GOSB`da Hijyenik Çamaşır Yıkama Fabrikası
Transkript
GOSB`da Hijyenik Çamaşır Yıkama Fabrikası
GOSB GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERGİSİ • Sayı: 45 • MART-NİSAN 2015 APLUS Hastane Otelcilik Hizmetleri A.Ş. GOSB’da Hijyenik Çamaşır Yıkama Fabrikası TEKNOPARK Crea Technic, yenilikçi çözümler ortaya koyuyor GOSB MESAJI GÖRÜŞ RÖPORTAJ RÖPORTAJ En büyük gayemiz, bölgemizi daha da ileriye taşımaktır OSB Kanun ve Yönetmelik Uygulamalarının Demokratik Değerlerle Eleştirisi “Müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemle vizyonunu sürekli geliştiren bir şirketiz” “Aygaz, her gün, ülkemizin her köşesinde 80 bin haneye konuk oluyor” ADİL KANIÖZ ŞAFAK KÜRKÇÜ PULAT OKTAY VAHİT YILDIRIM Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı www.facebook.com/gosbsad Aksistem Elektromekanik Ltd. www.twitter.com/gosbsad Dergimizi Facebook ve Twitter'dan takip edebilirsiniz DRD Filo Kiralama Satış Direktörü Aygaz A.Ş. Gebze İşletmesi Üretim Direktörü İÇİNDEKİLER 4 18 22 32 28 46 GOSB Mesajı Röportaj 8 En büyük gayemiz, bölgemizi daha 26 “Müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemle vizyonunu sürekli geliştiren bir şirketiz” da ileriye taşımaktır Vahit Yıldırım Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Görüş 10 OSB Kanun ve Yönetmelik Uygulamalarının Demokratik Değerlerle Eleştirisi Adil Kanıöz Aksistem Elektromekanik Ltd. GOSB Haberleri 14 GOSBAB 2. Olağan Şafak Kürkçü DRD Filo Kiralama Satış Direktörü Teknopark 28 Crea Technic, yenilikçi çözümler ortaya koyuyor Finans 30 Ticarete Finansal Entegrasyon Sağlık 32 Sağlık Turizmi Genel Kurul Toplantısı Yapıldı Dr. Metin Göklü Röportaj Çevre 18 “Aygaz, her gün, 34 Elektrikli ve elektronik atık ülkemizin her köşesinde 80 bin haneye konuk oluyor” Pulat Oktay Aygaz A.Ş. Gebze İşletmesi Üretim Direktörü Özel Konak Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı İletişim 36 E-Postaların Efendisi Olmak İçin 5 Öneri Röportaj Ülke Araştırması 22 GOSB’da Hijyenik Çamaşır Yıkama Fabrikası 46 Türk ihracatının yeni hedefi MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Hindistan GOSB DERGİDEN 6 Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yayın Organı Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İdare Merkezi: Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği GOSB Kemal Nehrozoğlu Cad. Teknopark, High Tech Bina 1. Kat A8 Gebze 41480 Kocaeli Tel: 0 262 677 11 77 Faks: 0 262 677 11 78 [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Baskı: GOSBSAD Adına İmtiyaz Sahibi: Dr. Osman CANBERİ B. Ayça Ekim Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti. B. Ayça Ekim Yayın Kurulu: Atilla HACISÜLEYMANOĞLU, Ragıp TUNALILAR, Altuğ ERBİL Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 Teknik Yönetmen: Fırtına ARISOY [email protected] Editör: Burçin YEŞİLTEPE [email protected] Reklam Koordinatörü: Bike Ayça EKİM Tel: 0262 677 11 79 [email protected] Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. GOSBSAD Yapım: Mavi Tanıtım ve İletişim Rasim Paşa Mah. Ayrılıkçeşme Sok. No: 122 Kadıköy-İstanbul Tel: 0 216 418 59 31 GOSB Dergi, Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği tarafından aylık yayınlanır. Yerel-Türkçe-İlmi 1-3 Sayı 4 Sayı Kıymetli Okurlar, GOSB Dergi, 2015 yılının 2’nci ve yayın hayatının 45’nci sayısıyla sizlerle buluşuyor. Değişim ve gelişim hedefleriyle başladığımız yeni sezonda; dağıtım ağımız, görsel tasarım ve içeriğimizle birlikte GOSB Dergi’nin ulaşılabilirliğini arttırmak için sosyal medya hesaplarımızla da hizmetinizdeyiz. “Bölge katılımcılarımızın görüşlerini, isteklerini ve sorunlarını aksettirmek ve yetkili kurumlara ulaşmasına aracılık etmek kurumsal sorumluluğumuzdur.” düşüncesiyle; sosyal medya hesaplarımızı, web sitemizi ve tabii ki GOSB Dergi’yi kullanımınıza açıyoruz. Herhangi bir konuda sorun, istek ya da görüşünüzü sözlü veya yazılı olarak bizlerle paylaşmanız halinde, üzerinde durulması ve araştırılması gerektiğini düşündüğünüz her konuda tüm imkanlarımızı kullanarak sizlere hizmet sunmayı görev biliyoruz. Bölgemiz katılımcılarını yakından tanımak ve kaynaşmayı arttırmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz iş yeri gezilerine tüm hızıyla devam ediyoruz. Oba Perdesan ve Aplus firmalarıyla gerçekleştirdiğimiz tanışma toplantılarından edindiğimiz izlenimleri şöyle sıralayabiliriz: Katılımcılarımızın Türkiye için büyük bir değer olan GOSB’de yer almanın önemini her alanda hissetmelerinin yanı sıra ulaşımın günden güne daha da çözümsüzleşen bir sorun haline gelmesi, bundan dolayı çalışanlarının motivasyonunun düşmesi ve yeni personel bulma konusunda zorlanılması. Öncelikle trafik sorununun takipçisi olacağımızı ve bu konuda gerekli farkındalığı yaratabilmek adına elimizden geleni yapacağımızı bilmenizi isteriz… GOSB DERGİ 2014 YILI REKLAM FİYATLARI Frekans BU SAYIDA 6 Sayı Arka Kapak 3.500.- TL 2.950.- TL 2.600.- TL Ön Kapak İçi 3.000.- TL 2.550.- TL 2.250.- TL Ön Kapak Karşısı 3.000.- TL 2.500.- TL 2.250.- TL Arka Kapak İçi 2.500.-TL 2.100.- TL 1.850.- TL Arka Kapak Karşısı 1.500.- TL 1.250.- TL 1.100.- TL İç Sayfa 1.000.- TL 850.- TL 750.- TL İç İki Sayfa 1.750.- TL 1.500.- TL 1.300.- TL İç 1/2 Sayfa 650.- TL 550.- TL 450.- TL MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Bu sayımızda, yeni katılımcılarımızla yapmış olduğumuz röportajlara Aplus firmasıyla devam ediyoruz. Kendileriyle bölgemizi seçmelerindeki nedenleri, oldukça ilginç olan sektörlerini ve bu konudaki gelişmeleri aktardıkları çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Yine bölgemizin en eski ve büyük kuruluşlarından Aygaz’ın üretim direktörü Pulat Oktay’ın tecrübelerini aktardığı, içinde yer aldıkları sektörün Türkiye’deki durumunu ve Aygaz’ın sektöre getirdiği ilkleri paylaştığı röportajımız da oldukça ilgi çekici. Bir diğer röportajımızı da Teknopark girişimcilerinden olan Createchnic firması ile gerçekleştirdik. Bize geliştirdikleri hafif kargo ayrıştırma makinesi ile Tübitak Başarı Öyküleri 2015 kitabında, içlerinde Ford, Arçelik gibi firmaların da olduğu 11 firma arasında yer almalarının detaylarını anlattılar. Keyifle takip edeceğinizi düşünüyoruz. Her sayısını siz değerli katılımcılarımızla birlikte oluşturmayı hedeflediğimiz GOSB Dergi’nin yeni sayıları için desteklerinizi bekliyoruz… Saygılarımla. GOSB MESAJI En büyük gayemiz, bölgemizi daha da ileriye taşımaktır 8 VAHİT YILDIRIM Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı G ebze Organize Sanayi Bölgesi’nin gelişimi için köklü değişim ve dönüşüm hamlelerimizle, sorunlara çözüm üretme noktasında izlediğimiz tutarlı ve yapıcı politikalarımızla, büyük mesafeler kat ediyoruz, bulunduğumuz platformlarda etkin çalışmalar gerçekleştirmek suretiyle, OSB’lerimizi güçlendirme yolundaki gayretlerimizi sürdürüyoruz. GOSB’daki firmalarımızın iş yükünü azaltmak için bölgemizde noter açılması ile ilgili girişimlerimizi başlatmış bulunmaktayız. Bilindiği üzere bölgemizde noter açılması önemli bir gereklilik. Bulunduğumuz bölgeye en yakın Noterin ortalama 8 km. uzakta olması, noter işlemlerinin yoğun olarak gerçekleştiği bölgemizde iş akış süresini uzatmakta, vakit kaybına neden olmaktadır. Noter açılabilmesi için ilgili kurumlar nezdindeki görüşmelerimizi tamamladık. Öncelikle katılımcılarımızın taleplerini topladık, Kocaeli Valiliği ile yaptığımız görüşmelerde noter açılması konusunun öneminden bahsederek destek istedik ve Kocaeli Valiliği’nin desteğiyle de Adalet Bakanlığı’na başvurumuzu yaptık. Umuyorum ki; en kısa zamanda noter açılması ile ilgili olumlu gelişmeleri de sizlere yine bu sayfadan aktaracağız. Gebze’de yer alan tüm organize sanayi bölgeleri ve diğer sanayi kuruluşlarının yaşadığı en büyük sorun hiç şüphesiz ki; ulaşım sorunudur. Trafiğin rahatlatılması ve firmalarımızda çalışan personelin ulaşım konusunda yaşadıkları olumsuzlukları ortadan kaldırmak için girişimlerimizi sürdürmekteyiz. Son olarak, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu ile Gebze Belediye Başkanı Sayın Adnan Köşker’in bölgemizi ziyaretinde konuyu kendilerine aktarma imkanı bulduk. Katılımcılarımızın da dahil olduğu ve sorunlarını dile getirme imkanı bulduğu toplantıda, Gebze merkezden ve TEM Gebze ve Şekerpınar gişelerinden, organize sanayi bölgeleri istikametine gelirken yaşanılan trafik sıkışıklığını aşmak amacıyla, alternatif güzergah oluşturulması, gerekli iyileştirmelerin yapılması vb. çalışmalar için destek talebimizi kendilerine ilettik. İlgili kurumların desteğiyle, GOSB dahil civardaki tüm OSB’lerin acil çözülmesi gereken sorunlarından birisi olma özelliğini taşıyan ulaşım MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ sorununu kısa zamanda aşacağımıza inanıyorum. Aynı toplantıda, GOSB’un önemli problemlerinden biri olan sokak köpekleri sorununu da gündeme getirme imkanı bulduk. Bölge genelindeki sokak köpeklerinin belediye tarafından toplanarak, Hayvan Rehabilitasyon Merkezinde aşılama ve kısırlaştırılma işlemlerinin yapılması ve sonrasında alındıkları ortama/bölgeye bırakılması hususunda da destek sözü aldık. Tembelova Alanı’nda alt ve üst yapı çalışmalarının tamamlanarak GOSB standartlarına kavuşturulduğu, devam eden yol çizgi, kasis ve trafik işaretlemeleri tamamlandıktan sonra bölgenin GOSB ile entegrasyonun tam olarak sağlanacağı hususunu da ifade etmek isterim. Ayrıca, yüklenici müteahhit ile kesin hesap yapılmış olup, Nisan sonu itibari ile katılımcılarımızdan altyapı katılım bedeli alımı da sonlandırılmıştır. GOSB sınırları içerisinde 112 noktası kurulması için gerekli çalışmaları tamamladık, Kocaeli Valiliği ile yaptığımız görüşmeler sonucunda 9 Mart 2015 tarihi itibariyle 112 ambulans istasyonunu hizmete aldık. 112 ambulans istasyonu, trafik ve iş kazalarına anlık ve hızlı müdahale edebilmek için, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne ve çevresindeki yerleşkelere, GOSB İtfaiye Binası’nda oluşturulan alanda hizmet verecek. Ülke genelinde aralarında bölgemizin de olduğu 22 OSB’de özel tıp merke- Katılımcılarımızın etkin bir biçimde yönetime destek vermesini sağlamak, hizmet kalitesini daha üst seviyeye çıkarmak amacıyla Enerji, Mesleki-Teknik Eğitim, Çevre, Ulaştırma, Dış Ticaret ve İş Sağlığı-Güvenliği adı altında çalışma grupları oluşturduk ve ilk toplantılarımızı yaptık. GOSB Yönetimi ile GOSB katılımcılarının bir araya geleceği, Gebze Organize Sanayi Bölgesini ilgilendiren konularda daha hızlı sonuca ulaşmak adına önemli katkı sunacak olan Çalışma Takımları toplantılarımız, her ayın ilk haftası tekrarlanacak. Katılımcılarımızın talep ve beklentileri doğrultusunda başlattığımız projelerden birisi olan GOSB Camii tamamlanmak üzere… Modern mimari tasarımıyla Türkiye’nin önde gelen çağdaş cami örneklerinden biri olmaya aday GOSB Camii’nde, yaklaşık 2169 kişi aynı anda ibadet edebilecek. İmam seçimimizi yaptık, Camimizi Mayıs ayı içerisinde ibadete açmayı hedefliyoruz. Önemli projelerimizden birisi olan GOSB Camii projesine destek veren tüm katılımcılarımıza şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına teşekkür eder, çalışanlara ve bölgemize hayırlı olmasını dilerim. Bir yandan işyerlerindeki mevcut personelin nitelikli duruma getirilmesi, diğer taraftan ihtiyaç duyulan nitelikli elemanların bulunamaması, ülkemiz ekonomisine muazzam katkı sunan sanayicilerimizin en büyük sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizin nitelikli yetişmiş işgücüne ve ara elemana ihtiyacının olduğu bir gerçektir. Bu doğrultuda, GTO ile ortak bir projeye imza attık. GOSB Tadım Jale Yücel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bulunduğu alanda, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve atölye binasının yapılmasına ilişkin protokolü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık ile TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katıldığı törenle imza altına aldık. Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, sanayide nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik, nitelikli eğitim veren, örnek teşkil edecek bir yapı olacak. Sadece ekonomik açıdan değil, içinde bulunduğumuz bölgenin sosyal açıdan gelişiminin sağlanması yolunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Katılımcılarımızın yoğun talebi doğrultusunda halı saha için çalışmalarımızı da başlatmış bulunmaktayız. GOSB Meydan’da idari sosyal tesis alanı içerinde kalan, 5.348 m2’lik alanda başlattığımız projeyi 2015 Temmuz ayı içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Bölgemizde belirli periyotlarda düzenlediğimiz, tiyatro gösterimlerine devam ediyoruz. Sanayi ile Ülkemizin nitelikli yetişmiş işgücüne ve ara elemana ihtiyacının olduğu bir gerçektir. Bu doğrultuda, GTO ile ortak bir projeye imza attık. GOSB Tadım Jale Yücel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bulunduğu alanda, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve atölye binasının yapılmasına ilişkin protokolü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık ile TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katıldığı törenle imza altına aldık. sanatı bütünleştirme anlayışıyla sanata ve sanatçıya verdiğimiz desteği sürdürmek, katılımcılarımızın keyifli vakit geçirmelerini sağlamak için 16 Nisan 2015 tarihinde İstanbul Halk Tiyatrosunun sahneye koyduğu “Alevli Günler” isimli oyunu katılımcılarımızla buluşturduk. Son olarak yine Mayıs içerisinde, GOSB Meydan Binası’nda 11-12-13-14-15 Mayıs 2015 tarihlerinde, iki büyük ustanın –Sayın Aydın Boysan ve Sayın Sunay Akın’ın katılımlarıyla ve GOSB - İş Bankası Kültür Yayınları işbirliği ile kitap standı açıyoruz… Tüm GOSB çalışanlarının etkinliğe katılımını bekliyoruz. Mayıs ayı içerisinde İş ve finans çevresinin önemli simalarından Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ersin Özince’yide GOSB Katılımcıları ile bir araya getirdik. Sanayicilerimiz, Bankacılık alanında yaşadıkları problemleri Sayın Özince’ye aktararak, çözüm önerileri hakkında görüş alışverişinde bulundular. Oldukça samimi bir ortamda gerçekleştirilen sohbet toplantısında, ülkemizin gelişmesinde ve kalkınmasında, sanayi ve üretim ile finans ve bankacılığın ayrılmaz bir bütün olduğunun öneminden bahisle, Türkiye ekonomisinin büyümesinde lokomotif görevi olan sanayinin ve sanayicinin bankacılık ile ilgili yaşadıkları engellerin ortadan kaldırılması gerekliliği üzerinde duruldu. Gerek OSBDER, gerekse GOSB olarak OSB’lerimizi ve üyelerimizi ilgilendiren konuları çözüme kavuşturmak için düzenlediğimiz toplantılara devam ediyoruz. 19 -25 Nisan 2015 tarihleri arasında Afyon’da ilk defa bu kadar uzun süreli yapılan mevzuat çalıştayında, bakanlığa sunduğumuz Organize Sanayi Bölgeleri Kanun ve Yönetmeliğindeki değişiklik önerilerini masaya yatırdık, en kısa zamanda Organize sanayi bölgeleri kanun ve yönetmeliklerinde katılımcı lehine köklü değişiklikleri göreceğiz, takibini yapıyoruz. Geçmişimizden gelen birikimimizi, teknolojik değişime entegre ederek ve yeni dönemin gereksinimlerine ayak uydurmak suretiyle, önümüze çıkan fırsatları ve sahip olduğumuz potansiyeli iyi bir şekilde değerlendirerek bölgemizi daha ileriye taşımanın en büyük gayemiz olduğunu belirterek sevgi ve saygılarımı sunarım.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 GOSB MESAJI zi kurulmasına onay verildiği bilgisini de sizlerle paylaşmak isterim. Kocaeli, Adana, Ankara, Bursa, Denizli, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Manisa ve Tekirdağ illerindeki toplam 22 OSB’de kurulacak tıp merkezinde, yönetmelik gereği her 5 bin işçiye 1 klinisyen uzman hekim düşecek, Bu durumda, yaklaşık 22.000 istihdamın olduğu bölgemizde kurulacak ve Kocaeli’ndeki OSB’ler içinde tek olacak tıp merkezinde 4 uzman hekim görev alabilecek. Tıp Merkezinde, ayakta teşhis ve tedavi hizmetleri, küçük cerrahi müdahaleler, laboratuvar ve radyoloji hizmetleri verilebilecek. 9 GÖRÜŞ OSB Kanun ve Yönetmelik Uygulamalarının Demokratik Değerlerle Eleştirisi Demokratik yönetim anlayışını örseleyen katılımcımızın iradesini gasp eden hiçbir hukuk disiplinine uymayan bu uygulamalar halen devam etmekte. 10 Demokrasi, genel hukuk ve ticaret hukukuna uygun taleplerimiz, bireysel olarak şahsım, kurumsal olarak OSBÜK (Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu) tarafından muhtelif platformlarda gündeme getirilmesine rağmen bu güne kadar, durumun iyileştirilmesi yönünde henüz bir yol alamadık. Bu yazımda genel kurula geçmiş ve belirli olgunluğa erişmiş OSB kuruluşlarımızın demokratik yönetilmesi, daha sağlıklı çalışması anlamında; Bakanlık üst bürokrasisi tarafından yanlış yorumlanan ve uygulanan yönetmelik maddelerini gündeme getirmek istiyorum. Bu yanlışlıklardan en önemlisi olan, aşağıda 1. Madde ki katılımcı tarifi yanlışının düzeltilmesi için tek yapılması gereken; Bakanlık üst bürokrasinin doğru uygulanma ve yorumlama için OSB yönetimlerini bir tebliğle uyarmasıdır. ‘Kanun ve yönetmelik değişikliğine gerek yoktur ‘ Adil Kanıöz Aksistem Elektromekanik Ltd. Değerli OSB katılımcı sanayicileri, bildik bir söylemdir. ‘Organize sanayi bölgelerimiz sanayimizin motorudur’ Bu gerçekten doğrudur. Organize Sanayi Bölgelerimizin tam adlarının, ikinci kelimesi organize olmak. Özel kanunu ve yönetmenliği olmak. Bir ölçüde devlet ve belediye bürokrasisinden bağımsız olmak. Tek durak ofis sisteminde çalışan OSB yönetimi oluşturmak, sanayimize ve katılımcımıza eş zamanlı hizmet vermek. Sanayimiz adına bunlar önemli artılardır. Bu motoru düzenli çalıştıran nedir sorusunun cevabı ise, özel kanunumuz ve buna bağlı yönetmeliğimizdir. OSB sistemimizin yasal zeminini, 2000 yılında yürürlüğe giren 4562 sayılı özel kanun ve buna bağlı yönetmelik oluşturuyor. 