Birlik, CEA Genel Sekreteri

Transkript

Birlik, CEA Genel Sekreteri
BAŞKAN
’dan
Sevgili Meslektaşlarım,
D aha önceki yazılarımda ve beyanatlarım da devamlı ola­
rak 2 0 0 7 yılının sektörümüz şirketleri adına özellikle 2 0 0 6
yılındaki kötü bilanço sonuçlarını bir nebze de olsa unuttura­
cak bir yıl olacağına dair inancımı belirtmiş, şirketlerimizin
2 0 0 6 yılından gerekli dersleri çıkaracağından ve gerekli yö­
netim sel kararları alacağından umutlu olduğumu söylem iştim .
2 0 0 7 yılının ilk altı aylık sonuçlarından, inancım ın hiç de boş
olmadığını m em nuniyetle görebiliyorum. S a d e ce trafik bran­
şında, tarife sistem inin getirdiği büyüyen zarar dışında teknik
sonuçlar bir önceki yıla göre oldukça pozitif bir gelişm e için­
de. Um uyorum iyileşme 2 0 0 7 yılının sonunda da artarak bi­
lançolarım ıza yansıyacaktır. Bu konuda sektörün işine yakla­
şımı fevkalade umut vericidir.
A n cak umut verici gelişm elerin dışında,bir ço k sıkıntıları­
mızın olduğu da bir g erçek. Ç ok yakın zam anda sevinçle ö ğ ­
rendiğim iz bir yargı kararı aslında sektörüm üz adına daha
ço k ça b a sarfetm em iz gerektiğini bizlere hatırlatm alı düşün­
cesindeyim . 2 0 0 0 yılından bu yana devam ed en bir hukuk
süreci D em ir S ig o rta n ın lehine sonuçlandı. Evet, haksız ta ­
leple karşı karşıya kalan bir üyem iz, yedi yıl süren bir hukuk
savaşı sonunda aklandı, yani haklı olduğunu kanıtladı.
G erçek ten , bu davanın ilk günlerinden beri yakından ilgi­
lendiğim için şah sen çok sevindim ve duygulandım. A m a, bir
telefon açıp da, şirket sahibini ve üst yönetim ini tebrik etm e
cesaretini kendimde bulamadım. Çünkü, tebriğim sad ece
sektör adına olabilecekti. Davayı kazanm ışlardı, am a ne p a­
hasına? B ir sektör şirketimiz, haksız bir talep ve hukuk kara­
rı yüzünden çalışm asını durdurmak, portföyünü kaybetm ek
zorunda kaldı. Artık davayı kaybetseler dahi, kaybedecekleri
başka bir şey de kalmamıştı. Bu hukuk olayı, sigortacılık
açısından g erçekten çok önem li bir vaka. Ekspertizin­
den başlayan, poliçe üretim inde ve hasarında devam
eden ve Yargıtayda tam am lanan hukuk süreci ile baş­
lı başına bir çalışm a ve incelem e konusu. B ir daha bu
gibi sıkıntılarla karşılaşm am ak için hepim izin çok
önem li dersler çıkarabileceği, yönetim karaları verebi­
leceğim iz ve de hukuki boşlukların in celen erek tecrübe
kazanabileceğim iz ders niteliğindeki bu olayı, D em ir Sigorta'nın izin verm esi halinde Birlik tarafından bir vaka
çalışm ası olarak hazırlayıp sektörüm üzün bilgisine sun­
mayı planlıyorum.
Yedi yıl süren bu süreci başarıyla y ö n eten D em ir Sigorta'ya geçm iş olsun diyor, sektörüm üz adına çab ala­
rını kutluyor ve teşekkür ediyorum
BİRLİKTEN HABERLER
Birlik, CEA Ekonomi ve Finans
Komitesi toplantısına katıldı
irlik, 24 Eylül 2007 tarihinde, Avrupa Si­
g o rta ve Reasürans Federasyonu'nun (CEA) Ekonomi ve Finans Komitesi
(ECOFIN) toplantısına katıldı. CEA üyesi ulu­
sal sigorta birliklerinin temsilcileri, CEA ECOFIN Sekretaryası ile Solvency II ve M uhasebe
alt komitelerinin başkanlarının katıldığı to p ­
lantıda, Solvency II Projesi ve UFRS 4 faz 2
çalışmalarına ilişkin g ün dem de yer alan ko­
nular görüşüldü. Toplantıda Birliği Mali ve Finansal D üzenlem eler Uzmanı Onur A ca r
temsil etti. 10 Temmuz 207 tarihinde Avrupa
Komisyonunca yayınlanan Solvency II Direk­
tif Taslağına ilişkin olarak CEA'nın kapsamlı
resmi görüşlerine son şekli verilen to p la n tıd a ,
Direktifin uygulanmasına yönelik olarak Av­
rupa Komisyonunca belirlenecek olan teknik
kurallara ilişkin çalışma yapm ak üzere 3 a d e t
Çalışma Grubu oluşturuldu. CEA G enel Sek­
reteri M ichaela Koller de, Solvency II ç e rç e ­
vesinde CEA tarafından yapılan lobi fa a li­
yetleri hakkında bilgi verdi. Toplantıda ayrı­
c a , UFRS 4 faz 2 ile ilgili çalışm alarda gelinen
son durum değerlendirildi.
Birlik, AB'ye uyum sürecinde Reasürans ve
sigorta grupları (ek denetim) konularında
TAIEX teknik desteğinden yararlanmak
üzere proje başvurusunda bulundu
irlik, sigorta sektörünün Avrupa Birliğ l'n e uyumunu sağlam ak, özellikle
AB m üktesebatına uyum da karşılaşılabile­
cek sorunlara çözüm önerileri getirebilm ek
am acıyla gerçekleştirdiği çalışmalar kapsa­
mında Avrupa Komisyonu Genişleme Genel
M üdürlüğü'ne bağlı TAIEX Birimine iletilmek
üzere Avrupa Birliği G enel Sekreterliği'ne bir
proje teklifi sundu.
Proje çerçevesinde, Avrupa Komisyonu
tarafından Türkiye için hazırlanan "2006 Yılı
İlerleme R aporu"nda, Türk sigorta sektörü­
nün AB'ye uyum da eksikliklerinin bulunduğu
ifade edilen reasürans ve sigorta grupları (ek
2
den etim ) konularında sektöre yönelik eğitim
ta le b in d e bulunuldu. Avrupa Birliği Genel
Sekreterliği tarafından ön değerlendirm eye
ta b i tu tu la ca k olan proje teklifi başarılı bulu­
nursa Ekim ayı sonunda Avrupa Komisyonu
G enişlem e Genel M üdürlüğü TAIEX Biriminin
onayına sunulacak. TAIEX'in d e onayının
alınması halinde seminerin 2008 yılı içerisinde
düzenlenmesi bekleniyor. H atırlanacağı gibi,
Birlik, TAIEX teknik desteğinden geçm iş yıllar­
d a d a yararlanmış ve bu ç e rç e v e d e 23-24
Haziran 2005 tarihlerinde "Avrupa Birliği Sigor­
ta Mevzuatı ve Uygulamaları" konulu iki gün­
lük bir seminer düzenlemişti.
Birlik, CEA
Genel
Sekreteri
■| ■■ ■■ ■■
ile goruştu
M
irlik, 10 Eylül 2007
İ S I tarihinde Avrupa
Sigorta ve Reasürans
Federasyonu (CEA)
G enel Sekreteri M ichaela
Koller ve Halkla İlişkiler
Yöneticisi G abriela
Diezhandino ile çalışma
toplantısında bir araya
geldi. Birliği temsilen
G enel Sekreter Erhan
Tunçay ve AB Uzmanı
Berna Özşar Kum cu'nun
katıldığı to p la ntıda
Birlik-CEA ilişkileri,
CEA kom ite çalışmaları,
C E A'da gerçekleştirilen
kurumsal düzenlemeler,
Türk sigorta sektörü ve
sektörün AB'ye uyum
çalışmaları kapsamlı
b içim d e ele alındı.
Toplantıda CEA
G enel Sekreteri Koller,
önümüzdeki d ö n em de
Birliği ziyaret etm eyi
planladığını bildirdi.
Toplantıda ayrıca
Birlik-CEA işbirliğinde
gerçekleştirilmesi
planlanan etkinlikler
konusunda görüş alış
verişinde bulunuldu.
Birlik, Avrupa
Komisyonu
Ic Pazar Genel
/
Müdürlüğü'nde
temaslarda
bulundu
■5V
irlik, 10 Eylül 2007 tarihinde Avrupa
Komisyonu İç Pazar G enel M üdürlüğü Sigorta ve
Emeklilik Birimi Yöneticilerinden Alan Beverly ile
Brüksel'de bir toplantı gerçekleştirdi.
Birliği temsilen G enel Sekreter Erhan Tunçay ve
AB Uzmanı Berna Özşar Kum cu'nun katıldığı topla ntıda
Türk sigorta sektörü ve sektörün tem el göstergeleri ile
kaydedilen gelişmelere ilişkin kapsamlı bir sunum
gerçekleştirilirken yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık
Kanunu çerçevesindeki düzenlem eler de ele alındı.
Toplantı sırasında Sn. Beverly'e Sigortacılık Kanunu'nun
Birlik tarafından hazırlanan İngilizce çevirisi iletildi.
Avrupa Komisyonu tara fından Kasım 2007'de
yayınlanacak olan Türkiye İlerleme Raporu öncesinde
gerçekleştirilen bu ziyaretle, İlerleme Raporu'nun
sigortacılıkla ilgili bölüm ünün hazırlanması aşamasında
Avrupa Komisyonu'na sigorta sektöründeki gelişmelere
ve Avrupa Birliği'ne uyum konusundaki çalışmalara
ilişkin bilgiler sunulmuş olundu.
BİRLİKTEN HABERLER
Birlik, İKV vejacobs &
Associates ortaklığıyla
düzenlenen "Etki Analizi
Eğitim Semineri"ne katı İd
7-28 Eylül 2007 tarihle rinde İstan­
b u l'd a İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV)
ve Jacobs&Associates firmasının işbirliğinde
düzenlenen "Etki Analizi Eğitim Semineri"ne
Birliği temsilen AB Uzmanı Berna Özşar Kum­
cu katıldı. Türk iş dünyasının müzakere süre­
cinde m eydana g e le ce k önemli değişiklikle­
re kendisini hazırlaması ve sürece katkıda
bulunabilmesi için öncelikle müktesebatın
kendisini doğ ru dan ilgilendiren alanlarında
görüşünü oluşturması gerekiyor. İş dünyasının
görüşlerinin oluşturulmasında, gerçekçi veri­
lerle desteklenm esinde ve ileriye dönük
planlarının şekillendirilmesinde kullanılan en
önemli araçların başında ise etki analizleri
geliyor. Etki analizleri, Türkiye ve Avrupa Birli­
ği arasında yürütülen m üzakerelerde AB
m üktesebatına uyumun farklı sektörler için
getiri ve götürülerinin hesaplanmasına ve
geçiş süreci veya istisna taleplerinin d e ğ e r­
lendirilmesine katkı sağlam a am acı taşıyor.
Etki analizleri sayesinde sektörlerin müzakere
süreci içerisinde önlerini görmeleri, değişimi
algılayıp ölçm eleri ve uygun tedbirler geliş­
tirmelerinin sağlanması hedefleniyor.
Bu çe rç e v e d e , seminerde, iş dünyası ve
kamu yöneticilerinin düzenleyici etki analizi
tekniklerini nasıl kullanabilecekleri ve Avrupa
Komisyonu ile Türk hüküm eti arasında
yürütülen üyelik müzakerelerine ne şekilde
katkı sağlayabilecekleri konuları kapsamlı
biçim de ele alındı.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Birlik tarafından Türkçe ve
İngilizce olmak üzere iki ayrı kitapçık haline getirilerek yayınlandı
Haziran 2007 tarih ve 26552 sayılı Resmi G a ze te 'd e yayım lanarak
yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Birlik tarafından
Türkçe ve İngilizce kitapçık haline getirilen Kanun, iki ayrı kitapçık halinde
şirketlere, ilgili kam u kuruluşlarına, meslek örgütlerine, sigorta birlik ve
federasyonlarına ve uluslararası kuruluşlara İletildi.
Birlik, IMIA
Konfera nsı na katı İd
irlik, üyesi olduğu Uluslararası M ühen­
dislik Sigortacıları Birliği'nin (IMIA) 1-3
Ekim 2007 tarihleri arasında Japonya'nın baş­
kenti Tokyo'da düzenlenen 40 ıncı Yıllık Konfe­
ransına katıldı.
Ulusal sigorta birlikleri ile sigorta ve reasürans
şirketleri temsilcilerinin katılımıyla her yıl farklı bir
üye ülkede gerçekleştirilen Yıllık Konferanslar­
da, üyelerce mühendislik sigortalarıyla ilgili ola­
rak belirlenen konularda oluşturulan Çalışma
Grupları sunumlar yapıyor. Bu yıl yapılan su­
num lardan, mühendislik sigortalarının w e t
works construction nedeniyle karşı karşıya kal­
dığı zararların anlatıldığı sunumda, özellikle
deprem ve deniz hareketlerinden etkilenen bu
tür yapılarda hasarları azaltmak üzere kullanı­
lacak risk yönetim sistemleri üzerinde duruldu.
Mühendislik sigortası yazan şirketlerin y e te ­
rince bilinmeyen ve hasar tahm ini yapıla m a­
yan yeni teknolojileri sigortalamasıyla İlgili su­
num da ise, riskin büyüklüğünün saptanm ası­
na ve risk fiyatlandırmasına ilişkin olarak şirket­
lere risk değerlendirm e metotları önerildi.
M akina ve ekipmanların yenilenmesi ve
modernizasyonuyla ilgili yapılan sunum da ise,
güvenlik, verimlilik, teknik veya hukuki neden­
lerle yapılan bu işlemlere ilişkin sigortacıların
karşı karşıya kaldığı riskler ele alınarak, verile­
cek sigorta tem inatlarına ilişkin olarak brokerların ve sigortacıların ortaklaşa çalışması ge­
rektiği vurgulandı. Ayrıca, yapılar üzerinde
gerçekleştirilecek inşaat çalışmalarında veri­
lecek tem inat limitlerine ilişkin ve inşaat sıra­
sında veya sonrasında su basması hasarlarını
azaltmak üzere kullanılacak su dağıtım sis­
temlerine ilişkin sunumlar da gerçekleştirildi.
Önümüzdeki yıl İskoçya'da düzenlenecek
olan IMIA Yıllık Konferansında, enerji tesisleri­
nin kurulması ve işletilmesi ile ilgili mühendislik
sigortaları, kömürün karbondioksit gazı açığa
çıkarm ayacak şekilde yanmasını sağlayan
teknolojilerin mühendislik sigortalarına etkileri,
köprülerin yapımıyla ilgili mühendislik sigorta­
ları, deniz suyunu tuzdan arındıran fabrikalara
ilişkin mühendislik sigortaları gibi konuların ele
alınmasına karar verildi.
2009 yılındaki IMIA Yıllık Konferansına ise ül­
kemiz ev sahipliği ya p a ca k olup, Birlik İstan­
bul'da düzenlenecek bu Konferans için gerek­
li hazırlıklara en kısa sürede başlayacaktır. ■
5
Sigortacılık Kanunu’nun uygulamasına
yönelik ikincil düzenlemeler...
Bir önceki sayıdaki yazımda 2007 yılı­
nın ikinci yarısının yasal düzenlemelerle il­
gili olarak yoğun geçeceğini belirtmiş­
tim. Gerçekten de Sigortacılık Kanunu'nun yasalaşmasından sonra ikincil
mevzuat ile ilgili çalışmalar büyük bir hız­
la devam ediyor.
Hayat sigortası teknik esasları ve port­
föyüne ilişkin düzenlemelerin yer aldığı
Hayat Sigortaları Yönetmeliği 18 Temmuz
2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlana­
rak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğin yürürlü­
ğe girmesinden sonra gerek hayat bran­
şında faaliyet gösteren şirketlerimizin ge­
rekse Birlik nezdinde faaliyet göstermek­
te olan Hayat Sigortaları İnceleme ve
Araştırma Komitesinin Yönetmelik üzerin­
de yaptığı değerlendirmelerde bazı
maddelerde hayat sigortacılığı için so­
run yaratacak düzenlemelerin olduğu,
bazı maddelerin ise açıklamaya ihtiyaç
duyduğu belirtilmiştir. Yönetmelik konu­
sundaki görüşlerimizin ayrıntılı bir şekilde
aktarılmasını teminen Hazine Müsteşarlığı
ile bir toplantı düzenlenmiş olup bu konu­
daki görüşmelerimiz devam etmektedir.
Sigorta şirketlerinin ayıracakları teknik
karşılıklara ve bu karşılıkların yatırılacağı
varlıklar ile bunlara ilişkin sınırlamalara iliş­
kin düzenlemelerin yer aldığı Sigorta ve
Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Teknik
Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı
Varlıklara ilişkin Yönetmelik 7 Ağustos
2007 tarih ve 26606 Sayılı Resmi Gaze­
te 'd e yayımlandı. Yeni Kanuna göre ye­
niden düzenlenen yönetmeliğin yürürlü­
ğe giriş tarihi ise 1 Ocak 2008 olarak dü­
zenlenmiştir.
Sigorta ve reasürans ile emeklilik şirket­
lerinin mali bünyelerini ilgilendiren husus­
lar ile sigortalıların hak ve menfaatlerinin
korunmasını teminen alınacak tedbirlere
ve mali bünye zafiyeti bulunan şirketler
için yapılacak işlemlere ilişkin usul ve
esasları düzenleyen Sigorta ve Reasü­
rans ile Emeklilik Şirketlerinin Mali Bünye­
lerine İlişkin Yönetmelik de 7 Ağustos
2007 tarih ve 26606 Sayılı Resmi Gaze­
te'de yayımlanmıştır.
Bu dönemde çıkartılan diğer bir Yönet­
melik ise Aktüerler Yönetmeliği. Aktüerlerin çalışma esas ve usulleri ile yetki, sorum­
luluk ve niteliklerine ilişkin düzenlemelerin
yer aldığı Yönetmeliğin bir maddesi hariç
yürürlüğe giriş tarihi 1 Ocak 2008'tir.
Sektörümüzde Sigortacılık Kanunu'nun getirdiği yeni uygulama Tahkim
müessesini düzenleyen Sigortacılıkta
Tahkime İlişkin Yönetmelik 17 Ağustos
2007 tarih ve 26616 sayılı Resmi Gaze­
te 'd e yayımlandı. Diğer ülkelerde farklı
isimlerle kurulan ve tüketici uyuşmazlık­
ların çözümünde etkin bir rol oynayan
Tahkim Müessesi bildiğiniz gibi Birlik nez­
dinde oluşturuldu. Önümüzdeki günler­
de bu sistemin işlerliğinin sağlanması
için çalışmalar Hazine Müsteşarlığı ile
birlikte yürütülmektedir.
Temmuz - Eylül dönem inde yayımla­
nan önemli bazı genelge ve tebliğler ise
aşağıda belirtilmektedir.
• 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun
44üncü Maddesine İlişkin Sektör Duyu­
rusu
• Sigorta Branşlarına İlişkin Tebliğ
• Sigorta Branşları için Öngörülen Ser­
maye Tutarlarına İlişkin Genelge
• Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin
Ruhsatnamelerinin Yenilenmesine İlişkin lar Vergisi Kanununda yapılması gere­
Sektör Duyurusu
ken değişiklikler ile, konut finansmanı sis­
• Sermaye Piyasasında Derecelendir­ temi kapsamında yapılacak sigorta iş­
me Faaliyeti ve Derecelendirme Kuruluş­ lemlerinde BSMV istisnası uygulaması, 85
larına İlişkin Esaslar Tebliği
nolu Gider Vergilen Genel Tebliği ile ilgili
• Sigorta Branşları İçin Öngörülen Ser­ sektörümüzde tereddüt yaşanan konu­
maye Tutarlarına İlişkin Genelge
lar ve acente komisyonlarının BSMV kar­
• Sigortacılık Sektöründeki Uluslarara­ şısındaki durumuyla ilgili yapılacak çalış­
sı Faaliyetlere İlişkin Karar
malar konusunda görüşmeler devam
Görüldüğü gibi yeni Sigortacılık Kanu- etmektedir.
Rekabet Kurumu'nun "Sigortacılık
nu'nun uygulamasına yönelik ikincil
mevzuat düzenlemeleri peş peşe yayım­ Sektörü blok muafiyeti" ile ilgili TSRŞB'nin
katkısı ile görüşe açtığı taslak tebliğin so­
lanmakta. Bu düzenlemelerin yanında
nuçlanarak yürürlüğe girmesini bekle­
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı
tarafından da çeşitli düzenlemeler yapıl­ mekteyiz.
Tüm düzenlemelerin hayata geçm e­
makta ve Başkanlık nezdinde sektörün
sinden sonra Türk Sigorta Sektörü daha
çözüm beklediği sorunlar Birlikçe takip
şeffaf ve sınırları çizilmiş bir ortamda sigor­
edilmeye devam edilmektedir.
Vefat tazminatlarının vergilendirilmesiy­ talılara daha etkin ve güvenilir hizmet
le ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı ile sunabilecektir.
Saygılarımla,
sürdürülen
çalışmalar
neticesinde,
31.8.2007 tarihinde, birikimli, birikimsiz ve
karma sigorta poliçelerinde sigortalının
vefatı üzerine kanuni mirasçılara ve lehdarlara yapılacak ödemelerin veraset ve
intikal vergisi karşısındaki durumuna yö­
nelik açıklamalara yer verilen 3 seri nolu
Veraset ve İntikal Vergisi Sirküleri yayım­
lanmıştır,
17.9.2007
tarihinde Sn. Osman Arıoğlu
makamında ziyaret edilerek, sigorta
sektörünü ilgilendiren kurumlar ver­
gisi ve BSMV ile ilgili devam et­
mekte olan çalışmalarımız ele
alındı.
Gelir İdaresi Başkanlığı ile
yaptığımız temaslar çerçe­
vesinde, 5684 sayılı Sigorta­
cılık Kanununun yasalaşma­
sının ardından teknik karşılık­
ların Kurumlar Vergisinden in­
dirimine ilişkin olarak Kurum­
Erhan TUNÇAY
Genel Sekreter
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
Avrupa B irliâi'nin
yu ¿seıen İd i z i
İrlanda ve r a
Sigorta sektörü
Doç. Dr. Suna OKSAY
Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı Müdürü
vrupa Birliği'ne üyeliğinin gerçekleştiği
1973 yılından bu yana büyük bir değişim
gösteren İrlanda günümüzde teknolojiyi kullana­
bilen modern bir refah ülkesi olmasının yanı sıra
finansal hizmetler alanında da Avrupa Birliği İçe­
risindeki pek çok ülkeyi geride bırakıyor.
Yaklaşık olarak 4,25 milyon nüfusa sahip ül­
kede kişi başına düşen millî gelir 40.000 dolar­
dan fazla. Özellikle 1990'lı yıllarda yabancı ya­
tırımlarla hızlı bir büyüme sürecine giren İrlan­
da, bir dönem göçm en veren ülkelerdenken,
günümüzde göçm en işçilere ihtiyaç duyan bir
ekonomiye sahip. Avrupa Birliği'nden gelen
mali yardımların yanı sıra gelir vergilerinin AB
düzeyinden düşük tutulması, yüksek eğitim dü­
zeyi ve riskten korkmayan bir girişimcilik ruhu­
nun varlığı İrlanda'nın en önemli avantajları.
Avrupa Birliği üyeliğinden en fazla yararlanan
ülkelerden olması nedeniyle İrlanda Avrupa
Birliği'nin entegrasyon sürecine destek sağla­
yan, yeni Avrupa Birliği üyesi ülkelerin örnek al­
dığı ülkelerin başında geliyor.
İrlanda'nın sahip olduğu bu özellikler ülkenin
finans sektöründe ve özellikle sigortacılık ala­
nında da kendisini gösteriyor. Günümüzde İr­
landa sigorta piyasası, sahip olduğu anahtar
konumuyla İrlanda ekonomisinin göstermekte
olduğu büyüme performansına da büyük kat­
kı sağlıyor. İrlanda'da sigortacılar, sahip olduk­
ları devlet senetleri, sermayeleri ve diğer mal
varlıklarıyla İrlanda ekonomisinin en temel ya­
tırımcıları arasında yer alıyor.
Son yıllarda İrlanda toplam prim üretimi ve
kişi başına düşen prim üretiminde Avrupa Birli­
ği'nin Fransa, Birleşik Krallık, Almanya gibi geliş­
miş finansal piyasalara sahip üye ülkeleri dışın­
daki pek çok ülkeyi geride bırakmakla kalmı­
yor, Swiss Re'nin Sigma Raporuna (No: 4/2007)
göre dünyada da prim üretimi bakımından 14.
ülke olarak yerini alıyor.
Veriler incelendiğinde, İrlanda'nın gerek
gayri safi yurt İçi hasılasının gerekse küresel si­
gorta primleri içerisindeki payının nüfusuna
oranla yüksek olduğu göze çarpıyor. Bu durum
İrlanda ekonomisinin gücünü, İrlanda'da si­
gorta piyasasının gelişmişliğini ve faaliyet gös­
terilen temel branşlarda (motor, mal, sorumlu­
luk, emeklilik ve m ortgage koruma gibi) yüksek
düzeyde tem inat sağlandığını gösteriyor.
TOPLAM PRİM ÜRETİMİ
(Milyon USD)
ABD (1 )...................................................................1 170 101
Birleşik Krallık (3 ).........................................................418 366
Almanya (5)................................................................. 204 544
İrlanda (14)...................................................................47 281
Çek Cumhuriyeti(4 0 )........................................................ 5 304
Polonya (30)..................................................................11 947
8
KAYNAK: Swiss Re, Sigma No: 4/2007
Avrupa Birliği’ne
üyeliğinin gerçekleştiği
1973 yılından bu yana
büyük bir değişim
gösteren İrlanda
günümüzde teknolojiyi
kullanan modern bir
refah ülkesi olmanın
yanı sıra AB içerisindeki
pek çok ülkeyi de
geride bırakıyor.
İrla n d a 'd a kişi başına düşen prim üreti­
minin de birçok A vrupa ülkesinden ve
h a tta A m erika Birleşik D e v le tle ri'n d e n
fazla olduğu görülüyor. A n ca k diğer ülke­
lerle karşılaştırma yapılırken göz önüne
alınması gereken bazı faktörler olduğu
da bir gerçek, söz gelim i A lm anya ve İs­
v e ç 'te vergi oranları d a h a yüksek ve bu
ülkeler d a h a gelişmiş sosyal sigorta sis­
tem lerine sahip. Bu n e d enle kazaların yol
açtığı hasarların ç o ğ u sosyal sigorta siste­
mi ta ra fından karşılanıyor ve bu da prim
oranları üzerinde etkili oluyor.1
A B D ............................................................................ 3 924
Birleşik K rallık................................................................. 6 467
Almanya ........................................................................2 437
İrlanda........................................................................... 5 565
Çek Cum huriyeti................................................................ 520
P o lo n y a ........................................................................... 310
KAYNAK: Svviss Re, Sigma No: 4/2007.
Buna karşın şirket sayısı ve istihdam o ra ­
nı açısından İrlanda d iğer Avrupa Birliği
ülkeleriyle kıyaslandığında d a h a geriler­
d e kalıyor, Bunun ülke nüfusunun düşük
olmasıyla d a d o ğ ru d a n bağlantısı bulu-
: Irish Insurance Federation, Factfile 2006, 2006.
9
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
nuyor. Avrupa Sigorta ve Reasürans Fe­
derasyonu (CEA) verilerine göre İrlan­
d a 'd a 226 şirket fa a liye t gösteriyor. Avru­
pa Birliği gen elinde üyelik zorunlu o lm a ­
masına karşın İrla n d a 'd a h a ya t ve ha ya tdışı sigorta şirketlerinin % 9 5 'i İrlanda
Sigorta Federasyonu üyesi. Yine CEA ver­
ilerine göre tüm bu şirketler İrla n d a 'd a 14
000 kişiye istihdam sağlıyor.2
ÜLKE
ŞİRKET
SAYISI
İSTİHDAM
ORANI
İrlanda .......................... ............. 2 2 6 .............. ............ 14 000
225 700
Almanya....................... ............. 6 5 5 ..............
Birleşik Krallık............... .......... 1 170 ..............
180 000
Çek Cumhuriyeti............ ............... 4 8 ............... ............ 14 506
Polonya ......................... ............... 6 5 ............... ............ 28 474
Danimarka .................... ............. 2 0 6 .............. ............ 14 000
KAYNAK: CEA Statistics No: 31, European Insurance in Figures, Agustos 2007.
Prim gelirleri açısından ele alındığında,
İrla n d a 'd a 2001-2005 arasındaki 5 yıllık
d ö n e m d e primlerin yıllık % 6,9'luk bir o rta ­
la m ayla m untazam an arttığı görülüyor.
Buna karşın, GSYİH içindeki oran 2001'd e
% 9 'd a n 2004'te % 8 'e düşmüş; a n c a k
2005 yılında tekrar %8,7'ye yükselmiş d u ­
rum da. H ayat sigortası primlerinin GSYİH
içindeki oranının 2005'e kada r azaldığı
ve bu azalm anın to p la m primlerin GSYİH
içindeki oranının 2005'e kadarki azalışına
? CEA Statistics No: 31, European Insurance in Figures, Ağustos 2007.
paralellik gösterdiği görülürken, hayat-dışı si­
gortaların primlerinin GSYİH içindeki oranının
ö n ce arttığı, 2003 yılından sonra ise azalm a­
ya başladığı görülüyor.
YIL
PRİM GELİRLERİ
(Milyon €)
GSYİH
(Milyon €)
PRİM GELİRLERİ
GSYİH $
2001.... ...............10 396,7... ..... 115433.... ....................% 9,0
2002.... ...............11 208,2.. ..... 127 992.... ....................% 8,8
134 786.... ....................% 8,8
2003.... ...............11 883,5..
2004.... ...............11 929,5.. ..... 148 556.... ....................% 8,0
155 723.... ....................% 8,7
2005.... ...............13 579,7..
KAYNAK: Irish Insurance Federation, Factfile 2006, 2006.
Primlerin hayat ve hayat dışı branşlardaki d a ­
ğılımı incelendiğinde İrlanda'da hayat sigorta­
cılığının daha gelişmiş durumda olduğu gözlem­
leniyor. 2005 yılında hayat primleri GSYİH'nin %
6,2'lik kısmını oluştururken hayat dışı primler
GSYİH'nin yalnızca % 2,5'luk kısmını oluşturuyor.
YIL
GSYİH İÇİNDE
GSYİH İÇİNDE
HAYAT PRİMLERİ $ HAYAT-DIŞI PRİMLER $
2001.. ........................ 6,2.. .............. 2 ,8 .................
2002.. ........................ 5,7.. .............. 3 ,1 .................
2003.. ........................ 5,7.. .............. 3 ,1 .................
2004.. ........................ 5,3.. .............. 2 ,7 .................
2005.. ........................ 6,2.. .............. 2 ,5 .................
toplam ı 3.904 Milyon Euro'ya ulaşmış olup
toplam prim gelirleri 14.904 Milyon Euro'ya
ulaşmış bulunuyor. Toplam prim gelirlerinde
2004 yılından 2005 yılına geçerken % 14 ora­
nında, 2005 yılından 2006 yılına geçerken ise
% 10 oranında bir artış gözleniyor.
2006 YILI PRİM GELİRİ- HAYAT VE HAYAT-DIŞI
TOPLAM
9,0
8,8
8,8
8,0
8,7
Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyo­
num dan (CEA) alınan son verilere göre ise
2006 yılında İrlanda'nın hayat branşındaki
prim gelirleri toplam ı 11.000 Milyon Euro'ya,
hayat dışı sigorta branşındaki prim gelirleri
Prim geliri (Milyon $)
Yatırımlar (Milyon $)
HAYAT
HAYAT DIŞI
11.000
69.000
3.904
10.000
TOPLAM
14.904
79.000
KAYNAK: CEA Statistics No: 31, European Insurance in Figures, Ağustos 2007.
