PDF Anahtar Ocak 2013 - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Transkript
PDF Anahtar Ocak 2013 - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit BİNGÖL’ün Değerlendirmesi Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma OCAK 2013 YIL: 25 SAYI: 289 Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi m kak No ) 427 tp://vg olu So Faks: (312 et: ht Gelib intern 0 Hat) .gov.tr 90 (1 yi 467 55 vgm@sana a: e-post . SAYI 2012/2 Ölç İRTA inde T t DEM netim Umu kin TOKA lik Yö E li r. im I çD liği li Ver o NLIĞ D im . BAKA Ver Yrd LOJİ mesi) KNO ÜRLÜĞÜ gücü 79 D VE TE 07) İş ı Çözümle MEZ NAYİ ENEL MÜ 690 ANKARA (312) 467 47 0 A S -2 , ): 7 G e 06 ergi İLİM ınt LİK 98 UİÇ ks (D klıder .gov.tr T.C. B VERİMLİ 5 Kava 30 22 - Fa m.sanayi de (1 rusal Bağ r. Halit S i n 7 k No: ğ ii vg 42 ka li :// y ) So tp D ht (312 oğ ana libolu bilir rnet: Faks: iye S İlişkisi (D ulana KAYA7 55Ge90 (10 Hasat)na-yi.gov.tr - inte Türk lar m@ e Uyg AN 12) 46 tırım elerd İN HARM Tel: (3e Be-irposta: vg m t ve Ya le e İş ARL sind timi v Demet B rilme mi ve Bir Yöne ın Ve e Risk rların ma Yönt ygulama a r a U Y ebe K Sırala KUTA İ uhas methee ilgün Ç ro tsel M . Dr. N EKTÜFEK Yöne Olarak P ç o D en ma T Yrd. Araç kiley et r. Fat t D E . ı ç o sın iy Yrd. D rman Memnun piti fo r e s P e in Te rının inin v şanla Faktörler üzeylerin li ERBAŞI D a Çalı s Dr. A NÜVAR . Bank tsel Stre ç o Yrd.D Osman Ü ARAT Örgü y ör. Tuga Öğr.G elik e Yön şım in kla netim je Yö lsel Bir Ya USTA o r P a e mad Mod Dr. Aydın Kalkın oç. usal Yrd.D Kam LÜĞÜ ÜDÜR AKANLI LOJİ B ĞI - VER İMLİ EL M LİK GEN T.C. BİL İM Y , SANA NO İ VE TEK -1 3 8 8 NLIĞI BAKA OLOJİ N K E T Ü E Ğ NAYİ V L MÜDÜRLÜ kezi İM, SA er NE T.C. BİL RİMLİLİK GE rimlilik M e VE V in ’n iye 2012/3 Türk LİLİK G ENEL M ÜDÜR LÜĞ İMLİ Ü - VER LİK DER GİSİ - AKANLI LOJİ B TEKNO T.C. 8 13-138 ISSN 10 T.C. BİL İM NLIĞI BAKA OLOJİ N 388 K E T E 0 1 3 -1 ĞÜ NAYİ V L MÜDÜRLÜ ISkeSNzi1 İM, SA er NE İL E B G M . İK .C ik T LİL lil Bİ VERİM in VeBrim ir KO iye’n his: /1ması Tmüerkve Teş U2y0g1u2la Ş - VERİM LİLİK 1013 liği endis Müh maları im iş la ğ u Uyg if ÖZER in De im İç M. Ak önet aj ç. Dr. imli Y r o e sal İm ir D V ve urum in eB K k t E )’nin ri Üzerin ma Y K ır le i (T Araşt ER etim tici Görüş e e Yön BİÇ Kalit ileri: Yön Baha İNCİ m is la n k p t E To an EK Gör. ine E Öğr. ç. Dr. Has LDÖKEN Üzer o A D N . it d Yr Üm ve İş Gör. üresi Öğr. ma S zeylerine ş lı a Ç i ü a D d k n Etkis lılı yo l Bağ nizas RA Orga Örgütse a KA y in r r e ın le D ın en Dr. me İşgör me Sıklığ lendir mi tir eğer le Değiş ans D me Prob AŞI m r rcü erfo RB ard P zındaki Te . Dr. Ali E corec a oç inin ced S Türkçe Y rd. D alites ımı n Y K la t a e in B m yıl in a iz Y m H e n t e al v onksiyo ulaması Yön F de M Uyg RPUZ elerin İçin Kalite m t KA İşle sı Utku TESTİK Food Artırılma t s a F aner KDİL C t a A ur tma P Dr. M Doç. oç. Dr. Fa ından D ımlar mları r a s a T ru u in r D it e N V rinin Etkilenm zu ARSLA I ticile ör. Ar ra ARĞILL Tüke G r. im Öğ Es Giy Hazır İ VE SANAY BİLİM, VE LIĞI - BAKAN OLOJİ TEKN Yİ VE , SANA I NLIĞ BAKA LOJİ ĞÜ KNO LÜ VE TE MÜDÜR İ RA Y 7 47 79 A KA AN GENEL 12) 46 0 AN 0669 gi): (3 İM, S K C. BİL ERİMLİLİ 5 Kavaklıdere - Faks (Der nayi.gov.tr : V .sa 30 22 IS S N İM ĞI - VER NEL M K GE RİMLİLİ İDERGİS 2012/3 . SAYI ĞI KANLI Jİ BA Ü Ğ NOLO E TEK ÜDÜRLÜ RA 79 V İ Y KA 467 47 ANA GENEL M 0 AN (312) e 0669 ergi): LİLİK ks (D ov.tr klıder .g 5 Kava 30 22 - Fa m.sanayi 7 k No: vg Soka 12) 42 et: http:// ks: (3 rn at) - Fa .tr - inte .gov sanayi i s i g r e D k i l i l m i r e V rikçi Teda ma ında rtam ir Uygula K O R B tim a Üre rine Dair tafa ÖZTÜ S d ın n e s YA İlişkil ç.Dr. Mu Zama ENKA A Ş o in Tam y LIC Yrd.D r. Hüse ÇAM oç.D ekiye Yrd.D ğr.Gör. Z riterli K Ö Çok lama PSIS ü: TO Bir Uygu ELİ m ü ın Ölç erine EMİR ansın ntemi Üz Erhan D NMEZ E r. ö form e Per r Verme Y rd.Doç.D ine TÜK m t le M a Y İş N. nün Kar ç.Dr. ktörü esi o e S .D d Yr ılım celenm z a Y ve U İn ması kalarının ide MUTL zarla r e ım Pa arlama Z MUŞ - Fe ın ın r Yazıl z U la K Pa an llah O Elem erini Abdu retim eki Etkil ma r. ğ Ö .D ç d ın Do zerin raştır ların Çaba anışları Ü elik Bir A ARACA n K tirme vr Geliş Alma Da lçmeye Yö r. Şükran ÜLMEZ ış t a S Ö G ö Satın Öğr.G r. Mustafa k Olara Doç.D temi rneği n ö Y e Ö m ık ir ıl nkac rlend İLTER Değe uramı: Ba H. Kemal K mans r. rinin K-D erfor m Yüzeyi E P il Ş ir k B Et e Uyu ağan ŞİM rüne dırma ve ö t K k y e ) Era il S tlan Tekst yet - Fiya Açısından Uşak İR ri ali izi’nin retim - M at Süreçle ail AYDEM r K 8 i (Ü 200 İhrac ç.Dr. İsm nmes o İncele Yrd.D ÜDÜR LÜĞÜ -V LİK D ERİMLİ AYI 2/1. S İ - 201 ERGİS T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LIĞI AKAN LOJİ B TEKNO LÜĞÜ E V İ Y R NA ÜDÜ erkezi İM, SA NEL M T.C. BİL RİMLİLİK GE rimlilik M e VE V in iye’n 2012/2 Türk T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN AYLIK YAYIN ORGANIDIR OCAK 2013 YIL: 25 SAYI: 289 Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır. ISSN: 1300-2414 Yayın Türü: Yerel Süreli Türkçe - İngilizce SAHİBİ T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA GENEL MÜDÜR Anıl YILMAZ GENEL KOORDİNATÖR Dilek BİRBİL SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Cangül TOSUN YAZI KURULU Cangül TOSUN - Bahadır AVŞAR İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU Gülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU FOTOĞRAFLAR Hakan CANBAKIŞ Cüneyt OLGAÇ ABONE Mehtap EMRE (312) 467 55 90 / 331 [email protected] Anahtar Dergisi’nin PDF dosyalarının her ay düzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini istiyorsanız, konu alanına “Anahtar” yazıp [email protected] adresine boş bir e-posta atabilirsiniz. Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. YÖNETİM YERİ T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Gelibolu Sokak No: 5 Kavaklıdere 06690 ANKARA Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat) Faks: (312) 427 30 22 Faks (Dergi): (312) 467 47 79 e-posta: [email protected] internet: http://vgm.sanayi.gov.tr GRAFİK TASARIM ve UYGULAMA Torna TASARIM BASKI KORZA YAYINCILIK BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Büyük Sanayi 1. Cad. 95 / 1 İskitler - Ankara Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27 BASILDIĞI TARİH: Anahtar Dergisi’nin Ocak 2013 sayısı 16.01.2013 tarihinde basılmıştır. K üreselleşme süreci özellikle 1980’lerden sonra, şehir ve bölgelerin küresel rekabette oynadığı rolü artırmış, bu bağlamda, kalkınma konusunda yerel ölçekte düşünme ve iş yapma kapasitesinin artırılmasını gerekli kılmıştır. Bilindiği gibi ülkemizin bölgesel kalkınma politikalarında temel amaç; bölgelerin verimliliğini yükseltmek suretiyle, ulusal kalkınmaya, rekabet gücüne ve istihdama katkıyı artırarak ekonomik gelişme ve sosyal refahı ülke geneline dengeli bir şekilde yaymaktır. Bu doğrultuda, bölgesel gelişme ile ilgili olarak Kalkınma Planı ve orta vadeli programlarda belirtilen ve sanayi politikası çerçevesinde ele alınabilecek taahhütler arasında genel olarak; bölgesel gelişme politikasının merkezi düzeyde etkinleştirilmesi, yerel dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişmenin sağlanması ve yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artırılması unsurları yer almaktadır. Ülkemiz ekonomisi, son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biridir. Bununla birlikte, büyüme ve gelişmenin toplumun tüm kesimlerini içermesi gerçek anlamda hakkaniyetli bir kalkınma için şarttır. Kalkınma Bakanlığımız öncülüğünde, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, bizzat vatandaşları kalkınma sürecine katan, kalkınmanın nimetlerini de tüm topluma yayan bir anlayış, ülkemiz kalkınma anlayışının özünü oluşturmaktadır. Bu felsefenin hayata geçirilmesinde Kalkınma Ajansları yerel inisiyatifi güçlendirme ve kurumsal koordinasyonu sağlama bakımından son derece önemli bir görevi üstlenmiştir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Kalkınma Ajanslarımızın faaliyetlerini ve bölgesel işbirliği olanaklarını yakından takip ediyoruz. Bakanlığımızın görevlerinden birçoğu bölgesel niteliği olan ve bölgedeki paydaşların içerilmesini gerektiren, dolayısıyla Kalkınma Ajanslarının işbirliği ve katkısına ihtiyaç duyan faaliyetleri içeriyor. Bunlardan bazılarını saymak gerekirse; Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme merkezleri, kümelenme, Ar-Ge merkezleri, bilim merkezleri ve üniversite-sanayi işbirliği kapsamındaki faaliyetler, girişimcilik ve yenilikçiliğin geliştirilmesi, bölgelerdeki işletmelerin kurumsal kapasitesi ve verimliliğinin artırılması, KOBİ’lere yönelik finansman desteği ve diğer destek faaliyetleri, bölgesel sürdürülebilir üretim (temiz üretim) merkezleri kurulması, yerel bilginin kullanılabilir kılınması için altyapı oluşturulması gibi çok çeşitli kesişim alanları olduğunu söyleyebiliriz. Kalkınma Ajanslarımız temiz üretim de dahil olmak üzere hazırladıkları yeni destek programlarıyla ve diğer faaliyetleriyle Türk sanayisinin doğru yönde gelişimine büyük katkı sağlamaktadır. Anahtar Dergisinin bu sayısında bölgesel düzeyde verimlilik artışı sağlamada önemli rolü olan Kalkınma Ajanslarına yer verdik. “Bölgesel Kalkınmada Verimlilik - Kalkınma Ajansları” temasıyla yayımlanan dergimize değerlendirmeleriyle destek olan Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Sayın Nahit BİNGÖL’e ve faaliyetleri hakkındaki yazılarıyla katkı veren Kalkınma Ajanslarımızın değerli yönetici ve çalışanlarına teşekkür ederiz. 2013 yılının bu ilk sayısında, dergimizle ilgili bazı yenilikler de yaptık. Sayfa sayısının artması, bilişim, bilim ve teknolojiye düzenli olarak ayıracağımız bir bölüm, dergiye çeşitli formatlarda daha kullanışlı erişim sağlanabilecek bir web portalı* bunlardan bazıları. 2013 yılında da her ay belli bir konu etrafında farklı bakış açılarını bütüncül bir şekilde ve doyurucu bilgilerle okuyucularımıza sunmayı hedefliyoruz. Anıl YILMAZ Genel Müdür * http://anahtar.sanayi.gov.tr/ Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit BİNGÖL’ün Değerlendirmesi Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi İçindekiler 4 KALKINMADA ANAHTAR VERİMLİLİK OCAK 2013 YIL: 25 SAYI: 289 T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ISSN 1300-2414 OCAK 2013 YIL: 25 SAYI: 289 İ BAKANLIĞI RLÜĞÜ 90 ANKARA Faks (Dergi): (312) 467 47 79 //vgm.sanayi.gov.tr 4 Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit BİNGÖL'ün Değerlendirmesi 8 Küresel Kent İstanbul İçin Çalışan Bir Çözüm Merkezi: İstanbul Kalkınma Ajansı / Doç. Dr. Abdülmecit KARATAŞ 10 Doğu Marmara 2012 Yılı Sanayi Kuruluşları Sektörel Performans Değerlendirme Yarışması Ahmet YAZICI 13 Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Temiz Üretim Mali Destek Programı / Ertuğrul AYRANCI 16 Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor 18 İzmir’de Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Projesi / Sibel ERSİN 20 Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma: BEBKA Dr. Mehmet Sait CÜLFİK 22 Yaşama Artımız Var / Elçin DEMİREL 24 Bölgemizdeki Lokomotif Sektörlerin Rekabet Gücünü Artırmak İçin Çalışıyoruz / Dr. Bülent ÖZKAN 14 Sayı 289 Ocak 2013 48 26 Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi: Karacadağ Kalkınma Ajansı / Dr. İlhan KARAKOYUN 28 Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı / Mevlut ÖZEN 30 Bölgesel Kalkınmada Lider Kuruluş: Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA) / Ahmet AKMAN 32 Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN) Dr. H. Mustafa PALANCIOĞLU 34 Topolojik Malzemeler: Bilim ve Kritik Teknolojilerde Yeni Devrim / Tuğrul HAKİOĞLU 40 Kamuda Bir Marka: Bursa Valiliği 42 Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri 2012 Yılı Üçüncü Çeyreği Sonuçları Açıklandı 46 Bulut Bilişim Uygulamaları ve Bilgi Toplumuna Etkileri – 1 / Dr. Mustafa Kemal AKGÜL 48 11. Sanayi Kongresi Gerçekleştirildi 49 Demir-Çelik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Açıklandı 50 Temiz Üretim Sempozyumu Hazırlıkları Çerçevesinde Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer ile Görüşme 51 Fransa’da Düzenlenen “Yaşam Döngüsü Analizi” Konferansı ile “Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin Eğitimi” Çalıştayına Katılım Sağlandı 52 Productivity in Regional Development Development Agencies 54 Sanayi Göstergeleri / Industry Indicators 55 Bilim ve Teknoloji Göstergeleri Science and Technology Indicators 56 Ulusal ve Uluslararası Verimlilik İstatislikleri National and International Productivity Statistics Ulusal Verimlilik İstatislikleri National Productivity Statistics OCAK 2013 3 Kalkınma Ajansları yeni dönem bölgesel gelişme politikalarımızın kurumsal yapı taşı olarak kabul edilmektedir Nahit BİNGÖL Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü 2023’te “Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden birisi olma, kişi başı 25 bin dolar gelire ulaşma ve 500 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşma” hedeflerini koyan Türkiye, dünya ekonomilerinde yaşanan durgunluk ve gerilemenin aksine dünyanın hızla büyüyen birkaç ekonomisinden biridir. Türkiye’nin gelişimi belirli alanlarda somut sonuçları tezahür etmektedir. Dünya Ekonomik Forumu’nun Türkiye’nin 2012-2013 yılı Küresel Rekabet Edebilirlik Raporu’na göre ülkemiz önceki yıla kıyasla 16 sıra birden yükselerek 144 ülke arasında 43. sıraya yükselmiştir. Artan rekabet gücümüzün ardında makroekonomik istikrar, altyapı yatırımları ve özel sektör verimliliği yatmaktadır. Kamu, özel ve üçüncü kesimin işbirliği, kamunun düzenleyici rolü ve özel kesimin dinamizmi ile girişimcilik diğer etkenlerdir. Bu gelişme eğiliminin sürdürülebilmesi, yeni işbirliği biçimlerinin, mekanizmaların ve platformların oluşmasıyla yakından ilgilidir. Paralel olarak beşerî kaynakların niteliklerinin, kurumsal kapasitelerin ve işgücü piyasasının etkinliğinin artırılması gerekmektedir. Büyüme potansiyelinin değerlendirilmesinin ve büyümeyle gelen refahın tabana yayılmasının önümüzdeki dönemde de öncelikli olduğu bilinmektedir. Bu amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesinde bölgesel gelişme politikası da etken olacaktır. Son yıllarda, dünyada ve Türkiye’de, bölgesel gelişme politika ve uygulamalarında kaynağını teorik gelişmelerden de alan bir dönüşüm yaşamaktayız. Gelişen yeni yaklaşım, araç ve uygulamaları “Yeni Bölgesel Gelişme” olarak adlandırmaktayız. Bu 4 OCAK 2013 süreçte kapsamlı kamu müdahaleleri önemini muhafaza etmekle beraber yerel potansiyeli harekete geçirmeye dayanan iç (endojen) büyüme kavramı; yukarıdan aşağıya planlamayı tamamlayacak şekilde aşağıdan yukarıya kalkınma ve planlama yaklaşımı öne çıkıyor. Bölgelerin kendi potansiyelini, kaynaklarını ve imkânlarını azami ölçüde değerlendirmesi, bireylerin ve yerel kurumların etken kılınması, planlama, programlama, strateji geliştirme kabiliyetlerinin artırılması, işbirliği ve yönetişim platformlarının oluşturulması önem kazanıyor. Bunlar geri kalmış bölgelerde değil, sosyal amaçlardan feragat etmeden sürdürülebilir rekabet gücünün sağlanması amacına matuf olarak bütün bölgeler için geçerlidir. Yeni uygulamalar ile yalnızca kamu kurumları değil yerel yönetimler, özel kesim, üniversite temsilcileri ve iş dünyası ortak sorumluluk alıyor. Kısaca, yeni anlayışımızın anahtar kelimelerini yönetişim, işbirliği, rekabet, sosyal politika sürdürülebilirlik ve strateji kavramları oluşturmaktadır. Farklı kurumsal düzenlemeler ve destek mekanizmaları yoluyla az gelişmiş bölgelerimizin ve kırsal yörelerimizin ekonomik ve sosyal gelişmesinin önü daha fazla açılabilecektir. Yeni bölgesel gelişme uygulamalarımızın yapı taşları Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi (BGUS), Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulu, Bölgesel Gelişme Komitesi, bölge kalkınma idareleri, kalkınma ajansları ve bölge planlarıdır. BGUS, bölgesel gelişme ve bölgesel rekabet edebilirlik açısından ulusal düzeyde koordinasyonu sağlamak, mekânsal gelişme ve sosyo-ekonomik kalkınma politikaları arasında uyumu güçlendirmek ve alt ölçekli (bölge ve il) plan ve stratejilere genel çerçeve oluşturmak üzere hazırlanmaktadır. Bölgesel kalkınmayla ilgili faaliyetlere yön vermek üzere oluşturulan stratejik bir çerçeve belge olan BGUS, bölgesel gelişme politikasının temel amaçlarını, hedeflerini ve ilkelerini ortaya koymaktadır. BGUS; Kalkınma Planları, ulusal sektörel stratejiler, AB uyum süreci ve diğer uluslararası işbirliği alanlarında bölgesel gelişmeye konu faaliyetler ile bölgesel ve yerel düzeydeki plan ve programlar arasındaki bağdaşıklığı güçlendirecek, sektörel, tematik ve bölgesel politikaların etkileşimini artıracaktır. BGUS, küresel eğilimler ve yakın çevre gelişmelerini ulusal ve bölgesel plan, program ve stratejiler ile birlikte analiz edip, bölgelerin kendilerine has özelliklerini ortaya koyarak mekâna dayalı, tematik alanlarda stratejiler geliştirilmesi anlayışı kapsamında katılımcı bir şekilde hazırlanmaktadır. 2013 yılı ilk yarısı içinde tamamlamayı planladığımız BGUS, 10. Kalkınma Planı hazırlıkları ile etkileşimli ve eşzamanlı olarak çalışılmakta olup kalkınma ajanslarının yeni dönem bölge planlarına da çerçeve oluşturacak ve kalkınma alternatifleri sağlayacaktır. Merkezi yönetim içinde bölgesel gelişme politikasının tasarlanması ve uygulanmasında temel karar organı olarak Sn. Başbakan başkanlığında bazı Bakanlardan müteşekkil Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulu kurulmuştur. Kurul, bölgesel gelişme alanında ulusal düzeyde genel politikaları ve öncelikleri tayin ederek, ulusal ve sektörel politikalarla bölgesel gelişme politikalarının bütünlüğünü ve koordinasyonunu sağlayacak üst düzey kararları alacak ve bölge planlarını, stratejileri ve eylem planlarını onaylayacaktır. Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulu'nda temsil edilen kuruluşların üst yöneticilerinden oluşan bir Bölgesel Gelişme Komitesi de teşkil edilmiştir: Bölgesel Gelişme Komitesi bölgesel gelişme alanında ulusal düzeyde politika önerileri geliştirecek ve bölgesel gelişmeyle ilgili konularda koordinasyonu ve işbirliğini sağlayacak bir teknik işbirliği platformu olarak işlev görecektir. BGUS, Bölgesel Gelişme Komitesi’nde görüşülerek Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulu’na arz edilecek, Kurul’un onayını müteakip plan hiyerarşisi içerisinde bölgesel gelişme politikalarının referans alacağı ana doküman olarak yürürlüğe girecektir. Bölgesel gelişmenin yönetişim yapısında yeni bir unsur ise Konya Ovası Projesi (KOP), Doğu Anadolu Projesi (DAP) ve Doğu Karadeniz Kalkınma Projesi (DOKAP) için uygulamayı hızlandırmak ve koordinasyonu etkili kılmak amacıyla bölge kalkınma idarelerinin kurulmuş olmasıdır. Son olarak, bölgesel gelişme politikalarımızın bölge düzeyindeki temel kurumsal ayağı olarak kurulan Kalkınma Ajansları yeni dönem politikalarımızın kurumsal yapı taşı olarak kabul edilmektedir. Kalkınma Ajansları 2006 yılında yürürlüğe konulan 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun ile bölgesel kalkınmada yeni bir anlayış başlamıştır. Ajanslar, bütüncül bakış açısına sahip, esnek örgütlenmiş, hızlı karar alabilen, katılımcı karar almayı gözeten ve nitelikli işgücü istihdam edebilen birimlerdir. Ülkemizde ajansların temel işlevleri kalkınmanın ülke sathına dengeli olarak yayılması, yerel potansiyelin harekete geçirilmesi, bölge düzeyinde işbirliği ve iletişim ağlarının geliştirilmesi ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasıdır. Kalkınma ajanslarımızdan beklenen, iç dinamiklere dayalı olarak kalkınmayı gerçekleştirmek, yerel kesimler arasında işbirliği ağlarını güçlendirmek, kuruldukları bölgenin ulusal ve küresel çapta rekabet gücünü artırmak ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamaktır. Esasen kalkınma ajanslarının etken olduğu, yeni bölgesel gelişme yaklaşımının felsefesi; insanımızın içindeki cevhere güvenmek ve ondan beslenen bir dinamizmle fark yaratabilmektir. Kalkınma Ajanlarının Teşkilat Yapısı Kalkınma ajansları, danışma rolü üstlenen Kalkınma Kurulu, karar organı olan Yönetim Kurulu ile icra organı olan Genel Sekreterlikten oluşmaktadır. Kalkınma Kurulu bölgedeki tüm kesimlerden gelen azami 100 temsilciden oluşmaktadır. Kurulun temel işlevi, bölgedeki aktörler arasında işbirliklerini geliştirmek ve ajansı yönlendirmek, politika tavsiyelerinde OCAK 2013 5 bulunmak, ajans faaliyet raporlarını görüşmek ve Yönetim Kurulu'na önerilerde bulunmaktır. Yönetim Kurulu, karar organıdır ve valiler, il genel meclisi başkanı, belediye başkanları, ticaret ve sanayi odası başkanlarından oluşmaktadır. Ajansın icra organı Genel Sekreterliktir. İşlevi; bölge plan ve programlarını oluşturmak, bu plan ve programa göre oluşturulacak destek programlarını yönetmek, projelerin izlemesini ve değerlendirmesini yapmak, bilgi derleme ve analizi gibi işleri tamamlamak, destek projeleri için takip süreçlerini tamamlamak gibi görev ve sorumlulukları yerine getirmektedir. Ayrıca, bölgeye yatırımcı çekmek ve izin ruhsat işlemlerini tek elden takip etmek amacıyla illerde Yatırım Destek Ofisleri kurulmaktadır. Kalkınma ajanslarının gelirleri temel olarak merkezi bütçe, il özel idareleri, belediyeler ve sanayi ticaret odalarından ayrılan fonlar ile diğer gelirlerden oluşmaktadır. Kalkınma ajansları kuruluş aşamasını tamamlamış, kurumsallaşma yolunda önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Halen toplam yaklaşık 950 personel ajanslarımızda görev yapıyor. Ajanslar bu süreç içerisinde bir taraftan kurumsal kapasitelerini güçlendirirken diğer taraftan bölgelerinde planlama, destek, tanıtım, koordinasyon, izleme ve değerlendirme gibi saha çalışmalarında tecrübe edindiler. Bölge planının hazırlanması, bölgesel stratejilerin geliştirilmesi, kümelenme çalışmalarının yönlendirilmesi, yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi ile mali ve teknik destekler konusunda ilerleme kaydettiler. 6 OCAK 2013 Kalkınma Ajanslarının Sağladığı Destek Türleri Kalkınma ajansları bölgelerinde yer alan kamu kurumları, KOBİ’ler, özel sektör kuruluşları, dernek, birlik ve STK’lara mali destekler ve teknik destekler olmak üzere iki tür destek sağlamaktadır. Ajansların projelere sağladıkları mali ve teknik destekler, ilgili projelerin gerçekleştirilmesinin yanı sıra kalkınmanın tabana yayılması, kalkınma bilincinin geliştirilmesi, verimliliğin artırılması ve işbirliğinin güçlendirilmesi için de önem taşımaktadır. Mali destekler, yararlanıcıların; sektörleri, büyüklükleri, uzmanlık/ gelişmişlik düzeyleri, mali ve kurumsal kapasiteleri, faaliyet alanları ve en önemlisi de bölge öncelikleri ile örtüşen gereksinimlerindeki farklılıkları dikkate alacak şekilde dört farklı yöntemle verilmektedir. Birinci tür, doğrudan finansman desteğidir. Bu destek türü teklif çağrıları ile ilan edilen ve küçük ölçekli altyapı projelerine, sosyal kalkınma projelerine ve yaygın olarak da bölgedeki işletmelerin geliştirdiği projelere verilen mali desteklerdir. İkinci mali destek türü, doğrudan faaliyet desteğidir. Bunlar bölge için kritik öneme sahip araştırma ve planlama çalışmaları, acil nitelikli stratejik eylemler ile yenilikçilik ve girişimcilik kapasitesini geliştirmeye yönelik çalışmalara verilen desteklerdir. Üçüncü tür, güdümlü proje desteğidir. Girişimcilik ve yenilikçilik altyapısı, iş geliştirme merkezleri, teknoparklar, fuar, ticaret merkezi vb. alanların desteklenmesine yönelik proje bazlı bir destek türüdür. Dördüncü mali destek türü ise girişim sermayesi, kredi garantileri, faizsiz finansman, faiz desteği vb. konularda ilgili kuruluşlarla işbirliği ile yürütülen ve işletmelerin değişen ve gelişen ihtiyaçlarına göre sürekli zenginleştirdiğimiz ve farklılaştırdığımız, kurumsal düzeyde geliştirilen finansman destek programlarını içeren desteklerdir. Teknik destekler ise; eğitim verme, lobi faaliyetleri yürütme, uluslararası ilişkiler kurma, geçici uzman ve rehber personel görevlendirme, program ve proje hazırlanmasına katkı sağlama ve danışmanlık destekleri temini şeklinde uygulanan ve kurumsal kapasiteyi ve beşerî sermayeyi geliştirmeye yönelik desteklerdir. Kalkınma ajansları, Aralık 2012 itibarıyla yaklaşık 1,3 milyar TL’lik mali destek programı açıklamış, bu miktarın 855 milyon TL’lik kısmını sözleşmeye bağlamıştır. 2013 yılı için ise 26 kalkınma ajansımız toplam 550 milyon TL tutarında 74 proje teklif çağrısının uygulama sürecini 2012 yılı sonu itibarıyla başlatmıştır. 