EMDR TürkiyE-Bülteni

Transkript

EMDR TürkiyE-Bülteni
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Konuk Yazar
Deney Hayvanlarında
Travmatik Stres Modelleri
Doç. Dr. Oğuz Mutlu
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB)
korku, çaresizlik veya dehşete maruz
kalınması ya da tanıklık edilmesi sonucu
oluşur. TSSB,
travma yaratan olayın
yaşanmasından... Devamı 12. sayfada...
Ropörtaj
İkinci sayımızla size ve 2013’e merhaba diyoruz.
Yeni yılın bolluk, bereket, yeni heyecanlar,
barış getirmesini diliyoruz.
Önder Kavakçı
İkinci sayımızla size ve 2013’e merhaba diyoruz. Yeni yılın
bolluk, bereket, yeni heyecanlar, barış getirmesini diliyoruz...
Devamını 2. sayfada bulabilirsiniz.
Ruhsal Travma Toplantıları
Prof Dr. Tamer Aker
Yedincisi gerçekleşen Ruhsal Travma
Toplantılarının düzenleyicilerinden Kocaeli
Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri
Anabilim dalı Başkanı Prof Dr Tamer Aker
ile bu toplantılar üzerine konuştuk. ...
Devamı 15. sayfada...
Ropörtaj
Çeviri Köşesi
Önder Kavakçı, Leyla Arslan, Zeynep Zat,
Hejan Epözdemir
EMDR Terapisi: Gelişimine ve Etki Mekanizmalarına Genel
Bakış (EMDR therapy: An overview of its development and
mechanisms of action) Devamını 3. sayfada bulabilirsiniz.
EMDR-TR Derneği Yayın Organı
Yayın Kurulu Başkanı: Hejan Epözdemir
Yayın Kurulu (Alfabetik Sırayla) : Berk Murat Ergun,
Emre Konuk, Leyla Arslan, Muhammet Özkan,
Önder Kavakçı, Zeynep Zat,
Editör: Önder Kavakçı
Akademik Danışma Kurulu (Alfabetik Sırayla):
Dr. Derek Farell, Dr. Udi Ören, Prof Dr.
Emine Gül Kapçı, Uzm. Emre Konuk,
Doç. Dr. Feryal Çam Çelikel,
Uzm. Psk. Hejan Epözdemir, Dr. Jim Knipe,
Dr. Marilyn Luber, Prof Dr. Nahit Özmenler,
Uzm. Psk. Olcay Güner, Doç. Dr. Ömer Böke,
Yrd.Doç Dr. Önder Kavakçı, Dr.Richard Mitchell,
Prof. Dr. Ümran Korkmazlar, Prof. Dr. Vedat Şar
Vali Konağı Cad. No:173 Zemin Kat No:7
Nişantaşı Şişli 34363 İstanbul Tel: 0212 219 85 56
[email protected]
EMDR Alt Komiteleri
Araştırma / Başkan: Hejan Epözdemir
İletişim: [email protected]
Çeviri, Üye İşleri ve WEB / Başkan: Asena Yurtsever,
İletişim: [email protected]
Çocuk ve Ergen / Başkan: Ümran Korkmazlar
İletişim: [email protected]
Uluslar Arası İlişkiler, Akreditasyon, Eğitim ve Etik
Başkan: Önder kavakçı , Emre Konuk
İletişim:[email protected] [email protected]
EMDR HAP ve Krize Müdahale / Başkan: Emre Konuk
İletişim: [email protected]
EMDRIA KONGRESİ
Uzm. Psk. Emre Konuk
EMDR Türkiye Başkanı Emre Konuk ile
EMDR ve 4-7 Ekim 2012’de, Washington
D.C’de yapılan EMDRIA kongresini
konuştuk. Devamı 17. sayfada...
Bu Sayıda
Editörden.........................................................................2
Çeviri Köşesi..................................................................3
Konuk Yazar.......................................................................12
Ropörtaj.........................................................................15
Ropörtaj.........................................................................17
Bültene Yazı Gönderme Kriterleri ...........................20
Psikoloji ve Psikyatri Dünyasından Haberler ...............21
Klinik Uygulama ve Protokol Geliştirme
Başkan: Serin Öget İletişim: [email protected]
Sayfa 1
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Yrd. Doç. Dr. Önder Kavakçı
Editörden
İkinci
sayımızla size ve
2013’e merhaba
diyoruz. Yeni yılın
bolluk, bereket, yeni
heyecanlar, barış
getirmesini diliyoruz.
Önder Kavakçı
İkinci sayımızla size ve 2013’e merhaba diyoruz.
Yeni yılın bolluk, bereket, yeni heyecanlar, barış
getirmesini diliyoruz.
Bu sayımızda European Review of Applied Psychology dergisinin 2012 dördüncü sayısında
yayınlanan
Udi Oren ve Roger Solomon
tarafından yazılan “EMDR Therapy: An overview of
its development and mechanisms of action” adlı
makalenin Türkçe çevirisini bulacaksınız. Çeviri için
Leyla Arslan, Zeynep Zat, Hejan Epözdemir ve
Önder Kavakçı emek verdi.
Türkiye’de Afet ve travma çalışmaları denildiğinde
ilk akla gelen isimlerden yine Kocaeli Üniversitesi
Tıp Fakültesi’nden Psikiyatri Anabilim Dalı başkanı
ve Türk Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu üyesi
Prof. Dr. Tamer Aker ile yedincisi yapılan
Uluslararası Ruhsal Travma Toplantıları üzerine
konuştuk. Bu röportajda Uluslararası Travma
Toplantılarının ülkemiz için önemi ve EMDR
Derneği olarak bu toplantılara katkı verme
planlarımızı da okuyabilirsiniz.
Zeynep Zat ABD’den dönen EMDR Türkiye
Başkanı Emre Konuk’dan EMDRIA izlenimlerini
aldı.
Bültenimiz için araştırma, derleme ve özellikle olgu
bildirimlerinizi bekliyoruz.
Güzel bir yıl geçirmeniz dileğiyle
Yrd. Doç. Dr. Önder Kavakçı,
Pskiyatrist
Bir diğer önemli makalemiz, Kocaeli Üniversitesi
Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı öğretim
üyesi Doç Dr Oğuz Mutlu tarafından yazılan “Deney
hayvanlarında travmatik stres modelleri” başlıklı
çalışma. Bu çalışma TSSB üzerine hayvan deneyi
yapmak isteyen çalışmacılara yol gösterebilir diye
düşünüyoruz. Bu alanda çalışmak isteyenler Sayın
Oğuz Mutlu ile de iletişime geçebilir.
Sayfa 2
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Yrd. Doç. Dr. Önder Kavakçı
Çeviri Köşesi
EMDR
Terapisi:
Gelişimine
ve
etki
mekanizmalarına genel bakış
(EMDR therapy: An overview of its development
and mechanisms of action )
E. Oren, R. Solomon
Özet
Giriş.- Bu makale Dr. Francine Shapiro’nun
1987’deki orijinal keşfinden, güncel bulgulara, klinik
pratiğin ve araştırmaların gelecekteki yönüne
kadar EMDR’nin geçmişini ve gelişimini incelemektedir.
Literatür.- Bu gözden geçirme EMDR’nin ilk 20
yılındaki gelişiminde önemli olan, anahtar olaylara,
araştırmalara, bilimsel yayınlara ve aynı zamanda
insani yardımlara genel bir bakış açısı sağlayarak
belirgin kilometre taşlarını değerlendirmektedir.
Ayrıca yazarlar terapinin teorik altyapısı olan Adaptif Bilgi İşleme Modeli’ni tanımlayarak, EMDR’nin
psikoterapi
alanına
özel
katkılarına
ve
mekanizmasına değinmektedirler.
Tartışma.-EMDR işlev bozucu, olarak depolanan
anıları psikopatoloji gelişiminin temel öğesi olarak
gören bütünleştirici bir psikoterapi yöntemidir,
EMDR’ye göre anılar, doğal olarak duyusal, bilişsel,
emosyonel ve somatik bilginin bütünleştirilmesidir.
EMDR protokolü geçmiş olayların şu anki problemi
oluşturduğunu
düşünerek,
hem
problemin
yaşandığı zamanda ele alır ve hem de danışanı
gelecek sorunlarla başa çıkabilecek şekilde ele alır.
Sonuç.25
yıldır,
Göz
Hareketleriyle
Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR)’nin
akıl ve beden sağlığı alanında etkinliğini kanıtlayan
araştırmalar azımsanmayacak sayıdadır ve EMDR
birçok profesyonel tedavi kılavuzunda yerini
almıştır. Bu araştırma ruhsal ve fiziksel sağlık
alanlarında EMDR’nin potansiyel olarak geniş
ölçüde olumlu etkiler gösterdiğine dikkat çekmektedir.
Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden
İşleme EMDR Adaptif Bilgi İşleme Model’inin
rehberlik ettiği bir terapötik yaklaşımdır.
Bu bütünleyici psikoterapi yaklaşımı, uygun olmayan biçimde depolanmış anıların klinik patolojinin
temelinde yattığına inanmaktadır. Bu anıların
işlenmesi ve daha büyük ağlarla bütünleştirilmesi,
değişmelerini ve yeniden bir araya gelmelerini
sağlar. Geçtiğimiz 25 yıl içinde EMDR’nin travma
tedavisinde etkili olduğunu gösteren birçok
araştırma yapılmıştır. Bu terapinin öyküsü, Adaptif
Bilgi İşleme modeli, klinik uygulamalar ve yöntemsel öğeler tanımlanmıştır. Buna ek olarak EMDR
terapisinin keşfettiği iki yönlü uyarımı kullanan
uygulamaların altında yatan mekanizma ile ilgili iki
baskın teoriyi de araştırmalar desteklemektedir.
EMDR birçok farklı temel yönelime ile entegre
olabilen müdahalelere sahip bir psikoterapi
yaklaşımdır (Shapiro, 2001, 2002). Bu terapi
yaklaşımına, insan sağlığı ve patolojisinin
gelişiminde beynin bilgi işleme sistemine vurgu
yapan Adaptif Bilgi İşleme Modeli rehberlik eder.
Adaptif Bilgi İşleme Modeli’ne göre psikopatolojilerin organik nedenleri yoktur, patolojilerin ortaya
çıkma nedeni işlenememiş anılar veya travmatik
deneyimlerdir. Bu anıların işlenerek daha geniş bir
anı ağına katılmasıyla rahatsız edici anılar asimile
edilir ve bütünleştirilir. EMDR üç bölümlü
protokolleri içeren sekiz aşamalı bir tedavidir ve
aşağıdakilere odaklanır:
• Mevcut problemin altında yatan anılar
• Danışanın psikolojisini sağlıklı hale getirebilmek için şu
anki tetikleyiciler ve durumlar özellikle hedeflenmelidir
•Gelecekte uyumlu davranışlar için olumlu anı
şablonlarının oluşturulması (bütünleştirilmesi)
entegrasyonu
EMDR'yi farklı kılan özelliklerinden biri hedeflenen
anı ağlarının tüm görünümlerini hedefleyen
standart prosedür ve protokollerle uygulanan Çift
Yönlü Uyarımı kullanmasıdır. Bunlar örneğin göz
hareketleri, el ile tapping ya da alternatif işitsel
tonlardır.
1.Tarihçe
EMDR’nin gelişmeye başlaması 1987 yılında
Shapiro’nun göz hareketlerinin rahatsız edici anılar
üzerindeki etkisini fark etmesiyle başladı. Bu tedavi
protokolünü Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma
olarak adlandırdı (EMD). Davranışçı bir geçmişe
Sayfa 3
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
sahip olduğu için Shapiro göz hareketlerinin etkisini
Sistematik
Duyarsızlaştırmaya
benzetti
ve
doğuştan gelen bir rahatlama tepkisine dayandığını
düşündü. Ayrıca EMD sürecinin uyku sırasında
ortaya çıkan REM (Rapid Eye Movement) fenomeni
ve onun etkileriyle ilişkili olduğunu düşündü. Cinsel
taciz ve savaş gazileri ile yaptığı ilk yaptığı
randomize çalışma denemesinde elde ettiği
sonuçlar ümit vericiydi (Shapiro,1989).
Shapiro protokoller ortaya çıkarmaya ve onları
geliştirmeye devam etti ve 1991 yılında adını
EMDR’ye çevirdi. “İşleme” kelimesinin eklenmesinin
sebebi ise duyarsızlaştırmanın sadece sonuçlardan
biri olmasıydı ve EMDR’nin kapsamlı etkisinin bilgi
işleme teorisiyle daha iyi açıklanabilmesiydi.
1990’ların başında EMDR ile ilgili olarak hem büyük
gelişmeler hem de büyük uyuşmazlıklar oldu.
Sistematik duyarsızlaştırmanın mucidi Joseph
Wolpe’un desteği ile ve birkaç çalışmanın olumlu
sonuçlarıyla (Marquis, 1991; Wolpe & Abrahams,
1991) EMDR’nin gelecek vaat eden bir psikoterapi
şekli olduğu anlaşıldı. Öte yandan, muhalifler
maruz bırakma terapisi olarak gördükleri EMDR’de
bulunan göz hareketlerinin (Lohr ve ark., 1992)
bilimsel dayanaklarını sorguluyorlardı (McNally,
1999). Bu eleştiriler yanlış yönlendirmelere sebep
oluyordu ve karşıt görüşler Shapiro’yu ve
meslektaşlarını engellemekten ziyade daha fazla
araştırmaya teşvik ediyordu. EMDRnin bilimsel
dayanakları arttıkça, Avrupa, Amerika, Avustralya
ve Afrika’da EMDR terapi eğitimleri yapılmaya
başlandı.
Önce EMDR Enstitüsü Eğitmenleri savaş ve felaket
bölgelerinde ücretsiz eğitimler vermeye başladılar.
