Kütahya Porselen`in yeni koleksiyonlarında, Sevgililer

Transkript

Kütahya Porselen`in yeni koleksiyonlarında, Sevgililer
ÖNE ÇIKANLAR
PORTRE DEFNE KOZ
MİMAR TUNCER ÇAKMAKLI
MÜZİK ŞİRİN PANCAROĞLU
SİNEMA SELDA ALKOR
SÖYLEŞİ ESİN ALPTUNA
GÜZELLİK TÜLİN ŞAHİN
SAYI: 15
“Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.
Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç
düşünülemez. Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden
ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur. Milli sınırlar içinde bulunan yurt
parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.”
İÇİNDEKİLER
66
8 SERGİ Suna İnan Kıraç Vakfı Pera
Müzesi’nden Frida Kahlo ve Diego
Rivera sergisi
48 SÖYLEŞİ Naturalist desenlerle el dekoru
porselenler yaratan Esin Alptuna’nın göz
kamaştıran eserleri
10 KİTAP Son günlerin en çok konuşulan yedi
kitabını seçtik
52 GEZİ Dubrovnik’i, Kotor’u ve
Saraybosna’yı keşfe çıktık
12 YENİ SERİ Tasarımcı Yiğit Özer’in imzasını
taşıyan Versatile koleksiyonu ARC serisi ‘IF
Product Design 2011’in ödülünü kazandı
56 MÜZİK Şirin Pancaroğlu, arp’ın yenilikçi
yüzünü anlattı
14 DEKORATİF 2011’in en yeni seramik
ürünlerinden Galleria, Larix, Opal ve Roman
Stone serileri
16 YENİLİK Hayalinizdeki model ve desenin
sadece size özel olarak üretimini sağlayan
sujet uygulaması
18 PORTRE Kütahya Porselen ile yepyeni bir
projeye imza atan Defne Koz’la hayata dair
sımsıcak bir sohbet
22 YENİ SERİ Güne gülümseyerek
başlamanızı sağlayacak neşeli kahvaltı setleri
32
26 SİNEMA ‘Mahpeyker Kösem Sultan’
filmiyle dillerden düşmeyen Selda Alkor ile
sinema üzerine
30 SINIRLI SAYIDA Sema Güral Sürmeli’nin
imzasını taşıyan yeni ‘kaftan’ koleksiyonu
34 STİL Sevgililer Günü için iki sofra alternatifi:
Renkli ve yalın
60 ALIŞVERİŞ Kütahya Porselen’in yeni
koleksiyonlarından neşeli kupalar.
62 GENÇ GİRİŞİMCİ Henüz 23 yaşında ilk
milyon dolarını kazanan Muhammet Uğurcan
Barman’ın hikayesi
66 YENİ SERİ Yaratıcı sofralardan hoşlananlar
için Kütahya Porselen’in yeni balık serisi
68 OTEL Doubletree by Hilton Avanos
Kapadokya, misafirlerini Kütahya Porselen’in
Polo Serisi’yle ağırlıyor
70 KÜLTÜR MİRASI Kapadokya’nın gerçekle
düş arasındaki manzaralarından enstantaneler
74 GURME Chef’s İstanbul Mutfak
Atölyesi’nin kurucusu Gülhan Kara, Sevgililer
Günü için afrodizyak bir menü hazırladı
78 SAĞLIK Prof. Dr. İsmail Kuran’dan en çok
konuşulan estetik yöntemler
80 GÜZELLİK Tülin Şahin’den makyaj ve
bakım sırları
38 MİMAR Avrupa yapısal Çelik Ödülü’nü
kazanan Mimar Tuncer Çakmaklı mimarlık ve
mimarlık eğitiminin olmazsa olmazlarını anlattı
82 SOSYAL SORUMLULUK Güral ailesinden
eğitim ve öğretime büyük destek
40 KOLEKSİYON Üroloji operatörü Doç. Dr.
Doğan Başak’ın 700’ü aşan şakül koleksiyonu
86 BAYİ Özka Ltd. Şirketi’nin sahibi Onur
Kaya’dan bir başarı hikayesi
44 DÜNDEN BUGÜNE İçine konulan ürünü,
üretim aşmasından tüketiciye ulaşıncaya kadar
dış etkenlerden koruyan ambalajın tarihi
88 BİZDEN HABERLER
96 KONUKLARIMIZ
98 BULMACA
Yayına Hazırlayanlar
Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş
Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız
SAYI: 15
ŞUBAT 2010
İmtiyaz Sahibi
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17
[email protected]
NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından
2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır.
6
Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul.
Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman
Tel: (0212) 326 30 16
Yayın Yönetmeni Fatma Özel
Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık
Görsel Yönetmen Nazlı Sarı
Yayıncılık A.Ş.
Editörler Selin Akal, Çiğdem Hasanoğlu,
Basıldığı Yer: Akpınar Mah.
Zeliha Köşlü
Hasan Basri Cad. No: 4,
Fotoğraflar Ahmet Gül, Deniz Doğan,
Sancaktepe, İSTANBUL
Levent Bozkurt
Tel: (0216) 585 90 00
EDİTÖR
Başarımızın gururunu
taşıyoruz!
Son on yılda endüstri ürünleri tasarımı ve üretim arasındaki
sıkı bağ, ülkemizde hızlı bir yol katetti. Türk tasarımcı
ve mimarlarının aldığı, dünyanın önde gelen tasarım ve
mimarlık ödülleri, bir zamanlar hayalini bile kuramayacağımız
sayılara ulaştı. Bu da ülke olarak teknolojiye ve yeniliğe olan
yakınlığımızın bir kanıtı. Bizler kültürümüzün zenginliklerini
hiçbir zaman unutmayan ve o zengin kültürle, değişim ve
yenilenmeleri başarıyla buluşturabilen ender toplumlardan
biriyiz. Bu
anlamda hem sanayimiz hem de
endüstrimiz dünyada övgüyle anılmaya
değer bulunuyor.
Gülden GÜRAL
Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
Anadolu’da doğmuş olmakla her zaman gurur duyan
Kütahya Seramik, Kütahya Porselen ve Kütahya Ambalaj,
dünya markası olma yolunda gösterdiği çabayı geçtiğimiz
aylarda IF Product Design 2011 ödülüyle de taçlandırdı.
Böylelikle tasarımcımız Yiğit Özer’in imzasını taşıyan
Versatile koleksiyonumuz en çok tanınan ve en
prestijli tasarım ödüllerinden biri olan IF Product Design 2011
ile başarısını tüm dünyaya kanıtlamış oldu. Önümüzdeki
dönemlerde tasarımcı ve sanayici işbirliğini Defne Koz markası
ile de buluşturmaya hazırlanıyoruz. Defne Koz’un imzasıyla,
özellikle profesyonellere yönelik Kütahya Porselen ürün
gruplarımıza yenilikçi ve modern bir bakış açısı taşıyacağız.
Kütahya markası altında pek çok başarıya imza atmak
üzere hiç durmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz.
NG dergimiz aracılığı ile de siz değerli okurlarımızı tüm
başarılarımıza ortak etmek istiyoruz. Çünkü
başarı
paylaşıldıkça büyür ve güçlenir.
Saygı ve sevgilerimle
7
SERGİ
PERA MÜZESİ
Sanat tarihine
damga vuran çift
Yapım Çiğdem Hasanoğlu
Suna ve İnan
Kıraç Vakfı
Pera Müzesi,
20. yüzyıl
sanatının
dünyadaki
en çarpıcı
figürlerinden
Frida Kahlo
ve Diego
Rivera’yı Türk
sanatseverler ile
buluşturuyor
8
rida filmi sebebi ile bir dönem
F
yapıtlarından çok tutkulu aşk-
ları ile gündemi işgal eden Frida ve
Diego çiftinin Meksika’nın Ulusal Kültür Varlıkları Envanteri’ne kayıtlı ve
Meksika dışında çok az sergilenen
‘Gelman’ koleksiyonuna ait 40 yapıtı
ilk kez Beyoğlu Pera Müzesi’nde.
Picasso’nun hakkında ‘O’nun
yaptığı portreleri resmetme yeteneğine sahip değilim,” dediği Frida
Kahlo, özgün resimleri, çektiği acılar
ve sıra dışı yaşamı ile hiç tartışmasız bir şekilde 20. yüzyılın en önemli
kadın ressamları arasında yer alıyor.
Duvarları konuşturan Diego Rivera,
mural sanatının önde gelen isimlerinden ve politik duruşu ile de tanınıyor. Latin Amerika sanatına damgasını vuran bu çiftin yapıtları şimdi
İstanbul’a geliyor. Sergi 20 Mart’a
kadar açık kalacak. www.peramuzesi.org.tr
9
EN YENİ
KİTAP
KİŞİSEL KÜTÜPHANENİZ
Son günlerin en çok konuşulan yedi kitabını sizler için
seçtik. Heyecan verici hikayeleri, gerçek üstü dünyaları, romantizmi
bu kitaplarla yeniden keşfe çıkacaksınız.
10
KARANLIK ODA, Hakan Bıçakcı
manı Mister Pickwick’in Serüvenleri’ni yayımladı. O dönemde
Uzak, sanki hiç varolmamışçasına hatırlanmayacak uzak
henüz 24 yaşında olan Dickens’a büyük ün kazandıran roman,
bir İstanbul semtinde başlıyor Karanlık Oda… Boş bir belediye
Tektaş Ağaoğlu tarafından Türkçeye çevrildi. Kitabın ilginç bir
otobüsü, pırpır eden floresanlar, ıssız ve alelacayip vitrinlerle gi-
yönü, çeviri serüveninin yaklaşık 40 yıl sürmesi.
riyor söze… Suya daldırıldıkça ağırlığı artan paçavra gibi dibe
Yapı Kredi Yayınları, 906 sayfa, 65 TL
giden, kendini ve unuttuklarını hatırlamaya çalışan bir fotoğrafçı
çıkıyor karşımıza. Sezgileriyle yürüyen, rutinlerle yaşayan, ürkek
CHANEL: RÜYA GİBİ BİR HAYAT, Alfonso Signorini
ve takıntılı bir adam bu… Hakan Bıçakcı, akılcılığın maskesini
“Bir kadının en çıplak hali, en iyi giyindiği halidir” sözü ile
çıkarttığı, her gecenin bir gündüzün içine aktığı şizoid ve pola-
yirminci yüzyılın moda dünyasına damgasını vuran Coco
rize bir karanlığı resmediyor. İçinde ısırıkların, sararmış resim-
Chanel’in sıra dışı hayatı, Eren Yücesay Cenden’in çevirisi ile
lerin, tekinsiz erkeklerin, alışveriş merkezlerinin, sanat galerile-
Alfonso Signorini’nin Chanel: Rüya Gibi Bir Hayat isimli kitabın-
rinin, otel odalarının, markaların ve beyhude zaman usancının
da bütün ayrıntıları ile ele alınıyor. Kendi kurallarından asla ödün
yaşadığı genç bir roman daha sunuyor bize.
vermeyen stil ikonu, dönemin modasını yerle bir eden devrimci
İletişim Yayınları, 176 sayfa, 14 TL
tasarımcı, uğruna hayatlar ve servetler harcanan karşı konulmaz sevgili, zenginliği ve ünü ölçülemeyen patroniçe, geçmişin
BUGÜNLERDE BAHAR İNDİ, Yaşar Kemal
acılarını peri masalına çeviren prenses, inatçı ve korkusuz kız
İlk gençlik yıllarında, hikâye ve romandan önce, şiir yazma-
çocuğunun hayatı sizleri de büyüleyecek.
ya başlayan Türkiye’nin evrensel yazarı Yaşar Kemal, şiirlerini
Turkuvaz Kitap, 240 sayfa, 19,90 TL.
Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Bugünlerde Bahar
İndi isimli kitapta topladı. Yaşar Kemal’in, ilk şiir kitabı Bugün-
NOEL GECESİ KABUSU, Tim Burton
lerde Bahar İndi; ağırlıklı olarak 1940’larda yazılan, 50’ler ve
Hortlaklar Diyarı’nda yaşayan Jack İskeletington, hep aynı
60’larda devam eden ve sonuncusu 1973’te yazılan usta işi
şeyleri yapmaktan, renksiz hayatından bıkıp usanmıştır. Haya-
şiirlerden oluşuyor.
tına heyecan katmak isteyen Jack bir günlüğüne Noel Baba’nın
Yapı Kredi Yayınları, 120 sayfa, 20 TL
yerine geçmeye karar verir, ancak şehirde büyük bir kâbusa
neden olur. Noel Gecesi Kabusu, Barış Birhasan çevirisi ile
16. YÜZYILDA İSTANBUL, Metin And
Geleneksel Türk tiyatrosu, tasvir sanatları, yanılsama ve
şimdi raflarda!
İletişim Yayınları, 44 sayfa, 13,50 TL
halkbilimi üzerine yaptığı benzersiz çalışmalarla tanınan Prof.
Dr. Metin And üzerine hazırlanan “Bir Usta Bir Dünya: Me-
TÜM İNSANLAR ÖLÜMLÜDÜR, Simone de Beauvoir
tin And” sergisi Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi’nde 26
13. yüzyılda doğan Carmona Prensi Raymond Fosca ik-
Ocak’ta açıldı. Yapı Kredi Yayınları, sergi açılışından önce Metin
tidarını genişleterek daha adil ve zengin bir dünyaya egemen
And’ın 16. Yüzyılda İstanbul / Kent-Saray-Günlük Yaşam adlı
olma hayalleriyle dopdoludur. Tam zamanında imdadına yeti-
kitabını yayımladı. 16. Yüzyılda İstanbul, bu büyük kenti tanı-
şen ölümsüzlük iksiri, Fosca’ya eşi benzeri olmayan bir fırsat
maya, sevmeye yardımcı olacak, merak ettiğimiz birçok soruyu
verir. Artık emellerini gerçekleştirmesinin önünde hiçbir engel
cevaplandıracak, adı var kendisi yok ya da ancak izleri kalmış
yoktur. Ama ya ölümsüzlük bir lanetse? Fransız yazar ve filozof
Bizans ve Osmanlı anıtlarını eski çizimleriyle tanımamızı sağla-
Simone de Beauvoir, 1946 tarihli bu heyecan verici romanında,
yacak, bugüne kalanların ise eskiden nasıl olduğunu göstere-
ölümsüzlük teması üzerinden insan doğasını ve Avrupa tarihi-
cek bir kılavuz, bir el kitabı aslında...
nin keskin dönemeçlerini ustalıkla gözlemliyor. İnsanın varoluş
Yapı Kredi Yayınları, 316 sayfa, 45 TL
sorunsalını derinlemesine incelerken İtalyan şehir devletlerinden Habsburglara, Yenidünya’nın keşfinden Fransız Devrimi’ne
MİSTER PİCKWİCK’İN SERÜVENLERİ, Charles Dickens
kadar müthiş bir Avrupa tarihi anlatısını da kaleme alıyor. Tüm
1992’den beri, dilimize çevrilmeyen klasik eserleri özgün
İnsanlar Ölümlüdür, büyük bir yazardan merak ve zevkle oku-
dilinden Türkçe’ye kazandıran Yapı Kredi Yayınları Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi bu kez de Charles Dickens’ın ilk ro-
nacak bir roman.
Turkuvaz Kitap, 414 Sayfa, 27 TL.
11
YENİ SERİ
VERSATILE
‘IF Product Design 2011’
Kütahya Seramik’in oldu!
Seramik sektörünün önde gelen markalarından
Kütahya
Seramik,
Özer’in
Küt
h S
ik ttasarımcı Yiğit Ö
’i
imzasını taşıyan Versatile koleksiyonu ARC
serisi ile tasarım alanında dünyanın en çok
tanınan ve en prestijli ödüllerinden biri olan ‘IF
Product Design 2011’in sahibi oldu.
12
ütahya Seramik, tasarımcı Yiğit Özer’in imzasını
çeşitli ışık oyunlarını açığa çıkarıyor. Böylece karonun oriji-
taşıyan Versatile koleksiyonu, ARC serisi ile tasarım
nal 3 boyutlu yüzeyi, kullanıcıların tercih ettiği ya da yarattığı
alanında dünyanın en çok tanınan ve en prestijli ödüllerinden
farklı döşeme biçimlerinin ve fikirlerinin uygulanmasına
biri olan ‘IF Product Design 2011’i kazandı. Fonksiyonelliği,
olanak sağlanıyor.
K
değişken ve yaratıcılıkla buluşturan Versatile, çok yönlü
3 boyutlu olma özelliği, fonksiyonelliği, farklı tasarım
kullanımı ile seramik sektöründe yeni bir çağı başlatıyor.
seçenekleri ve uygulama kolaylığı ile mimari projelere özgün
Kişinin kendini özgürce ifade etmesini sağlayan Versatile
ve yenilikçi çözümler sunan Versatile, plaza, ofis, lobi, sa-
koleksiyonu, farklı mekan kurguları ile pek çok duyguyu ve
lon, yatak odası ve otel gibi her boyuttaki mekanların iç mi-
estetiği içinde barındırıp geometrinin tüm yaratıcılığını, akılcı
marilerinde kullanılabiliyor. Arc ve Axis olmak üzere iki farklı
ve estetik kurallarla sergiliyor.
modelden oluşan koleksiyonun dikkat çeken en önemli
3 BOYUTLU YÜZEY
özelliklerden biri, her iki serinin birbirinden farklı tasarımlara
Kullanıcısına aynı karoyla onlarca farklı döşeme
sahip olmasına rağmen seriler arasındaki geçişin mükem-
seçeneği sunan ürünlerle, aynı mekan farklı kimliklere
mel bir uyum içinde yapılabilmesi.
bürünebiliyor. Kullanıcıyı da işin içine katan karolarla kişi,
Koleksiyonun ARC serisi 12.5x29 cm, Axis 12.5x22
kendi kombinasyonunu tasarlayabiliyor. Karonun ark (yay)
cm ölçülerinde kahve, mavi, beyaz, bordo, siyah, krem
şeklindeki yükseltilmiş yüzeyi farklı ışık stilleri ve şartlarında
renklerinde, mat ve parlak doku seçeneklerine sahip. 13
DEKORATİF
KÜTAHYA SERAMİK
SADELİĞİN
ASALETİ
Sektörün öncü firması Kütahya
Seramik, yeni sezona, yepyeni
ürünleriyle giriş yapıyor.Galleria,
Larix, Opal ve Roman Stone
serileri ile 2011’e ‘merhaba’ diyen
Kütahya Seramik, farklı özellikteki
ürünleriyle alıcısına alternatif
tasarımlar sunuyor.
GALLERIA
Sakinliğin ve dinginliğin anlatıldığı Galleria serisi,
uygulandığı alanlara sadeliğin şıklığını taşıyor.
İç mekanlarda, yatay ve dikey yüzeylerde, dış
mekanlarda zemin uygulamalarında kullanılan Galleria ,
antrasit, gri ve fildişi renklerinden oluşuyor.
100x50 cm, 60x60 cm ölçülerindeki serinin
porselen karoları, lappato yüzeyi ile sadeliğini korurken
mekanlara ferahlık ve estetik bir görünüm kazandırıyor.
Seri, havalimanı, alışveriş merkezi, mağaza, restoran,
otel, showroom ve iş merkezi gibi yaya trafiği yoğun
alanlara değer kazandırıyor.
14
OPAL
Beyazın güzelliğini
ve masumiyetini, siyahın
asaletiyle harmanlayan Opal
serisi, Kütahya Seramik
2011 kreasyonlarının en
gözde parçalarından biri.
Opal serisinin
dekorlarında kullanılan altın
renkler ve daire şeklindeki
modern tasarımlar,
minimalizmin en güzel
örneklerini sergiliyor.
Serinin duvar seramikleri
45x20 cm, yer seramikleri
33x33 cm ölçülerinde. Seri
siyah, beyaz, gri petrol ve
bej renklerinden oluşuyor.
ROMAN STONE
Roman Stone, doğanın denge, sadelik ve
güç kavramlarını seramiğe taşıyor.
Taş görünümünün doğallığını kum, scabos,
noce, kahve ve stone renkleriyle temsil ediyor.
50x50 ve 33x33 cm ölçülerinde sırlı porselen
karo olarak üretilen seri, dayanıklılığı, kaymaz
yüzeyi ve kolay temizlenebilme özellikleriyle
mekanlarınıza fonksiyonel çözümler sunuyor.
LARİX
Seri meşe renginde, 42,5x42.5 cm
ebadında yer karosu olarak üretiliyor.
İsteğe bağlı olarak 10x42.5 cm rektifiye
edilmiş boyutu, ahşabın küçük mekanlarda
da uygulanabilirliğini kolaylaştırıyor.
15
YENİLİK
SUJET UYGULAMA
2011 sonbaharında açılacak
olan Güral Afyon Oteli’nin lobi ve
resepsiyon (sağda) bölümlerinde,
sujet uygulamalar kullanılacaktır.
ÖZGÜR
DESENLER
Alışılagelmiş seramik tasarımlarından sıkıldıysanız,
nasıl bir desen istediğinize karar vermeniz yeterli.
Kütahya Seramik, sujet uygulamasıyla hayalinizdeki
modeli ve deseni, sadece size özel olarak üretiyor.
16
Güral Sapanca Wellness Park’taki genel
mekanlarda (solda) ve hamam bölümünde
(sağda) sujet uygulamalar dikkat çekiyor.
ütahya Seramik yüksek ba-
K
sınçlı su sistemiyle ürettiği
özel kesimli bordür, dekor ve panolarıyla kişiye özel çözümler sunuyor.
Sınırsız desen ve ebat seçeneğine
sahip olan özel tasarımlı ürünler, bilgisayar uygulamaları ile desteklenen
sujet makinelerinde kesiliyor. Soğuk
kesim sistemi ile yapılan sujet uygulamalarda herhangi bir bozulma, esneme, erime ve sertleşme sorunları
yaşanmıyor. Ürün istenilen incelikte,
pürüzsüz bir şekilde kesilebiliyor. 17
TASARIMCI
DEFNE KOZ
‘Tasarımlarımın sanki bir hayatları
varmış gibi hissediyorum’
Derslerini iyi çalışan,
teşekküre, iftihara
geçen, ama çılgınlığı
da seven bir Defne;
biraz da erkek Fatma
bir Defne… Futbol
oynamasını seven ama
kız arkadaşları ile
oluşturduğu dostluğu
hala sürdüren bir
Defne… Boş durmasını
pek sevmeyen, kendi
kendine verimli vakit
geçirmesini bilen,
tutkulu, meraklı, aktif
bir Defne… Tasarımcı
kimliğiyle herkesin çok
iyi tanıdığı Defne Koz
ile profesyonel alandaki
başarı hikayesini ve
çocukluğunu konuştuk.
Yazı Fatma Özel
18
ürk ve endüstri tasarımcısı denince akla ilk gelen
tururum. Ama bir insanı daha da zengin kılan olasılıklardan biri
isimlerden biri Defne Koz. Alanında bir numara olan
de farklı kültürleri yaşaması değil mi? Bunun için de gezmek,
pek çok önemli markaya değer katan Koz’u, her yıl
görmek, farklı insanlar tanımak gerekli ve eğer bu alternatif be-
T
yüzlerce tasarımcının mezun olduğu ülkemizde farklı kılan ne
