Bir - NG Dergi

Transkript

Bir - NG Dergi
ÖNE ÇIKANLAR
SAYI: 20
www.ngdergi.com
PORTRE RABİA ÇAPA
TELEVİZYON EZGİ MOLA
TASARIMCI KUNTER ŞEKERCİOĞLU
SAĞLIK PROF. DR. AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA
DÜNDEN BUGÜNE ÇİKOLATA
MİMAR EMRE-KEREM ORAL
GEZİ KAYAK MERKEZLERİ
kutahyaporselen.com.tr
porselensepeti.com
Hepimiz
uyumlu sofralar
“Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine
mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını
yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin
fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.”
EDİTÖR
Yeni yıla girerken
Yılbaşında sokaklara taşan ışıltı, yeni ve umut dolu
bir yılı beklerken herkesi heyecanlandırmaya yetecek
bir enerji yüklüyor. Belki de her zaman olduğundan
daha şaşaalı, pırıltılı
eşyaları kolaylıkla
hayatımıza sokabildiğimiz tek zaman dilimi
yılbaşı olsa gerek. Vitrinlerden sokaklara taşan
renkler, karşı konulmaz bir alışveriş yapma duygusu
yaratıyor insanın üzerinde. İşte bu dayanılmaz arzuyu,
sevdiklerimiz için seçtiğimiz hediyelerle gidermeye
çalışıyoruz. Bu ay yılbaşı hediye alışverişine çıkmadan
önce mutlaka dergimize göz atmanızı öneriyoruz.
Gülden GÜRAL
Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
Hediye almanın ve hediye vermenin
tüm inceliklerini bir araya topladığımız ‘alışveriş’
sayfalarında, sizler için ve dostlarınız için seçeceğiniz
çok sayıda alternatif bulacağınızdan eminiz.
‘Öne çıkanlar’ sayfalarımızda yine çok özel
konuklarımız var: Türkiye’nin ilk sanat galerilerinden
Maçka Sanat Galerisi’nin kurucusu Rabia
Çapa, Kütahya Porselen fabrikalarında üretilen
‘Dervish’ kahve fincanının tasarımcısı Kunter
Şekercioğlu, genç jenerasyonun en yetenekli
aktrislerinden biri olarak kabul edilen Ezgi Mola,
Türkiye’nin en çok konuşulan nefes terapisti
Nevşah Fidan, tıp literatürüne giren ‘İstanbul
bronşiti’ tanısının sahibi Prof. Dr. Ahmet
Rasim Küçükusta, Palivor Çiftliği ile en iyi
konut mimarisi ödülünü alan Emre-Kerem Oral
ve daha pek çok renkli simayla sizleri buluşturuyoruz.
Yeni yılın, yeni umutlar ve
mutluluklarla gelmesi dileğiyle...
6
İÇİNDEKİLER
42
76
8 SERGİ Marimekko’nun çarpıcı tasarımları
54 MİMAR Oral Mimarlığın ortakları Emre-
Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde
Kerem Oral’ın ödüllü projeleri
10 KİTAP 2011’in en çok satan kitapları
58 DÜNDEN BUGÜNE Çikolatanın Aztek
12 YENİ SERİ Kütahya Seramik’in çağdaş,
ve Mayalara uzanan öyküsü
yenilikçi ve estetik dokulu seramikleri
62 ÖNERİ Gösterişli bir yılbaşı sofrası için
16 PORTRE Çağdaş Türk sanatına yön
yaratıcı fikirler
veren bir galerici: Rabia Çapa
64 ALIŞVERİŞ Eğlenceli formlarıyla yılbaşı
20 YENİ SERİ Kütahya Porselen’in yeni
gecenizi tamamlayacak çerezlikler
yılbaşı serisi
66 KÜLTÜR MİRASI Şeb-i Aruz haftasında
24 ÖNERİ Doğru hediye seçmenin 30 yolu
Konya sokaklarındaydık
28 TELEVİZYON Genç jenerasyonun en
70 BESLENME Ali Dereli’den, kış aylarına
yetenekli aktrislerinden Ezgi Mola
özel beslenme tüyoları
34 UZMANINA SORDUK Porselenin
72 SAĞLIK Prof. Dr.Ahmet Rasim
granül halinden nihai ürüne varıncaya
Küçükusta’nın tıp literatürüne giren ‘İstanbul
kadar geçirdiği aşamaları Kütahya Porselen
Bronşiti’ tanısı
fabrikasında görüntüledik
76 GURME Kış aylarında içinizi ısıtacak
38 TASARIMCI ‘Dervish’ kahve fincanının
sımsıcak çorbalar
tasarımcısı Kunter Şekercioğlu
80 VİTRİN Kütahya Porselen mağazalarının
42 STİL Kütahya Porselen’den bitki çayı
vitrinleri, yılbaşının ışıltısına büründü
severlere özel kupalar
84 ESTETİK DOKUNUŞ Carlotta, zengin
46 ZANAAT Bakır ustası Kaya Kalaycı’nın
ve yaratıcı mönüsünü Mitterteich markasının
seri üretime karşı direnişi
‘Tavola’ serisiyle servis ediyor
50 GEZİ İsviçre, Fransa ve Amerika’dan
88 BİZDEN HABERLER
dünyanın en ünlü kayak merkezleri
98 BULMACA
SAYI: 20
ARALIK 2011
İmtiyaz Sahibi
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17
[email protected]
www.ngdergi.com
NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından
2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır.
8
Yayına Hazırlayanlar
Tufan Önal
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş
Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi
Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız
Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman
Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul.
Yayın Yönetmeni Fatma Özel
Tel: (0212) 326 30 16
Görsel Yönetmen Nazlı Sarı
Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık
Editörler Çiğdem Hasanoğlu, Selin Akal
Yayıncılık A.Ş.
Zeliha Köşlü, Ayça Yılmaz Bozkurt
Basıldığı Yer: Akpınar Mah.
Fotoğraflar Agim Can, Haydar Erçin
Hasan Basri Cad. No: 4, Sancaktepe,
Levent Bozkurt, Serkan Şentürk
İSTANBUL Tel: (0216) 585 90 00
SERGİ
MARIMEKKO
MARIMEKKO HAKKINDA
BİLMEK İSTEDİĞİNİZ HER ŞEY
Finlandiya ile özdeşleşen Marimekko’nun tasarımları 15 Aralık 2011-28 Ocak 2012
tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde görülebilir. Yapım Çiğdem Hasanoğlu
10
1951 yılında Armi Ratia tarafından kurulan Marimekko, ulusal ve uluslararası, geleneksel ve modern,
kırsal ve kentsel, doğa ve teknoloji gibi karmaşık ikilikleri
ve ilişkileri yansıtan tasarımlarıyla tanınıyor. Marimekko
ortaya çıkışı ile uluslararası platformda sansasyonel bir
tasarım algısı yaratarak, savaş sonrası ve takip eden
dönemde dokuma ve moda işletmeleri için model
oluşturuyor ve dünya çapında marka bilinirliğine sahip
oluyor. Milli Reasürans Sanat Galerisi’ndeki ‘Modern
Fin Tasarımının Tarihçesi/Bir Yaşam Şekli: Marimekko’ isimli sergi de adından da anlaşılacağı üzere, yüzyılı aşkın tarihçesi ile Finlandiya’nın bu ünlü markasının
geçmişini irdeliyor. Sergi, kimliğini tanımlayan yetenekli
tasarımcıların işlerine odaklanıyor, yerel bir tekstil dokuma işinden uluslararası platformda tanınan bir markaya uzanan, kimi zaman fırtınalı bir yolculuğu gözler
önüne seriyor ve modern Fin tasarımının tarihine bir
bakış atıyor. www.millireasuransanatgalerisi.com
Fin tasarımının öncü
markası Marimekko
‘Mari’nin elbisesi’
anlamına geliyor.
11
KİTAP
EN ÇOK SATANLAR
2011’E DAMGASINI VURAN 10 KİTAP
Geçtiğimiz yılın en çok konuşulan ve satan kitaplarını sizler için derledik. Yazı Çiğdem Hasanoğlu
1 İskender, Anadolu’dan İngiltere’ye gö-
yacak hayatların hikayesini anlatıyor
çen Toprak ailesinin üzüntülerine, mutlu-
okurlarına. Gizli Anların Yolcusu, Ayşe
luklarına tanıklık eden bir roman. İsken-
Kulin, 19 TL, Everest Yayınları.
der, Elif Şafak, 24 TL, Doğan Kitap.
www.dogankitap.com.tr
www.everestyayınları.com
7 Utanç dolu hayatların birbirine
2 Hayatta gizli kalmış güzellikleri
bağlandığı, karanlık ve gizemli hayatları
görmenin yollarında yürüyen bu roman,
ile okuyucuyu şaşkına çeviren iki kadın
her şeyin ötesinde saf aşkın peşinde ko-
karakterin dramatik öyküsüne tanıklık
şan insanların olduğunu anlatıyor. Elif,
etmek için sabırsızlanıyorsanız Araf sizi
Paulo Coelho, 20 TL, Can Yayınları.
bekliyor. Araf, Sofi Oksanen, 20 TL,
www.canyayinlari.com
3 Steve Jobs’un hayatı,
Pegasus Yayınları.
www.pegasusyayinlari.com
Albert Einstein ve Benjamin
8 Anne Hathaway
Franklin’in de biyografilerini
ve Jim Sturgess’in
yazan Walter Isaacson tara-
başrollerini paylaştığı
fından kaleme alındı ve se-
Bir Gün isimli film ile
nenin en çok satan kitapları
ilgileri üzerine çeken
arasındaki yerini aldı. Ste-
Bir gün, üniversite-
ve Jobs, Walter Isaacson,
den mezun olurken
21 TL, Domingo Yayınevi.
tanışan bir kadın ve
erkeğin
www.domingo.com.tr
arkadaşlığı
4 Başrole okuyucuyu koyan
hakkında yazılmış muhteşem
Şahane Hatalar, kurgusuyla farklı
bir roman. Bir Gün, David
hayatları deneme imkanı sağlayan ve
Nicholls, 19,90 TL, Pegasus
iyiliklerin eninde sonunda ödüllendiri-
Yayınları.
leceğini vurgulayan bir yolculuk. Şa-
www.pegasusyayinlari.com
9 Az,11 yaşında bir tari-
hane Hatalar, Heather McElhatton,
24 TL, April Yayıncılık.
kat şeyhi ile evlendirilen korucu kızı Derda ile
www.aprilpublishing.org
hapisteki bir gaspçının aynı yaştaki oğlunun
5 Muhteşem akıcılıktaki
kesişen hayatlarını anlatıyor. İsminden bek-
diliyle bir çırpıda okuyacağınız
lenmeyen bir kurgu ile karşımıza çıkan kitap,
bu roman, cevabı verilmesi
şiddet üzerine. Az, Hakan Günday, 19 TL,
güç sorularla okurunun ayak-
Doğan Kitap.
larını yerden kesiyor. Kürk
www.dogankitap.com.tr
Mantolu Madonna, Saba-
10 Kilo vermenin alfabesini yazan Ka-
hattin Ali, 10 TL, Yapı Kredi Yayınları.
www.ykykultur.com.tr
kalmanın sırlarını açıklıyor. Karatay Diyeti, Canan
6 Ayşe Kulin bu romanında aşkın de-
Efendigil Karatay, 12 TL, Hayykitap.
ğiştirdiği ve bir daha asla eskisi gibi olma12
ratay Diyeti, zorlanmadan zayıflamanın ve zayıf
www.hayykitap.com Sımsıcak
bir lezzet
Son zamanlarda yayınlanan en ilginç yemek
kitaplarından biri olan ‘Adım Adım 62 Çorba’
kitabının en önemli özelliği kitabın kapağında
da yer alan yeşil elmanın hemen hemen
her tarifte kullanılması. Ömer M. Koç’un
genç aşçıları Burak Aziz Sürük ve Cengiz
Çakıt’ın hazırladığı bu olağanüstü çorbalar
ffotoğraflarıyla da göz doyuruyor.
orba, ortaya çıktığı tarihten günümüze kadar her dönemde sofraların aranan lezzeti olmuştur. İlk
Ç
ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemesine karşın gerek pişirme tekniklerinin gelişmesi,
gerek doğadaki beslenme kaynaklarının genişletilmesi açısından insanlığın kaderinin en önemli dönüm
noktası olduğunu söyleyebiliriz. İnsanoğlu, ateşe dayanıklı pişirme kaplarını icat edinceye kadar, suyu
ısıtıp kaynatmak için birçok girişimde bulundu. Araştırmacılar, bu girişimlerin en ilginç olanını şöyle açıklıyorlar: Taş ve tuğlalarla döşenmiş bir çukurun içine doldurulan suya, sürekli olarak ateşte kızdırılmış
taşlar atılarak suyun kaynaması sağlanmış; sebzeler, et ve bakliyatlar bu yöntemle pişirilerek çorbanın
çok uzak atası keşfedilmiş. Özellikle bakliyatlar veya tahıl ürünleri gibi yıl boyunca saklanabilen gıdaların
pişirilebilmesi mümkün olmuştur. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu özel lezzet, kısa bir süre önce Yapı
Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Adım Adım 62 Çorba’ adlı yemek kitabına konu olmuş. Hadiye Cangökçe’nin
çorbalar kadar “leziz” fotoğraflarıyla süslenen Adım Adım 62 Çorba, Ömer M. Koç’un evindeki iki genç
ve yetenekli aşçının, Burak Aziz Sürük ve Cengiz Çakıt’ın bugüne kadar pişirdikleri en lezzetli çorbaları ve
onların kolay anlatımıyla adım adım yapılışlarını okuyacaksınız. Anadolu’nun geleneksel tatları olan klasik
çorbalar da, günümüz aşçılarının elinden çıkan ‘yeni’ lezzetler de bu kitapta... Adım Adım 62 Çorba, 132 sayfa, 35 TL,Yapı Kredi Yayınları.
13
YENİ SERİ
KÜTAHYA SERAMİK
YENİLİKÇİ ÇİZGİLER
Kütahya Seramik yenilikçi çizgisi ile çağdaş yaşamın tüm
ihtiyaçlarına yanıt verecek estetik form ve dokular yarattı.
14
İnanmak zor ama onu
hayata geçirmek için tek
bir ağaç bile kesilmedi.
Bungalov evlerin ferahlığını
ve ahşabın sadeliğini
dokusundaki detaylarda
saklayan ‘Forest’ serisi,
mekanlara yeni bir hava
katıyor. Bone, bej ve venge
renkleri ile çözümler sunan
‘Forest’ serisi, alışılmışın
dışındaki 66x16,5 cm
ebadıyla da profesyonellerin
seçeneği oluyor.
FOREST
NORM
Yemek yaparken mükemmel bir
manzara seyretmek istemez misiniz?
Estetiğin ve zarafetin tüm hatlarını
mekanlarınıza taşıyan Kütahya Seramik,
bu kez kadınların ve hamarat beylerin
mutfağına ayrı bir hava getiriyor. 45x20 cm
ebatlı ‘Norm’ serisi, farklı renkleri ile size
başka dünyalar sunacak.
Kar beyaz rengi ile kendinizi Everest’in
zirvesinde, lüks beyaz rengi ile de Alpler’de
hissedeceğiniz ‘Norm’ serisi ile mutfakta
yemek yapmak artık çok daha zevkli.
Tezgah aralarında yaşanan kir ve yağ
kalıntısı sıkıntılarını, parlak görünümü,
pre-cut teknolojisi sayesinde kazandığı
özel dokusuyla bünyesinden uzak tutan
Norm serisi, mufakların gözdesi...
15
YENİ SERİ
KÜTAHYA SERAMİK
16
SİREN
Deniz kızlarının çağrısına kulak verin.
Şıklığın en sade şeklini arayanlar için Kütahya Seramik
‘Siren’ serisini sunuyor. Ana renklerden siyah, beyaz ve
kırmızının uyumunu bir arada sergileyen ‘Siren’ serisi,
55x20 cm ölçüsü ile farklılık arayanların yeni tercihi.
KAŞMİR
Modası hiç geçmeyen
güzellikler vardır. Şimdi o
güzellikler seramikle hayat
buluyor!
Her karosu ayrı bir sanat
eseri olan ‘Kaşmir’ serisi,
aradığınız ipeksi dokunuşu
mekanlarınıza getiriyor. 55x20
cm ölçülerindeki ‘Kaşmir’
serisi beyaz, siyah, krem
ve kahve renklerdeki duvar
karolarını, ustalık ile işlenmiş
dekor karolarla kombin ediyor.
Kaşmir serisi, 42,5x42,5 cm
yer karoları ile duvarlardaki
zarafeti ayaklarınıza seriyor.
GLORIA
Saraylardan mekanlara...
Saraylar kurmak için çok fazla para harcamanıza gerek
yok! Kütahya Seramik ‘Gloria’ serisi, mekanlarınızı, çok
daha ekonomik bir şekilde saraya çevirme kolaylığını
sağlıyor. Hükümdarların renkleri bordo, beyaz,
krem ve kahve tonlarıyla mekanları süsleyen ‘Gloria’
serisi, 55x20 cm duvar ve 42,5x42,5 cm yer karosu
ölçüleriyle sizi kendi sarayınızda hissettirecek.
17
PORTRE
RABİA ÇAPA
Türkiye’nin
T
ürkiye’nin
iilk
lk sanat
sanat
galerilerinden
Maçka Sanat
Galerisi, 35.
yılını kutluyor.
Kararlı ve tutarlı
duruşu ile Türkiye
sanat tarihinde
çok önemli bir
yere sahip olan
Maçka Sanat
Galerisi’nin bütün
zamanlarını
kurucusu Rabia
Çapa’dan
dinliyoruz.
18
Yazı Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu
İLKLERİN MEKANI:
MAÇKA SANAT GALERİSİ
açka Sanat Galerisi’nin kurucusu Rabi Çapa ‘Gale-
Evet, Ağa Han ödülüne aday olmuş Mehmet Konuralp’in bi-
rimin her karesini seviyorum,’ diyor. Nişantaşı’nın en
nasıdır. Aydınlatmamız Prof. Şazi Sirel’e galeri logomuzda Men-
nezih caddelerinden birinde, Eytam Caddesi’nde
gü Ertel’e aittir. Maçka Sanat Galerisi de binanın giriş katındaki
konumlanan Maçka Sanat Galerisi’ne girdiğinizde, Rabia Çapa’nın
bir apartman dairesinden çıkarılmıştır. 35 yıl geçmiş olmasına
karelerden bahsederken köşe-bucaktan bahsetmediğini, gerçek-
rağmen mimarisiyle hala bütün ziyaretçileri şaşırtmayı başaran
ten geometrideki karelerden bahsettiğini daha iyi anlayacaksınız.
bir galerimin olması güzel. Daniel Buren ve François Morellet
M
Yıllara meydan okuyan modern mimarisi ile birçok önemli
başta olmak üzere birçok yabancı sanatçı da buranın mimarisini
sergiye ev sahipliği yapan Maçka Sanat Galerisi, Rabia Çapa
çok beğendiklerini ve burada severek sergiler açtıklarını söyler-
ve kardeşi Varlık Sadıkoğlu tarafından 1976 yılında kurulmuş.
ler ve yazdılar.
Birçok sanatçı, edebiyatçı, mimar ve şairin buluşma noktası
İlk açtığınız sergi ne idi?
olarak da bilinen galeride, Can Yücel, Edip Cansever, Mengü
‘Beş Gerçekçi Türk Ressamı: Cihat Burak, Nedim Gün-
Ertel, Sabri Berkel, Necati Cumalı, Orhan Duru, Aziz Nesin, Fü-
sür, Neşet Günal, Nuri İyem ve Turgut Zaim’ sergisiydi. Sezer
reya Koral, Adnan Çoker ve daha niceleri toplanırlar, sanata,
Tansuğ’un yazdığı kitap Gelişim Yayınevin’den çıkmıştı. Kitap çı-
edebiyata, sinemaya, mimariye ve elbette hayata dair konuş-
kınca yayınevinin sahibi Ercan Arıklı, ‘Hem biz kitabımızı tanıtalım,
malar yaparlarmış. Birçok anıya ev sahipliği yapan bu güzel
hem siz galerinizi bu sergiyle açın’ diye teklifte bulundu. Biz de
mekan, sanat aşığı bir insan, tutkulu bir koleksiyoner, sıra dışı
öyle yaptık ama o sergi bizim galerimizin çizgisiyle ilgili değildi.
bir Karadenizli kadın sayesinde varolmaya devam ediyor. Rabia
İnanın o dönemlerde kitap yayınlamak hiç kolay bir iş değildi.
Çapa, merak ettiğimiz her şeyin yanıtını samimiyetle veriyor.
Hazır kitabı çıkmışken biz de sergisini yapalım, daha prestijli olur
Maçka Sanat Galerisi’ni neden kurmak istediniz?
diye düşünmüştük. Ardından Kuzgun Acar, Altan Gürman, Aliye
Saint Pulcherie Lisesi’ni bitirdikten sonra Akademi’ye Bedri
Berger sergileriyle galeri kendi çizgisini buldu.
Rahmi Eyüpoğlu Atölyesi’ne misafir öğrenci olarak gittim. Dört
sene boyunca resim yaptım. Sanatın içinde olmayı çocukluğum-
Kavramsal sanatın Türkiye’deki ilk adresi olarak biliniyorsunuz. Kavramsal sanatla nasıl tanıştınız?
dan beri hep çok sevdim. 1961 yılında evlenip Ankara’ya yer-
Galericilik yaptığınız zaman yurtdışında neler olup bittiğini
leşince işler değişti. Orada da bir resim atölyesi bulup devam
takip etmeniz gerekiyor. Biz de kardeşimle birlikte büyük müze
etmek niyetindeydim fakat bana göre bir resim atölyesi yoktu.
sergileri, küçük galeri sergileri diye ayırt etmeden fırsat buldukça
O arayış içerisinde Avniye Çolakoğlu’nun seramik atölyesi ile
yurtdışında olan her şeyi takip etmeye çalışıyorduk. O dönemde
karşılaştım. Başlarda çamurla oynamak, seramikten heykeller
Sarkis, Sonnabennd galerisiyle çalışıyordu ve biz onu Paris’de
yapmak çok zevkli geldi fakat boyaya geçince zorlandım. Sera-
bulduk. İstanbuldaki ilk Sarkis sergisini Maçka Sanat Galerisin-
miğin bir kimyası var tabii. Beyaz boyuyorsun kırmızı çıkıyor, kır-
de açtık. O ara bizde Şükrü Aysan, Füsun Onur, Serhat Kiraz,
mızı boyuyorsun mavi çıkıyor derken vazgeçtim o sevdadan da.
Ayşe Erkmen ile sergilerimize devam ettik. Şu an 35. yılım için,
Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde gönüllü hemşirelik yaptım.
gençlerle çalışıyoruz.
Ankara’da yaşadığım 10 sene boyunca sanatla birebir ilgilenemedim aslında. Elbette sergiler gezdim, konserlere gittim ama
Dönem itibariyle kavramsal sanat Türkiye için fazla
sıra dışıydı. Tepkilerle karşılaşıyor muydunuz?
işin içerisinde değildim. 10 yılın ardından tekrar İstanbul’a taşın-
Galeriye gelip ‘sergi nerede?’ diye soruyorlardı tabii. Tep-
dığımda yeniden Bedri Rahmi’nin atölyesine gittim. Bedri Rahmi
ki almıyorduk ama anlamıyorlardı bizi. Bienaller başlayınca bu
‘İki çocukla bir kocayla sanat olmaz ancak hobi olur ama gelmek
galerinin aslında ne yapmak istediğini yakaladılar. Bir keresinde
istiyorsan gel’ dedi. Gittim, ama dediği doğruydu. Kaçmıştı artık
kardeşimle mutfağı temizlerken bütün boş şarap şişelerini çı-
o tren. Artık ressam olmak çok zordu benim için. Ben de dedim
karıp galerinin orta yerine dizmiştik. Belediyenin şişeleri ayrıca
ki ressam olup iyi resimler yapamayacaksam bir galeri açıp iyi
atabileceğimiz çöp kutuları vardı her yerde. Birazdan oraya gö-
sanatı destekleyerek sanatın içinde olabilirim pekala. Ardından
türecektik. Ama o arada hemen birisi geldi galeriye ve ‘aa yeni
kardeşim Varlık’la beraber çalışmalara başladık.
sergi buymuş,’ deyiverdi. Biz Varlık’la birbirimize baktık. İnsan-
Ne kadar sürdü hazırlıklar?
lar öyle ‘garip’ şeyleri bu galeride görmeye alışmıştı. Ama bun-
İki senemizi buldu Maçka Sanat Galerisi’ni kurmak. Doğru
lar günümüzde de oluyor. Bize has bir şey de değil. Picasso’ya
yeri keşfetmek, doğru mimarı bulmak, doğru aydınlatmayı ve
da garip garip bakıyorlardı sonuçta! Zaman her şeyi bir elekten
doğru tasarımı yaptırmak çok önemliydi çünkü.
geçiriyor.
Bu bina döneminin özel yapılarından değil mi?
35. yıl sergilerinizle gündemdesiniz. Sadece sanat19
PORTRE
RABİA ÇAPA
“
Bütün müzayede evlerinin altında galeriler
açıldı artık ve bu çok tehlikeli bir durum.
Bu durum satılabilir sanatı ön plana
çıkarır, iyi sanatı değil. Bu yüzden bugünkü
galericilere çok önemli görevler düşüyor.
