PDF Anahtar Ocak 2013 - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Transkript

PDF Anahtar Ocak 2013 - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve
Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit BİNGÖL’ün
Değerlendirmesi
Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor
Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma
OCAK 2013 YIL: 25 SAYI: 289
Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi
m
kak No
) 427
tp://vg
olu So Faks: (312
et: ht
Gelib
intern
0 Hat) .gov.tr 90 (1
yi
467 55 vgm@sana
a:
e-post
. SAYI
2012/2
Ölç
İRTA
inde
T
t DEM
netim
Umu kin TOKA
lik Yö
E
li
r.
im
I
çD
liği
li
Ver
o
NLIĞ
D
im
.
BAKA
Ver
Yrd
LOJİ
mesi)
KNO ÜRLÜĞÜ
gücü
79
D
VE TE
07) İş ı Çözümle MEZ
NAYİ ENEL MÜ 690 ANKARA (312) 467 47
0
A
S
-2
,
):
7
G
e 06
ergi
İLİM
ınt
LİK
98
UİÇ
ks (D
klıder
.gov.tr
T.C. B VERİMLİ
5 Kava 30 22 - Fa m.sanayi
de (1 rusal Bağ r. Halit S
i
n
7
k No:
ğ
ii
vg
42
ka
li
://
y
)
So
tp
D
ht
(312
oğ
ana
libolu
bilir
rnet:
Faks:
iye S İlişkisi (D
ulana KAYA7 55Ge90 (10 Hasat)na-yi.gov.tr - inte
Türk
lar
m@
e Uyg
AN 12) 46
tırım
elerd İN HARM Tel: (3e Be-irposta: vg
m
t
ve Ya
le
e İş
ARL
sind
timi v Demet B
rilme mi ve Bir
Yöne
ın Ve
e
Risk
rların ma Yönt ygulama
a
r
a
U
Y
ebe K
Sırala
KUTA İ
uhas methee
ilgün
Ç
ro
tsel M
. Dr. N EKTÜFEK
Yöne Olarak P
ç
o
D
en
ma T
Yrd.
Araç
kiley et
r. Fat
t
D
E
.
ı
ç
o
sın
iy
Yrd. D
rman Memnun piti
fo
r
e
s
P
e
in Te
rının
inin v
şanla Faktörler üzeylerin li ERBAŞI
D
a Çalı
s
Dr. A NÜVAR
.
Bank tsel Stre
ç
o
Yrd.D Osman Ü ARAT
Örgü
y
ör.
Tuga
Öğr.G
elik
e Yön şım
in
kla
netim
je Yö lsel Bir Ya USTA
o
r
P
a
e
mad
Mod Dr. Aydın
Kalkın
oç.
usal
Yrd.D
Kam
LÜĞÜ
ÜDÜR
AKANLI
LOJİ B
ĞI - VER
İMLİ
EL M
LİK GEN
T.C. BİL
İM
Y
, SANA
NO
İ VE TEK
-1 3 8
8
NLIĞI
BAKA
OLOJİ
N
K
E
T
Ü
E
Ğ
NAYİ V L MÜDÜRLÜ kezi
İM, SA
er
NE
T.C. BİL RİMLİLİK GE rimlilik M
e
VE
V
in
’n
iye
2012/3
Türk
LİLİK G
ENEL M
ÜDÜR
LÜĞ
İMLİ
Ü - VER
LİK DER
GİSİ -
AKANLI
LOJİ B
TEKNO
T.C.
8
13-138
ISSN 10
T.C. BİL
İM
NLIĞI
BAKA
OLOJİ
N
388
K
E
T
E
0 1 3 -1
ĞÜ
NAYİ V L MÜDÜRLÜ ISkeSNzi1
İM, SA
er
NE
İL
E
B
G
M
.
İK
.C
ik
T
LİL
lil Bİ
VERİM in VeBrim
ir KO
iye’n his: /1ması
Tmüerkve Teş U2y0g1u2la
Ş
- VERİM
LİLİK
1013
liği
endis
Müh maları
im
iş
la
ğ
u
Uyg if ÖZER
in De
im İç
M. Ak
önet
aj
ç. Dr.
imli Y
r
o
e
sal İm ir
D
V
ve
urum
in
eB
K
k
t
E
)’nin ri Üzerin ma
Y
K
ır
le
i (T
Araşt ER
etim tici Görüş
e
e Yön
BİÇ
Kalit ileri: Yön
Baha İNCİ
m
is
la
n
k
p
t
E
To
an EK
Gör.
ine E
Öğr. ç. Dr. Has LDÖKEN
Üzer
o
A
D
N
.
it
d
Yr
Üm
ve İş
Gör.
üresi
Öğr.
ma S zeylerine
ş
lı
a
Ç
i
ü
a
D
d
k
n
Etkis
lılı
yo
l Bağ
nizas
RA
Orga Örgütse
a KA
y
in
r
r
e
ın
le
D
ın
en
Dr.
me
İşgör me Sıklığ
lendir mi
tir
eğer
le
Değiş
ans D me Prob AŞI
m
r
rcü
erfo
RB
ard P zındaki Te . Dr. Ali E
corec
a
oç
inin
ced S Türkçe Y
rd. D
alites ımı
n
Y
K
la
t
a
e
in
B
m
yıl
in
a
iz
Y
m
H
e
n
t
e
al v onksiyo ulaması
Yön
F
de M
Uyg RPUZ
elerin İçin Kalite
m
t
KA
İşle
sı
Utku TESTİK
Food Artırılma
t
s
a
F
aner KDİL
C
t
a
A
ur
tma P
Dr. M
Doç. oç. Dr. Fa
ından
D
ımlar mları
r
a
s
a
T
ru
u
in
r
D
it
e
N
V
rinin Etkilenm zu ARSLA I
ticile
ör. Ar ra ARĞILL
Tüke
G
r.
im
Öğ
Es
Giy
Hazır
İ VE
SANAY
BİLİM,
VE
LIĞI -
BAKAN
OLOJİ
TEKN
Yİ VE
, SANA
I
NLIĞ
BAKA
LOJİ ĞÜ
KNO
LÜ
VE TE MÜDÜR
İ
RA
Y
7 47 79
A
KA
AN GENEL
12) 46
0 AN
0669
gi): (3
İM, S
K
C. BİL ERİMLİLİ 5 Kavaklıdere - Faks (Der nayi.gov.tr
:
V
.sa
30 22
IS S N
İM
ĞI - VER
NEL M
K GE
RİMLİLİ
İDERGİS
2012/3
. SAYI
ĞI
KANLI
Jİ BA Ü
Ğ
NOLO
E TEK ÜDÜRLÜ RA
79
V
İ
Y
KA
467 47
ANA GENEL M
0 AN
(312)
e 0669
ergi):
LİLİK
ks (D
ov.tr
klıder
.g
5 Kava 30 22 - Fa m.sanayi
7
k No:
vg
Soka
12) 42 et: http://
ks: (3
rn
at) - Fa .tr - inte
.gov
sanayi
i
s
i
g
r
e
D
k
i
l
i
l
m
i
r
e
V
rikçi
Teda
ma
ında
rtam ir Uygula K
O
R
B
tim
a Üre rine Dair tafa ÖZTÜ S
d
ın
n
e
s
YA
İlişkil ç.Dr. Mu
Zama
ENKA A
Ş
o
in
Tam
y
LIC
Yrd.D r. Hüse
ÇAM
oç.D
ekiye
Yrd.D ğr.Gör. Z
riterli
K
Ö
Çok lama
PSIS
ü: TO Bir Uygu ELİ
m
ü
ın Ölç
erine
EMİR
ansın ntemi Üz Erhan D NMEZ
E
r.
ö
form
e Per r Verme Y rd.Doç.D ine TÜK
m
t
le
M
a
Y
İş
N.
nün
Kar
ç.Dr.
ktörü esi
o
e
S
.D
d
Yr
ılım celenm
z
a
Y
ve
U
İn
ması kalarının ide MUTL
zarla
r
e
ım Pa arlama Z MUŞ - Fe
ın
ın
r
Yazıl
z
U
la
K
Pa
an
llah O
Elem
erini
Abdu
retim eki Etkil ma
r.
ğ
Ö
.D
ç
d
ın
Do
zerin
raştır
ların
Çaba anışları Ü elik Bir A ARACA
n
K
tirme
vr
Geliş Alma Da lçmeye Yö r. Şükran ÜLMEZ
ış
t
a
S
Ö
G
ö
Satın
Öğr.G r. Mustafa
k
Olara
Doç.D
temi rneği
n
ö
Y
e
Ö
m
ık
ir
ıl
nkac
rlend
İLTER
Değe uramı: Ba H. Kemal
K
mans
r.
rinin
K-D
erfor m Yüzeyi
E
P
il
Ş
ir
k
B
Et e
Uyu ağan ŞİM
rüne dırma ve
ö
t
K
k
y
e
)
Era
il S
tlan
Tekst yet - Fiya Açısından
Uşak
İR
ri
ali
izi’nin retim - M at Süreçle ail AYDEM
r
K
8
i (Ü
200
İhrac ç.Dr. İsm
nmes
o
İncele
Yrd.D
ÜDÜR
LÜĞÜ
-V
LİK D
ERİMLİ
AYI
2/1. S
İ - 201
ERGİS
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
LIĞI
AKAN
LOJİ B
TEKNO LÜĞÜ
E
V
İ
Y
R
NA
ÜDÜ erkezi
İM, SA
NEL M
T.C. BİL RİMLİLİK GE rimlilik M
e
VE
V
in
iye’n
2012/2
Türk
T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN
AYLIK YAYIN ORGANIDIR
OCAK 2013 YIL: 25 SAYI: 289
Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır.
ISSN: 1300-2414
Yayın Türü: Yerel Süreli
Türkçe - İngilizce
SAHİBİ
T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA
GENEL MÜDÜR
Anıl YILMAZ
GENEL KOORDİNATÖR
Dilek BİRBİL
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Cangül TOSUN
YAZI KURULU
Cangül TOSUN - Bahadır AVŞAR
İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU
Gülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU
FOTOĞRAFLAR
Hakan CANBAKIŞ
Cüneyt OLGAÇ
ABONE
Mehtap EMRE
(312) 467 55 90 / 331
[email protected]
Anahtar Dergisi’nin PDF dosyalarının
her ay düzenli olarak e-posta hesabınıza
gönderilmesini istiyorsanız, konu alanına
“Anahtar” yazıp [email protected]
adresine boş bir e-posta atabilirsiniz.
Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler
yazarlarına aittir.
YÖNETİM YERİ
T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Gelibolu Sokak No: 5
Kavaklıdere 06690 ANKARA
Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)
Faks: (312) 427 30 22
Faks (Dergi): (312) 467 47 79
e-posta: [email protected]
internet: http://vgm.sanayi.gov.tr
GRAFİK TASARIM ve UYGULAMA
Torna TASARIM
BASKI
KORZA YAYINCILIK
BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.
Büyük Sanayi 1. Cad. 95 / 1 İskitler - Ankara
Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27
BASILDIĞI TARİH:
Anahtar Dergisi’nin Ocak 2013 sayısı
16.01.2013 tarihinde basılmıştır.
K
üreselleşme süreci özellikle 1980’lerden sonra, şehir ve
bölgelerin küresel rekabette oynadığı rolü artırmış, bu
bağlamda, kalkınma konusunda yerel ölçekte düşünme ve
iş yapma kapasitesinin artırılmasını gerekli kılmıştır. Bilindiği
gibi ülkemizin bölgesel kalkınma politikalarında temel amaç; bölgelerin
verimliliğini yükseltmek suretiyle, ulusal kalkınmaya, rekabet gücüne ve
istihdama katkıyı artırarak ekonomik gelişme ve sosyal refahı ülke geneline
dengeli bir şekilde yaymaktır. Bu doğrultuda, bölgesel gelişme ile ilgili
olarak Kalkınma Planı ve orta vadeli programlarda belirtilen ve sanayi
politikası çerçevesinde ele alınabilecek taahhütler arasında genel olarak;
bölgesel gelişme politikasının merkezi düzeyde etkinleştirilmesi, yerel
dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişmenin sağlanması ve yerel
düzeyde kurumsal kapasitenin artırılması unsurları yer almaktadır.
Ülkemiz ekonomisi, son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen
ekonomilerinden biridir. Bununla birlikte, büyüme ve gelişmenin toplumun
tüm kesimlerini içermesi gerçek anlamda hakkaniyetli bir kalkınma için
şarttır. Kalkınma Bakanlığımız öncülüğünde, toplumun tüm kesimlerini
kucaklayan, bizzat vatandaşları kalkınma sürecine katan, kalkınmanın
nimetlerini de tüm topluma yayan bir anlayış, ülkemiz kalkınma anlayışının
özünü oluşturmaktadır. Bu felsefenin hayata geçirilmesinde Kalkınma
Ajansları yerel inisiyatifi güçlendirme ve kurumsal koordinasyonu sağlama
bakımından son derece önemli bir görevi üstlenmiştir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Kalkınma Ajanslarımızın
faaliyetlerini ve bölgesel işbirliği olanaklarını yakından takip ediyoruz.
Bakanlığımızın görevlerinden birçoğu bölgesel niteliği olan ve bölgedeki
paydaşların içerilmesini gerektiren, dolayısıyla Kalkınma Ajanslarının
işbirliği ve katkısına ihtiyaç duyan faaliyetleri içeriyor. Bunlardan
bazılarını saymak gerekirse; Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel
Programı, organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme merkezleri,
kümelenme, Ar-Ge merkezleri, bilim merkezleri ve üniversite-sanayi
işbirliği kapsamındaki faaliyetler, girişimcilik ve yenilikçiliğin geliştirilmesi,
bölgelerdeki işletmelerin kurumsal kapasitesi ve verimliliğinin artırılması,
KOBİ’lere yönelik finansman desteği ve diğer destek faaliyetleri, bölgesel
sürdürülebilir üretim (temiz üretim) merkezleri kurulması, yerel bilginin
kullanılabilir kılınması için altyapı oluşturulması gibi çok çeşitli kesişim
alanları olduğunu söyleyebiliriz. Kalkınma Ajanslarımız temiz üretim
de dahil olmak üzere hazırladıkları yeni destek programlarıyla ve diğer
faaliyetleriyle Türk sanayisinin doğru yönde gelişimine büyük katkı
sağlamaktadır.
Anahtar Dergisinin bu sayısında bölgesel düzeyde verimlilik artışı
sağlamada önemli rolü olan Kalkınma Ajanslarına yer verdik. “Bölgesel
Kalkınmada Verimlilik - Kalkınma Ajansları” temasıyla yayımlanan dergimize
değerlendirmeleriyle destek olan Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme
ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Sayın Nahit BİNGÖL’e ve faaliyetleri
hakkındaki yazılarıyla katkı veren Kalkınma Ajanslarımızın değerli yönetici
ve çalışanlarına teşekkür ederiz.
2013 yılının bu ilk sayısında, dergimizle ilgili bazı yenilikler de yaptık. Sayfa
sayısının artması, bilişim, bilim ve teknolojiye düzenli olarak ayıracağımız
bir bölüm, dergiye çeşitli formatlarda daha kullanışlı erişim sağlanabilecek
bir web portalı* bunlardan bazıları. 2013 yılında da her ay belli bir konu
etrafında farklı bakış açılarını bütüncül bir şekilde ve doyurucu bilgilerle
okuyucularımıza sunmayı hedefliyoruz.
Anıl YILMAZ
Genel Müdür
*
http://anahtar.sanayi.gov.tr/
Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve
Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit BİNGÖL’ün
Değerlendirmesi
Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor
Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma
Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi
İçindekiler
4
KALKINMADA ANAHTAR VERİMLİLİK
OCAK 2013
YIL: 25 SAYI: 289
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ISSN 1300-2414
OCAK 2013 YIL: 25 SAYI: 289
İ BAKANLIĞI
RLÜĞÜ
90 ANKARA
Faks (Dergi): (312) 467 47 79
//vgm.sanayi.gov.tr
4
Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve
Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit BİNGÖL'ün
Değerlendirmesi
8 Küresel Kent İstanbul İçin Çalışan Bir Çözüm Merkezi:
İstanbul Kalkınma Ajansı / Doç. Dr. Abdülmecit KARATAŞ
10
Doğu Marmara 2012 Yılı Sanayi Kuruluşları
Sektörel Performans Değerlendirme Yarışması
Ahmet YAZICI
13
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı
Temiz Üretim Mali Destek Programı / Ertuğrul AYRANCI
16 Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor
18 İzmir’de Eko-Verimlilik (Temiz Üretim)
Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Projesi / Sibel ERSİN
20
Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma: BEBKA
Dr. Mehmet Sait CÜLFİK
22 Yaşama Artımız Var / Elçin DEMİREL
24 Bölgemizdeki Lokomotif Sektörlerin Rekabet Gücünü
Artırmak İçin Çalışıyoruz / Dr. Bülent ÖZKAN
14
Sayı 289
Ocak 2013
48
26
Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi:
Karacadağ Kalkınma Ajansı / Dr. İlhan KARAKOYUN
28 Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı / Mevlut ÖZEN
30 Bölgesel Kalkınmada Lider Kuruluş:
Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA) / Ahmet AKMAN
32
Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN)
Dr. H. Mustafa PALANCIOĞLU
34
Topolojik Malzemeler: Bilim ve Kritik Teknolojilerde
Yeni Devrim / Tuğrul HAKİOĞLU
40 Kamuda Bir Marka: Bursa Valiliği
42 Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri
2012 Yılı Üçüncü Çeyreği Sonuçları Açıklandı
46
Bulut Bilişim Uygulamaları ve Bilgi Toplumuna
Etkileri – 1 / Dr. Mustafa Kemal AKGÜL
48 11. Sanayi Kongresi Gerçekleştirildi
49 Demir-Çelik Sektörü Strateji Belgesi ve
Eylem Planı Açıklandı
50
Temiz Üretim Sempozyumu Hazırlıkları
Çerçevesinde Hacettepe Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Murat Tuncer ile Görüşme
51
Fransa’da Düzenlenen “Yaşam Döngüsü Analizi”
Konferansı ile “Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin
Eğitimi” Çalıştayına Katılım Sağlandı
52 Productivity in Regional Development Development Agencies
54 Sanayi Göstergeleri / Industry Indicators
55 Bilim ve Teknoloji Göstergeleri
Science and Technology Indicators
56
Ulusal ve Uluslararası Verimlilik İstatislikleri
National and International Productivity Statistics
Ulusal Verimlilik İstatislikleri
National Productivity Statistics
OCAK 2013
3
Kalkınma Ajansları yeni dönem bölgesel gelişme
politikalarımızın kurumsal yapı taşı olarak kabul edilmektedir
Nahit BİNGÖL
Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü
2023’te “Dünyanın ilk 10 büyük
ekonomisinden birisi olma, kişi başı 25
bin dolar gelire ulaşma ve 500 milyar
dolarlık ihracat rakamına ulaşma”
hedeflerini koyan Türkiye, dünya
ekonomilerinde yaşanan durgunluk
ve gerilemenin aksine dünyanın hızla
büyüyen birkaç ekonomisinden biridir.
Türkiye’nin gelişimi belirli alanlarda
somut sonuçları tezahür etmektedir.
Dünya Ekonomik Forumu’nun
Türkiye’nin 2012-2013 yılı Küresel
Rekabet Edebilirlik Raporu’na göre
ülkemiz önceki yıla kıyasla 16 sıra birden
yükselerek 144 ülke arasında 43. sıraya
yükselmiştir. Artan rekabet gücümüzün
ardında makroekonomik istikrar, altyapı
yatırımları ve özel sektör verimliliği
yatmaktadır. Kamu, özel ve üçüncü
kesimin işbirliği, kamunun düzenleyici
rolü ve özel kesimin dinamizmi ile
girişimcilik diğer etkenlerdir. Bu gelişme
eğiliminin sürdürülebilmesi, yeni
işbirliği biçimlerinin, mekanizmaların
ve platformların oluşmasıyla yakından
ilgilidir. Paralel olarak beşerî kaynakların
niteliklerinin, kurumsal kapasitelerin
ve işgücü piyasasının etkinliğinin
artırılması gerekmektedir. Büyüme
potansiyelinin değerlendirilmesinin
ve büyümeyle gelen refahın tabana
yayılmasının önümüzdeki dönemde de
öncelikli olduğu bilinmektedir. Bu amaç
ve hedeflerin gerçekleştirilmesinde
bölgesel gelişme politikası da etken
olacaktır.
Son yıllarda, dünyada ve Türkiye’de,
bölgesel gelişme politika ve
uygulamalarında kaynağını teorik
gelişmelerden de alan bir dönüşüm
yaşamaktayız. Gelişen yeni yaklaşım,
araç ve uygulamaları “Yeni Bölgesel
Gelişme” olarak adlandırmaktayız. Bu
4
OCAK 2013
süreçte kapsamlı kamu müdahaleleri
önemini muhafaza etmekle beraber
yerel potansiyeli harekete geçirmeye
dayanan iç (endojen) büyüme
kavramı; yukarıdan aşağıya planlamayı
tamamlayacak şekilde aşağıdan yukarıya
kalkınma ve planlama yaklaşımı öne
çıkıyor. Bölgelerin kendi potansiyelini,
kaynaklarını ve imkânlarını azami ölçüde
değerlendirmesi, bireylerin ve yerel
kurumların etken kılınması, planlama,
programlama, strateji geliştirme
kabiliyetlerinin artırılması, işbirliği ve
yönetişim platformlarının oluşturulması
önem kazanıyor. Bunlar geri kalmış
bölgelerde değil, sosyal amaçlardan
feragat etmeden sürdürülebilir rekabet
gücünün sağlanması amacına matuf
olarak bütün bölgeler için geçerlidir.
Yeni uygulamalar ile yalnızca kamu
kurumları değil yerel yönetimler, özel
kesim, üniversite temsilcileri ve iş
dünyası ortak sorumluluk alıyor. Kısaca,
yeni anlayışımızın anahtar kelimelerini
yönetişim, işbirliği, rekabet, sosyal
politika sürdürülebilirlik ve strateji
kavramları oluşturmaktadır. Farklı
kurumsal düzenlemeler ve destek
mekanizmaları yoluyla az gelişmiş
bölgelerimizin ve kırsal yörelerimizin
ekonomik ve sosyal gelişmesinin önü
daha fazla açılabilecektir.
Yeni bölgesel gelişme
uygulamalarımızın yapı taşları Bölgesel
Gelişme Ulusal Stratejisi (BGUS),
Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulu,
Bölgesel Gelişme Komitesi, bölge
kalkınma idareleri, kalkınma ajansları ve
bölge planlarıdır.
BGUS, bölgesel gelişme ve bölgesel
rekabet edebilirlik açısından ulusal
düzeyde koordinasyonu sağlamak,
mekânsal gelişme ve sosyo-ekonomik
kalkınma politikaları arasında uyumu
güçlendirmek ve alt ölçekli (bölge ve
il) plan ve stratejilere genel çerçeve
oluşturmak üzere hazırlanmaktadır.
Bölgesel kalkınmayla ilgili faaliyetlere
yön vermek üzere oluşturulan stratejik
bir çerçeve belge olan BGUS, bölgesel
gelişme politikasının temel amaçlarını,
hedeflerini ve ilkelerini ortaya
koymaktadır.
BGUS; Kalkınma Planları, ulusal sektörel
stratejiler, AB uyum süreci ve diğer
uluslararası işbirliği alanlarında bölgesel
gelişmeye konu faaliyetler ile bölgesel
ve yerel düzeydeki plan ve programlar
arasındaki bağdaşıklığı güçlendirecek,
sektörel, tematik ve bölgesel
politikaların etkileşimini artıracaktır.
BGUS, küresel eğilimler ve yakın
çevre gelişmelerini ulusal ve bölgesel
plan, program ve stratejiler ile birlikte
analiz edip, bölgelerin kendilerine has
özelliklerini ortaya koyarak mekâna
dayalı, tematik alanlarda stratejiler
geliştirilmesi anlayışı kapsamında
katılımcı bir şekilde hazırlanmaktadır.
2013 yılı ilk yarısı içinde tamamlamayı
planladığımız BGUS, 10. Kalkınma
Planı hazırlıkları ile etkileşimli ve
eşzamanlı olarak çalışılmakta olup
kalkınma ajanslarının yeni dönem bölge
planlarına da çerçeve oluşturacak ve
kalkınma alternatifleri sağlayacaktır.
Merkezi yönetim içinde bölgesel
gelişme politikasının tasarlanması ve
uygulanmasında temel karar organı
olarak Sn. Başbakan başkanlığında
bazı Bakanlardan müteşekkil Bölgesel
Gelişme Yüksek Kurulu kurulmuştur.
Kurul, bölgesel gelişme alanında
ulusal düzeyde genel politikaları
ve öncelikleri tayin ederek, ulusal
ve sektörel politikalarla bölgesel
gelişme politikalarının bütünlüğünü
ve koordinasyonunu sağlayacak
üst düzey kararları alacak ve bölge
planlarını, stratejileri ve eylem planlarını
onaylayacaktır.
Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulu'nda
temsil edilen kuruluşların üst
yöneticilerinden oluşan bir Bölgesel
Gelişme Komitesi de teşkil edilmiştir:
Bölgesel Gelişme Komitesi bölgesel
gelişme alanında ulusal düzeyde
politika önerileri geliştirecek ve
bölgesel gelişmeyle ilgili konularda
koordinasyonu ve işbirliğini sağlayacak
bir teknik işbirliği platformu olarak işlev
görecektir.
BGUS, Bölgesel Gelişme Komitesi’nde
görüşülerek Bölgesel Gelişme Yüksek
Kurulu’na arz edilecek, Kurul’un onayını
müteakip plan hiyerarşisi içerisinde
bölgesel gelişme politikalarının referans
alacağı ana doküman olarak yürürlüğe
girecektir.
Bölgesel gelişmenin yönetişim
yapısında yeni bir unsur ise Konya Ovası
Projesi (KOP), Doğu Anadolu Projesi
(DAP) ve Doğu Karadeniz Kalkınma
Projesi (DOKAP) için uygulamayı
hızlandırmak ve koordinasyonu etkili
kılmak amacıyla bölge kalkınma
idarelerinin kurulmuş olmasıdır.
Son olarak, bölgesel gelişme
politikalarımızın bölge düzeyindeki
temel kurumsal ayağı olarak kurulan
Kalkınma Ajansları yeni dönem
politikalarımızın kurumsal yapı taşı
olarak kabul edilmektedir.
Kalkınma Ajansları
2006 yılında yürürlüğe konulan 5449
sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu,
Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanun ile bölgesel kalkınmada yeni bir
anlayış başlamıştır. Ajanslar, bütüncül
bakış açısına sahip, esnek örgütlenmiş,
hızlı karar alabilen, katılımcı karar almayı
gözeten ve nitelikli işgücü istihdam
edebilen birimlerdir.
Ülkemizde ajansların temel işlevleri
kalkınmanın ülke sathına dengeli olarak
yayılması, yerel potansiyelin harekete
geçirilmesi, bölge düzeyinde işbirliği ve
iletişim ağlarının geliştirilmesi ve bölge
içi gelişmişlik farklarının azaltılmasıdır.
Kalkınma ajanslarımızdan beklenen, iç
dinamiklere dayalı olarak kalkınmayı
gerçekleştirmek, yerel kesimler
arasında işbirliği ağlarını güçlendirmek,
kuruldukları bölgenin ulusal ve küresel
çapta rekabet gücünü artırmak ve
sürdürülebilir kalkınmayı sağlamaktır.
Esasen kalkınma ajanslarının etken
olduğu, yeni bölgesel gelişme
yaklaşımının felsefesi; insanımızın
içindeki cevhere güvenmek ve
ondan beslenen bir dinamizmle fark
yaratabilmektir.
Kalkınma Ajanlarının
Teşkilat Yapısı
Kalkınma ajansları, danışma rolü
üstlenen Kalkınma Kurulu, karar organı
olan Yönetim Kurulu ile icra organı olan
Genel Sekreterlikten oluşmaktadır.
Kalkınma Kurulu bölgedeki tüm
kesimlerden gelen azami 100
temsilciden oluşmaktadır. Kurulun
temel işlevi, bölgedeki aktörler arasında
işbirliklerini geliştirmek ve ajansı
yönlendirmek, politika tavsiyelerinde
OCAK 2013
5
bulunmak, ajans faaliyet raporlarını
görüşmek ve Yönetim Kurulu'na
önerilerde bulunmaktır.
Yönetim Kurulu, karar organıdır ve
valiler, il genel meclisi başkanı, belediye
başkanları, ticaret ve sanayi odası
başkanlarından oluşmaktadır.
Ajansın icra organı Genel Sekreterliktir.
İşlevi; bölge plan ve programlarını
oluşturmak, bu plan ve programa göre
oluşturulacak destek programlarını
yönetmek, projelerin izlemesini
ve değerlendirmesini yapmak,
bilgi derleme ve analizi gibi işleri
tamamlamak, destek projeleri için takip
süreçlerini tamamlamak gibi görev ve
sorumlulukları yerine getirmektedir.
Ayrıca, bölgeye yatırımcı çekmek ve izin
ruhsat işlemlerini tek elden takip etmek
amacıyla illerde Yatırım Destek Ofisleri
kurulmaktadır.
Kalkınma ajanslarının gelirleri temel
olarak merkezi bütçe, il özel idareleri,
belediyeler ve sanayi ticaret odalarından
ayrılan fonlar ile diğer gelirlerden
oluşmaktadır.
Kalkınma ajansları kuruluş aşamasını
tamamlamış, kurumsallaşma yolunda
önemli ilerlemeler kaydetmiştir.
Halen toplam yaklaşık 950 personel
ajanslarımızda görev yapıyor. Ajanslar
bu süreç içerisinde bir taraftan kurumsal
kapasitelerini güçlendirirken diğer
taraftan bölgelerinde planlama, destek,
tanıtım, koordinasyon, izleme ve
değerlendirme gibi saha çalışmalarında
tecrübe edindiler. Bölge planının
hazırlanması, bölgesel stratejilerin
geliştirilmesi, kümelenme çalışmalarının
yönlendirilmesi, yatırım destek ve
tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi ile
mali ve teknik destekler konusunda
ilerleme kaydettiler.
6
OCAK 2013
Kalkınma Ajanslarının
Sağladığı Destek Türleri
Kalkınma ajansları bölgelerinde yer
alan kamu kurumları, KOBİ’ler, özel
sektör kuruluşları, dernek, birlik ve
STK’lara mali destekler ve teknik
destekler olmak üzere iki tür destek
sağlamaktadır. Ajansların projelere
sağladıkları mali ve teknik destekler, ilgili
projelerin gerçekleştirilmesinin yanı sıra
kalkınmanın tabana yayılması, kalkınma
bilincinin geliştirilmesi, verimliliğin
artırılması ve işbirliğinin güçlendirilmesi
için de önem taşımaktadır.
Mali destekler, yararlanıcıların;
sektörleri, büyüklükleri, uzmanlık/
gelişmişlik düzeyleri, mali ve kurumsal
kapasiteleri, faaliyet alanları ve en
önemlisi de bölge öncelikleri ile örtüşen
gereksinimlerindeki farklılıkları dikkate
alacak şekilde dört farklı yöntemle
verilmektedir.
Birinci tür, doğrudan finansman
desteğidir. Bu destek türü teklif çağrıları
ile ilan edilen ve küçük ölçekli altyapı
projelerine, sosyal kalkınma projelerine
ve yaygın olarak da bölgedeki
işletmelerin geliştirdiği projelere verilen
mali desteklerdir.
İkinci mali destek türü, doğrudan
faaliyet desteğidir. Bunlar bölge
için kritik öneme sahip araştırma ve
planlama çalışmaları, acil nitelikli
stratejik eylemler ile yenilikçilik ve
girişimcilik kapasitesini geliştirmeye
yönelik çalışmalara verilen desteklerdir.
Üçüncü tür, güdümlü proje desteğidir.
Girişimcilik ve yenilikçilik altyapısı, iş
geliştirme merkezleri, teknoparklar,
fuar, ticaret merkezi vb. alanların
desteklenmesine yönelik proje bazlı bir
destek türüdür.
Dördüncü mali destek türü ise
girişim sermayesi, kredi garantileri,
faizsiz finansman, faiz desteği vb.
konularda ilgili kuruluşlarla işbirliği
ile yürütülen ve işletmelerin değişen
ve gelişen ihtiyaçlarına göre sürekli
zenginleştirdiğimiz ve farklılaştırdığımız,
kurumsal düzeyde geliştirilen finansman
destek programlarını içeren desteklerdir.
Teknik destekler ise; eğitim verme,
lobi faaliyetleri yürütme, uluslararası
ilişkiler kurma, geçici uzman ve rehber
personel görevlendirme, program ve
proje hazırlanmasına katkı sağlama ve
danışmanlık destekleri temini şeklinde
uygulanan ve kurumsal kapasiteyi ve
beşerî sermayeyi geliştirmeye yönelik
desteklerdir.
Kalkınma ajansları, Aralık 2012
itibarıyla yaklaşık 1,3 milyar TL’lik
mali destek programı açıklamış, bu
miktarın 855 milyon TL’lik kısmını
sözleşmeye bağlamıştır. 2013 yılı için
ise 26 kalkınma ajansımız toplam 550
milyon TL tutarında 74 proje teklif
çağrısının uygulama sürecini 2012 yılı
sonu itibarıyla başlatmıştır. 2012’nin
son çeyreği itibarıyla kapanan ve
süreci devam etmekte olan toplam
19 bin 941 proje başvurusundan
desteğe hak kazanan 4 bin 130 proje
değerlendirildiğinde, ajanslarca eş
finansmanla birlikte yaklaşık 1,8 milyar
TL büyüklüğünde kaynağın harekete
geçirildiği görülmektedir.
Ajansların sağladıkları desteklerin
etkisini artırmak ve halen uygulamada
olan ve geliştirilen diğer desteklerle
mükerrerliği engelleyerek desteklerde
tamamlayıcılık ve bütünlüğü sağlamak
amacıyla Ekonomi Bakanlığı, Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, İŞKUR,
TÜBİTAK gibi diğer kurumlarla işbirliği
kuruyoruz. Ajanslarımız, Bakanlığımız
koordinasyonunda KOSGEB, Kalkınma
Bankası, DEİK gibi kurum ve kuruluşlarla
işbirliği protokolleri imzalamaktadır.
Rekabet Gücü Yüksek Bölgeler
Rekabet Gücü Yüksek Türkiye
Ajansların iktisadi ve sosyal politika
uygulama araçları, bölge planlama
çalışmaları, projelere sağlanan mali
destekler ve bölgelerin kurumsal
kapasitesinin geliştirilmesi bölgenin
verimliliğini artırmaya dönüktür.
Bölgedeki iş ve yatırım imkânlarının
geliştirilmesi işletmelerin verimlilik
artışını ve bunun devamında
bölgenin rekabet gücünün artmasını
sağlamaktadır. Uzun vadede
sürdürülebilir kalkınmanın temelleri bu
şekilde güçlendirilmektedir.
Bir bölgenin rekabet gücü dar
anlamda bölgedeki işletmelerin
rekabetçilik düzeyi demektir.
Bölgedeki işletmelerin verimliliği,
beşerî, mali ve doğal kaynaklarını
kullanma kabiliyeti bölgenin rekabet
gücünü etkilemektedir. Bu nedenle
kalkınma ajansları, bölgelerin rekabet
gücünün artmasına yönelik stratejiler
belirlerken, bölgenin iç kaynaklarının
etkili ve verimli kullanabilmelerine
odaklanmaktadır.
Rekabet gücü yüksek olan firmaların yer
seçimi bölgesel gelişme konusudur. Bu
noktada kalkınma ajansları bünyesinde
oluşturulan Yatırım Destek Ofisleri işlev
görmektedir.
