Türkiye`nin en köklü ve rakipsiz bilişim

Transkript

Türkiye`nin en köklü ve rakipsiz bilişim
ASRACK_3.pdf
1
6.01.2015
15:55
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Türkiye’nin en köklü ve
rakipsiz bilişim teknolojisi
yayını BThaber, 1050. Sayısı
ile birlikte 21 yılı geride
bıraktı. Ramazan ve Kurban
bayramı haftaları hariç
kesintisiz olarak her yıl 50
sayı yayınlanan ve 22. yılına
adım atan BThaber Gazetesi,
bu başarının gururunu yaşıyor.
Bilişim sektörü ile farklı
sektörlerdeki bilişim
profesyonelleri ve iş birimi
yöneticileri arasında köprü
görevi gören BThaber,
teknoloji dünyasındaki tüm
gelişmelerle ilgili haberleri
ve yorumlarıyla sizleri
kucaklamaya devam edecek.
1050
14 - 20 ARALIK 2015
BThaber
GÜNDEM
14 - 20 ARALIK
2015
3
Fatih Projesi’nin paydaşları buluştu
Haber Merkezi
‘Eğitim Teknolojileri Zirvesi 2015’,
MEB bünyesinde ‘Eğitimde
FATİH’ projesini yürüten Yenilik
ve Eğitim Teknolojileri Genel
Müdürlüğü tarafından, 5 Aralık
tarihinde Bakan Nabi Avcı’nın da
katılımıyla Ankara’da düzenlendi.
Fatih Projesi’ne katkı sağlamak
ve proje çerçevesinde oluşan
ekosistemi daha etkin kullanmak
amacıyla gerçekleştirilen ‘Eğitim
Teknolojileri Zirvesi 2015’
kamu, özel sektör, üniversite
temsilcilerini ağırlarken özellikle
Türkiye’den ve dünyadan
eğitimcilerin katılımıyla da
büyük ilgi gördü. Zirvenin
açılışı; YEĞİTEK Genel Müdürü
Dinçer Ateş’in Fatih Projesi
ile ilgili gelişmelerle ilgili bilgi
verdiği konuşmasıyla başladı.
Fatih Projesi’nin dünyanın
en büyük eğitim teknoloji
hamlesi olduğunu söyleyen
Ateş, “Tasarımı ülkemizde
yapılan tablet bilgisayar setleri
okullarımıza ulaştırıldı. Proje, yerli
bilişim sektörünü destekliyor ve
sektörde çok önemli istihdam
sağlıyor. Fatih Projesi kapsamında
400 bin öğretmen eğitim
aldı. Bunlarla birlikte sağlanan
donanımları, öğretmen ve
öğrencilerin etkin bir biçimde
kullanımına yönelik www.
eba.gov.tr portalı oluşturuldu.
‘EBA Portal’; ders ve sınıf
seviyelerine uygun, zaman, yer
ve araçlardan bağımsız olarak
erişim sağlanabilen güvenli
içeriklerle zenginleştirildi. 3 yıl
önce hayal edilmesi bile zor olan
bu donanım, yazılım, altyapı
ve sistemlere bugün itibarıyla
sahibiz. Diğer yandan projenin bir
diğer önemi de iş birliklerinden
kaynaklanıyor. Bu zirveyi de,
kapsamını daha genişleterek
tüm paydaşlarımızla da bir araya
gelmek için devam ettirmek
istiyoruz” açıklamasını yaptı.
Dinçer Ateş, Fatih’in küresel
bilişim sektörünün dikkatini
ülkeye çeken, Türkiye’nin kısa
ve orta vadede eğitim donanımı,
eğitim içeriği ve eğitim yazılımları
ihraç eden konuma ulaşmasına
önayak olacak bir hacme sahip
dili; kişiye özel ve kişinin kendi
hızında öğrenmesine olanak
tanıyor. Tek bir şey bilmelisin:
Her şeyi öğrenebilirsin” ifadesini
kullanıp YEĞİTEK ile iş birliği
protokolü yaptıklarını da kaydetti.
Nabi Avcı
olduğunu vurguladı.
EBA ile bir içerik
ekosistemi kuruluyor
Bakan Avcı konuşmasında;
eğitimin zamanın ruhuna göre
formatlanmaya ihtiyacı olduğunu
söyleyerek eğitim kurumlarının
yeniden tasarlanması gerektiğini
kaydetti. Avcı sözlerine şöyle
devam etti: “Eğitim süreçlerini ve
eğitim ortamlarını, esas cevheri,
ana özü koruyarak sürekli bir
güncellemenin ve yenilenmenin
neredeyse otomatiğe bağlandığı
bir dinamizme kavuşturmak
gerekiyor. Eğitim teknolojileriyle
donattığımız okullarımızı, oluşan
yeni kaynaklarla buluşturuyoruz.
Eğitim Bilişim Ağı (EBA)
ile günün şartlarına cevap
vererek içeriği öğretmen ve
öğrencilere sunuyoruz. EBA ile
bir içerik ekosistemi kuruluyor.
Çalışmaları öğretmenlerle birlikte
yaparken üniversitelerin, sivil
toplum örgütlerinin ve sektör
temsilcilerinin birikimlerinden
de yararlanmak istiyoruz. Eğitim
Teknolojileri Zirvesi de bu
çalışmaların bir ürünü.” Google
Eğitim Direktörü Bram Bout da,
2013 yılında ‘Google Science
Fair Winner’ Elif Bilgin’i de
hatırlatarak geleceğe baktığında
çok heyecanlandığını söyledi.
Bout, “Bilgiye erişim gelecekte
fark yaratan bir unsur olmayacak.
Önemli olan kritik düşünme
biçimleri ortaya çıkarmak.
Öğretmenlere, eğitimcilere
büyük rol düşüyor” dedi. KHAN
Academy Ülke Direktörü Alp
Köksal, “Kullandığımız iletişim
Ortak akıl oluşturmak
gerekiyor
Başkanlığını YEĞİTEK Genel
Müdürü Dinçer Ateş’in yaptığı
‘Eğitim Teknolojileri’ konulu
panele; TÜBİTAK ULAKBİM
Müdürü Mehmet Mirat Satoğlu,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanı
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ercan
Topcu, UDHB Haberleşme Genel
Müdürlüğü Evrensel Haberleşme
Hizmetleri Daire Başkanı
Orhan Kemal Ardıç, Kalkınma
Bakanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi
Başkanı Mehmet Yavuz, Bilkent
Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri
ve Bilgi Sistemleri Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Mustafa Akgül katıldı.
PARDUS’un etkileşimli tahtada
uygulanması konusunda Ankara
Bahçelievler Anadolu Lisesi’nde
pilot uygulama başlatılacağının
aktarıldığı panelde, ortak akıl
oluşturmanın ve algoritmik
düşünmenin öneminin altı çizildi.
Hayallerinizi kodlayın!
Bakan Avcı ve YEĞİTEK Genel
Müdürü Ateş’in de dinleyici
olarak katıldığı ‘Kodlama ve
Kod Eğitimi’ oturumunda;
programlama derslerinin
bağımsız olarak kalmaması,
diğer derslerle de ilişkide olması
gerektiği vurgulanırken eğitimde
fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi
üzerine Türkiye’den ve
dünyadan modeller sunuldu ve
“Hayallerinizi kodlayın!” mesajı
verildi. Bakan Avcı oturumun
sonunda, “Dünyadaki eğitim
modellerini eğitim sistemimize
ithal etmek konusunda çok acele
etmemeliyiz. Farklı bölgelerde
pilot uygulamalara başlayacağız”
şeklinde konuştu. Zirvede ayrıca;
Geleceğin Teknolojik Sınıfları,
Eğitimde Mobil Öğrenme, Üç
Boyutlu Teknolojiler, Eğitimde
Bilinçli ve Güvenli Internet
Kullanımı, Eğitimde Engelsiz
Bilişim oturumları da düzenlendi.
4
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 ARALIK
2015
Bilişimli yaşam insana yatırımla mümkün
Haber Merkezi
TBD 32. Ulusal Bilişim
Kurultayı (Bilişim 2015) ile 2.
Ankara Bilişim Fuarı (CITEX
2015) 3-5 Aralık tarihinde
Ankara’da düzenlendi. Türkiye
bilişim sektörünün geleceğini
ilgilendiren birbirinden önemli
konuların, alanındaki uzmanların
katkılarıyla ele alındığı,
Türkiye’nin bilişim geleceğinin
rotasının şekillendirilmeye
çalışıldığı, 200’ü aşkın
konuşmacının katıldığı etkinlik
10 binin üzerinde ziyaretçi
ağırladı. TBD Kurultay Etkinlik
Yürütme Kurulu Başkanı Ersin
Taşçı açılış konuşmasında ana
tema; yaşam ve bilişim olduğu
için kurultayda yaşamın değişik
kesitlerinden panellerin yer
aldığını ifade etti. TBD Yönetim
Kurulu Başkanı İ. İlker Tabak,
bilişim sektöründe sürdürülebilir
yatırımın oluşturulması
gerektiğinin altını çizerek
akıllı cihazlara hükmedecek
akıllı insanlara da ihtiyacımız
olduğuna dikkat çekti. Tabak,
4,5G’nin 2016’da ülkemizin
orta gelir tuzağına düşmesini
engelleyeceğini söyleyerek
atılması gereken adımlarla ilgili
şunları kaydetti:
“Yerli yazılım endüstrisi,
kalkınma için kritik alan ilan
edilmeli. Yazılım ihracatçısı
teşvik ve desteklerden en yüksek
düzeyde yararlandırılmalı. Kamu
ihale mevzuatında bilişim alanına
özel iyileştirmeler yapılması
kaçınılmaz. Türkiye’de uygulanan
vergilendirme rejimi nedeniyle
uluslararası pazarda rekabet
gücünü yitiren mobil uygulama
sektörü, içinde bulunduğu bu
‘Bilişim ve Yaşam’ ana temasıyla, Bilişim 2015 ile CITEX
2015 Ankara’da düzenlendi.
haksız rekabet ortamından
kurtarılmalı. İnsana yatırım
yapılmalı. ‘Siber Güvenilir
Kullanıcı’ kavramının toplumda
yerleşmesi sağlanmalı. İlkokuldan
başlayarak herkesin bilgisayar
programlama öğrenmesi için
gerekli adımlar atılmalı. Kalkınma
yolundaki engelleri bilişimle tek
tek kaldırmak için buradayız.”
Türk Telekom Grup
Regülasyon Genel Müdür
Yardımcısı Dr. Ramazan
Demir, yaşam döngüsünün
katalizörünün bilişim olduğunun
altını çizerek önümüzdeki
süreçte veriyi kim iyi işleyebilirse
onun önde gideceğini kaydetti
ve “Bulutun katalizör olduğu
bir dünyaya doğru gidiyoruz”
dedi. Türksat Genel Müdürü
Ensar Gül de 2008’de başlatılan
e-Devlet Kapısı’nda Ekim 2015
itibarıyla 25 milyon 234 bin 554
kullanıcının, 206 kuruma ait
bin 359 hizmeti aldığını aktardı.
Türkiye’nin e-dönüşümüne
katkıda bulunduklarını söyleyen
Gül, ‘Algılayıcı, iletişim ve bulut
teknolojileri olmak üzere, bu
üç konuda yatırım yapmamız
gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yeni nesil mobil
haberleşme sistemleri,
ekonominin bütününe
yansıyacak
BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan,
yeni nesil mobil haberleşme
sistemlerinin, 1 Nisan itibarıyla
hizmete başlayacağını hatırlatarak
bunun zaman içerisinde ulusal
ekonomimizin bütününe
yansıyacağına vurgu yaptı.
Sayan, Cenevre’de yapılan
Dünya Radyokomünikasyon
Konferansı’nda 5G’ye tahsis
edilecek aday frekansların
belirlendiğini aktararak
“Bunlar 2019’da yapılacak
Dünya Radyokomünikasyon
Konferansı’nda netleşecek”
dedi. UDHB ile daha pratik
bir şekilde siber güvenlik
tatbikatları gerçekleştireceklerini
de söyleyen Sayan, “Tatbikatın
planları yapılıyor, duyuruları da
paylaşacağız” bilgisini verdi.
Açılışın çağrılı konuşmacısı
olan Atılım Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, bilgi,
bilişim, iletişim ve bilgi işleme
araçlarının tarihsel gelişimi,
bilginin paylaşılmasındaki önemli
kilometre taşlarını anlattığı
konuşmasında, özel yaşam
kavramının tam anlamıyla
ayaklar altına alındığını belirtti.
Konuşmaların ardından BTK Eski
Başkanı Dr. Tayfun Acarer ve
TÜBİSAD eski başkanlarından
Turgut Gürsoy’a ‘TBD-TÜBİSAD
Yaşam Boyu Hizmet Ödülü’
verildi.
Regülasyon 2.0’dan
çevreci bilişime,
sağlıkta fütüristik
yaklaşımlardan dijital
oyunlara
3 gün süren etkinlik; değerli
konuşmacılara, panellere, açık
oturumlara ve fuar alanında
ise özel sektör firmalarıyla
kamu kurumlarına ev sahipliği
yaptı. TBD 32. Ulusal Bilişim
Kurultayı’nda; Regülasyon 2.0,
‘Teknoloji Üreten Türkiye için
İklimi Nasıl Değiştirmeliyiz?’,
‘Türkiye Yazılım Sektörü Stratejisi
Eylem Planı ve Yerli Yazılım
Endüstrisinin Geleceği’, ‘Ulaşım
ve Kent Yaşamında Akıllı
Sistemlerin Geleceği’, ‘Bilişim
Toplumunda Yaşamak için
e-Dönüşümün Neresindeyiz?’,
‘Medya Bakış Açısıyla Yeni
Teknolojilerin Yaşama Etkisi’,
‘IoT – Bireysel ve Toplumsal
Yaşam Paradigmasında Değişim:
Nesnelerin İnterneti, Giyilebilir
Teknolojiler ve 3D Yazıcıların
Geleceği’, ‘Engellilerin Yaşam
Kalitesinin Artırılmasında Bilişim
Teknolojileri’, ‘Sosyal Medya
ve Yaşam’, ‘Bilgi Toplumu
Olma Yolunda Türkiye için bir
Sivil İnisiyatif: Dijital Türkiye
Platformu ve Avrupa Sayısal
Gündemi’, ‘Sağlıkta Fütüristik
ve Yenilikçi Yaklaşımlar: Bilişimle
Sağlıklı Yaşam’, ‘Sağlıkta Küresel
Yaklaşımlar’, ‘Çevreci Bilişim:
Yaşanabilir bir Dünya için
Bilişimde Çevreci Yaklaşımlar’,
‘TBD Sayısal Gündem Türkiye:
Türkiye’nin Bilgi Toplumuna
Dönüşüm Aksiyonu ve Kamu
Strateji Belgelerinin Analizi’,
‘KOBİ, Teknoloji, Rekabet
Edilebilirlik’, ‘Kadın, Çocuk ve
Aile Yaşamında Bilişim’, ‘Ankara
Şube Sektör Buluşmaları: Tedarik
Yöntemleri, Verimlilik, Özlük
hakları ve KAMU BİB’, ‘Siber
Güvenli Yaşam: Siber Güvenliğin
Teknik ve Hukuki Boyutunda
Son Gelişmeler’, ‘Gençlerin
Girişimcilik Yol Haritası ve Başarı
Öyküleri’, ‘Kamu ve KOBİ’lerde
Bulut Bilişim’, ‘Dijital Oyunlar ile
Dünya Yeniden Şekilleniyor’ konu
başlıkları, panel ve oturumlarda
masaya yatırıldı.
Doç. Dr. Selçuk Özdemir’in
yönetimindeki ‘Çocuklar İçin
Bilişim Atölye Çalışması’ büyük
ilgi görürken ‘STK’lar ve Siyasi
Partiler Buluşması’ da düzenlendi.
Kurultayda, ‘Bildiri Sunumları’ da
gerçekleştirildi. Ödül ve plaket
törenlerinin yapıldığı kapanış
kokteylinde; Bilim Kurgu Öykü
Yarışması Ödülleri de verildi.
Vodafone 4.5G hazırlıklarına hız verdi
Türkiye’de herkesi 4.5G’li yapma
hedefi olan Vodafone, Huawei
ile Vodafone 4.5G’li akıllı cihaz
sayısını artıracak bir kampanyaya
imza attı. Kampanya kapsamında,
Huawei’nin Vodafone 4.5G
uyumlu akıllı telefonu P8 Lite,
Türkiye’de operatörler arasında
sadece Vodafone aracılığıyla
satışa sunulacak. Vodafone Çok
Satanlar Masası’nda yer alacak
kampanya ile aboneler, çalışır
durumdaki eski cep telefonlarını
Vodafone’a götürerek, yüzde
80 indirimle Huawei P8 Lite’a
sahip olabilecek. Vodafone
abonelerine cihaz peşin fiyatına
999 TL, 24 ay taksitle ise ayda 8
TL’den başlayan ek ödemelerle
sunulacak.
Huawei Tüketici Ürünleri Orta
Asya ve Kafkasya Bölge Başkanı
Zhang Xingnan ve Vodafone
Türkiye İcra Kurulu Başkan
Yardımcısı Ender Buruk’un
sunumlarıyla gerçekleşen
toplantıda, Vodafone’un yeni
reklam yüzü olan Beyazıt
Öztürk’ün sürpriz katılımıyla
devam etti.
Türkiye’de Dijital Dönüşüm’ün
gerçekleşmesi için herkesin akıllı
telefonunun olması gerektiğini
belirten Vodafone Türkiye İcra
Kurulu Başkan Yardımcısı Ender
Buruk, sözlerine şunları ekledi:
“Çok yakında hayatımızın yeni
gerçeği haline gelecek 4.5G ile de
bu ihtiyacın artacağına inanıyoruz.
4G ve üstü teknolojilerde
dünyada en çok ülkede tecrübesi
ve altyapısı olan operatörüz.
Dolayısıyla, tüketici ne ister,
bu istek en kusursuz biçimde
nasıl karşılanır, çok iyi biliyoruz.
Ayrıca, yine bu alanda dünyanın
en büyük uluslararası dolaşım
ağına sahibiz. Mobil iletişimde
yeni bir dönemi başlatacak
olan 4.5G teknolojisinde de
herkese en uygun cihazların
en cazip avantaj ve tekliflerle
sunulmasının öncüsü olacağız.
Huawei P8 Lite kampanyamız
ile bunun ilk adımını attık. Buna
göre, Vodafone 4.5G uyumlu
Huawei P8 Lite akıllı telefon,
tüm operatörler arasında sadece
Vodafone mağazalarında
satılacak. Bu kampanyayla ilk
kez akıllı olmayan telefonlar
da dahil çalışır durumdaki
her türlü telefonu kabul edip,
abonelerimize Huawei P8 Lite’a
indirimli sahip olma imkânı
vereceğiz. Türkiye’de herkes
Vodafone 4.5G’li olsun diyerek
başlattığımız bu seferberlik ile
son teknolojileri abonelerimiz
için erişilebilir kılmaya devam
edeceğiz.”
6
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 ARALIK
2015
“Siber güvenlikte güçbirliği için çalışıyoruz”
TOBB ETÜ’de
düzenlenecek
olan Siber
Güvenlik
Platformu,
siber güvenlik
Sedef Özkan
farkındalığının
artırılması konusunda önemli
bir etkinlik olacak. Kamu
Siber Güvenlik Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar,
istatistiklere göre 2014 yılında
yaklaşık 317 milyondan fazla
kötücül yazılım üretildiğini
ifade etti ve şu bilgileri verdi:
“Bunun anlamı, günde
yaklaşık 1 milyon adet kötücül
yazılımın bilgisayar ağına dahil
edilmesi demektir. Neticede,
siber uzayda veya bağımsız
olarak yazılım çalıştıran her bir
cihaz, şahıs veya organizasyon
güvenlik riski taşımakta. En
önemlisi ise bu teknolojiyi
kullanan birey veya kurumların
tehlikenin farkında olmaları
ve neler yaşayabileceklerini
bilmeleri, zarar ve kayıpların
azaltılmasını sağlayacaktır.”
Siber tehditlere karşı iş
birliği içinde, birlikte ve
Ana teması ‘Sosyal medyada güvenlik’
olan Siber Güvenlik Platformu II’17
Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirilecek.
geniş bir alanda mücadele
etmenin gereğini vurgulayan
Soğukpınar, mücadelede
sivil toplum kuruluşlarına
önemli görevler düştüğünün
altını çizerek bu düşünceden
hareketle, Kamu Siber
Güvenlik Derneği’ni 2013
yılının ilk çeyreğinde
kurduklarını kaydetti.
Kamuda ‘Siber
Güvenlik Akademisi’
oluşturmak istiyoruz
Soğukpınar, kamuda
siber güvenlik konusunda
farkındalığı arttıracak
girişimlerde bulunmanın,
derneğin temel amaçlarından
olduğuna dikkat çekerek
siber güvenlik olgusunu,
bireylere kadar indirgemek
için çalıştıklarını söyledi.
Dünyadaki eş değer
derneklerle ilişkiler kurarak
güvenlik konusunda ülkemizi
temsil etmek hedefini aktaran
Soğukpınar, şöyle konuştu:
“Uluslararası paydaşlarla iş
birliği içinde çalışarak bilgi
paylaşımında bulunmak,
Türkiye’de ulusal siber
güvenlik alanında yapılacak
politikaların belirlenmesinde ve
hazırlanmasına katkı sağlamak
ve siber güvenlik alanında söz
sahibi olacak nitelikte bireyleri
aynı çatı altında toplayarak
sinerji oluşturmak istiyoruz.
Bilişim güvenliği alanında diğer
STK’larla iş birliği sağlayarak en
etkin ortak akıl politikalarının
belirlenmesi çok önemli.
Kamudaki bilişim uzmanlarını
sektörün bilişim uzmanlarıyla
aynı platformda buluşturacak
etkinlikler çoğaltılmalı. Zaten
Siber Güvenlik Platformu’nu
da bu sebeple düzenliyoruz.
Bilişim güvenliği alanında farklı
disiplinlerin yaklaşımlarının
faydalarını ülke hizmetini
adına kullanmak istiyoruz.
Hedefimiz, kamuda Siber
Prof. Dr.
İbrahim Soğukpınar
Güvenlik Akademisi’ni
oluşturarak bilişimi, hukuku,
kültür normlarını, inanışları,
sosyolojiyi, eğitimi aynı çatı
altında toplayarak en küçük
gruba, bireye kadar iletmek.”
Siber güvenlik
farkındalığının
oluşturulması ve
arttırılması için yasal
düzenlemeler de gerek
“İş birliklerinin gelişmesine
aracılık yapmak diğer bir
amacımız” diyen Soğukpınar,
bu inanışla yeni sloganlarının
Gönüllü sİber güvenlİkçİlere davet
Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar,
“Siber güvenlik amacıyla
yola çıkan her girişimin
desteklenerek geliştirilmesi,
gelecekte hedef olunacak
saldırıların etkisinin
azaltılmasında çok önemli
katkı sağlayacaktır” görüşünü
aktararak bu konuda etkin
faaliyet yapabilmenin
en önemli şartını, Kamu
Siber Güvenlik Derneği’nin
büyütülerek her kesimde
temsil edilmesini sağlamak
olarak gösterdi. Soğukpınar,
derneğin planlarıyla ilgili
de şu bilgileri aktardı: “Her
yıl, birisi Ankara’da diğeri
Anadolu’nun herhangi bir
kentinde olmak üzere en az
iki etkinlik gerçekleştirerek
farkındalık oluşturma, artırma
çalışmalarını sürdürmek
istiyoruz. Üniversite, askeri
kurumlar, özel sektör
arasındaki Ar-Ge iş birliklerini
önemsiyoruz, bu sayede
ulusal ve yenilikçi projeler
geliştirmeyi hedefliyoruz.
Kamu kurumlarıyla ortak
sertifika programları
düzenleyerek nitelikli
siber güvenlik uzmanı
yetiştirilmesine öncülük
edeceğiz. Siber güvenlik
günümüzde olduğu kadar
yakın gelecekte de her bireyi
ve kuruluşu ilgilendiren en
önemli konulardan birisi
olacak. Bu noktada bilişim
güvenliği uzmanlarına da ciddi
sorumluluklar düşüyor. Biz de
gönüllü siber güvenlikçilerin,
dernek çatımız altında faaliyet
göstermesini arzuluyoruz.
Derneğimizle ilgili tüm bilgiler
http://www.kamusgd.org.tr
adresinde bulunuyor.”
‘Siber Güvenlikte Güç
Birliği’ olduğunu ifade etti.
Soğukpınar, “Herhangi bir
tehdidin oluşturabileceği
risklere karşı önlem alarak
olabilecek kayıpların önüne
geçilebilir. Bunu yapabilmek
için de, tehlikenin farkında
olmak gerekiyor. Siber güvenlik
konusu yaş, meslek, milliyet ve
konum ayırımı olmaksızın çok
geniş bir kitleyi kapsamakta.
Sonuçta bu kadar farklı yapıda
bir kitlenin siber tehditler
konusunda bilinçlendirilmesi
için öngördüğümüz farkındalık
oluşturma çalışmaları
bulunuyor. Öncelikle siber
güvenlik zincirinin en
zayıf halkası olan insanın
güçlendirilmesi gerekiyor.
Bence zayıf halkanın ilk ve
önemli bireyleri çocuklar.
Bugün çocuklarımız BT
ürünleriyle birlikte büyüyor.
Çocukların merakları
neticesinde meydana
gelebilecek siber saldırılar, aynı
ürünü kullanan ebeveynleri de
etkiler. Dolayısıyla çocuklar ve
ebeveynler için siber güvenlik
rehberi yanında koruma
sistemleri de geliştirilmeli.
Her seviyede yapılan eğitim
- öğretim programlarında
BT okur yazarlığı yanında
farkındalık anlamında siber
güvenlik okur yazarlığı
konusunu içerecek düzenleme
yapılmalı. Siber güvenlik
farkındalığının oluşturulması
ve arttırılması için yasal
düzenlemeler de gerek.
Derneğimiz özellikle kamuda
gerçekleştirilmesi gereken
çalışmalarda, kurumlarla ortak
hareket etmeyi hedefliyor”
açıklamasını yaptı.
ERP Komitesi, İzmir’in dönüşüm süreçlerini değerlendirdi
ERP Komitesi’nin İzmir’deki
ikinci toplantısı 28 Kasım günü
gerçekleştirildi. Norm Civata ev
sahipliğinde, ERP Komitesi İzmir
temsilcisi Bakioğlu Holding A.Ş.
Denetim Müdürü Fatih Güllükaya
ve ERP Komitesi Koordinatörü
Göker Sarp‘ın katılımıyla
düzenlenen toplantıda, İzmir’deki
ERP projeleri ve kurumsal
dönüşüm süreci değerlendirildi.
Toplantıda; kullanıcı istekleri, ERP
proje süreci, süreç analizlerinin
önemi, şirketlerdeki yönetim
kademesinin ERP projelerine
bakış açısı, ERP yazılımlarının
ambalaj ve demir çelik
sektörü başta olmak üzere
sektörel uyumluluğu ve çözüm
yaklaşımları, İzmir’de ağırlıklı
olarak yer alan sektörlerdeki
başarı hikayeleri ve başarısızlık
faktörleri üzerine görüş alışverişi
yapıldı.
İzmir’de yoğun olarak yer
alan sektörlere yönelik çalışma
grupları faaliyetlerini geliştirerek
devam edecek ve yeni dönemde
teknik görüşleri içeren kurumsal
dönüşüm, ERP, CRM ve iş zekası
kullanımı raporlarını yayınlayacak.
İzmir’deki ikinci toplantıya
Bakioğlu Holding, Baran Ambalaj,
Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Ev
Ürünleri, Kocaer Haddecilik, Nas
Plastik, Norm Civata, Rultrans,
Star Rafineri, Taykon Çelik, TSK,
Universal Eyewear, Vodafone gibi
kurumların bilgi işlem, satın alma,
mali işler ve üretim planlama
bölümleri başta olmak üzere tüm
departmanlardan olmak üzere
toplam 23 kişi katıldı.
Bilindiği üzere, 2012 yılı
Şubat ayında Türkiye’deki
şirketlerin dünya düzeyinde
operasyonel düzene kavuşması
ve verimliliğini artırmasına destek
olmak amacıyla markalardan
bağımsız olarak ERP Komitesi
kuruldu. 8 binden fazla ERP
kullanıcısı, akademisyen,
yönetim danışmanı üyesi ile ERP
konusunda farkındalık yaratma,
bilinçlendirme ve marka bağımsız
danışmanlık hizmetleri üzerine
çalışmalarını genişletiyor.
Yeni çağın ticari trendi:
Penta Bulut’tan
Hizmet Yağmuru!
Yeni çağın ticari trendi Bulut Teknolojileri sayesinde, Bulut
Uygulama (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-Ticaret, Bulut CRM
/ Hukuk Bulutu / Bulut ERP ve Diğer), Bulut Altyapı, Bulut
Platform hizmetlerini, yüksek alt yapı maaliyetlerine gerek
kalmadan müşterilerinize Penta Bulut üzerinden aylık ya da
yıllık cazip ödeme seçenekleri ile sunabilirsiniz.
8
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 ARALIK
2015
Edip Emil Öymen [email protected]
Genişbant artık 25 Mbps
Hürriyet, 05.12.15
OECD Eğitime Bakış 2015
Gençliğimizin eğitim düzeyine
dair iç karartıcı veriler
OECD’nin 2015 Eğitime Bakış
Raporu’nda 563 sayfada ve
web’de düzinelerle tablo ve
grafikte sıralı.
15-19 yaş grubunda bir
Türk genci ortalama kaç
yıl eğitim görüyor? Yanıt:
5.6 yıl. OECD ortalaması
(Japonya hariç) 7.2 yıl.
AB21 ortalaması 7.4 yıl.
Almanya’da bu süre 8
yıl. Yunanistan’da 7.2
yıl. Finlandiya’da 8.1 yıl.
Norveç’te 8.4 yıl. (Table
C5.1a, web)
Biz, bu süreyi
yükseltmeden, ve bu
sürenin içini kaliteli,
çağdaş, gerçekten işe
yarayan bir eğitimle
doldurmadan, hayalini
kurduğumuz ekonomik
ve sosyal kalkınmayı
gerçekleştiremeyiz.
Eğitim süresi bu kadar
düşükken, bir de orta
öğretimde ders saat süresi
de düşük:
İlkokulda yılda toplam
ders süresi Türkiye için
2,880 saat. ABD’de 5,802
saat. Danimarka’da 6,680
saat. OECD ortalaması
4,614 saat. AB21
ortalaması 4,328 saat.
(Table D1.1 [1/2], s.411)
İlk ve orta öğretimde
toplam ders saat süresi
Türkiye için 6,240 saat.
ABD’de 8,835 saat.
Danimarka’da 10 bin 40
saat. OECD ortalaması
7,570 saat. AB21
ortalaması 7,302 saat.
(Table D1.1 [2/2], s.412)
Türkiye’de 25-64 yaş
grubunda lise eğitimi
görenlerin oranı % 36.
(Table A1.2a)
TEPAV’ın OECD 2009
verilerine göre yaptığı
değerlendirmeye göre,
Türkiye’de gençlerin %
60’ı, ana babaları ne kadar
eğitim gördüyse o kadar
eğitim görüyor. Daha
ileriye gidemiyor... OECD
ülkelerinde genç yetişkinlerin
% 50’si ebeveynleri ile
aynı eğitim düzeyinde.