15 yıl önce yürürlüğe giren kanun ve yönetmeliğimiz, zaman içinde değişikliğe uğramakla birlikte; demokrasi bilincimizin ile sosyal ve yönetimsel gelişmemizin de gerisinde kalan eksiklikleri ve yanlışları olmasının ötesinde, kanunun doğru yorumlanamaması veya ilk yürürlüğe giriş tarihinden 8 yıl sonra yapılan kanun değişikliğinin Sanayi Bakanlığı üst bürokrasisi tarafından gözden kaçırılması gibi bir olguyu da dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bunlara ilave olarak, kanunun yazmadığı bir şeyin çoğulcu yönetime engel anlamında yönetmenliğe sokulması gibi yanlışlığın var olması ise gerçekten zor bir durum. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 1. OSB Kanun ve Yönetmeliğinin, Katılımcı Tarifinin yanlış anlaşılması sonucunda bazı katılımcılara fazla oy kullandırılması. 2000 yılında yürürlüğe giren kanunun ilk şeklinde; Bir parsel bir oy kullanır şeklindeki düzenleme 2008 yılında yapılan kanun değişikliğiyle; bir işletme bir oy kullanır şeklinde değiştirilmiştir. Bu durumun kimse farkına varmamış, kanunun eski katılımcı tarifi bugünde, eski tas eski hamam şeklinde yanlış ve hukuksuz olarak aynen devam ettirilmektedir. Sonuç olarak bu hukuksuz uygulama bir parsele bir oy verdirmekte. Bir katılımcının 5 parseli varsa 5 oy vermektedir. Doğru olan kanunun demokratik yönetim değerleri adına 2008 yılında değişen yeni katılımcı tarifini uygulayıp, bir işletmeye bir oy verdirmektir. Bu hukuksuz durumun devam ettirilmesi hiçbir yasal zemine, etik anlayışa ve demokratik temsil değerlerine uymuyor. Bakınız neden; Aynı OSB de bir aynı katımcımızın toplamı 25 bin m2 ve her biri 5 bin m2’den oluşan 5 adet ayrı parseli olabiliyor ve genel kurulda 5 oy kullandırıyoruz. Diğer taraftan aynı OSB de bir katılımcımızın 100 bin m2’den oluşan 1adet parseli varsa bu katılımcımıza 1 oy kullandırıyoruz. Türk ticaret kanununa göre pay esas olduğuna göre 100 bin m2 bir parseli olan katılımcımızın 20 oy kullanması gerekir. Bu yüzden mevcut uygulama TTK yada uymuyor. Diğer taraftan 4562 sayılı OSB kanunu ‘bu kanunda bulunmayan düzenlemeler TTK Türk ticaret kanununa kıyasen uygulanır’ diyen madde var. O yüzden bu günkü uygulama her bakımdan hukuksuzdur diyoruz. Ama daha da kötüsü var. Demokratik temsil ve katılımcı iradesinin tecelli ettiği en önemli yönetim ve fikir platformlarımız, Genel kurullarımızdır. Bir fikir bir oy temel kuralından bakmamız gerekir. Aynı özel veya tüzel kişiliğin aynı OSB de 5 oy kullandığı zaman yanlış bir fikri 5 kez tekrarlamış olur. Diğer bir deyişle genel kurul iradesi yanlış oluşabilir. Bu durumunu göz ardı edemeyiz. Kanunun 2008 yılında yenilediği yeni tarifine göre doğru olan; 5 parseli ve toplam alanı 20 bin m2 olan bir katılımcıda bir oy kullanmalı, 1 parseli ve toplam alanı 100 bin m2 olan bir katılımcıda bir oy kullanmalı. ‘Az toprağı olana çok oy kullandırılması’ gibi TTK ya göre de ilave bir yanlış uygulamaya böylece devam ediliyor. Bu durum hiçbir mantık kuralına uymadığı gibi; ticaret kanuna da aykırı, olmakla birlikte daha da kötüsü, demokratik temsil ve katılımcı iradesinin doğru oluşmasının önündeki en önemli engel. Pratikte ise OSB’leri sıkıntıya sokacak teknik ve sosyal sorunlar ortaya çıkarmakta ve Katılımcının demokratik iradesinin gasp edilmesi söz konusu olmaktadır. 2. OSB kanunda düzenlenmeyen ve TTK göre düzenlenmesi gereken Yönetim Kurulu üye sayısı kanunda olmamasına rağmen yönetmeliğine 5 kişi olarak yazılması sonucunda, Genel Yönetim Sistemine geçmiş OSB Yönetim kurulu üye sayısının 5 kişi olarak kısıtlanması. OSB kanunda olmayan düzenleme yönetmenliğe sokuşturulmuştur. Kanunda, Müteşebbis heyet yönetimi için 5 kişi olarak tespit edilen yönetim kurulu üye sayısı, Genel kurul yönetimi için Yönetim kurulu üye sayısı belirlememiş. Yönetim kurulu üye sayısının tespitini, Genel kurullarımızın iradesine bırakması, bir bakıma üst sınır koymayan TTK’ya rağmen üst sınır konulmuş ve Yönetim kurulu üye sayısı, ile 5 kişi olarak yönetmeliğe sokulmuştur. OSB kanunun düzenlemediği, coğulculuğu ve katılımcı dışlayan bu antidemokratik, uygulama OSB’lerimize dayatılmış olmaktadır. Genel Kurul sistemi ile yönetilen ve gelişimini tamamlamış OSB ler için 1. Yönetim döneminden itibaren Stratejik Plan ile yönetilirler. Paragrafını Kanun ve Yönetmeliğe ilave edilmesi gerekir. Bu konu OSB lerimizin keyfi yönetilmesini önlemek bakımından çok önemlidir. Kurum ve kuruluşlarımızı Kim yönetecek sorunun cevabını aramak yerine Nasıl yöneteceğiz sorusunun cevabını aramamız gerekir. Başka bir deyişle ‘günlük kararlarla, keyfi mi yönetileceğiz’ yoksa ‘5 er yıllık stratejik plan’ anlayışına göre mi. Gelecekte stratejik yönetilen kurumlar var olacak! Aslında OSB’ler olarak, özel sektör genlerimize rağmen, devletimizin planlı ve çağdaş yönetim anlayışının gerisinde kaldık. Hükümetimiz 2006 yılında Stratejik Planlama ve Yönetim Kanunu’nu çıkardı. Bütün kamu kurumlarımızın, bakanlıklarımızın, üniversitelerimizin, mal ve hizmet üreten bütün devlet kurumlarının Stratejik Planlama ile yönetilmelerini zorunlu kıldı. Bu kurumlara planlı yönetime geçiş için bir yıla kadar varan süreler tanındı. Söz konusu kurumlar ikinci ve üçüncü planlama evrelerindedir. Gerektiğinde, genel kurul kararlarına dayalı olarak, prosedürlere uygun plan tadilatları yaparak yollarına devam ediyorlar. 15 kişiden oluşan Müteşebbis heyet için 5 kişilik yönetim kurulu yeterli olabilir ancak 300 kişiden oluşan Genel kurul için 5 kişilik yönetim kurulu yeterli olurmu? Kötü haber şu ki, bu çağdaş ve uzun vadeli planlama rüzgârları OSB’lerimize özel kanunumuz ve yönetmenliğimiz eski kalması sebebiyle maalesef yansımadı. Bu durumda yönetim kurullarında, demokratik temsil ve çoğulculuğu nasıl sağlayacaksınız? Doğru kararları nasıl alacaksınız? Yukarıda gündeme getirdiğimiz konular Genel Kurul Sistemi ile yönetilen, kanunumuzun öngördüğü olgunluğa erişmiş OSB’ler içindir. Bunun sonucu ise demokratik yönetim anlayışının çoğulculuk katılımcılık ayağı noksan kalmakta, OSB yönetimlerinde doğru karar alma zafiyetleri ortaya çıkmaktadır. Bu OSB’lerimizin 1 yıllık bütçelerle yönetilmesi yanlıştır. Yönetim kurulu üye sayısı, eski ticaret kanununda en az 3 iken yeni TTK da ise en az 1 olarak tespit edilmiş. Üst sınır kaldırılmıştır. TTK özgürlükçü demokratik bir duruş ortaya koymuş. Yönetim kurulu üye sayısının kaç olacağını her kurumun kendi Genel kurullarının iradesine bırakmıştır. Genel Kurul Yönetim sistemine geçmiş her OSB kendi ihtiyaçlarına göre yönetim kurulu üye sayısını, özgürce tespit edebilmelidir. 3. Genel kurullar tarafından seçilmiş yönetim kurulu görev süresi ise 2 yıl olarak kısıtlanıyor. Bir bakıma belediye hizmeti veren OSB lerimizin 2 yılda bir seçim yapması bir çok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor. İyi bir belediyecilik geçmişi olan Sayın Cumhurbaşkanımızın şöyle bir demecini hatırlıyorum; ‘Belediye seçimlerini 5 yıldan 4 yıla çektik yanlış oldu hizmet yetişmiyor’ Oysa Genel kurul yönetimine geçmiş OSB’lerimizde 2 yılda bir seçim yapıyoruz. Hem hizmet yetişmiyor hem de seçim atmosferi hizmetlerin kalitesini düşürüyor. Yönetim kurulu görev süresi 4 yıl olmalı. Aynı kişiler için peş peşe seçilme durumu 2 dönemle kısıtlanabilir. Bu süre uzun olur diye düşünmek yanlıştır. Genel Kurulun 1/10 u bir dilekçeye imza attığında veya denetcilerin çağrısıyla her zaman genel kurul ve seçim yapılabilir. GÖRÜŞ Genel kurullarda fikirler, vizyonlar ve görüşler tartışıldığına göre, her fikir bir oy ile temsil edilmeli. 4. Stratejik Yönetim anlayışı En az 5 yıllık projeksiyonlara dayalı Stratejik Plan ile yönetilmeleri teşvik edilmelidir. 2014 yılında GOSB’da 5 yıllık Stratejik yönetim planımızı yaptık. Genel Kurulumuz onayladı. Yakın zamanda planlı yönetimin yararlarını göreceğiz. Ancak planlı yönetim kültürünün genel anlamda oluşması için OSB kanununda bu konuya bir şekilde atıfta bulunulması gerekir. Ünlü kalite gurusu, William Edward Deming’in şu aforizmasını OSB yönetim anlayışı olarak yeniden içselleştiriyoruz. ‘Doğru işleri, doğru şekilde yapmak’ Diğer bir özlü deyiş ‘Yanlışı görüp düzeltmeye çalışmayan, yanlış yapan kadar sorumludur’ demektedir. Yukarıda 1. Madde olarak açıkladığım.Katılımcımızın demokratik iradesinin gaspına yol açan, Nasrettin hoca fıkralarını aratmayan ‘bir adamın bir konuda bir fikri olur, iki fikri olursa Nasrettin hoca fıkrası olur’ durumunu OSB katılımcıları olarak önce sanayi bakanlığı üst bürokrasisine arz ettik. Düzeltilmesini istedik. Ancak olumlu cevap alamadık ve prosedürüne uygun olarak idari yargıya taşımak durumunda kaldık. Bu hukuksuz konunun idari yargımız tarafından düzeltileceğine ! OSB lerimizin demokratik yönetilmesi önünün açılacağına inanıyoruz. Tüm okurlarımızı, saygı ve sevgi ile selamlıyorum.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 11 GOSB HABERLER ACI KAYBIMIZ GOSB Katılımcılarından UTS Universal Takım Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Genel Müdürü ve firma sahibi Harun Şensoy'u kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. 12 Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabır dileriz. Ersin Özince GOSB katılımcıları ile biraraya geldi GOSBSAD Üyelerini ziyaret ediyor G GOSBSAD Yönetim Kurulu Üyeleri, GOSB katılımcısı firmaların sorunlarını dinleyerek görüş alışverişinde bulundukları tanışma ziyaretlerine devam ediyor. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım ve Bölge Müdürü Z. Nil Sönmez tarafından karşılanan Özince’ye, bölgenin tanıtımı yapılarak, Bölge Müdürlüğünün faaliyetleri hakkında bilgi verildi. GOSB Katılımcılarının da dahil olduğu sohbet toplantısında ise, ülkemizin gelişmesinde ve kalkınmasında, sanayi ve üretim ile finans ve bankacılığın ayrılmaz bir bütün olduğunun öneminden bahsedilerek, yaşanılan sıkıntılar ve çözüm önerileri hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Özince GOSB’a dair değerlendirmesinde şunları kaydetti: “Yıllar önce temellerinin atıldığı dönemlerden izlediğim GOSB'u bu denli değişmiş ve gelişmiş görmekten büyük mutluluk duydum. Çağdaş, düzenli, sanayinin yeşil ile iç içe olduğu böyle bir organize sanayi bölgesinin dünyada başka bir örneği yok. Ziyaretim esnasında samimi ilgi, alaka ve sıcak karşılama için başta Yönetim Kurulu Başkanımız Vahit Yıldırım’a ve tüm yönetim kademesine ve toplantıya katılan tüm GOSB Katılımcılarına teşekkür ederim.”l O ba Perdesan, Aplus Ve Koçel firmalarına yapılan ziyaretler esnasında yapılan sohbetlerde Bölgemizin ortak ve en temel sorunu olan ulaşım sorununun çözüm yolları ile ilgili istişare yapıldı. GOSBSAD, Bölgemize yeni katılan firmalar önce olmak üzere yapılacak olan tanışma ziyaretlerine devam ederek, firmalar arası kaynaşma ve tanışıklık geleneğini canlandırmayı hedefliyor.l GOSB'da 112 Ambulans İstasyonu açıldı GOSB sınırları içerisinde 112 noktası kurulması için gerekli çalışmalar tamamlandı. 1 12 ambulans istasyonu, trafik ve iş kazalarına anlık ve hızlı müdahale edebilmek için, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne ve çevresindeki yerleşkelere hizmet vermek üzere, Kocaeli İl Sağlık MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Müdürlüğü bünyesinde görevlendirilen 1 acil müdahale ambulansı (kırmızı bantlı), 2 sağlık görevlisi ve 1 şoför ile GOSB İtfaiye Binası’nda hizmet verecek.l GOSB HABERLER 14 GOSBAB 2. Olağan Genel Kurul Toplantısı Yapıldı Gebze Organize Sanayi Bölgesi Asistanlar Birliği (GOSBAB) 2. Olağan Genel Kurul Toplantısı Gebze Organize Sanayi Bölgesi Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi. G OSBAB’ın kurucu başkanı Aytaç Şenyıl iki yıllık görev süresinin dolmasıyla birlikte bayrağı yönetim kurulundan Emine Demirel’e devretti. Tekno Kauçuk’ta çalışan Emine Demirel başkanlığındaki yeni yönetim Rana Çağlayan (Ulus Metal), Sedef Karataş (Munters), Cemre Tomaç (Artemis) ve Leman Demirel’den (Teklas Kauçuk) oluştu. Birliğin yönetim kurulu yedek üyeliklerine ise Sevgi Koç Vatansever (Onko İlaç), Yasemin Sancak (Anadolu Çelik), Efsun Pehlivan (Tadım), İrem Öztürk (Flormar), Vildan Akkerman (Aromsa), Oya Çetin (Grundfos), Melissa Batman (Procter Gamble) seçildi. Birliğin sekreterliğini ise yine Hayriye Şeker üstlendi. GOSBAB Onursal Başkanı Aytaç Şenyıl, fikri temeli 20 yıl önce atılan birliği 2 yıl önce kurduklarını anımsatarak, birliğin Türkiye 'de bir ilk olduğunu söyledi. Birliğin kuruluş aşamasında başkanların 2 yıl görev yapacağının daha önce de paylaşıldığını ifade eden Şenyıl, "Bu anlamda herhangi bir veda durumu söz konusu değil. Aksine daha çok işin içindeyim. Birliğimizin her geçen sene daha fazla genişlemesi benim için en büyük mutluluk olacaktır" diye konuştu. Konuşmanın ardından yapılan oylamada, Emine Demirel başkan seçildi. Demirel, gazetecilere yaptığı açıklamada, eğitim ve sosyal alanda faaliyetler yapacaklarını vurgulayarak, hem yöneticilerin hem de üyelerin birliği en iyi şekilde temsil etmeyi sürdüreceğini kaydetti.l GOSB, Hannover Messe Fuarı'na katıldı 13 Nisan 2015 tarihinde ziyarete açılan Hannover Messe’ye 67 ülkeden 6814 firma katılım gösterdi. Ö zellikle makine teknolojileri, endüstriyel otomasyon, çevre ve enerji teknolojileri konusunda yeni teknolojilerin sergilendiği, firmalar arası işbirliği ve yatırım görüşmelerinin yapıldığı dünyanın önde MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ gelen fuarlarından Hannover Messe’de, Hall 6 E-30'da bulunan Gebze Ticaret Odası’nın standında, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’de yer aldı.l OSB HABERLER Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık: “2015 yatırım programında 89 OSB projesi var” 16 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi (OSB) 13. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, bakanlık olarak yerli, yenilikçi ve yeşil üretim olmak üzere üç temel önceliklerinin bulunduğunu söyledi. Ö lçek bazında üretilebilecek her şeyin yerli üretilmesi gerektiğine inandıklarını, üretilen ürünün de teknolojik ve yenilikçi olmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Işık, Türkiye'nin geldiği bu seviyede makas değişimi yapmak zorunda olduğunu, artık emek gücüyle rekabetin olmayacağını, ülkenin refah toplumu olmaya başladığını herkesin görmesi gerektiğini ifade etti. Katma değeri daha yüksek, aynı malı daha tasarımlı, daha marka değeri olan ürün üretilmesi ve buna öncelik verilmesi gerektiğini dile getiren Işık, yeşil üretimde de üretirken hava, toprak ve suyun kirletilmemesine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. OSB'lerin Cumhuriyet tarihindeki en başarılı projeler olduğunu ve sadece Türkiye'nin değil dünyanın gıpta ile örnek alarak izlediği projeler haline geldiğini anlatan Işık, "Artık pek çok ülke Türkiye'ye heyet getirdiğinde OSB'leri gezmek istiyor. Bu bizim açımızdan son derece önemli. Bundan sonrada bu modeli yeni nesil OSB'lerle sürdürmeyi hedefliyoruz. Enerji ve ham maddenin daha verimli kullanıldığı, atıkların minimize edildiği, işletmeler arası malzeme ve enerji değişimlerinin üst düzeyde olduğu yeni nesil OSB'lere geçelim. İnşallah bunu başaracağız" diye konuştu. Bakan Işık, Türkiye'de 280 OSB'nin bulunduğunu, bakanlıklarının 157 OSB'nin altyapı inşaatını krediyle desteklediğini belirterek, sözleriniz şöyle sürdürdü: "2015 yatırım programında 11 yeni OSB olmak üzere 89 OSB projesi var. Bakanlık olarak özellikle ihtisas OSB'lerine önemli destekler veriyoruz. Dünyanın sayılı üretim bölgelerinden birisi olacak Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB'ni başlattık 3 yıl içinde tamamlayacağız. Kırıkkale Silah İhtisas OSB'ni de 2015 yılı içinde tamamlayıp faaliyete geçireceğiz. Sakarya Karasu'da Otomotiv İhtisas Endüstri Bölgesi kararını aldık bakanlar kurulu kararını yayınladık. Burası bittiği zaman yaklaşık 8 bin kişiye yeni istihdam alanı oluşmuş olacak." Elektriğin yarısı sanayide tüketiliyor Sanayide kullanılan verimsiz elektrik motorlarının değiştirilmesine ilişkin Kayseri'de pilot proje başlattıklarını ifade eden Işık, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğunu ve yıllık 55 milyar dolarlık enerji ithalatı yapıldığını söyledi. Işık, Türkiye'nin enerjide kendine yeten ülke olması durumunda cari açık diye bir problemin kalmayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Türkiye cari açığın problem olmaktan çıkmasıyla büyümesini en az yüzde 1,5 yüzde 2 artırabiliyor. O zaman bizim için en önemli öncelik enerji tasarrufudur. Türkiye'de tüketilen elektriğin yaklaşık yarısı sanayide tüketiliyor. Bu yarısının üçte ikisi yani yüzde yüzde 70'i de sanayideki elektrik motorlarında tüketiliyor. Yani totalde Türkiye'de kullanılan elektriğin yüzde 35'i sanayideki motorlarda tüketiliyor. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Türkiye, enerji yoğunluğu açısından dünyada en yoğun enerji kullanan ülkelerden birisi. OECD ortalaması bir birimken Türkiye'nin kullanımı 1,5. Bu kullanım yoğunluğu Japonya'da 0,75. Japonya'nın bir birim mal üretmek için kullandığı enerjinin iki katını aynı birim malı üretmek için Türkiye kullanıyor. Bunun bedelini önce verimsiz elektrik motorlarını kullanan sanayiciler ödüyor. Ülke olarak biz de bu enerjiyi ithal ederek cari açık olarak, döviz olarak bedel ödüyoruz. Gelin bu bedeli ödemeyelim. Sanayideki verimsiz elektrik motorlarını verimlileriyle değiştirelim." 8 milyar lira tasarruf sağlanacak Kayseri OSB'si enerji yönetimi birimi olduğu için bakanlık olarak Kayseri'yi pilot bölge seçtiklerini, elektrik motorlarının verimlileriyle değiştirilme projesini Kayseri'den başlattıklarını dile getiren Işık, bu projenin en kısa zamanda ülke geneline yayılmasını beklediklerini dile getirdi. Işık, sadece elektrik motorları verimli motorlarla değiştirildiği zaman yılda 8 milyar lira tasarruf edileceğini vurgulayarak, bunun, Türkiye için son derece önemli bir rakam olduğunu kaydetti. Bunun, Türkiye'de birkaç barajın aslında yapılmadan elektrik üretmesi anlamına geldiğine işaret eden Işık, sözlerini şöyle bitirdi: "Sanayicilerimiz elektrik motorlarının verimlileriyle değiştirilmesiyle harcadığı parayı en fazla 18 ay içinde tekrar ceplerine koymuş olacaklar. Burada KOSGEB olarak devreye girdik. Önce fizibilite yapıyoruz. Bunun sonunda verimsiz motorları verimlileriyle değiştirmek isteyen sanayicimize 'siz kredi kullanın bu kredinin faizini KOSGEB olarak biz karşılayalım bir yıl bir şey ödemeyin' diyoruz." l Aygaz A.Ş. Gebze İşletmesi Üretim Direktörü Pulat Oktay: RÖPORTAJ 18 “Aygaz, her gün, ülkemizin her köşesinde 80 bin haneye konuk oluyor” Aygaz A.Ş. Gebze İşletmesi Üretim Direktörü Pulat Oktay, GOSB'daki işletmelerinde en modern teknolojiyi kullanılarak AB'de serbest dolaşım imkânı sağlayan “Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” ve “Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” çerçevesinde CE ve PI markalama sertifikalarına sahip LPG tüpleri, tankları, valf ve regülatörlerinin üretimlerini gerçekleştirdiklerini söyledi. Aygaz'ın kuruluşundan bugüne kadarki kısa hikayesini aktarabilir misiniz? gün, ülkemizin her köşesinde 80 bin haneye A tüketicilere sunulan Aygaz Otogaz, 1 ygaz, 1961 yılında, Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki Merkez Han’da, “Gazsan Likit Gaz Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi” adı altında kuruldu. Türkiye’nin ilk entegre tüpgaz üretim ve dağıtım şirketi olan Aygaz, milyonlarca konutun ispirto ocağı ve havagazı kullandığı yıllarda, Türkiye'nin modernleşme sürecinin en önemli parçalarından biri oldu. Türk halkı kısa bir süre içinde “tüpgazı”, “Aygaz” markasıyla anmaya başladı. konuk oluyor. 1.650 otogaz istasyonunda milyondan fazla aracın çevreye saygılı bir ürün ile milyonlarca yolcu taşımasını sağlıyor. Kocaeli, Aygaz’ın Türkiye’yi kucaklama sürecinde daima özel öneme sahip bir kent oldu. İlk büyük yatırım, kurulduktan bir yıl sonra 1962 yılında Kocaeli’ de gerçekleştirildi. Yarımca’da tüp üretim ve dolum tesisi kurularak, LPG dolum ve dağıtımına başlandı. Aynı yıl, kurucumuz Merhum Vehbi Koç tarafından günümüzde sayıları 3800’ü aşan bayi teşkilatının temelleri de atıldı. Aygaz, yarım asrı aşan süre boyunca gerçekleştirilen yatırımlarla üretimden dağıtıma, LPG’den doğal gaza, otogazdan elektriğe kadar uzanan geniş enerji portföyüne sahip bir şirkete dönüştü. Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen LPG tedarikçisi haline gelen bir marka olan Aygaz, 81 ildeki 2.200 tüpgaz bayisi ile her MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Tüm bu çalışmalar, Aygaz’ı yüzde 28,8'lik konsolide pazar payıyla, Türkiye’nin lider, Avrupa’nın da 5’inci büyük LPG şirketi haline getirdi. Gebze Organize Sanayi Bölgesi ile bağımıza gelince; kuruluşumuzda Yarımca’da faaliyete başlayan tek üretim tesisimize, oradaki büyüme imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle yeni bir yer arıyorduk. Lokasyonu, sağladığı imkânlar ve potansiyelini dikkate alarak Gebze Organize Bölgesi’nde karar kıldık. 52 bin m2 açık ve 25 bin m2 kapalı alana sahip işletmemizin inşaatına 1990 yılında başladık ve 1992 yılı itibarıyla kademeli olarak üretime geçtik. Bugün, Gebze işletmemiz ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi belgelerine sahiptir. Gebze İşletmemizde en modern teknoloji kullanılarak Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım imkânı sağlayan “Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” ve “Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” çerçevesinde CE ve PI markalama sertifikalarına sahip LPG tüpleri, tankları, valf ve regülatörlerinin GOSB'daki işletmemizde en modern teknoloji kullanılarak Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım imkânı sağlayan “Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” ve “Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği” çerçevesinde CE ve PI markalama sertifikalarına sahip LPG tüpleri, tankları, valf ve regülatörlerinin üretimlerini gerçekleştiriyoruz. RÖPORTAJ üretimlerini gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar gerek yurt içi, gerekse yurt dışı piyasalar için 60 milyondan fazla tüp, 30 binden fazla tank ve 120 milyondan fazla valf ve regülatör üretimi gerçekleştirdik. İçinde yer aldığınız sektörün Türkiye’deki durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz? 19 Geleceğin enerji kaynağı olarak kabul edilen LPG, verimli, temiz ve çevreyle uyumlu bir üründür. LPG sektörü, küresel çapta güçlü bir büyüme potansiyeline sahiptir. Dünya LPG Birliği’nin (WLPGA – World LP Gas Association) yayımladığı son verilere göre TÜRKİYE TÜP GAZ PAZARI 846 BİN TON TÜKETİM AVRUPA'DA 5. SIRADA küresel LPG tüketimi geçtiğimiz 10 yılda 55 milyon ton artışla yüzde 26 oranında büyümüştür. 2013 yılında dünya LPG tüketimi önceki yıla kıyasla yüzde 2,8 artarak 265 milyon tona ulaşmış; böylece genel enerji tüketimi (yüzde 2) ve doğal gaz tüketimindeki (yüzde 1,4) artışın üzerinde bir büyüme sergilemiştir. Türkiye’de LPG, yıllık 3,7 milyon tona ulaşan tüketimi ile enerji çözümleri arasında önemli bir konuma gelmiş durumda. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu yayınlarına göre, AYGAZ'IN İLKLERİ Türkiye’de LPG sektörünün jenerik markası olarak güven ve kalite ile özdeşleşen Aygaz, Türkiye LPG sektöründe faaliyet gösteren halka açık ilk ve tek şirket olup, Türkiye’nin en büyük entegre LPG şirketidir. Tesislerimizde, tüpgaz dolum ve otomasyon sistemlerinde birçok yeni uygulamayı devreye aldık. 50 yılı aşkın geçmişinde görünümünde kayda değer bir değişik yapılamayan tüplerde, Aygaz Gövde Kuşağı uygulaması ile ürünlerimizi farklılaştırdık. Otogaz alanında ise ürün geliştirme ve Ar-Ge faaliyetlerine yaptığımız yatırımla, ürünü farklılaştıran ilk ve tek şirket olduk. Türkiye’de kullanılan LPG’nin yüzde 76’sı otogaz, yüzde 22’si tüpgaz ve yüzde 2’si ise dökmegaz olarak tüketiliyor 1990’ların sonunda, benzine alternatif olarak hayatımıza giren otogaz, bugün Türkiye’nin en çok tercih edilen otomobil yakıtı haline geldi. Son 10 yılda, neredeyse 2 kat büyüyerek 2,7 milyon tona ulaşan Türkiye otogaz pazarı, dünyada da Güney Kore’nin ardından Rusya ile beraber en önde gelen pazar konumunda. Kullanıcı profili de giderek genişleyen otogaz, hem ekonomik hem de çevreci bir yakıt olarak 4 milyonu aşkın araçta tercih ediliyor. Kullanıcı sayısına bakıldığında otogazın Türkiye toplam araç parkındaki oranı da yüzde 41’e ulaşmış durumda. Tüpgaz tüketimi ise doğal gazın giderek yaygınlaşması ile büyük şehirlerden kırsal ve nüfus yoğunluğu daha düşük alanlara kaymış durumda. Bu süreç de, doğal olarak, pazarda belli oranda bir daralmayı beraberinde getiriyor. Benzer süreci daha önce yaşayan Avrupa’da ve doğal gazın en yaygın olduğu ülkelerde dahi tüpgaz tüketiminin devam ettiğini dikkate alacak olursak, küçülme giderek yavaşlayacak ve pazar durağanlaşacaktır. Bütün bu gelişmelere rağmen, Türkiye tüpgaz pazarı 846 bin ton tüketimi ile Avrupa’da 5’inci sırada ve yaklaşık 7,5 milyon ev ve işyerinde tüpgaz kullanılıyor. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 RÖPORTAJ 20 Ürünlerinizin kullanımının hangi alanlara, nereye doğru gelişeceği konusunda neler söyleyebilirsiniz? İştirakleriyle entegre bir enerji şirketi yapılanmasına sahip olan Aygaz sektörünün en itibarlı markasına sahiptir. Aygaz, Mogaz ve Lipetgaz markalarıyla tüpgazda yüzde 42,9 pazar payı ile liderliğini sürdüren şirketimiz, ev tüpünden küçük tüplere, ticari tüplerden forklift tüplerine kadar oldukça geniş bir ürün gamına sahip. LPG’nin nihai tüketiciye ulaşması için gereken tüm basınçlı kaplar, valf ve dedantör gibi aksesuarlar Gebze İşletmemizde üretilerek, açık hava ısıtıcılarından barbekülere, küçük tüp cihazlarından kartuşlu cihazlara kadar birçok ürünü de farklı kaynaklardan tedarik ederek müşterilerimize sunabiliyoruz. Tüpgaz pazarının küçülmesi ile yurt içi talep daralırken, biz de Gebze’deki üretim kapasitemizin büyük bölümünü yurt dışı pazarlara ihracat için kullanıyoruz. Gelişen pazar dinamikleri sonucu yüzde 76 pay ile baskın segment haline gelen otogazda da yüzde 24,3 pazar payıyla lideriz. 4 milyonun üzerinde aracın hizmet aldığı otogaz segmentinde, Türkiye’nin en geniş istasyona ağına sahip olan şirketimiz bu alanda büyümesini sürdürmektedir. Geçmişte yurt içi dökme gaz taleplerini karşılamak için kurulan LPG tank fabrikamızda, dökmegaz kullanımının çok düşük bir noktaya gelmesi dolayısıyla üretim, büyük ölçüde ihracat için devam etmektedir. Otogazdaki gelişmeler çerçevesinde, Gebze’deki üretimimizi bu yönde şekillendirerek 10 m3’e otogaz tankı üretir hale geldik ve bu sadece istasyonlarımızın tank ihtiyaçlarına da Gebze İşletmemizden cevap verebilecek durumdayız. Ar-Ge ve yaratıcı/yenilikçi çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Tüketicilerine yenilikçi, güvenli ve kaliteli ürünler sunma hedefiyle hem var olan teknolojileri yakından izliyoruz, hem de yeni teknolojiler geliştirmeye odaklandığımız Ar-Ge çalışmalarımızla sektördeki öncü, yenilikçi ve yönlendirici konumumuzu daha da güçlendiriyoruz. Ar-Ge faaliyetlerimiz yeni ürün geliştirme, makine ve proses geliştirme ile alternatif yakıtlar olmak üzere üç ana konu üzerinde yoğunlaştırıyoruz. Yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda sahip olduğumuz ulusal ve uluslararası 44 patent ve dört faydalı model ile Ar-Ge alanında da sektöre öncülük ediyoruz. 2014 yılında da Türk Patent Enstitüsü’ne beş adet patent başvurusu gerçekleştirdik. 2014 yılında elde ettiğimiz başarıları yurt içi ve yurt dışında aldığımız ödüllerle taçlandırdık. Türk Standartları Enstitüsü tarafından Müşteri Dostu Kuruluş ve Müşteri Dostu Marka Belgesi’ne layık görüldük. KalDer’in LPG sektöründe müşterilerini en çok memnun eden markalar sıralamasında son üç yıldır art arda birinciliğe layık görülen Aygaz, 2005 yılından bu yana beşinci kez birinci oldu. Türkiye’nin ilk entegre tüpgaz üretim ve dağıtım şirketi olan Aygaz, milyonlarca konutun ispirto ocağı ve havagazı kullandığı yıllarda, Türkiye'nin modernleşme sürecinin en önemli parçalarından biri oldu. Türk halkı kısa bir süre içinde “tüpgazı”, “Aygaz” markasıyla anmaya başladı. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ İhracatınız hangi bölgelerde oluyor? Gebze İşletmemizde ürettiğimiz ürünleri Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da 40 farklı ülkeye ihraç ediyoruz. Doğal olarak, her bir ülkenin farklı standartları olduğu gibi, müşteri beklentileri de farklılık gösterebilmekte. Fabrikamızda, söz konusu ülkelerin bu değişen standart ve taleplerine göre çok değişik tip ve ebatta ürün üretebilmekteyiz. Farklı ülkelere de ürünlerimizi tanıtmak ve ihracatımızı artırmak için çalışma ve arayışlarımız sürmektedir. l B azı eğitimler vardır. Bildiğimiz klasik sınıf eğitimlerinden farklıdır. Eğitmen yoktur, lider vardır. Sunum yoktur, yönergeler vardır. Katılımcı ders notu yoktur, eğitim materyali çoktur. Bu materyal bazen bir kalem olur, bazen bir oklava. Bazen bir mendil olur, gözümüzü bağlar. Bazen o mendil bir kravata dönüşür bir senaryonun içinde. Hayattan her türlü malzemeye açıktır ve bazen bu malzemeler o kadar hayali olur ki; varmış gibi yapar katılımcı. Varmış gibi yansıtır izleyene… varmış gibi olan o malzeme herkesin algısıyla dönüşür, değişir, yaratıcı olmaya zorlar bizi. Geliştirir bizi ve alıştırır bizi böylece zihnimizin kalıpları dışında düşünmeye. Böyle eğitimlerde duygu daha yoğundur. Katılımcı, liderin yönergesiyle bir hal içindedir. Bir olay yaşar ve yaşatır. Doğaçlama yapar ya da yapılandırılmış bir kurgunun içinde bir karakteri canlandırır. O hal, o karakter, katılımcıda yeni düşüncelere, yeni duygulara yer açar. Paylaşır, dile getirir ve liderin güçlü sorularıyla transfer eder gerçek dünyaya. Hızlı öğrenir böylece. Çünkü yaşadığı o duygu her şeyden çok daha fazla kalır hücrelerinde, tüm benliğinde. Katılımcı çoğu kez de bir ısınma oyunun içinde bulur kendini. Bir ekibin üyesidir. Ve farkındadır ekip olmanın, zorluğunun, kolaylığının, keyfinin. Bazen rekabet olur, kıyasıya mücadele. Bazen liderlik yapar, motive eder ekibi. Plan yapmanın önemini kavrar. Hedefe ulaşmanın hazzını yaşar. Tüm ekiple keyfi de paylaşır, hüznü de. İşte tam da böyle durumlarda maskeler kalkar, gerçek kimlikler ortaya çıkar. Kendini de arkadaşını da tanımak için inanılmaz güzel bir fırsattır böyle anlar. İşte tüm bu yaşantıların sonunda mutlaka bir değerlendirme aşaması olur. Bu bir ürüne dönüşür. Bu yaşantılarımızın bir amacı olduğunun altını çizer. Bir broşür, şiir, anı defterinde bir yaprak, bir resim, bir şarkı, bir reklam filmi, bir pano… tüm o yaşantılarını son noktayla bir ürüne dönüştürür katılımcı. Yaşanılan atölyenin bir çıktısıdır bu. YARATICILIK Yaratıcı Drama farkı ile… Kazanıma götüren son vurucu nokta... Tüm bu sürece yayılmış paylaşımlar vardır ayrıca. Çok güçlü sorular sorar lider. Ne yaşadık? 21 Ne hissettik? Neyi fark ettik? Gerçek hayatla nasıl bir bağı var? Aynı durumu gerçek hayatta nasıl yaşıyoruz? Nasıl tepki veriyoruz? Bu deneyiminiz siz de neyi fark ettirdi? Bu deneyim sonrası bugünden yarına neyi daha farklı yaparsınız? Hiç küçümsenmeyecek sorulardır bunlar. Düzinelerce farklı soru çıkar. Katılımcı paylaşır, yaşadığını aktarır, dile gelir mesajlar… Cebine koyar mesajları. Artık dünkü katılımcı değildir o. Bir fazladır farkındalığı… Fatma Yıldız Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Eğitim İletişimi ve Planlaması bölümünden mezundur. Eğitim Koordinatörlüğü, Eğitim ve Gelişim Yöneticiliği görevlerinde bulunmuştur. NBS Akademi’nin Genel Müdürü olarak görevine devam eden Fatma Yıldız, Peryön, Tegep ve Çağdaş Drama Derneği üyesidir. Yaşayarak öğrenme denir buna. Düşünün bir kere; lider size bir konu üzerinde yeni kazanımlarınız olması için bir şeyleri önceden tasarlar hazırlar ve sınıfta belirli bir plan dahilinde ve belirli bir süre içerisinde size tüm yaratıcı drama adımlarını yaşatır. Yaratıcı drama; klasik sınıf eğitimlerinden daha yakındır katılımcı üzerinde bir etki yaratmaya. Peki nedir yaratıcı drama. Çok karıştırılabilir psikodrama ile... Ortak alanları vardır ama asla geçmişi kurcalamaz. İnmez kişinin psikolojisine, köklerine, ailesine… Katılımcıda şu andan ileriye götürecek yeni bir farkındalık yaşatmak ister. Yaratıcı drama herhangi bir konuda, bazı tekniklerden yararlanarak, katılımcıların kendi deneyimlerinden yola çıktığı canlandırmalardır. Herhangi bir konuyu yaratıcı drama ile anlatabilmek, aktarabilmek mümkündür. Yaratıcı drama lideri; hedef kitleye göre ve kazanımlarına göre programını hazırlar. Program mutlaka en az bir kazanıma götürmelidir. Hedefimiz ne ve hedef kitlemiz kim? Yaş grubu, cinsiyet, bulunduğu sosyo-ekonomik çevre, eğitim seviyesi vb. bilgiler programın tasarlanmasına yardımcı olur. Sadece bir oyun değildir. Bir tiyatro oyunu çıkarmak değildir. Yaratıcı drama; içinde farklı disiplinleri barındırır. Liderin bu konuda belli bir formasyondan geçmesi gerekir. Plan dahilinde kazanımları kazanmaya götüren bir süreçtir. Keyiflidir ayrıca. l Bu yazı, “Yaratıcı Drama ile İletişim ve Takım Olma” konulu eğitim vermekte olan, NBS Akademi’nin Genel Müdürü Fatma Yıldız tarafından hazırlanmıştır. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 RÖPORTAJ 22 Acıbadem Sağlık Grubu’nun yapı taşlarından biri olarak 2006 yılında kurulan “APLUS Hastane Otelcilik Hizmetleri A.Ş.”, grup içi ve grup dışındaki yerli-yabancı sağlık kuruluşlarına, yiyecek&içecek, çamaşır, temizlik ve kat hizmetleri alanında beş yıldızlı otel hizmeti sağlıyor. Çamaşırhane Hizmetleri Direktör Yardımcısı Mete Han Ünalan APLUS Hastane Otelcilik Hizmetleri A.