eşsiz bir deneyim

Transkript

eşsiz bir deneyim
ÖNE ÇIKANLAR
MODA ARZU KAPROL
KARİYER DEMET SABANCI
MİMARİ GÖKHAN AVCIOĞLU
PORTRE DİDEM ÇAPA
MÜZİK FAZIL SAY
SAYI: 11
EŞSİZ BİR DENEYİM
Formda olmak herkesin hayali,
Aliva’ya gelenlerin gerçeğidir.
Kişiye özel programlar ve
ölçümler sayesinde,
Aliva’ya gelenler önce forma girer.
Sonra bu formu, uzun yıllar korumayı öğrenir.
Kırkpınar Sapanca Sakarya
0 264 592 30 30 | guralsapanca.com
Sanat güzelliğin ifadesidir…
Bu ifade söz ile olursa şiir,
nağme ile olursa musiki,
nakış ile olursa ressamlık,
oyma ile olursa heykeltıraşlık,
bina ile olursa mimarlık olur.
Mustafa Kemal ATATÜRK
İÇİNDEKİLER
8 SERGİ Topkapı Sarayı’nda sergilenen
Moskova Kremlin Sarayı’nın seçkin
eserleri
10 SANAT Sema Güral Sürmeli’nin
yüzyıllık desenleri günümüze getiren ‘cam
kaftan koleksiyonu’
12 DEKORATİF Kütahya Seramik’in
birbirinden şık ve zarif tasarımları
16 PORTRE Didem Çapa’nın projelerinde
öncelik, ‘çevresine değer katmak’
20 STİL Anneler Günü için en güzel
hediye seçenekleri Kütahya Porselen’de
26 SÖYLEŞİ Gülsüm Güral ile Nafi Güral
Eğitim Vakfı üzerine...
44
28 ARAŞTIRMA İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti Projesi için sınırlı sayıda
üretilen tasarımlar
20
32 KARİYER Demet Sabancı’dan iş
hayatına dair ipuçları
36 KOLEKSİYON Antika tutkunu Alaattin
Haznedaroğlu’nun gramofon koleksiyonu
40 MODA Arzu Kaprol, Ecopolis adını
verdiği son kreasyonunu anlattı
44 MEKAN Güral Sapanca Wellness
Park’ta dinlenin, enerji depolayın ve
yenilenin
52 GEZİ Mavi ve yeşilin buluştuğu
Karayip adası, Grenada
56 MÜZİK Dahi çocuk olarak anılan Fazıl
Say’ın gelecek planları
60 GURME Kapadokya’daki Museum
Hotel’in restoranı, Lil’a
64 EN YENİ Kütahya Porselen’in yeni
otel serileri, yenilikçi tasarımları ve üretim
kalitesiyle öne çıkıyor
66 MİMAR Kentsel dönüşüm projeleriyle
ünlenen mimar, Gökhan Avcıoğlu
70 KÜLTÜR MİRASI Taşın, toprağın ve
huzurun şehri Mardin
74 ESTETİK DOKUNUŞ Kütahya
Seramik’le güzelleşen mekanlar
78 SAĞLIK Detoksla vücudumuzda
biriken toksinlerden arının
80 BAYİ Kütahya Seramik Ankara bayisi
Arma Seramik ve Kütahya Porselen
İstanbul bayisi Divan Center
84 ÜNLÜLERE SORDUK Gönülçelen
dizisinin başrol oyuncularının seçtiği
Kütahya Porselen ürünleri
86 BİZDEN HABERLER
90 HABER
96 KONUKLARIMIZ
48 TELEVİZYON Manken ve oyuncu
Cansu Dere ile hayata dair
98 BULMACA
Yayına Hazırlayanlar
Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş
Grubu, Toprak Center, Ihlamur
SAYI: 11
MAYIS 2010
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17
[email protected]
NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından
2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır.
4
Yıldız Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/
Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman
İstanbul. Tel: (0212) 326 30 16
Yayın Yönetmeni Fatma Özel
Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık
Görsel Yönetmen Nazlı Sarı
Yayıncılık A.Ş.
Editör Selin Akal
Basıldığı Yer: Akpınar Mah.
Fotoğraflar Ahmet Gül,
Hasan Basri Cad. No: 4,
Haydar Erçin, Münhan Çınar
Sancaktepe, İSTANBUL.
Osman Uğur
Tel: (0216) 585 90 00
EDİTÖR
Yenilikten yana mısınız?
Adım attığı her alanda başarıyı yakalayan ve bu
başarıyı bir noktada mutlaka toplum yararına çeviren
Demet Sabancı ile ‘Kariyer’ sayfalarımızda
yaptığımız söyleşide Sabancı, Kütahya Porselen
markasını duygusal anlamda bağlı olduğu bir marka
olmasının dışında yenilikçi yaklaşımından dolayı da
sevdiğini söylüyor.
Dergimizin sayfalarını çevirirken karşınıza çıkacak
‘Portre’ bölümünün konuğu Didem
Çapa ise,
yaratıcı düşünceyi dünyanın geleceği olarak yeniden
tanımlıyor. “Yaratıcılık her şeyden önce bir düşünce
biçimidir, yenilikçi bir bakışla insanlığa hizmettir,
Gülden GÜRAL
sadece bugünün değil dünyanın geleceğidir…”
Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
Müziğin dahi çocuğu Fazıl
Say hayallerinin
peşinden gidiyor ve müzikle nefes alıp vererek sayısız
şahesere imza atıyor. Mimar Gökhan
Avcıoğlu
İstanbul’da yaşamaktan heyecan duyduğunu
söylerken, eklemeden duramıyor; “Yine de bu
şehrin hem mimariyle hem de sanatla yapılacak
müdahalelere ihtiyacı var…”
Hangimizin yenilenmeye, ya da küçük bir
değişikliğe ihtiyacı yok ki?
Parlak bir fikir ya da estetik bir form hangimizi
baştan çıkarmaz?
Yenilikçi olup, fark yaratmak
değil mi önceliğimiz?
Taze bahar havasını soluduğumuz ve umarsız
heyecanlarla yazı karşıladığımız günlerde yaptık
yeni dergimizin hazırlığını… Yeni koleksiyonlarımız,
projelerimiz, etkinliklerimiz, yaptığımız söyleşiler,
işlediğimiz konu başlıkları hepsi tek bir kapıya
açıldı bu ay; yenilik!
Biz de NG’yi baştan sona bu düşünce ile hazırladık.
Yenilendik.
Farklı kapıları aralayacağımız yeni bir sayıda
görüşmek dileğiyle…
6
SERGİ
TOPKAPI SARAYI
Kremlin
Sarayı’nın
hazineleri
Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yıllık
tarihinin, yaklaşık 400 yılında yönetim
merkezi olan Topkapı Sarayı,
7 Haziran 2010 tarihine kadar, Moskova
Kremlin Sarayı’nın seçkin eserlerini
İstanbullularla buluşturuyor. Yaz Nur Eren
8
stanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın, Top-
İ
kapı Sarayı Müzesi ve Moskova Kremlin Sarayı Müzesi
işbirliğiyle düzenlediği “Moskova Kremlin Sarayı Hazineleri
Topkapı Sarayı’nda” isimli sergi, Rus çarlarının hazinesinde bulunan çok değerli eserlerin ilk kez İstanbul’da izlenebilmesini sağlıyor. Bu ilginç serginin en önemli yanı, Rus
ve Türk kültür sanat insanlarını buluşturması oldu. Projenin ikinci bölümünü “İstanbul Topkapı Sarayı Hazineleri
Kremlin Sarayında” sergisi izleyecek. Mayıs-Ağustos 2010
tarihleri arasında Moskova Kremlin Müzesi’nde organize
edilen sergide, Osmanlı sultanlarının saltanat sembolleri,
şahsi eşyaları, saray yaşamı ile ilgili eserler yer alıyor.
İstanbullu sanatseverler arasında büyük ilgi uyandıran
sergi, Rusya’nın en eski müzesi olan Moskova Kremlin
Müzeleri koleksiyonlarından derlenen yaklaşık 100 eserden oluşuyor. Ağırlıklı olarak Osmanlı-Rus ilişkileri tarihinde 16-17. yüzyıllara ait eserler yer alıyor. Çarların, devletin
başkanı, ordu başkomutanı olarak kullandıkları objeler,
saray törenlerinde, özel hayatlarında ve dini törenlerde
kullanılan değerli eserler sergileniyor.
Serginin en çok ilgi gören bölümleri ise Rusya hükümdarlarının hazinesinde bulunan ve Kremlin katedrallerini,
Moskova hükümdarlarının kabul salonlarını ya da özel
Sergilenen objeler
arasında, Rusya
hükümdarının
hazinesinde
bulunan ve Kremlin
Katedralini, Moskova
hükümdarlarının
kabul salonlarını
ve özel dairelerini
süsleyen olağanüstü
güzellikteki altın ve
gümüş eşyalar göz
kamaştırıyor.
dairelerini süsleyen olağanüstü görkemli altın ve gümüş
eşyalar oluşturuyor. İnci ve değerli taşlarla bezeli giysiler
ve din adamı cübbelerinin yanı sıra, Rus devleti ile Osmanlı
İmparatorluğu arasındaki diplomatik ve ticari ilişkiler sürecinde Moskova’ya hediye olarak gönderilen muhteşem
at koşumları, mücevherler, lüks dokumalar ve Çar’a ait
hükümdarlık simgeleri de serginin bir diğer ilgi gören bölümleri. Tarihin akışı içerisinde Osmanlı ve Rus kültürlerini
ilk kez yan yana getiren bu ilginç sergiyi bahar ayı sergi
güncenize mutlaka not edin. 9
SANAT
SEMA GÜRAL SÜRMELİ
YÜZYILLIK DESENLERİN HİKAYESİ
Sema Güral Sürmeli tarafından cam
üzerine özel bir teknikle tasarlanan
cam kaftan koleksiyonu, yüzyıllık
desenleri günümüze getiriyor.
Portre Haydar Erçin
nsanlık tarihinin en eski sanatlarından biri hiç kuşku-
İ
suz dokuma sanatıdır. Orta Asya’da başlayıp göçebe
toplumlar sayesinde gelişen dokuma sanatının en iyi
örnekleri, 16. ve 17. yy’larda Osmanlı İmparatorluğu
tarafından kullanılmış olan kaftanlardır. Topkapı Sarayı
Müzesi’nde sergilenen bu padişah giysilerinin her birinin öyküsü de farklıdır. En iyi saray kumaşı ‘seraser’ ile
hazırlanan kaftanlar, geçmişin bilinmezliği ile ilgili ipuçlarını da içinde barındırır. Washington’daki Smithsonian
Müzesi’nde de sergilenen kaftanlar, Osmanlı sanatı ve
yaratıcılığını tüm dünyaya göstermiştir.
Bu eşsiz eserlerden yola çıkan Sema Güral Sürmeli, yüzyıllık desenlerden yeni bir koleksiyon hazırladı. Camın üzerine ilk defa uygulanan bir teknikle çalışan Sema Güral Sürmeli, cam kumlama tekniği ile
desenler oluşturarak, yüzeyleri mat-parlak hale getirmiş. 80x140, 60x100, 60x80 cm gibi değişik ebatlararlanan kaftan ve cepken
da üretilen kalın camlarla tasarlanan
ygun olarak farklı desenentari modelleri, orijinaline uygun
lerde üretilmiş. Kaftanlar boyanarak, değerli taşlarla da
süslenmiş.
Tarihsel ve kültürel miraslarına
gereken
önemi
göstermeyen ulusların, güçlü
ülkeler karşısında kimliklerini
daha hızlı kaybettiklerini söyleyen Sema Güral Sürmeli,
ulusal kimliğimizin sürekliliği
ve tarih mirasımızı korumak
ve yaşatmak için bu görnat tutkemli koleksiyonu tarih ve sanat
kunlarının beğenisine sunuyor. 10
Sema Güral Sürmeli’nin
çalışmalarına konu
olan kaftanlar orijinallerine
sadık kalarak yorumlanmışlar.
Her bir eser sertifikalı
olarak hazırlanmıştır.
DEKORATİF
SERAMİK
ASİL DOKUNUŞLAR
Kütahya Seramik’in birbirinden şık ve zarif serileri arasından
aldık.
seçtiğimiz yedi farklı tasarımı mercek altına aldık
IŞIK OYUNLARI
Geçmişin izlerini modern
çizgilerle anlatan ‘Twist’
serisi, geometrik desenli
dekorlarıyla göz alıyor.
Küçük, büyük tüm
mekanlara kolayca
uygulanabilme özelliğine
sahip olan serinin, 50x25
cm ölçülerinde, beyaz
ve siyah olmak üzere
iki alternatifi bulunuyor.
Seride kullanılan siyah ve
beyaz renklerin kontrast
özelliği, mekanlara farklı
ışık efektleri kazandırıyor.
Seri ayrıca altın ve platin
dekor ya da bordürler
ile hayallerinizdeki
mekanları, farklı
konseptlerde tasarlama
imkanı sunuyor.
‘TWIST’
12
‘JUMP’
YENİ BİR BAŞLANGIÇ
TAŞIN DOĞALLIĞI
Modern tasarımı ile alışılmışın
Doğal taş dokulu ‘Lava’
dışında çizgilere sahip olan
serisi, sadelik ve şıklıktan
‘Jump’ serisi, dinamik, sportif
vazgeçemeyenlerin tercihi.
ve estetik tasarımı ile dikkat
Lappato-natürel yüzey
çekiyor. 60x30 cm ebadında
seçeneği ve sırlı porselen
üretilen seride kahve, fildişi,
teknik özellikleriyle bu seri,
gri, açık gri ve moka olmak
yazlık oteller başta olmak
üzere beş farklı renk alternatifi
üzere birçok mekanda
bulunuyor. Mekanlarda doğal
tercih ediliyor. 50x50 cm
renklerle farklı bir atmosfer
ebadında üretilen Lava,
yaratan ‘Jump’ serisinde,
fileli aksesuarları, altın ve
dekorlar 60X30 cm, yer
platin çubuk bordürleri
seramikleri 42,5x42,5 cm
ile farklı kullanım alanları
ölçüleri ile kullanıcılarının
yaratmanızı sağlıyor.
beğenisine sunuluyor.
‘LOTUS’
SADE VE ASİL
Beyazın asaletini ve
ışıltısını klasik çizgilerle
birleştiren ‘Lotus’ serisi,
natürel tasarımlı dekor
çalışması ile beğeni
topluyor. Seri, 60x30 cm
ebadında üretiliyor.
‘LAVA’
13
DEKORATİF
SERAMİK
FARK YARATAN
TASARIM
‘CEMENT’
SONSUZLUĞA
YOLCULUK
Özel rölyef dokusu ve yarattığı
ışıltılar ile diğer serilerden
Kütahya Seramik yeni
hemen ayırt edilen ‘Shine’
koleksiyonlarının en çok ilgi
serisi, farklı olduğu kadar
gören serilerinden biri olan
seçkin, sade olduğu kadar
‘Cement’, yumuşatılmış yüzey
da alımlı bir ürün olarak
dokusu ve sıcak renk tonları
kullanıcılarının beğenisine
ile mekanlara sonsuzluk
sunuluyor. Sıra dışı yansımaları
hissi kazandırıyor. Kolay
ile sadeliği ve şıklığı bir
temizlenebilme özelliğine de
arada sunan seri, 66x33 cm
sahip olan seri, sırlı porselen
ebadında, sırlı porselen karo
seramik olarak üretiliyor.
olarak üretiliyor. Serinin en
50x50 cm ebadında, bone
önemli özelliği, sırlı porselen
ve gri renklerdeki serinin,
karolarda yüzey parlaklığının
lappato yüzey alternatifi de
elde edilmesinin zor olmasına
bulunuyor.
rağmen, bu uygulamanın
başarıyla gerçekleştirilmesi.
‘SHINE’
‘SELEN’
İPEKSİ DOKUNUŞLAR
Tekstil dokusu ve ipeksi
sedefli görünümüyle özel
bir tasarım olan ‘Selen’
serisi, iç ve dış mekanlarda
kullanılabiliyor. Damask
motiflerinin uygulandığı, altın
ve platin bordürleriyle sıcak bir
duygu yaratan seri, 66x33 cm
ebadında üretiliyor.
14
PORTRE
DİDEM ÇAPA
“Yaratıcı
düşünce,
dünyanın
geleceğidir”
Didem Çapa bilime ve
sanata önem veren yaratıcı
evrensel bir toplum
için çalışıyor. Yaratıcı
Çocuklar Derneği’nin
kurucusu ve Türkiye İş
Kadınları Derneği’nin aktif
bir üyesi. İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti
Ajansı’nda direktörlük
görevini sürdüren Çapa,
yer aldığı ve hayata
geçirdiği her proje ile
çevresine değer katarak
farkındalık yaratmayı
amaçlıyor.
16
ürkiye’nin ilk hazır gıda firması Çapamarka’nın sahibi
T
Yaratıcı ve öncü projeler geliştirmek için 2001 yılında
Çapa ailesinin kızı Didem Çapa, annesinin sahibi olduğu
3. Boyut Proje Üretim Merkezi’ni kurdunuz. 3. Boyut’taki
Maçka Sanat Galerisi’nin koridorlarında çocukluk yılla-
çalışmalarınız nasıl gidiyor?
rında alevlenen sanat aşkını, gençlik yıllarında sanat tarihi eği-
3.Boyut’taki çalışmalarım İstanbul 2010 Avrupa Kültür
timiyle taçlandırdıktan sonra; bugün hayatını sanat, tasarım ve
Başkenti’nde üstlendiğim direktörlük görevi sürecinde bir du-
yaratıcı düşüncenin ateşli bir takipçisi olarak sürdürüyor.
raklama dönemi geçirdi. Ancak bu süreçte şirketimiz altında
Didem Çapa ismi sanatla iç içe geçmiş ve hep sanat-
yeni bir marka yarattık. “Bir Nokta” yeni dönemde adından sık-
la anılıyor. Üniversitede de sanat tarihi alanında öğrenim
ça söz ettirecek. 3.Boyut ise hem yeni projeleri hem de Bir
gördüğünüzü biliyoruz. Sanat tutkunuz ne zaman ve na-
Nokta Sanat Galerisi’nin etkinliklerini gerçekleştirecek.
sıl başladı?
Bir Nokta Sanat Galerisi’nde yürütülen çalışmalar
Bizim ailemizin kökleri hep sanatla iç içe olmuş. Annean-
hakkında bilgi verir misiniz? Bir Nokta’nın Türkiye’nin
nemin ve dedemin evinde sanatçılar, yazarlar, şairler ve ses
sanat ve kültürel hayatında nasıl bir rol üstlenmesini
sanatçıları buluşurmuş. Ben ise çocukluğumdan itibaren an-
amaçlıyorsunuz?
nemin galerisi olan Maçka Sanat Galerisi’nde sanatçılarla bir-
Bir Nokta, sanat objeleri, tasarım ürünleri, takıları, BNG
butiği ve promosyon malzemeleri ile ziyaretçileri-
likte, ayrıca ailem ile Anadolu’daki hemen hemen
ne değişik seçenekler sunuyor. Bunun yanı
her antik kenti dolaşarak büyüdüm. Tüm
sıra Saint Antuan’a bakan 450 metre-
bunların doğal sonucu olarak İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde
Arkeoloji ve Sanat Tarihi alanında
eğitim aldım.
“Tasarım
Tartışılıyor”,
“Yaya Sergileri”, “Nişantaşı Yılbaşı Festivali”, “Bahar Şenliği”, “Kültür İnsanı
Atatürk”, “Beykoz’un Dünü
Bugünü”, “Camda Sanatsal Yansımalar”, “Yıl 1938”,
“Cumhuriyet’in İlk Yıllarında
Kadınlar” ve “Türk Seramik
Sanatı” gibi sayısız yaratıcı proje ve serginin altında imzanız bu-
“İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti projesi Avrupa
Birliği sürecinde Türkiye için
önemli bir fırsattı. Yeterince
doğru değerlendiremediğimiz
düşüncesindeyim. Yapılanlar
zaman içinde değerlendirilecektir.
Doğru işler, doğru algılanır.
Zamana karşı direnir. Yanlışlar
ise eleştirilir ve silinir.”
tası. 22 Ekim 2009’da başlayan
“Açılış Sergisi” sonrasında İrfan
Sayar’ın “Zihni Sinir” sergisine
ve yeni yıl öncesinde farklı disiplinlerdeki sanatçıların “Melekler” sergisine ev sahipliği
yaptı. İçinde farklı etkinlikler
olan Bir Nokta’da 18 Nisan
itibariyle 5 hafta boyunca pazar
günleri tasarımcıları ve sanatçıları
buluşturarak, tasarım ve sanat pazarlarını düzenleyeceğiz. Bu süreçte
layacağız. “Taş Plaktan Günümüze” gibi özel
Yeni bir proje ve sergi çalışmanız var mı?
layan, “Yaya Sergileri” ise sanatı halkla buluşturan projelerdi.
etkinlikler için de bir buluşma nok-
25 İngiliz tasarımcı ve sanatçıyı da ağır-
luyor. Sizin için en özeli hangisiydi?
“Tasarım Tartışılıyor” Türkiye’deki tasarımı sorgu-
karelik muhteşem terası ile ayrıcalıklı
dinletilere ve herkesi etkileyecek sürpriz etkinliklere ve
sergilere ev sahipliği yapacağız.
“Kültür İnsanı Atatürk”, Atatürk’ün politik, siyasi ve askeri kim-
Türkiye’de sanatın, tasarım ve yaratıcı düşüncenin
liğinin yanı sıra ilk opera, ilk resim müzesi, ilk arkeolojik kazılar
en büyük destekçilerinden birisiniz. Kendinize böyle bir
ve eğitimde çok önemli adımlar ile ortaya koyduğu ve benim
yol çizmenizin nedeni ya da nedenlerini bizimle paylaşır
için hepsinden önde olan kültür insanı kimliğini vurgulayan bir
mısınız?
sergiydi.