Türkiye’de bu oran %
66... OECD ülkelerinde
genç yetişkinlerin % 37’si
ebeveynlerine kıyasla daha
iyi eğitimli. Türkiye’de
bu oran % 30. (TEPAV:
Eğitimde Kuşaklararası
Hareketlilik.2013)
OECD’nin 2015
Raporu’nda bu konudaki
istatistiklere (Indicator A4)
Türkiye alınmamış.
Uluslararası Telekomünikasyon
Birliği (ITU) Bilgi Toplumu
Gelişmişlik İndeksi (MIS) Raporu
2015 yayınlandı. Türkiye, BİT
Gelişme İndeksi’nde (IDI) 166
ülke arasında 69’uncuyuz. Geçen
yıla göre 1 puan gerilemişiz.
Avrupa’daki sıramız 40 ülke
içinde 38. Karadağ ve Bosna
arasındayız.
Daha önceki yıllara bakarsak,
“yerimizi koruyoruz.” 2010’da: 66
2011’de: 69. 2012’de: 68.
2013’te: 68. 2014’te: 68
Raporda bir de ICT IDI
Index var. Bu, bilgi ve iletişim
teknolojilerinde gelişme indeksi.
11 değişkene göre hesaplanıyor,
bilgi toplumuna hazır olma
durumunu gösteriyor. 6.00
puanla 79’uncu sıradayız. 2010
yılında 73’üncüymüşüz.
BİT kullanım yoğunluğu:
Gerilemişiz. 74’üncü sıradayız.
2010’ta 63.
BİT kullanım yeteneği:
Yükselmişiz. 49’uncu sırada
İsviçre ve Sırbistan arasındayız.
2010 sıramız: 56.
Tükiye’nin BİT konumuyla ilgili
bir başka veri, internet hızlarını
hesaplayan Akamai’den (State
of the Internet Q2, 2015). 25
adet EMEA ülkesi içinde Türkiye,
ortalama 6.3 Mb ile 24’üncü.
Hesaplama döneminde en
yüksek 37.5 Mb kadar çıkmış.
Listede Afrika’dan sadece Güney
Afrika Cumhuriyeti var. Bizim
altımızda.
İnternet hızında lider İsveç
16.1 Mb. En fazla 62.8 Mb
kadar çıkmış. Asya-Pasifik
bölgesinde Kore’nin hızı 32.1
Mb olmuş. En hızlı olduğunda
83.3 Mb. Kore’de internet hızı
% 75 oranında 10 Mb üzerine
çıkıyor. ABD ise 11.7 Mb ile
Kore’nin üçte biri hıza sahip. En
hızlısı bile 50.4 Mb.
Bütün bu hesaplar yapılırken,
Amerikan Federal İletişim
Komisyonu (FCC) genişbant
tanımına zam yaptı: İndirme
hızında 4 Mb artık genişbant
değil: Yeni hız 25 Mb. Yükleme
hızında ise sınır 1 Mb’den 3
Mb’e çıktı. Bu yeni tanımlarla
milyonlarca internet kullanıcısı,
aniden, “dar bant” kullanıcısı
oluverdi. Yeni tanımla,
ülkemizde bol keseden kullanılan
“genişbant” sözcüğü de işlevsiz
kalacak.
Avrupa Birliği’nde 2020 hedefi
olarak genişbant hızının AB’deki
hanelerin tamamı için en az 30
Mb, yarısı için ise 100 Mb olması
hedefleniyordu. Bilgi Toplumu
Stratejisi Taslağı’nda da (s.8)
benzer bir hedef vardı: “2018’de
hanelerin en az yarısında en
düşük 70 Mbps, hanelerin
tümünde en düşük 20 Mbps
internet bağlantısı sağlanacaktır.”
Ancak, Strateji’nin 2015-18
Nihai Belgesi’nde şu yazılı (#237,
s.68): “Bilgi Toplumu Stratejisi ile
uyumlu ulusal genişbant stratejisi
hazırlanacaktır. Bu Stratejide
2018 yılı için genişbant hedefleri
belirlenecek ve bu hedeflerin
nasıl hayata geçirileceği
detaylandırılacaktır.”
Son sözü, TEPAV kurucu
yöneticisi Prof.Dr. Güven Sak’a
bırakıyorum:
“İnternette hızlı dolaşamayan,
eziktir. Hızlı internet erişiminden
yoksun ülkenin yerli otomobili
olmaz. İnovasyon olmaz.
Lafı olur, kendi olmaz.”
(Radikal,31.01.2012)
Pasaport buluta havale
Biz, pasaportlarımızı biyometrik
yapmaya henüz hazırlanırken,
Avustralya ve Yeni Zelanda,
pasaportlarını bulutta saklamaya
karar verdi bile. Böylece, bu
ülke vatandaşları, seyahatlerinde
pasaport taşımayacak. Bütün
bilgileri “bulutta” olacak. Göz
bebekleri, parmak izleri kimlik
yerine geçecek.
Kısacık bir paragrafa sığan
bu haberin arka planında
daha da ilginç bir haber var:
Dışişleri Bakanı Julie Bishop,
bütün bakanlık çalışanlarına,
diplomatlarına pasaportlarla ilgili
bir karara varmak için hakaton
benzeri InnovationXchange
adlı bir “arama çalıştayı”
yaptırdı. Bakanlık, Avustralya’nın
110 ülkedeki temsilcilerine
“pasaportları nasıl yapsak da
yapsak?” diye sordu. Gelen
yanıtlardan “en cazip” 10
tanesi kısa listeye alındı.
Aralarında Bakan Bishop ile
Dünya Bankası’ndan bir temsilci
ve başkalarının da bulunduğu
jüri, yanıtlar arasından “kağıtsız
pasaportu” seçti. İki nedenden:
Her yıl 40 bin kadar vatandaş,
pasaportunu çaldırıyor veya
Avustralya dışişleri
bakanı Julie Bishop
kaybediyormuş. İkinci olarak da,
biyometrik bilgi, o kadar kişiye
özgü ki taklidi mümkün değil.
Şimdi hükümetin önünde,
buluta yüklü pasaportun
güvenliği sorunu dağ gibi
yükseliyor: Bütün verilerin
haklanabileceği bir dünya
düzeninde veri güvenliği
sorunları...
Bu arada, InnovationXchange
bir varmış-bir yokmuş bir
oluşum değil. Kamu sektöründe
inovasyon yol ve yöntemlerini
araştırmak amacıyla kurulmuş
bir tür düşünce ve eylem
geliştirme merkezi. Uluslararası
bir danışma kurulu var. 14
üye içinde New York’un eski
belediye başkanı Michael
Bloomberg de...
10
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 ARALIK
2015
Riskler çığ gibi büyüyor,
iyisi mi 2016 için gardınızı alın
Fortinet, kötü amaçlı yazılımlar
ve ağ güvenliğiyle ilgili en
güncel eğilimleri yıllık güvenlik
raporunda buluşturdu.
Fortinet’in araştırma birimi
FortiGuard Laboratuvarları
tarafından hazırlanan “New
Rules: The Evolving Threat
Landscape in 2016” adlı
raporda, yeni yılda IoT ve
bulut bilişim sistemlerinin siber
tehditlere ve gelişmiş kötü
amaçlı yazılımlara daha fazla
maruz kalacağı öngörülüyor.
Raporda, siber suçluların adli
kovuşturmalardan ve tehdit
tespit mekanizmalarından
kaçınmak için geliştirdiği, üstün
görünmezliğe sahip yeni ve
karmaşık “hacker” tekniklerine
karşı hizmet sağlayıcılar ve
işletmeler de uyarılıyor. Fortinet,
2016’da iş dünyasını tehdit
edebilecek ilk 5 siber güvenlik
tehdidini şöyle sıralıyor:
M2M saldırılarında artış
ve cihazlar arası virüs
transferi: IoT cihazlarının
saldırıya ne denli açık olabileceği
görülürken, 2016 yılı da bu
cihazlar arasındaki güvenli
iletişim protokollerini hedef
alabilecek daha gelişmiş kötü
amaçlı yazılımlarla geliyor. Bu
yazılımların birbiriyle bağlantılı
IoT cihazları arasındaki güvenlik
açıklarından faydalanacağı,
kurumsal ağlar ve donanımlar
içinde bu şekilde tutunacağı
üzerinde duruluyor.
IoT cihazlarına saldırmaya
kodlanmış solucanlar ve
virüsler: FortiGuard uzmanları
daha önce yayınladıkları pek
çok raporda, gömülü arayüzü
olmayan cihazlara bile minimum
kodla, kolayca yayılabilen ve
kalıcılığını sürdürebilen virüs
ve solucan bulaştırılabildiğini
dile getirmişti. Bu nedenle
işletmelerin 2016’da M2M
ve IoT cihazlarda yayılma
potansiyeli yüksek olan solucan
ve virüslere dikkat etmesi gerek.
Bulut ve sanallaştırma
altyapılarına yönelik
saldırılar: Sanallaştırma, özel
ve melez bulut teknolojilerine
yönelik artan güven, 2016’da
siber suçlular için fırsat olacak.
Bulut bazlı sistemlere erişebilen
çok sayıda mobil uygulama
olduğundan, bilgisayar
korsanları tarafından ele
geçirilmiş mobil cihazların,
kurumsal ağlara, özel veya
genel bulut ortamlarına uzaktan
saldırmak için etkili birer taşıyıcı
olarak kullanılabileceği uyarısı
yapılıyor.
Saldırı delillerini ortadan
kaldırabilen yeni “hayalet
yazılımlar”: FortiGuard
uzmanlarına göre, siber
suçlular için 2016’nin gözdesi
“ghostware” olarak tanımlanan
‘hayalet yazılımlar’ olacak. Bu
yazılımlar, pek çok güvenlik
yazılımının tespit edebileceği
sisteme sızma izlerini ortadan
kaldırıyor. Bu, bir işletmenin
hayalet yazılım saldırısı sırasında
ne kadar veri kaybına uğradığını
hesap etmesini de zorlaştırıyor.
Gelişmiş sandbox
teknolojilerinden
kaçabilen kötü amaçlı
yazılım: Bu yazılımlar,
izlendiğini fark ettiklerinde
normal bir davranış sergileyen,
fakat sandbox filtresinden
geçtikten sonra zararlı yükleri
sisteme bırakmaya başlayan
yazılımlar. Uzmanlar, 2016’da
gelişmiş sandbox çözümlerinin
bile bu tür yazılımları tespit
etmesinde işletmelerin sıkıntı
yaşayabileceğini öngörüyor.
Bölgenin BT platformu
Bu yıl 21’inci kez düzenlenen
Bakutel 2015, 2-5 Aralık
2015 tarihleri arasında yine
BT sektörünün bölgedeki
buluşma noktası oldu. Bu
yönüyle bölgenin en büyük
etkinliği olan Bakutel, bilişim
ve iletişim pazarının önde
gelen oyuncularını biraraya
getirirken, sektörel bağlantılar
kurulması, yeni iş fırsatlarının
geliştirilmesi adına önemli bir
platform olmayı da sürdürdü.
Azerbaycan hükümetinin ve
ilgili bakanlıkların desteğinin
yanında, Birleşmiş Milletler,
Uluslararası Telekom Birliği
(ITU) gibi uluslararası
organizasyonlar da etkinlikte
yerini alarak, Bakutel’in
uluslararası tanınırlığını
pekiştirdi.
Birçok toplantı, forum
ve konferansı buluşturan
Bakutel, Azerbaycan’da
gelişen BT sektörünün yönü,
küresel sektörel eğilimler gibi
başlıklarda ipuçlarını içerdi.
Evsahibi Azerbaycan’ın yanında
Rusya, Fransa, Amerika gibi
birçok ülkeden BT şirketleri,
mobil operatörler, internet
servis sağlayıcıları ve sistem
entegratörleri ile önde gelen
markaların distribütörlerini
de içeren 200’e yakın şirket
Bakutel’de ürün ve çözümlerini
katılımcılara sergileme imkanı
buldu. Belarus, Macaristan,
İsrail, İran, İtalya, Birleşik
Arap Emirlikleri, Türkiye ve
Hırvatistan’ın bu yıl ulusal
standları ile yer aldığı etkinlik,
Rusya, Amerika ve Türkiye’den
birçok önde gelen firmanın
ilk kez katılımına sahne oldu.
Bakutel’de girişimciler için de
ayrı bir alan sunuldu.
Hotel CIO Platformu, sosyal
sorumluluk projeleriyle işe başladı
Türkiye’deki dört ve beş yıldızlı
otellerin BT profesyonelleri
bir araya gelerek Hotels
CIO platformunu hayata
geçirdiler. Gökay Baş ve Serkan
Yücesan’ın girişimiyle kurulan
ve bir sektörel BT platformu
olan Hotel CIO hakkında bilgi
veren platform yöneticileri
şunları kaydettiler:
“Hotels CIO, güncel otel
teknolojileri, sorunlarını,
yapılacak yatırımları, tüm
yasal mevzuatları, projeleri
paylaşabileceğimiz ve ayrıca;
otel teknolojileri ve sektör
bağımsız olarak çalışmış
olduğumuz küresel teknoloji
firmaları ile bir araya
gelerek sorunları, istekleri
ve yapılabilecek iş birliklerini
özgürce tartışıldığı bir platform
olacak. Sosyal sorumluluk
projeleri yaparak ihtiyacı
olan her yere teknolojiyi
götürmek ve teknolojilerin
kurulum eğitimlerini
vermek gibi hedeflerimiz de
bulunmaktadır.”
Bu hedef ışığında yapılan
ilk sosyal sorumluluk projesi
Wyndham Grand İstanbul
Europe Bilgi İşlem Müdürü
Serkan Kökyem önderliğinde
TOFD’in (Türkiye Omurilik
Felçlileri Derneği) sistem ve alt
yapı kurulumları üstlenilerek
başlatıldı. CIO Grup üyelerinin
de yapmış olduğu bağışlar ile
birlikte TOFD‘nin tüm teknoloji
ihtiyaçları giderildi.
Bu projede; Serkan Kökyem
ve Cihan Ünal (Wyndham
Grand İstanbul Europe), Akhan
Sarpkaya (DoubleTree Hilton
Avcılar), Gökhan Özbir (ParkInn
By Radisson İstanbul), Yunus
Altunay (Crowne Plaza Florya),
Aykut Eriş (W Hotel İstanbul),
Engin Yıldırım (Holiday
Inn İstanbul City), Sefacan
Mumay (Martı Otel), Gökay
Baş (Crowne Plaza OryaPark),
İlyas Suer (ISB Bilişim), Ömer
Demirtaş ( Radisson Blu Tuzla)
görev aldılar. Proje kapsamında
network, sunucu, sanallaştırma,
yedekleme, son kullanıcı
alanlarında çalışmalar yapıldı.
Panasonic, Windows ürününü önerir.
PANASONIC
TOUGHBOOK VE
TOUGHPAD
ARTIK DMO
KATALOĞU'NDA!
Dünyanın en ince ve en hafif, fansız tasarlanmış 7'' Intel Celeron işlemci ile
çalışan tableti Toughpad FZ-M1, IPSα ekran teknolojisi ile donatılmış
tamamen dayanıklı bir tablet olma özelliğini taşıyan 10.1'' Toughpad FZ-G1
ve mobil profesyonellerin işlerine göre dönüşebilme yeteneğine sahip
10.1'' Toughbook CF-H2 artık DMO Kataloğu'nda!
DMO Kataloğu'ndaki Toughbook ve Toughpad ürünlerinin olağanüstü
yetenekleri hakkında daha fazla bilgi almak için Promet Bilişim’i arayabilir
(444 3 587) ya da DMO Kataloğu'nu ziyaret edebilirsiniz.
Intel, Intel Logosu, Intel Core, Intel vPro, Core Inside ve vPro Inside Intel Corporation’un ABD ve diğer ülkelerdeki tescilli markalarıdır.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK
2015
Değerin kaynağı ‘uçtan uca çözümde’ saklı
Handan Aybars
İnovasyona odaklanmak için
iki yıl önce NASDAQ’tan
çıkan, böylece borsa ile
bağlarını kopartarak sadece
Ar-Ge’ye ve stratejik satın
almalara yoğunlaşan Dell, bu
yolda gerek yazılım gerekse
danışmanlık adına önemli
artılar elde ediyor. Şirket
son olarak geçtiğimiz Ekim
ayında EMC’yi bünyesine kattı.
Bütünsel bakış açısının, bu
kararın da desteğiyle sunum
hızını beraberinde getirdiği
üzerinde duran Dell Solutions
Türkiye Direktörü Nevcihan
Matur ile Dell’in 2016 yılı
hedeflerini, küresel pazarda
Türkiye’nin konumunu ve
stratejiyi ele aldık.
n 2015 yılını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
ABD pazarı çok güçlü,
Avrupa pazarı biraz daha
durgun. Türkiye’de ise
büyümemiz istikrarlı biçimde
devam ediyor. Görev yaptığım
kurumsal kanat, geçen yılın
ikinci çeyreğine kıyasla bu yıl
çok daha güçlü bir performans
gösterdi. Kurumsal, yani
büyük projelerin gerektirdiği
depolama ve ağ çözümleri
gibi ürünler bu yapıda
öne çıkıyor. Bu hem
çözümlerimizin hem kanal
yapımızın sağlıklı olduğunu
gösteriyor. İş ortakları ile
pazarda konumlanıyoruz ve
kanalda güçlenmeye devam
edeceğiz. Kanal ve iş ortakları
ekosistemi; önemli bir katma
değer ve KOBİ’ler gibi tüm
ihtiyaç noktalarına ulaşmamız
demek. Bizim için bu yılın
açılımı Ankara ve Anadolu
Dell, Türkiye pazarında 2016 yılında da Anadolu’ya,
KOBİ’lere odaklanmayı sürdürecek.
Şİrketler, danışmanlık desteğİ almaya nasıl bakıyor?
Dell olarak şirketi
inceleyip buna göre
çözüm sunuyoruz. Türkiye
pazarında da bu tarz
kapsamlı danışmanlık
önemli bir fayda. BT
yatırımı konusunda vizyonu
veya bilgisi yoksa, ne
yapması gerektiğini ve BT
bütçesini en etkili biçimde
nasıl değerlendireceğini
bilmiyorsa, bu danışmanlık
ona yol gösteriyor. Bu
başlıkta belli kriterlerle
hazırladığımız şablonlar,
tüm taraflar için zaman
tasarrufu demek.
Onlara hızla yol haritası
çizebiliyoruz ve referans
mimari üstünde tarafların
işbirliği önem kazanıyor.
Dell’in burada önemli bir
ayrışma noktası da var.
Diğer küresel markalara
göre açık kaynağa çok
oldu. Bu yönüyle iş ortağı
ekosistemimize yatırımı da
sürdürüyoruz.
n Anadolu’da ihtiyaçlar
ve öncelikler nasıl
şekilleniyor?
İstanbul’da şirketler doğal bir
eğitim sürecinde. Anadolu’da
böyle bir ekosistem yok. Oraya
giden üretici, bu çabasının
karşılığını alıyor. Yani rekabetin
daha az olduğu, müşteri ile
güçlü ilişki ve sunulan değerle
ilerlemek, farklı projeleri
hayata geçirmek mümkün. Bu,
Anadolu’da teknoloji ve güvene
dayalı uzun soluklu ilişkileri
Dell Solutions Türkiye Direktörü Nevcihan Matur
güveniyor ve marka
bağımsız olarak işlemleri
yapabiliyoruz. Danışmanlık
desteği sunarken diğer
markaları da gündeme
alıyoruz. Bu, son dönemde
beraberinde getiriyor. Kamunun
e-Dönüşüm uygulamalarının
yanında, KOBİ’lerde teknolojiye
yönelik ilgi de var. Kurumsal
vizyona paralel belli yatırımları
doğru iş ortağı ve teknoloji
ile yapmak gerektiğinin
farkındalar. Ürün portföyümüz
ve bütünleşik ürün çeşidimiz
çok zengin. Anadolu’da
KOBİ’ler gibi noktalar için de
bunlar büyük avantaj demek.
Sunucu tarafında ‘bütünleşik
yapı’ olarak adlandırdığımız
VRTX ve FX mimarisi sunucusu,
ağ yapısı, diski ve işlemcisi
olan bir yapı ve KOBİ’ler de
bunların her birini ayrı ayrı
alacağına, çok daha optimize
ve yönetim, bakım maliyetleri
konusunda avantajlı bir yapıyı
tercih ediyorlar. Bu da bizim
için Anadolu’da KOBİ’lere
seslenmek adına bir avantaj
demek.
n Merkez Türkiye’ye
nasıl bakıyor?
Merkezin Türkiye’ye ciddi
yatırımları var ve bu pazara
olumlu bakıyorlar. Dell’in üst
düzey isimlerinden Rory Read,
ABD ve Avrupa ülkelerinin
yanında, kendi yönetim
ekibiyle Türkiye’ye de geldi.
Onları 3 gün burada ağırladık,
iş ortaklarımızla bir araya
getirdik. İki taraf birbiri ile fikir
alışverişinde bulunma fırsatı
yakaladı. Örneğin Polonya
ve Türkiye sunucu tarafında
yazılım odaklı satın
almalarla elde edilen
bir güç. Bizim için değer
‘uçtan uca çözümde’ ve her
müşterimizde bu bilinçle
hareket ediyoruz.
istikrarlı ilerleme sergileyen
iki ülke. Bu başlıkta Türkiye’yi
birinci yapmak ise hedefimiz.
n Sunucu tarafında
bulut bilişimin de
gelişimi ışığında nasıl bir
potansiyel var?
Türkiye stratejisi aslında
küresel strateji ile paralel.
Mobilite, bulut bilişim,
güvenlik, büyük veri ise
bilişimde öncelikler. Büyük
veri BT sektöründe sarsıntı
yaratıyor ve bu devam edecek.
Sunucu tarafının ihtiyaçların
artması da böylece gündeme
gelecek. Örneğin IoT ve M2M
de büyük veri başlığının
altında konumlanıyor. Nesneler
kendi kendilerine veri üretip
kendi aralarında ve insanlarla
iletiyim kuracak. Bunların
üzerine bazı aygıtları koymak
zorundasınız. Bunlara ‘IoT
Gateway diyoruz. İrlanda’da
laboratuvarda müşterilerimiz
bunu test ediyor. Bu aynı
zamanda Avrupa’daki ilk IoT
laboratuvarı. Bu topladığımız
veri için daha üst bir analitik
gerekecek ve bu da daha çok
veya daha yetkin sunucular
demek. Bu yönüyle BT
sektöründe büyük bir değişim
var. Yazılım ve donanım
arasında entegrasyon çok
farklı bir boyut kazanıyor.
IoT başlığında güvenlik de
büyük önem taşıyor. Güvenlik
yazılımları, güvenlik çözümleri,
güvenlik donanımları pazarında
da büyük bir etki kendini
gösterecek.
n Siz bu değişen
yapıda nasıl
konumlanıyorsunuz?
Referans mimari, yani
‘blueprint’ çalışmamız var.
Önce müşterinin ihtiyacını, ne
yapmak istediğini bir anlayalım,
böylece kişiselleştirilmiş,
kurumun ihtiyacına uygun
çözümler üretelim istiyoruz.
Bu bir danışmanlık bakış açısı
ve belli noktalarda zaten
bunu yapıyorduk. Ar-Ge ve
BT uzmanları ile sergilenen
büyük bir efor ve ortaya
çıkan referans mimariler, yani
‘blueprint’ serisi var. Örneğin
bir kurum olarak sanallaştırma
yapacaksın, ama nereden
başlayacağını bilmiyorsun. Tüm
bu ortak akılla Dell diyor ki, ‘2
bin kullanıcıya sanallaştırma
yapmak istiyorsan, bu referans
mimariyi kullan’.
n 2016 yılında Türkiye
pazarında stratejiniz
ve öncelikleriniz neler
olacak?
Kanalı güçlendiriyor, kanala
yatırım yapıyoruz. Kanal
eğitimlerimiz arttı ve onlara
özel yaptığımız programlar
var. Teknoloji tarafında
birincisi ‘hyper converged’
dediğimiz bütünleşik yapılar
ön planda. İkincisi ise yazılım
tanımlı yapılar ve yazılım
tanımlı depolama. Sonuçta
kutu kutu depolama yapıları
ile yatırım yapacağıma, bunları
bütünleşik bir işlemcinin içine
çekeyim, kontrolü bir yazılımla
sağlayayım. Bu konuda iyi
bir portföyümüz ve yazılım
şirketleri ile işbirliklerimiz var.
Öncelikler olan 4 büyük eğilim,
BT şirketlerinin hem rekabet
hem işbirliği yürütmelerini
sağlıyor. Bu konuda bir
ekosistem oluştu. Bunları
destekleyecek altyapıların
arkada daha akıllı ve yazılım
tanımlı olması, donanımı
yazılımla daha da yetkin hale
getirmek gerektiğini bilmek
lazım. Bu farkındalık Türkiye’de
var. Farklı sektörlerde önde
gelen şirketlerle bu konuda
çalışmalar yapıyoruz. Yatırımlar
adım adım şirkette yayılıyor
ve bu da BT biriminin günlük
rutinden koparak, daha yaratıcı
çalışmalara odaklanabilmesini
sağlıyor. Uçtan uca
çözümlerimiz gün geçtikçe
büyüyor ve bu, Dell’in en
önem verdiği başlıklardan biri.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK
2015
“Müşterilerin online platformlardaki
değerlendirmeleri, şirketlerin imajı için çok önemli”
Gerçek zamanlı
müşteri
memnuniyeti
konusunda
mobil ve web
Simay Yaylacı uygulaması
geliştiren Pisano,
müşterilerin ne tür sorunlarla
karşılaştıklarını anında
şirket yetkililerine aktarıp,
işletmenin hizmet kalitesini
arttırarak, memnun müşteriler
yaratıyor. Pisano kurucu
ortaklarından Özkan Aykut
Demir, girişimleri hakkında
sorularımızı yanıtladı.
n Bu girişim fikri nasıl
ve filizlendi?
Ben ve diğer kurucu
ortaklarım, her zaman
kendi girişimini kurma
hayalinde olan bir ekiptik.
TRPE Ventures Partners ile
tanıştığımızda henüz herhangi
bir fikrimiz yoktu. Pisano
2014 yılı Ocak ayında insana
yatırım yapmayı ilke edinmiş
TRPE Venture Partners’tan
ilk yatırımını alarak kuruldu.
TRPE Venture Partners’ın
yatırımcılarından biri de
dünyaca ünlü seri girişimci
Sir Terry Matthews. TRPE
Venture Partners’ın modeli
gereği yatırım sonrası 1-2
aylık bir Kanada ziyareti
gerçekleştirdik. Orada Sir
Terry Matthews’ün yaklaşık
100 kadar yatırım yaptığı
teknoloji şirketi var. Bu
şirketlerle konuşarak, onların
ve onların müşterilerinin
problemlerini dinledik.
Kurulum aşamasında Pisano
fikrinin çok olgunlaşmamış bir
Pisano geliştirdiği yazılımla,
şirketlerin marka değerlerinin
korunmasını, hizmet kalitesinin
daha yukarı taşınmasını ve müşteri
memnuniyetinin arttırılmasını sağlıyor.
halini yapmak istiyorduk. O
görüşmeler esnasında sektörel
fayda nasıl sağlayabilir kısmı
üzerine de detaylıca çalışınca
bugünkü Pisano fikri ortaya
çıktı.
n Girişimin ana iş
konusu nedir? Pisano
neyi amaçlıyor?
Pisano şirketler ve onların
müşterileri, ziyaretçileri
arasındaki bir iletişim kanalı.
Şirketler bu iletişim kanalı
üzerinde müşterilerinin
görüşlerini, isteklerini ve
şikâyetlerini toplayabiliyorlar.
En önemlisi de istedikleri
her an müşterilerine ulaşıp
onlarla sürekli iletişimde
kalabiliyorlar. Bu sayede
işletmeler, müşterilerinin
isteklerine anında cevap
verip, memnuniyetsiz
müşterilere daha deneyimleri
bitmeden ulaşarak
onları sadık müşterilere
dönüştürebiliyorlar.
n Ne gibi bir eksik
görerek bu bir
platformu hayata
geçirdiniz?
Online platformların
kullanım oranlarının
artmasıyla beraber kişilerin
karar verme mekanizmasında
bu online platformlardaki
değerlendirme ve yorumların
çok etkili olduğunu
düşünüyoruz. Platformlardaki
negatif yorumların işletmelerin
imajını zedelediğini ve
potansiyel müşterilerinin
onları seçmesinin önüne
geçtiğini de çok net
görebiliyoruz. Şirketlere
bu konuda sağlanacak
desteğin doğrudan
gelirlerini artırabileceğini ve
daha iyi bir online marka
imajlarının olmasına yardımcı
olabileceğine çok inanıyoruz.
Bu konular üzerine
düşünürken Kanada’da insan
davranışı üzerine çalışan
bir danışmanla tanıştık. Bu
danışman ile çalışırken, online
platformdaki bu olumsuz
yorumların memnuniyetsizlik
sonrası yazıldığını ve
memnuniyetsizliğin ana
nedenlerinden birinin de
problem olduğu zaman
karşılarında muhatap
bulamamaları olduğu konusu
üzerine yoğunlaştık. Bir
diğer sebep ise, bırakılan
şikâyetlerin belirli aralıklarla
incelediği ve aradan uzun
zaman geçmesi nedeniyle
problemlerin değerini yitirmesi
konusunda hemfikir kaldık.
O gün ekip olarak aldığımız
karar şuydu; tüketicileri
anında işletmelere bağlayan
indirmeye de gerek yok.
Bunlardan ikincisi
de işletmeler içerisinde
konumlanmış tablet kiosklar.
Tüketiciler bu tablet kiosklar
sayesinde görüşlerini sadece
3 saniye kadar kısa bir
sürede yine işletmelere
ulaştırabiliyorlar.
Daha sonra işletmeler
bu geri bildirimleri kendi
panellerinden takip edip,
onlara cevap verebiliyorlar.
Detaylı raporlar ve analizler
de düzenli olarak işletmenin
tüketicilerin gözünden
nasıl göründüğünü ve
nelerin iyileştirilebileceğini
anlamalarına yardımcı oluyor.
Pisano kurucu ortaklarından
Özkan Aykut Demir
ve tüketicilerin görüşlerini,
önerileri ve şikâyetlerini
işletme içerisindeki doğru
insana anında ulaştırmalarına
olanak sağlayacak bir ürün
geliştirmeliydik.
n Kullandığınız mobil
altyapıdan bahsedebilir
misiniz?
Aslında temelde iki
ürünümüz var diyebiliriz.
Bunlardan birincisi
tüketicilerin kendi akıllı
telefonlarını kullanarak
görüşlerini, önerilerini
işletmelere ulaştırmasını
sağlıyor. Tüketiciler hizmet
aldıkları işletmelerde bulunan
dokunma noktaları üzerindeki
karekodu okutarak ya
da kısa linki yazarak web
üzerinden anında görüşlerini
paylaşabiliyorlar. Bir uygulama
n Türkiye’de hangi
sektörlere hizmet
veriyorsunuz?
Bugüne kadar bankalar,
oteller, restoranlar, taşımacılık
şirketleri, perakende,
hastaneler, etkinlikler ve
spor salonlarından 40 kadar
şirkete hizmet verdik. Çok
yakın zamanda bunlara
benzin istasyonları ve alışveriş
merkezleri de eklenecek.
n Pisano’nun yakın
gelecek hedefleri
nelerdir? Yurtdışı
planlarınız var mı?
Yakın gelecekteki
planlarımızda öncelik
müşteri ilişkisinin olduğu
her yerde Pisano ürünlerinin
kullanmaya başlanması ve
değer yaratması. Sonrasında
edindiğimiz bilgi birikimi ve
tecrübeyle yurt dışına gitmeyi
tabii ki planlıyoruz.