İncelenen veriler ışığında İrlanda sigorta sek­
törünün Avrupa Birliği içerisinde önemli bir yere
sahip olduğunu söylemek mümkün, Özellikle
Avrupa Birliği üyeliğinin getirdiği avantajları değerlendirebilmiş olması nedeniyle İrlanda Av­
rupa Birliği'nin yeni üyeleri için önemli bir örnek
teşkil ediyor. ■
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
Sigorta ve Diğer Finansal Hizmetlerde
Ombudsman Uygulaması:
İ R L A N DA
Av. Tolga CEYLANTEPE
TSRŞB Hukuk ve Mevzuat Uzmanı
vrupa Birliği ülkelerinde sigorta
ve diğer finansal hizmetlere iliş­
kin olarak orta ya çıkan uyuşmazlıkların
çözüm ünde om budsm an kurumu yay­
gın olarak kullanılmaktadır. Bu ç e rç e ­
vede , 1973 yılından beri Birliğin üyesi
olan İrlanda'da da bu uygulam a son
d e re ce önem li bir deneyim e sahiptir.
İrla n d a 'd a sigorta sektöründe fa a li­
yet gösteren şirketler tara fından , haya t
ve h aya t dışı sigortalarla ilgili uyuşmaz­
lıkların çözüm ü am a cıyla , 1992 yılında
İrlanda Sigorta O m budsm an Ofisi ku­
rulmuştur. D aha sonra "İrlanda Merkez
Bankası ve Finansal Hizmetler Otoritesi
Kanunu"nun yürürlüğe girmesini taki­
ben, İrlanda Sigorta O m budsm an Ofisi
görevini, 2005 yılında kurulan İrlanda
Finansal Hizmetler O m budsm an Ofisi'ne devretmiştir. İlgili Kanun ç e rç e v e ­
sinde oluşturulan İrlanda Finansal Hiz­
m etler O m budsm an Ofisi, Birleşik Krallık
örneğine benzer şekilde, sade ce sigor­
ta ya ilişkin uyuşmazlıkların çözüm ü ko­
nusunda değil, finans sektörünün tü ­
m üne yönelik hizmet sağlam aktadır.
Bu yazıda, konuya İlişkin bütünlüğün
sağlanabilm esi bakım ından öncelikle
13 yıl hizmet veren ve şu a n d a m evcut
olm ayan İrlanda Sigorta O m budsm an
12
İrlanda’da sigorta
sektöründe faaliyet
gösteren şirketler
tarafından, hayat ve
hayat dışı
sigortalarla ilgili
uyuşmazlıkların
çözümü amacıyla,
1992 yılında İrlanda
Sigorta Ombudsman
Ofisi kurulmuştur.
Daha sonra “İrlanda
Merkez Bankası ve
Finansal Hizmetler
Otoritesi
Kanunu ”nun
yürürlüğe girmesini
takiben, İrlanda
Sigorta Ombudsman
Ofisi görevini, 2005
yılında kurulan
İrlanda Finansal
Hizmetler
Ombudsman Ofisi’ne
devretmiştir.
ornegı
Ofisi, d a h a sonra hâlihazırda faaliyetlerine d e ­
vam eden İrlanda Finansal Hizmetler O m buds­
m an Ofisi incelenecektir.
İRLANDA SİGORTA OMBUDSMAN OFİSİ
Yukarıda d a belirtildiği gibi, İrlanda Sigorta
O m budsm an Ofisi, M art 1992 tarihinde, sigorta
sektöründe fa a liy e t gösteren şirketler tara fın­
dan kurulmuş olup, şirketlerin Ofis'e üyelikleri ih­
tiyaridir. Sisteme üye sigorta şirketi sayısı M art
2005 itibariyle 52'yi bulmuştur. Ofisin kuruluş
am acı sigortalılar ile sigorta şirketleri arasında
çıkan uyuşmazlıklara hızlı bir şekilde çözüm g e ­
tirilmesini sağlamaktır. İrlanda Sigorta O m buds­
m an Ofisi, fa a liye t gösterdiği 1992-2005 tarihle­
ri arasında h a ya t ve h a ya t dışı sigortalarla ilgili
olarak kendisine ulaşan 12.800'ün üzerinde şi­
kayetle ilgili işlem gerçekleştirmiştir. Aynı d ö ­
nem de Ofis, kendisine telefon aracılığıyla yapı­
lan ve sayısı 76.200'ü bulan bilgi başvurusuna
da yanıt vermiştir. Bu veriler dikkate alındığın­
da, Ofis'in uyuşmazlıkların çözüm ü ve tü ke tici­
lerin bilgilendirilmesi açısından ne kadar ön e m ­
li bir işlev yerine getirdiği d a h a iyi anlaşılm akta­
dır. 13 yıllık bu d ö n e m d e to p la m gideri
7.553.498 Euro'yu bulan İrlanda Sigorta O m ­
budsm an Ofisi'nin finansmanı, üye sigorta şir­
ketleri tarafından sağlanmıştır.
Sigorta O mbudsman Ofisi'nin Yönetim Kurulu
ve Konsey olmak üzere iki organı mevcuttur.
Ofis'in sekiz üyeden oluşan Yönetim Kurulunun
tam am ı sigorta sektöründen gelmektedir. Kurul,
Konsey'in Ofis için belirlediği bütçeyi onaylar ve
bu çerçe ve d e üye şirketlerden alınacak katkı
paylarını belirler.
Konsey, ikisi sigorta sektöründen beş tanesi ise
sektör dışından olmak üzere toplam yedi üyeden
oluşmaktadır. Konsey'in görevlerinin başında Si­
gorta Ombudsman Ofisi'nin işlevini yerine getirir­
ken görevi kapsamında hareket edip etmediğini
denetlem ek gelmektedir. Bunun dışında Ofis'in
bütçesinin belirlenmesi ve faaliyet raporunun ya­
yımlanması da Konsey'in yetkileri arasındadır. İr­
landa Ombudsman Ofisi'ne başvuruda bulunan
bir sigortalı diğer kanuni haklarından feragat et­
memiş olduğu için, karar sonuçlandıktan sonra,
dilerse m ahkem elerde hak aram aya devam
edebilmektedir. Ancak, bu uygulamanın tersine,
sigorta şirketleri sistemin üyesi olurken, Ombuds­
man tarafından verilecek kararla bağlı olmayı ta ­
ahhüt etmiş olduklarından, kararlar sigorta şirket­
leri için bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır.
Bir uyuşmazlığın Sigorta O m budsm an Ofisi'ne
götürülebilmesi için öncelikle, ilgili uyuşmazlığın
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
çözümü için sigorta şirketine bir başvuru
yapılmış ve bu başvuru sonucunda şirket
tarafından sigortalıya olumsuz bir c e v a ­
bın yazılı olarak bildirilmiş olması gerek­
mektedir, Bu cevabı takiben, en g e ç al­
tı ay içerisinde ilgili kuruma m üracaat
edilmesi gerekmektedir. Ayrıca söz ko­
nusu başvurunun, ofise yapıldığı tarihte,
tara flarca uyuşmazlığın çözüm üne yö­
nelik olarak m ahkem eye başvurulmamış
veya tahkim prosedürüne başlanmamış
olması d a şarttır. Son olarak, uyuşmazlık
konusunun 160.000 Euro'yu (m aluliyet
vb. gibi bazı ürünler için sınır 26.000 Euro'dur) aşmaması da, başvurunun kabul
edilmesi için bir diğer ön koşuldur. Konu­
ları bakımından incelendiğinde de sigor­
tacı ve sigortalı arasında ortaya çıkan
uyuşmazlıkların tamamının Sigorta O m ­
budsm an Ofisi' ne götürülmesinin m üm ­
kün olmadığı görülmektedir. Bu çe rç e ­
vede, üye sigorta şirketleri tarafından
hukuki sorumluluğu tam am en üstlenilmiş
olan bağlı acenteler dışındaki acenteler
tarafından gerçekleştirilen eylem veya
ihmaller sonucunda ortaya çıkan uyuş­
mazlıklar, risk değerlemesine veya prim
oranlarının belirlenmesine ilişkin uyuş­
mazlıklar ve zamanaşımı sürelerine riayet
edilmemesi sebebiyle, artık m ahkem e­
ye götürülmesi mümkün olm ayan uyuş­
mazlıklar, Sigorta Ombudsman Ofisi'ne
götürülem eyecek uyuşmazlıkların a ra ­
sında yer almaktadır.
İRLANDA FİNANSAL HİZMETLER
OMBUDSMAN OFİSİ
Bir kamu kurumu olarak, 1 Nisan 2005
tarihinden itibaren görev yapm aya baş­
layan İrlanda Finansal Hizmetler O m ­
budsm an Ofisi, İrlanda'da kendisinden
ö n ce var olan ve gönüllülük esasına g ö ­
re çalışan om budsm an ofislerini tek bir
14
çatı altında toplamıştır. Finansal Hizmet­
ler Ombudsmanı, tüketiciler ile finansal
hizmet sağlayıcıları arasında çıkan uyuş­
mazlıklarla ilgilenmektedir. Kurum, tüketi­
ciler tarafından kendisine ulaştırılan şika­
yetlerin çözümüne yönelik görevini yeri­
ne getirirken tam am ıyla bağımsızdır.
Finansal Hizmetler O m budsm an Ofisi’nin kurulmasında, kendisinden ö n ce
var olan ve sektör spesifik olarak hizmet
veren om budsm an ofislerinin başarılı
çalışmaları ve bu hizmetten d a h a fazla
tüketicinin yararlandırılmasına yönelik
yaklaşımlar etkili olmuştur. Nitekim, özel­
likle Sigorta O m budsm an Ofisi’nin tüm
personeli ile bu yapıya a d a p te e d ilm e ­
sine yönelik çalışma da, sektör tara fın­
dan iradi olarak kurulup tüketicilere hiz­
m et veren Sigorta O m budsm an Ofisi'ne
olan güvenin önemli bir göstergesidir.
Bu kapsam da, böyle bir merkezi yapı­
nın sigorta dışındaki sektörler için yeni
bir açılım getirebileceği düşünülebilirse
de, başarıyla sürdürülen sektörel o m ­
budsm an mekanizmalarının bu şekilde
merkezileştirilmesinin cid d i eleştirilerle
karşılaştığı da ifade edilmelidir.
Finansal Hizmetler O m budsm anı, so­
runları çözm eye yönelik olarak ara b u lu ­
culuk ya p m a ve sorunun çözüm üne y ö ­
nelik karar verm e yetkilerine haizdir.
O m budsm anın verdiği kararlar iki ta ra f
açısından da bağlayıcıdır. Bununla bir­
likte söz konusu kararların Yüksek M ahkem e'de (High Court) temyizi kabildir.
Finansal Hizmetler O m bu dsm a nın a
başvurabilecek olan tüketiciler; bireysel
müşteriler, yıllık cirosu 3 milyon Euro'nun
altında olan limited şirketler, yardım ku­
ruluşları, dernekler, vakıflar vb. olarak
belirlenmiştir. Finansal Hizmetler O m ­
budsm an Ofisi'nin finansmanı, finansal
hizm et sağlayıcılarından alınan katkı
payı ile sağlanmaktadır. Finansal Hiz­
m etler O m budsm an Ofisi'ne bir şikayet
başvurusu yapılabilmesi için tüketicile­
rin, öncelikle sorun yaşadıkları finansal
hizmet kuruluşu ile iletişime geçm iş ve
bu kuruluşla yapılan görüşmeler sonu­
cund a sorunlarına bir çözüm b u lam a­
mış olmaları gerekm ektedir, Dolayısıyla,
ilgili kuruluşun tüketiciler için öngördüğü
şikayet m ekanizm asına başvurulm a­
dan, şikayetin d oğ ru dan Finansal Hiz­
m etler
O m bu dsm a nı'na
yapılm ası
mümkün değildir.
Diğer taraftan, Finansal Hizmetler Ombudsmanı; şikâyetin altı yıldan daha eski
bir olaya dayanması veya söz konusu
başvurunun ofise yapıldığı tarihte taraf­
larca uyuşmazlığın çözüm üne yönelik
olarak mahkemeye başvurulmuş veya
tahkim prosedürüne başlanmış olması
hallerinde başvuruyu değerlendirm eye
almamaktadır. Yukarıda yer alan hususlar
çerçevesinde, Finansal Hizmetler O m ­
budsman Ofisi'ne yapılacak bir şikâyetin
öncelikle Ofis'in yetki alanına girip girme­
diği İncelenmektedir. Bu incelem ede şi­
kâyetin Ofis'in yetki alanında olduğu so­
nucuna varılırsa; Finansal Hizmetler Ombudsmanı'nın yardımcısı (Deputy Om ­
budsman) tarafından konu ele alınır ve
tüketicinin finansal hizmet kuruluşuna
yaptığı şikayet başvurusuna çözüme yö­
nelik tatm in edici bir yanıt verilip verilme­
diği değerlendirilir. Başvurunun ilgili şirket
tarafından uygun şekilde ele alınıp çözül­
düğü kanaatine varılırsa, bu durum baş­
vuruyu yapan tüketiciye bildirilir. Tüketici­
nin ilgili kararı, Finansal Hizmetler Ombudsmam'na götürm e hakkı saklıdır.
Eğer, Finansal Hizmetler Om budsm anı'nın yardımcısı, şirket tarafından soru­
nun uygun şekilde çözüm lenm ediğine
kanaat getirirse, şirketten ek bilgi ve d o ­
küman talep edebilir. Şirketler, bu talebe
25 iş günü içinde yanıt vermek durumun­
dadır. Bu prosedür sonunda elde edilen
doküm anlar da değerlendirilmek sure­
tiyle Finansal Hizmetler Ombudsmam'nın
yardımcısı tarafından tavsiye niteliğinde
bir rapor hazırlanır ve taraflarla paylaşılır.
Tarafların bu raporu kabul edilebilir bul­
maları durum unda, sorun çözülür ve ra­
porda kabul edilen sonuçlar taraflar
açısından bağlayıcı nitelik kazanır. Aksi
takdirde, taraflar 25 iş günü içinde Ofis'e
başvurarak çekincelerini belirtmelidir. Bu
durum da, Finansal Hizmetler Ombudsmam'nın yardımcısı, ilgili görüşleri de d e ­
ğerlendirerek bir tavsiye raporu hazırlar
ve elindeki bütün doküm anlarla birlikte
bunu da Finansal Hizmetler Ombudsmanı'na iletir.
Finansal Hizmetler Ombudsmanı ta ra ­
fından verilen karar iki tara f açısından
da bağlayıcı olup, an ca k Yüksek Mahkem e'de temyiz edilebilm ektedir. Söz
konusu karar çerçevesinde, 250.000 Euro'ya kadar tazm inata hükmedilmesi, il­
gili şikâyete sebep olan uygulam aya
son verilmesine yönelik yaptırımların uy­
gulanması veya şikâyete konu olayın so­
nuçlarını ortadan kaldıracak tedbirlerin
alınması mümkündür. Bu kapsam da, Fi­
nansal Hizmetler Ombudsmam'nın tüke­
ticiyi korum aya yönelik yetkilerinin ol­
dukça geniş olduğu söylenebilir. Nite­
kim O m budsm an, görevini yerine g e ti­
rirken dosya üzerinde ve yerinde her
türlü araştırm a y a p m a y a , şirketlerin il­
gili personelinin yem inli ifadesine baş­
vurm aya yetkilidir. O m budsm an'ın g ö ­
revini ifa etmesini e n g ellem eye yönelik
d a vra n ışla rd a bulunulm ası h a lin d e ,
2.000 Euro'ya k a d a r p a ra cezası
v e /v e y a üç ay hapis cezası söz konusu
olabilm ektedir. ■
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
Solvency II direktif
taslağı yayın land
Onur ACAR
TSRŞB Mali ve Finansal Düzenlemeler Uzmanı
vrupa Birliği sigorta sektöründe halen
uygulanm akta olan sermaye yeterlili­
ği düzenlemeleri "Solvency \ " olarak a d la n ­
dırılmakta olup, bu düzenlemeleri kökünden
değiştirerek yerine d ah a kapsamlı düzenle­
m eler getirecek olan yeni sisteme ise "Sol­
ven cy II" denilmektedir.
Yürürlükteki sermaye yeterliliği sisteminin
zayıf noktalarının başında risklerin dikkate
alınmaması, bu nedenle de en uygun serma­
ye yeterliliği seviyesinin belirlenememesi gel­
mektedir. M evcut sistem mali bünye zafiyeti­
ne düşen şirketlere erken denetim m ü d a h a ­
lesine de imkan vermemektedir. Denetim de
bireysel şirketlere odaklanıldığından grupların
denetim i de eksik kalmaktadır. İşte bu neden­
lerle, AB Üyesi Devletlerin ulusal denetim ku­
rumlan AB çapında getirilen m evcut düzenle­
melere ek olarak yerel düzenlemeler getir­
m eye başladılar. Bu da, AB Tek Sigorta Piya­
sasının düzgün işlemesinin önünde önemli bir
engel oluşturmaya başladı.
Bu itibarla, Avrupa Birliği, AB sigorta piya ­
salarının bütünleşmesini arttırm ak, sigortalıla­
rın d a h a fazla korunmasını sağlam ak, AB si­
gorta şirketlerinin mali sağlamlığını ve reka­
b e t gücünü arttırmak, şirketlerin mali duru­
munu d a h a iyi anlam ak ve gerektiğinde şir­
ketlere erken m üdahale edebilm ek için AB
ç a p ın d a yeni ve m odern bir serm aye yetersisteminin oluşturulmasına karar verdi.
SOLVENCY II DİREKTİF TASLAĞI
2004 yılından bu yana, sektördeki İlgili ku­
rum ve kuruluşların katkılarıyla Avrupa Komis-
16
Avrupa Komisyonu
10 Temmuz 2007
tarihinde,
13 adet Direktifi
tek çatı altında
toplayan ve
2 0 İS yılında
yürürlüğe girmesi
beklenen
“Solvency II”
Direktif Taslağını
yayınladı.
yonu nezdinde de va m e de n çalışmalar ne­
ticesinde, Avrupa Komisyonu 10 Temmuz
2007 tarihinde "Sigorta ve Reasürans Faali­
yetlerine Başlanmasına ve Bu Faaliyetlerin
Yürütülmesine İlişkin" COM (2007) 361 sayılı
Direktif taslağını, ortak karar alm a prosedü­
rüyle onaylanm ak üzere Avrupa Konseyi ve
Avrupa P a rlam entosu'na sundu. Taslağın
Konseyde ve P arlam entoda gerekli görülen
değişikliklerin yapılm asından sonra on a yla ­
narak, 2012 yılından itibaren uygulanm aya
başlanması öngörülm ektedir. Bu süre zarfın­
da, uygulam aya ilişkin teknik ve ayrıntılı d ü ­
zenlemeler ise Avrupa Komisyonu tarafından
belirlenecektir.
321 m a d d e ve 7 Ekten oluşan Direktif
taslağında, isminden de anlaşılacağı üzere
sadece sermaye yeterliliğine ilişkin düzenle­
meler bulunm am akta, aynı zam anda birçok
Direktifte konsolidasyona gidilmektedir. Di­
rektif taslağı, serm aye yeterliliğine ilişkin yeni
düzenlem elere gitm enin yanı sıra, bugüne
kadar haya t ve hayat-dışı sigortacılık, reasü­
rans, sigorta grupları ve tasfiye ile ilgili 13
a d e t Direktifi ve bu Direktifleri değiştiren çok
sayıda Direktifi yürürlükten kaldırarak tek ç a ­
tı altında toplam aktadır. Bugüne kadar çok
sayıda değişikliğe de uğram ak suretiyle fark­
lı farklı Direktiflerle düzenlenen birçok konu­
nun d a h a sade ve birblriyle uyumlu bir şekil­
de tek bir Direktifte toplanm ası okumayı ve
anlam ayı kolaylaştıracaktır.
Yürürlükten kaldırılan Direktiflerdeki hü­
küm ler öze d o k u n u lm a d a n yeni Direktif
taslağına aynen aktarılmış, sadece sermaye
yeterliliği ile ilgili düzenlem eler değiştirilmiş ve
bazı yeni düzenlem elere gidilmiştir.
Taslağın, sigorta ve reasürans faaliyetleri­
ne başlanması ve bu faaliyetlerin yürütülm e­
sine ilişkin genel kurallara ilişkin düzenlem ele­
re yer verilen 1. Bölüm ünde, tanım lara, kurul­
m a hakkına, ruhsat alınmasına, varlıkların ve
yükümlülüklerin değerlem esine, teknik karşı­
lıklara, özsermayeye, sermaye yeterliliği sevi­
yelerine, standart form ül ile iç m odellere, y a ­
tırım kurallarına, d en etim e ve AB 'de kurulu
olan an ca k merkezi topluluk sınırları dışında
bulunan sigorta ve reasürans şirketlerine
bağlı şubelere yönelik hükümler bulunm ak­
tadır. Direktifte yer alan sermaye yeterliliği
hükümleri yıllık prim büyüklüğü 5 milyon Euroyu g eçm eye n şirketler için uygu lan m aya­
caktır.
2. Bölümde, d o ğ ru d a n sigorta sözleşmele­
rine uygulanan hukuk kuralları ile h aya t si­
gortaları, hayat-dışı sigortalar ve reasüransa
ilişkin kurallara yer verilmektedir. 3. Bölümde,
bir grubun parçası olan sigorta ve reasürans
şirketlerinin denetim i, 4. Bölümde ise, sigorta
şirketlerinin tasfiyesi düzenlenmektedir.
Hayat sigortası branşları, haya t dışı sigorta
branşları, hayat-dışı sigorta branşlarının sınıf­
landırılması, şirketlerin hukuki yapıları, stan­
d a rt formül ve yürürlükten kaldırılan Direktif­
ler ile bunları değiştiren Direktifler, Taslağın
Eklerinde yer almaktadır.
SOLVENCY II’NİN FAYDALARI
Sigorta ve reasürans şirketleri: Solvency
ll'd e n doğ ru dan yararlananlar şirketler o la ­
caktır. Yeni sistem sağlam bir risk yönetim i
sağlam anın, denetim sürecini piyasa uygu­
lam alarıyla uyumlaştırmanın ve iyi yönetilen
şirketleri d a h a az sermaye gerekliliği ile ö d ü l­
lendirm enin yanında, AB sigorta piyasasının
d a h a fazla bütünleşmesine katkıda buluna­
caktır. Böylece sigorta ve reasürans şirketleri­
nin uluslararası a la n d a rekabet gücü a rta ­
caktır.
Sigortalılar: Solvency ll'd e n dolaylı olarak
en çok yararlananlar aslında sigortalılar o la ­
caktır. Yeni sistem, sigorta şirketlerinin mali
zorluklara düşmesiyle sigortalıların zarar g ör­
me olasılığını azaltarak, sigortalıların korun­
masını sağlayacaktır. Ayrıca, d a h a iyi risk yö ­
netim i, etkin denetim ve düzgün fiyatlandır­
m a öngörüldüğünden, sigortalıların sigorta
ürünlerine olan güveni artacaktır. Yeni ürün­
ler sunulmasını sağlayarak sigortalılara d a h a
fazla ürün arasından seçim ya p m a fırsatı da
verecektir.
Denetçiler: Denetçiler d a h a iyi ve ka d e ­
meli denetim ya p a b ile ce k araçla ra kavuşa­
cak, b ö yle ce zam anında ve etkin bir şekilde
harekete g e çe b ile ce k ve şirketlerin karşılaş­
tıkları risklerin tüm ünü kapsamlı bir şekilde in­
celeyebileceklerdir. Solo ve grup denetçileri
arasındaki görev paylaşımı; bir sigorta gru­
bunu oluşturan şirketlerin d a h a iyi anlaşılm a­
sını sağlayacak, denetim işbirliğini ve uyum u­
nu arttıracaktır.
Ekonomi: Düzenlemelerin ekonom ik g er­
çeklerle uyumlu hale getirilmesi, sigorta ve
reasürans şirketlerinin uluslararası alandaki
rekabet gücünü arttırdığı gibi, sektörde ve
genel olarak ekonom ide d a h a iyi bir serm a­
ye dağılım ına katkıda bulunacak ve serm a­
ye edinm e m aliyetleri düşecektir. Ekonomi­
de riskin ve sermayenin d a h a verimli dağ ıl­
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
ması orta ve uzun v a d e d e mali İstikrarın sağ­
lanmasına da önemli katkıda bulunmuş o la ­
caktır.
21 Haziran 2006'da Avrupa Komisyonu ta ­
rafından Solvency II Etki Değerlendirm e An­
keti düzenlenmiştir. Ç oğunluğu sektör temsil­
cisi olmak üzere, danışmanlar, kredi d e re ce ­
lendirm e kuruluşu ve kam u kurumu yetkilileri
ile sigorta sektöründen ilgili diğer temsilciler
olm ak üzere 147 kişinin katıldığı ankette, ka­
tılımcılar, Solvency II'nin tem el faydalarını, ris­
ke d ah a duyarlı bir sermaye yeterliliği sistemi
(%25), d a h a iyi bir risk yönetimi (%25), ihtiyat
kurallarının ve d e n e tim uygulam alarının
uyumlaştırılması (%17), p o liçe sahiplerinin
d a h a iyi korunması (% 10), finansal kaynakla­
rın d a h a iyi dağıtımı (%10) ve grupların d e n e ­
timinin geliştirilmesi (%5) olarak sıralamıştır.
Solvency ll’nin Faydaları
□ Diğer
■ Daha İyi Risk Yönetimi
□ Daha Fazla Risk Odaklı
□ İhtiyat Kurallarının ve Denetim Uygulamalarının Daha Fazla Uyumlaştırılması
■ Finansal Kaynakların Daha İyi Dağıtılması
□ Sigorta Gruplarının Daha İyi Denetlenmesi
■ Sigortalıların Daha Fazla Korunması
KISA VADEDE OLASI YAN ETKİLER
İlk uygulam a m aliyetleri: Sektör ve şirket­
ler, m odern risk yöne tim sistemlerini veya risk
bazlı denetim i henüz uygu la m a ya başlam adılarsa bazı m aliyetler o rta ya çıkacaktır.
Solvency ll'yi uygulam anın tüm AB sigorta
sektörü için m aliyetinin 2-3 m ilyar euro d o la ­
yında olması beklenm ektedir. A n cak uzun
v a d e d e beklenen faydalar, bu m aliyetleri
aşacaktır.
Sigortalanabilirlik: Özellikle uzun vadeli si­
18
go rta branşlarında serm aye yeterliliği sevi­
yesinin artması beklend iğinden , kısa v a d e ­
d e bu durum bazı sigorta türlerinin sigortalanabilirliğini azaltacaktır. A n cak, sigorta şir­
ketleri uzun v a d e d e risk azaltm a teknikleri
kullanarak, yenilikçi ürünler sunarak veya fi­
y a tla rd a a ya rla m a ya giderek bu durum u
aşacaktır.
Zarar ed en branşların kar edenlerle d e n ­
gelenm esi: Şirketler fiya tla n d ırm a d a şeffa f­
lık ve d a h a fazla açıklam a gereklilikleri ne-
deniyle, bir ürün veya ürün grubundaki za­
rarın d iğ e r ürün veya ürün grubundaki karla
dengelenm esi (cross-subsidlsation) uyg u la ­
masını sınırlayabilirler. Bu nedenle özellikle
zarar e d e n bazı sigorta ürünlerinin fiyatları­
nın artması beklenebilir.
Serm aye yatırımı: Yeni sistem şirketlerin
yatırım stratejilerini de etkileyebilir. Ö rneğin
sabit getirili varlıklar, d a h a az oynak o ld u ­
ğ u n d a n hisse senetlerine göre d a h a az ser­
m aye gerektirecektir. Bu nedenle şirketler
hisse senetlerinden elde edecekleri gelirin
serm aye tu tm a m aliyetinin altında k a la c a ­
ğını düşünüyorlarsa, hisse senedi yerine d a ­
ha fazla b o n o tu tm a ya karar verebilirler. Bu
durum kısa v a d e d e AB hisse senedi piyasa­
larını etkileyebilir.
Konsolidasyon: Direktifte, çeşitlendirm e
etkilerinin serm aye yeterliliği hesaplam asına
dahil edilm esiyle, çeşitlendirm eyi etkin şekil-
de uygulayan şirketler veya gruplar d a h a
az serm aye bulundurabilecektir. Bu durum ,
AB sigorta piyasalarındaki konsolidasyon
eğilimini hızlandırabilir ve küçük ve orta öl­
çekli sigorta şirketlerinin üzerinde zaten var
olan rekabet baskısını d a h a d a arttırabilir.
21 Haziran 2006'da A vrupa Komisyonu ta ­
rafından düzenlenen Solvency II Etki D eğer­
lendirm e anke tinde katılımcıların Solvency II
ile ilgili tem el kaygısı küçük şirketler için m a ­
liyetlerin artmasıdır (%26). Diğer kaygılar ise
sigorta ürünlerinin fiyatlarının artması (%10),
işlerin AB dışına kaçışı (%9), büyük şirketler
için m aliyetlerin artması (%9), sigortacıların
serm aye yatırımının azalması (%9), sigorta
sektöründe aşırı konsolidasyon (%9), sigorta­
lam a işlemlerinin azalması (%8), bazı sigorta
ürünlerinin sunulamaması (%8) ve sigorta şir­
ketlerinin başarısızlık oranında artış (%8) o la ­
rak sıralanmaktadır. ■
Solvency II ile ilgili Temel Kaygılar
□ Küçük Şirketler İçin maliyetlerin artışı
■ Büyük Şirketler için maliyetlerin artışı
□ Sigorta sektöründe aşırı konsolidasyon
□ Sigorta ürünlerinin fiyatlarının artması
■ Bazı sigorta ürünlerinin sunullamaması
□ Sigortalama işlemlerinin azalması
■ İşlerin AB dışına kaçışı
□ Şirketlerin daha az sermaye yatırımı yapması
■ Diğer
19
KAPAK KONUSU
Sigortada Ombudsman ve
yeni bir oluşum
Tahkim
Komisyonu
Av. Zihni METEZADE
TSRŞB Yönetim Kurulu Müşaviri
0
igorta sektöründe de yer alan ve uy^
gulam a alanı bulan Om budsm an son
senelerde sigortacılığın gelişmiş olduğu ülke­
lerde sigorta mevzuatı içinde yer almış ve si­
gortacı ile sigortadan faydalananların, sigor­
ta sözleşmesinden doğ a n hak ve m enfaatle­
rin korunmasında yardımcı bir müessese hali­
ne gelmiştir. Sigortada Ombudsman, sigorta­
cıların, sigortalıların ve sigorta sözleşmesinin
uygulanm asında d o ğ ru d a n doğ ru ya ilgili
olan üçüncü kişilerin, yazılı ve basit başvurula­
rı üzerine sigorta şirketi ile olan uyuşmazlıkları­
nın tarafsız ve objektif bir şekilde incelenmesi­
dir. Bir başka ifade ile, Ombudsman şahıs ola­
rak uyuşmazlıkların çözüm ünde aracı; kurum
olarak ise aracılık hizmetidir.
I- GENEL OLARAK BAZI ÜLKELERDE
OMBUDSMAN
Sigorta ile sigortacı arasındaki anlaşm az­
lıkların çözüm ü için ihdas edilen O m buds­
m an Müessesesi Avrupa ülkelerinde çeşitli
kuruluşlar için d e fa a liy e t gösterm ektedir.