“
20
çılar değil, küratör olarak da tercihiniz genç bir isimden
birinden haberdar olmadığı bir jüri oluşturmuştuk. Mesela siz,
yana oldu. Nazlı Gürlek’le nasıl tanıştınız?
sanat bilgisine güvendiğimiz bir arkadaşımızsınız. Galeriye ge-
20. yılımı kutlarken de genç sanatçılarla sergi yapmıştım.
len bir dosyayı size gösteriyor ve ne düşündüğünü soruyoruz.
Genç sanatçılara, ‘Gelin galeriyi görün ve burası için bir proje
Siz gidiyorsunuz, biz ne dediğini yazıyoruz. Bunu güvendiğimiz
üretin’ demiştik. Sonra o projelerin içinden 20 tanesini seçip
başka isimlere de soruyoruz. Çıkan sonuca göre de bir değer-
sergilemiştik. 35 genç sanatçının işlerini sergilememiz mümkün
lendirme yapıyoruz. Tabii bunu genç sanatçılar için söylüyorum.
değildi. Bir de artık genç küratörlerle çalışmak lazım diye dü-
Yoksa kimse Sabri Berkel’e Adnan Çoker’e jüri oluşturamaz.
şündüm. Hep tanıdığımız isimler sergi açıyorlar ve bu doğru
Kardeşimden sonra da çelişkide kaldığım dosyalar üzerinden
bir yol değil. Halil Altındere ve Azra Tüzünoğlu kanalıyla Nazlı
yine öyle yaparım. Kardeşimle benim yarım oyumuz vardı. O
Gürlek’e ulaştım. Galericilik konusunda yaptığımız bir sohbetin
yarım oy için bayağı çekişirdik.
ardından birçok konuda hemfikir olduğumuzu gördüm.
Nasıl geri dönüşler oluyor?
Keşfetmekten gurur duyduğunuz isimler kimler?
Açıkçası bugün bildiğiniz çoğu ismin ilk sergisini Maçka Sa-
Gayet güzel. Benim galerici olarak amacım zaten genç iz-
nat Galerisi’nde yapmıştır. Türkiye dışında yaşayan Türk sanat-
leyicileri ve genç sanatçıları buraya çekmek. Genç sanatçıların
çılar sergisini 1977’de yaptık. İstanbul ahalisi o zaman haberdar
sergilerini yaparsan genç izleyicilerle temasa geçiyorsun zaten.
oldu bu isimlerden. Paris’e gittiklerinde Selim Turan’dan veya
Sanatçı konuşmalarında genç bir kitle ile karşılaşıyorum ve
Mubin Orhon’dan resimler almaya o zamandan sonra başladı-
bunu seviyorum. Sürekli bir yenilik halinde olmak lazım.
lar. O sergi de bir ilkti İstanbul için.
Türkiye sanatının 35 yılına tanıklık ettiniz ve etmeye
devam ediyorsunuz. Sizce sanat nereye gidiyor?
Tabii ki sanat çok iyi yerlere gidiyor. Birçok genç isim çok başarılı işler üretiyorlar. Bugün artık Avrupa çağdaş sanatının içinde
adı geçen birçok sanatçımız var ve o sanatçılarımız bienallere,
müze sergilerine veya galeri sergilerine davetler alıyorlar.
Maçka Sanat Galerisi kaç sanatçıyı temsil ediyor?
On yedi sanatçı bizimle çalışıyor. Yaklaşık olarak üç senede
bir sergileri oluyor. Ama önceden bir tarih kararlaştırmıyoruz.
Sanatçı hazır olduğunda zaten belli ediyor.
Genç galericilere neler tavsiye ederdiniz?
Geçenlerde genç galericiler beni bir toplantıya çağırdı. Ora-
Galericiliğe ilk başladığınızda durum nasıldı?
da da söyledim: Doğru sanatı doğru bir şekilde yapmak lazım.
1974 yılında kardeşimle birlikte galeri araştırması yapmak
Sanatçıyla, alıcıyla ve seyirciyle doğru ilişkileri kurmaları gere-
üzere Roma ve Paris’e çok gidip geldik. Birçok galeri ile gö-
kiyor. Bugün çoğu müzayede evlerinin altında galeriler açıldı
rüşmelerimiz oldu. Önceden randevu alarak gidiyorduk. Kimse
artık ve bu çok tehlikeli bir durum. Bu durum satılabilir sanatı
Türkiye’deki gibi galerinin içinde oturmuyor ve zaten Türkiye’den
ön plana çıkarır, iyi sanatı değil. Bu yüzden bugünkü galerici-
geldik dediğinizde de kimse uzun yoldan geldiniz, bir çayımızı için
lere çok önemli görevler düşüyor. Çünkü sanatçının galericiye,
demezdi. Görüştüğümüz galeriler arasında Gallerie La France’ın
galericinin sanatçıya ihtiyacı var. Her ne kadar sanatçı üretimi
o zamanki sahiplerinden bir tanesinin söylediği bir laf bence çok
atölyesinde yapsa da eserlerini galeride paylaşmak ister. Eleş-
doğruydu. “Galeri açmak istiyorsunuz, çok güzel ama şunu bilin
tirmenler, sanat tarihçileri ve izleyiciler yorum yapsın ister ve sa-
ki galericilik, müzecilik ya da antikacılık değildir. Galericilik bugün
natçılar bununla beslenir. Bütün bunlar müzayede ortamında
yaşayan, günümüz sanatçılarının içinden iyi seçimler yapmaktır.
değil galerilerde yapılır.
Sayıyı abartmadan, keşfettiğiniz on ya da onbeş sanatçı içinden
Maçka Sanat Galerisi’nde sırada ne var?
beş sanatçıyı yarının sanat dünyasına bırakırsanız iyi bir galerici-
Bir yıl boyunca 35. yıl sergileri yapmayı planladık. İlk sergimiz
siniz demektir.” Biz iki kardeş bu sözün doğruluğuna inandık ve
Eylül ayında Bienalle eş zamanlı olarak galeride açıldı. Bu sergi,
hiçbir zaman primitifler hariç, eski ustalardan sergiler yapmadık.
Nazlı Gürlek’in küratörlüğünü yaptığı ve bütün yıl sürecek olan 6
Primitifler sergisini yapmamızın nedeni de fotoğraftan tuval yapan
genç sanatçının kişisel sergilerinden oluşan dizinin ilkiydi. Bengü
sanatçıları o dönemde hiç kimsenin dikkatini çekmemesiydi. İlk
Karaduman’ın sergisiyle başladı, Burak Arıkan ile devam ediyor
sergiyi biz yaptık, sonradan herkes o alanı keşfetti ve çokça satış
ve önümüzdeki günlerde de Volkan Aslan’ın sergisi açılacak.
yaptı ama Necmi Sönmez’in dediği gibi ‘Biz ticaretten çok sergi
Eylül ayının sonunda Rahmi Koç Müzesinde Daniel Buren’ in
yapmak ve ilkleri yapmaktan yanayız.’ Yenilikleri görmek, gençle-
VOILE/TOILE TOILE/VOILE sergisini açtık. En büyük sergim,
rin içinden iyi sanatçıları keşfetmek en önemlisi.
2012’nin Eylül’ünde açacağımız SERGİLERİN SERGİSİ olacak.
Genç sanatçıları nasıl keşfediyorsunuz?
O bir sürpriz. Deliye her gün bayram misali 2011 Eylül’ünden
Kardeşim Varlık ile beraber ilk başlarda üyelerinin asla bir-
2012’nin sonuna kadar kutlamalarım devam edecek. 21
YENİ SERİ
YILBAŞI
Puantiyeli ‘61743’ seri
çukur tabak, 6,20 TL;
pasta tabağı, 4,80 TL;
kase, 6,20 TL;
küçük kase, 3,40 TL.
Çizgili ‘61742’ seri
servis tabağı, 6,20 TL;
kase, 6,20 TL.
Kütahya Porselen’in yılbaşına özel hazırladığı
Noel Babalı, puantiyeli ve çizgili desenli takımlarıyla
yeni yıla neşe dolu bir başlangıç yapın.
Yapım Harun Topuz Fotoğraflar Agim Can
22
‘6497’ serisi
pasta tabağı, 5,45 TL;
servis tabağı, 7,02 TL;
kupa, 8,89 TL;
çukur tabak, 7,74 TL;
çay fincanı, 5,94 TL.
23
YENİ SERİ
YILBAŞI
6526 serisi
kupa, 8,89 TL;
pasta tabağı,7,73 TL;
çukur tabak, 7,73 TL;
kase, 7,02 TL;
çay fincanı, 8,6 TL;
servis tabağı, 7,06 TL.
24
K
İ
E
S
T
Ü
T
R
E
K
Z
Pİ
PA
ÖNERİ
HEDİYE
Seçimini sadelikten yana
kullananlar için pastel
tonlarda servis takımları
ideal bir hediye olabilir.
‘Şato’ servis ve çukur
tabak, 5,20 TL.
Hediye almak da vermek de hemen hemen herkesi
mutlu eder. Bazen doğru hediye seçimi zor bir bulmacayı çözmek gibidir.
Bulmacayı çözdüğünüzde mutluluğunuz katlanarak artar. İşte bu zor süreçte
size yardımcı olacağını düşündüğümüz 30 küçük ama önemli adım...
Yapım Zeliha Köşlü Fotoğraflar Tufan Önal/PTS
26
İki kişilik kahve takımı özellikle yeni evliler için
güzel bir hediye olabilir. ‘ABARM06KT6615490’,
(kristal su bardağı ile) 210 TL.
eşliğinde keyifli bir sunumla
bir objeyi daha sonra armağan etmek
hediye edebilirsiniz.
için alıp evinizin “zamanı gelince verilecek
Hediye almayı düHe
8
şü
şündüğünüz
kişi-
nin zev
zevkine ve ihtiyacına
14
burcunu biliyorsanız seçim ya-
parken bu özelliklerinden fikir alarak yola
ğu bir mağazadayken
çıkabilirsiniz.
karars
kararsız
kaldıysanız
mağazan
mağazanın hediye çeklerinden al
alıp bu kişiye verebilir ve he
hediyenin seçimini
1
Hediye almak istediğiniz kişinin
uygun ürünlerin oldu-
seçen
seçenekler arasında
kendisine b
bırakabilirsiniz.
Hediye seçerken öncelikle hediyeyi
hediyeler” köşesinde tutabilirsiniz.
Hediyenin kişiye özel olması
15
onu değerli kılar. Bunun için he-
diyenizi paketlerken üzerine özel ve şık
bir not kartı ekleyebilirsiniz.
Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
16
Hele ki kahve fincanlarının bir
Hediye vermek isted
istediğiniz kişiye soğuk kış günleri için şık bir filtreli bitki
adı yazıyor ise bu kişinin sizi unutmaya-
yakınlığı, hediyeyi neden aldığımız ve ne-
9
köşesinde hediyeyi vereceğiniz kişinin
rede vereceğimiz konusunda karar ver-
çayı kupası alabilir kendi hazırlayacağınız
cağına emin olabilirsiniz.
memiz gerekiyor.
hoş bir paketle bu arma-
kimin için seçtiğimiz, bu kişinin bize
Hediye vereceğimiz kişiyi yeterince
2
ğanı sunabilirsiniz.
Yemeğe gelen mi-
veya yakınlarından bu kişinin sevdiği şey-
10
ler hakkında bilgi toplayabiliriz.
rayı hazırlarken her tabağın
tanımıyorsak ortak tanıdıklarımızdan
safirleriniz için sof-
Arkadaş toplantısının içeriğine göre
yanına o gecenin hafızada
hediye seçmek çok daha anlam-
kalması için hediye ama-
lıdır. Örneğin bir hafta sonu kahvaltısı
cıyla küçük birer süs objesi
öncesi alacağınız kahvaltı seti hoş bir
koyabilirsiniz.
3
Yeni bebek sahibi
Hediye almak istediğiniz kişi ile ge-
11
çirdiğiniz ortak zamanlarınızı gözden
tebriğe
sürpriz olacaktır.
4
olan bir yakınınıza
gittiğinizde
kısa
geçirin ve okumayı istediği bir kitabı veya
zamanda küçülecek be-
izlemeyi düşündüğü bir videoyu, o arayıp
bek kıyafeti yerine anne ve
bulmadan siz bulup armağan edin.
bebeğin yıllarca kullanabi-
5
Arkadaşınız yeni evleniyor ise bir
leceği hatta hatıra olarak
mağazada evlilik listesi hazırlatmış
saklayabileceği bir mama
olabilir. O mağazaya uğrayıp listeden
uygun bir ürünü almak eminiz çok makbule geçecektir.
6
Bu yıl sevdiklerini-
12
ze yeni yıl hediye-
si olarak yılbaşı gecesinin
nin çıkarılıp çıkarılmadığını mutlaka
ardından dikebilecekleri bir
Zarif bir pasta takımını babaanne-
7
takımı alabilirsiniz.
Hediye paketi hazırlanırken etiketi-
kontrol edin.
nizin tarifiyle kendi yaptığınız bir kek
Çağdaş çizgiler taşıyan ‘Aliza’ yemek takımı,
(85 parça), yukarıdan aşağıya doğru ‘ALZ85YT42025103’,
‘ALZ85YT42025105’, ‘ALZ85YT42025107’,
üç takım da 990 TL.
çam fidanı verebilirsiniz.
Tesadüfen görüp
13
çok beğendiğiniz
27
ÖNERİ
HEDİYE
Hediye seçmek için dolaş-
tüs hediye edeceğiniz kişiye dikkat
maya vakit ayıramıyor ise-
etmelisiniz!
17
niz www.porselensepeti.com gibi
alışveriş sitelerinden seçim yapabilir-
21
siniz. Ancak teslim süresini hediyeyi
almaya fırsat bulamadıkları hayat-
vermek istediğiniz güne denk getir-
larını kolaylaştıracak özel bir hediye
meye dikkat edin.
seçebilirsiniz.
Hediyeyi vereceğiniz kişi-
Hediye seçerken ürünün
22
hinde yayınlanan günün gazetesini
lamlı olması değerini arttırır.
arşivden bulup şık bir çerçevede
pahalı olmasından çok an-
Fotoğraf çerçevesi, mum-
kendisine vermeniz hoş bir hatıra
23
olacaktır.
hediye edeceğiniz kişinin yıllarca
luk, vazo gibi şık ürünler
Aldığınız hediye her ne olur-
ilk günkü gibi kullanabileceği ob-
sa olsun, değiştirme kartı-
jeler olacaktır.
19
nın unutulmamasına dikkat edin.
Büyük bir mağazada teş-
Unutmayın ki aldığınız he-
24
diye vereceğiniz kişinin si-
den satın alırken yeni paketi açtırın
zin tarafınızdan nasıl algılandığının
ve içindekilerin eksiksiz olduğunu
ipucunu da verir. Bu nedenle kak-
kontrol edin.
20
Hediye seçerken
düşülen en büyük
yanılgı hediyeyi
vereceğimiz kişinin
tarzına göre değil,
kendi zevkimize
göre seçim
yapmaktır.
Sır içi olarak üretilen bu
ürün bulaşık makinesinde
yıkanabiliyor. Demlikten
fincana kadar geniş bir
ürün yelpazesine sahip
olan bu grup tek parça
olarak da satılabiliyor.
‘ZG21CK150617617’,
14,28 TL.
28
man çok istedikleri ancak
18
nin doğduğu günün tari-
Klasik tarzlardan hoşlananlar için ‘Arte Bianco kahve
fincanları, ‘ABALCO6KT6675484’, 210,48 TL.
Arkadaşlarınız için her za-
hirde beğendiğiniz ürün-
Dört parçadan oluşan katlı kahvaltı takımı,
‘KPO4SKS4205475’, 47 TL.
Mağazaların standart hediye paketleri
yerine, kendi seçtiğiniz bir kutuyla
hediye paketi hazırlatabilirsiniz.
‘HR40KH15546617’, (40 parça) kahvaltı takımı, 194 TL.
Paketleme aksesuarları, www.hediyepaketleme.com
Bulaşık
k
makinesinde
yıkanabilen
‘Estel’ çay
fincanları, 10 TL.
25
Hediye vermek istediğiniz
aldığımız hediye ile kar-
kişi eğer zevklerini bildiğiniz,
şımızdaki kişiye istedi-
çok iyi tanıdığınız biriyse hoşlandığı,
ğimiz mesajı verebiliriz. Bu
B
ilgi alanına giren konuları kapsayan
en önce
nedenle hediye seçmeden
bir dergiye onun adına yıllık abonelik
bu kişiye ne hissettirmek, ne düşün-
yaptırabilirsiniz.
eden karar
dürmek istediğimize önceden
26
Değer
verdiğiniz
ancak
çok iyi tanımadığınız birine
vermeliyiz.
El yapımı hediyelik
yelik
hediye alırken seçeceğiniz ürünün
29
markasıyla kişiye verdiğiniz değeri
zeri
ifade edebilirsiniz.
ur
özel bir hediye seçimi olur
Arkadaşlarınızın alışkanlıkla-
27
rı en büyük ipucu olacaktır.
neşyalar, bir ben-
olmadığından
a
daha
her zaman.
Hediye objesinin me-
Örneğin her kış portakal reçeli yapan
30
arkadaşınıza farklı kapaklarda reçel
uçlar
taşıması bazen esprili sonuçlar
kavanozları hediye edebilirsiniz.
da verir. 50. yaş günü kut-
28
taforik olarak birr mesaj
Hediye seçimi bazen bir
layan yakın dostunuza
bulmaca gibi düşündüre-
kocaman bir büyüteç
bilir, bazen de güldürebilir çünkü
hediye etmek gibi… 29
TELEVİZYON
EZGİ MOLA
EZGİ MOLA’NIN
“AŞIRI SEVİMLİ”
DEĞİŞİM HİKAYESİ
“Celal Tan ve
Ailesinin Aşırı
Acıklı Hikayesi”nde
Jülide karakteri
olarak izlediğimiz
Ezgi Mola, bu yıl
tam dört filmle
beyazperdede olacak.
O, bir karakterin
“üstüne yapışmadığı”
genç jenerasyonun
en yetenekli
oyuncularından biri.
Hayatındaki bazı
şeyleri sorguladığı
bir zaman diliminin
ardından 15
kilo vererek, hep
izlediğimiz sempatik
kızdan gerçek bir
“dişiye” dönüşerek
çıkıyor karşımıza.
Yazı Neslihan Perker
Fotoğraflar Haydar Erçin
30
zgi Mola kapıdan içeri girdiği anda kuzeniniz gelmiş
Kendinizle dalga geçer misiniz?
gibi hissediyorsunuz. Zaten tanıdığınız ve kesinlikle
Dalga geçmek ne kelime… Yerden yere vuruyorum.
“samimiyetinden” şüphe duymadığınız güleryüzlü
Peki, egonuz nerede?
E
kızla bir aradasınız gibi. Ses tonu asla gerginleşmeyen, büyük
Hiç egom yok dersem yalan olur. Yok deyip de kimse kim-
bir mütevazılık içinde sohbet eden, onunla ilgili bir övgü cümlesi
seyi yemesin. Oyunculuk yapıyorsanız ve kendinizi seyrettiğiniz
kurduğunuzda “gerçekten mi?” diyerek şaşıran bir genç kadın.
bir mesleğiniz varsa, izleniyorsanız ego vardır. Ne bileyim, çok
Onu herkes içinde ayıran belli başlı özellikleri var ve bu sade-
da takılmıyorum herhalde hayatımda böyle şeylere. O kadar
ce sempatik bir insan veya arkadaş grubumuzun bir üyesiymiş
çok sorun var ki, bir de bunu eklemenin manası yok.
güdüsü yaratması değil. O, her şeyden önce “rolüm üstüme
Canlandırdığınız Jülide karakteri sürprizlerle dolu de-
yapıştı” örneğini Türkiye’de altüst eden genç jenerasyonun
diniz. Peki siz, birden herhangi bir sebepten ötürü haya-
belki de en ön plana çıkan kadın oyuncusu. Ezgi Mola’ya ne
tınızı değiştirdiniz mi? Ya da, bazı olaylar veya kişiler her
derseniz, tereddütsüz çok rahat oynayacaktır ve bu “oyundan”
şeye yeniden başlamanıza neden oldu mu?
da büyük keyif alacaktır. Çünkü en büyük zevki önce kendini
Evet, yaşadım hem de çok yakın bir zamanda. Kariyerim-
şaşırtmak, kendisi söyledi bunu. Gerisi zaten gelir ona göre.
den hayattaki duruşuma kadar her şeyimi sorguladım. Kendi
Değişim sürecinden geçerek hayatındaki bazı şeyleri sorguladı-
kafamın içinde bir çıkmaza girdim, yani bu süreç tamamen be-
ğı bir dönemden geçmiş bahsettiğine göre. Bu zaman diliminin
nimle alakalıydı. Şimdiye kadar her şeye sürekli pozitif yaklaştı-
ardından 15 kilo vermiş, hep izlediğimiz sevimli, sempatik kız-
ğıma karar verdim, böylesi de zarar.
dan gerçek bir “dişiye” dönüşmüş...
“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”nden başlayalım… Oradaki karakterinizden bahseder misiniz?
Neden, kazık mı yediniz?
Yok, öyle bir şey değil. Kendi kendime gereğinden fazla
olumlu düşünerek yaklaştığımı fark ettim olaylara. Burada da
Jülide, eşini kaybetmiş 30’lu yaşlarında, çocuğu, babası, ba-
pozitif düşünmekle de şunu anlatmak istiyorum, bazı şeyleri de
basının ikinci karısı, erkek kardeşi ve babaannesi ile birlikte yaşa-
dibine vurarak yaşamalısınız. Hayatta sürekli dengesiz olma-
yan bir kadın. Eskişehirli hukuk profesörü olan babası Celal Tan,
malıyım diye kasmaya gerek yokmuş.
çevresi tarafından çok saygı duyulan bir adam ve aynı şekilde ai-
Çok mu kontrollüsünüz?
leye de saygı besleniyor. Jülide’nin mesleği coğrafya öğretmenli-
Kontrol manyağı birisiyim.
ği. Çok sürprizli bir kadın bence, oynarken de büyük keyif aldım.
Hiç de öyle görünmüyorsunuz.
Silik, dikkat çekmeyecek insanlara bakarız bazen, kendi kendi-
Bir de yakınlarımın yanındayken görmelisin, hiç de öyle de-
mize “bunu biraz besle altından neler çıkar” diye düşünürüz. İşte
ğilim. Şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapmalıyız ama bak bu
tam da böyle bir karakter. Ruh hali dalgalı, çok gel-gitleri var.
daha iyi olur… Yok, yani artık! Dedim ki, bir şeyler yapacaksam
Bu sene Türk sinemasında dört filmde rol alarak ön
plana çıkan ender isimlerdensiniz…
Filmlerin hepsinin merkezinde değilim. “Celal Tan’da başrollerden biriyim. “Dedemin İnsanları”nda en dokunaklı sah-
öncelikle kendim için yapmam lazım, bunu anladım.
Aşk yaşarken de kontrol manyağı mısınız?
Aşkı yaşadığım andan ziyade, aşkın kendisine karşı kontrollüydüm. Hiç gerek yokmuş.
nelerden birindeyim. Çok kilit bir sahne benim için bu, hatta
Bu sebepten ötürü acı mı yaşadınız?
Yunanca konuşuyorum canlandırdığım karakterde. Bunun için
Ona girmeyelim hiç.
öncesinde bir ay ders aldık. “Pazarları Hiç Sevmem”in çekimleri
Peki, aşka inanıyor musunuz?
ise mayıs ayında oldu, hepsinde bambaşka resimler var.
Bilmem… Evet yani aşk diye bir şey var kesinlikle.
Türkiye’de çok alışılagelmiş olan “rol üstüne yapıştı”
durumunu ortadan kaldırdınız kendi kariyerinizde. Her
projede farklı bir Ezgi Mola görüyoruz…
Vücudunuzdaki “Ben varım” yazılı dövme dikkatimi
çekti…
Çocukluğumdan kalma, kendi varlığımla ilgili bir şeydi bu.
Öyleyse ne mutlu bana. En azından sinemada bunu yapabi-
Konservatuvarda eğitim görmeye başladığımızda hocamız “eli-
liyor olmak mutluluk verici. Çünkü televizyonda imkânlar kısıtlı.
nizi kaldırın ve varlığınızı hissedin deyince” küçük yaşlarımdan
Komedide de çok başarılıydınız…
kalma o detayı hatırladım ve bu dövmeyi yaptırdım enseme.
Çok teşekkürler. Ben de kendi kendime gülüyorum. Normal
Hiç görmesem de bir yerimde kalmalı dediğim bir cümledir.
hayatımda da biri bana gülünce çok eğlenirim, daha da gülsün
diye komiklikler yaparım küçük bir çocuk gibi.
Karşımızda oldukça değişmiş bir Ezgi Mola var. Bu
sürecin kararı nasıl verildi?
31
TELEVİZYON
EZGİ MOLA
EZGİ MOLA
• 29 Mart 1983 yılında İstanbul’da
doğdu.
• Koç burcu
• Müjdat Gezen Sanat Merkezi
Tiyatro Bölümü mezunu.
• 2007 yılında “Hayatımın
Kadınısın” ile Sadri Alışık
Ödülleri’nde “En İyi Yardımcı Kadın
Oyuncu Ödülü”nün sahibi oldu.
2010 yılındaysa “Canım Ailem”
dizisindeki performansı yine aynı
kategoride “İsmail Cem Televizyon
Ödülü”nü kazandırdı.
