İntihar Saldırıları-Onları Nasıl Durdurabiliriz

Transkript

İntihar Saldırıları-Onları Nasıl Durdurabiliriz
İNTİHAR SALDIRILARI
Onları Nasıl Durdurabiliriz?
Doç. Dr. Kemal Karademir1
Abstract
Throughout human history, there have been many threats to the security of individuals
and nations. These threats have brought about large-scale losses of life, the destruction of
property, widespread illness and injury, the displacement of large numbers of people, and
devastating economic loss.
Terrorism is a term used to describe violence or other harmful acts committed against
civilians by groups or persons for political or ideological goals. In fact, there are a lot of
definitions of terrorism, but most of them include only those acts which are intended to create
fear or "terror", are perpetrated for an ideological goal and deliberately target "noncombatants".
Since the aim of the terrorism is to spread violence, panic and fear among people,
terrorists use various methods and tools in order to achieve this aim.
In this context, suicide attacks might be seen as the most sensational and destructive tool
of terrorists.
The purpose of this paper is to examine how we can stop suicide bombers before they
commit their attacks. As a second purpose, it is being tried to demonstrate that there is a way
to stop them even it is difficult. In this regard, it has been examined some suggestions on
measures designed to prevent these types of attacks along with some actual cases in Turkey.
Key Words: Terror, terrorism, terrorist attack, suicide attack.
Özet
İnsanlık tarihi boyunca, bireylerin ve milletlerin güvenliğine yönelik birçok tehditler
varlığını sürdürmüş ve halen de sürdürmeye devam etmektedir. Bu tehditler büyük ölçekte,
hayatların kaybolmasına, mal ve varlıkların zarar görmesine, hastalık ve yaralanmaların
artmasına ve ekonomik kayıplara neden olmaktadırlar.
Terörizm, siyasi veya ideolojik amaçlar için bir grup ya da şahıslar tarafından sivillere
yönelik olarak gerçekleştirilen şiddet ya da diğer zarar verici eylemlerdir. Aslında terörün
1
Emekli Emniyet Müdürü
1
birçok tanımı vardır, ama bunların çoğu korku ve terör yaratmak amacıyla, ideolojik olarak ve
özellikle sivillere yönelik gerçekleştirilen eylemleri içermektedirler.
Terörizmin amacı, insanlar arasında şiddet, panik ve korku yaymak olduğundan,
teröristler bu amaçlarını gerçekleştirmek için çeşitli metot ve yöntemleri kullanırlar.
Bu bağlamda, intihar saldırıları en sansasyonel ve yıkıcı bir terörist enstrüman olarak
görülebilir.
Bu çalışmanın amacı; intihar saldırılarının nedenleri ve intihar bombacısı teröristlerin
profillerini incelemek, zor olmasına rağmen intihar saldırılarını önleyecek bir yolun olduğunu
ortaya koymak ve ülkemizde gerçekleşen bazı olaylar ışığında, bu tür saldırılara karşı
alınabilecek güvenlik önlemlerini incelemektir.
Anahtar Kelimeler: Terör, terörizm, terörist saldırılar, intihar saldırıları.
Giriş
Terör örgütlerinin zaman zaman, özellikle sansasyonel etki yaratmak istedikleri
dönemlerde başvurdukları bir eylem olan intihar saldırıları, Ortadoğu kökenli terör örgütleri
tarafından 1980’li yıllardan itibaren, sistemli bir şekilde kullanılmaya başlamış, devam eden
süreçte değişik ülkelerde birçok terör örgütü tarafından etkin bir şekilde kullanılmıştır.
Ülkemizde bu tür terör saldırıların ilki, 1996 yılının Haziran ayında, Tunceli ilinde PKKKADEK terör örgütü mensubu kadın bir terörist tarafından gerçekleştirilmiş ve saldırı sonucu
8 askerimiz şehit olurken, 29 askerimizin de yaralanmıştır. Söz konusu terör örgütü tarafından
düzenlenen intihar saldırısı eylemleri, 1996-1999 yılları arasında yoğun bir şekilde devam
etmiş, dönem içerisinde toplam 15 intihar saldırısı gerçekleştirilirken, farklı illerde olmak üzere
toplam 7 saldırı eylemi de, daha hazırlık aşamasında iken deşifre edilerek önlenmiştir. Terörist
başı Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında yakalanarak Türkiye’ye getirilmesiyle saldırılara bir süre
ara verilmiştir. Ancak daha sonra farklı bahaneler ile sürülerek tekrar adı geçen terör örgütünün
intihar saldırısı eylemlerine başvurduğu görülmüştür (Karademir, 2003: 7).
Ülkemizde gerçekleştirilen intihar saldırılarına baktığımıza, PKK terör örgütünün yanı
sıra, dönem içerisinde, DHKP-C ve El-Kaide bağlantılı terör örgütleri tarafından da intihar
saldırılarının gerçekleştirildiğini görmekteyiz. Son dönemde IŞİD (DAEŞ) terör örgütünün de
ülkemizde intihar saldırıları eylemlerine başvurması ile başta İstanbul olmak üzere, birçok
ilimizde gerçekleştirilen bu saldırılar sonucunda, şehit olan asker ve polislerimiz yanında birçok
vatandaşımız da hayatlarını kaybetmişlerdir. Son 5 yılda IŞID ve PKK terör örgütlerince
gerçekleştirilen bombalı araç ve intihar saldırılarında 271 kişi hayatını kaybederken, 800’den
2
fazla vatandaşımız da yaralanmıştır. Çoğunluğu intihar saldırısı tarzında gerçekleşen bu terör
eylemlerinden bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür;