Yenilikçi uygulamaların bir üretim
gereksinimi olarak algılanması ve başta
insan kaynağı ve tasarım kabiliyeti
olmak üzere bölgenin tüm kaynaklarının
optimum düzeyde kullanılması ve
inovasyondan kaynaklanan rekabet
gücünün sürekli kılınması önümüzdeki
süreçte de kalkınma ajanslarının
gündeminde yer alacaktır.
Ajanslar KOBİ’lerin finansmanı alanında
farklı hedef kitlelere yönelik farklılaşmış
finansal enstrümanlar geliştirmektedir.
Bu araçlar vasıtasıyla fon arz ve talebinin
birbirini karşılama oranının yükseltilmesi
ve finansal piyasalarda verimliliğin
artırılması hedeflenmektedir.
Kalkınma ajanslarının yerel talebi de
dikkate alarak geliştirdikleri işletme
desteklerinin doğru ve tasarlanan
etkiyi yaratması hedeflenmektedir.
Bu kapsamda politika ve program
tasarımı aşamasında daha önceki
programlardan edinilen tecrübe ve etki
analizlerinin sonuçlarının incelenmesi
ile bu süreçlerin daha rasyonel hale
getirilerek hem verimliliğin hem
de hesap verebilirliğin artırılması
amaçlanmaktadır.
Yerel kalkınma alanında önemli
çalışmalara imza atan kalkınma ajansları
tecrübelerinden ders çıkararak daha
etkili mali ve teknik destek modellerini
araştırmaktadır. Ajans kaynaklarının
etki yaratabilmesini teminen verimli
ve kapsayıcı destek modelleri üzerinde
çalışılmaktadır.
Hedeflerimiz
Ajans destekleri ile özel sektörün;
yeniliği içselleştiren ve aynı zamanda
yönetim, üretim ve pazarlama
süreçlerinde verimliliği optimum
düzeye taşımayı gözeten bir anlayış ve
çalışma alışkanlığına kavuşturulması
amaçlanmaktadır.
Ajans “sistem”i, kamunun politika yapma
ve kaynak kullandırma süreçlerini,
bilimsel yaklaşımı da esas alarak verimli
kılma gayesini gütmektedir. Bölge planı
hazırlıkları ve destek programlarının
tasarımının her aşamasında bilimsel
ve rasyonel temellere dayanan araç ve
yöntemlerin kullanılması amacıyla, ajans
insan kaynaklarının geliştirilmesine
çalışılmaktadır. Hâlihazırda, işbirliği
içinde olduğumuz kurumların
destek uygulamalarına bu perspektif
çerçevesinde katkı sağlanmaktadır.
Mevcut destek uygulamalarının
geliştirilmesi için; insan kaynağı ve mali
kaynakla desteklenmiş ve güncel yerel
bilgiye sahip kalkınma ajansları önemli
bir politika ortağı olarak ön plana
çıkmaktadır.
Yönetişimin geliştirilmesi, karar alma
süreçlerinin kalitesinin artırılması,
ajanslarımızın ve bölgelerimizin
analiz ve modelleme kapasitesinin
geliştirilmesi, bölgesel gelişmenin
finansmanı, -istihdam ve yoksullukla
mücadele öncelikli olmak üzere- sosyal
politikanın çeşitlendirilmesi ve bölgesel
düzeyde ele alınması, iş ortamının
iyileştirilmesi önümüzdeki dönem
önceliklerimiz arasındadır.
Ajansların bu kapasitesinden gerek 10.
Kalkınma Planı gerek Bölgesel Gelişme
Ulusal Stratejisi çalışmaları kapsamında
en üst seviyede faydalanmak için
gerekli istişare mekanizmaları ve
çalışma platformları oluşturulmuştur.
Bu yaklaşım, yeni dönem bölge
planlarının da ülke öncelikleri ve
gündemi ile daha iyi entegre edilmiş
bir şekilde hazırlanmasını mümkün
kılacaktır. Bu çerçevede, ulusal hedefleri
gerçekleştirmede bölgelere düşen
görevlerin daha net bir şekilde ifade
edilmesi mümkün olacak daha odaklı
ve etkileri önceden belirlenmiş kamu
müdahalelerinin tasarlanması için
rasyonel bir politika yapma ortamı
yaratılacaktır.
OCAK 2013
7
Küresel Kent İstanbul İçin Çalışan Bir Çözüm Merkezi:
İstanbul Kalkınma Ajansı
Doç. Dr. Abdülmecit KARATAŞ / İstanbul Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
Bölgesel kalkınmada yeni bir
araç olarak tasarlanan ve Avrupa
Birliği Bölgesel Politikasına uyum
kapsamında 2006 yılında kurulmaları
kararlaştırılan 26 kalkınma ajansından
biri olan İstanbul Kalkınma Ajansı
(İSTKA), Aralık 2009’da aktif olarak
faaliyete geçerek İstanbul’a hizmet
etmeye başlamıştır.
İSTKA, küresel kent İstanbul için
çalışan, insan odaklı ve çevreye
duyarlı, etkili ve yön veren bir çözüm
merkezi olma vizyonuna sahip
olup katılımcılığı benimseyerek
ortak aklı temsil etmek; işbirliği
ağlarının merkezinde yer alarak
kaynakları İstanbul için ortak değere
dönüştürmek misyonu ile hareket
etmektedir.
Ajans, faaliyetlerinde ve projelerinde
verimlilik, yenilikçilik, sürdürülebilirlik,
bilimsellik, çevreye ve kültürel
değerlere duyarlılık ve katılımcılık
gibi temel değer ve çalışma ilkelerini
benimsemektedir. Bu ilkelerden
katılımcılık ilkesi doğrultusunda
İSTKA, bölgesel politikaların
belirlenmesinde, yerel paydaşların
katılımına zemin oluşturacak bir
platform olmayı hedeflemektedir.
Nitekim Ajans koordinatörlüğünde
yürütülen 2010–2013 İstanbul Bölge
8
OCAK 2013
Planı hazırlık çalışmalarında yerel
sahiplenmenin, sürdürülebilirliğin ve
etkinliğin sağlanması için planlama
sürecinin her aşamasında katılımcılık
ilkesi gözetilmiş; planın stratejik amaç
ve hedeflerine ulaşmak amacıyla
paydaşların sürece etkin katılımı
sağlanmıştır. Ortak akıl oluşturmayı
amaçlayan katılımlı bir planlama
süreciyle ortaya çıkan İstanbul Bölge
Planı’nın vizyonu "kültürel, tarihi ve
doğal mirasını koruyan; yüksek katma
değer üreten ekonomik yaşanabilir
ve yaşam kalitesini sürekli yükselten
kent: İstanbul” olarak belirlenmiştir.
İSTKA; kalkınmayı çok boyutlu,
ekonomik gelişmenin yanında
sosyal hakların gelişmesi, kalkınırken
çevreye duyarlı olunması ve kültürel
değerlerin korunması ve geliştirilmesi
gibi daha geniş alanları içeren bir
kavram olarak görmekte ve toplumun
tüm kesimlerinin potansiyelini
harekete geçirecek bir kalkınma
anlayışıyla hareket etmektedir.
Bölgesel kalkınmada verimlilik,
İSTKA’nın katılımcılık kadar
vazgeçilmez gördüğü bir diğer
temel çalışma ilkesidir. Türkiye’nin
ekonomik, finansal ve ticari hayatında
ağırlıklı bir konuma sahip olan
İstanbul’un kendi olanaklarını
ve kaynaklarını yerel ve bölgesel
kalkınma hedefleri doğrultusunda
en verimli şekilde kullanması
gerekmektedir. Bu bağlamda
bölgenin beşerî sermayesi ve maddi
kaynaklarının sürdürülebilir bir
çerçevede, etkili ve verimli şekilde
kullanılmasına, yatırım ortamının
iyileştirilmesine ve istihdam ve
rekabet gücünün artırılmasına yönelik
faaliyetlere destek verilmektedir.
İSTKA kurulduğundan bu yana önemli
miktarda mali kaynağı bu gayretleri
desteklemek amacıyla yerel kurum ve
kuruluşların kullanımına sunmuştur.
Doğrudan Faaliyet Desteği Programı,
Mali Destek Programı ve Güdümlü
Proje Desteği Programı kanalıyla
verilen bu destekler sayesinde
birçok fikrin hayata geçirilmesine
yönelik projeler, Ajansın desteği
ile hâlihazırda yürütülmektedir.
Bu aynı zamanda, İstanbul’da
kurumsal kapasitenin geliştirilmesi
ve kurumların, çalışmalarını proje
mantığı çerçevesinde hazırlama ve
yürütme alışkanlık ve yetkinliğini
kazanması için iyi bir fırsat teşkil
etmiştir. Doğrudan Faaliyet Desteği
Programının amacı, bölge ekonomisi
için kritik öneme sahip araştırma
ve planlama çalışmaları, bölgenin
yenilikçilik ve girişimcilik kapasitesini
geliştirmeye yönelik iş geliştirme
merkezleri, teknoloji geliştirme
merkezleri, teknoparklar gibi
kuruluşların ve bunların tesislerinin
kurulması amacıyla yapılacak fizibilite
benzeri ön çalışmalar gibi bölge için
önemli olabilecek stratejik eylemlerin
başlatılmasına katkı sağlayacak
olan faaliyetlerin desteklenmesidir.
Mali Destek Programı ise İstanbul
Kalkınma Ajansı'nın kullandığı
öncelikli destek mekanizmasıdır. Bu
program ile çeşitli tema ve öncelikler
çerçevesinde belirlenen alanlara
uygun projeler ile katkı sağlamak
hedeflenmektedir. Güdümlü Proje
Desteği Programının amacı ise
bölgesel gelişmenin hızlandırılması,
bölgenin rekabet edebilirliğinin
güçlendirilmesi ve bölgedeki iş
ortamının iyileştirilmesi açısından
önem taşıyan projelerin Ajansında
içerisinde bulunduğu bir süreç ile
hayata geçirilmesidir.
İSTKA, 24 Aralık 2010 tarihinde
ilan ettiği ilk proje teklif çağrısında
toplam 70 milyon TL bütçe ile üç
ana başlık altında beş adet mali
destek programına çıkmıştır.
Bu üç başlıktan ikisi “Yaratıcı
Endüstrilerin Geliştirilmesi” ve “Bilgi
Odaklı Ekonomik Kalkınma” olup
kapsamları kâr amacı gütmeyen
kurumlara ve işletmelere yönelik
olarak belirlenmiştir. Bir diğer başlık
ise “Sosyal İçerme ve Toplumsal
Bütünleşme Küçük Ölçekli Altyapı”
olarak belirlenmiştir. Bu proje
teklifleri ile 2010-2013 İstanbul
Bölge Planı çerçevesinde belirlenmiş
öncelikli alanları desteklemek
ve bölgesel gelişimi tetiklemek
hedeflenmiştir. “Yaratıcı Endüstriler”
temalı iki programda teknolojik
uygulamaların ve yenilikçiliğin
arttırılması önceliklendirilmiştir.
“Bilgi Odaklı Ekonomik Kalkınma”
temalı programlar yardımıyla ise
Ar-Ge faaliyetleri, bilgi ve teknoloji
kullanımının yaygınlaştırılması, yenilik
üretme kapasitesinin geliştirilmesi
gibi spesifik konulara katkı
sağlanması amaçlanmıştır.
Katılımcı bir süreç ile tespit edilen
İstanbul Bölgesinin öncelikli
müdahale alanlarına destekler, 2011
yılında da toplamda 50 milyon TL
bütçeli iki ana başlık altında üç mali
destek programı ile devam etmiştir.
Program başlıkları ise “Çevre ve
Enerji Dostu İstanbul” ile “Engelsiz
İstanbul” olarak belirlenmiştir. “Çevre
ve Enerji Dostu İstanbul” teması ile
öncelikli olarak eko-yenilikçi ürün,
sistem, süreç, teknoloji ve hizmetlerin
geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması
hedeflenmiştir. Sanayide, binalarda
ve ulaşımda çevresel etki ve
enerji talebinin azaltılması, enerji
verimliliğinin artırılması, temiz ve
yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanımına yönelik eko-yenilikçi
faaliyetlerin geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılması ise programın diğer
hedefleridir.
2012 yılı başında ise üç ana başlık
altında ilan edilen, “Bilgi Odaklı
Ekonomik Kalkınma,” “Küresel Turizm
Merkezi İstanbul,” “Çocukların ve
Gençlerin Girişimcilik, Beceri ve
Geleceklerini Destekleme,” mali
destek programlarında başarılı olan
124 projeye toplam 95 milyon TL
tutarında hibe desteği verilmiştir.
“Bilgi Odaklı Ekonomik Kalkınma”
teması ile rekabetçilik ve yenilik
üretme kapasitesinin geliştirilmesi,
bilgi ve teknolojinin üretilmesi ve
ekonomik değere dönüştürülmesine
yönelik girişimcilik kapasitesinin
geliştirilmesinin yanı sıra bilgi ve
teknoloji transferini sağlayacak
işbirliği ağlarının oluşturulması
hedeflenmiştir.
2012 yılının Aralık ayında bütçe
toplamı 110 milyon TL olan dört
ana başlık altında altı adet mali
destek programı ilan edilmiştir.
Bu dört başlıktan “Bilgi ve İletişim
Teknolojileri Odaklı Ekonomik
Kalkınma” ve “Yaratıcı Endüstrilerin
Geliştirilmesi” programlarına sadece
kâr amacı gütmeyen kurumlar değil,
işletmeler de başvurabilmektedir. Bu
iki ana başlıkla İstanbul’un yenilik
üretme, inovasyon kapasitesini
geliştirmek ve dolayısıyla rekabet
gücünü artırmak, İstanbul’un
küresel rakipleri karşısında daha
rekabetçi bir konuma gelmesine
katkıda bulunmak amaçlanmaktadır.
Bir diğer başlık “Afetlere Hazırlık”
programı ile İstanbul’da yaşam
ve mekân kalitesi yüksek, güvenli
yerleşimler oluşturacak şekilde afet
yönetim sisteminin etkinleştirilerek
uygulama kapasitesinin artırılması ve
afet risklerinin azaltılmasına katkıda
bulunacak projelerin desteklenmesi
amaçlanmaktadır. Hibe desteği
verilecek son başlık ise “Sosyal
İçermeye Yönelik Küçük Ölçekli
Altyapı” olarak belirlenmiştir.
Kalkınma Ajanslarının bir diğer destek
mekanizması olan “Doğrudan Faaliyet
Desteği” programının öncelikleri
arasında bölgenin Ar-Ge ve yenilik
potansiyelinin geliştirilmesine
yönelik araştırma faaliyetleri ile
çevresel sürdürülebilirliğin ve enerji
verimliliğinin artırılmasına yönelik
araştırma ve fizibilite faaliyetleri
yer almaktadır. Bu yöntem ile
2011 yılında toplamda 41 başvuru
içerisinden 13 projeye, 2012 yılında
ise 73 başvuru içerisinden 18 projeye
destek verilmiştir.
İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından
hazırlanmış olan 2010-2013 İstanbul
Bölge Planının geçerlilik süresi 2013
yılı sonunda dolacaktır. Bu nedenle
İSTKA, 2014-2023 İstanbul Bölge
Planı hazırlık çalışmalarına başlamış
olup çalışma kapsamında paydaş
görüşlerinin alınacağı katılımlı
süreçler yinelenecek ve bölgenin
geleceğine dair politika önerileri
geliştirilecektir.
OCAK 2013
9
Doğu Marmara 2012 Yılı Sanayi Kuruluşları Sektörel
Performans Değerlendirme Yarışması
Ahmet YAZICI / Koordinatör - Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Kocaeli Yatırım Destek Ofisi
İlki 2008 yılında Kocaeli Sanayi Odası
tarafından düzenlenen “Sektörel
Performans Değerlendirme Yarışması”
2010 yılında Doğu Marmara’da bulunan
beş ilimize (Kocaeli, Sakarya, Düzce,
Bolu ve Yalova) yayılmıştır. 2012 yılında
beşincisi gerçekleştirilen organizasyon
yine Kocaeli Sanayi Odası (KSO)
tarafından, Doğu Marmara Kalkınma
Ajansı (MARKA), PwC Türkiye, Doğu
Marmara ABİGEM A.Ş., CNN TÜRK ve beş
İlin Sanayi ve Ticaret Odası işbirliğiyle
düzenlenmiştir.
2008 ve 2009 yıllarında sadece Kocaeli
Bölgesi'nde 10 sektörde düzenlenen
organizasyonunun kapsamı, 2010 yılı
itibarıyla Doğu Marmara Bölgesi'nde
yer alan; Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya
ve Yalova illerinde faaliyet gösteren
tüm sanayi sektörleri de dahil edilerek,
genişletilmiştir.
Amacı; yüksek verimlilikle çalışan,
yenilikçiliğe ve çalışanların gelişimine
önem veren, finansal olarak başarılı
iş sonuçları elde eden, ülkemizin
ekonomisine katma değer yaratan,
sürdürülebilir bir gelecek için topluma
katkı sağlayan sanayi kuruluşlarının
belirlenerek, tanınmasını ve
ödüllendirilmesini sağlamak olan
organizasyon gün geçtikçe artan
katılımla devam etmektedir.
Organizasyonun hedefleri arasında;
firmaların performanslarını takip etmek
10
OCAK 2013
2012 Yılı Doğu Marmara Sanayi Kuruluşları Sektörel Performans
Değerlendirme Yarışması Ödül Töreni, 23 Kasım 2012, Kocaeli.
ve iyileştirmek, firmaların sektörlerinde
kendilerini doğru konumlandırmalarını
sağlamak, bilgi toplamak ve firmaları
vizyon ve hedefler oluşturmaya teşvik
etmek yer almaktadır.
Kuruluşları Sektörel Performans
Yarışması’nın firmalar tarafından
farkındalığını artırmak ve geniş
katılımı sağlayabilmek adına işbirliği
yapmışlardır.
Organizasyona katılan işletmelere;
performanslarının değerlendirilmesi
sonucu, sektörlerindeki yerlerini,
rekabetteki avantajlarını ve iyileştirme
yapmaları gereken noktaları öğrenme
fırsatı sunan bir geri bildirim raporu
sunulmakta ve bununla beraber,
sektörlerinde başarılı olan kuruluşların
ödüllendirilmesi de sağlanmaktadır.
Bu çerçevede,
Ödül Kategorileri:
• 2012 Yılı KOBİ "Sektör Ödülleri"
• 2012 Yılı KOBİ "Büyük Ödülü"
• 2012 Yılı Büyük Ölçekli Kuruluşlar
"Sektör Ödülleri"
• 2012 Yılı Büyük Ölçekli Kuruluşlar
"Büyük Ödülü"
• 2012 Yılı “Sektörel Süreklilik
Ödülleri”dir.
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ile
Kocaeli Sanayi Odası 2011 ve 2012
yıllarında Doğu Marmara Sanayi
- KSO tarafından düzenlenecek
yarışmanın duyurulmasına yönelik
olarak, MARKA tarafından özellikle
internet sitesi, aylık bülten ve paydaş
bilgilendirmelerinde azami destek
verilmiştir,
- MARKA’dan destek alan
yararlanıcıların katılımları için özel
çalışmalar yapılmıştır,
- MARKA yarışmanın “Hakem
Heyeti”ne temsilci gönderilmiştir.
Hakem heyeti veya jüri olarak
adlandırılan kurulun rolü ise sonuçları
gözden geçirerek değerlendirme
kriterleri ve ağırlıklarını yorumlayarak
ve gerekli ise değişiklikler yapmak,
sonuçları kesinleştirmek ve onaylamak,
gelecek yıllar için programa yön vermek
ve jüri özel ödülünü belirlemektir.
“2012 Yılı Çizgi Üstü Sektörel Performans Değerlendirme”
Ödül Töreni Ödül Kazanan Firmalar
BÜYÜK ÖDÜLLER
KOBİ
TEKİŞ TEKNİK EROZYON KALIP SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (KOCAELİ)
BOİ
KORDSA GLOBAL ENDÜSTRİYEL İPLİK VE KORD BEZİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş (KOCAELİ)
SEKTÖR VE SÜREKLİLİK ÖDÜLLERİ
1- GIDA SANAYİ
SEKTÖRÜ
2- KİMYA SANAYİ
SEKTÖRÜ
3- PETROL VE
PETROL ÜRÜNLERİ
SANAYİ SEKTÖRÜ
KOBİ
MÜPA TARIM VE GIDA SANAYİ A.Ş. (KOCAELİ)
BOİ
AROMSA BESİN AROMA VE KATKI MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (KOCAELİ)
KOBİ
DESİ KİMYA MADENCİLİK İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (KOCAELİ)
BOİ
TÜRKİYE PETROL RAFİNERİLERİ A.Ş (KOCAELİ)
BOİ
BELGİN MADENİ YAĞLAR TİCARET VE SANAYİ A.Ş. (KOCAELİ)
SÜREKLİLİK
İMTEKS GİYİM SANAYİ ve TİCARET SANAYİ A.Ş.(DÜZCE)
4- TEKSTİL VE DERİ BOİ
ÜRÜNLERİ SANAYİ BOİ
REALKOM TEKSTİL ÜRÜNLERİ SANAYİ PAZARLAMA VE DIŞ TİCARET A.Ş (DÜZCE)
SEKTÖRÜ
SÜREKLİLİK
5- MAKİNE SANAYİ
KOBİ
SEKTÖRÜ
KROMEL MAKİNA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ (SAKARYA)
6- YAPI VE YAPI
MALZEMELERİ
SANAYİ SEKTÖRÜ
KOBİ
TİRİM İNŞAAT MİMARLIK TAAHÜT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ (KOCAELİ)
BOİ
ALKA SANAYİ İNŞAAT VE TİCARET A.Ş. (KOCAELİ)
7- PLASTİK
VE KAUÇUK
ÜRÜNLERİ SANAYİ
SEKTÖRÜ
BOİ
ÖZKA LASTİK VE KAUÇUK SANAYİ TİCARET A.Ş. (KOCAELİ)
8- METAL SANAYİ
SEKTÖRÜ
KOBİ
DOĞA PARK İNŞAAT TURİZM TEKSTİL SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ. (KOCAELİ)
BOİ
CVS MAKİNA İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. (KOCAELİ)
BOİ
YÜCEL BORU VE PROFİL ENDÜSTRİSİ A.Ş. (KOCAELİ)
KOBİ
PAKSAN MÜHENDİSLİK MAKİNA SANAYİ
BOİ
KANCA EL ALETLERİ DÖVME ÇELİK VE MAKİNA SANAYİ A.Ş. (KOCAELİ)
11-ELEKTRİKLİ
TEÇHİZAT
ÜRÜNLERİ SANAYİ
SEKTÖRÜ
BOİ
AKIM METAL SANAYİ VE TİCARET A.Ş (KOCAELİ)
12-AĞAÇ, AĞAÇ
ÜRÜNLERİ ve
MOBİLYA SANAYİ
SEKTÖRÜ
KOBİ
SARP İNŞAAT MOBİLYA SANAYİ VE TİCARET A.Ş (SAKARYA)
13-SU ARITIMI
ATIK BERTARAF
SANAYİ SEKTÖRÜ
KOBİ
EXİTCOM RECYCLİNG ATIK TAŞIMA DEPOLAMA VE ELEKTRİK SANAYİ TİCARET
SÜREKLİLİK LİMİTED ŞİRKETİ (KOCAELİ)
9- METAL ANA
SANAYİ SEKTÖRÜ
10- TAŞIT
ARAÇLARI VE YAN
SANAYİ
KOBİ
PİMTAŞ PLASTİK İNŞAAT MALZEMELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş (KOCAELİ)
SÜREKLİLİK
OCAK 2013
11
2012 yılının jürileri şu isimlerden
oluşmuştur;
1. Ayhan ZEYTİNOĞLU- Kocaeli Sanayi
Odası Yönetim Kurulu Başkanı
2. Mahmut KÖSEMUSUL- Sakarya
Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim
Kurulu Başkanı
3. Metin BÜYÜK - Düzce Ticaret ve
Sanayi Odası Yönetim Kurulu
Başkanı
4. Emin SEMERCİOĞLU- Bolu Ticaret
ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu
Başkanı
5. Celalettin ÖZEL- Yalova Ticaret
ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu
Başkanı
6. Tolga ŞAHİN- Doğu Marmara
Kalkınma Ajansı Genel Sekreter
Vekili
7. Orhan CEM- PWC Türkiye Ortağı
8. Emin ÇAPA- CNN Türk Ekonomi
Editörü
9. Vahap MUNYAR- Hürriyet Gazetesi
Ekonomi Müdürü
10. Prof. Dr. Abdurrahman
FETTAHOĞLU- Kocaeli Üniversitesi
İİBF Dekanı
11. Can AKKAN- Sabancı Üniversitesi
Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim
Üyesi
12. Memet TURABİ- Kocaeli Sanayi
Odası Genel Sekreteri
13. Pınar ÖZBAY- Doğu Marmara
ABİGEM A.Ş. Genel Müdürü
2012 yılında kendi sektörlerinde en az
iki yıldır faaliyet gösteren firmaların
katılım göstermesi temel kriter olarak
belirlenirken; firmalar verimlilik,
istihdam, yenilikçilik ve markalaşma,
finansal analiz, dış ticaret, topluma
katkı ve çevre ile çalışan bilinci ve
geliştirilmesinden oluşan yedi ana
kriterin 30 alt kriterinden puanlar alarak
değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
2008 yılında 80, 2009 yılında 62, 2010
yılında 61, 2011 yılında ise 100 firmanın
başvurduğu yarışmaya, 2012 yılında
yine 100 firma başvuru yaptı.
12
OCAK 2013
2012 Yılı Doğu Marmara Sanayi Kuruluşları Sektörel Performans
Değerlendirme Yarışması Ödül Töreni, 23 Kasım 2012, Kocaeli.
Bu firmaların 59'u KOBİ ve 41 BOİ
ölçeğinde yer alırken, 10 KOBİ ve 12 BOİ
ödül almaya hak kazanmıştır.
Her yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun
katılımıyla gerçekleştirilen
organizasyonun ödül töreni 23 Kasım
2012 tarihinde Kocaeli’de düzenlendi.
Organizasyonun ruhuna uygun geniş
katılımın olduğu törene TOBB Başkanı
Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra Kocaeli
Valisi ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı
Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Topaca,
Bolu Valisi ve Doğu Marmara Yönetim
Kurulu Başkanı İbrahim Özçimen,
Kocaeli Milletvekili Zeki Aygün, Kocaeli
Büyükşehir Belediye Başkanı ve Doğu
Marmara Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim
Karaosmanoğlu, Kocaeli Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener
Komsuoğlu, Kocaeli Sanayi Odası Meclis
Başkanı Hasan Tahsin Tuğrul, Kocaeli
Ticaret Odası Başkanı Halil İbrahim
Keleş, Sakarya Sanayi ve Ticaret Odası
Başkanı ve Doğu Marmara Yönetim
Kurulu Üyesi Mahmut Kösemusul, Bolu
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve
Doğu Marmara Yönetim Kurulu Üyesi
Emin Semercioğlu, Düzce Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı ve Doğu Marmara
Yönetim Kurulu Üyesi Metin Büyük,
Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
ve Doğu Marmara Yönetim Kurulu
Üyesi Celal Özel, Körfez Ticaret Odası
Başkanı Mustafa Efe, TOBB Yönetim
Kurulu Üyesi İlhan Paksever, Gebze
Ticaret Odası Başkanı Nail Çiler, Gebze
Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve Doğu
Marmara Kalkınma Ajansı Kalkınma
Kurulu Başkanı Halit Uçar ve sanayiciler
katıldılar.
Sonuç olarak, yıllardır başarıyla
düzenlenen Doğu Marmara 2012 Yılı
Sanayi Kuruluşları Sektörel Performans
Ödül Töreni organizasyonu Doğu
Marmara’da gelişen ve artan işbirliği
kültürünün bir yansıması olarak
karşımıza çıkmaktadır. İlk etapta Kocaeli
sınırlarında Kocaeli Sanayi Odası
tarafından başlatılan organizasyon
tüm Doğu Marmara’ya yayılarak beş
il odasının ve paydaş kuruluşlarının
bir araya gelerek ortak iş yapma
kültürünü nasıl geliştirdiklerinin
güzel bir örneğidir. Bu kapsamda
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın
yarışmaya ayrı bir soluk kattığı da bir
gerçektir. Kuruluş amaçları arasında
bölgesel işbirliklerinin artırılması ile
bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak
olan kalkınma ajanslarının bu gibi
organizasyonlarda daha fazla rol alması,
sürdürebilir kalkınma için çok önemli
olacaktır. Başta projenin fikir sahibi
Kocaeli Sanayi Odası olmak üzere tüm
proje ortaklarına emeklerinden dolayı
teşekkür ediyoruz.
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı
Temiz Üretim Mali Destek Programı
Ertuğrul AYRANCI / Uzman - Çevre Mühendisi - Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Proje Uygulama Birimi
İçinde bulunduğumuz yüzyılda hızla
sanayileşen gelişmekte olan ülkelerde
çevre sorunları da her geçen gün artış
göstermiştir. Çevresel problemleri
önlemeye dönük yaklaşımlarda ise
çoğunlukla üretim süreçlerin sonunda
çıkan atıklara odaklanan boru-sonu
yaklaşımlar uygulanmıştır. Üretim
süreçlerini bütüncül bir biçimde ele
alan atıkları sürecin sonunda değil
bütününde ele alan temiz üretim
yaklaşımları ise son yıllarda giderek
artan bir ilgi görmektedir. Temiz üretim
yaklaşımları hem çevresel zararları
azaltmakta hem de kaynakların etkin
kullanımını sağlayarak üreticiye
ekonomik katkı sağlamaktadır.
Çevre konusunda Türkiye’nin de taraf
olduğu çeşitli uluslararası anlaşma
ve sözleşmeler bulunmaktadır. Basel
Sözleşmesi, Cenevre Sözleşmesi,
Montreal Protokolü, 1985 Viyana
Sözleşmesi, Barselona Sözleşmesi,
Paris Sözleşmesi, BM Biyolojik Çeşitlilik
Sözleşmesi, BM Çölleşme ile Mücadele
Sözleşmesi, BM İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü bunlar
arasında sayılabilir.
Türkiye, taraf olduğu sözleşme ve
anlaşmaların gerektirdiği değişiklik
ve düzenlemeleri kalkınma planları
başta olmak üzere ilgili mevzuatına
yansıtmaya başlamıştır. Dokuzuncu
Kalkınma Planı’nın “Çevrenin
Korunması ve Kentsel Altyapının
Geliştirilmesi” başlığının alt
maddelerinde,
• “Gelecek kuşakların ihtiyaçlarını
gözeterek, doğal kaynakların koruma
ve kullanma koşulları belirlenecek
ve bu kaynaklardan herkesin adil
biçimde yararlanmasını sağlayacak
şekilde çevre yönetim sistemleri
oluşturulacaktır,
• Uluslararası yükümlülüklerin
karşılanması, sürdürülebilir kalkınma
1
2
3
ve ortak fakat farklı sorumluluk ilkeleri
çerçevesinde yerine getirilecektir,
• Sanayide çevre dostu tekniklerin
uygulanmasıyla hammadde
kullanımındaki etkinlik artırılarak daha
verimli üretim gerçekleştirilecek ve
atıklar azaltılacaktır” denilmektedir.
Ayrıca Sanayi ve Hizmetlerde Yüksek
Katma Değerli Üretim Yapısına Geçişin
Sağlanması başlığında;
• “Sanayi ve çevre politikalarının
uyumu gözetilerek büyümenin
sürdürülebilirliği sağlanacaktır.
Sanayide, insan sağlığına ve çevre
kurallarına uygun üretim yapılacak,
sosyal sorumluluk standartlarının
gözetilmesine önem verilecektir”
ifadesi yer almaktadır.1
Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi’nin
(2011-2014) 44 No’lu eylem maddesinde
ise “ulusal eko- verimlilik programları
uygulanması, sonuçlarının izlenmesi
ve değerlendirilmesi sağlanacaktır”
denilmektedir. 2
Türkiye’nin, AB’ye girişi için bir ön
koşul olan, AB çevre müktesebatına
uyum sağlaması ve mevzuatın etkin
bir şekilde uygulanması amacıyla
tam uyumun sağlanması için ihtiyaç
duyulacak teknik ve kurumsal altyapı,
gerçekleştirilmesi zorunlu çevresel
iyileştirmeler ve düzenlemelerin neler
olacağına ilişkin detaylı bilgileri içeren
Ulusal Çevre Stratejisi (UÇES) (20072023) dokümanında temiz üretimle
ilgili önemli tespitler yer almaktadır.
“Kirliliği önleyici tedbirlerin alınması”
UÇES’in hazırlanmasında dikkate alınan
ilkeler arasında yer almaktadır (Bölüm
3). Bu ilke “Çevre kirliliğinin önlenmesi,
önleyici tedbirlerin alınması ile daha
ekonomik şekilde sağlanabilir. Kirliliğin,
kaynağında önlenmesi kirlilik oluştuktan
sonra giderilmesinden daha ekonomik
ve etkin bir faaliyettir. Bu nedenle
faaliyetlerin çevrede en az değişikliğe
sebep olacak, insan sağlığına ve çevreye
en az risk oluşturacak, havayı en az
kirletecek ve kullanılan ürünleri yeniden
kullanılabilecek şekilde olmasına dikkat
edilecektir” şeklinde açıklanmaktadır.
Bu açıklama aynı zamanda temiz
(sürdürülebilir) üretim kavramının
tanımı ile bire bir örtüşmektedir. Bu
dokümanın “Çevre Korumada Yaşanılan
Darboğazlar ve Riskler” bölümünde (2.4)
“çevresel izinlerde sadece tesis çıkışına
ait çözümlerin istenmesinin temiz
(sürdürülebilir) üretim yaklaşımıyla
örtüşmediği; ancak, son yıllarda özellikle
Çevre ve Orman Bakanlığı’nca (mülga)
denetleme ve yaptırımın yanı sıra
uygun teknolojilerin belirlenmesi ve
kullanılması yönünde uygulamaların
hız kazandığı; gerek atıksu ve gerek atık
yönetimi konusunda, kirliliği kaynağında
azaltma, geri kazanım, temiz üretim ve
ölçek ekonomisinin kullanılarak sistem
çözümü yaklaşımlarının uygulanarak
önemli neticeler alınmaya başlandığı”
ifade edilmektedir. 3
2007-2023 yıllarını kapsayan Ulusal
Çevre Eylem Stratejisi’nde de belirtildiği
üzere kirliliği üretim süreçlerinin
sonunda değil süreçlerle entegre
bir biçimde ele alan temiz üretim
yaklaşımının Doğu Marmara Bölgesi’nde
faaliyet gösteren küçük ve orta
ölçekli işletmelerce benimsenmesi bu
programın temel hedefleri arasındadır.
Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve
Yalova illerini kapsayan TR42 Düzey
2 Bölgesi’nde kurulmuş olan Doğu
Marmara Kalkınma Ajansının temel
amacı; “kamu kesimi, özel sektör ve sivil
toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini
geliştirmek, yerel potansiyeli harekete
geçirmek, proje ve faaliyetlere sağlanacak
mali ve teknik destekler ile kurum ve
kuruluşların proje üretme ve yönetme
kapasitesini geliştirmek, Doğu Marmara
TR42 Bölgesi’nin yatırım imkânlarını iç
ve dış yatırımcılara tanıtmak suretiyle
Bölge’nin, ulusal kalkınma planı
ve programlarında öngörülen ilke
9. Kalkınma Planı, 2007-2013, Ankara.
Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi, 2011-2014, Ankara.
Ulusal Çevre Stratejisi Belgesi, 2007-2023, Ankara.
OCAK 2013
13
ve politikalar çerçevesinde rekabet
gücünü artırmak, ekonomik ve sosyal
kalkınmasını gerçekleştirmek” olarak
belirlenmiştir.
