Ekim 2006 - Binfikir

Transkript

Ekim 2006 - Binfikir
03.10.2006
10:36
Seite 1
RECHTERBOVENHOEKJE.eps 26/09/2006 15:27:43
Siyasilere Nasreddin
hikayeleri
Tayland mý daha uzak
Brüksel mi?
Hoca’nýn Brüksel’e geliþi de tam
Adaylara çaðrýmdýr; önce kendini
sonra partini taný, bana öyle gel...
hocalýk olmuþ. Tam seçim kampanyasýna denk gelen Hoca’nýn geliþini
fýrsat bilen Türk halký, Nasreddin’den
öðüt istemiþ…
5
Erdem RESNE
Benim de hayallerim var
Belçikalý Türkler ile ilgili hayallerimden seçimlerle ilgili olan bir kaçýný sizlerle paylaþmak istiyorum...
Daha cok bilgi icin
23cu sayfaya
bakiniz.
7
Fikret AYDEMÝR
Erdinç UTKU
19
Valon Bölgesi Baþbakaný ve PS
Baþkaný Elio Di Rupo gazetemize
konuþtu:
www.binfikir.be
Sayfa 1.qxp
ÜLKENÝN DENGEYE ÝHTÝYACI
OLDUÐUNU DÜÞÜNEN CÝDDÝ
BÝR PARTÝYÝZ
Okuyun, bir fikir edinin
Sayý 11 - Ekim 2006
Sabredin az kaldý...
Kurtuluyoruz
izi çok iyi anlýyoruz; adaylarýmýz iþi iyice çýðrýndan çýkardýlar. Sabredin, 8 Ekime çok
az kaldý, bu curcuna yakýnda sona
eriyor. Ayný partide olduklarý halde
birbirini karalayanlardan, afiþlerini
söken ve diðer adayýn afiþinin üzerine afiþ asanlardan ya da haç iþareti
yapanlardan, rakip adaylar hakkýnda
asýlsýz karalama kampanyalarý baþlatýp çamur atanlar ve medyada yer
almak için bin takla atanlardan, her
türlü þaklabanlýðý yapanlardan ve
esnafý afiþleriyle bezdirip illalah
dedirtenlerden 8 Ekim Pazar günü
kurtuluyoruz. Ama siz yine de sandýk baþýna gidip demokratik hakkýnýzý kullanýn, yaþadýðýnýz mahallenizdeki geleceðin yönlendirilmesine
katkýda bulunun. Unutmayýn boþa
atýlan, ya da kullanýlmayan her oy
ýrkçý partilerin ekmeðine yað sürüyor.
Þimdiki
baþkan
Patrick
Jansens(sp.a) ile Filip Dewinter’ýn(Vlaams Belang) baþkanlýk
mücadelesi verdiði ýrkçý parti Vlaams
Belang’ýn kalesi konumundaki
Anvers’teki Türklerin çok daha
bilinçli ve dikkatli oy kullanmasý
4’te
gerekiyor.
S
editör’den
Eðrisiyle doðrusuyla uzun bir
seçim kampanyasý döneminin
sonuna geldik. Hem seçime katýlan aday hem de seçmenler olarak
seçim kültürümüzü tüm özellikle3’te
riyle yansýttýk bu süreçte...
osyalist
olmak, eþitlik, özgürlük ve
hoþgörü kavramlarýný savunmaktýr. Yani bizde
aþýrý saðcýlara yer
yok.
PS evrenseldir
ve her kökenden
insaný kucaklamayý artý olarak görüyor. Türkler Belçika’da köklüce yerleþmiþ olduklarý
için listelerimizde de iyi yerlerde
bulunmalarý gayet doðal, bilhassa
Brüksel’de. Bu adaylar ilerici ve bizim
eþitlik ve dayanýþma ilkelerimizi
benimsiyorlar.
12-13 ’te
S
100 BÝN YÜREK HOÞGÖRÜ
ÝÇÝN TEK SES OLDU
Gent, Brüksel,
Charleroi ve
Anvers’te Belçika yerel seçimlerinden tam bir
hafta önce “ýrkçýlýðý kýnamak
ve hoþgürüyü
yaymak” amacýyla düzenlenen 0110 konserlerine yaklaþýk 100 bin kiþi
katýldý.
Dünyanýn
gözü
Anvers’te
8 Ekim 2006 Belçika yerel seçimlerinde bütün
dünyanýn merakla
izlediði Anvers
belediye baþkanlýðý mücadelesi
gittikçe kýzýþýyor.
3’te
17’de
Sayfa 3.qxp
03.10.2006
10:42
Seite 1
Ekim 2006
3
GÜNDEM
Dünyanýn gözü Anvers’ten çýkacak sonuçta
Jansens mý yoksa Dewinter mý?
editör’den
[email protected]
Haber Merkezi
lamanca yayýn yapan
devlet televizyonu VRT
ve Flamanca yayýmlanan
Gazet van Antwerpen gazetesinin yaptýðý kamuoyu yoklamasýnda Anverslilerin %38’inin
þimdiki Belediye Baþkaný Patrick
Jansens’ýn (sp.a) baþkan olarak
kalmasýný istediði ortaya çýktý.
Jansens’ýn en büyük rakibi ýrkçý
parti Vlaams Belang’dan Filip
Dewinter ise % 14’de kaldý.
Partrick Jansens (sp.a-Spirit)
en popüler politikacý olarak
Anverslilerin belediye baþkaný
olarak görmek istedikleri ilk sýradaki siyasetçi olarak partisi %
23.2 oy alabilmesine karþýn kiþi
olarak Anverslilerin % 38’inin
desteðini aldý. Bu yüksek oran
Jansens’ýn kendi partisi dýþýndaki
seçmenler tarafýndan da desteklendiðini ortaya koyuyor. Özellikle VLD(Flaman Liberalleri),
CD&V(Flaman Hristiyan Demokratlarý) ve Groen!(Yeþiller) Partili seçmenlerin bir kýsmý baþkan
olarak kendi adaylarý yerine Jansens’ý görmek istiyorlar. Irkçý
parti Vlaams Belang taraftarlarý
ise kendi adaylarý Filip Dewinter’in baþkanlýðýný tercih ediyorlar.
Bilindiði gibi Belçika’da Tür-
F
Serpil Aygün
Seçim kültürü
Patrick Janssens, Sp.a’nýn Türk adaylarý Güler Turan ve Þener Uðurlu ile
birlikte geçtiðimiz günlerde Anvers Nord Camii’ni ziyaret etti.
kiye’de olduðu gibi belediye
baþkaný seçimi yapýlmýyor. Seçilen Belediye Meclisi üyeleri ve
alýnan oy sayýsý doðrultusunda
yapýlan koalisyon görüþmeleri
sonunda baþkan belirleniyor.
Ancak bu seçimler ýrkçý partinin
oylarýný artýrmasý nedeniyle
Anvers’te þimdiki belediye baþkaný Patrick Jansens ile ýrkçý Filip
Dewinter arasýndaki bir mücadele gibi geçiyor.
VRT ve Gazet van Antwerpen
kamuoyu yoklamasýnda partile-
rin aldýklarý oy oranlarý ise söyle:
Irkçý Vlaams Belang –Vlott ittifaký 2000 yýlýndaki seçimlere
göre oylarýný % 1.2 arttýrarak %
34.2’ye çýkardý.
Partrick Janssens’ýn liste baþýnda bulunduðu bulunduðu Sp.aSpirit ittifaký oylarýný 2000 yýlý
seçimlerine göre % 3,7 arttýrarak
% 23.2’ye çýkardý.
VLD-Vivant ittifaký % 14.8 (%
3.7 düþüþ) , CD&V % 13.9 (%
2,8 artýþ), Groen! Ýse % 8.3 (%
2.8 düþüþ)
Eþit Haklar Bakaný Grouwels:
Kadýnlara oy verin
Serpil Aygün
rüksel Hükümeti Eþit
Haklar Bakaný Brigitte
Grouwels (CD&V-Flaman Hristiyan Demokrat Parti), 8
Ekim yerel seçimlerine 10 gün
kala “kadýnlara oy verin” kampanyasý baþlatý. Belediye Baþkaný ve
encümeni olarak daha çok kadýnýn karar alma mekanizmasýnýn
B
ðrisiyle doðrusuyla uzun bir seçim kampanyasý
döneminin sonuna geldik. Hem seçime katýlan
aday hem de seçmenler olarak seçim kültürümüzü tüm
özellikleriyle yansýttýk bu süreçte. 8 Ekim Pazar günü
bizi 6 yýl boyunca temsil edecek olan Belediye Meclisi
üyelerini seçeceðiz.
Seçmek ve seçilmek demokrasi kültürünün bir ürünüdür. Bizler bu kültürün neresindeyiz tartýþýlýr, ancak
þu bir gerçek ki adayýmýzla seçmenimizle toplumsal
çýkarlarýmýzý deðil bireysel çýkarlarýmýzý düþünerek oy kullanýyoruz.
Seçmek ve seçilmek
Seçmen oy vereceði
demokrasi kültürüadayý ya kendisine gösnün bir ürünüdür.
terilen bireysel yakýnlýkBizler bu kültürün
la ya hemþehrisi olduðu
için ya da resmi kurumneresindeyiz tartýlarda bir iþini hallettireþýlýr, ancak þu bir
ceði için tercih ediyor.
gerçek ki adayýKimileri ise çok ümitsiz,
mýzla seçmenimizle
“zaten hiç bir aday iþ
yapmayacak. Bu aday
toplumsal çýkarlarýhiç olmazsa yanýmýza
mýzý deðil bireysel
gelip bizimle sohbet
çýkarlarýmýzý düþüediyor, halimizi hatýrýnerek oy kullanýmýzý soruyor” þeklinde
yoruz.
oy vereceði adayý
tanýmlýyor. Kimileri ise
penceresine afiþini asmasýna izin verdiði adayý peþinen borçlu çýkarýyor ve “
biz size yardýmcý olduk, siz de bizim þu iþimizi halledin” diyor. Oy kaygýsý içinde olan adaylar da çaresiz ne
yapabileceklerini anlatýyorlar.
Bir de afiþ savaþlarý var ki, dostluk ve centilmenlik
sýnýrlarýný çoktan aþmýþ durumda. Manþet haberimizde
de okuyacaðýnýz gibi kimi adaylarýn afiþleri üzerinde
alýnlarýna haç iþareti yapýlýrken, kimilerinin de gözleri
oyuldu. Hatta yabancýlarýn mahallerlerinde Belçikalý
adaylarýn afiþlerinin barýndýrýlmadýðý da duyumlarýmýz
arasýndaydý. Bir afiþleme çýlgýnlýðý içinde “kendi afiþimi
en çok nasýl asabilirim” kaygýsýyla yaratýlan görüntü kirliliði ise bu sürecin en can sýkýcý yanlarýndan biri oldu.
Kafanýzý ne tarafa çevirirseniz çevirin, kurtuluþunuz yok,
hep ayný yüzler size doðru bakýyor ve mümkün olduðunca sempatik olmaya çalýþarak oylarýnýza talip oluyor.
Tüm bu negatif gözlemlerin yanýnda seçim kültürümüzde olumlu deðiþimler de yaþanýyor. Genç, eðitimli
ve yaptýðý iþin farkýnda olan yeni nesil bir politikacý
kuþaðý da yetiþmeye baþlýyor. Geliþigüzel vaatlerde
bulunmayan, sorunlarýn farkýnda, çözüme ne kadar katkýda bulanabilecekleri konusunda araþtýrmaya, bilime
güvenen bu gençlere þu anda toplum ne kadar raðbet
eder bilemiyorum ama umarým bu gençler politik kültürümüzün ve devamýnda seçim kültürümüzün de
deðiþmesinde katký saðlarlar.
Seçimlere az bir zaman kaldý. 8 Ekim Pazar günü kullanacaðýmýz oylarýn kendimize ve geleceðimize atýlan
oylar olduðunu unutmayalým. Seçeceðimiz adaylar 6
yýl boyunca Belediyede bizlere hizmet edecekler. Bu
bilinçle oy kullanýrsak sanýrým toplumsal bir sorumluluðu yerine getirmiþ oluruz.
E
içinde görmek isteyen Bakan
Grouwels, 28 Eylül’de baþlattýðý
ve 98 yere asýlan afiþ kampanyasý ile listelerde ve yönetim kademelerinde erkek adaylardan geride kalan kadýn adaylara dikkat
çekmek istiyor.
Kadýnlarýn erkeklerden daha iyi
politika yaptýðýný iddia etmiyorum diyen Bakan Grouwels,
“ancak kadýnlarýn erkeklerden
farklý bir bakýþ açýlarý var. Ben de
yönetsel kademelerde bu farklýlýktan faydalanalým, diyorum.
Kadýnlar ve erkekler birlikte
yönetelim, diyorum. Kadýnlarýn
ve erkeklerin farklý yeteneklerini
yönetimde dengeli bir þekilde
deðerlendirilsin istiyorum” dedi.
Bakan Grouwels’ýn basýn toplantýsýnda Türk danýþmaný Nebahat Acar da hazýr bulundu.
Sayfa 4.qxp
03.10.2006
10:47
Seite 1
4
Ekim 2006
GÜNDEM
Sabredin az kaldý
KURTULUYORUZ
Haber Merkezi
[email protected]
Ölmeseydi bir kilo
çikolata alacaktý O’na
ürkiye’de ve Avrupa’da Türk kadýnýn konumu’ baþlýklý konferansa konuþmacý olarak
Brüksel’e gelmiþti. Kitleler O’nu Kadýnýn Adý Yok
kitabýyla tanýmýþtý. Modern erkekler bile yazdýklarýna
çok tepki göstermiþ «n’olacak feminist deðil mi ?»
demiþlerdi, hatta erkek düþmaný olduðunu iddia
edenler bile olmuþtu. O yýlmadý, gerçekleri romanlarýnda yazmaya devam etti, hatta Aslýnda Aþk da Yok
diyerek pembe hayallerimize de bir darbe indirdi.
Anladýðýnýz gibi gazeteci Duygu Asena’dan bahsediyorum. Oturum moderatörlüðü yaptýðým bir konferansta bugüne kadar konusuna hakim, düþüncelerini bu kadar akýcý ifade eden, dilimizin ucundakileri
nasýl soracaðýz demeye kalmadan cevap veren,
erkeklere söyleyecek bir þey býrakmadan savlarý sýralayan bir konuþmacý daha
görmedim. Hatta en
katýlýmcý olanlarda erkekModern erkekler
lerdi. Altay Manço ve
bile yazdýklarýna
Yakup Yurt arkadaþlarýçok tepki göstermýzýn hayatý paylaþmakla
miþ «n’olacak
ilgili ve göçmen kadýnlafeminist deðil
rýn yaþamlarýndaki zorluklarla ilgili tespitleri
mi?» demiþlerdi,
hala kulaklarýmda.
hatta erkek düþAkþam yemeðinden
maný olduðunu
sonra konferansý düzeniddia edenler bile
leyenler, birkaç gazeteci
olmuþtu.
arkadaþ ve benim Türkiye’ye dönmüþ arkadaþlarýmdan buraya tatile
gelen bir çiftle birlikte Ultime Atome diye bir kafeye
bir þeyler içip sohbet etmeye gittik. Türkiye’den
gelen arkadaþým tiramusuyu özlediðini ama çok
kalorili olduðundan çekindiðini söyleyince Duygu
Asena’da ilgilendi. «Ben de böyle þeyleri severim
ama kalçalarýma yapýþýp kalacak diye suçluluk duygusuna kapýlýrým» dedi. Bir konsensusa varýp bir tiramusu alýp paylaþtýk. Böylece suçluluk duygusunu da
bölüþerek paylaþmýþ olduk.
Sonra sohbet, sigarayý býrakýp da geri baþlayan
Beyhan arkadaþýmýzla devam etti. Duygu Asena
kendisinin de sigarayý býraktýðýný hatta ilk zamanlar
televizyonlardaki kampanyalarda sigaranýn zararlarýný anlattýðý bir dönemde de bir arkadaþýnýn yatýnda
elinde sigarayla görüntülendiðini anlatmýþtý. «Düþünebiliyor musunuz bangýr bangýr sigara zararlý diye
kampanya yapýyorsunuz sonra da nefsinize sahip
olamýyor ve elinizde sigarayla kaçamak yaparken
görüntüleniyorsunuz, ne rezalet» demiþti. Bu arada
Beyhan’ý sigarayý býrakmaya ikna etmeye çalýþtý ve
O’nun çikolatayý sevdiðini öðrenince, býrak þu illeti,
benden sana en iyisinden bir kilo çikolata demiþti.
Aradan on yýl geçti. Geçen gün Beyhan Brüksel’e
geldi, yemeðe gittik. Sigara içilen tarafa oturmamýzý
isteyince Duygu Asena’nýn bu yaz öldüðünü söyledim, duymamýþtý. Sonra on yýl önce konuþtuklarýmýzý hatýrlattým. “Býrak þu sigarayý Duygu Asenan’nýn
hatýrýna, çikolata benden” dedim.
‘T
erel seçimler yaþadýðýmýz mahallenin sorunlarý
ve çözümü konsunda
direkt olarak etkili olabileceðimiz seçimlerdir. Ýlk kez bu
seçimlerde AB dýþý ülkelerden
gelenler de bazý koþullarý yerine
getirmeleri durumunda oy kullanabiliyorlar. Her ne kadar bu
seçme hakkýna gösterilen ilgi az
olsa da, bu seçimler bu açýdan ilk
olma özelliðiyle de önemli. Belçika’da 40 yýlý aþkýn zamandýr
yaþayan bizlerin Belçika siyasi
yaþamýna etkin olarak katýlmasýnýn zamaný geldi de geçiyor
bile. Türklerin yoðun olarak
yaþadýðý bazý belediyelerde bazý
Türk adaylarýn adý geleceðin
Y
Nasýl oy
kullanacaksýnýz
Flaman Bölgesindeki belediyelerde oy kullanma iþlemi
Flamanca, Valon Bölgesindeki
belediyelerde ise Fransýzca
olarak yapýlýyor. Brüksel Bölgesinde ise seçmenler Fransýzca ve Flamanca dillerinden
birini tercih ediyorlar.