20 Eylül 2011: Ankara Kızılay Kumrular Caddesi'nde kaldırım kenarına park edilen
otomobilde meydana gelen patlama sonucunda 5 kişi öldü, 40 kişi yaralandı.

29 Ekim 2011: Bingöl'de PKK terör örgütü mensubu üzerinde taşıdığı bombayı Genç
Caddesi üzerinde patlattı. Saldırıda 3 kişi ölürken 20 kişi de yaralandı.

20 Ağustos 2012: Gaziantep'te Ramazan Bayramı'nın ikinci günü PKK tarafından
gerçekleştirilen bombalı saldırıda 4'ü çocuk 10 kişi ölürken 9'u ağır 66 kişi yaralandı.

11 Eylül 2012: İstanbul Sultangazi Karakolu'na giren intihar saldırganı x-ray cihazının
yanında üzerindeki bombayı patlattı. Olay yerinde 1 polis memuru şehit olurken, 4'ü
polis 3'ü vatandaş 7 kişi de yaralandı.

01 Şubat 2013: Ankara'da ABD Büyükelçiliği önünde bir intihar bombacısı x-ray
cihazından geçerken üzerindeki bombayı patlattı. Saldırıda 2 kişi ölürken 1 kişi de ağır
yaralandı.

11 Mayıs 2013: Hatay Reyhanlı'da düzenlenen 2 ayrı bombalı saldırı sonucunda 52
kişi yaşamını yitirdi, 146 kişi yaralandı. Bombalı araçlarla düzenlenen saldırı, o tarihe
kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kayıtlara geçmişti.

20 Mart 2014: Niğde'de IŞİD'liler ile çatışma esnasında yapılan saldırıda 1 jandarma
astsubayımız ile 1 polisimiz şehit oldu, 1 vatandaşımız da hayatını kaybetti, 7 asker ve
yolcu otobüsündeki 1 kişi de yaralandı.

6 Ocak 2015: İstanbul Sultanahmet'te IŞİD militanı Diana Ramazanova Sultanahmet
Turizm Şube Müdürlüğü'nün önünde elinde tuttuğu el bombalarını patlattı. Patlamada
1 polis memuru şehit olurken, 1 polis memuru da yaralandı.