Ş'nin sahip olduğu vizyon ve hizmet anlayışı ile sağlık sektöründe rakipsiz bir firma olduğunu belirtiyor. APlus kurulduğu günden bu yana, profesyonel kadrosu, sahip olduğu teknolojik makineleri ve alt yapısı ile sektöründe sürekli büyüyerek devam etmektedir. GOSB’da Hijyenik Çamaşır Yıkama Fabrikası A Plus olarak 2013 yılında Gebze Organize Sanayi Bölgesi içerisinde 6000 m2 kapalı alana sahip 7000 m2 yer alarak yeni çamaşırhanemizi kurduk. Samandıra tesislerimizde 1.350 m2 alanda 13-14 ton kapasite ile hizmet verirken, 2015 yılı itibari ile GOSB içerisindeki yeni tesisimizde günde 36 ton kapasite ile hizmet vermeye başladık. Kapasitemizin kısa zamanda 70 tona ulaşılmasını hedeflemekteyiz. Bunun için tesisimizde gerekli tüm alt yapı planlamaları yapılmıştır. GOSB'daki çamaşırhane tesisimiz, Avrupa ve dünyada son sisteme sahip olup hastane çamaşırlarını yıkamak ve dezenfekte etmek üzere kurulmuştur. GOSB tesisimizi faaliyete geçirmeden önce, yurt dışında bu sektörde iş yapan fabrikaları ve bu fabrikalara makine tedarik eden işletmeleri inceleyerek bilgi sahibi olduk. Tesisimizde kullandığımız sistemleri dünyanın bu konuda önde gelen kuruluşlarını örnek alınarak seçtik. Makinalarımız sektörde tek olarak gösterilen Alman menşeili son teknoloji sistemleridir. Çamaşırhanemiz full Sağlık hizmetleri sektöründe kullanılan tekstillerin mümkün olan en yüksek hijyen standartlarına göre işlenmesi gerekir. Acıbadem Hastaneler Grubu olarak verdiğimiz sağlık hizmetlerinin her aşamasında oluşabilecek her türlü risklere karşı dünyadaki en iyi teknolojilerini ve en yeni uygulamalarını hayata geçirmekteyiz. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ otomasyon sistemine sahip Avrupa da ilk üç, Türkiye'de ise bu sistemlere sahip tek çamaşırhanedir. Hastanecilik sektöründe tekstil hijyeni çok önemlidir. Hastanelerde bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskinin oldukça dramatik biçimde arttığı fark ediliyor. HIS, SARS, H1N1 ve EHEC yakın geçmişte ortaya çıkan ve salgın hastalık olma potansiyeline sahip enfeksiyonlardan sadece birkaçıdır. Hastane de yatan hastaların bağışıklık sistemleri zayıftır ve bu durum hastaları enfeksiyonlara karşı son derece açık hale getirir. Bazı bakteri ve virüs türleri MRSA ve VRE gibi antibiyotiklere karşı dirençli hale gelmiş olup, bu durum enfeksiyon kontrolünün başka bir boyutunu ortaya çıkarmaktadır. Sağlık hizmetleri sektöründe kullanılan tekstillerin bu nedenle mümkün olan en yüksek hijyen standartlarına RÖPORTAJ 23 göre işlenmesi gerekir. Acıbadem Hastaneler Grubu olarak verdiğimiz sağlık hizmetlerinin her aşamasında oluşabilecek her türlü risklere karşı dünyadaki en iyi teknolojilerini ve en yeni uygulamalarını hayata geçirmekteyiz. APlus firması olarak çamaşırhane proseslerimizi, hastane çamaşırı yıkama konusunda otorite olarak kabul edilen dünyada tanınmış bir tekstil araştırma enstitüsü olan Alman menşeli HOHENSTEIN 'in endüstiriyel çamaşırhanelerde uyguladığı RAL –GZ 992 kalite belgesi standartlarını, hijyen kurallarını ve ekolojik gereklilikleri dikkate alarak tanımladık. Çamaşırhanemiz 2009 yılından itibaren RAL kalite belgesine sahiptir. Çamaşırhane proseslerimiz hastanelerden torbalara toplanan kirli çamaşırların konteynırlarla çamaşırhane kirli ayrıştırma bölümüne gelmesi ile başlar. Kirli çamaşırlar otomasyon sistemimizde tanımlanmış çarşaf, nevresim, yastık kılıfı, yorgan, havlu,üniforma vb. hastane tekstili dediğimiz ürün türlerine ve müşteri kodlarına uygun şekilde ayrıştırılır. Ayrıştırılan ürünler kirli torba sistemi ile tünel yıkama makinesine otomatik transfer olur. Tünel yıkamada çamaşırlar ön yıkama, ana yıkama, duruluma ve sıkma işlemine tabi sistemlerinden, hastane üniformaları tutularak kimyasal ve termal dezenfeksiyon otomatik forma ütüleme ve katlama makine işlemlerinden geçirilip hijyenik hale getirilir. sistemlerinden, havlular havlu katlama Tünel yıkama sisteminden geçen çamaşırlar makinesinden geçirilerek otomatik paketleme kurutma makinelerinde işlem gördükten makinelerinde paketlenerek sevkiyata sonra temiz torba sistemi ile temiz alanda hazırlanır. Full otomasyondan oluşan ilgili bölümlere otomatik transfer edilir. çamaşırhenemizde izlenebilirliği sistemimize Temiz çamaşırlar, minumum kontiminasyon entegre edilmiş yazılım sistemi ile kioslar ile çarşaf ve nevresimleri silindir ütü üzerinden sağlamaktayız. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 RÖPORTAJ 24 Çamaşır yıkamasında kullanmış olduğumuz kimyasallar konusunda alanında lider olan, dünyaca ünlü bir firma ile çözüm ortaklığı yapmaktayız. Firmanın otomatik dozajlama sistemi ile birlikte kimyasal kullanımımızı da optimize hale getirdik. Bu kimyasallar tamamen çevre dostu ürünleri olup, atıkları çevreye ve doğaya zarar vermez. Maliyetlerimizin en büyük kalemi olan, enerji ve su tüketimi konusunda yapmış olduğumuz sürekli iyileştirme çalışmaları ile ülkemizin doğal kaynaklarını en verimli şekilde kullanımını sağlayarak tesisimizde etkili bir enerji yönetimi gerçekleştiriyoruz. Aplus çamaşırhanemiz standartlaştırdığı tüm bu proses uygulamaları ile tekstillerin hijyenik, uzun ömürlü ve ilk gün ki gibi muhafaza edilmesini garanti etmektedir. GOSB avantajları olan bir bölge Gebze Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrika yatırımı yaparken bölgenin özelliklerini dikkate aldık. AB uyum yasaları çercevesinde yakın bir gelecekte, şehir içlerinde sanayi işletmelerinin üretim yapma imkanı kalmayacak. GOSB enerji, su ve altyapı bakımından neredeyse bir belediye hizmeti sunuyor. Bölgenin her geçen gün giderek stratejik önemi de artıyor. Yeni açılacak İzmir-İstanbul otobanı ve Körfez geçişi gibi projeler bölgenin Gebze Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrika yatırımı yaparken bölgenin özelliklerini dikkate aldık. AB uyum yasaları çercevesinde yakın bir gelecekte, şehir içlerinde sanayi işletmelerinin üretim yapma imkanı kalmayacak. GOSB enerji, su ve altyapı bakımından neredeyse bir belediye hizmeti sunuyor. Bölgenin her geçen gün giderek stratejik önemi de artıyor. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ cazibesini artırırken bizim de işlerimizin daha kolaylaşmasını sağlayacaktır. Biz, Ankara hastanemizinde çamaşırlarını yıkamaktayız. Keza aynı şekilde Eskişehir, Bursa ve Kocaeli hastanelerimizle de çalışmaktayız. Bu bölgeden çevre illere hizmet sunmak, lojistik ve transfer anlamında çok daha elverişli. Gosb'taki yatırımımızın uzun vadede grubumuza çok daha fazla değer katacak bir yatırım olduğunuz düşünüyoruz. APlus olarak hijyene dayalı hastane çamaşırları yıkamaktayız. Acıbadem Sağlık Grubuna hizmet verdiğimiz gibi, sektördeki diğer özel hastanelere, devlet ve araştırma hastanelerine de çamaşır yıkama hizmeti vermekteyiz. Çamaşırhane sektörü artan taleple birlikte her geçen gün büyümektedir. Biz de Gosb'ta kurduğumuz tesisimiz ve kaliteli hizmet anlayışımızla birlikte sektördeki pazar payımızı hergeçen gün artırmayı hedeflemekteyiz. Kaya Ropes, yelken sporuna verdiği desteğe bir yenisini daha ekleyerek Extreme Sailing Series™ 2015’de mücadele eden ilk ve tek Türk takımı olan Team Turx’e sponsor oldu. H er yıl yapılan uluslararası Extreme Sailing Series™, dünya klasmanında ve sınıfındaki profesyonel tek yelken serisi olarak tanımlanıyor. Extreme Sailing Series™, özgün “stadyum yarışı” konseptiyle seyirciye ulaşan ve dünyanın en iyi yelkencilerinin 40 ft uzunluğundaki çift gövdeliler üzerinde kısa rotada, bir yıl süresince 3 kıtada ve 8 farklı şehirde yarıştığı regattalardan oluşuyor. Geçtiğimiz Eylül ayında Extreme Sailing Series™ 2014’ün zorlu geçen İstanbul etabında ev sahibi takım olarak yarışan ve iddiasını ortaya koyan Team Turx, gösterdikleri performans neticesinde, yarışın organizasyon komitesi tarafından, Extreme Sailing Series™ 2015 yarışlarına davet edilmişti. Şubat Ayı’nda Singapur’da başlayan Extreme Sailing Series™ 2015’te ülkemizi temsil eden ve seyirciden tam not alan Team Turx’ün ilk etapta 3 birinciliği bulunuyor. Edhem Dirvana, Mitch Booth, Diogo Cayolla, Selim Kakış, Can Bayülken, Matteo Auguadro ve Jordi Booth'dan oluşan, Team Turx ekibi ikinci etap için 11-13 Mart tarihleri arasında Umman- Muscat’ta Kaya Ropes sponsorluğunda parkura çıktı. yüksek olması ve takım olarak sergiledikleri hızlı gelişme neticesinde Land Rover Above and Beyon Trofesi’ne layık görüldü. Yelken yarışlarındaki başarıları ile adını duyuran Team Turx’u desteklemekten ve sponsor olmaktan büyük gurur duyduklarını dile getiren Kaya Ropes Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kaya; “Bir Türk takımı olan Team Turx’ün uluslararası alanda bu denli önemli bir yarışa davet edilmiş olması ülkemiz adına gurur verici bir olay. Dünya’nın birçok ülkesinden profesyonel yarışçılarla yarışan Team Turx takımını desteklemekten Kaya Ropes olarak son derece mutluyuz. Global bir marka haline gelen Kaya Ropes’un büyümesi uluslararası alanda devam ederken; yıllardır spor alanındaki sponsorluk çalışmalarımızla Türk sporcularının uluslararası alanda gelişimini destekliyoruz” dedi. Yelken sporunun, rekabet ile dayanışmanın bir arada olduğu bir spor olması dolayısıyla önem taşıdığına dikkat çeken Kaya, Team Turx’ün Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğine gönülden inandıklarını ifade etti. Kaya Ropes’in vizyonunun kendileriyle birebir örtüştüğünü ifade eden Kaya Ropes Team Turx Takım Kaptanı Edhem Dirvana; “Takımımız her geçen gün gelişiyor ve dünyanın en zorlu yarışlarından birindeki yolculuğuna devam ediyor. Yelkene ve spora uzun zamandır destek veren Kaya Ropes’la bir süredir devam eden işbirliğimizi de Extreme Sailing Series’e taşıyabilmek bizi çok mutlu etti” dedi. “ESS’de yeni yarışmaya başlamış bir ekip olarak, tecrübeli ekipleri geçebileceğimizi gösterdik. Bunun için ilk günden beri inanarak ve çok çalışıyoruz. Her etaptan değil, her yarıştan ders çıkartıp hayata geçirmek gayretindeyiz ve bu çabalarımızın sonucunda genel sıralamada üç basamak birden yükseldik ve Land Rover Above and Beyond Trofesi’ni Türkiye’ye getirdik. Bu etabı beşinci sırada bitirdik. Bu bizim dördüncülüğe de bir adım yaklaştığımız anlamına geliyor. Hedefimiz, ESS’de her etapta bir basamak daha yükselmek. Bize inanan, baştan beri işbirliği içinde olduğumuz ana sponsorumuz Kaya Ropes teşekkür ediyoruz” dedi. l Toplamda 29 yarışın yapıldığı ESS 2015 ikinci ayağında aldığı bir birincilik, dört ikincilik ve iki üçüncülükle kısa sürede kaydettiği ilerlemeyi ortaya koyan ve ikinci grubun lideri konumundaki Kaya Ropes Team Turx, bu derecelere ilave olarak start istatistiklerinin GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 İŞ DIŞI YAŞAM Team Turx'ün yeni sponsoru KAYA ROPES 25 DRD Filo Kiralama Satış Direktörü Şafak Kürkçü: RÖPORTAJ 26 “Müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemle vizyonunu sürekli geliştiren bir şirketiz” DRD Filo Kiralama Satış Direktörü Şafak Kürkçü, 12 farklı bölge yapılanması ile hizmet veren tek şirket olduklarını dile getirerek "Servis yaygınlığı açısından bakarsak 1.100 noktada hizmet vererek önemli bir fark yaratıyoruz" diye konuştu. Dünyada operasyonel filo kiralama sektörüne baktığımızda Türkiye pazarın neresinde kalıyor? Türkiye’de operasyonel kiralama sektörü hakkında genel bilgi verir misiniz? A lmanya, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi gelişmiş pazarlara baktığımızda operasyonel kiralama alanında her 1000 kişiye düşen araç sayısının 500’lü adetlerin oldukça üzerinde olduğunu gözlemliyoruz. Buna karşın ülkemizde halen bu rakam ancak 150 - 200 araç seviyesinde kalıyor. Bu noktada ülkemizin ekonomik ve coğrafik koşullarını da göz önüne aldığımızda, sektörün ülkemizde ne denli büyük bir gelişim potansiyeline sahip olduğu kolaylıkla öngörülebiliyor. Türkiye’de operasyonel kiralama sektörünün gelişimi ile birlikte yurt dışında olduğu gibi kiralamaya konu olan unsurun araçtan ziyade bir hizmet paketi olduğu konusundaki bilinç hızla artıyor. Müşteriler, konusunda uzman operasyonel kiralama şirketlerinin danışmanlığında, iş modellerine en uygun araç alternatiflerini seçebiliyor ve satış sonrası süreçlerde etkin ve profesyonel bir hizmet alarak işlerinin sürekliliğini sağlıyor. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ TOKKDER tarafından açıklanan Operasyonel Kiralama Sektörü 2014 yılsonu değerlendirmelerinde, 2013 yılının aynı dönemine göre önemli bir büyüme kaydeden sektör, parkındaki araç sayısını da yaklaşık 236 bin 930 adede çıkardı. Sektörün müşteri sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre gelişerek, toplam 33 bin 116 adede ulaştı. Bu veri ülkemizde çok uluslu ve büyük yerel şirketlerin yanı sıra küçük ve orta ölçekli işletmelerin de artık araç filolarını operasyonel kiralama yönetimini tercih ederek oluşturduklarına işaret ediyor. Bu veriler ışığında operasyonel kiralama sektörünün ülke ekonomisi ve beraberinde otomotiv sektörü için olan önemini bir kez daha görmüş oluyoruz. Gücümüzü müşterilerimizden alan, tedarikçilerimize değer katan, hizmet kalitemizin yanı sıra, müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemle vizyonunu sürekli geliştiren bir şirketiz. Operasyonel kiralama sektörünün otomotiv sektörü içindeki değerini, kalitemizi sürekli yükseltmek için ürünlerimizi çok iyi tanır, tanıtır ve her marka temsilcisi ile ilişkilerimizi, otomobil firmaları ile sürdürülebilir ticari birlikteliklerin metotlarını geliştiririz. Bir diğer öne çıkan farkımız da, sahip olduğumuz güçlü altyapı ve yaygın hizmet ağı sayesinde müşterilerimizin ihtiyaç duydukları her an ve her noktada kesintisiz olarak yanlarında olabilmemiz. Sadece birkaç büyükşehirde değil; tüm Türkiye’de hizmet veriyoruz. Yalnızca 2014 verilerine bakacak olursak, 42 farklı şehirden müşteri kazanmış olmamız bunun en önemli göstergesi. 12 farklı bölge yapılanması ile hizmet veren tek şirketiz. Servis yaygınlığı açısından bakarsak 1100 noktada hizmet vererek önemli bir fark yaratıyoruz. Türkiye’nin neresinde olursa olsun müşterilerimizin yola çıkış amaçlarından asla Kurumsal müşterilerimiz için her kilometrede yanlarında olan, müşteri memnuniyetini her şeyin üstünde gören anlayışımızla uzun soluklu çalışmalar yürütüyoruz. DRD olarak 2014 yılını değerlendirir misiniz? 2014 yıl sonu itibari ile 564 milyon TL seviyesinde bir satış gerçekleştiren şirketimiz faiz, amortisman ve vergi öncesi kârını 147 milyon TL’den 182 milyon TL seviyesine yükselterek iş verimliliğini ve operasyonel kârlılığını istikrarlı bir şekilde geliştirdi. DRD sadece 2014 yılında 710 milyon TL seviyesinde araç yatırımı gerçekleştirerek, 2014 yılsonu itibarıyla 22 bin adedi aşkın bir filo büyüklüğüne ulaştı. DRD için hedef sadece büyüme ve karlılık değil. Hizmet kalitesi, yeni ürün ve süreç geliştirme gibi pek çok farklı hedef ve projeler her zaman gündemimizde olmuştur, olmaya da devam ediyor. Diğer önemli bir konu da sürdürülebilirliktir. Bunun temelinde de müşterilerimizin memnuniyeti ve sağlam mali yapılar yatar. O yüzden bu seneyi müşteri memnuniyetimizi daha üst seviyelere taşıdığımız ve sağlam finansal yapımızı sürdürdüğümüz ciddi bir büyüme oranıyla geçireceğimizi öngörüyoruz. 2015 yılındaki büyüme hedefiniz ve pazar beklentileriniz nelerdir? DRD olarak, yıllardır istikrarlı bir şekilde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızı, 2015 yılında da hız kesmeden sürdürmeyi planlıyoruz. Bu çerçevede 2015 yılı içerisinde yaklaşık 804 milyon TL’lik bir yatırımla, filomuza 11 bin 650 adet araç katmayı hedefliyoruz. Samsun’da açılacak yeni satış ofisimizle birlikte Karadeniz Bölgesi’nde de faaliyetlerimizi hızlandıracağız. En önem verdiğimiz konuların başında gelen müşterilerimizle bire bir temas halinde olma sürecimizi bu sene de sürdürme yolunda planlamalarımızı yaptık; ekiplerimizi güçlendirerek yılsonunda 15.000 ziyaret hedefliyoruz. Müşteri portföyünüzün sektörel dağılımı hakkında bilgi verir misiniz? 44 farklı faaliyet alanında 4 bin kurumsal müşteriye sahibiz. Sadece birkaç büyükşehirde değil; tüm Türkiye’de hizmet veriyoruz. Hizmet ağımızın yaygınlığını, her sektörden müşteriyle ayırt etmeden çalışmamıza ve taleplerin miktarlarına bakmadan her talebe standartlarımız çerçevesinde dönüş yapmamıza borçluyuz. Bu yaklaşımımız bize birbirinden farklı sektörlerde var olma sonucunu getiriyor.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 RÖPORTAJ DRD’nin operasyonel filo kiralama sektöründe bu kadar çok tercih edilme sebebi nedir? geri kalmamalarını hedefleyen markamız, bu çerçevede Türkiye genelinde 4 bin kurumsal müşterimize aynı dönem içerisinde 7/24 yol yardım hizmetini ulaştırdı. Sunduğumuz bu güçlü operasyonel hizmetler ile DRD Filosu olarak sadece 2014 yılında toplam 800 milyon kilometre yol kat ettik. 