eşsiz bir deneyim
Transkript
eşsiz bir deneyim
ÖNE ÇIKANLAR MODA ARZU KAPROL KARİYER DEMET SABANCI MİMARİ GÖKHAN AVCIOĞLU PORTRE DİDEM ÇAPA MÜZİK FAZIL SAY SAYI: 11 EŞSİZ BİR DENEYİM Formda olmak herkesin hayali, Aliva’ya gelenlerin gerçeğidir. Kişiye özel programlar ve ölçümler sayesinde, Aliva’ya gelenler önce forma girer. Sonra bu formu, uzun yıllar korumayı öğrenir. Kırkpınar Sapanca Sakarya 0 264 592 30 30 | guralsapanca.com Sanat güzelliğin ifadesidir… Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakış ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur. Mustafa Kemal ATATÜRK İÇİNDEKİLER 8 SERGİ Topkapı Sarayı’nda sergilenen Moskova Kremlin Sarayı’nın seçkin eserleri 10 SANAT Sema Güral Sürmeli’nin yüzyıllık desenleri günümüze getiren ‘cam kaftan koleksiyonu’ 12 DEKORATİF Kütahya Seramik’in birbirinden şık ve zarif tasarımları 16 PORTRE Didem Çapa’nın projelerinde öncelik, ‘çevresine değer katmak’ 20 STİL Anneler Günü için en güzel hediye seçenekleri Kütahya Porselen’de 26 SÖYLEŞİ Gülsüm Güral ile Nafi Güral Eğitim Vakfı üzerine... 44 28 ARAŞTIRMA İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için sınırlı sayıda üretilen tasarımlar 20 32 KARİYER Demet Sabancı’dan iş hayatına dair ipuçları 36 KOLEKSİYON Antika tutkunu Alaattin Haznedaroğlu’nun gramofon koleksiyonu 40 MODA Arzu Kaprol, Ecopolis adını verdiği son kreasyonunu anlattı 44 MEKAN Güral Sapanca Wellness Park’ta dinlenin, enerji depolayın ve yenilenin 52 GEZİ Mavi ve yeşilin buluştuğu Karayip adası, Grenada 56 MÜZİK Dahi çocuk olarak anılan Fazıl Say’ın gelecek planları 60 GURME Kapadokya’daki Museum Hotel’in restoranı, Lil’a 64 EN YENİ Kütahya Porselen’in yeni otel serileri, yenilikçi tasarımları ve üretim kalitesiyle öne çıkıyor 66 MİMAR Kentsel dönüşüm projeleriyle ünlenen mimar, Gökhan Avcıoğlu 70 KÜLTÜR MİRASI Taşın, toprağın ve huzurun şehri Mardin 74 ESTETİK DOKUNUŞ Kütahya Seramik’le güzelleşen mekanlar 78 SAĞLIK Detoksla vücudumuzda biriken toksinlerden arının 80 BAYİ Kütahya Seramik Ankara bayisi Arma Seramik ve Kütahya Porselen İstanbul bayisi Divan Center 84 ÜNLÜLERE SORDUK Gönülçelen dizisinin başrol oyuncularının seçtiği Kütahya Porselen ürünleri 86 BİZDEN HABERLER 90 HABER 96 KONUKLARIMIZ 48 TELEVİZYON Manken ve oyuncu Cansu Dere ile hayata dair 98 BULMACA Yayına Hazırlayanlar Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Grubu, Toprak Center, Ihlamur SAYI: 11 MAYIS 2010 Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 [email protected] NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından 2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. 4 Yıldız Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/ Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman İstanbul. Tel: (0212) 326 30 16 Yayın Yönetmeni Fatma Özel Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Yayıncılık A.Ş. Editör Selin Akal Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Fotoğraflar Ahmet Gül, Hasan Basri Cad. No: 4, Haydar Erçin, Münhan Çınar Sancaktepe, İSTANBUL. Osman Uğur Tel: (0216) 585 90 00 EDİTÖR Yenilikten yana mısınız? Adım attığı her alanda başarıyı yakalayan ve bu başarıyı bir noktada mutlaka toplum yararına çeviren Demet Sabancı ile ‘Kariyer’ sayfalarımızda yaptığımız söyleşide Sabancı, Kütahya Porselen markasını duygusal anlamda bağlı olduğu bir marka olmasının dışında yenilikçi yaklaşımından dolayı da sevdiğini söylüyor. Dergimizin sayfalarını çevirirken karşınıza çıkacak ‘Portre’ bölümünün konuğu Didem Çapa ise, yaratıcı düşünceyi dünyanın geleceği olarak yeniden tanımlıyor. “Yaratıcılık her şeyden önce bir düşünce biçimidir, yenilikçi bir bakışla insanlığa hizmettir, Gülden GÜRAL sadece bugünün değil dünyanın geleceğidir…” Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Müziğin dahi çocuğu Fazıl Say hayallerinin peşinden gidiyor ve müzikle nefes alıp vererek sayısız şahesere imza atıyor. Mimar Gökhan Avcıoğlu İstanbul’da yaşamaktan heyecan duyduğunu söylerken, eklemeden duramıyor; “Yine de bu şehrin hem mimariyle hem de sanatla yapılacak müdahalelere ihtiyacı var…” Hangimizin yenilenmeye, ya da küçük bir değişikliğe ihtiyacı yok ki? Parlak bir fikir ya da estetik bir form hangimizi baştan çıkarmaz? Yenilikçi olup, fark yaratmak değil mi önceliğimiz? Taze bahar havasını soluduğumuz ve umarsız heyecanlarla yazı karşıladığımız günlerde yaptık yeni dergimizin hazırlığını… Yeni koleksiyonlarımız, projelerimiz, etkinliklerimiz, yaptığımız söyleşiler, işlediğimiz konu başlıkları hepsi tek bir kapıya açıldı bu ay; yenilik! Biz de NG’yi baştan sona bu düşünce ile hazırladık. Yenilendik. Farklı kapıları aralayacağımız yeni bir sayıda görüşmek dileğiyle… 6 SERGİ TOPKAPI SARAYI Kremlin Sarayı’nın hazineleri Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yıllık tarihinin, yaklaşık 400 yılında yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı, 7 Haziran 2010 tarihine kadar, Moskova Kremlin Sarayı’nın seçkin eserlerini İstanbullularla buluşturuyor. Yaz Nur Eren 8 stanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın, Top- İ kapı Sarayı Müzesi ve Moskova Kremlin Sarayı Müzesi işbirliğiyle düzenlediği “Moskova Kremlin Sarayı Hazineleri Topkapı Sarayı’nda” isimli sergi, Rus çarlarının hazinesinde bulunan çok değerli eserlerin ilk kez İstanbul’da izlenebilmesini sağlıyor. Bu ilginç serginin en önemli yanı, Rus ve Türk kültür sanat insanlarını buluşturması oldu. Projenin ikinci bölümünü “İstanbul Topkapı Sarayı Hazineleri Kremlin Sarayında” sergisi izleyecek. Mayıs-Ağustos 2010 tarihleri arasında Moskova Kremlin Müzesi’nde organize edilen sergide, Osmanlı sultanlarının saltanat sembolleri, şahsi eşyaları, saray yaşamı ile ilgili eserler yer alıyor. İstanbullu sanatseverler arasında büyük ilgi uyandıran sergi, Rusya’nın en eski müzesi olan Moskova Kremlin Müzeleri koleksiyonlarından derlenen yaklaşık 100 eserden oluşuyor. Ağırlıklı olarak Osmanlı-Rus ilişkileri tarihinde 16-17. yüzyıllara ait eserler yer alıyor. Çarların, devletin başkanı, ordu başkomutanı olarak kullandıkları objeler, saray törenlerinde, özel hayatlarında ve dini törenlerde kullanılan değerli eserler sergileniyor. Serginin en çok ilgi gören bölümleri ise Rusya hükümdarlarının hazinesinde bulunan ve Kremlin katedrallerini, Moskova hükümdarlarının kabul salonlarını ya da özel Sergilenen objeler arasında, Rusya hükümdarının hazinesinde bulunan ve Kremlin Katedralini, Moskova hükümdarlarının kabul salonlarını ve özel dairelerini süsleyen olağanüstü güzellikteki altın ve gümüş eşyalar göz kamaştırıyor. dairelerini süsleyen olağanüstü görkemli altın ve gümüş eşyalar oluşturuyor. İnci ve değerli taşlarla bezeli giysiler ve din adamı cübbelerinin yanı sıra, Rus devleti ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki diplomatik ve ticari ilişkiler sürecinde Moskova’ya hediye olarak gönderilen muhteşem at koşumları, mücevherler, lüks dokumalar ve Çar’a ait hükümdarlık simgeleri de serginin bir diğer ilgi gören bölümleri. Tarihin akışı içerisinde Osmanlı ve Rus kültürlerini ilk kez yan yana getiren bu ilginç sergiyi bahar ayı sergi güncenize mutlaka not edin. 9 SANAT SEMA GÜRAL SÜRMELİ YÜZYILLIK DESENLERİN HİKAYESİ Sema Güral Sürmeli tarafından cam üzerine özel bir teknikle tasarlanan cam kaftan koleksiyonu, yüzyıllık desenleri günümüze getiriyor. Portre Haydar Erçin nsanlık tarihinin en eski sanatlarından biri hiç kuşku- İ suz dokuma sanatıdır. Orta Asya’da başlayıp göçebe toplumlar sayesinde gelişen dokuma sanatının en iyi örnekleri, 16. ve 17. yy’larda Osmanlı İmparatorluğu tarafından kullanılmış olan kaftanlardır. Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenen bu padişah giysilerinin her birinin öyküsü de farklıdır. En iyi saray kumaşı ‘seraser’ ile hazırlanan kaftanlar, geçmişin bilinmezliği ile ilgili ipuçlarını da içinde barındırır. Washington’daki Smithsonian Müzesi’nde de sergilenen kaftanlar, Osmanlı sanatı ve yaratıcılığını tüm dünyaya göstermiştir. Bu eşsiz eserlerden yola çıkan Sema Güral Sürmeli, yüzyıllık desenlerden yeni bir koleksiyon hazırladı. Camın üzerine ilk defa uygulanan bir teknikle çalışan Sema Güral Sürmeli, cam kumlama tekniği ile desenler oluşturarak, yüzeyleri mat-parlak hale getirmiş. 80x140, 60x100, 60x80 cm gibi değişik ebatlararlanan kaftan ve cepken da üretilen kalın camlarla tasarlanan ygun olarak farklı desenentari modelleri, orijinaline uygun lerde üretilmiş. Kaftanlar boyanarak, değerli taşlarla da süslenmiş. Tarihsel ve kültürel miraslarına gereken önemi göstermeyen ulusların, güçlü ülkeler karşısında kimliklerini daha hızlı kaybettiklerini söyleyen Sema Güral Sürmeli, ulusal kimliğimizin sürekliliği ve tarih mirasımızı korumak ve yaşatmak için bu görnat tutkemli koleksiyonu tarih ve sanat kunlarının beğenisine sunuyor. 10 Sema Güral Sürmeli’nin çalışmalarına konu olan kaftanlar orijinallerine sadık kalarak yorumlanmışlar. Her bir eser sertifikalı olarak hazırlanmıştır. DEKORATİF SERAMİK ASİL DOKUNUŞLAR Kütahya Seramik’in birbirinden şık ve zarif serileri arasından aldık. seçtiğimiz yedi farklı tasarımı mercek altına aldık IŞIK OYUNLARI Geçmişin izlerini modern çizgilerle anlatan ‘Twist’ serisi, geometrik desenli dekorlarıyla göz alıyor. Küçük, büyük tüm mekanlara kolayca uygulanabilme özelliğine sahip olan serinin, 50x25 cm ölçülerinde, beyaz ve siyah olmak üzere iki alternatifi bulunuyor. Seride kullanılan siyah ve beyaz renklerin kontrast özelliği, mekanlara farklı ışık efektleri kazandırıyor. Seri ayrıca altın ve platin dekor ya da bordürler ile hayallerinizdeki mekanları, farklı konseptlerde tasarlama imkanı sunuyor. ‘TWIST’ 12 ‘JUMP’ YENİ BİR BAŞLANGIÇ TAŞIN DOĞALLIĞI Modern tasarımı ile alışılmışın Doğal taş dokulu ‘Lava’ dışında çizgilere sahip olan serisi, sadelik ve şıklıktan ‘Jump’ serisi, dinamik, sportif vazgeçemeyenlerin tercihi. ve estetik tasarımı ile dikkat Lappato-natürel yüzey çekiyor. 60x30 cm ebadında seçeneği ve sırlı porselen üretilen seride kahve, fildişi, teknik özellikleriyle bu seri, gri, açık gri ve moka olmak yazlık oteller başta olmak üzere beş farklı renk alternatifi üzere birçok mekanda bulunuyor. Mekanlarda doğal tercih ediliyor. 50x50 cm renklerle farklı bir atmosfer ebadında üretilen Lava, yaratan ‘Jump’ serisinde, fileli aksesuarları, altın ve dekorlar 60X30 cm, yer platin çubuk bordürleri seramikleri 42,5x42,5 cm ile farklı kullanım alanları ölçüleri ile kullanıcılarının yaratmanızı sağlıyor. beğenisine sunuluyor. ‘LOTUS’ SADE VE ASİL Beyazın asaletini ve ışıltısını klasik çizgilerle birleştiren ‘Lotus’ serisi, natürel tasarımlı dekor çalışması ile beğeni topluyor. Seri, 60x30 cm ebadında üretiliyor. ‘LAVA’ 13 DEKORATİF SERAMİK FARK YARATAN TASARIM ‘CEMENT’ SONSUZLUĞA YOLCULUK Özel rölyef dokusu ve yarattığı ışıltılar ile diğer serilerden Kütahya Seramik yeni hemen ayırt edilen ‘Shine’ koleksiyonlarının en çok ilgi serisi, farklı olduğu kadar gören serilerinden biri olan seçkin, sade olduğu kadar ‘Cement’, yumuşatılmış yüzey da alımlı bir ürün olarak dokusu ve sıcak renk tonları kullanıcılarının beğenisine ile mekanlara sonsuzluk sunuluyor. Sıra dışı yansımaları hissi kazandırıyor. Kolay ile sadeliği ve şıklığı bir temizlenebilme özelliğine de arada sunan seri, 66x33 cm sahip olan seri, sırlı porselen ebadında, sırlı porselen karo seramik olarak üretiliyor. olarak üretiliyor. Serinin en 50x50 cm ebadında, bone önemli özelliği, sırlı porselen ve gri renklerdeki serinin, karolarda yüzey parlaklığının lappato yüzey alternatifi de elde edilmesinin zor olmasına bulunuyor. rağmen, bu uygulamanın başarıyla gerçekleştirilmesi. ‘SHINE’ ‘SELEN’ İPEKSİ DOKUNUŞLAR Tekstil dokusu ve ipeksi sedefli görünümüyle özel bir tasarım olan ‘Selen’ serisi, iç ve dış mekanlarda kullanılabiliyor. Damask motiflerinin uygulandığı, altın ve platin bordürleriyle sıcak bir duygu yaratan seri, 66x33 cm ebadında üretiliyor. 14 PORTRE DİDEM ÇAPA “Yaratıcı düşünce, dünyanın geleceğidir” Didem Çapa bilime ve sanata önem veren yaratıcı evrensel bir toplum için çalışıyor. Yaratıcı Çocuklar Derneği’nin kurucusu ve Türkiye İş Kadınları Derneği’nin aktif bir üyesi. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nda direktörlük görevini sürdüren Çapa, yer aldığı ve hayata geçirdiği her proje ile çevresine değer katarak farkındalık yaratmayı amaçlıyor. 16 ürkiye’nin ilk hazır gıda firması Çapamarka’nın sahibi T Yaratıcı ve öncü projeler geliştirmek için 2001 yılında Çapa ailesinin kızı Didem Çapa, annesinin sahibi olduğu 3. Boyut Proje Üretim Merkezi’ni kurdunuz. 3. Boyut’taki Maçka Sanat Galerisi’nin koridorlarında çocukluk yılla- çalışmalarınız nasıl gidiyor? rında alevlenen sanat aşkını, gençlik yıllarında sanat tarihi eği- 3.Boyut’taki çalışmalarım İstanbul 2010 Avrupa Kültür timiyle taçlandırdıktan sonra; bugün hayatını sanat, tasarım ve Başkenti’nde üstlendiğim direktörlük görevi sürecinde bir du- yaratıcı düşüncenin ateşli bir takipçisi olarak sürdürüyor. raklama dönemi geçirdi. Ancak bu süreçte şirketimiz altında Didem Çapa ismi sanatla iç içe geçmiş ve hep sanat- yeni bir marka yarattık. “Bir Nokta” yeni dönemde adından sık- la anılıyor. Üniversitede de sanat tarihi alanında öğrenim ça söz ettirecek. 3.Boyut ise hem yeni projeleri hem de Bir gördüğünüzü biliyoruz. Sanat tutkunuz ne zaman ve na- Nokta Sanat Galerisi’nin etkinliklerini gerçekleştirecek. sıl başladı? Bir Nokta Sanat Galerisi’nde yürütülen çalışmalar Bizim ailemizin kökleri hep sanatla iç içe olmuş. Annean- hakkında bilgi verir misiniz? Bir Nokta’nın Türkiye’nin nemin ve dedemin evinde sanatçılar, yazarlar, şairler ve ses sanat ve kültürel hayatında nasıl bir rol üstlenmesini sanatçıları buluşurmuş. Ben ise çocukluğumdan itibaren an- amaçlıyorsunuz? nemin galerisi olan Maçka Sanat Galerisi’nde sanatçılarla bir- Bir Nokta, sanat objeleri, tasarım ürünleri, takıları, BNG butiği ve promosyon malzemeleri ile ziyaretçileri- likte, ayrıca ailem ile Anadolu’daki hemen hemen ne değişik seçenekler sunuyor. Bunun yanı her antik kenti dolaşarak büyüdüm. Tüm sıra Saint Antuan’a bakan 450 metre- bunların doğal sonucu olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi alanında eğitim aldım. “Tasarım Tartışılıyor”, “Yaya Sergileri”, “Nişantaşı Yılbaşı Festivali”, “Bahar Şenliği”, “Kültür İnsanı Atatürk”, “Beykoz’un Dünü Bugünü”, “Camda Sanatsal Yansımalar”, “Yıl 1938”, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Kadınlar” ve “Türk Seramik Sanatı” gibi sayısız yaratıcı proje ve serginin altında imzanız bu- “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi Avrupa Birliği sürecinde Türkiye için önemli bir fırsattı. Yeterince doğru değerlendiremediğimiz düşüncesindeyim. Yapılanlar zaman içinde değerlendirilecektir. Doğru işler, doğru algılanır. Zamana karşı direnir. Yanlışlar ise eleştirilir ve silinir.” tası. 22 Ekim 2009’da başlayan “Açılış Sergisi” sonrasında İrfan Sayar’ın “Zihni Sinir” sergisine ve yeni yıl öncesinde farklı disiplinlerdeki sanatçıların “Melekler” sergisine ev sahipliği yaptı. İçinde farklı etkinlikler olan Bir Nokta’da 18 Nisan itibariyle 5 hafta boyunca pazar günleri tasarımcıları ve sanatçıları buluşturarak, tasarım ve sanat pazarlarını düzenleyeceğiz. Bu süreçte layacağız. “Taş Plaktan Günümüze” gibi özel Yeni bir proje ve sergi çalışmanız var mı? layan, “Yaya Sergileri” ise sanatı halkla buluşturan projelerdi. etkinlikler için de bir buluşma nok- 25 İngiliz tasarımcı ve sanatçıyı da ağır- luyor. Sizin için en özeli hangisiydi? “Tasarım Tartışılıyor” Türkiye’deki tasarımı sorgu- karelik muhteşem terası ile ayrıcalıklı dinletilere ve herkesi etkileyecek sürpriz etkinliklere ve sergilere ev sahipliği yapacağız. “Kültür İnsanı Atatürk”, Atatürk’ün politik, siyasi ve askeri kim- Türkiye’de sanatın, tasarım ve yaratıcı düşüncenin liğinin yanı sıra ilk opera, ilk resim müzesi, ilk arkeolojik kazılar en büyük destekçilerinden birisiniz. Kendinize böyle bir ve eğitimde çok önemli adımlar ile ortaya koyduğu ve benim yol çizmenizin nedeni ya da nedenlerini bizimle paylaşır için hepsinden önde olan kültür insanı kimliğini vurgulayan bir mısınız? sergiydi. Türk Seramik Sanatı sergisi seramik alanında bu güne ka- Sanat, tasarım ve yaratıcı düşünce sadece bir ülkenin değil dünyanın geleceğidir. dar yapılmış en kapsamlı çalışma. Cam sergileri ise Beykoz İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti çalışmaları için- ve Venedik gibi dünyadaki önemli cam üretim merkezlerini de de yer aldınız. Bu konudaki çalışmalarınızı ve İstanbul buluşturan ve bu alandaki çalışmaların bugününü sorgulayan 2010 kapsamında yapılanları değerlendirir misiniz? sergiler. Hiçbirini ayıramıyorum hepsi emek verdiğim evlatlarım gibiler. Yeni bir çok proje ve sergiler var. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nda direktör olarak görev aldım. Bence bu proje Avrupa Birliği sürecinde 17 PORTRE DİDEM ÇAPA Türkiye için önemli bir fırsattı. Yeterince doğru değerlendireme- tirilen “Anadolu Medeniyetlerinin Kardeş Çocukları” etkinliğinin diğimiz düşüncesindeyim. Yapılanlar zaman içinde değerlendi- ardından kurulan İzmir temsilciliği ile diğer kentlerimizde de yay- rilecektir. Doğru işler, doğru algılanır. Kulaktan kulağa, sözden gınlaşmaya başladı. Bu güne kadar Türkiye genelinde 18 ilden söze yayılır. Zamana karşı direnir. Yanlışlar ise eleştirilir ve silinir. 180 okula ulaştık. Uluslararası 30’un üzerinde ülkeyi buluşturan Benim kişisel görüşüm değil bu, süreci zaman belirler. projeye imza attık. Çalışmalarımızı her yıl biraz daha derinleştirip Takı tasarımı alanında da çok önemli çalışmalarınız oldu, bu alandaki çalışmalarınız devam ediyor mu? Takı alanındaki çalışmalarım 1987 yılından bu yana sürüyor. Başlangıçta okumak, farklı teknikleri öğrenmekle geçirdiğim geliştirerek sürdürüyoruz. www.yaraticicocuklardernegi.org 1970-1980’li yıllarda yaşayan çoğu insan için Çapamarka nostaljik bir anlam taşır. Sizin için Çapamarka ne ifade ediyor? zamanlar 2005 yılından itibaren üretime dönüştü. Tasarımla- Çapamarka bana öncelikle babamı ve fabrikada geçen ço- rım, takının alışılagelmiş alanlarının dışında farklı kullanımlarını cukluk anılarımı hatırlatıyor. Duygusallığı göz ardı ederek baktı- içeriyor. Bir dönem özellikle defile takıları üzerinde yoğunlaştım. ğımda ise Türkiye’nin ilk hazır gıda firmasını… Tasarımcıların geliştirdiği konsept doğrultusunda malzeme ve uygulama teknikleri seçtim. Takıda bir marka yaratmayı düşünüyor musunuz? Sizin gerçekleştirdiğiniz tüm projelerde eğitim, sanat ve yaratıcılığa katkı sağlama çabası hissediliyor. Peki, nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz? Takı alanındaki çalışmalarımla, 2006 yılında IF 7. ve 8. Bilim adamlarını, sanatçı ve tasarımcılarını, sanayicileri ile Uluslararası İstanbul Hazır Giyim Fuarı Evrim Timur’un fuar buluşturan doğru politikaları geliştirmiş ve uluslararası başarı- açılış defilesinde, ardından 2006 yılında Turkish lar elde eden bir ülke hayal ediyorum. Patentli ürünleri Fashion Break-Amsterdam, Hollanda Fuar ve markaları ile ekonomisi sağlam temellere otur- açılış defilesinde; 2007’de Milano Moda muş, refah içinde, üreten ve mutlu bir Türkiye “Patentli ürünleri ve olsun istiyorum. sarımcısı olan Evrim Timur defilesinde; Atatürk’ün son günlerini geçirdiği markaları ile ekonomisi yine aynı yıl Miss FTV Güzellik Yarışsağlam temellere oturmuş, Savarona yatına yönelik yaptığınız çaması takılarıyla ve en son 2010 yılınlışmaları anlatır mısınız? refah içinde, üreten da yeniden Milano Moda Haftası’nda Savarona isminin anlamındaki kuğu gibi. BNG Stratum Koleksiyonu 2010-2011 Klasik yatların en güzeli. 20.yy’a damgasını ve mutlu bir Türkiye defile takıları ile yer aldım. Önümüzdeki vuranlardan biri olan Ata’mızın yadigarı. Dayıistiyorum.” yıl gümüş ve altın takılar ile kendi markamı mın böyle bir değerin hurdaya satılmak yerine Haftası’nda, Milano’da ilk Türk moda ta- yaratmak üzere çalışmalarımı sürdürüyorum. Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı ol- hayata kazandırılma sürecinde çok emeği var. Ben birkaç yıl boyunca işletmesinde rol aldım. Savarona’da duğunuz Yaratıcı Çocuklar Derneği’ne gelirsek, öncelik- 46.Etudes Bancaires gibi uluslararası bir çok etkinlik gerçek- le sizi böyle bir dernek kurmaya iten nedenleri bizimle leştirdik. Savarona kültür mirasımızın çok önemli bir parçasıdır. paylaşır mısınız? Kuruluşundan bu yana Yaratıcı Çocuk- Türkiye’nin prestij sembollerinden biridir. lar Derneği nasıl bir yol kat etti? Türkiye İş Kadınları Derneği’nin (TİKAD) yönetiminde Derneğimiz yaratıcılığı esas alıyor. Çünkü yaratıcılık olmazsa yer alan ve kadınlara yönelik çalışmaların içinde bulunan toplumlar mirasını, kültürünü ve geleceğini oluşturamaz. Eko- bir isim olarak Türkiye’de “kadın” kavramını nasıl görü- nomisini sağlam temeller üzerine oturtamaz, patentli ürünlerini, yorsunuz? markalarını yaratamaz. Yaratıcılık her şeyden önce bir düşünce Türkiye’nin geçmiş köklerinde anaerkil bir süreç var. Başta biçimidir, yenilikçi bir bakışla insanlığa hizmettir. Bir başka de- Ana Tanrıça olmak üzere Amazonlar gibi güçlü kadın savaşçı- yişle değişim yarışında yaratılan farktır. Henüz olmayanı ortaya ların ana yurdu olmuş bir ülkede yaşıyoruz. Bizim kadınlarımız koymak aslında geleceği yaratmaktır. Yaratıcı Çocuklar Derneği Kurtuluş Savaşında da önemli roller üstlenmiştir. Sonrasında 2003 yılında kültür mirasımızı genç kuşaklara aktararak çocuk- ilk seçme seçilme hakkından, ilk kadın pilota kadar çeşitli öncü larımızdaki yaratıcılığı geliştirmek amacıyla kuruldu. Kuruluşu duruşlar sergilemiştir. Sonuçta herkesin bir annesi var. Kadınlar itibariyle kültür bilincine sahip, bilime ve sanata önem veren Türkiye için önemli çünkü çocuklar onların ellerinde yetişiyor. yaratıcı evrensel bir kuşak için çalışıyor. İstanbul merkezli baş- Onlar Türkiye’nin geleceğinde önemli rol oynuyorlar. TİKAD ise latılan çalışmalar 15 Mayıs 2006 tarihinde İzmir’de gerçekleş- bu süreci geliştirerek ulusaldan uluslararasına taşıyor. 18 Yaşam felsefenizi özetlemenizi istersek... Öncelikle kendimle ve dünyayla barışık olmak. Ardından çevreme ve hayata değer katan, anlam yükleyen, farkındalık yaratan süreçlerde yer almak. Ve bir gün hala hatırlanıyor olmak. Dinlenmek için neler yaparsınız? Hobi alanlarımda çalışırım. Okumak, yazmak, takılarımla uğraşmak beni hep dinlendirmiştir. Bir de senede bir kez çocuklarımla geçirdiğim bir aylık yaz tatili... Alışveriş yapmaktan hoşlanır mısınız? Müdavimi olduğunuz alışveriş duraklarınız var mı? Alışveriş yapmaktan çok hoşlanırım. Özellikle kitap almaktan. Ancak ne yazık ki alışveriş yapmaya pek zamanım olmuyor. Alışverişte ulusal ve uluslararası duraklarım var. Az ama öz kaliteli seçimler yaparım. HAKKIMIZDA... Kütahya Porselen markası sizin için ne ifade ediyor ve Kütahya Porselen’in koleksiyonlarını nasıl buluyorsunuz? Kütahya Porselen önemli bir Türk markası, yılların birikimi. Üretim sürecinde gurur duyulacak bir sanayi. Gelecekte ulusal ve uluslararası alanda çok daha başarılı işlere imza atacaklarına yürekten inanıyorum. Didem Çapa’nın kuruculuğunda gelişen Bir Nokta Sanat Galerisi, Saint Antuan’a bakan 450 metrekarelik muhteşem terasında farklı disiplinlerin buluştuğu sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. 19 STİL PORSELEN BİR ANNELER GÜNÜ HATIRASI Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/ PTS, Fotoğraf Asistanı Ayhan Edik İnce işçilikleri, zarif tasarımları ve çarpıcı renkleriyle Kütahya Porselen’den annenize özel seçimler.... 20 Bahar romantizmi... Bu sayfada Farklı form ve renklerdeki kupalar, (adedi) 7,5 TL. Yan sayfada Sepetin içindeki orta boy yemek tabakları, (adedi) 5,45 TL; büyük boy yemek tabağı, 7 TL. Renkli çay fincanları, (adedi) 6,70 TL. Kahvaltı takımı, (44 parça) 429 TL. 21 STİL PORSELEN 22 İstanbul’u yaşamak... Bu sayfada ‘İstanbul’ serisi kuruyemişlikler, (öndeki) 7 TL; (ortadaki) 12 TL; (arkadaki) 8,80 TL. ‘İstanbul’ serisi kuruyemişlikler, (4’lü set). Yan sayfada ‘İstanbul’ serisi çay takımı. 23 STİL PORSELEN Asil ve ağırbaşlı... Bu sayfada 1 Kalp formlu kahve fincanı, (2’li set) 98 TL. 2 İstiridye formlu kahve fincanı, (2’li set) 75 TL. 3 Taş işlemeli kahve fincanı, (2’li set) 75 TL. 4 Yaprak formlu kahve fincanı, (2’li set) 75 TL. 5 Yuvarlak formlu kahve fincanı, (2’li set) 84 TL. 6 Geometrik formlu kahve fincanı, (2’li set) 84 TL. 7 Yaldız desenli kahve fincanı, (2’li set) 126 TL. Yan sayfada ‘İris’ formlu yaldızlı yemek takımı, (85 parça) 860 TL. ‘İris’ formlu puantiyeli yemek takımı, (85 parça) 860 TL. 2 3 4 5 1 7 6 24 25 SÖYLEŞİ GÜLSÜM GÜRAL Duyarlı ve örnek yaklaşım Eğitim alanında yaptıkları yardımları bir vakfın bünyesinde toplayarak kurumsal bir hale getiren Nafi Güral Eğitim Vakfı Başkanı Gülsüm Güral bu organizasyonla daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflerken, kişi ve kurumları eğitim seferberliğine maddi-manevi destek olmaya çağırıyor. Fotoğraf Haydar Erçin 26 Nafi Güral Eğitim Vakfı’nın üç ay gibi kısa bir süre ne halen faal olan Sosyal Yardım ve Kültür Vakfı veya kuruluş önce kurulduğunu biliyoruz. Kısaca kuruluş amacınızı senedinde değişiklik yapılarak, görevlerinin arasına eğitim dahil bizimle paylaşır mısınız? edilen Kütahya Tanıtım Vakfı aracılığı ile eğitim gönüllülerinin Eğitim sorununun çözümünde devlet ile birlikte kişi ve ku- çoğalmasını arzu ediyoruz. rumların da kendilerini görevli saymaları gerektiğini düşündü- Kısa bir süre önce kurulmasına rağmen eğitim dı- ğümüz için Nafi Güral Eğitim Vakfı’nı kurduk. Eşim Nafi Güral şında yaptığınız yardımlar da var. Bunlardan bahse- eğitime destek vermeyi görev saydığı için her fırsatta bu göre- der misiniz? vini yerine getirdi. Doğal olarak bu çalışmalar aile içindeki soh- Eğitim alanında sürdürdüğümüz destek projelerinin yanı betlerin de konusu oluyordu. Bu sohbetler esnasında eğitime sıra; Elazığ’da yaşanan depremden sonra bölgeye özellikle katkı çalışmalarımızın Nafi Bey’in bireysel çalışmaları olmasının çocuklar için kaban, mont gibi çok sayıda giyim eşyası gön- dışında, bir vakıf bünyesinde kurumsal bir boyut kazanmasına derdik. Yardıma ihtiyaç duyan herkese imkanlarımız dahilinde karar verdik. Böylece benimle birlikte çocuklarımızın da aktif yardım etmeye çalışıyoruz. olarak görev aldığı bir eğitime destek projesinin içinde olma imkanı bulduk. Peki bu destekleriniz dışında “Şunu da yapmak istiyorum,” dediğiniz bir şey var mı? Basından takip ettiklerimizin dışında yaptığınız bir Müzik konusunda gerçekten istidadı olan çocuklarımıza da çok yardım ve desteğin olduğunu biliyoruz. Vakıf bu yar- yardım etmek istiyorum. Müziğe yetenekli çocuklarımızın da dımlarınızı daha verimli hale sokuyor . Öyle değil mi? bu yolda başarıyı yakalayabilmeleri için gerekli donanıma sahip Evet. Zaten çıkış noktamız, devam eden yardımlarımızı ge- olmaları gerekir. Yani yol yine eğitime çıkıyor. Müzik eğitimi ko- nele yaymak ve daha geniş kitlelere ulaşmaktı. Vakfımızın kurul- nusunda da ilerleyen zamanlarda nasıl bir yol izlememiz gerekir ması ile eğitime destek konusundaki çalışmalarımızın bir vakıf bu konuda bir çalışma yapacağız. şemsiyesi altında daha kapsamlı, daha verimli sonuçlar vermesini bekliyoruz. Vakfın kalıcı gelirleri, bütçesi olacak ve bütçe kapsamında hizmetlerini sürdürecektir. Sözü gelmişken hizmetlerimizin yönlendirilmesi konusunda Sayın Kütahya Valimiz ve Milli Eğitim Müdürümüzün Vakfımıza çok değerli destekleri olduğunu ayrıca belirtmek isterim. Kendilerine teşekkür borçluyuz. NAFI GÜRAL EĞİTİM VAKFI’NIN ÇALIŞMALARI Her şeyin başı eğitim… Eğitimi destekleyerek, Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü İl Heyeti eğitim kişi ve kurumlar için de iyi bir örnek teşkil edi- ve Eğitim Spor Kulübü’nün Haydi Çocuklar yorsunuz... Spora-Kendi Mahallende Spor Yap Projesi Sizin de söylediğiniz gibi eğitim her şeyden önce geli- çerçevesinde 2200 çocuğa çeşitli branşlarda yor. Eğitimin sadece okul yılları ile sınırlı olmaması gerektiğini gereken spor malzemesi temini. özellikle savunuyorum. Vakfımızın kuruluş amaçlarından biri Türkiye’de şimdiye kadar sayıları üç adet de; Kütahya’da yaşayan ve kazanan kişi ve kurumlara örnek olan bilim parkı ve deney setlerinin Kütahya’ya olarak, bu anlamda onları eğitim seferberliğine katılmaları için kazandırılma çalışmaları. özendirmek. Gönlümüz tüm Kütahya’nın destek vereceği baş- 320 başarılı ve ihtiyaç sahibi çocuğun ka vakıfların da kurulmasından yana. dershane masraflarının karşılanması. Sizin gibi duyarlı insanlara iletmek istediğiniz önemli bir mesajınız var mı? Birey olarak sadece kendimiz ve yakın çevremiz ile ilgili so- İl merkezinde ve ilçelerde okulların boya, seramik ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi. 220 öğrencinin öğle yemeklerinin verilmesi. rumluluk taşımazsak, “Toplum için daha ne yapabilirim?” so- Nafı Güral Fen Lisesi ve Ali Güral Anadolu rusunun cevabını bularak, bu cevabı hayata geçirmeyi hayat Liselerine her ay düzenli nakit yardımı yapılması. felsefemiz haline getirirsek; işte o zaman gerçekten bir şeyler Yaklaşık 30 başarılı ve ihtiyaç sahibi üniversite yapmanın verdiği o muazzam hazzı tadabiliriz. Nafi Güral Eği- öğrencisine karşılıksız burs desteği. tim Vakfı olarak, vakıf kurma imkanına sahip olmayan kişilerin 105 adet okula kitap desteği. bu vakıflarda gönüllü çalışmalarını, imkanı olanların da maddimanevi destek vermelerini istiyoruz. Yeni vakıf kurulması yeri27 ARAŞTIRMA İSTANBUL 2010 PROJELERİ Ünlü markaların, İstanbul’un eşsiz tarihinden ve zarafetinden yola çıkarak tasarımları, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için şekillendirdiği tasarımları sınırlı sayıda üretildi. Yazı Selin Akal KÜTAHYA PORSELEN İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için Kütahya Porselen tarafından özel olarak tasarlanan ‘İstanbul’da Yaşama Sanatı’ koleksiyonu, İstanbul’un görkeminden esinlenerek üretilmiş. Koleksiyonuyla tarihin eşsiz şıklığını sofralara taşıyan Kütahya Porselen, somut ve soyut kültürel değerlerin varlıklarını sürdürebilmesi için, nitelikli kültürel değerleri modern bir bakış açısı ve özgüvenle harmanlayarak sizi büyüleyici bir yolculuğa çıkartıyor. 28 SWATCH 3000 adet üretilen ‘İstanbul 34’, Swatch tarafından İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için özel olarak tasarlanmış. İlk kez bir kültür başkenti için özel tasarım yapan markanın ‘İstanbul 34’ adını verdiği saat, 2010 yılı süresince Swatch mağazaları ve 2010 kiosklarında satışa sunulacak. VAKKO İlhamını Selçuklu, Klasik Osmanlı ve Anadolu Halk sanatlarından alan Eşarp-Kravat Sanat Koleksiyonu, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti için özel olarak hazırlanmış. Vakko birikimiyle yorumlanan koleksiyondaki ürünlerin desenleri, rumi, Haliç işi çizgiler ve hellip, saray çinileri, kubbe motifleri, kalem işleri, tuğra, cilt ve tezhip sanatlarından esinlenilmiş. 29 ARAŞTIRMA İSTANBUL 2010 PROJELERİ MAVİ JEANS İstanbul kadar özel bir kentin, kendisine ait bir tişörtü olmadığını fark eden Mavi Jeans, 2004 yılında ‘İstanbul Tişörtleri’ koleksiyonunu hayata geçirmişti. Farklı tasarımlarla sürekli zenginleşen bu koleksiyon, İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti oluşumunu, aday adaylığı sürecinde de destekleyen ilk proje oldu. 23 farklı tasarımcıdan 42 farklı tişörtün yer aldığı dev bir koleksiyona ulaşan Mavi’nin İstanbul 2010 Kültür Başkenti için tasarladığı yeni ürünleri tüm Mavi mağazalarında satışa sunuluyor. HATIRA PARA İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın, Darphane ve PTT Genel Müdürlüğü işbirliği ile tasarlanan ‘2010 hatıra parası’, pul ve zarfın da içinde bulunduğu özel bir portföy olarak satışa sunuluyor. Darphane’nin, 3 bin adet bastığı bronz hatıra para yurtdışında; Alman- ya, Japonya, İngiltere ve Norveç’te bulunan PTT acentelerinden de satın alınabiliyor. NADİR METAL RAFİNERİ A.Ş. Farklı kültürlere ev sahipliği yapan tarihi şehir İstanbul’a duyulan sevgi ve hayranlık ile yola çıkan Nadir Metal Rafineri A.Ş, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için 2010 adet altın tasarladı. Daha önce hiçbir dünya kültür başkentinde yapılmamış olan bu özel koleksiyonun satışlarına müzayede ile başlanacak. Müzayede sonrasında kalan altınların satışı ise sadece 2010 yılı süresince devam edecek. 30 KARİYER DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN DAHA YAPACAK ÇOK İŞİ VAR... Demet Sabancı Çetindoğan’ı çok yönlü bir iş kadını olarak tanımlamak yetersiz kalıyor. Onun iş kadını kimliğini farklı ve güçlü kılan topluma ve toplumun bireylerine karşı duyduğu sorumluluk. Cesur bir kararla 20 yıl çalıştığı Sabancı Holding’den ayrılarak Demsa’yı kuran, medya ve sağlık alanında yatırım yapan Demet Sabancı Çetindoğan, sosyal sorumluluk bilinci ve yenilikçi yaklaşımı ile adım attığı her alanda, öne çıkmayı ve örnek olmayı başarıyor. ZTV, Fashion TV, Onkim’de olduğu gibi… 32 “Haklarda herkes eşittir ve olmalıdır. İnsan saygıdeğer ve sat eşitliği’ için gençlere dönük bir proje olduğunu ifade önemli bir varlıktır,” diyor Demet Sabancı Çetindoğan. Yatırım eden görüşleriniz medyada yer aldı. Bu açıdan ZTV’yi bir yaptığı farklı sektörlerde çıtayı hep yüksek tutan ve farklılık ya- sosyal sorumluluk projesi olarak nitelendirebiliriz. Peki, ratan Sabancı’nın başarısının sırrı da insana verdiği değerde bu sosyal sorumluluk projesinden istediğiniz verimi alıyor yatıyor. Eğitimde fırsat eşitliği, moda, insan hakları, ekonomik musunuz? Yola çıkarken neler düşünmüştünüz ve bugün gerçeklik ve kriz, yoksullaşma, toplumsal dengeler, iş hayatında gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk kadınına bakış ve gençlere altın değerinde tavsiyeler, Sa- Benim aile büyüklerimden öğrendiğim en önemli mis- bancı ile yaptığımız bu çok yönlü sohbetin ilgi çeken başlıkları… yonlardan bir tanesi ülke eğitimine hizmetti. Bizde sosyal Uzun yıllar Sabancı Holding’de görev yaptıktan sonra sorumluluk deyince akla önce eğitim gelir. Bu görgüyle yola kendi yolunuzu çizmeyi seçtiniz ve Demsa’yı kurdunuz. çıkınca yatırım yaptığımız her yeni sektörde “acaba eğitim için Bugün geriye baktığınızda verdiğiniz kararı nasıl değer- bu alanda neler yapabiliriz?” sorusu sürekli aklımızdadır. Med- lendiriyorsunuz? yaya da girince ilk olarak ZTV projesini hayata geçirdik. ZTV, Bu kararı tam zamanında verdiğimi düşünüyorum. 