20 Temmuz 2015: Şanlıurfa Suruç'ta yaşanan patlamada üzerinde bomba yüklü olan
şahıs, bir Kobani’ye destek için gelen bir grubun yaptığı basın açıklamasında kendini
patlattı. 34 kişinin öldüğü saldırıda 103 kişi de yaralandı. Eylemi IŞİD terör örgütü
mensubu Abdurrahman Alagöz’ün yaptığı açıklandı.

10 Ekim 2015: Ankara Garı'nda, IŞİD terör örgütü mensubu Yunus Emre Alagöz
isimli terörist tarafından Barış Mitingi'ne düzenlenen saldırı, Türkiye tarihinin en kanlı
bombalı terör eylemi oldu. Hain saldırıda 103 kişi ölürken, 48'i ağır 238 kişi yaralandı.
Türkiye günlerce bu saldırıyı konuştu.

12 Ocak 2016: Sultanahmet Meydanı'ndaki saldırıda 11 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi
de yaralandı. Eylemin IŞİD terör örgütü tarafından gerçekleştirildiği açıklandı.
3

17 Şubat 2016: Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı, kuvvet komutanlıkları ve
lojmanlarının bulunduğu Devlet Mahallesi’nde bomba yüklü araç trafik ışıklarında
bekleyen servis araçlarının yakınında patlatıldı. 29 kişinin öldüğü saldırıda 61 kişi
yaralandı. Eylemi, kendilerini PKK terör örgütünün şahinler kanadı olarak tanıtan
TAK isimli örgüt üstlendi.

13 Mart 2016: Başkent Ankara'nın kalbi Kızılay'da bomba yüklü araçla düzenlenen
saldırıda 37 kişi hayatını kaybetti. 19’u ağır olmak üzere 125 kişi de yaralandı. Eylemi
TAK isimli terör örgütü üstlendi.

19 Mart 2016: Taksim İstiklal Caddesi'nde Beyoğlu Kaymakamlığı önünde intihar
saldırısı düzenlendi, beş kişi hayatını kaybetti, yedisi ağır 37 kişi de yaralandı.

07 Haziran 2016: İstanbul Vezneciler’de bomba yüklü araçla yapılan saldırıda, 5
polisimiz şehit olurken 6 vatandaşımız da hayatını kaybetti. Eylemi TAK isimli terör
örgütü üstlendi.

09 Haziran 2016’da, Mardin’in Midyat ilçesinde Emniyet Müdürlüğü binasına yönelik
olarak, PKK terör örgütü mensuplarınca, bombalı araçla yapılan saldırıda 3 polis şehit
olurken 5 vatandaş da hayatını kaybetti.