• Onu şimdiye kadar; “Hırsız Polis”,
“Senden Başka”, “Sınıf”, “Canım
Ailem” gibi dizilerde izledik.
• Bu sene tam dört filmde
performansına şahit olacağız.
Bu filmler; “Celal Tan ve Ailesinin
Aşırı Acıklı Hikâyesi”, “Dedemin
İnsanları”, “Pazarları Hiç Sevmem”
ve “Ay Büyürken Uyuyamam”.
• Kasım ayında sadece sinemada
değil televizyon ekranlarında da
seyirci karşısına çıkan Ezgi Mola,
“Bir Ömür Yetmez” isimli dizide
alışılagelmiş portrelerinden farklı bir
kişiliğe bürünüyor.
32
“Ben varım…” Kökeninde bu var. Daha iyi olmak istiyorum
dedim, mutlu olabilirim, kendime kötü davranmak istemediğime karar verdim.
Bu değişimi yaşayan bir kadın olarak insanların takıntılarından kurtulmaları için öneriniz var mı?
Öncelikle takıntısız insan yoktur. Ama hiçbir şeyi zorlamadan akışa bırakmak gerektiğini söyleyebilirim. İç sesimizi dinlemeliyiz, o ses her zaman doğrudur. Fazla kontrol manyağı
olmak iyi değil. Bir de, biz içten gelen sesimize kulak vermeye
çalışırken çevre ne der diye fazla düşünüyoruz.
Jülide rolüne nasıl seçildiniz?
Onur ağabey (Ünlü) beni aradı ve görüşelim dedi. Senaryoyu okuduktan sonra bu bir kara komedi mi diye sordum. O da
“köküne kadar” cevabını verdi. Bu işte varım dedim. Ben yönetmenin gözünün içine ne yapalım diye bakan biriyim. Kapalı
gibi görünsem de, dışarıdan gelen eleştirilere açık bir insanım.
Rol beni, en başından itibaren çok heyecanlandırdı.
Sizi hep eğlenceli dizilerde komedi yanı ağır basan
çok başarılı bir oyuncu olarak izledik. Şimdi ise karşımızda tam anlamıyla dişi bir kadın var…
Yaa, gerçekten mi?
Kesinlikle. Değişiminizle bambaşka bir Ezgi çıkmış
ortaya…
Şaşırtmayı seviyorum. Bunu da en çok oyunculukla yap-
ben yaparım işgüzarlığına da sahip olabiliyoruz, akışına bırakmak burada da geçerli.
Yeni diziniz hakkında bilgi verir misiniz?
maktan keyif alıyorum. Oyun oynuyorum aslında. Şu kıyafeti mi
21 Kasım’da başladı. Mert Fırat, Lale Mansur, Ahmet Rıfat
giysek, bu makyajı mı denesek derken, her seferinde kendimde
Şungar ile rol alıyorum. Bir drama bu, kendimden sıkıldım bir ara,
başka bir şey görüyorum. Ciddi bir kariyer planlaması yapıp 30
şimdiye kadar oynadığım diziler çok keyif verdi ama birbirine ben-
kilo vereyim de bu değişim olsun demedim. Kendimi şaşırtmak
zeyen işlerdi, kendim farklı detaylardan bir kurgu oluşturuyordum.
istiyorum her şeyden önce. Bunun en çok oyunculuk da olma-
Sinema öyle değil tabii. Ama bu dizi başka bir resim olacak.
sını istiyorum. Bunun dışında zaten gerisi olur.
Kadınlar tarafından sevilen bir kadınsınız ki bunu başarmak zordur. Neden seviyorlar sizi?
Bilmiyorum, oynadığım rollerle alakalıdır herhalde. Empati ku-
İstediğiniz bir yönetmenin karşısında on dakika seçmelere girme şansınız olsa, bu isim kim olur?
Gaspar Noe, Lars Von Trier, Ang Lee, Tim Burton, Pedro
Almadovar…
rulur canlandırdığım karakterlerle, “beni sana çok benzetiyorlar”
Hayallerinizin kaçta kaçını gerçekleştirdiniz?
diyen çok olur. Bu da benim hoşuma gidiyor. Elimden geldiğince
Hiç bilmiyorum yüzdeye vurmadım ama kurduğum hayaller,
oynarken en sıradan ve samimi şeyi bulmaya çalışıyorum.
çocukluktan beri aynı tutarlılıkta gidiyor. Şu anda yaptıklarım
Kıskanç mısınız?
hayallerim. Bir şeyden keyif almıyorsam yapmıyorum, sürprizler
Bazı yerlerde, evet kıskancım. Sevdiklerimi kıskanırım ama
de çıkıyor istediğim yolda ilerlerken. Bunlar da yükseltici du-
mesleki kıskançlıklarım çok yoktur. Sürekli kıyaslamaya girmem. Annemi, en yakın arkadaşımı, erkek arkadaşımı kıskanırım ama krize sebep olmam. Diyelim ki, arkadaşlarım benden
habersiz toplandı, neden aramadılar diye bozulurum.
rumlar oluyor.
Çok istediğiniz bir şeyden hiç vazgeçmek zorunda kaldınız mı?
Kalmadım. Bir şeyde çok fazla fedakârlık yaparak ödün de
Tahammül edemediğiniz şey?
vermedim. Fedakarlık da ederim ama çok yapmak istediğim
Herhangi bir konu bana aktarılırken anlamadığımı zannedip
bir şey için karşımdakini ikna etmek daha kolaydır benim için.
aptal yerine koymaları beni deli ediyor. Bizim toplumumuzda
Tatlı dille samimiyetle ve inanıyorsam dünyadaki herkesi ikna
herkes en zeki ya… Bu muhakkak bende de vardır. Dur onu
edebilirim. 33
UZMANINA SORDUK
KÜTAHYA PORSELEN
Müzeyyen Şirin/Ar-Ge Yöneticisi
TÜRKİYE’NİN
PORSELEN SARAYI
Porselenin granül halinden sofrada kullandığımız nihai ürüne
varıncaya kadar geçirdiği tüm aşamaları mercek altına aldık ve
dünyanın sayılı porselen üreticilerinden biri olan Kütahya Porselen
fabrikasında, porselen üretiminin tüm aşamalarını izledik.
Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Haydar Erçin
34
ütahya Porselen tam donanımlı teknolojik altyapısıyla
şıyan, el dekoru ürünlerimiz el işçiliği ile üretiliyor. Türk el sa-
dünyanın en önemli porselen üreticilerinden biri. Her
natlarını, Kütahya Porselen’in sanatçıları ile ölümsüzleştirerek
dönem yeni atılımlarla kalitesini daha da artıran Kü-
müşterilerimize sunuyoruz.
K
tahya Porselen, özellikle Ar-Ge biriminin kurulmasıyla Avrupa’nın
Arte-Bianco sürecimiz de ise beyazlığı ve şeffaflığı çok özel
üretebildiği teknikte ve kalitede porselen üreten az sayıda fab-
ürünlerimizi, Ar-Ge ekibimizin geliştirdiği özel çamur ve sırımızı
rikasından biri haline gelmiş. Kütahya Porselen fabrikalarına
kullanarak tamamen el işçiliği ile üretiyoruz.
yaptığımız ziyaretle porselenin granülden nihai ürüne kadar tüm
Yeni ürünleriniz nelerdir?
aşamalarını izleyip, Ar-Ge Yöneticisi Müzeyyen Şirin ve Kütahya
En yeni ve en özel ürünümüz 2012 yılı ocak ayında müşte-
Porselen Fabrika Yöneticisi Gültekin Sağlam ile konuştuk.
rilerimize sunacağımız, ateşe dayanıklı seramik tencere. Ar-Ge
MÜZEYYEN ŞİRİN/AR-GE YÖNETİCİSİ
ve tasarım ekibimizin üç yıl boyunca yaptığı titiz bir projenin so-
Sürekli değişim, gelişim ve inovasyon… Ar-Ge birimi
büyük bir sorumluluk anlamına geliyor, öyle değil mi?
Ar-Ge yönetcisi olmak bir mühendis için çok büyük bir şans
ve avantaj. Evet, sürekli değişim, gelişim ve inovasyon yaratı-
nucu olan bu ürün bizler için çok değerli. Müşterilerimizin, sağlık ve hijyenik açından mevcut ürünlere göre seramiğin üstün
özelliklerini görmelerini ve seramik kaplarda yapılan yemeğin
lezzetinin keyfine varmalarını büyük bir heyecan ile bekliyoruz.
lan bir ortamda olmak çok keyifli. Ülkemizde pek çok kuruluşta
Tencerenin yanı sıra büyük başarılara imza atan genç ta-
Ar-Ge’nin önemi son yıllarda anlaşılmış olmasına rağmen bizim
sarımcı Yiğit Özer’in tasarladığı yeni koleksiyonumuz ‘Sufi’yi
kuruluşumuzda Ar-Ge’ye verilen önem çok eskilere dayanıyor.
şubat ayında ev ve Ho-Re-Ca grubu müşterilerimizin beğeni-
Yönetim Kurulu Başkanımız, Genel Müdürümüz ve tüm üst yö-
sine sunacağız. Tasarımcı ve sanayici işbirliğini dünyaca ünlü
netimimizin Ar-Ge’ye verdiği değer, maddi ve manevi destek,
tasarımcı Defne Koz markası ile buluşturarak hazırladığımız üç
tüm Ar-Ge ekibini son derece motive ediyor. Teknik donanım
yeni koleksiyonumuzu Defne Hanım’ın imzası ile 2012 Nisan
olarak değerlendirdiğimizde ise, gerek şirket bütçemizden
ayında profesyonellere tanıtacağız. Deneyimli ve profesyonel
ayırdığımız paylar gerekse TÜBİTAK tarafından desteklenen
tasarım ekibimizin hazırladığı iki yeni yemek takımı formumuz
projelerimizle laboratuarlarımıza aldığımız cihazlar bizi porselen
ve dekorlu ürün koleksiyonumuz ise ilk kez 2012 Şubat ayında
ve seramik sektöründe Türkiye’de hatta dünyada sayılı teknik
Ambiente fuarında yurtdışındaki müşterilerimize sunulacak.
donanıma sahip bir Ar-Ge konumuna getiriyor. Konusunda uzman doktoralı, yüksek lisanslı mühendislerimiz ve yılların birikimi ile deneyimli laborantlardan oluşan Ar-Ge ekibimiz ile sektörümüzde öncü projeler gerçekleştiriyoruz.
Dünden bugüne değişen porselen modasından bahseder misiniz?
Aslında porselende moda çok kısa sürelerde değişmiyor,
özellikle de ülkemizde. Dünyadaki trendleri kısa sürede ürünle-
Araştırma ve geliştirme süreci nasıl planlanıyor?
rimize taşısak da müşterilerimizin büyük bir kısmı klasik form ve
Kuruluş genelinde, her üç yılda bir stratejik planlama yapı-
dekorları çok beğeniyor. Çiçekli altın fileli ürünler, milenyum ile
yoruz. Her yıl belirlediğimiz stratejileri gözden geçiriyor ve bu
birlikte uygulamaya başladığımız platin ve metal malzemeler ile
stratejileri gerçekleştirmek için yıllık hedeflerimizi belirliyoruz. Ar-
hazırladığımız avangard desenler günümüzde de en fazla talep
Ge sürecimizi de tüm süreçlerimiz gibi hedefler ile yönetiyoruz.
gören ürünler. Avrupa’da ise yalın, basit ve modern ürünler
Ar-Ge stratejilerimiz, müşterinin mevcut ve gelecekteki beklen-
daha çok tercih ediliyor. Form olarak değerlendirdiğimizde,
tilerine uygun tasarım yapmak, ürünü kısa sürede tasarlayarak
geçmiş dönemlerde yuvarlak rölyefli ürünler beğenilirken son
pazara sunmak, tasarımlarımıza güç katan paydaşlarımız ile
yıllarda teknolojinin de izin vermesi sebebi ile kare, üçgen ve
işbirliğini artırmak, yenilikçi ve yaratıcılığı destekleyen aksiyon-
düzensiz şekilli ürünler moda oldu. Tabak ebatları çok büyüdü,
ları artırmaktır. Bu stratejileri gerçekleştirmek için altı aylık ve
servis tabağının büyüklüğü 25-27 cm’lerden 30-32, hatta 34
aylık planlar yapıyor ve bu planlar doğrultusunda yaptığımız her
cm’leri buluyor.
yeni tasarım için tasarım planı ve gant şemaları ile hedeflerimizi
gerçekleştiriyoruz.
Bizim sektörümüzde moda her yıl Ambiente fuarı öncesinde belirleniyor. 2012 için de dört farklı temada trend belirlendi,
Teknoloji kullanılarak üretilen ürünler dışında el işçi-
bu temalar göre yeni hazırladığımız tasarımların öne çıkan özel-
liğiyle üretilen ürünler var mı? El işçiliğiyle üretilen ürün-
likleri: Folklorik ve geleneksel el sanatlarının yeni bakış açısı ile
lerde süreç nasıl işliyor?
günümüze uyarlanması; çok ince, kusursuz ve ahenkli olmaları;
Sanat Evi olarak adlandırdığımız sürecimizde, Anadolu’nun
ışıltılı, parlak, aydınlık, yoğun renkler ile dikkati çekmeleri; koyu
7000 yıllık sanat ve kültür mirasını geçmişten günümüze ta-
renkler ile günlük kullanıma yansıtılan güçlü özgüvene sahip
35
UZMANINA SORDUK
KÜTAHYA PORSELEN
Gültekin Sağlam/Fabrikalar Müdürü
36
olmaları. Öncelikle şubat ayında fuarda sergileyeceğimiz bu
ancak müşterilerimizin beklentilerinin de ötesinde ürünleri ta-
ürünleri, iç pazardaki müşterilerimize de sunacağız.
sarlamakla mümkün.
GÜLTEKİN SAĞLAM /FABRİKALAR MÜDÜRÜ
Ülkemizde porselenin gelişim süreci nasıl oldu?
Üretim süreci nasıl planlanıyor?
Kuruluşumuzdaki süreçlerle yönetim felsefemizin en önem-
Türkiye’de ilk porselen üretimi III. Selim döneminde başla-
li süreçlerinden biri olan ‘ürün gerçekleştirme süreci’ bir üst
dı. III. Selim 18. yy’ın sonlarına doğru Haliç ve Balat civarında
süreç olarak takip edilmektedir. Bu sürecimize bağlı üretim
atölyeler kurdurarak küçük miktarda üretimler yaptırmış. 1892
planlamadan başlayıp, üretimin aşamaları ile devam eden ve
yılında Abdülhamit’in emriyle sarayların ihtiyacının karşılanma-
fabrikalarımızın bakım süreçleri ile sona eren 12 adet ana süreç
sı amacıyla Yıldız Sarayı’nın bahçesine bir porselen fabrikası
bulunmaktadır. Üretim süreçlerimizin hepsi kendine özgü per-
kurulmuş. Başlangıçta yabancılar tarafından üretim yapan bu
formans parametreleri ile planlanmakta ve izlenmektedir. Bu
fabrikanın yönetimi, zaman içinde Türk uzmanlara devredilmiş.
parametrelerin belirli periyotlarda takip edilmesi ve olası sap-
Bu fabrikanın üretimi 1. Dünya Savaşı ile birlikte 1914 yılında
malar için aksiyon planlamalarının yapılması ile üretim süreçleri
durdurulmuş. Cumhuriyet döneminde kurulan ilk büyük porse-
sürekli olarak kontrol altında tutulmaktadır.
len fabrikası 1958 yılında İstanbul Porselen ismiyle kurulmuş.
Üretim öncesi ve sonrası yapılan hazırlıklar nelerdir?
1. Dünya Savaşı sırasında kapatılan Yıldız Porselen ise 1962
Porselen üretimine başlamadan önce mutlaka çok iyi bir
yılında Sümerbank tarafından tekrar işletmeye alınmış. 1967
masse ve sır reçeteniz olmalıdır. Bizim bu konuda çok iyi çalı-
yılında bir kamu kuruluşu olarak Yarımca Porselen, 1975 yı-
şan bir Ar-Ge’miz var. Bunun dışında ileri teknoloji ile donatıl-
lında Kütahya Porselen, 1988 yılında Güral Porselen ve 1992
mış, fonksiyonel kullanıma sahip bir üretim hattınız ve bu pro-
yılında Porland Porselen Fabrikaları üretime başlamışlar. Bugün
sesi çalıştıracak yetkinlikte insan kaynağınız bulunmalıdır. Tabi
bu fabrikalardan sadece üç tanesi; Kütahya Porselen, Güral
bunların hepsini belirlenmiş bir organizasyon çerçevesinde
Porselen ve Porland Porselen üretimlerini sürdürmekte olup,
yönetecek modern bir yönetim anlayışınız bulunmalı. Bunların
diğer fabrikalar kapanmıştır.
hepsi bir araya geldiğinde zaten başarı da beraberinde geliyor.
Kütahya Porselen’in bu gelişime etkisi nasıl oldu?
Ürettiğimiz tüm ürünler mutlaka “Nihai Üretim Kalite Planı”nda
Kütahya Porselen bugün ülkemizin üretimini sürdüren en
yer alan kriterleri karşılamalıdır. Bunun için de laboratuvarları-
köklü porselen fabrikasıdır. Yıllık 100 milyon parça üretim
mız sürekli olarak son şeklini almış ürünlerimiz üzerinde test ve
kapasitesi ile sadece ülkemizin değil, Avrupa’nın da en bü-
kontrollerini yapmaktadır. yük kapasitesine sahip grubudur. Avrupa’da ekonomik nedenlerle kapanan porselen fabrikalarından biri olan ve Selb
bölgesinde faaliyetlerini sürdüren Porzellanfabrik Mitterteich
AG’nin, satışa çıkartılması sonucunda, bu fabrikaya ait bütün üretim makineleri, modeller, kalıplar ve firmanın isim hakkı
2005 yılında grubumuz adına tescil edilmiştir. Bu fabrikanın
satın alınması ile birlikte, Avrupa’da 1700’lü yıllarda başlamış
olan porselen üretimine ait know how da grubumuza aktarılmıştır.
Kütahya Porselen üretim felsefelerinden biraz bahseder misiniz?
Üretim felsefemizi, Kütahya Porselen misyonunda da çok
net bir şekilde yazdık. Misyonumuzun giriş kısmı aynen şöyle;
“Müşterilerimizin sağlığını koruyan, estetik ve sanatsal değeri ile
yaşama sevinci veren, beklenti ve gereksinimleri aşan porselen ürünleri üretmek.” En sağlıklı porselen ürünleri üretmek asla
taviz vermediğimiz bir felsefemiz. Bunun dışında sürekli olarak
yeni formlar, tasarımlar ve dekorları müşterilerimize sunmak da
başka bir üretim felsefemiz. Bunun için çok güçlü bir tasarım
ekibi oluşturduk. Biz biliyoruz ki, pazar liderliğimizi sürdürmek
37
TASARIMCI
KUNTER ŞEKERCİOĞLU
38
Bir ‘Dervish’ öyküsü
Kunter Şekercioğlu’nun Design Turkey Endüstriyel Tasarım 2010
‘Üstün Tasarım’ ve APCI (Endüstriyel Tasarım ve Promosyon Örgütü) ajansı
tarafından verilen ‘Label l’observeur du Design 11’ ödüllü ‘Dervish’ kahve fincanı,
yenilikçi söylemiyle en çok konuşulan fincan tasarımlarından biri.
Şekercioğlu ile üretimi Kütahya Porselen tesislerinde gerçekleştirilen
fincanın hikayesini ve Türkiye’de tasarım olgusu konuştuk.
Yazı Fatoş Özel, Fotoğraflar Canan Yetişti
‘Disiplinler arası’ olarak tanımlıyorlar çalışma ortamlarını…
içeriklerin farklılaşıyor olması bizi çok heyecanlandıran ve moti-
Kilit Taşı, Kunter-Taner Şekercioğlu’nun endüstri ürünleri ta-
ve eden bir konu. ‘Dervish’ kahve fincanı, tarihsel bir hikayenin
sarımı, iç mimarlık ve mimarlık alanlarında eş zamanlı olarak
özümsenmesi ile form bulan, yan yol olarak gördüğümüz ve
yaratıcı çalışmalara imza attıkları tasarım ofislerinin adı. On-
kendimize deneysel çalışma imkanı yarattığımız markamız Zula
lar risk almayı seviyorlar ve tasarladıkları ürünün, üretiminden
tarafından kullanıcı ile buluşturulmuş ilk ürün.
satışına kadar her detayı planlayarak Kilit Taşı’na bambaşka
Dervish, formu ile kahve bitkisinin geçmişinden referanslar
bir çalışma prensibi de taşıyorlar. Kunter Şekercioğlu’nun ta-
taşıyor. Kısaca şöyle aktarabiliriz; kahve bitkisinin anavata-
sarladığı ‘Dervish’ kahve fincanının üretimi Kütahya Porselen
nı olan Etiyopya’da halk, bu bitkiyi un haline getirerek ekmek
fabrikalarında gerçekleştiriliyor. Satışını ise tümüyle kendileri
yapımında ve tedavi amaçlı kullanıyormuş. Bitkinin, ayık tutma
yapıyorlar.
özelliği, tedavi ediciliği, coğrafik olarak yüzyıllar boyu yayılmış.
Kunter Şekercioğlu elektrikli ev aletleri, promosyon ürünleri,
Karşı kıyı Yemen’e de ünü ulaşan kahve bitkisi ilk defa 14. yüz-
kırtasiye, mobilya, plastik ev ve temizlik ürünleri, aydınlatma,
yılda Sufi tarikatlarındaki dervişler tarafından kavrulup ezilmiş ve
ambalaj gibi farklı alanlarda üretim ve hizmet veren çeşitli mar-
kaynatılıp içilmeye başlanmış. Bizim için Dervish ilk eskizinden,
kalar için tasarım ve danışmanlık hizmeti veriyor. Kunter Şe-
kahve yudumladığımız seramik modeline ve porselenden üre-
kercioğlu adını tasarım alanındaki tüm etkin sergilerde görmek
tilen gerçek haline, ardından kullanıcı ile buluşturma yollarına
mümkün. ‘Sınırların Ötesine Ürün Tasarım Sergisi’, ‘Barbarlar
dek, tasarlamak dışında aktif rol aldığımız birçok aşaması olan
Sofrası’, ‘İlk in Milano’, ‘Her Şey Eskizle Başladı’ katıldığı sergi-
özel bir çocuk.
lerden sadece birkaçı. ‘Bizim için değişmeyen bir şey var ki o
da ‘neyi, neden ve kim için yapıyor olduğumuz,’ diye özetliyor
Diğer çalışmalarınızı da bu perspektiften değerlendirebilir misiniz?
tasarım ofislerindeki çalışma prensiplerini. Kunter Şekercioğlu
Her projede yaşanan süreçler farklılık gösteriyor. Çünkü her
ile hikayesi, 2008 yılında ‘Starbucks Coffee Türkiye 5. Yıl Tasa-
projenin kendine ait başka başlıkları var. Tarifnameleri aynı ol-
rım Sergisi’ ile başlayan, 2010 yılında ise ‘Design Turkey 2010
madığı için tasarım süreçleri de ortaya çıkacak ürün de ayrışı-
Üstün Tasarım Ödülü’ne layık görülen ‘Dervish’ kahve fincanın-
yor. Bunun için her proje aynı perspektiften değerlendirilemiyor.
dan hareketle Türkiye’de tasarımı konuştuk.
Bir diş fırçası tasarlarken ağız ve el ergonomisi, doğru fırçalama
‘Dervish’ kahve fincanının hikayesini okuduğumda
bu formun bir tasarım objesi olmanın ötesinde, önce hi-
yöntemi önem taşırken bir tost makinesinde başka sorular ve
kriterler ile karşılaşıyoruz.
kayenin sindirildiği, sonra tasarımın vücut bulduğu duy-
Kaynağı uygarlık tarihine dayanan bir bilgiyi, gele-
gusuna kapılıyorum. Sizin için bir tasarım objesi yaratma
neksel form dilinden çıkarıp modern tasarım diline ak-
süreci, her zaman böyle bir kaynağa mı dayanıyor?
tarıyorsunuz. Bu süreçte ürünün art craft yönü sizin için
Tasarım sürecinin besin ve esin kaynağı her projede farklılık
önem taşıyor mu?
gösterebiliyor. Bizim için değişmeyen bir şey var ki o da ‘neyi,
Dervish özelinde bu soruyu değerlendirirsek tarihsel bir hi-
neden ve kim için’ yapıyor olduğumuz. Proje süreçlerinin ve
kayenin referanslarını ürünün formunda bulabiliyoruz. Ürünün
39
TASARIMCI
KUNTER ŞEKERCİOĞLU
malzemesi, üretim yöntemi ve de üretim sınırları ürünün yarattı-
ğimizden memnunuz. Ürünümüzü bizim gibi sahiplenerek, hızlı
ğı etkinin birer girdisi. Dervish’in geleneksel bir yöntem ile elde,
çözümler sunan, özen gösteren, ailemizden birisi bizim için.
dikkat ve özen gerektiren bir dokunuş ile üretiliyor olması bilinçli
İşbirliğimizin hem Zula hem de Kütahya Porselen için yeni pro-
olarak tercih etmiş olduğumuz bir hassasiyet noktası.
jeler ile devam etmesini umuyoruz.
Dervish’in el ile tornalanmasını da buna bağlayabilir miyiz?
Kütahya Porselen ile yapmayı planladığınız başka
projeleriniz var mı?