Türk Seramik Sanatı sergisi seramik alanında bu güne ka-
Sanat, tasarım ve yaratıcı düşünce sadece bir ülkenin değil
dünyanın geleceğidir.
dar yapılmış en kapsamlı çalışma. Cam sergileri ise Beykoz
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti çalışmaları için-
ve Venedik gibi dünyadaki önemli cam üretim merkezlerini
de de yer aldınız. Bu konudaki çalışmalarınızı ve İstanbul
buluşturan ve bu alandaki çalışmaların bugününü sorgulayan
2010 kapsamında yapılanları değerlendirir misiniz?
sergiler. Hiçbirini ayıramıyorum hepsi emek verdiğim evlatlarım
gibiler. Yeni bir çok proje ve sergiler var.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nda direktör
olarak görev aldım. Bence bu proje Avrupa Birliği sürecinde
17
PORTRE
DİDEM ÇAPA
Türkiye için önemli bir fırsattı. Yeterince doğru değerlendireme-
tirilen “Anadolu Medeniyetlerinin Kardeş Çocukları” etkinliğinin
diğimiz düşüncesindeyim. Yapılanlar zaman içinde değerlendi-
ardından kurulan İzmir temsilciliği ile diğer kentlerimizde de yay-
rilecektir. Doğru işler, doğru algılanır. Kulaktan kulağa, sözden
gınlaşmaya başladı. Bu güne kadar Türkiye genelinde 18 ilden
söze yayılır. Zamana karşı direnir. Yanlışlar ise eleştirilir ve silinir.
180 okula ulaştık. Uluslararası 30’un üzerinde ülkeyi buluşturan
Benim kişisel görüşüm değil bu, süreci zaman belirler.
projeye imza attık. Çalışmalarımızı her yıl biraz daha derinleştirip
Takı tasarımı alanında da çok önemli çalışmalarınız
oldu, bu alandaki çalışmalarınız devam ediyor mu?
Takı alanındaki çalışmalarım 1987 yılından bu yana sürüyor.
Başlangıçta okumak, farklı teknikleri öğrenmekle geçirdiğim
geliştirerek sürdürüyoruz. www.yaraticicocuklardernegi.org
1970-1980’li yıllarda yaşayan çoğu insan için Çapamarka nostaljik bir anlam taşır. Sizin için Çapamarka ne
ifade ediyor?
zamanlar 2005 yılından itibaren üretime dönüştü. Tasarımla-
Çapamarka bana öncelikle babamı ve fabrikada geçen ço-
rım, takının alışılagelmiş alanlarının dışında farklı kullanımlarını
cukluk anılarımı hatırlatıyor. Duygusallığı göz ardı ederek baktı-
içeriyor. Bir dönem özellikle defile takıları üzerinde yoğunlaştım.
ğımda ise Türkiye’nin ilk hazır gıda firmasını…
Tasarımcıların geliştirdiği konsept doğrultusunda malzeme ve
uygulama teknikleri seçtim.
Takıda bir marka yaratmayı düşünüyor musunuz?
Sizin gerçekleştirdiğiniz tüm projelerde eğitim, sanat
ve yaratıcılığa katkı sağlama çabası hissediliyor. Peki,
nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Takı alanındaki çalışmalarımla, 2006 yılında IF 7. ve 8.
Bilim adamlarını, sanatçı ve tasarımcılarını, sanayicileri ile
Uluslararası İstanbul Hazır Giyim Fuarı Evrim Timur’un fuar
buluşturan doğru politikaları geliştirmiş ve uluslararası başarı-
açılış defilesinde, ardından 2006 yılında Turkish
lar elde eden bir ülke hayal ediyorum. Patentli ürünleri
Fashion Break-Amsterdam, Hollanda Fuar
ve markaları ile ekonomisi sağlam temellere otur-
açılış defilesinde; 2007’de Milano Moda
muş, refah içinde, üreten ve mutlu bir Türkiye
“Patentli ürünleri ve
olsun istiyorum.
sarımcısı olan Evrim Timur defilesinde;
Atatürk’ün son günlerini geçirdiği
markaları ile ekonomisi
yine aynı yıl Miss FTV Güzellik Yarışsağlam temellere oturmuş, Savarona yatına yönelik yaptığınız çaması takılarıyla ve en son 2010 yılınlışmaları anlatır mısınız?
refah
içinde,
üreten
da yeniden Milano Moda Haftası’nda
Savarona isminin anlamındaki kuğu gibi.
BNG Stratum Koleksiyonu 2010-2011
Klasik
yatların en güzeli. 20.yy’a damgasını
ve mutlu bir Türkiye
defile takıları ile yer aldım. Önümüzdeki
vuranlardan biri olan Ata’mızın yadigarı. Dayıistiyorum.”
yıl gümüş ve altın takılar ile kendi markamı
mın böyle bir değerin hurdaya satılmak yerine
Haftası’nda, Milano’da ilk Türk moda ta-
yaratmak üzere çalışmalarımı sürdürüyorum.
Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı ol-
hayata kazandırılma sürecinde çok emeği var. Ben
birkaç yıl boyunca işletmesinde rol aldım. Savarona’da
duğunuz Yaratıcı Çocuklar Derneği’ne gelirsek, öncelik-
46.Etudes Bancaires gibi uluslararası bir çok etkinlik gerçek-
le sizi böyle bir dernek kurmaya iten nedenleri bizimle
leştirdik. Savarona kültür mirasımızın çok önemli bir parçasıdır.
paylaşır mısınız? Kuruluşundan bu yana Yaratıcı Çocuk-
Türkiye’nin prestij sembollerinden biridir.
lar Derneği nasıl bir yol kat etti?
Türkiye İş Kadınları Derneği’nin (TİKAD) yönetiminde
Derneğimiz yaratıcılığı esas alıyor. Çünkü yaratıcılık olmazsa
yer alan ve kadınlara yönelik çalışmaların içinde bulunan
toplumlar mirasını, kültürünü ve geleceğini oluşturamaz. Eko-
bir isim olarak Türkiye’de “kadın” kavramını nasıl görü-
nomisini sağlam temeller üzerine oturtamaz, patentli ürünlerini,
yorsunuz?
markalarını yaratamaz. Yaratıcılık her şeyden önce bir düşünce
Türkiye’nin geçmiş köklerinde anaerkil bir süreç var. Başta
biçimidir, yenilikçi bir bakışla insanlığa hizmettir. Bir başka de-
Ana Tanrıça olmak üzere Amazonlar gibi güçlü kadın savaşçı-
yişle değişim yarışında yaratılan farktır. Henüz olmayanı ortaya
ların ana yurdu olmuş bir ülkede yaşıyoruz. Bizim kadınlarımız
koymak aslında geleceği yaratmaktır. Yaratıcı Çocuklar Derneği
Kurtuluş Savaşında da önemli roller üstlenmiştir. Sonrasında
2003 yılında kültür mirasımızı genç kuşaklara aktararak çocuk-
ilk seçme seçilme hakkından, ilk kadın pilota kadar çeşitli öncü
larımızdaki yaratıcılığı geliştirmek amacıyla kuruldu. Kuruluşu
duruşlar sergilemiştir. Sonuçta herkesin bir annesi var. Kadınlar
itibariyle kültür bilincine sahip, bilime ve sanata önem veren
Türkiye için önemli çünkü çocuklar onların ellerinde yetişiyor.
yaratıcı evrensel bir kuşak için çalışıyor. İstanbul merkezli baş-
Onlar Türkiye’nin geleceğinde önemli rol oynuyorlar. TİKAD ise
latılan çalışmalar 15 Mayıs 2006 tarihinde İzmir’de gerçekleş-
bu süreci geliştirerek ulusaldan uluslararasına taşıyor.
18
Yaşam felsefenizi özetlemenizi istersek...
Öncelikle kendimle ve dünyayla barışık olmak. Ardından çevreme ve hayata değer katan, anlam yükleyen, farkındalık yaratan süreçlerde yer almak. Ve bir gün
hala hatırlanıyor olmak.
Dinlenmek için neler yaparsınız?
Hobi alanlarımda çalışırım. Okumak, yazmak, takılarımla uğraşmak beni hep dinlendirmiştir. Bir de senede
bir kez çocuklarımla geçirdiğim bir aylık yaz tatili...
Alışveriş yapmaktan hoşlanır mısınız? Müdavimi olduğunuz alışveriş duraklarınız var mı?
Alışveriş yapmaktan çok hoşlanırım. Özellikle kitap
almaktan. Ancak ne yazık ki alışveriş yapmaya pek zamanım olmuyor. Alışverişte ulusal ve uluslararası duraklarım var. Az ama öz kaliteli seçimler yaparım. HAKKIMIZDA...
Kütahya Porselen markası sizin için ne ifade ediyor ve Kütahya
Porselen’in koleksiyonlarını nasıl buluyorsunuz?
Kütahya Porselen önemli bir
Türk markası, yılların birikimi. Üretim sürecinde gurur duyulacak bir sanayi. Gelecekte ulusal ve uluslararası
alanda çok daha başarılı işlere imza
atacaklarına yürekten inanıyorum.
Didem Çapa’nın
kuruculuğunda gelişen
Bir Nokta Sanat Galerisi,
Saint Antuan’a bakan
450 metrekarelik muhteşem
terasında farklı disiplinlerin
buluştuğu sanat etkinliklerine
ev sahipliği yapıyor.
19
STİL
PORSELEN
BİR ANNELER
GÜNÜ HATIRASI
Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/ PTS, Fotoğraf Asistanı Ayhan Edik
İnce işçilikleri, zarif
tasarımları ve çarpıcı
renkleriyle Kütahya
Porselen’den annenize
özel seçimler....
20
Bahar romantizmi...
Bu sayfada Farklı form ve renklerdeki kupalar, (adedi) 7,5 TL.
Yan sayfada Sepetin içindeki orta boy yemek tabakları, (adedi)
5,45 TL; büyük boy yemek tabağı, 7 TL. Renkli çay fincanları,
(adedi) 6,70 TL. Kahvaltı takımı, (44 parça) 429 TL.
21
STİL
PORSELEN
22
İstanbul’u yaşamak...
Bu sayfada ‘İstanbul’ serisi kuruyemişlikler,
(öndeki) 7 TL; (ortadaki) 12 TL; (arkadaki)
8,80 TL. ‘İstanbul’ serisi kuruyemişlikler, (4’lü set).
Yan sayfada ‘İstanbul’ serisi çay takımı.
23
STİL
PORSELEN
Asil ve ağırbaşlı...
Bu sayfada 1 Kalp formlu kahve fincanı, (2’li set) 98 TL.
2 İstiridye formlu kahve fincanı, (2’li set) 75 TL.
3 Taş işlemeli kahve fincanı, (2’li set) 75 TL.
4 Yaprak formlu kahve fincanı, (2’li set) 75 TL.
5 Yuvarlak formlu kahve fincanı, (2’li set) 84 TL.
6 Geometrik formlu kahve fincanı, (2’li set) 84 TL.
7 Yaldız desenli kahve fincanı, (2’li set) 126 TL.
Yan sayfada ‘İris’ formlu yaldızlı yemek takımı,
(85 parça) 860 TL. ‘İris’ formlu puantiyeli yemek
takımı, (85 parça) 860 TL.
2
3
4
5
1
7
6
24
25
SÖYLEŞİ
GÜLSÜM GÜRAL
Duyarlı
ve örnek
yaklaşım
Eğitim alanında yaptıkları
yardımları bir vakfın bünyesinde
toplayarak kurumsal bir hale
getiren Nafi Güral Eğitim
Vakfı Başkanı Gülsüm Güral
bu organizasyonla daha geniş
kitlelere ulaşmayı hedeflerken,
kişi ve kurumları eğitim
seferberliğine maddi-manevi
destek olmaya çağırıyor.
Fotoğraf Haydar Erçin
26
Nafi Güral Eğitim Vakfı’nın üç ay gibi kısa bir süre
ne halen faal olan Sosyal Yardım ve Kültür Vakfı veya kuruluş
önce kurulduğunu biliyoruz. Kısaca kuruluş amacınızı
senedinde değişiklik yapılarak, görevlerinin arasına eğitim dahil
bizimle paylaşır mısınız?
edilen Kütahya Tanıtım Vakfı aracılığı ile eğitim gönüllülerinin
Eğitim sorununun çözümünde devlet ile birlikte kişi ve ku-
çoğalmasını arzu ediyoruz.
rumların da kendilerini görevli saymaları gerektiğini düşündü-
Kısa bir süre önce kurulmasına rağmen eğitim dı-
ğümüz için Nafi Güral Eğitim Vakfı’nı kurduk. Eşim Nafi Güral
şında yaptığınız yardımlar da var. Bunlardan bahse-
eğitime destek vermeyi görev saydığı için her fırsatta bu göre-
der misiniz?
vini yerine getirdi. Doğal olarak bu çalışmalar aile içindeki soh-
Eğitim alanında sürdürdüğümüz destek projelerinin yanı
betlerin de konusu oluyordu. Bu sohbetler esnasında eğitime
sıra; Elazığ’da yaşanan depremden sonra bölgeye özellikle
katkı çalışmalarımızın Nafi Bey’in bireysel çalışmaları olmasının
çocuklar için kaban, mont gibi çok sayıda giyim eşyası gön-
dışında, bir vakıf bünyesinde kurumsal bir boyut kazanmasına
derdik. Yardıma ihtiyaç duyan herkese imkanlarımız dahilinde
karar verdik. Böylece benimle birlikte çocuklarımızın da aktif
yardım etmeye çalışıyoruz.
olarak görev aldığı bir eğitime destek projesinin içinde olma
imkanı bulduk.
Peki bu destekleriniz dışında “Şunu da yapmak istiyorum,” dediğiniz bir şey var mı?
Basından takip ettiklerimizin dışında yaptığınız bir
Müzik konusunda gerçekten istidadı olan çocuklarımıza da
çok yardım ve desteğin olduğunu biliyoruz. Vakıf bu yar-
yardım etmek istiyorum. Müziğe yetenekli çocuklarımızın da
dımlarınızı daha verimli hale sokuyor . Öyle değil mi?
bu yolda başarıyı yakalayabilmeleri için gerekli donanıma sahip
Evet. Zaten çıkış noktamız, devam eden yardımlarımızı ge-
olmaları gerekir. Yani yol yine eğitime çıkıyor. Müzik eğitimi ko-
nele yaymak ve daha geniş kitlelere ulaşmaktı. Vakfımızın kurul-
nusunda da ilerleyen zamanlarda nasıl bir yol izlememiz gerekir
ması ile eğitime destek konusundaki çalışmalarımızın bir vakıf
bu konuda bir çalışma yapacağız. şemsiyesi altında daha kapsamlı, daha verimli sonuçlar vermesini bekliyoruz. Vakfın kalıcı gelirleri, bütçesi olacak ve bütçe
kapsamında hizmetlerini sürdürecektir. Sözü gelmişken hizmetlerimizin yönlendirilmesi konusunda Sayın Kütahya Valimiz ve
Milli Eğitim Müdürümüzün Vakfımıza çok değerli destekleri olduğunu ayrıca belirtmek isterim. Kendilerine teşekkür borçluyuz.
NAFI GÜRAL EĞİTİM
VAKFI’NIN ÇALIŞMALARI
Her şeyin başı eğitim… Eğitimi destekleyerek,
Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü İl Heyeti
eğitim kişi ve kurumlar için de iyi bir örnek teşkil edi-
ve Eğitim Spor Kulübü’nün Haydi Çocuklar
yorsunuz...
Spora-Kendi Mahallende Spor Yap Projesi
Sizin de söylediğiniz gibi eğitim her şeyden önce geli-
çerçevesinde 2200 çocuğa çeşitli branşlarda
yor. Eğitimin sadece okul yılları ile sınırlı olmaması gerektiğini
gereken spor malzemesi temini.
özellikle savunuyorum. Vakfımızın kuruluş amaçlarından biri
Türkiye’de şimdiye kadar sayıları üç adet
de; Kütahya’da yaşayan ve kazanan kişi ve kurumlara örnek
olan bilim parkı ve deney setlerinin Kütahya’ya
olarak, bu anlamda onları eğitim seferberliğine katılmaları için
kazandırılma çalışmaları.
özendirmek. Gönlümüz tüm Kütahya’nın destek vereceği baş-
320 başarılı ve ihtiyaç sahibi çocuğun
ka vakıfların da kurulmasından yana.
dershane masraflarının karşılanması.
Sizin gibi duyarlı insanlara iletmek istediğiniz önemli
bir mesajınız var mı?
Birey olarak sadece kendimiz ve yakın çevremiz ile ilgili so-
İl merkezinde ve ilçelerde okulların boya,
seramik ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi.
220 öğrencinin öğle yemeklerinin verilmesi.
rumluluk taşımazsak, “Toplum için daha ne yapabilirim?” so-
Nafı Güral Fen Lisesi ve Ali Güral Anadolu
rusunun cevabını bularak, bu cevabı hayata geçirmeyi hayat
Liselerine her ay düzenli nakit yardımı yapılması.
felsefemiz haline getirirsek; işte o zaman gerçekten bir şeyler
Yaklaşık 30 başarılı ve ihtiyaç sahibi üniversite
yapmanın verdiği o muazzam hazzı tadabiliriz. Nafi Güral Eği-
öğrencisine karşılıksız burs desteği.
tim Vakfı olarak, vakıf kurma imkanına sahip olmayan kişilerin
105 adet okula kitap desteği.
bu vakıflarda gönüllü çalışmalarını, imkanı olanların da maddimanevi destek vermelerini istiyoruz. Yeni vakıf kurulması yeri27
ARAŞTIRMA
İSTANBUL 2010 PROJELERİ
Ünlü markaların, İstanbul’un eşsiz tarihinden ve zarafetinden yola çıkarak
tasarımları, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için
şekillendirdiği tasarımları
sınırlı sayıda üretildi. Yazı Selin Akal
KÜTAHYA PORSELEN
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için Kütahya Porselen tarafından özel olarak
tasarlanan ‘İstanbul’da Yaşama Sanatı’ koleksiyonu, İstanbul’un görkeminden esinlenerek
üretilmiş. Koleksiyonuyla tarihin eşsiz şıklığını sofralara taşıyan Kütahya Porselen, somut ve
soyut kültürel değerlerin varlıklarını sürdürebilmesi için, nitelikli kültürel değerleri modern bir
bakış açısı ve özgüvenle harmanlayarak sizi büyüleyici bir yolculuğa çıkartıyor.
28
SWATCH
3000 adet üretilen ‘İstanbul 34’, Swatch tarafından İstanbul
2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi için özel olarak tasarlanmış.
İlk kez bir kültür başkenti için özel tasarım yapan markanın ‘İstanbul 34’ adını verdiği saat, 2010 yılı süresince Swatch mağazaları ve 2010 kiosklarında satışa sunulacak.
VAKKO
İlhamını Selçuklu, Klasik Osmanlı ve Anadolu Halk sanatlarından alan Eşarp-Kravat Sanat Koleksiyonu, İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti için özel olarak hazırlanmış. Vakko birikimiyle yorumlanan koleksiyondaki ürünlerin desenleri, rumi, Haliç işi çizgiler
ve hellip, saray çinileri, kubbe motifleri, kalem işleri, tuğra, cilt ve
tezhip sanatlarından esinlenilmiş.
29
ARAŞTIRMA
İSTANBUL 2010 PROJELERİ
MAVİ JEANS
İstanbul kadar özel bir kentin, kendisine
ait bir tişörtü olmadığını fark eden Mavi Jeans,
2004 yılında ‘İstanbul Tişörtleri’ koleksiyonunu hayata geçirmişti. Farklı tasarımlarla sürekli
zenginleşen bu koleksiyon, İstanbul’un 2010
Avrupa Kültür Başkenti oluşumunu, aday adaylığı sürecinde de destekleyen ilk proje oldu. 23
farklı tasarımcıdan 42 farklı tişörtün yer aldığı
dev bir koleksiyona ulaşan Mavi’nin İstanbul
2010 Kültür Başkenti için tasarladığı yeni ürünleri tüm Mavi mağazalarında satışa sunuluyor.
HATIRA PARA
İstanbul
2010
Avrupa
Kültür
Başkenti
Ajansı’nın, Darphane ve PTT Genel Müdürlüğü işbirliği ile tasarlanan ‘2010 hatıra parası’, pul ve zarfın da içinde bulunduğu özel bir portföy olarak satışa sunuluyor. Darphane’nin,
3 bin adet bastığı bronz hatıra
para
yurtdışında;
Alman-
ya, Japonya, İngiltere ve
Norveç’te bulunan PTT
acentelerinden de satın
alınabiliyor.
NADİR METAL RAFİNERİ A.Ş.
Farklı kültürlere ev sahipliği yapan
tarihi şehir İstanbul’a duyulan sevgi ve
hayranlık ile yola çıkan Nadir Metal Rafineri A.Ş, İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Projesi için 2010 adet altın tasarladı. Daha önce hiçbir dünya kültür başkentinde yapılmamış olan bu özel koleksiyonun
satışlarına müzayede ile başlanacak. Müzayede sonrasında kalan altınların satışı ise
sadece 2010 yılı süresince devam edecek.
30
KARİYER
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
DAHA YAPACAK
ÇOK İŞİ VAR...
Demet Sabancı Çetindoğan’ı çok yönlü bir
iş kadını olarak tanımlamak yetersiz kalıyor.
Onun iş kadını kimliğini farklı ve güçlü kılan
topluma ve toplumun bireylerine karşı duyduğu
sorumluluk. Cesur bir kararla 20 yıl çalıştığı
Sabancı Holding’den ayrılarak Demsa’yı
kuran, medya ve sağlık alanında yatırım yapan
Demet Sabancı Çetindoğan, sosyal sorumluluk
bilinci ve yenilikçi yaklaşımı ile adım attığı her
alanda, öne çıkmayı ve örnek olmayı başarıyor.
ZTV, Fashion TV, Onkim’de olduğu gibi…
32
“Haklarda herkes eşittir ve olmalıdır. İnsan saygıdeğer ve
sat eşitliği’ için gençlere dönük bir proje olduğunu ifade
önemli bir varlıktır,” diyor Demet Sabancı Çetindoğan. Yatırım
eden görüşleriniz medyada yer aldı. Bu açıdan ZTV’yi bir
yaptığı farklı sektörlerde çıtayı hep yüksek tutan ve farklılık ya-
sosyal sorumluluk projesi olarak nitelendirebiliriz. Peki,
ratan Sabancı’nın başarısının sırrı da insana verdiği değerde
bu sosyal sorumluluk projesinden istediğiniz verimi alıyor
yatıyor. Eğitimde fırsat eşitliği, moda, insan hakları, ekonomik
musunuz? Yola çıkarken neler düşünmüştünüz ve bugün
gerçeklik ve kriz, yoksullaşma, toplumsal dengeler, iş hayatında
gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk kadınına bakış ve gençlere altın değerinde tavsiyeler, Sa-
Benim aile büyüklerimden öğrendiğim en önemli mis-
bancı ile yaptığımız bu çok yönlü sohbetin ilgi çeken başlıkları…
yonlardan bir tanesi ülke eğitimine hizmetti. Bizde sosyal
Uzun yıllar Sabancı Holding’de görev yaptıktan sonra
sorumluluk deyince akla önce eğitim gelir. Bu görgüyle yola
kendi yolunuzu çizmeyi seçtiniz ve Demsa’yı kurdunuz.
