithalat olarak kabul edilmez. Ayrıca, ürünlerin toplam kıymeti küçük paketler için 500 Euro’yu veya yolcunun zati eşyasını oluşturan ürünler için 1200 Euro’yu aşamaz. 140 Diğer taraftan, ülkemizin Cezayir40, Fas ve Tunus ile STA’ları eki menşe protokollerinde “Tedarikçi Beyanı” başlığını taşıyan 27a maddesi bulunmaktadır: 1. “Türkiye veya Fas’ta menşeli ürünler için EUR. 1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası veya Fatura beyanı veya EUR-MED Fatura Beyanı düzenlenirken anılan menşeli ürünlerin imalatında Cezayir, Fas, Tunus veya Türkiye’den gelip bu ülkelerde tercihli menşe statüsü kazanmaksızın işçilik veya işleme tabi tutulmuş ürünlerin kullanılması halinde bu madde hükümleri uyarınca anılan ürünler için tedarikçi beyanı esas alınır. 2. 1. paragrafta yer alan tedarikçi beyanı, ürünlerin Türkiye ve Fas menşeli ürünler gibi kabul edilip edilemeyeceği ve bu Protokol’ün diğer şartlarının yerine getirilip getirilemediğinin belirlenmesi amacıyla söz konusu ürünlerin imalatında kullanılan ürünlere Cezayir, Fas, Tunus veya Türkiye’de işçilik veya işlem uygulandığının bir kanıtı olarak kullanılır. 3. 4. paragrafta yer alan koşullar dışında tedarikçi tarafından her bir ürün sevkiyatı için, söz konusu ürünleri teşhislerini mümkün kılmaya yeterli ayrıntıda tanımlanmasını mümkün kılacak derecede açıklayan fatura, teslimat notu veya ticari belge üzerine eklenen bir kağıt üzerine Ek V’te öngörüldüğü şekilde ayrı bir tedarikçi beyanı düzenlenir. 4. Cezayir, Fas, Tunus veya Türkiye’de makul bir süre zarfında aralıksız olarak işçilik veya işleme tabi tutulması beklenen ürünleri Tedarikçinin belirli bir 40 Ülkemizin henüz Cezayir ile bir STA’sı bulunmamaktadır. Ancak sistem kapsamında tanımlanan tam kümülasyon gereği, Cezayir ile imzalamamız öngörülen Anlaşmada söz konusu madde yer alacaktır. 141 müşteriye devamlı olarak sunması halinde tedarikçi bu ürünler için anılan ürünlerin müteakip sevkiyatını kapsayan tek bir tedarikçi beyanı sunabilir (bundan sonra uzun dönem tedarikçi beyanı olarak anılacaktır). Uzun Dönem Tedarikçi Beyanı normal koşullarda beyannamenin düzenlendiği tarihten itibaren bir yıla kadar geçerlidir. Beyannamenin düzenlendiği ülkenin gümrük idaresi daha uzun sürenin kullanılabileceği şartları belirler. Uzun Dönem Tedarikçi Beyanı tedarikçi tarafından Ek VI’da yer alan şekilde düzenlenir ve söz konusu ürünleri teşhislerini mümkün kılmaya yeterli ayrıntıda tanımlanır. Uzun Dönem Tedarikçi Beyanı ilgili alıcıya beyanname kapsamı ürünlerin ilk sevkiyatı yapılmadan önce veya ilk sevkiyat beraberinde sunulur. Uzun Dönem Tedarikçi Beyanının sunulan ürünlere daha fazla uygulanamayacağı hallerde tedarikçi alıcısına derhal bildirimde bulunur. 5. Paragraf 3 ve 4’te yer alan tedarikçi beyanı Anlaşma’nın imza edildiği dillerden biri kullanılarak düzenlendiği ülkenin iç mevzuat hükümleri çerçevesinde yazılır veya basılır ve tedarikçinin elle yazılmış orijinal imzasını taşır. Beyannamenin el yazısı ile hazırlanması halinde matbaa harfleriyle ve mürekkeple doldurulur. 6. Beyanda bulunan tedarikçi beyannamenin sunulduğu ülke gümrük idaresinin talebi üzerine beyannamede yer alan bilgilerin doğruluğunu ispatlayan gerekli tüm vesaiki herhangi bir zamanda ibraz etmeye hazır olmalıdır.” 142 Daha önce değinilen tam kümülasyon uygulamasında belge düzenlemesine ilişkin hususlar, söz konusu madde kapsamında yer almaktadır. Örnek: Türkiye, Cezayir, Fas ve Tunus arasında anlaşmalar ağının tamamlanmış olması halinde tam kümülasyon uygulaması aşağıdaki şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Şekil 4 Tam Kümülasyon Uygulaması Hindistan (iplik) Fas (kumaş) Tedarikçi Beyanı Türkiye (pantolon) EUR.1 PAAMK’a taraf diğer ülkeler Cezayir Fas Tunus “Destekleyici Belgeler” başlıklı bir EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası veya fatura beyanı veya EUR-MED fatura beyanı kapsamındaki ürünlerin ilgili ülke veya Madde 3 ve 4’te belirtilen diğer ülkelerden biri menşeli olduğunu ve işbu Protokol'ün diğer koşullarını yerine getirdiğini tevsik etmek amacıyla kullanılan belgeler, bunların yanında aşağıda belirtilenleri de içerebilir: (a) ihracatçı veya tedarikçi tarafından, sözkonusu eşyanın elde edilmesi için gerçekleştirilen işlemleri belgeleyici nitelikte, örneğin hesaplarında veya iç muhasebesinde yer alan doğrudan deliller; 143 (b) ilgili ülkede düzenlenmiş veya hazırlanmış, imalatta kullanılan maddelerin menşe statüsünü tevsik eden, iç mevzuat uyarınca kullanılan belgeler; (c) ilgili ülkede düzenlenmiş veya hazırlanmış, ilgili ülkede maddeler üzerinde yapılan işçilik veya işlemi tevsik eden, iç mevzuat uyarınca kullanılan belgeler; (d) ilgili ülkede bu Protokol uyarınca veya Madde 3 ve 4'te belirtilen ülkelerden birinde bu Protokol'deki kurallarla aynı menşe kurallarına göre düzenlenmiş veya hazırlanmış olan, kullanılmış maddelerin menşe statüsünü tevsik eden EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları veya fatura beyanları veya EURMED fatura beyanları. (e) Ülkesel gerekliliklere ilişkin Madde 12’nin uygulanması açısından, sözkonusu maddenin gerekliliklerinin karşılandığını ispat eden ve ilgili ülke haricinde gerçekleştirilen işçilik veya işlemlere ilişkin uygun kanıtlar. “Menşe İspat Belgeleri ve Destekleyici Belgelerin Muhafazası” başlıklı 29 uncu madde hükümlerine göre EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenlenmesi için müracaatta bulunan ve Fatura beyanı veya EUR-MED fatura beyanında ihracatçı, destekleyici belgeleri en az üç yıl muhafaza eder. Ayrıca ihracatçı ülkenin EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenleyen gümrük idaresi, müracaat formunu ve ithalatçı ülkenin gümrük idaresi, kendisine ibraz edilen EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları ve fatura beyanları ile EUR-MED fatura beyanlarını en az üç yıl muhafaza eder. 144 “Farklılıklar ve Şekli Hatalar” başlıklı 30 uncu madde hükümlerine göre menşe ispat belgesi üzerindeki ibareler ile ürünlerin ithalat işlemlerini yerine getirmek amacıyla gümrük idarelerine ibraz edilen belgeler üzerindeki ibareler arasında bulunabilecek küçük tutarsızlıklar, sunulan ürünlere karşılık geldiğinin usulünce tespit edilmesi kaydıyla, menşe ispat belgesini kendiliğinden geçersiz kılmaz. Ayrıca menşe ispat belgesi üzerindeki ifadelerin doğruluğu üzerinde şüphe yaratması sözkonusu olmayan, daktilo hatası gibi bariz şekli hatalar, menşe ispat belgesinin reddedilmesini gerektirmez. “Euro Cinsinden İfade Edilen Tutarlar” başlıklı 31 inci madde hükümlerine göre fatura beyanına ilişkin 6000 Avro, yolcu beraberi eşyaya ilişkin 1200 Avro ve küçük paketlere ilişkin 500 Avroluk limitleri içeren hükümlerin uygulanması için, eşyanın Euro dışında bir para birimi üzerinden faturalandırıldığı durumlarda, ilgili ülke ve Madde 3 ve 4’te adı geçen diğer ülkelerin ulusal para birimleri cinsinden ifade edilen ve Avro tutarına eşit tutarlar, ilgili ülkelerin her biri tarafından yıllık olarak sabitlenir. Belirli bir ulusal para biriminde kullanılacak tutarlar, Ekim ayının ilk iş günü kurundan ifade edilen Euro cinsinden tutarlara eşit olur. Taraf ülkeler ilgili tutarları birbirlerine 15 Ekim’e kadar bildirirler. Bu tutarlar bir sonraki yılın 1 Ocak gününden itibaren uygulanır. 