Ö rneğin;
Avusturya’da; "Şikâyetler Bürosu" adı a l­
tınd a Sigorta Şirketleri Birliği nezdinde hiz­
m e t bölüm lerinden biri olarak çalışm akta
ve Büronun hiçbir ü crete ta b i o lm a d a n
yaptığı bu hizmet, şikayetçi ile sigorta şirketi
arasında aracılık ve tavsiyede bulunm ak
şeklinde belirlenmektedir.
A lm a n y a ’da; O m bu dsm a n hizm eti A l­
m an Sigortacılar Birliği ta ra fın d a n yürütül­
mektedir. Hükmi şahsiyeti haiz bu Birliğe her­
kes başvurabilm ekte, genellikle yazılı şekilde
yapılan başvuruları m üteakip, şikâyet e d i­
len sigortacı durum u açıklam ak üzere Birli­
ğ e d a v e t edilerek, yapılan in ce le m e sonu­
c u n d a ihtilafın çok kere tarafların anlaşm a­
sı ile çözüm ü sağlanm aktadır. Birliğin bu hu­
sustaki çözüm yolu, ta ra fla r için zorlayıcı ni­
telik taşım ayan görüş veya tavsiye şeklinde
olm aktadır.
Fransa’d a ise: şikâyetlerin çözüm le nm e­
sinde çok sayıdaki O m budsm an kişiler aracı
olarak fa a liye t gösterm ekte; sigorta şirketle­
ri ya kendi aracılarını kendileri belirlem ekte
veya Fransa Sigorta Şirketleri Federasyonu­
nun belirlediği aracıyı kabul etmektedirler.
A n cak aracının devreye girebilmesi için d a ­
ha ö n c e şikâyet konusunun şikayet edilen
şirket nezdinde çözüm yollarının araştırılma­
sı, ond a n sonra aracıya başvurulması gerek­
mektedir. Aracılık hizmeti ücrete ta b i o lm a ­
yıp, aracının üç ay içinde vereceğ i karar ta ­
rafları zorlayıcı nitelikte değildir.
İngiltere’de: Hayat dışı sigortalarda çalışan
Sigorta O m budsm an Bürosu, sigorta şirketleri­
nin üyesi olduğu bir kuruluş olarak çalışm akta­
dır. O m budsm an Aracısı bağımsız olarak ç a ­
lışmakta ve Sigortacılar ve Tüketiciler Konseyi
tarafından atanm aktadır. Aracılık ücrete tabi
olmayıp aracılık fonksiyonu sonunda 100.000
p o u n d 'a kadar olan kararlar sigortacı için
zorlayıcı nitelik taşımakta, ancak sigorta etti­
renleri bağlam am aktadır.
Ayrıca h a y a t sigortalarına ilişkin bir diğer
aracı teşekkül ile hakem lik hizmeti gören bir
başka kuruluş m e vcu t bulunm aktadır.
Şikâyetlerin konusu %60
sigortacılık hizmetlerine,
%13’ü sigorta
sözleşmesinin şartlarına,
%5’i sigorta
sözleşmesinin oluşumuna,
%8’i sözleşmenin sona
ermesi veya iptaline,
%5’i uygulanan tarifeye,
%5’i araçlara, %4’ü de
sigorta ettirene verilecek
diğer hizmetlere
yöneliktir. Görülüyor ki
uyuşmazlıkların ana
kaynağı sigorta
sözleşmesi olmaktadır.
Finlandiya, İspanya, Danim arka, İrlanda
gibi ülkelerde Tüketici Danışma Komitesi, Tü­
ketici Enstitüsü veya diğer tüketici kuruluşla­
rı ile Sigorta Şirketleri Birliği arasında yapılan
İşbirliği sonucunda om budsm an hizmeti v e ­
rilmektedir.
Benzer durum ülkemizde de m e vcu t olup,
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununa
m üsteniden tüketicilerle satıcılar arasında
çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulm ak a m a ­
cıyla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı il ve ilçe
m erkezlerinde Tüketici Sorunları Hakem He­
yeti oluşturm akla görevli olup, bu Heyetin
ve re ce ğ i kararlar Tüketici m ahkem elerinde
delil olarak ileri sürülebilmektedir. Uyuşmazlık
konusu m al veya hizmet bedeli, Bakanlıkça
her yıl Aralık ayı içinde ilan edilen miktarı aş­
m adığı takdirde , bu heyetlerce verilmiş bir
karar o lm a d ıkça tüketici m ahkem elerine
başvurulamaz.
Sigorta om budsm an kurum undan bahse­
derken, bir nebze Belçika Sigorta Şirketleri
Birliği nezdinde bu konudaki işleyişe d e ğ in ­
mek isteriz.
Belçika O m budsm anın görevi, Birlik üyesi
sigorta şirketi ile sigortalılar, sigorta ettirenler
ve d iğ e r ilgili şahıslar arasında sigorta sözleş­
m esinden d o ğ a n ihtilafları yazılı başvuru
üzerine tarafsız ve objektif bir şekilde in ce le ­
mektir.
O m budsm ana yapılan m ü ra ca a tla r en kı­
sa za m a n d a sigorta şirketlerine intikal ettirilir.
Başvuruda, şikâyet konusu ile ilgili belgelerin
belirtilmesi gereklidir. İddiaların haklı görül­
mesi halinde müşteki için olumlu bir sonuç
sağlanmış olunur. Sigorta şirketinin görüşü,
başvuruyu ya p a n tara fından anlaşılabilmesi
için, gerekli b e lge ve bilgilerle ayrıca m üşte­
kiye gönderilir.
O m budsm an fonksiyonunun ifası için si­
g o rta şirketleri nezdindeki m uhatabın d a
belirlenmesi lazımdır. Bunu tem inen, Sigorta
Şirketleri Birliği, her sigorta şirketi genel m ü­
düründen, sigorta şirketinin üst d e re ce d e ki
bir yöneticisini, O m budsm ana karşı yetkili
m u h a ta p olarak belirlemesini ister. 1987 yılın­
d a n beri yürütülen bu uyg u la m a d a , şirketler
hem en hem en en yüksek d e re ce d e ki yöne-
21
KAPAK KONUSU
ficilerini bu hususta yetkili kılm akta ve bazen
genel m üdürler bu görevi yüklenmektedir.
Bu yapı, bir ya n d a n İncelem enin d a h a ç a ­
buk olmasını ve etkinliğini, diğer ya nd an si­
gorta şirketinin, ihtilaflı ilgili birimine ait so­
runlarının, en yetkili yöneticileri tarafından
d a h a iyi bilinebilmesini sağlam aktadır.
İstatistiklere göre Belçika Sigorta Şirketleri
Birliğine yapılan şikâyetlerin orta lam a o la ­
rak %6'sı hayat, %24'ü o tom obil mali sorum­
luluk, %9 o to (kasko, yangın ve hırsızlık)
%12'si Hukuksal Korum a, %26'sı yangın,
%9'u diğer m ali sorumluluk, %4'ü sağlık,
%3'ü ferdi kaza, %2'si Turistik yardım, %2'si iş
kazası, %3'ü d e hırsızlık sigortalarına yönelik
bulunm aktadır.
Şikâyetlerin konusu %60 sigortacılık hizmet­
lerine, %13'ü sigorta sözleşmesinin şartlarına,
%5'i sigorta sözleşmesinin oluşumuna, %8'i
sözleşmenin sona ermesi veya iptaline, %5'i
uygulanan tarifeye, %5'i araçlara, %4'ü de si­
gorta ettirene verilecek diğer hizmetlere yö­
neliktir. Görülüyor ki uyuşmazlıkların ana kay­
nağı sigorta sözleşmesi olmaktadır.
B elçika'da om budsm an hizmetleri ücrete
ta b i değildir ve om budsm anın fonksiyonu,
ihtilafların çözüm ünde aracılık etm ek; g e ­
rektiğinde sektöre fikirlerini ve tavsiyelerini
duyurmaktır.
O m budsm ana intikal e de n şikâyetlerin
içeriği ve sonuçları hakkında bir fikir e d in ­
mek üzere şu örnekleri verebiliriz:
• Bir sigortalı, sigorta primini vadesinde
ödem em esi nedeniyle sigorta şirketinin söz­
leşmeyi askıya aldığını ve tazm inatı ö d e m e ­
diğini şikâyet konusu etmiştir. Sigorta şirketi,
primin 14 günlük sürede ödenm em esi halin­
d e tem inatın duracağını taahhü tlü m ektu p­
la bildirdiğini ve prim ödem esinin bu süre­
den sonra yapıldığını ileri sürmüştür. Yapılan
incele m ed e, şirket yetkilisinin ödem enin y a ­
pıldığına ilişkin b a n ka m ektubunun tarihini
dikkate aldığı; oysa, öde m e nin bu tarihten
beş gün ö n ce yapıldığı anlaşılmış ve sigorta
tem inatının d e va m e ttiğin e karar verilmiştir.
• Yangına karşı sigortası bulunan bir si­
g o rta ettiren, şöm inesinden yayılan yarı
yanmış köm ür parçalarının çatısına zarar
verdiğini, aracı ve sigorta şirketi nezdinde
yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını ve
talebinin kabul edilmemesinin nedenini de
bilem ediğini bildirmiştir. Durumu inceleyen
O m budsm an, yangın çıkarmaksızın sigortalı
şeylerin uğradıkları zararların te m in a t dışı
kaldığı yo lunda müştekiye c e v a p vermiştir.
• Bir b a h çe n in çim enlerinin m akine ile biçilmesi sırasında fırlayan taşın evin p e n ce re
camını kırması üzerine, mal sahibi, çim kes­
m e m üteahhidinin sorumluluk sigortasından
zararın tazminini ta le p etmiş; a n ca k sorum­
luluk sigortasını yüklenen sigortacı, sigortalı­
sının o la yd a bir kusurunun bulunm adığı ve
beklenm edik bir hal olduğu gerekçesi ile ta ­
lebi reddetmiştir. Durumun şikâyet edilmesi
üzerine, O m budsm an, sigortacı ile aynı g ö ­
rüşü paylaşarak, şikâyetçinin bu konuda
kendi sigortacısına başvurması gerektiğini
bildirmiştir.
• Aracı gasp edilen bir sigortalının zararı,
sigorta sözleşmesine göre, alarm sistemi te ­
sis edilm em iş olm asından dolayı red edilmiş­
tir. Konunun şikâyet edilmesi üzerine, O m ­
budsm an, hırsızın, aracı gasp ederek aldığı­
nı, dolayısıyla bu gasp yolu hırsızlıkla, alarm
sisteminin olmam ası arasında bir illiyet a ra n ­
masının doğ ru olmadığını dikkate alarak
müştekiyi haklı bulmuş, sigortacı d a kararı
kabul etmiştir.
• Bir sigorta şirketi, karısının m ücevherleri
kasaya koyması isteğine ra ğm en, bunu
y a p m a y a n kocanın "iyi bir aile babası" gibi
tedbirli hareket etm em esi nedeni ile ça lı­
nan m ücevherlerden dolayı tazm inat ta le ­
bini red etmiştir. Durumu inceleyen O m ­
budsm an, sigorta sözleşmesinde şirketin ileri
sürdüğü şekilde te d b ire ilişkin herhangi bir
hüküm olm adığını ve şirketten kazanç sağ­
lam ak a m a cıyla hareket edildiğine ilişkin bir
delil d e bulunm adığını dikkate alarak sigor­
ta şirketinin görüşünü kabul etmemiştir.
II. ÜLKEMİZDEKİ DURUM TAHKİM KOMİSYONU
Sigorta şirketleri ile sigortalılar arasındaki
m
İ
m
ilişkiler, tarafların hak ve yükümlülüklerini gös­
teren sigorta sözleşmesine d a ya n m a kta ve
dolayısıyla, sözleşmenin uygulanm asından
dolayı ta ra flar arasında uyuşmazlık çıkması,
bu sözleşmenin do ğ a l sonucu olm aktadır.
Uyuşmazlıkların türüne göre bunun çözüm
yolları değişik olm akla beraber, şimdiye ka­
d ar çözüm e yardımcı o la ca k veya çözüm ü
sağlayaca k ülkemizde iki Kuruluş m evcuttu.
Bunlardan biri sigorta işlemleri üzerinde vesa­
yet ve den etim yetkisini haiz Hazine M üste­
şarlığı ve bu Müsteşarlığın Sigorta D enetlem e
Kurulu, diğeri de adli m ercilerdi. A ncak, adli
m ercie başvurunun zam an alması, masraflı
olması ve sigorta konusunda ihtisas m ahke­
melerinin kurulmamış bulunması gibi ned en­
ler, zararının kısa zam and a tazminini isteyen
sigortalı müştekiyi bu yola başvurm aktan
çok kere alıkoymuş ve sigorta şirketi ile olan
uyuşmazlığını, şirketle halletm e yolunu tercih
etmesine neden olmuştur.
Türk sigorta hukuku m evzuatı açısından,
sigortacı ile sigortalı arasındaki sigorta söz­
leşm esinden d o ğ a n ihtilafla rın h allinde
14.6.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5684 sa­
yılı Sigortacılık Kanunu ile yeni bir müessese
getirilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu.
Tahkim Komisyonu Sigorta ettiren veya si­
g o rta sözleşmesinden m e n fa a t sağlayan ki­
şiler ile riski üstlenen ta ra f arasında sigorta
KAPAK KONUSU
sözleşmesinden d o ğ a n tüm uyuşmazlıkların
çözüm ü am a cı ile kurulmuştur.
Sigorta m evzuatında bu konudaki bir ç ö ­
züm yolu d a şimdiye kadar, ihmal edilen si­
g o rta d a uyuşmazlıkları azalta cak hakem bilirkişi prosedürüdür. Sigorta Tahkim Komis­
yonunun tanımı, kuruluş ve işleyişinden ön ­
ce, bu hususta kısa bir bilgi verilmesi fa y d a ­
lı bulunmuştur.
A. HAKEM-BİLİRKİŞİ PROSEDÜRÜ
Ticaret kanununun sigortada tazm inat
ödem esinde getirdiği sistem, özellikle m al si­
go rta la rın d a rizikonun gerçekleştiğinin si­
go rtacıya ihbar borcunun d o ğ d u ğ u tarihte,
sigorta bedelini ö d e m e borcunun m u a cce l
olmasıdır. A n ca k bir borcun m u a cce l o la b il­
mesi için d e o borcun miktarının ö n ce d e n
belli olması gerekir. Bu nedenle po liçe g e ­
nel şartlarına tazm inat miktarının tespiti ile il­
gili hüküm ler konulmaktadır. Buna göre ka­
ide olarak, sigorta sözleşmesine ilişkin zarar­
larla, zararın miktarı tara flar arasında anlaşı­
larak saptanır. Sigortacı ile sigortalı zarar
m iktarında anlaşam adıkları takdirde zarar
miktarının tayini, hakem-bilirkişilerce tespit
edilir. Hakem-bllirkişiler zarar miktarının sap­
tanması konusunda gerekli görecekleri d e ­
liller ile sigortalanan m enfaatin, rizikonun
gerçekleşm esi sırasındaki değerini tespite
ya ra ya ca k kayıt ve belgeleri isteyebilir ve
hasar yerinde in ce le m e d e bulunabilirler.
Yargıtay kararlarına göre hakem-bilirkişi
tayinine ve raporlarının ta ra fla rc a kabul
e d ile ce ğ in e ilişkin anlaşm a, hukuki m ahiye­
ti itibariyle Hukuk Usulü M uhakem eleri Kanu­
nunun 287/f2 hükm üne uygun bir delil m u­
kavelesi o ld u ğ u n d a n , hakem-bilirkişilerin ra­
porları, m ahkem elerce seçilen diğer bilirkişi­
lerin ra p o rla rın d a n farklı olarak tara fları
bağlar. Hakem-bilirkişilerin verecekleri ra­
porlar bir hakem kararı olm adığından te m ­
yiz edilem ez. A n ca k hakem-bilirkişi sözleş­
mesinin içerik bakım ından geçerli bulunm a­
sı, bu kişilerin usulüne uygun seçilmesi ve
yetkileri d a h ilinde rapor düzenlemiş o lm a la ­
rı gerekir. M ahkem e bu şartların varlığını
re'sen araştırır, rapor usulüne uygun değilse
m ahkem e için bağlayıcı değildir. Bunun y a ­
nında ta ra flard an biri hakem-bilirkişi raporu­
nun a d a le te ve nesafete uygun düşm ediği,
zarar miktarının gerçek durum dan önem li
şekilde farklı olduğu gerekçesiyle iptali için
d a v a açabilir.
Yargıda oluşan içtihatlar, rizikonun te m i­
n a t kapsamı içinde kalması halinde hasar
miktarı konusunda ta ra fla r arasında h a ­
kem-bilirkişi prosedürünün bir delil anlaşm a­
sı olarak uygulanması, a n ca k rizikonun te ­
m inat dışı iddiası karşısında uyuşmazlığın ç ö ­
zümü için m ahkem eye gidilebileceğidir. Ne
var ki, bu prosedür yeterince sigortalılarca
bilinem ediği için uygulanmam ış, sigorta şir­
ketlerince de, genel şartların p o liçe ile birlik­
te sigortalıya verilmesi dışında, bilgilendir­
m e sağlanamamıştır. A n cak Bilgilendirme
Yönetm eliği uygulaması ile bu noksanlığın
sağlanacağını umuyoruz.
B. YENİ OLUŞUM-TAHKİM KOMİSYONU
Hakem-bilirkişi prosedürü ile zarar miktarı­
nın tesbitine ilişkin uyuşmazlıklar giderilm ekte
ve anlaşma ile bu miktar saptanmaktadır.
14.6.2007
tarihinde yürürlüğe giren 5684
sayılı Sigortacılık Kanunu ile sigorta sözleş­
m esinden d o ğ a n tüm uyuşmazlıkların çözü­
mü için ise Tahkim Müessesi getirilmiştir.
Bu yeni oluşum ile sigorta ettirenler veya
sigorta sözleşmesinden m e n fa a t sağlayan
kişilerle risk üstlenen sigortacı arasındaki
uyuşmazlıkların, belirli bir limite kadar, ta h ­
kim yolu ile ve tarafları bağlayıcı şekilde so­
nuçlandırılması amaçlanmıştır.
İhtisas mahkemelerinin olmaması, normal
yargı yolu ile yapılan çözümlenmelerin uzun
zam an alması ve masraflı olması, bunu göze
alam ayan sigortalıların veya hak sahiplerinin
sigortacılar tarafından önerilen tazminatı ka­
bul etmeleri gibi faktörler böyle bir oluşuma
ihtiyaç göstermiştir. Bu b a ğ la m d a , yazımızın
baş tarafında açıkladığımız dış ülkelerdeki
om budsm an sistemi dikkate alınmıştır.
Sigortacılık Kanununun 30uncu m addesi
ile düzenlenen sistemin kuruluşu, kapsamı
ve işleyişi a n a hatları aşağıda belirtilmiştir.
a. Kuruluş ve kapsam
Yukarıda da değindiğim iz gibi sigorta e tti­
ren ve sigorta sözleşmesinden m e n fa a t sağ­
layan kişiler ile riski üstlenen ta ra f açısından
sigorta sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıkla­
rın çözüm ü am acıyla, Türkiye Sigorta ve Re­
asürans Şirketleri Birliğinin çatısı altında Si­
g o rta Tahkim Komisyonu oluşturulmaktadır.
Komisyon Hazine Müsteşarlığı temsilcisi ile
İki Birlik temsilcisi bir tüketici derneği tem silci­
si, Müsteşarlıkça belirlenen bir akadem isyen
hukukçu temsilcisinin katılımı teşekkül e t­
mektedir.
17.8.2007
tarihli Resmi G azetede yayım la­
nan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetm eli­
ğin 2ncl m addesinde, Sigorta Tahkim Komis­
yonu ve Komisyon üyeleri ile komisyon m ü­
dür ve diğer personelin, sigorta raportör ve
hakem lerin, Tahkim Sistemine üye olan si­
g o rta şirketlerinin bu yönetm eliğe tabi o la ­
cakları belirtilmiş, ayrıca Türk Ticaret Kanunu
hükümleri ile özel kanunlar uyarınca sigorta
sözleşmesi y a p a n d iğer kuruluşlar yö n e tm e ­
lik kapsam ında tutulmuşlardır. Oysa, 5684
sayılı Sigortacılık Kanununun lin ç i m addesi
3üncü fıkrası "5684 sayılı Kanunun denetim le
ilgili hükümleri hariç olm ak üzere özel ka­
nunlarına göre sigortacılık fa aliyetind e bulu­
nan diğer kuruluşlar bu Kanun kapsam ında
değildir." hükm ünü içerm ektedir. Yönetm eli­
ğin kapsam m addesi bu açıd a n kanun hük­
mü ile çelişmektedir, görüşündeyiz.
Kanunun 30uncu m addesi 1.fıkrası hük­
m üne göre sigortacılık ya p a n kuruluşların
tahkim sistemine katılım zorunluluğu yoktur.
Tamamen gönüllülük esasına da ya n a n sis­
te m d e üye olm ak İsteyenler, Türkiye Sigorta
ve Reasürans Şirketleri Birliğince belirlene­
cek ve Hazine Müsteşarlığınca on a yla n a ­
cak m iktardaki bir katılım payı ile sisteme ka­
tılabilecektir.
Komisyona bağlı çalışm ak üzere bir komis­
yon m üdürü ve iki m üdür yardımcısı, rapor­
törler ile yeterli sayıda personelden oluşan
bir kadro işleri yürütecektir.
Uyuşmazlıklar h a y a t ve h a ya t dışı sigorta
gruplarından yalnız birinde görev y a p a c a k
sigorta hakem leri ve raportörler aracılığıyla
çözülecektir.
Komisyon m üdürü, yardımcıları, raportör­
ler ve hakem lerin belirli nitelikleri taşıması la­
zımdır. Komisyon m üdürü, yardımcıları, ra­
portörler ve sigorta hakem lerinin en az dört
yıllık yüksek okul mezunu olması, mali gü ç dı­
şında, sigorta ve reasürans şirketi kurucula­
rında aranan nitelikleri taşıması, sigorta hu­
kukunda veya sigortacılıkta en az belli süre
deneyim i olması şarttır.
Bu deneyim süreleri Komisyon müdürü için
sigorta hukukunda en az iki yıl, sigortacılıkta
25
KAPAK KONUSU
en az beş yıldır. Müdür Yardımcılarında d u ­
rum farklıdır. Bu yardım cılardan en az birin­
d e iki yıllık sigortacılık deneyim i aranırken d i­
ğerinde böyle bir deneyim süresi a ra n m a ­
maktadır. Deneyim süresi aranan sigortacı­
lık ve sigortacılık tekniği ile ilgili konulardan
sorumlu m üdür yardımcısıdır.
Raportörlerin de komisyon m üdüründe
a rana n niteliklere sahip olması gerekm ek­
tedir.
Sigorta hakem lerinde ise, sigorta huku­
kunda en az beş yıl veya sigortacılıkta en az
on yıl deneyim aranm aktadır.
Sigorta hakem i olm ak isteyenlerin gerekli
nitelikleri taşıdıklarını belgelem ek suretiyle
komisyona başvurması gerekm ektedir.
Gerek kanunda, gerek sigortacılık kanu­
nunun 30uncu m addesi uygulamasını gös­
term ek üzere çıkarılan 17.8.2007 tarihli Si­
gortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetm elikte, si­
g o rta hukukunda veya sigortacılıkta d e n e ­
yimi açıklayıcı bir hüküm yoktur. Avukat, hu­
kuk müşaviri gibi kimselerin özel olarak sigor­
ta hukukunda deneyim süresi nasıl s a p ta n a ­
caktır? Sigortacılıkta deneyim li olm a kapsa­
mına kimler girebilecektir? Bu hususların,
değ e rle n d irm e d e açık kıstaslara b a ğ la n ­
m asından yarar vardır.
Komisyona yapılan başvuruları uygun g ö ­
rülen hakem adayları kabul için Hazine
Müsteşarlığına bildirilecek, Müsteşarlığın ka­
bul etmesi halinde ilgilinin ismi, Komisyon ta ­
rafından tu tu la ca k ve bir örneği A d a le t Ba­
kanlığına gönderilecek olan sigorta hakem ­
liği listesine kaydolunacaktır. Sigorta hake­
minin ismi, gereken nitelikleri kaybetm iş v e ­
ya tarafsızlık ilkesine aykırı hareket etmiş ol­
ması halinde sürekli olarak listeden çıkarıla­
cak; kendisine ulaşan dosyaları bir yıl içinde
en fazla üç kez zam anında sonu çlan dırm a­
mışsa, ismi bir yıl süre ile listeden silinecektir.
b. Sistemin İşleyişi
Sistemin işleyebilmesi için uyuşmazlığın
d o ğ d u ğ u sigorta şirketinin Tahkim sistemine
üye olması; uyuşmazlığına çözüm isteyen
veya sigorta sözleşmesinden m e n fa a t sağ­
layan kişinin de tahkim i kabul etmiş olması
lazımdır.
Sigorta tahkim sistemine üye olm ak iste­
yen kuruluş, isteğini Tahkim Komisyonuna
bildirerek sisteme sabit katılım payı ödem ek
suretiyle üye olur. Sisteme üye olunm adan
ö n c e sigorta ettirenler veya m e n fa a t sahibi
olan kişilerle tahkim anlaşması yapılamaz.
Üyelikten d a h a sonra çıkm a halinde, üyelik
dön em inde yapılan sözleşmelerden d o ğ a n
uyuşmazlıkların çözüm ü için, hak sahipleri­
nin tahkim sistem ine başvurm a hakları
m evcuttur. Uyuşmazlıkların çözüm ü için y a ­
pılan giderler için d e eski üyeye rücu edilir.
Tahkim Komisyonuna gidilebilm esi için si­
gortacılık y a p a n kuruluşla uyuşmazlığa d ü ­
şen kişinin uyuşmazlık konusu olay nedeniy­
le sigortacılık y a p a n kuruluşa d a h a önce
başvurmuş olması ve taleb inin kısmen veya
ta m a m e n olumsuz sonuçlanmış olması la ­
zımdır. A ncak sigortacılık y a p a n kuruluşun
on beş gün içinde c e v a p vermemesi halin­
de c e v a p olumsuz telakki edilerek Komisyo­
na başvurulabilinir.
Uyuşmazlık konusu için ayrıca M ahkem e­
ye ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Ka­
nun hükümleri uyarınca Tüketici Sorunları
Hakem Heyetine başvurulunmuş ise bu ta k­
dirde, Tahkime başvurulmaz; başvurulur ise
Komisyon konuyu tetkik etmez.
Başvurular için Müsteşarlıkça belirlenen
bir başvuru ücreti alınır ve başvuru öncelik­
le raportörler ta ra fın d a n incelenir. Raportör
yukarıda değinilen hususların olup olm adı­
ğına bakar. Yapılan bu ön incelem e sonun­
d a dosyanın komisyon ta ra fından d e ğ e r­
lendirm eye a lın a m a ya ca ğ ı anlaşılırsa, d u ­
rum ilgiliye bildirilir ve başvuru geri çekilirse
d e aynı hüküm uygulanır. Ön incelem eyi ta ­
m am layan raportör, dosyayı uyuşmazlığın
çözüm ü için gerekli bilgi ve be lg e eksikliği
açısından inceler. Uyuşmazlığın bilgi ve b e l­
ge eksikliğinden kaynaklandığının anlaşıl­
ması halinde raportör durum u tara flara bil­
dirir ve ta ra flara bilgi verm ek kaydıyla dos­
yayı kapatır. Bu d urum da başvuru ücretinin
yüzde ellisi başvuru sahibine iade edilir.
Sigortacılıkta Tahkime ilişkin Yönetm eliğin
16ncı m addesinin 5inci fıkrasında yer alan
bu hükmün uygulanabilm esi "uyuşmazlığın
çözüm ü için gerekli bilgi ve belgelerin" ne
olduğunun bilinmesine bağlıdır. Başvuru sa­
hibi bu belgelerin ne olduğunu bilmeli ve
başvurusunu buna göre yapmalıdır. Belge
ve bilgi eksikliği dosyanın kapatılm asına ne­
den olacaktır. Bize göre bilgi ve belgeler her
olaya göre özellik arz e d e c e k şekilde değiş­
mekle berab er a n a belgeler bellidir. Bu b e l­
geler u yg u la n a ca k sigorta şirketleri tarafın­
dan çok kere saptanmıştır. Bilgilendirme Yö­
netm eliği hüküm lerine göre tazm inat başvu­
rusu için gereken bilgi ve belgelere ilişkin lis­
tenin sigortalıya verilmesi gerekm ektedir.
Konu sigortalı açısından önemlidir. Raportör­
ler, uyuşmazlık konusu eksik bilgilendirm e ve ­
ya evrak noksanlığı gibi nedenlerden kay­
naklanıyorsa, ta ra fla rla tem asa geçm eli ve
elde e d e c e ğ i bilgi ve belgelere göre iletişim
sonucu belirlenecek durum u dikkate alarak,
uyuşmazlığın so n u çla n d ırılm a m a sı halinde
konuyu hakem e iletmelidir.. A ncak, dosya­
nın kapatılmasının tem ini için bilgi ve belge
verm em ek suretiyle hakkın suiistimaline de
m ahal verm em ek lazımdır. Aksi takdirde,
tahkim yolu kapanacaktır. Bu nedenle, ra­
portör uyuşmazlığın çözüm ünü veya konu­
nun hakem e götürülm esini sağlayaca k bir
tutum sergilenmelidir..
Raportörün dosyaya ilişkin incelemesini on
beş gün içinde tam am lam ası lazımdır. Yukarı­
da belirtilen şekilde sonuçlandırılmayan baş­
vurular için raportörün hazırlayacağı rapor
Komisyona yollanır. Uyuşmazlığa hangi sigor­
ta hakeminin ba ka ca ğ ı Komisyon tarafından
sigorta hakem listesinden seçilir. Komisyon bu
yetkiyi Komisyon m üdürüne de verebilir. İşin
niteliğine göre en az üç sigorta hakem inden
oluşan bir heyet oluşturmasına karar verilebi­
lir. A ncak uyuşmazlık konusu miktar on beş
Türk Lirası ve üzerinde olduğu takdirde heyet
oluşturulması zorunludur.
Hakem seçimi, dosya konusuna göre h a ­
y a t ve h a ya t dışı sigorta grubuna giren liste­
lerden sıra usulüne göre yapılır. Sıra usulün­
d e sigorta hakemlerinin uzmanlık alanları
esas alınır.
c) HUMK’un 532nci m addesi uygulaması:
Kanunun 30uncu m addesinin 16ncı fıkrası
hükm üne göre hakem ler görevlendirildikleri
tarihten itibaren en g e ç , dört ay içinde ka­
rar verm eye m ecburdur. Aksi halde uyuş­
mazlık yetkili m ahkem ece halledilir. Bu süre
tara fların açık ve yazılı m u vafakatlarıyla
uzatılabilir. Kısa sürede, sorununa çözüm
a ra ya n sigorta ettiren veya sigorta şirketinin
işi uzatm alarının bir anlam ı yoktur. M a d d e d e
"Aksi h a ld e uyuşmazlık yetkili m ah ke m e ce
halledilir" ifadesi yer almaktadır. A n ca k Tah­
kime İlişkin Y önetm elik'de bu konuda açık­
layıcı bir hüküm yoktur. Bu halde prosedürün
nasıl işleyeceği belirtilmemiştir.
Üzerinde durulacak bir başka husus 16ncı
fıkradaki "Hakem kararını Komisyon m üdü­
rüne te vd i eder. Komisyon m üdürü kararı en
g e ç üç iş günü İçinde Hukuk Usulü M uhake­
m eleri Kanununun 532nci m addesi uyarınca
gereğinin yapılması için davayı görm eye
yetkili m ahkem eye iletir" hükmüdür. İlgili y ö ­
netm eliğin 16ncı m addesinin lOuncu fıkra­
sında d a aynı hüküm sevk edilmiştir.