çıkınca yatırım yaptığımız her yeni sektörde “acaba eğitim için
Bugün geriye baktığınızda verdiğiniz kararı nasıl değer-
bu alanda neler yapabiliriz?” sorusu sürekli aklımızdadır. Med-
lendiriyorsunuz?
yaya da girince ilk olarak ZTV projesini hayata geçirdik. ZTV,
Bu kararı tam zamanında verdiğimi düşünüyorum. 20 yıl aynı
Türkiye’nin ilk ve tek eğitim, gençlik kanalı. Amacı da eğitimde
şirkette çalıştıktan sonra farklı şeyler yapmak istedim. Sabancı
fırsat eşitliği… Sonuçta gelir düzeyiniz ne olursa olsun televiz-
Holding’in iştigal konuları dışında bir yol izlemek istediğim için
yonun karşısına geçip ZTV’yi tıkladığınızda aynı bilgi ve eğitimi
de bugünkü yapılaşma oluştu.
alıyorsunuz. ZTV’nin en büyük sloganı, kurulma amacı, eğitim-
Demsa Group olarak pek çok dünya markasını
de fırsat eşitliği sunmak. Bu imkanlara sahip olamayan değerli
Türkiye’ye getirdiniz. Hedefte yeni bir marka var mı ve
öğrencilerimiz için eğitimi evlerine getirmek. Bu anlamda bir-
kendi moda markanızı yaratmaya yönelik bir düşünceniz
çok mail, telefon alıyoruz. Kimileri teşekkür ederek girdiği okul
var mı?
ve bölümleri yazıp bizi sevindiriyor, kimileri derslerde anlama-
Sürekli yeni marka arayışlarımız oluyor. Trendler günümüzde
daha hızlı değişmeye başladı. Yeni, genç ve ulaşılabilir markalar
dıklarını soruyor. Ekip arkadaşlarımızla öğrencilerimiz sürekli
bir bilgi paylaşımı içerisinde.
tercih edilmeye başlandı. Biz de bu anlamda çalışmalarımıza de-
Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğünüz ONKİM,
vam ediyoruz. Kendi markamızı yaratma gibi bir düşüncemiz yok.
sadece Türkiye için değil dünya için de yeni bir konu üze-
On yıl önce kurduğunuz Demsa, bugün Türkiye’nin
rinde faaliyet gösteriyor. Kök hücre bankacılığının önemi
devleri arasında, sağlık yatırımınız ONKİM, alanında bir
her geçen gün anlaşılsa da beş yıl önce böyle bir alan-
numara, bünyesinde dünyanın en büyük üçüncü kanalı
da yatırım yapmak idealist bir yaklaşım. ONKİM bugün
Fashion TV’yi bulunduran MediaSa’da medya alanında
Türkiye’de nasıl bir boşluğu dolduruyor? Bu alanda yatırı-
takdir toplayan çalışmalara imza atıyor. Yatırım yaptığınız
ma devam edecek misiniz?
her sektörde başarıyı yakalamanızın sırrı nedir?
İşimizi yaparken farklılık yaratmaya çalışıyoruz. Bu yönde
ekibimizi yönlendirmeye çalışıyoruz. Yatırımlardan bahsedince,
Onkim yasal izinleri olan, şu an için kordon kanı bankacılığı
yapan bir sağlık kuruluşudur. Yakında kıkırdak dokusu üretimi
yapmaya başlayacağız.
yatırım yatırımı doğuruyor. Bunun sonu yok. Bazen yaptığınız bir
Tekstil, medya, sağlık… Farklı sektörlerde çalışma-
yatırım bir yenisini doğuruyor. Fashion TV’nin Türkiye haklarını
nın avantaj ve dezavantajları var mı? Sizin için en özeli
aldık. Sonra ZTV’yi kurduk. ONKİM’le sağlık sektörüne girdik.
hangisi?
Konuyla ilintili başka yatırım alanlarına ihtiyaç olduğunu öğrendik.
Kısaca yumurtaları aynı sepette toplamamak diyebiliriz.
Şu an bunları planlıyoruz. Bazen yaptığınız yatırımın içini doldur-
Mümkünse farklı sektörlerde hatta yapılan işte pazarlama ağının
manız gerekiyor. Harvey Nichols örneğinde olduğu gibi. Dev bir
farklı noktalara olması her zaman riski azaltacaktır. İnanın ayırt
kurgu. Ancak mevcut markalara yeni isimler eklemeye başladık.
edemiyorum. Ama sosyal proje olduğu için sanırım ZTV’nin yeri
Megastore’daki bölümlerin yapılanmasını değiştirdik. Yeni bö-
biraz daha farklı.
lümler ekliyoruz. Harvey Nichols’ı almakla iş bitmiyor anlayaca-
Evliliğiniz, üç çocuğunuz, Onkim, Demsa, MediaSa,
ğınız. Benim için önemli olan daha fazla yatırım yapıp hem ülke
sosyal sorumluluk çalışmaları… Hepsine nasıl yetişiyor-
ekonomisine yeni kaynaklar hem de insanımıza yeni iş imkanları
sunuz ve bu kadar yoğunluğun içinde her zaman şık ve
yaratmak. Bir de elimden geldiğince topluma faydalı işler yap-
bakımlı olmayı nasıl başarıyorsunuz?
mak. Kısaca daha yapacak çok iş var…
ZTV’nin ticari bir kaygısı olmadığını ve ‘eğitimde fır-
Sistem ve programa sadık çalışıyorum.
Dünya markalarının Türkiye temsilcisi ve Fashion
33
KARİYER
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
TV’nin Türkiye patronu olarak moda sizin için ne ifade
Yöneticilik felsefeniz ya da ilkeleriniz neler?
ediyor?
Dürüstlük, işe ve kuruma bağlılık. Yaratıcı ve yenilikçi olmak.
Ben modayı çok seviyorum. Bu sadece giyinmek değil. Üretimden, tasarım aşamasından şimdi medyasından, modanın
içinde olmayı seviyorum. Moda zaten şu anki yatırımlarımızda
lokomotif durumda.
İş hayatında başarılı olmanın sizce bir formülü var mı
ya da sizin başarı formülünüz ne?
Hepimizin yaşadığı topluma ve toplumun bireylerine karşı sorumlulukları var... Önce herkesin eşit olduğunu, alt üst ilişkisini iş
Sabancı ailesinin kadınlarının Türkiye iş dünyasında
hayatında gözetmemeyi öğrenmeliyiz. Karşımızdaki insana veya
baş aktörleri olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz ve Sa-
ekbimizden birine anlatmak istediğimiz şeyi üslubumuzu bozma-
bancı soyadı sizin kariyerinizde nasıl etki yapıyor?
dan anlatmalı, sabırla sonucunu almayı beklemeliyiz. Ekonomi ve
Biz aile bireyleri olarak çalışmayı ve üretmeyi seviyoruz. Ne
insan hakları kavramları, milli geliri düşük toplumlarda dengesiz
büyüklerimizden gördük ne ben şahsen bayan–erkek ayrımını
dağılım sonucunda insan haklarının korunup geliştiği söylene-
hiç yapmadım, düşünmedim. Sabancı soyadı ülkemizde dürüst-
mez. İnsan haklarının gelişiminde ekonomik gerçekliğin payı bu
lük, güven olgusu oluşturuyor. Tabi ki kariyerimde olumlu etki
nedenle görmezden gelinemez. Ekonomik yoksullaşmaya karşı
yapıyor. İş yapmak için doğru bir partner olarak gö-
önlem almalıyız. Çünkü bu yoksullaşma, toplumun
rülüyorsunuz.
tüm dengelerini sarsmaktadır. İnsan, insan
Türkiye’de çalışma hayatında
olduğunun farkında olan bir varlıktır.
kadının durumunu nasıl görüyorsunuz?
Ülkemizde kadınların çalışmaya başlaması çeyrek asırı
geçmiyor. Çalışan kadının
kimlik, birey ve ekonomik
olarak özgür olduğu muhakkak. Türkiye İş Kadınları
Derneği’nin Yüksek İstişare Konseyi Başkanıyım. Bu
dernek, iş kadınlarının eğitim,
sağlık, dış ve iç politika, şiddet
gibi farklı ve geniş bir yelpazeye
yayılmış
sorunlarını
Saygıdeğerdir, önemlidir. Haklarda
“Krizi fırsata dönüştürmeyi
çok tartışıyoruz ama krizden
ne dersler çıkarıyoruz, bunu
pek sormuyoruz kendimize.
Türkiye’nin son 30 yılında
ekonominin dışa açılması,
pazar ekonomisinin yerleşmesi
sürecinin bize öğrettiği çok şey
oldu. Artık bunları marka olma
yolunda kullanmalıyız.”
kamuoyuyla
herkes eşittir, olmalıdır. Bunların
yanı sıra; araştırmacı, dünya
gündeminden haberdar sistemli ve sabırla disiplinli olmak
önemlidir.
Sosyal sorumluluk çalışmalarında adınızı sıkça
görüyoruz. Bu konuya bakış açınızı bizimle paylaşır
mısınız?
İş ve sosyal hayatım çok yoğun. Buna rağmen hem TİKAD
(Türkiye İş Kadınları Derneği) hem
paylaşmak amacıyla kuruldu. 2004’te
de YÇD’nde (Yaratıcı Çocuklar Derneği)
kurulan derneğimiz kadınlardan oluşsa da
çalışıyorum. Ayrıca, AAS (World Association
merkezi ve hedefleri sadece kadınlara odaklı de-
of Art & Science) üyesiyim. Sosyal sorumluluk pro-
ğil. Bu amaçla kurulmuş ve başarılı olmuş bir çok dernek var
jelerine her zaman duyarlı yaklaşıyorum.Tabi zaman ve imkan
zaten. Biz iş dünyasının etkin örgütlerinden biri olmak amacıyla
elverdiği sürece.
yapılanan bir kurumuz. Dünyada da ekonomi zirveleri yaparak
bu konudaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. TİKAD sadece kadın
2010 yılı için Türkiye ekonomisine yönelik öngörüleriniz neler?
sorunlarına eğilen bir dernek değil, aynı zamanda Türkiye’nin
Her şeyden önce kendi içimizde kenetlenemediğimizden,
sorunlarıyla da ilgili olan bir dernektir. Örneğin Türkiye’nin yurt-
tüm enerjimizi tartışmalarla içeride harcıyoruz. Bir ülkenin iler-
dışındaki tanıtımı amaçlarımızdan biri içerisine giriyor. İş gere-
lemesi için doğru siyasetçi, doğru kurumlar ve bilinçli yatırımlar
ği bulunduğumuz yurtdışı seyahatlerinde gördüğümüz üzere
gerekir... Önemli olan Türkiye’nin ekonomik durumu bence. Krizi
Türkiye’nin tanıtımında eksikler var. Tanınmasını sağlamak için
fırsata dönüştürmeyi çok tartışıyoruz ama krizden ne dersler çı-
yaptığımız faaliyetler oluyor. Örneğin Londra ve Suriye’deki İş
karıyoruz, bunu pek sormuyoruz kendimize. Türkiye’nin son 30
Kadınları Forumu’nda yer aldık. Ayrıca, Strasburg’da Avrupa
yılında ekonominin dışa açılması, pazar ekonomisinin yerleşmesi
Birliği Konseyini ziyaret ettik. Orada hem iş kadınları hem de
sürecinin bize öğrettiği çok şey oldu. Artık bunları marka olma
dünya sorunlarıyla ilgili görüş alışverişinde bulunduk.
yolunda kullanmalıyız.
34
Kriz sizi nasıl etkiledi?
Kriz yönetimi uyguladık. Yapımızdaki tüm halkaları tekrar gözden geçirdik. Bazı noktalarada kısa devre
yapmanın faydalı olacağını gördük ve uyguladık. Yani iş
akışındaki bazı bölümleri kaldırdık. Tasarruf stratejilerini
uyguladık. Netice de 2009 bütçemizi yakaladık. Yeni istihdamlar oluşturduk. Kısaca kriz bizi negatif etkilemedi.
Yoğun bir iş hayatınız var. Bu yoğunluğun içinde aile ilişkileriniz nasıl yürüyor?
Resmi bir toplantı veya görüşmede değilsem bana
her zaman cep telefonumdan ulaşabilirler. Bu yoğunluğu onlara yansıtmamaya çalışıyorum. Önceliğim her zaman ailem olmuştur.
Kendinize ayırdığınız zaman dilimlerinde neler
yapmaktan hoşlanırsınız?
Açıkçası ne kadar yoğun bir programım olursa olsun;
aileme ve arkadaşlarıma mutlaka vakit ayırırım. Görmek
istediğim sergi ve müzayedeleri kaçırmam. Pilates ve yogayı hayatıma mümkün olduğunca almaya çalışıyorum.
İkisi de ruh bilimi için kişinin kendine yaptığı en önemli
hizmetlerden çünkü. Kitap okur, film izlerim. İŞ HAYATINDA BAŞARILI OLMAK İSTEYEN GENÇLERE
HAKKIMIZDA...
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN’DAN 10
TAVSİYE
1 Dünya gündeminden elinizden geldiğince haberdar
Kütahya Porselen markası sizin
için ne ifade ediyor ve Kütahya
Porselen’in koleksiyonlarını
nasıl buluyorsunuz?
Ben her şeyden önce markaya
olmaya çalışın.
2 İlgilendiğiniz konu, sadece çalıştığınız alan üzerine olmasın.
Mutlaka sanatla ilgilenin ve birçok alandan ilham ve güç alın.
3 Seyahat etmeye, çok okumaya gayret edin; insan bilimi,
psikoloji ve sosyoloji ile ilgili olmaya çalışın.
duygusal manada bağlıyım. Çünkü
4 “Ben oldum” demeyin.
çok sevdiğim ve saygı duyduğum
5 Sürekli gelişime ve en önemlisi eleştiriye açık olun.
bir aileye ait. Koleksiyonlarını da
6 Saygılı olmanız çok önemli.
çok beğeniyorum. Her zevke ve
7 Haklı olduğunuzu düşündüğünüz bir konu
her bütçeye hitap eden zengin bir
çeşitliliğe sahip. Yeni tasarımları ve
trend renkleri kullanmayı seviyor.
Ben de yenilikçilikten yana olduğum
için Kütahya Porselen markasını
çok başarılı buluyorum.
varsa mantık çerçevesinde açıklayıp, hakkınızı arayın.
8 Araştırmacı, sabırlı, çalışkan olun.
9 Ben yapamam demek yerine “nasıl yapabilirim”i
bulmaya çalışın.
10 Ayrıca pratiklik çok önemlidir, unutmayın. Ve çok soru
sormamak. Soru sormak yerine araştırıp deneyimleyip
öğrenmek en güzeli...
35
KOLEKSİYON
GRAMOFON
Alaattin
Haznedaroğlu’nun
koleksiyonundaki
gramofonların ve
laternaların bir
kısmı resimlerle
süslenmiş.
36
BÜYÜLEYİCİ SES
Antika tutkunu
Alaattin
Haznedaroğlu ses
kaydının ataları
olan fonograf ve
gramofonların
izini zengin
koleksiyonuyla
sürüyor.
37
KOLEKSİYON
GRAMOFON
homas Alva Edison’un elektrik ampulünü icat
T
etmesiyle uygarlık tarihinde yeni bir çığır açtığı
herkes tarafından bilinir. Oysa Edison’un en
değerli keşiflerinden biri de sesin tespit edilmesi yani
fonograftır. 1878’de keşfedilen fonografla sesler metal, geniş ağızlı bir boruyla diyaframa iletiliyor, titreşen
diyaframın ucundaki iğne, silindirin üzerindeki kalay
levhacıkları ezerek ses oluşumunu sağlıyordu. Emil
Berliner’in fonograftan kısa bir süre sonra geliştireceği ses aygıtı ise kaydı dönen silindirler yerine, dönen
bir düzleme yapacak ve gramofon adını alacaktı.
20. yüzyıla girerken hızla yaygınlaşarak geniş kitlelerin büyük ilgisini toplayan fonograf ve gramofon
‘şeytan işi’ olarak görüldüklerinden Osmanlı’ya daha
geç tarihlerde girmişler. Türkiye’de ne gramofon ne
de gramofon iğnesinin imalatı yapılmış, sadece makinesi gelmiş. Nadir olarak bulunan gramofonlar ise
daha çok seyahat sırasında taşınabilen çanta gramofonlar olmuş.
Zengin bir gramofon, fonograf ve taş plak koleksiyonuna sahip olan Alaattin Haznedaroğlu’nun
45’lik plaklara duyduğu ilgi onu yıllar önce konuyla
ilgili daha derin araştırmalar yapmaya yöneltmiş ve
78 devirlik taş plaklar ve bu plakları dinleyebileceği
gramofonlar çıkmış karşısına. Ancak koleksiyonunda
yalnızca gramofonlar değil fonografın icadından önce daha çok Rum meyhanelerinde çalınan laternalar
da önemli bir yer tutuyor. Avrupa’da bu işle uğraşan
yüzlerce insan olduğunu söyleyen koleksiyoner, gramofonları çoğunlukla oralarda yılın belirli zamanları
üç - dört defa yapılan fuarlardan alıyor. Bu fuarlarda
gramofonlar değiş - tokuş edilebildiği gibi alınıp satılabiliyor da. Gramofonlar ve fonograflar ucuza alınabildiği gibi 20 bin euro değerinde olanları da var.
Haznerdaroğlu özellikle gramofonun ana vatanı olan
İngiltere ve Amerika’da en ucuzlarını bulmanın mümkün olduğunu belirtiyor.
Koleksiyonerin evinin bir odasını tamamen doldurmuş olan bu nostaljik objelerin özelliği teneke,
ahşap ve pirinç borulu, kutularının ise genelde ahşap olması. Haznedaroğlu’nun üzerinde önemle durduğu bir konu da antikacılarda bol miktarda satılan
Hint gramofonlarının kalitesizliği. Çoğunlukla bir kere
çaldıktan sonra bozulan bu gramofonlar hem alanı
hayal kırıklığına uğratıyor hem de asıl gramofonun
verdiği tadı vermekten çok uzak. l
38
Alaattin Haznedaroğlu 400 civarında
gramofon ve fotoğraf ile yaklaşık
20 bin adet taş plaktan oluşan büyük
bir sergi yapmayı hedefliyor.
Seyahatlerde
kullanılan çanta
ya da dolap
görünümlü
gramofonlar nadir
bulunan parçalar
arasında.
Eski taş plaklar
üzerlerindeki
illüstrasyonlarla da
döneminin
çizgilerini
yansıtıyorlar.
Alaattin
Haznedaroğlu’nun
elinde her biri birer
tablo güzelliğinde
yüzlerce taş plak
bulunuyor.
39
MODA
ARZU KAPROL
EKOLOJİK
MODA
Modern dünyanın yalnız
bireyine gönderme yapan
Arzu Kaprol, Ecopolis
(Çevreci şehir) adını verdiği son
kreasyonunda, geleceğe dair
umudunu vurguluyor.
Yazı Nur Eren
on dönemde açtığı mağazaları ve yenilikçi kreasyonla-
nın oluşması ile bu bakış açısının gerçekleştiğini düşünüyorum.
rıyla dikkat çeken tasarımcı Arzu Kaprol’ün, `Ecopolis`
Arzu Kaprol Home da uzun zamandır hayalini kurduğum, kıya-
ismini verdiği 2010 Yaz Koleksiyonu İstanbul Fashion
fetler dışında ev yaşam alanında da tasarımlarımı taşıyabilece-
S
Days kapsamında düzenlenen defilede büyük ilgi toplamıştı.
ğim mekanlar yaratma lüksünü bana sağladı.
Dur durak demeden çalışan ve bir dünya markası yaratma yo-
Tüm dünya, tasarım alanında yeni arayışların yeni
lunda ilerleyen Arzu Kaprol’le tasarım felsefesini ve 2010 moda
zenginliklerin peşinde. Bu noktadan bakınca Türk moda
trendlerini konuştuk.
tasarımcılarının avantajları neler?
Birkaç yıldır ‘Home’ koleksiyonu da hazırlamaya baş-
Türk tasarımları uluslararası alanda ilgi çekici bir hal almaya
ladınız. Moda dünyası ile dekorasyon dünyasını karşılaş-
başladı. Türkiye öncelikle bir moda sanayi ülkesi. Bunu bilmek
tırdığınızda nasıl bir ortak noktadan bahsedebilirsiniz?
ve kabul etmek lazım. Bugüne kadar yaratıcı ülke platformunda
Hepimiz benzer hayatlar yaşıyor ve benzer ürünler tüketi-
hiç değerlendirilmedik, hep bir sanayi ülkesi olarak görüldük.
yoruz, en az giysilerimiz kadar özel alanlarımızın, iç dünyamı-
Geçen 10 yıla baktığımızda bir değişim sürecine girdik ve ta-
zın bizi yansıtan özellikler taşımasını istiyoruz. Bu yüzden ev
sarım da bu anlamda değer kazanmaya başladı. Kendi mar-
tekstilini çok ama çok önemsiyorum. Tasarımcı markası olarak
kamla ilgili tasarım süreci aşağı yukarı 12 yıldır devam ediyor.
ev tekstilinde büyük bir yenilik yaptığımıza inanıyorum. Bundan
Bu süreç içinde aldığım tepkilerin gün geçtikçe olumlu anlamda
sonra alternatif tasarım markaları ile farklı işbirlikleri de gelecek-
farklılaştığını görmek çok mutluluk verici bir şey. Bu nedenle
tir sanırım. Ev tekstili sektöründe de alternatif tasarım ihtiyacı-
kendi markamın ve Türkiye’deki modanın gelişim serüvenine
40
baktığım zaman çok keyif aldığım bir sektör görüyorum.
bu yana tasarımlarınızdaki ortak dil nedir?