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı
tarafından 2010-2013 dönemi için
hazırlanan bölge planında TR42 Düzey 2
Bölgesi’nin vizyonu“Stratejik Konumu
ve İşbirliği Ağlarından Güç Alan, Çok
Yönlü Ekonomik Yapısı ile Değer
Üreten, Zengin Beşeri Potansiyeliyle
Geleceğe Yön Veren, Yaşam Kalitesi
ile Fark Yaratan, İnsan ve Bilgi Odaklı,
Yeniliklere Açık, Küresel Rekabette
Lider ve Sürdürülebilir Kalkınmada
MARKA Bölge Olmak” olarak
belirlenmiştir.
Doğu Marmara Bölge Planı vizyonuna
ulaşmak için belirlenen gelişme
eksenlerinden birisi olan Çevresel
Sürdürülebilirliğin Sağlanması
kapsamında yer alan stratejik amaç
ve hedeflerin gerçekleştirilmesinde
faydalanılan enstrümanlardan biri
de Mali Destek Programlarıdır. Bu
kapsamda, Temiz Üretim Mali Destek
Programı ile Doğu Marmara Bölgesi’nin
çevresel sürdürülebilirliğine ve küresel
rekabet edebilirliğine katkı sağlanması
amaçlanmaktadır. 4
2010-2013 Doğu Marmara Bölge Planı
vizyonunda belirtilen “Sürdürülebilir
Kalkınmada MARKA Bölge Olmak”
vurgusu doğrultusunda özellikle
çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması
gelişme ekseninin altına “çevresel
koşulların iyileştirilmesi”, “çevresel kirliği
önleyici projelerin desteklenmesi”,
“yenilenebilir ve temiz enerji üretimi”,
stratejik amaçlarının eklenmesi ile
sürdürülebilir çevre hususunda Bölgenin
ihtiyaçları plana yansıtılmıştır.
Bu program ile ulusal ölçekli strateji
belgeleri ve bölge planında yer alan
hedefler ile yukarıda ortaya konan
tespitler temelinde, bölge rekabet
gücünün artırılmasının en önemli
aktörleri olan KOBİ’lere ve kâr amacı
güden kooperatiflere temiz üretim
konusunda geniş kapsamda destek
sağlanması amaçlanmaktadır.
“Temiz Üretim Mali Destek
Programı”nın genel amacı; KOBİ
tanımını sağlayan mevcut ve yeni
girişimlerin, kâr amacı güden
kooperatiflerin üretim süreçlerinin
4
5
14
gözden geçirilerek çevresel
sürdürülebilirliğin artırılması, TR42
Düzey 2 Bölgesi’nin ulusal ve uluslararası
düzeyde rekabet gücünün artırılmasıdır.
Temiz üretim, bütünsel ve önleyici bir
çevre stratejisinin ürün ve süreçlere
sürekli olarak uygulanması ile insanlar
ve çevre üzerindeki risklerin azaltılması
olarak tanımlanmaktadır. Temiz
üretim, doğal kaynakların daha verimli
bir şekilde kullanılmasını, bu sırada
oluşan atıkların ve kirliliğin ve bunların
Doğu Marmara Bölge Planı,2010-2013.
Sanayide Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Kılavuzu: Yöntemler ve Uygulamalar, TTGV, 2011, Ankara.
OCAK 2013
insan sağlığına olan olası risklerinin
azaltılmasını sağlar. Çevresel problemleri
üretim sürecinin sonunda değil üretim
sürecinin kaynağında çözmeye çalışır. 5
Üretim süreçleri açısından, temiz
üretim uygulamaları, hammadde ve
enerji tasarrufunu, zehirli ve tehlikeli
madde kullanımının azaltılmasını ve
tüm çevreye zararlı emisyon ve atıkların
nitelik ve niceliklerinin düşürülmesini
kapsar.
Ürünler açısından, temiz üretim
uygulamaları, ürünün hammadde
temini aşamasından atık sahasında
bertarafı aşamasına kadar geçen
tüm yaşam döngüsü boyunca zararlı
etkilerinin azaltılmasını kapsar.
Sağlanan hizmetler açısından da,
temiz üretim stratejisi bu hizmetlerin
planlanma ve tüketiciye sunum
süreçlerinin çevreye olan olası etkilerine
odaklanır. 6
Yukarıda yer alan tanımlar da dikkate
alındığında programın genel amacına
yönelik olarak Doğu Marmara Kalkınma
Ajansı tarafından mali destek sağlanacak
öncelikli alanlar şöyle belirlenmiştir:
Öncelik 1. Atıkların kaynağında
azaltılması: Bu öncelik kapsamında
her türlü üretim yapan işletmenin
alacağı yönetsel önlemler, yapacağı
proses değişiklikleri, malzeme değişimi,
ekipman modifikasyonu ile atıklarının
(katı atık, atıksu, baca gazı emisyonları
vb.) miktarını veya kirletici yükünü
azaltması; üretim esnasında oluşmasını
engelleyemediği atıklarını ve/veya yan
ürünlerini firma üretim süreçlerinde
yeniden kullanması beklenmektedir.
Öncelik 2. Hammadde, su, enerji,
kimyasal gibi kaynak tüketiminin
azaltılması: İşletmelerin üretim
girdilerinin tasarrufunu sağlayacak
süreç değişiklikleri, üretim süreçlerinde/
teknolojilerinde gerçekleştireceği
iyileştirme ve geliştirme faaliyetleri ile
kullandığı kaynakları azaltması ve bu
sayede doğal kaynakların korunması
hedeflenmektedir.
Öncelik 3.Ürün özelliklerinin
değiştirilerek çevreye dost ürünlerin
tasarlanması: Sunulacak projelerde
mevcut ürün tasarımında, üretim
süreçlerinde, paketlemede veya
pazarlama yöntemlerinde yapılacak
değişikliklerle çevre dostu ürünlerin
üretilmesi amaçlanmaktadır.
Öncelik 4.Yenilenebilir enerji
kaynaklarının üretimde kullanılması:
Üretim ve hizmet sektöründeki
işletmelerin, kendi ihtiyaç duyduğu
enerji için rüzgâr, güneş, jeotermal
gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını
kullanarak lisanssız olarak elektrik
üretmesi beklenmektedir.
6
Desteklenecek yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayalı üretim tesisinin
veya tesislerinin toplam kurulu gücü
lisanssız üretim için üst sınır olan 500 kW
olabilmektedir.
Öncelik 5.Atıklardan yüksek katma
değerli ürün ve/veya enerji üretimi:
Mevcutta atık olarak bertaraf edilen
veya ekonomik olarak sahip olduğu
potansiyelin altında değer gören
tarımsal/endüstriyel atıkların ve/
veya yan ürünlerin katma değeri
yüksek ürünlere ve/veya enerjiye
dönüştürülmesi bu öncelik ile ilişkili
projelerin konusunu teşkil edecektir.
Örneğin kurulacak tesislerle tavuk
çiftliklerinin atıklarından biyogaz
üretilmesine yönelik projeler
beklenmektedir.
Öncelik 6. Endüstriyel Simbiyoz
uygulamaları: Birden fazla işletmenin
işbirliği sonucunda (ortak hammadde
kullanımı, enerji, su ve yan ürünlerin
fiziksel değişimi) çevresel ve ekonomik
fayda sağlanması; özellikle Organize
Sanayi Bölgeleri’nde yer alan işletmeler
için, atıkların başka sektörler/
firmalar tarafından hammadde olarak
kullanılmasına yönelik başvurular
değerlendirilecektir.
Ajansın belirtilen öncelikleri dikkate
alan projelere sağlayacağı destek tutarı
ise 8 milyon 500 bin TL’dir. Bu kaynağın
kullanımındaki proje başına verilecek
hibe tutarındaki detaylar şöyledir:
Hibe Tutarındaki Sınırlamalar
Toplam Bütçe
8.500.000 TL
Asgari Destek Oranı
%25
Azami Destek Oranı
%50
Asgari Destek Tutarı
30.000 TL
Azami Destek Tutarı
400.000 TL
Yukarıda belirtilen tutarları ve oranları
açıklamak gerekirse; başvuru sahipleri
800 bin TL bütçesi olan projeleri için
400 bin TL talep edebileceklerdir. Ajans
tarafındanen az 60 bin TL tutarındaki
projelere toplam 30 bin TL destek
sağlanacaktır. Ayrıca ajans en fazla
1 milyon 600 bin TL toplam bütçesi
olan projelere en fazla 400 bin TL katkı
sunabilecektir.
Proje sunmayı düşünen işletmelere
yol göstermesi açısından örnek proje
konularını ise şöyle sıralayabiliriz:
• Su ve enerji tüketimini azaltmaya
yönelik vanaların kontrolü, kullanılan
kimyasal dozajlarının optimizasyonu,
ekipmanların kontrolü gibi yönetsel
tedbirler,
• Su tüketimini azaltmaya yönelik
proses, teknoloji, malzeme/ekipman
değişiklikleri,
• Sıcaklık, zaman, basınç gibi
parametrelerin kontrol edilerek
üretim süreçlerinde kullanılan
girdilerin tasarrufuna yönelik gerekli
değişikliklerin yapılması,
• Proses/teknoloji değişiklikleri ile daha
temiz üretim yöntemlerine geçişin
sağlanması,
• Oluşması önlenemeyen atıkların
başka bir proseste veya üretim
bandında kullanılmasına yönelik
projeler,
• Kimyasalların kullanımını azaltmaya
yönelik proses değişiklikleri,
• Enerji sarfiyatını azaltacak tedbirlerin
alınması,
• Ürünlerin hafifletilmesi, daha kolay
geri dönüştürülmesinin sağlanması,
• Isı ve enerji kayıplarının önüne
geçilmesi,
• Yenilenebilir enerji kaynaklarının
tesislerin enerji ihtiyacını sağlamakta
kullanılması,
• Çevresel etkilerin azaltılmasına
yönelik yenilikçi yöntemlerin
geliştirilmesi,
• Atıklardan enerji üretimine yönelik
tesisler.
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı vereceği
bu desteklerin bölgesinde oluşturacağı
çarpan etkilerinin de dikkate
alındığında önemli bir temiz üretim
ve temiz tüketim bilinci oluşturacağını
beklemektedir. Sürdürülebilir üretimi
temel alan temiz üretim yaklaşımının
bölgesindeki tüm KOBİ’ler tarafından
benimsenmesi Doğu Marmara Kalkınma
Ajansının nihai amacıdır.
http://www.enve.metu.edu.tr/people/gndemirer/links/temizuretim/
OCAK 2013
15
Başkentin Potansiyeli
Harekete Geçiyor
Ankara Kalkınma Ajansı
faaliyetleri ve tanıtım faaliyetleri olmak
üzere beş başlık altında incelenebilir.
Ankara Bölge Planı Hazırlandı
Doç. Dr. Asım BALCI
Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
Ankara Kalkınma Ajansı, 9 Temmuz
2010 tarihinde genel sekreter
atamasının ardından kurumsallaşma
çalışmalarını hızlı bir şekilde
tamamlamış ve Başkentin sürdürülebilir
kalkınma stratejilerinde öncü kuruluş
olmak için çalışmalarına başlamıştır.
Ankara Kalkınma Ajansı faaliyetleri;
planlama çalışmaları, mali ve teknik
destekler, yatırım takip ve koordinasyon
faaliyetleri, eğitim ve seminer
Ankara Kalkınma Ajansı, Ankara
Bölgesi'nde Aralık 2010 tarihi itibarıyla
çok boyutlu bir bölge planlama
çalışması sürecine başlamıştır. Kamu
kurumlarından, sivil inisiyatife;
üniversitelerden özel kuruluşlara
değin 600’ün üzerinde katılımcı ile
60’tan fazla toplantı gerçekleştirilerek
oluşturulan Ankara Bölge Planı; katılımı
ve sahiplenme bilincini geliştirmesi,
kalkınma sürecine yol göstermesi, daha
yaşanabilir bir bölgenin resmini çizecek
olması ve yerel kuruluşların politika
önceliklerine rehberlik etmesi açısından
Ankara ili için önemlidir.
Ankara Bölge Planı çalışmaları bir
strateji belgesi için gerekli verileri
sağlarken, bölgenin panoramasını
ortaya koymuştur. Yapılan çalıştay ve
odak grup toplantılarında Başkentin
stratejik sektörleri ve potansiyeli
belirlendi, bu yerel potansiyeli
harekete geçirecek bakış açıları ortaya
çıktı. Bu çalışmalar aynı zamanda
yayın haline de getirilerek, (Ankara
Mevcut Durum Raporu, İstatistiklerle
Ankara, EXPO ve Ankara, Bilişim
ve Ankara, Ankara Yatırım Ortamı,
Siteler, Mobilya ve Ankara, Ankara
ve Tarım) araştırmacıların hizmetine
sunulmuştur. Sektörel çalışmalar
kapsamında farkındalık yaratacak,
işbirliklerini sağlayarak ortak çalışma
kültürünü yaygınlaştıracak faaliyetler de
yürütülmüştür.
Destek Programları
Ankara Kalkınma Ajans kurulduğu
2010 yılından bu yana Doğrudan
Faaliyet Desteği (DFD) ve Proje
Teklif Çağrısı (PTÇ) programları
kapsamında mali destekler ve Teknik
Destek Programı (TD) kapsamında
teknik destek sağlamıştır. Tablo 1 bu
programlar kapsamında şu ana kadar
Ajans’a yapılan proje başvuruları,
talep edilen destek miktarı, Ajans
tarafından sağlanan destek miktarı ve
başarılı projelerin toplam bütçesini
yansıtmaktadır.
Tablo 1. Ankara Kalkınma Ajansı 2010, 2011 ve 2012 Yılı Destekleri Özet Tablosu
16
Talep Edilen
Destek
Miktarı
(TL)
Verilen
Destek
Miktarı
(TL)
Eş
Finansman
(TL)
Toplam
Bütçe
(TL)
Program
Başvuru
Sayısı
Başarılı
Proje
Sayısı
Doğrudan
Faaliyet Desteği
Toplam
252
43
2.683.762,58
2.013.879,37
309.760,15
2.323.639,52
Proje Teklif
Çağrısı
251
121
30.134.524,81
24.527.398,31
19.951.516,02
44.478.914,33
Mali Destek
Toplam
513
164
32.818.287,39
26.541.277,68
20.261.276,17
46.802.553,85
Teknik Destek
Toplam
96
50
541.996,00
357.858,07
-
357.858,07
Genel Toplam
609
214
33.360.283,39
26.899.135,75
20.261.276,17
47.160.411,92
OCAK 2013
2012 Yılı Teklif Çağrısı
26 Kasım 2012 tarihi itibarıyla ilanı
gerçekleştirilen 2012 yılı Teklif Çağrısı
“Çevreye Duyarlı Yenilikçi Uygulamalar,”
Sosyal Kalkınma,” “Kırsal Kalkınma” ve
“Turizm” olmak üzere dört mali destek
programını kapsamaktadır. Çağrının
toplam bütçesi 27 milyon TL’dir.
Öngörülen eş finansmanla birlikte
bu rakam yaklaşık 40 milyon TL’ye
ulaşacaktır.
1. Çevreye Duyarlı Yenilikçi
Uygulamalar Mali Destek Programı
Program ile Ankara’da çevresel
sürdürülebilirliğin sağlanması
için, yenilenebilir enerji, bilişim,
sağlık teknolojileri, iş ve inşaat
makinelerisektörlerinde çevre
dostu yenilikçi uygulamaların
geliştirilmesi ve bu sektörlere yönelik
üretim işletmelerinde temiz üretim
uygulamalarının yaygınlaştırılması
amaçlanıyor. Programın toplam bütçesi
12 milyon TL olan.
2. Kırsal Kalkınma Mali Destek
Programı
Ankara’da kırsal bölgelerin potansiyelini
harekete geçirerek bölge içi gelişmişlik
farklarını azaltmak amacıyla yürürlüğe
konulan programın çevresel
sürdürülebilirliğin gözetilerek kırsal
ekonominin çeşitlendirilmesi ve
kırsaldaki işletmelerin rekabetçi yapıya
kavuşturulması hedefleniyor. Toplam
bütçesi 5 milyon TL olan Kırsal Kalkınma
Mali Destek Programı’ndaki projeler;
Akyurt, Beypazarı, Çubuk, Elmadağ,
Kazan, Polatlı, Ayaş, Çamlıdere, Evren,
Güdül, Kalecik, Kızılcahamam, Nallıhan,
Şereflikoçhisar ile Bala ve Haymana
ilçelerinde gerçekleştirilecek.
3. Turizm Mali Destek Programı
Program ile dört mevsim
gerçekleştirilebilir turizm faaliyetleriyle
Ankara’nın bölgesel, ulusal ve
uluslararası düzeyde rekabet
edebilirliğini artırmak amaçlanıyor.
Programın özel amacı ise Ankara’nın
turistik değerlerinin etkin ve
yenilikçi yöntemlerle tanıtılması ve
ulaşılabilirliğinin artırılması olarak
Mali Destek Programları Tanıtım Toplantısı, 6 Aralık 2012, Ankara.
belirlendi. Programın toplam bütçesi 5
milyon TL olarak belirlendi.
resmi web sayfasından ulaşılabilir:
www.ankaraka.org.tr
4. Sosyal Kalkınma Mali Destek
Programı
“Fikri olan herkesi davet ediyoruz”
Ankara’da kalkınma çabalarına
bütüncül bir anlayışla yaklaşan Ankara
Kalkınma Ajansı, 2012 Yılı Mali Destek
Programları içerisinde Sosyal Kalkınma
Mali Destek Programı’nı yürürlüğe
koydu. Programın, Ankara’da çocuk,
genç ve yaşlıların sosyal uyum ve
entegrasyonun güçlendirilmesi
amacına hizmet etmesi hedefleniyor.
Program ile özel olarak, çocuk, genç ve
yaşlıların sorun ve ihtiyaçlarına yönelik
çözüm modellerinin geliştirilerek
yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve
sosyal yaşama katılımlarının artırılması
amaçlanıyor. Programın toplam bütçesi
5 milyon TL.
Son Başvuru Tarihleri
Çevreye Duyarlı Yenilikçi Uygulamalar
Mali Destek Programı ile Sosyal
Kalkınma Mali Destek Programı’na
22 Şubat 2013 saat 17:00’ye kadar
başvurular kabul edilirken, Kırsal
Kalkınma Mali Destek Programı
ile Turizm Mali Destek Programı
başvuruları 15 Şubat 2013 saat
17:00’de sona erecek.
Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
Doç. Dr. Asım Balcı’nın yeni destek
programına ilişkin görüşleri şöyle;
“2012 yılında kamu, özel sektör ve sivil
toplum kuruluşlarına toplam 27 milyon
TL tutarında mali destek sağlayacak
programı açıklamış bulunuyoruz.
Öngörülen eşfinansmanla birlikte bu
rakamın yaklaşık 40 milyona TL'ye
ulaşmasını bekliyoruz. Bilişim, sağlık
teknolojileri, yenilenebilir enerji ve
iş ve inşaat makineleri sektörlerinde
çevreye duyarlı yenilikçi uygulamaları
destekleyeceğiz. Ankara; bu alanda 6
teknoparkı, 20'ye yakın yükseköğretim
kurumu, 240 bin öğrenci ve 18 bin
öğretim üyesiyle büyük bir potansiyele
sahiptir ve Ankara'ya daha fazla
katma değer, daha fazla yenilikçilik ve
istihdam kapasitesi oluşturmak için
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Program
başlıklarında proje fikri olan herkesi
başvuru yapmak üzere Ankara Kalkınma
Ajansı'na davet ediyoruz.”
2012 Yılı Teklif Çağrısı’na ilişkin detaylı
bilgiye Ankara Kalkınma Ajansı’nın
OCAK 2013
17
İzmir’de Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Uygulamalarının
Yaygınlaştırılması Projesi
Sibel ERSİN / İzmir Kalkınma Ajansı Planlama Programlama Koordinasyon Birim Başkanı
Eko-verimlilik, yüksek verime sahip
üretim teknoloji ve yöntemlerinin
kullanımıyla, aynı miktarda üretim
için daha az doğal kaynak ve enerji
kullanımı ve daha az atık üretimi
prensibine dayanmaktadır. Bu niteliği ile
sadece çevresel kaygılara değil, “doğal
kaynakların korunması”, “endüstriyel
verimlilik” ve “ekonomik kalkınma” gibi
pek çok farklı alana da hitap etmektedir.
Kısacası eko-verimlilik, üretimde
verimliliği artırarak, hem çevresel
hem de ekonomik fayda sağlanması
anlamına gelmektedir.
Öte yandan İzmir için 2010-2013
dönemini kapsayan İzmir Bölge
Planı’nda İzmir için belirlenen Vizyon
“Koruyarak Gelişen, Üreterek Büyüyen,
Yenilikçi İzmir” olmuştur. Bu vizyona
erişmek için İzmir Bölgesel Kalkınma’da
“Sürdürülebilir Kalkınma” yı temel
ilkelerden biri edinmiştir. Bu çerçevede
eko-verimlilik uygulamalarının
yaygınlaştırılması bu ilke ile bu vizyona
ulaşmak adına kullanabileceğimiz en
uygun araçlardan biri olarak ortaya
çıkmaktadır.
Yine Bölge Planı’ndan ve içeriğinden
söz etmemiz gerekirse “İşletmelerde
Rekabet Edebilirlik” gelişme ekseni
altında yer alan “KOBİ Temiz Üretim
Uygulamalarının Artırılması” “Bölgesel
Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesinin
Geliştirilmesi” ve “Enerji Verimliliğinin
Sağlanması” stratejik öncelikleri
belirlenmiştir. Bu öncelikler altındaki
hedeflere ulaşmak için İzmir Bölgesel
Yenilik Stratejisi çalışmamızdan
hemen sonra “İzmir’de Eko-verimlilik
(Temiz Üretim) Uygulamalarının
Yaygınlaştırılmasına Yönelik Strateji
Çalışması”nı ortaya koyduğumuzu
söyleyebiliriz.
Bu çalışmayı detaylandırmadan önce
başlangıç noktası ve işbirliklerimizle
ilgili bilgi vermek isterim.
18
OCAK 2013
Son yıllarda, ülkemizde yürütülen
eko-verimlilik (temiz üretim) alanında
ulusal ve bölgesel çalışmalar ve bu
çalışmaların sonucunda sanayide
önemli kazanımların sağlanabildiği
görülmüştür. Söz konusu gelişmeleri
yakından izleyen ve ilgili etkinliklerde
yer alan İzmir Kalkınma Ajansı’nın
(İZKA) girişimiyle, İzmir bölgesinde
eko-verimlilik (temiz üretim)
uygulamalarının yaygınlaştırılmasına
yönelik çalışmalara hız kazandırılması
konusu gündeme geldi. Bu kapsamda
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı'nın
(TTGV) ulusal ölçekteki çalışmalarındaki
deneyiminden dolayı bölgede
yürütülecek çalışmada bir ortaklık
gündeme gelmiş ve çalışmalara yönelik
bir işbirliği protokolü imzalanmıştır.
Bu aşamada sanayiyi temsilen Ege
Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) da işbirliği
yapılan bölgesel diğer paydaş oldu.
Ekim 2011-Mayıs 2012 tarihleri arasında
yürütülen İzmir’de Eko-verimlilik
Uygulamalarının Yaygınlaştırılmasına
Yönelik Strateji Çalışması kapsamında,
eko-verimlilik (temiz üretim) konusu
ile ilgili mevcut durum kapasite,
kaynak, yapılan çalışmalar ve ihtiyaçlar
bağlamında değerlendirildi, proje
bölgesinde yer alan endüstriyel
sektörler temiz üretime uygunlukları
bazında önceliklendirildi. Bölgesel
bazda temiz üretim uygulamalarının
yapılması gereken öncelikli altı sektör
şu şekilde belirlendi: Ana metal sanayi,
kimyasal madde ve ürünleri imalatı,
gıda ürünleri ve içecek imalat, tekstil
ürünleri ve giyim eşyası imalatı, metalik
olmayan diğer mineral ürünlerin
imalatı, kok kömürü, rafine edilmiş
petrol ürünleri ve nükleer yakıt imalatı.
Birinci aşamada stratejinin
oluşturulmasına yönelik olarak
bölgede yaklaşık 50 üzerinde kurum
ve kuruluş temsilcisinin katılım
sağladığı bir çalıştay gerçekleştirildi.
Öte yandan bölgesel temiz üretim
uzmanlarının yetiştirilmesine yönelik
uygulamalı bir eğitim düzenlendi.
Sertifikaların da verildiği bu eğitime
toplam 33 uzman katılım sağladı.
Bununla birlikte eko-verimlilik ve temiz
üretim uygulamalarına yönelik yerel
yönetimler neler yapabilir? konusunda
yerel yöneticilere yönelik bir eğitim
düzenlendi ve yine kaymakam ve
belediye başkanı düzeyleri de dahil
olmak üzere 40’ı aşkın yerel yöneticinin
katılımı sağlandı. Bu çalışmalarda
bölgesel eko-verimlilik stratejisinin
ortaya çıkmış olmasının yanı sıra elde
ettiğimiz en büyük kazanım bölgede
konuya ilişkin farkındalık, kapasite ve
sahiplenmenin sağlanmış olmasıdır.
Projenin ikinci aşaması İzmir’de
Eko-verimlilik (Temiz Üretim)
Uygulamalarının Yaygınlaştırılması
Yönelik Pilot Uygulama Aşaması’dır.
İZKA ve TTGV işbirliğiyle yürütülmesi
planlanan çalışmada, Durum
Değerlendirme Aşamasında elde edilen
sonuçlar ve geliştirilen öneriler de
dikkate alınarak, eko-verimlilik (temiz
üretim) ile ilgili bölgesel kapasitenin
geliştirilmesi, pilot uygulamaların
gerçekleştirilmesi ve çıktıların
yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
Her bir pilot uygulama faaliyetleri
konusunda uzman kişilerce
belirlenecek, bu doğrultuda temiz
üretime yönelik pilot uygulamaların
gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.
Program kapsamında her bir pilot
uygulamanın uygulama sonrası izleme
süreci gerçekleştirilecektir. Programın
üçüncü aşamasında kapasite geliştirme
ve yaygınlaştırma faaliyetleri yer
alacaktır.
Eko-verimlilik uygulamaları aracılığıyla
küresel çapta üretim verimliliği
sağlandığı görülmektedir. Fakat bu
kapasitenin ve bilincin artırılmasına
yönelik sonuç verecek en önemli
uygulama pilot uygulamaların
gerçekleştirilmesidir. Tüm bu çalışmalar
sayesinde az maliyetli yatırımlarla
geri dönüş süresi kısa olan yenilikçi
süreçlerin yaşanabildiğinin çarpıcı
örneklerle gösterilmesi söz konusu
olabilecektir. Bölgedeki işletmelerde az
kaynak, hammadde kullanımı ve atık
azaltımı ile işletme maliyetlerinin büyük
oranda azaltılabilmesi sağlanacak,
bu şekilde gerek yeni çevresel
mevzuata uyum gerekse sürdürülebilir
kalkınma ilkeleri ile uyumlu bir model
uygulaması hayata geçmiş olacaktır.
Ayrıca pilot uygulama sonunda Ege
Bölgesi kalkınma ajansları ile birlikte
havza bazında yapılacak bir işbirliği
çalışmasının etkisinin daha yüksek
olabilecektir. Bundan hareketle
önümüzdeki süreçte uygulamaların
yaygınlaştırılması amacıyla Ege
Bölgesi’ndeki kalkınma ajansları ile
birlikte çalışmak çalışmanın etkisini
artırabilecektir.
OCAK 2013
19
Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma
Dr. Mehmet Sait CÜLFİK / Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) Genel Sekreteri
Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma
Ajansı (BEBKA); Bursa, Eskişehir ve
Bilecik illerinde kamu, özel sektör
ve sivil toplum kuruluşları arasında
koordinasyon ve işbirliğini geliştirerek
kalkınmaya yön veren, yerel
sorunlara yine yerel odaklı çözümler
sunan, kaynakların yerinde ve etkin
kullanımıyla sürdürülebilir kalkınmaya
hizmet eden bir kurumdur.
BEBKA olarak misyonumuz; bölgemizin
kalkınması için temel ilkeleri belirlemek
ve gerekli planlamaları yapmak, yerel
sahiplenmeyi harekete geçirmek
için bölge kurum ve kuruluşlarını
desteklemek ve bölge potansiyelini
en üst düzeye çıkarmak için ilgili
kurum ve kuruluşları yönlendirmektir.
Misyonumuz doğrultusunda hazırlanan
bölgesel gelişmeye yön verecek amaç
ve öncelikleri içeren stratejik bir belge
olan 2010-2013 Bursa Eskişehir Bilecik
Bölge Planında, paydaşlarımızın
katkılarıyla vizyonumuzu “Yaşayan
tarihi, kültürü ve doğasıyla turizmde
çekim merkezi; girişimci ruhuyla
20
OCAK 2013
lider; yenilikçi ve bilgi odaklı sanayi
ve tarımıyla Avrupa’nın en rekabetçi
üretim merkezi; çevreye ve insana
duyarlı müreffeh bir bölge” olarak
belirledik. Vizyonda da belirtildiği gibi
bölgenin küresel rekabet gücünün
artırılmasını desteklerken yenilikçi ve
bilgi odaklı sanayi ile sürdürülebilir bir
kalkınma hedefini benimsiyoruz.
Söz konusu amaçlara ulaşabilmek için
Ar-Ge ve yenilikçilik alanındaki işbirliği
oluşumlarının etkinliğinin artırılması
ve yeni oluşumların desteklenmesi
son derece önemlidir. Buna bağlı
olarak, yeni geliştirilen ürün sayısının,
endüstriyel tasarım, faydalı model ve
patent sayısının artırılması, yenilikçilik
ve markalaşmaya yönelik faaliyetlerin
desteklenmesi hedeflerimiz arasındadır.
Mali ve Teknik Destek Programları
Kalkınma Ajansımız, Bölge Planı’nda
ortaya konan strateji ve öncelikler
çerçevesinde bölgedeki sektörel ve
tematik sorunlara çözümler sunacak
proje ve faaliyetleri desteklemektedir.
Bu amaçla, ajansımız tarafından
yürütülen mali destek faaliyetleri
kapsamında 2010 yılında ilk olarak
Sanayi ve Turizmde Rekabet
Gücünün Artırılması Mali Destek
Programı açıklandı. Bu programda
sanayi sektöründe araştırmageliştirme odaklı ve yenilikçi yöntemler
kullanılarak üretim kapasitesinin
artırılması amaçlandı. 12 milyon TL
kaynak ayrılan bu teklif çağrısının
8 milyon TL’si kâr amacı güden
kuruluşlara, 4 milyon TL’si de kâr
amacı gütmeyen kuruluşlara ait
projelere tahsis edildi. Değerlendirme
süreci sonucunda, 297 adet proje
başvurusundan destek almaya hak
kazanan 62 proje başarılı bir şekilde
tamamlandı ve bu projeler ile
bölgemize önemli katkılar sağlandı.
Aynı amaçlar doğrultusunda 2011 yılı
içinde gerçekleştirilen Mali Destek
Programında Çevre ve Enerji ile
Sosyal Kalkınma ile birlikte Ar-Ge ve
Yenilikçilik Programı bölgemizde yine
önemli projelerin hayata geçmesine
vesile oldu. Toplam bütçesi 16
milyon TL olan bu teklif çağrısının
Ar-Ge ve Yenilikçilik başlığında
öncelikli olarak ortak olarak kullanıma
yönelik altyapının oluşturulması ve
geliştirilmesi ile KOBİ’lerin tasarım,
ürün ve süreç geliştirme ve geliştirilen
ürünlerin ticarileştirilmesi hedeflendi.
Kâr amacı gütmeyen kurumlar yanında
bölgemiz KOBİ’lerinin de başvuru
sahibi olduğu Çevre ve Enerji Mali
Destek Programında ise çevre kirliliğinin
kontrol altına alınması, yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımının ve
enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik
projelerin teşvik edilmesi amaçlandı.
BEBKA’nın 2012 Yılı Mali Destek
Programları 24 Aralık 2012 tarihi
itibarıyla açıklandı. “Sürdürülebilir
Sanayi”, “Turizme Yönelik Küçük Ölçekli
Altyapı” ve “Turizm Tanıtım” alanlarında
programlara toplam 20 milyon TL
hibe tahsis edildi. 8 milyon TL ayrılan
“Sürdürülebilir Sanayi” programının
amacı, sanayide Ar-Ge ve yenilikçiliği,
ortak çalışma ve işbirliği alanlarını
geliştirerek bölgenin rekabetçi
konumunun çevre dostu bir anlayışla
güçlendirilmesi olarak belirlendi.
BEBKA, bölgemizde kalkınmaya ivme
kazandıracak araştırma, planlama
ve fizibilite çalışmalarına destek
sağlamak amacıyla 2011 ve 2012 yılında
Doğrudan Faaliyet Desteği Programı
kapsamında 28 projeye destek verdi.
Ayrıca, 2011 ve 2012 yıllarında Teknik
Destek Programı ile yerel ve bölgesel
kalkınmaya katkıda bulunabilecek
çalışmalar için bölgemizdeki 74 kurum
ve kuruluşun ihtiyaçları doğrultusunda
eğitim ve danışmanlık hizmetleri
almalarına katkı sağlandı.
Kümelenme Çalışmaları
Bilginin çok hızlı bir şekilde yayıldığı;
rekabet edebilmek için, değişimin
ve yeniliklerle bütünleşmenin artık
yadsınamaz bir gerçek olduğu
günümüz dünyasında, firmaların
birbirleri ile olan iletişimi ve ortak iş
yapma kültürü bir zorunluluk olarak
ortaya çıkmaktadır. Firmaların, ağır
rekabet koşullarına karşı mücadele
etmenin çok zor olduğunun farkına
varmaları ile birlikte sektörel
işbirliklerine gitme çabalarının arttığı
görülmektedir.
yürütmeye başladı. Çalışmanın ilk
ayağında kümelenme analizlerinde
yoğun olarak kullanılan üç yıldız analizi
metodu uygulanarak, başta istihdam
verileri temel alınmak üzere, ilgili
sektörlerde ihracat, toplam satışlar ve
firma sayıları incelendi ve bu illerde
yoğunlaşma gösteren başlıca sektörler
ortaya konuldu.
Analiz çalışmalarının bir sonraki aşaması
olarak düşünülen saha analizlerinde, üç
yıldız analizi sonucunda ortaya konulan
ve kümelenme potansiyeli olduğu
düşünülen sektörlerin incelenmesi
planlanmaktadır. Bu amaçla öncelikli
olarak analizler sonucu ortaya konan
sektörlerin yerel otoriteler tarafından
değerlendirilmesi, varsa diğer
kümelenme potansiyeli olan sektörlerin
ortaya konulması ve öncelikli olarak
saha analizlerinde el alınması
gereken sektörlerin belirlenmesi için
Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerinde
bilgilendirme ve görüş alış verişi
toplantıları düzenlendi. Bu toplantılarda
ortaya konan görüş ve öneriler
doğrultusunda belirlenen sektörlerin
ele alındığı saha analizi çalışmaları
başlatılacaktır.
Ar-Ge Proje Pazarları
BEBKA, planlama ve destekleme
faaliyetlerinin yanı sıra bölgenin
gereksinimleri doğrultusunda
stratejik öneme sahip konularla ilgili
çeşitli faaliyet ve organizasyonlar da
düzenlemektedir. Bunlara örnek olarak
Ar-Ge Proje Pazarları verilebilir.
Bu amaçla BEBKA, Eskişehir ve Bursa’da
gerçekleştirilen Ar-Ge Proje Pazarı
etkinliklerine destek vermektedir.
