GOSB`da Hijyenik Çamaşır Yıkama Fabrikası

Transkript

GOSB`da Hijyenik Çamaşır Yıkama Fabrikası
GOSB
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERGİSİ • Sayı: 45 • MART-NİSAN 2015
APLUS Hastane Otelcilik Hizmetleri A.Ş.
GOSB’da Hijyenik
Çamaşır Yıkama Fabrikası
TEKNOPARK
Crea Technic, yenilikçi çözümler ortaya koyuyor
GOSB MESAJI
GÖRÜŞ
RÖPORTAJ
RÖPORTAJ
En büyük gayemiz, bölgemizi
daha da ileriye taşımaktır
OSB Kanun ve Yönetmelik
Uygulamalarının Demokratik
Değerlerle Eleştirisi
“Müşteri memnuniyetine
verdiğimiz önemle vizyonunu
sürekli geliştiren bir şirketiz”
“Aygaz, her gün, ülkemizin
her köşesinde 80 bin
haneye konuk oluyor”
ADİL KANIÖZ
ŞAFAK KÜRKÇÜ
PULAT OKTAY
VAHİT YILDIRIM
Gebze Organize Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
www.facebook.com/gosbsad
Aksistem Elektromekanik Ltd.
www.twitter.com/gosbsad
Dergimizi Facebook ve Twitter'dan takip edebilirsiniz
DRD Filo Kiralama Satış Direktörü
Aygaz A.Ş. Gebze İşletmesi
Üretim Direktörü
İÇİNDEKİLER
4
18
22
32
28
46
GOSB Mesajı
Röportaj
8 En büyük gayemiz, bölgemizi daha
26 “Müşteri memnuniyetine
verdiğimiz önemle vizyonunu sürekli
geliştiren bir şirketiz”
da ileriye taşımaktır
Vahit Yıldırım
Gebze Organize Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
Görüş
10 OSB Kanun ve Yönetmelik
Uygulamalarının Demokratik
Değerlerle Eleştirisi
Adil Kanıöz
Aksistem Elektromekanik Ltd.
GOSB Haberleri
14 GOSBAB 2. Olağan
Şafak Kürkçü
DRD Filo Kiralama Satış Direktörü
Teknopark
28 Crea Technic, yenilikçi
çözümler ortaya koyuyor
Finans
30 Ticarete Finansal Entegrasyon
Sağlık
32 Sağlık Turizmi
Genel Kurul Toplantısı Yapıldı
Dr. Metin Göklü
Röportaj
Çevre
18 “Aygaz, her gün,
34 Elektrikli ve elektronik atık
ülkemizin her köşesinde
80 bin haneye konuk oluyor”
Pulat Oktay
Aygaz A.Ş. Gebze İşletmesi Üretim Direktörü
Özel Konak Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı
İletişim
36 E-Postaların Efendisi
Olmak İçin 5 Öneri
Röportaj
Ülke Araştırması
22 GOSB’da Hijyenik Çamaşır
Yıkama Fabrikası
46 Türk ihracatının yeni hedefi
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Hindistan
GOSB DERGİDEN
6
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri
Derneği Yayın Organı
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
İdare Merkezi:
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
GOSB Kemal Nehrozoğlu
Cad. Teknopark, High Tech
Bina 1. Kat A8
Gebze 41480 Kocaeli
Tel: 0 262 677 11 77
Faks: 0 262 677 11 78
[email protected]
Sorumlu
Yazı İşleri Müdürü:
Baskı:
GOSBSAD Adına
İmtiyaz Sahibi:
Dr. Osman CANBERİ
B. Ayça Ekim
Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti.
B. Ayça Ekim
Yayın Kurulu:
Atilla
HACISÜLEYMANOĞLU,
Ragıp TUNALILAR,
Altuğ ERBİL
Yeşilce Mah. Aytekin Sok.
No: 21 4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
Teknik Yönetmen:
Fırtına ARISOY
[email protected]
Editör:
Burçin YEŞİLTEPE
[email protected]
Reklam Koordinatörü:
Bike Ayça EKİM
Tel: 0262 677 11 79
[email protected]
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilmeden alıntı
yapılamaz.
GOSBSAD
Yapım:
Mavi Tanıtım ve İletişim
Rasim Paşa Mah.
Ayrılıkçeşme Sok.
No: 122 Kadıköy-İstanbul
Tel: 0 216 418 59 31
GOSB Dergi,
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
tarafından aylık yayınlanır.
Yerel-Türkçe-İlmi
1-3 Sayı
4 Sayı
Kıymetli Okurlar,
GOSB Dergi, 2015 yılının 2’nci ve yayın hayatının 45’nci sayısıyla sizlerle buluşuyor.
Değişim ve gelişim hedefleriyle başladığımız yeni sezonda; dağıtım ağımız, görsel tasarım ve içeriğimizle birlikte GOSB Dergi’nin ulaşılabilirliğini arttırmak için sosyal medya hesaplarımızla da hizmetinizdeyiz.
“Bölge katılımcılarımızın görüşlerini, isteklerini ve sorunlarını aksettirmek ve yetkili kurumlara ulaşmasına aracılık etmek kurumsal sorumluluğumuzdur.” düşüncesiyle; sosyal medya hesaplarımızı, web sitemizi ve tabii ki GOSB Dergi’yi kullanımınıza açıyoruz. Herhangi bir konuda
sorun, istek ya da görüşünüzü sözlü veya yazılı olarak bizlerle paylaşmanız halinde, üzerinde durulması ve araştırılması gerektiğini düşündüğünüz her konuda tüm imkanlarımızı kullanarak sizlere hizmet sunmayı görev biliyoruz.
Bölgemiz katılımcılarını yakından tanımak ve kaynaşmayı arttırmak
amacıyla gerçekleştirdiğimiz iş yeri gezilerine tüm hızıyla devam ediyoruz. Oba Perdesan ve Aplus firmalarıyla gerçekleştirdiğimiz tanışma
toplantılarından edindiğimiz izlenimleri şöyle sıralayabiliriz: Katılımcılarımızın Türkiye için büyük bir değer olan GOSB’de yer almanın önemini
her alanda hissetmelerinin yanı sıra ulaşımın günden güne daha da çözümsüzleşen bir sorun haline gelmesi, bundan dolayı çalışanlarının motivasyonunun düşmesi ve yeni personel bulma konusunda zorlanılması.
Öncelikle trafik sorununun takipçisi olacağımızı ve bu konuda gerekli farkındalığı yaratabilmek adına elimizden geleni yapacağımızı bilmenizi isteriz…
GOSB DERGİ 2014 YILI REKLAM FİYATLARI
Frekans
BU SAYIDA
6 Sayı
Arka Kapak
3.500.- TL
2.950.- TL
2.600.- TL
Ön
Kapak İçi
3.000.- TL
2.550.- TL
2.250.- TL
Ön Kapak
Karşısı
3.000.- TL
2.500.- TL
2.250.- TL
Arka
Kapak İçi
2.500.-TL
2.100.- TL
1.850.- TL
Arka
Kapak Karşısı
1.500.- TL
1.250.- TL
1.100.- TL
İç Sayfa
1.000.- TL
850.- TL
750.- TL
İç İki Sayfa
1.750.- TL
1.500.- TL
1.300.- TL
İç 1/2 Sayfa
650.- TL
550.- TL
450.- TL
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Bu sayımızda, yeni katılımcılarımızla yapmış olduğumuz röportajlara
Aplus firmasıyla devam ediyoruz. Kendileriyle bölgemizi seçmelerindeki nedenleri, oldukça ilginç olan sektörlerini ve bu konudaki gelişmeleri aktardıkları çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Yine bölgemizin en eski ve büyük kuruluşlarından Aygaz’ın üretim direktörü Pulat Oktay’ın tecrübelerini aktardığı, içinde yer aldıkları sektörün Türkiye’deki durumunu ve Aygaz’ın sektöre getirdiği ilkleri paylaştığı röportajımız da oldukça ilgi çekici.
Bir diğer röportajımızı da Teknopark girişimcilerinden olan Createchnic
firması ile gerçekleştirdik. Bize geliştirdikleri hafif kargo ayrıştırma makinesi ile Tübitak Başarı Öyküleri 2015 kitabında, içlerinde Ford, Arçelik
gibi firmaların da olduğu 11 firma arasında yer almalarının detaylarını
anlattılar. Keyifle takip edeceğinizi düşünüyoruz.
Her sayısını siz değerli katılımcılarımızla birlikte oluşturmayı hedeflediğimiz GOSB Dergi’nin yeni sayıları için desteklerinizi bekliyoruz…
Saygılarımla.
GOSB MESAJI
En büyük gayemiz,
bölgemizi daha da
ileriye taşımaktır
8
VAHİT YILDIRIM
Gebze Organize Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
G
ebze Organize Sanayi Bölgesi’nin gelişimi için köklü değişim ve dönüşüm hamlelerimizle, sorunlara çözüm üretme noktasında izlediğimiz tutarlı ve yapıcı politikalarımızla, büyük mesafeler kat ediyoruz, bulunduğumuz platformlarda etkin çalışmalar gerçekleştirmek suretiyle, OSB’lerimizi
güçlendirme yolundaki gayretlerimizi sürdürüyoruz. GOSB’daki
firmalarımızın iş yükünü azaltmak için bölgemizde noter açılması ile ilgili girişimlerimizi başlatmış bulunmaktayız. Bilindiği üzere bölgemizde noter açılması önemli bir gereklilik. Bulunduğumuz bölgeye en yakın Noterin ortalama 8 km. uzakta olması, noter işlemlerinin yoğun olarak gerçekleştiği bölgemizde iş akış
süresini uzatmakta, vakit kaybına neden olmaktadır. Noter açılabilmesi için ilgili kurumlar nezdindeki görüşmelerimizi tamamladık. Öncelikle katılımcılarımızın taleplerini topladık, Kocaeli
Valiliği ile yaptığımız görüşmelerde noter açılması konusunun
öneminden bahsederek destek istedik ve Kocaeli Valiliği’nin
desteğiyle de Adalet Bakanlığı’na başvurumuzu yaptık. Umuyorum ki; en kısa zamanda noter açılması ile ilgili olumlu gelişmeleri de sizlere yine bu sayfadan aktaracağız.
Gebze’de yer alan tüm organize sanayi bölgeleri ve diğer sanayi kuruluşlarının yaşadığı en büyük sorun hiç şüphesiz ki; ulaşım sorunudur. Trafiğin rahatlatılması ve firmalarımızda çalışan
personelin ulaşım konusunda yaşadıkları olumsuzlukları ortadan kaldırmak için girişimlerimizi sürdürmekteyiz. Son olarak,
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu ile Gebze Belediye Başkanı Sayın Adnan Köşker’in bölgemizi ziyaretinde konuyu kendilerine aktarma imkanı bulduk. Katılımcılarımızın da dahil olduğu ve sorunlarını dile getirme imkanı bulduğu toplantıda, Gebze merkezden ve TEM Gebze ve
Şekerpınar gişelerinden, organize sanayi bölgeleri istikametine
gelirken yaşanılan trafik sıkışıklığını aşmak amacıyla, alternatif güzergah oluşturulması, gerekli iyileştirmelerin yapılması vb.
çalışmalar için destek talebimizi kendilerine ilettik. İlgili kurumların desteğiyle, GOSB dahil civardaki tüm OSB’lerin acil çözülmesi gereken sorunlarından birisi olma özelliğini taşıyan ulaşım
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
sorununu kısa zamanda aşacağımıza inanıyorum. Aynı toplantıda, GOSB’un önemli problemlerinden biri olan sokak köpekleri sorununu da gündeme getirme imkanı bulduk. Bölge genelindeki sokak köpeklerinin belediye tarafından toplanarak, Hayvan
Rehabilitasyon Merkezinde aşılama ve kısırlaştırılma işlemlerinin yapılması ve sonrasında alındıkları ortama/bölgeye bırakılması hususunda da destek sözü aldık.
Tembelova Alanı’nda alt ve üst yapı çalışmalarının tamamlanarak GOSB standartlarına kavuşturulduğu, devam eden yol çizgi, kasis ve trafik işaretlemeleri tamamlandıktan sonra bölgenin GOSB ile entegrasyonun tam olarak sağlanacağı hususunu
da ifade etmek isterim. Ayrıca, yüklenici müteahhit ile kesin hesap yapılmış olup, Nisan sonu itibari ile katılımcılarımızdan altyapı katılım bedeli alımı da sonlandırılmıştır.
GOSB sınırları içerisinde 112 noktası kurulması için gerekli çalışmaları tamamladık, Kocaeli Valiliği ile yaptığımız görüşmeler sonucunda 9 Mart 2015 tarihi itibariyle 112 ambulans istasyonunu hizmete aldık. 112 ambulans istasyonu, trafik ve iş kazalarına anlık ve hızlı müdahale edebilmek için, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne ve çevresindeki yerleşkelere, GOSB İtfaiye Binası’nda oluşturulan alanda hizmet verecek. Ülke genelinde aralarında bölgemizin de olduğu 22 OSB’de özel tıp merke-
Katılımcılarımızın etkin bir biçimde yönetime destek vermesini
sağlamak, hizmet kalitesini daha üst seviyeye çıkarmak amacıyla Enerji, Mesleki-Teknik Eğitim, Çevre, Ulaştırma, Dış Ticaret ve İş Sağlığı-Güvenliği adı altında çalışma grupları oluşturduk ve ilk toplantılarımızı yaptık. GOSB Yönetimi ile GOSB katılımcılarının bir araya geleceği, Gebze Organize Sanayi Bölgesini ilgilendiren konularda daha hızlı sonuca ulaşmak adına
önemli katkı sunacak olan Çalışma Takımları toplantılarımız, her
ayın ilk haftası tekrarlanacak.
Katılımcılarımızın talep ve beklentileri doğrultusunda başlattığımız projelerden birisi olan GOSB Camii tamamlanmak üzere…
Modern mimari tasarımıyla Türkiye’nin önde gelen çağdaş cami
örneklerinden biri olmaya aday GOSB Camii’nde, yaklaşık 2169
kişi aynı anda ibadet edebilecek. İmam seçimimizi yaptık, Camimizi Mayıs ayı içerisinde ibadete açmayı hedefliyoruz. Önemli projelerimizden birisi olan GOSB Camii projesine destek veren tüm katılımcılarımıza şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına
teşekkür eder, çalışanlara ve bölgemize hayırlı olmasını dilerim.
Bir yandan işyerlerindeki mevcut personelin nitelikli duruma
getirilmesi, diğer taraftan ihtiyaç duyulan nitelikli elemanların
bulunamaması, ülkemiz ekonomisine muazzam katkı sunan sanayicilerimizin en büyük sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizin nitelikli yetişmiş işgücüne ve ara elemana
ihtiyacının olduğu bir gerçektir. Bu doğrultuda, GTO ile ortak bir
projeye imza attık. GOSB Tadım Jale Yücel Mesleki ve Teknik
Anadolu Lisesi’nin bulunduğu alanda, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve atölye binasının yapılmasına ilişkin protokolü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık ile TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katıldığı törenle imza altına aldık. Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, sanayide nitelikli
ara eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik, nitelikli eğitim veren,
örnek teşkil edecek bir yapı olacak.
Sadece ekonomik açıdan değil, içinde bulunduğumuz bölgenin
sosyal açıdan gelişiminin sağlanması yolunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Katılımcılarımızın yoğun talebi doğrultusunda halı saha için çalışmalarımızı da başlatmış bulunmaktayız.
GOSB Meydan’da idari sosyal tesis alanı içerinde kalan, 5.348
m2’lik alanda başlattığımız projeyi 2015 Temmuz ayı içerisinde
tamamlamayı hedefliyoruz. Bölgemizde belirli periyotlarda düzenlediğimiz, tiyatro gösterimlerine devam ediyoruz. Sanayi ile
Ülkemizin nitelikli yetişmiş işgücüne ve ara elemana ihtiyacının olduğu bir gerçektir. Bu doğrultuda, GTO ile ortak bir projeye imza attık. GOSB
Tadım Jale Yücel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bulunduğu alanda, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve atölye binasının yapılmasına ilişkin protokolü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık ile TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katıldığı törenle imza
altına aldık.
sanatı bütünleştirme anlayışıyla sanata ve sanatçıya verdiğimiz
desteği sürdürmek, katılımcılarımızın keyifli vakit geçirmelerini sağlamak için 16 Nisan 2015 tarihinde İstanbul Halk Tiyatrosunun sahneye koyduğu “Alevli Günler” isimli oyunu katılımcılarımızla buluşturduk. Son olarak yine Mayıs içerisinde, GOSB
Meydan Binası’nda 11-12-13-14-15 Mayıs 2015 tarihlerinde, iki
büyük ustanın –Sayın Aydın Boysan ve Sayın Sunay Akın’ın katılımlarıyla ve GOSB - İş Bankası Kültür Yayınları işbirliği ile kitap standı açıyoruz… Tüm GOSB çalışanlarının etkinliğe katılımını bekliyoruz. Mayıs ayı içerisinde İş ve finans çevresinin
önemli simalarından Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ersin Özince’yide GOSB Katılımcıları ile bir araya getirdik. Sanayicilerimiz, Bankacılık alanında yaşadıkları problemleri Sayın Özince’ye aktararak, çözüm önerileri hakkında görüş
alışverişinde bulundular. Oldukça samimi bir ortamda gerçekleştirilen sohbet toplantısında, ülkemizin gelişmesinde ve kalkınmasında, sanayi ve üretim ile finans ve bankacılığın ayrılmaz bir bütün olduğunun öneminden bahisle, Türkiye ekonomisinin büyümesinde lokomotif görevi olan sanayinin ve sanayicinin bankacılık ile ilgili yaşadıkları engellerin ortadan kaldırılması gerekliliği üzerinde duruldu.
Gerek OSBDER, gerekse GOSB olarak OSB’lerimizi ve üyelerimizi ilgilendiren konuları çözüme kavuşturmak için düzenlediğimiz toplantılara devam ediyoruz. 19 -25 Nisan 2015 tarihleri arasında Afyon’da ilk defa bu kadar uzun süreli yapılan mevzuat
çalıştayında, bakanlığa sunduğumuz Organize Sanayi Bölgeleri
Kanun ve Yönetmeliğindeki değişiklik önerilerini masaya yatırdık, en kısa zamanda Organize sanayi bölgeleri kanun ve yönetmeliklerinde katılımcı lehine köklü değişiklikleri göreceğiz, takibini yapıyoruz. Geçmişimizden gelen birikimimizi, teknolojik değişime entegre ederek ve yeni dönemin gereksinimlerine ayak
uydurmak suretiyle, önümüze çıkan fırsatları ve sahip olduğumuz potansiyeli iyi bir şekilde değerlendirerek bölgemizi daha
ileriye taşımanın en büyük gayemiz olduğunu belirterek sevgi
ve saygılarımı sunarım.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
GOSB MESAJI
zi kurulmasına onay verildiği bilgisini de sizlerle paylaşmak isterim. Kocaeli, Adana, Ankara, Bursa, Denizli, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Manisa ve Tekirdağ illerindeki toplam 22 OSB’de kurulacak tıp merkezinde, yönetmelik gereği her 5 bin işçiye 1 klinisyen uzman hekim düşecek, Bu
durumda, yaklaşık 22.000 istihdamın olduğu bölgemizde kurulacak ve Kocaeli’ndeki OSB’ler içinde tek olacak tıp merkezinde
4 uzman hekim görev alabilecek. Tıp Merkezinde, ayakta teşhis
ve tedavi hizmetleri, küçük cerrahi müdahaleler, laboratuvar ve
radyoloji hizmetleri verilebilecek.
9
GÖRÜŞ
OSB Kanun ve Yönetmelik Uygulamalarının
Demokratik Değerlerle Eleştirisi
Demokratik yönetim anlayışını örseleyen katılımcımızın iradesini gasp
eden hiçbir hukuk disiplinine uymayan bu uygulamalar halen devam etmekte.
10
Demokrasi, genel hukuk ve ticaret hukukuna uygun taleplerimiz, bireysel
olarak şahsım, kurumsal olarak OSBÜK (Organize Sanayi Bölgeleri Üst
Kuruluşu) tarafından muhtelif platformlarda gündeme getirilmesine rağmen bu güne kadar, durumun iyileştirilmesi yönünde henüz bir yol alamadık.
Bu yazımda genel kurula geçmiş ve belirli olgunluğa erişmiş OSB kuruluşlarımızın demokratik yönetilmesi, daha sağlıklı çalışması anlamında; Bakanlık üst bürokrasisi tarafından yanlış yorumlanan ve uygulanan yönetmelik maddelerini gündeme getirmek istiyorum.
Bu yanlışlıklardan en önemlisi olan, aşağıda 1. Madde ki katılımcı tarifi yanlışının düzeltilmesi için tek yapılması gereken; Bakanlık üst bürokrasinin doğru uygulanma ve yorumlama için OSB yönetimlerini bir tebliğle uyarmasıdır.
‘Kanun ve yönetmelik değişikliğine gerek yoktur ‘
Adil Kanıöz
Aksistem Elektromekanik Ltd.
Değerli OSB katılımcı sanayicileri, bildik bir söylemdir.
‘Organize sanayi bölgelerimiz sanayimizin motorudur’
Bu gerçekten doğrudur. Organize Sanayi Bölgelerimizin tam adlarının,
ikinci kelimesi organize olmak.
Özel kanunu ve yönetmenliği olmak.
Bir ölçüde devlet ve belediye bürokrasisinden bağımsız olmak.
Tek durak ofis sisteminde çalışan OSB yönetimi oluşturmak, sanayimize
ve katılımcımıza eş zamanlı hizmet vermek.
Sanayimiz adına bunlar önemli artılardır. Bu motoru düzenli çalıştıran nedir sorusunun cevabı ise, özel kanunumuz ve buna bağlı yönetmeliğimizdir.
OSB sistemimizin yasal zeminini, 2000 yılında yürürlüğe giren 4562 sayılı
özel kanun ve buna bağlı yönetmelik oluşturuyor.