27 TEKNOPARK 28 Crea Technic, yenilikçi çözümler ortaya koyuyor Crea Technic, kargo ve lojistik sektörünün temel ihtiyaçlarına en uygun ürün ve hizmetlerini geliştiren ve sunan, 2011 yılında kurulmuş bir araştırma geliştirme ve üretim firmasıdır. Firmanın misyonu global ölçekte söz sahibi olacak bir dünya firması olmaktır. Bunu gerçekleştirmek için hem yerel hem uluslararası ortaklıkların kurulması ve kaynakların kullanılması vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Vizyonu ise, tüm teknoloji geliştirme yollarını açıp, araştırma ve geliştirme yöntemlerini kullanarak yenilikçi çözümler ortaya koymaktır. MERT DOĞANLI Proje Yürütücüsü C rea Technic firmasını kurmadan önce Novasim adı altındaki firmamız ile otomotiv sektörüne mühendislik hizmeti veriyorduk. Türkiye'de, Kuzey Amerika'da ve Çin başta olmak üzere bir çok ülkedeki otomotiv ana sanayilerine projeler ürettik. Bu çalışmaları yürütürken Aras Kargo'dan ayrıştırma makinesi konusunda destek isteği geldi. Aras Kargo, kargo malzemelerinin ayrıştırılması için kullanılan ve yurt dışından gelen bir makinayı çalışır hale getirdik. Bu makinalar yurt dışından ithal ediliyordu. Bu makinaların kullanılmadığı durumlarda ise kargo malzemeleri elle ayrıştırılmak durumunda kalıyordu. Bu makinalar ise işlemi otomotik hale getiriyor, barkod bilgisine göre istasyonlara ayırıyor. Bu makinalırın hızı ise, saatte 10-15 bin adet kargoya kadar çıkabiliyor. Aras Kargo'nun yurt dışından getirdiği makinanın boyu uzun gelmişti ve aynı zamanda kargo poşetleri ince olduğu zaman, bant dışına itiyordu. Biz bu makina üzerinde bazı yenilikler ve geliştirmeler yaptık. Bu süreç bizi heyecanlandırdı, sonuçta Aras Kargo ile bir ortak bir teknopark şirketi kurarak bu sektöre adım atmış olduk. Doküman ayrıştırma makinasının projesini yazarak TÜBİTAK'a başvurduk. TÜBİTAK'tan onay alınca, GOSB Teknopark'taki üretim MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ binamızda makinayı hem tasarlayıp, hem ilk prototipini yapmaya başladık. Doküman Ayrıştırma Makinasını ilk prototipini geliştirmek ve sıfırdan tasarlamak yaklaşık olarak iki yıl sürdü. Tasarımını, yazılımını ve mühendisliğinin hepsini bizler yaptık. Bu makina 2013 yılının Mayıs-Haziran aylarında bitmiş oldu. Sonra Aras Kargo'da yaklaşık olarak dört ay gibi bir zamanda test ettik. Testten başarıyla çıkınca artık sonuçta nihani ve daha büyük bir ürün üretmek için kolları sıvadık. Bu makinayı yaparken ayrıca bir de ölçüm ve tartım konusunda kargo sektörüne destek Kargo sektöründe otomasyon çözümleri çok az kullanılmaktadır. İhtiyaç duyulan makineler ithal edilerek yüksek maliyetlerle temin edilmektedir. Ülkemizde kargo paketleme işlemlerinin standartlaştırılmaması ithal edilen makinelerin verimli kullanılmasını engellemektedir. 29 İhracat potansiyeli olan makinenin, başta Rusya olmak üzere Asya pazarında rekabetçi bir ürün haline gelmesi bekleniyor. PROJENİN ÖNEMİ Standart ve karmaşık şekilli ürünlerin daha rahat ayrıştırılması için geliştirilen makine döküman, kitap ve broşür gibi daha hafif ve az yer kaplayan ürünlerin ayrıştırılmasını sağlamaktadır. PROJENİN TEKNOLOJİK KAZANIMLARI Mekanik tasarımı ve otomasyon yazılımı özgün olarak geliştirilen makine ufak boyutlu ürünlerin olacak bir makinayı da hayata geçirdik. Lojistik ve Kargo sektöründe ve depolama çalışmaları yapan kuruluşlarda kullanılmak üzere boyut ölçüm ve ağırlık tartım cihazlarını tasarlayıp ve geliştirdik. Kargo firmalarının şubelerinde ve transfer merkezlerine yönelik olarak kurulan cihazlar desi ölçümlerini çok pratik ve kullanıcıya göre esnek olarak sağlamaktadır. Bunun yanı sıra TEKNOPARK Crea Technic, Döküman Ayrıştırma Makinesi ile TÜBİTAK Başarı Öyküleri 2015 kitabında yer aldı taşınması için tasarlanmıştır. Makinenin boyunu kısaltmak amacıyla, ürünler dik olarak taşınmaktadır. Yatay olarak taşımaya göre ortalama % 40 civarında yer tasarrufu sağlanmıştır. Besleme şekline göre saatte 6.000 adet ayrıştırma yapabilen makine, modüler olması sayesinde istasyon sayıları değiştirilebilmektedir. Transfer merkezlerinde ve PROJENİN TİCARİ KAZANIMLARI beklenmektedir. Seri üretime İthal ikame sağlayan ürünün, öncelikle yurt içi kargo ve lojistik sektörlerinde yer edinmesi öngörülmektedir. geçildiğinde, hassas parçaların kargo şubeleri için hacim ve ağırlık ölçüm sistemi konusunda destek olacak makina geliştirdik. üretime geçirmek için yaptığımız başvuru TÜBİTAK tarafından kabul edildi. Artık makinanın kritik parçalarını firmamız içerisinde üreteceğiz. Çok yakın bir zamanda makinayı seri olarak üretir hale geleceğiz. Teknoloji firmalarının en büyük sorunu markete ya da pazara girebilmesinin zorluklarıdır. Yeni bir ürünü denemek isteyen firma sayısı çok azdır. Bu açıdan ilk seri üretim ürünü Aras Kargo'da çalışmaya başlayacak.l Tasarımını ve üretimini yaptığımız makinalar aslında sadece kargo ve lojistik sektörüne yönelik değildir. Ürünlerimizi ilaç, kozmetik, tekstil gibi sektörlerde de rahatlıkla kullanılabilir. Yine Doküman Ayrıştırma Makinasını seri depolarda verimliliği arttırmanın yanında hata payını da önemli ölçüde düşürmektedir. İhracat potansiyeli olan makinenin, yurt içi pazarlarının yanı sıra başta Rusya olmak üzere Asya pazarında rekabetçi bir ürün haline gelmesi firma içinde üretilecek olması, istihdam artışı sağlayacaktır. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 FİNANS 30 Ticarete Finansal Entegrasyon Ülkemizde dar alana sıkışan finansal arayışlara firmaya ve iş akış senaryolarına dayalı alternatif çözümler... oldu. Basit bir arz talep gibi olsa da, çok değil bundan 25-30 sene önce bankayla çalışmamak övünülecek bir konu hatta bir bankada görülmeniz, “bankaya düşmüş, acaba batıyor mu?” dedikodularına sebep bile olabilirdi. Biz bu tekerlemelerle uğraşırken, bankacılık sistemlerini ticaretlerine entegre edenler büyüdüler ve mali açıdan devletlerden büyük şirketler meydana getirdiler. Bizde bu dev organizasyonlar neden kurulamadı dersek, aslında ciddi bir öz eleştiri yapabiliriz bu konuda: Banka kapınıza geliyor ve size kendisi tarafından oluşturulmuş bir ürün sunuyor… peki size sunulan bu ürün sizin ticaretinize uyuyor mu? SERKAN TUNÇ İstanbul Capital Yönetim Kurulu Başkanı www.istanbulcapital.net F inansal sistemlerin ülkemizde uygulamaya girmesi çok eskiye dayanmakla birlikte, kullanıma geçmesi ve yaygınlaşması ticaretimizin gelişmesi ve gelişen ticaretin oluşturduğu sermaye açıklarının borçla yönetilmesi uygulamasıyla Yani size sunduğu finansal ürün, Avrupa veya ABD’de ki sizin denginiz olan bir üreticiye sunulan ürünle aynı mı? Neden aynı değil diye düşünmek lazım… Peki rakibinizin finansal imkanları sizden farklı ise onunla nasıl rekabet edebileceksiniz? Dünya hızla küçülüyor. Artık Kanada’dan, Çin’den, Avustralya’dan, Brezilya’dan bir adam gelip burada ofisini açıyor veya sektörünüzden bir arkadaşınızın şirketine ortak oluyor ve size rakip oluyor. Hemde MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ konuda da , ithalatta olduğu gibi açık hesap ve uzun vadeye yayılmış finansal modeller bulmak mümkün… İhracat yaparken, siparişin toplanması sürecinin veya alıcınızın ihtiyacına göre onun bulunduğu ülkede ürünün stoklanarak partiler halinde satılmasının modelini, yada ithalatta yüksek miktarlarda stoklamanın maliyetine katlanmak yerine stoğun finanse ettirilerek güncel ihtiyacın alınmasını sağlayacak stok finansmanı modellerini kullanmak mümkündür. elindeki ciddi bir sermaye gücü ve değişik iklimlerden getirdiği bilgi ve deneyimleriyle pazarda karşınıza dikiliyor. Bu size 3 seçenek sunuyor; 1- Ya ülkenizle sınırlı kalmayıp, dünyada rekabette fark oluşturacak finansal yöntemleri ticaretinize entegre edeceksiniz… 2- Ya rakibinizin sizi satın almasını umarak ilerleyeceksiniz ve emeklilik hayalleri kuracaksınız. 3- Yada gelişememeniz durumunda kepenkleri kapayacak günü bekleyeceksiniz. Ticari faaliyetlerinize entegre olabilecek finansal modelleri nasıl üretirsiniz veya finansal olarak işinizi nasıl geliştirirsiniz? İşinizin şekline ve faaliyet alanınıza göre öncelikle alternatif finansman modellerini araştırmalısınız. Bu finansal modellerin başlıca en yaygın uygulananlarını şöyle sıralayabiliriz. 4- İşletme sermayesi oluşturma Bazı finansörler şirketlerin stoklarını peşin satın alarak kısa ve orta vadede işletme sermeyesi oluşturmasına katkı sunmaktadır. 5- Securitizasyon Şirketin alacaklarının varlık olarak kabul edildiği bir bono’nun özel plasman yöntemiyle fonlanmasıyla kısa vadeli borçlanmadan kurtulup, 1 yıldan 7 yıla kadar olan bir süreye yayılan bir fonlanma desteği sağlanmış olur. Bu model ülkemizde önümüzdeki dönemde nakit yönetimi olarak oldukça efektif kullanılan araçlardan biri olmaya adaydır. 6- Borç konsolidasyonu (Yapılandırma) Şirketlerin dengesiz borçlanmasında yegane çözümlerden biridir, borçları tek bir kanaldan uzun vadede ödenebilir bir yapıda düzenlemek. Bu modelde birçok yabancı finansal kuruluş müşterilerine çeşitli çözümler sunmaktadır. 2- İhracat ve re-export finansmanı Kısacası anlatmaya çalıştığımız finansal modellerin temelinde girişimin desteklenmesi esası vardır. Yani sizin daha çok üretebilmeniz ve pazarlarda daha fazla rekabet sağlayabilmenizi sağlayacak birçok model zaten hazır bulunurken, aynı zamanda geliştirilmeye de açıktır. dış ticarette rekabet etme gücü, alıcıyı finanse ettiğiniz ölçüde değişmekte. Özellikle alıcılar üretici ise, üretim süreçlerinden tahsilat süreçlerine kadar dönemi finanse edecek tedarikçiyi genelde tercih ederler. Bu Yani ihtiyaca göre çözümler oluşturmak için birçok finansal kuruluş veya danışmanlık hizmeti veren yapılar yeni ticaret modelleri yapılandırarak bunları finansal yapılarla desteklemektedirler.l 1- İthalat finansmanı ithalatlarınızda tedarikçinize sizin yerinize, ödeme yaparak, size açık hesap teminatsız vade sağlayan veya ödemeyi 1-2 yıl vadeye yayan modelleri GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 FİNANS 3- Stok finansmanı 31 SAĞLIK 32 Sağlık Turizmi Sağlık turizminin ülke ekonomisine katkısı düşünüldüğünde milyon dolarlarla ifade edilen sektörde yer almak, dünya standartlarında verilen tanı ve tedavi hizmetlerimizi tüm dünya insanıyla paylaşarak vizyonlarını genişletmek tüm akredite özel hastanelerin amacıdır. Dr. METİN GÖKLÜ Özel Konak Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı S ağlık turizmi dünyanın en eski turizm türlerinden biri. Antik Yunan'dan bu yana hastalar şifayı uzak yerlerde aradılar ve aramaya devam ediyorlar. Nitekim Türkiye de son yıllarda sağlık turizminin en gözde destinasyonları arasında. Hem maliyet avantajı, hem gezme fırsatı, hem de kaliteli teknolojik altyapı sunan Türkiye, uluslararası hastaların tercihlerinin başında geliyor. Üstelik bazı alanlarda Türkiye’de tedavi olmak birçok Avrupa ülkesine göre yüzde 60’a varan oranlarda daha ucuz. Örneğin kalp by-pass operasyonu İspanya’da 39 - 43 bin dolar arasında değişirken Türkiye’de bu rakam 8 bin 500 ila 21 bin dolar arasında değişiyor. Durum böyle olunca da Türkiye’de sağlık turizmi her geçen gün büyüyor. Son verilere göre 2013 yılında Türkiye’ye sağlık turizmi için gelenlerin sayısı 300 bini aşmış durumda. Bu rakama sağlık merkezlerinde yapılan operasyonlar da eklenince rakam 480 bine yükseliyor. Sağlık turizminden elde edilen gelir ise 2013 itibarıyla 2.5 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Türkiye’nin sağlık turizmindeki potansiyeli rakamların bununla sınırlı kalmayacağını gösteriyor. Nitekim hedef 2023 yılında 2 milyon uluslararası hastayı Türkiye'de tedavi etmek. Bu nedenle hem turizmciler ayağında hem de sağlık sektörü ayağında çalışmalar sürüyor. Sağlık Bakanlığı’nın bugün itibarıyla 32 bin yatak kapasiteli hastane inşaatı halen devam ediyor. Bu inşaatların bir kısmı bu yıl, bir kısmı 2015, kalan kısmı da 2016 yılında bitecek. Ayrıca kamu-özel sektör ortaklığıyla yapılan inşaatlar var. Onlar da 2016-2017 yılında devreye girecek. Altyapı çalışmaları tamamlandıktan sonra sağlık turizminden gelir beklentisi 2017-2018 yıllarında 9-10 milyar dolar, 2023 yılında da 20-25 milyar dolar. Sağlık turizminin ülke ekonomisine katkısı düşünüldüğünde milyon dolarlarla ifade edilen sektörde yer almak, dünya standartlarında verilen tanı ve tedavi hizmetlerimizi tüm dünya insanıyla paylaşarak vizyonlarını genişletmek tüm akredite özel hastanelerin amacıdır. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Dünya verileri incelendiğinde 3 yılda ortalama kişi başı sağlık harcaması 6 trilyon dolar iken bu hizmetin Türkiye’deki üretim hacmi 53 milyon dolar. Bizler dünyadaki 1 milyar dolarlık sağlık turizmi pastasının sadece yüzde 1'ini almaktayız. Ülkemize sadece turist olarak gelen bir kişinin ortalama harcaması 600-700 dolar iken sağlık turizmi ile gelen hasta ortalama 7.500-8000 dolar harcamaktadır. Sağlığın ekonomiye olan bu büyük katkısı Ekonomi bakanlığı tarafından da fark edildi ve sektörün desteklenmesi için ciddi teşvik politikası geliştirildi ‘TÜRSAB tarafından hazırlanan ‘2014 Sağlık Turizmi Raporu’, Türkiye'nin sağlık turizminde geldiği noktayı, başka ülkelerle karşılaştırmalı sağladığı tasarrufu ve hedefleri ortaya koyuyor. İşte rapordan öne çıkan başlıklar: • 2013'te Türkiye'ye sağlık turizmi için gelenlerin sayısı 300 bin. 2014 yılı için ise hedef 400 bin kişi. Ancak bu rakama saç • Sağlık turizminden elde edilen gelir 2.5 milyar dolar. Hedef bu rakamı 2023'te 20-25 milyar dolar seviyesine çıkarmak. • Türkiye, diğer ülkelere kıyasla tıbbi operasyon maliyetlerinde yüzde 60'a yakın tasarruf sağlıyor. Örneğin, kalp by-pass'ı olmanın Türkiye'de faturası 8 bin 500 ile 21 bin dolar arasındayken İspanya'da 39 bin ile 43 bin dolar arasında. Almanya'da omurga füzyon ameliyatı olmak 29 bin dolar iken, Türkiye'de 7 bin dolara bu ameliyatı olmak mümkün. • Türkiye sadece zorunlu tıbbi operasyonlar için değil, saç ekimi ve estetik için de gözde bir destinasyon. Saç ekimi Türkiye'de ortalama 5 bin TL iken bu rakam Avrupa’da 10 bin Euro, ABD’de 30 bin dolar seviyesinde. • Türkiye plastik cerrah sayısı açısından bin 200 cerrah ile dünyada 9'uncu sırada yer alıyor. • Türkiye’de tedavi için gelen hastaların büyük çoğunluğu temmuz ayını tercih ediyor. En çok gelinen şehirler arasında ise Antalya ilk sırada yer alıyor. Bu da gösteriyor ki sağlık ve turizm aynı potada ilerliyor. • Hasta başına gelir 2 bin dolardan başlıyor medikal turizmde ise bu rakam ortalama 12 bin dolara kadar uzanıyor. Türkiye'nin sağlık turizminde artıları, eksileri ve yapması gerekenler götürecek “işbirliği-ortaklık kültürünün” zayıf olması. Türkiye'nin güçlü yanları • Sağlık turizmi yönetimi için ulusal bir stratejinin net olmaması. • Türkiye’nin sağlık alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında sayılması. • Türkiye’de sağlık hizmetleri talebini olumlu yönde etkileyecek çok çeşitli turizm olanaklarının bulunması (kültür turizmi, inanç turizmi, deniz turizmi, doğa turizmi, sağlıkkaplıca turizmi vs.) • Türkiye’nin genel olarak hizmet sektöründe iyi konumda olması ve hizmet sektörünün sağlık turizmine olumlu etkisinin yüksek olması. • Sağlık turizmi hizmetini sunan ilk ülkeler arasında yer alması ve bu konuda deneyim kazanmış olması. • Sağlık hizmetleri satan ileri ülkelere göre sağlık fiyatlarının görece ucuz olması. • Sağlık turizmiyle ilgili çeşitli yasal düzenleme ve devlet desteğinin olması. • Sağlık hizmetinde hastanelerdeki hekim, hemşire ve diğer yardımcı personel eğitim kalitesinin yükselmesi Son verilere göre 2013 yılında Türkiye’ye sağlık turizmi için gelenlerin sayısı 300 bini aşmış durumda. Bu rakama sağlık merkezlerinde yapılan operasyonlar da eklenince rakam 480 bine yükseliyor. Sağlık turizminden elde edilen gelir ise 2013 itibarıyla 2.5 milyar dolar olarak hesaplanıyor. • Hastanelerin, özellikle devlet hastanelerinin, önemli bir kısmının sağlık turizmi hizmeti sunmaya hazır olmaması. • Mevcut durumda, katma değeri yüksek “sağlık turizminden” (sağlık hizmetini almak üzere bir plan dâhilinde ülkemize gelenler) daha çok katma değeri düşük “turistin sağlığı” (turistik amaçlar ile ülkemize gelenlerin karşılaştıkları acil sorunları gidermek üzere aldıkları sağlık hizmeti) hizmetinin ağır basması. • Ulusal ölçekte sağlık turizmi alanındaki hareketliliği kayıt altına alacak ve denetleyecek kapsamlı sistem ve süreçlerin geliştirilerek işlerlik kazandırılmamış olması. • Sağlık kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı ile veri ve bilgi paylaşımında istenilen özen, hız ve işbirliği içerisinde olmaması. Fırsatlar • Dünyada sağlık hizmetini ulusal sınırların dışında alma eğiliminin artması (küreselleşmenin etkisi) • Başka ülkelerdeki sağlık kuruluşları ve hizmetleri hakkında bilgi elde etmenin (web siteleri, e-mail, vb. yollarla) giderek daha kolay ve masrafsız olması Türkiye’nin uluslararası arenada artan gücü ve buna paralel oluşan olumlu algısı. • Sağlık hizmetleri ihracatına Ekonomi Bakanlığı’nın destek vermesi (araştırma desteği, yurtdışında ofis açma desteği, tanıtım desteği, vs.) Türkiye'nin zayıf yanları • Sanayide olduğu gibi, sağlık hizmetlerinde de, genel olarak, üretime odaklanması ve görece pazarlamayı ihmal etmesi. • Destek ve teşviklerde kamu kurumlarının koordine olmaması. • Sağlık turizminin gerektirdiği entegre yaklaşımın (sağlık kuruluşları, turizm kuruluşları, pazarlama kuruluşları, lojistik ve ulaşım kuruluşları vs.) gerçekleşmesine Yıllar önce sağlık sorunlarında bizim insanımız yurt dışına giderken , bugün çeşitli ameliyatlar için yurtdışından Türkiye’ye hastalar geliyorlar. Bunda en önemli kriterlerin başında güven ve hızlı sonuç alınması gelmektedir Türkiye artık sağlık haritalarında referans ülkelerden biri haline geldi bunu görmek ülke içinde gurur vericidir.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 SAĞLIK ekimi, plastik cerrahi gibi sağlık merkezlerine kendi inisiyatifleriyle gelen kişiler de eklendiğinde rakam 2013 yılında bile 480 bine ulaştı. 33 ÇEVRE Elektrikli ve elektronik atık 34 Hurda ithalatı, ülkemizin toplam ithalatının yüzde 4’ünü oluşturmaktadır. Yüzde 100 geri dönüşüm, yüzde 100 yerli hurda demektir. Bu durum sadece çelik üretiminde değil, alüminyum, bakır, plastik gibi birçok malzemede geçerlidir. SİBEL ÖZCAN Anel Doğa Entegre Geri Dönüşüm Endüstri A.