Geleneklerimizden, kültürümüzden kaynaklanan “Sen ken-
Koleksiyonlarımda her zaman çok özel kumaşlar kullanma-
dini anlatma, başkaları takdir etsin” odaklı bir bakış açımız var.
yı tercih ettim. Yaratıcı iç detaylar ve pilise de benim için hep
Bu özellikle kıyafetlerimizde kendini anlatamama, hakkımızın
çok önemli oldu. Bunlar benim için gelenekselle geleceğin ina-
yenmesi durumuna gelse de, genel olarak baktığımızda bulun-
nılmaz rekabeti ve uyumu anlamına geliyor. Fosfor yeşil yıllar
duğumuz noktanın biraz bilinmez olduğunu düşünüyorum. Bu
içinde hiç vazgeçemediğim aksan, siyah-beyaz hep ana renk,
bilinmezliği şu anda avantaja çevirmek elimizde çünkü yanlış
nikel ve platin tonları ise hep başımın tacı!
bir kanıyı değiştirmek çok zordur, hatta zaman zaman imkansızdır, ama bilinmezliği olumlu bir yöne çevirebilirsiniz. Bugüne
Yeni koleksiyonunuzda neyi vurgulamak istiyorsunuz?
kadar yaşadığımız bu kendini ifade edememe, büyülü, bulutlar
2010 İlkbahar-Yaz Koleksiyonum Ecopolis, ekolojik kent
içinde bir İstanbul’u da beraberinde getiriyor. Bu kötü bir imaj
ütopyası üzerine, doğal ve organik formlarla kurgulanarak ha-
değil, gizemli bir imaj. Yarattığımız imaj, geldiğimiz kültürle de
zırlandı. İnsan hayatına gerçek anlamda fayda sağlayan bir
çok ilişkili. İstanbul’dan gelen bir tasarımcıysanız sizden gizemli
ürün yaratabilmek isteğimden yola çıkarak hazırlanan Ecopolis,
ve mistik tasarımlar bekliyorlar.
doğal içerikli malzemelerden üretildi. Yaşamı sürdürmek için
Dünya trendleri bir moda tasarımcısının çizgisini mut-
gerekli enerji kaynaklarını en aza indirgemeyi amaç edinmiş in-
laka çok etkiliyor. Ancak yenilikçi bir tasarımcı için kendi
sanların yaşadığı şehirlere verilen ad, ecopolis ya da eco-city
yaratıcı dilini oluşturmak da önemli. Sizin başlangıçtan
(ekolojik şehir.) Bu ütopik şehir tasviri, doğanın kendi içindeki
41
MODA
ARZU KAPROL
düzensizliği ve bu düzensizliğin mükemmeliyeti 2010 Yaz Koleksiyonu’nun ilham kaynağını oluşturuyor.
Koleksiyonunuzu nerelerde satışa sunuyorsunuz?
Nişantaşı, Bursa Korupark ve Antalya Lara’da üç tane Arzu Kaprol hazır
giyim mağazası açıldı. Mağazalaşma operasyonu yaklaşık 1 buçuk yıl önce özel
bir lisans anlaşmasıyla Altınyıldız marka mağazacılık tarafından yönetilmeye başlandı. Dolayısıyla tasarım ve perakende sektöründe ilk defa tasarımcı hazır giyim
mağazaları açmaya devam ederek, bu alanda sektöründe önemli bir yol açtığımızı düşünüyorum.
Nişantaşı’ndaki mağazanızdan da bahsedebilir misiniz? Ne zaman
açıldı, hangi amaçla açıldı? Ne tür ürünleri sergiliyorsunuz?
Nişantaşı mağazamız 2008 yılında açıldı. Otto-modern stili mağaza dekoru
içinde de kullanıldı. Aynı zamanda Nişantaşı mağazası ilk konsept mağaza olma
özelliğini de taşıyor. Nişantaşı ve Bursa mağazalarının dekorasyonu, uluslararası
projelere imza atan başarılı mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu tarafından özel olarak
gerçekleştirildi.
Moda tasarımlarınızın üretim aşamalarını da takip ediyor musunuz?
Gün içinde ofiste sorumlu olduğum markaların, tasarımdan ürün haline gelişini takip etmek, yeni kumaşlar araştırmak, tasarımın 3 boyutlu hale gelişine
müdahale etmek ve markayı doğru ürünle geliştirebilmek gibi tasarım ürününün
her halini takip ediyorum.
Moda tasarımcıları genellikle kendi gardıroplarında sadelikten yana
oluyorlar. Siz kendi tasarımlarınızı üzerinizde taşımaktan hoşlanıyor
musunuz? Giyim tarzından bahsedebilir misiniz?
Enerjisine inandığım, her zaman kendimi iyi hissettiren temel parçalarım vardır. Bazen kıyıp ayrılamadığım, ama zamana dayanamayarak zorunlu ayrılışlar
yaşadığım. Bunlar minik siyah elbise grubu, rengiyle beni baştan çıkaran parçalar veya moduma göre mümkün olduğunca dikkat çekmememi sağlayacak
temel parçalar da olabilir. Ama bu konularda avantajlı olduğum bir gerçek. Her
zaman uygun bir parça bulabilme lüksüm mesleğimin avantajlarından biri.
Türkiye’deki en çok beğendiğiniz modacılardan bahsetsek…
Moda Tasarımcıları Derneğini kurmamızla birlikte yeni jenerasyona
önemli bir çıkış noktası açtığımızı düşünüyorum. Bu coğrafyada tasarım kültürünün bir parçası olup bir araya gelmeyi becerebilmiş tüm tasarımcılara da
sempati duyuyorum.
Dünyada en çok beğendiğiniz modacılar kimler?
Miyake piliselere aşık olmamı sağladı, Christobal Balenciaga da kuplara. Donna Karan’ın 90’larda yakaladığı yalın farklılık o dönem için oldukça
çarpıcıydı.
Bu yılın moda trendleri neler?
2010 yılının yaz modasında tasarımcıların ya teknolojinin en uç noktasını hedeflediği ya da doğanın en derinliklerinden yol almayı tercih ettikleri görülüyor.
Macro ve micro formlar modellerin üzerindeki işlemelerde gizlenirken, bir deniz
kabuklusunun kıvrımları ya da bir sekoya ağacının sonsuz çizgileri tasarımların
detaylarında saklı. İpek, koton ve keten kumaşların kullanıldığı, hem çok ayrıntılı,
hem de çok sade detaylar bu yılın moda trendleri arasında. 42
“Yaratıcı iç detayları
ve piliseleri hemen
hemen tüm
koleksiyonlarımda
kullanırım.”
MEKAN
GÜRAL SAPANCA WELLNESS PARK
Yemyeşil doğa içerisinde eşsiz bir deneyim sunan Güral Sapanca
Wellness Park dinlenmeyi, enerji depolamayı ve yenilenmeyi
hedefleyenler için bulunmaz fırsatlar sunuyor.
44
Kent yaşamından
uzaklaşıp doğanın
kucağında
yenilenmek ve
enerji depolamak
için ideal bir
mekan olan
Güral Sapanca,
doğa sporlarına
meraklılar için de
sınırsız seçenek
sunuyor.
45
MEKAN
GÜRAL SAPANCA WELLNESS PARK
üral Sapanca Wellness Park, Sapanca’da yemyeşil
G
bir orman arazisi içinde konumlanmış yepyeni bir otel.
İstanbul’a bir saat, Sabiha Gökçen Havaalanı’na 45 daki-
ka mesafede bulunan Güral Sapanca Wellnes Park, 291 oda kapasitesine sahip. Standart üstü donanımlarıyla dikkat çeken odalar, misafirlerine bekledikleri konforu sunuyor.
İçinde bulunduğu doğa ile dost olan Güral Sapanca’da, doğa
yürüyüşleri, trekking, bisiklet, ATV gezileri, tenis, paintball, binicilik ve göl sporları yapılabiliyor. Doğanın ortasında bulunan açık
havuzunda güneşin tadını çıkarırken, kapalı havuzda spor yapmak ayrı bir keyif.
Tatilde farklı tatları keşfetmek isteyen misafirlerini dünya mutfaklarıyla buluşturan Gardenya; çeşitliliğiyle açık büfenin en zengin
halini sergileyen Erguvan ve ızgaradan vazgeçemeyenlerin mekanı
Farina Restoran, tatilin lezzetini ziyafet tadındaki yemekleriyle artırıyor. Güral Sapanca Wellness Park’ta sadece çocuklar için yapılmış oyun parkı ve mini kulüp sayesinde çocuklar da tatilin keyfini
doyasıya çıkarıyorlar.
Toplantı ve kongre organizasyonları için alternatif bir adres olan
Güral Sapanca Wellness Park, açıldığı günden bu yana sayısız kurum ve şirketin toplantı, kongre etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor.
Gelişmiş teknik altyapıya sahip, 37 metrekareden 672 metrekareye
kadar farklı büyüklüklerde yedi farklı salonunda her türlü toplantı
organizasyonu gerçekleştirilebiliyor. Toplantı ve kongre katılımcılarının da boş zamanlarında kendilerini yenileme imkanı bulmalarını
sağlayan Güral Sapanca, adında da yer alan wellness felsefesini
yansıtmaya gayret ediyor. İnsanı zihin, beden ve ruh gibi unsurların
oluşturduğu bir bütün olarak algılayan wellness felsefesi, sağlığı da
bu objelerin harmonik dengesine bağlıyor. Bu kapsamda özellikle
yoğun ve sürekli stres altında çalışanlar için kişiye özel, farklı türlerde masaj, cilt ve vücut bakımları, çamur ve yosun banyoları, küvet
bakımları, aroma terapi gibi doğa ve doğal ürünlerle sağlıklı yaşam
yöntemleri ile misafirlerin kendilerini ruhsal, bedensel, zihinsel ve
ilişkisel olarak iyi ve zinde hissetmeleri sağlanıyor.
Güral Sapanca Wellness Park, Sapanca’nın tertemiz havası
ve yemyeşil doğasının ortasında ormanla çevrili bir alan içerisinde
iddialı Aliva Spa Merkezi ile misafirlerini ağırlıyor. Tüm misafirlerine sağlıklı bir hayata başlama imkanı sunan Aliva Spa Center,
Türk hamamı, Fin saunası, rasul kabini, macera duşları, fitness
salonu ve buhar odası gibi aktivite alanlarında, tatil yaparken rahatlamak isteyenler için vazgeçilmez bir adres. Baharla birlikte
ruhunuzu ve bedeninizi tazelemek istiyorsanız, kendinizi kaliteli bir spa deneyimine bırakabilirsiniz. 4500 metrekarelik spa ve
wellness merkezinde misafirlerine sayısız bakım ve uygulama
sunan Güral Sapanca Wellness Park, iş dünyasında da spa’nın
favori adresi olmaya aday. 46
Kent yaşamından
uzaklaşıp dinlenmek
isteyenler, çocuklarıyla
farklı ve rahat bir tatil
hayali kuranlar, ya da
eşssiz bir spa deneyimi
yaşamak isteyenler...
Güral Sapanca hepsinin
isteklerine cevap veriyor.
Ulaşım
Güral Sapanca
Wellness Park Otel
İstanbul’a 45, İzmit’e
20, Adapazarı’na ise
15 dakika mesafede.
Atatürk Havalimanı-160 km
Sabiha Gökçen
Havalimanı-85 km
İstanbul-110 km
Ankara-330 km
Bursa-230 km
Rezervasyon:
(0264) 592 30 30
www.guralsapanca.com
47
TELEVİZYON
CANSU DERE
KOZADAKİ
KELEBEK
Cansu Dere, yarattığı imaja tıpatıp uyuyor;
çok sakin, çekingen, hatta bu yüzden
gizemli. Onu tanıyınca aslında saflığını
kaybetmemek için çabalayan biri olduğunu
anlıyorsunuz. Hayatını mümkün olduğunca
sade yaşamayı seven, ilişkisine de, işine de,
kendine de çok değer veren biri o. Aşağıda,
her şeyden sakınıp sakladığı, ona ait
dünyanın izlerini bulacaksınız.
Yazı Şebnem Kırmacı, Fotoğraflar Sabah Arşivi
48
ansu Dere’yi biraz tanıyınca, önceliğinin kendini hayat-
Neyinden etkilendiniz?
tan, daha doğrusu hayatın insanın başına açabileceği
Yazım, hikaye, anlatım, karakterlerin karışıklığı...
olumsuzluklardan korumak olduğunu anladım. O ka-
Sıla karakteri ile çok özdeşleştiniz. Eyşan’ı kabullen-
C
dar ki, konuştuğumuz konu ne olursa olsun sürekli “kirletme-
meleri zor oldu mu?
mek” ve “kıymet vermek” kelimelerini tekrarlayıp durdu. Sanı-
Oynadığım Eyşan karakteri Sıla’dan çok farklı. Önceleri
rım kaos, hız ve bunların getirdikleri onun kaldırabileceği şeyler
insanların kafasında Sıla olarak vardım, ama beni seyrettikle-
değil. Hayatın özünde daima kötülüklerin olacağına inanıyor ve
rinde bir şeyler değişti ve insanlar beni Eyşan olarak görmeye
sanki bu yüzden kozasından çıkmak istemeyen bir kelebek gibi
başladılar.
kendi dünyasındaki en önemli şeyleri; duygularını, ailesini, sev-
“Eyşan bana çok uzak,” demişsiniz bir yerde.
gilisini, işini o kozada koruyup saklamak istiyor. Ve görünen o
O kadar farklı ki, hiç yaşamadığım şeyleri yaşatıyor bana.
ki, uçup hayata karışmak yerine, sonuna kadar orada sevdikleri
Çok karışık bir kız, genç kızlığında yaşadığı şeyler, aile yapısı
ile kalmayı seçecek.
benimkinden çok farklı. Bu yüzden bana hem zevk veriyor, hem
Basına çok yakın değilsiniz. Özellikle son yıllarda fazla
ön plana çıkmadınız. Bu durumdan memnun musunuz?
Bu ünlü olmakla ilgili bir şey değil aslında. Genelde hayatımı mahrem yaşamayı sevdiğim için bu mesafeyi korumaya
çalışıyorum. İşimin getirdiği şeyleri yapıyorum, insanlar gerektiği
kadarını biliyorlar. Kanımca daha fazlasına ne onların, ne de benim ihtiyacım var. Bu işlerin dışında olsaydım bile yine etrafımda
yaşamadığım duyguları yaşatıyor, hem de her anlamda zorluyor. Hayatın ona getirdiği şeyleri kabul etmek zorunda kalmış
ama mücadelesi devam ediyor.
Ne anlamda size benzemiyor, çok travmalı bir hayatı
mı var?
Çok karışık bir hayatı var, kafası da çok karışık. Büyürken
kötü şeyler yaşadığı için kötü şeyler yaşamaya da cesareti var.
birkaç yakınım olurdu, yine mahremim önem taşırdı, benim için
Peki, kafanızın karıştığı olmuyor mu hiç?
değişen bir şey yok.
Kafam hiç karışmaz benim. Bu hayatı ben tercih ediyorum ama
Şu anki önceliğiniz ne peki?
kafamı karıştıracak şeyleri hayatımda barındırmam. Huzur benim
Hayatımdaki insanlar ve işim.
için çok önemli, o kadar gelgitli hayatlar bana göre değil.
Hayatınız çok sade, siz de öylesiniz...
İnsan o kadar kendini koruyabilir mi?
Evet, böyle yaşamayı tercih ediyorum. Çok yorucu bir iş
Eh, koruyabilir bir şekilde. Bunu da en çok yanındaki in-
yapıyorum, kendimi korumak için bir tarafımın da sakin olması
sanlar belirler. Eğer huzuru tercih ediyorsan, yanında da sev-
gerekiyor bana göre.
diğin ve huzurlu insanlar varsa daha az zarar görürsün. Bir
Nasıl koruyorsunuz kendinizi?
parça kafa karışıklığı herkese mahsustur ama bunu aza indir-
Aslında bir taraftan da duygu karışıklıklarımı yansıtacak bir
gemek mümkün. Özellikle yeni bir şeylere başlarken, geçici
işim olduğu için çok şanslıyım. O uç duyguları içimden çıkart-
bir süre kafa karışıklığı yaşamışımdır, bu da yorgunlukla ilgili
mamı sağlayan bir iş yapıyorum, bu da beni rahatlatıyor.
bir şey. Ama samimi söylemek gerekirse hayatımın hiçbir dö-
Son birkaç yılda yer aldığınız en kayda değer iş ya da
proje hangisiydi?
neminde ciddi anlamda kafam karışmadı. Bende karışıklığa
yer yok, çok netim, en azından şu an öyle yaşıyorum. İnsanın
Buna hiç düşünmeden cevap verebilirim; Sıla benim için çok
arkadaşları, ailesi, sevgilisi de huzurlu ve mutlu olunca prob-
değerli ve önemlidir. Gül Oğuz’un hakkını da hiçbir zaman öde-
lem olmuyor. Gayet huzurlu bir aileden geldiğim için kendimi
yemem. İnsanların kafasına Sıla karakteri ile kazındım, beni öyle
bu konuda şanslı görüyorum.
sevdiler. Bu kadar iyi bir işten sonra bir süre durmak istedim.
Yine Kenan İmirzalıoğlu ile birlikte çalışıyorsunuz.
Panik, ne olacak korkusu, hayatta insanın başına gelebilecek
Bu üçüncü projemiz. İyi anlaşıyoruz.
en kötü şey bence. O yüzden sakin olmaya çalıştım. Bir takım
Dizi oyunculuğunu gerçekten içinize sindirebiliyor mu-
senaryolar geldi okudum, ama bu dizi çok başarılıydı, beni çok
sunuz yoksa ülkenin şartlarından dolayı mı yapıyorsunuz?
tatmin etmişti ve yapacağım diğer işte de aynı tatmini yaşamak
Ben bu işi hiç dizi ya da sinema diye ayırmadım. Benim için
istedim. “Sıla’dan sonra benzer bir ekip ruhunu yakalayabilir mi-
daima oynayacağım karakter önemli oldu. Rol beni tatmin edi-
yim?” diye çok düşündüm ve sonunda yakaladım. İyi senaryo,
yor mu etmiyor mu, önemli olan budur. Eyşan beni çok tatmin
doğru oyuncu, iyi yapım şirketi; Ezel dizisinde bunların hepsi var.
etti. Onunla ilgili üç bölüm okudum, hemen dördüncü bölümü
Güzel bir şey yakaladık, bu da seyirciye yansıyor. Zaten senar-
de okumak istedim, o derece inandım yani. Acı Aşk adlı bir si-
yoyu ilk okuduğumda çok etkilenmiştim.
nema filmi de yaptım bu arada. Ondan da çok mutlu oldum.
49
TELEVİZYON
CANSU DERE
Cansu Dere ve Kenan
İmirzalıoğlu’nun başrolllerini
paylaştığı Ezel dizisinin
sponsorluğunu Kütahya
Porselen yapıyor.
Başka bir şey yapma fikri yok kafamda. Alternatif olarak ancak
ev hanımı olabilirim.
Gerçekten mi? İster misiniz öyle bir şey yapmak?
Onu da isteyeceğim bir dönem gelecektir. Zaten bizim işler
böyle, ara verebiliyoruz. Son bir yıl hiç çalışmadım işte.
Nasıldı?
Çok güzeldi. İlk başlarda bocaladım, saçmaladım. “Bugün
de bir şey yapmam lazım,” diye kalkıyordum yataktan, ama
Hiç de inanmıyorum. İnsan varoldukça kötülük de olacak.
yapacak bir şeyim olmadığını anlayınca afallıyordum. Bir süre
Ruhsal açıdan kendinizi nasıl doyuruyorsunuz?
sonra hayatımı düzene oturttum. Zaman su gibi akıp geçti. Çok
Ben insanlığın iyiye gideceğine inanan biri değilim. Eskiden
doğru bir karar vermişim.
Çalıştığınız dönemde en çok özlediğiniz şey neydi?
Evde aylaklık yapmak bile özlediğim bir şeydi. Koltuğa dev-
insanlar savaş için meydanda toplanıyordu, şimdi tek bir düğmeyle bir ülkeyi imha ediyorlar. Teknoloji kötüye kullanılıyor.
İnandığınız insanlar ya da iyi şeyler yok mu dünyada?
rilip, bir film seyretmek bile bana büyük hediye oldu. Sıradan
Aile ve dostluk kavramı. İnanmak istiyorum çünkü kendi
şeyler yaptım; tatile gittim, evde oturdum, DVD izledim, arka-
duygularımı niye kirleteyim canım? Aşka da, sevgiye de, evliliğe
daşlarımla buluştum ve bol bol uyudum.
de, aileye de, dostluğa da inanmak istiyorum.
Oynamayı çok istediğiniz bir karakter var mı?
Olumsuz düşündüğünüz olmuyor mu?
Sabahattin Ali’nin hikayelerinde olmak isterim. Oğuz
Olmaz mı, çok oluyor.
Atay’ınkiler neden beyazperdeye uyarlanmadı merak ede-
Bazen bu duygulara kapılıp gitmiyor musunuz?
rim hep. Bir de İçimizdeki Şeytan’daki Münevver karakte-
Beni bu bunalımlarımdan çıkaracak çok yakın dostlarım var.
rini canlandırmak isterdim.
Kendi bunalımından, depresyonundan beslenen insanlar var bu
Hep çok incesiniz, formunuzu nasıl koruyorsunuz?
hayatta. Ama ne ben, ne de arkadaşlarım öyle değiliz mesela.
Aslında inan çok yemek yiyorum. Spor olarak pilates yapı-
Herkesin mutsuz olduğu, depresyonda olduğu anlar vardır. Ar-
yorum ve ok atıyorum.
Peki, sizi son zamanlarda en çok ne ilgilendiriyor, ne
üzüyor ya da duygulandırıyor?
kadaşını oradan çekip çıkarmalı insan.
Ama insan kafasında kurduğu olumsuzluğu bazen
kendi gerçeği sanabilir.
Televizyon seyretmemeye çalışıyorum ama insan gerçek-
Evet, olabilir, bu herkesin başına gelen bir şey. Ama onu
lerden kaçamıyor. Çok acı gerçekler var dünyada. Empati çok
oradan taşıyıp çıkaracak insan dostudur. Ben hiçbir şey konuş-
tehlikeli bir duygu bence. Oğlunu şehit vermiş bir anneyi tele-
maktan hoşlanmayan, sessiz, paranoyak ve kapalı bir tipim. Hal
vizyonda gördüğüm zaman çok üzülüyorum. Benim bir oğlum
böyle olunca, benim gibi bir insanın dost sayısının bir, ikiyi geç-
yok ama kardeşim var ve böyle bir sahneye bakınca çok acayip
mesi imkansız. Olumsuz bir şey olduğunda, saçma bir duyguya
duygular yaşıyorum. Elimizden çok az şey geliyor, hayatı de-
kapıldığında, bunu anlattığın insanın seni iyi tanıyor olması lazım.