Dervish formu ile aynı kategorideki ürünlerden farklılaşırken
üretim hassasiyeti ürüne başka bir katma değer kazandırıyor.
El yapımı bir süreçten geçiyor oluşu fincanın pazarda konumlandığı yeri destekliyor.
Neden olmasın… Tasarıma ve tasarımcıya önem veren bir
firma ile çalışmaya başladık ve devamının gelmesini istiyoruz.
Birbirinden çok farklı alanlarda tasarımlar yapıyorsunuz. Bir endüstri tasarımcısı için tek bir alan belirleyip
Tasarımın global bir dile sahip olması, sizi besleyen
kültürel değerlerin etkisini azaltma yönünde bir tehlike
oluşturuyor mu?
o alanda deneyimler yaşamayı tercih etseydiniz bu ne
olurdu?
Tek bir alanda uzmanlaşmayı tercih etmiyorum. Farklı mal-
Yerel değerlerimiz, geçmişimizden ve de alışkan-
zeme, farklı üretim yöntemleri farklı birer oyun ala-
lıklarımızdan referanslarımız kısacası ‘bize
nı, yepyeni birer motivasyon kaynağıdır.
ait’ olandan yola çıkmak, önce ken-
Herbir yeni konuya ‘uzman körlüğü’
dimize bakmak ardından küresel-
yaşamadan daha yenilikçi yak-
leşeni görmek ya da her ikisini
laşma imkanınızın olacağını
beraber görmek, bir farkın
olmadığını bize anlatıyor.
Bu bir tehlikeden çok,
dünyanın ne kadar küçük bir köy olduğunu
gösteriyor. Bize ait
olandan uzaklaşmak,
aslında bizi var etmek
yerine
yok
ediyor.
Dervish’in tasarım sürecinde beslenilen yerel ya da bölgesel kalan
hikayesi, katıldığı ulusal
ve uluslararası sergilerde
düşünüyorum. Bunu aynı
‘Tek bir alanda uzmanlaşmayı tercih
etmiyorum. Farklı malzeme, farklı
üretim yöntemleri farklı birer oyun
alanı, yepyeni birer motivasyon
kaynağıdır. Herbir yeni konuya ‘uzman
körlüğü’ yaşamadan daha yenilikçi
yaklaşma imkanınızın olacağını
düşünüyorum. Bunu aynı zamanda
uzun süredir deneyimliyorum.’
katılımcılar ve jüriler tarafından
deneyimliyorum.
Malzeme konusunda sizi en çok
heyecanlandıran
nedir?
Her
nin
farklı
malzemekullanım
alanı, üretim yöntemi, kişilik özellikleri
ve tepkileri olmasının
yanında yeni ürün veya
yeni sektör yaratarak yeni
tasarım faaliyetlerine imkan
kolaylıkla algılanıyor. Fincanımız
sunması beni heyecanlandıran
geçtiğimiz yıl iki tasarım ödülüne
bir çeşitlilik doğuruyor.
birden layık görüldü; ödüllerden birisi,
Tasarım çizginizi anlatmanızı
Fransa’nın APCI (Endüstriyel Tasarım ve Promosyon Örgütü) ajansı tarafından verilen Label l’observeur
zamanda uzun süredir
istesem sizin için en önemli başlıklar
ne olurdu?
du Design 11 ve diğeri yenilikçilik, ayırtedicilik, işlevsellik gibi
Belirli bir çizgiden bahsetmek bence mümkün değil. Eğer
kriterlerin yanında toplumsal, kültürel katkıları ile aldığı Design
ki tasarımcıdan beklenen ortak çizgilere sahip bir ürün ailesi ise
Turkey 2010 Üstün Tasarım Ödülü’dür.
tasarlanan ürünlerde ortak bir çizgisinden bahsedilebilir. Yani
Kahve fincanlarınızın üretimini Kütahya Porselen’e
yaptırıyorsunuz, bunun nedenini sorabilir miyim?
tasarım tarifnamesine üç parçalı bir ürün ailesi olacağı bilgisi
belirtildiğinde tasarımcı, bu bilgiden ürünlerde ortak bir çizgi
Fincanımızın üretim sürecinde gereken hassasiyeti göstere-
olacağı referansını alabilir. Her proje için sorulan soru ve yazılan
bilecek profesyonellikteki bir firma olduğunu duyuyorduk ancak
tarifname farklılaşacağı için tasarımcı farklı sonuçlara, ürünlere,
deneyimlememiştik. Geçtiğimiz haziran ayında başlayan işbirli-
formlara ulaşır. 40
Kunter Şekercioğlu’nun
tasarladığı ‘Dervish’ kahve
fincanının üretimi Kütahya
Porselen fabrikalarında
gerçekleştiriliyor. Satışını ise
tümüyle kendileri yapıyorlar.
41
STİL
BİTKİ ÇAYI
DOĞADAN GELEN SAĞLIK
Her derde deva doğal bitki çaylarını Kütahya Porselen’in filtreli bitki çayı kupalarında ve
birbirinden şık tasarımlarında içmeyi denediniz mi? Yapım Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Tufan Önal/PTS
itkilerin hastalıkları tedavi edici etkisi yüzyıllar boyunca
B
tıpta ve alternatif tıpta kabul görmüştür. Doğanın muci-
zevi eczanesi olarak da adlandırabileceğimiz bu şifalı bitkilerden
yapılan çaylar, çeşitli rahatsızlıklara karşı ilaç görevi görüyor.
Gelin, birbirinden cazip koku ve tatlarıyla sağlığınıza iyi gelecek
ve damağınızı şenlendirecek örneklere bir göz atalım.
Bitki Çayı Nasıl Hazırlanır?
Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki veya 2-3 adet
çiçekli sapı, orta boy bir su bardağı dolusu
kaynar suda 10 dakika demledikten sonra
süzün. Doktor tavsiyesini dikkate alarak
günde iki veya üç bardak içebilirsiniz.
42
1
2
3
1 ‘EZ01MG15446’ kareli kupa, 6,43 TL.
2 ‘EZ01MG15446’ puantiyeli kupa, 6,43 TL.
3 ‘TL02MG42055513’ çizgili kupa, 8,89 TL.
43
STİL
BİTKİ ÇAYI
2
1
3
1 ‘LM01MG14020’ kupa, 8,07 TL.
2 ‘E001MG115872’ kupa, 8,27 TL.
3 ‘ABZE01MG661475’ kupa, 22,97 TL.
44
‘EO03M684209117’ filtreli bitki çayı kupaları, (adedi) 14,90 TL.
Yayla otu Kırsal yörelerde yetişir. Bir metreye kadar uzayabilir. Kuvvetli kokulu ve tüylüdür. Çayı bir süre düzenli içildiğinde gaz giderir,
iştah arttırır ve mide spazmını çözmeye yardımcı olur.
Mimoza Ölmez çiçek ve güve otu isimleriyle de bilinir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde idrar söktürür ve gaz giderir. Sarılık, iktidarsızlık, kulak
çınlaması, kulağın ağır işitmesi, romatizma, safra kesesi, mesane ve
böbrek iltihabı, düşük tansiyon ve egzamayı gidermek için önerilir.
Yasemin Özellikle yağmur ormanlarında yaşayan bir bitki türüdür.
Çayı bir süre düzenli içildiğinde kilo vermeye yardımcı olur, metabolizmayı hızlandırır, gazı giderir, vücudu toksinlerinden arındırır ve sindirim
sistemini düzenler.
Sarı kantaron Kuru topraklarda, yol kenarlarında yetişen ve bir metreye kadar uzayabilen otsu bir bitkidir. Kılıç otu, kan otu, binbir delik
otu, yara otu adları ile de bilinir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde iştahı
açar, öksürüğü keser, sinirleri yatıştırır, böbrek taşını eritmeye yardımcı
olur, idrar ve balgam söktürür.
Melissa Limon kokulu, çok dallı ve otsu bir bitki olan melissa, oğul otu
olarak da bilinir. Yol kenarlarında ve ekilmemiş yerlerde rastlanan, 30-100
cm boylarında, çok yıllık otsu bir bitkidir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde
yatıştırıcı ve antiseptik (mikrop öldürücü) etkilere sahiptir. Aynı zamanda
hafıza zayıflığına faydalıdır; baş dönmesi, migren ve kulak çınlaması gibi
şikayetleri de keser.
Gül Rutubetli ve geçirgen topraklarda yetişen gülün çayının bir süre düzenli içildiğinde, antiseptik (mikrop öldürücü) etkisi vardır. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Göz kanlanmaları ve göz nezlesinde etkilidir.
Kekik Güneşli bayırlarda ve ormanlık alanlarda yetişen kekik bitkisinin
tamamı kurutularak kullanılır. Çayı düzenli içildiğinde bedeni kuvvetlendirir, hazmı kolaylaştırır, iştahsızlığı giderir, kalp çarpıntılarını keser,
bağırsak iltihaplarını iyileştirir, salgı bezlerini düzenler ve tansiyonu geçici olarak yükseltir.
Karabaş otu Boyları bir metreye kadar uzayabilen, çalı görünümlü ve
çok yıllık bir bitkidir. Yalancı lavanta çiçeği adıyla da bilinir. Çayı bir süre
düzenli içildiğinde ağrıları dindirir, kalbi kuvvetlendirir, balgam söker ve
uykusuzluğu giderir.
Adaçayı Hafif kireçli ve kuru toprakları seven adaçayı, kışları ılık geçen
bölgelerde yetişir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi riskini azaltır. Gece terlemesi ve aşırı terleme problemlerine yardımcı olur.
Civan perçemi Yöresel olarak akbaşlı, barsama otu, beyaz civan
perçemi, sarı civan perçemi ve kandilçiçeği diye de anılır. Türkiye’de
40’a yakın civan perçemi türü bulunur ve bunların birçoğu kullanılır.
Çayının bir süre düzenli içildiğinde terletici, idrar söktürücü, tansiyon
düşürücü, menopoz sıkıntılarını hafifletici, kan yapıcı ve sindirimi destekleyici etkileri vardır.
45
ZANAAT
KAYA KALAYCI
Kuş motifli, el yapımı
bronz abajur başlığından
bir detay..
BAKIRLA YAŞAMAK
Dört nesildir bakırcılıkla
uğraşan Kalaycı ailesinin
mensubu bakır sanatçısı
Kaya Kalaycı, seri üretime
karşı el işçiliğinin bayrağını
taşıyor. Yapım Zeliha Köşlü
46
Kaya Kalaycı’nın Karacaahmet Mezarlığı
girişinde yer alan Şakirin Camii gibi özel
projelerde imzası bulunuyor.
üyükdede Artin Usta’dan Dede Haçik Usta’ya, Baba Artin Kalay-
B
cı Usta’dan da Kaya Karakin Haçik Kalaycı’ya sürüp giden aile
mesleği kalaycılığın hikayesi çok eskilere uzanıyor.
DÖRT NESİL KALAYCI AİLESİ
Tarihsel kayıtlar, Kanuni Dönemi’nde Van ve Bitlis bölgelerinden
Marmara’ya göçen Ermenilerin, İznik-Yalova kervan yolu üzerinde Çengiler
Köyü’nün bulunduğu alana 1600’lü yıllarda yerleştiğini gösteriyor. Çengiler
Köyü’nün adı 1948’de Sugören olarak değiştirilmiş. Çengiler Köyü’ndeki büyük zeytinliğin sahibi olan büyükdede Artin Usta, aynı zamanda bakırcılık ve
kalaycılık ile de uğraşmış. 1881 yılında Artin Usta’nın ileride kendisi gibi kalaycılık yapacak oğlu Haçik dünyaya gelmiş. Ancak Gülhane Hattı Hümayûnu ile
Osmanlı’nın bütün tebaasının eşit haklara sahip olduğu ilan edilip gayrimüslimler de müslümanlar gibi askere alınmaya başlandığında Haçik de askere
alınmış. Dönem Trablusgarp Savaşı öncesiymiş. Savaş patlak verdiğinde ise
Haçik esir düşmüş ve ancak sekiz yıl sonra evine dönebilmiş. Döndüğünde
ise köyünde ailesini bulamamış. Haçik bunun üzerine İstanbul Şişli’de oturan
bir akrabasının yanına yerleşmiş ve bir bakırcı dükkanında çalışmaya başlamış. Haçik Usta, Atatürk’ün Yalova ziyaretlerinde kaldığı Baltacı ve Millet
Çiftliği’nin, Atatürk Köşkü’nün ihtiyaçları için İstanbul’da bakır kaplar üretip
bunların bakımı ve kalaylanmasıyla görevlendirilmiş. Atatürk’ün Yalova ve Termal ziyaretleri Haçik Usta’ya ve ailesine Kalaycı soyadını kazandırmış. 1955
yılında felç geçiren Haçik Usta’nın işlerini oğlu Artin Kalaycı Usta üstlenmiş.
2000 yılında vefat eden Artin Usta’dan ise işi Alman Lisesi mezunu, Boğaziçi
Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazanan oğlu Kaya Kalaycı devralmış.
BAKIR BENİM İLK OYUNCAĞIM…
Gözünü bakırla açan Kaya Kalaycı, çok iyi tanıdığı malzemeyi, görgüsü ve aile gelenekleri ile birleştirerek işlemeye devam ediyor. Kaya Kalaycı,
Kapalıçarşı’daki dükkan-atölyesinin yanında Nişantaşı’ndaki ofis showroom’u
ve Samatya’daki atölyesiyle bakıra modern bir yorum getiriyor. Kalaycı ailesinin
atölyesinde ve dükkanında Anadolu’dan ve İstanbul’dan toplanmış pek çok
bakır, tunç, pirinç eşya kimi zaman benzer formlarda yeniden üretilirken, kimi
zaman ise tamir ediliyor. Bakır, bronz ve pirinç eşyaların evlerde kullanımı azalmaya başlayınca bu eşyalar Bakırcılar Çarşısı’ndaki eskicilerde ve bakır dük47
ZANAAT
KAYA KALAYCI
48
“Doğduğumda gözümü bakırla açtım, bakır benim
ilk oyuncağım…” diyen Kaya Kalaycı zanaat olarak
yaptığı işi farklılaştırarak sanata dönüştürüyor.
kanlarında toplanmaya başlanmış. Bu durum yeni imalat yapılmasını engellediğinden
tamirat işine ağırlık verilmiş. Özellikle bakırdan ibrikler, sahanlar, sürahiler, maşrapalar,
tencereler, sabunluklar, badyalar, hamam tasları, sütlükler, cezveler, şamdanlar ilgi görmeye başlamış. Bunların alıcıları çoğunlukla yabancılar olmuş. Yabancılar bazen kırmızı
ve parlak bakırı tercih ederken bazen de eski görünümlü tunç ve pirinç eşyalara ilgi
göstermişler. Turistik amaçlı bakır eşyaların satılması, Anadolu’daki eskicilerden ve bakırcılardan bu eşyaların hızlıca toplanmasına ve kısa sürede tükenmesine neden olmuş.
Yırtılmış, bombelenmiş, erozyona uğramış eski eşyaların tamir edilmesi yeni bir obje
üretmekten çoğu zaman daha zor olmuş. 1980’li yılların sonunda Kaya Kalaycı, Bedros
Usta’nın yanındaki eğitimini tamamladığında dükkanı çekip çevirmeye başlamış.
SANATSEVERLERLE ELELE ÇIKILAN BİR YOLCULUK
Ardından Kalaycı için Çiğdem Simavi gibi sanata destek veren, eskiyi ve antikayı seven ziyaretçilerin talepleriyle farklı bir dönem başlamış. Neredeyse her hafta sonu Rahmi
Koç, Semahat Arsel madeni eşya tamir ettirmek ya da satın almak içini dükkanı ziyaret
eder olmuşlar. Bu gerekçeler ile iyi bir çevre ve çarşı kültürü edinen Kaya Kalaycı üniversite yerine çalışma hayatını tercih etmiş. Tamirat işlerinin ağırlıkta olduğu 1988 yılında
Divan Oteli için 200-300 adet kapaklı sahan siparişi alınmış. Sahanlar Macaristan’daki
Türk Gecesi’nde kullanılmış. Ardından “Dünya Genç İşadamları Toplantısı” için 1000
adet sahan daha yapılması gündeme gelmiş ve dört-beş ay içinde tamamlanan iş beğenil
ğenilmiş. Yapılan sahanlar toplantı sonrası Çırağan, Kuruçeşme Divan gibi Divan otellerine dağıtılmış. Otellerin yabancı konuklarından da siparişler alınmaya başlanmış. Artık K
Kalaycılar’ın dükkanına sadece alışveriş için değil, mangal üzerinde, bakır cezvede
yapıl
yapılan Türk kahvesini yudumlarken sohbet etmek için de uğranır olmuş. Anadolu’dan
gelen eskiler bitince ve iyi bakır kalmayınca, Osmanlı formlarında gümüş objeler yapılmaya b
başlanmış. Osmanlı kültürünü tanıtmak ve yaymak amacıyla ince işçilikli bakır tombak vve pirinç eserlerden replikalar yapılmış. Divit, leğen, ibrik, nargile, buhurdan, sahan,
sütlü
sütlük, şamdan, alem, gülabdan, hamamtası, kahvelik önde gelen objeler arasında olmuş
muş. Kaya Kalaycı, yeni başladığı başarılı tasarımların da etkisiyle açtığı Nişantaşı’ndaki
show
showroom’unun yanı sıra Samatya ve Beyazıt’taki atölyelerinde yeni ürettiği çalışmalarıyla Şakirin Camii, Divan Asya, Four Seasons, Les Ottoman ve W Hotel gibi çok özel
proje
projelerde önemli izler bırakıyor. Kaya Kalaycı’nın bir kapı tokmağında kullandığı motif
yapt
yaptığı bir aplikte, avizede ya da askıda yeniden canlanıyor. Kapalıçarşı ve Bakırcılar
Çarş
Çarşısı’nda birçok antika ve eski eşyayla zaman geçiren, bakırı, pirinç ve bronzu tanıyan
Kalay
Kalaycı, zanaat olarak yaptığı işi farklılaştırarak sanata dönüştürüyor. Bunu tekrarlayarak
deği
değil, varyasyonlar ve yeni formlar katarak gerçekleştirmeyi sürdürüyor. 49
GEZİ
KAYAK MERKEZLERİ
DÜNYANIN EN ÜNLÜ
BEYAZ CENNETLERİ
Dünyanın
D
ünyanın een
nü
ünlü
nlü k
kayak
ayak m
merkezleri
erkezleri o
olan
lan İİsviçre’deki
sviçre’deki S
St.
t. M
Moritz,
oritz,
Fransa’daki
Courchevel
Amerika’daki
Colorado-Vail,
dışı
pistleriyle
F
ransa’daki C
ourchevel vvee A
merika’daki C
olorado-Vail, ssıra
ıra d
ışı p
istleriyle
kayak keyfinizi ikiye katlıyor. Yazı Selin Akal, Foroğraflar Corbis, Sabah Arşiv
50
ST. MORITZ/İSVİÇRE
his Corviglia ve El Paradiso restoranlarında bu-
İsviçre’nin Alp Dağları eteklerinde yer alan
luşuyorlar. Gece eğlencesinin buluşma noktaları
St. Moritz, dünyanın en ünlü kayak merkezleri
ise King’s Club, Dracula, Heminghway’s veya
arasında yer alıyor. Dar ve zorlu pistlerinin yanı
Vivai. Her türlü müzik zevkine hitap eden me-
sıra eğlence hayatıyla da kayakçılara keyifli bir
kanlar, akşam 22.00’den sabah karşı 05.00’e
tatil imkanı sunan St. Moritz’e Zürih’ten üç deği-
kadar açıklar. St. Moritz’de eğlence, keyif ve
şik yolla ulaşılıyor. Küçük jetlerin indiği Samedan
kayaktan sonra spor aktiviteleri geliyor. Özellik-
Havaalanı sis nedeniyle kapalı değilse, dağa çık-
le donmuş göl üzerinde 1907 yılından bu yana
manın en kolay yolu uçmak. Zürih’ten 5 yıldızlı
yapılan at yarışları asla seyircisiz kalmıyor. Gö-
otellerin gönderdiği Rolls Royce limuzinler ise
lün kenarına kurulmuş tahta tribünlerden yarışı
ikinci seçenek. Ancak en keyifli ve garanti yol,
seyredenler, bir yandan da bahis oynuyorlar.
dört saat süren tren yolculuğuyla St. Moritz’e
Yarışın ardından sponsorlar tarafından verilen
ulaşmak. Özellikle sabah saatlerinde kalkan tre-
White Turf akşam yemeği ise St. Moritz’in elit-
ne yetişebilirseniz, Engadin Vadisi’nin buzulları
lerini bir araya getiriyor. Bir diğer önemli aktivite
ve gölleri arasında yer alan kayak merkezine,
ise Cresta Run yarışları. Bir kızağın üzerinde baş
Alp Dağları’nın eteklerindeki güzelliklere tanıklık
aşağı yapılan yarışın geçmişi 1887’de kurulan
ederek ulaşabilirsiniz.
Cresta Erkek Kulübü’ne kadar uzanıyor. Bu se-
St Moritz’de toplam 350 kilometre uzunluğun-
beple yarışa sadece erkekler katılabiliyor. Ayrıca
da, her seviyeye uygun 73 tane pist bulunuyor.
St. Moritz yıl boyunca, Uluslararası Alpin Kayak
Corviglia, Corvatsch ve Diavolezza, kayak mer-
Yarışması, snowboard yarışmaları, kayak mara-
kezinin başlıca pistleri. Saatte 65 bin kişiyi, 1800
tonu, donmuş göl üzerinde yapılan köpek yarış-
ila 3300 metre yüksekliğindeki pistlere ulaştıran
ları, buz üzerinde oynanan curling, polo yarışları,
toplam 60 mekanik taşıma aracı var. Sıkı kayak-
buzda kriket gibi spor aktivitelerine de ev sahipliği
çılar, 2978 metredeki Diavolezza tepesinin dar
yapıyor. Kayaktan geriye kalan vakitte ise kentin
ve zor pistlerinde kaymayı tercih ederken, kayak
tipik mimarisini keşfetmekte fayda var. Araç tra-
sporuna yeni başlayanlar Corviglia gibi daha kolay
fiğine kapalı olan Via Maistrada, para harcamak
pistlerde, kayak hocalarıyla çalışabiliyorlar. Keyfi-
için en ideal sokak. Birbirinden ünlü mağazaların
ne düşkün ziyaretçiler ise kahvaltılarını odaların-
yanı sıra, İsviçre’ye özgü küçük markalar satan
da alıp, muhteşem orman manzarasının keyfini
butik mağazalara da mutlaka uğramak gerekiyor.
çıkartıyorlar. Çünkü dünyanın en zengin ve ünlü
Scoula Meydanı’nın hemen güneyinde kentin en
simalarının da tercih ettiği St. Moritz’de hayat,
eski evleri bulunuyor. Ahşap doğrama kapılar,
kaymaktan ibaret değil. Atlı arabalarla orman
kalın taş duvarlar ve demir pencere parmaklıkla-
yollarında dolaşmak, bifteğiyle ünlü Mouttas
rıyla dikkat çeken evler, Graubünden Mimarisi’nin
Muragl’da yemek yerken gün batımını seyret-
tipik birer örneği. Yörenin gelenekleri hakkında
mek ve Piz Nair tepesine çıkıp manzaranın tadı-
daha fazla bilgi edinmek için Engadine Müzesi’ne
nı çıkarmak da dünyaca ünlü kayak merkezinde
gitmek gerek. Sanat meraklıları ise Berry ve Se-
yapılması gerekenler listesinde ilk sıralarda yer
gantini Müzeleri’ndeki göz alıcı manzara resim-
alıyor. Ayrıca, Christie’s ve Sotheby’s’in yılda bir
lerini mutlaka görmeliler. Günün yorgunluğunu
kere St. Moritz’de düzenledikleri mücevher mü-
atmak için en iyi seçenek, süslü dış cephesiyle
zayedeleri de buraya hatırı sayılır miktarda turist
ünlü Hanselmann Cafe’de verilen çay molası olu-
çekiyor. Dünyanın en ünlü ve en zengin simala-
yor. Çayın yanında ikram edilen kurabiyeler ise
rını da görebileceğiniz St. Moritz’de kayakçılar
kafenin ününe ün katıyor. Şehir merkezi yerine
öğle yemeği için tepe restoranlarında bir araya
göl civarında gezmek içinse at arabası kiralamak
geliyorlar. Kimileri daha kapıda çorba ve sıcak
gerekiyor. Bu gezinin en keyifli yanı ise Badrutts
şarap ikramı yapılan küçük restoranları tercih
Palace Hotel’in 12. yüzyıldan kalma eğik kulesi
ederken, kimileri de Corviglia tepesindeki Mat-
ve masalsı taretlerini görebilmek.
51
GEZİ
KAYAK MERKEZLERİ
COURCHEVEL/FRANSA
Fransa’da yer alan Courchevel, 600 pist ve 189 liftle dünyanın
en büyük kayak merkezi olarak kabul ediliyor. Hemen yanı başındaki
Meribel ve Val Thorence dağlarına da kayarak geçmeyi mümkün kılan Courchevel’in pistlerinin toplamı ise 600 kilometre uzunluğunda.
Cenevre’den 2,5 saatte ulaşılan dünyaca ünlü kayak merkezi, muhteşem bir doğa manzarasına da sahip. Her seviyedeki kayakçılar için
her türlü spor aktivitesi sunan merkez, suni kar makineleriyle de dört
mevsim kayma imkanı sağlıyor.