HUMK'nun 532nci m addesi, hakem lerin
kararını salahiyettar olan m ahkem e kalem i­
ne te v d i e d e c e ğ i, kararın m ahkem e kalemi
evrakında hıfz olunarak ta le p ede n ta ra fa
suretinin verileceği, kararın iki ta ra fa tahriren
te b liğ e d ile ce ğ i yolundadır.
O ysa, Sigortacılık Kanununun 30uncu
m addesinin 12nci fıkrası ile kırk bin Türk Lira­
sına ka d a r olan kararların her iki ta ra f için
d e kesin olduğu belirtilmiştir. Bu kararların
kom isyonca ilgililere duyurulması ile sonuç
alınmış olacaktır. Kararın icra edilebilm esi
27
KAPAK KONUSU
için m ahkem eye gönderilm esi ve m ahke­
m eye başvurm ak suretiyle ayrıca harç ve
benzer giderlerin ödenm esi suretiyle kararın
tebellüğünün sağlanması, hızlı ve ucuz ç ö ­
züm yolu arayan ilgili tarafların, tahkim siste­
m inden yararlanmasını geciktire cek, bir a n ­
la m da bu sistemi tercih etm em elerine yol
açabilecektir. Kanımızca, u ygu lam ada , ha ­
kem kararlarının en g e ç üç iş günü gibi kısa
bir süre de Komisyon M üdürlüğünce ta ra fla ­
ra tebliği; Yönetm eliğe bu yo ld a hüküm ila­
vesi bu tür mahzurları önleyecektir.
Kararın m ahkem eye gönderilm esi tem yi­
ze başvurulm ası için bir usul yoludur.
H.U.M.K'nun 532nci m addesinin uygu lam a­
sında, hakem kararı ile birlikte hakem lerde­
ki d a v a dosyasındaki sözleşme ve tüm b e l­
gelerin (dosyanın) m ahkem e kalem ine v e ­
rilmesi aranm aktadır. Bu husus uygulam a
d a Komisyonun üzerinde du ra ca ğ ı hususlar­
dan biri olacaktır. Burada en önem li husus­
lardan biri de 30uncu m a d d e n in 22nci fıkra­
sındaki bu kanunda hüküm bulunm ayan
hallerde Hukuk Usulü M uhakem eleri Kanu­
nunun hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim
hakkında d a u yg u la n a ca ğ ı yolundaki hü­
kümdür. Bu takdirde , hakem kararına karşı
süresi içinde temyiz yoluna başvurulmazsa
karar
m ah ke m e
başkanı
ta ra fın d a n
H.U.M.K.'nu 536ncı m addesi uyarınca tasdik
olunacak, karar a n c a k bu takdirde kesin
hüküm ifade edecektir.
Bütün bu durumlar, kanımızca Tahkim'in
acil çözüm olm a yolunu uzatacak, bunu
engellem ek üzere, Tahkim Komisyon karar­
larının güven ve a d a le ti sa ğ la ya ca k olması
önem kazanacaktır.
d) Tarafsızlık
Sigorta hakem leri ve raportörler tarafsız
olm ak zorundadırlar. A n cak, 5684 sayılı ka­
nunun 30uncu m addesinin 18inci fıkrasında
yer alan bu b ölüm de, hakem lerin y a p a m a ­
yacağ ı işmlere ve red sebeplerine ilişkin d ü ­
zenlem eler getirilmiş, raportörler unutulmuş­
tur. Nitekim, Tahkim yönetm eliğinde de bu
konuda ayrıca bir hüküm yoktur. Bu n e d e n ­
le "raportörler tarafsız olm ak zorundadır"
ibareleri boşta kalmıştır.
5684 sayılı kanuna göre sigorta şirketleri­
nin, reasürans şirketlerinin sigortacılık y a p a n
diğer kuruluşların, sigorta eksperlerinin, si­
g o rta a ce n telerinin ve brokerlerinin o rta k­
ları, yöne tim ve d e n e tim in d e bulunan kişiler
ve bunlar ad ın a imza a tm a y a yetkili olanlar
ile tüm bu kuruluşlarda mesleki fa a liy e tte
bulunanlar ve sigorta eksperleri ve brokerler sigorta hakem liği yapam az. Bu sınırlan­
dırm alar söz konusu kimselerin eş ve ç o c u k ­
ları için d e geçerlidir. Hukuk Usulü M uhake­
meleri Kanununun 28inci m addesi sigorta
hakem leri hakkında d a uygulanır. Tahkim
y ö n e tm e liğ in d e d e yer alan bu husustaki
düzenlem eye göre hakem in kendisine ait
olan ve ya d o ğ ru d a n d oğ ru ya veya dolaylı
olarak ilgili bulunm adığı uyuşmazlıklar, a ra ­
larında evlilik bağı kalkmış olsa bile eşinin
ve ya kayın yö n ü nden a lt soyunun ve üst so­
yunun ü çü n cü d e re c e y e kada r kan veya
ikinci d e re c e y e ka d a r kayın hısımlarının;
arala rında evlatlık ilişkisi bulunan kişilerin
uyuşmazlıkları, ta ra fla rd a n birinin vekili v e ­
ya varisi ve kayyım sıfatıyla hareket ettiği
uyuşmazlıklar; tahkim sırasında, yönetim ku­
rulunda bu lu n d u ğ u tüzel kişiye ait uyuşmaz­
lıklar, hakem in b a k a m a y a c a ğ ı uyuşmazlık­
lardır. Taraflar H.U.M.Kanununun 29uncu
m adde sinde ki hakem i red sebeplerine d a ­
ya na ra k hakem i rededebilirler. Ret ta le b i,
kom isyona durum un öğrenildiği tarihten iti­
baren en g e ç beş iş günü için d e (Y önetm e­
likte on beş gün. Yönetm elik hükm ünün ka­
nuna uygun düzenlenm esi yerinde o la c a k ­
tır.) yapılır. Komisyon m üdürü her iki tarafın
görüşlerini d in le d ik te n sonra beş işgünü
için d e karar verir.
Uyuşmazlığa düşen ta ra flar arasında açık
ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme
ile d a h a yüksek bir tuta r belirlenmemişse,
hakem in verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar
olan kararlar her iki ta ra f için d e kesindir. Kırk
bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için te m ­
yize başvurulabilir.
5684 sayılı Kanunun 30uncu m addesinin
15inci fıkrasında "Hakemler, sa d e ce kendile­
rine verilen evrak üzerinden karar verir" hük­
mü yer almıştır. İlgili yönetm elikde bu hususu
açıklayıcı bir hüküm görülmemiştir. Hakemin
yalnız evrak üzerinden karar vermesi sağlıklı
karar almayı önleyicidir ve Kanun m addesi-,
nin bu şekilde ka t'i bir ifade ile yazılması da
kanımızca doğru olmamıştır. Hüküm H.U.M.K.
aynı şekildeki 525inci m addesinden esinle­
nerek alınmıştır. Hakem ta ra fla rd a n bilgi ve
b e lg e isteyebilmelidir. Nitekim, hakem-bilirkişi müsessesinde ta ra flar aralarındaki uyuş­
mazlık konusunun m iktar ve niteliklerini, hakem-bilirkişilerin y a p a c a ğ ı tespitle çözüm le­
neceğini kabul etmişlerdir. Hakem-bilirkişiler
incele m elerind e kural olarak serbesttirler.
Tahkim sisteminde de, uygulam anın bu yol­
d a olmasına, sağlıklı karar alınması için ihti­
y a ç vardır.
mındaki hükümlerdeki "532nci m a d d e uya­
rınca ge re ğ in in yapıla bilm e si için yetkili
m ahkem eye iletm e" ibaresinden, bu takdir­
de uyuşmazlığın m ah ke m e ce çözüm ünün
sağlanması anlam ı d a çıkmaktadır. Nitekim,
H.U.M.K.'nun, 529uncu m addesi hükmüne
göre "Hakem ler ilk içtim alarından itibaren
altı ay zarfında hüküm verm eye m ecburdur­
lar. Aksi h a lde yapılan m uam eleler batıl
olup, m ünazaa salahiyettar m ahkem ece
halledilir. Bu m ü d d e t iki tarafın sarih ve tahri­
ri, m uvafakkatlarıyla ...... te m d it olunabilir"
şeklindedir. Görülüyor ki, sigortacılık kanunu­
nun 30uncu m a d d e si 16ncı fıkrası ile,
H.U.M.K. 529uncu m addesi hükümleri birbiri­
ne paraleldir. Bu nedenle, kanımızca Hukuk
Usulü M uhakem eleri Kanununun 529uncu
m addesi a n la m ın d a işlem yapılması için
532nci m a d d e ye göre yollam a yapılması
yolunda yorum tahkim in a m acına d a h a uy­
gun olacaktır.
40 bin YTL kararlar için temyize gidilm edi­
ğinden 532'ye göre bu tür kararların m ahke­
m eye gönderilm esine d e lüzum yoktur. Zira
bu kararlar kesinlik kazanmıştır.
e)
H.U.M.K 532nci m addesi hangi halde
Sonuç olarak; sigorta sektöründe tahkim
uygulanmalı:
müessesinin getirilmesi, 5684 sayılı Sigortacı­
Tahkime İlişkin Yönetm eliğin 7nci m a d d e ­
lık Kanununun getirdiği en önem li yenilikler­
sinin 3üncü fıkrası (d) b e n din e göre hakem
den biri olmuştur. Türk Yargı sisteminde kabul
kararlarının, Hukuk Usulü M uhakem eleri Ka­
görmüş ve Hukuk Usulü M uhakem eleri Kanu­
nunun 532nci m addesi uyarınca gereğinin
nunun 516-536ncı m adde leri arasında yer
yapılması için, Komisyon M üdürünce davayı
alan tahkim sisteminin esasları d a dikkate
görm eye yetkili m ahkem eye iletilmesi ge re ­
alınarak sigortacılıkta kendisine özgü bir teş­
kir. M a d d e hükm ünden tüm kararların g ö n ­
kilat kurulması ve çalışm aya başlaması ile, si­
d e rileceğ i anlaşılmaktadır. Bu anlayış içinde,
g o rta sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıkla­
y a p ıla c a k uygulam anın Tahkim sistemine
rın kısa zam a n d a çözüm ü sağlanacaktır. Sis­
g e tire ce ğ i mahzurlara yukarıda değinilmişti.
tem in m uvaffak olabilm esi için en önemli
Bizim b u rad a üzerinde duracağım ız husus
husus sistemin tarafsızlığının sağlanması o la ­
Kanunun 30uncu m addesinin 16ncı fıkrasının
caktır. Bu nedenle, uygu lam a çok önemlidir.
anlamıdır. Fıkra iyi yazılmamıştır. Fıkra hükmü
Alınan kararlar iç tih a t olarak oluşacak ve
hakem kararlarının dö rt ay için d e verilmesi
Hakem Karar Dergisinde neşredilecek, ör­
m e cb u riye tin i ö n g ö rm e k te , "Aksi h a ld e
nek teşkil e d e c e k olayların ve hakem karar­
uyuşmazlık yetkili m a h k e m e c e h alle dilir"
larının Kamuya yansıtılması, sigortaya g ü ve ­
hükm ünü getirm ektedir. M a d d e n in d e v a ­
ni pekiştirecektir.
29
I
HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI SİGORTACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
m\m
fiil Sigortacılıkta
M ilat;
Tüm ruhsatnameler
işiyor
igortacıiık Kanununun yürürlüğe gir­
mesi ile birlikte, sigortacılık sektörüne
pek çok yenilik getirilmektedir. Bu yeniliklerin
önemlileri arasında;
• Yeni kuruluş ve ruhsat şartları,
• Yeni tem inat düzeni,
• Yeni özkaynak düzeni,
• Tahkim sistemi,
• İcra Komiteleri,
• G üvence Hesabı,
• Eğitim Merkezi ve diğer organizasyonlar,
sayılabilir. Bunlara ek olarak, önemli bir ye­
nilik de yeni branş düzenlemesi çerçevesinde
sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin tüm
ruhsatnam elerinin Hazine M üsteşarlığınca
değiştirilmesidir.
En genel tanımıyla, ruhsat, sınırları ilgili m ev­
zuatla çizilmiş belli etkinliklerde bulunabilm ek
için kişilere, önceden belirlenmiş bazı şartlara
uym a kaydıyla idarece verilen izindir. Ruhsat­
nam e ya da ruhsat belgesi ise bu izni göste­
ren resmi bir dokümandır. Ruhsat belgelerinin
değişim sürecinde bu ayrım önem kazan­
maktadır. Çünkü değişim, ruhsatta değil, ruh­
sat belgelerinde olacaktır. Bir başka deyişle,
bir faaliyeti yerine getirm ek için m ülga Kanun
zam anında alınan izin halen geçerlidir. Deği­
şecek olan ise, bu izni gösteren resmi b e lge­
lerdir. Dolayısıyla, Hazine M üsteşarlığınca
a m açla nan, varolan ruhsatların, diğer bir İfa­
deyle alınmış izinlerin ya da kazanılmış hakla­
rın korunarak ruhsatnamelerin değişimidir.
NEDEN YENİ RUHSATNAME?
Sigortacılık sektörünün ruhsatnamelerinin
yenilenmesi çalışmaları, Sigortacılık Kanunu'nun yasalaşamasından önce başlamıştır.
30
Zira, bazı sigorta şirketlerince ruhsatnamelerin
yangın, taşınma, vb. gibi nedenlerle kaybe­
dilmesinden dolayı özellikle ihalelerde ya da
resmi olarak ruhsatnamelerin sunulmasını g e ­
rektiren bazı hallerde sıkıntı yaşanmaktaydı.
Ancak, Sigortacılık Kanununun yasalaşmasıy­
la birlikte, sektördeki sıkıntıları çözm e ihtiyacı­
nın yanı sıra yasal bir gereklilik de doğmuştur.
Çünkü, anılan Kanun'la birlikte, branş bazın­
da sermayeye geçilmesi gibi, ruhsatları etkile­
yecek pek çok yeni faktör devreye girmiştir.
Söz konusu Kanun'a dayalı olarak çıkarılan
2007/1 sayılı Sigorta Branşlarına İlişkin Tebliğ ile'
de branşlar değişmiş, b öylece ruhsatnamele­
rin değişimi de bir zorunluluk haline gelmiştir.
7397 SAYILI KANUN ZAMANINDA
RUHSATLAR
7397 sayılı Kanun kapsam ında, Yangın,
Nakliyat, Karayolu Motorlu Araçlar Mali So­
rumluluk Sigortası, Kaza, Ferdi Kaza, Kredi, Hu­
kuksal Koruma, Mühendislik, Tarım, Sağlık ve
Hayat Branşlarına ilave olarak son dönem ler­
de ihdas edilmiş olan Muhtelif Mali Zararlar ve
Destek Branşı bulunm aktaydı. Dolayısıyla ruh­
satlar, anılan branşlar kapsam ında verilmek­
teydi. Ancak, yapılan düzenlemeler ile branş
tanımları oldukça farklılaşmış ve ruhsat tanım ­
ları yeni branşlara uygun hale getirilmiştir.
YENİ BRANŞLAR VE YENİ RUHSAT TANIMLARI
Yeni branşlar ve dolayısıyla yeni ruhsat ta ­
nımları ilke olarak Avrupa Birliği Direktiflerine
uygun olarak hazırlanmıştır. Söz konusu direk­
tiflerde branşlar ve ruhsat tanımları hayat dışı
grubu için 73/239/EEC ve haya t grubu için
2002/83/EC sayılı direktiflerde yer almaktadır.
Hayat dışı grubuna ilişkin olarak, Direktifin 7
nci m addesinde şu düzenleme bulunm akta­
dır: "İzin belli bir sigorta türü için verilir. Başvuru
sahibi Ek A bölüm ünde sıralandığı gibi, o
branşa ait rizikolardan yalnızca bazılarını tem i­
nat altına alm ak istememişse, izin bütün bir
branşı kapsar." Hayat grubu için benzer şekil­
de yer alan anılan düzenlem eden de anlaşı­
labileceği üzere, ruhsatlar tanımlı branşlara
göre verilmektedir. Ayrıca, sigorta şirketi bran­
şın tümü için ruhsat alabileceği gibi, istediği
takdirde branşların altında yer alan rizikolar
için de ruhsat alabilmektedir.
Sigorta branşlarına ilişkin, 5684 sayılı Kanun
çerçevesinde yapılan yeni düzenlemelerde
de ilke olarak, AB'ye uyum gözetilmiş, ancak
gerek Türk hukuk sistemi, gerekse Türkiye'nin
koşullarından kaynaklanan nedenlerle bazı
küçük farklılaşmalara gidilmiştir.
RUHSATNAME DEĞİŞİM SÜRECİ
7397 Sayılı Sigorta M urakabe Kanunu kap­
samında alınmış ruhsatnamelerin yenileriyle
değiştirilmesinde tem el ilke, sigorta şirketleri­
nin ve reasürans şirketlerinin hak kaybına uğ­
ramamasıdır. Bir başka deyişle, eski sistemde
alınmış olan ruhsatlarla yapılabilecek tüm fa ­
aliyetlerin yeni sistemde de gerçekleştirilebil­
mesine olanak sağlanacaktır. Örneğin, eski
sistemde Kaza Branşında ruhsatı olan, anca k
anılan branş altında yapılabilecek sorumluluk
sigortaları alanında faaliyet göstermeyen bir
şirkete, ilgili sorumluluk sigortaları alanında da
ruhsat verilecektir. Zira, şirket, Kaza Branşında
ruhsatnam e alm ak suretiyle bu sigortaları
ya p m a hakkına sahip olmuştur.
Eski ruhsatnamelerin değiştirilmesi am acıyla
Hazine Müsteşarlığı, Birlikçe tüm şirketlerden
eski ruhsatlarının birer örneği ile halen verdik­
leri tem inatlara ilişkin bilgilerin toplanmasını
ta le p etmiştir. Bu bilgiler Birlikçe toplanmıştır.
Yapılacak değerlendirm e sonucunda hangi
şirketlere hangi branşlarda (yeni branş düzen­
lemesine göre) ruhsatname verileceği belirle­
necek ve ruhsatnameler basılarak şirketlere
iletilecektir. ■
31
MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI
Sigortacılık Kanunu ve
Tüketicinin Korunması
Hakkında Yasa
Av. Zihni METEZADE
TSRŞB Yönetim Kurulu Müşaviri
397 sayılı Sigorta M urakabe Kanununu kaldırarak 14.6.2007 tarihinde yü­
rürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu
ile getirilen yeni hüküm lerden biri, Kanunun
23 ncü m addesinin 9 uncu fıkrasında yer
alan " Tüketicinin Korunması Hakkında Ka­
nunun 4 /A m addesinin üçün cü fıkra hük­
mü, sigorta a ce n telerinin sa de ce a cen telik
faaliyeti dolayısıyla sunulan hizm etlerde uy­
gulanır. Sigorta Şirketinin sağlayıcı olarak
yaptığı ayıplı hizm etlerden sigorta acentesi
sorumlu d eğ ildir" hükm ü ile; sigortada Tah­
kim sistemi ile ilgili olarak düzenlenen ve
"m a h k e m e y e ve Tüketicinin Korunması
Hakkında kanun hükümleri uyarınca Tüketi­
ci sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş
uyuşmazlıklar hakkında Tahkim Komisyonu­
na b a şvu ru lm ayacağı" yolundaki 30 uncu
m a dde nin 14 üncü fıkrası hükmüdür. Her iki
hüküm de sigorta sözleşmesinden d o ğ a n
uyuşmazlıkların, Tüketicinin Korunması Hak­
kında Kanun hüküm lerine göre çözüm len­
mesi öngörülm ektedir,
Sigortacılık K anununda bu hükümlerin yer
alması sonucu sigorta sözleşmesinin uygu­
lanm asından d o ğ a n uyuşmazlıkların ayıplı
Hizmet tanımı için d e m üte laa edilmesi veya
bu tür uyuşmazlıklarda Tüketici Kanunu ç e r­
çevesinde çözüm aranm ası doğru m udur?
Yazımızda bu husus irdelenmiştir.
Bilindiği üzere, Tüketicinin Korunması Hak-
32
Tüketicinin K orunm ası
H akkında Kanunun, ayıplı
hizm et halinde tü keticinin
sözleşm eden vazgeçm esi,
ayıp oranında bedel
indirim i gibi h a k ların a
değinilmiş; hizm eti
sağlayıcı kuruluş, bayi ve
acen ten in ayıplı hizm etten
dolayı tüketiciye k a rşı
m esul olduğu ve bu
h u su stak i zam an aşım ı
sü reci belirtilm iştir.
kında Kanun, tüketicinin sağlık ve güvenliği
ile ekonom ik çıkarlarını koruyucu, aydınlatı­
cı, e ğ itici, zararlarını tazm in edici, çevresel
tehlikelerden korunmasını sağlayıcı ö n le m ­
leri a lm ak ve tüketicilerin kendilerini koruyu­
cu girişimlerini özendirm ek am a cı ile çıkarıl­
mıştır. Bu a m a ç la , m al ve hizmet piyasala­
rında, tüketicinin ta ra fla rd a n birini oluştur­
d u ğ u her türlü tüketici eylem i Kanun kapsa­
m ına dahil edilmiştir,
AYIPLI HİZMET
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
anla m ın d a ; "M al: alışverişe konu olan taşınır
eşya, konut ve tatil am açlı taşınmaz m allar
ve elektronik o rta m d a kullanılmak üzere
hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri
gayri m a d d i m allar" dır, Hizmet ise: "Bir ü c ­
ret veya m e n fa a t karşılığında yapılan m al
sağlam a dışındaki her türlü fa a liy e t" olarak
tanımlanmıştır.
Sigortacılık Kanununun atıf yaptığı Tüketi­
cinin Korunması Hakkında Kanunun 4 /A
m addesi Ayıplı Hizmet ile ilgili olup, " Ayıplı
Hizmet bu m a d d e d e : "Ticari ve ya mesleki
fa a liye tle r kapsam ında tü ke ticiye hizm et su­
nan g erçek veya tüzel kişiler ta ra fın d a n bil­
dirilen, reklam ve İlanlarında ve ya sta n d a r­
dında veya teknik kuralında tespit edilen ni­
telik veya niteliği etkileyen, niceliğin e aykırı
olan ya da yararlanm a a m a cı bakım ından
diğerini o rta d a n kaldıran m a d d i hukuki v e ­
ya ekonom ik eksiklikler içeren hizm etlerdir"
şeklinde ifa d e edilmiştir. Bu tanım , Kanuna
6.3.2003 tarihli, 4822 sayılı Kanunun 5 inci
m addesi ile girmiştir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun
aynı m adde sinde , ayıplı hizmet halinde tü ­
keticinin sözleşm eden vazge çm e si, ayıp
oranında b e d e l indirimi gibi haklarına d e ğ i­
nilmiş; hizmeti sağlayıcı kuruluş, bayi ve
a ce n te n in ayıplı hizm etten dolayı tüketiciye
karşı mesul o lduğu ve bu husustaki zam an
aşımı süreci belirtilmiştir.
500 MİLYON LİRANIN ALTINDA
BULUNAN UYUŞMAZLIKLARDA...
Kanunun 22. m adde si, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığını, bu kanunun uygulanm asından
MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI
d o ğ a n uyuşmazlıklara çözüm bulm ak a m a ­
cıyla il ve ilçelerde en az bir Tüketici Sorun­
ları Hakem Heyeti oluşturm akla g ö revlendir­
miştir. 23 üncü m a d d e ile de Kanunun uy­
gulam asıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ih­
tiy a ç la ra tüketici m ahkem elerinin b a k a c a ­
ğı hüküm altına alınmıştır.
Kanunun 22 inci m addesinde değ eri beş
yüz milyon liranın altında bulunan uyuşmaz­
lıklarda tüketici sorunları hakem heyetine
başvuru zorunlu tutulmuş; bu uyuşmazlıklar­
d a heye tin v e re c e ğ i kararların ta ra fla rı
b a ğ la y a c a ğ ı; hakem h eye ti kararların a
karşı onbeş gün içinde tüketici m ahkem esi­
ne itiraz ed ile b ile ce ğ i; a n ca k hakem h e ye ­
ti kararının icrasının d u rm a ya ca ğ ı; tüketici
m ahkem esi kararının kesin o lduğu belirtil­
miştir. Kararların bağlayıcı o la c a ğ ın a ilişkin
parasal unsurlar Devlet İstatistik Enstitüsü
Toptan Eşya Fiyatlarına göre her yıl Sanayi
ve Ticaret Bakanlığınca ilan edilm ektedir.
Sigorta Sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmaz­
lıklarda Tüketicinin Korunması Hakkında Ka­
nunun uygulanması doğru m udur? Kanım­
c a hayır. Bu görüşümü ifa d e ederken Ka­
nun Taslağının ilk d e fa ta ra fım d a n 1984 yı­
lında hazırlandığını, bu hazırlama d a sigorta
hukukundan d o ğ a n sigorta sözleşmelerine
ilişkin uygu lam a ve uyuşmazlıkların Kanun
kapsam ı içine g irece ğin i düşünm ediğim i
ifa d e etm ek isterim Şöyle k i; 1982 A n a ya sa ­
sının yürürlüğe girm esinden sonra, halen uy­
gu la n m a kta olan Anayasa ile getirilen iki
yeni hüküm, o sıralarda Hükümetin üzerinde
öne m le durduğu ve biran ö n c e ilgili düzen­
lem elerin yapılması gerektiği düşünülen hu­
suslar olmuştur. Nitekim, Anayasanın 167.
m addesi ile Devletin, para, kredi, serm aye,
m al ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve d ü ­
zenli işlemlerini sağlayıcı ve geliştirici te d b ir­
leri alması, piyasalarda fiili ve ya anlaşm a
sonucu d o ğ a c a k tekelleşm e ve kartelleş­
meyi önlem esi"; 172. m a d d e ile d e "tü k e ti­
cileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri a l­
ması, tüketicilerin kendilerini koruyucu giri­
şimlerini teşvik etm esi" öngörülmüştür.
25 SENEKİ ÖNCEKİ DÜŞÜNCEMİZ
Bu konuları kapsa ya ca k şekilde, Ticaret
Bakanlığı Müfettişi olarak İzmir'de, İktisat
Kongresinde verdiğim Tebliğ'den sonra, za­
manın Ticaret Bakanı Sayın Kemal Cantürk
tarafından Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanun Tasarısını hazırlam akla görevlendiril­
dim. Daha sonra, Sigorta M urakabe Kuru­
lunda üye iken "R e ka b e tte Sınırlayıcı Anlaş­
m alar ve Uygulam alar Hakkında Kanun Ta­
sarısı" nı hazırladım. Bu ikinci Tasarının hazır­
lanm asında Sayın Prof. Ergun Özsunay ile
berab er görevlendirilm iş idik. Sayın Sunay
Tasarıyı benim hazırlam am ı önerdiğinden
hazırladığım Tasarıda, bir günlük müşterek
çalışma ile değerli görüşlerinden istifade e t­
tim. Her iki konuda d a Sanayi ve Ticaret Ba­
kanlığında bilgi ve b e lg e le r m evcuttur.
Tüketicinin korunması Tasarısı uzun bir ç a ­
lışma sonucu oluştu. Zam anın Başbakan
Yardımcısı ve D evlet Bakanı Zeyyad Baykara ile her m a d d e üzerinde durulm ak suretiy­
le bir h a fta ya yakın bir süre çalışılan; Maliye
Bakanı, Ticaret Bakanı gibi bazı bakanların
katılması ile oluşan küçük Ekonomik Kurul
tara fından d a değerlendirilerek hazırlanan
tasarı, katıldığım Bakanlar Kurulu to p la n tı­
sında d a m a d d e m a d d e görüşüldü. Ne y a ­
zık ki seçimler ned eni ile kadük oldu. A ra­
d a n g e çe n senelerden sonra 4077 sayılı Tü­
keticinin Korunması Hakkında Kanun Sanayi
ve Ticaret B a kanlığınca ele alınarak
8.9.1995 tarihinde yürürlüğe girdi.
Her iki Kanun tasarısı çalışmaları sırasında
sigorta sözleşmelerini, sigorta hukukunun bir
uygulaması olarak g ö rd ü ğ ü m için, bu söz­
leşmeleri Tüketicilerle ilgili kanun kapsam ın­
d a düşünmemiştim.
Nitekim yukarıda d e ğ inilen ve hazırladı­
ğım Taslak d a d a yer alan ve 4077 sayılı ka­
nunda 2003 yılında yapıla n değişiklikten ön­
ceki mal ve hizmet tanım ları bu görüşümü
yansıtmaktadır. 13.12.1994 tarihinde yürürlü­
ğ e giren Rekabetin Korunması hakkındaki
Kanun d a aynıdır. Roma Anlaşmasının reka-
Sigortacılık Kanunu ile
getirilen Tahkim
müesses esi de dikkate
alındığında, Tüketicinin
Korunması Hakkında
Kanun ile getirilen
ayıplı hizmete göre
uyuşmazlıkların
çözümüne ihtiyaç
kalmamaktadır.
Esasen olması gereken
de budur.
b e te ilişkin 81 nci m addesinin sigortacılık
sektörüne uygulanm ası, başlangıçta Avru­
p a 'd a d a tepki ile karşılanmıştır. Konu, 31
Mayıs 1991 deki Konsey Tüzüğü ile açıklık ka­
zanmıştır.
Tüketicinin Korunması Kanununun sigorta
sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıklara uy­
gulanm am ası gerektiği artık yargıda d a ka­
bul edilm eye başlanmıştır. Bu durum , 25 se­
ne önceki düşüncem izi te yit etmesi n e d e ­
niyle bizim için bir m utluluk olmuştur.
TÜKETİCİ MAHKEMELERİ
Aşağıda bu konudaki oluşumlar, m uhtelif
a çılarda n belirtilmiştir.
Sigortacılık Kanununun 23 üncü m adde si­
nin 9 uncu fıkra sın d a ," Tüketicinin Korunm a­
sı Hakkında Kanunun 4 /A m addesinin ü ç ü n ­
cü fıkrası hükm ü, sigorta a cen teleri için, sa­
d e c e a ce n te lik fa a liyeti dolayısıyla sunulan
hizm etlerde uygulanır. Sigorta Şirketinin sağ­
layıcı olarak yaptığı ayıplı hizm etlerden si­
gorta acen tesi sorumlu değ ildir."" şeklinde
yer alan hüküm le, a c e n te salt fa a liye ti d o ­
layısıyla sunduğu hizm etten; sigorta şirketle­
ri ise sağlayıcı olarak yaptığı hizm etten d o ­
layı Tüketici Koruma Kanununa ta b i tu tu l­
muştur.
Kanunun bu hükm üne göre sigorta sözleş­
mesinin kuruluşundan, bu sözleşmeye istina­
den oluşan tarafların hak ve yükümlülükleri
ile prim tahsillerinden tazm inat ödem esine
ka d a r sözleşmenin uygulanm asından d o ­
ğ a n uyuşmazlıkların Tüketici Hakem H eyet­
leri ile Tüketici M ahkem elerince çözüm le n­
mesi gerekecektir. Bu yolda uygu lam a şim­
diye kada r yapılmış ve yapılm aktadır. Bu ne ­
denle, bir çok sigorta şirketi, sigortalıları ile
davalı olmuş ve bu şirketler Tüketici sorunla­
rı Hakem Heyetleri veya Tüketici M a h ke m e ­
leri ile karşı karşıya kalmışlardır.