BEBKA, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği
(UTİB) Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon
Sektöründe Uluslararası Ar-Ge Proje
Pazarı’na 2011 ve 2012’de ortak
olarak destek vermiştir. Eskişehir’de
teknolojik gelişmeyi desteklemek ve
işbirliği sağlamak amacıyla Eskişehir
Sanayi Odası tarafından geleneksel
hale getirilen ESİNKAP Ar-Ge Proje
Pazarlarına da ortak olarak destek
vermeye devam etmektedir. Bu yıl üç
ayrı konuda gerçekleştirilen etkinliğin
ilk ayağında“Ulaşım Sistemleri”, ikincisi
“Bilişim ve Yazılım” ve son olarak da
“Seramik, Cam ve Pişmiş Kil” konuları ele
alındı.
İlgili üst ölçekli planlar ve strateji
belgelerinde de önemle üzerinde
durulduğu üzere bölgesel ölçekte
sektörel analizler ve kümelenme
faaliyetlerine kaynaklık edecek stratejik
araştırmalar, uygulanacak makro ve
bölgesel politikaların etkinliği açısından
son derece önemlidir. Bu amaçla
kalkınma ajansımız, faaliyet gösterdiği
Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerinde
kümelenme analizleri çalışmaları
OCAK 2013
21
Yaşama Artımız Var
Elçin DEMİREL / Dicle Kalkınma Ajansı Tanıtım ve İşbirliği Birimi
Dicle Kalkınma Ajansı; 2011-2013 yılları
için aynı stratejik amaç ve hedefler
doğrultusunda ortak bir vizyona
ulaşmak üzere, TRC3 Bölgesindeki
(Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak) bütün
paydaşlarla katılımcı bir Bölge Planı
hazırlamış ve faaliyetlerini bu doğrultuda
şekillendirmiştir. 2010, 2011 ve 2012
yıllarında bölgesel kalkınmanın ana
aktörleri olan KOBİ’leri desteklemeye
yönelik mali destek programları hayata
geçirilmiş ve destek mekanizması her
yıl bölgenin yerel talepleri ile sektörlerin
gidişatına uyumlu hale getirilmiştir.
Ajans, KOBİ desteklerinin yanı sıra
bölgenin rekabet gücünü artırmak ve
kentsel yaşanılabilirliğini iyileştirmeye
yönelik altyapı programlarını başarı ile
uygulamıştır. Mali destek programlarının
yanı sıra Ajans, bölgesel fırsatlardan
yararlanılması ve kalkınmanın
önündeki tehditlerin bertaraf edilmesi
amacıyla doğrudan faaliyet desteği
uygulamalarını yıllık bazda uygulamış
ve Bölge potansiyelinin tespitine yönelik
araştırmalar başta olmak üzere öncelikli
faaliyetleri desteklemiştir. Bölgedeki
paydaşların uygun teknik destek
talepleri planlı süreçler dâhilinde kalite
ve zaman odaklı olarak karşılanmıştır.
Ajans, Bölge’de yatırım yapmak
isteyen yararlanıcılara Yatırım Destek
Ofisleri üzerinden hizmet vermeye ve
yatırımcıların teşvik ve destekler ile izin
ve ruhsat alınmasına yönelik teknik
destek taleplerini karşılamaya devam
etmektedir.
2013 yılı itibarıyla uygun yatırım ortamı
ve rekabetçilik gelişme ekseninde
Bölge’de yatırıma elverişli altyapı ve
emek piyasası koşullarının oluşturulması;
finansman, danışmanlık ve tanıtım
kapasitesinin geliştirilmesi yoluyla
Bölge'nin rekabetçilik düzeyinin
arttırılması amacıyla çeşitli faaliyetler
gerçekleştirilecektir. Buna göre 2012
bütçesinden uygulanacak altyapı mali
destek programı yoluyla Bölge’nin sanayi
alanlarının altyapısının geliştirilmesine,
turizm ve kent altyapısının
iyileştirilmesine projeler yoluyla mali
destek sağlanacaktır.
22
OCAK 2013
Mali Destek Programlarının
Tasarımı
Ajansımız 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla
üç farklı alanda mali destek programı
teklif çağrısına çıkmıştır. 2012 yılında bu
mali destek programlarının tasarımına
yönelik detaylı çalışmalar yapılmış
olup KOBİ ve Küçük Ölçekli Altyapı
Mali Destek Programlarının, bölgesel
kalkınma ihtiyaçları açısından temel ve
daha acil nitelikte olduğu sonucuna
varılmıştır. Sivil toplum kuruluşları ve
mesleki örgütlenmelere yönelik mali
desteklerin yeterli düzeyde olduğu, bu
yararlanıcıların proje kapasitelerinin
geliştirilmeye açık bir alan olarak bir
sorun teşkil ettiği, ancak bu sorunun da
Ajans’ın teknik desteği ile giderilebileceği
istişare edilmiştir. Bölgede kırsal alanda
ekonomik faaliyetlerin güçlendirilmesi
ve çeşitlendirilmesine yönelik bir
mali destek programı da tasarlanarak
uygulamaya alınmıştır.
31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla ilan edilen
Mali Destek Programları Tablo 1'de
gösterilmiştir.
Rekabetçi Sektörlerin Geliştirilmesi
Mali Destek Programı
Bu program ile Bölge’nin coğrafi
konumu ve içsel potansiyeline
dayalı rekabet avantajına, istihdam
yaratma kapasitesine ve/veya
ihracat potansiyeline sahip “hedef
sektörlerde” üretim ve hizmet kalitesi
ile ürün çeşitliliğinin artırılması yoluyla
Bölge’nin rekabet gücünün artırılması
amaçlanmaktadır. Bu programda Mardin
ve Batman için rekabetçi sektörlerin
geliştirilmesi doğrudan bir hedef iken,
Siirt ve Şırnak için KOBİ’lerin rekabet
edebilirliklerinin artırılması sağlanarak
dolaylı yoldan bu hedefe ulaşmaya
hizmet eden bir program uygulanacaktır.
İşletmelerin enerji verimliliği
uygulamalarının yaygınlaştırılması,
tanıtım, markalaşma ve pazarlama
kapasitelerinin geliştirilmesi, Bölge
sanayisinin kümelenme potansiyelinin
değerlendirilmesi, yan sanayinin
geliştirilmesi ve katma değeri yüksek
ürünlerin üretiminin artırılması yoluyla
iş ve üretim alanlarının çeşitlendirilmesi,
Bölge turizminin kapasite, altyapı ve
hizmet niteliklerinin geliştirilerek ve
çeşitlendirilerek rekabet edebilirliklerinin
artırılmasına program uygulaması
kapsamında özellikle dikkat edilecektir.
Programa için 2012 yılı bütçesinden
15 milyon 337 bin TL kaynak ayrılmıştır.
Turizm, Kent ve Sanayi Altyapısı
Mali Destek Programı
Bu program amacı TRC3 Bölgesi’nde
turizm, kent ve sanayi altyapısının
iyileştirilmesiyle Bölge'nin turizm
alanındaki cazibesinin ve kentlerin
yaşanabilirliğinin artırılması ile uygun
yatırım ortamının tesis edilmesine
katkı sağlamaktır. TRC3 Bölge’sinde
belediyelerin yaşanabilir kentler
oluşturma kapasitelerinin mali ve
teknik nedenlerle yetersiz kalırken,
belli bir ekonomik yeterliliğe ulaşan
nüfus yaşadığı kentten memnun
olmayarak daha gelişmiş bölgelere göç
etmektedir. Bu durum Bölge illerinde
entelektüel ve dolayısıyla kurumsal
Tablo 1. 2013 Yılı Mali Destek Programları
Mali Destek Programı
Rekabetçi Sektörlerin
Geliştirilmesi (KOBİ)
Turizm, Kent ve Sanayi
Altyapısı (Altyapı)
Sulama Altyapısının
İyileştirilmesi (Altyapı)
Kaynak Coğrafi
Uygulama
Çağrı Dönemi
Bütçe Kapsam
Dönemi
2012
TRC3
31 Aralık 2012
2013
2013
TRC3
31 Aralık 2012
2013
31 Aralık 2012
2013
2013
TRC33
TRC34
sermayenin gerilemesine neden
olmaktadır. Bölge sanayi üretiminin
altyapısı da diğer bölgelere göre daha az
rekabetçi olduğundan yeni yatırımların
gerçekleşmesi süreci yavaşlamaktadır.
Bölge'nin sanayi potansiyelinin yanı sıra
ekonomik değer yaratma noktasında
turizm açısından sahip olduğu yapıların
eksikliklerini gidermek ve bu eserlerin en
iyi şekilde tanıtımını yapması kaçınılmaz
olmaktadır. Yaşanılabilir kentler,
turizmden etkin faydalanma ve uygun
sanayi altyapısı ile üretimin artırılmasına
zemin hazırlanması, Bölge’nin
ekonomisinin geliştirilmesi amacıyla
geliştirilen mali destek programının
rekabet unsurlarına olumlu katkı
sağlayacağı öngörülmektedir. Program
için 2013 yılı bütçesinden 7 milyon TL
kaynak ayrılmıştır.
Sulama Altyapısının İyileştirilmesi
Mali Destek Programı
TRC3 Bölgesi'nde özellikle Siirt ve
Şırnak’ta ekonomik faaliyetlerin kırsal
alana yoğunlaştığı görülmektedir.
Ajans'ın 2010 ve 2011 KOBİ destekleri
sanayi ve hizmet üretiminde bu iki
ilin rekabet dezavantajlarından dolayı
kritik eşiklerin çok altında kaldıklarını
göstermiştir. Bölge’de kırsal alanda
ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesine
yönelik altyapının kurulması özellikle
tarım ve hayvancılık açısından kendi
içinde daha baskın özellik gösteren
bu iki ilin sosyo-ekonomik açıdan
kalkınmasının önemli bir aracı olarak
görülmektedir. Bu müdahale kırsal
alandan kentlere ekonomik nedenlerle
gerçekleşen göç olgusunun azaltılması
hedefini de destekleyecektir. KÖYDES
destekleriyle yol ve içme suyu gibi
birincil temel ihtiyaçların giderilmesi
hedeflenmiş olmakla birlikte bu desteğin
kısmen kapsamında olan ekonomik
faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ikinci
planda kalmıştır. İl Özel İdarelerinin de
bütçelerinin kırsal alanda ekonomik
faaliyetlerin çeşitlendirilmesinde yetersiz
kaldığı ya da konunun bir öncelik
olarak ele alınmadığı görülmüştür. Bu
durum Siirt ve Şırnak özelinde Bölge içi
gelişmişlik farklarının giderilmesi amacını
güden bir program tasarlanmasını
zorunlu kılmıştır. Programa ayrılan
kaynak 2013 yılı bütçesinden 3 milyon TL
olarak belirlenmiştir.
31 Aralık 2012 tarihinde teklif çağrısına
çıkılan Rekabetçi Sektörlerin Geliştirilmesi
Mali Destek Programı; Turizm, Kent ve
Sanayi Altyapısı Mali Destek Programı;
Sulama Altyapısının İyileştirilmesi Mali
Destek Programı için sözleşmelerin
imzalanması, teklif değerlendirme süreci
sonrası 2013 yılı Mayıs-Haziran ayları
içerisinde olması beklenmektedir.
Sözleşmelerin imzalanmasının
akabinde yararlanıcılar tarafından proje
uygulamalarına fiilen başlanacaktır.
OCAK 2013
23
Bölgemizdeki Lokomotif Sektörlerin
Rekabet Gücünü Artırmak İçin Çalışıyoruz
Dr. Bülent ÖZKAN / İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
2008 yılında kurulan ve 2010 yılından
itibaren faaliyetlerine başlayan İpekyolu
Kalkınma Ajansı, TRC1 İİBS Düzey 2
Bölgesinde faaliyet göstermektedir.
Gaziantep, Adıyaman ve Kilis illerinden
oluşan TRC1 Bölgesi’nde sürdürülebilir
kalkınmanın sağlanması ve bölge
içi ve bölgeler arası gelişmişlik
farklarının azaltılması ana ekseninde
çalışmalar yapan İpekyolu Kalkınma
Ajansı’nın merkezi; TRC1 Bölgesi'nin
ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin
en gelişmiş kenti olan Gaziantep’te
bulunmaktadır. Adıyaman ve Kilis
illerinde bulunan Yatırım Destek
Ofisleri ise, bölge illeri ile iletişimin
sürdürülebilmesi ve yerelden analiz,
planlama ve yönetimin yapılabilmesine
olanak vermektedir.
Kalkınma kavramının oldukça geniş
ve kapsamlı bir kavram olduğu göz
önüne alındığında; Ajans bünyesinde
yapılan çalışmaların topyekûn ve
sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak
24
OCAK 2013
farklı eksenli ve entegre çalışmalar
olduğu ortaya çıkmaktadır. Yalnızca
ekonomik gelişmenin kalkınma demek
olmadığı günümüzde; ekonomik,
sosyal, beşerî, kültürel alanlarda
yapılan çalışmaların birbiri ile uyumlu
ve bütünleşik bir şekilde; Bölge'nin
ihtiyacına göre belirlenen politika ve
stratejiler çerçevesinde geliştirilmesi
ve belirli bir metoda göre uygulanması
süreçlerinin her biri oldukça önem
kazanmaktadır. Ancak; kalkınmada
ulaşılmak istenen düzeye varmak
kadar önem arz eden bir başka konu
da, ulaşılan seviyenin sürdürülmesi
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilim
ve teknoloji geliştirilirken, beşerî
kaynakların gerilemesine izin
verilmemeli, tam aksine bilim ve
teknolojiden en fazla verimi alabilmek
adına beşerî kaynakların gelişimine
de önem verilmelidir. Sanayileşme
arttıkça; çevre kirliliği ve benzeri tehdit
unsurlarına gereken önemin verilmesi
ve daha çevreci materyaller ve üretim
süreçlerinin kullanımına geçilmesi gibi
önlemlerin alınması gerekmektedir.
Bölge'nin kalkınmasını amaçlayan
çalışmalar yapan İpekyolu Kalkınma
Ajansı, faaliyete geçtiği 2010 yılından
itibaren, bölgenin ekonomik ve
sosyal kalkınmasını sağlamak
amacıyla çeşitli sektörlere, belirlenen
öncelikler doğrultusunda “Mali Destek
Programları” düzenlemiştir. 2010 yılında
açılan “İktisadi Gelişme Mali Destek
Programı”yla; tarım, turizm ve sanayi
alanında rekabet gücünü artıracak
ve Bölge'de inovasyon kavramını
pekiştirecek projeler desteklenmiştir.
2011 yılında ise “Üniversite-SanayiToplum İşbirliği Mali Destek Programı”
ile sanayi ve üniversiteler arasındaki
iletişim desteklenmeye çalışılarak;
hem üniversitelerin akademik ve pratik
altyapılarının güçlendirilmesi hem
sanayideki rekabetçilik ve yenilikçiliğin
artırılması amaçlanmış hem de
toplumun bu iki kurumdan daha yüksek
derecede verim alması gözetilmiştir.
2011 yılında uygulanan “Turizm Mali
Destek Programı” ile hem Bölge'nin
tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerinin
korunması ve geliştirilmesi hem de
turizm altyapısının nitelik ve niceliğinin
artırılması amaçlanmıştır. Ayrıca hem
2010 hem de 2011 yıllarında “Küçük
Ölçekli Altyapı Mali Destek Programı”
ile Bölge'nin hem ekonomik hem de
sosyal kalkınmasında oldukça etkili
olan altyapı sorunlarının çözülmesi,
altyapının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi
amaçlanmıştır.
düzeye çıkarabilmek adına; 2013 yılında
açıklanan mali destek programları
ve bütçeleri Tablo 2'de verilmektedir.
Desteklerden faydalanan özel sektör
temsilcileri KOBİ; kamu kurumu, meslek
kuruluşları ve STK’lar ise kamu başlığı
altında toplanmıştır.
Tablo 2. 2013 Yılı Mali Destek Programları
ve Bütçeleri
Bölge'nin gelişmesi için yalnızca
mali destek mekanizmasının
kullanılması yetersiz olduğundan,
ajansımız araştırma projelerini
“2011 ve 2012 Doğrudan Faaliyet
Desteği” mekanizması ile desteklemiş,
Bölge'deki kurum ve kuruluşların
kurumsal kapasitelerini geliştirmek
amacıyla ise “Teknik Destek”
mekanizmasını kullanmıştır. Teknik
destek mekanizmasıyla Bölge'deki
kamu kurumu ve STK’ların kurumsal
kapasitelerini geliştirmeye katkıda
bulunan eğitim, danışmanlık ve
uzmanlık destekleri verilmiştir. Bu
kapsamda verilen desteklerin bütçe ve
faydalanıcılara göre dağılımı Tablo 1'de
görülebilmektedir.
1
Program
Adı
Faydalanıcı
Destek
Miktarı
Ekonomik
Kalkınma
KOBİ
6,500,000 TL
KOBİ
2,000,000 TL
Kamu
2,000,000 TL
Kamu
2,500,000 TL
Bölge İçi
Gelişmişlik
2
Farklarının
Azaltılması
3
4
Kamu
TOPLAM
6,000,000 TL
19,000,000 TL
Bu projelerde temiz üretim, temiz enerji
gibi oldukça önemli konuları içeren
yenilikçi projeler de dikkat çekmektedir.
2010 yılında ajansımız tarafından
desteklenen, Gaziantep Şehitkamil
Belediyesi tarafından yürütülen “Doğal
Hayat, Doğal Enerji” projesinde; bir
platform üzerine kurulan 230 kw'lık
171 adet güneş enerjisi paneli, üç
adet invertör, iki adet çift yönlü sayaç,
bir adet görüntüleme sistemi ile yıllık
ortalama 150 kw elektrik enerjisi
Bölge'deki anahtar sektörleri Ar-Ge,
inovasyon, yenilikçilik, sürdürülebilirlik,
bilim ve teknoloji ve rekabetçilik
ışığında Bölge'de yaratılan katma
değeri, istihdamı, kalite ve marka
değerini ve çarpan etkisini en fazla
Tablo 1. İpekyolu Kalkınma Ajansı Tarafından Verilen Desteklerin Dağılımı
Yıl
Program Adı
Teknik
Destek
Doğrudan
Faaliyet
Desteği
Mali Destek
İktisadi Gelişme
2010 Küçük Ölçekli
Altyapı
Kamu STK
10
3
Eş
Özel
TOPLAM Finansman
Sektör
(TL)
40
17
Ajans
Desteği
(TL)
Toplam
Yatırım
Miktarı
(TL)
53
9,171,733
8,585,875
17,757,608
17
4,821,497
4,450,107
9,271,604
Üniversite Sanayi - Toplum
İşbirliği
12
4
21
37
6,549,993
7,246,408
13,796,401
Turizm
28
2
4
34
3,960,231
5,708,932
9,669,163
Küçük Ölçekli
Altyapı
11
1
12
2,916,633
6,499,970
9,416,603
TOPLAM
78
10
153
27,420,087
2011 2011 DFD
8
7
15
54,990
518,117
573,107
2012 2012 DFD
3
8
11
5,400
494,465
499,865
TOPLAM
11
15
26
60,390
1,012,582
1,072,972
2011 2011 TD
29
16
45
0
200,000
200,000
2012 2012 TD
16
7
23
0
155,178
155,178
TOPLAM
45
23
68
0
355,178
355,178
2011
65
32,491,292 59,911,379
üretmektedir. Proje kapsamında günlük
olarak ortalama dört kişilik bir ailenin
30 günde tükettiği elektrik miktarı,
bir günde üretilmektedir. Projenin
bölgede güneş enerjisi uygulamalarının
yaygınlaştırılması için öncü olması
amaçlanmıştır. İç turizmde büyük
önem arz eden Dülükbaba Tabiat
Parkı’nın güneş enerjisi sistemleri
vasıtasıyla cazibesinin artırılmasıyla
birlikte, projenin bölge turizmine katkı
sağlaması da planlanmaktadır.
Bu kapsamdaki bir diğer örnek proje
ise 2011 yılında “Üniversite-SanayiToplum İşbirliği Mali Destek Programı”
dahilinde desteklenen “Belden Kırmalı
Elektrikli Bahçe Traktörü Tasarımı ve
Seri İmalat Şartlarının Oluşturulması”
projesidir. BCS METAL San. ve Tic. A.Ş.
ile Gaziantep Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü
ortaklığıyla yürütülen projeyle elektrik
ile çalışan belden kırmalı bahçe traktörü
tasarımı ve prototipi üretilmesinin yanı
sıra, üniversite akademisyenlerinin ve
işletme çalışanlarının birlikte yer aldığı
bir Ar-Ge birimi kurulması planlanmıştır.
Proje; hem üniversite-sanayi işbirliğinin
geliştirilmesine hem Ar-Ge çalışmalarına
hem de yeşil enerji kullanımına fayda
sağlayacak olup aynı zamanda tarımsal
üretimde maliyetlerin düşürülmesine
de olanak sağlamaktadır.
Bölgede var olan lokomotif sektörlerin
rekabet güçlerini, yarattıkları katma
değeri ve Ar-Ge faaliyetlerini artırmayı
amaçlayan İpekyolu Kalkınma Ajansı;
BROP (Bölgesel Rekabet Edebilirlik
Operasyonel Programı) kapsamında
hazırlanan “Halıcılık” ve “Nonwoven ve
Nanoteknoloji” alanlarında Araştırma ve
Geliştirme Merkezlerinin kurulmasıyla
ilgili iki ayrı projeyle ilgili çalışmalarını
sürdürmektedir. Bölge'de lokomotif
sektörler olarak göze çarpan bu iki
sektördeki inovasyonu ve rekabetçiliği
artırmak ana hedefine sahip bu
projeler ile bölgede yüksek miktarda
üretimi olan bu ürünlerin yarattığı
katma değerin ve bölgeye katkılarının
artırılması planlanmaktadır.
OCAK 2013
25
Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi
Dr. İlhan KARAKOYUN / Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
Giriş
Küreselleşme süreci, bir taraftan
ekonomilerin önündeki ulusal engelleri
ortadan kaldırırken, diğer taraftan
ekonomik kalkınma ve bölgesel
gelişmenin öncü ve itici güçleri olarak
yerel ve bölgesel dinamiklerin önemini
artırmış ve kalkınma anlayışında bölgesel
kalkınma yaklaşımı ön plana çıkmaya
başlamıştır.
Küreselleşme, ülkelerden ziyade
yerel/bölgesel birimleri küresel
rekabet açısından birer ekonomik
aktör konumuna getirmiştir. Stratejik
planlama anlayışıyla yerel kaynaklarını
ve potansiyellerini harekete geçirerek
belirli sektörlerde uzmanlaşan, diğer
bölgelerden farklılaşan ve yatırımcılar
için en cazip koşulları sunan bölgelerin,
dünya ekonomisinde de diğer bölgelerle
karşılaştırıldığında birtakım üstünlük
ve rekabet avantajları elde ettikleri
gözlemlenmektedir.
Dünyadaki değişen ekonomik
konjonktüre paralel olarak ülkemiz
ekonomisi de özellikle 1980’ler sonrası
büyük değişim ve dönüşümler geçirmiştir.
Ancak, elde edilen bütün kazanımlara
rağmen, ülkemizde bölgeler arası ve
bölge içi gelişmişlik farklılıkları bugün
de önemli bir ekonomik ve sosyal sorun
olarak varlığını sürdürmekte ve siyasal
gündemin en ön sıralarında yer almaya
devam etmektedir.
Türkiye’de 1990’lı yıllarda yaşanan
ekonomik krizler nedeniyle artan bölge
içi ve bölgeler arası gelişmişlik farkları ve
Avrupa Birliği’ne uyum sürecinin etkisiyle,
bölgesel kalkınma yaklaşımında yeni
arayış ve çabalar gündeme gelmiştir.
Artan bu arayışların sonucunda, bölgesel
kalkınmanın yeni araçlarından biri olarak
26 Düzey 2 Bölgesi esas alınarak kalkınma
ajansları kurulmuştur.
5449 Sayılı Kalkınma Ajanslarının
Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri
26
OCAK 2013
Hakkında Kanunla Kalkınma Ajanslarına
(KA) verilen görevler ve tanınan
yetkilerden biri de (madde 5/j) “yönetim,
üretim, tanıtım, pazarlama, teknoloji,
finansman, örgütlenme ve işgücü eğitimi
gibi konularda, ilgili kuruluşlarla işbirliği
sağlayarak küçük ve orta ölçekli işletmelerle
yeni girişimcileri desteklemek”tir.
Bu görev ve yetkiye dayanarak, Kalkınma
Ajansları; Bölgeleriyle ilgili olarak
yaptıkları araştırmalar sonucu tespit
ettikleri potansiyel sektörlerin harekete
geçirilmesi için Bölge Planlarında yer
alan amaç ve öncelikler doğrultusunda
yarışmacı proje teklif çağrıları
çerçevesinde KOBİ’lere yüzde 50’ye kadar
doğrudan finansman destekleri (hibe)
sağlamaktadırlar.
Kanunun gerekçesinde de belirtildiği
gibi, “ulusal ve küresel rekabet, özellikle
esnek ve dinamik üretim yapılarıyla değişen
koşullara kolay ayak uydurabilen KOBİ’ler
için önemli avantajlar sunmaktadır. Bu
kapsamda, yerel girişimciliğe ve KOBİ’lere
dayalı bir kalkınma modeli bölgelerin ve
ülkelerin yerel, ulusal ve küresel piyasalara
entegre olabilme şansını artırırken,
kalkınmanın sürdürülebilirliğini de temin
etmektedir. Bu kalkınma modelinde, yerel
girişimcilere ve KOBİ’lere sağladıkları
destekler ile ajanslar özel bir önem
kazanmaktadır”.
Bu çalışmada, Diyarbakır ve Şanlıurfa
Bölgesi'nde faaliyette bulunan Karacadağ
Kalkınma Ajansı’nın 2010 yılında
işletmelere (KOBİ’ler) yönelik uyguladığı
“Ekonomik Gelişme Mali Destek
Programı”nın KOBİ’lerin istihdamı ve
bilanço büyüklükleri üzerindeki etkileri
ortaya konmaya çalışılmıştır.
Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın
2010 Yılında Verdiği KOBİ
Desteklerinin Etkisi
2009 yılının sonlarında faaliyete başlayan
Karacadağ Kalkınma Ajansı; TRC2
(Diyarbakır-Şanlıurfa) Bölgesi’nde yenilikçi
ve modern yöntemler kullanılarak
sanayi ve tarıma dayalı sanayinin
geliştirilmesi, hizmet sektöründe turizmin
teşvik edilmesi, sanayi, tarım ve turizm
sektörlerindeki KOBİ’lerin rekabet ve
ihracat kapasitelerinin artırılması, böylece
yeni istihdam imkânları yaratılarak işsizlik
ve yoksulluğun azaltılması amacıyla,
2010 yılında Ekonomik Gelişme Mali
Destek Programı için proje teklif çağrısına
çıkmıştır. Bu Programa toplam 383 KOBİ
proje başvurusu yapmıştır.
Başvuruların yüzde 53’ü Diyarbakır
ve yüzde 47’si ise Şanlıurfa’dan
gelmiştir. Diyarbakır’dan yapılan proje
başvurularında “sanayi” sektörüne
yönelik projeler ilk sırada yer alırken,
Şanlıurfa’dan yapılan proje başvurularında
GAP’ın olumlu etkisiyle “tarıma dayalı
sanayi”ye yönelik projeler ağırlık
kazanmıştır.
Yapılan teknik ve mali değerlendirme
sonucu başarılı olan toplam 57 KOBİ ile
destek sözleşmesi imzalanmıştır. Ancak,
bu sözleşmelerden 6’sı fesh edilmiş ve
kalan 51 proje ise başarıyla uygulanmıştır.
51 proje için Ajans tarafından yaklaşık 9,7
milyon TL hibe verilmiş; proje sahiplerinin
eş-finansman katkısıyla (10,3 milyon TL)
birlikte Diyarbakır ve Şanlıurfa Bölgesi'nde
KOBİ’ler üzerinden toplam 20 milyon
TL’lik bir yatırım gerçekleştirilmiştir.
Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından,
proje desteği alan KOBİ’lerin uygun
şartlarda eş finansman temin etmeleri
amacıyla, Halk Bankası, Vakıflar Bankası,
Ziraat Bankası ve Finansbank ile işbirliği
protokolleri imzalanmıştır. Ajans'tan
destek alan KOBİ’lerin bir kısmı, eş
finansman için kendi öz kaynaklarını
kullanırken, bazı firmalar da banka
kredisi kullanmıştır. İşbirliği protokolü
imzalanan bankalardan eş finansman
olarak temin edilen kredi, toplam eş
finansmanın yaklaşık yüzde 54’üne
tekabül etmektedir. Ayrıca, proje desteği
alan KOBİ’ler, bu bankalardan yaklaşık
1.300.000,00 TL teminat kredisi
kullanmıştır.
Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından
verilen desteklerin KOBİ’lerin mali
tablolarına da olumlu yönde yansıdığı
görülmektedir. Grafik 1 ve 2'de Karacadağ
Kalkınma Ajansı’ndan proje desteği
alan firmaların 2009 ve 2010 yıllarına ait
bilanço büyüklükleri yer almaktadır.
Grafiklerden de görüleceği gibi, 2009
yılında destek alan KOBİ’lerden 23’ünün
bilanço büyüklüğü 1 milyon TL’nin (mikro
KOBİ) altında iken, 2010 yılında mikro
KOBİ’lerden 5’inin bilanço büyüklüğü 1
milyon TL’yi aşmıştır. Aynı zamanda, bir
28
30
23
25
17
20
10
15
6
10
2
5
0
999 Bin TL 1 Milyon TL
Altı Şirket Üstü Şirket
Sayısı
Sayısı
3 Milyon TL
Üstü Şirket
Sayısı
5 Milyon TL
Üstü Şirket
Sayısı
7 Milyon TL 10 Milyon TL 30 Milyon TL
Üstü Şirket Üstü Şirket Üstü Şirket
Sayısı
Sayısı
Sayısı
Grafik 1. Proje Desteği Alan KOBİ’lerin 2009 Yılı Bilanço Büyüklükleri
33
35
30
25
20
19
18
13
15
9
10
7
1
5
0
990 Bin TL
Altı Şirket
Sayısı
1 Milyon TL
Üstü Şirket
Sayısı
3 Milyon TL
Üstü Şirket
Sayısı
5 Milyon TL
Üstü Şirket
Sayısı
7 Milyon TL 10 Milyon TL
Üstü Şirket Üstü Şirket
Sayısı
Sayısı
30 Milyon TL
Üstü Şirket
Sayısı
Grafik 2. Proje Desteği Alan KOBİ’lerin 2010 Yılı Bilanço Büyüklükleri
önceki yıl bilanço büyüklüğü 3 milyon
TL’nin altında olan 2 firmanın bilançosu 3
milyon TL’nin üstüne çıkmıştır.
Ayrıca, Karacadağ Kalkınma Ajansı
tarafından Diyarbakır ve Şanlıurfa İllerinde
51 KOBİ’ye sağlanan proje desteğiyle, söz
konusu projelerin başlangıç döneminde
firmalarda istihdam edilen kişi sayısı
bin 979 iken, proje bitiminden sonra bu
sayının yüzde 22,7’lik (449 kişi) bir artışla 2
bin 428’e ulaştığı görülmektedir.
Değerlendirme ve Sonuç
Günümüzde, yerel ve bölgesel
kalkınmanın önemi ve gerekliliği
yadsınamaz. Sürdürülebilir bir bölgesel
kalkınma için iyi işleyen bir yerel
kalkınma sistemine ihtiyaç vardır.
Yerel kalkınma sistemi, ekonomik ve
sosyal kalkınma ve gelişme için kamu
ve özel sektör ile STK’ların işbirliği ve
koordinasyonuna dayanmaktadır. Tüm
dünyada, yerel ekonomik kalkınmanın
kilit kuruluşlarından biri olarak kalkınma
ajansları ön plana çıkmaktadır.
Bölgesel kalkınma konusundaki diğer
fonksiyonlarının yanında, bölgelerdeki
KOBİ’lerin finansmana erişim, planlama,
pazarlama, teknolojik altyapı yetersizliği,
düşük verim ve üretim kapasitesi
ile Ar-Ge faaliyetlerinin sınırlılığı,
kurumsallaşamama ve finansal kaynak
veya fonları yönetmede karşılaşılan
sorunlarının çözümünde önemli roller
üstlenebilir.
Grafiklerden de anlaşılacağı gibi, kalkınma
ajansı destekleri KOBİ’ler açısından son
derece önemlidir. Diyarbakır ve Şanlıurfa
İllerinde bulunan KOBİ’lerin yüzde 92’den
fazlası 50 kişiden daha az istihdamı olan
küçük KOBİ statüsündedir. Başka bir
ifadeyle, Bölgemizdeki KOBİ’lerde ciddi
“ölçek” sorunu yaşanmaktadır. Bu firmalar,
finansmana erişimde çeşitli sorunlar ve
zorluklarla karşılaşırken, aynı zamanda
rekabetçi bir yapıya da ulaşamamaktadır.
Dolayısıyla, Karacadağ Kalkınma Ajansı
tarafından verilen proje desteklerinin,
bölgede sanayi, tarıma dayalı sanayi ve
turizm sektörlerindeki KOBİ’lerin finansa
erişimlerini kolaylaştırarak ölçeklerinin
büyütülmesine, teknolojilerini
yenilemelerine veya yeni teknoloji
kullanmalarına, üretim ve ihracat
kapasiteleri ile istihdamlarının artmasına
katkıda bulunduğu söylenebilir.
OCAK 2013
27
Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı
Mevlut ÖZEN / Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
2008 yılında kurulan Orta Karadeniz
Kalkınma Ajansı (OKA), Amasya, Çorum,
Samsun, Tokat illerini kapsayan TR83
Bölgesi'nde, Bölge'nin potansiyellerini
harekete geçirmeyi, bölgeler arası
ve Bölge içi gelişmişlik farklarını
azaltmayı ve Bölge'nin ulusal ve küresel
ölçekte rekabet gücünü artırmayı
amaçlamaktadır.
Kalkınma Ajansımız tarafından
sağlanacak desteklere ilişkin ilke ve
kurallar; ulusal plan ve stratejiler,
bölge plan ve programları ile
Ajans'ın yıllık çalışma programında
belirtilen öncelikler doğrultusunda
oluşturulmaktadır. Ajans, kuruluşundan
bu yana başta doğrudan finansman
ve teknik destek sağladığı yaklaşık
300 proje ile Bölge planında yer alan
stratejik amaçlardan “İşletmelerin
Rekabet Gücünün Artırılması ve
Dışa Açılma”yı gerçekleştirmek
üzere Bölge'nin "bilim, teknoloji,
sanayileşme, bölgesel gelişim
ve temiz üretim” konusundaki
kapasitesini artırmak amacıyla çeşitli
faaliyetlerde bulunmaktadır.
Proje Destekleri
Ajansımız; 2009 yılında ilk proje teklif
çağrısını KOBİ’lere yönelik olarak ilan
etmiş ve teklif çağrısı kapsamında
sağlanan destek ile Bölge'nin
girişimcilik ve yatırım potansiyelini
harekete geçirerek, ulusal ve bölge
planımız ile uyumlu yerel aktörlerin
28
OCAK 2013
kalkınma çalışmalarına destek vermeyi
planlamıştır. Bölgemizdeki işletmelerin
verimliliğinin artırılması, kapasitelerinin
geliştirilmesi, sadece Bölge için üretim
yapar durumdan; dışa açılmış, yeni
pazarlara hitap edebilen bir konuma
gelinebilmesi, hem ulusal hem de
uluslararası pazarlarda rekabet gücünün
artırılması için KOBİ’lerin altyapılarının
güçlendirilmesi amaçlanmıştır.
Bu program sonucunda uygulanan
projeler sonucunda 718 kişi istihdam
edilmiş; 797 adet yeni makine Bölge'ye
kazandırılmıştır.