1995 yılında Oklohoma Şehri bombalamasına
EMDR topluluğunun yanıtı olarak EMDR HAP
(Humanitarian Assistance Program) kuruldu. Bütün
dünyada EMDR HAP ve kolları (www.emdrhap.org)
Bosna, Nikaragua, Kuzey İrlanda, Meksiko City,
deprem sonrası İstanbul, tsunami sonrası güney
Asya, İsrail, Filistin ve Haiti gibi yerlerde yüzlerce
ücretsiz eğitim verildi. 1995’ten beri Amerika’da ilk
EMDR Derneği’nin kurulmasından itibaren EMDR
Asya (www.emdr-asia.org), EMDR Ibero –Amerika
(www.emdr-europe.org) dahil olmak üzere 20’den
fazla ve 8000’den fazla üyesi olan
birçok uluslararası ve bölgesel dernek kuruldu.
Geçtiğimiz 20 yıl içinde muazzam miktarda
araştırma yapılmasıyla EMDR’nin Travma tedavisinde etkinliği birçok klinik uygulama ve ulusal akıl
sağlığı merkezleri taraflarından kabul edildi. Bunlar:
Avrupa’da Kuzey İrlanda Sağlık Bakanlığı Klinik
Kaynak Yeterliliği Destek Bölümü (CREST, 2003),
Hollanda Ulusal Akıl Sağlığı Yönetim Kurulu (2003),
Fransa Uluslararası Sağlık ve Araştırma Enstitüsü
(INSERM, 2004), Ulusal Britanya Akıl Sağlığı Birliği
(NICE, 2005), İsveç Teknoloji Değerlendirme Konseyi (2001), Birleşmiş Krallık Sağlık Bakanlığı’dır
(2001). Amerika’da ise Amerikan Psikoloji Derneği
(Chambless ve ark., 1998), Amerikan Psikiyatri
Derneği (2004), Ulusal Sağlık Örgütü (2007),
Savaş Mağlüleri ve Milli Savunma Bakanlığı (2004).
Uluslararası Travmatik Stres Çalışmaları Topluluğu
(ISTSS) da EMDR’yi kılavuzlarına dahil etmiştir
(Foa, Keane & Friedman, 2009) (http://www.emdreurope.org/info.asp?CategoryID=15).
2 . Araştırma
Çok sayıda uygulama
kılavuzu
ve
çeşitli
meta-analizler EMDR’nin (Bisson ve Andrew 2007)
en fazla araştırılmış ve uzun süreli etkisi olan terapi
yöntemi bilişsel davranışçı terapi yöntemlerine eşit
terapotik etkiye ulaştığına işaret etmektedir.
Sayısız çalışma ve olgu bildirileri EMDR’nin panik
bozukluğu, fobiler, yaygın anksiyete bozukluğu
(Gauvreau & Bauchard, 2008), cinsel işlev
bozuklukları (Wernick 1993), performans kaygısı,
davranım bozuklukları ve özgüven sorunları
(Soberman, Greenwald & Rule, 2002), komplike
yas (Solomon & Greenwald & Rondo, 2007),
beden dismorfik bozukluğu (Brown, McGoldrick &
Buchanan, 1997), olfaktor referans sendromu
(McGoldrick, Begum & Brown, 2008), kronik ağrı
(Grant & Threlfo, 2002), migren (Marcus, 2008) ve
fantom ağrı (Schneider ve ark.,2008; Tinker&
Wilson, 2006; 2006 de Roos, Veenstra ve ark.,
2010) gibi birçok bozukluk üzerinde etkili olduğunu
göstermektedir. Çalışmaların çoğu EMDR’nin
yetişkinler üzerindeki etkisini gösterirken aynı
zamanda birkaç çalışmada çocuklar üzerindeki
olumlu etkisi de gösterilmiştir. (Greenwald, 1998;
Ahmad & Sundelin-Wahlsten, 2008; Chemtob,
Nakashima & Carlson, 2002; de
Sayfa 4
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Roos &de Jongh, 2008; Jaberghaderi, Greenwald,
Rubin, Dolatabadim & Zand, 2004).
BDT ve EMDR’yi
karşılaştıran araştırma
sonuçlarına bakarken unutmamamız gereken
EMDR terapisinin, BDT terapilerinin çoğunda olan
30-100 saat arası ev ödevlerini içermediğidir.
Nitekim EMDR terapötik başarısını travmaya daha
az maruz bırakarak ve sadece seans içi uygulamalar ile gösterebilmektedir. Bu nedenler EMDR’yi
daha kullanıcı dostu (Arabia, Manca & Solomon
2011) ve hem terapist hem de hasta için daha iyi
tolere edilebilen bir terapi yöntemi yapar (Wesson &
Gould 2009).
EMDRin bir unsuru olan çift yönlü uyarım hem
araştırmacıların hem de terapistlerin ilgisini
çekmektedir. Birkaç teori etkisini açıklamış olsa da
altında yatan mekanizma hala araştırılmaktadır.
Göz hareketlerini değerlendiren erken (başlangıç)
bileşen analizlerinde karışık sonuçlar elde
edilmiştir. Ancak bu çalışmalar uygun olmayan bir
popülasyona uygulanması ve yetersiz tedavi
süreleri (Chemtob, Tolin, van der Kolk & Pitman,
2000) yapılması nedeniyle eleştirilmektedir. Diğer
yandan, EMDR tedavi seansları sırasında göz
hareketlerinin özgül fizyolojik etkileri tanımlanmıştır
(Propper ve ark 2007, Elofsson von Scheele, Theorell & Sondergaard, 2008; Sack, Lempa, Steinmetz,
Lamprecht & Hofmann, 2008; Wilson, Silver,Covi &
Foster, 1996). Öte yandan araştırmalara göre göz
hareketleri parasempatik aktiviteyi arttırıp psikofizyolojik uyarımı azaltmaktadır. Benzer fiziksel bulgular bir EMDR seansını izleyerek de bulunmuştur,
kalp atışı ve deri iletimi yanıtlarında nabzın
düştüğüne dair kanıtları vardır (Aubert-Khalfa,
Roques & Bilin, 2008). Çok sayıda araştırma ile
desteklenen iki teori bulunmaktadır. Bunlardan bir
tanesi bir oryantasyon refleksinin açılmasını içerir
ki, bunun REM uykusunda bulunan işlemlerle
bağlantılı olduğuna inanılır (Stickgold, 2002, 2008).
Bu teoriyi destekleyen çalışmalar vardır; randomize
çalışmalar göz hareketlerinin, episodik anıların
hatırlanmasını, (Christman, Garvey, Propper &
Phaneuf, 2003), dikkatin esnekliğini (Kuiken,
Bears, Miall & Smith, 2002; Kuiken, Chudleigh &
Racher, 2010) ve doğru bilgiyi tanıma olasılığını
arttırdığını göstermektedir (Parker & Dagnall, 2007;
Parker, Relph & Dagnall, 2008; Parker, Buckley &
Dagnall, 2009). Uyarılmışlığın azaldığını gösteren
çalışmalarda da oryantasyon yanıtı
hipotezi
değerlendirilmiştir. (MacCulloch & Feldman, 1996;
Barrowcliff, Gray, MacCulloch, Freeman & MacCulloch, 2003; Barrowcliff, Gray, Freeman & MacCulloch, 2004; Schubert, Lee & Drummond, 2011).
Diğer baskın hipoteze göre ise göz hareketleri ve
diğer çift yönlü uyarımlar (tepleme ve sesler)
işleyen belleği bozmaktadır. Bu hipotezi araştıran
randomize araştırmalara göre göz hareketleri,
anının canlılığını, duygusal yükünü ve korku
beklentisinin imgelerini azaltmaktadır (Andrade,
Kavanagh & Baddeley, 1997; Engelhard, van Uijen
& van den Hout, 2010; Engelhard ve ark., 2011;
Gunter & Bodner, 2008; Kavanagh, Freese,
Andrade & May, 2001; Maxfield, Melnyk & Hayman,
2008; Sharpley, Montgomery & Scalzo, 1996; van
den Hout, Muris, Salemink & Kindt, 2001; van den
Hout ve ark., 2011).
Bugün, anının canlılığındaki ve duygu
yoğunluğundaki
değişimin
fiziksel
aşırı
uyarılmışlığın oradan kalkmasının öncesinde mi
onu izleyerek mi olduğu, birlikte mi geliştiği yoksa
ayrı bileşenler mi olduğu bilinmemektedir (Sack ve
ark.,2007, 2008 a, b). Bu varsayımların her birini
destekleyen 10 randomize çalışma vardır. Sonuç
olarak bu iki teorinin de doğru ve karşılıklı olarak
birbirini etkiler şekilde EMDR’nin terapötik etkisine
katkıda bulunduğuna inanmak için iyi nedenlerimiz
bulunmktadır.. Bu bulgular toplandığında erken
dönem içerik analizi, çift yönlü uyarımın EMDR‘nin
önemli bir parçası olduğu teorisini desteklemekte
başarısız olduğu olmuştur. Yeni dönem içerik
analizlerinin uygun bir biçimde yapıldığı sürece bu
bilgiyi destekleyeceği şüphe götürmemektedir
(Shapiro, 2001).
3. Adaptif Bilgi İşleme Modeli
EMDR’nin klinik uygulamada kullanılmasına dair
esasları ve EMD’den EMDR’ye
olan gelişim,
Adaptif Bilgi İşleme Modeli’ne dayanmaktadır
(Shapiro, 1995, 2001). Bu modele göre anı ağları
deneyimlerle oluşmaktadır ve hem sağlığın hem de
patolojinin temelinde anı ağları yer almaktadır. Yeni
deneyimler bilinç ve bilinçaltı arasında gidip
gelmekte olan bilgi parçacıklarıdır, bu bilgiler
Sayfa 5
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
beynin bilgi işleme sistemi tarafından işlenir ve anı
ağıyla bütünleştirilir. Bu sistem normal çalıştığında
insan gelişimini öğrenme yoluyla desteklediği için
adaptif bir mekanizma olarak kabul edilir. Anıyla
ilişkili duyumsal, bilişsel, duygusal ve somatik
bilgiler kişinin çevresindeki dünyaya vereceği
tepkileri uygun şekilde yönlendirmede kullanılmak
üzere anı ağlarında depolanır.
Bazı olumsuz olaylar bu bilgi işleme sistemini ve
dolayısıyla bilgilerin mevcut ağa adaptif şekilde
entegrasyonunu bozuyor gibi gözükmektedir.
Olumsuz olay depolanırken rahatsız edici duygular,
bedensel duyumlar ve olayın görünümleri
yaşandığı andaki şekliyle depolanır. Bu durumlar
önemli travmaların yanı sıra sıklıkla insanların
aileleriyle günlük hayatta yaşadığı olumsuz olaylar,
ilişkileriyle, okullarıyla ve işleriyle ilgili sorunlar,
aşağılanmalar, reddedilmeler ve başarısızlıklar
olabilir. Böyle bir olay yaşandığında, olumsuz
olayla ilgili bilgiler izole olarak depolanır ve anı
ağıyla bağlantısı kurulamaz. Bugün yaşanan bazı
durumlar, daha önceki anıları tetikleyerek, kişinin
bilişsel, duygusal ve somatik olarak o anının bir
kısmını veya bütününü yeniden deneyimlemelerine
ve uyum bozucu ve semptomatik davranışlara
neden olabilir.
Adaptif Bilgi İşleme Modeli’ne göre olumsuz duygular, davranışlar ve kişilik özellikleri disfonksiyonel
(işlevsiz=uyuma yönelik olmayacak şekilde=uyum
bozucu=işlev bozucu) olarak depolanmış bilgilerden kaynaklanmaktadır (Shapiro, 2001). Bu açıdan
bakıldığında kişinin kendiyle ilgili olumsuz tutumları
(örn. Ben aptalım), olumsuz duygusal tepkileri
(otoritenin varlığından korkma) ve olumsuz somatik
tepkileri (sınavdan önceki gece karın ağrısı)
mevcut problemden ziyade yalnızca semptomları
oluşturmaktadır. Bunun nedeni ise işlenmemiş
anıların şimdiki zamandaki olaylar tarafından aktive
edilmesi olarak görülmektedir. Psikopatolojinin bu
bakış açısı ile ele alınması EMDR terapisinin teorik
çekirdeğidir, klinisyenin hastasını anlaması, tedavi
planını oluşturması ve tedavi müdahalelerini
oluşturmasına rehberlik eder.
EMDR seanslarında standart prosedür ve
protokollerle şu an yaşanmakta olan güçlüğe
bakılarak ilişkili anıya ulaşılmaya çalışılır ve
standart protokol ve prosedürlere göre çift yönlü
uyarım (göz hareketleri, dokunarak uyarım veya
işitsel uyarımlar) uygulanır. Seans dökümleri
(Shapiro, 2001, 2002; Shapiro & Forrest, 1997)
işlemenin hızlı bir gelişme içinde meydana
geldiğini, intrapsişik bağlantılarla duygular, iç görü,
hisler ve anıların yüzeye çıktığını ve her çift yönlü
uyarım setiyle değişikliğe uğradığını göstermektedir.
Adaptif Bilgi İşleme Modeli’nde hedef anının adaptif
bilgi ile bağlantısının kurulması ile danışan uygun
duygu ve iç görüye ulaşır ve 1) uygun
seviyede
sorumluluk alma, 2) şu an güvende hissetme 3)
gelecek için seçenekleri olduğunu fark etme
aşamasına erişir.