Ş. Genel Müdürü A vrupa’da yapılan araştırmalar bir kişinin yılda en az 15 kg elektrikli ve elektronik atık ürettiğini ortaya koymaktadır ve hızla gelişen teknoloji, tüketimin ve tüketimle birlikte atık miktarının artmasına neden olmaktadır. Bunun yanında ülkemizde bu oran kişi başına 4 kg’dır. Türkiye nüfusu göz önüne alındığında 300 bin ton elektrikli ve elektronik atık çıkmakta ancak maalesef bu miktarının çok az bir kısmı lisanslı firmalar tarafından işlenmektedir. Lisanslı firmalar tarafından toplanan atıklar değerlendirilmekte, geri dönüştürülen atıktan kazanılan ikincil hammadde miktarları (demir, alüminyum, bakır, plastik), bertaraf edilen tehlikeli atık miktarları her yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın online sistemine girilerek kontrolü sağlanmaktadır. Geri kazanılan ürünlerden elde edilen malzemeler ikincil hammadde olarak üretime yeniden girmektedir. Ülkemizde çelik üretiminde kullanılan hammaddenin yüzde 28’i yerli hurdadan yüzde 66’sı ithal hurdadan karşılanmaktadır. Hurda ithalatı, ülkemizin toplam ithalatının yüzde 4’ünü oluşturmaktadır. Yüzde 100 geri dönüşüm, yüzde 100 yerli hurda demektir. Bu durum sadece çelik üretiminde değil, alüminyum, bakır, plastik gibi birçok malzemede geçerlidir. Türkiye’nin Ulusal Geri Dönüşüm Stratejisi’nin her bireyin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşaması adına sürdürülebilir kalkınmaya hizmet eden geri dönüşüm sistemine sahip bir Türkiye vizyonu ile amacımız, çevreye ve insana saygılı, kaynakların etkin kullanıldığı ve geri dönüşümün ekonominin vazgeçilmez parçalarından biri haline geldiği üretim ve tüketim kültürünün oluşumunu sağlamaktır. Avrupa’ya baktığımızda ise altyapı problemlerini çözmüş, gelişimini tamamlamış ve tüm dinamikleri ile sağlıklı yürütülen bir geri dönüşüm sektörü görmekteyiz. Bunun üzerine Avrupa, gelişimin sürdürülebilirliğini sağlamak ve daha ileriye götürmek için Temmuz 2014’te Avrupa Komisyonu Döngüsel Ekonomi Tebliği, sıfır atık programını (COM(2014) 938) yayınladı. Hedef: Döngüsel ekonomi odaklı altyapı Türkiye’ye baktığımızda yolumuz uzun ve yapacak çok şey var; ancak imkansız değil. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÇEVRE Zira gelişme sürecinde olan ülkelerde, ülke gerçeklerine/şartlarına özel uygulamalara ihtiyaç duyuluyor. Toplama sistemi / yetkilendirilmiş kuruluşlar / koordinasyon merkezlerinin oluşumundaki yetersizlikler; sisteme alınamayan atıklar, kontrol edilemeyen hurdacılık/yetersiz geri dönüşüm, tesis standardizasyonun eksikliği, yüksek maliyetler, kayıt dışı ekonomiyi sürdürülebilir kılmaktadır. 35 Sektörün gelişmesine gönül vermiş ve kurumsal stratejilerini bu yönde oluşturmuş biz sektör oyuncularının bu hedefe ulaşmak için tespit ettiğimiz ve çözümüne ihtiyaç duyduğumuz yapısal ihtiyaçları ve çözümleri ise şu şekilde özetleyebiliriz. AEEE’ler uygunsuz yöntemlerle bertaraf edilmekte ve çevre kirliliğine neden olmaktadır. Dolayısıyla insan sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. (Uyumlu Sanayi/Ekonomi/Çevre Şehircilik/ Gümrük Politikaları ) Denetim ve kontrol zafiyeti, kayıt dışı uygulamalara olanak sağlamaktadır. • Yurt içi / yurt dışı yatırımcı gözüyle Türkiye’de E-atık değerlendirilmelidir. Sorunların çözümünde sürdürülebilir bir faaliyet için sektörün bir paydaşı olan geri dönüşüm firmalarının da görüşleri alınmalı ve ülkemize yakışır bir sektörün inşaası sağlanmalı, Sektör temsilcileri olarak atık yönetiminin sağlıklı yönetilmesi için tespit ettiğimiz kritik öneme haiz bazı konuları özetlersek; • Yetkilendirilmiş kuruluş yapısı ve organizasyonu yaygınlaştırılmalı ve atığa erişimini yönetecek "Koordinasyon Merkezi" kurulmalı, • Atık Getirme Merkezleri Yerel Yönetimler tarafından hızla kurulmalı, finansmanı için Yetkilendirilmiş Kuruluşlar sisteme entegre edilmeli, • Çevre konusunda teşvik, hibe, destek programları uygulanmalı, • E-atık ithalat engeli kaldırılmalı, • Etkin ve yaygın denetimlerle, kayıt dışı ve lisanssız faaliyetler ile sonuca yönelik mücadele edilmeli, • Çevre politikalarına ve ulusal geri dönüşüm stratejine uygun eylem planları hazırlanmalı • Kayıt / beyan sistemi şeffaflaştırılmalı, Geri kazanılan ürünlerden elde edilen malzemeler ikincil hammadde olarak üretime yeniden girmektedir. Ülkemizde çelik üretiminde kullanılan hammaddenin %28’i yerli hurdadan %66’sı ithal hurdadan karşılanmaktadır. Hurda ithalatı, ülkemizin toplam ithalatının %4’ünü oluşturmaktadır. • Görünür - Ücretlendirme – Sistem finansmanı modeli öngörülmeli (Yerel Yönetim/Yetkilendirilmiş Kuruluş/ Koordinasyon Merkezi/Geri Dönüşüm/ Lojistik), • Bütün piyasaya sürenler/servisler/üreticiler sisteme dahil edilmeli, • Atık üreticisinin atığa bakış açısını geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmalı, • Özel müteşebbisin, kamu kurumlarından doğrudan atık ve hurda temini sağlanmalıdır.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 İLETİŞİM 36 E-Postaların Efendisi Olmak İçin 5 Öneri UMUT BÜYÜKYÖRÜK slikonvadisi.tv Genel Yayın Yönetmeni Sizin de gününüzün yüzde 80’i e-posta okumak ve yanıtlamakla mı geçiyor! Durumu kontrol altına almak aslında mümkün. N e zaman Gelen Kutusunda bir ışık yansa, zihin ister istemez eşelemeye başlıyor bazı düşünceleri; ‘’hmm… patrondan mail gelmiş, bakalım bu sefer benden ne istiyorlar, istediğim revize gelmiş mi, yine mi toplantı isteği, arrgg… ne çok mail gelmiş, yapacak çok işim var, önce mail kutumu toparlamalıyım…‘’ bu senaryolar size de tanıdık geliyor mu? Kısa bir süre öncesine kadar ben de her gün benzer psikolojik durumlarla mücadele ediyordum… bulunuyorum. Gelin isterseniz bu müjdeli haberi birlikte kutlayalım ve e-postaların efendisi olabileceğimiz basit yöntemlere hızlıca bir göz atalım. biz onları kontrol altına almazsak, biz bir anda farkına varmadan, onlar hayatımızın kontrolünü ele geçiriyor. Bu söylediğimde çok ciddiyim! 1. Cep telefonundan e-posta okumayın ve uyarı mesajlarını kapatın Bize düşen çoğu e-posta aslında almamız gereken bir aksiyonu işaret ediyor; okumak, cevap yazmak, bilgi sahibi olmak, v.b… Evde oturup dizi izlerken, otobüs beklerken, takside, arkadaşlarla sohbette, hatta belki konserde elimizde hep cep telefonu var. Önce Facebook ve Twitter’a biraz bakayım derken, kendimizi e-posta uygulamasında buluveriyoruz. Gelen kutumuza düşen onlarca e-postaya cep telefonundan göz atıp, cevaplamayıp, yarın nasıl olsa işe gidince bakarım diye düşünüp, kendimizi erteleme hastalığının yan etkisi olan huzursuzluk semptomunun kollarına atıveriyoruz. İlk bakışta öyle gibi görünmese de, gün içinde verimliliğimizi düşüren en büyük düşman aslında hep yanı başımızda! İşimde gücümde daha verimli olurum, her yerden çalışabilirim gazıyla binlerce lirayı düşünmeden uğruna harcadığımız o parlak cihazlardan bahsediyorum. Evet, akıllı telefonlar! Eğer E-posta yönetimi, verimlilik ve zaman yönetimi konularında onlarca kitap okumuş, farklı sektörlerden profesyonellerin yöntemlerini incelemiş ve bir çıkış bulurum ümidiyle hayata geçirmeye çalışmış biri olarak, birkaç basit araç ve yöntemle e-postalarımızın bizleri yönetmesine engel olabileceğimizi sonunda anlamış MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 2. Batching processing (Yığın işleme) ve e-posta için uygun zamanı ayırmak İnsanoğlu hakkındaki en acımasız gerçeklerden biri de içimizden sadece çok az sayıda kişinin aynı anda birden fazla işi eşit verimlilikle yapabileceğidir. İnsan beyni multitasking, aynı anda birden fazla işi yapabilme, niteliğine sahip değildir. Elbette yürürken konuşabilir, yemek yerken kitap okuyabiliriz ancak, birbirinden bağımsız iki projeyi eş zamanlı düşünüp çalışamayız. Aynı anda iki İLETİŞİM ya da daha fazla işi yapabildiğini söyleyen insanlar, farklı işlere sık aralıklarla dönerek çalışan kişilerdir. Örneğin; 5 dakika sunum için çalışıp, hemen ardından e-postalarına bakıp, sonra yeniden sunumuna döner v.b.. Bu yaklaşım çoğu insanda ciddi konsantrasyon, emek ve zaman kaybına yol açar ve kişi elindeki hiçbir işi kısa sürede bitiremediğinden, minik zafer duyguları da yaşayamaz, bunalıma eğilimi artar. İş yerinde verimli olabilmek için benzer nitelikteki işleri biriktirip, gün içerisinde onlara bir zaman ayırıp aradan çıkartmak bu durumda yapılabilecek en mantıklı iştir. Yabancılar bu yönteme Batching processing (yığın işleme) diyor. Örneğin e-posta kontrolü; siz planlama yaparken, ya da toplantıdayken beş dakikada bir mail kontrol etmek yerine. Gün içinde belli saatleri katıksız olarak e-posta okuma ve cevaplama işine ayırırsanız çok daha verimli olur. Ben duruma göre günde dört ya da beş kere e-postalarımı kontrol ediyorum. Sabah saat 11:00, öğlen 13:00, 15:00 ve 17:00. Çoğu zaman sabah ve öğleden sonra kontrol etmem yeterli oluyor. E-postalarımla ilgilenirken başka hiçbir işe bakmıyorum. 3. E-posta klasör yönetimine yalın yaklaşım Herkesin kendine göre bir e-posta yönetme anlayışı bulunuyor. Kimileri isme göre klasörler oluşturur, kimileri projelere göre klasör oluşturur, bazılarıysa koşullu otomatik aksiyonlar ayarlar, gelen her postanın türüne göre renkli renkli etiketler uygular v.b. Ben, verimli olmak adına yalın bir e-posta klasör yönetme anlayışını benimsedim ve herkese de tavsiye ederim. Outlook uygulamamda inbox’ın altında, ToDo, Reference ve Archive adlı üç ana klasör bulunur. Acil ve önemli olan mesajlar inbox’ımda beni bekleyen önemli ve acil işler olarak değerlendiririm ve onları hemen aradan çıkarırım. ToDo klasörümde ise önemli ancak, acil geri dönüş beklemeyen mesajlar bulunur. Reference klasöründe ise, referans niteliğinde dönemsel olarak önemli olan mesajları bulundururum. Bunun haricinde dönemsel ve önemli projelerim 37 için geçici proje klasörleri oluşturup, proje bittikten sonra Archive klasörüme kaldırırım. Bu yaklaşım bence oldukça etkin çünkü, her proje için ya da kişi için bir klasör açarsam zamanımın büyük çoğunluğu gelen e-postaları klasörler arasında paylaştırmakla ya da etiketlemekle geçer. Zaten Windows’un Outlook’u bile e-postalar arasında detaylı bir arama yapmayı olanaklı kılıyorken, isme göre ya da her minik projeye göre klasörleme ya da etiketleme yapmak zaman kaybından başka bir şey olmuyor. 4. Ekli dosyalar için plug-in kullanın Büyük ekli dosyalar alıp gönderirken Outlook gibi e-posta uygulamalarının kasılıp kaldığı ya da postayı göndermediği zamanlar çok olur. Bu, riskli ve stresli bir durumdur. Özellikle benim gibi pazarlama departmanında çalışanlar PSD, AI, PDF gibi yüklü dosyaları çok sık alıp gönderdiği için genelde WeTrasnfer gibi ücretsiz uygulamalar ile, ilgili dosyayı sunucuya yükleyip ve ”Beynimiz cevap verilmeyen ve yarım bırakılan her e-postayı zihnimizin köşesine not alıyor ve bu küçük notlar psikolojimizde kaşıntıya sebep oluyor. Üstelik yarın o e-postayı cevaplamak için yine okumamız gerekecek, tamamen zaman israfı!” linkleyerek alıcıya gönderir. Bu, günün sonunda işe yarar bir yöntem olsa da pek pratik olduğunu söyleyemem. Ben WeTransfer yerine Dropbox ya da Adobe SendNow uygulamalarını kullanıyorum. Çünkü bu uygulamalar ile gönderilecek dosyanızı herhangi bir yere upload etmek için beklemeniz gerekmiyor. Özellikle Dropbox, Evernote gibi Cloud (Bulut) uygulamalarının hayatımızı inanılmaz derecede kolaylaştırdığı bir gerçek. 5. E-postalarda Snippet kullanın, etkinliğinizi artırın En sevdiğim yöntemlerden birini sona sakladım! Snippet, yazılım dünyasından gelenlerin aşina olduğu bir kavramdır. Kodcular benzer kod öbeklerini yeniden yazmak yerine belirledikleri kod öbeklerine bir sözcük ya da onu çağrıştıracak kısa bir sözcük atarlar. Bu şekilde yüzlerce satır kod yazmak yerine tek bir sözcük öbeği ile o kodu çağırır, gelen kodda gerekli değişiklikleri yapar ve yollarına devam ederler. Ben aynı mantığı e-posta yazarken de kullanıyorum ve inanın e-postalarıma ayırdığım zamandan ciddi oranda tasarruf ediyorum. Snippet tarafında kullanabileceğiniz onlarca ücretsiz yazılım var. Ben Mac için TextExpander uygulamasını kullanıyorum. Windows için Phrase Expander diye bir uygulama da mevcut.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 ŞİRKET HABERLERİ 38 Filli Boya, kadına şiddede karşıt dünyaca ünlü dev proje ‘Ölümcül Yaralı’yı Türkiye'ye getirdi Ünlü kadınlar, kadına şiddete karşı durmak için sahnede 2 2 Nisan Çarşamba günü Hilton İstanbul Bosphorus’ta, Filli Boya Yönetim Kurulu Başkanı Gözde Akpınar'ın ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte Serra Yılmaz, Hazal Kaya, Ümit Boyner, Deniz Türkali, Ece Temelkuran, Nükhet Duru, Türkan Şoray, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Şevval Sam ve Zerrin Tekindor gibi iş ve sanat dünyasında öne çıkan isimler sahne alarak, 12 kadının hikayesini okudular. İtalyan gazeteci Serena Dandini’nin kaleme aldığı bu hikayeler, kocaları veya sevgililerinin elinde, belki de son sözünü söyleyemeden can veren kadınların sessiz çığlığından oluştu. Bu çığlık bugüne kadar New York, Cenevre, Washington, Brüksel, Londra, Strasburg, Paris olmak zere pek çok ülkeyi dolaştı. Gittiği her ülkenin önde gelen isimleri tarafından okunarak çoğaltıldı. Ortak bir çabanın ürünü olan bu etkinliğin tek bir amacı var; kadın cinayetlerini bir istatistik olmaktan çıkarmak, duyarlılık ve farkındalık yaratmak. Misiti ile birlikte tasarladığı ‘Ölümcül Yaralı’ isimli projede, en yakınları tarafından şiddete uğramış kadınların hikayelerini aktarıyor. Dünyanın çok farklı ülkelerinde yaşayan ve farklı sosyal statüden şiddete uğramış kadınların hikayelerinden toplam 12 tanesinin okunduğu bu gecede, Serra Yılmaz ve Gözde Akpınar da birer hikayeyi üstlendi. Filli Boya Yönetim Kurulu Başkanı Gözde Akpınar Ölümcül yaralı hikayeler Ünlü İtalyan gazeteci Serena Dandini, İtalya Ulusal Araştırmalar Merkezi’nden Maura Türkan Şoray Filli Boya kadın konusunda duyarlılığını sürdürecek Bir kadın yönetici ve bir kız çocuğu annesi olarak bu küresel sorunu ruhunun derinliklerinde hissettiğini belirten Akpınar, kişisel duyarlılığını kurumsal bir duyarlılık olarak da ifade etmek istediğini dile getirdi. Akpınar, kurum olarak bu konuda birçok çalışma yürüteceklerini, kız çocuklarının eğitilmesine destek vereceklerini, bu sorunların en çok eğitimle, bilinç edinmekle çözüleceğine inandığını söyledi.l Projenin kitabı da var Dandini ve Misiti, toplumun farklı konumlarından kadınların uğradığı şiddeti simgeleyecek hikayeleri kaleme aldıktan sonra bunları derleyerek bir kitap haline getirdiler. Kitaptan seçilen hikayeler sahne alınan ülkelerde, iş, sanat, bilim, basın çevrelerinde öne çıkan isimler tarafından okunuyor. Etkinlik esnasında sahneye yansıtılan portre görselleri ise bir başka kadın sanatçı, Rossella Fumasoni’nin eseri. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ŞİRKET HABERLERİ Titiz Türkler P&G Türkiye’yi büyümede uçurdu Temizlik malzemeleri sektörü oyuncularından P&G’nin geçen yıl en hızlı büyüyen 3 pazarından biri Türkiye oldu. P &G Türkiye Başkanı Regis Hermedere “Türk kadınlar çamaşır konusunda çok titiz” dedi. Ariel, Pantene, Gilette, Oral-B gibi markaları bünyesinde bulunduran P&G’nin Türkiye’deki faaliyetleri geçen yıl çok iyi performans gösterdi. Toplamda 70 ülkede faaliyet gösteren grubun Türkiye’deki başarısının sırrı ise Türk tüketicisinin titizliğinden kaynaklanıyor. Deterjanda Avrupa’nın 2 katıyız Ariel’in yeni sıvı deterjanının tanıtım toplantısında konuşan P&G Türkiye ve Kafkasya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, sadece deterjan pazarında Türkiye’nin Avrupa ortalamasının üzerinde büyüdüğünü, faaliyet gösterdikleri en büyük 15 pazar içinde yer aldığını belirtti. Türk tüketicisinin deterjan kullanımının Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Avrupa bölgesinin 2 katı kadar olduğunu söyleyen Turnaoğlu, Suudi Arabistan’dan fazla ve Rusya’nın iki katı olduğunu belirtti. Haftada 4 kez çamaşır yıkanıyor Turnaoğlu, Türk ev hanımlarının çamaşır 39 konusunda çok titiz olduğunu belirterek “Türkiye’de kadınlar haftada 4 kez, yılda da 200’e yakın yıkama yapıyorlar. Kadınlarımızın yüzde 35’i ise ön yıkama yapıyor” dedi. Türkiye çamaşır deterjanı pazarının 1.7 milyar lira olduğunu belirten Turnaoğlu, yıllık tüketimin 525 milyon ton olduğunu söyledi. Türkiye’de 1 hane 1 yılda 25 kilogram deterjan tüketiyor.l Grundfos, ODTÜ ve İTÜ’de düzenlenen Kariyer Fuarı etkinliklerine katıldı Grundfos, 24-25 Şubat tarihlerinde İTÜ Gümüşsuyu kampüsünde, 5-6 Mart tarihlerinde de ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nde gerçekleşen kariyer fuarlarında gençlerle buluştu. S iemens Çeşitlilik Konseyi'nin yeni Üniversitelerle İletişim, Engelsiz Kariyerim sözcüsü Gergin, ağırlıklı olarak çalışan ve Kurumsal Bölümler proje gruplarının kadın ve gençlere odaklanan konseyin yürüttüğü çalışmaları koordine edecek. Sosyal Sorumluluk, Şirketiçi Çeşitlilik Algısı, Üniversitelerin kariyer merkezleri ve öğrenci toplulukları tarafından organize edilen ve 2 gün süren etkinlikler çerçevesinde, mezun olmak üzere olan birçok öğrencinin merak ettikleri yanıtlandı ve mevcut iş ve staj fırsatları konusunda bilgiler verildi. Panayırda yerini alan Grundfos Türkiye standına ilgi yoğundu. Öğrenciler, firma hakkında bilgi edinirken, kendilerine özel yaptırılan hediye bardakları beğenerek aldılar. ODTÜ kariyer fuarına katılarak ODTÜ ormanına da katkıda bulunan Grundfos, sertifikasını rektör yardımcısı Prof. Dr. Volkan Atalay’dan aldı. Grundfos, yeni yeteneklerle buluşma ve onları Grundfos markası ile tanıştırma fırsatı yaratması dolayısı ile kariyer fuarı etkinliklerine önem veriyor ve diğer üniversiteler ve kulüplerle ortak çalışmalarını sürdürüyor.