ğiştiremiyoruz, çaresizlik çok acı. Geçenlerde çocuk tacizine
Olayları bir daha baştan herkese anlatmak insanı yorar, zaten
yönelik bir yasa taslağıyla ilgili bir haber okudum, çok kafama
ben anlatamam, anlattığım zaman da karşımdakinin sıkıntımı
takıldı. Beni en çok üzen bu galiba; korunmasız bir canlıya böyle
anlıyor olması çok önemli.
bir şey yapılmasını kabul edemiyorum, aklım almıyor. İşim gereği
Şu anda hayatınızdan memnun musunuz?
insanların duyguları ile empati kurabiliyorum ama bu duyguyu
Mutluluk çok küçük bir şey, yakaladığın an keyfini çıkaracak-
bilmiyor, bilmek de istemiyorum. Çocuklar çok masumlar, hayal
sın. “Şu olsa çok mutlu olurdum,” dediğim bir şey yok ki… Hep
dünyaları o kadar naif ki… Bu yüzden gerçek birer anne baba
günlük şeyler oluyor; “Keşke beş saat daha uyuyabilseydim,”
olmak çok önemli yoksa biyolojik olarak bir problemin yoksa
diyorum en fazla. Hayatımı değiştirecek, sarsacak şeyler peşin-
zaten çocuk yaparsın.
de değilim. Daima küçük şeylerle mutlu olan biri oldum, hep de
İyi bir çağa girdiğimize inanılıyor...
50
öyle olacağım. Hayat zaten başka nedir ki? “Gelip geçici, can sıkıcı,
üzücü şeyler bir tarafa,
hayata genel olarak
baktığımda; sağlıklıyım,
ailem sağlıklı, sevdiğim bir
işim var. Mutluyum.”
51
GEZİ
GRENADA
BAHARAT
ADASI
Mavi ve yeşilin buluştuğu bu
Karayip adası, baharat kokan
sokakları, sımsıcak insanları
ve renkli karnavallarıyla
büyülü bir yaza ‘merhaba’ diyor.
Yazı ve fotoğraflar Saffet Emre Tonguç
52
arayiplerin en yeşil ve en güzel adalarından biri olan
K
mayıs ayına kadar adada kuru iklim, kalanında ise yağışlı bir
Grenada’ya gittiğimde, tarih 7 Şubat’ı gösteriyor-
hava var. Ortalama sıcaklık 27 derece. Rüzgarlar ise adadaki
du. Herkes sarı, yeşil ve kırmızı renklere bürünmüştü.
nem oranını azaltıyor.
bu öyle önemli bir gün ki, gururla kutlamalar yapıyor ve büyük
görmüş, Conception Adası adını verip yoluna devam etmiş.
eğlenceler düzenliyorlar. Turistler ise kendilerini bir renk cümbü-
Adada önce Arawak yerlileri yaşarken, bir süre sonra onların
şü içinde buluyorlar.
yerini Karayipliler almış. 1650’de Fransızlar Grenada’yı ele geçir-
1974’de İngilizler’den bağımsızlıklarını kazanan Grenadalılar için
Grenada’yı ilk olarak 1498’de Kristof
Kolomb denizden
Grand Anse Plajı, Grant Etang Ulusal Parkı, gizli kalmış
miş ve burayı şeker üretim merkezi haline getirmişler. 1763’teki
koylar, bembeyaz kumlu plajlar, yemyeşil bir doğa ve bahara-
Versailles Antlaşması ile ada İngiliz Kolonisi olmuş. Grenada
tın envai çeşidi Grenada’nın akla ilk getirdiklerinden. Grenada
1974’de bağımsızlığına kavuştuğunda batı yarımkürenin en kü-
dünyada en fazla baharatın yetiştirildiği yerlerden biri. Zencefil,
çük ülkelerinden biriymiş. 1979’daki darbede Marksistler iktidarı
kakao, karanfil, tarçın her köşede yetişiyor. Sabundan parfüme,
ele geçirmiş ve Küba ile yakın ilişkiye girmişler. Bundan rahatsız
içkiden dondurmaya kadar hemen hemen her üründe kullanı-
olan Amerika, bölgedeki diğer Karayip devletlerinin de deste-
lan baharatlar günlük hayatın önemli bir parçası olmuş. Dünya
ğiyle 1983’te adayı işgal etmiş ve demokrasiye geri dönülmüş.
muskat ihtiyacının üçte birini bu ada karşılıyor. Ocak ayından
Eylül 2004’de Grenada’yı vuran Ivan Kasırgası ciddi hasara yol
53
GEZİ
GRENADA
açmış. Turizm ve tarım çok olumsuz etkilenmiş ama günümüz-
olan St. Catherine Dağı. Levera Ulusal Parkı doğa yürüyüşleri
de İvan’dan geriye hiçbir iz kalmamış.
için diğer bir alternatif . Şehir merkezinden 15 dakika uzaklıkta
Karayipler’deki en güzel başkent olan St. George’s’un çok
bulunan Annandale Şelaleleri doğayla bütünleşmek için doğru
hoş bir limanı var. Dik ve dar sokaklardaki kolonyal evler baş-
bir adres. 15 metreden akan ve ormanın içinde bulunan şela-
kente apayrı bir güzellik katıyor. 18. yüzyıldan kalma pembe
lelerde yüzmek de mümkün.
Anglikan Kilisesi, Market Square’deki pazarda, rengarenk kı-
344 kilometrekare yüzölçümü olan Grenada’da 45 tane plaj
yafetleriyle ürünlerini satan kadınlar, Fransızlar’ın inşa ettiği Fort
var ve adanın en güzel plajları güneybatı bölümünde bulunuyor.
George kalesi St. George’s’a farklı bir hava katıyor. Limanın
Üç kilometre uzunluğundaki Grand Anse Plajı adada denize gi-
Carenage isimli sahil kesimi çok hoş. 18. yüzyıldan kalma bu
rilecek en iyi yerlerden biri. Korunaklı bir koyda bulunan bu plaj,
bölgede insanlar yürüyüş yapıyor ve kafelerinde yaşama şahit-
beyaz kumu ve tertemiz suyuyla çok gözde. Ayrıca çevresin-
lik ediyor. Nutmeg, adanın romunu deneyip hamburgerin ya
deki palmiye ağaçlarının gölgesinde keyifli vakit geçirebilirsiniz.
da deniz ürünlerinin tadına bakabileceğiniz adreslerden biri.
Etrafta tişört, mercandan yapılma takı ve plaj malzemesi satan
Grenada National Museum, Grenada tarihi ile ilgili eserleri gö-
seyyar satıcılar bulunuyor. Bu plajda su sporları da yapabilirsiniz.
rebileceğiniz küçük bir müze. Richmond Tepesi’ne çıkarsanız
Grand Anse’nin iki kilometre güneyinde onun kadar güzel ama
1791’de yapımı tamamlanan Fort Frederick’e ulaşırsınız. Bu
daha az kişinin gittiği Morne Rouge Bay Plajı var. Burası şnorkel
kaleden aşağıdaki limanın ve marinanın muhteşem bir man-
için adadaki en doğru yer. Pink Gin, La Sagesse ve Levera plaj-
zarası var. Adanın kuzeyindeki River Antoine Rom Fabrikası,
ları adadaki diğer popüler plajlar. Dalmayı sevenlere Grenada’da
dünyanın en eski rom damıtma tesislerine sahip. Ücretsiz ola-
çok sayıda alternatif bulunuyor. Aquanuts ve Dive Grenada da-
rak gezip 1850’lere yolculuk yapıyorsunuz. Grenada’nın doğu
lış turları düzenliyorlar. Ada yakınında bazı batıklar var, dalarken
sahilindeki Grenville, adanın ikinci büyük şehri. Yolunuz bu şeh-
onları da keşfetmeniz mümkün. Alışveriş meraklıları için adada
re bir cumartesi günü düşerse yerel pazara mutlaka uğrayın.
The Grand Anse Shopping Centre isimli büyük bir AVM var.
Bu adada renkler, baharat kokuları ve ortam gerçeküstü gö-
Balık avlamayı sevenler Grenada’ya kasım ile mart ayı ara-
rüntüler sergiliyor. Doksan bin kişinin yaşadığı adada ağustos
sında geliyorlar. Ocak ayında da balık tutma turnuvası yapılıyor.
ayının ikinci hafta sonunda karnaval yapılıyor. Geçitler, müzik
Grenada Golf Country Club ise golf tutkunlarının favori adresi.
ve dansla renklenen karnaval sırasında, metal aletleri çalan or-
Rhum Runner ve Rhum Runner II tekneleriyle yapılan turlara
kestralar ve Kalipso grupları Queen’s Park’ta konser veriyor.
katılmak için (001473) 440 43 86 numaralı telefonu arayabilir-
Şeytan kılığına girmiş insanlar ortalıkta dolaşıyor.
siniz. Ocak ayında yapılan Port Louis Grenada Sailing Festival
Grant Etang Ulusal Parkı, Karayipler’deki en güzel yağ-
www.grenadasailingfestival.com dahil olmak üzere adada
mur ormanlarından biri. İçinden dereler akan parkta yürüyüş
senede üç farklı tekne yarışı yapılıyor. Yat ve yelkenli kiralamak
yolları ve manzara noktaları var. Sönmüş bir volkanın krateri
için tercih edebileceğiniz şirketlerden biri Horizon Yacht Char-
olan Grand Etang Gölü’nün etrafını yürüyerek altmış dakikada
ters www.horizonyachtcharters.com
dolaşabilirsiniz. Bol miktarda kuş ve Mona maymunlarını gö-
Adanın bayrağındaki kırmızı mertlik, sarı bilgelik ve sıcak-
rürseniz sakın şaşırmayın. Telfar Bedeau Hiking Tours şirketi
lık sembolü, yeşil ise ülkenin yemyeşil olmasını ifade ediyor.
parkın fazla bilinmeyen yerlerinin ve manzaranın tadını çıka-
Grenada’ya yolunuz düşerse çok memnun kalacaksınız, çünkü
rabileceğiniz yüksek noktalarına turlar düzenliyor. Merak edi-
Grenadalılar inanılmaz sıcak insanlar. Misafirperverlik bu adada
yorsanız, adanın en yüksek noktası 840 metre rakıma sahip
yaşayanların genlerine işlemiş. 54
Nerede yenir?
Club Banana
Rhodes
True Blue, St. George’s
Calabash Hotel
Marinadaki bu diskoda cuma
Londralı şef Gary Rhodes’un
ve cumartesi geceleri eğlence
restoranı adanın en prestijli
doruğa çıkıyor. Adanın en iyi
yemek yeme mekanı. Ortam
gece adreslerinden biri.
çok sıcak, adada yetişen
Tel: (001473) 444 46 62
baharatların kullanıldığı mönü
Sarı, yeşil ve
kırmızı renklere
bürünen
Grenadalılar
bağımsızlık
bayramını
kutluyorlar...
Büyük
eğlencelerin
düzenlendiği bu
özel gün turistler
için de farklı ve
“çok renkli”
bir deneyim.
yaratıcı ve ağırlıklı olarak
Nerede kalınır?
deniz ürünlerinden oluşuyor.
Bel Air Plantation
Rezervasyon yaptırıp gidin.
St. David’s Harbour
Tel: (001473) 444 43 34
Yemyeşil, adeta tropik bir
Aquarium Beach Club &
bahçe içinde. Odalar şık ve
Restaurant
güzel döşenmiş. Adanın
Maca Bana Villa Complex,
en iyisi.
Magazine Beach
Tel: (001473) 444 6305
Denizin ve plajın üstünde,
www.belairplantation.com
yeşilliğin içinde bir restoran.
Spice Island Beach Resort
Deniz ürünleri ve uluslararası
Grand Anse Beach
mutfağın karması olan mönüde
Grenada’nın en gözde tesisi.
lezzetli seçenekler var.
Adanın en güzel plajında 360
İngiliz ve Alman sahiplerinin
metrelik sahili var. Girişi gayet
dekorasyondaki etkisini hemen
etkileyici. Otelde kalmasanız
hissediyorsunuz.
bile restoranını deneyebilirsiniz.
Tel: (001473) 444 14 10
Tel: (001473) 444 42 58
Deyna’s Tasty Food
www.spiceislandbeachresort.com
Melville St., St. George’s
Allamanda Beach Resort
Sahibinin adını taşıyan bu
Grand Anse Beach
küçük yerde yengeç muhakkak
Su sporlarından spaya her şeyi
denenmesi gerekenler
bulabileceğiniz uygun fiyatlı
listesinde. Tititri dedikleri
tesislerden biri.
küçük Karayip balığının tadına
Güzel bir plaja sahip.
da bakabilirsiniz. Restoranın
Tel: (001473) 444 00 95
sahibi Deyna günün diğer
www.allamandaresort.com
spesiyalitelerini de kara
La Sagesse
tahtaya yazıyor.
St. David’s
Tel: (001473) 442 93 30
Doğanın içinde tatil yapacağınız
keyifli bir mekan. Etrafında,
Nerede eğlenilir?
yeşillikler içinde kaybolacağınız
Fantezia 2001
yürüyüş yolları da var.
Morne Rouge Beach
Tel: (001473) 444 64 58
Burası adanın en güzel kulübü.
www.lasagesse.com
Müzik, dekor, ses sistemi ve ışık
çok başarılı. Cumartesi geceleri
canlı şovlar da yapılıyor.
Tel: (001473) 444 22 88
55
MÜZİK
FAZIL SAY
HAYALLERİN
PEŞİNDE
Müziğin dahi çocuğu olarak anılan ve
20 uluslararası ödülün sahibi olan Fazıl
Say’la, çocukluğunu, müziğe başlama
hikayesini ve gelecek planlarını konuştuk.
Yazı Selin Akal
56
ört yaşında piyano çalmaya başlayan
D
baskı hissettiniz mi? Yoksa içinizden mi
ve Ankara Devlet Konservatuarı’nda
geldi?
‘üstün yetenekli çocuklar için özel
Babam aslen edebiyatçıdır. Hem de çok
statü’ öğrenimi gören Fazıl Say, 1987 yılında
iyi bir edebiyatçıdır. Aynı zamanda müzikolo-
konservatuarın piyano ve kompozisyon bö-
jiye ve müzik yayıncılığına olan ilgisinden do-
lümlerinden mezun oldu. Çalışmalarını, burs
layı, ürettiği eserlerle hem benim hem de tüm
aldığı Almanya’da, Düsseldorf Müzik Yüksek
Türkiye’nin müzik konusunda aydınlanmasın-
Okulu’nda sürdüren sanatçı, konçerto solisti
da büyük katkıları olmuştur.
diplomasını aldıktan bir yıl sonra, Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi’nde piyano
Bir müzik dehası olarak eserlerinizi
nasıl ortaya çıkartıyorsunuz?
ve oda müziği öğretmenliğine getirildi. 1994
Ben hayallerimin peşinde giden bir insa-
yılında, ‘Genç Konser Solistleri Avrupa’ yarış-
nım. Hayallere dalarım ve müzikle bir şeyleri
masında birincilik kazanan Fazıl Say, 1995’te
anlatmaya çalışırım. Hem besteci hem de yo-
New York’ta yapılan kıtalararası yarışmanın da
rumcu olarak hayallerimi şekillendirir, onları an-
birincisi olarak kusursuz kariyerine başladı.
latır ve bestelerim. Doğaçlama yapmak benim
Besteci yönüyle de başarılara imza atan
sanatçı, oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli formlarda orkestra, oda müziği ve piyano
eserleri için çok sayıda şarkı besteledi.
doğamda var.
Piyano çalarken içinde yaşadığınız
dünyayı anlatır mısınız?
Dediğim gibi çalarken ve bestelerken, bir
Bu eserler arasında, ‘Nazım’ ve ‘Metin Altıok
hayal dünyasında olur ve mutlak suretle o
Ağıtı’ başlıklı oratoryolar, dört piyano konçer-
dünyayı anlatmaya çalışırım. Aslında o hayali
tosu, Zürih Üniversitesi’nin ‘Albert Einstein’ın
ne seyirci ne de dinleyici bilmiyor, bilmesi de
anısına bestelettiği orkestra eseri, Mozart’ın
gerekmiyor aslında. Önemli olan anlatılmak is-
250. doğum yılında Viyana’daki kutlama ko-
teneni, hissetmesi ve algılamasıdır. Bir yorum-
mitesinin bestelettiği ‘Patara’ adlı bale müziği
cunun her esere imzasını atabilmesi lazımdır.
de var. Dünyaca tanınan Fazıl Say, New York
Büyük sanatçı ile iyi sanatçı arasındaki o uçsuz
Filarmoni, St. Petersburg Filarmoni, Amster-
bucaksız fark, sanırım üretilen eserlere kişiliği-
dam Concertgebouw, Viyana Filarmoni, Çek
nin imzasını atabilme gerekliliğidir.
Filarmoni, İsrail Filarmoni, Orchestre National
Ülkemizde klasik müziğin konumunu
de France, Tokyo Senfoni gibi orkestralar eş-
nasıl görüyorsunuz? Gelecek dönemler-
liğinde, çağımızın tanınmış şefleriyle konserler
de daha yaygın kitleler tarafından dinle-
verdi. 2008 yılında Avrupa Birliği tarafından
neceğine inanıyor musunuz?
‘kültür elçisi’ unvanıyla görevlendirilen Fazıl
Maalesef yaygın değil ama yaygınlaşması
Say, müziği ve besteleriyle doğu-batı kültürleri
için çok uğraş veriyoruz. Ben Türkiye’de klasik
a
arasında yeni bir köprü kurmayı amaçlıyor.
müziğin yayılması için çok çalıştım. Özellikle
Müziğe başlama hikayeniz nedir?
son 15 yıl boyunca Anadolu’ya turneler yap-
Müziğe üç yaşında, oyuncak enstrümanlar
tım, festivaller düzenledim. Halk bir şeyleri be-
ç
çalarak başladım. Blok flüt, melodika, ksilofon
nimseyince ve sevmeye, anlamaya başlayın-
g
gibi enstrümanlar çalıyordum. Bu yeteneği-
ca her şey çok daha kolay ve güzel yürüyor.
m
mi fark eden ailem, beni dönemin en önemli
Klasik müzik de gün geçtikçe yaygınlaşacak.
p
piyanist ve bestecilerinden Mithat Fenmen’e
Unutmamak gerek ki, Türk halkı müziksever
g
götürdü. Beş yaşında hem beste yapmaya
bir toplumdur.
h
hem de profesyonel piyano dersleri almaya
b
başladım.
Müzikle ilgilenen bir babanın oğlu olarrak müziğe yönelmeniz konusunda bir
Genç yaşınızda büyük başarılar elde ettiniz. Bu durum hayatınızı çok etkiledi mi?
Bilmem… Ben müzik için yaşayan bir insanım. Ölene kadar da müzik yapacağım.
57
MÜZİK
FAZIL SAY
“Ben hayallerimin
peşinde giden bir insanım.
Hayallere dalarım
ve müzikle bir şeyleri
anlatmaya çalışırım.”
Müzik dehası olarak anılmak size fazladan bir sorumluluk yükledi mi? Mesela
geriye dönüp baktığınızda çocukluğunuzu doyasıya yaşayabildiniz mi, yoksa içinizde kalan yaşanmamışlıklar var mı?
Çocukluğumu çok iyi yaşadığımı söylemeliyim. Futbol oynamayı çok severdim. Bugün de maça gitmek ya da televizyonda futbol seyretmek bana keyif veriyor. Fenerbahçe
taraftarıyım ama milli takımımızın maçlarına da
gitmeyi seviyorum.
Piyanist olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Bilmem, hiç düşünmedim. Dediğim gibi,
ben müzik için yaşayan bir insanım.
İlham aldığınız bir şehir var mı?
Aslında ilham aldığım birden fazla şehir
var… İstanbul, Tokyo, Paris, Prag, Viyana
ve New York benim ilham aldığım kentlerden birkaçı.
Gelecek dönemdeki projeleriniz
neler?
Daha çok eser bestelemek istiyorum. 58
GURME
MUSEUM HOTEL/LIL’A
LEZZET DURAĞI
Kapadokya’nın en güzel manzarasına sahip olan Museum Hotel’in
restoranı Lil’a, Türk ve Kapadokya mutfağına ait özel lezzetleri
Kütahya Porselen’in birbirinden zarif tasarımlarıyla servis ediyor.
apadokya’nın en yüksek noktası olan Uçhisar’a konumlanan Museum Hotel, tarihi harabe ve
K
kalıntıların asıllarına sadık kalınarak restore edilmiş. 1998 yılında Indigo Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Tosun tarafından restorasyonuna başlanan otelin tüm iç ve dış mekanları,
Nevşehir Müzesi’ne kaydedilmiş birbirinden değerli antika eşyalarla dekore edilmiş. 2002 yılından bu
yana hizmet veren Museum Hotel, konumu sayesinde Kapadokya’nın muhteşem manzarasını da iç
mekanlara taşıyor. Otelin bütün odaları, restoranı ve terasından Avanos, Göreme, Güvercinlik ve Kızıl
Vadi’yi kuşbakışı izlemek mümkün. Seçkin misafirlerine en üst seviyede hizmet vermeyi amaç edinmiş
olan Museum Hotel, toplam 30 odayla faaliyet gösteriyor.
Otelde, hem şirket toplantıları için kullanılan hem de Kapadokya’da yaşayan yerel sanatçıların eserlerinin sergilendiği profesyonel bir toplantı odası da bulunuyor. Wellness konusunda da son derece
başarılı olan otelin, modern Türk ve Kapadokya mutfağının en güzel örneklerinin tadılabileceği restoranı Lil’a, bağımsız girişi sayesinde otel müşterilerine ve dışarıdan gelen misafirlere hizmet veriyor.
Kapadokya’nın en güzel manzaralarından birine sahip olan Lil’a, uluslararası festivallerde ödül almış
şefleri ve profesyonel kadrosuyla birbirinden leziz tariflere imza atıyor.
www.museum –hotel.com
60
61
GURME
MUSEUM HOTEL/LIL’A
PENNE
BONFİLE SARMA
ÇİLEK BAHÇESİ
KUZU TANDIR
62
Lil’a Restoran
Kapadokya yöresi
ve modern Türk
mutfağının en özel
lezzetlerini sunmak
için Kütahya Porselen’in
yalın formlardaki
beyaz porselenlerini
tercih ediyor.