20 yıl aynı Türkiye’nin ilk ve tek eğitim, gençlik kanalı. Amacı da eğitimde şirkette çalıştıktan sonra farklı şeyler yapmak istedim. Sabancı fırsat eşitliği… Sonuçta gelir düzeyiniz ne olursa olsun televiz- Holding’in iştigal konuları dışında bir yol izlemek istediğim için yonun karşısına geçip ZTV’yi tıkladığınızda aynı bilgi ve eğitimi de bugünkü yapılaşma oluştu. alıyorsunuz. ZTV’nin en büyük sloganı, kurulma amacı, eğitim- Demsa Group olarak pek çok dünya markasını de fırsat eşitliği sunmak. Bu imkanlara sahip olamayan değerli Türkiye’ye getirdiniz. Hedefte yeni bir marka var mı ve öğrencilerimiz için eğitimi evlerine getirmek. Bu anlamda bir- kendi moda markanızı yaratmaya yönelik bir düşünceniz çok mail, telefon alıyoruz. Kimileri teşekkür ederek girdiği okul var mı? ve bölümleri yazıp bizi sevindiriyor, kimileri derslerde anlama- Sürekli yeni marka arayışlarımız oluyor. Trendler günümüzde daha hızlı değişmeye başladı. Yeni, genç ve ulaşılabilir markalar dıklarını soruyor. Ekip arkadaşlarımızla öğrencilerimiz sürekli bir bilgi paylaşımı içerisinde. tercih edilmeye başlandı. Biz de bu anlamda çalışmalarımıza de- Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğünüz ONKİM, vam ediyoruz. Kendi markamızı yaratma gibi bir düşüncemiz yok. sadece Türkiye için değil dünya için de yeni bir konu üze- On yıl önce kurduğunuz Demsa, bugün Türkiye’nin rinde faaliyet gösteriyor. Kök hücre bankacılığının önemi devleri arasında, sağlık yatırımınız ONKİM, alanında bir her geçen gün anlaşılsa da beş yıl önce böyle bir alan- numara, bünyesinde dünyanın en büyük üçüncü kanalı da yatırım yapmak idealist bir yaklaşım. ONKİM bugün Fashion TV’yi bulunduran MediaSa’da medya alanında Türkiye’de nasıl bir boşluğu dolduruyor? Bu alanda yatırı- takdir toplayan çalışmalara imza atıyor. Yatırım yaptığınız ma devam edecek misiniz? her sektörde başarıyı yakalamanızın sırrı nedir? İşimizi yaparken farklılık yaratmaya çalışıyoruz. Bu yönde ekibimizi yönlendirmeye çalışıyoruz. Yatırımlardan bahsedince, Onkim yasal izinleri olan, şu an için kordon kanı bankacılığı yapan bir sağlık kuruluşudur. Yakında kıkırdak dokusu üretimi yapmaya başlayacağız. yatırım yatırımı doğuruyor. Bunun sonu yok. Bazen yaptığınız bir Tekstil, medya, sağlık… Farklı sektörlerde çalışma- yatırım bir yenisini doğuruyor. Fashion TV’nin Türkiye haklarını nın avantaj ve dezavantajları var mı? Sizin için en özeli aldık. Sonra ZTV’yi kurduk. ONKİM’le sağlık sektörüne girdik. hangisi? Konuyla ilintili başka yatırım alanlarına ihtiyaç olduğunu öğrendik. Kısaca yumurtaları aynı sepette toplamamak diyebiliriz. Şu an bunları planlıyoruz. Bazen yaptığınız yatırımın içini doldur- Mümkünse farklı sektörlerde hatta yapılan işte pazarlama ağının manız gerekiyor. Harvey Nichols örneğinde olduğu gibi. Dev bir farklı noktalara olması her zaman riski azaltacaktır. İnanın ayırt kurgu. Ancak mevcut markalara yeni isimler eklemeye başladık. edemiyorum. Ama sosyal proje olduğu için sanırım ZTV’nin yeri Megastore’daki bölümlerin yapılanmasını değiştirdik. Yeni bö- biraz daha farklı. lümler ekliyoruz. Harvey Nichols’ı almakla iş bitmiyor anlayaca- Evliliğiniz, üç çocuğunuz, Onkim, Demsa, MediaSa, ğınız. Benim için önemli olan daha fazla yatırım yapıp hem ülke sosyal sorumluluk çalışmaları… Hepsine nasıl yetişiyor- ekonomisine yeni kaynaklar hem de insanımıza yeni iş imkanları sunuz ve bu kadar yoğunluğun içinde her zaman şık ve yaratmak. Bir de elimden geldiğince topluma faydalı işler yap- bakımlı olmayı nasıl başarıyorsunuz? mak. Kısaca daha yapacak çok iş var… ZTV’nin ticari bir kaygısı olmadığını ve ‘eğitimde fır- Sistem ve programa sadık çalışıyorum. Dünya markalarının Türkiye temsilcisi ve Fashion 33 KARİYER DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN TV’nin Türkiye patronu olarak moda sizin için ne ifade Yöneticilik felsefeniz ya da ilkeleriniz neler? ediyor? Dürüstlük, işe ve kuruma bağlılık. Yaratıcı ve yenilikçi olmak. Ben modayı çok seviyorum. Bu sadece giyinmek değil. Üretimden, tasarım aşamasından şimdi medyasından, modanın içinde olmayı seviyorum. Moda zaten şu anki yatırımlarımızda lokomotif durumda. İş hayatında başarılı olmanın sizce bir formülü var mı ya da sizin başarı formülünüz ne? Hepimizin yaşadığı topluma ve toplumun bireylerine karşı sorumlulukları var... Önce herkesin eşit olduğunu, alt üst ilişkisini iş Sabancı ailesinin kadınlarının Türkiye iş dünyasında hayatında gözetmemeyi öğrenmeliyiz. Karşımızdaki insana veya baş aktörleri olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz ve Sa- ekbimizden birine anlatmak istediğimiz şeyi üslubumuzu bozma- bancı soyadı sizin kariyerinizde nasıl etki yapıyor? dan anlatmalı, sabırla sonucunu almayı beklemeliyiz. Ekonomi ve Biz aile bireyleri olarak çalışmayı ve üretmeyi seviyoruz. Ne insan hakları kavramları, milli geliri düşük toplumlarda dengesiz büyüklerimizden gördük ne ben şahsen bayan–erkek ayrımını dağılım sonucunda insan haklarının korunup geliştiği söylene- hiç yapmadım, düşünmedim. Sabancı soyadı ülkemizde dürüst- mez. İnsan haklarının gelişiminde ekonomik gerçekliğin payı bu lük, güven olgusu oluşturuyor. Tabi ki kariyerimde olumlu etki nedenle görmezden gelinemez. Ekonomik yoksullaşmaya karşı yapıyor. İş yapmak için doğru bir partner olarak gö- önlem almalıyız. Çünkü bu yoksullaşma, toplumun rülüyorsunuz. tüm dengelerini sarsmaktadır. İnsan, insan Türkiye’de çalışma hayatında olduğunun farkında olan bir varlıktır. kadının durumunu nasıl görüyorsunuz? Ülkemizde kadınların çalışmaya başlaması çeyrek asırı geçmiyor. Çalışan kadının kimlik, birey ve ekonomik olarak özgür olduğu muhakkak. Türkiye İş Kadınları Derneği’nin Yüksek İstişare Konseyi Başkanıyım. Bu dernek, iş kadınlarının eğitim, sağlık, dış ve iç politika, şiddet gibi farklı ve geniş bir yelpazeye yayılmış sorunlarını Saygıdeğerdir, önemlidir. Haklarda “Krizi fırsata dönüştürmeyi çok tartışıyoruz ama krizden ne dersler çıkarıyoruz, bunu pek sormuyoruz kendimize. Türkiye’nin son 30 yılında ekonominin dışa açılması, pazar ekonomisinin yerleşmesi sürecinin bize öğrettiği çok şey oldu. Artık bunları marka olma yolunda kullanmalıyız.” kamuoyuyla herkes eşittir, olmalıdır. Bunların yanı sıra; araştırmacı, dünya gündeminden haberdar sistemli ve sabırla disiplinli olmak önemlidir. Sosyal sorumluluk çalışmalarında adınızı sıkça görüyoruz. Bu konuya bakış açınızı bizimle paylaşır mısınız? İş ve sosyal hayatım çok yoğun. Buna rağmen hem TİKAD (Türkiye İş Kadınları Derneği) hem paylaşmak amacıyla kuruldu. 2004’te de YÇD’nde (Yaratıcı Çocuklar Derneği) kurulan derneğimiz kadınlardan oluşsa da çalışıyorum. Ayrıca, AAS (World Association merkezi ve hedefleri sadece kadınlara odaklı de- of Art & Science) üyesiyim. Sosyal sorumluluk pro- ğil. Bu amaçla kurulmuş ve başarılı olmuş bir çok dernek var jelerine her zaman duyarlı yaklaşıyorum.Tabi zaman ve imkan zaten. Biz iş dünyasının etkin örgütlerinden biri olmak amacıyla elverdiği sürece. yapılanan bir kurumuz. Dünyada da ekonomi zirveleri yaparak bu konudaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. TİKAD sadece kadın 2010 yılı için Türkiye ekonomisine yönelik öngörüleriniz neler? sorunlarına eğilen bir dernek değil, aynı zamanda Türkiye’nin Her şeyden önce kendi içimizde kenetlenemediğimizden, sorunlarıyla da ilgili olan bir dernektir. Örneğin Türkiye’nin yurt- tüm enerjimizi tartışmalarla içeride harcıyoruz. Bir ülkenin iler- dışındaki tanıtımı amaçlarımızdan biri içerisine giriyor. İş gere- lemesi için doğru siyasetçi, doğru kurumlar ve bilinçli yatırımlar ği bulunduğumuz yurtdışı seyahatlerinde gördüğümüz üzere gerekir... Önemli olan Türkiye’nin ekonomik durumu bence. Krizi Türkiye’nin tanıtımında eksikler var. Tanınmasını sağlamak için fırsata dönüştürmeyi çok tartışıyoruz ama krizden ne dersler çı- yaptığımız faaliyetler oluyor. Örneğin Londra ve Suriye’deki İş karıyoruz, bunu pek sormuyoruz kendimize. Türkiye’nin son 30 Kadınları Forumu’nda yer aldık. Ayrıca, Strasburg’da Avrupa yılında ekonominin dışa açılması, pazar ekonomisinin yerleşmesi Birliği Konseyini ziyaret ettik. Orada hem iş kadınları hem de sürecinin bize öğrettiği çok şey oldu. Artık bunları marka olma dünya sorunlarıyla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. yolunda kullanmalıyız. 34 Kriz sizi nasıl etkiledi? Kriz yönetimi uyguladık. Yapımızdaki tüm halkaları tekrar gözden geçirdik. Bazı noktalarada kısa devre yapmanın faydalı olacağını gördük ve uyguladık. Yani iş akışındaki bazı bölümleri kaldırdık. Tasarruf stratejilerini uyguladık. Netice de 2009 bütçemizi yakaladık. Yeni istihdamlar oluşturduk. Kısaca kriz bizi negatif etkilemedi. Yoğun bir iş hayatınız var. Bu yoğunluğun içinde aile ilişkileriniz nasıl yürüyor? Resmi bir toplantı veya görüşmede değilsem bana her zaman cep telefonumdan ulaşabilirler. Bu yoğunluğu onlara yansıtmamaya çalışıyorum. Önceliğim her zaman ailem olmuştur. Kendinize ayırdığınız zaman dilimlerinde neler yapmaktan hoşlanırsınız? Açıkçası ne kadar yoğun bir programım olursa olsun; aileme ve arkadaşlarıma mutlaka vakit ayırırım. Görmek istediğim sergi ve müzayedeleri kaçırmam. Pilates ve yogayı hayatıma mümkün olduğunca almaya çalışıyorum. İkisi de ruh bilimi için kişinin kendine yaptığı en önemli hizmetlerden çünkü. Kitap okur, film izlerim. İŞ HAYATINDA BAŞARILI OLMAK İSTEYEN GENÇLERE HAKKIMIZDA... DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN’DAN 10 TAVSİYE 1 Dünya gündeminden elinizden geldiğince haberdar Kütahya Porselen markası sizin için ne ifade ediyor ve Kütahya Porselen’in koleksiyonlarını nasıl buluyorsunuz? Ben her şeyden önce markaya olmaya çalışın. 2 İlgilendiğiniz konu, sadece çalıştığınız alan üzerine olmasın. Mutlaka sanatla ilgilenin ve birçok alandan ilham ve güç alın. 3 Seyahat etmeye, çok okumaya gayret edin; insan bilimi, psikoloji ve sosyoloji ile ilgili olmaya çalışın. duygusal manada bağlıyım. Çünkü 4 “Ben oldum” demeyin. çok sevdiğim ve saygı duyduğum 5 Sürekli gelişime ve en önemlisi eleştiriye açık olun. bir aileye ait. Koleksiyonlarını da 6 Saygılı olmanız çok önemli. çok beğeniyorum. Her zevke ve 7 Haklı olduğunuzu düşündüğünüz bir konu her bütçeye hitap eden zengin bir çeşitliliğe sahip. Yeni tasarımları ve trend renkleri kullanmayı seviyor. Ben de yenilikçilikten yana olduğum için Kütahya Porselen markasını çok başarılı buluyorum. varsa mantık çerçevesinde açıklayıp, hakkınızı arayın. 8 Araştırmacı, sabırlı, çalışkan olun. 9 Ben yapamam demek yerine “nasıl yapabilirim”i bulmaya çalışın. 10 Ayrıca pratiklik çok önemlidir, unutmayın. Ve çok soru sormamak. Soru sormak yerine araştırıp deneyimleyip öğrenmek en güzeli... 35 KOLEKSİYON GRAMOFON Alaattin Haznedaroğlu’nun koleksiyonundaki gramofonların ve laternaların bir kısmı resimlerle süslenmiş. 36 BÜYÜLEYİCİ SES Antika tutkunu Alaattin Haznedaroğlu ses kaydının ataları olan fonograf ve gramofonların izini zengin koleksiyonuyla sürüyor. 37 KOLEKSİYON GRAMOFON homas Alva Edison’un elektrik ampulünü icat T etmesiyle uygarlık tarihinde yeni bir çığır açtığı herkes tarafından bilinir. Oysa Edison’un en değerli keşiflerinden biri de sesin tespit edilmesi yani fonograftır. 1878’de keşfedilen fonografla sesler metal, geniş ağızlı bir boruyla diyaframa iletiliyor, titreşen diyaframın ucundaki iğne, silindirin üzerindeki kalay levhacıkları ezerek ses oluşumunu sağlıyordu. Emil Berliner’in fonograftan kısa bir süre sonra geliştireceği ses aygıtı ise kaydı dönen silindirler yerine, dönen bir düzleme yapacak ve gramofon adını alacaktı. 20. yüzyıla girerken hızla yaygınlaşarak geniş kitlelerin büyük ilgisini toplayan fonograf ve gramofon ‘şeytan işi’ olarak görüldüklerinden Osmanlı’ya daha geç tarihlerde girmişler. Türkiye’de ne gramofon ne de gramofon iğnesinin imalatı yapılmış, sadece makinesi gelmiş. Nadir olarak bulunan gramofonlar ise daha çok seyahat sırasında taşınabilen çanta gramofonlar olmuş. Zengin bir gramofon, fonograf ve taş plak koleksiyonuna sahip olan Alaattin Haznedaroğlu’nun 45’lik plaklara duyduğu ilgi onu yıllar önce konuyla ilgili daha derin araştırmalar yapmaya yöneltmiş ve 78 devirlik taş plaklar ve bu plakları dinleyebileceği gramofonlar çıkmış karşısına. Ancak koleksiyonunda yalnızca gramofonlar değil fonografın icadından önce daha çok Rum meyhanelerinde çalınan laternalar da önemli bir yer tutuyor. Avrupa’da bu işle uğraşan yüzlerce insan olduğunu söyleyen koleksiyoner, gramofonları çoğunlukla oralarda yılın belirli zamanları üç - dört defa yapılan fuarlardan alıyor. Bu fuarlarda gramofonlar değiş - tokuş edilebildiği gibi alınıp satılabiliyor da. Gramofonlar ve fonograflar ucuza alınabildiği gibi 20 bin euro değerinde olanları da var. Haznerdaroğlu özellikle gramofonun ana vatanı olan İngiltere ve Amerika’da en ucuzlarını bulmanın mümkün olduğunu belirtiyor. Koleksiyonerin evinin bir odasını tamamen doldurmuş olan bu nostaljik objelerin özelliği teneke, ahşap ve pirinç borulu, kutularının ise genelde ahşap olması. Haznedaroğlu’nun üzerinde önemle durduğu bir konu da antikacılarda bol miktarda satılan Hint gramofonlarının kalitesizliği. Çoğunlukla bir kere çaldıktan sonra bozulan bu gramofonlar hem alanı hayal kırıklığına uğratıyor hem de asıl gramofonun verdiği tadı vermekten çok uzak. l 38 Alaattin Haznedaroğlu 400 civarında gramofon ve fotoğraf ile yaklaşık 20 bin adet taş plaktan oluşan büyük bir sergi yapmayı hedefliyor. Seyahatlerde kullanılan çanta ya da dolap görünümlü gramofonlar nadir bulunan parçalar arasında. Eski taş plaklar üzerlerindeki illüstrasyonlarla da döneminin çizgilerini yansıtıyorlar. Alaattin Haznedaroğlu’nun elinde her biri birer tablo güzelliğinde yüzlerce taş plak bulunuyor. 