PDF SAYI 4 - Hayat Online

Transkript

PDF SAYI 4 - Hayat Online
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 1
Ey Sevgililer Sevgilisi; Seni ne çok özlüyoruz bir bilsen!
İnsanlık O’nu arıyor
PEYGAMBERİMİZ
HZ. MUHAMMED
(SAV)’İN YÜCE
ŞAHSİYYETİ
Hz. Peygamber'i
kendimize, kendimizi
de Hz. Peygamber'e
çağdaş kılabilmek
Mevlid Kandili
Münasebetiyle
Hayat Önderimizi
Tanımak
Töre Dini mi
Kur`an Dini mi?
Ali BOZKURT
Yusuf KAPLAN
Saim AYAS
İbrahim
GÜMÜŞOĞLU
Mahmut
AŞKAR
Dosya
Dosya
Dosya
Sayfa 15’de
Sayfa 13-14’de
Sayfa 12’de Dosya
Sayfa 9’da Dosya
İslam Peygamberi
Hz. Muhammed
Dr. Yusuf IŞIK
Sayfa 5’de Dosya
Sayfa 20-21’de
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 2
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 3
Hayat
İÇİNDEKİLER
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
3
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
DOSYA
Töre Dini mi Kur`an Dini mi
Mahmut Aflkar.................................... 5
DOSYA
Sevgili (s.a.v)ye Mektuplar................. 6
ÖZEL KÖfiE
Ayd›nca
Ayd›n Ersoy....................................... 7
DOSYA
Hayat Önderimizi Tan›mak
‹brahim Gümüflo¤lu .......................... 9
B‹LG‹LEND‹RME
Vergilendirmede Önemli Aflama
As›m Tozo¤lu.................................... 11
DOSYA
Mevlid Kandili Münasebetiyle
Saim Ayas ........................................ 12
DOSYA
Hz. Peygamber'i kendimize,
kendimizi de Hz. Peygamber'e
ça¤dafl k›labilmek
Yusuf Kaplan ............................... 13-14
DOSYA
Bir Kutlu Do¤um
Adem Taflan..................................... 14
DOSYA
PEYGAMBER‹M‹Z
HZ. MUHAMMED (SAV)’‹N
YÜCE fiAHS‹YYET‹
Ali Bozkurt ...................................... 15
MAHKEME KARARLARI
Güncel Mahkeme Kararlar› ............ 16
Uzman›ndan Bilgiler
Ehliyet Deneme Süresi
‹hsan Güler ........................................ 17
DOSYA
Onunla Yaflamak
Bekir Bilgin ...................................... 18
Ç‹ZG‹N‹N D‹L‹ ............................... 19
DOSYA
‹SLAM PEYGAMBER‹
HZ. MUHAMMED (S.A.V)
Dr. Yusuf Ifl›k .............................. 20-21
ÖZEL KÖfiE
YA BAGAJDA
B‹S‹KLET OLMASA ‹D‹?
Mustafa Kasalak............................. 22
KOMED‹-FIKRA SAYFASI .......
26
KOMED‹-M‹ZAH SAYFASI ......
27
B‹L‹fi‹M
Virüs Savafllar› Bafllad› .................... 28
EDİTÖR`DEN
Sevgiliyi özlemek...
Sevgili dostlar!
Bu say›m›zda “‹nsanl›k O`nu
Ar›yor” Hz. Peygamber’in Do¤umu yani Mevlit Kandili münasebetiyle özel bir dosyayla karfl›n›za ç›k›yoruz.
Geçen say›m›zdaki inceledi¤imiz konu siz okuyucular›m›z taraf›ndan oldukça be¤enildi. Bunu
sizlerden gelen tepkilerden anlamak mümkün. Özellikle Almanya`da yaflayan gençli¤imizin durumunu gözönüne ald›¤›m›zda eksiklerimizin ne kadar da çok oldu¤unu gördük.
E¤er Almanya`daki gençli¤imizin durumunun düzelmesi için bir katk›da bulunabildiysek ne mutlu bize.
Gelelim bu ayki kapak konumuza. Malumunuz 1
May›s günü Mevlit Kandiline tekabul etmektedir.
Yani Sevgililer Sevgilisi Hz. Muhammed (s.a.v)`in
do¤um gününe.
Biz de bu ayki say›m›zda konu olarak neyi belirleyelim diye yay›n kurulundaki arkadafllarla yap›lan
istiflareler sonucunda Peygamber Efendimizin (s.a.v)
Do¤umunun kapak konusu yap›lmas›na karar verdik.
fiu anda dünyada yaflanan bir nevi histeri ortam›n›n tek ilac›n›n Hz. Peygamber (s.a.v)in sevgisi; yani onun yaflam›fl oldu¤u hayat› kendimize örnek
edinmek oldu¤unda hemfikirizdir herhalde.
Dünya co¤rafyas›nda yaflanan savafllara ve vahfletlere bakt›¤›n›zda; bunun insanlar›n birbirini sevmemekten ve anlamamaktan kaynakland›¤›n› göreceksiniz.
Bizim Peygamberimiz (asl›nda Hz. Muhammed
(s.a.v) tüm insanl›¤a gönderilmifltir) e¤er bize gerçekten örnek oluyorsa; o zaman bizler de O`nun sevgi peygamberi oldu¤unu unutmayal›m. Ve O`nun örneklerini hayat›m›za uygulayal›m.
As›l önemli olan e¤er bizler kendimize insan olarak en önde Hz. Peygamber (s.a.v)i sevgili olarak benimsemezsek; yani en çok O`nu sevmezsek bir fleylerin eksik kald›¤›n› görürüz. Ashab-› Kiram anne
babas›ndan daha çok Hz. Peygamberi seviyordu. O`nun yolundan gitmeyi herfleye tercih ediyordu. Yani
O`nun göstermifl oldu¤u istikamette gitmeyi herfleye
tercih ediyorlard›.
E¤er bizler de O`nun yolundan
gideceksek; Hz. Peygamber`in yaflant›s›n› flekilden daha çok ruh anlam›nda kavramal› ve hayat›m›za
rehber edinmeliyiz.
Hz. Peygamber (s.a.v)i sadece
bir peygamber olarak de¤il; bir baba, bir efl, bir idareci, bir tüccar, bir
devlet baflkan›, vb. özellikleri ile
anlamaya çal›fl›rsak; Cenab-› Allah`›n bizlere ne mükemmel bir örnek sundu¤unu daha iyi anlar›z.
Sevgiliyi özlemek...
Neden, ne zaman, nerede...
Sevgili hiç bir zaman ak›ldan ç›kmaz. Onsuz bir
saniye bile düflünülemez. Evet ama bu sevginin ölçüsü ne olmal›. Dünyevi sevgi mi, uhrevi sevgi mi;
yoksa her ikisini de kuflatan bir sevgi mi. ‹flte her ikisini de kuflatan bir sevgi. Hz Muhammed (s.a.v)e duyulan sevgi. Zaten bu yüzden “Sevgililer Sevgilisi”
diye hitap etmiyor muyuz.
O`na duyulan sevgi bugüne kadar yeryüzünde
hiçbir varl›¤a duyulmad›. Bundan sonra da duyulmayacakt›r.
O`nu sevebilmek, O`na hayran olabilmek; O`nun
yolundan gidebilmek Cenab-› Allah`›n biz kullar›na
en güzel hediyesidir diye düflünüyorum.
Lütfen çocuklar›m›za Hz. Peygamber (s.a.v)in hayat›n› en ince detay›na kadar ö¤retmeye gayret edelim. Bu onlar›n flahsiyyetinin oluflmas›nda çok faydal› olacakt›r. Ve evlerimizde O`nun esintilerini mutlaka bulundural›m. Ve çocuklar›m›z Hz. Muhammed
(s.a.v)i sevmenin güzelliklerini yaflas›nlar.
Lütfen 1 May›s 2004 tarihinde idrak edece¤imiz
Mevlit Kandili gecesinde tüm insanl›k için dua edelim. Bu gece dünyaya teflrif buyuran Sevgili
(s.a.v)nin yüzüsuyu hürmetine Cenab-› Allah`tan af
dileyelim. O`nun yüzüsuyu hürmetine dünyadaki
vahfletlerin sona ermesi için dua edelim.
‹nsanl›¤›n kardefllik ve bar›fl içerisinde yaflayabilecekleri bir dünya için O`nun sevgisini kendimize
rehber edinelim.
Bu duygu ve düflüncelerle Mevlit Kandilinizi
tebrik ediyorum. Cenab-› Allah çal›flmalar›m›z› bereketlendirsin, fluurland›rs›n. Çal›flmak bizden, baflar›
Allah`tand›r. Allah`a emanet olun.
SA⁄LIK
Çocu¤unuzu Alerjiden Koruyun ...... 29
Hessen Hayat Ayl›k Ücretsiz Gazete
LEZZET KÖfiES‹............................. 30
May›s-Mai 2004 Rebiülevvel 1425
Sahibi ve Genel Yay›n Yönetmeni: Sinan AKTÜRK
OTOMOT‹V
Yeni Opel Astra ............................... 32
Yay›n Kurulu: ‹brahim Gümüflo¤lu, Sinan Aktürk, Ayd›n Ersoy,
SPOR
SKC Barbaros Mainz......................... 33
Merkez: Königsbergerstr. 16 · D-61169 Friedberg · Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644
Bas›ld›¤› Yer: SM Druckhaus Otto-Hahn Str. 44 a · D-63303 Dreieich Tel: 06103-93 61 38
Gezetemizde ç›kan yaz›lar›n ve reklamlar›n içeri¤inden sorumlu de¤iliz.
BULMACA..................................... 35
‹hsan Güler, Rüstem Alt›nküpe, Saim Ayas, Mustafa Kasalak
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 4
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 5
Hayat
DOSYA
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
5
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
TÖRE DN M, KUR’AN DN M?
Resullullah’ın temsil etti¤i ‘Kuran ‹slamı’nı hakkıyla temsil edebilen flahsiyetlere fliddetle ihtiyaç vardır. Mezhep/tarikat/töre taasubunu kırarak, yani, alt
kimli¤ini ön plana çıkarmadan, bütün müslümanları kucaklayabilecek vizyona sahip insanların, "üst kimlik" olan, ‘sadece Allah’a kulluk’ta müslümanların birleflmelerini sa¤lamak olmalıdır.
Mahmut AKAR
ATB Genel Sekreteri
ine mevlütler, ilahiler okunacak, selavatlar getirilecek ve
böylece "Kutlu Do¤um" ihya
edilmifl olunacak(!). Sesi güzel olanlar
Süleyman Çelebi’nin Hz. Peygamber’i metheden fliirlerini "bülbüller gibi flakıyarak" okudukça, dinleyenlerin
içinden bazıları heyecanlanacak ve
"Allah!" diye haykıracak. "Hoca" ezberden dualar okuyacak, biz de manasını anlamaksızın, koro halinde
"amin!" diyece¤iz, tıpkı ezbere okudu¤umuz namaz sureleri gibi, aynen
Resullullah’ı anlamadı¤ımız gibi...
Hatta, aynen Kuran-ı Kerim’i ezberledi¤imiz, fakat anlamadı¤ımız gibi....
Ve cemaat, camiye nasıl geldiyse, yine aynı minval üzere da¤ılacak.
Asırlardır hep aynısını yaparız biz.
Çünkü biz, ezberi iyi beceririz. "Türküm, do¤ruyum, çalıflkanım...", gerisini söyleme¤e gerek var mı?.. Gerisi,
herkesin ezberinde... Do¤rulu¤u, çalıflkanlı¤ı, vatan-millet sevgisini, hatta
insan sevgisini ezbere biliriz. Okul
bittikten sonra da, manzara, bildi¤iniz
manzara: Herkes bildi¤i yola devam!
Biz bize benzeriz: Dindarımız da,
laikimiz de, ö¤retmenimiz hocamız da
aynı kalıptan çıkmadırlar. Ezberler ve
ezberletirler. Fatihleri, Yavuzları ezberledi¤imiz gibi, Yunusları, Mevlanaları da ezberleriz! Onunla da yetin-
Y
meyip, Hz. Peygamber’i ve ashabını
da ezberleriz. Hatta, ilkokul ça¤larından itibaren yavrularımıza Kuran’ı bile ezberletiyoruz.
-Sonra?...
-Sonrası malûm!..
Övünmek isteyenler övünedursunlar... Ben dövünüyorum. Dervifl Yunus’un fliirlerini ezbere bilmek, Mevlana’nın Mesnevisi’ni okumufl olmak,
yetmiyor! Selamın-sabahın ortadan
kalktı¤ı, herkesin birbirine difl gösterdi¤i bir toplumda, bırakın "Yaratılanı
severiz Yaratan’dan ötürü"yü, aynı
çatı altında, aynı de¤erleri paylaflan
insanlar bile birbirine tahammül edemiyorsa, cami cemaatları arasında fitne-fesat, çekememizlik devam ediyor,
senin camin-benim fleyhim tartıflmaları sürüp gidiyorsa, bana dövünmekten
baflka ne kalır?
Kendi "norm"larını anlayamamıfl,
keflfedememifller, kabile/devlet/töre
dindarlarının "flanlı tarih"le övünmeleri, Peygamber’de uygulamasını bulan Kur’an hükümlerini günümüz gerçekleriyle ba¤dafltırarak hayata geçirebilecek altyapı ve birikimden uzak
olmaları, ça¤ımız müslümanlarının
genel handikaplarının (çıkmazlarının)
baflında gelen unsurlardır.
21. Asır müslümanları, ezbercilikten vazgeçmedikleri ve teferruattan
öze inmedikleri müddetçe dar kalıpları kırmaları, geliflim ve de¤iflimler
karflısında objektif tavır almaları
mümkün olmayacaktır. Burada, dini
mesuliyetleri ve hassasiyetleri olanlara, bilhassa toplumu yönlendirebilecek kapasite ve konumda olanlara mukaddes görevler düflmektedir:
Dünya gündeminin en üst sıralarını –istese de, istemese de- iflgal eden
‹slamiyet ve buna ba¤lı olarak müslüman, yeni bir "meydan okuma"yla
karflı karflıyadır. Böyle dir durumda;
konusunda ehil, cemaat ve devlet baskısına karflı, Resullullah’ın temsil etti¤i ‘Kuran ‹slamı’nı hakkıyla temsil
edebilen flahsiyetlere fliddetle ihtiyaç
vardır. Mezhep/tarikat/töre taasubunu
kırarak, yani, alt kimli¤ini ön plana
çıkarmadan, bütün müslümanları kucaklayabilecek vizyona sahip insanların, "üst kimlik" olan, ‘sadece Allah’a
kulluk’da müslümanların birleflmelerini sa¤lamak olmalıdır. Din, "din tacirlerinden", "namaz kıldırma memurları"ndan kurtarılarak, bilgi ça¤ının
insanlarının istifadesine sunulmalıdır.
Kutlu Do¤um Haftası boyunca konuflmacılar, Efendimizin 23 yıllık
peygamberlik hayatından örnekler verecek, misaller sunacaklar. Konuyu
hakkıyla yorumluyabilenler; Peygamber Efendimizin mücadelesinin en
zorlu dönemlerini, kabile ruhundan
kaynaklanan kemikleflmifl alıflkanlıklara karflı verilen mücadele, oldu¤unun altını çizeceklerdir. Yine, ‹slam
tarihini biraz bilenler, Peygamber’den
sonra, müslümanların birbirlerini ‘din
adına’ nasıl bo¤azladıklarını yürekleri
burkularak tesbit etmifllerdir. ‹slam tarihindeki bazı tabular yıkılmadı¤ı, ça¤ı yakalayabilmifl alimlerin görüfllerine açılmadı¤ı müddetçe, kendi kendimize çizdi¤imiz dar sahalarda dönüp
durmaya ve dün oldu¤u gibi, bugün
de birbirimizle cedelleflmeye devam
edece¤iz. Biz bununla meflgulken, birileri bizi sömürme¤e, topraklarımızı,
beynimizi ve hatta inancımızı kolonilefltirme¤e devam edecektir.
Söze bafllarken, "bizim dinimiz,
bizim Peygamberimiz" diye açılıfl yapanlara ithaf olunur: Biz o dine ve
onun Elçisine tabiyiz. Ne o din, sadece bizim dinimizdir ve ne de o Peygamber sadece bizim peygamberimizdir. ‹slam, bütün insanlı¤ın dini, Hz.
Muhammet de (S.A.V) bütün insanlı¤ın peygamberidir.
Akıl sahiplerine, düflünen/düflünebilenlere, ilim sahiplerine hitap eden
din ve mabetlerimiz, dünyadan elini
ete¤ini çekmifl, tabiri caizse "çaptan
düflmüfl"lerin, ilimden ve bilgiden
uzak olanların ipote¤inden kurtarılarak, Peygamberi kendisine uydurmaya
kalkıflanların de¤il, Peygamber’e
uyanların temsil etti¤i bir noktaya gelmek/getirilmek mecburiyetindedir.
Mücadele, önce bu yanlıfl gidiflata
"dur!" demekle bafllamalıdır.
Her mücadelenin, her davanın bir
bedeli vardır. Geçmifle övgüler ya¤dırarak teselli bulanların, sloganların
gölgesinde "dava adamı"na oynayanların bu ça¤ın müslümanlarına verecek hiçbirfleyleri yoktur!
Dünya insanlı¤ı, belki de en bunalımlı dönemini yaflamakta, Batı, manevi bofllu¤u dolduracak arayıfllar
içindeyken, ‹slam alemi, ‘öz’e dönüfl,
kendini yeniden keflfetme ve sorgulama mücadelesi içerisindedir. Örnek
‹nsan Hz. Muhammet’i (S.A.V) ve
O’nun, insanlı¤ın kurtuluflu istikametinde verdi¤i mücadeleyi hakkıyla anlayan, yaflayan ve yaflatanlara selâm
olsun! Ve "ALEMLERE RAHMET
OLARAK GÖNDER‹LEN" Örnek
‹nsan’a selâm olsun!
ALEM O’NA MUHTAÇ
üreselleflen dünyada insanlar arasındaki sosyal adaletsizlikten kaynaklanan uçurum her
geçen gün biraz daha büyümektedir: Yeraltıyerüstü zenginlikleri olmasına ra¤men, teknolojik gücü elinde bulunduran devletlerin kabaran ifltahları
karflısında sömürülmekten bir türlü kurtulamayan ülkelerin halkları, genelde adil olmayan paylaflımdan
ve yoksulluktan muzdaripken, zengin ülkelerin insanların›nda da bir manevi açlık hüküm sürmektedir.
Bin yıl sonra, yeniden "Haçlı Seferleri"nden söz
edilmesi, "Medeniyetler Çatıflması"nın kaçınılmaz oldu¤u tezinin Batı aydını tarafından dünya gündemine
taflınması, 21.Yüzyıl insalı¤ının zihniyet olarak çok
tehlikeli bir istikamete geldi¤inin göstergesidir.
Böyle bir ortam ve zamanda, önyargılar bir kenara bırakılarak, Örnek ‹nsan, Allah’ın son elçisi Hz.
Muhammed’in (s.a.v) insanlı¤ın kurtuluflu için verdi-
K
Bu vesileyle AT‹B, "Kutlu Do¤um
Haftası"nın hayırlara vesile olmasını temenni ederken, herkesten önce müslümanları, Efendimizi ve O’nun misyonunu hakkıyla anlamaya davet etmektedir.
¤i mücadele iyi anlaflılmalıdır. ‹nsanları, sadece Allah’a kullu¤a davet ederken, renk, ırk, dil, din, zengin, fakir ayırımı gözetmeden, kucaklayan bir dinin
elçisini do¤ru anlamak; insanlı¤ın, barıfl, huzur, hürriyet ve sosyal adaleti yeniden keflfetmesi demektir.
AT‹B, "Kutlu Do¤um Haftası" münasebetiyle,
önümüzdeki günlerde Almanya’nın de¤iflik merkezlerinde halka açık konferanslar tertipleyecektir.
"Alem O’na Muhtaç" bafllı¤ını taflıyan konferanslarda; konuflmacılar, Peygamber Efendimizi hem insan
olarak, hem de bir dava adamı olarak çeflitli yönleriyle anlatmaya çalıflacaklar.
Bu vesileyle AT‹B, "Kutlu Do¤um Haftası"nın
hayırlara vesile olmasını temenni ederken, herkesten
önce müslümanları, Efendimizi ve O’nun misyonunu
hakkıyla anlamaya davet etmektedir.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 6
DOSYA
6
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Sevgili (s.a.v)’ye mektuplar
Resullullah'a Mektup
B‹SM‹LLAH‹RRAHMAN‹RRAH‹M.
Esselatü vesselamü aleyke ya RASULALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya HAB‹BALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel evveline vel'ahirin,Veselamün alel
mürselin.
Rahman'ın günahkar, aciz, gafil, gözü yafllı kulundan mektup.
Sana mektup yazmak ha!.. Sana seslenebilmek, Sana hasret çekemeden, Sana layıkıyla ümmet olamadan Günahlarımla seni üzerek, Yaratılan her zerrenin senin aflkınla yandı¤ını idrak edemeden, utanmadan sıkılmadan sana
mektup yazmak ha!...
Affet YA RASULLALLAH (sav).
Affet sultanım. Cüretimi ba¤ıflla.
Bir gün seni özlemifl, sana olan hasretiyle yanmıfl tutuflmufl bir güzel kul
tanıdım, yemek ikram etmifllerdi ona.
Rabbim'in nimetlerine hamdederek baflladı. Yüzündeki o parlaklık ne güzeldi.
Ama gözlerinin altındaki kızarıklık,
alnındaki kıvrımlar, sakalındaki bembeyaz kıllar, flakaklarına ya¤an karlar bir
fleyler haykırıyordu YA RASULLALLAH.
Ümmetinden bir kul, Rahmanın güzel bir kulu. Gülüyordu çehresi, Nur saçıyordu. Yemek yiyorduk hep beraber,
çok lezzetliydi. Dudaklarında daima bir
kıpırdanma vardı, yemek yerken zorlanıyor zor yutkunuyordu, dertli kul. Yüzüne her bakıflımda gözlerinin daima
artan ıflıltısı dikkatimi çekti. Ve birden
ak düflmüfl sakallarına do¤ru iki damla
gözyaflnı yolculu¤a çıkardı. A¤lıyordu
ihtiyar amca, gözyafllarını saklama ihtiyacı hissediyordu. Ama gözleri coflmufltu bir kere, yeme¤i bırakıp yanına oturdum. Amca dedim:
-Rahatsız mısınız? Birfleyiniz mi
var?
-Hayır evladım iyiyim sa¤ol! dedi.
-Peki amca, niye a¤lıyorsun? dedim.
-Peygamberimiz (sav) aklıma geldi
birden. Onu düflündüm ve a¤layıverdim
kusura bakma.
Gözünün yaflını sildi, Elhamdülillah
dedikten sonra çekildi sofradan. Kenarda bucakta bir yere oturdu, elinin tersiyle gözlerini siliyor ve cebindeki mendilini arıyordu. Ben de kalktım sofradan
yeni demlenmifl çaydan getirdim ihtiyar
amcama. Çayı karıfltırırken elleri titriyor ve dudakları büzülüyordu. Mendiliyle tekrar sildi gözlerini. Çayını içti ve
Rabbim'in selamı ile müsaade isteyerek
ayrıldı yanımızdan.
Düflünce idrakini yitirmifl bir hal
içinde düflünüyordum. Adamca¤ız yemek yerken seni anıyor ve a¤lıyordu
YA RASULLALLAH (sav). Sana yakın olmanın verdi¤i coflkuydu gözyaflları.
Senin ümmetinden bir kul. Nasıl
oluyorda seni görmeden, kokunu almadan, mübarek ellerini öpmeden sanki
yanıbaflındaymıflın gibi seninle yaflıyor.
Ben de anlamalıydım, çözmeliydim bu
sırrı....
Seni YA RASULLALLAH (sav)
evet seni tanımam, bilmem gerekiyordu. Ashab-ı Kiram efendilerimizin hayatından baflladım ifle. Onların hayatlarını okuyarak sana ulaflmalıydım YA
RASULLALLAH (sav), okudum. Ebu
Bekir Sıddık, Ali bin Ebu Talip, Hz.
Ömer Hz. Osman, Hz. Talha, Hz. Bilal,
Sad bin Ebi Vakkas, Hz. Hamza, Abdullah bin Revaha, Ebu Hureyre, Muaz
bin Cebel...
Hepsini okudum YA RASULLALLAH(sav).
fiimdi seni okuyorum. Halık-ı zül
celal Rabbim'in sevgilisi, biricik kulu.
Senin nurunun hürmetine varolan ben
seni arıyorum Ya RASULLALLAH
(sav). Ömrümün sonuna kadar her nerede ve ne zaman olursa olsun seni hakkıyla tanıyamayaca¤ımı biliyorum. Ben
senin deven Kusva'ya aflık oldum efendim. Dayandı¤ın hurma kütü¤ünün yerinde olabilmek için bin canım olsun feda ederdim. Yeter ki inleyeyim, sen beni okflarsın susarım. Yanımdan ayrılırsan tekrar inlerim YA RASULLALLAH (sav).
Ebu Hureyre(ra) sıcak bir günün öyle vaktinde evinden çıkıp mescide gelmiflti. Sende oradaydın YA RASULLALLAH (sav) Açlıktan evinde duramayıp mescidine sana koflmufllardı. Sen
de aç idin. Günlerdir bir fley yememifl
açlıktan zayıf düflmüfltünüz. Hendek
günü karnına iki tafl ba¤layan da sendin
YA RASULLALLAH (sav). Bir deri
parçasını temizleyip kızarttıktan sonra
açlı¤ını dindiren Sad bin Ebi Vakkas
(ra) de¤ilmiydi EFEND‹M. Bir hurma
tanesini annesine saklayan Ebu Hureyre
de¤il miydi? Bir avuç arpa ekme¤iyle
yetinen HAB‹BULLAH sendin efendim. Ya ben midemin dolulu¤unun sarhofllu¤uyla seni unutan ben de¤il miyim. Abdullah bin Revaha (ra) gibi
elimdeki kemik parçasını fırlatıp ''ben
hala bu dünyada yaflıyor muyum?''diyebilir miyim? Senin ölümünle Hz.Bilal
(ra) susmufltu. Bir daha ezan okumayacaktı. Kızgın çölde kayaların altında inlerken EHAD, EHAD diyerek senin nurunu görmüyor muydu YA RASULLALLAH (sav).
Sana nasıl kavuflaca¤ız bilemiyorum. Günahlarımın derdiyle, hasretinin
yangınıyla, Aflkının atefliyle, sana ümmet olmanın sevinciyle arz ediyorum
halimi. Sana gelmek var ölmeden önce,
fiehrinde narına yanıp kül olmak var.
Sana geldikten sonra bir daha dönmemek olsa (inflallah) yanında kalsam,
ayak bastı¤ın yerlere gömülsem. Kıyamete kadar yanında olsam. Topra¤ın altında dahi alırım kokunu YA RASULLALLAH (sav).
VE ÖLÜM...
Nikah saati: RABB‹ME ve SANA
yolculuk. Tahta arabanın içinde keyifli
seyahat....
Ölmeyi bilene kutlu olsun. EY
DÜNYA!...
Anlat flimdi ayrılık acısını, Peygamber sana veda ederken çekti¤in acıyı anlat. Ba¤ır, durma, Haykır: VA⁄LEMU
ENNE F‹KUM RASULLALLAH de...
O'nun vefat etti¤i gün. Söyle ey
dünya ne haldeydin. Her zerre O'nun
ölümüyle yok olmak isterken sen nasıl
raksettin. Yine sabahları günefli davettin. Karanlı¤ı nasıl kovdun. Söyleeeee...
Her gün raksedip dönmektesin de¤il
mi ey dünya. Kainatta yalnız sen ONA
kucak açtın,bu mutluluk senin de¤il mi.
Günefl bile kıskanır seni ALLAH'ın Habibi yafladı üzerinde. Ne kadar bahtiyardın o devirde varlı¤ının flükrünü eda
ediyordun. Denizlerin bir ayrı güzeldi O
varken. Suların daha bir tatlıydı. A¤açlar, da¤lar, ovalar, bitkiler, kufllar ve
sen ey dünya ne kadar mutluydunuz.
Ama o gün: RABB‹M (c.c.) ça¤ırıyordu Habib'ini.
Rabbim'in emriyle Cebrail yanına
geldi YA RASULLALLAH (sav), Azrail (a.s.) kapıda senden izin bekliyordu.
Kisra’nın sarayını aydınlatan nurunla
gelecektin.
Sessizlik acımasız ve dert yüklüydü,
Aniden peygamberin dudakları kıpırdadı,
YÜCE DOSTA, REF‹K'‹ ALA'YA
PEYGAMBER vefat etti.
Usame seferden döndü, zafer müjdesiyle kavuflacaktı sana. Abi bin Ebu
Talib'in dizine baflını dayamıfltın. Ölüm
bile sana o kadar yakıflmıfltı ki, VUSLAT seninle güzel oldu. Kusva gözyafllarıyla inlemekteydi. Hz. Ebu Bekir
(ra.) geldi seni öptü öptü öptü....
Yoklu¤un acısıyla yanan gönüller,
kardefllerin, Seni çok özlediler Ya Rasullallah (sav)
Ben de özledim seni. Rüyalar da teselli bulan ümmetine flefaat eyle EY
SEVG‹L‹...
Efendime Mektup
Esselatü Vesselamü Aleyke ya Resûlullah!
Esselatü Vesselam Aleyke ya Habiballah!
Sevgili Peygamberim! Sana bu
mektubu bir Nisan ayının son gününde,
ömrümün yarı yılı geçmifl, belki de tükenmifl bir bahar akflamında yazıyorum.
Yine sana özlem doluyum, yine hasret
doluyum, sana duygularımı nasıl anlatayım bilemiyorum.
Belki de flöyle bafllamalıyım.
Ey güzeller güzeli, Rabbimin sevgilisi! Bu Nisan ayının güzelli¤i kadar güzel flu parlayan ayın ıflı¤ından daha parlak, flu mis gibi kokan hanımellerinden
de güzel kokulu. fiu kırmızı güllerin güzelli¤inden de güzel ve zarafetinden de
zarif, ey tüm insanların sevgilisi! Ey
Ebubekir'in dostu, Ömer'in yoldaflı,
Ali'nin kılıcı, Osman'ın hayası, selam
olsun sana!
Sevgili Peygamberim, gönül yoldaflım, sırdaflım, arkadaflım, sevgilerin en
güzeli ile sevdim seni. Seni sevmek ne
kadar güzelmifl, yaflımın olgun bir zamanında ancak anlayabildim. Seni tanıdıkça sevdim, sevdim, sevdim.
Sana olan özlemimi anlatmak için
Asr-ı Saadette yaflayabilseydim, bu sevdayı seninle paylaflabilseydim, yüre¤imizi daraltan sıkıntıları sana anlatabilseydim. Senin tozun topra¤ın olabilsey-
dim Efendim. Sorma bizleri ne olursun,
bizler ne haldeyiz, senin bıraktı¤ın yerlerde ne yazık ki de¤iliz. Senin ümmetin makam, mevki, mal, itibar peflinde.
Hiç kimse sormuyor artık zenginin malı
helalden mi haramdan mı? Mevki ve
makam sahipleri o yerleri gerçekten hak
ediyor mu? ‹nsanları a¤latanlar, a¤latmaktan zevk duyar oldu. Fakir fukara
ne halde, hiç kimse sormaz oldu. Mevki
ve makam sahipleri bulundukları yerleri
kaybetmemek için, haksızlı¤a göz yumuyor.
Senin zamanında böyle de¤ildi Efendim.
Ey güzeller güzeli bizleri seyretmektesin. Ümmetinin halini hepsini bilmektesin. Senden dua bekliyoruz Efendim.
Medine'nin sıcak meltemleriyle nur ve
ıflık saracak rahmet bulutlarını gönderiver. Allah'tan gelen her fleye teslimiz,
sabır ediyor ve flükrediyoruz, ama artık
bu sıkıntılarımız bitsin istiyoruz.
Diyeceksin belki de, sizler bunları
hak ediyorsunuz. Benim sünnetime
Rabbimin emrine karflı geliyorsunuz.
Beni gerçek anlamda sevmiyorsunuz.
Hayır Efendim. Gerçekten seni çok
seviyoruz, baktı¤ımız her yerde seni
görmeye çalıflmaktayız, ama belki de
bizler nefislerimizin kurbanıyız. Bir çiçe¤e senin gibi bakmayı bilmedi¤imiz
için, topra¤ın yeflermesini, a¤acın yeflillenmesini, bir ananın çocu¤unu sevmesinden ibret almayı bilmedi¤imiz için
böyleyiz. ‹flte onun için belki de Asr-ı
Saadette yaflamak istiyoruz. Senin teslimiyetini görmek flükrü eda ediflini seyretmek, seninle aynı mekanı paylaflmak
ve aynı havayı solumak için istiyoruz.
Belki de sana flöyle seslenmek istiyoruz.
Ey Sevgililer Sevgilisi nerdesin?
Gel artık yüzyıllar geçti aradan
Bir dua iklimiyle gel ne olur
Bir rahmet deniziyle gel ne olur
Sil bütün kanayan yaraları
Aydınlat yeniden bütün dünyamızı
Iflık saçarak nur saçarak gel
Gel de ey güzeller güzeli
Nasıl gelirsen gel
Efendim, altı sene önce Hacda çok
güzel duygular yafladım. Medine'nin mis
kokuyordu havası, meleklerin miski amberdi kokusu. Adım adım yafladım, ama
dayanamadım. Senin soludu¤un havayı
solumak, senin gezdi¤in toprakta gezmek, Uhud Da¤ını seyretmek, öyle güzeldi ki, Rabbim tekrarını nasip etsin inflaallah.
Ya Nebi! Sana olan özlem hiç bitmiyor, dinmiyor. Rabbimin yarattı¤ı her
fleyde, Onun azametini görmeye, senin
"Ümmetim, ümmetim" diye sesleniflini
duymaya çalıflıyoruz. Senin yolundan
belki de tam olarak gidemiyoruz, ama
senden flefaat bekliyoruz. Bir gün gelip
bu dünyadaki görevimiz bitti¤inde bizi
gerçek alemde kucaklamanı bekliyoruz.
Sana selam olsun ey Sevgililer Sevgilisi.
Kalbimiz yanarak özlemimiz bir kat daha artarak yalvarıyoruz Rabbimize. Bizi
sana layık ümmet etsin. Layık etsin ki
ebedi alemde ebediyen seninle olalım.
fiimdilik hoflçakal Efendim.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 7
Hayat
ÖZEL KÖE
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
7
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
ayd›nca
AYDIN ERSOY
[email protected]
:) COLADA S‹NEK
De¤iflik ülkelerden gelmifl insanlar; masaya oturup birer cola ısmarlar...
Colalar gelince bakarlar ki, bardaklarında bir karasinek var;
‹sveçli; aynı bardakta yeni cola
getirilmesini ister...