HAKKIMIZDA...
Kapodakya yöresinin ve modern
Türk mutfağının en özel lezzetlerini tadabileceğiniz Lil’a Restoran’da, Kütahya Porselen serileri kullanılıyor. Otelin
Mutfak Şefi Mustafa Büyükhan’la Kütahya Porseleni tercih etme nedenlerini
ve yeni otel serisi hakkındaki görüşlerini
aldık.
Otelinizde Kütahya Porselen’in hangi ürünlerini kullanıyorsunuz?
Çorba kaseleri ve altlıkları, tatlı
tabağı, ekmek tabağı, alakart yemek
tabakları, tuzluk, biberlik, peçetelik,
kürdanlık ve kahve fincanlarını kullanıyoruz. Kütahya Porselen’in yeni otel
serilerini de çok beğendik. Özellikle
çorba kaselerinin formları çok güzel.
Otelinizin yemeklerini ve sunumunu
dikkate alarak, servis takımlarında hangi
renkleri ve formları tercih ediyorsunuz?
Beyaz haricinde bir renk asla kullanmıyoruz. Desenli ve renkli ürünlerden çok,
beyaz tasarımları otelimize ve yemeklerimizin tarzına daha uygun buluyoruz.
PENNE
üzerine unu, tuz gibi serpin.
1 paket penne makarna
Kekiği, soğanı, domatesleri,
5 adet domates
sarımsağı ilave edip üzerini ör-
3 diş sarımsak
tecek kadar su koyun. Bir saat
150 gr mozeralla peyniri
kısık ateşte güvecin kapağını
3 yemek kaşığı zeytinyağı
açmadan pişirin.
1 yemek kaşığı tereyağı
3 adet taze soğan
ÇİLEK BAHÇESİ
Tuz, karabiber
½ kilo kokulu çilek
Hazırlanışı: 4 adet domatesi
½ kilo vanilyalı dondurma
rendeleyin. Üzerine bol su ek-
Bir çay bardağı kanyak
leyip kaynamaya bırakın.
Hazırlanışı: Çilekleri yıkayıp,
Penne makarnayı, kaynayan
kuruması için bırakın. Kanyak
domatesli tuzlu suda 10 daki-
ve dondurmayı birbirine yedi-
ka haşlayıp süzün ve tereyağını
rerek karıştırın ve derin don-
ekleyin. Diğer taraftan soğanları
durucuda
ince ince kıyın. Kalan domatesi
istediğiniz büyüklükte doğra-
rendeleyin. Sarımsakları soyup
yın. Servis kasenize önce biraz
ezin. Zeytinyağını bir tavada
çilek, ardından dondurma ve
kızdırıp taze soğan, domates,
tekrar çilek koyup, üzerine bir
sarımsak ve tuzu ekleyip ka-
tatlı kaşığı kanyak ilave ederek
vurun. Ateşten aldıktan sonra
servis edin.
bekletin.
Çilekleri
peynirle servis edin.
BONFİLE SARMA
KUZU TANDIR
6 adet bonfile
2 adet kuzu kol
1 su bardağı kıyılmış mantar
1 yemek kaşığı un
1 adet orta boy soğan
4 adet orta boy domates
1 tutam maydanoz
1 yemek kaşığı kekik
1 tutam dereotu
1 yemek kaşığı tuz
1 yemek kaşığı margarin
1 baş sarımsak
2 adet yufka
1 adet orta boy soğan
Sebze garnitür
1 yemek kaşığı karabiber
Hazırlanışı: Bonfileleri iyice dö-
1 yemek kaşığı tereyağı
vüp, inceltin. Bir yemek kaşığı
Tuz
yağ, kıyılmış mantar ve küp küp
Hazırlanışı: 2 adet kuzu ko-
doğranmış soğanı, mantarların
lunu küçük güveç kaselerine
suyu çekinceye kadar kavurun.
sığabilecek iri parçalar halinde
İçerisine kıyılmış maydanoz, de-
bölüp yıkadıktan sonra, güve-
reotu ve tuz ilave ederek ocak-
ce yerleştirin. İçine bir kaşık
tan alın. Dövülmüş bonfileyi
margarin, tuz ve karabiber atıp
biraz tuzlayın. Üzerine mantarlı
etler suyunu çekene kadar kı-
içten sürüp rulo yapın. Bu ru-
sık ateşte 30 dakika pişirin.
loyu önce bir yufkaya, ardından
Domates, soğan ve sarımsak-
da yağlı kağıda sarıp barbeküde
ları istediğiniz büyüklükte doğ-
pişirin. Dömiglas sos ve garnitür
rayın. Etler nar gibi kızarınca
ile servis edin.
63
EN YENİ
OTEL SERİSİ
SEA WAVE SERİSİ
profesyonel
sofralarda
zarif
bir imza
Kütahya Porselen’in yeni otel serileri,
yenilikçi tasarımları ve üretim kalitesiyle
profesyonellerin gönüllerini fethetti.
64
PERA SERİSİ
BALIK SERİSİ
alıpları yıkan formlar, deniz dalgalarının yumuşak
K
geçişleri, yuvarlak hatlarla yakalanan zarafet…
Kütahya Porselen’in profesyonelleri düşünerek
yarattığı yeni otel serileri göz kamaştırıyor. Sea Wave,
Pera, Safir, Deniz, Tropik Line, Fiyonk ve Balık adlarını
SAFİR SERİSİ
taşıyan bu seriler, firmanın tasarımdaki yenilikçi çizgisini
gözler önüne seriyor.
Kütahya Porselen’in profesyonellerin kullanımına yönelik olarak ürettiği serileri 20 farklı seçeneğe sahip. Dünya gastronom ölçülerine sadık kalınarak hazırlanan bu
seriler, kullanıcının ihtiyaçları gözetilerek Kütahya Porselen
kalitesinde üretiliyorlar.
Yüksek üretim kapasitesi dolayısıyla her türlü ihtiyacı
çok kısa zamanda karşılayabilen firma, özel logo ve tasarım çalışmaları da gerçekleştirebiliyor.
Porselenin en güçlü halini en zarif formlarla işleyen Kütahya Porselen, tasarım çeşitliliğinin yanı sıra dayanıklılığı
da ön plana çıkarıyor. Özellikle otel serileri içinde kenar
kırılmalarına karşı özel zırhlı ürünler hazırlanıyor. Geçmişe olan bağlılığını da sürdürmeyi ihmal etmeyen Kütahya
Porselen, klasikleşen serilerini, küçük değişikliklerle çağa
ve yeni tasarım beklentilerine uygun hale getiriyor. Yıllar
içinde ana formlarını kaybetmeden varlığını sürdüren klasik seriler arasında, yuvarlak ve sade hatları ile dikkat çeken Ent Otel, HK/OE, Antalya, Frig ve Efes; incecik zarif
çizgileri ile Zümrüt, Dünya, Roma ve Jüpiter; belirgin rölyeflerle bezenmiş Neptün, Didim; formunun en zarif halini
yansıtan Oval; zamanın akışını çizgilerle yeniden yorumlayan Şato serisi de yer alıyor. 65
MİMAR
GÖKHAN AVCIOĞLU
EVRENSELİ TASARLAMAK
Mimaride modernist şablonların dışına çıkan Gökhan Avcıoğlu’nun son projeleri
arasında yer alan Kuum Otel ve Borusan Müzik&Sanat Evi çok konuşuldu. Ünlü
mimar projelerinden bahsederken özellikle kentsel dönüşümün üzerinde duruyor.
Yazı Selin Akal, Fotoğraflar GAD Mimarlık, Portre Fotoğrafı Münhan Çınar
Gökhan Avcıoğlu
One&Ortaköy
66
One&Ortaköy
Exploded House, Bodrum
Borusan Müzik ve Sanat Evi, Beyoğlu
İmza attığı projelerle hem yurtiçinde hem de yurtdışında
ilgiyle takip edilen Mimar Gökhan Avcıoğlu’yla, kentsel dönüşüm, şehircilik ve mimarlık üzerine sohbet ettik.
Fetişist mekan tasarlamaktan kastınız ne?
Farklı eğilimleri olan insanlar yakalamak çok zor. İnsanların
kendi evlerinde kendilerine ait bölümler olmalı. Bu bölümleri de
Projelerinizi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
kendileri yaratmalı. Böylece ev, müze olmaktan ya da tek başına
Benim için her şey mimariyle ilgili. Mimari de hayatla ilgili...
bir tasarım nesnesi olmaktan çıkıp yaşayan bir mekan oluyor.
İçmimari ve tasarım elbette ki ayrılmaz bir parça, ancak bir adım
Farklı potansiyelleri, değişik yaşam alanları tasarlayarak değer-
daha arkadan gelen yoğunluklar. Bir yapıyı ben inşa etmesem
lendiriyoruz. Evin garajını küçük bir hamama çevirmek gibi…
bile mimarlık gözüyle bakar ve düşünürüm. GAD Architecture
İç mekan tasarımlarında neye öncelik veriyorsunuz?
olarak eğer seçme şansımız varsa genellikle bu değerler üzeri-
Güney Afrika’dan yeni döndüm. Orada insanların çok daha
ne projeler seçiyoruz.
rahat bir yaşamları var. Birçok şeyi tasarımcı imzasıyla yapsalar
İçmimari uygulamaları da yapıyor musunuz?
da kendi vahşi ve doğal yaşamlarını, deniz ile karadaki bütün o
Bazı müşterilerimiz bizim mimari çizgimizi beğendikleri için
doğal hayatı evlerine taşımayı tercih ediyorlar. Türk insanı evcil
evlerinin ya da iş yerlerinin iç mekanlarını da düzenlememizi
ama bu evcilliği doğru değerlendiremiyorlar. Evin iki tane bölümü
istiyorlar. Ben, bir mimarın ya da içmimarın fetişist bir şekilde
vardır aslında; özel ve genel mekanlar. Bu alanların dengesi çok
sadece malzeme ve form üstüne mekan tasarlamasından yana
önemli. Hatta iki mekanın birbirine geçişi de çok iyi ayarlanmalı.
değilim. Bir mekan, farklı kişilikleri ve farklı koleksiyonları bir ara-
Evin maksimum alanının iyi kullanmasıyla bu mümkün oluyor.
ya getirmeli. Bu sebeple ev dekorasyonu yapacağım kişileri bir
şeyleri biriktiren, bir şeyleri yaşamayı seven ve evinde vakit geçiren insanlardan seçiyorum.
Hem dış hem de iç mekan tasarımı yaptığınız projeler
var mı?
Esma Sultan Yalısı’nın hem iç hem de dış mekanını yap67
MİMAR
GÖKHAN AVCIOĞLU
“Türkiye mimari ve
tasarım alanında çoğu
ülkeye nazaran çok
daha iyi mimarlara,
içmimarlara ve
girişimcilere sahip”
Kuum Otel, Bodrum
tık. Eski bir yapının içine girip yeni bir mekan yaparak Borusan
yerek dolaşma keyfine çoğu şehirde varamıyoruz. Otomobiller
Müzik ve Sanat Evi’ni yeniledik. Kuum Otel’in sosyal ve genel
her yerde…
mekanlarını tasarladık. İç mekan kesinlikle yapmam diye bir şey
yok. Sonuçta iç mekan tasarımından da birçok şey öğrenebiliyorsunuz. İç, dış ayırmaksızın benim için değeri olan projeleri
tercih ediyorum.
Peki bu durumun düzelmesi için yapılması gerekenler
nedir?
Daha mantıklı ve düzenli şehir planlamaları yapılması gerekiyor. Sokaklara baktığımızda birbirinden farklı projeleri yan yana
Destek aldığınız içmimarlar var mı?
görmeye başladık. Şu anda kentsel düzlemde sorunların çö-
Dediğim gibi bizim öncelikli işimiz mimarlık. Bu sebeple, işin
zümü imkansız gibi. Biz mimarlar ve içmimarlar olarak yaptığı-
içine içmimari girdiğinde uzmanlaşmış arkadaşlarımızdan des-
mız projelere imzamızı atıyoruz. Şehri planlayan kişilerin ise kim
tek alıyoruz. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında farklı içmimar
olduğu, kararlarını neye göre verdikleri belli değil. Sadece ben
arkadaşlarımızla çalışmalar yaptık. Şu aralar bazı projelerimizi
değil mimarların hemen hemen hepsi bu gidişattan rahatsız.
Dara Kırmızıtoprak’la paylaşıyoruz.
Birçok kentsel dönüşüm projesine imza attınız. Bu
projelerin devamı gelecek mi?
Türkiye’de mimarlığın seyri nedir?
Benim bu konuyu açıklık getirebilecek bir tezim var. 19.
yy sonuna kadar üretilmiş mimarinin genel olarak benzer bir
Bence bir şehirde mimari ve iç mimari kadar kentsel alan-
ivmesi vardı. Malzemenin imkanlarından yola çıkarak bu so-
lar da ön planda tutulmalı. Türkiye aslında mimari ve tasarım
nuca varmak mümkün. 19. yy’ın sonuna doğru, strüktürel üs-
olarak ele alındığında çoğu ülkeye nazaran çok daha iyi mimar-
tünlükler ve yeni malzemeler ortaya çıktı. Böylece 20. yy. bir
lara, içmimarlara ve girişimcilere sahip. Fakat şehircilik kuruluş-
önceki dönemin antitezi olarak gelişti. Hem iyi hem de kötü
ları maalesef 50 yıl önceki yönetmelikleriyle hareket ediyorlar.
şeyler üretildi. 21. yy ise biz bu iki dönemin sentezini yapmaya
İyi mimariler ve mekanlar var, ancak bunların tamamını bile bir
çalışıyoruz. Hızlı şehirler yerine yavaş şehirler, daha az enerji
araya getirseniz iyi bir şehir elde edemiyorsunuz. En başta yürü-
kullanmaya dayalı yapılar, daha kalıcı özellikleri ön plana taşı-
68
Beşiktaş Balık Pazarı
HAKKIMIZDA...
Projelerinizde Kütahya Porselen
kullanıyor musunuz?
Otel serisi gibi profesyonel serilerini kullanıyoruz. Ayrıca yurtdışı
ziyaretlerimizde yanımızda götürdüğümüz ya da yabancı misafirlerimize
hediye ettiğimiz ürünler arasında, KüExploded House, Bodrum
tahya Porselen ürünleri de oluyor.
Kütahya Seramik’in tasarımlarını
mak, sürdürülebilir olmak gibi çabalarımız var.
Teknolojik yenilikler tasarım konusunda size yardımcı oluyor mu?
Mimarlık biraz hantal seyreder, moda gibi değişim göstermez. Doğru ölçüler ve maddiyat gerektirir. Ancak, mimarlık
kalıcıdır. Dijital teknoloji, hem inşa etme hem de tasarlama
konusunda bize çok yardımcı oluyor. Teknolojik yeniliklere şu
an alışma sürecindeyiz ama yakın zamanda her şey çok daha
netleşecek. Dijital teknoloji ile birden fazla sonucu kısa sürede
test edebiliyorsunuz. Ve çoğaltıp alternatiflendiriyoruz.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi kapsamında birçok etkinlik, tasarım ve organizasyon gerçekleştiriliyor. Sizin İstanbul’unuz nasıl?
İstanbul o kadar zengin bir şehir ki, her noktası bir başka
güzel. Ben de bu şehirde yaşamaktan ve burada herhangi
bir şey yapmaktan heyecan duyuyorum. Ancak daha önce
de söylediğim gibi şehir kurgusu konusunda sıkıntıları olan
bir kentte yaşıyoruz. İstanbul’un hem mimariyle hem de sanatla yapılacak müdahalelere ihtiyacı var. Şehir planlamacıları
nasıl buluyorsunuz ?
Yerli ya da yabancı diye ayırmaksızın, tanınmış ve işinin ehli tasarımcılarla yeni seriler oluşturmasını dört
gözle bekliyoruz. Bu hem Kütahya
Seramik’e hem ülkemize yeni bir temsiliyet de getirecektir. İç piyasa ile profesyoneller için olan seriler belirgin bir
şekilde birbirinden ayrılmalı diye düşünüyorum. Bunu da, en iyi şekilde
bahsettiğim tasarımcılar yapacaktır.
Kütahya Seramik gibi güçlü markalar
iki yılda bir tasarım yarışması açabilir
ve genç tasarımcıların çıkışına imkan
verebilir. Sosyal bir proje olarak, çini
veya seramik müzesi kurulabilir. Bu
müze, workshop’lar yapıp dünyanın
her yerinden seramikçi ve tasarımcıları bir araya getirebilir.
konusundaki problemleri çözüme ulaştırabilirsek çok daha
güzel bir şehir ortaya çıkartabiliriz. 69
KÜLTÜR MİRASI
MARDİN
ZAMANIN
DURDUĞU
ŞEHİR
Kudüs ve Venedik’ten sonra dünya
mimari mirasını en iyi koruyan
üçüncü kent seçilen Mardin’de
taşın, toprağın ve huzurun hikayesini
dinlemeli, ara sokaklarda kaybolup
reyhan kokusunu içinize çekmeli,
dinlerin ve dillerin kardeş şehrini
baştan sona keşfetmelisiniz.
Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Levent Bozkurt
ardin Havalimanı’ndan şehre doğru yola çıktığınızda
İki ana caddesi bulunan Mardin’de yol boyunca, ünlü za-
ilk olarak yeni yerleşim merkezi karşılıyor sizi. Taşın
M
naatkarların dükkanlarına inen daracık sokaklar ve sarı kireç
ve toprağın yüzyıllık hikayesinin anlatıldığı Eski Mardin
taşından yapılmış evler çıkıyor karşınıza. Kimi dededen toruna
ise yeni yerleşim merkezinde yükselen çok katlı apartmanlara
kalmış, kimisi de farklı dil ve dinden ailelere kucak açmış ge-
inat, vakur bir şekilde dağın yamacından gülümsüyor. Uzaktan
çen yıllar boyunca. Mardin mimarisinde Selçuklu etkisi sezilse
bakıldığında bu yamaçlara konumlanmış altın rengi binaların
de, yapıların tamamına yakını Artuklu zarafetiyle şekillenmiş.
kayalıklarla bütünleşmesinin zarafetini seyre dalıyorsunuz.
M.Ö 1101-1312 yılları arasında Mardin’de hüküm süren Ar-
Mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile
tukluların hediye bıraktıkları mimari detaylar, ilk olarak yapıların
zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğu’nun şiirsel kenti
dışında göze çarpıyor. Titizlikle dizilen taşlar ve profesyonelce
Mardin, M. Ö. 4500 yıllarında başlayan yerleşik hayat ve ege-
konumlandırılmış işlemeler, tarihi binalara farklı bir görünüm ka-
menliği altına girdiği devletler sayesinde ‘dünya kenti’ olmayı
zandırmış. Geniş avlulu ve birkaç katlı geleneksel evler, kolay
başarmış. Kilise çanının ezan sesiyle karıştığı tarihi sokaklar,
işlenebilen kalker taşıyla inşa edilmişler. Kapalı yaşam biçiminin
Mezopotamya’nın iştah kabartan topraklarından gelip geçen
tüm özelliklerini taşıyan bu evlerin ön avluları güneye bakacak
uygarlıkların egemenliği altında yüzyıllara meydan okumuşlar.
şekilde konumlandırılmışlar.
70
71
KÜLTÜR MİRASI
MARDİN
Mardin Müzesi
i
Kırklar Kilises
Deyrulzafaran Manastırı
MARDİN’DE GÖRMENİZ GEREKEN 10 YER
Mardin Müzesi
Şehir merkezine konumlandırılan Mardin Müzesi’nde
güzel örneklerini de Midyat’ta bulmak mümkün.
Dara Harabeleri
Asur, Urartu, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Os-
Mardin’e yarım saat mesafedeki Oğuz Köyü’nde yer alan
manlı devletlerine ait seramikler, damga ve silindir mühürler,
Dara Harabeleri, Eski Mezopotamya’nın en önemli kentlerinden
sikkeler, kandiller, figürinler, gözyaşı şişeleri, takılar ve vazolar
birisi. Büyük İskender ile Pers İmparatoru Darius’un savaşına
sergileniyor.
sahne olmuş bu antik yerleşim alanı, İran Hükümdarı Darayuvaşi
Nasra Şimmeshindi’nin Atölyesi
tarafından kurulmuş. Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve
Mardin ve çevresindeki kiliselerin sunak perdelerini ve ör-
sikkeler bulunmakta.
tülerini hazırlayan Nasra Şimmeshindi, tarihi çok eskilere da-
Deyrulzafaran Manastırı
yanan basmacılık sanatının Mardin’deki tek temsilcisi. Merkez
4. yüzyılda yapılan Deyrulzafaran, Yukarı Mezopotamya’nın
ve çevredeki kiliselerde onun elinden çıkan basmaları görmek
en tanınmış tarihi yapıtlarındandır. Halen, Süryani Kadim Ce-
mümkün. Basmaları dışında Nasra Şimmeshindi’nin bir de ev
maatinin dini merkezi olan manastırın içinde tarihi bir İncil ve
yapımı şarapları meşhur.
kutsal bir taş bulunmakta.
Mardin Kalesi
Zinciriye Medresesi
Diğer adı ‘kartal yuvası’ olan Mardin Kalesi, yüzyıllar boyunca
Medrese mahallesinde yer alan Zinciriye, 1385 tarihinde ta-
farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Sarp kayaların üzerine
mamlanmış. Tarihi yapı, cami, türbe ve çeşitli ek bölümlerden
oturmuş kalenin güney kesiminde bulunan kule ise hala ayakta.
oluşmuş.
Kırklar Kilisesi
Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhane
5.yy’da yapılan Kırklar Kilisesi, ince taş işçiliği ile işlenmiş
1860 yılında Patrik Antuan Semheri tarafından yaptırılan ki-
mihrapları, dört yüz yıllık ahşap kapıları, 1500 yıllık kök boya
lisede, kemer, yuvarlak taş sütunlar ve korkuluklar yer almakta.
ile baskı perdeleri, geniş avlusu içindeki çan kulesi ve adeta
1895 yılında Antakya Patriği İğnatuos Benham Banni tarafından
dantel gibi işlenmiş divanıyla ünlü. 1170 yılında kırk şehitlere
inşa edilen Patrikhane ise bugün müze olarak hizmet veriyor.
ait kemiklerin getirildiği kilise günümüzde Mardin Metropolitlik
Kilisesi olarak hizmet veriyor.