2011 yılında yapılan saha çalışmaları
ve analizler neticesinde Bölge planında
belirlenen sektörlerde öncelikli olmak
üzere yine KOBİ’lere yönelik bir teklif
çağrısı yürütülmüştür. Program
kapsamında 65 projeye 15 milyon TL
hibe sağlanması öngörülmüştür. Halen
uygulaması devam eden projeler ile
bölgede yüksek teknoloji kullanımının
artması, sanayileşme ile katma değer
artışı ve çevreye duyarlı üretim
teknolojilerinin Bölge'de yaygınlaşması
konularında gelişme sağlanacaktır.
Bugüne kadar uygulanan KOBİ
Mali Destek Programlarında proje
sahiplerinin eş finansmanıyla birlikte
bölgede 60 milyon TL’nin üzerinde
yatırım yapılmıştır.
Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı,
bölgenin potansiyellerinden daha
fazla istifade ederek Bölge'nin
gelişmesini hızlandırmak amacıyla
2010 yılında Küçük Ölçekli Altyapı
Geliştirme, Kültürel, Turistik Değerleri,
Ekolojik Dengeleri Koruma ve
İyileştirme Mali Destek Programı ilan
edilmiştir. Bu program kapsamında
turizm altyapısının geliştirilmesi,
ve çevre altyapısının oluşturulması
öncelikli olarak desteklenmiştir. 18
milyon TL hibe desteği sağlanan 36
proje ile Bölge genelinde konak,
han, kale gibi bina restorasyonları
yapılmış, doğal ve tarihi güzellikleri
turizm açısından değerlendirmek
üzere yeni düzenlemelere gidilmiş ve
çevreyi korumak, doğal kaynaklarının
sürdürülebilirliğini sağlamak adına
yatırımlar yapılmıştır.
Bölgesel kalkınmanın bir diğer boyutu
olan sosyal kalkınma konusunda
kuruluşundan bu yana Bölge'de
inisiyatif alan Orta Karadeniz
Kalkınma Ajansı; başta kadınlar ve
engelliler olmak üzere Bölge'nin insan
kaynaklarının geliştirilmesi, harekete
geçirilmesi ve toplumsal yapının
bütün bireylerin hizmetlere ve diğer
imkânlara eşit erişimini sağlayacak
şekilde düzenlemesi amacıyla
çalışmalarda bulunmuştur. 2010 yılında
Dünya Bankası işbirliği ile "İş’te Kadın
Konferansı", 2011 yılında "Girişimcilik
Konferansı" ve "Cinsiyet Eşitliği" ve
"Kalkınma Toplantısı" ile 2010 ve 2012
yıllarında Avrupa Kalkınma Ajansları
Birliği (EURADA) işbirliği ile "Bölge
Kalkınma ve İnovasyon Stratejileri"
konulu konferanslar OKA tarafından
düzenlenmiştir.
Sosyal kalkınma konusunda 2011
yılında ilan edilen İnsan Kaynaklarının
Geliştirilmesi Mali Destek Programı
ile 30 adet proje desteklenmiştir. Bu
projelerde Bölge'nin insan kaynaklarının
yapılacak faaliyetlerle çalışma hayatının
öngördüğü niteliklere uygun olarak
geliştirilmesine katkı verilmiştir.
4 Aralık 2012 tarihi itibarıyla
kamuoyuna duyurulan Dezavantajlı
Gruplara Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı
ve Dezavantajlı Gruplara Yönelik Sosyal
İçerme Mali Destek Programlarıyla;
engelliler, kadınlar, yaşlılar, suça
bulaşmış ya da suç riski altındaki
çocuklar ve gençlerin, kentsel ve
kırsal alanlarda yararlandıkları mevcut
sosyo-kültürel altyapının geliştirilmesi
ve fırsatlara ve kaynaklara eşit
erişimini sağlamak yoluyla toplumsal
bütünleşmelerinin gerçekleştirilmesi
ve yaşam kalitelerinin artırılması
amaçlanmaktadır. Halen başvuru
kabul süreci devam eden programlar
kapsamında toplam 8 milyon TL hibe
desteği sağlanması öngörülmektedir.
Güdümlü Proje Desteği
OKA, Güdümlü Proje Desteği
kapsamında Bölge'deki girişimcilik
ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmek
ve işletmelerin ortak kullanımına
açık fuar, ticaret merkezi gibi büyük
bütçeli altyapı projelerinden 2011
yılında Samsun Fuar ve Kongre Merkezi
Projesine, 18 Aralık 2012 tarihinde
sözleşme imza töreni gerçekleştirilen
Çorum Teknoloji Geliştirme Bölgesi
(TEKNOKENT) Projesi’ne destek
vermektedir.
Doğrudan Faaliyet Desteği
OKA, TR83 Bölgesi'nde sosyoekonomik
gelişmeyi hızlandırabilecek önemli
fırsatların değerlendirilmesi ve
sosyoekonomik gelişme önündeki
darboğazların giderilmesine yönelik
tedbirleri ve planlama/araştırma
faaliyetleri de desteklemektedir. Bu
kapsamda ilgili sektörel mastır planları,
analiz raporları, fizibilite raporları,
enerji, istihdam, çevre gibi konularda
yapılan araştırmalar gibi 40’ın üzerinde
çalışmaya destek verilmiştir.
Orta Karadeniz Bölgesel
İnovasyon Stratejisi (2013-2023)
2012 yılında hazırlanarak uygulamaya
konulan Orta Karadeniz Bölgesel
İnovasyon Stratejisi (2013-2023)
vizyon cümlesi şu şekilde oluşmaktadır:
“Orta Karadeniz Bölgesi, 2023 yılında
rekabetçi sektörleri ve inovasyon ve
girişimcilik kültürü yüksek toplumu
sayesinde kalkınmada örnek bir bölge
halini alacaktır”. Stratejik atılım alanları
şu şekilde oluşmaktadır:
Strateji kapsamında 2013 yılından
itibaren uygulanacak eylem planıyla
yenilik ve girişimcilik kültürünün
Bölge'de yerleşmesi ve özendirilmesi
için OKA koordinasyonunda
kamu kurumları, üniversiteler, sivil
toplum kuruluşları ve özel sektör
kuruluşları tarafından faaliyetler
gerçekleştirilecektir.
Bölgesel Rekabet Edebilirlik
Programı (BROP) Projesi
OKA, Bölgesel Rekabet Edebilirlik
Operasyonel Programı kapsamında
desteklenmeye hak kazanan “Orta
Karadeniz Bölgesi’nde Rekabetçiliğin
Artması” Projesi'nin Operasyonel
Anlaşma İmza Töreni 1 Şubat 2012
tarihinde Samsun’da gerçekleştirilmiştir.
Projenin toplam bütçesi 6.960.105
Avro’dur. Proje ile Ajans hizmet binası
yapımı, KOBİ İş Destek ve Uygulama
Merkezi yapımı, KOBİ ihtiyaç analizi,
sektörel analizler, sektörel eğitim ve
danışmanlık hizmetlerinin kurgulanması
gibi faaliyetler gerçekleştirilecektir.
Uluslararası Çalışmalar
Avrupa Kalkınma Ajansları Birliği
(EURADA) üyesi olan OKA, 2012 yılından
itibaren EURADA Yönetim Kurulu’nda
da temsil edilmektedir. Bilgi ve tecrübe
paylaşımı konusunda işbirliği içerisinde
olan OKA ve EURADA ortaklığında 2010
yılında “Mirroring EU and Turkish RDAs”
ve 2012 yılında “AGORADA 2012+:
Adoption of a Regional Strategy” başlıklı
uluslar arası konferanslarını Samsun’da
gerçekleşmiştir. OKA; Dünya Bankası,
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
gibi çeşitli uluslar arası kurumlarla
iletişim halinde işbirliği yapmaya devam
etmektedir.
Yatırım Destek ve Tanıtım
Faaliyetleri
Ajans bünyesinde Amasya, Çorum,
Samsun ve Tokat illerinde yatırımcılara
rehberlik edilmesi, illerin tanıtımı ve
yatırım potansiyellerinin harekete
geçirilmesi amacıyla Yatırım Destek
Ofisleri 24.06.2010 tarihi itibarıyla
kurulmuştur. Yatırım Destek
Ofisleri, dört ildeki kamu kurum ve
kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum
kuruluşlarının çeşitli fon kaynaklarına
yönelik hazırladıkları projelere teknik
destek sağlamaktadır. Özellikle
planlama çalışmalarına yönelik ilgili
kurum ve kuruluşlara Ajans görüşleri
iletilmiş bu kapsamda Ajans uzmanları
davet edildikleri bütün toplantı ve
çalıştaylara katılım ve katkı sağlamıştır.
Projelere destek sağlama noktasında
Amasya Yatırım Destek Ofisi, Avrupa
Birliği Katılım Öncesi Mali Yardın Aracı
(IPA) Bölgesel rekabet Edebilirlik
ve Operasyonel Programı (BROP)
çerçevesinde yürütülen “Amasya
Ekmeğini Taştan Çıkarıyor Projesi”ne
teknik destek sağlamaktadır. Aynı
şekilde, Tokat Yatırım Destek Ofisi
de yine aynı program kapsamında
yürütülen “Küçük Sanayicilerin Büyük
Ortaklığı Projesi”ne teknik destek
sağlamaktadır.
Teşvik Hizmetleri
2012 Haziran ayında yayımlanarak
yürürlüğe giren Yatırımlarda Devlet
Yardımları Hakkında Karar gereğince
Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı
genel teşvik sistemi kapsamına
giren yatırım konularına yönelik
teşvik belgesi düzenlenmesi
konusunda yetkilendirilmiştir. Bu yeni
düzenlemeyle yatırımcıların daha önce
Ankara’ya yapmaları gereken genel
teşvik uygulamaları kapsamındaki
başvurularını Amasya, Çorum, Samsun
ve Tokat Yatırım Destek Ofislerine
yapabilme şansı doğmuştur. Ayrıca
Yatırım Destek Ofislerimiz bölgesel,
büyük ölçekli ve stratejik yatırımlar
kapsamındaki teşvik belgeleri
başvurularının hazırlanarak Ekonomi
Bakanlığı’na iletilmesi aşamasında
yatırımcılara teknik destek vermektedir.
OCAK 2013
29
Bölgesel Kalkınmada Lider Kuruluş:
Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA)
Ahmet AKMAN / Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
Bilindiği gibi, Bölgesel Gelişme Araçları,
kurumsal nitelikli, ekonomik nitelikli,
kültürel nitelikli ve sosyal ağ nitelikli
olabilmekte ve Kalkınma Ajansları
kurumsal nitelikli gelişme araçlarının
odağında yer almaktadır. Bölgesel
Kalkınma Ajansları’nın temel kuruluş
nedenleri, bölgesel stratejilerin
uygulanması, yerel ve bölgesel girişimciliği
destekleme, altyapı hizmetlerinin
sunulmasına yardımcı olma, özel sektörün
yakın geleceği için yerel-bölgesel
çözümler araştırma ve bölgesel talepleri
karşılayacak yeni ürün ve hizmet üretimi
için finansal garantiler ve çözümler arama
seklinde özetlenmektedir.
Kalkınma Ajansları, bölge içi ve
bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının
azaltılması, Özel Sektör, Kamu ve STK'lar
arasında koordinasyonun sağlanarak
yerel potansiyelin harekete geçirilmesi
noktasında hayati öneme sahip faaliyetler
gerçekleştirmektedir. Mevlana Kalkınma
Ajansı (MEVKA) tüm ajanslarda olduğu
gibi yukarıda özetlenen faaliyetlerinin yanı
sıra özellikle bilim, teknoloji, sanayileşme,
bölgesel gelişim ve temiz üretim
alanlarındaki faaliyet ve destekleriyle
Bölgede lokomotif görevi ifa etmektedir.
Bu çerçevede, Mevlana Kalkınma Ajansı,
2014-2023 Bölge Planı hazırlıklarına
başlamış olup Cumhuriyetimizin
kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılında,
ülkemizin iktisadi büyüklük sıralaması
açısından dünyada ilk on ülke arasına
girmesi, yıllık 500 milyar dolarlık ihracat
ve kişi başına milli gelirin 25.000 dolar
seviyesine ulaşması hedeflerine paralel
bir şekilde, her geçen gün artan çalışma
azmi ile yurt içi ve yurt dışındaki
faaliyetlerine devam etmektedir.
Ülkemizin 2023 hedefleri ve bu hedeflere
ulaşmada bölgenin katkısını azami
derecede sağlayabilmek için, ajans
olarak çok sayıda toplantı ve çalıştay
gerçekleştirilmiştir. Kamu kesimi, özel
kesim ve STK'larla her konuda olduğu
gibi bu konuda da işbirliğini, beraber
çalışma iradesini ve gerekli koordinasyonu
sağlayarak, bölgenin kendi 2023
hedeflerini oluşturması ve bu hedefe
doğru çalışmasını temin etmeye gayret
30
OCAK 2013
sarf edilmektedir. Bu yolda, bölgemizin
2023 yılında, 15 milyar dolar ihracat
yapabilecek, 10 milyon turist ağırlayarak 5
milyar dolar turizm geliri elde edebilecek,
25 bin doların üzerinde gelir elde
edebilecek potansiyeli ve heyecanı vardır.
Bu hedeflerin Konya ve Karaman illeriyle
omuz omuza belirlenmesine gayret
edilmektedir.
MEVKA kurulduğu yıl olan 2009’da
Proje Teklif Çağrısına çıkabilmiş nadir
ajanslardan biri olmuştur. Bugüne kadar,
ajansımıza 13 adet program çerçevesinde
2 bin 300'ü aşkın proje teklif edilmiş ve
bu proje tekliflerinin 577'si sözleşme
imzalamaya hak kazanmıştır. Bu projelere
yaklaşık 62 milyon TL destek verilirken,
bu desteklerle birlikte 100 milyon TL'yi
aşkın kaynak harekete geçirilerek bölge
kalkınmasının hizmetine sunulmuştur. Bu
projelerle bin 121 kişi istihdam edilirken,
yaklaşık 23 bin kişi farklı konularda
eğitilmiştir.
Bu destekler arasında, bölge kalkınması
açısından aciliyet arz eden ve büyük
yatırım kararlarına tesir edilebilecek
faaliyetler olduğu gibi, araştırma,
fizibilite, eğitim, lobi faaliyetleri
ve kurumsal kapasite oluşturma
konularındaki faaliyetler ile çeşitli
sektörlerde kümelenme faaliyetleri de
bulunmaktadır. Aynı zamanda, İktisadi
İşletmelerin Rekabetçilik gücünü artırmak
amaçlı, Ar-Ge, inovasyon, yenilikçilik
ve orta ileri teknolojiyi teşvik amaçlı
proje faaliyetlerinin yanı sıra, tarımsal
üretimde verimlilik ve kalitenin artırılması,
turizm altyapısının geliştirilmesi ve
çeşitlendirilmesi amacıyla organik tarım,
iyi tarım ve üretimde çevreci yaklaşım ile
temiz üretim konulu proje ve faaliyetler
desteklenmiştir. Bütün bu programlara
ilave olarak Küçük Ölçekli Altyapı ile
Sosyal Kalkınma Mali Destek Programları
vasıtasıyla hem altyapı çalışmalarına hem
de sürdürülebilir kalkınmanın en önemli
unsurlarından biri olan sosyal alanda proje
destekleri sağlanmıştır.
Öte yandan, Güdümlü Proje Desteği
Programları kapsamında, içinde Küme
Koordinasyon Merkezi, Yenilenebilir Enerji
Teknolojileri Merkezi, Kuluçka Merkezi,
Tasarım ve Proje Merkezi, Mesleki Yeterlilik
Test Merkezi, Üniversite Sanayi İşbirliği
Merkezi ile Uygulama Laboratuarlarının
bulunduğu Konya Merkezli Bölgesel
İnovasyon Merkezi kurulması noktasında
başvuru sahibi ve ortaklarıyla sözleşme
imzalanarak faaliyetlere başlanmıştır. Aynı
program kapsamında Karaman Merkezli
İş Geliştirme Merkezi'nin kurulması ile
ilgili faaliyetler ile Karaman Kongre ve
Fuar Merkezi kurulma çalışmaları devam
etmektedir.
MEVKA'nın faaliyet gösterdiği Konya ve
Karaman illerinden oluşan TR52 Bölgesi
yenilenebilir enerji potansiyeli açısından
ülkemizin en önemli bölgelerinden
biridir. Bu alanda Türkiye’de izin verilen
toplam kapasite 600 MW’dır. Konya 92
MW ile Türkiye’de ilk sırada yer almakta
olup Karaman'da ise bu kapasite 38
MW seviyesindedir. Başka bir ifadeyle
Türkiye’de izin verilen toplam kapasitenin
yüzde 22'si Konya ve Karaman'da
bulunmaktadır. Bu kapasitenin azami
derecede değerlendirilerek bölge
kalkınmasına aktarılması noktasında
Resmi Gazete'de yayımlanarak
resmiyet kazanan Karapınar Enerji
İhtisas Endüstri Bölgesi'nin hayata
geçirilmesi çalışmalarına hız verilmiştir.
Bu sektörle ilgili ciddi sanayi altyapısı
ve teknoloji üretecek bir merkez olan
ve MEVKA tarafından desteklenen
Bölgesel İnovasyon Merkezi kurulma
ve koordinasyon çalışmaları hızla
devam etmektedir. Bölgesel İnovasyon
Merkezi, KSO sorumluluğunda Konya
OSB'de 20 bin m²'lik alanda kurulacak
olan merkez, MEVKA güdümlü proje
desteği kapsamında desteklenmektedir.
Merkezde, yenilenebilir enerji teknolojileri
merkezi, küme koordinasyon merkezi,
kuluçka merkezi, tasarım ve proje merkezi,
mesleki yeterlilik merkezi, üniversitesanayi işbirliği merkezi ile uygulama
labaratuvarları yer alacaktır. Bölge, bu
çalışmalar sayesinde kurmakta olduğu
altyapısı ile bu alanda büyük gelişmeler
kaydetmekte ve Konya ve Karaman aynı
zamanda Türkiye'nin enerji başkenti olma
yolunda hızla ilerlemektedir.
Konya-Karaman bölgesinde, enerji
verimliliği konusunda farkındalık ve bilinç
oluşturmak amacıyla MEVKA tarafından
düzenlenen “Yeşil Ekonomiler Konferansı"
gerçekleştirilmiştir. Konferansın
sonuç bildirgesinde, Konya Valiliğinin
himayesinde, Mevlana Kalkınma Ajansı
ile Türkiye Enerji Verimliliği Derneği'nin
(ENVER) katkıları ve Birleşmiş Milletler Sınai
Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ortaklığı ile
geleneksel "Dünya Çocukları Yeşil Gelecek
Zirvesi" düzenlenmesi hedefi, kamuoyu ile
paylaşılmıştır.
Konya savunma sanayinde göz ardı
edilemeyecek bir konumdadır. Özellikle
konumu ve sanayisi uygun diğer
illerle koordinasyon halinde Konya
ili, savunma sanayinde lokomotif bir
il olabilecek potansiyele ve altyapıya
sahiptir. Çünkü, başta, Konya coğrafi
konumu itibariyle Türkiye'nin en kolay
savunulabilir yerindedir ve Konya'da
Türkiye'nin en büyük hava üssü
bulunmaktadır. Hava üssünün atış
alanları burada, laboratuvarları burada,
test cihazları burada, Konya'nın böyle
bir altyapısı mevcuttur. Türkiye'nin her
yerine ulaşılabilir olması Konya'ya ciddi
avantajlar sağlamakta olduğundan
Konya'da savunma sanayi teknolojileri
sanayi bölgesinin olması gibi bir
vizyonumuz bulunmaktadır. Zaten
halihazırda savunma sanayinde gerekli
olan motor bloğu, aks, şasi, silindir kapağı,
dişli, direksiyon, krank mili, şanzıman,
aktarma organları gibi ürünler Konya’da
üretilmektedir. Bu kapsamda Konya’da
savunma sanayine yönelik büyük ölçekli
yatırımlar yapılarak, Konya sanayisinin bu
sektöre parça üretmesini sağlama imkanı
ve fırsatı bulunmaktadır. Bu imkânı ve
fırsatı bölge olarak topyekün kullanma
kararlılığı içerisinde olduğumuzu ifade
etmek yerinde olacaktır.
Modern yük taşımacılığının kalbi olarak
görülen, diğer ulaşım sistemleri ile
entegre olarak kombine taşımacılığı
geliştiren lojistik merkezler ülkemizde de
kurulmaktadır. Türkiye’de belirlenmiş olan
16 bölgede lojistik merkezlerin yapım
çalışmalarına başlanmıştır. Bunlardan biri
de Konya’da yapılacaktır.
Konya sanayisinde ve tarımında üretilen
ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarlarda
rekabet edebilme gücüne sahip
olmalarına, kurulacak “Konya Lojistik
Merkezi” büyük katkı sağlayacaktır. Konya
Lojistik Merkezi’nden Konya sanayisi
ve tarımı için önemli mamul ve ürünler
olan; kömür, çimento, mermer, gıda
maddesi, un, yem, saman, gübre, şeker,
tarım makineleri, tarım ürünleri, otomotiv
ürünleri, konteynır ve askeri eşya taşıması
yapılması planlanmaktadır. Bu ürünlerin
ulusal ve uluslararası pazarlarda fiyat, hız
ve kalite konusunda rekabet edebilmeleri,
söz konusu lojistik merkez ile mümkün
olabilecektir. Konya Organize Sanayi
Bölgesi’nin hemen karşısında Konya
Lojistik Merkezi için tahsis edilen alanın
hava limanına ve demiryoluna yakın
olması, güçlü bir karayolu bağlantısının
olması konumunu güçlendirmektedir.
Söz konusu lojistik merkez ile Türkiye
Lojistik Sektörüne 1,7 milyon ton taşıma
kapasitesi sağlanacak, ülkemize 1 milyon
m² lojistik alan kazandırılacaktır.
Son olarak MEVKA tarafından, 24 Aralık
2012 tarihi itibarıyla KOBİ'lerin Orta İleri
Teknoloji Grubu'nda imalat ve ihracat
ile Ar-Ge, inovasyon ve yenilikçi proje
tekliflerine 14 milyon TL, Bölge'de
alternatif turizm başta olmak üzere
turizmin çeşitlendirilmesine yönelik
altyapı çalışmalarına 6 milyon TL destek
sağlanması için Proje Teklif Çağrısı
yayınlanmıştır. Yerelin yeniliğe dayalı
rekabet gücünün artırılarak bölgesel
kalkınmanın sürekliliğini sağlamak ve
bölge cazibesini artırmak amaçlı Bölge'nin
Rekabet Gücünün Artırılması Mali Destek
Programında, KOBİ tanımına uyan
işletmelerin sunacakları projeler, 400 bin
TL'ye kadar ve proje bütçesinin yüzde 50'si
oranında desteklenecektir. Bu programla,
Bölge'de yenilikçi metotların kullanımının
yaygınlaştırılması, Bölge ihracat
kapasitesinin geliştirilmesi ve Bölge
turizminin geliştirilmesi yoluyla iktisadi
işletmelerin rekabet güçlerinin artırılması
hususları programın özel amaçları
arasındadır. MEVKA'nın diğer teklif çağrısı
olan Turizme Yönelik Küçük Ölçekli
Altyapı Mali Destek Programının genel
amacı ise TR52 (Konya-Karaman) Düzey 2
Bölgesi'nin turizmin çeşitlendirilmesi ve
turizm altyapısının güçlendirilmesi yoluyla
bölge cazibesinin ve rekabetçiliğinin
artırılmasıdır. Bu programla kar amacı
gütmeyen başvuru sahiplerinin proje
tekliflerine en fazla 400 bin TL ve proje
bütçesinin yüzde 75'i oranında destek
sağlanacaktır.
Netice itibarıyla, kurumsal nitelikli bölgesel
gelişme araçlarından olan MEVKA;
Bölge'nin Dış Ticaret Performansı, TR52
Bölgesi İlçeleri Sosyal Gelişmişlik Endeksi,
TR52 Bölgesi Kuraklık Endeksi, İhracatta
Bölgedeki Stratejik Sektörler, Konya
Sanayisinde Enerji Verimliliği çalışmaları
gibi çok sayıda araştırma ve analiz
çalışmalarıyla da sadece destek veren
kuruluş olarak değil, aynı zamanda analiz
eden ve bölgesinin üstün özelliklerini
araştırarak ortaya çıkaran, bu özellikleri
katıldığı çok sayıda yurtdışı ve yurtiçi
fuar, konferans, çalıştay ve panelde
yatırımcılara tanıtan ulusal kalkınmamızın
yerel anlamda lideri pozisyonunda
bir kurumdur. MEVKA, çalışmalarında
kaynaklarını etkin ve çevreye duyarlı
kullanan, sosyo-kültürel yapısı güçlü,
rekabetçilik temelinde sürekli gelişen
lider bir bölge olmak vizyonuyla hareket
ederek ülkemizin 2023 vizyonuna azami
katkıyı vermenin çabası içerisinde olmaya
devam edecektir.
OCAK 2013
31
Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN)
Dr. H. Mustafa PALANCIOĞLU / Orta Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN)
5449 Sayılı Kalkınma Ajanslarının
Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri
Hakkında Kanun çerçevesinde;
içsel dinamikleri harekete geçirerek
kalkınmayı sağlamak, yerel düzeyde
işbirliği ağlarını güçlendirmek
ve kurulduğu bölgenin ulusal ve
uluslararası düzeyde rekabet gücünü
artırarak sürdürülebilir gelişmeyi
sağlamak için 25.07.2009 tarih ve
2009/15236 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
ile kurularak faaliyetlerine başlamıştır.
Ajans'ın önemli faaliyet alanlarından
biri, bölgenin rekabet gücünü
artırmaya yönelik olarak verdiği mali
ve teknik desteklerdir. Bölge Planı
ve çalışma programlarında belirtilen
alanlarda proje ve faaliyetlere destekler
sağlanmaktadır.
Bu kapsamda Ajans, 2010 yılında
bölgede iki başlık altında mali
destek programı yürütmüştür. Bu
programlardan, İktisadi Kalkınma
Mali Destek Programı kapsamında;
“Bölgede istihdamın, rekabet
edebilirliğin, üretimden elde edilen
katma değerin artırılması ve bölgede
yenilikçi yatırımların desteklenmesi
yoluyla bölge kalkınmasına katkı
sağlanması” amaçlanmış ve bölgede
kayıtlı KOBİ kapsamındaki işletmeler
proje başvurusunda bulunmuşlardır.
Bu program kapsamında Ajansa
başvuruda bulunan 377 KOBİ proje
başvurusundan toplam 50 proje
başvurusu başarılı bulunarak Ajans'tan
destek almaya hak kazanmıştır. Bu
projelerden 43 proje uygulama
döneminde faaliyetleri tamamlanarak
başarılı bir şekilde kapatılmıştır. Bu
projeler için başvuru sahiplerine
yaklaşık 12,5 milyon TL karşılıksız hibe
desteği verilmesi planlanmış ve toplam
yatırımın yararlanıcı katkıları ile birlikte
28,5 milyon TL olması öngörülmüştür.
Tamamlanan 43 proje ile yaklaşık
32
OCAK 2013
10,5 milyon TL destek başarılı proje
sahiplerine aktarılmıştır.
2010 yılında kâr amacı gütmeyen
kurumlara yönelik uygulanan ve
“TR72 Bölgesi’nin (Kayseri, Sivas,
Yozgat) iş ve yaşam koşullarının
iyileştirilmesine yönelik küçük ölçekli
altyapı projelerinin desteklenerek
bölgenin refah seviyesinin artırılmasına
katkı sağlanması”nı amaçlayan Küçük
Ölçekli Altyapı Projeleri Mali Destek
Programı kapsamında ise başvuruda
bulunan 36 projeden toplam 10
proje destek almaya hak kazanmış ve
sözleşme imzalanmıştır. Uygulanacak
bu projelere de 5,6 milyon TL karşılıksız
hibe desteği verilmesi planlanmıştır.
Raporlama süreçleri devam eden,
program kapatıldığında başarılı olarak
faaliyetlerini tamamlayacak 9 proje
ile 5 milyon TL’si Ajans desteği olmak
üzere toplam 8,5 milyon TL yatırım
gerçekleşmiş olacaktır.
2010 yılı Mali Destek Programlarından
edinilen tecrübe ile 2011 yılı Mali
Destek Programları için hazırlıklar
gerçekleştirilmiş ve hedef gruplar
küçültülerek bölge potansiyelini ortaya
çıkarabilecek sektörlere odaklanılmıştır.
Bu kapsamda KOBİ’lere yönelik olarak
iki, kamuya yönelik olarak ise tek başlık
altında mali destek programları ilan
edilmiştir.
TR72 Bölgesi’nde (Kayseri, Sivas ve
Yozgat) faaliyet gösteren KOBİ’lerin
katma değeri yüksek ürün üretimi
yapmaları, üretimde yenilikçi teknik,
yöntem ve süreçlerin geliştirilmesi
yoluyla rekabet edebilirliklerinin
artırılması ve Ar-Ge faaliyetlerinin
desteklenmesini amaçlayan Yeni
Ürün, Yenilikçilik ve Ar-Ge Mali Destek
Programı kapsamında, projeleri ile
bu amaca hizmet edecek 123 proje
sahibi başvuruda bulunmuş ve yapılan
değerlendirmeler neticesinde 31 proje
destek almaya hak kazanmıştır.
TR72 Bölgesi’nde (Kayseri, Sivas ve
Yozgat) var olan maden potansiyelinin
ve jeotermal kaynakların kullanımının
yaygınlaştırılması ve bu kaynakların
bölge gelirinin artmasında kullanımını
gerçekleştirmesine katkı verilmiştir.
Verilen destekler ile bölgenin proje
kültürünü artırmayı da amaç edinen
ORAN, kamu kurum ve kuruluşlarının
da vizyonunu geliştirmeyi hedef
olarak belirlemiştir. Bu amaçla
kamu kuruluşlarına farklı alanlarda
destek verilirken Organize Sanayi
Bölgelerinde altyapı hizmetlerinin
yanında Endüstriyel Tasarım Merkezinin
kurulması projesine de destek
sağlanmıştır. Bu Merkez ile ekonomik
alanda faaliyetlerini yürüten kurum ve
kuruluşların ürünlerini geliştirmede
önünü açacak ufuk sağlanmış ve
ürünlerini katma değerli ve yenilikçi
olarak üretebilmeleri için gerekli altyapı
ortamı oluşturulmuştur.
amaç edinen Jeotermal ve Madencilik
Mali Destek Programı kapsamında ise
başvuruda bulunan 31 proje sahibinden
16’sı destek almaya hak kazanarak
sözleşmeleri imzalanmıştır.
TR72 Bölgesi’nde (Kayseri, Sivas ve
Yozgat) var olan kış, termal, tarih
ve kültür turizmine yönelik turizm
altyapısını iyileştirmek suretiyle
bölgedeki turizm potansiyelini
canlandırmayı hedefleyen ve kamu
kurum ve kuruluşlarına yönelik
olarak yürütülen Turizm Altyapısının
Geliştirilmesi Mali Destek Programı için
47 proje başvurusundan 14’ü destek
almaya hak kazanarak faaliyetlerine
başlamıştır.
Üç başlık altındaki programların
tamamlanması ile birlikte bölgede
yaklaşık 17 milyon TL’si Ajans desteği
olmak üzere 33,5 milyon TL yatırım
yapılarak yerel potansiyelin harekete
geçirilmesi öngörülmektedir.
Mali destek programları kapsamında
yürütülen projeler incelendiğinde farklı
sektörlerde faaliyetlerine devam eden
kurumların, rekabet gücünü artırmaya
yönelik olarak projeler geliştirdiği ve
başarıya ulaştığı görülmektedir. Bu
kapsamda bölgede üretimi olmayan
elektronik kart, pastörize yumurta,
implant, diyaliz kartuşu, lens, diğer
medikal ürünler, geri dönüşüm briketi,
savunma ekipmanları, ultrasonik
kalorimetre gibi ürünlerin üretimine;
bilişim, gıda, medikal, atık yönetimi ile
savunma sanayi sektörlerine ve bölge
potansiyelini oluşturan mobilya, çelik
kapı, doğaltaş, maden, metal ve tekstile
kadar uzanan yelpazede farklı sektörlere
destek verilmiştir.
Kullandığı lens üretim teknolojisini
kendisi geliştiren ve patentini alan
firmaya sağlanan mali destek ile
kalıplarını üretir konuma gelmiş ve
dışa bağımlılığı ortadan kaldırılmıştır.
Mobilya sektöründe faaliyetini yürüten
bir başka proje sahibine sağlanan
destek ile üretimde oluşan toz
atığın toplanması ve basınç altında
birleştirilerek yakıt haline gelmesini
sağlayan teknolojinin kurulması
sağlanarak çevreye duyarlı üretim
Yürütülen mali destek programları
yanında Orta Anadolu Kalkınma Ajansı,
bölgenin ihtiyaçlarının neler olduğu
ile ilgili çalışmaların yapıldığı ve kâr
amacı gütmeyen kurumlara yönelik
olan Doğrudan Faaliyet Desteklerini
de finanse etmektedir. Bu destekler
ile Erciyes Kış Turizmi Master Planı,
Yüksek Hızlı Tren Projesi gibi bölgede
yapılan büyük kamu yatırımlarının
etkilerinin analizi, bölgenin uygun
yatırım alanlarının araştırılması ve
ihracat performansını artırmaya yönelik
çalışmalar ile farklı alanlarda hazırlanan
fizibilite çalışmaları desteklenmiştir.
Ayrıca Ajans'ın yine kâr amacı gütmeyen
kurumlara sağladığı teknik desteklerle
bölgede birçok kurumun, kurumsal
kapasitesinin geliştirilmesine destek
sağlanmıştır.
Edindiği tecrübeyi bölgenin
kalkınmasına yönelik faaliyetlere
aktarmayı planlayan Orta Anadolu
Kalkınma Ajansı, bundan sonra da
sağlayacağı mali destekleri en uygun
alanlarda ve projeler özelinde vermeyi
sürdürecektir.
OCAK 2013
33
Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM
Topolojik Malzemeler:
Bilim ve Kritik Teknolojilerde Yeni Devrim
Tuğrul HAKİOĞLU
ITAP Direktörü
http://itap-tthv.org
Bilkent Üniversitesi, Fizik Bölümü
Amaç
Bu kısa makale ağırlıklı olarak ülkemizin
bilim ve teknoloji politikaları ve
stratejileri üzerine çalışmakta olan
araştırmacıları için hazırlanmıştır.
Amacı, 300 yıllık bilim ve teknolojideki
gelişmeleri bir bütünlük içinde
kullanarak dünyada yeni bir kritik
devrim yaratmakta olan topolojik bilim,
teknoloji ve malzeme araştırmalarını
ve ülkemizde bu yönde başlamış olan
çalışmaları tanıtmak, yapılabilecek olan
araştırmaları tetiklemek, yönlendirmek
ve ülkemizin bu konularda bölgesel
bir lider ve çekim merkezi olabileceği
hususuna dikkat çekmektir.
Giriş
Gelişen teknolojilerin ve mühendisliğin
matematik ve üç temel bilimdeki
gelişmelerden ve bu gelişmeler
sayesinde kendisi gelişen teknolojiden
kaynaklandığını biliyoruz. Bu temel
bilimler fizik, kimya ve biyoloji olarak
yüzyıllar önce tanımlanmış ve her
biri büyük bilimsel gelişmelere tanık
olmuştur. Bu gelişmelerin bazıları,
çağımızdan yaklaşık 100 yıl önce fizik ve
matematikte evrenin küçük ve büyük
ölçekte yapı taşlarını formüle etmeye
yönelik büyük deneysel ve kuramsal
gelişmeleri tetiklemiştir. Çağımızda
ise bu yöneliş aynı yönde hızlanarak
devam etmekte ve bu üç temel bilimin
arakesitleri fizik ve malzeme bilimlerinde
yapılmakta olan temel ve teknolojik
araştırmalarla birleşmektedir. Örneğin,
biyolojinin en karmaşık yapıları olan
beyin ve sinir dinamikleri için bu
yapılardan çok daha basit özellikleri
olan fiziksel modeller geliştirilebilmekte,
gelişmiş süper bilgisayarlar ve
34
OCAK 2013
sayısal hesaplama yöntemleri ile bu
modellerin sonuçları incelenebilmekte,
bu modeller sürekli iyileştirilerek
geçerlilik alanları genişletilmekte ve
sonuçlar deneylerle karşılaştırılmaktadır.