A n cak, bazı Hakem Heyetleri ile Tüketici
M ahkem eleri sigorta sözleşmelerinden d o ­
ğ a n uyuşmazlıklara b akm aktan kaçınm aya
başlamışlardır. Yargıda ve Y argıtayda bu
yo ld a görüş oluşmuştur ve oluşmaktadır. Ör­
neğin;
Bursa Tüketici Sorunları ¡1 Hakem Heyeti
23.2.2006 tarihli, 2006/21 sayılı kararında "Ta­
raflar arasındaki uyuşmazlığın bir süre prim
ö d e d ikte n sonra H ayat Sigortası poliçesinin
sona erdirilmesinin istenmesi üzere şikayetçi­
ye ö d e n e n miktarların öd e n e n prim miktarı
a ltında kaldığı noktasından çıktığı; şikayet
edilen firm anın savunm a dilekçesi altında
yer alan emsal m ahiyetindeki Yargıtay 11
nci Hukuk Dairesinin 2000/10656 esas,
2001/197 karar ve 18.01.2001 günlü kararın­
d a a ç ıkça belirtildiği üzere dövize endeksli
ve kar paylı h a ya t sigortası poliçesinden d o ­
ğ a n ilişkinin bitirilm ek istenm esinden çıkan
uyuşmazlığın sigortacı konu m u nda olan şi­
kayet edilen firm anın e dim inde n kayna k­
landığı; bu konunun ise T.T.K nın 5 kitabını
oluşturan 1263 ve d e va m e de n m a d d e le rin ­
d e düzenlendiği; b u ra d a n hareketle soru­
nun tica ri olduğu sonuç ve ka n a a tin e varıl­
m akla şikayet konusu uyuşmazlığın Heyeti­
mizin görev sınırı dışında kaldığı anlaşılmıştır"
denilerek, Heyetin görevsizliğine, dava cının
şikayet edilen firm a aleyhine tic a re t m ahke-
MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI
m eşinde d a v a açm ası konusunda m uhtari­
yetine oy birliği ile karar verilmiştir."
İstanbul Tüketici M ahkem esi, ayıplı hizmet
iddiası ile Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunun 4 /A m addesine göre bir sigorta
şirketi aleyhine açılan sigorta bed eli ile ilgili
d a v a d a ", D ava ta ra fla r arasında düzenlen­
miş bulunan sigorta sözleşmesinden kay­
naklanm aktadır. Sigorta sözleşmesi ilişkisi
T.T.K.'nın 1263 ncu m addesi ve deva m ı
m a d d e le rin d e düzenlenmiştir. Bu sözleşme­
lerden kayna klan an uyuşmazlıkların m utlak
ticari d a v a o lduğu , T.T.K. 4/1-1 m adde sinde
36
a ç ık ç a belirtilmiştir. Bu nedenle som ut o la ­
yın çözüm lenm esi m ahkem em izin görevi dı­
şındadır. M ahkem em izin görevsizliğine ve
davalının ikam etgahı göz ö nü nde tutu larak
dosyanın görevli ve yetkili Kadıköy Asliye Ti­
c a re t M ahkem esine gönderilm esine karar
verm ek gerekmiştir." denilmiştir, (Esas no,
2003/1271; karar no 2004/443. Karar tarihi
27.4.2004).
A nkara 5. Tüketici M ahkem esi, bireysel
em eklilik anlaşması ile ilgili olarak açılan d a ­
v a d a , 26.1.2006 tarihli, Esas 2006/18 nolu
kararında " Taraflar arasındaki uyuşmazlık
sigorta sözleşmesinden kaynaklanm aktadır.
ile sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin
Sigorta hukuku, T.T.K'nun d a düzenlenmiş
hak ve m enfaatlerini korum ak ve sigortacılık
olup, sigorta hukuku ile ilgili ihtilaflara Tüketi­ sektörünün güvenli ve istikrarlı bir o rta m d a
cinin Korunması Hakkındaki Kanunun uygu­ etkin bir şekilde çalışmasını tem in etm ek, si­
lanması mümkün değildir. Bu n e d enle dos­ gorta sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıkla­
rın çözüm lenm esine yönelik olarak sigorta
ya ya ba km a ya Tüketici M ahkem esi değil,
m iktara göre sulh m ahkem esi görevlidir."
tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzen­
hükm ünü vermiştir.
lemek görev ve yetkisi, Hazine Müsteşarlığı­
Bu konuda bir başka örnek olarak Yargıtana verilmiştir. Sigorta sözleşmesinin tarafı
yın görüşünü belirtelim .Yargıtay 11. Hukuk olan sigorta ettirenler veya sigorta sözleş­
Dairesinin E 2000/10656; K.2001/197 nolu,
m esinden m e n fa a t sağlayan kişilerle, üzeri­
18.1.2001 tarihli ve Tüketici M ahkem elerinin
ne risk alan sigorta şirketleri arasındaki ilişki­
m utlak ticari d a v a niteliğini taşıyan d a v a la ­ ler, sözleşme hukukunun konusudur. Adli yar­
ra b a ka m a y a c a ğ ın a ve dövize endeksli h a ­ gı yolu ile çözüm lenm esi gereken bu ilişkiler­
y a t sigortası poliçesinin 3 yıl sonunda sözleş­ de, Sigortacılık Kanunu ile getirilen Tahkim
m e ilişkisi bitirilerek, ödem e lerin nem alarıyla
müessesesi de d ikkate alındığında, Tüketici­
birlikte geri istenm esinden m ütevellid uyuş­ nin Korunması Hakkında Kanun ile getirilen
mazlığın, Tüketici M ahkem esi sıfatıyla so­ ayıplı hizm ete göre uyuşmazlıkların çözüm ü­
nuçlandırılmasının doğru olm adığına, Tüke­ ne ihtiyaç kalm am aktadır. Esasen olması
tici Mahkem esinin kend iliğinden bu hususu gereken d e budur.
gözetm esi gerektiğine dair kararı da, üst
Kanımızca, yukarıda değ ind iğim n e d e n ­
m ahkem enin görüşünü aksettirm ektedir.
ler karşısında, Sigortacılık Kanununun 23 ncü
G örülüyor ki, tüm bu kararlarda, Türk Tica­ m addesinin 9 ncu fıkrasında yer alan ve Tü­
ret Kanunun 1263 ve onu izleyen m a d d e le ­ keticinin Korunması Hakkındaki Kanunun
rinde yer alan sigorta sözleşmesinden kay­ 4 /A m addesi d e la le tiyle ayıplı hizmet a n la ­
naklanan uyuşmazlıkların m utlak ticari d a va
mı için d e sigorta sözleşmesinden d o ğ a n
olduğu görüşü yatm aktadır. Bu nedenle, si­ uyuşmazlıkları, Tüketici Sorunları Hakem He­
gortalıların sigorta şirketleriyle yaşadıkları
yetine veya Tüketici M ahkem elerine g e tire ­
cek olan hüküm kaldırılmalıdır. Aynı n e d e n ­
anlaşm azlıklarda, sorunlarını, norm al adli
yargı yolları yerine Tüketici Sorunları Hakem
lerle, 5684 sayılı kanunun 30 ncu m addesinin
14 ncü fıkrasındaki Tüketici Sorunları Hakem
Heyetine veya Tüketici M ahkem elerine taşı­
maları, bazen bu kuruluşların kendilerini y e t­ Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıkların Tahkim
kili görerek zam an zam an verdikleri kararla­ Kom isyonunca çözüm lenm esini engelleyen
rın Sigorta Şirketlerine te b liğ olunması ve si­ hüküm d e kaldırılmalıdır.
Her iki hüküm , sigorta sözleşme hukuku ile
g o rta şirketlerini müşkül d u ru m d a bırakması
b a ğ d a ş m a m a k ta , sigorta sözleşmesinden
doğru olm a m a kta , bu işleyişin önlenmesi
gerekm ektedir.
d o ğ a n uyuşmazlıkların T.T.K nu ve ilgili diğer
14.6.2007
tarihinde yürürlüğe giren 5684 sigorta m evzuatı kapsam ında değerlendiril­
sayılı Sigortacılık Kanununun 1 nci m addesi
mesi gerekm ektedir. ■
TSEV’DEN
Yeniden yapılan TSEV;
Eğitim Programlarını,
anesini ve Vakıf
merkezini yeniledi
Tek Sigorta Piyasası ile Finansal Piyasalar ve
Risk Yönetimi a d ında iki ders eklendi. Daha
Sema BİLGİN
ö nce zorunlu ders olarak program da yer
TSEV Eğitim Birimi Yöneticisi
alan Genel M uhasebe dersi ise bu yıl, M uha­
sebe Branşı'nı seçen öğrencilerin dışındaki
YENİLENEN “TEMEL SİGORTACILIK EĞİTİM
öğrenciler için seçmeli hale getirildi. Reasü­
PROGRAMI” 16 EKİM’DE BAŞLADI!
2007
yılının Şubat ayında yeniden yapılan­ rans dersi ise tüm branşlar için zorunlu olm a­
m a sürecine giren Türk Sigorta Enstitüsü Vak- sına karşılık, M uhasebe Branşı öğrencileri için
fı(TSEV), 2007-2008 dönem i "Temel Sigortacı­ seçmeli hale getirildi, Ders kredilerinde de
lık Eğitimi Program ını yeniledi, Bu yıl 25'incisi yapılan düzenlem eyle, iki yeni ders ilave edil­
mesine rağm en, ilk dönem in topla m kredisi
düzenlenen eğitim program ından, bugüne
150'den 140'a düşürüldü.
kadar, sigorta şirketlerinde istihdam edilen
personelin yaklaşık yüzde 20si mezun oldu,
• Sigorta İngilizcesi ve Pozitif Düşünce
Program küresel gelişmeler ve AB uyum süre­
gibi “Tam am layıcı Dersler” ve
cin de sektörde yaşanan hızlı değişimler çer­
“Seminerler” Eklendi
çevesinde, sektörün ihtiyaçlarına ve ta le p le ­
Programa önceki yıllardan farklı olarak, Si­
rine uygun olarak yenilendi. Programa kayıt­
gorta İngilizcesi ve Pozitif düşünce konuların­
lar 1 Ekim'de son buldu.
da "Tamamlayıcı Dersler" de eklendi. Bu
dersler için ek ücret ta le p edilmiyor. Ayrıca
• “Avrupa Birliği Tek Sigorta Piyasası” ve
yine ilk dön em de, uygu­
“Finansal Piyasalar
lam aya yönelik güncel
ve Risk Yönetimi”
gelişmelerin
de öğrenci­
Dersleri Eklendi
lere aktarılabilmesi için,
Ekim ayının ortasında
her dersin bitim inde, ko­
başlayan program a ye­
nunun
uygulam acısı
ni dersler eklendi, bazı
olan yö n e ticile r veya
dersler çıkarıldı veya
akadem isyenler tarafın­
seçm eli hale getirildi.
d a n verilecek "Semi­
Ayrıca program ın ders
n e rle r düzenlenecek.
saatleri (krediler) de ye ­
Yenilenen p ro g ra m ­
niden
düzenlendi.
daki bir diğer değişiklik
Programa Avrupa Birliği
de ders içeriklerinin yeniden hazırlanarak
farklı derslerin konuları arasındaki benzerlikle­
rin o rta dan kaldırılması şeklinde gerçekleşti.
Ders içeriklerinde ve isimlerinde yapılan d ü ­
zenlem eyle, ikinci dönem Branş Eğitimleri'nin
kredileri 108'den 90'a indirildi.
• Öğretim Elemanı Kadrosuna
Yeni Uzmanlar Katıldı
2007-2008 25inci Dönem Temel Sigortacılık
Eğitimi Programı öğretim elemanı kadrosuna,
değerli akademisyenler, Sosyal Güvenlik Kuru­
mu, Hazine Müsteşarlığı gibi ilgili kamu kurumlarının üst düzey yöneticileri ile, sigorta şirketle­
rinin üst düzey yöneticileri ve eksperler de d a ­
hil edildi. Böylece yılların deneyim ine sahip
sektörün en yetkin öğretim elem anlarına sa­
hip olan eğitim kadromuz, d ah a da genişledi.
• Hayat ve Sağlık Branşları Ayrıldı
Daha ön ce tek branş altında verilen "H a­
ya t ve Sağlık Sigortaları" branşı, bu yıl ayrı
branşlar olarak açıldı. 25inci d ö n e m d e a çıla ­
ca k branşlar şöyle sıralanıyor, "Yangın ve Mü­
hendislik S igortalan", "Kaza S igortaları",
"N akliyat Sigortaları", "M uhasebe", "Sağlık
Sigortalan" ve "H ayat Sigortaları".
• Programın G e c e Bölümü Açıldı
25'inci D ö n e m 'd e gerçekleşen bir diğer
değişiklik de, gündüz eğitimlerinin yanı sıra,
"Temel Sigortacılık Eğitim Program ı-G ece"nin
açılması. Şirketlerden gelen ta le p doğ ru ltu­
sunda açılan g e c e eğitimleri, bazı sigorta şir­
ketlerinin gündüz e ğ itim in e elem anlarını
gö n d e rm e konusunda yaşadıkları sıkıntıları
39
TSEV’DEN
d a orta dan kaldıracak.
“KISA SÜRELİ EĞİTİM
PROGRAMLARI” BAŞLADI
Sektöre Temel Sigortacılık Eğitimi Programı'nın yanı sıra, periyodik olarak, kısa süreli
ve uzmanlık alanlarına yönelik eğitim prog­
ramları da düzenlem eye başladı.
Mayıs 2007de Tek Düzen Hesap Planı, ve
TMS/TFRS program ları ile başlayan kısa süreli
eğitim ler, Temmuz ayı içerisinde 16 yeni
program la deva m etti. Her iki a yda bir d ah a
da zenginleştirilerek tekrarlanacak olan kısa
süreli program ların üçüncüsü ise Eylül ayının
son haftasını, Ekim ayının ise ilk haftasını ka p ­
sayacak şekilde tekrarlandı.
“İLERİ SİGORTACILIK EĞİTİM
PROGRAMI” BAŞLIYOR !
Öte yandan 2008 ilkbahar dönem inde, Te­
mel Sigortacılık Eğitimi Programı'ndan mezun
olanların veya yapılacak sınavı kazanacakla­
rın katılabilecekleri, yarım dönemlik, "İleri Si­
gortacılık Eğitim Programı" da sektör çalışan­
larına sunulacak. "C hartered Insurance Institute" ve "Insurance Institute of C a ñada " gibi
dünyadaki tüm gelişmiş ülkelerin sigorta ensti­
tülerinin de açmış oldukları bu program , ilgili
Enstitülerin işbirliğiyle hazırlanıyor.
TSEV KÜTÜPHANESİ SEKTÖRÜN EN GÜNCEL
VE KAPSAMLI KÜTÜPHANESİ HALİNE GELDİ!
TSRŞB kütüphanesinin TSEV'e devredilm e­
siyle Vakıf Kütüphanesi zenginleşerek öğren­
cilerin derslerini ve araştırmalarını çok sayıda
kaynakla hazırlamasına imkan sağlar hale
getirildi, Türkiye'nin sigorta konusundaki en
kapsamlı ve güncel kütüphanesine sahip
olan TSEV Kütüphanesindeki kaynaklara
w e b aracılığıyla da ulaşılabiliyor.
TSEV YENİLENEN MERKEZİNİ SEKTÖRE TANITTI
ve 24. DÖNEM TEMEL SİGORTACILIK EĞİTİM
PROGRAMI MEZUNİYET TÖRENİNİ YAPTI!
TSEV, Teşvikiye'de bulunan merkezini yeni­
leyerek, son d e re ce m odern bir hale getirdi
ve 11 Eylül tarihinde düzenlediği bir törenle
sektöre tanıttı. Merkezin açılış kokteylinde, si­
gorta ve finans sektörünün üst düzey temsil­
cileri, TSEV'in öğrencileri ve öğretim e le m a n ­
ları bir araya geldi. 11 Eylül'de gerçekleştiri­
len açılış kokteylinde 2006-2007 24. Dönem
Temel Sigortacılık Eğitim Programı mezunları
da yapılan törenle sertifikalarını aldı.
Vakıf M erkezinde gerçekleştirilen açılış
kokteylinden sonra, Milli Reasürans T.A.Ş.
Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen m ezu­
niyet töreninde açılış konuşması ya p a n TSEV
Yönetim Kurulu Başkanı Okan Balcı, Vakıf
Merkezi'nin yenilenerek son d e re ce m odern
bir ya p ıya kavuştuğunu ka yde tti. Balcı,
TSEV'in AB standartlarında bir eğitim kurumu
haline gelmiş olmasından ötürü duydukları
m em nuniyeti de dile getirdi.
O kan Balcı'nın ardından kürsüye gelen
TSRŞB Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Taşkıran,
TSEV'in, sektörün Vakfı olduğunun ve m u tla ­
ka sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. Mil­
li Reasürans T.A.Ş. Genel Müdürü C ahit Nomer ise 37 yıldır sektöre nitelikli elem an yetiş­
tiren TSEV'in sektörde çok önemli bir yeri ol­
du ğ u n u ,
sektörde
birçok
yö n e ticin in
TSEV'den eğitim almış olduğunu vurguladı.
TSEV'in iki kurucu ortağı Milli Reasürans
T.A.Ş. ile Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketle­
ri Birliği'ne ve Milli Reasürans T.A.Ş. G enel M ü­
dürü C ahit Nomer ile TSRŞB Yönetim Kurulu
Başkanı Hulusi Taşkıran'a, TSEV'e yapmış ol­
dukları katkılardan ötürü kurumlan ve şahıs­
ları adına teşekkür plaketleri verildi.
YENİDEN YAPILANMANIN ÖZETİ
TSEV Müdürü Doç. Dr, Suna Oksay ise, tö ­
rendeki konuşmasında, Enstitü'nün yeniden
ya p ıla n m a
sürecinin
başladığı
Şubat
2007'den sonraki 7 aylık süreçte neler g erçek­
leştirdiklerini anlattı. Oksay; Vakıf Merkeziyle
birlikte, Ekim ayında başlayan 25. Dönem Te­
mel Sigortacılık Eğitimi'nin de yenilendiğini,
Temmuz ayında, her iki ayda bir düzenlene­
cek olan kısa süreli eğitim programlarını baş­
lattıklarını ve bu eğitimlerin sektörün ihtiyaçla­
rı doğrultusunda çeşitlenerek devam e d e c e ­
ğini belirtti. Vakıf Müdürü, bu yıl TSEV eğitim le­
rine başarı garantisi getirildiğini, eğitimler so­
n unda yapılan m em nuniyet anketlerinde,
memnuniyet oranının yüzde 65'in altında çık­
ması durum unda, aynı eğitimin başka bir eğit­
men ile, ücret talep edilm eden, tekrarlandığı­
nı da sözlerine ekledi. Oksay konuşmasında,
TSEV'in sadece eğitim düzenlemediğini, sek­
törün gelişimi am acıyla sigorta konusunda
araştırmalar yaptırdığını ve yayınladığını da ifa­
de etti. Söz konusu yayınların devamının a b o ­
nelik sistemi ile ayakta kalabileceğini vurgula­
yan Oksay; "Bu konuda sektörden destek bek­
liyoruz" dedi. Oksay, TSRŞB'nin kütüphanesinin
TSEV'e bağışlanmasıyla, Vakfın, sigortacılık ko­
nusunda Türkiye'deki en kapsamlı ve güncel
kütüphaneye sahip olduğunun da altını çizdi.
TSEV'in uluslararası ilişkilerinin son 7 aylık d ö ­
nem de hızla geliştiğine işaret eden Oksay, bu
kapsamda dünyanın önde gelen sigorta ensti­
tüleri olan İngiliz Sigorta Enstitüsü (CM), Alman
Sigorta Enstitüsü ve Kanada Sigorta Enstitüsü ile
yürütülen ikili ilişkilerden söz etti. Doç. Dr. Suna
Oksay, ayrıca, TSEV'in (eficert) Avrupa Finansal
Belgelendirme Kurumu'nun Türkiye temsilcisi ve
CAS ve SOA gibi aktüerya konusunda dünya­
nın en önemli kurumlarının Türkiye sınav merke­
zi olduklarını da belirtti.
24. DÖNEM MEZUNLARINA TSEV
SERTİFİKALARI VE TEMA BELGELERİ VERİLDİ!
Açılış konuşmalarının ardından 2006-2007
24. Dönem Temel Sigortacılık Eğitim Progra­
mından mezun olan 56 öğrenciye sertifikaları
verildi. Programı Marin Sigorta Aracılık Hizmet­
leri Şirketi'nden Pınar Aydemir birincilikle, Koç
Allianz Sigorta'dan Ayşe Derinoluk ikincilikle,
Anadolu Sigorta'dan Seda G üleç ise üçüncü­
lükle bitirdi. Pınar Aydem ir'e birincilik ödülü
olarak, tüm masrafları TSEV tarafından karşı­
lanmak üzere, yurtdışı eğitim bursu verildi.
Küresel ısınma konusuna büyük önem v e ­
ren TSEV, her mezun öğrencisi için TEMA'ya
bağışta bulunarak bir a ğ a ç diktirdi ve TEMA
belgelerini de tö re nde mezunlarına dağıttı.
TSEV ayrıca, w e b sitesinde ve "Sigorta İnce­
leme ve Araştırma Y ayınlarında d a küresel
ısınmaya yer veriyor.
TSEV'in eğitim programları, yayınları vd e t­
kinlikleri
hakkında
kapsamlı
bilgiye
www.tsev.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz. ■
a
SİGORTA İSTATİSTİKLERİ
2006-2007
arının ilk yarısına
aii mali tablolarının
ka rsı lastırı İması
/
/
Erdinç YURTSEVEN
TSRŞB Genel Sekreter Yardımcısı
ergimizin bu sayısının istatistikler bölüm ünün konusunu, şirketlerimizin 2006 yılının ilk y a ­
rısı ile 2007 yılının aynı dönem ine ait mali tablolarının karşılaştırılması oluşturacaktır. İlk
ö n ce bilanço, d a h a sonra ise gelir tablosu kalemleri irdelenecektir.
I- BİLANÇO (HAYAT DIŞI ŞİRKETLER)
1 -Aktif
2007-2
42
Aktifteki Payı (%)
Aktifteki Payı (%)
Fark %
5.625.282.987
69
24
2006-2
Cari Varlıklar
6.964.616.959
71
Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar
Finansal Varlıklar İle Riski
Sigortalılara Ait Finansal Yatırımlar
Esas Faaliyetlerden Alacaklar
İlişkili Taraflardan Alacaklar
Diğer Alacaklar
Gelecek Aylara Ait Giderler
Diğer Cari Varlıklar
2.171.990.225
22
1.348.363.068
16
61
1.737.682.428
2.921.413.384
20.720.890
27.252.953
44.743.482
40.813.597
18
30
0
0
0
0
1.689.264.042
2.465.642.931
5.695.778
39.273.989
42.034.252
35.008.927
21
30
0
1
1
0
3
18
264
-31
6
17
Cari Olmayan Varlıklar
2.878.853.206
29
2.579.172.162
31
12
Esas Faaliyetlerden Alacaklar
İlişkili Taraflardan Alacaklar
Diğer Alacaklar
Finansal Varlıklar
Maddi Varlıklar
Maddi Olmayan Varlıklar
Gelecek Yıllara Ait Giderler
Diğer Cari Olmayan Varlıklar
13.180.249
1.500
263.389
2.438.874.701
403.104.177
21.663.577
61.738
1.703.875
0
0
0
25
4
0
0
0
3.504.266
1.232.641
1.439.093
2.116.188.394
431.520.682
20.513.469
454.995
4.318.623
0
0
0
26
5
0
0
0
276
-100
-82
15
-7
6
-86
-61
AKTİF TOPLAMI
9.843.470.165
100
8.204.455.149
100
20
Hayat Dışı branşlarda faaliyet gösteren si­
gorta şirketlerinin aktif toplamı geçen yılın aynı
dönem ine göre yaklaşık %20 oranında bir artış
göstererek 9.843 milyon YTL'ye ulaşmıştır. Cari
varlıklar %24 oranında artarken cari olmayan
varlıklardaki artış %12 olarak gerçekleşmiştir.
Her iki grubun da aktif içerisindeki payında
kayda değer bir değişiklik olmamıştır.
Cari varlıklardaki artışın temel belirleyicileri,
nakit ve nakit benzeri varlıklar kalemi ile ilişkili
taraflardan alacaklar kalemlerindeki artışlar ol­
muştur. Nakit ve nakit benzeri varlıklardaki
%61'lik artış dikkat çekici bulunmuştur. Bu ka­
lemlerde yaşanan artışlar sırasıyla, bankalar alt
hesabı ile diğer ilişkili taraflardan alacaklar alt
hesabında m eydana gelen artışlardan kay­
naklanmıştır.
Bu dönem de esas faaliyetlerden alacaklar
hesabındaki artış %18 ile aktif artışının altında
kalmıştır. Esas faaliyetlerden alacaklar hesabı­
nın alt hesabı olan sigortacılık faaliyetlerinden
alacaklar kaleminde prim üretiminde yaşanan
%19'luk artışa rağmen % 14'lük bir yükseliş kay­
dedilmiştir.
2- Pasif
2007-2
Aktifteki Payı (%)
2006-2
Pasifteki Payı (%)
Fark %
4.928.336.541
50
4.019.239.644
49
23
2.786.834
0
2.555.989
0
9
660.535.952
7
622.736.574
8
6
ilişkili Taraflardan Borçlar
14.204.709
0
44.564.443
1
-68
Diğer Borçlar
67.670.412
1
54.472.215
1
24
Sigortacılık Teknik Karşılıkları
3.975.183.619
40
3.174.760.008
39
25
Ödenecek Vergi Vb. Yüküm.
122.378.682
1
69.996.807
1
75
Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar
33.103.012
0
13.521.772
0
145
Gelecek Aylara Ait Gelirler
42.219.604
0
33.979.622
0
24
Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler
10.253.717
0
2.652.213
0
287
546.457.373
6
454.115.470
6
20
123.329
0
364.837
0
-66
5
0
20.000
0
-100
187.731
0
320.839
0
-41
469.777.171
5
391.774.816
5
20
75.758.052
1
58.859.290
1
29
611.085
0
1.790.090
0
-66
Özsermaye
4.368.676.252
44
3.731.100.035
46
17
Ödenmiş Sermaye
2.519.126.490
26
2.341.446.330
29
8
Sermaye Yedekleri
12.175.231
0
18.018.480
0
-32
1.927.297.744
20
1.580.434.391
19
22
30.051.250
0
78.063.839
1
-62
Geçmiş Yıllar Zararları(-)
-392.989.272
-4
■414.948.387
-5
-5
Dönem Net Karı
273.014.809
3
128.085.383
2
113
9.843.470.166
100
8.204.455.149
100
20
Kısa Vadeli Yükümlülükler
Finansal Borçlar
Esas Faaliyetlerden Borçlar
Uzun Vadeli Yükümlülükler
Finansal Borçlar
İlişkili Taraflara Borçlar
Diğer Borçlar
Sigortacılık Teknik Karşılıkları
Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar
Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler
Kar Yedekleri
Geçmiş Yıllar Karları
PASİF TOPLAMI
SİGORTA İSTATİSTİKLERİ
Bilançonun pasif tarafına bakıldığında özsermayenin %17 oranında arttığı görülmekte­
dir. Ancak, bu artışa rağmen bu kalemin pasif
toplamı içerisindeki payında iki puanlık bir aza­
lış m eydana gelmiştir. Özsermayedeki artışın
başlıca belirleyicileri, kar yedekleri hesabının
içerisinde yer alan finansai varlık değerlem ele­
rinde yaşanan 378 milyon YTL'lik artış ile d ö ­
nem karında m eydana gelen 144 milyon
YTL'lik artıştır. Kısa vadeli yükümlülükler pasifin
yarısını oluşturmaktadır. Kısa vadeli yükümlü-
lükler içerisinde sigortacılık teknik karşılıkların­
da %25 ile pasifteki artıştan daha yüksek bir
artış m eydana gelmiştir. Sigortacılık teknik
karşılıkları içerisindeki en fazla artışın yaşandı­
ğı alt kalemler %28 ile muallak hasar ve taz­
m inat karşılıkları ve %25 ile kazanılmamış prim
karşılıkları olmuştur.
2006
yılının ilk yarısında sektör 273 milyon
YTL'lik net kar elde etmiş olup bu tutar geçen
yılın aynı dönem ine kıyasla % 113'lük bir artışı
ifade etmektedir.
II- HAYAT DIŞI ŞİRKETLER KAR/ZARAR HESABI
1- Teknik Sonuçlar
TEKNİK KAR
YAZILAN PRİMLER
2007-2
2006-2
Fark%
2007-2
2006-2
15
102.849.780
65.518.853
Fark(%)
57
-24
Yangın
777.143.654
676.045.865
DASK
124.352.683
107.123.081
16
4.369.579
Nakliyat
187.762.161
162.826.794
15
51.309.646
5.773.453
32.962.141
1.756.092.643
1.412.961.692
24
48.272.890
-102.956.679
56
147
262.914.528
196.881.133
34
24.847.653
17.152.901
45
-2.229.039
-2.521.175
-12
-28.972.322
-11.471.662
153
Kaza
Mühendislik
Tarım
70.179.420
32.684.893
Sağlık
650.710.679
514.367.265
115
27
7.104.275
2.858.564
149
671
18.162.161
186.420.497
49
2.959.450
9.686.564
384.077
12.169.721
7.628.831
27
140.767.949
32
63.145.061
42.951.307
47
9.970.279
4.333.080
130
833.830
-28.553
3020
Seyahat Sağlık
Hukuksal Koruma
Ferdi Kaza
Kredi
780.125.863
785.502.512
-1
-81.668.371
-12.567.682
550
4.830.938.844
4.048.522.550
19
194.404.720
42.825.813
356
Trafik
758.997.045
687.104.357
10
-88.709.313
-33.467.348
Kasko
1.475.156.199
1.262.709.364
17
17.701.652
-106.376.976
165
117
KMA Mali Soruml.
Hayat Dışı Toplam
I
Elemanter branşlarda yazılan primlerde bir
önceki yılın aynı dönem ine göre %19'luk bir ar­
tış kaydedilmiş ve prim üretim tutarı 4.830 mil­
yon YTL'ye ulaşmıştır. Sektör prim üretiminde
yaşanan ve enflasyonun üzerinde gerçekle­
şen büyümenin devam etmesi sevindiricidir.
Sektörün elem anter branşlardaki teknik karı
geçen yılın aynı dönem inde 43 milyon YTL iken
bu dönem de %356'lık bir artışla 194 milyon
YTL'ye ulaşmıştır.
Sektör prim üretiminin %36'sını oluşturan kaza
44
branşındaki prim artışı %24 ile genel prim artışın­
dan daha yüksek gerçekleşmiştir. Bu branşta,
geçen yılın aynı dönem inde 103 milyon YTL
olan teknik zarar bu dönem de 48 milyon YTL
teknik kara dönüşmüştür. Kaza branşı prim üreti­
minin %85'i kasko alt branşından elde edilmek­
tedir. Geçen yılın aynı dönem inde bu oran %90
idi. Bu branşın diğer alt branşlarındaki gelişme­
lere bakıldığında sorumluluk sigortalarında kay­
da değer artışlar yaşandığı görülmektedir.
Kasko'daki prim üretiminde %17'lik bir artış
gerçekleşmiştir, Bu branşta yaşanan en sevin­
dirici gelişme teknik kar boyutunda gerçekleş­
miştir. Sektör, kasko'da 2006 yılının ilk dönem in­
de 106 milyon YTL zarar etmiş iken 2007 yılının
aynı dönem inde 17 milyon YTL'lik bir kar raka­
mı elde edilmiştir. Sektörün teknik sonuçlarına
en fazla etkisi olan branşlardan biri olan kasko
branşında son yıllarda oldukça olumsuz geliş­
meler yaşanmış ve teknik zararla karşılaşılmış­
tır. Sektör, bu olumsuz gelişmeler karşısında
özellikle maliyetlerin azaltılması noktasında yo­
ğun ça b a sarfetmiştir. Bu dönem sonuçlarına
bakıldığında söz konusu önlemlerin sonuç ver­
diği anlaşılmaktadır.