Deloitte, güncel içeriği mobil uygulama ile sunuyor
Deloitte Türkiye, dünyanın
her yerinden erişilebilen
ve iş dünyasındaki ulusal,
bölgesel ve küresel eğilimleri
anında yakalamak isteyen
profesyonellere yönelik
‘Deloitte Turkey Connect’
uygulamasını kullanıma sundu.
Yıkıcı teknolojilerin bireylerin
ve kurumların hayatını baştan
sona değiştirdiği, yeni iş
modellerinin ortaya çıktığı bir
çağa dikkat çeken Deloitte
Türkiye Stratejik Planlama, İş
Geliştirme ve Pazarlama Ortağı
Uğur Süel ekledi: “Analitik,
mobil, sosyal, bulut, nesnelerin
interneti gibi yıkıcı teknolojileri
sadece bir teknoloji olarak
görmeyip, iş yapış biçimlerine,
iş süreçlerine katabilen
kurumlar, dijital dünyanın
fırsatlarından yararlanabiliyor.”
Müşterilerine daha
kaliteli hizmetler vermek
ve çalışanların verimliliğini
artırmak için sürekli iş yapış
şekillerine teknolojiyi entegre
etmeye yönelik yatırımlar
yaptıklarını vurgulayan Uğur
Süel, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz sene web
sitemizi geliştirmek amacıyla
küresel bir proje yürüttük.
Böylece mobil uyumlu, kullanıcı
odaklı, blog formatında ve
içeriği analitik uygulamalarla
şekillenen dinamik bir web
sitesi hayata geçirdik. Sosyal
medyayı pazarlama ve iletişim
stratejimizin merkezine
aldık. Son olarak da tüm
paydaşlarımızın sektörel ve iş
alanlarına yönelik en güncel
yayınlara, araştırmalara,
makalelere, videolara
istedikleri anda, hızlı, kolay
erişebilecekleri kullanıcı odaklı
bir uygulama olan Deloitte
Turkey Connect’i geliştirdik.”
Apple Store ve Google
Play Store’lardan ücretsiz
indirilebilen uygulama; Tüketim
ve Endüstriyel Ürünler, Turizm
ve Eğlence, Perakendecilik,
Enerji ve Doğal Kaynaklar,
İnşaat ve Gayrimenkul,
Finansal Hizmetler, Teknoloji,
Medya ve Telekomünikasyon,
Sağlık ve İlaç, Kamu Sektörü
ve Otomotiv sektörlerinin
yanı sıra CFO Yayınları ve
Ekonomik Görünüm gibi
periyodik yayınları da kapsıyor.
Deloitte Turkey Connect,
kullanıcılara ilgi alanları ve
kişisel tercihleri doğrultusunda
içerikleri sınıflandırarak takip
etme olanağı sağlarken;
beğenilen yayınları kişisel
kütüphanede arşivleyerek,
ileride tekrar arayıp bulma
gerekliliğini ortadan kaldırıyor
ve çevrimdışı erişimi mümkün
kılıyor. Uygulama, yeni yayınlar
konusunda da kullanıcıyı
haberdar ediyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK
2015
Huawei Türkiye,
bir yandan
kurumsal
alana yönelik
yatırımlarını
Ayhan Sevgi artırırken bir
yandan da hızlı
büyümesini sürdürüyor. 2015
yılında yüzde 186 büyüme
gösteren Huawei Türkiye
Enterprise, bu gelişim ivmesini
2016’da da sürdürmeyi
hedefliyor. Huawei Türkiye
Enterprise’ın yeni ülke
müdürü Serdar Yokuş, fiyat
rekabetinin bu başarıda
büyük bir etkisinin olmadığını
belirterek, “Biz fiyatlarımızı
artırmadık, rakiplerimiz
düşürdüler. Ama yine de pek
çok kurumun tercihi Huawei
oldu” dedi.
Türkiye’de veri merkezi
yatırımlarının 2016 yılında
hızla büyümeye devam
edeceğini belirten Serdar
Yokuş, Huawei Enterprise
olarak bir veri merkezinin
tüm bileşenlerini içeren ürün
ve çözüm yelpazesine sahip
olduklarını belirterek, ürün ve
çözümleri ile ilgili şu bilgileri
verdi:
“Bu yıl en fazla satış ve
proje gerçekleştirdiğimiz
ürünlere baktığımızda ilk
sırada SWITCH ürün grubunu
görüyoruz. Bu dönemde WiFi ürünlerimizin satışında da
önemli artış gözlemledik.
Depolama alanında da
OceanStore3’ün rekabette
Huawei’yi öne çıkardığını
söylemek mümkün. Gelecekte
bu kategoride önemli oranda
büyüme öngörüyoruz.
2015’te en büyük büyüme,
Storage, Access Point
ve Switch ürünlerinde
gerçekleşti diyebiliriz. Pazara
sunduğumuz birçok ürün,
temelde müşterilerimizle
birlikte, müşteri ihtiyaçlarına
Huawei Enterprise yeni
yılda da iddiasını sürdürecek
Bu yıl yüzde 186 büyüme gösteren
Huawei Türkiye Enterprise’ın 2016 yılı
büyümesinde itici güç kanal, servis ve
veri merkezleri olacak.
Yenİ servİs İş ortakları gelİyor
Huawei Türkiye
Enterprise’ın kanala
büyük önem verdiğini ve
önümüzdeki dönem de bu
yöndeki çalışmalara ağırlık
vereceklerini kaydeden
Serdar Yokuş, “Biz bugüne
kadar doğrudan satış
yapmadık ve önümüzdeki
dönem de bu ilkeden
vazgeçmeyeceğiz. İş
ortaklarımıza yönelik eğitim
ve desteklerimizi artırarak
devam ettireceğiz. Ayrıca
önümüzdeki günlerde
de Türkiye’nin iki önemli
şirketini de servis işortağı
olarak atayacağız ve
2016 yılında servis iş
ortaklarımıza da sertifika
zorunluğu getireceğiz”
dedi.
Yokuş, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Huawei, Türkiye
pazarına, servis desteği
yönelik olarak, geliştirdiğimiz
ürünler. Örneğin SAP HANA
için ciddi maliyetlerle bir
Innovation LAB kurarak
çalıştık. Şu anda da SAP
HANA’nın en iyi performans
gösterdiği ürünler, Huawei
ürünleridir. Bu performans,
rekabette de önemli
avantajlar sağlıyor. Bunun
sunmayacağı hiçbir ürünü
adapte etmeyecektir.
Dünya pazarında, birçok
alanda farklı ürünlerimiz
kullanılıyor. Ancak
Türkiye’de kullanıma hazır
hale gelmeyen, yetkin
mühendislik ve teknik
servis altyapısı, sertifikalı
eğitmeni olmayan ürünler,
pazarda olmayacak.
Yeni ürünlerden ziyade,
pazardaki ürünlerimiz
konusunda yetkinliğe
sahip iş ortaklarımızı
geliştirmeye daha fazla
önem veriyoruz. Gelecek
dönemde Anadolu’daki
iş ortaklarımızın sayısını
artıracağız ve bu bölgeye
daha fazla önem
vereceğiz. 2015’te servis
hizmetleri kapsamında,
çağrı merkezimizi hayata
geçirdik.”
yanı sıra, hızla gelişen bir
SOLAR pazarı var. Bu pazarda
da oyunun kuralları değişiyor
ve Huawei rekabette öne
çıkmaya başlıyor. Kesintisiz
güç kaynağı pazarı da 2015’te
dikkat çekmeye başlayan bir
diğer alan. Enerji kesintisi
çok büyük iş kayıplarını da
beraberinde getirecektir.
Huawei Türkiye Enterprise
Ülke Müdürü Serdar Yokuş
Bu alandaki rekabette de
Huawei farkı artık sektörde
hissediliyor.”
Kurumsal alanda pazarın
küçüldüğünün ve büyüme
oranının yüzde 3.1 olarak
öngörüldüğünü kaydeden
Serdar Yokuş, kendilerinin
ise büyüdüklerinin altını
çizerek, öngörülerini şöyle
paylaştı: “Huawei’nin
Türkiye’de büyüme oranı
ile pazarın büyüme oranı
ters orantılı. Enterprise
birimi, 2014’te kümülatif
olarak yüzde 300 oranına
büyüme gösterdi. 2015
yılında pazar küçülürken,
Huawei yüzde 186 oranında
büyüdü. 2016 sonunda bu
15
büyüme oranını, en az yüzde
100 olarak öngörüyoruz.
Huawei, diğer bölgelerde de
Enterprise tarafında oldukça
hızlı büyüyor. 2016, geride
bıraktığımız yılın ekonomik
konjonktüründen daha zorlu
geçebilir. Geçtiğimiz yıl
pazar yaklaşık olarak yüzde
3’lük bir büyüme gösterdi.
Önümüzdeki yıl için pazarda
daha düşük seviyelerde bir
büyüme öngörüyoruz. 3
haneli büyümeye ulaşmak ise
yine hedeflerimiz arasında
yer alıyor. Huawei pazara
girdiğinde, aralarında
son derece köklü, 15
– 20 yıllık firmaların da
bulunduğu rakiplerin,
belli bir seviyeye gelmiş
sistemleri ve cirosal yapıları
söz konusuydu. Huawei bu
pazar yapısını farklılaştırmayı
başardı. Bu noktada şunu
vurgulamamamız önemli;
‘Büyüyen pazarda büyümekle,
sınırlı büyümesi olan bir
pazarda büyümek birbirinden
oldukça farklı sonuçlar’. Bu
başarıdaki en önemli etken,
rakiplerimizden daha farklı
değer teklifleri sunmamızdır.
Huawei son yıllarda bunu
en iyi şekilde uygulayan
markalardan bir tanesi.
Huawei’den önce, belli
projelerin belli firmalarla
yapılması zorunluymuş gibi,
yazılmamış kurallarla ilerleyen
bir sektör vardı. Huawei
bu ekosistemi, makul kar
paylarıyla gerçekleştirdiği
projelerle tamamen değiştirdi.
Pazardaki en önemli başarı
kriterlerinden biri ürünlerinizin
iyi olmasıdır. Huawei, birçok
köklü rakibinden çok daha
iyi ve uzun süreli performans
sergileyen ürünleri pazar
sunmuş ve birçok bağımsız
test kuruluşu tarafından da bu
performans tescillenmiştir.”
AirTies ABD’ye teknoloji ihraç ediyor
Haber Merkezi
ABD’de kablo ve genişbant
hizmetleri veren Midcontinent
Communications kullanıcılarına
AirTies’ın Air 4920 Kablosuz
Smart Mesh erişim noktaları ile
hizmet verecek.
ABD’de Minnesota, Kuzey
Dakota, Güney Dakota ve
Wisconsin bölgelerinde
kablolu TV, ev otomasyonu ve
telefon gibi alanlarda 300 bini
aşkın aboneye hizmet veren
Midcontinent Communications,
müşterilerine evlerinde daha
yüksek performanslı kablosuz
internet hizmet alabilmeleri için
AirTies ürünlerini tercih etti.
AirTies, Midcontinent ile yapılan
bu işbirliğini, Kaliforniya’da
faaliyet gösterecek özel bir
birim ile yönetecek. Bu birimin
genel müdürlüğü ve başkan
yardımcılığını ise Özgür Yıldırım
üstlenecek.
AirTies Kurucu Ortağı ve
İcra Kurulu Başkanı Bülent
Çelebi, anlaşma ile ilgili olarak
şunları söyledi: “ABD’de
abonelerine süper hızlı geniş
bant sunan şirketlerden biri
olan Midcontinent’ın bizi
seçmesinden dolayı çok
memnunuz. Kullanıcılar,
dünyanın her yerinde hızlı ve
evin içindeki bütün odaları
kapsama alanına alabilen,
yüksek kaliteli kablosuz internet
ağlarını tercih ediyorlar.
Biz de AirTies olarak, servis
sunucularına, yüksek kaliteli,
hızlı, bütün eve yayılan internet
kapsama alanı ve süreklilik
sağlayan akıllı kablosuz internet
ağı yaratmalarına yardımcı
oluyoruz” dedi.
Bu işbirliği kapsamında,
Midcontinent’in abonelerine
destek AirTies tarafından
sağlanırken aynı zamanda ürün
ve servislere ilişkin talepleri
de karşılayacak. AirTies,
kapsama alanını ve kablosuz
internet hızını artırmak için
evin içine yerleştirilmiş birden
fazla akıllı erişim noktası
kullanıyor. AirTies’ın “Akıllı
Erişim Noktaları” olarak
adlandırdığı bu cihazlar, evlerin
farklı noktalarına yerleştiriliyor
ve “Wi-Fi Mesh” sistemi ile
alternatif veri yolları ve kablosuz
bağlantılar oluşturarak 2.4 ve
5GHz bantları içinde mobil
cihazların birbirine ve internete
en iyi şekilde bağlanabilmelerini
sağlıyor.
Metin Taşkın - Bülent Çelebi
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK
2015
BT’de demokratikleşmeye hoşgeldiniz
SAP TechEd
Barcelona,
SAP’nin yeni
teknolojileri,
şirketin HANA
Handan Aybars odaklı stratejileri,
Barcelona iş süreçlerinden
başlayıp tüm uygulamaları
içine alan çözümleri odağında
dijital dönüşüme odaklandı.
Bu dönüşüme kimsenin
sırtını dönemeyeceği tüm
konuşmalarda dile getirilirken,
müşteri odaklı bir dünyaya,
sürekli inovasyon yapmanın
gerekliliğine, yeni para birimi
olarak ‘veri’nin önemine ve uçtan
uca dijital olmanın önemine
vurgu yapıldı.
Konuşmasında SAP olarak
öncelikleri ve dijital dönüşümün
etkilerine odaklanan SAP
Platform Çözümleri Grubu Global
Başkanı Steve Lucas’ın da dikkat
çektiği gibi, her ekonomi dijital
hale geliyor. Bunu “Algoritma
devri başladı” sözleri ile özetleyen
Steve Lucas’a göre, her sektör
ve her şirket artık dijital olmak
zorunda. Aksi halde yok olması
da kaçınılmaz. Dijitalleşme bir
gereklilik olarak ilk başlıkta öne
çıkarken, ikinci unsura Lucas
şu sözlerle dikkat çekti: “Dijital
bir uygulamanız olması, dijital
bir şirket olmanız anlamına
gelmiyor.” Bu noktada dijitalden
kastının ‘sürekli ve bütünüyle
bağlantılı bir şirket yapısı’
olduğunun altını çizen Lucas,
sözlerine şöyle devam etti:
“İşinize dair herşey dijital
bir çekirdekte (digital core)
şekilleniyor ve SAP’de bu
çekirdek var. Bu ‘digital core’
sadece bir veritabanı değil,
entegre bir platform ve HANA
platformu ile başlıyor. Veri
Barselona’da düzenlenen SAP TechEd, gerek HANA
platformunun önemine, gerek herkesin, daha doğrusu her
ölçekte şirketin erişebildiği bir BT algısına, gerekse bulut
yapısının faydalarına odaklandı.
göre uygulama inşa edebilmesi
önem kazanıyor. HANA Cloud
Platform’u kullanarak pratik
biçimde kendi uygulamanızı
yaratabilirsiniz. HANA
Cloud Platform kullanarak,
bir programcıya ve ona
derdinizi anlatmanıza gerek
kalmadan kendi analitik model
uygulamanızı yaratabilirsiniz.
yönetimi, analitik, tasarım ve
geliştirme, güvenlik gibi tüm
başlıkları tek bir kurumsal
platformda buluşturuyor. Bu
yapı, beraberinde yönetim
kolaylığı sağlıyor. İkinci adımda
ise HANA Cloud Platform var ve
bu, HANA yapısını buluta taşıyor.
IoT platformu ve iş yapış şeklimizi
buluşturuyor. S/4 HANA da
şirketinizin işleyişini değiştiriyor,
erişilebilir BT yetkinlikleri, analitik
çözümleri sunuyor.”
Bizde ‘platform’ var
HANA ile temel sorunları ve
çözümleri adreslemek ve etrafına
farklı veri setleri bağlamak,
böylece dağınık veriyi analiz
edebilirken, sürekli değişen
kurumsal beklentileri karşılamak
için de bir platform hayata
geçmiş oluyor. Lucas’ın tabiriyle
HANA; hızlı karar alma, veriye
erişimde demokratikleşme, büyük
veri sahipliğini sadeleştirme
imkanı sunuyor. Konuşmasının
bu noktasında Oracle odaklı
eleştiriler yapan Lucas, “Oracle
geçtiğimiz günlerde ‘SAP
uygulamaları yeniden yazılmalı’
dedi . Oracle ‘düğmeye bas’
diyor, biz ise modern ve yetkinliği
yüksek platform veriyoruz” dedi.
Konuşmasında HANA yapısı
ekseninde başarı hikayeleri de
paylaşan Lucas’ın dikkat çektiği
bir konu da analitik ve bu
başlıktaki değişim oldu. Kurumlar
silo veri depolama yapısından
çıkıyor ve analitik de bulut da tek
çözümde buluşuyor, IoT ve HANA
Cloud Platform’un buluşması
kontrol ve entegrasyon kolaylığı
sağlıyor. Bulut ekseninde analitik
algısındaki değişime de işaret
eden Lucas, şu bilgileri paylaştı:
“Buluttan aldığınız veri,
sizin iyi veya kötü durumda
olduğunuzdan daha fazlasını
söylemeli. Arkasında zeka var,
bu nedenle sorduğunu anlayıp
platformda matematik altyapısı
ile öneride bulunuyor. Analitik;
verinin kıymetini artırıyor. Bu
durumda şirketin ihtiyacına
Her ölçekte şirket bulutta
Basınla bir araya geldiği
toplantıda da “Temel stratejimiz
HANA” vurgusunu yapan Steve
Lucas, HANA’nın kendileri için
önemini şu sözlerle anlattı:
“HANA Cloud Platform,
mobil uygulama geliştirmede,
mobilin merkezinde olacak. Artık
veritabanı değil platform ihtiyacı
var. HANA da ihtiyacınız olan
herşeyi bir platforma indirgiyor.
SAP ve SAP dışı yapılarda da
uygulamalarımız kullanılıyor.
Merkezde HANA ve onun
etrafında bulut gibi yapıları
kurgulamak ve bunu yapmak için
gereken rekabetçi güce sahibiz.”
HANA Cloud Platform’a
KOBİ’lerin erişimini sorduğumuz
Lucas, “Merhaba” diyerek
yanıtına başladı ve “Bulut
stratejisi her ölçekte şirket
tarafından kullanılabilir.
Uygulama geliştiriyorsunuz,
kurumsal ölçek önemini yitiriyor.
Bulut teknolojileri giderek
artan sayıda KOBİ tarafından
kullanılıyor. Yani geleceğin
uygulamaları da KOBİ’leri
bekliyor” bilgisini verdi.
Röportajlarda öne çıkanlar…
SAP İleri Analitik Ürünleri
Başkan Yardımcısı Erik
Marcade: “Büyük veriyi ne
kadar iyi kullanırsanız, o kadar
kurumsal fayda elde eder,
faydayı net görürsünüz. İş
zekası sorumluları ‘iş zekası’
ve ‘ileri analitik’ arasında ne
fark olduğunu çok sorarlar
bana. İş zekası; insanlar için
karar alma araçlarını içerir.
Prediktif ise çok daha farklıdır
ve insan eli değmeden süreç
ilerler. Tüm tahminlemeyi
makineler yapıyor ve karar
olarak size sonuçlar sunuyor.
Ama bu insan kaynağının
yerini makinelerin alacağı
anlamına gelmiyor kesinlikle.
Stratejik kararları her zaman
yine insanlar alacak. Ama
örneğin yüzlerce tahminleme
modeli arasında otomatize
tekniklerle hızlı ve doğru sonuç
elde edebilirsiniz. Pazarlama
kampanyanızı nasıl optimize
edeceğiniz konusunda bu
tekniklerin ortaya koyduğu
sonuçlar size karar alma
imkanı verir. Yani kimse işini
kaybetmeyecek, ama kendi
yetkinliklerini geliştirme fırsatı
elde edecek veya buna zorunlu
kalacak. Ayrıca bu yapı ile
bazı işlerin değişeceğini de
unutmamak gerek. Predifkitf
analizi adımlarınıza yansıttıkça,
örneğin çağrı merkezi yetkilisi
ekrandan müşterinin ismi ve
onunla ilgili yapılan analizi
anında görüp, kişiye en uygun
sunumu yapabilir. Sonuçta
bu teknoloji ile kimse işini
kaybetmiyor. Tersine, daha
kişiselleştirilmiş sunumlar,
çağrı merkezinin performansını
da olumlu etkiler. İnsanlar,
makinaların onlara öneriler
yapmasına giderek daha çok
alışacak.”
SAP IoT Platform Başkan
Yardımcısı Dr. Uwe Kubach:
“Endüstri 4.0’ın merkezinde
yeni teknolojiler var. Gerçek
değerin kaynağı ise müşterilerin
bu teknolojiyi kullanması ve
yeni iş modellerini hayata
geçirmesine bağlı. Makinelerin
değil, aslında ‘şeylerin’ birbiri ile
iletişimi hem bireylerin hayatını
kolaylaştıracak hem BT dünyası
ile her şeyi birbirine bağlı hale
getirecek. Böylece her ölçüde
kişiselleştirme yapabilirsiniz.
Eskiden veriyi planlamak veya bu
veri ile tahminlemeler yapmak
önem taşırdı. Bugün herşey
birbirine o kadar bağlı ki, her
türlü güncel ve doğru veriyi
anında görebiliyorsunuz. Böylece
örneğin, sattığınız cihazın bozuk
olup olmadığını kontrol etmek
için 6 ayda bir müşterinize
gitmeniz gerekmez. Bir bozukluk
varsa o zaten alarm durumuna
geçer. Bir SAP sistemine bağlı
olan cihazda, internetten tüm
kontrolleri yapmak mümkün.
Bu, özellikle SLA yapısında en
önemli maliyet avantajı noktası.
Hatta bu yapı sayesinde farklı
SLA seviyelerini müşterilere
sunabilirsiniz. Eskiden makineyi
koruma önceliği ile bir servis
kontratı yapar, her 6 ayda bir
teknisyenin ziyaretini beklerdiniz.
Şimdi ise kesintisiz çalışma
ve tahminleme odaklı sürekli
kontrollere dayalı onarım önerisi
yapabiliyorsunuz. Bu gelişim,
sigorta başta olmak üzere
finansal hizmetlerde değişimi
beraberinde getirecek. Onların
yeni iş modelleri konusunda çok
kafa yorduklarını biliyoruz ve
daha yolun başındayız. Örneğin
araç sigortasında ‘kazasızlık’ gibi
kriterler, sunumu değiştirecek.
Ama dediğimiz gibi, bunlar daha
ilk adımlar.”
Herşey
İş hayatında
hızlı ve doğru
kararlar İçİn…
SAP TechEd, kurumsal
hayattaki gelişime
paralel bir dizi yeniliğin
lansmanına sahne oldu.
IoT odaklı olarak SAP
HANA Cloud Platform’u
temel alan SAP Vehicles
Network çözümünün
Avrupa lansmanı yapıldı.
Kullanıcısı olan kurumlara
güvenli uçtan uca mobil
ve araç odaklı hizmeti
sunan SAP Vehicles
Network çözümünün
ABD’nin ardından Avrupa
pazarında da yerini alması,
şirketin önde gelen park
yeri uygulamaları ve
operatörlerle işbirliğini de
beraberinde getirecek.
2015 Şubat’ındaki lansman
sonrası SAP Business
Suite 4 SAP HANA (SAP
S/4HANA) yapısında yeni
güncellemeyi de etkinlik
kapsamında katılımcılarla
paylaşan SAP, böylece
kurumsal yönetim
başlığında avantajlar
sunmayı hedefliyor.
Tüm iş akışlarını gerçek
zamanlı olarak daha
net görebilme imkanı
sağlayan güncellemeyi
‘dijital iş ortamı için ilk
dijital çekirdek’ olarak
tanımlayan şirket
yetkililerine göre, SAP
HANA platformunu temel
alan ve SAP Fiori kullanıcı
deneyimi ile tasarlanan bu
yeni yapı, tüm sektörlerde
anlık iş devamlılığını
sağlıyor.
Kullanıcıların SAP
S/4HANA uyumunu
sadeleştirme ve
kolaylaştırma odaklı
olarak, müşterinin iş
döngüsünde S/4HANA’nın
doğru konumlandırılmasını
sağlamayı hedefleyen SAP
Activate, aynı zamanda
SAP iş ortaklarının
inovasyonlarını,
uzmanlıkları paralelinde
paylaşmalarını mümkün
kılıyor. SAP Digital
Boardroom ise SAP
S/4HANA ve SAP HANA
Cloud Platform’daki iş
verisini bir aksiyona
dönüştürme imkanı
sunuyor.
Yeni SAP HANA Cloud
Platform ile SAP Fiori’ye
uyum ve kullanımı daha da
sadeleştirmeyi hedefleyen
SAP, kullanımı kolay ve iş
hayatının sürekliliğinde
artık kilit öneme sahip
mobil uygulamalar
konusunda şirketlere hem
hızlı hem de kullanımı
kolay bir mobil araç
geliştirme yapısı sunuyor.
Bunun için şirketler kendi
veri merkezleri veya
bulut mimarilerinde, yani
kendi BT modellerine
en uygun yapıda mobil
uygulama performansı
elde edebiliyor.
17
BThaber
DOSYA
KOBİ’ler
İçin Rekabet Araçları
14 - 20
ARALIK 2015
www.bthaber.com
KOBİ’ler
İçin Rekabet Araçları
Ruşen Göbel
KOBİ’lerin yer aldıkları
sektörde rekabet avantajı
sağlamak için kullandığı çeşitli
teknoloji araçları, yazılımları
ve donanımları işleri
kolaylaştırmakla yetinmiyor;
maliyetleri de düşürüyor.
BThaber’in 21. yaşını geride
bıraktığı 1050. sayımızda
KOBİ’lere yer verelim
istedik. İş uygulamaları,
büyük veri, iş zekası, mobil
iletişim, mobil iş çözümleri,
güvenlik, eDönüşüm
(eFatura, eDefter, eArşiv
vs.) ve bulut teknolojilerini
kullanarak verimliliklerini
artıran, müşterilerine daha
hızlı ve kaliteli hizmet ve
ürün sunabilen KOBİ’lerin
teknoloji yatırım oranları
hala istenilen düzeye ulaşmış
değil. İşletmelerin 2016
yılında teknoloji yatırımlarını
artıracağı, bu yıl bekletilen
pek çok projeyi hayata
geçireceği öngörüler arasında
yer alıyor.
18
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK
2015
Şirketler bulut bilişimin farkına varıyor
Mobil cihazların kullanımının artması,
böylece şirketlerin bilgiye her yerden
ve her zaman erişme ihtiyacı, bununla
beraber gelen iş sürekliliği, bu gelişime
karşılık BT sahiplik maliyetinin düşüşü,
internet hızının artması gibi gerekçeler
bulut bilişime yönelik ilginin artmasını
da sağlıyor. Bulut bilişimin bu gelişimi
‘BT’nin demokratikleşmesi’ olarak
da adlandırılıyor. Yani bilişim adına
büyük, bazı durumlarda atıl kalabilen
yatırımlar yapmak yerine, her ölçekte
şirket BT’nin kurumsal avantajlarından
yararlanabiliyor. Ölçeğe uygun
modellemeler ve içerik kurguları, bulut
bilişimde öne çıkıyor.
Özellikle KOBİ’ler açısından bulut
bilişimin önemli faydaları ve avantajları
var. Birçok KOBİ’nin daha önceden
mali ya da diğer nedenlerden dolayı
kullanamayacağı çözümler bulut bilişim
sayesinde kullanılabilir hale geldi. Bulut
alanında faaliyet gösteren şirketlerin
üst düzey yöneticileri de büyük oranda
aynı fikirde. Önümüzdeki yıllarda bulut
bilişim kullanımı katlanarak artacak.
Şirketlerin yaptığı BT yatırımlarının
dışarı aktarılması, yönetilmesi ve
kullanılmasını bulut bilişim mümkün
kılıyor. Hal böyle olunca bulut bilişim,
özellikle KOBİ’ler için ciddi bir öneme
sahip. Kurumsal şirketlerin yüksek
meblağlı yatırımlar yaparak oluşturduğu
altyapılar bulut bilişim sayesinde çok
daha düşük maliyetle kullanılabilecek
ve rekabeti artıracaktır.
Güvenmek veya güvenmemek
2013’ten bu yana bulut bilişim
kullanımında önemli bir artış
gözleniyor. Gelecek yıllarda bu artış
daha da ivme kazanacaktır. Yazılım
geliştiricilerin hazırladıkları yeni
yazılımlar artık bulut ile de uyumlu.
Bu durum, bulut bilişim kullanımının
artmasını da etkiliyor. Diğer taraftan
şirketlerin kafalarında bulut bilişimi tam
olarak kavrayamadıkları dönemlerde
güvenlik konusunda soru işareti
bulunuyordu. Bulut bilişim tanındıkça,
bilindikçe ve yaygınlaştıkça güvenlik
endişesi de ciddi anlamda azaldı.
Sağlık ve hukuk gibi alanlarda çalışan
ve verilerinin gizliliği çok büyük önem
taşıyan alanlarda bile bulut bilişime
geçiş yapılıyor. Veriler servis sağlayıcının
veri merkezinde değil, kendi
bünyelerinde kurulan bulut ortamında
saklanıyor.
Bu noktada dikkat çeken şey,
KOBİ’lere bulut hizmetlerinin genel
yapısının iyi bir şekilde anlatılması
gerekliliği. İnsan doğası gereği
bilmediği konulardan çekinir, uzak
durur. Şirketlerde de durum böyledir.
Şirketler, yeterince bilgi sahibi
olmadıkları teknolojilere geçiş yapmayı
“büyük risk” olarak değerlendiriyorlar
ve geçmemeyi tercih ediyorlar. Bulut da
bu teknolojilerden biri. Bulut bilişimi,
avantajlarını, çalışma biçimini, maliyet
konusundaki getirilerini, esnekliğini,
güvenilirliğini ve diğer tüm özelliklerini
şirketlerin ilgisini çekecek şekilde
anlatmak, tanımlamak gerekiyor.
Faydalar
Bulut bilişimin şirketlere getirdiği
fayda oldukça fazla. Ekonomik
KOBİ’ler kurumsal kaynak planlama
yazılımlarına yönelecek
Detaysoft olarak 2016 yılında
e-dönüşüm pazarında büyük bir
gelişim olacağını öngörüyoruz.
Akaryakıt ve madeni yağ lisansına
sahip şirketler ile faaliyet konusuna
bakılmaksızın 2014 yılsonu cirosu 10
milyon TL ve üzeri ciroya sahip tüm
mükelleflerin 31 Aralık 2015 tarihine
kadar sistemlerini hazırlayıp, 1 Ocak
2016 itibariyle e-fatura ve e-defter
kullanmaya başlaması zorunlu hale
geldiği için yaklaşık 30.000‘den fazla
mükellefin olduğu pazarda büyük
hareketlilik yaşanacağını düşünüyoruz.
Önümüzdeki yıl e-dönüşüm
çözümlerinin yanında KOBİ’lerin
gerçek anlamda kurumsal kaynak
planlama yazılımlarına yönelmesini
bekliyoruz. Birçok KOBİ, MRP’si
olmayan yalnızca muhasebe
işlemlerini yapabildikleri yazılımları
kullanırken önümüzdeki yıl Türkiye
çapında yüzlerce firmanın bütünleşik
yazılımlara geçiş yapacağını
öngörüyoruz.