‹ngiliz; yeni bardakta yeni cola
ister...
Finlandiyalı; sine¤i bardaktan
alır ve colayı içer...
Rus; colayı sinekle içer...
Çinli; sinegi yer fakat colayı içmez...
Yahudi; sinegi yakalar ve Çinli'ye satar...
Yunanlı; colanın 2/3 'ünü içer
ve yeni cola ister...
Norveçli; sine¤i yakalar ve yem
olarak kullanarak balı¤a çıkar...
Irlandalı; sine¤i ezerek colaya
karıfltırır ve Ingiliz'e satar...
Amerikal›; lokantaya tazminat
davası açar ve 65 milyon dolar tazminat talep eder...
TÜRK; baflka gören yoksa sesini çıkarmaz, varsa da olayı fliddetle
kınar...
Gündem
K
endi kiflisel gündemimiz,
Aile gündemimiz, ait oldu¤umuz toplulu¤un gündemi, içinde yafladı¤ımız toplumun
gündemi, bulundu¤umuz ülkenin
gündemi ve nihayet dünya gündemi...
Teknoloji ve iletiflim ça¤ının nimetleri sebebiyle dünyamızın, ve
ülkemizin gündemini çok hızlı bir
flekilde takip etme imkanına sahibiz... Bundan 100 sene önce yaflamıfl, bir kral veya padiflahın sahip
olamadı¤ı rahatlı¤a ve imkanlara
sahip bulunmaktayız... Arabalar, telefonlar, Televizyonlar, Buzdolapları bundan 100 sene önce yoktu,
ama flimdi var... Aslında cep telefonu kendi baflına bir devrim niteli¤inde, dünyanın bir ucunda seyahat
halinde iken, yine dünyanın baflka
bir ucunda seyahat etmekte olan arkadaflımızla iletiflim kurabilmekteyiz...
Acaba bundan 100 sene önce
yaflamıfl bir insanla, ça¤ımızda yaflayan insanların, bir karflılafltırması, mukayesi yapılamaz mı? Günümüz imkanlarına sahip olmayan insanlar gerçekten mutsuz muydular?
Onların televizyon seyretme, internet ortamında dünyadan istedi¤i
konuda, anında haberdar olma imkanları yoktu, bilmem kaç beygir
gücünde arabaları veya sebze meyvelerini uzun süre saklayabilecek
bir buzdolapları dahi yoktu... Neden yaflça bizden büyük olanlarımız hep eski günlere özlem duyar?
Acaba o dönemlerde insanlar bu
denli stress içinde de¤iller miydi?
Dünya gündemini veya toplumumuzun magazin gündemini yakalamaya çalıflırken, kendine en
büyük kötülü¤ümü yapmaktadır
günümüz insanı ve de özellikle bizim toplumumuz... Türk televizyonlarında, bize sunulan ve toplum
olarak imtina etmedi¤imiz, kaçınmadı¤ımız, Televole kültürü diye
adlandırılan, kim? Kiminle? ne
yapmıfl, kim? Kime? ne demifl?
Kim daha güzel tiyatro oynaya biliyor? Kim kime nasıl ilanı aflk etmifl? Bir sürü flakrabanlıklar... Ve
bu tüm olup biteni oturdu¤u koltu¤undan, elindeki kumanda ile kumanda etti¤ini zanneden toplum insanımız...
Dünya siyasetinden bahsederken mangalda kül bırakmayan, tuttu¤u takımın teknikdirektör ve yöneticilerinin hatalarını bir çırpıda
sayıveren, ama ikinci sınıfa giden
çocu¤unun ev ödevlerine yardımcı
olamayan veya zaman ayıramayan
bir topluluk haline geldik, neyse
kızmayın bana getirildik...
Acaba kendimize, kendi kiflisel
gündemimizi yakalamak ba¤lamında, Ben kimim? Ne yapıyorum? Ne
yapmalıyım? Nereye gidiyorum?
Ödev ve sorumluluklarım nedir?
Aile gündemimizi yakalamak
ba¤lamında, çocuklarımızın ve
gençlerimizin iyi yetiflmesi noktasında ebeveyn olarak ne yapıyorum?
‹çinde yafladı¤ımız toplumun
gündemini yakalama noktasında.
Ben bu topluma gerçekten faydalı
bir insan mıyım? Acaba gelece¤imiz olan çocuklarımız ve gençlerimiz, yafladı¤ımız topluma faydalı,
örnek, iyi ahlaklı insanlar olarak
hediye etmek için üzerime düflenleri yapmakta mıyım? sorularını sorma zamanı gelmedi mi?
Okumayanların hiçbirfley kaybetmeyece¤i sayfa…
sonra evet..., sonra yine hayır...
Cevab için düflüneyim biraz dedi.. iyi
dedim...
Hala düflünüyor...
Not… Bu espri kesin yayınlanmaz…
SAYFA DÜZEN‹
ayfa düzenini hazırlayan arkadafla
sordum, di¤er yazarların sayfalarını
da mı böyle özensiz hazırlıyorsun,
yoksa benimkini özellikle mi?
önce hayır dedi...
S
el-Cevap: Aha da yay›nlad›k!!!!
Odun
‹nsanlar, Allah´ın yarattı¤ı odundan ancak tahta, tahtadan masa, ve
sandalye gibi fleyler yapabilmektedir...
O Kadir-i Mutlak ise, Odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor..
Bunları Biliyorsunuzdur…
* Filler günde ortalama 2 saat uyurlar.
* Amerika'da 58 milyondan fazla köpek vardır.
* Timsahlar derine batabilmek için tafl yutarlar.
* Bir istakoz 7 senede ancak yarım kilo alabilir.
* Penguen yüzebilen fakat uçamayan tek kufltur.
* Atların insanlardan 18 tane daha fazla kemi¤i
vardır.
* Büyükçe bir yunus günde 2 ton yiyecek tüketir.
* Sivrisinek insanların ölümüne en fazla sebep
olan hayvandır.
* Bir inek hayatı boyunca yaklaflık 200.000
bardak süt üretir.
* Bir karınca kendi a¤ırlı¤ının 50 katı a¤ırlı¤ı
kaldırabilir.
:) Meflhuuur
TÜRK YALANLARI
- Kalsaydınız bifleyler yerdik...
- Vallaha sarıda geçtim memur bey...
- Kazanmak önemli diil
mühim olan yarıflmaya katılmaktı...
- fiuan 65 milyon bizi izliyor...
- Bu son sigaram...
- ‹ki saat kapıda bekledim, açan olmadı...
- Seni düflünmekten bütün gece
gözüme uyku girmedi...
- Sen bi de beni geçli¤imde görecektin...
- Akflama erken gelicem...
Mazi
Küçük bir sümüklüböcek annesiyle birlikte iri bir çınarın gövdesinde
usul usul yürümekteydi. Bir ara, nedense, arkasına baktı ve geride bıraktıkları izi hayretle seyretti.
Sonra, merak dolu bir ses tonuyla:
"Anneci¤im," dedi. "Bu ardımızda
bıraktı¤ımız yaldızlı iz neyin nesi Allah aflkına?"
Annesi bilgiç bir edayla baflını geriye çekip:
"Evladım" dedi. "Bu iz, geçen
ömrümüzdür bizim."
Bu kısa konuflmadan sonra, tekrar
yola koyuldular.
Küçük sümüklüböcek, yol boyu
sık sık ardına bakıp bıraktıkları izleri
seyrediyor, sonra kendi kendine flöyle
söyleniyordu:
"Ne kadar da parlak bir mazimiz
var."
Mantıklı Mantı
Güneydo¤u’da bir lokanta, yemek
listesine yemeklerin Türkçe adlarının,
karflısına da ingilizcelerini koymufl.
Mantı'nın ingilizcesi olarak da "Logi"
geçiyormufl. ‹ngilizcede böyle bir
sözcük mevcut de¤il. Peki nasıl icad
edilmifl?
Arafltırmıfl ve bulmufllar: "Logic"
ingilizcede "mantık" demek. Son harfini atmıfllar, olmufl "mantı"!
KIBRIS ve IRGATLIK
öylü Rauf Efendiye bir gün belediyeden bir mektup gelir, mektupta, 30 yıldır ekip
dikti¤i tarlasına iskan gelmifltir...
Çok üzülür, babalarını üzgün halini gören evlatlar›, Baba hayırdır? derler, ne oldu? niye üzülüyorsun?
Evlatlarım tarlalarımıza iskan gelecekmifl, yani elimizden gidecek ona üzülüyorum. Bu
tarlalar bize atalarımızdan, dedelerimizden kaldı...
O¤ulları Tayyip, Abdullah ve Talat aman baba üzüldü¤ün fleye bak, parasını veriyorlardır, parayı alır yeriz, olmazsa di¤er tarlalara ırgatlı¤a gideriz ne olacak yani, diyerek
meseleye yaklaflırlar...
K
Bir Gazete Haberi, Yorumsuz
Çakır için Taziye
urtlar Vadisi isimli dizide Oktay
Kaynarca’nın oynadı¤ı Süleyman
Çakır isimli karakterin ölümü üzerine bir grup genç, yerel gazeteye taziye ilanı verdi.
Konya’da yayımlanan Yeni Meram gazetesine verilen taziyede "Kurtlar Vadisi’nin vazgeçilmez karakteri Süleyman Çakır’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Merhuma Allah’tan rahmet, Kurtlar
Vadisi’ne, Polat Alemdar’a, Memati’ye,
K
Dayı’ya ve yakın arkadafllarına ayrıca hayranlarına baflsa¤lı¤ı dileriz. Baflımız sa¤ olsun." denildi. Çakır hayranı; Mehmet Akif
Yıldırım, Mehmet Kaya, Musa Kara, Hasan
Hüseyin Sütçü ve Remzi Parıltı adlı gençler
Çakır’ın öldürüldü¤ü son bölümü izledikten sonra böyle bir karar aldıklarını söyledi.
Çakır’ın ölümünü ö¤rendikten sonra floke
olduklarını ifade eden Yıldırım, "Süleyman
Çakır’ın ölümü hepimizi derinden sarstı.
Diziyi seyrettikten sonra gözyafllarımızı tutamadık." dedi. Çakır’ın dizide öldü¤üne
hâlâ inanamayan Musa Kara ise 3 gündür
yas içinde oldu¤unu söyledi…
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 8
8
KISSADAN
HİSSE
Günlerden bir gün,
köylerden birinde, adam›n birinin efle¤i, kuyunun birine düflmüfl.
Niye düfler, nas›l düfler
sormay›n. Eflek bu. Düflmüfl iflte.
Belki kör bir kuyuydu,
a¤z› tahtayla kapat›lm›flt›, belki, üzerine de
toprak dökülmüfltü.
Zamanla tahta çürüdü,
zay›flad›, üzerindeki toprakta biten otlar› yemek
isteyen efle¤in a¤›rl›¤›n›
çekemedi ve güm diye
efle¤i yuttu kuyu.
Hayvanc›k saatlerce
ac› içinde k›vrand›, ba¤›rd› kendi dilinde.
Sesini duyan sahibi gelip bakt› ki vaziyet kötü.
Zavalli efle¤i kuyunun
dibinde melül mahzun
bak›n›yor.
Üstelik yaralanm›fl.
Karfl›laflt›¤› bu durumda kendini efle¤i kadar
zavall› hisseden adamca¤›z köylüleri yard›ma ça¤›rd›.
Ne yapsak, ne etsek,
nas›l ç›karsak sorular›
havada kald›. Sonunda
karar verildi ki kurtarmak için çal›flmaya
de¤mez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek ve
hayvan› kuyuya gömmek.
Ellerine ald›klar› küreklerle etraftan kuyunun
içine toprak att›lar.
Zavall› hayvan, üzerine gelen topraklar›, her
seferinde silkinerek dibe
döktü.
Ayaklar›n›n alt›na ald›¤› toprak sayesinde her
an biraz daha yükseldi ve
sonunda yukar›ya kadar
ç›km›fl oldu.
Köylüler a¤z› aç›k kalakald›.
K›ssadan hisse; Hayat,
bazen bizim de üzerimize aban›r. (Ne bazeni,
ço¤u zaman.)
Üstümüzü toz toprakla
örtmeye çal›flanlar çok
olur. Bunlarla bafletmenin tek yolu, yak›n›p s›zlanmak de¤il, düflünüp
silkinmek ve kurtulmak,
ayd›nl›¤a ad›m atmakt›r.
Kör kuyuda olsak bile!
Hayat
ÖZEL KÖŞE
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Ard›ndan sanki
ilerlemek için
çaba
harcamaktan
vazgeçmifl gibi
geldi ona.
"Bir gün,
kozada küçük
bir delik
belirdi; bir
adam oturup
kelebe¤in
saatler boyunca
bedenini bu
küçük delikten
ç›karmak için
harcad›¤›
çabay› izledi.
Sanki elinden
gelen her fleyi
yapm›fl ve art›k
yapabilece¤i bir
fley kalmam›fl
gibiydi.
2
1
Böylece adam,
kelebe¤e yard›m
etmeye karar verdi:
eline küçük bir makas
al›p kozadaki deli¤i
büyütmeye bafllad›.
Adam izlemeye
devam etti;
çünkü her an
kelebe¤in
kanatlar›n›n
aç›l›p
geniflleyece¤ini ve
bedenini
tafl›yacak kadar
güçlenece¤ini
umuyordu.
Bunun üzerine
kelebek kolayca d›flar›
ç›k›verdi.
Fakat bedeni kuru ve
küçücük, kanatlar›
burufl burufltu.
4
3
Ama bunlardan
hiç biri olmad›!
Kelebek,
hayat›n›n geri
kalan›n›
kurumufl bir
beden ve
buruflmufl
kanatlarla yerde
sürünerek
geçirdi.
Ne kadar denese
de asla uçamad›.
5
Bazen yaflamda
tam olarak ihtiyaç
duydu¤umuz fley
çabalard›r.
E¤er Allah,
yaflamda herhangi
bir çaba olmadan
ilerlememize izin
verseydi, o zaman
bir anlamda sakat
kal›rd›k. O zaman
olabilece¤imiz
kadar
güçlenemezdik.
Asla uçamazd›k.
7
Güçlü olmak
istedim…
Ve Allah beni
güçlendirmek için
zorluklar yollad›.
Bilgelik istedim…
Ve Allah çözmem
için sorunlar
yollad›.
Baflar› istedim…
Ve Allah bana
çal›flmam için zeka
ve kas gücü verdi.
8
Cesaret
istedim…
Ve Allah bana
üstesinden
gelmem
gereken
sorunlar verdi.
Sevgi
istedim…
Ve Allah bana,
dostlar›m›
yollad›.
9
Adam›n iyi niyeti ve
yard›m severli¤i ile
anlayamad›¤› fley,
kozan›n k›s›tlay›c›l›¤›n›n
ve buna karfl›l›k
kelebe¤in darac›k bir
delikten ç›kmak için
göstermesi gereken
çaban›n,
Allah’›n kelebe¤in
bedenindeki s›v›y› onun
kanatlar›na göndermek
ve bu sayede de kozan›n
k›s›tlay›c›l›¤›ndan
kurtuldu¤u anda
uçmas›n› sa¤lamak için
seçti¤i yol oldu¤uydu. 6
‹yilik istedim…
Ve Allah bana
f›rsatlar yollad›.
"‹stedi¤im hiçbir
fleyi elde
edemedim...
Ama ihtiyaç
duydu¤um her
fleyi elde ettim."
10
SEVGi
Bir gün sormufllar ermifllerden birine: "Sevgini sadece sözünü
edenlerle, onu yaflayanlar aras›nda ne fark vard›r?"
Bak›n göstereyim demifl, ermifl. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememifl olanlar› ça¤›rarak onlara bir sofra haz›rlam›fl. Hepsi oturmufllar yerlerine. Derken tabaklar içinde s›cak çorbalar gelmifl ve
arkas›ndan da dervifl
kafl›klar› denilen bir
metre boyunda kafl›klar.
Ermifl "Bu kafl›klar›n
ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de
flart koymufl.
"Peki" demifller ve içmeye teflebbüs etmifller.
Fakat o da ne? Kafl›klar
uzun geldi¤inden bir
türlü döküp saçmadan
götüremiyorlar a¤›zlar›na. En sonunda bakm›fllar beceremiyorlar,
öylece aç kalkm›fllar
sofradan.
Bunun üzerine "flimdi" demifl ermifl, "Sevgiyi gerçekten bilenleri
ça¤›ral›m yeme¤e."
Yüzleri ayd›nl›k, gözleri sevgi ile gülümseyen ›fl›kl› insanlar gelmifl oturmufl sofraya bu
defa. "Buyurun" deyince, her biri uzun boylu
kafl›¤›n› çorbaya dald›r›p, sonra karfl›s›ndakine uzatarak içirmifl.
Böylece her biri di¤erini doyurmufl ve flükrederek kalkm›fllar sofradan.
"‹flte" demifl ermifl,
"Kim ki gerçek sofras›nda yaln›z kendini görür ve doymay› düflünürse, o aç kalacakt›r.
Ve kim karfl›s›ndakini
düflünür de doyurursa o
da doyurulacakt›r flüphesiz. Ve flunu da unutmay›n, gerçek pazar›nda alan de¤il, veren kazançtad›r daima.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Seite 9
DOSYA
9
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Hayat önderimizi tanımak
Hz. Muhammed. Kur´an ifadesiyle.
1- Alemlere rahmet olarak gönderildi.
2- Bu kainat›n yarat›l›fl sebebi.
3- Bütün insanl›¤›n en flereflisi.
4- Bar›fl için gönderilen peygamber
Sevgili okurlar›m. Hz. Muhammedi tan›madan Hayat› anlamak ve
tan›mak mümkün de¤il. Çünkü ondaki örnek ve misaller yarat›lm›fl insanlardan kimsede yok.
O Hz. Muhammed
Eflsiz lider ve önder
Eflsiz komutan
Merhametlilerin en merhametlisi
Fedakarlar›n en fedakar›
Cömertlerin en cömerdi
Gerçekten Hz. Muhammed nurlu
hayat› incelendi¤inde görülecektir ki;
Allah´a inanman›n, O´nun emirlerini uygulaman›n, yard›m etmeyi bir
vicdan zevki haline getirmenin, insanlara insan olduklar› için sayg›
duyman›n, intikam almaya muktedir
iken affetmenin, en güzel örnekleri
peygamberimizin hayat›ndad›r.
Öz nefsi aleyhine de olsa, adaletten ayr›lmaman›n, zulme ve zalime
asil bir heyecanla karfl› ç›kman›n,
do¤ruluk ve iffet ölçülerinde istikamet üzere durman›n en güzel misalleri onun Hayat›ndad›r.
‹nsanlara bilmediklerini ö¤retmenin, insanlar aras›nda daima hayr›
yayman›n, insanlar›n elde ettikleri
maddi güce ve soy üstünlü¤üne de¤il
insani k›ymetlere de¤er vermenin,
Hak yolundaki bütün meflakkat ve
mahrumiyetlere gö¤üs germenin en
asil örnekleri yine O´nun hayat›ndad›r.
Sevmenin ve sevilmenin en cazib
örnek ve numuneleri, iyiye yönelmenin ulvi misalleri yine O´nun hayat›nda görülmektedir.
Hz. Peygamberin Ahirete irtihalinden sonra O´nun güzel ahlak›ndan
güzel bilgiler almak isteyen sahabilerden biri müminlerin annesi Hz. Aifle validemize “bize Allah Rasulünün
güzel ahlak›ndan bahseder misiniz?"
deyince. O flöyle buyurdular: “Siz
Kur´an okumuyor musunuz? O´nun
ahlaki ve yaflay›fl› Kur´an (ölçülerine
ba¤l›y)d›!”
K›ymetli okurlar›m, Hz. Aifle validemizin bu ifadesi, flunu gösteriyor
ki, Hz. Muhammedi e¤iten ve yetifltiren Allah’t›r. Ona iyiyi ve güzeli ö¤reten O olunca O´nun hayat›nda yanl›fl ve çirkin fleylere yer yoktur. O
halde O´nun bütün ahlak ve yaflay›fl›n› örnek alacak ve O´nun ahlak›yla
ahlaklanm›fl olaca¤›z.
Kendi arzular›m›z› mabutlaflt›rd›ktan, flunun bunun ard›ndan gittikten, cemiyette cereyan eden menfi
cereyanlara tabi olduktan sonra, Aziz
Peygamberimize iman etmenin, pratik hayatta elbetteki hiç bir önemi ve
k›ymeti olmayacakt›r.
De¤erli okurlar›m! Allah Rasulü
Hz. Muhammedi
önder edinmeyen
fertler, cemiyetler,
devletler ve sosyal
kurumlar müsbet
ad›na ne verebilmifllerdir? Dünyay› arkas›ndan sürükleyen komünizm
dünyada
müsbet ad›na ortaya ne koymufltur?
Bugün içinde yaflad›¤›m›z kapitalist dünya insanl›¤a müsbet ad›na
ne verebiliyor?
Komünizmde ne
kadar insan hak ve
hürriyetleri çi¤nenmifl, insanlar ezilmifl, kan ve gözyafl› görmüflse bugün
kapitalizm sistemde ondan farkl› bir
fley ortaya koymam›flt›r.
‹çinde yaflad›¤›m›z dünyada Irak,
Filistin, Çeçenistan, Keflmir, Afganistan, Do¤u Türkistan ve dünyan›n
di¤er bölgelerinde kan, barut ve gözyafl›ndan baflka ne var?
Tarih ve Zaman içinde Muhammedi medeniyet ve sistemlerle de
idare edilmifltir.
Bunun güzel örneklerinden birisi
de, Osmanl› ‹slam
Devletidir. Muhammedi medeniyette de bencillik
ve egoistlik yoktur.
Kim haks›zl›¤a u¤ram›flsa ona yard›m
vard›r, onun taraf›n› tutmak vard›r.
Bu ma¤dur ve
mazluma dini, ›rk›
ve co¤rafyas› sorulmazd›.
Muhammedi
medeniyetten
önemli bir anektotla yaz›m› noktalamak istiyorum.
Türkiye’de önemli bir seminer çal›flmas› için gitti¤imizde ‹çiflleri Eski
Bakanlar›m›zdan O¤uzhan Asiltürk
bey anlatm›flt›: "‹çiflleri Bakanl›¤›na
geldi¤inde Endenozya ‹çiflleri bakan›ndan bir davet al›r. Olumlu cevap
verir. Endenozya ziyaretinde önemli
bir sürprizle karfl›lafl›r. Endenozyada
havaalan›na indi¤inde kendisine sorarlar, say›n bakan›m burda flehitli¤inizi ziyaret eder misiniz derler.
İbrahim Gümüşoğlu
O¤uzhan bey hayretler içinde kal›r.
Endenozya’da bizim ne flehitligimiz
olacak diye düflünür.
Çünkü bizim okullar›m›zda, tarih
kitaplar›nda hiç böyle bilgiye rastlamam›flt›r. O¤uzhan bey evet cevab›n›
verir. Kendine tercümanl›k yapan
mihmandar›na bir ara sorar. Bu flehitler nereden ve nas›l buraya gelmifller? der. O¤uzhan beye mihmandar›
anlat›r: “Efendim tarihin bir dönemin
bat›l›lar bizim ülkemizi iflgal edip
zengiliklerimizi sömürmek için erkeklerimizi k›l›çtan gerçirmifller, kad›nlar›m›z› da esir etmifllerdi. O zaman dünyan›n en güçlü devleti Osmanl› idi‚ hayatta kalan erkeklerden
bir heyet Osmanl› sultan›n› ziyaret
edip Padiflaha durumu arzuhal ederler. Padiflah derhal divan› toplay›p
durumu divana anlatarak oradan bir
karar ç›kart›r. Ç›kan bu karar› bat›l›
iflgal devletlerine bir ferman olarak
yollar. Fermanda: "Ald›¤›m bilgilere
göre haks›z olarak Endenozyay› iflgal
etmifl erkekleri k›l›çtan geçirip, kad›nlar› esir alm›fl ve Endenozyay› sömürü alt›na alm›fls›n›z. Derhal afla¤›da belirtilen tarihe kadar iflgali kald›r›p insanlara hak ve hürriyetlerini iade etmenizi talep ederim, e¤er iflgal
kalkmad›¤› takdirde donamam›zla
belirtilen tarihde Endenozya önlerinde olaca¤›m› bildiririm der. Gerçekten bat›l› iflgal devletleri güç görmeden zulmü kald›rmazlar. Osmanl› ‹slam devleti belirtilen tarihte Endenozya önlerine gelir, zulmü kald›r›p
bat›l› iflgal güçlerini Endenozya’dan
ç›kar›r. Safi irtibat aç›s›ndan bir karakol diker ve Endenozya’dan ordusuyla ayr›l›r. Bu savaç süresinde Osmanl› 360 flehit vermifltir. Osmanl›n›n bu
flehitlerini Endenozya’da O günün
idarecileri bir araya toplay›p flehitlik
yapm›flt›r. ‹flte bu flehitleri ziyaret etmeye gidece¤iz say›n bakan›m der
mihmandari.
O dönemde Endenozya’da hiç
birtane müslüman yoktur. Osmanl›
safi insanl›k ad›na ifllenen bir iflgal ve
zulmü ortadan kald›rm›flt›r. Endenozya’n›n hiç bir zengili¤inden istifade
etmemifl ve bu iflgali kald›rd›¤›ndan
dolay› da Endenozya’dan bir talepte
bulunmam›flt›r.
‹flte yeryüzünde Hz. Muhammede
dayal› oluflan medeniyetler bunu yapar. Fakat insanlara hak ve hürriyet
vaad eden kapiltalist ABD ve ‹ngiltere Irak’ta insanlara kan ve gözyafl›
sunmaktad›r.
Muhammedi Medeniyetin fark›n›
anlayabiliyor muyuz?
K›ymetli okurlar›m. 12 Rebiul evvel 1425 Hicri, 2 May›s 2004 miladi
Peygamberimizin do¤umumun ümmeti Muhammed ve insanl›¤a yeni
ufuk ve aç›l›mlara vesile olmas› dile¤iyle, Mevlit kandilinizi tebrik ediyorum...
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 10
sevgililer sevgilisine naat
arif nihat asya
seccaden kumlardı..
....................................
devirlerden, diyarlardan
gelip göklerde buluşan
ezanların vardı!
mescit mü'min, minber mü'min...
taşardı kubbelerden tekbir,
dolardı kubbelere "amin!"
ve mübarek geceler, dualarımız,
geri gelmeyen dualardı...
geceler ki pırıl pırıl,
kandillerin yanardı!
kapına gelenler, ya muhammed,
uzaktan, yakındanmü'min döndüler kapından!
besmele, ekmeğimizin
bereketiydi;
iki dünyada aziz ümmet,
muhammed ümmetiydi.
konsun -yine- pervazlara
güvercinler;
"hu hu" lara karışsın
aminler...
mübarek akşamdır;
gelin ey fatiha'lar, yasin'ler!
şimdi seni ananlar,
anıyor ağlar gibi...
ey yetimler yetimi,
ey garipler garibi;
düşkünlerin kanadıydın,
yoksulların sahibi...
nerde kaldın ey resul,
nerde kaldın ey nebi?
günler, ne günlerdi, ya
muhammed;
çağlar ne çağlardı;
daha dünyaya gelmeden
müminlerin vardı...
ve birgün, ki gaflet
çöller kadardı,
halime'nin kucağında
abdullah'ın yetimi,
amine'nin emaneti ağlardı!
hatice'nin goncası,
aişe'nin gülüydün.
ümmetinin gözbebeği,
göklerin resulüydün...
elçi geldin, elçiler gönderdin...
ruhunu allah'a,
elini ümmetine verdin.
beşiğin, yurdun, yuvan
mekke'de bunalırsan
medine'ye göçerdin.
biz dünyadan nereye
göçelim ya muhammed?
yeryüzünde riya, inkar, hıyanet
altın devrini yaşıyor...
diller, sayfalar, satırlar
(ebu leheb öldü) diyorlar:
ebu leheb ölmedi, ya
muhammed;
ebu cehil, kıtalar dolaşıyor!
neler duydu şu dünyada
mevlid'ine hayran kulaklarımız:
ne adlar ezberledi, ey nebi,
adına alışkın dudaklarımız!
artık, yolunu bilmiyor;
artık, yolunu unuttu
ayaklarımız!
kabe'ne siyahlar
yakışmamıştır, ya muhammed,
bugünkü kadar!
haset, gururla savaşta;
gurur, kafdağı’nda derebeyi...
onu da yaralarlar kanadından,
gelse bir şefkat meleği...
iyiliğin türbesine
türbedar oldu iyi!
vicdanlar sakat
çıkmadan yarına.
iyilikler getir, güzellikler getir
adem oğullarına!
şu gördüğün duvarlar ki
kimi taif'tir, kimi hayber'dir...
fethedemedik, ya muhammed,
senelerdir!
ne doğruluk, ne doğru;
ne iyilik, ne iyi...
bahçende en güzel dal,
unuttu yemiş vermeyi...
günahın kursağında
haramların peteği!
bayram yaptı yabanlar:
semave'yi boşaltıp
save'yi dolduranlar...
atını hendeklerden
-bir atlayıştaaşırdı aşıranlar...
ağlasın yesrib,
ağlasın selman'lar!
gözleri perdeleyen toprak,
yüzlere serptiğin topraktı...
yere dökülmeyecekti, ey nebi
yabanların gözünde kalacaktı!
konsun -yine- pervazlara
güvercinler;
"hu hu"lara karışsın
aminler...
mübarek akşamdır;
gelin ey fatiha'lar, yasin'ler!
ne oldu, ey bulut,
gölgelediğin başlar?
hatırında mı, ey yol,
bir aziz yolcuyla
aşarak dağlar taşlar,
kafile kafile, kervan kervan
şimale giden yoldaşlar?
uçsuz bucaksız çöllerde,
yine, izler gelenlerin,
yollar gideceklerindir.
şu tekbir getiren mağara,
örümceklerin değil;
peygamberlerindir,
meleklerindir...
örümcek ne havada,
ne suda, ne yerdeydi...
hakkı göremiyen
gözlerdeydi!
şu kutu, cinlerin mi;
perilerin yurdu mu?
şu yuva-ki bilinmez,
kuşları hüdhüd müdür,
güvercin mi, kumru mu?kuşlarını, bir sabah,
medine'ye uçurdu mu?
ey abva'da yatan ölü
bahçende açtı dünyanın
en güzel gülü;
hatıran, uyusun çöllerin
ılık kumlarıyla örtülü!
dinleyene hala,
çöller ses verir:
"yaleyl!" susar,
uğultular gelir.
mersiye okur uhud,
kaside söyler bedir.
sen de, bir hac günü,
başta muhammed, yanında
ebubekir;
gidenlerin yüzbin olup dönüşünü
destan yap, ey şehir!
ebubekir'de nur, osman'da
nurlar...
kureyş uluları karşılarında
meydan okuyan bir ömer
bulurlar;
ali'nin önünde kapılar açılır,
ali'nin önünde eğilir surlar.
bedir'de, uhud'da, hayber'de
hakk’ın yiğitleri, şehid olurlar...
bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı;
yerde kalmazdı ruh... kanadlıydı.
konsun -yine- pervazlara
güvercinler;
"hu hu"lara karışsın
aminler...
mübarek akşamdır;
gelin ey fatiha'lar, yasin'ler!
vicdanlar, sakat çıkmadan,
ya muhammed, yarına;
iyiliklerle gel, güzelliklerle gel
adem oğullarına!
yüreklerden taşsın
yine imanlar!
itri, bestelesin tekbir'ini;
evliya, okusun kur'an'lar!
ve kur'an'ı göznuruyla çoğaltsın
kayışzade osmanlar!
na'tini gaalip yazsın, mevlid'ini
süleyman'lar!
sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
geri gelsin sinan'lar!
çarpılsın, hakikat niyetine
cenaze namazı kıldıranlar!
gel, ey muhammed, bahardır...
dudaklar ardında saklı
aminlerimiz vardır!..
hacdan döner gibi gel;
mi'raç'tan iner gibi gel;
bekliyoruz yıllardır!
bulutlar kanad, rüzgar kanad;
hızır kanad, cibril kanad;
nisan kanad, bahar kanad;
ayetlerini ezber bilen
yapraklar kanad...
açılsın göklerin kapıları,
açılsın perdeler, kat kat!
çöllere dökülsün yıldızlar;
dizilsin yollarına
yetimler, günahsızlar!
çöl gecelerinden, yanık
türküler yapan kızlar
sancağını saçlarıyla dokusun;
bilal-i habeşi sustuysa
ezanlarını davud okusun!
konsun -yine- pervazlara
güvercinler;
"hu hu"lara karışsın
aminler...
mübarek akşamdır;
gelin ey fatiha'lar, yasin'ler!
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Seite 11
BİLGİLENDİRME
11
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Vergilendirmede önemli aşama
ASIM
TOZOĞLU
ederal Almanya maliye bakanl›¤ı, vergilendirmede
"eflitlik" ve "adillik" prensiplerinin bir gere¤i olarak bundan böyle hiç istisnasız herkesin vergi denklefltirmesini yapması için, yeni bir
sistem gelifltirdi ve 2003 yılı vergi
denklefltirme ifllemlerinde pilot proje
olarak Hessen Eyaleti maliye bakanlı¤ı Alman havayolları Lufthansa
nezdinde Frankfurt uluslararası ha-
F
vaalanında çalıflan insanların vergi
denklefltirme ifllemlerini yeni sistemle yapmayı kararlafltırarak uygulamaya koydu. Bu uygulamaya göre
bir ifl yerinde çalıflan kimse için nüfus dairelerince hazırlanan vergi
kartları bundan böyle yıl sonunda
çalıflana de¤il, direkt ba¤lı bulundu¤u maliyeye gönderiliyor ve çalıflanların eline vergi denklefltirme
iflleminde kullanılmak üzere bir belge veriliyor. Almanca tabiriyle
‘Lohnsteuerbescheinigung für
2003’ Bu belge, elektronik olarak
maliyeye gönderildi¤inden, tüm bilgiler maliyede hazır bekliyor. Vergi
denklefltirme ifllemi yapılırken, bu
belgede flahısların özel bilgileri flifreli olarak yazılıyor ve maliyeye
gönderiliyor.
YEN‹L‹⁄‹N ÖZELL‹⁄‹ NE?
‹flte tabir caizse dananın kuyru¤u
burda kopuyor. ‹flyerinin vergi kartını veya bilgileri direkt olarak maliyeye bildirmesiyle, maliye bugüne
kadar vergi denklefltirme ifllemlerini
hiç yaptırmamıfl ya da arada sırada
yaptımıfl olanları tespit ederek, uyarıda bulunuyor ve vergi denklefltir-
me ifllemlerini yaptırmayanlar böylece ifllemlerini yapmak zorunda kalıyorlar. Böylelikle, maliyeye borcu
olupta, vergi denklefltirme ifllemlerini yapmayanların bu ifllemleri yapmaları sonucu, maliyeye yeni vergi
kayna¤ı geliyor ve aynı zamanda
vergide adalet prensibi yerine getirilmifl oluyor. Bir yandan çalıflıp çabalayıp vergi denklefltirme ifllemlerini yaptıran binlerce insan vatandafllık görevini yerine getirirken, öte
yandan vergi denklefltirme ifllemini
yapmayanların ödemesi gereken
kimselerin yükünü di¤erleri çekiyorlar.