Oylama iþlemi çoðu yerde
elektronik olarak gerçekleþiyor ancak hala kaðýt üzerinde
oylama yapýlan yerler de var.
Oy kullanma mantýðý her iki
yöntemde de ayný. Elektronik
oylamada manyetik kartýnýzý
bilgisayara sokuyor, (Brüksel
Bölgesinde dil seçiminden
sonra) desteklemek istediðiniz partinin sýrasýný seçiyorsunuz;
Listenin en üst kýsmýndaki
bölümü iþaretleyerek oyunuzu seçtiðiniz bir partiye
verebilir böylelikle o partinin
yaptýðý liste sýralamasýný kabul
etmiþ olursunuz.
Tercihli oy kullanmak istiyorsanýz, seçtiðiniz partinin
listesinden uygun gördüðünüz bir ya da daha fazla adayý
(toplam aday sayýsýndan 1 az
olmak koþuluyla) tercih edebilirsiniz. Klasik oylamada ise
ayný iþlemi kaðýt üzerinde
kalemle yapýyorsunuz.
Belediye meclisi oylamasýndan sonra ayný þekilde il genel
meclisi seçimini yapýyorsunuz.
Oyunuzun geçerli olmasý için
tek bir partiye vermeniz gerekiyor. Ayrýca vekil aracýlýðýyla
da oy kullanabilirsiniz.
Belediye Baþkaný olarak telaffuz
edilmeye baþlandý. Beringen’de
Selahattin Koçak ile Brüksel
Saint- Josse’da Emir Kýr bu adaylarýn en þanslýlarý. Lennink kasabasýnda liste baþý yapýlan televizyon yapýmcýsý Bülent Samanlý
listenin alacaðý oy sayýsýna göre
baþkan olabilecekler arasýnda.
Belçika’da oy kullanmak zorunlu. 8 Ekim seçimlerinde Belçika’daki belediye yönetimleri için
sadece Flaman bölgesinde 37
bin aday yarýþýyor. Tüm Belçika’da ise yaklaþýk 61 bin aday
mücadele ediyor. 309’u Flaman
Bölgesi’nde, 262’si Valon Bölgesi’nde ve 19’u Brüksel Bölgesi’nde olmak üzere toplam 589
belediye meclisi için seçim yapýlacak. Türklerin yoðun olarak
yaþadýðý ve þimdiki Belediye Baþkaný tarafýndan “Belçika’daki
Türklerin
baþkenti”
olarak
adlandýrýlan Schaerbeek’te ise
deðiþik partilerden 19 aday listelerde yer alýyor. Saint-Josse’da
ise 13 Türk aday var. Belçika
çapýnda 160’ý aþkýn Türk aday
Türklerin yoðun bulunduðu yerlerde aday listelerinde boy
gösteriyorlar. Aday sayýsýnýn
çokluðu ve oylarýn bölünme tehlikesi uyarýlarý pek kabul görmezken, aday sayýsýndan ziyade
adaylarýn kendilerini tanýtým yöntemleri sorgulanmaya baþlandý.
Schaerbeek Ecolo adayý Nurinnisa Balcý’nýn da dediði gibi
“Schaerbeek’te 62 bin seçmen
var, bunu 8-10 bini Türk. 19 Türk
adayýn olmasý gayet normal.
Saint- Josse’da ise nüfusun neredeyse % 25’i Türk. Oradaki aday
sayýsý da fazla deðil, normal
yani. Ancak normal olmayan
Türk ve diðer yabancý kökenli
adaylarýn bu kadar ön plana çýkmasý neredeyse teþhirciliðe
varacak bir boyutta abartýlý bir
þekilde afiþ asmalarý...”
Günübirlik aday olanlara, sadece seçim zamaný ortalýða çýkýp
listelerde yer alan ama seçim
sonrasý bir daha ortalarda gözükmeyenlere hem deneyimli politikacýlar hem de halk tepkili.
Seçmenin saðduyulu davranýp,
eskilerden baþarýlý çalýþmalara
imza atanlarý oylarýyla ödüllendirmesi verilen þansý iyi kullanmayýp hizmette sýnýfta kalanlarý
kenara çekmesi ve bunlarýn yerlerine listelerde yer alan iyi eðitim görmüþ, yerel yönetimlerde
çalýþmýþ ve sürekli halka hizmet
etmiþ yeni adaylara þans tanýmasý bekleniyor.
Belçika’da yerel seçimler ve il
genel meclisi üyeliði seçimleri 6
yýlda bir, bölgesel seçimler 5
yýlda bir, Federal seçimler 4 yýlda
bir ve Avrupa Parlamentosu
seçimleri ise 5 yýlda bir yapýlýyor.
8 Ekim 2006’daki belediye
meclisi üyeliði ve il genel meclisi üyeliði seçiminden sonraki ilk
seçim, 2007 yýlýnda yapýlacak
olan Federal seçimler. Bölgesel
seçimler ve Avrupa Parlamentosu seçimleri ise 2009 yýlýnda
yapýlacak.
Sayfa 5.qxp
03.10.2006
11:13
Seite 1
Ekim 2006
5
GÜNDEM
oca’nýn Brüksel’e geliþi de tam
hocalýk olmuþ. Tam seçim kampanyasýna denk gelen Hoca’nýn geliþini
fýrsat bilen Türk halký, Nasreddin’den
öðüt istemiþ…
Öncelikle heykelini seçim malzemesi yapýp “çirkin yüzünü” gösteren siyasetçilerimizi sormuþlar Hoca’ya, o da
anlatmýþ hikayesini: Hoca evlenecek
fakat gelinin yüzünü henüz görmemiþtir. Duvaðý kaldýrdýðýnda içi kan aðlar:
hayatýnda gördüðü en çirkin yaratýk
karþýsýndaki! Gelin de aile’de kimler
mahrem deðil diye öðrenmek ister ve
sorar: “Hocam artýk senin emrindeyim,
yüzümü kimlere gösterebilirim?” Hoca
cevap verir: “Vallahi kimlere istersen
göster de bana gösterme!”
Korkarým ruhu olsaydý heykel de
kendisini zorla sahiplenmek isteyenlere
bu cevabý verirdi…
Ardýndan iki yýl milletvekili olup da
tek yasa tasarýsý sunmayan Emin’i sormuþlar Hoca’ya, þu hikayeyi hatýrlatmýþ:
Hoca Nasreddin yolda giderken yorgun
düþer ve bir köyde durur. Köylüler sevinir, þanlý Hoca’yý aðýrlamak ister fakat
köy fakir mi fakir. Tüm köy halký elde ne
varsa birleþtirip Hoca’ya akþam yemeði
için ziyafet hazýrlar, Hoca baþ köþeye
oturtulur, yemekler sunulur. Velhasýl
yemekler Hoca’ya ancak yetecekken
H
[email protected]
Siyasilere Nasreddin hikayeleri
Öncelikle heykelini seçim malzemesi yapýp “çirkin
yüzünü” gösteren siyasetçilerimizi sormuþlar Hoca’ya, o
da anlatmýþ hikayesini...
Hoca önce çorbaya dalar: “ohhh,
öldüm!”. Ardýndan pilavý tadar: “ahhh,
öldüm!” Köylülerin içi gider de susarlar,
Hoca ise tatlýlarý götürüp “ohhh,
öldüm” diye baðýrýnca, köylünün biri
dayanamayýp seslenir: “Hoca, biraz da
biz ölsek be!”
Halk Emin’e seslenmiþ, “oylarýmýz
sayesinde çalýþmak o kadar kolay ise,
biraz da biz çalýþalým be!”
Ardýndan her seçim kampanyasýnda
yaratýcýlýk peþinde koþan Halis’i
sormuþlar. Nasreddin yine baþýndan
geçeni anlatmýþ.
Hoca bir gece yataðýnda uyurken
hanýmý, “kocacýðým az ilerler misin?
Yerim kalmadý” der. Hoca kalkar, gece
yarýsý sokaða çýkar ve dondurucu
soðukta öylece yürür, ta ki sabah köylünün biri sorana dek: “Hocam, çýn sabah
nere gidersin?”. Hoca da “Bilmiyorum”
der, “sen bizim eve git de hanýma sor,
daha gideyim mi?”
Eh be Halis, yaratýcý ol dediysek bu
kadar da deðil, yeter hadi CD güzel
olmuþ…
Bir de henüz siyasete atýlamadan
siyasetten atýlan Derya’yý sormuþlar.
Efendimiz anlatmýþ:
Hoca bir gün piþirdiði fasülye tenceresini komþuya göndermek üzere oðlunu çaðýrýr. Fakat tencereyi vermeden
yaklaþmasýný ister ve çocuða Osmanlý
tokadýný patlatýr. Gürültüyü duyan halk
kapýya gelir, Hoca’ya kýzar: “hiçbir þey
yapmayan çocuða neden vurdun?”.
Hoca cevap verir: “fasülye’yi yollayacaktým, eðer döktükten sonra vursaydým iþe yaramazdý ki, þimdi dikkatli
olup dökmez!”
Bak her olayda hayýr vardýr Derya’cýðým, ilerde dikkatli olursun…
Son olarak da birbirlerini kötüleyen
Türk siyasetçilerini nasýl gördüðünü sormuþlar Hoca’ya. Nasreddin anlatmýþ:
Büyük bir gürültüyle paniðe kapýlan
kýzý Hoca’ya sorar: “Baba ne oldu”.
“Biþey yok kýzým, merdivende kavuðu
düþürdüm” der Hoca. Kýz þaþýrýr: “ilahi
Baba, kavuk o kadar gürültü yapar mý?”
“Ýçinde ben olursam yapar kýzým!”
Anlayana…
‘Altý yýlda çok þey öðrendim, deneyimlerimden
toplumun yararlanmasýný istiyorum’
ek olarak toplumumuzu yakýndan
ilgilendiren konularda da çalýþmalar
yaptým. Brüksel’e Nasrettin Hoca
heykelinin dikilmesini saðladým. Bu
heykel bizim Türk toplumuna bir 40.
yýl jestidir. TRT-Int’i kabloya aldýrdým.Müslüman mezarlýðý açýlmasýna
katkým oldu.
Haber Merkezi
infikir Bürosunu ziyaret eden
ve “6 yýlda çok þey öðrendim. 6 yýldýr hiçbir konuda
eleþtiri almadým. Bazý konularda
yanlýþ anlamalardan kaynaklanan
tepkiler olsa da, konu açýklýða kavuþunca Türk toplumu beni anladý.
Sevse de sevmese de Türk toplumu
“Harbi ve sözünün arkadýnda duruyor” diyor benim için. Schaerbeek’te
ben 2. adamlýða oynuyorum. Tüm
adaylar içinde bunu yapabilecek tek
kiþi benim.” diyen Sait Köse Belediye Baþkan Yardýmcýlýðý döneminde
yaptýklarýný ve seçildiði takdirde yapmak istediklerini Binfikir’e anlattý.
B
YAPACAKLARIM
Belediye’de ikinci adam olmak
istiyorum Birinci encümen yani. Bu
alacaðým oy sayýsýna baðlý. Seçildiðim takdirde ise þunlarý yapacaðým;
BÜTÇE AÇIÐINI KAPATTIM
2002 yýlýnda sadece maliye bana
baðlýydý. 22 milyon Euro bütçe açýðý
vardý. Bu bütçe açýðýný denletledik.
Bunu yaparken de hiçbir okulu
kapatmadýk, hiçbir belediye memuru
greve gitmedi. Hiçbir hizmeti aksatmadýk.
Schaerbeek’te 4 spor sahasý var. Birini sentetik yaptýk, diðerini çim saha
yaptýk. 3.sü þu an inþaat halinde,
sentetik yapýlýyor. Crossing stadýný
ise yýkýp yeniden yapacaðýz. Bunlarýn
yanýnda gençlere mini futbol vb.
sporlarý yapabilecekleri sahalar da
yaptýk.
SAHALARI YENÝLEDÝM;
YENÝ SPOR TESÝSLERÝ AÇTIM
2003 yýlýnda spor ve gençlik de
benim sorumluluk alanýma eklendi.
GENÇLÝK MECLÝSÝ OLUÞTURDUM
Gençlik dernekleriyle iþbirliðini
geliþtirdik. Spor Kulüplerine yapýlan
yardým miktarýný arttýrdýk. Brüksel’de
ilk kez Schaerbeek’te bir gençlik
meclisi oluþturduk. 47 üyeli bu
meclis aracýlýðýyla gençler sorunlarýný
bize anlatýyor. Meclisin ele aldýðý ilk
sorun polisle gençlerin problemleriydi. Polis komiserini davet edip, açýklama yaptýrdýk. Polisle gençler arasýnda diyalog gerçekleþti. Bu gençler
meclisinde Türk üye de var. Demokratik partilerin gençlik kolu baþkanlarý ise bu meclisin otomatik üyesi.
Bunlar benim sorumluluk alanýmda
olan konulardaki yaptýklarým. Bunlara
- Schaerbeek’e yeni ve modern bir
okul
- Josaphat Parký temizlenecek, yeni
bir çevre düzenlemesiyle yüzü deðiþecek.
- Çalýþanlara kreþ eksikliði var. Bir
tanesi yýlbaþýnda açýlýyor. Ýlk yýlda
100 çocuða bakýlabilecek kapasite
yaratacaðýz.
- Pazar yeri sýkýntýsý yaþanýyor.
Schaerbeek’teki Cuma pazarý için
500 esnaf sýrada bekliyor. Rue Josaphat’ta Perþembe günleri pazar
kurulmasýný saðlayacaðým. Önceliði
Schaerbeek esnafýna vereceðim.
- Crossing stadýný sil baþtan yenileyeceðiz.
Sayfa 6.qxp
03.10.2006
10:05
Seite 1
6
Ekim 2006
GÜNDEM
ürkiye – Avrupa Birliði iliþkilerinde en çok tartýþma yaratan
kurumlardan birisi Avrupa Parlamentosu’dur. Bunun önde gelen nedenini ise
iç politikaya oynama gereði duyan,
“Avrupa’nýn vicdaný” etiketi nedeniyle
kendilerini diðer Birlik kurumlarýndan
daha üstün gören bir psikolojiye sahip
732 parlamenterin “En iyisini ben bilirim, her iþin en iyisini ben yaparým”
mantýðýyla hareket etmesi oluþturur.
Uzun süredir, her yýl Türkiye raporu
yayýmlayan AP, bu yýl kendini aþmayý
baþardý. Hollandalý Hristiyan Demokrat
parlamenter Camiel Eurlings, baðlý
bulunduðu grubun da felsefesini yansýtan, sert ve eleþtirilerle dolu bir raporu,
AB Komisyonu’yla da dirsek temasýnda
kalarak hazýrladý. Raporun ilk halinde,
Türkiye’nin yaklaþýk bir yýldýr AB konusunda baþarýlý bir performans göstermediði de düþünüldüðünde, kýyamet
koparýlmasýný gerektirecek bir durum
yoktu. Sýkýntý yaratan bir yapýya sahip
olsa da genel manzarayý, klasik AP
abartmasýyla yansýtan bir rapordu açýkçasý.
Ne olduysa 4 Eylül’de Strasbourg’da gerçekleþtirilen AP Dýþiþleri
Komisyonu oturumunda oldu. Bu
Komisyon’un üyesi parlamenterler kelimenin tam anlamýyla coþtular. “Ermeni
Soykýrýmý”nýn üyelik için ön þart sayýl-
T
[email protected]
Gülsek mi aðlasak mý
“Babacan” dediðimizde “Kim?”, “301. madde” dediðinizde
“Ne?” diye soran mý ararsýnýz yoksa “Yahu bu 301. madde
konusunda durmadan Türkiye’ye þu yapýlmalý, bu yapýlmalý
diye açýklama yapýp duruyoruz. Maddenin içeriðini tam bilmiyorum. Artýk fýrsat bulup içeriðini okusam iyi olacak”
diyen mi?
masýndan tutun Pontuslara, Pontuslardan Süryanilere, Süryanilerden Yezidilere, Ege’deki it dalaþýndan türbana
kadar ne ararsanýz girdi metne. En tartýþmalý konulardan biri olan soykýrým
iddialarýnýn ön þart sayýlmasý konusundaki önergenin sahibi ise Belçikalý parlamenter Veronique de Keyser’di.
Bu toplantýnýn ardýndan ise Tür-
kiye’den gelen tepkilerin de etkisiyle
ortalýk birbirine girdi. Öyle bir ortam
oluþtu ki, verilen 343 deðiþiklik önergesinin büyük bölümünün kabulüyle,
hazýrladýðý rapor tanýnmaz hale gelen
Eurlings bile “Belgenin bu hali içime
sinmiyor” demek zorunda kaldý.
Bu süreçte bir çok parlamenterle ve
AB yetkilisiyle temasýmýz oldu. Bu
temaslar Türkiye açýsýndan çok önemli
olan bu sürece þekil veren bazý isimlerin
Türkiye’yi tanýma düzeylerinin gerçekten içler acýsý olduðunu bir kez daha
ortaya koydu. “Babacan” dediðimizde
“Kim?”, “301. madde” dediðinizde
“Ne?” diye soran mý ararsýnýz yoksa
“Yahu bu 301. madde konusunda durmadan Türkiye’ye þu yapýlmalý, bu
yapýlmalý diye açýklama yapýp duruyoruz. Maddenin içeriðini tam bilmiyorum. Artýk fýrsat bulup içeriðini okusam
iyi olacak” diyen mi? Rapora son hali
verilene kadar bütün bunlara ek olarak
bol miktarda “U dönüþüyle” de karþýlaþtýk. De Keyser de bu dönüþü gerçekleþtirenler arasýndaydý. Sen önce “soykýrým” konusunu Türkiye’nin önüne
üyelik için ön þart olarak koyan bir deðiþiklik önergesi ver ve bunun metne girmesini saðla ardýndan da kendi deðiþiklik önergen sayesinde oluþan paragrafýn silinmesi için bir önerge daha ver.