nim elime geçiyorsa ben onu kullanmaya bayılıyorum.
oldu? ‘Özgüvenim varsa eğer, kendimi ifade edişimin başkaları
Her şeyin merkezine mesleğinizi mi koyarsınız? Yani
tarafından takdir görmesi ile oluştu, pekişti,” diyor kendinden
‘Ben bir profesyonelim ve mesleğim benim hayatım’ mı
bahsederken. Başarılarından söz ederken bile son derece mü-
diyorsunuz?
tevazı bir dil kullanmaya özen gösteren
Yaptığım işi çok seviyorum; istedi-
Defne Koz’u bu cümle özetliyor aslında.
ğim ve sevdiğim işi yapabildiğim için
Onun, mobilya, ev aksesuarları, aydın-
de şanslıyım. İşimi de profesyonel bir
latma sistemleri, masa üstü ürünleri, ev
şekilde uygulamayı severim, ama ‘iş’
ve ofis iç mekan tasarımları, seramik ve
her şeyden önce değil benim için…
daha pek çok alandaki başarısının sırrı,
Huzur duyduğum bir ortamda verimli
endüstri tasarımının global kültürünü en
olabilirim, işimi yapabilirim. Dolayısı ile
iyi biçimde özümsemesinde saklı.
benim için hayatımdaki öncelik; bu
Geçtiğimiz aylarda çeşitli çalışmalar
huzuru yaratmak…Yaratabilmek için
için İstanbul’a gelen Defne Koz, Kütahya
de kendimce önemli olan başka de-
Porselen ile birlikte başlayacak yeni bir
ğe
ğerleri
ön plana geçirmek. İş ondan
projeye de imza attı. Profesyoneller için
so
sonra
gelir ve ancak o zaman verimli
yenilikçi otel serileri tasarlamak üzere yola
ola
olabilirim
ben.
çıkan iki dev marka profesyonellerin ihti-
Çok üretkensiniz ve yıllardır
yaçlarını, isteklerini öğrenmek adına Cey-
ulu
uluslararası
platformlarda adınız
lan InterContinental İstanbul’da bir araya
he önemli markalarla birlikte
hep
geldi. Toplantıya ülkemizin önde gelen
an
anıldı.
Hırslı mısınız diye sormu-
beş yıldızlı otellerinin ve restoranlarının
yo
yorum
ama ‘bir süre sonra din-
yiyecek-içecek bölümlerinin yöneticileri
len
lenmem
gerekir’ diye hiç düşün-
katıldı. Bu toplantı vesilesiyle İstanbul’da
dü
düğünüz
oldu mu?
yakalama fırsatı bulduğumuz Defne Koz
Yaratıcılık öyle bir güç ki bunun bir
ile tasarım dünyasına ve en çok da haya-
ba
başlangıç
ve bitiş dönemi olduğunu
ta dair keyifli bir sohbete daldık.
dü
düşünmüyorsunuz.
Yaratıcılıkla ilgili
İstanbul, Milano ve Chicago ara-
bir meslek ile uğraşıyorsanız, ki sanı-
sında gidip gelerek geçen bir ha-
rım bu sizin için de geçerli, en azın-
yatınız var. Mesleki olarak bu gidiş
dan sizin ele aldığınız kişiler bu alan-
gelişlerden keyif aldığınızı röpor-
da çalışmakta. 22 yaşında başlanılan,
tajlarınızdan biliyorum, yerleşik ve
emeklilik yaşı gelince de biten bir
daha durağan bir hayat istediğiniz
memuriyet gibi değildir ki, ‘yoruldum
olmadı mı hiç?
ben’ diyesiniz. Tersine deneyimleriniz
Bukalemun gibiyim galiba… Bulunduğum ortama çok çabuk adapte olur
tecrübeleriniz, bilgileriniz yoğunlaştıkça bunları uygulama isteğiniz daha
ve bu ortamdan maksimum nasıl keyif alabilirim, hayatın nasıl
da artar. Kısacası sadece 17 yıldır uyguladığım işimin başında
tadını çıkartabilirim ve ben bu hayata ne verebilirimin kurgula-
olmak bana büyük bir keyif veriyor.
masını yapar, buna göre hayatımı düzenlerim. Her yerde ve el-
Bir profesyonel olarak tasarımlarınız hep çok konu-
bette her zaman hayattan beklentim aynı olmaz. Dolayısı ile de
şuldu. Biz biraz da Defne Koz’un nasıl bir hayat sürdüğü-
beni bir yerde sabit bırakırsanız ben ‘oralı’ oluveririm, bundan
nü öğrenmek istesek… Ailenizden ve çocukluğunuzdan
da pek şikayet etmem. Sabit bir yerde bulunmak da durağan
biraz bahsedebilir misiniz?
bir hayat demek değil benim için; kendi ‘zengin’ dünyamı oluş-
Analiz: Mutlu bir çocukluk. Çocuğuz diye ailenin uğraşım ve
19
TASARIMCI
DEFNE KOZ
ilgi alanlarından seyahatlerinden, eşlerinden-dostlarından, ke-
firmalara ve de bana getirdi. Sanırım hayatınız boyunca edindi-
yiflerinden bizleri uzak tutmamaya özen gösteren ilgili bir anne
ğiniz deneyimlerin (okul, aile, iş, görgü, bilgi) yoğrulması ve de
baba… Derslerini iyi çalışan, teşekküre, iftihara geçen, ama çıl-
uygulanması kişisel ilgi ve becerinize kalmıştır.
gınlığı da seven bir Defne; biraz da erkek Fatma bir Defne…
Endüstri ürünleri tasarımından her yıl çok sayıda öğ-
Futbol oynamasını seven ama kız arkadaşları ile oluşturduğu
renci mezun oluyor ama bunların çok azı kendini kanıt-
dostluğu hala sürdüren bir Defne… Boş durmasını pek sev-
layabiliyor. Özellikle uluslararası alanda kendilerini gös-
meyen, kendi kendine verimli vakit geçirmesini bilen, tutkulu,
termeleri için onlara ne önerirsiniz?
meraklı, aktif bir Defne…
Anne ve babanızın hayat çiz-
Meraklı olmalarını öneririm.
Tasarım
dilinizi
oluştururken
ginizde önemli katkısı şüphesiz
e
eğitim
hayatınız içerisinde sizi en
vardır. Çok iyi yerlerde, Türkiye
ç
çok
etkileyen dönem hangisi oldu?
şartları içerisinde çok az çocuğun
İtalya’da bulunduğum dönem.
ulaşabileceği okullarda eğitim al-
Yaptığınız çalışmalarınızda Türk
mışsınız. Uluslararası alanda böy-
v İtalyan buluşmasından bahseve
lesine
d
debilir
miyiz? Hangi noktada ulusal
özgüvenle
durabilmenizi
neye bağlıyorsunuz? Aile mi, eğitim mi diye sorsak?
k
kimliğiniz
devreye giriyor?
Türküm. Köklerim Türkiye’de; tasa-
Ankara’da eğitimimi aldığım ve me-
r kültürümü ise İtalya’da edindim. Hiçrım
zun olduğum okulumda, zamanımda
b projeye şu ya da bu kültürle yaklabir
5000’in üzerinde öğrenci vardı. Bugün
ş
şayım
diye başlamıyorum doğal olarak.
bu sayı eminim daha fazladır. Benim
D
Deneyimlerim,
bilgilerim, ilgim beynimin
okulum Türkiye’deki özel okullardan
b yerlerinde birikmekte, kendi kültübir
e
sadece birisi ve sizin sorunuz üzerine
rrü
rüme
ait katmanlar da. Günün birinde
n
araştırmak zorunda kaldım ki bugün
bi
b
bilinçaltımdan
çaktırmadan çıkıp, bir şe-
Türkiye’deki özel okul sayısı 2350 ci--
ki
kilde
karşımda duruyorlar. Kimi zaman
varında. Dolayısı ile Türkiye’deki di--
be bunu görmüyorum bile ama ürünüben
e
ğer yüz binlerce çocuk gibi ben de
m değerlendiren kişi/kişiler görebiliyormü
n
özel okula gittim; daha sonra mezun
la
lar...
Yaptığım bazı projelerde biraz ol-
e
olduğum devlet üniversitesi olan ve
su geçmişime sahip çıkabiliyorsam ve
sun
a
Bruno Taut’un harika bir binasında
bu günümüze uyarlayabiliyorsam, bir
bunu
eğitim veren Ankara Üniversitesi Dilil
ta
tasarımcı
olarak görevimi yapıyorum de-
n
Tarih Coğrafya Fakültesi’nden mezun
m
mektir.
Geçmişe önem veriyorum, çünkü
m
oldum. Hayrettir, şimdi düşünüyorum
ze
zengin
bir kültürden geliyoruz. Bunun da
da okulumuz, konularında çok başarılılı
gö ardı edilmemesi gerektiğini düşünügöz
a
olmasına ve de parasız okul olmasına
yo
yorum
ama bu çok kitap okuyup, dergi
rağmen pek de kalabalık sayılmazdı..
ka
karıştırmakla
olmuyor. Bunu ruhumuzda
Acaba devlet okulu olduğu için mi,,
ya
yaşatmamız
lazım. Sadece benim değil
yoksa verilen eğitimin ‘popüler’ konula--
bü
bütün
gençliğin bunu yaşaması gereki-
a
rı oluşturmadığı için mi bilemem. Daha
yo ki yok olmasın. Derin bir kültürden
yor
bi sene)) ailemin
il i desteği
d t ği
sonra gittiğim Domus Academy ise (bir
l i olmanın
l
bü ük bir
bi avantaj sağladığı muhakkak, ancak
gelmiş
büyük
ile karşılandı, bunu da bugün Türkiye’de 140 özel üniversite
bu avantaj, yanında önemli bir de sorumluluk getiriyor. ‘Bu lokal
olduğunu ve okuyan öğrenci sayısını göz önüne alırsanız, bah-
kültürü endüstri tasarımının global kültürüyle nasıl bağdaştırabi-
settiğiniz ayrıcalığı üstüme almadan sorduğunuz soruya cevap
liriz,’ sorusunun cevabı gerçekten önemli. Bu transferi yaparken
vereyim. Özgüvenim varsa eğer, kendimi ifade edişimin baş-
eğer tasarımın derin kültürünü öğrenmeden, yüzeysel bilgiler ile
kaları tarafından takdir görmesi ile oluştu, pekişti. Bu hem ya-
yola çıkılırsa, düşülebilecek en büyük tehlike ‘stilizm’. Bundan
ratıcılıktaki başarımı körükledi hem de ticari başarıyı çalıştığım
kaçınmak için işin özünü derinliğine bilmek gerek.
20
Projelerinizdeki ortak nokta kendi özgün tasarım di-
yükümlülük. Geri dönüşüm 80’lerde ele alınan bir temaydı
linizi malzemelerin algılama özelliklerine göre yeniden
ve bu pek çok üretim alanında artık oturuyor; belki tama-
yorumlamanız. Sizi en çok heyecanlandıran malzeme
men çözülmüs olmamakla birlikte her alanda üretim yapan
hangisidir diye sorsak?
endüstrilerin metabolizmasına girmiş vaziyette. Beni ilgilendi-
Fark gözetmiyorum; kimisinin uygulamadaki esnekliği insa-
ren 90’ların ikinci yarısında oluşan sürdürebilirlik. Herhangi bir
nı heyecanlandırırken, diğerinin limitlerinin çok olması sizi zorla-
hareketin, davranışın (satın almak, yemek yemek, vs.) çevre-
yarak daha farklı fikirler doğurmanıza sebep oluyor. Onun için
de yarattığı etkiyi düşünmek zorundayız. Bu alanda tasarım-
her biri insanı kamçılıyor.
cılar geri dönüşümlülükten daha cazip, daha ilginç çalışmalar
Kendi tasarımlarınızı tanımlamanızı istesek… Ne görüyorsunuz onlarda, yaratmak istediğiniz ana tema nedir?
Yalınlığına rağmen farklılık/yenilik getirebilmesi diye özet-
yapmakta.
Şu anda tasarım dünyasının ulaştığı noktayı tanımlamanızı istesek neler söyleyebilirsiniz?
lesek… Gözlere, dokunuşa, kullanışa hitap ettiklerinde sizin
Endüstriler tasarım değerinin önemini kavradı. Eskiden
hayatınıza farklılık getirecek bir ruha sahip olduklarını istiyor,
ürünler arasında kalite farkı varken, artık bugün kalitede kusur-
hissediyorum. Sanki bir hayatları varmışçasına…
suzluk zaten olması gereken şart haline dönüştü. Dolayısı ile
Şimdilerde pek çok tasarımcı için ‘geri dönüşüm’ en
cazip alan gibi gözüküyor. Siz bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz. Bu konu tasarımın temel problemlerinden biri
olabilir mi sizce?
bu inanılmaz çekişmelerin yaşandığı piyasada ürünlerin kişiliği,
karakteri önem kazanmakta; bunu veren de tasarım.
Kütahya Porselen firması ile yeni bir projeye imza atıyorsunuz. Bu projeden bahsedebilir misiniz?
1995’de bize bu bilgileri aşılayan Ezio Manzini ile birlikte
Kütahya Porselen ile keyifli bir çalışmaya başladık, tasarla-
‘Solid Side’ kitabını yazan Marco Susani idi. O dönemden
makta olduğumuz yeni ürünlerimizle, onların bilgi ve deneyimle-
beri ‘sürdürebilirlik’ olmazsa olmaz diye hissettiğim bilinçli bir
riyle, üretimlerinde farklı bir döneme geçişi arzuluyoruz. 21
YENİ SERİ
KÜTAHYA PORSELEN
POZTF ENERJ
Güne olumlu enerjiyle başlamak için Kütahya Porselen’in sımsıcak
bir önerisi var: Bahar neşesini taşıyan kahvaltı setleriyle donatılmış bir
sofra, kendinizi gün boyu iyi hissetmenizi sağlayacak.
Bu sayfada Bahar dallarının zarif dokunuşları, ‘YS38KH4135583’, 38 parça kahvaltı takım, 199 TL.
Yan sayfada üstte Hiç eskimeyen kelebek motifleri, ‘YS38KH4135582’, 38 parça kahvaltı takımı, 199 TL.
Altta solda Tazeliğin yorumu, ‘YS38KH4135455’, 38 parça kahvaltı takımı, 199 TL.
Sağda Geometrik sadelik, ‘YS38KH4135600’, 38 parça kahvaltı takımı, 199 TL.
22
23
YENİ SERİ
KÜTAHYA PORSELEN
Naturalist ve stilize çiçek motifleri, zevkler ve modalar
değişse de her zaman ilgi odağı olmaya devam ediyorlar.
Bu sayfada Yaz aylarının ilk müjdecisi papatyalar,’Y37KH4204421’, 37 parça kahvaltı takımı, 225 TL.
Yan sayfada Desen dünyasının ilham kaynağı kır çiçekleri, ‘YS37KH4207357’ 37 parça kahvaltı takımı, 225 TL.
Altta solda Güne ‘merhaba’ demenin en sıcak yolu, ‘YS37KH42070348’ 37 paraça kahvaltı takımı , 225 TL.
Sağda Stilize çiçeklerin cazibesi, ‘YS37KH4203365’, 37 parça kahvaltı takımı, 225 TL
24
25
SİNEMA
SELDA ALKOR
Beyaz
perdenin
hanımağası
Ekranların
‘Hanımağası’
‘H
ğ ’
ve ‘Sümbül
Hanım’ı
Selda Alkor
‘Mahpeyker
Kösem Sultan’
filminde yine
güçlü, kararlı
ve otoriter
kadını oynadı.
Gerçek hayatta
yumuşacık
bir insan olan
Alkor, bu sert
mizaca tümüyle
tezat bir hayat
sürüyor.
Yazı Fatma Özel
26
stanbul 2010 Kültür Başkenti projeleri içerisinde sine-
İ
rumluluk yüklemiş oluyor.
ma alanındaki tek proje olan “Mahpeyker Kösem Sul-
Kösem Sultan rolünde sizi en çok zorlayan ne oldu?
tan” filmi Osmanlı tarihinin en ünlü kadınlarından biri
Daha önceki rollerinizle benzeşen bir duruşu var mıydı
olan Kösem Sultan’ın hayat hikayesine mercek tuttu. Osmanlı
Mahpeyker’in?
İmparatorluğu’nu tek başına yöneten bu güçlü kadının olgun-
Zorlayan bir şey olmadı. Daha önceki rollerimle benze-
luk ve yaşlılık dönemlerini ünlü oyuncu Selda Alkor canlandırdı.
şen yanı: duruşu, asaleti, liderliği, akıllı oluşu, güçlü ve cesur
Ekranların ‘Hanımağası’ ve ‘Sümbül Hanım’ı Selda Alkor yine
oluşuydu.
güçlü, kararlı ve otoriter kadın rolüyle büyük ilgi topladı. Yılların eskitemediği, karakter oyunculuğunun vazgeçilmez isimlerinden biri olan Selda Alkor ile sinema dünyasında kendisiyle
özdeşleşen ‘güç’ simgesini konuştuk.
Bu role nasıl hazırlandınız? Oynadığınız rollerle ilgili
nasıl bir ön çalışma yaparsınız?
Bu tarihi bir kimlik olduğu için öncelikle teknolojinin nimetlerinden yararlandım ve internet üzerinden çeşitli araştırmalar
Sizinle ilgili pek çok röportajda Selda Alkor’un ‘Hanı-
yaptım. Daha sonra tarih kitaplarından ve senaristimiz gaze-
mağa’ ve şimdi de ‘Sultan’ rolleri arasında bir bağ kurul-
teci yazar Avni Özgürel’in masalsı anlatımıyla donandık ve yola
muş. Elbette bir sanatçı tüm rolleri profesyonel hayatının
koyulduk.
bir parçası olarak düşünüp hayata geçirir ama sanırım
Oynadığım rol eğer tarihi bir kişilik değilse, günümüz ka-
size en çok ‘otorite’ ile ilişkilenen bir kadın görüntüsü ya-
dınıysa öncelikle hangi yörede yaşadığı, hangi dili konuştuğu
kıştırılmış. Siz de bu rollerin hakkını vererek bizimle pay-
yani şive yapıp yapmadığı, nasıl giyindiği, diğer karakterlerle
laştınız. Hem profesyonel dünyanız hem de izleyici olarak
olan ilişkileri gibi konularda senarist ve yönetmenle ortak ka-
biz neden ‘otoriteyi’ Selda Alkor’a bu kadar yakıştırdık?
rarlar alırız.
Buna fiziki görünüşüm ve Kartallar Yüksel Uçar’daki ‘hanı-
En son 2003 yılında Asmalı Konak: Hayat filmiyle si-
mağa’ karakterini başarılı canlandırmam neden olmuş olabilir.
nemaya dönmüştünüz. O zamandan beri ‘bu kadar film
Bundan sonra gelen bütün roller otoriter ve güçlü kadınlardı ve
var da ben neden içerisinde değilim’ diye telaşa kapıldı-
seyirci beni böyle sevdi ki ben kendi yapıma uymadığı halde
ğınız oldu mu?
hep bu tarz rolleri oynamaya başladım.
Peki gerçek hayatınızda güçlü bir kadın olduğunuza
inanıyor musunuz?
Telaşa kapılmak demeyelim de ‘keşke içinde ben de olsaydım’ dediğim tek film Babam ve Oğlum’dur. Bizim camiamız
genelde parsellenmiş bir camiadır. Yıllardır hiç değişmeyen bir
Bugüne kadar yaşadıklarıma ve yaptıklarıma bakılırsa ben
sistemdir, hele bu dönemde cast direktörleri sayesinde çok iyi
güçlü bir kadınım. Akıl yoluyla birçok şeyi halledebileceğime
oyuncular bir köşede unutulmaktadırlar. Zaten bu ortamda bir
inanıyorum. Kuvvetli olmanın en önemli noktası da akıllı ol-
iş yapabilmek için alternatifi olmayan bir tip olmak veya şirket
mak bence. Zeki olmasam da akıllı bir kadın olduğumu söy-
kurup kendi filmlerini yapmak gerekir.
leyebilirim.
Sahne sanatlarıyla uğraşan insanlarda hep unutulma
korkusu olur. Dolayısıyla da büyük bir hırs yaşarlar mes-
Sinemaya bunca zaman emek vermiş biri olarak, bugün hak ettiğiniz ilgiyi gördüğünüzü düşünüyor musunuz?
leklerini icra ederken. Ama siz çok rahat işinize bir süre
Manevi açıdan evet! Hiçbir zaman sinema seyircisinin vefa-
ara verip, içinize sinen bir proje olmadan da ortaya çık-
sızlığını yaşamadım. Çok sevdiler beni, ben de hep kendime,
mıyorsunuz. Unutulmak sizi hiç korkutmuyor mu?
yaptığım işe ve seyirciye saygılı oldum. Arzu ettiğim birtakım
Tabi ki korkutur, ama ben bu korkuyu yaşamamak adına,
senaryoları oynayamadım. Genelde biz oyuncular hep açızdır.
gelen teklifleri ince eleyip sık dokuyorum. Önce içime sindiriyo-
İstediğimiz kadar oynayalım, o rol bize hiç gelmemiş gibi his-
rum sonra seyircime sunuyorum. Dolayısıyla büyük hırslara ya
sederiz. 100’e yakın film yaptım, o dönem için arzu ettiğim bir
da korkulara kapılmıyorum.
takım senaryoları arkadaşlarımın oynaması nedeniyle biraz kıs-
Tarihi kimlikleri canlandırmak diğer rollere göre biraz
daha fazla sorumluluk yüklüyor mu size?
kançlıklarla seyretmiş olabilirim.
Filmin kamera arkasındaki bazı röportajları izledim.
Evet, yüklüyor. Günümüzden bir rolü canlandırdığınızda
Oyuncuların hemen hepsi Mahpeyker Kösem Sultan fil-
gerçeğe yakın bir bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Tarihi bir karakteri
minin kostüm ve dekorlarından çok etkilendiklerini söy-
oynadığınızda ise bildikleriniz sadece kitapların yazdıklarından
lüyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
ibaret. Bu da hata yapma riskini artırıyor ve size büyük bir so-
Etkilenmemek mümkün değil, çünkü gerçeğe uygun olması
27
SİNEMA
SELDA ALKOR
Hayatımda tesadüflere inanırım. Konya’da doğmuş
olmam benim Mevlana’nın düşünce ve felsefesini
benimsememi sağladı. Doğum sırasında ebemin
sinemadan kaldırılıp getirilmesi belki de bir işaretti
28
için özenle çalışılmış ve çok emek sarfedilmişti.
Dönemin kostümlerini giyindiğinizde oyuncu
olarak onlardan da güç alıyor musunuz? Bu duruş
ve görüntü sizi nasıl etkiliyor?
Oyunculuğun önemli bir yüzdesini kostüm ve sanat
grubu kapsar. Sanat ve kostüm başarısı oyuncuyu rahatlatır ve güçlendirir. Benim de oyunculuğumda önemli
bir detaydır.
Son filminizde sizi en çok etkileyen sahne hangisi oldu?
Final ve rüya sahnesi.
Filmlerinizdeki o güçlü kadın tipinde çoğunlukla çocuklarını kontrolü altında tutan, olayların
akışını değiştirmeye çalışan bir anne tipi var. Eğer