Son olarak, 28 Haziran 2016’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nda 3 canlı bomba
tarafından yapılan saldırıda bu yazının güncellendiği 30 Haziran 2016 tarihi itibarıyla,
19’u yabancı uyruklu 43 kişi hayatını kaybetti, 200’den fazla ise yaralı mevcut.
Diğer taraftan, günümüze kadar birçok intihar saldırısı girişiminin polis tarafından
engellendiğini ve saldırganların eylemlerini gerçekleştiremeden yakalandıklarını da dikkate
alırsak, konunun ciddiyeti ve tehdit boyutu daha net olarak anlaşılacaktır.
Peki, bu saldırıları durdurabilir miyiz? Bu saldırıları engellemenin bir yolu var mı? Bu
saldırılara karşı alınabilecek önlem ve tedbirler nelerdir? Şimdi bu soruların cevabını bulmaya
çalışalım.
Onları nasıl durdurabiliriz?
Alınacak Önlem ve Tedbirler2
1. Etkin İstihbarat Çalışmaları ve Yakalama Operasyonları
Planlı bir terör eylemini gerçekleştirmek üzere yola çıkan teröristleri durdurmanın
oldukça zor olduğu bilinen bir gerçektir. Özellikle, intihar saldırısı yapmak üzere karar veren
Polis Bilimleri Dergisi (Cilt:1, Sayı:4, Temmuz 1999) ’de yayınlanan “İntihar Saldırıları ve
Türkiye“ isimli makalemde benzer şekilde incelenmiştir.
2
4
ve bombaları vücuduna bağlanmış olarak hedefe doğru yönelen bir intihar bombacısını,
durdurma ve engelleme, eylemin karakteristiği nedeniyle daha da zor, hatta imkânsızdır
diyebiliriz. Çünkü bu aşamada eylem için artık bombanın pimi çekilmiş demektir. Bu noktadan
sonra alınacak tedbir ve yapılacak müdahale eylemi engellemeyi değil, sadece meydana gelecek
zayiatın daha az ölçüde olmasını sağlayacaktır. 29 Ekim 1996 günü Sivas’ta Cumhuriyet
meydanındaki topluluğun içinde eylem yapmak üzere yola çıkan kadın teröristin, alınan
tedbirler çerçevesinde kontrol noktasında şüpheli olarak yakalanması sonucu sorgulanmak
üzere şubeye götürülmek için ekip otosuna bindirildiği anda bombanın patlaması ve 3
polisimizin şehit olmasına neden olması, bunun canlı örneğidir (Karademir, 1999: 24).
Terör eylemlerine, özellikle intihar saldırılarına karşı alınacak tedbirlerin en etkilisi, bu
tür planlı eylemleri deşifre etmeye yönelik etkin istihbarat çalışmaları sonucu, eylemin daha
hazırlık aşamasında iken tespit/deşifre edilmesi ve bu şekilde elde edilen bilgilere dayalı olarak
gerçekleştirilen yakalama operasyonlarıdır.
Henüz intihar eylemi için hazırlıkların başladığı ve intihar bombacısının eylem için keşif
amaçlı olarak hedefe yakın bir yere geldiği noktada yapılacak operasyon ile planlı bir saldırı
engellenebilir. Zira bugüne kadar gerçekleşen intihar saldırısı eylemlerine baktığımızda, bu
eylemlerin çoğunda eylem öncesi, patlayıcıların hedefe yakın bir yere nakli, eylemde yardımcı
olacak olan işbirlikçiler ile buluşma, eylem yerinin keşif ve istihbaratını yapma gibi bir dizi
hazırlık faaliyetlerinin yapıldığı görülmektedir. İşte güvenlik birimlerinin bu noktalardaki
yapacağı müdahale eyleme engel olma açısından en etkin müdahaledir. Bu bağlamda;

29.10.1996 günü Diyarbakır ilinde intihar eylemi gerçekleştirmek için, iki gün
önceden il merkezine giren bir teröristin yakalanması,

08 Nisan 2007’de, İstanbul/ Taksim meydanındaki başarısız saldırı girişimi, Aslı
Doğan isimli PKK-KONGRA/GEL terör örgütü mensubunun intihar saldırısı için
İstanbul'a geldiğinin tespit edilerek yakalanması,