Anlamak mümkün deðil..
Türkiye, AB açýsýndan gerçekten
önemli bir konu. Bu süreç, sýð yaklaþýmlarla, kredibilite sorunu yaratýp
güven bunalýmý yaratacak giriþimlerle
ya da “Biz yaptýk oldu” mantýðýyla
yürümez. Olasý bir kopmanýn bedelini
de sadece Türkiye ödemez. Eylül
komedisi, Avrupa’yý ciddiyete davet
etmeyi gerektiriyor.
HALÝS
Ben siyasete uzun vadeli
KÖKTEN: amaçlar için atýldým
Binfikir Bürosunu ziyaret
eden Halis Kökten yaptýklarýný, yapacaklarýný, siyasete
niçin girdiðini ve CDH’ý
niye seçtiðini ayrýntýlý bir
þekilde Binfikir’e anlattý.
Espriden arýndýrýlmýþ gayet
ciddi bir ortamda gerçekleþen sohbette, genellikle
mizahi yazýlarda sitemizde
yer alan Kökten’in anlattýklarýna her hangi bir mizahi
unsuru karýþtýrmadan olduðu
gibi aktarýyoruz.
iyasete ilk baþladýðým zaman
FDF partisinden Saint-Josse
belediye meclis üyesi seçildim. Bu parti daha sonra MR olarak
çatý partisinde birleþti. MR partisinin
bana ve Türk toplumumuza yönelik
ciddiyetsizliðini görerek yollarýmý
ayýrdým. Ayrý bir kulvarda mücadelemi yürütmek için cdh partisini seçtim. CDH, merkezi bir parti, çokkültürlü, inançlara saygýlý ve tüm kültürleri rahatlýkla bünyesine kabul eden
bir parti. Programýnda toplumun
çekirdeði olan aile yapýsýna büyük
S
li arkadaþlarýmýz seçimlerde belirli
makamlara oturdular ama bilanço
olarak topluma hiçbir þey yapýlmadý.
Ben siyasete uzun vadeli atýldým.
Dizel motoru misali, sabýrlý, aðýrdan
ve kendinden emin. Sürekli fikir üreten, toplum için kafa yoran bir siyasetçiyim.
GEÇMÝÞTE YAPTIKLARIM,
YAPACAKLARIMIN GÜVENCESÝ
önem verdiðinden dolayý bu partiyi
seçtim. Ýcraat bakýmýndan CDH Belçika’nýn karmaþýk yönetim sisteminde,
Federal Parlamentoda yapýcý anamuhalefet görevini yürüten ve Bölgesel
Hükümetlerde de koalisyon ortaðý
olan bir partidir. Parti baþkaný yýllardýr
yapmýþ olduðum özverili çalýþmalarýmýn farkýna vararak beni Merkez Karar
Yürütme Kurulu üyeliðine atadý. Bu
hareketiyle CDH partisinin Türk toplumuna direkt olarak kapýlarýný açtýðýný
belirtiyor. Bu, Avrupa’da bir ilktir. Bu
sorumluluk altýnda Türk toplumunu
Belçika siyasi arenasýna etkili bir þekil-
de teþvik ve katýlmasý yönünde gençlerimizin önünü açmak benim baþlýca
misyonumdur. Önümüzdeki yerel
seçimlerde Türklerin yoðun yaþadýðý
Schaerbeek Belediyesine 7. sýradan
adayým. Hedefim benimle beraber
genç, dinamik, üretken, Türk kökenli
yeni siyasete atýlan gençlerimizi Belediye Meclisi’ne taþýmak. Þimdiye
kadar Schaerbeek 40 yýldan beri liberal (kapitalist) bir zihniyetle idare
edildi. Son 12 yýldan beri Sosyalistler
de bu iktidarý paylaþýyor. Türk toplumu olarak maalesef hep 3. sýnýf olarak
görüldük. 6 yýl önce bazý Türk köken-
Kiþinin mazisi, geleceðinin teminatýdýr. Schaerbeek Belediyesinde ilk
ele alacaðým dosya eðitimdir. Schaerbeek’te okullarý daha içaçýcý, çekici ve
eðitime teþvik edici bir duruma getirmektir. Ýþsizlik konusunda % 35’lere
varan iþsizlik oranýný düþürmek için
çaba harcayacaðým. Örneðin Küçük
ve Orta Büyüklükteki Ýþletmelerle
anlaþmalar yapýp, gençlere iþ imkaný
saðlayacaðýz. Bunu Bölgesel Hükümette bulunan bizim partiden Çalýþma Bakaný Benoit Cerexihe yasal
çeþitlilik kotasý uygulayarak yapýyor.
Schaerbeek Belediyesi gençlik teþkilatýnýn tekrar ele alýnýp, spor, eðitim,
formasyonlar ve de kaynaþma projelerini gündeme getireceðim. Zaten
ben Schaerbeek’e aday olduðumda
Schaerbeek’in tüm sorunlarýný giderecek 24 tane projeyle iktidarda yer
almaya hazýrým.
Sayfa 7.qxp
03.10.2006
11:16
Seite 1
Ekim 2006
GÜNDEM
ayland stepleri, Tayland daðlarý ve
Tayland çamaþýr makinalarý üzerinden Belçika’da yaþayan, AB ülkeleri
dýþýndan gelmiþ yabancýlara oy hakkýnýn
tanýnmasý tartýþmalarý yapýldý bu ülkenin Senatosu’nda bundan iki yýl önce...
Hristiyan-demokrat partili politikacý,
‘Tayland’ýn steplerini’ anlattý uzun
uzun. Aþýrý saðcý Vlaams Blok Genel
Baþkaný, ‘Tayland’ýn kuzeyinde daðlarýn
daha yüksek ve güneye inildikçe rakýmýn düþtüðünü’ dile getirdi, bir öðretmen edasýyla. Liberal parti grup baþkanvekili, ‘Tayland’da çok sayýda çamaþýr makinasý üretilmesine raðmen Taylandlýlarýn hala çamaþýrý elde yýkamalarýný bir türlü anlayamadýðýný’ ifade ederek, felsefe yaptý aklý sýra. Oyunun ‘esas
oðlaný’ liberal parti grup baþkanvekili
Jean-Marie Dedecker, bir ara dayanamadý Senato kürsüsünde, konuþurken
birden gülmeye baþladý. Ýçine düþtüðü
durumun kendisi de farkýndaydý. Sinir
boþalma aný yaþandý. Gülme krizi dakikalarca sürdü. Ve oyun böyle devam
etti saatlerce ve günlerce. Yabancýlara
seçme ve seçilme hakký tanýyan yasa
tasarýsýnýn oylanmasý bir sonraki oturuma ertelendi. Senatoda sahnelenen
‘Tayland üzerinden oy hakký’ adlý trajikomik oyun, Liberal-Sosyalist koalisyon
hükümetini zor durumda býraktý. Liberallerin katý tutumu ve deli saçmasý
T
[email protected]
Tayland mý daha uzak
Brüksel mi?
Adaylara çaðrýmdýr; önce kendini sonra partini taný,
bana öyle gel...
oyununu “Bir deðil bir beþ hükümette
düþse oy hakkýndan vazgeçmem”
diyen yasa tasarýsýnýn sahibi sosyalist
partili senatörler, þaþkýnlýkla izledi meslekdaþlarýnýn performanslarýný!
Ak saçlý, aðýr baþlý ve oturaklý politikacýlar! kendilerinin yazýp, yine kendilerinin oynadýklarý ‘bu oyunu’ sahnelediler, 19. yüzyýlda inþaa edilmiþ heybetli
Senato binasýnda. Heykeli ‘kendine
münazýr bir þekilde’ Brüksel’e dikilen
sevgili Nasreddin Hoca’mýz yaþasaydý,
ünlü “ipe un sarmak” deyimini bunlarý
izledikten sonra söylerdi ilk defa.
Ve gri ve soðuk ve ýslak ülkenin
bütün partileri -istisnalar kaideyi
bozmaz mantýðýyla ýrkçý parti Vlaams
Blok hariç- Belçika’da yaþayan yabancýlara seçme ve seçilme hakkýnýn tanýnmasýndan yana olduklarýný her fýrsatta
7
dile getirirler. Hangi politikacýyla karþýlaþýrsanýz karþýlasýn, partisi hiç de
önemli deðil, oy hakkýný savunur. Lafa
gelince mangalda kül býrakmayan siyasiler, iþ ciddiye bindiðinde ‘U’ dönüþü
yaparak verdikleri sözleri unuturlar, hiç
sýkýlmadan. Avrupa Birliði ülkelerinde
Belçika’ya ‘daha dün gelen’ yabancýlara
tanýnan oy hakký, bulunduklarý topraklara kýrk yýldýr kök salmýþ AB dýþýndan
gelmiþ olan yabancýlara verilmek istenmiyordu. Þimdi ise her parti “ben en
çok yabancýseverim” nutuklarý atýyor.
Seçim dönemlerinde ýrkçý parti dahil 1999 genel seçimlerinde Belkýs Söðütlü adýnda bir Türk kökenli bayaný aday
göstermeye kalktýlar- bütün partiler en
az bir Türk kökenli ‘çaylak politikacý’ya
listelerinde yer veriyor. 13 Haziran
1999 genel seçimlerinde 24, 8 Ekim
2000 yerel seçimlerinde 115 ve 18
Mayýs 2003 genel seçimlerinde 35 Türk
kökenli aday yarýþtý. Bunlardan sadece
birkaçý (2 bölge 2 federal) milletvekili
‘ceylan derisi’ olmasa da ‘kadife koltuk’larda oturuyorlar. Sayýsýný kimsenin
kestiremediði Türk kökenli adayýn da
yarýþtýðý 8 Ekim 2006’da yerel yöneticilerini seçmek için sandýk baþýna gidilecek Belçika’da yaþayan yabancýlara bu
kadar þirin görünen partilerle meclisteki partilerin ayný partiler olduðuna inanmak gerçekten çok zor...
‘Sadece seçim zamaný ortaya çýkmadým,
yýllardýr Schaerbeek’te halkýma hizmet ediyorum’
Haber Merkezi
iyaset ve sosyal bilimler alanýnda yüksek lisans yapmýþ olan
Leyla Ertorun, yýllardýr sosyal
alanda halka dönük yaptýðý çalýþmalarla
sürekli Türk toplumunun yanýnda yer
alýyor. Öðrenciliðinden beri sosyal
kurumlarda etkin. Birçok Sivil Toplum
Örgütünde yer aldý. (Brüksel Meclisi
Karma Komisyon üyesi, CBAI, MRAX,
v.b.) Türkiye, Fas, Almanya ve Fransa’da kadýn haklarý, göç ve azýnlýk
medyasý gibi konularda konferanslar
verdi.
Leyla halen Schaerbeek Belediyesi’nde uzlaþtýrmacý olarak çalýþýyor.
Toplumun belediye ile ilgili diðer konulardaki sorunlarýnýn çözümüne de yardýmcý oluyor. PS olarak daha etkili olabilmeleri için daha güçlü olarak Belediye Meclisine girmeleri gerektiðini
düþünüyor. Ancak partisi Leyla’yý 41.
sýraya koyarak, toplumun tepkisini
çekti. Özellikle listedeki diðer adaylarla
karþýlaþtýranlar Leyla’ya haksýzlýk yapýldýðý, hatta maðdur edildiði görüþünde
birleþiyorlar. Arkadaþlarýnýn adaylýktan
ve partiden istifa et önerilerini geri
çeviren Leyla, inandýðý PS çizgisinde
her þeye raðmen onurlu mücadelesine
devam ediyor. Leyla Ertorun’un bu
tutumu çevreden ilgi topluyor, yýllarýn
Liberal Haydar Abisi bile maðdur edilen bu kýzýmýza sahip çýktý ve destekle-
S
me kararý aldý. PS’de dönen
bizans oyunlarý ve ayak
oyunlarýyla önü kesilmeye
çalýþýlan Leyla Ertorun, eðitimi, deneyimi ve partide
önemli yerlere gelme potansiyeliyle maalesef bazý
önemli politikacýlarýmýzýn
gözünü korkutuyor.
Listedeki en eski PS üyesi
aday benim
10 yýldýr Schaerbeek Belediyesi’nde
çalýþýyorum.
Hatta kendi alanýmýn yanýnda 1999’da kaçaklara af çýktýðýnda kaçaklarýn dosyalarýný tamamlama aþamalarýnda
görev üstlenmiþtik.
Ýþin
ucunda insanlara hizmet
olmasa bu kadar fedakarlýk
etmezdim.
Türk kökenlilerin politikaya atýlmasýný çok olumlu
buluyorum. Yalnýz atýlma
kelimesine biraz takýyorum.
Bir çok arkadaþýmýz kendini
hiç hazýrlamadan, ideolojik
kaygýlarý olmadan buyrun gelin diyen
partiye koþuyor. Belli ki bazýlarýnýn
gururlarý okþanýyor. Aslýnda cesurlar da.
Yani biraz cahil cesareti. Çünkü zor bir
ortama giriyorlar. Bizlerin T.C. Elçiliði’nin düzenlediði bir kokteyle gitmesini, ya da camilere girip çýkmamýza
görüþüme sol duruþ daha
uygun. Hele Belçika’da
bulunduðumuz
duruma
bakýnca eþitlik, azýnlýk haklarý, sosyal adalet, özgürlüklere saygý, laik devlet gibi
haklarý Sosyalist Partisi’nin
daha iyi kolladýðýný düþünüyorum.
Schaerbeek listesindeki en
eski Türk kökenli PS üyesi
aday benim. Ben politikaya
atýlmadan önce de sosyal
hizmet derneklerine gönüllü
tercümanlýk, yabancýlarýn oy
hakký, yabancýlara af gibi bir
çok alanda faaldim.
þüpheyle bakan politik otoriteler yeri
geldiðinde buralardan adaylar aramaya
çekinmiyorlar.
Ben de oportünist davranýp bana
üçüncü, yedinci sýrayý hatta daha iyi bir
iþ teklif etmiþ partilere gidebilirdim.
Benim politik bir duruþum vardý, dünya
Kadýnlarýn þansý
daha yüksek
PS-Schaerbeek programýnýn yazýlýþ aþamasýndaki
çalýþma gruplarýna katýldým.
Hatta dil eðitimiyle ilgili
önerim olduðu gibi programa konuldu. Benim için de
öncelik eðitim ve istihdam.
Bunlar da ancak olanaklar
dahilinde yapýlabilir. PS olarak daha
etkili olabilmemiz için daha güçlü olarak Belediye Meclisi’ne girmemiz gerekiyor. Kadýnlarýn Belediye encümeni
olma þansý çok yüksek. Bu nedenle Türk
toplumundan partime bana destek
olmalarýný istiyorum.
Sayfa 8.qxp
03.10.2006
11:05
Seite 1
Speakers
Corner
8
Ekim 2006
Nasrettin Hoca Brüksel’e kapaðý attý
RECEP ÇIRIK
[email protected]
Cadý kazanlarý ve ejderhalar
ýllardýr politik olarak aktif bir insandým. Bölgede,
ülkede ve dünyada olanlarý, bir kaynananýn gelinini takibe aldýðý gibi çok yakýndan izlerdim. Ýyi bir
izleyiciydim, eleþtirmendim, sempatizandým, militandým.
Mahatma Gandhi, Nelson Mandela örnek aldýðým en
büyük kahramanlarýmdý. Che Guevera’yý biraz fazla
kovboy ve maceraperest bulurdum, 14 yaþýmda
Che’nin serüvenlerini Tommiks gibi okurdum. Stalin ve
Mao’yu sosyalizmin arkasýna bürünen birer diktatör ve
cani olarak görürdüm.
Marx ve Lenin’in yazdýklarý, kavramasý güç olan, kýlavuzumdu,
Kuran’ýmdý, Ýncil’imdi.
Politika
Ergenliðimin ortasýnda, 15
öyle lanet
yaþýmda, Hasselt Anti Faþist
bir cadý
Cephesinin kurucularýndandým.
kazaný ki,
Dünyanýn para ve özel sermayenin
hükümdarlýðýndan kurtulmasý için,
para, güç
adaletsizliðin ve ezilmiþliðin sona
ve cinsel
ermesi için, soyunmuþ, dinamik ve
çekicilik
sonsuz özverili bir delikanlýydým.
Hep derlerdi: “bu çocuðun sonu
birlikte
ya cezaevi, ya da meclis koltuðu”
kaynýyor.
diye.
Yýllardýr sordular ve hala sorarlar
“sen niye politikaya atýlmýyorsun?” diye. Hey gidi hey.
Ergenliðim, gençliðim, yetiþkin çaðlarým, politikaya
atlamalarla, dolu geçti. Politikanýn, siyasetin, fraksiyonculuk ve particiliklerin, ideallerle baþlayýp, kýsa zamanda kariyer, güç, dirsek temaslarý ve entrikacýlýkla ilerlediðini gördükçe kahroldum. Demokratik ilke ve hayallerden uzaklaþan, bireysel menfaatler ve egolarýn aðýr
bastýðýný izledikçe, hayal kýrýklýklarýmla yýkýldým. Çok
saygý duyduðum, takdir ettiðim insanlarýn parti politikasýna girdikten sonra, nasýl kendi özlerinden uzaklaþtýklarýný, samimiyetsizliklerinin arttýðýný, onu büyüten
destek veren insanlarla mesafenin açýldýðýný gördükçe
soðudum, politika ejderhasýndan korkmaya baþladým.
“Ben de parti politikasýna atýlýrsam, böyle kendimden
yabancýlaþmalarý yaþayacak mýyým?” sorusu, kafamda
bit yeniði gibi gezinip durdu. Kendimden yabancýlaþmayacaðýma %100 emin olamadým. %1 ihtimal olmasý
bile beni ürküttü. O, %1 riski göze alamadým.