EMDR işlemesi yeni bağlantıların ve ilişkilerin
kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin yeni ve
adaptif
formuyla
kayıt
edilmesi
olarak
anlaşılmaktadır. Bu olduktan sonra danışan artık
rahatsız edici anıyı yeni ve adaptif bir perspektiften
görebilmektedir. Bu yeni bakış açısı daha önce
uyum bozucu davranışlara ve semptomlara yol
açan olumsuz kognisyonları, duyguları ve somatik
hisleri içermez. Böylece, olayın danışanın kendi ve
dünya hakkındaki algıları üzerindeki olumsuz etkisi,
onun emosyonel ve somatik deneyimleri biter. Bu
işlemleme yeni öğrenmelere de yol açar ki bu da
EMDR modeli ve terapisinin çekirdeğidir. EMDR
Terapisi’nde kullanılan üç yönlü protokol ile
rahatsızlığı tetikleyen şu anki durum, bugünki
semptomlar, pozitif deneyimler ve baş edilmesi
gereken tüm bilgi veya beceri eksikliği ile
kazandırılmak istenen yeni bilgi hedeflenir ve
işlenir.
3.1. Sekiz aşamalı tedavi protokolü
Bütünleyici EMDR psikoterapi yaklaşımı geçmişte
yaşanan olumsuz olaylara dayanan mevcut
psikolojik sorunlarla baş etmesi için 8 aşamalı
protokol kullanır.
3.1.1 Aşama 1- Danışan Geçmişi
Terapist danışanın güçlü olduğu ve zorlandığı
yanlarına da odaklanarak psikolojik geçmişini alır,
şimdiki sorunlarla bağlantılı geçmiş olaylar ve
olumlu gelecek hedefleri belirlenir.
3.1.2. Aşama 2- Hazırlık
Terapist danışan ile terapötik ilişki kurarak, anıların
Sayfa 6
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
işlenmesi için hastayı hazırlar.
sorunlarının
zorluklarından yola çıkarak EMDR sürecini ve
kendini sakinleştirme tekniklerini anlatır; işleme
sürecinde
danışanın “çifte farkındalığını”
sürdürmesini sağlar.
3.1.3 Aşama 3-Değerlendirme
Terapist, danışanın hedef anının detaylarını,
merkez imge ile ilgili detayları, mevcut olumsuz
kognisyonu,
arzulanan
olumlu
kognisyonu,
hissedilmekte olan duyguyu fiziksel hissi ve çeşitli
temel ölçümleri içerecek şekilde belirlemesinde
yardımcı olur.
3.1.4 Aşama 4-Duyarsızlaştırma
Terapist geçmişten gelen ve danışanı rahatsız eden
anının veya mevcut hedef anının işlenmesini takip
eder ve yönlendirir. Olumlu gelecek davranış
şablonları da sonraki aşamalarda işlenir. İşleme
sırasında duyusal, bilişsel, duygusal ve somatik
bilgilerde değişiklik oluşur. Bu aşamanın amacı
anıyla ilişkili rahatsızlığı en aza indirmek, iç görü ve
yeni bakış açıları kazandırarak yeni bir kendilik
hissi ve dünya görüşü yaratarak kişisel gelişim
sağlamaktır.
3.1.5 Aşama 5 – Yerleştirme
Terapist danışanın anıya bağlı olarak kendisiyle
ilgili arzu ettiği olumlu düşünceyi bulmasına, bunu
pekiştirmesi ve ayrıca adaptif anı ağlarıyla
bütünleştirmesine yardımcı olur.
3.1.6. Aşama 6 – Beden Tarama
Terapist, tamamen somatik bir çözülme olması
amacıyla danışanın geriye kalan herhangi bir
beden duyumu olup olmadığını belirlemesi ve onu
işlemesine yardımcı olur.
3.1.7. Aşama 7- Kapanış
Terapist danışana seans hakkında geribildirimde
bulunur ve bitiminden sonra neler olabileceğini
açıklar. Danışandan seanslar arasında psikolojik
tepkileri hakkında kısa bir günlük tutmasını ister.
Eğer gerekli ise danışan gitmeden terapist
rahatlama tekniklerini kullanarak danışanın
stabilizasyonuna yardımcı olur.
3.1.8. Aşama 8- Yeniden Değerlendirme
Terapist danışanı takip eden seanslarda tedavinin
etkilerine odaklanarak ve seanslar arasında neler
yaşandığına bakarak değerlendirir. Buna daha
önce işlenmiş hedef anıya tekrar ulaşarak tedavinin
sürekli etkisini ve ek işleme gerekliliği
değerlendirmesi de dahildir. Alınan bilgi dahilinde
terapist gelecek adımları belirler.
3.2 Üç Yönlü Protokol (Geçmiş, Şimdiki, Gelecek)
Tedavi planlanması (1.Aşama) ve hazırlık,
stabilizasyondan sonra (2. Aşama), EMDR tedavisi
ilgili geçmişe, şimdiye ve gelecek anı/şablonlarına
bakan Üç Yönlü Yaklaşımı içerir. Bu yaklaşımın bir
parçası olarak terapist danışanın
her bir
anının/şablonun detaylarını belirlemesine (3.
Aşama) ve işlemesine ( 4,5,6. Aşamalar) yardımcı
olur. Adaptif Bilgi İşleme Modeli’ne dayanarak
danışandan şimdiki sorununa katkısı olmuş
olabilecek geçmiş deneyimlerini (hayatının erken
dönemlerine ve daha yakın zamandaki) işlemesi
istenir. Sonrasında ise şimdiki rahatsızlıklarını
tetikleyen güncel durumlara odaklanması istenir
(olumsuz düşünceler, emosyonlar, duyumlar ve
davranışları içerecek şekilde). Geçmiş ve şimdiki
anılar işlendikten sonra, danışandan gelecek
şablonları olarak iş görecek olan, arzu edilen
davranışları belirtmesi istenir, bu gelecek işlevsellik
için bir anı şablonu olarak hizmet edecektir. Bu
daha önce belirlenmiş işlevsel olmayan tepkileri
harekete geçiren her bir güncel tetikleyici durum
için yapılır. Bilişsel, emosyonel, somatik ve görsel
bilgiyi içeren bu şablonlar işlendikten sonra, adaptif
bellek
ağlarında
bütünleşmeleri
kolaylaşır.
Danışandan
zorlu
durumlarla
karşılaşması
beklenebilir ve terapiste gelecek seanslarda neye
ihtiyaç duyulduğuna karar vermesinde yardımcı
olacak geri bildirimlerle dönmesi istenebilir.
4 .Etki Mekanizması
Diğer terapi modellerinde olduğu gibi halen
EMDR’ın nörofizyolojik temeli bilinmemektedir;
ancak terapötik etkisi birkaç tane etki mekanizması
etkileşimiyle gerçekleşmektedir. EMDR’yi geleneksel BDT’den ayıran çeşitli mekanizmalar ileri
sürülmüştür. Bunlardan bir tanesi “sönme” ye
karşılık “yeniden pekiştirme”dir. EMDR terapisinde
önerilen etki mekanizmaları diğer bellek ağları ile
bağlantılı daha önce izole rahatsız edici olay
bilgisinin adaptif anı ağlarıyla bütünleşmesini
Sayfa 7
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
içermektedir (Solomon & Shapiro, 2008). Başarılı
bir tedaviden sonra, anının artık izole olmadığı ve
uygun bir şekilde daha geniş bir anı ağına entegre
olduğu belirlenmiştir. Bu anıya ulaşıldığında anının
değiştirilebilir olduğunu ön gören, güncel nörobiyolojik teori, “tekrar pekişme” (rekonsolidasyon)
teorisi
ile
de
örtüşmektedir
(Cahill
&
McGaugh,1998; Suzuki ve ark., 2004). Bir anıya
ulaşıldığında, oynak (labil) ve farklı bir formda
yeniden düzenlenebilir bir kapasiteye sahip olduğu
ileri sürülmüştür. EMDR süreci, yeniden pekiştirme
mekanizmasını içererek daha önce izole olan anı
ağlarının içinde yeni bağlantılar kurmayı içermektedir.
EMDR’nin sönmenin ana mekanizma olduğu maruz
bırakma teorilerinden farklı bir mekanizma içerdiği
düşünülebilir. (Craske, 1999; Lee, Taylor &
Drummond, 2006; Rogers & Silver, 2002).Tekrar
pekiştirme
(konsolide
etme)
asıl
anının
değiştirilmesi olarak düşünülürken, sönme eski
anılarla başa çıkmak için yeni anı yaratmak olarak
düşünülmektedir.
EMDR tedavisinin değerlendirme aşamasında
anının çeşitli parçalarını bir araya getiren ek
mekanizmalar işleyebilir. Maruz bırakma terapileri
danışanın anıyı detaylı olarak betimlemesini
gerektirirken, EMDR terapisinde böyle bir gereklilik
yoktur. Onun yerine değerlendirme aşamasında
terapist danışana olumsuz anıyı temsil edecek bir
görsel bulmasında, inanılan olumsuz düşünceyi ve
istenen olumlu düşünceyi, duyguları ve duyumları
belirlemesinde yardımcı olur. İşlenmemiş anılar
parçalar halinde depolanabilir (van der Kolk &
Fisler, 1995). Bu yüzden anı parçalarının
sıralanması işlemeyi harekete geçiren sürece ait bir
unsur olabilir. Bu uygulama olumsuz deneyimler
barındıran farklı anı ağlarını aktive ederek
danışanın anıya dair farklı parçaları birleştirmesini,
anlamlandırmasını
ve
anlamsal
belleğe
yerleşmesini kolaylaştırabilir.
Bilişsel yeniden yapılandırma EMDR’nin etkisine
katkısı olan sürece dair unsurdur. Ancak geleneksel
terapiler irrasyonel kendilik inanışını (olumsuz
kognisyon)
belirleyerek sorgular ve yeniden
şekillendirerek adaptif
kendilik inancı (olumlu
kognisyon) haline getirir (Beck, Rush, Shaw &
Emery, 1979). EMDR‘de değerlendirme
aşamasının diğer bilişsel yeniden yapılandırma
yöntemlerinden farklı olarak danışanın mevcut
inancını yeni bir çerçeveye oturtmak gibi bir amacı
yoktur.
EMDR, inancın, işleme sırasında kendiliğinden
değişeceğine inanmaktadır. Buna karşın, Adaptif
Bilgi İşleme Modeli bakış açısından, negatif kognisyonu
ve negatif deneyimle çelişen daha fazla adaptif bilgi
arasındaki ilk ilişkiyi işleme güncel adaptif ağları
harekete geçirerek devam eden işlenmeyi
kolaylaştırabilir.
Duyarsızlaştırma ve Yerleştirme Aşamaları’nın
doğasında
diğer
etki
mekanizmaları
da
bulunmaktadır. Bir etki mekanizması da farkındalık
(mindfulness) olabilir. EMDR’de duyarsızlaştırma
sırasında danışanlara “Bırak ne oluyorsa olsun” ve
ne gelirse “Sadece fark et” yönergesi verilir
(Shapiro, 1989, 1995, 2001). Bu da farkındalık
prensibi ile tutarlıdır (Siegel, 2007). Bu tarz
yönergeler talep etme özelliklerini azaltır ve belki
de danışanın aslında ne hissettiğini ve
düşündüğünü
yargılamadan
fark
etmesine
yardımcı olur. Araştırmalar, kişinin
kendiyle ilgili
özellikler yerine olumsuz bilişlerin (kognisyonların)
ve duyguların gelip geçen zihinsel olaylar olarak
görülmesinin yararlı terapötik etkisi olduğunu
göstermektedir (Teasdale, 1997;
Teasdale ve
ark., 2002) meditasyon tekniklerinde genelde
katılımcıdan orijinal odak noktasına geri dönmeleri
istenir (Tzan-Fu, Ching-Kuan &
Nien-Mu, 2004);
ancak EMDR’da danışanlardan ortaya çıkan çeşitli
bağlantıları olduğu gibi fark etmeleri istenir.
EMDR sürecine dair başka bir önemli birleşen de
algılanan yetkinlik hissi olabilir. Maruz bırakma
teknikleri dikkatin odaklanmasını gerektirip,
dikkatin dağılmasından kaçınırken; EMDR göz
hareketleri sırasında ortaya çıkan kısa süreli dikkati
kullanır. Sonuç olarak EMDR sırasında danışanlar
olayı yeniden yaşarken ileri ve geri gidebilme
ustalığı hissinde artma deneyimler, ne olduğuna
dikkatlerini verebilir ve bunlarla ilgili bildirim verebilirler.
Danışanın baş etme yetkinliği artarken, tehdit edici
durumlarda stresi, depresyonu ve anksiyeteyi
yönetme yetisi artar (Bandura 2004). Adaptif Bilgi
İşleme Modeli bakış açısından, bu beceri ile elde
edilen deneyim ve bunun etkisi beyinde düzgün
Sayfa 8
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
depolanmamış bilgiye eklenerek adaptif bilgi olarak
kayıt edilir.
Son olarak, yukarda bahsedildiği gibi, rahatsız edici
olaya başlangıçta odaklanıldığında maruz bırakma
terapisi yüksek derecede rahatsızlığa neden
olurken, EMDR’de göz hareketleri kullanılmasının
parasempatik aktiviteyi arttırdığı böylece, psikofizyolojik
uyarılmayı azalttığı, olumsuz deneyimin canlılığını
azalttığı olumsuz duygunun algılanışını azalttığı
ve
ayrıca
dikkat
esnekliğini
arttırdığı
gözlemlenmiştir. Belki de böyle etkiler bilginin bir
ağdan hedeflenen işlevsel olmayan başka bir ağa
geçmesine izin vermektedir (Shapiro, 1995, 2001),
sonucunda da anı dönüşür ve tekrar pekiştirilir
(konsolide edilir) (Cahill & McGaugh, 1998; Suzuki
ve ark., 2004). EMDR’nin aktivitesine katkıda bulunan farklı faktörlerin özgün, birbirine eklenen ve
karşılıklı etkilerini anlamak ve bu varsayımları
açıklamak için ileri çalışmalara gereksinim vardır.