15 yıl önce yürürlüğe giren kanun ve yönetmeliğimiz, zaman içinde değişikliğe uğramakla birlikte; demokrasi bilincimizin ile sosyal ve yönetimsel
gelişmemizin de gerisinde kalan eksiklikleri ve yanlışları olmasının ötesinde, kanunun doğru yorumlanamaması veya ilk yürürlüğe giriş tarihinden 8 yıl sonra yapılan kanun değişikliğinin Sanayi Bakanlığı üst bürokrasisi tarafından gözden kaçırılması gibi bir olguyu da dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Bunlara ilave olarak, kanunun yazmadığı bir şeyin çoğulcu yönetime engel anlamında yönetmenliğe sokulması gibi yanlışlığın var olması ise gerçekten zor bir durum.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
1. OSB Kanun ve Yönetmeliğinin, Katılımcı Tarifinin yanlış anlaşılması
sonucunda bazı katılımcılara fazla oy kullandırılması.
2000 yılında yürürlüğe giren kanunun ilk şeklinde; Bir parsel bir oy kullanır şeklindeki düzenleme 2008 yılında yapılan kanun değişikliğiyle; bir işletme bir oy kullanır şeklinde değiştirilmiştir.
Bu durumun kimse farkına varmamış, kanunun eski katılımcı tarifi bugünde, eski tas eski hamam şeklinde yanlış ve hukuksuz olarak aynen devam ettirilmektedir.
Sonuç olarak bu hukuksuz uygulama bir parsele bir oy verdirmekte. Bir
katılımcının 5 parseli varsa 5 oy vermektedir.
Doğru olan kanunun demokratik yönetim değerleri adına 2008 yılında değişen yeni katılımcı tarifini uygulayıp, bir işletmeye bir oy verdirmektir.
Bu hukuksuz durumun devam ettirilmesi hiçbir yasal zemine, etik anlayışa ve demokratik temsil değerlerine uymuyor.
Bakınız neden; Aynı OSB de bir aynı katımcımızın toplamı 25 bin m2 ve her
biri 5 bin m2’den oluşan 5 adet ayrı parseli olabiliyor ve genel kurulda 5
oy kullandırıyoruz.
Diğer taraftan aynı OSB de bir katılımcımızın 100 bin m2’den oluşan 1adet
parseli varsa bu katılımcımıza 1 oy kullandırıyoruz.
Türk ticaret kanununa göre pay esas olduğuna göre 100 bin m2 bir parseli olan katılımcımızın 20 oy kullanması gerekir. Bu yüzden mevcut uygulama TTK yada uymuyor.
Diğer taraftan 4562 sayılı OSB kanunu ‘bu kanunda bulunmayan düzenlemeler TTK Türk ticaret kanununa kıyasen uygulanır’ diyen madde var.
O yüzden bu günkü uygulama her bakımdan hukuksuzdur diyoruz.
Ama daha da kötüsü var.
Demokratik temsil ve katılımcı iradesinin tecelli ettiği en önemli yönetim
ve fikir platformlarımız, Genel kurullarımızdır. Bir fikir bir oy temel kuralından bakmamız gerekir. Aynı özel veya tüzel kişiliğin aynı OSB de 5 oy kullandığı zaman yanlış bir fikri 5 kez tekrarlamış olur. Diğer bir deyişle genel
kurul iradesi yanlış oluşabilir. Bu durumunu göz ardı edemeyiz.
Kanunun 2008 yılında yenilediği yeni tarifine göre doğru olan; 5 parseli ve
toplam alanı 20 bin m2 olan bir katılımcıda bir oy kullanmalı, 1 parseli ve
toplam alanı 100 bin m2 olan bir katılımcıda bir oy kullanmalı.
‘Az toprağı olana çok oy kullandırılması’ gibi TTK ya göre de ilave bir yanlış uygulamaya böylece devam ediliyor.
Bu durum hiçbir mantık kuralına uymadığı gibi; ticaret kanuna da aykırı,
olmakla birlikte daha da kötüsü, demokratik temsil ve katılımcı iradesinin
doğru oluşmasının önündeki en önemli engel.
Pratikte ise OSB’leri sıkıntıya sokacak teknik ve sosyal sorunlar ortaya
çıkarmakta ve Katılımcının demokratik iradesinin gasp edilmesi söz konusu olmaktadır.
2. OSB kanunda düzenlenmeyen ve TTK göre düzenlenmesi gereken Yönetim Kurulu üye sayısı kanunda olmamasına rağmen yönetmeliğine 5
kişi olarak yazılması sonucunda, Genel Yönetim Sistemine geçmiş OSB
Yönetim kurulu üye sayısının 5 kişi olarak kısıtlanması.
OSB kanunda olmayan düzenleme yönetmenliğe sokuşturulmuştur. Kanunda, Müteşebbis heyet yönetimi için 5 kişi olarak tespit edilen yönetim kurulu üye sayısı, Genel kurul yönetimi için Yönetim kurulu üye sayısı belirlememiş. Yönetim kurulu üye sayısının tespitini, Genel kurullarımızın iradesine bırakması, bir bakıma üst sınır koymayan TTK’ya rağmen üst
sınır konulmuş ve Yönetim kurulu üye sayısı, ile 5 kişi olarak yönetmeliğe sokulmuştur.
OSB kanunun düzenlemediği, coğulculuğu ve katılımcı dışlayan bu antidemokratik, uygulama OSB’lerimize dayatılmış olmaktadır.
Genel Kurul sistemi ile yönetilen ve gelişimini tamamlamış OSB ler için
1. Yönetim döneminden itibaren Stratejik Plan ile yönetilirler. Paragrafını
Kanun ve Yönetmeliğe ilave edilmesi gerekir.
Bu konu OSB lerimizin keyfi yönetilmesini önlemek bakımından çok
önemlidir.
Kurum ve kuruluşlarımızı Kim yönetecek sorunun cevabını aramak yerine
Nasıl yöneteceğiz sorusunun cevabını aramamız gerekir.
Başka bir deyişle ‘günlük kararlarla, keyfi mi yönetileceğiz’ yoksa ‘5 er yıllık stratejik plan’ anlayışına göre mi.
Gelecekte stratejik yönetilen kurumlar var olacak!
Aslında OSB’ler olarak, özel sektör genlerimize rağmen, devletimizin
planlı ve çağdaş yönetim anlayışının gerisinde kaldık.
Hükümetimiz 2006 yılında Stratejik Planlama ve Yönetim Kanunu’nu çıkardı.
Bütün kamu kurumlarımızın, bakanlıklarımızın, üniversitelerimizin, mal ve
hizmet üreten bütün devlet kurumlarının Stratejik Planlama ile yönetilmelerini zorunlu kıldı.
Bu kurumlara planlı yönetime geçiş için bir yıla kadar varan süreler tanındı. Söz konusu kurumlar ikinci ve üçüncü planlama evrelerindedir. Gerektiğinde, genel kurul kararlarına dayalı olarak, prosedürlere uygun plan tadilatları yaparak yollarına devam ediyorlar.
15 kişiden oluşan Müteşebbis heyet için 5 kişilik yönetim kurulu yeterli olabilir ancak 300 kişiden oluşan Genel kurul için 5 kişilik yönetim kurulu yeterli olurmu?
Kötü haber şu ki, bu çağdaş ve uzun vadeli planlama rüzgârları
OSB’lerimize özel kanunumuz ve yönetmenliğimiz eski kalması sebebiyle maalesef yansımadı.
Bu durumda yönetim kurullarında, demokratik temsil ve çoğulculuğu nasıl sağlayacaksınız? Doğru kararları nasıl alacaksınız?
Yukarıda gündeme getirdiğimiz konular Genel Kurul Sistemi ile yönetilen,
kanunumuzun öngördüğü olgunluğa erişmiş OSB’ler içindir.
Bunun sonucu ise demokratik yönetim anlayışının çoğulculuk katılımcılık
ayağı noksan kalmakta, OSB yönetimlerinde doğru karar alma zafiyetleri ortaya çıkmaktadır.
Bu OSB’lerimizin 1 yıllık bütçelerle yönetilmesi yanlıştır.
Yönetim kurulu üye sayısı, eski ticaret kanununda en az 3 iken yeni TTK
da ise en az 1 olarak tespit edilmiş. Üst sınır kaldırılmıştır.
TTK özgürlükçü demokratik bir duruş ortaya koymuş. Yönetim kurulu üye
sayısının kaç olacağını her kurumun kendi Genel kurullarının iradesine
bırakmıştır.
Genel Kurul Yönetim sistemine geçmiş her OSB kendi ihtiyaçlarına göre
yönetim kurulu üye sayısını, özgürce tespit edebilmelidir.
3. Genel kurullar tarafından seçilmiş yönetim kurulu görev süresi ise 2
yıl olarak kısıtlanıyor.
Bir bakıma belediye hizmeti veren OSB lerimizin 2 yılda bir seçim yapması bir çok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor.
İyi bir belediyecilik geçmişi olan Sayın Cumhurbaşkanımızın şöyle bir demecini hatırlıyorum;
‘Belediye seçimlerini 5 yıldan 4 yıla çektik yanlış oldu hizmet yetişmiyor’
Oysa Genel kurul yönetimine geçmiş OSB’lerimizde 2 yılda bir seçim yapıyoruz. Hem hizmet yetişmiyor hem de seçim atmosferi hizmetlerin kalitesini düşürüyor.
Yönetim kurulu görev süresi 4 yıl olmalı.
Aynı kişiler için peş peşe seçilme durumu 2 dönemle kısıtlanabilir.
Bu süre uzun olur diye düşünmek yanlıştır.
Genel Kurulun 1/10 u bir dilekçeye imza attığında veya denetcilerin çağrısıyla her zaman genel kurul ve seçim yapılabilir.
GÖRÜŞ
Genel kurullarda fikirler, vizyonlar ve görüşler tartışıldığına göre, her fikir
bir oy ile temsil edilmeli.
4. Stratejik Yönetim anlayışı
En az 5 yıllık projeksiyonlara dayalı Stratejik Plan ile yönetilmeleri teşvik edilmelidir.
2014 yılında GOSB’da 5 yıllık Stratejik yönetim planımızı yaptık.
Genel Kurulumuz onayladı. Yakın zamanda planlı yönetimin yararlarını
göreceğiz.
Ancak planlı yönetim kültürünün genel anlamda oluşması için OSB kanununda bu konuya bir şekilde atıfta bulunulması gerekir.
Ünlü kalite gurusu, William Edward Deming’in şu aforizmasını OSB yönetim anlayışı olarak yeniden içselleştiriyoruz.
‘Doğru işleri, doğru şekilde yapmak’
Diğer bir özlü deyiş ‘Yanlışı görüp düzeltmeye çalışmayan, yanlış yapan
kadar sorumludur’ demektedir.
Yukarıda 1. Madde olarak açıkladığım.Katılımcımızın demokratik iradesinin gaspına yol açan, Nasrettin hoca fıkralarını aratmayan ‘bir adamın bir
konuda bir fikri olur, iki fikri olursa Nasrettin hoca fıkrası olur’ durumunu OSB katılımcıları olarak önce sanayi bakanlığı üst bürokrasisine arz
ettik. Düzeltilmesini istedik.
Ancak olumlu cevap alamadık ve prosedürüne uygun olarak idari yargıya
taşımak durumunda kaldık.
Bu hukuksuz konunun idari yargımız tarafından düzeltileceğine !
OSB lerimizin demokratik yönetilmesi önünün açılacağına inanıyoruz.
Tüm okurlarımızı, saygı ve sevgi ile selamlıyorum.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
11
GOSB HABERLER
ACI KAYBIMIZ
GOSB Katılımcılarından
UTS Universal Takım
Sanayi ve Ticaret Ltd.
Şti. Genel Müdürü ve
firma sahibi Harun
Şensoy'u kaybetmenin
derin üzüntüsünü
yaşıyoruz.
12
Merhuma Allah’tan
rahmet, ailesine ve
sevenlerine sabır
dileriz.
Ersin Özince
GOSB katılımcıları
ile biraraya geldi
GOSBSAD
Üyelerini ziyaret ediyor
G
GOSBSAD Yönetim Kurulu Üyeleri, GOSB katılımcısı firmaların sorunlarını
dinleyerek görüş alışverişinde bulundukları tanışma ziyaretlerine devam
ediyor.
OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit
Yıldırım ve Bölge Müdürü Z. Nil Sönmez
tarafından karşılanan Özince’ye, bölgenin
tanıtımı yapılarak, Bölge Müdürlüğünün
faaliyetleri hakkında bilgi verildi. GOSB
Katılımcılarının da dahil olduğu sohbet
toplantısında ise, ülkemizin gelişmesinde ve
kalkınmasında, sanayi ve üretim ile finans
ve bankacılığın ayrılmaz bir bütün olduğunun
öneminden bahsedilerek, yaşanılan
sıkıntılar ve çözüm önerileri hakkında görüş
alışverişinde bulunuldu.
Özince GOSB’a dair değerlendirmesinde
şunları kaydetti: “Yıllar önce temellerinin
atıldığı dönemlerden izlediğim GOSB'u bu
denli değişmiş ve gelişmiş görmekten büyük
mutluluk duydum. Çağdaş, düzenli, sanayinin
yeşil ile iç içe olduğu böyle bir organize
sanayi bölgesinin dünyada başka bir örneği
yok. Ziyaretim esnasında samimi ilgi, alaka
ve sıcak karşılama için başta Yönetim Kurulu
Başkanımız Vahit Yıldırım’a ve tüm yönetim
kademesine ve toplantıya katılan tüm GOSB
Katılımcılarına teşekkür ederim.”l
O
ba Perdesan, Aplus Ve Koçel firmalarına
yapılan ziyaretler esnasında yapılan
sohbetlerde Bölgemizin ortak ve en temel
sorunu olan ulaşım sorununun çözüm yolları
ile ilgili istişare yapıldı.
GOSBSAD, Bölgemize yeni katılan firmalar
önce olmak üzere yapılacak olan tanışma
ziyaretlerine devam ederek, firmalar
arası kaynaşma ve tanışıklık geleneğini
canlandırmayı hedefliyor.l
GOSB'da 112 Ambulans
İstasyonu açıldı
GOSB sınırları içerisinde 112 noktası kurulması için gerekli çalışmalar
tamamlandı.
1
12 ambulans istasyonu, trafik ve iş
kazalarına anlık ve hızlı müdahale
edebilmek için, Gebze Organize Sanayi
Bölgesi’ne ve çevresindeki yerleşkelere
hizmet vermek üzere, Kocaeli İl Sağlık
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Müdürlüğü bünyesinde görevlendirilen 1
acil müdahale ambulansı (kırmızı bantlı), 2
sağlık görevlisi ve 1 şoför ile GOSB İtfaiye
Binası’nda hizmet verecek.l
GOSB HABERLER
14
GOSBAB 2. Olağan
Genel Kurul Toplantısı Yapıldı
Gebze Organize Sanayi Bölgesi Asistanlar Birliği (GOSBAB) 2. Olağan Genel Kurul Toplantısı Gebze Organize
Sanayi Bölgesi Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi.
G
OSBAB’ın kurucu başkanı Aytaç Şenyıl
iki yıllık görev süresinin dolmasıyla
birlikte bayrağı yönetim kurulundan Emine
Demirel’e devretti. Tekno Kauçuk’ta çalışan
Emine Demirel başkanlığındaki yeni yönetim
Rana Çağlayan (Ulus Metal), Sedef Karataş
(Munters), Cemre Tomaç (Artemis) ve Leman
Demirel’den (Teklas Kauçuk) oluştu. Birliğin
yönetim kurulu yedek üyeliklerine ise Sevgi
Koç Vatansever (Onko İlaç), Yasemin Sancak
(Anadolu Çelik), Efsun Pehlivan (Tadım), İrem
Öztürk (Flormar), Vildan Akkerman (Aromsa),
Oya Çetin (Grundfos), Melissa Batman
(Procter Gamble) seçildi. Birliğin sekreterliğini
ise yine Hayriye Şeker üstlendi.
GOSBAB Onursal Başkanı Aytaç Şenyıl, fikri
temeli 20 yıl önce atılan birliği 2 yıl önce
kurduklarını anımsatarak, birliğin Türkiye 'de
bir ilk olduğunu söyledi.
Birliğin kuruluş aşamasında başkanların
2 yıl görev yapacağının daha önce de
paylaşıldığını ifade eden Şenyıl, "Bu anlamda
herhangi bir veda durumu söz konusu değil.
Aksine daha çok işin içindeyim. Birliğimizin
her geçen sene daha fazla genişlemesi
benim için en büyük mutluluk olacaktır"
diye konuştu. Konuşmanın ardından yapılan
oylamada, Emine Demirel başkan seçildi.
Demirel, gazetecilere yaptığı açıklamada,
eğitim ve sosyal alanda faaliyetler
yapacaklarını vurgulayarak, hem yöneticilerin
hem de üyelerin birliği en iyi şekilde temsil
etmeyi sürdüreceğini kaydetti.l
GOSB, Hannover Messe
Fuarı'na katıldı
13 Nisan 2015 tarihinde ziyarete açılan Hannover Messe’ye 67 ülkeden
6814 firma katılım gösterdi.
Ö
zellikle makine teknolojileri,
endüstriyel otomasyon, çevre ve enerji
teknolojileri konusunda yeni teknolojilerin
sergilendiği, firmalar arası işbirliği ve yatırım
görüşmelerinin yapıldığı dünyanın önde
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
gelen fuarlarından Hannover Messe’de, Hall
6 E-30'da bulunan Gebze Ticaret Odası’nın
standında, Gebze Organize Sanayi
Bölgesi’de yer aldı.l
OSB HABERLER
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık:
“2015 yatırım programında
89 OSB projesi var”
16
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Kayseri Organize Sanayi
Bölgesi (OSB) 13. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, bakanlık
olarak yerli, yenilikçi ve yeşil üretim olmak üzere üç temel önceliklerinin
bulunduğunu söyledi.
Ö
lçek bazında üretilebilecek her şeyin
yerli üretilmesi gerektiğine inandıklarını,
üretilen ürünün de teknolojik ve yenilikçi
olmasının kaçınılmaz olduğunu belirten
Işık, Türkiye'nin geldiği bu seviyede makas
değişimi yapmak zorunda olduğunu, artık
emek gücüyle rekabetin olmayacağını,
ülkenin refah toplumu olmaya başladığını
herkesin görmesi gerektiğini ifade etti.
Katma değeri daha yüksek, aynı malı
daha tasarımlı, daha marka değeri olan
ürün üretilmesi ve buna öncelik verilmesi
gerektiğini dile getiren Işık, yeşil üretimde
de üretirken hava, toprak ve suyun
kirletilmemesine dikkat edilmesi gerektiğini
vurguladı.
OSB'lerin Cumhuriyet tarihindeki en başarılı
projeler olduğunu ve sadece Türkiye'nin
değil dünyanın gıpta ile örnek alarak izlediği
projeler haline geldiğini anlatan Işık, "Artık
pek çok ülke Türkiye'ye heyet getirdiğinde
OSB'leri gezmek istiyor. Bu bizim açımızdan
son derece önemli. Bundan sonrada bu
modeli yeni nesil OSB'lerle sürdürmeyi
hedefliyoruz. Enerji ve ham maddenin
daha verimli kullanıldığı, atıkların minimize
edildiği, işletmeler arası malzeme ve enerji
değişimlerinin üst düzeyde olduğu yeni nesil
OSB'lere geçelim. İnşallah bunu başaracağız"
diye konuştu.
Bakan Işık, Türkiye'de 280 OSB'nin
bulunduğunu, bakanlıklarının 157 OSB'nin
altyapı inşaatını krediyle desteklediğini
belirterek, sözleriniz şöyle sürdürdü:
"2015 yatırım programında 11 yeni OSB
olmak üzere 89 OSB projesi var. Bakanlık
olarak özellikle ihtisas OSB'lerine önemli
destekler veriyoruz. Dünyanın sayılı üretim
bölgelerinden birisi olacak Ankara Uzay ve
Havacılık İhtisas OSB'ni başlattık 3 yıl içinde
tamamlayacağız. Kırıkkale Silah İhtisas
OSB'ni de 2015 yılı içinde tamamlayıp
faaliyete geçireceğiz. Sakarya Karasu'da
Otomotiv İhtisas Endüstri Bölgesi kararını
aldık bakanlar kurulu kararını yayınladık.
Burası bittiği zaman yaklaşık 8 bin kişiye yeni
istihdam alanı oluşmuş olacak."
Elektriğin yarısı sanayide tüketiliyor
Sanayide kullanılan verimsiz elektrik
motorlarının değiştirilmesine ilişkin Kayseri'de
pilot proje başlattıklarını ifade eden Işık,
Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı bir ülke
olduğunu ve yıllık 55 milyar dolarlık enerji
ithalatı yapıldığını söyledi.
Işık, Türkiye'nin enerjide kendine yeten
ülke olması durumunda cari açık diye bir
problemin kalmayacağını vurgulayarak, şöyle
devam etti: "Türkiye cari açığın problem
olmaktan çıkmasıyla büyümesini en az yüzde
1,5 yüzde 2 artırabiliyor. O zaman bizim
için en önemli öncelik enerji tasarrufudur.
Türkiye'de tüketilen elektriğin yaklaşık
yarısı sanayide tüketiliyor. Bu yarısının üçte
ikisi yani yüzde yüzde 70'i de sanayideki
elektrik motorlarında tüketiliyor. Yani totalde
Türkiye'de kullanılan elektriğin yüzde 35'i
sanayideki motorlarda tüketiliyor.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Türkiye, enerji yoğunluğu açısından dünyada
en yoğun enerji kullanan ülkelerden birisi.
OECD ortalaması bir birimken Türkiye'nin
kullanımı 1,5. Bu kullanım yoğunluğu
Japonya'da 0,75. Japonya'nın bir birim
mal üretmek için kullandığı enerjinin iki
katını aynı birim malı üretmek için Türkiye
kullanıyor. Bunun bedelini önce verimsiz
elektrik motorlarını kullanan sanayiciler
ödüyor. Ülke olarak biz de bu enerjiyi ithal
ederek cari açık olarak, döviz olarak bedel
ödüyoruz. Gelin bu bedeli ödemeyelim.
Sanayideki verimsiz elektrik motorlarını
verimlileriyle değiştirelim."
8 milyar lira tasarruf sağlanacak
Kayseri OSB'si enerji yönetimi birimi olduğu
için bakanlık olarak Kayseri'yi pilot bölge
seçtiklerini, elektrik motorlarının verimlileriyle
değiştirilme projesini Kayseri'den
başlattıklarını dile getiren Işık, bu projenin
en kısa zamanda ülke geneline yayılmasını
beklediklerini dile getirdi.