145 Bir ülke, Euro cinsinden ifade edilen bir tutarın kendi ulusal para birimine çevrilmesinin sonucunda ortaya çıkan tutarda, aşağı veya yukarı doğru yuvarlama yapabilir. Yuvarlanan tutarlar, çevirme işlemi sonucunda ortaya çıkan tutarın yüzde 5’inden farklı olamaz. Bir ülke, paragraf 3’te öngörülen yıllık ayarlama zamanında yapılan çevirme işlemi, ulusal birim cinsinden eşdeğerinin yuvarlama yapılmaksızın yüzde 15’inden daha düşük bir artışla sonuçlanıyorsa, Euro cinsinden ifade edilen tutarın eşdeğeri ulusal para karşılığını, değiştirmeden koruyabilir. Çevirme işlemi ulusal para eşdeğerinde bir düşüşle sonuçlanıyorsa, bu eşdeğer değiştirilmeden korunabilir. Euro cinsinden ifade edilen tutarlar, taraf ülkelerin herhangi birinin talebi üzerine Ortak Komite tarafından gözden geçirilir. Gözden geçirme sırasında Ortak Komite, belirtilen limitlerin gerçekteki etkilerinin korunmasının istenilip istenilmediğini değerlendirir. Bu amaçla, Euro cinsinden ifade edilen tutarları değiştirmeye karar verebilir. Gümrük Müsteşarlığı tarafından 2007 ve 2008 yılı için kıymet hadlerinin karşılıkları; fatura beyanı (6000€) için 11.450,4 YTL, yolcunun zati eşyası (1200€) için 2.290,08 YTL ve küçük paketler (500€) için 954,2 YTL olarak belirlenmiştir. 4.2.8 İdari İşbirliği Düzenlemeleri Protokolün 6 maddeden oluşan 6 ncı bölümü idari işbirliği düzenlemelerine ayrılmıştır. “Karşılıklı Yardım” başlıklı 32 nci madde hükümlerine göre ilgili ülke 146 gümrük idareleri birbirlerine, kendi gümrük idarelerinde EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenlenmesinde kullanılan mühürlerin örnek baskılarını ve EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları’nın ve fatura beyanları ile EUR-MED fatura beyanlarının sonradan kontrolünden sorumlu gümrük idarelerinin adreslerini sağlarlar. Protokol’ün düzgün uygulanmasını teminen, ilgili ülkeler, yetkili gümrük idareleri vasıtasıyla, birbirlerine EUR.l veya EUR-MED Dolaşım Sertifikaları ya da fatura beyanları veya EUR-MED fatura beyanlarının geçerliliklerinin ve bu vesaikte yer alan bilgilerin doğruluğunun kontrolünde yardımcı olurlar. “Menşe İspat Belgelerinin Kontrolü” başlıklı 33 üncü madde hükümlerine göre menşe ispat belgelerinin sonradan kontrolü, sondaj usulü ile veya ithalatçı ülke gümrük idaresinin bu belgelerin geçerliliğine, söz konusu ürünlerin menşe statüsüne veya işbu Protokol’ün diğer koşullarının yerine getirilişine ilişkin makul şüphesi olduğu her an yapılır. Paragraf 1 hükümlerini yerine getirmek amacıyla, ithalatçı ülkenin gümrük idaresi, EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası ve fatura ile eğer ibraz edilmiş ise fatura beyanını veya EUR-MED fatura beyanını yahut bu vesaikin birer kopyasını, gerektiğinde araştırmanın gerekçelerini de belirterek ihracatçı ülkenin gümrük idaresine geri gönderir. Menşe ispat belgesinde yer alan bilgilerin doğru olmadığı kanaatini uyandıran elde edilmiş tüm belge ve bilgi, kontrol talebini desteklemek üzere gönderilir. 147 Kontrol, ihracatçı ülkenin gümrük idaresi tarafından yapılır. Bu amaçla, ihracatçı ülkenin gümrük idaresi, her türlü delil talep etme ve ihracatçının hesaplarını denetleme veya gerekli gördüğü diğer kontrolleri yapabilme yetkisine sahip olur. Eğer ithalatçı ülkenin gümrük idaresi, kontrol sonucunun beklenmesi süresinde sözkonusu ürünlere tercihli muamele tanınmasını askıya almaya karar verirse, ürünlerin takdir edilen ihtiyati tedbirlere bağlı olarak serbest bırakılmasını ithalatçıya önerir. Kontrol talebinde bulunan gümrük idaresi, bu kontrolün sonuçlarından mümkün olan en kısa zamanda haberdar edilir. Bu sonuçlar, belgelerin gerçek olup olmadığını, sözkonusu ürünlerin ilgili ülke veya Madde 3 ve 4'te belirtilen ülkelerden biri menşeli olarak kabul edilip edilemeyeceğini ve işbu Protokol’ün diğer koşullarına uyup uymadıklarını açıkça belirtmelidir. Makul şüphe olması halinde, kontrol talebine on ay içinde cevap alınamaz veya cevap sözkonusu belgenin gerçekliğinin veya ürünlerin gerçek menşeinin tespitine imkan verecek ölçüde yeterli bilgi içermiyorsa, talepte bulunan gümrük idaresi, istisnai durumlar haricinde, tercih tanınmasını reddeder. “Anlaşmazlıkların Çözümü” başlıklı 34 üncü madde hükümlerine göre Madde 33'teki kontrol usulleriyle ilgili olarak, kontrol talebinde bulunan gümrük idaresi ile bu kontrolün yapılmasından sorumlu gümrük idaresi arasında 148 çözümlenemeyen bir anlaşmazlığın veya işbu Protokol’ün yorumlanmasına ilişkin bir soru hasıl olması halinde, gümrük idareleri durumu Ortak Komite’ye arz eder. Bununla birlikte, ithalatçı ile ithalatçı ülkenin gümrük idaresi arasında çıkabilecek her türlü anlaşmazlık, adı geçen ülkenin mevzuatı çerçevesinde çözülür. Söz konusu madde kaçınılmaz olarak PAAMK gibi oldukça karmaşık bir sistemin uygulamasında gümrük idareleri arasında karşılaşılabilecek yorum farklılıklarının taraflar arasında oluşturulan kurumsal organ bünyesinde çözülmesini düzenlemektedir. Bununla birlikte söz konusu maddeye göre ithalatçı ve ithalatçı ülke gümrük idaresi arasındaki sorunlar için dayanak ithalatçı ülkenin mevzuatıdır. “Cezalar” başlıklı 35 inci maddeye göre ürünler için tercihli muamele hakkı elde etmek amacıyla, yanlış bilgi içeren bir belgeyi hazırlayan veya hazırlattıran şahıslara ceza uygulanır. “Serbest Bölgeler” başlıklı 36 ncı madde hükümlerine göre ilgili ülkeler, nakliye esnasında, kendi ülkelerinde bulunan bir serbest bölgeyi kullanan, bir menşe ispat belgesi kapsamında ticarete konu ürünlerin başka ürünlerle değiştirilmelerini veya bozulmalarını önleyici normal işlemler dışındaki herhangi bir işleme tabi tutulmamalarının temini konusundaki bütün tedbirleri alırlar. Paragraf 1 hükümlerine istisna olarak, ilgili ülke menşeli ürünler bir menşe ispat belgesi kapsamında bir serbest bölgeye ithal olunur ve bir işleme veya 149 muameleden geçirilirse, ilgili idare, uygulanan işlem veya muamelenin işbu Protokol hükümlerine uygun olması koşuluyla, ihracatçının talebi üzerine yeni bir EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası düzenler. 4.2.9 Son Hükümler Son Hükümlere yer verilen 7 nci bölüm başlığını taşımakta ve ikili Anlaşmalara göre çeşitli maddeler içerebilmektedir. Bununla birlikte ortak hükümler bulunmakta olup aşağıda yer verilmiştir: “Protokol’de Yapılacak Değişiklikler” başlıklı maddeye göre Ortak Komite, Protokol hükümlerinde değişiklik yapmaya karar verebilir. Söz konusu madde, 3 ve 4 üncü maddede belirtilen sisteme Taraf ülkeler arasındaki tercihli menşe sisteminin gelişmeye açık olduğu, sistemi iyileştirmek ve sistemin Akdeniz ülkelerine genişletilmesi örneğinde olduğu gibi, başka ülkelere de genişletilebileceği göz önüne alınarak oluşturulmuştur. “Transit Haldeki veya Antrepodaki Eşyaya İlişkin Geçici Hükümler” başlıklı madde hükümlerine göre Bu Protokol hükümlerine uygun olan ve Anlaşma'nın yürürlüğe girdiği tarihte transit halinde olan ya da ilgili ülkede antrepolarda veya serbest bölgelerde geçici depolanan eşyaya, ithalatçı ülkenin gümrük idaresine sözkonusu tarihten itibaren dört ay içinde, eşyanın Madde 13 hükümleri çerçevesinde doğrudan nakledilmiş olduğunu gösteren belgelerle beraber 150 ihracatçı ülkenin gümrük idaresince sonradan verilmiş bir EUR.1 veya EUR-MED Dolaşım Sertifikası’nın sunulması kaydıyla, Anlaşma hükümleri tatbik edilebilir. Söz konusu madde, protokolün son hükmünü oluşturmakta ve protokolün yürürlüğe girdiği gün transit halinde olan ya da ilgili ülkede antrepolarda veya serbest bölgelerde geçici depolanan eşyanın tercihli rejimden yararlanmasına izin vermektedir. 