Bugün sinir ağlarından, kuş sürülerinin
ortak hareketlerine, dinozorların
yok olmasına neden olan koşulların
anlaşılmasından, petrol yiyen bakterilerin
davranışlarına kadar bu fiziksel modeller
kullanılabilmektedir. Canlılarda toplumsal
olaylar, ekonomik hareketler, lineer
olmayan kimyasal tepkimeler ve daha
birçok farklı alanlardaki dinamikler
fiziksel modellerle incelenebilmektedir.
Kimya ise temel fizik kavramları ile olan
ilişkisini çok daha önceden kurmuştur.
Bu arakesit özellikle malzeme bilimciler
ve kuvantum kimyacılar için bulunmaz
bir kaynak oluşturmuş, yeni organik/
inorganik ve istenilen özelliklere sahip
olan malzemelerin mühendisliği gibi yeni
uygulama alanlarının ortaya çıkması bu
gelişmeler sayesinde mümkün olabilmiştir.
Fiziksel modellerin temelinde izole
sistemler kullanarak evrensel yasaların
birbirinden bağımsız olarak incelenmesi,
ve yasaların matematiksel gösterimleri
gelmekle birlikte, gerçek fizik araştırmaları
bu bağımsız yasaların birçoğunun birlikte
ele alınması gerektiği daha karmaşık
modellerin oluşturulması ve bu şekilde
gerçeğe daha yakın modellerin elde
edilmesindedir. Tüm bunlar dikkate
alındığında, çağımızın en etkili fizikçi/
matematikçilerinden biri olan Eugene
Wigner'in matematiğin bilimde neden bu
kadar yaygın ve evrensel geçerliliği olduğu
konusundaki şaşkınlığını paylaşabilmek
zor değildir. Bir temel araştırmacıyı en çok
ilgilendiren husus, açıklanması gereken
yeni bir fiziksel mekanizmayı deneysel
olarak gözlemlemek, yeni bir etkinin
gözlemlenmesi gerektiğini kuramsal
olarak keşfetmek yada onu kuramsal/
deneysel yöntemlerle açıklayabilmektir.
Açıklanması gereken bu mekanizmanın
eğer evrenin büyük ölçekteki fiziksel
büyüklüklerini birkaç metrekarelik
bir laboratuvara taşıyabilme özelliği
varsa, bu çalışmalar aynı zamanda kritik
seviyede önem kazanabilecek yeni
verimli teknolojilerin, yeni malzemelerin
ve yeni mühendislik araştırmalarının
kapısını aralayacaktır. Sonuç olarak
bu özellikteki araştırmalar devletin
yönlendirmesini gerektiren kritik bilim
ve teknoloji alanlarına da dönüşür.
Çok yakın zamanlarda dünyada
devletler tarafından kritik bilim ve
teknolojiler listesine alınan yeni
bir araştırma alanı var: Topolojik
Yalıtkanlar, Topolojik Süperiletkenler
ve Topolojik Malzemeler. Bu bölümde
konunun önce matematik ve fizik
araştırmaları konusunda 300 yıllık
tarihsel gelişiminden kısa bilgilerle
başlayacağız. Topolojik malzemelerin
fiziğini ve yapmakta olduğu teknolojik
devrimi ise daha sonraki başlıkların
altında tanıtacağız. Bu ölçekte geniş bir
konunun, gerek tarihsel gerek bilimsel
boyutu itibarı ile, kısa bir makalede en
tatminkar bir şekilde incelenebilmesi
mümkün değildir. Makale bu nedenle
bir referans değil, bir tanıtım yazısı olarak
dikkate alınmalıdır.
300 yıllık tarihsel birikim ve bugünkü
meyveleri: Topolojik kavramlar 1700'lü
yılların başında Königsberg köprüleri
probleminin matematiksel çözümü
sırasında Euler tarafından ortaya
atıldığından beri matematiğin en geniş
Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM
çalışma alanlarından biri olarak, cebirsel
ve geometrik topoloji, düğüm kuramı,
küme kuramı, nokta-küme kuramı
gibi temel çalışma alanlarının ortaya
çıkmasına neden olmuştur. Bununla
beraber, topolojinin fizikteki uygulama
alanları, 1800'lü yılların ortalarına doğru
Gauss'un elektromanyetik teorideki
Amper kuramı çerçevesinde yapmakta
olduğu çalışmalarda ortaya çıkmıştır.
Sonraları, Maxwell, Kelvin, Poincare,
Riemann, Schwarzschild fizikteki
uygulamalar konusunda önemli ve
öncü çalışmalar yapmışlardır. Buna
paralel olarak, 1900'lerin başlarında
büyük ölçüde Einstein tarafından
geliştirilen özel/genel görecelik
kuramlarının içindeki, ve 10 adet
birbiriyle bağlantılı lineer olmayan
denklemden oluşan, klasik gravitasyon
teorisinde topolojik singüler çözümler
bulundu. Schwarzschild, ReissnerNordström, Kerr, ve Kerr-Newman
çözümleri olarak bilinen çözümler
belli koşullar altında evrende karadelik
bulunması gerektiğine işaret ediyordu.
Üç boyutlu uzay-zamanda gravitasyon
kuramında çok daha farklı topolojik
çözümler elde edildi. Bu gelişim
çizgisinde, 1960'lı yılların başlarında
Abdus Salam, Weinberg ve Glashow
tarafından son haline getirilen ve yüksek
enerji fiziğinin en başarılı modellerinden
biri olan Standart Modelde, daha
sonraları başarıyla kanıtlanan deneysel
öngörülerinin yanında, henüz
gözlemlenemeyen skirmiyon, monopol,
instanton, aksiyon, soliton gibi çok
zengin topolojik yapılar bulundu. Bu
heyecan verici yapıların deneysel olarak
gözlemlenmesi yarışında birçok devletin
birlikte yer aldığı konsorsiyumlarda
büyük laboratuvarlar inşa edildi ve
yatırımlar yapıldı. Bu hamleler birçok
yeni sivil, askeri ve uzay teknolojilerinin
gelişmesine de zemin hazırladı.
Yirminci yüzyılın başlarında fizikte,
özel/genel görecelik kuramlarına
paralel olarak, kuvantum mekaniğinde
de bir devrim yaşanmaktaydı. Paul
Dirac 1931'de elektromanyetizma
içinde manyetik monopolleri ve Dirac
sicimini, Aharonov ile Bohm ise 1959'da
kuvantum mekaniğini elektromanyetik
ayar dönüşümleri altında değişmez
bırakan topolojik Aharonov-Bohm fazını
ortaya attı.
sonuçlar, bilimde sürekli olduğu gibi,
deney teknolojisinin daha hızlı bir şekilde
geliştirilmesi için itici güç oluşturdu.
Şekil. 2. Hilbert uzayında Berry fazı
Şekil. 1. Aharonov-Bohm fazının ölçülmünde
kullanılan mikroçip interferometre
Manyetik Dirac monopollerini evrende
niye göremediğimiz anlaşılamadı.
Aharonov-Bohm fazına benzer
topolojik yapıların ise yoğun madde
fiziğinde ilk görüldüğü yer 1960'lı
yılların başında, Bardeen-CooperSchrieffer ile Abrikosov-Gorkov
tarafından geliştirilen, süperiletkenlik
kuramının elektromanyetizma ile birlikte
çözümlerinde ortaya çıktı ve bu şekilde
en az iki farklı türden süperiletken
olabileceği anlaşıldı. Bu öngörülerin
doğruluğu deneylerle kanıtlandı ve
bu malzemeler günümüzde birinci
ve ikinci tip süperiletkenler olarak
bilinmektedir. Süperiletkenlik kuramının
öngördüğü süperiletken aygıtlar
(Josephson eklemleri, SQUID'ler,
Josephson dizileri…) topolojinin
fizikteki ilk teknolojik uygulama alanları
olarak karşımıza çıkmakta ve tıptan
jeofiziğe kadar çok geniş uygulamalarda
kullanılmaktadır. Bu alanlardaki
gelişmelere birçok Nobel ödülü
verilmiştir.
Bu araştırmalar devam ederken,
Kuvantum Mekaniğinde PancharatnamBerry fazı (1984), Aharonov-Anandan
fazı (1987) gibi topolojik fazlar kuramsal
olarak keşfedildi. Bu fazların deneysel
olarak gözlemlenmesi, yeni teknolojiler
ve yeni malzemeler gerektiriyordu. Bu
Bu gereklilik, çoğu zaman ileri seviyede
bir deneyin gerektirdiği yüksek
çözünürlük, yada gözlemlenen olayın
diğer ikincil etkilerden yalıtılması
ihtiyacından kaynaklanır. Bu yeni
teknolojilerin geliştirilmesi için, deneysel
gruplar, kuramcılar, malzeme bilimciler
ve çoğu zaman da el becerisi ile
içgüdülerini birleştirebilen deneyimli
teknisyenlerden yardım alınır. Örneğin
kuramsal olarak öngörülen Berry fazı,
laser ile elektronun etkileşmesine dayalı
hassas bir deney düzeneği kullanılarak
1999 yılında gözlemlenebildi.
1984'te Zürih'te IBM laboratuvarlarında,
bir şans eseri, yüksek sıcaklıkta
süperiletkenlik gösteren YBC bulundu.
Yapılan araştırmalar sonucu günümüzde,
değişik malzemelerle yaklaşık -100
santigrad derecenin altında süperiletken
davranış üretilebilmektedir. Berry fazının
oluşturduğu yeni dalgalar 2000'li yıllarda
katı hal fiziğinde farklı topolojik etkilerin
etkisini hissettirmeye devam etti. Bunun
temel nedeni ise bambaşkaydı. Bazı
süperiletken malzemeler kuramsal olarak
incelendiğinde sıradışı simetrilerde
süperiletkenlik gösterebiliyorlardı. Bu
malzemelerin birçoğunun ortak özelliği,
daha önce bilinen s-tipi simetriye
sahip süperiletkenlerden farklı olarak,
d-tipi süperiletken simetrisine sahip
olmalarıdır. Değişik malzemeler ve
kompozisyonlar kullanılarak süperiletken
kritik sıcaklığının 20-30 santigrad
dereceye yükseltilebilmesi, oda
OCAK 2013
35
Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM
sıcaklığında süperiletkenlik anlamına
gelmektedir. Dünyayı teknolojik olarak
değiştirebilecek olan bu olgunun tam
olarak kuramının geliştirilmesi ve fiziksel
mekanizmaların eksiksiz anlaşılması
henüz tam olgunluğa erişmemiştir.
Bununla beraber, yaklaşık 35 yıl önce
keşfinden bu yana kuramsal, deneysel
ve malzeme bilimleri açısından çok
önemli birikimler elde edilmiştir. 1990'lı
yıllarda p-tipi süperiletkenlerin varlığı
da kuramsal olarak öngörülmekteydi.
Bu süperiletkenlerin enerji band uzayı,
Dirac tarafından geliştirilen relativistik
kuvantum mekaniğinde kütlesiz
parçacığın enerji uzayını andırıyordu ve
yeni topolojik yapıların varlığına işaret
ediyordu. 2002 yılında deneysel olarak
Sr2RuO4 olarak bilinen malzemede p-tipi
süperiletkenlik görüldü.
Kozmoz 50 metrekarelik laboratuvara
giriyor (Topolojik Malzemeler):
2000'li yılların başlarında öngörülen en
önemli kuramsal sonuçların başında
Majorana fermiyonlarının Sr2RuO4 p-tipi
süperiletkenlerde görülmesi gerektiği
gelmektedir. Relativistik kuvantum
mekaniğinde Majorana fermiyonu
sıfır kütleli olup, kendi kendinin
antiparçacığıdır. Dirac ve Majorana
tarafından 1900'lü yılların başlarında
öngörülmüş olmalarına rağmen
relativistik bölgede henüz deneysel
olarak varlıkları kanıtlanamamıştır.
Relativistik alan kuramında
nötrino'ların Majorana fermiyonu
olup olmadıkları hala araştırılmakta
olup, bunu anlayabilecek deneysel
altyapıyı oluşturmak için, AB, Hindistan
gibi yerlerde bütçesi uluslararası
konsorsiyumlarla oluşturulan yer
yüzeyinin 1.5 km altında büyük
laboratuvarlar inşa edilmektedir.
Pancharatnam-Berry fazı ile açılan
pencere genişletilirken, bir yandan
yoğun madde fiziği/katı hal fiziği
arakesitinde, 1989 yılında keşfedilen
Tamsayı Kuvantum Hall Olayı'nın enerji
band uzayında gösterdiği topolojik yapı
üzerine de araştırmalar devam ediyordu.
36
OCAK 2013
Tamsayı Kuvantum Hall Olayı 1975
yılında kuramsal olarak tahmin edilmişti.
Bu fiziksel olay, yüksek manyetik alan
altında yüksek mobilitede bazı yarıiletken
malzemelerin uygulanan voltaja dik yönde
sıfır direnç gösterdiği fiziğin en önemli
ve hassas keşiflerinden biridir. Bu keşif,
Klaus von Klitzing'e 1985 yılında Nobel
fizik ödülü kazandırdı. Kuvantum Hall
Olayı'nın daha sonraları daha da yüksek
manyetik alan altında yapılan deneylerde
topolojisi çok daha karmaşık yapılar
içerdiği görüldü. Bunlara genel olarak
Kesirli kuvantum Hall Olayı adı verildi.
Kuvantum Hall Olayı, yoğun madde
fiziğinin en karmaşık teorilerinden biri
olup, içinde barındırdığı topolojik yapılar,
astrofizikte, yüksek enerji ve matematiksel
fizikte, kuvantum gravitasyon ve sicim
kuramlarında matematiksel olarak
öngörülüp henüz gözlemlenemeyen
yapılara benzerlik taşımaktadır. Bu
nedenle Tamsayı ve Kesirli Kuvantum Hall
Olayları geniş bir spektrumda matematik,
fizik ve malzeme bilimcilerin ilgisini çeken
en önemli ortak noktalardan biridir.
Kuvantum Hall olayında kullanılan
yarıiletkenler, 1950'li yıllardan bu yana
teknolojileri oldukça geliştirilmiş olan
Galyum-Arsenit gibi malzemeler olmasına
rağmen, yüksek manyetik alan gerekliliği,
Kuvantum Hall Olayı'nın teknolojik ürün
haline dönüşmesinde bugün bile büyük
bir engel teşkil etmektedir. 2000'li yıllarda,
bazı yarıiletkenlerde negatif enerji band
aralığının olmasının topolojik anlamı
olduğunun farkına varıldı. Negatif ve
pozitif bant aralıkları olan iki malzeme
bir araya getirildiğinde, arakesitlerinde
sıfır enerjili solitonlar bulunması gerektiği
daha önceden relativistik kuvantum
mekaniğinde Jackiw-Rebbi solitonları, ve
organik polimerlerde ise Su-SchriefferHeeger solitonlarından biliniyordu. O
zaman, negatif band aralıklı bilinen tek
yarıiletken olan Cıva-Tellürayt (HgTe),
pozitif bant aralığı olan CdTe bir araya
getirildiğinde malzemenin sınırında
oluşacak olan solitonlar kuramsal olarak
hesaplandı.
Şekil. 3. Topolojik yalıtkanlarda Dirac düğümü
Birkaç ay sonra Almanya'da Würzburg
Üniversitesinde bu topolojik yapılar
deneysel olarak gözlemlendi. Bu
malzemelere İki Boyutlu Topolojik
Yalıtkanlar yada Kuvantum Spin-Hall
Yalıtkanları denildi. Bu iki boyutlu
malzemeler, içlerinde yalıtkan ve
kenarlarında sıfır direnç gösteren
mükemmel iletken yapılar olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bu iki boyutlu
malzemelerin sınırlarındaki enerji bant
uzayları birbirlerine adeta bir topolojik
spin-momentum düğümü atarak
bağlanmaktadırlar. Bu çok basit görünen
fiziksel olay, bu malzemeleri Kuvantum
Kozmolojiden, Spintronik'e, Malzeme
Bilimlerinden Kuvantum Kimya'ya kadar
çok geniş bir alanda çalışmakta olan
araştırmacıların yakından ilgilendiği
bir küçük laboratuvar deneği haline
dönüştürmüştür. Yüksek Enerji
Fiziği, Kozmoloji, Gravitasyon, Sicim
Kuramı'ndaki kuramsal gelişmeler
sonucu 50-60 yıl önce öngörülen bu
evrensel topolojik yapılar şimdi hiç
beklenmedik bir yerden çıkmakta ve
küçük laboratuvarlarda bile deneysel
olarak gözlemlenebilme şansı
yaratmaktadır.
İki boyutlu topolojik yalıtkanlara paralel
olarak, üç boyutlu topolojik yalıtkanlar
da bulunabileceği kuramsal olarak 2005
yılında öngörüldü.
Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM
Şekil. 4. Elektron yükünün topolojik yüzeydeki yansısı bir manyetik monopol yaratır.
Bizmut tabanlı Bi2Se3 , Bi2Te3 gibi
yapıların bu özellikleri göstermeleri
gerektiği bulundu. Bugün yeni topolojik
malzeme arayışları matematik, fizik,
kuvantum kimyası gibi bilimleri içeren
kendi başına bir araştırma alanı haline
gelmiştir. Bu topolojik malzemeler,
içlerinde yalıtkan sınırlarında ise
mükemmel iletkenlik (sıfır direnç)
gösteren malzemelerdir. Sınırlar, iki
boyutlu sistemlerde kenarlarda, üç
boyutlu sistemlerde ise yüzeyde
olup bu özellik yüksek sıcaklıklarda
da korunmaktadır. Yani topolojik
malzemeler oda sıcaklığı gibi yoğun
madde fiziği için çok yüksek olan
sıcaklıklarda bile elektron akımı için
dirençsiz ve ayrımlı süper-otoban'lar
oluşturmaktadırlar. Bu özelliğin ortaya
çıkmasını sağlayan fiziksel mekanizma
ise kuvvetli spin-yörünge etkileşimi
dir (spin-orbit coupling). Bu etkileşim,
elektrik polarizasyon özellikleri yüksek
olan ağır yarıiletkenlerde atomların en
yüksek enerjili elektronları arasında
görülmekte olup yukarıda bahsi
geçen malzemeler bunlara örnektir.
2010 yılında üç boyutlu topolojik
yalıtkanların, yüksek manyetik alanda
da beklenmedik Tamsayı Kuvantum Hall
özelliği göstermesi gerektiği bulundu.
Bu özellik sonucu bir elektronun
kuvantum sayıları yük ve spin uzayında
adeta dörde bölünmektedir. Bir
elektronun, bir topolojik yalıtkan
yüzeyinin çok yakınlarına getirildiğinde
bir manyetik monopol yaratması
gerektiği hesaplamalar sonucu
gösterilmiş olup deneysel olarak
gözlemlenmesi yakındır.
Topolojik malzemeler nasıl üretiliyor?
Üretilenin topolojik olduğu nasıl
anlaşılıyor?: Moleküler Işın Epitaksisi
(Molecular Beam Epitaxy, MBE) büyütme
yöntemi bu malzemelerin yüksek saflıkta
üretilebilmesi için başlıca yöntemlerden
biridir. Bu yöntem pahalı olduğundan
dolayı birçok alternatif çözümler de
üretilmiştir. Mekanik keselemede
(mechanical exfoliation) çıktı çoğu zaman
şekilsiz ve deforme olmaktadır. Ocak
2012'de bu malzemeler için kullanılmaya
başlanan kimyasal araya sokma ve
kimyasal keseleme (chemical exfoliation
ve chemical intercalation) yöntemlerinin
en verimli yöntemlerden biri olduğu
belirtilmektedir. Topolojik yalıtkanların bu
tür yöntemlerle oluşturulması için Bi2Se3
, Bi2Te3 gibi malzemelerin yüksek saflıkta
külçe olarak üretildikten sonra 100-200
nanometre kalınlığında nanoplakalara
dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu
nanoplakalar, kimyasal araya sokma
yöntemiyle malzemenin 200 santigrad
dereceye ısıtılarak, külçe örgü yapı
arasına Li ionlarının sokulması ve daha
sonradan soğutularak kimyasal keseleme
yönteminden geçirilmesiyle elde
edilmektedir.
Topolojik yalıtkanların karakterizasyonu,
tanımlanması ve temel deneysel
çalışmalar için en çağdaş deneysel
yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler
arasında atomik kuvvet, taramalı
tünelleme ve transmisyon elektron
mikroskopları, düşük enerjili elektron
kırınımı, X-ışını spektroskopisi, Auger
spektroskopisi, elektron prob mikroskopu,
mikro-Raman spektroskopisi, açı ve spin
çözünürlüklü foto-emisyon spektroskopisi
(ARPES ve spin-ARPES) gibi son derece
yüksek teknoloji gerektiren deneysel
yöntemler gelmektedir. Bu yöntemlerin
birçoğu genel amaçlı malzeme
karaterizasyonu için kullanılabilmektedir.
Bu deneysel aygıtların ya da cihazların
bazıları ticari olarak satın alınabildiği
gibi, birçoğu ilk kez geliştirilirken deney
gruplarının kendileri tarafından imal edilir.
Gözlemlenemeyen Majorana
Fermiyonları bakın nereden çıkıyor?:
Topolojik yalıtkanların bir diğer özelliği
ise hem topolojik yalıtkan hemde
yüzeyinde süperiletken olabilecek
malzemeler konusundaki araştırmaların
da tetikçisi olmalarıdır. Bu malzemelerde
Majorana fermiyonları olarak
adlandırılan parçacıklar olması gerektiği
bilinmektedir.
Şekil. 5. spin-ARPES (Çin Bilimler Akademisi)
Dirac'ın relativistik kuvantum
mekaniğini 1928'de geliştirmesinin
ardından, Majorana tarafından 1932'de
ortaya atılan bu parçacıklar, sıfır kütleli ve
kendi antiparçacığı olan fermiyonlardır.
Bu parçacıkları bir nevi fotonun elektron
versiyonu gibi düşünebiliriz. Yüksek
enerji fiziğinde nötrinoların Majorana
fermiyonu olabileceği konusunda uzun
süren araştırmalar henüz sonuçlanmadı.
Bu heyecanlı arayış, ancak devletlerin
bir araya gelerek destekleyebildiği
büyük laboratuvarlarda devam
ederken, Majorana parçacıklarının
relativistik olmayan versiyonları belki
hiç beklenmedik bir yerde, bir yoğun
madde katı hal fiziği laboratuvarında
incelenen topolojik süperiletkenlerde
gözlemlenebilecek. Şu anda
dünyada Majorana fermiyonlarının
gözlemlenmesi konusunda kıyasıya
bir yarış yaşanmaktadır. Kuramsal ve
deneysel bilim camiasında bu denli
geniş araştırma alanlarını bu denli
ilgilendiren örnekler karşımıza çok ender
çıkmaktadır. Majorana fermiyonlarının
gözlemlenmesi ile birlikte, henüz
gözlemlenemeyen anyonlarında belki
gözlemlenebilme şansı doğacaktır.
OCAK 2013
37
Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM
Majorana fermiyonlarının en değerli
özelliklerinin başında kuvantum
bilgisayar teknolojisine en yatkın sistemi
oluşturmaları gelmektedir.
Topolojik Malzemeler 2010'dan
beri yeni nesil kritik teknolojilerin
başında: Yeni geliştirilen kuramlar,
yapılan zor deneyler ve geliştirilen
malzeme araştırmalarında temel bir
unsur vardır.
ülkede üniversitelerde yapılabildiği gibi,
temel kuramsal ve deneysel çalışmalar
şirketlerin araştırma enstitülerinde de
gerçekleştirilebilmektedir. Buna örnek
olarak, IBM Thomas Watson, AT&T-Bell,
Zürih'teki IBM, Japonya'daki Nippon Çelik
endüstrisinin araştırma laboratuvarları
gibi temel ve teknolojik araştırma yapan
laboratuvarlar verilebilir.
kapasitörler, topolojik algılayıcılar
(sensörler) üniversite laboratuvarlarında
üretilmiştir. Laboratuvarlarda,
topolojik malzemeler kullanılarak
nanoteller üretmek için yoğun çabalar
sarfedilmektedir.
Şekil. 8. 118 nm kalınlığında topolojik
nanotel (2012 Kore, ABD işbirliği)
Şekil. 7. Topolojik kuvantum kapasitans
(2012 ABD, Çin işbirliği)
Şekil. 6. Topolojik transistör (2011)
Bu unsur daha derindekini
anlayabilmek, daha zorunu yapabilmek,
yüksek teknolojili deneyleri
gerçekleştirmek ve insan hayatına
uygulanabilecek olan teknolojik
ürün boyunu geliştirmektir. Tüm bu
gelişmeler bir bayrak yarışı havasında
olur. Yani kuramsal ve deneysel
gelişmeler temel bilimin ilerlemesine,
daha derindeki evrenin anlaşılmasına
yardımcı olduğu gibi, laboratuvardaki
deneysel teknolojiyi de geliştirirler.
Bunu ticari boyuta dönüştürerek ürün
elde etmek, pazar yaratıp satmak
gibi boyutlar ise yüksek teknoloji
şirketlerinin devraldığı aşamalardır.
Üniversite-sanayii ve üniversite-yüksek
teknoloji şirketi işbirlikleri bu bağlamda
tüm boyutların aynı anda geliştirilmesini
gerektirmektedir. Bu ikilinin birbirine
yaklaşması, sadece üniversitelerin
şirket ilgi alanlarına değil, buna
paralel olarak, teknoloji şirketlerindeki
Ar-Ge araştırmacılarının akademik
ortama yaklaşmalarını ve temel fizik/
matematik ve malzeme bilimi yasalarını
kullanarak yaratıcılıklarını artırmalarını
da gerektirir. Yüksek teknoloji üzerine
yapılan araştırmaların birçoğu birçok
38
OCAK 2013
İlk transistörü 1947 yılında Bardeen,
Shockley ve Brattain AT&T Bell
laboratuvarlarında geliştirdiler. İlk yüksek
sıcaklık süperiletkeni Zürih IBM'de
üretildi. Princeton'dan Anderson ve
New Jersey'deki IBM Thomas Watson
laboratuvarından Varma tarafından ilk
yüksek sıcaklık süperiletkenlik kuramını
ortaya atarken üniversite-teknoloji firması
ve kuram-deney-teknoloji işbirliğine
de örnek vermekteydiler. Çağımızda,
topolojik malzeme fiziği, bu konuda
söylenebilecekler için mükemmel bir
örnek teşkil etmektedir. 2010 yılında,
ABD'deki askeri araştırmaların en
büyük destekçisi olan DARPA, topolojik
malzemeleri yeni kritik spintronik
teknolojiler listesine ekledi. Dünyada
birçok devlet kuruluşu bu konuda
yapılmakta olan araştırmaları benzer
şekilde en kritik araştırma alanları içine
almışlardır ve işin temel matematik ve
kuramsal fizik boyutundan malzeme
bilimlerindeki uygulamalarına kadar
çok geniş bir bölgede yapılacak olan
araştırmalara destek vermektedirler.
Bunun sonucu olarak, birkaç yıl içerisinde
sıfır gürültü şampiyonu, düşük güçte
çalışabilen uzun ömürlü topolojik
transistörler, topolojik kuvantum
Bununla beraber, fotonik band aralığı
topolojik olabilecek olan malzemeler
üzerine de yoğun çalışmalar
yapılmaktadır. Önümüzdeki 10-15
yıl içerisinde bu dalganın büyüyerek,
topolojik bilgisayar çiplerini ve
dolayısıyla tüm topolojik elektronik
ve dijital sistemlerini, topolojik fiber
kabloları ve yüksek duyarlılıklı optik
topolojik polarizatörleri ürettiğini
göreceğiz.
Türkiye bu kritik devrimde yer
almalıdır: Grafen araştırmaları 2004'lü
yıllarda arttığı zaman beraberinde
Dirac fiziği katı hal laboratuvarına
girmişti. Grafen'in henüz tam olarak
kontrol edilemeyen üretim süreci, onun
elektronik ve spintronik teknolojisinde
liderliğini sağlayamadı. Topolojik
yalıtkanlar ise oda sıcaklığındaki
laboratuvarlarda üretilebilmekte ve
teknolojide oluşturmakta oldukları
tsunami hissedilmektedir. Böylesine
geniş birikim kullanan kritik konuların
ülkemizin araştırma kurumlarında hızlı
bir şekilde başlatılabilmesi ve işbirliği
içinde organize edilmesi, devletimizin
öncelikli alanlar içine bu ve benzer
konulardaki araştırmaları da eklemesiyle
ve varolan araştırma proje desteklerinin
dışında yeni destek mekanizmalarının
hayata geçirilebilmesiyle mümkün
olabilecektir.
Makale TOPOLOJİK MALZEMELER: BİLİM VE KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YENİ DEVRİM
Şekil. 9. 50 nm çapında topolojik nanoteller
2012'de Washington Üniversitesinde test edildi.
Bu gerçekten hareketle ve ITAP'ın
üniversiteler arası dinamik konumunu
kullanarak, topolojik malzemelere hızlı
ve kitlesel bir giriş yapabileceğimizi
fark ettik. 2011 yazında ITAP'ta
başladığımız Avrasya-Pasifik yaz
okulları, konferanslar ve araştırma
dönemleriyle topolojik yalıtkanlar ve
süperiletkenler kuramı ve deneysel
yöntemleri üzerine bir dizi uluslararası
araştırma ve eğitim toplantıları
gerçekleştirerek bu malzemelerin derin
fizik ve teknolojisini üniversitelerimize
aktardık. Bu toplantıların tamamı
video kayıt altına alınmakta ve ITAP
sayfasında kullanıma açılmaktadır. Bu
çalışmalarımızın yeterli ve sürdürülebilir
destek bulabildiğimiz ölçüde, 2013
ve ötesinde de artan hızlarla devam
etmesini ve sadece kuramsal ve
deneysel boyut ile değil, aynı zamanda
teknolojiye yönelik uygulamalarıyla
da ülke Ar-Ge araştırmacılarının
ve teknoloji şirketlerinin dikkatini
çekmeyi planlıyoruz. Yoğun katılımlı
bu toplantıların ardından, ülkemizde
bu konularda ileri araştırmaları
hareketlendirmek için gerekli olan
potansiyelin fazlasıyla varolduğunu
gözlemliyoruz. Komşularımız
Gürcistan'dan Bulgaristan'a, Çin'den
ABD'ye kadar geniş bir bölgeden
en güçlü araştırmacılarla birlikte
sürekli aktif bir etkileşme alanı
oluşturduk. 2010 yılından bu yana
büyük uluslararası enstitüler ve bilim
akademileriyle ITAP arasında ortaklık
antlaşmaları yaparak uluslararası zemin
hazırladık. Bu uluslararası ortaklar
ve üniversitelerimizden dinamik
araştırmacılar ve öğrencileriyle beraber
2012 yılı sonbaharında Topolojik
Malzemeler Araştırma ve Eğitim
Girişimi'ni kurmuş bulunuyoruz.
Ortaklar arasında çok girişli aktif
bir internet sayfası ile birlikte bu
konularda üniversitelerimize ve AR-GE
araştırmacılarımıza destek olacak bir
dinamik araştırma eğitimi müfredatı
hazırlamaktayız. Topolojik Malzemeler
Araştırma ve Eğitim Girişimi'nin 2013
yılı toplantılarında beş yıllık bilimsel
ve teknolojik ortaklık haritalarının
hazırlanması gündeme alınmıştır. Bu
konuda endüstriyel araştırmaların
başlatılabilmesi için yüksek teknoloji
üreten şirketler ve devlet/özel
araştırma laboratuvarlarından Ar-Ge
araştırmacılarını grubumuza çekiyoruz.
Bu tematik ortaklığın temel amacı kritik
araştırma alanlarında üniversitelerimizi
ve Ar-Ge merkezlerimizi önden çeken
lider araştırmalar yapmak ve yapılmasını
sağlamaktır. Bu amaca erişmek için
düzenli şekilde beyin fırtınası çalıştayları
ve araştırma dönemleri düzenlemek
(uluslararası yılda en az iki kez, ulusal
olarak ise sürekli), öğrenci hareketliliğini
ve Türk üniversiteleri ve paydaş
uluslararası kurumlar arasında ortak
çalışmaları ve projeleri hızlandırmak,
yabancı ülkelerdeki beyin gücümüzle
organik bağımızı güçlendirmek ve
yabancı öğrenci ve doktora sonrası
araştırmacıları ülkemize çekmekle
ilgileniyoruz. Devletimizden bu girişimin
beş yıllık sürdürülebilir bir proje ile
desteklenmesi için daha geniş kritik
araştırma ve uygulama alanlarını
da içeren ITAP Avrasya-Balkan
Uluslararası Tematik Araştırma ve
Eğitim Projesi'ni sunduk. Bu çalışmalar
üniversitelerimizi bu konulara en yüksek
süratle çekebilmek için gereken ortamını
inşa etmekte ve ülkemizin bölgesinde
bir bilimsel mıknatıs olabileceği öncü
katkılarda bulunan çok ortaklı bir
araştırma endüstrisi yaratmaktadır.
Kaynakça
1) DARPA: http://www.darpa.mil/Our_
Work/MTO/Programs/Mesodynamic_
Architectures_%28Meso%29.aspx (Bu
sayfadan özetle: Mezodinamik yapılar,
yakınlarda keşfedilen yeni fizik ve
malzemelerin modern mikrosistemlerin
dönüşüm teknolojilerinde önemli bir
rol oynayacağı ve topolojik yalıtkanların
geleceğin yeni nesil transistörleri olacağı
anlaşılmaktadır. Topolojik yalıtkanların
özellikleri şu açıdan ilgi çekmektedir:
bilinen en iyi teknolojilere göre a)
düşük gürültü oranı, b) daha düşük
güçle sinyal iletişimi, c) uygulanan
voltaja göre manyetizasyon yönünü
yüksek hızda değiştirebilen malzemeler
d) ilk topolojik FET'nin geliştirilmiş
olması. Bu kapsamda yapılacak olan
çalışmalar şu şekilde özetlenmektedir:
a) topolojik malzemelerin özelliklerinin
optimizasyonu b) yüzey iletkenliğinin
mükemmel hale getirilmesi ve külçe
iletkenliğinin düşürülmesi c) ilk
topolojik transistörün ve topolojik
programlanabilen bağlantı devrelerinin
ve elektronik bileşenlerin geliştirilmesi,
d) Topolojik Kuvantum girişim
aygıtlarının geliştirilmesi e) düşük güçte
kuvantum hafıza e) topolojik yalıtkan
devre mimarisinin geliştirilmesi ve
üretim aşamasına gelinmesi).
2) Charles Nash, Topology and
Physics: A Historical Essay, http://lanl.
arxiv.org/abs/hep-th/9709135v4 (1997).
OCAK 2013
39
Kamuda Bir Marka: Bursa Valiliği
Bursa Valiliği – AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi
Bursa’nın proje hazırlama
kapasitesinin geliştirilmesi
Bursa Valiliği AB ve Dış İlişkiler
Koordinasyon Merkezi, 2010 yılının
Haziran ayında kuruldu. Merkez, kısa
süren kurumsallaşma çalışmalarından
sonra faaliyetlerine hızla başladı. Kuruluş
amacına uygun olarak Bursa ilinde proje
kültürünü ve proje hazırlama kapasitesini
arttırmaya yönelik çok sayıda eğitim
düzenledi.