Mor Gabriel Manastırı
Midyat’a beş dakika mesafedeki manastır, Süryani Cema-
Midyat
atinin ünlü ve büyük yapıtlarındandır. Manastırın temelleri M.S.
Mardin’e yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Midyat, taş konakla-
397 yılında atılmış ve kısa sürede tamamlanmış. Cumhuriyet’in
rı, kemerli geçitleri ve minare gibi yükselen çan kuleleriyle bir
ilanının ardından uzun süre terk edilen Mor Gabriel günümüzde
ortaçağ kentini andırıyor. Telkari diye bilinen taş işçiliğinin en
yeniden faaliyete geçmiş. 72
Taşın, toprağın
ve huzurun şehri
Mardin’den, özgün
kapılar ve taş duvar
dokuları ile gerçeküstü
manzaralar...
73
ESTETİK DOKUNUŞ
KÜTAHYA SERAMİK
ŞIKLIĞIN ADRESİ
Kütahya Seramik’in birbirinden şık tasarımlarıyla güzelleşen mekanlar sadece
evlerle sınırlı değil. Aralarında otel ve yatların da bulunduğu birçok yaşam alanında
Kütahya Seramik’in estetik dokunuşuna rastlamak mümkün. Yazı Selin Akal
BANANA OTEL
GÖLTÜRKBÜKÜ BODRUM
Bodrum’un Göltürkbükü beldesinde konumlanan
Banana Boutique Hotel’in sahibi Kemal Özyurt, Kütahya Seramik’i tercih etme nedenini kaliteli ve hesaplı
ürünlerinin yanı sıra Bodrum bayisinin iyi hizmet anlayışına bağlıyor.
Otelinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
34 standart, 2 suit ve 1 king suit’ten oluşan otelimizin her odası, kendine özgü dekorasyonuyla ön
plana çıkıyor. Farklı renk kombinasyonları ile dikkat
çeken restoranımız ise misafirlerimize kişiye özel hizmet verme anlayışıyla çalışıyor. Denize sıfır otelimizin
kumsalında, özel bir iskelemiz de var.
Kütahya Seramik kullanarak yaptırdığınız uygulamalar neler?
Kütahya Seramik, otelimizin dış mekan koridorlarında kullanıldı. Odalarda ve banyolarda ise seramik
ve Brezza cam mozaik kombinasyonları kullandık.
Kütahya Seramik’le çalışmaktan memnun
musunuz?
Şirket olarak bünyemizde dört adet otel var. Diğer
otelimde de Kütahya Seramik kullanıyorum. Özellikle
Kütahya Seramik’in Bodrum’daki bayisi Aysa Yapı,
her konuda bize çok yardımcı oluyor. Biz de Aysa
Yapı’dan ve ürünlerini kullanmaktan çok memnunuz.
Neden Kütahya Seramik’i seçtiniz?
En önemli nedeni Kütahya Seramik’in kaliteli ürünleri. Seramik konusunda çok başarılılar. Çoğu tüketici gibi bizim de en fazla özen gösterdiğimiz konu,
hem kaliteli hem de hesaplı ürünler bulabilmek. Brezza markasını da ayrıca çok başarılı buldum. Bir diğer
neden ise az önce de söylediğim gibi Aysa Yapı’nın
profesyonel hizmet anlayışı.
74
OTTOMAN PARK/
SULTANAHMET İSTANBUL
Sultanahmet’in tarihi dokusuyla bütünleşen Ottoman Hotel Park,
Kütahya Seramik’in zarif ve şık
dokunuşlarıyla şekillenmiş. Otelin
Genel Müdür Yardımcısı Volkan
Işık, bu estetik dokunuşların huzur
dolu bir atmosfer yarattığının altını
çiziyor.
Otelinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
İstanbul’un en önemli tarihi mekanlarına sadece birkaç dakika yürüyüş mesafesinde olan Ottoman
Hotel Park, konumu ve içmimari
özellikleriyle tüm misafirlerine huzurlu bir ortam vaat ediyor. Osmanlı
ile Türk temasıyla dekore edilmiş 4
deluxe, 11 superior ve 23 standart
odamız bulunuyor. Muhteşem deniz manzarası eşliğindeki restoranımızda ise tüm dünyaya nam salmış
olan Osmanlı ve Türk mutfağının en
seçkin örneklerini tadabilirsiniz.
Kütahya Seramik kullanarak yaptırdığınız uygulamalar
neler?
Kütahya Seramik’in ürünü olan
Brezza uygulamasını, otelimizin girişinde sebil olarak adlandırdığımız
bölümde uyguladık. Odalarımızın
tüm banyolarında da Kütahya Seramik kullanıldı.
Kütahya Seramik’le çalışmaktan memnun musunuz?
Son derece memnunuz.
Neden Kütahya Seramik’i
seçtiniz?
Ülkemizde ürün kalitesini ispatlamış ve güvenilir bir firma olduğunu bildiğimiz için tercih ettik.
75
ESTETİK DOKUNUŞ
KÜTAHYA SERAMİK
Fotoğraflar Osman Uğur
YAT/PENDİK MARİNA
Konforu ve hızı bir araya getiren yatın ferah dekorasyonu kadar yemyeşil rengi
de dikkat çekiyor. Oktay Üründül tarafından dekore edilen iç mekan, Brezza şıklığıyla tamamlanıyor.
Yatınızdan bahsedebilir misiniz?
Yatın projesi Yiğit Akbarnaz’a ait. İç dekorasyonunu ise ben yaptım. Tekne,
hem konforlu hem de süratli olsun istedik ve bu iki özelliğinde yerine getirildiğine
inanıyorum. Proje olarak çok güzel tasarlanan, kullanım amacına uygun olarak dekore edilen bir teknenin içindesiniz. Yapım aşamasında, gerek teknik gerek insan
hayatını kolaylaştırıcı öğelerden tasarruf etme çabasına girilmedi. Teknenin neresine bakarsanız bakın, her ayrıntının ince bir şekilde düşünüldüğünü görürsünüz.
Kütahya Seramik kullanarak yaptırdığınız uygulamalar neler?
Bar tezgahının üzerinde Brezza kullandık. Bütün teknelerde bu tip uygulamalar
ahşap malzemeyle yapılır ancak ben ahşap kullanmak istemedim. Araştırma yaparken Brezza’nın cam mozaiklerini gördüm. Özellikle renk kombinasyonları hoşuma gitti. Tezgaha baktığınızda, denizin derinliklerini görebiliyorsunuz.
Kütahya Seramik’le çalışmaktan memnun musunuz?
Öncelikle kendilerine teşekkür etmek istiyorum. Geldiler, şablon aldılar ve numune yaptılar. İmalathaneye getirdiler, yerleştirdik ve gördüğünüz gibi çokta hoş
bir ambiyans yakaladık. Kendileriyle çalışmaktan son derece memnun kaldım.
Banyoda kullandığım el yapımı seramikler yerine de Brezza kullanmış olmayı tercih
ederdim.
Neden Kütahya Seramik’i seçtiniz?
Profesyonel bir çalışma ortamları var. Size yardımcı olabilmek adına her şeyi
yapıyorlar. Yerli marka olmalarının yanı sıra, kaliteli ve şık ürünler sunuyorlar. 76
SAĞLIK
DETOKS
BAHAR
TEMİZLİĞİ
Detoks, uzun kış ayları
boyunca vücudumuzda
biriken toksinlerden
arınmanın bir yolu. Bahara
zinde girmek için uygulanan
bu temizlenme yönteminin
profesyonel ellerde
yapılması şart.
Yazı Ali Dereli*
skileri hatırlayın, kış biterken her evde bir bahar
E
telaşı başlardı. Kurulu olan sobalar kalkar, baca
çıkışları boyanır, borular bir sonraki kış kullanılmak
üzere kaldırılırken içlerindeki o kapkara kurumlar özenle
temizlenirdi.
Vücudumuz da uzun kış ayları boyunca benzer bir durumla karşı karşıya kalır. Besinler, pişirme şekilleri, hava
kirliliği, hareketsizlik, soğuk hava koşullarıyla mücadele
sonrasındaki dirençsizlik, aşırı stres ve daha birçok sebepten dolayı vücudumuz tıpkı soba örneğinde olduğu
gibi kurumla dolar. Detoks, bahara girerken yapılan bu
temizliğin adıdır. Kısaca vücudun maruz kaldığı oksidatif
stres sonucu, toksinlerle dolan bedenin bu toksinlerden
bir miktar da olsa temizlenme meselesidir. Bunun için
dünya üzerinde ve ülkemizde uygulanan birçok yöntem
bulunuyor. Lavman ve tümüyle bitkisel gıdalarla beslenmek bu yöntemlerden sadece birkaçı.
Detoks tam olarak vücuttaki toksinlerin atılması anlamına geliyor. Bunu sağlamak için gerekli olan üç temel
78
başlıktan söz edilebilir: Antioksidanlar, temiz bir doğa,
stressiz bir ortam.
Bu üçü temel başlık içerisinde en önemlisi antioksidanların iyi alınıp kullanılabilmesidir. Bunların dışındaki
tüm yöntemler bu işin bir gösteriye dönüştürülmesinden
başka bir şey değildir. Besinlerin içindeki antioksidanların
görevi vücuda girdikten sonra buldukları toksinleri alıp ter
ya da idrar yolu ile dışarı atmaktır. İyi antioksidan kaynakları ile beslenip, bunu düzenli spor ve temiz hava ile
bir araya getirdiğinizde, ne lavman gibi acı veren uygulamalara, ne de ilaç kullanmanıza gerek kalır. A vitamini, E
vitamini, selenyum, çinko, likopen, C vitamini gibi birçok
antioksidan bulunur. Bu vitamin ve minerallerin birbirleri
ile etkileşimleri ve pişirme teknikleri bile detoks sürecini
doğrudan etkiler. Bu konuda yardım almak için profesyonel ellerde olmak çok önemli, aksi takdirde kurumları
temizlemek için eliniz, yüzünüz kir, pas içinde kalabilir. *Güral Sapanca Wellness Park diyetisyeni
Ayak de
etoksu
Detoks sürecine başla-
madan önce, toksinlerin hangi bölgede daha fazla biriktiği bilgisine sahip olmak, o bölgenin yararına olan
besinleri seçmek açısından önemlidir. Örneğin uzmanlar ayak altından geçen damarları inceleyerek vücudun
genel sağlık durumu ile ilgili ciddi sonuçlara ulaşabiliyorlar. Hatta bununla ilgili Nobel ödülü almış bir cihaz
da var. Ayak detoksu yapan bu cihaz, suyun içerisine
verdiği elektronlar sayesinde vücudun hangi bölgesinde toksin fazlalığı olup olmadığını gösteriyor. Yaklaşık
yarım saat süren uygulama ile karaciğer, böbrek ya da
başka organlarda daha çok antioksidana, hatta hangi tür antioksidana ihtiyaç olduğu tespit edilebilir. Eğer
bir detoks programına başlayacaksanız öncesinde bir
ayak detoksu yaptırmanızda fayda var.
Suyun içerisine
verdiği elektronlar
sayesinde vücudun
hangi bölgesinde
toksin fazlalığı
olduğunu gösteren
Nobel Ödüllü alet,
Güral Sapanca
Wellness Park Aliva
Spa’da kullanılıyor.
79
BAYİ
DİVAN CENTER
Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Divan Center 1997 yılında kuruldu. Perakendede en kaliteli ürünlerin satışını gerçekleştiriyoruz. Kurulduğumuzda bu kadar çok
marka ve markalaşma yoktu. Ancak ekonomimizin büyümesiyle farklı markalar oluşmaya
başladı. Biz de bu farklı markaların en kaliteli
ürünlerini mağazalarımızda sergiliyoruz. Elbette ki, bizim için en keyifli çalışma ortağı Kütahya Porselen.
Kütahya Porselen ile ne kadar zamandır çalışıyorsunuz?
Çok uzun yıllardır çalışıyoruz aslında. Mar-
İstanbul Bayrampaşa’daki
ka kendi mağazacılık felsefesini benimseyip
Divan Center’ın sahibi
corner’larına ağırlık verdiğinden bu yana, sa-
Halil Temel Kütahya Porselen ile
kurduğu gönül bağını anlattı.
içerisindeyiz.
Yazı Selin Akal, Portre Leyla Yaman
nırım üç yıldır, çok daha ağırlıklı bir iş ortaklığı
Divan Center’da Kütahya Porselen’in
hangi ürünleri ağırlıkta?
Özellikle porselen bazında çalışıyoruz.
Zaten, Kütahya denince akla kaliteli porselen
geliyor. Her geçen gün artan yeni modelleri,
müşterilerimiz tarafından da beğeniyle takip
ediliyor.
Yeni çıkan koleksiyonlara ilgi nasıl?
Kütahya Porselen’in sofra kültürü, geniş bir
yelpaze seçeneği sunuyor. Marka, Türkiye’de
ve dünyada çok önemli bir yer edinmiş durumda. Çatal-bıçaktan kahvaltı setine, porselen çorba kasesinden yemek takımlarına kadar birçok seçenekle şık sofraları tamamlayan
Kütahya Porselen, bu sayede rakiplerine fark
atmış durumda. Kalitesinden ve yıllara dayanan geçmişinden dolayı tüketici gönül rahatlığı
içinde Kütahya Porselen’i tercih etmekte.
Kütahya Porselen’le çalışmanın firmanıza kazançları nelerdir?
Kütahya Porselen, çok iyi ve kaliteli bir
marka. Bize kazandırdıklarına gelince, markanın yerli üretim olması, sağlık koşullarını
ilk sırada tutması, şık koleksiyonları ve ka-
Kütahya Porselen
zarif serileri ile her yaş
grubundan tüketiciye, geniş
bir ürün yelpazesi sunuyor.
liteli malzemesi müşterimize karşı bizim her
zaman gururla satış yapabilmemizi sağlıyor.
Çünkü bu coğrafyanın en köklü porselen
üreticisiyle çalışıyoruz. 80
BAYİ
ARMA SERAMİK
Ankara, Kütahya Seramik’in satış noktaları açısından iddialı olduğu kentlerden biri.
Arma Seramik, 2003 yılından bu yana Ankara’da Kütahya Seramik
ürünlerinin satışını yapıyor. Arma Seramik Genel Müdür’ü Raşit Genç, iş ve çözüm ortağı
olarak gördüğü Kütahya Seramik’i anlattı. Yazı Belit Şenol Fotoğraflar Cengiz Oğuz Gümrükçü
Firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Arma Seramik 2003 yılında faaliyete başladı. Ulus ve Çankaya’da olmak üzere iki showroom’umuz var. Elimizdeki Kütahya Seramik koleksiyonlarının yaklaşık
yüzde 80’ini stokta tutuyoruz. Şu an her iki mağazamızda da yenileme çalışmaları devam ediyor. Bu mağazamızda 5 kişilik bir kadroyla hizmet veriyoruz. Arma
Seramik bünyesinde 28 kişi çalışıyor. Nakliyemizi kendimiz yapıyoruz; yüklemeboşaltma da depolarımızda yapılıyor. Ankara’da üç adet depomuz var.
Firmanızda sunulan hizmetler neler?
Bizim satışını yaptığımız beş ana ürün grubumuz var. Bunun en önemli bölümünü ise Kütahya Seramik ürünleri oluşturuyor. Kütahya Seramik’in seramik kaplama malzemeleriyle granit seramik, klozet, lavabo, evye, batarya ve armatürler
satıyoruz. Akrilik küvetler ve bunların tamamlayıcıları olan dolaplar, yapıştırıcılar,
yapı kimyasalları diğer ürün gruplarımız arasında yer alıyor. Beş ana grupta müşterimiz var. Birincisi ve en büyük olanı büyük toplu konut müteahhitleri, ikincisi
yap-sat müteahhit dediğimiz müteahhitler, üçüncüsü kooperatifçiler, dördüncüsü
perakende alışveriş yapan müşterilerimiz ve beşincisi de bayilerimiz ve mimarlar.
Biz yalnızca malzeme satıyoruz ve satış sonrası destek sağlıyoruz, anahtar teslim
iş yapmıyoruz. Buna yönelik ufak girişimlerimiz var. Örneğin Ankara Ticaret Odası
Arma Seramik’in sahibi
Raşit Genç, perakende
satışta ve lüks konutlarda
50x25 cm’den başlamak
üzere daha büyük ebatlı
ürünlere doğru artan
bir talep olduğunun
altını çiziyor.
Fuar ve Kongre Merkezi’nin tüm ıslak mekanlarını yaptık.
Kütahya Seramik ürünlerini ne zamandan bu yana satıyorsunuz?
Zaten Arma Seramik’in kurulma nedeni Kütahya Seramik’tir. Ben Kütahya’da
yetiştim, kader birliği ettiğimiz tüm insanlar da Kütahya’ya çok yakın insanlar. Arma
Seramik’in bugün geldiği noktada yüzde 10 bizim çabamız varsa, yüzde 90 Kütahya Seramik’in yardımı vardır. Yönetim Kurulu Başkanımız Nafi Güral ve Başkan
Yardımcımız Erkan Güral’ın büyük desteğiyle bu noktaya geldik. Biz Kütahya Seramik dışında bir seramik markası satmıyoruz. Yapı kimyasalları olarak yine Kütahya
Seramik ürünlerini satıyoruz.
Kütahya Seramik markasını nasıl tanımlarsınız?
Benim için Kütahya Seramik Türkiye’nin yükselen değeri. Porselende zaten
çok büyük bir marka. Biz bu markaya hem porselen hem de seramik anlamında
çok emek verildiğine inanıyoruz. Özellikle Ankara’da Kütahya Seramik’in çok iddialı bir yere geldiğini görüyoruz. 82
ÜNLÜLERE SORDUK
GÖNÜLÇELEN EKİBİ
Aşkın
dansı
Güral Sapanca Wellness Park
sponsorluğunda yayınlanan Gönülçelen
dizisinin başrol oyuncuları, Tuba
Büyüküstün, Cansel Elçin, Ayda
Aksel ve Onur Saylak, en beğendikleri
Kütahya Porselen ürünlerini seçtiler.
Yaz Selin Akal, Fotoraflar Sabah Arivi
TUBA BÜYÜKÜSTÜN
Benim tercihim, dünyanın en
güzel şehirlerinden birini temsil
eden ‘İstanbul’ serisi.
84
ONUR SAYLAK
Kırmızı rengin enerjiyi, siyahın ise gücü
simgelediğini düşündüğüm için farklı
tarzıyla öne çıkan ‘Prizma’yı tercih ettim.
CANSEL ELÇİN
‘Selen’, sade ve
doğal olmanın yanı
sıra minimal bir
duruş sergiliyor.
AYDA AKSEL
Modern ve geleneksel çizgileri buluşturan
‘Paşa’ kahve takımı, benim favorim.
85
BİZDEN
HABERLER
Kütahya Seramik’in yenilikçi bir anlayışla oluşturduğu ve Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren
”Çağdaş Yaşam” konseptli mağazalarına bir yenisi
daha eklendi. Aydın Seramik İnşaat Ltd. Şti.’nin
ikinci, Kütahya Seramik’in Ege Bölgesi’ndeki 26.
mağazası 3 Nisan’da Kuşadası’nda görkemli bir
törenle hizmete açıldı. Tamamen Kütahya Seramik ürünlerinin yer aldığı 3 bin 800 metrekare ala-
AÇILIŞ KÜTAHYA SERAMİK AİLESİ EGE’DE BÜYÜYOR
na kurulu mağaza, Kuşadası Süleyman Demirel
Bulv Karaova Mahallesi’nde hizmet verecek.
Bulvarı
M
Mağazanın açılışını, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral gerçekleştirdi. Nafi
Güra açılış konuşmasında “Yeni bir işyerinin açılGüral
GÜRAL SAPANCA’DA
“KLASİK” BİR YARIŞ
mas aş kaynatılması amacıyla önemlidir. Buraması,
da, müşterilere seçme hakkı sunulacak. Kütahya
1990’DA, KLASİK OTOMOBİL
Sera
Seramik’in
Ege Bölgesi’ndeki 26. mağazasını, Ay-
MERAKLILARINI BİR ARAYA GETİREREK,
S
dın Seramik
ailesinin ikinci mekanını Kuşadası’nda
açtık Biz de açılışa katılarak, evimizin kapılarını
açtık.
sizle açıyor olmaktan mutluyuz’’dedi.
sizlere
A
Aydın ve ilçelerinden birçok davetlinin katıldığı
KURULMASINDAN BU YANA 300’Ü AŞKIN
ÜYE SAYISINA SAHİP OLAN KLASİK
OTOMOBİL KULÜBÜ İLE HUZURLU
açılış törenine, Ege Trio Grubu’nun klasik müzik
ATMOSFERİ VE HİZMET KALİTESİYLE
dinle renk kattı.
dinletisi
DÖRT MEVSİM TATİLİN ADRESİ GÜRAL
SAPANCA WELLNESS PARK, BİRLİKTE
KEYİFLİ BİR HAFTA SONUNA İMZA ATTI.
27 MART CUMARTESİ GÜNÜ KLASİK
OTOMOBİL TUTKUNLARI GÜRAL
SAPANCA’DA MUHTEŞEM BİR RALLİDE
BULUŞTU. OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN
ÖNDE GELENLERİ, KLASİK OTOMOBİL
MÜZE SAHİPLERİ VE CEMİYET DÜNYASININ
ÖNDE GELEN İSİMLERİNİN DE KATILIMIYLA
GERÇEKLEŞTİRİLEN ETKİNLİKTE, OTEL
BAHÇESİNDE YAPILAN SLALOM VE FREN
YARIŞMASININ TAMAMLANMASIYLA
ÖDÜL TÖRENİNE GEÇİLDİ. TÖREN, EŞSİZ
LEZZETTEKİ YEMEKLERİYLE ERGUVAN
RESTORAN’DA SONLANDI. GECEYE
SANATÇI ECE BERKER KEYİFLİ
PARÇALARI İLE RENK KATTI.
86
Erkan Güral
TÜGİK Başkanı
KÜTAHYA PORSELEN
2010 KOLEKSİYONUNU
ALMANYA’NIN FRANKFURT
KENTİNDE DÜZENLENEN
AMBİENTE FUARI’NDA
250 METREKARELİK
YENİ STANDINDA
MÜŞTERİLERİNİN
BEĞENİSİNE SUNDU.