sizin gerçek hayatta bir çocuğunuz olsaydı nasıl
bir anne olurdunuz?
Ben çocuk sahibi değilim ama duygularım bir anne
duygusudur. Anne olsaydım herhalde çok iyi bir anne
olurdum, daha doğrusu arkadaş olur ve onları anlamaya çalışırdım.
Başarılı oyuncu kendini bir başkasının yerine
koyabilen bir kişilik yapısını gerektirir herhalde.
Aksi taktirde hiç bir şekilde empati kuramadan, rol
gereği bile olsa oynadığı kişinin duygularını nasıl
ifade edebilir insan? Bu özelliğinizin çocukluğunuzla bir ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nin önemil
kadınlarından biri olan Kösem Sultan’ın hayatının
anlatıldığı ‘Mahpeyker Kösem Sultan’ filmi, dekor
ve kostümlerindeki başarı ile çok konuşuldu.
Kütahya Porselen, filmde kullanılan tüm
porselenlerin sponsorluğunu üstlenmişti.
Çocukluğumda komşu çocuklarını toplayıp evin bahçesinde perdelerden tiyatro sahnesi hazırlayıp oyunlar
oynar ve oynatırdım. Okul hayatımda da her türlü gösteri
sanatlarında başarılı bir çocuktum. Okulda sanat kolu
başkanıydım. İlk sinyaller çocukluktan başlıyor.
Sinemaya başlamanız bir tesadüf değil öy-
HAKKIMIZDA...
leyse.
Tam tersi hayatımda tesadüflere inanırım. Konya’da
doğmuş olmam benim Mevlana’nın düşünce ve felsefesini benimsememi sağladı. Doğum sırasında ebemin
sinemadan kaldırılıp getirilmesi belki de bir işarettir. İlkokulda ‘Çiçekçi Kız’ müsameresini oynamıştım, yıllar
sonra ‘Çiçekçi Kız’ olarak tanındım.
Selda Alkor özel hayatında nasıl biri? Sert,
otoriter ve kararlı duruş gerçek Selda Alkor için
de geçerli mi?
Gerçek hayatımda sert ve otoriter hariç kararlı bir
duruş her zaman vardır. Arkadaş ilişkilerimde ve aile ha-
Mahpeyker Kösem Sultan filminin sponsorlarından biri de Kütahya Porselen firması. Bu
filmde elyapımı ürünlerini kullandınız ancak
firmanın günümüz estetiğiyle buluşan çok daha
modern tasarımları var. Filmde kullandığınız
porselenler konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kütahya Porselen ürünleri kalite bakımından kendini kanıtlamıştır. Filmimizdeki Osmanlı desenleri ile yapılan seramikler ve porselenler filme çok büyük katkıda bulundular.
yatımda son derece sakin, yapıcı ve tahammüllüyümdür. Dostlarım benim için ‘siniri alınmış diş’ derler. 29
E
L
KSİ
O
K
YO
Y
A
NU
SA
R
SINIRLI SAYIDA
KAFTAN
Orijinal kaftan
desenlerinden
esinlenerek
oluşturulan
yeni Saray
koleksiyonunda,
ayna yüzeylerin
kullanılması derinlik
etkisi yaratıyor.
Sema Güral Sürmeli’nin her bir
kaftandan bir adet bulunan sınırlı
sayıda üretilmiş Saray koleksiyonu,
16. ve 17. yüzyıl orijinal kaftan
desenlerini yeniden yorumluyor.
Fotoğraflar Deniz Doğan
Gösterişli kumaşlar ve işlemelerle bir tür güç simgesi olan
kaftanlar, Sema Güral Sürmeli’nin koleksiyonunda yeniden
yorumlanıyor. 1500 ve 1600’lü yıllar arasındaki kaftanların
orijinal desenlerinden esinlenerek oluşturulan bu yeni koleksiyon, dekoratif boyutunun ötesinde farklı malzemelerin bir araya getirilmesiyle hazırlanmış ünik parçalardan oluşuyor. Her
bir kaftan pano sınırlı sayıda üretildiği için birer koleksiyon değeri taşıyor. Sertifikalarıyla birlikte alıcıya ulaşan bu özel ‘Saray
Koleksiyonu’ 280 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.
30
KALBE GİDEN YOL KIRMIZIDAN GEÇER
STİL
SEVGİLLİLER GÜNÜ
32
Kütahya Porselen’in renkli yüzü Naturaceram serisi ile pozitif enerji
yayan Sevgililer Günü sofraları kurmaya ne dersiniz? Unutmayın,
Naturaceram’ın farklı renk ve formlardaki ürünlerini tek tek satın
alabilir ve kendi zevkinize göre sofralar hazırlayabilirsiniz.
Yapım Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS, Fotoğraf Asistanı Ünal Turhan
33
STİL
SEVGİLLİLER GÜNÜ
34
AŞKIN EN SAF HALİ
Tercihi duruluktan yana olanlar, romantizmi zarafetle
buluşturan Mitterteich Caprice yemek takımı ile sade ama
etkileyici bir Sevgililer Günü masası hazırlayabilirler.
Mitterteich serisi ‘Caprice’ yemek takımı, (83 parça), 550 TL; (101 parça) 735 TL.
35
MİMAR
TUNCER ÇAKMAKLI
‘TÜRK
LOKUMU’NUN
MİMARI
Avrupa Yapısal Çelik Ödülü’nü
alan Bursa Sebze Hali’nin mimarı
Tuncer Çakmaklı ile Türkiye’de
mimar olmak üzerine sohbet ettik.
Yazı Fatma Özel
36
ek çok uluslara-
ço
çok konuşulduğu bu günler-
a
rası projeye imza
de biz de
atan Yüksek Mi-
ile Türkiye’de mimarlık eğitimi,
mar Tuncer Çakmaklı, Av-
ke
kentsel mimarlık ve yapı sek-
rupa Yapısal Çelik Derneği
tö
törü üzerine keyifli bir sohbet
ECCS tarafından iki yılda birr
ge
gerçekleştirdik.
P
Tuncer Çakmaklı
k
verilen Avrupa Yapısal Çelik
Türkiye’de mimarlık yap-
Ödülü’nü Barcelona’da Nati-
m
manın ne tür sıkıntılarını ya-
a
onal Theatre of Catalunya’da
şı
şıyorsunuz?
düzenlenen bir törenle aldı.
Mimar olmak demek, Mim
marlık Fakültesi’nden mezun
Tuncer Çakmaklı Architects tarafından mimari tasa-
o
ol
olmak ve müşteri bulup bir
Bursa Sebze ve Meyve Hali.
rımı ve uygulama sorumlu-
ş
şe
şeyler yapmış olmak değildir.
e
luğu yürütülen Bursa Sebze
M
Mimarın insan sağlığına karşı,
e
Meyve ve Balık Hali, Avrupa ve
topluma k
karşı ciddi sorumlulukları var.
ndünya basınında da büyük yan-
Türkiye’de hak etmeden bu sıfatı alan
ın
kı buldu. Uluslararası medyanın
insa var. Biz başka mimarların
çok insan
u”
“Türk lokumu”, “sebze stadyumu”
mim gibi geçinenlerin takipçisi
veya mimar
gibi tanımlamalar yaptığı Bursa Hali
değiliz. O değerlendirmeyi ve eleme-
miz
iki yılda tamamlanarak geçtiğimiz
toplu yapmalı. Ama Türkiye’de
yi toplum
yıl açılmıştı. Bursa Hali ayrıca dün-
bunun yapılamadığı da ortada. Bu
ni tayanın örnek alışveriş merkezlerini
elemey yapan ülkelerin ise nerede
elemeyi
ores”
nıtan “Malls and Departmant Stores”
olduğu belli. Çinliler bile mimarlık
adlı kitabın içinde de yer aldı.
alanın bizden daha iyi bir konuma
alanında
ye yaToplam 304 bin metrekareye
geliyo Çok akıllı şekilde doğruları
geliyor...
yılan inşaatta 3 milyon 104 bin kilo çe-
bulu
buluyorlar.
Kopya ederek başladı-
lik kullanılmıştı.
lar ama zaman geçtikçe kendi
ndirmeUluslararası jürinin değerlendirme-
doğ
doğrularını
bulup uyguladılar.
elik malsinde Türk mimarın eserinin çelik
ri ile mizeme ve teknolojisinin özellikleri
mari tasarımın genel amaçları açısından
yi,
uyumluluğu, özgünlük düzeyi,
Yurt dışında projelerde akussı.
rma Bina
ali Janda
Bursa H
tik uzmanından yapı fiziği uzmanın kadar birçok uzman yer alır.
nına
Tü
ür
Türkiye’de
bu alanlara fırsat ta-
mimari çözümlerinin inovas--
nı
nınmadığı
için gelişme de sağ-
yon özelliği, yapının algılan--
la
lanamıyor.
Yetenekli insanlar
n
masında çelik konstrüksiyon
da üniversitedeki ders mahiye-
özelliklerinin abartısız okunabi--
tin dışına çıkamıyorlar.
tinin
lirliği, simgesellik, çeliğin avan--
Son dönemde hoşunu-
tajını ortaya çıkarması, taşıyıcıı
za giden, ‘değer’ olduğuna
sistem tasarımında rasyonell
in
inandığınız
yapılar var mı?
u
çözümler, yapının bulunduğu
Bu cevabı benim vermem
k
çevre ile uyumluluğu, işlevsellik
ge
gerekmiyor.
Eğer böyle bir
düzeyi, uluslararası standartla--
de
değer
varsa zaten dünya onu
rın uyum düzeyi gibi kriterlerii
gö
görür...
Ama maalesef yok.
sağlaması ile ödüle layık görül--
B şeyler var tabii ki ama deBir
n
düğü belirtildi. Bursa Hali’nin
a
Türk ve dünya basınında hala
m
mek
ki tam bir değer değil.
Bursa Sebze ve Meyve Hali.
Y
Yurt
dışından gelen ziyaret37
MİMAR
TUNCER ÇAKMAKLI
çilerimize eski yapılarımızın
n
dışında
yi
yinleri kolay tecavüz edilir
Bodrum’dan bir konut örneği.
gösterebileceğimizz
be
beyinler olarak görüyor-
e
yapılarımız yok. Bir iki tane
la
lar. Herkese bu istedikle-
yeni yapı var fakat bunlar yurtt
rin
rini yaptıramazlar. Avrupa
e
dışında benzerleri yüzlerce
te
tecrübe ve bilgiye değer
a
olan yapılar. Öğrenip, sonra
ve
verdiği için kapısını ken-
üstüne bir değer kattığımızz
di açıyor. Türkiye’de ise
yapılarımız yok. Öyle olsaydıı
ta
tam tersi. Bir şey üretme,
dünya literatürüne girmemizz
ka
kazanma
gerekirdi.
ol
olan gençler, beyinlerine
sevdasında
müteahhitlerimizz
te
tecavüz ettiriyorlar. Bir
çok ileride. Türk müteahhitle--
şe
şeye de yaramayacaklar
a
ri artık dünya çapında marka
çü
çünkü iki gün sonra on-
Bizim
n
oldular. Ama Türk mimarların
la
ların yerine başkaları geeği.
konut örn
’dan bir
m
ru
d
o
B
isim olduğunu söyleyemeyiz..
Nasıl uluslararası çapta bir sa--
liyor. Mima
Mimarlık fantastik bir ilham değildir,
uzun yıllar
yılların tecrübesi gerekir.
a
natçımız yoksa, mimarımız da
a
Şu ana
kadar gerçekleşmeyen
ayok. İyi sanatçılar var ama ulusla-
ama ger
gerçekleşmesini çok istediğiniz
rarası kabul görmek çok farklı bir
projeler
projeleriniz var mı?
dı.
şey. Mimar Sinan bunu başardı.
Var tabii. İlki Tarabya’daki Alman
ğil,
Bu genlerle alakalı bir şey değil,
Büyüke
Büyükelçiliği
toplumsal yapımızla alakalı. Ger-
yapı ile ilgili tüm bürokrasi yollarını
erleçek değerlere değil, sahte değerle-
Alman
Almanya’da
aştık ancak Türkiye’de
adar
re piyasada yer veriyoruz. Bu kadar
Anıtlar Yüksek Kurulu’nda, İstanbul
e çok
çok konutun üretildiği bir ülkede
Beled
Belediye
Meclisi’nden engellendi. İn-
rdu.
farklı yerlere gelmemiz gerekiyordu.
şaata hazır halde bekliyor. Bir diğer
timini
Ülkedeki mimarlık eğitimini
İlköğretim
Okulu.
Bu
bekl
bekleyen
proje ise Seoul’da 1 milyon metrekarelik bir alanda kongre-
nasıl görüyorsunuz?
tiyaçları
Okullarımızın ekonomik ihtiyaçları
kült
kültür-eğlence
ve park projesi. Bir
’de misağlanamıyor. Şu anda Türkiye’de
de Bakü’de Merkez Bankası, Ha-
artlarında
marlık eğitiminin dünya standartlarında
zin ve Borsa Binası yarışmasınzine
m. Probyeterli olduğunu düşünmüyorum.
da Coop Himmelblau ile son iki-
s
lem öğrencilerde değil, eğitim sistemiyle
e kaldık
kal
ye
ve umudumuz Başkan
Al
Aliyev’in
bizde karar kılması.
ve personelle alakalı.
En büyük arzumuz, toplu-
Kentsel mimari içeri-
mun doğru mimarları bulma-
si
sinde
sı. Mimarlık çok acele yapıla-
ce
ceğimiz
uygulamalarınız-
e
cak bir iş değil. Ben 17 sene
da bahsedebilir misiniz?
dan
konumlandırabile-
s
boyunca üniversitelerde ders
Yıllardır bu konuda çalış-
verdim. Hiçbir yerde çalışma-
m
malar
yapıyorum. Almanya
dan okullardan mezun insan-
Ka
Karlsruhe’de
birçok kentsel
lar proje üretiyorlar, iki gün
ge
geliştirme
ve bölgesel projeleri
sonra da yerlerini başkaları
ge
gerçekleştirdim.
Habitat çev-
a
alacak. O zaman toplum da
re
resinde
İstiklal Caddesi’nin
istediği karşılığı alamayacak.
Bir takım gruplar bu genç be38
Bodrum’da bir butik otel.
ye
yenileme
ve ağaçlandırma
pr
projesini
yaptım (ne yazık ki
geçen yıl tümünü söküp attılar). Bu konudaki pek çok uluslararası yarışmaya proje üretiyorum. En son olarak da İz-
Bodrum’d
a bir butik
otel.
mit Körfezi yarışmasına katıldık. Kentsel mimari konusunda
Avrupa’da da çok sayıda belediyeye danışmanlık hizmeti
veriyorum.
Bir yapının mimari ve iç mimari düzenlemelerini
gerçekleştirirken temel kriterleriniz nelerdir?
Mimari bir bütündür. Kentsel ölçekten başlayarak, iç
mimari ve mobilyaya kadar uzanır. Bu bağlamda tasarladığımız projelerin peyzaj düzenlemesi dahil iç mimarlığını da
üretiyorum. Uluslararası uzman kadromuz ve danışmanlarımızla çalışarak tek çatı altında tek elden ürün, kalite tasarım
ve kontrolü ile gerçekleştiriyoruz çalışmalarımızı. Müşteri
onlarca farklı takımların karmaşık yapısı ile değil tek bir tasarımcı ile ürününe kalite ve ekonomik olarak kavuşuyor.
Bu zaten olması gereken temel bir durum, bunun dışında
oluşan hiç bir ürün aynı kaliteye ulaşamaz.
Malzeme seçimi konusunda tutucu musunuz, yoksa farklı malzemeleri uygulamaktan yana mısınız?
Tasarım süreci birçok bileşenden oluşur. Müşteri, sorun
ve kullanıcı tüm tasarımın ana etkileyici unsurlarıdır. Sorun
keşfedilip tasarım oluştuktan sonra düşünceyi destekleyecek ve besleyecek doğru malzeme seçimi başlar. Sabit bir
malzeme durumu yoktur. Zaten tasarım, malzemesini de
içinde doğurur veya arzular.
İç mekan tasırımını tümüyle yapının stiliyle bağ-
HAKKIMIZDA...
layarak mı ele alıyorsunuz yoksa bağımsız bir bakış
açısıyla mı şekillendiriyorsunuz?
Yaratılmak istenen yaşamın tamamlayıcısı olarak demek daha doğru olur. Ama bazen tarihi yapılar ve dışı
Çalışmalarınızda Kütahya Seramik kullandınız mı? Kütahya Seramik ürünleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
tamamlanmış yapıların iç mimari işlerini de yaptık. Tarihi
Malzeme benim için tasarım sürecinin için-
yapılarda üretilmiş kalite varsa onu anlamaya ve geliştir-
de doğan düşüncelerle oluşmaktadır. Tasarımı
meye çalışıyorum. Ama İsviçre Başkonolosluğu ve Macar
güçlendirecek ve gerçekleştirecek malzeme se-
Başkonsolosluklar’ında tamamiyle yeni bir mimari kurgu
çimi için mükemmel bir araştırma ve tecrübe
yaratarak çalıştım.
gerekmektedir. Yapı akıllı detay ve malzeme se-
Yapı malzemesi üreticilerinden beklentileriniz
nelerdir?
çimi ile uzun ve konforlu bir yaşam sunar. Türk
yapı endüstrisi artık bunun önemini ve gücünü
Yapı malzemelerinde çeşitler çok arttı. Neredeyse tüm
kavrayarak yapı sektöründe global olarak yeri-
dünya piyasası elinizin altında. Bu ürünlerin arasında iyiler
ni aldı. Seramik bizim en güçlü olabileceğimiz
de var, kötüler de var. Malzemeyi seçerken, mimar, o ürü-
sektörlerden birisi ve ben sadece Türk seramik-
nün değerini bilmek zorunda. Bu da iyi bilgilenme ve sürekli
leri kullanıyorum. Kütahya Seramik malzeme
güncel kalabilmeyle olabilir.
kalitesini koruyup geliştiren bir marka. Ancak
Hem Türkiye’de üretilen malzemeler hem ithal edilen
malzemeler açısından Türkiye yapı malzemeleri açısından
tüm yeniliklerini tasarımcılarla daha sık paylaşmasını tavsiye ediyorum.
tatmin edici bir noktada. Bu anlamda bir mimar için malzeme seçimi gün geçtikçe daha da zorlaşacak. 39
KOLEKSİYON
ŞAKÜL
EŞ
İT
EB
ED
İ
Mason derneği üyelerinin
bir afişinde şakül tasviri
kullanılmış (solda).
Hz. İsa’nın çarmıha
gerilişini tasvir eden dini
temalı resimlerde şakül
betimlemelerine rastlanıyor
(sağda).
Lİ
Kabaca baktığınızda son derece basit
bir mimarlık ve mühendislik aleti
olarak tanımlayabileceğiniz şakül,
koleksiyoneri Doğan Başak’ın bakış
açısıyla ‘ebedi eşitlik’ ve ‘doğruluğun’
timsali olarak insanlık tarihinin en
özel nesnelerinden biri.
Yazı Fatma Özel, Fotoğraflar Ceren Can
40
K
Ürolog Operatör
Doç. Dr. Doğan
Başak için ‘şakül’, tek
başına işleviyle değil,
simgesel gücüyle anlam
kazanıyor. 700 şakülden
oluşan bu büyük
koleksiyon insanlık
tarihine ışık tutuyor.
imar ve mühendisler için şakül, yatay düzleme dik gibi
M
duvar, sıva, seramik, kör kasa vb.)
görünen imalatların (duvar,
dik olup olmadığının kontrolünü yapmakta ve hataların
p ve demirden ibaret bir araç
giderilmesinde kullanılan, mantar, ip
araç. Doç
Doç.
Dr. Doğan Başak için ise ‘şakül’, tek başına işleviyle öne çıkmıyor, simgesel bir güce sahip. ‘Ben sadece madde olarak şakül toplamıyorum,’
diyor Doğan Başak. Çünkü bir koleksiyoner olarak şakül’ün gözle görünen değil, görünmeyen boyutuyla daha çok ilgileniyor.
Şakül son derece basit bir mekanizma. Yerçekimi doğrultusunu belirtmek için çoğunlukla yapı ustaları tarafından kullanılan, ucuna ağırlık
bağlanmış bir ipten meydana geliyor. Duvarcı, uzunca bir ipin ucuna bir
kurşun veya demir parçası bağlıyor. İp ucundan tutulup aşağı doğru
bırakıldığında sallanma bitince, ip ile duvarın paralelliğini kontrol ediyor.
Böylece yapılan duvarın düzgün olup olmadığı anlaşılıyor. İşte hepsi
bundan ibaret. Bu basit alet yerçekimi kanununa göre çalışıyor. Yani
herkesin bildiği basit bir kural; ağırlığı olan bütün cisimler dünyanın merkezi tarafından çekilir ve bırakıldığında oraya doğru yönelir. Şakülün ya
da bir diğer adıyla çekülün doğrultusu, yere inen bu dikey doğrultuyu
gösteriyor. Üroloji alanında önemli çalışmalara imza atan Doğan Başak,
sayısı neredeyse 700’e ulaşan şakül koleksiyonuna bir antropolog titizliğiyle yaklaşıyor. Her birini özelliklerine göre grupluyor, sanat tarihi içerisinde geçen tüm şakül betimlemelerini büyük bir heyecanla araştırıyor.
Bu keyifli sohbeti gerçekleştiriken sakin, huzurlu ve son derece istikrarlı
bir hayatı temsil eden bu tıp doktorunun ‘ebedi eşitlik’ ve ‘doğruluk’
kavramlarıyla kişiliğinin ne kadar özdeşleştiğini hissediyoruz. Kendisini
tanıyınca ‘Neden şakül?’ sorusunun yanıtını da almış oluyoruz.
Koleksiyonunuzda çok farklı formlarda şaküller var. Her birinin ayıt edici özellikleri var mı?
Şakül aslında son derece basit bir araç, bir ipin ucuna herhangi bir
ağırlık bağlarsanız aynı işlevi görür. Bu kadar farklı tip ve süslemede şakülün olması, insanoğlunun yaratıcı bakış açısını yansıtıyor. Örneğin sadece
Anadolu’da üç farklı tipte şakül var. Portekiz, Almanya, Fransa, İngiltere,
İran, Hindistan ve Amerika’dan çok farklı form ve malzemelerde şaküller
topladım. Her birinin kendi içerisinde ayırt edici özellikleri var elbette.
41
KOLEKSİYON
ŞAKÜL
42
Koleksiyon Portekiz, Almanya, Fransa,
İngiltere, İran, Hindistan ve Amerika’dan
çok farklı form ve malzemelerle üretilmiş
şaküllerden oluşuyor. Aralarında özel imzaları
ve kutularıyla patentli şaküller de bulunuyor.
Şakül koleksiyonunuzdan ba
bahsederken
ahsederken onların işlevler
işlevlerinden
rinden
çok sembolik özellikleri üzerind
de duruyorsunuz. Yüzyılla
ar içeüzerinde
Yüzyıllar
i d simgelediği
i
l diği k
l d
ği ikliğ uğramış
ğ
?
rinde
kavramlar
değişikliğe
mı?
Geçmişten günümüze hep aynı sembolik anlam yüklenmiş şaküllere: ‘Doğruluk’. Örneğin Eski Mısır’da ölülerin kalplerinin doğruluk açısından tartılmasını simgeleyen bir tören yapılmış. Terazinin bir kefesine