Işık, sadece elektrik motorları verimli
motorlarla değiştirildiği zaman yılda 8
milyar lira tasarruf edileceğini vurgulayarak,
bunun, Türkiye için son derece önemli bir
rakam olduğunu kaydetti. Bunun, Türkiye'de
birkaç barajın aslında yapılmadan elektrik
üretmesi anlamına geldiğine işaret eden Işık,
sözlerini şöyle bitirdi: "Sanayicilerimiz elektrik
motorlarının verimlileriyle değiştirilmesiyle
harcadığı parayı en fazla 18 ay içinde
tekrar ceplerine koymuş olacaklar. Burada
KOSGEB olarak devreye girdik. Önce fizibilite
yapıyoruz. Bunun sonunda verimsiz motorları
verimlileriyle değiştirmek isteyen sanayicimize
'siz kredi kullanın bu kredinin faizini
KOSGEB olarak biz karşılayalım bir yıl bir şey
ödemeyin' diyoruz." l
Aygaz A.Ş. Gebze İşletmesi Üretim Direktörü Pulat Oktay:
RÖPORTAJ
18
“Aygaz, her gün, ülkemizin
her köşesinde 80 bin
haneye konuk oluyor”
Aygaz A.Ş. Gebze İşletmesi Üretim Direktörü Pulat Oktay, GOSB'daki
işletmelerinde en modern teknolojiyi kullanılarak AB'de serbest dolaşım
imkânı sağlayan “Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” ve
“Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” çerçevesinde CE ve PI markalama
sertifikalarına sahip LPG tüpleri, tankları, valf ve regülatörlerinin
üretimlerini gerçekleştirdiklerini söyledi.
Aygaz'ın kuruluşundan bugüne kadarki
kısa hikayesini aktarabilir misiniz?
gün, ülkemizin her köşesinde 80 bin haneye
A
tüketicilere sunulan Aygaz Otogaz, 1
ygaz, 1961 yılında, Beyoğlu İstiklal
Caddesi’ndeki Merkez Han’da, “Gazsan
Likit Gaz Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi”
adı altında kuruldu. Türkiye’nin ilk entegre
tüpgaz üretim ve dağıtım şirketi olan Aygaz,
milyonlarca konutun ispirto ocağı ve havagazı
kullandığı yıllarda, Türkiye'nin modernleşme
sürecinin en önemli parçalarından biri oldu.
Türk halkı kısa bir süre içinde “tüpgazı”,
“Aygaz” markasıyla anmaya başladı.
konuk oluyor. 1.650 otogaz istasyonunda
milyondan fazla aracın çevreye saygılı bir
ürün ile milyonlarca yolcu taşımasını sağlıyor.
Kocaeli, Aygaz’ın Türkiye’yi kucaklama
sürecinde daima özel öneme sahip bir kent
oldu. İlk büyük yatırım, kurulduktan bir yıl
sonra 1962 yılında Kocaeli’ de gerçekleştirildi.
Yarımca’da tüp üretim ve dolum tesisi
kurularak, LPG dolum ve dağıtımına başlandı.
Aynı yıl, kurucumuz Merhum Vehbi Koç
tarafından günümüzde sayıları 3800’ü aşan
bayi teşkilatının temelleri de atıldı.
Aygaz, yarım asrı aşan süre boyunca
gerçekleştirilen yatırımlarla üretimden
dağıtıma, LPG’den doğal gaza, otogazdan
elektriğe kadar uzanan geniş enerji
portföyüne sahip bir şirkete dönüştü.
Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen LPG
tedarikçisi haline gelen bir marka olan
Aygaz, 81 ildeki 2.200 tüpgaz bayisi ile her
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Tüm bu çalışmalar, Aygaz’ı yüzde 28,8'lik
konsolide pazar payıyla, Türkiye’nin lider,
Avrupa’nın da 5’inci büyük LPG şirketi haline
getirdi.
Gebze Organize Sanayi Bölgesi ile bağımıza
gelince; kuruluşumuzda Yarımca’da faaliyete
başlayan tek üretim tesisimize, oradaki
büyüme imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle
yeni bir yer arıyorduk. Lokasyonu, sağladığı
imkânlar ve potansiyelini dikkate alarak
Gebze Organize Bölgesi’nde karar kıldık. 52
bin m2 açık ve 25 bin m2 kapalı alana sahip
işletmemizin inşaatına 1990 yılında başladık
ve 1992 yılı itibarıyla kademeli olarak
üretime geçtik. Bugün, Gebze işletmemiz
ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, ISO
14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO
50001 Enerji Yönetim Sistemi belgelerine
sahiptir. Gebze İşletmemizde en modern
teknoloji kullanılarak Avrupa Birliği’nde
serbest dolaşım imkânı sağlayan “Taşınabilir
Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” ve “Basınçlı
Ekipmanlar Yönetmeliği” çerçevesinde CE
ve PI markalama sertifikalarına sahip LPG
tüpleri, tankları, valf ve regülatörlerinin
GOSB'daki işletmemizde en
modern teknoloji kullanılarak
Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım
imkânı sağlayan “Taşınabilir
Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği”
ve “Basınçlı Ekipmanlar
Yönetmeliği” çerçevesinde CE
ve PI markalama sertifikalarına
sahip LPG tüpleri, tankları, valf
ve regülatörlerinin üretimlerini
gerçekleştiriyoruz.
RÖPORTAJ
üretimlerini gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar
gerek yurt içi, gerekse yurt dışı piyasalar için
60 milyondan fazla tüp, 30 binden fazla tank
ve 120 milyondan fazla valf ve regülatör
üretimi gerçekleştirdik.
İçinde yer aldığınız sektörün
Türkiye’deki durumu hakkında neler
söyleyebilirsiniz?
19
Geleceğin enerji kaynağı olarak kabul edilen
LPG, verimli, temiz ve çevreyle uyumlu bir
üründür. LPG sektörü, küresel çapta güçlü
bir büyüme potansiyeline sahiptir. Dünya
LPG Birliği’nin (WLPGA – World LP Gas
Association) yayımladığı son verilere göre
TÜRKİYE TÜP GAZ PAZARI
846 BİN TON TÜKETİM
AVRUPA'DA 5. SIRADA
küresel LPG tüketimi geçtiğimiz 10 yılda
55 milyon ton artışla yüzde 26 oranında
büyümüştür.
2013 yılında dünya LPG tüketimi önceki yıla
kıyasla yüzde 2,8 artarak 265 milyon tona
ulaşmış; böylece genel enerji tüketimi (yüzde
2) ve doğal gaz tüketimindeki (yüzde 1,4)
artışın üzerinde bir büyüme sergilemiştir.
Türkiye’de LPG, yıllık 3,7 milyon tona
ulaşan tüketimi ile enerji çözümleri arasında
önemli bir konuma gelmiş durumda. Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu yayınlarına göre,
AYGAZ'IN İLKLERİ
Türkiye’de LPG sektörünün jenerik markası olarak güven ve kalite ile özdeşleşen Aygaz,
Türkiye LPG sektöründe faaliyet gösteren halka açık ilk ve tek şirket olup, Türkiye’nin en
büyük entegre LPG şirketidir.
Tesislerimizde, tüpgaz dolum ve otomasyon sistemlerinde birçok yeni uygulamayı
devreye aldık. 50 yılı aşkın geçmişinde görünümünde kayda değer bir değişik
yapılamayan tüplerde, Aygaz Gövde Kuşağı uygulaması ile ürünlerimizi farklılaştırdık.
Otogaz alanında ise ürün geliştirme ve Ar-Ge faaliyetlerine yaptığımız yatırımla, ürünü
farklılaştıran ilk ve tek şirket olduk.
Türkiye’de kullanılan LPG’nin yüzde 76’sı
otogaz, yüzde 22’si tüpgaz ve yüzde 2’si ise
dökmegaz olarak tüketiliyor
1990’ların sonunda, benzine alternatif
olarak hayatımıza giren otogaz, bugün
Türkiye’nin en çok tercih edilen otomobil
yakıtı haline geldi. Son 10 yılda, neredeyse 2
kat büyüyerek 2,7 milyon tona ulaşan Türkiye
otogaz pazarı, dünyada da Güney Kore’nin
ardından Rusya ile beraber en önde gelen
pazar konumunda. Kullanıcı profili de giderek
genişleyen otogaz, hem ekonomik hem de
çevreci bir yakıt olarak 4 milyonu aşkın araçta
tercih ediliyor. Kullanıcı sayısına bakıldığında
otogazın Türkiye toplam araç parkındaki
oranı da yüzde 41’e ulaşmış durumda.
Tüpgaz tüketimi ise doğal gazın giderek
yaygınlaşması ile büyük şehirlerden kırsal ve
nüfus yoğunluğu daha düşük alanlara kaymış
durumda. Bu süreç de, doğal olarak, pazarda
belli oranda bir daralmayı beraberinde
getiriyor. Benzer süreci daha önce yaşayan
Avrupa’da ve doğal gazın en yaygın
olduğu ülkelerde dahi tüpgaz tüketiminin
devam ettiğini dikkate alacak olursak,
küçülme giderek yavaşlayacak ve pazar
durağanlaşacaktır. Bütün bu gelişmelere
rağmen, Türkiye tüpgaz pazarı 846 bin
ton tüketimi ile Avrupa’da 5’inci sırada ve
yaklaşık 7,5 milyon ev ve işyerinde tüpgaz
kullanılıyor.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
RÖPORTAJ
20
Ürünlerinizin kullanımının hangi
alanlara, nereye doğru gelişeceği
konusunda neler söyleyebilirsiniz?
İştirakleriyle entegre bir enerji şirketi
yapılanmasına sahip olan Aygaz sektörünün
en itibarlı markasına sahiptir. Aygaz, Mogaz
ve Lipetgaz markalarıyla tüpgazda yüzde
42,9 pazar payı ile liderliğini sürdüren
şirketimiz, ev tüpünden küçük tüplere, ticari
tüplerden forklift tüplerine kadar oldukça
geniş bir ürün gamına sahip. LPG’nin
nihai tüketiciye ulaşması için gereken
tüm basınçlı kaplar, valf ve dedantör gibi
aksesuarlar Gebze İşletmemizde üretilerek,
açık hava ısıtıcılarından barbekülere, küçük
tüp cihazlarından kartuşlu cihazlara kadar
birçok ürünü de farklı kaynaklardan tedarik
ederek müşterilerimize sunabiliyoruz.
Tüpgaz pazarının küçülmesi ile yurt içi
talep daralırken, biz de Gebze’deki üretim
kapasitemizin büyük bölümünü yurt dışı
pazarlara ihracat için kullanıyoruz.
Gelişen pazar dinamikleri sonucu yüzde
76 pay ile baskın segment haline gelen
otogazda da yüzde 24,3 pazar payıyla lideriz.
4 milyonun üzerinde aracın hizmet aldığı
otogaz segmentinde, Türkiye’nin en geniş
istasyona ağına sahip olan şirketimiz bu
alanda büyümesini sürdürmektedir. Geçmişte
yurt içi dökme gaz taleplerini karşılamak için
kurulan LPG tank fabrikamızda, dökmegaz
kullanımının çok düşük bir noktaya gelmesi
dolayısıyla üretim, büyük ölçüde ihracat için
devam etmektedir. Otogazdaki gelişmeler
çerçevesinde, Gebze’deki üretimimizi bu
yönde şekillendirerek 10 m3’e otogaz
tankı üretir hale geldik ve bu sadece
istasyonlarımızın tank ihtiyaçlarına da Gebze
İşletmemizden cevap verebilecek durumdayız.
Ar-Ge ve yaratıcı/yenilikçi
çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir
miyiz?
Tüketicilerine yenilikçi, güvenli ve kaliteli
ürünler sunma hedefiyle hem var olan
teknolojileri yakından izliyoruz, hem de yeni
teknolojiler geliştirmeye odaklandığımız
Ar-Ge çalışmalarımızla sektördeki öncü,
yenilikçi ve yönlendirici konumumuzu daha
da güçlendiriyoruz.
Ar-Ge faaliyetlerimiz yeni ürün geliştirme,
makine ve proses geliştirme ile alternatif
yakıtlar olmak üzere üç ana konu üzerinde
yoğunlaştırıyoruz. Yürüttüğümüz çalışmalar
sonucunda sahip olduğumuz ulusal ve
uluslararası 44 patent ve dört faydalı model
ile Ar-Ge alanında da sektöre öncülük
ediyoruz. 2014 yılında da Türk Patent
Enstitüsü’ne beş adet patent başvurusu
gerçekleştirdik.
2014 yılında elde ettiğimiz başarıları
yurt içi ve yurt dışında aldığımız ödüllerle
taçlandırdık. Türk Standartları Enstitüsü
tarafından Müşteri Dostu Kuruluş ve Müşteri
Dostu Marka Belgesi’ne layık görüldük.
KalDer’in LPG sektöründe müşterilerini en
çok memnun eden markalar sıralamasında
son üç yıldır art arda birinciliğe layık görülen
Aygaz, 2005 yılından bu yana beşinci kez
birinci oldu.
Türkiye’nin ilk entegre tüpgaz
üretim ve dağıtım şirketi olan
Aygaz, milyonlarca konutun
ispirto ocağı ve havagazı
kullandığı yıllarda, Türkiye'nin
modernleşme sürecinin en
önemli parçalarından biri oldu.
Türk halkı kısa bir süre içinde
“tüpgazı”, “Aygaz” markasıyla
anmaya başladı.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
İhracatınız hangi bölgelerde oluyor?
Gebze İşletmemizde ürettiğimiz ürünleri
Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da 40 farklı
ülkeye ihraç ediyoruz. Doğal olarak, her bir
ülkenin farklı standartları olduğu gibi, müşteri
beklentileri de farklılık gösterebilmekte.
Fabrikamızda, söz konusu ülkelerin bu
değişen standart ve taleplerine göre çok
değişik tip ve ebatta ürün üretebilmekteyiz.
Farklı ülkelere de ürünlerimizi tanıtmak
ve ihracatımızı artırmak için çalışma ve
arayışlarımız sürmektedir. l
B
azı eğitimler vardır. Bildiğimiz klasik
sınıf eğitimlerinden farklıdır. Eğitmen
yoktur, lider vardır. Sunum yoktur, yönergeler
vardır. Katılımcı ders notu yoktur, eğitim
materyali çoktur. Bu materyal bazen bir
kalem olur, bazen bir oklava. Bazen bir
mendil olur, gözümüzü bağlar. Bazen o
mendil bir kravata dönüşür bir senaryonun
içinde. Hayattan her türlü malzemeye açıktır
ve bazen bu malzemeler o kadar hayali
olur ki; varmış gibi yapar katılımcı. Varmış
gibi yansıtır izleyene… varmış gibi olan o
malzeme herkesin algısıyla dönüşür, değişir,
yaratıcı olmaya zorlar bizi. Geliştirir bizi
ve alıştırır bizi böylece zihnimizin kalıpları
dışında düşünmeye. Böyle eğitimlerde duygu
daha yoğundur. Katılımcı, liderin yönergesiyle
bir hal içindedir. Bir olay yaşar ve yaşatır.
Doğaçlama yapar ya da yapılandırılmış bir
kurgunun içinde bir karakteri canlandırır. O
hal, o karakter, katılımcıda yeni düşüncelere,
yeni duygulara yer açar. Paylaşır, dile getirir
ve liderin güçlü sorularıyla transfer eder
gerçek dünyaya. Hızlı öğrenir böylece. Çünkü
yaşadığı o duygu her şeyden çok daha fazla
kalır hücrelerinde, tüm benliğinde.
Katılımcı çoğu kez de bir ısınma oyunun
içinde bulur kendini. Bir ekibin üyesidir.
Ve farkındadır ekip olmanın, zorluğunun,
kolaylığının, keyfinin. Bazen rekabet olur,
kıyasıya mücadele. Bazen liderlik yapar,
motive eder ekibi. Plan yapmanın önemini
kavrar. Hedefe ulaşmanın hazzını yaşar. Tüm
ekiple keyfi de paylaşır, hüznü de. İşte tam
da böyle durumlarda maskeler kalkar, gerçek
kimlikler ortaya çıkar. Kendini de arkadaşını
da tanımak için inanılmaz güzel bir fırsattır
böyle anlar.
İşte tüm bu yaşantıların sonunda mutlaka
bir değerlendirme aşaması olur. Bu bir
ürüne dönüşür. Bu yaşantılarımızın bir amacı
olduğunun altını çizer. Bir broşür, şiir, anı
defterinde bir yaprak, bir resim, bir şarkı, bir
reklam filmi, bir pano… tüm o yaşantılarını
son noktayla bir ürüne dönüştürür katılımcı.
Yaşanılan atölyenin bir çıktısıdır bu.
YARATICILIK
Yaratıcı Drama farkı ile…
Kazanıma götüren son vurucu nokta...
Tüm bu sürece yayılmış paylaşımlar vardır
ayrıca. Çok güçlü sorular sorar lider.
Ne yaşadık?
21
Ne hissettik?
Neyi fark ettik?
Gerçek hayatla nasıl bir bağı var?
Aynı durumu gerçek hayatta nasıl yaşıyoruz?
Nasıl tepki veriyoruz?
Bu deneyiminiz siz de neyi fark ettirdi?
Bu deneyim sonrası bugünden yarına neyi
daha farklı yaparsınız?
Hiç küçümsenmeyecek sorulardır bunlar.
Düzinelerce farklı soru çıkar. Katılımcı paylaşır,
yaşadığını aktarır, dile gelir mesajlar…
Cebine koyar mesajları. Artık dünkü katılımcı
değildir o. Bir fazladır farkındalığı…
Fatma Yıldız
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri
Fakültesi Eğitim İletişimi ve Planlaması
bölümünden mezundur. Eğitim
Koordinatörlüğü, Eğitim ve Gelişim
Yöneticiliği görevlerinde bulunmuştur.
NBS Akademi’nin Genel Müdürü
olarak görevine devam eden Fatma
Yıldız, Peryön, Tegep ve Çağdaş Drama
Derneği üyesidir.
Yaşayarak öğrenme denir buna. Düşünün
bir kere; lider size bir konu üzerinde yeni
kazanımlarınız olması için bir şeyleri önceden
tasarlar hazırlar ve sınıfta belirli bir plan
dahilinde ve belirli bir süre içerisinde size
tüm yaratıcı drama adımlarını yaşatır. Yaratıcı
drama; klasik sınıf eğitimlerinden daha
yakındır katılımcı üzerinde bir etki yaratmaya.
Peki nedir yaratıcı drama. Çok karıştırılabilir
psikodrama ile... Ortak alanları vardır
ama asla geçmişi kurcalamaz. İnmez
kişinin psikolojisine, köklerine, ailesine…
Katılımcıda şu andan ileriye götürecek
yeni bir farkındalık yaşatmak ister.
Yaratıcı drama herhangi bir konuda, bazı
tekniklerden yararlanarak, katılımcıların
kendi deneyimlerinden yola çıktığı
canlandırmalardır. Herhangi bir konuyu
yaratıcı drama ile anlatabilmek, aktarabilmek
mümkündür. Yaratıcı drama lideri; hedef
kitleye göre ve kazanımlarına göre
programını hazırlar. Program mutlaka en
az bir kazanıma götürmelidir. Hedefimiz ne
ve hedef kitlemiz kim? Yaş grubu, cinsiyet,
bulunduğu sosyo-ekonomik çevre, eğitim
seviyesi vb. bilgiler programın tasarlanmasına
yardımcı olur. Sadece bir oyun değildir. Bir
tiyatro oyunu çıkarmak değildir. Yaratıcı
drama; içinde farklı disiplinleri barındırır.
Liderin bu konuda belli bir formasyondan
geçmesi gerekir. Plan dahilinde kazanımları
kazanmaya götüren bir süreçtir. Keyiflidir
ayrıca. l
Bu yazı, “Yaratıcı Drama ile İletişim ve Takım Olma”
konulu eğitim vermekte olan, NBS Akademi’nin Genel
Müdürü Fatma Yıldız tarafından hazırlanmıştır.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
RÖPORTAJ
22
Acıbadem Sağlık Grubu’nun yapı
taşlarından biri olarak 2006 yılında
kurulan “APLUS Hastane Otelcilik
Hizmetleri A.Ş.”, grup içi ve grup
dışındaki yerli-yabancı sağlık
kuruluşlarına, yiyecek&içecek,
çamaşır, temizlik ve kat hizmetleri
alanında beş yıldızlı otel hizmeti
sağlıyor. Çamaşırhane Hizmetleri
Direktör Yardımcısı Mete Han
Ünalan APLUS Hastane Otelcilik
Hizmetleri A.Ş'nin sahip olduğu
vizyon ve hizmet anlayışı ile
sağlık sektöründe rakipsiz bir
firma olduğunu belirtiyor. APlus
kurulduğu günden bu yana,
profesyonel kadrosu, sahip olduğu
teknolojik makineleri ve alt yapısı
ile sektöründe sürekli büyüyerek
devam etmektedir.
GOSB’da Hijyenik Çamaşır
Yıkama Fabrikası
A
Plus olarak 2013 yılında Gebze
Organize Sanayi Bölgesi içerisinde 6000
m2 kapalı alana sahip 7000 m2 yer alarak
yeni çamaşırhanemizi kurduk. Samandıra
tesislerimizde 1.350 m2 alanda 13-14
ton kapasite ile hizmet verirken, 2015 yılı
itibari ile GOSB içerisindeki yeni tesisimizde
günde 36 ton kapasite ile hizmet vermeye
başladık. Kapasitemizin kısa zamanda 70
tona ulaşılmasını hedeflemekteyiz. Bunun için
tesisimizde gerekli tüm alt yapı planlamaları
yapılmıştır.
GOSB'daki çamaşırhane tesisimiz, Avrupa
ve dünyada son sisteme sahip olup hastane
çamaşırlarını yıkamak ve dezenfekte etmek
üzere kurulmuştur.
GOSB tesisimizi faaliyete geçirmeden önce,
yurt dışında bu sektörde iş yapan fabrikaları
ve bu fabrikalara makine tedarik eden
işletmeleri inceleyerek bilgi sahibi olduk.
Tesisimizde kullandığımız sistemleri dünyanın
bu konuda önde gelen kuruluşlarını örnek
alınarak seçtik. Makinalarımız sektörde
tek olarak gösterilen Alman menşeili son
teknoloji sistemleridir. Çamaşırhanemiz full
Sağlık hizmetleri sektöründe
kullanılan tekstillerin mümkün olan
en yüksek hijyen standartlarına
göre işlenmesi gerekir. Acıbadem
Hastaneler Grubu olarak verdiğimiz
sağlık hizmetlerinin her aşamasında
oluşabilecek her türlü risklere karşı
dünyadaki en iyi teknolojilerini
ve en yeni uygulamalarını hayata
geçirmekteyiz.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
otomasyon sistemine sahip Avrupa da ilk
üç, Türkiye'de ise bu sistemlere sahip tek
çamaşırhanedir.