2012’nin son çeyreği itibarıyla kapanan ve süreci devam etmekte olan toplam 19 bin 941 proje başvurusundan desteğe hak kazanan 4 bin 130 proje değerlendirildiğinde, ajanslarca eş finansmanla birlikte yaklaşık 1,8 milyar TL büyüklüğünde kaynağın harekete geçirildiği görülmektedir. Ajansların sağladıkları desteklerin etkisini artırmak ve halen uygulamada olan ve geliştirilen diğer desteklerle mükerrerliği engelleyerek desteklerde tamamlayıcılık ve bütünlüğü sağlamak amacıyla Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, İŞKUR, TÜBİTAK gibi diğer kurumlarla işbirliği kuruyoruz. Ajanslarımız, Bakanlığımız koordinasyonunda KOSGEB, Kalkınma Bankası, DEİK gibi kurum ve kuruluşlarla işbirliği protokolleri imzalamaktadır. Rekabet Gücü Yüksek Bölgeler Rekabet Gücü Yüksek Türkiye Ajansların iktisadi ve sosyal politika uygulama araçları, bölge planlama çalışmaları, projelere sağlanan mali destekler ve bölgelerin kurumsal kapasitesinin geliştirilmesi bölgenin verimliliğini artırmaya dönüktür. Bölgedeki iş ve yatırım imkânlarının geliştirilmesi işletmelerin verimlilik artışını ve bunun devamında bölgenin rekabet gücünün artmasını sağlamaktadır. Uzun vadede sürdürülebilir kalkınmanın temelleri bu şekilde güçlendirilmektedir. Bir bölgenin rekabet gücü dar anlamda bölgedeki işletmelerin rekabetçilik düzeyi demektir. Bölgedeki işletmelerin verimliliği, beşerî, mali ve doğal kaynaklarını kullanma kabiliyeti bölgenin rekabet gücünü etkilemektedir. Bu nedenle kalkınma ajansları, bölgelerin rekabet gücünün artmasına yönelik stratejiler belirlerken, bölgenin iç kaynaklarının etkili ve verimli kullanabilmelerine odaklanmaktadır. Rekabet gücü yüksek olan firmaların yer seçimi bölgesel gelişme konusudur. Bu noktada kalkınma ajansları bünyesinde oluşturulan Yatırım Destek Ofisleri işlev görmektedir. Yenilikçi uygulamaların bir üretim gereksinimi olarak algılanması ve başta insan kaynağı ve tasarım kabiliyeti olmak üzere bölgenin tüm kaynaklarının optimum düzeyde kullanılması ve inovasyondan kaynaklanan rekabet gücünün sürekli kılınması önümüzdeki süreçte de kalkınma ajanslarının gündeminde yer alacaktır. Ajanslar KOBİ’lerin finansmanı alanında farklı hedef kitlelere yönelik farklılaşmış finansal enstrümanlar geliştirmektedir. Bu araçlar vasıtasıyla fon arz ve talebinin birbirini karşılama oranının yükseltilmesi ve finansal piyasalarda verimliliğin artırılması hedeflenmektedir. Kalkınma ajanslarının yerel talebi de dikkate alarak geliştirdikleri işletme desteklerinin doğru ve tasarlanan etkiyi yaratması hedeflenmektedir. Bu kapsamda politika ve program tasarımı aşamasında daha önceki programlardan edinilen tecrübe ve etki analizlerinin sonuçlarının incelenmesi ile bu süreçlerin daha rasyonel hale getirilerek hem verimliliğin hem de hesap verebilirliğin artırılması amaçlanmaktadır. Yerel kalkınma alanında önemli çalışmalara imza atan kalkınma ajansları tecrübelerinden ders çıkararak daha etkili mali ve teknik destek modellerini araştırmaktadır. Ajans kaynaklarının etki yaratabilmesini teminen verimli ve kapsayıcı destek modelleri üzerinde çalışılmaktadır. Hedeflerimiz Ajans destekleri ile özel sektörün; yeniliği içselleştiren ve aynı zamanda yönetim, üretim ve pazarlama süreçlerinde verimliliği optimum düzeye taşımayı gözeten bir anlayış ve çalışma alışkanlığına kavuşturulması amaçlanmaktadır. Ajans “sistem”i, kamunun politika yapma ve kaynak kullandırma süreçlerini, bilimsel yaklaşımı da esas alarak verimli kılma gayesini gütmektedir. Bölge planı hazırlıkları ve destek programlarının tasarımının her aşamasında bilimsel ve rasyonel temellere dayanan araç ve yöntemlerin kullanılması amacıyla, ajans insan kaynaklarının geliştirilmesine çalışılmaktadır. Hâlihazırda, işbirliği içinde olduğumuz kurumların destek uygulamalarına bu perspektif çerçevesinde katkı sağlanmaktadır. Mevcut destek uygulamalarının geliştirilmesi için; insan kaynağı ve mali kaynakla desteklenmiş ve güncel yerel bilgiye sahip kalkınma ajansları önemli bir politika ortağı olarak ön plana çıkmaktadır. Yönetişimin geliştirilmesi, karar alma süreçlerinin kalitesinin artırılması, ajanslarımızın ve bölgelerimizin analiz ve modelleme kapasitesinin geliştirilmesi, bölgesel gelişmenin finansmanı, -istihdam ve yoksullukla mücadele öncelikli olmak üzere- sosyal politikanın çeşitlendirilmesi ve bölgesel düzeyde ele alınması, iş ortamının iyileştirilmesi önümüzdeki dönem önceliklerimiz arasındadır. Ajansların bu kapasitesinden gerek 10. Kalkınma Planı gerek Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi çalışmaları kapsamında en üst seviyede faydalanmak için gerekli istişare mekanizmaları ve çalışma platformları oluşturulmuştur. Bu yaklaşım, yeni dönem bölge planlarının da ülke öncelikleri ve gündemi ile daha iyi entegre edilmiş bir şekilde hazırlanmasını mümkün kılacaktır. Bu çerçevede, ulusal hedefleri gerçekleştirmede bölgelere düşen görevlerin daha net bir şekilde ifade edilmesi mümkün olacak daha odaklı ve etkileri önceden belirlenmiş kamu müdahalelerinin tasarlanması için rasyonel bir politika yapma ortamı yaratılacaktır. OCAK 2013 7 Küresel Kent İstanbul İçin Çalışan Bir Çözüm Merkezi: İstanbul Kalkınma Ajansı Doç. Dr. Abdülmecit KARATAŞ / İstanbul Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Bölgesel kalkınmada yeni bir araç olarak tasarlanan ve Avrupa Birliği Bölgesel Politikasına uyum kapsamında 2006 yılında kurulmaları kararlaştırılan 26 kalkınma ajansından biri olan İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA), Aralık 2009’da aktif olarak faaliyete geçerek İstanbul’a hizmet etmeye başlamıştır. İSTKA, küresel kent İstanbul için çalışan, insan odaklı ve çevreye duyarlı, etkili ve yön veren bir çözüm merkezi olma vizyonuna sahip olup katılımcılığı benimseyerek ortak aklı temsil etmek; işbirliği ağlarının merkezinde yer alarak kaynakları İstanbul için ortak değere dönüştürmek misyonu ile hareket etmektedir. Ajans, faaliyetlerinde ve projelerinde verimlilik, yenilikçilik, sürdürülebilirlik, bilimsellik, çevreye ve kültürel değerlere duyarlılık ve katılımcılık gibi temel değer ve çalışma ilkelerini benimsemektedir. Bu ilkelerden katılımcılık ilkesi doğrultusunda İSTKA, bölgesel politikaların belirlenmesinde, yerel paydaşların katılımına zemin oluşturacak bir platform olmayı hedeflemektedir. Nitekim Ajans koordinatörlüğünde yürütülen 2010–2013 İstanbul Bölge 8 OCAK 2013 Planı hazırlık çalışmalarında yerel sahiplenmenin, sürdürülebilirliğin ve etkinliğin sağlanması için planlama sürecinin her aşamasında katılımcılık ilkesi gözetilmiş; planın stratejik amaç ve hedeflerine ulaşmak amacıyla paydaşların sürece etkin katılımı sağlanmıştır. Ortak akıl oluşturmayı amaçlayan katılımlı bir planlama süreciyle ortaya çıkan İstanbul Bölge Planı’nın vizyonu "kültürel, tarihi ve doğal mirasını koruyan; yüksek katma değer üreten ekonomik yaşanabilir ve yaşam kalitesini sürekli yükselten kent: İstanbul” olarak belirlenmiştir. İSTKA; kalkınmayı çok boyutlu, ekonomik gelişmenin yanında sosyal hakların gelişmesi, kalkınırken çevreye duyarlı olunması ve kültürel değerlerin korunması ve geliştirilmesi gibi daha geniş alanları içeren bir kavram olarak görmekte ve toplumun tüm kesimlerinin potansiyelini harekete geçirecek bir kalkınma anlayışıyla hareket etmektedir. Bölgesel kalkınmada verimlilik, İSTKA’nın katılımcılık kadar vazgeçilmez gördüğü bir diğer temel çalışma ilkesidir. Türkiye’nin ekonomik, finansal ve ticari hayatında ağırlıklı bir konuma sahip olan İstanbul’un kendi olanaklarını ve kaynaklarını yerel ve bölgesel kalkınma hedefleri doğrultusunda en verimli şekilde kullanması gerekmektedir. Bu bağlamda bölgenin beşerî sermayesi ve maddi kaynaklarının sürdürülebilir bir çerçevede, etkili ve verimli şekilde kullanılmasına, yatırım ortamının iyileştirilmesine ve istihdam ve rekabet gücünün artırılmasına yönelik faaliyetlere destek verilmektedir. İSTKA kurulduğundan bu yana önemli miktarda mali kaynağı bu gayretleri desteklemek amacıyla yerel kurum ve kuruluşların kullanımına sunmuştur. Doğrudan Faaliyet Desteği Programı, Mali Destek Programı ve Güdümlü Proje Desteği Programı kanalıyla verilen bu destekler sayesinde birçok fikrin hayata geçirilmesine yönelik projeler, Ajansın desteği ile hâlihazırda yürütülmektedir. Bu aynı zamanda, İstanbul’da kurumsal kapasitenin geliştirilmesi ve kurumların, çalışmalarını proje mantığı çerçevesinde hazırlama ve yürütme alışkanlık ve yetkinliğini kazanması için iyi bir fırsat teşkil etmiştir. Doğrudan Faaliyet Desteği Programının amacı, bölge ekonomisi için kritik öneme sahip araştırma ve planlama çalışmaları, bölgenin yenilikçilik ve girişimcilik kapasitesini geliştirmeye yönelik iş geliştirme merkezleri, teknoloji geliştirme merkezleri, teknoparklar gibi kuruluşların ve bunların tesislerinin kurulması amacıyla yapılacak fizibilite benzeri ön çalışmalar gibi bölge için önemli olabilecek stratejik eylemlerin başlatılmasına katkı sağlayacak olan faaliyetlerin desteklenmesidir. Mali Destek Programı ise İstanbul Kalkınma Ajansı'nın kullandığı öncelikli destek mekanizmasıdır. Bu program ile çeşitli tema ve öncelikler çerçevesinde belirlenen alanlara uygun projeler ile katkı sağlamak hedeflenmektedir. Güdümlü Proje Desteği Programının amacı ise bölgesel gelişmenin hızlandırılması, bölgenin rekabet edebilirliğinin güçlendirilmesi ve bölgedeki iş ortamının iyileştirilmesi açısından önem taşıyan projelerin Ajansında içerisinde bulunduğu bir süreç ile hayata geçirilmesidir. İSTKA, 24 Aralık 2010 tarihinde ilan ettiği ilk proje teklif çağrısında toplam 70 milyon TL bütçe ile üç ana başlık altında beş adet mali destek programına çıkmıştır. Bu üç başlıktan ikisi “Yaratıcı Endüstrilerin Geliştirilmesi” ve “Bilgi Odaklı Ekonomik Kalkınma” olup kapsamları kâr amacı gütmeyen kurumlara ve işletmelere yönelik olarak belirlenmiştir. Bir diğer başlık ise “Sosyal İçerme ve Toplumsal Bütünleşme Küçük Ölçekli Altyapı” olarak belirlenmiştir. Bu proje teklifleri ile 2010-2013 İstanbul Bölge Planı çerçevesinde belirlenmiş öncelikli alanları desteklemek ve bölgesel gelişimi tetiklemek hedeflenmiştir. “Yaratıcı Endüstriler” temalı iki programda teknolojik uygulamaların ve yenilikçiliğin arttırılması önceliklendirilmiştir. “Bilgi Odaklı Ekonomik Kalkınma” temalı programlar yardımıyla ise Ar-Ge faaliyetleri, bilgi ve teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması, yenilik üretme kapasitesinin geliştirilmesi gibi spesifik konulara katkı sağlanması amaçlanmıştır. Katılımcı bir süreç ile tespit edilen İstanbul Bölgesinin öncelikli müdahale alanlarına destekler, 2011 yılında da toplamda 50 milyon TL bütçeli iki ana başlık altında üç mali destek programı ile devam etmiştir. Program başlıkları ise “Çevre ve Enerji Dostu İstanbul” ile “Engelsiz İstanbul” olarak belirlenmiştir. “Çevre ve Enerji Dostu İstanbul” teması ile öncelikli olarak eko-yenilikçi ürün, sistem, süreç, teknoloji ve hizmetlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması hedeflenmiştir. Sanayide, binalarda ve ulaşımda çevresel etki ve enerji talebinin azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik eko-yenilikçi faaliyetlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması ise programın diğer hedefleridir. 2012 yılı başında ise üç ana başlık altında ilan edilen, “Bilgi Odaklı Ekonomik Kalkınma,” “Küresel Turizm Merkezi İstanbul,” “Çocukların ve Gençlerin Girişimcilik, Beceri ve Geleceklerini Destekleme,” mali destek programlarında başarılı olan 124 projeye toplam 95 milyon TL tutarında hibe desteği verilmiştir. “Bilgi Odaklı Ekonomik Kalkınma” teması ile rekabetçilik ve yenilik üretme kapasitesinin geliştirilmesi, bilgi ve teknolojinin üretilmesi ve ekonomik değere dönüştürülmesine yönelik girişimcilik kapasitesinin geliştirilmesinin yanı sıra bilgi ve teknoloji transferini sağlayacak işbirliği ağlarının oluşturulması hedeflenmiştir. 2012 yılının Aralık ayında bütçe toplamı 110 milyon TL olan dört ana başlık altında altı adet mali destek programı ilan edilmiştir. Bu dört başlıktan “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Odaklı Ekonomik Kalkınma” ve “Yaratıcı Endüstrilerin Geliştirilmesi” programlarına sadece kâr amacı gütmeyen kurumlar değil, işletmeler de başvurabilmektedir. Bu iki ana başlıkla İstanbul’un yenilik üretme, inovasyon kapasitesini geliştirmek ve dolayısıyla rekabet gücünü artırmak, İstanbul’un küresel rakipleri karşısında daha rekabetçi bir konuma gelmesine katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Bir diğer başlık “Afetlere Hazırlık” programı ile İstanbul’da yaşam ve mekân kalitesi yüksek, güvenli yerleşimler oluşturacak şekilde afet yönetim sisteminin etkinleştirilerek uygulama kapasitesinin artırılması ve afet risklerinin azaltılmasına katkıda bulunacak projelerin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Hibe desteği verilecek son başlık ise “Sosyal İçermeye Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı” olarak belirlenmiştir. Kalkınma Ajanslarının bir diğer destek mekanizması olan “Doğrudan Faaliyet Desteği” programının öncelikleri arasında bölgenin Ar-Ge ve yenilik potansiyelinin geliştirilmesine yönelik araştırma faaliyetleri ile çevresel sürdürülebilirliğin ve enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik araştırma ve fizibilite faaliyetleri yer almaktadır. Bu yöntem ile 2011 yılında toplamda 41 başvuru içerisinden 13 projeye, 2012 yılında ise 73 başvuru içerisinden 18 projeye destek verilmiştir. İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanmış olan 2010-2013 İstanbul Bölge Planının geçerlilik süresi 2013 yılı sonunda dolacaktır. Bu nedenle İSTKA, 2014-2023 İstanbul Bölge Planı hazırlık çalışmalarına başlamış olup çalışma kapsamında paydaş görüşlerinin alınacağı katılımlı süreçler yinelenecek ve bölgenin geleceğine dair politika önerileri geliştirilecektir. OCAK 2013 9 Doğu Marmara 2012 Yılı Sanayi Kuruluşları Sektörel Performans Değerlendirme Yarışması Ahmet YAZICI / Koordinatör - Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Kocaeli Yatırım Destek Ofisi İlki 2008 yılında Kocaeli Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Sektörel Performans Değerlendirme Yarışması” 2010 yılında Doğu Marmara’da bulunan beş ilimize (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova) yayılmıştır. 2012 yılında beşincisi gerçekleştirilen organizasyon yine Kocaeli Sanayi Odası (KSO) tarafından, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA), PwC Türkiye, Doğu Marmara ABİGEM A.Ş., CNN TÜRK ve beş İlin Sanayi ve Ticaret Odası işbirliğiyle düzenlenmiştir. 2008 ve 2009 yıllarında sadece Kocaeli Bölgesi'nde 10 sektörde düzenlenen organizasyonunun kapsamı, 2010 yılı itibarıyla Doğu Marmara Bölgesi'nde yer alan; Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya ve Yalova illerinde faaliyet gösteren tüm sanayi sektörleri de dahil edilerek, genişletilmiştir. Amacı; yüksek verimlilikle çalışan, yenilikçiliğe ve çalışanların gelişimine önem veren, finansal olarak başarılı iş sonuçları elde eden, ülkemizin ekonomisine katma değer yaratan, sürdürülebilir bir gelecek için topluma katkı sağlayan sanayi kuruluşlarının belirlenerek, tanınmasını ve ödüllendirilmesini sağlamak olan organizasyon gün geçtikçe artan katılımla devam etmektedir. Organizasyonun hedefleri arasında; firmaların performanslarını takip etmek 10 OCAK 2013 2012 Yılı Doğu Marmara Sanayi Kuruluşları Sektörel Performans Değerlendirme Yarışması Ödül Töreni, 23 Kasım 2012, Kocaeli. ve iyileştirmek, firmaların sektörlerinde kendilerini doğru konumlandırmalarını sağlamak, bilgi toplamak ve firmaları vizyon ve hedefler oluşturmaya teşvik etmek yer almaktadır. Kuruluşları Sektörel Performans Yarışması’nın firmalar tarafından farkındalığını artırmak ve geniş katılımı sağlayabilmek adına işbirliği yapmışlardır. Organizasyona katılan işletmelere; performanslarının değerlendirilmesi sonucu, sektörlerindeki yerlerini, rekabetteki avantajlarını ve iyileştirme yapmaları gereken noktaları öğrenme fırsatı sunan bir geri bildirim raporu sunulmakta ve bununla beraber, sektörlerinde başarılı olan kuruluşların ödüllendirilmesi de sağlanmaktadır. Bu çerçevede, Ödül Kategorileri: • 2012 Yılı KOBİ "Sektör Ödülleri" • 2012 Yılı KOBİ "Büyük Ödülü" • 2012 Yılı Büyük Ölçekli Kuruluşlar "Sektör Ödülleri" • 2012 Yılı Büyük Ölçekli Kuruluşlar "Büyük Ödülü" • 2012 Yılı “Sektörel Süreklilik Ödülleri”dir. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ile Kocaeli Sanayi Odası 2011 ve 2012 yıllarında Doğu Marmara Sanayi - KSO tarafından düzenlenecek yarışmanın duyurulmasına yönelik olarak, MARKA tarafından özellikle internet sitesi, aylık bülten ve paydaş bilgilendirmelerinde azami destek verilmiştir, - MARKA’dan destek alan yararlanıcıların katılımları için özel çalışmalar yapılmıştır, - MARKA yarışmanın “Hakem Heyeti”ne temsilci gönderilmiştir. Hakem heyeti veya jüri olarak adlandırılan kurulun rolü ise sonuçları gözden geçirerek değerlendirme kriterleri ve ağırlıklarını yorumlayarak ve gerekli ise değişiklikler yapmak, sonuçları kesinleştirmek ve onaylamak, gelecek yıllar için programa yön vermek ve jüri özel ödülünü belirlemektir. “2012 Yılı Çizgi Üstü Sektörel Performans Değerlendirme” Ödül Töreni Ödül Kazanan Firmalar BÜYÜK ÖDÜLLER KOBİ TEKİŞ TEKNİK EROZYON KALIP SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (KOCAELİ) BOİ KORDSA GLOBAL ENDÜSTRİYEL İPLİK VE KORD BEZİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş (KOCAELİ) SEKTÖR VE SÜREKLİLİK ÖDÜLLERİ 1- GIDA SANAYİ SEKTÖRÜ 2- KİMYA SANAYİ SEKTÖRÜ 3- PETROL VE PETROL ÜRÜNLERİ SANAYİ SEKTÖRÜ KOBİ MÜPA TARIM VE GIDA SANAYİ A.Ş. (KOCAELİ) BOİ AROMSA BESİN AROMA VE KATKI MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (KOCAELİ) KOBİ DESİ KİMYA MADENCİLİK İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (KOCAELİ) BOİ TÜRKİYE PETROL RAFİNERİLERİ A.Ş (KOCAELİ) BOİ BELGİN MADENİ YAĞLAR TİCARET VE SANAYİ A.Ş. (KOCAELİ) SÜREKLİLİK İMTEKS GİYİM SANAYİ ve TİCARET SANAYİ A.Ş.(DÜZCE) 4- TEKSTİL VE DERİ BOİ ÜRÜNLERİ SANAYİ BOİ REALKOM TEKSTİL ÜRÜNLERİ SANAYİ PAZARLAMA VE DIŞ TİCARET A.Ş (DÜZCE) SEKTÖRÜ SÜREKLİLİK 5- MAKİNE SANAYİ KOBİ SEKTÖRÜ KROMEL MAKİNA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ (SAKARYA) 6- YAPI VE YAPI MALZEMELERİ SANAYİ SEKTÖRÜ KOBİ TİRİM İNŞAAT MİMARLIK TAAHÜT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ (KOCAELİ) BOİ ALKA SANAYİ İNŞAAT VE TİCARET A.Ş. (KOCAELİ) 7- PLASTİK VE KAUÇUK ÜRÜNLERİ SANAYİ SEKTÖRÜ BOİ ÖZKA LASTİK VE KAUÇUK SANAYİ TİCARET A.Ş. (KOCAELİ) 8- METAL SANAYİ SEKTÖRÜ KOBİ DOĞA PARK İNŞAAT TURİZM TEKSTİL SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ. (KOCAELİ) BOİ CVS MAKİNA İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. (KOCAELİ) BOİ YÜCEL BORU VE PROFİL ENDÜSTRİSİ A.Ş. (KOCAELİ) KOBİ PAKSAN MÜHENDİSLİK MAKİNA SANAYİ BOİ KANCA EL ALETLERİ DÖVME ÇELİK VE MAKİNA SANAYİ A.Ş. (KOCAELİ) 11-ELEKTRİKLİ TEÇHİZAT ÜRÜNLERİ SANAYİ SEKTÖRÜ BOİ AKIM METAL SANAYİ VE TİCARET A.Ş (KOCAELİ) 12-AĞAÇ, AĞAÇ ÜRÜNLERİ ve MOBİLYA SANAYİ SEKTÖRÜ KOBİ SARP İNŞAAT MOBİLYA SANAYİ VE TİCARET A.Ş (SAKARYA) 13-SU ARITIMI ATIK BERTARAF SANAYİ SEKTÖRÜ KOBİ EXİTCOM RECYCLİNG ATIK TAŞIMA DEPOLAMA VE ELEKTRİK SANAYİ TİCARET SÜREKLİLİK LİMİTED ŞİRKETİ (KOCAELİ) 9- METAL ANA SANAYİ SEKTÖRÜ 10- TAŞIT ARAÇLARI VE YAN SANAYİ KOBİ PİMTAŞ PLASTİK İNŞAAT MALZEMELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş (KOCAELİ) SÜREKLİLİK OCAK 2013 11 2012 yılının jürileri şu isimlerden oluşmuştur; 1. Ayhan ZEYTİNOĞLU- Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı 2. Mahmut KÖSEMUSUL- Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı 3. Metin BÜYÜK - Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı 4. Emin SEMERCİOĞLU- Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı 5. Celalettin ÖZEL- Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı 6. Tolga ŞAHİN- Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili 7. Orhan CEM- PWC Türkiye Ortağı 8. Emin ÇAPA- CNN Türk Ekonomi Editörü 9. Vahap MUNYAR- Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü 10. Prof. Dr. Abdurrahman FETTAHOĞLU- Kocaeli Üniversitesi İİBF Dekanı 11. Can AKKAN- Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi 12. Memet TURABİ- Kocaeli Sanayi Odası Genel Sekreteri 13. Pınar ÖZBAY- Doğu Marmara ABİGEM A.Ş. Genel Müdürü 2012 yılında kendi sektörlerinde en az iki yıldır faaliyet gösteren firmaların katılım göstermesi temel kriter olarak belirlenirken; firmalar verimlilik, istihdam, yenilikçilik ve markalaşma, finansal analiz, dış ticaret, topluma katkı ve çevre ile çalışan bilinci ve geliştirilmesinden oluşan yedi ana kriterin 30 alt kriterinden puanlar alarak değerlendirmeye tabi tutulmuştur. 2008 yılında 80, 2009 yılında 62, 2010 yılında 61, 2011 yılında ise 100 firmanın başvurduğu yarışmaya, 2012 yılında yine 100 firma başvuru yaptı. 12 OCAK 2013 2012 Yılı Doğu Marmara Sanayi Kuruluşları Sektörel Performans Değerlendirme Yarışması Ödül Töreni, 23 Kasım 2012, Kocaeli. Bu firmaların 59'u KOBİ ve 41 BOİ ölçeğinde yer alırken, 10 KOBİ ve 12 BOİ ödül almaya hak kazanmıştır. Her yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilen organizasyonun ödül töreni 23 Kasım 2012 tarihinde Kocaeli’de düzenlendi. Organizasyonun ruhuna uygun geniş katılımın olduğu törene TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra Kocaeli Valisi ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Topaca, Bolu Valisi ve Doğu Marmara Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özçimen, Kocaeli Milletvekili Zeki Aygün, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı ve Doğu Marmara Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Kocaeli Sanayi Odası Meclis Başkanı Hasan Tahsin Tuğrul, Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Halil İbrahim Keleş, Sakarya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı ve Doğu Marmara Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Kösemusul, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Doğu Marmara Yönetim Kurulu Üyesi Emin Semercioğlu, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Doğu Marmara Yönetim Kurulu Üyesi Metin Büyük, Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Doğu Marmara Yönetim Kurulu Üyesi Celal Özel, Körfez Ticaret Odası Başkanı Mustafa Efe, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Paksever, Gebze Ticaret Odası Başkanı Nail Çiler, Gebze Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Kalkınma Kurulu Başkanı Halit Uçar ve sanayiciler katıldılar. Sonuç olarak, yıllardır başarıyla düzenlenen Doğu Marmara 2012 Yılı Sanayi Kuruluşları Sektörel Performans Ödül Töreni organizasyonu Doğu Marmara’da gelişen ve artan işbirliği kültürünün bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk etapta Kocaeli sınırlarında Kocaeli Sanayi Odası tarafından başlatılan organizasyon tüm Doğu Marmara’ya yayılarak beş il odasının ve paydaş kuruluşlarının bir araya gelerek ortak iş yapma kültürünü nasıl geliştirdiklerinin güzel bir örneğidir. Bu kapsamda Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın yarışmaya ayrı bir soluk kattığı da bir gerçektir. Kuruluş amaçları arasında bölgesel işbirliklerinin artırılması ile bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak olan kalkınma ajanslarının bu gibi organizasyonlarda daha fazla rol alması, sürdürebilir kalkınma için çok önemli olacaktır. Başta projenin fikir sahibi Kocaeli Sanayi Odası olmak üzere tüm proje ortaklarına emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Temiz Üretim Mali Destek Programı Ertuğrul AYRANCI / Uzman - Çevre Mühendisi - Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Proje Uygulama Birimi İçinde bulunduğumuz yüzyılda hızla sanayileşen gelişmekte olan ülkelerde çevre sorunları da her geçen gün artış göstermiştir. Çevresel problemleri önlemeye dönük yaklaşımlarda ise çoğunlukla üretim süreçlerin sonunda çıkan atıklara odaklanan boru-sonu yaklaşımlar uygulanmıştır. Üretim süreçlerini bütüncül bir biçimde ele alan atıkları sürecin sonunda değil bütününde ele alan temiz üretim yaklaşımları ise son yıllarda giderek artan bir ilgi görmektedir. Temiz üretim yaklaşımları hem çevresel zararları azaltmakta hem de kaynakların etkin kullanımını sağlayarak üreticiye ekonomik katkı sağlamaktadır. Çevre konusunda Türkiye’nin de taraf olduğu çeşitli uluslararası anlaşma ve sözleşmeler bulunmaktadır. Basel Sözleşmesi, Cenevre Sözleşmesi, Montreal Protokolü, 1985 Viyana Sözleşmesi, Barselona Sözleşmesi, Paris Sözleşmesi, BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü bunlar arasında sayılabilir. Türkiye, taraf olduğu sözleşme ve anlaşmaların gerektirdiği değişiklik ve düzenlemeleri kalkınma planları başta olmak üzere ilgili mevzuatına yansıtmaya başlamıştır. Dokuzuncu Kalkınma Planı’nın “Çevrenin Korunması ve Kentsel Altyapının Geliştirilmesi” başlığının alt maddelerinde, • “Gelecek kuşakların ihtiyaçlarını gözeterek, doğal kaynakların koruma ve kullanma koşulları belirlenecek ve bu kaynaklardan herkesin adil biçimde yararlanmasını sağlayacak şekilde çevre yönetim sistemleri oluşturulacaktır, • Uluslararası yükümlülüklerin karşılanması, sürdürülebilir kalkınma 1 2 3 ve ortak fakat farklı sorumluluk ilkeleri çerçevesinde yerine getirilecektir, • Sanayide çevre dostu tekniklerin uygulanmasıyla hammadde kullanımındaki etkinlik artırılarak daha verimli üretim gerçekleştirilecek ve atıklar azaltılacaktır” denilmektedir. Ayrıca Sanayi ve Hizmetlerde Yüksek Katma Değerli Üretim Yapısına Geçişin Sağlanması başlığında; • “Sanayi ve çevre politikalarının uyumu gözetilerek büyümenin sürdürülebilirliği sağlanacaktır. Sanayide, insan sağlığına ve çevre kurallarına uygun üretim yapılacak, sosyal sorumluluk standartlarının gözetilmesine önem verilecektir” ifadesi yer almaktadır.1 Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi’nin (2011-2014) 44 No’lu eylem maddesinde ise “ulusal eko- verimlilik programları uygulanması, sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesi sağlanacaktır” denilmektedir. 2 Türkiye’nin, AB’ye girişi için bir ön koşul olan, AB çevre müktesebatına uyum sağlaması ve mevzuatın etkin bir şekilde uygulanması amacıyla tam uyumun sağlanması için ihtiyaç duyulacak teknik ve kurumsal altyapı, gerçekleştirilmesi zorunlu çevresel iyileştirmeler ve düzenlemelerin neler olacağına ilişkin detaylı bilgileri içeren Ulusal Çevre Stratejisi (UÇES) (20072023) dokümanında temiz üretimle ilgili önemli tespitler yer almaktadır. “Kirliliği önleyici tedbirlerin alınması” UÇES’in hazırlanmasında dikkate alınan ilkeler arasında yer almaktadır (Bölüm 3). Bu ilke “Çevre kirliliğinin önlenmesi, önleyici tedbirlerin alınması ile daha ekonomik şekilde sağlanabilir. Kirliliğin, kaynağında önlenmesi kirlilik oluştuktan sonra giderilmesinden daha ekonomik ve etkin bir faaliyettir. Bu nedenle faaliyetlerin çevrede en az değişikliğe sebep olacak, insan sağlığına ve çevreye en az risk oluşturacak, havayı en az kirletecek ve kullanılan ürünleri yeniden kullanılabilecek şekilde olmasına dikkat edilecektir” şeklinde açıklanmaktadır. Bu açıklama aynı zamanda temiz (sürdürülebilir) üretim kavramının tanımı ile bire bir örtüşmektedir. Bu dokümanın “Çevre Korumada Yaşanılan Darboğazlar ve Riskler” bölümünde (2.4) “çevresel izinlerde sadece tesis çıkışına ait çözümlerin istenmesinin temiz (sürdürülebilir) üretim yaklaşımıyla örtüşmediği; ancak, son yıllarda özellikle Çevre ve Orman Bakanlığı’nca (mülga) denetleme ve yaptırımın yanı sıra uygun teknolojilerin belirlenmesi ve kullanılması yönünde uygulamaların hız kazandığı; gerek atıksu ve gerek atık yönetimi konusunda, kirliliği kaynağında azaltma, geri kazanım, temiz üretim ve ölçek ekonomisinin kullanılarak sistem çözümü yaklaşımlarının uygulanarak önemli neticeler alınmaya başlandığı” ifade edilmektedir. 3 2007-2023 yıllarını kapsayan Ulusal Çevre Eylem Stratejisi’nde de belirtildiği üzere kirliliği üretim süreçlerinin sonunda değil süreçlerle entegre bir biçimde ele alan temiz üretim yaklaşımının Doğu Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmelerce benimsenmesi bu programın temel hedefleri arasındadır. Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova illerini kapsayan TR42 Düzey 2 Bölgesi’nde kurulmuş olan Doğu Marmara Kalkınma Ajansının temel amacı; “kamu kesimi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, yerel potansiyeli harekete geçirmek, proje ve faaliyetlere sağlanacak mali ve teknik destekler ile kurum ve kuruluşların proje üretme ve yönetme kapasitesini geliştirmek, Doğu Marmara TR42 Bölgesi’nin yatırım imkânlarını iç ve dış yatırımcılara tanıtmak suretiyle Bölge’nin, ulusal kalkınma planı ve programlarında öngörülen ilke 9. Kalkınma Planı, 2007-2013, Ankara. Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi, 2011-2014, Ankara. Ulusal Çevre Stratejisi Belgesi, 2007-2023, Ankara. OCAK 2013 13 ve politikalar çerçevesinde rekabet gücünü artırmak, ekonomik ve sosyal kalkınmasını gerçekleştirmek” olarak belirlenmiştir. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı tarafından 2010-2013 dönemi için hazırlanan bölge planında TR42 Düzey 2 Bölgesi’nin vizyonu“Stratejik Konumu ve İşbirliği Ağlarından Güç Alan, Çok Yönlü Ekonomik Yapısı ile Değer Üreten, Zengin Beşeri Potansiyeliyle Geleceğe Yön Veren, Yaşam Kalitesi ile Fark Yaratan, İnsan ve Bilgi Odaklı, Yeniliklere Açık, Küresel Rekabette Lider ve Sürdürülebilir Kalkınmada MARKA Bölge Olmak” olarak belirlenmiştir. Doğu Marmara Bölge Planı vizyonuna ulaşmak için belirlenen gelişme eksenlerinden birisi olan Çevresel Sürdürülebilirliğin Sağlanması kapsamında yer alan stratejik amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesinde faydalanılan enstrümanlardan biri de Mali Destek Programlarıdır. Bu kapsamda, Temiz Üretim Mali Destek Programı ile Doğu Marmara Bölgesi’nin çevresel sürdürülebilirliğine ve küresel rekabet edebilirliğine katkı sağlanması amaçlanmaktadır. 4 2010-2013 Doğu Marmara Bölge Planı vizyonunda belirtilen “Sürdürülebilir Kalkınmada MARKA Bölge Olmak” vurgusu doğrultusunda özellikle çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması gelişme ekseninin altına “çevresel koşulların iyileştirilmesi”, “çevresel kirliği önleyici projelerin desteklenmesi”, “yenilenebilir ve temiz enerji üretimi”, stratejik amaçlarının eklenmesi ile sürdürülebilir çevre hususunda Bölgenin ihtiyaçları plana yansıtılmıştır. Bu program ile ulusal ölçekli strateji belgeleri ve bölge planında yer alan hedefler ile yukarıda ortaya konan tespitler temelinde, bölge rekabet gücünün artırılmasının en önemli aktörleri olan KOBİ’lere ve kâr amacı güden kooperatiflere temiz üretim konusunda geniş kapsamda destek sağlanması amaçlanmaktadır. “Temiz Üretim Mali Destek Programı”nın genel amacı; KOBİ tanımını sağlayan mevcut ve yeni girişimlerin, kâr amacı güden kooperatiflerin üretim süreçlerinin 4 5 14 gözden geçirilerek çevresel sürdürülebilirliğin artırılması, TR42 Düzey 2 Bölgesi’nin ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünün artırılmasıdır. Temiz üretim, bütünsel ve önleyici bir çevre stratejisinin ürün ve süreçlere sürekli olarak uygulanması ile insanlar ve çevre üzerindeki risklerin azaltılması olarak tanımlanmaktadır. Temiz üretim, doğal kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılmasını, bu sırada oluşan atıkların ve kirliliğin ve bunların Doğu Marmara Bölge Planı,2010-2013. Sanayide Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Kılavuzu: Yöntemler ve Uygulamalar, TTGV, 2011, Ankara. OCAK 2013 insan sağlığına olan olası risklerinin azaltılmasını sağlar. Çevresel problemleri üretim sürecinin sonunda değil üretim sürecinin kaynağında çözmeye çalışır. 5 Üretim süreçleri açısından, temiz üretim uygulamaları, hammadde ve enerji tasarrufunu, zehirli ve tehlikeli madde kullanımının azaltılmasını ve tüm çevreye zararlı emisyon ve atıkların nitelik ve niceliklerinin düşürülmesini kapsar. Ürünler açısından, temiz üretim uygulamaları, ürünün hammadde temini aşamasından atık sahasında bertarafı aşamasına kadar geçen tüm yaşam döngüsü boyunca zararlı etkilerinin azaltılmasını kapsar. Sağlanan hizmetler açısından da, temiz üretim stratejisi bu hizmetlerin planlanma ve tüketiciye sunum süreçlerinin çevreye olan olası etkilerine odaklanır. 