5 . Sonuç
EMDR psikoterapi alanında önü açılmakta olan en
gelişmiş psikoterapotik yaklaşımlardan biridir. İlk ve
en önemlisi olarak psikoterapinin Boulder
Modeli’nin (Fagan & Warden, 1996) kanıta dayalı
tedavi tavsiyesinden yıllar sonra klinik ve bilimsel
unsurlarını bir araya toplamıştır ve kanıta dayalı
terapi grubunun bir parçasıdır. Ortaya çıkışından
itibaren EMDR terapistleri, travma tedavisinde
20’den fazla randomize klinik araştırmadan kanıtlar
elde etmiş ve klinik pratiği desteklemişlerdir. Adaptif
Bilgi İşleme Modeli EMDR’ye teorik bir temel
oluştururken, EMDR ve diğer terapilerle ilgili
soruların cevabı beyinde yer almaktadır. Sonuç
olarak bir düzine araştırma terapinin nörobiyolojik
unsurlarını araştırmıştır, buna dayanarak da
psikoterapi ve beyin araştırmalarının birbirine bağlı
olarak geliştirilmesi gerektiğini vurgulamışlardır
(Bossini, Fagiolini & Castrogiovanni, 2007; Pagani
ve ark., 2007; Richardson et al., 2009).
EMDR farklı oryantasyonlarla uyumlu unsurlar
içeren bütünleyici bir psikoterapi yaklaşımıdır. Duygusal, bilişsel ve davranışsal unsurlar önemini
korurken bedeni terapinin merkezine koymuştur.
Buna ek olarak insan hayatının farklı yönlerine
odaklanan farklı yaklaşımları tek bir terapi modeline
entegre etmiştir. EMDR’nin en önemli katkılarından
biri hem kısa psikoterapiye ( tekli travma için : Shapiro, 1989; Jarero, Artigas & Luber,2011; Kutz,
Resnik & Dekel, 2008) hem de uzun zamanlı,
entegre ve yaygın formda (karmaşık travma terapisi için, Korn 2009) bir psikoterapiye odaklanmış
olmasıdır. Pozitif Psikoloji yaklaşımının yanı sıra
EMDR danışanın doğuştan gelen kaynakları
olduğuna
ve
onları
kişisel
gelişiminde
kullanabileceğine inanan hümanistik yaklaşımlı bir
terapi modelidir. EMDR’nin işleyen varsayımına
göre danışan doğuştan gelen bilgi işleme sistemini
kullanarak terapistin yardımı ile kendi kendini
iyileştirir (Shapiro, 1995, 2001). Son ama çok
önemli bir nokta da şudur ki, EMDR dünyanın her
yerinde düzinelerce ülkede farklı kültürlerden terapistlere öğretilmektedir. Kültürler arası de geçerli
olması belki de EMDR’nin psikoterapi dünyasına
ve insanlığa en büyük katkısıdır (Kim ve ark., 2010;
Kavakcı, Kaptanoğlu, Kuğu & Doğan 2010; Konuk
ve ark., 2006; Uribe & Ramirez, 2006).
Özetle, EMDR mevcut problemleri işlenmemiş bir
halde depolanan anılara dayandırmaktadır. Yeteri
kadar işlenememiş geçmiş deneyimler doğrudan
hedef alınır ve adaptif anı ağlarıyla birleştirilir.
EMDR kanıta dayalı ve travma tedavisinde etkili bir
psikoterapotik yaklaşımdır. İşlev bozucu olarak
depolanan anılar her türlü klinik koşulda olabildiği
için EMDR birçok rahatsızlığın tedavisinde
kullanılabilinir (Mol ve arkl., 2005; Obradovicı,
Bush, Stamperdahl, Adler & Boyce, 2010).
EMDR’ın sekiz aşamalı bütünleyici yaklaşımı ve üç
yönlü (geçmiş, şimdi, gelecek) protokolü danışanı
mevcut patolojiden ve işlenmeden depolanan
deneyimlerden kurtararak onu idrak edebilen bir
hale getirmektedir.
EMDR’nin etki mekanizmaları bilinmese de,
araştırmalar göz hareketlerinin duyarsızlaştırma
işlemiyle olan bağıntısını göstermektedir.
Bu
çalışmalar tutarlı olarak parasempatik aktivitede
artış ve psikofizyolojik uyarılmışlıkta azalma
olduğunu göstermektedir. Çalışmalar,
göz
hareketlerinin dikkat esnekliğini ve hatırlamayı
arttırdığına işaret etmektedir. Belki de aşırı
uyarılmışlıktaki azalma diğer bellek ağlarında işlev
bozucu olarak tutulan bilginin adaptif bilgi ağlarıyla
bütünleşmesini sağlıyor olabilir.
Sayfa 9
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Ancak diğer terapi çeşitlerinde olduğu gibi, altta
yatan biyolojik mekanizmayı bulmak için daha fazla
beyin araştırması gerekmektedir. Göz hareketleri
ve diğer bileşenlerin EMDR sürecinde etkisini
anlamak için ek araştırmalar gereklidir. EMDR
terapileri ev ödevleri kullanmaz, günlük tedavilerle
danışanı destekler; bu sebeple de terapilerin diğer
formlarında
karşılaşılan
karıştırıcı
zaman
kayıplarını azaltır.
Referanslar
Ahmad, A., & Sundelin-Wahlsten, V. (2008). Applying EMDR on
children with PTSD. European Child & Adolescent Psychiatry, 17(3),
127–132.
American Psychiatric Association. (2004). Practice guideline for the
treatment of patients with acute stress disorder and posttraumatic
stress disorder. Arlington,VA: American Psychiatric Association
Practice Guidelines.
Andrade, J., Kavanagh, D., & Baddeley, A. (1997). Eye-movements
and visual imagery:a working memory approach to the treatment of
post-traumatic stress disorder. The British Journal of Clinical
Psychology/The British Psychological Society, 36,209–223.
Arabia, E., Manca, M. L., & Solomon, R. (2011). EMDR for survivors of
life-threatening cardiac events: results of a pilot study. Journal of
EMDR Practice and Research, 5(1), 2–13.
Aubert-Khalfa, S., Roques, J., & Blin, O. (2008). Evidence of a
decrease in heart rateand skin conductance response in PTSD
patients after a single EMDR session. Journal of EMDR Practice and
Research, 2, 51–56. Bandura, A. (2004). Swimming against the
mainstream: the early years from chilly tributary to transformative
mainstream. Behaviour Research and Therapy, 42, 613–630.
Barker, R. T., & Barker, S. B. (2007). The use of EMDR in reducing
presentation anxiety. Journal of EMDR Practice and Research, 1,
100–108.Barrowcliff, A. L., Gray, N. S., MacCulloch, S., Freeman, T. C.
A., & MacCulloch, M. J. (2003). Horizontal rhythmical eye-movements
consistently diminish the arousal provoked by auditory stimuli. The
British Journal of Clinical Psychology/ The British Psychological
Society, 42, 289–302.
Barrowcliff, A. L., Gray, N. S., Freeman, T. C. A., & MacCulloch, M. J.
(2004). Eyemovements reduce the vividness, emotional valence and
electrodermal arousal associated with negative autobiographical
memories. Journal of Forensic Psychiatry and Psychology, 15,
323–345.
Beck, A. T., Rush, A. J., Shaw, B. F., & Emery, G. (1979). Cognitive
therapy of depression.New York: Guilford Press.
Bisson, J., & Andrew, M. (2007). Psychological treatment of
post-traumatic stress disorder (PTSD). Cochrane Database of Systematic Reviews, http://dx.doi.org/10.1002/14651858.CD003388.pub3.
Art. No.: CD003388
Bossini, L., Fagiolini, A., & Castrogiovanni, P. (2007). Neuroanatomical
changes after eye movement desensitization and reprocessing
(EMDR) treatment in posttraumatic stress disorder. The Journal of
Neuropsychiatry and Clinical Neuroscience, 19(4), 475–476.
Brown, K. W., McGoldrick, T., & Buchanan, R. (1997). Body dysmorphic disorder: seven cases treated with eye movement desensitization
and reprocessing.Behavioural and Cognitive Psychotherapy, 25,
203–207.
Cahill, L., & McGaugh, J. L. (1998). Mechanisms of emotional arousal
and lasting declarative memory. Trends in Neurosciences, 21,
294–299.
Chemtob, C., Tolin, D., van der Kolk, B. A., & Pitman, R. (2000). In E.
B. Foa, T. M. Keane, & M. J. Friedman (Eds.), Effective treatments for
PTSD: Practice guidelines of the international society for traumatic
stress studies. New York: Guilford Press.
Chemtob, C. M., Nakashima, J., & Carlson, J. G. (2002).
Brief-treatment for elementary school children with disaster-related
PTSD: a field study. Journal of Clinical Psychology, 58, 99–112.
Chambless, D. L., et al. (1998). Update of empirically validated
therapies, II. The Clinical Psychologist, 51, 3–16.
Christman, S. D., Garvey, K. J., Propper, R. E., & Phaneuf, K. A.
(2003). Bilateral eye movements enhance the retrieval of episodic
memories. Neuropsychology, 17,221–229.
Craske, M. G. (1999). Anxiety disorders: Psychological approaches to
theory and treatment. New York: Basic Books.CREST. (2003). The
management of post traumatic stress disorder in adults. Belfast:
Clinical Resource Efficiency Support Team of the Northern Ireland
Departmentof Health, Social Services and Public Safety.
de Jongh, A., Ten Broeke, E., & Renssen, M. R. (1999). Treatment of
specific phobiaswith eye movement desensitization and reprocessing
(EMDR): protocol,empirical status, and conceptual issues. Journal of
Anxiety Disorders, 13, 69–85.
de Jongh, A., van den Oord, H. J. M., & Ten Broeke, E. (2002). Efficacy
of eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) in the
treatment of specific phobias: four single-case studies on dental
phobia. Journal of Clinical Psychology, 58, 1489–1503.
de Roos, C., & de Jongh, A. (2008). EMDR treatment of children and
adolescentswith a choking phobia. Journal of EMDR Practice and
Research, 2, 201–211. de Roos, C., Veenstra, A. C., de Jongh, A., den
Hollander-Gijsman, M. E., van derWee, N. J. A., Zitman, F. G., et al.
(2010). Treatment of chronic phantom limb pain (PLP) using a traumafocused psychological approach. Pain research & management: the
journal of the Canadian Pain Society = Journal de la
ociété Canadienne pour le Traitement de la Douleur, 15, 65–71.
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/ pmc/articles/PMC2886995/
Department of Veterans Affairs and Department of Defense. (2004).
VA/DoD clinical practice guideline for the management of
post-traumatic stress. Washington, DC: Veterans Health Administration, Department of Veterans Affairs and Health Affairs, Department of
Defense. Office of Quality and Performance publication
10Q-CPG/PTSD-04.
Dutch National Steering Committee Guidelines for Mental Health Care.
(2003). Multidisciplinary guideline anxiety disorders. Utrecht, Netherlands: Quality institute heath care CBO/Trimbos Intitute.
Engelhard, I. M., van Uijen, S., & van den Hout, M. A. (2010). The
impact of taxing working memory on negative and positive memories.
European
Journal
of
Psychotraumatology,
http://dx.doi.org/10.3402/ejpt.v1i0.5623
Engelhard, I. M., Van den Hout, M. A., Dek, E. C., Giele, C. L., van der
Wielen, J. W., Reijnen, M. J., et al. (2011). Reducing vividness and
emotional intensity of recurrent “flashforwards” by taxing working
memory: an analogue study. Journal of Anxiety Disorders, 25,
599–603. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21376527
Elofsson, U. O. E., von Scheele, B., Theorell, T., & Sondergaard, H. P.
(2008). Physiological correlates of eye movement desensitization and
reprocessing. Journal of Anxiety Disorders, 22, 622–624.
Fagan, T., & Warden, P. G. (1996). Historical encyclopedia of school
psychology. Westport, CT, USA: Greenwood Publishing Group.
Fernandez, I., & Faretta, E. (2007). EMDR in the treatment of panic
disorder with agoraphobia. Clinical Case Studies, 6, 44–63.
Foa, E. B., Keane, T. M., & Friedman, M. J. (2009). Effective treatments
for PTSD: Practiceguidelines of the international society for traumatic
stress studies. New York: Guilford Press.
Gauvreau, P., & Bouchard, S. P. (2008). Preliminary evidence for the
efficacy of EMDR in treating generalized anxiety disorder. Journal of
EMDR Practice and Research, 2, 26–40.
Goldstein, A. J., de Beurs, E., Chambless, D. L., & Wilson, K. A.
(2000). EMDR for panic disorder with agoraphobia: comparison with
waiting-list and credible attention-placebo control condition. Journal of
Consulting and Clinical Psychology, 68, 947–956.
Grant, M., & Threlfo, C. (2002). EMDR in the treatment of chronic pain.
Journal of Clinical Psychology, 58, 1505–1520.
Greenwald, R. (1998). Eye movement desensitization and reprocessing (EMDR): new hope for children suffering from trauma and loss.
Clinical Child Psychology and Psychiatry, 3, 279–287.
Gunter, R. W., & Bodner, G. E. (2008). How eye movements affect
unpleasant memories:
support for a working memory account. Behaviour Research and
Therapy, 46, 913–931.
INSERM. (2004). Psychotherapy: an evaluation of three approaches.
Paris, France: French National Institute of Health and Medical
Research.
Jaberghaderi, N., Greenwald, R., Rubin, A., Dolatabadim, S., & Zand,
S. O. (2004). A comparison of CBT and EMDR for sexually abused
Iranian girls. Clinical Psychology and Psychotherapy, 11, 358–368.