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 ÇELİK SEKTÖRÜ Erdemir 2015 yılında 50. yılını kutluyor Erdemir satış yelpazesini yeniden dizayn ediyor 40 Erdemir Grubu bu yılın ilk çeyreğinde 137 milyon dolar (337.5 milyon TL) net kar, 1.2 milyar dolar net satış gelir açıkladı. Erdemir Grubu, üretim miktarını bu yılın sonunda 8.4 milyon tona çıkartmayı planlıyor. Erdemir'de hedef ise 3-5 yıllık dönemde yatırımlarla satış yelpazesini yeniden dizayn etmek. Y ılın ilk çeyrek bilançosunu Dünya gazetiseni değerlendiren Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, sadece bu yıl 479 milyon dolar yatırım yapmayı planladıklarını, Ar-Ge’yi kurduklarını ayrıca ilave 120 milyon dolara mal olacak,2 yılda tamamlanacak ve galvaniz tesislerinin kapasitesini 2’ye katlayacak yatırım için düğmeye bastıklarını anlattı. Pandır, 2019 sonuna kadar yaklaşık 1 milyar dolar daha yatırım yapmayı da planladıklarını belirtti. Kapasite kullanım oranlarının düştüğü mevcut küresel pazar ortamında yeni yatırımlardan çok, katma değerli ürünlerde yapılacak yatırımların fark yaratacağını belirten Ali Pandır, önümüzdeki dönemde ArGe Merkezi başta olmak üzere yeni galvaniz tesisi ve İsdemir’de sıcak haddehaneyi geliştirecek yatırımlar yapacaklarını söyledi. Satışlarda otomotiv, beyaz eşya ve projeli işlerin payının artacağını belirten Ali Pandır, “Böylece Erdemir Grubu fiyat hassasiyeti düşük ve satış programını daha da kuvvetlendirdiği bir kompozisyona ulaşacak” dedi. Projeli işlerin payı yüzde 9’a çıktı Ali Pandır, “İlk çeyrekte geçen yıla göre otomotiv ve yan sanayiine olan satışları artırdık. Otomotiv ana ve yan sanayinin yassı yurt içi satışlarımızda geçen senenin aynı döneminde yüzde 9 payımız, yüzde 10’a çıktı. Beyaz eşyanın payı yüzde 5. Bu resim Türkiye ekonomisini de gösteriyor. GSMH’nın içinde sanayinin de payı yüzde 15’tir. Geçen seneye göre yassı yurtiçi satışlarımızda projeli işlerin payı arttı. Artık yüzde 6’ları değil yüzde 9’ları konuşuyoruz. Muazzam alt yapı yatırımları yapılıyor. İSKİ, ASKİ ve büyük otoyollarda yatırımlarda bizim borularımız kullanıyor. Projeli işlerde konsantrasyonumuzu artıracağız. Bugün MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ bizim yassı yurtiçi satışlarımızın yüzde 62’lik bölümünü boru-profil sanayi ve haddecilerle, dağıtıcılara yaptığımız satışlar oluşturuyor. Bu sektörlerin bir özelliği fiyata hassas olmaları. Çünkü maliyetlerinin yüzde 95’ini bizden aldıkları sacın fiyatı oluşturuyor. Ama otomotiv veya beyaz eşyada beklemenin bir limiti var. Üretim devam edecek dolayısıyla bir hafta fiyat ne olacak diye beklese bile alım kararını bir yerde veriyor. Fiyat hassasiyeti olan yerlerde Çin’den Rusya’ya hatta Avrupalı üreticilere kadar rakipleriniz de çok. Önümüzdeki dönemde yapacağımız yatırımlarla katma değerli ürünlerin üretilmesi kapasite kullanım oranlarına pozitif etki sağlamakla birlikte üretilemeyen fakat ÇELİK SEKTÖRÜ pazarın ihtiyacı olan ürünlerin ithal edilmesi yerine ülke içinde üretilmesine imkan sağlayacaktır” değerlendirmesini yaptı. Ayrıca otomotiv ve beyaz eşya sektörüne olan satış payını artırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. Galvaniz yatırımı otomotive satışı artıracak Ali Pandır’ın anlattığı, bu denge değişimini aslında Erdemir’in daha kabiliyetli ürün gamına geçiş süreci olacak. Ar-Ge’yi 50 kişilik ekiple kurduklarını anlatan ve aynı ortamda ürün demeleri yapabilecekleri simülatörlerinde bu yıl geleceğini söyleyen Ali Pandır, İsdemir’de de sıcak haddehaneyi geliştireceklerini açıkladı. Böylece İsdemir’de 1 mm sıcak sac ve TANAP’tan sonra konuşulan Türk Akımı içinde gaz borularına özel yapılacak sıcak sac kapasiteleri artmış olacak. Pandır’ı esas heyecanlandıran yatırım ise galvaniz tesisi. Japon teknolojisi ile üretim yapan ama Avrupalı otomobil ve hafif ticari araçlara sac üreten bu tesis 2 yıl sürecek ve 120 milyon dolara mal olabilecek bir yatırımla büyüyecek. Pazarı daralan ülke Türkiye’ye akın etti Çin’in ekonomisini yavaşlatması ve Ukrayna’daki krizin durulması, Türkiye’nin Avrupa’ya ve bölgesine göre görece daha yüksek bir büyüme performansı sergilemesi ise iç piyasaya, Rus, Çin, Avrupa, Ukrayna ve Güney Koreli üreticilerin akınını başlatmış. 41 Pandır, ilk 2 aylık ithalat istatistiklerinde Çin’den yoğun bir giriş gözüktüğünü ama orada sipariş ile teslimat arasında oluşan zaman farkı olduğuna işaret etti ve şöyle konuştu: “Çin’den yapılan ilk çeyrek ithalatı da 2 ay önceden alınan siparişler. Şu anda geçen sene olduğu gibi yoğun bir kontrat ve sipariş trafiği olduğunu zannetmiyoruz. Bu arada hükümette Çin dahil aralarında Japonya ve Rusya’nın da olduğu bir çok ülkeye damping soruşturması açtı. Şimdi ithalatta öne çıkan ülke Güney Kore. Cari açık azaldı gibi gelse de çelik ve hurda büyük ithal kalemleri olarak görüldüğü sürece yeni önlemlerinde gelmeye devam etmesini bekliyoruz.” Hammadde fiyatı yarı yarıya düştü, mamulde fiyat düşüşü daha sınırlı Çin’in ekonomisini yavaşlatması ve Ukrayna’daki krizin durulması, Türkiye’nin Avrupa’ya ve bölgesine göre görece daha yüksek bir ekonomik büyüme performansı sergilemesi ise iç piyasaya, Rus, Çin, Avrupa, Ukrayna ve Güney Koreli üreticilerin akınını başlatmış. Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, ilk 2 aylık ithalat istatistiklerinde Çin’den yoğun bir giriş gözüktüğünü ama orada da bir sipariş ile teslimat arasında oluşan zaman farkı olduğuna işaret etti. Satış ve üretimde büyümeye devam İlk çeyrekte 2.1 milyon tonluk sıvı çelik üretiminin daha çok yassı çeliğe dönüştüğü görülürken Pandır bunu yassı çeliği daha karlı görerek bu tarafa ağırlık vermeleri olarak açıkladı. Yıl içinde de satışların ağırlıklı olarak yassı çelikten tarafa olmasını öngörseler de Pandır, piyasa dinamikleri içinde her iki tarafa da istedikleri gibi kayabileceklerini bu esnekliğe sahip olduklarını vurguladı. Pandır, “Şu anda uzun ürün üretiminde geçen seneyle aynı üretimi gerçekleştirmeyi yassıda büyümeyi planlıyoruz. Yassı ve uzun mamul arasındaki denge değişebilir. Karlılığı nerede görürsek o tarafa daha fazla eğilebiliriz. Nihayetinde satış ve üretimde her sene büyüme devam edecek” diye konuştu..l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 İŞ DÜNYASI 42 TOBB 71. Genel Kurulu toplandı TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Türkiye'nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı var TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Seçimler ülkemizde daha parlak bir gelecek inşasına başlangıç olmalı. Ülkemizin yıldızını yeniden parlatmalı, reel sektörümüze yeniden heyecan vermeliyiz. Türkiye'nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı var" dedi. "Türkiye'nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı var" H aziran'daki genel seçimlere işaret eden Hisarcıklıoğlu, bu seçimlerin Türkiye'de daha parlak bir gelecek inşasına başlangıç olması gerektiğini bildirdi. "Ülkemizin yıldızını yeniden parlatmalı, reel sektörümüze yeniden heyecan vermeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı olduğunu, yeniden bir yapısal reform gündemi oluşturarak, yeni bir büyüme hikayesi yazılması gerektiğini belirtti. Hisarcıklıoğlu, seçimden sonra kurulacak yeni hükümetten ve parlamentodan da beklentileri olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'nun (KKDF) kaldırılması, özel sektör üzerindeki girdi maliyetlerin azaltılmasını sağlayan cesur bir adımdı. Aynı cesur adımları damga vergisi, peşin vergi ve elektrikteki TRT payı için de bekliyoruz. İstihdam üzerinde yüklerin de rakiplerimiz seviyesine indirilmesi bekliyoruz. Vergi sistemi mevzuatı basit ve net olmalı ki, bürokratların keyfi yorumuna muhtaç kalmayalım. Gelin vergisini aksatmadan ödemiş olanları ödüllendirelim. Yargı süreçleri mutlaka hızlandırılmalı. Belirli MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ bir tutarın altındaki ticari davalarda tahkim artık zorunlu olmalı. Son dönemde görüyoruz ki iflas ertelemesi ve iş davaları giderek daha fazla istismar ediliyor. Buna karşı da tedbir alınmalı. Belki de en önemlisi, iş adamı işini kanuna uygun yapacak. Düzgün çalışacak. Yapmadığında da hesabını verecek. Zaten veriyoruz. Peki, keyfi kararla haksız yere bir müteşebbisin hayatını karartan bürokrat niye dokunulmaz olsun. Nasıl özel sektör yaptığı hatanın bedelini ödüyorsa, bürokrat da yaptığı hatanın bedelini ödemeli" "Risklerden uzak durmakta fayda var" Bu yılın küresel ekonomide sürprizlerle dolu bir yıl olacağına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, ABD, Avrupa, Rusya ve Çin ekonomilerinin dalgalı seyir izlediğini ancak Avrupa ekonomilerinde canlanma devam ederse, Türkiye'nin bundan olumlu etkileneceğini belirtti. "Sürprizlere hazır olup, risklerden uzak durmakta fayda var" diyen Hisarcıklıoğlu, düşen petrol fiyatlarının dış ticaret açığını olumlu etkilediğini ancak, ihracat, turizm, yatırım ve uluslararası müteahhitlik işlerini kısıtladığını belirtti. İç piyasada işlerin durgun olduğuru ifade eden Hisarcıklıoğlu, tahsilatta, özellikle de çeklerde giderek artan ölçüde sıkıntılar yaşadıklarını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, yılın ikinci yarısında, hem seçim döneminin geride kalması, hem de Avrupa'nın canlanmasıyla, iç piyasa ve ihracatın daha olumlu seyretmesini ve büyümenin hızlanmasını umduklarını belirterek, "2015, düşe kalka yol alacağımız bir yıl olacak" dedi. "Maç bu sene bizim sahamızda oynanıyor" Türkiye'nin bu sene G20'nin dönem başkanlığını, kendisinin de B20 dönem başkanlığını üstlendiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Küresel sorunlarımıza, küresel çözümleri, ancak G20'de bulabiliriz ve G20 liderlerini etkileyebilecek, küresel gündemi yönlendirebilecek çok önemli bir fırsat önümüzde. Maç bu sene bizim sahamızda oynanıyor. Küresel ekonominin kuralları, Türkiye'nin liderliğinde kurgulanıyor. Bu zamana kadar B20'de çok uluslu dev şirketlerin patronları ya da patron kulüpleri başkan olmuştu. Ama bu sene ilk defa iş dünyasının tüm kesimlerini temsil eden bir Oda camiası, yani bizler B20'ye başkanlık ediyoruz" diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, çalışmalarını sadece Türkiye ile de sınırlandırmadıklarını ifade ederek, Hem Türkiye'yi, hem de B20'yi anlatmak için 5 kıtada, 12 büyük toplantı organize ettiklerini bunların 5'ini tamamladıklarını anlattı. Toplamda 158 bin kilometre yol yaptıklarını dile getiren Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: "Dünyanın etrafını 4 kez dolandık. Hem G20'de, hem de B20'de 'KOBİ'ler nasıl büyür', 'büyük şirketlerle nasıl ortaklılar kurar' meselesini gündemin ana maddesi haline getirdik. Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) ile birlikte Dünya KOBİ Forumu'nun kuruluş çalışmalarını başlattık. Altı ay önce 'Türkiye G20 dönem başkanlığında varlık gösteremez' diyorlardı. Ama bugün hem G20'de Türkiye'nin, hem de B20'de Türk iş dünyasının gündemi nasıl belirleyeceğini herkese gösterdik." "Mesleki eğitim sistemini üzerimize almaya hazırız" Hisarcıklıoğlu, hayata geçirdikleri projelere ilişkin bilgiler de vererek, oda ve borsaların Avrupa Birliği, Kalkınma Ajansları ile bin 158 proje yaptıklarını bunlara hibe kaynak miktarının 706 milyon lira olduğunu belirtti. Türkiye'nin gündemine girişimciliği sokmak için kurdukları Kadın ve Genç Girişimci Kurullarının, geçen yıl bin 300 faaliyet gerçekleştirdiğine dikakti çeken Hisarcıklıoğlu, Hazine ile beraber ileri teknolojiye dayanan yeni girişimlere 100 milyonlarca lira yatırım yapacak bir fonların fonunu hayata geçireceklerinin altını çizdi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de ilk defa kurulacak bu büyük fonla yeni fikri olan, hızlı büyüme potansiyeli olan KOBİ'leri destekleyeceklerinin altını çizerek, ayrıca Kalkınma Bakanlığı ile birlikte "TOBB Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji Vakfı"nı kurmak için birlikte çalıştıklarını bildirdi. Odalar ve borsaların, UMEM Beceri'10 projesi ile mesleki eğitimde tecrübe sahibi olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Biz, 365 Oda-Borsamız ile mesleki eğitim sistemini üzerimize almaya hazırız" dedi.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 İŞ DÜNYASI Hisarcıklıoğlu, petrol fiyatlarının son dönemde artmasıyla Rusya ekonomisindeki daralmanın sınırlandığına dikkati çekerek, dünyada bir toparlanma olduğunu ancak yetersiz kaldığını dile getirdi. 43 YÖNETİM Basitleştir... Basitleştir... Basitleştir... 44 N asıl gayrimenkul işinde yer önemli bir faktörse, yaşamda başarının anahtarı da basitleştirmedir. Yaşamınızın değişmesini ne kadar çok istediğiniz fark etmez; yaşamınızda değişikliğe yer yoksa, bu isteğinizin gerçekleşmesi imkansızdır. Yaşamlarımızı bol hareket ve “ıvır zıvır” ile doldurmaya eğilimliyiz. Bunun başarılı olduğumuz, dolu dolu yaşadığımız anlamına gelmesi gerekir. Gerçek şu ki bu durum, kendimizi aşırı yük altında ezilmiş, bir sürü işle sarıp sarmalanmış hissetmemize; daha basit ve sakin bir yaşamın özlemini duymamıza yol açar. Günün her dakikasını bir işle doldurduğumuzda, “sessiz” olmak; kendi içimize bakmak; yaratıcı, üretken ve özgür olmamızı sağlayacak iç huzuru bulmak için hiç zamanımız kalmadığını fark ederiz. Yapacak çok iş olduğunda, vücudumuza kramplar girdiğini, boğulduğumuzu ve stres sahibi olduğumuzu hissederiz. Her şeyin “çok fazla” olması nedeniyle kısıtlandığımızı düşünürüz. Bu da kendimiz için gerçekten önemli olan şeyi yapma yeteneğimizi köreltir. Elbette, asgari seviyeye inmemiz gerekmez; ama kendimize büyümek için fırsat ve öze dönük değerlendirme yapmak için zaman tanımalıyız. Üstelik, bunun bulaşıcı bir yönü de vardır. Yaşamınızı herhangi bir alanda basitleştirmek, size tüm alanlarda daha çok “fırsat” sağlar. Hızınızı kendiniz seçmelisiniz: “hızlı ve enerji dolu” ya da “yavaş ve sakin”. Önemli olan, yaşamınızı basitleştirmek için çabalamaya devam etmek ve onun basit kalmasını sağlamanın yollarını bulmaktır. Bu işten zevk almaya ve yaratıcı olmaya çalışın. Başlamanıza yardımcı olmak için, aşağıda yaşamınızı basitleştirecek bazı fikirler sunulmaktadır. Bunların her birini yapmaktan kaynaklanacak enerji patlamasına hazır olun. Dolabınızı temizleyin Artık giymediğiniz kıyafetlerinizi atın ya da verin. [Bunun için size harika bir ipucu: 10 dakikada dolaplarınızdaki tüm askıları ters yönde asın. Başka bir deyişle, askının kancası ön tarafa baksın. Yıkadığınız ya da temizlettiğiniz bir şeyi asarken askının her zamanki yöne bakmasını sağlayın. Kendi belirlediğiniz sürenin (3-6 ay, “mevsim”i geçince) sonunda, halen ön tarafa bakan askılardaki kıyafetlerden kurtulun. Bu, dolabı temizlemenin kolay ve zahmetsiz bir yoludur!] Gelen kutunuzu temiz tutun Okur okumaz mümkün olduğunca çok mesajı silin. Geri kalanını dosyalamak için basit bir klasör sistemi kullanın. Kronolojik zaman (Ocak-Aralık, biten yıl) gibi büyük MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ gruplar oluşturun. Konuya göre dosyalamak, büyük bir proje söz konusu olmadığı sürece nadiren sonuç verir. [Aynı proje hakkında, ama hepsi farklı isimlere sahip 4 klasörle şimdiye kadar ne kadar sık karşılaştınız?] E-postanızı otomatik olarak filtrelemek için, posta kutunuzdaki araçlardan yararlanın. Bir ana e-posta okuyucusu seçin ve diğer tüm mesajların bu e-posta kutusuna otomatik olarak yönlendirilmesini sağlayın. Çoğu e-posta okuyucusu, belli kişilerden gelen mesajları otomatik olarak silmenize ya da dosyalamanıza imkan verir. Nefes almak için zaman ayırın Takvimle yaşıyorsanız, günde bir saati nefes almak için ayırın. Bu süreyi, ister e-postalarınıza bakmak, sizden telefon bekleyenleri aramak ve önemli mesajları okumak, isterseniz dışarı çıkıp temiz hava almak için kullanın. Yakın civarda hızlı bir yürüyüş yapın. İşyerinizden 5 dakika uzak YÖNETİM kalmak (evde çalışıyorsanız bile ya da özellikle bu durumda), veriminizi inanılmaz derecede etkileyebilir. Belli projeler üzerinde çalışmak için zaman ayırın Çoğu toplantıdan, yapacak bir işle ayrılıyorsunuz, değil mi? Bu işler üzerinde çalışmak için, takviminizde bazı ayarlamalar yaparak kendinize zaman tanıyın. Aksi takdirde, saat akşamın 6’sı olur ve “çalışmaya” yeni başlamanız gerekir. 45 Bir köşe seçin Masanızı ya da odanızı bölümlere ayırın. Bir bölüm seçin ve düzenlemeye başlayın. Bu süreç içinde eşyaları yalnızca bir kez elinize almaya çalışın. 