ölenin kalbi, öbür kefesine de Maat Tanrısı’nı temsil eden tüy yerleştirilmiş. Tam ortada ise her zaman bir şakül bulunmuş. Eski papirüslerde
da bu tip tasvirler var. Tek tanrılı dinlere geçildiğinde de şakül kaybolmuyor. Örneğin İnci’de birkaç yerde ‘şakül’ sözcüğü geçiyor. Günümüzde ‘Hür Duvarcılar’ denilen Mason derneği üyelerinin simgesinde
hala şakül tasviri kullanılıyor.
İlk satın aldığınız şakülü hatırlıyor musunuz?
İlk satın aldığım şakül Anadolu’ya ait bir parçaydı. Bir eskiciden almıştım. Yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimde mutlaka eskicilere bakarım.
Müzelerde sergilenen eşyalar arasında şakül olup olmadığına dikkat
ederim. Sadece şakülün kendisi değil, tasvirleri de ilgimi çeker. Sanat
eserleri içindeki şakül betimlemelerine ait röprodüksiyonları da toplamaya çalışıyorum. Her şeye sahip olmaktan çok, ‘nerede’, ‘ne var’ diye
bilmek de beni mutlu ediyor.
Şakül toplayan başka koleksiyonerler var mı?
Özellikle yurt dışında şakül koleksiyonu yapanların bir bölümü birbirlerini tanırlar. Bildiklerimizi ve bulduklarımızı da belli aralarla paylaşırız.
2006 yılında İstanbul’da bir araya geldiğimiz bir de toplantı gerçekleştirmiştik. İki senede bir olmak üzere bu toplantılarımıza devam ediyoruz.
Paris ve Köln’de de bir araya geldik. Gelecek toplantımızı ise 2012’de
Atina’da yapacağız. Bu toplantılarda sunumlar da hazırlıyoruz. Ben de
bugüne kadar “Neden şakül topluyorum”, “Anadolu şakülleri”, “Şakül
ve Güneş” başlıklı sunumlar hazırladım. 43
DÜNDEN BUGÜNE
AMBALAJ
Kaplama
sanatı
İçine konulan
ürünü, üretim
aşamasından
tüketiciye
ulaşıncaya kadar
dış etkenlerden
koruyan
ambalajın tarihi
insanlık tarihi
kadar eski.
Yazı Çiğdem Hasanoğlu
44
ilimsel anlamda adı çok geç konulsa da ambala-
B
jın tarihi çok eskilere dayanıyor. Zira antropolojik
veriler, ilkel insanın yemediği etleri ağaç yaprak-
larına sararak sakladığı, içmediği suyu hayvan derilerine doldurduğunu kanıtlıyor.
İlkel ekonomilerde ambalaj malzemesi olarak kullanılan
tahta fıçı ve sandıklar, toprak kaplar, deri tulumlar ve çuvallar, teknolojinin gelişmesine paralel, zamanla yerini karton,
metal, cam, plastik malzemelere bıraktı. Çılgın tüketim çağında ise önceden yalnız taşıma ve depolama amaçlı kullanılan ambalaj, ürünün reklamını yapar hale geldi. Bu durum
ambalaj tasarımının da ön plana çıkmasına neden oldu.
TÜRKİYE’DE AMBALAJ
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Araştırma ve
Geliştirme Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı “Ambalaj Sanayi Sektör Araştırması”na göre 1960’lı yıllarda, Türkiye’deki
ambalaj malzemeleri kağıt, karton, selofan, cam ve ahşaptan oluşuyordu. İhracatta tahta kutu ve sandıklar ile jüt
çuvallar kullanılıyor, bunların dışındaki ambalajlar maliyeti
artıran lüks malzemeler olarak görülüyordu. 1970’li yıllarla birlikte, ambalaj sanayinin özellikle de ihracattaki önemi
kavrandı. 1977 yılında ise Türkiye’de de Ambalaj Araştırma
Merkezi’nin kurulması için çalışmalar başladı. Türkiye’de
ambalaj sektörünün ilk gelişimi teneke kutu alanında oldu.
Bu dönemde ilk kez kendi ürünlerini ambalajlamak için
ambalaj üretimi yapan işletmelerin dışında, yalnızca ambalaj üreten işletmeler de kurulmaya başladı. Teneke kutu
alanında yaşanan bu gelişme, daha sonra karton ambalaj
ve plastik ambalaj alanlarına da yayıldı. 1980’lerin başında
ise ilk kez pet şişe üretimine başlandı. Su ambalajlamada
kullanılmaya başlanan pet şişeler, çok kısa süre içinde sıvı
gıda maddelerinin ambalajlanmasında yaygın halde kullanılır hale geldi. Bu durum çok eski bir geçmişe sahip olan
cam ambalajın pazar kaygısı ile teknolojisini yenilemesine
neden oldu. Yine 1980’lerde ithal edilen alüminyum kutu
Türkiye’de de üretilmeye başladı. Türkiye’de oluklu mukavva sanayinin kurulması da Seka’nın 1954 yılında İzmit
tesislerinde ilk oluklu mukavva fabrikasını işletmeye açması
ile gerçekleşti. Özel sektör 1960 yılından sonra oluklu mukavva yatırımına ve üretimine ilgi duymaya başladı.
İYİ AMBALAJ NEDİR?
Tüketici ile iletişim kurarak farklılık yaratan ambalaj, kişisel satış işlevi görür ve bu haliyle sessiz bir satış elemanıdır. Ürünün görünürlüğünü artırarak kendini sattırmasına
olanak sağlar ve yeni kullanıcıları özgün şekil ve büyüklüğü
ile cezbeder. Yaratıcılığı yansıtarak imaj geliştirmeye de yar45
DÜNDEN BUGÜNE
AMBALAJ
Kütahya ambalaj fabrikası, oluklu
mukavvada 50.000 ton, ofset tesislerinde
ise 8.500 ton üretim kapasitesine sahip.
46
dımcı olur. Renk, dayanıklılık, kullanım kolaylığı, görünüş, ürünü
koruma, ambalaj açıldıktan sonra tekrar kapanabilme, ambalajın
çevreye dönüşümlü olup olmaması, ambalajın ürünü taşımada
kolaylık sağlaması ambalajın değerini arttırır. Ambalaj üzerinde
mutlaka, marka ismi, ürün adı, ürün bilgi etiketi, çevreye duyarlı
olduğunu belirten işaretler, kullanım talimatları, tüketici danışma
merkezi telefonu ve gerekli bilgiler yer almalıdır. Ürünün özelliğine
göre depolama ve sergileme farklılıklar gösterir. Depolamada;
ürünün muhafazası, istiflenmesi ve nakliye koşulları göz önünde
Günümüzün en ileri
teknolojileri ile flexo ve
ofset baskı ambalaj
tesislerine sahip
Kütahya Ambalaj,
müşterilerinin her türlü
ambalaj ihtiyacına
kaliteli ürünleriyle
çözümler sunuyor.
bulundurarak tasarım yapılmalı, sergileme de ise, ürünlerin perakende düzeyinde ayırt edici özelliklerinin olması gerekmektedir.
Bu noktada tasarım devreye girer. İyi bir ambalaj tasarımı için
müşterilerin özellikleri, ihtiyaçları ve istekleri dikkate alınarak tasarım yapılmalı ve diğer ürünler arasında faklılık yaratarak albeni
duygusu uyandırmalıdır.
ÖZELLİKLERİNE GÖRE AMBALAJLAR
Ambalajları özelliklerine göre basitçe standart kutular, özel
kesim kutular, sıvama kutular, standlar ve aksesuarlar olarak
gruplandırılabilir. Standart Kutular, genellikle ürünlerin stoklanması, depolanması veya sevk edilmesi amacıyla kullanılan kutulardır. Özel Kesim Kutular, çok farklı amaçlara hizmet edebilecek özelliklere sahip olmakla birlikte ürünü muhafaza etmesi,
ş
paketleme aşamasında kullanım kolaylığı sağlaması, ürünün satış
noktasında sergilenmesini ve yüksek albeni kazanmasını sağla-m
mak amacıyla kullanılan kutulardır. Sıvama Kutular, özel kesim
kutularla aynı özelliklerde ve aynı amaçlar için kullanılırlar. Farkıı
ise baskının önceden yapılarak levha üzerine sıvanmasıdır. Baskıı
n
kalitesi nedeniyle görselliğe hitap ettiği için daha çok tercih edilen
kutu türüdür. Standlar, satış noktalarında ürünlerin teşhir edilerek,,
albenisini artırmak amacıyla kullanılan ambalajlardır. Aksesuarlarr
k
ise ambalaj kullanımı esnasında ürünlerin muhafazasını sağlamak
amacıyla ambalajın içi kısmında kullanılan malzemelerdir. Yarıklıı
seperatörler, ara bölmeler, takviyeler vb. ambalaj malzemeleridir.
KÜTAHYA AMBALAJ
Kısa süre içerisinde sektörün önde gelen firmalarından birii
a
olan Kütahya Ambalaj, oluklu mukavva üretimine 1996 yılında
e
başladı. Oluklu mukavva üretiminde teknoloji ve bilgi temelinde
müşterilerinin beklentilerinin üzerinde kaliteli ürün ve hizmet su-nan, güçlü rekabetçi yapıda bir kuruluş olma misyonu ile çalışma-larını sürdüren Kütahya ambalaj, oluklu mukavvada 50.000 ton,,
n
ofset tesislerinde ise 8.500 ton üretim kapasitesine sahip olan
e
fabrikasında, her çeşit oluklu mukavva, ofset baskılı karton ve
lamine ambalaj üretimi yapılmaktadır. Günümüzün en ileri tekno-a
lojileri ile flexo ve ofset baskı ambalaj tesislerine sahip Kütahya
Ambalaj, müşterilerinin her türlü ambalaj ihtiyacına kaliteli ürünle-riyle çözümler sunuyor. 47
SÖYLEŞİ
ESİN ALPTUNA
Sanatın ateşle dansı
Esin Alptuna’nın naturalist
tarzdaki el dekoru porselenleri,
Avrupa’nın kraliyet dönemi
porselenlerinin ışıltısı ile sanatçı
dokunuşlarını buluşturuyor.
Yazı Sevgisu Yürük, Fotoğraflar Yasin Acur
48
orselen sanatçısı Esin Alptuna’nın el dekoru eserle-
Yaptığınız iş epey sabır gerektiriyor değil mi?
rini duymuştum ama kendisiyle tanışma fırsatım ol-
Evet, sabır işi. Aslında ben çok sabırsız bir insanım; başka
mamıştı. Aralık ayında Ankara’da sergisi olduğunu
şeylerde hiç sabrım yoktur. Fakat porselen çalışırken kendimi
P
öğrenince, bu fırsatı kaçırmak istemedim ve eserlerini büyük bir
hayranlıkla takip ettiğim Alptuna ile röportaj yaptım.
unutuyorum, çünkü çok seviyorum.
Bu konudaki sabrınızı neye bağlıyorsunuz?
Eserlerinin nasıl bu kadar hayranlık uyandırdığını, Esin Alp-
Doğuştan sanata yatkın olduğumu düşünüyorum. Çocuk-
tuna ile konuşurken çok iyi anlıyorsunuz. Bu kadar hoş, bu ka-
luğumdan beri resim yaptım, yıllarca resim dersi aldım. Tabii
dar zarif bir hanımla tanışmak beni çok mutlu etti. Eserlerine
ki onların çok faydası oldu. Mesela portre yapmak çok zordur.
gelince; boyama olduğuna inanmakta güçlük çekiyorsunuz.
Porselene portre yaptığınız vakit karikatür gibi olmaması için çok
Sanki birazdan su damlası elinize düşecek, sinek kuşları orki-
dikkat etmeniz lazım. Gerekli gölgeleri, anatomik bilgileri bilme-
delerin üzerinden kanat çırpacak diye düşünmekten kendinizi
niz lazım. Ben bunun için iki sene Helsinki’de meşhur bir portre
alamıyorsunuz…
hocasından ders aldım. Porselen üzerine hemen ders alayım,
Esin Hanım, eserleriniz gerçekten büyük bir hayranlık
uyandırıyor. Özellikle günümüzde sık görme imkanımızın olmadığı bir sanat. Siz nasıl başladınız?
yapayım derseniz olmuyor. Bir şeyler mutlaka eksik kalıyor.
Çalışmalarınızı hangi teknikle yapıyorsunuz?
Kesinlikle baskı ve dekupaj kullanmıyorum. Çalışmalarımın
Çok teşekkür ederim. El dekoru porselen çalışmaya eşi-
hepsini, ya bir yerden bakarak yapıyorum ya da kendim tasar-
min görevi nedeniyle gittiğimiz Kopenhag’da başladım. Anka-
lıyorum. Meissen çiçeklerinin buketleri yapılırken belirli kurallar
ra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden yeni mezun olmuştum;
vardır. Bir “s” şekli olması gerekir. Resmin bütününde bir ana
ama Danimarka’da mesleğimle ilgili çalışmam olanaksız olun-
çiçek gerekir, yan çiçekler olmalıdır. O kurallara uyarak istediği-
ca, eskiden beri bende çok merak uyandıran bu sanatın en
niz deseni yaratabilirsiniz.
iyi hocalarından Royal Copenhagen Fabrikası’ndan Herr Erk
Nervil’den üç yıl ders aldım. Porselenin tarihini araştırdığım
Sizce stilinizi geliştirmenizde yurt dışında yaşamanızın etkisi var mı?
zaman beni çok cezbetti. Çünkü bu sanatı, resim yapmanın
Tabii var. Yurt dışında olmamın avantajı ile çok değişik ho-
ileri bir safhası olarak görüyorum. Yağlı boya, sulu boya resim
calarla çalışma fırsatı buldum. Bir hocadan ders almakla olmaz.
gibi değil; porselen biliyorsunuz ateşte açan bir çiçek. Ateş-
Hoca bazen üç saat içinde bir cümle söyler, siz ondan çok
lenmeden, fırına girmeden tam neticeyi göremezsiniz. Bu be-
büyük bir çıkarım sağlarsınız. Yaptığı bir fırça darbesi size ilham
nim çok hoşuma gidiyor çünkü hem size bağlı hem de sizin
verir. Ben Finlandiya’da iki hocadan ders aldım, iki ayrı tarz bo-
dışınızda ateşe bağlı bir sanat.
yama için. Danimarka’da da iki hocayla çalıştım. Paris’te Atelier
Sanatınızda hangi tarzları görebiliriz?
Chambrelain’de meyve boyamayı öğrendim. Almanya’da ders
Son zamanlarda natüralist ve botanik resme yöneldim. Çi-
aldım, bir seminer için Florida’ya gittiğim oldu. Bir tek söz ya da
çekler, kuşlar ve bunların tabiattaki gerçek hallerinin resimlerini
stil öğrenmek bile benim için çok önemli. O kadar gönül verdim
yapmayı seviyorum. Yani stilize ederek değil, oldukları gibi ya-
ki bu işe, hayatımın bir parçası oldu.
pıyorum. İngiltere’de olduğum yıllarda buna çok ilgi duydum.
Eşim İngiltere’de büyükelçi olarak dört yıl görev yaptı. Ben
Son yılların yükselen trendi Doğu’ya yönelmek. Sizin
bu yönde çalışmalarınız oldu mu?
orada yalnızca büyükelçi eşi olarak bulunmak yerine sanatımı
Minyatürler, İran atları; bu tür çalışmalar oldukça popüler
geliştirmeye çalıştım ve dersler aldım. Botanik resimlemesi bil-
ancak ben bunların hediye vermek amaçlı olması gerektiğini
hassa İngiltere’de çok ileri safhalara varmış, üzerine çok sayıda
düşünüyorum. Trendlere bakarsanız, gençler şimdi çok yalın,
makale ve kitap yazılmış. Çok önemli bir resim dalı olarak gö-
çok zen, çok model tasarımlara yöneldiler. Öte yandan da ba-
rülüyor. İşte ben de bu sanatı, porselen üzerinde yaşatmaya
kıyorum; çok modern, çok düzgün, halı ya da desen olmayan
çalışıyorum.
bir mekanda, bir yemek sofrasının üstünde bir Herend yemek
Üzerinde çalıştığınız porseleni seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
takımı ya da Meissen takımı var. Bu bir kültürdür.
Şık bir masa için sizce nasıl bir seçim yapılmalı?
Ben porselenleri tuvalim olarak görüyorum. Nerede güzel
Şık bir masayı kaliteli porselenler güzelleştirir. Porselenin
porselen bulursam, beyaz, iyi kalite, onu alıyorum. Gördüğünüz
gerek formu gerekse deseni bir sanatçının elinden çıktığını belli
porselenlerin hepsini yurt dışından aldım. Senelerce topladım. Ko-
etmeli. Ve el boyaması olursa, eğer onu alacak imkanlara sa-
leksiyon yaptım. Evimde de oldukça geniş bir koleksiyonum var.
hipseniz her zaman bir prestijdir. Görgü ve prestij sembolüdür
49
SÖYLEŞİ
ESİN ALPTUNA
el dekoru porselen kullanmak. Bunu gençler
ler
d
devam
ettim, sosyal hayatımızın yoğunlu-
izde yavaş yavaş anlıyorlar. Biz de gençliğimiz-
ğ
ğuna
rağmen
de seramiği daha çok seviyorduk. Biraz da
a
ancak
eşim Büyükelçi olduğu zaman yurt
yin
yaşla ilgili. Zamanla anlıyorsunuz ki, her şeyin
d
dışındaki
görevlerimizin yoğunluğu nedeniy-
ok
rafinesi daha güzel. Porselen çok rafine, çok
le bir süre ara verdim, bu bakımdan bu
yagüzel bir doku. Hem çok sert, hem çok daya-
s sergim uzun bir aradan sonra gerçekson
nnıklı; aynı zamanda müthiş yumuşak, dokun-
le
leşti.
Sergi hazırlıkları sırasında sosyal et-
duğunuz zaman güzel hisler uyandırıyor.
k
kinliklere
tamamen ara vermesem de daha
eFarklı tasarımlar yaptığınızda, kişile-
ara vermedim. Sergilerime
y
yoğun
çalışmam gerektiği için biraz daha
s
seçici
davranmam gerekiyor. Ancak beni
rin beğenisi nasıl oluyor?
Zevkler değişiyor. Ba-
d
destekleyen
ailem ve dostlarımın
zıları daha modern form
v
verdiği
motivasyon da benim için
ve desenleri tercih ediyor,
ç önemli…
çok
bazıları ise daha klasik de-
Çalışma ortamınız nasıld
dır?
senleri. Bazen de modern
ve klasiği birleştiren tasa-
Bir uzun masanın üstünde
rımlar beğeniliyor. Mesela
ç
çiçek
olacak. Ve müzik, klasik
botanik desenlerin siyah
m
müziği
çok seviyorum. İnternet
fon üzerinde olanları çok
ü
üzerinden
daima radyom açıktır.
beğenildi son zamanlarda.
K
Kedim
yanımda, müzik, çiçek;
d
daha
ne isterim?
Yakın zamanda yapacağınız bir proje var mı?
Leylak,
ortanca,
manolya…
Ü
Üzerine desen çizmek açısından
si
sizi en zorlayan objeler hangileri?
Türkiye’nin bahçe bitkilerini kare ta-
Lambaların üzerine desen yapmak
baklara seri yapmak istiyorum. Bir de
da
daha zordur. Düz olduğu sürece bu o ka-
Türkiye’nin kuşlarını yapmak istiyorum
da
dar zor değil; ama elinizde tutmak açısın-
aynı şekilde. İstiyorum ki herkes bunları
da
dan zor olan şeyler sizi daha çok uğraştırır
bilsin. Kuş cinsi olarak da bitki olarak da
ve çok sık fırınlama ister. Bir tarafı yapar-
en fazla türe sahip ülkelerden biriyiz. Bir
ke
ken diğer tarafı bozulacak diye yaptıkça
şekilde tanıtmamız lazım bunları. Sade-
fır
fırınlamak gerekir.
ce kuş bilimciler veya botanikçiler değil,
Botanik desenler ve koyu renk
herkes bilmeli. Okuldaki çocuklara öğ-
fo
fonlarla olan çalışmalarınız devam
retilmeli. Bu bir kültürün yanında, doğa
ed
edecek mi?
bilincini de aşılar. Çevreyi korumanın yolu
Edecek çünkü çok beğeniliyor bu koyu
sanattan geçiyor. Ayrıca yurt dışında da
renk fonlar. Botanik desenler herkesin
Türkiye’nin zengin bitki ve kuş çeşitlerini
hoşuna gidiyor ve çok memnunum öyle
de el dekoru porselenler üzerinde tanıt-
olduğu için. Klasik tarz her zaman yapı-
mayı çok arzu ederim.
lır. Müthiş bir teknik gerektirir. Bu da ta-
Özel hayatınızla iş hayatınızı nasıl
mamen elinizi tutmakla ilgilidir. Daha fazla
dengeliyorsunuz? Sadece porselen
yyapmamak için elinizi tutarsınız çünkü de-
düşündüğünüz, özel hayatınızı unut-
ttaya gittiğiniz vakit bozulur. Bir fırça dar-
tuğunuz zamanlar oldu mu?
besi koyduktan sonra üstünden bir daha
Yıllar içinde aile ve iş hayatımı birlikte
geçmemek lazım.
yürüttüm. İki oğul yetiştirdik, ikisi de yurt
En sevdiğiniz eseriniz hangisi?
dışında çalışıyor ve yaşıyorlar. Ben hep
Benim çocuğum hangisi derseniz, bu
porselen dersi vermeye, sergi açmaya
50
sergi için yaptığım iki lamba. GEZİ
KARADAĞ, BOSNA HERSEK, HIRVATİSTAN
Stradun Caddesi’ni
kesen ara sokaklar.
Zaman tüneli
Adriyatik’in incisi Dubrovnik’i, Balkanların en gizemli şehri
olan Kotor’u ve ezanla çan seslerinin karıştığı Saraybosna’yı
keşfetmenin tam zamanı. Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Selin Akal, Yalın Gülmez
52
Stari Grad’daki gözetleme kulesi.
Y
ugoslavya’nın bölünmesinden sonra uzun yıllar savaşın gölgesinde yaşayan Karadağ, Bosna
Hersek ve Hırvatistan, gitmek isteyip de bir türlü
fırsat bulamadığım yerler arasındaydı. Bu sebeple nişanlım,
‘Balkanları keşfe çıkalım’ dediğinde hiç tereddüt etmeden ‘tamam’ dedim. Sırt çantalarımızı ve fotoğraf makinelerimizi alarak, THY’nin İstanbul’dan haftanın iki günü yaptığı Podgorica
seferiyle ilk durağımız olan Karadağ’a gittik.
Planımız, Podgorica’dan kuzeye doğru gidip, Hum’dan
Bosna Hersek’e geçmekti. Dönüşte ise Dubrovnik’ten yola