Tahminlere göre Federal Almanyada yaflayan vergi mükelleflerinin
yüzde yirmisi maliyeye baflvurmuyor.
Bu ihmalkarların arasında yaptı¤ımız tespitlere göre, çok sayıda
Türk vatandaflları da bulunuyor ve
uyarılarımıza kulak verip de gelenlerin ço¤unun çok büyük miktarda
vergi iadesi alaca¤ı oldu¤u halde,
zamanaflımına u¤radı¤ı için hakkının yandı¤ını üzülerek görüyoruz ve
son iki yılı kurtarmanın tesellisini
yaflıyoruz. Bazan da örne¤in efllerin
ikisinin de çalıflması halinde vergi
sınıfı 3 ve 5 le çalıflanların kaç sene
geçerse geçsin vergi doldurma hakları yanmadı¤ı için alacaklarını alıyorlar (daha genifl bilgi için özel bilgi alabilirsiniz) hem biz bir hakkın
alınmasından sevinç duyarken vatandaflımıza da maddi bir menfaat
sa¤landı¤ı, daha do¤rusu ihmal etti¤i hakkını geri aldı¤ı için mutlu
oluyoruz.
Federal Almanya’da gelecek yıl
tamamen uygulanacak bu sistemle,
maliyenin büyük bür miktarda vergi
geliri olaca¤ı tahmin ediliyor.
ÇA⁄IRILMADAN G‹D‹N‹Z
Gelecek yıl maliye herkesi
ça¤ıraca¤ına göre, vergi mükelleflerine tavsiyemiz, flimdiden doldurtmadıkları yılların vergi denklefltirme
ifllemlerini yaptırmaları ve ça¤ırılmadan gitmenin rahatlı¤ını yaflamalarını salık verirken, belki de kaybettikleri haklarının da bir an önce
geri almalarını sa¤lamalarını öneririz.
(Genifl bilgi için 069/73 19 19
veya [email protected])
Hasretim çok büyük sana
Ya Rasulullah
Yüzüm tutmuyor
sana gelmeye
Dünya telafl›yla geçerken
fani ömrüm
Asl›nda hep seninledir
bu garip gönlüm
Ben isterim sana gelmeyi
Gelip nur mescidine
yüzüm sürmeyi
Ben de isterim hep
gönülden gülmeyi
Gülüp, gül bahçesinden
güller dermeyi
Ben de isterim yarat›l›fl›m›n
s›rr›na ermeyi,
Erenlerin bahçesinden
güller dermeyi
Hasretim çok büyük sana
Ya Resullullah
En k›sa zamanda kavuflurum
sana inflaallah…
As›m Tozo¤lu
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 12
DOSYA
12
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Mevlid Kandili Münasebetiyle
Saim Ayas
lahiyatçı
ünyadaki bütün insanlara peygamber olarak gönderilen,
peygamberlerin sonuncusu
Muhammed a.s. 571 y›l› nisan ay›n›n
20’sine rastlayan rebi’ul–evvel ay›n›n
12’inci pazartesi gecesi sabaha karfl›
Mekke-i Mükerreme’de dünyaya gelmifltir.
Evet bu k›sa giriflten sonra, Peygamber efendimizle ilgili Kur’an ayetlerine göz atarak, bu yüce insan›n
özelliklerine biraz vak›f olmaya çal›flal›m.
--‹brahim a.s.›n soyundan
peygamber göndermesi için
Allah’a (cc) yapt›¤› duas›:
2/129 ayet: “Ey Rabbimiz onlara,
içlerinden senin ayetlerini kendilerine
okuyacak, onlara kitap ve hikmeti ö¤retecek, onlar› temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen,
her fleyi yerli yerince yapan sensin.”
Bilindi¤i üzere peygamber efendimiz neseb yönünden soyu ta ‹brahim
peygambere kadar ulaflmaktad›r. Peygamber efendimizde Kur’an’da geçen
bu duaya bizzat mazhar olmufl peygamberlerden birisidir.
--Peygamber efendimizin ismi
Tevrat ve ‹ncilde yaz›l› idi.
7. Sure 157. ayette mealen: “Yanlar›ndaki Tevrat ve ‹ncilde yaz›l› bulduklar› o elçiye, o ummi peygambere
uyanlar (varya), iflte o peygamber onlara iyili¤i emreder, onlara temiz fleyleri helal, pis fleyleri haram k›lar.
A¤›rl›klar›n› ve üzerlerindeki zincirleri
indirir. O peygambere inan›p ona sayg› gösteren, ona yard›m eden ve onunla birlikte gönderilen nur’a (Kuran’a)
uyanlar varya, iflte kurtulufla erenler
onlard›r.”
61/6: “Hat›rla ki Meryem o¤lu ‹sa:
Ey ‹srailo¤ullar›! Ben size Allah’›n elçisiyim, benden önce gelen Tevrat’›
do¤rulay›c› ve benden sonra gelecek
Ahmed ad›nda bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demiflti. Fakat
o, kendilerine aç›k deliller getirince:
bu apaç›k bir büyüdür dediler.”
--Hz. ‹sa’dan sonra peygambersiz
geçen bir zaman bofllu¤undan sonra
peygamber efendimizin gönderilifli.
D
5/19 “Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin aras› kesildi¤i bir s›rada size elçiniz geldi. Gerçekleri size aç›kl›yor ki
(k›yamette): `’Bize bir müjdeleyici ve
uyar›c› gelmedi’’demeyesiniz. ‹flte size müjdeci ve uyar›c› gelmifltir. Allah
(cc) herfleye hakk›yla kadirdir.”
--Peygamber efendimize
peygamberlik verilmesiyle
ilgili ayeti kerimeler.
2/252 “‹flte bunlar Alla’›n ayetleridir. Biz onlar› sana do¤ru olarak anlat›yoruz. fiüphesiz sen, Allah (cc) taraf›ndan gönderilmifl peygamberlerdensin.”
3/114 “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmifltir. fiimdi o ölür ya
da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle)
geri dönerse, Allah’a (cc) hiçbir flekilde zarar vermifl olmayacakt›r. Allah
(cc) flükredenleri mükafatland›racakt›r.”
4/79 “Sana gelen iyilik Allah’tand›r. Bafl›na gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik,
flahit olarak da Allah yeter.”
4/80 “Kim Resul’e itaat ederse Allah’a itaat etmifl olur. Yüz çevirene gelince, seni onlar›n bafl›na bekçi göndermedik.”
4/174 “Ey insanlar! fiüphesiz size
Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaç›k bir nur indirdik.”
6/50 “De ki: ben size, Allah’›n hazineleri benim yan›mdad›r, demiyorum. Ben gayb›da bilmem. Size ben
bir mele¤im de demiyorum. Ben, sadece bana vahy olunana uyar›m. De
ki: Kör ile gören bir olur mu? Hiç düflünmez misiniz?”
13/30 “(Ey Muhammed!) böylece
seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçti¤i bir ümmete gönderdik ki, sana vahy etti¤imizi onlara
okuyas›n. Onlar Rahman’› inkar ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir.
O’ndan baflka tanr› yoktur. Sadece
O’na tevekkül ettim ve dönüfl sadece
O’nad›r.”
48/29 “Muhammed Allah’›n elçisidir. Beraberinde bulunanlarda kafirlere karfl› çetin, kendi aralar›nda merhametlidirler. Onlar› rukuya var›rken,
secde ederken görürsün. Allah’tan lutuf ve r›za isterler. Onlar›n niflanlar›
yüzlerindeki secde izidir. Bu, onlar›n
Tevrat’taki vas›flar›d›r. ‹ncil’deki vas›flar› da flöyledir: Onlar filizini yar›p
ç›karm›fl, gittikçe onu kuvvetlendirerek kal›nlaflm›fl, gövdesi üzerine dikilmifl bir ekine benzerler ki bu ekicilerin
de hofluna gider. Allah (cc) böylece
onlar› ço¤alt›p kuvvetlendirmekle kafirleri öfkelendirir. Allah (cc) onlardan
inan›p iyi ifller yapanlara ma¤firet ve
büyük mükafat vadetmifltir.
--Peygamber efendimize
Kur’an-› Kerim verildi¤ine
dair ayetler.
2/99 “And olsunki sana apaç›k
ayetler indirdik. (Ey Muhammed!) onlar› ancak fas›klar inkar eder.”
2/119 “Do¤rusu biz seni Hak
(Kur’an) ile müjdeleyici ve uyarici
olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu degilsin.”
--Peygamber efendimiz insanlar›
Kur’an ile ‹slama davet eder.
33/46 “Allah’›n izniyle, bir davetçi
ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik).”
65/11 “‹man edip salih amel iflleyenleri, karanl›klardan ayd›nl›¤a ç›karmak için size Allah’›n apaç›k ayetlerini okuyan bir peygamber göndermifltir. Kim Allah’a inan›r ve faydal› ifl
yaparsa Allah onu, altlar›ndan ›rmaklar akan, içinde ebedi kalacaklar› cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir r›z›k vermifltir.”
--Peygamber efendimiz sadece
belirli bir kavme de¤il bütün
insanl›¤a gönderilmifltir.
21/107 “(Resülüm!) Biz seni ancak
alemlere rahmet olarak gönderdik.”
34/28 “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarici olarak gönderdik, fakat insanlarin cogu bunu bilmezler.”
--Peygamber efendimizin flahit
olarak gönderilmesi.
4/41 “Her bir ümmetten bir flahit
getirdi¤imiz ve seni de onlara flahit
olarak gösterdi¤imiz zaman halleri nice olacak.”
16/89 “O gün her ümmetin içinden
kendilerine birer flahit gönderece¤iz.
Seni de hepsinin üzerine flahit olarak
getirece¤iz. Ayr›ca bu kitab› da sana,
her fley için bir aç›klama, bir hidayet
ve rahmet kayna¤› ve müslümanlar
için bir müjde olarak indirdik.”
--Peygamber efendimizin son
peygamber oluflu.
33/40 “Fakat o, Allah’›n resulü ve
peygamberlerin sonuncusudur. Allah
her fleyi hakk›yla bilendir.”
--Peygamber efendimizin müminlere karfl› olan sevgisi.
9/128 “Andolsun size kendinizden
öyle bir peygamber gelmifltir ki, sizin
s›k›nt›ya u¤raman›z ona çok a¤›r gelir.
O, size çok düflkün, müminlere karfl›
çok flefkatlidir, merhametlidir.”
--Ve ahlak›:
4/68 “Ve sen elbette yüce bir ahlak
üzeresin”
--Peygamber efendimiz,
yarat›c›m›z›n bize büyük
bir lutfudur.
3/164 “Andolsun ki içlerinden,
kendilerine Allah’›n ayetlerini okuyan,
(kötülüklerden ve inkardan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve
hikmeti ö¤reten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir
lutufta bulunmufltur. Halbuki daha önce onlar apaç›k bir sap›kl›k içinde idiler.”
33/6 “Peygamber müminlere kendi
canlar›ndan daha yak›nd›r”
De¤erli okuyucular buraya kadar
Kur’an-› Kerim’de peygamber efendimizle ilgili baz› ayetleri zikretmeye
çal›flt›m. Hepsini almak mümkün almad› zira konu çok daha uzayacak.
Peygamber efendimizi bir yaz›yla anlatmak tabiki mümkün de¤ildir. Onun
do¤umu, çocuklu¤u, gençli¤i, ihtiyarl›¤›, ahlaki, dürüstlü¤ü, basireti v.s.
hepsi ayr› ve bafll› bafl›na bir konudur.
Burada yapt›¤›m›z O’nun mevlid kandili dolay›s›yla Kur’an ›fl›¤›nda flahsiyetine ve önemine birazc›k de¤inmektir. Tabiiki onun do¤umu tarihin kaydetti¤i sünettullah çercevesinde cereyan eden en büyük olaylardan bir tanesidir, ve bizler için, insanl›k için çok
büyük bir lutuftur.
Allah (cc) Hz. Adem’den bu yana
mütemadiyen peygamberler göndererek vahiy yoluyla insanlara gerçek bilgi, ilim ve hikmet vermifltir. Vahiy olmasayd› peygamberler olmasayd› halimiz ne olurdu insanl›k Kur’an tabiriyle karanl›klardan yani küfrün karanl›klar›ndan, ayd›nl›¤a yani iman ayd›nl›¤›na nas›l ç›kacakt›.
Vahyin elçisi ve uygulay›c›s› olan
peygamber akl›n yolunu ayd›nlatm›fl
ve dileyen herkesi iman dairesinde buluflturmufl, onlara dünya ve ahiret saadetini müjdelemifltir. ‹man dairesine
girmeyi reddedenleri ise elim bir azabla uyarm›fllard›r.
Hz. Muhammed’in bu peygamberler silsilesinde do¤al olarak özel bir
konumu da bulunmaktad›r. Son peygamber olmas›, ilahi kitap ve mesajlar›n Kur’an gibi ilahi bir kitapta son ve
mükemmel halini alm›fl olmas›, k›yamete kadar de¤iflmeden insanlara ›fl›k
verecek birer kitap olmas›, bu özelliklerdendir. Peygamber efendimiz bu
görevi hiçbir gevfleklik göstermeden,
hertürlü yokluk, imkans›zl›k, güçlük,
tehdit, suikast, eziyet (maddi-manevi),….karfl›s›nda mükemmel bir flekilde tamamlam›flt›r. Kendi zat›n›, kiflili¤ini, sürekli ikinci planda tutmufl, müminleri yani bizleri bizden daha çok
sevmifl ve bizler için hiçbir fedakarl›ktan çekinmemifltir. Bizler de O’na karfl› 33/6 ayette geçen “peygamber, müminlere canlar›ndan daha yak›nd›r.”
ifadesinin anlam›n› iyi kavramal› O’na
lay›k oldu¤u sayg›, sevgi ve hürmeti
göstermeliyiz. Ama tabi bu yaln›z sözle olmaz, hem söz hem de amel (uygulama) alan›nda bunu göstermeliyiz.
Zaten Peygambere itaat Allah (cc)’ye
itaattir.
Ey Allah’rn Rasulu do¤umunla bir
günefl gibi dünyay› ayd›nlatt›¤›n gibi
flu kararan kalplerimize de do¤ar m›s›n. Ve bu günahkar ümmetine Allah
(cc)’den alaca¤›n flefaatle, k›yamet günü flefaat eder misin.
Essalamu Aleyke ya Rasulallah.❏
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 13
DOSYA
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
13
Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de
Hz. Peygamber'e çada kılabilmek
Yusuf Kaplan
nsanlık tarihinde, iki büyük hâdise
eflzamanlı olarak cereyân ediyor:
Birincisi, neo-pagan Batı uygarlı¤ının, yeryüzünde tek baflına hükümfermâ olması. ‹kincisi ise, peygamberî solu¤un, ilk kez insanlı¤ın hayatından
uzaklaflması.
Zaman-mekân mesafesinin "ortadan kalktı¤ı", her fleyin küre ölçe¤inde
cereyan etti¤i bir zaman diliminde, bütün sorunları küre ölçekli düflünmek ve
hâl yoluna koymak zorundayız. Aksi
takdirde analizlerimizin kısa devre
yapmasını ve devre dıflı kalmasını önleyemeyiz.
‹slâm'ın müntesipleri, MESELElerini sadece etnik, lokal ve ulusal düzlemlerle ele alamazlar; çünkü ‹slâm'ın
insana ve bütün varlıklara sordu¤u SUALler ve onlardan bekledi¤i MESÛL‹YETler, etnik, lokal ve ulusal sınırlarla
da, bu dünyayla da sınırlandırılamaz.
Asıl sorunumuz, medeniyet buhranı
sorunudur; dolayısıyla etnik, lokal veya ulusal gibi görünen sorunlar aslî de¤il, arızî sorunlardır. Müslüman toplumlar, bu arızî (mikro) sorunları, aslî
(makro) sorunları katına yükselttikleri
andan itibaren, bu sorunların çözümünde atılacak her adım, kaçınılmaz olarak
ârızalar üretecek; bu sorunları eksene
alan kiflisel veya kollektif aktörlerin
türlü taarruzlara maruz kalmaları, dolayısıyla bu sorunların iyice içinden çıkılmaz bir hâl alması kolay kolay önlenemeyecektir.
Müslüman toplumların, mikro düzlemlerdeki sorunlarını da anlamlandırabilmek ve hâl yoluna koyabilmek
için, makro (aslî) bir perspektife ihtiyaçları var: Bu perspektifin adı, medeniyet perspektifidir. Medeniyet perspektifinin, hem varıfl, hem de kalkıfl
noktası, vahiy ve vahyin hayata aktarıcısı ve hayatlafltırıcısı olan Hz. Peygamber'dir.
Vahyin etnik, lokal ve ulusal sınırları ve sınırlamaları aflacak flekilde hayatlaflmasının vasatını oluflturan ve vâsıtalarını üreten medeniyet perspektifi
‹
veya medeniyet tasavvuru, müslüman
toplumların, sorunlarını zaten küre ölçekli düflünmelerini zorunlu kılan bir
kapı ve pencere açıyor müslümanların
önüne.
Dahası, ‹slâm, sadece müslümanların dünyevî hayatlarının tanzîmi sürecinde küre ölçekli bir düzlem önermekle kalmıyor; bu küre ölçekli düzlemi
icbar eden, fizik ve fizikötesi dünyaları
aynı anda mezceden, kuflatan, kucaklayan ve anlamlandıran zamanlar ve mekânlar ötesi bir idrâk biçimi ve tasavvur da sunuyor müslümanlara.
Burada bugün sadece ‹slâm'ın sundu¤u ve iki esaslı boyutta cereyan ve
tezahür eden bir imkâna, yalnızca müslüman toplumların de¤il, bütün insanlı¤ın sorunlarını hâl yoluna koyabilecek,
birbirini itmek veya yoksaymak yerine,
birbirini çeken, besleyen ve varkılan
"mekân"lar olma özelli¤ine sahip esaslı bir imkâna dikkat çekmifl oluyorum:
Birincisi, fizik düzlemde, ‹slâm, müslüman toplumları, tüm insanlı¤ın sorunlarını kendi sorunlarıymıfl gibi algılamalarını mümkün kılabilecek, onları,
etnik, lokal ve ulusal sınırlardan ve sınırlamalardan kurtaracak cihanflümûl
(küre-ölçekli) bir varolufl alanı tayin,
tarif ve tahsis ediyor müslümanlara.
‹kincisi, fizikötesi düzlemde ise, ‹slâm, insanın tabiatla, kâinâtla ve Yaratıcı ile irtibatı koparmamasını öngörüyor; dolayısıyla ‹slâm, Batı uygarlı¤ının yapageldi¤i gibi tabiatla, kâinatla
ve Yaratıcı ile çatıflmaya, onları kontrol etmeye de¤il; onlarla mîzân'a (dengesizli¤e, zulme, flirke, flirrete ve fliddete RA⁄MEN, dengeye, adalete, tevhîde, selâmete ve sulhe) dayalı bir iliflki ve irtibat hâlinde olmasını talep ediyor emîn olan mümin'den. Mümin'in
bu mükellefiyeti yerine getirebilmesi,
sadece fizikötesi dünya ile de¤il aynı
zamanda fizik dünya ile de irtibatını
koparmamasına ba¤lı.
E¤er insano¤lu, hem fizik, hem de
fizikötesi dünya ile irtibatını koparacak
olursa, sadece kendi dünyasının de¤il,
bütün insanlı¤ın ve di¤er varlıkların
dünyalarının tarumâr olması, tüm dünya ölçe¤inde adaletsizli¤in, haksızlı¤ın, hukuksuzlu¤un ve sömürünün hükümfermâ olması kaçınılmazlaflabilir.
‹flte flu ân, insanın varolufl serüvenini
yalnızca bu dünyayla (fizik düzlemle)
sınırlayan hâkim Batı uygarlı¤ının insanlı¤ı getirdi¤i nokta burası.
Fizik veya fizikötesi dünyalardan
birinin tek baflına hayata çeki düzen
vermesi, hayatı çekilmez kılar: Oysa
bu bir çıkmaz sokaktır; insanlı¤ı bu
çıkmaz sokaktan hem fizik, hem de fizikötesi dünyaları ve imkânları aynı
anda vahyin ıflı¤ında harekete geçirebilen bir dünya tasavvuru kurtarabilir ancak. Dünyanın geldi¤i nokta, insanlı¤ın
bundan sonra nereye gidemeyece¤ine
ve nereye gidebilece¤ine dâir çok esas-
lı bir dönüm noktasının, geri-dönüflü
olmayan bir dönüflüm noktasının efli¤ine geldi¤imize iflaret ediyor bize.
Bir meselemiz olabilmeli ki, mesûliyetimizin farkına varabilelim; mesûliyetimizin farkına varabilmemiz ise meselesi olan insanların mesûliyetlerini
yerine nasıl getirebileceklerine dâir suâller sorabilmeleriyle bahis mevzuû
olabilir ancak.
Mesele, mesûliyet ve suâl... Suâlimiz yoksa, mesûliyetimiz de yok; mesûliyetimiz yoksa, meselemiz de yok
demektir. Veya bir meselemiz varsa,
mesûliyetimiz de var, mesûliyetimiz
varsa, suâlimiz de var demektir.
En temel meselemiz ‹slâm, en temel mesûliyetimiz müslim olmak... O
hâlde, en temel suâlimiz ise: Hakîkaten
meselemiz ‹slâm mı ve hakîkaten mesûliyetimizi müdrik (her dâim müslim)
miyiz?
Bu soruya cevap verebilmenin en
esaslı yolu, Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de Hz. Peygamber'e ça¤dafl kılabilmemizden; bunun yolu da,
Hz. Peygamber'in Tanık, Özne ve Öncü "kiflilik"lerini, hayatımızda teflhis,
tespit ve ispat edilebilecek kadar müflahhaslafltırabilmemiz, sabitlefltirebilmemiz ve ispatlayabilmemizden geçiyor.
Peygamberî solu¤un yeniden hayatımıza nefes üfleyebilmesi neo-pagan
Batı kültürünün varolufl serüveninin
soykütü¤ünü çıkarmamıza, bunun için
bütün zamanları seferber edebilecek
kadar bütün zamanları kendi çocu¤umuz kılarak bütün zamanların çocu¤u
olabilmemize ve dolayısıyla Batı kültürüyle yüzleflip, hesaplaflıp Batı kültürüne RA⁄MEN direnifl, varolufl ve duruma hâkim olufl ruhu ve vasatları gelifltirebilmemize, dolayısıyla Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de Hz.
Peygamber'e ça¤dafl kılabilmemize
ba¤lıdır vesselâm.
‹bn Teymiyye'nin, ilk bakıflta anlaflılması zor gibi gelebilecek sarsıcı bir
tespiti vardır: "‹slâm'ın anlaflılması sürecinde Hz. Peygamber'in konumu,
Kur'ân-ı Azîmüflflân'dan daha önemlidir." Çünkü Hz. Peygamber devre dıflı
bırakıldı¤ında Kur'ân'ın anlaflılması
son derece zordur.
‹bn Teymiyye, burada Kur'ân'ı tâlî
bir konuma yerlefltirmiyor; aksine, ‹slâm'ın / Kur'ân'ın anlaflılması sürecinde
Hz. Peygamber'in konumunun vazgeçilemezli¤ine dikkat çekiyor.
Ben, ‹bn Teymiyye'nin bu tespitini
bir adım daha öteye götürebilece¤imizi
ve flu flekilde yeniden formüle edebilece¤imizi düflünüyorum: Sadece ‹slâm'ın ve Kur'ân'ın anlaflılması sürecinde de¤il, dünyanın ve insanlı¤ın karflı
karflıya kaldı¤ı sorunların anlaflılması
ve hâl yoluna konulması sürecinde de
Hz. Peygamber'in 63 yıllık kiflisel tarihinin, bize tahmin ve tahayyül etti¤i-
mizden de fazla katkıda bulunabilece¤ini, bu konuda sadece müslümanlar
için de¤il, bütün insanlık için de anahtar ifllevi görebilece¤ini düflünüyorum.
‹slâm'ın (dolayısıyla Kur'ân'ın) anlaflılması sürecinde Hz. Peygamber'in
KONUM'u neden hayâtî bir önem arzediyor peki?
Her fleyden önce Hz. Peygamber'in
bütün di¤er müslümanlardan ayrılan en
belirgin özelli¤i, O'nun bir mümin olarak Kur'ân'a muhatap olmasının yanısıra bir elçi olarak bizi Kur'ân'a muhatap
kılmasıdır.
Kur'ân metninin, bir anlam ifade etmesi, dolayısıyla bizler tarafından anlaflılması ve hayata aktarılması, Hz.
Peygamber'in aracılı¤ı olmaksızın son
derece zordur. Hz. Peygamber, bize sadece kendisine vahyedilen metni sözlü
olarak aktarmakla yetinmemifl, aynı zamanda, vahiy metnini nasıl bilfiil ve
bilkuvve anlayıp hayata aktarabilece¤imiz meselesinde ve sürecinde bize rehberlik etmifltir. fiunu demek istiyorum:
Kur'ân, -deyim yerindeyse- ‹slâm'ın
"teorik" sunumudur; Hz. Peygamber'in
kiflisel tarihi ise, ‹slâm'ın "pratik" sunumudur. Baflka bir deyiflle, Hz. Peygamber, sadece bir aktarıcı de¤ildir,
aynı zamanda, kendisine vahyedilenleri hayata aktaran, "yaflayan Kur'ân"dır.
Meselenin püf noktası flurası:
Kur'ân, bir ânda, bir gecede vahyedilebilirdi. Ama bir ânda, bir gecede de¤il,
23 yılda vahyedildi. Yani Kur'ân Hz.
Peygamber'in 23 yıllık vahiy-sonrası
hayatına yayılarak aktarılmak sûretiyle
bize bir zaman duygusuna sahip olmamız gerekti¤ini hatırlatıyor. Ama zamanı mutlaklafltırmıyor ve bizden de
zamanı mutlaklafltırmamızı istemiyor.
E¤er öyle olmufl olsaydı, hayat çekilmez olurdu. Böyle yapmakla, zamanın
(tarihin ve mekanın) izafili¤ine, zamanı aslâ mutlaklafltırmamamız gerekti¤ine fakat aynı zamanda da zamanı, tarihi ve mekânı (dolayısıyla beflerî tecrübeyi) ıskalamamamız gerekti¤ine de
dikkat çekmifl oluyor.
Buradan asıl can alıcı noktaya, bu
yazının meselesine geçifl yapabiliriz:
Hz. Peygamber'in kiflisel tarihi, sadece
‹slâm'ın anlaflılması sürecinde de¤il,
aynı zamanda, hangi ça¤da yaflarsak
yaflayalım ça¤ın ve dolayısıyla dünyanın sorunlarının anlaflılması, anlamlandırılması ve hâl yoluna konulması sürecinde de bugüne kadar farkedemedi¤imiz ölçüde hayâtî ipuçları sunuyor
bize.
Meseleyi daha bir açıklı¤a kavuflturabilmek için flu sorunun cevabı üzerinde kafa yormamız gerekiyor: Peki,
Hz. Peygamber ne yaptı? Bu sorunun
makro düzlemdeki cevabı flu: Hz. Peygamber, bütün zamanları seferber ederek bütün zamanları kendi çocu¤u kıldı
ve bütün zamanların çocu¤u olabilecek
bir konuma, zemine vardıktan sonra
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 14
14
vahiyle buluflturdu, hakîkatle yüzlefltirdi ilk müminleri. Veya flöyle de söylemek mümkün: Vahiyle muhatap olan
ilk müminlerin ayaklarını bastıkları teorik ve pratik zemin, bütün zamanları
seferber etmelerini mümkün kılabilecek bir zemindi: "Bilgi kurdu" olmalarından de¤il, böylesi zihinsel bir ufka
sahip olmalarından sözediyorum.
Hz. Peygamber, bunu nasıl yaptı?
Son peygamber olarak gönderilmifl olmakla yaptı. Yani, bir yandan makro
düzlemde, Hz. Adem'den bu yana vahyedilen dinlerin ve gönderilen bütün
peygamberlerin mirasçısı oldu. Öte
yandan, mikro düzlemde ise, yafladı¤ı
toplumunun içinde yaflayarak, yani
ruhban hayatı yaflamayarak, o toplumdan tecrit olmadan yaflayarak, o toplumda ve o toplumun temas hâlinde oldu¤u di¤er toplumlarda karflı karflıya
kalınan sorunları bizzat tespit ve teflhis
ederek yaflayarak hayata nasıl müdahale edebilece¤ini, vahyin mesajının hangi topluma, hangi flartlarda ve nasıl
ulafltırabilece¤ini yakînen görerek, bilerek yeni dini tebli¤ etti.
Hem bütün peygamberlerin mirasçısı olan konumuyla, hem de toplumunun ve ça¤ının sorunlarına sahip çıkan
ve bu sorunların nasıl hâl yoluna konulaca¤ına dâir ortaya koydu¤u esaslı
"performans"la, Hz. Peygamber, belki
de insanlı¤ın kendisine her zamankinden çok ve acilen ihtiyaç hissetti¤i bir
öncü olarak görülmeli diye düflünüyorum.
En azından iki açıdan böyle bu: Birincisi, Hz. Peygamber, her fleyden önce flahsiyet sahibi güçlü bir insan inflasını öncelemifltir. Aslolan insan infla
edebilmektir. I˙kincisi ise bu flahsiyetin
varlı¤ını sürdürebilmesi ve hissettirebilmesi için Hz. Peygamber sürekli
olarak varlık ve kapsama alanı geniflleyen korunaklı bir alanın açılması cehdi
içinde olmufltur. Bütün bunları yaparken insanlı¤ın bütün tarihi boyunca yafladı¤ı serüveni, tabloyu öz bir flekilde
toplumunun önüne sermifl, böylelikle
kuraca¤ı yeni dünyanın tüm di¤er dünyalardan neden ve hangi bakımlardan
farklı özellikler taflıdı¤ını çok iyi izah
etmifl ve 23 yıllık elçilik hayatıyla da
resmetti¤i ve vadetti¤i dünyayı, infla etti¤i insan ve toplumu emin ve emniyetli bir flekilde varkılabilmesi için korunaklı alanları sürekli olarak geniflletmifltir.
fiu an insanlık, sirki andıran bir
dünyada korunaklı alanlardan yoksun
bir hâlde yuvarlanıp gidiyor. Allah'ın
rahmet sıfatıyla mücehhez güçlü flahsiyetlere ve bu flahsiyetlerin varolmalarını mümkün kılacak korunaklı alanlara
her zamankinden çok ihtiyacımız var:
O yüzden Hz. Peygamber'i kendimize,
kendimizi de Hz. Peygamber'e her dâim ça¤dafl kılmak; yani bütün zamanları seferber ederek bütün zamanları çocu¤umuz kılabilecek ve bütün zamanların çocu¤u olmamıza imkân tanıyabilecek teorik ve pratik bir zemine (=korunaklı alana) çıkarak dünyaya ve her
fleye o zeminden (yenilgi psikolojilerini aflmıfl olarak ve özgüvenle) bakmak
zorundayız.
Hayat
DOSYA
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
BR KUTLU DOUM
B
iz hemen hepimiz, mana ekseninde
mizde o vakitsiz ayr›l›fl›n, ümit sabahlar›m›z›
körkütük sarhofl yaflad›¤›m›z flu alemkapkaranl›k bir hicran bahçesine çevirdi. Göz
de Rabbimizi Seninle tan›d›k Efengözü görmez oldu ve bütün yol bildiklerimiz
dim. Sa¤anak sa¤anak bafl›m›zdan afla¤› döbirbirine kar›flt› Efendim. Gün geldi insanl›k,
külen nimetleri senin basiretlerimize saçt›¤›n
senin yolundan ayr›l›p, hakikat nam›na baflka
ilahi nurlar sayesinde duyup hissettik Efenyollara sapt›... Düflünceler bütün bütün sana
dim. Kurak manevi iklimlerimizde iman›n
karfl› kapand› ve her taraf y›llardan beridir puilkbahar tomurcuklar› senin sayende açt›
suda bekliyen hilkat garibeleri ile doldu. Ad›n
Efendim. ‹nsan onurunun ayaklar alt›na al›nsinelerimizden kaz›nmak ve nam›n yeni nesild›¤› anlams›z ve gayesiz karanl›k ça¤lar senin
lere unutturulmak istendi.
sayende nur bendesine döndü Efendim. Ni‘Ne adlar ezberledi ad›na al›flk›n dudaklar›Adem TAFLAN
mete minnet ve flükran duygusunu; ihsan,
m›z’ diyorduya Arif Nihat Asya; ne topçular
Aratırmacı
hamd-ü sena düflüncesini senden ö¤rendik
ne popçular ezberletildi senin ümmetinin garip
efendim. Allah’a kul olabilmenin dayan›lmaz hazz›n› gö- nesillerine Ey Nebi. Bu mesum gayretlerle beraber flu köhnüllerimize ak›tt›¤›n ilahi nurla senden ö¤rendik Efendim.
ne dünyam›z u¤ursuzluk a¤›na tak›ld› ve ümmetin kaderi
B‹ZE RAHMET GET‹RD‹N EFEND‹M
kamburlafl›p iki büklüm oldu. Durmam›z gereken yerde duDünya insanl›¤›n›n gözleri senin ›fl›¤›nla uyanaca¤› ana ramad›k, olmam›z gereken yerde olamad›k, iddias›nda bukadar hissiyat kapkaranl›k, düflünceler kendi içinde tutars›z lundu¤umuz yere de ulaflamad›k... mana köklerimizden
ve anlams›z, gönüllerde yaln›zl›ktan iki büklümdü Efen- koptuk.. maddeyi ve dünyay› do¤ru okuyamad›k.. kendimidim. Ne kedersiz bir sevinç bilinebiliyor, ne de elemsiz lezzi korkunç hazan›n solduran, öldürücü ikliminde sarar›p
zetten haberi vard› insanl›¤›n. Ötelerden bir damla rahmet
solmaya sald›k... herkes kendi düflünce dünyas›n›n ufkuna
düflmüyor ve gönül yamaçlar› da bahar› ve bahar›n manevi
koflarken bizler ürperten bir yok olufl içinde kalakald›k.
ikliminden habersizdi Efendim. Senin teflrifinle her taraf›
Ey güzeller güzeli sevgili gel, bir kere daha bu garip
kas›p kavuran zifiri karanl›¤›n büyüsü bozuldu, göklerin
ümmetinin misafiri ol...taht›n› sinelerimize kur ve bize bugözü yafllarla doldu ve gönüller cennet yamaçlar›n›n rengiyurabildi¤in her fleyi yeniden buyur. Gel Ey Nebi bahard›r
ni ald›. Rahmetsizlikden sak sak olmufl bütün enva-i befledudaklar›m›z ard›nda sakl› aminlerimiz vard›r. Hacdan dörin ›sd›rab› dindi ve nice bin seneden beri ölümün pençesinde k›vranan ruhlara manevi hayat çeflmesinin ufku senin sa- ner gibi, miracdan iner gibi gel. Bekliyoruz y›llard›r. Gel,
gönüllerimize ayd›nl›klar ad›na yerlefltirilen karanl›klar›
yende göründü Efendim.