İstanbul’a intihar saldırısı eylemi gerçekleştirmek üzere gelen diğer bir kadın teröristin
4 günlük bir takip sonucu, 11 Ekim 2008 günü polis tarafından yakalanarak etkisiz
hale getirilmeleri bunun en güzel örneğidir. Bu anlamda, başka benzer örnekler de
mevcuttur.
Örneklerde de görüldüğü gibi, intihar saldırılarına karşı alınacak tedbirler arasında, eylem
öncesi teröristlerin tespit ve teşhisine yönelik olarak yürütülen istihbarat çalışmalarının ve bu
çalışmalarda elde edilen bilgilere dayalı gerçekleştirilen operasyonların önemi oldukça
büyüktür.
5
2.
İstihbarat
Birimleri
ile
Operasyon
Birimleri
Arasında,
İşbirliği
ve
Koordinasyonun Sağlanması/Arttırılması
Terörle mücadelede öncelikli rol üstlenen operasyon birimleri ile istihbarat birimlerinin
işbirliği ve koordinasyonunun, elde edilen başarıdaki önemi hiçbir zaman göz ardı
edilmemelidir. Terörist eylemlere karşı alınacak önlem ve tedbirler noktasında, özellikle
önlenmesi en zor olan eylem tarzlarından olan intihar eylemleri ve bombalı saldırıları önleme
noktasında bu koordinasyon ve işbirliği daha da önemli bir konuma gelmektedir. Yukarıda
verilen örneklerde, özellikle İstanbul iline eylem amaçlı gelen teröristlerin tespit edilerek,
eylemlerini gerçekleştiremeden yakalanarak etkisiz hale getirilmeleri olaylarında, istihbarat ve
operasyon birimleri arasındaki işbirliğinin önemi ve gerekliliği net bir şekilde bir kez daha
ortaya çıkmıştır.
Aksi durumda, bu noktadaki dikkatsizlik ve duyarsızlık muhtemel eylemlerin önlenmesi
bir yana meydana gelecek zayiatların daha da fazla olmasına neden olabilecektir.
Bu bağlamda, ABD’li iki terör uzmanı tarafından hazırlanan bir raporda3, 1993 yılında
Dünya Ticaret Merkezi’nin bombalanması eylemi ile ilgili olarak yakalanan kişiler konusunda
yapılan dikkatsizlik ve duyarsızlıklar ile bunların doğurduğu sonuçlara yer verilmektedir.
‘’Ajaj ve Basit, Eylül 1992’de JFK Havaalanı’na uçtuklarında, yetkililer Ajaj’ın, bomba
yapımında kullanılan el kitapçıkları ve videoların da yer aldığı, büyük miktarda, bombalı
eylemlerde kullanılabilecek malzeme taşırken yakalandığını gerçekten göz ardı ettiler. Onun
yerine, sahte pasaport suçu işlediği gerekçesiyle, sadece 6 ay hafif hapis cezası ve arkasından
da yurtdışı edilme cezasına çarptırıldı. Yetkililer Ajaj’ın bavulundaki malzemeleri tekrar
dikkatlice gözden geçirmek için zaman ayırsalardı, Pakistan’dan vurulmuş çıkış mühürleriyle
birlikte, iki uçuş kartı ve iki pasaport bulacaklardı. Bu dikkatsizlik ve gözden kaçırma
nedeniyle, hiç kimse Ajaj’ın bir arkadaşıyla birlikte seyahat ettiğinin farkına varmadı. Hatta suç
ortakları Ajaj’a cezaevindeyken telefon açıp, el yapımı patlayıcıların hazırlanmasındaki formül
hakkında ve bomba yapımında kullanacakları el kitapçığını tekrar elde etmek konusunda
yardım istediklerinde dahi telefon konuşmaları izlenmedi. Bombalama olayından sonra, Ajaj’ın
olaya dâhil olmasının açığa çıkması ve mahkûm edilerek cezaya çarptırılmasına kadar bu
yapılmadı’’ (Karademir, 2008: 26).