6 Yukarıda yer alan tanımlar da dikkate alındığında programın genel amacına yönelik olarak Doğu Marmara Kalkınma Ajansı tarafından mali destek sağlanacak öncelikli alanlar şöyle belirlenmiştir: Öncelik 1. Atıkların kaynağında azaltılması: Bu öncelik kapsamında her türlü üretim yapan işletmenin alacağı yönetsel önlemler, yapacağı proses değişiklikleri, malzeme değişimi, ekipman modifikasyonu ile atıklarının (katı atık, atıksu, baca gazı emisyonları vb.) miktarını veya kirletici yükünü azaltması; üretim esnasında oluşmasını engelleyemediği atıklarını ve/veya yan ürünlerini firma üretim süreçlerinde yeniden kullanması beklenmektedir. Öncelik 2. Hammadde, su, enerji, kimyasal gibi kaynak tüketiminin azaltılması: İşletmelerin üretim girdilerinin tasarrufunu sağlayacak süreç değişiklikleri, üretim süreçlerinde/ teknolojilerinde gerçekleştireceği iyileştirme ve geliştirme faaliyetleri ile kullandığı kaynakları azaltması ve bu sayede doğal kaynakların korunması hedeflenmektedir. Öncelik 3.Ürün özelliklerinin değiştirilerek çevreye dost ürünlerin tasarlanması: Sunulacak projelerde mevcut ürün tasarımında, üretim süreçlerinde, paketlemede veya pazarlama yöntemlerinde yapılacak değişikliklerle çevre dostu ürünlerin üretilmesi amaçlanmaktadır. Öncelik 4.Yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimde kullanılması: Üretim ve hizmet sektöründeki işletmelerin, kendi ihtiyaç duyduğu enerji için rüzgâr, güneş, jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak lisanssız olarak elektrik üretmesi beklenmektedir. 6 Desteklenecek yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisinin veya tesislerinin toplam kurulu gücü lisanssız üretim için üst sınır olan 500 kW olabilmektedir. Öncelik 5.Atıklardan yüksek katma değerli ürün ve/veya enerji üretimi: Mevcutta atık olarak bertaraf edilen veya ekonomik olarak sahip olduğu potansiyelin altında değer gören tarımsal/endüstriyel atıkların ve/ veya yan ürünlerin katma değeri yüksek ürünlere ve/veya enerjiye dönüştürülmesi bu öncelik ile ilişkili projelerin konusunu teşkil edecektir. Örneğin kurulacak tesislerle tavuk çiftliklerinin atıklarından biyogaz üretilmesine yönelik projeler beklenmektedir. Öncelik 6. Endüstriyel Simbiyoz uygulamaları: Birden fazla işletmenin işbirliği sonucunda (ortak hammadde kullanımı, enerji, su ve yan ürünlerin fiziksel değişimi) çevresel ve ekonomik fayda sağlanması; özellikle Organize Sanayi Bölgeleri’nde yer alan işletmeler için, atıkların başka sektörler/ firmalar tarafından hammadde olarak kullanılmasına yönelik başvurular değerlendirilecektir. Ajansın belirtilen öncelikleri dikkate alan projelere sağlayacağı destek tutarı ise 8 milyon 500 bin TL’dir. Bu kaynağın kullanımındaki proje başına verilecek hibe tutarındaki detaylar şöyledir: Hibe Tutarındaki Sınırlamalar Toplam Bütçe 8.500.000 TL Asgari Destek Oranı %25 Azami Destek Oranı %50 Asgari Destek Tutarı 30.000 TL Azami Destek Tutarı 400.000 TL Yukarıda belirtilen tutarları ve oranları açıklamak gerekirse; başvuru sahipleri 800 bin TL bütçesi olan projeleri için 400 bin TL talep edebileceklerdir. Ajans tarafındanen az 60 bin TL tutarındaki projelere toplam 30 bin TL destek sağlanacaktır. Ayrıca ajans en fazla 1 milyon 600 bin TL toplam bütçesi olan projelere en fazla 400 bin TL katkı sunabilecektir. Proje sunmayı düşünen işletmelere yol göstermesi açısından örnek proje konularını ise şöyle sıralayabiliriz: • Su ve enerji tüketimini azaltmaya yönelik vanaların kontrolü, kullanılan kimyasal dozajlarının optimizasyonu, ekipmanların kontrolü gibi yönetsel tedbirler, • Su tüketimini azaltmaya yönelik proses, teknoloji, malzeme/ekipman değişiklikleri, • Sıcaklık, zaman, basınç gibi parametrelerin kontrol edilerek üretim süreçlerinde kullanılan girdilerin tasarrufuna yönelik gerekli değişikliklerin yapılması, • Proses/teknoloji değişiklikleri ile daha temiz üretim yöntemlerine geçişin sağlanması, • Oluşması önlenemeyen atıkların başka bir proseste veya üretim bandında kullanılmasına yönelik projeler, • Kimyasalların kullanımını azaltmaya yönelik proses değişiklikleri, • Enerji sarfiyatını azaltacak tedbirlerin alınması, • Ürünlerin hafifletilmesi, daha kolay geri dönüştürülmesinin sağlanması, • Isı ve enerji kayıplarının önüne geçilmesi, • Yenilenebilir enerji kaynaklarının tesislerin enerji ihtiyacını sağlamakta kullanılması, • Çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik yenilikçi yöntemlerin geliştirilmesi, • Atıklardan enerji üretimine yönelik tesisler. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı vereceği bu desteklerin bölgesinde oluşturacağı çarpan etkilerinin de dikkate alındığında önemli bir temiz üretim ve temiz tüketim bilinci oluşturacağını beklemektedir. Sürdürülebilir üretimi temel alan temiz üretim yaklaşımının bölgesindeki tüm KOBİ’ler tarafından benimsenmesi Doğu Marmara Kalkınma Ajansının nihai amacıdır. http://www.enve.metu.edu.tr/people/gndemirer/links/temizuretim/ OCAK 2013 15 Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor Ankara Kalkınma Ajansı faaliyetleri ve tanıtım faaliyetleri olmak üzere beş başlık altında incelenebilir. Ankara Bölge Planı Hazırlandı Doç. Dr. Asım BALCI Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ankara Kalkınma Ajansı, 9 Temmuz 2010 tarihinde genel sekreter atamasının ardından kurumsallaşma çalışmalarını hızlı bir şekilde tamamlamış ve Başkentin sürdürülebilir kalkınma stratejilerinde öncü kuruluş olmak için çalışmalarına başlamıştır. Ankara Kalkınma Ajansı faaliyetleri; planlama çalışmaları, mali ve teknik destekler, yatırım takip ve koordinasyon faaliyetleri, eğitim ve seminer Ankara Kalkınma Ajansı, Ankara Bölgesi'nde Aralık 2010 tarihi itibarıyla çok boyutlu bir bölge planlama çalışması sürecine başlamıştır. Kamu kurumlarından, sivil inisiyatife; üniversitelerden özel kuruluşlara değin 600’ün üzerinde katılımcı ile 60’tan fazla toplantı gerçekleştirilerek oluşturulan Ankara Bölge Planı; katılımı ve sahiplenme bilincini geliştirmesi, kalkınma sürecine yol göstermesi, daha yaşanabilir bir bölgenin resmini çizecek olması ve yerel kuruluşların politika önceliklerine rehberlik etmesi açısından Ankara ili için önemlidir. Ankara Bölge Planı çalışmaları bir strateji belgesi için gerekli verileri sağlarken, bölgenin panoramasını ortaya koymuştur. Yapılan çalıştay ve odak grup toplantılarında Başkentin stratejik sektörleri ve potansiyeli belirlendi, bu yerel potansiyeli harekete geçirecek bakış açıları ortaya çıktı. Bu çalışmalar aynı zamanda yayın haline de getirilerek, (Ankara Mevcut Durum Raporu, İstatistiklerle Ankara, EXPO ve Ankara, Bilişim ve Ankara, Ankara Yatırım Ortamı, Siteler, Mobilya ve Ankara, Ankara ve Tarım) araştırmacıların hizmetine sunulmuştur. Sektörel çalışmalar kapsamında farkındalık yaratacak, işbirliklerini sağlayarak ortak çalışma kültürünü yaygınlaştıracak faaliyetler de yürütülmüştür. Destek Programları Ankara Kalkınma Ajans kurulduğu 2010 yılından bu yana Doğrudan Faaliyet Desteği (DFD) ve Proje Teklif Çağrısı (PTÇ) programları kapsamında mali destekler ve Teknik Destek Programı (TD) kapsamında teknik destek sağlamıştır. Tablo 1 bu programlar kapsamında şu ana kadar Ajans’a yapılan proje başvuruları, talep edilen destek miktarı, Ajans tarafından sağlanan destek miktarı ve başarılı projelerin toplam bütçesini yansıtmaktadır. Tablo 1. Ankara Kalkınma Ajansı 2010, 2011 ve 2012 Yılı Destekleri Özet Tablosu 16 Talep Edilen Destek Miktarı (TL) Verilen Destek Miktarı (TL) Eş Finansman (TL) Toplam Bütçe (TL) Program Başvuru Sayısı Başarılı Proje Sayısı Doğrudan Faaliyet Desteği Toplam 252 43 2.683.762,58 2.013.879,37 309.760,15 2.323.639,52 Proje Teklif Çağrısı 251 121 30.134.524,81 24.527.398,31 19.951.516,02 44.478.914,33 Mali Destek Toplam 513 164 32.818.287,39 26.541.277,68 20.261.276,17 46.802.553,85 Teknik Destek Toplam 96 50 541.996,00 357.858,07 - 357.858,07 Genel Toplam 609 214 33.360.283,39 26.899.135,75 20.261.276,17 47.160.411,92 OCAK 2013 2012 Yılı Teklif Çağrısı 26 Kasım 2012 tarihi itibarıyla ilanı gerçekleştirilen 2012 yılı Teklif Çağrısı “Çevreye Duyarlı Yenilikçi Uygulamalar,” Sosyal Kalkınma,” “Kırsal Kalkınma” ve “Turizm” olmak üzere dört mali destek programını kapsamaktadır. Çağrının toplam bütçesi 27 milyon TL’dir. Öngörülen eş finansmanla birlikte bu rakam yaklaşık 40 milyon TL’ye ulaşacaktır. 1. Çevreye Duyarlı Yenilikçi Uygulamalar Mali Destek Programı Program ile Ankara’da çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması için, yenilenebilir enerji, bilişim, sağlık teknolojileri, iş ve inşaat makinelerisektörlerinde çevre dostu yenilikçi uygulamaların geliştirilmesi ve bu sektörlere yönelik üretim işletmelerinde temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Programın toplam bütçesi 12 milyon TL olan. 2. Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı Ankara’da kırsal bölgelerin potansiyelini harekete geçirerek bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla yürürlüğe konulan programın çevresel sürdürülebilirliğin gözetilerek kırsal ekonominin çeşitlendirilmesi ve kırsaldaki işletmelerin rekabetçi yapıya kavuşturulması hedefleniyor. Toplam bütçesi 5 milyon TL olan Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı’ndaki projeler; Akyurt, Beypazarı, Çubuk, Elmadağ, Kazan, Polatlı, Ayaş, Çamlıdere, Evren, Güdül, Kalecik, Kızılcahamam, Nallıhan, Şereflikoçhisar ile Bala ve Haymana ilçelerinde gerçekleştirilecek. 3. Turizm Mali Destek Programı Program ile dört mevsim gerçekleştirilebilir turizm faaliyetleriyle Ankara’nın bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet edebilirliğini artırmak amaçlanıyor. Programın özel amacı ise Ankara’nın turistik değerlerinin etkin ve yenilikçi yöntemlerle tanıtılması ve ulaşılabilirliğinin artırılması olarak Mali Destek Programları Tanıtım Toplantısı, 6 Aralık 2012, Ankara. belirlendi. Programın toplam bütçesi 5 milyon TL olarak belirlendi. resmi web sayfasından ulaşılabilir: www.ankaraka.org.tr 4. Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı “Fikri olan herkesi davet ediyoruz” Ankara’da kalkınma çabalarına bütüncül bir anlayışla yaklaşan Ankara Kalkınma Ajansı, 2012 Yılı Mali Destek Programları içerisinde Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı’nı yürürlüğe koydu. Programın, Ankara’da çocuk, genç ve yaşlıların sosyal uyum ve entegrasyonun güçlendirilmesi amacına hizmet etmesi hedefleniyor. Program ile özel olarak, çocuk, genç ve yaşlıların sorun ve ihtiyaçlarına yönelik çözüm modellerinin geliştirilerek yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve sosyal yaşama katılımlarının artırılması amaçlanıyor. Programın toplam bütçesi 5 milyon TL. Son Başvuru Tarihleri Çevreye Duyarlı Yenilikçi Uygulamalar Mali Destek Programı ile Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı’na 22 Şubat 2013 saat 17:00’ye kadar başvurular kabul edilirken, Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı ile Turizm Mali Destek Programı başvuruları 15 Şubat 2013 saat 17:00’de sona erecek. Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Doç. Dr. Asım Balcı’nın yeni destek programına ilişkin görüşleri şöyle; “2012 yılında kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarına toplam 27 milyon TL tutarında mali destek sağlayacak programı açıklamış bulunuyoruz. Öngörülen eşfinansmanla birlikte bu rakamın yaklaşık 40 milyona TL'ye ulaşmasını bekliyoruz. Bilişim, sağlık teknolojileri, yenilenebilir enerji ve iş ve inşaat makineleri sektörlerinde çevreye duyarlı yenilikçi uygulamaları destekleyeceğiz. Ankara; bu alanda 6 teknoparkı, 20'ye yakın yükseköğretim kurumu, 240 bin öğrenci ve 18 bin öğretim üyesiyle büyük bir potansiyele sahiptir ve Ankara'ya daha fazla katma değer, daha fazla yenilikçilik ve istihdam kapasitesi oluşturmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Program başlıklarında proje fikri olan herkesi başvuru yapmak üzere Ankara Kalkınma Ajansı'na davet ediyoruz.” 2012 Yılı Teklif Çağrısı’na ilişkin detaylı bilgiye Ankara Kalkınma Ajansı’nın OCAK 2013 17 İzmir’de Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Projesi Sibel ERSİN / İzmir Kalkınma Ajansı Planlama Programlama Koordinasyon Birim Başkanı Eko-verimlilik, yüksek verime sahip üretim teknoloji ve yöntemlerinin kullanımıyla, aynı miktarda üretim için daha az doğal kaynak ve enerji kullanımı ve daha az atık üretimi prensibine dayanmaktadır. Bu niteliği ile sadece çevresel kaygılara değil, “doğal kaynakların korunması”, “endüstriyel verimlilik” ve “ekonomik kalkınma” gibi pek çok farklı alana da hitap etmektedir. Kısacası eko-verimlilik, üretimde verimliliği artırarak, hem çevresel hem de ekonomik fayda sağlanması anlamına gelmektedir. Öte yandan İzmir için 2010-2013 dönemini kapsayan İzmir Bölge Planı’nda İzmir için belirlenen Vizyon “Koruyarak Gelişen, Üreterek Büyüyen, Yenilikçi İzmir” olmuştur. Bu vizyona erişmek için İzmir Bölgesel Kalkınma’da “Sürdürülebilir Kalkınma” yı temel ilkelerden biri edinmiştir. Bu çerçevede eko-verimlilik uygulamalarının yaygınlaştırılması bu ilke ile bu vizyona ulaşmak adına kullanabileceğimiz en uygun araçlardan biri olarak ortaya çıkmaktadır. Yine Bölge Planı’ndan ve içeriğinden söz etmemiz gerekirse “İşletmelerde Rekabet Edebilirlik” gelişme ekseni altında yer alan “KOBİ Temiz Üretim Uygulamalarının Artırılması” “Bölgesel Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesinin Geliştirilmesi” ve “Enerji Verimliliğinin Sağlanması” stratejik öncelikleri belirlenmiştir. Bu öncelikler altındaki hedeflere ulaşmak için İzmir Bölgesel Yenilik Stratejisi çalışmamızdan hemen sonra “İzmir’de Eko-verimlilik (Temiz Üretim) Uygulamalarının Yaygınlaştırılmasına Yönelik Strateji Çalışması”nı ortaya koyduğumuzu söyleyebiliriz. Bu çalışmayı detaylandırmadan önce başlangıç noktası ve işbirliklerimizle ilgili bilgi vermek isterim. 18 OCAK 2013 Son yıllarda, ülkemizde yürütülen eko-verimlilik (temiz üretim) alanında ulusal ve bölgesel çalışmalar ve bu çalışmaların sonucunda sanayide önemli kazanımların sağlanabildiği görülmüştür. Söz konusu gelişmeleri yakından izleyen ve ilgili etkinliklerde yer alan İzmir Kalkınma Ajansı’nın (İZKA) girişimiyle, İzmir bölgesinde eko-verimlilik (temiz üretim) uygulamalarının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalara hız kazandırılması konusu gündeme geldi. Bu kapsamda Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı'nın (TTGV) ulusal ölçekteki çalışmalarındaki deneyiminden dolayı bölgede yürütülecek çalışmada bir ortaklık gündeme gelmiş ve çalışmalara yönelik bir işbirliği protokolü imzalanmıştır. Bu aşamada sanayiyi temsilen Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) da işbirliği yapılan bölgesel diğer paydaş oldu. Ekim 2011-Mayıs 2012 tarihleri arasında yürütülen İzmir’de Eko-verimlilik Uygulamalarının Yaygınlaştırılmasına Yönelik Strateji Çalışması kapsamında, eko-verimlilik (temiz üretim) konusu ile ilgili mevcut durum kapasite, kaynak, yapılan çalışmalar ve ihtiyaçlar bağlamında değerlendirildi, proje bölgesinde yer alan endüstriyel sektörler temiz üretime uygunlukları bazında önceliklendirildi. Bölgesel bazda temiz üretim uygulamalarının yapılması gereken öncelikli altı sektör şu şekilde belirlendi: Ana metal sanayi, kimyasal madde ve ürünleri imalatı, gıda ürünleri ve içecek imalat, tekstil ürünleri ve giyim eşyası imalatı, metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı, kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri ve nükleer yakıt imalatı. Birinci aşamada stratejinin oluşturulmasına yönelik olarak bölgede yaklaşık 50 üzerinde kurum ve kuruluş temsilcisinin katılım sağladığı bir çalıştay gerçekleştirildi. Öte yandan bölgesel temiz üretim uzmanlarının yetiştirilmesine yönelik uygulamalı bir eğitim düzenlendi. Sertifikaların da verildiği bu eğitime toplam 33 uzman katılım sağladı. Bununla birlikte eko-verimlilik ve temiz üretim uygulamalarına yönelik yerel yönetimler neler yapabilir? konusunda yerel yöneticilere yönelik bir eğitim düzenlendi ve yine kaymakam ve belediye başkanı düzeyleri de dahil olmak üzere 40’ı aşkın yerel yöneticinin katılımı sağlandı. Bu çalışmalarda bölgesel eko-verimlilik stratejisinin ortaya çıkmış olmasının yanı sıra elde ettiğimiz en büyük kazanım bölgede konuya ilişkin farkındalık, kapasite ve sahiplenmenin sağlanmış olmasıdır. Projenin ikinci aşaması İzmir’de Eko-verimlilik (Temiz Üretim) Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Yönelik Pilot Uygulama Aşaması’dır. İZKA ve TTGV işbirliğiyle yürütülmesi planlanan çalışmada, Durum Değerlendirme Aşamasında elde edilen sonuçlar ve geliştirilen öneriler de dikkate alınarak, eko-verimlilik (temiz üretim) ile ilgili bölgesel kapasitenin geliştirilmesi, pilot uygulamaların gerçekleştirilmesi ve çıktıların yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Her bir pilot uygulama faaliyetleri konusunda uzman kişilerce belirlenecek, bu doğrultuda temiz üretime yönelik pilot uygulamaların gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Program kapsamında her bir pilot uygulamanın uygulama sonrası izleme süreci gerçekleştirilecektir. Programın üçüncü aşamasında kapasite geliştirme ve yaygınlaştırma faaliyetleri yer alacaktır. Eko-verimlilik uygulamaları aracılığıyla küresel çapta üretim verimliliği sağlandığı görülmektedir. Fakat bu kapasitenin ve bilincin artırılmasına yönelik sonuç verecek en önemli uygulama pilot uygulamaların gerçekleştirilmesidir. Tüm bu çalışmalar sayesinde az maliyetli yatırımlarla geri dönüş süresi kısa olan yenilikçi süreçlerin yaşanabildiğinin çarpıcı örneklerle gösterilmesi söz konusu olabilecektir. Bölgedeki işletmelerde az kaynak, hammadde kullanımı ve atık azaltımı ile işletme maliyetlerinin büyük oranda azaltılabilmesi sağlanacak, bu şekilde gerek yeni çevresel mevzuata uyum gerekse sürdürülebilir kalkınma ilkeleri ile uyumlu bir model uygulaması hayata geçmiş olacaktır. Ayrıca pilot uygulama sonunda Ege Bölgesi kalkınma ajansları ile birlikte havza bazında yapılacak bir işbirliği çalışmasının etkisinin daha yüksek olabilecektir. Bundan hareketle önümüzdeki süreçte uygulamaların yaygınlaştırılması amacıyla Ege Bölgesi’ndeki kalkınma ajansları ile birlikte çalışmak çalışmanın etkisini artırabilecektir. OCAK 2013 19 Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma Dr. Mehmet Sait CÜLFİK / Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) Genel Sekreteri Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA); Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerinde kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon ve işbirliğini geliştirerek kalkınmaya yön veren, yerel sorunlara yine yerel odaklı çözümler sunan, kaynakların yerinde ve etkin kullanımıyla sürdürülebilir kalkınmaya hizmet eden bir kurumdur. BEBKA olarak misyonumuz; bölgemizin kalkınması için temel ilkeleri belirlemek ve gerekli planlamaları yapmak, yerel sahiplenmeyi harekete geçirmek için bölge kurum ve kuruluşlarını desteklemek ve bölge potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için ilgili kurum ve kuruluşları yönlendirmektir. Misyonumuz doğrultusunda hazırlanan bölgesel gelişmeye yön verecek amaç ve öncelikleri içeren stratejik bir belge olan 2010-2013 Bursa Eskişehir Bilecik Bölge Planında, paydaşlarımızın katkılarıyla vizyonumuzu “Yaşayan tarihi, kültürü ve doğasıyla turizmde çekim merkezi; girişimci ruhuyla 20 OCAK 2013 lider; yenilikçi ve bilgi odaklı sanayi ve tarımıyla Avrupa’nın en rekabetçi üretim merkezi; çevreye ve insana duyarlı müreffeh bir bölge” olarak belirledik. Vizyonda da belirtildiği gibi bölgenin küresel rekabet gücünün artırılmasını desteklerken yenilikçi ve bilgi odaklı sanayi ile sürdürülebilir bir kalkınma hedefini benimsiyoruz. Söz konusu amaçlara ulaşabilmek için Ar-Ge ve yenilikçilik alanındaki işbirliği oluşumlarının etkinliğinin artırılması ve yeni oluşumların desteklenmesi son derece önemlidir. Buna bağlı olarak, yeni geliştirilen ürün sayısının, endüstriyel tasarım, faydalı model ve patent sayısının artırılması, yenilikçilik ve markalaşmaya yönelik faaliyetlerin desteklenmesi hedeflerimiz arasındadır. Mali ve Teknik Destek Programları Kalkınma Ajansımız, Bölge Planı’nda ortaya konan strateji ve öncelikler çerçevesinde bölgedeki sektörel ve tematik sorunlara çözümler sunacak proje ve faaliyetleri desteklemektedir. Bu amaçla, ajansımız tarafından yürütülen mali destek faaliyetleri kapsamında 2010 yılında ilk olarak Sanayi ve Turizmde Rekabet Gücünün Artırılması Mali Destek Programı açıklandı. Bu programda sanayi sektöründe araştırmageliştirme odaklı ve yenilikçi yöntemler kullanılarak üretim kapasitesinin artırılması amaçlandı. 12 milyon TL kaynak ayrılan bu teklif çağrısının 8 milyon TL’si kâr amacı güden kuruluşlara, 4 milyon TL’si de kâr amacı gütmeyen kuruluşlara ait projelere tahsis edildi. Değerlendirme süreci sonucunda, 297 adet proje başvurusundan destek almaya hak kazanan 62 proje başarılı bir şekilde tamamlandı ve bu projeler ile bölgemize önemli katkılar sağlandı. Aynı amaçlar doğrultusunda 2011 yılı içinde gerçekleştirilen Mali Destek Programında Çevre ve Enerji ile Sosyal Kalkınma ile birlikte Ar-Ge ve Yenilikçilik Programı bölgemizde yine önemli projelerin hayata geçmesine vesile oldu. Toplam bütçesi 16 milyon TL olan bu teklif çağrısının Ar-Ge ve Yenilikçilik başlığında öncelikli olarak ortak olarak kullanıma yönelik altyapının oluşturulması ve geliştirilmesi ile KOBİ’lerin tasarım, ürün ve süreç geliştirme ve geliştirilen ürünlerin ticarileştirilmesi hedeflendi. Kâr amacı gütmeyen kurumlar yanında bölgemiz KOBİ’lerinin de başvuru sahibi olduğu Çevre ve Enerji Mali Destek Programında ise çevre kirliliğinin kontrol altına alınması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının ve enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik projelerin teşvik edilmesi amaçlandı. BEBKA’nın 2012 Yılı Mali Destek Programları 24 Aralık 2012 tarihi itibarıyla açıklandı. “Sürdürülebilir Sanayi”, “Turizme Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı” ve “Turizm Tanıtım” alanlarında programlara toplam 20 milyon TL hibe tahsis edildi. 8 milyon TL ayrılan “Sürdürülebilir Sanayi” programının amacı, sanayide Ar-Ge ve yenilikçiliği, ortak çalışma ve işbirliği alanlarını geliştirerek bölgenin rekabetçi konumunun çevre dostu bir anlayışla güçlendirilmesi olarak belirlendi. BEBKA, bölgemizde kalkınmaya ivme kazandıracak araştırma, planlama ve fizibilite çalışmalarına destek sağlamak amacıyla 2011 ve 2012 yılında Doğrudan Faaliyet Desteği Programı kapsamında 28 projeye destek verdi. Ayrıca, 2011 ve 2012 yıllarında Teknik Destek Programı ile yerel ve bölgesel kalkınmaya katkıda bulunabilecek çalışmalar için bölgemizdeki 74 kurum ve kuruluşun ihtiyaçları doğrultusunda eğitim ve danışmanlık hizmetleri almalarına katkı sağlandı. Kümelenme Çalışmaları Bilginin çok hızlı bir şekilde yayıldığı; rekabet edebilmek için, değişimin ve yeniliklerle bütünleşmenin artık yadsınamaz bir gerçek olduğu günümüz dünyasında, firmaların birbirleri ile olan iletişimi ve ortak iş yapma kültürü bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Firmaların, ağır rekabet koşullarına karşı mücadele etmenin çok zor olduğunun farkına varmaları ile birlikte sektörel işbirliklerine gitme çabalarının arttığı görülmektedir. yürütmeye başladı. Çalışmanın ilk ayağında kümelenme analizlerinde yoğun olarak kullanılan üç yıldız analizi metodu uygulanarak, başta istihdam verileri temel alınmak üzere, ilgili sektörlerde ihracat, toplam satışlar ve firma sayıları incelendi ve bu illerde yoğunlaşma gösteren başlıca sektörler ortaya konuldu. Analiz çalışmalarının bir sonraki aşaması olarak düşünülen saha analizlerinde, üç yıldız analizi sonucunda ortaya konulan ve kümelenme potansiyeli olduğu düşünülen sektörlerin incelenmesi planlanmaktadır. Bu amaçla öncelikli olarak analizler sonucu ortaya konan sektörlerin yerel otoriteler tarafından değerlendirilmesi, varsa diğer kümelenme potansiyeli olan sektörlerin ortaya konulması ve öncelikli olarak saha analizlerinde el alınması gereken sektörlerin belirlenmesi için Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerinde bilgilendirme ve görüş alış verişi toplantıları düzenlendi. Bu toplantılarda ortaya konan görüş ve öneriler doğrultusunda belirlenen sektörlerin ele alındığı saha analizi çalışmaları başlatılacaktır. Ar-Ge Proje Pazarları BEBKA, planlama ve destekleme faaliyetlerinin yanı sıra bölgenin gereksinimleri doğrultusunda stratejik öneme sahip konularla ilgili çeşitli faaliyet ve organizasyonlar da düzenlemektedir. Bunlara örnek olarak Ar-Ge Proje Pazarları verilebilir. Bu amaçla BEBKA, Eskişehir ve Bursa’da gerçekleştirilen Ar-Ge Proje Pazarı etkinliklerine destek vermektedir. BEBKA, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı’na 2011 ve 2012’de ortak olarak destek vermiştir. Eskişehir’de teknolojik gelişmeyi desteklemek ve işbirliği sağlamak amacıyla Eskişehir Sanayi Odası tarafından geleneksel hale getirilen ESİNKAP Ar-Ge Proje Pazarlarına da ortak olarak destek vermeye devam etmektedir. Bu yıl üç ayrı konuda gerçekleştirilen etkinliğin ilk ayağında“Ulaşım Sistemleri”, ikincisi “Bilişim ve Yazılım” ve son olarak da “Seramik, Cam ve Pişmiş Kil” konuları ele alındı. İlgili üst ölçekli planlar ve strateji belgelerinde de önemle üzerinde durulduğu üzere bölgesel ölçekte sektörel analizler ve kümelenme faaliyetlerine kaynaklık edecek stratejik araştırmalar, uygulanacak makro ve bölgesel politikaların etkinliği açısından son derece önemlidir. Bu amaçla kalkınma ajansımız, faaliyet gösterdiği Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerinde kümelenme analizleri çalışmaları OCAK 2013 21 Yaşama Artımız Var Elçin DEMİREL / Dicle Kalkınma Ajansı Tanıtım ve İşbirliği Birimi Dicle Kalkınma Ajansı; 2011-2013 yılları için aynı stratejik amaç ve hedefler doğrultusunda ortak bir vizyona ulaşmak üzere, TRC3 Bölgesindeki (Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak) bütün paydaşlarla katılımcı bir Bölge Planı hazırlamış ve faaliyetlerini bu doğrultuda şekillendirmiştir. 2010, 2011 ve 2012 yıllarında bölgesel kalkınmanın ana aktörleri olan KOBİ’leri desteklemeye yönelik mali destek programları hayata geçirilmiş ve destek mekanizması her yıl bölgenin yerel talepleri ile sektörlerin gidişatına uyumlu hale getirilmiştir. Ajans, KOBİ desteklerinin yanı sıra bölgenin rekabet gücünü artırmak ve kentsel yaşanılabilirliğini iyileştirmeye yönelik altyapı programlarını başarı ile uygulamıştır. Mali destek programlarının yanı sıra Ajans, bölgesel fırsatlardan yararlanılması ve kalkınmanın önündeki tehditlerin bertaraf edilmesi amacıyla doğrudan faaliyet desteği uygulamalarını yıllık bazda uygulamış ve Bölge potansiyelinin tespitine yönelik araştırmalar başta olmak üzere öncelikli faaliyetleri desteklemiştir. Bölgedeki paydaşların uygun teknik destek talepleri planlı süreçler dâhilinde kalite ve zaman odaklı olarak karşılanmıştır. Ajans, Bölge’de yatırım yapmak isteyen yararlanıcılara Yatırım Destek Ofisleri üzerinden hizmet vermeye ve yatırımcıların teşvik ve destekler ile izin ve ruhsat alınmasına yönelik teknik destek taleplerini karşılamaya devam etmektedir. 2013 yılı itibarıyla uygun yatırım ortamı ve rekabetçilik gelişme ekseninde Bölge’de yatırıma elverişli altyapı ve emek piyasası koşullarının oluşturulması; finansman, danışmanlık ve tanıtım kapasitesinin geliştirilmesi yoluyla Bölge'nin rekabetçilik düzeyinin arttırılması amacıyla çeşitli faaliyetler gerçekleştirilecektir. Buna göre 2012 bütçesinden uygulanacak altyapı mali destek programı yoluyla Bölge’nin sanayi alanlarının altyapısının geliştirilmesine, turizm ve kent altyapısının iyileştirilmesine projeler yoluyla mali destek sağlanacaktır. 22 OCAK 2013 Mali Destek Programlarının Tasarımı Ajansımız 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla üç farklı alanda mali destek programı teklif çağrısına çıkmıştır. 