39 MODA ARZU KAPROL EKOLOJİK MODA Modern dünyanın yalnız bireyine gönderme yapan Arzu Kaprol, Ecopolis (Çevreci şehir) adını verdiği son kreasyonunda, geleceğe dair umudunu vurguluyor. Yazı Nur Eren on dönemde açtığı mağazaları ve yenilikçi kreasyonla- nın oluşması ile bu bakış açısının gerçekleştiğini düşünüyorum. rıyla dikkat çeken tasarımcı Arzu Kaprol’ün, `Ecopolis` Arzu Kaprol Home da uzun zamandır hayalini kurduğum, kıya- ismini verdiği 2010 Yaz Koleksiyonu İstanbul Fashion fetler dışında ev yaşam alanında da tasarımlarımı taşıyabilece- S Days kapsamında düzenlenen defilede büyük ilgi toplamıştı. ğim mekanlar yaratma lüksünü bana sağladı. Dur durak demeden çalışan ve bir dünya markası yaratma yo- Tüm dünya, tasarım alanında yeni arayışların yeni lunda ilerleyen Arzu Kaprol’le tasarım felsefesini ve 2010 moda zenginliklerin peşinde. Bu noktadan bakınca Türk moda trendlerini konuştuk. tasarımcılarının avantajları neler? Birkaç yıldır ‘Home’ koleksiyonu da hazırlamaya baş- Türk tasarımları uluslararası alanda ilgi çekici bir hal almaya ladınız. Moda dünyası ile dekorasyon dünyasını karşılaş- başladı. Türkiye öncelikle bir moda sanayi ülkesi. Bunu bilmek tırdığınızda nasıl bir ortak noktadan bahsedebilirsiniz? ve kabul etmek lazım. Bugüne kadar yaratıcı ülke platformunda Hepimiz benzer hayatlar yaşıyor ve benzer ürünler tüketi- hiç değerlendirilmedik, hep bir sanayi ülkesi olarak görüldük. yoruz, en az giysilerimiz kadar özel alanlarımızın, iç dünyamı- Geçen 10 yıla baktığımızda bir değişim sürecine girdik ve ta- zın bizi yansıtan özellikler taşımasını istiyoruz. Bu yüzden ev sarım da bu anlamda değer kazanmaya başladı. Kendi mar- tekstilini çok ama çok önemsiyorum. Tasarımcı markası olarak kamla ilgili tasarım süreci aşağı yukarı 12 yıldır devam ediyor. ev tekstilinde büyük bir yenilik yaptığımıza inanıyorum. Bundan Bu süreç içinde aldığım tepkilerin gün geçtikçe olumlu anlamda sonra alternatif tasarım markaları ile farklı işbirlikleri de gelecek- farklılaştığını görmek çok mutluluk verici bir şey. Bu nedenle tir sanırım. Ev tekstili sektöründe de alternatif tasarım ihtiyacı- kendi markamın ve Türkiye’deki modanın gelişim serüvenine 40 baktığım zaman çok keyif aldığım bir sektör görüyorum. bu yana tasarımlarınızdaki ortak dil nedir? Geleneklerimizden, kültürümüzden kaynaklanan “Sen ken- Koleksiyonlarımda her zaman çok özel kumaşlar kullanma- dini anlatma, başkaları takdir etsin” odaklı bir bakış açımız var. yı tercih ettim. Yaratıcı iç detaylar ve pilise de benim için hep Bu özellikle kıyafetlerimizde kendini anlatamama, hakkımızın çok önemli oldu. Bunlar benim için gelenekselle geleceğin ina- yenmesi durumuna gelse de, genel olarak baktığımızda bulun- nılmaz rekabeti ve uyumu anlamına geliyor. Fosfor yeşil yıllar duğumuz noktanın biraz bilinmez olduğunu düşünüyorum. Bu içinde hiç vazgeçemediğim aksan, siyah-beyaz hep ana renk, bilinmezliği şu anda avantaja çevirmek elimizde çünkü yanlış nikel ve platin tonları ise hep başımın tacı! bir kanıyı değiştirmek çok zordur, hatta zaman zaman imkansızdır, ama bilinmezliği olumlu bir yöne çevirebilirsiniz. Bugüne Yeni koleksiyonunuzda neyi vurgulamak istiyorsunuz? kadar yaşadığımız bu kendini ifade edememe, büyülü, bulutlar 2010 İlkbahar-Yaz Koleksiyonum Ecopolis, ekolojik kent içinde bir İstanbul’u da beraberinde getiriyor. Bu kötü bir imaj ütopyası üzerine, doğal ve organik formlarla kurgulanarak ha- değil, gizemli bir imaj. Yarattığımız imaj, geldiğimiz kültürle de zırlandı. İnsan hayatına gerçek anlamda fayda sağlayan bir çok ilişkili. İstanbul’dan gelen bir tasarımcıysanız sizden gizemli ürün yaratabilmek isteğimden yola çıkarak hazırlanan Ecopolis, ve mistik tasarımlar bekliyorlar. doğal içerikli malzemelerden üretildi. Yaşamı sürdürmek için Dünya trendleri bir moda tasarımcısının çizgisini mut- gerekli enerji kaynaklarını en aza indirgemeyi amaç edinmiş in- laka çok etkiliyor. Ancak yenilikçi bir tasarımcı için kendi sanların yaşadığı şehirlere verilen ad, ecopolis ya da eco-city yaratıcı dilini oluşturmak da önemli. Sizin başlangıçtan (ekolojik şehir.) Bu ütopik şehir tasviri, doğanın kendi içindeki 41 MODA ARZU KAPROL düzensizliği ve bu düzensizliğin mükemmeliyeti 2010 Yaz Koleksiyonu’nun ilham kaynağını oluşturuyor. Koleksiyonunuzu nerelerde satışa sunuyorsunuz? Nişantaşı, Bursa Korupark ve Antalya Lara’da üç tane Arzu Kaprol hazır giyim mağazası açıldı. Mağazalaşma operasyonu yaklaşık 1 buçuk yıl önce özel bir lisans anlaşmasıyla Altınyıldız marka mağazacılık tarafından yönetilmeye başlandı. Dolayısıyla tasarım ve perakende sektöründe ilk defa tasarımcı hazır giyim mağazaları açmaya devam ederek, bu alanda sektöründe önemli bir yol açtığımızı düşünüyorum. Nişantaşı’ndaki mağazanızdan da bahsedebilir misiniz? Ne zaman açıldı, hangi amaçla açıldı? Ne tür ürünleri sergiliyorsunuz? Nişantaşı mağazamız 2008 yılında açıldı. Otto-modern stili mağaza dekoru içinde de kullanıldı. Aynı zamanda Nişantaşı mağazası ilk konsept mağaza olma özelliğini de taşıyor. Nişantaşı ve Bursa mağazalarının dekorasyonu, uluslararası projelere imza atan başarılı mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu tarafından özel olarak gerçekleştirildi. Moda tasarımlarınızın üretim aşamalarını da takip ediyor musunuz? Gün içinde ofiste sorumlu olduğum markaların, tasarımdan ürün haline gelişini takip etmek, yeni kumaşlar araştırmak, tasarımın 3 boyutlu hale gelişine müdahale etmek ve markayı doğru ürünle geliştirebilmek gibi tasarım ürününün her halini takip ediyorum. Moda tasarımcıları genellikle kendi gardıroplarında sadelikten yana oluyorlar. Siz kendi tasarımlarınızı üzerinizde taşımaktan hoşlanıyor musunuz? Giyim tarzından bahsedebilir misiniz? Enerjisine inandığım, her zaman kendimi iyi hissettiren temel parçalarım vardır. Bazen kıyıp ayrılamadığım, ama zamana dayanamayarak zorunlu ayrılışlar yaşadığım. Bunlar minik siyah elbise grubu, rengiyle beni baştan çıkaran parçalar veya moduma göre mümkün olduğunca dikkat çekmememi sağlayacak temel parçalar da olabilir. Ama bu konularda avantajlı olduğum bir gerçek. Her zaman uygun bir parça bulabilme lüksüm mesleğimin avantajlarından biri. Türkiye’deki en çok beğendiğiniz modacılardan bahsetsek… Moda Tasarımcıları Derneğini kurmamızla birlikte yeni jenerasyona önemli bir çıkış noktası açtığımızı düşünüyorum. Bu coğrafyada tasarım kültürünün bir parçası olup bir araya gelmeyi becerebilmiş tüm tasarımcılara da sempati duyuyorum. Dünyada en çok beğendiğiniz modacılar kimler? Miyake piliselere aşık olmamı sağladı, Christobal Balenciaga da kuplara. Donna Karan’ın 90’larda yakaladığı yalın farklılık o dönem için oldukça çarpıcıydı. Bu yılın moda trendleri neler? 2010 yılının yaz modasında tasarımcıların ya teknolojinin en uç noktasını hedeflediği ya da doğanın en derinliklerinden yol almayı tercih ettikleri görülüyor. Macro ve micro formlar modellerin üzerindeki işlemelerde gizlenirken, bir deniz kabuklusunun kıvrımları ya da bir sekoya ağacının sonsuz çizgileri tasarımların detaylarında saklı. İpek, koton ve keten kumaşların kullanıldığı, hem çok ayrıntılı, hem de çok sade detaylar bu yılın moda trendleri arasında. 42 “Yaratıcı iç detayları ve piliseleri hemen hemen tüm koleksiyonlarımda kullanırım.” MEKAN GÜRAL SAPANCA WELLNESS PARK Yemyeşil doğa içerisinde eşsiz bir deneyim sunan Güral Sapanca Wellness Park dinlenmeyi, enerji depolamayı ve yenilenmeyi hedefleyenler için bulunmaz fırsatlar sunuyor. 44 Kent yaşamından uzaklaşıp doğanın kucağında yenilenmek ve enerji depolamak için ideal bir mekan olan Güral Sapanca, doğa sporlarına meraklılar için de sınırsız seçenek sunuyor. 45 MEKAN GÜRAL SAPANCA WELLNESS PARK üral Sapanca Wellness Park, Sapanca’da yemyeşil G bir orman arazisi içinde konumlanmış yepyeni bir otel. İstanbul’a bir saat, Sabiha Gökçen Havaalanı’na 45 daki- ka mesafede bulunan Güral Sapanca Wellnes Park, 291 oda kapasitesine sahip. Standart üstü donanımlarıyla dikkat çeken odalar, misafirlerine bekledikleri konforu sunuyor. İçinde bulunduğu doğa ile dost olan Güral Sapanca’da, doğa yürüyüşleri, trekking, bisiklet, ATV gezileri, tenis, paintball, binicilik ve göl sporları yapılabiliyor. Doğanın ortasında bulunan açık havuzunda güneşin tadını çıkarırken, kapalı havuzda spor yapmak ayrı bir keyif. Tatilde farklı tatları keşfetmek isteyen misafirlerini dünya mutfaklarıyla buluşturan Gardenya; çeşitliliğiyle açık büfenin en zengin halini sergileyen Erguvan ve ızgaradan vazgeçemeyenlerin mekanı Farina Restoran, tatilin lezzetini ziyafet tadındaki yemekleriyle artırıyor. Güral Sapanca Wellness Park’ta sadece çocuklar için yapılmış oyun parkı ve mini kulüp sayesinde çocuklar da tatilin keyfini doyasıya çıkarıyorlar. Toplantı ve kongre organizasyonları için alternatif bir adres olan Güral Sapanca Wellness Park, açıldığı günden bu yana sayısız kurum ve şirketin toplantı, kongre etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor. Gelişmiş teknik altyapıya sahip, 37 metrekareden 672 metrekareye kadar farklı büyüklüklerde yedi farklı salonunda her türlü toplantı organizasyonu gerçekleştirilebiliyor. Toplantı ve kongre katılımcılarının da boş zamanlarında kendilerini yenileme imkanı bulmalarını sağlayan Güral Sapanca, adında da yer alan wellness felsefesini yansıtmaya gayret ediyor. İnsanı zihin, beden ve ruh gibi unsurların oluşturduğu bir bütün olarak algılayan wellness felsefesi, sağlığı da bu objelerin harmonik dengesine bağlıyor. Bu kapsamda özellikle yoğun ve sürekli stres altında çalışanlar için kişiye özel, farklı türlerde masaj, cilt ve vücut bakımları, çamur ve yosun banyoları, küvet bakımları, aroma terapi gibi doğa ve doğal ürünlerle sağlıklı yaşam yöntemleri ile misafirlerin kendilerini ruhsal, bedensel, zihinsel ve ilişkisel olarak iyi ve zinde hissetmeleri sağlanıyor. Güral Sapanca Wellness Park, Sapanca’nın tertemiz havası ve yemyeşil doğasının ortasında ormanla çevrili bir alan içerisinde iddialı Aliva Spa Merkezi ile misafirlerini ağırlıyor. Tüm misafirlerine sağlıklı bir hayata başlama imkanı sunan Aliva Spa Center, Türk hamamı, Fin saunası, rasul kabini, macera duşları, fitness salonu ve buhar odası gibi aktivite alanlarında, tatil yaparken rahatlamak isteyenler için vazgeçilmez bir adres. Baharla birlikte ruhunuzu ve bedeninizi tazelemek istiyorsanız, kendinizi kaliteli bir spa deneyimine bırakabilirsiniz. 4500 metrekarelik spa ve wellness merkezinde misafirlerine sayısız bakım ve uygulama sunan Güral Sapanca Wellness Park, iş dünyasında da spa’nın favori adresi olmaya aday. 46 Kent yaşamından uzaklaşıp dinlenmek isteyenler, çocuklarıyla farklı ve rahat bir tatil hayali kuranlar, ya da eşssiz bir spa deneyimi yaşamak isteyenler... Güral Sapanca hepsinin isteklerine cevap veriyor. Ulaşım Güral Sapanca Wellness Park Otel İstanbul’a 45, İzmit’e 20, Adapazarı’na ise 15 dakika mesafede. Atatürk Havalimanı-160 km Sabiha Gökçen Havalimanı-85 km İstanbul-110 km Ankara-330 km Bursa-230 km Rezervasyon: (0264) 592 30 30 www.guralsapanca.com 47 TELEVİZYON CANSU DERE KOZADAKİ KELEBEK Cansu Dere, yarattığı imaja tıpatıp uyuyor; çok sakin, çekingen, hatta bu yüzden gizemli. Onu tanıyınca aslında saflığını kaybetmemek için çabalayan biri olduğunu anlıyorsunuz. Hayatını mümkün olduğunca sade yaşamayı seven, ilişkisine de, işine de, kendine de çok değer veren biri o. Aşağıda, her şeyden sakınıp sakladığı, ona ait dünyanın izlerini bulacaksınız. Yazı Şebnem Kırmacı, Fotoğraflar Sabah Arşivi 48 ansu Dere’yi biraz tanıyınca, önceliğinin kendini hayat- Neyinden etkilendiniz? tan, daha doğrusu hayatın insanın başına açabileceği Yazım, hikaye, anlatım, karakterlerin karışıklığı... olumsuzluklardan korumak olduğunu anladım. O ka- Sıla karakteri ile çok özdeşleştiniz. Eyşan’ı kabullen- C dar ki, konuştuğumuz konu ne olursa olsun sürekli “kirletme- meleri zor oldu mu? mek” ve “kıymet vermek” kelimelerini tekrarlayıp durdu. Sanı- Oynadığım Eyşan karakteri Sıla’dan çok farklı. Önceleri rım kaos, hız ve bunların getirdikleri onun kaldırabileceği şeyler insanların kafasında Sıla olarak vardım, ama beni seyrettikle- değil. Hayatın özünde daima kötülüklerin olacağına inanıyor ve rinde bir şeyler değişti ve insanlar beni Eyşan olarak görmeye sanki bu yüzden kozasından çıkmak istemeyen bir kelebek gibi başladılar. kendi dünyasındaki en önemli şeyleri; duygularını, ailesini, sev- “Eyşan bana çok uzak,” demişsiniz bir yerde. gilisini, işini o kozada koruyup saklamak istiyor. Ve görünen o O kadar farklı ki, hiç yaşamadığım şeyleri yaşatıyor bana. ki, uçup hayata karışmak yerine, sonuna kadar orada sevdikleri Çok karışık bir kız, genç kızlığında yaşadığı şeyler, aile yapısı ile kalmayı seçecek. benimkinden çok farklı. Bu yüzden bana hem zevk veriyor, hem Basına çok yakın değilsiniz. Özellikle son yıllarda fazla ön plana çıkmadınız. Bu durumdan memnun musunuz? Bu ünlü olmakla ilgili bir şey değil aslında. Genelde hayatımı mahrem yaşamayı sevdiğim için bu mesafeyi korumaya çalışıyorum. İşimin getirdiği şeyleri yapıyorum, insanlar gerektiği kadarını biliyorlar. Kanımca daha fazlasına ne onların, ne de benim ihtiyacım var. Bu işlerin dışında olsaydım bile yine etrafımda yaşamadığım duyguları yaşatıyor, hem de her anlamda zorluyor. Hayatın ona getirdiği şeyleri kabul etmek zorunda kalmış ama mücadelesi devam ediyor. Ne anlamda size benzemiyor, çok travmalı bir hayatı mı var? Çok karışık bir hayatı var, kafası da çok karışık. Büyürken kötü şeyler yaşadığı için kötü şeyler yaşamaya da cesareti var. birkaç yakınım olurdu, yine mahremim önem taşırdı, benim için Peki, kafanızın karıştığı olmuyor mu hiç? değişen bir şey yok. Kafam hiç karışmaz benim. Bu hayatı ben tercih ediyorum ama Şu anki önceliğiniz ne peki? kafamı karıştıracak şeyleri hayatımda barındırmam. Huzur benim Hayatımdaki insanlar ve işim. için çok önemli, o kadar gelgitli hayatlar bana göre değil. Hayatınız çok sade, siz de öylesiniz... İnsan o kadar kendini koruyabilir mi? Evet, böyle yaşamayı tercih ediyorum. Çok yorucu bir iş Eh, koruyabilir bir şekilde. Bunu da en çok yanındaki in- yapıyorum, kendimi korumak için bir tarafımın da sakin olması sanlar belirler. Eğer huzuru tercih ediyorsan, yanında da sev- gerekiyor bana göre. diğin ve huzurlu insanlar varsa daha az zarar görürsün. Bir Nasıl koruyorsunuz kendinizi? parça kafa karışıklığı herkese mahsustur ama bunu aza indir- Aslında bir taraftan da duygu karışıklıklarımı yansıtacak bir gemek mümkün. Özellikle yeni bir şeylere başlarken, geçici işim olduğu için çok şanslıyım. O uç duyguları içimden çıkart- bir süre kafa karışıklığı yaşamışımdır, bu da yorgunlukla ilgili mamı sağlayan bir iş yapıyorum, bu da beni rahatlatıyor. bir şey. Ama samimi söylemek gerekirse hayatımın hiçbir dö- Son birkaç yılda yer aldığınız en kayda değer iş ya da proje hangisiydi? neminde ciddi anlamda kafam karışmadı. Bende karışıklığa yer yok, çok netim, en azından şu an öyle yaşıyorum. İnsanın Buna hiç düşünmeden cevap verebilirim; Sıla benim için çok arkadaşları, ailesi, sevgilisi de huzurlu ve mutlu olunca prob- değerli ve önemlidir. Gül Oğuz’un hakkını da hiçbir zaman öde- lem olmuyor. Gayet huzurlu bir aileden geldiğim için kendimi yemem. İnsanların kafasına Sıla karakteri ile kazındım, beni öyle bu konuda şanslı görüyorum. sevdiler. Bu kadar iyi bir işten sonra bir süre durmak istedim. Yine Kenan İmirzalıoğlu ile birlikte çalışıyorsunuz. Panik, ne olacak korkusu, hayatta insanın başına gelebilecek Bu üçüncü projemiz. İyi anlaşıyoruz. en kötü şey bence. O yüzden sakin olmaya çalıştım. Bir takım Dizi oyunculuğunu gerçekten içinize sindirebiliyor mu- senaryolar geldi okudum, ama bu dizi çok başarılıydı, beni çok sunuz yoksa ülkenin şartlarından dolayı mı yapıyorsunuz? tatmin etmişti ve yapacağım diğer işte de aynı tatmini yaşamak Ben bu işi hiç dizi ya da sinema diye ayırmadım. Benim için istedim. “Sıla’dan sonra benzer bir ekip ruhunu yakalayabilir mi- daima oynayacağım karakter önemli oldu. Rol beni tatmin edi- yim?” diye çok düşündüm ve sonunda yakaladım. İyi senaryo, yor mu etmiyor mu, önemli olan budur. Eyşan beni çok tatmin doğru oyuncu, iyi yapım şirketi; Ezel dizisinde bunların hepsi var. etti. Onunla ilgili üç bölüm okudum, hemen dördüncü bölümü Güzel bir şey yakaladık, bu da seyirciye yansıyor. Zaten senar- de okumak istedim, o derece inandım yani. Acı Aşk adlı bir si- yoyu ilk okuduğumda çok etkilenmiştim. nema filmi de yaptım bu arada. Ondan da çok mutlu oldum. 49 TELEVİZYON CANSU DERE Cansu Dere ve Kenan İmirzalıoğlu’nun başrolllerini paylaştığı Ezel dizisinin sponsorluğunu Kütahya Porselen yapıyor. Başka bir şey yapma fikri yok kafamda. Alternatif olarak ancak ev hanımı olabilirim. Gerçekten mi? İster misiniz öyle bir şey yapmak? Onu da isteyeceğim bir dönem gelecektir. Zaten bizim işler böyle, ara verebiliyoruz. Son bir yıl hiç çalışmadım işte. Nasıldı? Çok güzeldi. İlk başlarda bocaladım, saçmaladım. “Bugün de bir şey yapmam lazım,” diye kalkıyordum yataktan, ama Hiç de inanmıyorum. İnsan varoldukça kötülük de olacak. yapacak bir şeyim olmadığını anlayınca afallıyordum. Bir süre Ruhsal açıdan kendinizi nasıl doyuruyorsunuz? sonra hayatımı düzene oturttum. Zaman su gibi akıp geçti. Çok Ben insanlığın iyiye gideceğine inanan biri değilim. Eskiden doğru bir karar vermişim. Çalıştığınız dönemde en çok özlediğiniz şey neydi? Evde aylaklık yapmak bile özlediğim bir şeydi. Koltuğa dev- insanlar savaş için meydanda toplanıyordu, şimdi tek bir düğmeyle bir ülkeyi imha ediyorlar. Teknoloji kötüye kullanılıyor. İnandığınız insanlar ya da iyi şeyler yok mu dünyada? rilip, bir film seyretmek bile bana büyük hediye oldu. Sıradan Aile ve dostluk kavramı. İnanmak istiyorum çünkü kendi şeyler yaptım; tatile gittim, evde oturdum, DVD izledim, arka- duygularımı niye kirleteyim canım? Aşka da, sevgiye de, evliliğe daşlarımla buluştum ve bol bol uyudum. de, aileye de, dostluğa da inanmak istiyorum. Oynamayı çok istediğiniz bir karakter var mı? Olumsuz düşündüğünüz olmuyor mu? Sabahattin Ali’nin hikayelerinde olmak isterim. Oğuz Olmaz mı, çok oluyor. Atay’ınkiler neden beyazperdeye uyarlanmadı merak ede- Bazen bu duygulara kapılıp gitmiyor musunuz? rim hep. Bir de İçimizdeki Şeytan’daki Münevver karakte- Beni bu bunalımlarımdan çıkaracak çok yakın dostlarım var. rini canlandırmak isterdim. Kendi bunalımından, depresyonundan beslenen insanlar var bu Hep çok incesiniz, formunuzu nasıl koruyorsunuz? hayatta. Ama ne ben, ne de arkadaşlarım öyle değiliz mesela. Aslında inan çok yemek yiyorum. Spor olarak pilates yapı- Herkesin mutsuz olduğu, depresyonda olduğu anlar vardır. Ar- yorum ve ok atıyorum. Peki, sizi son zamanlarda en çok ne ilgilendiriyor, ne üzüyor ya da duygulandırıyor? kadaşını oradan çekip çıkarmalı insan. Ama insan kafasında kurduğu olumsuzluğu bazen kendi gerçeği sanabilir. Televizyon seyretmemeye çalışıyorum ama insan gerçek- Evet, olabilir, bu herkesin başına gelen bir şey. Ama onu lerden kaçamıyor. Çok acı gerçekler var dünyada. Empati çok oradan taşıyıp çıkaracak insan dostudur. Ben hiçbir şey konuş- tehlikeli bir duygu bence. Oğlunu şehit vermiş bir anneyi tele- maktan hoşlanmayan, sessiz, paranoyak ve kapalı bir tipim. Hal vizyonda gördüğüm zaman çok üzülüyorum. Benim bir oğlum böyle olunca, benim gibi bir insanın dost sayısının bir, ikiyi geç- yok ama kardeşim var ve böyle bir sahneye bakınca çok acayip mesi imkansız. Olumsuz bir şey olduğunda, saçma bir duyguya duygular yaşıyorum. Elimizden çok az şey geliyor, hayatı de- kapıldığında, bunu anlattığın insanın seni iyi tanıyor olması lazım. ğiştiremiyoruz, çaresizlik çok acı. Geçenlerde çocuk tacizine Olayları bir daha baştan herkese anlatmak insanı yorar, zaten yönelik bir yasa taslağıyla ilgili bir haber okudum, çok kafama ben anlatamam, anlattığım zaman da karşımdakinin sıkıntımı takıldı. Beni en çok üzen bu galiba; korunmasız bir canlıya böyle anlıyor olması çok önemli. bir şey yapılmasını kabul edemiyorum, aklım almıyor. İşim gereği Şu anda hayatınızdan memnun musunuz? insanların duyguları ile empati kurabiliyorum ama bu duyguyu Mutluluk çok küçük bir şey, yakaladığın an keyfini çıkaracak- bilmiyor, bilmek de istemiyorum. Çocuklar çok masumlar, hayal sın. “Şu olsa çok mutlu olurdum,” dediğim bir şey yok ki… Hep dünyaları o kadar naif ki… Bu yüzden gerçek birer anne baba günlük şeyler oluyor; “Keşke beş saat daha uyuyabilseydim,” olmak çok önemli yoksa biyolojik olarak bir problemin yoksa diyorum en fazla. Hayatımı değiştirecek, sarsacak şeyler peşin- zaten çocuk yaparsın. de değilim. Daima küçük şeylerle mutlu olan biri oldum, hep de İyi bir çağa girdiğimize inanılıyor... 