Jarero, I., Artigas, L., & Luber, M. (2011). The EMDR protocol for recent
critical incidents: application in a disaster mental health continuum of
care context. Journal of EMDR Practice and Research, 5, 82–94.
Kavakcı, O., Kaptanoğlu, E., Ku˘gu, N., & Doğan. (2010). EMDR
fibromiyalji tedavisinde yeni bir seçenek olabilir mi? Olgu sunumu ve
gözden geçirme. EMDR: a new choice of treatment in fibromyalgia? A
review and report of a case presentation. Klinik Psikiyatri Dergisi,
13(3), 143–151.
Kavanagh, D. J., Freese, S., Andrade, J., & May, J. (2001). Effects of
visuospatial tasks on desensitization to emotive memories. The British
Journal of Clinical Psychology/ The British Psychological Society, 40,
267–280.
Sayfa 10
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Kim, D., Choi, J., Kim, S. H., Oh, D. H., Park, S. C., & Lee, S. H. (2010).
A pilot study of brief eye movement desensitization and reprocessing
(EMDR) for treatmentof acute phase schizophrenia. Korean Journal of
Biological Psychiatry (English), 17(2), 94–102.
Konuk, E., Knipe, J., Eke, I., Yuksek, H., Yurtsever, A., & Ostep, S.
(2006). The effects of eye movement desensitization and reprocessing
(EMDR) therapy on posttraumatic stress disorder in survivors of the
1999 Marmara, Turkey, earthquake. International Journal of Stress
Management, 13, 291.
Korn, D. L. (2009). EMDR and the treatment of complex PTSD: a
review. Journal of EMDR Practice and Research, 3(4), 264–278.
Kuiken, D., Bears, M., Miall, D., & Smith, L. (2002). Eye movement
desensitization reprocessing facilitates attentional orienting. Imagination, Cognition and Personality, 21, 3–20.
Kuiken, D., Chudleigh, M., & Racher, D. (2010). Bilateral eye
movements, attentional flexibility and metaphor comprehension: the
substrate of REM dreaming? Dreaming, 20, 227–247.
Kutz, I., Resnik, V., & Dekel, R. (2008). The effect of single-session
modified EMDR on acute stress syndromes. Journal of EMDR Practice
and Research, 2(3), 190–200.
Lee, C., Taylor, G., & Drummond, P. D. (2006). The active ingredient in
EMDR: is it traditional exposure or dual focus of attention? Clinical
Psychology and Psychotherapy, 13, 97–107.
Lohr, J. M., Kleinknecht, R. A., Conley, A. T., Dal cerero, S. I., Schmidt,
J., & Sonntag, M. E. (1992). A methodological critique of the current
states of eye movement desensitization.
Journal of Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 23,
159–167. MacCulloch, M. J., & Feldman, P. (1996). Eye movement
desensitization treatment utilizes the positive visceral element of the
investigatory reflex to inhibit the memories of post-traumatic stress
disorder: a theoretical analysis. The British Journal of Clinical
Psychology/The British Psychological Society, 169, 571–579.
Marcus, S. V. (2008). Phase 1 of integrated EMDR: an abortive
treatment for migraine headaches. Journal of EMDR Practice and
Research, 2, 15–25.
Marquis, J. N. (1991). A report on seventy-eight cases treated by eye
movement desensitization. Journal of Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 22, 187–192.
Maxfield, L., Melnyk, W. T., & Hayman, C. A. G. (2008). A working
memory explanation for the effects of eye movements in EMDR.
Journal of EMDR Practice and Research, 2, 247–261.
McGoldrick, T., Begum, M., & Brown, K. W. (2008). EMDR and
olfactory reference
syndrome: a case series. Journal of EMDR Practice and Research,
2(1), 63–68.
McNally, R. J. (1999). On eye movements and animal magnetism. A
reply to Greenwald’s defense of EMDR. Journal of Anxiety Disorders,
13, 617–620.
Mol, S. S. L., Arntz, A., Metsemakers, J. F. M., Dinant, G., Vilters-Van
Montfort, P. A. P., & Knottnerus, A. (2005). Symptoms of post-traumatic
stress disorder after nontraumatic events: evidence from an open
population study. The British Journal of Psychiatry: The Journal of
Mental Science, 186, 494–499.
National Institute for Clinical Excellence. (2005). Post traumatic stress
disorder (PTSD): The management of adults and children in primary
and secondary care. London: NICE Guidelines. National Institute of
Mental
Health.
Therapy
Advisor
(2007):
http://www.
therapyadvisor.com
Obradovicˇı, J., Bush, N. R., Stamperdahl, J., Adler, N. E., & Boyce, W.
T. (2010). Biological sensitivity to context: the interactive effects of
stress reactivity and family adversity on socioemotional behavior and
school readiness. Child Development, 1, 270–289.
Pagani, M., Hogberg, G., Salmaso, D., Tarnell, B., Nardo, D., Sundin,
O., et al.
(2007). Effects of EMDR psychotherapy on 99mTc-HMPAO distribution
in occupation-related post-traumatic stress disorder. Nuclear Medicine
Communications, 28(10), 757–765.
Parker, A., Buckley, S., & Dagnall, N. (2009). Reduced misinformation
effects following saccadic bilateral eye movements. Brain and Cognition, 69, 89–97.
Parker, A., & Dagnall, N. (2007). Effects of bilateral eye movements on
gist based false recognition in the DRM paradigm. Brain and Cognition,
63, 221–225.
Parker, A., Relph, S., & Dagnall, N. (2008). Effects of bilateral eye
movement on retrieval of item, associative and contextual information.
Neuropsychology, 22, 136–145.
Perkins, B. R., & Rouanzoin, C. C. (2002). A critical evaluation of
current views regarding eye movement desensitization and reprocessing (EMDR): clarifying points of confusion. Journal of Clinical Psychology, 58, 77–97.
Propper, R., Pierce, J. P., Geisler, M. W., Christman, S. D., & Bellorado,
N. (2007). Effect of bilateral eye movements on frontal interhemispheric gamma EEG coherence: implications for EMDR therapy. The
Journal of Nervous and Mental Disease, 195, 785–788.
Ricci, R. J., Clayton, C. A., & Shapiro, F. (2006). Some effects of EMDR
treatment with previously abused child molesters: theoretical reviews
and preliminary findings. Journal of Forensic Psychiatry and Psychology, 17, 538–562.
Richardson, P., Williams, S. R., Hepenstall, S., Gregory, L., McKie, S.,
& Corrigan, F. (2009). A single-case fMRI study: EMDR treatment of a
patient with posttraumatic stress disorder. Journal of EMDR Practice
and Research, 3(1), 10–23.
Rodenburg, R., Benjamin, A., de Roos, C., Meijer, A. M., & Stams, G.
J. (2009). Efficacy of EMDR in children: a meta-analysis. Clinical
Psychology Review, 29, 599–606.
Rogers, S., & Silver, S. M. (2002). Is EMDR an exposure therapy? A
review of trauma protocols. Journal of Clinical Psychology, 58, 43–59.
Sack, M., Hofmann, A., Wizelman, L., & Lempa, W. (2008). Psycho
physiological changes during EMDR and treatment outcome. Journal
of EMDR Practice and Research, 2, 239–246.
Sack, M., Lempa, W., & Lemprecht, W. (2007). Assessment of psychophysiological stress reactions during a traumatic reminder in patients
treated with EMDR. Journal of EMDR Practice and Research, 1,
15–23.
Sack, M., Lempa, W., Steinmetz, A., Lamprecht, F., & Hofmann, A.
(2008). Alterations in autonomic tone during trauma exposure using
eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) – results of a
preliminary investigation. Journal of Anxiety Disorders, 22, 1264–1271.
Schneider, J., Hofmann, A., Rost, C., & Shapiro, F. (2008). EMDR in
the treatment of chronic phantom limb pain. Pain Medicine, 9, 76–82.
Schubert, S. J., Lee, C. W., & Drummond, P. D. (2011). The efficacy
and psychophysiological correlates of dual-attention tasks in eye
movement desensitization and reprocessing (EMDR). Journal of
Anxiety Disorders, 25, 1–11.
Shapiro, F. (1989). Efficacy of the eye movement desensitization
procedure in the treatment of traumatic memories. Journal of
Traumatic Stress Studies, 2, 199–223.
Shapiro, F. (1995). Eye movement desensitization and reprocessing:
Basic principles, protocols and procedures. New York: Guilford Press.
Shapiro, F. (2001). Eye movement desensitization and reprocessing:
Basic principles, protocols and procedures (2nd ed.). New York:
Guilford Press.
Shapiro, F. (2002). Paradigms, processing, and personality development. In F. Shapiro (Ed.), EMDR as an integrative psychotherapy
approach: Experts of diverse orientations explore the paradigm prism
(pp. 3–26). Washington, DC: American Psychological Association
Press.
Shapiro, F., & Forrest, M. (1997). EMDR the breakthrough therapy for
overcoming anxiety stress and trauma. New York: Basic Books.
Sharpley, C. F., Montgomery, I. M., & Scalzo, L. A. (1996). Comparative
efficacy of EMDR and alternative procedures in reducing the vividness
of mental images. Scandinavian Journal of Behavior Therapy, 25,
37–42.
Siegel, D. J. (2007). The mindful brain: Reflection and attunement in
the cultivation of well-being. New York: Norton.
Soberman, G. B., Greenwald, R., & Rule, D. L. (2002). A controlled
study of eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) for
boys with conduct problems. Journal of Aggression, Maltreatment, and
Trauma, 6, 217–236.
Solomon, R. M., & Rando, T. A. (2007). Utilization of EMDR in the
treatment of grief and mourning. Journal of EMDR Practice and
Research, 1, 109–117.
Solomon, R. M., & Shapiro, F. (2008). EMDR and the adaptive information processing model: potential mechanisms of change. Journal of
EMDR Practice and Research, 2, 315–325.
Stickgold, R. (2002). EMDR: a putative neurobiological mechanism of
action. Journal of Clinical Psychology, 58, 61–75.
Stickgold, R. (2008). Sleep-dependent memory processing and EMDR
action. Journal of EMDR practice and research, 2, 289–299.
Suzuki, A., Josselyn, S. A., Frankland, P. W., Masushige, S., Silva, A.
J., Kida, S., et al.(2004). Memory reconsolidation and extinction have
distinct temporal and biochemical signatures. The Journal of Neuroscience: The Official Journal of the Society for Neuroscience, 24, 47874795. http://www.jneurosci.org/content/24/20/4787
Therapy and Experimental Psychiatry, 27, 219–229.
Wolpe, J., & Abrams, J. (1991). Post-traumatic stress disorder
overcome by eye movement desensitization: a case report. Journal of
Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 22, 39–43.
Sayfa11
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Konuk Yazar
Doç. Dr. Oğuz Mutlu; Kocaeli Üniversitesi
Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı,
Deney Hayvanlarında Travmatik Stres Modelleri
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) korku,
çaresizlik veya dehşete maruz kalınması ya da
tanıklık edilmesi sonucu oluşur.
Doç. Dr. Oğuz Mutlu
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) korku,
çaresizlik veya dehşete maruz kalınması ya da
tanıklık edilmesi sonucu oluşur. TSSB, travma
yaratan olayın yaşanmasından sonra, o olayın
düşlerde ve günlük yaşamda tekrar yaşanması, o
olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan
bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi
içeren bir anksiyete bozukluğudur.
TSSB deneysel hayvan modellerinden az bir kısmı
bu bozukluğun biyolojik ve davranışsal özelliklerini
içerir. TSSB ile ilgili insanda görülene benzer
özellikler taşıyan hayvan modellerinin çalışılması,
stresle ilişkili psikiyatrik bozukluklarda terapötik ve
profilaktik tedavilerin geliştirilmesi açısından
önemlidir.
Bu amaçla kullanılan primer travmatik hayvan
modelleri şunlardır:
1 - Predator (yırtıcı hayvan) stresi
2 - Sosyal bozgun modeli
3 - Şok modeli
4 - Hapsetme ve kuyruk-şoku modeli
5 - Uzun süre devam eden ardışık stres modeli
1 - Predator (yırtıcı hayvan) stresi
Bu modelde, sıçanlar 5 dakika boyunca
yeni ortamda bir kedi tarafından korkutulurlar fakat
kedi saldırması olmaz. Deneysel predator maruziyet modeli, hayvanda yaralanma korkusu, bazı
hayvanlarda ölüm korkusu yaşatır. Bu davranış
insanlardaki aşırı canlanma semptomlarına
benzeyen davranışsal değişiklikler ile bağdaşır.
2 - Sosyal bozgun modeli
Bu modelde, sıçanlar arka arkaya 5 gün,
günde 10-60 dakika süreyle aynı veya farklı türde,
ancak daha agresif bir sıçanla aynı ortamda bulundurulurlar. İlk bozgundan sonra sıçanlar ortamdaki
daha agresif sıçanı görmekten ve kokusundan
kaçınırlar.
3 - Şok modeli
Bu modelde hayvanın kuyruğuna bir veya
birkaç gün (2-5 gün) süreyle, bir uzun şok (10s-3
dakika) veya birkaç kısa şok (1-10 kere, 1-6s)
ızgara zemin yoluyla verilir. Fare ayak şoku modelinde B6N türü fareler PTSB benzeri semptomlara
daha duyarlı iken, B6J01 türü daha az duyarlıdır.
Bu modelin başka bir protokolünde, bir
aydınlık bir karanlık kompartmandan oluşan pasif
sakınma cihazında hayvan aydınlık kompartmana
bırakılır ve 10 saniyelik uyum süresinden sonra,
iki bölme arasındaki kapı otomatik olarak açılır.