Sen geldin ve bütün yafll› çehrelerdeki kederlerin yerini kov, bütün ama bütün benli¤imize ruhunun ilhamlar›n› duen içten tebessümler ald›. Sen geldin zulmün karanl›k sesi yur ve bize yeniden dirilifl yollar›n› göster. Gel Ey Nebi,
kesildi. Mazlumun ah› ne büyüktü ya RABBI, yerde kalma- her flekliyle kine, nefrete, düflmanl›¤a kilitlenmifl flu zavall›
yacakt› ya... Sen geldin Efendim mazlumun ah› dindi...ve ruhlar›n boyunlar›ndaki zincirleri çöz; sevgiye, flefkate,
sinelerde kaybolmufl adalet filizi yeniden dirildi. Sen geldin merhamete hasret kalan sinelerimizi muhabbetle, hoflgörüykaba kuvvete dur deyiverdin. Mutacavizlere haddini bildir- le cofltur; gel ruhlar›m›z› vahyin ayd›nl›¤›, gönüllerimizi de
din ve hakk›n diline hak ad›na ba¤lanm›fl zincirleri çözdün. mant›k ve muhakeme enginli¤iyle bulufltur ve bizi kendi
içimizdeki kopukluklardan kurtar.
DÜNYAMIZI AYDINLATAN NUR
SANA UYMAYAN ÖLÇÜ HAYAT B‹LE OLSA TEEy ›fl›¤›yla dünyam›z› ayd›nlatan nur, ey o enfes rayihas›yla alemleri itriyat bahçesine çeviren gül, gönül bahçe- PER‹Z; Anlay›fl›na ulaflmak dilek ve temennisiyle....❏
...ve ceylan Resulullah› görünce gözyafllar›n› tutamad›
CEYLANIM
Ürkme ceylan›m sak›n ürkme
derler ki seninle gelmifl gözgöze
boyun posun güzelli¤in neyime
vurgunum ben o gözleri gören gözlerine...
Ö.Vehbi Hatipo¤lu
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 15
DOSYA
15
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
PEYGAMBERMZ HZ. MUHAMMED
(SAV)’N YÜCE AHSYYET
O, sadece müslümanlara hoflgörülü de¤il, müslüman olmayanlara da bilhassa Ehl-i Kitaba karfl› da son derece hoflgörü ile muamelede bulunurdu. Onlar›n da davetine kat›l›r, onlar› da davet ederdi. Necran’dan gelen hristiyan
heyeti, mescidinde kabul etmifl ve heyetin bafl›ndaki din adam›n›n alt›na da
kendi h›rkas›n› yayarak onlara ikram etmek istemiflti.
Ali BOZKURT
IGMG slam Toplumu Milli Görü
RAD ve TANITMA BAKANI
ahmet ça¤layanlar›ndan f›flk›ran
esintileriyle, ruhlar›m›za nesim-i
hayat üfleyen, Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (sav)
efendimizin, do¤um günü olan Mevlid
Kandili gecesinin, rahmet flelaleleriyle
üzerimize sayeban olaca¤› günlerin arefesindeyiz. Rabbimiz bütün alem-i islam için mübarek eylesin. Bu hafta boyunca –inflaallah- birçok programla
bütün yönleriyle Efendimiz (as)’› özellikle genç dima¤lara anlataca¤›z, O’nun
mesajlar›n› bir daha yeryüzüne duyurmaya çal›flaca¤›z. Bu yaz›m›zda ise,
O’nun yüce flahsiyyetinden söz etmeye
çal›flaca¤›z. Ancak hakk›nda “Bir acep
nur kim günefl pervanesi” denilen bir
Yüce flahsiyyeti, bir yönü ile bile olsa,
bir yaz› çerçevesine s›¤d›rmak, mümkün olmamas›na ra¤men, ummandan
damlalar takdim etmeye çal›flaca¤›z.
Hz. Peygamber’in yüce bir ahlaka
sahip oluflu ve bu ahlak›n flekillendirdi¤i yüce flahsiyyeti, ilk ‹slam toplumunun baflar›l› olmas›n›n da en büyük etkenlerinden birisi olmufltur. Çünkü O,
özünü Rabb›n›n terbiyesinden alm›fl büyük bir ahlaka sahipti. Bunu flu ayet-i
celile ve hadis-i flerif flöylece tasvir ediyor: “Muhakkak ki sen büyük bir ahlak
üzeresin”[1]; “Beni Rabbim terbiye etti
ve güzel terbiye etti.”[2]; “E¤er sen sert
ve kat› kalpli olsayd›n, muhakkak ki insanlar, etraf›ndan da¤›l›r giderlerdi.”[3]
O’nun bu ahlaki üstünlü›ü sebebiyledir
ki, insanlar etraf›na toplanm›fl ve arkadafllar› taraf›ndan bu kadar sevilen bir
baflka lider daha yeryüzüne gelmemifltir.
Hz. Peygamber, peygamber olmadan önce de parmakla gösterilen parlak
bir ahlak ve flahsiyyete sahipti. Daha o
dönemde ismi, “sadiku’l emin” (do¤ru
ve güvenilen) lakab›yla beraber an›l›rd›.
Gençlik y›llar›nda bile Kureyfl gençlerinin al›flkanl›k haline getirdi¤i bofl ve
çirkin fleylerden uzak kalm›fl ve hiç bir
zaman putlara secde etmemiflti. Peygamber olarak Allah teala taraf›ndan
görevlendirildi¤i zaman O’nun peygamberli¤ini kabul edenler oldu, etmeyenler oldu. Kabul etmeyenler bile
R
O’nun ahlak›n›n güzelli¤ini, do¤rulu¤unu, emin insan oldu¤unu bir kez bile
O’ndan tutars›z bir fleyin sad›r olmad›¤›n› teslim etmifllerdir.
‹slam dini yüceldi ve etrafa yay›ld›.
Hz. Peygamber hem dini lider olarak,
hem de siyasi lider olarak büyük bir güç
ve otoriteye sahip oldu. Fakat sultanlarda ve krallarda olan gurur, kibir ve azamet gibi tav›rlar onda hiç bir zaman yer
bulamad›. O, yine kendi ifllerini kendisi
görüyor, söküklerini dikiyor, koyunlar›n› sa¤›yor, hizmetçileri ile beraber yemek yiyordu. Ashab›n›n hem k›lavuzu,
hem de en yak›n dostu idi. Onlar›n yan›na vard›¤› zaman, ayakta karfl›lamalar›na raz› olmuyor, kendisine özel bir yer
ayr›lmas›n› beklemiyor; nerede boflluk
varsa oraya oturuyor ve içlerinden her
hangi biri imifl gibi onlarla sohbet ediyordu. Ashab›yla flakalafl›yor, onlar›n
çocuklar›yla oynuyor ve çocuklar› bine¤inin terkisine ve kuca¤›na al›yordu.
Hiç bir ay›r›m yapmadan gelen her davete kat›l›r, yine ay›r›m yapmadan hasta
oldu¤unu iflitti¤i herkesin aya¤›na giderek ziyarette bulunurdu.
O, sadece müslümanlara hoflgörülü
de¤il, müslüman olmayanlara da bilhassa Ehl-i Kitaba karfl› da son derece hoflgörü ile muamelede bulunurdu. Onlar›n
da davetine kat›l›r, onlar› da davet ederdi. Necran’dan gelen hristiyan heyeti,
mescidinde kabul etmifl ve heyetin bafl›ndaki din adam›n›n alt›na da kendi
h›rkas›n› yayarak onlara ikram etmek
istemiflti.
Dünyay› önemsemez ve ihtiyac› olsa bile baflkalar›n› kendi nefsine tercih
ederdi. Yar›n için bir fley biriktirmeyi
düflünmezdi. Mütevazi bir hayat yaflam›fl, lüks ve depdebeden uzak olmufltu.
Efendimiz (as), parlak bir zekaya,
derin bir düflünceye ve süratli bir intikal
kabiliyetine sahipti. Bazen büyük problemlerle karfl› karfl›ya gelir fakat hiçbirinin karfl›s›nda acze düflmezdi. ‹stisnas›z herkesten daha cesaretliydi. Savafl›n
en fliddetli zamanlar›nda yerinden bir
ad›m bile geriye gitmez ve düflmana en
yak›n yerde dururdu. O’nun cesaretini
Hz. Ali efendimiz, “Savafllar›n en k›zg›n an›nda biz kendimizi Rasulullah’a
s›¤›nm›fl olarak bulurduk” sözleriyle bize nakletmiflti. K›tl›k günlerine denk
düflen Hendek kaz›lmas› günlerinde
herkes kar›nlar›na birer tafl ba¤larken,
kendisi iki tafl ba¤layarak ashab›na cesaret vermiflti. Tertemiz bir hayat yaflam›fl, hayat›nda kapal› ve flaibeli bir an
bile olmam›flt›r. Gayrimüslim araflt›rmac›lar da dahil O’nun hayat›nda en
küçük bir tutars›zl››a rastlayamam›fllard›r. Kendisine sunulan ve dünyada en
önemli imkanlardan say›lan riyaset, para ve kad›n gibi fleyleri davas› u¤runda
elinin tersi ile itmifl ve hiç ehemmiyet
vermemifltir. Getirmifl oldu¤u tevhid
inanc›ndan zerre kadar taviz vermemifl,
daha önce kimi peygamberlerin bafl›na
gelen peygamberi ilahlaflt›rma yollar›n›
tümüyle kapatm›fl, “Alemlere rahmet
olma”s›na ra¤men hep “kul-peygamber” ismiyle an›lmay› ye¤lemifltir.
O, hay›r ve iyilikte, afvetmek ve ba¤›fllamakta da örne¤imiz olmufltu. En
güçlü oldu¤u gün, cezalanmay› en çok
hakedenleri afvetme büyüklü¤ünü O,
göstermiflti. Zay›flar yan›nda güçlü,
güçlüler nazar›nda zay›f idi. Bir iyilik
yapacaksa evvela en zay›f ve en muhtaçlardan bafllard›. Kendi öz k›z› da olsa
ashab› suffay› ona tercih ederdi. Ümmeti için arzulamad›¤› bir fleyi kendisi
için de istemezdi.
Yukarda ifade ettik; bir yaz›da sevgililer sevgilisini bir vechesi ile bile anlatma imkan› yoktur. Bundan dolay›
O’nun ümmeti hakk›ndaki düflüncesini
ifade eden bir ayet ve O’na gerçekten
afl›k olan bir sevdal›n›n dizelerini takdim ediyor ve O’nun flefaat›n› Rabbimizden niyaz ediyoruz. Rabbimiz teala
hz.leri buyuruyor ki: “Andolsun, içinizden size öyle bir peygamber geldi ki, s›k›nt›ya u›raman›z ona a¤›r gelir; size
düflkün, müminlere flefkat ve merhametlidir.” (Tevbe Suresi 128)
Bütün Müslümanlar›n idrak ettikleri
Mevlid Kandillerini tebrik ediyor, dünya bar›fl›na, müslümanlar›n ve tüm insanl›¤›n kardeflli¤ine vesile olmas›n›
Allah’tan niyaz ediyorum.
[1] Kalem Suresi: 4
[2] El-Camiu’s Sagir, 25, H.N. 310
[3] Al-i ‹mran Suresi: 159
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 16
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
MAHKEME KARARLARI
16
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Güncel mahkeme kararları
Tazminat davas›: zarar
görenler doktor hatas›n›
kan›tlamal›d›r
Hamm Üst Eyalet Mahkemesi
(OLG) bir doktor aleyhinde aç›lan
tazminat davas›n›, davac› kifli doktorun hatas›n› ispatlayamad›¤› için
geri çevirdi. Davac› kifli a¤›r bir trafik kazas›ndan sonra kafas›ndan ald›¤› yaralarla daval› bayan göz doktorunun muayenehanesine geldi.
Davac› adam›n aç›klamas›na göre
doktor kendisini gerekti¤i gibi muayene ve tedavi etmedi. Bu da görme yetene¤inin kaybolmas›na neden
olmufl. Davac› adam bundan sonra
göz doktorundan 40.000 Euro tazminat istedi.
Bielefeld Eyalet Mahkemesi davay› ilk aflamada geri çevirmiflti.
Davac› kifli bu durumda OLG önünde de kazanamad›. OLG’nin doktorlar›n sorumlulu¤u hukukuyla ilgilenen özel senatosu uzmanlar› dinledikten sonra doktorun herhangi bir
hatas› oldu¤unu saptayamad›. Dahas› davac›n›n görme yetene¤inin kurtar›labilece¤ine de kuflkuyla bak›l›yor. Davac› kifli mahkemeye yanl›fl
tedavi yap›ld›¤›na dair herhangi bir
delil sunamad› ve bu nedenle davas›n› kaybetti.
Dava No: OLG Hamm,
3 U 160/03).
Çocuk paras›:
Aile Mahkemesi
kime ödeycek?
Ebeveynlerin içinde daha yüksek
masraflar› yapan taraf çocuk paras›
alma hakk›nda sahip. Her iki taraf›n
yapt›¤› masraflar ayn› miktardaysa,
kendi gelirinin oransal olarak daha
yüksek bölümünü harcayan taraf
hak sahibidir. Bu de¤erlenirmenin
sonucu, baflka bilgilerin olmamas›
durumunda mali ve ekonomik aç›dan daha zay›f olan ebeveyn taraf›na çocuk paras› ödenir.
Schleswig Üst Eyalet Mahkemesi (OLG) bu konuda ald›¤› karar›yla
birbirinden ayr› yaflayan bir evli çiftin kavgas›na son verdi. OLG Aile
Kasas›n›n hangi ebeveyn taraf›na
çocuk paras›n› ödeyece¤i konusundaki karar›nda ilke olarak iki ebeveyn taraf›n›n kendi aralar›nda anlaflmalar› gerekti¤ini belirtti. Bu
alanda herhangi bir anlaflmaya var›lmamas› halinde Vesayet Mahkemesi dilekçeli baflvuru yap›lmas›ndan
sonra hak sahibini belirler. Bu mahkeme Gelir Vergisi Yasas› (EstG) §
64’te yaz›l› olan temel düflünceyi
dikkate almal›d›r. Buna göre çocuklar için daha yüksek masraflar› olan
ebeveyn taraf› çocuk paras› alma
hakk›na sahiptir. Objektif masraflar
hemen hemen ayn› olduktan sonra
sübjektif masraflara bak›lmal›d›r.
Bunun anlam›, mali ve ekonomik
aç›dan daha zay›f durumdaki ebeveyn taraf› çocuklar›n geçimi için
daha yüksek oranda masrafa giriyor
demektir. Aç›lan davada çocuklar›n
babas› mali ve ekonomik aç›dan daha zay›f olan taraft›r. Bu itibarla baban›n çocuk paras› alma hakk› vard›r.
OLG Schles§ig, 13 §F 187/03).
‹stihdam› sürdürme:
iflçi kendine yap›lan
öneriyi kabul etmek
zorunda
Kendi iflverenine karfl› istihdam›
sürdürme davas› açanlar, iflverenin
baflar›l› de¤erlendirmesinden sonra
istek üzerine ifle yeniden bafllamal›d›r. Ancak bu ifle bafllamas› belirli
nedenlerden imkans›z olduktan sonra farkl› bir durum oluflur.
Federal ‹fl Mahkemesi (BAG) bu
gibi bir gerekçeyle bir iflçinin maafl
tazminat› davas›n› geri çevirdi. Bu
iflçinin açt›¤› iflten ç›karmaya karfl›
koruma davas› kapsam›nda ‹fl Mahkemesi iflvereni yap›lan baflvuru
do¤rultusunda iflçiyi yeniden istihdam etmeye mahkum edildi. Mahkeme ayn› zamanda bu istihdam›n
normal istihdam olmad›¤›n›, tersine
“dava istihdam›” oldu¤unu ve sadece mahkeme bitene kadar sürece¤ini
aç›klad›. Davac› iflçi ise bu gibi bir
dava istihdam›na ilgi duymad›¤›n›
ve bu gibi bir ifle bafllamak zorunda
olmad›¤›n› aç›klad› ve ifle gitmedi.
Bu durumda iflveren maafl ödemeyince, maafl tazminat› davas› açt›.
BAG kararla ilgili aç›klamas›nda
iflverenin çal›flma zorunlulu¤una kötü niyetle uymad›¤›n›, bunun yeterli
sebep olmadan kas›tl› olarak çal›flmay› reddeden ya da kenisine ifl
önerilmesini kas›tl› olarak engelleyen biri olmas›na dayand›¤›n› belirtti. Kas›tl› çal›flmamak suç unsuru
olabilmelidir. Bu de¤erlendirmeyi
engelleyen tek bir durum var, o da
iflçinin kendisine önerilen ya da çal›flmas›na imkan olan iflte çal›flmamas› için somut ve objektif nedenler
olmas› durumudur. Aç›lan davada
iflçinin bu iflte çal›flmas› mümkündü.
‹flçi, davan›n bitimine kadar kendisinin iflveren yan›nda düzenli olarak
çal›flabilece¤ini hesaba katmal›yd›.
BAG’ye göre sözleflmenin eksik olmas› ve medeni kanunun haks›z kazanç edinme kurallar›na göre ifl iliflkisinin tazminat çözümünün görüflülmemifl olmas› çal›flmay› imkans›z k›lm›yor. ‹flçi ayr›ca, en baflta
yapt›¤› yeniden istihdam baflvurusuyla kendisinin bu iflte çal›flabilece¤ine iflaret etti.
BAG, 5 AZR 500/02.
K›smi zamanl› çal›flma:
yede¤in olmamas›
durumunda hak oluflmaz
K›smi zamanl› çal›flma ve k›s›tlama yasas›na göre bir iflçi, iflverenin kendi talebi olan çal›flma süresini azaltma arzusunu gerçeklefltirmesi için hak sahibi de¤ildir.
Federal ‹fl Mahkemesi (BAG)
uzman bir iflçinin açt›¤› davan›n karar aç›klamas›nda bu duruma iflaret
etti. Bu iflçi haftal›k çal›flma süresini
35 saatten 21’e indirmek istiyordu
ve bu çal›flma süresini Pazartesinden Cumaya da¤›tmak istiyordu. Bu
iflçinin niyeti çocuklar›na daha fazla
vakit ay›rmak ve kar›s›na k›smi zamanl› bir iflte çal›flma imkan› sunmakt›.
Ancak, BAG bu uzun iflçinin davas›n› geri çevirdi. Gerçi iflverenin
kaybolan çal›flma zaman›n› yeni bir
k›smi zamanl› çal›flan iflçinin ifle
al›nmas›yla telafi etmesi imkan› varolduktan sonra iflçinin k›smi zamanl› çal›flma talebinin reddedilmesi için iflin tabiat›na ba¤l› bir gerekçe mevcut de¤ildi, ancak k›smi zamanl› çal›flan bir uzman iflçinin yedekte olmamas› halinde, hiç kimse
iflverene tam kadrolu çal›flan bir iflçiyi ifle almas› gerekti¤ini ve sonra
da bu iflçinin sa¤layaca¤› fazla mesaileri sürekli tatille tekafi etmesi
gerekti¤i söylenemez. Öte yandan,
iflçinin hangi sebeple daha düflük bir
haftal›k çal›flma saatiyle ifle gitmek
istedi¤inin önemsiz oldu¤u görüldü.
BAG, 9 AZR 16/03.
Geri Kalan Taksitleri
‹flveren Ödedi
Almanya’da yöneticilere kullanmalar› amac›yla firmalar›n tafl›t vermeleri yayg›n bir uygulama. Ancak,
leasing yolu ile flirket yetkililerinin
kullan›m›na sunulan bu tafl›tlar, iflten ç›kar›lmalarda sorun yaflatabiliyor. fiirket taraf›ndan leasing yolu
ile al›nan ve çal›flan›n kullan›m›na
sunulan bir araç, bak›n nelere sebeb
oldu.
Arac› kullanan firma görevlisi 10
ay sonra iflini kaybetti. Dolay›s›yla
arac› çal›flt›¤› iflyerine iade etti. Ancak, mesele bitmedi. Zira, üst düzey
flirket yetkilisi arac›nda istedi¤i klima vs. gibi “ekstra aksesuarlar›n bedelini” kendisi ödeyece¤ini taahhüt
etmiflti. ‹flveren iflten ç›kard›¤› kiflinin alaca¤›ndan “ekstra aksesuarlar›n” geriye kalan 26 ayl›k taksidini
kesti. Sonunda mahkemelik oldular.
Federal Çal›flma Mahkemesine göre
iflveren bu alacaklardan dolay› kesinti yapamazd›. Çal›flan ifl akdinin
bitiminden sonra, karfl›l›¤› olmayan
bir iliflkiden dolay› iflverene karfl›
borçlu say›lamazd›. Yani taksitleri
iflveren ödemeliydi.
(Bundesarbeitsgericht, Urteil
vom 9. September 2003 - 9 AZR
574/02)
Dostluk Üzerine
Yüzyüze dostluklar vardır.
Günele ayçiçeinin dostluu, böyle bir dostluktur mesela.
Ayçiçei sabahtan akama kadar hiç ayıramaz yüzünü
güneten...
Uzak dostluklar vardır.
Denizlerin ortasındaki bir adayla, daların arasındaki bir göl,
birbirlerinin uzak dostlarıdır. Dostluklarını gündüz kularla,
gece yıldızlarla iletirler birbirlerine...
Sessiz dostluklar vardır.
Dilsiz bir adamla, duymayan bir baka adamın elleri arasında
sessiz bir dostluk oluur. Hereyden konuur sessizce bu
eller...
Zorunlu dostluklar vardır.
Pazarla Pazartesinin dostluu gibi. Pazar aır bir gündür,
Pazartesi hızlı bir gün... Ayak uyduramazlar birbirlerine. Ama
dost olmak, yanyana durmak zorundadırlar...
Uzun dostluklar vardır.
kindi güneinin altında uzayan gölgeler birbirlerine
kavuurlar ve uzun boylu bir dostluk oluur aralarında...
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 17
UZMANINDAN BLGLER
17
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Ehliyet deneme süresi
hsan GÜLER
Sürücü Kursu Öretmeni
[email protected]
fiahsi Gelifltirme kursu (Das Aufbauseminar)
fiahsi Gelifltirme kursu Trafik suçu ifllendikten bir süre sonra Ehliyet
Dairesi taraf›ndan suç iflleyene yapmas› emredilir.
Ehliyet Deneme Süresi zaman›
içerisinde Trafik suçundan dolay› 40
Euro’dan fazla para cezas› alan kifli
Ek E¤itime yani fiahsi Gelifltirme
kursuna kat›lmaya mecbur kal›r.
Çünkü 40 Euro’dan fazla para cezas› alan kifli trafik sicilinde yani
Flensburg’da en az 1 Puan› gider.
A Kategorisine göre 1 Puan› B
Kategorisine göre 2 Puan› giden flah›s da Ehliyet deneme süresi içinde
Gelifltirme kursuna mecburen kat›lmas› anlam›na gelir.
Bu Gelifltirme Kursunda ayn›
Fahrschule’deki gibi Ders görmeyecekler ancak:
6 ile 12 kifliden oluflan bir grupla
karfl›l›kl› sohbetle trafikte oluflan
problemler, zorluklar, tecrübeler, v.s.
konuflulur.
Bir Gelifltirme kursu normalinde
135 dakikadan 4 defa yap›l›r ve tahminen Kurs Ücreti 300 Euro’dur.
Art› ö¤retmenle bir deneme
Fahrstunde yap›l›r.
‹çki ve uyuflturucu trafik suçlular›na özel flahsi gelifltirme kursu yap›l›r.
Bu öngörülen kurslara kat›lmayanlar Sürme Müsadelerini kaybederler yani ehliyetleri elinden al›n›r.
Peki A kategorisi nedir
B kategorisi nedir?
A-Kategorisi
- Unfallflucht (Vurup kaçmak)
- Nötigung (Tahrik)
- Vorfahrtverletzung mit Gefährung eines Anderen (Tehlike’ye düflürerek öncelik kural›n› çi¤nemek)
- Verbotenes Rechtsüberholen außerhalb geschlossener Ortschaften
(fiehir d›fl›nda yasak durumda sa¤dan sollamak)
- Zulässige Höchstgeschwindigkeit um mehr als 20 km/h überschreiten (PKW,Motorrad) (Sürat tahdidini 20 Km/h’dan fazla aflmak)
- Zu schnelles Fahren bei Unübersichtlichkeit, an Kreuzungen und
Einmündungen oder bei schlechten
Sicht- oder Wetterverhältnissen (Görülmeyen yerlerde, kavflaklarda, kötü
hava flartlar›nda ve kötü görüfl flartlar›nda fazla sürat yapmak.
- Zu dichtes Auffahren (çok fazla
yaklaflmak)
- "Geisterfahren" auf einer Autobahn oder Kraftfahrstraße (Otobana
ve güçlü vas›talara mahsus yola ters
girmek)
- Rotlichtmißachtung (K›rm›z›
trafik lambas›ndan geçmek)
- Fahren unter Alkoholeinfluß
(Alkollü araç kullanmak)
- Überholen im Überholverbot
(Sollama yasa¤› olan yerlerde sollamak)
B-Kategorisi:
- Unbefugte Benutzung eines
Kraftfahrzeugs (‹zinsiz araç kullanmak)
- Gefährung oder Behinderung
von Fußgängern oder Radfahrer beim Abbiegen (Sollama esnas›nda bisikletlileri veya yayalar› engellemek
veya tehlikeye düflürmek)
- Gefährung oder Behinderung
von Personen in Haltestellen öffentlicher Verkehrsmittel (Otobüs Tranway v.s duraklar›nda insanlar› engellemek veya tehlikeye düflürmek)
- Kennzeichenmißbrauch (Plakalar› kötüye kullanmak veya içeri¤ini
de¤ifltirmek)
- Ungenügends Absichern eines
liegengebliebenen Fahrzeugs mit Gefährung anderer (Yolda kalm›fl araçlar› yeterli flekilde emniyet alt›na almamak ve bundan dolay› tehlikeye
düflürmek.)
- Verbotenes Parken auf Autobahnen und Kraftfahrstraßen (Otoban ve güçlü vas›talara mahsus yollarda durmak veya park etmek.)
- Termin zur Hauptuntersuchung
oder Abgasuntersuchung um mehr
als 8 Monate überziehen (Tafl›d›n
trafik ana muayenesini 8 aydan fazla
geçirmek.)
- Mit abgefahrenen Reifen fahren
( Profilleri afl›nm›fl lastiklerle araç
kullanmak)
- Gefährung oder Behinderung
von Schulkindern an einem haltenden
Schulbus (Otobüs duraklar›nda okul
çocuklar›n› tehlikeye düflürmek veya
engellemek)
Evet de¤erli okuyucular›m›z
Ehliyet almak zor oldu¤u gibi ehliyeti elinde tutmak yani geri vermemek de o kadar zor.
Çok dikkatli olmak gerekiyor;
Zaten bu deneme süresinin amac›
da yeni ehliyet alan kiflilerin dikkatlerini ve araç kullanman›n önemini
art›rmak‚ kazalar› azaltmak‚ gençleri
korumak içindir.
Bu uygulama 1986’da Yeni Ehliyet alan gençlerin yapt›klar› kazalar›n artmas› sonucunda bafllad›.
Son de¤erlendirmelerde çok faydal› oldu¤u ortaya ç›km›flt›r. Çünkü
kaza say›lar› düflmüfltür.
Demek ki baz› olumsuz görünen
fleyler faydam›za olabiliyor ve baz›
olumlu görünen fleylerde zarar›m›za
olabiliyor.
Sizinde bildi¤iniz gibi hayat hep
imtihanla geçer bafl›ndan sonuna kadar hep imtihanlarla doludur.
Bu da bir çeflit imtihand›r.
Evet sevgili okuyucular›m›z
Ehliyet deneme süresi hakk›nda
önemli olan bilgileri sizlere özetle
yazm›fl olduk.
Yine de sormak istedi¤iniz sorular›n›z olursa e-mail ile yazabilirsiniz.
Bir dahaki yaz›m›zda sizlere Puanlar ve Cezalar hakk›nda yazmaya
çal›flaca¤›m.
Kazas›z, do¤ru, toleransl›, emniyetli ve mutlu sürüfller diliyor sizleri
Allah’a emanet ediyorum.
Ehliyet Deneme Süresi zaman› içerisinde Trafik suçu iflleme durumunda olabilecek sonuçlar fiemas›
Tüm Yeni Ehliyet alan flah›slar Ehliyetlerini Deneme süreli al›rlar. L, M,T Ehliyet s›n›flar› ve 2 sene
önce Yabanc› Ülkeden Ehliyet alanlar hariç.
2 y›l deneme süresi flart› ile ehliyet
‹lk suç ifllemede
(1xA veya 2xB katagorisinde)
2. suç ifllemede
(1xA veya 2xB katagorisinde)
3. suç ifllemede
(1xA veya 2xB katagorisinde)
Trafik dairesinin ald›¤› tedbirler
fiahsi Gelifltirme kursuna mecburi tutar (ASK)
Aufbauseminarkurs
Trafikpysikoloji terapisi
Tavsiye eder (MPU)
Trafikpysikoloji terapisine flahs›n kendi
iste¤i ile kat›lmas› durumunda
Ehliyet dairesinin verdi¤i
süre içerisinde flahs›n
kursa kat›lmamas›
durumunda
fiahs›n Gelifltirme kursuna
kat›lmas› durumunda
Kursa kat›lmaman›n
zarar› yok
Kursa kat›l›nd›¤›nda 2
Puan düflürülebiliyor
4 Y›l sonra tam ehliyet sahibi olunuyor
Tafl›t kullanma müsadesi
geri al›n›r.
(Ehliyeti al›n›r)
2 Y›l sonra tam Ehliyet
sahibi olunuyor
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 18
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
DOSYA
18
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Genç Kızlara Selam...
O’nunla yaamak
Bekir BLGN
lahiyatçı
ene 571. ‹nsanlar›n insanl›¤›n› unuttu¤u bir zaman. Dünyaya bir bebek geliyor. Rabbinin “Habibim” diye hitap edece¤i bir bebek.
“Sen olmasayd›n bu kainat› yaratmazd›m” sözünün muhatab›.
Bu gece de;
Kabe`deki putlar devrilmifl,
‹ran`daki Save Gölü kurumufl,
‹ran hükümdar› Kisra`n›n saray›
sars›lm›fl,
Mecusilerin atefli sönmüfl,
Ve buna benzer bir çok olaylar
yaflanm›flt›r.
Tabi ki s›radan bir insan gelmiyordu dünyaya.
Bu tür olaylardan anlafl›lmas›
gerekende fluydu asl›nda; y›k›lan
‹ran hükümdar›n›n saray› de¤il,
‹ran`›n saltanat›yd›. Sönen atefl Mecusilerin atefli de¤il, putperesli¤in
y›k›lmas›yd›.
Demiyor muydu Allah Teala:
“Hak geldi bat›l y›k›lmaya mah-
S
kumdur”. ‹flte bu olaylar bat›l›n çöküflünün, yokoluflunun bafllang›c›yd›.
O`nun dünyaya geliflinden sonra,
herfley O`nunla birlikte yeniden
do¤mufl, 40 sene sonras›nda dirilecek olan iman gücünü müjdeleyerek
gelmiflti. Bu gelifl baflka bir geliflti.
Bu gelifl, yank›s› as›rlar› içine alan
ve k›yamete dek yank›s› sürecek
olan bir geliflti. Rabbi O`nu Alemlere rahmet olarak gönderdi dünyaya,
bizi de O rahmetin ümmeti olarak.
Neresindeyiz Rahmet Nebi`sinin
ümmeti olabilme yolunun. Yaflant›m›zda O`nu ne kadar örnek alabiliyoruz. O`nun ahlak› Kur`an`d›.
Kur`an› ne kadar anl›yor ne kadar
yafl›yoruz. Efendimizi (s.a.v) ne kadar iyi tan›r ve ne kadar tan›t›rsak
insanl›k derecemizde o seviyede
yükselecektir.
Sadece Kutlu Do¤um Haftalar›nda anmayal›m O`nu.
Buna da hiçkimsenin hakk› yok
diye düflünüyorum. O ümmetini çok
seviyor, bizim iman›m›zdaki gevflekli¤imiz O`nu çok üzüyor. Kaba
ve sert olmay› bize yak›flt›rm›yor.
“Mümin nezaket sahibi, müsamahal›, merhametli, ve flefkatli olmal›” diyor. O bizim s›k›nt›ya düflmemizi istemiyor. fiu anda yaflad›¤›m›z s›k›nt›lar, üzüntüler, bafl›m›za
gelenler hep bizim yüzümüzden olsa da O yine de bizlere k›yam›yor.
O`na bu yaflad›klar›m›z çok a¤›r geliyor. Çünkü O, gerçek merhamet
ve flefkat Peygamberi. Birgün torunu Hz. Hasan`› öpüp okflarken, huzuruna bir bedevi geliyor. Bedevi
flaflk›n Peygamberimizi (s.a.v) seyrediyor. Daha sonra; “benim on çocu¤um var onlardan hiçbirini öpmedim diyor.” Bunun üzerine Peygamberimiz; “Cenab-› Allah senin kalbinden merhameti söküp atm›flsa
ben ne yapay›m” diyor.
O Sevgi Peygamberi ki e¤er öyle olmasayd›, sahabe O`nun etraf›nda O`nun dizinin dibinde olmazdi.
Da¤›l›rlard› etraf›ndan, yanl›z kal›rd›. Uhud savafl›nda eflini, çocuklar›n›, babas›n› kaybeden Hz. Sümeyye
“Resulullah`a ne oldu?” diye soruyordu. ‹flte Resulullah! denilince
kendini O`nun önüne atarak “Sen
olduktan sonra bütün musibetler hafif gelir ya Resulullah” diyordu.
Sevilen Efendimiz olunca herfley
unutuluyordu. Zor zamanda yafl›yoruz ya da zorlaflt›rd›¤›m›z zamanda.
Kolaylaflt›racak olan da biziz.
“Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz” diyen her zaman güzel yaflayan
ve yaflatan bir Peygamberin ümmetiyiz.
O`nun bizimle birlikte yaflad›¤›n› düflünerek O`na lay›k bir hayat
kurup, o yaflay›fl› o hali muhafaza
etmeye çal›flal›m.
Rabbim rahmetini üzerimizden
esirgemesin!
Selamlar›n en güzeli cümlenizin
üzerine olsun.
Hessen Hayat`a bu ilk yaz›mda siz
de¤erli okuyucular›mla Cahiliyye hayat›ndaki k›z çocuklar›n›n durumunu ve
‹slamiyetin geliflinden sonraki k›z çocuklar›n›n durumunu anlat›p paylaflmak istiyorum.
