II. Rize Kalkınma Sempozyumu
Transkript
II. Rize Kalkınma Sempozyumu
II. Rize Kalkınma Sempozyumu çay-lojistik-turizm 3-4 Mayıs 2013 RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ MALTEPE ÜNİVERSİTESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI Yayına Hazırlayanlar Saim C. BERİTAN Emre YILDIRIM II. Rize Kalkınma Sempozyumu çay-lojistik-turizm sempozyum.erdogan.edu.tr/sekt Rize, 3–4 Mayıs 2013 Yayına Hazırlayanlar Saim C. BERİTAN Emre YILDIRIM Dizgi ve Tasarım Gökçe ARİFOĞLU 1 2 kurullar 3 4 Sempozyum Başkanları Prof. Dr. Arif YILMAZ Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal KÖYMEN Maltepe Üniversitesi Rektörü Sempozyum Koordinatörü Prof. Dr. Osman KARAMUSTAFA Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektör Yardımcısı İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza SAKLI Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Sempozyum Yürütme Kurulu Yrd. Doç. Dr. Emre YILDIRIM Arş. Gör. Ali ALTINER Öğr. Gör. Burak KÜÇÜK Arş. Gör. Kübra MERT Arş. Gör. Saim C. BERİTAN Arş. Gör. Süleyman ÇAKIR 5 Bilim Kurulu Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ, Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Alaattin KIZILTAN, Recep Tayyip Erdoğan Ü. Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ, Maltepe Üniversitesi Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN, Maltepe Üniversitesi Prof. Dr. Osman KARAMUSTAFA, Recep Tayyip Erdoğan Ü. Prof. Dr. Sadettin ÖZEN, Maltepe Üniversitesi Doç. Dr. Ali Sait ALBAYRAK, Recep Tayyip Erdoğan Ü. Doç. Dr. Cemal SANDALLI, Recep Tayyip Erdoğan Ü. Doç. Dr. Halis DEMİR, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Doç. Dr. Hikmet KIRIK, İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa AKBULUT, Recep Tayyip Erdoğan Ü. Doç. Dr. Selçuk PERÇİN, Karadeniz Teknik Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Saklı, Recep Tayyip Erdoğan Ü. Yrd. Doç. Dr. Ali R. SANDALCILAR, Recep Tayyip Erdoğan Ü. Yrd. Doç. Dr. Fulya TAŞEL, Maltepe Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Halefşan SÜMEN, Maltepe Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. İlker Murat AR, Karadeniz Teknik Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Levent AKSOY, Maltepe Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Muhammed BAMYACI, Maltepe Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Seymur AĞAYEV, Recep Tayyip Erdoğan Ü. Yrd. Doç. Dr. Uğur SİVRİ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi 6 Davetli Konuşmacılar Çay Sektörü Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Öğretim Üyesi Lojistik Sektörü Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ Maltepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Türkçe Bölüm Başkanı Turizm Sektörü Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü 7 8 ÖNSÖZ II. Rize Kalkınma Sempozyumu; “Çay” “Lojistik” ve “Turizm” konularını, bilim insanları ile sektör paydaşlarını bir araya getirerek bu konular özelinde tartıştırmayı ve sektörel sorunları tespit etmeyi hedeflemektedir. Üç ana başlık altında devam eden oturumların yanı sıra, üç ayrı çalıştayla, uygulanabilir çözüm önerilerinin üretilmesi ve bölgesel bir eylem planının ortaya çıkması umulmaktadır. II. Rize Kalkınma Sempozyumu ile Rize ilinin sektörel bazda büyüme potansiyelinin değerlendirilmesi, geleceğe yönelik sektörel