2012 yılında bu mali destek programlarının tasarımına yönelik detaylı çalışmalar yapılmış olup KOBİ ve Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programlarının, bölgesel kalkınma ihtiyaçları açısından temel ve daha acil nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır. Sivil toplum kuruluşları ve mesleki örgütlenmelere yönelik mali desteklerin yeterli düzeyde olduğu, bu yararlanıcıların proje kapasitelerinin geliştirilmeye açık bir alan olarak bir sorun teşkil ettiği, ancak bu sorunun da Ajans’ın teknik desteği ile giderilebileceği istişare edilmiştir. Bölgede kırsal alanda ekonomik faaliyetlerin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesine yönelik bir mali destek programı da tasarlanarak uygulamaya alınmıştır. 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla ilan edilen Mali Destek Programları Tablo 1'de gösterilmiştir. Rekabetçi Sektörlerin Geliştirilmesi Mali Destek Programı Bu program ile Bölge’nin coğrafi konumu ve içsel potansiyeline dayalı rekabet avantajına, istihdam yaratma kapasitesine ve/veya ihracat potansiyeline sahip “hedef sektörlerde” üretim ve hizmet kalitesi ile ürün çeşitliliğinin artırılması yoluyla Bölge’nin rekabet gücünün artırılması amaçlanmaktadır. Bu programda Mardin ve Batman için rekabetçi sektörlerin geliştirilmesi doğrudan bir hedef iken, Siirt ve Şırnak için KOBİ’lerin rekabet edebilirliklerinin artırılması sağlanarak dolaylı yoldan bu hedefe ulaşmaya hizmet eden bir program uygulanacaktır. İşletmelerin enerji verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılması, tanıtım, markalaşma ve pazarlama kapasitelerinin geliştirilmesi, Bölge sanayisinin kümelenme potansiyelinin değerlendirilmesi, yan sanayinin geliştirilmesi ve katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin artırılması yoluyla iş ve üretim alanlarının çeşitlendirilmesi, Bölge turizminin kapasite, altyapı ve hizmet niteliklerinin geliştirilerek ve çeşitlendirilerek rekabet edebilirliklerinin artırılmasına program uygulaması kapsamında özellikle dikkat edilecektir. Programa için 2012 yılı bütçesinden 15 milyon 337 bin TL kaynak ayrılmıştır. Turizm, Kent ve Sanayi Altyapısı Mali Destek Programı Bu program amacı TRC3 Bölgesi’nde turizm, kent ve sanayi altyapısının iyileştirilmesiyle Bölge'nin turizm alanındaki cazibesinin ve kentlerin yaşanabilirliğinin artırılması ile uygun yatırım ortamının tesis edilmesine katkı sağlamaktır. TRC3 Bölge’sinde belediyelerin yaşanabilir kentler oluşturma kapasitelerinin mali ve teknik nedenlerle yetersiz kalırken, belli bir ekonomik yeterliliğe ulaşan nüfus yaşadığı kentten memnun olmayarak daha gelişmiş bölgelere göç etmektedir. Bu durum Bölge illerinde entelektüel ve dolayısıyla kurumsal Tablo 1. 2013 Yılı Mali Destek Programları Mali Destek Programı Rekabetçi Sektörlerin Geliştirilmesi (KOBİ) Turizm, Kent ve Sanayi Altyapısı (Altyapı) Sulama Altyapısının İyileştirilmesi (Altyapı) Kaynak Coğrafi Uygulama Çağrı Dönemi Bütçe Kapsam Dönemi 2012 TRC3 31 Aralık 2012 2013 2013 TRC3 31 Aralık 2012 2013 31 Aralık 2012 2013 2013 TRC33 TRC34 sermayenin gerilemesine neden olmaktadır. Bölge sanayi üretiminin altyapısı da diğer bölgelere göre daha az rekabetçi olduğundan yeni yatırımların gerçekleşmesi süreci yavaşlamaktadır. Bölge'nin sanayi potansiyelinin yanı sıra ekonomik değer yaratma noktasında turizm açısından sahip olduğu yapıların eksikliklerini gidermek ve bu eserlerin en iyi şekilde tanıtımını yapması kaçınılmaz olmaktadır. Yaşanılabilir kentler, turizmden etkin faydalanma ve uygun sanayi altyapısı ile üretimin artırılmasına zemin hazırlanması, Bölge’nin ekonomisinin geliştirilmesi amacıyla geliştirilen mali destek programının rekabet unsurlarına olumlu katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Program için 2013 yılı bütçesinden 7 milyon TL kaynak ayrılmıştır. Sulama Altyapısının İyileştirilmesi Mali Destek Programı TRC3 Bölgesi'nde özellikle Siirt ve Şırnak’ta ekonomik faaliyetlerin kırsal alana yoğunlaştığı görülmektedir. Ajans'ın 2010 ve 2011 KOBİ destekleri sanayi ve hizmet üretiminde bu iki ilin rekabet dezavantajlarından dolayı kritik eşiklerin çok altında kaldıklarını göstermiştir. Bölge’de kırsal alanda ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesine yönelik altyapının kurulması özellikle tarım ve hayvancılık açısından kendi içinde daha baskın özellik gösteren bu iki ilin sosyo-ekonomik açıdan kalkınmasının önemli bir aracı olarak görülmektedir. Bu müdahale kırsal alandan kentlere ekonomik nedenlerle gerçekleşen göç olgusunun azaltılması hedefini de destekleyecektir. KÖYDES destekleriyle yol ve içme suyu gibi birincil temel ihtiyaçların giderilmesi hedeflenmiş olmakla birlikte bu desteğin kısmen kapsamında olan ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ikinci planda kalmıştır. İl Özel İdarelerinin de bütçelerinin kırsal alanda ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesinde yetersiz kaldığı ya da konunun bir öncelik olarak ele alınmadığı görülmüştür. Bu durum Siirt ve Şırnak özelinde Bölge içi gelişmişlik farklarının giderilmesi amacını güden bir program tasarlanmasını zorunlu kılmıştır. Programa ayrılan kaynak 2013 yılı bütçesinden 3 milyon TL olarak belirlenmiştir. 31 Aralık 2012 tarihinde teklif çağrısına çıkılan Rekabetçi Sektörlerin Geliştirilmesi Mali Destek Programı; Turizm, Kent ve Sanayi Altyapısı Mali Destek Programı; Sulama Altyapısının İyileştirilmesi Mali Destek Programı için sözleşmelerin imzalanması, teklif değerlendirme süreci sonrası 2013 yılı Mayıs-Haziran ayları içerisinde olması beklenmektedir. Sözleşmelerin imzalanmasının akabinde yararlanıcılar tarafından proje uygulamalarına fiilen başlanacaktır. OCAK 2013 23 Bölgemizdeki Lokomotif Sektörlerin Rekabet Gücünü Artırmak İçin Çalışıyoruz Dr. Bülent ÖZKAN / İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri 2008 yılında kurulan ve 2010 yılından itibaren faaliyetlerine başlayan İpekyolu Kalkınma Ajansı, TRC1 İİBS Düzey 2 Bölgesinde faaliyet göstermektedir. Gaziantep, Adıyaman ve Kilis illerinden oluşan TRC1 Bölgesi’nde sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve bölge içi ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması ana ekseninde çalışmalar yapan İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın merkezi; TRC1 Bölgesi'nin ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en gelişmiş kenti olan Gaziantep’te bulunmaktadır. Adıyaman ve Kilis illerinde bulunan Yatırım Destek Ofisleri ise, bölge illeri ile iletişimin sürdürülebilmesi ve yerelden analiz, planlama ve yönetimin yapılabilmesine olanak vermektedir. Kalkınma kavramının oldukça geniş ve kapsamlı bir kavram olduğu göz önüne alındığında; Ajans bünyesinde yapılan çalışmaların topyekûn ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak 24 OCAK 2013 farklı eksenli ve entegre çalışmalar olduğu ortaya çıkmaktadır. Yalnızca ekonomik gelişmenin kalkınma demek olmadığı günümüzde; ekonomik, sosyal, beşerî, kültürel alanlarda yapılan çalışmaların birbiri ile uyumlu ve bütünleşik bir şekilde; Bölge'nin ihtiyacına göre belirlenen politika ve stratejiler çerçevesinde geliştirilmesi ve belirli bir metoda göre uygulanması süreçlerinin her biri oldukça önem kazanmaktadır. Ancak; kalkınmada ulaşılmak istenen düzeye varmak kadar önem arz eden bir başka konu da, ulaşılan seviyenin sürdürülmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilim ve teknoloji geliştirilirken, beşerî kaynakların gerilemesine izin verilmemeli, tam aksine bilim ve teknolojiden en fazla verimi alabilmek adına beşerî kaynakların gelişimine de önem verilmelidir. Sanayileşme arttıkça; çevre kirliliği ve benzeri tehdit unsurlarına gereken önemin verilmesi ve daha çevreci materyaller ve üretim süreçlerinin kullanımına geçilmesi gibi önlemlerin alınması gerekmektedir. Bölge'nin kalkınmasını amaçlayan çalışmalar yapan İpekyolu Kalkınma Ajansı, faaliyete geçtiği 2010 yılından itibaren, bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını sağlamak amacıyla çeşitli sektörlere, belirlenen öncelikler doğrultusunda “Mali Destek Programları” düzenlemiştir. 2010 yılında açılan “İktisadi Gelişme Mali Destek Programı”yla; tarım, turizm ve sanayi alanında rekabet gücünü artıracak ve Bölge'de inovasyon kavramını pekiştirecek projeler desteklenmiştir. 2011 yılında ise “Üniversite-SanayiToplum İşbirliği Mali Destek Programı” ile sanayi ve üniversiteler arasındaki iletişim desteklenmeye çalışılarak; hem üniversitelerin akademik ve pratik altyapılarının güçlendirilmesi hem sanayideki rekabetçilik ve yenilikçiliğin artırılması amaçlanmış hem de toplumun bu iki kurumdan daha yüksek derecede verim alması gözetilmiştir. 2011 yılında uygulanan “Turizm Mali Destek Programı” ile hem Bölge'nin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerinin korunması ve geliştirilmesi hem de turizm altyapısının nitelik ve niceliğinin artırılması amaçlanmıştır. Ayrıca hem 2010 hem de 2011 yıllarında “Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programı” ile Bölge'nin hem ekonomik hem de sosyal kalkınmasında oldukça etkili olan altyapı sorunlarının çözülmesi, altyapının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi amaçlanmıştır. düzeye çıkarabilmek adına; 2013 yılında açıklanan mali destek programları ve bütçeleri Tablo 2'de verilmektedir. Desteklerden faydalanan özel sektör temsilcileri KOBİ; kamu kurumu, meslek kuruluşları ve STK’lar ise kamu başlığı altında toplanmıştır. Tablo 2. 2013 Yılı Mali Destek Programları ve Bütçeleri Bölge'nin gelişmesi için yalnızca mali destek mekanizmasının kullanılması yetersiz olduğundan, ajansımız araştırma projelerini “2011 ve 2012 Doğrudan Faaliyet Desteği” mekanizması ile desteklemiş, Bölge'deki kurum ve kuruluşların kurumsal kapasitelerini geliştirmek amacıyla ise “Teknik Destek” mekanizmasını kullanmıştır. Teknik destek mekanizmasıyla Bölge'deki kamu kurumu ve STK’ların kurumsal kapasitelerini geliştirmeye katkıda bulunan eğitim, danışmanlık ve uzmanlık destekleri verilmiştir. Bu kapsamda verilen desteklerin bütçe ve faydalanıcılara göre dağılımı Tablo 1'de görülebilmektedir. 1 Program Adı Faydalanıcı Destek Miktarı Ekonomik Kalkınma KOBİ 6,500,000 TL KOBİ 2,000,000 TL Kamu 2,000,000 TL Kamu 2,500,000 TL Bölge İçi Gelişmişlik 2 Farklarının Azaltılması 3 4 Kamu TOPLAM 6,000,000 TL 19,000,000 TL Bu projelerde temiz üretim, temiz enerji gibi oldukça önemli konuları içeren yenilikçi projeler de dikkat çekmektedir. 2010 yılında ajansımız tarafından desteklenen, Gaziantep Şehitkamil Belediyesi tarafından yürütülen “Doğal Hayat, Doğal Enerji” projesinde; bir platform üzerine kurulan 230 kw'lık 171 adet güneş enerjisi paneli, üç adet invertör, iki adet çift yönlü sayaç, bir adet görüntüleme sistemi ile yıllık ortalama 150 kw elektrik enerjisi Bölge'deki anahtar sektörleri Ar-Ge, inovasyon, yenilikçilik, sürdürülebilirlik, bilim ve teknoloji ve rekabetçilik ışığında Bölge'de yaratılan katma değeri, istihdamı, kalite ve marka değerini ve çarpan etkisini en fazla Tablo 1. İpekyolu Kalkınma Ajansı Tarafından Verilen Desteklerin Dağılımı Yıl Program Adı Teknik Destek Doğrudan Faaliyet Desteği Mali Destek İktisadi Gelişme 2010 Küçük Ölçekli Altyapı Kamu STK 10 3 Eş Özel TOPLAM Finansman Sektör (TL) 40 17 Ajans Desteği (TL) Toplam Yatırım Miktarı (TL) 53 9,171,733 8,585,875 17,757,608 17 4,821,497 4,450,107 9,271,604 Üniversite Sanayi - Toplum İşbirliği 12 4 21 37 6,549,993 7,246,408 13,796,401 Turizm 28 2 4 34 3,960,231 5,708,932 9,669,163 Küçük Ölçekli Altyapı 11 1 12 2,916,633 6,499,970 9,416,603 TOPLAM 78 10 153 27,420,087 2011 2011 DFD 8 7 15 54,990 518,117 573,107 2012 2012 DFD 3 8 11 5,400 494,465 499,865 TOPLAM 11 15 26 60,390 1,012,582 1,072,972 2011 2011 TD 29 16 45 0 200,000 200,000 2012 2012 TD 16 7 23 0 155,178 155,178 TOPLAM 45 23 68 0 355,178 355,178 2011 65 32,491,292 59,911,379 üretmektedir. Proje kapsamında günlük olarak ortalama dört kişilik bir ailenin 30 günde tükettiği elektrik miktarı, bir günde üretilmektedir. Projenin bölgede güneş enerjisi uygulamalarının yaygınlaştırılması için öncü olması amaçlanmıştır. İç turizmde büyük önem arz eden Dülükbaba Tabiat Parkı’nın güneş enerjisi sistemleri vasıtasıyla cazibesinin artırılmasıyla birlikte, projenin bölge turizmine katkı sağlaması da planlanmaktadır. Bu kapsamdaki bir diğer örnek proje ise 2011 yılında “Üniversite-SanayiToplum İşbirliği Mali Destek Programı” dahilinde desteklenen “Belden Kırmalı Elektrikli Bahçe Traktörü Tasarımı ve Seri İmalat Şartlarının Oluşturulması” projesidir. BCS METAL San. ve Tic. A.Ş. ile Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü ortaklığıyla yürütülen projeyle elektrik ile çalışan belden kırmalı bahçe traktörü tasarımı ve prototipi üretilmesinin yanı sıra, üniversite akademisyenlerinin ve işletme çalışanlarının birlikte yer aldığı bir Ar-Ge birimi kurulması planlanmıştır. Proje; hem üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine hem Ar-Ge çalışmalarına hem de yeşil enerji kullanımına fayda sağlayacak olup aynı zamanda tarımsal üretimde maliyetlerin düşürülmesine de olanak sağlamaktadır. Bölgede var olan lokomotif sektörlerin rekabet güçlerini, yarattıkları katma değeri ve Ar-Ge faaliyetlerini artırmayı amaçlayan İpekyolu Kalkınma Ajansı; BROP (Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı) kapsamında hazırlanan “Halıcılık” ve “Nonwoven ve Nanoteknoloji” alanlarında Araştırma ve Geliştirme Merkezlerinin kurulmasıyla ilgili iki ayrı projeyle ilgili çalışmalarını sürdürmektedir. Bölge'de lokomotif sektörler olarak göze çarpan bu iki sektördeki inovasyonu ve rekabetçiliği artırmak ana hedefine sahip bu projeler ile bölgede yüksek miktarda üretimi olan bu ürünlerin yarattığı katma değerin ve bölgeye katkılarının artırılması planlanmaktadır. OCAK 2013 25 Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi Dr. İlhan KARAKOYUN / Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Giriş Küreselleşme süreci, bir taraftan ekonomilerin önündeki ulusal engelleri ortadan kaldırırken, diğer taraftan ekonomik kalkınma ve bölgesel gelişmenin öncü ve itici güçleri olarak yerel ve bölgesel dinamiklerin önemini artırmış ve kalkınma anlayışında bölgesel kalkınma yaklaşımı ön plana çıkmaya başlamıştır. Küreselleşme, ülkelerden ziyade yerel/bölgesel birimleri küresel rekabet açısından birer ekonomik aktör konumuna getirmiştir. Stratejik planlama anlayışıyla yerel kaynaklarını ve potansiyellerini harekete geçirerek belirli sektörlerde uzmanlaşan, diğer bölgelerden farklılaşan ve yatırımcılar için en cazip koşulları sunan bölgelerin, dünya ekonomisinde de diğer bölgelerle karşılaştırıldığında birtakım üstünlük ve rekabet avantajları elde ettikleri gözlemlenmektedir. Dünyadaki değişen ekonomik konjonktüre paralel olarak ülkemiz ekonomisi de özellikle 1980’ler sonrası büyük değişim ve dönüşümler geçirmiştir. Ancak, elde edilen bütün kazanımlara rağmen, ülkemizde bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklılıkları bugün de önemli bir ekonomik ve sosyal sorun olarak varlığını sürdürmekte ve siyasal gündemin en ön sıralarında yer almaya devam etmektedir. Türkiye’de 1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik krizler nedeniyle artan bölge içi ve bölgeler arası gelişmişlik farkları ve Avrupa Birliği’ne uyum sürecinin etkisiyle, bölgesel kalkınma yaklaşımında yeni arayış ve çabalar gündeme gelmiştir. Artan bu arayışların sonucunda, bölgesel kalkınmanın yeni araçlarından biri olarak 26 Düzey 2 Bölgesi esas alınarak kalkınma ajansları kurulmuştur. 5449 Sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri 26 OCAK 2013 Hakkında Kanunla Kalkınma Ajanslarına (KA) verilen görevler ve tanınan yetkilerden biri de (madde 5/j) “yönetim, üretim, tanıtım, pazarlama, teknoloji, finansman, örgütlenme ve işgücü eğitimi gibi konularda, ilgili kuruluşlarla işbirliği sağlayarak küçük ve orta ölçekli işletmelerle yeni girişimcileri desteklemek”tir. Bu görev ve yetkiye dayanarak, Kalkınma Ajansları; Bölgeleriyle ilgili olarak yaptıkları araştırmalar sonucu tespit ettikleri potansiyel sektörlerin harekete geçirilmesi için Bölge Planlarında yer alan amaç ve öncelikler doğrultusunda yarışmacı proje teklif çağrıları çerçevesinde KOBİ’lere yüzde 50’ye kadar doğrudan finansman destekleri (hibe) sağlamaktadırlar. Kanunun gerekçesinde de belirtildiği gibi, “ulusal ve küresel rekabet, özellikle esnek ve dinamik üretim yapılarıyla değişen koşullara kolay ayak uydurabilen KOBİ’ler için önemli avantajlar sunmaktadır. Bu kapsamda, yerel girişimciliğe ve KOBİ’lere dayalı bir kalkınma modeli bölgelerin ve ülkelerin yerel, ulusal ve küresel piyasalara entegre olabilme şansını artırırken, kalkınmanın sürdürülebilirliğini de temin etmektedir. Bu kalkınma modelinde, yerel girişimcilere ve KOBİ’lere sağladıkları destekler ile ajanslar özel bir önem kazanmaktadır”. Bu çalışmada, Diyarbakır ve Şanlıurfa Bölgesi'nde faaliyette bulunan Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın 2010 yılında işletmelere (KOBİ’ler) yönelik uyguladığı “Ekonomik Gelişme Mali Destek Programı”nın KOBİ’lerin istihdamı ve bilanço büyüklükleri üzerindeki etkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın 2010 Yılında Verdiği KOBİ Desteklerinin Etkisi 2009 yılının sonlarında faaliyete başlayan Karacadağ Kalkınma Ajansı; TRC2 (Diyarbakır-Şanlıurfa) Bölgesi’nde yenilikçi ve modern yöntemler kullanılarak sanayi ve tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi, hizmet sektöründe turizmin teşvik edilmesi, sanayi, tarım ve turizm sektörlerindeki KOBİ’lerin rekabet ve ihracat kapasitelerinin artırılması, böylece yeni istihdam imkânları yaratılarak işsizlik ve yoksulluğun azaltılması amacıyla, 2010 yılında Ekonomik Gelişme Mali Destek Programı için proje teklif çağrısına çıkmıştır. Bu Programa toplam 383 KOBİ proje başvurusu yapmıştır. Başvuruların yüzde 53’ü Diyarbakır ve yüzde 47’si ise Şanlıurfa’dan gelmiştir. Diyarbakır’dan yapılan proje başvurularında “sanayi” sektörüne yönelik projeler ilk sırada yer alırken, Şanlıurfa’dan yapılan proje başvurularında GAP’ın olumlu etkisiyle “tarıma dayalı sanayi”ye yönelik projeler ağırlık kazanmıştır. Yapılan teknik ve mali değerlendirme sonucu başarılı olan toplam 57 KOBİ ile destek sözleşmesi imzalanmıştır. Ancak, bu sözleşmelerden 6’sı fesh edilmiş ve kalan 51 proje ise başarıyla uygulanmıştır. 51 proje için Ajans tarafından yaklaşık 9,7 milyon TL hibe verilmiş; proje sahiplerinin eş-finansman katkısıyla (10,3 milyon TL) birlikte Diyarbakır ve Şanlıurfa Bölgesi'nde KOBİ’ler üzerinden toplam 20 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirilmiştir. Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından, proje desteği alan KOBİ’lerin uygun şartlarda eş finansman temin etmeleri amacıyla, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Ziraat Bankası ve Finansbank ile işbirliği protokolleri imzalanmıştır. Ajans'tan destek alan KOBİ’lerin bir kısmı, eş finansman için kendi öz kaynaklarını kullanırken, bazı firmalar da banka kredisi kullanmıştır. İşbirliği protokolü imzalanan bankalardan eş finansman olarak temin edilen kredi, toplam eş finansmanın yaklaşık yüzde 54’üne tekabül etmektedir. Ayrıca, proje desteği alan KOBİ’ler, bu bankalardan yaklaşık 1.300.000,00 TL teminat kredisi kullanmıştır. Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından verilen desteklerin KOBİ’lerin mali tablolarına da olumlu yönde yansıdığı görülmektedir. Grafik 1 ve 2'de Karacadağ Kalkınma Ajansı’ndan proje desteği alan firmaların 2009 ve 2010 yıllarına ait bilanço büyüklükleri yer almaktadır. Grafiklerden de görüleceği gibi, 2009 yılında destek alan KOBİ’lerden 23’ünün bilanço büyüklüğü 1 milyon TL’nin (mikro KOBİ) altında iken, 2010 yılında mikro KOBİ’lerden 5’inin bilanço büyüklüğü 1 milyon TL’yi aşmıştır. Aynı zamanda, bir 28 30 23 25 17 20 10 15 6 10 2 5 0 999 Bin TL 1 Milyon TL Altı Şirket Üstü Şirket Sayısı Sayısı 3 Milyon TL Üstü Şirket Sayısı 5 Milyon TL Üstü Şirket Sayısı 7 Milyon TL 10 Milyon TL 30 Milyon TL Üstü Şirket Üstü Şirket Üstü Şirket Sayısı Sayısı Sayısı Grafik 1. Proje Desteği Alan KOBİ’lerin 2009 Yılı Bilanço Büyüklükleri 33 35 30 25 20 19 18 13 15 9 10 7 1 5 0 990 Bin TL Altı Şirket Sayısı 1 Milyon TL Üstü Şirket Sayısı 3 Milyon TL Üstü Şirket Sayısı 5 Milyon TL Üstü Şirket Sayısı 7 Milyon TL 10 Milyon TL Üstü Şirket Üstü Şirket Sayısı Sayısı 30 Milyon TL Üstü Şirket Sayısı Grafik 2. Proje Desteği Alan KOBİ’lerin 2010 Yılı Bilanço Büyüklükleri önceki yıl bilanço büyüklüğü 3 milyon TL’nin altında olan 2 firmanın bilançosu 3 milyon TL’nin üstüne çıkmıştır. Ayrıca, Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından Diyarbakır ve Şanlıurfa İllerinde 51 KOBİ’ye sağlanan proje desteğiyle, söz konusu projelerin başlangıç döneminde firmalarda istihdam edilen kişi sayısı bin 979 iken, proje bitiminden sonra bu sayının yüzde 22,7’lik (449 kişi) bir artışla 2 bin 428’e ulaştığı görülmektedir. Değerlendirme ve Sonuç Günümüzde, yerel ve bölgesel kalkınmanın önemi ve gerekliliği yadsınamaz. Sürdürülebilir bir bölgesel kalkınma için iyi işleyen bir yerel kalkınma sistemine ihtiyaç vardır. Yerel kalkınma sistemi, ekonomik ve sosyal kalkınma ve gelişme için kamu ve özel sektör ile STK’ların işbirliği ve koordinasyonuna dayanmaktadır. Tüm dünyada, yerel ekonomik kalkınmanın kilit kuruluşlarından biri olarak kalkınma ajansları ön plana çıkmaktadır. Bölgesel kalkınma konusundaki diğer fonksiyonlarının yanında, bölgelerdeki KOBİ’lerin finansmana erişim, planlama, pazarlama, teknolojik altyapı yetersizliği, düşük verim ve üretim kapasitesi ile Ar-Ge faaliyetlerinin sınırlılığı, kurumsallaşamama ve finansal kaynak veya fonları yönetmede karşılaşılan sorunlarının çözümünde önemli roller üstlenebilir. Grafiklerden de anlaşılacağı gibi, kalkınma ajansı destekleri KOBİ’ler açısından son derece önemlidir. Diyarbakır ve Şanlıurfa İllerinde bulunan KOBİ’lerin yüzde 92’den fazlası 50 kişiden daha az istihdamı olan küçük KOBİ statüsündedir. Başka bir ifadeyle, Bölgemizdeki KOBİ’lerde ciddi “ölçek” sorunu yaşanmaktadır. Bu firmalar, finansmana erişimde çeşitli sorunlar ve zorluklarla karşılaşırken, aynı zamanda rekabetçi bir yapıya da ulaşamamaktadır. Dolayısıyla, Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından verilen proje desteklerinin, bölgede sanayi, tarıma dayalı sanayi ve turizm sektörlerindeki KOBİ’lerin finansa erişimlerini kolaylaştırarak ölçeklerinin büyütülmesine, teknolojilerini yenilemelerine veya yeni teknoloji kullanmalarına, üretim ve ihracat kapasiteleri ile istihdamlarının artmasına katkıda bulunduğu söylenebilir. OCAK 2013 27 Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Mevlut ÖZEN / Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri 2008 yılında kurulan Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA), Amasya, Çorum, Samsun, Tokat illerini kapsayan TR83 Bölgesi'nde, Bölge'nin potansiyellerini harekete geçirmeyi, bölgeler arası ve Bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmayı ve Bölge'nin ulusal ve küresel ölçekte rekabet gücünü artırmayı amaçlamaktadır. Kalkınma Ajansımız tarafından sağlanacak desteklere ilişkin ilke ve kurallar; ulusal plan ve stratejiler, bölge plan ve programları ile Ajans'ın yıllık çalışma programında belirtilen öncelikler doğrultusunda oluşturulmaktadır. Ajans, kuruluşundan bu yana başta doğrudan finansman ve teknik destek sağladığı yaklaşık 300 proje ile Bölge planında yer alan stratejik amaçlardan “İşletmelerin Rekabet Gücünün Artırılması ve Dışa Açılma”yı gerçekleştirmek üzere Bölge'nin "bilim, teknoloji, sanayileşme, bölgesel gelişim ve temiz üretim” konusundaki kapasitesini artırmak amacıyla çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Proje Destekleri Ajansımız; 2009 yılında ilk proje teklif çağrısını KOBİ’lere yönelik olarak ilan etmiş ve teklif çağrısı kapsamında sağlanan destek ile Bölge'nin girişimcilik ve yatırım potansiyelini harekete geçirerek, ulusal ve bölge planımız ile uyumlu yerel aktörlerin 28 OCAK 2013 kalkınma çalışmalarına destek vermeyi planlamıştır. Bölgemizdeki işletmelerin verimliliğinin artırılması, kapasitelerinin geliştirilmesi, sadece Bölge için üretim yapar durumdan; dışa açılmış, yeni pazarlara hitap edebilen bir konuma gelinebilmesi, hem ulusal hem de uluslararası pazarlarda rekabet gücünün artırılması için KOBİ’lerin altyapılarının güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu program sonucunda uygulanan projeler sonucunda 718 kişi istihdam edilmiş; 797 adet yeni makine Bölge'ye kazandırılmıştır. 2011 yılında yapılan saha çalışmaları ve analizler neticesinde Bölge planında belirlenen sektörlerde öncelikli olmak üzere yine KOBİ’lere yönelik bir teklif çağrısı yürütülmüştür. Program kapsamında 65 projeye 15 milyon TL hibe sağlanması öngörülmüştür. Halen uygulaması devam eden projeler ile bölgede yüksek teknoloji kullanımının artması, sanayileşme ile katma değer artışı ve çevreye duyarlı üretim teknolojilerinin Bölge'de yaygınlaşması konularında gelişme sağlanacaktır. Bugüne kadar uygulanan KOBİ Mali Destek Programlarında proje sahiplerinin eş finansmanıyla birlikte bölgede 60 milyon TL’nin üzerinde yatırım yapılmıştır. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı, bölgenin potansiyellerinden daha fazla istifade ederek Bölge'nin gelişmesini hızlandırmak amacıyla 2010 yılında Küçük Ölçekli Altyapı Geliştirme, Kültürel, Turistik Değerleri, Ekolojik Dengeleri Koruma ve İyileştirme Mali Destek Programı ilan edilmiştir. Bu program kapsamında turizm altyapısının geliştirilmesi, ve çevre altyapısının oluşturulması öncelikli olarak desteklenmiştir. 18 milyon TL hibe desteği sağlanan 36 proje ile Bölge genelinde konak, han, kale gibi bina restorasyonları yapılmış, doğal ve tarihi güzellikleri turizm açısından değerlendirmek üzere yeni düzenlemelere gidilmiş ve çevreyi korumak, doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak adına yatırımlar yapılmıştır. Bölgesel kalkınmanın bir diğer boyutu olan sosyal kalkınma konusunda kuruluşundan bu yana Bölge'de inisiyatif alan Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı; başta kadınlar ve engelliler olmak üzere Bölge'nin insan kaynaklarının geliştirilmesi, harekete geçirilmesi ve toplumsal yapının bütün bireylerin hizmetlere ve diğer imkânlara eşit erişimini sağlayacak şekilde düzenlemesi amacıyla çalışmalarda bulunmuştur. 2010 yılında Dünya Bankası işbirliği ile "İş’te Kadın Konferansı", 2011 yılında "Girişimcilik Konferansı" ve "Cinsiyet Eşitliği" ve "Kalkınma Toplantısı" ile 2010 ve 2012 yıllarında Avrupa Kalkınma Ajansları Birliği (EURADA) işbirliği ile "Bölge Kalkınma ve İnovasyon Stratejileri" konulu konferanslar OKA tarafından düzenlenmiştir. Sosyal kalkınma konusunda 2011 yılında ilan edilen İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Mali Destek Programı ile 30 adet proje desteklenmiştir. Bu projelerde Bölge'nin insan kaynaklarının yapılacak faaliyetlerle çalışma hayatının öngördüğü niteliklere uygun olarak geliştirilmesine katkı verilmiştir. 4 Aralık 2012 tarihi itibarıyla kamuoyuna duyurulan Dezavantajlı Gruplara Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı ve Dezavantajlı Gruplara Yönelik Sosyal İçerme Mali Destek Programlarıyla; engelliler, kadınlar, yaşlılar, suça bulaşmış ya da suç riski altındaki çocuklar ve gençlerin, kentsel ve kırsal alanlarda yararlandıkları mevcut sosyo-kültürel altyapının geliştirilmesi ve fırsatlara ve kaynaklara eşit erişimini sağlamak yoluyla toplumsal bütünleşmelerinin gerçekleştirilmesi ve yaşam kalitelerinin artırılması amaçlanmaktadır. Halen başvuru kabul süreci devam eden programlar kapsamında toplam 8 milyon TL hibe desteği sağlanması öngörülmektedir. Güdümlü Proje Desteği OKA, Güdümlü Proje Desteği kapsamında Bölge'deki girişimcilik ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmek ve işletmelerin ortak kullanımına açık fuar, ticaret merkezi gibi büyük bütçeli altyapı projelerinden 2011 yılında Samsun Fuar ve Kongre Merkezi Projesine, 18 Aralık 2012 tarihinde sözleşme imza töreni gerçekleştirilen Çorum Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TEKNOKENT) Projesi’ne destek vermektedir. Doğrudan Faaliyet Desteği OKA, TR83 Bölgesi'nde sosyoekonomik gelişmeyi hızlandırabilecek önemli fırsatların değerlendirilmesi ve sosyoekonomik gelişme önündeki darboğazların giderilmesine yönelik tedbirleri ve planlama/araştırma faaliyetleri de desteklemektedir. Bu kapsamda ilgili sektörel mastır planları, analiz raporları, fizibilite raporları, enerji, istihdam, çevre gibi konularda yapılan araştırmalar gibi 40’ın üzerinde çalışmaya destek verilmiştir. Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi (2013-2023) 2012 yılında hazırlanarak uygulamaya konulan Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi (2013-2023) vizyon cümlesi şu şekilde oluşmaktadır: “Orta Karadeniz Bölgesi, 2023 yılında rekabetçi sektörleri ve inovasyon ve girişimcilik kültürü yüksek toplumu sayesinde kalkınmada örnek bir bölge halini alacaktır”. Stratejik atılım alanları şu şekilde oluşmaktadır: Strateji kapsamında 2013 yılından itibaren uygulanacak eylem planıyla yenilik ve girişimcilik kültürünün Bölge'de yerleşmesi ve özendirilmesi için OKA koordinasyonunda kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör kuruluşları tarafından faaliyetler gerçekleştirilecektir. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Programı (BROP) Projesi OKA, Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı kapsamında desteklenmeye hak kazanan “Orta Karadeniz Bölgesi’nde Rekabetçiliğin Artması” Projesi'nin Operasyonel Anlaşma İmza Töreni 1 Şubat 2012 tarihinde Samsun’da gerçekleştirilmiştir. Projenin toplam bütçesi 6.960.105 Avro’dur. Proje ile Ajans hizmet binası yapımı, KOBİ İş Destek ve Uygulama Merkezi yapımı, KOBİ ihtiyaç analizi, sektörel analizler, sektörel eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin kurgulanması gibi faaliyetler gerçekleştirilecektir. Uluslararası Çalışmalar Avrupa Kalkınma Ajansları Birliği (EURADA) üyesi olan OKA, 2012 yılından itibaren EURADA Yönetim Kurulu’nda da temsil edilmektedir. Bilgi ve tecrübe paylaşımı konusunda işbirliği içerisinde olan OKA ve EURADA ortaklığında 2010 yılında “Mirroring EU and Turkish RDAs” ve 2012 yılında “AGORADA 2012+: Adoption of a Regional Strategy” başlıklı uluslar arası konferanslarını Samsun’da gerçekleşmiştir. OKA; Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı gibi çeşitli uluslar arası kurumlarla iletişim halinde işbirliği yapmaya devam etmektedir. Yatırım Destek ve Tanıtım Faaliyetleri Ajans bünyesinde Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerinde yatırımcılara rehberlik edilmesi, illerin tanıtımı ve yatırım potansiyellerinin harekete geçirilmesi amacıyla Yatırım Destek Ofisleri 24.06.2010 tarihi itibarıyla kurulmuştur. Yatırım Destek Ofisleri, dört ildeki kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının çeşitli fon kaynaklarına yönelik hazırladıkları projelere teknik destek sağlamaktadır. Özellikle planlama çalışmalarına yönelik ilgili kurum ve kuruluşlara Ajans görüşleri iletilmiş bu kapsamda Ajans uzmanları davet edildikleri bütün toplantı ve çalıştaylara katılım ve katkı sağlamıştır. Projelere destek sağlama noktasında Amasya Yatırım Destek Ofisi, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardın Aracı (IPA) Bölgesel rekabet Edebilirlik ve Operasyonel Programı (BROP) çerçevesinde yürütülen “Amasya Ekmeğini Taştan Çıkarıyor Projesi”ne teknik destek sağlamaktadır. Aynı şekilde, Tokat Yatırım Destek Ofisi de yine aynı program kapsamında yürütülen “Küçük Sanayicilerin Büyük Ortaklığı Projesi”ne teknik destek sağlamaktadır. Teşvik Hizmetleri 2012 Haziran ayında yayımlanarak yürürlüğe giren Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar gereğince Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı genel teşvik sistemi kapsamına giren yatırım konularına yönelik teşvik belgesi düzenlenmesi konusunda yetkilendirilmiştir. Bu yeni düzenlemeyle yatırımcıların daha önce Ankara’ya yapmaları gereken genel teşvik uygulamaları kapsamındaki başvurularını Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat Yatırım Destek Ofislerine yapabilme şansı doğmuştur. Ayrıca Yatırım Destek Ofislerimiz bölgesel, büyük ölçekli ve stratejik yatırımlar kapsamındaki teşvik belgeleri başvurularının hazırlanarak Ekonomi Bakanlığı’na iletilmesi aşamasında yatırımcılara teknik destek vermektedir. OCAK 2013 29 Bölgesel Kalkınmada Lider Kuruluş: Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA) Ahmet AKMAN / Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Bilindiği gibi, Bölgesel Gelişme Araçları, kurumsal nitelikli, ekonomik nitelikli, kültürel nitelikli ve sosyal ağ nitelikli olabilmekte ve Kalkınma Ajansları kurumsal nitelikli gelişme araçlarının odağında yer almaktadır. Bölgesel Kalkınma Ajansları’nın temel kuruluş nedenleri, bölgesel stratejilerin uygulanması, yerel ve bölgesel girişimciliği destekleme, altyapı hizmetlerinin sunulmasına yardımcı olma, özel sektörün yakın geleceği için yerel-bölgesel çözümler araştırma ve bölgesel talepleri karşılayacak yeni ürün ve hizmet üretimi için finansal garantiler ve çözümler arama seklinde özetlenmektedir. Kalkınma Ajansları, bölge içi ve bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının azaltılması, Özel Sektör, Kamu ve STK'lar arasında koordinasyonun sağlanarak yerel potansiyelin harekete geçirilmesi noktasında hayati öneme sahip faaliyetler gerçekleştirmektedir. Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA) tüm ajanslarda olduğu gibi yukarıda özetlenen faaliyetlerinin yanı sıra özellikle bilim, teknoloji, sanayileşme, bölgesel gelişim ve temiz üretim alanlarındaki faaliyet ve destekleriyle Bölgede lokomotif görevi ifa etmektedir. Bu çerçevede, Mevlana Kalkınma Ajansı, 2014-2023 Bölge Planı hazırlıklarına başlamış olup Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılında, ülkemizin iktisadi büyüklük sıralaması açısından dünyada ilk on ülke arasına girmesi, yıllık 500 milyar dolarlık ihracat ve kişi başına milli gelirin 25.000 dolar seviyesine ulaşması hedeflerine paralel bir şekilde, her geçen gün artan çalışma azmi ile yurt içi ve yurt dışındaki faaliyetlerine devam etmektedir. Ülkemizin 2023 hedefleri ve bu hedeflere ulaşmada bölgenin katkısını azami derecede sağlayabilmek için, ajans olarak çok sayıda toplantı ve çalıştay gerçekleştirilmiştir. Kamu kesimi, özel kesim ve STK'larla her konuda olduğu gibi bu konuda da işbirliğini, beraber çalışma iradesini ve gerekli koordinasyonu sağlayarak, bölgenin kendi 2023 hedeflerini oluşturması ve bu hedefe doğru çalışmasını temin etmeye gayret 30 OCAK 2013 sarf edilmektedir. Bu yolda, bölgemizin 2023 yılında, 15 milyar dolar ihracat yapabilecek, 10 milyon turist ağırlayarak 5 milyar dolar turizm geliri elde edebilecek, 25 bin doların üzerinde gelir elde edebilecek potansiyeli ve heyecanı vardır. Bu hedeflerin Konya ve Karaman illeriyle omuz omuza belirlenmesine gayret edilmektedir. MEVKA kurulduğu yıl olan 2009’da Proje Teklif Çağrısına çıkabilmiş nadir ajanslardan biri olmuştur. Bugüne kadar, ajansımıza 13 adet program çerçevesinde 2 bin 300'ü aşkın proje teklif edilmiş ve bu proje tekliflerinin 577'si sözleşme imzalamaya hak kazanmıştır. Bu projelere yaklaşık 62 milyon TL destek verilirken, bu desteklerle birlikte 100 milyon TL'yi aşkın kaynak harekete geçirilerek bölge kalkınmasının hizmetine sunulmuştur. Bu projelerle bin 121 kişi istihdam edilirken, yaklaşık 23 bin kişi farklı konularda eğitilmiştir. Bu destekler arasında, bölge kalkınması açısından aciliyet arz eden ve büyük yatırım kararlarına tesir edilebilecek faaliyetler olduğu gibi, araştırma, fizibilite, eğitim, lobi faaliyetleri ve kurumsal kapasite oluşturma konularındaki faaliyetler ile çeşitli sektörlerde kümelenme faaliyetleri de bulunmaktadır. Aynı zamanda, İktisadi İşletmelerin Rekabetçilik gücünü artırmak amaçlı, Ar-Ge, inovasyon, yenilikçilik ve orta ileri teknolojiyi teşvik amaçlı proje faaliyetlerinin yanı sıra, tarımsal üretimde verimlilik ve kalitenin artırılması, turizm altyapısının geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi amacıyla organik tarım, iyi tarım ve üretimde çevreci yaklaşım ile temiz üretim konulu proje ve faaliyetler desteklenmiştir. Bütün bu programlara ilave olarak Küçük Ölçekli Altyapı ile Sosyal Kalkınma Mali Destek Programları vasıtasıyla hem altyapı çalışmalarına hem de sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsurlarından biri olan sosyal alanda proje destekleri sağlanmıştır. Öte yandan, Güdümlü Proje Desteği Programları kapsamında, içinde Küme Koordinasyon Merkezi, Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Merkezi, Kuluçka Merkezi, Tasarım ve Proje Merkezi, Mesleki Yeterlilik Test Merkezi, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezi ile Uygulama Laboratuarlarının bulunduğu Konya Merkezli Bölgesel İnovasyon Merkezi kurulması noktasında başvuru sahibi ve ortaklarıyla sözleşme imzalanarak faaliyetlere başlanmıştır. Aynı program kapsamında Karaman Merkezli İş Geliştirme Merkezi'nin kurulması ile ilgili faaliyetler ile Karaman Kongre ve Fuar Merkezi kurulma çalışmaları devam etmektedir. MEVKA'nın faaliyet gösterdiği Konya ve Karaman illerinden oluşan TR52 Bölgesi yenilenebilir enerji potansiyeli açısından ülkemizin en önemli bölgelerinden biridir. Bu alanda Türkiye’de izin verilen toplam kapasite 600 MW’dır. Konya 92 MW ile Türkiye’de ilk sırada yer almakta olup Karaman'da ise bu kapasite 38 MW seviyesindedir. Başka bir ifadeyle Türkiye’de izin verilen toplam kapasitenin yüzde 22'si Konya ve Karaman'da bulunmaktadır. Bu kapasitenin azami derecede değerlendirilerek bölge kalkınmasına aktarılması noktasında Resmi Gazete'de yayımlanarak resmiyet kazanan Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi'nin hayata geçirilmesi çalışmalarına hız verilmiştir. Bu sektörle ilgili ciddi sanayi altyapısı ve teknoloji üretecek bir merkez olan ve MEVKA tarafından desteklenen Bölgesel İnovasyon Merkezi kurulma ve koordinasyon çalışmaları hızla devam etmektedir. Bölgesel İnovasyon Merkezi, KSO sorumluluğunda Konya OSB'de 20 bin m²'lik alanda kurulacak olan merkez, MEVKA güdümlü proje desteği kapsamında desteklenmektedir. Merkezde, yenilenebilir enerji teknolojileri merkezi, küme koordinasyon merkezi, kuluçka merkezi, tasarım ve proje merkezi, mesleki yeterlilik merkezi, üniversitesanayi işbirliği merkezi ile uygulama labaratuvarları yer alacaktır. Bölge, bu çalışmalar sayesinde kurmakta olduğu altyapısı ile bu alanda büyük gelişmeler kaydetmekte ve Konya ve Karaman aynı zamanda Türkiye'nin enerji başkenti olma yolunda hızla ilerlemektedir. Konya-Karaman bölgesinde, enerji verimliliği konusunda farkındalık ve bilinç oluşturmak amacıyla MEVKA tarafından düzenlenen “Yeşil Ekonomiler Konferansı" gerçekleştirilmiştir. Konferansın sonuç bildirgesinde, Konya Valiliğinin himayesinde, Mevlana Kalkınma Ajansı ile Türkiye Enerji Verimliliği Derneği'nin (ENVER) katkıları ve Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ortaklığı ile geleneksel "Dünya Çocukları Yeşil Gelecek Zirvesi" düzenlenmesi hedefi, kamuoyu ile paylaşılmıştır. Konya savunma sanayinde göz ardı edilemeyecek bir konumdadır. Özellikle konumu ve sanayisi uygun diğer illerle koordinasyon halinde Konya ili, savunma sanayinde lokomotif bir il olabilecek potansiyele ve altyapıya sahiptir. Çünkü, başta, Konya coğrafi konumu itibariyle Türkiye'nin en kolay savunulabilir yerindedir ve Konya'da Türkiye'nin en büyük hava üssü bulunmaktadır. Hava üssünün atış alanları burada, laboratuvarları burada, test cihazları burada, Konya'nın böyle bir altyapısı mevcuttur. Türkiye'nin her yerine ulaşılabilir olması Konya'ya ciddi avantajlar sağlamakta olduğundan Konya'da savunma sanayi teknolojileri sanayi bölgesinin olması gibi bir vizyonumuz bulunmaktadır. Zaten halihazırda savunma sanayinde gerekli olan motor bloğu, aks, şasi, silindir kapağı, dişli, direksiyon, krank mili, şanzıman, aktarma organları gibi ürünler Konya’da üretilmektedir. Bu kapsamda Konya’da savunma sanayine yönelik büyük ölçekli yatırımlar yapılarak, Konya sanayisinin bu sektöre parça üretmesini sağlama imkanı ve fırsatı bulunmaktadır. Bu imkânı ve fırsatı bölge olarak topyekün kullanma kararlılığı içerisinde olduğumuzu ifade etmek yerinde olacaktır. Modern yük taşımacılığının kalbi olarak görülen, diğer ulaşım sistemleri ile entegre olarak kombine taşımacılığı geliştiren lojistik merkezler ülkemizde de kurulmaktadır. Türkiye’de belirlenmiş olan 16 bölgede lojistik merkezlerin yapım çalışmalarına başlanmıştır. Bunlardan biri de Konya’da yapılacaktır. Konya sanayisinde ve tarımında üretilen ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilme gücüne sahip olmalarına, kurulacak “Konya Lojistik Merkezi” büyük katkı sağlayacaktır. Konya Lojistik Merkezi’nden Konya sanayisi ve tarımı için önemli mamul ve ürünler olan; kömür, çimento, mermer, gıda maddesi, un, yem, saman, gübre, şeker, tarım makineleri, tarım ürünleri, otomotiv ürünleri, konteynır ve askeri eşya taşıması yapılması planlanmaktadır. Bu ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarlarda fiyat, hız ve kalite konusunda rekabet edebilmeleri, söz konusu lojistik merkez ile mümkün olabilecektir. Konya Organize Sanayi Bölgesi’nin hemen karşısında Konya Lojistik Merkezi için tahsis edilen alanın hava limanına ve demiryoluna yakın olması, güçlü bir karayolu bağlantısının olması konumunu güçlendirmektedir. Söz konusu lojistik merkez ile Türkiye Lojistik Sektörüne 1,7 milyon ton taşıma kapasitesi sağlanacak, ülkemize 1 milyon m² lojistik alan kazandırılacaktır. Son olarak MEVKA tarafından, 24 Aralık 2012 tarihi itibarıyla KOBİ'lerin Orta İleri Teknoloji Grubu'nda imalat ve ihracat ile Ar-Ge, inovasyon ve yenilikçi proje tekliflerine 14 milyon TL, Bölge'de alternatif turizm başta olmak üzere turizmin çeşitlendirilmesine yönelik altyapı çalışmalarına 6 milyon TL destek sağlanması için Proje Teklif Çağrısı yayınlanmıştır. Yerelin yeniliğe dayalı rekabet gücünün artırılarak bölgesel kalkınmanın sürekliliğini sağlamak ve bölge cazibesini artırmak amaçlı Bölge'nin Rekabet Gücünün Artırılması Mali Destek Programında, KOBİ tanımına uyan işletmelerin sunacakları projeler, 400 bin TL'ye kadar ve proje bütçesinin yüzde 50'si oranında desteklenecektir. Bu programla, Bölge'de yenilikçi metotların kullanımının yaygınlaştırılması, Bölge ihracat kapasitesinin geliştirilmesi ve Bölge turizminin geliştirilmesi yoluyla iktisadi işletmelerin rekabet güçlerinin artırılması hususları programın özel amaçları arasındadır. MEVKA'nın diğer teklif çağrısı olan Turizme Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programının genel amacı ise TR52 (Konya-Karaman) Düzey 2 Bölgesi'nin turizmin çeşitlendirilmesi ve turizm altyapısının güçlendirilmesi yoluyla bölge cazibesinin ve rekabetçiliğinin artırılmasıdır. Bu programla kar amacı gütmeyen başvuru sahiplerinin proje tekliflerine en fazla 400 bin TL ve proje bütçesinin yüzde 75'i oranında destek sağlanacaktır. Netice itibarıyla, kurumsal nitelikli bölgesel gelişme araçlarından olan MEVKA; Bölge'nin Dış Ticaret Performansı, TR52 Bölgesi İlçeleri Sosyal Gelişmişlik Endeksi, TR52 Bölgesi Kuraklık Endeksi, İhracatta Bölgedeki Stratejik Sektörler, Konya Sanayisinde Enerji Verimliliği çalışmaları gibi çok sayıda araştırma ve analiz çalışmalarıyla da sadece destek veren kuruluş olarak değil, aynı zamanda analiz eden ve bölgesinin üstün özelliklerini araştırarak ortaya çıkaran, bu özellikleri katıldığı çok sayıda yurtdışı ve yurtiçi fuar, konferans, çalıştay ve panelde yatırımcılara tanıtan ulusal kalkınmamızın yerel anlamda lideri pozisyonunda bir kurumdur. MEVKA, çalışmalarında kaynaklarını etkin ve çevreye duyarlı kullanan, sosyo-kültürel yapısı güçlü, rekabetçilik temelinde sürekli gelişen lider bir bölge olmak vizyonuyla hareket ederek ülkemizin 2023 vizyonuna azami katkıyı vermenin çabası içerisinde olmaya devam edecektir. OCAK 2013 31 Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN) Dr. H. Mustafa PALANCIOĞLU / Orta Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN) 5449 Sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun çerçevesinde; içsel dinamikleri harekete geçirerek kalkınmayı sağlamak, yerel düzeyde işbirliği ağlarını güçlendirmek ve kurulduğu bölgenin ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünü artırarak sürdürülebilir gelişmeyi sağlamak için 25.07.2009 tarih ve 2009/15236 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurularak faaliyetlerine başlamıştır. Ajans'ın önemli faaliyet alanlarından biri, bölgenin rekabet gücünü artırmaya yönelik olarak verdiği mali ve teknik desteklerdir. Bölge Planı ve çalışma programlarında belirtilen alanlarda proje ve faaliyetlere destekler sağlanmaktadır. Bu kapsamda Ajans, 2010 yılında bölgede iki başlık altında mali destek programı yürütmüştür. Bu programlardan, İktisadi Kalkınma Mali Destek Programı kapsamında; “Bölgede istihdamın, rekabet edebilirliğin, üretimden elde edilen katma değerin artırılması ve bölgede yenilikçi yatırımların desteklenmesi yoluyla bölge kalkınmasına katkı sağlanması” amaçlanmış ve bölgede kayıtlı KOBİ kapsamındaki işletmeler proje başvurusunda bulunmuşlardır. Bu program kapsamında Ajansa başvuruda bulunan 377 KOBİ proje başvurusundan toplam 50 proje başvurusu başarılı bulunarak Ajans'tan destek almaya hak kazanmıştır. Bu projelerden 43 proje uygulama döneminde faaliyetleri tamamlanarak başarılı bir şekilde kapatılmıştır. Bu projeler için başvuru sahiplerine yaklaşık 12,5 milyon TL karşılıksız hibe desteği verilmesi planlanmış ve toplam yatırımın yararlanıcı katkıları ile birlikte 28,5 milyon TL olması öngörülmüştür. Tamamlanan 43 proje ile yaklaşık 32 OCAK 2013 10,5 milyon TL destek başarılı proje sahiplerine aktarılmıştır. 2010 yılında kâr amacı gütmeyen kurumlara yönelik uygulanan ve “TR72 Bölgesi’nin (Kayseri, Sivas, Yozgat) iş ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik küçük ölçekli altyapı projelerinin desteklenerek bölgenin refah seviyesinin artırılmasına katkı sağlanması”nı amaçlayan Küçük Ölçekli Altyapı Projeleri Mali Destek Programı kapsamında ise başvuruda bulunan 36 projeden toplam 10 proje destek almaya hak kazanmış ve sözleşme imzalanmıştır. Uygulanacak bu projelere de 5,6 milyon TL karşılıksız hibe desteği verilmesi planlanmıştır. Raporlama süreçleri devam eden, program kapatıldığında başarılı olarak faaliyetlerini tamamlayacak 9 proje ile 5 milyon TL’si Ajans desteği olmak üzere toplam 8,5 milyon TL yatırım gerçekleşmiş olacaktır. 2010 yılı Mali Destek Programlarından edinilen tecrübe ile 2011 yılı Mali Destek Programları için hazırlıklar gerçekleştirilmiş ve hedef gruplar küçültülerek bölge potansiyelini ortaya çıkarabilecek sektörlere odaklanılmıştır. Bu kapsamda KOBİ’lere yönelik olarak iki, kamuya yönelik olarak ise tek başlık altında mali destek programları ilan edilmiştir. TR72 Bölgesi’nde (Kayseri, Sivas ve Yozgat) faaliyet gösteren KOBİ’lerin katma değeri yüksek ürün üretimi yapmaları, üretimde yenilikçi teknik, yöntem ve süreçlerin geliştirilmesi yoluyla rekabet edebilirliklerinin artırılması ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesini amaçlayan Yeni Ürün, Yenilikçilik ve Ar-Ge Mali Destek Programı kapsamında, projeleri ile bu amaca hizmet edecek 123 proje sahibi başvuruda bulunmuş ve yapılan değerlendirmeler neticesinde 31 proje destek almaya hak kazanmıştır. TR72 Bölgesi’nde (Kayseri, Sivas ve Yozgat) var olan maden potansiyelinin ve jeotermal kaynakların kullanımının yaygınlaştırılması ve bu kaynakların bölge gelirinin artmasında kullanımını gerçekleştirmesine katkı verilmiştir. Verilen destekler ile bölgenin proje kültürünü artırmayı da amaç edinen ORAN, kamu kurum ve kuruluşlarının da vizyonunu geliştirmeyi hedef olarak belirlemiştir. Bu amaçla kamu kuruluşlarına farklı alanlarda destek verilirken Organize Sanayi Bölgelerinde altyapı hizmetlerinin yanında Endüstriyel Tasarım Merkezinin kurulması projesine de destek sağlanmıştır. Bu Merkez ile ekonomik alanda faaliyetlerini yürüten kurum ve kuruluşların ürünlerini geliştirmede önünü açacak ufuk sağlanmış ve ürünlerini katma değerli ve yenilikçi olarak üretebilmeleri için gerekli altyapı ortamı oluşturulmuştur. amaç edinen Jeotermal ve Madencilik Mali Destek Programı kapsamında ise başvuruda bulunan 31 proje sahibinden 16’sı destek almaya hak kazanarak sözleşmeleri imzalanmıştır. TR72 Bölgesi’nde (Kayseri, Sivas ve Yozgat) var olan kış, termal, tarih ve kültür turizmine yönelik turizm altyapısını iyileştirmek suretiyle bölgedeki turizm potansiyelini canlandırmayı hedefleyen ve kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik olarak yürütülen Turizm Altyapısının Geliştirilmesi Mali Destek Programı için 47 proje başvurusundan 14’ü destek almaya hak kazanarak faaliyetlerine başlamıştır. Üç başlık altındaki programların tamamlanması ile birlikte bölgede yaklaşık 17 milyon TL’si Ajans desteği olmak üzere 33,5 milyon TL yatırım yapılarak yerel potansiyelin harekete geçirilmesi öngörülmektedir. Mali destek programları kapsamında yürütülen projeler incelendiğinde farklı sektörlerde faaliyetlerine devam eden kurumların, rekabet gücünü artırmaya yönelik olarak projeler geliştirdiği ve başarıya ulaştığı görülmektedir. Bu kapsamda bölgede üretimi olmayan elektronik kart, pastörize yumurta, implant, diyaliz kartuşu, lens, diğer medikal ürünler, geri dönüşüm briketi, savunma ekipmanları, ultrasonik kalorimetre gibi ürünlerin üretimine; bilişim, gıda, medikal, atık yönetimi ile savunma sanayi sektörlerine ve bölge potansiyelini oluşturan mobilya, çelik kapı, doğaltaş, maden, metal ve tekstile kadar uzanan yelpazede farklı sektörlere destek verilmiştir. Kullandığı lens üretim teknolojisini kendisi geliştiren ve patentini alan firmaya sağlanan mali destek ile kalıplarını üretir konuma gelmiş ve dışa bağımlılığı ortadan kaldırılmıştır. Mobilya sektöründe faaliyetini yürüten bir başka proje sahibine sağlanan destek ile üretimde oluşan toz atığın toplanması ve basınç altında birleştirilerek yakıt haline gelmesini sağlayan teknolojinin kurulması sağlanarak çevreye duyarlı üretim Yürütülen mali destek programları yanında Orta Anadolu Kalkınma Ajansı, bölgenin ihtiyaçlarının neler olduğu ile ilgili çalışmaların yapıldığı ve kâr amacı gütmeyen kurumlara yönelik olan Doğrudan Faaliyet Desteklerini de finanse etmektedir. Bu destekler ile Erciyes Kış Turizmi Master Planı, Yüksek Hızlı Tren Projesi gibi bölgede yapılan büyük kamu yatırımlarının etkilerinin analizi, bölgenin uygun yatırım alanlarının araştırılması ve ihracat performansını artırmaya yönelik çalışmalar ile farklı alanlarda hazırlanan fizibilite çalışmaları desteklenmiştir. Ayrıca Ajans'ın yine kâr amacı gütmeyen kurumlara sağladığı teknik desteklerle bölgede birçok kurumun, kurumsal kapasitesinin geliştirilmesine destek sağlanmıştır. Edindiği tecrübeyi bölgenin kalkınmasına yönelik faaliyetlere aktarmayı planlayan Orta Anadolu Kalkınma Ajansı, bundan sonra da sağlayacağı mali destekleri en uygun alanlarda ve projeler özelinde vermeyi sürdürecektir. OCAK 2013 33 Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM Topolojik Malzemeler: Bilim ve Kritik Teknolojilerde Yeni Devrim Tuğrul HAKİOĞLU ITAP Direktörü http://itap-tthv.org Bilkent Üniversitesi, Fizik Bölümü Amaç Bu kısa makale ağırlıklı olarak ülkemizin bilim ve teknoloji politikaları ve stratejileri üzerine çalışmakta olan araştırmacıları için hazırlanmıştır. Amacı, 300 yıllık bilim ve teknolojideki gelişmeleri bir bütünlük içinde kullanarak dünyada yeni bir kritik devrim yaratmakta olan topolojik bilim, teknoloji ve malzeme araştırmalarını ve ülkemizde bu yönde başlamış olan çalışmaları tanıtmak, yapılabilecek olan araştırmaları tetiklemek, yönlendirmek ve ülkemizin bu konularda bölgesel bir lider ve çekim merkezi olabileceği hususuna dikkat çekmektir. Giriş Gelişen teknolojilerin ve mühendisliğin matematik ve üç temel bilimdeki gelişmelerden ve bu gelişmeler sayesinde kendisi gelişen teknolojiden kaynaklandığını biliyoruz. Bu temel bilimler fizik, kimya ve biyoloji olarak yüzyıllar önce tanımlanmış ve her biri büyük bilimsel gelişmelere tanık olmuştur. Bu gelişmelerin bazıları, çağımızdan yaklaşık 100 yıl önce fizik ve matematikte evrenin küçük ve büyük ölçekte yapı taşlarını formüle etmeye yönelik büyük deneysel ve kuramsal gelişmeleri tetiklemiştir. Çağımızda ise bu yöneliş aynı yönde hızlanarak devam etmekte ve bu üç temel bilimin arakesitleri fizik ve malzeme bilimlerinde yapılmakta olan temel ve teknolojik araştırmalarla birleşmektedir. Örneğin, biyolojinin en karmaşık yapıları olan beyin ve sinir dinamikleri için bu yapılardan çok daha basit özellikleri olan fiziksel modeller geliştirilebilmekte, gelişmiş süper bilgisayarlar ve 34 OCAK 2013 sayısal hesaplama yöntemleri ile bu modellerin sonuçları incelenebilmekte, bu modeller sürekli iyileştirilerek geçerlilik alanları genişletilmekte ve sonuçlar deneylerle karşılaştırılmaktadır. Bugün sinir ağlarından, kuş sürülerinin ortak hareketlerine, dinozorların yok olmasına neden olan koşulların anlaşılmasından, petrol yiyen bakterilerin davranışlarına kadar bu fiziksel modeller kullanılabilmektedir. Canlılarda toplumsal olaylar, ekonomik hareketler, lineer olmayan kimyasal tepkimeler ve daha birçok farklı alanlardaki dinamikler fiziksel modellerle incelenebilmektedir. Kimya ise temel fizik kavramları ile olan ilişkisini çok daha önceden kurmuştur. Bu arakesit özellikle malzeme bilimciler ve kuvantum kimyacılar için bulunmaz bir kaynak oluşturmuş, yeni organik/ inorganik ve istenilen özelliklere sahip olan malzemelerin mühendisliği gibi yeni uygulama alanlarının ortaya çıkması bu gelişmeler sayesinde mümkün olabilmiştir. Fiziksel modellerin temelinde izole sistemler kullanarak evrensel yasaların birbirinden bağımsız olarak incelenmesi, ve yasaların matematiksel gösterimleri gelmekle birlikte, gerçek fizik araştırmaları bu bağımsız yasaların birçoğunun birlikte ele alınması gerektiği daha karmaşık modellerin oluşturulması ve bu şekilde gerçeğe daha yakın modellerin elde edilmesindedir. Tüm bunlar dikkate alındığında, çağımızın en etkili fizikçi/ matematikçilerinden biri olan Eugene Wigner'in matematiğin bilimde neden bu kadar yaygın ve evrensel geçerliliği olduğu konusundaki şaşkınlığını paylaşabilmek zor değildir. Bir temel araştırmacıyı en çok ilgilendiren husus, açıklanması gereken yeni bir fiziksel mekanizmayı deneysel olarak gözlemlemek, yeni bir etkinin gözlemlenmesi gerektiğini kuramsal olarak keşfetmek yada onu kuramsal/ deneysel yöntemlerle açıklayabilmektir. Açıklanması gereken bu mekanizmanın eğer evrenin büyük ölçekteki fiziksel büyüklüklerini birkaç metrekarelik bir laboratuvara taşıyabilme özelliği varsa, bu çalışmalar aynı zamanda kritik seviyede önem kazanabilecek yeni verimli teknolojilerin, yeni malzemelerin ve yeni mühendislik araştırmalarının kapısını aralayacaktır. Sonuç olarak bu özellikteki araştırmalar devletin yönlendirmesini gerektiren kritik bilim ve teknoloji alanlarına da dönüşür. Çok yakın zamanlarda dünyada devletler tarafından kritik bilim ve teknolojiler listesine alınan yeni bir araştırma alanı var: Topolojik Yalıtkanlar, Topolojik Süperiletkenler ve Topolojik Malzemeler. Bu bölümde konunun önce matematik ve fizik araştırmaları konusunda 300 yıllık tarihsel gelişiminden kısa bilgilerle başlayacağız. Topolojik malzemelerin fiziğini ve yapmakta olduğu teknolojik devrimi ise daha sonraki başlıkların altında tanıtacağız. Bu ölçekte geniş bir konunun, gerek tarihsel gerek bilimsel boyutu itibarı ile, kısa bir makalede en tatminkar bir şekilde incelenebilmesi mümkün değildir. Makale bu nedenle bir referans değil, bir tanıtım yazısı olarak dikkate alınmalıdır. 