Ya ejderha benden daha güçlü çýkarsa? Ya ben bir
daha aynaya bakamazsam? Etrafýmda hiç ummadýðým
insanlarýn ejderhaya teslim olmasýna tanýk oldum.
Hangi özelliðim, hangi ayrýcalýðým, beni ejderhadan
koruyacak? O özellikler ve ayrýcalýklarým olduðuna
kesin güvenseydim, çekerdim kýnýndan kýlýcýmý, bakardým ejderhanýn gözüne, savaþarak indirirdim kellesini
yere.
Aslýna bakarsan, o ejderha hepimizin içinde, birçoðumuzun içinde uyumakta. Benliðimizde pusuda yatarcasýna uyuyan ejderha, para, güç ve cinsel imkanlarý artýran etkenlerle uyanýr. Politika öyle lanet bir cadý kazaný
ki, para, güç ve cinsel çekicilik birlikte kaynýyor.
Ben sað salim bu cadý kazanýndan çýkabileceðime,
ejderhaya yenik düþmeyeceðime yeterince güvenemediðim için, atýlmadým. Umarým belediye seçimlerinde fazla ejderhalar seçilip çýkmaz cadý kazanýndan.
Y
asrettin Hoca tenceresini Sivrihisar’da kaybetmiþti. Bu kapaksýz
tencereyi Belçika’ya gelen bir
Emirdaðlý iþçimiz yanýnda getirmiþ çorbamý kaynatýrým, biraz
para artýrýrým sonra beþ on
dönüm tarla alýr dönerim demiþti. Kýrk yýldýr bir türlü tenceresini
kaynatamadý. Çünkü kapaðý
yoktu. Kapak Akþehir’de Nasrettin Hoca’nýn elindeydi. Nasrettin
Hoca Belçika’ya nasýl gelecek.
Bunun tek yolu heykel þeklinde
getirilmesiydi. Kalýbýný döktürdü.
Eþeðini de unutmadý. Petrol fiyatlarýnýn, taþýt sigortalarýnýn , sürat
sýnýrýný aþanlara verilen cezalarýn
yüksek olduðunu yazýn gelen
Avrupalý Türklerden dinlemiþti.
Avrupa’da hemþerisi yoktu ama
tanýyaný çoktu. Uçak fobisi olduðu için karayolunu tercih etti.
Bizim ülkemizde canýn patlýcandan ucuz olduðunu bildiði için
dörtten fazla tekeri olmayan arabayla buradan dýþarý çýkmam
dedi. Saydýlar TIR’ýn on altý tekeri
vardý. Bindirdiler TIR denen alamete. Geldi Eþeðin deðil de eþek
ambleminin kullanýldýðý belediyeye. Bu belediyenin adý skarbek mi neymiþ. Bir depoda yýllarca aç susuz beklettiler. Eþeðine
yeþil çimeni deðil kuru otu bile
bulamadýðý için Türk dükkanlarýndan marul ve Faslý karakardaþlarýmýzdan nane alarak bilfiil oruçla
yýllarýný geçirdiler. Bu arada partilerin seçimler için oy telaþý
N
baþlayýnca Hoca’dan akýl sormak
için bu deponun kapýsýný çaldýlar.
Hoca burda yokum dese de inanmadýlar. Eþeði anýrýnca bak
hocam eþeðine mi inanalým sana
mý dediler. O da mecburen
ortaya çýktý. Hoca siyasetçiler için
konu mankeni olmuþtu. Kimi
Hocayý sevmiþti, kimi eþeðini.
Oysa Hoca yalnýzlýktan býkmýþ,
yaþýna uygun ve oturmasý olan
Eþe Nine’yi sevmiþti. Kimselere
biþey diyemedi. Aþkýný daðlara
gömmek istedi. Dað bulamayýnca kanala attý.
Günlerden bir gün kaldýðý
deponun kapýsý açýk býrakýlmýþtý.
Belçika’da kaçana uçana suçlu da
olsa polis pek karýþmaz. Fehriye
kaçtý mý uçtu mu veya uçuruldu
mu bilinmez. Derken azýlý biri de
Anvers'te görüldü Hoxha adýnda. Derken on yýl hapis cezasý
alan iki yýl sonra hafta sonu izni
alan, hatta töbe töbe adý da
Muhammed olan Faslý Carjakking’ci bulunamadý. Ýþte bundan
güç alan hoca eþeðine bindi. E
40 otobanýna ters yönden girdi.
Gece saat bilmem kaçtý. Aya
baktý. Buluttan gözükmüyordu.
Otoyol ýþýklýydý. Burda ne çok
aydede var dedi. otoban ýþýklarýný eski aylardan kestiði yýldýzlardan yaptýðýný zannediyordu.
Oysa o yýldýzdar Türkiye’de popstar yýldýzlarý olarak tv programlarýnda ýþýklandýrmada kullanýlýyordu. Yoldan geçen arabalar
biraz
yavaþlýyor.
Nasrettin
Hoca'nýn eþeðine el sallýyorlardý.
Hoca, eþeðe ters bindiði için el
sallayanlardan dikiz aynasýna
bakanlar onun bu selamý aldýðýný
görüyordu. Bazýlarý otobanda
gördükleri
eþek
yüzünden
Hocaya el, kol ve parmak iþareti
yaptýlar. Hoca da onlara ayný
þekilde karþýlýk verdi. Bu arada
üstünde mavi çizgili ýþýðý yanýp
sönen bir araba gelip, Hoca’nýn
eþeðinin önüne durdu. Baktýlar
önde plaka yok. Arkada da yok.
Eþeðe ters binen hoca aðýr hatalý
bulundu. Ayrýca otoyolda çok az
bir süratle gittiði için trafiði aksattýðýndan dolayý en az üç çeþit
ceza yazacaklar. Gel araya ifadeni alacaðýz dediler. Gitmedi. Eþeðine deh dedi. Eþek yürüdü. Eþeðin yürümesi ile polislerin ateþ
etmesi arasýndaki süre birkaç
saniye sürdü. Tunçtan yapýlan
heykel týnmadý bile. Tunçtan
olmasam beni öldüreceklerdi.
Ucuz kurtuldum dedi. O gece
boþ durmadý . Bir dernek baþkaný
vardý. Adý bizde saklý. Onu aradý.
Geçici bir plaka taktýrdý. Plakada
SOY 810 yazýyordu. Sana Oy Yok
8 Ekim seçimlerinde diye yorumladý. Yalnýz tencere’nin kapaðýný
kime vereceðini bilmiyordu. Onu
basýn yayýn ve mahalle kadýnlarýnýn kodudedileriyle dedikodu
olarak kapaðýn sahibini bulmak
için giriþimleri baþlattýlar.
NOT: Bu yazýnýn devamý niteliðindeki yazýlarý www.binfikir.be
sitesindeki Speakers Corner
bölümünde okuyabilirsiniz.
Anvers kafa karýþtýrýyor
GÜRKAN KURT
elçika'nýn Flaman kesiminin en önemli þehirlerinden biri Anvers.
Çokkültürlülükle çok ýrkçýlýðýn
içiçe yaþadýðý bir þehir burasý!
Benim bildiðim liman þehirlerinde ýrk, dil, din vb. þeylerin tartýþmasýný yapmak isteseniz de
yapamazsýnýz, çünkü döner
dolaþýr karma kültür çarkýna
kapýlýrsýnýz.Yani olmaz. Ama bu
þehirde insanýn kafasý karýþmak
deðil kýsa devre yapýyor.
Vlaams Belang'ýn afiþlerini
yabancýlarýn oturduðu ve hatta
ev sahipliði yaptýðý binalarda
görmek þaþýrtýyor. Ben sanattan
anlarým kemancý dövmem gibi
bir þey!
Bu ilde "kurtarýlmýþ bölge"
diye kafalarýmýzda kalan kavramlar da göze çarpýyor. Örneðin þehrin kuzeyi Borgerhout
"Borgorocco" diye anýlýyor ve bu
B
bölgede Vlaams Belang'ýn oy
oraný yüksek.
Bir de güney kýsmý var þehrin.
Brederodestraat ve çevresi.
Buraya "Klein Ýstanbul" yani
"küçük Ýstanbul"diyorlar. Ýstanbullu’nun olmadýðý buralarda
Türkleri tanýma turlarý yapýlýyor.
Bu turlar kesinlikle iyi niyetle ve
çok iyi bildiðim için aleyhteki
olumsuz düþüncelere ve önyargýlara karþý kafa tutmak için
yapýlýyor. Ama halen þunu anlamanýn zorluðunu da yaþýyorum:
"bizler, yani Türkler 40 belki de
50 yýldýr buradayýz, bizi nasýl
fark edemediler. Bunu Belçika’nýn devlet politikasý olarak
görmemek bence yanlýþ. Kolayca dernek kurma yoluyla yabancý insanlarý pasifize edip kapalý
toplum yaþantýsýna itiyorlar.
Bir okulun camýndaki tabelada
"Okulumuzda ýrkçýlýk yoktur"
yazýyordu. Bunu anlamadým.
Bugünlerde bazý ev ve iþyerleri-
nin camlarýnda "zonder haat
straat"-"nefretsiz sokak" anlamýnda küçük kaðýtlar yapýþtýrýlmýþ. Daha önce de "meer oplossingen, minder haat"-"daha fazla
çözüm, daha az nefret" yazýlý
afiþleri uzun süre gördük bunlarýn nasýl yorumlanmasý gerektiðini bilmiyorum ama her þeye
raðmen Anvers'in 2 ölu bir
yaralý ve daha fazla ýrkçýlýk olayýnýn olduðu þehir olmasý kafa
karýþtýrýyor.
Deðerli bir dostum Anvers’te
tek kiþilik bir parti kurdu. Ýnisiyatif olarak destekliyorum.
Fakat bu deðerli dostuma oy
verecek insanlarýn sayýsý az
.Þansý hemen hemen hiç yok.
Bir kýsým oyu olduðunu duydum, ama kardeþim sana gelen
o oylarla zaten sen bir þey yapamayacaksýn sana yaramayacak,
oylar bölünecek karþý taraf iki
defa güçlenecek, yani ýrkçý partiye çanak tutacaksýn.
Sayfa 9.qxp
03.10.2006
10:07
Seite 1
Ekim 2006
9
SÝZbize
‘Türkiye’deki popçulara benzediler
Onlar kaset çýkarýyor, bunlar afiþ bastýrýyor’
8 Ekim pazar günü yapýlacak olan yerel seçimlere az bir zaman kaldý.
Listelerde Türk adaylarýn çokluðu konusunda Chaussee de Haecht sakinlerinin görüþlerini aldýk.
Regaib Çeliköz
17 - ESNAF
Ben bu yýl henüz oy kullanamýyorum ama önümüzdeki seçimlerde
18’imde olacaðým ve ben de oy
kullanacaðým. Bence ne kadar Türk
aday olursa o kadar iyi. Çünkü
bence meclise giren Türklerin sayýsýnýn fazla olma ihtimali daha yüksek. Zaten partilerin hiçbir önemi
yok. Bizim hakkýmýzý koruyan birileri olsun yeter. Biz burada daha
fazla kendi kültürümüz ile yaþamak
istiyoruz. Örneðin Nasrettin Hoca
heykeli veya Müslüman mezarlýðýnýn yapýlmasý çok güzel hizmetler
oldu. Önceden maddi imkaný
olmayanlar cenazelerini Türkiye ye
yollayabilmek için çok zorlanýyorlardý. Bu tip konularda bizim hakkýmýzý savunacak insanlar lazým.
Bunu partilerle saðlayamasak bile
en azýndan derneklerle saðlamalýyýz.
Mustafa Çekiç
28 - DERNEKÇÝ
Özlem Ýnce
29 - ESNAF
27 - ESNAF
Bizi tanýtabilecek
adaylar olursa eðer
elbetteki çok aday
olmasý iyi olurdu.
Ama katýlan adaylar gördüðüm
kadarýyla pek de
öyle deðil. Bu yüzden de aday
çokluðu oylarý bölmekten baþka iþe
yaramayacak.
Önüne gelen
adaylýðýný koyuyor.
Herkes politikacý
olamaz, bunu
unutuyorlar. Söz
vermekle de
olmuyor sözlerini tutmalarý lazým. Türkiyedeki
popçulara benzediler. Onlar kaset yapýyor
bunlarda afiþ basýyor. Adaylarýn hiç birine
güvenmiyorum ama yinede bir Türke vereceðim oyumu. Sonuçta iyi olanýn kazanmasýný
istiyorum.
Oy kullanýrken ben
Türk veya yabancý
diye bir ayrým yapmýyorum. Bazý Türk
adaylar resmen utanýlacak þeyler
yapýyor. Türk halkýnýn çokluðundan
faydalanmak isteyen partiler kendi
çizgileriyle alakasýz
insanlarý hep politika için teþfik etti.
Bizimkilerde o rekabet duygusuyla
yarýþmaya baþladý. Türk adaylar bir köprü
vazifesi görüp partilere oy taþýyacak. Çoðu
politikayý bile bilmiyor. Bu nedenle de oyumu
fotograflara deðil iyi projelere hak edenlere
vermek istiyorum. Çünkü oy kullanmak bizim
için çok önemli bir görev. Bir oyun bile
önemi çok büyük bu nedenle çizgisine inandýðým partiye vereceðim.
Musa Erþahin
31 - ESNAF
Bana kalýrsa çok gereksiz adaylar var. Daha Türkçe’yi, oturup kalkmayý bilmeyen insanlar aday oldu. Seçim resmen maça dönüþtü hepsi yarýþýyor.
Nasrettin Hoca heykelinin dikimini bile seçim zamanýna denk getirdiler.
Herhalde en çok da bu kargaþadan biz dükkan sahipleriyle cam siliciler
þikayetçi. Dükkandan dýþarýyý göremez olduk artýk afiþlerden. Eðer doðru
düzgün dört, beþ kiþi aday olsaydý belki daha ciddi baþarý gösterirlerdi. Bu
þekilde bütün oylar bölünecek.
Bu kadar çok adayýn katýlmasýný dezavantaj olarak görüyorum. Oylar çok bölünecek ve bizimkiler yine bir fayda göremeyecek. Sonuçta Belçikalýlara gidecek
oylar. Zaten herkes kendi þahsi menfaatleri
için oy veriyor. Ya bir tanýdýðýna ya iþini
yaptýracak birine oy veriyorlar. Uzun boylu
düþünmedikleri için mantýklý bir seçim olamayacak Türkler için. Eðer daha az Türk
katýlsaydý mecburen herkes ayný kiþiye verecek ve o kiþi gerçekten o oylarla bir þeyler yapabilecekti. Ben de milliyetçiliðimden dolayý bir Türk’e vereceðim oyumu.
Ama Türklerin baþarý saðlamasý çok az bir
ihtimal.
Ece Ayaydýn
Erdal Deveci
Sayfa 10.qxp
03.10.2006
10
04:29
Seite 1
tanýtýma
YERGÝ dahil
Ekim 2006
Belçika’da
‘Türk toplumunu etkilemenin en
etkili yolu’
Binfikir gazetesine ilan
vermektir!
Tel: 0484 528 902
Amacýmýz
‘siyasi çizgi’
deðil, nitelikli bir
‘yayýn çizgisi’
www.binfikir.be
Belçika’nýn
‘Türkçe’ gündemi
Sayfa 11.qxp
03.10.2006
Ekim 2006
06:21
Seite 1
GÜNDEM
tanýtýma
YERGÝ dahil
11
Belçika’nýn
tam
zamanýnda
çýkan ve en iyi
daðýtýlan
Türkçe yayýn
organý
BÝNFÝKÝR’e
reklam vermek için
arayýnýz
0 484 528 902
Sayfa 12.qxp
03.10.2006
10:10
Seite 1
12
SÖYLEÞTÝK
Ekim 2006
Ülkenin dengeye ihtiyacý
olduðunu düþünen ciddi bir partiyiz
Erdem Resne/Serpil Aygün
1951 yýlýnda, Belçika’da Morlanwez’da doðan Elio Du Rupo Ýtalyan
asýllý bir ailenin çocuðu.
Bilim doktoru ve halen Mons-Hainaut Üniversitesinde profesör. Siyasette ise her parmaðýnda bir görev
var; PS (Frankofon Sosyalist Partisi)
baþkaný, Valon Hükümeti Baþkaný,
Milletvekili, Uluslararasý Sosyalist
Parti Baþkan Yardýmcýsý ve Mons
Belediye Baþkaný.
Eðitim (1992-1994), Medya (19931994) bakanlýklarý ve Federal Baþbakan Yardýmcýsý (1994-1999) görevlerinde bulundu.
Deðiþik yaþam tarzý ve ilginç
papyonuyla dikkat çeken Di Rupo son
günlerde Flaman Bölge Hükümeti
Baþkaný Yves Leterme’nin toplumlar
arasý sorunlarla ilgili açýklamalarýna
yaptýðý çýkýþlarla ve verdiði yanýtlarla
gündeme geldi. “Dengelere dokunulursa her þey sorgulanabilir“ diyen
Elio Di Rupo Belçika’da uzun yýllardýr
bir Frankofon Baþbakan çýkmamasýný
da sorguladý. Di Rupo’nun adý olasý
Frankofon Baþbakan olarak geçiyor.
Elio Du Rupo gündemdeki konularla
ilgili görüþlerini Binfikir’e anlattý.
Valonya’nýn ekonomik kalkýnma
planý “Marshall” ne durumda? Bölgeler arasý uçurum kapanacak mý?
Marshall rayýna oturdu. Valon hükümeti 1 yýldýr önemli kararlar aldý,
mesela planýn merkez eksenlerinden
“rekabet noktalarý” belirlendi. Bu plana
1,5 milyar Euro ayrýldý ve meyvelerini
toplamaya baþladýk bile: bugün Valon
ekonomisinin büyüme oraný diðer iki
bölgeninkinden daha büyük. Ayrýca
eðitim ve formasyon alanýnda da çaba
gösteriyoruz: iþgücü eksiði çekilen
meslekler için eðitim görmek veya dil
eðitimi almak mümkün.