büyüme ve gelişme ihtimallerinin ortaya konulması ve şehrin kalkınmasının önünü açacak strateji ve vizyon arayışlarına katkıda bulunulması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, Recep Tayyip Erdoğan ve Maltepe Üniversiteleri’nin işbirliği ile ortaya çıkan II. Rize Kalkınma Sempozyumu, farklı üniversitelerden akademisyenleri ve sektörden gelen katılımcıları bir araya getirerek, sempozyumun bu yılki üç ana teması olarak belirlenen “Çay” “Lojistik” ve “Turizm” sektörleri özelinde, Rize’nin büyüme ve kalkınma sürecine katkı sunmayı amaçlamaktadır. 9 10 İÇİNDEKİLER SÖZEL BİLDİRİLER 3 Mayıs, Cuma AÇILIŞ OTURUMU – “ÇAY” ................................27 I. OTURUM – “TURİZM” ....................................29 I. PARALEL OTURUM – “KALKINMA ÖZEL” ........32 II. OTURUM – “LOJİSTİK” ....................................35 II. PARALEL OTURUM – “ÇAY” ............................39 4 Mayıs, Cumartesi III. OTURUM – “ÇAY” .............................................46 III. PARALEL OTURUM – “TURİZM” .......................51 IV. OTURUM – “ÇAY” .............................................53 IV. PARALEL OTURUM – “TURİZM” .......................57 V. OTURUM – “TURİZM” .......................................60 V. PARALEL OTURUM – “LİSANSÜSTÜ ÖZEL” ......63 POSTERLER .........................................................69 11 12 sempozyum programı 13 14 I.GÜN,3 MAYIS 2013 CUMA • 08.30-09.00: Katılımcı Kayıt İşlemleri • 09.00-10.00: Sunuş ve Açılış Konuşmaları • 10.00-10.15: Çay-Kahve Molası • 10.15-12.00: AÇILIŞ OTURUMU – “ÇAY” (İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN, Maltepe Üniversitesi ‘‘ÇAY SEKTÖRÜNDE YASAL DÜZENLEME İHTİYACI’’ Prof. Dr. Osman KARAMUSTAFA, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘ÇAY BORSALARININ İŞLEYİŞİ VE SEKTÖRE KATKILARI’’ Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI Maltepe Üniversitesi ‘‘ÇAY SEKTÖRÜNDE ÜST KURULUŞ İHTİYACI VE SEKTÖRE KATKILARI’’ Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza SAKLI Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘1984’TEN GÜNÜMÜZE ÇAY ÖZEL SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI’’ Mehmet ERDOĞAN, Rize Ticaret Borsası • 12.00-14.00: Öğlen Arası • 14.00-16.00: I. OTURUM – “TURİZM“ (İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ, İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ‘‘DOĞU KARADENİZ TURİZM VE KALKINMA PLANI’’ Cemal GÜLAS, CG Sanat Yapım ‘‘RİZE’DE SAĞLIK TURİZMİ ve SAĞLIKLI YAŞAM KÖYÜ’NÜN OLUŞTURULMASI’’ Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI Maltepe Üniversitesi Öğr. Gör. Burak KÜÇÜK Maltepe Üniversitesi ‘‘RİZE KENT MARKASI VE İMAJININ BELİRLENMESİ İLE İLGİLİ BİR ARAŞTIRMA’’ Yrd. Doç. Dr. Mevlüde Canan CAN, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Okt. Zeynep KAZANCI BAŞARAN, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi 15 ‘‘RİZE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM OLARAK “ZAMAN YOLCULUĞU TURİZMİ” Yrd. Doç. Dr. Nilgün AVCI, Ege Üniversitesi Büşra AY, Ege Üniversitesi Fatih YILMAZ, Ege Üniversitesi Fatma ARSLAN, Ege Üniversitesi • 14.00-16.00: I. PARALEL OTURUM – “KALKINMA ÖZEL” (İsmail Kahraman Kültür Merkezi Küçük Salon) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Süleyman ULUDAĞ, Uludağ Üniversitesi ‘‘RİZE’NİN KALKINMIŞLIK DÜZEYİNİN İNCELENMESİ’’ Arş. Gör. Harun SARAÇ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Arş. Gör. Ömer Faruk BÖLÜKBAŞI,Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Uğur SİVRİ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘KALKINMA AJANSLARININ İLLERE OLAN KATKISI; DOĞU KARADENİZ KALKINMA AJANSI VE RİZE ÖRNEĞİ’’ Öğr. Gör. Ceyhun AKYOL, Artvin Çoruh Üniversitesi ‘‘AVRUPA BİRLİĞİ MALİ YARDIMLARI VE RİZE İLİNİN KALKINMASI’’ Öğr. Gör. Seven ERDOĞAN, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘TR-90 BÖLGESİ TURİZM TUTUNDURMA: ANALİTİK HİYERARŞİ SÜRECİ (AHS)’’ Zeyni ARTIK, DOKA • 16.00-16.15: Çay-Kahve Molası • 16.15-18.15: II. OTURUM – “LOJİSTİK” (İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ, Maltepe Üniversitesi ‘‘AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE RİZE İLİNE YÖNELİK MODEL ÖNERİSİ’’ Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ, Maltepe Üniversitesi Doç. Dr. Yavuz GÜNALAY, Bahçeşehir Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Levent AKSOY, Maltepe Üniversitesi Öğr. Gör. Burak KÜÇÜK, Maltepe Üniversitesi 16 ‘‘DOĞU KARADENİZ SANAYİ TİCARET VE LOJİSTİK MERKEZİ’’ Yrd. Doç. Dr. Muhammet BAMYACI, Maltepe Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza SAKLI, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘RİZE’NİN KALKINMASINDA RİZE(RİPORT) LİMANININ ROLÜ’’ Yrd. Doç. Dr. Alpaslan ATEŞ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Doç. Dr. Soner ESMER, Dokuz Eylül Üniversitesi Asım ÇİLLİOĞLU, Rize Limanı (RİPORT) ‘‘DEĞİŞİM ÇAĞINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR LOJİSTİK SÜREÇ VE STRATEJİLERİNİN YÖNETİMSEL BAKIŞ AÇISIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ VE KÜRESEL LOJİSTİK ÜS VİZYONU’’ Yrd. Doç. Dr. Devrim GÜN, Nişantaşı Üniversitesi ‘‘TÜRK PERAKENDE LOJİSTİĞİNDE GELİŞMELER’’ Yrd. Doç. Dr. Onur DİKMENLİ, İstanbul Üniversitesi ‘‘KARADENİZ HAVZASINDA LOJİSTİK MERKEZ OLMA YOLUNDA RİZE’’ Hakan Birben, Doka Kalkinma Kurulu Uyesi • 16.15-18.15: II. PARALEL OTURUM – “ÇAY” (İsmail Kahraman Kültür Merkezi Küçük Salon) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Aziz KARAKAYA, Ankara Üniversitesi ‘“KALKINMA VE SAĞLIK İLİŞKİSİ KAPSAMINDA ÇAY TARIMINDA RİSKLER VE ÇAY ÜRETİCİLERİNİN SAĞLIK SORUNLARI” Prof. Dr. Leyla KARAOĞLU, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Prof. Dr. Nazmi BİLİR, Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Davut KESKİN, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Gül DEVRİMSEL, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sabri BALIK, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Dr. Hale SANDIKÇI, Recep Tayyip Erdoğan Ü 17 ‘‘RİZE İLİNDE VE DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE ÇAY BİTKİLERİNDE GÖRÜLEN HASTALIKLAR’’ Prof. Dr. Aziz KARAKAYA, Ankara Üniversitesi Arş. Gör. Arzu ÇELİK OĞUZ, Ankara Üniversitesi ‘‘SÜRDÜRÜLEBİLİR TİCARET, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE VERMİKÜLTÜR SİSTEM İLE ORGANİK GÜBRE ELDE EDİLMESİ’’ Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe Üniversitesi Okt. Selen BEDÜK, Maltepe Üniversitesi ‘‘TÜRK VE SEYLAN SİYAH ÇAYLARININ KAFEİN İÇERİĞİNİN KARŞILAŞTIRILMASI’’ Doç. Dr. İlkay KOCA, On Dokuz Mayıs Üniversitesi Burak İPEKCİ, Rize Gıda Kontrol Laboratuarı “KAFEİNSİZ ÇAY ÜRETİMİ’’ Doç. Dr. İlkay KOCA, On Dokuz Mayıs Üniversitesi