Ziyaretçiler için her şeyin düşünüldüğü Courchevel’de konaklama
için de farklı alternatifler bulunuyor. 1850 metrelik en yüksek tepe dünya sosyetesini, 1650 metre daha uygun fiyatlarıyla genç kayakçıları,
1550 metre ise çocuklu aileleri cezbediyor. Bu üç seçenek dışında
1300 metrede konumlanan Le Praz ve La Tania da var. Otantik ve
huzurlu atmosferi ile geleneksel dağ yaşamını ziyaretçilerine sunan Le
Praz ve La Tania, doğa tutkunlarına çam ağaçları arasında keşif yürüyüşleri yapma imkanı da veriyor. Hayat Courchevel’de 09.00’da başlıyor. Ayağına kayağını geçiren tatilciler otellerinden çıkıp, kayarak liftlere gidiyorlar. En teknolojik mekanik liftlere sahip olan Courchevel’de
uzun süreli kayak yapmak isteyenler için sayısız alternatif bulunuyor.
1850 metreden 4. ve 11. etapları izleyerek yan dağlara geçmek mümkün. Hatta hızlı kayakçılar üç dağda dolaşıp tekrar Courchevel’e dönebilirler. Daha sakin bir gün geçirmek isteyenler, 1650 metrede 1.
ve 3. etaplar arasındaki hafif virajlı pistin tadını çıkartıyorlar. Macera
severlerse üç vadiden birine kurulmuş Courchevel’den rehber eşliğinde çıkıp, diğer vadileri gezerek tatilin keyfini çıkartıyorlar. Öğlen yemeği
için genellikle Chalet de Pierre tercih ediliyor. Dağın en eski restoranlarından biri olan Chalet’de yer bulamayanlar ise aile işletmesi küçük
büfelerde ayak üstü bir şeyler atıştırarak kısa bir dinlenme molası vermiş oluyorlar. Kayak yapmaktan sıkılanlar içinse iki kilometrelik özel bir
kızak yolu bulunuyor. Ayrıca buzda karting yapma, olimpik pistte buz
pateni, ski jumping, paragliding, deltagliding ve mountain flying gibi
spor aktiviteleri de Courchevel’de denenmesi gerek spor aktivitelerinin
başında yer alıyor. Kayak sonrası hayli kalabalıklaşan kasabadan mağazalarda dağıtılan happy-hour içkileriyle alışveriş yapmaksa moda.
Özellikle hediyelik eşyalar satan küçük mağazalar akşam saatlerinde
dolup taşıyor. Le Bateau Ivre ve Le Chabichou restoranları akşam yemeğinin favori mekanları. Ancak yer bulabilmek için iki gün önceden
rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Yemek sonrası hız kesmeyen tatilciler barlara veya gece kulüplerine giderek sabah kadar eğleniyorlar.
52
COLORADO VAIL/A.B.D
Avrupa’daki kayak merkezlerinden sıkılan kayakçılar rotayı genellikle Amerika’daki Colorado Vail’e çevirirler. Denver’a iki saat mesafedeki merkezin heyecan ve macera dolu pistleri, yılda 750 bin turisti
ağırlamaktadır. Ancak Vail’in zorlu dağ rampalarında ve toplam 5.289
dönümlük geniş pistlerinde kaybolmamak için marifetli bir kayakçı olmak da şart. Zira, sarp kayalıklar arasında kıvrılarak ilerleyen pistler,
profesyonelleri bile zorluyor.
Vail’e üç dakika mesafede bulunan komşu yamaç Beaver Creek’te
de durum farklı değil. 4000 metre yükseklikteki, bombeleriyle ünlü
Birds of Prey pisti dünyanın en zorlu pistleri arasında kabul ediliyor.
Creek’te acemiler ve orta düzey kayakçılar için en ideal alanlar Arrowhead ve Bachelor Gulch. Merkezin en pahalı otelleri de Beaver
Creek’te. Denver’dan limuzinlerle gelen misafirler, kayaktan arta kalan
zamanlarda havuzlu suit odalarında Vail’in muhteşem manzarasını izlemeyi tercih ediyorlar. Beaver Creek’in yanı başındaki Breckenridge
ve Keystone yamaçları ise daha rahat ve kolay. Eğitmenler eşliğinde
kayak öğrenenler ve çocuklar için düzenlenen aktiviteler de bu yüzden bu iki merkezde yapılıyor. Dünyanın en geniş pistleri olarak kabul
edilen Colorado-Vail, Beaver Creek, Breckenridge ve Keystone’daki
pistleri kuyruk olmayan hızlı liftleri, dünyanın en iyi kayak eğitmenleri
ve her sabah yağan taptaze karla popülaritelerini her geçen gün daha
da pekiştiriyorlar. Ayrıca dünyaca ünlü bu pistlerde Hollywood’un tanınmış simalarıyla yan yana kayak yapmak, burada geçirilen sıradan
bir günü özetlemek için yeterli. Helikopter aracılığıyla zirveye bırakılıp, planlanan parkurlardan rehber eşliğinde aşağıya kayarak yapılan
heli ski, merkezin en popüler aktivitesi. Ondan sonra ise sık ağaçlar
arasından yapılan extrem geliyor. Vahşi kayak dedikleri extrem için
mutlaka profesyonel kayakçı olmak gerekiyor. Zira ormanın içine dalıp
ağaçların arasından sıyrılmak kolay iş değil. Vail’in beş kilometre uzunluğundaki Fly Zone pistinde ise serbest stil kayakçılar ve snowboard
meraklılarına benzersiz bir kayak keyfi sunuluyor. Hafif bombeli Fly
Zone, merkezin orta derecede zorlu pistleri arasında. Ancak burada
da heyecan arayanlar için eğitmen eşliğinde yapılan sıra dışı aktiviteler
var. Kayaktan sıkılanlarsa hokey oynayıp, köpeklerin çektiği kızaklarla
Vail’i keşfe çıkabiliyorlar.
Colorado-Vail, sanat galerileri ve müzeleriyle kayak öncesi aktivitelerine kültürel bir boyut katmak isteyenler için de ideal bir merkez.
Özellikle Bridge Caddesi şubat ayında birbirinden güzel sergilere ev
sahipliği yapıyor. Aynı zamanda alışveriş caddesi de olan mekanda
ünlü markaların butikleri de mevcut. Dağda öğle yemekleri için buluşulan Coyote Cafe’nin bir şubesi de Bridge Caddesi’nde. Akşam yemekleri içinse sosyetenin buluşma noktası The Wildflower. Rezervasyonları haftalar öncesinden dolan mekan, ‘AAA Four Diamond Award’
ve ‘Best of Award of Excellence’ ödüllerinin ikisini birden kazanan tek
restoran olma ayrıcalığına da sahip. 53
MİMAR
EMRE–KEREM ORAL
2011 yılında Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri’nde “En iyi Konut”
ödülünü alan Palivor Çiftliği, Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde,
Karadeniz’in göz alıcı plajlarının bulunduğu İğneada’ya 11
kilometre mesafede bulunuyor. 6 besi çiftliği ve 4 bağ evinden
oluşan çiftlik, çevreyle dost yaşamın tüm avantajlarını sunuyor.
DÜNYA’NIN ALKIŞLADIĞI
ORTAKLIK
Ödüllü projelere imza atan Oral Mimarlık,
kurulduğu günden bu yana müşteri memnuniyeti
ve güveni ile ele aldığı projelerin mükemmelliğe
ulaşmasını hedefliyor. Yazı Selin Akal
54
2010 yılında düzenlenen Uluslararası Gayrimenkul
ofis projelerine imza atan Muhtar Oral, firmasını oğlu Ahmet
Ödülleri’nde ‘En İyi Ofis’, 2011 yılında düzenlenen Uluslararası
Oral’a bırakmış. Londra’da bulunan Architectural Association
Gayrimenkul Ödülleri’nde ise ‘En İyi Konut’, ‘En İyi Proje’, ‘En
School of Architecture’de mimarlık eğitimi alan Ahmet Oral, Le
iyi Pazarlama’ ve ‘En İyi Kamu Binası’ dallarında ödüle layık
Corbusier’in asistanı olan Otto Glaus’un mimarlarından biri ola-
görülen Oral Mimarlık yöneticilerinden Emre Oral’la hem ödüllü
rak Zürih’te çalışmış. Zürih’e taşınmadan önceki iki yıl boyunca
projelerini hem de mimariye bakış açısını konuştuk.
da Howell, Killick, Partridge& Amis’in Londra ofislerinde yardım-
Oral Mimarlık nasıl ve kim tarafından kuruldu?
İstanbul’da 1933 yılında mimar ve müteahhit Muhtar Oral
cı mimar olarak görev almış.
Oral Mimarlık kimler tarafından yönetiliyor?
tarafından kurulan Oral Mimarlık, tasarım, inşaat ve müteah-
Ben ve Kerem Oral tarafından yönetiliyor. Kerem Oral firma-
hitlik hizmetleri sunan bir firma. Kurucumuz Muhtar Oral, İs-
nın mimari ve iç mimarı tasarımlarının mimarı olmakla beraber,
tanbul Teknik Üniversitesi’nden hem mimar, hem de mühen-
inşaat ve müteahhitlik işlerinde de yönetici ortaktır. Kendisi ta-
dis olarak mezun olmuş. Vefat edene kadar çeşitli konut ve
sarım ve inşaat alanında 15 yıldan fazla tecrübeye sahip olup,
55
MİMAR
EMRE–KEREM ORAL
Nişantaşı’nda yer alan 8 katlı ‘Değer 16’ binası, 5 mağaza ile 1. katında ofis, diğer
katlarında konut olarak kullanılabilecek 60-150 metrekare arasındaki 12 daireden
oluşuyor. Oral Mimarlık, Değer 16’da, doğa, hava, ışık ve sokakla dolaysız ve
yakın bir bağ kurmuş. Deri kaplama posta kutuları, abanoz ağacı lambriler, deri
efekti ile sonlandırılmış yer granitleri resepsiyonda güçlü bir etki yaratıyor.
56
birçok konut, otel, okul ve ofis projesini de başarı ile tamam-
Günışığı Çiftlik Evi, 20 bin metrekareden büyük besi çiftliği
lamıştır. Ben inşaat sektörüne 2002 senesinde Oral Mimarlık’a
arsalarından hazırlanmıştır. İç ve dış yaşamın birbirine karıştığı bu
ortak olarak katıldım. Firmanın müteahhitlik işlerinin lideri, inşaat
eşsiz yapı, bodrum, zemin ve birinci kattan oluşmaktadır. Proje
ile tasarım işlerinde de yönetici ortağıyım. İnşaat ve gayrimenkul
çekici ve modern bir yalınlıkla tasarlanmıştır. Zemin katı taş, bi-
geliştirme alanlarında yoğun bir deneyime sahibim. Şirketin ticari
rinci katı ahşap cepheli olan binanın en önemli özelliği muhteşem
süreçlerini yönetmenin yanı sıra, firmanın dizayn yönetimi ve in-
orman ve doğa manzarasını kucaklaması, doğanın içerisinde bir
şaat proje yönetim süreçlerinde de yer alıyorum.
yaşam sunmasıdır. Evlerin tasarımı Kırklareli Demirköy’ün nefes
Emre Oral ve Kerem Oral kimdir?
kesen orman manzarasından birinci katta bulunan odaların etki-
Kerem Oral, Grenoble Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü
leyici bir şekilde faydalanmasına imkan vermektedir. Yine bu kat-
mezunudur ve St. Julien en Genevois yarışmasında Jüri Özel
ta bulunan büyük balkonlar eşsiz gün batımından keyif almanıza
Ödülü almıştır. 1996’da Oral Mimarlık’da ortaklığa başlamadan
izin vermektedirler. Yatak odalarının zemini sert sağlam kereste-
önce, Carrefour’a hizmet veren Fransız mimarlık şirketi BEG
dendir, çıplak kiriş askıları ve çarpıcı orman manzarası ise yatak
bünyesinde Türkiye’deki ilk Carrefour mağazasının inşaatında
odasının diğer özellikleridir. Ferah yaşam alanları özellikle geniş
görev almıştır. Öncesinde Fransa’da bir dizi tanınmış ve köklü
ve açık olarak tasarlanıp, iç dekorasyonda kullanılan tüm ürünler
mimarlık şirketinde mesleki tecrübe kazanmıştır. Kendisi tasa-
doğal malzemelerdir. Mutfaklar da özel olarak Palivor Çiftliği için
rımda detay ve inşaat becerilerini Louis Vuitton, Prada, Christian
üretilmekte. Nitelikli bir yaşam için gerekli olan az enerji harcayan
Dior, Miu Miu, Fendi, Coach ve De Beers gibi prestijli markalar
özel buzdolabı, mikrodalga fırın ve ocak projeyle birlikte teslim
için kullanmakta. Gerek Türkiye’de gerek yurtdışında lüks pera-
ediliyor.
kende mağazaların inşaatlarını anahtar teslim üstlenmemizdeki
Hazırladığınız projelerde ilham aldığınız ya da etkilen-
kalite, zaman kriterlerini tutturmamızda en önemli katkı sahibidir.
diği şeyler var mıdır? Mimari anlayışınızı besleyen unsur-
Kerem ayrıca konut ve otel projeleri için de başarılı tasarımlar
lar nelerdir?
gerçekleştirmektedir. Ben ise Amerika’da, Illinois Wesleyan
Oral Mimarlık, sanat, kültür ve evrensel tüm tasarımlardan
Üniversitesi’nde İşletme okudum. 1991’de Amerikan Ulusla-
etkilenir. Mimari anlayışımızı besleyen unsurlar ise modern an-
rarası Yüksek Lisans Okulu Thunderbird’de, Uluslararası İşlet-
cak fonksiyonel bir dünyada yaşam arzumuzdur. Etrafımızı gü-
me Master’ı kazandım. Müteahhitlik alanında çalışmadan önce
zelleştirmek en büyük emelimizdir.
Londra’da bir girişim sermayesi şirketinde Genel Müdür olarak
Türkiye’de mimarlığın gidişatını nasıl buluyorsunuz?
görev yaptım. Ayrıca Türkiye’de medya sektöründe İcra Kuru-
Mimarlık maalesef ülkemizde mesleki saygı görmüyor. Avru-
lu Üyesi ve Genel Müdür olarak, İstanbul Coca Cola Şişeleme
pa ile farkımız da burada. Mimarlık Avrupa’da ciddi ve saygın bir
Bölümü’nde Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda çalıştım.
meslekken, Türkiye’de işverenler mimar, mimarlar ise autocad
Oral Mimarlık’ın faaliyet alanları nelerdir?
Firma, lüks perakende ve ofis sektörlerinde tasarım ve anahtar teslim inşaat taahhüt çözümleri, otelcilik sektöründe ise proje
operatörü olarak görülüyor.
Son dönemde imza attığınız projelerden bahsedebilir misiniz?
yönetimi ve gayrimenkul geliştirme alanında uluslararası bir üne
Ödül alan projelerimiz dışında Christian Dior Mağazaları’nın
sahiptir. Oral Mimarlık’ın başarısı medyada sürekli haber olması-
Orta Doğu’daki uygulama projelerini ve proje yönetimini üstlen-
nın yanı sıra aldığı tasarım ödülleri ile de sabittir.
miş bulunuyoruz.
Aldığınız ödüller ve bu ödüllerin firmanız için getirileri nelerdir?
Bir yapının mimari ya da iç mimari düzenlemelerini
gerçekleştirirken temel kriterleriniz nelerdir?
2010 Uluslararası Gayrimenkul Ödülü’nü ‘En İyi Ofis’ dalın-
Önce insan ve doğa, sonra tercihen yalın bir güzellik yaratıp
da kendi gayrimenkul projesi olan ‘Değer 16’ binası ile, 2011
işverenimizin hedeflerine ulaştırmamız. Projelerimizi seçerken de
Uluslararası Gayrimenkul Ödülü’nü ‘En İyi Konut’, ‘En İyi Proje’,
işverenle anlaşabiliyorsak hemen çalışmamıza başlıyoruz.
‘En iyi Pazarlama’ dallarında yine kendi gayrimenkul projesi olan
‘Palivor Çiftliği’ ve ‘En İyi Kamu Binası’ dallarında ‘Demirköy Kül-
Projelerinizde (mimari/ iç mimari) olmazsa olmazlarınız var mıdır?
tür Merkezi’ için almıştır. Ödülün getirisi ise bilinirlik ve müşterinin
Ahşap ve doğal taş mutlaka kullandığımız malzemeler.
teklif alma sürecine dahil olmak oldu.
Yeni projeleriniz var mı?
Ödül alan Palivor Çiftliği projesinden bize bahsedebilir misiniz?
Devam eden projelerimiz dışında bir köy projemiz olabilir.
Yeniden bir köyü yaratmak istiyoruz. 57
DÜNDEN BUGÜNE
ÇİKOLATA
Yediden
Y
ediden yyetmişe
etmişe h
herkesin
erkesin yyemekten
emekten k
keyif
eyif a
aldığı
ldığı ççikolata,
ikolata, k
kakao
akao a
ağacından
ğacından ttoplanan
oplanan
başlayan
dönüşüm
hikayesiyle
alıyor.
ttohumların
ohumların iişlenmesiyle
şlenmesiyle b
aşlayan d
önüşüm h
ikayesiyle ttarih
arih ssayfalarındaki
ayfalarındaki yyerini
erini a
lıyor.
Yazı Selin Akal
58
Modern çikolataya şeklini veren buluş,
Hollandalı kimyager Conrad J. Van Houten’in
1828’de icat etttiği kakao presi. Pres,
çikolatanın başka ürünlerle karıştırılarak
yiyecek olarak kullanılmasına olanak sağladı.
arih kitaplarında kakaonun k
keşfiffi h
hakkında
kk d ffarklı
kl bil
bil-
da, ‘T
‘Tanrıların
Yiyeceği’
geliyor.
Mayalarda daha çok
d
l
Yi
ği’ anlamına
l
li
M
giler görmek mümkün. Ancak tarihte çikolatayla en
kraliyet ailesi için uygun görülen bu içeceği sıradan insanlar çok
çok haşır neşir olan uygarlıklar Mayalar ve Aztekler.
özel durumlarda içebiliyormuş. Azteklerde ise kakaoyla hazır-
Arkeologların geçtiğimiz yıllarda Honduras’ın Ulua vadisindeki
lanan içeceği sadece yöneticiler, rahipler, rütbeli askerler ve
küçük bir köyün içinde buldukları kakao izleri ise tarih kitap-
onurlandırılmak istenen tüccarlar tadabiliyormuş.
larında yeni bir sayfa açtı. Latin Amerika’da şimdiye kadar
AVRUPALILAR KRİSTOF KOLOMB SAYESİNDE ÇİKO-
keşfedilmiş olan en eski kaplar bu köyde bulundu. Araştırma-
LATA İLE TANIŞIYOR
T
cıların aktardığına göre bu kap ve kacaklar çikolata meşrubatı
Kristof Kolomb ele geçirdiği ticaret gemilerinde para yerine
olan ‘Xocoatl’ içeceğinin yapımı ve tüketimi için kullanılmak-
kullanılan kakao çekirdeklerini görmüş ve bu çekirdekleri İspan-
taydı. Bu önemli keşif, bu küçük köyün çikolata için simge
ya Kralı’na sunmak için yanına almış. Ancak Kolomb hayalini
haline gelmesini sağladı.
gerçekleştiremeden ölmüş ama aldığı çekirdekler sayesinde
Çikolata kelimesi kakao çekirdeklerinin gürültülü bir şekilde
İspanya çikolatayla tanışmış. İspanyollar, içine şeker koyarak
havanda dövülmesinden dolayı, Aztek dilinde gürültü anlamına
daha tatlı bir içecek haline getirdikleri çikolatanın yapımını di-
gelen ‘choco’ ve su anlamına gelen ‘atle’ kelimelerinin bir araya
ğer Avrupa ülkelerinden bir asır boyunca saklamışlar. Ama 16.
gelmesinden oluşuyor. Kakao o dönemde en güçlü afrodizyak
yüzyılın sonlarında kıtanın da bu tadı keşfetmesiyle İspanyol-
kabul edildiği için Aztek kralı Kral Moctezuma haremini ziyaret
lar kakao çekirdeklerini Amerika’dan alarak Avrupa’ya satma-
etmeden önce daima bir kase dolusu kakao içeceği içermiş.
ya başlamış. İlk ticaret gemisi 1585 yılında Sevilla Limanı’na
Bu içeceğin onu güçlendirdiğine ve enerji verdiğine inanıyor-
yanaşmış. Avrupa’da tanınmasıyla birlikte 17. yüzyılda kıtada
muş. Meksika Körfezi’nde yaşayan ve Maya uygarlığından olan
büyük ilgi görmeye başlayan çikolatanın ünü her geçen gün
Olmecler ise kakao ağaçlarından farklı şekillerde yararlanıyor-
artmış. Fransa sarayı kakao ile tanıştığın-
larmış. Eski Amerika uygarlıklarından Mayalar M.S. 600 yılında,
da, bu içeceğin enerji verici özelze
ell
kakaodan hazırlanan bir içecek yaptıklarında bu içecek Maya-
liği de keşfedilmiş. Ancak
ların kakaoya ilahi bir anlam yüklemesine neden olmuş. Hatta
bu lezzet sarayın dışına
bu ürünün kendilerine tanrılar tarafından verilmiş bir ödül oldu-
çıkamamış ve halk bu
ğu düşünmüşler. Zira, bu düşünce bilim adamlarını etkilemiş
lezzeti tanıyamamış.
olacak ki, kakao ağacının Latince ismi olan Theobroma Cacao
1778 yılında ilk kırma,
59
DÜNDEN BUGÜNE
ÇİKOLATA
Çikolataya yüzyıllardır farklı
misyonlar yüklendi. İnsana
yerken en fazla keyif veren
yiyeceklerden bir olan çikolata,
günümüzde güzelleşmek için
bile kullanılabiliyor.
karıştırma ve yoğurma makinesi
nesi icadının ardından
ardından, 1825’te An-
tüm sıvılar ve istenmeyen asitli kokuların buharlaşmasını sağla-
toine Brutus Meiner, Noisel-Sur-Marne’de ilk makineli çikolata
mış. Sonuçta güzel tada sahip, krema kıvamında ve istenme-
fabrikasını kurmuş. Böylece çikolatanın büyüsünü tüm dünya
yen tatların bulunmadığı lezzetli bir çikolata ortaya çıkmış. Dün-
tanımış. O döneme kadar çok pahalı bir besin olan çikolata,
ya çikolatayla tanıştıktan 50 yıl sonra, 1927 yılında Türkiye’de
seri üretime geçilen yıllarla birlikte herkesin evine girmeyi ba-
ilk çikolata üretimi İstanbul Feriköy’de yapılmış.
şarmış. 18. yüzyılın başlarında çikolata için porselen tabaklar
HER DERDE DEVA!
üretilmiş. Hatta birçok çikolata müzesinin koleksiyonlarında 18.
Yıllar boyunca çikolatanın bünyeyi güçlendirdiği ve hor-
yüzyıla ait zarif ve güzel porselen bulunmakta.
monları etkileyerek aşk hayatını teşvik ettiği konusunda ortak
ÇİKOLATANIN ALTIN ÇAĞI
bir kanı vardı. Herkesin satın alma düzeyine gelen bir tüketim
Çikolatanın altın çağı ise 1828’de Hollandalı kimyager Con-
maddesi olması çikolatayı çok çekici kıldı. 1980’li yıllarda sağlık
rad J. Van Houten, kakao presini icat etmesiyle başlamış. Mo-
konusunda yeni bir trend oluşmaya başladı. Bu trendin odağı
dern çikolataya şeklini veren buluş, çikolatanın başka ürünlerle
diyetlerdeki alışkanlıkların değiştirilmesiydi. Her türlü gıdanın di-
de karıştırılmasına ve yiyecek olarak kullanılmasına olanak sağ-
yet çeşitleri ortaya çıkmaya başladı. Buna rağmen çikolata, her
lamış. Yenmesi için imal edilen ilk çikolata ise 1847’de Joseph
tür diyet ve egzersiz programı içinde tüketilebilen mükemmel tat
Fry isimli bir İngiliz tarafından üretilmiş. 1875’te İsviçreli Daniel
olarak yerini korumaya devam etti. 20. yüzyılın başlangıcı, Avru-
Peter ise sekiz yıla yakın süren çalışmaların ardından çikola-
pa ve Amerika’da çikolata üretiminin sanayileşmesinde önemli
tanın özüne yoğunlaştırılmış süt katmanın yolunu bulmuş ve
rol oynadı. Yenilikçilik, hızlı üretim teknolojisi ve yeni pazarla-
bugünkü sütlü çikolataya babalık etmiş. Aynı dönemde İsviçreli
ma teknikleri bakımından Belçika, Avrupa’nın diğer kesimlerine
Rudolphe Lindt de çikolatanın tarihçesine önemli bir katkıda
göre en ön sıraya yerleşti. Çikolata ürünlerinin geliştirilmesi de
bulunarak ilk conch makinesini imal etmiş. Bu makinelerde sa-
yeni seviyelere ulaştı. İçi boş figürler, çikolata çubukları, içi dol-
atler boyunca yoğurulan çikolata ortaya çıkan ısı sonucunda
durulmuş yumurtalar, truffle adında ve mantarı andıran şeker-
60
Özel ve yeni bir çikolata markası
yaratarak butik konsept
segmentinde de yer alan CKLT
Çikolata Fabrikası, çikolatanın siber
alemdeki en önemli adresi.
www.cikolatasepeti.com
lemeler, kurabiyeler, dondurmalar, ekmekler ve kahvaltı çörek-
Çikolatanın ana maddesi olan kakaonun mineraller açısından
leri bunlardan bazılarıydı. Çikolataya yüzyıllardır farklı misyonlar
zengin olması, psikolojik açıdan da olumlu etkilere yol açıyor.
yüklendi. İnsana yerken en fazla keyif veren yiyeceklerden bir
Mutluluk hormonlarının üretimini artırarak seratonin ve endorfini
olan çikolata, günümüzde güzelleşmek için bile kullanılabiliyor.
açığa çıkaran bu lezzetli besin maddesi, stresi de büyük ölçüde
Çikolatanın aromatik kokusu ve dokusu, özellikle son yıllarda
azaltıyor. Ayrıca kakaodaki sekonder bitkisel madde flavonid
rahatlatıcı ve arındırıcı etkisiyle öne çıkartılıyor. Çi-
de bizi serbest radikallerden koruyor. Kan dolaşımını artırarak
kolata ile yapılan masajlar, günün stresini vü-
cilt yapısında anti-aging etkisi yaratıyor. cuttan atmamız için birebir. Çin tıbbında
da kasları çözmek için uzun yıllar boyunca kullanılan bu mucize yiyecek,
özel tekniklerle uygulanan masajla
insan vücudundaki meridyenleri
düzenlemek için kullanılıyor.