4.3 Mevcut Durum Türkiye’nin Ekim 2007 tarihi itibariyle PAAMK menşe kurallarını içeren Serbest Ticaret Anlaşmaları ve yürürlük tarihleri Tablo 8’de belirtilmiştir. İlgili protokollerin fiilen geçerli olabilmesi için Gümrük Müsteşarlığı tarafından hazırlanan ve uygulanmalarına ilişkin usul ve esasların belirlendiği birer Yönetmelik ile iç hukukumuza aktarılmaları gerekmektedir. PAAMK kapsamındaki menşe kuralları belirli istisnalar ile ayniyet arz ettiğinden, tek bir Yönetmelikte düzenlenmesi yoluna gidilmiştir. Bu çerçevede, PAAMK kapsamında ilk olarak Tunus ile Anlaşmamız yürürlüğe girmiş ve “Eşyanın Tercihli Menşeinin Tespiti Hakkında Yönetmelik” 10/05/2005 tarih ve 25811 (Mükerrer) sayılı T.C. Resmi Gazetesinde yayımlanmış; müteakip STA’lar eki menşe protokollerinin iç hukukumuza aktarılmasında, anılan Yönetmelik tadil edilmiştir. 151 Tablo 8 PAAMK Menşe Protokolleri ve ilgili Yönetmelik ile tadilleri PAAMK Geçerlilik Tarihi Ülkeleri/Bölgeleri Resmi Gazete1 Resmi Gazete2 (Tarih ve Sayı) (Tarih ve Sayı) Tunus 01/07/2005 10/05/2005-25811 10/05/2005-258113 Fas 01/01/2006 30/09/2005-25952 29/12/2005-26038 İsrail 01/03/2006 19/01/2006-26054 05/03/2006-26099 Suriye 01/01/2007 06/11/2006-26338 19/12/2006-26381 AT 01/01/2007 - 27/02/2007-26447 Mısır 01/03/2007 30/01/2006-26419 27/02/2007-26447 EFTA 01/09/2007 28/11/2006-26360 17/10/2007-26673 Cezayir - - - Faroe Adaları - - - Filistin - - - Ürdün - - - Lübnan - - - AT - - - (Tarım Ürünleri) (AKÇT ürünleri) NOTLAR: 1 Menşe protokollerinin Anlaşmalar ekinde ya da zaten yürürlükteki Anlaşmalar için ortaklık organı kararı olarak yayımlandığı tarih. 2 Menşe protokollerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlendiği Yönetmeliklerin yayımlandığı tarih. 3 Diğer menşe protokollerine ilişkin Yönetmelikler, söz konusu Yönetmeliği tadil etmektedir. Çapraz kümülasyonun işlemesi için ilgili ülkeler arasında eş menşe kurallarına sahip STA’ların yürürlükte bulunması gerekmektedir. Ekim 2007 itibariyle fiilen yürürlükte bulunan Anlaşmalar dikkate alındığında Türkiye’nin dahil olduğu çapraz kümülasyon olanakları, yürürlük tarihleri ile birlikte aşağıda özetlenmiştir. 152 Tablo 9 Türkiye'nin dahil olduğu çapraz kümülasyon olanakları TÜRKİYE’NİN PAN AVRUPA AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYON SİSTEMİNDE ÇAPRAZ KÜMÜLASYON UYGULAYABİLECEĞİ ÜLKELER VE TARİHLERİ 6 ÜLKENİN TARAF OLDUĞU ÇAPRAZ KÜMÜLASYON1 1 TÜRKİYE AB2, 3 EFTA TUNUS FAS MISIR 1 EYLÜL 2007 5 ÜLKENİN TARAF OLDUĞU ÇAPRAZ KÜMÜLASYON 1 TÜRKİYE MISIR FAS AB TUNUS 1 MART 2007 4 ÜLKENİN TARAF OLDUĞU ÇAPRAZ KÜMÜLASYON 1 TÜRKİYE TUNUS FAS AB (G.B Eşyası 1 AĞUSTOS 2006 için) 2 TÜRKİYE TUNUS AB (tarım ürünleri 1 OCAK 2007 FAS için) 3 TÜRKİYE EFTA İSRAİL 153 AB 1 EYLÜL 2007 3 ÜLKENİN TARAF OLDUĞU ÇAPRAZ KÜMÜLASYON 1 TÜRKİYE İSRAİL AB (G.B Eşyası için) 27 TEMMUZ 2006 2 TÜRKİYE İSRAİL AB (tarım ürünleri için) 1 OCAK 2007 3 TÜRKİYE FAS AB (G.B Eşyası için) 27 TEMMUZ 2006 4 TÜRKİYE FAS AB (tarım ürünleri için) 1 OCAK 2007 5 TÜRKİYE TUNUS AB (G.B Eşyası için) 1 AĞUSTOS 2006 6 TÜRKİYE TUNUS AB (tarım ürünleri için) 1 OCAK 2007 NOTLAR: 1- 6 ülkeyi içeren kümülasyon olanağı doğal olarak; 5, 4, 3 ve 2’li kümülasyonlarından mümkün olduğu anlamına geldiğinden tabloda tekrar belirtilmemiştir. Ancak kümülasyonun yürürlük tarihlerinde farklılık varsa; ayrıca belirtilmiştir. 2- Türkiye ve AB’nin birlikte yer aldıkları PAAMK kapsamındaki bir ticari işlemde AKÇT kapsamındaki demir çelik ürünleri henüz Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyon Sisteminde kümüle edilememektedir. Söz konusu ürünlerin sadece Pan Avrupa Menşe Kümülasyonu çerçevesinde çapraz kümülasyonu mümkündür (Türel, 2007; 50). 3- Türkiye ve AB’nin birlikte yer aldıkları çapraz kümülasyonda (örneğin TürkiyeTunus-AB) sadece Gümrük Birliği kapsamında bulunan sanayi ve işlenmiş tarım ürünleri ile 1/98 Sayılı AT-Türkiye Ortaklık Konseyi Kararı kapsamındaki tarım ürünleri Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonuna dahildir. 154 4.4 Batı Balkan Ülkelerinin Sisteme Dahil Edilmesi Topluluk tercihli ticaret düzenlemelerine yer verilen Tablo 5 ve 6’da görüldüğü üzere halihazırda Topluluğun Batı Balkan Ülkeleri ile ticari ilişkileri İstikrar ve Ortaklık Anlaşmaları (SAA) ve Otonom Ticaret Düzenlemeleri ile düzenlenmiştir. Makedonya ve Hırvatistan ile SAA’lar imzalanmış ve yürürlüğe girmiş; Arnavutluk ile ticaret konularında bir Geçici Anlaşma yürürlüğe girmiştir. Karadağ ve Kosova anlaşma kapsamı dışında olmak üzere Sırbistan ile söz konusu anlaşmalar parafe edilmiştir. Bosna Hersek ile müzakereler ise henüz devam etmektedir. Diğer taraftan, 15 Haziran 2003 yılında gerçekleştirilen Selanik Zirvesinde, Avrupa Komisyonu, diğer ilgili Topluluk politikaları ile uyumlu olarak, Pan-Avrupa menşe kümülasyonu sisteminin söz konusu ülkelere genişletilmesi için hazırlanmakla görevlendirilmiştir. Bu çerçevede, 27.01.2006 tarihinde yayımlanan Salzburg Komisyon Bildirimi ile Batı Balkan ülkeleri için iki aşamalı bir yaklaşım benimsenmiştir: - İlk aşamada, söz konusu ülkeler ve AT arasında yeni bir kümülasyon sisiteminin oluşturulması (SAP kümülasyonu) - İkinci aşamada, söz konusu ülkelerin PAAMK’a dahil edilmesi. 155 Ancak ilk aşamanın tamamlanması, ikinci aşamaya geçilebilmesi için bir ön koşul olarak belirlenmemiştir. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan söz konusu plana ülkemiz tarafından itiraz edilmiştir. Ülkemizin, gümrük birliği dolayısıyla Topluluk ile birlikte ilk aşamada kümülasyon sisitemi içerisinde değerlendirilmesi gerektiği yönündeki tezimiz, zaten SAA’ları bulunan Makedonya ve Hırvatistan tarafından da desteklenmiş ve ilk aşamada kurulacak kümülasyon sistemine ülkemizin (ülkemizin de katılımını ifade eden SAP+ kümülasyonu) gümrük birliği kapsamı eşya için dahil edilmesi kararlaştırılmıştır. Bununla birlikte, daha önce belirtildiği üzere SAP+ kümülasyonunun oluşturulması, Batı Balkan ülkelerinin PAAMK’a dahil edilmesi için bir ön koşul olmayıp, 21 Ekim 2007 tarihinde Lizbon’da ger.ekleştirilen 6. Avrupa Akdeniz Ticaret Bakanları Sonuç Bildirgesinde; Batı Balkan ülkelerinin PAAMK sistemine dahil edilmesi için gerekli çalışmanın yapılaması kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede, PAAMK çalışma grubu menşe protokollerinde gerçekleştirilmesi gerekli teknik düzenlemelere ilişkin çalışmakla görevlendirilmiştir. 4.5 4.5.1 Tartışma Konuları Giriş 7 Temmuz 2003 tarihinde gerçekleştirilen 3. Avrupa Akdeniz Bakanlar Konferansında Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu sisteminin Akdeniz ülkelerine genişletilmesine izin veren yeni menşe protokolü onaylanmıştır. Bu 156 çerçevede, 1. Bakanlar Konferansında kurulan “Çalışma Grubu” görevini tamamlamıştır. Oldukça karmaşık olan sisteme ilişkin sorunlara ortak çözümler üretilebilmesi ve menşe protokolünün yeknesak uygulamasını teminen halihazırda PAMK Sistemi için Avrupa Komisyonu-Gümrük Kodu Komitesi-Menşe Bölümü bünyesinde varolan uzmanlar grubuna PAAMK Sistemi’ne dahil olacak diğer ülkelerin yetkililerinin de katılmasıyla genişletilecek grupta ele alınması kararlaştırılmıştır. Anılan grubun ilk toplantısı 31 Mart 2004 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilmiştir. Bugüne kadar, sonuncusu 27 Kasım 2007 tarihinde olmak üzere 8 toplantıda çeşitli sorunlar üzerine tartışmalar yaşanmıştır. Ayrıca temelde Avrupa Komisyonu uzmanları tarafından ticaret erbabına, öğrencilere ve konuyla ilgili daha geniş bilgi arayanlara yardımcı olmak üzere bir “elkitabı” hazırlanmış ve Avrupa Komisyonu Gümrük Birliği ve Vergilendirme Genel Müdürlüğü (TAXUD) internet sitesinde yayımlanmıştır41. Söz konusu elkitabının yasıra çalışma grubunda uzlaşılarak oluşturulan “Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Protokollerine İlişkin Açıklama Notları” 21.01.2006 tarih ve C16/2 sayılı AB Resmi Gazetesinde yayımlanarak belli hükümler aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte Protokollerin uygulanmaya başlanması ile belirginleşen bazı hususlar söz konusu çalışma grubu kapsamında tartışılmaya devam edilmektedir. 