Fare karanlık bölmeye geçtiği an kapı kapanır ve
fareye ızgara zemin yoluyla 2 mA şok 10 saniye
süreyle uygulanır. Fareler daha sonraki günlerde
aydınlık bölmede 6 hafta süreyle haftada bir kez bir
dakika süreyle bırakılırlar. İki bölme arasındaki kapı
açılmaz. Bu durum hayvanlara karanlık ortamda
aldıkları şoku hatırlatıp insanlardaki TSSB- benzeri
tabloya neden olur. Böylece hayvanlar travmatik
olayın hatırlatıcıları ile karşılaşırlar fakat travmanın
kendisi ile karşılaşmazlar.
Sayfa 12
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
4 - Hapsetme ve kuyruk şoku modeli
Yükseltilmiş artı labirent testi
Bu modelde, sıçan az hareket edebileceği
bir ortama konur ve hayvana ardışık üç gün, günün
herhangi bir zamanında iki saat kuyruk şoku verilir
Bu cihaz iki açık (29x5) ve iki kapalı
(29x5x15) kolu olan ve 5x5 cm’lik bir merkezi kısmı
olan bir labirenttir. Hayvanlar bu labirente 5 dakika
boyunca yerleştirilirler. Hayvanlar için anksiyete
kaynağı açık alan, yükseklik korkusu ve yeni
çevredir. Değerlendirilen parametreler açık alanda
harcanan zaman, açık ve kapalı kollara giriş
sayısıdır. Anksiyolitik etki açık alanda harcanan
zamanın ve açık kollara giriş sayısının anlamlı
artışıdır. TSSB’de kullanılabilecek ilaçların bu
modelde anksiyolitik etki göstermesi beklenir.
5 - Uzun süre devam eden ardışık stres modeli
Bu modelde, sıçanların hareketi iki saat
boyunca kısıtlanır, hayvanlar 20 dakika yüzdürülür
ve bilinç kaybı oluşana kadar eter koklatılır.
Bu modeller ile TSSB
hayvanlarda
çeşitli
davranış
değerlendirilir: Bu parametreler
oluşturulmuş
parametreleri
1 - Lokomotor aktivite
2 - Exploratuvar aktivite
3 - Akustik uyarana verilen irkilme refleksi şiddeti
4 - Anksiyete
5 - Depresyon
Lokomotor Aktivite
Lokomotor aktivite cihazı 40 cm2 alanı olan
2.5 cm aralıklarla infrared sensörler yerleştirilmiş,
saniyede 10 defa tarama yapan bir alettir. Bu
cihazda hayvanın toplam katettiği mesafe, toplam
hareket sayısı ve hızı değerlendirilir. TSSB
gösteren hayvanlarda lokomotor aktivitede azalma
görülür.
Eksploratuvar (araştırıcı) aktivite
30x20x20 cm boyutlarında bir kutu (Hughes
kutusu) altı eşit kare parçaya bölünmüştür. Her
bölüm arasında eşit boyutta kapılar mevcuttur. Bu
kutu ayrıca ortadan bir ayraç ile iki eşit parçaya
bölünmüştür. İlk 24 saat kutunun bir yarısına
bırakılan hayvanların, ikinci gün ortadaki ayraç
açılınca kutunun yeni bölümlerine geçiş sayısı ve o
bölümlerde harcadığı zamana bakılır. TSSB
gösteren hayvanlarda exploratuvar (araştırıcı)
aktivitede azalma görülür.
Akustik irkilme refleksi cihazı
Fareler akustik irkilme cihazındaki ses
izolasyonlu bölmedeki kafese yerleştirilir. Kafes,
hareketleri algılayan ve bilgiyi bilgisayara aktaran
akselerometre üzerindeki platforma yerleştirilir.
Porsolt’un zorunlu yüzme testi
Porsolt tarafından tanımlanmış bir depresyon
modelidir. Bu model 25 cm yüksekliğinde 10cm
çapında 23-25 derece sıcaklığında 10 cm su ile
doldurulmuş pleksiglas bir silindir kullanılarak
oluşturulur. Bu modelde “immobilite” olarak
tanımlanan vücut biçimi umudunu yitirmiş olan
hayvanların
baskılanmış
ruh
durumunu
yansıtmaktadır. Bu modelde fareler altı dakika
boyunca su içine bırakılır. Son dört dakika boyunca
hayvanın kaçma davranışı için harcanan zaman,
hareketsizlik zamanı, yüzme, tırmanma zamanları
ölçülür. Antidepresan etki hareketsizlikte anlamlı
azalma, kaçma davranışında ise artıştır. TSSB’de
kullanılabilecek ilaçların bu testte antidepresan etki
göstermesi beklenir.
Diğer TSSB modelleri
Erken yaşamda maruz kalınan çevresel stres
(elle hareket ettirme)
Çocukluk döneminde cinsel taciz - şiddet
ihmal etme pek çok birey için erken - yaşam
kaynaklı bir travma olabilir ve sıklıkla erişkinlerde
TSSB belirtilerine yol açabilir. Yenidoğan
hayvanların belli süre boyunca her gün elle hareket
ettirilmesi hayvanlarda stres oluşmasına yol açar.
Yenidoğana uygulanan rahatsız edici uyarı
Yenidoğan hayvanlara rahatsız olacakları
uyaranlar (ayak şoku, aşırı sıcak-soğuk, iğne
batması, ve cerrahi işlemler) uygulanır.
Erken dönemde anneden ayrılma
Maternal ayrılma, erken yaşam travmasının
Sayfa 13
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
sık kullanılan bir modelidir. Bu modelde, sıçan
yavruları belli bir zaman süresince anne
bakımından yoksun bırakılırlar.
Annesinden
ayrılmış 10 günlük yavru sıçanların çıkardığı ve
insanların duyamadığı ultrasonik çığlıkların, sıklık
ve şiddetinin ultrasonik titreşimlere duyarlı bir
mikrofonla kaydedilmesi esasına dayanır. Bu
çığlıklar doğumdan aşağı yukarı 14 gün sonra
gözler açılınca kaybolur. Benzodiazepinlerin bu
çığlıkların sayısını azalttıkları, anksiyojenik maddelerin ise artırdığı bulunmuştur.
Kronik kontrol edilemeyen stres modeli
Hoşa gitmeyen deneyimlerin duyusal ve
sağlıkla ilişkili sonuçları sıklıkla daha kötüdür ve
organizma hoşa gitmeyen olay üzerinde kontrole
sahip değildir. Bu nedenle kronik kontrol
edilemeyen stres (öğrenilmiş çaresizlik) travmatik
stresin ve depresif hastalığın hayvan modelidir.
Esasen, kronik kontrol edilemeyen stres
hayvanlarda depresif hastalıkta görülene benzer
şekilde ve yine anksiyete semptomları ile ilişkili
davranışsal, endokrin, immün ve nörotransmitter
bozukluklarına neden olur.
Liberzon I, Khan S, Young EA. Animal models of
posttraumatic stress disorder, Handbook of the
stress and the brain, 2005; vol 15.
Mutlu O, Ulak G, Laugeray A, Belzung C. Effects of
neuronal and inducible NOS inhibitor 1-[2(trifluoromethyl) phenyl] imidazole (TRIM) in unpreedictable chronic mild stress procedure in mice. Pharmacol Biochem Behav 2009; 92: 82–7.
Pynoos RS, Ritzmann RF, Steinberg AM, Goenjian
A, Prisecaru IBOL. A behavioral animal model of
posttraumatic stress disorder featuring repeated
exposure to situational reminders. Biol Psychiatry
1996; 39:129-134.
Ursano RJ, Li H, Zhang L, Hough CJ, Fullerton CS,
Benedek DM, Grieger TA, Holloway HC. Models of
PTSD and traumatic stress: the importance of
research ‘‘from bedside to bench to bedside’. Prog in
Brain Res, 2008; Vol. 167. ISSN 0079-6123.
E-mail: [email protected]
Uygulanan
stresler:
Hayvanların
talaşının
ıslatılması, talaşın değiştirilmesi, hayvanın boş bir
kafese konulması veya hayvanın içi belli seviyede
su ile dolu boş kafese konulması (banyo), sosyal
stress (hayvanların kafeslerinin değiştirilmesi),
kafeslerin eğilmesi (45º), 15 dakika boyunca yırtıcı
hayvan sesleri dinletilmesi, aydınlık / karanlık
siklusunun tersine çevrilmesi, ışıkların karanlık faz
süresince kısa bir süre açılması veya aydınlık faz
süresince ışıkların kapanması, hayvanları tüpler
içine hapsetme gibi.
TSSB’nin genetik modelleri
1 - Konjenital öğrenilmiş çaresizlik
2 - Glukokortikoid mutasyon fareleri olarak
sayılabilir.
Kaynaklar
Ducottet C, Belzung C. Behaviour in the elevated
plus-maze predicts coping after subchronic mild
stress in mice. Physiol Behav 2004; 81:417–26.
Hage WE, Griebel G, Belzung C. Long-term
impaired memory following predatory stress in
mice. Physiology & Behavior 2006; 87:45 – 50.
Sayfa 14
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Yrd. Doç. Dr. Önder Kavakçı
Röportaj
Yedincisi
gerçekleşen
Ruhsal
Travma
Toplantılarının düzenleyicilerinden Kocaeli
Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim
dalı Başkanı Prof Dr Tamer Aker ile bu
toplantılar üzerine konuştuk. Travma alanında
ülkemizde en çok yayını olan araştırmacılardan
olan Prof Aker, aynı zamanda Türkiye Psikiyatri
Derneği Yönetim kurulu üyesi. Alanda özellikle
afetlerle ilgili çalışmaları ile tanınıyor.
SORU:
Uluslararası
Ruhsal
Travma
Toplantılarının bu yıl yedincisi gerçekleşti, biraz
bu toplantılardan bahseder misiniz? Nedir bu
toplantılar ve neden Ruhsal Travma Toplantıları,
nasıl başladı bugüne nasıl geldi?
Ruhsal Travma Toplantıları öncelikle ulusal ölçekte
ve Kocaeli'nde 2002 yılında düzenlenmeye
başlandı. Aynı yıl Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
bünyesinde ruhsal travma ve afet çalışmalarına
ağırlık verilmeye başlandı. Bir birim oluşturuldu.
Bölge ve ülke genelinde alandaki uzman gereksinimini karşılayabilmek, bilgi ve deneyimin niteliğini
artırabilmek amacı ile üniversitenin sağlık bilimleri
enstitüsü altında 'Ruhsal Travma yüksek lisans
programı' açıldı. Program özellikle hekimler de
dahil ruh sağlığı alanında çalışan kişileri hedeflemekteydi. Ruhsal Travma Toplantıları biraz da bu
gelişmelerin ışığı altında, ülkedeki bilgi ve deneyimin paylaşılabileceği bir ortam olarak
tasarlandı. Çeşitli meslek kesimlerinden katkıları
hedefledi ve daha çoğul bir yapıyla yola çıktı. Yıllar
içinde bu çoğulcu yapısı genişleyerek büyüdü.
Travmanın ve afetin çok çeşitli alanlarıyla uğraşan
ruh sağlığı uzmanları dışındaki başka meslek temsilcilerinin de katılımı ile zenginleşti. Bu
zenginleşmede toplantı amaçlarının alanda çalışan
önemli kurumlarla çakışması da çok önemli rol
oynadı. İstanbul Üniversitesi Psikososyal Travma
Programı ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın düzenleyiciler arasına girmesi, daha sonra düzenlemeye
Türkiye Psikiyatri Derneği ve Türk Psikologlar
Derneğinin ilgili birimlerinin eklenmesi hem içerik
zenginleşmesi sağladı hem de toplantıların
uluslararası bir boyuta taşınmasını sağladı.
Bugüne kadar dünyanın pek çok bölgesinden
önemli katılımcı ve konuklarıyla çoğalarak yedincisine kadar geldi ve sekizincisinin hazırlıklarına
başlayacak bir istek de bıraktı.
SORU: Bu toplantıları kimler destekliyor-katkı
veriyor?
Katılımcılar, konuklar herkes bir yerinden tutuyor.
Norveç Tabibler Odası, Türkiye Psikiyatri Derneği
ve Türk Psikologlar Derneği toplantıların düzenli
destekleyicileri arasında.
SORU: Yola çıkarken belirlediğiniz hedeflere
ulaştınız mı?
Henüz değil. Daha kalıcı ve kurumsal bir yapıya
kavuşturmamız gerekecek.
SORU: Bundan sonrasına yönelik hedefiniz
neler?
Toplantıların kalıcılığı ve kurumsallaşması için
çalışmamız gerekli. Yani yıllar sonra da
koltuğumuzda sallanıp dururken toplantıların
yapıldığının ve iyi gittiğinin haberlerini alabilmeliyiz.
SORU:
Ruhsal
travma
toplantılarının
ülkemizdeki travma çalışmalarına katkısını nasıl
değerlendirirsiniz?
Çok iyi bir paylaşma ortamı yakaladık. Ülkemizi
ilgilendiren pek çok konuyu tartışabiliyoruz. Doğal
afetleri, silahlı çatışmaları, cinsel şiddeti, toplumsal
şiddeti, kazaları ve ayrımcılık, dışlama, sömürü gibi
alanla ilgili olabilecek her konuyu önümüze serip
farklı mesleklerin farklı bakış açıları ile
konuşabiliyoruz. Bu durum toplantılara ayrı bir
Sayfa 15
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
özgünlük katıyor. Bir salonda travmanın beyinde
yarattığı yapısal değişiklikler konuşulurken,
diğerinde
şiddetin
toplumsal
kökenleri
tartışılabiliyor. Bu nedenle hedeflerimizden biri olan
ülke genelinde yeterlilik ve yetkinlik geliştirme
amacına da ciddi bir katkı veriyor.