Arap yar›madas›nda ‹slamiyyetten
önce k›z çocu¤u olmak adeta bir suç kabul edilir ve do¤an k›z çocu¤u yüz karas› addedilerek, k›z çocu¤unun babas›
ondan kurtulman›n yolunu arard›. Allah-u Teala bu hususu Kur`an-i Kerim`de Nahl 58/59 numaral› ayetlerde flöyle
aç›kl›yor.
“Onlardan birine, do¤an çocu¤un
k›z oldu¤u müjdelendi¤i zaman, içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen haberin kötülü¤ünden
dolay›, kendi kavminden gizlenir. fiimdi ne yaps›n? K›z çocu¤unu toplumun
kendisini hakir görmesine katlanarak
besleyip büyütsün mü, yoksa topra¤a
m› gömsün! Bak, ne kötü hüküm veriyorlar.”
‹slamiyetin gelifli ile herfleyin fleref
kazand›¤› gibi, k›z çocuklar› da fleref ve
onur kazanm›flt›r. Han›mlar anne olarak
nitelenmifl ve cennet Resulullah`›n ifadesiyle annelerin aya¤›n›n alt›na serilmifltir.
K›ymetli okurlar›m bu günde içinde
yaflad›¤›m›z hayat maalesef genç k›zlar›m›z› belki do¤ufltan sonra öldürmüyor
ama hayatlar›n› yanl›fl çizgilerle doldurup onlar› Allah`tan ve Peygamberden
uzaklaflt›rarak ebedi hayatlar›n› cehennem yap›yorlar.
Ancak bizi kurtaracak olan Kur`an
ve Sünnet çizgisidir. ‹flte bu çizgi bize
hem dünya hem de ahiret mutlulu¤u verecektir.
Bütün genç han›m kardefllerimi bu
çizgide buluflmak üzere davet eder; bu
vesile ile hepinizin Mevlit Kandilini
tebrik eder; selamlar›m› sunar›m.
Hatice GÜMÜOLU
SOMUNCU BABA
(MEfiHUR) ODUNLU FIRIN
K›ymal› ve Kaflarl› Pide % 50 ‹ndirimli
Tavuk Döner + ‹çecek
2,50 Euro
Lahmacun (K›ymal›, Peynirli Pide) Çeflitleri ile
Dü¤ün, Niflan, Sünnet, Mevlid, Hacc ve Özel
Günleriniz ‹çin Hizmetinizdeyiz.
Hauptstr. 108 · 35745 Herborn
01.05.2004 - 31.05.2004
MAYIS / MAI ANGEBOTE
Tel&Fax: 02772-581476 Handy: 0172-6778987
4. sayi sayfalar
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 19
ÇZGNN DL
19
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 20
Hayat
DOSYA
20
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
İSLAM PEYGAMBERİ HZ. MUHAMMED (S.A.V)
Dr. Yusuf IŞIK
İlahiyatçı-Eğitimci
Do¤umu:
Hz. Muhammed (s.a.v) Mekke`de
570 y›l›nda do¤du ve Medine`de 632
y›l›nda Allah`›n rahmetine kavufltu. ‹slam Peygamberi olarak en son ve en
büyük Peygamberdir. Di¤er isimleri:
Mustafa, Ahmed ve Mahmud. Künyesi
Ebu`l-Kas›m. Lakab›: el-Emin. Hatemü`l-Enbiya, Hatemü`n-Nebiyyin
(Peygamberlerin sonuncusu), Nebiyyi`s-Sekaleyn (insanlar›n ve cinlerin
peygamberi), Habibu`l-lah (Allah`›n
sevgilisi), Fahr-i Alem, Fahr-i Kainat
(Dünyan›n, kainat›n ö¤üncü), Seyyidü`l-Mürselin (Resüllerin efendisi),
Server-i Enbiya (Peygamberlerin reisi),
Resulullah (Allah`›n elçisi), Peygamberi Ekber (en büyük peygamber) vb.
sayg›, yüceltme ve hürmet ifade eden
s›fat ve ünvanlarla da an›l›r.
Mekke`de kutsal Kabe`nin hizmetini üstlenmifl Haflimi sülalesinden Abdulmuttalib o¤lu Abdullah ile Zühreo¤ullar› ailesinden Vehb`in k›z› Amine`nin tek evlatlar› olarak Fil y›l›nda
(Hicretten 53 y›l önce) Rebiü`l-Evvel
ay›n›n 12`sinde do¤du. Bu tarih, çeflitli
hesaplamalara göre miladi takviminde
A¤ustos-570, 20 Nisan-571, 17 Haziran 569 olarak ifade edilir.
Çocuklu¤u:
Hz. Muhammed (s.a.v) Abdullah
ile Amine`nin tek çocu¤udur. Öz veya
üvey hiç bir kardefli yoktur. Abdullah,
Amine Hz. Peygambere yedi ayl›k hamile iken ölmüfltür. Hz. Muhammed
(s.a.v) do¤ar do¤maz dedesi Abdülmuttalib’in himayesine al›nd›. Mekke
törelerine göre büyütüldü.
Hz. Muhammed (s.a.v) mucizevi
olarak, annesi do¤um sanc›s› çekmedi.
Sünnetli do¤du. Melekler O´nu y›kad›lar ve peygamberlik mührünü s›rt›na,
omuzlar›n›n aras›na damgalad›lar.
Mekke töresine göre, hem s›hhatli
büyümesi, hem de ana dilini iyi ö¤renmesi için çocuklar süt anneye verilir ve
çöle gönderilirdi. Süt anneler de mümkün oldu¤u kadar zengin çocuklar›n›
tercih ederlerdi. O y›l Havazin`lerin
kolu Sa`d Ibn Bekr kabilesinden Halime, bine¤inin yorgun ve zay›f olmas›
sebebiyle Mekke`ye herkesten geç varabildi. Fakir bir kad›nd›. Bir zengin
çocu¤u bulamad›, eli bofl da dönmek
istemedi ve yetim Hz. Muhammed`i al-
d› ve böyle yapt›¤› içinde asla yerinmedi.
Süt annenin yan›ndayken bir gün
melekler gelip O`nun gö¤sünü aç›p
kalbini çekip ç›kararak fleytana ait olan
k›sm› kald›rd›lar; geri kalan› da “semavi su” ile y›kad›lar.
Bu gibi mucizevi durumlar d›fl›nda
hayat›n› di¤er çocuklar gibi yaflad›.
Bu gö¤üs yar›lma olay›ndan k›sa
bir müddet sonra ki Hz. Muhammed
(s.a.v) alt› yafl›na girmiflti. Mekke`ye
ailesinin yan›na getirildi. K›sa müddet
sonra ziyaret maksad›yla annesi taraf›ndan Medine`ye götürüldü. Daha
sonra bu ziyaretten dönerken Ebva köyünde hastalanan annesi Amine öldü.
Zenci cariye Ümmü Eymen O`nu Mekke`ye getirerek dedesine teslim etti.
Babadan yetim olan Hz. Muhammed
(s.a.v), anadan da öksüz kal›fl›na çok
yand›. Ac›s› çok büyüktü.
O zaman 108 yafl›nda olan dedesi
Abdülmuttalib yetim ve öksüz torununa çok flefkatli ve merhametli davrand›.
Dedesi ile bu torunu aras›ndaki sevgi,
öbür torunlar bir yana, amcalar›n› bile
k›skand›racak derecedeydi. Fakat Hz.
Peygamber 8 yafl›ndayken sevgili dedesini de kaybetti. Dedesi O`nu, babas›yla öz kardefl olan amcas› Ebu Talib`e (Hz. Ali`nin babas›), kendisine en
büyük ihtimam›n gösterilmesi tembihi
ile emanet etmiflti. Bundan sonra Hz.
Muhammed (s.a.v), 595 y›l›nda ilk evlili¤ini yap›ncaya kadar amcas› Ebu
Talip`in evinde oturdu. Ebu Talib de
ye¤enine karfl› sonsuz bir flefkat ve ihtimam gösterdi. O`nu kendi çocuklar›ndan önde ve üstte tuttu. Yengesi de
çok iyi kalpli bir kad›nd›.
O devirde Mekke`de okul yoktu.
Hz. Peygamber`de okula gitmedi. Baflkaca özel bir yolla da okuma yazma
ö¤renemedi. Ümmi idi. Hz. Muhammed (s.a.v) 9 yafl›ndayken amcas› Ebu
Talib`in idare etti¤i bir ticaret kervan›yla ilk ticari seferini yapt›. Hz. Muhammed (s.a.v) büyüdükçe etrafta da
itibar› yükselmeye bafllad›. Ciddi, vakur, dürüst, iffetli, namuslu ve güvenilir bir genç oldu¤u için Mekke`de Kureyflliler aras›nda “el-Emin” (emniyetli, güvenilir) diye an›lmaya bafllad›.
Herkesin sayg›s›n› ve sevgisini kazanm›flt›.
Gençli¤i ve Evlili¤i:
Yirmibefl yafl›na giren Hz. Muhammed (s.a.v), maddi ve manevi güzelliklerin, insan cinsinden kimsenin seviyesine eriflemeyece¤i bir terkibi idi. Bu
özellikleriyle Esed kabilesinden Hüveylid`in k›z› Hz. Hatice`nin dikkatini
çekti. Hz. Hatice, O`nun hiç evlenmemifl oldu¤unu ö¤renince kendisine bir
arac› vas›tas›yla evlenme teklif etti ve
595 y›l›nda evlendiler. Evlilikten bir
kaçgün sonra da, art›k devaml› ikamet
etmek üzere Hz. Hatice`nin evine tafl›nd›lar. Bir y›ldan sonra ilk çocuklar›
“Kaas›m” dünyaya geldi. Bu sebeple
Hz. Peygamber`in künyesi “Ebu`l-Kaas›m” oldu. Bu çocuk ve bundan sonra
do¤an “Abdullah” birer yafl›n› doldur-
madan öldüler.
Nübüvvet ve Risalet:
Hz. Muhammed (s.a.v) 35 yafl›ndan
sonra bambaflka bir ruhi yap›ya büründü ve O`nda Ruhi içe dönüfl bafllad›.
Ticaret ifllerinden el çekti.
Evlili¤inden 14 y›l geçmifl, 40 yafl›ndan 6 ay gün alarak olgunluk ça¤›na
eriflmiflti. Ramazan ay›nda (610) O;
Hira ma¤aras›na çekildi. Bir kaç hafta
sakin geçti. Sonra bu ay›n 17`si ile
27`si aras›nda bir gün “Kadir Gecesi”
Allah`›n takdiri ve emriyle ilk vahiy
nazil oldu. Hz. Muhammed (s.a.v),
kendisine nurdan bir varl›¤›n hitap etti¤ini gördü. Elinden tuttu¤u üstü yaz›larla dolu ipekten bir kumafl parças›n›
uzatarak O`na “Oku” diyordu. Olay›n
sonras›n› Hz. Peygamber flöyle anlat›yor: O, bana meleklerden Cebrail oldu¤unu; Allah`›n beni Peygamber seçti¤ini bildirmek üzere kendisini gönderdi¤ini söyledi. Melek bana abdest almay›
ve istincay› (pislikten temizlenmeyi)
ö¤retti. Ben, vücudum temiz olarak dönünce bana okumam› söyledi. “Ben
okuma bilmiyorum” diye cevap verdim. Bunun üzerine beni kollar› aras›na ald› ve kuvvetle s›kt›ktan sonra b›rakt›, bir defa daha okumam› söyledi.
Ben yine “okuma bilmiyorum” diye
cevap verdim. Bir kere daha beni kollar›n›n aras›na alarak öncekinden daha
kuvvetli s›kt› ve b›rakt› “oku” dedi.
Ayn› cevab› tekrar ettim. Üçüncü defa
beni kollar›n›n aras›na ald› ve öncekilerden daha kuvvetli s›k›p b›rakt› ve:
“Yaradan Rabbinin ad›yla oku; O, insan› kan p›ht›s›ndan yaratt›. Oku! insana bilmediklerini ö¤reten, kalemle
yazmay› belleten Rabb`in sonsuz kerem sahibidir” (el-Alak: 1-5)
Hz. Muhammed (s.a.v), bu sözleri
tekrar etti. Ümmi oldu¤u halde okuyor
ve yaz›l› fleyi anl›yordu. Ruhundaki ve
zihnindeki bulan›kl›k gitmifl, ayd›nl›¤a
ç›km›flt›. Cebrail uzaklaflt›. Hz. Nebiyyullah, kendisini kaybetmifl vaziyyette
ma¤aradan ç›kt›. Ayaklar›n› tafllara, kayalara çarparak koflmaya bafllad›. Da¤›n tepesine vard›¤›nda gökten kendisine “Resulullah” diye hitap edildi¤ini
duydu. Ertesi gün ö¤leye do¤ru; bitkin,
periflan, par›lt›l› gözlerle etraf›na flaflk›n flaflk›n bakan Hz. Muhammed
(s.a.v) Mekke`ye evine döndü. Üstü
bafl› parçalanm›fl, ayaklar› kan içinde
idi. Yorgun bir çocuk gibi bafl›n› Hz.
Hatice`nin dizlerine koyarak olanlar›,
korku ve endiflelerini O`na anlatt›. Hz.
Hatice O`na flöyle karfl›l›k verdi: “Hatice`nin ruhunu elinde tutan Allah`a yemin ederim ki, ben senin Peygamber
oldu¤una inan›yorum. Sen kendi menfaatini gözetmez, hay›r ifllersin; Allah
senin üzerine fleytan musallat etmez,
seni küçük düflürmez” diyerek kainat›n
efendisi olan muhterem kocas›n› teselli
etti.
Daha sonra ikinci vahiy evinde geldi:
“Ey örtüye bürünen kalk da (yanl›fl yolda olanlar›) uyar! Rabb`inin
büyüklü¤ünü an. Elbiseni temiz tut-
maya devam et; murdar fleyleri de terke devam et. Mal›n›, daha fazlas› verilsin diye verme. Rabbin için sabret”
(Müddessir: 1-7). Bu vahy üzerine
Kendisine nübüvvet (nebilik: peygamberlik) geldi¤ini kesin olarak anlad› ve
Nebiyyullah`› ilk tasdik eden Hz. Hatice oldu. Böylece Hz. Muhammed
(s.a.v) efendimizin Nübüvvet dönemi
bafllam›fl oldu.
Bu ilk vahy`den sonra, vahy kesildi, bir sessizlik dönemi bafllad›. ‹ki veya üç y›l süren bu devreye Hz. Peygamber`in hayat›nda “fetret dönemi”
denir. Bu süre içinde Resülüllah çok s›k›nt›lar çekti. Nihayet, bir peygamber
için ilahi takdirin lüzumlu gördü¤ü bu
çile, tasfiye, olgunlaflma ve manevi haz
devresi sona erdi ve “Duha Suresi” nazil oldu.
“Andolsun kuflluk vaktine! Sükuna vard›¤› dem geceyi ki, Rabbin seni
terketmedi, sana dar›lmad› da! Elbetteki iflinin sonu senin için bafl›ndan
hay›rl›d›r. Muhakkak Rabbin sana verecek ve sen hoflnut olacaks›n. O, seni
bir yetim olarak bulup da sana melce`
vermedi mi? Seni gaib olmufl bulup
da yolunu do¤rultmad› m›? Seni fakir
olarak bulup da zengin etmedi mi? O
halde, sak›n yetimi hor görüp ona kötü davranma! Ve bir fley isteyeni (saili-dilenciyi) azarlay›p ko¤ma! Rabbinin nimetine gelince, (onu baflkalar›na) elinden geldi¤ince anlat!” sonuncu ayet, insanl›k için Allah`›n en büyük
lütfu olan ‹slam› tebli¤ etmek, anlat›p
ö¤retmek hususunda emirdi. Bu emir;
“fiuara Suresi”nin 214-217. ayetleriyle
te`yid edilmifl ve aç›kça belirtilmiflti:
“En yak›n h›s›mlar›n› (bulunduklar› yolun e¤ri oldu¤u hakk›nda)
uyar. Mü`minlerden sana uyanlara
(tevazu, müsamaha, rahmet ve flefkat)
kanad›n› (yerlere kadar) indir. Bununla beraber (h›s›mlar›ndan) sana
karfl› gelip baflkald›r›rlarsa deki;
“flüphesiz ben sizin iflleyegeldi¤iniz
(inkar, azg›nl›k, sapk›nl›k)den beriyim”. O, yegane güçlü, üstün ve çok
merhametli olan (Allah)a güvenip dayan”.
Bu Resüllük (büyük peygamberlik,
fleriat sahibi peygamberlik) döneminin
bafllamas›d›r.
Tebli¤ ve ‹rflad:
Resülü Ekrem (s.a.v) o zaman 43
yafl›ndayd›. Allah`›n emirlerini büyük
bir emniyet ve ihlasla yerine getirdi.
Önce kendi nefsinde eksiksiz bir flekilde uygulayarak örnek oldu. Befler olarak flahsiyetini büyük bir alçak gönüllülükle ortaya koydu. Allah`›n lütfu
olan görevi ve vahyler d›fl›nda, di¤er
insanlardan hiç bir fark› olmad›¤›n›,
kendisinde ola¤anüstülükler aranmamas›n›, gerçek ve as›l mucizenin Allah`›n emirlerinden ibaret olan Kur`an
oldu¤unu bütün aç›kl›¤›yla bildirdi.
Meziyetleri, yüksek ahlak›, tevazuu,
cesareti, mehabeti, tesir gücünü art›ran
mühim faktörlerdi. Buna ra¤men ifli asla kolay olmad›. Tebli¤ s›ras›nda karfl›laflmad›¤› zorluk, u¤ramad›¤› iftira ve
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 21
Hayat
DOSYA
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
21
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
hakaret kalmad›. Allah`›n elçisi, azg›n
Kureyfl´in elle, dille, gece ve gündüz,
flahs›na, evine her türlü tecavüze maruz
kald›. Kureyfl`in bask›s› az say›daki
müslümanlar üzerinde de çok a¤›rd›.
Hele köle olanlara çok daha fazla iflkence ve eziyet yap›yorlard›.
Hz. Muhammed (s.a.v) her türlü
bask› ve tehdide ra¤men y›lmad›¤›n›,
‹slam`›n yavafl yavafl da olsa yay›ld›¤›n› görerek, telafla kap›lan Kureyfl ileri
gelenleri, O`nu sözde iyilikle, menfaat
vaadederek yolundan çevirmeyi denediler; evini terkederek Erkam`›n s›¤›nmak zorunda b›rakm›fl ve öldürmek
üzere amcas› ve hamisi Ebu Talib`den
istemifl, fakat muvaffak olamam›fllard›.
Tehdit, iflkence, hakaret, tahrik, tezyif... gibi bir sürü bask› metodlar›ndan
bir netice elde edemediler. Bütün bu
olaylar›n ard›ndan Hz. Peygamber iki
büyük ac›y› tadd›: Önce ilk müslüman,
sevgili han›m›, mü`minlerin annesi Hz.
Hatice, sonra da büyük koruyucusu
Ebu Talib öldü. (619). Hz Muhammed
(s.a.v) ›zd›rab›n›n büyüklü¤ünden dolay› bu y›la “Ame`l-Hüzn” (hüzün y›l›) ad›n› verdi.
Allah`tan baflka, yeryüzünde hiçbir
dayana¤› kalmayan Habibullah, iflte bu
en mahzun ve yaln›z zaman›nda (hicretten bir müddet önce) Allah kat›na
ça¤r›ld›. Mi`rac mucizesi gerçekleflti.
Bundan sonra Hz. Peygamber için
Mekke`yi terketmekten baflka çare kalm›yordu. Medinelilerle Akabe Biatlar›nda ahidleflen Resulullah, Medine`de
güzel bir ortam›n meydana geldi¤ini
biliyordu. Mekke`deki art›k son raddelerine gelmifl dayan›lmaz bask›lara ba-
karak, Hz. Muhammed (s.a.v), cemaatini al›p Medine`ye gitmeye karar verdi. O vakitlerde Medine`de üç aile hariç, hemen hemen bütün halk ‹slami
kabul etmiflti.
Hicret:
Hicret karar›yla 20.09.622 tarihinde
müslümanlar Mekke`den ayr›larak Medine`ye yerleflmeye bafllad›lar. Son olarak Hz. Peygamber, Hz. Ebubekir`le
beraber göçüp, müflriklerin takibi alt›nda sekiz gün sonra Medine yak›nlar›ndaki “quba”ya geldi. Hz. Muhammed
(s.a.v)in peygamberli¤inin 12. y›l›yd›.
Müslümanlar›n hemen hemen tamam›na yak›n› Medine`ye geldi. Hz. Peygamber, sonradan ‹stanbul önünde flehid düflen “Ebu Eyyüb Halid bin Zeyd
Ensari”nin evinde misafir kald›.
Mekke`den Medine`ye göçen müslümanlara “Muhacirun” (muhacirler,
göçmenler) ve Medine`li yerli müslümanlara “Ensar” (yard›mc›lar) denir.
Bir müddet sonra k›ble, Kudüsten
Mekke`ye çevrildi ve Ramazan orucu
farz k›l›nd›. Böylece hedefin, Kabe`nin
bulundu¤u Mekke oldu¤u anlafl›ld›.
610 y›l›ndan beri cemaat baflkan› olarak Mekke`de yaflayan Hz. Peygamber
622 tarihinden itibaren Medine`de ayn›
zamanda devlet baflkan›d›r. Çünkü art›k Medine`de ‹slam, devlet olmufltur.
Resulullah`›n Medine`deki hayat› vefat›na kadar 9 y›l 8 ay kadard›r.
Bedir, Uhud, Hendek, Hudeybiye,
Hayberin fethi, Mute muharebesi derken 20 Ramazan Cuma (11.01.630): 1
Ocak günü Hz. Peygamber, 10 bin kifliyle Medine`den ç›kt› ve yolda 2 bin
kifli daha ifltirak edince toplam 12 bin
Teşrifleriyle
dünyamızı aydınlatan
Sevgililer Sevgilisi
Hz. Muhammed (SAV)’in
Doğumunu kutluyoruz.
Bu vesile ile
tüm müslümanların
Mevlit Kandilini
tebrik Ediyoruz.
Mehmet Ateş
IGMG Hessen Bölge Başkanı
kifliyle Mekke`ye girdi. Bir karfl› koyma olmad›. Kimsenin burnu kanamad›.
Ve böylece Mekke-i Mükerreme fethedilmifl oldu.
Vefat›:
Veda Hacc›ndan Medine`ye döndükten 3 ay sonra Hz. Peygamber, aniden hastaland›. Hastal›¤›n›n kesin sebebi ve mahiyeti bilinmiyor. hastal›¤›
birden fliddetlendi. Yedi gün yataktan
ç›kamad›. Zevcelerini bafl›na toplayarak, Hz. Aifle`nin odas›nda kalmas›na
raz› gösterip göstermeyeceklerini sordu
ve bu hususta helallik diledi. Hepsi raz›
oldular. Bunun üzerine Resulullah`›
Hz. Ali, Hz. Aifle`nin odas›na tafl›d›.
Hastal›¤›, Safer ay›n›n son gününde
bafllam›fl ve 13 gün sürmüfltür. Hastal›ktan dermans›z düflünceye kadar imamet görevini b›rakmad›. Emriyle, hayat›ndaki son 17 vakit namaza Hz.
Ebubekir imaml›k etti. Bir veya iki defa kendisi de Hz. Ebubekir`in imaml›¤›nda namaz k›ld›. Hastal›k süresince
Resülullah, müslümanlara güzel ö¤ütlerde, nasihatlerde, ibretli tenbihlerde
bulundu, onlara dua etti. Herkesle helalleflti. Sadaka da¤›tt›rd›. Rebiu`l-evvel ay›n›n 12. veya 13. pazartesi günü
88 haziran 632) sabah namaz›n› mescitte, oturarak Hz. Ebubekir`in imaml›¤›nda k›ld›.
O gün ö¤leye do¤ru Cebrail Aleyhisselam ile birlikte gelmifl ve emrini
bekleyen ölüm mele¤i Azrail Aleyhisselam`a “Ey ölüm mele¤i! Haydi emrolundu¤un fleyi yerine getir; ruhumu
al!” buyurdu ve “La ilahe illallah!”
diye kelime-i tevhidi söelydikten sonra
hasta ellerini kald›rm›fl oldu¤u halde
son sözleri: “Ey Allah`›m, Refik-i
Ala!” oldu ve Rabbine kavufltu. “‹nna
lillahi ve inna ileyhi raciun!”
“Allahümme salli ala Nebiyyina
ve Seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”
fiEMA‹L-‹ fiER‹F
Hz. Muhammed (s.a.v), maddi ve
manavi güzelliklerin, insan cinsinden
kimsenin seviyesine eriflemeyece¤i üstün bir terkibiydi. Asil ve yoksuldu.
Alçak gönüllü, iyiliksever, zeki ve namuslu idi. ‹ri siyah gözlü, görme kabiliyetli, beyaz tenli, parlak beyaz diflli,
genifl al›nl›, ince kavis kafll›, uzun mukavves burunlu, son derece güzel yüzlüydü.
Omuzlar›na kadar dökülen temiz
kokulu saçlar› ve sakal› vard›. Vücudu
s›r›m gibi adaleli, gö¤sü genifl, bacaklar› ince, boyu ortadan uzun, gövdesi
iri ve heybetliydi.
Vücudunun üst k›sm› uzundu, oturuldu¤unda her zaman etraf›ndakilerden uzun görünürdü. Koflarcas›na yürümek adetindeydi. Daima temiz giyinirdi. Güzel koku sürünmeyi severdi.
Tatl› ve berrak bir sesi vard›. Konuflmas› tane tane, yavafl ve içliydi.
Haf›zas› pek kuvvetliydi. Bütün hal
ve hareketlerinde ölçü, itidal hakimdi.
Afl›r› ve taflk›n halini kimse görmemifltir. Az yer ve az uyurdu. Bofl söz komuflmazd›. Afl›r› gülmez ama, yüzünden de gülümseme eksik olmazd›. K›zd›¤› zaman kulaklar› k›pk›rm›z› olurdu
ama, yüzü güleç dururdu. O, Allah`›n
terbiyesinde ve Kur`an ahlaki üzerinde
hayat›n› sürdürdü.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
22
Seite 22
ÖZEL KÖE
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
YA BAGAJDA BSKLET OLMASA D?
veririm, itina ile saklar›m da. Mesele
onu koydu¤um yerden bulmak. ‹flin
içine bir de acelecilik girdi mi, seyret
art›k gözün önündeki evrak görünmüyor. ‹flte öyle bir anda, elime bir mani
geçti. Tarih A¤ustos 1985. Önce o maniyi size sunay›m ve yaflad›¤›m olay›
bir nostalji olarak aktaray›m.
Haddinden çok fazla eyledim ACELE
Hiç mi hiç düflünmedim önümdeki ne diye
Lambada durunca Manda kasa Mercedes
‹çinden ç›kt› koskoca bir Serkefl!
Mustafa KASALAK
evgili okurlar, yine sizlerle beraber olman›n mutlulu¤u içerisindeyim. Hepinize sa¤l›k huzur ve
mutluluklar dilerim. Geçen say›da ç›kan ilk yaz›m›zla ilgili alm›fl oldu¤um
olumlu tepkiler k›smen eksiklerimize
ra¤men bizi ziyadesi ile memnun etti.
Tabi bizim uslup ve tarz›m›z do¤al
olarak ne ise, onu öyle yans›tman›n
daha do¤ru oldu¤una inan›yoruz.
Bizi dostlar bilirler. Genelde h›zl›
ve acele hareket eden biriyim. Genç
bir arkadafl›m flaka ile beraber “Abi,
çocuklardan çok hiperaktif gördümde,
yetiflkinlerden ilk seni gördüm” diye
tak›ld›. Galiba hakl›s›n ve bu acelecili¤imin hep hayatta bedelini ödedim,
vaziyet ödemeye devam edece¤imizi
gösteriyor. Bu bizde kronik bir huy olmufl.
Acilen resmi bir ifl için evrak laz›m. Asl›nda her evra¤a mutlaka önem
S
Neyse ki toparlad›m hemen kendimi
‹flaret ettim bagajdaki bisikleti
Allah’›n inayeti ile oldu bisiklet bahane
Yoksa dostlar benzetmiflti bizi flahane!
Bu notu okuduktan sonra flöyle zaman tüneline bir dald›k. Tabi bu arada
bizim evrak arama iflini erteledik. Takriben 20 y›l önceye gittik.
Frankfurt’ta iflim var, daha do¤rusu havale ç›karaca¤›m; lakin o zamanlar flimdiki gibi ifller teknik de¤il. fiimdi banka iflleri evden (online) hallediliyor. A66 Otoban›n Bergen-Enkheim
girifli, yani Hessen-Center taraf›ndan
acele flehire dal›fl yapt›k. Ö¤len sonu,
bankalar kapanmadan yetiflmem laz›m. O yolu tan›yanlar bilir. Ortadan
S-Bahn geçer, çift gidifl ve çift geliflli
bir yol.
Önümde 350 SEL DB Marka bir
Mercedes belirdi. Türkler o tip ve model arabaya aralar›nda “Manda Kasa”
derler. Çok haval›, oturakl›, iri ve lüks
bir araba. Araban›n arka bagaj kapa¤›
aç›k, içinde gelifli güzel iple ba¤lanm›fl
bir bisiklet; dolay›s› ile araban›n içi
görünmüyor. Adam iki fleridi ortalam›fl. Yavafl yavafl seyrediyor, belki
acelesi yok.
Ama benim acelem çok. ‹çimden
hay›fland›m “Ne görgüsüz adam, araba göstermenin zaman› m›? diye.”
Bir flekilde onu sollamam laz›m.
Sa¤dan soldan zikzak yap›yorum, yok;
sellektör yap›yorum, yok klaksiyon
çal›yorum, adam t›nm›yor. Kafama
koydum, ulan ben sana gösteririm, ilk
lambada durunca haddini bildirece¤im. fiükür trafik lambas›nda durdu.
Dedim ya A¤ustos ay›, üstüne üstelik hava oldukça s›cak. O gerginlikle
tam arabadan f›rlayacakken
- Anaaaaa...O da ne?
Mercedesin kap›s› aç›ld›. Aman
Yarabbi, koskoca bir insan azman›.
Takriben 2 metre boyunda, 160-180
kg a¤›rl›¤›nda. Kollar›, omuzlar› görünen neresi varsa dö¤meli, küpeli, h›zmal› v.s. Yani ola¤an üstü garip bir
yarat›k. Bana do¤ru yavafl yavafl geliyor. Donmufl kalm›fl›m.
Araban›n tavan›na inen balyoz gibi, iki elin meydana getirdi¤i sesle irkildim. Araban›n adeta bir beflik gibi
sallanmas› ile kendime geldim. Ben, o
zamanlar çok gençlerin heves ettigi
spor Ford Capri marka araba kullan›yorum. Malum, yere çok yak›n araba.
Azman adam e¤ilebildi¤i kadar egildi.
Ve öyle bir soluk al›p verdi ki,
A¤ustos ay›n›n o s›cak gününde
sanki do¤u blokunun so¤uk rüzgarlar›
gibi esti, ta iliklerime kadar ürperdim.
- Was ist los, Kollege? (Bir durum
mu var, arkadafl?) dedi.
Allahtan gayri ihtiyar› olarak elimle Mercedesin bagaj›ndaki bisikleti
iflaret ederek, “sallan›yor, her an yola
düflebilir ve kazaya sebebiyet verebilir” dedim. Azman bir bana bakt›, bir
de arabas›n›n arkas›ndaki bisiklete
bakt›. Yavafl hareketlerle gitti, kontrol
etti. Hakikaten bagaj kapa¤› baya¤› esnek. Tekrardan bir güzel gerdirdi. Tabi
bu arada lamba yeflilden k›rm›z›ya,
k›rm›z›dan yeflile kaç kez geçti bilmiyorum.
Tekrar yan›ma geldi “Dankeschön
Kollege”, dedi. “Teflekkür ederim arkadafl”, dedi ve ödül olarak da bir Puro sigaras› verdi. Yine yavafl hareketlerle arabas›na bindi, lamba k›rm›z›ya
geçerken o devam etti. Ben yine k›rm›z›da beklemek zorunda kald›m. Aynadan arkaya bir bakt›m. Sanki Kap›kule gümrü¤ünde kuyruk bekliyor
millet. Tabi bankaya yetiflme olay›m›z
da olmad›. Yine de acele etmenin bedelini ödüle çevirmenin sevinci ile
arabay› Main’›n kenar›na çektim. Hiç
acele etmeden tad›n› ç›kara ç›kara puroyu içtim. O an flunu düflündüm: Ya o
bisiklet bagajda olmasa idi?
Ne olacak, Main’›n kenar›nda puro
içmezdim, diye kahkahay› bast›m!
Selam ve sevgilerimle...
oksuz Helal kesim çatı komisyonları
Rüstem ALTINKÜPE
lmanya`da Anayasa Mahkemesinden floksuz kesim müsaadesini ald›ktan sonra, Almanya`daki
iki çat› kurulufl ISLAMRAT ve ZENTRALRAT olarak bir komisyon oluflturuldu. Komisyonun ad› “Komisyon Islamische Schlachten” (KIS). Bu komisyonun üç üyesi ‹slamrat`tan ve üç
üyesi de Zentralrat`tan olufluyor.
Ben de bu komisyonda bilirkifli olarak görev yap›yorum. Komisyonun görevleri Almanya`da ve de Avrupa`da yaflayan müslümanlar›n gönül rahatl›¤› ile
et ve et mamüllerinin ‹slami kurallara
A
göre uygun ortamlarda yap›ld›¤›n›, verece¤i Sertifika ile güvence alt›na almakt›r.
Komisyon flu anda Alman makamlar› ile olan bütün diyaloglarda Almanya`da yaflayan bir çok müslüman kitleyi
temsil ederek, toplant›lara kat›larak ‹slami konularda fikir beyan etmektedir. Bu
zamana kadar Almanya genelinde bir
çok toplantilara davet edilerek, ‹slami
kesim hakk›nda hükümete bilgi vermifltir.
Komisyon flu anda Almanya`da yaflanan helal kesim konusunda sivil toplum kurulufllar› taraf›ndan hükümete ve
de di¤er siyasi partilere karfl› tek sorumlu kurulufltur.
Almanya`daki hemen hemen bütün
sivil toplum kurulufllar› ve de ‹slami cemaatler helal kesim konusundaki bütün
yetkileri bu komisyona devretmifltir.
Komisyon flu anda Federal düzeyde
hükümetle baz› görüflmeler içerisinde;
yani Almanya`daki helal kesim ve helal
et mamüllerinin tek elden kontrol edilerek müslümanlara sunulmas› noktas›nda
bir çal›flma içerisinde. Almanya`da bir
mezbahane ‹slami usullere göre kesim
yapmak istiyorsa bunun flartlar›ndan biri
de ‹slami Cemaatlerden getirece¤i bir
belge de, o flahs›n ba¤l› bulundu¤u mezhebe göre floksuz kesilme mecburiyeti
vard›r diye bir belge sunmas› gerekiyor.