41 “A User's Handbook to the Rules of Preferential Origin used in trade between the European Community, other European Countries and the countries participating to the Euro-Mediterranean Partnership” adlı yayına http://ec.europa.eu/taxation_customs adresinden ulaşılabilir. 157 4.5.2 Taraf Ülkelerin Karasuları Dışında Yakalanan veya Avlanan Ürünler EFTA tensilcileri tarafından, menşe protokollerinin madde 5(1) (f) ve (g) bentlerinin tadil edilmesi ve 5(2)’nin kaldırılmasına ilişkin görüşleri Çalışma Grubuna sunulmuştur. Buna göre f) Taraf ülke karasuları dışında kendi gemileri tarafından denizden elde edilen balıkçılık ürünleri ve diğer ürünler ile g) Münhasıran bu maddenin (f) bendinde belirtilen ürünlerden, kendi fabrika gemilerinin bordasında üretilen ürünler tamamen elde edilmiş ürünlerdir. Ayrıca 5(2) ye göre, “'kendi gemileri ve kendi fabrika gemileri tabirleri sadece; 1) Bir taraf ülkede kayıtlı veya tescilli, 2) Anılan taraf ülke bayrağı altında seyreden, 3) En az % 50’sine bu taraf ülke vatandaşları tarafından sahip olunan veya; idare merkezinin taraf ülkelerden birinde bulunduğu, müdür veya müdürlerinin, Yönetim veya Denetleme Kurulu Başkanı ve bu kurulların üyelerinin çoğunluğunun bu taraf ülke vatandaşı olduğu ve ilaveten ortaklık veya limited şirket durumunda sermayesinin en az yarısının taraf ülkelere veya bunların kamu kuruluşları veya vatandaşlarına ait olduğu bir şirket tarafından sahip olunan, 158 4) Yönetici ve yetkilileri bu taraf ülke vatandaşı olan, 5) Mürettebatının en az % 75’i bu taraf ülke vatandaşı olan gemiler ve fabrika gemileri için” kullanılmaktadır. EFTA temsilcileri bu kriterlerin günümüz ihtiyaçlarını karşılamadığı, güncellenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Yapılan açıklama çerçevesinde Topluluk karasularında Faroe Adaları bandıralı bir gemi tarafından avlanan balık, eğer geminin mürettebatının % 25’den fazlasının, örneğin Norveçli olması halinde mevcut menşe kuralı karşılanamamakta ancak geminin mürettebatının % 25’ten fazlasının Norveçli olduğu Faroe Adaları bandıralı bir geminin Norveçte avladığı balıklar ise menşe kazanmakta ve çapraz kümülasyon kapsamında Topluluğu ihraç edilebilmektedir. Öte yandan çifte vatandaş olan mürettebatın durumu ise muallâktadır. Bununla birlikte geminin mülkiyetinin kime ait olduğu ve dolayısıyla menşe kuralını karşılayıp karşılamadığının gümrük idaresince kontrol edilmesinde güçlükler bulunmaktadır (TAXUD/3514/06). EFTA’nın önerisi madde 5(2)’nin iptal edilmesi ve madde 5 1(f) ve (g)’nin, “ilgili taraf devletin bayrağı altında seyreden gemiler tarafından denizden elde edilen balıkçılık ürünlerinin menşe kazandırması” şeklinde değiştirilmesidir. Topluluk menşe kurallarının geleceğine ilişkin tartışma çerçevesinde ilk düzenleme değişikliğinin GTS kapsamında gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü ve bu konuda bir etki analizinin gerçekleştirildiği daha önce belirtilmişti. Söz konusu etki analizi sonuçları ve yararlanan ülke talepleri doğrultusunda, GTS kapsamında söz 159 konusu kuralın bayrak, kayıt ve mülkiyete ilişkin kurallarının korunması ancak mürettebat koşulunun kaldırılması planlanmaktadır. 4.5.3 Doğrudan Nakliyat Kuralı Madde 13’ün 1. fıkrasına göre; “Anlaşma hükümlerinde sağlanan tercihli muamele sadece, bu Yönetmeliğin gerekliliklerini yerine getirmiş, taraf ülkeler arasında doğrudan nakledilen ürünler veya bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde belirtilen kümülasyonun uygulanabilir olduğu diğer ülkeler üzerinden nakledilen ürünler için uygulanır. Bununla beraber tek bir sevkiyata konu ürünler, aktarma veya geçici depolama yoluyla, ancak transit geçtikleri veya depolandıkları ülkenin gümrük yetkililerinin gözetimi altında kalmaları ve boşaltma, tekrar yükleme veya iyi koşullarda muhafaza etmeye yönelik işlemler dışında bir işlemden geçmemiş olmaları şartıyla, gerektiğinde başka ülkeler üzerinden nakledilebilirler.” Ancak lojistik veya ekonomik nedenlerle firmaların ihraç konusu eşyaları, PAAMK’a taraf olmayan bir ülkedeki bir serbest bölge veya antrepoda depolanabilmekte, bu ülkelerin gümrük idarelerinin gözetimi altında olup kümülasyonun uygulanabilir olduğu taraf bir ülkeye ihraç edilebilmekte, ancak mevcut doğrudan nakliyat kuralına göre sevkiyat bölünememektedir. Oysa kimi zaman büyük sevkiyatlar olduğunda eşyanın sisteme taraf olmayan ülkedeki antrepoda bölünmesi gerektiği ancak eşya gümrük gözetimi altında olsa bile sevkiyatın bölünmüş olması nedeniyle başka bir ülkeye tercihli rejim kapsamında 160 yeniden ihraç edilemediği görülmektedir. Konu Pan-Avrupa-Akdeniz Çalışma Grubu Toplantılarında gündeme getirilmiş ancak henüz bir sonuç alınamamıştır. Ayrıca, EFTA temsilcileri tarafından; Kore, Güney Afrika ve Şili ile akdettikleri STA’lar eki menşe protokollerinde bu hükme yer vermedikleri bilgisi verilmiştir. Konuyu açıklığa kavuşturmak açısından; henüz PAAMK’a dahil olmamakla birlikte, ülkemizin Bosna ve Hersek ile akdettiği ve yine Avrupa menşe kurallarının esas alındığı anlaşmada, doğrudan nakliyat kuralı nedeniyle karşılaşılan güçlükler örnek olarak verilebilir: Türk menşeli petrol ürünleri, Hırvatistan limanlarına sevkedilmekte ve Hırvatistan üzerinden tankerler ile Bosna’ya gönderilmektedir. Ancak sevkiyat bölündüğünden, söz konusu eşyanın Bosna’da tercihli rejimden yararlanmasında ciddi sıkıntılar ile karşılaşılmaktadır. Kuralın, günümüz sevkiyat koşullarının tamamını kapsamakta güçlük çektiği görülmektedir. 4.5.4 Bir Taraf ülkede hiçbir işlem yapılmaması ya da sadece yetersiz işlem yapılması durumunda menşe ispat belgesinde kümülasyona ilişkin beyan Türkiye-AT gümrük birliği kapsamı eşyanın çapraz kümülasyonu dahil olmak üzere; PAAMK çerçevesinde eşyanın yetersiz işçilik ve işleme tabi tutulması veya eşyanın üzerinde hiçbir işçilik ve işlem yapılmaması durumunda EUR-MED Dolaşım Belgelerinde kullanılacak ibarenin ne olacağı sorun oluşturmuş ve Çalışma Grubunda 161 tartışılmıştır (TAXUD/2001/07; 7). Konu kümülasyonun uygulanabilirliği kriteri dolayısıyla önem arz etmiştir. Örnek: A ülkesi menşeli dokuma kumaş B’ye gönderilmektedir. B ülkesinde kumaş ütülenmekte ya da preslenmekte ve C ülkesine ihraç edilmektedir. B’de yapılan işlem model menşe protokolünün 7(1)(d) hükümlerine göre yetersiz işlem ya da işçiliktir. Dolayısıyla kümülasyon hükümlerine göre menşe ülkesi en yüksek katma değerin sağlandığı ülke olacaktır. A ülkesindeki katma değerin B’den yüksek olduğu varsayılırsa; C’ye ihraç edilen kumaş A ülkesi menşeini korumaktadır. C ülkesinde bu kumaştan pantolon üretilecektir. Bu durumda, tüm ilgili ülkeler arasında aynı menşe kurallarını içeren serbest ticaret anlaşmalarının tamamlandığı varsayılırsa; A’da bir EUR.MED Dolaşım Belgesi düzenlenmeli ve 4 nolu kutuya menşe ülkesi olarak A ülkesi ve 7 nolu gözlemler kutusuna “no cumulation applied” ibaresi düşülmelidir. B ülkesinde düzenlenen EUR.MED belgesinde de 4 nolu kutuda menşe ülkesi olarak A ülkesi, 7 nolu kutuda ise “no cumulation applied” ya da “cumulation applied with A” ibaresi yazılmalıdır. Çünkü belge B ülkesinde düzenlendiğinden (Gümrük Vizesine ilişkin 11. kutu) ve eşya A ülkesi menşeli olduğundan, C ülkesi bu işleme iki ülkenin taraf olduğunu anlayabilecektir. C ülkesi ile söz konusu iki ülke olan A ve B arasında çapraz kümülasyonun şartları tamamlanmış olduğundan eşya tercihli rejimden faydalanabilecektir. 