Kurumsal kaynak planlama
çözümlerine sahip olmak firmalara
birçok avantaj sunuyor. Bu çözümlerin
iş ve süreçlere entegre olması sayesinde
tüm süreçlerde standardizasyon
sağlanıyor. Bu sayede verimlilikte
ve karlılıkta büyük artış meydana
geliyor. ERP çözümlerinin firmalara
finansal açıdan da birçok katkısı
bulunuyor. Anlık raporlama yapabilme,
gelecekteki maliyetleri öngörebilme
ve birçok analiz yapma imkanı
sunma bu katkılardan birkaç tanesi
olarak sıralanabilir. Bunun yanında
tüm süreçler izlenebilir hale geliyor.
İzlenebilir olmak firmaların şeffaf
olmasını da sağlıyor. Sonuç olarak
marka değerinde ve markaya olan
güvende de büyük artış gerçekleşiyor.
Detaysoft Üretim Sektöründen Sorumlu
Satış Yöneticisi Emir Serpicioğlu
ölçeklendirilebilirlik, faydaların en
büyüğü olarak görülebilir. Şirketler,
hali hazırda kullanmakta olduğu bulut
bilişim hizmeti yetersiz kaldığında
donanım yatırımı için bir anda ciddi bir
masrafın altına girmek yerine anında,
kolayca, uğraşsız ve sadece periyodik
maliyetlerin artışıyla performans artışı
elde edebiliyor. Ayrıca ilk yatırım
maliyetinin olmaması da en önemli
avantajlarından biri. Kurulum, gerekli
tüm cihazlar satın alınarak, ihtiyaç
karşılayacak hale gelene kadar
donanım, yazılım ve lisanslama
başlıkları altında çok büyük faturalarla
karşılaşabiliyoruz. Kullanıma hazır olma
sürecinin çok kısa olması, erişilebilirlik
kolaylığı, sertifikalı güvenlik ve güvenli
depolama alanları gibi çeşitli avantajları
da bulunuyor.
Kullanım oranları
Bulut bilişimden faydalanan
şirketlerin tercihlerini göz önünde
bulundurduğumuzda Türkiye’de
bulut bilişim her geçen gün daha
iyi anlaşıldığını görüyoruz. Fakat
yine de Türkiye’deki bulut bilişim
kullanım oranı hala gelişmiş ülkelerin
gerisinde. Buna rağmen bulut bilişim,
Türkiye’de en hızlı adapte olunan
bilişim konularından biri olmayı başardı.
Firmalar, bulut bilişimin iyi ve kötü
yanlarını daha iyi kavrayabilmeleriyle
beraber daha fazla güven duymaya
ve bulut bilişime geçiş yapmaya
devam ediyorlar. Bulut bilişimin
sağladığı verimlilik, esneklik ve maliyet
avantajlarının erken dönemde fark
edilmesi, Türkiye’nin hızlı bir biçimde
bulut bilişime yönelmesini sağlıyor; bu
alana yapılan yatırımlar gün geçtikçe
artıyor.
Kimler tercih ediyor?
Bulut bilişimi genel olarak kurumsal
şirketler ve KOBİ’ler tercih ediyor.
Altyapı, donanım ve uzmanlara
Devamı 20. sayfada
Farkınızı Gosterin!
KURUMUNUZA ÖZEL TV KANALINA SAHİP OLMAK İSTER MİSİNİZ?
www.sistemdokuzmedya.com
/Sistem9Medya
/SistemDokuzMedya
/Sistem9Medya
/sistem-9-medya
/Sistem9Medya
/Sistem9medya
20
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
yapılacak olan yatırımı, büyük bilgi
işlem altyapılarının servis kalitelerinde
hizmet almak için bulut bilişimde
değerlendirmeyi tercih ediyorlar.
Kullandığın kadar öde modeli, irili
ufaklı bütün şirketlere cazip geliyor.
Önümüzdeki dönemlerde şirketler
sadece altyapı için değil, pek çok
servisleri için de bulut çözümlerinden
faydalanıyor olacak. Ayrıca felaket
kurtarma senaryoları için de bulut
bilişim hizmetlerinden faydalanılıyor
olacak.
Bulut bilişim, şirketlerin teknolojiyi
verimli olarak kullanmalarına olanak
sağlıyor. Bu bağlamda KOBİ’ler için
ideal bir sistem olduğu söyleyebiliriz.
Uzun yıllar boyunca bulut bilişimin
sadece e-posta hizmetiyle kullanıldığını
fakat sektörel yazılımların bulut
desteği sağlamaya başlamasıyla
beraber Türkiye’deki binlerce KOBİ bu
teknolojiden faydalanmaya başladı.
Teknolojiye hali hazırda yatırım yapmış
şirketler bulut bilişime biraz daha uzak
dururken, yeni kurulan şirketlerin
büyük oranda bulut bilişim kullandığını
gözlemliyoruz.
KOBİ’lerin bilişim teknolojileri
konularıyla ilgilenecek yeterli sayıda
yetkin insan kaynağı bulunmuyor
olması da şirketleri bulut bilişime
yönlendiren etmenler arasında.
Riskler
Teknolojik gelişmelerin her birinde
olduğu gibi bulut bilişimin de riskleri
var. Elbette ki önemli olan, bu riskleri
en aza indirgeyerek teknolojinin
kendisinden faydalanabiliyor olmak.
Geçtiğimiz yıl güvenlikle ilgili yaşanan
çeşitli olaylar, bulut bilişime biraz
daha şüpheyle yaklaşılmasına sebep
oldu. Bulut bilişim sektöründe hizmet
veren şirketler ise alınan ya da
alınacak önlemlerle ilgili açıklamalar
yaparak ortamı rahatlatmaya çalıştılar.
Açıklamaya rağmen elbette ki buluta
bakış açısı değişen şirketler de oldu.
Güvenlikle ilgili yaşanan bu problemler,
hizmetlerden faydalanmak isteyen
şirketlerin güvenlik hakkında daha fazla
soru sormasına sebep oluyor.
KOBİ’ler gözüyle bakıldığında ise
güvenlikle ilgili dezavantaj yerine
avantaj bile getirdiğini söyleyebiliriz.
Maliyetlerin yüksek olması sebebiyle
KOBİ’lerin büyük çoğunluğunda
sadece güvenlikle ilgilenen bir çalışan
bulunmuyor. Bununla beraber güvenlik
14 - 20 ARALIK
2015
Teknoloji kullanıldıkça maliyetler düşecek
KOBİ’ler ekonominin belkemiğini
oluşturuyor, dolayısıyla KOBİ’lerin
büyümesi, verimliliklerinin ve
karlılıklarının artırılması gerekiyor.
Teknoloji kullanımının KOBİ’lerde
yaygınlaştırılması tüm bu noktalar
açısından çok önemli. KOBİ’lerin
teknoloji yatırımlarında ise 2016
maliyetlerin düşürülmesine katkı
sağlayacak, verimliliği arttıracak
yatırımlar öne çıkacaktır. Bu bağlamda
bulut teknolojilerinden yararlanmaya
yönelik yatırımların önemli bir ivme
kazanacağını düşünüyoruz. Yeni
bulut teknolojilerinin sunduğu yüksek
güvenlik düzeyleri ile buluta yönelik
kaygıların giderileceğini ve daha fazla
KOBİ’nin bulut teknolojilerinden
yararlanmaya başlayacağını
düşünüyoruz.
Bulut teknolojileri, veri korumasına
ürünlerine de yeterince yatırım
yapılmıyor. Bu tip bir şirketin bulut
bilişime geçiş yapması, beraberinde
güvenliği de getiriyor. Zira bulut
hizmeti veren şirketler, güvenlik için
yüksek meblağlar harcıyor.
Güvenlik, elbette ki tüm kurumların
en önemli ihtiyacı. Fakat güvenlik
tehditleri, teknolojinin gelişimiyle
beraber evrimini sürdürüyor. Her gün
farklı tehdit biçimleri ortaya çıkıyor. Bu
noktada güvenlik biriminin çevikliği,
çok büyük önem arz ediyor. En yeni
tehditlerden haberdar olmalı ve bu
tehditlere önlemini en kısa sürede
almalı. Bu durumda yine önem
kazanan nokta güvenlikle ilgilenen
çalışan oluyor ki az önce KOBİ’lerin
buraya fazla yatırım yapmıyor
olmasından bahsettik. Güvenlik
konusunun tek bir servis sağlayıcı ve
servis seviyesi anlaşması ile yönetilmesi,
projelerin başarı oranlarını artırıyor.
Bütün olarak tek elden sunulan
güvenlik çözümleri şirketlerin güvenlik
konusunda daha güncel kalmasını
sağlıyor.
Kurumsal şirketler, altyapılarının
güvenliğini sağlama amacıyla çeşitli
güvenlik çözümleri kullanıyorlar.
Fakat bu çözümler, genellikle fiziksel
ortamın güvenliğini sağlıyorlar.
Bu çözümleri bulut ortamında
odaklı çözümler geliştiren Acronis’in
ana iş kolları arasında yer alıyor. Bu
alanda sunduğu çözüm ve hizmetlerle
KOBİ’lerin verilerinin güvenli bir şekilde
bulut ortamına taşınmasına destek
oluyor. Kolay kullanımlı ve kolay
yönetilebilir hizmetler, üyelik yaklaşımı,
güçlü güvenlik ile verilerin lokalde ya
da bulutta güvenle yedeklenmesine,
bir kesinti anında hızla ve güvenli bir
biçimde kurtarılmasına olanak sağlıyor.
Diğer yanda Acronis bulut alanındaki
çözüm ve hizmetlerini bulut hizmeti
sağlayacak olan servis sağlayıcılara,
distribütörlere, katma değerli satıcılara
yönelik olarak geliştiriyor ve bu alanda
faaliyet gösteren firmalara, sıfır maliyetle
gelirlerini arttıracakları yeni bir iş alanı
yaratıyor, lokal ve bulut yedekleme
kurtarma hizmetleri ile portföylerini
genişletmelerine olanak sağlıyor.
kullanmaya çalışmak, faydadan çok
zarar getirebilir. Geleneksel yapıdan
çok daha farklı ihtiyaçları ve getirileri
bulunan bulut bilişime, bulut bilişime
özel, adaptif bir güvenli çözümü
sağlamak gerekiyor. Şirketlerin özel
veya genel bulut platformlarını eski
çözümlerle yönetmeye çalışması
durumunda bulut bilişimin sağladığı
avantajlardan faydalanamayabilir ya
da bulutun sağladığı özgürlükleri
karşısında yeterli güvenliğe sahip bir
altyapı sağlayamayabilir. Yani bulut
bilişim modern bir güvenlik bakış açısı
gerektirir.
Danışmanlık gerekli
Yaygınlaşma sürecini sürdüren bulut
bilişimde de danışmanlık hizmetleri
büyük önem taşıyor. Buluttan
faydalanacak olan şirketler genellikle
paket servisleri tercih ediyorlar. Bu
paket servisler genellikle sunucu
kaynakları, işletim sistemleri, veri
tabanı lisanslamaları, yedekleme,
SSL VPN, izleme araçları, anti virüs,
kaynak kullanım raporları gibi servisleri
kapsıyor.
Bulut danışmanları, şirketlere
uygulamalarının kendi bulut ortamında
çalıştırılmasını öneriyor ve “memnun
kalırsanız devam edersiniz” diyor.
Bu tip bir yaklaşım müşteri tarafına
Acronis Ülke Müdürü Nihat İmşir
daha fazla güven veriyor. Bulut
ortamını henüz tecrübe etmemiş
şirketler, “deneme yanılma” yöntemi
kullanılmadan, direkt geçiş konusunda
tedirginlik yaşayabiliyorlar.
Ciddi anlamda uzmanlık ve deneyim
gerektiren bulut bilişim alanı, günden
güne karmaşıklaşıyor. Kurumlar bulut
bilişime geçmek istediklerinde altyapıya
geçişten önce, kurumun ihtiyaçları, BT
stratejisi ve büyüme planları üzerine
analizlerin detaylı bir şekilde yapılması
gerekmekte. Konuda uzmanlaşmış
danışmanlar, kullanılacak bulut
teknolojileri hakkında detaylı bilgiyi
sağlayabiliyorlar. Türkiye’deki kurumlar
ise danışmanlık hizmetlerinden
faydalanmaya gayet sıcak bakıyorlar.
Bulutta yeni yaklaşımlar
Bulut bilişimin ilk gelişmeleri
IaaS ve SaaS alanlarında oldu. IaaS,
sanallaştırmaya açılan yolun devamı
olduğu için geçişte kolaylık; SaaS ise
kurumların yoğun olarak kullandıkları
servislerden daha kolay ve daha
düşük maliyetle faydalanma imkanı
sağladı. Son günlerin trendi ise PaaS.
Kurumların çeşitli platform ihtiyaçlarını
karşıladıkları PaaS servisleri, DBaaS
gibi veri tabanlarından ya da orta
katman altyapılarından ihtiyaç oranında
faydalanmayı sağlıyor.
Login İş Geliştirme Yöneticisi Levent Sılay:
Yeni altyapıyla daha kullanışlı Web ERP çözümü
Yaklaşık 4 senedir üzerinde
çalıştığımız web altyapısı 2015
itibariyle tamamlandı. Artık 30
senedir geliştirdiğimiz Login Entegre
ERP Çözümünün istenen modülleri,
ekstra bir konektör ya da ara yazılım
olmadan, doğrudan ortak veri tabanıyla
iletişim kuracak şekilde Login Business
Suite ile Web ortamına açılıyor.
Kullanıcıların istediği şekilde
uyarlanabilen modül ekranları web
sunucusu üzerinden dünyanın her
yerinden ulaşılabilir hale geliyor. Web
üzerinde çalışan programların yarattığı
sorunlar bu altyapıyla ortadan kalkıyor.
Dünyada işletim sistemleri üzerine
kurulan programları kullanmanın ortaya
çıkardığı yüksek operasyonel maliyetler
ve lokasyon bağımlılığı ortadan kalkıyor.
Altyapının en önemli özelliklerinden
birisi de aynı ekranların farklı
çözünürlükteki ekranlara uyumlu
olması. Böylece aynı altyapı ile akıllı
telefonlar ve tabletlerin kullanımına
uygun ara yüzler geliştirile biliniyor.
Şu anda satış ve satın alma
mekanizmaları öncelikli olmak
üzere, tüm finans çözümü ve bayilik
sistemi bu sisteme dâhil durumda.
Tamamen yerli olan bu çözüm
sayesinde gelecekte yabancı yazılımlara
olan bağımlılığı ortadan kaldırmayı
hedefliyoruz. Kendi üretimimiz olan
ürünleri yaygınlaştırarak ülkemizin
mühendislerine daha çok istihdam
yaratmak istiyoruz.
Türkiye’nin ilk Cisco ACI eğitimine 16 Kasım’da başlıyoruz!
Türkiye'nin En İyi Cisco Eğitmeni Bülent Morten (CCIE #13738 & CCSI)
Türkiye'nin En İyi Cisco Eğitim Merkezi BT Eğitim
Yerinizi Hemen Ayırtın!
[email protected]
Ağ Tasarımı ve Projelendirme
Eğitim ve Danışmanlık
www.btegitim.com
Kurulum ve Destek Hizmetleri
+90 (212) 274 69 98
22
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK
2015
Yazılımlar, yetkiler ve tehditler
KOBİ’lerin güvenliği elden bırakmaması
gerekiyor. Hack saldırıları gibi dış
tehditlerin yanı sıra şirket içerisinden
gelişebilecek tehditlere karşı da dikkatli
olmalı. İnternet ve teknoloji hayatımıza
çok önemli avantajlar sağlıyor.
Geliştirilen yeni teknolojiler, gerek son
kullanıcı ürünlerinde, gerek kurumsal
ürünlerde kullanılarak hem yaşam, hem
iş hayatımızı kolaylaştırıyor. “İnternet”
kavramının ise dünyayı ne kadar
değiştirdiği ortada. Bizler bu değişimi
canlı olarak izliyoruz. Geçmişte radyo
ve televizyon da teknoloji dünyasının
büyük devrimleri arasında yer alıyor.
Radyo ve televizyon, ailelerin özel
eğlence ve iletişim cihazları olmayı
başardılar. Tek taraflı iletişime imkan
veren bu cihazlar, sınırlı bilgilenmenin
ve eğlendirmenin dışında hayatımıza
kattığı çok da bir şey yok. Televizyon
ve radyo çerçevelerinde piyasaya çıkan
ürün çeşitliliği az. Müzik çalarlar, müzik
kayıt cihazları, VHS video aygıtları,
televizyonlar ve Walkman’ler…
İnternet tarafına baktığımızda
ise her gün yeni çığırların açıldığını
görebiliyoruz. Çift taraflı ve ses veya
videoyla sınırlandırılmamış iletişimi
mümkün kılan internet, günden
güne gelişen mikroçip ve sensör
teknolojileriyle birleşerek yüzlerce,
binlerce çeşit fiziksel ürünün temelini
oluşturabiliyor. Tabii bunların yanı
sıra sosyal ağlar, bulut hizmetleri gibi
hem günlük, hem de iş hayatımızı
değiştirebilecek kavramları da
literatürümüze ekledi. İnternete
bağlanarak bilgi edinebilen, bilgiyi
işleyip kullanıcıya sonuçları sunabilen
cihazlar katıldı. İnternet durmadan
daha da hızlanıyor, daha da gelişiyor.
Hatta kablolarından kurtuluyor.
Her güzel şeyin olduğu gibi
internetin de dezavantajları bulunuyor.
Cihazlar güçlendikçe yazılımsal
anlamda da pek çok eklentiye –
farklı cihaza uyumlu hale getiriliyor.
Bu da daha fazla yetki anlamına
geliyor. Daha fazla yetkiyle donatılan
yazılımlar, donanımlar ve cihazlar
da beraberinde güvenlik problemleri
getiriyorlar. Günümüzde bir akıllı
telefon bile WiFi, 3G, NFC, bluetooth
gibi bağlantı seçenekleriyle bambaşka
cihazlarla iletişim kurabiliyorlar. Bir
telefondan çok daha fazla işleve
sahip olmak için 3. parti yazılımlardan
faydalanabiliyorlar. Fazla işlev, çoğu
zaman fazla yetkiye ihtiyaç duyuyor.
En basitinden bir oyun, oyun kaydını
bulutta saklamak için iCloud veya
Google Drive yetkisi isteyebiliyor.
Cihazların ve yazılımların işlev amacıyla
getirdiği yetki karışıklığı, güvenlik
açıklarını da beraberinde getiriyor.
Farkındalık önemli
Şirket çalışanlarının kullanılan
işletim sistemlerini ve yazılımları
iyi tanıması, güvenliğin en önemli
gerekliliklerinden biri. Posta kutusuna
düşen “Ben Avukat XXX. Size
53.239.071 dolar (küsüratlı sallayım da
salladığım belli olmasın misali) miras
kaldı.” temalı iletileri bir heyecanla
açıp linkleri tıklayan, gelen .exe ve
.bat gibi uzantılı dosyaları çalıştıran
çalışanların bulunduğu bir iş yerinde
gerçek anlamda bir güvenlikten söz
Konumsal veri her zaman önemli olacak
Daha az kağıt, daha fazla sayısal
veri, bilgiye daha rahat ve her
yerden erişim ihtiyacı her geçen gün
artıyor. Araştırmalar işletmelerin
ürettiği verilerin yüzde 70 gibi bir
oranının yapısal olmayan verilerden
oluştuğunu ortaya koyuyor. Yapısal
olmayan veri işlemenin giderek
daha önemli olacağını düşünüyoruz.
İşletmelerin boyutu ne olursa olsun
yapısal olmayan veriyi işleyecek
yeteneğe kavuşmaları üretkenliklerini
arttıracaktır.
Konumsal veri her zamanki önemli
olmaya devam edecek. Klasik anlamda
ele alınan pek çok işin daha konum
destekli hale getirilmesi taleplerinin
ve konuma dayalı olarak doküman ve
içeriklere erişim ihtiyaçlarının artacağını
düşünüyoruz.
Yapısal olmayan veri işlemek, daha
fazla işi, daha az yazılımla, daha az
zamanda yapmak anlamına geliyor.
Aynı zamanda verileri yapısallaştırmak
için harcanan kaynakların azalması,
süreçlerin basitleşmesi ve eğitim
ihtiyaçlarının da azalması anlamına
geliyor. Böylece çalışanlar ana işlerine
daha fazla odaklanabilirler.
Bir doküman yönetim sisteminde
index alanlarının meta verilerin girilmesi
genelde manuel olan bir iştir. Alternatif
olarak index alanlarını otomatik
olarak çıkarılmasının ya da yazılımların
serbest olarak yazılmış metinleri
okuyabilmesi ve değerlendirmesinin
çok ciddi pratik faydaları olacaktır.
Müşteri taleplerinin otomatik, yarı
otomatik değerlendirilmesi, CRM’e
girilmiş notların yazılımlar tarafından
değerlendirilmesi, e-posta üzerinden
giden iletişimin de diğer içerikler gibi
işlenebilmesinin doğrudan ve dolaylı
pozitif etkileri olacaktır.
Dece Genel Müdürü
Serdar Ak
etmek pek de mümkün olamaz.
Öncelikle çalışanları riskler, kullanılan
yöntemler, kolay güvenmeme – teyit
isteme gibi konularda bilinçlendirmek
gerekiyor. Belli bir bilinç seviyesine
ulaşmış çalışanlar için de güvenlik
elden bırakılmamalı. Güncel anti virüs
yazılımlarıyla, izin kontrolleriyle ve
firewall’lar ile güvenlik desteklenmeye
devam edilmeli. Bu noktada bir
“power user” olarak 3 – 4 senede
bir de olsa benim de virüs yediğimi
belirtmek isterim. Benim için virüsün
zararı şimdilik “işletim sistemini
yeniden yükleme” gerekliliğinin ötesine
geçmiyor fakat şirketler için çok daha
büyük sonuçlar doğurabilir.
Dış güvenlik tehditleri
Windows işletim sistemi en fazla
yetkiyi sağlayan işletim sistemlerinden
biri olduğu ve çok yaygın bir şekilde
kullanıldığı için kötü amaçlı kişilerin
en çok ilgisini çeken platform
konumunda. Bilgisayarımızı kullanırken
dikkat etmezsek çok ciddi sıkıntılarla
karşılaşmamız muhtemel. USB
belleklerin yeni yeni yaygınlaşmaya
başlamasıyla beraber ortaya çıkan bir
virüs, belleğe Otomatik Çalıştır dosyası
hazırlıyordu ve otomatik çalıştırılacak
programı da virüsü bulaştıracak
kod satırlarıyla dolduruyordu. Virüs,
bilgisayardaki çoğu .exe dosyasını
silip benzer bir ikonla ve aynı isimle
kendisini kopyalıyordu. Böylece Skype
diye çalıştırmaya çalıştığımız program,
virüsün bir kere daha çalışmasını
sağlıyordu. Bilgisayara USB bellek
takıldığı anda kendini yine USB’ye
atıp, aynı işlemi başka bilgisayarlarda
gerçekleştiriyordu. Böylece zamanının
en yaygın virüslerinden biri olmayı
başarmıştı. Bu problemin ardından
Microsoft, Windows işletim sisteminin
Devamı 24. sayfada
24
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
Otomatik Çalıştır seçeneğinin aslında
çok da otomatik olmaması gerektiğine
karar vermişti ve güncellemeyle bunu
düzeltmişti.
Bahsettiğim virüsün kendini
kopyalamak haricinde ne yaptığını
hala net olarak bilmiyorum fakat
bilgisayarımdaki .exe dosyalarına
zarar vererek benim vaktimi aldı.
Keşke tüm virüsler “bu kadar
zararlı” olsa… Günümüzde virüslerin
daha çok bilgi hırsızlığını ön plana
çıkardığını görüyoruz. Bu bilgiler
basit sosyal ağ hesabı kullanıcı adı
ve şifrelerinden başlayarak kredi
kartı bilgilerine, hatta bilgisayarınızın
içerisindeki, ağınızdaki dosyalara kadar
uzanıyor. Bu tip tehditler, çalışanların
farkında olmadan şirketlerine zarar
vermesine sebep olabiliyor. Kötü
amaçlı bir yazılımcının eline bu
şekilde düşmemek için alınabilecek
çok sayıda önlem bulunuyor.
Donanımsal ve yazılımsal Firewall’lar,
doğru ağ sisteminin kurulması,
çalışanların bilgisayarlarındaki
izinlerin doğru şekilde verilmesi,
çalışan bilgisayarlarının sürekli güncel
tutulması, sık sık bakım yapılması gibi
seçenekler dışarıdan yapılacak bilgi
hırsızlığı saldırılarının önünü kesecektir.
Bilgi hırsızlığının son dönemdeki
trendi, şirketlerin bilgilerini çalıp
fidye istenmesi. Art niyetli kullanıcılar
bilgileri çaldıktan sonra şirketlerin
kapısını çalarak fidye istediklerini
belirtiyorlar. Bu fidyelerin de ufak
çaplı fidyeler olmayacağını da tahmin
ediyorsunuzdur muhtemelen.
Online hizmetler sunan KOBİ’ler için
ise DDoS ve hack saldırıları gibi daha
büyük tehditler de bulunuyor. DDoS
14 - 20 ARALIK
2015
Çalınan veriler satılıyor
Dijital ekonominin “yakıtı” verilerin
önemi giderek artarken, kişisel veriler
için oluşan ticari pazarlar gün be gün
çoğalıyor. Ancak bu veri ekonomisinin
uzun zamandır faaliyette olan bir de
karanlık tarafı var. Değeri artan kişisel
veriler, aynı zamanda siber suçluların da
iştahını kabartıyor. Geçtiğimiz yıllarda
hem dünyada hem de ülkemizde finans,
perakende gibi sektörlerde faaliyet
gösteren birçok dünya devi kuruluşta
çalınan veri olayıyla karşılaştık. Her
geçen gün duymaya alıştığımız veri
çalıntılarıysa akıllara şu önemli soruyu
getiriyor: “Peki, veriler çalındıktan sonra
ne oluyor?”
Intel Security Grup’a ait McAfee
Labs organizasyonu çalınan kredi
ve nakit harcama kartlarının,
saldırıları, yüzbinlerce veya milyonlarca
zombi (virüs bulaştırılarak DDoS saldırısı
için virüs sahibinden emir bekler
konuma getirilmiş) bilgisayarın tek
hedefe sürekli ping verisi göndermesiyle
gerçekleşiyor. Ağırlaşan internet
erişiminin yanı sıra sunucular için
de altından kalkılamaz derece yük
bindiriyor. Tüm bunların sonucunda
online hizmet geçici olarak iş göremez
hale geliyor.
Hack saldırıları ise şirketler açısından
en tehlikelisi. Yapılan büyük çaplı
hack saldırıları, şirketlerde ciddi güven
kaybına sebep oluyor. Geçmişten
günümüze bunun pek çok örneğini
gördük. 2004’ün sonlarında AOL’e
Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge
Direktörü İlkem Özar
çevrimiçi ödeme servislerine giriş
bilgilerinin, özel içerik sağlayıcılara
giriş bilgilerinin, kurumsal ağa giriş
bilgilerinin, çevrimiçi açık arttırma
yapılan hack saldırısıyla 92 milyon
kişinin hesap bilgileri çalınarak
spam’cilere satılmıştı. 2010’da da
defalarca Sony’nin oyun platformu
PSN’i hacklenerek 77 milyon
kullanıcının bilgileri elde edilmişti.
Firma, bu saldırının faturasının
tahmini 170 milyon dolar olduğunu
söylüyor. Aynı yıl Blizzard da benzer
bir olayla karşılaşırken, 2011’de de
piyango yine bir oyun platformu
olan Steam’e vurmuştu. Geçtiğimiz
aylarda Kanada’nın ünlü çöpçatanlık
sitesi Ashley Madison hacklendi
ve kullanıcıların bilgileri internette
yayınlandı. Ashley Madison sıradan
bir çöpçatanlık sitesi olmadığı ve
KOBİ’ler NAS ürünlerine
daha fazla yatırım yapacak
Değişen ve gelişen teknoloji ile
birlikte veri artışı inanılmaz boyutlara
ulaşırken veri depolama, eskiye oranla
daha kritik bir sürece dönüştü. Bu
alandaki teknolojik çözümler ve
yeni uygulamalardan biri de NAS
(Network Attached Storage-Ağa
Bağlı Depolama) ürünleri. Bundan
sadece beş sene öncesine kadar
sadece pahalı ve belirli ürünler
şirketlerin ihtiyaçlarını karşılarken
artık NAS ürünleri çoğu firmanın veri
depolama ihtiyaçlarını karşılayabilir
durumda. Özellikle KOBİ’lerde bu
tür bir algı değişimi oldu. BYOD,
büyük veri, bulut ve mobilite gibi
güncel eğilimleri kapsayan ve bu
eğilimlerin getirdiği yeni teknolojiler
ile uyumlu çalışan ürünlerin rekabette
firmaları birkaç adım öne çıkartacağını
söylemek mümkün. Bu sebeple,
2016 yılında da KOBİ’lerin NAS
çözümlerinin kullanımına öncelik
vermeyi sürdüreceklerini düşünüyoruz.
Synology; veri depolama, paylaşım
ve farklı platformlar arasında dosya
senkronizasyonu servisleri geliştirerek
bu alanda katma değerli ürün ve
çözümler sağlıyor. Synology olarak
iş süreçlerinde bilgi ve doküman
yönetiminde yaşanan hızlı değişimleri
adresleyen konuları, KOBİ’lere ve
son kullanıcılara yenilikçi çözümler
sağlayarak ve son teknolojilerden
yararlanarak veri depolama alanında
köklü bir dönüşüm gerçekleştiriyoruz.
Kurumların ve son kullanıcıların
iş performanslarını artıran NAS
ürünlerimizin kullanımı kolay
kullanıcı arayüzleri mevcut. Verimli
ve kullanışlı bir deneyimi garanti
altına alan ürünlerimiz, sahip olma
maliyeti, enerji tasarrufu sağlaması
gibi avantajlar ile birlikte çevikliği ve
gücü de kullanıcılarının hizmetine
sunuyor. KOBİ’lere sunduğumuz
NAS ürünlerindeki ihtiyaca göre
kapasite kullanım olanağı, büyük bir
maliyet avantajı sağlıyor. KOBİ’lerin
faaliyetlerine yönelik tercih ettikleri
cihaz için bir kereye mahsus yatırım
gerçekleştirmeleri yeterli oluyor.
Synology Türkiye Ürün Müdürü
Volkan Yiğit
hesap bilgilerinin ve hatta konaklama
sadakat hesaplarının bile çalındığını ve
satıldığını örneklerle gösteriyor.
Intel Security Türkiye ve Azerbaycan
Bölge Direktörü İlkem Özar,
“Günümüzde artık siber suç pazarında
bu tarz bilgileri yasa dışı yollarla
edinmek isteyenlere, bu saldırıları
kolaylaştıracak birçok farklı araç ve
servis internet ortamında sunulmakta.
Bu artan çeşitlilik ve arz ise ne yazık ki
yapılan siber saldırıların büyüklüğünü,
sıklığını ve etkisini doğrudan
etkiliyor” diyor ve bu raporun sadece
buzdağının ufak bir kısmına işaret
ettiğine, satılan veriler haricinde,
büyük siber ataklar gerçekleştirmek
için de benzer siber ticaretin
gerçekleştiğine dikkat çekiyor.
aslında daha çok evlilik dışı, kısa süreli
ilişkileri ön plana çıkardığı için sitenin
müdavimlerini çok zor durumda bıraktı.