50 öyle olacağım. Hayat zaten başka nedir ki? “Gelip geçici, can sıkıcı, üzücü şeyler bir tarafa, hayata genel olarak baktığımda; sağlıklıyım, ailem sağlıklı, sevdiğim bir işim var. Mutluyum.” 51 GEZİ GRENADA BAHARAT ADASI Mavi ve yeşilin buluştuğu bu Karayip adası, baharat kokan sokakları, sımsıcak insanları ve renkli karnavallarıyla büyülü bir yaza ‘merhaba’ diyor. Yazı ve fotoğraflar Saffet Emre Tonguç 52 arayiplerin en yeşil ve en güzel adalarından biri olan K mayıs ayına kadar adada kuru iklim, kalanında ise yağışlı bir Grenada’ya gittiğimde, tarih 7 Şubat’ı gösteriyor- hava var. Ortalama sıcaklık 27 derece. Rüzgarlar ise adadaki du. Herkes sarı, yeşil ve kırmızı renklere bürünmüştü. nem oranını azaltıyor. bu öyle önemli bir gün ki, gururla kutlamalar yapıyor ve büyük görmüş, Conception Adası adını verip yoluna devam etmiş. eğlenceler düzenliyorlar. Turistler ise kendilerini bir renk cümbü- Adada önce Arawak yerlileri yaşarken, bir süre sonra onların şü içinde buluyorlar. yerini Karayipliler almış. 1650’de Fransızlar Grenada’yı ele geçir- 1974’de İngilizler’den bağımsızlıklarını kazanan Grenadalılar için Grenada’yı ilk olarak 1498’de Kristof Kolomb denizden Grand Anse Plajı, Grant Etang Ulusal Parkı, gizli kalmış miş ve burayı şeker üretim merkezi haline getirmişler. 1763’teki koylar, bembeyaz kumlu plajlar, yemyeşil bir doğa ve bahara- Versailles Antlaşması ile ada İngiliz Kolonisi olmuş. Grenada tın envai çeşidi Grenada’nın akla ilk getirdiklerinden. Grenada 1974’de bağımsızlığına kavuştuğunda batı yarımkürenin en kü- dünyada en fazla baharatın yetiştirildiği yerlerden biri. Zencefil, çük ülkelerinden biriymiş. 1979’daki darbede Marksistler iktidarı kakao, karanfil, tarçın her köşede yetişiyor. Sabundan parfüme, ele geçirmiş ve Küba ile yakın ilişkiye girmişler. Bundan rahatsız içkiden dondurmaya kadar hemen hemen her üründe kullanı- olan Amerika, bölgedeki diğer Karayip devletlerinin de deste- lan baharatlar günlük hayatın önemli bir parçası olmuş. Dünya ğiyle 1983’te adayı işgal etmiş ve demokrasiye geri dönülmüş. muskat ihtiyacının üçte birini bu ada karşılıyor. Ocak ayından Eylül 2004’de Grenada’yı vuran Ivan Kasırgası ciddi hasara yol 53 GEZİ GRENADA açmış. Turizm ve tarım çok olumsuz etkilenmiş ama günümüz- olan St. Catherine Dağı. Levera Ulusal Parkı doğa yürüyüşleri de İvan’dan geriye hiçbir iz kalmamış. için diğer bir alternatif . Şehir merkezinden 15 dakika uzaklıkta Karayipler’deki en güzel başkent olan St. George’s’un çok bulunan Annandale Şelaleleri doğayla bütünleşmek için doğru hoş bir limanı var. Dik ve dar sokaklardaki kolonyal evler baş- bir adres. 15 metreden akan ve ormanın içinde bulunan şela- kente apayrı bir güzellik katıyor. 18. yüzyıldan kalma pembe lelerde yüzmek de mümkün. Anglikan Kilisesi, Market Square’deki pazarda, rengarenk kı- 344 kilometrekare yüzölçümü olan Grenada’da 45 tane plaj yafetleriyle ürünlerini satan kadınlar, Fransızlar’ın inşa ettiği Fort var ve adanın en güzel plajları güneybatı bölümünde bulunuyor. George kalesi St. George’s’a farklı bir hava katıyor. Limanın Üç kilometre uzunluğundaki Grand Anse Plajı adada denize gi- Carenage isimli sahil kesimi çok hoş. 18. yüzyıldan kalma bu rilecek en iyi yerlerden biri. Korunaklı bir koyda bulunan bu plaj, bölgede insanlar yürüyüş yapıyor ve kafelerinde yaşama şahit- beyaz kumu ve tertemiz suyuyla çok gözde. Ayrıca çevresin- lik ediyor. Nutmeg, adanın romunu deneyip hamburgerin ya deki palmiye ağaçlarının gölgesinde keyifli vakit geçirebilirsiniz. da deniz ürünlerinin tadına bakabileceğiniz adreslerden biri. Etrafta tişört, mercandan yapılma takı ve plaj malzemesi satan Grenada National Museum, Grenada tarihi ile ilgili eserleri gö- seyyar satıcılar bulunuyor. Bu plajda su sporları da yapabilirsiniz. rebileceğiniz küçük bir müze. Richmond Tepesi’ne çıkarsanız Grand Anse’nin iki kilometre güneyinde onun kadar güzel ama 1791’de yapımı tamamlanan Fort Frederick’e ulaşırsınız. Bu daha az kişinin gittiği Morne Rouge Bay Plajı var. Burası şnorkel kaleden aşağıdaki limanın ve marinanın muhteşem bir man- için adadaki en doğru yer. Pink Gin, La Sagesse ve Levera plaj- zarası var. Adanın kuzeyindeki River Antoine Rom Fabrikası, ları adadaki diğer popüler plajlar. Dalmayı sevenlere Grenada’da dünyanın en eski rom damıtma tesislerine sahip. Ücretsiz ola- çok sayıda alternatif bulunuyor. Aquanuts ve Dive Grenada da- rak gezip 1850’lere yolculuk yapıyorsunuz. Grenada’nın doğu lış turları düzenliyorlar. Ada yakınında bazı batıklar var, dalarken sahilindeki Grenville, adanın ikinci büyük şehri. Yolunuz bu şeh- onları da keşfetmeniz mümkün. Alışveriş meraklıları için adada re bir cumartesi günü düşerse yerel pazara mutlaka uğrayın. The Grand Anse Shopping Centre isimli büyük bir AVM var. Bu adada renkler, baharat kokuları ve ortam gerçeküstü gö- Balık avlamayı sevenler Grenada’ya kasım ile mart ayı ara- rüntüler sergiliyor. Doksan bin kişinin yaşadığı adada ağustos sında geliyorlar. Ocak ayında da balık tutma turnuvası yapılıyor. ayının ikinci hafta sonunda karnaval yapılıyor. Geçitler, müzik Grenada Golf Country Club ise golf tutkunlarının favori adresi. ve dansla renklenen karnaval sırasında, metal aletleri çalan or- Rhum Runner ve Rhum Runner II tekneleriyle yapılan turlara kestralar ve Kalipso grupları Queen’s Park’ta konser veriyor. katılmak için (001473) 440 43 86 numaralı telefonu arayabilir- Şeytan kılığına girmiş insanlar ortalıkta dolaşıyor. siniz. Ocak ayında yapılan Port Louis Grenada Sailing Festival Grant Etang Ulusal Parkı, Karayipler’deki en güzel yağ- www.grenadasailingfestival.com dahil olmak üzere adada mur ormanlarından biri. İçinden dereler akan parkta yürüyüş senede üç farklı tekne yarışı yapılıyor. Yat ve yelkenli kiralamak yolları ve manzara noktaları var. Sönmüş bir volkanın krateri için tercih edebileceğiniz şirketlerden biri Horizon Yacht Char- olan Grand Etang Gölü’nün etrafını yürüyerek altmış dakikada ters www.horizonyachtcharters.com dolaşabilirsiniz. Bol miktarda kuş ve Mona maymunlarını gö- Adanın bayrağındaki kırmızı mertlik, sarı bilgelik ve sıcak- rürseniz sakın şaşırmayın. Telfar Bedeau Hiking Tours şirketi lık sembolü, yeşil ise ülkenin yemyeşil olmasını ifade ediyor. parkın fazla bilinmeyen yerlerinin ve manzaranın tadını çıka- Grenada’ya yolunuz düşerse çok memnun kalacaksınız, çünkü rabileceğiniz yüksek noktalarına turlar düzenliyor. Merak edi- Grenadalılar inanılmaz sıcak insanlar. Misafirperverlik bu adada yorsanız, adanın en yüksek noktası 840 metre rakıma sahip yaşayanların genlerine işlemiş. 54 Nerede yenir? Club Banana Rhodes True Blue, St. George’s Calabash Hotel Marinadaki bu diskoda cuma Londralı şef Gary Rhodes’un ve cumartesi geceleri eğlence restoranı adanın en prestijli doruğa çıkıyor. Adanın en iyi yemek yeme mekanı. Ortam gece adreslerinden biri. çok sıcak, adada yetişen Tel: (001473) 444 46 62 baharatların kullanıldığı mönü Sarı, yeşil ve kırmızı renklere bürünen Grenadalılar bağımsızlık bayramını kutluyorlar... Büyük eğlencelerin düzenlendiği bu özel gün turistler için de farklı ve “çok renkli” bir deneyim. yaratıcı ve ağırlıklı olarak Nerede kalınır? deniz ürünlerinden oluşuyor. Bel Air Plantation Rezervasyon yaptırıp gidin. St. David’s Harbour Tel: (001473) 444 43 34 Yemyeşil, adeta tropik bir Aquarium Beach Club & bahçe içinde. Odalar şık ve Restaurant güzel döşenmiş. Adanın Maca Bana Villa Complex, en iyisi. Magazine Beach Tel: (001473) 444 6305 Denizin ve plajın üstünde, www.belairplantation.com yeşilliğin içinde bir restoran. Spice Island Beach Resort Deniz ürünleri ve uluslararası Grand Anse Beach mutfağın karması olan mönüde Grenada’nın en gözde tesisi. lezzetli seçenekler var. Adanın en güzel plajında 360 İngiliz ve Alman sahiplerinin metrelik sahili var. Girişi gayet dekorasyondaki etkisini hemen etkileyici. Otelde kalmasanız hissediyorsunuz. bile restoranını deneyebilirsiniz. Tel: (001473) 444 14 10 Tel: (001473) 444 42 58 Deyna’s Tasty Food www.spiceislandbeachresort.com Melville St., St. George’s Allamanda Beach Resort Sahibinin adını taşıyan bu Grand Anse Beach küçük yerde yengeç muhakkak Su sporlarından spaya her şeyi denenmesi gerekenler bulabileceğiniz uygun fiyatlı listesinde. Tititri dedikleri tesislerden biri. küçük Karayip balığının tadına Güzel bir plaja sahip. da bakabilirsiniz. Restoranın Tel: (001473) 444 00 95 sahibi Deyna günün diğer www.allamandaresort.com spesiyalitelerini de kara La Sagesse tahtaya yazıyor. St. David’s Tel: (001473) 442 93 30 Doğanın içinde tatil yapacağınız keyifli bir mekan. Etrafında, Nerede eğlenilir? yeşillikler içinde kaybolacağınız Fantezia 2001 yürüyüş yolları da var. Morne Rouge Beach Tel: (001473) 444 64 58 Burası adanın en güzel kulübü. www.lasagesse.com Müzik, dekor, ses sistemi ve ışık çok başarılı. Cumartesi geceleri canlı şovlar da yapılıyor. Tel: (001473) 444 22 88 55 MÜZİK FAZIL SAY HAYALLERİN PEŞİNDE Müziğin dahi çocuğu olarak anılan ve 20 uluslararası ödülün sahibi olan Fazıl Say’la, çocukluğunu, müziğe başlama hikayesini ve gelecek planlarını konuştuk. Yazı Selin Akal 56 ört yaşında piyano çalmaya başlayan D baskı hissettiniz mi? Yoksa içinizden mi ve Ankara Devlet Konservatuarı’nda geldi? ‘üstün yetenekli çocuklar için özel Babam aslen edebiyatçıdır. Hem de çok statü’ öğrenimi gören Fazıl Say, 1987 yılında iyi bir edebiyatçıdır. Aynı zamanda müzikolo- konservatuarın piyano ve kompozisyon bö- jiye ve müzik yayıncılığına olan ilgisinden do- lümlerinden mezun oldu. Çalışmalarını, burs layı, ürettiği eserlerle hem benim hem de tüm aldığı Almanya’da, Düsseldorf Müzik Yüksek Türkiye’nin müzik konusunda aydınlanmasın- Okulu’nda sürdüren sanatçı, konçerto solisti da büyük katkıları olmuştur. diplomasını aldıktan bir yıl sonra, Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi’nde piyano Bir müzik dehası olarak eserlerinizi nasıl ortaya çıkartıyorsunuz? ve oda müziği öğretmenliğine getirildi. 1994 Ben hayallerimin peşinde giden bir insa- yılında, ‘Genç Konser Solistleri Avrupa’ yarış- nım. Hayallere dalarım ve müzikle bir şeyleri masında birincilik kazanan Fazıl Say, 1995’te anlatmaya çalışırım. Hem besteci hem de yo- New York’ta yapılan kıtalararası yarışmanın da rumcu olarak hayallerimi şekillendirir, onları an- birincisi olarak kusursuz kariyerine başladı. latır ve bestelerim. Doğaçlama yapmak benim Besteci yönüyle de başarılara imza atan sanatçı, oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli formlarda orkestra, oda müziği ve piyano eserleri için çok sayıda şarkı besteledi. doğamda var. Piyano çalarken içinde yaşadığınız dünyayı anlatır mısınız? Dediğim gibi çalarken ve bestelerken, bir Bu eserler arasında, ‘Nazım’ ve ‘Metin Altıok hayal dünyasında olur ve mutlak suretle o Ağıtı’ başlıklı oratoryolar, dört piyano konçer- dünyayı anlatmaya çalışırım. Aslında o hayali tosu, Zürih Üniversitesi’nin ‘Albert Einstein’ın ne seyirci ne de dinleyici bilmiyor, bilmesi de anısına bestelettiği orkestra eseri, Mozart’ın gerekmiyor aslında. Önemli olan anlatılmak is- 250. doğum yılında Viyana’daki kutlama ko- teneni, hissetmesi ve algılamasıdır. Bir yorum- mitesinin bestelettiği ‘Patara’ adlı bale müziği cunun her esere imzasını atabilmesi lazımdır. de var. Dünyaca tanınan Fazıl Say, New York Büyük sanatçı ile iyi sanatçı arasındaki o uçsuz Filarmoni, St. Petersburg Filarmoni, Amster- bucaksız fark, sanırım üretilen eserlere kişiliği- dam Concertgebouw, Viyana Filarmoni, Çek nin imzasını atabilme gerekliliğidir. Filarmoni, İsrail Filarmoni, Orchestre National Ülkemizde klasik müziğin konumunu de France, Tokyo Senfoni gibi orkestralar eş- nasıl görüyorsunuz? Gelecek dönemler- liğinde, çağımızın tanınmış şefleriyle konserler de daha yaygın kitleler tarafından dinle- verdi. 2008 yılında Avrupa Birliği tarafından neceğine inanıyor musunuz? ‘kültür elçisi’ unvanıyla görevlendirilen Fazıl Maalesef yaygın değil ama yaygınlaşması Say, müziği ve besteleriyle doğu-batı kültürleri için çok uğraş veriyoruz. Ben Türkiye’de klasik a arasında yeni bir köprü kurmayı amaçlıyor. müziğin yayılması için çok çalıştım. Özellikle Müziğe başlama hikayeniz nedir? son 15 yıl boyunca Anadolu’ya turneler yap- Müziğe üç yaşında, oyuncak enstrümanlar tım, festivaller düzenledim. Halk bir şeyleri be- ç çalarak başladım. Blok flüt, melodika, ksilofon nimseyince ve sevmeye, anlamaya başlayın- g gibi enstrümanlar çalıyordum. Bu yeteneği- ca her şey çok daha kolay ve güzel yürüyor. m mi fark eden ailem, beni dönemin en önemli Klasik müzik de gün geçtikçe yaygınlaşacak. p piyanist ve bestecilerinden Mithat Fenmen’e Unutmamak gerek ki, Türk halkı müziksever g götürdü. Beş yaşında hem beste yapmaya bir toplumdur. h hem de profesyonel piyano dersleri almaya b başladım. Müzikle ilgilenen bir babanın oğlu olarrak müziğe yönelmeniz konusunda bir Genç yaşınızda büyük başarılar elde ettiniz. Bu durum hayatınızı çok etkiledi mi? Bilmem… Ben müzik için yaşayan bir insanım. Ölene kadar da müzik yapacağım. 57 MÜZİK FAZIL SAY “Ben hayallerimin peşinde giden bir insanım. Hayallere dalarım ve müzikle bir şeyleri anlatmaya çalışırım.” Müzik dehası olarak anılmak size fazladan bir sorumluluk yükledi mi? Mesela geriye dönüp baktığınızda çocukluğunuzu doyasıya yaşayabildiniz mi, yoksa içinizde kalan yaşanmamışlıklar var mı? Çocukluğumu çok iyi yaşadığımı söylemeliyim. Futbol oynamayı çok severdim. Bugün de maça gitmek ya da televizyonda futbol seyretmek bana keyif veriyor. Fenerbahçe taraftarıyım ama milli takımımızın maçlarına da gitmeyi seviyorum. Piyanist olmasaydınız ne olmak isterdiniz? Bilmem, hiç düşünmedim. Dediğim gibi, ben müzik için yaşayan bir insanım. İlham aldığınız bir şehir var mı? Aslında ilham aldığım birden fazla şehir var… İstanbul, Tokyo, Paris, Prag, Viyana ve New York benim ilham aldığım kentlerden birkaçı. Gelecek dönemdeki projeleriniz neler? Daha çok eser bestelemek istiyorum. 58 GURME MUSEUM HOTEL/LIL’A LEZZET DURAĞI Kapadokya’nın en güzel manzarasına sahip olan Museum Hotel’in restoranı Lil’a, Türk ve Kapadokya mutfağına ait özel lezzetleri Kütahya Porselen’in birbirinden zarif tasarımlarıyla servis ediyor. apadokya’nın en yüksek noktası olan Uçhisar’a konumlanan Museum Hotel, tarihi harabe ve K kalıntıların asıllarına sadık kalınarak restore edilmiş. 1998 yılında Indigo Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Tosun tarafından restorasyonuna başlanan otelin tüm iç ve dış mekanları, Nevşehir Müzesi’ne kaydedilmiş birbirinden değerli antika eşyalarla dekore edilmiş. 