Örnek olarak ele alınan olayda, gerek polis gerekse istihbarat birimlerinin dikkatsizlik ve
duyarsızlıklarına dikkat çekilmektedir.
Fred, B. & Scott, S., Terrorism Intelligence Report, ‘’Summer 2007: The Attack Never
Occurred’’, 11 October 2007, STRATFOR.
3
6
3. Personelin Bilgilendirilmesi
İntihar saldırı eylemlerinin, şahısları olduğu kadar, başta Emniyet Müdürlük binaları
olmak üzere diğer kamu binalarını ve halkın yoğun olduğu iş merkezlerini hedef alabileceği
dikkate alınarak; Özel Güvenlik de dahil tüm Emniyet görevlileri ve askeri personel, intihar
saldırıları konusunda bilgilendirilerek uyarılmalıdır.
Terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen intihar saldırılarına karşı alınabilecek
tedbirler kapsamında, personelin intihar saldırıları konusunda bilgilendirilmesinin ne kadar
yararlı olduğu, İstanbul ve Batman illerinde gerçekleşen intihar saldırılarında açıkça
görülmüştür.
27.03.1999’da İstanbul, Taksim meydanında çevre emniyetinden sorumlu olarak görev
yapan, Çevik Kuvvet Şube müdürlüğüne ait otobüsün yanına yaklaşan, sırt çantalı, kadın
terörist, nöbetçi polis memurunun şüphelenmesi ve dur ihtarında bulunması üzerine, vücuduna
bağladığı bombayı esas hedefine ulaşamadan patlatarak, intihar saldırısını gerçekleştirdiği
bilinmektedir. Olay yerinde görevli bulunan polis memurunun, görevindeki dikkat ve
hassasiyeti sonucu, teröristi erken teşhis ederek “dur” ihtarında bulunmasının meydana
gelebilecek büyük bir faciayı önlediği değerlendirilmektedir.
Söz konusu görevli, konu ile ilgili olarak kendisi ile yapılan görüşmede;
“Bombalı intihar saldırısı, şüpheli şahıs, poşet, çanta ve paket konularında amirleri
tarafından bilgilendirildiğini, görevi devraldığında nöbeti sırasında müteyakkız ve duyarlı
olması konusunda uyarıldığını, olay günü de aldığı talimatlar gereği, genelde şahıslar üzerinde
durarak, bunların hal ve hareketlerini takip ettiğini” beyan etmiştir. Konuşmasına devamla,
“Tam bu sırada sırtında omuz askılı, mavi renkli spor çanta bulunan bir bayanın kendisine doğru
geldiğini, söz konusu bayanın yürüdüğü esnada sırtındaki sırt çantasını omuz kısmına doğru
hareket ettirdiğini fark ettiğini, bayanın bu hareketinden sonra bütün dikkatini ve duyarlılığını
bu bayanın üzerinde yoğunlaştırdığını, omzunda asılı bulunan uzun namlulu silahını eline
alarak bayanın hareketlerini takip etmeye başladığını, yaklaşık iki metrelik bir mesafede
kendisine doğru yürüyen bayanla göz göze geldiklerini, bayanın yüz kısmında terleme,
gözlerinde yorgunluk ve uykusuzluk belirtisi görmesi üzerine kendisinin bu bayana daha
dikkatli bakarak silahını yavaşça şüpheliye doğru yönelttiğini, bu davranışının kendisine doğru
yaklaşan kadın teröristi tedirgin ettiğini, bu tedirginlikle teröristin, esas hedefine ulaşamadan
bombalı intihar eylemini gerçekleştirdiğini” ifade etmiştir.
Aynı şekilde 04.03.1999’da Batman ili merkezinde bulunan bir polis karakolu önünde
durumu şüpheli hamile görünümlü bir bayanın görülmesi üzerine olay yerinde bulunan bir polis