Bu tarz bir sitenin kullanıcılarının
bilgilerinin ortaya çıkmasının sebep
olduğu güven kaybını tahmin
edebiliyorsunuzdur. Tüm bu örnekler,
en büyük şirketlerin bile ciddi zarara
uğramasına sebep oldu. Verilerin
ulaşılamaz bir hale getirilmesi bu
noktada büyük önem taşıyor.
İç güvenlik tehditleri
İşletmelere zarar vermeye çalışacak
kişilerin sadece “dışarıdan birilerinin”
olacağını düşünmemek gerek.
Çalışanlar arasından da kötü niyetlilerin
bulunabileceği her zaman göz önünde
bulundurulmalı. Rakip firmalarla veya
spam şirketleriyle anlaşanlar, kişisel
çıkar elde etmek isteyenler, işletmeye
herhangi bir sebepten dolayı kin
besleyenler erişilmemesi gereken
verilere erişebilirler. Bu noktada izinsiz
erişimlerin önünü kesmek, şifrelemek,
doğru ağ sistemi konumlandırılması
ve yetkilendirme sistemini doğru
bir biçimde oturtmak gibi çözümler
bulunuyor.
“Kendi cihazını getir” (BYOD)
konseptiyle çalışan şirketler için
tehditleri kontrol altına almak daha da
zor. Çalışanların kişisel bilgisayarlarıyla
kaptıkları zararlı yazılımlar, iş yeri
ağına bağlanıldığı anda büyük
belalara sebep olabilir. Diğer taraftan
çalışanların akıllı telefonları da artık bir
tehdit öğesi haline gelmiş durumda.
Android gibi uygulamalarına çok
sayıda yetki veren işletim sistemleri,
bağlanılan ağ üzerindeki bilgisayarlara
ve NAS cihazlarına ulaşabiliyor.
Basit uygulamalara yerleştirilen art
niyetli kodlar, bu yetkileri kullanarak
bilgisayarlara istediği gibi ulaşabilir.
Üstelik akıllı telefonlar ve tabletler çoğu
işletme tarafından bir tehdit unsuru
olarak görülmüyor, önlem alınmıyor.
Akıllı cihazların ağ erişimleriyle ilgili
yetkilendirmelerin, tehlike unsurları
göz önünde bulundurularak yapılması
gerekiyor.
Next Generation Mobile
Network Management
Increased Operational Productivity
Saved Base Station Expenses
Proven Vendor-Agnostic Operation
HetNet and VoLTE Enabled Solutions
Improving the Mobile Subscriber
Experience Worldwide
Over 1,5 Million Cells Optimized
37 Operators in 28 Countries
Chosen by 5 of the Top 10 Tier-1 Operators
World’s first LTE C-SON Deployement
If you would like to:
Check our available opportunities at
KORHAN ŞEN
KADİR YÜCEER
AZİZ BELKAYA
SEBAHATTİN SEZER
BÜLENT ÖZKAN
Mutlu AtakİŞİ
Uğur Levent Özcoşkun
YAPI KREDİ BANKASI
Mutlu AtakİŞİ Uyum ve İç Kontrol/ Dolandırıcılık ve Suistimalleri Önleme Direktörü
Uğur Levent Özcoşkun Uyum ve İç Kontrol/ Elektronik Bankacılık Suistimalleri Önleme Müdürü
SEBAHATTİN SEZER Uyum ve İç Kontrol/ Elektronik Bankacılık Suistimal İzleme ve Önleme Yöneticisi
AZİZ BELKAYA Bilişim Teknolojileri ve Operasyon Yönetimi/ Dijital Bankacılık Yazılım Geliştirme - Kıdemli Proje Mühendisi
KORHAN ŞEN Bilişim Teknolojileri ve Operasyon Yönetimi/ BT Güvenlik Yönetimi - Sistem Yöneticisi
IHS TELEKOM
BÜLENT ÖZKAN Genel Müdür Yardımcısı
Kadir Yüceer Kurumsal Entegrasyon Müdürü
Türkiye’de internet ve mobil bankacılık kanallarının yaygınlaşması,
işlem hacminin yükselmesi ile birlikte karşılaşılan risk ve tehditler
de hızla artıyor. Günümüzde artık basit ve kolay önlenebilir
saldırılar yerine çok daha karmaşık ve ‘ancak uzmanlaşma’ ile
önlenebilecek teknikler kullanılıyor. Bankacılık sektörüne yönelik
saldırılar için kullanılan ve hedefe yönelik atak yapabilmek için
tasarlanan zararlı yazılımlar zaman içerisinde çok karmaşık bir
hale geldi ve artık birer saldırı kiti olarak dolandırıcılık dünyasında
pazarlanıyor. Trojan gibi zararlı yazılımla yapılan dolandırıcılık
teknikleri saldırı türlerinin en başında geliyor ve bankacılık
kanalları için tehditler oluşturuyor. Bankacılık Trojan’ı olarak da
adlandırılan bu zararlı yazılım türleri, kullanıcıların bilgisayar ve
mobil cihazlarına bulaştıktan sonra, kullanıcıların önüne bilgilerini
ve sabit şifrelerini/tek kullanımlık şifrelerini ele geçirecek ekranlar
getiriyor.
Bu ekranlar vasıtasıyla elde edilen bilgiler kullanılarak müşteri
bilgisi dışında işlemler gerçekleştiriliyor. Gün geçtikçe sayısı
artan bankacılık trojanlarının en bilinenleri Zeus (türevleri),
SpyEye olmasına rağmen, Trojan etkinliği ülkelere göre farklılık
gösterebiliyor. Yükselmekte olan bu tehdidi fark eden Yapı Kredi,
2014 yılında internet ve mobil bankacılık kanallarındaki müşterilerini
korumak amacıyla IHS Telekom ile birlikte kapsamlı bir Trojan
Tespit Projesi başlattı.
IHS Kurumsal ve Yapı Kredi Dolandırıcılık ve Suistimalleri Önleme
Birimi’nin ortak çalışması ile iki ay gibi kısa bir sürede hayata
geçirilen proje, internet ve mobil bankacılık kanallarındaki trojan
riskinin gerçek zamanlı olarak izlenmesini ve fraud (sahtecilik)
faaliyetlerine, finansal işlem henüz gerçekleşmeden müdahale
edilebilmesini sağladı. Trojan tespit sisteminin diğer dolandırıcılık
katmanları ile entegre çalışabilmesi sayesinde ileri seviye ve
karmaşık saldırılar artık Yapı Kredi Bankası tarafından etkin bir
şekilde önlenebiliyor.
Müşteriler ile hiçbir etkileşime girmeden, gerçek zamanlı olarak
tespit edilen trojan aktiviteleri, Yapı Kredi Dolandırıcılık ve
Suistimalleri Önleme Birimi tarafından analiz edilerek engelleniyor.
Bu transparan teknoloji sayesinde müşterilerin internet bankacılığı
deneyimleri etkilenmiyor.
Yapı Kredİ konu ile İlgİlİ şunları söylüyor:
Dijital bankacılık dünyası işlem çeşitleri, müşteri sayısı, kullanılan
teknoloji, yatırımları ile devasa bir yapı. Bankalar 15 yıllık alternatif
dağıtım kanal deneyimleri ile geliştirdikleri elektronik bankacılık
altyapıları sayesinde müşterilerine fiziki para yatırma haricindeki
tüm işlemlerini PC, tablet, cep telefonu ve hatta giyilebilir
teknolojiler ile hizmet verebilir hale geldiler.
Bu yapıya yatırım yapan bankalar için güvenilirlik ve prestijin
artırılması, ürün satışının yaygınlaştırılması gibi sebeplerden
dolayı önümüzdeki dönemlerde de dijital kanallar önemini
koruyacak. Dijital kanalların hızlı, kolay ve sınırsız erişimi, ucuz
işlem ücretleri, yüksek hizmet kalitesi gibi nedenlerden dolayı
müşteriler tarafından yaygın olarak kullanılıyor. Rakamsal verilere
bakıldığında sektördeki yüksek kalite – ucuz hizmet etkileşimi
sayesinde 2006 yılına göre internet bankacılığı kullanıcı sayısının
%350 artış göstererek 15 milyonun üzerine çıktığı görülüyor.
İnternet ve mobil kanalların ifade edilen yapısal ve fonksiyonel
gelişimleri, beraberinde dolandırıcılık araçlarının da evrilmesi
konusunu meydana getirdi. Artık basit bir keylogger veya sim
kartın ele geçirilmesi yerine çok daha sofistike dolandırıcılıkların
gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu sebeple bankalar dijital alanda
yapı ve süreçlerinin güvenliğini farklı katmanlara farklı önlemler
geliştirerek sağlıyorlar.
Yapı Kredi olarak yaptığımız risk değerlendirmesi neticesinde
müşteri cihazlarının oldukça önemli derecede güvenlik açığı
oluşturduğunu gördük. Türkiye’deki teknoloji tüketicileri her ne
kadar güncel cihaz modellerini takip etse de kullanım alışkanlarına
yönelik güvenlik önlemleri konusunda yeterli bilinç düzeyine sahip
değiller. PC’lerde lisanslı işletim sistemlerinin olmaması, orjinal ve
güncel antivirüsler kullanılmaması, mobil cihazların yazılımlarının
kırılması (root-jailbreak) gibi noktalar bunlardan bazıları. Güvenlik
düzeyinin düşük olduğu bu cihazlardan internet bankacılığı
işlemleri gerçekleştirildiğinde, çeşitli zararlı yazılımlar müşteriye
ait hem şifre hem de bankalardaki davranış modelini çalarak
dolandırıcılıklara sebep olabiliyor. IHS ile gerçekleştirdiğimiz
proje ile bankamız, bu kapsamdaki müşterilerine aynı kalitedeki
hizmetini vermeye devam ederken aynı zamanda onları finansal
zarar veren durumlardan koruyarak çok daha güvenli dijital
bankacılık ortamları oluşturur pozisyona geldi.
28
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK
2015
İletişim alışkanlıkları kökten değişiyor
Sosyal bir varlık olan insan, var olduğu
günden bugüne birbirleriyle iletişim
halinde olmuştur. Birbirleriyle sürekli
iletişim halinde olan insanların, modern
teknolojilerle daha geniş iletişim alanına
sahip olmasıyla beraber bireylerin,
toplumların iletişim alışkanlıklarını değişim
geçirmesine neden olmuştur. Milyonlarca
insanın bir arada yaşadığı günümüz
dünyasında, insanların her an birbirleri
ile etkileşim halinde olması; iletişimi
hayatımızın doğal bir parçası haline
getirmektedir. Birbirleriyle sürekli etkileşim
halinde olan insanlar, modern teknolojiler
ile daha da hızlanarak her an, her yerde
iletişim kurmaktadır.
İnternetin mobil cihazlarda
kullanılmasıyla birlikte, insanların internet
üzerindeki sınırsız bilgi kaynaklarına
kolaylıkla ulaşabilmeleri, hızlı bir şekilde
etkileşimde bulunabilmeleri mümkün hale
gelerek; neredeyse bütün sosyal süreçler
ve iş süreçleri değişmeye başladı. Mobil
cihazların kullanımı artarken, geliştirilen
yeni uygulamalarla KOBİ’ler için zaman ve
mekândan bağımsız esnek iş modelleri ve
kazanç fırsatları da yaratıldı.
Mobilite iş verimliliğini arttırıyor
Günümüzde küresel ölçekte 1.5
milyardan fazla mobil cihaz kullanılıyor.
Mobil cihazlar için hazırlanan yeni
yazılımlar, pek çok iş sürecinin etkin
bir şekilde yönetilmesini sağlayarak iş
verimliliğini arttırıyor. Mobilitenin zaman
ve mekândan bağımsız çalışabilme imkânı
sunmasıyla, KOBİ’ler artık işlerini mesai
saatleri ile sınırlamıyor. İş ortamlarına
ve klasik çalışma alışkanlıklarına önemli
değişiklikler sunan mobilite, KOBİ’ler
için birçok maliyeti ortadan kaldırarak,
iş verimliği ve geliri arttırıyor. Örneğin;
kurumsal iş çözümleri arasında yer alan,
saha satış otomasyonu tedarik zinciri,
sevkiyat ve müşteri ilişkileri, araç takibi
mobil süreçlerde tamamlanabiliyor.
Tek bir cihaz ile birçok marka ya
da ürün stok, fiyat, fatura bilgilerini
Her ölçekte şirkete destek sunuyoruz
KOBİ’lerin öncelikli olarak ağ alt yapılarını
oluşturacak ağ teknolojileri ürünlerine
yatırım yapması gerekiyor. Sağlam bir
ağ alt yapısı kurabilmeleri için küçük ve
orta ölçekli işletmelere yönelik ZyXEL’in
geniş bir ürün yelpazesi bulunuyor.
Bulut bilişim tüm dünyada şirketlerin
iş yapış şekillerini değiştirdi ve özellikle
yüksek performanslı PC’lere ve depolama
birimlerine olan ihtiyaçlarını azalttı. Bu
iki teknolojik gelişme de küçük ve orta
ölçekli işletmelerin rekabette bir adım
öne çıkabilmelerini sağlayan önemli
gelişmelerin başında geliyor. Biz de bu
teknolojik gelişmeleri destekleyen ürün
ve çözümlerimiz ile müşterilerimize
hizmet sağlıyoruz. Bunlar dışında
tüm dünyada benimsemeye başlayan
ve önümüzdeki dönemde daha da
yaygınlaşacak olan bir diğer eğilim ise
alıp yönetici ve çalışan arasında eş
zamanlı mesajlaşma sağlayabilen mobil
uygulamalar bulunuyor. Bu uygulamalar,
KOBİ’lerin hem maliyetlerini düşürüyor,
hem de iş gücü ve zaman açısından
büyük ölçüde tasarruf sağlıyor. Birçok
şirketin hızlı bir biçimde benimsediği
‘Kendi Cihazını Getir’ (BYOD) uygulaması,
KOBİ’ler için yeni bir mobilite vizyonu
sayılabilir. Geleneksel olarak iş yazılımlarını
şirkete ait cihazlara yükleyen yöneticiler,
çalışanlarının kendi cihazlarını kullanarak
erişebilmesi için iPhone, iPad, Android
gibi platformlarda geliştirilen mobil
uygulamalar hazırlatıyor. Şirketler cihaz
maliyetlerini düşürmek için iş yazılımlarına
bulut üzerinden cihaz bağımsız erişimde
sağlıyor.
KOBİ’lerin günümüzde, zorlu rekabet
koşullarında ayakta kalabilmek için
teknolojinin olanaklarından faydalanması
ve bilişimin artık ihtiyaç olduğunu kabul
etmesi gerekiyor. Birçok mobil altyapı
BYOD yaklaşımı. BYOD eğilimi ofis ve iş
çevrelerinde yaygınlaştıkça, iş ağlarının
çoğu birden fazla cihazı olan daha fazla
kullanıcıya hitap etmek durumunda
olacaklar. Küçük ve orta ölçekli firmaların
da bu eğilimi göz ardı etmemeleri
gerekiyor. Tüm dünyada, internete
bağlı cihaz sayısı ve internet servislerinin
kullanım oranları ciddi bir artış gösteriyor.
Şirketlerin iş akış şemaları ve iş yapış
biçimleri teknoloji sayesinde hızlı bir
dönüşümden geçiyor ve küçük şirket/
büyük şirket arasındaki fark hızla eriyor.
Bu bağlamda ZyXEL olarak küçük ve orta
ölçekli firmalarda hızlı bir e-dönüşüm
süreci gözlemliyor ve gerek pazara
sunduğumuz ürün ve çözümlerle gerekse
de özel danışmanlık hizmetleriyle küçük
ve orta ölçekli işletmelerin dönüşümümü
destekliyoruz.
sağlayıcısı şirketin KOBİ’ler için özel uçtan
uca çözümleri bulunuyor. Aynı zamanda
Türkiye’nin teknolojik dönüşümünün
sağlanması için kamu ve özel şirketler
tarafından KOBİ’lere ekonomik desteklerin
yanı sıra, platformlar, teknoloji destek
kredileri gibi kolaylıklar sağlanıyor.
Çift yönlü veri aktarım aracı
‘mobil teknolojiler’
Mobil teknolojilerin iş süreçlerinde
kullanımının artması ile iş süreçleri yeniden
tasarlanıyor. KOBİ’lerin iş yapış biçimlerini
olumlu etkileyen, iş süreçlerine destek
olacak, verimliliklerine katkıda bulunacak
teknolojileri kullanmaları, KOBİ’lere
yeniden yatırım yapmadan büyüme
imkânı sunuyor. Bu sayede KOBİ’ler, anlık
veriler toplayarak iş süreçlerini izleme ve
etkin yönetme imkânlarına sahip oldular.
Ayrıca hata oranlarının azalması ve artan
müşteri memnuniyeti ile sektör içinde
rekabet ortamında daha verimli iş süreçleri
Fiziksel güvenlik de önemli
KOBİ’lerin verimliliklerinin, rekabet
güçlerinin ve katma değerdeki
paylarının artırılması, ihracata ve Ar–
Ge araştırmalarına yönlendirilmeleri
önemli. Ancak finansman ve yatırım
maliyetleri KOBİ’ler için önemli
sorunlardan biri olduğundan, KOBİ’lere
yönelik desteklerin başında da onların
teknoloji seviyelerini yükseltme ve
finansal olanaklarını iyileştirmeye yönelik
çözümler geliyor.
Bu kapsamda 2016 yılında KOBİ’lerin
gelişmelere ve yeniliklere açık, bütün
dünyayı pazar olarak gören, rekabet
gücü yüksek, dinamik, esnek, yaratıcı,
teknoloji düzeyi yüksek işletmeler haline
gelebilmeleri için teknoloji yatırımlarına
ağırlık vereceğini, ulusal ve uluslararası
pazarda iş yapma imkanlarını artıracak
iletişim yapılarına ve e-ticaret alanlarına
yöneleceklerini düşünüyoruz.
Esnek ve mobil çalışmayı destekleyen,
çalışanlar ve müşterileri arasındaki
iletişimi kesintisiz ve sürekli kılan ve
iletişim maliyetlerinde tasarruf sağlayan IP
iletişim çözümleri bu yatırım alanlarından
biri. Entegrasyon kabiliyetiyle küçük
bir işletmede iletişim sistemine direkt
bağlanabilen CCTV kameralar ve alarm
sistemi ile ek yatırımlara gerek kalmadan
tek platform üzerinde, mobil cihazlar
ile takip edilebilen güvenlik çözümleri
de sunarak KOBİ’lere yatırım avantajı
sağlıyor. Rekabetin en önemli koşulu
olarak kabul edilen operasyonel verimlilik
için ideal bir çözüm sunan Karel IPG
İletişim Platformu, işletmelere önemli bir
maliyet tasarrufu da sağlıyor, işletmelerin
iletişim standartlarını daha yüksek bir
noktaya taşıyor.
Karel Pazarlama Direktörü
Nurşen Yıldırım
ZyXEL Türkiye Kurumsal Çözümler
Ürün ve İş Geliştirme Müdürü
Ömer Faruk Erünsal
yaratma fırsatı elde ettiler.
Günümüzde mobil teknolojiler, tek
yönlü veri toplama ve aktarım yapma
vizyonlarından daha büyük yeni bir
vizyona sahipler. Mobil teknolojileri
kullanarak anlık verinin sağladığı
faydalardan yararlanan KOBİ’ler, artık
daha önceden toplanan, işlenen veriler
sayesinde anlık olarak karar üretmek
ve mobil teknolojiler ile bu kararları
sahada uygulamak hedefindeler. Bu
nedenle kullanılan mobil teknolojilerde
bu yetkinlikler aranıyor. Mobil teknolojiler
artık çift yönlü veri aktarım araçları olarak
kullanılıyor.
Günümüzde teknolojinin sağladığı
avantajları reddetmek imkânsız. Yeni
teknolojiler kattığı avantajlar ile KOBİ’ler
için çok kritik bir öneme sahip. Dolayısıyla
teknolojinin sunduğu yararlardan
faydalanmayan, gündemi takip etmeyen,
bu sürece ayak uyduramayan KOBİ’lerin
bu rekabet ortamında ayakta kalmaları
neredeyse imkânsız.
KOBİ’ler öne geçmek için daha
hızlı olmak zorunda
Şu an en önemli konulardan birisi
olan mobil cihazların her yerden erişim
sağlayabilmesini mümkün kılan 4,5 G
teknolojisi. Önümüzdeki bir yıl içerisinde
ağa bağlı cihazların ciddi bir boyutta
artacağı öngörülüyor ve bu nedenden
dolayı mobil ağ iletişimi konusunda
çalışmalar hızla devam ediyor. 4,5 G
teknolojilerinin devreye girmesi ile mobil
cihazlar çok daha yüksek hızla internet
erişimine sahip olacak. Böylece mobil
cihazlar iş süreçlerinin gerektirdiği ve
gittikçe büyüyen verilere çok daha hızlı
bir şekilde erişebilecek. Bulut teknolojileri
ile desteklenen mobil iş uygulamaları,
büyük verinin mobil cihazlar üzerinden,
çalışanların parmak ucunda zaman
mekân bağımsız olarak gelmesine
imkan sağlayacak. Geliştirilen mobil
iş uygulamaları ve 4,5 G teknolojisinin
zaman mekân sınırı tanımayan yüksek
30
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
Mobil cihazların hayatımıza girmesi
ile birlikte sadece tüketicilerin değil,
şirketlerin çalışma yöntemleri de
değişmeye başladı. Özellikle mobil
internetin hızlanması ve neredeyse her
yerden erişilebilir olması çalışanların da
şirket verilerine her yerden her zaman
erişebilmelerini sağladı. Şirketler de
verimliliği ve üretkenliği artıran mobil
çözümleri benimsediler ve çalışanlarına
sunmaya başladılar. Mobil çözümlerin
sağladığı en önemli avantaj ise rekabet
tarafında. Mobil çözümleri kullanan
şirketler daha rekabetçi oluyor.
Mobil çözümlerde biraz daha derine
indiğinizde sadece çalışanlar için değil
tüketiciler için de mobil çözümlerin
ön planda tutulması gerektiğini
görüyorsunuz. Buna en güzel örnek
son yıllarda mobil cihazlar üzerinden
yapılan alışverişlerde ve ödemelerde
meydana gelen devasa artış. Dolayısıyla
geliştirilen çözümlerin sadece çalışanları
değil tüketicileri de hedeflemesi
gerekiyor.
Teknoloji kullanımının artması,
internete sadece ADSL ve fiber gibi
genişbant bağlantılar değil 3G gibi
mobil teknolojilerle hızlı erişim, mobil
cihazların işlevselliklerinin artması
şirketlerin hayatlarına önemli bir katkı
sağlıyor. Mobil çözümler sayesinde
sundukları hizmetlerin kalitesini de
artırabiliyorlar.
Mobil çözümlerin bir diğer avantajı
ise çalışanlara daha verimli ve üretken
bir ortam sağlaması. Kablosuz ağlar
sayesine çalışanlar şirket içerisinde
istedikleri yerden çalışabiliyor, 3G
14 - 20 ARALIK
2015
Mobil iş çözümleri
hayatımızın parçası
haline geldi
sayesinde yolda, bir başka şehirde
hatta ülkede her türlü veriye
ulaşabilerek ofisteymiş gibi
çalışabilme fırsatına sahip
oluyorlar. Şirketlerin iletişim
maliyetlerini azaltması da
işin bir diğer önemli
tarafı olarak karşımıza
çıkıyor. Şirketin genel
olarak elde ettiği
mobilite ve hareket
serbestliği bütün
operasyonlarda
hızı ve verimliliği
yükseltirken,
güvenlik de bir
diğer fayda
unsuru
olarak öne
çıkıyor.
Sonuçta
şirketlerin
rekabet gücü
önemli ölçüde
artıyor.
Şu an baktığımızda artık kablosuz
ağ teknolojilerini uygulamayan şirket
kalmadığını görüyoruz. Dolayısıyla
kablosuz teknolojiler, kurumsal
anlamda çok önemli oranlarda
verimlilik artışı ile eş anlamlı
diyebiliyoruz. Çalışanlar bulundukları
yerden bağımsız akılı telefonları ve
dizüstü bilgisayarlarıyla şirket içi
iletişimde esnek çalışma olanağı
kazanıyor. Bunun yanı sıra zaman ve
maliyet açısından sağlanan tasarruf
da işletmelerin kablosuz teknolojileri
neden tercih etmeleri gerektiğini açıkça
ortaya koyuyor.
Kablosuz iletişim, şirketler için
vazgeçilmez bir unsur
Kablosuz ve mobil iletişim, iş
süreçlerinin hızlanması, kolaylaştırılması
ve zamanın verimli bir şekilde
kullanılması için, şirketler açısından
giderek vazgeçilmez oluyor. Şirket
dahilinde veya dışarıda, kablosuz olarak
da, kablolu ağlar kadar güvenli
bir şekilde ve düşük maliyetlerle
gerekli kaynaklara erişim
sağlanabiliyor.
Çalışanların, iş arkadaşları
ve müşterileriyle iletişim
halinde olmasını ve şirket
verilerine uzaktan
erişebilmesi kurumlar
ve şirketler için
en temel faydayı
oluşturuyor.
Ayrıca kablosuz
teknolojilerin
sunduğu
platformlar,
yaratıcı ve
yenilikçi çözümleri
kolaylaştırdığı için
kurumların katma
değerli çözümler sunmasına ve
operasyonel maliyetlerinin düşmesini
sağlıyor.
Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu:
4S Bilgi Teknolojileri Yazılım Teknolojileri Ekip Lideri Ali Yaldız:
Hızlı ve kesintisiz iletişim
kritik önemde
Proje ve portföy yönetimini
doğru anlamak gerekiyor
Geçen yıllarda olduğu gibi 2016
yılında da ülkemizin büyük bir
çoğunluğunu oluşturan KOBİ’lerin
özellikle tümleşik iletişim alanında
yatırımlar gerçekleştirmelerinin
önemli olduğunu düşünüyoruz.
Her türlü yenilikçi teknolojinin,
kurumların ihtiyaçları doğrultusunda
iş süreçlerine katılması gerektiğini
düşünüyoruz fakat bilhassa çağımızın
gereklilikleri göz önüne alındığında,
tümleşik iletişime yatırım yapılması
gerektiğini söyleyebiliriz. Günümüzde
BYOD kavramının revaçta olduğunu
söylemek mümkün. Yeni nesil
çalışanlar, yükselen kavramlara yatırım
yapan şirketleri tercih eder konuma
gelmiş bulunuyor. Kullanıcılar, keyif
alacakları cihazları, uygulamaları tercih
ediyorlar ve iletişim artık pek çok farklı
kanal kullanılarak gerçekleştiriliyor.
Ölçek ve iş birimlerindeki bu eğilimin
giderek yaygınlaşacağını, görece
orta ve küçük ölçekli firmalarda
mobil çalışan sayısının artacağını
öngörüyoruz. Günümüzde hızlı
ve kesintisiz iletişimin sağlanması,
firmalar için çok önemli. Her geçen
gün değişik uygulamalar ile karşı
karşıya kalıyoruz. Unify olarak, farklı
networkleri, cihazları ve uygulamaları
kullanımı kolay tek bir çatı altında
birleştirip, iş birimlerinin zengin
ve anlamlı bir iletişim deneyimi
yaşamasını sağlıyoruz. Bunun
sonucunda kurumların iletişim kurma
ve işbirliği süreçlerinde kolektif
çabayı artıran, şirkete enerji katan
ve iş performansını kolay bir biçimde
artıran bir dönüşüm gerçekleşiyor.
Önümüzdeki yıllarda mobilitenin
daha fazla ağırlık kazanacağını ve
bu eğilimin artarak devam edeceğini
söyleyebiliriz. Çalışanların kendilerine
ait cihazları şirket içerisinde
kullanabilmelerini sağlayan BYOD
kavramı, şirketlerin BT kaynaklarını
daha iyi yönetmelerini ve şirket içi
politikalarını gözden geçirmelerini
zorunlu kılıyor. Çalışanların kendi
cihazlarını kullanabilmelerini
sağlamanın çalışan verimliliğini
artırdığına inanıyoruz. Bu noktada,
BT yöneticilerinin, ilgili çözümleri
kendi kurum yapılarına uygun olarak
konumlandırmaları önemli.
Kurumlar için proje ve portföy
yönetimi, tıpkı bireyler için olduğu
gibi, mümkün olan en az risk ile
yatırımlarından en yüksek getiriyi
elde etmeyi amaçlar diyebiliriz. Peki,
bunu nasıl mümkün kılabiliriz? Gelin
isterseniz bilgi teknolojileri alanında
faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar
için proje ve portföy yönetiminin
teknik olarak ne anlama geldiğinden
başlayalım.
PMI’a göre proje yönetimi, proje
gereksinimlerinin sağlanabilmesi
için bilgi, beceri, araç ve tekniklerin
proje aktivitelerine uygulanmasıdır. 5
temel adımdan meydana gelen proje
yönetim süreci Başlangıç, Planlama,
Uygulama, İzleme ve Kontrol Etme,
Kapanış aktivitelerini kapsamaktadır.
Proje ve portföy yönetimini
en doğru ve verimli şekilde
uygulayabilmek için, şüphesiz ki,
öncelikle proje ve portföy yönetimi
yaşam döngüsünün doğru şekilde
anlamak gerekmektedir. Doğru
yetkinlikteki kaynakların, doğru
kapasite ile kullanılabilmesini
sağlayan kaynak planlaması ise yaşam
döngüsündeki bir sonraki mihenk taşı
olarak düşünülebilir. Bu aktiviteleri,
performans ve kazanılan değer
ölçümleri ile proje ve programların,
portföy stratejileri uygunluğu kontrol
edilmesi takip eder. Daha sonra,
tespit edilen bu uygunsuzlukların
ortadan kaldırılması için düzeltici
faaliyetlerin tanımlanması ve
uygulanması aktiviteleri gelir. Proje ve
portföy yönetimi yaşam döngüsünde
son olarak kullanılan etkili iletişim
teknikleri ve doğru raporlama
yöntemleri ile projeler, programlar ve
tüm portföy hakkında somut çıktılar
kullanılarak etkin kararların alınması
sağlanır. Portföy üzerinde devam
eden bir iyileşmenin sağlanabilmesi
için ise tüm bu adımların iş süreçlerine
dönüştürülmesi gerekmektedir. Yine
kapsamlı bir proje ve portföy yönetimi
yaklaşımdan bahsedebilmek için; proje
seçimi, proje öncelik sırası belirleme,
portföy izleme, portföy değerlendirme,
düzeltici faaliyet yönetimi ve proje
tamamlanması gibi temel iş süreçleri
sağlıklı şekilde uygulanıyor ve
yönetilebiliyor olmalıdır.
GüçKabloları
www.ctsbilisim.net
C13 - C14
C13 - C14
C14 – C15
( 3 X 1 mm – 0,8 mt )
( 3 X 1 mm – 1,8 mt )
( 3 X 1 mm – 1,8 mt )
C14 – C19
C19 – C20
C19 – SCHUKO
( 3 X 1 mm – 1,8 mt )
( 3 X 1,5 mm – 1,8 mt )
( 3 X 1,5 mm – 1,8 mt )
CTS Bilişim İthalat İhracat San.Tic.Ltd.Şti.