Ordu’da da aþýrý sað militanlar çýktý,
daha önce polis’te de vardý. Güvenlik
için kime güveneceðiz? Genel olarak
aþýrý sað’la nasýl mücadele edilecek?
Aþýrý sað oluþumlarý birer sosyal
meseledir. Fransa, Avusturya ve diðer
ülkelerde de görülüyor. Hiçbir getirisi
olmayan bu oluþuma karþý etkili ve
eðitimsel biçimde mücadele için herkese her alanda görev düþüyor: eðitim, yerel yönetim, istihdam, kültür...
PS için en önemli unsur önleyici tedbirdir. Kamu alanýnda görev yapan
kiþilerin, aþýrý sað fikir beyan etmeleri
halinde derhal cezalandýrýlmalarý
gerekir. Bu insanlarýn aþýrý sað parti
listelerinden seçime girmeleri de
büyük bir sorun teþkil ediyor ve bu
alanda ciddi önlemler alýnmasý için
çalýþmalara baþlayacaðýz.
Flaman sosyalistler Sosyal sigortanýn da artýk federalleþmesi gerektiðini
söyl emeye baþl adý ve sosyal i stl ere
has alanlarda da daha yumuþak görü nüyorlar. Sp.a ile PS arasýnda ne gibi
farklar görüyorsunuz?
Ýnsanlar arasý dayanýþma konusunda
hemfikiriz. Sp.a zaman zaman Flaman
bölgesindeki bölgesellik söylemlerine
kapýlýyor, bu doðru. Daha yumuþak
da davrandýðý oluyor, ama bazý önerilerini kabul etmemiz mümkün deðil.
Çünkü bu önerilerin kabulü, bölgeler
arasý dayanýþmayý, dolaylý yoldan da
Belçikalýlar arasýndaki dayanýþmayý
tehlikeye sokar: vatandaþlarýmýzýn
hastalýk, yaþlýlýk ve iþsizlik konularýndaki durumu aniden eþitsiz olurdu.
Bu konularda temkinliyiz fakat Federal Hükümet’te ilerici projeleri birlikte
savunmak adýna çabalýyoruz.
PS’teki Türk kökenli adaylarý tanýyor
musunuz? Onlarý nasýl deðerlendiriyorsunuz? Emir Kýr’ýn siyasi bilanço sunu nasýl deðerlendiriyorsunuz?
PS evrenseldir ve her kökenden
insaný kucaklamayý artý olarak görü-
yor. Türkler Belçika’da köklüce yerleþmiþ olduklarý için listelerimizde de iyi
yerlerde bulunmalarý gayet doðal, bilhassa Brüksel’de. Bu adaylar ilerici ve
bizim eþitlik ve dayanýþma ilkelerimizi benimsiyorlar. Halk arasýnda etkinlikleri herkesçe kabul edilip herkesin
Belçika toplumuna iyice uyum saðlamasýna yardýmcý oluyor. Emir Kýr da
bunun bir kanýtý ve kendisi Charles
Picqué’nin yürüttüðü «Brüksel projesi» ne büyük katkýda bulunuyor.
Bazý Türk adaylar aþýrý saðcý oluþumlara yakýnlýk göstermekle suçla nýp gündeme geldi, PS listelerinde
bulunan bazý adaylar da. Listelerinizdeki insanlarý nasýl deðerlendiriyorsu nuz, neye göre sosyalist olup olmadý ðýna karar veriyorsunuz? Bu konuda
parti içi eðitim var mý?
Sosyalist olmak, eþitlik, özgürlük ve
hoþgörü kavramlarýný savunmaktýr.
Yani bizde aþýrý saðcýlara yer yok. PS’te
böyle insan tanýmýyorum ve dedikodu
üzerine de yargýlamýyorum, zaten
dedikodularýn deðeri de meçhul. Beni
sadece adaylarýn deðeri ve projemizi
savunmaktaki emekleri ilgilendiriyor,
bu Schaerbeek için de geçerli.
Parti baþkanlýðý, Bölge baþbakanlýðý
ve Mons’taki yükünüz (Di Rupo þu
anda Mons belediye baþkaný fakat
bölge baþbakanlýðý bunu yürütmesine
izin vermiyor)… Ýþin içinden nasýl
çýkýyorsunuz?
Az uyuyorum, çok çalýþýyorum ve
çok deðerli yardýmcý ve bakanlarýma
güveniyorum. Mevkiimden dolayý
global ve uyumlu bir politika yürütme
þansýna sahibim, bu da tüm vatandaþlarýn lehine. Çok kademeli ve bölünmüþ Belçika siyasetinde global bakýþ
bence önemli. Bu bakýþa katkýda
bulunabilirsem ne mutlu bana.
Ýki bölge arasýnda kurumsal ve top lumsal meseleler tekrar gündeme
geldi. Bu sadece seçim malzemesi
mi, yoksa 2007’de tekrar federal
sistem reformu olacak mý ? Bu konu da siz de gitgide sertleþiyorsunuz,
sizin de reform öneriniz var mý?
Biz Frankofonlar hiçbir talepte
bulunmuyoruz, sadece federal sistemimizin iþleyip kendini kanýtlamasýný
istiyoruz. Ama Flamanlar eðer yine
her þeyi deðiþtirmek isterlerse, o
zaman bilsinler ki biz de karþý talepler
hazýrlarýz. Birilerini memnun eden
meseleleri federalleþtirip diðerlerine
sorun olan meseleleri olduðu gibi
býrakmamýzý kimse beklemesin. Evet,
Flamanlar bize zarar verecek talepte
bulunursa biz de sertleþiriz.
Sayfa 13.qxp
03.10.2006
10:12
Seite 1
13
Ekim 2006
Federal baþbakanlýk için düþünülebilecek tek Frankofon gibi görülüyorsunuz, Flaman bölgesinde de popüla riteniz yüksek. 2007’de PS açýk ara
seçim kazanýrsa baþbakanlýða aday
olur musunuz ? Son senelerde Fla man medyasýnda neden bu kadar yer
aldýnýz ? Yoksa kamuoyunu böyle bir
senaryoya mý hazýrlýyorsunuz?
Seçimden sonra isteyeceðim tek
þey, vatandaþlarýn beklentilerini karþýlayacak ciddi bir hükümet anlaþmasýdýr. Kiþiler ve rolleri sonra belirlenir.
Flamanlarla iyi geçinmem, ülkemizde
bunun gerekli olduðunu düþündüðüm içindir. Konuþmak, buluþmak ve
tartýþmak gerek, yanlýþ anlaþýlmalarý
ortadan kaldýrmak adýna.
Ýstihdam yaratmak için ne öneriyorsunuz? Ýþsizlik ödeneklerini azaltmak
veya kaldýrmak için projeler sunuluyor, sosyalistler ne cevap verecek?
Tabii ki istihdam yaratmanýn yolu
iþsizlere ceza kesmekten geçmez. PS
için iþsizlik ödeneklerine dokunmak
söz konusu olamaz, tam aksine pahalýlaþan hayat þartlarýna karþýlýk alým
gücünü yükseltmek için zam yapýlmasýný kabul ettirdik. Bizce iþsizliðe
karþý eðitimi desteklemek, yatýrýmcýlarý çekmek, serbest mesleðe yardým
etmek ve atýlýmý desteklemek lazým.
Elimizde çokça araç var, ama bunlarý
Avrupa’dan yerel yönetime kadar her
yetki alanýnda koordineli politikalarla
deðerlendirmek lazým. Ýstihdam
böyle yaratýlýr, iþsizlere karþý savaþla
deðil.
Flaman bölgesinde yeni gelenler
veya so syal l o j man i steyen l e r i çi n
mecburi dil derslerine ne diyorsunuz?
Valon bölgesi de ayný projeleri yürü tecek mi?
Yabancý dil öðrenimini destekleyen
projelerimiz var. Okul’da da, yetiþkinler için de. Bugünkü yaþamda anadili
hariç bir veya iki dil öðrenmek þart.
Bunu savunanlarý tabii ki destekliyoruz. Fakat zor durumda olan insanlarý
yerel lisandaki eksiklikleri bahane edilerek dýþlamak yanlýþ. Pozitif önlemler
alýp insanlarýn kendi rýzalarýyla ders
almalarýný saðlamak gerek. Kimse
zorlamayla dil öðrenmez.
Yerel seçimler Federal Hükümet’i
etkiler mi? 2007’de hangi iktidarý
düþünüyorsunuz? Sosyalist-Liberal
hükümet oldukça gergin günler
geçirdi…
Yerel ve federal seçimler ayrýdýr.
Ben hükümetin sonuna kadar iþlemesini istiyorum, yerel seçimlerin sonucu ne olursa olsun. Çünkü henüz tüm
programýný uygulayamadý. PS asla
mensup olduðu iktidarlarda sorun
yaratmaz, ülkenin dengeye ihtiyacý
olduðunu düþünen ciddi bir partiyiz.
Gelecek iktidarlar için oy verilmedik-
çe bir þey diyemem, belli olmayan
konularda kurgu yapmayý sevmiyorum, zaten yeterince iþim var!
Partiler yabancý adaylar konusunda
“yalakalýk” yapmadýklarýný savunuyor
fakat iþin aslýna bakýlýnca bu adaylarýn
parti içi gücü çok az. Yabancýlar ve
bilhassa Türkler PS’e neden oy
versin?
PS her zaman yabancý
haklarýný savunmakta öncü
olmuþtur. Göç olsun, ayrýmcýlýkla mücadele veya
yabancýlara oy hakký olsun,
PS herkesin hoþuna gitmeyecek projeleri savunup
cesaretini
göstermiþtir.
Bizim için herkes eþittir ve
bunu anlamak için seçim arifesini beklemedik. Bizde
yabancýlarýn
bulunmasý
gayet doðal ve Emir Kýr ile
Fadila Laanan gibi isimler
yabancýlara ne kadar sorumluluk
verdiðimizin kanýtýdýr.
Sayfa 14.qxp
03.10.2006
11:02
Seite 1
14
Ekim 2006
GÜNDEM
EMÝR KIR UYARDI:
Günübirlik adaylar türedi,
tuzaða dikkat edin
Haber Merkezi
Tarihi Anýtlar ve Temizlikten sorumlu
Bakan Emir Kýr, Abdurrahman Kaya ve
Hediye Yiðit’in düzenlediði Anderlecht
Camii Lokali’nde yerel seçimlerde
“nasýl oy verileceðinin” anlatýldýðý toplantýya katýlarak vatandaþlara seçimler
ve adaylarla ilgili görüþlerini aktarýrken,
Hediye Yiðit ve Abdurrahman Kaya’ya
da desteðini gösterdi. Emir Kýr konuþmasýnda özellikle Anderlecht’te yaban-
cýlara ayrýmcý davranýldýðýný, bu nedenle de
yabancý kökenli seçmenlerin bilinçli oy
kullanarak
Jacques
Simonet (MR) iktidarýna son vermesi gerektiðini vurguladý. Diðer
yerlerdeki seçimlere
de deðinen Kýr, programlarý
yabancýlara
hitap etmeyen partiler
yabancý kökenli oy
pastasýndan pay alabilmek için fýrsatçýlýk
yapýp, günübirlik aday
gösteriyorlar. Bu fýrsatçýlara dikkat edin” dedi. Emir Kýr konuþmasýnda birlik-beraberlik ve listedeki
tüm Türk adaylara oy verilmesi çaðrýsý
yaptý. Binfikir gazetesinde yayýnlanan
açýklamasýna bir gönderme yapan Kýr,
“Ben de Saint-Josse’dan adayým. Hangi
görev verilirse yaparým. Alacaðýmýz oy
önemli. Partim ve teþkilat gerekli
deðerlendirmeyi yapar. Ben hiçbir
görevden kaçmam” diyerek çok sayýda
oy almasý durumunda Belediye Baþkaný
olma þansýnýnýn bulunduðunu ima etti.
FATMA PEHLÝVAN:
Oylarý bölmeyin
Serpil Aygün
Genk’te, Sp.a(Flaman Sosyalist Partisi), spirit(Flaman Milliyetçi Sol),
Groen!(Flaman Yeþiller Partisi) ve bir
grup baðýmsýzýn oluþturduðu Nieuwe
Uitdaging PRO GENK çatýsý altýnda
yerel seçimlere giriyor. PRO GENK
oluþumunun Türk kökenli adaylarý
Fatma Pehlivan’ýn da katýldýðý bir toplantýda tanýtýldý. Pro Genk belediye
meclisi listesinde 16. sýrada Havva
Duman, 17. sýrada emekli maden iþçisi ve eski sendikacý Cemal Mozaikçi
ve Sp.a – spirit ittifaký adýna Eyalet
Meclisine aday gösterilen tek Türk
aday Hilal Öcal oldu.
Pro Genk’in Türk adaylarýný desteklemek amacýyla toplantýya katýlan
Fatma Pehlivan konuþmasýna adaylara
baþarýlar dileyerek baþladý. Yerel
seçimlerin federal düzeyde etkilerinin
olacaðýný belirten Pehlivan “Oy verirken çok dikkatli olmak gerek. Sizin
yanýnýzda olan partiye oy verin. Hristiyan demokratlarýn aðýrlýklý olduðu
ya da Hristiyan Demokrat – Liberal
koalisyonlarla yönetilen ülkelerde
yabancýlarýn iþi zorlaþýyor. Hollanda ve
Almanya gibi. Vicdan testi koyuyorlar,
Türkiye’de dil kursu zorunluluðu getiriyorlar. Türk toplumunun çýkarý hangi
partiye daha uygunsa ona oy verin.
Partim Türkiye’nin AB’ye tam üyeliðine tam destek verdi. Yabancýlara oy
hakký verilmesinde benimle birlikte
partim de çaba harcadý. Oy avcýlýðý
yapýp, 3-5 Türk aday koyuyorlar ama
topluma ne verdiler. Ayþe- Fatma
gelir oyunu alýr, oylar daðýlýr. Sonra
baþkalarý gelir. Yerel seçim sonuçlarý
federal düzeyde partilerin gücünü
etkiler. Bunu iyi düþünün. Belediye
seçimi deyip küçümsemeyin” dedi.
Ali Çaðlar
2000 Yýlýnda iktidar partisi olan CD&V’den Belediye Meclisi’ne
seçilen Ali Çaðlar Genk’te güçlü olan CD&V’yi Türk toplumunun sesini duyurabilmek için tercih ettiðini söyledi. Genk
Belediye Meclisi seçimlerinde CD&V’nin 5. sýradan adayý olan
Çaðlar, “dün Belediye Meclis Üyeliði, bugün Belediye Baþkan
Yardýmcýlýðý. Gelecekte de Belediye Baþkanlýðýna ilerliyoruz.
Baþkanýmýz gelecek dönemde aday olmayacak, bu da bizlerin
önünü açýyor” dedi.
Sayfa 16.qxp
03.10.2006
10:53
Seite 1
16
Ekim 2006
ARTfikir
Rüyalarýný resimleyen sanatçý
NAZÝFE CAN
[email protected]
Bir insan neden
politikayla ilgilenir?
Son günlerde sýkça sorulan bir soru var:
‘Bir insan neden politikayla ilgilenir?
Yani dünyada ilgilenilmesi gereken o kadar konu
varken… Her akþam sinema ve doðum günü partileri ya da televizyon önünde hafta sonu paparazisini
izlemek dururken, neden dünyayý kurtarmak hayalleriyle yola koyulmak ister, insan?
Bir çocuðumuz var, sabah çocuklarýmýz okula gittikten sonra kahveye gider ve dünyayý orada kurtarmaya çalýþýrýz. Fakat dünyayý kurtaralým derken,
bütün günümüzün geçtigi duman dolu kahvede kendimiz batmýþýzdýr. Ýdealimiz çocuðumuzun iyi eðitim
almasý deðil de, iyi bir tavlacý olmaksa oyumuzu da
zar gibi atmamýz çok doðaldýr.
Halbuki sabah evden çýktýðýmýzda idealimiz, toplumun daha saðlýklý düþünebilmesi için neler yapabiliriz olmalý. Toplum adýna oluþan bu ideallerden bahsederken yalnýzca Türk toplumundan bahsetmiyorum. Her toplumda « hasta yaklaþýmlar » vardýr. Bu
aile eðitiminden baþlar, komþu, okul ve çevrenin
etkisiyle devam eder.
Görev, içinde bulunduðumuz zamanýn bizden istediði þeydir. Ýçinde bulunduðumuz zamana karþý
borçlu olduðumuzu unutursak, elbetteki zar atmak
günün tek hedefi olacaktýr.
Bir insanýn politika yapabilmesi için idealleri olmalý. Bu ideali gerçekleþtirmek için illaki aktif politikacý
olmak gerekmez. Ýnsanýn sevdiði þehirde yaþayýp, o
þehrin en güzel kahvesini içerek gazetesinden
dünyayý takip etmek de olabilir.
Yeter ki sevdiðimiz þehirde olun ve yaþadýðýmýz
þehre katkýnýz olsun.
Manav açýp önünde oturmak sizin için önemli olabilir. Fakat manavdaki meyvelerin vitamin deðerini
çocuklarýnýza aktarmanýz gelecek adýna önemlidir.
Küçükken, haksýzlýklara tahammül edemediðim
zaman, deniz üzerinde yürüyerek uzaklaþmayý hayal
ederdim, þimdi ise haksýzlýklarýn üzerine giderek
onlarý yok etmenin zamanýdýr diye düþünüyorum.
Politika yapmak yanlýzca aday olmak deðil, ayný
zamanda içinde bulunduðun zamanýn hakkýný vermektir.