tarafından çevrede bulunan vatandaşlar ikaz edilerek olay yerinden uzaklaşmaları sağlanmıştır.
7
Bu görevlinin kararlı tutumu üzerine karakola girmeyi başaramayan intihar bombacısı üzerinde
bulunan bombayı patlatarak eylemini gerçekleştirmiş ve olay yerinde parçalanarak ölmüştür.
Görüldüğü gibi bu intihar saldırısında da, olay yerinde bulunan görevlinin teröristi erken
fark etmesi ve çevredekileri uyarması nedeniyle saldırı sonucunda yalnızca 1 polis memuru
hafif şekilde yaralanmış, meydana gelebilecek bir facia önlenmiştir.
Gerçekleşen bu intihar saldırısı ile ilgili olarak daha sonra yetkililerle yapılan
görüşmelerde; İl Emniyet Müdürlüğünün tüm personelini intihar saldırıları konusunda
müteyakkız hale getirdiği, konunun gündemde tutulduğu, personelin devamlı konuya duyarlı
kalmasının sağlandığı anlaşılmıştır. Yine, başta Valilik hizmet binası olmak üzere bombalı
intihar saldırısı olabilecek Emniyet ve askeri hizmet binaları ile kamu kurum ve kuruluşlarının
tespit edildiği ve buralara uzman personelin yerleştirildiği görülmüştür (Karademir, 1999: 25).
Aynı şekilde, günümüzde de devam eden bu tür saldırılara karşı alınabilecek önlemler
kapsamında, personeli bilgilendirme önemini korumaktadır. Bu bağlamda sadece polis değil,
aynı zamanda, kamu düzenini sağlama noktasında genel kolluğa yardımcı konumda olan özel
güvenlik personeli (ÖGG)’nin de bilgilendirilmesi gerekmektedir. Özellikle, kamu binalarında,
toplu ulaşım araçlarının kullanıldığı alanlarda ve vatandaşların yoğun olarak giriş-çıkış
yaptıkları AVM’lerde görev yapan personelin “Terör Kaynaklı Güvenlik Riskleri” ve “Risk
Algısına Bağlı Şüpheli Şahıs Profili” konularında eğitim almaları sağlanmalıdır. Bu
eğitimlerde, ülkemizde faaliyet gösteren terör örgütleri, bu örgütlerin eylem potansiyelleri ve
niyetleri, terör eylemleri ve biçimleri, bu eylemlere karşı alınabilecek önlem ve tedbirler,
özellikle en sansasyonel eylem olarak kabul edilen intihar saldırılarına karşı alınabilecek
önlemler anlatılmalıdır. Ayrıca, bu eylemleri yapabilecek olan terör şüphelilerini erken teşhis
etmeye yaracak bilgiler, şüpheli davranış şekilleri ve bu şahıslarla karşılaşılması durumunda
nasıl davranılacağı gibi hususlar eğitim konuları arasında yer almalıdır.
4. Fiziki Tedbirlerin Güncellenmesi
Ülkemizde teröristlerce gerçekleştirilen intihar saldırılarına bakıldığında, başta polis ve
asker olmak üzere devletin operasyonel gücünü temsil eden güvenlik birimlerinin hedef alındığı
görülmüştür. Bununla birlikte, zaman zaman da olsa il valilerinin ve sivil halkın da hedef olarak
seçildiği de dikkate alınmalıdır.
Bu bağlamda, gerçekleşebilecek intihar saldırı eylemlerine karşı alınabilecek fiziki
tedbirler kapsamında, öncelikle, Emniyet birimlerine ve Askeri birliklere giriş ve çıkışlar ile
başta valilik binaları olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait binalar için
alınabilecek güvenlik tedbirleri şu şekilde sıralayabiliriz;
8