Atatürk Mah. Ataşehir Bulvarı Ata 3-3 Blok Kat : 6 / D.: 58 Ataşehir / İstanbul
T: (+90) 216 629 04 91 F: (+90) 216 629 04 92 M: [email protected]
32
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK
2015
Bilginin ‘gerçek’ gücünden
yararlanma zamanı
Büyük verinin sektörlere katkı
sağlayabilmesinin anahtarı kaliteli verinin
doğru analizleri sunması. Yani sektör
temsilcilerinin de dikkat çektiği gibi, analize
güvenmek için önce veriye güvenmek
gerek. Mobilitenin yaygınlaştığı, çoklu
cihaz kullanımının arttığı ve artmaya
devam ettiği bir ortamda kaçınılmaz
olarak büyük verinin kaynakları da geniş.
Şirketler müşterilerini büyük veriyle daha
iyi tanıyor, daha kişiselleştirilmiş öneriler
yapıp, farklı iş modellerini kurguluyor.
Böylece hem şirketler hem de tüketiciler
büyük verinin avantajlarından yararlanıyor.
Büyük veri, müşteri davranışlarını en detaylı
işlemlerden, sosyal medyadaki yorumlarına
kadar geniş bir yelpazede kaynak sağlıyor.
Mobil cihazlar ve sosyal medyadan
bağımsız düşünülemeyen hayatımızda
müşteriler, ürün ve hizmetlerle ilgili tüm
fikirlerini çok daha hızlı paylaşabiliyor.
Şirketleri rekabette ön plana çıkaran
temel unsur, büyük veriden işe yarar
analizler çıkarmak. Büyük verinin iyi yönetimi
ve analizinin şirketlere sağladığı öncelikli
faydalar bu yönüyle müşteri memnuniyetini
artırmak, alternatif satış ve pazarlama
kanallarını ve fırsatlarını oluşturmak,
yatırımın geri dönüşü ve satış maliyeti
analizlerinin daha sağlıklı hale gelmesi olarak
sıralanıyor. Şirketler, müşterilerine daha
verimli ve kişisel hizmet sunabilmek için
“büyük veri”den daha fazla faydalanacaklar.
Büyük veriyi doğru kullanmak yeni iş
fırsatları yaratmak ve kurumların daha fazla
müşteriye ulaşmak, müşterileri daha iyi
tanımak, kişiye özel çözümler sunmak, uzun
vadede maliyet avantajları kazanmak, daha
yerinde karar mekanizmaları geliştirmek,
kurum içi ve dışı iletişimi/etkileşimi
geliştirmek gibi sayısız fırsatlar da cabası.
İş yapış şekilleri değişiyor
IDC verilerine göre, büyük veri
teknolojilerinin 2016 yılında oluşturacağı
pazar 28.3 milyar doları bulacak. Büyük
veri pazarının yıllık bazda yüzde 30’ların
üzerinde büyüme rakamlarına ulaşması
da beklentiler arasında. Geleneksel
BT pazarından kat be kat büyümesi
öngörülen bu pazarda fark yaratan unsur
ise katma değeri olacak. Veri miktarı
bu şekilde sürekli ve istikrarlı biçimde
artarken, bu veriyi yönetmek de ayrı bir
zorluk haline geliyor. Bu yönüyle artan
veri miktarıyla başa çıkabilmek, yani
‘bilgiyi doğru teknoloji ile yönetebilmek’
her ölçekte şirketin de önceliği. Bu da,
bir yönüyle tüm sistemin tepeden tırnağa
değişmesi demek. Verinin depolanmasının
yanında, veriyi işlemek için gereken
işlemci gücüne de sahip olan veri
Devamı 34. sayfada
Destek Bilgisayar Genel Müdürü Oğuz Tamer Tunçel:
SaaS KOBİ’lerin en büyük
yardımcısı
Müşterilerini daha iyi tanımak,
onlara ulaşmaktan tutun da
çalışanlar arasındaki bilgi paylaşımını
arttırmak, iş olanaklarını ve riskleri
daha çabuk fark etmek, daha çok
bilgiye dayalı kararlar verebilmek
için tüm iş birimleri BT ile birlikte
çalışmalı, BT olanaklarından işlerini
daha iyi, daha rekabetçi yapabilmek
için faydalanmalı. “Ben olduğum
gibi iyiyim” diyen işletmeler yeni
olanaklardan faydalananlar tarafından
geçilecekler, değişime uyum
sağlayanlar ise devam edecekler.
Büyük işletmelerle
karşılaştırdığımızda KOBİ’lerin hem
BT konularında yatırım imkanları
daha az hem de BT teknolojilerini
işletmelerine yararlı hale getirecek
insan kaynakları daha sınırlı. Bu
yüzden de iş uygulamaları, iş zekası,
büyük veri gibi hem finansman hem
de insan kaynağı açısından önemli
yatırımlar gerektiren alanlarda daha
büyük işletmelerin gerisinde kalma
riskleri yüksek.
Ancak bulut teknolojileri, özellikle
SaaS KOBİ’lerin en büyük yardımcısı.
Herhangi bir donanım yatırımı
yapmadan, kurulum, destek ve ilk
alım maaliyetlerine katlanmadan,
ihtiyaçları olduğu çözümü bulut
üzerinden kullanmak ve kullandıkları
kadarını ödeme imkanları var. Bulut
teknolojilerinin KOBİ’lere doğru
anlatılabilmesi ve işletmeleri için
yararlı çözümlerin gösterilebilmesi çok
önemli. Büyük veri, analiz, iş zekası, iş
uygulamaları gibi birçok çözüm bulut
üzerinden çok makul aylık ödemeler
ile kullanılabiliyor. Her çözüm her
işletme için gerekli olmadığı gibi
burada bahsedemediğimiz ancak
işletmelere çok yardımcı olabilecek
birçok çözüm de mevcut.
Bilgilerin ve uygulamaların bulutta
durduğu, kablolu/kablosuz ağlar
tarafından iletildiği ve mobil cihazlar
ile tüketildiği bir BT yapısına doğru
gidiyoruz.
ortam
ortam
izleme
izleme
ürünleri
ürünleri
- AyarlanabilirRJ
RJ45
45sensör
sensör girişleri
girişleri ,, kuru
veve
dahili
röleröle
çıkışları
- Ayarlanabilir
kurukontak
kontaksensör
sensörbağlantı
bağlantıgirişleri
girişleri
dahili
çıkışları
Elektrik
kesintilerine
karşı
dahili
back-up
battery
- Elektrik kesintilerine karşı dahili back-up battery
- RJ45
45portuna
portunabağlanan
bağlanan sensörler
sensörler utp
- RJ
utpkablo
kabloile
ile300
300metreye
metreyekadar
kadaruzatılabilir.
uzatılabilir.
E-MAIL,
SNMP,
SMS
ile
uyarı
gönderme
desteği
- E-MAIL, SNMP, SMS ile uyarı gönderme desteği
- 3G Modem bağlantısı ile sms atma özelliği
- 3G
Modem bağlantısı ile sms atma özelliği
- 16 - 64 adet cihaza ping atma ve cihazlara ulaşılamadığında uyarı verme özelliği
- 16 - 64 adet cihaza ping atma ve cihazlara ulaşılamadığında uyarı verme özelliği
- USB girişi üzerinden logları USB bellek vasıtası ile kaydetme özelliği
- USB girişi üzerinden logları USB bellek vasıtası ile kaydetme özelliği
- IP Kamera ile görüntü gösterme özelliği
- IP Kamera ile görüntü gösterme özelliği
- HTTP/HTTPS, SNMP V1/V2c/V3, SMTP, TCP/IP, Syslog, SNTP, DHCP, SSHv2, SSLv3, LDAPv3,
- HTTP/HTTPS, SNMP V1/V2c/V3, SMTP, TCP/IP, Syslog, SNTP, DHCP, SSHv2, SSLv3, LDAPv3,
AES 256-bit, 3DES, Blowfish, RSA, EDH-RSA, Arcfour, IPV6, WAP 2.0,, TELNET desteği
AES 256-bit, 3DES, Blowfish, RSA, EDH-RSA, Arcfour, IPV6, WAP 2.0,, TELNET desteği
OPENGEAR tamamen konsol yönetimi üzerine uzmanlaşmış ve tecrübesini ürünlerine yansıtmış
ip konsol
ip
konsol
server
server
ürünleri
ürünleri
önemli bir üreticidir.
IP KONSOL
SERVER
ürünleri cihazlarınıza
uzaktan
konsol
OPENGEAR
tamamenOPENGEAR
konsol yönetimi
üzerine
uzmanlaşmış
ve tecrübesini
ürünlerine
yansıtmış
bağlantısı
(
RS232
)
yapmanıza
olanak
sağlamaktadır.
önemli bir üreticidir. OPENGEAR IP KONSOL SERVER ürünleri cihazlarınıza uzaktan konsol
- Her bütçeye
/ projeye
göre geniş
ürünsağlamaktadır.
portfoyü
bağlantısı
( RS232
) yapmanıza
olanak
- Dahili dial-up modem & 3G modem yedek bağlantı seçenekleri
- Her bütçeye / projeye göre geniş ürün portfoyü
- 4 – 16GB dahili hafıza
- Dahili dial-up modem & 3G modem yedek bağlantı seçenekleri
- Sıcaklık & nem sensörü desteği
- 4 – 16GB dahili hafıza
- Dahili FTP / TFTP server
- Sıcaklık
& nem
sensörülog
desteği
- Çevrimiçi
/ çevrimdışı
tutabilme özelliği
- Dahili
FTPYazılım
/ TFTPDesteği
server
- Merkezi
- Çevrimiçi
çevrimdışı
log tutabilme
özelliği
- Gelişmiş /yönetim
ve uyarı
seçenekleri
- Merkezi
YazılımARPDesteği
- HTTP, HTTPS,
RING, SSH V2 & V3, FIPS140, TACACS+, RADIUS, KERBEROS, LDAP,
- Gelişmiş
yönetim
uyarıNAT,
seçenekleri
IPsec, TELNET,
TCP,veDCHP,
PPP, SECURE NTP, RFC2217 desteği
- HTTP, HTTPS, ARP- RING, SSH V2 & V3, FIPS140, TACACS+, RADIUS, KERBEROS, LDAP,
IPsec, TELNET, TCP, DCHP, NAT, PPP, SECURE NTP, RFC2217 desteği
www.ctsbilisim.net
ilan_28x40_cts.indd 1
www.ctsbilisim.net
4/8/15 4:40 PM
34
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
merkezleri, böylece her ölçekte şirketin
BT yatırımlarında öncelikli bir tercih halini
alıyor. Bilginin taşıdığı gücü en doğru
biçimde değerlendirmenin yolu, ham veriyi
işleyerek nitelikli bilgiye dönüştürecek
çözümler geliştirmek. Böylece büyük
veri, işletmelerin kâr maksimizasyonuna,
daha iyi hizmet seviyesine katkısıyla, öne
çıkıyor. Sonuçta büyük veri, kurumlara
dinamizm ve inovasyon kazandırırken, iş
yapış şekillerini ve altyapı değişikliklerini de
beraberinde getiriyor.
Müşteri geri bildirimleri, önerileri
harmanlanarak, kurumun milyonlarca
müşterisinin her biri hakkında somut
ve detaylı bilgisine sahip olması CRM
başlığında önemli bir fayda demek.
Örneğin sosyal ağlardaki gibi yapısal
olmayan verileri bilgi haline getirip,
tüketici davranışlarını inceleyerek,
segmentasyon ve kümeleme
algoritmalarını kullanarak kişi veya
gruba özel kampanyalar düzenlemek,
servis kalitesi ile ilgili iyileştirici, düzeltici
önlemler almak artık hiç de zor değil. İş
dünyası da verimliliği artırmak, rekabet
avantajı yaratmak ve yeni veri kaynaklarını
kullanmak adına büyük veri teknolojilerine
yatırım ilgisi gösteriyor. Büyük verinin
doğru kullanımı ile müşteriyi çok daha
kapsamlı verileri temel alarak çok daha
doğru değerlendirmek mümkün.
Her ölçekte bir ihtiyaç
Büyük veri odaklı ürünler, veri yönetimi
için iş süreçlerine yeni yaklaşımlar
kazandırırken, yenilikçi çözümlerle
rekabetçi koşulları da oluşturuyor.
Veri artışı karşısında artık önemli olan
sadece veriyi depolamak değil, bunları
akıllı bir biçimde yönetebilmek, veriyi
erişilebilir, güvenli ve etkili kılmak.
Gelişen teknolojileri yakalamaya çalışan
ve artan rekabet ortamında öne çıkmaya
çalışan şirketler, hem iş performanslarını
yükseltmeyi hedefliyor, hem de bunu
en düşük maliyetlerle gerçekleştirmek
istiyor. Büyük veri çözümleri öncelikle
özellikle verinin daha büyük olduğu
telekom, finans, kamu ve perakende
sektörlerinde öncelikli BT yatırımı oldu.
Diğer sektörlerde de büyük verinin etkin
yönetilebilmesi ölçekten bağımsız hemen
her kurumun ihtiyacı. Sonuçta küresel
bazda olduğu gibi Türkiye’de de, artan BT
maliyetlerini düşürmek isteyen, hız, kolay
kullanım, esneklik ve yenilikçilik talep
eden sektör ve şirketler daha çok büyük
veri çözümlerine yöneliyor. Büyük verinin
doğru kullanımını özellikle popüler sosyal
medya platformlarını izleyerek görebiliriz.
Kullanıcı davranış ve eğilimlerini tespit
ederek, doğru yönlendirmelerle ticari
14 - 20 ARALIK
2015
Asseco SEE Yeni Ürünler Yöneticisi Osman Özdemir:
E-ticarete yönelen KOBİ’ler sanal
POS altyapısını kullanmak istiyor
Teknolojik gelişmeler, günlük
yaşantımızla birlikte ekonomi ve
iş dünyasında önemli değişimleri
beraberinde getiriyor. E-ticaret, e-devlet,
e-iş gibi kavramlar artık herkesin dilinde.
KOBİ’lerin e-dönüşüme ne kadar hazır
olduğu, bu dönüşümün iş süreçlerine
nasıl yansıdığı ise ayrı bir öneme sahip.
E-ticaret, uzun bir süredir mail sipariş
ve tahsilat altyapısı olarak kullanılıyor.
E-ödeme alanında ise şu anda farklı
ödeme türlerinin internete ve mobil
ortamlara kaydığını gözlemliyoruz.
Özellikle mobil cihazlardan yapılan
başarı yakalayan bu platformların etkisi
de doğal olarak artıyor. Sonuçta değişen
pazar dinamikleri ve müşteri taleplerine
anında uyum sağlayamayan, yani
güncel veri kontrolünü etkin bir biçimde
sağlayamayan kurumların rekabette geride
kalması kaçınılmaz. Büyük verinin etkin
yönetilebilmesi ölçekten bağımsız her
kurumun ihtiyacı. Büyük veri üzerinden
analiz ve anlık hamleler yapabilmek için
kullanılan karar destek teknolojilerinin de
çok farklı yetkinliklere sahip olması gerek.
Bu da, şirketlerin yeterince esnek sayısal
çözümler aramasına, hızlı bir şekilde
bu çözümlere uyum sağlayabilmesine
ve pazar eğilimleriyle paralel bir şekilde
ilerlemesine bağlı ve büyük veri ile
bütünleşik araçların, iş dünyasındaki kritik
bir dönüşüm sağladığı da aşikar.
Sektörel yaygınlık
kendini gösterecek
Birçok şirket sunduğu avantajlardan
dolayı büyük veri teknolojileri kullanımına
geçiyor. Burada önemli olan ise şirketin
ihtiyaçlarını belirlemesi ve kendisi için
en iyi ve doğru çözümü seçmeleri.
Yani kurumlar, veriyi sadece depolama
önceliği ile hareket etmemeli. Bu verilerin
doğru biçimde sınıflandırılmasını ve
bu verilerden iş süreçlerini etkileyecek
bilgi üretilmesini sağlayacak çözümlere
başvurmak günümüzde asıl önemli olan
faktör olduğu gibi, şirketlere verimlilik ve
tasarruf sağlamanın da anahtarı.
Büyük veri, büyük ölçeklerde ve sürekli
büyüyen çok farklı kaynaklardan akan, çoğu
kez gerçek zamanlı değişen bir formata
alışverişlerin artması ve 6493 sayılı
kanun gibi yeni yasal düzenlemeler,
kullanıcıların hassas ödeme verilerini
güvenli ortamlarda saklama ihtiyacını
gündeme getirdi. 2016 yılında, KOBİ’ler
için sınırlı yatırımla ticaret yapmanın
kapılarını açan e-ticaret, aynı zamanda
büyük firmalarla rekabet edip küresel
pazarda kendilerine alan açmalarının
ve giderleri düşürmenin en uygun
yollarından biri.
Tekrarlanan ödeme ve ödeme
talimatı alma özellikleriyle sanal
POS’larını tahsilat amaçlı kullanan
sahip. Bu yönüyle büyük verinin kontrol
edilmesinde kurumların kendi içlerindeki
BT çözümlerinden yararlanması değil, buna
uygun ve varolan sistemle uyumlu bir BT
yatırımı yapması gerek. Şirketler geleneksel
yöntemlerle büyük veriyi yönetemeyeceklerini
gördüklerinden süreçler bazında yeni
arayışlara yöneliyorlar. Büyük veri dönüşümü
odaklı başarı elde eden şirketler, sektörlerinde
bir başarı hikayesi olarak tanımlanabiliyor.
Çünkü sürekli değişen küresel eğilimler BT
başlığında da hayat buluyor ve bu eğilimler
rekabeti artırdığı gibi, şirketleri de değişime
ve yeni arayışlara itiyor. İşte bu süreçte yeni
teknolojilerin şirkette en kapsamlı biçimde
kullanımı artık bir gereklilik.
Küresel bazda olduğu gibi,
Türkiye’de de büyük veri projelerinde
başı telekomünikasyon, bankacılık ve
perakende sektörleri çekiyor. Büyük
verinin katma değerinin her ölçek ve
her sektör tarafından anlaşılması ise
projelerin yaygınlığı ve kapsamında
kendini gösterecek. Tüm sektörlerde artan
rekabetin de bu alanda, yani büyük veri
projelerinde itici güç olacağı üzerinde
duruluyor. Özellikle dış piyasalarda
büyük verinin kullanım alanının genişliği
ve uygulama yoğunluğunun da teknoloji
gelişimine paralel artışı göz önüne
alındığında, Türkiye’de kurumsal hayattaki
potansiyel de ortaya çıkıyor.
M2M’de dev potansiyel
Doğru analizleri kullanarak yeni
kampanyalar, pazarlama stratejileri ve
iş modelleri geliştirmek oldukça kolay.
Bu yönüyle, örneğin büyük veriyle
KOBİ’lerin kayıtlı kredi kartı
bilgilerini kullanarak tahsilatlarını
gerçekleştirmeleri gerekiyor. Tek bir
arayüzle tüm sanal POS altyapısının
yönetilebilmesi ise iş yerlerine
kullanım kolaylığı sağlıyor. Yeni yasal
düzenlemeler, kart sahibine ait hassas
bilgilerin saklanmasına ilişkin katı
kurallar ve ciddi yaptırımlar getiriyor.
Önümüzdeki dönemde kullanılacak
tüm yenilikçi ödeme teknolojilerinde
güvenlik, en önemli kavramlardan biri
olmaya devam edip, çeşitli avantajları
da beraberinde getirecektir.
elde edilen temel demografik bilgiler
artık yeterli değil. Müşterilerin de farklı
öneriler beklediği bir ortamda, büyük
veriyi kullanıp müşteriyi analiz ederek
ihtiyaçlarını öngörerek teklifler sunmak
büyük veri kullanarak farklılaşmanın
da temeli. Büyük verinin sağladığı bilgi
çerçevesinde müşterilere eş zamanlı
teklifler sunmak böylece mümkün.
Etkin ‘büyük veri’ kullanımı için
şirketlerin buna kolayca erişebilmesi
gerek. Bunun yolu da BT için eksiksiz
veri platformu gerekli hale getiriyor.
Küresel bazda en hızlı büyüyen büyük veri
kaynaklarından olan M2M’de donanım,
iletişim teknolojileri ve gömülü yazılımları
alanındaki yenilikler, kullanım alanlarını
çeşitlendireceği gibi, büyük verinin de
artmasına neden olacak.
Bu arada hatırlatmak gerekir ki, M2M
sadece tüketiciyi tanımak açısından değil,
makinelerin kendi verilerini ve pazarlarını
oluşturması açısından da önemli.
Makineler arası iletişim bilgisine sahip
olmak, bu veriyi doğru değerlendirmeyi de
gerekli hale getiriyor. Böylece M2M verisi
büyük veri analitik çözümlerinin gelişimini
zorlayarak, makine davranışından kullanıcı
davranışına kadar çok katmanlı analiz
algoritmalarının da ortaya çıkmasını
sağlayacak. Elde edilen veri ve analizlerin
etkin kullanımı ise BT yatırımlarının
katma değer sağlamasındaki kritik nokta.
Bu yönüyle M2M ve veri yönetimini
birbirinden ayrı düşünmek pek mümkün
değil. Farklı türdeki verilerin doğru analitik
yöntemlerle işlenmesi de verinin işlevselliği
adına kritik bir öneme sahip.
Bilin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. D. Zafer İnkaya:
Türkiye’de KOBİ’ler çağdaşlaşamadı
Ülkemizde, KOBİ’ler arasında henüz
gerçek anlamda bir çağdaşlaşma
anlayışı geliştiğini düşünmüyorum.
Bu nedenle de önceliklerin hala
uzun vadeli, iş geliştirmeye yönelik
yatırımlar yerine daha fazla, daha
hızlı ve daha kolay para kazanmaya
yönelik kısa vadeli yatırımlara yönelik
olacağına inanıyorum. Dolayısı ile
örneğin; iş geliştirme, danışmanlık,
eğitim, organizasyonel gelişim ya da
bilgi teknolojilerine yönelik hizmetler
almak yerine araç gereç, donanım,
inşaat, eleman alımı ile büyümek
gibi yatırımlara öncelik verileceğine
inanıyorum.
Öncelik verilecek bu tür yatırımların
kısa vadede iş hayatına bir parıltı
getirmiş gibi görünmekle birlikte uzun
vadede sadece boşa para harcanmış
olacağını düşünüyorum. Dolayısı
ile uzun vadede, bunlar yerine iş
geliştirme, yönetim danışmanlıkları,
personel eğitimi, bilgi teknolojileri
sistemleri gibi alanlara yönelik yatırım
yapan şirketlerin az sayıda da olsalar
diğerlerine göre daha avantajlı
olacaklarına inanıyorum. İnsan ve
iş sistemlerine süreç ve teknoloji
açısından yatırım yapmak her zaman
uzun vadede sürdürülebilir karlı iş
imkanları yaratacaktır.
36
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN
Rekabet Araçları
Gerçek zamanlı veri miktarının günden
güne arttığı günümüz iş hayatında yeni
nesil iş zekâsı uygulamalarında kurumsal
süreçlerle bütünleşik ve süreç iyileştirmeye
yönelik gerçek zamanlı bilgiyi sunmak
ön planda. Büyük ölçekli şirketlerin
yanında, Türkiye’de özellikle son yıllarda
KOBİ’lerin de iş zekâsı yatırımlarına ilgisi
var. Teknolojik gelişim, mobilite ve sosyal
medya ile birlikte artan veri, tüm bunlarla
beraber gelişen müşteri beklentilerine
daha iyi yanıt verebilmekse her ölçekte
şirketin önceliği.
Türkiye’de büyük ve orta ölçekli
birçok şirkette bilgiye dayalı yönetim
anlayışı artıyor. Şirketlerin daha verimli
iş modellerine yönelik arayışı sosyal
medya ve mobil araçların kullanımını ve iş
zekâsına bakış açısını değiştirdi. İş zekâsı
araçları ile sosyal CRM ve mobil iş zekâsı
çözümleri ile şirketler etkileşimli ve anlık
analiz raporlarına istedikleri yerden anında
ulaşabilir, stratejik kararları daha hızlı
alabilir hale geldi. Veri görselleştirme, veri
keşfi, arama tabanlı iş zekâsı uygulamaları
kategorilerinde yeni özellikler de projelere
eklenmeye başladı.
Bu arada, gelinen noktada bir şirketteki
her departmanın iş zekâsı çözümlerinden
elde edilen içgörülere ihtiyaç duyduğunu
söyleyebiliriz. Bu çözümler, alınacak
kararları desteklediği gibi, performansı
artırabilir, veri kalitesindeki gelişimi de
beraberinde getirir. Şirketlerin bu başlıkta
en doğru ve kendilerine uygun yapıyı
seçmesinde danışmanlık hizmetleri ise
belirleyici bir rol oynuyor.
Dün, bugün ve yarın
iş zekasında buluşuyor
İş zekâsı çözümleri temelde şirketlere
geçmişi analiz edebilme, bugünü yönetme
ve geleceği öngörebilme yeteneği
kazandırıyor. Her ne kadar bu ihtiyaçlar
paralelinde genel anlamda büyük
kurumlar iş zekâsı çözümlerine daha
fazla ilgi gösteriyor olsa da, özellikle son
dönemde ihtiyaçların farklılaştığı da bir
gerçek. Yani her ölçekten kurum için iş
zekâsı çözümleri öncelikli bir BT yatırımı
kimliğinde.
Gerçek zamanlı verilerin iş zekâsı
uygulamalarındaki varlığını artırarak
sürdüreceği bir gerçek. Yapılandırılmamış
verilerin işlenerek yapılandırılması için
gerekli ve yeterli altyapıya sahip şirketler;
verileri üzerinde çok daha hızlı hareket
edebiliyor, yüksek oranda verim elde
edebiliyor ve birçok alanda avantaja
sahip oluyor. Yapılandırılmamış verilerin
yapılandırılmış veri haline getirilmesi
ile şirketler, kullanıcıların davranış
ve tepkilerine daha hızlı bir şekilde
ulaşabiliyor.
Bütünleşik uygulamalar
avantaj sağlıyor
İş zekası, arkasında koşan teknolojiden
çok daha fazlasına, kurumsal stratejiyi
de yansıtma özelliğine sahip. Kurumun
stratejisi ve hedefleri hakkında geniş bir
perspektife sahip olan, şirketin misyonunu
destekleyecek temel göstergeler hakkında
ipuçları sunan iş zekası çözümleri,
verileri erişilebilir kıldığı gibi, iş süreçlerini
optimize ederek kârlılığı artırma gücüne
de sahip. Kurumsal faydayı artırmak, karar
14 - 20 ARALIK
2015
Tüm adımların belirleyicisi
varsayımlar değil, iş zekası
alma hızını kaliteli bir biçimde ve kurum
bütününü kapsayacak biçimde artırmanın
yolu bütünleşik iş zekâsı uygulamalarında.
Bu uygulamaları kurumsal ihtiyaçlar ve
gelişen teknoloji paralelinde düzenli olarak
güncellemek de iş zekâsı yatırımlarının bir
gerekliliği.
İş dünyasının dinamizmine hizmet
edecek iş analitiği altyapıları, günümüzde
giderek daha büyük önem kazanıyor.
Burada gözden kaçmaması gereken
nokta, doğru altyapının seçimi ve kullanıcı
dostu bir arayüzle tüm kullanıcılara
ulaşabilmek. Küresel bazda olduğu gibi
Türkiye’de de gerek büyük ölçekli gerekse
de küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu
başlıkta yatırım ilgisini görmek mümkün.
İş zekâsının etkisi özellikle yoğun veri
üreten, yani finans, telekomünikasyon,
enerji ve kamu gibi sektörlerde ortaya
çıkıyor. Ama belirttiğimiz gibi, bu başlıkta
yatırımlar her sektörde her ölçekte şirket
için aslında bir gereklilik halini aldı bile.
İş zekâsı başlığında yatırım için
BT ve iş birimlerinin ortak çalışması
önemli bir gereklilik. Yatırım kararı ve
proje aşamalarının üst yönetimden bir
sponsor desteği ile yürütülmesi, iş zekâsı
konusunun kurum içinde sahiplenilmesi,
birimlerde bir direncin önüne geçilmesi
anlamında da gerekli. İş zekâsı çözümleri
veri madenciliği ve analizi gerektiren her
birimde kullanılabiliyor. Bunları satış ve
pazarlama, araştırma ve geliştirme, üretim,
servis ve destek, lojistik ve dağıtım, finans
ve risk kontrolü ile yönetim, organizasyon
ve operasyonlar olarak sıralamak
mümkün.
Kurumsal farkındalık kadar
benimseme de önemli
İş zekâsı yatırımlarında düşünülmesi
gereken en önemli konu, sistemin
kullanıcı tarafından kabulü. Yani
şirketlerin iş zekâsını yalnızca teknik bir
iş olarak değerlendirmemeleri gerek. İş
zekâsı uygulamaları hayata geçmeden
önce iş süreçlerinin net bir şekilde
tanımlanmış olması, mevcut verilerin
güvenilirliğinin temin edilmesi ve en
önemlisi iş zekâsı uygulamalarından
nasıl sonuç beklendiğinin kararlaştırılmış
olması da önemli. Bu noktada, yönetici
seviyesinden, iş birimlerindeki kullanıcılara
kadar, herkesin ihtiyaçları, iş zekâsından
beklentileri net olarak belirlenmeli.
Şirketlerin geleneksel raporlama
araçları yerine, iş birimlerinin ihtiyaçlarını
karşılayan, büyük veri üzerinde hızlı
analiz imkanı sunan, görselliği yüksek,
ayrıca mobil platformlarda da rahatlıkla
kullanılabilen araçlara yöneldiği görülüyor.
Büyük kurumsal yapılar daha bütünleşik
iş zekâsı çözümlerini tercih ederken, orta
boy şirketlerin öncelikle belli bir veya
CRM, İK, tedarik, muhasebe gibi birkaç
iş fonksiyonunu hedefleyen çözümlere
yatırım yaptıkları görülüyor. Özellikle
analiz ve raporlama araçları, şirketlerin
verilerinden anlamlı sonuçlar çıkartabilmek
için yöneldikleri iş zekâsı yeteneklerinin
başında geliyor. Yani KOBİ’lerde de iş
zekâsı kavramına yönelik farkındalık,
gittikçe somut yatırımlara dönüşüyor.
Böylece KOBİ’ler iş zekâsını, veri analizini
ve bu çözümlerin mobil uygulamalarını
hızla iş süreçlerine dahil ediyor.
Geleceği de düşünerek s
trateji belirlenmeli
İş zekâsı, rekabetçi avantaj sağlayacak
teorilerin, metodolojilerin, teknolojik
uygulamaların bir bütünü ve sadece bir
raporlama yazılımı uygulamanın ötesinde
bir adım. Bu bağlamda, şirketler iş zekâsı
yöntemlerini belirlerken bu bütünlüğü
gözetmeli ve buna göre aksiyon almalı.
Yani klasik anlamda veri tabanları ve veri
ambarları ile işlenemeyecek büyüklükte
olan veri miktarı, kurum içinde ve
sosyal platformlardan üretiliyor. Bunun
depolanması, araştırılması, sorgulanması,
analiz edilmesi ve görselleştirilmesi
noktasında farklı teknolojik ihtiyaçlar da
ortaya çıkıyor. Bu ihtiyaçlara yönelik özel
çözüm platformları, yüksek performansta
çözüm de üretebiliyor.
İş zekâsının kurumsal süreçlerin bu
denli içine girmiş olmasıyla birlikte, bu
alanda bakış açısı ve alınan hizmetlerin
kapsamı da artıyor. Ancak burada
önemli faktör; tercihlerin sadece o günkü
ihtiyacı karşılayan çözümler değil, uzun
vadede ihtiyaçları karşılayacak çözümler
olmasının gerekliliği, bunu düşünerek
strateji belirlemenin gerekliliği. Çünkü
teknoloji hızla gelişiyor, rekabet ve müşteri
beklentileri de aynı paralelde artıyor.