KAKAO AĞACI MUCİZESİ
Batı Afrika, Batı Hint Adaları ve Güney Amerika’da üretilen
kakao ağaçları, dört yaşından sonra meyve vermeye başlıyor. Boyu 4 ila 10 metre arasında değişen ağaçlar, yılda
iki kez ürün veriyorlar. Bir meyvenin içinde yaklaşık 2,5 santimetre boyunda, ortalama 40 çekirdek bulunuyor. Olgun
meyvelerin içinden çıkarılan bu çekirdekler birkaç gün muz
yaprağında mayalandırıldıktan sonra güneşte kurutularak
fabrikada işlenmeye hazır hale geliyor. Fabrikada temizlenen
kakao çekirdekleri kavruluyor ve öğütülüyor. Kavrulmuş kakao parçaları şekerle karıştırılarak bir kapta ağır silindirlerle
hamur haline getiriliyor. Bu hamur ince çikolata tabakalarına
dönüştürülüyor ve ardından da bu tabakalar kakao yağı katılarak yumuşatılıyor. Kavurma sırasında elde edilen macun
görünümündeki sıvı ise çikolata yapımında kullanılıyor.
61
ÖNERİ
YILBAŞI DAVETİ
Yeni yılda evdeyiz!
Dostlarınızla paylaşacağınız eğlenceli bir yılbaşı davetini gösterişli bir
sofra tasarımıyla taçlandırmaya ne dersiniz? Renkli kadifeler, ışıl ışıl
mumlar, klasik objelerle sofistike bir sofra tasarımının ipuçları.
62
Bu sayfada üstte Kütahya
Porselen, bereketi simgeleyen
narları yılbaşı sofraları için yeniden
yorumladı. El yapımı narlar, 125 TL.
Altta Kütahya Porselen’in yaratıcı
sofra tasarımları için ürettiği
dekoratif objeler, davet sofranızdaki
konuklarınıza armağan edeceğiniz
küçük birer hediyeye de dönüşebilir.
Yan sayfada Her şeyi rahatlıkla
kullanabileceğiniz, lüks efekti
yaratarak gösterişten ödün
vermeyeceğiniz sofralar hazırlamak
istiyorsanız altın ve gümüş varak tam
size göre. ‘Bengi’ yemek takımı,
(85 parça) 799 TL.
Bir yılbaşı sofrası hazırlamanın
en güzel yanlarından biri normal
zamanda asla kullanmadığınız tüm
çılgın malzemeleri kullanabilme
olanağı sunmasıdır. En renkli
kadifeler bile bu özel günde asla
abartılı gözükmeyecektir.
Dikkat çekici bir masa
hazırlamanın anahtarı kontrast
renkleri bir arada kullanmaktır.
Geceye renk katmak ve
konuklar için eğlenceli birer
armağan sunmak için masanızın
rengiyle uyum sağlayacak
mumlara, minik objelere yer açın.
63
ALIŞVERİŞ
ÇEREZLİK
Noel baba çerezlik, 11,22 TL.
Çam ağacı çerezlik, 12,32 TL.
Karo, kupa, sinek, maça formundaki
çerezlikler, 7,25 TL.
EĞLENCE
ZAMANI
Kütahya Porselen’in şık
çerezlikleri, hem yılbaşı gecenizi
hem de özel davetlerinizi
tamamlayacak. İskambil
kağıtlarından esinlenerek
hazırlanan seriye Noel Baba,
Geyik ve Çam ağacı formlu
çerezlikler renk ve neşe katıyor.
64
KÜLTÜR MİRASI
KONYA
NE OLURSAN OL
YİNE GEL
Kültürü, yemekleri ve mistik
atmosferi ile 7’den 70’e kim
olursa olsun herkesin mutlaka
gittiği şehir Konya… Biz de
Mevlana’n›n izinden gidip Aralık
ayındaki Şeb-i Aruz haftas›nda
rotam›z› İç Anadolu’ya
çevirdik ve Konya sokaklar›n›
sayfalar›m›za taş›d›k.
Hazırlayan Tuğba Karatmanlı
Fotoğraflar Leyla Yaman
66
67
KÜLTÜR MİRASI
KONYA
ç Anadolu’nun Mevlana ile özdeşleşen mistik şehri Kon-
bizi kilimcilerin, keçecilerin olduğu bir sokağa getiriyor. Bura-
ya belki de herkesin mutlaka gidilecekler listesinde ilk
daki adresimiz keçe imalat› yapan İkonium. Çeşit çeşit keçe
s›ralarda yer al›yordur. Biz de k›ş mevsiminin hayat›m›za
eşyalar ve onlar›n yap›m aşamalar›n› uzun uzun izledikten sonra
hakim olduğu aralık ayında Şeb-i Aruz haftas›n› bekleyip he-
hemen yan sokakta küçücük bir restoran›n mutfağ›na giriyo-
men Konya’ya doğru yola ç›k›yoruz. Yine s›rt›m›zda çantam›z
ruz. Buras› bir esnaf lokantas› ve özellikle öğlenleri içeride yer
elimizde not defterimiz içimizdeyse diğerlerinden biraz farkl›
bulmak zor oluyor çünkü nefis etli ekmeğin en doğru adresle-
bir heyecan var. Konya Havaalan›na inip Mimarlar Odas›’na
rinden biri. Biz hakk›m›z› öğlen yemeğine saklay›p etli ekmeğin
vard›ğ›m›zda içimizdeki heyecan yerini yavaş yavaş mera-
ayaküstü tad›na bak›yoruz ve turumuza devam ediyoruz.
İ
ka b›rak›yor. Bir an önce şehri ad›m ad›m gezip Mevlana’ya
KONAK’TA YEMEK MOLASI
ulaşmak istiyoruz. Gezimizde bize Konya Mimarlar Odas›’ndan
Konya’da görülmesi gereken birçok müze, cami ve türbe
Uğur Sar›y›ld›z eşlik ediyor. Şehrin her köşesine hakim olan reh-
var. Bunlar›n en önemlisi Mevlana’dan sonra Şems-i Tebrizi’nin
berimizle küçük bir program yap›p ilk olarak Mevlana Müzesi’ne
türbesi. Yine Konya’n›n merkez noktas›nda bulunan ve gezer-
doğru yola ç›k›yoruz.
ken önünden geçeceğiniz Alaaddin Tepesi uğranmas› gereken
MEVLANA MÜZESİ VE TÜRBESİ
adreslerden. Tepeye ç›k›p tarihi incelemek için de program›n›zda
Konya’da mesafeler birbirine çok uzak değil. Yani bir yer-
yer açmal›s›n›z. Biz program›m›zda sonlara yaklaş›rken şeh-
den bir yere gitmeniz çok vaktinizi almayacağ› için k›sa sü-
rin uğrak yerlerinden Konak’ta mola verip yöresel yemeklerin
rede verimli bir şehir turu yapma şans›n›z var. Bizim öneri-
tad›na bak›yoruz ki bu da gezimizin en keyifli anlar›ndan biri.
miz al›şveriş ve Mevlana Müzesi’ne ayr›ca bir gün ay›rman›z.
SİLLE’NİN DOĞAL DOKUSU
Çünkü müzeye girdiğiniz anda mistik bir hava sizi saracak ve
Yemekten sonra doğal dokusunu koruyan bir semt olan
bu atmosferden hemen ayr›lmak istemeyeceksiniz. D›şar›dan
Sille’ye doğru yola ç›k›yoruz. K›sa bir araba yolculuğundan
bakt›ğ›n›zda tüm ihtişam›yla ziyaretçilerini bekleyen müzenin
sonra sizi restore edilmiş konaklar›, kendine has atölyeleri ve
görüntüsü içeri girmeden bizi heyecanland›rmaya yetiyor ve
tarihi kaya mezarlar› ve mağaralar›yla Sille karş›l›yor. Burada
hiç vakit kaybetmeden kalabal›ğ›n aras›ndan süzülüp içeri giri-
zaman›m›z› Yaşar Usta’n›n çömlek imalat›na ay›r›p toprakla
yoruz. Listemizde akşam saatlerinde törenler ve sema göste-
dinlendikten sonra arabam›za binip Meram’a doğru ilerliyo-
risi var. Bu güzel final için günümüzü iyi değerlendirmemiz ge-
ruz. Meram, özellikle yaz aylar›nda şehrin gezi ve dinlenme
rektiğini düşünerek müzede sessizce dualar›m›z› edip Konya
bölgesi olmuş.
sokaklar›na geri dönüyoruz. Hemen müze ç›k›ş›nda karş›m›za
ŞEHRE SEMA İLE VEDA EDİYORUZ
birbirinden güzel hediyelik eşyalar›n olduğu dükkânlar ç›k›yor.
Konya’n›n tüm etkinliklerine ev sahipliği eden Mevlana Kül-
Keçe sikkelerden (sar›k), semazen heykelciklerine kadar bir-
tür Merkezi bu akşam yani Şeb-i Aruz haftas›nda daha bir hare-
çok alternatif var...
ketli, heyecanl› ve enerji dolu. Girişte neyden Mevlana tatl›s›na
KARIŞ KARIŞ KONYA
hatta resim sergilerine kadar pek çok stant var. Büyük salonda
Müzeden ç›kt›ktan sonra atk›lar›m›z› iyice sar›p kendimi-
ise Sema öncesinde devam eden tören kapsam›ndaki konser-
zi İç Anadolu’nun güneşle sakinleşen sert soğuğunda Konya
ler. Büyük salon tek yer kalmamacas›na dolu. Gecenin finaliyse
sokaklar›na b›rak›yoruz. Mevlana Caddesi’nde yavaş yavaş
dizi dizi sahneye gelen semazenler ve nefes al›r da büyüsünü
ilerlerken s›ras›yla kilimcilere uğray›p s›cak bir çay eşliğinde
bozar›z diye korktuğumuz sema ritüeli. Alabildiğine dolu bir sa-
sohbet ediyoruz. Size de hat›rlatal›m; kilimciliğin yayg›n olduğu
londa yerli-yabanc› farkl› dinlere mensup birçok turist var. Dinler
Konya’da kök boyalarla yap›lm›ş ömürlük kilimler bulabilirsiniz.
farkl›, kültürler farkl› ama herkes tek yürek olmuş neyin sesini
Valizinizi uygun büyüklükte seçmenizde fayda var.
dinliyor ve herkes bu ritüelin devam›nda tek yürek olup sessiz-
MEVLANA ŞEKERİ
ce dua ediyor. İşte y›llard›r duyduğumuz hatta izinden gitmek
Mevlana Caddesi boyunca yolun sağ taraf›nda s›ra s›ra
için kitaplar›ndan, beyitlerinden ders ç›kard›ğ›m›z Mevlana’n›n
Şekerciler karş›n›za ç›kacak. Bizim görünce peynir şekerine
cümlesini tam da o gece gerçekten anl›yoruz. Herkes kim
benzettiğimiz asl›nda beyaz olan ama farkl› renkleri de bulunan
olursa olsun yine gelmişti. Oradayd›… Herkes Mevlana’n›n iyi
şekerler Konya’n›n meşhur Mevlana şekerleri. Bizce bu şeker-
insan olmak için yazd›ğ› öğretilerinden bir cümle ald›. Biz de
leri tatmadan geçmeyin, almadan da dönmeyin. Yavaş yavaş
ald›k. Ars›zl›k yap›p bir değil çok cümle ald›k. Ceplerimizi doldu-
ac›kmaya başlad›ğ›m›z› hissedip birer Mevlana şekeri ald›ktan
rup gözümüzde bir damla huzur yaş›yla keşfimizi tamamlay›p
sonra sokaklarda dolaşmaya devam ediyoruz. Uğur Sar›y›ld›z
uçağ›m›za doğru yola koyulduk. 68
Mevlana Kültür Merkezi’nde Sema Gösterisi
HEDİYE ALMAK İSTERSENİZ
Genç Ortaklar: (0332) 353 25 44
Sille’den Çömlek
Yaşar Usta: (0536) 633 51 85
sta
i Yaşar U
Çömlekç
NASIL GİDEBİLİRSİNİZ?
Her gün Türk Hava Yolları’nın sabah ve akşam
olmak üzere iki kez uçuşu var. Uçaktan indikten
sonra ise Havaş ile kısa sürede otelinize
ulaşabiliyorsunuz. www.thy.com.tr
Eğer vaktiniz varsa tren yolculuğu da keyifli bir
deneyim olabilir. www.tcdd.gov.tr
Konya so
kaklar›
Mevlana Caddesi
ZİYARET ADRESLERİ
İplikçi Camii, Karatay Müzesi
DİNLENMEK İÇİN
Rixos: (0332) 221 50 00
Dedeman: (0332) 221 66 00
Hotel Rumi: (0332) 353 11 21
KONYA’YA ÖZEL KİLİM
İpek Yolu: www.silkroadrugs.com
Karavan: (0332) 351 04 25
Keçe İkonium www.thefeltmaker.net
Mevla
na şe
keri
TADINA BAKMALISINIZ
• Bamya çorbası • Tirit • Tandır • Etli ekmek
Hoşmerim • Mevlana şekeri Giba: (0332) 342 35 80
• Gevrek Demirel: (0332) 352 24 83
LEZZET ADRESLERİ
Konak: (0332) 352 85 47
www.konakkonyamutfagi.com
Cemo: (0332) 323 80 73
Bolu Lokantası: (0332) 352 45 33
Sille Konak: (0332) 244 92 60
Kolsan Mum Atölyesi
Mevlana Müzesi ve Türbesi
eşyalar
Hediyelik
HAVA KOŞULLARI
Konya’da tipik bir karasal iklim var. Sert bir soğuk
sizi karş›layacak. Dolaşabilmek için rahat ve sizi
›s›tacak k›yafetleri tercih etmelisiniz. Bizim gibi
k›ş›n giderseniz atk›-bere-eldiven üçlüsü mutlaka
yan›n›zda olmal›. Bize denk gelmedi ama kar
yağmas› da anl›k bir durum. Yola ç›karken hava
durumunu incelemenizde fayda var.
69
BESLENME
ALİ DERELİ
Kim korkar kıştan...
“Beslenme kişiye özeldir” cümlesinin tam anlamını kazandığı
bir konudan bahsedeceğiz bu yazımızda. O kadar kişiye
özeldir ki, mevsimsel farklılıklar bile önemlidir. Biz ortalama
bir kış mevsiminde neler yapmamız gerektiğini konuşacağız.
[email protected]
ış aylarında doğru beslenme konusuna iki başlık altında
vitamin ve mineralleri yeteri kadar almamızı sağlar. Yaptığımız
bakmamız gerekir: Hastalıklar ve beslenme ile kış ayla-
ufak tefek hatalar, aldığımız bu besin öğelerini tam olarak kul-
rındaki ağırlık artışı. Bu aylarda daha çok maruz kaldığımız grip
lanamamamıza neden olmaktadır. Bütün vitamin ve mineral
gibi ateşli hastalıklar, her yaşta ciddi hasarlara sebep olabilir.
kaynakları oksijen ile temaslarında, çok fazla demir bıçak dar-
K
Kapalı yerlerde daha çok vakit geçirmek, virüslere daha faz-
belerinde, yağda kızartmalarda ve haşlama işlemi sırasında be-
la maruz kalmak ve bunlardan kaçmak çok mümkün olmadı-
sin kayıplarına uğrarlar. Haşladığınız bir sebzenin suyunu sakın
ğından, yapılabilecek tek şey iyi bir bağışıklık sistemine sahip
dökmeyin, çorba yaparken kullanın. Salata yaparken sebzele-
olmaktır. İyi bir bağışıklık sistemi çok kapsamlı bir virüs prog-
rinizi kesmek yerine elinizle koparın, herhangi bir işleme maruz
ramı gibidir. Bilgisayarınız olan vücudunuzu, dışarıdan gelebi-
kalan sebze ya da meyvenizi (kesmek, doğaramak, soymak,
lecek her türlü virüse karşı korumaktadır. Ne kadar iyi beslenir
haşlamak vb.) oda sıcaklığında yarım saatten fazla bekletme-
ve bağışıklığımızı kuvvetlendirirsek, o kadar kapsamlı bir virüs
den hemen tüketin.
programına sahibiz demektir. İyi bir bağışıklık sistemi için vü-
Kış mevsiminde ağırlığımızın artması bir diğer dikkat edil-
cudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve mineraller vardır. Hepsinin
mesi gereken konu. Havanın erken kararması ile evde geçirilen
neredeyse ortak yönü antioksidan etki göstermeleridir. Bu vita-
vaktin artması daha fazla beslenmemize, soğuk hava daha az
min ve minerallerin vücuttan toksinleri uzaklaştırmalarının yanı
hareket etmemize ve bütün bunlar daha hızlı kilo almamıza se-
sıra, bağışıklık sistemimizi oluşturan (lenf nodülleri, timus, dalak,
bep olmaktadır. Vücudumuz, ısı dengemizi ayarlamaya yarayan
kemik ilikleri vb.) yapıların daha iyi çalışmasına ve bu sistemden
yağa bu mevsimde daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle
salınan bazı maddelerin daha fazla salgılanmasına ve iyi bir ba-
kış aylarında, dışarıda yürüyemesek bile spor salonlarını tercih
ğışıklık sistemine sahip olmamızı sağlarlar. Bağışıklık sistemimi-
etmeliyiz. Evde geçirdiğimiz uzun vakitler de atıştırmalık olarak,
zin güçlü ya da zayıf olması, karşılaştığımız bir grip mikrobunun,
taze ve kuru meyve tüketmeye çalışmalıyız. Bahsetmeden ge-
3-5 saatlik bir kırgınlık veya 3-5 günlük yatak istirahati ile geçir-
çemeyeceğim çok önemli bir konu da kış aylarındaki su tüketi-
memizi belirler. İyi bir bağışıklık sistemi için, A, C, E vitaminleri
mi. Vücudumuzdan atılan su miktarının yaz ile kış arasında çok
ile selenyum, magnezyum ve çinko gibi minerallere ihtiyaç duy-
farkı yoktur. Yaz aylarında deri yolu ile attığımız su miktarını, kış
maktayız. Bunların yanı sıra dolaylı yoldan da olsa, omega-3 ve
aylarında nefes alıp verirken atarız. Bu sebeple unuttuğumuz su
omega-9 yağ sitleri ile D ve B vitaminlerinin de etkileri
gözlemlenmektedir. Bunların içinde en iyi etkisi
ğolan çinkodur. Çinkonun en iyi kaynağı buğday embriyosudur. Yani işlenmemiş buğday--
içimini ken
kendimize hatırlatmak için bir yol bulmalıyız. Bek
nim kendime
hatırlatma yöntemim, her yemeğe
baş
başlarken
bir ya da iki bardak su içmek, eğer
u
unutursam yemek sonunda içiyorum.
dır. Bu sebeple tam tahıllı ekmek, çinko açı-
Değerli okurlar, vitamin mineral almak, iyi
sından zengin beslenmemizi sağlar. Fakat
b
beslenmek, pişirme kurallarına dikkat etmek
burada ilginç bir durum bulunmaktadır. Tam
e
elbette önemlidir. Ama su ile çalışan vücu-
e
tahıllı ekmeği fazla tükettiğimizde içerisinde
d
dunuzu, eğer susuz bırakırsanız hiçbirinin bir
abulunan bazı maddeler çinkodan yararlanma-
an
anlamı kalmaz. Hararet yapar ve yolda kalırsı-
mızı engeller. Ülkemizdeki toprak zenginliği diğer
70
nız. D
Düzenli diyetle, sağlıklı bir yaşam dilerim. SAĞLIK
PROF. DR. AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA
İstanbul aşığı değil
‘İstanbul Bronşiti’
Özellikle büyük şehirlerimizde
giderek daha fazla insanda görülmeye
başlanan, antibiyotiklerle de, öksürük
şuruplarıyla da geçmeyen, inatçı
kuru öksürükle seyreden bir hastalık
tablosu var. Bu hastalığın adı, Prof.
Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın tıp
literatürüne soktuğu adı ‘İstanbul
Bronşiti.’ Yazı Fatoş Özel
on yıllarda yapılan araştırmalar astım ve alerjilerin
S
söyleniyor. Sezaryan ile ilişkisi var mı sizce?
temellerinin daha çocuk dünyaya gelmeden anne
Hijyen teorisine göre alerjik hastalıklardaki artışın nedeni,
karnında atıldığını gösteriyor. Uzmanlar, çocuğu-
bebeklerin yaşamlarının ilk aylarında çok temiz ortamlarda bü-
nun astım ve saman nezlesi gibi diğer alerjik hastalıklara ya-
yütülmeleri ve mikroplarla çok az karşılaşmalarıdır. Buna göre,
kalanmasını istemeyen annelerin, tedbir almaya daha hamile
adeta steril ortamlarda yetiştirilen, çok sık antibiyotik verilen,
kalmadan başlamaları gerektiğini savunuyor. Hatta annenin
pek çok virüs ve bakteriye karşı aşılanan ve bu nedenle de çok
çocuğuna hamile kalmadan önceki yıllarda doğum kontrol hapı
az enfeksiyon geçiren çocukların bağışıklık sistemleri mikrop-
kullanmış olmasının astım ve alerjik hastalık riskini artırdığını
larla yeteri kadar tanışamıyor. Uğraşacağı mikroplarla karşıla-
gösteren bazı araştırmalar var. Bunun, doğum kontrol hapla-
şamayan bağışıklık sistemi ise bu sefer toz, tüy, küf, polen gibi
rında bulunan östrojen hormonunun çocukta alerjiyi tetikleyen
mikrop olmayan ama onlara benzeyen maddelere mikropmuş
‘T helper-2’ ismi verilen özel bir lenfosit grubunu uyarmasıyla
gibi davranarak anormal tepkiler gösteriyor. İşte, bu anormal
gerçekleştiği ileri sürülüyor. İlk adetlerini erken yaşta gören ka-
tepkiler de karşımıza alerjik hastalıklar olarak çıkıyor.
dınların çocuklarında da alerjilerin daha fazla olduğunu belirle-
Sezaryen ile ilişkisine gelince: Sezaryenle doğan bebekler-
yen araştırmalar bu teoriyi destekler nitelikte. Erken adet görme
de bağışıklık sisteminin gelişmesi ve olgunlaşmasında aksak-
durumunda da ileriki yaşlarda yüksek östrojen düzeyleri oluş-
lıklar meydana geliyor. Anne karnında iken vücudunda hiçbir
ması, bunun sebebi olarak gösteriliyor. Astım ve alerjilerden
mikrop bulunmayan bebeklerin mikroplarla ilk karşılaşmaları
sorumlu tutulan bir başka faktör de gebelikle ilgili komplikas-
doğum sırasında gerçekleşiyor. Normal yolla doğan bebekler,
yonlar. Özellikle kış aylarında çocuklarda sıklıkla rastlanan alerji
annelerinin doğum kanalında bulunan mikropları alıyorlar ve
ve astım ataklarının sebeplerini göğüs hastalıkları konusunda
bebeklerin bağırsaklarına bu mikroplar yerleşiyor. Bifidobak-
Türkiye’deki en önemli uzmanlarından biri olan Prof. Dr Ahmet
teri, bakteroides ve laktobasiller’den oluşan ve dost bakteriler
Rasim Küçükusta’dan dinledik.
olarak da bilinen bu mikroplar bebekte normal bağışıklığın ge-
Çocuklarda görülen alerjik rahatsızlıkların modern
lişmesi için çok gereklidir. Buna karşılık sezaryen doğumlarla
tıbbın uyguladığı doğum teknikleri ile bir ilgisi olduğu
ameliyathanenin steril şartlarında dünyaya gelen bebekler ise
72
ilk mikropları deri teması ile ve hastanedeki yüzeylerden alıyor-
veriliyor. Hastalar ellerinde en az birkaç akciğer röntgeni, akci-
lar. Bu nedenle de sezaryenle doğan bebeklerin bağırsak flo-
ğer tomografisi, alerji testleri, çeşitli kan incelemeleri ile öksürü-
ralarını vücuda yararlı dost mikroplar yerine hastane mikropları
ğü hiç düzelmemiş şekilde doktor doktor dolaşıyorlar. İçlerinde
oluşturuyor. Bağırsak florası bakımından olan bu farklılık aylar-
bronkoskopi yapılmış olanlar bile çıkabiliyor.
ca, hatta bir görüşe göre yedi yaşına kadar da devam ediyor.