162 Aynı örnekte C ülkesinde üretilen pantolonun, D ülkesine ihraç edilmesi durumunda ise C ülkesinde düzenlenen EUR.MED belgesinin 4 nolu kutusuna, yapılan işçilik yetersizin ötesinde olduğundan menşe ülkesi olarak C yazılmalı ve D ülkesinin hangi ülkelerin söz konusu ticarete taraf olduğunu anlayabilmesi için 7 nolu kutuya “Cumulation applied with A and B” ibaresi düşülmelidir. C ülkesinde menşe kazandıran bir işlem yapılmamış olsaydı; 4 nolu kutuda yine A ülkesi menşei belirtilecekti. 7 nolu kutuda ise “cumulation applied with A and B” denebileceği gibi, A ülkesi belirtilmese de söz konusu belge kabul edilmelidir. Çünkü D ülkesi söz konusu ticaret işlemine katılan tüm ülkeleri, belgenin ilgili kutularından anlayabilmektedir: 4 nolu kutu: A, 7 nolu kutu: B ve 11 nolu kutu: C ülkeleri. Bu sorundan çıkan sonuç, sisteme taraf ülkelerden birinde hiçbir işçilik ve işleme tabi tutulmaması veya yetersiz işçilik ve işleme tabi tutulması da kümülasyon kapsamında değerlendirilmektedir (Protokolün 3 ve 4 nolu maddeleri). 163 5 5.1 PAN-AVRUPA-AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYONU SİSTEMİNİN TİCARET ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ Genel Görünüm İhracata dayalı kalkınma modelini benimseyen ülkemizin dış ticaretine ilişkin 2000-2006 yılları arası genel görünüm Tablo 10’da sunulmaktadır. Tablo 10 Dış Ticaret Verileri (Yıllık, Değer Milyon $) YILLIK 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 DEĞ. % İHRACAT 27.775 31.334 36.059 47.253 63.167 73.476 85.528 16,4 İTHALAT 54.503 41.399 51.554 69.340 97.540 116.774 139.480 19,4 DIŞ TİCARET HACMİ 82.278 72.733 87.613 116.593 160.707 190.251 225.009 18,3 DIŞ TİCARET AÇIĞI -26.728 -10.065 -15.495 -22.087 -34.373 -43.298 -53.952 24,6 İHRACAT / İTHALAT 51,0 75,7 69,9 68,1 64,8 62,9 61,3 -2,5 İHRACAT / GSMH 13,9 21,5 19,9 19,8 21,1 20,4 21,4 - İTHALAT / GSMH 27,3 28,4 28,5 29,0 32,6 32,4 34,9 - Kaynak: TÜİK Ayrıca TÜİK verilerine göre 2007 yılı Ocak-Kasım döneminde, toplam ihracatımızın 97,430 milyon $ ve toplam ithalatımızın 153,768 milyon $ olduğu görülmektedir. 164 TÜİK verileri çerçevesinde oluşturulan Şekil 5 ve 6’da ise, aramızda bir tercihli ticaret düzenlemesi bulunan ülkeler ile dış ticaretimizin, toplam dış ticaretimiz içerisindeki payını göstermekte olup, incelenmelerinden görüleceği üzere; AB hem ihracat hem de ithalatımızda en önemli aktör konumundadır. Aramızda tercihli düzenleme bulunan diğer ülkeler ile ticaretimizin ise daha sınırlı düzeyde kaldığı görülmektedir. Bir başka dikkat çeken husus ise STA dışı ülkelerden ithalatımızın, ihracatımızın oldukça üstünde olduğudur. 165 Şekil 5 Tercihli Düzenlememiz Bulunan Ülkelerin İhracatımız İçindeki Payı (2006, %) Şekil 6 Tercihli Düzenlememiz Bulunan Ülkelerin İthalatımız İçindeki Payı (2006, %) 166 5.2 PAAMK Ülkeleri ile Ticaret Tablo 11’da Pan Avrupa ülkeleri olan bugün 27 AB üyesi ve EFTA ülkelerinin 2000-2007 yılları arasında, dış ticaretimiz içerisindeki payı yer almaktadır. Tablo 11 PAMK ülkelerinin dış ticaretimiz içerisindeki payı (Yıllık, %) AB (27 Üye) EFTA Yıl İthalat (%) İhracat (%) İthalat (%) İhracat (%) 2000 52 56 2,1 1 2001 47,8 56 3,5 1 2002 49 56,6 4,8 1,1 2003 50,6 58 4,9 1,1 2004 49 58 4 1 2005 45 56,2 3,8 1 2006 42,5 56 3,2 1 2007* 40,3 56,6 3,8 1,2 Kaynak: TÜİK, Ekim 2007. *Ocak-Ağustos Dönemi. 2007 yılı Ocak-Temmuz Dönemi için PAAMK’a dahil 9 Akdeniz ülkesinin toplam ihracatımız içerisindeki payı % 6 ve ithalatımız içindeki payı ise sadece % 3 düzeyindedir. 2000 yılından itibaren söz konusu ülkelerle dış ticaretimizin, toplam dış ticaretimiz içindeki payı Tablo 12’de yer almaktadır. 167 Tablo 12 Akdeniz Ülkelerinin Toplam Ticaretimiz İçersindeki Payı Yıl Toplam İthalatımıza Oranı Toplam İhracatımıza Oranı (%) (%) 2000 4,70 7,4 2001 5,5 8 2002 4,8 7 2003 3,4 6,6 2004 3 6,4 2005 3 6,35 2006 2,6 6,2 2007 2,8 6,2 Kaynak: TÜİK, Ocak 2007. Tablo 13 Akdeniz Ülkelerine İhracatımız (Yıllık, 000 $) 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 2000 İSRAİL 1 485 165 1 529 158 1 466 913 1 315 292 1 082 998 861 434 805 218 650 142 FİLİSTİN 19 605 21 154 9 401 9 025 6 489 4 729 5 999 5 622 ÜRDÜN 359 203 321 661 288 648 229 464 149 618 116 650 118 901 99 534 FAS 670 115 551 377 370 825 330 059 180 779 138 331 98 149 70 413 CEZAYİR 1 146 742 1 020 696 807 138 806 115 573 002 514 282 421 964 383 461 TUNUS 468 727 324 893 294 785 256 162 220 015 121 142 140 593 162 272 MISIR 827 658 709 353 687 299 473 145 345 779 326 389 421 469 375 707 LÜBNAN 319 017 240 599 195 910 234 401 148 126 187 339 183 880 129 265 SURİYE 737 248 609 417 551 627 394 783 410 755 266 772 281 141 184 267 Kaynak: TÜİK, Ocak 2007. 168 Tablo 14 Akdeniz Ülkelerinden İthalatımız, (Yıllık, 000 $) 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 2000 İSRAİL 975 890 782 149 804 691 714 143 459 488 544 467 529 489 505 482 FİLİSTİN 678 501 304 545 454 13 98 153 ÜRDÜN 10 729 9 319 28 321 14 156 16 851 18 382 13 525 27 273 FAS 181 489 173 902 143 231 105 778 76 990 68 315 38 194 72 983 CEZAYİR 1 882 788 1 864 526 1 694 989 TUNUS 210 198 150 094 117 372 100 410 98 140 71 801 72 936 64 843 MISIR 624 817 392 524 267 246 255 242 189 397 118 173 91 720 140 720 LÜBNAN 105 713 126 685 144 973 147 355 71 710 41 922 26 024 22 178 SURİYE 363 568 187 250 272 180 357 656 413 349 506 247 463 476 545 240 1 255 679 1 081 586 1 125 750 1 063 983 1 192 413 Kaynak: TÜİK, Ocak 2007. Tablo’nun incelenmesinden görüleceği üzere ülkemizin son yıllarda toplam dış ticaret hacmindeki hızlı artış, bölge ülkeleri ile ticaretinde önemli bir değişiklik yaratmamıştır. Daha önce belirtildiği üzere, ülkemiz STA’larında AB ile uyumlu olarak sanayi ürünlerinde asimetrik tam serbestleşmeyi esas almaktadır. Bu çerçevede, taraf ülke menşeli sanayi ürünleri için tarife oranı sıfırlanmaktadır. Ancak, diğer ülkeler söz konusu indirimi belli bir geçiş döneminde tedrici olarak gerçekleştirmektedir. Tablo 15 tedrici indirim takvimini göstermektedir. 169 Tablo 15 Akdeniz Ülkeleri ile STA'larımızda Sanayi Ürünleri İndirim Takvimi Ülke Yürürlük tarihi Sanayi Ürünleri İndirim Takvimi İsrail Mayıs 1997 Ocak 2000 Tunus Temmuz 2005 Temmuz 2014 Fas Ocak 2006 Ocak 2015 Suriye Ocak 2007 Ocak 2019 Mısır Mart 2007 Ocak 2020 Kaynak: DTM Bu çerçevede, önemli bir pazara giriş aracı olan STA’ların bölge ülkeleri ile ticaretimiz üzerinde olumlu etki yapması, özellikle kümülasyon olanakları dolayısıyla beklenmektedir. Topluluk ortak gümrük tarifesine uyum kapsamında söz konusu ülkeler ile tercihli ticarette sanayi ürünleri için vergi oranlarının, anlaşmaların yürürlük tarihi itibariyle sıfırlanmasına, buna karşılık diğer ülkelerin ülkemizden yapılan ithalatta anılan vergileri uzun dönemde indirecek olmasına rağmen ülkemiz tarafından gerçekleştirilen ihracat miktarının yine de artmış olması STA’larda öngörülen kümülasyon imkanının bölge içi ticareti arttırıcı yöndeki olumlu etkisine iyi bir örnek oluşturmaktadır. Henüz STA’mız bulunmayanlar da dahil olmak üzere Akdeniz ülkelerinin toplam dış ticaretimiz içindeki payında düşüş gözlenmektedir. Bununla birlikte 170 Serbest Ticaret Anlaşması imzalanan ülkeler ile dış ticaretimizin sürekli bir artış eğilimi içerisinde olduğu görülmektedir. 