Bu dinamik ortamda ileriyi görebilen ve
vizyon paralelinde doğru yatırımları yapan
şirketlerin kazanacağı görülüyor.
Mobilite ile birlikte şirketlerin iş yapış
şekillerinde de değişimler meydana
geliyor. Bir taraftan da sosyal medya
platformlarından gelen yapısal olmayan
verinin düzenlenerek analiz edilebilir bilgi
haline gelmesine yönelik çözümler ve
makineler arası iletişim (M2M) ile artan
verinin yorumlanması alanlarında da yeni
gelişmeler yaşanacak.
Mobil hayata uygunluk gerekli
İş zekâsı uygulamaları ile şirketler satış
ve üretim bütçesi oluşturma süreçlerini
çok daha verimli hale getirebilirler. Bu
sayede tahminler gerçeğe daha yakın olur
ve sürprizler en aza indirgenir. Ayrıca takip
etmek istenen verileri kullanıcılar istedikleri
şekilde işleyerek çeşitli raporlar üretebilir
ve bunu diğer yöntemlere göre çok
daha hızlı ve hatasız gerçekleştirebilirler.
Bu bağlamda iş zekâsı uygulamalarının
mobil desteğe de sahip olması şart.
Ama bu gereklilik, beraberinde çeşitli
güvenlik sorunlarını da doğurduğu için iş
zekası uygulamaları ile pekişen mobil iş
yapısında güvenliğe farklı bir bakış açısıyla
yaklaşmak önem kazanıyor. Çünkü
eskiden öncelikli olmayan mobil raporlama
artık özellikle üst yönetici ve saha ekipleri
için temel iş alanı. Kolay yönetilebilirlik ve
düşük maliyeti amaçlayan BT yöneticileri
için bulut teknolojileri de önemli bir
seçenek. İşte bunların hepsi, gelişen
teknoloji ve iş ihtiyaçlarının günümüze
yansıması ve yatırımlara dönüşmesinin
göstergesi.
38
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK
2015
Toshiba yeni
ürünlerini duyurdu
Kyocera Bilgitaş ile Türkiye’yi
bölgesel üs haline getirecek
Kyocera, 1986 yılından beri
Türkiye distribütörü olan
Bilgitaş’ın çoğunluk hisselerini
satın alarak firmaya ortak oldu.
4 Aralık 2015 tarihinde Esma
Sultan Yalısı’nda düzenlenen
etkinlikte Kyocera Document
Solutions Global Satış Genel
Müdürü Sho Taniguchi, Avrupa
Başkanı Takahiro Sato, Bilgitaş
Kurucusu Habib Pişan ve
Kyocera Bilgitaş Genel Müdürü
Murat Ada hazır bulunurken,
düzenlenen imza töreninin yanı
sıra Kyocera Bilgitaş Turkey
Doküman Çözümleri A.Ş.’nin
gelecek dönem hedefleri ile ilgili
bilgiler paylaşıldı.
Anlaşmayla birlikte Kyocera
Bilgitaş Turkey, bölgenin ihracat
üssü haline gelecek. Önümüzdeki
yıl Türkiye’de kurulacak lojistik
üssü ile Orta Asya Kafkaslar ve
çevre ülkelere donanım, teknik ve
servis desteği verilirken, şirketin
cirosunun ilerleyen yıllar içerisinde
katlanarak artması bekleniyor.
Anlaşmayı değerlendiren
Bilgitaş’ın kurucusu Habib
Pişan, Bilgitaş’ın 33 yıllık başarı
öyküsünün böyle bir aşamaya
gelmesinden büyük bir mutluluk
duyduğunu söyledi. Her
kurucunun şirketini evladı gibi
gördüğünü anlatan Pişan, yapılan
işbirliğiyle birlikte müşterilerine
en iyi ve verimli şekilde hizmet ve
çözüm sunmak istediklerini dile
getirdi.
Basın toplantısında Kyocera
Document Solutions Global
Başkanı Takashi Kuki yerine
bir konuşma yapan Kyocera
Document Solutions Global
Satış Genel Müdürü Sho
Taniguchi, Kyocera ürünlerinin
30 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de
kullanıldığını, bu işbirliğinin
önümüzdeki yıllarda daha da
artarak süreceğini vurguladı.
Taşınabilir bilgisayarlarının
yanı sıra farklı ürünleriyle
de yakından tanıdığımız
Toshiba, Microsoft’un çiçeği
burnunda yeni işletim sistemi
Windows 10 için hazırladığı
modellerinin tanıtımını
gerçekleştirdi. Direkt olarak
Windows 10 yüklü olarak
gelen yeni Satellite Radius
12 modeli, 4K ekranıyla
dikkatleri
üzerine
çekiyor.
TNB Bilgisayar ve
Görüntü Sistemleri Genel
Müdürü Aytaç Biter, 12.5
inç boyutunda ve 360 derece
dönebilen ekranlı Satellite
Radius 12 modelini 15 31 Aralık tarihlerinde
satın alan
kullanıcıların “Ne
Olursa Olsun
Garantisi” ve VIP
Express servis hizmetinden
faydalanabileceğini belirtiyor.
Ne Olursa Olsun Garantisi
paketi, bilgisayar sahibinin
hatalarını ve çalınma
ihtimallerini de kapsayan
bir garanti paketi. Toshiba,
bilgisayarın başına ne gelirse
gelsin, sebebi ne olursa olsun
tamir edilme veya yenilenme
sözü veriyor. VIP Express ise
arızalanan bilgisayarın servis
noktasına ulaşmasından
sonraki 24 saat içerisinde
kullanıcıya tamir edilmiş bir
şekilde geri gönderileceğinin
garantisini veriyor.
Gelelim ürünün teknik
özelliklerine.
12.5 inç boyutundaki ekran,
IPS teknolojisini kullanıyor
ve 4K çözünürlük sunuyor.
Bu boyuttaki ekranda
bu çözünürlük, 362 ppi
değerinin elde edilmesini
sağlıyor. Aynı zamanda
dokunmatik desteği sağlayan
bu ekranı Curning Gorilla
Glass ile kaplayarak sağlamlık
kazandırmışlar. 6. nesil Intel
Core i7 işlemciye sahip
olan Satellite Radius 12’nin
içerisinde Intel HD Graphics
520 çipi bulunuyor; ayrıca
bir ekran kartı bulunmuyor.
512 GB’ye kadar M.2 SATA
SSD depolama birimi sunan
üründe 8 GB LPDDR3 RAM
yer alıyor. Cihaz,
içerisinde Windows
10 64 bit sürümü
yüklü olarak geliyor.
Ürünün aynı zamanda
dokunmatik
olmayan,
standart ekranlı,
dokunmatik HD ve
dokunmatik Full
HD çözünürlüklü
modelleri de
bulunuyor.
Tanıtımın en dikkat
çekici noktalarından biri
ise Windows 10’dan
bahsetmek üzere sahneye
çıkan Microsoft Türkiye
Genel Müdür Yardımcısı Halil
Gökoğlu’nun Cortana’nın
yakın bir zamanda Türkçe
sürümünün çıkacağını
açıklaması oldu. Net bir tarih
yok fakat yakında Türkçe
Cortana bizlerle olacak.
IDC Türkiye 2016 yılı öngörülerini paylaştı
Bilişim alanına yönelik küresel
araştırmalar gerçekleştiren
International Data Corporation
(IDC), dünya ve Türkiye için
2016 öngörülerini paylaştı. IDC
yetkilileri ve sektör liderlerinin
2016 yılı bilişim sektörü
öngörülerini paylaştığı etkinlikte,
sektörün önemli oyuncuları bir
araya geldi. IDC Türkiye Ülke
Müdürü Nevin Çizmecioğlu
2014 ve 2015’in Türkiye için
zorlu bir dönem olduğuna
dikkat çekerek, sözlerine şöyle
devam etti:
“Yaşanan makroekonomik
zorluklar bilişim harcamalarını
gözle görülür şekilde etkiledi.
Kamu ve özel sektörde
faaliyet gösteren şirketler
büyük projelerini askıya
almak durumunda kaldı ve
bu durumda Türk Lirası’nın
ABD Doları karşısında değer
kaybetmesi çok önemli rol
oynadı. BT harcamalarının
ağırlıklı ithal ürünlere dayalı
olması ve maliyetlerin Türk
Lirası bazında artmış olması
kurumların bütçe yönetimini
zorlaştırdı. IDC 2016 yılının da
zorlu geçeceğini düşünerek
bu bölgedeki toplam büyüme
tahminlerini aşağı yönlü revize
etti. 2016 yılında bu bölgenin
bilişim harcamalarının 260 milyar
dolara ulaşması beklenmekte
olup bir önceki tahmine kıyasla
10 milyar dolar değerinde
aşağı yönlü revizyon dikkat
çekmekte.”
Mobil cihaz pazarı
daralıyor
IDC’nin 2016 öngörülerine
göre toplam pazarı etkileyecek
en önemli trend akıllı telefon
tarafında dolar bazında
büyümenin yavaşlaması ile
tablet PC ve dizüstü bilgisayar
alanlarında gerçekleşen
daralmanın olduğu ve bu
kategorilerdeki yavaşlamanın
2016’da toplam pazarın daha
yavaş bir büyümesine yol
açacağı belirtiliyor.
Nesnelerin interneti önem
kazanıyor
Nesnelerin internetinin
sadece teknoloji odaklı değil,
iş modeli odaklı dönüşümü
de tetikleyecek olduğunu
belirten IDC Türkiye Araştırma
Müdürü Melih Murat, CIO’ların
rol tanımını, BT’nin iş yapış
şeklini gözle görülür şekilde
değiştireceğini ve rekabetin
gittiği yön itibariyle büyük veri
artık bir zorunluluk olacağını
vurguluyor.
Melih Murat kamu
yatırımlarına ilişkin olarak ise
şu bilgileri veriyor: “Seçimlerin
tamamlanması ile BT anlamında
beklentilerin ciddi şekilde
arttığını söylemek doğru
olacaktır. Kamu odaklı yürüyen
ulusal veri merkezi ve şehir
hastaneleri gibi projelerin
ilerleme temposu pazarın
büyüme temposuna da ciddi
şekilde yansıyacak. Diğer önemli
bir konu ise 4.5G ihalesinin
tamamlanması. Bu kesinlikle
yeni bir dönemin başlangıcı
olacak ve bu trendin kısa vadeli
etkisi telekom sektöründe
yapılan alt yapı yatırımlarındaki
artış olacak. Bulut bilişim hızlı
büyümeye devam ederken 2016
yılında orta ölçekli kurumların
kritik iş uygulamalarını bulut
ortamlarına taşıdıklarına tanık
olacağız.”
IDC Türkiye ofisi
öngörülerinin paylaşılmasının
ardından gerçekleşen panelde,
panel yöneticisi Yapı Kredi
Bankası Bilişim Teknolojileri
ve Operasyon Genel Müdür
Yardımcısı Cahit Erdoğan’ın
önderliğinde, Microsoft Türkiye
Genel Müdürü Murat Kansu,
HP Türkiye Genel Müdürü
Güngör Kaymak, IBM Türkiye
Genel Müdürü Isabel Gomez
Cagigas, Cisco Türkiye Genel
Müdürü Cenk Kıvılcım ve SAP
COO’su Uğur Candan 2016 yılı
beklentilerini paylaştı.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK
2015
YFYİ uçuşa hazır!
5 Aralık tarihinde ODTÜ Kültür ve
Kongre Merkezi’nde düzenlenen
Yeni Fikirler Yeni İşler’in (YFYİ)
finalinde kazananlara ödülleri
verildi. ODTÜ ve ODTÜ Teknokent
tarafından Elginkan Vakfı’nın
desteğiyle, DEPARK ve Koç
Üniversitesi Kuluçka Merkezi’nin
bölgesel iş ortaklıklarıyla
gerçekleştirilen, 11. yılını geride
bırakan YFYİ’de ödüller sahiplerini
buldu. Yatırımcıların, yöneticilerin,
akademisyenlerin, girişimcilerin
ve şirket sahiplerinin yer aldığı
törende, finale kalan girişimciler ilk
kez iş fikirlerini kamuoyu karşısında
sundu ve jüri değerlendirmesinin
yanı sıra bu yıl ilk kez internet
üzerinden halk oylaması yapıldı.
2005 yılında 195 girişimciyle
çıktığı yola, bu yıl 1.243 girişimci
başvurusuyla devam eden
YFYİ’de, 1353 iş finale kalmak
için mücadele etti. YFYİ bu yıl ilk
kez iki ana kategoride projeleri
değerlendirirken, YFYİ Idea’da 43
ekip, YFYİ Pro’da 19 ekip kuluçka
dönemine kalarak yoğun eğitim ve
mentorluk döneminden yararlandı.
Son derece verimli geçen kuluçka
döneminin ardından, YFYİ Idea’da
10 ekip, YFYİ Pro’da 12 ekip;
‘Bilişim’, ‘Dayanıklı Malzeme ve
Tüketici Elektroniği’, ‘Enerji’ ve
‘Sağlık’ kategorilerinde finale kaldı.
YFYİ Idea kapsamında büyük ödül
Elginkan Vakfı tarafından ‘Şekerini
Bil’ projesi ile Biyoçip ekibinin oldu.
YFYİ Pro’da ise Intel, Arçelik ve
YEDAŞ sponsorluğunda kategori
büyük ödülleri ve ABD Kampı
ödülleri kazanan ekipler ve projeleri
şöyle sıralandı:
• PRO Kategorisi Sağlık
bölümünde 25 bin TL Amerika
Kampı TEB Özel Ödülü: BTech
• PRO Gelişim Kategorisi 25
bin TL Amerika Kampı Intel Özel
Ödülü: Scirobot
• PRO Kategorisi Dayanıklı
Malzeme ve Tüketici Elektroniği
bölümünde 25 bin TL Amerika
Kampı Arçelik Özel Ödülü:
Machina
• PRO Kategorisi Enerji
bölümünde 25 bin TL Amerika
Kampı YEDAŞ Özel Ödülü;
Hidrotürbin Takımı
• PRO Kategorisi Bulut
Bilişim 120 bin dolar değerinde
Bluemix kullanım hakkı IBM Özel
Ödülü: Engelsiz İnovasyon ve
Rocketscience
• PRO Kategorisi Bulut Bilişim
120 bin dolar değerinde iki
Azure kullanım hakkı Microsoft
Özel Ödülü: Footballpreneurs ve
Scirobot
• ISSD Özel Ödülü Amerika
Kampı: Kovan Ekibi.
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi
bu yıl da nakit para ödüllerinin
yanı sıra, kazanan girişimciler
ODTÜ Teknokent San Francisco
T-Jump Hızlandırma Merkezinde
gerçekleşecek ABD Kampı’na
katılacaklar. YFYİ finalinde ayrıca,
kitabı ‘Yalın Girişimci’ ile 2013
yılında NewYork Times’ın en çok
satanlar listesinde zirveye kadar
çıkan Brant Cooper da konuşmacı
olarak yer aldı ve girişimcilerle
başarılı birer şirket kurmanın ve
yenilikçi yaklaşımla teknolojiyi ve
eğilimleri sürekli takip edebilmenin
püf noktalarını paylaştı.
39
40
BThaber
BTnet.com.tr
14 - 20 ARALIK
2015
Sürekli kayıt için
özel depolama birimi
Masaüstü bilgisayarlarımızda
kullandığımız sabit diskler,
kullanıcılara maksimum
performansın yanı sıra uzun yıllar
kullanılabilme imkanı vadediyor.
Bu sabit diskler, Windows
kontrolü altında gerektiğinde
kendini kapatabiliyor,
kendini boşa alabiliyor.
Kullanıldığı zaman da
vitesi 7200 rpm’e
takıp en hızlı şekilde
okumayı ve yazmayı
gerçekleştiriyor.
Sabit diskler
bilgisayarlarda
ağırlıklı olarak
film, fotoğraf, müzik
ve oyun depolamak
BTnet
için kullanılıyor.
sabit diskleri
Bilgisayarların yüksek
gereksiz bir
ön belleği sayesinde
şekilde yorup
(4, 8, 16 GB RAM)
hızlı bir şekilde
sabit disklerden veri tek
eskitebilir. WD,
seferde okunup, birkaç dakikalık
Purple
serisi
modelleriyle
sabit
video görüntülenebiliyor; ikinci
disklerini sürekli kayda uygun
yüklemeye / okumaya gerek
hale getiriyor.
kalmadan dakikalarca oyun
oynayabiliyoruz.
Dışarıdan bakınca…
İşte bilgisayarlar sabit diskleri
…klasik bir sabit diskten
bu şekilde kullanıyor. Dolayısıyla
farkı bulunmayan ürün, 3.5 inç
sabit disklerin çoğu bu tip
formunda. Sata 3 arabirimini
kullanımlar için hazırlanıyor.
kullanan ürün, klasik Sata güç
Güvenlik kameraları ise hiç ara
bağlantısını kullanıyor. Bize
vermeksizin, 7/24, düşük bir
incelemeye gelen ürün 4 TB
hızda kayıt yapıyorlar. Sürekli
depolama kapasitesine sahip.
kayıt, bilgisayarlar için hazırlanan
Inceleme
WD Purple’ın 1, 2, 3, 4, 5 ve 6
TB depolama kapasitesine sahip
modelleri bulunuyor. Her
birinin önbelleği 64’er
MB.
WD Purple’ı
sürekli kayda uygun
hale getiren özelliği
ise IntelliPower özelliği.
Değişken dönüş ve aktarım
hızlarının yanı sıra farklı bir
önbellek algoritmasına sahip
olan WD Purple, aynı zamanda
gereğinden hızlı dönmeyerek
güç tasarrufu da sağlıyor.
WD Purple, çok sayıda
kamerayla, çok sayıda depolama
birimi yuvası içeren sistemlerde
rahatlıkla kullanılabiliyor.
WD’nin sitesinde WD Purple
sayfasına girdiğimizde hangi
depolama birimini kullanmamız
gerektiğini ve ne büyüklükte bir
depolama alanına ihtiyacımız
olduğunu hesaplayabilen bir
sistem bulunuyor. Kamera sayısı,
saklanacak gün, video formatı,
çözünürlük ve saniyedeki kare
sayısı girilerek hesaplanabilen
“ihtiyaç” aracı işinizi
kolaylaştıracaktır.
WD Purple 4 TB, 600 TL
civarında bir fiyat etiketine sahip.
Klasik 4 TB sabit disklerden
sadece yüzde 5 daha pahalı olan
WD Purple’ı kamera sistemleri
için kullanmanızı tavsiye ederiz.
Tek SDXC kartta 512 GB kapasite
Fotoğraflarımızı ve
videolarımızı büyük oranda
akıllı telefonlarımızla çekiyor
olsak da pek çok kişi çok daha
kaliteli görüntü elde
etmek için fotoğraf
makinelerini ve
video kameraları
BTnet
tercih ediyorlar. Lens
depolama biriminin
takılabilen, akıllı
alanı kadar hızı
telefonlara göre
da önem taşıyor.
iri sensörlü, flaşlı
Kingston’ın 512
makinelerle elbette ki
GB’lik SDXC kartı, yüksek
hala çok daha kaliteli fotoğraf ve
depolama alanının yanı sıra
video çekilebiliyor.
Gelişen teknoloji, hem hareketli performans da vadediyor.
hem de hareketsiz görsel
Küçük dev
medyaların çok daha yüksek
Kingston’ın 512 GB’lik SDXC
çözünürlüklü, çok daha yüksek
kartı, fotoğraf makinelerine ve
kalitede oluşturulmasını sağlıyor.
video kameralara ciddi anlamda
Elbette ki bu kalite ve çözünürlük
“depolama rahatlığı” sağlayacak
beraberinde büyük dosya
bir ürün. Her birisi 20 MB’den
boyutlarını da getiriyor. Büyük
hesapladığımızda tam 26.214
dosya boyutu demek, daha uzun
fotoğrafı bu küçücük ürünün
kayıt süresi demek. Bu noktada
içerisine sığdırabileceğimizi
kameramızda veya fotoğraf
belirtelim. Ayrıca Full HD 30 FPS
makinemizde kullandığımız
Inceleme
kalitesinde 72 saatlik video kaydı
yapmak mümkün. Kısacası bu
kart dünyaları alıyor.
Gelelim performansa.
Kingston’ın bu ürünü “Class
10” performansı sergiliyor. Bu
da standart Full HD kalitesinde
bir videonun akıcı bir şekilde
kaydedilebilmesi anlamına geliyor.
Ürün aynı zamanda UHS-I cihazlarla
da uyumlu. UHS-I cihazlarla
beraber kullanıldığında sinema
kalitesinde Full HD videonun yanı
sıra 3D video kaydına da yetişecek
performansı sunabiliyor. Kingston
512 GB SDXC, saniyede 90 MB
okuma yapabiliyorken 45 MB/s
yazma hızına sahip.
1.299 TL fiyat etiketi bulunan
ürünü, bir kere taktıktan sonra
depolamayı dert etmek zorunda
kalmamak isteyenlere tavsiye
edebiliriz. Aman bu ürünü
kaybetmeyin. Fiyatı yüzünden
değil, beraberinde gidenler
yüzünden ciddi anlamda üzebilir.
Inceleme
BTnet
HTC One A9 tasarımı ve
kalitesiyle ön plana çıkıyor
Telefonlarının tasarımları
ve malzeme kaliteleriyle ön
plana çıkan HTC, M serisi
amiral gemisi modelleriyle
sükse yapmayı hedeflerken,
Desire serisi modelleriyle de
orta seviyeyi unutmuyor.
Firmanın yeni akıllı telefonu
HTC One A9 ise orta seviye
Desire’lar ile üst seviye M’leri
harmanlayarak karşımıza
çıkıyor.
HTC One A9, tasarımsal
olarak iPhone 6’ya fazlasıyla
benzeyen bir telefon. Arka
tarafında HTC yazmasa
iPhone 6’dan ayırt etmek
neredeyse mümkün değilken
ön yüzde de farkı yaratan
bileşen, alt tarafındaki
parmak izi okuyucu bölümü.
Malzeme kalitesi konusunda
HTC’nin diğer modellerini
örnek alan One A9, yine
çok iyi bir kalite hissiyatıyla
karşımızda. Telefonu
elimize aldığımız anda bunu
hissedebiliyoruz.
Full HD çözünürlüğe
sahip AMOLED ekran, 5
inç boyutunda. Renkler
konusunda A9’un ekranının
biraz sarıya kaçan bir
görüntü verdiğini görüyoruz.
HTC’nin üst seviye
modellerinde görmeye alışık
olduğumuz BoomSound
hoparlörleri, bu modelde
maalesef bulunmuyor.
HTC bu modelinde stereo
BoomSound hoparlörlere
yer vermemiş olsa bile
BoomSound desteğiyle
kulaklıkla müzik kalitesinin
üst uç noktalarda olmasını
sağlamış. PowerAmp
uygulamasıyla beraber A9
muhteşem bir müzik kalitesi
sunuyor.
13 megapiksel
OIS kamera
Ürünün arka tarafında 13
megapiksellik bir kamera
yer alıyor. Çift tonlu LED
flaşla desteklenen bu
kamera, detay konusunda
oldukça başarılıyken gece
çekimlerinde görüntünün
fazla gürültülü çıkmasına
sebep olabiliyor. 1080p 30
FPS video kaydı alabilen
kamerada OIS desteği de
bulunuyor.
Donanım orta seviyede
HTC One A9’un içerisinde
Snapdragon 617 çipseti
yer alıyor. Bu çipset de üst
seviye Snapdragon’lar gibi
4 tane performans odaklı, 4
tane de güç tasarrufu odaklı
işlemci çekirdeği içeriyor.
Fakat performans odaklı
çekirdekler, bu çipsette
1.5 GHz hızına ayarlanmış.
Ürünün 16 ve 32 GB
depolama alanı seçenekleri
mevcut. 16 GB’lik sürümde
2 GB RAM’e yer verilirken
32 GB’lik sürümde 3 GB
RAM yer alıyor. Depolama
alanıyla beraber RAM’in de
değişkenlik göstermesi biraz
ilginç olmuş.
Batarya büyük
değil ama…
HTC One A9’un içerisinde
2150 MAh batarya yer
alıyor. Bu batarya, bu
donanım ve yenilenmiş
AMOLED ekranla telefonun
yaklaşık 1 buçuk gün
boyunca kullanılmasını
mümkün kılıyor. HTC’nin
Sense için karanlık bir
arayüz alternatifi sunması
batarya performansını
artıracaktır. Zira AMOLED
ekranlar siyah rengi
gösterirken neredeyse hiç
güç harcamıyorken, koyu
renk ile açık renk arasında
ciddi bir enerji tüketimi farkı
bulunuyor.
Datalogic barkod
okuyucu
ürünleri
Datalogic
șir keti, e nvanter
idaresinden chec k-out (ödeme)
26kadar
yıllık
noktasına
bütünBilkur
in-store
ișlemlerine u ygun olan yüksek
deneyimi
ile ve
performanslı
bar kod okuyucuları
el terminalleri gibi bir çok çözümü
size sunabili
r.
Türkiye’de
Daha fazla bilgi edinmek için lüt fen
Türki ye’de partnerimiz olan Bilkur
ile irtibata geçin!
www.datalogic.com
Datalogic ile her şey daha kolay ve daha güvenilir.
Scorpio X3
QuickScan QD2430 El Tipi Barkod Okuyucu
1D ve 2D (Karekod) okuma özelliği
QD 2430
Skorpio X3 El Terminali
Windows Mobile ve CE 6.5 se çenekleri
QuickScan QD2430
Skorpio X3
42
BThaber
BTnet.com.tr
SSD fiyatları yakında
HDD fiyatına inecek
Masaüstü bilgisayarların
yumuşak karnı sabit
diskler, günden güne
yerlerini SSD’lere
bırakıyorlar.
Bilgisayar
içerisinde soğutma
haricinde mekanik
aksama sahip tek parça (optik
sürücülerin devri geçti gibi)
olan sabit disk, bu sebepten
dolayı performans konusunda
diğer parçaların gerisinde
kalıyor. Dakikada 7200 tur atan
manyetik diskler üzerindeki
veriyi okumaya çalışan okuma
kafaları, özellikle parça parça
ayrılmış olan dosyalarda bir
oraya, bir buraya hareket
ederken gecikmelere sebep
oluyor. SSD ise tamamen
elektronik bir depolama birimi
türü olduğu için sıfıra yakın bir
gecikmeyle çalışıyor.
SSD’lerin yıllardan beri tam
anlamıyla sabit disklerin yerini
alamamasının sebebi ise elbette
ki maliyetler. Günümüzde
Türkiye’de 1 TB sabit diskin
fiyatı yaklaşık 180 TL. Bu da
GB başına 17 kuruş maliyet
anlamına geliyor. 2 TB’lik sabit
disklerin 290 TL’den başlayan
fiyatları ise 14 kuruşa tekabül
ediyor. SSD’lerin fiyatlarına
baktığımızda ise geçtiğimiz
senelere göre çok ucuzladığını
fakat sabit disklere göre hala
çok pahalı olduğunu görüyoruz.
240 GB SSD’lerin fiyatları 240 TL
civarında. Yani
Inceleme
BTnet
GB başına maliyet 1 TL civarına
gerilemiş durumda. 512 GB
modeller ise 560 TL civarında
fiyat etiketine sahipler. 1.09 TL
gibi bir GB başı maliyet anlamına
geliyor. 1 TB modellerdeki 1150
TL’lik fiyat etiketi de 1.12 TL/GB
demek oluyor.
Fiyatlandırmalar arasında
şimdilik 7 - 8 kat fark
bulunuyor. Bundan birkaç
sene önce bu fark yaklaşık 20
kattı. Günümüzde SSD’lerin
tek birim satış fiyatları özellikle
düşük kapasiteli ürünlerde ciddi
anlamda düşmüş durumda.
512 GB ve 1 TB SSD’lerin
yaygınlaşmasıyla beraber bu
birimlerin de fiyatları düşecektir.
Tahminler ise önümüzdeki 2
sene içerisinde SSD fiyatlarının
mekanik sabit disk fiyatlarıyla
kafa kafaya geleceği. Tabii
bu durumda sabit disk almak
tamamen mantıksız olacağı
için sabit disk pazarında da
çeşitli dönüşümler yaşanmasını
bekliyoruz.
Yoksa sabit disk döneminin
sonuna mı geliyoruz?
14 - 20 ARALIK
2015
Yaşam alanınızın
ısısı kontrol altında
İnternet ve mobil teknolojilerin
gelişimi doğal olarak yaşam
konforumuza da yansıyor.
Akıllı yaşam ve akıllı evler
konsepti kapsamında evlerin
ideal ısı değerleri de mobil
teknolojiler sayesinde uzaktan
kontrol edilebiliyor. Honeywell
tarafından geliştirilen Akıllı
Termostat ile evinizin
sıcaklığını istediğiniz yerden
ayarlayabiliyorsunuz. Akıllı
Termostat, her marka kombi
cihazı ile uyumlu çalışıyor.
Honeywell Akıllı
Termostat üç ana aparattan
oluşuyor. Kontrol aparatı
evinizde herhangi bir yere
asılıyor ve ısı kontrolünü
buradan manuel olarak
gerçekleştirebiliyorsunuz. İkinci
aparat modeme bağlanıyor
ve bu aparat üzerinden
cihazın tüm kablosuz iletişimi
gerçekleştiriyor. Üçüncü aparat
ise kombiye entegre ediliyor
ve gelen komutları kombiye
iletiyor.
iOS ve Android işletim
sistemine sahip akıllı cihazlara
yüklenebilen Total Connect
Comfort uygulaması ile de
termostat ve kombinizin
yönetimini uzaktan
yapabiliyorsunuz. Bu uygulama
ile birden fazla termostat
ve lokasyonu uzaktan
kontrol edebilirken, anlık
Inceleme
BTnet
sıcaklık ayarlama ve zaman
programlarına erişip istediğiniz
değişiklikleri yapabiliyorsunuz.
Güncel dış hava sıcaklığı ve
beş günlük hava tahminini
görebildiğiniz gibi ekonomi,
uzaktayım, ısıtma kapalı
gibi hızlı programları da
etkinleştirebiliyorsunuz.
Evinizin sıcaklığını ister
kombiye uzaktan, ister
Xperia Z5 çok karizmatik
Sony’nin yıllardır devam ettirdiği
Z serisi akıllı telefonlarının en
yeni üyesi; Xperia Z5, Xperia Z5
Compact ve Xperia Z5 Premium
olmak üzere üç farklı modelle
piyasaya sunuluyor. Daha önceki
Z1 ve Z3 serileri sadece iki
modelle piyasaya sunulmuştu.
Inceleme
BTnet
Bu hafta bizim konuğumuz olan
model ise Xperia Z5 oldu.
Malzeme kalitesi yüksek
Sony Xperia Z5’in arka
panelinde plastik – cam yerine
metal malzeme kullanılmış. HTC
modellerindeki gibi kalın bir
metal değil; sağlamlığa ekstra
bir şey kattığını söylemek pek
mümkün değil. Fakat görsel
anlamda telefona çok şey
kattığı kesin. Beyaz renk Z5’in
arkasındaki metal kaplama
beyaz ile gri arası bir renge
bürünmüş. Tamamen mat olan
arka yüzeyin ortasına parlatılarak
Sony logosu yerleştirilmiş.
Sony, geçtiğimiz suya
dayanıklı Xperia modellerinde
kulaklık girişini kapaksız yapmayı
başarmıştı. IP68 sertifikalı Xperia
Z5’te güç girişinin de kapağı
kaldırılmış. Cihazın kasasındaki
tek kapak sim ve microSD
kartların bulunduğu kısım. Başka
yok.