SORU: Türkiye’de ruhsal travma alanına emek
veren kişilerden birisiniz, dünyada bu alanda
yerimizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Daha iyi oluruz. Bunun için bir sonraki kuşağımız
çok önemli. Ciddi bir insani yatırım yapmamız
gerekiyor. Bu Türkiye için önemli olduğu kadar
bölge ülkeleri ve hatta dünya geneli için de önemli
diye düşünüyorum. Doğunun ve batının kültürel
dillerini konuşmaya bu kadar yatkın başka bir ülke
bulmak zor. Yüzümüzü ne yöne çevirirsek çevirelim
karşımızdaki insanla anlaşabiliyoruz. Bu nedenle
toplantılarda ABD'den, Norveç'ten, İsrail'den,
Pakistan'dan katılımcılarımız aynı anda olabiliyor.
SORU:
Toplantıları
takip
eden
farklı
mesleklerden kişiler var, bu toplantıları takip
edenler kimler?
Psikiyatrlar, Çocuk ve Gençlik Psikiyatrları, Adli Tıp
ve Halk Sağlığı Uzmanları, Aile Hekimleri,
Psikologlar, Psikolojik Danışman ve Rehberlik
Uzmanları, Sosyal Çalışmacılar, Sosyologlar,
Gazeteciler, İnsan Hakları Savunucuları, Siyaset
Bilimciler, Sanatçılar... Zenginlikten kastım bu
katılımcılardı.
Geçmişte temalarımızdan birini doğal afetler olarak
belirledik. İnsan kaynaklı veya doğal afetler Türkiye
için önemli sorunlar. Toplantıların 'afetsiz'
geçmediğini söyleyebilirim.
SORU: EMDR terapistlerinin
Toplantılarına ilgisi nasıl?
Ruhsal Travma
EMDR uygulayan katılımcılarımız ve eğitmen
konuklarımız oluyor. Daha da artmasını istiyoruz.
Özellikle
uygulama
alanındaki
çalışmalar
katılımcıların ilgisini çekiyor. EMDR da bu uygulamalardan biri...
SORU: EMDR terapistleri ve siz hedef alan
olarak travma çalışmayı seçmiş durumdasınız,
bundan sonraki toplantılar için bir araya
gelmek, güçlerinizi birleştirmek konusu gündemde mi?
Elbette...Bu alanda çalışan tüm paydaşlarla aynı
zeminde buluşmayı çok istiyoruz.
Çok teşekkür ederim, bir sonraki sayımızda
sizinle APHB üzerine konuşmak isteriz?
Memnuniyetle.
SORU: Bu yıl kimleri konuk ettiniz? Yedinci
ruhsal
travma
toplantılarını
nasıl
değerlendirirsiniz, nasıl geçti?
Oldukça
yoğun
hazırlandığımız
ama
beklemediğimiz ölçüde canlı bir toplantı daha
yaşadık. Yedi farklı ülkeden 25 kadar yurtdışı
katılımcı ve 200 civarında kayıtlı katılımcı birbirlerini konuk ettiler. Konuklarımız arasında Dr.
Andreas Maercker, Dr. Nora Sveaass, Dr. Sören
Buus Jensen yer aldı. Bizim için bir diğer hoşluk
Avrupa Travmatik Stres Çalışmaları Derneği
başkanının ülkemizde alanın önde gelen isimlerinden Vedat Şar olmasıydı. Toplantılara katılımı ile
içeriğin daha da zenginleşmesine katkıda bulundu.
SORU: Afet çalışmaları
Toplantıları ilişkisi nasıl?
Ruhsal
Travma
Sayfa16
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Uzm. Kl. Psk. Zeynep Zat
Röportaj
EMDR Türkiye
Başkanı Emre
Konuk ile EMDR
ve 4-7 Ekim
2012’de,
Washington
D.C’de yapılan
EMDRIA kongresini
konuştuk.
Uzm. Psk. Emre Konuk
SORU: Ruh sağlığı ve psikoterapi ile EMDR
arasındaki ilişki nasıldır ve neden önemlidir?
EMDR ilk ortaya konduğu zamanlarda bir ‘teknik’
olarak algılandı. Ancak klinik çalışmalar ve
yürütülen
bilimsel
araştırmaların
literatüre
kazandırdığı birikim sayesinde bugün geldiğimiz
yerde EMDR’yi kendi başına bir terapi yaklaşımı
olarak görebiliyoruz. EMDR’nin psikoterapi ve ruh
sağlığı ile bağını böyle açıklayabiliriz.
Burada şu nokta önemlidir, birçok terapi
yaklaşımının dayandığı teorilere baktığımız zaman,
her birinin kendine özgü bir teorik temeli olduğunu
görürüz. Bu yaklaşımlar, kişilik ya da gelişim
teorilerinden kaynaklanıyor olabilir. Dolayısı ile her
yaklaşım kendine ait bir ‘dil’ de oluşturur. Örneğin,
psikanalizde karakter formasyonu önemlidir ve
kendine ait bir dili vardır. Davranışçı Terapi,
Öğrenme Teorisi’ne dayanır; dili de öğrenme
teorisinin dilidir. EMDR’ye baktığımız zaman,
EMDR’nin dilinin çok başka bir yere dayandığını
görüyoruz. Bu da ‘beynin bilgi işleme
süreçleri’dir. Diğer terapi yaklaşımlarından önemli
farkı da budur. EMDR ‘ne ile fark yarattı’ diye
soracak olursak, EMDR’nin dayandığı teorinin, bir
sayfaya sığdırılabilecek basit bir teori olduğunu
görüyoruz. Ayrıca, EMDR yaklaşımında problem
alanlarına göre oluşturulmuş protokoller vardır ve
bu protokoller terapiste çok açık, net ve adım
adım ne yapacağını anlatır; bu nedenden ötürü
de kolay öğrenilir.
EMDR’ın bir diğer farkı da kısa sürede
öğrenilmesidir.
EMDR
I.
Düzey
Eğitimi
süpervizyonları ile birlikte toplam yaklaşık 60 saattir. 30 saati uygulamadır. Katılımcılar alanda
deneyim sahibi olmuş, temel danışmanlık becerilerini edinmiş uygulamacılardır. Terapistler, 4
günlük temel eğimden sonra EMDR Terapisi
uzmanı olmasalar da öğrendikleri bu yaklaşımı
olduğu gibi uygulayabilir hale gelmektedirler. Bu
çok önemli bir fark; çünkü birçok terapiyi uygulayabilmek için oldukça uzun süreler geçmesi gerekiyor.
Ayrıca, birçok yaklaşımda ev ödevi vardır ve bu ev
ödevi meselesi uygulamada oldum olası bir sorundur. Ev ödevi içeren yaklaşımların terapi
sonuçlarını inceleyen araştırmalara baktığımızda,
bu terapilerde ev ödevleri uygulandığı takdirde
başarılı olunduğu görülmektedir. Mesela, Bilişsel
Davranışçı Terapi (BDT)’de danışanların haftada
7-8 saat ev ödeviyle uğraştığını görüyoruz.
EMDR'de ev ödevi genelde neredeyse yoktur.
EMDR bazı konularda çok kısa sürede (1-3 seans)
sonuç verebiliyor. Dolayısıyla ruh sağlığı ve
psikoterapi söz konusu olduğunda hem terapist
hem de danışan için getirdiği pek çok kolaylık var.
SORU: EMDRIA Kongresi’ni önemli kılan nedir?
Kongrede, EMDR camiasındaki değerli bilim
adamları ve klinisyenler ile birlikteydiniz.
Deneyimlerinizi ve izlenimlerinizi aktarır
mısınız?
EMDR çok hızlı gelişen bir terapi yaklaşımı. Diğer
yaklaşımlar bir çeşit doyma noktasına gelmiş
durumda, ayrıca el atabilecekleri alanlara da
girmiyorlar. Dolayısı ile çok hızlı bir gelişme ya da
yenilik gözükmüyor. Tabii yeni gelişmeler var,
yayınlar yapılıyor, kitaplar yayınlanıyor ama dikkat
edersek her biri ötekinin neredeyse aynısı gibi.
EMDR’ın ortaya çıkış tarihi yakın geçmişe
dayandığı için çok hızlı bir şekilde dünyanın dört
bir yanında çalışan EMDR Terapistleri, EMDR
Danışmanları ve EMDR Eğitmenleri çeşitli
sorun alanlarıyla uygulama ve deneyimlerini
aktarıyorlar, kongreler de bunun için ayrı bir
önem
taşıyor. Ayrıca
‘olmadık’
problem
alanlarında EMDR’nin uygulanabildiğini ve bunların
da EMDR geleneği doğrultusunda yine kısa süreli
Sayfa 17
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
terapiler çerçevesinde işlediğini görüyoruz.
EMDRIA Kongresi söz konusu olduğunda bir diğer
önemli yan ise EMDR’nin genişleme politikaları
ve stratejilerinin olmasıdır. Yani EMDR’daki bu
gelişmeler ve yenilikler rastgele ortaya çıkmıyor.
Nedir bu? Öncelikle, EMDR’ın sağlıklı gelişebilmesi
için EMDR eğitimleri standarttır. Yani New York’ta
verilen eğitim ile İstanbul’da, Kenya’da, Lübnan’da
ve Londra’da verilen eğitimler %90 oranında
aynıdır. Eğitim içeriklerinin güncellenmesi belli bir
prosedüre bağlanmıştır ve bu da genelde EMDR
Kongreleri’nde oluşturulur. Diğer hiçbir terapi
yaklaşımının kongresinde bu yoktur. Kongreden bir
gün önce hem EMDR Eğitmenler Günü hem de
EMDR Danışmanlar Günü vardır. O gün
dünyanın dört bir tarafından gelmiş eğitimciler
ve danışmanlar bir araya gelirler ve gün
boyunca yeni deneyimlerini paylaşırlar. Bu
bilgiler bir havuzda birikir ve EMDR ile uğraşan
deneyimli eğitmenler bunları elerler ve derler ki,
“Şu, şu ve şunun kıymet-i harbiyesi var, EMDR
Eğitmeni olarak bunu önümüzdeki yıl içinde
deneyin”. Bu bir müdahale ya da bir problem
alanına enteresan bir yaklaşım olabilir. Mesela bu
EMDR Eğitmenleri buluşmasında, ben ’bir hastayı
haftada bir yerine daha sık görme deneyimimizin
olduğunu ve bunun terapi sürecini çok kısalttığını’
anlattım.
Bunun gibi daha birçok şeyin sözünü ettik. Bunlar
denenir ve bir sene sonraki EMDR Eğitmenleri
Günü’nde paylaşılır. İşlediği tespit edildiği, bir tür
garanti hale geldiği zaman da artık eğitimlere ve
çalıştaylara yansır; ‘Bunu böyle yapıyoruz artık’
diyen yeni protokoller oluşturuluyor ve bu
protokoller paylaşılıyor. İşte bu başka terapi
yaklaşımlarında yok. Gelişim ve genişleme bu
şekilde, mümkün olduğu kadar kontrollü ama
serbest bir politika çerçevesinde oluşturuluyor.
Onun için ben kongrelere çok önem veriyorum,
mümkün olduğu kadar katılmaya çalışıyorum.
SORU: Kongrelerde sunumlar yapılır. Peki,
EMDR Kongresi sunumları klinik pratikte
terapistler ve danışanlara ne şekilde yarar
sağlayabilir?
Bu kongrelerde yeni yaklaşımları ve protokolleri
klinisyenler paylaşıyor. EMDR hızla gelişen bir alan
olduğu için EMDR kongreleri her yıl kendini tekrar
etmiyor, tekrar eden şeyler varsa onun içinde de
mutlaka yeni bir yaklaşım bulunuyor.
Mesela, bir BDT kongresine baktığım zaman bir
yıldan bir yıla, ‘Ergenlerle BDT’, ‘Depresyon ve
BDT’, ‘Anksiyete ve BDT’ gibi konu başlıkları çıkar.
O işi benimseyen ve alana yeni giren insanlar için o
tekrar anlamlı ve değerlidir. Ancak ‘BDT ve Aile
Terapisi’ gibi farklı bir bakış pek seyrek çıkar. Ancak
bir EMDR Kongresi’nde pek çok farklı alandaki
problem ile ilgili bir protokol ya da terapi tekniği
yer aldığı için EMDR kongrelerinde insanın canı
sıkılmıyor. ‘Ona mı buna mı gideyim hay Allah,
hangisine gideyim’ diye durmadan düşünürsün.
EMDR Avrupa Kongresi her iki yılda bir yalnızca
çalıştaylara ayrılır.
SORU: EMDRIA, Amerika’da gerçekleştirilen
EMDRIA 2012 Kongresi’ne katılmanızı rica
ederek sizi özel olarak bu kongreye davet etti.
Sunumunuzun konusu neydi, nasıl geçti? Nasıl
geri dönüşler aldınız?
Davranış Bilimleri Enstitüsü olarak biz baş
ağrısına özgü bir EMDR protokolü oluşturduk.
Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde uzun yıllardır
kronik migren hastası olan ve 1 ayın en az 15
gününde baş ağrısı çeken, çok sayıda ilaç
kullanan, ‘ağır’ denebilecek hastalar ile çalışmıştık
ve araştırma neticeleri ile de işe yaradığını gördük.
Böyle bir protokol yok. İlk defa oluşturuluyor,
dolayısıyla bu açıdan çok önemli. Ayrıca, kronik
baş ağrısı adı üstünde ‘kronik’, yani tedavisi yok
gibi gözüküyordu. Kronik baş ağrısı, dünyada bir
problem ve biz burada iyi sonuç aldık. Araştırma
sona erdikten sonra tek tek danışanlarımız oldu,
buralarda da iyi sonuçlar aldık. Bunu EMDRIA
Kongresi’ne teklif ettik onlar da biliyorlardı zaten
böyle bir çalışma yaptığımızı kabul ettiler. Hejan,
Şirin ve benim adımın yer aldığı Kronik Baş
Ağrısının EMDR Tedavisi adlı sunumu ekibim
adına ben yaptım. Sunum oldukça kalabalıktı.