Inhaler şeklinde verilen bazı astım spreyleri ya da ko-
İşte alerjik hastalıkların sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde
ruyucu amaçla kış ayları boyunca verilen sprey ilaçlar
daha fazla görülmesinin nedeni, bunların bağırsaklarında ‘dost
var. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar için bunların
mikroplar’ yerine farklı cinsten ve farklı miktarlarda bakterilerin
uzun vadede zararları var mı?
yerleşmiş olmasıdır. Bu çocuklar probiyotik, yani bağırsaklarında eksik olan dost mikropları içeren gıdalarla beslendiklerinde
alerjik hastalıkların görülme oranlarının ve belirtilerin azalması
da bu görüşü doğrulamaktadır.
Özellikle kendinde astım, saman nezlesi veya egzama gibi
bir alerjik hastalık olan anne adaylarının sezaryen doğumdan
Tavsiye edilen dozlar aşılmadığında ve gerekli olduğu için
kullanıldıklarında bu ilaçların faydası zararlarından daha fazla.
Özellikle gribal rahatsızlıklar alerjik bronşitin tetiklenmesine sebep olabiliyor. Gripten korunmak için siz
neler önerirsiniz? Özellikle alerjik çocukların grip aşısı
olmasını öneriyor musunuz?
kaçınmaları çocuklarında bu hastalıkların görülme riskini azalta-
Astım ve alerjik bronşitin ataklar yapmasına yol açan etken-
caktır. Tıbbi olarak gerekli değilse normal doğum daima tercih
ler grip virüsleri değil onların dışında kalan diğer solunum yolları
edilmelidir.
virüsleridir. Ben bu çocuklarda grip aşılarının etkisi olduğuna
Alerjik bronşit ya da astım teşhislerinin bir kısmı sizin literatüre soktuğunuz İstanbul bronşiti ile büyük bir
dair yeterli kanıt bulunmadığı kanaatindeyim. Bunlar için bağışıklığı kuvvetlendiren uygulamalar yeterlidir. benzerlik gösteriyor. Temel olarak ayrılan yönleri nedir,
İstanbul bronşiti nedir?
Son yıllarda özellikle büyük şehirlerimizde giderek daha
İSTANBUL BRONŞİTİ NEDİR?
fazla insanda görülmeye başlanan, antibiyotiklerle de, öksürük
İstanbul Bronşiti, bazen haftalarca, bazen aylarca sü-
şuruplarıyla da geçmeyen, inatçı kuru öksürükle seyreden bir
rebilen, zaman zaman tekrarlayabilen, antibiyotik teda-
hastalık tablosu var. Türkçe tıp literatüründe ‘öksürükle sey-
visine cevap vermeyen, daha çok küçük çocuklarda
reden astım’ ismiyle bilinen bu hastalık için ben bundan 10 yıl
ve kadınlarda görülen bir bronşit türüdür. Hastalığın en
kadar önce İstanbul Bronşiti ismini önermiştim. Hastalarımın
önemli belirtisi çocuklarda öğürtü ve kusmaya, hanım-
‘Doktor Bey, bizim çocuğun öksürüğü memlekete gittiğimiz-
larda ise idrar kaçırmaya neden olabilen öksürük kriz-
de tamamen kesiliyor, İstanbul’ a döndüğümüzün ertesi günü
tekrar başlıyor...’ şeklindeki sözleri bana esin kaynağı olmuştu.
leridir. Gülme, hatta konuşma bu krizlerin başlamasına
neden olabilir. Telefonla konuşurken ortaya çıkan öksürük nöbetleri de bu hastalığın tipik bir özelliğidir. Şiddetli
Bu öksürük krizlerine astım demek hem yanlış ve hem yanıltı-
öksürük çocuklarda karın ağrılarına, erişkinlerde ise sırt
cı. Çünkü bu hastalarda hırıltı, nefes darlığı, alerji gibi astımın
ve göğüs ağrılarına yol açabilir. Küçük çocuklardaki il-
karakteristik özelliklerinden hiçbirisi olmadığı gibi, sonuçta ta-
ginç bulgularından biri de geceleri, saç dipleri ve boynun
mamen düzelen bir hastalığa ömür boyu kalıcı bir hastalık olan
terlemesidir. Hastaların çoğunda bu şiddetli öksürüğe
astım isminin verilmesi birçok hastanın gereksiz yere ve çok
karşılık hiç balgam yoktur, ama bazıları, az miktarda zor
uzun süre astım ilaçları kullanmasına neden oluyor.
çıkan, yapışkan nitelikte balgam çıkarabilir.
Bu tabloyu sadece bronşit olarak adlandırmak da çok uygun değil. Zira, İstanbul Bronşiti, virüs ve bakterilerin neden olduğu, bir hafta içinde düzelen ateş, balgam, halsizlik, iştahsızlık
İSTANBUL BRONŞİTİNİN NEDENLERİ
İstanbul Bronşiti’nin nedeni, bronş hiperreaktivitesi, yani
bronşların aşırı duyarlı olmasıdır. Bronşlardaki bu aşırı
gibi belirtilere neden olan akut bronşite hiç benzemediği gibi,
duyarlılığın nedeni kesin olarak belli değildir, fakat kü-
sigara tiryakilerinde yıllarca süren öksürük, balgam çıkarma ve
resel iklim değişikliğinin, büyük şehirlerimizdeki yoğun
nefes darlığı şikayetlerine yol açan kronik bronşitten de çok
trafik ve şehirleşmeden kaynaklanan dış hava kirliliğinin,
farklıdır. Bu hastalara, üst solunum yolları enfeksiyonu, sinüzit,
ev, okul ve iş yerlerindeki iç ortam hava kirliliğinin, katkı
farenjit, geniz eti, reflü, bronşit, astım, zatürre, hatta tüberkü-
maddesi içeren hazır gıdaların tüketilmesinin, batı tarzı
loz gibi çok değişik tanılar konup, envai çeşit öksürük şurubu,
yaşama stilinin önemli rolleri olduğunu düşünüyorum.
balgam söktürücü ve nefes açıcı ilaçlar, türlü türlü antibiyotikler
73
TERAPİ
NEVŞAH FİDAN KARAMEHMET
MUCİZENİN ADI:
DOĞRU NEFES
Doğru nefes alındığında bedenin kendi kendini
tamir ederek panik atak, depresyon, psikosomatik
hastalıkların tamamı, kanser, tansiyon, astım ve daha
pek çok hastalığı yenebileceğini savunan Nevşah Fidan
Karamehmet, seminerler, özel eğitim programları ve
kitaplarıyla nefes almanın mucizelerini anlatıyor.
‘Doğru nefes alıyor muyuz?’ Nevşah Fidan Karamehmet ile
lığımız haline geliyor. Nefesimizi limitlediğimizde aslında içimize
tanıştıktan sonra, kendiliğinden bu eylemi sorgulamaya başlı-
akan yaşam enerjisini, sağlığı, bolluğu, sevgiyi, her şeyi limitle-
yorsunuz. Fidan, ‘Mucize Kursu’ adlı çalışmayla insanın içinde-
miş oluyoruz.
ki gücü, yaratıcılığı, şifa enerjisini ortaya çıkarmanın anahtarla-
Nefesi açmanın yaşı yok, ne kadar geç olursa biz nefes
rını anlatıyor ve yeni koç ve eğitmenler yetiştiriyor. Konuya ilgi
koçları için o kadar zor. Tabi ki erken yaşta çok daha yararlı ve
duyan herkesin faydalanabileceği dört kitabı var: ‘Yansımalar’
evet dünyada ilkokullarda nefes eğitimleri verilmeye başlandı.
kendisinin nefes ve içe dönüş yolculuğundaki tecrübelerinden
Nefes birçoğunun huzurlu, mutlu ve sağlıklı büyümesinin yanı
bahsediyor. “Canlı Gıdalarla Gelen Sağlık” adı üzerinde, canlı
sıra öğrenme hızını, kapasitesini de fevkalade artırdığı ve ge-
yani işlem görmemiş sebze ve meyvelerle özel bir beslenme
liştirdiği için okullarda ders olarak öğretiliyor. Umarım en kısa
şeklinden bahsediyor. ‘Spirituella’, seminerleri sırasında oluş-
zamanda Türkiye’de de olur.
turduğu komik bir karakteri anlatıyor. Son kitabı ‘Nefes’ ise
Fiziksel hayatımız bundan ne derece etkileniyor?
nefes ve zihnimizdeki limitleri çözerek yaşamda başarı, sağlık,
Nefes yoksa yaşam da yok. Limitleyici nefes alışkanlıkları-
mutluluk ve huzuru nasıl yakalayacağımızı anlatıyor.
mız nedeniyle nefes bedenimizin hangi bölgesine gitmiyorsa,
Türk kadını ve erkeği nasıl nefes alıyor?
o bölgede ciddi problemler başlıyor. Tıbben bilinen kırkın üze-
Türk erkekleri genelde yoğun şekilde karın nefesi aldıkları
rinde, oksijenin bulunduğu ortamda bulunmayan hastalık var.
için maço olabiliyorlar. Çoğunun nefesi kalp bölgesinde ye-
Bunların da nefesi limitleyen kişilerde olduğu ispatlanmış. En
terince açık olmadığı için duyguları ifade etmekte, sevgi dolu,
önemlisi kanser. Kişisel tecrübeme göre tüm hastalıkların se-
şefkatli olmakta zorlanabiliyorlar. Kadınların ise çoğu göğüs ne-
bebi nefeste ve zihin sistemindeki negatiflikler. Nefes açıldığın-
fesi alıyor. Bu da onları verici, sevgi dolu etrafındaki herkesin
da bedenin kendi kendini tamir ederek panik atak, depresyon,
yardımına koşan ama bir türlü kendisine vakit ayıramayan, aşırı
psikosomatik hastalıkların tamamı, kanser, tansiyon, astım, şe-
duygusal biri yapıyor. Kişisel gelişim seminerlerine katılan kişi-
ker, kalp hastalığı, kemik erimeleri, tiroit, ülser, anemi ve böyle
lerin çoğunun kadın olmasına şaşırmıyorum.
yüzlerce hastalığı iyileştirdiğine bizzat şahit oldum.
Nefes alma tekniklerini öğrenmenin yaşı var mı? Bu
yöntem ile sağlıklı bir nesil yaratılacaksa bunu ilköğretim
ya da okul öncesine taşıyan okullar var mı dünyada?
Siz kişiye özel, ihtiyaca özel programlar mı hazırlıyorsunuz. Ne tür eğitimler veriyorsunuz?
Mucize Kursu, limitleyici nefes ve düşünce alışkanlıklarını
Doğal nefes bize Allah’ın mutlu, sağlıklı, huzurlu, başarılı
tamamen ve ebediyen ortadan kaldırmaya yönelik planlanmış
olabilmemiz, her anlamda bolluk içerisinde yaşayabilmemiz için
inanılmaz güçlü, hatta beni bile her defasında şaşırtacak güçte
verdiği en kutsal hediye ancak ne yazık ki genelde 2-3 yaşında
beş günlük bir seminer. Özel olarak da çalışılabilir, ben de çalışı-
kaybediyoruz doğal nefes alışkanlığımızı. Kendimizi bir takım
yorum ama bu beş günlük prosesteki etki bire bir çalışmalarda
duygulardan, olaylardan korumak için nefesimizi tutmaya, limit-
elde edilemiyor, bu da bir gerçek. Yaşamında gerçek bir mucize
lemeye başlıyoruz ve bu limitleme bir süre sonra nefes alışkan-
isteyen Mucize Kursu’na gelmeli! www.mucizekursu.com 74
GURME
ÇORBA
MERCİMEK ÇORBASI (4 kişilik)
‘JB01CK142’ Naturaceram
jumbo fincanlar, 5,85 TL.
• 200 gr kırmızı mercimek
• 1/2 adet soğan
• 1 tutam tane karabiber
• 5 su bardağı su
• 2 çorba kaşığı tereyağı
• 1 çorba kaşığı un
• Tuz
Hazırlanışı Mercimeği ayıklayıp, yıkayıp derin bir tencereye alın. Soğanı ve
tane karabiberi ekleyin. Üzerine dört
su bardağı su ilave edip iyice pişirin.
Süzgeçten geçirin. Ayrı bir tencerede
tereyağı ile unu kavurun. Bir su bardağı suyu ilave edin. Süzülen mercimeği kaynatırken hazırladığınız bu karışımı ve tuzu ekleyip kıvam kazanana
kadar kısık ateşte pişirmeye devam
edin. Kıtır ekmeklerle servis edin.
BROKOLİ ÇORBASI ( 4 kişilik )
• 1/2 kg brokoli
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 2 çorba kaşığı un
• 4 su bardağı su
• 1 su bardağı süt
• 2 çorba kaşığı krema
• 2 çorba kaşığı kaşar, rendelenmiş
• Karbonat
• Tuz
• Karabiber
Hazırlanışı
Brokolileri
kaynayan
suya atın. İçine çay kaşığının ucuyla
karbonat koyup, iki dakika kaynatın.
Suyunu iyice süzdükten sonra bro-
Dumanı üstünde
Soğuk kış günlerinin en çok tercih edilen çorbalarını
Kütahya Porselen ve Mitterteich ürünleriyle servis ettik.
Yazı Ayça Yılmaz Bozkurt Fotoğraflar Levent Bozkurt
kolinin yarısını sıcakken blenderdan
geçirip, iyice parçalayın. Diğer taraftan unu yağda pembeleştirin. Çekilen
brokolinin içine ekleyin. İyice çırpılmış
su, süt ve kremayı da ilave ettikten
sonra, tuz ve karabiber ekleyip kaynayıncaya kadar karıştırın. Kaşar rendesi ve parça brokolileri de ekleyerek
20 dakika daha pişirip servis edin.
76
‘SVM83YT00’ ‘Silvia’ saten yemek
takımı, (83 parça) 1.379 TL.
77
GURME
ÇORBA
DOMATES ÇORBASI (4 kişilik)
‘BW14114246’ kase, 4,68 TL.
Ayaklı dilim kaselerin farklı
renk ve boyları mevcuttur.
• 5 adet domates
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 1 çorba kaşığı domates salçası
• 8 su bardağı et suyu ya da
tavuk suyu
• 2 tatlı kaşığı un
Hazırlanışı Domateslerin kabuklarını
soyduktan sonra rendeleyin. Diğer
taraftan bir tencerede yağı eritin, unu
ekleyerek rengi değişinceye kadar
kavurun. Üzerine domates salçasını ve domatesleri ilave ederek iyice
öldürün. Yavaş yavaş et suyunu ve
tuzu ekleyerek 10 dakika kaynatın.
Servis ederken üzerini kaşar rendesi
ile süsleyebilirsiniz.
KIŞ ÇORBASI (4 kişilik)
• 1 çay bardağı nohut
• 1 çay bardağı yeşil mercimek
• 1 çay bardağı erişte
• 1 çay bardağı tel şehriye
• 1 adet soğan
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 1 çorba kaşığı un
• 1 su bardağı et suyu
• Tuz
• Kuru nane
• Su
Hazırlanışı Soğanı küp küp doğrayıp tereyağı ile kavurun. Unu ekleyip
kavurmaya devam edin. Üzerine suyla seyreltilmiş domates salçasını ilave
edip karıştırın. Sırasıyla önceden haşlanmış nohut, mercimek, tel şehriye
ve erişteyi ekleyin. Et suyu, sıcak su,
tuz ve nane ilave ederek kaynayıncaya kadar karıştırın.
78
Tek tek satın alınabilen
‘Antik’ servis grubu eskitme
görüntüsüyle country tarzını
tercih edenler için güzel bir
seçim olabilir.
‘SMR26TD13273’ tabak, 5,21 TL.
‘SMR15KS14273’ kase, 4 TL.
‘SMR24TS14273’ tabak, 4 TL.
‘SSMRK24KY1327300, 10,18 TL.
79
VİTRİN
YILBAŞI
PIRILTILI
VİTRİNLER
80
Kütahya Porselen, Aralık
ayında tüm mağazalarının
vitrinlerini pırıltılı bir masal evi
gibi düzenledi. İşte bu masal
dünyasından yeni yıla ışıltı
katacak pırıl pırıl ayrıntılar...
Fotoğraflar Haydar Erçin
ütahya Porselen mağazalarının vitrin-
K
leri rengarenk kadifeler, yaldızlı sofra
aksesuarları ve yılbaşını çağrıştıran dekoratif eşyalarla yepyeni bir görünüme büründü.
‘Yeni yılda evdeyiz’ sloganından hareketle,
her yaşam alanında lüksü hissettiren yaldızlar
ve ışıltılı sofra aksesuarlarıyla kendinizi şımartacağınız sofralar yaratmanın ipuçlarını veren
bu vitrin tasarımlarında aralık ayına özel en
yeni koleksiyonları bulacaksınız.
81
BAYİ
ALAYLI TİCARET
Alaylı Ticaret firmasının ikinci
Alaylı Ticaret ne zaman kuruldu?
Şirketimiz 1976 yılında Mehmet Macit Alaylı tarafın-
kuşak yöneticilerinden biri olan Saffet
Alaylı, Kütahya Porselen’in kalite anlayışı
ve modern yüzüyle, firmasının ortak
hedeflerde buluştuğunu söylüyor.
dan, ilk defa Sakarya’da, beyaz eşya sektörüyle ticari
Fotoğraflar Serkan Şentürk
dık. Bugün halen sürdürmekte olduğumuz Bellona ba-
faaliyetlerine başladı. O yıllardan bugüne, her daim daha
iyi hizmeti ve en kaliteli ürünleri sunmayı amaçladık. Şirketimizin ikinci kuşak yöneticileri Yakup Alaylı ve ben, ilk
olarak Arçelik A.Ş. firmasıyla çalışmaya başladık. 1998
yılında ise mobilya sektöründe hizmet verme kararı alyiliğimiz var. 2002 yılına geldiğimizde ise bir evde ihtiyaç
duyulan ne varsa sunmak istedik ve gücücümüze güç
katmak için zücaciye, halı sektörüne girdik.
Kütahya Porselen ile işbirliğiniz nasıl başladı?
2002 yılında Kütahya Porselen ile çalışmaya başladık. Kütahya Porselen ülkemizi en iyi şekilde temsil
eden, kalitesi ve modern üretim anlayışıyla kanatları altında olmaktan şüphesiz gurur duyduğumuz bir firma.
Mağazacılık anlayışınızdan bahsedebilir misiniz?
Mağazacılık anlayışında sürekli yenilenmeyi kendimize hedef bildik ve her geçen gün mağazalarımızı
büyütüyoruz. Bugün 1600 metrekare mobilya mağazamız, 400 metrekare beyaz eşya mağazamız, 350
metrekare züccaciye ve halı mağazalarımızla hizmet
veriyoruz. Ayrıca çok yakın bir zamanda, içinde çocuk parkının da bulunduğu 2400 metrekarelik yeni
showroom’umuzu, 100 araçlık otopark hizmetiyle birlikte faaliyete geçireceğiz. 82
BAYİ
UYUMAZLAR YAPI
Uyumazlar Yapı’dan bahseder misiniz?
1969’da Adıyaman’da başlayan hikayemiz, 80’li
yılların sonunda İstanbul’da devam etti. Şu anda faaliyette olan dört mağazamız var. Tahsin Uyumaz, Kadir
İstanbul Avrupa Yakası’nın en büyük
mağazalarından birine sahip olan
Uyumaz, İlhan Uyumaz ve Kayhan Uyumaz’ın ortaklığı
ve 30 çalışanı ile İstanbul Güneşli’de iki, Mecidiyeköy’de
ve Zeytinburnu Demirciler Sitesi’nde birer mağaza ol-
Uyumazlar Yapı’nın
mak üzere toplam dört mağazada, iç dekorasyona yö-
yöneticilerinden Kayhan Uyumaz,
başarısının sırrının, etkin ekip çalışmasına
verdiği önem olduğunu söylüyor.
bayiliğini yapıyoruz. Ürün portföyümüzü hedef kitlemiz
nelik Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen markalarının
olan nihai tüketiciler, mimar, mühendis ve müteahhitlerin beğenisine sunarak en iyi hizmeti vermeyi firmamızın temel hedeflerinden biri olarak görüyoruz.
Biz 30-35 kişilik geniş bir aileyiz. Bu ailenin başarısının en büyük sırrı; müşterilerimizin zamanına ve haklarına saygı duymak ve örgütsel verimliliğimizle, müşter
ilerimize,çalışanlarımıza, topluma ve çevreye kattığımız
değeri, sürekli ve belirgin bir biçimde artırmaktır. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini, beklediklerinden
daha kaliteli hizmet ile karşılamak temel hedefimizdir.
Topluma, doğal çevreye ve insanlığa yararlı olmak için
azami çaba gösteririz. En büyük önemi müşterilerimizin ihtiyaçlarını iyi anlamaya ve zamanında eksiksiz olarak yerine getirmeye verdiğimiz için stoklarımızı üç ayrı
depoda çeşit ve miktar olarak eksiksiz tutmaya özel
çaba sarf ediyoruz. Bizler için müşteri memnuniyeti en
önemli yatırımımız.
Kütahya Seramik ile iş ortaklığınızdan bahseder misiniz?
2003 yılından bu yana süregelen Kütahya Seramik
ve Uyumazlar Yapı iş ortaklığı, bugün çok daha güçlü
bir şekilde ilerliyor. Ürettiğiniz ürün kaliteli ve tasarım
yönü yüksek ise kendi alıcısını bulabiliyor. Bu yüzden
Kütahya Seramik, ürünlerinin kalitesi ile tüm piyasanın
takdirini kazanıyor.
Son zamanlarda kazandığı ödül ise gerçekten büyük başarı. Red Dot ‘Best Of The Best’ ödüllü Versatile koleksiyonu, cam mozaik koleksiyonu Brezza,
dijital ürünleri Origitile koleksiyonu ile sektörde önemli
adımlar atıyor.
Sadece Avrupa’da değil, tüm dünyada yakından
takip edilen bir firma olmayı devam ettiren Kütahya
Seramik ile iş ortaklığımız için fazlasıyla mutluyuz. Biz,
Uyumazlar Yapı olarak gücümüzü ve başarımızı büyük
firmalar ile birleştirerek daha da artırıyoruz. 83
ESTETİK DOKUNUŞ
CARLOTTA
ŞIK KENTLİ
Carlotta, endüstriyel detayların
kullanıldığı iç mekan
tasarımıyla ve özel mönüsüyle
özgün bir lezzet durağı.
Sade ve rafine duruşunu yine
kendi gibi sade tasarımlarıyla
öne çıkan Mitterteich
markasıyla taçlandırmış.
Ş
ehir hayatındaki taze, hızlı ve kaliteli yiyecek ihtiyacına çözümler sunan Carlotta müşteri odaklı servisi,
eğlenceli ortamı ve orijinal formatıyla, günün her saati için
lezzetli ve hızlı alternatifler sunuyor. İlk şubesi İstanbul iş hayatının kalbinin attığı Maslak’ta açılan Carlotta, hem öğlen
aralarında hem de mesai bitiminde pratik ve lezzetli alternatifleriyle en çok tercih edilen mekanlardan biri. Kafe ve delicatessen konseptlerinin orijinal bir karışımı olan Carlotta’nın
zengin, lezzetli ve yaratıcı menüsünde çorbalar, sandviçler,
wrapler, salatalar ve ev yapımı tatlıların yanı sıra zengin kahve ve soğuk içecek seçenekleri de bulunuyor. Firma yaklaşık üç yıldır Mitterteich markasının ‘Tavola’ serisini tercih
ediyor. Rafine formları ile dikkat çeken Mitterteich ürünleri,
Carlotta’nın endüstriyel detayları, ahşap ve ham betonu kullanıldığı iç mekan tasarımıyla da uyum sağlıyor. Carlotta’nın
ürün yelpazesi hızlı ve lezzetli yemeklerden oluşuyor. Bu
sebeple de sade yemek sunumları firma için büyük önem
taşıyor. Mitterteich markası rafine ve işlevsel tasarımları ile
sunumalarda göz dolduruyor. 84
BİZDEN
HABERLER
Kütahya Porselen’in ‘Balık serisi’nde tepsiden sosluğa
birçok farklı ürünü birarada bulabiliyorsunuz.
Balık tarifleri yarışmasında ikinci ve üçüncülük ödüllerini
alanlara 2 kişilik ‘balık serisi’ seti armağan edildi.
BALIKLI TARİFLERE
BALIKLI SERİ ÖDÜLÜ
Kütahya Porselen’in sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinde 1 Kasım-1 Aralık
2011 tarihleri arasında düzenlediği “En İyi Balık Pişirme Tarifi Yarışması” sona
erdi. Birinciliği Diyarbakır’dan Yıldız Yıldızhan’ın “Fırında Soslu Levrek” tarifi ile
kazandığı yarışmada ilk üçe giren yarışmacılar Kütahya Porselen’in Balık Serisi Seti
ile ödüllendirildiler. Kütahya Porselen seçkin ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki
tüketicileri ile buluşturmaya aynı hızla devam ediyor. Aralık ayı boyunca yine
Facebook üzerinde yılbaşı sofrası temalı bir başka yarışmanın heyecanı sürecek.
88
Balık tarifleri yarışmasının
birincisine 4 kişilik ‘balık serisi’
seti armağan edildi.