Sektör prim üretimine kaza branşından son­
ra en fazla katkıyı sağlayan branş KMA mali so­
rumluluk branşıdır. Bu branştaki üretimin %97'sini trafik branşı oluşturmaktadır. Trafik prim üre­
timinde en az artışın yaşandığı branş olarak
dikkati çekmektedir. Geçen yılın aynı döne­
minde trafikte 33 milyon YTL'lik bir teknik zarar
oluşmuş iken bu zarar miktarı %165'lik artışla 89
milyon YTL'ye ulaşmıştır. Trafik branşında bu
dönem de yaşanan en önemli gelişme Kara­
yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk
Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkın­
da Yönetmeliğin yürürlüğe girmesidir. Bu Yö­
netmelik ile beraber şirketler tarife primleri üze­
rinde bir bant dahilinde serbest hareket etm e
imkanına kavuşmuşlardır. Bu aşam adan sonra
beklenen gelişme, mevzuatta gerekli değişik­
liklerin yapılarak trafik primlerinin şirketler ta ra ­
fından tam am en serbest bir şekilde belirlenebileceği bir yapıya ulaşmaktır.
Kasko branşındaki teknik sonuçların daha
da iyileşmesi ve trafik branşında yaşanacak
olumlu gelişmeler genel olarak sektörün teknik
sonuçlarının iyileşmesi anlamına da gelecektir.
Yangın, nakliyat, mühendislik ve ferdi kaza
branşlarında yaşanan kar artışları olumludur. An­
cak, sağlık branşındaki olumsuz tablo devam et­
mektedir. Kredi, tarım ve seyahat sağlık sigorta­
ları prim üretimlerinde olumlu gelişmeler yaşan­
mıştır. Satış kanallarının branş prim üretimleri
içindeki payları ise aşağıdaki tablo da gösteril­
mektedir.
Hayat Dışı Ş irketlerin Yazılan P rim lerinin Branş ve Satış Kanalı Payları (%)
Merkez
Acente
Banka
Broker
Toplam
Yangın
12,14%
55,41%
15,32%
17,14%
100,00%
Nakliyat
12,08%
61,72%
7,51%
18,70%
100,00%
KMA
2,33%
100,00%
3,99%
1,90%
10,67%
2,02%
Kaza
93,75%
79,02%
6,33%
Ferdi Kaza
18,34%
49,52%
27,35%
4,78%
100,00%
100,00%
Kredi
64,26%
13,44%
13,76%
8,55%
100,00%
Hukuksal Koruma
36,65%
55,72%
6,05%
10,44%
1,58%
100,00%
17,59%
100,00%
M ühendislik
Tarım
5,16%
53,10%
82,27%
7,19%
5,38%
Sağlık
32,46%
40,48%
4,51%
22,55%
100,00%
100,00%
H ayat Dışı Toplam
10,81%
68,79%
9,95%
10,45%
100,00%
18,86%
Yukarıdaki ta blo dan da görüleceği gibi Ha­
yat dışı branşlardaki prim üretiminin %69'u
acenteler tarafından sağlanmaktadır. Merkez,
Banka ve Brokerler'ın prim üretimleri ise birbiri­
ne yakın seyretmektedir. Tabloda dikkati ç e ­
ken nokta kredi branşında genel ortalamanın
aksine prim üretiminde Merkez'in payının diğer
dağıtım kanallarına göre yüksek olmasıdır.
SİGORTA İSTATİSTİKLERİ
2- Mali Sonuçlar
2007-2
2006-2
Yatırım Gelirleri
325.817.464
331.963.990
-2
Finansal Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler
216.956.559
134.184.719
62
Finansal Yatırımların Nakde Çevr. Elde Edilen Karlar
22.602.856
16.074.585
41
Finansal Yatırımların Değerlemesi
12.535.106
31.094.167
-60
8.347.425
94.241.630
-91
58.689.781
47.111.505
25
7.449
1.363.552
-99
5.690.258
6.930.969
-18
Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler
323.927
707.999
-54
Diğer Yatırımlar
603.238
189.745
218
60.863
65.118
-7
156.317.546
141.809.126
10
Yatırım Yönetim Giderleri (-)
2.416.435
1.300.542
86
Yatırımlar Değer Azalışları (-)
1.558.102
7.640.810
-80
Yatırımların Nakte Çevr.Oluşan Zararlar (-)
1.286.595
844.319
52
90.718.801
71.983.755
26
6.417
304
2011
Kambiyo Zararları (-)
40.648.663
33.398.517
22
Amortisman Giderleri (-)
19.067.712
26.119.859
-27
614.820
521.020
18
Diğer Faaliyetlerden Gelir &Giderler(+/-)
-25.345.754
-71.201.518
-64
Karşılıklar Hesabı (+/-)
-23.553.365
-72.790.514
-68
Reeskont Hesabı (+/-)
-2.556.199
-1.272.663
101
Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-)
2.195.007
329.629
566
0
0
0
5.344
25.586
-79
Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü Gideri (-)
-1.368.088
-113.538
1105
Diğer Gelir Ve Karlar
9.770.178
21.425.806
-54
Diğer Gider Ve Zararlar (-)
-10.109.798
-18.860.865
-46
Önceki Yıl Gelir Ve Karları
287.720
57.713
399
Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-)
-16.553
-2.673
519
144.154.165
118.953.346
21
Kambiyo Karları
iştiraklerden Gelirler
Bağlı Ortak. Ve Müşterek Yönetime Tabi Teşeb. Gel.
Arazi, Arsa ile Binalardan Elde Edilen Gelirler
Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel.
Yatırım Giderleri
Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-)
Türev Ürünler Sonucunda Oluşan Zararlar (-)
Diğer Yatırım Giderleri (-)
Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-)
Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-)
Net Dönem Karı Veya Zararı
Fark(%)
326 milyon YTL'lik yatırım gelirlerine karşılık 156
milyon YTL'lik yatırım giderleri ve 25 milyon YTL'lik
diğer faaliyetlerden kaynaklanan giderler 2007
yılının ilk yarısında 144 milyon YTL mali kar elde
edilmesine neden olmuştur. Bu tutar geçen yılın
aynı dönemine göre %21'lik bir artışı ifade et­
mektedir.
Yatırım gelirlerinde %2'lik bir azalış söz konusu­
dur. Kambiyo karlarında ve finansal yatırımların
değerlemelerinde yaşanan azalışlar yatırım gelir­
leri toplamındaki azalışın temel belirleyicileri ol­
muştur. Her iki dönem için de yatırım gelirleri içe­
risinde en önemli kalem finansal yatırımlardan el­
de edilen gelirler olmuştur. İştiraklerden elde edi­
len gelirler de yatırım gelirlerinin önemli bir kısmı­
nı oluşturmaktadır.
ili- HAYAT ŞİRKETLERİ KAR/ZARAR HESABİ
1. Teknik ve Mali Sonuçlar
Yazılan Prim ler
Hayat Teknik Kar
E m eklilik Teknik Kar
H ayat/E m eklilik Mali K ar
Kar
H ayat Dışı Faaliyet Karı
Toplam Kar (Vergi öncesi)
Net Kar
2007-2
2006-2
721.714.448
92.816.291
-70.295.482
94.620.564
117.141.372
-6.496.616
110.644.756
82.410.254
792.239.032
68.994.995
-66.463.791
52.513.208
55.044.412
8.093.699
4 6.950.713
41.137.406
Hayat branşı prim üretimlerinde geçmiş dö­
nemlerde de görülen azalma devam etmekte­
dir. Hayat branşında yazılan primlerde bir önce­
ki yıla göre %9'luk bir düşüş yaşanmış ve prim
üretimi 721 milyon YTL olarak gerçekleşmiştir. Bu
branşın teknik karında ise bir önceki yılın aynı dö­
nemine göre %35'lik bir artış kaydedilmiş ve tek­
Fark%
-9
35
6
80
113
-180
136
100
nik kar 93 milyon YTL olarak gerçekleşmiştir.
Emeklilik branşında ise teknik zarar bir önceki
yılın aynı dönemine göre %6 artarak 70 milyon
YTL olarak gerçekleşmiştir. Tüm bu veriler ışığında
mali karlardaki artışa paralel olarak hayat/emek­
lilik şirketlerinin brüt bilanço karı % 136 artarak
1100 milyon YTL'ye ulaşmıştır. ■
İNCELEME - ARAŞTIRMA
<arayoluyla uluslararası
yük taşımacılığına ilişkin
CMR Konvansiyonu
Sevgi UNAN
Uzman Kaza Dışı Branşlar Bölümü
W W M
arayoluyla uluslararası yük taşımacılığı
U S
yapan nakliyecilerin sorumluluğuna yö­
nelik tek tip bir düzenleme oluşturulması amacıy­
la 1948 yılında Uluslararası Özel Hukukun Tevhidi
Enstitüsü (UNIDROIT), Uluslararası Ticaret Odası
(ICC) ve Uluslararası Kara Taşımacılığı Birliği
(IRU)'dan oluşan bir komisyon ve Birleşmiş Millet­
ler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından kuru­
lan bir çalışma grubunun karşılıklı çalışmaları so­
nucunda orijinal adıyla Convention Relative au
Contrat de Marchandises par Route (Conventi­
on on the Contract for the International Carriage of Goods by Road) Karayoluyla Uluslararası
Yük Taşımacılığına İlişkin Konvansiyon (CMR) 19
Mayıs 1956 tarihinde imzalanmış ve 2 Temmuz
1961 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5 Temmuz 1978
tarihinde CMR Konvansiyonunda değişiklik ön­
gören bir protokol kabul edilmiş ve ülkeler arasın­
da değer olarak farklılık göstermesi nedeniyle al­
tın standardı sistemi yerine IMF tarafından tasar­
lanmış olan yeni parasal sisteme (SDR: Spécial
Drawlng Rights) geçilmiştir.
Türkiye 14 Aralık 1993 tarihinde CMR Kon­
vansiyonuna ve ek protokole katılmayı kabul
etmiş ve 30 Ekim 1995 tarihinde Konvansiyon
ülkemizde uygulanmaya başlamıştır.
CMR Konvansiyonuna taraf olan 50 ülke bu­
lunmaktadır:
Almanya, Avusturya, Belçika, Lüksemburg,
Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya, Portekiz, Da­
nimarka, Finlandiya, Birleşik Krallık, Yunanistan,
İsveç, İrlanda, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek
Cumhuriyeti, Estonya, Ermenistan, Gürcistan,
Macaristan, M akedonya, Norveç, Litvanya,
Letonya, Moldovya, Polonya, Romanya, Rus­
ya, Ukrayna, Slovakya, Slovenya, İsviçre, Türki­
ye, Bosna-Hersek, Sırbistan-Karadağ, Kazakis­
tan, Kırgızistan, Fas, Tunus, Beyaz Rusya, Türk­
menistan, Özbekistan, Tacikistan, İran, Azer­
baycan, Arnavutluk, Lübnan, Moğolistan.
CMR Konvansiyonu, uluslararası taşıma söz­
leşmelerinde uygulanacak temel hukuk kayna­
ğıdır. Türkiye açısından ise uluslararası karayolu
taşıma sözleşmelerinde 30 Ekim 1995 tarihinden
itibaren iç hukuk kaynağı mertebesindedir.
CMR’NİN UYGULAMA ALANI
Herhangi bir taşıma sözleşmesinin CMR hü­
kümlerine tabi olması için aşağıdaki niteliklere
sahip olması gerekir:
1- Taşımanın konusu eşya olmalıdır.
Konvansiyonda doğrudan doğruya tanım­
lanmamış olmasına rağm en eşyanın ticari nite­
lik taşıması zorunlu olmadığı gibi, ekonomik bir
değere de sahip olması da gerekmez. Örne­
ğin, atılmak üzere taşınan çöp, sanayi atıkları,
hafriyat gibi m addeler de eşya sayılırlar. Daha
genel bir ifadeyle, m addi bir varlığa sahip olan
yolcu ile bagajı dışında, taşınması mümkün her
şey, CMR bakımından eşyadır.
Eşyanın taşınması ve muhafazası için kullanılan
ve gönderen tarafından sağlanan palet, paket,
konteynır ve sair taşıma elemanları da eşya kav­
ramına dahildir. Bu sebeple taşıyıcının ödeyeceği
tazminat miktarının hesaplanmasında esas alı­
nan brüt ağırlığa, taşıma ve muhafaza için kulla­
nılan malzemeler de dahildir. (CMR m.23)
CMR'nin uygulama alanı dışında kalan eşya
taşımaları ise;
- Uluslararası Posta Antlaşmaları çerçevesin­
de gerçekleştirilen taşımalar,
- Cenaze taşımaları,
- Ev eşyası taşımalarıdır.
2- Taşıma ücret karşılığı olmalıdır.
CMR'nin uygulanması için taşıyıcının taşıma işi­
ni ücret karşılığı üstlenmesi gerekir. Ücretsiz taşı­
malar yani hatır taşımaları CMR kapsamı dışında
bırakılmıştır. Taşıma işi karşılığı belirlenen bedelin
para olması şart değildir, Bunun para ile değer­
lendirilebilen bir mal ya da taşınan eşyanın bir
kısmı olmasına engel bir düzenleme yoktur.
3- Taşıma karayoluyla ve belirli araçlarla
yapılmalıdır.
Konvansiyonun amacı, karayolunda yapı­
lan uluslararası eşya taşımalarına ilişkin sözleş­
meleri düzenlemektir. Eşyanın üzerinde bulun­
duğu taşıttan ayrılmadan yolun bir kısmında
deniz, demiryolu, nehir, kanal, ya da havayolu
ile taşınmış olması halinde de taşıma CMR
kapsamındadır. (CMR m.2)
CMR hükümlerinin uygulanabilmesi için, taşı­
ma işinin motorlu taşıtlar, dizi halinde taşıtlar
yani bağlı taşıtlar, römorklar ve yarı römorklarla
gerçekleştirilmesi gerekir.
4- Taşıma uluslararası nitelikte olmalıdır.
CMR'nin uygulanması için, taşıyıcının eşyayı
taşımak üzere teslim aldığı yer (çıkış yeri) ile,
gönderilene teslim edeceği yerin (varm a yeri)
iki ayrı devletin sınırları içinde bulunması ve bu
devletlerden en az birinin Konvansiyona taraf
olması gerekir. (CMR m .l)
CMR TAŞIMA BELGESİ
CMR Konvansiyonu sözleşmenin bir taşıma
belgesi düzenlenerek teyit edilmesi gerektiğini
belirtmektedir. Ancak bu tür bir talimatın olm a­
ması ya da kaybedilmesi Konvansiyon hüküm­
lerinin geçerli olmasını engellemez. Belli bazı bil­
gilerin not üzerinde gösterilmesi gerekmektedir.
Taşıma sırasında topraklarından geçilen ülke­
lerden sadece birinin Konvansiyona taraf olma­
sı yeterli olduğundan, taşıma belgesi üzerinde
bu Konvansiyonun geçerli olduğunun taraf ol­
mayan diğer ülkeye bildirilmesi gerekmektedir.
CMR Konvansiyon, taşıma belgesinin 3 asıl nüs­
ha halinde düzenlenmesi gerektiğini belirtmek­
tedir. Bunlardan ilki ihracatçı için, İkincisi mallar
ile birlikte gönderilmek ve üçüncüsü de nakliye­
cide kalmak üzere düzenlenir. (CMR m.5)
TAŞIYICININ CMR KAPSAMINDAKİ
SORUMLULUĞU
Taşıma hukukuna ilişkin diğer tüm uluslararası
anlaşmalarda olduğu gibi CMR'da da esas ola­
rak düzenlenen konu taşıyıcının, eşyanın zıya ve
hasara uğramasından doğan sorumluluğu ile
geç tesliminden doğan sorumluluğudur. Her iki
sorumluluk türü ayrıntılı biçimde Konvansiyonun
17-29uncu maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Genel olarak bakıldığında taşıyıcının CMR
Konvansiyonu kapsamındaki yükümlülükleri
aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
Taşıyıcı, malları devraldığı tarih ile teslim ettiği
tarih arasındaki sürede malların kaybı, zarar
görmesi ya da gecikmesinden sorumludur. Ayrı­
ca genel olarak hizmetlilerinin, acentelerinin ve
taşeronlarının eylemlerinden de sorumludur.
Mallarla ilgili olarak m eydana gelen bir za­
rar, kayıp ya da gecikme nedeniyle taşıyıcı­
dan alacak talebinde bulunanlar, bu zarar, ka­
yıp ya da gecikmenin taşıma esnasında ger­
çekleştirdiğini ispatla yükümlüdürler. Yasal açı­
dan, taşıyıcının, bu tür sonuçları önlemesinin
mümkün olmadığını kanıtlam adığı sürece,
olaydan sorumlu olduğu varsayılmaktadır.
Ancak, kanıtlandıkları takdirde taşıyıcıya yö­
nelik bir alacak talebine karşı savunma sağla­
yan bazı istisnai riskler de bulunmaktadır: Bunlar:
- Haksız fiil ya da hak talep edenin (davacı­
nın) ihmali,
- Taşıyıcının kendi haksız fiili ya da ihmalinin
sonucu olm adan davacının verdiği talimatlar,
- Malların niteliği gereği doğan kusur,
- Taşıyıcının kaçınam ayacağı durumlar ve
engelleyem ediği durumlar.
Taşıyıcının hatasından kaynaklanm ayan bir
çarpışma istisna kapsamında ele alınabilir an­
cak kötü hava şartları ya da hırsızlık durumları,
maliyeti çok yüksek olsa da önlem alınacak
türden riskler kabul edilmektedir.
İNCELEME - ARAŞTIRMA
Aracın kusurlu olması hiçbir şekilde istisna
kapsamına girmez.
Eğer taşıyıcı, kayıp ya da hasarın aşağıda
belirtilen durumlardan biri nedeniyle m eyda­
na geldiğini kanıtlarsa, ihracatçı ya da ithalat­
çı aksini ispat etm edikçe bu şekilde olduğu
varsayılacaktır.
- Açık, örtülmemiş araçların kullanılması
(eğer bunların kullanımı açıkça kabul edilmiş
ve taşıma belgesinde belirtiliyor ise),
- Ambalajın olmaması ya da kusurlu olması,
- Malların ihracatçı, ithalatçı ya da bunların
acenteleri tarafından yüklenmesi, istiflenmesi
ve boşaltılması,
- Bazı malların niteliği dolayısıyla kırılma, pas­
lanma, dökülme, normal fire verme ya da gü­
ve veya haşereler nedeniyle zarar görmeye
yatkın olması, (ancak bu savunma araçların ısı
kontrollü faaliyetler için özel donanımlı olm ala­
rı halinde kullanılamaz)
- Kolilerin üzerindeki işaret ve sayıların yeter­
siz ve eksik olması,
- Canlı hayvan taşımaları (taşıyıcının tüm
normal tedbirleri aldığını ve kendisine verilen
tüm özel talim atlara uyduğunu kanıtlaması ko­
şuluyla).
Taşıyıcı aşağıdaki hallerde gecikm eden so­
rumlu olacaktır:
- Malların kararlaştırılan süre içerisinde teslim
edilmemesi,
- Kararlaştırılan süre yok ise, kullanılan sürenin
müsaade edilebilecek süreyi aşması halinde.
rı brüt kg. başına 8.33 SDR (Special Drawing
Rights - 5 Temmuz 1978 tarihinde imzalanan
protokolle, ilk sözleşmede kabul edilmiş olan
25 Germinal Frank, 8.33 SDR'ye çevrilmiş ve bu
birim Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda kabul
görmüştür.) olarak belirlenmiştir.
Kayıp ya da hasar tazminatına ek olarak, taşı­
ma ücretleri, gümrük vergileri ve transit taşıma
bağlamında üstlenilen diğer cüretler tam kayıp
durumlarında tam olarak, kısmi kayıp durumla­
rında ise belli bir orana göre geri ödenmektedir.
İhracatçı ya da ithalatçının gecikme nede­
niyle kayba uğradığını kanıtlaması halinde, taşı­
ma ücretlerini geçmeyen bir tutar karşılanabilir.
İhracatçının bedel bildirimi yapması halinde
Konvansiyon kapsamında daha yüksek mik­
tarda tazminat alması mümkün olabilir.
Malların kararlaştırılan 30 günlük süre içinde
teslim edilmemesi halinde ya da diğer haller­
de 60 gün içerisinde teslim edilmemesi halinde
davacı mallara kayıp muamelesi yapabilir ve
tazminat talep edebilir. (CMR m.32)
Her ne kadar yukarıda belirtilen sınırlar hem
sözleşme kapsamındaki alacak talepleri hem
de haksız fiil kapsamındaki alacak talepleri
için geçerli olsa da taşıyıcı kaybın kasıtlı kötü
davranıştan kaynaklanması halinde CMR sa­
vunmaları ve yükümlülükleri sınırlarından fay­
dalanm a hakkını kaybeder. Örneğin; bu konu­
d a açılmış bir d a va da AB sürüş süreleri kuralla­
rının öngördüğü sınırları aşırı derecede aşan bir
sürücünün sebep olduğu bir kaza kasıtlı kötü
davranış olarak kabul edilmiştir.
CMR KAPSAMINDA ÖDENECEK TAZMİNAT
Taşınan eşyanın sorumluluk süresi içinde zıya
ve hasara uğraması durumunda, sorumluluk­
tan kurtulma nedenlerini ortaya koyamayan
taşıyıcı artık m eydana gelen zararı karşılamak­
la yükümlüdür. Taşıyıcının ödeyeceği tazmina­
ta ilişkin ilkeler CMR'nin 13-29uncu m addele­
rinde düzenlenmiştir.
Tazminat, malların taşıma için kabul edildiği
tarih ve yerdeki bedeli ile bağlantılı olarak he­
saplanm akta olup; bedel ya eşyanın fiyatı ya
da piyasa fiyatına dayandırılmaktadır. Bu tür
bir fiyatın olmadığı durumlarda benzer malla­
rın normal bedeli tem el alınır. CMR Konvansi­
yonu kapsamında nakliyecinin sorumluluk sını­
CMR’NİN DİĞER TAŞIMA
ŞEKİLLERİNE UYGULANMASI
CMR Konvansiyonunun ilgili maddelerinde
farklı taşıma şekillerine ilişkin hükümler de yer al­
maktadır. 2nd m addede taşıyıcının genel idare­
sinin yanı sıra, Ro-Ro ya da kombine taşımacılık,
3üncü m addede banliyö taşımacılığı ve 34-40ıncı maddelerde birbirini izleyen taşımalara yöne­
lik özel hükümler bulunmaktadır.
Malları taşıyan aracın güzergahının bir bölü­
münde demiryolu, denizyolu ya da iç su yolları
(veya havayolu) üzerinden taşınması ve malların
karayolu yük taşıma aracından boşaltılmamış ol­
ması halinde, CMR Konvansiyonu yine tüm taşı­
ma için geçerli olmaktadır. Ancak araç başka bir
taşıma şekli ile taşınmaktayken malların sadece
bu diğer taşıma şeklinden kaynaklanabilecek bir
durumdan dolayı zarar görmesi ya da gecikme­
si halinde kara taşıyıcısının sorumluluğu diğer taşı­
ma şekli için geçerli olan zorunlu ulusal ya da
uluslar arası kanun tarafından belirlenecektir. Bu
tür biç zorunlu kanun bulunmamakta ise, CMR
şartları geçerli olmaya devam edecektir.
Farklı taşıyıcılar tarafından gerçekleştirilen birbi­
rini takip eden taşımalar, karayoluyla gerçekleşti­
riliyor olmaları fark etmeksizin, tamamının tek bir
taşıma sözleşmesi kapsamında olması halinde
CMR kapsamındadır. Zarar, kayıp ya da gecik­
meden ilk taşıyıcı, son taşıyıcı ve zararın kendi ta­
şıması esnasında meydana geldiği esas taşıyıcı
sorumlu tutulabilir.
EDI PROTOKOLÜ
Teknolojideki gelişmeler ışığında, 2001 yılından
bu yana Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Ko­
misyonu (UNECE) ile Uluslararası Özel Hukukun
Tevhidi Enstitüsü (UNIDROIT), CMR prosedürlerinin
elektronik ortamda gerçekleştirilmesini ve CMR
taşıma belgesinin yerini elektronik bir belgenin al­
masını sağlayacak bir protokolün hazırlanması
için çalışmaktadırlar.
Söz konusu protokol taslağında CMR taşıma
belgesinin telgraf, teleks, e-mail ya da EDI dahil
olmak üzere farklı bilgi iletme yöntemleri kullanı­
larak düzenlenmesi, bu tür yöntemlerin kağıda
dayalı belgelerle denk kabul edilmesi gibi hü­
kümlerin yer alması planlanmaktadır.
Kaynakça
Aydın, Alihan, CMR'ye Göre Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Gecikmeden Doğan So­
rumluluğu, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 2002.
Gençtürk, Dr. Muharrem, Uluslararası Eşya Taşıma Hukuku, Vedat Kitapçılık, İs­
tanbul, 2006.
Kahya, Mehmet, Taşıyıcının Mali Sorumluluğu ve CMR Sigortaları, Reasürör De­
ğişi, Milli Reasürans T.A.Ş., İstanbul, 2001.
Kendigelen, Doç Dr. Abuzer, Aydın, Araş. Gör. Alihan, Beta Basım Yayım Dağı­
tım A.Ş., İstanbul, 2001.
Özdemir, Dr. Turkay, Uluslararası Eşya Taşıma Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstan­
bul, 2006.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği, CMR Konvansiyonu Bilgi Notu, İstanbul, 2003.
Yeşilova, Ecehan, Taşıyıcının CMR Hükümlerine Göre Yardımcı Şahıslarının
ve Müteakip Taşıyıcıların Eylemlerinden Doğan Sorumluluğu, Yetkin Yayınları,
Ankara, 2004.
51
GÜVENCE HESABI’NDAN
Garanti Sigortası Hesabı'ndan...
• •
GÜVENCE HESABI'na
hallerde G üvence Hesabı'na başvurulabile­
Kadir KUÇUK
ceği şu şekilde belirlenmiştir;
Garanti Sigorta Hesabı Müdürü
• Sigortalının tespit edilem em esi duru­
m unda kişiye gelen bedensel zararlar için,
arayoiiarı Trafik Kanunu'nun 108 inci
• Rizikonun m eydan a geldiği tarihte g e ­
çerli olan te m in a t tutarları dahilinde sigorta­
m addesi ile kurulan G aranti Sigortası
sını yaptırmamış olanların neden olduğu b e ­
Hesabı, sorumluluk kapsamı genişletilerek
densel zararlar için,
G üvence Hesabı'na devredildi.
• Zorunlu sigorta te m in a t limitleri ile sigor­
14 Haziran 2007 tarih ve 26552 sayılı Resmi
G azetede yayım lanan 5684 sayılı Sigortacılık ta poliçesinde belirtilen te m in a t arasındaki
Kanunu'nun 14 üncü m addesi, Birlik nezdin- fark kadar ö d e n e ce k bedensel tazm inat tu ­
de G üvence Hesabı'nın kurulacağı hükm ü­ tarları için,
• Sigorta şirketinin m alî bünye zaafiyeti
nü içerm ektedir. Bu hükme göre G üvence
Hesabı'nın sorumluğu; Sigortacılık Kanunu­ nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda
ruhsatlarının iptal edilmesi ya d a iflası halinde
nun 13 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma
ödem ekle yükümlü olduğu m addi ve b e ­
Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk si­ densel zararlar için,
• Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın
gortaları ile m ülga 7397 sayılı Sigorta M ura­
karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu
kabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş
olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak ortaya
uyarınca işletenin sorumlu tutulm adığı haller­
çıkan zararların bu sigortalarla saptana n g e ­ de, kişiye gelen bedensel zararlar için,
• Ayrıca Hesaba, Yeşil Kart Sigortası kap­
çerli te m in a t miktarlarına kadar karşılanması
şeklinde belirlenmektedir. Daha ö n c e sade­ samında Türkiye sınırları içinde m eydana g e ­
ce Trafik Sigortası ile sınırlı olan Hesabın so­ len zararlardan dolayı Türkiye Motorlu Taşıt
rumluluk alanı böylece diğer bazı zorunlu si­ Bürosu'nca tekem m ül ettirilen hasar dosya­
gorta türlerini de kapsayacak şekilde geniş­ larının tazm inat ödem esi için Büro tarafından
da başvurulabilir.
letilmektedir.
Buna göre G üvence Hesabı aşağıdaki zo­
runlu sigortalar ile sınırlı olarak sorumlu bulun­
TÜRKİYE MOTORLU TAŞILAR BÜROSU
m aktadır;
Kanunun yürürlüğe girdiği 14 Haziran 2007
tarihinden itibaren m e yd a n a gelen ve yu­
• Karayolları Motorlu A raçlar Zorunlu Mali
Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası),
karıda sayılan zorunlu sigortalar kapsamına
• Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Kol­ giren zararlar için m evzuatta belirtilen şartla­
rın bulunması durum unda G üvence Hesatuk Ferdi Kaza Sigortası,
• Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorum­ bı'na başvurulabilecektir.
luluk Sigortası,
Görüldüğü gibi, Hesaba yapıla cak klasik
• Tehlikeli M addeler Zorunlu Sorumluluk Si­ başvuru hallerinin yanında Yeşil kart sigortası
kapsam ında Türkiye M otorlu Taşıt Bürosu'nun
gortası,
• Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası.
da başvurabileceği öngörülm ektedir, AyrıBu zorunlu sigortalar ile ilgili olarak hangi
ca,Yeşil Kart ve İflas e de n şirketler için yapı-
Kanunda Hesabın gelirleri belirlenen Zo­
runlu Sigortalar ve Yeşil Kart Sigortaları için
tahsil edilen topla m primlerin yüzde biri o ra­
nında sigorta şirketlerince ö d e n e ce k katkı
payları ile sigorta ettirenlerden safi primlerin
yüzde ikisi oranında tahsil edilecek katılma
paylarından oluşur şeklinde düzenlenmiştir.
Bakan bu oranları binde beşe kadar indirm e­
ye veya tekrar kanunda belirtilen sınırlara
yükseltm eye yetkilidir. Çıkarılan Yönetm elikte
Bakan bu yetkisini kullanmak suretiyle Yeşil
Kart Sigortaları için sigorta şirketi ve sigorta
yaptıranlardan tahsil edilecek katılma payı
oranını binde beş olarak belirlemiştir.
HAK SAHİPLERİNİN KORUNMASI
lacak başvurularda hem m addi hem de b e ­
densel zararlar ta le p edilebildiği halde diğer
başvuru hallerinde sadece bedensel zararlar
ta le p edilebilm ektedir.
G üvence Hesabı'nın kuruluşu ve işleyişine
ilişkin olarak düzenlenen G üvence Hesabı
Yönetm eliği, 26 Temmuz 2007 tarih ve 26594
sayılı Resmi G azetede yayım lanarak yürürlü­
ğe girmiştir.
GÜVENCE HESABININ TÜZEL KİŞİLİĞE HAİZ
Yeni m evzuat ile Birlik nezdinde kurulan
G üvence Hesabının tüzel kişiliğe haiz olduğu
öngörülm ektedir. Ayrıca, Hazine Müsteşarlı­
ğ ın c a gerekli görülmesi halinde Bilgi M erke­
zi ve Tahkim Komisyonuna Hesap tarafından
katkı payı ödem esi yapılacağı ve Bakanlar
Kurulu'nun gerekli görülen hallerde eşyaya
gelen zararların kısmen veya ta m a m e n He­
saptan karşılanmasına karar verm eye yetkili
olduğu hükmü getirilmektedir.
Sigortacılık Kanunu'nun 45/3 m addesi ile
G aranti Sigortası Hesabının kuruluşunu d ü ­
zenleyen Karayolları Trafik Kanunu'nun 108
inci m addesi yürürlükten kaldırılmıştır.Ayrıca,
aynı Kanunun G eçici 1 inci m addesi ile, "Ka­
rayolu Trafik G aranti Sigortası Hesabının so­
rumlulukları ile varlıklarının, alacaklarının ve
yükümlülüklerinin tam am ı bu Kanunun yürür­
lüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde He­
saba devrolunur. Karayolu Trafik G aranti Si­
gortası Hesabıyla ilişkili olarak açılan da va la r
ve yapılan takipler Hesapla ilişkili olarak d e ­
vam ed e r" hükmü getirilm ektedir.B öylece
Kurumun devamlılığı sağlanm aktadır.