300 yıllık tarihsel birikim ve bugünkü meyveleri: Topolojik kavramlar 1700'lü yılların başında Königsberg köprüleri probleminin matematiksel çözümü sırasında Euler tarafından ortaya atıldığından beri matematiğin en geniş Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM çalışma alanlarından biri olarak, cebirsel ve geometrik topoloji, düğüm kuramı, küme kuramı, nokta-küme kuramı gibi temel çalışma alanlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bununla beraber, topolojinin fizikteki uygulama alanları, 1800'lü yılların ortalarına doğru Gauss'un elektromanyetik teorideki Amper kuramı çerçevesinde yapmakta olduğu çalışmalarda ortaya çıkmıştır. Sonraları, Maxwell, Kelvin, Poincare, Riemann, Schwarzschild fizikteki uygulamalar konusunda önemli ve öncü çalışmalar yapmışlardır. Buna paralel olarak, 1900'lerin başlarında büyük ölçüde Einstein tarafından geliştirilen özel/genel görecelik kuramlarının içindeki, ve 10 adet birbiriyle bağlantılı lineer olmayan denklemden oluşan, klasik gravitasyon teorisinde topolojik singüler çözümler bulundu. Schwarzschild, ReissnerNordström, Kerr, ve Kerr-Newman çözümleri olarak bilinen çözümler belli koşullar altında evrende karadelik bulunması gerektiğine işaret ediyordu. Üç boyutlu uzay-zamanda gravitasyon kuramında çok daha farklı topolojik çözümler elde edildi. Bu gelişim çizgisinde, 1960'lı yılların başlarında Abdus Salam, Weinberg ve Glashow tarafından son haline getirilen ve yüksek enerji fiziğinin en başarılı modellerinden biri olan Standart Modelde, daha sonraları başarıyla kanıtlanan deneysel öngörülerinin yanında, henüz gözlemlenemeyen skirmiyon, monopol, instanton, aksiyon, soliton gibi çok zengin topolojik yapılar bulundu. Bu heyecan verici yapıların deneysel olarak gözlemlenmesi yarışında birçok devletin birlikte yer aldığı konsorsiyumlarda büyük laboratuvarlar inşa edildi ve yatırımlar yapıldı. Bu hamleler birçok yeni sivil, askeri ve uzay teknolojilerinin gelişmesine de zemin hazırladı. Yirminci yüzyılın başlarında fizikte, özel/genel görecelik kuramlarına paralel olarak, kuvantum mekaniğinde de bir devrim yaşanmaktaydı. Paul Dirac 1931'de elektromanyetizma içinde manyetik monopolleri ve Dirac sicimini, Aharonov ile Bohm ise 1959'da kuvantum mekaniğini elektromanyetik ayar dönüşümleri altında değişmez bırakan topolojik Aharonov-Bohm fazını ortaya attı. sonuçlar, bilimde sürekli olduğu gibi, deney teknolojisinin daha hızlı bir şekilde geliştirilmesi için itici güç oluşturdu. Şekil. 2. Hilbert uzayında Berry fazı Şekil. 1. Aharonov-Bohm fazının ölçülmünde kullanılan mikroçip interferometre Manyetik Dirac monopollerini evrende niye göremediğimiz anlaşılamadı. Aharonov-Bohm fazına benzer topolojik yapıların ise yoğun madde fiziğinde ilk görüldüğü yer 1960'lı yılların başında, Bardeen-CooperSchrieffer ile Abrikosov-Gorkov tarafından geliştirilen, süperiletkenlik kuramının elektromanyetizma ile birlikte çözümlerinde ortaya çıktı ve bu şekilde en az iki farklı türden süperiletken olabileceği anlaşıldı. Bu öngörülerin doğruluğu deneylerle kanıtlandı ve bu malzemeler günümüzde birinci ve ikinci tip süperiletkenler olarak bilinmektedir. Süperiletkenlik kuramının öngördüğü süperiletken aygıtlar (Josephson eklemleri, SQUID'ler, Josephson dizileri…) topolojinin fizikteki ilk teknolojik uygulama alanları olarak karşımıza çıkmakta ve tıptan jeofiziğe kadar çok geniş uygulamalarda kullanılmaktadır. Bu alanlardaki gelişmelere birçok Nobel ödülü verilmiştir. Bu araştırmalar devam ederken, Kuvantum Mekaniğinde PancharatnamBerry fazı (1984), Aharonov-Anandan fazı (1987) gibi topolojik fazlar kuramsal olarak keşfedildi. Bu fazların deneysel olarak gözlemlenmesi, yeni teknolojiler ve yeni malzemeler gerektiriyordu. Bu Bu gereklilik, çoğu zaman ileri seviyede bir deneyin gerektirdiği yüksek çözünürlük, yada gözlemlenen olayın diğer ikincil etkilerden yalıtılması ihtiyacından kaynaklanır. Bu yeni teknolojilerin geliştirilmesi için, deneysel gruplar, kuramcılar, malzeme bilimciler ve çoğu zaman da el becerisi ile içgüdülerini birleştirebilen deneyimli teknisyenlerden yardım alınır. Örneğin kuramsal olarak öngörülen Berry fazı, laser ile elektronun etkileşmesine dayalı hassas bir deney düzeneği kullanılarak 1999 yılında gözlemlenebildi. 1984'te Zürih'te IBM laboratuvarlarında, bir şans eseri, yüksek sıcaklıkta süperiletkenlik gösteren YBC bulundu. Yapılan araştırmalar sonucu günümüzde, değişik malzemelerle yaklaşık -100 santigrad derecenin altında süperiletken davranış üretilebilmektedir. Berry fazının oluşturduğu yeni dalgalar 2000'li yıllarda katı hal fiziğinde farklı topolojik etkilerin etkisini hissettirmeye devam etti. Bunun temel nedeni ise bambaşkaydı. Bazı süperiletken malzemeler kuramsal olarak incelendiğinde sıradışı simetrilerde süperiletkenlik gösterebiliyorlardı. Bu malzemelerin birçoğunun ortak özelliği, daha önce bilinen s-tipi simetriye sahip süperiletkenlerden farklı olarak, d-tipi süperiletken simetrisine sahip olmalarıdır. Değişik malzemeler ve kompozisyonlar kullanılarak süperiletken kritik sıcaklığının 20-30 santigrad dereceye yükseltilebilmesi, oda OCAK 2013 35 Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM sıcaklığında süperiletkenlik anlamına gelmektedir. Dünyayı teknolojik olarak değiştirebilecek olan bu olgunun tam olarak kuramının geliştirilmesi ve fiziksel mekanizmaların eksiksiz anlaşılması henüz tam olgunluğa erişmemiştir. Bununla beraber, yaklaşık 35 yıl önce keşfinden bu yana kuramsal, deneysel ve malzeme bilimleri açısından çok önemli birikimler elde edilmiştir. 1990'lı yıllarda p-tipi süperiletkenlerin varlığı da kuramsal olarak öngörülmekteydi. Bu süperiletkenlerin enerji band uzayı, Dirac tarafından geliştirilen relativistik kuvantum mekaniğinde kütlesiz parçacığın enerji uzayını andırıyordu ve yeni topolojik yapıların varlığına işaret ediyordu. 2002 yılında deneysel olarak Sr2RuO4 olarak bilinen malzemede p-tipi süperiletkenlik görüldü. Kozmoz 50 metrekarelik laboratuvara giriyor (Topolojik Malzemeler): 2000'li yılların başlarında öngörülen en önemli kuramsal sonuçların başında Majorana fermiyonlarının Sr2RuO4 p-tipi süperiletkenlerde görülmesi gerektiği gelmektedir. Relativistik kuvantum mekaniğinde Majorana fermiyonu sıfır kütleli olup, kendi kendinin antiparçacığıdır. Dirac ve Majorana tarafından 1900'lü yılların başlarında öngörülmüş olmalarına rağmen relativistik bölgede henüz deneysel olarak varlıkları kanıtlanamamıştır. Relativistik alan kuramında nötrino'ların Majorana fermiyonu olup olmadıkları hala araştırılmakta olup, bunu anlayabilecek deneysel altyapıyı oluşturmak için, AB, Hindistan gibi yerlerde bütçesi uluslararası konsorsiyumlarla oluşturulan yer yüzeyinin 1.5 km altında büyük laboratuvarlar inşa edilmektedir. Pancharatnam-Berry fazı ile açılan pencere genişletilirken, bir yandan yoğun madde fiziği/katı hal fiziği arakesitinde, 1989 yılında keşfedilen Tamsayı Kuvantum Hall Olayı'nın enerji band uzayında gösterdiği topolojik yapı üzerine de araştırmalar devam ediyordu. 36 OCAK 2013 Tamsayı Kuvantum Hall Olayı 1975 yılında kuramsal olarak tahmin edilmişti. Bu fiziksel olay, yüksek manyetik alan altında yüksek mobilitede bazı yarıiletken malzemelerin uygulanan voltaja dik yönde sıfır direnç gösterdiği fiziğin en önemli ve hassas keşiflerinden biridir. Bu keşif, Klaus von Klitzing'e 1985 yılında Nobel fizik ödülü kazandırdı. Kuvantum Hall Olayı'nın daha sonraları daha da yüksek manyetik alan altında yapılan deneylerde topolojisi çok daha karmaşık yapılar içerdiği görüldü. Bunlara genel olarak Kesirli kuvantum Hall Olayı adı verildi. Kuvantum Hall Olayı, yoğun madde fiziğinin en karmaşık teorilerinden biri olup, içinde barındırdığı topolojik yapılar, astrofizikte, yüksek enerji ve matematiksel fizikte, kuvantum gravitasyon ve sicim kuramlarında matematiksel olarak öngörülüp henüz gözlemlenemeyen yapılara benzerlik taşımaktadır. Bu nedenle Tamsayı ve Kesirli Kuvantum Hall Olayları geniş bir spektrumda matematik, fizik ve malzeme bilimcilerin ilgisini çeken en önemli ortak noktalardan biridir. Kuvantum Hall olayında kullanılan yarıiletkenler, 1950'li yıllardan bu yana teknolojileri oldukça geliştirilmiş olan Galyum-Arsenit gibi malzemeler olmasına rağmen, yüksek manyetik alan gerekliliği, Kuvantum Hall Olayı'nın teknolojik ürün haline dönüşmesinde bugün bile büyük bir engel teşkil etmektedir. 2000'li yıllarda, bazı yarıiletkenlerde negatif enerji band aralığının olmasının topolojik anlamı olduğunun farkına varıldı. Negatif ve pozitif bant aralıkları olan iki malzeme bir araya getirildiğinde, arakesitlerinde sıfır enerjili solitonlar bulunması gerektiği daha önceden relativistik kuvantum mekaniğinde Jackiw-Rebbi solitonları, ve organik polimerlerde ise Su-SchriefferHeeger solitonlarından biliniyordu. O zaman, negatif band aralıklı bilinen tek yarıiletken olan Cıva-Tellürayt (HgTe), pozitif bant aralığı olan CdTe bir araya getirildiğinde malzemenin sınırında oluşacak olan solitonlar kuramsal olarak hesaplandı. Şekil. 3. Topolojik yalıtkanlarda Dirac düğümü Birkaç ay sonra Almanya'da Würzburg Üniversitesinde bu topolojik yapılar deneysel olarak gözlemlendi. Bu malzemelere İki Boyutlu Topolojik Yalıtkanlar yada Kuvantum Spin-Hall Yalıtkanları denildi. Bu iki boyutlu malzemeler, içlerinde yalıtkan ve kenarlarında sıfır direnç gösteren mükemmel iletken yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu iki boyutlu malzemelerin sınırlarındaki enerji bant uzayları birbirlerine adeta bir topolojik spin-momentum düğümü atarak bağlanmaktadırlar. Bu çok basit görünen fiziksel olay, bu malzemeleri Kuvantum Kozmolojiden, Spintronik'e, Malzeme Bilimlerinden Kuvantum Kimya'ya kadar çok geniş bir alanda çalışmakta olan araştırmacıların yakından ilgilendiği bir küçük laboratuvar deneği haline dönüştürmüştür. Yüksek Enerji Fiziği, Kozmoloji, Gravitasyon, Sicim Kuramı'ndaki kuramsal gelişmeler sonucu 50-60 yıl önce öngörülen bu evrensel topolojik yapılar şimdi hiç beklenmedik bir yerden çıkmakta ve küçük laboratuvarlarda bile deneysel olarak gözlemlenebilme şansı yaratmaktadır. İki boyutlu topolojik yalıtkanlara paralel olarak, üç boyutlu topolojik yalıtkanlar da bulunabileceği kuramsal olarak 2005 yılında öngörüldü. Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM Şekil. 4. Elektron yükünün topolojik yüzeydeki yansısı bir manyetik monopol yaratır. Bizmut tabanlı Bi2Se3 , Bi2Te3 gibi yapıların bu özellikleri göstermeleri gerektiği bulundu. Bugün yeni topolojik malzeme arayışları matematik, fizik, kuvantum kimyası gibi bilimleri içeren kendi başına bir araştırma alanı haline gelmiştir. Bu topolojik malzemeler, içlerinde yalıtkan sınırlarında ise mükemmel iletkenlik (sıfır direnç) gösteren malzemelerdir. Sınırlar, iki boyutlu sistemlerde kenarlarda, üç boyutlu sistemlerde ise yüzeyde olup bu özellik yüksek sıcaklıklarda da korunmaktadır. Yani topolojik malzemeler oda sıcaklığı gibi yoğun madde fiziği için çok yüksek olan sıcaklıklarda bile elektron akımı için dirençsiz ve ayrımlı süper-otoban'lar oluşturmaktadırlar. Bu özelliğin ortaya çıkmasını sağlayan fiziksel mekanizma ise kuvvetli spin-yörünge etkileşimi dir (spin-orbit coupling). Bu etkileşim, elektrik polarizasyon özellikleri yüksek olan ağır yarıiletkenlerde atomların en yüksek enerjili elektronları arasında görülmekte olup yukarıda bahsi geçen malzemeler bunlara örnektir. 2010 yılında üç boyutlu topolojik yalıtkanların, yüksek manyetik alanda da beklenmedik Tamsayı Kuvantum Hall özelliği göstermesi gerektiği bulundu. Bu özellik sonucu bir elektronun kuvantum sayıları yük ve spin uzayında adeta dörde bölünmektedir. Bir elektronun, bir topolojik yalıtkan yüzeyinin çok yakınlarına getirildiğinde bir manyetik monopol yaratması gerektiği hesaplamalar sonucu gösterilmiş olup deneysel olarak gözlemlenmesi yakındır. Topolojik malzemeler nasıl üretiliyor? Üretilenin topolojik olduğu nasıl anlaşılıyor?: Moleküler Işın Epitaksisi (Molecular Beam Epitaxy, MBE) büyütme yöntemi bu malzemelerin yüksek saflıkta üretilebilmesi için başlıca yöntemlerden biridir. Bu yöntem pahalı olduğundan dolayı birçok alternatif çözümler de üretilmiştir. Mekanik keselemede (mechanical exfoliation) çıktı çoğu zaman şekilsiz ve deforme olmaktadır. Ocak 2012'de bu malzemeler için kullanılmaya başlanan kimyasal araya sokma ve kimyasal keseleme (chemical exfoliation ve chemical intercalation) yöntemlerinin en verimli yöntemlerden biri olduğu belirtilmektedir. Topolojik yalıtkanların bu tür yöntemlerle oluşturulması için Bi2Se3 , Bi2Te3 gibi malzemelerin yüksek saflıkta külçe olarak üretildikten sonra 100-200 nanometre kalınlığında nanoplakalara dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu nanoplakalar, kimyasal araya sokma yöntemiyle malzemenin 200 santigrad dereceye ısıtılarak, külçe örgü yapı arasına Li ionlarının sokulması ve daha sonradan soğutularak kimyasal keseleme yönteminden geçirilmesiyle elde edilmektedir. Topolojik yalıtkanların karakterizasyonu, tanımlanması ve temel deneysel çalışmalar için en çağdaş deneysel yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler arasında atomik kuvvet, taramalı tünelleme ve transmisyon elektron mikroskopları, düşük enerjili elektron kırınımı, X-ışını spektroskopisi, Auger spektroskopisi, elektron prob mikroskopu, mikro-Raman spektroskopisi, açı ve spin çözünürlüklü foto-emisyon spektroskopisi (ARPES ve spin-ARPES) gibi son derece yüksek teknoloji gerektiren deneysel yöntemler gelmektedir. Bu yöntemlerin birçoğu genel amaçlı malzeme karaterizasyonu için kullanılabilmektedir. Bu deneysel aygıtların ya da cihazların bazıları ticari olarak satın alınabildiği gibi, birçoğu ilk kez geliştirilirken deney gruplarının kendileri tarafından imal edilir. Gözlemlenemeyen Majorana Fermiyonları bakın nereden çıkıyor?: Topolojik yalıtkanların bir diğer özelliği ise hem topolojik yalıtkan hemde yüzeyinde süperiletken olabilecek malzemeler konusundaki araştırmaların da tetikçisi olmalarıdır. Bu malzemelerde Majorana fermiyonları olarak adlandırılan parçacıklar olması gerektiği bilinmektedir. Şekil. 5. spin-ARPES (Çin Bilimler Akademisi) Dirac'ın relativistik kuvantum mekaniğini 1928'de geliştirmesinin ardından, Majorana tarafından 1932'de ortaya atılan bu parçacıklar, sıfır kütleli ve kendi antiparçacığı olan fermiyonlardır. Bu parçacıkları bir nevi fotonun elektron versiyonu gibi düşünebiliriz. Yüksek enerji fiziğinde nötrinoların Majorana fermiyonu olabileceği konusunda uzun süren araştırmalar henüz sonuçlanmadı. Bu heyecanlı arayış, ancak devletlerin bir araya gelerek destekleyebildiği büyük laboratuvarlarda devam ederken, Majorana parçacıklarının relativistik olmayan versiyonları belki hiç beklenmedik bir yerde, bir yoğun madde katı hal fiziği laboratuvarında incelenen topolojik süperiletkenlerde gözlemlenebilecek. Şu anda dünyada Majorana fermiyonlarının gözlemlenmesi konusunda kıyasıya bir yarış yaşanmaktadır. Kuramsal ve deneysel bilim camiasında bu denli geniş araştırma alanlarını bu denli ilgilendiren örnekler karşımıza çok ender çıkmaktadır. Majorana fermiyonlarının gözlemlenmesi ile birlikte, henüz gözlemlenemeyen anyonlarında belki gözlemlenebilme şansı doğacaktır. OCAK 2013 37 Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM Majorana fermiyonlarının en değerli özelliklerinin başında kuvantum bilgisayar teknolojisine en yatkın sistemi oluşturmaları gelmektedir. Topolojik Malzemeler 2010'dan beri yeni nesil kritik teknolojilerin başında: Yeni geliştirilen kuramlar, yapılan zor deneyler ve geliştirilen malzeme araştırmalarında temel bir unsur vardır. ülkede üniversitelerde yapılabildiği gibi, temel kuramsal ve deneysel çalışmalar şirketlerin araştırma enstitülerinde de gerçekleştirilebilmektedir. Buna örnek olarak, IBM Thomas Watson, AT&T-Bell, Zürih'teki IBM, Japonya'daki Nippon Çelik endüstrisinin araştırma laboratuvarları gibi temel ve teknolojik araştırma yapan laboratuvarlar verilebilir. kapasitörler, topolojik algılayıcılar (sensörler) üniversite laboratuvarlarında üretilmiştir. Laboratuvarlarda, topolojik malzemeler kullanılarak nanoteller üretmek için yoğun çabalar sarfedilmektedir. Şekil. 8. 118 nm kalınlığında topolojik nanotel (2012 Kore, ABD işbirliği) Şekil. 7. Topolojik kuvantum kapasitans (2012 ABD, Çin işbirliği) Şekil. 6. Topolojik transistör (2011) Bu unsur daha derindekini anlayabilmek, daha zorunu yapabilmek, yüksek teknolojili deneyleri gerçekleştirmek ve insan hayatına uygulanabilecek olan teknolojik ürün boyunu geliştirmektir. Tüm bu gelişmeler bir bayrak yarışı havasında olur. Yani kuramsal ve deneysel gelişmeler temel bilimin ilerlemesine, daha derindeki evrenin anlaşılmasına yardımcı olduğu gibi, laboratuvardaki deneysel teknolojiyi de geliştirirler. Bunu ticari boyuta dönüştürerek ürün elde etmek, pazar yaratıp satmak gibi boyutlar ise yüksek teknoloji şirketlerinin devraldığı aşamalardır. Üniversite-sanayii ve üniversite-yüksek teknoloji şirketi işbirlikleri bu bağlamda tüm boyutların aynı anda geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu ikilinin birbirine yaklaşması, sadece üniversitelerin şirket ilgi alanlarına değil, buna paralel olarak, teknoloji şirketlerindeki Ar-Ge araştırmacılarının akademik ortama yaklaşmalarını ve temel fizik/ matematik ve malzeme bilimi yasalarını kullanarak yaratıcılıklarını artırmalarını da gerektirir. Yüksek teknoloji üzerine yapılan araştırmaların birçoğu birçok 38 OCAK 2013 İlk transistörü 1947 yılında Bardeen, Shockley ve Brattain AT&T Bell laboratuvarlarında geliştirdiler. İlk yüksek sıcaklık süperiletkeni Zürih IBM'de üretildi. Princeton'dan Anderson ve New Jersey'deki IBM Thomas Watson laboratuvarından Varma tarafından ilk yüksek sıcaklık süperiletkenlik kuramını ortaya atarken üniversite-teknoloji firması ve kuram-deney-teknoloji işbirliğine de örnek vermekteydiler. Çağımızda, topolojik malzeme fiziği, bu konuda söylenebilecekler için mükemmel bir örnek teşkil etmektedir. 2010 yılında, ABD'deki askeri araştırmaların en büyük destekçisi olan DARPA, topolojik malzemeleri yeni kritik spintronik teknolojiler listesine ekledi. Dünyada birçok devlet kuruluşu bu konuda yapılmakta olan araştırmaları benzer şekilde en kritik araştırma alanları içine almışlardır ve işin temel matematik ve kuramsal fizik boyutundan malzeme bilimlerindeki uygulamalarına kadar çok geniş bir bölgede yapılacak olan araştırmalara destek vermektedirler. Bunun sonucu olarak, birkaç yıl içerisinde sıfır gürültü şampiyonu, düşük güçte çalışabilen uzun ömürlü topolojik transistörler, topolojik kuvantum Bununla beraber, fotonik band aralığı topolojik olabilecek olan malzemeler üzerine de yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde bu dalganın büyüyerek, topolojik bilgisayar çiplerini ve dolayısıyla tüm topolojik elektronik ve dijital sistemlerini, topolojik fiber kabloları ve yüksek duyarlılıklı optik topolojik polarizatörleri ürettiğini göreceğiz. Türkiye bu kritik devrimde yer almalıdır: Grafen araştırmaları 2004'lü yıllarda arttığı zaman beraberinde Dirac fiziği katı hal laboratuvarına girmişti. Grafen'in henüz tam olarak kontrol edilemeyen üretim süreci, onun elektronik ve spintronik teknolojisinde liderliğini sağlayamadı. Topolojik yalıtkanlar ise oda sıcaklığındaki laboratuvarlarda üretilebilmekte ve teknolojide oluşturmakta oldukları tsunami hissedilmektedir. Böylesine geniş birikim kullanan kritik konuların ülkemizin araştırma kurumlarında hızlı bir şekilde başlatılabilmesi ve işbirliği içinde organize edilmesi, devletimizin öncelikli alanlar içine bu ve benzer konulardaki araştırmaları da eklemesiyle ve varolan araştırma proje desteklerinin dışında yeni destek mekanizmalarının hayata geçirilebilmesiyle mümkün olabilecektir. Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM Şekil. 9. 50 nm çapında topolojik nanoteller 2012'de Washington Üniversitesinde test edildi. Bu gerçekten hareketle ve ITAP'ın üniversiteler arası dinamik konumunu kullanarak, topolojik malzemelere hızlı ve kitlesel bir giriş yapabileceğimizi fark ettik. 2011 yazında ITAP'ta başladığımız Avrasya-Pasifik yaz okulları, konferanslar ve araştırma dönemleriyle topolojik yalıtkanlar ve süperiletkenler kuramı ve deneysel yöntemleri üzerine bir dizi uluslararası araştırma ve eğitim toplantıları gerçekleştirerek bu malzemelerin derin fizik ve teknolojisini üniversitelerimize aktardık. Bu toplantıların tamamı video kayıt altına alınmakta ve ITAP sayfasında kullanıma açılmaktadır. Bu çalışmalarımızın yeterli ve sürdürülebilir destek bulabildiğimiz ölçüde, 2013 ve ötesinde de artan hızlarla devam etmesini ve sadece kuramsal ve deneysel boyut ile değil, aynı zamanda teknolojiye yönelik uygulamalarıyla da ülke Ar-Ge araştırmacılarının ve teknoloji şirketlerinin dikkatini çekmeyi planlıyoruz. Yoğun katılımlı bu toplantıların ardından, ülkemizde bu konularda ileri araştırmaları hareketlendirmek için gerekli olan potansiyelin fazlasıyla varolduğunu gözlemliyoruz. Komşularımız Gürcistan'dan Bulgaristan'a, Çin'den ABD'ye kadar geniş bir bölgeden en güçlü araştırmacılarla birlikte sürekli aktif bir etkileşme alanı oluşturduk. 2010 yılından bu yana büyük uluslararası enstitüler ve bilim akademileriyle ITAP arasında ortaklık antlaşmaları yaparak uluslararası zemin hazırladık. Bu uluslararası ortaklar ve üniversitelerimizden dinamik araştırmacılar ve öğrencileriyle beraber 2012 yılı sonbaharında Topolojik Malzemeler Araştırma ve Eğitim Girişimi'ni kurmuş bulunuyoruz. Ortaklar arasında çok girişli aktif bir internet sayfası ile birlikte bu konularda üniversitelerimize ve AR-GE araştırmacılarımıza destek olacak bir dinamik araştırma eğitimi müfredatı hazırlamaktayız. Topolojik Malzemeler Araştırma ve Eğitim Girişimi'nin 2013 yılı toplantılarında beş yıllık bilimsel ve teknolojik ortaklık haritalarının hazırlanması gündeme alınmıştır. Bu konuda endüstriyel araştırmaların başlatılabilmesi için yüksek teknoloji üreten şirketler ve devlet/özel araştırma laboratuvarlarından Ar-Ge araştırmacılarını grubumuza çekiyoruz. Bu tematik ortaklığın temel amacı kritik araştırma alanlarında üniversitelerimizi ve Ar-Ge merkezlerimizi önden çeken lider araştırmalar yapmak ve yapılmasını sağlamaktır. Bu amaca erişmek için düzenli şekilde beyin fırtınası çalıştayları ve araştırma dönemleri düzenlemek (uluslararası yılda en az iki kez, ulusal olarak ise sürekli), öğrenci hareketliliğini ve Türk üniversiteleri ve paydaş uluslararası kurumlar arasında ortak çalışmaları ve projeleri hızlandırmak, yabancı ülkelerdeki beyin gücümüzle organik bağımızı güçlendirmek ve yabancı öğrenci ve doktora sonrası araştırmacıları ülkemize çekmekle ilgileniyoruz. Devletimizden bu girişimin beş yıllık sürdürülebilir bir proje ile desteklenmesi için daha geniş kritik araştırma ve uygulama alanlarını da içeren ITAP Avrasya-Balkan Uluslararası Tematik Araştırma ve Eğitim Projesi'ni sunduk. Bu çalışmalar üniversitelerimizi bu konulara en yüksek süratle çekebilmek için gereken ortamını inşa etmekte ve ülkemizin bölgesinde bir bilimsel mıknatıs olabileceği öncü katkılarda bulunan çok ortaklı bir araştırma endüstrisi yaratmaktadır. Kaynakça 1) DARPA: http://www.darpa.mil/Our_ Work/MTO/Programs/Mesodynamic_ Architectures_%28Meso%29.aspx (Bu sayfadan özetle: Mezodinamik yapılar, yakınlarda keşfedilen yeni fizik ve malzemelerin modern mikrosistemlerin dönüşüm teknolojilerinde önemli bir rol oynayacağı ve topolojik yalıtkanların geleceğin yeni nesil transistörleri olacağı anlaşılmaktadır. Topolojik yalıtkanların özellikleri şu açıdan ilgi çekmektedir: bilinen en iyi teknolojilere göre a) düşük gürültü oranı, b) daha düşük güçle sinyal iletişimi, c) uygulanan voltaja göre manyetizasyon yönünü yüksek hızda değiştirebilen malzemeler d) ilk topolojik FET'nin geliştirilmiş olması. Bu kapsamda yapılacak olan çalışmalar şu şekilde özetlenmektedir: a) topolojik malzemelerin özelliklerinin optimizasyonu b) yüzey iletkenliğinin mükemmel hale getirilmesi ve külçe iletkenliğinin düşürülmesi c) ilk topolojik transistörün ve topolojik programlanabilen bağlantı devrelerinin ve elektronik bileşenlerin geliştirilmesi, d) Topolojik Kuvantum girişim aygıtlarının geliştirilmesi e) düşük güçte kuvantum hafıza e) topolojik yalıtkan devre mimarisinin geliştirilmesi ve üretim aşamasına gelinmesi). 2) Charles Nash, Topology and Physics: A Historical Essay, http://lanl. arxiv.org/abs/hep-th/9709135v4 (1997). OCAK 2013 39 Kamuda Bir Marka: Bursa Valiliği Bursa Valiliği – AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi Bursa’nın proje hazırlama kapasitesinin geliştirilmesi Bursa Valiliği AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi, 2010 yılının Haziran ayında kuruldu. Merkez, kısa süren kurumsallaşma çalışmalarından sonra faaliyetlerine hızla başladı. Kuruluş amacına uygun olarak Bursa ilinde proje kültürünü ve proje hazırlama kapasitesini arttırmaya yönelik çok sayıda eğitim düzenledi. Proje hazırlanmasında danışmanlık, rehberlik ve eğitim hizmetleri veren Merkez, kamuoyunda Avrupa Birliği (AB) ile ilgili konularda doğru bilgiye sahip olabilmesine ve halk nezdinde AB’ye üyelik sürecimizin daha sağlıklı anlaşılabilmesine yönelik de konferans, seminer ve paneller düzenlemektedir. Merkez, aynı zamanda Avrupa Birliği kurumlarına, Avrupa Birliği Bakanlığına Bursa Valiliği adına da yenilikçi projeler hazırlayarak (kısa bir zamanda yaptığı çalışmalarla) bir marka haline geldi. Bursa, öncü projelerle inovasyonda bir merkez olma yolunda... Bilindiği gibi inovasyon; farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmektir. Biz de 2023 yılı (Cumhuriyetimizin 100. Yılı) ve sonrasını hedefleyerek yeni fikirlerle şehrimizin ülkemizde ve dünyada etkin bir kent olmasına yönelik çalışmalar yapıyoruz. İnovasyonun şehirlerin bugününü ve geleceğini şekillendiren en önemli güçlerden biri olduğundan yola çıkarak, Bursa Valiliği AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi olarak Bursa ilini öncü projelerle bir merkez haline getirmeyi hedefledik. İnovasyon (yenileşim) çalışmaları, kalkınma ve gelişmeyi tetikleyen ekonomik, sosyal ve hatta günlük hayatı değiştiren mutlak bir dinamiktir. Bu 40 OCAK 2013 noktadan yola çıkarak Bursa Valiliği AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi tarafından hazırlanan; “Innovatus: Rekabet Gücü ve Sürdürebilir Kalkınmada İnovasyon Yönetimi” konulu projemiz; Avrupa Birliği Bakanlığı Ulusal Ajansa başvurulan 2 bin 550 projeden 268 proje arasına girerek desteklenmek üzere kabul edildi İnovasyonun tüm devlet politikalarıyla entegre edilmesi ve Türkiye’nin inovasyon performansını artırma hedefinden yola çıkan Bursa Valiliği “Innovatus: Rekabet Gücü ve Sürdürülebilir Kalkınmada İnovasyon Yönetimi” başlıklı projeyle 10 ili harekete geçirdi. Türkiye’de ve Bursa’da inovasyon kültürünün yayılması İnovasyon sisteminin tüm aktörlerini kapsayacak şekilde hazırlanan Proje’de kamu, özel sektör, meslek odaları, üniversite gibi kurumlar; farklı gelişmişlik bölgeleri de göz önünde bulundurularak bir araya getirildi. Proje Bursa Valiliği koordinatörlüğünde 10 ili (Bursa, Sakarya, Çorum, Yalova, Sivas, Elazığ, Antalya, Tokat, Ankara, İstanbul) kapsadı. Proje'de 10 ilin valilik ve kaymakamlıkları ile kamu kurumları, organize sanayi bölge müdürlükleri ve özel sektör yer aldı. “Innovatus: Rekabet Gücü ve Sürdürebilir Kalkınmada İnovasyon Yönetimi” konulu Proje ile proje ortağı 32 kurum-kuruluş ve 80 kişiden oluşan yönetici ve çalışanlarla yapılan faaliyetlerle Bursa Valiliği liderliğinde inovasyon için insan kaynağı ve yeteneklerin gelişmesine katkı sağlanması, inovasyonu destekleyen ortamlar oluşturarak bölgesel işbirliği ve bütünleşmenin teşviki ve kamuoyunda inovasyon kültürünün yayılması amaçlandı. Proje ile Belçika, İsveç, Avusturya (2), Hollanda ülkelerine çalışma ziyaretleri gerçekleştirildi. Dokuz ay süren projenin bütçesi 112 bin Avro’dur. Kamuoyunda inovasyon bilincinin oluşturulması • Türkiye’de ve Bursa ilinde inovasyon faaliyetlerinin artmasına, bu faaliyetlere sistematik ve stratejik yaklaşımlarla süreklilik kazandırılmasına katkı sağlamak, • İnovasyonun önemi hakkında toplumun tüm kesimleri arasında ortak paydada buluşacak düzeyde bir farkındalığın yaratılması, • İnovasyon için insan kaynağı ve yeteneklerin gelişmesine katkı sağlanması, inovasyonu destekleyen ortamlar oluşturarak bölgesel işbirliği ve bütünleşmenin teşviki, inovasyon kültürünün yayılması, kurumlar arası işbirliğinin sağlanarak inovasyon konusunda kamuoyunda bilinç oluşturulması, amaçlandı. İnovasyon alanında önemli çalışmalar yapan kurumlar Farklı tarihlerde ve ülkelere düzenlenen projenin çalışma ziyaretleri, Bakanlıklar düzeyinde gerçekleşmiş, önemli inovasyon ve araştırma kurumlarına da ziyarette bulunulmuştur. Dört farklı ülkeye beş ayrı tarihte çalışma ziyaretleri düzenlenmiştir. Gelişmişlik yarışında başarı için inovasyon şart Projemizle; Proje ortağı (32 kurum) katılımcılarımız (79 kişi) Brüksel, Viyana (2), Amsterdam ve Stockholm'de gerçekleşen eğitim ve bilgilendirme faaliyetleriyle; ülkelerin inovasyon performanslarındaki artışın ekonomik ve toplumsal kalkınma, refah ve gelişme için anahtar rol oynadığını; bilgi ekonomisine geçiş için en önemli itici güç olduğunu; etkin inovasyon politikalarına ve sistemlerine sahip ülkelerin gelişmişlik yarışında hızla ilerlediklerini, inovasyon sayesinde eşitsizlikleri de en aza indirmeyi başardıklarına tanık oldu. Brüksel'de TR Plus, Centre for Turkey in Europe'daki toplantıda, Türkiye'nin Müzakere fasıllarından Bilim ve Araştırma Faslı ve bu esnada hazırlanan Bilim ve Eylem Planından bahsedilerek Türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılasından Ar-Ge çalışmalarına ayrılan payın yüzde 1'ler seviyesinde olduğu ve bu payın belirtilen yüzde 2 seviyesine yükseltilmesi gerektiği vurgulandı. Viyana'da Austrian Federal Ministry of Transport, Innovation and Technology, Platform Research & Technology Policy Evaluation gibi kurum ziyaretlerinde, ortaklarımız akademik düşüncelerin ticarileştirilebilmesi yönünde izlenen stratejilerin kişilerin tüm yetenekleri ve girişimcilikleri yanında devlet politikaları ile birleşmesinin sağladığı faydaları yerinde izlendi. Stockholm'de Vinnova Swedish Governmental Agency for Innovation Systems, Swedish Council for Environment, Agricultural Sciences and Spatial Planning gibi ziyaretlerde ortaklarımız ülkemizde sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir ulusal kalkınma modelinin geliştirilmesine yönelik yapılan çalışmalarda yeni inovasyon stratejilerinin belirlenmesine yönelik kazanımlar elde edildi. Projemiz başarıyla tamamlanmış olup şimdi proje ortaklarımız tarafından kurumlarının konularıyla alakalı inovasyon konulu çalışmaları devam etmektedir. Proje, Valiliğimize ödül kazandırdı Bursa Valiliği'nin “Innovatus Rekabet Gücü ve Sürdürülebilir Kalkınmada İnovasyon Yönetimi” konulu projeyle katıldığı Uludağ Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi (ULUTEK) tarafından düzenlenen Ödüllü Proje Sergisi'nde Jüri Özel Ödülü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından Bursa Valisi Şahabettin Harput'a verildi. Uludağ Üniversitesi Görükle Yerleşkesi'nde bulunan ULUTEK Teknoloji Geliştirme Bölgesi tarafından Jüri Özel Ödülü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından Bursa Valisi Şahabettin Harput'a verildi, 17 Mart 2012, Bursa. 