Bayağı hareketli geçti ve memnuniyet düzeyi
yüksekti. Hemen bir iki gün içinde bana e-mail ile
ulaştılar “Şu bilgileri ve dokümanları gönderebilir
misiniz?” diye rica ettiler, onlar da gönderildi.
SORU: Kongre önümüzdeki yıllarda da
gerçekleştirilecek. Ülkemizde sizlerin sayesinde her yıl çok sayıda EMDR ile çalışan
değerli profesyoneller yetişiyor. EMDR ile
çalışan terapistlere bir mesajınız olur mu?
Örneğin,
EMDR
Kongreleri’ne
neden
katılmalılar? Nasıl bir tavsiyede bulunursunuz?
Sayfa18
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
EMDRIA demeyeyim sadece (EMDRIA malum
Amerika’da oluyor; biraz uzak, maliyeti ciddi
biçimde yüksek) ancak EMDR Avrupa Kongreleri
ülkemize yakın yerlerde gerçekleştiriliyor. Kongre
ücretlerinde ciddi indirim aldık. 100 Euro’ya
gidilebiliyor. Uçuş biletleri önceden alındığında
daha da uygun fiyata gelebiliyor. Konaklama
için düşük ücretli bir otel ayarlayabiliyoruz.
Örneğin, 200 Euro yerine 60-70 Euro’ya
kalınabiliyor. Bunun için EMDRIA zor geliyorsa
EMDR Avrupa Kongreleri’ne katılınabilir. Katılan
kişiler için bu kongrelerin önemli faydası yukarıda
anlattıklarımız. Ayrıca, o kongrelerin DVD’leri,
CD’leri ya da sunumları var. Gittiğimizde oradan
alıyoruz bunları. Gidemeyenler bizden bunları
istediğinde temin edebiliriz.
Ancak yine de aynı şey değil. Çünkü bunu aşan bir
şey var ki o da şu; orada bir ‘toplulukla’ beraber
oluyorsun. O işleri yapan insanlarla tanışıyorsun.
Orada bir ilişki doğuyor. Bir şey düşünüyorsan,
kafanda bir soru varsa bunu onlarla
paylaşabiliyorsun. E-mail alıp veriyorsun. Sonra
ona “Ben şöyle bir şey yapmak istiyorum. Ne yapabilirim?” diye soruyorsun. Bu insanlar çok verici
insanlar, başka gruplara benzemiyorlar. EMDR
travmadan geliyor. ‘Yardım’ ruhu var yani ve bu o
EMDR topluluğuna çok yansımış durumda.
Mesela, deprem olduğu zaman onlara yazıyorsun
çiziyorsun; onlar da işlerini güçlerini bırakıyorlar ve
Amerika’dan buraya geliyor, bir şeye bir katkıda
bulunmak istiyorlar. Dolayısıyla EMDR kongrelerinde olan bu şey, başka kongrelerde böyle olmuyor.
Yalnızca kongreye gelip, anlatıp dinlemenin çok
ötesinde.
Örneğin EMDR HAP Projeleri var. Bunlar hayır
projeleri, o ruhu yaşamak iyi geliyor. Tedavi edici
bir etkisi var. Her biri iyi insanlar, birbirlerine karşı
iyiler, bir şey talep ettiğinde çok yardımcılar ve
destek oluyorlar, bir başarın varsa hemen ön plana
çıkarılıyor. Dolayısıyla oradaki 3-5 gün iyi geçmiş
bir zaman oluyor ve kendini de geliştirdiğin bir
zaman oluyor.
SORU: EMDR ile ilgili gelişmeler
kaynaklardan takip edilebilir?
hangi
Derneklerin internet siteleri, Yahoo grupları, sosyal
medya hesapları var. EMDR-TR Derneğ’nin de web
sitesi var. Ayrıca bu e-bültenden de gelişmeler takip
edilebilir.
Sayfa19
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Yazım Kuralları Genel İlkeler
1. E-bültene gönderilecek araştırma yazıları, A4
boyutlarında beyaz kağıda üst, alt, sağ ve sol
boşluk 2,5 cm. Bırakılarak (16 x 24,7’lik alana) çift
aralıklı ve düz metin olarak yazılmalıdır (Bu ölçüler,
gönderilen tablo ve grafiklerin dergi sayfa boyutları
dışına taşmamasını ve daha kolay kullanılmasını
sağlayacaktır).
2. Yazılarda Türk Dil Kurumu’nun yazım kılavuzu
örnek alınmalı, yabancı sözcükler yerine
olabildiğince Türkçe sözcükler kullanılmalıdır.
Türkçe’de pek alışılmamış sözcükler yazıda
kullanılırken ilk geçtiği yerde yabancı dildeki
karşılığı parantez içinde verilmelidir (Türkçe ve
İngilizce).
3. Araştırma yazıları başlık sayfası, özet (Türkçe ve
İngilize), anahtar kelimeler, ana metin, kaynaklar,
ekler, tablolar, şekil başlıkları, şekiller, yazar notları
ve yazışma adresi ile genişletilmiş İngilize uzun
özet (summary) bölümlerini içermelidir.
a) Başlık sayfası: Sadece araştırma yazısı başlığı
ve kısa başlık bu sayfada yer almalıdır. Yazarların
adı ve soyadı, unvanı ve çalıştığı kurumu içeren
bilgiler de bu sayfada yer almalıdır.
b) Özet ve anahtar sözcükler: Araştırma yazısı,
Türkçe ve İngilizce olmak üzere her iki dilde ‘Özet’
ve ‘Abstract’ başlıkları altında 250 kelimeyi
geçmeyecek şekilde olmalıdır. Anahtar kelimeler (3
ile 6 arasında) Türkçe özetin altında ‘Anahtar
kelimeler’ ve İngilizce özetin altında ‘Key words’
başlığı kullanılarak verilmelidir. Türkçe ve İngilizce
özetin her biri yeni bir sayfadan başlamalıdır.
c) Ana metin: Yeni bir sayfadan başlamalıdır.
Görgül makalelerde (araştırma yazılarında) metin,
sırasıyla giriş, yöntem, sonuçlar ve tartışma bölümlerinden oluşmalıdır. Derleme türü yazılarda da
yöntem bölümü dışında diğer adımlar benzer
şekilde yazılmalıdır. Makalenin başlığı ana metnin
ilk sayfasında yer almalı ve başlıktan sonra, “Giriş”
alt başlığı yazılmadan paragraf ile metne
başlanmalıdır. Yöntem, Sonuçlar ve Tartışma
bölümleri yeni bir sayfadan başlamamalıdır; bir
bölüm bittikten sonra, aynı sayfada diğeri onu
izlemelidir.
Giriş bölümü, yapılan araştırma ile ilgili olarak,
literatürdeki yaklaşım ve sonuçlar ile araştırmanın
amacını içermelidir. Yöntem bölümü örneklem, veri
toplama araçları ve işlem olmak üzere 3 alt bölümden oluşmalıdır.
Sonuçlar, araştırmada kullanılan istatistiksel analizleri, her değişkene ait ortalama ve standart sapma
değerlerini içermelidir. Tablolar ve şekiller ayrı bir
sayfada yazının en sonunda verilmelidir. Verilecek
olan tablolarda ortalamalar ortalama işareti, standart
sapmalar ise “s” ile gösterilmelidir.
d) Kaynaklar: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Metin
içinde belirtilen tüm kaynaklar ‘Kaynakça’ listesi
içinde yer almalıdır. APA 5 formatına uygun
yazılmalıdır.
e) Ekler: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Araştırmada
kullanılan ölçekler gibi ek bilgileri içerir.
f) Tablolar: Yeni bir sayfadan başlamalıdır ve her bir
tablo ayrı bir sayfada verilmedir. Tablo numarası
(Tablo 1: gibi) ve Tablo başlığı tablonun üstünde
kelimelerin yalnızca baş harfleri büyük olarak yer
almalıdır.
g) Şekil başlıkları ve şekiller: Yeni bir sayfadan
başlamalıdır. Şekil numarası ve şekil başlıkları
kelimelerin baş harfleri büyük olarak aynı sayfada alt
alta verilmelidir. Şekillerin her biri ise ayrı sayfalarda
verilmelidir.
h) Yazar notları: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Eğer
araştırma bir tez çalışmasının özeti ise veya
araştırmayı destekleyen kurum(lar) var ise bu
bölümde belirtilmelidir. Ayrıca araştırmacının,
araştırmaya katkılarından dolayı teşekkür etmek
istediği kişiler de bu sayfada belirtilmelidir.
ı) Yazışma adresi: Yeni bir sayfadan başlamalıdır.
Yazarın veya yazarlardan bağlantı kurulabilecek
olan kişinin adresi, telefon numarası ve varsa faks
numarası ile e-posta adresi bu bölümde yer almalıdır
i) Genişletilmiş İngilizce özet (Summary): Yeni bir
sayfadan başlamalıdır. Çift aralıklı, 4-10 sayfa
uzunluğunda olmalı; giriş, yöntem, bulgular ve
tartışma bölümlerini içermelidir. İngilizce kısa başlık
mutlaka belirtilmelidir.
4) Yazılardan ifade edilen düşüncelerden yazarları
sorumludur.
5) Yayın Kurulu, yazıda gerekli gördüğü sözcükleri
değiştirebilir.
6) Kurallara uymayan yazılar yayınlanmaz.
7) Yayınlanan her araştırmanın verilerinin 5 yıl süre
ile araştırmacı tarafından saklanması zorunludur.
Çalışma iki kopya halinde [email protected] adresine
gönderilmelidir. Bunlar: a)-Kimlik bilgilerini içeren başlık sayfası
dahil b) Kimlik bilgilerini içeren başlık sayfası hariç.
Sayfa20
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 2 - Ocak 2013
Psikoloji ve Pskiyatri Dünyasından Haberler
14.EMDR Avrupa Konferansı 6-8 Haziran
tarihleri arasında Cenevre’de gerçekleşecek.
Kongre sayfasına http://www.emdr-europe.org/
adresinden ulaşılabilinir.
13. Avrupa Travmatik Stres Konferansı
““Trauma and its clinical pathways: PTSD and
beyond” temasıyla 6-9 Haziran tarihlerinde
Bolonya’da gerçekleşecek.
Son özet gönderim tarihi 25 Ocak 2013. Detaylı
bilgiye http://www.estss-2013conference.eu
sayfasından ulaşabilirsiniz.
2013 Avrupa Psikoloji Kongresi (ECP) bu sene
9-12 Temmuz tarihleri arasında Stockholm’de
gerçekleşecek.
Kongre sayfasına http://www.ecp2013.se/ adresinden ulaşabilirsiniz.
2013 EMDRIA Konferansı “Where Science &
Research Meet Practice” başlığı ile 26-29
Eyül’de Austin, Texas’da gerçekleşecek,
Kongre sayfasına
http://fs11.formsite.com/EMDRIA/form1/index.html
adresinden ulaşabilirsiniz.
Kriz ve Felaketlerin Psikososyal sonuçları
temalı Uluslararası Dünya Akıl Sağlığı
Federasyonu ve Dünya Psikiyatri Derneğinin
katkılarıyla bu sene 6-9 Mart 2013 tarihleri
arasında Atina, Yunanistan’da gerçekleşecek.
Konferansla ilgili detaylı bilgiye
http://psychcongress2013.gr/en/02.congr_info.html
adresinden ulaşabilirsiniz.
Türkiye Psikiyatri Derneği 17. yıllık toplantı ve
klinik eğitim sempozyumu 10-13 Nisan tarihleri
arasında Antalya Dedeman Otelde yapılacak.
Detaylı bilgiye http://17.psikiyatri.org.tr/davet.html
adresinden ulaşabilirsiniz.
Serin Oget Meskill ve Hejan Epözdemir
tarafından “Psikodinamik Yaklaşım ve EMDR”
başlıklı çalıştay 19 Mart 2013 tarihinde 18:30
-21:30 saatleri arasında EMDR derneğinde
yapılacak.
Detaylı bilgiye 0212-2330110 numaralı telefondan
Selina Bal’a ulaşarak alabilirsiniz.
Udi Oren’nin 19 Şubat 2013 tarihinde, 10:0014:00 saatleri arasında “ Zor vakalarda EMDR”
başlıklı eğitimi EMDR dernek merkezinde
gerçekleşecektir.
Detaylı bilgiye 0212-2330110 numaralı telefondan
Selina Bal’a ulaşarak alabilirsiniz.
Sayfa21

Benzer belgeler

EMDR TürkiyE-Bülteni

EMDR TürkiyE-Bülteni Emre Konuk, Leyla Arslan, Muhammet Özkan, Önder Kavakçı, Zeynep Zat, Editör: Önder Kavakçı Akademik Danışma Kurulu (Alfabetik Sırayla): Dr. Derek Farell, Dr. Udi Ören, Prof Dr. Emine Gül Kapçı, Uzm...

Detaylı

EMDR TürkiyE-Bülteni

EMDR TürkiyE-Bülteni Emre Konuk, Leyla Arslan, Muhammet Özkan, Önder Kavakçı, Zeynep Zat, Editör: Önder Kavakçı Akademik Danışma Kurulu (Alfabetik Sırayla): Dr. Derek Farell, Dr. Udi Ören, Prof Dr. Emine Gül Kapçı, Uzm...

Detaylı

EMDR TürkiyE-Bülteni

EMDR TürkiyE-Bülteni Emre Konuk, Leyla Arslan, Muhammet Özkan, Önder Kavakçı, Zeynep Zat, Editör: Önder Kavakçı Akademik Danışma Kurulu (Alfabetik Sırayla): Dr. Derek Farell, Dr. Udi Ören, Prof Dr. Emine Gül Kapçı, Uzm...

Detaylı