çıkıp Karadağ’ın güney kıyılarına Kotor, Budva ve Sveti
Luza Meydanı’ndaki
bir sanat galerisi.
Stefan’a uğrayarak Podgorica’ya dönmekti. Havalimanından
otomobil kiralayarak, yola koyulduk. Otomobili tercih etmemizin en önemli nedeni özgürce gezip, otoyolda sağa sola
lisesi.
St. Saviour Ki
kıvrılan daracık yollarda kaybolabilmekti. Yeşilin, turuncunun,
sarının ve kırmızının en canlı tonlarıyla çevrelenen dağ yolları
bizi, bazen eski bir kiliseye, bazen de muhteşem bir kanyona çıkarttı. Şarap bağlarının, nehirlerin ve kayaların arasından
uzanan tünelleri geçip, Durmitor Ulusal Parkı’nda güneşin
batışına tanık olduk. Hum’a vardığımızda ise saat sekizi gösteriyordu. Nehir kıyısındaki küçücük bir restoranda yediğimiz
akşam yemeğinin ardından Bosna Hersek sınır kapısından
geçip, Saraybosna’ya doğru yol aldık.
Puslu bir sabaha uyanan Saraybosna’da güne, ezan ve
Stradun Caddesi.
çan sesleriyle merhaba dedik. Terk edilen evler, kurşun de53
GEZİ
KARADAĞ, BOSNA HERSEK, HIRVATİSTAN
Kotor sokakları
Kotor’daki
Denizcilik
Müzesi.
Mostar Köprüsü.
Sveta Ana Kilisesi.
llikleri ve çiçekler içindeki mezarlıkların arasından geçip, şehrin en
p
popüler caddesi olan Ferhadija’ya ulaştık. Buraya, Saraybosna’nın
B
Bağdat Caddesi deniyormuş. Ünlü markalar ve kafelerin hepsi burrada. Fiyatlar ise Bağdat Caddesi’ne nazaran oldukça uygun. İki
g
gün süren Saraybosna turumuz ise Mostar’da son buldu. Hersek
b
bölgesinin en büyük şehri olan Mostar’a, iç savaş sırasında Hırvatlar
ttarafından yıkılan ve yeniden inşa edilen Mostar Köprüsü’nü görmek
iiçin gitmiştik. Bol bol fotoğraf çekip, nehir kıyısı boyunca sıralanan
rrestoranlarda yemek yedik ve etraftaki kedileri besledik.
Mostar’dan Dubrovnik’e ulaşmamız ise yaklaşık bir saat sürdü.
Y
Yol boyunca tanrının dantel gibi işlediği Dalmaçya kıyıları da bize
e
eşlik etti. Dubrovnik’in en popüler yeri olan Stari Grad, yani eski
ş
şehre geldiğimizde ise kendimizi Orta Çağ’dan günümüze uzan
nan bir film karesinin içinde bulduk. Gotik ve Rönesans mimarisini
yyansıtan taş binalarla çevrelenen Stradun Caddesi, eski şehri ikiye
a
ayırmıştı. Stradun’u kesen küçük caddelerin ve sokakların arasınd
dan geçerek şehri keşfe çıktık. Yeşil panjurlu kesme taş binalar,
U
UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde olan Stari Grad’ın tarihi atm
mosferini de pekiştirmişti. Yapımına 13. yy’da başlanan ve 1461
yyılında Floransalı mimar Michelozzo di Bartolomeo tarafından tagesi.
Cernica Böl
m
mamlanan surların üzerine çıkmayı da ihmal etmedik. Bir zamanlar
ş
şehrin su ihtiyacını karşılayan Büyük Onofrio Çeşmesi, 1667 depreminden etkilenmeyen St. Saviour Kilisesi, içinde Avrupa’nın en
eski üçüncü eczanesi bulunan Fransisken Manastırı’nı kuşbakışı
seyre daldık. Luza Meydanı’nın en etkileyici binası olan ve 1444’te
Barok tarzda inşa edilen Saat Kulesi ise tam karşımızdaydı. İki
bronz heykel tarafından çanı her saat başı çalınan Saat Kulesi,
savaş sırasında ciddi yaralar alsa da ayakta kalmayı başaran tarihi bir bina olarak heybetini koruyordu. Zamanında gümrük binası
olarak kullanılan Sponza Palace ve şehrin koruyucusu Aziz Vlaho
54
13. yy’de inşa edilen ve Stari
Grad’ı sarmalayan surlar.
adına inşa ettirilen St. Blasius Kilisesi’ne de hayranlıklarımızı
sunmayı unutmadık. Tatilimizin son gününde Kotor, Budva ve Sveti Stefan’ı gezmek için Karadağ’a geçtik. Kotor
ve Sveti Stefan, taş binaları, tarihi dokusu ve atmosferi ile
bize Dubrovnik’i hatırlattı. Yazın daha kalabalık olan bu iki
şehir, kış boyunca sessizliğe gömülmüştü. Budva ise küçük
Bodrum’du. Lüks villalar ve tekneler, Budva’nın sosyetik
görüntüsünü tamamlıyordu.
YOLCULUK
Avrupa Birliği üyeliğine kabul edilen Hırvatistan, Bosna
Hersek ve Karadağ’a halen vizesiz olarak giriş yapılabiliyor.
Zagreb, Saraybosna ya da Podgorica’ya gidebilirsiniz. Benzin
fiyatları çok ucuz olduğundan otomobil kiralamak en iyi yol.
Ancak yaz mevsiminde otomobili önceden kiralamakta yarar
var. Diğer bir ulaşım yolu ise tren..
e.
i tarihi çeşm
Basçarşı’dak
Obala Kulina Bana Caddesi.
Savaş Müzesi.
KONAKLAMA
Yazın çok kalabalık olan bu üç ülke, ağustos ayında başlayan festivallerle daha da kalabalıklaşıyor. Bu sebeple yaz tatili
yapmak için birkaç ay önceden rezervasyon yaptırmak gerek.
Konaklama için birçok seçenek var. Şehirlerin içinde ve dışında birçok otel bulunuyor. Pansiyon hizmeti veren Sobe’ler ve
Hostel’ler de oldukça temiz ve ucuzlar.
YEME&İÇME
Bosna Hersek’te mutlaka Boşnak köftesinin tadına bakmak gerekiyor. Hırvatistan ve Karadağ’dan deniz ürünleri
yemeden dönmemek gerek. Özellikle midye ve istiridye...
Porsiyonlar oldukça büyük olduğundan yemek seçerken
abartmamak lazım. Hırvat şarapları ve Boşnak birası ise birbirinden lezzetli seçenekler sunuyor. Balık sevmeyenler için et,
makarna ve pizza seçenekleri de oldukça güzel. Ferhadija Caddesi.
55
MÜZİK
ŞİRİN PANCAROĞLU
‘İstanbul’u
arpa benzetiyorum’
The Washington Post’un ‘uluslararası kalibrede büyük bir yetenek’
olarak övdüğü Şirin Pancaroğlu ile tüm sahneyi tek başına
doldurmaya yeten arp’ın yenilikçi yüzünü konuştuk. Yazı Fatma Özel
56
ürkiye’nin en tanınmış arp sanatçısı olan Şirin
cileri bir yıllığına Avrupa’nın kültür başkenti olmuş İstanbul’u
Pancaroğlu’nu farklı kılan, arpı solo olarak kullana-
dinlediklerinde neler duyar, neler hissederler? İstanbul deyince
rak imza attığı yenilikçi müziği. Arpın güçlü bir sesinin
neler dökülür kalemlerinden? İstanbul’un Ses Telleri adı altında
olduğuna inanan Pancaroğlu, konserlerinde çağdaş müziğinin
bir albüm olarak bedenlenen İstanbul ve Arp projesi, ilkin bu
yeni açılımlarına ve farklı coğrafyaların geleneksel müziklerine
sorularla şekillenmişti kafamda.
T
düzenli olarak yer veriyor. Bu bağlamda, Şirin Pancaroğlu, gü-
Arp İstanbul kültür tarihi içerisinde nasıl bir yere sahip?
nümüz bestecilerinin kendisi için yazdığı yapıtları arp repertu-
Seyâhatnâme’sinin 1630’daki ilk cildinde Evliya Çelebi
varına kazandırdığı gibi, arpla daha önce denenmemiş değişik
çeng’i, 40 kadar “kas teli, keçi teli ya da at kuyruğu”, “bir filin
buluşmalara da kapı açıyor. The Washington Post’un, 1993’te
hortumu” şeklinde zor bir çalgı olarak betimler. Ancak çeng elli
Fransız arp müziğine yer verdiği bir solo resitalin sonrasında
yıl sonra, öyle ya da böyle bir çıkmaz sokağa saptı. Yaklaşık
‘uluslararası kalibrede büyük bir yetenek’ olarak övdüğü Şirin
bir nesil sonrasında, Evliya yalnızca bir elin parmakları sayısın-
Pancaroğlu, seçkin konser mekanlarında solist olarak çaldı.
ca profesyonel arpist olduğunu kaydeder. Çağdaş kaynaklara
Yurtiçi ve yurtdışında pek çok festivale katılan sanatçı, kariye-
göre bunlar kadınlarından ziyade erkeklerdir. Son önemli ic-
rinin yanı sıra eğitmenliğe de önem vererek çalgısını ülkemizde
racısı, Beşiktaş’taki Mevlevî Dergahı’nın piri 1670’de vefat et-
yaygınlaştırmak amacıyla 2004 yılında küçük mandallı arpların
miş olan yaman Yusuf Dede Efendi olarak biliniyor. 17. yüzyıl
Türkiye’de ilk kez kullanıldığı bir
b
boyunca
saray muhasebe defter-
ilköğretim programını hayata
l
lerindeki
yüksek maaşlı çengiler’e
geçirdi. Yenilikçi çalışmalara ve
r
rağmen,
enstrümanın kısıtlı maka-
Türk bestecilerle önemli işbir-
m bağlı nota yelpazesi büyük olama
liklerine imza atmayı sürdüren
s
sılıkla
yok oluşunun nedenini açık-
arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu,
l İngiliz arp sanatçısı Elias Parish
lar.
‘İstanbul ve Arp’ başlıklı yeni
A
Alvars
(1808-49), daveti üzerine
çalışmasıyla geçtiğimiz kasım
ş
şehirde
üç ay kaldığı o zamanın
ayında kendinden yine çok söz
İ
İstanbul’daki
Rus büyükelçisi Kont
ettirdi. ‘İstanbul’a en çok arp
B
Boutinoff’un
hamiliğinden de kısa
yakışıyor’ diyen Pancaroğlu ile
s
süreliğine
yararlandı. Parish Alvars
bu etkileyici müziğin tınıları eşli-
İ
İstanbul
ve Boğaziçi izlenimlerin ‘Sultanın Gözde Marşı’ ve ‘Bir
ni
ğin keyifli bir sohbete daldık.
Öncelikle ‘İstanbul’un Ses Telleri’ adlı projeden bahsedebilir misiniz?
Arpistin Doğu Seyahatleri’ başlıkları altında iki eserde aktarır.
19. yüzyıl İstanbul’unda ise arp açıkça bir varlık gösterdi. An-
Türkiye’de yerel müzik kültürümüze bütüncül katkı sağla-
cak belgeler zayıf. Şair Leyla Saz Hanım, Abdülhamid’in kızla-
mayı öncelik olarak gözeten bakış açısının eksikliğini, çok ya-
rından olan Şadiye Sultan’ın ‘arpı gayet güzel çalması’ dolayı-
kından ve uzun bir süredir gözlemlemekteyim. Bugüne dönük
sıyla takdir edildiğini hatırlatır.
bir bilginin, bir ‘harita’nın yokluğu, kültürel iklimimizi derinden
Dünyanın en önemli metropollerini enstrümanlarla
yaralıyor kanımca. Bunun nedenleri üzerine uzun uzun düşü-
özleştirseydiniz İstanbul’u hangi enstrümana benzetir-
nebilir, tartışabiliriz. Ancak konu geliyor ve ‘yapmaya’ dayanı-
diniz? Neden?
yor: Buraya ve bugüne yatırım yapmaya… Yorumcu-besteci
Güzel bir soru. İstanbul’un içinden büyük bir miktar su ak-
işbirliklerinin desteklenmesi yeni müziklerin ortaya çıkması için
tığından dolayı ve tarihi konumundan dolayı aslında arpa ben-
şüphesiz en önemli itici güç. Dolayısıyla 2010 Avrupa Kültür
zetirdim, sesi su sesi gibi, bilinen en eski çalgılardan…
Başkenti Ajansına, Arp Sanatı Derneği olarak İstanbul’a ait
müzik alanında bir işbirliği projesi sunmayı görev bildik. Arp
ve onun yanında yer alan kemençe, viyola, ud, kontrbas, ka-
Arp ile nasıl tanıştınız?
Arp ile İstanbul’da konservatuvar eğitimi ile tanıştım. Giriş
sınavlarında arp sınıfına seçildim.
nun ve flüt gibi dostlarının etrafında kurgulanan projemizde
Grand Palais’de ‘Bizans’tan İstanbul’a: İki Kıtanın Li-
Hasan Uçarsu, Özkan Manav, Turgay Erdener, Mahir Çetiz,
manı’ sergisinin açılışında ‘Padişahların Arpları’ adlı bir
Arda Agoşyan ve Barış Perker’e eser siparişleri verdik. Eserler
de konser vermiştiniz. Osmanlı kültürü içerisinde arpın ve
Kalan Müzik etiketiyle yayınlandı. Günümüzün Türkiyeli beste-
‘çeng’ kavramının yerinden çok kısa bahsedebilir misiniz?
57
MÜZİK
ŞİRİN PANCAROĞLU
Konser Petit Palais’de idi, bahsettiğiniz serginin açılışı ile aynı
gündeydi. Radio France’ın düzenlediği bu konser kaydedildi ve
daha sonra bir radyo programı olarak tüm Fransa’da yayınlandı.
Çeng özellikle Ortaçağ’da Osmanlı’da gözde, asil bir çalgı. Arp
ise Osmanlı’nın en geç döneminde İstanbul’a geliyor. Çeng, minyatürlerde sık rastladığımız çalgılardan. Şekli itibarı ile yukarıya
doğru yükselip, sonra hafif bir inişi var, bu tasavvufi anlamda da
ilgi odağı oluyor, örneğin 14. yüzyılda yaşamış olan Bursalı şairin
Ahmed-i Dai ‘Çengname’ adında bir yapıtı var, çeng üzerinden
felsefe yapılıyor.
Sizin için arp, herkese tanıtmayı misyon edindiğiniz bir
müzik aleti olmuş. Neden arp? Başka bir enstrüman çalmayı hiç düşündünüz mü?
Arp ile rastlantım bir tesadüf olmakla birlikte, ben bu tesadüfü çok sevdim. Yaptığım işi paylaşmak, bunun yaygınlaşması
benim için çok doğal bir olgu, kişiliğimin bir parçası. Zaman yaratabilsem başka bir çalgıyı da keyfim için öğrenmek isterdim, ama
arpı çok sevdiğimden hiç bir şeye değişmem.
Arp, tek başına tüm sahneyi dolduran gösterişli bir müzik
aleti? Ama buna rağmen solo olarak çok fazla karşımıza çıkmıyor? Sizi farklı kılan da arpı bir orkestranın parçası olarak
değil odak noktası olarak konumlandırmanız, öyle değil mi?
Aynen öyle, tek başına olan duruşu benim her zaman altını
çizmek istediğim bir değeri çalgımın. Orkestrada tabii önemli bir
yeri var, ama esas ilgi alanıma giren, onun çoğul bir kimlik geliştirmesi, kendi kariyerimde, solo çalışmalar kadar farklı birlikteliklerin içindeki yeri beni cezbediyor.
Arpı tanıtmak için bir de derneğiniz var. Bu derneğin
etkinliklerinden ve çalışmalarından bahsedebilir misiniz?
Arp Sanatı Derneği’ni 2007 yılında kurduk. Üyelerimiz arpistlerden ve arp severlerden oluşuyor. Bu yıl birçok önemli proje
İstanbul’u içinden
büyük bir miktar su
aktığı için ve tarihi
konumundan dolayı
arpa benzetiyorum
çünkü arp sesi su sesi
gibi, bilinen en eski
çalgılardan biri.
gerçekleştirdik. Mart 2010’dan beri Arp ile Her Telden!i, Ocak
2010’dan beri İstanbul ve Arp’ı ve Ceren’in Arp Eğitimi Projesini
yürütüyoruz. Birçok farklı mekanda arpın yer alması için görüşmeler yapıyor, farklı ortamlarda arpı tanıtmaya devam ediyoruz.
Projelerimizi ve etkinliklerimizi arpsanatidernegi.com adresinden
inceleyebilirsiniz.
Eğitmen olarak gençlere neler önerirsiniz? Arp eğitimine kaç yaşında başlanabiliyor?
Beş yaşında başlanabilir. Biz dernek olarak bu altyapıyı oturtmak için bu yıl bazı çalışmalar yapacağız, bu hem çeng’i hem
de arpı içerecek, çalgıların yaygınlaşmasında ekonomik boyutun
yeri çok büyük, bunun üzerine pilot bir çalışma yapmak istiyoruz. Tavsiyelerime gelince… Meraklı olmak çok önemli yaşamda,
herhangi bir alanda özel bir ses edinmek isteniyorsa, büyük merak ve de sevgi gerekiyor. 58
60
Kütahya Porselen’in yeni koleksiyonlarında,
Sevgililer Günü’ne özel neşeli porselenlerden oluşan
zengin alternatifler bulacaksınız. Yapım Zeliha Köşlü
KALPTEN GELEN
ALIŞVERİŞ
SEVGİLİLER GÜNÜ
&
&
‘Bu yıl 14 Şubat Sevgililer Günü için
ne seçsem?’ diye düşünüyorsanız,
Kütahya Porselen’in farklı desenlerde
hazırladığı, bitki çayı kupaları, kalp
formlu fincanlarına, kalp vazosuna ve
zarif kupalarına mutlaka göz atın!
&
&
Porselen kupaların fiyatları 8 TL ile
20 TL arasında değişiyor.
61
GENÇ GİRİŞİMCİ
MUHAMMET UĞURCAN BARMAN
Ben hayal kurmam, hedef koyarım
Henüz 23 yaşında
ilk milyon dolarını
kazanmayı başaran
Muhammet Uğurcan
Barman atak bir
girişimci. Küçük bir
Anadolu kentinden
gelen sıradan bir
üniversite öğrencisiyken
önemli işlere imza
atan genç girişimcinin
yaşdaşlarına söyleyeceği
çok şey var.
Yazı Özer Turan
Fotoğraf Haydar Erçin
M
uhammet Uğurcan Barman, yaklaşık dört yıl
lenerek- o günlerde 13 saatten fazla uyuyordu.
önce İstanbul’a ilk adımını attığında küçük bir
Ama bugünlerde uyumaya pek fırsat bulamıyor Barman.
Anadolu kentinden gelen sıradan bir üniversite
2009 sonunda aralarında Bahreyn Başbakanı Şeyh Halife Bin
öğrencisiydi. Yalova’dan yola çıktığında hiç kimseyi tanımadığı
Salman Al Halife’nin özel sekreterinin bulunduğu üç Bahreynli
bu devasa kentte tek başına ne yapacağını düşünüyordu kara
ile birlikte kurduğu Bahrain Invsetment Group’un başkanlığını
kara. İlk günlerini evine kapanıp saatlerce uyuyarak geçirdi.
yapıyor. Barman ortaklarıyla birlikte kendisine ilk milyon dola-
Şimdilerde ‘sadece aptallar sekiz saat uyur’ dese de -kişisel
rını kazandıracak “Dream Land” projesiyle Yalova’nın Termal
gelişim uzmanı Erdal Demirkıran’ın bir kitabının adından esin-
ilçesinde 29 dönüm arazi üzerine 44 tane süper lüks villa inşa
62
etmeye hazırlanıyor. Aynı zamanda iş dünyasının buluşma
çok büyük bir rakam sayılmayabilir ama henüz yolun başında
noktalarından Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİ-
olan Barman’a zenginliğin kapısını açacak.
AD) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) önemli görev-
Barman’ın ortaklarının Bahreyn’deki etkinlikleri projenin
ler üstlenen oldukça aktif bir üye. Toplantılar ve yurtdışı gezileri
satışı konusunda önemli bir avantaj. Zaten projenin hedefinde
bütün zamanını alıyor.
Bahreynliler var. İlk iki aylık sürede sekiz villa satılmış bile. Bun-
Hala İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde uluslararası ticaret
ların altısını Bahreynliler ikisini ise Türkler sipariş vermiş. Üste-
bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi olsa da Barman’ın çok kısa
lik projeyle ilgili henüz bir pazarlama çalışması yapmamalarına
sürede geçirdiği evrim, o çekingen öğrenciden geriye hiçbir iz
rağmen. Barman ve ortakları, projenin iki ay içinde satışını ta-
bırakmamış. Genç girişimcide ilk göze çarpan şey sınır tanı-
mamlayıp iki yıl içinde de teslim etmeyi planlıyor.
mayan özgüveni artık. İlk milyon dolarını henüz 23’ünde ka-
TREND KAVRAM: “BUSINESS NETWORKING”
zanmış olmak da bu özgüveni besliyor. “Forbes’a nasıl kapak
Genç iş adamının kendi çabalarıyla oluşturduğu çevre
olabilirim?” diye soruyor aynı özgüvenle -biraz da cüretkarlığın
ve geçirdiği dönüşüm, iş dünyasının trend kavramlarından
kıyılarında dolaşarak.
“Business Networking” açısından oldukça başarılı bir örnek.
KİŞİSEL GELİŞİM KİTAPLARI MUCİZESİ...
İstanbul’da geçirdiği ölü zamanlardan sıyrılmak için kendisine
Barman’ın aydınlanması, bir arkadaşı aracılığıyla katıldığı
bir yol haritası çizen Barman basit ama etkili bir strateji belir-
bir toplantı sonrasında başlıyor. Burada kaale bile alınmayan
liyor: “Yapmam gereken ilk şey çevre edinmek ve bağlantılar
Barman biriktirdiği hırsla kendini kabul ettirmenin yollarını ara-
kurmaktı” diyor. Araştırmalarının sonunda MÜSİAD’ın genç-
maya karar veriyor. Eline geçirdiği bütün kişisel gelişim kitap-
lik kolu olan Genç MÜSİAD’a gitmeye karar veriyor. Burada
larını okuyor önce-özgüvenini de bu kitaplara borçlu olduğu-
Dış İlişkiler Komisyonu’nda başkan yardımcılığına kadar çeşitli
nu söylüyor. Kendisini hazır hissettiğinde bütün uluslararası
görevler üstlenen Barman, yaklaşık 3 yıl bir fiil Genç MÜSİ-
iş organizasyonlarını takip etmeye başlıyor. Barman, 2007’de
AD toplantılarına katılıyor. Kendi şirketini kurduktan sonra ise
yapılan böyle bir toplantıda Bahreyn Başbakanı’nın özel sek-
MÜSİAD üyeliği için başvuruyor. Normal şartlarda üyelik için
reteri ile tanışıyor. Kendisini iş yapmaya ikna etmesi üç yılını
30 yaş sınırı olsa da Barman’ın azminden etkilenen dernek yö-