1. Yıldız Yıldızhan/
2. Gülşah Uzun/ KOCAELİ
3. Nuray Çavuş/İSTANBUL
DİYARBAKIR
Kazandığı Ödül: 2 Kişilik
Kazandığı Ödül: 2 Kişilik
Kazandığı Ödül: 4 Kişilik Balık
Balık Serisi Seti (2 adet balık
Balık Serisi Seti (2 adet balık
Serisi Seti (4 adet balık tabağı,
formunda kayık tabak, iki adet
formunda kayık tabak, iki adet
tuzluk, biberlik, sosluk, salata
kılçık tabağı)
kılçık tabağı)
BALIK KÖFTESİ
FIRINDA ÇİPURA
FIRINDA SOSLU LEVREK
• 2 adet palamut
• 2 tane çipura (600-800 gr)
• 1 kilo levrek
• 2 adet soğan
• 2 diş sarmısak
• 1 büyük soğan
• 2 dilim bayat ekmek
• Yarım çay bardağı zeytinyağ
• 2 diş sarmısak
• 3 adet yumurta
• 1 tane limon suyu
• Un
• 1 küçük demet maydanoz
• Defne yaprağı
• 1 çay bardağı limon suyu
• 2 fincan zeytinyağı
• Karanfil
• 3-4 adet yeşil biber
• 1 çay bardağı un
• Tuz
• 1 yemek kaşığı domates sosu
• Yeteri kadar tuz
Hazırlanışı Balıklar temizlenir,
• 2 yemek kaşığı zeytinyağı
• Karabiber
üzerine ince dik çizikler yapılır.
• Tuz
Hazırlanışı Palamutlar temizlenir.
İyice kuruyunca; zeytinyağı,
• Karabiber
1 adet soğan dört parçaya
limon suyu, dövülmüş
kasesi, balık formunda tepsi)
Hazırlanışı Derin bir kasenin
bölünerek bolca su içerisinde
sarmısak, ufalanmış defne
içine tuz, karabiber, un, 1 diş
iyice haşlanır. Haşlanan balıklar
yaprağı ve tuz karışımı ile
kıyılmış sarmısak, limon suyu
sudan alınıp kılçıkları ayıklanır.
harmanlanarak bir kapta üzeri
ve zeytinyağı konularak iyice
Buna ıslatılmış, suyu sıkılmış
kapatılarak 1 saat bekletilir.
karıştırılır, balığa bu karışımdan
ekmek içi, rendelenmiş soğan,
Balıklar fırın poşetine konarak
iyice yedirilir. Bir tencereye az
1 yumurta, tuz, karabiber ve
200 derece ısıtılmış fırında 30
yağ konularak ince kıyılmış
kıyılmış maydanoz katılarak
dakika pişirilir. Sonrasında
soğan, yeşil biberler ve kalan bir
iyice yoğrulur. Yoğrulan bu
poşet yırtılır ve balıkların üzeri
diş sarmısak birlikte sotelenir.
karışımdan cevizden büyük
tam olarak poşetten arındırılıp
Sonra domates sosu eklenir.
parçalar alınıp avuç içinde
fırının derecesi 350 dereceye
Levrek de tencereye alınarak
yuvarlak köfteler yapılarak una
çıkarılır. Üzeri kızarıncaya
sosla birlikte biraz ısıtılıp ateşten
bulanır. Kalan iki yumurta çırpılır.
kadar 15 dakika daha pişirilir.
alınır. Balıklar bir mini fırın kabına
Una bulanmış köfteler yumurtaya
Balık servis tabağına alınır
dizilir, üzerine tenceredeki sıcak
bulanıp kızdırılmış yağda tavanın
isteğe göre yanına roka,
sos eklenir. 200 derece ısıtılmış
sapından tutup sallanarak
kırmızı soğan halkaları ve ince
fırında 15 dakika pişirilip sosu ile
kızartılır. Yanında soğan ve
kıyılmış beyaz turp eklenerek
servis yapılır.
maydanoz ile servis edilir.
servis yapılır.
89
BİZDEN
HABERLER
KÜTAHYA YAPI KİMYASALLARI
GELECEĞİN 500 ŞİRKETİ ARASINDA
konomist ve yazar M.Rauf Ateş’in, geçmişte ilk
E
500 şirket içerisinde yer alıp da bugün olmayan
şirketlerin yaptığı hataları, bugün hala ilk 500’de yer bulan
köklü şirketlerin başarılarının kaynağını araştıran ve reçeteler sunan “Yeni Nesil Şirket Yaratma Stratejileri-Gelecek
500” isimli eseri yayınlandı. Ateş’in eserine kaynak oluşturan verilerden birisi de Türk iş dünyasından 278 CEO
ile yaptığı anketin sonuçları. Bu ankette hangi şirketlerin
yıldızının parlayacağı ve geleceğin şirketlerinin hangi sektörlerden çıkacağı sorgulanmış. Bu geniş çaplı araştırmanın sonucunda geleceğin ilk 500 şirketi arasında görülen
20 şirket içerisinde, yapı kimyasalları sektörünün parlayan yıldızı KYK da yer alıyor. Kütahya Yapı Kimyasalları yaptığı yatırımlar, aldığı yatırım ödülleri, kalite ödülleri,
mükemmelliği yönetim felsefesi kabul ederek faaliyetlerini
bu anlayışla sürdürmesi, mutlak paydaş memnuniyeti ile
hareket etmesi, kaliteli ürün ile kaliteli hizmeti ayrılmaz bir
bütün olarak ele almasıyla bulunduğu sektördeki diğer
tüm kuruluşlardan ayrılarak öne çıkıyor. Bugün büyük olmanın, yarın da büyük olarak kalmayı garantilemeyeceğini
bilen KYK, bu ilkelerden hareketle faaliyetlerini sürdürerek
emin adımlarla geleceğe doğru ilerliyor. KYK, başarısını paylaşmak ve bayilerinin çalışmalarına ışık
tutmak amacıyla M. Rauf Ateş’in eseri “Yeni Nesil Şirket Yaratma
Stratejileri-Gelecek 500”ü tüm dağıtım kanalına ulaştırdı.
MÜKEMMELLKTE 4 YILDIZ!
Kütahya Yap Kimyasallar, sektörünün ilk
“EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 4 Yldz”
belgesini almaya hak kazand.
Kütahya Yap Kimyasallar EFQM Mükemmellik modelini bir yönetim anlay olarak benimsemi olup, bu
amaç dorultusunda, modeli uygulamak, özdeerlendirme yapmak ve benzer sektörlerde örnek olmak amac
ile 2008 ylnda Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) katlarak Mükemmellik Yolculuu’na ilk admn att. KYK,
EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakf) Mükemmellik Modelini esas alarak gerçekletirdii çalmalar kapsamnda, 2009 yl “EFQM Mükemmellikte Kararllk” belgesini almaya hak kazand. Faaliyetlerinin her aamasnda sürdürülebilir mükemmellii yakalamak adna çkt bu yolculukta, 30 Kasm 2011’de Türkiye Kalite
Dernei (KalDer) ve Türk Sanayici ve adamlar Dernei (TÜSAD) i birlii ile düzenlenen 20. Ulusal Kalite
Kongresi’nde “EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 4 Yldz” belgesini alan ilk Yap Kimyasallar firmas oldu.
90
KONYALI
USTALAR
KÜTAHYA’DA
Sektörün lider firmas Kütah-
SELÇUK ÜNVERSTES
MMARLIK ÖRENCLER
KÜTAHYA SERAMK’N
KONUU OLDU
ya Seramik 21-22 Kasm tarihlerinde Konyal ustalar arlad.
Kütahya Seramik’in i ortaklarndan Konal naat’a bal olarak çalan 60 usta, eitim semineri ve fabrika gezisine katld.
2011 yl içinde 1000’e yakn mimarlk, iç mimarlk ve en-
Seminerde uygulama ustalar-
düstriyel tasarm örencisi ile buluan Kütahya Seramik, 24
nn mesleki bilgi ve becerilerini
Kasm’da Konya Selçuk Üniversitesi Mimarlk Bölümü ö-
arttrmak; Kütahya Seramik ve
rencilerine seramik karo ve yap kimyasallar ile ilgili bir se-
KYK ürün portföyünü tant-
miner düzenledi. Seminere katlan mimarlk örencileri, se-
mak amaçland. Katlmclara
ramik ve porselen karolarn türlerini, uygulama alanlarn ve
uygulama teknikleri, uygulama
teknik özelliklerini örenirken, yap kimyasallar konusunda
srasnda ve sonrasnda dikkat
da detayl bilgiler edindi. Seramik ve porselen karolarn üre-
edilecek konular hakknda bilgi
tim safhalarn da yerinde görme imkan bulan gelecein mi-
verildi. Kütahya Seramik fab-
marlar, dijital bask, sujet teknolojisi, rektifiye-lappato gibi
rikalarn üretim mühendisleri
teknik özelliklerin detaylar hakknda bilgi edindiler.
eliinde gezen ustalar dijital
üretim serisi Origitile ve sujet
kesim
bölümlerinde
seramik
üretim aamalarn yakndan
incelediler.
Kütahya Seramik’in en büyük
showroom’larndan olan Merkez
Showroom gezisi ile Kütahya
Seramik’in ürünlerinin uygulama ekillerini gören ustalar,
birbirinden farkl döeme alternatiflerini yakndan gördüler.
91
BİZDEN
HABERLER
KÜTAHYA SERAMİK VE KÜTAHYA PORSELEN
BÜYÜYOR: TÜRKİYE’YE YAYILIYOR!
Kartal/
SRN Yapı
Anadolu Hisarı/
Atıl İnşaat
Kütahya Seramik, açtığı mağazalara bir ye-
2004 yılından bu yana Kütahya Seramik ile iş ortaklığı içinde
nisini daha ekledi. 2002 yılından bu yana,
olan Atıl İnşaat, yeni mağazasını 28 Ekim’de Anadolu Hisarı’nda
yapı malzemeleri dünyasında hızla büyüyen
görkemli bir törenle hizmete açtı. Törene, iş dünyasından katı-
SRN Yapı ile iş ortaklığı kuran Kütahya Se-
lımcıların yanı sıra, Ak Parti İstanbul Milletvekili Osman Boyraz,
ramik, Kartal Köprüsü’ndeki yeni mağaza-
Kütahya Porselen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, KYK
sını 18 Kasım’da görkemli bir tören ile hiz-
Yapı Kimyasalları Genel Müdür Yardımcısı Uğur Kavukçuer,
mete açtı. SRN Yapı Showroom’unun açılış
Kütahya Seramik Bölge Müdürü Okan Kaya Doğulu, eski milli
töreninde iş, spor ve siyaset dünyasından
katılımcıların yanı sıra, Kartal Belediye Başkanı Dr. Altınok Öz, Kütahya Porselen A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Kütahya Porselen A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri Gülsüm Güral, Erkan Güral, Sema Güral Sürmeli, Hediye Güral Gür ve Gülden Güral, KYK Yapı Kimyasalları
Genel Müdürü Onur Sürmeli ve Genel Müdür Yardımcıları Uğur Kavukçuer ve Melih Sargın, Kütahya Seramik Anadolu Yakası Bölge
Milli Futbol Takımı İdari Koordinatörü Okan Buruk, Fenerbahçeli
Emre Belözoğlu, eski Galatasaraylı futbolcu Evren Turhan, Atıl
İnşaat’ın yöneticileri Atilla Çebi, Mert Korkmaz ve Selçuk Yakupçebioğlu katıldı. Törende, Osman Boyraz ve Nafi Güral’ın
konuşmalarından sonra katılımcılar hep birlikte kurdele keserek,
mağaza açılışını gerçekleştirdiler. Kütahya Porselen ve Kütahya
Seramik tasarımlarının yer aldığı 540 metrekare büyüklüğünde-
Müdürü Okan Kaya Doğulu katıldı.
Kütahya Porselen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral konuşmasında; “Değişen ve gelişen Kartal’ı görüyoruz. Bunun için belediye başkanımıza teşekkür ederim. SRN Yapı kurucuları, bölgede
ki mağazanın seramik bölümünde, dünyaca ünlü tasarım ödüllü Versatile koleksiyonunun birçok farklı kombinasyonu, cam
mozaik koleksiyonu Brezza, birbirinden yenilikçi çizgileriyle yer
öncü niteliğinde olan ve birçok yapı firmasına örnek olacak bir işlet-
ve duvar karosu tasarımla-
me kurdu. Önder olmak, beceri gerektirir. SRN Yapı’ya başarılar di-
rı sergileniyor. Mağazanın
lerim” dedi. 1500 metrekarelik bir alana kurulan mağazanın seramik
porselen bölümünde ise
bölümünde, Versatile koleksiyonunun birçok farklı kombinasyonu,
Kütahya
cam mozaik koleksiyonu Brezza, birbirinden yenilikçi çizgileriyle yer
yaşa ve zevke hitap eden
ve duvar karosu tasarımları sergileniyor. Kütahya Porselen yemek
yemek takımları, gençle-
takımları, el dekor serisi, çelik ürün setleri, seramik ve porselen ak-
re yönelik hazırlanan mini
sesuarların yanı sıra, birbirinden farklı çeşitte banyo yapı malzemeleri
setler, tek parça ürünler,
de sergileniyor. Mağazanın porselen bölümünde ise yemek takımla-
renkli Naturaceram ürünler
rı, mini setler, tek parça ürünler, Naturaceram ürünler ve Sanat Evi
ve Sanat Evi koleksiyonları
koleksiyonları yer alıyor.
yer alıyor.
Soldan sağa
Bülent Koray Akbaş,
Onur Sürmeli,
Bertan Yılmaz,
Ümit Emre,
Erkan Güral.
92
futbolcular Bülent Korkmaz, Mert Korkmaz ve Hakan Ünsal, A
Porselen’in
her
“BİZİM EKİP”
2012 ÇALIŞMALARINA BAŞLADI
Kütahya Seramik ve
KYK bünyesinde, iş
ortakları, mağaza
satış temsilcileri ve
yöneticilerinin üyesi
olduğu “Bizim Ekip”
topluluğu, 2012
yılı çalışmalarına
Kütahya’da düzenlenen
toplantılar ile başladı.
Katılımcılar, sertifikalarını Kütahya Seramik
Yönetim Kurulu Üyeleri Erkan Güral ve
Nafi Güral’ın ellerinden aldılar.
2009 yılında kurulan ve her geçen gün daha geniş bir
aile olan “Bizim Ekip” topluluğu, 2012 yılındaki çalışmalarına
Kütahya’da düzenlenen seminerler ile başladı. Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir Bölge Müdürlükleri bünyesinde çalışmalarını yürüten “Bizim Ekip” üyeleri, iki
gün boyunca kendileri için düzenlenen eğitim programlarına
katıldılar. Seramik Malzeme Ve Uygulama Teknikleri Eğitimi,
Yapı Kimyasalları Uygulama Ve Teknikleri Eğitimi, Modern
Satış-Pazarlama Teknikleri Eğitimi, Cam Mozaik Üretimi Ve
Uygulama Teknikleri Eğitimi programlarına katılan gruplar,
üretim tesislerini de gezerek seramik üretim safhalarını, uzman kişilerden öğrenme imkanı buldu. Kütahya Seramik İletişim Bölümü yetkilileri ile karşılıklı fikir alışverişinde bulunan
ekip, piyasada karşılaştıkları durumları aktardı.
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Bizim Ekip-Antalya
Toplantısı”nda tekrar bir araya gelecek “Bizim Ekip” ailesi,
bir dahaki buluşma için sözleşerek Kütahya’dan ayrıldı. 93
BİZDEN
HABERLER
KÜTAHYA SERAMK
ANTALYALI Ç MMARLARI
AIRLADI
Sektörünün öncü firmalarından Kütahya Seramik,
düzenlediği sosyal etkinliklere bir yenisini daha ekledi.
20 Kasım Pazar günü Antalya İç Mimarlar Odası için
düzenlenen kahvaltıya 130 iç mimar katıldı.
K
ahvaltı ile başlayan bu geniş katılımlı etkinlikte Kütahya Seramik Antalya
Bölge Müdürü Yasin Konuşkan’ın açılış konuşmasının ardından Fabrika-
lar Müdürü Celal Üstündağ, ürün ve hizmetleri hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin en
büyük porselen ve seramik mağazası olan Antalya showroom’unu ziyaret eden
iç mimarlar, birbirinden farklı otel odası, ofis ve mekan tasarımlarını, cam mozaik
ve üç boyutlu seramiklerin sujet uygulamalarını yakından görme imkanı buldu. İç
mimarlar, birçok alternatif ürünün bulunduğu showroom’da “Red Dot Best Of
The Best Awards” ve “If Product Design Awards” sahibi Versatile koleksiyonu ve
cam mozaik koleksiyonu Brezza ile özel olarak ilgilendiler. Kütahya Porselen’in
özel koleksiyonlarını ve farklı tasarımlarını da yakından inceleme fırsatı bulan iç
mimarlar günün sonunu “aile fotoğrafı” vererek noktaladılar. Kütahya Porselen’den bir cami hizmeti
Kütahya Porselen A.. Yönetim Kurulu Bakan Nafi Güral, Kütahya Organize
Sanayi Bölgesi’nde, annesi Hediye Güral adna bir cami yaptrd. 16 Aralk 2011 tarihinde açl
yaplan Hac Hediye Güral Camii, diktörtgen plan emasyla 1600 kiiye hizmet verebiliyor.
Bu özellii ile Kütahya’nn en büyük camii olma özelliini tayor.
94
Güral Sapanca’ya yeni kapal havuz…
Güral Sapanca Wellnes Park, iki yeni kapalı yüzme havuzu, saunası ve buhar
odasıyla doğanın kucağında dört mevsim tatil imkanı sağlıyor.
Dört mevsim keyifli
tatilin adresi Güral
Sapanca misafir
memnuniyetini
arttırmak amacıyla
her geçen gün
imkanlarına yenilerini
ekliyor. Otelde kış
aylarında tatil keyfini
taçlandırmak amacıyla
tüm otel misafirlerinin
kullanımına açık
yeni bir kapalı havuz
bölümü oluşturuldu.
Bu bölümde biri
çocuklar için olmak
üzere, iki yeni kapalı
havuz, bir sauna
ve bir buhar odası
bulunuyor.
DURU VE DENZ’E mesaj var:
Geçmi olsun, çabuk iyilein!
Dergimizin Sorumlu Yaz leri Müdürü Eser Çetinta, ne yazk ki
bu ay bizimle birlikte olamad. Eser Çetinta’n ikiz kzlar Duru ve Deniz’e
nazar dedi. Minik kzlarmz sevgiyle kucaklayarak en içten geçmi olsun
dileklerimizi iletiyor ve arkadamz Eser Çetinta’n en ksa sürede
aramza dönmesini sabrszlkla bekliyoruz.
95
.
BİZDEN
HABERLER
Sezen Cumhur Önal’ın, Kütahya Porselen Sanayi A.Ş.’nin kurucusu
ve Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral’a, iş hayatındaki 50’nci yılı nedeniyle
yapılan muhteşem törende okuduğu şiirini sizlerle paylaşmak istedik.
Gecenin kalbinde ses vardı.
Öylesine güzel, öylesine sıcak, öylesine tutkulu…
Dile kolay… 50 yıl…
Riyasız, yalansız bir hayat…
Sevdayla tütsülenmiş bir ömür
Şen kahkahalar içinde şık davetliler.
Memleketin her yöresinden konuklar; Ankara’dan, Antalya’dan, Konya’dan,
Erzurum’dan, İstanbul’dan.
Kütahya’da şenlik var.
Bu şenlikte aşkın gücünü gördük Nafi Güral dostumun sesinde, nefesinde
Ve gözlerinin sevincinde, sevgili eşine Gülsüm Güral’a duyduğu derin sevgiyi
gördük.
Hayatı birlikte kazanmışlar.
Acılara birlikte katlanmışlar.
Engelleri birlikte aşmışlardı.
Hayat bu… Eziyetsiz, kedersiz olur mu?
Marifet dertleri aşmakta, sevgiyle saygıyla acılara sünger çekmekte.
Görüldüğü gibi, yuvayı yapan dişi kuş olmuştur.
Fikrimce, evinin, işinin bereketinde, yuvasının, sofrasının kısmetinde,
Çocuklarının okuyup, yetişmesinde
Eşinin, evinin saadetinde, ailenin muhabbetinde,
Hayattaki hedefinde huzur vardı.
Hey gidi Nafi Güral... Hey…
Vakti zamanı gelince, vatani vazifen bitince, anlaşılan dönüşte ne olmuşsa
olmuş. Sevda yıldırımı çarpmış..
Girişimci ruhuyla hülyaları gerçek olan aziz dostum.
Tılsımın adını şimdi cümle alem hepimiz biliyoruz. AŞK
Üç harfli, tek heceli, bir nefeste söyleniyor.
Kıldan ince, çelikten güçlü. Duyguların en güzeli.
Böyledir, insanın gözü gönlü kamaşır. Hayatının uğur meleği bir genç kız.
Tam bir ruh ikizi. Temiz süt emmiş, hanım hanımcık… Güzel mi güzel... Sevmiş
sevdalanmış, istemiş, istetmiş, anasının rızasını, duasını almış, evlenmiş…
O ne güzel resimlerdir öyle. Genç delikanlının ağzı kulaklarında… Bu mutluluk
tablosunu unutmak ne mümkün… Esin kaynağı deli gönül…
Hiç değişmedi o deli gönül…
Bunca yıldan sonra, bu sevinç akşamında, Gülsüm Güral’a olan sevdasıyla
genç bir damat edasıyla, en güzel şarkılarda, yaşamak vardı delikanlı günlerinin
tadında, ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’nda. Daha ne olsun, bundan iyisi can sağlığı…
Ne demişti göğsünü gere gere; hayatta başıma gelen en güzel şey…
96
BULMACA
Bulmacam›z› doğru yanıtlayan
okurlarımız, Kütahya Porselen’den
sürpriz armağanlar kazanacaktır.
Hazırlayan Ali Bakın
Ilıklık olarak da bilinen
özel yataklı dinlenme
odası
Kütahya Porselen
mare yemek takımı
formu
Karşılık
1
15
Kural, mantık
ölçülerine
dayanmayan
Nazi Hücum Kıtası
Koyak
Dirgen
7
Bir hayvan
29
Duaların sonunda
söylenir
Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı
43001, Kütahya
Tel: (0274) 225 15 16
Kütahya
Porselen’in
ürettiği renkli
ürünler
Çözüm anahtarıyla birlikte
Eser Çetintaş adına
göndermeniz rica olunur.
Nispet
33
42
Boğa güreşinde
hayvana mızrakla
saldıran atlı
Bir nota
Uzaklık anlatır
İcar
Gelir
37
Tepkili uçak
Birbirine tamamen
benzeyen
25
Akım
Maun
İyiden iyiye, iyice
Yunancada bir harf
Rütbesiz asker
Zayıf, güçsüz
Tümör
Kış
Bitki özleriyle
yapılan masaj
21
10
41
Gazete
Sonsuzluk
16
Kafkasya’da bir halk
27
Kalça kemiği
En küçük sosyal
topluluk
Bir tür yazı kağıdı
Eğreti mal
3
11
5
13
Eski bir uygarlık
22
Küçük broşür
Diyarbakır’da tarihi
bir köprü
Kemiklerin
yuvarlak ucu
Çalışma odası
Bir tür meze
Bulgaristan’ın
para birimi
Bir tür eğlence fişeği
8
Müzik seslerini
belirten işaret
Argoda cezaevi
26
17
Emanet, vedia
Yararlar
Çıkrıkçı kalemi
34
Afrika’da bir ülke
Söz, lakırtı
İri taneli bir
bezelye
İnce yapılı
6
40
Bir ilimiz
28
Manganezin simgesi
Sodyumun simgesi
Onama sözü
Bazıları şans
getirdiğine inanır
Temel besin
maddesi
32
Bir sayı
18
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
Yılan
Akümülatör
Cet
19
G.Antep’in bir ilçesi
Gelenek
İspanyol sevinç
nidası
Bir tür baykuş
Yemişlerin yenilen
bölümü
Duvar ilanı, ası
Emanet olarak
Lokmanruhu
12
35
Geri
Fransa’da bir kent
Şarap
Ağırlık ölçüleri için
yasal ölçü modeli
İyotlu bileşim
Gramın kısa yazılışı
Organizmanın
yapısı ile ilgili
Berilyumun
simgesi
Ad çekme
Temel, dayanak
2
İltihapsız şiş
Kısa çizme
Araç
Büyük kadı
31
Bir renk
Eski dilde su
Bir bağlaç
Misket limonu
30
20
Eski bir uygarlık
Oyunda berabere
kalma
14
4
Ezgi, makam
ANAHTAR
CÜMLE
98
24
Şarapla yapılan
bir tür terapi
1
2
3
4
18
19
20
21
22
5
6
23
24
7
23
39
Üzüm suyu
Trabzon’un bir ilçesi
Rusya’da bir ırmak
Klasik müzikte
opusun simgesi
Yunanca’da bir harf
Baryumun simgesi
36
38
Bir nota
İki kişi tarafından
karşılıklı söylenen
şarkı
9
Ödeşme
8
9
25
10
26
27
28
11
12
29
30
13
14
31
15
16
17
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42

Benzer belgeler

Kütahya Porselen`in yeni koleksiyonlarında, Sevgililer

Kütahya Porselen`in yeni koleksiyonlarında, Sevgililer Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 ...

Detaylı