Şeyda BOSTANCI, On Dokuz Mayıs Üniversitesi ‘‘ÇAY ÜRETİCİSİNE EK GELİR OLARAK MAVİYEMİŞ YETİŞTİRİCİLİĞİ’’ Doç. Dr. Mustafa AKBULUT, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf ŞAVŞATLI, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Öğr. Gör. Hüseyin BAYKAL, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘DÜNYA ÜLKELERİ İLE TÜRKİYE’NİN ÇAY ÜRETİMİNİN İSTATİSTİKLERLE İNCELENMESİ’’ Yrd. Doç. Dr. Günseli KURT, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hazan Kübra HACIOĞLU, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 18 II.GÜN, 4 MAYIS 2013 CUMARTESİ • 09.00-11.00: III. OTURUM – “ÇAY” (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN, On Dokuz Mayıs Üniversitesi ‘‘TÜRKİYE ÇAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİN SORUNLARI VE ÖNCELİKLERİ’’ Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN, On Dokuz Mayıs Üniversitesi Arş. Gör. Emine YAZICIOĞLU, On Dokuz Mayıs Üniversitesi ‘‘TÜRK ÇAYINDAKİ GENETİK VARYASYONUN MOLEKÜLER YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI’’ Doç. Dr. Cemal SANDALLI, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘ORGANİK TARIM KÜMELENMESİ VE ÇAY SEKTÖRÜNDE BÖLGESEL REKABET ANALİZİ’’ Yrd. Doç. Dr. Sadettin GÜLTEKİN, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘ÇAY SEKTÖRÜNDE ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ: MEVCUT DURUM ve GELECEK İÇİN ÖNERİLER’’ Yrd. Doç. Dr. İlker Murat AR, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih ÖZDEMİR, DOKA ‘‘RİZE İLİ BAHÇE BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇAY TARIMININ YERİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ’’ Yrd. Doç. Dr. Hamdi ZENGİNBAL, Abant İzzet Baysal Üniversitesi ‘‘ÇAYIN DÜNYADA İÇİME HAZIRLAMA TEKNİKLERİ VE ‘MESH’ ÇUBUK ÇAY’’ Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe Üniversitesi Saadet ÇALIŞKAN CİĞER, İstanbul Enpa Temizlik ve Gıda Ambalaj A.Ş. ‘‘ÇAYDA AMBALAJIN ÖNEMİ’’ Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe Üniversitesi Devrim Pınar DİNÇER, Uluslararası Ticaret Danışmanları ve Eğitmenleri Derneği 19 • 09.00-11.00: III. PARALEL OTURUM – “TURİZM” (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon) Oturum Başkanı: Doç. Dr. Yavuz GÜNALAY, Bahçeşehir Üniversitesi ‘‘ÖĞRETMEN ADAYLARININ “TURİST” KAVRAMINA YÖNELİK ALGILARI VE DOĞU KARADENİZ BÖLÜMÜNDE TURİZMİN GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK GÖRÜŞLERİ’’ Doç. Dr. Yılmaz GEÇİT, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Arş. Gör. Numan BULUT, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘KIRSAL TURİZM KAPSAMINDA ÇİFTLİK TURİZMİ VE RİZE’DE UYGULANABİLİRLİĞİ’’ Yrd. Doç. Dr. Sibel SÜ ERÖZ, Kırklareli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mesut BOZKURT, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ‘‘KARADENİZ BÖLGESİ PAZARLAMASI İÇERİSİNDE TURİZMİNİN YERİ’’ TURİZM KONGRE Yrd. Doç. Dr. Esra KESKİN, Hitit Üniversitesi Öğr. Gör. Rıdvan KESKİN, Hitit Üniversitesi Okt. Mehmet AYDINKAL, Hitit Üniversitesi “HALKLA İLİŞKİLER AÇISINDAN KÜLTÜREL TURİZM MODELİ VE RİZE ÖRNEĞİ” Arş. Gör. Üniversitesi Mustafa AYDEMİR, Ege ‘‘RİZE İLİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM MİMARİSİNİN EKOTURİZM İLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ VE BÖLGE KALKINMASINA ETKİLERİ’’ Öğr. Gör. Hande Gül