‹flte komisyonun verece¤i bu belgenin
bütün Alman makamlar›nca kabul görmesi için, komisyon hükümetle bu konularda belirli bir aflamaya gelmifltir.
Böyle bir uygulama arada bulunacak
olan istismarlar›, yani herkes kafas›na
göre bir belge vererek iflin ciddiyetini
kaybedecek konuma getirmeden, Alman
makamlar›ndaki ön yarg›y› ortadan kald›rmak için, bu iflin sadece bir komisyon
taraf›ndan yap›lmas›na Almanya`daki
‹slami Cemaatler karar vermifltir.
Komisyon uzun çal›flmalar neticesinde, helal kesim ve üretim için ‹slami kriterleri de belirlemifltir. Bir kifli veya kurulufl ‹slami usullere göre kesim veya
üretim yapacaksa komisyonun belirlemifl oldu¤u kriterlere uygunsa o kifliye
veya kurulufla verilecek olan sertifika
onun yapt›¤› iflin ‹slami kurallara uygun
oldu¤unun bir belgesi ve de bir logosu
olacakt›r.
Komisyon flu anda müslümanlar›n et
ve et mamüllerini al›rken neye dikkat
edeceklerini ve de helal oldu¤unu nereden anlayabileceklerini belirten bir marka ve logo çal›flmas› içerisindedir. Komisyonun bütün ‹slami cemaatlerinde
kabul edece¤i bir logo oluflturacak ve de
bu logo kendi cemaatlerine tan›t›lacakt›r.
Bundan böyle her fleyin üzerinde yaz›l› olan ‹slami Usullere göre kesilmifltir
veya yap›lm›flt›r, bedava yaz›ya ra¤bet
kalmayacakt›r. Helal o kadar ucuza alg›lanmayacakt›r. Art›k Almanlar da ürettikleri mal›n üzerine helal yazabiliyorlar.
Hatta daha da ileri giderek Helal sertifikas› bile verebiliyorlar. ‹flte bütün
bunlar› önlemek ve istirmarc›lar› kontrol
alt›na alabilmek için, ‹slami Cemaatler
bir araya gelerek bu ifle son vermeyi
kurmufl olduklar› komisyon arac›l›¤›yla
yapm›fllard›r.
Bu komisyon kimsenin tekelinde de¤ildir. Burada ‹slami cemaatleri temsil
eden birer üye bulunacakt›r ve de baflkan her sene bir di¤er kurulufltan seçilecektir.
fiu anki baflkan Zentralrat`tan bir arkadafl›m›zd›r. ‹smi Aiman Mazyek. Bu
konularda daha genifl bilgileri bu kardeflimizden veya bendenizden alabilirsiniz.
Bana flu telefon numaras›ndan ulaflabilirsiniz. 0171-2428667.
Buradaki bütün amaç müslümanlara
hizmet etmek, insan›m›z›n helal lokma
yemesine yard›mc› olmak, maksat kimseyi dövmek de¤il üzüm yemektir. Yaflad›¤›m›z ortam o kadar kar›fl›k ki ne
alaca¤›m›z› üzerini okumadan ne alabiliyoruz ne de yiyebiliyoruz. Düflünün
bugün kendi memleketimiz olan Türkiye`de bile insanlara domuz yedirebiliyorlar. Kald› ki burada bunu kim kontrol alt›na alacak.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 23
Hayat
BLDR
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
23
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
ALMANYA SLAM CEMAATLERNN
BAÖRTÜSÜ KONUSUNDAK
ORTAK BLDRS
lmanya’daki ‹slami cemaatler, Federal Anayasa
Mahkemesi’nin 24.09.2003
tarihli karar› ve bunu takiben çeflitli
federal eyaletlerdeki yasa tasar›lar›
sonucunda oluflan baflörtüsü tart›flmalar›na objektif bir yaklafl›m kazand›rmak amac›yla imzalad›klar›
bu ortak bildiriyi kamuoyunun bilgisine sunarlar.
Sekuler Alman Hukuk Devleti,
Alman Anayasas›’nda yer alan
“anayasaya ayk›r› olmayan dini konularla ilgili” temel anlay›fla uygun
olarak, tarafs›z davranmak zorundad›r. Bu tarafs›zl›k ilkesi, devletin
ne belirli bir dinin lehinde, ne de
bir di¤er dinin aleyhinde tutum alamayaca¤› anlam›n› tafl›maktad›r.
Federal Alman Anayasas›’na göre,
bir dinin içeri¤i ve o dinin zorunlu
dini hükümleriyle ilgili konularda
yorumlama hakk›, devlet ve devletin siyasi temsilcilerinde de¤il, sadece dini cemaatlerdedir.
Bu bildiriyi imzalayan ‹slami
cemaatlerin ortak düflüncesine göre, baflörtüsünün tak›lmas› veya tak›lmamas›, bir insan›n ‹slam’a aidiyetinin ölçüsü de¤ildir. ‹slami hükümlere uygun bir flekilde giyinmek, bir Müslüman’›n etik-ahlaki
A
de¤erlendirimi, topluma entegre
olup olmama iste¤i veya anayasaya
sad›k olup olmad›¤› konular›nda da
ölçü olarak al›namaz.
Bununla birlikte, ‹slam, tüm
mezheplerin görüflüne göre, erkek
ve kad›nlar için örtünme ile ilgili
belirli hükümler koymufltur. Kad›nlar›n elleri, ayaklar› ve yüzleri
haricinde örtünmeleri emredilmifltir. Saçlar›n örtünmesi de, bu hükme dahildir. Bu hükmün gayesi,
kad›n› herhangi bir flekilde bask›
alt›nda tutmak de¤ildir. Bu bildiriyi
imzalayan ‹slami cemaatlerin ortak
görüflüne göre, baflörtüsü sadece
dini bir hükümdür, politik veya dini bir sembol/simge kesinlikle de¤ildir. Federal Anayasa Mahkemesi, konuyla ilgili karar›nda, baflörtüsü kullan›m›n›n Federal Alman
Anayasas›’n›n 4. maddesi 1. f›kras›
ve 2. maddesinde yer alan inanç
özgürlü¤ünün teminat› alt›nda bulundu¤unu, anayasan›n kad›n-erkek
eflitli¤i ilkesine ayk›r› düflmedi¤ini
ve baflörtüsünün kad›n›n ezilmesi
(toplumsal bask› alt›nda tutulmas›)
fleklinde yorumlanamayaca¤›n›
do¤ru olarak tespit etmifltir.
Bizim kanaatimize göre, kad›nlar baflörtüsünü kesinlikle sadece
kendi hür iradeleriyle takmal›d›rlar.
Kad›nlar›n baflörtüsü takmamalar›ndan dolay› d›fllanmalar›n› reddediyoruz. Ayn› flekilde, kad›nlar›n
kendi hür iradeleriyle ve kendi tercihleriyle takt›klar› baflörtüsünden
dolay› d›fllanmalar›n› da reddediyoruz.
Federal Anayasa Mahkemesi
karar›n›n dayana¤›, mahkemenin
görüflüne göre, baflörtülü Müslüman bir bayan ö¤retmenin devlet
okulunda ö¤retmenlik yapabilme
yönündeki hakl› talebiydi. Ancak
baflörtüsü konusundaki güncel tart›flmalar, kamu hizmetinin tüm
alanlar›n› içermekte ve Federal ‹fl
Mahkemesi ve Federal Anayasa
Mahkemesi’nin özel sektöre yönelik olarak inanc› yaflama özgürlü¤ü
lehinde kesinleflmifl kararlar›na
ra¤men, baflörtülü Müslüman bayanlar›n özel sektörde de d›fllanmalar›na zemin haz›rlamaktad›r.
Federal Anayasa Mahkemesi,
yap›lacak her yasal düzenlemenin
de¤iflik dini cemaatlere eflit muameleyi gözetmesini, yani dini cemaatlerin tek tarafl› imtiyaza tabi
tutulamayaca¤›n› tekrar vurgulam›flt›r. Bundan dolay›, okullarda
dini de¤erlere yönelik temel bir ya-
saklama sadece ‹slam’› de¤il, ayn›
zamanda Hristiyanl›k ve Yahudilik
dinlerini de etkileyecektir. Bu ise,
halen toplumun büyük bir ço¤unlu¤u taraf›ndan reddedilen, laik toplum anlay›fl›na geçifl anlam› tafl›maktad›r.
Bu ortak bildiriyi imzalayan Almanya’daki ‹slami cemaatler, eyalet hükümetleri ve federal hükümete, Federal Anayasa Mahkemesi’nin “ço¤ulcu dini yap›n›n okullarda karfl›l›kl› hoflgörünün e¤itiminde ölçü olarak al›nmas›” yönündeki tavsiyesinin özümsenmesi
ve Almanya’daki Müslümanlar’›n
temsilcileriyle iflbirli¤i içinde, ‹slam’›n ülkemize entegrasyonu ve
ülkemizin bir parças› olarak kazand›r›lmas› yönünde bütüncül bir
konseptin haz›rlanmas› ça¤r›s›nda
bulunurlar.
Bugüne kadar yap›lan tart›flmalarda, uzlaflt›r›c› ve objektif katk›da
bulunan tüm kifli ve kurumlara teflekkür ederiz.
Toplumumuzun çeflitli ve ço¤ulcu yap›s›na uygun ve Müslümanlar’›n da bir zenginlik unsuru
olarak kabul edildi¤i, ak›lc› ve gelece¤i kuflatan politikalar oluflturulmas› tavsiye olunur.
BLDRY MZALAYAN ALMANYA’DAK SLAM CEMAATLER
1.A.K.E.V.
2.Aachen ‹slam Merkezi
3.Afla¤› Saksonya ‹slam Federasyonu
4.Afla¤› Saksonya Müslümanlar›
Eyalet Birli¤i/Afla¤› Saksonya fiuras›
5.Alman-Afrika Mübadele Derne¤i
6.Alman Müslümanlar› Birli¤i
7.Alman-Somali Derne¤i
8.Almanya Bosnal›lar ‹slami Cemaatler Birli¤i
9.Almanya E¤itim ve Ö¤retim
Müslüman Kad›nlar Teflkilat›
10.Almanya Ehl-i Beyt Cemaatleri
‹slam Konseyi
11.Almanya Ehl-i Beyt Dernekleri Birli¤i
12.Almanya Ehl-i Beyt Müslüman
Kad›nlar Derne¤i
13.Almanya ‹slam Toplumu
14.Almanya Müslüman ‹zciler Birli¤i
15.Almanya Müslüman Üniversiteli
Ö¤renciler Birli¤i
16.Almanya Müslümanlar› Merkez Konseyi
17.Almanya Nur Cemaati ‹slam Toplumu
18.Almanya Türk – ‹slam Kültür
Merkezleri Birli¤i
19.Almanya Türk - ‹slam Dernekleri Birli¤i
20.Almanya ‹slam – Arnavut
Merkezleri Birli¤i
21.Almanya ‹slam Akademisi
22.Almanya ‹slam Kültür Merkezleri Birli¤i
23.Almanya ‹slam Toplumu
24.Almanya ‹slamoloji Enstitüsü
25.Avrupa Müslüman Sosyal Teflkilat›
26.Avrupa Müslüman Üniversite
Ö¤rencileri Teflkilat› Birli¤i
27.Avrupa Nur Cemaati
28.Avrupa Türk - ‹slam Birli¤i
29.Avrupa Ülkelerinde Çal›flan
Müslümanlar Birli¤i
30.Baden-Württemberg ‹slam Federasyonu
31.Baden-Württemberg ‹slam Toplumu/
Baden Württemberg Müslümanlar›
Merkez Konseyi
32.Bavyera ‹slam Federasyonu
33.Bavyera ‹slam Konseyi
34.Bavyera ‹slam Toplumu
35.Berlin ‹slam Federasyonu
36.Bonn Alman Müslümanlar› Birli¤i
37.Bremen ‹slam Federasyonu
38.Dar-ül ‹slam
39.Do¤u Türkistan (Uygurlular)
Ulusal Kongresi
40.Düsseldorf Türk Cemaat ve
Dernekleri Birli¤i
41.Ehl-i Beyt Alevi Cemaat›
42.Ehsan Yard›m Teflkilat›
43.Fasl› ‹mamlar Birli¤i
44.Federal Almanya ‹slam Konseyi
45.Hamburg ‹slam Birli¤i
46.Hamburg ‹slam Merkezi
47.Hamburg ‹slam Toplumu
48.Hamburg ‹slami Cemaatler
Konseyi/Hamburg fiuras›
49.Hessen ‹slam Federasyonu
50.Hessen ‹slam Toplumu
51.Kuzey Almanya ‹slami Cemaatler Birli¤i
52.‹slam – ‹nfo
53.‹slam Enformasyon – Kültür Merkezi
54.‹slam Gençlik Merkezleri Teflkilat›
55.‹slam Pedagoji Enstitüsü
56.‹slam Toplumu Milli Görüfl
57.‹slami Faaliyetler Federal Birli¤i
58.Münih ‹slam Merkezi
59.Müslüman Sosyal Birli¤i
60.Rheinland – Pfalz ‹slam Konseyi
61.Schleswig - Holstein ‹slam Toplumu
62.Sosyal ve E¤itim Meslekleri
‹slami Çal›flma Toplumu
63.Weimar Enstitüsü
64.Yeni Alman Müslümanlar› Derne¤i
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 24
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 25
Hayat
ÖZEL KÖE
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
25
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Çocuklarda özgüven
nasıl oluturulur?
Muhammet Nebi Çelik
Eitimci-Psk. Danıman
[email protected]
B
enli¤i oluflturan yap›tafllar›ndan güven duygusunun olmamas› kiflisel bütünlü¤ün sa¤lanmamas› ile efl anlaml›d›r. Güven
duygusunun temeli de yaflam›n ilk
günlerinden itibaren at›l›r. Çocu¤un
çevresini, kendi benli¤ini alg›lamas›
ve do¤ru olarak de¤erlendirebilmesi,
çocuk ile anne aras›ndaki iliflkinin
niteli¤i ile yak›ndan iliflkilidir. Çocu¤un kendini de¤erli bir varl›k olarak
alg›layabilmesi için, ihtiyaçlar›n›n
zaman›nda ve yeterli bir biçimde
karfl›lanmas› elzemdir. Modern psikolojinin bulgular› flunu göstermektedir ki, çocuklu¤unda yeterli ilgi ve
sevgi gösterilmeyen, ihtiyaçlar› annesi taraf›ndan ideal bir flekilde karfl›lanmayan kiflilerde baflta güven eksikli¤i olmak üzere pisikolojik rahats›zl›klar daha yo¤un olarak görülmektedir. Çocuk, kazand›¤› güven ve
özerklik duygusu ile yavafl yavafl
çevresini tan›ma, keflfetme yönünde
davran›fl gösterir. Keza güven ve ona
ba¤l› olarak geliflen ö¤renme e¤ilimi,
bebe¤in sevgi ve ilgi baflta olmak
üzere temel ihtiyaçlar›n›n annesi taraf›ndan zaman›nda karfl›lanmas›yla
do¤rudan iliflkilidir. "Benim çocu¤um çok utangaç, içine kapan›k,
okulda arkadafl› yok." türünden ifadeleri birçok anne babadan duymufluzdur. Güven eksikli¤i yaflayan çocuklar›n okulda, toplumda baz› problemlerle karfl›laflmas› kaç›n›lmazd›r.
Çocukluk döneminde alt›n› ›slatma,
kekemelik, yalan söyleme gençlik
döneminde ise alkol, uyuflturucu, sigara ba¤›ml›l›¤› görülen problemlerin bafl›nda gelmektedir. Güven duygusunun kazan›lmas›nda anne-babaya büyük sorumluluklar düflmektedir. Ayr›nt›ya girmeden okulda günlerin nas›l geçti¤i, ilgisini nelerin
çekti¤i sorulabilir. Fakat her ne suretle olursa olsun onlar› can kula¤›yla dinlemek gerekmektedir. Kendisini üzen veya neflelendiren bir konuda
"O anda sen neler düflündün, kendini
nas›l hissettin?" gibi sorular sormak
konuflmak için bir teflviktir. Velilerin
hiçbir zaman unutmamas› gereken
bir konu da; çocu¤un arkadafli onun
anne babas› olamayaca¤›d›r. Çocuk
öncelikle kendi yafl›tlar› ile oynamas›, iliflki kurmas› gerekmektedir.
Mant›kl› olarak düflündü¤ümüzde
anne-babanin iki-üç yafl›ndaki bir çocu¤un seviyesine inmesinin mümkün
olmad›¤› gün gibi aflikard›r. Saatlerce onun yan›nda oynamaya, onunla
onun dilinden konuflmaya kaç kiflinin
sabr› kafi gelebilir? Anne-babalar bu
konuda çocuklar›na yard›mc› olmal›,
onlar›n arkadafllar›yla beraber zaman
geçirebilmelerine olanak sa¤lamal›d›rlar. Al›flverifllerde sat›n al›nmak
istenilen fleyin yerini ve fiat›n› ona
sordurarak, kasada ücreti onun vermesine f›rsat tan›yarak günlük hayat›n ak›fl› içinde çocu¤un yetiflkinlerle
diyalog kurmas› kontrollü bir flekilde
sa¤lanabilir. Ebeveynler, bulunduklari muhitte karakter olarak iyi tan›d›¤› çocuk sahibi olan ailelerle kontak kurabilir, çocuklar›n arkadafl olmasi için ortam sa¤layabilirler. Bu
flekilde ebeveynler haftada veya ayda
bir s›rayla çocuk bak›m saati ayarlayabilirler. Bu tür bir programda bir
aile bütün çocuklar›n bak›m›n› kendi
evinde birkaç saatli¤ine de olsa üstlenir ve onlar› e¤lendirerek beraberce hoflça vakit geçirmelerine yard›mc› olur. Bu tür bir uygulaman›n iki
türlü faydas› vard›r.
1. Di¤er anne-babalar da çocuklar›ndan ayr› kalacaklar› bu zaman
zarf›nda kendilerine daha fazla zaman ay›rma f›rsat› bulabilirler.
2. Çocuklar da kendi ebeveynleri
olmadan baflka bir ailenin yaflama
tarz›n› müflahade etme imkan› bulacaklard›r. Çocuklar övülmekten çok
haz al›rlar. Bu yüzden küçük bir fley
yapm›fl olsa dahi onu takdir etmek,
kucaklamak hatta öpmek daha büyük
baflar›lara zemin haz›rlayacakt›r.
Yapt›¤› yard›mlardan dolay› ona teflekkür edilmeli "Bak bunu ben düflünemedim, fikrin çok hofluma gitti."
türünden geri bildirimlerle ona de¤erli oldu¤u hissi yaflat›lmal›d›r. Bütün çocuklar›n alg›lamas›, de¤erlendirmesi birbirinden farkl›d›r. Bu bak›mdan ebeveynler beklentilerini
makul ölçüler içinde tutmal›d›rlar.
Çocu¤un kiflili¤inin gelifliminde yak›n çevresinin gösterdi¤i olumlu ya
da olumsuz tepkiler çok önemlidir.
Söyledikleri kulak arkas› edilen, düflüncesini belirtmesine imkan verilmeyen veya belirtti¤i zaman sürekli
olarak elefltirilen çocuk tabiatiyle içine kapan›k, çekingen, huysuz, söz
dinlemeyen bir çocuk olabilir. Tam
tersine, söyledikleri bir anlam tafl›masa da dinlenen, ilgi gördü¤ünü
hisseden, fikrini aç›klamas›na imkan
tan›nan, yanl›fl olsa bile "hadi can›m
sen ne anlars›n bundan" fleklinde
olumsuz tepki gösterilmeyen çocuklar kendilerine daha fazla güvenir ve
sa¤l›kl› bir kiflilik gelifltirirler. Çocu¤un güven duygusunu gelifltirmek
için flu befl noktaya çok önem göstermek gerekir.
1. Çocu¤un kendini ifade etmesine kesinlikle imkan tan›mak. Yani
onu üstün körü de¤il can kula¤›yla
dinlemek. fiayet buna dikkat edilmezse çocuk arkadafl edinmede ve
sosyal iliskilerde problem yaflayabilir.
2. Çocu¤un göstermifl oldu¤u baflar›s›zl›klar› benli¤ine mal etmemek.
Örne¤in yaz› yazmay› ö¤renme aflamas›nda veya bisiklet sürmek için ilk
denemelerinde muhtemelen istenilen
düzeyde olamayacakt›r. Bu durumda
ona becereksiz, aciz, kafan çal›flm›yor gibi benli¤ini örseleyici yak›flt›rmalardan uzak durulmal›d›r.
3. Ev içinde ve ev d›fl›nda baflarabilece¤i küçük sorumluluklar verilmelidir. Örne¤in ev içinde masay›
kurma, odas›n› toplama, eflyalar›n›
düzenleme ev d›fl›nda çöpü atma,
ufak tefek al›flverifli yapma, onda baz› sorumluluklar›n paylafl›lmas› yönünde izlenim uyand›r›r.
4. Çocuk gösterdi¤i çabadan dolay› muhakkak övülmeli ve sonraki
denemeler için yüreklendirilmelidir.
Örne¤in eve gelen misafirlere ikramda bulunurken ondan yard›m istenebilir. Belki taba¤›, barda¤› tafl›rken
k›rabilir, yeme¤i dökebilir. Bu durumda ona k›z›p "ortal›kta dolaflma,
otur, hiçbir fleye el sürme, odana çekil oyuncaklar›nla oyna" demek çocu¤un toplumdan uzak, p›s›r›k olmas›na sebep olacakt›r. Bunun yerine
"Bana yard›m etmen çok hofluma gitti, teflekkür ederim. Gelecek sefer
daha dikkatli olaca¤›na inan›yorum."
fleklindeki telkinler onu baflar›ya
yönlendirecektir.
5. Çocuktan yafl›n›n üstünde davran›fllar beklememek. Soka¤a tertemiz elbiselerle gönderdi¤iniz çocu¤unuzdan yine ayn› flekilde gelmesini beklemek hiç de makul bir düflünce de¤ildir. Ebeveynler misafir ya da
aile d›fl›ndan insanlar›n yan›nda çocuklar›n›n yapamad›klar›, beceremedikleri zihinsel veya fiziksel aktivitelere dayali ifl, oyun gibi etkinliklerden dolay› onlar› küçük düflürmemelidirler. Keza çocuklara verilecek nasihatler baflkalar›n›n yan›nda de¤il
bilakis yaln›z iken verilmelidir. Çocuklarla birlikte yap›lacak ufak tefek
etkinlikler onlar› üretkenli¤e teflvik
edecektir. Örne¤in, evdeki tahtalar›,
ka¤›tlar›, kartonlar›, kurdela veya iplikleri kullanarak basit, ilgi çekici
oyuncak veya kuklalar yap›labilir.
Bu flekilde birfleyler üretebilen çocu¤un bir yanda kendisine güveni artar,
di¤er tarafta bunlar› baflkas›na göstermek suretiyle arkadafllar›yla iletiflim kurmak için heyecan duymas›
pekifltirilmifl olunur. Arkadafllar›yla
olan iliflkilerinin geliflmesi de kendilerine olan güveni art›racakt›r. Sevdikleri oyuncaklar› k›r›p-dökmesine
bakmadan ortaya ç›karmas›na, arkadafllar›yla paylaflmas›na ve onlara
kraker, büsküi gibi fleyler ikram etmesine imkan verilmelidir. Zaman
zaman çocuk parklar›na giderek yafl›tlar›yla arkadafll›k kurmas› için cesaretlendirilmelidir. Unutmayalim ki,
çocuk yaflam›n›n ilk y›llar›nda annebabay› kendine örnek al›r. Anne-baba sayg›s›zsa çocuk da sayg›s›z, anne-baba huysuz, sürekli elefltiri yapan bir zihniyete sahip ise çocuk da
benzer bir karakter kazanacakt›r. Bu
bak›mdan yafl› çerçevesinde anlay›flla kabul edilen, duygu ve düflünceleri
önemsenen, yapt›¤› hatalardan dolay›
sürekli elefltirilmeyen, ihtiyaç hissetti¤inde bekledi¤i ilgiyi, flevkati gören, güçlü ve zay›f yönleriyle oldu¤u
gibi kabul edilen çocuk, daha huzurlu ve güvenli bir kiflilik gelifltirir.
Aktif yatırım modeli
ay›n Hayat okuyucular›;
sizlerden gelen yo¤un istek üzerine asplan´›n
2004 yılı yat›r›m modelleri
hakk›nda bilgi vermekten ve
sizlerle olmaktan büyük bir
mutluluk duyuyorum. Hessen
Hayat gazetesine, sizlere
ulaflma hususunda, bizlere tanıAS Plan Genel Müdürü
dıkları fırsatlardan dolayı teflekAbdullah Özer
kürlerlerimi sunuyorum.
Almanya´da en iyi yat›r›m modellerini araflt›r›p, sizlere sunmay› kendine ilke edinen asplan, bu alanda
hep k›lavuzunuz olmufl ve de olmaya da devam edecektir.
1. Neden Gelece¤e Yat›r›m?
a- Hepimizinde bildi¤i gibi Almanya’da nüfusun ço¤unlu¤unu yafll›lar oluflturmaktad›r.
Yap›lan son araflt›rmalar bu oran›n 30 sene sonra daha
da artaca¤›n› belgelemektedir.
b- Emekli maafllar›n›n art›r›laca¤› yerde sürekli azalt›ld›¤›n› çevremizden duyuyoruz, görüyoruz ya da bizzat
yaflamaktay›z.
2- Hazinede istedi¤i miktarda para bulamayan Alman
hükümeti o paray› cüzdan›m›zdan almak için; sa¤l›k, e¤itim gibi hayati alanlarda ac›mas›z k›s›tlamalara gitmektedir.
asplan geçmiflte de oldu¤u gibi; Türk insan›na uygun
yat›r›m modelini buldu, gelifltirdi size en karl› ve garantili
flekliyle sunuyor:
‹nsan›m›z›n Anadolu topraklar›n› terkedip Almanya’ya göç etmesinin üzerinden 40 sene geçti. Para kazanan
insan›m›z bunu en iyi flekilde de¤erlendirmek için bir çok
yol denedi, ne derece baflar›l› olundu¤unu bireyler kendisi
de¤erlendirecektir. Biz bundan sonra yap›lanlarla de¤il
yap›lmayanlarla meflgul olaca¤›z.
Hangi yat›r›m flekli olursa olsun, ticarette yap›lan yat›r›mda masraflar› ve enflasyon ç›kar›ld›ktan sonra emekli
oldu¤unuz zaman kalan parayla en az›ndan flu andaki yaflad›¤›n›z hayat standard›n›z› koruyam›yorsan›z, yapt›¤›n›z
yat›r›m amac›na ulaflmam›fl demektir. Yat›r›m yap›l›rken
dikkat edilmesi gereken üç önemli unsur vard›r:
1. Garantili yat›r›m
2. Herzaman ulaflabilece¤iniz bir yat›r›m
3. Kâr getirecek yat›r›m
4. Nakite çevrilebilir olmas›
Afla¤›da size model olarak sundu¤umuz iki yat›r›m
flekli de yukarda s›ralad›¤›m›z ideal bir yat›r›m›n olmazsa
olmazlar›n› bünyesinde bar›nd›rmaktad›r.
Aktiv Yat›r›m I
Sen al Kirac› ödesin:
S
evin ayl›k banka taksitleri:
Kira garantisi
Tamir garantisi
Toplam
Kira gelirleri (kirac› ödüyor)
:
:
:
1,-Euro /m2
0,50 Euro/m2
1,50 Euro /m2 ayl›k
Risikosuz bir yat›r›m
Örnek:
Bizden 70 m2 daire alan bir aile
Banka taksidi
: Kirac›
Kira Garantisi
: 70 x 1: 70,-Euro
Tamir Garantisi : 70 x 0,50 Euro: 35,0 Euro
Toplam:
105,-Euro ödeyerek ev
sahibi oluyor..
Bu sahip olaca¤›n›z daire kira art›fl› (ortalama %2) hesaba kat›ld›¤›nda emekli oldu¤unuz zaman ortalama 800,Euro`luk ek emeklik getirecek ayr›ca %30 de¤er kazanm›fl bir evin tapusu elinizde olacakt›r.
Aktiv Yat›r›m II
Ev Al Kira Öder gibi Öde; Ev sahibi ol
Ayl›k banka taksitleri :
Kira bedeli
+ devlet teflviklerinden (Eigenheimzulage) yararlan.
Eigenheimzulage: Anne-babaya senelik
1.250,-Euro (8 sene boyunca)
Çocuk bafl›na senelik : 800,-Euro (8 sene boyunca)
3 çocuklu bir ailenin sekiz senelik toplam devlet
konut edinme teflvi¤i 29.200,- Euro’dur.
fiu anda oturaca¤›n›z evin kiras›n›n siz emekli oldu¤unuzda ayl›k kaç Euro olaca¤›n› hic hesap ettiniz mi?
Biz size bugün ev sahibinin evini de¤il kendi evinizi
ödeme olana¤› tan›yoruz. fiu anda ödedi¤iniz kiran›n %
30 fazlas›n›n emekli oldu¤unuz zaman cebinize kalaca¤›n›
hesap ediniz.
(Bugün 500,-Euro ödüyorsan›z 25 sene sonra ayl›k
yaklafl›k 836,-Euro ödemek zorunda kalacaks›n›z).
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 26
26
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
TEMEL VAMPR
ir ‹ngiliz vampir, bir Fransız vampir, bir de Temel vampir uçakta gidiyorlarmıfl. Bir süre sonra
‹ngiliz vampir aralarından ayrılmıfl, afla¤ılara
dalm›fl. Bir süre sonra geri gelmifl ki, a¤zı yüzü kan
içinde.
Sormufllar: - Ne oldu, nereye gittin?
‹ngiliz vampir: - flu afla¤ıdaki beyaz evi gördünüz
mü?
Cevap:- Gördük.
‹ngiliz Vampir: - Onun yanındaki duvar› gördünüz
mü?
Cevap: - Gördük.
B
Albay, binbafl›ya:
-Yar›n günefl tutulacak. Bu
her zaman görülen bir fley de¤ildir. Erleri talim elbiseleri ile
talim meydan›na getirin de olay› görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi verece¤im. fiayet ya¤mur
ya¤arsa, tabii bir fley göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapal›
talimgaha götürürsün.
Binbafl›, yüzbafl›ya:
-Albay›n emri ile yar›n sabah saat dokuzda günefl tutulacak. Bu her zaman görülen bir
olay de¤ildir. fiayet hava kapal›
olursa bir fley görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapal›
talimgahta gerekli talim elbisesiyle yap›lacakt›r.
Yüzbafl›, te¤mene:
-Albay›n emri ile yar›n sabah dokuzda talim elbisesi ile
günefl tutulmas›n›n aç›l›fl merasimi yap›lacakt›r. fiayet ya¤mur ya¤arsa ki bu durum pek
görülen bir olay de¤ildir, Albay
kapal› talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
Te›men, baflçavufla:
-Yar›n sabah dokuzda hava
güzel olursa, talim k›yafeti ile
albay tutulacak. Kapal› talimgahta ya¤mur ya¤arsa, alay›n
meydan›nda manevra yap›lacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay de¤ildir.
Baflçavufl, askere:
-Yar›n sabah saat dokuzda
kapal› talimgahta Albay› tutaca¤›z. Sabah hepiniz talim techizat ile haz›r olun.
Askerler kendi aralar›nda :
-Yar›n sabah bizim baflçavufl Albay› tutuklayacakm›fl.
‹ngiliz vampir: - Onun yan›nda uyuyan küçük çocu¤u gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
‹ngiliz vampir: - ‹flte ben o çocu¤un kanını içtim,
geldim.
Yolculuk devam eder. Bir süre sonra Fransız vampir
de ayn› flekilde ayrılıp afla¤ılara gider ve geldiginde
onun da yüzü gözü kan icindedir.
Yine sorarlar: - Nereye gittin?
Frans›z Vampir: - flu afla¤ıdaki a¤acı gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Frans›z Vampir: - Onun yanındaki küçük kutuyu
gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Frans›z Vampir: - O kutuya yaslanmıfl yatan adamı
gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransız Vampir : - ‹flte ben o adamın kanını içtim
geldim.
Yolculuk yine devam eder. Bir sure sonra Temel
Vampir ayn› flekilde ayrılır ve o da a¤zı yüzü kan içinde
geri gelir.
Ona da sorarlar: - Nereye gittin?
Temel Vampir: - flu afla¤ıdaki evi gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Temel Vampir: - Peki onun yanındaki dire¤i gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Temel Vampir: - ‹flte ben o dire¤i görmedim...
Benim kim olduumu biliyor musun?
GÜNE TUTULMASI
Üniversitenin büyük amfisinde 800 kiflinin kat›ld›¤› bir imtihan...
Süre iki saat... Profesör son derece sert ve
sürenin esnetilmesine imkân yok.
Cevaplar› yetifltiremeyen kal›yor. Bu yüzden bütün talebeler har›l har›l k⤛t dolduruyorlar. Ama birisi a¤›rdan gidiyor. Biraz düflünüyor biraz yaz›yor. Hiç aceleci bir hâli
yok.
Derken süre doluyor. "Getirin k⤛tlar›
çocuklar" diyor profesör ve herkes bitirebildi¤i kadar›yla k⤛d›n› getirip masan›n üzerine koyuyor. Veren ç›k›yor, veren ç›k›yor,
masan›n üzerindeki k⤛tlar birikiyor. S›n›fta
hiç talebe kalm›yor. Bir kifli hâriç. Bizim
a¤›rdan giden talebe hiç istifini bozmadan
yazmaya devâm ediyor.
Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalk›p kürsüye gidiyor ve k⤛d›n› bir sonraki ders için haz›rl›klar›n› tamamlamakta olan profesöre uzat›yor. Profesör k›zarak:
-Hay›r! Çok geç kald›n. Art›k senin k⤛d›n› alamam...
Bizimki ters ters bak›yor:
-Sen benim kim oldu¤umu biliyor musun?
-Yoo, asl›nda bilmiyorum. Ne olacak?
-‹yi öyleyse, diyor bizimki ve y›¤›l› duran
imtihan k⤛tlar›n›n bir k›sm›n› kald›r›yor ve
araya kendi k⤛d›n› koyup k⤛tlar› tekrar
düzeltiyor. Sonra da:
-‹yi günler hocam, deyip profesörün flaflk›n bak›fllar› aras›nda yürüyüp gidiyor.
Ben Zürafayım
ir gün, CIA, KGB ve MIT teflkilatlar›ndan hangisinin daha baflar›l› oldu¤unu tespit etmek için bir "istihbarat
yar›flmas›" düzenlenmifl. Bu yar›flma uyar›nca, her üç teflkilat›n en iyi adamlar›ndan oluflan onar kiflilik ekipleri Kongo’nun balta girmemifl ormanlar›na göndermifller.