Öncelikle bu binaların çevrelerinde “güvenlik bölgeleri” oluşturulmalı, bu bölgeye
giren kişilerin hal ve hareketleri dikkatli bir şekilde kontrol edilmeli.

Giriş ve çıkışlarda uygulanan personel daimi kartı ve ziyaretçi giriş kartı uygulaması
titizlikle sürdürülerek uygulanmalı ve bu uygulama sıralı amirlerce kontrol
edilmelidir.

Yaka kartı olmayan personel ve ziyaretçi hiç bir suretle bina içerisine ve eklentilerine
sokulmamalıdır. Ziyaretçi görüşmelerinin, bu amaçla düzenlenmiş olan mevcut
ziyaretçi odalarında yapılması sağlanmalıdır

Ziyaretçi ve personel girişleri farklı kapılardan olmalı ve bunu bağlı düzenlemeler
ilgili birimlerce yapılmalıdır.

Ziyaretçi giriş kapılarında güvenlik kontrolleri mümkünse teknik cihazlarla yapılmalı
(X-Ray Cihazı, Kapı Tipi Metal Detektör, El Detektörü), bu çerçevede paket, valiz,
çanta, koli, çiçek ve benzeri eşyaların denetimi sağlanmalı, teknik cihazların olmadığı
yerlerde bu kontroller personel tarafından paketler açtırılmak suretiyle yapılmalıdır.

-Binaların etrafı, özellikle giriş ve çıkışları ile diğer hassas noktalara konulacak gizli
kameralarla kontrol edilerek görüntüler video kaydına alınmalıdır.

-Binalar içerisinde özel veya resmi araçlar için tahsis edilen oto parklar denetim
altında tutulmalı, personel ve ziyaretçilere ait araç park yerlerinin ayrı ayrı olması
sağlanmalı ve bina etrafında gelişi güzel otoların park etmesine izin verilmemelidir.

Ancak tüm bu önlemler alınırken, çok olağanüstü bir durum olduğu imajı
verilmemelidir. Bu şekilde yoğun önlemler alındığını gören vatandaşın gereksiz
korku ve endişeye kapılarak resmi binalara girmelerinin önüne set çekilebileceği de
düşünülerek, alınacak önlemler konusunda oldukça ölçülü ve dengeli olmak
gerekmektedir (Karademir, 1999: 27).
Sonuç
Sonuç olarak, terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen bombalı intihar saldırıları
incelendiğinde; eylem kararı alındıktan sonra, bu tür saldırılara engel olmanın oldukça güç
olduğu görülmekle birlikte, emniyet birimlerince yapılan başarılı operasyonlar sonucu bazı
intihar bombacılarının yakalanarak, gerçekleşebilecek üzücü olayların engellenebildiği de
bilinmektedir. Bundan sonra da, olabilecek intihar saldırılarına karşı, alınabilecek etkin önlem
ve tedbirlerin, eylemlerin engellenmesi veya en azından eylem sonucunda meydana gelecek
zayiatın en aza indirgenmesi noktasında faydalı ve de gerekli olduğu değerlendirilmektedir.
9
Yukarıda anlatıldığı şekliyle, terörle mücadelede öncelikli rol üstlenen operasyon ve
istihbarat birimlerinin işbirliği ve koordinasyonu ile ortak tutum ve davranışlarının, elde edilen
başarıdaki öneminin yanında, vatandaşların da bu noktadaki duyarlılıklarının ve tutumlarının
olumlu katkıları göz ardı edilmemelidir.
Kaynakça;

İntihar Saldırıları, Kemal Karademir, TEMÜH Dairesi Başkanlığı Yayınları, No:12, s.
7-8, Ankara- 2003

TEMÜH Dairesi Başkanlığı Tarafından Yapılan İstatistiki Değerlendirme, Terörle
Mücadele Şube Müdürleri Toplantısı, Mayıs 2009- Antalya

İl
Emniyet
Müdürü
Hüseyin
Çapkın’ın
Olayla
İlgili
Basın
Açıklaması,
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16178946.asp son yararlanma;11 Şubat 2012

İntihar saldırıları ve Türkiye; Karademir Kemal, Polis Bilimleri Dergisi, Cilt:1, Sayı:4,
Temmuz 1999

Terörle Mücadelede Ortak Tutum ve Davranışın Önemi; Kemal Karademir,
Tercüme/Rapor Değerlendirme, EGM Polis Dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran 2008, sayı
56, s. 26

Demokratik Polislik; Demokratik Toplumlarda Polislik Uygulamaları, Alioğlu
Yayınevi, İstanbul, 2014
10

Benzer belgeler