Serpil Aygün
Yaklaþýk üç yýldýr ara verdiði sergi çalýþmalarýna bu
yýl açtýðý sergisiyle tekrar
baþlayan ressam Nazife
Can ile sergisi, resmi,
meþguliyetleri, Türk toplumu, politika ve Belçika’yý
konuþtuk. 17 Yaþýndan
beri bizimle birlikte yaþayan, aslen Adanalý ve geldiði topraklarýn insaný gibi
sözünü sakýnmayan, sýcak
ama mesafeli bir sanatçý
Nazife Can...
17 yaþýndan beri Belçika’da
yaþayan sanatçý Liege Güzel
Sanatlar mezunu. Desen, gravür,
seramik dersleri almýþ. 10 yýl
sürmüþ bu çalýþmalar, bu arada
30’u aþkýn sergi açmýþ. Belçika’ya geldiði ilk yýllarýn yalnýzlýðý
ile sürekli kalabalýklarýn içine
atmýþ kendisini. Hepimizin yaþadýðý yalnýzlýðý, aileye, arkadaþlara özlemi kalabalýk mekanlarda,
partilerde, yoðun sergi çalýþmalarý ile gidermeye çalýþmýþ az da
olsa... “ Üç yýl ara verdim. Hiç
sergi yapmadým. Ýki-üç sergi
vardý iptal ettim. Görüþmeleri
kabul etmedim” diyor ressam
Nazife Can. Biraz uzaklaþmak
istemiþ kalabalýklardan, kendine
dönme
ihtiyacý
hissetmiþ,
kapanmýþ atölyesine ve çýkarmýþ
içindekileri... Bu sergi onun için
yeniden baþlamak gibi olmuþ.
“Arayýþlar bitmez, yaþam boyu
devam eder. Üç yýlýn sonunda
yeniden baþlamýþ gibi hissediyorum kendimi” diyen ressam
“çalýþmalarýmda hep kadýn ve
çocuk var. Eskiden daha çok
bedenin yüzün belli olduðu
resimler yapýyordum þimdi artýk
yüzleri, bedenleri kaybetmek
istiyorum. Çizgiler olsun istiyorum. Dün resimlerimde el, ayak
çizerken þimdi onlarsýz anlatýyorum” þeklinde sözlerine devam
ediyor. “Ýnsan zaten resmin içinde var. Çok belirgin olduðunda
sanki üzerine “bu bir insandýr”
yazýyorsunuz. Bunu yapmadan
insan resmin içinde görünsün
istiyorum.” Resimlerindeki çýplak kadýnlarla aslýnda insanýn,
kadýnýn kendi özünü ifade etmek
istiyor Nazife Can; “üzerimizdekileri ne kadar çýkarýrsak o kadar
kendimiz oluyoruz. Dýþ dünyanýn etkilerini atýnca kendimize
doðru yola alýyoruz”.
Çok çalýþýyor Nazife Can; sabahýn sekizinden ertesi sabah
dörde kadar resimle meþgul.
Ama yalnýzca atölyesinde deðil.
Anderlecht
Akademisi’nde
sanat dersleri veren Ressam Can,
ayný zamanda bir ruh hastalýklarý
hastanesinde de bir gruba ders
veriyor. “Sürekli resimle meþgul
olunca rüyalarýmda da resim
yapýyorum, rüyalarýmý da resimliyorum. Herhalde benim yerimde bu kadar zamanýný resme ayýran bir baþkasý da olsa aynýsý
olurdu.”
Öðrencilerine kalsik anlamda
dersler vermek yerine, insanlarýn
sanatla arasýndaki perdeyi aralamaya çalýþýyor. “Öðrencilerime
kullanabilecekleri þeyler yaptýrýyorum. Seramik çalýþýyorsak
kumbara yaptýrýyorum mesela.
Resim yaptýrýyorsam, öðrencinin
tiþörtünün üstüne yaptýrýyorum.
Ýnsanlara sanatýn kapýlarýný aralamaya çalýþýyorum ve bu fikirle
resim, seramik yaptýðýnda onu
tutabiliyor ve tutabildiðini anlýyor. “
Belçika’yý sevememiþ Nazife
Can; “ Bu ülkede insanlar uyuyor. Þimdi her tarafý seçim kampanyalarý sardý, afiþler vs. Þimdi
insanlar bu “ülkede vahþet var”
diyor. Bu ülkede vahþet yýllardýr
var, ilk defa olan olaylar deðil ki
bu þiddet, saldýrganlýk.. Ben altý
defa saldýrýya uðradým, boðazýma býçak dayanarak çantam alýndý. Yani insanlar þimdi bu seçim
zamanýnda vahþeti yeni farketmiþ gibi davranýyorlar. Ben
öðrencilerimle de bu konularý
tartýþýyorum, kimbilir ilerde
baþým aðrýyabilir bundan dolayý
ama açýk açýk söylüyorum ben
“ýrkçýlara oy vermeyin” diye.
Yalnýzca Belçikalýlar deðil Türkler
de çok duyarsýz. Sürekli bir Türkiye’yi tanýtma derdi var: sen
Türkiye’yi komþuna anlatýrken,
yola tükürüyorsan elbette olumsuz imajý yýkamazsýn. Ben Schaerbeek’te bir ilkokulda çalýþtým.
Çocuklarý kilisedeki vitraylarý
göstermeye
götüremedim.
“Günah” diye gitmek istemediler. E sen müzeden kaç, mimarlýktan kaç; büyüdüðünde bu
çocuk tabii ki okulu terkeder, suç
iþler vs.. Burda yaþayan Türkler
bir tencerenin içine konmuþ ve
iki delikten dýþarý bakýyorlar. Bir
insan kendi ailesiyle konuþmak
için üç dili birden kullanýyorsa,
çok yazýk.”
Sanatçýnýn Avrupalýsý, Amerikalýsý olmaz ama ben bir Türk
sanaçýsýyým. Fransa’da Türkiye’ye karþý ýrkçý konuþmalar
yapýldýðýnda sinirleniyorum ben
de. Hayatýmýzýn entellektüel
bölümü ne kadar farklýlaþmýþ
olsa da herhalde geçmiþimiz
yaptýklarýmýzda var.
Sayfa 17.qxp
03.10.2006
10:19
Seite 1
Ekim 2006
17
ARTfikir
100 BÝN
yürek höþgörü için tek ses oldu
I
rkçýlarýn kalesi konumundaki Anvers kentinde Will
Tura, Axelle Red ve dEUS
gibi sanatçýlarýn verdiði konserleri 40 bin kiþi izledi. Organizatör Tom Barman (dEUS grubundan) bu sayýnýn yarýsýný bekliyordu. Gent’te düzenlenen konsere
ise 25 bin müziksever katýldý.
Brüksel’deki etkinlikte ise
uluslararasý ünlü yorumcu Helmut Lotti sahneye çýktý. Yaklaþýk 25 bin kiþi Salvatore Adamo,
Plastic Bertrand ve Laura Lynn
arasýnda bulunduðu sanatçýlarý
izleme olanaðý buldu.
Charleroi’daki konserlere ise 5
bin kiþi katýldý.
HOÞGÖRÜ FESTÝVALÝ
Konserlerde çok farklý müzik
anlayýþlarýndan her zevke hitabeden çok sayýda müzisyen yer
aldý. Daha fazla hoþgörü ve ýrkçýlýða karþý konserler düzenleme
giriþimini Tom Barman ve mü-
zisyenler Arno ve Sioen’dan
geldi. 140’dan fazla sanatçý
ücret almadan sahneye çýktý.
Organizatörlerden Tom Barman konserlere gösterilen ilgiden oldukça memnun: “Ýçinde
yaþadýðýmýz toplum basit deðil,
birbirimizle
iyi
geçinmek
zorundayýz. Þarkýlarýmýzla her
türlü olumsuzluklarý tersine
çevirmeye çalýþýyoruz.
0110
Irkçý Vlaams Belang partisi
Anvers’te dünyanýn ilk hayal maratonu:
elçika'da 8 Ekim'de
yapýlacak olan yerel
seçimler öncesi kent
sakinlerinin kentini sahiplenmesi, yaþama katýlmasýný teþvik
etmek amacýyla Belçika'nýn ikinci
büyük þehri olan Anvers'te
yaþayanlar kentle ilgili düþlerini
“Kenti düþle” adý altýndaki etkinlik kapsamýnda kaleme alýyorlar.
Binfikir’in de desteklediði
“Droom de stad” (Kenti düþle,
hayal et!) tiyatrocularýn aðýrlýklý
olduðu ve sosyal kurumlarýn da
içinde bulunduðu “yurttaþlarýn
kent yaþamý ve politikada etkin
olarak yer almasýný isteyen” bir
grup tarafýndan baþlatýlmýþ bir
giriþim. Tiyatro gruplarýndan
sendikalara, vakýflardan dini
kuruluþlara, gazetelerden kültür
merkezlerine farklý kuruluþlar
destekliyor bu giriþimi. Kültür
projesi olarak gerçekleþtirilen bu
etkinlik aslýnda bir “halka danýþma, görüþünü alma eylemi”
Anverslilerin Anvers'le ilgili olarak neler hayal ettiklerini ve kenti
2017'de kendileri ve baþkalarý
için nasýl gördüklerini derlemeye
çalýþýyor. Hayal, bir kelime de
olabiliyor sayfalarca bir karalama
ya da resim, her þey geçerli.
Etkinlik kapsamýnda Anvers'teki
eski adliye binasý geçici bir
postaneye çevrildi. Burada ha-
B
Laura Lynn, Helmut Lotti ve
Clouseau’nun bu konserlere
katýlmamasý çaðrýsýnda bulunmuþtu. Konserde sahneye çýkan
tüm sanatçýlar bu etkinliðin bir
“Hoþgörü Festivali” haline getirilmesi yönünde görüþ bildirdiler. Bunu vurgulamak amacýyla
birçok sanatçý birlite sahneye
çýktý.
Ayrýntýlý bilgi :
http://www.0110.be
YAZARLAR VE
SANATÇILARDAN DA
DESTEK
Diðer taraftan Anvers’te 40
yazar bir araya gelerek edebiyat
dünyasýndan kamuoyuna hoþgörü mesajý ilettiler. Monty
Kültür Merkezi’ndeki etkinliðe
800-1200 kiþi katýldý.
Luc Tuymans ve Wim Delvoye
gibi ünlülerin de arasýnda bulunduðu 20 çaðdaþ sanatçýnýn ayný
amaçla açtýðý "Mute" sergisi 8
Ekim’e kadar gezilebilecek.
“Kenti düþle”
yaller toplanýyor. Hayalleri epostayla, postayla ya da elden
ulaþtýrabiliyor katýlýmcýlar. 6
Ekim'de saat 08.00'de ünlü ve
sýradan Anversliler eski adliye
binasýnda gönderilen binlerce
hayalleri okumaya baþlayacaklar.
Hayaller hoparlörlerle tüm kentte dinlenebilecek. Okunan hayaller adliye binasýnýn tavanýna asýlacak. Radyo, televizyon ve
gazeteler bu maraton happening'ini izleyecek. 8 Ekim saat
08.00'de hayal okuma etkinliði
ve hayal postanesi sona erecek.
Organizatörler, hayalleri etkinlik
sonrasý da saklama sözü veriyorlar. Bu hayalleri ara sýra politikacýlara anýmsatmak için. Etkinliðin
baþladýðý 1 Temmuz'dan bu yana
7'den 70'e tüm Anverslilerin
web sitesi, e-mail ve posta ile
gönderdiði 2000'den fazla hayalden
1000’i
aþkýný
www.droomdestad.be sitesindeki “hayal defteri” nden okunabiliyor.
Hayaller arasýnda “insanlarýn
birbirine daha hoþgörülü davrandýðý, ýrkçýlýðýn olmadýðý, daha
çok yeþil alanýn bulunduðu, daha
temiz, daha sosyal, bisikletlilere
ve yayalara daha uygun yollarýn
yapýldýðý, iþsizlik sorununun
çözüldüðü” bir kent isteði ön
plana çýkýyor. Irkçý partinin birin-
ci konumda bulunduðu bu kentte “Göçmensiz bir Flaman bölgesi” hayal edenlere de rastlanýyor
doðal olarak. 12 yaþýndaki Hatice ise “Pakistan'a dönmeyi”
düþlüyor. “Bir gülücük ver, bir
gülücük geri al, bu kadar basit” ,
“Bir dostça gülüþ veya baþla
selamlama çok þey ifade ediyor”,
“Fýrýna adým atan herkes bir iyi
günler dese” gibi hayaller insanýn içini burkuyor. Sadece yakýnýnda yaþadýðý cadde ile ilgili
ayrýntýlý hayal kuranlar da var.
Caddenin trafiðe kapatýlýp daha
sakin hale gelmesini, bu caddede bisikletliler için özel önlemler
alýnmasýný, yayalarýn rahatça
yürüyebilmesini, hoþ dükkânlarýn
bulunmasýný ve caddesinin temiz
ve dostça bir cadde olmasýný
istiyor örneðin Frieda . Evinin
arkasýndaki büyük eski binanýn
kültür merkezi yapýlmasýný hayal
edip, burada ne tür etkinlikler
yapýlmasý gerektiðini uzun uzun
listeleyene
de
rastlanýyor.
Anvers'in “Çocuk ve aile dostu
bir kent olmasýný” düþleyen
anne, “Güneþli ve gülen yüzlerin
olduðu bir Anvers” hayal eden
25 yaþýndaki Sofie dikkat çekiyor. “Diðer insanlara dostça davrananlara vergi indirimi” de
ilginç hayallerden.
[email protected]
Yaþamýn yükündür
nsanýn giderek tutulduðu tüketim histerisi hastalýðý
sonucunda kiþisel, kutsal, kültürel veya sosyal gibi
bütün deðerlerini kaybederek yalnýzca tüketiciye indirgenmiþ bir insan, zavallý bir insan görünümüne düþülüyor.
Ýnsanýn insan olduðunun en önemli göstergesi düþünme
özgürlüðü ve söylem gücüdür. Çaðlar öncesi bunu fark
eden bazý uyanýklarýn insan düþüncesini ele geçirmeye
çalýþmalarýnýn sebebi burada açýkca bellidir. Çünkü, beynini ele geçirmeden insanlarý yönetmek olanaklý deðildir.
Geçmiþi bir kenara býrakýp günümüze gelirsek, insanoðlu epeyce yol aldý diyebiliriz. Ama yanýlýyoruz. Ýnsanlarýn
daha büyüye, sihire, fala, týbbi medyumlara o çaðlardan
daha çok ve sýký inandýðýný görmekte hiç te zorlanýlmýyor.
Artýk, geçmiþte yaþanan bu aczi haller tarihe karýþtý derken
bazý uyanýklar insanýn bir baþka
zayýf yönünü keþfettiler. ÝnsaÝnsanýn giderek
nýn mal mülk edinme zayýflýðý
olduðunu ve buna baðlý olarak
tutulduðu tüketa yeni bir büyü icat ettiler
tim histerisi
“American Dreams”. Evet,
hastalýðý sonuAmerikan yaþam ve tüketim
tarzýna istek her birimizde tutcunda kiþisel,
kuya dönüþtü, giderek hayrankutsal, kültürel
lýða dönüþüyor. Ýþin daha
veya sosyal gibi kötüsü var. Aðrýyan yerimize
bütün deðerleri- deðen dostlarýmýzýn görüþleri
ýþýðýnda bir kez daha geriye
ni kaybederek
dönüp dünya ve insan yakýn
yanlýzca tüketitarihine bakma gereksinmesi,
bizi her zaman liberal ve tükeciye indirgentim toplumu virüsünün kaymiþ bir insan,
naklarýna götürüyor. Sanýyozavallý bir insan rum ki, varolmuþ eski büyülerden daha güçlü, daha etkili
görünümüne
olan ve onlardan da güçlü bir
düþülüyor.
güdüydü bu keþfedilen þey;
Tüketim güdüsü.
Günümüz insanýnýn, özelliklede de tehlike içinde olan gençliðimizin, bu konumda ne
denli þarhoþ ve kuþatma altýnda olduðunu bu devasa tüketim pazarlarýnda bilinmektedir. Bu tür güdüyü kýþkýrtmak
için talep veya isteðe bile gerek yoktur, arz etmek yeterlidir. Çünkü insanýn tüketiciliði yeterli bir dinamiktir. Onun
giderek tutulduðu tüketim histerisi hastalýðý sonucunda
kiþisel, kutsal, kültürel veya sosyal gibi bütün deðerlerini
kaybederek yalnýzca tüketiciye indirgenmiþ bir insan,
zavallý bir insan görünümüne düþülüyor.
Tüketim ve liberal ekonomi bilgisi sürekli olarak kaynaklarýn kýtlýðýný öngörüyor. Ve aslýnda dün olduðu gibi bugün
de, ekonomi, hâlâ, kýtlýðýn paylaþýmý organizasyonu
olmaktan kurtulamýyor. Tüketim güdüsü, maddi zenginlik
talep ister. Sürekli olarak onu istemeniz gerekiyor. Ýstemiyorsanýz veya istemenin gerekenlerini, þartlarýný yerine
getirmiyorsanýz liberal uygarlýk alanýnýn dýþýnda kalýyorsunuz.
Bence, insanýn özgür düþünme yeteneðine güvenmekten baþka bir çözüm yoktur. Zoraki liberal ekonomi ve
tüketim hastalarýna bir sözüm var. Evet insan güzel bir
yaratýktýr, icabýnda öldürebilir de. Ama tek bir kusuru vardýr, düþünebilir. Onun için de sizlerin saflarýnda yer almaz.
Yaþam, doðumunda sana verilmiþ bir yüktür.Onu, insani deðerleri olmayan hiçbir kimseyle, hiçbir toplumla paylaþmamaya gayret göster.
Ý
Sayfa 18.qxp
03.10.2006
10:20
Seite 1
Ekim 2006
18
Hayt Huyt
Park
Haydar
Abi
“Delikanlý adamýn köþesi...
Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!”