3 kutu ya da çanta kullanın ve bunları şöyle adlandırın: “sakla”, “ver” ve “at”. Elinizdeki bir kağıtsa, kendinize şunu sorun: “Bunu şimdi elden çıkarırsam, daha sonra başka bir yerde bulabilir miyim?” Yanıtınız evetse, atın gitsin. Mümkün olduğunca, dağınık alanları derli toplu tutmanızı sağlayacak bir sistem kurmaya çalışın. [Bir başka ipucu: Bazı eşyaları ayırmakta zorlanıyorsanız, bunları bir kutuya koyun; kutunun üzerine bundan 6 ay sonrasına denk gelen bir tarih atın. Kutuyu garajda ya da dolapta saklayın. Söz konusu tarihe kadar kutuyu açma ihtiyacı duymadıysanız, hiç açmayın ve çöpe atın!] “Yaşamınız dopdoluysa, yaşama şansını kaybedersiniz.” Thomas Leonard sistem geliştirin. İşe en uygun araçları seçin. Bu durum, yazılı dokümanlar için şablon kullanımından evi belli bir biçimde temizlemeye kadar değişir. Hangi yöntemin işe yaradığını bulun ve onu iyileştirin (ve hızlandırın!). Toplu satın alın Günlük kullandığınız eşyaları 6 ay dayanacak miktarda satın alın. İşleri daha da basitleştirmek için, siparişlerinizi Web’den verin ve evinize teslim edilmesini isteyin! Sürekli çarşıya gidip gelmek, inanılmaz derecede zaman kaybettirir. Elinizin altında bol stok bulundurmak, fazladan zaman kazanmak için harika bir yoldur. Görev verin Her şeyi kendiniz yapmaktan vazgeçin. Kendinize şunu sorun: “Zaman harcamam gereken en önemli konu hangisi?”, “Zamanımı nasıl geçirmek istiyorum?” Geri kalan her şeyden kurtulun. Buna, evi temizlemek için bir kadın tutmak ve otomatik fatura ödeme sistemlerini kullanmak gibi şeyler de dahildir. Bir iş arkadaşınıza ya da aile ferdine görev veriyorsanız, işi tüm yönleriyle (ne yapılacağı kadar nasıl yapılacağını da) aktarın. Bu iş yalnızca “sizin yöntemleriniz”le yapılabiliyorsa, bu durumda söz konusu işi yapabilecek tek kişi siz olursunuz. Otomatikleştirin Herhangi bir işi belli bir düzende yapmanız gerekiyorsa, kolay tekrarlanabilir bir Eski taahhüt ve hedeflerden kurtulun “Basitlik, iyilik ve gerçeğin olmadığı yerde büyüklük yoktur.” Leo Tolstoy Kimi zaman kendimizi, yaşamımızın bir döneminde doğru olan ama şimdiki kimliğimizle örtüşmeyen hedeflere sarılmış ya da bu tür işleri yaparken buluruz. Yaptığınız ya da üzerinde çalıştığınız her şeyi enine boyuna düşünün. Bugünkü yaşam şekliniz için uygun mu? Değilse, bu işi yapmayı bırakın ya da bir hedef olmaktan çıkarın.l Kaynak: Louise Morganti Kaelin GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 ÜLKE ARAŞTIRMASI 46 Türk ihracatının yeni hedefi HİNDİSTAN Yüzölçümü bakımından dünyanın yedinci, nüfus bakımından ise ikinci büyük ülkesi konumundaki Hindistan'a Türkiye'nin yaptığı ihracat geçtiğimiz yıl 565 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Hindistan ekonomisi her yıl yüzde 5 seviyesinde büyüme kaydediyor. Büyük potansiyele sahip Hindistan'ın bu gelişiminden daha fazla pay almak için Türk ihracatçılarının yeni rotası oluyor. Hindistan Ekonomisi'ne İlişkin Beklentiler 2014 2015 2016 2017 2018 Reel GSYİH Büyüme Oranı (%) 6,0 6,4 6,5 6,5 7,4 Mal İhracatı, (FOB, milyar $) 8,2 7,4 6,8 6,4 6,8 Mal İhracatı, (FOB, milyar $) 347 398 473 552 662 Mal İthalatı, (FOB, milyar $) 520 617 721 825 965 Cari İşlemler Dengesi (milyar $) -55,7 -82,9 -89,0 -94,0 -102,5 Döviz Kuru, INR : US$ (ort.) 60,13 58,26 55,82 53,24 51,78 Kaynak: IMF, WB Group 1.871.651 GSYİH ( Milyon USD ) 4 Büyüme Oranı ( % ) 1.236.344.631 Nüfus MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Siyasi ve İdari Yapı 1 5 Ağustos 1947 tarihinde İngiltere’den bağımsızlığını kazanan Hindistan Cumhuriyeti’nin yönetim şekli federal cumhuriyettir. Hindistan 28 eyalet ve 7 birlik bölgesinden oluşmaktadır. Eyaletler; Andhra Pradesh, Arunachal Pradesh, Assam, Bihar, Chhattisgarh, Goa, Gujarat, Haryana, Himachal Pradesh, Jammu and Kashmir, Jharkhand, Karnataka, Kerala, Madhya Pradesh, Maharashtra, Manipur, Meghalaya, Mizoram, Nagaland, Orissa, Punjab, Rajasthan, Sikkim, Tamil Nadu, Tripura, Uttar için 71 yıla çıkmıştır. 1951 yılında erkekler ve kadınlar için yaşam beklentisi 32 yıl idi. Kırsal kesimde yaşama oranı diğer gelişen Asya ülkelerine göre çok yüksektir. Halkın yüzde 60’ı nüfusu 5000’i geçmeyen yerleşim yerlerinde yaşamaktadır. Buna karşın şehirlere göç hızla artmaktadır. yüzde 60’ı tarım sektöründe istihdam edilmiştir. Göç artmasına rağmen hala sınırlıdır ve Hintlilerin büyük çoğunluğunun geçimi toprağa bağlıdır. Ekilebilir arazinin yüzde 40’ı sulanabilir durumdadır ve geriye kalan arazilerde tarımsal üretim yıllık muson yağmurlarına bağımlıdır. Nüfus ve İşgücü Yapısı Hindistan’da her yıl yaklaşık 10 milyon kişi işgücüne katılmaktadır. Bu durum hükümetin eğitimin kalite ve miktarını artırmak için yatırım yapması gerekliliğini göstermektedir. Ekonomik Yapı 2007 yılında nüfusu 1,13 milyar kişiye ulaşan Hindistan’da 2000-07 yılları arasındaki nüfus artış hızı yıllık yüzde 1,5 oranında gerçekleşmiştir. Bu oran 2009 ve 2010 yılında da yaklaşık aynı kalmıştır. 2011 yılında dair nüfus artış oranı beklentisi yüzde 1,49’dur. Bu oran 90’lı yıllarda yüzde 1,9, 80’li yıllarda yüzde 2,1 ve 60’lı yıllarda yüzde 2,3 oranlarında gerçekleşmiştir. Doğum hızının düşeceğine dair iyimser beklentilere rağmen 2025 yılında Hindistan nüfusunun 1,4 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. 2007 yılında yaşam beklentisi erkekler için 66, kadınlar Doğal Kaynaklar ve Çevre Hindistan doğal kaynaklar bakımından çok zengin bir ülke değildir. Hindistan dünya yüzeyinin yüzde 2,4’ünü kaplamasına rağmen, dünya nüfusunun yüzde 17’sini barındırmaktadır. Bu yüzden doğal kaynak ihtiyacı fazladır. Hindistan’daki en önemli madenler kömür, demir ve boksittir. Petrol ve gazın büyük çoğunluğu ithal edilmektedir. Büyük coğrafi ve iklimsel farklılıklar bölgeler arasında gelir dağılımı ve ekonomik gelişmişlik farklılıklarının sebeplerinden birisidir. Gelişmiş ülkelerin tersine bir durum olarak çalışan nüfusun Hindistan ekonomisi iki farklı yapıya sahiptir. Bir yanda, orta sınıfın en zekilerini çalıştıran modern ve küresel rekabet gücüne sahip bilgiye dayalı hizmetler sektörü, diğer yanda çoğunlukla az eğitimli işgücünün çalıştığı ve rekoltesi yağışlara bağlı tarım sektörü yer almaktadır. İmalat sektörü geleneksel olarak kalitesiz mallar nedeniyle yetersiz olmasına rağmen, bu durum son yıllarda değişmeye başlamıştır. Hizmetler sektöründeki güçlü büyüme neticesinde sektörün GSYİH içinde payı 2012 yılında yüzde 56,3 olarak gerçekleşirken, tarım sektörünün payı yüzde 17,5, sanayinin payı ise yüzde 26,2 olmuştur. 2015 yılı sonunda bu oranların hizmet sektörü için yüzde 58,9, sanayi için yüzde 24,5 ve tarım için yüzde 16,6 olması beklenmektedir. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 ÜLKE ARAŞTIRMASI Pradesh, Uttarakhand, West Bengal’dir. Birlik bölgeleri ise Andaman ve Nicobar Adaları, Chandigarh, Dadra and Nagar Haveli, Daman and Diu, Delhi, Lakshadweep ve Puducherry’dir. Hindistan’da yasal altyapı 1950 anayasasına ve İngiliz hukukuna dayanır. 47 ÜLKE ARAŞTIRMASI 48 Son yıllarda ekonominin tarıma bağımlılığı azalmış olsa da GSYİH’deki dalgalanmalar hala yıllık muson yağmurlarının sonuçlarına bağlıdır. Toprak sahiplerinin çoğunluğu geçinecek kadar tarım yapabilmektedirler ve çoğu çiftçi ailesi yoksulluk sınırının altında yaşam sürdürmektedirler. Hindistan özellikle kırsal alanda dünyadaki en kötü insani gelişim indekslerinin bazılarına sahiptir. Buna karşın, Hindistan aynı zamanda çok sayıda yüksek nitelikli işgücüne ve birkaç tane uluslararası endüstriyel gruba da sahiptir. Ekonomi Politikaları 2002/03 mali yılında genel bütçe açığı tepe noktasına ulaşarak GSYİH’nin yüzde 9,6’sına ulaşmıştır (yüzde 5,9 federal hükümetin açığı, yüzde 3,7 eyalet hükümetlerinin açığı). Bu tarihten sonraki güçlü ekonomik büyüme 2007/08 mali yılında genel bütçe açığının yüzde 2,5 oranına düşmesini sağlamıştır. Merkezi hükümet bütçe açığı 2010/11 mali yılında yüzde 4,8, 2011/12 mali yılında yüzde 5,7 ve 2012/13'te yüzde 4,9 olarak kaydedilmiştir. Bütçe açığının 2013/14'te yüzde 5,0, 2014/15’te yüzde 5,2, 2015/16’da yüzde 4,9 ve 2016/17 mali yılında yüzde 4,5 olacağı tahmin edilmektedir. Son yıllardaki büyümeye rağmen mali durum zayıflığını sürdürmektedir. Bütçe açığını azaltmaya yönelik politikaların uygulanması politik olarak zorunlu hale gelmiştir. Sübvansiyonları azaltmak, vergi paylarını artırmak (sadece 32 milyon kişi gelir vergisi vermektedir), kamu çalışanlarının sayısını azaltmak ve kamu teşekküllerini kapatmak ya da özelleştirmek güçlü karşıt gruplar yüzünden oldukça zordur. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Hükümet Hindistan’ın vergi kanunu değiştirmek için radikal bir adım atmıştır. 2011 yılında uygulamaya koymak için yeni bir vergi yasası önerisi vermiştir. Maliye Bakanı tarafından 12 Ağustos 2009 tarihinde sunulan bu öneriye göre kurumlar vergisi yüzde 30’dan yüzde 25’e düşürülecektir. Kanun tasarısı aynı zamanda gelir vergisi ödeme yükümlülüğü alt sınırını yıllık 300.000 Rupi’den (yaklaşık 6.000$) 1.000.000 Rupi’ye (yaklaşık 20.000$) çıkarmaktadır. Genel olarak tasarı olumlu karşılanmıştır, ancak henüz yürürlüğe girmemiştir. Ekonomik Performans Hindistan’ın son ekonomik reformları başlattığı 1990’lı yılların başından itibaren ekonomik büyüme geçici olmaktan çıkmış ve önceki yıllardan daha yüksek bir büyüme oranı yakalanmıştır. Reel büyüme 2003 yılından itibaren her yıl yüzde 8’in üzerinde gerçekleşmiş ve 2006 yılında yüzde 9,7 ile tepe noktasına ulaşmıştır. 2008 yılında ise küresel ekonomik krizin etkisiyle ekonomik büyüme yüzde 6,1 oranında gerçekleşmiştir. Hükümetin geniş kapsamlı mali canlandırma paketinin uygulamaya konulmaması durumunda bu büyüme oranı çok daha düşük oranda gerçekleşebileceği görüşü hakimdir. Bu paketle kamu harcamaları büyümenin yaklaşık üçte birine katkı sağlamıştır. Yüksek büyümenin olduğu 2003 ve 2007 yıllarında kamu harcamalarının 2008 yılında toplam ihracatın GSYİH’nin sadece yüzde 24’ü oranında olması ve dünya ile kısıtlı ticari entegrasyonu Hindistan’ın küresel finansal krizden daha az etkilenmesine yol açmıştır. Dış ticaret büyük bir darbe almıştır ancak, Hindistan ekonomisinin dayanak noktası olan iç talep, çabuk toparlanan esnek bir yapıya sahip olduğunu göstermiştir. ÜLKE ARAŞTIRMASI büyümeye katkısının sadece yüzde 6 olduğu düşünülürse, kamu harcamalarının muazzam bir sıçrama yaptığı görülmektedir. Aynı zamanda, yüksek büyüme döneminde büyümenin yaklaşık yarısını oluşturan özel tüketim 2008 yılında dramatik bir şekilde azalarak büyümenin ancak yüzde 27’sini oluşturmuştur. Hindistan’ın net ithalatçı olmasının ekonomiye negatif etkisi 2008 yılında hızlanmıştır. Ekonomideki parlak nokta ise ekonomik aktivite içinde önemli bir etken olan yatırımlar olmuştur. 49 Hindistan’ın son beş yıllık reel büyüme verilerine bakıldığında ise, ülke ekonomisinin 2009’da yüzde 8,3, 2010’da yüzde 10,2, 2011 yılında yüzde 6,7 ve 2012’de yüzde 4,7 büyüdüğü görülmektedir. Büyüme 2011’de ve özellikle 2012’de küresel konjonktürün doğrudan ve dolaylı etkileriyle beklentilerin altında gerçekleşmiştir. Büyümenin 2013’te yine beklentilerin altında, yüzde 4,8 olması, 2014 ve 2015’te ise ivmelenerek sırasıyla yüzde 6,0 ve yüzde 6,3 olması beklenmektedir. Türkiye ile Ticaret Türkiye ile Hindistan arasında ticaret hacminde gözlenen artışa rağmen, ticaret dengesi sürekli olarak ülkemiz aleyhine sonuçlanmaktadır. İki ülke arasında en yüksek ticaret hacmine 2011 yılı içerisinde ulaşılmıştır. 2012 yılında ihracatta görülen artış devam etmiş, yüzde 4,7 oranında artış ile 791 milyon dolara ulaşmıştır. İthalatta ise yüzde 10,1 oranında gerileme kaydedilmiştir. 2013 yılına gelindiğinde, Hindistan’a ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 25,8 oranında azalarak 587 milyon dolar seviyesine düşmüştür. 2013 yılında Hindistan’dan ithalatımız ise, yüzde 9,0 oranında artarak 6,4 milyar dolar olmuştur. İhracat Potansiyeli Olan Başlıca Sektörler Hindistan’ı 1,2 milyar nüfuslu yoksul bir ülke olarak değil, ciddi bir satın alma gücüne sahip 200-300 milyon tüketicinin yaşadığı, istikrarlı bir makro ekonomik yapıya sahip ve gümrük vergileri ile miktar kısıtlamalarının her geçen gün azaldığı bir pazar olarak görmek, daha sağlıklı bir yaklaşımdır. İlaç sanayi çok gelişmiş olan Hindistan ilaç sanayisi hammaddelerinde potansiyel bir pazardır. Nüfus özellikleri nedeniyle de zeytinyağı, sert kabuklu meyveler, kuru meyveler başta olmak üzere gıda ürünlerinde büyük potansiyel ihtiva etmektedir. Hindistan'da sağlıklı yaşam için zeytinyağı kullanımı yaygınlaşmaktadır.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 G SB ® GOSB 50 ÜRETİMDEKİ FİRMALAR Akay Plastik San. ve Tic A.Ş. Aksistem Elektromekanik San. ve Tic. Ltd. Şti. Alarko Carrier San. ve Tic. A.Ş. Anadolu Flygt Pompa Paz. ve Tic. A.Ş. Aperam Paslanmaz Çelik San. ve Tic. A.Ş. Asen Metal Endüstri Ürünleri San. ve Ticaret Ltd. Şti. Autoliv Cankor Otomotiv Emniyet Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. Avon Kozmetik Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Aydınlar Ref. San. ve Tic. A.Ş. Aygaz A.Ş Betek Boya ve Kimya San. A.Ş. Bilim İlaç San. ve Tic. A.Ş. Bimeks Bilgi İşlem ve Dış Ticaret A.Ş. Biyoner Yağ ve Kimya Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. BLG Lojistik Hizmetler ve Ticaret A.Ş. Colgate-Palmolive Temizlik Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Corning Optik İletişim San. Ltd. Şti. Dal Lunapark Makineleri San. ve Tic. A.Ş. Dekor Ahşap Ürünleri San. A.Ş. Dinçer Lojistik ve Pazarlama Ticaret Ltd. Şti. Engin Metal Tic. ve San. Ltd. Şti. Elastron Kimya San. ve Tic. A.Ş. Enka Civata İmalat ve Sanayi Mam. Paz. Ltd. Şti. Erdemir Çelik Servisi Merkezi San. ve Tic. A.Ş. Etol Aroma ve Baharat Gıda Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Güngör Otomobil Yan San. A.Ş. Habaş Endüstri Tesisleri A.Ş. Halla Visteon Otomotiv İklim. Sistemleri Üretim San. ve Tic. A.Ş. Has Alüminyum San. ve Tic. A.Ş. Has-Metal Tic. ve San. Ltd. Şti. İstanbul Gıda Turizm San. ve Tic. A.Ş. Kamasan Kalıp Makine San. ve Tic. A.Ş. KCC Boya San. ve Tic. Ltd. Şti. Keskinkılıç Gıda San. ve Tic. A.Ş. Kimar Kimyasal Ara Mad. San. ve Tic. A.Ş. Lider Matbaa Mürekkepleri ve Kimyasalları Amb. San. ve Tic. A.Ş. Linde Gaz A.Ş. Link Yapı ve Tesisat Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Mass Arıtma Sistemleri İnş. San. ve Tic. A.Ş. Mersen İstanbul Sanayi Ürünleri A.Ş. Nuh Teknoloji Endüstri Makineleri ve Enerji San. Tic. Ltd. Şti. Oba Perdesan Perde Sanayi A.Ş. Okan Cam. San. ve Tic. A.Ş. Onko İlaç San. Ve Tic. A.Ş. Özverler Resim Çerçeve San. ve Tic. Ltd. Şti. Pürplast Poliüretan Plastik Kimya San. ve Tic. A.Ş. Robotek Otomasyon Tekn. San. Tic. Ltd. Şti. Rözmaş Çelik San. ve Tic. A.Ş. Rözmaş Metal San. ve Tic. A.Ş. SAMM Teknoloji İletişim San. ve Tic. A.Ş. Senapa Stampa Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. Sew Eurodrive Hareket Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Siemens San. ve Tic. A.Ş. Söylemez Kauçuk Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. Süleyman İshakoğlu İshakol Boya San. A.Ş. Tez Trans Lojistik A.Ş. Thyssenkrupp Materials Turkey Metal San. ve Tic. A.Ş. TI Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti. Transport Tesisleri İmalat ve Tic. A.Ş. Tulip Metal Ticaret Ltd. Şti. Vanterm Isı ve Makine San. Tic. A.Ş. Vesuvius İstanbul Refrakter San. ve Tic. A.Ş. MART-NİSAN 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSB Aplus Hastane Otelcilik Hizmetleri A.Ş. Arçelik-LG Klima San. ve Tic. A.Ş. Arfesan Arkan Fren Elemanları San. ve Tic. A.Ş. Aromsa Besin Aroma ve Katkı Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. Artemis İnşaat Sanayi ve İnşaat Malzemeleri Pazarlama Tic. A.Ş. Bando Kayış Sanayi ve Ticaret (Türkiye) A.Ş. Bant Boru San. ve Tic. A.Ş. BASF Türk Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. Belgin Madeni Yağlar Tic. ve San. A.Ş. Bemag Makine Elk. San. ve Tic. A.Ş. Böhler Sert Maden ve Takım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Cemfa Optik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Clariant (Türkiye) Boya Kimy. Mad. ve Madencilik San. ve Tic. A.Ş. Coatcoil Boyalı Metal ve Taşıt Araçları Üretim Pazarlama A.Ş. Cobin Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. Dostel Makine San. ve Tic. A.Ş. DSM Besin Maddeleri Ltd.Şti. Eczacıbaşı Girişim Pazarlama Tüketim Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Egesim Enerji Elektromekanik ve Elektrik Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. Eksen Makine San. ve Tic. A.Ş. Fikssan Fikstür San. ve Tic. A.Ş. Franke Mutfak ve Banyo Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. Gezer Endüstri İnşaat San. ve Tic. A.Ş. Greif Mimaysan Ambalaj San. A.Ş. Grundfos Pompa San. ve Tic. Ltd. Şti. Hektaş Tic. T.A.Ş. IFF Aroma Esans Sanayi ve Ticaret A.Ş. ISCAR Kesici Takım Ticareti ve İmalatı Ltd. Şti. Işık Plastik San. ve Dış Tic. Paz. A.Ş. İleri Elektro Kimya San. ve Tic. A.Ş. Kireç ve Tuğla Kimya San. A.Ş. Koçel Çelik Eşya San. ve Tic. Ltd. Şti. Kosan Kozmetik San. ve Tic. A.Ş. Kühne Nagel Nakliyat Ltd. Şti. Legrand Elektrik Sanayi A.Ş. Migros Ticaret A.Ş. Miksplast Kimya San. ve Tic. A.Ş. MOB Mobilya Dekorasyon A.Ş. Munters Form Endüstri Sist. San. ve Tic. A.Ş. Nuhpanel Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. Petro Yağ ve Kimyasallar San. ve Tic. A.Ş. Plaş Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. Procter & Gamble Tüketim Malları San. A.Ş. Promed İlaç San. A.Ş. Pulver Kimya San. ve Tic. A.Ş. Saint Gobain Weber Yapı Kimyasalları San. ve Tic. A.Ş. Sandoz Grup Sağlık Ürünleri İlaçları San. ve Tic. A.Ş. Sarıtaş Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Sarmaşık Mak. San. ve Tic. A.Ş. Saybolt Gözetim ve Laboratuvar Hizmetleri A.Ş. Tadım Gıda Maddeleri Sanayi ve Tic. A.Ş. TAYAŞ Gıda San. ve Tic. A.Ş. Teklas Kauçuk San. ve Tic. A.Ş. Tekno Kauçuk Sanayii A.Ş. Telsan Tel. Mam. ve Galv. San. A.Ş. Türker Lojistik Taş. ve Tur. Destek Hiz. San ve Tic. A.Ş. Ulus Metal San. ve Tic. Ltd. Şti. Unifo Gıda San. ve Tic. A.Ş. UTS Universal Takım Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Ülker Bisküvi San. A.Ş. ZF Sachs Süspansiyon Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART-NİSAN 2015 51 G S SB B ®® GLOBAL MARKALARIN ÜRETİM MERKEZİ
Benzer belgeler
Ahmet ARKAN Müteşebbis Heyet Üyesi Yunus ÇİFTÇİ
22 GOSB’da Hijyenik Çamaşır Yıkama Fabrikası
Detaylı