2000-2006 yılları arasında, Bulgaristan ve Romanya dahil STA ülkeleri ile dış ticaret hacmimizin kümülatif olarak yaklaşık %225 artmıştır. Aynı dönemde dış ticaretimizdeki toplam artış % 170 düzeyindedir. Öte yandan, ihracat ve ithalat değişim oranlarında genel rakamlara kıyasla daha keskin dalgalanmalar yaşanmakta olup, STA yapılmış olmasına rağmen söz konusu pazarlardaki konumumuzun yeterince sağlamlaştırılamamış olmasından kaynaklandığı düşünülebilir. İkili ticaret rakamlarının diğer ticaret ortaklarımıza oranla daha düşük olması; küçük ihracat ve ithalat değişimlerinin, daha keskin gözükmesine neden olmaktadır. PAAMK sisteminde en eski STA’mız Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren Tunus STA’sı olup, 2004-2007 döneminde ithalatımızın %260 düzeyinde arttığı görülmektedir. Yine söz konusu ülkeye 2007 yılı Ocak-Ağustos döneminde ihracatımızın, 2006 yılı aynı dönemine göre %60’a yakın artmıştır. Ancak toplam ihracat rakamımız 310 505 $ olup, toplam ihracatımızın ancak binde 4 üne denk gelmektedir. Benzer şekilde STA’larımız 2007 yılı içerisinde yürürlüğe giren Mısır ve Suriye’den gerçekleştirilen ithalatın 2 katına çıktığı görülmekle birlikte, Mısır ve Suriye’den gerçekleştirilen ithalatın toplam ithalatımıza oranı sırasıyla binde 4 ve binde 2 düzeyindedir. 171 STA yapılan ülkelerin önemli bir bölümünün tamamlayıcı ekonomi vasfından ziyade rakip ekonomi özelliğine sahip olması ve EFTA ülkeleri dışında STA yapılan ülkelerin gelişme yolunda ekonomiler olması nedeniyle, Doğrudan Yabancı Sermaye girişleri açısından rakip ekonomiler olduğundan, karşılıklı yabancı sermaye girişleri mevcut durum itibariyle anlamlı büyüklükte değildir. Bölge ülkeleri ile ticaretimizin düşük seviyelerde seyrettiği göz önüne alındığında, PAAMK Sisteminin işlerlik kazanması ile kısa vadede ticaret üzerinde olumlu etkilerin ortaya çıkması; orta vadede ise serbest ticaret alanlarının yatırımlar üzerindeki etkileri dolayısıyla, bölge ülkeleri arası ekonomik ilişkilerin daha da gelişmesi ve ticaret hacminin ciddi oranda artması beklenmektedir. Daha önce belirtildiği üzere Avrupa-Akdeniz Alanında Serbest Ticaret Anlaşmalarının 2010 yılı itibariyle tamamlanması öngörülmüştür. PAAMK sisteminin ve özelde menşe kurallarının, ticaret ve yatırımlar üzerindeki etkilerine ilişkin anlamlı bir araştırmanın ancak anlaşmalar ağının tamamlanması ve ekonomik ilişkilerin derinleşmesinin ardından yapılabileceği görülmektedir. 172 SONUÇ Dünya ticareti, küresel bir zemine oturmuş ve üretim süreci başından sonuna dek tek bir ülkede gerçekleşen eşya artık istisna halini almıştır. Söz konusu sürecin ticarete konu eşyanın farklılaştırılmış menşe uygulamaları ile karşılaşmasına neden olan bölgeselleşme hareketleri ile birleşmesi, menşe kurallarına yönelik ekonomik ve politik ilgiyi arttırmıştır. Ülkemizin, gümrük birliği ilişkisi nedeniyle Topluluğun tercihli gümrük rejimini, menşe kuralları dahil olmak üzere, üstlenme yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak Topluluğun tercihli ticaret politikası, sadece ekonomik güdülerle oluşturulmamakta; politik, kültürel ve güvenlik boyutlarını da içeren genel bir politikanın parçasını teşkil etmektedir. Bu durumda, tercihli ticaret anlaşması akdedilecek ülkeler, ülkemizin bağımsız kararı ve karşılıklı yarar ilkesi doğrultusunda belirlenememekte ve Topluluğun serbest ticaret anlaşması müzakere ettiği/etmeye hazırlandığı ülkelerin, ülkemize de aynı tavizleri tanımasını garanti altına alan bir mekanizma bulunmadığından, gümrük birliği kapsamında ticaret sapması riski ile karşılaşılabilmektedir. Ayrıca menşe kurallarının başta tekstil ve hazır giyim olmak üzere sanayi ürünlerinde Topluluk tarafından gevşetilmesi, ülkemiz ile Topluluk arasındaki ticarette üçüncü ülkeler lehine bir sonuç doğurarak, ekonomimize zarar verme potansiyelini taşımaktadır. 173 Bu çerçevede, bundan sonra serbest ticaret anlaşmalarının Topluluk ile eş zamanlı müzakere edilmesi ve Topluluğun menşe kurallarına ilişkin insiyatiflerinden doğrudan etkilenen Türkiye’nin, Topluluktaki danışma ve karar alma mekanizmalarında daha etkin bir şekilde yer alması için çaba saf edilmesi çözüm olarak akla gelmektedir. Diğer taraftan, uygulaması oldukça karmaşık olan PAAMK sistemi kapsamında, sisteme yeni dahil edilen Akdeniz ülkeleri ile ticaretimizin, toplam ticaretimiz içindeki payının çok düşük olması ve sistemin henüz yeni olması, ticaret ve yatırımlar açısından etkileri ile menşe kurallarının rolünün değerlendirilmesini zorlaştırmaktadır. Ancak katı menşe kurallarının serbest ticaret alanları içinde dahi ticareti kısıtlayan rolünün, gevşetilmesinin, ikili ekonomik ve çapraz ilişkilerin kümülasyon olanakları aracılığıyla katkıda bulunacağı güçlenmesine düşünülmektedir. Bununla birlikte sistemin yatırım ve ticaret üzerindeki etkilerinin belirlenmesi için zamana ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır. İlk veriler ışığında, STA imzalanan bölge ülkeleri ile dış ticaret hacmimizde önemli artışlar gözlenmekte, bu durum tercihli ticaret politikası açısından yukarıda bahsedilen olumsuzluklara rağmen; serbest ticaret anlaşmalarının ülkemiz adına önemli pazara giriş araçlarından biri olduğunu göstemektedir. 174 - EKLER - 175 EK- 1 21.12.2007 tarih ve C 311 sayılı AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanan bildirim tablosu EU EU DZ CH EG FO IL IS JO 1.11.2007 1.1.2006 1.3.2006 1.12.2005 1.1.2006 1.1.2006 1.7.2006 1.8.2007 1.1.2006 1.7.2005 1.8.2005 17.7.2007 6.7.2006 DZ 1.11.2007 CH 1.1.2006 EG 1.3.2006 1.8.2007 1.8.2007 FO 1.12.2005 1.1.2006 1.11.2005 IL 1.1.2006 1.7.2005 1.7.2005 IS 1.1.2006 1.8.2005 1.8.2007 JO 1.7.2006 17.7.2007 6.7.2006 1.11.2005 1.7.2005 9.2.2006 1.1.2007 LB LI 1.1.2006 1.8.2005 1.8.2007 MA 1.12.2005 1.3.2005 6.7.2006 NO 1.1.2006 1.8.2005 1.8.2007 1.8.2006 1.6.2005 6.7.2006 1.9.2007 1.3.2007 1.1.2006 1.12.2005 1.7.2005 1.7.2005 LB 1.1.2007 9.2.2006 17.7.2007 MA NO 1.1.2006 1.12.2005 1.1.2006 1.8.2006 * 1.8.2005 1.3.2005 1.8.2005 1.6.2005 1.9.2007 1.8.2007 6.7.2006 1.8.2007 6.7.2006 1.3.2007 1.1.2006 1.12.2005 1.7.2005 1.7.2005 PS SY TN 1.3.2005 1.8.2005 1.3.2006 17.7.2007 17.7.2007 6.7.2006 17.7.2007 6.7.2006 1.1.2007 1.1.2007 17.7.2007 1.3.2005 6.7.2006 1.8.2005 17.7.2007 1.3.2006 6.7.2006 1.1.2007 1.9.2007 1.1.2007 1.3.2005 1.3.2005 1.1.2007 TR 1.3.2006 1.8.2005 1.8.2005 1.1.2007 LI 1.8.2005 1.6.2005 1.9.2007 1.3.2005 6.7.2006 1.1.2006 1.8.2005 1.9.2007 1.8.2005 1.3.2005 1.6.2005 6.7.2006 1.8.2005 1.9.2007 1.1.2006 1.9.2007 PS SY TN TR * 1.3.2006 1.9.2007 1.7.2005 1.7.2005 176 * Uygulama tarihleri gürmük birliği kapsamı eşya için 27/07/2006 ve tarım ürünleri için 1/1/2007’dir. AKÇT ürünleri ürünleri için PAAMK çapraz kümülasyonu henüz yürürülüğe girmemiştir. İsviçre ve Lihtenştayn Prensiliği bir gümrük birliği oluşturmuş olup, Avrupa Ekonomik Alanına (AEA) taraftır. AB, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç’ten oluşan AEA içerisinde kümülasyon uygulama tarihi 1 Kasım 2005’tir. Tabloda belirtilen ülkelerin ISO-Alpha-2 kodları aşağıdaki gibidir: — DZ — CH — EG — FO — IL — IS — JO CEZAYİR İSVİÇRE MISIR FAROE ADALARI İSRAİL İZLANDA ÜRDÜN — MA — NO — PS — SY — TN — TR — LB FAS NORVEÇ BATI ŞERİA VE GAZZA ŞERİDİ SURİYE TUNUS TÜRKİYE LÜBNAN 177 EK-2 Menşe İspat Belgelerinin Örnekleri (EUR.1 ve EUR:MED Dolaşım Belgeleri ile ‘Fatura Beyanı’ metninin Türkçe ve İngilizce versiyonu) DOLAŞIM SERTİFİKASI (Protokol ek IIIa) 1. İhracatçı (Adı, Açık adresi, Ülke) EUR.1 No A 000.000 Bu formu doldurmadan önce arkadaki notları okuyunuz 2. ................................................................. ve .................................................................. arasındaki tercihli ticarette kullanılan sertifikadır. 