Partinizi seçin, listedeki
tüm Türk adaylarý tek geçin
Hangi partiye oy verirseniz verin, o partideki tüm Türkleri tercih
edin. Oylarý bölmemenin birlik-beraberlik olmanýn formülü bu.
Binfikir gazetesinin Eylül sayýsýnda bir yazý yazdým, yer yerinden
oynadý. Neymiþ efendim Haydar Abi taraf tutuyormuþ. Ýstersem
tutarým. Kýzdýrmayýn þimdi beni. Yine kafamýn tasýný attýrmayýn.
Yani maðdur edilen bir kýzýmýza sahip çýkýp delikanlýlýk görevini
yapmak ne zamandan beri taraf tutmak olmuþ? Leyla Ertorun kýzýmýza yapýlan haksýzlýða seyirci mi kalsaydým yani? Bu delikanlýlýða
sýðar mý? Biz Anadolu çocuðuyuz, böyle Bizans entrikalarýna göz
yumamayýz birader!
Baþtan beri Sait Köse’yi desteklerken bir Allahýn kulu da gelip,
Haydar Abi ne yapýyorsun, düpedüz taraf tutuyorsun demedi.
Demeleri de gerekmez zaten. Ben Haydar Abiyim, taraf da tutarým kafa da. Yeri gelirse kafa bile atarým.
Ben Binfikir Gazetesi’ne baþtan beri muhalefet yapmýþ biriyim.
Bu entel-dantel takýmýyla pek uyuþamayýz. Zaten benim yazýlarýmýn çok okunmasýný ve tartýþma yaratmasýný hepsi kýskanýr. Yani
çekemezler beni. Ama þimdi bizim çocuklarýn söylediðine göre
piyasada Binfikir’i asýl yöneten Haydar Abi, dolayýsýyla da o hangi
partiyi destekliyorsa Binfikir de onu destekler diye konuþuluyormuþ. Keþke öyle olsaydý da benim sözümü dinleselerdi. Vereceðimiz politik destek karþýlýðý alacaðým imkanlarla gazeteye reklam
almalarý bile gerekmezdi. Çok istiyorlarsa 5 sayfa Haydar Abi
fotosu basabilirlerdi yani. Ýlan babýndan anlayacaðýnýz. Bunlar hala
tarafsýzlýktan falan bahsediyorlar.
Neyse, gelelim þimdi sadede. Bazý adaylar kapý kapý, listede
sadece bana oy verin, öbür Türk adaylarýna oy vermeyin diye
dolaþýyormuþ. A benim akýlsýz kýzým, hem sana oy versinler hem
öbür Türklere. Ýkiniz de kazanýn, fena mý? Emir, Sait, Halis ve
Emin ile teker teker görüþtüm. Hepsi de ‘Haydar Abi, listede birden çok adaya oy verebilirsin’ dediler. Yani 1000 oy senin var,
1000 oy da benim. Bu seçmenler listede ikimizi birden desteklerse senin de benim de oyum 2000 oluyor. Bak kýzým ortalýkta
sadece bana oy verin diye dolaþma. Biraz matematik bilgin varsa,
seni destekleyeceklerin listedeki diðer Türk adaylara da oy vermesi, onlarýn taraftarlarýnýn da sana tercihli oy kullanmasý partindeki tüm Türk adaylarýn þansýný arttýrýr. Bak hala anlamadýn.
Bir örnek vereyim istersen; ABC partisinde 3 Türk aday var.
Sýralarý 15, 19 ve 27. 15. sýradaki adayýn 1500 destekçisi, 19.
sýradaki adayýn 400 taraftarý ve 27nci sýradaki adayýn 2000 oyvereni var. Eðer herkes sadece yakýnýna oy verirse en çok oyu alan
Türk adayý 2000 oy almýþ olcak. Ama ben sizden partinizin listesindeki tüm Türk adaylarý desteklemenizi istiyorum. Böyle yapar
da her adayýn destekçileri diðer adaylara da tercihli oy verirse,
listedeki 3 Türk adayýmýz da 3900 oy alarak seçilir.
2000+1500+400=3900. Hesap bu kadar basit. Hesabý kitabý iyi
yapýn. Bu seçim, ýrkçýlarla hesaplaþma seçimi. Bunu da unutmayýn. Haa bir de partinizin listesinin baþýndaki adaya, yani liste
baþýna da oy verin ki Belediye Baþkaný seçilme þansý artsýn.
Slogan basit: Partinizi seçin, listedeki tüm Türk adaylarý tek
geçin! Hangi partiye oy verirseniz verin, o partideki tüm Türkleri
tercih edin.
Birlik-beraberlik olmanýn formülü bu. Bu kadar basit...
Sayfa 19.qxp
03.10.2006
10:23
Seite 1
Ekim 2006
19
Sadece kendimize deðil,
ekibimize oy istiyoruz
Schaerbeek’ten Ecolo
adaylarý Süleyman
Özdemir(14. sýra) ve
Nurinnisa Balcý (17.
sýra) Binfikir bürosunu
ziyaret ederek çalýþmalarý hakkýnda bilgi verdiler, deðiþik konularda
görüþlerini açýkladýlar.
ADAY SAYISI FAZLA
DEÐÝL
Schaerbeek’te 62 bin seçmen
var, bunu 8-10 bini Türk. 19 Türk
adayýn olmasý gayet normal.
Saint- Josse’da ise nüfusun neredeyse % 25’i Türk. Oradaki aday
sayýsý da fazla deðil, normal yani.
Ancak normal olmayan Türk ve
diðer yabancý kökenli adaylarýn
bu kadar ön plana çýkmasý neredeyse teþhirciliðe varacak bir
boyutta abartýlý bir þekilde afiþ
asmalarý...
SÜLEYMAN ÖZDEMÝR:
Benim hayatým siyaset. Ben
idealist bir insaným. Dünya’nýn
deðiþimine de inanýyorum. Grupla, ekiple, arkadaþlarýmla birlik-
beeklilerin hepsinden oy
bekliyoruz. Belçikalý, Faslý,
Türk hepsinden. Tüm yurttaþlarýmýzdan sandýk baþýna
gidip oylarýný kullanmalarýný
istiyoruz. Bize oy vermeseler
bile ýrkçý parti dýþýnda demokratik bir parti seçsinler.
te bir takým þeyleri deðiþtirebileceðimize de inanýyorum. Kendi
dünyamýza uygun bir parti
ECOLO. Ýlk yurttaþlýk ve seçme
seçilme hakkýný savunan siyasi
oluþum. Ýlk yabancý adaylarý listesine alan partilerden. Partimiz
yerel seçimlerde 214 konuda ne
yapacaðýný açýkladý. Ýnsana ait
çok þey var. Eðitim, kültür, konut
ve güvenlik sorunu. Hepsi içinde. Kültür adamýyým, tutkularým
müzik, sinema, edebiyat. Ýnsanýn
eðitilmesi. Halkevlerinin yaygýnlaþtýrýlmasý kahveler yerine buralara gidilip, okunmasý konusunda
çaba harcayacaðým. Diyalogsuz,
birbirimizden kopuk bir halde
yaþýyoruz. Kültürel etkinlikler
aracýlýðýyla insanlar birbirlerine
yaklaþtýrýlabilir.
Biz herkesin adayýyýz. Schaer-
NURÝNNÝSA BALCI:
Sivil Toplum Örgütlerinde
Saint- Josse’da Kadýnýn Sesi Derneðinde çalýþtým. MRAX’da
yönetici olarak hizmet ettim.
Dolayýsýyla da siyasetle ilgilendim. ECOLO’yu çok eskiden beri
tanýyorum. Üniversite yýllarýnda
iyi bir arkadaþýmýn baldýzý ECOLO’da milletvekiliydi. Politikayý
onlardan öðrendim Ama sosyalistlerden de arkadaþlarým var.
ECOLO daha yeni, etik yaklaþýmlarý var. Milletvekili olup, ayný
zamanda Belediye Baþkanlýðýný
yürütemiyorsun. Partide farklý bir
politika yaklaþýmý var. Daha dinamik ve küçük. ECOLO’nun 3000
üyesi var. Yeni bir parti. 25 yýllýk
bir geçmiþi var. 711 görevlisinin
hiçbiri hakkýnda her hangi bir
soruþturma açýlmadý. Temiz bir
geçmiþi var partinin.
‘Boþ konuþmuyor, somut iþlere imza atýyorum’
PS
(Frankofon Sosyalist
Parti) Schaerbeek
listesinde en üst sýrada yer
alan Türk 8. sýradaki Emin
Özkara Binfikir Bürosunu
ziyaret ederek yerel yönetimlerle ve siyasetle ilgili
açýklamalarda bulundu. Binfikir sayfalarýnda mizahi bir
bakýþ açýsýyla sunulan, ilginç
foto-çizgi-romanlarda
oynayan Özkara, siyasetçilerin, eleþtiriye, mizaha ve
mizahçýlara hoþgörülü yaklaþmasýndan yana.
PS YILLARDIR TÜRKLERÝN VE
DÝÐER YABANCI
KÖKENLÝLERÝN
YANINDA
2000 yýlýnda Belediye Baþkanýnýn listesinden 11. sýrada adaydým.
Deneyimsiz olmama raðmen listede en çok oy alan 5. kiþi ben
oldum ve baðýmsýz olarak seçildim. 2002 yýlýnda PS’e geçtim.
Çünkü Türk toplumuna ve yabancýlara yýllardýr en yakýn bulunan PS
güçlü bir alternatif olarak karþýma
çýktý. Bugün bu noktaya gelip, milletvekili olabiliyorsak, bunun
Adaylýk ciddi bir iþ, sadece seçim
sýrasýnda deðil, sürekli bu toplumun içinde olup sorunlarýný dinlemek, çözümlerine yardýmcý olmak
gerekiyor. Geçen seçimlerde gördüðümüz gibi, aday gelip oylarý
bölüyor, seçilemeyince bir daha
ortalýkta görülmüyor. O yüzden
seçilme þansý olanlarý engellemekten ziyade, güçlü adaylarý tercih
etmekte yarar var. Eðitimli, belediyede çalýþmýþ ve yerel yönetimleri bilen adaylara aðýrlýk verilmeli.
çoðunu PS gibi sosyalist düþüncedeki partilere borçluyuz.
BAÞARILI OLDUÐUM ÝÇÝN
BANA SALDIRIYORLAR
Benim Belediye Meclisi’nde
yaptýðým konuþmalar kayýtlarda.
Bunun yanýnda seçmenimin
sorunlarýyla yakýndan ilgileniyorum. Sadece seçim süresince
deðil, 6 yýl boyunca her zaman
seçmenimin yanýndayým. Meyve
veren aðacý taþlarlar. 2000 yýlýnda
kimse üzerime gelmiyordu. Þimdi
bana saldýrýyorlar.
OY VERÝRKEN ÝYÝ DÜÞÜNÜN
Önüne gelen aday oluyor.
ELEÞTÝRÝ SÝYASETÇÝYÝ
GELÝÞTÝRÝR
Biz siyasetçilerin, eleþtiriye,
mizaha ve mizahçýlara hoþgörülü
yaklaþmasýndan yanayým. Eleþtiriler bizi daha iyi olma konusunda
geliþtirir. Ancak bu eleþtiriler yapýcý olmalý, kiþisel saldýrý ve hakaret
boyutlarýna ulaþmamalý.
ÝÞTE ÖNERÝLERÝM
8 Ekim 2006 yerel seçimleri
Schaerbeekliler için çok önemli.
Esnaflarýmýz vergiden ve diðer
sorunlardan yakýnýyor, çocuklarýmýzý okullara yazmýyorlar gizli
ayrýmcýlýk yapýyorlar.
Schaerbeek’teki iþlere Schaerbeeklilerin
alýnmasýndan yanayým.
[email protected]
Benim de
hayellerim var
ünyanýn ilk hayal maratonu düzenleniyor
Anvers’te. Bu konudaki haberi Binfikir sayfalarýnda okuyacaksýnýz.
John Lennon efsaneleþmiþ þarkýsý “Imagine”de
“hayal et cennetin olmadýðýný/denersen kolaydýr
/cehennem yok altýmýzda/üstümüzde ise/sadece
gökyüzü/tüm insanlarýn/bugün için yaþadýðýný/ hayal
et/hayal et ülkelerin olmadýðýný/o kadar zor deðil
bu/uðruna öldürecek ya da/ölecek bir þey yok/ve din
de yok tabii/tüm insanlarýn/barýþ içinde yaþadýðýný/
hayal et/hayalci diyebilirsin bana/oysa yalnýz deðilim
ben/umarým bir gün sen de/katýlýrsýn bize/ve bir bütün
olur dünya/hayal et malýn mülkün/olmadýðýný/ merak
ediyorum/yapabilir misin/ne açlýk var ne açgözlülük/insanlarýn hepsi kardeþ/tüm insanlarýn/tüm
dünyayý paylaþtýðýný'' diyor.
Benim de insanlýkla ilgili benzeri düþlerim var. (Hayalci diyorlar bana, desinler deðiþemem!) Belçikalý
Türkler ile ilgili hayallerimden seçimlerle ilgili olan bir
kaçýný sizlerle paylaþmak istiyorum. Bakýn 2012 yýlýndaki yerel seçimler öncesi kim ne diyor;
D
Kendisine adaylýk teklif edilen Türk:
- “Ben aday olmak istemiyorum, diðer partideki
Türk aday daha güçlü, oylarý bölmek istemiyorum”
- Teklifinizi kabul edemem, benim görüþüm sizin
partinize uymuyor.
- Hayýr demek zorundayým, daha genç ve eðitimli
Türkler var onlarý aday yapýn
Bir aday diðer bir adaya:
- Fikir benimdi ama sen gerçekleþtirdin kutlarým.
Önemli olan bu düþüncenin hayata geçirilmesiydi
benim için
- Abla valla sana haksýzlýk yapýldý, bu partide partinin çizgisine uyan tek kiþi sensin. Biz arkadaþlarla
görüþtük, sana yapýlan haksýzlýðý protesto için adaylýktan çekilmeye karar verdik.
- Ha ben seçilmiþim ha sen, yeterki birimiz partisinde güçlü olabilsin.
Siyasi parti yetkilileri adaylýk baþvurusu yapan
Türk’e:
- Bizim için getireceðiniz oy potansiyeli deðil, siyasi görüþünüz daha önemli, maalesef sizi adaylýða
kabul edemiyoruz. Partimize gösterdiðiniz ilgi için
teþekkür ederiz, kendinize daha uygun bir parti bulun.
- Ýsterseniz önce partimize üye olun, çalýþma gruplarýnda faaliyet yapýn. Adaylýðýnýzý sonra deðerlendiririz.
Yerel yayýn organlarý ve gazeteciler:
-Hiçbir adayý desteklemiyoruz. Bizim için önemli
olan halkýn en iyi þekilde bilgilendirilmesi. Parayý
veren düdüðü çalamaz. Zaten hiçbir adayýn da reklamýný almýyoruz.
Seçmenden adaylara:
-Genç ve birikimli çocuklara da bir þans verelim, bir
de onlarý deneyelim.
-Kiþisel hiçbir beklentim yok. Önemli olan bizi en iyi
þekilde temsil edebilecek adaylarýn seçilmesi
-Hemþehrimdir, tanýdýðýmdýr diye oy vermem ben.
Kiþiye bakarým arkadaþ.
Sayfa 20.qxp
03.10.2006
10:31
Seite 1
20
Ekim 2006
Sivil Toplum
‘Kültürel bir deðiþim
yaþanmalý’
[email protected]
Ece Ayaydýn
Oruç nedir?
üm Müslümanlarýn Ramazan ayý Mübarek olsun. Bu
ayýn evlerinize bereket, sabýr ve hayýrlar getirmesini,
tüm dünyada da barýþa vesile olmasýný dilerim.
Oruç nedir?
Bakara Suresi(183)’nde þöyle buyurulur: “Ey iman
edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kýlýndýðý gibi size de
farz kýlýndý. Umulur ki korunursunuz”
Oruç Ýslâm'ýn beþ temelinden biridir ve Ramazan ayýnda bir ay oruç tutulur.
Oruç; niyet ederek imsak
vaktinin baþlamasýndan itibaren güneþ batýncaya kadar
Ýslam, orucun
yememek, içmemek ve cinsel
yalnýz þekli ile
iliþkiden uzak durmak suretiyyetinmeyip,
le yerine getirilen bir ibadettir.
onun manevi
Ýslam, orucun yalnýz þekli ile
yetinmeyip, onun manevi
hakikatine de
hakikatine de gereken önemi
gereken önemi
vermiþtir. Orucun gayesi, ruhi
vermiþtir. oruve ahlaki kaidelerini bozan her
cun gayesi, ruhi
türlü davranýþlardan kaçýnarak
ve ahlaki kaidesabýr, þükür ve nefis terbiyesiyle takvaya ulaþmaktýr
lerini bozan her
DÝÐER DÝNLERDE ORUÇ
türlü davranýHýristiyanlýk'ta da oruç farzþlardan kaçýnadýr. Hristiyanlýk'ta oruç ve perrak sabýr, þükür
hiz ayný anlamda kullanýlýr.
Orucun
amacý,
iþlenmiþ
ve nefis terbiyegünahlarýn cezasýný bu dünyasiyle takvaya
dan çekmeye baþlamaktýr. Hriulaþmaktýr.
stiyanlýkta iki çeþit oruç bulunur. Okaristi orucu yani þükran
orucu ve ekleziyastik oruç yani kilise orucu. Bu iki çeþit
orucu Katolikler tutar, Protestanlar tutmaz.
Hristiyanlýkta Hz. Ýsa'nýn öldükten sonra dirildiði ve
göðe çýkarýldýðýna inanýlan Paskalya öncesinde iki gün
oruç tutmak dindar Hrýstiyanlar arasýnda yaygýn bir uygulamadýr.
Yahudiler
Tevrat'ta bazý günlerde oruç tutulmasý emredilmektedir.
Yahudilikte oruç nefsi terbiye etme ve bazen de acý çekme
aracý sayýlýrken, bazen de Allah'a yaklaþma aracý olarak
kabul edilmektedir.