Hastanecilik sektöründe tekstil hijyeni çok
önemlidir. Hastanelerde bulaşıcı hastalıklara
yakalanma riskinin oldukça dramatik biçimde
arttığı fark ediliyor. HIS, SARS, H1N1 ve EHEC
yakın geçmişte ortaya çıkan ve salgın hastalık
olma potansiyeline sahip enfeksiyonlardan
sadece birkaçıdır. Hastane de yatan
hastaların bağışıklık sistemleri zayıftır ve bu
durum hastaları enfeksiyonlara karşı son
derece açık hale getirir. Bazı bakteri ve virüs
türleri MRSA ve VRE gibi antibiyotiklere
karşı dirençli hale gelmiş olup, bu durum
enfeksiyon kontrolünün başka bir boyutunu
ortaya çıkarmaktadır. Sağlık hizmetleri
sektöründe kullanılan tekstillerin bu nedenle
mümkün olan en yüksek hijyen standartlarına
RÖPORTAJ
23
göre işlenmesi gerekir. Acıbadem Hastaneler
Grubu olarak verdiğimiz sağlık hizmetlerinin
her aşamasında oluşabilecek her türlü risklere
karşı dünyadaki en iyi teknolojilerini ve en
yeni uygulamalarını hayata geçirmekteyiz.
APlus firması olarak çamaşırhane
proseslerimizi, hastane çamaşırı yıkama
konusunda otorite olarak kabul edilen
dünyada tanınmış bir tekstil araştırma
enstitüsü olan Alman menşeli HOHENSTEIN
'in endüstiriyel çamaşırhanelerde uyguladığı
RAL –GZ 992 kalite belgesi standartlarını,
hijyen kurallarını ve ekolojik gereklilikleri
dikkate alarak tanımladık. Çamaşırhanemiz
2009 yılından itibaren RAL kalite belgesine
sahiptir.
Çamaşırhane proseslerimiz hastanelerden
torbalara toplanan kirli çamaşırların
konteynırlarla çamaşırhane kirli ayrıştırma
bölümüne gelmesi ile başlar. Kirli çamaşırlar
otomasyon sistemimizde tanımlanmış çarşaf,
nevresim, yastık kılıfı, yorgan, havlu,üniforma
vb. hastane tekstili dediğimiz ürün türlerine
ve müşteri kodlarına uygun şekilde ayrıştırılır.
Ayrıştırılan ürünler kirli torba sistemi ile tünel
yıkama makinesine otomatik transfer olur.
Tünel yıkamada çamaşırlar ön yıkama, ana
yıkama, duruluma ve sıkma işlemine tabi
sistemlerinden, hastane üniformaları
tutularak kimyasal ve termal dezenfeksiyon
otomatik forma ütüleme ve katlama makine
işlemlerinden geçirilip hijyenik hale getirilir.
sistemlerinden, havlular havlu katlama
Tünel yıkama sisteminden geçen çamaşırlar
makinesinden geçirilerek otomatik paketleme
kurutma makinelerinde işlem gördükten
makinelerinde paketlenerek sevkiyata
sonra temiz torba sistemi ile temiz alanda
hazırlanır. Full otomasyondan oluşan
ilgili bölümlere otomatik transfer edilir.
çamaşırhenemizde izlenebilirliği sistemimize
Temiz çamaşırlar, minumum kontiminasyon
entegre edilmiş yazılım sistemi ile kioslar
ile çarşaf ve nevresimleri silindir ütü
üzerinden sağlamaktayız.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
RÖPORTAJ
24
Çamaşır yıkamasında kullanmış olduğumuz
kimyasallar konusunda alanında lider olan,
dünyaca ünlü bir firma ile çözüm ortaklığı
yapmaktayız. Firmanın otomatik dozajlama
sistemi ile birlikte kimyasal kullanımımızı
da optimize hale getirdik. Bu kimyasallar
tamamen çevre dostu ürünleri olup,
atıkları çevreye ve doğaya zarar vermez.
Maliyetlerimizin en büyük kalemi olan, enerji
ve su tüketimi konusunda yapmış olduğumuz
sürekli iyileştirme çalışmaları ile ülkemizin
doğal kaynaklarını en verimli şekilde
kullanımını sağlayarak tesisimizde etkili bir
enerji yönetimi gerçekleştiriyoruz. Aplus
çamaşırhanemiz standartlaştırdığı tüm bu
proses uygulamaları ile tekstillerin hijyenik,
uzun ömürlü ve ilk gün ki gibi muhafaza
edilmesini garanti etmektedir.
GOSB avantajları olan bir bölge
Gebze Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrika
yatırımı yaparken bölgenin özelliklerini
dikkate aldık.
AB uyum yasaları çercevesinde yakın bir
gelecekte, şehir içlerinde sanayi işletmelerinin
üretim yapma imkanı kalmayacak. GOSB
enerji, su ve altyapı bakımından neredeyse
bir belediye hizmeti sunuyor. Bölgenin
her geçen gün giderek stratejik önemi de
artıyor. Yeni açılacak İzmir-İstanbul otobanı
ve Körfez geçişi gibi projeler bölgenin
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi'ndeki fabrika yatırımı
yaparken bölgenin özelliklerini
dikkate aldık.
AB uyum yasaları çercevesinde
yakın bir gelecekte, şehir içlerinde
sanayi işletmelerinin üretim yapma
imkanı kalmayacak. GOSB enerji, su
ve altyapı bakımından neredeyse bir
belediye hizmeti sunuyor. Bölgenin
her geçen gün giderek stratejik
önemi de artıyor.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
cazibesini artırırken bizim de işlerimizin daha
kolaylaşmasını sağlayacaktır. Biz, Ankara
hastanemizinde çamaşırlarını yıkamaktayız.
Keza aynı şekilde Eskişehir, Bursa ve
Kocaeli hastanelerimizle de çalışmaktayız.
Bu bölgeden çevre illere hizmet sunmak,
lojistik ve transfer anlamında çok daha
elverişli. Gosb'taki yatırımımızın uzun vadede
grubumuza çok daha fazla değer katacak bir
yatırım olduğunuz düşünüyoruz.
APlus olarak hijyene dayalı hastane
çamaşırları yıkamaktayız. Acıbadem Sağlık
Grubuna hizmet verdiğimiz gibi, sektördeki
diğer özel hastanelere, devlet ve araştırma
hastanelerine de çamaşır yıkama hizmeti
vermekteyiz. Çamaşırhane sektörü artan
taleple birlikte her geçen gün büyümektedir.
Biz de Gosb'ta kurduğumuz tesisimiz
ve kaliteli hizmet anlayışımızla birlikte
sektördeki pazar payımızı hergeçen gün
artırmayı hedeflemekteyiz.
Kaya Ropes, yelken sporuna verdiği desteğe bir yenisini daha ekleyerek
Extreme Sailing Series™ 2015’de mücadele eden ilk ve tek Türk takımı
olan Team Turx’e sponsor oldu.
H
er yıl yapılan uluslararası Extreme
Sailing Series™, dünya klasmanında
ve sınıfındaki profesyonel tek yelken serisi
olarak tanımlanıyor. Extreme Sailing Series™,
özgün “stadyum yarışı” konseptiyle seyirciye
ulaşan ve dünyanın en iyi yelkencilerinin 40
ft uzunluğundaki çift gövdeliler üzerinde kısa
rotada, bir yıl süresince 3 kıtada ve 8 farklı
şehirde yarıştığı regattalardan oluşuyor.
Geçtiğimiz Eylül ayında Extreme Sailing
Series™ 2014’ün zorlu geçen İstanbul
etabında ev sahibi takım olarak yarışan ve
iddiasını ortaya koyan Team Turx, gösterdikleri
performans neticesinde, yarışın organizasyon
komitesi tarafından, Extreme Sailing Series™
2015 yarışlarına davet edilmişti. Şubat
Ayı’nda Singapur’da başlayan Extreme Sailing
Series™ 2015’te ülkemizi temsil eden ve
seyirciden tam not alan Team Turx’ün ilk
etapta 3 birinciliği bulunuyor.
Edhem Dirvana, Mitch Booth, Diogo Cayolla,
Selim Kakış, Can Bayülken, Matteo Auguadro
ve Jordi Booth'dan oluşan, Team Turx
ekibi ikinci etap için 11-13 Mart tarihleri
arasında Umman- Muscat’ta Kaya Ropes
sponsorluğunda parkura çıktı.
yüksek olması ve takım olarak sergiledikleri
hızlı gelişme neticesinde Land Rover Above
and Beyon Trofesi’ne layık görüldü.
Yelken yarışlarındaki başarıları ile adını
duyuran Team Turx’u desteklemekten ve
sponsor olmaktan büyük gurur duyduklarını
dile getiren Kaya Ropes Yönetim Kurulu Üyesi
Ali Kaya; “Bir Türk takımı olan Team Turx’ün
uluslararası alanda bu denli önemli bir yarışa
davet edilmiş olması ülkemiz adına gurur
verici bir olay. Dünya’nın birçok ülkesinden
profesyonel yarışçılarla yarışan Team Turx
takımını desteklemekten Kaya Ropes olarak
son derece mutluyuz. Global bir marka haline
gelen Kaya Ropes’un büyümesi uluslararası
alanda devam ederken; yıllardır spor
alanındaki sponsorluk çalışmalarımızla Türk
sporcularının uluslararası alanda gelişimini
destekliyoruz” dedi.
Yelken sporunun, rekabet ile dayanışmanın bir
arada olduğu bir spor olması dolayısıyla önem
taşıdığına dikkat çeken Kaya, Team Turx’ün
Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğine
gönülden inandıklarını ifade etti.
Kaya Ropes’in vizyonunun kendileriyle birebir
örtüştüğünü ifade eden Kaya Ropes Team Turx
Takım Kaptanı Edhem Dirvana; “Takımımız
her geçen gün gelişiyor ve dünyanın en zorlu
yarışlarından birindeki yolculuğuna devam
ediyor. Yelkene ve spora uzun zamandır
destek veren Kaya Ropes’la bir süredir devam
eden işbirliğimizi de Extreme Sailing Series’e
taşıyabilmek bizi çok mutlu etti” dedi. “ESS’de
yeni yarışmaya başlamış bir ekip olarak,
tecrübeli ekipleri geçebileceğimizi gösterdik.
Bunun için ilk günden beri inanarak ve çok
çalışıyoruz. Her etaptan değil, her yarıştan
ders çıkartıp hayata geçirmek gayretindeyiz ve
bu çabalarımızın sonucunda genel sıralamada
üç basamak birden yükseldik ve Land Rover
Above and Beyond Trofesi’ni Türkiye’ye
getirdik. Bu etabı beşinci sırada bitirdik. Bu
bizim dördüncülüğe de bir adım yaklaştığımız
anlamına geliyor. Hedefimiz, ESS’de her etapta
bir basamak daha yükselmek. Bize inanan,
baştan beri işbirliği içinde olduğumuz ana
sponsorumuz Kaya Ropes teşekkür ediyoruz”
dedi. l
Toplamda 29 yarışın yapıldığı ESS 2015 ikinci
ayağında aldığı bir birincilik, dört ikincilik
ve iki üçüncülükle kısa sürede kaydettiği
ilerlemeyi ortaya koyan ve ikinci grubun lideri
konumundaki Kaya Ropes Team Turx, bu
derecelere ilave olarak start istatistiklerinin
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
İŞ DIŞI YAŞAM
Team Turx'ün yeni sponsoru
KAYA ROPES
25
DRD Filo Kiralama Satış Direktörü Şafak Kürkçü:
RÖPORTAJ
26
“Müşteri memnuniyetine
verdiğimiz önemle vizyonunu
sürekli geliştiren bir şirketiz”
DRD Filo Kiralama Satış Direktörü
Şafak Kürkçü, 12 farklı bölge
yapılanması ile hizmet veren
tek şirket olduklarını dile
getirerek "Servis yaygınlığı
açısından bakarsak 1.100 noktada
hizmet vererek önemli bir fark
yaratıyoruz" diye konuştu.
Dünyada operasyonel filo kiralama
sektörüne baktığımızda Türkiye
pazarın neresinde kalıyor? Türkiye’de
operasyonel kiralama sektörü hakkında
genel bilgi verir misiniz?
A
lmanya, İngiltere, Fransa ve İtalya
gibi gelişmiş pazarlara baktığımızda
operasyonel kiralama alanında her 1000
kişiye düşen araç sayısının 500’lü adetlerin
oldukça üzerinde olduğunu gözlemliyoruz.
Buna karşın ülkemizde halen bu rakam
ancak 150 - 200 araç seviyesinde kalıyor.
Bu noktada ülkemizin ekonomik ve coğrafik
koşullarını da göz önüne aldığımızda,
sektörün ülkemizde ne denli büyük bir
gelişim potansiyeline sahip olduğu kolaylıkla
öngörülebiliyor.
Türkiye’de operasyonel kiralama sektörünün
gelişimi ile birlikte yurt dışında olduğu gibi
kiralamaya konu olan unsurun araçtan
ziyade bir hizmet paketi olduğu konusundaki
bilinç hızla artıyor. Müşteriler, konusunda
uzman operasyonel kiralama şirketlerinin
danışmanlığında, iş modellerine en uygun
araç alternatiflerini seçebiliyor ve satış sonrası
süreçlerde etkin ve profesyonel bir hizmet
alarak işlerinin sürekliliğini sağlıyor.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
TOKKDER tarafından açıklanan
Operasyonel Kiralama Sektörü 2014 yılsonu
değerlendirmelerinde, 2013 yılının aynı
dönemine göre önemli bir büyüme kaydeden
sektör, parkındaki araç sayısını da yaklaşık
236 bin 930 adede çıkardı.
Sektörün müşteri sayısı, bir önceki yılın aynı
dönemine göre gelişerek, toplam 33 bin 116
adede ulaştı. Bu veri ülkemizde çok uluslu
ve büyük yerel şirketlerin yanı sıra küçük ve
orta ölçekli işletmelerin de artık araç filolarını
operasyonel kiralama yönetimini tercih
ederek oluşturduklarına işaret ediyor.
Bu veriler ışığında operasyonel kiralama
sektörünün ülke ekonomisi ve beraberinde
otomotiv sektörü için olan önemini bir kez
daha görmüş oluyoruz.
Gücümüzü müşterilerimizden alan,
tedarikçilerimize değer katan, hizmet
kalitemizin yanı sıra, müşteri memnuniyetine
verdiğimiz önemle vizyonunu sürekli
geliştiren bir şirketiz.
Operasyonel kiralama sektörünün otomotiv
sektörü içindeki değerini, kalitemizi sürekli
yükseltmek için ürünlerimizi çok iyi tanır,
tanıtır ve her marka temsilcisi ile ilişkilerimizi,
otomobil firmaları ile sürdürülebilir ticari
birlikteliklerin metotlarını geliştiririz.
Bir diğer öne çıkan farkımız da, sahip
olduğumuz güçlü altyapı ve yaygın hizmet
ağı sayesinde müşterilerimizin ihtiyaç
duydukları her an ve her noktada kesintisiz
olarak yanlarında olabilmemiz. Sadece birkaç
büyükşehirde değil; tüm Türkiye’de hizmet
veriyoruz. Yalnızca 2014 verilerine bakacak
olursak, 42 farklı şehirden müşteri kazanmış
olmamız bunun en önemli göstergesi.
12 farklı bölge yapılanması ile hizmet veren
tek şirketiz. Servis yaygınlığı açısından
bakarsak 1100 noktada hizmet vererek
önemli bir fark yaratıyoruz.
Türkiye’nin neresinde olursa olsun
müşterilerimizin yola çıkış amaçlarından asla
Kurumsal müşterilerimiz için her kilometrede
yanlarında olan, müşteri memnuniyetini
her şeyin üstünde gören anlayışımızla uzun
soluklu çalışmalar yürütüyoruz.
DRD olarak 2014 yılını değerlendirir
misiniz?
2014 yıl sonu itibari ile 564 milyon TL
seviyesinde bir satış gerçekleştiren şirketimiz
faiz, amortisman ve vergi öncesi kârını 147
milyon TL’den 182 milyon TL seviyesine
yükselterek iş verimliliğini ve operasyonel
kârlılığını istikrarlı bir şekilde geliştirdi.
DRD sadece 2014 yılında 710 milyon TL
seviyesinde araç yatırımı gerçekleştirerek,
2014 yılsonu itibarıyla 22 bin adedi aşkın bir
filo büyüklüğüne ulaştı.
DRD için hedef sadece büyüme ve karlılık
değil. Hizmet kalitesi, yeni ürün ve süreç
geliştirme gibi pek çok farklı hedef ve
projeler her zaman gündemimizde olmuştur,
olmaya da devam ediyor. Diğer önemli bir
konu da sürdürülebilirliktir. Bunun temelinde
de müşterilerimizin memnuniyeti ve sağlam
mali yapılar yatar. O yüzden bu seneyi
müşteri memnuniyetimizi daha üst seviyelere
taşıdığımız ve sağlam finansal yapımızı
sürdürdüğümüz ciddi bir büyüme oranıyla
geçireceğimizi öngörüyoruz.
2015 yılındaki büyüme hedefiniz ve pazar
beklentileriniz nelerdir?
DRD olarak, yıllardır istikrarlı bir şekilde
gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızı, 2015
yılında da hız kesmeden sürdürmeyi
planlıyoruz. Bu çerçevede 2015 yılı içerisinde
yaklaşık 804 milyon TL’lik bir yatırımla,
filomuza 11 bin 650 adet araç katmayı
hedefliyoruz. Samsun’da açılacak yeni satış
ofisimizle birlikte Karadeniz Bölgesi’nde de
faaliyetlerimizi hızlandıracağız.
En önem verdiğimiz konuların başında gelen
müşterilerimizle bire bir temas halinde
olma sürecimizi bu sene de sürdürme
yolunda planlamalarımızı yaptık; ekiplerimizi
güçlendirerek yılsonunda 15.000 ziyaret
hedefliyoruz.
Müşteri portföyünüzün sektörel dağılımı
hakkında bilgi verir misiniz?
44 farklı faaliyet alanında 4 bin kurumsal
müşteriye sahibiz. Sadece birkaç
büyükşehirde değil; tüm Türkiye’de hizmet
veriyoruz. Hizmet ağımızın yaygınlığını,
her sektörden müşteriyle ayırt etmeden
çalışmamıza ve taleplerin miktarlarına
bakmadan her talebe standartlarımız
çerçevesinde dönüş yapmamıza borçluyuz.
Bu yaklaşımımız bize birbirinden farklı
sektörlerde var olma sonucunu getiriyor.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
RÖPORTAJ
DRD’nin operasyonel filo kiralama
sektöründe bu kadar çok tercih edilme
sebebi nedir?
geri kalmamalarını hedefleyen markamız, bu
çerçevede Türkiye genelinde 4 bin kurumsal
müşterimize aynı dönem içerisinde 7/24 yol
yardım hizmetini ulaştırdı. Sunduğumuz bu
güçlü operasyonel hizmetler ile DRD Filosu
olarak sadece 2014 yılında toplam 800
milyon kilometre yol kat ettik.
27
TEKNOPARK
28
Crea Technic, yenilikçi
çözümler ortaya koyuyor
Crea Technic, kargo ve lojistik
sektörünün temel ihtiyaçlarına
en uygun ürün ve hizmetlerini
geliştiren ve sunan, 2011 yılında
kurulmuş bir araştırma geliştirme
ve üretim firmasıdır.
Firmanın misyonu global ölçekte
söz sahibi olacak bir dünya firması
olmaktır. Bunu gerçekleştirmek
için hem yerel hem uluslararası
ortaklıkların kurulması ve
kaynakların kullanılması
vazgeçilmez bir unsur olmuştur.
Vizyonu ise, tüm teknoloji
geliştirme yollarını açıp, araştırma
ve geliştirme yöntemlerini
kullanarak yenilikçi çözümler
ortaya koymaktır.
MERT DOĞANLI
Proje Yürütücüsü
C
rea Technic firmasını kurmadan önce
Novasim adı altındaki firmamız ile
otomotiv sektörüne mühendislik hizmeti
veriyorduk. Türkiye'de, Kuzey Amerika'da
ve Çin başta olmak üzere bir çok ülkedeki
otomotiv ana sanayilerine projeler ürettik.
Bu çalışmaları yürütürken Aras Kargo'dan
ayrıştırma makinesi konusunda destek isteği
geldi. Aras Kargo, kargo malzemelerinin
ayrıştırılması için kullanılan ve yurt dışından
gelen bir makinayı çalışır hale getirdik. Bu
makinalar yurt dışından ithal ediliyordu.
Bu makinaların kullanılmadığı durumlarda
ise kargo malzemeleri elle ayrıştırılmak
durumunda kalıyordu. Bu makinalar ise işlemi
otomotik hale getiriyor, barkod bilgisine
göre istasyonlara ayırıyor. Bu makinalırın hızı
ise, saatte 10-15 bin adet kargoya kadar
çıkabiliyor. Aras Kargo'nun yurt dışından
getirdiği makinanın boyu uzun gelmişti ve
aynı zamanda kargo poşetleri ince olduğu
zaman, bant dışına itiyordu. Biz bu makina
üzerinde bazı yenilikler ve geliştirmeler
yaptık. Bu süreç bizi heyecanlandırdı, sonuçta
Aras Kargo ile bir ortak bir teknopark şirketi
kurarak bu sektöre adım atmış olduk.
Doküman ayrıştırma makinasının projesini
yazarak TÜBİTAK'a başvurduk. TÜBİTAK'tan
onay alınca, GOSB Teknopark'taki üretim
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
binamızda makinayı hem tasarlayıp, hem
ilk prototipini yapmaya başladık. Doküman
Ayrıştırma Makinasını ilk prototipini
geliştirmek ve sıfırdan tasarlamak yaklaşık
olarak iki yıl sürdü. Tasarımını, yazılımını ve
mühendisliğinin hepsini bizler yaptık. Bu
makina 2013 yılının Mayıs-Haziran aylarında
bitmiş oldu. Sonra Aras Kargo'da yaklaşık
olarak dört ay gibi bir zamanda test ettik.
Testten başarıyla çıkınca artık sonuçta nihani
ve daha büyük bir ürün üretmek için kolları
sıvadık.