alıyor. “İlk başta hiç iş konuşmadım” diyor Barman. Yine de
neticileri genç girişimciye bir ayrıcalık yapıp 23 yaşındaki genç
kişisel ilişkisini hiç koparmıyor. Bayram mesajları, özel gün-
adamı MÜSİAD üyeliğine kabul ediyor. Barman, MÜSİAD’da
ler, e-posta’lar, telefonlar... Üç yıl boyunca hiç unutturmuyor
yeterince piştiğini düşündüğünde bu defa DEİK’in kapısını çal-
kendisini, “taciz” etmeyi sürdürüyor: “Amacım kişisel ilişkimi
maya karar veriyor edindiği çevrenin de önerileriyle. Bir yıldır
geliştirerek güvenini kazanmaktı. Tanıştığım bütün Araplar için
DEİK üyesi olan Muhammet Uğurcan Barman, Eylül 2010’da
aynı stratejiyi uyguluyorum aslında. Çünkü Araplarla iş yapa-
yapılan DEİK Genel Kurulu’nda Türkiye-Kuveyt İş Konseyi Yö-
bilmek için öncelikle güvenlerini kazanarak insani ilişkileri ge-
netim Kuruluna ve başkalığını eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
liştirmek gerekiyor.” Artık iş konuşmanın zamanının geldiğini
Coşkun’un oğlu Yıldırım Coşkun’un yaptığı Türk-Bahreyn İş
düşünen Barman, 2009 sonunda başbakanın genel sekrete-
Konseyi Başkan Yardımcılığına seçiliyor.
rini Türkiye’ye davet ediyor. Kardeşleriyle birlikte altı kişilik bir
İş bağlantısı oluşturmanın incelikleriyle ilgili danışmanlık ve-
grupla Yalova’ya gelen başbakan özel sekreterini gayrimenkul
ren Business Networking Akademi’nin kurucusu Ertuğrul Be-
yatırımı yapmaya ikna ediyor. 2009 sonunda Bahrain Invest-
len: “Networking’de amaç binlerce insanla tanışarak sadece
ment Group şirketinin kuruluşuyla ortaklığın ilk adımı atılıyor.
kartvizit toplamak değildir” diyor, “Önemli olan hedefler doğ-
Şirkette eşit paya sahip dört ortak var: Muhammet Uğurcan
rultusunda ilişkileri tasarlamaktır. Böylece sadece tanışmak is-
Barman yüzde 25 hisseye sahip diğer yüzde 75 hisseyi ise
teyen biri olmakla kalmaz, tanışılmak istenen biri de olabilirsi-
Bahreynliler oluşturuyor.
niz.” Muhammet Uğurcan Barman’ın yaptığı da tam olarak bu.
Şirket kuruluşunun ardından 1,4 milyon dolara Yalova’nın
İsminin başına yazdırdığı unvanları da bunu gösteriyor zaten:
Termal ilçesinde 29 dönümlük bir arazi alıyor ortaklar. Bütün
“Ben sadece kartvizit toplayıp çekmecemde biriktirmiyorum,
bağlantıları kendi çabalarıyla oluşturan Barman, arsa alımı için
onları kullanıyorum” diyor.
payına düşen 350 bin dolarlık sermayeyi ise ailesinden almış.
Henüz 23 yaşında imza atığı başarılar önemli olsa da birkaç
Satın aldıkları arazi üzerine “Dream Land” adıyla 44 tane lüks
yıl sonra tek haneli rakamların kendisini tatmin etmeyeceğinin
villa inşa etmeye hazırlanıyorlar. Projeden her bir ortağın ha-
farkında. Bu yüzden gelecek hedefleri için de çalışmayı ihmal
nesine 1,5 milyon dolar kar payı kalacak. Bu, Bahreynliler için
etmiyor. Barman, Bahreyn merkezli bir şirket kurmak niyetinde.
63
GENÇ GİRİŞİMCİ
MUHAMMET UĞURCAN BARMAN
GENÇLER İÇİN BAŞARININ 10 ALTIN KURALI
1 Hiçbir şeyin yoksa hayatta, orijinal fikirlerin olsun yeter sana!
2 Ben hayal kurmam, hedef koyarım.
3 Ne yaparsan yap, ama en iyisini yap!
4 Başarımdaki en büyük pay, cesaretimdedir.
5 İşinizi ciddiye alın.
6 Arkadaşınız sizi vezir de yapar, rezil de, tercih sizin.
7 A-B-C planlarınız hep hazır olsun.
8 En büyük hayranım: Kendim.
9 Olmazsa olmaz: Hayatınızda düzen.
10 Çok bil, az ama öz konuş.
Şirketin faaliyet ağını gençliğin verdiği ataklıkla oldukça geniş
Yalova’da. Barman ilk etapta şirketin merkezini İstanbul’a taşı-
tutmayı planlıyor. İhracat - ithalat, gayrimenkul, gıda, lojistik ve
mayı planlıyor. Şimdilik Beşiktaş, Beyoğlu ve Mecidiyeköy böl-
aklınıza gelebilecek her işte faaliyet göstermek istiyor. Bahreyn
gelerinde bir ofis arayışında. İkinci aşamaysa İstanbul’da proje
Başbakanı’nın özel sekreteriyle ortaklık kurmasıyla özellikle
yapmak. “Eski binaları alarak restore ederek ticaret merkezi
Araplar nezdinde kazandığı güveni de Körfez’den Türkiye’de
ya da otel olarak değerlendirmek istiyoruz” diyor. Yeni yılın ilk
yatırım yapmak isteyen firmalara danışmanlık vererek değer-
aylarında taşınma operasyonu tamamlanacak.
lendirecek. “DEİK’te Bahreyn iş konseyinde beraber çalıştığım
Barman, okumak amacıyla geldiği İstanbul’da artık dersle-
dostlarımla ortaklık kuracağız,” diyor isim vermeden. Yeni şir-
rine pek iştirak edemiyor. Steve Jobs’un, Standford öğrenci-
keti için birkaç yıla ihtiyacı olduğunu düşünse de kısa vadeli
lerine yaptığı ünlü konuşmada söylediği gibi “aç kalın, budala
planları var. Bahreynlilerle kurduğu şirketinin merkezi şimdilik
kalın” düsturunu benimsemiş görünüyor. 64
YENİ SERİ
BALIK KOLEKSİYONU
BALIK
MEVSİMİ
BAŞLADI!
66
1
2
3
4
5
6
Tuzluk biberlikten servis tabaklarına,
sosluktan peçeteliğe kadar her ürünü balık
formunda tasarlanan Kütahya Porselen’in
yeni ‘Balık Serisi’ sadece profesyonellerin değil
yemek yapmanın ve sunmanın bir yetenek
olduğuna inananların da gözdesi.
1 Kahve fincanı. 2 Sosluk. 3 Kayık
tabak. 4 Servis tepsisi. 5 Kayık tabak.
6 Salata kasesi.
67
7
OTEL
DOUBLETREE BY HİLTON AVANOS KAPADOKYA
Mitterteich serisinin Polo ürünleri
Doubletree by Hilton Avanos
Kapadokya’nın rafine iç mekan
tasarımıyla bütünlük sağlıyor.
DOĞANIN ARMAĞANI
Unesco Kültür Mirası listesinde yer alan Göreme
Açık Hava Müzesi’ne komşu, Kızılırmak
manzarasına hakim Doubletree by Hilton Avanos
Kapadokya, misafirlerini Kütahya Porselen’in Polo
Serisi’yle ağırlıyor. Yapım Zeliha Köşlü
oubletree by Hilton Avanos Kapadokya Genel Müdürü Nedim Bahar’dan
D
Kapadokya’nın merkezi Avanos’daki tesislerinin özellikleri ve Kütahya
Porselen ürünlerini neden tercih ettikleri hakkında bilgi aldık.
Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya hakkında bilgi verir misiniz?
10.000m²’lik bir alanda, yeşillikler üzerine kurulu olan Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya, peribacaları, doğal, tarihi ve kültürel yapıya sahip bir coğrafyada
konumlanıyor. Kapadokya’nın merkezi Avanos’da yer alan tesisimiz, UNESCO’nun
1985’den beri Dünya Mirası listesindeki Göreme Açık Hava Müzesi’ne, kültür alanlarına ve alışveriş merkezlerine çok yakın konumda bulunuyor. Kızılırmak manzarasına da hakim olan Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya’da toplantı, özel
günler ve konaklama hizmetlerine ev sahipliği yapıyoruz.
Otelinizde Kütahya Porselen markasını neden tercih ettiniz?
Kütahya Porselen’i, misafirlerimizin sağlığını koruyan kaliteli yapısından dolayı
tercih ediyoruz. Ayrıca Kütahya Porselen markası beklenti ve gereksinimlerimizi
tam anlamıyla karşılıyor. Koleksiyonlarının dayanıklı ve kullanışlı olmasının yanında estetik görünümleri de Kütahya Porselen markasını tercih etme sebeplerimiz
arasında.
Kütahya Porselen’in hangi serisini kullanıyorsunuz?
Kütahya Porselen’in Polo Serisini kullanıyoruz.
Kütahya Porselen ürünlerini kullanmaktan memnun musunuz?
Misafirlerimizden aldığımız olumlu geri bildirimler sayesinde Kütahya Porselen
ürünlerini tercih etmiş olmaktan dolayı çok memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. 68
GEZİ
KAPADOKYA
70
Gerçeküstü bir hikaye
Kapadokya’da bir sabah güneşi gökyüzünde karşılayın. Gecesinde ise
yerin altına kazılmış bir mağarada neyin büyüleyici sesi eşliğinde dönen semazenleri
seyredin. Onlar yerini folklorculara bırakırken, ‘Yaşadıklarım acaba gerçek mi?’
sorusu kafanızı kurcalayıp duracak.
Yazı ve fotoğraflar Saffet Emre Tonguç
ünyevi işleri bir yana bırakıp kendilerini dine ada-
İzmit’te vali olan babası putperest olduğu için kızını ölüme mah-
yıp, inzivaya çekilen ilk Hıristiyanlar Kapadokya’yı
kum edince, Barbara da azize mertebesine yükselmiş.
D
merkez seçip, yüzlerce kaya parçasını oyarak ki-
Göreme Açık Hava Müzesi’nin en görkemlisi müzeyle oto-
lise ve manastırlarını yaratmışlar. Kapadokya Hıristiyan dünya-
park arasında yer alan Tokalı Kilise. İlk girişte, İsa’nın yaşamın-
sında önemli yerleri olan azizlere ev sahipliği yapmış. Bugün
dan kesitlerin olduğu eski bölüm var, devamında da aynı hi-
Ortodoks Hıristiyanlığında duaları hala kullanılan Aziz Basileos
kayeleri anlatan fresklerin, daha sonraki yüzyılda yapılmış çok
Kayseri’de doğmuş. 1 Ocak Ortodokslar, 2 Ocak ise Katolikler
daha güzelleri. Müzeye girdikten sonra sağlı sollu rahip ve ra-
için Aziz Basileos (Vasil) Günü. “Neyin varsa, senin değildir.”
hibelerin kaldığı manastırlar bulunuyor. En önemli kiliseler ise
Aziz Basileos’un en önemli deyişlerinden biri.
Elmalı, Azize Barbara, Yılanlı, Karanlık ve Çarıklı Kilise. Bugün
Aziz Basileos, Hıristiyanlık dininde manastır yaşamının ku-
Kapadokya’da fresklerle bezenmiş yaklaşık 150 kilise var ve
rallarını belirleyen kişi olmuş. İngiltere, Moskova ve İspanya’daki
bunların büyük çoğunluğu 843 yılında İkonaklastik, yani ikonları
Katalanya’nın azizi olan ve kiliselerde ejderha ile savaşırken res-
yasaklayan dönemin sona ermesinden sonra yapılmış.
medilen Aziz George da (Aya Yorgi) Kapadokya’da doğmuş.
Göreme Açık Hava Müzesi ve çevresinin gizli kalmış bö-
Aslında Aziz George Hıristiyanlıkta halen devam eden mitolojik
lümleri, otellerin sağladığı yeme içme hizmetleri ile olağanüstü
figürlerin bir yansıması ve Herakles’e (Herkül) benzeyen güçlü
organizasyon mekanlarına dönüşüyor, aklınızda olsun.
bir kahraman. Beyaz atı ve elindeki mızrakla, ejderha ya da yı-
Sabah erken kalkmayı sevmeseniz bile Kapadokya’yı gü-
lanı yani Hıristiyanlığın düşmanlarını öldürürken fresklerin üze-
neş doğarken bir balonun sepetinden seyretmek çok keyifli.
rinde tasvir edilmiş olan Aziz George kiliselerin bir kısmını süs-
Mevsim kışsa, beyaz örtü Kapadokya’ya öyle yakışıyor ki, tüm
lüyor. 1923’deki nüfus mübadelesine kadar bölgede yaşayan
bölge Erciyes’ten Hasan Dağı’na bir öyküye kahraman oluyor.
Anadolu Rumları’nın kiliseleri Kapadokya’nın dört bir köşesine
O yüzden bir sabah güneşi gökyüzünde karşılayın. Gecesinde
yayılmış durumda. Göreme Açık Hava Müzesi’nde kilisesi bulu-
ise yerin altına kazılmış bir mağarada neyin büyüleyici sesi eş-
nan Azize Barbara, Nikomedia yani İzmit’te doğmuş bir azize.
liğinde dönen semazenleri seyredin. Onlar yerini folklorculara
71
GEZİ
KAPADOKYA
Sabah erken kalkmayı
sevmeseniz bile Kapadokya’yı
güneş doğarken bir balonun
sepetinden seyretmek çok keyifli.
bırakırken, “Yaşadıklarım acaba gerçek mi?” sorusu kafanızı
kurcalayıp duracak.
Kemerhisar’dan sonra üçüncü önemli merkezi.
Kızılırmak’a rengini veren kil, Avanos’un en meşhur sana-
GÜNLE VEDALAŞMAK İÇİN EN İDEAL YER UÇHİSAR
tı olan çömlekçiliğe can vermiş. Kuşaktan kuşağa, babadan
Adı üzerinde tam uçta yer alan bir kale bu. Tavsiyem, ka-
oğula geçerek günümüze ulaşan bu el sanatında hala Hitit
leye çıkıp günü batırmak, Erciyes, Hasan ve Melendiz dağları
döneminde kullanılan tekniğin izlerini sürmek mümkün. İlçe-
elele verip, doğal dekoru tamamlıyorlar. Altınızda olağanüstü
deki çömlekçilerden bazıları gelen turistlere çömlek yapımıyla
yer şekilleri ve güneşin giderayak yaptığı ışık oyunları, elinizde
ilgili bilgi verip, gösteri yapıyorlar. Chez Galip (0384 511 42
bir kadeh Kapadokya şarabı, yaşamın güzelliğine içiyorsunuz.
40) ve Güray (0384 511 23 74 www.gurayseramik.com.tr)
Kapadokya’ya uçakla geliyorsanız, Nevşehir’de havaalanı ol-
çamura nasıl yaşam verildiğini görebileceğiniz yerlerden. Fırça
masına rağmen, lobisi güçlü olan Kayseri’ye iniyorsunuz! Adını
(0384 511 36 86) yeraltı şehirlerini andıran bir atölye. İçiçe
ünlü imparator Sezar Tiberius’dan alan ve tarihteki adı Caesa-
oyuklardan geçerek, çinilerin, seramiklerin dünyasında, yol-
rea olan şehirden Kapadokya’ya gelirken, bu eski ticaret yolu
culuğa çıkıyorsunuz.
üzerinde karşınıza önce 1249 yılında tamamlanan ve akşamla-
İlçenin diğer bir gelir kaynağı da Kapadokya genelinde ol-
rı Mevlevi gösterileri yapılan Sarıhan (www.sarihan1249.com)
duğu gibi bağcılık. Üretilen üzümler, doğrudan sofraya getirile-
çıkıyor, ardından Avanos’u geride bırakarak ay yüzeyini andı-
bildiği gibi, şarap yapımında da kullanılabiliyor. Avanos’ta vak-
ran Kapadokya’ya giriyorsunuz. Mevsim baharsa, Avcılar’daki
tiniz varsa, merkeze bir kilometre mesafede olan, 2.yüzyıldan
manzara noktasında durup, aşağıdaki Göreme’ye bakın. Me-
kalma Yamanlı Kilisesi’ni ziyaret edin. Avanos yakınlarındaki
nekşe ve zambakların arkasındaki vadi hayaller aleminden
Özkonak yeraltı şehri ise bölgede çok turist olduğunda, Derin-
çıkmış bir kare gibi görünüyor. Kapadokya’ya eğer Nevşehir
kuyu ve Kaymaklı yeraltı şehirlerindeki yığınlardan kaçmak için
üzerinden geliyorsanız, sizi önce Uçhisar karşılayıp aklınızı ba-
ideal. Anlatılanlara göre, evlerin altından, binlerce kişinin aylarca
şınızdan alıyor.
konaklayabildiği yeraltı şehirlerine bağlantı var.
ÇÖMLEKÇİLER DİYARI AVANOS
Avanos’dan Göreme’ye giderken, Vaftizci Yahya Kilisesi’nin
Avanos, Hitit ve Frigya anlatılarında, volkan tanrısı tara-
olduğu Çavuşin’e varıyorsunuz. 5. yüzyıldan kalma yapıda, daha
fından özenle oluşturulmuş, masalsı, büyülü bir yer olarak
sonraki döneme ait çok güzel freskler var. Çavuşin’den Kızıl
geçiyor. Asurlulara ait ticaret yollarının geçtiği, Yunan ve
Çukur’a doğru yürürseniz, doğa tarih ile elele verip, size ilginç
Roma dönemlerinde adı Vanessa olan yerin, Selçuklular za-
sürprizler sunuyor. Meyve bahçelerinin, üzüm bağlarının arasın-
manında komutan Evranos Bey’in adını aldığı, zamanla da
da değişik kiliseler görüyorsunuz.
Avanos diye adlandırıldığı belirtiliyor. Tarihçi Strabon’un ver-
EN BÜYÜK YERLEŞİMİ ÜRGÜP
diği bilgilere göre, Vanessa Kapadokya Krallığı’nın Kayseri ve
1923 yılındaki nüfus mübadelesine kadar ağırlıklı olarak
72
KAPADOKYA REHBERİ
Rumların yaşadığı Ürgüp’te bir kısmı turistik işletme haline
çevrilmiş çok güzel eski taş binalar var. Eskiden insanların
yaşadığı ve uzun zamandır boş olan mağara evler, şimdi
restore edilip turizmin hizmetine sunuluyor. 700 metrelik tünelden geçerek, ilçenin üzerinde yer alan Temenni
Tepesi’ne çıkıp, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Otuz
milyon yıl önce Erciyes, Hasan ve Melendiz Dağları’nın
volkanik patlamaları sonunda ortaya çıkan Kapadokya’nın
anlamı Tarihçi Herodot’a göre “Güzel atlar ülkesi” ama
güzel atlar mı, doğanın yarattığı güzel sanatlar ülkesi mi
insan bir türlü karar veremiyor. Kapadokya’da, güneşin,
rüzgarın, karın, donun, zamanın, insanın elbirliğiyle oluşmuş olan volkanik tufa kökenli şekiller, verimli topraklara
da mineralleriyle katkıda bulunmuşlar ve bağcılık ile meyvecilik bölgenin binlerce yıldır geçim kaynağı olmuş. Bugün bölgede çok güzel şaraplar üretiliyor.
Ürgüp’ten Avanos’a giderken geçilen Derbent Vadisi ilginç şekillerle dolu. Deveye benzeyen kaya parçası
ise en çok fotoğrafı çekilenlerden biri. Biraz ilerideki Zelve Vadisi Göreme Açık Hava Müzesi kadar ilginç olmasa da kilise, manastır ve bir camiye ev sahipliği yapıyor.
Zelve’ye giderseniz, Direkli, Balıklı, Üzümlü ve Geyikli
Kiliseleri’ni görmeyi ihmal etmeyin. Hemen yakınındaki
Paşabağ(ları) ya da eski adıyla Keşişler Vadisi ilginç peribacalarıyla dolu. Vadi adeta peribacalarının oluşumunu anlatan bir açık hava müzesi gibi. Yanındaki tepeye
çıktığınızda, fotoğraf makinenizle çok güzel görüntüler
yakalayabilirsiniz. [email protected]
GÖREME
• Kapadokya Balloons
Tel: (0384) 271 24 42
www.kapadokyaballoons.com
• Yaşar Baba
Tel: (0384) 219 28 70
NE YENİR?
• Alaturca Restoran
Tel: (0384) 271 28 82
Lonely Planet rehber kitapları
tarafından Türkiye’nin en iyi
restoranlarından biri seçildi.
Dekorasyon ve servis, yemeklerle
yarışacak düzeyde. Terasında
manzaraya karşı şarap
yudumlarken, zeytinyağlıları ve
beğendili kebabı deneyin.
NEREDE KALINIR?
• Göreme House
Tel: (0384) 271 20 60
www.goremehouse.com
Şirin mi şirin, ev havasında 13
odalı bir tesis. Kahvaltısı ve
manzarası gayet iyi.
• Kelebek
Tel: (0384) 271 25 31
www.kelebekhotel.com
Göreme’nin tarihi bölümünde
peribacalarının içinde yer alan
bir pansiyondan, güzel bir otele
dönüştürülmüş.
UÇHİSAR
NEREDE KALINIR?
• Lykia Lodge
Tel: (0384) 213 99 45
www.lykialodge.com
Bölgenin eskilerinden ama hala bir
klasik, açık büfesi harika.
• Karlık Evi
Tel: (0384) 219 2995
www.karlikevi.com
Yirmi odadan oluşan bir tesis,
sıcak bir ortama güzel bir
manzara eklenmiş. Her yıl sanat
kampları düzenliyorlar. Altı saatte
pişirdikleri çömlekte bulgur
çorbasını içmeden dönmeyin.
• Hotel Lale Saray
Tel: (0384) 219 23 33
www.lalesaray.com
Manzarası müthiş, tüm bölgeye
tepeden bakıyorsunuz. Otantik
dekorasyonlu odaları var.
NE YENİR?
• Elai Restoran
Tel: (0384) 219 31 81
www.elairestaurant.com
Eski bir Kapadokya evi, harika
yemekler, önde ise kayalara
oyulmuş bir tarih ve Erciyes
manzarası var. Kapadokya’da
farklı bir mekanda konaklamak
isterseniz, restorana ait,
şık döşenmiş odaları da
kiralayabiliyorsunuz.
AVANOS
NE YENİR?
• Hanedan
Tel: (0384) 511 50 06
Bir kervansaray gibi inşa edilmiş
olan restoranda, dekorasyon da,
yemekler de gayet iyi. Tuvaletler
tertemiz.
ÜRGÜP
NEREDE KALINIR?
• Serinn
Tel: (0384) 341 60 76
www.serinnhouse.com
Kapadokya’daki en sıradışı
otel. Eski taş bina, çok modern
eşyalarla döşenmiş. Sahibi Eren
Hanım’ın zevki her yana yansımış.
• Sacred House
Tel: (0384) 341 71 02
www.sacred-house.com
Kapadokya mimarisi ve
Ortaçağ şatolarının inanılmaz
kombinasyonu. Kendinizi
biraz şımartmak istiyorsanız,
Kapadokya’daki doğru adres.
• Esbelli Evi
Tel: (0384) 341 33 95
www.esbelli.com
Zevkli döşenmiş eski evlerle, taşa