Proje hazırlanmasında danışmanlık,
rehberlik ve eğitim hizmetleri veren
Merkez, kamuoyunda Avrupa Birliği
(AB) ile ilgili konularda doğru bilgiye
sahip olabilmesine ve halk nezdinde
AB’ye üyelik sürecimizin daha sağlıklı
anlaşılabilmesine yönelik de konferans,
seminer ve paneller düzenlemektedir.
Merkez, aynı zamanda Avrupa Birliği
kurumlarına, Avrupa Birliği Bakanlığına
Bursa Valiliği adına da yenilikçi projeler
hazırlayarak (kısa bir zamanda yaptığı
çalışmalarla) bir marka haline geldi.
Bursa, öncü projelerle inovasyonda
bir merkez olma yolunda...
Bilindiği gibi inovasyon; farklı, değişik,
yeni fikirler geliştirmektir. Biz de 2023
yılı (Cumhuriyetimizin 100. Yılı) ve
sonrasını hedefleyerek yeni fikirlerle
şehrimizin ülkemizde ve dünyada etkin
bir kent olmasına yönelik çalışmalar
yapıyoruz. İnovasyonun şehirlerin
bugününü ve geleceğini şekillendiren en
önemli güçlerden biri olduğundan yola
çıkarak, Bursa Valiliği AB ve Dış İlişkiler
Koordinasyon Merkezi olarak Bursa
ilini öncü projelerle bir merkez haline
getirmeyi hedefledik.
İnovasyon (yenileşim) çalışmaları,
kalkınma ve gelişmeyi tetikleyen
ekonomik, sosyal ve hatta günlük hayatı
değiştiren mutlak bir dinamiktir. Bu
40
OCAK 2013
noktadan yola çıkarak Bursa Valiliği AB
ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi
tarafından hazırlanan; “Innovatus:
Rekabet Gücü ve Sürdürebilir
Kalkınmada İnovasyon Yönetimi”
konulu projemiz; Avrupa Birliği Bakanlığı
Ulusal Ajansa başvurulan 2 bin 550
projeden 268 proje arasına girerek
desteklenmek üzere kabul edildi
İnovasyonun tüm devlet
politikalarıyla entegre
edilmesi ve Türkiye’nin
inovasyon performansını
artırma hedefinden
yola çıkan Bursa Valiliği
“Innovatus: Rekabet
Gücü ve Sürdürülebilir
Kalkınmada İnovasyon
Yönetimi” başlıklı projeyle
10 ili harekete geçirdi.
Türkiye’de ve Bursa’da inovasyon
kültürünün yayılması
İnovasyon sisteminin tüm aktörlerini
kapsayacak şekilde hazırlanan Proje’de
kamu, özel sektör, meslek odaları,
üniversite gibi kurumlar; farklı gelişmişlik
bölgeleri de göz önünde bulundurularak
bir araya getirildi.
Proje Bursa Valiliği koordinatörlüğünde
10 ili (Bursa, Sakarya, Çorum, Yalova,
Sivas, Elazığ, Antalya, Tokat, Ankara,
İstanbul) kapsadı.
Proje'de 10 ilin valilik ve kaymakamlıkları
ile kamu kurumları, organize sanayi
bölge müdürlükleri ve özel sektör yer
aldı.
“Innovatus: Rekabet Gücü ve Sürdürebilir
Kalkınmada İnovasyon Yönetimi” konulu
Proje ile proje ortağı 32 kurum-kuruluş ve
80 kişiden oluşan yönetici ve çalışanlarla
yapılan faaliyetlerle Bursa Valiliği
liderliğinde inovasyon için insan kaynağı
ve yeteneklerin gelişmesine katkı
sağlanması, inovasyonu destekleyen
ortamlar oluşturarak bölgesel işbirliği ve
bütünleşmenin teşviki ve kamuoyunda
inovasyon kültürünün yayılması
amaçlandı.
Proje ile Belçika, İsveç, Avusturya (2),
Hollanda ülkelerine çalışma ziyaretleri
gerçekleştirildi.
Dokuz ay süren projenin bütçesi 112 bin
Avro’dur.
Kamuoyunda inovasyon bilincinin
oluşturulması
• Türkiye’de ve Bursa ilinde
inovasyon faaliyetlerinin artmasına,
bu faaliyetlere sistematik ve
stratejik yaklaşımlarla süreklilik
kazandırılmasına katkı sağlamak,
• İnovasyonun önemi hakkında
toplumun tüm kesimleri arasında
ortak paydada buluşacak düzeyde bir
farkındalığın yaratılması,
• İnovasyon için insan kaynağı ve
yeteneklerin gelişmesine katkı
sağlanması, inovasyonu destekleyen
ortamlar oluşturarak bölgesel işbirliği
ve bütünleşmenin teşviki, inovasyon
kültürünün yayılması, kurumlar arası
işbirliğinin sağlanarak inovasyon
konusunda kamuoyunda bilinç
oluşturulması, amaçlandı.
İnovasyon alanında önemli
çalışmalar yapan kurumlar
Farklı tarihlerde ve ülkelere düzenlenen
projenin çalışma ziyaretleri, Bakanlıklar
düzeyinde gerçekleşmiş, önemli
inovasyon ve araştırma kurumlarına
da ziyarette bulunulmuştur. Dört farklı
ülkeye beş ayrı tarihte çalışma ziyaretleri
düzenlenmiştir.
Gelişmişlik yarışında başarı için
inovasyon şart
Projemizle;
Proje ortağı (32 kurum) katılımcılarımız
(79 kişi) Brüksel, Viyana (2), Amsterdam
ve Stockholm'de gerçekleşen eğitim ve
bilgilendirme faaliyetleriyle; ülkelerin
inovasyon performanslarındaki artışın
ekonomik ve toplumsal kalkınma, refah
ve gelişme için anahtar rol oynadığını;
bilgi ekonomisine geçiş için en önemli
itici güç olduğunu; etkin inovasyon
politikalarına ve sistemlerine sahip
ülkelerin gelişmişlik yarışında hızla
ilerlediklerini, inovasyon sayesinde
eşitsizlikleri de en aza indirmeyi
başardıklarına tanık oldu.
Brüksel'de TR Plus, Centre for Turkey
in Europe'daki toplantıda, Türkiye'nin
Müzakere fasıllarından Bilim ve Araştırma
Faslı ve bu esnada hazırlanan Bilim ve
Eylem Planından bahsedilerek Türkiye'nin
gayri safi yurtiçi hasılasından Ar-Ge
çalışmalarına ayrılan payın yüzde 1'ler
seviyesinde olduğu ve bu payın belirtilen
yüzde 2 seviyesine yükseltilmesi gerektiği
vurgulandı.
Viyana'da Austrian Federal Ministry of
Transport, Innovation and Technology,
Platform Research & Technology Policy
Evaluation gibi kurum ziyaretlerinde,
ortaklarımız akademik düşüncelerin
ticarileştirilebilmesi yönünde izlenen
stratejilerin kişilerin tüm yetenekleri ve
girişimcilikleri yanında devlet politikaları
ile birleşmesinin sağladığı faydaları
yerinde izlendi.
Stockholm'de Vinnova Swedish
Governmental Agency for Innovation
Systems, Swedish Council for
Environment, Agricultural Sciences
and Spatial Planning gibi ziyaretlerde
ortaklarımız ülkemizde sürdürülebilir
ve rekabet edebilir bir ulusal kalkınma
modelinin geliştirilmesine yönelik yapılan
çalışmalarda yeni inovasyon stratejilerinin
belirlenmesine yönelik kazanımlar elde
edildi.
Projemiz başarıyla tamamlanmış olup
şimdi proje ortaklarımız tarafından
kurumlarının konularıyla alakalı
inovasyon konulu çalışmaları devam
etmektedir.
Proje, Valiliğimize ödül kazandırdı
Bursa Valiliği'nin “Innovatus Rekabet
Gücü ve Sürdürülebilir Kalkınmada
İnovasyon Yönetimi” konulu projeyle
katıldığı Uludağ Üniversitesi Teknoloji
Geliştirme Bölgesi (ULUTEK) tarafından
düzenlenen Ödüllü Proje Sergisi'nde Jüri
Özel Ödülü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Nihat Ergün tarafından Bursa Valisi
Şahabettin Harput'a verildi.
Uludağ Üniversitesi Görükle
Yerleşkesi'nde bulunan ULUTEK
Teknoloji Geliştirme Bölgesi tarafından
Jüri Özel Ödülü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından
Bursa Valisi Şahabettin Harput'a verildi, 17 Mart 2012, Bursa.
'Bilim ve Teknoloji Haftası' kapsamında
17 Mart 2012 tarihinde düzenlenen
Programa; Bakan Nihat Ergün'ün yanı
sıra Bursa Valisi Şahabettin Harput, Bursa
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep
Altepe, Uludağ Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Kamil Dilek, Bursa Ticaret ve
Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu
Başkanı Celal Sönmez, BTSO Meclis
Başkanı ve ULUTEK Yönetim Kurulu
Başkanı İlhan Parseker katıldı.
Ödül töreninde yaptığı açılış
konuşmasında teknolojinin inovasyonla
desteklenmesi gerektiğini belirten Bakan
Ergün, yeni ürünlerin ortaya koyulması
gerektiğini, ürünlerin değerini artırmanın
yolunun da inovasyon ve araştırmadan
geçtiğine değindi.
Ergün, bunun için Bakanlık olarak,
Ar-Ge'yi desteklemeye devam ettiklerini
ve Türkiye'nin her yerinde büyük heyecan
gördüklerini ifade etti. Rekabet yarışında
öne çıkmak için insan ihtiyaçlarına uygun
yeni ürünler tasarlamak gerektiğine
işaret eden Ergün, ileri teknoloji ürünlerin
ihracat içindeki payını yüzde 5'ten yüzde
20'ye çıkaracaklarını vurguladı.
Ödüllü Proje Sergisi'nde dereceye giren
firmalara ve “Innovatus: Rekabet Gücü
ve Sürdürebilir Kalkınmada İnovasyon
Yönetimi” konulu proje ile yarışmaya
katılan AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon
Merkezi’ne plaket verildi. Ödül, Merkez
adına Bursa Valisi Şahabettin Harput’a
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat Ergün tarafından verildi.
Bursa Valisi Şahabettin HARPUT ise
yaptığı konuşmada; “Hükümetimizin
verdiği teşvik ve destekler inovasyon
adına, yenileşme adına çok ciddi bir
ivme kazandırdı. Bilim ve teknolojide
ilerlemeden dünyada söz sahibi
olunamaz. Ekonominin lokomotif
illerinden biri olan Bursa’da bu etkinliğin
düzenleniyor olması bizleri sevindiriyor.
Bu vesileyle emeği geçen herkese
teşekkür ediyorum” dedi.
İnovatif ülkeler arasında yer alıncaya
kadar hem ülkemiz için hem de Bursa
için; Bursa Valiliği AB ve Dış İlişkiler
Koordinasyon Merkezi olarak inovasyonu
destekleyen alanlarda da proje
çalışmalarımız devam edecektir.
Tabii tüm bu çalışmalar yapılırken yönetici
desteği olmazsa olmaz. Çalışanlarının
ve çalışmalarının yanında oldukları için
Bursa Valisi Şahabettin Harput ile Vali
Yardımcısı İl AB Daimi Temas Noktası
Ahmet Hamdi Usta’ya AB ve Dış İlişkiler
Koordinasyon Merkezi çalışanları olarak
-başta merkez sorumlusu Filiz Çilingir
olmak üzere Dr. Arzu Erdi, İpek Hacer
Topuz, Erhan Sevimli, Emine Dilara KayaAnahtar Dergisi aracılığıyla teşekkür
etmek istiyoruz.
Proje tanıtımımıza yer vererek projenin
yaygınlaştırma faaliyetine “Anahtar”
Dergisi aracılığıyla katkı sağlayan Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik
Genel Müdürü Anıl Yılmaz ve ekibine çok
teşekkür ediyoruz.
OCAK 2013
41
Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri 2012 Yılı
Üçüncü Çeyreği Sonuçları Açıklandı
Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ - Yücel ÖZKARA - Dursun BALKAN
Sanayi ve Teknoloji Uzmanları - Verimlilik Genel Müdürlüğü
İmalat sanayi genelinde çalışan kişi başına üretim endeksi önceki yılın aynı dönemine göre %1,52, bir önceki döneme göre ise
%5,37 azalmıştır.
Geçen yılın aynı dönemine göre çalışan kişi başına üretim endeksinde imalat sanayiyi oluşturan bölümlerden 12’sinde artış
görülmüş, en büyük artışın “Diğer ulaşım araçları” bölümünde olduğu görülmüştür.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü, Resmi İstatistik Programı kapsamında hesapladığı ve yayımladığı Üç Aylık
Ulusal Verimlilik İstatistikleri’ni 2 Ocak 2013 Çarşamba günü kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu dönemde de EFİS Rev. 2’ye (Avrupa Birliğinde
Ekonomik Faaliyetlerin İstatistikî Sınıflandırılması) göre sanayinin “B-Madencilik Taşocakçılığı”, “C-İmalat Sanayi” ve “D-Elektrik, Gaz, Buhar ve
İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı” kısımları, Ulusal Verimlilik İstatistikleri’nin kapsamını oluşturmuştur. Ana Sanayi Grupları Sınıflaması (ing.
Main Industrial Groupings-MIGs) çerçevesine uygun şekilde 5 sanayi grubunda da göstergeler hesaplanmıştır.
Şekil 1. İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi
İmalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksinin ve çalışılan saat başına üretim endeksinin aldığı değerler Şekil 1’de görülmektedir. Çalışan
kişi başına üretim endeksi, 2012 yılı üçüncü döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre (2011 yılı III. dönemine göre) %1,52 azalarak
111,70 değerini almıştır. Çalışan kişi başına üretim endeksi, bir önceki döneme göre ise (2012 yılı II. dönemine göre) ise %5,37 azalmıştır.
Çalışılan saat başına üretim endeksi 2012 yılı üçüncü döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,47 azalarak 117,30 değerini almıştır.
Çalışılan saat başına üretim endeksinde, bir önceki döneme göre ise %3,25 azalış görülmüştür. Zaman serilerinde dönemlik değişimlerin belli
bir bölümü mevsimsel etkiler içerdiğinden yıllık değişimlerin izlenmesi daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Bu nedenle şekil 2’de imalat sanayi
çalışan kişi başına üretim endeksi ve mevsimsel etkilerden arındırılmış endeks bir arada gösterilmiştir.
42
OCAK 2013
114,2
111,7
Şekil 2. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Endeks
Verimlilik değişimlerinin bir önceki döneme göre değerlendirmeleri yapılırken mevsimsel etkilerden arındırılmış serilerin kullanılması daha
sağlıklı sonuçlar elde edilmesine imkân sağlayacaktır. Bu doğrultuda Şekil 2’de imalat sanayi için mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi
başına üretim endeksi ile orijinal serisi bir arada verilmiştir. İmalat sanayinin çalışan kişi başına üretim endeksinde orijinal seri ile mevsimsel
etkilerden arındırılmış serinin bir önceki döneme göre düşüş sergilediği gözlenmektedir. İmalat sanayinde çalışan kişi başına üretim endeksi
bir önceki döneme göre %5,37; mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksi bir önceki döneme göre %0,94 azalmıştır.
Bu rakamlar incelendiğinde çalışan kişi başına üretim endeksinin 2012-2 dönemine kıyasla %5 düzeyinde bir azalış yaşadığı ancak mevsimsel
etkilerin göz önüne alındığı durumda, değişimin küçük bir oranda negatif yönde olduğu görülmektedir. Burada da görüldüğü üzere
mevsimsel etkilerden arındırılmış serileri yorumlamak daha gerçekçi olacaktır.
Şekil 3. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Değişimlerinin Yapısı
Ülkemiz ekonomisinde gerek sanayi geneli, gerek imalat sanayi verimliliğinin belirleyicisi, 2009 yılı ile 2010 yılının ilk yarısında yatay seyreden
ve 2010 yılının ikinci yarısından itibaren artış eğiliminde olan istihdam düzeyine bağlı olarak, üretim miktarı olmuştur. Şekil 3’te görüldüğü
gibi imalat sanayinde istihdam 2010 yılı başından bu yana dönemlik olarak ortalama %1,43 ile düzenli olarak artmıştır. İstihdam düzeyine
2005 yılından itibaren bakıldığında; son dönemlerde istihdam düzeyinin artarak en yüksek seviyeye eriştiği görülmektedir. Şekilde sunulduğu
üzere imalat sanayi üretim endeksi, son yıllara bakıldığında oldukça yüksek seviyelerde seyretmektedir. 2012-3 döneminde üretim endeksi, bir
önceki döneme göre %4,39 oranında azalsa da istihdam bir önceki döneme göre %1,14 oranında artış kaydetmiştir. Bu durumdan anlaşıldığı
üzere işgücü verimliliği seviyesinin ana belirleyicisi geçmişe göre düzenli olarak artmakta olan istihdam ile üretim endeksleri olmuştur. Bu
durum mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksinde de görülmektedir (Bkz. Şekil 2).
OCAK 2013
43
Şekil 4. Bir Önceki Döneme Göre Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksinde Değişimler (Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış ve Orijinal Seriler)
Şekil 4’te toplam sanayi, madencilik, imalat sanayi ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve dağıtımı kısımları için bir önceki döneme göre
çalışan kişi başına üretim endeksi değişimleri orijinal seri ve mevsimsel etkilerden arındırılmış seriler olarak gösterilmektedir. Şekil 4 incelendiğinde
başta madencilik ve taşocakçılığı olmak üzere orijinal serilerin büyük dalgalanmalar gösterdiği, buna karşın mevsimsel etkilerden arındırılmış
serilerdeki değişimlerin daha küçük olduğu görülmektedir. İmalat sanayi ile madenciliğin mevsimsel etkilerden arındırılmış verileri karşılaştırıldığında
mevsim dışı faktörlerin madencilik sektörü verimliliği üzerinde daha büyük dalgalanmalar yarattığı görülmektedir. Elektrik, gaz, buhar ve
iklimlendirme üretim ve dağıtımı sektörü son dört döneminde orijinal seride negatif ve pozitif değişimler bulunmasına karşın mevsimsel etkilerden
arındırılmış verimlilik serisine bakıldığında değişimin sıfıra yaklaştığı görülmektedir.
Şekil 5. İmalat Sanayini Oluşturan 24 Bölüme Ait Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümeleri (2005 I.-2012 III.)
2005 yılı birinci dönemi ile 2012 yılı üçüncü dönemi arasında imalat sanayini oluşturan 24 bölüm incelendiğinde “tekstil ürünlerinin imalatı”
bölümünün verimliliğinin düşme eğiliminde olduğu, bu bölüm dışında kalan 23 bölümün verimliliklerinin artma eğiliminde olduğu görülmüştür.
En yüksek verimlilik büyüme eğiliminin yıllık ortalama %18,14 ile “ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri
malzemelerden örülerek yapılan eşyaların imalatı” bölümünde olduğu görülmüştür.
44
OCAK 2013
Tablo 1. 2005 I.-2012 III. Dönemi Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümesi
Toplam Sanayi
Madencilik
Sanayinin Kısımları
İmalat
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı
Ara Malları
Dayanıklı Tüketim Malları
Ana Sanayi Grupları Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi
Enerji
Sermaye Malları
%3,16
%3,05
%2,81
%6,76
%2,89
%4,20
%2,97
%5,46
%1,59
Tablo 1’de ana sanayi grupları, sanayinin kısımları ve toplam sanayi için hesaplanan çalışan kişi başına üretim endeksinin 2005 yılı başından
2012 yılı üçüncü dönemi arası yıllık ortalama büyüme oranları verilmiştir. Sanayi kısımları içerisinde "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme
üretimi ve dağıtımı”nın %6,76 ile en yüksek yıllık ortalama verimlilik büyümesine sahip olduğu gözlenmiştir. Ana Sanayi Grupları
incelendiğinde ise en yüksek verimlilik artışının yıllık ortalama %5,46 ile “Enerji” de olduğu görülmektedir. Bahsi geçen dönemde sanayi
genelinin yıllık ortalama işgücü verimliliği büyümesi yüzde3,16 olarak gerçekleşmiştir.
Şekil 6. Ana Sanayi Grupları (MIGs) Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Trend Serileri
Şekil 6’da Ana Sanayi Grupları çalışan kişi başına üretim endeksi serilerinin trendleri gösterilmiştir. Bu noktada kullanılan trend kavramı orijinal
seriden mevsimsel etkilerin ve düzensiz şokların çıkarılmasıyla elde edilen uzun dönemli eğilimi ifade etmektedir.
2008 yılı son dönemleri ile 2009 yılının ilk dönemlerinde küresel düzeyde var olan krizin ardından, ana sanayi gruplarının trend değişimlerine
bakıldığında artış eğilimi açıkça görülmektedir. Dayanıklı Tüketim Malı Üretimi ile Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi işgücü verimliliklerinin uzun
dönem eğilimleri, küresel kriz dönemi de dâhil olmak üzere istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Kömür ve linyit çıkartılması, ham petrol ve doğalgaz
çıkarımı, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı, elektrik, gaz, buhar ve havalandırma sistemi üretim ve dağıtımı, suyun toplanması,
arıtılması ve dağıtılması faaliyetlerinden oluşan Enerji ana sanayi grubunda ise belirgin ve istikrarlı bir biçimde artan verimlilik trendi 2012
yılında da mevcut seviyesini korumaktadır. Tablo 1’den de görüleceği üzere 2005 I. Dönemi ile 2012 III. Dönemi arasında; dayanıklı tüketim malı
üretiminin ve dayanıksız tüketim malı üretiminin yıllık ortalama verimlilik büyümeleri sırasıyla %4,20 ile %2,97 olarak gerçekleşmiştir. Enerji ana
sanayi grubunda ise Tablo 1’de verilen yıllık ortalama %5,46’lık verimlilik büyüme oranını şekil 6’da görülen istikrarlı verimlilik artış trendi de ortaya
koymaktadır.
Küresel kriz döneminden büyük oranda etkilenen Sermaye Malı Üretimi’nin verimlilik trendine bakıldığında dalgalı yapısını sürdürdüğü
gözlenmektedir. Sermaye Malı Üretimi’nin 2011 yılı son çeyreğinde başlayan ve 2012 yılı üçüncü çeyreğinde de devam eden verimlilik azalışı ise
dikkat çekmektedir.
OCAK 2013
45
BİLİŞİM, BİLİM VE TEKNOLOJİ
Bulut Bilişim Uygulamaları ve Bilgi Toplumuna Etkileri – 1:
Bulut Bilişim Nedir? Uygulama Bileşenleri Nelerdir?
Hazırlayan: Dr. Mustafa Kemal AKGÜL / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı
Giriş
Değerli okuyucular; Anahtar’ın bu
sayısından itibaren bilişim, bilim ve
teknoloji alanındaki gelişmelerin sizlerle
paylaşılacağı bir bölüm yer alacaktır.
“Bilişim, Bilim ve Teknoloji” adındaki
bu köşemizde bilişim, bilim ve teknoloji
alanında ortaya çıkan ancak hayatımız
içinde uygulama yeri bulmuş yeniliklerin
tanıtımı çok bilimsel olmayan bir dil
anlatımı ile sizlere sunulacaktır. Bu alanda
doğrudan yayın yapan dergi ve diğer
medya araçlarının varlığı göz önüne
alınarak, burada yer alacak konuların daha
özet ve bilinen konulardan seçilmesine
çalışılacaktır. Bilim-teknoloji alanındaki
yayınlarla aynı dönemde konu çakışmasına
girmemeye özen göstermekle birlikte,
konuların güncel olması nedeniyle zaman
zaman benzer konuların ele alınması
kaçınılmaz olabilir. Okuyucunun bunu
hoşgörüyle karşılayacağını umuyoruz.
Bu köşede başlangıç olarak hepimizi
çok ilgilendiren, bilgi teknolojileri
uygulamalarının bugünlerde en önemlisi
sayılabilecek “Bulut Bilişim -Cloud
Computing”den söz edeceğiz. Akılı
cep telefonları ile akıllı televizyonların
yaygınlaşması ile önemini her geçen gün
artırmakta olan bulut bilişim uygulamaları;
mobil teknolojilerin yaygınlaşması ile
günümüzde vazgeçilmeyecek bir uygulama
zeminine dönüşecektir.
Bulut Bilişim’in sadece bir kavram olmadığı,
tanımlamasından uygulama yöntemlerine
kadar birçok aşamaları bulunduğu göz
önüne alınarak, Bulut Bilişim konusunu iki
bölümde vermeyi uygun bulmaktayız. Bu
ilk bölümde “Bulut Bilişim Nedir? Uygulama
Bileşenleri Nelerdir? Konusunu açıklamaya
çalışacağız. Konu içerikleri popüler anlatımı
bozmamak için çoğu kez bir derleme
niteliğinde olacaktır.
Bulut Bilişim Nedir?
Bilgi teknolojileri uygulamalarının
sanallaşması düşüncesi yeni değildir.
ARPANET uygulamasının başlaması ile
birlikte ortaya çıkan internet uygulamaları
bilgi bulutu oluşumunu da başlatmış
bulunmaktadır. Bilgi teknolojileri
uygulamalarında sanallaşma internetin
yaygınlaşması ile birlikte başlamıştır.
46
OCAK 2013
Bu nedenle, uygulayıcılar tarafında
yeni bir kavram olarak son üç yıldan
bu yana konuşulan Bulut Bilişim olarak
adlandırılan kavram akademik alanlarda
çok daha öncesinden bilinmekte ve
üzerinde çalışılmaktadır (1).
Bilginin sanallaşması bilgisayarların
kullanılması ile başlamıştır. Bu nedenle,
burada ele alınacak olan bilginin
sanallaşması değildir. Asıl önemli
olan; bulut bilişim kavramı içinde bilgi
teknolojileri uygulamalarının sanallaşması
ile bulut bilişim uygulamalarının
getireceği kolaylıklar ve sorunların
bilinmesidir. BT uygulamalarındaki
sanallaşma; sanal makineler (virtual
machine) üzerindeki uygulamalar,
birlikte çalışabilirlik ve bilgi güvenliği
ile birlikte tanımlanmaktadır. Burada
okuyucunun dikkatine sunulacak olan
ayrıntılar bulut bilişim uygulamalarının
toplumu ve bulutun dışında kalanları nasıl
etkileyeceğidir.
Bilişim Rüzgârı Nasıl Bulut Oluşturdu?
Bilginin sanal olması artık göreceli bir
kavram haline gelmiştir. Hayatımıza
bilgisayar girmeden önceki dönemlerde;
henüz düşüncelerde yer alan,
açıklanmamış ve yazıya dökülmemiş
bilgi sanal olarak tanımlanabilirdi.
Bilgisayarların günlük kullanıma girmesi
ile birlikte bilgisayar ortamında yer alan
bilgiler sanal olarak adlandırılmaya
başlandı.
Avrupalı bilim insanları internetin
Amerikalılar tarafından keşfedildiği
düşüncesini de benimsemezler.
Onlara göre 1969’da Pentagonun
resmi kurumlara ve üniversitelere ait
bilgisayarları ağ üzerinde birbirine
bağlama projesi internetin ilk adımı
olabilir.
Ancak bugün bildiğimiz anlamdaki
World Wide Web ve HTML 1989/90 yılları
arasında İsviçre’nin Cenevre şehrindeki
CERN laboratuarında üretilmiştir.
Netscape’in atası sayılan MOSAIC adlı
tarayıcı 1993 yılında ilk kez İsviçre’de
denendi. Amerikalıların bunu alıp
geliştirmesi ise daha sonraki yıllarda
gerçekleşmiştir (1).
Bilişim rüzgârının oluşmasının ilk adımını
bilgisayarların kişiselleşmesi, ardından
da kişisel bilgisayarların ağ üzerinden
haberleşmesi oluşturdu. Bilginin buluta
dönüşmesi kavramı, bilgisayarların ağ
yapısı içinde konuşabildiği internet
teknolojisinin kurulumu ile başlamaktadır.
İnternetin; 1990’lı yıllardaki ortaya
çıkışında, donanım altyapısı ile bir ağ
biçiminde olsa da, bilgiye erişim yönüyle
ilk tanımı “internet bulutu” adlandırması
ile olmuştur. Çünkü internet servis
sağlayıcıların sunduğu bilgilerin, nerede
tutulduğu konusunda kullanıcıların hiçbir
zaman bilgisi olmamıştır.
Bilişim rüzgârlarını kuvvetlendiren,
sonraki adım ise web sitelerinin
kurulumları ile sanal hizmet servislerinin
açılması olmuştur. Bilişim rüzgârlarının
buluta dönüşümünde en önemli dönüm
noktası; arama motorlarının ortaya
çıkması ile ePosta hizmetlerinde kişilere
sunulan hizmet alanlarının artmasıdır.
Bulut Bilişim Kavramı ve Bileşenleri
Nelerdir?
Bulut Bilişim Kavramı:
Bulut Bilişim kavramının tanımlamaları
bilimsel yayınlarda ve uygulama
çevrelerde benzerlikler göstermektedir.
Bu tanımlamalardan başlıcalar şunlardır:
Bulut Bilişim (cloud computing) internet
Teknolojisi üzerinden uzak kaynak
kullanımlı yeni bir tüketim modeli olarak
tanımlanabilir. Ürün olarak satın alma
ile sahip bilişim adına akla gelen her
şeyin ihtiyaç kadarının satın alma yerine
kiralanabildiği ve/veya kullanıldığı oranda
bedelinin ödendiği servis hizmetlerinden
oluşan yeni bir modeldir (2).
Bulut Bilişim, düşük yönetim çabası
veya servis sağlayıcı etkileşimi ile, hızlı
alınıp salıverilebilen ayarlanabilir bilişim
kaynaklarının paylaşılır havuzuna,
istendiğinde ve uygun bir şekilde ağ
erişimi sağlayan bir modeldir (Tanım:
ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji
Enstitüsü).
ABD Federal Hükümeti tarafından
yapılan resmi tanımda; ‘Bulut Bilişim’
internet üzerinden “kullandığın kadar
öde” iş modeliyle sağlanan ve satın
alınan ölçeklenebilir, esnek sistemlere
dayalı genel hizmetler bütünü olarak
tanımlanmaktadır. Burada anahtar
nokta, “kullandığın kadar öde modelidir.”
Örneğin, veri merkezlerinin daha verimli
kullanılmasını sağlayan sanallaştırılmış
“özel bulut sistemleri” ödemeli
olmadığı için, bulut bilişim olarak
değerlendirilmemektedir (2).
Bulut Bilişim için bir tanımlama yapmak
gerekirse, size bugünkü sisteminizde
ihtiyaç duyduğunuz yazılım (software),
donanım (hardware), dosya saklama
(storage) ve barınma (storage) gibi temel
ihtiyaçların size uzak bir bilgisayardan
internet bağlantısıyla sunulmasıdır.
Wikipedia’daki tanımına göre ise
çevrim içi bilgi dağıtımı; bilişim aygıtları
arasında ortak bilgi paylaşımını sağlayan
hizmetlere verilen genel addır (4). Bu
tanımlama formülsel olarak şu şekilde
açıklanabilir;
Cloud Computing = Hosting + Grid
Computing. Hosting (Barınma) = Web
sayfalarınızı Internet’te yayınlamak,
kendinize yada sirketinize ait alan adını
email olarak kullanmak için gerekli
alanın kiralanması; Grid Computing
(Grid Hesaplama) = Gerekli olan işlem
gücü için yükün birden fazla bilgisayara
dağıtılmasıdır (4).
Bütün bu özellikleriyle Bulut Bilişim
bir üründen ziyade bir hizmettir ve siz
kullandığınız hizmete ücret ödersiniz.
Buna en güzel örneği kullandığımız
elektrik ile verebiliriz. Elektrik idaresi
bizim için bütün altyapı, bakım onarım
ve dağıtım hizmetlerini üstlenirken, biz
sadece evimizde kullandığımız elektriğin
faturadaki miktarını ödüyoruz (3).
Bulut Bilişimin Bileşenleri:
• Servis olarak Altyapı –SoA (IaaS)
Altyapı Hizmetinde, kullanıcı, yazılımları
ve uygulamaları kullanmak için
güç kaynağı, ağ, saklama, sunucu
donanımları ve diğer sistemlerden
yararlanıyor. Kullanıcı bu yazılımları
bilgisayarlarında ne zaman
kullanacağına kendisi karar vermekte ve
tüm bileşenler üzerinde tam bir kontrol
sahibi olmaktadır.
‘Amazon Elastic Compute Cloud’
altyapı hizmetine örnek gösterilebilir.
• Servis olarak Platform –SoP (PaaS)
Bu yapıda, platform hizmetinde,
kullanıcı, belirli bir platformla (genellikle
Java, Python veya Net platformlarıyla)
uyumlu olan uygulamalarını zengin bir
ortamdan yararlanarak kullanmaktadır.
Bu ortamda iş kuyruğu yönetimi, veriye
erişim, uygulamalar arası iletişim gibi
araçlar sunuluyor.
Google App Engine ve Microsoft Azure
Platform Hizmetine örnek gösterilebilir.
• Servis olarak Yazılım –SoY (SaaS)
Bu yapı içinde; yazılım hizmetinde,
kullanıcı, önceden belirlenmiş
uygulamaları doğrudan Web
tarayıcısından çalıştırmaktadır. Bu
uygulamalar farklı kullanıcılar tarafından
aynı kolaylıkla kullanılmak üzere
tasarlandığı için, iş ihtiyaçlarına özgü
tasarımlara veya özel yapılandırmalara
izin vermemektedir. ‘SalesForce.com’
yazılım hizmetine örnek gösterilebilir.
Günümüzde Yazılım Hizmetlerinin
pek azı Bulut Bilişim teknolojilerini
desteklemekte ve durum gelecekte de
böyle olacakmış gibi görünmektedir.
Servislerin Yapıları: (3)
Servislerin yapılarıysa kullanıcıların
erişim ve yetkilerine göre
sınıflandırılmaktadır.
Public Cloud: Internet üzerinden
herkesin kullanabildiği servislerdir.
Private Cloud: Herkese açık olmayan bir
yapıda olan bu bulut yapısında servisler
bir güvenlik duvarı arkasında sadece
yetkisi olan kullanıcıya sunulurlar.
Community Cloud: Belirli bir kullanıcı
grubunun kullanımına sunulmuş bulut
yapısıdır.Grup üyeleri uygulama ve
verilere erişebilirler.
Hybrid Cloud: Yukarıdaki yapıların
birlikte kullanılmasıyla oluşan yapıdır.
Gelecek sayıda Bulut Bilişim konusu
ortam çeşitlilikleri, uygulamalar,
kullanıcılara sağladığı fırsatlar ve riskler
konuları açıklanmaya çalışılacaktır (3).
Kaynaklar:
1.http://www.universite-toplum.org/
text.php3?id=265 ) Erişim Tarihi: Ekim
2012
2.http://www.tubisad.org.tr/Tr/Library/
Analizler/bulut_bilisim_dosyasi.pdf
Erişim tarihi Ekim 2012
3. ( Kaynak: http://gokselakpinar.com/
blog/?p=516 Erişim Tarihi: Ekim 2012
4. http://tr.wikipedia.org/wiki/Bulut_
biliyüzdeC5yüzde9Fim Erişim Tarihi:
Ekim 2012
5. www.bilisimlive.com/internet Erişim
Tarihi: Ekim 2012
Başvurulacak diğer kaynaklar:
1. www.tubitak.gov.tr/tubitak.../
Korkmaz_Bulut_Bilisim.ppt
2. http://bilisimlive.com/bulut-bilisimnedir-dropbox-google-drive-icloudubuntu-one-10054
3. www.bilgiguvenligi.gov.tr/...bulutbilisim.../download.htm
4. www.bulutbilisimi.com
OCAK 2013
47
11. Sanayi Kongresi Gerçekleştirildi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat Ergün, İstanbul Sanayi Odası
(İSO) tarafından 19-20 Aralık
2012 tarihlerinde İstanbul Kongre
Merkezi'nde düzenlenen 11. Sanayi
Kongresi’nde Türkiye ekonomisinin, son
10 yıl içinde gerçekten de çok önemli
bir değişim yaşadığını, güvenin ve
istikrarın adresi haline geldiğini söyledi.