Bu makinayı yaparken ayrıca bir de ölçüm ve
tartım konusunda kargo sektörüne destek
Kargo sektöründe
otomasyon çözümleri çok
az kullanılmaktadır. İhtiyaç
duyulan makineler
ithal edilerek yüksek
maliyetlerle temin edilmektedir.
Ülkemizde kargo paketleme
işlemlerinin
standartlaştırılmaması ithal
edilen makinelerin verimli
kullanılmasını engellemektedir.
29
İhracat potansiyeli olan
makinenin, başta Rusya olmak
üzere Asya pazarında rekabetçi bir
ürün haline gelmesi bekleniyor.
PROJENİN ÖNEMİ
Standart ve karmaşık şekilli
ürünlerin daha rahat ayrıştırılması
için geliştirilen makine döküman,
kitap ve broşür gibi daha hafif
ve az yer kaplayan ürünlerin
ayrıştırılmasını sağlamaktadır.
PROJENİN TEKNOLOJİK
KAZANIMLARI
Mekanik tasarımı ve otomasyon
yazılımı özgün olarak geliştirilen
makine ufak boyutlu ürünlerin
olacak bir makinayı da hayata geçirdik.
Lojistik ve Kargo sektöründe ve depolama
çalışmaları yapan kuruluşlarda kullanılmak
üzere boyut ölçüm ve ağırlık tartım cihazlarını
tasarlayıp ve geliştirdik.
Kargo firmalarının şubelerinde ve transfer
merkezlerine yönelik olarak kurulan cihazlar
desi ölçümlerini çok pratik ve kullanıcıya göre
esnek olarak sağlamaktadır. Bunun yanı sıra
TEKNOPARK
Crea Technic, Döküman Ayrıştırma Makinesi ile
TÜBİTAK Başarı Öyküleri 2015 kitabında yer aldı
taşınması için tasarlanmıştır. Makinenin
boyunu kısaltmak amacıyla, ürünler
dik olarak taşınmaktadır. Yatay
olarak taşımaya göre ortalama % 40
civarında yer tasarrufu sağlanmıştır.
Besleme şekline göre saatte 6.000 adet
ayrıştırma yapabilen makine, modüler
olması sayesinde istasyon sayıları
değiştirilebilmektedir.
Transfer merkezlerinde ve
PROJENİN TİCARİ KAZANIMLARI
beklenmektedir. Seri üretime
İthal ikame sağlayan ürünün, öncelikle
yurt içi kargo ve lojistik sektörlerinde
yer edinmesi öngörülmektedir.
geçildiğinde, hassas parçaların
kargo şubeleri için hacim ve ağırlık ölçüm
sistemi konusunda destek olacak makina
geliştirdik.
üretime geçirmek için yaptığımız başvuru
TÜBİTAK tarafından kabul edildi. Artık
makinanın kritik parçalarını firmamız
içerisinde üreteceğiz. Çok yakın bir zamanda
makinayı seri olarak üretir hale geleceğiz.
Teknoloji firmalarının en büyük sorunu
markete ya da pazara girebilmesinin
zorluklarıdır. Yeni bir ürünü denemek isteyen
firma sayısı çok azdır. Bu açıdan ilk seri üretim
ürünü Aras Kargo'da çalışmaya başlayacak.l
Tasarımını ve üretimini yaptığımız makinalar
aslında sadece kargo ve lojistik sektörüne
yönelik değildir. Ürünlerimizi ilaç, kozmetik,
tekstil gibi sektörlerde de rahatlıkla
kullanılabilir.
Yine Doküman Ayrıştırma Makinasını seri
depolarda verimliliği arttırmanın
yanında hata payını da önemli
ölçüde düşürmektedir. İhracat
potansiyeli olan makinenin, yurt
içi pazarlarının yanı sıra başta
Rusya olmak üzere Asya pazarında
rekabetçi bir ürün haline gelmesi
firma içinde üretilecek olması,
istihdam artışı sağlayacaktır.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
FİNANS
30
Ticarete
Finansal
Entegrasyon
Ülkemizde dar alana sıkışan finansal arayışlara firmaya ve
iş akış senaryolarına dayalı alternatif çözümler...
oldu. Basit bir arz talep gibi olsa da, çok
değil bundan 25-30 sene önce bankayla
çalışmamak övünülecek bir konu hatta bir
bankada görülmeniz, “bankaya düşmüş,
acaba batıyor mu?” dedikodularına sebep
bile olabilirdi.
Biz bu tekerlemelerle uğraşırken, bankacılık
sistemlerini ticaretlerine entegre edenler
büyüdüler ve mali açıdan devletlerden büyük
şirketler meydana getirdiler.
Bizde bu dev organizasyonlar neden
kurulamadı dersek, aslında ciddi bir öz eleştiri
yapabiliriz bu konuda:
Banka kapınıza geliyor ve size kendisi
tarafından oluşturulmuş bir ürün sunuyor…
peki size sunulan bu ürün sizin ticaretinize
uyuyor mu?
SERKAN TUNÇ
İstanbul Capital
Yönetim Kurulu Başkanı
www.istanbulcapital.net
F
inansal sistemlerin ülkemizde
uygulamaya girmesi çok eskiye
dayanmakla birlikte, kullanıma geçmesi
ve yaygınlaşması ticaretimizin gelişmesi
ve gelişen ticaretin oluşturduğu sermaye
açıklarının borçla yönetilmesi uygulamasıyla
Yani size sunduğu finansal ürün, Avrupa veya
ABD’de ki sizin denginiz olan bir üreticiye
sunulan ürünle aynı mı?
Neden aynı değil diye düşünmek lazım…
Peki rakibinizin finansal imkanları
sizden farklı ise onunla nasıl rekabet
edebileceksiniz?
Dünya hızla küçülüyor. Artık Kanada’dan,
Çin’den, Avustralya’dan, Brezilya’dan bir
adam gelip burada ofisini açıyor veya
sektörünüzden bir arkadaşınızın şirketine
ortak oluyor ve size rakip oluyor. Hemde
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
konuda da , ithalatta olduğu gibi açık hesap
ve uzun vadeye yayılmış finansal modeller
bulmak mümkün…
İhracat yaparken, siparişin toplanması
sürecinin veya alıcınızın ihtiyacına göre
onun bulunduğu ülkede ürünün stoklanarak
partiler halinde satılmasının modelini, yada
ithalatta yüksek miktarlarda stoklamanın
maliyetine katlanmak yerine stoğun finanse
ettirilerek güncel ihtiyacın alınmasını
sağlayacak stok finansmanı modellerini
kullanmak mümkündür.
elindeki ciddi bir sermaye gücü ve değişik
iklimlerden getirdiği bilgi ve deneyimleriyle
pazarda karşınıza dikiliyor.
Bu size 3 seçenek sunuyor;
1- Ya ülkenizle sınırlı kalmayıp, dünyada
rekabette fark oluşturacak finansal
yöntemleri ticaretinize entegre edeceksiniz…
2- Ya rakibinizin sizi satın almasını umarak
ilerleyeceksiniz ve emeklilik hayalleri
kuracaksınız.
3- Yada gelişememeniz durumunda
kepenkleri kapayacak günü bekleyeceksiniz.
Ticari faaliyetlerinize entegre olabilecek
finansal modelleri nasıl üretirsiniz veya
finansal olarak işinizi nasıl geliştirirsiniz?
İşinizin şekline ve faaliyet alanınıza göre
öncelikle alternatif finansman modellerini
araştırmalısınız.
Bu finansal modellerin başlıca en yaygın
uygulananlarını şöyle sıralayabiliriz.
4- İşletme sermayesi oluşturma
Bazı finansörler şirketlerin stoklarını peşin
satın alarak kısa ve orta vadede işletme
sermeyesi oluşturmasına katkı sunmaktadır.
5- Securitizasyon
Şirketin alacaklarının varlık olarak kabul
edildiği bir bono’nun özel plasman
yöntemiyle fonlanmasıyla kısa vadeli
borçlanmadan kurtulup, 1 yıldan 7 yıla
kadar olan bir süreye yayılan bir fonlanma
desteği sağlanmış olur. Bu model ülkemizde
önümüzdeki dönemde nakit yönetimi olarak
oldukça efektif kullanılan araçlardan biri
olmaya adaydır.
6- Borç konsolidasyonu (Yapılandırma)
Şirketlerin dengesiz borçlanmasında
yegane çözümlerden biridir, borçları tek bir
kanaldan uzun vadede ödenebilir bir yapıda
düzenlemek. Bu modelde birçok yabancı
finansal kuruluş müşterilerine çeşitli çözümler
sunmaktadır.
2- İhracat ve re-export finansmanı
Kısacası anlatmaya çalıştığımız finansal
modellerin temelinde girişimin desteklenmesi
esası vardır. Yani sizin daha çok üretebilmeniz
ve pazarlarda daha fazla rekabet
sağlayabilmenizi sağlayacak birçok model
zaten hazır bulunurken, aynı zamanda
geliştirilmeye de açıktır.
dış ticarette rekabet etme gücü, alıcıyı
finanse ettiğiniz ölçüde değişmekte. Özellikle
alıcılar üretici ise, üretim süreçlerinden
tahsilat süreçlerine kadar dönemi finanse
edecek tedarikçiyi genelde tercih ederler. Bu
Yani ihtiyaca göre çözümler oluşturmak için
birçok finansal kuruluş veya danışmanlık
hizmeti veren yapılar yeni ticaret modelleri
yapılandırarak bunları finansal yapılarla
desteklemektedirler.l
1- İthalat finansmanı
ithalatlarınızda tedarikçinize sizin yerinize,
ödeme yaparak, size açık hesap teminatsız
vade sağlayan veya ödemeyi 1-2 yıl vadeye
yayan modelleri
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
FİNANS
3- Stok finansmanı
31
SAĞLIK
32
Sağlık Turizmi
Sağlık turizminin ülke
ekonomisine katkısı
düşünüldüğünde milyon dolarlarla
ifade edilen sektörde yer almak,
dünya standartlarında verilen tanı
ve tedavi hizmetlerimizi tüm dünya
insanıyla paylaşarak vizyonlarını
genişletmek tüm akredite özel
hastanelerin amacıdır.
Dr. METİN GÖKLÜ
Özel Konak Hastanesi
Yönetim Kurulu Başkanı
S
ağlık turizmi dünyanın en eski turizm
türlerinden biri. Antik Yunan'dan bu
yana hastalar şifayı uzak yerlerde aradılar ve
aramaya devam ediyorlar. Nitekim Türkiye
de son yıllarda sağlık turizminin en gözde
destinasyonları arasında. Hem maliyet
avantajı, hem gezme fırsatı, hem de kaliteli
teknolojik altyapı sunan Türkiye, uluslararası
hastaların tercihlerinin başında geliyor.
Üstelik bazı alanlarda Türkiye’de tedavi
olmak birçok Avrupa ülkesine göre yüzde
60’a varan oranlarda daha ucuz. Örneğin
kalp by-pass operasyonu İspanya’da 39 - 43
bin dolar arasında değişirken Türkiye’de bu
rakam 8 bin 500 ila 21 bin dolar arasında
değişiyor. Durum böyle olunca da Türkiye’de
sağlık turizmi her geçen gün büyüyor.
Son verilere göre 2013 yılında Türkiye’ye
sağlık turizmi için gelenlerin sayısı 300
bini aşmış durumda. Bu rakama sağlık
merkezlerinde yapılan operasyonlar da
eklenince rakam 480 bine yükseliyor. Sağlık
turizminden elde edilen gelir ise 2013
itibarıyla 2.5 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
Türkiye’nin sağlık turizmindeki potansiyeli
rakamların bununla sınırlı kalmayacağını
gösteriyor. Nitekim hedef 2023 yılında 2
milyon uluslararası hastayı Türkiye'de tedavi
etmek. Bu nedenle hem turizmciler ayağında
hem de sağlık sektörü ayağında çalışmalar
sürüyor. Sağlık Bakanlığı’nın bugün itibarıyla
32 bin yatak kapasiteli hastane inşaatı halen
devam ediyor. Bu inşaatların bir kısmı bu yıl,
bir kısmı 2015, kalan kısmı da 2016 yılında
bitecek. Ayrıca kamu-özel sektör ortaklığıyla
yapılan inşaatlar var. Onlar da 2016-2017
yılında devreye girecek. Altyapı çalışmaları
tamamlandıktan sonra sağlık turizminden
gelir beklentisi 2017-2018 yıllarında 9-10
milyar dolar, 2023 yılında da 20-25 milyar
dolar.
Sağlık turizminin ülke ekonomisine
katkısı düşünüldüğünde milyon dolarlarla
ifade edilen sektörde yer almak, dünya
standartlarında verilen tanı ve tedavi
hizmetlerimizi tüm dünya insanıyla
paylaşarak vizyonlarını genişletmek tüm
akredite özel hastanelerin amacıdır.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Dünya verileri incelendiğinde 3 yılda ortalama
kişi başı sağlık harcaması 6 trilyon dolar
iken bu hizmetin Türkiye’deki üretim hacmi
53 milyon dolar. Bizler dünyadaki 1 milyar
dolarlık sağlık turizmi pastasının sadece
yüzde 1'ini almaktayız.
Ülkemize sadece turist olarak gelen bir
kişinin ortalama harcaması 600-700 dolar
iken sağlık turizmi ile gelen hasta ortalama
7.500-8000 dolar harcamaktadır. Sağlığın
ekonomiye olan bu büyük katkısı Ekonomi
bakanlığı tarafından da fark edildi ve
sektörün desteklenmesi için ciddi teşvik
politikası geliştirildi
‘TÜRSAB tarafından hazırlanan ‘2014 Sağlık
Turizmi Raporu’, Türkiye'nin sağlık turizminde
geldiği noktayı, başka ülkelerle karşılaştırmalı
sağladığı tasarrufu ve hedefleri ortaya
koyuyor. İşte rapordan öne çıkan başlıklar:
• 2013'te Türkiye'ye sağlık turizmi için
gelenlerin sayısı 300 bin. 2014 yılı için ise
hedef 400 bin kişi. Ancak bu rakama saç
• Sağlık turizminden elde edilen gelir 2.5
milyar dolar. Hedef bu rakamı 2023'te 20-25
milyar dolar seviyesine çıkarmak.
• Türkiye, diğer ülkelere kıyasla tıbbi
operasyon maliyetlerinde yüzde 60'a yakın
tasarruf sağlıyor. Örneğin, kalp by-pass'ı
olmanın Türkiye'de faturası 8 bin 500 ile 21
bin dolar arasındayken İspanya'da 39 bin ile
43 bin dolar arasında. Almanya'da omurga
füzyon ameliyatı olmak 29 bin dolar iken,
Türkiye'de 7 bin dolara bu ameliyatı olmak
mümkün.
• Türkiye sadece zorunlu tıbbi operasyonlar
için değil, saç ekimi ve estetik için de
gözde bir destinasyon. Saç ekimi Türkiye'de
ortalama 5 bin TL iken bu rakam Avrupa’da
10 bin Euro, ABD’de 30 bin dolar seviyesinde.
• Türkiye plastik cerrah sayısı açısından bin
200 cerrah ile dünyada 9'uncu sırada yer
alıyor.
• Türkiye’de tedavi için gelen hastaların
büyük çoğunluğu temmuz ayını tercih ediyor.
En çok gelinen şehirler arasında ise Antalya
ilk sırada yer alıyor. Bu da gösteriyor ki sağlık
ve turizm aynı potada ilerliyor.
• Hasta başına gelir 2 bin dolardan başlıyor
medikal turizmde ise bu rakam ortalama 12
bin dolara kadar uzanıyor.
Türkiye'nin sağlık turizminde artıları,
eksileri ve yapması gerekenler
götürecek “işbirliği-ortaklık kültürünün” zayıf
olması.
Türkiye'nin güçlü yanları
• Sağlık turizmi yönetimi için ulusal bir
stratejinin net olmaması.
• Türkiye’nin sağlık alanında dünyanın önde
gelen ülkeleri arasında sayılması.
• Türkiye’de sağlık hizmetleri talebini
olumlu yönde etkileyecek çok çeşitli turizm
olanaklarının bulunması (kültür turizmi, inanç
turizmi, deniz turizmi, doğa turizmi, sağlıkkaplıca turizmi vs.)
• Türkiye’nin genel olarak hizmet sektöründe
iyi konumda olması ve hizmet sektörünün
sağlık turizmine olumlu etkisinin yüksek
olması.
• Sağlık turizmi hizmetini sunan ilk ülkeler
arasında yer alması ve bu konuda deneyim
kazanmış olması.
• Sağlık hizmetleri satan ileri ülkelere göre
sağlık fiyatlarının görece ucuz olması.
• Sağlık turizmiyle ilgili çeşitli yasal
düzenleme ve devlet desteğinin olması.
• Sağlık hizmetinde hastanelerdeki hekim,
hemşire ve diğer yardımcı personel eğitim
kalitesinin yükselmesi
Son verilere göre 2013 yılında
Türkiye’ye sağlık turizmi için
gelenlerin sayısı 300 bini
aşmış durumda. Bu rakama
sağlık merkezlerinde yapılan
operasyonlar da eklenince
rakam 480 bine yükseliyor. Sağlık
turizminden elde edilen gelir ise
2013 itibarıyla 2.5 milyar dolar
olarak hesaplanıyor.
• Hastanelerin, özellikle devlet
hastanelerinin, önemli bir kısmının sağlık
turizmi hizmeti sunmaya hazır olmaması.
• Mevcut durumda, katma değeri yüksek
“sağlık turizminden” (sağlık hizmetini almak
üzere bir plan dâhilinde ülkemize gelenler)
daha çok katma değeri düşük “turistin
sağlığı” (turistik amaçlar ile ülkemize
gelenlerin karşılaştıkları acil sorunları
gidermek üzere aldıkları sağlık hizmeti)
hizmetinin ağır basması.
• Ulusal ölçekte sağlık turizmi alanındaki
hareketliliği kayıt altına alacak ve
denetleyecek kapsamlı sistem ve süreçlerin
geliştirilerek işlerlik kazandırılmamış olması.
• Sağlık kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı ile
veri ve bilgi paylaşımında istenilen özen, hız
ve işbirliği içerisinde olmaması.
Fırsatlar
• Dünyada sağlık hizmetini ulusal
sınırların dışında alma eğiliminin artması
(küreselleşmenin etkisi)
• Başka ülkelerdeki sağlık kuruluşları ve
hizmetleri hakkında bilgi elde etmenin
(web siteleri, e-mail, vb. yollarla) giderek
daha kolay ve masrafsız olması Türkiye’nin
uluslararası arenada artan gücü ve buna
paralel oluşan olumlu algısı.
• Sağlık hizmetleri ihracatına Ekonomi
Bakanlığı’nın destek vermesi
(araştırma desteği, yurtdışında ofis açma
desteği, tanıtım desteği, vs.)
Türkiye'nin zayıf yanları
• Sanayide olduğu gibi, sağlık hizmetlerinde
de, genel olarak, üretime odaklanması ve
görece pazarlamayı ihmal etmesi.
• Destek ve teşviklerde kamu kurumlarının
koordine olmaması.
• Sağlık turizminin gerektirdiği entegre
yaklaşımın (sağlık kuruluşları, turizm
kuruluşları, pazarlama kuruluşları, lojistik
ve ulaşım kuruluşları vs.) gerçekleşmesine
Yıllar önce sağlık sorunlarında bizim
insanımız yurt dışına giderken , bugün
çeşitli ameliyatlar için yurtdışından
Türkiye’ye hastalar geliyorlar. Bunda en
önemli kriterlerin başında güven ve hızlı
sonuç alınması gelmektedir Türkiye artık
sağlık haritalarında referans ülkelerden biri
haline geldi bunu görmek ülke içinde gurur
vericidir.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
SAĞLIK
ekimi, plastik cerrahi gibi sağlık merkezlerine
kendi inisiyatifleriyle gelen kişiler de
eklendiğinde rakam 2013 yılında bile 480
bine ulaştı.
33
ÇEVRE
Elektrikli ve
elektronik atık
34
Hurda ithalatı, ülkemizin
toplam ithalatının yüzde 4’ünü
oluşturmaktadır. Yüzde 100 geri
dönüşüm, yüzde 100 yerli hurda
demektir. Bu durum sadece çelik
üretiminde değil, alüminyum,
bakır, plastik gibi birçok
malzemede geçerlidir.
SİBEL ÖZCAN
Anel Doğa Entegre
Geri Dönüşüm Endüstri A.Ş.
Genel Müdürü
A
vrupa’da yapılan araştırmalar bir kişinin
yılda en az 15 kg elektrikli ve elektronik
atık ürettiğini ortaya koymaktadır ve hızla
gelişen teknoloji, tüketimin ve tüketimle
birlikte atık miktarının artmasına neden
olmaktadır. Bunun yanında ülkemizde bu
oran kişi başına 4 kg’dır.
Türkiye nüfusu göz önüne alındığında 300
bin ton elektrikli ve elektronik atık çıkmakta
ancak maalesef bu miktarının çok az bir kısmı
lisanslı firmalar tarafından işlenmektedir.
Lisanslı firmalar tarafından toplanan atıklar
değerlendirilmekte, geri dönüştürülen atıktan
kazanılan ikincil hammadde miktarları
(demir, alüminyum, bakır, plastik), bertaraf
edilen tehlikeli atık miktarları her yıl Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı’nın online sistemine
girilerek kontrolü sağlanmaktadır.
Geri kazanılan ürünlerden elde edilen
malzemeler ikincil hammadde olarak
üretime yeniden girmektedir. Ülkemizde
çelik üretiminde kullanılan hammaddenin
yüzde 28’i yerli hurdadan yüzde 66’sı ithal
hurdadan karşılanmaktadır. Hurda ithalatı,
ülkemizin toplam ithalatının yüzde 4’ünü
oluşturmaktadır. Yüzde 100 geri dönüşüm,
yüzde 100 yerli hurda demektir. Bu durum
sadece çelik üretiminde değil, alüminyum,
bakır, plastik gibi birçok malzemede
geçerlidir.
Türkiye’nin Ulusal Geri Dönüşüm Stratejisi’nin
her bireyin sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşaması adına sürdürülebilir kalkınmaya
hizmet eden geri dönüşüm sistemine sahip
bir Türkiye vizyonu ile amacımız, çevreye ve
insana saygılı, kaynakların etkin kullanıldığı
ve geri dönüşümün ekonominin vazgeçilmez
parçalarından biri haline geldiği üretim ve
tüketim kültürünün oluşumunu sağlamaktır.