Budizm'de oruç: Güneydoðu Asya dinlerinden Budizm
oruca en fazla önem veren dinlerdendir. Budizm'in kurucusu Buda'ya göre, ne dünyaya baðlanmak ne de dünyadan vezgeçmez gerekir. Bu amaca ulaþmak için koyduðu
kurallarýn birincisi ise, her iki ayda bir oruç tutmak ve bu
süre zarfýnda toplum içinde tüm günahlarýný itiraf etmektir.
Hinduizm'de nefsi terbiye için yýlýn belirli aylarýnda ve
günlerinde oruç tutulur. Ýbadet amacýyla dualarýn okunduðu günlerde oruç tutulmasý gerekir. Hinduizm'de oruç
genellikle belirli bazý besinleri yememe, yani bir çeþit perhiz þeklindedir.
Doðu kültürlerinin dinlerinden Taoizm'de oruç, daha
geniþ bir anlamda ele alýnmýþtýr. Burada oruç, saðlýðý koruma ve böylece yaþlanmayý geciktirme özelliðiyle ön plana
çýkar. Çinliler ayrýca, büyük bayram günleri ile kötülüklerin
arttýðý dönemlerde de, kendilerini korumak için oruç
tutarlar.
Ramazan ayýnda Müslümanlar arasýnda hoþgörü ve birlik dileyerek Allah tutuðunuz oruçlarý kabul edip hayýrlýsýyla Ramazan bayramýna kavuþtursun
Ramazan ayýnda fitrelerinizi vermeyi unutmayýnýz.
T
2003 yýlýnda Ali Baðseven Baþkanlýðýnda kurulan Belçika Türk
Kültür ve Sanat Vakfý dört senedir
çalýþmalarýný Belçika`da yaþayan
Türkler için kültürel ve sanatsal
faaliyetleri getirerek ve destek
olarak devam ettiriyor. Derneðin
kuruluþunda daha farklý planlarýnýn da olduðunu belirten Baðseven “Aslýnda kültür ve sanat
etkinliklerini getirmenin yaný sýra
burada yaþayan Türkler için sanat
dersleri vermek gibi farklý etkinlikleri de organize etmekti fakat
ne belediyeden ne de Türk halkýndan gereken desteði ve ilgiyi
göremediðimiz için bunlarý gerçekleþtiremedik. Aslýnda bunlarý
gerçekleþtirmek ve daha çok
organizasyona ev sahipliði yapabilmek için en büyük ihtiyacýmýz
bir salona sahip olmaktý fakat ne
büyük iþ adamlarýndan ne de
Büyükelçilikten bir maddi destek
görmedik'' diye ekledi. En son
dokuz Türk filminin gösterimini
yapan Türk Kültür ve Sanat Vakfýnýn geçen etkinliklerinin bir kýsmý;
Cem Yýlmaz, Yýlmaz Erdoðan ve
Demet Akbað Tiyatrosu, Ferhan
Þensoy, Kubat, Ata Demirer.
Getirilen bazý Türk filmlerinden, O
þimdi asker, Rus gelin, Babam ve
Oðlum, Hacivat Karagöz, Kurtlar
Vadisi gibi bazý filmlerin de Belçika'daki diðer sinamalarda Fransýzca ve Flamanca altyazýlý olarak
gösterime girmesine katký saðlayan Baðseven Ýstanbul Hatýrasý
ve Duvara Karþý filmlerinin de
galalarýnýn
organizasyonlarýný
yapmýþ. Yeni sezonda da Sýnav,
Dondurmam Gaymak, Son
Osmanlý-Yandým Ali, Dünyayý
Kurtaran Adamýn Oðlu gibi filmler gösterime girecek. Türkiye'den gelen ve burada yaþayan sanatçýlarýn sergi açmalarýna
da destek veren vakýf sergi salonu bulma ve duyurularýný yaparak
da sanatçýlarý desteklemeye çalýþýyor. Þu an üçyüz kadar üyesi
bulunan vakýf bir federasyona
baðlý deðil. Üyelerine çeþitli indirim imkânlarý saðlamaya çalýþan
Baðseven www.kultursanat.be
adresinden çok basit bir þekilde
üye olunup etkinlik haberlerine
ve indirimlere ulaþýlabileceðini
belirtti. Schaerbeek Kültür Merkezi, Bozaar'daki Türkiye sergisinde
program danýþmanlýðý gibi Belçikalý dernek ve kuruluþlardan
gelen teklifler doðrultusunda
çalýþmalara katýlýrken bu tip tekliflerin Türk derneklerinden gelmemesinden üzüntü duyduklarýný
Ali Baðseven
söylüyor. Kasým ayýnýn 23’ünde
baþlayacak olan Akdeniz Film
Festivali’nde bazý Türk filmlerinin
gösterimini saðlayacaklar.
Bilet fiyatlarýnýn yüksekliði
taleple ilgili
Bazý bilet fiyatlarýnýn yüksekliðinden yakýnýlmasýnýn esas nedeninin Türklerin neredeyse hepsinin evinde Türk televizyonlarýný
izleyebilme olanaðýna baðlayan
Ali Baðseven ‘insanlar çok televizyon seyrettiklerinden küçük ve
orta dereceli kültür faaliyetlerine
katýlmayý tercih etmiyorlar, bu tip
organizasyonlarda genelde talep
azlýðý nedeniyle sýkýntýya düþüyoruz. Bu nedenle daha büyük bütçeli organizasyonlar yapmaya
itiyor bizi toplum ama tabi ki bu
gelen sanatçýlarýnda maddi
beklentileri yüksek oluyor, bu da
doðal olarak bilet fiyatlarýna yansýyor. Burada en tanýnmýþ sanatçýlarýn organizasyonlarý için bile en
fazla bin kiþi toplayabiliyoruz.
Avrupa’da yaþayan diðer Türkler
bu tip sosyal aktiviteleri daha
fazla takip ediyor bu yüzden de
daha çok ve daha ucuza seyretme þanslarý oluyor. Orta ve küçük
organizasyonlara da en fazla ikiyüz-üçyüz kiþi katýlýyor. O kadar
kiþiyle de ne salon masrafýnýn ne
sanatçýnýn masrafýnýn altýndan
kalkabiliyoruz. Bu iþleri sponsor
yardýmý olmadan yaptýðýmýz için
de fiyatlar yükseliyor.’’ Olanaklar
çerçevesinde etkinliklere devam
etmeyi hedeflediðini fakat kültürel bir deðiþimin yaþanmasýnýn en
büyük ihtiyaç olduðunu belirterek
ekliyor Baþkan Baðseven ‘Bir toplumun baþka bir topluma kendini
kabul ettirebilmesi için ilk olarak
kültürünü ve dilini tanýtýp, sevdirip, kabul ettirmesi lazým. Bu da
böyle kiþisel hareketlerle deðil
kurumsal bir hale getirilerek yapýlabilir. Bence en kýsa zamanda
Türk Hükümeti’nin veya güçlü þirketlerin katkýlarýyla bir Türk Kültür
Merkezi’nin açýlmasý gerekiyor.
Türk gençlerine kültürlerini öðretmek ve Türk sanatlarýný öðreterek
kendi sanatýmýzý sevdirmemiz
gerekiyor. Ancak bu þekilde
bizim sanatýmýzýnda Belçikalý toplum tarafýndan saygý duyulan ve
deðer gören bir hale getirebiliriz.
Buraya iþ gücü olarak gelmiþiz ve
ne yazýkki halen o þekilde görülüyoruz. Bunu deðiþtirmek
zorundayýz’ dedi.
Son olarak
‘Nesillerdir burada yaþayan bir
toplum olarak kültürümüzü,
sanatýmýzý tanýtmalý ve artýk bunlarla anýlmalýyýz’ diyen Baðseven
Türk toplumunun da katkýlarýyla
kendimize ait bir salona sahip
olmayý diliyoruz dedi.
Sayfa 21.qxp
03.10.2006
11:10
Seite 1
Ekim 2006
21
GÜNDEM
Ramazan çadýrlarý ve iftar
Serpil Aygün
amazan ayýnýn baþlamasýyla
birlikte Belçika’nýn farklý kentlerinde kurulan Ramazan çadýrlarý
ve iftar yemekleri Türk ve Belçikalý politikacýlarýn sürekli görüldüðü alanlar
oluyor. Brüksel’de Belçika Türk Ýþadamlarý Derneði (BETÝAD) ve Anadolu
Kültür Derneði’nin birlikte organize
ettiði ramazan çadýr,ý Türk mahallesi
Schaerbeek’te Kraliçe Meydaný’ndaki
Kilisenin önüne kuruldu. Ýlk gün konuklarý Schaerbeek Belediye Baþkaný Bernard Clerfayt ve yardýmcýsý Sait Köse
oldu. Diðer taraftan Genk’te de Genk
Belediyesi ve Türk Derneklerinin
organize ettiði 300 kiþi kapasiteli
Ramazan çadýrý Ramazan’ýn ilk günü
iftar yemekleri vermeye baþladý. Ýlk
gün konuklarý dernek yöneticileri, aileleri ve Müslüman olmayan komþularý
olurken, her gün bir temaya baðlý olarak konuklar davet ediliyor. Ayrýca
Müslüman Temsilciler Kurumu’nun
Brüksel’de verdiði iftar yemeðinde
R
Aydoðdu
Liege’de
PS’in tek
Türk adayý
Ressam aday farklý bir
kampanya yürütüyor
iege Belediye Meclisi’ne
Frankofon Sosyalist Partisi
PS’in 40. sýradan tek Türk
adayý olan ressam Mehmet Aydoðdu, hazýrladýðý 14 ayrý afiþ, broþür,
kartvizit ve kartpostal ile seçmenlere ulaþmaya çalýþýrken, elektronik
olarak yapýlacak olan oy kullanma
iþlemini de bizzat kendisi canlandýrarak bir video kaydý ile halka
anlatýyor.
Aydoðdu, Liege’deki Türk toplumuna daha fazla hizmet edebilmem
için sadece Belediye Meclisi Üyesi
olmak yetmiyordu. Bu nedenle
bana encümenlik verilmesi koþuluyla adaylýk önerisini kabul ettim.
Aday olmadan önce tüm Türk derneklerine, esnafa ve toplumun ileri
gelenlerine danýþýp desteklerini
yanýma aldým. Onlara güvenerek
yola çýktým ve beni þimdiye kadar
hep desteklediler. Encümen olabilmem için 1500 oya ihtiyacým var.
Çok yoðun bir kampanya yürütüyoruz. Afiþlerim esnaf ve evlerin camlarýnda asýlý, pazar yerlerinde tanýtýmým yapýlýyor. Belediye Baþkaný ile
birlikte toplumumuzun deðiþik
kesimlerini ziyaret ediyoruz. Ayrýca
hazýrladýðým video ile vatandaþlarýmýza nasýl oy kullanacaklarýný anlatýyoruz.
L
Adalet Bakaný Laurette Onkelinx, Brüksel Bölge Hükümeti Baþbakaný Charles
Piques, CDH Baþkaný Joelle Milquette,
Brüksel
Hükümeti
Eþit
Haklar
Bakaný(CD&V) Brigitte Grouwels ve
T.C. Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay
katýldýlar.
Televizyon yapýmcýsý Bülent
Samanlý, Lennik’te liste baþý
PS Charleroi gençlere emanet
Bülent SAMANLI, Flaman-Brabant eyaletinde,
Lennik kasabasýnda, GROEN! – sp.a (Flaman
Yeþilleri ile Flaman Sosyalist Partisi) listesinde
ilk sýrada yer alýyor. Bülent SAMANLI’nýn, 6 yýl
önce gerçekleþen yerel seçimlerde, Lennik tarihinde ilk defa bir sp.a adayý olarak Belediye
Meclisine seçilmesi oldukça dikkat çekmiþti.
Yolsuzluk haberleriyle gündeme gelen Charleroi PS (Frankofon Sosyalist Partisi) geleceðini Türk genci Serdar Kýlýç’ýn da
aralarýnda bulunduðu gençlere emanet etti. Yolsuzluk bataðýndan umut yeþerdi. Bu da gençlerin partide daha etkili olmasýný
saðladý.
“Yerlisi yabancýsý tüm adaylar imaj pazarlýyor” diyen Charleroi’nýn en genç adayý Serdar Kýlýç, ULB’de Siyasal Bilimler eðitimini tamamladýktan sonra Siyasal Sosyoloji Yüksek Lisansýný(master) tamamlamýþ. Kendi hazýrladýðý, toplumu bilgilendirici metinleri çoðaltýp, halka daðýtýyor.
YEMÌNLÌTERCÜME
Fransızca <------>Türkçe
ALIBAGSEVEN
241 Rue Royale, 1210 Bxl.
0475 78 23 78
Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA t Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün t Genel Koordinatör Erdinç Utku
Haber Koordinatörü Fikret Aydemir t Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku,
Fikret Aydemir tGörsel Yönetmen Ece Ayaydýn t REKLAM 0484 528 902 [email protected] tADRES 44, rue des Palais bte 1,
1030 Bruxelles TEL 0032 2 242 01 53 te-mail [email protected] tWEB www.binfikir.be
Sayfa 22.qxp
03.10.2006
11:19
Seite 1
22
Ekim 2006
GÜLEN FÝKÝR GÜLEN ÇOCUK
dersiniz? Babama getirdiðim suya þeker atmýþtým. Babama kardeþimden daha tatlý su vermek
istemiþtim. Babam anlamýþtý, þeker attýðýmý, ama
bana hiç belli etmedi.
Sizler de bugün önemsemediðiniz pek çok
þeyi, bir gün gelecek özlemle hatýrlayacaksýnýz.
Güldüren fýkralarda az da olsa yaramazlýklar
var.
Filiz
TOSYALI
Çocuklar aslýnda çok güzel dostluklar yaþarlar,
yaþamýn tadýný oyunla çýkarýrlar. Gelin görün ki,
yýllar geçtikten sonra sadece yaramazlýklar
hatýrlanýr. Hem de gülerek, neþeyle. Ben çocukluðunda uslu çok az insan tanýrým.
Yetiþkinler çocuklarýn yaramazlýklarýna kýzdýklarýnda, hatýrlatmak için keþke elimizde birer
sihirli çubuk olabilse. Onlara geçmiþi gösterip,
eski yýllara taþýyan bir halýyý önlerine açabilsek.
Geçmiþi gösterebilsek.
Bu da nereden çýktý demeyin. Benim çocukluðumda elim durmadan kapýya sýkýþýrdý. Acýsýný
bugün bile hissediyorum… “Ben uslu bir çocuktum” dediðimde, bana bunu hatýrlatan çocuklarým oldu. Uslu olduðu halde eli devamlý kapýya
sýkýþan bir kýz düþünebilir misiniz? Kýzým bana;
“anne sizin evin kapýsý çok mu yaramazdý?” diye
sormasaydý, ben kendimi hep uslu bir çocuk
olarak hatýrlayacaktým.
Biraz da kýskançtým galiba, babam; “senin
getirdiðin su çok tatlý” dediðinde ne yapmýþtým
ÞEKERÝ YANINA AL
Ali dedesiyle dolaþmaya çýkacaktý.
-Oðlum gidelim mi hazýr mýsýn? diye sordu.
Ali,
-Hazýrým, sen hazýr mýsýn dedeciðim?
-Ben de hazýrým oðlum, çýkabiliriz.
-Yanýna þeker aldýn mý?
-Ne þekeri?
-Ben aðladýðým da beni susturmak için vereceðin þekeri.
Harika resimlerle dolu
iki güzel kitap!
Yaðmurlar baþlamýþ, havalar soðumuþ,
artýk sonbahar gelmiþtir. Kuçu Kuçu’ya
kendisini koruyacak bir ev gereklidir. Kuçu
Kuçu kendine bir ev bulabilecek mi?
Bonbon diþlerini fýrçalamýyor, bundan
hoþlanmýyordu. Diþlerinden kurtulmak istiyordu. Bir gün bu dileði gerçekleþti. Ama
arkadaþlarý onunla alay ediyor ve artýk
Bonbon yemek yiyemiyordu.
BEBEÐÝN PÝLÝ VAR
Ayþe’nin bir kýz kardeþi olmuþtu. Ayþe o
zamana kadar yeni doðmuþ bir bebek görmemiþ, sadece oyuncak bebeklerle oynamýþtý. Hiç
hareketsiz uyuyan bebeðe uzun uzun baktý.
Annesinin içeri gittiði bir an bebek kolunu oynatýnca baðýrmaya baþladý,
-Anne koþ bize piliyle vermiþler, dedi.
ELMALAR
Anne oðluna sordu,
-Oðlum masanýn üzerinde dün gece iki çikolata vardý, neden bir tane kalmýþ?
-Aaaa bir tane kalmýþ mý? Karanlýkta görememiþim.
FÝKÝRCÝKLER
KUÇU KUÇU
KENDÝNE
EV ARIYOR
AMA
BONBON!
Birger Koch
Svetlana Tiourina
Kaya/ BRÜKSEL (6)
Burçin/
TÜRKÝYE (8)
Furkan/
BRÜKSEL (7)
Sevgili çocuklar!
Bu sayfada yayýnlanmasýný
istediðiniz resim, þiir, öykü ve
yazýlarýnýzý 44, rue des Palais
bte 1, 1030 Bruxelles posta
adresine ya da
[email protected] e-posta
adresine gönderebilirsiniz.
Ayþe / BRÜKSEL (7)
Sayfa 24.qxp
03.10.2006
11:29
Seite 1

Benzer belgeler

Sayfa 1.qxp

Sayfa 1.qxp Gent, Brüksel, Charleroi ve Anvers’te Belçika yerel seçimlerinden tam bir hafta önce “ýrkçýlýðý kýnamak ve hoþgürüyü yaymak” amacýyla düzenlenen 0110 konserlerine yaklaþýk 100 bin kiþi katýldý.

Detaylı