oyulmuş evlerin güzel bir örneği.
Terastan manzara harika.
• 4 oda Cave House
Tel: (0384) 341 60 80
www.4oda.com
Yürek konmuş, şirin mi şirin bir
tesis, sanki kendi eviniz.
NE YENİR?
• Şömine Restoran
Tel: (0384) 341 84 42
İlçenin en iyisi. Servis de, fiyatlar
da iyi. Testi kebabı bölgenin ve
restoranın spesiyalitesi.
• Ehlikeyf
Tel: (0384) 341 61 00
www.ehlikeyf.info
Şık bir mekan. Türk ve dünya
mutfağından lezzetler var.
Testi kebabını deneyin.
Kapadokya turunuz için iyi bir
seyahat acentesine ihtiyacınız
varsa, Argeus bölgede her türlü
başarılı turistik organizasyona
imzasını atan bir şirket.
(0384) 341 46 88’i arayın ya da
www.argeus.com.tr yi tıklayın.
73
AFRODİZYAK TATLAR
GURME
CHEF’S İSTANBUL MUTFAK ATÖLYESİ
74
Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi’nin kurucusu
Gülhan Kara, Sevgililer Günü için afrodizyak
bir menü hazırladı ve bu özel tarifleri Kütahya
Porselen’in şık sunumuyla buluşturdu.
Yazı Ayça Yılmaz Bozkurt Fotoğraflar Levent Bozkurt
Gülhan Kar
a
SAFRANLI KARİDESLİ
RİSOTTO (2 kişilik)
• 2 yemek kaşığı tereyağı
• 1 adet küçük boy kuru soğan
• 1 su bardağı arborio pirinci
veya pilavlık baldo pirinç
• 2 su bardağı sıcak tavuk suyu
• 1/2 su bardağı sek
beyaz şarap
• 50 gr karides
• 1 tatlı kaşığı safran
• Tuz, karabiber
Hazırlanışı Soğanı doğrayıp
tereyağında 5-6 dakika kadar
kısık ateşte kavurun. Pirinci
ekleyin ve birkaç dakika daha
karıştırın. Beyaz şarabı ilave edip
orta ateşte şarap buharlaşana
kadar kavurmayı sürdürün. Sonra
bir su bardağı kadar sıcak tavuk
suyunu ilave edip pirinçler suyu
emene kadar sık sık karıştırarak
pişirmeye devam edin. Pirinç
kremamsı bir kıvam aldığında
BİBERİYELİ SOMON, RENKLİ SEBZE SOSU İLE (2 kişilik)
safranı ilave edin. Kalan tavuk
• 2 dilim somon balığı, iki
Hazırlanışı Somonu zeytinyağı, tuz, az
suyunu da ekleyip tekrar aynı
parmak kalınlığında kesilmiş
karabiber ve biberiyeye bulayın. Yağsız
kıvamı alana kadar karıştırarak
• 2 yemek kaşığı zeytinyağı
bir ızgara tavayı kızdırıp somon diliminin
pişirin. En son karidesleri küçük
• 1 tutam biberiye
her iki yüzünü 2-3 dakika kadar pişirip
bir tavada çok az yağda 2-3
• Tuz, karabiber
tabağa alın ve sıcak tutun. Minik küpler
dakika soteleyip risottoya ekleyin.
Sos için
halinde doğranmış sebzeleri küçük
Son bir kez daha karıştırıp sıcak
• Kırmızıbiber
bir diş sarımsak ve zeytinyağı ile hızlı
olarak servis edin.
• Ispanak
ateşte iki dakika kadar sote edip, soya
• Bezelye
sosu ekleyerek tatlandırın. Somonları
• Yeşilbiber
servis tabaklarına alıp sotelenmiş sıcak
• Sarımsak
sebzeleri hemen üzerine dökerek
• Zeytinyağı, tuz
sıcak servis edin.
75
GURME
CHEF’S İSTANBUL MUTFAK ATÖLYESİ
76
Gülhan Kara hazırladığı yemeklerin
servisi için Şişli Kütahya Porselen
Plaza’dan Shady serisini seçti.
TARÇINLI CEVİZLİ İNCİR
TATLISI (2 kişilik)
• 12-14 adet kuru incir
• 1 kase çekilmiş ceviz içi
• 1 tatlı kaşığı tarçın
• 2 yemek kaşığı tozşeker
• 1 su bardağı su
• 2 yemek kaşığı tereyağı
Hazırlanışı Kuru incirleri küp
küp doğrayıp bir tencereye
koyun, üzerine toz şekeri
döküp tereyağını ilave edin.
Tahta kaşıkla karıştırarak
incirler parlayana kadar
kavurun. Üzerine bir bardak
su ekleyip kapağı kapalı
olarak kısık ateşte pişirin.
GÜLHAN KARA İLE MİNİ SOHBET
Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi’nin
ihtiyacımız olan servis takımında neler o
ol-
ve cevizi serpip soğuyana
kurucusu Gülhan Kara
Kara, yemeklerinin su
su-
malı derseniz: Servis edilecek mönüde
mönüdeki
kadar bekletin. Soğuyunca
numunda Kütahya Porselen’i kullanıyor.
yemek sayısı ve çeşidine göre tabaklar;
rondodan geçirin. Püre haline
‘Sihirli Mutfak’ ve ‘Kriz Mutfağı’ adlı iki
uygun çatal, bıçak, kaşık takımı; tuzluk,
gelince şekillendirip servis
yemek kitabı bulanan Kara, Chef’s İstan-
biberlik, peçetelik, yağlık, sirkelik, ek-
tabağına yerleştirin. Muz ve
bul Mutfak Atölyesi’nde verdiği eğitimle-
meklik; su, içki ve meşrubat bardakları
portakal dilimleri ile süsleyip
rin yanı sıra kendini ‘Mutfak Koçu’ olarak
olmalı.
soğuk olarak servis edin.
tanımlıyor ve gıda, mutfak, yemek konu-
Yemeklerin servisinde de servis ara-
İsteğe göre dondurma ile de
sunda çeşitli kuruluşlara danışmanlık hiz-
sındaki sürelere dikkat edilmeli, çok hızlı
servis edebilirsiniz.
meti veriyor. Gazeteci, gurme ve yemek
servis yapılmamalı.
Suyunu çekince üzerine tarçın
‘TR85YT42015103790’
Shady serisi yemek takımı,
(85 parça) 790 TL.
yazarı Gülhan Kara, Kütahya Porselen’i
neden tercih ettiğini anlattı.
Kütahya Porselen koleksiyonlarını nasıl buluyorsunuz?
Yemek kültürü konusunda çok
sayıda çalışmaya imza attınız. Yeni
hedefleriniz var mı?
Hedefim
gastronomi
alanındaki
Kendini sık sık yenileyen modern ta-
eğitim çalışmalarıma devam ederken
sarımları, şıklığı, kalitesi ve Türk mutfak
Türk Mutfağı’na hizmet edecek proje-
kültürünü yansıtması sebebiyle Kütahya
ler hazırlamak. Bunlar çeşitli yayınlar,
Porselen’i her zaman severek kullandım.
belgesel veya TV programları olabilir.
Başarılı bir servis için neleri ön-
Bu hedef doğrultusunda mutfak araş-
görürsünüz?
tırmalarım ve çalışmalarımı devam etti-
‘Servis’ dediğimiz zaman içine pek
riyorum. Bu tip projelerde alt yapı, bilgi
çok şey giriyor. Kahvaltıdan çay ve kah-
birikimi ve araştırma çok önemli. Chef’s
ve servisine, kutlama yemeğinden do-
İstanbul Mutfak Atölyesi’nde ev hanım-
ğum günü davetine kadar yeme-içmenin
larının yeme-içme alanında para kazan-
temasına göre servis de değişir. Ancak
malarını sağlayacak yeni eğitimlere de
klasik ve standart bir yemek masasında
çok yakında başlayacağım. 77
SAĞLIK
İSMAİL KURAN
GÜZELLİĞİN
MATEMATİĞİ
Estetik, plastik ve rekonstrüktif
cerrahi uzmanlığının başarılı
isimlerinde Prof. Dr. İsmail Kuran
son yıllarda en çok konuşulan
estetik yöntemleri anlattı.
Yapım Zeliha Köşlü
78
stetik cerrahiyi güzelliğin matematiği olarak tanımla-
diğimiz aşırı kilo verilmesini takiben vücut şekillendirme ile ilgili
yan Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Prof. Dr.
ameliyatlarımız çeşitlendi ve kol, bacak, kalça şekillendirmede
İsmail Kuran yüzümüzün, vücudumuzun, giyinişimi-
olumlu sonuçlar verdi.
E
zin ve hatta yaşam biçimimizin bir bütün olduğunu vurguluyor.
Birbirinin aynı yüzler ve vücutlarla dolaşmanın estetik konusunda
Ameliyatlı ve ameliyatsız en yeni estetik cerrahi yöntemleri nelerdir?
yanlış bir bakış açısı olduğunun altını çizerken, estetik yaptırmak
Ameliyatsız yöntemlerdeki gelişmeler çok hızlandı, ancak
isteyenlere, bu işlemleri estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi
hangilerinin gerçekten yararlı ve geçerli olduğunu ortaya koy-
uzmanı olduğuna emin oldukları kişilere yaptırmalarını öneriyor.
mak plastik cerrahların deneyimleriyle mümkün oluyor. Bunun
Estetik cerrahiye yaklaşımınız nedir?
nedeni ise teknolojik gelişmeleri ortaya koyan firmaların pazarla-
Estetik cerrahiye yaklaşımım, uyumlu güzelliğe katkı sağ-
ma bütçelerinin araştırma-geliştirme bütçelerinden daha büyük
lamak olarak tanımlanabilir. Yüzümüz, vücudumuz, hatta gi-
olması. Özetle, her gün yeni uygulamalar ortaya çıkıyor. Bunların
yinişimiz ve yaşam biçimimiz bir bütünün parçalarını oluşturu-
arasından ancak yıllar içinde kabul gören ve uygulanması süren
yor. Bunların birbiriyle uyumu, ahengi ise bütünün güzelliğini
tekniklerin değerli olduğunu söylemek mümkün. Bu anlamda,
tamamlayan unsurlar. Ameliyatlı veya ameliyatsız cerrahi uy-
laser, ultrason ve radyofrekans uygulamalarının geliştiğini gö-
gulamalarda da bütünle uyumu bozmadan güzelleştiren ve iş-
rüyoruz. Genellikle, sonuçları abartılsa da bu tekniklerin ilerde
levselliğe önem veren bir yaklaşım taşırım. Birbirine benzeyen,
geliştirilerek daha iyi sonuçlar sağlayacağına inanıyoruz. Derinin
fabrikasyon uygulamaları benimsemem. Kişinin öncelikle bek-
sıkılaştırılması ve yüzeyinin tazelenmesinde bu teknolojilerden
lentilerini anlatmasını isterim. Bunların ne kadarının gerçekçi
yararlanıyoruz. Dolgu ve botulinium toksin uygulamaları ise çok
ve uygulanabilir olduğunu kişiyle paylaşırım.
y
yaygınlaştığından
daha geniş alanlarda uygulaya-
Hangi yöntemlerle, neler yapılabileceğini özet-
b
biliyoruz.
Yanak çizgisi, elmacık kemiklerinin dol-
lerim ve kararları birlikte oluştururuz. Estetik
g
gunlaştırılması,
çene ucunun belirginleştirilmesi
cerrahi uygulamalarında en önemli özellik bir
i
için
farklı yoğunlukta dolgu uygulamaları yapıyo-
sağlık sorununun söz konusu olmamasıdır. O
r
ruz.
Önümüzdeki iki yıl içinde kök hücrelerle ilgili
nedenle istek, beğenmediği bir özelliğiyle ilgili
ö
önemli
gelişmeler bekleniyor. Plastik cerrahların
beklentileri olan kişinin kendisinden gelir. Bu
b anlamda, diğer branşlara doku sağlamakta
bu
durumda plastik cerraha düşen ise beklentile-
ö
öncülük
edeceklerini söylemek mümkün.
ri anlamak, kişiye önerilerde bulunmak ve en
doğru çözümü sunmak oluyor. Örneklemek
Estetik yaptırmak isteyenlere neler
ö
önerirsiniz?
gerekirse; burnunda bir değişiklik beklentisi ile
Estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi uz-
gelen kişide çene ucunun küçük olduğunun
m
manlığının
tanımını yapmak isterim. Tıp fakül-
ortaya konması, göz kapakları için başvuran
t
tesi,
eğitimini tamamlayarak tıp doktoru ünvanı
kişinin kaşlarına dönük plan yapılması, göğ-
a
aldıktan
sonra, mevcut yasalarla altı yıl süren bir
sünün boyutlarından şikayetçi olanın aynı anda bir dikleştirme
eğitim ile tamamlanan bir uzmanlık dalı. İçinde, mikrocerrahiden
gereksinimi olduğunun ortaya konulması sayılabilir.
yara bakımına, doku aktarımlarından dudak damak yarıklarına
Ameliyatlı estetik işlemlerde çoğunlukla hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
uzanan detaylı bir eğitim içermekte. Rekonstrüktif cerrahi eğitimi almadan iyi bir estetik plastik cerrah olmak mümkün değil.
Ameliyatlı estetik işlemler arasında çok yeni sayılamasa da
Bu detayların kamuoyunca iyi bilinmediği kanısındayım. Günü-
endoskopinin kullanıldığı girişimleri sayabiliriz. Bu yöntemi alın ve
müzde, estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahinin geldiği düzey
yüz gençleştirme ameliyatlarında daha çok kullanıyoruz. Alt göz
ve gördüğü talep birçok farklı branştan doktorun dikkatini çekti
kapağı ameliyatlarında orta yüz bölgesinin askılanması da sık
ve bu alana ortak olmak istemelerine yol açtı. Kongreler, semi-
gerçekleştirdiğimiz uygulamalarımız arasında. Ultrasonik teknik-
nerler, bazı kurslarla bu konuda bilgi edinmeye ve uygulama-
lerin kullanıldığı vakumla yağ alma yöntemleri daha iyi sonuçlar
lar yapmaya başladılar. Kendilerini, estetisyen, estetik uzmanı,
almamıza yardımcı oldu. Meme protezlerindeki jel içeriği daha
kozmetik cerrah, kozmetolog gibi müphem tanımlamalar ile ta-
yoğun ve hafızası olan yapılarıyla kapsül oluşumunu azalttığın-
nıtmaya başladılar. O nedenle, estetik yaptırmak isteyen kişi-
dan, sonuçlar daha doğal görünümde oluyor. Ayrıca kalça, bal-
lere önerim, bu işlemleri estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi
dır protezi uygulamalarımız da arttı. Özellikle bariatrik cerrahi de-
uzmanı olduğuna emin oldukları kişilere yaptırmaları. 79
GÜZELLİK
TÜLİN ŞAHİN
Makyaj
ve bakım
sırları
Uluslararası top model Tülin
Şahin, doğru makyaj yaparak
hayatını renklendirmek isteyenlere
“Tülin Şahin’den Makyaj
ve Bakım Sırları” DVD’siyle
deneyimlerini aktarıyor.
Yazı Zeliha Köşlü
U
luslararası top model Tülin Şahin, güzellik sırlarını “Tülin Şahin’den Makyaj ve Bakım Sırları”
DVD’siyle paylaşıyor. Tülin Şahin DVD’sinde mak-
yaj ve bakım sırlarını izleyiciye uygulamalı olarak aktarırken,
Avrupa’nın önde gelen makyözlerinden edindiği makyaj tüyo-
mesleğim gereği kazandığım pratikliği paylaşıyorum.
Yine de bakımlı olmak için ciddi bir zaman ayırmak
gerekmiyor mu?
Özellikle öyle bir çaba hiç göstermiyorum. Sağlıklı olduğunuz sürece zaten şık, bakımlı ve sağlıklı görünüyorsunuz.
larını da paylaşıyor. DVD, doğru makyaj yapma teknikleriyle
Güzelliği nasıl tanımlarsınız?
hayatını renklendirmek isteyen kadınlar için rehber niteliğinde
Benim için güzel kadın kendiyle barışık olmayı bilen kadın-
hazırlanmış. Bu altın kuralları Tülin Şahin’den dinledik:
dır. Eksilerini artıya çevirebilen, kompleksleri olmayan, hayata
İlk makyajınızı hatırlıyor musunuz?
olumlu bakabilen biri zaten güzel görünür. Kendisine yakışanı
Modelliğe “full time” başladığımdan beri, yani 18.5 yaşım-
giyen, özenti olmayan, bir odaya girdiğinde gülümsemesini bilen
dan beri makyaj yapıyorum.
kadın, herkes tarafından güzel olarak algılanır.
DVD’deki pratikleri özel hayatınıza uyguluyor musunuz?
DVD’nizin içeriğinde neler var?
Özel hayatımda tıpkı DVD’de olduğu gibi gündüz makyajımı
DVD’nin içeriğinde makyaj hileleriyle, olduğunuzdan nasıl
beş dakikada yapıyorum. Bir davete gideceksem, gece mak-
daha genç görünebileceğinizi, oje sayesinde parmaklarınızı
yajımı yapmak sadece 15 dakikamı alıyor. Ben, bu DVD’de
nasıl daha uzun gösterebileceğinizi öğreneceksiniz. Bu bilgileri
herkesle pratik makyaj yapmanın sırlarını paylaşıyorum. Aslında
dört farklı yüz tipinde uygulamalı olarak gösteriyoruz. 80
15 DAKİKADA GECE MAKYAJI
•Gece makyajında önemli olan göz ve dudağın
vurgulanmasıdır.
• Bazınızı yüzünüze güzelce sürün.
• Ardından sırasıyla fondöteni ve üzerine transparan
toz pudrayı sürün.
• Göz makyajına geçerken önce göz altına bolca
transparan pudra sürün.
• Göz kapaklarına koyu renk far sürün.
• Kahverengi farınızı alıp göz kapağının dışından
yukarı doğru çıkarak gölgeyi oluşturun.
• Koyu renk kahve kalem ile gözaltının sadece
yarısına kadar sürün ve üzerine kahve far geçin.
• Maskarayı alt ve üst kirpiklere sürün.
• Siyah göz kalemi ile kirpik diplerini belirginleştirin.
Böylelikle kirpikleriniz daha gür gözükür.
• Ardından eyeliner’ınızı sürün ve kaşlarınızı tarayın.
• Daha sonra göz altına sürdüğünüz transparan
pudrayı büyük bir fırça ile dışarı doğru süpürün.
• Saç dibinden başlayarak elmacık kemiklerinizi
ortaya çıkaracak şekilde allığınızı sürün.
• Son olarak rujunuzu sürün.
7 far
farklı bölümden
oluşan DVD’de
oluş
izlemek istediğiniz
izlem
bölümü
bölü
seçebiliyorsunuz.
seçe
GÜNDÜZ MAKYAJI 5 DAKİKADA
NASIL YAPILIR?
• Makyajı her zaman gün ışığında yapmalısınız.
• Fondöten öncesinde makyajın olmazsa olmazı
olan baz sürülmeli. Baz, makyajın bütün gün
kalıcı olmasını sağlar.
• Gözaltına sürülen gözaltı kapatıcınızı
tamponlama hareketi ile sürmelisiniz, çekerek
ve yayarak sürmeyin.
• Morluklar için beyaz kapatıcı kullanmayın, bu büyük
bir hata. Çünkü gün içinde morluk, alttan baskın bir
şekilde yüzeye çıkar. Bu nedenle beyaz yerine pembe
ya da turuncu tonlarında kapatıcı kullanın.
• Fondöten üzerine toz pudra sürerek makyajınızı
sabitleyin. Özellikle “T” bölgesine büyük önem verin.
• Göz makyajınıza başlayın ve farınızı sürün. Göz
makyajında en büyük sloganınız ‘karıştır, karıştır,
karıştır’ olmalı. Böylelikle iç içe geçmiş renkler çok
daha hoş bir görüntü sağlar.
• Göz kaleminizi ve maskaranızı sürerek göz
makyajınızı tamamlayın.
• Allığı sürerken önemli olan çizgi şeklinde sürmek
değil, fresh bir görüntü oluşturmak. Cildiniz spordan
yeni çıkmış gibi durmalı. Burna çok yakın duran
makyaj doğru değildir. Elmacık kemiklerinin üzerine
sürmeliyiz. Ardından büyük boy fırça ile tüm yüze
geçilmeli ve yüzdeki tüm kemiklere sürülmeli.
Özellikle sedefli bir allığı kemiklere sürerseniz
çok hoş ışık oyunları oluşur.
• Rujunuzu sürün.
• En son bir kaş fırçası ile kaşınızın üzerindeki
farı ve pudrayı temizleyin.
81
SOSYAL SORUMLULUK
NAFİ GÜRAL EĞİTİM VAKFI
Ülkemizin kalkınması ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması için
en önemli unsurun eğitimli insan gücü olduğuna inanan Güral ailesi inşa edip,
tüm araç ve gereçlerini tamamlayarak Milli Eğitim Bakanlığı’na armağan ettiği
Ali Güral Lisesi (1989), Nafi Güral Fen Lisesi (2005), Hediye Güral Ana Okulu
(2010) ile eğitim ve öğretime büyük destek sağlıyor.
82
“İnsanların mutluluğu, maddi,
manevi ve duygusal zenginlik
ortamı içinde yaşamaları
ile mümkündür. Bu ortamı
yaratacak güç ve inanç,
iyi yetişmiş gençlerimizin
yüreklerinde ve beyinlerinde
mevcuttur. Ailenizin ve
Türk toplumunun sizlerden
beklentilerini asla unutmayınız.”
Nafi Güral
K
ütahya Porselen, Kütahya Seramik ve Kütahya Am-
menlerin ve okulların katıldığı çeşitli üniversite ziyaretleri, gezi,
balaj, Kütahya ilinde ve Türkiye’de pek çok okulun
seminer ve konferanslar da vakıf aracılığı ile düzenleniyor. Ayrıca
bakım, onarım desteğini sağlıyor ve birçok sosyal sorumluluk
Nafi Güral başta olmak üzere ülkemizin önde gelen iş adamla-
projesine imza atıyor. Sosyal sorumluluk projelerinin en önemli
rının, üst düzey yöneticilerin, sanatçı ve gazetecilerin katılımıyla
adımı olan Nafi Güral Eğitim Vakfı da 2010 yılında kuruldu. Nafi
‘Kariyer Günleri’ organizasyonu gerçekleştiriliyor.
Güral Eğitim Vakfı’nın kurulması ile eğitime yapılan destekler
Vakıf kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim
kurumsal bir kimliğe kavuştu ve bu kurumsallaşma eğitime ve-
Müdürlüğü’nden gelen talepler karşılanarak, ulusal bazda
rilen desteğin artmasını, okullara, öğrencilere ve öğretmenlere
önemli bir proje olan ‘Gönül Köprüsü’ projesine
daha çok ulaşılmasını sağladı.
tek veriliyor. 2006 yılında Milli Eğitim Bakanlığı önderliğinde
de des-
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına, Atatürk ilke ve inkılaplarına