3. Malın Gönderildiği şahıs (Adı, Açık Adresi, Ülke) (Tercihe Bağlı) 6. Taşımaya ilişkin bilgiler (Tercihe Bağlı) 8. Sıra No; Kolilerin marka ve işaretleri, Sayı ve türleri 1; Eşyanın tanımı. (ilgili ülkeler, ülke grupları veya alanlarını yazınız.) 4. Ürünlerin menşei sayılan ülke, ülkeler grubu veya alanlar 7. Gözlemler 5. Varış ülkesi veya ülkeler grubu 9. Brüt ağırlık (kg) veya diğer ölçüler (Litre, metreküp, v.s.) 10. Faturalar (Tercihe Bağlı) 12. İHRACATÇI BEYANI Aşağıda imzası bulunan ben, yukarıda belirtilen eşyanın bu belgenin düzenlenmesi için gerekli olan koşullara uygun olduğunu beyan ederim. 11. GÜMRÜK VİZESİ Onaylanan Beyan İhraç Belgesi2 Yer ve tarih ................................................................ Form ....................................................................... No ........... Gümrük İdaresi.................................................. Düzenleyen Ülke veya Alan............................... . ................................................................................... Yer ve Tarih ........................................................................... ................................................................................................. (İmza) (İmza) Mühür 1 Eşya ambalajlı değilse, yerine göre eşyaların sayısını veya “dökme” olduğunu belirtiniz. 2 Yalnız ihracatçı ülke kurallarının gerekli gördüğü yerleri doldurunuz. 178 13. DOĞRULUĞUN KONTROLÜ İSTEMI: 14. KONTROLÜN SONUCU Yapılan kontrol bu sertifikanın (*) Be Belirtilen gümrük idaresince düzenlendiğini ve bilgilerin doğru olduğunu göstermektedir. içerdiği Doğruluk ve kurallara uygunluk koşullarına cevap vermediğini göstermektedir. (Ekteki açıklamalara bakınız.) Bu sertifikanın doğruluk ve kurallara uygunluğunun kontrolü talep edilir. ........................................................................ (Yer ve tarih) ..................................................................... (Yer ve tarih ) Mühür Mühür ............... ................................................... (İmza) .......................................................... (İmza) ________________________ (*) Uygun olan kutuya (X) işareti koyunuz. NOTLAR 1. Sertifikalar, silinmeler veya birbiri üzerine yazılmış kelimeler ihtiva edemez. Değişiklikler doğru olmayan kayıtların üzerinin çizilmek ve gerekli düzeltmeler eklenmek suretiyle yapılır. Böyle bir değişiklik, sertifikayı düzenleyen kişi tarafından paraf edilmeli ve düzenlendiği ülke gümrük idaresi tarafından onaylanmalıdır. 2. Sertifikaya kaydedilen maddeler arasında boşluk bırakılmamalı ve her bir madde önüne bir sıra numarası konulmalıdır. Son maddenin hemen altına yatay bir çizgi çekilmelidir. Kullanılmayan yerler, sonradan bir eklemeyi imkansız kılmak üzere iptal edilmelidir. 3. Eşyalar, ticari faaliyetlere uygun olarak ve teşhis edilmelerini sağlayacak yeterli ayrıntılarla tanımlanmalıdır. 179 1. İhracatçı (Adı, Açık adresi, Ülke) DOLAŞIM SERTİFİKASI (Protokol ek IIIb) EUR-MED No A 000.000 Bu formu doldurmadan önce arkadaki notları okuyunuz 2. ................................................................. ve .................................................................. arasındaki tercihli ticarette kullanılan sertifikadır. 3. 6. Malın Gönderildiği şahıs (Adı, Açık Adresi, Ülke) (Tercihe Bağlı) (ilgili ülkeler, ülke grupları veya alanlarını yazınız.) Taşımaya ilişkin bilgiler (Tercihe Bağlı) 4. Ürünlerin menşei sayılan ülke, ülkeler grubu veya alanlar 7. Gözlemler 5. Varış ülkesi veya ülkeler grubu … Cumulation applied with ……… (Uygun ülkeleri, ülke gruplarını veya alanları yazınız.) ) … No cumulation applied. (Uygun kısma X işareti koyunuz.) 8. Sıra No; Kolilerin marka ve işaretleri, Sayı ve türleri 1; Eşyanın tanımı. 9. Brüt ağırlık (kg) veya diğer ölçüler (Litre, metreküp, v.s.) 10. Faturalar (Tercihe Bağlı) 12. İHRACATÇI BEYANI Aşağıda imzası bulunan ben, yukarıda belirtilen eşyanın bu belgenin düzenlenmesi için gerekli olan koşullara uygun olduğunu beyan ederim. 11. GÜMRÜK VİZESİ Onaylanan Beyan İhraç Belgesi2 Yer ve tarih ........................................................ Form................................................................ No ......... Gümrük İdaresi.................................................. Düzenleyen Ülke veya Alan............................... ............................................................................ Yer ve Tarih ................................................................ . ..................................................................................... (İmza) (İmza) Mühür 1 Eşya ambalajlı değilse, yerine göre eşyaların sayısını veya “dökme” olduğunu belirtiniz. 2 Yalnız ihracatçı ülke kurallarının gerekli gördüğü yerleri doldurunuz. 180 13. DOĞRULUĞUN KONTROLÜ İSTEMI: 14. KONTROLÜN SONUCU Yapılan kontrol bu sertifikanın (*) Be Belirtilen gümrük idaresince düzenlendiğini içerdiği bilgilerin doğru olduğunu göstermektedir. ve Doğruluk ve kurallara uygunluk koşullarına cevap vermediğini göstermektedir. (Ekteki açıklamalara bakınız.) Bu sertifikanın doğruluk ve kurallara uygunluğunun kontrolü talep edilir. ........................................................................ (Yer ve tarih) ..................................................................... (Yer ve tarih ) Mühür Mühür .................................. .............................................. (İmza) ......................................................................... (İmza) ________________________ (*) Uygun olan kutuya (X) işareti koyunuz. NOTLAR 1. Sertifikalar, silinmeler veya birbiri üzerine yazılmış kelimeler ihtiva edemez. Değişiklikler doğru olmayan kayıtların üzerinin çizilmek ve gerekli düzeltmeler eklenmek suretiyle yapılır. Böyle bir değişiklik, sertifikayı düzenleyen kişi tarafından paraf edilmeli ve düzenlendiği ülke gümrük idaresi tarafından onaylanmalıdır. 2. Sertifikaya kaydedilen maddeler arasında boşluk bırakılmamalı ve her bir madde önüne bir sıra numarası konulmalıdır. Son maddenin hemen altına yatay bir çizgi çekilmelidir. Kullanılmayan yerler, sonradan bir eklemeyi imkansız kılmak üzere iptal edilmelidir. 3. Eşyalar, ticari faaliyetlere uygun olarak ve teşhis edilmelerini sağlayacak yeterli ayrıntılarla tanımlanmalıdır. 181 Fatura Beyanı Metni (Protokol ek IVa) Aşağıda metni verilen fatura beyanı, dipnotlara uyumlu bir şekilde yapılmalıdır. Ancak dipnotlar kopya edilmemelidir. İngilizce Uyarlama The exporter of the products covered by this document (customs authorization No ... (1)) declares that, except where otherwise clearly indicated, these products are of ... preferential origin (2). Türkçe Uyarlama İşbu belge (Gümrük Onay No:...1) kapsamındaki maddelerin ihracatçısı, aksi açıkça belirtilmedikçe, bu maddelerin ...... 