G üvence Hesabı'nın kuruluşuna ve işleyişi­
ne dair Kanun ve Yönetmelik ile yapılan d ü ­
zenlem eler Garanti Sigortası Hesabı'na ilişkin
düzenlem elere oranla d a h a genel nitelikte
olup, Hesabın sorumluluğu belirlenirken konu
ile ilgili sigortacılık kanunu, genel şartlar gibi
diğer m evzuat ve içtihatlardan yararlanm ak
gerekecektlr.A yrıca ,sa dece trafik sigortası
değil diğer zorunlu sigortalar açısından da
hak sahiplerinin korunması yoluna gidilmiştir.Bunun yanında Türkiye M otorlu Taşıtlar Bü­
rosu, Tahkim Komisyonu ve Bilgi Merkezi gibi
kuruluşlara d a Hesap aracılığıyla destek
olunması amaçlanmıştır.
G ü v e n c e Hesabı'nın kuruluşu,işleyişi ve
sorumluluklarına ilişkin uygulam alar ve d a h a
detaylı olarak ileriki günlerde bu sütunlarda
işlenecektir. ■
TRAMER’DEN
2 0 0 5 yılı hasar prim oranı
şimdiden % 80'i astı
/
| rafik sigortalarında uygulama birliği sağI
I lanması, sigorta sahtekârlıklarının önlen­
mesi, sigortasız araçların tespiti ve sağlıklı fiyatlan­
dırma yapılması amacıyla 2003 yılı sonunda kuru­
lan TRAMER, 2004 yılında fiilen faaliyete başlamış
ve sektörde üç yılı geride bırakmıştır. Bugün, TRA­
MER 17 kişilik kadrosu ve 1.5 milyon $' lık alt yapısıy­
la 24 sigorta şirketi, yaklaşık 15.000 acente, 2.000
eksper dışında, öncelikli olarak Hazine Müsteşarlığı
SGM ve T.S.R.Ş.Birliği ve Garanti Hesabı olmak üze­
re çeşitli kurum ve kuruluşların yanı sıra sigortalılar
ve diğer vatandaşlara kesintisiz hizmet vermekte­
dir. Geçen üç yıllık süre sonunda, sigorta sektörü ile
birlikte gerçekleştirilen çalışmaların olumlu sonuçla­
rı alınmış, sigortasız araç oranı 2003 sonu itibariyle
%31 iken 2006 sonu itibariyle %23'e gerilemiştir.
2003-2006 döneminde poliçe adedinde %48, orta­
lama poliçe priminde %63 artış gerçekleşmiş, yak­
laşık 700 bin kayıt dışı poliçe kayıt altına alınmıştır.
Merkezi denetim sayesinde sektörde haksız fiyat
rekabeti engellenmiş ve sahte hasarların önüne
geçilmiş, daha etkin fiyatlandırma için istatistiki alt
yapı oluşturulmuştur. Bu hedeflerde mükemmeli
yakalamak için çalışmalarımıza hız kesmeden de­
vam ediyoruz.
Bilindiği üzere, TRAMER 2004 yılında sadece Tra­
fik Sigortası ile ilgili hizmet sunumuna başlamış, bu
üründe gerçekleşen olumlu gelişmeler sonrasında,
görev tanımı motorlu araçlara yönelik diğer sigor­
taları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. TRA­
MER bugün, Trafik Sigortasına ek olarak Kara Taşıt­
ları Kasko Sigortası ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık
Mali Sorumluluk Sigortasında da hizmet vermekte­
dir. Önümüzdeki dönemde ise iki yeni üründe da­
ha (Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası ve Yeşil Kart
Sigortası) hizmet sunumuna başlanması planlan­
maktadır. 11 Nisan 2007 tarihinde yayımlanan Yö­
netmelik değişikliğimiz ile beraber Merkezimizin
sektör dışındaki firma ya da kuruluşlara da hizmet
satma olanağına kavuşmuş olması Tramer'in he­
deflerini ve vizyonunu daha da genişletmiştir. Bu
yazımızda, trafik sigortalarında son dört yılın genel
bir özetini ve 2007 yılının ilk yarısına ait sektör verile­
rini sizlerle paylaşmak istiyoruz.
/
SEKTÖR ÜRETİM VERİLERİ
Trafik sigortaları için geçen üç yılın değerlendiril­
mesi yapıldığında, tarife ve talimatlara uygun poli­
çe tanzimin de olumlu ve çok ciddi gelişmelerin
yaşandığı görülmektedir. Bunda, her poliçe tanzi­
minde zorunlu olarak TRAMER tarafından online
üretilen "Hasar Durum Belgesi" nin payı çok büyük­
tür. Poliçe üretiminde uygulama birliğinin sağlan­
ması, araç işleteninin riskine bağlı olarak sigorta ta­
rife ve talimatları gereği belirlenen prim indirim ve
artırım oranlarının (bonus ve malus sisteminin) doğ­
ru uygulanabilmesi için merkezi bir otokontrol siste­
mi sağlamıştır. Tarife ve talimatların uygulanmasın­
da sağlanan etkin denetimin sonuçları, kısa süre
içerisinde sayısal göstergelere de yansımıştır. 2003
yılında, sürprimli basamaklardan (1., 2., 3. basa­
maklar) tanzim edilen poliçelerin toplam poliçe
adedi içindeki payının %1'in altında olduğu, bu
oranın 2004 yılında %10'a, 2005 yılında %14'e
2006'da ise %16'ya yükseldiği görülmektedir. 2007
yılının Temmuz sonu itibariyle bu oran %16 seviyesi­
ne ulaşmış durumdadır (Bknz. Grafik 1 ve 2). Buna
bağlı olarak ortalama poliçe primi 2003'te 79
YTL'den 2006'da 129 YTL'na yükselmiştir. 2007 yılının
ilk yedi aylık sonuçlarına göre ise ortalama poliçe
primi 135 YTL seviyesindedir.
Merkezimiz'in veri tabanında toplanan Trafik Si­
gortası poliçe bilgilerine bağlı olarak, sektör gene­
linde 2006 yılında 9.845.252 adet poliçenin tanzim
edildiği ve 1.264.864 bin YTL prim geliri elde ettiği
tespit edilmiştir. 2005 yılında ise 8,979.975 adet poli­
çenin tanzim edilerek 1.096.785 bin YTL prim geliri
elde edilmiştir. Sektör genelinde, 2006 yılında ön­
ceki yıla göre poliçe adedinde % 9,64 prim üreti­
minde ise % 15,32 oranında artış sağlanmıştır.
2007 verileri incelendiğinde ise Temmuz sonu iti­
bariyle 6.099.841 adet poliçenin tanzim edildiği ve
824.016 bin YTL prim geliri elde edildiği tespit edil­
miştir. Geçen yılın aynı döneminde ise 5.884.017
adet poliçenin tanzim edilerek 748.450 bin YTL prim
geliri elde edildiği görülmektedir. Sektör genelinde
Ocak - Temmuz döneminde geçen yıla göre poli­
çe adedinde %3,67 prim üretiminde ise %10,10
oranında artış sağlanmıştır (Bknz. Tablo 1).
Grafik 1: Trafik Sigortası Poliçe Adetleri Bazında Basamaklara Göre Dağılım(%)1
PO LİÇE A D E TLE R İ B A Z IN D A B A S A M A K L A R A GÖRE D A Ğ IL IM ( % )
Tarife Basamağı
2003
■
1. Basamak
■
■
3. Basamak
20CW
2. Basamak
B
■
4. Basamak
■
■
6. Basamak
5. Basamak
7. Basamak
2005
2006
'
2C07
Yıl
1. B as a m a k
12.000.0c0
3.000.000
4.CCO.COO
2. B a s a m a k
3. B a s a m a k
4 . B as a m a k
5. B a s a m a k
7. B as a m ak
6. B a s a m a k
2003
0.09%
0 .1 2 %
0 .1 8 %
26.66%
6 .0 0 %
5.27%
61.69%
2004
3.70%
5.85%
0 .5 5 %
34.83%
6 .5 1 %
3.75%
44.82%
2005
6.6 9 %
2 .85%
4 .6 9 %
41.69%
12.11%
4 .36%
27.61%
2006
6.13%
4 .1 7 %
6 .3 1 %
32.20%
20.48%
9 .4 9 %
21.21%
2007
5.96%
4 .0 8 %
6 .3 1 %
30.25%
15.94%
15.04%
22.41%
Grafik 2: Trafik Sigortası Poliçe Primleri Bazında Basamaklara Göre Dağılım (%)1
PO LİÇ E P R İM LE R İ B A Z IN D A B A S A M A K L A R A GÖRE D A Ğ IL IM ( % )
Tarife Basamağı
1 Basamak
2C03
2. Basamak
3. Basamak
4. Basamak
2004
5. Basamak
6. Basamak
7. Basamak
2005
2C06
2C07
400.000.000
0OO.OCO.OOO
1. 200 .000.000
1 600.000.000
1.
B asam ak
2.
B asam ak
3.
B asam ak
2003
0 .1 0 %
0 .1 7 %
0 ,3 0 %
2 3 .5 3 %
7 .2 1 %
5 .9 8 %
6 2 .7 0 %
2004
3 ,7 5 %
6 .9 1 %
0 .9 1 %
3 2 ,6 6 %
7 .6 0 %
4 .4 9 %
4 3 .6 8 %
2005
3 .2 4 %
3 .1 6 %
5 .4 7 %
4 1 .7 2 %
1 2 .1 7 %
4 .4 9 %
2 4 .7 5 %
2006
7 ,4 2 %
4 ,3 9 %
7 ,2 4 %
3 1 ,1 7 %
2 0 ,6 0 %
9 .1 3 %
1 9 ,5 0 %
2007
6 .8 5 %
4 .6 1 %
7 .0 6 %
3 0 .6 5 %
1 5,9 5%
1 4 .3 1 %
2 0 .5 6 %
4.
B asam ak
5.
B asam ak
2007 yılına ait poliçe adedi ve prim değerleri, Ocak-Temmuz dönemine ait kümülatif değerlerdir.
6.
B asam ak
7.
B asam ak
TRAMER’DEN
Tablo 1. 2006- 2007 Yılı Tarife Basamağı Bazında Trafik Sigortası Poliçe Adetleri ve
Prim Üretimi Farkı (Ocak-Temmuz Kümülatif) -Bin YTL
BASAMAK
Fark
2007
2006
Poliçe
Poliçe
Poliçe
Poliçe
Adet
Adet
Prim
Prim
Adedi
Primi
Adedi
Primi
Fark
Yüzde
Fark
Yüzde
14.155
-1.764
4.01%
1.511
2.72%
-0.70%
9.64%
-126
-0.33%
1. Basamak
353.177
55.459
367.332
56.970
2. Basamak
250.282
38.095
37.969
3. Basamak
4. Basamak
351.889
52.828
248.518
385.797
1.858.978
225.739
1.856.179
58.315
254.075
5. Basamak
1.230.591
157.945
965.050
130.151
6. Basamak
490.911
60.524
7. Basamak
1.348.189
157.860
912.118
1.364.847
Genel Toplam
5.884.017
748.450
6.099.841
TÜİK tarafından yayınlanan araç verileri ile
yürürlükte olan poliçe bilgileri karşılaştırıldığın­
da sektör genelinde sigortasızlık oranının 2003
yılı sonunda %31 iken, 2007 Mayıs sonu itibariy­
le %26'ya gerilediği görülmektedir. Sigortasızlık
oranının halen yüksek olmasında ise %60'ların
üzerinde sigortasızlık oranına sahip olan Traktör
ve Motosikletlerin önemli bir payı olduğu belir­
33.908
5.486
10.39%
-21.58%
28.336
-27.794
-17.60%
85.80%
56.685
93.66%
-0.15%
12.55%
-2.799
-265.541
117.209
169.324
421.207
16.658
1.24%
11.467
7.26%
824.016
215.824
3.67%
75.566
10.10%
lenmiştir. Traktör ve Motosiklet araç grubuna
ait bilgiler dikkate alınmadığında ise sektörde­
ki sigortasızlık oranının %12 seviyesinde olduğu
görülmektedir (Bknz. Tablo 2). Özellikle son yıl­
larda artan motosiklet kullanımına bağlı olarak
tescilli araç sayısında bir artış gözlemlenmesine
rağmen, bu araçların sigortalanma oranın çok
düşük olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 2: Araç Türleri Bazında Trafik Sigortası Poliçe Üretimi ve Sigortasızlık Oranı (Mayıs 2007)2
Sigortasızlık Oranı
Yürürlükteki Poliçe Adedi
Tescilli Araç Adedi
2.848.496
5.735.695
6.263.191
8.42%
149.379
310.085
47.460
96.542
363.399
179.982
46.36%
Kamyonet
Kamyon
782.716
245.094
1.584.428
1.771.959
10.58%
466.919
Traktör
197.102
431.798
717.076
1.305.464
34.89%
66.92%
Motosiklet ve Yük Motosikleti
235.812
623.017
1.884.757
66.94%
13.889
17.445
35.898
51.40%
4.519.948
9.265.929
12.521.726
26.00%
Araç Grubu
Otomobil
Minibüs (8-14 koltuk)
Otobüs
Özel Amaçlı Taşıt
Genel Toplam
Poliçe Adedi
14.67%
1 Poliçe Adedi: Mayıs sonu itibariyle toplam poliçe adedini ifade etmektedir. ( Haziran ve Temmuz aylarına ait araç adetlerinin TÜİK taralından henüz yayınlanmamış olması
nedeniyle, poliçe adedi de Mayıs sonu itibariyle alınmıştır.) Yürürlükteki Poliçe A dedi: 31 Mayıs 2007 tarihi itibariyle yürürlükte olan poliçeleri ilade etmektedir.
Araç A dedi: TÜİK tarafından yayınlanan Mayıs 2007 araç verisidir. Sigortasızlık O ranı: ((Araç Adedi-Yürürlükteki Poliçe Adedi)/Araç Adedi)'100 olarak bulunmaktadır. Otom obil:
Otomobil ve Taksi araç gruplarının toplamını kapsamaktadır. O tobüs: Otobüs(15-25 koltuk) ve Otobüs(26 ve üstü koltuk) araç gruplarının toplamını kapsamaktadır Kam yon:
Kamyon, İş Makinesi, Römork, Tanker, Çekici ve Diğer Araçlara ait toplamı ifade etmektedir.
56
Aşağıda yer alan grafiklerde, il ve bölgelere ait sigortasızlık oranları yeşilden kırmızıya doğru
artan renk skalasında Türkiye haritası üzerinde görülmektedir. Türkiye'nin bölgeleri arasında en
yüksek sigortasızlık oranı G üneydoğu Anadolu Bölgesinde, en düşük sigortasızlık oranı ise Mar­
mara Bölgesindedir.
Grafik 3: Trafik Sigortası Sigortasızlık Oranı Türkiye Geneli (Bölge Bazında/Mayıs 2007)
Grafik 4: Trafik Sigortası Sigortasızlık Oranı Marmara Bölgesi (İl Bazında/Mayıs 2007)
SEKTÖR HASAR VERİLERİ
Sektör genelini 2007 yılı Temmuz sonu itib a­
riyle d e ğ e rle n d ire ce k olduğu m uzd a UWY
bazında, 2003 yılı başlangıç tarihli poliçeler­
den 470.937 bin YTL prim üretimi elde edilmiş
ve buna karşılık, ilgili poliçeler için toplam
425.263 bin YTL hasar tazm inatı gerçekleş­
miş, hasar/prim oranı ise %90,30 olmuştur.
2004 yılı başlang ıç tarihli p o liçe le r için;
803.627 bin YTL prim üretimine karşılık topla m
638.587 bin YTL hasar tazminatı gerçekleş­
miş, hasar/prim oranı %79,46 olmuştur. 2005
yılı başlangıç tarihli poliçeler için; 1.045.907
bin YTL prim üretim ine karşılık to p la m 846.529
bin YTL hasar tazminatı gerçekleşmiş, h a ­
sar/prim oranı %80,94 olmuştur. 2006 yılında
üretilen poliçeler için ise hasar/prim oranı
%66,38 olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 3: Yıllar Bazında Trafik Sigortası Poliçe Üretimi ve Ödenen Birikimli Hasar
Tazminat Tutarı Dağılımı - Bin YTL (poliçe yılı -UWY bazında)3
YIL
PRİM ÜRETİMİ
2003
470.937
2004
803.627
2005
1.045.907
2006
1.216.462
2007
845.979
ÖDEME DURUMU
O.YIL
Muallak
9.367
Ödenen
83.360
Mulallak
17.733
Ödenen
135.476
Muallak
53.814
Ödenen
186.236
Muallak
56.033
Ödenen
222.257
Muallak
74.525
54.964
Ödenen
H/P
19.69
19.06
22.95
22.88
1.YIL
27.290
314.588
67.815
476.454
120.109
637.987
214.595
592.857
H/P
72.60
67.73
72.48
2.YIL
35.884
365.837
78.806
543.752
140.096
706.433
H/P
85.30
77.47
3.YIL
39.647
377.827
83.729
554.858
H/P
88.65
4. YIL
41.329
383.934
H/P
90.30
79.46
80.94
66.38
15.31
3 Poliçe yılı-UWY bazında değerlendirme yapılmış olup, poliçe başlangıç yılı içinde gerçekleştirilen hasarlar 1. yıl sütununda belirtilmiştir. Poliçe başlangıç yılını takip eden yıllarda
ödemesi gerçekleşen hasarlar ise 2. yıl, 3. yıl...yıl sütunlarında gösterilmiştir. 2. yıl sütununda 1. yıl ve 2. yıl İçinde yapılan ödemeler toplanarak yansıtılmıştır. (1. yıldan sonraki
rakamlar kümülatiftir.) Ödeme rakamlarında hasar tazminat tutarları, ekspertiz ve dosya diğer masraf ödemeleri dikkate alınmıştır. Raporda Ankara Sigorta, Birlik Sigorta, Ticaret
Sigorta'ya ait üretim ve hasar verilerine yer verilmemiştir.
57
DASK’TAN
MARMARA
DEPREMİ'nin 8. yılı...
Bugün deprem olsa ne yaparsınız? Zorunlu Deprem Sigortamızı yaptıralım.
Serpil Oztürk YAKUT
M üdür
konomik ve sosyal boyutları ile ülkemiz
için büyük bir yıkım olan 17 Ağustos
1999 Marmara depreminin 8 inci yıldönümün­
deyiz. Bu tarihten itibaren ülkemizde m eydana
gelen doğal afetlerin az oluşu ve can kayıpla­
rına sebep olacak depremlerin gerçekleşme­
miş olması memnuniyet vericidir. Benzer şekil­
de, geçtiğimiz yıllarla karşılaştırıldığında, tüm
dünyada can kaybına yol a ça n daha az sayı­
da büyük depremin m eydana geldiği görül­
mektedir. Doğal afetlerin frekansının azalmış
olması dünya sigorta sektörünü olumlu etkile­
miş, sigortalı hasar tutarı önceki yıl değerlerinin
altında kalmıştır. Ancak bu olumlu gelişmeye
rağmen; iklim değişikliği, endüstrileşme ve ar­
tan nüfus nedeniyle deprem başta olmak üze­
re tüm doğal afetler sigortacılık sektörünün
üzerinde çalıştığı en önemli konulardan biri ol­
m aya devam etmiştir.
58
Ülkemizin içinde bulunduğu en önemli do ­
ğal afet tehlikesi olan depremin konutlara ve­
receği hasarları tazmin etmek amacıyla kuru­
lan DASK'ın 2000 yılı sonu itibariyle 159 bin olan
poliçe sayısı bugün itibariyle 2.6 milyona ulaş­
mış durumdadır. Diğer taraftan Doğal Afet Si­
gortaları Kurumu kurulduğu tarihten itibaren
toplam 173 deprem de 9.566 konuta 18,3 mil­
yon YTL hasar ödemesinde bulunmuştur.
17 Ağustos 1999 M armara depreminin 8.yıl­
dönüm ünde "deprem" konusu güncelliğini ko­
rurken ve ülkemizde hasar yapıcı etkisi olm a­
ması gereken ancak bulunduğu bölgenin ya­
pı stoğuna bağlı olarak hasar yapıcı etkisi olan
depremler yaşanmaya devam ederken (07
Mayıs 2007 tarihinde Hakkari-Merkez-Bağışlı da
m eydana gelen 3.9 büyüklüğündeki deprem),
bu dönem de etkili olabilecek tanıtım çalışma­
larına ivedi olarak başlanılması kararlaştırılmış­
tır. Bu çerçevede aşağıdaki tanıtım çalışmala­
rı planlanmıştır.
• Zorunlu Deprem Sigorta poliçesi yaptır­
maya teşvik edici yönde yapılacak reklam ç a ­
lışmaları kapsamında Türkiye genelinae tirajı
yüksek olan ( Hürriyet, Posta, Zaman ve Milliyet
) gazetelerde ilanlar yayınlanmış ayrıca bazı
internet sitelerinde ( ligtv, hürriyet, milliyet, haberturk, gazete oku, internet haber, dünya g a ­
zetesi, cnnturk, hotmail, msn ) "banner" uygu­
laması yapılm aya başlanmıştır.
• Türkiye Futbol Federasyonu ile yapılan
karşılıklı görüşmeler sonrasında, 25-26 Ağustos
tarihlerinde yapılacak olan Futbol karşılaşma­
larında Zorunlu Deprem Sigortası tanıtımına
yönelik olarak hazırlanan pankartlar Futbolcu­
lar tarafından karşılaşma öncesi taşınacaktır.
ZORUNLU DEPREM SİGORTASI YILLAR
BAZINDA POLİÇE ADETLERİ (000 Adet)
3.000
2.55
2.500
-■
2.000
-
1.500
........
2.428
2.417
1.000 -------
500
e
Poliçe Adedi (000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2.428
2.128
2.022
2.090
2.417
2.55
RAKAMLARLA DASK
SİGORTALILIK ORANLARI
SİGORTALI KONUT ADEDİ
TOPLAM KONUT ADEDİ
DASK’TAN
ÜRETİM VE HASAR ÖDEMELERİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME
DASK'ta Son Durum (22.08.2007 tarihi itibariyle)
Toplam Poliçe Adedi......................................... .................................... 2.577.346
Toplam Prim (YTL)............................................ ................................. 224.283.783
Ortalama Teminat (YTL).................................... ......................................... 45.994
Ortalama Prim (YTL)......................................... .......................................... 87,02
Yıllık Artış
(%)................................................... ......................................... 1,06%
(%)........................................... .........................................36,2 %
Yenileme Oranı
Ödenen Hasar Dosyası..................................... ...........................................9.567
Ödenen Hasar Tutarı (YTL)................................ ................................... 18.344.079
Yıllara Göre Hasar Ödemeleri
(22.08.2007)
Y IL ................... .DEPREM SAYISI...................... .....DOS YA S A YISI.....................
ÖDEME(YTL)
2 00 0 ................... ...................... 1 ................. ........................6 ................ .................... 23.022
2001 ................... ..................... 17 ................. .................... 338................ ............... 127.497
2 00 2 ................ ..................2 1 .............. ............... 1.558 .............. ............. 2.284.835
2003 ................ ..................2 0 .............. ............... 2.504 .............. ............. 5.203.990
2 00 4 ................ .................. 3 1 .............. ................. 587................ .................. 768.927
2005 ................... .....................4 1 ................. ................. 3.484................ ............... 8.041.918
200 6 ................... .....................2 2 ................. ................. 485 .............. ............. 1.265.163
200 7 ................ ..................2 0 .............. ................. 605 .............. ............... 628.727
TO P LA M ...........
................ 173 .............................. 9.567 .............. ............ 18.344.079
DEPREŞ*
- ssssssS tSs s
S S S i^ S ^ '
S^
3
60
BÖLGELER VE RİSK BÖLGESİ BAZINDA ÜRETİM
AKDENİZ
D. ANADOLU
3%
EGE
G.DOĞU
2%
İÇ ANADOLU
18%
KARADENİZ
6%
■ MARMARA
46%
B İN A LA R IN
%7B’İ
2000 Y IL I
ÖNCESİNDE
İNŞA E D İLM İŞ
1976 - 1996
42,5%
PORTFÖYÜN
% 80’S İ
1.DERECE
TEH LİKE
BÖLGESİNDE
o/o90'l
180 ^
0 -7 5 m 2
18,2%
151-9 999
m2
11,0%
DERECE
49 ,0 %
1 2 6 -1 5 0
m2
7 6 -1 0 0 m 2
35 ,4 %
14,4%
10 1-1 25
m2
21,0%
TARSİM’DEN
Devlet Destekli Sera Sigortaları
2 0 07 yılı uygulamaları
Ertuğrul ÇELİK
TARSİM Bitkisel Ürün Sigortaları Müdürü
363 Sayılı Tarım sigortaları Kanunu 12.
m addesi gereğince ve Bakanlar Ku­
rulunun 2006/10105 sayılı kararında; "Bitkisel
ürünler ve seralar için, ülke genelinde dolu
ana sigortası tem inatına ilave olarak yangın,
heyelan, fırtına, hortum ek tem inatları da
pake t halinde Tarım Sigortaları Havuzu ta ra ­
fından Ç iftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin
arazi ve ürün bilgileri dikkate alınarak verilir"
denilm ektedir.
Sera sahibi üreticinin Devlet Destekli Sera
Sigortasından yararlanabilmesi için Ç iftçi Ka­
yıt Sistemine ve buna entegre edilmiş Kont­
rollü Örtü Altı Üretimin Uygulanmasına kayıtlı
olması ve bu kaydını her yıl güncellem iş ol­
ması gerekm ektedir.
SERA SİGORTALARI NELERİ KAPSIYOR?
Sera Sigortası
yaptırabilmek için
Kontrollü Örtü Altı
üretiminin
uygulanmasına kayıtlı
olmak şart!
re söz konusu ürünlerin üretim sonlarında
ulaşması beklenen aeğerlerinin toplam ı.
b) Seranın örtü malzemesi ve işçilik ü cret­
leri de dâhil yeniden yapım bedeli.
c) Seranın iskelet ve diğer yapı m alzem e­
siyle işçilik ücretleri de dâhil yeniden yapım
bedeli.
d) Isıtma, havalandırm a, gübrelem e, ila ç­
lam a ve sulama tesisatı gibi seranın esaslı
unsuru sayılabilecek cihaz ve tesisatın yeni­
den tesis bedelinden oluşmaktadır.
Bu sigorta ile, 5363 sayılı Tarım Sigortaları
Kanununun 12 nci m addesine istinaden Ba­
TEMİNAT DIŞINDA KALAN ÖNEMLİ HALLER
kanlar Kurulunca belirlenen risklerin, Ç iftçi
a) Don ve soğuk hava nedeniyle sera için­
Kayıt Sistemine entegre edilmiş Kontrollü Ör­
tü Altı Üretimin Uygulanmasına ilişkin m evzu­ deki üründe m eydan a gelen hasarlar ile
a ta uygun olarak kayıt altına alınan ve risk ürün verim inde ve kalitesinde m eyd a n a g e ­
değerlendirm esi sonucunda sigortaya ka b u ­ len eksilmeler.
b) Bir hasardan sonra ürünlerin dış hava
lü uygun görülen seralara ve içindeki ürünle­
re p o liçe d e belirtilen (2007 yılı için dolu, fırtı­ şartlarından korunacak şekilde gerekli ön­
na, hortum , heyelan, yangın) risklerin d o ğ ru ­ lemlerin 24 saat içinde alınmaması sonucun­
d a üründe m eydan a gelen hasarlar ile ürün
dan neden olacağı m addi zararlar, sigorta
bedeline kadar te m inat altına alınmıştır. Bu verim inde ve kalitesinde m e yd a n a gelen
eksilmeler.
kapsam da sigorta bedeli;
a)
Sera içindeki ürünün üretim devresi so­ c) Kar, kar yükü ve su basması sonucu olu­
nunda ulaşması beklenen değeri veya sigor­ şan hasarlar.
d) Hastalık ve zararlar nedeniyle m e yd a ­
ta süresi içinde birden fazla devrede ürün
na gelen hasarlar ile ürün verim inde ve kalialınıyorsa, bu ürünlere ait üretim planına gö-
62
fesinde m eydana gelen eksilmeler.
e) Sigorta başlangıcından ö n ce m evcut
olan ça tla k ve yamalı cam lar.
f) Sigortalı veya fiillerinden sorumlu olduğu
kişilerin kastından veya ağır kusurundan kay­
naklanan zararlar.
g) Seranın kusurlu planlanm asından ya da
planın kusurlu uygulanm asından ileri gelen
zararlar.
h) Sera yapım ında kusurlu m alzem e kulla­
nılması ve kusurlu işçilik nedeniyle m eydana
gelen zararlar.
SİGORTA NASIL YAPILIR?
Sigorta ettiren tarafından, TARSİM A.Ş. üye­
si herhangi bir sigorta şirketinin acentesine
başvurarak Ç iftçi Kayıt Sistemine entegre
edilmiş örtü altı kayıtları ile g erçek bilgiler te ­
yit ederek ön bilgi form unu düzenletir. Sigor­
ta ettirenin beyanı ile Ç iftçi Kayıt Sistemine
entegre edilmiş örtü altı kayıtlarındaki bilgile­
rin farklı olması durum unda, öncelikle örtü a l­
tı kayıt bilgilerinin güncellenm esi ve bu işlem­
den sonra ön bilgi form unun düzenlenmesi
gerekmektedir.
Sigorta ettirenin beyanın göre hazırlanmış
olan ön bilgi form unda belirtilen serada Ta­
rım Bakanlığı tarafından Tarım Sigortaları Ha­
vuzu Eksperlik Eğitim Belgesi alan ve Müste­
şarlık nezdindeki Havuz eksperlik siciline ka­
yıtlı risk incelem e uzmanları tara fından yerin­
de risk incelemesi yapılır. Yapılan bu risk in ce­
lemesi raporu TARSİM A.Ş. G enel Müdürlüğ ü 'n c e değerlendirilerek, sigortaya uygun
olanlar onaylgparak p o liçe tanzim edilmesi
sağlanmaktadır. Sigortanın süresi örtü m alze­
mesi, iskelet ve diğer yapı malzemesi ve te k­
nik donanım için bir yıldır. Ürün için tem inat
süresi poliçe başlangıcı ile başlar (poliçe
başlangıcında sera içerisinde ürün olm ak
kaydıyla) ve poliçe bitiş tarihinden ö n ce y a ­
pılacak hasat ile sona erer. Her koşulda poli­
çe, üzerinde belirtilen bitiş tarihi ile sona erer,
DEVLET DESTEKLİ SERA SİGORTALARI
2007 PRİM FİYAT TABLOSU
Türkiye geneli dolu riski bakım ından 23
farklı dolu tehlike bölgesine (w w w .tarsim .org.tr/files/4_ekl.doc), fırtına riski bakı­
mından 10 farklı fırtına-hortum tehlike b ö lg e ­
sine (ww w.tarsim .org.tr/files/4_ek2.doc) a y­
rılmıştır. Bu tehlike bölgelerine göre örtü, ürün,
teknik donanım ve iskelet (konstrüksiyon) un­
surlarının ayrı ayrı fiyatları hesaplanmaktadır.
Seranın bulunduğu il-ilçe-köy bilgisine göre
seranın dört farklı unsuru (ürün, örtü, iskelet,
teknik donanım ) için ayrı ayrı sigorta bedeli
ve prim tutarı hesaplanır. Dört unsurun sigor­
ta bedeli ve prim tutarlarının toplam ı seranın
topla m sigorta bedeli ve topla m primini verir.