'Bilim ve Teknoloji Haftası' kapsamında 17 Mart 2012 tarihinde düzenlenen Programa; Bakan Nihat Ergün'ün yanı sıra Bursa Valisi Şahabettin Harput, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, BTSO Meclis Başkanı ve ULUTEK Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Parseker katıldı. Ödül töreninde yaptığı açılış konuşmasında teknolojinin inovasyonla desteklenmesi gerektiğini belirten Bakan Ergün, yeni ürünlerin ortaya koyulması gerektiğini, ürünlerin değerini artırmanın yolunun da inovasyon ve araştırmadan geçtiğine değindi. Ergün, bunun için Bakanlık olarak, Ar-Ge'yi desteklemeye devam ettiklerini ve Türkiye'nin her yerinde büyük heyecan gördüklerini ifade etti. Rekabet yarışında öne çıkmak için insan ihtiyaçlarına uygun yeni ürünler tasarlamak gerektiğine işaret eden Ergün, ileri teknoloji ürünlerin ihracat içindeki payını yüzde 5'ten yüzde 20'ye çıkaracaklarını vurguladı. Ödüllü Proje Sergisi'nde dereceye giren firmalara ve “Innovatus: Rekabet Gücü ve Sürdürebilir Kalkınmada İnovasyon Yönetimi” konulu proje ile yarışmaya katılan AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi’ne plaket verildi. Ödül, Merkez adına Bursa Valisi Şahabettin Harput’a Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından verildi. Bursa Valisi Şahabettin HARPUT ise yaptığı konuşmada; “Hükümetimizin verdiği teşvik ve destekler inovasyon adına, yenileşme adına çok ciddi bir ivme kazandırdı. Bilim ve teknolojide ilerlemeden dünyada söz sahibi olunamaz. Ekonominin lokomotif illerinden biri olan Bursa’da bu etkinliğin düzenleniyor olması bizleri sevindiriyor. Bu vesileyle emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. İnovatif ülkeler arasında yer alıncaya kadar hem ülkemiz için hem de Bursa için; Bursa Valiliği AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi olarak inovasyonu destekleyen alanlarda da proje çalışmalarımız devam edecektir. Tabii tüm bu çalışmalar yapılırken yönetici desteği olmazsa olmaz. Çalışanlarının ve çalışmalarının yanında oldukları için Bursa Valisi Şahabettin Harput ile Vali Yardımcısı İl AB Daimi Temas Noktası Ahmet Hamdi Usta’ya AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi çalışanları olarak -başta merkez sorumlusu Filiz Çilingir olmak üzere Dr. Arzu Erdi, İpek Hacer Topuz, Erhan Sevimli, Emine Dilara KayaAnahtar Dergisi aracılığıyla teşekkür etmek istiyoruz. Proje tanıtımımıza yer vererek projenin yaygınlaştırma faaliyetine “Anahtar” Dergisi aracılığıyla katkı sağlayan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz ve ekibine çok teşekkür ediyoruz. OCAK 2013 41 Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri 2012 Yılı Üçüncü Çeyreği Sonuçları Açıklandı Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ - Yücel ÖZKARA - Dursun BALKAN Sanayi ve Teknoloji Uzmanları - Verimlilik Genel Müdürlüğü İmalat sanayi genelinde çalışan kişi başına üretim endeksi önceki yılın aynı dönemine göre %1,52, bir önceki döneme göre ise %5,37 azalmıştır. Geçen yılın aynı dönemine göre çalışan kişi başına üretim endeksinde imalat sanayiyi oluşturan bölümlerden 12’sinde artış görülmüş, en büyük artışın “Diğer ulaşım araçları” bölümünde olduğu görülmüştür. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü, Resmi İstatistik Programı kapsamında hesapladığı ve yayımladığı Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri’ni 2 Ocak 2013 Çarşamba günü kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu dönemde de EFİS Rev. 2’ye (Avrupa Birliğinde Ekonomik Faaliyetlerin İstatistikî Sınıflandırılması) göre sanayinin “B-Madencilik Taşocakçılığı”, “C-İmalat Sanayi” ve “D-Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı” kısımları, Ulusal Verimlilik İstatistikleri’nin kapsamını oluşturmuştur. Ana Sanayi Grupları Sınıflaması (ing. Main Industrial Groupings-MIGs) çerçevesine uygun şekilde 5 sanayi grubunda da göstergeler hesaplanmıştır. Şekil 1. İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi İmalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksinin ve çalışılan saat başına üretim endeksinin aldığı değerler Şekil 1’de görülmektedir. Çalışan kişi başına üretim endeksi, 2012 yılı üçüncü döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre (2011 yılı III. dönemine göre) %1,52 azalarak 111,70 değerini almıştır. Çalışan kişi başına üretim endeksi, bir önceki döneme göre ise (2012 yılı II. dönemine göre) ise %5,37 azalmıştır. Çalışılan saat başına üretim endeksi 2012 yılı üçüncü döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,47 azalarak 117,30 değerini almıştır. Çalışılan saat başına üretim endeksinde, bir önceki döneme göre ise %3,25 azalış görülmüştür. Zaman serilerinde dönemlik değişimlerin belli bir bölümü mevsimsel etkiler içerdiğinden yıllık değişimlerin izlenmesi daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Bu nedenle şekil 2’de imalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksi ve mevsimsel etkilerden arındırılmış endeks bir arada gösterilmiştir. 42 OCAK 2013 114,2 111,7 Şekil 2. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Endeks Verimlilik değişimlerinin bir önceki döneme göre değerlendirmeleri yapılırken mevsimsel etkilerden arındırılmış serilerin kullanılması daha sağlıklı sonuçlar elde edilmesine imkân sağlayacaktır. Bu doğrultuda Şekil 2’de imalat sanayi için mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksi ile orijinal serisi bir arada verilmiştir. İmalat sanayinin çalışan kişi başına üretim endeksinde orijinal seri ile mevsimsel etkilerden arındırılmış serinin bir önceki döneme göre düşüş sergilediği gözlenmektedir. İmalat sanayinde çalışan kişi başına üretim endeksi bir önceki döneme göre %5,37; mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksi bir önceki döneme göre %0,94 azalmıştır. Bu rakamlar incelendiğinde çalışan kişi başına üretim endeksinin 2012-2 dönemine kıyasla %5 düzeyinde bir azalış yaşadığı ancak mevsimsel etkilerin göz önüne alındığı durumda, değişimin küçük bir oranda negatif yönde olduğu görülmektedir. Burada da görüldüğü üzere mevsimsel etkilerden arındırılmış serileri yorumlamak daha gerçekçi olacaktır. Şekil 3. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Değişimlerinin Yapısı Ülkemiz ekonomisinde gerek sanayi geneli, gerek imalat sanayi verimliliğinin belirleyicisi, 2009 yılı ile 2010 yılının ilk yarısında yatay seyreden ve 2010 yılının ikinci yarısından itibaren artış eğiliminde olan istihdam düzeyine bağlı olarak, üretim miktarı olmuştur. Şekil 3’te görüldüğü gibi imalat sanayinde istihdam 2010 yılı başından bu yana dönemlik olarak ortalama %1,43 ile düzenli olarak artmıştır. İstihdam düzeyine 2005 yılından itibaren bakıldığında; son dönemlerde istihdam düzeyinin artarak en yüksek seviyeye eriştiği görülmektedir. Şekilde sunulduğu üzere imalat sanayi üretim endeksi, son yıllara bakıldığında oldukça yüksek seviyelerde seyretmektedir. 2012-3 döneminde üretim endeksi, bir önceki döneme göre %4,39 oranında azalsa da istihdam bir önceki döneme göre %1,14 oranında artış kaydetmiştir. Bu durumdan anlaşıldığı üzere işgücü verimliliği seviyesinin ana belirleyicisi geçmişe göre düzenli olarak artmakta olan istihdam ile üretim endeksleri olmuştur. Bu durum mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksinde de görülmektedir (Bkz. Şekil 2). OCAK 2013 43 Şekil 4. Bir Önceki Döneme Göre Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksinde Değişimler (Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış ve Orijinal Seriler) Şekil 4’te toplam sanayi, madencilik, imalat sanayi ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve dağıtımı kısımları için bir önceki döneme göre çalışan kişi başına üretim endeksi değişimleri orijinal seri ve mevsimsel etkilerden arındırılmış seriler olarak gösterilmektedir. Şekil 4 incelendiğinde başta madencilik ve taşocakçılığı olmak üzere orijinal serilerin büyük dalgalanmalar gösterdiği, buna karşın mevsimsel etkilerden arındırılmış serilerdeki değişimlerin daha küçük olduğu görülmektedir. İmalat sanayi ile madenciliğin mevsimsel etkilerden arındırılmış verileri karşılaştırıldığında mevsim dışı faktörlerin madencilik sektörü verimliliği üzerinde daha büyük dalgalanmalar yarattığı görülmektedir. Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve dağıtımı sektörü son dört döneminde orijinal seride negatif ve pozitif değişimler bulunmasına karşın mevsimsel etkilerden arındırılmış verimlilik serisine bakıldığında değişimin sıfıra yaklaştığı görülmektedir. Şekil 5. İmalat Sanayini Oluşturan 24 Bölüme Ait Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümeleri (2005 I.-2012 III.) 2005 yılı birinci dönemi ile 2012 yılı üçüncü dönemi arasında imalat sanayini oluşturan 24 bölüm incelendiğinde “tekstil ürünlerinin imalatı” bölümünün verimliliğinin düşme eğiliminde olduğu, bu bölüm dışında kalan 23 bölümün verimliliklerinin artma eğiliminde olduğu görülmüştür. En yüksek verimlilik büyüme eğiliminin yıllık ortalama %18,14 ile “ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri malzemelerden örülerek yapılan eşyaların imalatı” bölümünde olduğu görülmüştür. 44 OCAK 2013 Tablo 1. 2005 I.-2012 III. Dönemi Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümesi Toplam Sanayi Madencilik Sanayinin Kısımları İmalat Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı Ara Malları Dayanıklı Tüketim Malları Ana Sanayi Grupları Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi Enerji Sermaye Malları %3,16 %3,05 %2,81 %6,76 %2,89 %4,20 %2,97 %5,46 %1,59 Tablo 1’de ana sanayi grupları, sanayinin kısımları ve toplam sanayi için hesaplanan çalışan kişi başına üretim endeksinin 2005 yılı başından 2012 yılı üçüncü dönemi arası yıllık ortalama büyüme oranları verilmiştir. Sanayi kısımları içerisinde "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı”nın %6,76 ile en yüksek yıllık ortalama verimlilik büyümesine sahip olduğu gözlenmiştir. Ana Sanayi Grupları incelendiğinde ise en yüksek verimlilik artışının yıllık ortalama %5,46 ile “Enerji” de olduğu görülmektedir. Bahsi geçen dönemde sanayi genelinin yıllık ortalama işgücü verimliliği büyümesi yüzde3,16 olarak gerçekleşmiştir. Şekil 6. Ana Sanayi Grupları (MIGs) Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Trend Serileri Şekil 6’da Ana Sanayi Grupları çalışan kişi başına üretim endeksi serilerinin trendleri gösterilmiştir. Bu noktada kullanılan trend kavramı orijinal seriden mevsimsel etkilerin ve düzensiz şokların çıkarılmasıyla elde edilen uzun dönemli eğilimi ifade etmektedir. 2008 yılı son dönemleri ile 2009 yılının ilk dönemlerinde küresel düzeyde var olan krizin ardından, ana sanayi gruplarının trend değişimlerine bakıldığında artış eğilimi açıkça görülmektedir. Dayanıklı Tüketim Malı Üretimi ile Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi işgücü verimliliklerinin uzun dönem eğilimleri, küresel kriz dönemi de dâhil olmak üzere istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Kömür ve linyit çıkartılması, ham petrol ve doğalgaz çıkarımı, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı, elektrik, gaz, buhar ve havalandırma sistemi üretim ve dağıtımı, suyun toplanması, arıtılması ve dağıtılması faaliyetlerinden oluşan Enerji ana sanayi grubunda ise belirgin ve istikrarlı bir biçimde artan verimlilik trendi 2012 yılında da mevcut seviyesini korumaktadır. Tablo 1’den de görüleceği üzere 2005 I. Dönemi ile 2012 III. Dönemi arasında; dayanıklı tüketim malı üretiminin ve dayanıksız tüketim malı üretiminin yıllık ortalama verimlilik büyümeleri sırasıyla %4,20 ile %2,97 olarak gerçekleşmiştir. Enerji ana sanayi grubunda ise Tablo 1’de verilen yıllık ortalama %5,46’lık verimlilik büyüme oranını şekil 6’da görülen istikrarlı verimlilik artış trendi de ortaya koymaktadır. Küresel kriz döneminden büyük oranda etkilenen Sermaye Malı Üretimi’nin verimlilik trendine bakıldığında dalgalı yapısını sürdürdüğü gözlenmektedir. Sermaye Malı Üretimi’nin 2011 yılı son çeyreğinde başlayan ve 2012 yılı üçüncü çeyreğinde de devam eden verimlilik azalışı ise dikkat çekmektedir. OCAK 2013 45 BİLİŞİM, BİLİM VE TEKNOLOJİ Bulut Bilişim Uygulamaları ve Bilgi Toplumuna Etkileri – 1: Bulut Bilişim Nedir? Uygulama Bileşenleri Nelerdir? Hazırlayan: Dr. Mustafa Kemal AKGÜL / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Giriş Değerli okuyucular; Anahtar’ın bu sayısından itibaren bilişim, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin sizlerle paylaşılacağı bir bölüm yer alacaktır. “Bilişim, Bilim ve Teknoloji” adındaki bu köşemizde bilişim, bilim ve teknoloji alanında ortaya çıkan ancak hayatımız içinde uygulama yeri bulmuş yeniliklerin tanıtımı çok bilimsel olmayan bir dil anlatımı ile sizlere sunulacaktır. Bu alanda doğrudan yayın yapan dergi ve diğer medya araçlarının varlığı göz önüne alınarak, burada yer alacak konuların daha özet ve bilinen konulardan seçilmesine çalışılacaktır. Bilim-teknoloji alanındaki yayınlarla aynı dönemde konu çakışmasına girmemeye özen göstermekle birlikte, konuların güncel olması nedeniyle zaman zaman benzer konuların ele alınması kaçınılmaz olabilir. Okuyucunun bunu hoşgörüyle karşılayacağını umuyoruz. Bu köşede başlangıç olarak hepimizi çok ilgilendiren, bilgi teknolojileri uygulamalarının bugünlerde en önemlisi sayılabilecek “Bulut Bilişim -Cloud Computing”den söz edeceğiz. Akılı cep telefonları ile akıllı televizyonların yaygınlaşması ile önemini her geçen gün artırmakta olan bulut bilişim uygulamaları; mobil teknolojilerin yaygınlaşması ile günümüzde vazgeçilmeyecek bir uygulama zeminine dönüşecektir. Bulut Bilişim’in sadece bir kavram olmadığı, tanımlamasından uygulama yöntemlerine kadar birçok aşamaları bulunduğu göz önüne alınarak, Bulut Bilişim konusunu iki bölümde vermeyi uygun bulmaktayız. Bu ilk bölümde “Bulut Bilişim Nedir? Uygulama Bileşenleri Nelerdir? Konusunu açıklamaya çalışacağız. Konu içerikleri popüler anlatımı bozmamak için çoğu kez bir derleme niteliğinde olacaktır. Bulut Bilişim Nedir? Bilgi teknolojileri uygulamalarının sanallaşması düşüncesi yeni değildir. ARPANET uygulamasının başlaması ile birlikte ortaya çıkan internet uygulamaları bilgi bulutu oluşumunu da başlatmış bulunmaktadır. Bilgi teknolojileri uygulamalarında sanallaşma internetin yaygınlaşması ile birlikte başlamıştır. 46 OCAK 2013 Bu nedenle, uygulayıcılar tarafında yeni bir kavram olarak son üç yıldan bu yana konuşulan Bulut Bilişim olarak adlandırılan kavram akademik alanlarda çok daha öncesinden bilinmekte ve üzerinde çalışılmaktadır (1). Bilginin sanallaşması bilgisayarların kullanılması ile başlamıştır. Bu nedenle, burada ele alınacak olan bilginin sanallaşması değildir. Asıl önemli olan; bulut bilişim kavramı içinde bilgi teknolojileri uygulamalarının sanallaşması ile bulut bilişim uygulamalarının getireceği kolaylıklar ve sorunların bilinmesidir. BT uygulamalarındaki sanallaşma; sanal makineler (virtual machine) üzerindeki uygulamalar, birlikte çalışabilirlik ve bilgi güvenliği ile birlikte tanımlanmaktadır. Burada okuyucunun dikkatine sunulacak olan ayrıntılar bulut bilişim uygulamalarının toplumu ve bulutun dışında kalanları nasıl etkileyeceğidir. Bilişim Rüzgârı Nasıl Bulut Oluşturdu? Bilginin sanal olması artık göreceli bir kavram haline gelmiştir. Hayatımıza bilgisayar girmeden önceki dönemlerde; henüz düşüncelerde yer alan, açıklanmamış ve yazıya dökülmemiş bilgi sanal olarak tanımlanabilirdi. Bilgisayarların günlük kullanıma girmesi ile birlikte bilgisayar ortamında yer alan bilgiler sanal olarak adlandırılmaya başlandı. Avrupalı bilim insanları internetin Amerikalılar tarafından keşfedildiği düşüncesini de benimsemezler. Onlara göre 1969’da Pentagonun resmi kurumlara ve üniversitelere ait bilgisayarları ağ üzerinde birbirine bağlama projesi internetin ilk adımı olabilir. Ancak bugün bildiğimiz anlamdaki World Wide Web ve HTML 1989/90 yılları arasında İsviçre’nin Cenevre şehrindeki CERN laboratuarında üretilmiştir. Netscape’in atası sayılan MOSAIC adlı tarayıcı 1993 yılında ilk kez İsviçre’de denendi. Amerikalıların bunu alıp geliştirmesi ise daha sonraki yıllarda gerçekleşmiştir (1). Bilişim rüzgârının oluşmasının ilk adımını bilgisayarların kişiselleşmesi, ardından da kişisel bilgisayarların ağ üzerinden haberleşmesi oluşturdu. Bilginin buluta dönüşmesi kavramı, bilgisayarların ağ yapısı içinde konuşabildiği internet teknolojisinin kurulumu ile başlamaktadır. İnternetin; 1990’lı yıllardaki ortaya çıkışında, donanım altyapısı ile bir ağ biçiminde olsa da, bilgiye erişim yönüyle ilk tanımı “internet bulutu” adlandırması ile olmuştur. Çünkü internet servis sağlayıcıların sunduğu bilgilerin, nerede tutulduğu konusunda kullanıcıların hiçbir zaman bilgisi olmamıştır. Bilişim rüzgârlarını kuvvetlendiren, sonraki adım ise web sitelerinin kurulumları ile sanal hizmet servislerinin açılması olmuştur. Bilişim rüzgârlarının buluta dönüşümünde en önemli dönüm noktası; arama motorlarının ortaya çıkması ile ePosta hizmetlerinde kişilere sunulan hizmet alanlarının artmasıdır. Bulut Bilişim Kavramı ve Bileşenleri Nelerdir? Bulut Bilişim Kavramı: Bulut Bilişim kavramının tanımlamaları bilimsel yayınlarda ve uygulama çevrelerde benzerlikler göstermektedir. Bu tanımlamalardan başlıcalar şunlardır: Bulut Bilişim (cloud computing) internet Teknolojisi üzerinden uzak kaynak kullanımlı yeni bir tüketim modeli olarak tanımlanabilir. Ürün olarak satın alma ile sahip bilişim adına akla gelen her şeyin ihtiyaç kadarının satın alma yerine kiralanabildiği ve/veya kullanıldığı oranda bedelinin ödendiği servis hizmetlerinden oluşan yeni bir modeldir (2). Bulut Bilişim, düşük yönetim çabası veya servis sağlayıcı etkileşimi ile, hızlı alınıp salıverilebilen ayarlanabilir bilişim kaynaklarının paylaşılır havuzuna, istendiğinde ve uygun bir şekilde ağ erişimi sağlayan bir modeldir (Tanım: ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü). ABD Federal Hükümeti tarafından yapılan resmi tanımda; ‘Bulut Bilişim’ internet üzerinden “kullandığın kadar öde” iş modeliyle sağlanan ve satın alınan ölçeklenebilir, esnek sistemlere dayalı genel hizmetler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Burada anahtar nokta, “kullandığın kadar öde modelidir.” Örneğin, veri merkezlerinin daha verimli kullanılmasını sağlayan sanallaştırılmış “özel bulut sistemleri” ödemeli olmadığı için, bulut bilişim olarak değerlendirilmemektedir (2). Bulut Bilişim için bir tanımlama yapmak gerekirse, size bugünkü sisteminizde ihtiyaç duyduğunuz yazılım (software), donanım (hardware), dosya saklama (storage) ve barınma (storage) gibi temel ihtiyaçların size uzak bir bilgisayardan internet bağlantısıyla sunulmasıdır. Wikipedia’daki tanımına göre ise çevrim içi bilgi dağıtımı; bilişim aygıtları arasında ortak bilgi paylaşımını sağlayan hizmetlere verilen genel addır (4). Bu tanımlama formülsel olarak şu şekilde açıklanabilir; Cloud Computing = Hosting + Grid Computing. Hosting (Barınma) = Web sayfalarınızı Internet’te yayınlamak, kendinize yada sirketinize ait alan adını email olarak kullanmak için gerekli alanın kiralanması; Grid Computing (Grid Hesaplama) = Gerekli olan işlem gücü için yükün birden fazla bilgisayara dağıtılmasıdır (4). Bütün bu özellikleriyle Bulut Bilişim bir üründen ziyade bir hizmettir ve siz kullandığınız hizmete ücret ödersiniz. Buna en güzel örneği kullandığımız elektrik ile verebiliriz. Elektrik idaresi bizim için bütün altyapı, bakım onarım ve dağıtım hizmetlerini üstlenirken, biz sadece evimizde kullandığımız elektriğin faturadaki miktarını ödüyoruz (3). Bulut Bilişimin Bileşenleri: • Servis olarak Altyapı –SoA (IaaS) Altyapı Hizmetinde, kullanıcı, yazılımları ve uygulamaları kullanmak için güç kaynağı, ağ, saklama, sunucu donanımları ve diğer sistemlerden yararlanıyor. Kullanıcı bu yazılımları bilgisayarlarında ne zaman kullanacağına kendisi karar vermekte ve tüm bileşenler üzerinde tam bir kontrol sahibi olmaktadır. ‘Amazon Elastic Compute Cloud’ altyapı hizmetine örnek gösterilebilir. • Servis olarak Platform –SoP (PaaS) Bu yapıda, platform hizmetinde, kullanıcı, belirli bir platformla (genellikle Java, Python veya Net platformlarıyla) uyumlu olan uygulamalarını zengin bir ortamdan yararlanarak kullanmaktadır. Bu ortamda iş kuyruğu yönetimi, veriye erişim, uygulamalar arası iletişim gibi araçlar sunuluyor. Google App Engine ve Microsoft Azure Platform Hizmetine örnek gösterilebilir. • Servis olarak Yazılım –SoY (SaaS) Bu yapı içinde; yazılım hizmetinde, kullanıcı, önceden belirlenmiş uygulamaları doğrudan Web tarayıcısından çalıştırmaktadır. Bu uygulamalar farklı kullanıcılar tarafından aynı kolaylıkla kullanılmak üzere tasarlandığı için, iş ihtiyaçlarına özgü tasarımlara veya özel yapılandırmalara izin vermemektedir. ‘SalesForce.com’ yazılım hizmetine örnek gösterilebilir. Günümüzde Yazılım Hizmetlerinin pek azı Bulut Bilişim teknolojilerini desteklemekte ve durum gelecekte de böyle olacakmış gibi görünmektedir. Servislerin Yapıları: (3) Servislerin yapılarıysa kullanıcıların erişim ve yetkilerine göre sınıflandırılmaktadır. Public Cloud: Internet üzerinden herkesin kullanabildiği servislerdir. Private Cloud: Herkese açık olmayan bir yapıda olan bu bulut yapısında servisler bir güvenlik duvarı arkasında sadece yetkisi olan kullanıcıya sunulurlar. Community Cloud: Belirli bir kullanıcı grubunun kullanımına sunulmuş bulut yapısıdır.Grup üyeleri uygulama ve verilere erişebilirler. Hybrid Cloud: Yukarıdaki yapıların birlikte kullanılmasıyla oluşan yapıdır. Gelecek sayıda Bulut Bilişim konusu ortam çeşitlilikleri, uygulamalar, kullanıcılara sağladığı fırsatlar ve riskler konuları açıklanmaya çalışılacaktır (3). Kaynaklar: 1.http://www.universite-toplum.org/ text.php3?id=265 ) Erişim Tarihi: Ekim 2012 2.http://www.tubisad.org.tr/Tr/Library/ Analizler/bulut_bilisim_dosyasi.pdf Erişim tarihi Ekim 2012 3. ( Kaynak: http://gokselakpinar.com/ blog/?p=516 Erişim Tarihi: Ekim 2012 4. http://tr.wikipedia.org/wiki/Bulut_ biliyüzdeC5yüzde9Fim Erişim Tarihi: Ekim 2012 5. www.bilisimlive.com/internet Erişim Tarihi: Ekim 2012 Başvurulacak diğer kaynaklar: 1. www.tubitak.gov.tr/tubitak.../ Korkmaz_Bulut_Bilisim.ppt 2. http://bilisimlive.com/bulut-bilisimnedir-dropbox-google-drive-icloudubuntu-one-10054 3. www.bilgiguvenligi.gov.tr/...bulutbilisim.../download.htm 4. www.bulutbilisimi.com OCAK 2013 47 11. Sanayi Kongresi Gerçekleştirildi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 19-20 Aralık 2012 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 11. Sanayi Kongresi’nde Türkiye ekonomisinin, son 10 yıl içinde gerçekten de çok önemli bir değişim yaşadığını, güvenin ve istikrarın adresi haline geldiğini söyledi. Bir yandan makro dengeleri yerli yerine oturturken, diğer yandan reel sektör kaynaklı ve istikrarlı bir büyüme dönemini de hep birlikte tecrübe ettiklerini belirten Bakan Ergün, bu süreçte, doğru ekonomi politikaları kadar, demokratikleşme, teknoloji ve dış politika gibi alanlarda attıkları adımların da büyük önemi olduğuna işaret etti. Ergün, Türkiye’nin 10 yıl önce 230 milyar Dolar olan milli gelirinin, 10 yıl sonra yaklaşık 800 milyar Dolar seviyesine ulaştığını anımsatarak, Türkiye’nin özellikle 2010 ve 2011 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri haline geldiğini söyledi. Türkiye ekonomisinin bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1,6 oranında büyüdüğünü ve Türkiye ekonomisinin kesintisiz büyüme sürecine devam ettiğini ifade eden Ergün, “Elbette bu yıl yakaladığımız büyüme rakamları, 2010 ve 2011 ile mukayese ettiğimiz zaman mütevazı kalan rakamlardır. Ancak biz özellikle Avrupa ekonomilerindeki gelişmeler nedeniyle bunun zaten böyle olacağını öngörmüş, planlarımızı buna göre yapmıştık. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye'nin Orta Vadeli Program'daki hedeflerle uyumlu bir noktada olduğumuzu ve yılsonu itibarıyla yine Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olacağımızı rahatlıkça söyleyebiliriz” diye konuştu. Bakan Ergün, bugün Türkiye ekonomisinin kamu maliyesi, borç yapısı, bankacılık sektörü, Merkez Bankası rezervleri ve üretim temelinde örgütlenen ekonomisi ile dış şoklara karşı son dirençli bir ekonomi haline geldiğini anlattı. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Hükümet olarak, 48 OCAK 2013 makroekonomik istikrarı reel sektöre yansıtmak ve daha rekabetçi bir iş dünyası oluşturmak için önemli çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Türkiye'nin rekabet gücünü teknolojide, tasarımda, markalaşmada, Ar-Ge’de araması gerektiğini her fırsatta ifade ettiklerini belirten Ergün, zaten 2011 yılında Bakanlıklarının yapısını değiştirirken, bu düşüncelerini hayata geçirme amacını taşıdığını söyledi. Bakan Ergün, Bakanlık olarak, sanayiye ve sektörlere stratejik bir yaklaşım kazandırmaya büyük önem verdiklerini belirterek, hazırladıkları strateji belgeleriyle hem kamu için hem de reel kesim için yol haritaları oluşturduklarını ifade etti. Bakanlık olarak, Ar-Ge merkezlerinin ve teknoparkların kurulması, teknogirişim sermayesi desteği, San-Tez Programı gibi çalışmalarını başarıyla sürdürdüklerini dile getiren Bakan Ergün, KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla, reel sektöre Ar-Ge konusunda önemli destekler sağladıklarını anlattı. Ergün, TÜBİTAK bünyesinde yapılan diğer birçok önemli projenin daha bulunduğunu ancak bunların sanayiciyle buluşması konusunda daha fazla adım atılması gerektiğini anlattı. Türkiye’de teknoloji yoğun, yüksek katma değerli yatırımların artmasını istediklerini belirten Ergün, son teşvik programını da böyle bir düşünceyle, nitelikli yatırımların daha nitelikli şartlarda destekleneceği bir anlayışla hazırladıklarını söyledi. Yerli üretimi desteklemek amacıyla Kamu İhale Kanunu'nda ciddi bir değişiklik yapacaklarını bildiren Ergün, “İhtiyari olarak yüzde 15 fiyat avantajı sağlayan firmalardan yerli ürün alınması, yerli istekli lehine fiyat avantajı vardı. Biz bunu bir değişiklikle yerli ürün lehine fiyat avantajına dönüştürmüştük. Şimdi de yerli ürün lehine bu avantajı sağlayan firmalardan eğer diğer şartları da sağlıyorsa alımı mecburi hale getiren bir düzenlemenin üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde, hayata geçirmeyi planladığımız bir diğer projemiz de ‘Ulusal Temiz Üretim Merkezi’ kurmak olacaktır. Günümüzde rekabet gücünün en önemli unsurlarından biri de çevreye duyarlı üretim yapmaktır. Ulusal Temiz Üretim Merkezi, işletmelerimizin temiz üretim konusundaki kapasitelerini artırmaya yönelik çalışmalar yapacak, işletmelerimize teknik ve finansal destek sağlayacaktır. Şimdiden şirketlerimizin bu alanda bir farkındalığın peşinde olmaları gerekmektedir" diye konuştu. Demir-Çelik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Açıklandı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 26 Aralık 2012 tarihinde Çırağan Sarayı’nda düzenlenen toplantıyla “DemirÇelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nı açıkladı. Bakan Ergün, “Demir Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi’nin uzun dönemli vizyonu, sektörde yüksek katma değerli ürünlerin üretim üssü olmaktır” dedi. Demir Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi ile sektörün yol haritasını ortaya koyduklarını ve bu yolda ilerlemeyi sağlayacak araçları da belirlediklerini dile getiren Ergün, Belge’nin hazırlanma sürecinin, kamunun, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının bir arada çalışmasının güzel bir örneği olduğunu anlattı. Strateji Belgesi’nde, beş farklı hedef için 24 eylem belirlediklerini bildiren Ergün, “Birinci hedefimiz eğer sektör birtakım hukuki ve idari düzenlemeye ihtiyaç duyuyorsa, bunları gerçekleştirmek. Sanayide kullanılan elektrik enerjisi girdi maliyetlerini azaltmaya yönelik çalışmalar yürütülecek” diye konuştu. Yerli girdi kullanımı teşvik edilecek Bakan Ergün, Strateji Belgesi’nde ikinci hedefleri olan “Üretim Altyapısını Geliştirmek” başlığı kapsamında kamu yatırımlarında en yüksek katma değeri sağlayacak şekilde yerli girdi kullanımının teşvik edileceğini belirtti. Ergün, rüzgâr enerjisi yatırım sözleşmelerinde, rüzgâr türbinleri yatırımında başta sfero döküm ve yassı çelik olmak üzere yerli girdi kullanımı teşvik edileceğine işaret etti. Strateji Belgesinde “Dış Ticarette Aksayan Yönleri Gidermek” başlıklı üçüncü hedefleri kapsamında ise, Afrika ve Orta Doğu ülkeleri gibi riskli ülkelere yönelik ihracatta, ihracat kredi sigortası uygulamaları yaygınlaştırılacağını dile getiren Ergün, düşük fiyatlı ithal ürünlerin yerli üreticilerin üzerinde yarattığı fiyat esaslı baskının bertaraf edilmesi yönündeki çalışmaların sürdürüleceğini söyledi. Bakan Ergün, özellikle inşaatlarda kullanılan demir, boru ve diğer ürünler başta olmak üzere güvenli veya teknik mevzuata uygun olmayan ithal ve yerli ürünler için daha etkin denetimlerin yapılacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son dört yıl içinde yassı çelik üretim kapasitesinin tüketim seviyesinin üzerine çıkması da dikkate alınarak, sektörün ithalatta karşılaştığı haksız rekabet unsurlarının önlenmesine yönelik tedbirlerin uygulanmasına devam edilecek. Dördüncü hedefimiz olan “İnsan Kaynaklarını Geliştirmek” başlığı altında iki eylem belirlenmiştir. Öncelikle orta kademe nitelikli eleman eksikliğini gidermek için eğitim programları düzenlenecektir. Özellikle meslek liselerinde döküm ve modelcilik gibi bölümlere özel bir önem verilecek. 50 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerleri yüzde üç özürlü çalıştırmakla yükümlüdürler. Buradaki 'yeraltı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz' istisnasına, ağır sanayi olarak kabul edilen demir-çelik ve demir dışı metaller sektörü de ilave edilecek. Beşinci ve son hedefimiz “Ar-Ge Kapasitelerini Geliştirmek” başlığı altında ise, atıkların analizini yapacak laboratuvarların sayısı ve niteliği artırılacak. Çevre analizleri için akredite laboratuvar eksikliği giderilecek.” Ar-Ge desteklerinin, sanayinin ihtiyacı olan diğer araştırma ve iyileştirme faaliyetlerini de kapsayacağına işaret eden Ergün, demir-çelik sektöründe çevre kirliliğinin azaltılmasına ve atıkların değerlendirilmesine yönelik projelerin destekleneceğini söyledi. Bakan Ergün, Avrupa Parlamentosu’nun, çelik sektörünü korumak için 13 Aralık'ta AB Komisyonu’na bir önerge sunduğunu anımsatarak, bu önergede sektörün öneminin, sektör için yapılması gerekenlerin, sektöre yönelik teşvik mekanizmalarının devreye girmesi gerektiği gibi önemli bilgilerin olduğunu anlattı. Strateji Belgesi’ndeki eylemlerin, demir-çelik ve demir dışı metaller sektörünün üretim zincirinin her halkasına hitap ettiğine işaret eden Ergün, “Bu eylemler, üretimde yerli girdi kullanım oranını artıracak, katma değeri yüksek ürünlerin ağırlıklı olarak yerli üretimden karşılanmasını sağlayacak ve dış ticaret dengemizi olumlu yönde geliştirecek eylemlerdir. Bu eylemlerin hayata geçmesiyle, yurt dışından temin ettiğimiz yüksek teknolojili ürünlerin ülkemizde üretilmesi için büyük bir adım atmış olacağız. Strateji Belgesinde yer alan eylemler, dünya standartlarında rekabetçi bir sektör oluşturma kararlılığımızı açıkça göstermektedir” diye konuştu. Yoluna güven ve istikrar içinde devam eden bir Türkiye… Son 10 yılda, Türkiye’nin hayatın her alanında büyük bir değişim iradesi gösterdiğini ve çok önemli reformlar gerçekleştirdiğini dile getiren Ergün, bugün dünyadaki birçok olumsuz gelişmeye rağmen, yoluna güven ve istikrar içinde devam eden bir Türkiye'nin bulunduğunu kaydetti. Ergün, ekonomide ve siyasette yakalanan bu istikrar ortamının birçok önemli sonucunu hep birlikte müşahede ettiklerini ifade ederek, ancak bu olumlu çıktılar içinde en önemlisinin, artık Türkiye'nin bütün birimleriyle, kamu ve reel sektörüyle, orta ve uzun vadeli plan ve programlar hazırlayabilmesi ve bunları uygulayabilmesi olduğunu söyledi. OCAK 2013 49 Temiz Üretim Sempozyumu Hazırlıkları Çerçevesinde Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer ile Görüşme Bakanlığımız ile Hacettepe Üniversitesi işbirliğinde düzenlenmesi planlanan “Temiz Üretim Sempozyumu” hazırlıkları ile ilgili olarak Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz ile Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer bir araya geldiler. 29 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilen görüşme kapsamında söz konusu sempozyumun içeriği ve organizasyonuna ilişkin ön görüşmeler yapıldı. Prof. Tuncer, organizasyonla ilgili her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirterek, söz konusu etkinliğin, Hacettepe Üniversitesi ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve farklı açılımlar yaratması açısından da önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Temiz Üretim alanında Türkiye’deki mevcut durumu ortaya koymayı ve özellikle sanayi sektöründeki iyi uygulamaların paylaşılmasını amaçlayan sempozyum, Hacettepe Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecektir. 2013 Nisan ayında düzenlenmesi planlanan sempozyuma, sanayi sektörü başta olmak üzere iş dünyasının çeşitli kesimlerinden ve akademik camiadan çok sayıda davetlinin katılması beklenmektedir. TÜSİAD – Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) Tarafından Düzenlenen “Verimlilik Çalıştayı” İstanbul’da Gerçekleştirildi Verimlilik ve verimlilikle ilgili konularda çalışan akademisyenlerin ve kuruluşların bu konulardaki çalışmalarını ortak bir platformda paylaşmak ve bilgi alışverişinde bulunmak amacıyla TÜSİADSabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından düzenlenen “Verimlilik Çalıştayı” 30 Kasım 2012 tarihinde Sabancı Üniversitesi Karaköy İletişim Merkezi’nde gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü REF Direktörü Doç. Dr. İzak Atiyas’ın yaptığı Çalıştay'a; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM), TÜSİAD, Sabancı Üniversitesi, Rekabet Forumu, Türkiye İstatistik Kurumu, Rekabet Kurumu ve üniversitelerden katılımcılar katkı sağladılar. Çalıştay’a, VGM “Mikro Düzeyde Verimlilik Ölçümü (APC Modeli) ve Makro Düzeyde Çevresel Verimlilik İstatistikleri” başlıklı bildiriyle katıldı. Sunuşta VGM’nin altyapı çalışmalarını yürüttüğü çevresel verimlilik istatistiklerinden ve işletme düzeyinde verimlilik ölçümünde kullanılan Amerikan Verimlilik Merkezi (APC) Modeli’nden bahsedildi. Verimlilikle ilgili toplam altı bildirinin yer aldığı Çalıştay’da; “Türk İmalat Sanayinde Rekabet Seviyesinin Ölçümü ve Teşviklerin Verimlilik Artışına Etkisi” (Ekrem Kalkan, Rekabet Kurumu), “Doğrudan Yabancı Sermayenin Şirket Hayatta Kalma Oranı ve İstihdam Artışına Etkisi: Türkiye İmalat Sanayi Örneği” (Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Koç Üniversitesi), “Çalışan Verimliliğin Ölçülmesi ve İş istatistikleri, Üretim Yöntemiyle GSYH ve HİA” (Ş. Şenol BOZDAĞ, TÜİK), “Türkiye’de Bölgesel Ücret ve Verimlilik Farklılıkları” (Prof. Dr. Suut Doğruel, Marmara Üniversitesi), “Sürdürülebilir Kalkınma Literatüründe Ölçüm Sorunları” (Prof. Dr. Osman Zaim, Kadir Has Üniversitesi), “Mikro Düzeyde Verimlilik Ölçümü (APC Modeli) ve Makro Düzeyde Çevresel Verimlilik İstatistikleri” (Serdal Ergün, Özlem Durmuş ve Nazlı Saylam Bölükbaş, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Verimlilik Genel Müdürlüğü) başlıkları altında sunuşlar gerçekleştirilerek uzmanlar tarafından tartışıldı. Verimlilik Genel Müdürlüğü Tarafından Türkiye’deki Yönetim Danışmanlığı Sektörünün Sorunları İlk Kez Kapsamlı Olarak Ele Alındı Ülkemizde verimlilik çalışmalarında önemli bir yeri olan yönetim danışmanlığı sektörünün mevcut durumunu analiz etmek, sorunlarını belirlemek, çözüm önerileri geliştirmek ve bu alandaki politikalara temel oluşturmak amacıyla, Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından kapsamlı bir çalışma yürütülmektedir. Çalışma kapsamında öncelikli olarak, sektörün başlıca sorunlarını belirlemek amacıyla danışmanlık hizmeti sunan kurum ve kuruluşlara yönelik bir soru formu uygulanmış ve soru formundan elde edilen bulgulara dayanılarak sektörün yaşadığı sorunları yansıtan bir rapor hazırlanmıştır. Bu rapordan yola çıkarak, belirlenen sorun alanlarını tartışmak ve bu sorunların çözümüne yönelik öneriler geliştirmek amacıyla sektörün tüm aktörlerinin temsil edildiği bir çalıştay gerçekleştirildi. 5 Aralık 2012 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen ve kamu, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve özel sektörden 110 kuruluşun temsil edildiği Çalıştay’a toplam 120 kişi katıldı. Öncelikli olarak sorunların ele alındığı Çalıştay’da, “Piyasada Yönetim Danışmanlığı Hizmeti Algısının Geliştirilmesi”, “Sektörün Geliştirilmesine Yönelik Yapılanma ve Düzenlemeler” ve “Yönetim Danışmanlığı Hizmet Kalite ve Standartlarının Geliştirilmesi” başlıklı oturumlarda çözüm önerileri geliştirildi. Tüm tarafların katılımı ile başarıyla gerçekleştirilen Çalıştay sonrası, ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmasında ve işletmelerin performansının artırılmasında önemli bir 50 OCAK 2013 misyon üstlenecek olan danışmanlık sektörünün gelişimine ilişkin bir yol haritasının çıkarılması hedeflenmektedir. TEMİZ ÜRETİM (EKO VERİMLİLİK) Fransa’da Düzenlenen “Yaşam Döngüsü Analizi” Konferansı ile “Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin Eğitimi” Çalıştayına Katılım Sağlandı “Yaşam Döngüsü Analizi” Konferansı Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ile Çevre Toksikolojisi ve Kimyası Topluluğu (SETAC)’nun ortaklığında kurulan UNEP/SETAC Yaşam Döngüsü Girişimi Sekreterliği tarafından 6-9 Kasım 2012 tarihlerinde Fransa’nın Lille kentinde “Yaşam Döngüsü Analizi” temalı konferans ve “Yaşam Döngüsü Yönetimi” konulu bir çalıştay gerçekleştirildi. Dört günlük programın ilk bölümü (6-7 Kasım 2012) Yaşam Döngüsü Analizi alanında çalışmalar yürüten uluslararası paydaşları bir araya getirmeyi amaçlayan bir paylaşım konferansı şeklinde tasarlandı. Konferans kapsamında, yaşam döngüsü yaklaşımlarının önemi konusunda farkındalığı artırmak, uluslararası aktörlerin tecrübelerinden yararlanmak, eko-tasarım ve ekoetiketleme konularında örnekler sunmak ve çeşitli kuruluşlarla işbirliği olanaklarını geliştirmek amaçlandı. Programda, Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim, Yaşam Döngüsü Analizi (YDA) Alanındaki Son Gelişmeler, YDA Veritabanları, Süreç İyileştirme’de YDA’nın Kullanımı, Sektörel Uygulamalar, Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve YDA ile Atık Yönetiminde YDA’nın Kullanımı konularında dünyanın farklı ülkelerinden gelen uzmanlar tarafından sunumlar yapıldı. çalıştay gerçekleştirildi. Uluslararası alanda tecrübe sahibi bir uzmanın moderatörlüğünde yürütülmüş olan Çalıştay’da, Yaşam Döngüsü Yönetiminin işletmelerdeki uygulama adımları, işletmelerin eko-verimlilik düzeylerinin iyileştirilmesi için nasıl kullanıldığı ve daha önceki uygulamalar neticesinde elde edilen faydalar hakkında bilgilendirme yapıldı. İşletmelerin çevresel performansını artırmayı amaçlayan temiz üretim çalışmalarında en çok yararlanılan araçlardan birisi Yaşam Döngüsü Analizi’dir. YDA, ürün ya da hizmet üretiminde kullanılan hammaddelerin elde edilmesinden başlayarak, ilgili tüm üretim, lojistik, tüketici tarafından kullanım ve kullanım sonrası atık olarak bertaraf edilmesini de kapsayan yaşam döngüsünün farklı aşamalarındaki çevresel etkilerini belirlemek, raporlamak ve yönetmek amacıyla kullanılan bir tekniktir. YDA ile elde edilen veriler ekoverimlilik göstergelerinin hesaplanması ve işletmelerin temiz üretim potansiyellerini belirlemek amacıyla da kullanılmaktadır. “Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin Eğitimi” Çalıştayı Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından, Avrupa Komisyonu, Yaşam Döngüsü Girişimi (LCI) ve Çevre Toksikolojisi ve Kimyası Topluluğu (SETAC) işbirliği ile 12-16 Kasım 2012 tarihleri arasında “Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin Eğitimi Çalıştayı” düzenlendi. Fransa’nın Başkenti Paris’te düzenlenen ve çeşitli ülkelerden uzmanların eğitildiği Çalıştaya Verimlilik Genel Müdürlüğü’nü temsilen Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Özlem Durmuş katıldı. Beş gün süren Çalıştay’da Zürih ETH Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından su ayak izi, Dünya Kaynaklar Enstitüsü (WRI) tarafından ise karbon ayak izi eğitimleri verildi. Çalıştay’ın amacı katılımcıların çevresel ayak izi envanteri düzenlemek için temel adımları, sera gazı emisyonları (karbon ayak izi) ve su kullanımı (su ayak izi) alıştırmaları üzerinden pratik olarak öğrenmelerini ve kendi eğitimlerini düzenlemek için temel bilgileri edinmelerini sağlamaktır. Çalıştay katılımcıları, yapılacak sınavlarda başarılı olup eğitici sertifikalarını aldıktan sonra söz konusu eğitimleri kendi ülkelerinde tekrarlayarak karbon ve su ayak izi çalışmalarının yaygınlaştırılmasına katkı sağlayabilecektir. Life Cycle Initiative Sunumlar dışında, özellikle işbirliği ağları oluşturmaya yönelik çeşitli faaliyetlerin de yer aldığı, 22 ülkeden temsilci ve 60 konuşmacının yer aldığı programa Verimlilik Genel Müdürlüğü’nü temsilen Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Şakir Karakaya katıldı. Konferansı takiben 8-9 Kasım 2012 tarihlerinde, Yaşam Döngüsü Yönetimi alanındaki uygulayıcıları ve konu ile ilgili bilgi sahibi olmak isteyen katılımcıları bir araya getirmeyi amaçlayan bir OCAK 2013 51 Productivity in Regional Development Development Agencies Regional Development National Strategy (BGUS) The cornerstones of our new regional development praxis are Regional Development National Strategy (BGUS), Regional Development High Commission, Regional Development Committee, Regional Development Authorities, Development Agencies and Regional Plans. Regional Development National Strategy has been prepared to elicit coordination in regional development and regional competitiveness at national level, to strengthen the consistency between spatial development and socioeconomic development policies and to build up a framework for subscale (region and province) plans and strategies. Regional Development National Strategy, which has been formed as a strategic framework to direct activities concerning regional development, puts forth essential purposes, objectives and principles of regional development politics. Regional Development National Strategy is going to empower homogeneity between activities concerning regional development activities taking place in development plans, national sector-specific strategies, EU adaptation process, national and regional plans and programs and is going to escalate interaction of sectorspecific, theme-specific and regional development policies. Eastern Marmara Development Agency Cleaner Production Financial Support Programme ‘Cleaner Production Financial Support Programme’s general purpose is to increase environmental sustainability and national and international competitive power of the region by revising production processes of existing and new enterprises and profit making cooperatives which elicit SME definition. Eastern Marmara Development Agency expects the development of cleaner production and cleaner consumption awareness in the region with the 52 JANUARY 2013 multiplier effects of financial supports provided by the agency. The final aim of Eastern Marmara Development Agency is to secure that all the SME’s to adopt cleaner production approach in principle with sustainable production goal in the region. The potential of the capital city awakens with Ankara Development Agency Ankara Development Agency has started its activities to be a leader foundation in Ankara’s sustainable development strategies after the appointment of the secretary general in July 9, 2010. Ankara Development Agency’s studies can be classified under five headings as planning activities, financial and technical supports, coordination and investment monitoring activities, training and seminary facilities and promotion activities. The Project for Prevalent Use of Cleaner Production Practices in İzmir It has been realized that eco-efficiency practices lead to production efficiency globally. However, the most important practice in order to increase the capacity and awareness on cleaner production is to carry out pilot studies. Pilot studies show striking examples in which innovative processes can be managed with low cost investment in short payback period. It would be possible for the enterprises to lower their operating costs by using less resources, raw material and decreasing waste, therefore a new model practice consistent with environmental regulations and sustainable development would be implemented in the region. At the end of pilot studies, taking joint actions with Aegean Regional Development Agencies in order to diffuse cleaner production practices would be helpful to increase the effect of the project. Sustainable Development with Knowledge Focussed Industry Bursa Eskişehir Bilecik Development Agency (BEBKA); is an organization that serves sustainable development in Bursa, Bilecik and Eskişehir through shaping development by improving coordination and cooperation among public sector, private sector and nongovernmental organizations; offering local solutions to local problems and providing the use of resources efficiently. In order to reach the goals mentioned above, it is critically important to increase the efficiency of cooperative formations in areas of R&D and innovation and to support new formations. Correspondingly, to increase the number of new developed products, industrial designs, useful models and patents and to support activities concerning innovation and trademark are within agency’s target. development agency project supports give contribution to SME’s in areas of enlargement of their scale by simplification of their access to finance, technology renewal and technology use, and increase of their recruitment, production and export capacity. We have been working to increase competitive power of our region’s leading sectors Central Black Sea Development Agency Founded in 2008, İpekyolu Development Agency has been active in Gaziantep, Kilis and Adıyaman since 2010. The center of the agency is in Gaziantep and studies of İpekyolu Development Agency mainly includes ensuring sustainable development and decreasing regional and interregional development gaps. Investment Support Offices founded in Adıyaman and Kilis give opportunity to sustain communication with cities in the region and to make analysis, planning and administration locally. The Effect of Development Agency Supports to SME’s At this moment, the necessity and importance of local and regional development is undeniable. For sustainable regional development, a smoothly running local development system is required. Local development system depends on the cooperation and coordination between public, private sector and nongovernmental organizations for economic and social development. Development agencies stand in the forefront as a key institute of local economic development in the world. Development agencies can undertake crucial roles in terms of SME’s access to finance and solving their problems of finance, marketing, low efficiency, limited R&D activities and institutionalization. Correspondingly, Founded in 2008, covering the cities of Amasya, Çorum, Samsun and Tokat, Central Black Sea Development Agency aims to awaken the regional potential, to reduce regional and interregional development gaps and to increase the region’s competitive power at national and global scale. Since its foundation, Central Black Sea Development Agency has supported nearly 300 projects financially and technically; and exercised the strategic goals of regional plan in terms of ‘Increasing Competitive Power of Enterprises and Opening Abroad’ with activities to increase capacity of science, technology, regional progress and cleaner production. Central Anatolia Development Agency (ORAN) One of the important activities of Central Anatolia Development Agency is the financial and technical supports that it gives in order to foster the competitive power of the region. The projects and activities concerning the areas that are mentioned in regional plan and study programs are supported. In this scope, Financial Support Program was conducted in 2010 and SME’s applied to the program with projects aiming to contribute to regional development by increasing recruitment, competitive power, surplus value of production and innovative investments in the region. JANUARY 2013 53 SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS Kaynak: TÜİK- Source: TURKSTAT İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%) Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%) 76,0 75,4 75,5 75,0 74,7 74,7 74,7 74,9 74,8 74,6 74,5 74,3 74,0 74,0 74,0 73,5 73,1 72,9 73,0 72,5 72,5 72,0 71,5 71,0 2010 Ortalama 2011 Ortalama Ocak 2012 2010 Average 2011 Average January 2012 Şubat 2012 February 2012 Mart 2012 March 2012 Nisan 2012 Mayıs 2012 April 2012 May 2012 Kaynak: Merkez Bankası Source: Central Bank ofBankasıThe Republic of TurkeyCentral Bank of the Repuclic of Turkey Kaynak: Merkez Source: 54 OCAK 2013 Haziran 2012 June 2012 Temmuz 2012 Ağustos 2012 July 2012 August 2012 Eylül 2012 Ekim 2012 September October 2012 2012 Kasım 2012 November 2012 BİLİM ve TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS Kaynak: (OECD, MSTI;2011) - Source: (OECD, MSTI;2011) Kaynak: TÜİK- Source: TURKSTAT OCAK 2013 55 ULUSAL ve ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSLİKLERİ NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - Source: National Productivity Statistics of Turkey Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları / Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - Source: National Productivity Statistics of Turkey 56 OCAK 2013 ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / NATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS Kaynak: Ulusal Verimlilik İstatistikleri Source: National Productivity Statistics of Turkey Toplam Sanayi / Total Industry Madencilik ve Taşocakçılığı / Mining and Quarrying Sanayinin Kısımları İmalat / Manufacturing Sections of Industry Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme/ Electricity, Gas, Steam And Air Conditioning Supply ARM - Aramalı / IG - Intermediate Goods Ana Sanayi Grupları DLT - Dayanıklı Tüketim / DCG - Durable Consumer Goods DZT - Dayanıksız Tüketim / UCG - Non-Durable Consumer Goods Main Industrial ENJ – Enerji / E- Energy Groups (MIGs) SEM - Sermaye Malı / CG - Capital Goods Gıda ürünlerinin imalatı / Manufacture of food products İçeceklerin imalatı / Manufacture of beverages Tütün ürünleri imalatı / Manufacture of tobacco products Tekstil ürünlerinin imalatı / Manufacture of textiles Giyim eşyalarının imalatı / Manufacture of wearing apparel Deri ve ilgili ürünlerin imalatı / Manufacture of leather and related products Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı … Manufacture of wood and of products of wood and cork… Kağıt ve kağıt ürünlerinin imalatı / Manufacture of paper and paper products Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması / Printing and reproduction of recorded media Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı / Manufacture of coke and refined petroleum products Kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı / Manufacture of chemicals and chemical products Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı Manufacture of basic pharmaceutical products and pharmaceutical preparations Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı / Manufacture of rubber and plastic products Diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı / Manufacture of other non-metallic mineral products Ana metal sanayi / Manufacture of basic metals Fabrikasyon metal ürünleri imalatı (makine ve teçhizat hariç) Manufacture of fabricated metal products, except machinery and equipment Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı Manufacture of computer, electronic and optical products Elektrikli teçhizat imalatı / Manufacture of electrical equipment Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı / Manufacture of machinery and equipment n.e.c. Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı Manufacture of motor vehicles, trailers and semi-trailers Diğer ulaşım araçlarının imalatı / Manufacture of other transport equipment Mobilya imalatı / Manufacture of furniture Diğer imalatlar / Other manufacturing Makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı / Repair and installation of machinery and equipment 74,5 110,1 92,4 126,6 91,4 95,7 188,5 197,7 122,5 126,1 162,3 125,5 221,0 212,4 116,0 133,6 137,0 136,4 154,1 130,4 141,1 138,1 119,4 141,8 149,2 171,1 174,28 159,2 182,5 181,0 128,8 95,0 91,8 99,1 89,45 85,9 90,4 87,3 90,4 113,3 117,8 110,0 113,2 90,4 102,4 103,7 102,8 78,0 130,6 122,0 125,3 116,5 114,5 112,7 120,1 93,1 91,5 107,2 107,2 100,0 102,9 119,9 104,8 105,2 95,6 85,4 107,2 84,7 64,7 80,1 69,9 112,5 110,5 118,3 108,6 91,9 103,7 102,4 108,5 100,5 74,3 108,2 98,8 102,1 97,2 116,8 96,9 121,0 113,1 104,0 105,8 108,5 107,0 2012 3. Ç. 3rd Q. 116,0 116,9 111,7 156,6 114,8 127,2 111,3 147,7 98,1 88,1 121,0 158,4 91,7 111,1 95,2 98,4 100,6 95,6 94,8 104,0 103,1 102,2 103,0 104,0 113,4 109,8 113,5 107,3 100,1 105,7 2012 2. Ç. 2nd Q. 119,3 101,0 118,0 140,6 119,6 126,3 112,8 130,2 116,3 84,2 119,9 160,9 100,3 109,4 101,5 131,1 136,7 161,1 135,4 2012 1. Ç. 1st Q. 114,4 94,3 110,9 156,9 110,5 119,1 109,0 141,5 106,9 91,0 86,8 152,2 95,0 103,3 100,8 109,3 119,4 123,5 129,1 127,9 119,8 102,7 117,9 155,7 117,2 130,1 114,7 135,3 116,6 99,6 99,9 137,0 98,8 108,6 104,1 2011 121,9 122,5 130,0 123,4 139,9 124,2 134,3 154,5 95,8 86,5 87,5 103,0 123,7 119,7 125,3 120,1 115,8 102,7 117,9 130,8 117,2 130,1 114,7 135,3 116,6 97,5 103,1 146,2 102,9 111,9 104,7 2010 106,7 105,6 114,7 117,2 114,3 116,0 127,4 126,8 106,2 99,4 82,3 85,9 116,6 109,3 112,9 122,9 107,0 105,7 104,6 136,5 104,8 116,1 111,0 112,9 90,6 95,1 116,1 137,3 97,1 105,4 95,8 2009 105,7 107,2 107,4 112,6 107,4 101,3 106,3 136,5 104,3 110,7 105,7 112,7 106,2 97,5 117,1 155,9 94,5 99,0 92,7 2008 247,3 230,3 284,9 346,2 107,7 95,0 107,6 128,4 106,2 106,0 106,7 107,0 108,5 98,5 109,2 127,2 98,8 107,1 95,1 2007 115,6 131,2 153,7 184,7 212,7 104,5 97,0 104,5 119,0 104,6 101,4 104,9 102,9 102,1 101,0 102,0 117,4 103,9 101,3 109,3 2006 Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2005 Ort.=100) / Index of Production Per Person Employed (2005 Ave.=100) T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Gelibolu Sokak No: 5 Kavaklıdere 06690 ANKARA Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat) - Faks: (312) 427 30 22 - Faks (Dergi): (312) 467 47 79 e-posta: [email protected] - internet: http://vgm.sanayi.gov.tr