Avrupa’ya baktığımızda ise altyapı
problemlerini çözmüş, gelişimini tamamlamış
ve tüm dinamikleri ile sağlıklı yürütülen bir
geri dönüşüm sektörü görmekteyiz. Bunun
üzerine Avrupa, gelişimin sürdürülebilirliğini
sağlamak ve daha ileriye götürmek için
Temmuz 2014’te Avrupa Komisyonu
Döngüsel Ekonomi Tebliği, sıfır atık
programını (COM(2014) 938) yayınladı.
Hedef: Döngüsel ekonomi odaklı altyapı
Türkiye’ye baktığımızda yolumuz uzun ve
yapacak çok şey var; ancak imkansız değil.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ÇEVRE
Zira gelişme sürecinde olan ülkelerde, ülke
gerçeklerine/şartlarına özel uygulamalara
ihtiyaç duyuluyor. Toplama sistemi /
yetkilendirilmiş kuruluşlar / koordinasyon
merkezlerinin oluşumundaki yetersizlikler;
sisteme alınamayan atıklar, kontrol
edilemeyen hurdacılık/yetersiz geri dönüşüm,
tesis standardizasyonun eksikliği, yüksek
maliyetler, kayıt dışı ekonomiyi sürdürülebilir
kılmaktadır.
35
Sektörün gelişmesine gönül vermiş ve
kurumsal stratejilerini bu yönde oluşturmuş
biz sektör oyuncularının bu hedefe ulaşmak
için tespit ettiğimiz ve çözümüne ihtiyaç
duyduğumuz yapısal ihtiyaçları ve çözümleri
ise şu şekilde özetleyebiliriz.
AEEE’ler uygunsuz yöntemlerle bertaraf
edilmekte ve çevre kirliliğine neden
olmaktadır. Dolayısıyla insan sağlığını tehdit
etmeye devam etmektedir.
(Uyumlu Sanayi/Ekonomi/Çevre Şehircilik/
Gümrük Politikaları )
Denetim ve kontrol zafiyeti, kayıt dışı
uygulamalara olanak sağlamaktadır.
• Yurt içi / yurt dışı yatırımcı gözüyle
Türkiye’de E-atık değerlendirilmelidir.
Sorunların çözümünde sürdürülebilir bir
faaliyet için sektörün bir paydaşı olan geri
dönüşüm firmalarının da görüşleri alınmalı
ve ülkemize yakışır bir sektörün inşaası
sağlanmalı,
Sektör temsilcileri olarak atık yönetiminin
sağlıklı yönetilmesi için tespit ettiğimiz kritik
öneme haiz bazı konuları özetlersek;
• Yetkilendirilmiş kuruluş yapısı ve
organizasyonu yaygınlaştırılmalı ve atığa
erişimini yönetecek "Koordinasyon Merkezi"
kurulmalı,
• Atık Getirme Merkezleri Yerel Yönetimler
tarafından hızla kurulmalı, finansmanı için
Yetkilendirilmiş Kuruluşlar sisteme entegre
edilmeli,
• Çevre konusunda teşvik, hibe, destek
programları uygulanmalı,
• E-atık ithalat engeli kaldırılmalı,
• Etkin ve yaygın denetimlerle, kayıt dışı
ve lisanssız faaliyetler ile sonuca yönelik
mücadele edilmeli,
• Çevre politikalarına ve ulusal geri dönüşüm
stratejine uygun eylem planları hazırlanmalı
• Kayıt / beyan sistemi şeffaflaştırılmalı,
Geri kazanılan ürünlerden
elde edilen malzemeler ikincil
hammadde olarak üretime
yeniden girmektedir. Ülkemizde
çelik üretiminde kullanılan
hammaddenin %28’i yerli
hurdadan %66’sı ithal hurdadan
karşılanmaktadır. Hurda ithalatı,
ülkemizin toplam ithalatının
%4’ünü oluşturmaktadır.
• Görünür - Ücretlendirme – Sistem
finansmanı modeli öngörülmeli (Yerel
Yönetim/Yetkilendirilmiş Kuruluş/
Koordinasyon Merkezi/Geri Dönüşüm/
Lojistik),
• Bütün piyasaya sürenler/servisler/üreticiler
sisteme dahil edilmeli,
• Atık üreticisinin atığa bakış açısını
geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmalı,
• Özel müteşebbisin, kamu kurumlarından
doğrudan atık ve hurda temini
sağlanmalıdır.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
İLETİŞİM
36
E-Postaların Efendisi
Olmak İçin 5 Öneri
UMUT BÜYÜKYÖRÜK
slikonvadisi.tv
Genel Yayın Yönetmeni
Sizin de gününüzün yüzde 80’i
e-posta okumak ve yanıtlamakla
mı geçiyor! Durumu kontrol altına
almak aslında mümkün.
N
e zaman Gelen Kutusunda bir ışık
yansa, zihin ister istemez eşelemeye
başlıyor bazı düşünceleri; ‘’hmm…
patrondan mail gelmiş, bakalım bu sefer
benden ne istiyorlar, istediğim revize gelmiş
mi, yine mi toplantı isteği, arrgg… ne çok
mail gelmiş, yapacak çok işim var, önce mail
kutumu toparlamalıyım…‘’ bu senaryolar
size de tanıdık geliyor mu? Kısa bir süre
öncesine kadar ben de her gün benzer
psikolojik durumlarla mücadele ediyordum…
bulunuyorum. Gelin isterseniz bu müjdeli
haberi birlikte kutlayalım ve e-postaların
efendisi olabileceğimiz basit yöntemlere
hızlıca bir göz atalım.
biz onları kontrol altına almazsak, biz bir
anda farkına varmadan, onlar hayatımızın
kontrolünü ele geçiriyor. Bu söylediğimde çok
ciddiyim!
1. Cep telefonundan e-posta okumayın
ve uyarı mesajlarını kapatın
Bize düşen çoğu e-posta aslında almamız
gereken bir aksiyonu işaret ediyor; okumak,
cevap yazmak, bilgi sahibi olmak, v.b…
Evde oturup dizi izlerken, otobüs beklerken,
takside, arkadaşlarla sohbette, hatta belki
konserde elimizde hep cep telefonu var.
Önce Facebook ve Twitter’a biraz bakayım
derken, kendimizi e-posta uygulamasında
buluveriyoruz. Gelen kutumuza düşen
onlarca e-postaya cep telefonundan göz atıp,
cevaplamayıp, yarın nasıl olsa işe gidince
bakarım diye düşünüp, kendimizi erteleme
hastalığının yan etkisi olan huzursuzluk
semptomunun kollarına atıveriyoruz.
İlk bakışta öyle gibi görünmese de, gün içinde
verimliliğimizi düşüren en büyük düşman
aslında hep yanı başımızda! İşimde gücümde
daha verimli olurum, her yerden çalışabilirim
gazıyla binlerce lirayı düşünmeden
uğruna harcadığımız o parlak cihazlardan
bahsediyorum. Evet, akıllı telefonlar! Eğer
E-posta yönetimi, verimlilik ve zaman
yönetimi konularında onlarca kitap
okumuş, farklı sektörlerden profesyonellerin
yöntemlerini incelemiş ve bir çıkış bulurum
ümidiyle hayata geçirmeye çalışmış biri
olarak, birkaç basit araç ve yöntemle
e-postalarımızın bizleri yönetmesine
engel olabileceğimizi sonunda anlamış
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
2. Batching processing (Yığın işleme) ve
e-posta için uygun zamanı ayırmak
İnsanoğlu hakkındaki en acımasız
gerçeklerden biri de içimizden sadece çok az
sayıda kişinin aynı anda birden fazla işi eşit
verimlilikle yapabileceğidir. İnsan beyni multitasking, aynı anda birden fazla işi yapabilme,
niteliğine sahip değildir. Elbette yürürken
konuşabilir, yemek yerken kitap okuyabiliriz
ancak, birbirinden bağımsız iki projeyi eş
zamanlı düşünüp çalışamayız. Aynı anda iki
İLETİŞİM
ya da daha fazla işi yapabildiğini söyleyen
insanlar, farklı işlere sık aralıklarla dönerek
çalışan kişilerdir. Örneğin; 5 dakika sunum
için çalışıp, hemen ardından e-postalarına
bakıp, sonra yeniden sunumuna döner v.b..
Bu yaklaşım çoğu insanda ciddi
konsantrasyon, emek ve zaman kaybına yol
açar ve kişi elindeki hiçbir işi kısa sürede
bitiremediğinden, minik zafer duyguları da
yaşayamaz, bunalıma eğilimi artar.
İş yerinde verimli olabilmek için benzer
nitelikteki işleri biriktirip, gün içerisinde
onlara bir zaman ayırıp aradan çıkartmak
bu durumda yapılabilecek en mantıklı iştir.
Yabancılar bu yönteme Batching processing
(yığın işleme) diyor. Örneğin e-posta kontrolü;
siz planlama yaparken, ya da toplantıdayken
beş dakikada bir mail kontrol etmek yerine.
Gün içinde belli saatleri katıksız olarak
e-posta okuma ve cevaplama işine ayırırsanız
çok daha verimli olur. Ben duruma göre
günde dört ya da beş kere e-postalarımı
kontrol ediyorum. Sabah saat 11:00, öğlen
13:00, 15:00 ve 17:00. Çoğu zaman sabah
ve öğleden sonra kontrol etmem yeterli
oluyor. E-postalarımla ilgilenirken başka
hiçbir işe bakmıyorum.
3. E-posta klasör yönetimine yalın
yaklaşım
Herkesin kendine göre bir e-posta yönetme
anlayışı bulunuyor. Kimileri isme göre
klasörler oluşturur, kimileri projelere göre
klasör oluşturur, bazılarıysa koşullu otomatik
aksiyonlar ayarlar, gelen her postanın türüne
göre renkli renkli etiketler uygular v.b.
Ben, verimli olmak adına yalın bir e-posta
klasör yönetme anlayışını benimsedim
ve herkese de tavsiye ederim. Outlook
uygulamamda inbox’ın altında, ToDo,
Reference ve Archive adlı üç ana klasör
bulunur. Acil ve önemli olan mesajlar
inbox’ımda beni bekleyen önemli ve acil
işler olarak değerlendiririm ve onları hemen
aradan çıkarırım. ToDo klasörümde ise
önemli ancak, acil geri dönüş beklemeyen
mesajlar bulunur. Reference klasöründe
ise, referans niteliğinde dönemsel olarak
önemli olan mesajları bulundururum. Bunun
haricinde dönemsel ve önemli projelerim
37
için geçici proje klasörleri oluşturup, proje
bittikten sonra Archive klasörüme kaldırırım.
Bu yaklaşım bence oldukça etkin çünkü,
her proje için ya da kişi için bir klasör
açarsam zamanımın büyük çoğunluğu gelen
e-postaları klasörler arasında paylaştırmakla
ya da etiketlemekle geçer. Zaten Windows’un
Outlook’u bile e-postalar arasında detaylı
bir arama yapmayı olanaklı kılıyorken, isme
göre ya da her minik projeye göre klasörleme
ya da etiketleme yapmak zaman kaybından
başka bir şey olmuyor.
4. Ekli dosyalar için plug-in kullanın
Büyük ekli dosyalar alıp gönderirken
Outlook gibi e-posta uygulamalarının
kasılıp kaldığı ya da postayı göndermediği
zamanlar çok olur. Bu, riskli ve stresli bir
durumdur. Özellikle benim gibi pazarlama
departmanında çalışanlar PSD, AI, PDF gibi
yüklü dosyaları çok sık alıp gönderdiği için
genelde WeTrasnfer gibi ücretsiz uygulamalar
ile, ilgili dosyayı sunucuya yükleyip ve
”Beynimiz cevap verilmeyen ve
yarım bırakılan her e-postayı
zihnimizin köşesine not alıyor ve
bu küçük notlar psikolojimizde
kaşıntıya sebep oluyor. Üstelik
yarın o e-postayı cevaplamak
için yine okumamız gerekecek,
tamamen zaman israfı!”
linkleyerek alıcıya gönderir. Bu, günün
sonunda işe yarar bir yöntem olsa da pek
pratik olduğunu söyleyemem.
Ben WeTransfer yerine Dropbox ya da Adobe
SendNow uygulamalarını kullanıyorum.
Çünkü bu uygulamalar ile gönderilecek
dosyanızı herhangi bir yere upload etmek için
beklemeniz gerekmiyor. Özellikle Dropbox,
Evernote gibi Cloud (Bulut) uygulamalarının
hayatımızı inanılmaz derecede kolaylaştırdığı
bir gerçek.
5. E-postalarda Snippet kullanın,
etkinliğinizi artırın
En sevdiğim yöntemlerden birini sona
sakladım! Snippet, yazılım dünyasından
gelenlerin aşina olduğu bir kavramdır.
Kodcular benzer kod öbeklerini yeniden
yazmak yerine belirledikleri kod öbeklerine
bir sözcük ya da onu çağrıştıracak kısa bir
sözcük atarlar. Bu şekilde yüzlerce satır kod
yazmak yerine tek bir sözcük öbeği ile o kodu
çağırır, gelen kodda gerekli değişiklikleri
yapar ve yollarına devam ederler.
Ben aynı mantığı e-posta yazarken de
kullanıyorum ve inanın e-postalarıma
ayırdığım zamandan ciddi oranda
tasarruf ediyorum. Snippet tarafında
kullanabileceğiniz onlarca ücretsiz yazılım
var. Ben Mac için TextExpander uygulamasını
kullanıyorum. Windows için Phrase Expander
diye bir uygulama da mevcut.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
ŞİRKET HABERLERİ
38
Filli Boya, kadına şiddede karşıt dünyaca ünlü dev proje ‘Ölümcül Yaralı’yı Türkiye'ye getirdi
Ünlü kadınlar, kadına şiddete
karşı durmak için sahnede
2
2 Nisan Çarşamba günü Hilton İstanbul
Bosphorus’ta, Filli Boya Yönetim Kurulu
Başkanı Gözde Akpınar'ın ev sahipliğinde
gerçekleşen etkinlikte Serra Yılmaz, Hazal
Kaya, Ümit Boyner, Deniz Türkali, Ece
Temelkuran, Nükhet Duru, Türkan Şoray,
Arzuhan Doğan Yalçındağ, Şevval Sam ve
Zerrin Tekindor gibi iş ve sanat dünyasında
öne çıkan isimler sahne alarak, 12 kadının
hikayesini okudular.
İtalyan gazeteci Serena Dandini’nin kaleme
aldığı bu hikayeler, kocaları veya sevgililerinin
elinde, belki de son sözünü söyleyemeden
can veren kadınların sessiz çığlığından oluştu.
Bu çığlık bugüne kadar New York, Cenevre,
Washington, Brüksel, Londra, Strasburg, Paris
olmak zere pek çok ülkeyi dolaştı. Gittiği
her ülkenin önde gelen isimleri tarafından
okunarak çoğaltıldı. Ortak bir çabanın ürünü
olan bu etkinliğin tek bir amacı var; kadın
cinayetlerini bir istatistik olmaktan çıkarmak,
duyarlılık ve farkındalık yaratmak.
Misiti ile birlikte tasarladığı ‘Ölümcül
Yaralı’ isimli projede, en yakınları tarafından
şiddete uğramış kadınların hikayelerini
aktarıyor. Dünyanın çok farklı ülkelerinde
yaşayan ve farklı sosyal statüden şiddete
uğramış kadınların hikayelerinden toplam 12
tanesinin okunduğu bu gecede, Serra Yılmaz
ve Gözde Akpınar da birer hikayeyi üstlendi.
Filli Boya
Yönetim Kurulu
Başkanı Gözde
Akpınar
Ölümcül yaralı hikayeler
Ünlü İtalyan gazeteci Serena Dandini, İtalya
Ulusal Araştırmalar Merkezi’nden Maura
Türkan Şoray
Filli Boya kadın konusunda duyarlılığını
sürdürecek
Bir kadın yönetici ve bir kız çocuğu
annesi olarak bu küresel sorunu ruhunun
derinliklerinde hissettiğini belirten Akpınar,
kişisel duyarlılığını kurumsal bir duyarlılık
olarak da ifade etmek istediğini dile getirdi.
Akpınar, kurum olarak bu konuda birçok
çalışma yürüteceklerini, kız çocuklarının
eğitilmesine destek vereceklerini, bu
sorunların en çok eğitimle, bilinç edinmekle
çözüleceğine inandığını söyledi.l
Projenin kitabı da var
Dandini ve Misiti, toplumun farklı
konumlarından kadınların uğradığı şiddeti
simgeleyecek hikayeleri kaleme aldıktan
sonra bunları derleyerek bir kitap haline
getirdiler. Kitaptan seçilen hikayeler sahne
alınan ülkelerde, iş, sanat, bilim, basın
çevrelerinde öne çıkan isimler tarafından
okunuyor. Etkinlik esnasında sahneye
yansıtılan portre görselleri ise bir başka
kadın sanatçı, Rossella Fumasoni’nin eseri.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ŞİRKET HABERLERİ
Titiz Türkler P&G Türkiye’yi
büyümede uçurdu
Temizlik malzemeleri sektörü oyuncularından P&G’nin geçen yıl en hızlı
büyüyen 3 pazarından biri Türkiye oldu.
P
&G Türkiye Başkanı Regis Hermedere
“Türk kadınlar çamaşır konusunda çok
titiz” dedi. Ariel, Pantene, Gilette, Oral-B
gibi markaları bünyesinde bulunduran
P&G’nin Türkiye’deki faaliyetleri geçen yıl
çok iyi performans gösterdi. Toplamda 70
ülkede faaliyet gösteren grubun Türkiye’deki
başarısının sırrı ise Türk tüketicisinin
titizliğinden kaynaklanıyor.
Deterjanda Avrupa’nın 2 katıyız
Ariel’in yeni sıvı deterjanının tanıtım
toplantısında konuşan P&G Türkiye ve
Kafkasya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut
Turnaoğlu, sadece deterjan pazarında
Türkiye’nin Avrupa ortalamasının üzerinde
büyüdüğünü, faaliyet gösterdikleri en büyük
15 pazar içinde yer aldığını belirtti. Türk
tüketicisinin deterjan kullanımının Orta ve
Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Avrupa bölgesinin
2 katı kadar olduğunu söyleyen Turnaoğlu,
Suudi Arabistan’dan fazla ve Rusya’nın iki
katı olduğunu belirtti.
Haftada 4 kez çamaşır yıkanıyor
Turnaoğlu, Türk ev hanımlarının çamaşır
39
konusunda çok titiz olduğunu belirterek
“Türkiye’de kadınlar haftada 4 kez, yılda da
200’e yakın yıkama yapıyorlar. Kadınlarımızın
yüzde 35’i ise ön yıkama yapıyor” dedi.
Türkiye çamaşır deterjanı pazarının 1.7
milyar lira olduğunu belirten Turnaoğlu, yıllık
tüketimin 525 milyon ton olduğunu söyledi.
Türkiye’de 1 hane 1 yılda 25 kilogram
deterjan tüketiyor.l
Grundfos, ODTÜ ve İTÜ’de düzenlenen
Kariyer Fuarı etkinliklerine katıldı
Grundfos, 24-25 Şubat tarihlerinde İTÜ Gümüşsuyu kampüsünde, 5-6 Mart
tarihlerinde de ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nde gerçekleşen kariyer
fuarlarında gençlerle buluştu.
S
iemens Çeşitlilik Konseyi'nin yeni
Üniversitelerle İletişim, Engelsiz Kariyerim
sözcüsü Gergin, ağırlıklı olarak çalışan
ve Kurumsal Bölümler proje gruplarının
kadın ve gençlere odaklanan konseyin
yürüttüğü çalışmaları koordine edecek.
Sosyal Sorumluluk, Şirketiçi Çeşitlilik Algısı,
Üniversitelerin kariyer merkezleri ve öğrenci
toplulukları tarafından organize edilen ve 2
gün süren etkinlikler çerçevesinde, mezun
olmak üzere olan birçok öğrencinin merak
ettikleri yanıtlandı ve mevcut iş ve staj
fırsatları konusunda bilgiler verildi. Panayırda
yerini alan Grundfos Türkiye standına ilgi
yoğundu. Öğrenciler, firma hakkında bilgi
edinirken, kendilerine özel yaptırılan hediye
bardakları beğenerek aldılar. ODTÜ kariyer
fuarına katılarak ODTÜ ormanına da katkıda
bulunan Grundfos, sertifikasını rektör
yardımcısı Prof. Dr. Volkan Atalay’dan aldı.
Grundfos, yeni yeteneklerle buluşma ve
onları Grundfos markası ile tanıştırma
fırsatı yaratması dolayısı ile kariyer fuarı
etkinliklerine önem veriyor ve diğer
üniversiteler ve kulüplerle ortak çalışmalarını
sürdürüyor.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
ÇELİK SEKTÖRÜ
Erdemir 2015 yılında 50. yılını kutluyor
Erdemir satış yelpazesini
yeniden dizayn ediyor
40
Erdemir Grubu bu yılın ilk
çeyreğinde 137 milyon dolar (337.5
milyon TL) net kar, 1.2 milyar dolar
net satış gelir açıkladı. Erdemir
Grubu, üretim miktarını bu yılın
sonunda 8.4 milyon tona çıkartmayı
planlıyor. Erdemir'de hedef ise 3-5
yıllık dönemde yatırımlarla satış
yelpazesini yeniden dizayn etmek.
Y
ılın ilk çeyrek bilançosunu Dünya
gazetiseni değerlendiren Erdemir Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, sadece
bu yıl 479 milyon dolar yatırım yapmayı
planladıklarını, Ar-Ge’yi kurduklarını ayrıca
ilave 120 milyon dolara mal olacak,2 yılda
tamamlanacak ve galvaniz tesislerinin
kapasitesini 2’ye katlayacak yatırım için
düğmeye bastıklarını anlattı. Pandır, 2019
sonuna kadar yaklaşık 1 milyar dolar daha
yatırım yapmayı da planladıklarını belirtti.
Kapasite kullanım oranlarının düştüğü
mevcut küresel pazar ortamında yeni
yatırımlardan çok, katma değerli ürünlerde
yapılacak yatırımların fark yaratacağını
belirten Ali Pandır, önümüzdeki dönemde ArGe Merkezi başta olmak üzere yeni galvaniz
tesisi ve İsdemir’de sıcak haddehaneyi
geliştirecek yatırımlar yapacaklarını söyledi.