2 tercihli menşeli maddeler olduğunu beyan eder. ......................................................... 3 (Yer ve Tarih) .......................................................... 4 (İhracatçının imzası ve beyanı imzalayan kişinin adı ve soyadı okunaklı şekilde yazılmalıdır.) 1 2 3 4 “Fatura Beyanı”, onaylanmış ihracatçı tarafından yapıldığında, onaylanmış ihracatçının izin numarası, bu boşluğa yazılacaktır. Fatura Beyanı, onaylanmış ihracatçı tarafından yapılmadığı takdirde, parantez içindeki kelimeler ihmal edilmeli veya bu bölüm boş bırakılmalıdır. Ürünlerin menşei belirtilmelidir. Belge üzerinde bilgi mevcutsa bu bilgiler ihmal edilebilir. Protokol madde 22(7)’ye bakınız. İhracatçının imzalamasının istenmediği hallerde, imzadan muafiyet imzalayanın isminden de muafiyet anlamına gelir. 182 EUR-MED Fatura Beyanı Metni (Protokol ek IVb) Aşağıda metni verilen EUR-MED fatura beyanı, dipnotlara uyumlu bir şekilde yapılmalıdır. Ancak dipnotlar kopya edilmemelidir. İngilizce Uyarlama The exporter of the products covered by this document (customs authorization No ...(1)) declares that, except where otherwise clearly indicated, these products are of ...(2) preferential origin. - cumulation applied with ……..(name of the country/countries) - no cumulation applied (3) Türkçe Uyarlama İşbu belge (gümrük onay No: … (1)) kapsamındaki maddelerin ihracatçısı aksi açıkça belirtilmedikçe, bu maddelerin menşeli ve tercihli (2) maddeler olduğunu beyan eder. - cumulation applied with ……..(name of the country/countries) - no cumulation applied (3) …………………………………………………………….............................................444 (Yer ve tarih) ...……………………………………………………………………..............................555 (İhracatçının imzası ve beyanı imzalayan kişinin adı ve soyadı okunaklı şekilde yazılmalıdır.) 1 “Fatura Beyanı”, onaylanmış ihracatçı tarafından yapıldığında, onaylanmış ihracatçının izin numarası, bu boşluğa yazılacaktır. Fatura Beyanı, onaylanmış ihracatçı tarafından yapılmadığı takdirde, parantez içindeki kelimeler ihmal edilmeli veya bu bölüm boş bırakılmalıdır.. 2 3 4 5 Ürünlerin menşei belirtilmelidir Tamamlayınız ve gerektiğinde siliniz Belge üzerinde bilgi mevcutsa bu bilgiler ihmal edilebilir Protokol madde 22(7)’ye bakınız. İhracatçının imzalamasının istenmediği hallerde, imzadan muafiyet imzalayanın isminden de muafiyet anlamına gelir. 183 KAYNAKÇA Makaleler Atakan M. (2002), Avrupa Topluluğu Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi Rejimi ve Türkiye’nin Uyumu, Ankara, 2002, Uzmanlık Tezi, Gümrük Müsteşarlığı. Atakan, M., Sözdinler V., Tokgöz, K., (1998), Dış Ticarette Menşe Kuralları, İstanbul, İktisadi Kalkınma Vakfı. Bretton P., Manchin M., (2002), Making EU Trade Agreements Work, Brussels, CEPS Working Document No: 183. Dayıoğlu, A. Ş., (2003), Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu Sistemi, Ankara, Uzmanlık Tezi, Gümrük Müsteşarlığı. Duttagupta R., Panagariya A. (2003), Free Trade Areas and Rules of Origin: Economics and Politics, IMF Working Paper WP/03/229. Erasmus H., Flatters F., Kirk R., (2004), Rules of Origin as Tools of Development? Some Lessons from SADC, http://qed.econ.queensu.ca/faculty/flatters/main/writings.html. Ersoy, N., (2007), Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi ve Tercihli Mneşe Kuralları, Ankara, DTM. Estevadeordal, A., Suominen K., (2003), Rules of Origin: A World Map, Washington DC, PECC Trade Forum., www.pecc.org Estevadeordal A., Harris J., Suominen K., (2007), Multilateralizing Preferential Rules of Origin araound the World, Paper presented at the Conference on “Multilateralising Regionalism”, 10-12/09/2007, Cenevre, WTO. Fiorentino, R.V., Verdeja, L., Toqueboeuf, C., (2007), The Changing Landscape of Regional Trade Agreements: 2006 Update, Cenevre, Discussion Paper No:12, WTO. Gasiorek, M., Augier P., Lai-Tong C., (2007), Multilateralising Regionalism: Relaxing Rules of Origin or Can those PECS be flexed?, Paper presented at the Conference on “Multilateralising Regionalism”, 10-12/09/2007, Cenevre, WTO. Gasiorek, M., Augier P., Lai-Tong C., (2000), The EU and the Southern Mediterranean: The Impact of Rules of Origin, Yayımlanmamış taslak, www.ecomod.net. 184 Krishna K., (2005), Understanding Rules of Origin, Cambridge, NBER Working Paper No: 11150. Krueger A., (1995), Free Trade Agreements versus Customs Unions, Cambridge, NBER Working Paper No:5084. Öngüt, E.Ç., (2007), Türk Tekstil ve Hazır Giyim Sanayiinin Değişen Dünya Rekabet Şartlarına Uyumu, Ankara, Planlama Uzmanlığı Tezi, DPT Yayın No: 2703. Öztürk H., Ülkemizin İzlediği ve/veya İzleyeceği Başlıca Ticaret Politikası Araçlarının İrdelenmesi, Ankara, DTM. Sabır, H., (2002), Gelişmekte Olan Ülkeler Arasında Ekonomik Entegrasyon: Mercosur Örneği, Dış Ticaret Dergisi, Yıl: 7, Sayı: 25. Tokgöz, K., (1998), Dünyada Menşe Kurallarının Bir Dış Ticaret Politikası Aracı Olarak Kullanılması ve Dünya Ticaretine Etkileri, Türkiye için Öneriler, Uzmanlık Tezi, Gümrük Müsteşarlığı. Türel, B., (2007), Pan-Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu Sistemi Menşe Kuralları, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Dış Ticaret Müdürlüğü. Woolcock, S., (2007), Eurpean policy towards Free Trade Agreements, ECIPE Working Paper No: 03/2007. Resmi Belgeler 27/10/1999 tarih ve sayılı Gümrük Kanunu. 30/05/2002 tarih ve 24771 (Mükerrer) sayılı Gümrük Yönetmeliği. 10/05/2005 tarih ve 25811 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eşyanın Tercihli Menşeinin Tespiti Hakkında Yönetmelik ve tadilleri. Topluluk Gümrük Kodunu oluşturan 12 Ekim 1992 tarih ve 2913 sayılı Konsey Tüzüğü, 11.10.1993 tarih ve L 203 sayılı AB Resmi Gazetesi. Topluluk Gümrük Kodunun uygulama hükümlerini içeren 2 Temmuz 1993 tarih ve 2454 sayılı Komisyon Yönetmeliği, 19.10.1992 tarih ve L 302 sayılı AB Resmi Gazetesi. 185 Avrupa Komisyonu Belgeleri Explanatory Notes Concerning the Pan-Euro-Mediterrenean Protocols on Rules of Origin, 17/04/2007 tarih ve C 83/1 sayılı AB Resmi Gazetesi. Communication from the Commission, (2005), Rules of origin in preferential trade arrangements: Orientations for the future, Brussels, COM (2005) 100 Final, 16/03/2005. “A User's Handbook to the Rules of Preferential Origin used in trade between the European Community, other European Countries and the countries participating to the Euro-Mediterranean Partnership”, (2006) ec.europa.eu/taxation_customs Komisyon Etki Analizi Belgesi: Outline of the Outline of impact assessment on rules of origin for the Generalised System of Preferences (GSP) 09/11/2006 tarih ve TAXUD/3514/06 sayılı Çalışma Belgesi. 08/02/2007 tarih ve TAXUD/2001/07 sayılı Çalışma Belgesi. Diğer Tekstil ve Konfeksiyon Sorunları Araştırma Komisyonu Sonuç Raporu, (2001), www.tbmm.gov.tr/komisyon/tekstil/tekstil.html DTM, Serbest Ticaret Anlaşmaları konulu Sunum, Ankara, 26 Haziran 2007, TOBB. Gümrük Müsteşarlığı, www.gumruk.gov.tr Dış Ticaret Müsteşarlığı, www.dtm.gov.tr Dünya Gümrük Örgütü (WCO), www.wcoomd.org Avrupa Komisyonu, Vergilendirme ve Gümrük Birliği Genel Müdürlüğü (TAXUD), ec.europa.eu/taxation_customs Dünya Ticaret Örgütü (WTO), www.wto.org NAFTA Sekretaryası, www.nafta-sec-alena.org ASEAN Sekretaryası, www.aseansec.org 186