KANCA, Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğr. Gör. Sevda KANCA, Karadeniz Teknik Üniversitesi • 11.00-11.15: Çay-Kahve Molası • 11.15-13.15: IV. OTURUM – “ÇAY” (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri) Oturum Başkanı: Prof. Dr. Alaattin KIZILTAN, Atatürk Üniversitesi ‘‘ÇAY TARIMINDA GÜBRELEME SORUNLARI, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇAY TARIMI İÇİN YENİ STRATEJİLER’’ Doç. Dr. Turan YÜKSEK, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi 20 Filiz YÜKSEK, Rize Pazar Orman İşletme Müdürlüğü Ercan SÜTLÜ, Ankara WWF – Doğal Hayatı Koruma Derneği ‘‘ÇAY BİTKİSİNİN (CAMELLIA SINENSIS L.) TARİHSEL GELİŞİMİ VE TIBBİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ’’ Doç. Dr. Çağatay ÜSTÜN, Ege Üniversitesi Öğr. Gör. Nuray DEMİRCİ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘ÇAY TÜKETİCİSİNİN MARKA TERCİHİNİN OLUŞMASINDA REKLAMLARIN ETKİSİ’’ Yrd. Doç. Dr. Ömer Kürşad TÜFEKCİ, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğr. Gör. Dr. Nezihe TÜFEKCİ, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ‘‘ÇAYDA FİDAN ÜRETİM TEKNİKLERİ’’ Yrd. Doç. Dr. Hamdi ZENGİNBAL, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ayhan HAZNEDAR, Rize Atatürk Çay Araştırma Enstitüsü ‘‘ÇAYKUR VE ÖZEL ÇAY İŞLETMELERİNİN UYGULADIĞI ÇAY ALIM VE FİYAT POLİTİKALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ (RİZE İLİ ÇAY ÜRETİCİLERİ ÖRNEĞİ)’’ Yrd. Doç. Dr. Derya ÖZTÜRK, Ordu Üniversitesi Arş. Gör. Züleyha YILMAZ, Ordu Üniversitesi Ufuk ERKAN, Ordu Üniversitesi ‘‘TÜRK ÇAY SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI REKABETÇİLİK DÜZEYİNİN ANALİZİ’’ Mustafa BALTACI, Rize Belediyesi • 11.15-13.15: IV. PARALEL OTURUM – “TURİZM” (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon) Oturum Başkanı: Doç. Dr. Selçuk PERÇİN, Karadeniz Teknik Üniversitesi ‘‘RİZE İLİNDE KIRSAL TURİZM POTANSİYELİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÜRÜN ÇEŞİTLENDİRME’’ Yrd. Doç. Dr. Sibel SÜ ERÖZ, Kırklareli Üniversitesi Arş. Gör. Meltem YALÇIN KAYIKÇI, Kırklareli Üniversitesi 21 ‘‘TURİZM POTANSİYELİNİN BÖLGESEL KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN TEORİK OLARAK İNCELENMESİ; RİZE İLİ ÖRNEĞİ’’ Öğr. Gör. İlyas Kays İMAMOĞLU, Bayburt Üniversitesi Arş. Gör. Vildan YAVUZ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Öğr. Gör. Serkan KÜNÜ, Kafkas Üniversitesi ‘‘ALTERNATİF TURİZMDE HİZMET SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ’’ Uzm. Taner EROL, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA KAPSAMINDA RİZE İLİNİN TURİZM SEKTÖRÜ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ’’ Öğr. Gör. Elif SİS ATABAY, Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğr. Gör.. Sevda KANCA, Karadeniz Teknik Üniversitesi ‘‘KARADENİZ BÖLGESİ’NDEKİ BAZI BİTKİLERİN FİTOTERAPİDEKİ ÖNEMLERİ’’ Yrd. Doç. Dr. Handan TÜRKMEN, Balıkesir Üniversitesi • 13.15-14.15: Öğlen Arası • 14.15-16.15: V. OTURUM – “TURİZM” (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri) Oturum Başkanı: Doç. Dr. Hikmet KIRIK, İstanbul Üniversitesi ‘‘DETERMINATION OF THE RIZE KOYUN (SHEEP) DOG IN TURKEY’’ Prof. Dr. Mehmet ERTUĞRUL, Ankara Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Orhan YILMAZ, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ‘‘ÇAMLIHEMŞİN’DEKİ TARİHİ KONAKLARIN TURİZM