Bunu bir örnekle açıklam ak gerekirse; A n­
talya ili Merkez ilçe Aksu beldesindeki bir se­
ranın to p la m primi;
Ürün sigorta b e d e li.................................... :15.000 YTL
T. donanım sigorta b e d e li........................ : 5.000 YTL
Örtü sigorta be de li..................................... :20.000 YTL
İskelet sigorta b e d e li.................................:35.000 YTL
Aksu beldesinin dolu tehlike derecesi "D",
Merkez ilçenin fırtına-hortum tehlike derecesi "3"
olduğuna göre toplam prim fiyatı aşağıdadır.
UNSUR
SİGORTA
BEDELİ
DOLU
PRİM FİYATI
PRİM
TUTARI
ÖRTÜ
20.000,00
1,05%
210,00
FIRTINA
PRİM FİYATI
FIRTINA
PRİM TUTARI
TOPLAM
cam 1,00%
200,00
410,00
120,00
20,00
210,00
217,50
pilastik 2,00%
ÜRÜN
0,65%
T. DONANIM
15.000,00
5.000,00
0,25%
12,50
0,40%
İSKELET
35.000,00
0,10%
35,00
0,60%
TOPLAM
75.000,00
97,50
0,80%
32,50
245,00
905,00
63
TARSİM’DEN
Bu primin %50'si devlet desteği olarak sis­
te m e aktarılır. Prim tutarının kalan %50' si ise
sigorta ettiren tarafından ödenir. Ö dem e;
%25' si poliçe yapıldığında peşin kalanı 5 eşit
taksit olarak takip eden aylarda yapılır.
Seralarda yapılacak risk analizine göre,
seranın yapım özellikleri, yeri, örtü m alzem e­
si, inşaat özellikleri gibi faktörlere göre 4 fark­
lı risk grubundan hangisine dahil olduğu b e ­
lirlenir. Buna göre seraya prim fiyat indirimi
uygulanıp uygulanm ayacağı belirlenir. Sera
RİSK
KATEGORİSİ
sigortasında risk kategorisinin belirlenmesine
etkili olan faktörlerden bazıları;
• Seranın yaşı
• Ç atlak ve yam alı ca m panelleri sayısı
• Plastik örtüdeki yırtık ve delikler
• Örtü malzemesinin garanti süresi
• Örtü malzemesinin iskelet ile bağlantı
özellikleri
• Konstrüksiyon malzemesinin özellikleri
• Sera çevre betonu özellikleri ve çevre
betonu örtü malzemesi bağlantısı
PRİM FİYATINDA UYGULANACAK İNDİRİM (ÜRÜN VE ÖRTÜ)
DOLU, YANGIN, HEYELAN
1
2
20%
10%
3
4
İNDİRİMSİZ
İNDİRİMSİZ
FIRTINA, HORTUM
40%
20%
İNDİRİMSİZ
FIRTINA-HORTUM TEMİNATI VERİLMEZ
SERA SİGORTASI MUAFİYET VE MÜŞTEREK SİGORTA ORANLARI
SERA
TURU
MUAFİYET (HER BİR UNSURUN SİGORTA BEDELİ ÜZERİNDEN)
FIRTINA, HORTUM
DOLU, YANGIN, HEYELAN
2%
Cam Seralar
Plastik Seralar
5%
1 5%
5%
HASARDA UYGULANACAK MÜŞTERE SİGORTA ORANLARI
Sera Risk
Kategorisi
Cam Sera ve Sert Plastik Seralar
Sigortacının
Katılım
Payı (%)
1
2
3
4
90%
90%
90%
FIRTINA-HORTUM
Yumuşak Plastik ve Cam+Yumuşak
Plastik Seralar
Sigortalının
Katılım Payı (%)
Sigortacının
Katılım Payı (%)
Sigortalının
Katılım Payı (%)
10%
10%
10%
80%
80%
80%
20%
20%
20%
TEMİNAT DIŞIDIR
HASAR İHBARI VE HASAR ÖDEMESİ
Sigortalı seranın herhangi bir unsurunda
tem inat kapsamındaki risklerden herhangi
biri nedeniyle hasar oluşması durum unda si­
gorta ettirenin bunu en kısa sürede (azami 5
gün) acentesine bildirmesi ve sisteme ihbar
olarak kayıt edilmesini sağlaması gereklidir.
Hasar oluşum undan sonra hasar tespit işlemi­
nin gerçekleşmesine kadar g eçe n sürede si­
gortalının; serası sigortalı değilmişçesine ha ­
sar oluşumunu arttırm ayacak biçim de g e ­
rekli önlemleri alması gereklidir.
Hasar ihbarı yapılan sera için yer ve sera­
nın özellikleri de dikkate alınarak hasar tes­
pit uzmanı görevlendirilir. Hasarlı serada her
bir unsurun hasar oranını ayrı ayrı gösteren
ve hasarın ayrıntılarını a n la ta n rapor hazırla­
nır. Bu rapor değerlendirilerek yukarıdaki
m uafiyet ve m üşterek sigorta oranlarına g ö ­
re tazm inat hesaplanır. Buna göre hasar
tespit raporunun onaylanm asından sonra
kesinleşen tazm inat 30 gün içerisinde sigor­
talı adına b a n ka ya ö d e m e olarak gönderilir. Poliçenin başlangıç ve bitiş tarihleri a ra ­
sında aynı serada birden fazla kez hasar
oluşması söz konusu olabilir. Bütün oluşan
hasarlar için y a p ıla ca k ayrı ayrı ödem elerin
toplam ı hiçbir zam an to p la m sigorta b e d e ­
linden fazla olam az.
SIK KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Sera sigortalarında en sık karşılaşılan sorun­
ların başında sigortalı ta le p bilgileri ile risk
analizi sonucu elde edilen bilgilerin tutarsızlı­
ğıdır. Sigorta ettiren ya d a a c e n te , sera bilgi­
leri girişi yaparken, düşük risk kategorisinden
yararlanm ak için g erçek bilgilerden farklı
(d a h a olum lu) bilgiler kullanabilm ektedir.
A ncak bu tip bilgileri, yapılan risk analizi son­
rası tespit edildiğinden sigortaya kabul ta ­
lepleri ret edilm ektedir.
Sera sigortasında birinci hareket noktası
canlı üründür. İçerisinde ürün yetiştirilmeyen
sera için sigorta yapılam am aktadır. İçerisin­
de ürün olm ayan ya da henüz inşaat halin­
de olan seralar için yapılan sigortaya kabul
talepleri değerlendirilem em ektedir. Özellikle
banka kredisi kullanaırılan seralar için sigorta
zorunlu tu tu lduğ unda n inşaat halinde yapı­
lan sigorta taleb i sorun yaratm aktadır.
Plastik örtülü seralar için fırtına tem inatı en
önemli risklerin başındadır. Bu tip seraiaraa,
plastik örtünün garanti süresine, kullanım
özelliklerine, iskelet b a ğ lan tı özelliklerine,
çevre betonu ile bağlantı özelliklerine, plas­
tik örtü üzerindeki yırtık, yam a özelliklerine
göre fırtına riskinden farklı oranlarda etkilen­
mektedir. Özellikle plastik örtünün yukarıda
belirtilen özelliklerine göre sigortaya kabul
teklifleri yapılan risk analizi sonucu ret ed ile ­
bilmektedir.
Çeşitli n e d ende n dolayı sigortaya kabul
talebi ret edilen seralar için ilgili olumsuzluk­
ların giderilmesiyle yeniden sigortaya kabul
ta le p edilebilir. Gerekli düzeltmelerin yapıldı­
ğının onaylanm ası ile poliçe tanzimi ya p ıla ­
bilecektir.
Poliçe tanzim aşamasında girilen ön bilgi
form unda sigorta ettirene ait bilgiler (özellik­
le adres, iletişim bilgileri) eksik ya da farklı y a ­
zılmaktadır. Buna en iyi örnek sigorta ettirene
ulaşılacak telefon bilgileridir. İletişim bilgileri
olarak a ce n te le r ya kendi telefonlarını yaz­
m aktadır ya d a geçersiz numaraları kullan­
maktadır.
Aynı b a ğ la m d a sigortası yapıla cak sera
için p o liç e d e yapılan tanım lam a da zam an
zam an yetersiz kalmaktadır. Özellikle sera sı­
nırları için doğusu sera, batısı sera, kuzeyi se­
ra, güneyi sera gibi risk analizi ve hasar tespit
uzmanına gerekli bilgileri verem eyecek ta ­
nım lam alar yapılm aktadır. Burada belirtilen
tanımların a m acı herhangi bir h ataya m ey­
dan ve rm e yecek biçim de sigortası yapılan
seranın belirlenmesidir ve bu tanım lam alar
çok önemlidir. ■
BASINDAN
e
Aviva, Ispanyol Tasarruf
Bankasıyla bankassürans
anlasması imzalad
viva, İspanya merkezli tasarruf
bankası C aja de Ahorros de Murcia (C ajam urcia) ile "uzun vadeli banka
sigortacılığı ortaklığı" olarak ifade ettiği
anlaşmayı imzaladı.
Aviva tarafından yapılan açıklam ada,
İspanyol şirketin 413 şubeli ağına Aviva'nın özel erişim hakkı bulunacağı belir­
tildi. Ürünleri Aviva ve banka arasında
yeni kurulan yarı yarıya ortak girişim olan
C ajam urcia Vida y Pensiones sunacak.
Aviva, C a ja m u rcia üzerinde yönetim i
elinde bulunduracağını ve nakit 112,5
milyon Euro ö d e m e karşılığında girişimi
grup seviyesinde tutacağını belirtti. Bu
anlaşm a A viva 'ya İspanya'da 10 mil­
yondan fazla potansiyel müşteriye erişim
imkânı tanım akla kalm ayacak, aynı za­
m an d a şirketin İspanya'daki ikinci en
büyük bankacılık dağıtım ağı konumunu
da güçlendirecek.
(Kaynak: Evandale, 8 Haziran 2007)
Eureko ve Agis birleşerek
Hollanda'nın en büyük sağlık
sigorta şirketini oluşturdular
ureko ve Agis birleşerek Hollanda'nın
en büyük sağlık sigorta şirketini oluş­
turdular. Eureko ve Agis Zorgverzekeringen
arasında yapılan anlaşm ayla H ollanda'daki
en büyük sağlık sigorta şirketi oluşacak. İki şir­
ketin sağlık sigortası faaliyetlerini yılsonuna
kadar birleştirmesiyle 4,7 milyon kişiye sigorta
hizmeti sağlanmış olacak.
Anlaşmanın bir parçası olarak Agis, kendi
m arka ve yapısını m uhafaza ederken, Eureko'nun Dutch A ch m e a biriminin içinde b a ­
ğımsız çalışan bir bölüm e dönüşecek. Eureko
aynı zam a n d a Agis'e, sağlık stratejisinde kul­
lanılmak üzere 200 milyon Euro (266,1 milyon
dolar) ödem eyi kabul etti.
İki şirket d e Türkiye'yi genişlemek için p o ­
tansiyel teşkil e de n bir ülke olarak belirledi.
(Kaynak: Insurance Day, 14 Haziran 2007)
Kuzey Afrika ve Ortadoğu
bölgesinde prim büyüklüğü
2 1 . 4 milyar dolara ulaştı
s
wiss Re'nin yayınladığı son Sigma ra­
porunda yer alan rakam lar 2006 yılın­
da Kuzey Afrika ve O rtadoğu bölgesinde
to p la m h a y a t sigortası primlerinin yüzde
13.6'lık artışla 3.3 milyar dolara, hayat dışı si­
gortalar prim gelirlerinin ise yüzde 16'lık artış­
la 18.1 milyar dolara yükseldiğini gösteriyor.
Bölgede üretilen 21.4 milyar dolarlık to p la m
prim, küresel sigorta primleri toplam ının yüz­
de 0.58'ini oluşturuyor.
H ayat sigortaları prim lerinde m eyd a n a
gelen bu artışın en önemli nedeni olarak
dünya ç a p ın d a sigorta primlerinin yüzde
5.5'lik artışla 3.72 trilyon dolara ulaşması gös­
teriliyor. Bu artışa karşın Kuzey Afrika ve O rta­
doğu bölgesinde haya t sigorta piyasasının
to p la m primler içindeki yüzde 15.57'lik payı,
dünya ortalaması olan yüzde 59.3'lük payın
o ldukça altında kalıyor.
Bölgede yer alan ülkelerden Birleşik Arap
Emirlikleri 2006 yılında yüzde 27.4'lük büyü­
me ile topla m primlerini 2.726 milyon dolara
çıkarmış ve ilk sırada yer almıştır. Birleşik Arap
Emirlikleri'ni primlerini yüzde 19.27'lik 628 mil­
yon d o la ra yükselten Kuveyt ve yüzde
24.17'lik artışla 573 milyon dolara yükselten
Katar izlemiştir. Raporda 2007 yılına ilişkin
olarak; haya t sigortalarında tasarrufların ve
emeklilik ürünlerinin gelişmesi ile sağlıklı bir
büyüm enin gerçekleşeceği, h aya t dışı sigor­
ta la rd a ise önemli bir hareketlenm enin y a ­
şanm ayacağı öngörülüyor.
(Kaynak: www.insurancereview.com,
10 Temmuz 2007)
Çin sigorta sektörü
büyümesini sürdürüyor
K 9 | IRC Yönetim Kurulu Başkanı Wu Dingfu, Çin sigorta sektörünün artan rekabetle
■ ^ 9 hızla büyümeye devam ettiğini bildirdi. Toplam varlıklar 2 trilyon yuana
ulaşırken, 2006’da toplanan primler 2002'den bu yana 564,1 milyar yuana ulaşarak
%180 oranında arttı. Wu aynı zam anda sektörün şu anda iç piyasanın %4,6'sına sahip
yabancı oyunculara da tam am en açık olduğunu belirtti.
Şu and a ülke çapında hizmet veren 57'si yerel 98 sigortacı bulunuyor.
(Kaynak: www.asiainsurancereview.com , eVVeekiy China, 27 Haziran 2007)
67
rc
n
ı 1
j:
2007 yılında orman
yangınları ve sigorta
İS M İ
VJ
007 yılı yaz mevsiminde Ingiltere’nin
büyük bir bölümünde şiddetli yağışla­
rın sebep olduğu sel felaketleri yaşanmasına
karşın, Avrupa’nın güneyindeki yüksek hava
sıcaklığı orman yangınlarını da arttırmıştır.
Yunanistan’ın güneyinin büyük bölümünü
etkisi altına alan felaket boyutundaki yangın­
da 63 kişi hayatını kaybetti. Zayıflayan rüzgâ­
rın etkisiyle yangının kısa zam anda kontrol a l­
tına alınması umut ediliyor. Yunanistan’da bu
yaz boyunca yaklaşık 300 orman yangını
m eydana geldi. 24 Ağustos tarihinde başla­
yan felaket boyutumdaki yangına kundakçı­
ların sebep olduğuna inanılmasına rağmen,
40 derece hava sıcaklığını yangının hızını ar­
tırmasında önemli rol oynadığı vurgulanıyor.
Risk bölümü çözüm yetkilisi Nena Saith
yeni başlayan yangınların kurak hava k o ­
şulları ve yüksek sıcaklık nedeniyle patlak
verdiğini ve bu durumdan da en çok Peloponnese bölgesinin etkilediğini söylüyor.
Yunanistan hükümeti önlenem eyen yangın
karşısında acil seferberlik ilan etti ve çeşitli
ülkelerin hava kuvvetlerinden yardım istedi.
Bu felaket 500 ev ve 6,2 milyon hektarlık
çiftlik alanının yok olm asına neden oldu.
Pazar günü, Olimpia şehrine yaklaşan
alevler şehrin boşaltılmasına neden oldu. Şe­
hirdeki antik kalıntılar zarar görmemesine rağ­
men yoğun sezonda yanşan bu üzücü olay
turizm sektörünü de derinden sarstı.
Havacılık Bakanı Yardımcısı Glen Darakevich, Yunanistan’ın yüzyıllardır görülen en bü­
yük orman yangınını yaşadığını belirtti.
Sigorta sektörü daha önceki yıllarda da Yu­
nanistan’da yaşanan yangın kadar büyük ol­
mayan Amerika Birleşik Devletleri’nin California eyaletinde çıkan yangının hasarlarını karşı­
lam aya maruz kalmıştı California yangını sa­
dece 241 bin hektarlık alanı etkisine almış ve
yerleşim alanlarına ulaşmadan söndürülmüştü.
Yunanistan yangını, nüfus yoğunluğu ve
demografik değişiklikler nedeniyle yerleşim
alanlarının şehir merkezlerinin dışına taşması­
nın ve büyümesinin gelecekte orman yangını
riskinden sigorta sektörünün daha fazla etkile­
neceğini gösteriyor.
Insurance Day 30.08.2007
69
BASINDAN
R&M, Türk sigorta sektörünün de
mercek altına alındığı "Orta
Doğu Sigorta Raporunu" yayınlad
f.ı
'.ı ublin merkezli Research & Markets,
"Orta Doğu Sigorta Piyasasında Fırsat­
lar" başlıklı raporunu yayınladı. Rapor, bölge­
de başarıya ulaşmak için müşterilerin değer­
lendirmesi gereken fırsatları ortaya koyuyor.
Rapor gelişmekte olan piyasalar olan Bah­
reyn, İran, İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap
Emirlikleri, Katar, Umman, Kuveyt, Ürdün ve Tür­
kiye'yi mercek altına alıyor. Raporda karmaşık
bir ekonomik model oluşturulmasından ziyade
piyasaların nasıl ve ne yönde gelişim gösterdi­
ği inceleniyor.
R&M, Orta D oğu'da sigorta sektörünün diğer
finansal hizmet sektörlerinin gerisinde kaldığını,
m B M
buna karşın gelişmeye açık ve potansiyeli yük­
sek bir sektör olduğunu önemle vurguluyor. Ülke
bazınaa performanslar değerlendirildiğinde en
yüksek prim gelirine sahip ülkenin Türkiye oldu­
ğu ifade edilirken, Türkiye'yi İsrail, İran ve Birleşik
Arap Emirlikleri izliyor. Büyüme hızı açısından de ­
ğerlendirildiğinde ise 2006 yılında %27.38'lik
oranla Birleşik Arap Emirlikleri en ön sırada yer
alıyor, bunu % 23.68'lik oranla Türkiye'nin izlediği
ifade ediliyor. Rapor hakkınaa ayrıntılı bilgiye
h ttp ://w w w .re s e a rc h a n d m a rk e ts .c o m /re ports/c65331 adresinden ulaşmak mümkün.
(Kaynak: www.insurancejournal.com,
15 Ağustos 2007)
Fitch: "Sellerin Ingiltere'ye maliyeti
3 milyar Sterlin'den fazla olacak"
hicago merkezli derecelendirm e kuruluşu Fitch'in Londra biriminden yapılan
açıklam ada, İngiltere'de m eydana gelen sel­
lerin sigortacılara maliyetinin 3 milyar Sterlin
(6.2 milyar dolar)'den fazla olacağı ancak bu
durumun sigorta şirketlerinin mali güçleri üze­
rinde sınırlı bir etki yapa cağı ifade edildi.
Fitch'in açıklamasında, Haziran ve Temmuz
aylarında m eydana gelen ve özellikle Yorkshi­
re, Worcestershire, Gloucestershire, Herefords­
hire ve Warwickshire'da etkili olan yoğun selle­
rin yol açtığı hasarların gerçek büyüklüğünün
henüz kesin olarak bilinmediği belirtildi.
ta
Derecelendirme kuruluşu Fitch'in Müdür Yar­
dımcısı David Stephenson ise sellerin şiadetine
ve geniş bir alanı etkilemesine karşın hasarların
sigortacıların sermaye gücünü etkileyecek bir
doğal afet büyüklüğünde olmadığını yine de
sigorta şirketlerinin kazançlarına olumsuz bir et­
ki yapacağını söyledi. Derecelendirme kurulu­
şu ayrıca, reasürans planlarının sel hasarlarını
kapsayacak kadar güçlü olduğunu ve İngiliz
sigorta şirketlerinin risklerinin bu sayede sınırlan­
dıracağını da açıkladı.
(Kaynak: www. businessinsurance. com,
24 Temmuz 2007)
HSBC, sigortacılık
kârlarını iki
katına çıkarmayı
hedefliyor
■ g n ünyanın üçüncü büyük
M S M bankası olan HSBC, si­
gorta bölümünün grup kârları
içindeki payını m evcut yüzde
10'dan orta v a d e d e yüzde
20'ye yükseltmeyi hedefliyor.
HSBC, sigortacılık faaliyetle­
rinden elde ettiği kârı iki katına
çıkarma planlarının bir parçası
olan reasürans operasyonlarını
güçlendirm ek am acıyla 200
milyon dolarlık ilave bir yatırım
gerçekleştirdi. Sigorta faaliyet­
lerinden vergi öncesi tahmini
2.2 milyar dolar yıllık kâr elde
eden HSBC, banka müşterileri­
ne daha çok sigorta ürünü sa­
tarak bu karı daha da arttırabi­
leceğine inanıyor. Bu hedefin
başarılması am acıyla bankanın
özel bankacılık bölüm ünden
Clive Bannister sigorta grup
müdürü olarak atandı.
S&P Raporu: Kurumsal risk
yönetimi Avrupa sigorta
piyasasında gelişiyor
M M ew York merkezli Standard & Poor's'un Londra birimi
U f i l tarafından hazırlanan rapora göre kurumsal risk yöne­
timi Avrupa sigorta piyasasında çok yeni olmasına karşın hızla
gelişme gösteriyor.
S&P'nin kurumsal risk yönetimi programları sınıflandırmasına
göre AvrupalI sigorta şirketlerinin yüzde 8'i güçlü kurumsal risk
yönetimi programlarına sahip. Raporda, bu oranın küresel
olarak yüzde 11 olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca, AvrupalI si­
gorta şirketlerinin yüzde 4'ünün mükemmel kurumsal risk yöne­
timi programlarına sahip olduğu ve bu oranın küresel bazda
yüzde 5 olduğunun altı çiziliyor.
S&P Kredi Analisti Keith Bevan yaptığı açıklam ada, Avrupa­
lI sigorta şirketlerinin kurumsal risk yönetimi sistemleri kurulması­
na büyük ilgi gösterdiklerini ve bu ilginin yalnızca mevzuat g e ­
reklerini karşılamaya yönelik değil aynı zam anda şirketlere re­
kabet avantajı sağlamak için tercih edildiğini söyledi. Bevan
ayrıca, çok sayıda şirketin kurumsal risk yönetiminin farklı yön­
lerine yatırım yapm aya başladıklarını ifade etti.
(Kaynak: www.businessinsurance.com, 16 Temmuz 2007)
(Kaynak: www.ft.com.
16 Temmuz 2007)
PartnerRe reasürans
faaliyetlerini İrlanda
merkezine taşıyor
erm uda merkezli PartI S M ner Re Şirketi, bağlı ku­
ruluşu olan Dublin merkezli
"Partner Reinsurance Europe
Ltd" Şirketinin, 1 O cak 2008 tari­
hinden itibaren kendisinin Fran­
sa, İrlanda, İsviçre ve Kanad a 'd a ki sigortacılık faaliyetleri­
nin temel reasürörü olacağını
açıkladı. Derecelendirme kuru­
luşları A.M. Best ve Standard &
Poor's bu haberi olumlu karşıla­
dıklarını açıkladılar.
G e m a ve FFSA arasında
işbirliğine g id ildi
ransız sigortacılar kendilerini temsil için yeni bir kuruluş
1 ^ 1 oluşturdu. Bu yeni kuruluş Fransız Sigorta Derneği (Asso­
ciation Française de l'Assurance (AFA) veya French Insuran­
ce Association) olarak adlandırılacak,
Bu yeni kuruluş, Fransız Sigorta Şirketleri Federasyonu'nu
(FFSA) ve mütüel alandaki muadili Gema'yı bir araya getiriyor.
Birleşme beyanında Gema ve FFSA, derneğin amacını, si­
gorta sektörüne yönelik konularda çalışmalar yapm ak ve sek­
törün çıkarlarını temsil ederek kamuoyuna duyurmak olarak
açıkladı. Bu kuruluşlar arasında tam anlamıyla bir birleşme
sağlanması beklenmiyor.
(Kaynak: Insurance Day, 20 Haziran 2007)
(Kaynak: www.insurancejournal.com.
23 Ağustos 2007)
71
DIŞ BASINDAN
Su Sıkıntısı ve Kuraklık
Hakkında Avrupa Komisyonu
Tebliği yayınlandı
»
vru p a 'd a yaşanan su sıkıntısı ve
kuraklığın ulaştığı ciddi boyutları
dikkate alan Avrupa Komisyonu 2006 yılı
ve 2007 yılı başında AB düzeyinde duru­
mun detaylı bir değerlendirmesini yaptı.
Değerlendirmenin ilk sonuçları ışığında ve
genel politika çerçevesinde Avrupa Ko­
misyonu 18 Temmuz 2007 tarihinde bir
tebliğ yayınladı.
Avrupa Birliği'nin su yönetimi ve önlem
paketleri ile ilgili d a h a fazla bilgiye
h ttp ://e c .e u ro p a .e u /e n v iro n m e n t/w a ter/index_en.htm adresinden ulaşmak
mümkün.
(Kaynak: Avrupa Komisyonu Türkiye
Delegasyonu, http://www.avrupa.info.tr/
DelegasyonPortal.html, 17 Ağustos 2007)
A* »
tn
UB|UB|ßOBJB)j UUB|nS
SAKARMEKE nın
hikayesi
Yazı ve Fotoğraflar:
M ustafa BA ŞH A N
u günlerde vapur sefası yaparken etW İM
raftaki kuşlara dikkatlice bakın, va p u ­
run ardında pervanelerin kabarttığı sularda
yiyecek arayan martılar göreceksiniz, uzakta
denizin hem en üzerinde gurup halinde hızla
uçan kuşların adı ise yelkovan, denizin üzerin­
dekilere bakın şimdi de iki tür siyah renkli kuş
var büyük olanlar karabataklar, küçük olup,
ördeğe benzeyen kuşlar, evet işte onlar bu hi­
kayenin kahramanları: Sakarmekeler.
Sakarmeke (Fulica atra) hem denizlerde
hem de göllerde görebileceğim iz bir su kuşu­
dur. Gövdesi tam a m en kadife karası olması­
na karşın, gagası ve tüysüz alınlığı beyaz renk­
te olduğundan, alnı beyaz olan atlara veri­
len "sakar" ünvanını o d a almıştır. Anadolunun kimi yerlerinde bu kuşa sadece "sakar­
c a ", "m eke", veya "karam eke" de denm ek­
tedir. Hemen her su birikintisinde rastlanabildiğinden pek çok bölgem izde "m eke gölü"
olarak isimlendirilmiş sulak alanlar bulunm ak­
78
tadır. Kırmızı gözlü mekeler 36-42 santim a ra­
sında değişen boyuyla ördeklere oranla d a ­
ha tıknaz ve yuvarlak hatlıdır, yeşil renkli ayak­
ları da, ördeklerinkl gibi perdeli değil fakat
geniş boğum lu lopludur, kuş ağırlığını dağıtan
bu loplar sayesinde çam ur üzerinde b a tm a ­
dan rahatlıkla gezinebilir. Sakarmekeler su­
dan havalanm ak için yine bu geniş loplu
ayaklarını kullanarak uzun süre, a d e ta suyun
üzerinde koştuktan sonra uçuşa geçerler.
Sakarmekeler özellikle kış aylarında Boğaz
ve M arm ara denizi de dahil olmak üzere tuz­
lu sularda büyük guruplar halinde toplanır an­
cak üremek için kenarları bitkiler ve sazlıklarla
kaplı tatlı su alanlarını tercih ederler. Yuva
yapm ak için sazlık alanları tercih eden çiftler
olduğu gibi, bir kısım mekelerin yaptığı yuva­
lar su üzerinde akıntıya kapılmış giden küçük
sallara benzer, bu salı yaparken, su üzerinde
b a tm a d a n yüzen, plastik atıklar da dahil ol­
mak herşeyi üzere kullanırlar. Kimi kuşlar balık-
çıların kayıklarını kıyıya bağladıkları gibi yüzen
yuvalarını rüzgarla sürüklenmemesi için dallar­
la sazların kenarına bağlarlar. Sakarmekeler
bölgeci kuşlardır ve yuvalarının etrafındaki
bölgeyi diğer kuşlara karşı amansızca savu­
nurlar, bir çiftin belirlediği bölgeye yaklaşan
yabancı kuşlara doğru hızla yüzer ve hem en
saldırıya geçerler. Bu cesaretli yürekleri ile sakarmekeleri sularımızın alnına beyaz b a n t tak­
mış karaoğlanları olarak adlandırm ak hiç de
yanlış olmaz.
Mart ayından başlayarak üreme sezonunu
a ç a n sakarmekeler bir sezonda iki veya üç
kuluçka çıkarırlar. Bir follukta genellikle 6-9 ve­
ya 5-15 yumurta bulunur. 54mm x 36mm b o ­
yutundaki yumurtaların rengi açık kremdir ve
üzerinde koyu kahverengi benekler bulunur.
Erkek ve dişi kuşun dönüşümlü olarak sürdür­
düğü kuluçka dönem i 21-24 gün sürer.
Yumurtadan çıkan yavrular su kuşları civciv­
leri arasında en çarpıcı olanlardır. Kafaları ve
byunları kırmızı olan civcivlerin bu kızıl bölü-
■
İiT #
79
YASAM
mün hem en altında sarı ve onun altında siyah
tüyleri bulunur. İlk 3-4 gün ebeveyinleri tarafın­
dan beslenen yavrular daha sonra yuvayı
terk ederek anne ve babalarını izlerler. Ana
ve b a b a sakarmeke birlikte değil yavrularını
paylaşarak ayrı ayrı dolaşır ve beslenirler.
G enç kuşlar 8 h aftada bağımsız bireyler hali­
ne gelirler. G enç kuşların eşeysel olgunluğa
gelmesi için 1-2 yıl geçmesi gerekir. Sakarmekelerin ömürleri en fazla 19 yıldır.
Sakarmekeleri görmesenizde onları yüksek
ve tiz seslerinden tanıyabilirsiniz, oldukça g e ­
niş olan repertuvarlarında değişik çığlıklar bu ­
lunur: 'Kövk', 'kyuk' 'kruk' ve 'p it' 'kut' işte bu
duyduğunuz sesler sakarmekeierin yakınlarda
olduklarının delilidir. Kuşlar beslenirken iken ise
usulca 'piyks-piyks' sesleri çıkartırlar. İyi birer
dalıcı olan bu kara su kuşları iş beslenm eye
gelince hem en her şeyi yeri yerler, su içinde
ve kıyısında yaşayan, böcekler, kurtlar, solu­
canlar, midyeler ve yosunlar ile çürümüş bitki­
ler başlıca tercihleridir.
O cak ayı su kuşlarının en hareketsiz olduğu
ve sulak alanlarda l^ m e le n d iğ i zamandır, bu
yüzden her yılın O cak ayında su kuşlarının popülasyonlarının belirlenmesi am acıyla alan
bazında yapılan ve Wetlands International
tarafından organize edilen, uluslararası su ku­
şu sayımları yapılmaktadır. Söz konusu sayım
sonuçlarına göre ülkemizdeki sakarmeke sa­
yısı 1996 verilerine göre 2.8 milyondur. A n ado­
lu 'd a sakarmekeler için en önemli kışlama
alanlarından biri olan U luabat gölünd e
320.000, Burdur gölünde 250.000 (1997) sa­
karmeke sayılmıştır.
Gün olur siz de saymak isterseniz sakarmekeleri ve diğer kuşları, merkezi Ankara'da bulunan
Doğa Derneği ile temasa geçebilirsiniz.

Benzer belgeler