başlatılan ‘Yaşasın Okulumuz’ kampanyası kapsamında da
bağlı kalmak şartı ile çocuk ve gençlerin iyi eğitimli, iyi ahlaklı,
Eynegazi İlköğretim Okulu binası Nafi Güral tarafından tama-
kültürlü, meslek sahibi, topluma yararlı, ülkesini seven, çevre ve
men restore ettirilmiş ve bu kapsamlı restorasyon çalışması
doğaya saygılı bireyler olarak hayata atılmaları vakfın en önemli
sonucu Eynegazi Köyü adeta yeni bir ilkokula kavuşturulmuş.
amaçları arasında. Eğitimle ilgili her konuda kamu yararına fa-
Engelliler Derneği başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve
aliyetlerde bulunarak, başarılı ve maddi imkanları yetersiz her
vakıflarla işbirliği sağlanarak yapılacak yeni eğitim destekleri,
seviyedeki öğrenciye nakdi ve ayni yardımlar, kitap, kırtasiye,
vakfın imkanları doğrultusunda düzenli olarak devam ediyor.
beslenme ve dershane masraflarının karşılanması, engelli öğ-
Vakıf, Zafer Kalkınma Ajansı ve Ulusal Ajans işbirliği ile önü-
rencilere engelli araçlarının alınmasına destek verilmesi vakfın
müzdeki yıllarda daha etkili ve verimli eğitim çalışmaları ger-
gerçekleştirdiği çalışmalar arasında. Başarılı öğrencilerin, öğret-
çekleştirmeyi hedefliyor. 83
BAYİ
ÖZKA
‘Başarı, hayal
ettiğimiz
hedeflere
ulaşmaktır’
Özka Ltd. Şirketi’nin sahibi
Onur Kaya genç yaşta başladığı iş
dünyasında başarısının sırların anlattı.
İnşaat sektörü ile ne zaman ve nasıl tanıştınız?
İnşaat sektörü baba mesleğimizdi. 1990’da babam ortaklarından ayrıldı. 1993 yılında Özka Ltd. şirketini kurduk.
Banio yapı market fikri nasıl çıktı? İlinizde çok kuvvetli
bir rakibiniz var, bu kararı nasıl aldınız ve uyguladınız?
Size göre başarı nedir? Sizin başarınızın arkasında
neler var?
12 yaşındayken babamın işleri bozuldu. O günün şartlar
benim ve kardeşlerimin ticarete atılmasına neden oldu. Aslında ben kendimi çok başarılı görmüyorum. Sadece sistemli ve
2006 yılı sonunda inşaat sektörünün daralmasıyla birlikte
düzenli çalışan, başarılı olmayı hayal eden biriyim. Başarı bence
perakende sektöründe yeni atılımlar yapmaya karar verdik. Ba-
hayal ettiğimiz hedeflere ulaşmaktır. Eğer arkadaşlarımız, dost-
nio Yapı Market fikri böyle doğdu. İlk mağazamız çevre yolu
larımız bizi başarılı görüyorlarsa bunun arkasında, 17 yıldır kar-
üzerinde kuruldu, bu mağazada amacımız kendimizi tanıtmak-
şılıklı saygıyla geçirdiğimiz birlik beraberliğimiz ve kardeşlerimle
tı. Antalya’daki ikinci şubemizi Uncalı’da açtık. Uncalı şubemiz
birlikte yaptığımız istişareler ve ailemizin duaları vardır.
bize çok önemli deneyimler kazandırdı.
Bu sektörde bir şeyler yaptığımızı gören ciddi rakiplerimizin
Bundan sonra ticari yaşamınızda neler hedefliyorsunuz?
olması bizim için bir avantajdı aslında. Çünkü yapı market kav-
Bundan sonra inşaat sektöründeki toptancılık faaliyetimiz
ramını bir şekilde insanlara tanıtmışlardı. Rakiplerin olması satışı
Özka şirketimizle devam edecek. 2011 yılında iki mağaza aç-
bölen bir faktör olabilir ama firmaların kendisini geliştirmesi açısından çok güzel bir olgu. 2010 yılında radikal bir karar alarak
mayı, 2012 yılında mağaza sayısını 4’e çıkarmayı planlıyoruz.
Şu an toplam satış alanımız 10.000 m2 alanına ulaştı. 2011
6000 m2 büyüklüğünde bir mağaza açıp Antalya’nın en büyük
yılını sıçrama yılı olarak ilan ettik. Banio Yapı Market’te 250’ye
yapı marketi olduk. Sadece bu bölgeye değil çevre illere ve
yakın personelimiz var.
Antalya’nın her noktasına hitap eden bir yapı marketiz. Müşte-
Kütahya Seramik markası sizin için ne ifade ediyor?
rilerimizin CRM dosyalarına baktığınızda her bölgeden müşteri
Başarının en büyük etkeninde tedarikçilerin payını unutma-
geldiğini görüyorsunuz, bu çok güzel bir başarı . Müşterilerimiz
mak lazım. Bir yola çıktığınızda arkanızda sağlam tedarikçiler
bizi rakip olarak nitelendirdiğimiz 15-20 yıllık firmalarla kıyasla-
yoksa başarıdan söz etmek mümkün olmuyor. Bizim için şu an
maya başladılar. Antalya’nın en iyi marketi olduğumuzu söyle-
en sağlam ve güvenilir tedarikçilerimizden biri Kütahya Seramik.
miyoruz ama en iyi olma yolunda elimizden geleni yapıyoruz.
Çünkü yapı marketin vazgeçilmez unsurlarından biridir seramik.
Sistemli, detaylı çalışıyoruz. Bu çalışma, sonucunda başarıyı
Yapı market alanında ciddi firmalar ve tanınmış markalarla yola
getiriyor zaten.
çıkmak bizim için bir avantajdı, onlar bizi önemli yerlere taşıdı. 86
BİZDEN
HABERLER
Geleceğin mimarları Kütahya Seramik ile
mesleğe hazırlanıyor!
Kütahya Seramik, seramik sektöründe öncü bir rol oynayarak üniversite-sanayi
işbirliği kapsamında Türkiye’de mimarlık ve tasarım alanında eğitim gören
öğrencilere, fabrika gezileri ve eğitim programları düzenliyor.
Kütahya Seramik, geleceğin mimarları ve tasarımcılarına
ra aktarılıyor. Eğitim faaliyetleri kapsamında Kütahya Seramik,
yönelik gerçekleştirdiği iletişim faaliyetleri ile öğrencilere mesle-
26 Kasım’da Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasa-
ki bilgi ve deneyim kazandırmayı amaçlıyor. Düzenlenen eğitim
rımı Bölümü ve Grafik Tasarım Bölümü, 03 Aralık‘ta Çankaya
programı kapsamında; öğrencilere Kütahya Seramik yer-duvar
Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölümü,
seramikleri, sırlı porselen seramik, cam mozaik serileri, yapı
17 Aralık’ta Çukurova Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fa-
kimyasalları ve izolasyon malzemelerine ilişkin ürün bilgileri ve
kültesi ve Grafik Tasarım Bölümü, 21 Aralık’ta Dumlupınar Üni-
bu ürünlerin nerede, nasıl uygulanacağı hakkında uzman eğit-
versitesi Seramik Mühendisliği bölümü öğrencileri ve öğretim
menler tarafından detaylı bilgiler veriliyor.
görevlilerini tesislerinde ağırladı.
Programda ürünlerin tüm üretim aşamaları, teknik özellikle-
Toplam 225 mimarlık ve tasarım öğrencisinin katıldığı eğitim
ri, mimari uygulamalardaki kullanım biçimleri, fabrika teknik gezi
faaliyetleri, önümüzdeki yıl Türkiye’de mimarlık alanında eğitim
programı, showroom ziyareti ve eğitim sunumlarıyla katılımcıla-
veren seçkin üniversitelerle işbirliği içerisinde devam edecek.
SU YALITIMI DEYİP GEÇMEYİN…
Su yalıtımı içinde yaşanılan ortamların konforlu ve sağlıklı olmasını sağlarken aynı zamanda yapının ömrü açısından da önemlidir. Betonarme sistemlerin içine giren su, çelik donatılarda korozyona neden
olur ve donatının taşıyabileceği yük miktarını azaltır. Su yalıtımı
bilincini artırmak ve sorunlara doğru ürünlerle doğru çözümler
sunmak amacıyla yurt genelinde 2005 yılından bu yana seminerler veren KYK, 2009 yılından itibaren de KYK Eğitim Otobüsü ile en ücra noktalara ulaşarak 17.500 ustaya eğitim verdi. Kurulduğu günden bu yana ürün gamını pazarın ihtiyaçları
doğrultusunda geliştirmeye devam eden KYK, ürün gamında
bulunan sentetik reçine ve çimento esaslı Megalastic serisi, KYK
Su Tıkama Harcı ve KYK Kristalize Su Yalıtım Harcından sonra
bitüm esaslı sürme izolasyon malzemesi KYK İzo 2K ve astarı KYK
İzo Astar ile de su izolasyonunda ürün gamını güçlendirdi.
88
BİZDEN
HABERLER
Centilmenler buluştu
Kütahya Porselen Yönetim
Kurulu Başkanı Nafi Güral’a En
Gentleman Aile Şirketi Ödülü’nü
Dünya Süper Veb Ofset A.Ş.
Genel Müdürü Hülya Koç verdi.
2006 yılından bu yana Dünya bünyesinde yayımlanan
toplumumuzda birçok değerin çok seçkinci olmasından
lüks yaşam dergisi Gentleman’ın 2010 yılı ödül gecesi
dolayı kendimi bunların uzağında görüyordum. Gentleman
iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Esma
Dergisi centilmenliği soğuk bir kavram olmaktan çıkardı.
Sultan’da düzenlenen gecenin açılış konuşmasını Gentle-
Sıcacık bir hale getirdi.” dedi. Gecede derginin bugüne
man Dergisi Yayın Yönetmeni Feyzan Ersinan Top yaptı.
kadar yayımlanan kapakları arasında çeşitli kategorilerde
Gecenin onur konuğu olan Bülent Eczacıbaşı’na “Yaşam
Gentleman ödülleri sahiplerini buldu. Kütahya Porselen
Boyu Gentleman Onur Ödülü” verildi. İş Bankası Genel
iş dünyasının saygıdeğer isimlerinin bir araya geldiği bu
Müdürü Ersin Özince geceye özel yaptığı konuşmada “Ben
gecede “En Gentleman Aile Şirketi” olarak ödüllendirildi.
ii
ik ibirl
m
a
r
e
S
hya
ar Hür
D, Küta
karahis
n
o
fy
HÜRSA
A
e
il
i’nin
Seramik
Derne
r
a
la
y
h
m
a
ta
Kü
Ad
lduu
iler ve nlemi o
e
z
ü
d
Sanayic
a
inde
) ortakla
10 tarih
0
D
2
A
S
m
R
s
Ü
(H
, 27 Ka
t Otel’de
toplant
al Resor
m
r
e
T
yet
lu
rak faali
Oruço
la
r
o
a
l
is
h
a
a
n
r
D’a b
ahhitin
Afyonka
i. HÜRSA
ve müte
d
il
is
r
d
ti
e
n
e
h
le
h
p
ü
gerçek
ik d ce
imar, m
m
m
a
r
5
e
1
S
1
zza cam
Kütahya
gösteren
leri, Bre
lantda
ik
p
m
to
a
r
e
s
serissi,
katld
ersatile
i, havuz
r
V
le
,
r
m
la
te
ki
n
o
sis
ülerinde
koleksiy
lç
ö
m
c
Yap
, 60x60
Kütahya
6x33 cm
6
e
,
v
r
m
c
la
0
o
d.
r
100x5
ri tantl
selen ka
le
r
n
o
ü
p
r
l
ü
r
s
allar
olasyon
kimyas
ar ve iz
p
ll
a
a
y
s
,
a
y
ik
aki
Kim
aplard
ra seram
y
a
l
in
c
in
m
r
l
nle
er
Kat
syon ürü mli teknik bilgil
ve izola
e
n
d
ö
rlld.
in
an akta
na ilik
r
d
n
la
f
a
a
r
m
ler ta
uygula
eitmen
uzman
90
BİZDEN
HABERLER
Global Giriimcilik Haftas
kapsamnda, Ankara
Sanayi Odas’nda 8 Kasm
2010’da gerçekletirilen
toplantya Türkiye Kadnlar Dernei Bakan
Yardmcs Sema Güral
da konumac olarak
katld. Ankara Sanayi
Odas toplantsnda, Kadn
Giriimciliin Arttrlmas
Destekler ve Rol Modeller
konusunda öretici
konumalara sahne oldu.
Sema Güral Sürmeli’nin
tecrübelerini paylat
toplantnn dier katlmc
konumaclar öyleydi:
Aynur Bekta (Türkiye
Odalar ve Borsalar Birlii
Kadn Giriimciler Kurulu
Bakan), Prof. Dr. Üstün
Dökmen, ebnem Karasu
Cattanach (Endeavor
Dünya Giriimcisi)
Sema Güral Sürmeli.
Ünlü yöneticiler EDUPLUS "9.
Yönetim Zirvesi"nde buluştu
Eğitim sektörünün lider firmalarından EDUPLUS, 24 Kasım-2
Aralık 2010 tarihleri arasında İstanbul Sheraton Maslak Otel’de
gerçekleştirdiği "9. Yönetim Zirvesi" ile iş ve siyaset dünyasından
önemli konuşmacıları bir araya getirdi. İş dünyasının yakından
takip ettiği zirve ve konferanslar zincirinin son halkası "9.
Yönetim Zirvesi", 20’yi aşkın konuşmacı, 3 panel, 5 ana oturum
ile Türkiye’de liderlere yönelik en kapsamlı zirve oldu. Zirvede,
geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da iş ve siyaset dünyasından
üst düzey yöneticiler, çok önemli konuşmacılar ve konular yer
aldı. Zirve, konuşmacı ve katılımcıların yüksek profili ve dinamik
yapısı ile konusunda Türkiye’nin en önemli zirvesi olma özelliğini
taşıyor. “Müşteri Memnuniyeti ve Tercihinde Lider Olmak” , “Yeni
Çağın Yönetici Modeli: Teknoloji, Değişim ve Bilgi Yönetimi”,
“İş Dünyasında Başarının Anahtarı! Kurumsal Yönetim İlkeleri
İle Başarıyı Yakalamak” başlıkları altında düzenlenen özel
oturumları, ana oturumlar, özel bir söyleşi ve forumlar izledi.
İşletmelerde modern yönetim ve organizasyon uygulamalarının
yaygınlaşmasına ve başarılı yöneticilerin sayısının artmasına katkı
sağlayan zirveye, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı
Nafi Güral da konuşmacı olarak katıldı. “Sektör Lideri Nasıl
Olunur? Rekabet Ortamında Büyüme ve Yönetim Stratejileri”
başlıklı forumda konuşan Güral, engin tecrübesini, iş dünyasının
profesyonelleri ve gelecek vaat eden yönetici adayları ile paylaştı.
Güral Sapanca Wellness Park ISO 9001:
2008 Otel ve Spa İşletmeciliği belgesi aldı.
Güral Sapanca Wellness Park Otel, Kalite
Yönetim Sisteminin, Kalite Standardı
gereklerine uygunluğu, DEKRA Sertifikasyon
A.Ş. tarafından değerlendirilip onaylandı.
92
BİZDEN
HABERLER
Otokros rüzgarı
ürkiye Otokros Şampiyonası’nda 2010 sezonu 4-5
sembolik start alarak başladı. 26 Aralık Pazar sabahı VIA/PORT
Aralık tarihlerinde, Eskişehir Otomobil ve Motorsporları
Özel Seyirci Etabı ile güne başlayan ekipler Riva ve Cumhuriyet
T
Kulübü (ESOK) organizatörlüğünde ve Kütahya Yapı Kimyasal-
etaplarını da ikişer kez geçerek finişe geldiler.
ları sponsorluğunda, Sazova’da inşa edilen otokros pistindeki
Şampiyona’nın ilk yarışı 27-28 Kasım tarihlerinde düzenlen-
yarışla tamamlandı. Cumartesi günü mahalli yarışa ev sahipliği
miş ve ilk yarışın galibi Mitsubishi ile yarışan Menderes Okur-
yapan parkurda pazar günü ise ulusal şampiyona yarışmaları-
Aras Dinçer ikilisi olmuştu. Aralık ayının ilk haftası yapılan ikinci
nın 2010 sezonundaki son ayağı gerçekleştirildi. Öte yandan
yarışta Fiat Grande Punto pilotu Ünal Şenbahar–Cem Bakan-
ilk gündeki güneşli ama serin hava pazar günü yerini sağanak
çocukları podyumun ilk basamağında yer aldı. Son yarış kıyası-
yağmura bırakırken altı kategoride 20 yarışmacı Eskişehirlilere
ya bir şampiyonluk mücadelesine tanık oldu ve iki Tok Sport pi-
unutulmaz bir gün yaşattı. Yarışlar sonucunda; Kategori 1’de
lotu arasındaki bu mücadelenin galibi, yarışı ikinci sırada bitiren
Sinan Saatçi, Kategori 2’de Buğra Banaz, Kategori 3’te Emre
Menderes Okur-Aras Dinçer oldu. 3. ve son yarışın galibi Murat
Zümrüt, Kategori 4’te Halim Ateş, Kategori 5’de Erkan Güral,
Bostancı-Bahadır Gücenmez olurken Ünal Şenbahar 5. Etapta
Kategori 6’da da Egemen Çivicioğlu ilk sırada yer alan isim-
yarış dışı kaldı ve şampiyonayı ikinci sırada tamamladı. Yarışın
ler oldular. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul Ralli
lideri Murat Bostancı aynı zamanda Gençler Birinciliği’nin de
Şampiyonası’nın 3. ve son yarışı 25-26 Aralık tarihlerinde İstan-
galibi oldu. Podyumun son basamağında ise Mitsubishi EVO
bul Otomobil Sporları Kulübü (İSOK) tarafından organize edildi.
pilotları Hakan Kargın-Burçin Korkmaz ikilisi yer aldı.
Soğuk ve zorlu hava koşullarına karşın yarış, 25 Aralık günü
VIA/PORT Alışveriş Merkezi içerisindeki Gençlik Meydanı’nda
94
55 otomobilin kayıt yaptırdığı yarışta 53 otomobil start aldı
ve 32 otomobil finişe ulaştı. KONUKLARIMIZ
Güral Sapanca Wellness
Park’ta unutulmaz yılbaşı
ılların yenilediği Türk pop müziğinin dev ismi
Y
‘Nükhet Duru’, 2010’u 2011’e bağlayan o
özel gecede, Güral Sapanca Wellness Park’ta sahne
aldı. Sanatçı, Emanet adlı son albümünden şarkıların
yanı sıra pop, caz, rock, türkü ve geçmişten günümüze en sevilen şarkılarından oluşturduğu repertuarıyla müzikseverlere unutulmaz saatler yaşattı. Yılbaşı
akşamı birbirinden özel tatlardan oluşan açık büfe
akşam yemeği ile başlayan gece, otelin Balo Salonunda renkli bir kutlamayla sona erdi.
Eski başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz,
Galatasaray Spor Kulübü eski yöneticilerinden Abdürrahim
Albayrak’ta yılbaşına Güral Sapanca’da girdi.
G
Güral
Harlek bugüne kadar çok sayıda
b
bakanı, milletvekillini, iş adamını ve sanatçıyı
a
ağırladı. Geçtiğimiz ay Devlet Bakanı ve
B
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ta Güral
H
Harlek’in konukları arasındaydı.
96
BULMACA
Tereke
Yemekli toplantı
Yapımı devam eden
yeni otelimizin adı
7
Gümüşün simgesi
11
23
Çözüm anahtarıyla birlikte
Eser Çetintaş adına
göndermeniz rica olunur.
29
Danslı sahne gösterisi
Kakao ile yapılan
tatlı yiyecek
Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı
43001, Kütahya
Tel: (0274) 225 15 16
Ayaklarından biri kısa
olan
28
Rütbesiz asker
Yoksul
Olağanüstü durum
Satrançta bir taş
Lak
Nitelikli
26
Hazırlayan Ali Bakın
Eğitim vakfımızın
adı
“.com” (Çikolata
sipariş sitemizin adı)
Bulmacam›z› doğru yanıtlayan
okurlarımız, Kütahya Porselen’den
sürpriz armağanlar kazanacaktır.
Eskiden Kazaklarda
reis
Avrupa’da bir halk
Bademden yapılan
bir şerbet
Çıplak resim
Evde beslenen küçük
hayvan
17
20
Aktinyumun simgesi
27
Avrupa’da bir nehir
Müzekker
Askerin su kabı
Ağızlık
Suyu başka yere
akıtmak için yapılan
düzenek
Toprakla ilgili, berri
Bir uslamlama
yöntemi, kıyas
Asya’da bir ülke
Bir et yemeği
8
Bir yapının
döşenmesine
yarayan her türlü eşya
16
Geri çevirme
Manevi bakımdan
Kiloamperin simgesi
Kapuz, kısık
Dil
Başkanlık
Radyumun simgesi
Eski Mısır’da bir tanrı
Tuzak
1
Muhbir
Kekeç
21
Baston
Kulak iltihabı
Orkestrada vurmalı
çalgı takımı
12
Kalın kumaş
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
Türk Malı’nı simgeler
Müstahkem mevki
Kir
6
10
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
2
Yiyecek
Afiş
18
Örnek
Batarya
Dokumacılıkta
kullanılan çok ince,
parlak tel
Patlayıcı bir madde
Büyük korku, ürkü
Arak
Basit
Kıta
Erkekte cinsel
güçsüzlük
Kütahya Seramik’ten
yaratıcı bir koleksiyon
Protein sentesine
yarayan bir asit türü
19
İri dişli bir törpü
Verme, ödeme
22
Kafkasya’da bir halk
Enli çember
Bir şart eki
Gizler, sırlar
15
24
Rutubet
Akıtma
Desimetrenin simgesi
Ekvator kuşağındaki
geniş çayırlar
Gece bekçisi
Rusya’da bir ırmak
3
Bağışlama
Bobin
Aşı boyası
Eş, koca
Bir tembih sözü
Bir nota
13
ANAHTAR
CÜMLE
98
Posta Kutusu’nun
kısa yazılışı
1
2
3
4
5
6
7
8
9
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
10
11
22
23
24
9
5
KYK izolasyon
astarının adı
Karakter
25
Milattan Önce’nin
kısa yazılışı
Notada durak
işareti
Bir şeyin temel öğesi
Büyük, yetişkin
25
26
27
28
29
Bir kuvvet komutanlığı
İstanbul Sanayi
Odası’nın kısaltması
Bir nota
Bir işi yapma
Birleşik Arap
Emirlikleri’ni simgeler
Üstün, çok iyi
14

Benzer belgeler

eçtik. Yazı Zeliha Köşlü, Fotoğraflar İsa Arslan

eçtik. Yazı Zeliha Köşlü, Fotoğraflar İsa Arslan kadar müthiş bir Avrupa tarihi anlatısını da kaleme alıyor. Tüm

Detaylı

eşsiz bir deneyim

eşsiz bir deneyim dış etkenlerden koruyan ambalajın tarihi

Detaylı

kütahya seramik

kütahya seramik Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş

Detaylı

Kütahya Seramik`in

Kütahya Seramik`in kadar müthiş bir Avrupa tarihi anlatısını da kaleme alıyor. Tüm

Detaylı