2002 yılından bu yana hizmet veren Museum Hotel, konumu sayesinde Kapadokya’nın muhteşem manzarasını da iç mekanlara taşıyor. Otelin bütün odaları, restoranı ve terasından Avanos, Göreme, Güvercinlik ve Kızıl Vadi’yi kuşbakışı izlemek mümkün. Seçkin misafirlerine en üst seviyede hizmet vermeyi amaç edinmiş olan Museum Hotel, toplam 30 odayla faaliyet gösteriyor. Otelde, hem şirket toplantıları için kullanılan hem de Kapadokya’da yaşayan yerel sanatçıların eserlerinin sergilendiği profesyonel bir toplantı odası da bulunuyor. Wellness konusunda da son derece başarılı olan otelin, modern Türk ve Kapadokya mutfağının en güzel örneklerinin tadılabileceği restoranı Lil’a, bağımsız girişi sayesinde otel müşterilerine ve dışarıdan gelen misafirlere hizmet veriyor. Kapadokya’nın en güzel manzaralarından birine sahip olan Lil’a, uluslararası festivallerde ödül almış şefleri ve profesyonel kadrosuyla birbirinden leziz tariflere imza atıyor. www.museum –hotel.com 60 61 GURME MUSEUM HOTEL/LIL’A PENNE BONFİLE SARMA ÇİLEK BAHÇESİ KUZU TANDIR 62 Lil’a Restoran Kapadokya yöresi ve modern Türk mutfağının en özel lezzetlerini sunmak için Kütahya Porselen’in yalın formlardaki beyaz porselenlerini tercih ediyor. HAKKIMIZDA... Kapodakya yöresinin ve modern Türk mutfağının en özel lezzetlerini tadabileceğiniz Lil’a Restoran’da, Kütahya Porselen serileri kullanılıyor. Otelin Mutfak Şefi Mustafa Büyükhan’la Kütahya Porseleni tercih etme nedenlerini ve yeni otel serisi hakkındaki görüşlerini aldık. Otelinizde Kütahya Porselen’in hangi ürünlerini kullanıyorsunuz? Çorba kaseleri ve altlıkları, tatlı tabağı, ekmek tabağı, alakart yemek tabakları, tuzluk, biberlik, peçetelik, kürdanlık ve kahve fincanlarını kullanıyoruz. Kütahya Porselen’in yeni otel serilerini de çok beğendik. Özellikle çorba kaselerinin formları çok güzel. Otelinizin yemeklerini ve sunumunu dikkate alarak, servis takımlarında hangi renkleri ve formları tercih ediyorsunuz? Beyaz haricinde bir renk asla kullanmıyoruz. Desenli ve renkli ürünlerden çok, beyaz tasarımları otelimize ve yemeklerimizin tarzına daha uygun buluyoruz. PENNE üzerine unu, tuz gibi serpin. 1 paket penne makarna Kekiği, soğanı, domatesleri, 5 adet domates sarımsağı ilave edip üzerini ör- 3 diş sarımsak tecek kadar su koyun. Bir saat 150 gr mozeralla peyniri kısık ateşte güvecin kapağını 3 yemek kaşığı zeytinyağı açmadan pişirin. 1 yemek kaşığı tereyağı 3 adet taze soğan ÇİLEK BAHÇESİ Tuz, karabiber ½ kilo kokulu çilek Hazırlanışı: 4 adet domatesi ½ kilo vanilyalı dondurma rendeleyin. Üzerine bol su ek- Bir çay bardağı kanyak leyip kaynamaya bırakın. Hazırlanışı: Çilekleri yıkayıp, Penne makarnayı, kaynayan kuruması için bırakın. Kanyak domatesli tuzlu suda 10 daki- ve dondurmayı birbirine yedi- ka haşlayıp süzün ve tereyağını rerek karıştırın ve derin don- ekleyin. Diğer taraftan soğanları durucuda ince ince kıyın. Kalan domatesi istediğiniz büyüklükte doğra- rendeleyin. Sarımsakları soyup yın. Servis kasenize önce biraz ezin. Zeytinyağını bir tavada çilek, ardından dondurma ve kızdırıp taze soğan, domates, tekrar çilek koyup, üzerine bir sarımsak ve tuzu ekleyip ka- tatlı kaşığı kanyak ilave ederek vurun. Ateşten aldıktan sonra servis edin. bekletin. Çilekleri peynirle servis edin. BONFİLE SARMA KUZU TANDIR 6 adet bonfile 2 adet kuzu kol 1 su bardağı kıyılmış mantar 1 yemek kaşığı un 1 adet orta boy soğan 4 adet orta boy domates 1 tutam maydanoz 1 yemek kaşığı kekik 1 tutam dereotu 1 yemek kaşığı tuz 1 yemek kaşığı margarin 1 baş sarımsak 2 adet yufka 1 adet orta boy soğan Sebze garnitür 1 yemek kaşığı karabiber Hazırlanışı: Bonfileleri iyice dö- 1 yemek kaşığı tereyağı vüp, inceltin. Bir yemek kaşığı Tuz yağ, kıyılmış mantar ve küp küp Hazırlanışı: 2 adet kuzu ko- doğranmış soğanı, mantarların lunu küçük güveç kaselerine suyu çekinceye kadar kavurun. sığabilecek iri parçalar halinde İçerisine kıyılmış maydanoz, de- bölüp yıkadıktan sonra, güve- reotu ve tuz ilave ederek ocak- ce yerleştirin. İçine bir kaşık tan alın. Dövülmüş bonfileyi margarin, tuz ve karabiber atıp biraz tuzlayın. Üzerine mantarlı etler suyunu çekene kadar kı- içten sürüp rulo yapın. Bu ru- sık ateşte 30 dakika pişirin. loyu önce bir yufkaya, ardından Domates, soğan ve sarımsak- da yağlı kağıda sarıp barbeküde ları istediğiniz büyüklükte doğ- pişirin. Dömiglas sos ve garnitür rayın. Etler nar gibi kızarınca ile servis edin. 63 EN YENİ OTEL SERİSİ SEA WAVE SERİSİ profesyonel sofralarda zarif bir imza Kütahya Porselen’in yeni otel serileri, yenilikçi tasarımları ve üretim kalitesiyle profesyonellerin gönüllerini fethetti. 64 PERA SERİSİ BALIK SERİSİ alıpları yıkan formlar, deniz dalgalarının yumuşak K geçişleri, yuvarlak hatlarla yakalanan zarafet… Kütahya Porselen’in profesyonelleri düşünerek yarattığı yeni otel serileri göz kamaştırıyor. Sea Wave, Pera, Safir, Deniz, Tropik Line, Fiyonk ve Balık adlarını SAFİR SERİSİ taşıyan bu seriler, firmanın tasarımdaki yenilikçi çizgisini gözler önüne seriyor. Kütahya Porselen’in profesyonellerin kullanımına yönelik olarak ürettiği serileri 20 farklı seçeneğe sahip. Dünya gastronom ölçülerine sadık kalınarak hazırlanan bu seriler, kullanıcının ihtiyaçları gözetilerek Kütahya Porselen kalitesinde üretiliyorlar. Yüksek üretim kapasitesi dolayısıyla her türlü ihtiyacı çok kısa zamanda karşılayabilen firma, özel logo ve tasarım çalışmaları da gerçekleştirebiliyor. Porselenin en güçlü halini en zarif formlarla işleyen Kütahya Porselen, tasarım çeşitliliğinin yanı sıra dayanıklılığı da ön plana çıkarıyor. Özellikle otel serileri içinde kenar kırılmalarına karşı özel zırhlı ürünler hazırlanıyor. Geçmişe olan bağlılığını da sürdürmeyi ihmal etmeyen Kütahya Porselen, klasikleşen serilerini, küçük değişikliklerle çağa ve yeni tasarım beklentilerine uygun hale getiriyor. Yıllar içinde ana formlarını kaybetmeden varlığını sürdüren klasik seriler arasında, yuvarlak ve sade hatları ile dikkat çeken Ent Otel, HK/OE, Antalya, Frig ve Efes; incecik zarif çizgileri ile Zümrüt, Dünya, Roma ve Jüpiter; belirgin rölyeflerle bezenmiş Neptün, Didim; formunun en zarif halini yansıtan Oval; zamanın akışını çizgilerle yeniden yorumlayan Şato serisi de yer alıyor. 65 MİMAR GÖKHAN AVCIOĞLU EVRENSELİ TASARLAMAK Mimaride modernist şablonların dışına çıkan Gökhan Avcıoğlu’nun son projeleri arasında yer alan Kuum Otel ve Borusan Müzik&Sanat Evi çok konuşuldu. Ünlü mimar projelerinden bahsederken özellikle kentsel dönüşümün üzerinde duruyor. Yazı Selin Akal, Fotoğraflar GAD Mimarlık, Portre Fotoğrafı Münhan Çınar Gökhan Avcıoğlu One&Ortaköy 66 One&Ortaköy Exploded House, Bodrum Borusan Müzik ve Sanat Evi, Beyoğlu İmza attığı projelerle hem yurtiçinde hem de yurtdışında ilgiyle takip edilen Mimar Gökhan Avcıoğlu’yla, kentsel dönüşüm, şehircilik ve mimarlık üzerine sohbet ettik. Fetişist mekan tasarlamaktan kastınız ne? Farklı eğilimleri olan insanlar yakalamak çok zor. İnsanların kendi evlerinde kendilerine ait bölümler olmalı. Bu bölümleri de Projelerinizi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? kendileri yaratmalı. Böylece ev, müze olmaktan ya da tek başına Benim için her şey mimariyle ilgili. Mimari de hayatla ilgili... bir tasarım nesnesi olmaktan çıkıp yaşayan bir mekan oluyor. İçmimari ve tasarım elbette ki ayrılmaz bir parça, ancak bir adım Farklı potansiyelleri, değişik yaşam alanları tasarlayarak değer- daha arkadan gelen yoğunluklar. Bir yapıyı ben inşa etmesem lendiriyoruz. Evin garajını küçük bir hamama çevirmek gibi… bile mimarlık gözüyle bakar ve düşünürüm. GAD Architecture İç mekan tasarımlarında neye öncelik veriyorsunuz? olarak eğer seçme şansımız varsa genellikle bu değerler üzeri- Güney Afrika’dan yeni döndüm. Orada insanların çok daha ne projeler seçiyoruz. rahat bir yaşamları var. Birçok şeyi tasarımcı imzasıyla yapsalar İçmimari uygulamaları da yapıyor musunuz? da kendi vahşi ve doğal yaşamlarını, deniz ile karadaki bütün o Bazı müşterilerimiz bizim mimari çizgimizi beğendikleri için doğal hayatı evlerine taşımayı tercih ediyorlar. Türk insanı evcil evlerinin ya da iş yerlerinin iç mekanlarını da düzenlememizi ama bu evcilliği doğru değerlendiremiyorlar. Evin iki tane bölümü istiyorlar. Ben, bir mimarın ya da içmimarın fetişist bir şekilde vardır aslında; özel ve genel mekanlar. Bu alanların dengesi çok sadece malzeme ve form üstüne mekan tasarlamasından yana önemli. Hatta iki mekanın birbirine geçişi de çok iyi ayarlanmalı. değilim. Bir mekan, farklı kişilikleri ve farklı koleksiyonları bir ara- Evin maksimum alanının iyi kullanmasıyla bu mümkün oluyor. ya getirmeli. Bu sebeple ev dekorasyonu yapacağım kişileri bir şeyleri biriktiren, bir şeyleri yaşamayı seven ve evinde vakit geçiren insanlardan seçiyorum. Hem dış hem de iç mekan tasarımı yaptığınız projeler var mı? Esma Sultan Yalısı’nın hem iç hem de dış mekanını yap67 MİMAR GÖKHAN AVCIOĞLU “Türkiye mimari ve tasarım alanında çoğu ülkeye nazaran çok daha iyi mimarlara, içmimarlara ve girişimcilere sahip” Kuum Otel, Bodrum tık. Eski bir yapının içine girip yeni bir mekan yaparak Borusan yerek dolaşma keyfine çoğu şehirde varamıyoruz. Otomobiller Müzik ve Sanat Evi’ni yeniledik. Kuum Otel’in sosyal ve genel her yerde… mekanlarını tasarladık. İç mekan kesinlikle yapmam diye bir şey yok. Sonuçta iç mekan tasarımından da birçok şey öğrenebiliyorsunuz. İç, dış ayırmaksızın benim için değeri olan projeleri tercih ediyorum. Peki bu durumun düzelmesi için yapılması gerekenler nedir? Daha mantıklı ve düzenli şehir planlamaları yapılması gerekiyor. Sokaklara baktığımızda birbirinden farklı projeleri yan yana Destek aldığınız içmimarlar var mı? görmeye başladık. Şu anda kentsel düzlemde sorunların çö- Dediğim gibi bizim öncelikli işimiz mimarlık. Bu sebeple, işin zümü imkansız gibi. Biz mimarlar ve içmimarlar olarak yaptığı- içine içmimari girdiğinde uzmanlaşmış arkadaşlarımızdan des- mız projelere imzamızı atıyoruz. Şehri planlayan kişilerin ise kim tek alıyoruz. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında farklı içmimar olduğu, kararlarını neye göre verdikleri belli değil. Sadece ben arkadaşlarımızla çalışmalar yaptık. Şu aralar bazı projelerimizi değil mimarların hemen hemen hepsi bu gidişattan rahatsız. Dara Kırmızıtoprak’la paylaşıyoruz. Birçok kentsel dönüşüm projesine imza attınız. Bu projelerin devamı gelecek mi? Türkiye’de mimarlığın seyri nedir? Benim bu konuyu açıklık getirebilecek bir tezim var. 19. yy sonuna kadar üretilmiş mimarinin genel olarak benzer bir Bence bir şehirde mimari ve iç mimari kadar kentsel alan- ivmesi vardı. Malzemenin imkanlarından yola çıkarak bu so- lar da ön planda tutulmalı. Türkiye aslında mimari ve tasarım nuca varmak mümkün. 19. yy’ın sonuna doğru, strüktürel üs- olarak ele alındığında çoğu ülkeye nazaran çok daha iyi mimar- tünlükler ve yeni malzemeler ortaya çıktı. Böylece 20. yy. bir lara, içmimarlara ve girişimcilere sahip. Fakat şehircilik kuruluş- önceki dönemin antitezi olarak gelişti. Hem iyi hem de kötü ları maalesef 50 yıl önceki yönetmelikleriyle hareket ediyorlar. şeyler üretildi. 21. yy ise biz bu iki dönemin sentezini yapmaya İyi mimariler ve mekanlar var, ancak bunların tamamını bile bir çalışıyoruz. Hızlı şehirler yerine yavaş şehirler, daha az enerji araya getirseniz iyi bir şehir elde edemiyorsunuz. En başta yürü- kullanmaya dayalı yapılar, daha kalıcı özellikleri ön plana taşı- 68 Beşiktaş Balık Pazarı HAKKIMIZDA... Projelerinizde Kütahya Porselen kullanıyor musunuz? Otel serisi gibi profesyonel serilerini kullanıyoruz. Ayrıca yurtdışı ziyaretlerimizde yanımızda götürdüğümüz ya da yabancı misafirlerimize hediye ettiğimiz ürünler arasında, KüExploded House, Bodrum tahya Porselen ürünleri de oluyor. Kütahya Seramik’in tasarımlarını mak, sürdürülebilir olmak gibi çabalarımız var. Teknolojik yenilikler tasarım konusunda size yardımcı oluyor mu? Mimarlık biraz hantal seyreder, moda gibi değişim göstermez. Doğru ölçüler ve maddiyat gerektirir. Ancak, mimarlık kalıcıdır. Dijital teknoloji, hem inşa etme hem de tasarlama konusunda bize çok yardımcı oluyor. Teknolojik yeniliklere şu an alışma sürecindeyiz ama yakın zamanda her şey çok daha netleşecek. Dijital teknoloji ile birden fazla sonucu kısa sürede test edebiliyorsunuz. Ve çoğaltıp alternatiflendiriyoruz. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi kapsamında birçok etkinlik, tasarım ve organizasyon gerçekleştiriliyor. Sizin İstanbul’unuz nasıl? İstanbul o kadar zengin bir şehir ki, her noktası bir başka güzel. Ben de bu şehirde yaşamaktan ve burada herhangi bir şey yapmaktan heyecan duyuyorum. Ancak daha önce de söylediğim gibi şehir kurgusu konusunda sıkıntıları olan bir kentte yaşıyoruz. İstanbul’un hem mimariyle hem de sanatla yapılacak müdahalelere ihtiyacı var. Şehir planlamacıları nasıl buluyorsunuz ? Yerli ya da yabancı diye ayırmaksızın, tanınmış ve işinin ehli tasarımcılarla yeni seriler oluşturmasını dört gözle bekliyoruz. Bu hem Kütahya Seramik’e hem ülkemize yeni bir temsiliyet de getirecektir. İç piyasa ile profesyoneller için olan seriler belirgin bir şekilde birbirinden ayrılmalı diye düşünüyorum. Bunu da, en iyi şekilde bahsettiğim tasarımcılar yapacaktır. Kütahya Seramik gibi güçlü markalar iki yılda bir tasarım yarışması açabilir ve genç tasarımcıların çıkışına imkan verebilir. Sosyal bir proje olarak, çini veya seramik müzesi kurulabilir. Bu müze, workshop’lar yapıp dünyanın her yerinden seramikçi ve tasarımcıları bir araya getirebilir. konusundaki problemleri çözüme ulaştırabilirsek çok daha güzel bir şehir ortaya çıkartabiliriz. 69 KÜLTÜR MİRASI MARDİN ZAMANIN DURDUĞU ŞEHİR Kudüs ve Venedik’ten sonra dünya mimari mirasını en iyi koruyan üçüncü kent seçilen Mardin’de taşın, toprağın ve huzurun hikayesini dinlemeli, ara sokaklarda kaybolup reyhan kokusunu içinize çekmeli, dinlerin ve dillerin kardeş şehrini baştan sona keşfetmelisiniz. Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Levent Bozkurt ardin Havalimanı’ndan şehre doğru yola çıktığınızda İki ana caddesi bulunan Mardin’de yol boyunca, ünlü za- ilk olarak yeni yerleşim merkezi karşılıyor sizi. Taşın M naatkarların dükkanlarına inen daracık sokaklar ve sarı kireç ve toprağın yüzyıllık hikayesinin anlatıldığı Eski Mardin taşından yapılmış evler çıkıyor karşınıza. Kimi dededen toruna ise yeni yerleşim merkezinde yükselen çok katlı apartmanlara kalmış, kimisi de farklı dil ve dinden ailelere kucak açmış ge- inat, vakur bir şekilde dağın yamacından gülümsüyor. Uzaktan çen yıllar boyunca. Mardin mimarisinde Selçuklu etkisi sezilse bakıldığında bu yamaçlara konumlanmış altın rengi binaların de, yapıların tamamına yakını Artuklu zarafetiyle şekillenmiş. kayalıklarla bütünleşmesinin zarafetini seyre dalıyorsunuz. M.Ö 1101-1312 yılları arasında Mardin’de hüküm süren Ar- Mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile tukluların hediye bıraktıkları mimari detaylar, ilk olarak yapıların zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğu’nun şiirsel kenti dışında göze çarpıyor. Titizlikle dizilen taşlar ve profesyonelce Mardin, M. Ö. 4500 yıllarında başlayan yerleşik hayat ve ege- konumlandırılmış işlemeler, tarihi binalara farklı bir görünüm ka- menliği altına girdiği devletler sayesinde ‘dünya kenti’ olmayı zandırmış. Geniş avlulu ve birkaç katlı geleneksel evler, kolay başarmış. Kilise çanının ezan sesiyle karıştığı tarihi sokaklar, işlenebilen kalker taşıyla inşa edilmişler. Kapalı yaşam biçiminin Mezopotamya’nın iştah kabartan topraklarından gelip geçen tüm özelliklerini taşıyan bu evlerin ön avluları güneye bakacak uygarlıkların egemenliği altında yüzyıllara meydan okumuşlar. şekilde konumlandırılmışlar. 70 71 KÜLTÜR MİRASI MARDİN Mardin Müzesi i Kırklar Kilises Deyrulzafaran Manastırı MARDİN’DE GÖRMENİZ GEREKEN 10 YER Mardin Müzesi Şehir merkezine konumlandırılan Mardin Müzesi’nde güzel örneklerini de Midyat’ta bulmak mümkün. Dara Harabeleri Asur, Urartu, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Os- Mardin’e yarım saat mesafedeki Oğuz Köyü’nde yer alan manlı devletlerine ait seramikler, damga ve silindir mühürler, Dara Harabeleri, Eski Mezopotamya’nın en önemli kentlerinden sikkeler, kandiller, figürinler, gözyaşı şişeleri, takılar ve vazolar birisi. Büyük İskender ile Pers İmparatoru Darius’un savaşına sergileniyor. sahne olmuş bu antik yerleşim alanı, İran Hükümdarı Darayuvaşi Nasra Şimmeshindi’nin Atölyesi tarafından kurulmuş. Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve Mardin ve çevresindeki kiliselerin sunak perdelerini ve ör- sikkeler bulunmakta. tülerini hazırlayan Nasra Şimmeshindi, tarihi çok eskilere da- Deyrulzafaran Manastırı yanan basmacılık sanatının Mardin’deki tek temsilcisi. Merkez 4. yüzyılda yapılan Deyrulzafaran, Yukarı Mezopotamya’nın ve çevredeki kiliselerde onun elinden çıkan basmaları görmek en tanınmış tarihi yapıtlarındandır. Halen, Süryani Kadim Ce- mümkün. Basmaları dışında Nasra Şimmeshindi’nin bir de ev maatinin dini merkezi olan manastırın içinde tarihi bir İncil ve yapımı şarapları meşhur. kutsal bir taş bulunmakta. Mardin Kalesi Zinciriye Medresesi Diğer adı ‘kartal yuvası’ olan Mardin Kalesi, yüzyıllar boyunca Medrese mahallesinde yer alan Zinciriye, 1385 tarihinde ta- farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Sarp kayaların üzerine mamlanmış. Tarihi yapı, cami, türbe ve çeşitli ek bölümlerden oturmuş kalenin güney kesiminde bulunan kule ise hala ayakta. oluşmuş. Kırklar Kilisesi Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhane 5.yy’da yapılan Kırklar Kilisesi, ince taş işçiliği ile işlenmiş 1860 yılında Patrik Antuan Semheri tarafından yaptırılan ki- mihrapları, dört yüz yıllık ahşap kapıları, 1500 yıllık kök boya lisede, kemer, yuvarlak taş sütunlar ve korkuluklar yer almakta. ile baskı perdeleri, geniş avlusu içindeki çan kulesi ve adeta 1895 yılında Antakya Patriği İğnatuos Benham Banni tarafından dantel gibi işlenmiş divanıyla ünlü. 1170 yılında kırk şehitlere inşa edilen Patrikhane ise bugün müze olarak hizmet veriyor. ait kemiklerin getirildiği kilise günümüzde Mardin Metropolitlik Kilisesi olarak hizmet veriyor. Mor Gabriel Manastırı Midyat’a beş dakika mesafedeki manastır, Süryani Cema- Midyat atinin ünlü ve büyük yapıtlarındandır. Manastırın temelleri M.S. Mardin’e yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Midyat, taş konakla- 397 yılında atılmış ve kısa sürede tamamlanmış. Cumhuriyet’in rı, kemerli geçitleri ve minare gibi yükselen çan kuleleriyle bir ilanının ardından uzun süre terk edilen Mor Gabriel günümüzde ortaçağ kentini andırıyor. Telkari diye bilinen taş işçiliğinin en yeniden faaliyete geçmiş. 72 Taşın, toprağın ve huzurun şehri Mardin’den, özgün kapılar ve taş duvar dokuları ile gerçeküstü manzaralar... 73 ESTETİK DOKUNUŞ KÜTAHYA SERAMİK ŞIKLIĞIN ADRESİ Kütahya Seramik’in birbirinden şık tasarımlarıyla güzelleşen mekanlar sadece evlerle sınırlı değil. Aralarında otel ve yatların da bulunduğu birçok yaşam alanında Kütahya Seramik’in estetik dokunuşuna rastlamak mümkün. Yazı Selin Akal BANANA OTEL GÖLTÜRKBÜKÜ BODRUM Bodrum’un Göltürkbükü beldesinde konumlanan Banana Boutique Hotel’in sahibi Kemal Özyurt, Kütahya Seramik’i tercih etme nedenini kaliteli ve hesaplı ürünlerinin yanı sıra Bodrum bayisinin iyi hizmet anlayışına bağlıyor. Otelinizden kısaca bahsedebilir misiniz? 34 standart, 2 suit ve 1 king suit’ten oluşan otelimizin her odası, kendine özgü dekorasyonuyla ön plana çıkıyor. Farklı renk kombinasyonları ile dikkat çeken restoranımız ise misafirlerimize kişiye özel hizmet verme anlayışıyla çalışıyor. Denize sıfır otelimizin kumsalında, özel bir iskelemiz de var. Kütahya Seramik kullanarak yaptırdığınız uygulamalar neler? Kütahya Seramik, otelimizin dış mekan koridorlarında kullanıldı. Odalarda ve banyolarda ise seramik ve Brezza cam mozaik kombinasyonları kullandık. Kütahya Seramik’le çalışmaktan memnun musunuz? Şirket olarak bünyemizde dört adet otel var. Diğer otelimde de Kütahya Seramik kullanıyorum. Özellikle Kütahya Seramik’in Bodrum’daki bayisi Aysa Yapı, her konuda bize çok yardımcı oluyor. Biz de Aysa Yapı’dan ve ürünlerini kullanmaktan çok memnunuz. Neden Kütahya Seramik’i seçtiniz? En önemli nedeni Kütahya Seramik’in kaliteli ürünleri. Seramik konusunda çok başarılılar. Çoğu tüketici gibi bizim de en fazla özen gösterdiğimiz konu, hem kaliteli hem de hesaplı ürünler bulabilmek. Brezza markasını da ayrıca çok başarılı buldum. Bir diğer neden ise az önce de söylediğim gibi Aysa Yapı’nın profesyonel hizmet anlayışı. 74 OTTOMAN PARK/ SULTANAHMET İSTANBUL Sultanahmet’in tarihi dokusuyla bütünleşen Ottoman Hotel Park, Kütahya Seramik’in zarif ve şık dokunuşlarıyla şekillenmiş. Otelin Genel Müdür Yardımcısı Volkan Işık, bu estetik dokunuşların huzur dolu bir atmosfer yarattığının altını çiziyor. Otelinizden kısaca bahsedebilir misiniz? İstanbul’un en önemli tarihi mekanlarına sadece birkaç dakika yürüyüş mesafesinde olan Ottoman Hotel Park, konumu ve içmimari özellikleriyle tüm misafirlerine huzurlu bir ortam vaat ediyor. Osmanlı ile Türk temasıyla dekore edilmiş 4 deluxe, 11 superior ve 23 standart odamız bulunuyor. Muhteşem deniz manzarası eşliğindeki restoranımızda ise tüm dünyaya nam salmış olan Osmanlı ve Türk mutfağının en seçkin örneklerini tadabilirsiniz. Kütahya Seramik kullanarak yaptırdığınız uygulamalar neler? Kütahya Seramik’in ürünü olan Brezza uygulamasını, otelimizin girişinde sebil olarak adlandırdığımız bölümde uyguladık. Odalarımızın tüm banyolarında da Kütahya Seramik kullanıldı. Kütahya Seramik’le çalışmaktan memnun musunuz? Son derece memnunuz. Neden Kütahya Seramik’i seçtiniz? Ülkemizde ürün kalitesini ispatlamış ve güvenilir bir firma olduğunu bildiğimiz için tercih ettik. 75 ESTETİK DOKUNUŞ KÜTAHYA SERAMİK Fotoğraflar Osman Uğur YAT/PENDİK MARİNA Konforu ve hızı bir araya getiren yatın ferah dekorasyonu kadar yemyeşil rengi de dikkat çekiyor. Oktay Üründül tarafından dekore edilen iç mekan, Brezza şıklığıyla tamamlanıyor. Yatınızdan bahsedebilir misiniz? Yatın projesi Yiğit Akbarnaz’a ait. İç dekorasyonunu ise ben yaptım. Tekne, hem konforlu hem de süratli olsun istedik ve bu iki özelliğinde yerine getirildiğine inanıyorum. Proje olarak çok güzel tasarlanan, kullanım amacına uygun olarak dekore edilen bir teknenin içindesiniz. Yapım aşamasında, gerek teknik gerek insan hayatını kolaylaştırıcı öğelerden tasarruf etme çabasına girilmedi. Teknenin neresine bakarsanız bakın, her ayrıntının ince bir şekilde düşünüldüğünü görürsünüz. Kütahya Seramik kullanarak yaptırdığınız uygulamalar neler? Bar tezgahının üzerinde Brezza kullandık. Bütün teknelerde bu tip uygulamalar ahşap malzemeyle yapılır ancak ben ahşap kullanmak istemedim. Araştırma yaparken Brezza’nın cam mozaiklerini gördüm. Özellikle renk kombinasyonları hoşuma gitti. Tezgaha baktığınızda, denizin derinliklerini görebiliyorsunuz. Kütahya Seramik’le çalışmaktan memnun musunuz? Öncelikle kendilerine teşekkür etmek istiyorum. Geldiler, şablon aldılar ve numune yaptılar. İmalathaneye getirdiler, yerleştirdik ve gördüğünüz gibi çokta hoş bir ambiyans yakaladık. Kendileriyle çalışmaktan son derece memnun kaldım. Banyoda kullandığım el yapımı seramikler yerine de Brezza kullanmış olmayı tercih ederdim. Neden Kütahya Seramik’i seçtiniz? Profesyonel bir çalışma ortamları var. Size yardımcı olabilmek adına her şeyi yapıyorlar. Yerli marka olmalarının yanı sıra, kaliteli ve şık ürünler sunuyorlar. 76 SAĞLIK DETOKS BAHAR TEMİZLİĞİ Detoks, uzun kış ayları boyunca vücudumuzda biriken toksinlerden arınmanın bir yolu. Bahara zinde girmek için uygulanan bu temizlenme yönteminin profesyonel ellerde yapılması şart. Yazı Ali Dereli* skileri hatırlayın, kış biterken her evde bir bahar E telaşı başlardı. Kurulu olan sobalar kalkar, baca çıkışları boyanır, borular bir sonraki kış kullanılmak üzere kaldırılırken içlerindeki o kapkara kurumlar özenle temizlenirdi. Vücudumuz da uzun kış ayları boyunca benzer bir durumla karşı karşıya kalır. Besinler, pişirme şekilleri, hava kirliliği, hareketsizlik, soğuk hava koşullarıyla mücadele sonrasındaki dirençsizlik, aşırı stres ve daha birçok sebepten dolayı vücudumuz tıpkı soba örneğinde olduğu gibi kurumla dolar. Detoks, bahara girerken yapılan bu temizliğin adıdır. Kısaca vücudun maruz kaldığı oksidatif stres sonucu, toksinlerle dolan bedenin bu toksinlerden bir miktar da olsa temizlenme meselesidir. Bunun için dünya üzerinde ve ülkemizde uygulanan birçok yöntem bulunuyor. Lavman ve tümüyle bitkisel gıdalarla beslenmek bu yöntemlerden sadece birkaçı. Detoks tam olarak vücuttaki toksinlerin atılması anlamına geliyor. Bunu sağlamak için gerekli olan üç temel 78 başlıktan söz edilebilir: Antioksidanlar, temiz bir doğa, stressiz bir ortam. Bu üçü temel başlık içerisinde en önemlisi antioksidanların iyi alınıp kullanılabilmesidir. Bunların dışındaki tüm yöntemler bu işin bir gösteriye dönüştürülmesinden başka bir şey değildir. Besinlerin içindeki antioksidanların görevi vücuda girdikten sonra buldukları toksinleri alıp ter ya da idrar yolu ile dışarı atmaktır. İyi antioksidan kaynakları ile beslenip, bunu düzenli spor ve temiz hava ile bir araya getirdiğinizde, ne lavman gibi acı veren uygulamalara, ne de ilaç kullanmanıza gerek kalır. A vitamini, E vitamini, selenyum, çinko, likopen, C vitamini gibi birçok antioksidan bulunur. Bu vitamin ve minerallerin birbirleri ile etkileşimleri ve pişirme teknikleri bile detoks sürecini doğrudan etkiler. Bu konuda yardım almak için profesyonel ellerde olmak çok önemli, aksi takdirde kurumları temizlemek için eliniz, yüzünüz kir, pas içinde kalabilir. *Güral Sapanca Wellness Park diyetisyeni Ayak de etoksu Detoks sürecine başla- madan önce, toksinlerin hangi bölgede daha fazla biriktiği bilgisine sahip olmak, o bölgenin yararına olan besinleri seçmek açısından önemlidir. Örneğin uzmanlar ayak altından geçen damarları inceleyerek vücudun genel sağlık durumu ile ilgili ciddi sonuçlara ulaşabiliyorlar. Hatta bununla ilgili Nobel ödülü almış bir cihaz da var. Ayak detoksu yapan bu cihaz, suyun içerisine verdiği elektronlar sayesinde vücudun hangi bölgesinde toksin fazlalığı olup olmadığını gösteriyor. Yaklaşık yarım saat süren uygulama ile karaciğer, böbrek ya da başka organlarda daha çok antioksidana, hatta hangi tür antioksidana ihtiyaç olduğu tespit edilebilir. Eğer bir detoks programına başlayacaksanız öncesinde bir ayak detoksu yaptırmanızda fayda var. Suyun içerisine verdiği elektronlar sayesinde vücudun hangi bölgesinde toksin fazlalığı olduğunu gösteren Nobel Ödüllü alet, Güral Sapanca Wellness Park Aliva Spa’da kullanılıyor. 79 BAYİ DİVAN CENTER Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? Divan Center 1997 yılında kuruldu. Perakendede en kaliteli ürünlerin satışını gerçekleştiriyoruz. Kurulduğumuzda bu kadar çok marka ve markalaşma yoktu. Ancak ekonomimizin büyümesiyle farklı markalar oluşmaya başladı. Biz de bu farklı markaların en kaliteli ürünlerini mağazalarımızda sergiliyoruz. Elbette ki, bizim için en keyifli çalışma ortağı Kütahya Porselen. Kütahya Porselen ile ne kadar zamandır çalışıyorsunuz? Çok uzun yıllardır çalışıyoruz aslında. Mar- İstanbul Bayrampaşa’daki ka kendi mağazacılık felsefesini benimseyip Divan Center’ın sahibi corner’larına ağırlık verdiğinden bu yana, sa- Halil Temel Kütahya Porselen ile kurduğu gönül bağını anlattı. içerisindeyiz. Yazı Selin Akal, Portre Leyla Yaman nırım üç yıldır, çok daha ağırlıklı bir iş ortaklığı Divan Center’da Kütahya Porselen’in hangi ürünleri ağırlıkta? Özellikle porselen bazında çalışıyoruz. Zaten, Kütahya denince akla kaliteli porselen geliyor. Her geçen gün artan yeni modelleri, müşterilerimiz tarafından da beğeniyle takip ediliyor. Yeni çıkan koleksiyonlara ilgi nasıl? Kütahya Porselen’in sofra kültürü, geniş bir yelpaze seçeneği sunuyor. Marka, Türkiye’de ve dünyada çok önemli bir yer edinmiş durumda. Çatal-bıçaktan kahvaltı setine, porselen çorba kasesinden yemek takımlarına kadar birçok seçenekle şık sofraları tamamlayan Kütahya Porselen, bu sayede rakiplerine fark atmış durumda. Kalitesinden ve yıllara dayanan geçmişinden dolayı tüketici gönül rahatlığı içinde Kütahya Porselen’i tercih etmekte. Kütahya Porselen’le çalışmanın firmanıza kazançları nelerdir? Kütahya Porselen, çok iyi ve kaliteli bir marka. Bize kazandırdıklarına gelince, markanın yerli üretim olması, sağlık koşullarını ilk sırada tutması, şık koleksiyonları ve ka- Kütahya Porselen zarif serileri ile her yaş grubundan tüketiciye, geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. liteli malzemesi müşterimize karşı bizim her zaman gururla satış yapabilmemizi sağlıyor. Çünkü bu coğrafyanın en köklü porselen üreticisiyle çalışıyoruz. 80 BAYİ ARMA SERAMİK Ankara, Kütahya Seramik’in satış noktaları açısından iddialı olduğu kentlerden biri. Arma Seramik, 2003 yılından bu yana Ankara’da Kütahya Seramik ürünlerinin satışını yapıyor. Arma Seramik Genel Müdür’ü Raşit Genç, iş ve çözüm ortağı olarak gördüğü Kütahya Seramik’i anlattı. Yazı Belit Şenol Fotoğraflar Cengiz Oğuz Gümrükçü Firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz? Arma Seramik 2003 yılında faaliyete başladı. Ulus ve Çankaya’da olmak üzere iki showroom’umuz var. Elimizdeki Kütahya Seramik koleksiyonlarının yaklaşık yüzde 80’ini stokta tutuyoruz. Şu an her iki mağazamızda da yenileme çalışmaları devam ediyor. Bu mağazamızda 5 kişilik bir kadroyla hizmet veriyoruz. Arma Seramik bünyesinde 28 kişi çalışıyor. Nakliyemizi kendimiz yapıyoruz; yüklemeboşaltma da depolarımızda yapılıyor. Ankara’da üç adet depomuz var. Firmanızda sunulan hizmetler neler? Bizim satışını yaptığımız beş ana ürün grubumuz var. Bunun en önemli bölümünü ise Kütahya Seramik ürünleri oluşturuyor. Kütahya Seramik’in seramik kaplama malzemeleriyle granit seramik, klozet, lavabo, evye, batarya ve armatürler satıyoruz. Akrilik küvetler ve bunların tamamlayıcıları olan dolaplar, yapıştırıcılar, yapı kimyasalları diğer ürün gruplarımız arasında yer alıyor. Beş ana grupta müşterimiz var. Birincisi ve en büyük olanı büyük toplu konut müteahhitleri, ikincisi yap-sat müteahhit dediğimiz müteahhitler, üçüncüsü kooperatifçiler, dördüncüsü perakende alışveriş yapan müşterilerimiz ve beşincisi de bayilerimiz ve mimarlar. Biz yalnızca malzeme satıyoruz ve satış sonrası destek sağlıyoruz, anahtar teslim iş yapmıyoruz. Buna yönelik ufak girişimlerimiz var. Örneğin Ankara Ticaret Odası Arma Seramik’in sahibi Raşit Genç, perakende satışta ve lüks konutlarda 50x25 cm’den başlamak üzere daha büyük ebatlı ürünlere doğru artan bir talep olduğunun altını çiziyor. Fuar ve Kongre Merkezi’nin tüm ıslak mekanlarını yaptık. Kütahya Seramik ürünlerini ne zamandan bu yana satıyorsunuz? Zaten Arma Seramik’in kurulma nedeni Kütahya Seramik’tir. Ben Kütahya’da yetiştim, kader birliği ettiğimiz tüm insanlar da Kütahya’ya çok yakın insanlar. Arma Seramik’in bugün geldiği noktada yüzde 10 bizim çabamız varsa, yüzde 90 Kütahya Seramik’in yardımı vardır. Yönetim Kurulu Başkanımız Nafi Güral ve Başkan Yardımcımız Erkan Güral’ın büyük desteğiyle bu noktaya geldik. Biz Kütahya Seramik dışında bir seramik markası satmıyoruz. Yapı kimyasalları olarak yine Kütahya Seramik ürünlerini satıyoruz. Kütahya Seramik markasını nasıl tanımlarsınız? Benim için Kütahya Seramik Türkiye’nin yükselen değeri. Porselende zaten çok büyük bir marka. Biz bu markaya hem porselen hem de seramik anlamında çok emek verildiğine inanıyoruz. Özellikle Ankara’da Kütahya Seramik’in çok iddialı bir yere geldiğini görüyoruz. 82 ÜNLÜLERE SORDUK GÖNÜLÇELEN EKİBİ Aşkın dansı Güral Sapanca Wellness Park sponsorluğunda yayınlanan Gönülçelen dizisinin başrol oyuncuları, Tuba Büyüküstün, Cansel Elçin, Ayda Aksel ve Onur Saylak, en beğendikleri Kütahya Porselen ürünlerini seçtiler. Yaz Selin Akal, Fotoraflar Sabah Arivi TUBA BÜYÜKÜSTÜN Benim tercihim, dünyanın en güzel şehirlerinden birini temsil eden ‘İstanbul’ serisi. 84 ONUR SAYLAK Kırmızı rengin enerjiyi, siyahın ise gücü simgelediğini düşündüğüm için farklı tarzıyla öne çıkan ‘Prizma’yı tercih ettim. CANSEL ELÇİN ‘Selen’, sade ve doğal olmanın yanı sıra minimal bir duruş sergiliyor. AYDA AKSEL Modern ve geleneksel çizgileri buluşturan ‘Paşa’ kahve takımı, benim favorim. 85 BİZDEN HABERLER Kütahya Seramik’in yenilikçi bir anlayışla oluşturduğu ve Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren ”Çağdaş Yaşam” konseptli mağazalarına bir yenisi daha eklendi. Aydın Seramik İnşaat Ltd. Şti.’nin ikinci, Kütahya Seramik’in Ege Bölgesi’ndeki 26. mağazası 3 Nisan’da Kuşadası’nda görkemli bir törenle hizmete açıldı. Tamamen Kütahya Seramik ürünlerinin yer aldığı 3 bin 800 metrekare ala- AÇILIŞ KÜTAHYA SERAMİK AİLESİ EGE’DE BÜYÜYOR na kurulu mağaza, Kuşadası Süleyman Demirel Bulv Karaova Mahallesi’nde hizmet verecek. Bulvarı M Mağazanın açılışını, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral gerçekleştirdi. Nafi Güra açılış konuşmasında “Yeni bir işyerinin açılGüral GÜRAL SAPANCA’DA “KLASİK” BİR YARIŞ mas aş kaynatılması amacıyla önemlidir. Buraması, da, müşterilere seçme hakkı sunulacak. Kütahya 1990’DA, KLASİK OTOMOBİL Sera Seramik’in Ege Bölgesi’ndeki 26. mağazasını, Ay- MERAKLILARINI BİR ARAYA GETİREREK, S dın Seramik ailesinin ikinci mekanını Kuşadası’nda açtık Biz de açılışa katılarak, evimizin kapılarını açtık. sizle açıyor olmaktan mutluyuz’’dedi. sizlere A Aydın ve ilçelerinden birçok davetlinin katıldığı KURULMASINDAN BU YANA 300’Ü AŞKIN ÜYE SAYISINA SAHİP OLAN KLASİK OTOMOBİL KULÜBÜ İLE HUZURLU açılış törenine, Ege Trio Grubu’nun klasik müzik ATMOSFERİ VE HİZMET KALİTESİYLE dinle renk kattı. dinletisi DÖRT MEVSİM TATİLİN ADRESİ GÜRAL SAPANCA WELLNESS PARK, BİRLİKTE KEYİFLİ BİR HAFTA SONUNA İMZA ATTI. 27 MART CUMARTESİ GÜNÜ KLASİK OTOMOBİL TUTKUNLARI GÜRAL SAPANCA’DA MUHTEŞEM BİR RALLİDE BULUŞTU. OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN ÖNDE GELENLERİ, KLASİK OTOMOBİL MÜZE SAHİPLERİ VE CEMİYET DÜNYASININ ÖNDE GELEN İSİMLERİNİN DE KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLEN ETKİNLİKTE, OTEL BAHÇESİNDE YAPILAN SLALOM VE FREN YARIŞMASININ TAMAMLANMASIYLA ÖDÜL TÖRENİNE GEÇİLDİ. TÖREN, EŞSİZ LEZZETTEKİ YEMEKLERİYLE ERGUVAN RESTORAN’DA SONLANDI. GECEYE SANATÇI ECE BERKER KEYİFLİ PARÇALARI İLE RENK KATTI. 