Orman›n giriflinde görevleri aç›klanm›fl:
"Ormana girip, en k›sa sürede bir zürafa bulup getiren kazan›r..."
Önce KGB’liler gitmifl. 15 dakika sonra
bir zürafa ile ç›kagelmifller. Sonra CIA gitmifl. 10 dakika sonra zürafa ile gelmifller. En
B
sonunda bizim MIT gitmifl, 7 dakika sonra
bir fille dönmüfller. Yar›flmay› düzenleyenler
"Bu da nedir?.." diye sorunca fil atlam›fl:
"Abi valla ben zürafay›m..."
Amerika'dan Mühendiz
ayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yap›l›yor. Bunun için de
eflekten yararlan›l›yor: Eflek hangi yolu izlerse, oras› geniflletip araba yoluna dönüfltürülüyor.... Köye gelmifl olan Amerikal›
Bar›fl Gönüllüsü, ne olup bitti¤ini kavrayamad›¤› için sorar:
- Ne yap›yorsunuz böyle?
K
- Yol yap›yoruz.
- Bu eflek ne için?
- O, yolun mühendizi. Yola uygun geçene¤i o gösterir.
Bar›fl Gönüllüsü kat›la kat›la güler:
- Ya eflek bulamasayd›n›z?
- ‹flte o zaman Amerika'dan mühendiz
getirirdik!
MEMUR MAALARI
BD Baflkanı, ‹ngiltere Baflbakanı
ve Türkiye Baflbakanı bir gün bir
toplantıda bir araya gelmifller.
Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı
gazeteciler? Önce ABD baflkanına
sormufllar:
- ABD'de bir memur ne kadar parayla
geçinir? Siz kaç para veriyorsunuz?
Baflkan cevap vermifl:
A
Hayat
KOMED-FIKRA
- Valla ben memura en az 2000 dolar
veririm. 1000 doları ile geçinirler. Geri
kalan 1000 doları ne yaparlar, nerede
harcarlar, hiç sormam.
Gazeteciler aynı soruyu ‹ngiltere
baflbakanına da sormufllar. O da cevap
vermifl:
- Ben, memuruma ortalama 3000
sterlin veririm. Geçinmesi için 2000
sterlin yeterli. Artan 1000 sterlini ne
yapar, nerede harcarlar, sormam, beni hiç
ilgilendirmez.
Her ikisinden bu cevapları alan
gazeteciler, aynı soruyu Türkiye
baflbakan›na da sormufllar.
- Valla, demifl, Türkiye'de bir
memurun geçinebilmesi için en az 1
milyar lira lazım. Ama ben tafl çatlasın
400 milyon lira veriyorum. Geri kalan
600 milyonu nereden bulurlar, nasıl
geçinirler hiç sormam.
STANBUL'DAYIM
az alacaklılardan kaçmak için kapısının üzerine "‹stanbul'dayım"
yazmıfl ve her kapı çaldı¤ında
tavan arasına kaçıyormufl. Yine kapı çaldıktan sonra bu kez
büyük bir gürültü ile kapı kırılmıfl ve eve giren birkaç kifli
lazın eflyalarını dıfları taflımaya bafllamıfllar. Bu durumu tavan arasından seyreden laz:
- Ulan flimdi ‹stanbul'da olmasam size gösterirdim.
L
F
FBI
BI eleman alacaktır. Gazeteye ilan verilir, bir
gün sonra üç kisi baflvuruda bulunur. ‹lk adam odaya
alınarak "karını seviyor musun?" diye sorulur. Adam
"evet efendim" der. "Peki, ülkeni seviyor musun?" deyince
adam yine "evet" diye cevap
verir.
FBI görevlisi "peki o zaman, sana bir sürprizimiz var,
karını buraya getirdik yan
odada flu anda kendisi. Al flu
silahı karını oldur bakalım"
deyince adam silahı alarak di¤er odaya girer. Birkaç saniye
sonra geri döner, kravatı gevflemifl ve terlemifltir.
Yapamayaca¤ını söyleyerek oradan ayrılır.
Sıra ikinci adama gelir ona
da aynı fleyleri söylerler o da
yapamayaca¤ını söyler ve oradan çıkar gider.
Son olarak sıra Temel'e gelir. Ona da aynı fleyler söylenir ve Temel içeri girer. Biriki saniye sonra bam bam bam
bam bam diye silah sesleri ve
hem arkasından büyük bir
flangırtı ile cam kırılması sesi
duyulur.
Temel geri döner biraz terlemifltir. FBI görevlisi sorar:
- Noldu?
- Bana verdi¤iniz tabanca
kurusıkı çıktı. O yüzden Fadime'yi pencereden afla¤ı atmak
zorunda kaldım!...
4. sayi sayfalar
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 27
KOMED-MZAH
27
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 28
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
BLM
28
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Virüs savaları baladı
Son günlerde MyDoom, Netsky ve Bagle virüslerinin 20’den fazla versiyonunun internette
cirit atması, virüs programcıları ile ilgili bazı komplo teorilerini de akla getiriyor.
on günlerde MyDoom, Netsky ve
Bagle virüslerinin 20’den fazla
versiyonunun internette cirit atması, virüs programcıları ile ilgili bazı
komplo teorilerini de akla getiriyor.
Teknoloji yazarı Bob Sullivan virüs
programcılarının söz konusu virüsleri
birbirleri ile rekabet amacıyla saldıklarını ve bu rekabetten dolayı da virüs saldırılarının sona ermesinin beklenemeyece¤ini savunuyor. Birbirleriyle yarıflan
hackerlar, virüs versiyonlarını efl zamanlı olarak sürüyorlar.
Email bafllık satırlarında görünen
“Here is the file” (‹flte dosya burada), “I
want a reply” (Yanıt bekliyorum) gibi
ibarelerin programcıların aralarında
kriptonik birer mesaj oldu¤unu belirten
Sullivan, Netsky virüsünün üçüncü versiyonunda rakip virüs programcılarını
hedef alan flu cümleleri örnek gösteriyor: “Netsky biziz, kendini gizleyemezsin, tüm Malware yazılımcılarını öldürece¤iz, hiçbir flansları kalmadı. MyDoom.F bizim fikrimizi çaldı. SkyNet
Malware’e karflı!”
Bu mesajı içeren virüs, bulafltı¤ı bilgisayarda kendinden önce geldi¤i virüsün etkilerini siliyor. ‹flte bu durum da
“hacker savaflları” teorisini akla getiriyor.
EY NETSKY SAVAfi MI
‹ST‹YORSUN?
‹nternette hacker çeteleri arasında
geçen “virüs savaflları”, dün ortaya çıkan Bagle ve MyDoom’un yeni versiyonlarının Netsky’ın programcısını hedef alan mesajlar göndermesiyle gündeme geldi.
Bagle’ın yeni versiyonundaki mesaj
“Ey Netsky programcısı, iflimize bulaflma, savaflmak mı istiyorsun” fleklinde
bir uyarı veriyor. MyDoom’un yeni versiyonu ise Netsky programcısını hedef
alır flekilde, flu ifadeyi içeriyor;
“Netsky’ın programcısına: skynet merkezini yitirmifl dosya paylaflımında baflka bir fley de¤ildir.”
NETSKY KARfiILIK VER‹NCE
Netsky’ın programcısı ise savafl ça¤-
S
rılarına yeni bir versiyon sürerek karflılık verdi; “Bagle, sen kaybettin!”
‹nternet güvenlik flirketi Symantec’
analistlerine göre, Netsky virüsü kendinden önce gelen MyDoom ve Bagle
virüsleri ile savaflmak üzere üretildi. Di¤erleri gibi arka-kapı açmayan Netsky
virüsünün yegane amacı, kendinden önce gelen virüsleri silmek veya etkilerini
sıfırlamak. MyDoom ve Bagle da,
Netsky’a karflılık verince de savafl bafllamıfl oldu.
TAR‹HTE ‹LK
Virüs yazılımcıları arasında savafl
fliddetlenirken, kullanıcılar da bundan
olumsuz etkileniyorlar; son günlerde
tespit edilen virüslü email sayısı bir kaç
milyonu afltı. Her biri çok versiyonlu
birkaç virüsün efl zamanlı olarak bu fliddette saldırılar düzenlemeleri daha önce
gerçekleflmemifl bir durum olarak niteleniyor.
GÖRÜLMEM‹fi YO⁄UNLUK
‹nternet güvenlik flirketi Network
Associates son iki ayda tam 11 kez ‘virüs alarmı’ verdi, bu alarm verildi¤inde
anti-virüs uzmanları gece yarısı dahi olsa yataklarından kalkıp gelerek masa
baflında ifle oturmak zorundalar. Symantec geçti¤imiz 7 gün zarfında tam 6 kez
‘yüksek risk’ alarmı verdi; flirket bu tip
alarmları normalde ayda bir kez veriyor.
Efl zamanlı olarak gerçekleflen saldırıların SoBig virüs familyasının yarattı¤ı
yayılım kadar etkili oldu¤u belirtildi.
Çarflamba günü ortaya çıkan
Netsky.D, dolanan 20 versiyonun en genifl yayılıma ulaflanı oldu. Virüs bilgisayarlara sesli bir program yükleyerek,
makinelerin garip sesler çıkarmasına ne-
den oldu.
Kullanıcıları, mesajda “Bilgisayarınıza virüs bulaflmıfl durumda, virüsü temizlemek için afla¤ıdaki linki tıklayınız” ibaresiyle kandıran Bagle.K ise,
söz konusu link tıklanınca da bilgisayara bulaflıyor.
‹nternet kullanıcılarının virüsleri farketmeleri için, makinelerine bir virüsün
bulaflmıfl olması gerekmiyor. Virüslerin
yol açtı¤ı aflırı yüklenme ve internet trafi¤indeki yavafllama herkesi eflit oranda
etkiliyor.
MYDOOM ÖNAYAK OLDU
Virüs savafllarının neden baflladı¤ına
dair çeflitli yaklaflımlar var. Uzmanlar
ocak ayında ortaya çıkan ve fiubat ayının ilk günlerinde etkisini gösteren
MyDoom’un baflarısının di¤er virüs
programcıları tarafından tekrarlanmak
istenmesine ba¤lıyorlar. MyDoom yüzbinlerce bilgisayara bulaflarak tarihin en
hızlı yayılan virüsü ünvanını elde etmiflti.
Virüs programcılarının MyDoom’un
açtı¤ı arka-kapıları da kullanarak kendi
virüslerini yaymaya çalıfltıklarını belirtiliyor.
ANT‹V‹RÜSÇÜLER PES ETT‹
Normal flartlarda bir virüs saldırısından sonra yenisinin sürülmesine kadar
geçen bir kaç haftalık sürenin anti virüs
flirketlerine yama hazırlama fırsatı verdi¤ini belirten Fin antevirüs flirketi bafl
analisti Mikko Hypponen, bu kadar virüs versiyonunun efl zamanlı olarak çıkmasının anti virüs flirketlerini zor durumda bıraktı¤ını açıkladı. Hypponen
virüs yazılımcılarının amacının antivirüs s¸irketlerini virüs kovalamada geride
bırakmak oldu¤unu belirterek, hackerlerın bu amaçlarına ulafltıklarını, bir uzmanın fiziksel olarak çöktü¤ünü ifade
etti.
Sadece Bagle virüsünün 28 fiubat
gününden beri befl ayrı versiyonu çıktı.
Uzmanlar kullanıcıların flüpheli hiçbir emaili açmamaları yönünde
uyarıyorlar.
Windows’ta üç "kritik" açık
icrosoft Winndows iflletim
sisteminde
hackerların kullanıcıların bilgisayarlarına sızmasına olanak veren üç
adet "kritik" açık oldu¤unu duyurdu. Açıklar
için yamalar Microsoft
Security Bulletin’de yayınlandı.
Microsoft yetkilisi
Stephen Toulouse kullanıcıları Windows Update servisini kullanmaları
yönünde uyarıyor. To-
M
ulouse hackerların Microsoft Windows 98 iflletim sistemi, Internet
Explorer’ı etkileyen
açıkları suistimal ederek
kullanıcıların bilgisayarlarından veri silebilecelerini belirtti.
Toulouse söz konusu
açıklar için hazırlanan
yamaların yakında çıkacak Service Pack 2’ye
de konulaca¤ını bildirdi.
Windows XP’nin güvenlik güncellemesi
olan Service Pack 2’in
yaz sonu kullanıcıya
ulaflması bekleniyor.
Microsoft geçti¤imiz
yıldan bu yana yazılımlarda çıkan açıkları aylık
bültenlerle kullanıcıya
duyuruyor. Son yayınlanan bültene göre, Windows’ta çıkan açık Windows NT 4.0, Windows
98, Windows 2000,
Windows XP ve Windows Server 2003’ü etkiliyor.
Yeni DVD
standardı belirlendi
Toshiba ve NEC, ortaklafla gelifltirdikleri yeni kuflak DVD standartının
uluslararası elektronik üreticilerinin
oluflturdu¤u DVD Forum tarafından kabul edildi¤ini açıkladılar.
Yeni kuflak DVD’ler için kendi standartlarının kabul edilmesi, Toshiba ve
NEC’e, Phillips ve Sony’nin standardı
rakip Blu-ray formatına karflı ciddi
avantaj sa¤layacak.
Yeni kuflak DVD standartı flimdiki
DVD’lerin 5 katı daha fazla kayıt kapasitesine sahip olacak; halen kullanımda
olan DVD’ler, analog TV progamlarını
2 saate kadar kaydedebilirken, yeni kuflak DVD’ler iki saaten daha fazla dijital
yayın çekebilecek. Blu-ray formatındaki
diskler ise 3 saate kadar dijital yayın
alabiliyorlar.
KAYDED‹LEB‹L‹R DVD’LER
YOLDA
Gelifltirdikleri yeni formata HD DVD
adını veren s¸irketler halen kullanımda
olan üretim ekipmanlarının yeni kuflak
DVD’lerin üretiminde de kullanılabilece¤ini belirtiyorlar. Ancak yeni kuflak
DVD’lerin piyasaya çıkması bir süre daha alacak. DVD üreticileri yakın gelecekte üzerine yeniden kayıt yapılabilen
DVD’leri piyasaya sürmek istiyorlar,
ancak DVD Forum’un onayladı¤ı yeni
standartlar flimdilik sadece piyasadaki
tek kayıtlık DVD’leri kapsıyor.
NEC ve Toshiba yeni kuflak
DVD’lerle uyumlu PC’leri 2005’te piyasaya süreceklerini açıkladılar. Toshiba HD DVD kayıt cihazlarının 2005 yılında satıflta olaca¤ını bildirdi.
Kaıt bazlı
yeni mavi disk
Japon elektronik devi Sony ve Toppan firması ka¤ıt tabanlı malzemeden
25 GB’lik mavi-ıflınlı disk gelifltirdiler.
Disk teknolojisinde maliyeti düflürülmesi açısından büyük önem taflıyan buluflun üretime entegere edilmesi gündemde.
Diske 2 saat kadar yüksek çözünürlüklü video görüntü yüklenebiliyor. Mavi ıflınlı disklerin gelecekte, halen kullanılmakta olan kızıl ıflınlı DVD disklerinin yerini alması bekleniyor. Mavi ıflınlı
disk DVD’nin yaklaflık befl katı kadar
daha fazla bilgi yükleyebiliyor. Dünyanın ilk mavi diskini Sony geçen yıl Japonya’da piyasaya çıkarmıfltı.
Büyük ölçüde ka¤ıttan yapılan disk,
bu sayede makasla kesilebilliyor. Elektronik endüstrisinde bir çok firma mavi
ıflınlı disklerin üretimini teflvik ediyorlar. Aralarında Sony, Dell, Hewlett-Packard, Hitachi, LG Electronics, Matsushita Electric Industrial, Pioneer, Royal
Philips Electronics, Samsung Electronics ve Sharp’ın da bulundu¤u mavi
disk konsorsiyumu, bu teknolojinin
DVD’nin yerini almasını savunuyor.
Likit kristal ekranları için renk filitresi üreten Toppan, ka¤ıt bazlı yeni disklerin do¤aya geri dönüflümünün çok daha sa¤lıklı olaca¤ını belirtti.
TOSH‹BA VE NEC GRUBU
Bu grubun karflısında ise Toshiba ve
NEC’in kurdu¤u rakip bir mavi disk lobisi bulunuyor. Bu iki grup mavi disk
teknolojilerinde kendi standartlarını piyasaya kabul ettirmeye çalıflıyorlar.
Toshiba ve NEC’in gelifltirdi¤i mavi
disk standartı DVD’lere uyumlu olmasıyla daha uygulanabilir bir durumda.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 29
SALIK SAYFASI
29
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Çocuunuzu Alerjiden Koruyun
Günümüzde alerjisi olan çocukların sayısı gittikçe artıyor. Özellikle bahar aylarında alerjiye daha sık
rastlanıyor. Oysa gerekli önlemler alındı¤ı takdirde alerjiden korkmanıza hiç gerek yok!
ünümüzde alerjisi olan çocukların sayısı
gittikçe artıyor. Özellikle bahar aylarında
alerjiye daha sık rastlanıyor. Oysa gerekli önlemler alındı¤ı takdirde alerjiden korkmanıza hiç gerek yok!
Alerji, vücudumuzun dıflarıdan giren çeflitli
maddelere karflı gösterdi¤i aflırı tepki olarak tanımlanıyor. Bazı insanlar, yabancı maddelere
karflı daha duyarlıdır. Bu durumda vücudu bu
maddelere karflı korumak gerekir. Çünkü söz konusu hassasiyet vücutta çeflitli zararlara yol açar.
Polenler alerjinin bafllıca nedenleri arasında
kabul ediliyor. Meteorolojik koflullara ba¤lı olarak bahar aylarında çok sık görülüyor. Çocu¤unuzun polen alerjisi varsa flu önlemleri almanızda
yarar var:
Sabah, erken saatlerde çocu¤unuzu
dıfları çıkarmayın
Dıfları çıkması gerekli ise koruyucu
maske takın.
Açık havada uzun süre oynamasına
izin vermeyin.
Evde ve arabada filtreli havalandırma
sistemi kullanın.
Gözlük kullanıyorsa düzenli olarak yıkayın.
Günlük kıyafetlerini yatak odasında
çıkartmayın.
Bebek yata¤ını akarlardan koruyun
Bebeklerin yedikleri yiyecekler kadar soludukları hava da alerjinin gelifliminde etkili. Çünkü evdeki havanın içinde alerjiye yol açacak bir
sürü madde var. Bunların en önemlisi de tozdaki
akarlar. Bu akarlar hava vasıtasıyla çocu¤un solunum yollarına yerlefliyor. Daha sonra bu partiküller bronfllara ulaflarak alerjik astıma yol açıyor. Akarlar özellikle nemli ve sıcak ortamları
tercih ediyor. Bu nedenle en yo¤un bulundukları
yerler; yatak, yastık, çarflaf ve yorgan. Bebe¤iniz
daha do¤madan önce yata¤ı akarların barınama-
G
yaca¤ı bir yer haline getirmeniz gerekiyor. Bunun için:
Bebe¤inizin yata¤ının mutlaka yeni olmasına
dikkat etmelisiniz.
Yata¤a kesinlikle koyun yününden yapılmıfl
bir örtü yaymamalısınız.
Yatak çarflaflarını iki haftada bir de¤ifltirmeli
ve 60 derecede yıkamalısınız.
Bebe¤in yata¤ında duran oyuncak ayıları 4
haftada bir, derin dondurucuda 24 saat bırakmalısınız.
Tozlardan kurtulun
Evdeki tozlar alerjinin geliflmesinde önemli
bir rol oynuyor. Evinizdeki tozlardan kurtularak
alerji riskini azaltabilirsiniz. Bunun için:
Evi ve çocu¤un odasını düzenlerken mümkün
oldu¤unca halı, halıfleks, perde, kumafl duvar ka¤ıtları, açık raflı eflyalar kullanmamalısınız.
Dolapların ya da yerlerin tozunu alırken hafif
nemli bir bez kullanmalısınız.
Evi, bebe¤inizin yanında süpürmemeye özen
göstermelisiniz.
Evcil hayvan beslemeyin
Alerji riski taflıyan bebekleri olan anne babalar evde evcil hayvan bulundurmamalı. Evcil
hayvanların tüy, salya ve göz sıvılarından oluflan
mikroskopik protein parçacıkları tozlarla birleflerek solunum yollarına ulaflabiliyor. Bu nedenle
bebekler hayvanlarla temas etmemeli. Ayrıca
yastık ve yorganlar da kufl tüyünden yapılmıfl olmamalı.
Evde sigara içmeyin
Tütün dumanında bulunan zararlı maddeler
bronfllara ulaflarak çocukların alerjiye yakalanma
olasılı¤ını yükseltiyor. Pasif içici olan çocukların
alerjiye yakalanma riski di¤erlerine oranla 2-5
kat daha fazla oluyor. Bu, anne karnındaki bebek
için de geçerli. Bu yüzden çocu¤unu alerjiden
korumak isteyen anne babalar sigarayı bir an önce bırakmalı.
Mevlit Kandiliniz
en içt en dilek lerimizle
kutla rız.
Kandilin tüm dünya
insanlıı için ba rı ve
h uzur getir mesini dileriz.
L ohnst euerhilfever ein Tic an (Kr one) e.V.
069-731919
Asım Tozolu
Baharda polen alerjisine dikkat!
Uzmanlar, ilkbaharın gelifliyle birlikte ortaya çıkan polen alerjisine karflı vatandaflları uyardı.
Basın ve yayın organlarında o günkü polen durumu
hakkında da bilgi verilerek alerjisi olanların uyarılmasını
isteyen uzmanlar, evlerin ve arabaların kapı ve pencerelerinin kapatılmasını, dıflarıda gözlük ve flapka kullanılmasını, saçların yatmadan önce mutlaka yıkanmasını öneriyorlar.
Bahar aylarının alerjik hastalıkları da beraberinde getirdi¤ini vurgulandı. "Bahar alerjilerinin nedeni çiçek tozları, yani polenler" polenlerin ilkbaharda atmosfere yayılmaya baflladı¤ını ve bu durumun Nisan ile Haziran aylarında en yüksek seviyeye çıktı¤ını, sıcak iklimlerde ise polen mevsiminin 8-9 ay sürdü¤ünü anlat›ldı.
"Polenlerin alerjik hastalıklara neden olma potansiyelleri farklıdır. Polenler astıma de¤il, daha çok alerjik nezleye neden olur. Bir polenin alerjiye neden olabilmesi için, 1
metreküp havada 25-50 polen olması gerekir."
B‹TK‹LER‹N ALERJ‹ YARATMA POTANS‹YEL‹
Gösteriflli ve renkli bitkilerin daha çok alerjiye neden
oldu¤unun sanıldı¤ını, "gül nezlesi" olarak bilinen hastalı¤a da gül polenlerinin de¤il, a¤aç ve çayır polenlerinin yol
açtı¤ını anlatan uzmanlar: "Kavak, hufl a¤acı, kızıl mefle,
kızıl a¤aç, fındık, selvi, kayın, sö¤üt, ıhlamur, zeytin, karaa¤aç, çınar gibi a¤aç polenleri ile ‹ngiliz çimi, domuz
ayrı¤ı, çayır kelp kuyru¤u, çayır salkım otu, tatlı ilkbaharotu benzeri çayır, pelin, yapıflkanotu, sinirotu, akkazaya¤ı, kuzukula¤ı gibi yabani ot ve arpa, bu¤day, yulaf, çavdar ve mısır gibi hububat polenlerinin alerji yaratma potansiyelleri yüksektir."
Atmosferdeki polen miktarlarının hava koflullarına
ba¤lı olarak de¤iflti¤ini, sıcak, kuru ve rüzgarlı günlerde
havada daha çok polen bulundu¤unu kaydeden uzmanlar,
"Polenler, rüzgarın etkisiyle kilometrelerce uzaklara taflınabilir. Yüksek binalarla çevrili sokaklarda binaların yüzeyi, statik elektrik nedeniyle polen çeker. Buna karflılık deniz kenarında çok az polen bulunur" diye konufltular.
Hava kirlili¤inin polenlere duyarlılı¤ı artırdı¤ını da dile getiren uzmanlar, "Özellikle yo¤un trafik olan bölgelerde yaflayanlarda, polen duyarlılı¤ı daha kolay oluflur" dedi.
KOÇ VE BO⁄A BURCU DAHA ALERJ‹K
Yapılan arafltırmaların, polen mevsiminde do¤an çocuklarda, yani Koç ve Bo¤a burcunda olanlarda polen
alerjisinin daha sık görüldü¤ünü bildirildi.
KORUNMA YOLLARI
- Her fleyden önce hangi polenlere alerjik olundu¤u bilinmeli.
- Polenlerine alerjik olunan bitkilerden uzaklaflılmalı.
- Radyo, televizyon, gazete gibi yayın organlarında,
günlük hava durumu raporlarında o günkü polen durumu
hakkında da bilgi verilerek alerjisi olanlar uyarılmalı.
- Evlerin ve arabaların kapı ve pencereleri sıkı kapatılmalı.
- Evlerde ve arabalarda polen filtreli klima kullanılmalı.
- Sıcak, kuru ve rüzgarlı havalarda ve sabahın erken
saatlerinde dıflarıya çıkılmamalı.
- Polenlerin çok yo¤un oldu¤u dönemlerde a¤zı ve burnu kapatan maskelerden yararlanılmalı.
- Polen zamanı açık havada egzersiz ve spordan kaçınılmalı.
- Tatil için deniz kenarları tercih edilmeli.
- Dıflarıda gözlük ve flapka kullanılmalı, saçlar yatmadan önce mutlaka yıkanmalı.
- Üzerlerine polenler yapıflabilece¤i için günlük kıyafetler yatak odasında çıkarılmamalı.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 30
Hayat
LEZZET KÖŞESİ
30
HAMUR İŞLERİ
Yapılışı
Tavuk gögsünü 5,5 su barda¤› s›cak su
ilavesi ile hafllayal›m. Hafllanm›fl tavuk
gö¤sünü kemiklerinden ay›r›p küçük
do¤rayarak tuz ve karabiber ekleyip kar›flt›ral›m. Tavuk suyunu tel süzgeçten
geçirip bekletelim. Bir yufkay› serip
üzerine f›rça yard›m› ile s›v› ya¤ sürelim. Yufkay› + art› fleklinde keserek 4
eflit üçgen parça elde edelim. Yufkalar›n genifl kenarlar›na tavuklu harc› koyup rulo yaparak saral›m. Rulolar›n bir
ucu sabit kalacak flekilde kendi etraf›nda döndürerek yuvarlak bir flekil verip
margarinle ya¤lanm›fl tepsiye dizelim.
Di¤er yufkalar› da ayn› flekilde haz›rlay›p önceden ›s›t›lm›fl 220 derece ›s›l› f›-
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
TATLILAR
Tavuk Paçası Böreği
r›nda böreklerin alt› üstü pembeleflene
dek piflirelim. Bu arada sosunu haz›rlayal›m. Tencereye unu, yo¤urdu, dövülmüfl sarm›saklar› ve tavuk suyunu ekleyip ç›rpma teli ile kar›flt›ral›m. A¤›r
ateflte ve sürekli kar›flt›rarak sos koyulaflana dek piflirelim. Tuzu ekleyip sosu
ateflten alal›m. Börekleri f›r›ndan ald›ktan sonra 2 su barda¤› so¤uk tavuk suyunu üzerlerine gezdirelim. Börekleri 5
dakika daha piflirelim. So¤uyan sosa
sirke ilave edip kar›flt›ral›m. Börekleri
f›r›ndan al›p sosu üzerlerine dökelim.
Tereya¤›n› eritip k›rm›z›biber ekleyerek böreklerin üzerine gezdirelim.
Gerekli Malzeme
✺ 3 yufka
✺ 1 tavuk gö¤sü (hafllanm›fl)
Yapılışı
Gerekli Malzeme
✺ 3 YUMURTA ✺ 1 paket tereya¤›
ÇORBALAR
✺ 2 su barda¤› tavuk suyu
✺ tuz
Sosu için
✺ 2 yumurta ✺ 2 çorba kafl›¤› un
✺ 2 çorba kafl›¤› sirke
✺ 3-4 difl sarm›sak
✺ 1 çorba kafl›¤› tereya¤› veya
margarin (30gr)
✺ 3 su barda¤› tavuk suyu
✺ tuz, k›rm›z›biber
Gerekli Malzeme
Yapılışı
Gerekli Malzeme
✺ 8-10 lahana yapra¤› ✺ 2 orta boy so¤an
✺ 350 gr. kuflbafl› et ✺ 3-4 difl sarm›sak
✺ 1 çay barda¤› pirinç ✺ 1/2 demet maydanoz
✺ 1/2 çorba kafl›¤› salça
✺ 1/2 çay barda¤› s›v›ya¤
✺ tuz, karabiber
SOSU
✺ 1 tatl› kafl›¤› salça ✺ 1 su barda¤› s›cak su
Tencereye s›v› ya¤› al›p etleri
ekleyelim. Etler b›rakt›¤› suyu
çekene dek kavural›m. Küp
do¤ranm›fl so¤an› ekleyip yar›m
dakika daha kavural›m. Salçay›,
do¤ranm›fl sarm›saklar› ekleyip
birkaç kez çevirelim. Etlerin
üzerini 2 parmak aflacak kadar
s›cak su ekleyerek a¤›r ateflte etler
yumuflayana dek piflirelim.
Tencereyi ateflten almadan 5 dakika
önde pirinci, k›y›lm›fl maydanozu,
tuzu ve biberi ekleyelim. Etli,
pirinçli harc› ateflten al›p bekletelim.
Lahana yapraklar›n› yar› yar›ya
yumuflayana dek hafllayal›m. Bir
kepçenin içine lahana yapra¤›
sererek ortas›n› çukurlaflt›ral›m. ‹çine
etli, pirinçli harc› doldurup lahanan›n
d›fl›na sarkan uçlar›n› üste do¤ru
çevirerek yayvan bir tencereye
dizelim. Salçay› 1/2 su barda¤› s›cak
su ile inceltip lahana bohçalar›n›n
üzerine gezdirelim. Lahanalar›n
yar›s›na gelecek kadar s›cak su
ekleyip yeme¤i a¤›r ateflte piflirip
ateflten alal›m. Il›t›p servis yapal›m.
Serbeti ‹çin
✺ 3,5 su barda¤› fleker
✺ 3 su barda¤› su
✺ 1/2 tatl› kafl›¤› limon suyu
SÜTLÜ
KIRMIZI
MERCİMEK
ÇORBASI
Yapılışı
✺ 3 çorba kafl›¤› yo¤urt
Lahana Bohçası
Hamur yo¤uraca¤›m›z kaba yumuflam›fl margarini, yumurtalar› ve hindistan cevizini ekleyip krem haline
gelene dek yo¤ural›m. Elenmifl
unu, kabartma tozunu ekleyip özlü
bir hamur yo¤ural›m. Hamurdan
iri ceviz büyüklü¤ünde parçalar
kopar›p elips flekiller vererek tepsiye dizelim. Hamurlar› 190 derece
›s›l› f›r›nda altlar› ve üstleri pembeleflene dek piflirelim. F›r›ndan al›r almaz
üzerlerine önceden haz›rlay›p so¤uttu¤umuz flerbeti gezdirelim. Tatl›lar flerbeti emince servis taba¤›na alal›m.
Üzerine hindistan cevizi serpelim.
veya margarin (yumusamis)
✺ 2 cay bardagi hindistan cevizi
✺ 1 paket kabartma tozu
✺ 2 su bardagi un
✺ 1 F‹SKE KIRMIZIB‹BER
✺ 1 çay barda¤› s›v› ya¤
SEBZE YEMEKLERİ
HİNDPARE
✺
✺
✺
✺
✺
1, 5 çay barda¤› k›rm›z› mercimek
2 orta boy so¤an
1 su barda¤› süt
2 çorba kafl›¤› un (silme)
2 çorba kafl›¤› tereya¤›
veya margarin (50gr)
✺ 4-5 su barda¤› et suyu veya su
✺ tuz
ET YEMEKLERİ
Tencereye tereya¤› al›p
eritelim. Küp do¤ranm›fl
so¤anlar› ekleyerek pembeleflene dek kavural›m. Unu
ekleyip sararana dek kavurmaya devam edelim. Mercime¤i, tuzu ve suyu ekleyip çorban›n
suyu kaynayana dek arada bir
kar›flt›ral›m. Mercimekler iyice
yumuflayana dek piflirip ateflten
almadan 5 dakika önce sütü ekleyelim. Çorbay› ateflten al›p ›l›tt›ktan sonra robot veya blend›r
yard›m›yla pürüzsüz k›vama
getirelim. Arzuya göre üzerine
k›t›rlaflt›r›lm›fl ekmek serperek
servis yapal›m.
SÜLBİYE
Yapılışı
Gerekli Malzeme
✺ 350 gr. kuflbafl› dana eti ✺ 250 gr.
arpac›k so¤an›
✺ 8-10 difl sarm›sak ✺ 2 corba kafl›¤›
tereya¤› veya margarin (40 gr) ✺ 1 çorba
kafl›¤› salça ✺ 1 su barda¤› nohut
(hafllanm›fl) (arzuya göre) 1/2 demet
dereotu ✺ 1 tatl› kafl›¤› kimyon ✺ tuz,
karabiber
Tencereye tereya¤› al›p eritelim. Etleri ekleyelim ve
suyunu b›rak›p çekene
dek kavural›m. Arpac›k
so¤anlar› ve sarm›saklar›
do¤ramadan ekleyerek
so¤anlar› seffaflaflana dek
arada bir kar›flt›rarak kavurmaya devam edelim. Salçay›
ekleyip 1-2 dakika daha kavural›m. Tuzu, baharatlar›,
hafllanm›fl nohutlar›, etlerin
ve sebzelerin üzerine hafifçe
aflacak kadar s›cak suyu ekleyerek a¤›r ateflte etler ve sebzeler yumuflayana dek piflirelim. Arzuya göre üzerine k›y›lm›fl dereotu serperek servis yapal›m.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 31
Arac›n›z›n bak›m›n› zaman›nda yap›yor musunuz?
‹ndirimlerimizden Yararlan›n!...
Sommer Reifen
ab 29¢
z.b.185/60 HR14 TL 82H
Fulda Stück 39¢
CUMARTESİ DAHİL
HERGÜN TÜV VE AU
YAPILIR
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
32
lk bak›flla ilk sürüfl aras›nda geçen zaman uzundu. Opel’in flefi Carl Peter
Forster Cenevre Otomobil Salonu’nda
bir y›l kadar önce yeni Astra’y› herkese
göstermiflti. Orada üç kap›yla göserilen
Astra, Frankfurt’taki otomobil fuar›
IAA’da beflkap›l› eriflkin bir binek otomobili olarak sergilendi. Yine de ezeli rakip
Golf’ün aksine ilk sürüfl tarihi yine de
uzaklardayd›.