Türkiye’nin ilk genç işadamları konfederasyonu olan TÜGİK,
3.Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda yönetim kurulu başkanlığına seçilen Erkan Güral, işadamları olarak hayallerinin işlerini büyütmek ve daha güçlü kılmak olduğunu ifade etti.
Erkan Güral yaptığı açıklamada 7 federasyon ve 66 derneği bulunan TÜGİK’in 100 milyar TL’lik ciro ve 250 bin kişilik istihdama
sahip ekonomik bir güç birliği olduğunu belirterek, “Şimdi bu gücü
ekonomik değere dönüştürme ve üyelere ekonomik açılımlar sunma
zamanı’’ dedi.
Üyeleri ile birlikte ticareti geliştirmek amacıyla fuar düzenleyen
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK), pilot uygulamaya İstanbul Genç Girişimciler Derneği (İSGİD) ile başladı. “Geçtiğimiz yıl haziran ayında İSGİD projesini ortaya çıkardık. 104 kurucu üye ve 50 milyar doların üzerinde cirosu ile dikkatleri üzerine çeken
İSGİD, toplumsal ve ekonomik gelişim için geliştirdiği mutlak sinerji
ve paylaşım platformunun ilk adımını önceki günlerde attı. 100’e yakın İSGİD üyesi firmanın katıldığı İSGİD Workshop’ta, farklı sektörlerden genç işadamlarını bir araya getirerek, karşılıklı ticari işbirliği
yapma fırsatını yarattı. Sadece İSGİD’de yıl sonu ticaret hacmi hedefi
500 milyon TL.”
TÜGİK’in artık ekonomik misyonunu tam anlamıyla yerine getirme zamanı geldiğini vurgulayan Güral, bunu gerçekleştirmek için de
ticari projelere imza atacakları kaydetti.
Erkan Güral, ayrıca yeni “TÜGİK Web Platformu’’ ile internet
üzerinden randevu sistemi kuracaklarını ve interaktif ortamda buluşan üyelerin TÜGİK Fuarı ile karşılıklı ticaret yapmalarına imkan
sağlayacaklarını ve 2011 yılı için 2 milyar TL’lik bir ticaret hacmi hedeflediklerini sözlerine ekledi.
FUAR KÜTAHYA PORSELEN AMBİENTE’YE RENK KATTI
Ambiente 2010 fuarında ilk
ke
kez sergilenen yeni yemek takımı
de
dekorları, özellikle Avrupalı müşter
terilerin büyük beğenisini toplarke
ken, Naturaceram serilerindeki
ren
renk kombinasyonları sofra eşya
yasında 2010 trendlerini yansıtır nitelikteydi. İlk kez gösterime
su
sunulan 4 yeni otel serisi ise tüm
Ho
Horeca profesyonellerinin büyük
be
beğenisini topladı. Yine 2010
tre
trendlerine uygun olarak hazırlana
nan renkli porselen uygulamaları
ise en çok dikkat çeken ve ilgi
gö
gören ürün grubunu oluşturdu.
Genel olarak fuarda global
kriz
krizin etkilerinin görülmesine karşın Kütahya Porselen standında
El Salvador’dan Moğolistan’a 55
far
farklı ülkeden yüzlerce firma temsilc
silcisi ağırlandı. Mevcut işbirliklerin
rinin daha da kuvvetlendirildiği
Am
Ambiente’de aynı zamanda pek
ço
çok yeni işbirliğinin de ilk adımları
atı
atıldı. Özellikle Avrupalı müşteriler
lerin ürünlere olan yoğun ilgisi ve
be
beğenisi Kütahya Porselen’in çalışm
lışmalarını taçlandırır nitelikteydi.
Dünyanın en büyük ve en
ön
önemli züccaciye fuarı olması
se
sebebi ile sektöre bakışı yansıtan Ambiente Fuarı, 2010 yılının
Kü
Kütahya Porselen açısından iyi
ve verimli bir yıl olacağının ilk işaret
retlerini verdi.
87
BİZDEN
HABERLER
TİKAD Başkanı Nilüfer
Bulut, Başkan Yardımcısı
Sema Güral Sürmeli,
Prof. Dr. Neşe Kavak,
YİK Başkanı Demet
Sabancı Çetindoğan,
Emine Erdoğan ile ‘AB
Sürecinde Türk Kadını’
toplantısı için Türkiye’yi
temsilen Brüksel’e gittiler.
BRÜKSEL ZİYARETİ
TOPLANTI
Emine Erdoğan’ın ‘AB Sürecinde Türk Kadını’ temalı toplantısı
için TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut ve TİKAD üyeleri Brüksel’e
gitti. Farklı kesimlerden 210 kadının katıldığı ziyaret, kadınların
AB için sahaya inmesi mutabakatıyla son buldu. Toplantı
sonrası hazırlanması kararlaştırılan bildiri TİKAD Başkanı Nilüfer
Bulut’un önerisiyle katılımcıların onayına sunuldu.
Dört maddelik bildirinin temel başlıkları şöyle:
1. Üye ülkelere ziyaretler gerçekleştirilecek. 2. Oluşturulan
iletişim ağı güçlendirilecek. 3. Edinilen haklar ve yasaların
tam olarak uygulanması için çaba gösterilecek. 4. Kadın
politikasının evrensel düzeye çıkarılması için çalışılacak.
KÜTAHYA PORSELEN’E
İMALAT ÖDÜLÜ
TİK
TİKAD
ZAFER
ÇA
ÇAĞLAYAN’I AĞIRLADI
CAPİTAL VE EKONOMİST DERGİLERİNİN
Türk
Türkiye’nin
sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlamayı
Türkiye’nin çağdaş dünya ile bütünleşmesinde aktif rol
ve T
almayı amaçlayan Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD),
alma
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ı misafir etti. 2 Nisan Cuma
Devl
günü İstanbul Conrad Hotel’de düzenlenen ‘İthalat
İhracat’ değerlendirme toplantısına TİKAD üyeleri,
ve İh
televizyon kuruluşlarının yöneticileri, ulusal basının ekonomi
telev
müdürleri ve köşe yazarları katıldı. Devlet Bakanı Zafer
müd
Çağlayan konuşmasında, Türkiye’nin 2002 yılından bu
yana ekonomi alanında kaydettiği gelişmeler ile Avrupa ve
dünya üretim sektöründeki yeri hakkında bilgi verildi. Bakan
Çağlayan, TİKAD’ın gündeme getirdiği yerli malı kullanımına
yönelik kampanya önerisine ilişkin olarak, ‘’Ülkemiz son 7
yılda siyasi ekonomik istikrarın gelmesiyle 70 milyar dolarlık
yabancı doğrudan yatırım aldı. Sizin önerinizi şöyle bir
çerçevede yapalım; Türkiye’de üretilen mal ve hizmetlerle
ilgili bir kampanya seve seve yaparız’’ şeklinde konuştu.
Bakan Çağlayan’a TİKAD Başkan Yardımcısı Sema Güral
Sürmeli’nin özel tasarımı olan cam kaftan armağan edildi.
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR
ÖNDERLİĞİNDE, FİNANSBANK İLE
BİRLİĞİ’NİN (TOBB) KATKILARIYLA
DÜZENLENEN ‘ANADOLU MARKALARI
2009’ YARIŞMA ÖDÜL TÖRENİ,
FOUR SEASONS HOTEL’DE
GERÇEKLEŞTİRİLDİ. EN ETKİLİ
MARKALAŞMA STRATEJİLERİNİN
ÖDÜLLENDİRİLDİĞİ YARIŞMANIN
ÖDÜL TÖRENİNE, SANAYİ VE TİCARET
BAKANI NİHAT ERGÜN DE KATILDI.
BU YIL, DÖRDÜNCÜSÜ DÜZENLENEN
YARIŞMADA KÜTAHYA PORSELEN,
‘BÜYÜK İŞLETMELER/ İMALAT’ DALINDA
İKİNCİLİĞİ KAZANIRKEN, ÖDÜLÜ
KÜTAHYA PORSELEN A.Ş. GENEL
MÜDÜRÜ AHMET RÜŞTÜ DÜVER ALDI.
88
Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları, ustaları bir çatı altında toplayan ve mesleki gelişimlerine
katkıda bulunan KYK Usta Kulübünden sonra bayi çalışanlarını da “Bizim Ekip” Bayi Çalışanları Kulübü çatısı altında birleştirdi. Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı
Kimyasalları’nın ülke genelindeki 220 bayisinin 1.500
adet çalışanı “Bizim Ekip” Kulübüne katıldı.
“Bizim Ekip” Bayi Çalışanları Kulübü, üyelerinin
ürünler hakkında teorik ve uygulama bilgilerinin geliş-
LANSMAN “BİZİM EKİP” BAYİ ÇALIŞANLARI KULÜBÜ
mesini sağlamakla birlikte, iş yaşamında kullanabilecekleri eğitimlerle kişisel gelişimlerine de katkıda bulunmayı
am
amaçlıyor. “Bizim Ekip” Bayi Çalışanları Kulübü üyeleri
Küt
Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları tarafınd
fından ferdi kaza sigortası ile sigortalanıyor. Bunların
yan
yanı sıra üyelerin isimlerine hazırlanmış fotoğraflı “Bizim
Ekip
Ekip” kartları ile anlaşmalı firmalardan indirim hakkına
sah
sahip olabiliyor.
“Bizim Ekip” Kulübü’nün lansmanı ve ilk toplantısı
EKSPO TERMAL
2010’DA GÜRAL
HARLEK ÇIKARMASI
Güral Harlek Thermal Resort
Otel, 18-21 Mart tarihlerinde
TÜYAP Beylikdüzü’nde
EKSPO TERMAL 2010
Fuarı’nda yerini aldı.
1818-21 Şubat 2010 tarihleri arasında Antalya Concorde
Ote
Otel’de gerçekleşti. Toplantıda katılımcılara “Bizim Ekip”
Bay
Bayi Çalışanları Kulübü’nün tanıtımı yapılırken diğer taraf-
Yurtiçi ve yurtdışından konuyla ilgili pro-
tan teknik ürünlerle ilgili teorik ve uygulamalı eğitimler ve-
fesyonellerin, sağlık kuruluşlarının, tıp fakül-
rildi
rildi. Toplantıda ayrıca iki gün boyunca devam eden spor
telerinin Fizik, Tedavi ve Rehabilitasyon Ana
akti
aktiviteleri de düzenlendi. Bizim Ekip üyeleri futbol, tavla
Bilim Dalı Başkanları ve Öğretim üyelerinin,
ve bowling turnuvalarında keyifli zaman geçirdiler. Top-
Termal Tesisler, Kaplıcalar ve SPA otellerinin yöneticilerinin katıldığı EKSPO TERMAL
lant
lantı, Bülent Serttaş konseriyle renklenen, turnuva galiplerinin ödüllerinin takdim edildiği gala gecesi ile son buldu.
katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Yemyeşil
bir orman arazisi içinde, çam ormanlarının
tam ortasında, etkileyici doğası ve tertemiz
havasıyla misafirlerine hizmet veren GÜRAL
HARLEK Kütahya’ya 23 km mesafede Ilıca
bölgesinde yer alıyor. Otelin yer aldığı Ilıca
bölgesi dünyanın en değerli kaplıcalarından
biri ve örneğine az rastlanan çok yüksek
miktarda bor mineralleri içeriyor. Kronik yorgunluk ve halsizlik şikayeti olanlar için bor
mineralleri en doğal yöntemler arasında bulunuyor. Güral Harlek’in sağlık üniteleri içinde, 12 ayrı masaj çeşidi ve renklerle tedavi
(kromaterapi) uygulamaları da yer alıyor.
89
HABER
UNICERA
Unicera’da
fark yarattı!
Sektörün lider firmalarından
Kütahya Seramik, 7-11 Nisan
2010 tarihleri arasında TÜYAP
Beylikdüzü’nde gerçekleşen
Türk seramik sektörünün en
önemli yapı fuarlarından,
22.Uluslararası UNICERA
Seramik Banyo Fuarı’nda
yepyeni ve minimalist çizgilere
sahip birçok yeni ürününü
kullanıcıların ve profesyonellerin
beğenisine sundu.
er yıl farklı ve yeni konseptlerle tasarım çalışmaları-
H
nı sürdüren Kütahya Seramik, Jump, Lotus, Shine,
Selen, Twist, Lava, Cement, Cube, Lava, City, Bologna,
Galleria gibi birbirinden farklı desen, renk ve dokunuşlara
sahip birçok yeni ürünü ile Unicera’da ziyaretçilerin beğenisi kazandı. Bunun yanı sıra havuz ürünleri, antislip ürünler, teknik ürünler; sırlı porselen kategorisinde 50x50,
60x60, 100x25 ve 100x50 cm gibi büyük ebatlı ürünler
ve Versatile serisi de fuarda büyük ilgi gördü.
Versatile serisi, tasarımındaki eşsiz geometri, fonksiyonellik ve uygulama çeşitliliği ile kullanıcıya birçok kombinasyon ve alternatif döşeme imkanı sunarken, aynı zamanda doğanın organik yapısından mimarinin geometrik
yalınlığına uzanan bir skalada kullanım olanağı sağlıyor.
Yaşam alanlarında farklılık arayanlar için seramik
ölçülerine uygun olarak tasarlanan Brezza cam koleksiyonları ise, göz kamaştırıcı ışıltılı lavaboları ve ince
bordürleri ile uygulandıkları mekana sıcaklık, estetik ve
doğallık kazandırıyor. 90
HABER
CKLT GIDA
SEPET SEPET
ÇİKOLATA
T
ürkiye genelinde çikolata mağazacılığı konusundaki hedeflerini günden güne büyüterek
çikolata mağazacılığına franchise satış noktaları ile
yeni bir yön veren CKLT Gıda 400’ün üzerinde ürün
portföyüne sahip. Firmanın Ankara, Mersin, Eskişehir, İstanbul, Sakarya ve Adapazarı’ndaki mağazalarının yanı sıra İzmir-Alsancak, Çorlu, Florya
Fly Inn, İstanbul-Maltepe ve Gebze Doğuş AVM’de
franchise mağazaları bulunmaktadır. İnsan kaynağına çok önem veren CKLT; özellikle tüm franchise
satış noktalarında personele eğitim veriyor.
Satış noktaları dışında Cikolatasepeti.com adlı
web sitesi ile internet üzerinden müşterileriyle buluşan CKLT’nin Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan İlhan, sitelerine olan ilginin her geçen
gün arttığını söylüyor. “Çikolata ve markamıza olan
ilgi, çikolata sektörünün ne kadar büyük olduğunun
Ürün portföyüne her
geçen gün farklı lezzet
ve görsellikte ürünler
ekleyen CKLT Gıda,
çikolata sektörüne
yenilik kazandırmaya
devam ediyor.
bir göstergesi. Diğer çikolata markalarının da bizim
gibi hareket ettiğini görmek ise doğru yolda olduğumuzun parametresi. Cikolatasepeti.com internet
portalımıza her geçen gün artan ilgi de bunu kanıtlıyor. İnternet sayfamıza müşterilerden gelen siparişler
ve her yeni ürüne olan talep bizi tercih edenlere karşı
sorumluluğumuzu artıyor.”
Gerek ziyaretçi gerekse katılımcı olarak yurtiçi ve
yurtdışı fuarları ile sektördeki gelişmeleri yakından
takip eden firma 30 Eylül-3 Ekim 2010 tarihleri arasında CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ‘Bayim
Olur Musun?’ fuarında da yerini alacak. 92
HABER
KYK TANITIM OTOBÜSÜ
Otobüsle
Eğitime Yolculuk
Kütahya Seramik ve KYK
Tanıtım ve Eğitim Otobüsü,
özel olarak dizayn edildiği için,
eğitim salonu, uydu bağlantısı
ve hızlı internet ulaşımı gibi
teknolojik donanımlara sahip.
Tüm Türkiye’yi
gezen Kütahya Yapı
Kimyasalları Tanıtım
Otobüsü; ülkenin her
köşesindeki seramik
kaplama ve mantolama
ustaları ile Kütahya
Seramik ve KYK bayii
çalışanlarına sektördeki
gelişmeleri, yeni ürünleri,
uygulama tekniklerini
anlatıyor ve uygulamalı
eğitimler veriyor.
ütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kim-
K
yasalları Tanıtım ve Eğitim Otobüsü,
kent kent dolaşarak, yapı sektöründeki bayileri, çalışanları, seramik kaplama ve mantolama ustalarını yeni ürün ve yöntemler
konusunda bilgilendiriyor. Yapı kimyasalları
sektöründe faaliyet gösteren ustalara, yeni
malzeme ve teknolojiler ile doğru uygula-
7 Ekim 2009’da
faaliyete geçti.
ma yöntemleri konusunda eğitimler veriyor.
Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen bu girişimle yapı ustaları, çağdaş yöntem ve malzemelerle yakından tanıştırılmış oluyor.
Yapı kimyasalları ve yalıtım sektörü açısından bir ilk olma özelliği taşıyan “KYK
Tanıtım Otobüsü”, Kütahya Seramik ve
Kütahya Yapı Kimyasalları’nın halen etkin
bir şekilde bünyesinde bulundurduğu ustalara yönelik faaliyetler gösteren “KYK Usta
Kulübü” üyeleri ile yine KYK satış bayilerine
yönelik faaliyet gösteren “Bizim Ekip” üyeleriyle de buluşuyor.
KYK Tanıtım ve Eğitim Otobüsü yurt
genelindeki bütün sektörel fuarlara katılarak
son kullanıcılara da ulaşıp yapı kimyasalları
konusunda bilinçlendirmeyi ve çözüm reçetelerini sunmayı amaçlıyor. 94
RAKAMLARLA
EĞİTİM
OTOBÜSÜ
Gezileriyle
yaklaşık 5700
ustaya ulaştı.
2010 yılı içinde
40 noktada 4700
seramik kaplama
ustasına eğitim
seminerleri
düzenledi.
2010 yılında
toplam 10.000
usta ve 3000 bayi
çalışanına ulaşmayı
planlıyor.
KONUKLARIMIZ
Güral Harlek Genel Müdürü
Aydın Üstüner ile Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer.
ü Aydın
Genel Müdür
Güral Harlek
ayati Yazıcı.
evlet Bakanı H
Üstüner ve D
Güral Sapanca Wellness Park ve Güral Harlek,
bakanlar, milletvekilleri, iş adamları ve sanatçıların da katıldığı renkli
organizasyonlara ve popüler dizi çekimlerine ev sahipliği yapıyorlar.
Güral Harlek Genel Müdürü Aydın
Üstüner ile Devlet Bakanı Faruk Çelik.
Gazeteci Mehmet Ali Birand.
Sanatçı Zerrin Özer.
Cansel Elçin ve Tuba Büyüküstün Güral
Sapanca’daki Gönülçelen dizi çekimlerinde.
Tuba Büyüküstün Güral Sapanca’daki
Gönülçelen dizi çekimlerinde.
Nebahat Çehre Güral Sapanca’daki
Aşk-Memnu dizi çekimlerinde.
96
BULMACA
Bir renk
İçecek koymaya
yarar
Amudi
Sporda en üst
derece
Helyumun simgesi
2
Hazırlayan Ali Bakın
5
Kabaca evet
Ş.Urfa’nın bir ilçesi
Kütahya
Porselen’in renkli
sofra ürünleri
markası
İniş karşıtı
Dini tören
6
40. yılını kutlayan
dev kuruluş
Bulmacam›z› doğru yanıtlayan
okurlarımız, Kütahya Porselen’den
sürpriz armağanlar kazanacaktır.
15
Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı
43001, Kütahya
Tel: (0274) 225 15 16
Çözüm anahtarıyla birlikte
Eser Çetintaş adına
göndermeniz rica olunur.
Miras
Bir besin maddesi
Yazı
Fal
Saplantı
29
Yafta
32
Edirne’nin bir
ilçesi
Yoğurttan yapılan
bir içecek
35
Temiz, berrak
Bir binek
hayvanı
Üstelik
24
34
Bir seslenme
sözü
Holmiyumun
simgesi
İnsanoğlu
Kiloamperin
simgesi
Şarkı, türkü
Eskrimde bir dal
Askerin su kabı
Fiyat
Zulmeden
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
formu
26
36
Kütahya
Porselen’in
el emeği cam
maddeli ürünü
Saflık
Eski Mısır’da
bir tanrı
Yer
12
O yer
10
Bir haber ajansı
Yıldız
Dingil
Oğul, evlat
3
Nazım Hikmet’in
soyadı
1
Evin bir bölümü
Yeterli miktarda
olmayan
Gemi yapılan yer
Argoda esrar
27
Uzlaştırma
Efelek
14
Yarı
Futbolda bir
vuruş şekli
28
7
9
Molibdenin
simgesi
Türe
Maden pisliği
Bayındırlık
Mesaj
Radyumun
simgesi
Düzen
İri saman
Seyelan
İsim
Sodyumun
simgesi
Kütahya
Porselen’in
bir yemek takımı
formu
2
3
4
5
6
24
25
26
27
28
29
7
30
30
21
1
20
Rütbesiz
asker
Kıl, tüy
Engel
11
Sümer
mitolojisinde
bin tanrı
Utanma
16
Tanrı
Yüksek ısıda
pişirilen
topraktan
yapılan nesne
Kötü, fena
33
Kütahya
Porselen’in
fileli yemek takımı
formu
İlaç
ANAHTAR
CÜMLE
98
25
Araba
okunun ekseni
Bir tür zamk
23
18
Pekmez toprağı
Sahip, iye
Kütahya
Porselen’in
koleksiyonuna
tema olan kent
Anlayışlı,
sezgili kimse
Tavlada bir sayı
Ölen bir kişinin
vasiyetini yerine
getirir
Madun
Cet
Çanakkale’nin
bir ilçesi
19
Bir kağıt oyunu
İnce metal parça
İki tarafı ağaçlı
geniş yol
İridyumun simgesi
13
22
Notada durak
işareti
Eski dilde dul
kadınlar
Divit, yazı hokkası
Küçük odun
baltası
Bir tembih sözü
Bir deri hastalığı
İlave
Lantanın simgesi
Ayrılırken birbirine
esen dileme
37
17
Tayin
4
Bir süs bitkisi
Hatıra
İstanbul’un
bir ilçesi
Çorum’un bir ilçesi
Deniz
kuvvetlerinde
general
8
Anayurt
31
Peru’nun plakası
Basit
Stronsiyumun
simgesi
Bilim
8
9
10
11
12
13
14
31
32
33
34
35
36
37
15
16
17
18
19
20
21
22
23

Benzer belgeler