86 Erkan Güral TÜGİK Başkanı KÜTAHYA PORSELEN 2010 KOLEKSİYONUNU ALMANYA’NIN FRANKFURT KENTİNDE DÜZENLENEN AMBİENTE FUARI’NDA 250 METREKARELİK YENİ STANDINDA MÜŞTERİLERİNİN BEĞENİSİNE SUNDU. Türkiye’nin ilk genç işadamları konfederasyonu olan TÜGİK, 3.Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda yönetim kurulu başkanlığına seçilen Erkan Güral, işadamları olarak hayallerinin işlerini büyütmek ve daha güçlü kılmak olduğunu ifade etti. Erkan Güral yaptığı açıklamada 7 federasyon ve 66 derneği bulunan TÜGİK’in 100 milyar TL’lik ciro ve 250 bin kişilik istihdama sahip ekonomik bir güç birliği olduğunu belirterek, “Şimdi bu gücü ekonomik değere dönüştürme ve üyelere ekonomik açılımlar sunma zamanı’’ dedi. Üyeleri ile birlikte ticareti geliştirmek amacıyla fuar düzenleyen Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK), pilot uygulamaya İstanbul Genç Girişimciler Derneği (İSGİD) ile başladı. “Geçtiğimiz yıl haziran ayında İSGİD projesini ortaya çıkardık. 104 kurucu üye ve 50 milyar doların üzerinde cirosu ile dikkatleri üzerine çeken İSGİD, toplumsal ve ekonomik gelişim için geliştirdiği mutlak sinerji ve paylaşım platformunun ilk adımını önceki günlerde attı. 100’e yakın İSGİD üyesi firmanın katıldığı İSGİD Workshop’ta, farklı sektörlerden genç işadamlarını bir araya getirerek, karşılıklı ticari işbirliği yapma fırsatını yarattı. Sadece İSGİD’de yıl sonu ticaret hacmi hedefi 500 milyon TL.” TÜGİK’in artık ekonomik misyonunu tam anlamıyla yerine getirme zamanı geldiğini vurgulayan Güral, bunu gerçekleştirmek için de ticari projelere imza atacakları kaydetti. Erkan Güral, ayrıca yeni “TÜGİK Web Platformu’’ ile internet üzerinden randevu sistemi kuracaklarını ve interaktif ortamda buluşan üyelerin TÜGİK Fuarı ile karşılıklı ticaret yapmalarına imkan sağlayacaklarını ve 2011 yılı için 2 milyar TL’lik bir ticaret hacmi hedeflediklerini sözlerine ekledi. FUAR KÜTAHYA PORSELEN AMBİENTE’YE RENK KATTI Ambiente 2010 fuarında ilk ke kez sergilenen yeni yemek takımı de dekorları, özellikle Avrupalı müşter terilerin büyük beğenisini toplarke ken, Naturaceram serilerindeki ren renk kombinasyonları sofra eşya yasında 2010 trendlerini yansıtır nitelikteydi. İlk kez gösterime su sunulan 4 yeni otel serisi ise tüm Ho Horeca profesyonellerinin büyük be beğenisini topladı. Yine 2010 tre trendlerine uygun olarak hazırlana nan renkli porselen uygulamaları ise en çok dikkat çeken ve ilgi gö gören ürün grubunu oluşturdu. Genel olarak fuarda global kriz krizin etkilerinin görülmesine karşın Kütahya Porselen standında El Salvador’dan Moğolistan’a 55 far farklı ülkeden yüzlerce firma temsilc silcisi ağırlandı. Mevcut işbirliklerin rinin daha da kuvvetlendirildiği Am Ambiente’de aynı zamanda pek ço çok yeni işbirliğinin de ilk adımları atı atıldı. Özellikle Avrupalı müşteriler lerin ürünlere olan yoğun ilgisi ve be beğenisi Kütahya Porselen’in çalışm lışmalarını taçlandırır nitelikteydi. Dünyanın en büyük ve en ön önemli züccaciye fuarı olması se sebebi ile sektöre bakışı yansıtan Ambiente Fuarı, 2010 yılının Kü Kütahya Porselen açısından iyi ve verimli bir yıl olacağının ilk işaret retlerini verdi. 87 BİZDEN HABERLER TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, Başkan Yardımcısı Sema Güral Sürmeli, Prof. Dr. Neşe Kavak, YİK Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, Emine Erdoğan ile ‘AB Sürecinde Türk Kadını’ toplantısı için Türkiye’yi temsilen Brüksel’e gittiler. BRÜKSEL ZİYARETİ TOPLANTI Emine Erdoğan’ın ‘AB Sürecinde Türk Kadını’ temalı toplantısı için TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut ve TİKAD üyeleri Brüksel’e gitti. Farklı kesimlerden 210 kadının katıldığı ziyaret, kadınların AB için sahaya inmesi mutabakatıyla son buldu. Toplantı sonrası hazırlanması kararlaştırılan bildiri TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut’un önerisiyle katılımcıların onayına sunuldu. Dört maddelik bildirinin temel başlıkları şöyle: 1. Üye ülkelere ziyaretler gerçekleştirilecek. 2. Oluşturulan iletişim ağı güçlendirilecek. 3. Edinilen haklar ve yasaların tam olarak uygulanması için çaba gösterilecek. 4. Kadın politikasının evrensel düzeye çıkarılması için çalışılacak. KÜTAHYA PORSELEN’E İMALAT ÖDÜLÜ TİK TİKAD ZAFER ÇA ÇAĞLAYAN’I AĞIRLADI CAPİTAL VE EKONOMİST DERGİLERİNİN Türk Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlamayı Türkiye’nin çağdaş dünya ile bütünleşmesinde aktif rol ve T almayı amaçlayan Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD), alma Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ı misafir etti. 2 Nisan Cuma Devl günü İstanbul Conrad Hotel’de düzenlenen ‘İthalat İhracat’ değerlendirme toplantısına TİKAD üyeleri, ve İh televizyon kuruluşlarının yöneticileri, ulusal basının ekonomi telev müdürleri ve köşe yazarları katıldı. Devlet Bakanı Zafer müd Çağlayan konuşmasında, Türkiye’nin 2002 yılından bu yana ekonomi alanında kaydettiği gelişmeler ile Avrupa ve dünya üretim sektöründeki yeri hakkında bilgi verildi. Bakan Çağlayan, TİKAD’ın gündeme getirdiği yerli malı kullanımına yönelik kampanya önerisine ilişkin olarak, ‘’Ülkemiz son 7 yılda siyasi ekonomik istikrarın gelmesiyle 70 milyar dolarlık yabancı doğrudan yatırım aldı. Sizin önerinizi şöyle bir çerçevede yapalım; Türkiye’de üretilen mal ve hizmetlerle ilgili bir kampanya seve seve yaparız’’ şeklinde konuştu. Bakan Çağlayan’a TİKAD Başkan Yardımcısı Sema Güral Sürmeli’nin özel tasarımı olan cam kaftan armağan edildi. TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR ÖNDERLİĞİNDE, FİNANSBANK İLE BİRLİĞİ’NİN (TOBB) KATKILARIYLA DÜZENLENEN ‘ANADOLU MARKALARI 2009’ YARIŞMA ÖDÜL TÖRENİ, FOUR SEASONS HOTEL’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ. EN ETKİLİ MARKALAŞMA STRATEJİLERİNİN ÖDÜLLENDİRİLDİĞİ YARIŞMANIN ÖDÜL TÖRENİNE, SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN DE KATILDI. BU YIL, DÖRDÜNCÜSÜ DÜZENLENEN YARIŞMADA KÜTAHYA PORSELEN, ‘BÜYÜK İŞLETMELER/ İMALAT’ DALINDA İKİNCİLİĞİ KAZANIRKEN, ÖDÜLÜ KÜTAHYA PORSELEN A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ AHMET RÜŞTÜ DÜVER ALDI. 88 Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları, ustaları bir çatı altında toplayan ve mesleki gelişimlerine katkıda bulunan KYK Usta Kulübünden sonra bayi çalışanlarını da “Bizim Ekip” Bayi Çalışanları Kulübü çatısı altında birleştirdi. Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları’nın ülke genelindeki 220 bayisinin 1.500 adet çalışanı “Bizim Ekip” Kulübüne katıldı. “Bizim Ekip” Bayi Çalışanları Kulübü, üyelerinin ürünler hakkında teorik ve uygulama bilgilerinin geliş- LANSMAN “BİZİM EKİP” BAYİ ÇALIŞANLARI KULÜBÜ mesini sağlamakla birlikte, iş yaşamında kullanabilecekleri eğitimlerle kişisel gelişimlerine de katkıda bulunmayı am amaçlıyor. “Bizim Ekip” Bayi Çalışanları Kulübü üyeleri Küt Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları tarafınd fından ferdi kaza sigortası ile sigortalanıyor. Bunların yan yanı sıra üyelerin isimlerine hazırlanmış fotoğraflı “Bizim Ekip Ekip” kartları ile anlaşmalı firmalardan indirim hakkına sah sahip olabiliyor. “Bizim Ekip” Kulübü’nün lansmanı ve ilk toplantısı EKSPO TERMAL 2010’DA GÜRAL HARLEK ÇIKARMASI Güral Harlek Thermal Resort Otel, 18-21 Mart tarihlerinde TÜYAP Beylikdüzü’nde EKSPO TERMAL 2010 Fuarı’nda yerini aldı. 1818-21 Şubat 2010 tarihleri arasında Antalya Concorde Ote Otel’de gerçekleşti. Toplantıda katılımcılara “Bizim Ekip” Bay Bayi Çalışanları Kulübü’nün tanıtımı yapılırken diğer taraf- Yurtiçi ve yurtdışından konuyla ilgili pro- tan teknik ürünlerle ilgili teorik ve uygulamalı eğitimler ve- fesyonellerin, sağlık kuruluşlarının, tıp fakül- rildi rildi. Toplantıda ayrıca iki gün boyunca devam eden spor telerinin Fizik, Tedavi ve Rehabilitasyon Ana akti aktiviteleri de düzenlendi. Bizim Ekip üyeleri futbol, tavla Bilim Dalı Başkanları ve Öğretim üyelerinin, ve bowling turnuvalarında keyifli zaman geçirdiler. Top- Termal Tesisler, Kaplıcalar ve SPA otellerinin yöneticilerinin katıldığı EKSPO TERMAL lant lantı, Bülent Serttaş konseriyle renklenen, turnuva galiplerinin ödüllerinin takdim edildiği gala gecesi ile son buldu. katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Yemyeşil bir orman arazisi içinde, çam ormanlarının tam ortasında, etkileyici doğası ve tertemiz havasıyla misafirlerine hizmet veren GÜRAL HARLEK Kütahya’ya 23 km mesafede Ilıca bölgesinde yer alıyor. Otelin yer aldığı Ilıca bölgesi dünyanın en değerli kaplıcalarından biri ve örneğine az rastlanan çok yüksek miktarda bor mineralleri içeriyor. Kronik yorgunluk ve halsizlik şikayeti olanlar için bor mineralleri en doğal yöntemler arasında bulunuyor. Güral Harlek’in sağlık üniteleri içinde, 12 ayrı masaj çeşidi ve renklerle tedavi (kromaterapi) uygulamaları da yer alıyor. 89 HABER UNICERA Unicera’da fark yarattı! Sektörün lider firmalarından Kütahya Seramik, 7-11 Nisan 2010 tarihleri arasında TÜYAP Beylikdüzü’nde gerçekleşen Türk seramik sektörünün en önemli yapı fuarlarından, 22.Uluslararası UNICERA Seramik Banyo Fuarı’nda yepyeni ve minimalist çizgilere sahip birçok yeni ürününü kullanıcıların ve profesyonellerin beğenisine sundu. er yıl farklı ve yeni konseptlerle tasarım çalışmaları- H nı sürdüren Kütahya Seramik, Jump, Lotus, Shine, Selen, Twist, Lava, Cement, Cube, Lava, City, Bologna, Galleria gibi birbirinden farklı desen, renk ve dokunuşlara sahip birçok yeni ürünü ile Unicera’da ziyaretçilerin beğenisi kazandı. Bunun yanı sıra havuz ürünleri, antislip ürünler, teknik ürünler; sırlı porselen kategorisinde 50x50, 60x60, 100x25 ve 100x50 cm gibi büyük ebatlı ürünler ve Versatile serisi de fuarda büyük ilgi gördü. Versatile serisi, tasarımındaki eşsiz geometri, fonksiyonellik ve uygulama çeşitliliği ile kullanıcıya birçok kombinasyon ve alternatif döşeme imkanı sunarken, aynı zamanda doğanın organik yapısından mimarinin geometrik yalınlığına uzanan bir skalada kullanım olanağı sağlıyor. Yaşam alanlarında farklılık arayanlar için seramik ölçülerine uygun olarak tasarlanan Brezza cam koleksiyonları ise, göz kamaştırıcı ışıltılı lavaboları ve ince bordürleri ile uygulandıkları mekana sıcaklık, estetik ve doğallık kazandırıyor. 90 HABER CKLT GIDA SEPET SEPET ÇİKOLATA T ürkiye genelinde çikolata mağazacılığı konusundaki hedeflerini günden güne büyüterek çikolata mağazacılığına franchise satış noktaları ile yeni bir yön veren CKLT Gıda 400’ün üzerinde ürün portföyüne sahip. Firmanın Ankara, Mersin, Eskişehir, İstanbul, Sakarya ve Adapazarı’ndaki mağazalarının yanı sıra İzmir-Alsancak, Çorlu, Florya Fly Inn, İstanbul-Maltepe ve Gebze Doğuş AVM’de franchise mağazaları bulunmaktadır. İnsan kaynağına çok önem veren CKLT; özellikle tüm franchise satış noktalarında personele eğitim veriyor. Satış noktaları dışında Cikolatasepeti.com adlı web sitesi ile internet üzerinden müşterileriyle buluşan CKLT’nin Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan İlhan, sitelerine olan ilginin her geçen gün arttığını söylüyor. “Çikolata ve markamıza olan ilgi, çikolata sektörünün ne kadar büyük olduğunun Ürün portföyüne her geçen gün farklı lezzet ve görsellikte ürünler ekleyen CKLT Gıda, çikolata sektörüne yenilik kazandırmaya devam ediyor. bir göstergesi. Diğer çikolata markalarının da bizim gibi hareket ettiğini görmek ise doğru yolda olduğumuzun parametresi. Cikolatasepeti.com internet portalımıza her geçen gün artan ilgi de bunu kanıtlıyor. İnternet sayfamıza müşterilerden gelen siparişler ve her yeni ürüne olan talep bizi tercih edenlere karşı sorumluluğumuzu artıyor.” Gerek ziyaretçi gerekse katılımcı olarak yurtiçi ve yurtdışı fuarları ile sektördeki gelişmeleri yakından takip eden firma 30 Eylül-3 Ekim 2010 tarihleri arasında CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ‘Bayim Olur Musun?’ fuarında da yerini alacak. 92 HABER KYK TANITIM OTOBÜSÜ Otobüsle Eğitime Yolculuk Kütahya Seramik ve KYK Tanıtım ve Eğitim Otobüsü, özel olarak dizayn edildiği için, eğitim salonu, uydu bağlantısı ve hızlı internet ulaşımı gibi teknolojik donanımlara sahip. Tüm Türkiye’yi gezen Kütahya Yapı Kimyasalları Tanıtım Otobüsü; ülkenin her köşesindeki seramik kaplama ve mantolama ustaları ile Kütahya Seramik ve KYK bayii çalışanlarına sektördeki gelişmeleri, yeni ürünleri, uygulama tekniklerini anlatıyor ve uygulamalı eğitimler veriyor. ütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kim- K yasalları Tanıtım ve Eğitim Otobüsü, kent kent dolaşarak, yapı sektöründeki bayileri, çalışanları, seramik kaplama ve mantolama ustalarını yeni ürün ve yöntemler konusunda bilgilendiriyor. Yapı kimyasalları sektöründe faaliyet gösteren ustalara, yeni malzeme ve teknolojiler ile doğru uygula- 7 Ekim 2009’da faaliyete geçti. ma yöntemleri konusunda eğitimler veriyor. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen bu girişimle yapı ustaları, çağdaş yöntem ve malzemelerle yakından tanıştırılmış oluyor. Yapı kimyasalları ve yalıtım sektörü açısından bir ilk olma özelliği taşıyan “KYK Tanıtım Otobüsü”, Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları’nın halen etkin bir şekilde bünyesinde bulundurduğu ustalara yönelik faaliyetler gösteren “KYK Usta Kulübü” üyeleri ile yine KYK satış bayilerine yönelik faaliyet gösteren “Bizim Ekip” üyeleriyle de buluşuyor. KYK Tanıtım ve Eğitim Otobüsü yurt genelindeki bütün sektörel fuarlara katılarak son kullanıcılara da ulaşıp yapı kimyasalları konusunda bilinçlendirmeyi ve çözüm reçetelerini sunmayı amaçlıyor. 94 RAKAMLARLA EĞİTİM OTOBÜSÜ Gezileriyle yaklaşık 5700 ustaya ulaştı. 2010 yılı içinde 40 noktada 4700 seramik kaplama ustasına eğitim seminerleri düzenledi. 2010 yılında toplam 10.000 usta ve 3000 bayi çalışanına ulaşmayı planlıyor. KONUKLARIMIZ Güral Harlek Genel Müdürü Aydın Üstüner ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer. ü Aydın Genel Müdür Güral Harlek ayati Yazıcı. evlet Bakanı H Üstüner ve D Güral Sapanca Wellness Park ve Güral Harlek, bakanlar, milletvekilleri, iş adamları ve sanatçıların da katıldığı renkli organizasyonlara ve popüler dizi çekimlerine ev sahipliği yapıyorlar. Güral Harlek Genel Müdürü Aydın Üstüner ile Devlet Bakanı Faruk Çelik. Gazeteci Mehmet Ali Birand. Sanatçı Zerrin Özer. Cansel Elçin ve Tuba Büyüküstün Güral Sapanca’daki Gönülçelen dizi çekimlerinde. Tuba Büyüküstün Güral Sapanca’daki Gönülçelen dizi çekimlerinde. Nebahat Çehre Güral Sapanca’daki Aşk-Memnu dizi çekimlerinde. 96 BULMACA Bir renk İçecek koymaya yarar Amudi Sporda en üst derece Helyumun simgesi 2 Hazırlayan Ali Bakın 5 Kabaca evet Ş.Urfa’nın bir ilçesi Kütahya Porselen’in renkli sofra ürünleri markası İniş karşıtı Dini tören 6 40. yılını kutlayan dev kuruluş Bulmacam›z› doğru yanıtlayan okurlarımız, Kütahya Porselen’den sürpriz armağanlar kazanacaktır. 15 Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı 43001, Kütahya Tel: (0274) 225 15 16 Çözüm anahtarıyla birlikte Eser Çetintaş adına göndermeniz rica olunur. Miras Bir besin maddesi Yazı Fal Saplantı 29 Yafta 32 Edirne’nin bir ilçesi Yoğurttan yapılan bir içecek 35 Temiz, berrak Bir binek hayvanı Üstelik 24 34 Bir seslenme sözü Holmiyumun simgesi İnsanoğlu Kiloamperin simgesi Şarkı, türkü Eskrimde bir dal Askerin su kabı Fiyat Zulmeden Kütahya Porselen’in bir yemek takımı formu 26 36 Kütahya Porselen’in el emeği cam maddeli ürünü Saflık Eski Mısır’da bir tanrı Yer 12 O yer 10 Bir haber ajansı Yıldız Dingil Oğul, evlat 3 Nazım Hikmet’in soyadı 1 Evin bir bölümü Yeterli miktarda olmayan Gemi yapılan yer Argoda esrar 27 Uzlaştırma Efelek 14 Yarı Futbolda bir vuruş şekli 28 7 9 Molibdenin simgesi Türe Maden pisliği Bayındırlık Mesaj Radyumun simgesi Düzen İri saman Seyelan İsim Sodyumun simgesi Kütahya Porselen’in bir yemek takımı formu 2 3 4 5 6 24 25 26 27 28 29 7 30 30 21 1 20 Rütbesiz asker Kıl, tüy Engel 11 Sümer mitolojisinde bin tanrı Utanma 16 Tanrı Yüksek ısıda pişirilen topraktan yapılan nesne Kötü, fena 33 Kütahya Porselen’in fileli yemek takımı formu İlaç ANAHTAR CÜMLE 98 25 Araba okunun ekseni Bir tür zamk 23 18 Pekmez toprağı Sahip, iye Kütahya Porselen’in koleksiyonuna tema olan kent Anlayışlı, sezgili kimse Tavlada bir sayı Ölen bir kişinin vasiyetini yerine getirir Madun Cet Çanakkale’nin bir ilçesi 19 Bir kağıt oyunu İnce metal parça İki tarafı ağaçlı geniş yol İridyumun simgesi 13 22 Notada durak işareti Eski dilde dul kadınlar Divit, yazı hokkası Küçük odun baltası Bir tembih sözü Bir deri hastalığı İlave Lantanın simgesi Ayrılırken birbirine esen dileme 37 17 Tayin 4 Bir süs bitkisi Hatıra İstanbul’un bir ilçesi Çorum’un bir ilçesi Deniz kuvvetlerinde general 8 Anayurt 31 Peru’nun plakası Basit Stronsiyumun simgesi Bilim 8 9 10 11 12 13 14 31 32 33 34 35 36 37 15 16 17 18 19 20 21 22 23