Ancak, günün birinde zaman› geldi,
Rüsselsheim’da de¤il, Fransa’n›n güney
sahillerinde deneme sürüflleri yap›labildi.
‹lk sürüflte katedilen ilk kilometrelerin
Golf’e rakip olarak gelen Astra’n›n neler
yapabildi¤ini ve neler yapamad›¤›n› ortaya ç›kard›.
Opel bu yeni modelinde baflka rakiplerin aksine Astra’y› yukar› do¤ru büyütmedi. Opel’in model gelifltirme sorumlusu Demant kendi ürün paletlerinde minibüslerin yeterli say›da varoldu¤unu aç›klad› ve yeni modelin dinamikli¤ini düflündüklerini gösterdi. Gerçekte Astra’n›n yeni dizayn kalitesi getirdi¤ini itiraf etmek
gerekir. Beflkap›l› Astra daha durdu¤u
yerde e¤imli çat›s›yla, göze batan farlar›yla ve ölçülü oranlar›yla epeyce çekici görünüyor. Ancak, 2005 y›l›nda üretimine
bafllanacak olan üçkap›l› modelin çok daha albenili olmas› bekleniyor.
Astra’n›n sundu¤u iç hacim imkanlar›na ses ç›karmak zor, önde uzun boylu
insanlar otursa bile, arkada dizlerin hareket alan› hiç te k›s›tl› de¤il ve bagaj›n ald›¤› 380 litre kendi s›n›f›nda ortalaman›n
üzerinde. 2/3 katlanabilen arka koltu¤un
yat›r›lmas› halinde bagaj alan› 1300 litreye ç›k›yor, ancak bagaj›n zemini dümdüz
olmuyor. Nitekim, nakliyeye önem verenlerin ihtiyac› 2004 sonlar›nda piyasaya
sürülecek steyfl›n modeliyle giderilecek.
Yine de steyfl›n modelin de gideremeyece¤i bir eksik kalacak: ön koltukta bile olsa genifl omuzlular›n omuz temas› engellenemeyecek.
Ancak, bundan baflka elefltirilerin getirilmesi de mümkün de¤il. Araban›n iç iflçili¤i kaliteli görünüyor. Özellikle cazibeli flekillendirilen kontrol paneli dikkat çekiyor ve yukar› ortaya yerlefltirilen genifl
ekran bilgilendirmenin yan›s›ra Navigasyon sistemi görevini de üstleniyor. 2130
Euro ödeyerek bu sistemi ›smarlayanlar
splitscreen denen sistemle mutlu olacaklar. Audi MMI modelinde oldu¤u gibi bu
sistemin kullan›m› bir tek döndürme-basma dü¤mesiyle düzenlenmifl. Bundan öte
benzeri bir dü¤me de direksiyonun üzerinde bulunuyor ve sürücü sürüfl an›nda
ellerini direksiyondan uzaklaflt›rmak zorunda kalmayacak.
‹
Seite 32
OTOMOTİV
Yeni Opel Astra
Yine de üzücü olan so¤utma sisteminin (1110 Euro, otomatik 1500 Euro)
kontrol panelinin ortalar›nda çok afla¤›da
yer almas›. So¤utma sisteminin dü¤melerinin çok büyük tutulmas› ve merkezi kumanda sistemi üzerinden kullan›l›r olmas›
durumu biraz düzeltiyor.
Astra’n›n sürücüsü bu ortamda kendi
pozisyonunu ergonominin kurallar›na göre belirleyebilecek, direksiyon her yönde
hareketli. 155 Euro ekstra ücreti ödeyenler koltuklar›n›n e¤imini de belirleyebilir,
yan koltuk için ücret 180 Euro, bununla
yetinmeyenler 320 Euro ödeyerek güçlü
yan tutufla sahip spor koltuklar› ›smarlayabilir.
Yeni Astra’n›n elefltiribilecek tek yan›
çok s›k ›smarlanan ekstralar için ücret istemesidir. Radyo, so¤utma sistemi, yer
hal›s› ve koltu¤un hareketlili¤i ekstralar›
otomobilin ücretini 1800 Euro kadar yükseltiyor. Yine de ücretsiz tutulan ekstralar›n (model isminin tak›lmamas› ücretsiz)
yan›s›ra, baz› ekstralardan vaz geçilmesi
ücret iadesi getiriyor (ESP’nin istenmemesi 300 Euro iade sa¤l›yor).
Yeni Astra’n›n sportif sürüfl özellikleri oldu¤unu tahmin etmek kolay. Opel
ESP’ye ba¤l› olarak sunulan de¤iflken
amortisör sistemini (IDS Plus, 395 Euro)
spor sürüfl tak›mlar›yla birlikte sunuyor
(daha sert yaylar, 15 milimetre alçalt›lm›fl, motora göre 295 Euro kadar). IDS
Plus bir dü¤meye bas›larak ayarlanabilir,
amortisörlerin ayar› sportif hale getiriliyor. Bu itibarla Astra’y› ›smarlayanlar›n
tercihi sportif ile daha sportif aras›nda gidip gelecek. Bundan öte 18 inç boyundaki
cantlara tak›lan 40’l›k lastikler ›smarland›¤›nda Astra’n›n son konfor unsuru da
yokolur. Opel’in flefi Carl Peter Forster
bu durumun yeniden ele al›nabilece¤ini,
özellikle üçkap›l› modelde gözden geçirilmesi gerekti¤ini vurgulad›.
Bu iyi olur, IDS Plus çok hassas bir
teknik, özel olarak infla edilen bir pistte
frenlemeden ani direskiyon k›rmalar›nda
neler yapabildi¤i görüldü. Kritik durumlarda bütün al›c›lar›n ve sürüfl dinami¤i
olan sistemlerin birlefltirilmesi sayesinde
önce tekerleklerin seçilerek amortisörlerin
çal›flt›r›lmas›, otomobilin tehlike s›n›r›n›
yükseltiyor ve ESP müdahalelerini seyreltiyor. Yeni Opel eski fren sistemlerinden
Rüsselsheim Roma’dan ne kadar uzaksa o
kadar uzaklaflt›.
Astra’n›n motorlar›na gelince: befl
benzinli (90 PS ve yukar›s›) ve üç dizel.
Bu motorlar›n ikifler tanesi hacim itibar›y-
la ayn› ve sadece güç aç›s›ndan farkl›.
Mesela, iki litre hacimli benzinli turbo
motor 170 P ve 200 PS güçle ›smarlanabilir. Dahas› 200 PS’in üstüne ç›kmak kesin
olarak planlan›yor. Dizel motorlarda iki
adet Isuzu dizel motoru temeli oluflturuyor (1,7 litre hacim, 80 ve 100 PS). Bundan öte Alfa GT modelinden al›nma 1,9
litre hacimli 150 PS kullan›l›yor. Bu a¤z›na kadar güç dolu motor ‹talyan coupe
modelinde oldu¤u gibi herkesi flafl›rt›yor.
Otomobilin h›z yakalamas› gerekti¤i gibi
bir durum art›k yok, çekifl gücü rölanti devir say›s›ndan itibaren devreye giriyor ve
otomobili y›ld›r›m h›z›yla sürüklüyor. Bu
motor yüksek devir say›lar›nda da s›k›nt›s›z. 16 sübapl› dizel motoru 5000 devir/dakikada son buluyor. Dahas›, bu dizel motorun sürüfl kalitesi ve konforu benzinli modellerden farkl› de¤il. Ancak,
Opel bu motorun tak›ld›¤› modelin fiyat›n› henüz gizli tutuyor.
2,0 Turbo modelinde 20 PS yukar› ç›k›ld›. Bu motorun sesi daha derinden ve
güçlü dizel motorundan daha fazla devir
say›s› düflkünü, ancak yine de dizel motoru kadar torka sahip de¤il. Benzinli motorda yine de turbo bofllu¤u arayanlar›n
eli bofl kal›yor. Dört silindirli turbo motoru 2000 devir/dakika’dan sonra çekifl gücü aç›s›ndan zay›fl›yor, ancak bu devir say›s›na kadar gaz pedal› hareketleri y›ld›r›m h›z›yla tekerleklere gönderiliyor. Bu
motora en iyi uyan flanz›man alt› vites
flanz›mand›r. Bu flanz›man dizel motorunda oldu¤u gibi çok kolay kullan›fll›. Vitesleri kolay de¤ifltiren ve keskin de¤iflimler
yapan bu flanz›man spor sürüfl tarz›n› teflvik ediyor. 1950 ile 4000 devir/dakika
spekrumunda bulunan 250 Nm tork çok
yüksek devir say›lar›n› gereksiz k›l›yor ve
otomobilin yak›t tüketimini ölçülü tutuyor. Yine de, çok seri sürüfl tarz›nda 100
km’de 12 litre süper benzin yak›t› mümkün.
Bu kadar gücün karfl›s›nda 1,6 litre
hacmindeki küçük motor biraz zay›f görünebilir, objektif aç›dan bak›ld›¤›nda yine
de dört silindirli motor iflini iyi yap›yor.
Motorun gücünün dengeli geliflimi, devir
say›s›n›n yavaflça yükselmesi ve temiz bir
motor sesi 105 PS motorunu sevimli yap›yor. Bu motorda kullan›lan twinport teknolojisini test etmek mümkün olmad›. Bu
yeni teknik benzin çekiflini de¤iflken bir
geometriyle yap›yor ve yak›t tüketiminin
% 10 kadar azalmas›n› sa¤l›yor. Bu modeli ›smarlayan sürücülerin otomobili
h›rsla sürmekten çok yuvarlayanlar› alt›
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
litre civar›nda yak›t tüketimine ulaflabilir,
motoru zorlayanlar dokuz litre yak›ta varabilir. Bu modelde debriyajs›z befl vites
kullan›ld›.
Opel bununla birlikte modas› geçmifl
dört vites otomatik flanz›mandan baflkas›n› sunam›yor. Yine de Rüsselsheim üreticisi befl vites flanz›man› gelifltirme gayretinde. Opel bu yönden Golf’te kullan›lan
alt› vites otomatik flanz›mana yaklaflam›yor bile.
Opel yine de model ücretlendirmede
ilginç bir geliflmeye imza at›yor. Yeni
Astra’n›n baz modeli eski modele göre
480 Euro daha ucuz. Opel bundan öte bir
özel fyata bir donan›m paketi sunuyor, so¤utma sistemi, bilgisayar ve CD’li radyo
(MP3 kullanabilir) ve yedi hoparlör (2085
erine sadece 1000 Euro). Bu donan›ma
sahip 90 PS Astra’n›n ücreti 16200 Euro
oluyor. Ayn› fiyata beflkap›l› Golf almak
ta mümkün, ancak sadece 75 PS ve ne
radyo ne de bilgisayar var, sadece 30 y›ll›k geçmifle dayanarak bir so¤utma sistemi kullan›l›yor. Ancak ayn› motor gücündeki Golf 1,4 FSI’nin fiyat› 1000 kadar
fazlad›r. Astra’n›n seviyesinin Peugeot
307 kadar oldu¤u görülüyor. Bu fiyatlar›n
en ucuz olmad›¤› Toyota Corolla’ya bak›ld›¤›nda görülür: 97 PS, radyo ve bilgisayar, ancak so¤utma sistemi yok ve fyat
14350 Euro.
Astra’n›n motorlar› ve manüel flanz›man modelin dinamikli¤ine uyuyor. Baflka flanz›man flekillerine yak›nl›k duyanlar
Opel’de arad›klar›n› pek bulam›yor. Astra’n›n çok siri teknolojileri kullanmamas›
fiyat›n düflük tutulabilmesini sa¤lad›.
Sonraki masraflar›n düflük tutulmas› gayretleri de takdire flayan: de¤erin korunmas›, tamir azl›¤› ve garanti süresinin uzun
tutulmas› dört sübap tekni¤inden ya da
daha fazla PS’den daha az çekici, ancak
daha sonra müflterilerin cüzdan› aç›s›ndan
kendi kaletilerini gösteriyor.
Yeni Astra’n›n
art›lar› ve eksileri
+ genifl iç mekan
+ güvenli sürüfl tarz›
+ çevik kullan›m
+ kaliteli yay konforu
+ üstün dizel motorlar
+ canl› motor özellikleri
+ iyi fiyat, yüksek hizmet
+ kaliteli iflçilik
+ yüksek de¤erli izlenim
+ kolay kullan›ml› bilgisayar sistemi
- sadece dört vitesli otomatik flanz›man
- IDS Plus sisteminde yavafl
sürüflün zorlu¤u
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 33
Hayat
SPOR
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
33
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
SKC BARBAROS MAINZ
Futbol lejyonerlerimiz
ne yapıyorlar
Derbide ‹nönü'de olacak!
Befliktafl'tan Japonya'nın Kobe
takımına transfer olan ‹lhan Mansız,
Fenerbahçe maçına gelece¤ini açıkladı.
‹nter'de Emre sürprizi
‹nter'de daha önce sezonu kapadı¤ı açıklanan Emre Belözo¤lu uzun
bir aradan sonra maç kadrosuna
alındı.
Güney Kore'de Alpay show
13 kulübün bulundu¤u Güney
Kore Profesyonel Futbol Ligi'nde
sezon baflladı.
‹spanya basını Rüfltü'yü üzdü
‹spanyol spor gazetelerinden
AS, Rüfltü Reçber'in Barcelona'da
forma giymesini hayal olarak de¤erlendirdi.
port-Kultur-Club olarak
1993‘te Mainzte cami deste¤iyle kurulan bu kulubümüz,
gençlerin yanlıfl ve kötü ortamlardan kurtulması ve spora yönelmesine imkan sa¤lamak amacını gütmektedir.
SKC Barbaros Futbol takımı kısa sürede birçok flampiyonluklar
yafladı. 1995-1996 yılında büyük bir
farkla B-Ligine ve hemen ardından
1996-1997 yılında yine aynı kadro
ile A-Ligine (Bezirkklasse) adını
yazdırmıfltır.
2000 yılında Ligi 2. olarak bitirerek Bezirksliga‘ya yükselmek için
S
baraj maçlarını oynamaya hak kazanmakla birlikte flanssız bir flekilde
elenerek yükseliflini sürdürememifltir. Bu flanssızlık 2001 sezonunda devam ederek tekrar bir alt lig
olan A-Ligine düflmüfltür.
Bu senenin hedefi ilk 4’e girmek olan Barbaros Spor Klübü, halen orta sıralarda bulunmaktadır.
Kendi sahasında yapmıfl oldu¤u son
lig maçında Finten1b takımını 4-2
gibi net skorla geçerken, golleri
Muhittin, U¤ur (2) ve Mehmet atmıfltır.
Takımın kurulmasında büyük
eme¤i geçen ve fluan da Antrenör-
lü¤ünü yürüten fierafettin Saraç, ellerindeki kadro ile yinede büyük bir
bafları sa¤ladıklarını ve bu baflarının
devam edece¤ini belirtti. Takviyelerle tekrar Mainz flehrinde adlarından ve baflarılarından söz ettireceklerini, bu yolda disiplinden ve spor
ahlakınından uzaklaflmayarak ilerleyeceklerini dile getirdi.
Kuruluflunda ve kuruluflundan
buyana Takıma eme¤i geçen, ad larını bu sayfaya sı¤dıramayaca¤ımız
bütün emektar ve halen aktif, Yönetici, Futbolcu ve taraftarlara teflekkürler eder, Baflarılarının devamını
dileriz.
Volkan Kicker'e konuk oldu
Schalke 04'ün kalesini koruyan
Türk kaleci Volkan Ünlü'ye (20)
Kicker dergisi tam sayfa yer ayırdı.
Tugay-Nihat atefle düfltü!
Gurbetçilerimizden Tugay'ın takımı Blackburn Rovers ve Nihat'ın
Real Sociedad'ı geçen yılı mumla
arıyorlar..
Yıldıray'ın taliplileri ço¤aldı
Galatasaray ve Fenerbahçe'nin
transfer listelerinde olan Yıldıray'a
Avrupa'dan da teklifler ya¤ıyor.
Milli Takım Ersun Yanal’a emanet
Futbol Federasyonu Baflkanı Haluk Ulusoy ile teknik direktör Ersun Yanal,
Milli Takımlar Teknik Direktörlü¤ü için anlaflma sa¤ladı.
utbol Federasyonu Baflkanı Ulusoy,
Ersun Yanal ile 4 yıl için her konuda
anlafltıklarını ve Yanal’ın Milli Takımlar Teknik Direktörlü¤ü’ne getirldi¤ini
açıkladı. Ulusoy, Gençlerbirli¤i Baflkanı
‹lhan Cavcav’ın da onayını ald›klarını söyledi.
Futbol Federasyonu Baflkanı Haluk
Ulusoy, (A) Milli Takım Teknik Direktörlü¤ü görevi için, Gençlerbirli¤i’ni de çalıfltıran Ersun Yanal ile 4 yıllı¤ına anlafltıklarını belirtti.
Futbol Federasyonu’nun Levent’teki
merkezinde gerçekleflen ve yaklaflık 3 saat
süren toplantı sonrasında, Ersun Yanal ile
birlikte basın mensuplarının karflısına çıkan Futbol Federasyonu Baflkanı Haluk
Ulusoy, 4 yıllık bir anlaflma sa¤ladıklarını
söyledi.
ULUSOY: BU B‹R
M‹LL‹ DAVADIR
‹lk görüflmede Yanal’ın neler yapmak
istedi¤ini ö¤rendiklerini kaydeden Ulusoy,
"En nihayet, Ersun Yanal ile 4 yıl birlikte
çalıflabilece¤imizi gördük. Her konuda anlafltık.
F
"DOLAR YA DA EURO
VER‹LMEYECEK"
Ulusoy, bundan böyle Milli Takım’da
görev alacak kiflilerle dolar ya da euro
üzerinden anlaflmayacaklarını da belirterek, "Artık Milli Takım’daki teknik adamlarla Türk Lirası üzerinden anlaflaca¤ız.
Daha önce tüm çalıfltırıcılarla Türk Lirası
üzerinden anlaflmıfltık. Ancak fienol Günefl’te bunu gerçeklefltirememifltik. Ersun
Yanal ile de Türk Lirası üzerinden anlaflma olacak. Yanal’ın hak etti¤i parayı verece¤iz. Ersun Yanal buraya kimsenin torpiliyle gelmedi. Tırna¤ıyla kazıyarak buralara geldi. Gazetelerde Yanal’ın para konusunda anlaflamadı¤ı fleklinde haberler çıktı. En ufak bir rakam konuflulmadı. Ama
haberler hocanın para istedi¤i yönünde yapılmıfl. Yanal, Milli Takım için var oldu¤unu söylemiflti. Ben kendisine ‘Bunun bir
maddi yönü olmalı’ dedi¤imde, ‘Siz benim hakkımı verirsiniz’ dedi." diye konufltu.
"GÖNLÜM YERL‹ HOCADAN
YANAYDI"
Türk halkına, yerli bir teknik adamla
anlaflaca¤ı yönünde söz verdi¤ini hatırlatan Ulusoy, "Fatih Terim ile bafllayan yükselifl, Mustafa Denizli ve fienol Günefl ile
devam etti. Kendilerine hizmetlerinden
dolayı teflekkür ediyorum. Gönlüm hep
yerli hocadan yanaydı. Yanal’ın gelecekle
ilgili düflüncelerini aldım. Konuflmalar
önemliydi. Neler yapılaca¤ını gördüm.
Görüflmeler sonunda da Yanal ile 4 yıl için
anlafltık" dedi.
YANAL: ONURLU B‹R GÖREV
Teknik direktör Ersun Yanal da onurlu
bir görev üstlendi¤ini, Türk futbolunu
dünya konjonktüründe bulunması gereken
yere getirmek için çalıflaca¤ını ifade etti.
Baflkan Ulusoy ile görüflmeleri sırasında fikirlerinin örtüfltü¤ünü gördü¤ünü kaydeden Yanal, "Özellikle 2006 Dünya Kupası elemelerini düflünüyoruz. Herkesle el
ele, kucak kuca¤a baflarıyı yakalamak istiyoruz.
"2006 DÜNYA KUPASI
B‹Z‹M ‹Ç‹N ÖNEML‹"
Teknik direktör Ersun Yanal, herkesle
el ele, kucak kuca¤a çalıflıp baflarının zevkini yaflayacaklarını söyledi.
Milli Takım’ın aldı¤ı baflarılardan sonraki vizyonunu bildiklerini kaydeden Yanal, "Özellikle 2006 Dünya Kupası bizim
için önemli. Baflkan Ulusoy ile bu konuda
fikir birli¤ine vardık. Milli Takım’ı, dünya
konjonktüründe bulunması gereken yere
getirece¤iz" dedi.
Aldı¤ı teklifin kendisi için onur verici
oldu¤unu, Haluk Ulusoy’un görüfllerinin,
kendi görüflleriyle örtüfltü¤ünü vurgulayan
Yanal, gazetecilerin "Ekibinizle ilgili herhangi bir açıklama yapacak mısınız ?" fleklindeki sorularına, "Milli Takım’da neler
yapaca¤ımla ilgili önümüzdeki günlerde
bir basın toplantısı düzenleyece¤im. Belçika maçı öncesi, programımla ilgili ayrıntılı
bir açıklama yapaca¤ım" yanıtını verdi.
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 34
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
LANLAR
34
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
TAZYE
TEBRK
IGMG Elsenfeld
Cemiyet Üyelerinden Abdülaziz Akç›n
Hakk’›n rahmetine kavuflmufltur.
Merhuma Cenab-› Allah’tan rahmet;
kederli ailesi ve sevenlerine de
baflsa¤l›¤› diliyoruz.
Sevgili Dost
Zeki Kantaro¤lu Bey`in
o¤lu Ersoy dünyaevine girmifltir.
Yeni evli çifte iki cihan saadeti diler;
Kantar ailesini tebrik ederiz.
IGMG Hessen Bölge crası
Gençlik Tekilatı / Kadın Kolları
Hessen Hayat Gazetesi
TEBRK
TEBRK
Camimizin ‹mam-Hatibi
Fethi Y›ld›r›m Bey`in Esra Süheyla ismini verdikleri
bir k›z evlatlar› dünyaya gelmifltir.
Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler;
Y›ld›r›m ailesini tebrik ederiz.
Sevgili Dost Zeki Kantaro¤lu Bey`in
o¤lu Ersoy dünyaevine girmifltir.
Yeni evli çifte iki cihan saadeti diler;
Kantar ailesini tebrik ederiz.
DTB Friedberg Ayasofya Camii dare Heyeti
Aydın Erba / Aydın Ersoy
TEBRK
FA DLE
D‹T‹B Friedberg Ayasofya Camii ‹mam-Hatibi
Fethi Y›ld›r›m Bey`in Esra Süheyla ismini verdikleri
bir k›z evlatlar› dünyaya gelmifltir.
Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler;
Y›ld›r›m ailesini tebrik ederiz.
Gazetemiz yazarlar›ndan Yalç›n Y›lmaz
geçirmifl oldu¤u trafik kazas›ndan dolay›
hastanede yatmaktad›r.
Kendisine geçmifl olsun diyor;
Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyoruz.
Hessen Hayat Gazetesi
Hessen Hayat Gazetesi
GÖZAYDINLII
GÖZAYDINLII
K›ymetli dostlar Süleyman Esen Bey`in
ikiz evlatlar›, Arif Zeran Bey`in
bir k›z evlad› dünyaya gelmifltir.
Yavrulara Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler;
Esen ve Zeran ailelerini tebrik ederiz.
Cemiyetimiz ‹darecilerinden Arif Zeran Bey`in
bir k›z evlad› dünyaya gelmifltir.
Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler;
Zeran ailesini tebrik ederiz.
Hessen Hayat Gazetesi
Türkischer Kultur und Frezeit Verein Frankfurt dare Heyeti
GÖZAYDINLII
GÖZAYDINLII
K›ymetli kardeflimiz Arif Zeran Bey`in
bir k›z evlad› dünyaya gelmifltir.
Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler;
Zeran ailesini tebrik ederiz.
Cemiyetimiz ‹darecilerinden Süleyman Esen Bey`in
ikiz evlatlar› dünyaya gelmifltir.
Yavrulara Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler;
Esen ailesini tebrik ederiz.
Aydın Erba / Aydın Ersoy
Türkischer Kultur und Frezeit Verein Frankfurt dare Heyeti
GÖZAYDINLII
GÖZAYDINLII
K›ymetli kardeflimiz Süleyman Esen Bey`in
ikiz evlatlar› dünyaya gelmifltir.
Yavrulara Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler;
Esen ailesini tebrik ederiz.
K›ymetli hocam›z Bekir Bilgin Bey`in
Hamza ad›n› verdikleri bir torunu dünyaya gelmifltir.
Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler;
Bilgin ailesini tebrik ederiz.
Aydın Erba / Aydın Ersoy
Hessen Hayat Gazetesi
4. sayi sayfalar
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 35
BULMACA
35
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 36
36
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425
Yılancı le Ejdarha
Mesnevî’den Hikâyeler
Y›lanc›:
ir y›lanc›, y›lan tut- Seyretmeye gelen halk
mak için da¤l›k yerçogals›n da elime geçecek
lere gitti. Karda k›flpara da arts›n, diyordu.
ta da¤larda iri bir y›lan yakalamak için gezindi durdu.
fiehrin meydan› h›nca
Bir gün da¤da çok büyük
h›nç dolmufltu. Merakl› gözbir ejderha gördü. Ejderha
ler ejderhaya bakmak için
ölmüfltü, fakat ölü haliyle
parmaklar›n›n ucuna bas›bile y›lanc›y› kokuttu. Y›yor, bafl›n› kald›rarak efderlanc›, halka ejderhay› göshay› görmeye çal›fl›yordu.
termek için onu Ba¤dat`a
Kalabal›kta kad›n›n erkekgötürdü. Ejderha`y› Ba¤datten haberi yoktu. K›yamet
`a, yollarda sürükleyerek
günü gibi büyük, küçük; fabinbir zahmetle getirdi.
kir, zengin herkes biraraY›lanc› Ba¤dat halk›na:
dayd›.
- Ben size ölü bir ejderha
Y›lanc›, y›lan› sard›¤› kigetirdim, ama onu yakalalimi oynatt›kça toplanan
mak için çok zahmetler çekhalk boynunu uzat›yordu.
Mevlana diyor ki:
tim, diyordu.
So¤uktan
donmufl, uyumufl
Y›lanc› onu ölmüfl san›- Ey insano¤lu! Senin de benli¤in
olan
ejderha
kilimin alt›nda
yordu. Oysa ejderha diri idi. bir ejderhad›r. Ölmüfl görünse bile
idi. Y›lanc›, her ihtimale karfl›
Dikkatle bak›p onun canl› ol- ölmemifltir. Dikkat et ki donmufl
onu iplerle ba¤lam›flt›.
du¤unu anlayamam›flt›. Ej- bir halde kals›n; e¤er o canlan›rsa
Halk›n toplanmas›n› bekderha so¤uktan donmufl, kassen onun lokmas› olursun.
leyen y›lanc›, bir fleyi düflünkat› kesilmiflti. Ölü gibi görümemiflti.
Ba¤dat`›n
k›zg›n, yak›c› ö¤le günefli
nüyordu. Ama diri idi.
ejderhan›n
üzerine
vurmufltu.
Ölü san›lan ejderY›lanc› ejderhayi Ba¤dat`ta dört yol a¤z›na
getirdi. Gürültü koparmak, halk› bafl›na topla- ha k›m›ldamaya bafllam›flt›.
Halk flaflk›nd›. Bu flaflk›nl›k korkuya dönümak istiyordu. K›sa zamanda Ba¤dat halk› ejflünce
盤l›klar etraf› kaplad›. ‹nsanlar birbirlederhadan haberdar oldu. Ba¤dat halk›:
rini
ezerek,
çi¤neyerek kaç›flmaya bafllad›. O
- Bir y›lanc›, görülmemifl derecede kocaman
ba¤›r›flmalar aras›nda ejderha iplerini kopard›.
bir ejderhay› avlayarak Ba¤dat`a getirmifl.
Y›lanc›, “Ben da¤dan ne getirmiflim?” diye
Ejderhay› görmeye gelen kifliler de y›lanc›
da flehirde halk›n iflini gücünü b›rak›p ejderhay› düflünerek korkudan kaskat› kesildi, kaçamad›.
Ejderha y›lanc›y› bir hamlede yuttu.
görmek için toplanmas›n› bekliyordu.
B
Hayat
SEÇME YAZILAR
YA MUHAMMED
Gönderdi ALLAH bize, Seni en son Peygamber
Nur saçt›n do¤uflunla, ayd›nland› tüm her yer
Heyecandan, duracak gibiydi, sanki kalpler
Gelince YA MUHAMMED insanlara sen rehber
ALLAH aflk›yla yanar oldu flu gönüller
Birbirini hep kardefl bildi mü`minler
Do¤rulu¤u dürüstlü¤ü gaye edindiler
Olunca YA MUHAMMED mü`minlere sen rehber
Sen alemlere rahmet, sen güneflsin, sen ays›n
Sen huzur-u mahflerde flefaatçi olans›n
O güzel ahlak ile güzel sünnetlerinden
Ümmetin YA MUHAMMED nas›l kopsun ayr›ls›n
Düflmeyecek hiçbir mü`min elinden Kur`an
Girmeyecek kalplere, asla o kör fleytan
Bir tek dile¤imiz var bizim Yaradandan
Ay›rmas›n YA MUHAMMED senin yolundan
Bilmeyen kalmad› Kelime-i fiehadet`i
‹nletiyor dünyay› ALLAH-u EKBER sesleri
Ö¤renen herkes Salavat-› Serifleri
Getiriyor YA MUHAMMED senin için herbiri
Adem Çelik
Hz. Muhammed’in Ümmetine Öütleri
Bu noktada Hz. Peygamberin ümmetine genel ö¤ütlerinden de bir kaç›n› burada vermeyi uygun bulduk. Kainat›n
Efendisi buyuruyor ki:
- Her kim ilim ö¤renmek için bir yola girerse, cennet yollar›ndan birine girmifl olur. Melekler, ilim ö¤rencisine
hoflnutluklar›ndan dolay› kol-kanat gererler. ‹lim ö¤renmek isteyenin günah›n›n aff› hususunda göktekiler, yerdekiler
ve sudaki bal›klar bile Allah`a dua ederler. Alimin çok ibadet edene üstünlü¤ü,
dolunay halindeki ay›n di¤er y›ld›zlara
üstünlü¤ü gibidir.
- ‹man etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmifl olmazs›n›z. Birbirinizi sevmek için
de yapaca¤›n›z fleyi söyleyeyim mi?
Aran›zda selam› yay›n›z.
- Sizden biriniz kendisi için istedi¤i
fleyi din kardefli için de istemedikçe gerçek mü`min olamaz.
- Bir kimse, bir mü’minden dünya
s›k›nt›lar›ndan birini giderirse; Allah da
k›yamet gününde o mü`minin s›k›nt›lar›ndan birini giderir. Bir kimse darda
kalana kolayl›k gösterirse, Allah da ona
dünya ve ahirette kolayl›k gösterir. Bir
kimse, bir müslüman›n ay›b›n› örterse,
Allah da onun dünya ve ahirette ay›plar›n› örter. Mü`min kul, din kardefline
yard›m etti¤i sürece Allah da o kula yard›m eder.
- Birbirinize haset etmeyin. Almayaca¤›n›z bir mal›n fiyat›n› müflteri k›z›flt›rmak için artti›rmay›n. Birbirinize kin
ve nefret beslemeyin, dar›l›p yüz çevirmeyin. Birbirinizin sat›fl› üzerine baflka
biriniz sat›fl yapmas›n. Ey Allah`›n kullar›, kardefl olunuz. Müslüman müslüman›n kardeflidir. Ona zulüm ve haks›zl›k yapmaz, yard›m›n› ondan esirgemez
ve onu hakir görmez.
- Peygamberimiz üç defa gö¤sünü
iflaret ederek buyurdular ki: ‹flte takva
buradad›r. Müslüman›n din kardeflini
hor ve hakir görmesi, kendisine kötülük
olarak yeter. Bir müslümanin kan›, mal›
ve ›rz› di¤er müslümana haramd›r.
- Kim yalan› terk ederse, Allah ona
cennetin kenar›nda; kim hakl› oldu¤u
halde münakaflay› terkederse cennetin
ortas›nda; kim de ahlak›n› güzellefltirirse cennetin en yüce yerinde bir köflk bina eder.
- Allah`a yemin ederim, ya iyili¤i
emredip kötülükten al›koyacaks›n›z; ya
da Allah, kat›ndan size mutlaka bir azap
gönderecektir. Sonra ona dua edeceksiniz ama o dualarinizi kabul etmeyecektir.
- Nerede olursan ol Allah`tan kork.
Kötülük ifllersen, hemen arkas›ndan iyilik yap ki, o kötülügü silip süpürsün. ‹nsanlarla güzel geçin!
- Allah korkusundan a¤layan göz ile,
Allah r›zas› için nöbet bekleyen gözü
cehennem atefli yakmaz.
- Güzel söz sadakad›r.
- Hiçbir iyili¤i küçük görme, kardeflinle konuflurken güler yüzlü ol; çünkü
bu da bir iyiliktir.
- Mü`minlerin iman bak›m›ndan en
mükemmeli, ahlak› en iyi olan›d›r. Sizin
en hay›rl›n›z han›mlar›na karfl› hay›rl›
olan›n›zd›r.
- Sadaka vermekle mal azalmaz. Kul
baflkalar›n›n hatalar›n› ba¤›fllad›kça, Allah da onun flerefini art›r›r. Kim Allah
için alçak gönüllü olursa, Allah da onu
yükseltir.
- Ak›ll› kifli nefretine hakim olan ve
ölümden sonras› için çal›fland›r.
- ‹ki nimet vard›r ki insanlar›n ço¤u
onlar›n k›ymetini bilmez: Sa¤l›k ve bofl
vakit.
- Mal ve makama düflkün bir adam›n
dinine verdi¤i zarar, bir koyun
sürüsünün içine sal›verilmifl iki aç
kurdun o sürüye verdi¤i zarardan daha
büyüktür.
- ‹nsan, Allah yolunda uzun
seferlere ç›kar. Saç› bafl› da¤›n›k, yüzü
gözü toz içinde, “Ya Rab! Ya Rab!”
diyerek ellerini gökyüzüne açar.
Halbuki yedi¤i haram, içti¤i haram,
giydi¤i haram; haram ile beslenmifl.
Böyle birinin duas› kabul olur mu hiç?
- Allah rüflvet alana da, verene de
lanet etsin! ❏
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 37
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 38
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 39
4. sayi sayfalar
04.05.2009
12:58 Uhr
Seite 40
Her aile ömrü boyunca
bir ev bedeli
kira ödüyor.
Baz›s› kendi evini ödüyor.
Ya Siz
?
Adam-Opel-Str. 5 · D-60386 Frankfurt/Main
Telefon: 069-850 997 10 · Telefax: 069-850 997 15
E-Mail: [email protected] · Internet: www.assplan.de

Benzer belgeler