Satışlarda otomotiv, beyaz eşya ve projeli
işlerin payının artacağını belirten Ali Pandır,
“Böylece Erdemir Grubu fiyat hassasiyeti
düşük ve satış programını daha da
kuvvetlendirdiği bir kompozisyona ulaşacak”
dedi.
Projeli işlerin payı yüzde 9’a çıktı
Ali Pandır, “İlk çeyrekte geçen yıla göre
otomotiv ve yan sanayiine olan satışları
artırdık. Otomotiv ana ve yan sanayinin
yassı yurt içi satışlarımızda geçen senenin
aynı döneminde yüzde 9 payımız, yüzde
10’a çıktı. Beyaz eşyanın payı yüzde 5. Bu
resim Türkiye ekonomisini de gösteriyor.
GSMH’nın içinde sanayinin de payı yüzde
15’tir. Geçen seneye göre yassı yurtiçi
satışlarımızda projeli işlerin payı arttı. Artık
yüzde 6’ları değil yüzde 9’ları konuşuyoruz.
Muazzam alt yapı yatırımları yapılıyor. İSKİ,
ASKİ ve büyük otoyollarda yatırımlarda
bizim borularımız kullanıyor. Projeli işlerde
konsantrasyonumuzu artıracağız. Bugün
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
bizim yassı yurtiçi satışlarımızın yüzde 62’lik
bölümünü boru-profil sanayi ve haddecilerle,
dağıtıcılara yaptığımız satışlar oluşturuyor.
Bu sektörlerin bir özelliği fiyata hassas
olmaları. Çünkü maliyetlerinin yüzde 95’ini
bizden aldıkları sacın fiyatı oluşturuyor. Ama
otomotiv veya beyaz eşyada beklemenin bir
limiti var. Üretim devam edecek dolayısıyla
bir hafta fiyat ne olacak diye beklese
bile alım kararını bir yerde veriyor. Fiyat
hassasiyeti olan yerlerde Çin’den Rusya’ya
hatta Avrupalı üreticilere kadar rakipleriniz
de çok. Önümüzdeki dönemde yapacağımız
yatırımlarla katma değerli ürünlerin üretilmesi
kapasite kullanım oranlarına pozitif etki
sağlamakla birlikte üretilemeyen fakat
ÇELİK SEKTÖRÜ
pazarın ihtiyacı olan ürünlerin ithal edilmesi
yerine ülke içinde üretilmesine imkan
sağlayacaktır” değerlendirmesini yaptı. Ayrıca
otomotiv ve beyaz eşya sektörüne olan satış
payını artırmayı hedeflediklerini sözlerine
ekledi.
Galvaniz yatırımı otomotive satışı
artıracak
Ali Pandır’ın anlattığı, bu denge değişimini
aslında Erdemir’in daha kabiliyetli ürün
gamına geçiş süreci olacak. Ar-Ge’yi 50
kişilik ekiple kurduklarını anlatan ve aynı
ortamda ürün demeleri yapabilecekleri
simülatörlerinde bu yıl geleceğini söyleyen
Ali Pandır, İsdemir’de de sıcak haddehaneyi
geliştireceklerini açıkladı. Böylece İsdemir’de
1 mm sıcak sac ve TANAP’tan sonra
konuşulan Türk Akımı içinde gaz borularına
özel yapılacak sıcak sac kapasiteleri artmış
olacak. Pandır’ı esas heyecanlandıran yatırım
ise galvaniz tesisi. Japon teknolojisi ile üretim
yapan ama Avrupalı otomobil ve hafif ticari
araçlara sac üreten bu tesis 2 yıl sürecek
ve 120 milyon dolara mal olabilecek bir
yatırımla büyüyecek.
Pazarı daralan ülke Türkiye’ye akın etti
Çin’in ekonomisini yavaşlatması ve
Ukrayna’daki krizin durulması, Türkiye’nin
Avrupa’ya ve bölgesine göre görece daha
yüksek bir büyüme performansı sergilemesi
ise iç piyasaya, Rus, Çin, Avrupa, Ukrayna ve
Güney Koreli üreticilerin akınını başlatmış.
41
Pandır, ilk 2 aylık ithalat istatistiklerinde
Çin’den yoğun bir giriş gözüktüğünü ama
orada sipariş ile teslimat arasında oluşan
zaman farkı olduğuna işaret etti ve şöyle
konuştu: “Çin’den yapılan ilk çeyrek ithalatı
da 2 ay önceden alınan siparişler. Şu anda
geçen sene olduğu gibi yoğun bir kontrat
ve sipariş trafiği olduğunu zannetmiyoruz.
Bu arada hükümette Çin dahil aralarında
Japonya ve Rusya’nın da olduğu bir çok
ülkeye damping soruşturması açtı. Şimdi
ithalatta öne çıkan ülke Güney Kore. Cari
açık azaldı gibi gelse de çelik ve hurda büyük
ithal kalemleri olarak görüldüğü sürece
yeni önlemlerinde gelmeye devam etmesini
bekliyoruz.”
Hammadde fiyatı yarı yarıya düştü,
mamulde fiyat düşüşü daha sınırlı
Çin’in ekonomisini yavaşlatması ve
Ukrayna’daki krizin durulması, Türkiye’nin
Avrupa’ya ve bölgesine göre görece daha
yüksek bir ekonomik büyüme performansı
sergilemesi ise iç piyasaya, Rus, Çin,
Avrupa, Ukrayna ve Güney Koreli üreticilerin
akınını başlatmış. Erdemir Grubu Yönetim
Kurulu Başkanı Ali Pandır, ilk 2 aylık ithalat
istatistiklerinde Çin’den yoğun bir giriş
gözüktüğünü ama orada da bir sipariş
ile teslimat arasında oluşan zaman farkı
olduğuna işaret etti.
Satış ve üretimde büyümeye devam
İlk çeyrekte 2.1 milyon tonluk sıvı çelik
üretiminin daha çok yassı çeliğe dönüştüğü
görülürken Pandır bunu yassı çeliği daha karlı
görerek bu tarafa ağırlık vermeleri olarak
açıkladı. Yıl içinde de satışların ağırlıklı olarak
yassı çelikten tarafa olmasını öngörseler
de Pandır, piyasa dinamikleri içinde her iki
tarafa da istedikleri gibi kayabileceklerini
bu esnekliğe sahip olduklarını vurguladı.
Pandır, “Şu anda uzun ürün üretiminde geçen
seneyle aynı üretimi gerçekleştirmeyi yassıda
büyümeyi planlıyoruz. Yassı ve uzun mamul
arasındaki denge değişebilir. Karlılığı nerede
görürsek o tarafa daha fazla eğilebiliriz.
Nihayetinde satış ve üretimde her sene
büyüme devam edecek” diye konuştu..l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
İŞ DÜNYASI
42
TOBB 71. Genel Kurulu toplandı
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Türkiye'nin
yeni bir büyüme modeline ihtiyacı var
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu,
"Seçimler ülkemizde daha parlak
bir gelecek inşasına başlangıç
olmalı. Ülkemizin yıldızını yeniden
parlatmalı, reel sektörümüze
yeniden heyecan vermeliyiz.
Türkiye'nin yeni bir büyüme
modeline ihtiyacı var" dedi.
"Türkiye'nin yeni bir büyüme modeline
ihtiyacı var"
H
aziran'daki genel seçimlere işaret eden
Hisarcıklıoğlu, bu seçimlerin Türkiye'de
daha parlak bir gelecek inşasına başlangıç
olması gerektiğini bildirdi.
"Ülkemizin yıldızını yeniden parlatmalı, reel
sektörümüze yeniden heyecan vermeliyiz"
diyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin yeni bir
büyüme modeline ihtiyacı olduğunu, yeniden
bir yapısal reform gündemi oluşturarak, yeni
bir büyüme hikayesi yazılması gerektiğini
belirtti.
Hisarcıklıoğlu, seçimden sonra kurulacak
yeni hükümetten ve parlamentodan da
beklentileri olduğuna dikkati çekerek, şöyle
konuştu: "Kaynak Kullanımı Destekleme
Fonu'nun (KKDF) kaldırılması, özel sektör
üzerindeki girdi maliyetlerin azaltılmasını
sağlayan cesur bir adımdı. Aynı cesur adımları
damga vergisi, peşin vergi ve elektrikteki
TRT payı için de bekliyoruz. İstihdam
üzerinde yüklerin de rakiplerimiz seviyesine
indirilmesi bekliyoruz. Vergi sistemi mevzuatı
basit ve net olmalı ki, bürokratların keyfi
yorumuna muhtaç kalmayalım. Gelin vergisini
aksatmadan ödemiş olanları ödüllendirelim.
Yargı süreçleri mutlaka hızlandırılmalı. Belirli
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
bir tutarın altındaki ticari davalarda tahkim
artık zorunlu olmalı. Son dönemde görüyoruz
ki iflas ertelemesi ve iş davaları giderek daha
fazla istismar ediliyor. Buna karşı da tedbir
alınmalı. Belki de en önemlisi, iş adamı işini
kanuna uygun yapacak. Düzgün çalışacak.
Yapmadığında da hesabını verecek. Zaten
veriyoruz. Peki, keyfi kararla haksız yere bir
müteşebbisin hayatını karartan bürokrat niye
dokunulmaz olsun. Nasıl özel sektör yaptığı
hatanın bedelini ödüyorsa, bürokrat da
yaptığı hatanın bedelini ödemeli"
"Risklerden uzak durmakta fayda var"
Bu yılın küresel ekonomide sürprizlerle dolu
bir yıl olacağına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu,
ABD, Avrupa, Rusya ve Çin ekonomilerinin
dalgalı seyir izlediğini ancak Avrupa
ekonomilerinde canlanma devam ederse,
Türkiye'nin bundan olumlu etkileneceğini
belirtti.
"Sürprizlere hazır olup, risklerden uzak
durmakta fayda var" diyen Hisarcıklıoğlu,
düşen petrol fiyatlarının dış ticaret açığını
olumlu etkilediğini ancak, ihracat, turizm,
yatırım ve uluslararası müteahhitlik işlerini
kısıtladığını belirtti.
İç piyasada işlerin durgun olduğuru ifade
eden Hisarcıklıoğlu, tahsilatta, özellikle
de çeklerde giderek artan ölçüde sıkıntılar
yaşadıklarını bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, yılın ikinci yarısında, hem
seçim döneminin geride kalması, hem
de Avrupa'nın canlanmasıyla, iç piyasa
ve ihracatın daha olumlu seyretmesini
ve büyümenin hızlanmasını umduklarını
belirterek, "2015, düşe kalka yol alacağımız
bir yıl olacak" dedi.
"Maç bu sene bizim sahamızda
oynanıyor"
Türkiye'nin bu sene G20'nin dönem
başkanlığını, kendisinin de B20 dönem
başkanlığını üstlendiğine işaret eden
Hisarcıklıoğlu, "Küresel sorunlarımıza,
küresel çözümleri, ancak G20'de bulabiliriz
ve G20 liderlerini etkileyebilecek, küresel
gündemi yönlendirebilecek çok önemli
bir fırsat önümüzde. Maç bu sene bizim
sahamızda oynanıyor. Küresel ekonominin
kuralları, Türkiye'nin liderliğinde kurgulanıyor.
Bu zamana kadar B20'de çok uluslu dev
şirketlerin patronları ya da patron kulüpleri
başkan olmuştu. Ama bu sene ilk defa iş
dünyasının tüm kesimlerini temsil eden bir
Oda camiası, yani bizler B20'ye başkanlık
ediyoruz" diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, çalışmalarını sadece Türkiye ile
de sınırlandırmadıklarını ifade ederek, Hem
Türkiye'yi, hem de B20'yi anlatmak için 5
kıtada, 12 büyük toplantı organize ettiklerini
bunların 5'ini tamamladıklarını anlattı.
Toplamda 158 bin kilometre yol yaptıklarını
dile getiren Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Dünyanın etrafını 4 kez dolandık. Hem
G20'de, hem de B20'de 'KOBİ'ler nasıl
büyür', 'büyük şirketlerle nasıl ortaklılar
kurar' meselesini gündemin ana maddesi
haline getirdik. Milletlerarası Ticaret Odası
(ICC) ile birlikte Dünya KOBİ Forumu'nun
kuruluş çalışmalarını başlattık. Altı ay önce
'Türkiye G20 dönem başkanlığında varlık
gösteremez' diyorlardı. Ama bugün hem
G20'de Türkiye'nin, hem de B20'de Türk
iş dünyasının gündemi nasıl belirleyeceğini
herkese gösterdik."
"Mesleki eğitim sistemini üzerimize
almaya hazırız"
Hisarcıklıoğlu, hayata geçirdikleri projelere
ilişkin bilgiler de vererek, oda ve borsaların
Avrupa Birliği, Kalkınma Ajansları ile bin
158 proje yaptıklarını bunlara hibe kaynak
miktarının 706 milyon lira olduğunu belirtti.
Türkiye'nin gündemine girişimciliği
sokmak için kurdukları Kadın ve Genç
Girişimci Kurullarının, geçen yıl bin 300
faaliyet gerçekleştirdiğine dikakti çeken
Hisarcıklıoğlu, Hazine ile beraber ileri
teknolojiye dayanan yeni girişimlere 100
milyonlarca lira yatırım yapacak bir fonların
fonunu hayata geçireceklerinin altını çizdi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de ilk defa
kurulacak bu büyük fonla yeni fikri olan,
hızlı büyüme potansiyeli olan KOBİ'leri
destekleyeceklerinin altını çizerek, ayrıca
Kalkınma Bakanlığı ile birlikte "TOBB Yaşam
Bilimleri ve Biyoteknoloji Vakfı"nı kurmak için
birlikte çalıştıklarını bildirdi.
Odalar ve borsaların, UMEM Beceri'10 projesi
ile mesleki eğitimde tecrübe sahibi olduğuna
dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Biz, 365
Oda-Borsamız ile mesleki eğitim sistemini
üzerimize almaya hazırız" dedi.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
İŞ DÜNYASI
Hisarcıklıoğlu, petrol fiyatlarının son
dönemde artmasıyla Rusya ekonomisindeki
daralmanın sınırlandığına dikkati çekerek,
dünyada bir toparlanma olduğunu ancak
yetersiz kaldığını dile getirdi.
43
YÖNETİM
Basitleştir...
Basitleştir... Basitleştir...
44
N
asıl gayrimenkul işinde yer önemli
bir faktörse, yaşamda başarının
anahtarı da basitleştirmedir. Yaşamınızın
değişmesini ne kadar çok istediğiniz fark
etmez; yaşamınızda değişikliğe yer yoksa,
bu isteğinizin gerçekleşmesi imkansızdır.
Yaşamlarımızı bol hareket ve “ıvır zıvır”
ile doldurmaya eğilimliyiz. Bunun başarılı
olduğumuz, dolu dolu yaşadığımız anlamına
gelmesi gerekir. Gerçek şu ki bu durum,
kendimizi aşırı yük altında ezilmiş, bir
sürü işle sarıp sarmalanmış hissetmemize;
daha basit ve sakin bir yaşamın özlemini
duymamıza yol açar. Günün her dakikasını
bir işle doldurduğumuzda, “sessiz” olmak;
kendi içimize bakmak; yaratıcı, üretken ve
özgür olmamızı sağlayacak iç huzuru bulmak
için hiç zamanımız kalmadığını fark ederiz.
Yapacak çok iş olduğunda, vücudumuza
kramplar girdiğini, boğulduğumuzu ve stres
sahibi olduğumuzu hissederiz. Her şeyin
“çok fazla” olması nedeniyle kısıtlandığımızı
düşünürüz. Bu da kendimiz için gerçekten
önemli olan şeyi yapma yeteneğimizi köreltir.
Elbette, asgari seviyeye inmemiz gerekmez;
ama kendimize büyümek için fırsat ve öze
dönük değerlendirme yapmak için zaman
tanımalıyız. Üstelik, bunun bulaşıcı bir yönü
de vardır. Yaşamınızı herhangi bir alanda
basitleştirmek, size tüm alanlarda daha çok
“fırsat” sağlar.
Hızınızı kendiniz seçmelisiniz: “hızlı ve enerji
dolu” ya da “yavaş ve sakin”. Önemli olan,
yaşamınızı basitleştirmek için çabalamaya
devam etmek ve onun basit kalmasını
sağlamanın yollarını bulmaktır. Bu işten zevk
almaya ve yaratıcı olmaya çalışın.
Başlamanıza yardımcı olmak için, aşağıda
yaşamınızı basitleştirecek bazı fikirler
sunulmaktadır. Bunların her birini yapmaktan
kaynaklanacak enerji patlamasına hazır olun.
Dolabınızı temizleyin
Artık giymediğiniz kıyafetlerinizi atın ya
da verin. [Bunun için size harika bir ipucu:
10 dakikada dolaplarınızdaki tüm askıları
ters yönde asın. Başka bir deyişle, askının
kancası ön tarafa baksın. Yıkadığınız ya da
temizlettiğiniz bir şeyi asarken askının her
zamanki yöne bakmasını sağlayın. Kendi
belirlediğiniz sürenin (3-6 ay, “mevsim”i
geçince) sonunda, halen ön tarafa bakan
askılardaki kıyafetlerden kurtulun. Bu,
dolabı temizlemenin kolay ve zahmetsiz bir
yoludur!]
Gelen kutunuzu temiz tutun
Okur okumaz mümkün olduğunca çok
mesajı silin. Geri kalanını dosyalamak için
basit bir klasör sistemi kullanın. Kronolojik
zaman (Ocak-Aralık, biten yıl) gibi büyük
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
gruplar oluşturun. Konuya göre dosyalamak,
büyük bir proje söz konusu olmadığı sürece
nadiren sonuç verir. [Aynı proje hakkında,
ama hepsi farklı isimlere sahip 4 klasörle
şimdiye kadar ne kadar sık karşılaştınız?]
E-postanızı otomatik olarak filtrelemek için,
posta kutunuzdaki araçlardan yararlanın. Bir
ana e-posta okuyucusu seçin ve diğer tüm
mesajların bu e-posta kutusuna otomatik
olarak yönlendirilmesini sağlayın. Çoğu
e-posta okuyucusu, belli kişilerden gelen
mesajları otomatik olarak silmenize ya da
dosyalamanıza imkan verir.
Nefes almak için zaman ayırın
Takvimle yaşıyorsanız, günde bir saati
nefes almak için ayırın. Bu süreyi, ister
e-postalarınıza bakmak, sizden telefon
bekleyenleri aramak ve önemli mesajları
okumak, isterseniz dışarı çıkıp temiz hava
almak için kullanın. Yakın civarda hızlı bir
yürüyüş yapın. İşyerinizden 5 dakika uzak
YÖNETİM
kalmak (evde çalışıyorsanız bile ya da
özellikle bu durumda), veriminizi inanılmaz
derecede etkileyebilir.
Belli projeler üzerinde çalışmak için
zaman ayırın
Çoğu toplantıdan, yapacak bir işle
ayrılıyorsunuz, değil mi? Bu işler üzerinde
çalışmak için, takviminizde bazı ayarlamalar
yaparak kendinize zaman tanıyın. Aksi
takdirde, saat akşamın 6’sı olur ve
“çalışmaya” yeni başlamanız gerekir.
45
Bir köşe seçin
Masanızı ya da odanızı bölümlere ayırın.
Bir bölüm seçin ve düzenlemeye başlayın.
Bu süreç içinde eşyaları yalnızca bir kez
elinize almaya çalışın. 3 kutu ya da çanta
kullanın ve bunları şöyle adlandırın: “sakla”,
“ver” ve “at”. Elinizdeki bir kağıtsa,
kendinize şunu sorun: “Bunu şimdi elden
çıkarırsam, daha sonra başka bir yerde
bulabilir miyim?” Yanıtınız evetse, atın
gitsin. Mümkün olduğunca, dağınık alanları
derli toplu tutmanızı sağlayacak bir sistem
kurmaya çalışın. [Bir başka ipucu: Bazı
eşyaları ayırmakta zorlanıyorsanız, bunları
bir kutuya koyun; kutunun üzerine bundan
6 ay sonrasına denk gelen bir tarih atın.
Kutuyu garajda ya da dolapta saklayın. Söz
konusu tarihe kadar kutuyu açma ihtiyacı
duymadıysanız, hiç açmayın ve çöpe atın!]
“Yaşamınız dopdoluysa, yaşama
şansını kaybedersiniz.”
Thomas Leonard
sistem geliştirin. İşe en uygun araçları
seçin. Bu durum, yazılı dokümanlar için
şablon kullanımından evi belli bir biçimde
temizlemeye kadar değişir. Hangi yöntemin
işe yaradığını bulun ve onu iyileştirin (ve
hızlandırın!).
Toplu satın alın
Günlük kullandığınız eşyaları 6 ay
dayanacak miktarda satın alın. İşleri daha
da basitleştirmek için, siparişlerinizi Web’den
verin ve evinize teslim edilmesini isteyin!
Sürekli çarşıya gidip gelmek, inanılmaz
derecede zaman kaybettirir. Elinizin altında
bol stok bulundurmak, fazladan zaman
kazanmak için harika bir yoldur.
Görev verin
Her şeyi kendiniz yapmaktan vazgeçin.
Kendinize şunu sorun: “Zaman harcamam
gereken en önemli konu hangisi?”,
“Zamanımı nasıl geçirmek istiyorum?”
Geri kalan her şeyden kurtulun. Buna, evi
temizlemek için bir kadın tutmak ve otomatik
fatura ödeme sistemlerini kullanmak
gibi şeyler de dahildir. Bir iş arkadaşınıza
ya da aile ferdine görev veriyorsanız, işi
tüm yönleriyle (ne yapılacağı kadar nasıl
yapılacağını da) aktarın. Bu iş yalnızca
“sizin yöntemleriniz”le yapılabiliyorsa, bu
durumda söz konusu işi yapabilecek tek kişi
siz olursunuz.
Otomatikleştirin
Herhangi bir işi belli bir düzende yapmanız
gerekiyorsa, kolay tekrarlanabilir bir
Eski taahhüt ve hedeflerden kurtulun
“Basitlik, iyilik
ve gerçeğin
olmadığı yerde
büyüklük yoktur.”