Bir yandan makro dengeleri yerli
yerine oturturken, diğer yandan reel
sektör kaynaklı ve istikrarlı bir büyüme
dönemini de hep birlikte tecrübe
ettiklerini belirten Bakan Ergün, bu
süreçte, doğru ekonomi politikaları
kadar, demokratikleşme, teknoloji ve dış
politika gibi alanlarda attıkları adımların
da büyük önemi olduğuna işaret etti.
Ergün, Türkiye’nin 10 yıl önce 230
milyar Dolar olan milli gelirinin, 10
yıl sonra yaklaşık 800 milyar Dolar
seviyesine ulaştığını anımsatarak,
Türkiye’nin özellikle 2010 ve 2011
yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen
ekonomilerinden biri haline geldiğini
söyledi. Türkiye ekonomisinin bu yılın
üçüncü çeyreğinde yüzde 1,6 oranında
büyüdüğünü ve Türkiye ekonomisinin
kesintisiz büyüme sürecine devam
ettiğini ifade eden Ergün, “Elbette
bu yıl yakaladığımız büyüme
rakamları, 2010 ve 2011 ile mukayese
ettiğimiz zaman mütevazı kalan
rakamlardır. Ancak biz özellikle Avrupa
ekonomilerindeki gelişmeler nedeniyle
bunun zaten böyle olacağını öngörmüş,
planlarımızı buna göre yapmıştık.
Bugün geldiğimiz noktada Türkiye'nin
Orta Vadeli Program'daki hedeflerle
uyumlu bir noktada olduğumuzu
ve yılsonu itibarıyla yine Avrupa’nın
en hızlı büyüyen ekonomilerden biri
olacağımızı rahatlıkça söyleyebiliriz”
diye konuştu.
Bakan Ergün, bugün Türkiye
ekonomisinin kamu maliyesi, borç
yapısı, bankacılık sektörü, Merkez
Bankası rezervleri ve üretim temelinde
örgütlenen ekonomisi ile dış şoklara
karşı son dirençli bir ekonomi haline
geldiğini anlattı.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat Ergün, Hükümet olarak,
48
OCAK 2013
makroekonomik istikrarı reel sektöre
yansıtmak ve daha rekabetçi bir
iş dünyası oluşturmak için önemli
çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Türkiye'nin rekabet gücünü teknolojide,
tasarımda, markalaşmada, Ar-Ge’de
araması gerektiğini her fırsatta ifade
ettiklerini belirten Ergün, zaten
2011 yılında Bakanlıklarının yapısını
değiştirirken, bu düşüncelerini hayata
geçirme amacını taşıdığını söyledi.
Bakan Ergün, Bakanlık olarak, sanayiye
ve sektörlere stratejik bir yaklaşım
kazandırmaya büyük önem verdiklerini
belirterek, hazırladıkları strateji
belgeleriyle hem kamu için hem de reel
kesim için yol haritaları oluşturduklarını
ifade etti.
Bakanlık olarak, Ar-Ge merkezlerinin
ve teknoparkların kurulması,
teknogirişim sermayesi desteği, San-Tez
Programı gibi çalışmalarını başarıyla
sürdürdüklerini dile getiren Bakan
Ergün, KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla,
reel sektöre Ar-Ge konusunda
önemli destekler sağladıklarını
anlattı. Ergün, TÜBİTAK bünyesinde
yapılan diğer birçok önemli projenin
daha bulunduğunu ancak bunların
sanayiciyle buluşması konusunda daha
fazla adım atılması gerektiğini anlattı.
Türkiye’de teknoloji yoğun, yüksek
katma değerli yatırımların artmasını
istediklerini belirten Ergün, son teşvik
programını da böyle bir düşünceyle,
nitelikli yatırımların daha nitelikli
şartlarda destekleneceği bir anlayışla
hazırladıklarını söyledi.
Yerli üretimi desteklemek amacıyla
Kamu İhale Kanunu'nda ciddi bir
değişiklik yapacaklarını bildiren
Ergün, “İhtiyari olarak yüzde 15 fiyat
avantajı sağlayan firmalardan yerli ürün
alınması, yerli istekli lehine fiyat avantajı
vardı. Biz bunu bir değişiklikle yerli ürün
lehine fiyat avantajına dönüştürmüştük.
Şimdi de yerli ürün lehine bu avantajı
sağlayan firmalardan eğer diğer şartları
da sağlıyorsa alımı mecburi hale
getiren bir düzenlemenin üzerinde
çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde,
hayata geçirmeyi planladığımız bir
diğer projemiz de ‘Ulusal Temiz
Üretim Merkezi’ kurmak olacaktır.
Günümüzde rekabet gücünün en
önemli unsurlarından biri de çevreye
duyarlı üretim yapmaktır. Ulusal Temiz
Üretim Merkezi, işletmelerimizin temiz
üretim konusundaki kapasitelerini
artırmaya yönelik çalışmalar yapacak,
işletmelerimize teknik ve finansal destek
sağlayacaktır. Şimdiden şirketlerimizin
bu alanda bir farkındalığın peşinde
olmaları gerekmektedir" diye konuştu.
Demir-Çelik Sektörü Strateji Belgesi ve
Eylem Planı Açıklandı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün, 26 Aralık 2012 tarihinde Çırağan
Sarayı’nda düzenlenen toplantıyla “DemirÇelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji
Belgesi ve Eylem Planı”nı açıkladı. Bakan
Ergün, “Demir Çelik ve Demir Dışı Metaller
Sektörü Strateji Belgesi’nin uzun dönemli
vizyonu, sektörde yüksek katma değerli
ürünlerin üretim üssü olmaktır” dedi.
Demir Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü
Strateji Belgesi ile sektörün yol haritasını
ortaya koyduklarını ve bu yolda ilerlemeyi
sağlayacak araçları da belirlediklerini
dile getiren Ergün, Belge’nin hazırlanma
sürecinin, kamunun, özel sektörün ve sivil
toplum kuruluşlarının bir arada çalışmasının
güzel bir örneği olduğunu anlattı. Strateji
Belgesi’nde, beş farklı hedef için 24 eylem
belirlediklerini bildiren Ergün, “Birinci
hedefimiz eğer sektör birtakım hukuki
ve idari düzenlemeye ihtiyaç duyuyorsa,
bunları gerçekleştirmek. Sanayide kullanılan
elektrik enerjisi girdi maliyetlerini azaltmaya
yönelik çalışmalar yürütülecek” diye
konuştu.
Yerli girdi kullanımı teşvik edilecek
Bakan Ergün, Strateji Belgesi’nde
ikinci hedefleri olan “Üretim Altyapısını
Geliştirmek” başlığı kapsamında kamu
yatırımlarında en yüksek katma değeri
sağlayacak şekilde yerli girdi kullanımının
teşvik edileceğini belirtti. Ergün, rüzgâr
enerjisi yatırım sözleşmelerinde, rüzgâr
türbinleri yatırımında başta sfero döküm ve
yassı çelik olmak üzere yerli girdi kullanımı
teşvik edileceğine işaret etti.
Strateji Belgesinde “Dış Ticarette Aksayan
Yönleri Gidermek” başlıklı üçüncü hedefleri
kapsamında ise, Afrika ve Orta Doğu
ülkeleri gibi riskli ülkelere yönelik ihracatta,
ihracat kredi sigortası uygulamaları
yaygınlaştırılacağını dile getiren Ergün,
düşük fiyatlı ithal ürünlerin yerli üreticilerin
üzerinde yarattığı fiyat esaslı baskının
bertaraf edilmesi yönündeki çalışmaların
sürdürüleceğini söyledi.
Bakan Ergün, özellikle inşaatlarda kullanılan
demir, boru ve diğer ürünler başta olmak
üzere güvenli veya teknik mevzuata uygun
olmayan ithal ve yerli ürünler için daha
etkin denetimlerin yapılacağını belirterek,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Son dört yıl içinde
yassı çelik üretim kapasitesinin tüketim
seviyesinin üzerine çıkması da dikkate
alınarak, sektörün ithalatta karşılaştığı
haksız rekabet unsurlarının önlenmesine
yönelik tedbirlerin uygulanmasına devam
edilecek. Dördüncü hedefimiz olan “İnsan
Kaynaklarını Geliştirmek” başlığı altında iki
eylem belirlenmiştir. Öncelikle orta kademe
nitelikli eleman eksikliğini gidermek için
eğitim programları düzenlenecektir.
Özellikle meslek liselerinde döküm ve
modelcilik gibi bölümlere özel bir önem
verilecek. 50 veya daha fazla işçi çalıştıran
işyerleri yüzde üç özürlü çalıştırmakla
yükümlüdürler. Buradaki 'yeraltı ve su
altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz'
istisnasına, ağır sanayi olarak kabul edilen
demir-çelik ve demir dışı metaller sektörü
de ilave edilecek. Beşinci ve son hedefimiz
“Ar-Ge Kapasitelerini Geliştirmek” başlığı
altında ise, atıkların analizini yapacak
laboratuvarların sayısı ve niteliği artırılacak.
Çevre analizleri için akredite laboratuvar
eksikliği giderilecek.”
Ar-Ge desteklerinin, sanayinin ihtiyacı
olan diğer araştırma ve iyileştirme
faaliyetlerini de kapsayacağına işaret
eden Ergün, demir-çelik sektöründe
çevre kirliliğinin azaltılmasına ve atıkların
değerlendirilmesine yönelik projelerin
destekleneceğini söyledi. Bakan Ergün,
Avrupa Parlamentosu’nun, çelik sektörünü
korumak için 13 Aralık'ta AB Komisyonu’na
bir önerge sunduğunu anımsatarak, bu
önergede sektörün öneminin, sektör için
yapılması gerekenlerin, sektöre yönelik
teşvik mekanizmalarının devreye girmesi
gerektiği gibi önemli bilgilerin olduğunu
anlattı.
Strateji Belgesi’ndeki eylemlerin, demir-çelik
ve demir dışı metaller sektörünün üretim
zincirinin her halkasına hitap ettiğine işaret
eden Ergün, “Bu eylemler, üretimde yerli
girdi kullanım oranını artıracak, katma
değeri yüksek ürünlerin ağırlıklı olarak
yerli üretimden karşılanmasını sağlayacak
ve dış ticaret dengemizi olumlu yönde
geliştirecek eylemlerdir. Bu eylemlerin
hayata geçmesiyle, yurt dışından temin
ettiğimiz yüksek teknolojili ürünlerin
ülkemizde üretilmesi için büyük bir adım
atmış olacağız. Strateji Belgesinde yer alan
eylemler, dünya standartlarında rekabetçi
bir sektör oluşturma kararlılığımızı açıkça
göstermektedir” diye konuştu.
Yoluna güven ve istikrar içinde devam
eden bir Türkiye…
Son 10 yılda, Türkiye’nin hayatın her
alanında büyük bir değişim iradesi
gösterdiğini ve çok önemli reformlar
gerçekleştirdiğini dile getiren Ergün, bugün
dünyadaki birçok olumsuz gelişmeye
rağmen, yoluna güven ve istikrar içinde
devam eden bir Türkiye'nin bulunduğunu
kaydetti. Ergün, ekonomide ve siyasette
yakalanan bu istikrar ortamının birçok
önemli sonucunu hep birlikte müşahede
ettiklerini ifade ederek, ancak bu olumlu
çıktılar içinde en önemlisinin, artık
Türkiye'nin bütün birimleriyle, kamu ve
reel sektörüyle, orta ve uzun vadeli plan
ve programlar hazırlayabilmesi ve bunları
uygulayabilmesi olduğunu söyledi.
OCAK 2013
49
Temiz Üretim Sempozyumu Hazırlıkları Çerçevesinde Hacettepe
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer ile Görüşme
Bakanlığımız ile Hacettepe Üniversitesi işbirliğinde
düzenlenmesi planlanan “Temiz Üretim Sempozyumu”
hazırlıkları ile ilgili olarak Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz
ile Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer
bir araya geldiler. 29 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilen
görüşme kapsamında söz konusu sempozyumun içeriği ve
organizasyonuna ilişkin ön görüşmeler yapıldı. Prof. Tuncer,
organizasyonla ilgili her türlü desteği vermeye hazır olduklarını
belirterek, söz konusu etkinliğin, Hacettepe Üniversitesi
ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasındaki ilişkilerin
geliştirilmesi ve farklı açılımlar yaratması açısından da önemli
bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Temiz Üretim alanında
Türkiye’deki mevcut durumu ortaya koymayı ve özellikle sanayi
sektöründeki iyi uygulamaların paylaşılmasını amaçlayan
sempozyum, Hacettepe Üniversitesi Kongre Merkezi’nde
gerçekleştirilecektir. 2013 Nisan ayında düzenlenmesi
planlanan sempozyuma, sanayi sektörü başta olmak üzere iş
dünyasının çeşitli kesimlerinden ve akademik camiadan çok
sayıda davetlinin katılması beklenmektedir.
TÜSİAD – Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) Tarafından
Düzenlenen “Verimlilik Çalıştayı” İstanbul’da Gerçekleştirildi
Verimlilik ve verimlilikle ilgili konularda çalışan akademisyenlerin
ve kuruluşların bu konulardaki çalışmalarını ortak bir platformda
paylaşmak ve bilgi alışverişinde bulunmak amacıyla TÜSİADSabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından
düzenlenen “Verimlilik Çalıştayı” 30 Kasım 2012 tarihinde Sabancı
Üniversitesi Karaköy İletişim Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü REF Direktörü Doç. Dr. İzak Atiyas’ın yaptığı
Çalıştay'a; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel
Müdürlüğü (VGM), TÜSİAD, Sabancı Üniversitesi, Rekabet Forumu,
Türkiye İstatistik Kurumu, Rekabet Kurumu ve üniversitelerden
katılımcılar katkı sağladılar. Çalıştay’a, VGM “Mikro Düzeyde
Verimlilik Ölçümü (APC Modeli) ve Makro Düzeyde Çevresel
Verimlilik İstatistikleri” başlıklı bildiriyle katıldı. Sunuşta VGM’nin
altyapı çalışmalarını yürüttüğü çevresel verimlilik istatistiklerinden
ve işletme düzeyinde verimlilik ölçümünde kullanılan Amerikan
Verimlilik Merkezi (APC) Modeli’nden bahsedildi. Verimlilikle
ilgili toplam altı bildirinin yer aldığı Çalıştay’da; “Türk İmalat
Sanayinde Rekabet Seviyesinin Ölçümü ve Teşviklerin Verimlilik
Artışına Etkisi” (Ekrem Kalkan, Rekabet Kurumu), “Doğrudan
Yabancı Sermayenin Şirket Hayatta Kalma Oranı ve İstihdam
Artışına Etkisi: Türkiye İmalat Sanayi Örneği” (Prof. Dr. Kamil
Yılmaz, Koç Üniversitesi), “Çalışan Verimliliğin Ölçülmesi ve İş
istatistikleri, Üretim Yöntemiyle GSYH ve HİA” (Ş. Şenol BOZDAĞ,
TÜİK), “Türkiye’de Bölgesel Ücret ve Verimlilik Farklılıkları”
(Prof. Dr. Suut Doğruel, Marmara Üniversitesi), “Sürdürülebilir
Kalkınma Literatüründe Ölçüm Sorunları” (Prof. Dr. Osman Zaim,
Kadir Has Üniversitesi), “Mikro Düzeyde Verimlilik Ölçümü (APC
Modeli) ve Makro Düzeyde Çevresel Verimlilik İstatistikleri” (Serdal
Ergün, Özlem Durmuş ve Nazlı Saylam Bölükbaş, Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı, Verimlilik Genel Müdürlüğü) başlıkları
altında sunuşlar gerçekleştirilerek uzmanlar tarafından tartışıldı.
Verimlilik Genel Müdürlüğü Tarafından Türkiye’deki Yönetim
Danışmanlığı Sektörünün Sorunları İlk Kez Kapsamlı Olarak Ele Alındı
Ülkemizde verimlilik çalışmalarında önemli bir yeri olan yönetim
danışmanlığı sektörünün mevcut durumunu analiz etmek, sorunlarını
belirlemek, çözüm önerileri geliştirmek ve bu alandaki politikalara
temel oluşturmak amacıyla, Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından
kapsamlı bir çalışma yürütülmektedir. Çalışma kapsamında öncelikli
olarak, sektörün başlıca sorunlarını belirlemek amacıyla danışmanlık
hizmeti sunan kurum ve kuruluşlara yönelik bir soru formu uygulanmış
ve soru formundan elde edilen bulgulara dayanılarak sektörün yaşadığı
sorunları yansıtan bir rapor hazırlanmıştır. Bu rapordan yola çıkarak,
belirlenen sorun alanlarını tartışmak ve bu sorunların çözümüne
yönelik öneriler geliştirmek amacıyla sektörün tüm aktörlerinin temsil
edildiği bir çalıştay gerçekleştirildi. 5 Aralık 2012 tarihinde İstanbul’da
gerçekleştirilen ve kamu, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve özel
sektörden 110 kuruluşun temsil edildiği Çalıştay’a toplam 120 kişi
katıldı. Öncelikli olarak sorunların ele alındığı Çalıştay’da, “Piyasada
Yönetim Danışmanlığı Hizmeti Algısının Geliştirilmesi”, “Sektörün
Geliştirilmesine Yönelik Yapılanma ve Düzenlemeler” ve “Yönetim
Danışmanlığı Hizmet Kalite ve Standartlarının Geliştirilmesi” başlıklı
oturumlarda çözüm önerileri geliştirildi. Tüm tarafların katılımı ile
başarıyla gerçekleştirilen Çalıştay sonrası, ülkemizin 2023 hedeflerine
ulaşmasında ve işletmelerin performansının artırılmasında önemli bir
50
OCAK 2013
misyon üstlenecek olan danışmanlık sektörünün gelişimine ilişkin bir
yol haritasının çıkarılması hedeflenmektedir.
TEMİZ ÜRETİM (EKO VERİMLİLİK)
Fransa’da Düzenlenen “Yaşam Döngüsü Analizi” Konferansı ile
“Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin Eğitimi” Çalıştayına Katılım Sağlandı
“Yaşam Döngüsü Analizi”
Konferansı
Birleşmiş Milletler Çevre Programı
(UNEP) ile Çevre Toksikolojisi ve Kimyası
Topluluğu (SETAC)’nun ortaklığında
kurulan UNEP/SETAC Yaşam Döngüsü
Girişimi Sekreterliği tarafından
6-9 Kasım 2012 tarihlerinde Fransa’nın
Lille kentinde “Yaşam Döngüsü
Analizi” temalı konferans ve “Yaşam
Döngüsü Yönetimi” konulu bir çalıştay
gerçekleştirildi.
Dört günlük programın ilk bölümü (6-7
Kasım 2012) Yaşam Döngüsü Analizi
alanında çalışmalar yürüten uluslararası
paydaşları bir araya getirmeyi amaçlayan
bir paylaşım konferansı şeklinde
tasarlandı. Konferans kapsamında,
yaşam döngüsü yaklaşımlarının önemi
konusunda farkındalığı artırmak,
uluslararası aktörlerin tecrübelerinden
yararlanmak, eko-tasarım ve ekoetiketleme konularında örnekler sunmak
ve çeşitli kuruluşlarla işbirliği olanaklarını
geliştirmek amaçlandı. Programda,
Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim, Yaşam
Döngüsü Analizi (YDA) Alanındaki Son
Gelişmeler, YDA Veritabanları, Süreç
İyileştirme’de YDA’nın Kullanımı, Sektörel
Uygulamalar, Yenilenebilir Enerji Kaynakları
ve YDA ile Atık Yönetiminde YDA’nın
Kullanımı konularında dünyanın farklı
ülkelerinden gelen uzmanlar tarafından
sunumlar yapıldı.
çalıştay gerçekleştirildi. Uluslararası
alanda tecrübe sahibi bir uzmanın
moderatörlüğünde yürütülmüş olan
Çalıştay’da, Yaşam Döngüsü Yönetiminin
işletmelerdeki uygulama adımları,
işletmelerin eko-verimlilik düzeylerinin
iyileştirilmesi için nasıl kullanıldığı ve daha
önceki uygulamalar neticesinde elde
edilen faydalar hakkında bilgilendirme
yapıldı.
İşletmelerin çevresel performansını
artırmayı amaçlayan temiz üretim
çalışmalarında en çok yararlanılan
araçlardan birisi Yaşam Döngüsü
Analizi’dir. YDA, ürün ya da hizmet
üretiminde kullanılan hammaddelerin
elde edilmesinden başlayarak, ilgili
tüm üretim, lojistik, tüketici tarafından
kullanım ve kullanım sonrası atık olarak
bertaraf edilmesini de kapsayan yaşam
döngüsünün farklı aşamalarındaki
çevresel etkilerini belirlemek, raporlamak
ve yönetmek amacıyla kullanılan bir
tekniktir. YDA ile elde edilen veriler ekoverimlilik göstergelerinin hesaplanması ve
işletmelerin temiz üretim potansiyellerini
belirlemek amacıyla da kullanılmaktadır.
“Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin
Eğitimi” Çalıştayı
Birleşmiş Milletler Çevre Programı
(UNEP) tarafından, Avrupa Komisyonu,
Yaşam Döngüsü Girişimi (LCI) ve Çevre
Toksikolojisi ve Kimyası Topluluğu
(SETAC) işbirliği ile 12-16 Kasım 2012
tarihleri arasında “Karbon ve Su Ayak İzi
Eğiticilerin Eğitimi Çalıştayı” düzenlendi.
Fransa’nın Başkenti Paris’te düzenlenen
ve çeşitli ülkelerden uzmanların eğitildiği
Çalıştaya Verimlilik Genel Müdürlüğü’nü
temsilen Sanayi ve Teknoloji Uzmanı
Özlem Durmuş katıldı.
Beş gün süren Çalıştay’da Zürih ETH
Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü
tarafından su ayak izi, Dünya Kaynaklar
Enstitüsü (WRI) tarafından ise karbon
ayak izi eğitimleri verildi. Çalıştay’ın amacı
katılımcıların çevresel ayak izi envanteri
düzenlemek için temel adımları, sera
gazı emisyonları (karbon ayak izi) ve
su kullanımı (su ayak izi) alıştırmaları
üzerinden pratik olarak öğrenmelerini ve
kendi eğitimlerini düzenlemek için temel
bilgileri edinmelerini sağlamaktır. Çalıştay
katılımcıları, yapılacak sınavlarda başarılı
olup eğitici sertifikalarını aldıktan sonra
söz konusu eğitimleri kendi ülkelerinde
tekrarlayarak karbon ve su ayak izi
çalışmalarının yaygınlaştırılmasına katkı
sağlayabilecektir.
Life Cycle
Initiative
Sunumlar dışında, özellikle işbirliği
ağları oluşturmaya yönelik çeşitli
faaliyetlerin de yer aldığı, 22 ülkeden
temsilci ve 60 konuşmacının yer aldığı
programa Verimlilik Genel Müdürlüğü’nü
temsilen Sanayi ve Teknoloji Uzmanı
Şakir Karakaya katıldı.
Konferansı takiben 8-9 Kasım 2012
tarihlerinde, Yaşam Döngüsü Yönetimi
alanındaki uygulayıcıları ve konu ile ilgili
bilgi sahibi olmak isteyen katılımcıları
bir araya getirmeyi amaçlayan bir
OCAK 2013
51
Productivity in Regional Development Development Agencies
Regional Development
National Strategy (BGUS)
The cornerstones of our new regional
development praxis are Regional
Development National Strategy (BGUS),
Regional Development High Commission,
Regional Development Committee,
Regional Development Authorities,
Development Agencies and Regional
Plans. Regional Development National
Strategy has been prepared to elicit
coordination in regional development
and regional competitiveness at national
level, to strengthen the consistency
between spatial development and socioeconomic development policies and to
build up a framework for subscale (region
and province) plans and strategies.
Regional Development National
Strategy, which has been formed as a
strategic framework to direct activities
concerning regional development, puts
forth essential purposes, objectives
and principles of regional development
politics. Regional Development
National Strategy is going to empower
homogeneity between activities
concerning regional development
activities taking place in development
plans, national sector-specific strategies,
EU adaptation process, national and
regional plans and programs and is
going to escalate interaction of sectorspecific, theme-specific and regional
development policies.
Eastern Marmara
Development Agency
Cleaner Production
Financial Support
Programme
‘Cleaner Production Financial Support
Programme’s general purpose is to
increase environmental sustainability and
national and international competitive
power of the region by revising
production processes of existing and
new enterprises and profit making
cooperatives which elicit SME definition.
Eastern Marmara Development Agency
expects the development of cleaner
production and cleaner consumption
awareness in the region with the
52
JANUARY 2013
multiplier effects of financial supports
provided by the agency. The final aim of
Eastern Marmara Development Agency
is to secure that all the SME’s to adopt
cleaner production approach in principle
with sustainable production goal in the
region.
The potential of the capital
city awakens with Ankara
Development Agency
Ankara Development Agency has started
its activities to be a leader foundation
in Ankara’s sustainable development
strategies after the appointment of the
secretary general in July 9, 2010. Ankara
Development Agency’s studies can be
classified under five headings as planning
activities, financial and technical supports,
coordination and investment monitoring
activities, training and seminary facilities
and promotion activities.
The Project for Prevalent
Use of Cleaner Production
Practices in İzmir
It has been realized that eco-efficiency
practices lead to production efficiency
globally. However, the most important
practice in order to increase the capacity
and awareness on cleaner production
is to carry out pilot studies. Pilot studies
show striking examples in which
innovative processes can be managed
with low cost investment in short
payback period. It would be possible for
the enterprises to lower their operating
costs by using less resources, raw
material and decreasing waste, therefore
a new model practice consistent
with environmental regulations and
sustainable development would be
implemented in the region. At the end
of pilot studies, taking joint actions with
Aegean Regional Development Agencies
in order to diffuse cleaner production
practices would be helpful to increase the
effect of the project.
Sustainable Development
with Knowledge Focussed
Industry
Bursa Eskişehir Bilecik Development
Agency (BEBKA); is an organization
that serves sustainable development
in Bursa, Bilecik and Eskişehir through
shaping development by improving
coordination and cooperation among
public sector, private sector and
nongovernmental organizations;
offering local solutions to local
problems and providing the use of
resources efficiently.
In order to reach the goals mentioned
above, it is critically important to
increase the efficiency of cooperative
formations in areas of R&D and
innovation and to support new
formations. Correspondingly, to
increase the number of new developed
products, industrial designs, useful
models and patents and to support
activities concerning innovation and
trademark are within agency’s target.
development agency project supports
give contribution to SME’s in areas
of enlargement of their scale by
simplification of their access to finance,
technology renewal and technology
use, and increase of their recruitment,
production and export capacity.
We have been working
to increase competitive
power of our region’s
leading sectors
Central Black Sea
Development Agency
Founded in 2008, İpekyolu
Development Agency has been active
in Gaziantep, Kilis and Adıyaman since
2010. The center of the agency is in
Gaziantep and studies of İpekyolu
Development Agency mainly includes
ensuring sustainable development and
decreasing regional and interregional
development gaps. Investment
Support Offices founded in Adıyaman
and Kilis give opportunity to sustain
communication with cities in the region
and to make analysis, planning and
administration locally.
The Effect of Development
Agency Supports to SME’s
At this moment, the necessity and
importance of local and regional
development is undeniable. For
sustainable regional development, a
smoothly running local development
system is required. Local development
system depends on the cooperation
and coordination between public,
private sector and nongovernmental
organizations for economic and social
development. Development agencies
stand in the forefront as a key institute
of local economic development in the
world.
Development agencies can undertake
crucial roles in terms of SME’s
access to finance and solving their
problems of finance, marketing, low
efficiency, limited R&D activities and
institutionalization. Correspondingly,
Founded in 2008, covering the cities
of Amasya, Çorum, Samsun and
Tokat, Central Black Sea Development
Agency aims to awaken the regional
potential, to reduce regional and
interregional development gaps and
to increase the region’s competitive
power at national and global scale.
Since its foundation, Central Black Sea
Development Agency has supported
nearly 300 projects financially and
technically; and exercised the strategic
goals of regional plan in terms of
‘Increasing Competitive Power of
Enterprises and Opening Abroad’ with
activities to increase capacity of science,
technology, regional progress and
cleaner production.
Central Anatolia
Development Agency
(ORAN)
One of the important activities of
Central Anatolia Development Agency
is the financial and technical supports
that it gives in order to foster the
competitive power of the region. The
projects and activities concerning
the areas that are mentioned in
regional plan and study programs are
supported. In this scope, Financial
Support Program was conducted in
2010 and SME’s applied to the program
with projects aiming to contribute to
regional development by increasing
recruitment, competitive power, surplus
value of production and innovative
investments in the region.
JANUARY 2013
53
SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS
Kaynak: TÜİK- Source: TURKSTAT
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%)
Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%)
76,0
75,4
75,5
75,0
74,7
74,7
74,7
74,9
74,8
74,6
74,5
74,3
74,0
74,0
74,0
73,5
73,1
72,9
73,0
72,5
72,5
72,0
71,5
71,0
2010
Ortalama
2011
Ortalama
Ocak 2012
2010 Average 2011 Average January 2012
Şubat
2012
February
2012
Mart
2012
March
2012
Nisan
2012
Mayıs 2012
April
2012
May 2012
Kaynak: Merkez Bankası
Source:
Central
Bank ofBankasıThe Republic
of TurkeyCentral Bank of the Repuclic of Turkey
Kaynak:
Merkez
Source:
54
OCAK 2013
Haziran
2012
June
2012
Temmuz 2012 Ağustos 2012
July 2012
August 2012
Eylül 2012
Ekim 2012
September October 2012
2012
Kasım 2012
November
2012
BİLİM ve TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS
Kaynak: (OECD, MSTI;2011) - Source: (OECD, MSTI;2011)
Kaynak: TÜİK- Source: TURKSTAT
OCAK 2013
55
ULUSAL ve ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSLİKLERİ
NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS
İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler
Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data
Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - Source: National Productivity Statistics of Turkey
Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları /
Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries
Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - Source: National Productivity Statistics of Turkey
56
OCAK 2013
ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / NATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS
Kaynak: Ulusal Verimlilik İstatistikleri
Source: National Productivity Statistics of Turkey
Toplam Sanayi / Total Industry
Madencilik ve Taşocakçılığı / Mining and Quarrying
Sanayinin Kısımları İmalat / Manufacturing
Sections of Industry
Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme/ Electricity, Gas, Steam And Air Conditioning Supply
ARM - Aramalı / IG - Intermediate Goods
Ana Sanayi Grupları DLT - Dayanıklı Tüketim / DCG - Durable Consumer Goods
DZT - Dayanıksız Tüketim / UCG - Non-Durable Consumer Goods
Main Industrial
ENJ – Enerji / E- Energy
Groups (MIGs)
SEM - Sermaye Malı / CG - Capital Goods
Gıda ürünlerinin imalatı / Manufacture of food products
İçeceklerin imalatı / Manufacture of beverages
Tütün ürünleri imalatı / Manufacture of tobacco products
Tekstil ürünlerinin imalatı / Manufacture of textiles
Giyim eşyalarının imalatı / Manufacture of wearing apparel
Deri ve ilgili ürünlerin imalatı / Manufacture of leather and related products
Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı …
Manufacture of wood and of products of wood and cork…
Kağıt ve kağıt ürünlerinin imalatı / Manufacture of paper and paper products
Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması / Printing and reproduction of recorded media
Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı / Manufacture of coke and refined petroleum products
Kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı / Manufacture of chemicals and chemical products
Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı
Manufacture of basic pharmaceutical products and pharmaceutical preparations
Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı / Manufacture of rubber and plastic products
Diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı / Manufacture of other non-metallic mineral products
Ana metal sanayi / Manufacture of basic metals
Fabrikasyon metal ürünleri imalatı (makine ve teçhizat hariç)
Manufacture of fabricated metal products, except machinery and equipment
Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı
Manufacture of computer, electronic and optical products
Elektrikli teçhizat imalatı / Manufacture of electrical equipment
Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı / Manufacture of machinery and equipment n.e.c.
Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı
Manufacture of motor vehicles, trailers and semi-trailers
Diğer ulaşım araçlarının imalatı / Manufacture of other transport equipment
Mobilya imalatı / Manufacture of furniture
Diğer imalatlar / Other manufacturing
Makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı / Repair and installation of machinery and equipment
74,5
110,1
92,4
126,6
91,4
95,7
188,5 197,7 122,5 126,1 162,3 125,5 221,0 212,4
116,0 133,6 137,0 136,4 154,1 130,4 141,1 138,1
119,4 141,8 149,2 171,1 174,28 159,2 182,5 181,0
128,8 95,0 91,8 99,1 89,45 85,9 90,4 87,3
90,4 113,3
117,8 110,0 113,2
90,4
102,4 103,7 102,8
78,0
130,6 122,0 125,3 116,5
114,5 112,7 120,1 93,1
91,5
107,2 107,2 100,0 102,9 119,9
104,8 105,2 95,6 85,4 107,2
84,7
64,7
80,1
69,9
112,5 110,5 118,3 108,6
91,9 103,7
102,4 108,5 100,5
74,3
108,2 98,8 102,1 97,2
116,8 96,9 121,0 113,1
104,0 105,8 108,5 107,0
2012
3. Ç.
3rd Q.
116,0
116,9
111,7
156,6
114,8
127,2
111,3
147,7
98,1
88,1
121,0
158,4
91,7
111,1
95,2
98,4 100,6 95,6 94,8 104,0
103,1 102,2 103,0 104,0 113,4
109,8 113,5 107,3 100,1 105,7
2012
2. Ç.
2nd Q.
119,3
101,0
118,0
140,6
119,6
126,3
112,8
130,2
116,3
84,2
119,9
160,9
100,3
109,4
101,5
131,1 136,7 161,1 135,4
2012
1. Ç.
1st Q.
114,4
94,3
110,9
156,9
110,5
119,1
109,0
141,5
106,9
91,0
86,8
152,2
95,0
103,3
100,8
109,3 119,4 123,5 129,1 127,9
119,8
102,7
117,9
155,7
117,2
130,1
114,7
135,3
116,6
99,6
99,9
137,0
98,8
108,6
104,1
2011
121,9 122,5 130,0 123,4
139,9 124,2 134,3 154,5
95,8 86,5 87,5 103,0
123,7 119,7 125,3 120,1
115,8
102,7
117,9
130,8
117,2
130,1
114,7
135,3
116,6
97,5
103,1
146,2
102,9
111,9
104,7
2010
106,7 105,6 114,7 117,2
114,3 116,0 127,4 126,8
106,2 99,4 82,3 85,9
116,6 109,3 112,9 122,9
107,0
105,7
104,6
136,5
104,8
116,1
111,0
112,9
90,6
95,1
116,1
137,3
97,1
105,4
95,8
2009
105,7
107,2
107,4
112,6
107,4
101,3
106,3
136,5
104,3
110,7
105,7
112,7
106,2
97,5
117,1
155,9
94,5
99,0
92,7
2008
247,3 230,3 284,9 346,2
107,7
95,0
107,6
128,4
106,2
106,0
106,7
107,0
108,5
98,5
109,2
127,2
98,8
107,1
95,1
2007
115,6 131,2 153,7 184,7 212,7
104,5
97,0
104,5
119,0
104,6
101,4
104,9
102,9
102,1
101,0
102,0
117,4
103,9
101,3
109,3
2006
Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2005 Ort.=100) / Index of Production Per Person Employed (2005 Ave.=100)
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Gelibolu Sokak No: 5 Kavaklıdere 06690 ANKARA
Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat) - Faks: (312) 427 30 22 - Faks (Dergi): (312) 467 47 79
e-posta: [email protected] - internet: http://vgm.sanayi.gov.tr

Benzer belgeler