Xperia’ların ikonik yuvarlak
kilit tuşu, yerini parmak izi
okuyuculu, geniş bir kilit tuşuna
bırakmış. Şu zamana kadar
gördüğüm telefonlarda en
işlevsel, en kullanılası parmak
izi okuyucunun Xperia Z5’te
olduğunu söyleyebilirim. Hem
yeri güzel, hem de hızlı. Yalnız
telefonun ses tuşları bu sefer
biraz fazla aşağı yerleştirilmiş.
Sesi açıp kısmak zorlaşmış.
Keşke Sony bu tuşları kilit
tuşunun üst tarafındaki boşluğa
yerleştirseymiş.
23 megapiksel kamera
Sony Xperia Z5’in içerisindeki
donanım, Z3+ ile hemen hemen
aynı. Snapdragon 810 çipset,
3 GB RAM, 32 GB depolama
tamamen eve uzaktan rahat
bir şekilde kontrol etmek
için kullanışlı bir ürün olan
Honeywell Akıllı Termostat,
soğuk kış günlerinde kombinin
yanına gitmenize gerek
kalmamasını sağlayarak size
konfor da sağlıyor. Özellikle
sık bir şekilde kombi sıcaklığını
değiştiren biriyseniz bu ürünü
tavsiye edebiliriz.
birimi, microSD kart yuvası, 5,2
inç Triluminos Full HD ekran
derken teknik özelliklerinin
büyük çoğunluğunu Z3+’tan
aldığını görüyoruz. Kamera
konusunda yeniliğe giden Sony,
20 megapiksellik kamerasını 23
megapiksel çözünürlüklü yeni
kamerasıyla değiştiriyor. Gündüz
çekimlerinde harikalar yaratan
kamera, gece çekimlerinde ise
bekleneni veremiyor maalesef.
4K video kaydı alabilen arka
kameraya 5.1 megapiksellik ön
kamera eşlik ediyor.
Ürünün içerisinde 2900 mAh
batarya bulunuyor. Bu batarya
standart kullanımda 1 – 1 buçuk
gün arası kullanım vadediyor.
Stamina moduyla bu süre
elbette ki daha da artırılabiliyor.
Xperia Z5, en çok fiyatıyla
dikkat çekiyor. Yeni nesil
akıllı telefonların üst segment
ürünlerinin çoğu 3000 TL
seviyesinde bir fiyat etiketiyle
çıkış yapmışken Z5’i 2300 –
2400 TL arası fiyatlarla bulmak
mümkün.
44
BThaber
KARİYER
Kitapçı, Vodafone İrlanda’da
2009 yılında Vodafone Türkiye’ye
katılan, 2014 yılından bu yana Vodafone
Almanya’da Bireysel Pazarlama Direktörü
olarak görev alan Lütfullah Kitapçı,
Vodafone İrlanda’ya Bireysel Satış ve
Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Başkan
Yardımcısı olarak atandı. Kariyerine 2001
yılında yönetim danışmanı olarak başlayan
Lütfullah
Kitapçı
Kitapçı, Türkiye ve Hindistan’da farklı
telekomünikasyon firmalarında danışmanlık
projeleri yaptıktan sonra, 2005 yılında Vodafone Çek
Cumhuriyeti’ne katıldı. Burada Strateji, Planlama ve Program
Kıdemli Müdürlüğü ve KOBİ ve Kurumsal Müşterilerden
Sorumlu Kıdemli Müdür olarak görev yapan Kitapçı, 2009
yılında Türkiye’ye dönerek, Vodafone Türkiye Bireysel
Pazarlama Direktörü olarak atandı. Koç Üniversitesi İşletme
Bölümü’nden mezun olan ve Harvard Business School
Genel Yönetim Programı’nı tamamlayan Kitapçı, Vodafone
Almanya’ya 2014 yılı başında Bireysel Pazarlama Direktörü
olarak atanmıştı.
Melih Ünsal CMC’de yerini aldı
Dış kaynak çağrı merkezi CMC’de Satış ve
Pazarlamadan Sorumlu Direktör görevine
Melih Ünsal getirildi. Telekomünikasyon
ve bankacılık sektörlerindeki kariyeri
ile Ünsal’ın 9 yıla yaklaşan deneyimi
bulunuyor. Lisans eğitimini Sakarya
Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde
tamamlayan Ünsal, yüksek lisans eğitimine
Melih
Ünsal
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
Bölümü’nde devam etti. İlk pazarlama ve
satış deneyimlerini Turkcell Kurumsal Çözümler Merkezi’nde
Satış Koordinatörü olarak edinen, 3 yıl sonra Bank Asya’da
Satın Alma Departmanı’nda Satın Alma Uzmanı olarak görev
alan Ünsal, Ürün ve Pazarlama Bölümü’nde Mortgage Ürün
Yöneticisi olarak görev yaptı. Ünsal, CMC ekibine katılmadan
önce Vodafone’da Kurumsal İşletmeler Bölümü Finans
Segmenti Satış Yöneticisi olarak görev yapıyordu.
Facebook Türkiye Direktörü Matraş
Facebook’ta yeni Türkiye Ülke Direktörü
Derya Özkaya Matraş oldu. Şirketin Londra
ofisinde görev yapacak olan Matraş,
Türkiye’de faaliyet gösteren marka ve
ajansların Facebook, Instagram ve diğer
ilgili şirket ürünlerini kullanmalarına
yardımcı olmak amacıyla çalışan
ekibe liderlik edecek. Lisans eğitimini
Derya
Özkaya Matraş
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik - Elektronik
Mühendisliği Bölümü’nde alan Matraş,
Columbia Business School’da MBA derecesini tamamladı.
Daha önce Oliver Whyman, McKinsey & Company gibi
uluslararası şirketlerde görev alan Matraş, Facebook’a
katılmadan önce ise Doğan Holding bünyesinde Perakende,
Eğlence ve Eğitim Grubu’ndan sorumlu Başkan Yardımcısı
olarak görev yapıyordu.
EWE AG’nin yönetimi Matthias Brückmann’da
Alman enerji şirketi EWE AG’nin İcra
Kurulu Başkanlığı’na (CEO) Matthias
Brückmann atandı. Önceki CEO Dr. Werner
Brinker’in emekliye ayrılmasının ardından
yönetimi devralan Brückmann, EWE’nin
bütün faaliyetlerinden sorumlu olacağı
gibi, EWE Turkey Holding Yönetim Kurulu
Başkanı olarak Türkiye operasyonlarını
Matthias
Brückmann
da doğrudan takip edecek. 1930’da
Almanya’nın Oldenburg şehrinde kurulan
ve 2007 yılında Türkiye pazarına giren EWE, Türkiye’deki
yüzde 100 iştiraki EWE Turkey Holding’e bağlı Bursagaz,
Kayserigaz, EWE Enerji ve Enervis’in sunduğu doğalgaz
dağıtım, enerji ticaret/satış ve enerji servis alanlarında
faaliyetlerini sürdürüyor.
14 - 20 ARALIK
2015
Devlet desteği şart
Çağrı Merkezleri Derneği
(ÇMD), asgari ücretin 1.300 TL
seviyesine çıkması durumunda,
devlet desteği olmazsa, sektörde
ciddi istihdam kayıpları olacağı
ve şirket kapanmalarının önüne
geçilemeyeceği uyarısında
bulundu. ÇMD Yönetim Kurulu
Başkanı Metin Tarakçı, konuyla
ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Söz konusu uygulamaya
geçiş sürecinde sektörlerin de zor
durumda bırakılmaması ve devlet
tarafından desteklenmesi gerek.
Kadın işgücünün ekonomiye dâhil
olduğu, genç nüfusa iş olanağı
sağlayan öncü sektörlerden biriyiz.
Planlanan asgari ücret artışının,
asgari ücretli çalışan ve kademeli
olarak da diğer çalışanlara olacak
etkisinin işveren tarafındaki
yükünün hafifletilmesi için devletin
desteği son derece önemli. Olası
artışın basında telaffuz edildiği
şekilde hayata geçirildiğini
varsayarsak; AGİ dahil 1.000 TL
olan asgari ücret, 1.300 TL’ye
çıkacak ve çalışanlarımızın yüzde
50’sine doğrudan yüzde 30’luk
bir artış, ek olarak kademeli bir
artışı da diğer tüm pozisyonlardaki
çalışanlarımıza yapmamız
gerekecek. Bu durum mevcut
kaynaklar sabit kalmakla birlikte,
asgari ücret artışına paralel olarak
tüm çalışanlarımızın ücretlerinde
artış olması anlamına gelmekte.
Sektörümüzde hiçbir şirket,
2016’nın ilk yarısında bu kadar
radikal bir artışa hazırlıklı değil.
Çağrı merkezi işkolunun iş sağlığı
ve güvenliği açısından “tehlikeli”
sınıfta olması nedeniyle de bu
artışın bizim sektörümüzde telaffuz
edilenden daha fazla yapılabilme
ihtimali, yine sektörümüz
açısından son derece kaygı verici
hatta doğrudan sektörümüzün
ortadan kalkma sebebi olacak.
Önerilerimiz; çağrı merkezleri gibi
emek yoğun sektörlerde ek insan
kaynağı teşvikleri verilmesi, asgari
ücret üzerindeki vergilerin bir
kısmının kaldırılması ile bu artışının
bir kısmının devlet tarafından
karşılanması, söz konusu artışın
2016 yılının ikinci yarısında olacak
şekilde planlanması ve kademeli
olarak 2-3 yıla yayılması ile
“tehlikeli” işkolundaki faaliyetlerde
bu artış oranın daha fazla
uygulanmaması yönünde.”
Kurumsal verimlilik videoda pekişiyor
Medianova tarafından
geliştirilen 360 derece video
yönetim platformu Enterprise
Video, kurumların iç iletişim,
oryantasyon ve eğitim gibi
süreçlerini videolarla da
desteklemelerini sağlıyor.
Enterprise Video’da kurumlar,
videolarının izlenme rakamlarına
ait ayrıntılı raporlar alabiliyor,
iç iletişim stratejilerini
geliştirirken bu raporlardan
yararlanabiliyorlar. “On
demand” ve canlı, tüm kurumsal
video çözümlerini uçtan uca
sunan platform, “kullandığın
kadar öde” modeli ile maliyet
avantajı sağlıyor. Videolar
E T K İ N L İ K L E R
16 Aralık 2015
Ticaretin Geleceği
Bahçeşehir Üniversitesi Şişli
Kampüsü
AYRINTILI BİLGİ:
http://kobilisim.org.tr/ticaretingelecegi/
21 Ocak 2016
BTvizyon
Bursa
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilisimzirvesi.com.tr
4 Şubat 2016
BTvizyon
Gaziantep
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilisimzirvesi.com.tr
24 Şubat 2016
Finans’ta Dijital İnovasyon
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilisimzirvesi.com.tr
yardımıyla dijital kurumsal hafıza
oluşturmaya yardımcı olan
Enterprise Video’da tüm içerikler
iOS ve Android platformunun
yanısıra, web için encode
edilebiliyor. Böylece, çalışanlar
bilgisayarlarının yanı sıra akıllı
telefon ve tabletler aracılığıyla da
videoları izleyebiliyorlar.
Y U R T İ Ç İ
24 Şubat 2016
Bilgi ve Doküman Yönetimi
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilisimzirvesi.com.tr
27-28 Şubat 2016
Ankara Startup
Bilkent Cyberpark
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.ankarastartup.com/
Program
4-6 Mart 2016
BİLMÖK
Şanlıurfa Harran Üniveristesi
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilmok.org.tr
10 Mart 2016
BTvizyon / Kocaeli
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilisimzirvesi.com.tr
16-18 Mart 2016
6. CityExpo
Antalya Expo Center
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.antalyacityexpo.com/#
19-20 Mart 2016
III. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi
Beykent Üniversitesi- Ayazağa Kampüsü
AYRINTILI BİLGİ:
http://ybzirvesi.com
23 Mart 2016
Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji
Platformları
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilisimzirvesi.com.tr
23 Mart 2016
Biyometri ve Güvenlik Teknoloji
Platformları
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilisimzirvesi.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
46
BThaber
MEKTUP
Yeni haftadan merhaba,
Gurur veren bir haberle
bu haftaki mektubuma
başlıyorum. Türk Telekom
Grubu, Boğaziçi Üniversitesi
GETEM işbirliği ile 2011
yılındaki Dünya Engelliler
Günü’nde hayata geçirdiği
Telefon Kütüphanesi’nin
hem teknolojisini hem
de içeriğini yenilemiş.
Telefon Kütüphanesi; yeni
uygulamaları, kullanıcı
dostu sesli menüsü ve
zenginleştirilmiş içerik
ve fonksiyonları ile
güçlendirilirken, sesli kitap
sayısı da 50’den fazla
kategoride yaklaşık bine
ulaşmış. ‘Herkes için teknoloji’
felsefesini bu şekilde hayata
geçirmek gibisi yoktur
eminim.
Benzer bir güzel haberi
daha paylaşıyorum. “Teknoloji
Hayatın Hizmetinde”
vizyonuyla sosyal yatırımlara
imza atan Türkiye Vodafone
Vakfı, engelli ve sosyal
dezavantajlı bireylere yönelik
farkındalığın artırılmasına
katkıda bulunacak, 3 Aralık
Dünya Engelliler Günü’nde
Twitter üzerinde başlayan ve
bir ay sürecek “Düşler Gerçek
Olsun” kampanyasını başlattı.
Burada da sosyal medya
kullanıcılarından Twitter
hesaplarını bir günlüğüne
Düşler Akademisi’ne
bağışlamaları isteniyormuş.
Bu yönüyle Türkiye’de bir ilk
olan kampanya ile Twitter
kullanıcıları ayrıca, Düşler
Akademisi’ne SMS ile bağışta
bulunabilecekmiş. Türkiye
Vodafone Vakfı ise Düşler
Akademisi’ne kampanya
süresince toplanacak bağış
miktarı kadar bağış yapacak.
Kampanyaya Beyazıt Öztürk,
Arzu Kaprol, Ayça Erturan ve
Ümit Erdim gibi ünlü isimler
de destek veriyormuş, biz ne
duruyoruz o halde.
14 - 20 ARALIK
2015
Düşler gerçek olacak
Şimdi sıra çevre
gündeminde ve yine örnek
olmasını dilediğim bir
haberde. Netaş, Orman ve
Su İşleri Bakanlığı, Orman
Genel Müdürlüğü ve İstanbul
Orman Bölge Müdürlüğü’nün
işbirliğiyle çevre ekosistemine
katkıda bulunacak “Şifa
Ormanı” projesinin temellerini
atmış. Sağlık kaynağı bitkilerin
korunmasını, geliştirilmesini
ve bölge köylüsünün
ormandan odun dışında da
gelir elde etmesini amaçlayan
proje, Tekirdağ ilinin Şarköy
ilçesine bağlı Gaziköy’de
10 hektarlık alanda hayata
geçirilmiş. 16 binden fazla
fidan dikilmesinin planlandığı
proje, yani Netaş Şifa Ormanı;
kestaneden cevize, bademden
vişneye kadar çeşitli meyve
ağaçlarından; biberiyeden
lavantaya, adaçayından
kekiğe kadar tıbbi aromatik
bitkilerden oluşuyormuş.
2015
www.bthaber.com
www.linkedin.com/groups/BThaber
twitter.com/bthaber
www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi
Behçet Envarlı
[email protected]
“Emniyet”, Terakki Okulları
“Takım Ruhu” ve Konya Diltaş
Lisesi de “Gelecek Vaat Eden
Takım” ödülünü kazanmış.
Çevresel farkındalık adına bu
gibi yarışmalar devam eder
umarım.
Gelelim haftanın başarı
hikayelerine… Kocaeli Sanayi
Odası’nın (KSO) düzenlediği
Sanayi Kuruluşları 8. Sektörel
Performans Değerlendirme
Organizasyonu ödül
töreninde Bimser Çözüm,
Sektörel Performans Büyük
Ödülü’nün sahibi olmuş.
Yatırım bankası Aktif Bank
da, finans dünyasının prestijli
organizasyonu Financial
World Innovation Awards’da
ödül kazanmış. Aktif Bank’ın
geliştirdiği Passolig kart
programı ‘En İyi Teknoloji
Entegrasyonu’ kategorisinde
birincilikle ödüllendirilmiş.
Ödüllerde de eğitim var.
Samsung Electronics, dünya
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 21
SAYI 1050
14 - 20 ARALIK
Çevresel çalışmalara devam
edelim… Shell Türkiye,
Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) ve Uludağ Otomotiv
Endüstrisi İhracatçıları Birliği
(OİB) işbirliğiyle, gençleri
daha az enerji ile daha
fazla yol kat eden araçlar
tasarlayıp üretmeye teşvik
etmek amacıyla bu yıl ilk
kez düzenlenen “Shell
Eco-marathon Türkiye”de
geleceğin mühendisleri
yarışmış. Karadeniz Teknik
Üniversitesi’nden “Energy
Technologies Team” ekibinin
elektrikli aracı ise serbest
piyasada fiyatı yaklaşık 50
kuruş olan 1 kWs elektrikle,
144 km yol kat ederek,
ilk Shell Eco-marathon
Türkiye’nin birincisi olmuş. İlk
Shell Eco-marathon Türkiye’de
ayrıca Gediz Üniversitesi
“inovasyon”, Ankara
Üniversitesi “Tasarım”,
Yıldız Teknik Üniversitesi
çapında yetenek geliştirmeye
yönelik girişimleriyle, dünyanın
bu alanda en önemli derneği
olan ABD’li Association for
Talent Development (ATD)
tarafından düzenlenen
2015 ATD Best Awards’ta
3’üncülük ödülünün sahibi
olmuş. Bu arada Samsung
Türkiye, Samsung Global
tarafından düzenlenen eğitim
programlarını Türkiye’de de
hayata geçiriyor. Harvard ile
gerçekleştirilen işbirliği ile
Samsung çalışanları yetkinlik
gelişimlerine uygun eğitimlere
online platformdan ücretsiz
katılabiliyorlarmış. Eğitimin
sürekliliği esas yani.
Akbank da dünya dijital
bankacılık liginin önemli iki
ödülünü birden almış. Az buz
değil, dünya çapında 262
bankanın yarıştığı “Global
Finance 2015 En İyi Dijital
Banka Ödülleri”nde, “Batı
Avrupa’nın En İyi Bankacılık
Uygulaması” ve Bireysel
Bankacılık kategorisinde
“Dünyanın En İyi Dijital
Bankası” ödülleri Akbank’ın
olmuş.
Gurur veren ödüllere bir
nokta koyuyor ve bu haftanın
bir değil, iki kitabını seninle
paylaşıyorum. Hakan Bilge’nin
kaleme aldığı “Godfather
Mitosu” adlı sinema kitabı
Şule Yayınları’ndan çıkmış.
Kitap, Coppola’nın yönettiği
gangster üçlemesini detayları
ile ele alan, kapsamlı
ilk Türkçe çalışmaymış.
Unutulmaz film serisini bir de
okusak fena olmaz.
Haftanın ikinci kitabı Tülin
Dursun’un “Soma’ya Ağıt” alt
başlığıyla bir araya getirdiği
öykülerini topladığı “Yılgın”
isimli kitabı. Yitik Ülke
Yayınları’ndan çıkan kitabı
almak için harekete geçelim.
Bu hafta da bu kadar,
yeniliklerle haftaya yine
buradayım…
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi
Ayhan Sevgi
[email protected]
BThaber Grubu
Yayın Koordinatörü
Ayhan Sevgi
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü
(Sorumlu)
Bülent Nevres
[email protected]
Editörler
Handan Aybars
[email protected]
Sedef Özkan (Ankara)
[email protected]
Görsel Tasarım
Nevzat Karataş
[email protected]
Haber Merkezi
Ekrem Uçman
[email protected]
Simay Yaylacı
[email protected]
Ruşen Göbel
[email protected]
Mukadder Keskingözler
[email protected]
Satış Grubu
Evrim Koç Demirci
[email protected]
Perihan Kıtay Özden
[email protected]
Özge Karataş
[email protected]
Canan Şahin
[email protected]
Abone ve Dağıtım Sorumlusu
Kutay Göçe
[email protected]
Yönetim Yeri:
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.
Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza
C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL
Tel 0216- 291 13 90
ISSN 1300-6495
Bültenlerinizi
[email protected] adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
48
BThaber
ICT NEWS
14 - 20 ARALIK
2015
Say hi to the 22nd year!
Turkey’s most established
and unrivaled IT publication
BThaber left 21 years behind
with its issue 1050. Except
one week each in Ramadan
and Sacrifice Festivals,
BThaber newspaper has
published 50 issues every
year and now being 22 years
old; we are very proud of its
success!
BThaber serves as a bridge
between ICT industry and ICT
professionals and business
unit managers in various
sectors and it will continue
to embrace its readers with
all the news and reviews
regarding the developments
of the technology world.
“We are trying
to join forces in
cyber security”
The region’s IT platform
Bakutel, organized for the 21st
time this year, in December
2-5, 2015 was the meeting
point of the IT industry in the
region. Being the largest event
in the region this way; Bakutel
brings together the leading
players in the information and
communication market and
continues to be an important
platform for the development
of new business opportunities
and establishment of sectoral
network. Besides the support
of the Azerbaijani government
and the relevant ministries,
the United Nations, the
International Telecom Union
(ITU) also took place at the
event, strengthening Bakutel’s
international recognition.
Bakutel brought together
many meetings, forums and
conferences, including tips on
topics such as global sectoral
trends and the direction of
developing the IT sector in
Azerbaijan. Besides the host
Azerbaijan; approximately
200 IT companies, internet
service providers, system
integrators and brand
distributors from many
countries such as Russia,
France and USA had the
opportunity to demonstrate
their products and solutions
to the participant of Bakutel.
Belarus, Hungary, Israel, Iran,
Italy, United Arab Emirates,
Turkey and Croatia were in
the event with national stands
this year, while many leading
companies from Russia, USA
and Turkey joined the event
for the first time. Bakutel also
offered a separate area for
entrepreneurs.
Hotel CIO Platform started business
with social responsibility projects
IT professionals from four and
five star hotels in Turkey got
together and established the
Hotels CIO platform. Gökay
Baş and Serkan Yücesan
initiated the sectorial IT
platform Hotel CIO and they
gave information:
“Hotels CIO will be a
platform to freely share and
discuss the updated hotel
technologies, the problems,
the investments to be made,
all legal regulations, projects;
independent global technology
problems, requests and
cooperation ideas. We have
goals such as creating social
responsibility projects to take
technology everywhere and
give technology installation
trainings.”
The first social responsibility
project is carried out with the
leadership of Wyndham Grand
Istanbul Europe IT Manager
Serkan Kökyem regarding
the system and infrastructure
installations of TOFD (Spinal
Cord Injury Association of
Turkey). All the technology
needs of TOFD were met
thanks to the donations made
by the CIO group members.
Serkan Kökyem and
Cihan Ünal (Wyndham
Grand Istanbul Europe),
Akhan Sarpkaya (DoubleTree
Hilton Avcılar), Gökhan
Özbir (ParkInn By Radisson
İstanbul), Yunus Altunay
(Crowne Plaza Florya), Aykut
Eriş (W Hotel Istanbul), Engin
Yıldırım (Holiday Inn Istanbul
City), Sefacan Mumay (Martı
Hotel), Gökay Baş (Crowne
Plaza OryaPark), İlyas Suer
(ISB Bilişim), Ömer Demirtaş
( Radisson Blu Tuzla) took
part in this project. Within
the project scope, various
network, server, virtualization,
back-up and end user works
have been carried out.
‘Social media security’
themed Cyber Security
Platform II will be held
in Ankara in December
17th, 2015. Cyber Security
Platform will be held at
TOBB ETU and it is an
important event in increasing
cyber security awareness.
Public Cyber Security
Association Chairman Prof.
Dr. İbrahim Soğukpınar
said that according to the
2014 statistics; more than
317 million malware were
produced and gave the
following information:
“It means an inclusion of
about 1 million pieces of
malicious software into the
computer network daily.
As a result, each device
running the software in
cyberspace or independently,
carries an individual or
organizational security risk.
Most importantly, being
aware of the dangers of this
technology will help users
and institutions reduce the
damage and loss.”
Soğukpınar stressed the
need of cooperation against
the cyber threats and
fighting those from a broad
range all together. He also
underlined the important
role of NGOs in the fight
against cyber threats and
stated that they established
the Public Cyber Security
Association in the first
quarter of 2013.
We want to create
‘Cyber Security
Academy’ in public
Soğukpınar stated that
the main purpose of the
association is to increase
awareness in public
regarding cyber security
and they try to make
individuals embrace the
İbrahim Soğukpınar
cyber security phenomenon.
Soğukpınar gave the
following information on
the association: “We would
like to share information and
work in cooperation with
international associations
and partners, to determine
and to contribute to the
preparation of national
policies in cyber security in
Turkey and to have a voice
in the cyber security field.
We want to create a synergy
gathering individuals under
the same roof. Determining
the most effective policies
by cooperation with other
NGOs in the field of IT
security is very important.
The events bringing together
the IT specialists from the
public and private sectors
should be increased in
number. We organize the
Cyber Security Platform out
of this reason. We want to
use the benefits of various
disciplines’ approaches in the
IT security field for serving
on behalf of our country.
Our goal is to create the
Cyber Security Academy in
public, to gather informatics,
laws, cultural norms, beliefs,
sociology, and education
under the same roof and
transmit those to every
individual.”
50
BThaber
ICT NEWS
14 - 20 ARALIK
2015
Huawei Enterprise will continue
to be assertive in the New Year
IDC Turkey shared
2016 ICT foresights
International Data Corporation
(IDC) performing global
researches for the IT field shared
2016 foresights for the world
and Turkey. At the event, IDC
officials, industry leaders of
IT and the sector’s key actors
shared their foresights of 2016.
IDC Turkey Country Manager
Nevin Çizmecioğlu noted that
2014-2015 was a difficult period
for Turkey and continued:
“Current macroeconomic
difficulties affected the IT
spending visibly. Companies
operating in the public and
private sector were forced to
suspend their large projects and
in this case, the depreciation of
the Turkish Lira against the US
dollar played a very important
role. IT spending being mainly
based on imported products
made budget management even
more difficult for institutions.
IDC revised the foresights
downward in anticipation of
2016 would be tough as well for
the region. By 2016, the region’s
IT spending is expected to reach
260 billion USD; compared to a
previous estimate it being revised
downward for 10 billion USD
draws attention.”
According to the foresights of IDC
2016, the most important trends
that will affect the overall market
the smart phone growth slowing
down, the tablet PC and notebook
shrinkage thus a total slowdown in
these categories in 2016.
IDC Turkey Research Manager
Melih Murat stated that the
internet of things will trigger
not only technology based
but also business model based
transformation and emphasized
CIOs’ role definition will change
BT’s business models visibly
and big data will be a necessity
looking at the direction the
competition is going.
Huawei Turkey continues its
rapid growth while increasing
investments for its corporate
side. Showing 186% growth
in 2015, Huawei Turkey
Enterprise aims to continue
this growth momentum
in 2016. Huawei Turkey
Enterprise’s new country
director Serdar Yokuş said
that the price advantage
has no major impact on the
success and added: “We
have not increased our
prices, our competitors have
lowered. However Huawei
was still preferable for many
institutions.”
Serdar Yokuş said that
the data center investments
in Turkey will continue
to grow rapidly in 2016.
He also expressed that
Huawei Enterprise as a data
center has the product and
solution range including all
components and products
and gave the following
information about the
solutions:
“This year, when we
look at the products that
we have the biggest sales
rates, we face the SWITCH
product line. In this period,
we also observed a significant
increase in Wi-Fi product
sales. It is possible to say
that in the storage area
OceanStore3 makes Huawei
stand out in the competition.
We anticipate a significant
growth in this category in the
future. In 2015 the largest
growth was seen at Storage,
Access Point and Switch
products. We offer many
products on the market which
are developed together with
our customers according to
the customers’ needs. For
example, for SAP HANA, we
worked by establishing an
Innovation LAB with a serious
cost. Currently, the products
with the best performance
in SAP HANA are Huawei
products. This performance
offers significant advantages
in the competition. Besides,
there is a rapidly growing
market; SOLAR. This market
is also changing the rules
of the game and Huawei
begins to stand out in
competition. Another area,
the uninterruptible power
supply market has also started
to attract attention in 2015.
Power outage will bring in
huge job losses. Huawei
difference is heavily felt in
many industries.”
Kyocera with Bilgitaş will
make Turkey a regional base
Kyocera acquired the majority
stake of Bilgitaş, the distributor
in Turkey since 1986 and became
partners. In the event held on
December 4th, 2015 in the
Esma Sultan Mansion; Kyocera
Document Solutions Global Sales
General Manager Sho Taniguchi,
Europe President Takahiro Sato,
Bilgitaş founder Habib Pişan
and Kyocera Bilgitaş General
Manager Murat Ada were
present. After an agreement
signing ceremony, Kyocera
Bilgitaş Turkey Document
Solutions Inc.’s future goals were
shared.
With the agreement, Kyocera
Bilgitaş Turkey will become the
region’s export base. With a
logistics base to be established
next year in Turkey; technical,
hardware and service support will
be given to countries in Central
Asia and to the neighboring
countries while the company’s
turnover is expected to increase
exponentially in the following
years.
Evaluating the agreement,
Bilgitaş founder Habib Pişan said
that it is a great pleasure to see
33-year success story to come
to such a stage. Explaining that
every company founder sees his/
her company as a child; Pişan
also expressed that with the
collaboration both parties want
to provide the best and the most
efficient services and solutions to
the customers.
At the press conference giving
a speech instead of Kyocera
Document Solutions Global
President Takashi Kuki; Kyocera
Document Solutions Global Sales
General Manager Sho Taniguchi
expressed that Kyocera products
are being used in Turkey for over
30 years, and the collaboration
will continue increasing in the
coming years.
Fatih Project shareholders came together
‘Educational Technology
Summit 2015’ is organized
to contribute to Fatih Project
and to use the project
ecosystems more effectively
and attracted huge interest
with public, private, university
representatives’ participation
from around the world and
Turkey. The summit began
with YEĞİTEK General Director
Dinçer Ateş’s opening speech,
giving information on the
developments related to Fatih
Project. Ateş said that the
Fatih Project is the world’s
largest educational technology
move and added: “The tablet
computer sets which designing
is made in our country were
delivered to our schools. The
project supports the local IT
industry and offers significant
employment in the sector. In
the Fatih Project context, 400
thousand teachers received
training. www.eba.gov.t portal
was created for use of teachers
and students in an effective
manner. ‘EBA Portal’ has been
enriched with secure content
to be accessed independently
whenever and wherever the
student wants according to
the student’s class and age
levels. As of today we have
the hardware, software,
infrastructure and systems that
were hard to imagine having
3 years ago. On the other
hand, the other importance
of the project stems from the
cooperation. We would like to
continue organizing this summit
for further expanding the scope
and to come together with all
of our shareholders.” Dinçer
Ateş emphasized that the
Fatih project has the volume
to attract the attention of
the global ICT industry to our
country, to guide Turkey’s short
and medium-term training
equipment, training content
and educational software up to
the position that those would
even be exported.

Benzer belgeler

IoE ve Endüstri 4.0`ı es geçme lüksümüz yok!

IoE ve Endüstri 4.0`ı es geçme lüksümüz yok! ve proje çerçevesinde oluşan ekosistemi daha etkin kullanmak amacıyla gerçekleştirilen ‘Eğitim Teknolojileri Zirvesi 2015’ kamu, özel sektör, üniversite temsilcilerini ağırlarken özellikle Türkiye’...

Detaylı