Leo Tolstoy
Kimi zaman kendimizi, yaşamımızın bir
döneminde doğru olan ama şimdiki
kimliğimizle örtüşmeyen hedeflere sarılmış ya
da bu tür işleri yaparken buluruz. Yaptığınız
ya da üzerinde çalıştığınız her şeyi enine
boyuna düşünün. Bugünkü yaşam şekliniz
için uygun mu? Değilse, bu işi yapmayı
bırakın ya da bir hedef olmaktan çıkarın.l
Kaynak: Louise Morganti Kaelin
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
ÜLKE ARAŞTIRMASI
46
Türk ihracatının yeni hedefi
HİNDİSTAN
Yüzölçümü bakımından dünyanın yedinci, nüfus bakımından ise ikinci
büyük ülkesi konumundaki Hindistan'a Türkiye'nin yaptığı ihracat
geçtiğimiz yıl 565 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Hindistan
ekonomisi her yıl yüzde 5 seviyesinde büyüme kaydediyor. Büyük
potansiyele sahip Hindistan'ın bu gelişiminden daha fazla pay almak için
Türk ihracatçılarının yeni rotası oluyor.
Hindistan Ekonomisi'ne İlişkin Beklentiler
2014
2015
2016
2017
2018
Reel GSYİH Büyüme Oranı (%)
6,0
6,4
6,5
6,5
7,4
Mal İhracatı, (FOB, milyar $)
8,2
7,4
6,8
6,4
6,8
Mal İhracatı, (FOB, milyar $)
347
398
473
552
662
Mal İthalatı, (FOB, milyar $)
520
617
721
825
965
Cari İşlemler Dengesi (milyar $)
-55,7
-82,9
-89,0
-94,0
-102,5
Döviz Kuru, INR : US$ (ort.)
60,13
58,26
55,82
53,24
51,78
Kaynak: IMF, WB Group
1.871.651
GSYİH ( Milyon USD )
4
Büyüme Oranı ( % )
1.236.344.631
Nüfus
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Siyasi ve İdari Yapı
1
5 Ağustos 1947 tarihinde İngiltere’den
bağımsızlığını kazanan Hindistan
Cumhuriyeti’nin yönetim şekli federal
cumhuriyettir. Hindistan 28 eyalet ve 7
birlik bölgesinden oluşmaktadır. Eyaletler;
Andhra Pradesh, Arunachal Pradesh, Assam,
Bihar, Chhattisgarh, Goa, Gujarat, Haryana,
Himachal Pradesh, Jammu and Kashmir,
Jharkhand, Karnataka, Kerala, Madhya
Pradesh, Maharashtra, Manipur, Meghalaya,
Mizoram, Nagaland, Orissa, Punjab,
Rajasthan, Sikkim, Tamil Nadu, Tripura, Uttar
için 71 yıla çıkmıştır. 1951 yılında erkekler
ve kadınlar için yaşam beklentisi 32 yıl idi.
Kırsal kesimde yaşama oranı diğer gelişen
Asya ülkelerine göre çok yüksektir. Halkın
yüzde 60’ı nüfusu 5000’i geçmeyen yerleşim
yerlerinde yaşamaktadır. Buna karşın
şehirlere göç hızla artmaktadır.
yüzde 60’ı tarım sektöründe istihdam
edilmiştir. Göç artmasına rağmen hala
sınırlıdır ve Hintlilerin büyük çoğunluğunun
geçimi toprağa bağlıdır. Ekilebilir arazinin
yüzde 40’ı sulanabilir durumdadır ve geriye
kalan arazilerde tarımsal üretim yıllık muson
yağmurlarına bağımlıdır.
Nüfus ve İşgücü Yapısı
Hindistan’da her yıl yaklaşık 10 milyon
kişi işgücüne katılmaktadır. Bu durum
hükümetin eğitimin kalite ve miktarını
artırmak için yatırım yapması gerekliliğini
göstermektedir.
Ekonomik Yapı
2007 yılında nüfusu 1,13 milyar kişiye
ulaşan Hindistan’da 2000-07 yılları
arasındaki nüfus artış hızı yıllık yüzde
1,5 oranında gerçekleşmiştir. Bu oran
2009 ve 2010 yılında da yaklaşık aynı
kalmıştır. 2011 yılında dair nüfus artış
oranı beklentisi yüzde 1,49’dur. Bu oran
90’lı yıllarda yüzde 1,9, 80’li yıllarda yüzde
2,1 ve 60’lı yıllarda yüzde 2,3 oranlarında
gerçekleşmiştir. Doğum hızının düşeceğine
dair iyimser beklentilere rağmen 2025
yılında Hindistan nüfusunun 1,4 milyara
ulaşacağı tahmin edilmektedir. 2007 yılında
yaşam beklentisi erkekler için 66, kadınlar
Doğal Kaynaklar ve Çevre
Hindistan doğal kaynaklar bakımından çok
zengin bir ülke değildir. Hindistan dünya
yüzeyinin yüzde 2,4’ünü kaplamasına
rağmen, dünya nüfusunun yüzde 17’sini
barındırmaktadır. Bu yüzden doğal kaynak
ihtiyacı fazladır. Hindistan’daki en önemli
madenler kömür, demir ve boksittir.
Petrol ve gazın büyük çoğunluğu ithal
edilmektedir. Büyük coğrafi ve iklimsel
farklılıklar bölgeler arasında gelir dağılımı
ve ekonomik gelişmişlik farklılıklarının
sebeplerinden birisidir. Gelişmiş ülkelerin
tersine bir durum olarak çalışan nüfusun
Hindistan ekonomisi iki farklı yapıya sahiptir.
Bir yanda, orta sınıfın en zekilerini çalıştıran
modern ve küresel rekabet gücüne sahip
bilgiye dayalı hizmetler sektörü, diğer yanda
çoğunlukla az eğitimli işgücünün çalıştığı
ve rekoltesi yağışlara bağlı tarım sektörü yer
almaktadır. İmalat sektörü geleneksel olarak
kalitesiz mallar nedeniyle yetersiz olmasına
rağmen, bu durum son yıllarda değişmeye
başlamıştır. Hizmetler sektöründeki güçlü
büyüme neticesinde sektörün GSYİH
içinde payı 2012 yılında yüzde 56,3 olarak
gerçekleşirken, tarım sektörünün payı
yüzde 17,5, sanayinin payı ise yüzde 26,2
olmuştur. 2015 yılı sonunda bu oranların
hizmet sektörü için yüzde 58,9, sanayi için
yüzde 24,5 ve tarım için yüzde 16,6 olması
beklenmektedir.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
ÜLKE ARAŞTIRMASI
Pradesh, Uttarakhand, West Bengal’dir. Birlik
bölgeleri ise Andaman ve Nicobar Adaları,
Chandigarh, Dadra and Nagar Haveli,
Daman and Diu, Delhi, Lakshadweep ve
Puducherry’dir. Hindistan’da yasal altyapı
1950 anayasasına ve İngiliz hukukuna
dayanır.
47
ÜLKE ARAŞTIRMASI
48
Son yıllarda ekonominin tarıma bağımlılığı
azalmış olsa da GSYİH’deki dalgalanmalar
hala yıllık muson yağmurlarının sonuçlarına
bağlıdır. Toprak sahiplerinin çoğunluğu
geçinecek kadar tarım yapabilmektedirler ve
çoğu çiftçi ailesi yoksulluk sınırının altında
yaşam sürdürmektedirler. Hindistan özellikle
kırsal alanda dünyadaki en kötü insani
gelişim indekslerinin bazılarına sahiptir.
Buna karşın, Hindistan aynı zamanda çok
sayıda yüksek nitelikli işgücüne ve birkaç
tane uluslararası endüstriyel gruba da
sahiptir.
Ekonomi Politikaları
2002/03 mali yılında genel bütçe açığı
tepe noktasına ulaşarak GSYİH’nin
yüzde 9,6’sına ulaşmıştır (yüzde 5,9
federal hükümetin açığı, yüzde 3,7 eyalet
hükümetlerinin açığı). Bu tarihten sonraki
güçlü ekonomik büyüme 2007/08 mali
yılında genel bütçe açığının yüzde 2,5
oranına düşmesini sağlamıştır. Merkezi
hükümet bütçe açığı 2010/11 mali
yılında yüzde 4,8, 2011/12 mali yılında
yüzde 5,7 ve 2012/13'te yüzde 4,9
olarak kaydedilmiştir. Bütçe açığının
2013/14'te yüzde 5,0, 2014/15’te
yüzde 5,2, 2015/16’da yüzde 4,9 ve
2016/17 mali yılında yüzde 4,5 olacağı
tahmin edilmektedir. Son yıllardaki
büyümeye rağmen mali durum zayıflığını
sürdürmektedir. Bütçe açığını azaltmaya
yönelik politikaların uygulanması
politik olarak zorunlu hale gelmiştir.
Sübvansiyonları azaltmak, vergi paylarını
artırmak (sadece 32 milyon kişi gelir vergisi
vermektedir), kamu çalışanlarının sayısını
azaltmak ve kamu teşekküllerini kapatmak
ya da özelleştirmek güçlü karşıt gruplar
yüzünden oldukça zordur.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Hükümet Hindistan’ın vergi kanunu
değiştirmek için radikal bir adım atmıştır.
2011 yılında uygulamaya koymak için
yeni bir vergi yasası önerisi vermiştir.
Maliye Bakanı tarafından 12 Ağustos
2009 tarihinde sunulan bu öneriye göre
kurumlar vergisi yüzde 30’dan yüzde 25’e
düşürülecektir. Kanun tasarısı aynı zamanda
gelir vergisi ödeme yükümlülüğü alt sınırını
yıllık 300.000 Rupi’den (yaklaşık 6.000$)
1.000.000 Rupi’ye (yaklaşık 20.000$)
çıkarmaktadır. Genel olarak tasarı olumlu
karşılanmıştır, ancak henüz yürürlüğe
girmemiştir.
Ekonomik Performans
Hindistan’ın son ekonomik reformları
başlattığı 1990’lı yılların başından itibaren
ekonomik büyüme geçici olmaktan çıkmış
ve önceki yıllardan daha yüksek bir büyüme
oranı yakalanmıştır. Reel büyüme 2003
yılından itibaren her yıl yüzde 8’in üzerinde
gerçekleşmiş ve 2006 yılında yüzde 9,7 ile
tepe noktasına ulaşmıştır. 2008 yılında ise
küresel ekonomik krizin etkisiyle ekonomik
büyüme yüzde 6,1 oranında gerçekleşmiştir.
Hükümetin geniş kapsamlı mali canlandırma
paketinin uygulamaya konulmaması
durumunda bu büyüme oranı çok daha
düşük oranda gerçekleşebileceği görüşü
hakimdir. Bu paketle kamu harcamaları
büyümenin yaklaşık üçte birine katkı
sağlamıştır. Yüksek büyümenin olduğu 2003
ve 2007 yıllarında kamu harcamalarının
2008 yılında toplam ihracatın GSYİH’nin
sadece yüzde 24’ü oranında olması
ve dünya ile kısıtlı ticari entegrasyonu
Hindistan’ın küresel finansal krizden daha
az etkilenmesine yol açmıştır. Dış ticaret
büyük bir darbe almıştır ancak, Hindistan
ekonomisinin dayanak noktası olan iç talep,
çabuk toparlanan esnek bir yapıya sahip
olduğunu göstermiştir.
ÜLKE ARAŞTIRMASI
büyümeye katkısının sadece yüzde 6
olduğu düşünülürse, kamu harcamalarının
muazzam bir sıçrama yaptığı görülmektedir.
Aynı zamanda, yüksek büyüme döneminde
büyümenin yaklaşık yarısını oluşturan özel
tüketim 2008 yılında dramatik bir şekilde
azalarak büyümenin ancak yüzde 27’sini
oluşturmuştur. Hindistan’ın net ithalatçı
olmasının ekonomiye negatif etkisi 2008
yılında hızlanmıştır. Ekonomideki parlak
nokta ise ekonomik aktivite içinde önemli
bir etken olan yatırımlar olmuştur.
49
Hindistan’ın son beş yıllık reel büyüme
verilerine bakıldığında ise, ülke
ekonomisinin 2009’da yüzde 8,3, 2010’da
yüzde 10,2, 2011 yılında yüzde 6,7 ve
2012’de yüzde 4,7 büyüdüğü görülmektedir.
Büyüme 2011’de ve özellikle 2012’de
küresel konjonktürün doğrudan ve
dolaylı etkileriyle beklentilerin altında
gerçekleşmiştir. Büyümenin 2013’te
yine beklentilerin altında, yüzde 4,8
olması, 2014 ve 2015’te ise ivmelenerek
sırasıyla yüzde 6,0 ve yüzde 6,3 olması
beklenmektedir.
Türkiye ile Ticaret
Türkiye ile Hindistan arasında ticaret
hacminde gözlenen artışa rağmen, ticaret
dengesi sürekli olarak ülkemiz aleyhine
sonuçlanmaktadır. İki ülke arasında en
yüksek ticaret hacmine 2011 yılı içerisinde
ulaşılmıştır. 2012 yılında ihracatta görülen
artış devam etmiş, yüzde 4,7 oranında
artış ile 791 milyon dolara ulaşmıştır.
İthalatta ise yüzde 10,1 oranında gerileme
kaydedilmiştir. 2013 yılına gelindiğinde,
Hindistan’a ihracatımız bir önceki yıla göre
yüzde 25,8 oranında azalarak 587 milyon
dolar seviyesine düşmüştür. 2013 yılında
Hindistan’dan ithalatımız ise, yüzde 9,0
oranında artarak 6,4 milyar dolar olmuştur.
İhracat Potansiyeli Olan Başlıca
Sektörler
Hindistan’ı 1,2 milyar nüfuslu yoksul bir
ülke olarak değil, ciddi bir satın alma
gücüne sahip 200-300 milyon tüketicinin
yaşadığı, istikrarlı bir makro ekonomik
yapıya sahip ve gümrük vergileri ile miktar
kısıtlamalarının her geçen gün azaldığı
bir pazar olarak görmek, daha sağlıklı bir
yaklaşımdır. İlaç sanayi çok gelişmiş olan
Hindistan ilaç sanayisi hammaddelerinde
potansiyel bir pazardır. Nüfus özellikleri
nedeniyle de zeytinyağı, sert kabuklu
meyveler, kuru meyveler başta olmak üzere
gıda ürünlerinde büyük potansiyel ihtiva
etmektedir. Hindistan'da sağlıklı yaşam için
zeytinyağı kullanımı yaygınlaşmaktadır.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
G SB
®
GOSB
50
ÜRETİMDEKİ FİRMALAR
Akay Plastik
San. ve Tic A.Ş.
Aksistem Elektromekanik
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Alarko Carrier
San. ve Tic. A.Ş.
Anadolu Flygt Pompa
Paz. ve Tic. A.Ş.
Aperam Paslanmaz Çelik
San. ve Tic. A.Ş.
Asen Metal Endüstri Ürünleri San.
ve Ticaret Ltd. Şti.
Autoliv Cankor Otomotiv Emniyet
Sistemleri San. ve Tic. A.Ş.
Avon Kozmetik Ürünleri
San. ve Tic. A.Ş.
Aydınlar Ref.
San. ve Tic. A.Ş.
Aygaz A.Ş
Betek Boya ve
Kimya San. A.Ş.
Bilim İlaç
San. ve Tic. A.Ş.
Bimeks Bilgi İşlem
ve Dış Ticaret A.Ş.
Biyoner Yağ ve Kimya Ürünleri
San. ve Tic. Ltd. Şti.
BLG Lojistik
Hizmetler ve Ticaret A.Ş.
Colgate-Palmolive Temizlik
Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
Corning Optik
İletişim San. Ltd. Şti.
Dal Lunapark Makineleri
San. ve Tic. A.Ş.
Dekor Ahşap
Ürünleri San. A.Ş.
Dinçer Lojistik ve Pazarlama
Ticaret Ltd. Şti.
Engin Metal Tic.
ve San. Ltd. Şti.
Elastron Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
Enka Civata İmalat ve Sanayi Mam.
Paz. Ltd. Şti.
Erdemir Çelik Servisi Merkezi San.
ve Tic. A.Ş.
Etol Aroma ve Baharat Gıda
Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
Güngör Otomobil
Yan San. A.Ş.
Habaş Endüstri
Tesisleri A.Ş.
Halla Visteon Otomotiv İklim.
Sistemleri Üretim San. ve Tic. A.Ş.
Has Alüminyum
San. ve Tic. A.Ş.
Has-Metal Tic.
ve San. Ltd. Şti.
İstanbul Gıda Turizm San. ve
Tic. A.Ş.
Kamasan Kalıp Makine
San. ve Tic. A.Ş.
KCC Boya San.
ve Tic. Ltd. Şti.
Keskinkılıç Gıda
San. ve Tic. A.Ş.
Kimar Kimyasal Ara
Mad. San. ve Tic. A.Ş.
Lider Matbaa Mürekkepleri ve
Kimyasalları Amb. San. ve Tic. A.Ş.
Linde
Gaz A.Ş.
Link Yapı ve Tesisat Malzemeleri
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Mass Arıtma Sistemleri İnş. San.
ve Tic. A.Ş.
Mersen İstanbul
Sanayi Ürünleri A.Ş.
Nuh Teknoloji Endüstri Makineleri
ve Enerji San. Tic. Ltd. Şti.
Oba Perdesan
Perde Sanayi A.Ş.
Okan Cam.
San. ve Tic. A.Ş.
Onko İlaç
San. Ve Tic. A.Ş.
Özverler Resim Çerçeve San. ve
Tic. Ltd. Şti.
Pürplast Poliüretan Plastik Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
Robotek Otomasyon
Tekn. San. Tic. Ltd. Şti.
Rözmaş Çelik
San. ve Tic. A.Ş.
Rözmaş Metal
San. ve Tic. A.Ş.
SAMM Teknoloji İletişim San. ve
Tic. A.Ş.
Senapa Stampa Ambalaj
San. ve Tic. A.Ş.
Sew Eurodrive Hareket Sistemleri
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Siemens
San. ve Tic. A.Ş.
Söylemez Kauçuk Otomotiv San.
Tic. Ltd. Şti.
Süleyman İshakoğlu İshakol Boya
San. A.Ş.
Tez Trans
Lojistik A.Ş.
Thyssenkrupp Materials Turkey
Metal San. ve Tic. A.Ş.
TI Otomotiv
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Transport Tesisleri İmalat ve
Tic. A.Ş.
Tulip Metal
Ticaret Ltd. Şti.
Vanterm Isı ve
Makine San. Tic. A.Ş.
Vesuvius İstanbul Refrakter San.
ve Tic. A.Ş.
MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
GOSB
Aplus Hastane
Otelcilik Hizmetleri A.Ş.
Arçelik-LG Klima
San. ve Tic. A.Ş.
Arfesan Arkan Fren Elemanları
San. ve Tic. A.Ş.
Aromsa Besin Aroma ve Katkı
Maddeleri San. ve Tic. A.Ş.
Artemis İnşaat Sanayi ve İnşaat
Malzemeleri Pazarlama Tic. A.Ş.
Bando Kayış Sanayi ve Ticaret
(Türkiye) A.Ş.
Bant Boru San. ve Tic. A.Ş.
BASF Türk Kimya San. ve Tic.
Ltd. Şti.
Belgin Madeni Yağlar Tic. ve
San. A.Ş.
Bemag Makine Elk.
San. ve Tic. A.Ş.
Böhler Sert Maden ve Takım
Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Cemfa Optik
Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Clariant (Türkiye) Boya Kimy. Mad.
ve Madencilik San. ve Tic. A.Ş.
Coatcoil Boyalı Metal ve Taşıt
Araçları Üretim Pazarlama A.Ş.
Cobin Ambalaj
San. ve Tic. A.Ş.
Dostel Makine
San. ve Tic. A.Ş.
DSM Besin
Maddeleri Ltd.Şti.
Eczacıbaşı Girişim Pazarlama
Tüketim Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
Egesim Enerji Elektromekanik ve
Elektrik Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti.
Eksen Makine
San. ve Tic. A.Ş.
Fikssan Fikstür
San. ve Tic. A.Ş.
Franke Mutfak ve Banyo Sistemleri
San. ve Tic. A.Ş.
Gezer Endüstri İnşaat San. ve
Tic. A.Ş.
Greif Mimaysan
Ambalaj San. A.Ş.
Grundfos Pompa San. ve Tic.
Ltd. Şti.
Hektaş
Tic. T.A.Ş.
IFF Aroma Esans Sanayi ve
Ticaret A.Ş.
ISCAR Kesici Takım Ticareti ve
İmalatı Ltd. Şti.
Işık Plastik San. ve
Dış Tic. Paz. A.Ş.
İleri Elektro Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
Kireç ve Tuğla
Kimya San. A.Ş.
Koçel Çelik Eşya San. ve Tic.
Ltd. Şti.
Kosan Kozmetik
San. ve Tic. A.Ş.
Kühne Nagel
Nakliyat Ltd. Şti.
Legrand Elektrik
Sanayi A.Ş.
Migros
Ticaret A.Ş.
Miksplast Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
MOB Mobilya
Dekorasyon A.Ş.
Munters Form Endüstri Sist. San.
ve Tic. A.Ş.
Nuhpanel Yapı Elemanları San.
ve Tic. A.Ş.
Petro Yağ ve Kimyasallar San. ve
Tic. A.Ş.
Plaş Plastik Ambalaj San. ve
Tic. A.Ş.
Procter & Gamble Tüketim Malları
San. A.Ş.
Promed İlaç
San. A.Ş.
Pulver Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
Saint Gobain Weber Yapı
Kimyasalları San. ve Tic. A.Ş.
Sandoz Grup Sağlık Ürünleri
İlaçları San. ve Tic. A.Ş.
Sarıtaş Çelik
Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Sarmaşık Mak.
San. ve Tic. A.Ş.
Saybolt Gözetim ve Laboratuvar
Hizmetleri A.Ş.
Tadım Gıda Maddeleri
Sanayi ve Tic. A.Ş.
TAYAŞ Gıda
San. ve Tic. A.Ş.
Teklas Kauçuk
San. ve Tic. A.Ş.
Tekno Kauçuk
Sanayii A.Ş.
Telsan Tel. Mam.
ve Galv. San. A.Ş.
Türker Lojistik Taş. ve Tur. Destek
Hiz. San ve Tic. A.Ş.
Ulus Metal
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Unifo Gıda
San. ve Tic. A.Ş.
UTS Universal Takım Sanayi ve
Ticaret Ltd. Şti.
Ülker Bisküvi
San. A.Ş.
ZF Sachs Süspansiyon Sistemleri
San. ve Tic. A.Ş.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015
51
G S
SB
B
®®
GLOBAL MARKALARIN
ÜRETİM MERKEZİ