POTANSİYELİ’’ Yrd. Doç. Dr. Mine TOPÇUBAŞI ÇİLİNGİROĞLU, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Sevi Reyhan UFUK, M-Proje Mimarlık ve Restorasyon ‘‘RİZE TURİZM STRATEJİLERİNDE AKARSULARIN YERİ VE ÖNEMİ’’ Arş. Gör. Kübra MERT, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi 22 ‘‘DOĞA TURİZMİNDE ÇEVRE EĞİTİMİNİN ÖNEMİ’’ Abdullah KARATAŞ, Ankara Üniversitesi ‘‘RİZE TURİZM SEKTÖRÜNE YENİ BİR ALTERNATİF: RİZE MUTFAĞI’’ Öğr. Gör. Alper KURNAZ, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğr. Gör. Hande AKYURT KURNAZ, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ‘‘RİZE’DE ALTERNATİF TURİZM: EV PANSİYONCULUĞU’’ Kerem KESEPARA, İstanbul Fevziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları • 14.15-16.15: V. PARALEL OTURUM – “LİSANSÜSTÜ ÖZEL OTURUM” (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon) Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Dr. Erol USTAAHMETOĞLU, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘RİZE İLİNDE ARI ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ VE PAZARLAMA SORUNLARI’’ Yrd. Doç. Dr. Erol USTAAHMETOĞLU, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘RİZE’NİN KALKINMASINDA DEMİRYOLUNUN ÖNEMİ’’ Harun MERTOĞLU, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘DEMİRYOLLARI LOJİSTİK KÖY KONSEPTİNİN RİZE İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ’’ Filiz KARPUZ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘RİZE BÖLGESİNDE TEKNOLOJİ ÜSSÜ KURULABİLİRLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ’’ Mehmet Cemil AYDOĞDU, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘RİZE’NİN TARIMSAL GERÇEĞİ ÇAY MI, KİVİ Mİ?’’ Mahmut KOÇAN, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘ÇAYA YABANİ ÇARE’’ Burcu ER, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘SEKTÖREL KALKINMADA LİKAPA KURTARICI OLABİLİR Mİ?’’ Betül COŞAR, Rize Çaykur İyidere Çay Fabrikası 23 ‘‘RİZE BÖLGESİ’NDE TURİZM SEKTÖRÜNDE NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ VE İNSAN KAYNAĞININ BÖLGESEL KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ’’ Abdullah KARALİ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ‘‘RİZE BÖLGESİNDE ALTERNATİF TURİZM FAALİYETLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ’’ Mehmet YILMAZ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi • 16.15-16.30: Çay Kahve Molası • 16.30-18.30: II. RİZE KALKINMA SEMPOZYUMU ÇALIŞTAYI (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ) 24 BİLDİRİ ÖZETLERİ sözel bildiriler 25 26 3 MAYIS, CUMA AÇILIŞ OTURUMU – “ÇAY” Başkan: Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN 10.15 – 12.00 ____________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon) Çay Sektöründe Yasal Düzenleme İhtiyacı Osman KARAMUSTAFA Prof. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Özet: Çayla ilgili ilk çay kanunu İngiliz Parlamentosu tarafından 1773 yılında çıkarılmış ve bu ülkeye ait olan Doğu Hindistan Şirketi’ne doğrudan ihracat yapma yetkisi vermiştir. Ülkemizde ilk çay kanunu 1924 yılında çıkarılan, 407 sayılı Rize Vilayeti ile Borçka Kazasında Fındık-Portakal-Limon-Mandalina ve Çay Yetiştirilmesine Dair Kanun çıkarılmıştır. Bu kanun ile çaylık tesisi için uzman yardımı, ucuz fidan temini ve tarıma açılan araziden 10 yıl süreyle vergi alınmaması gibi teşvikler getirilmiştir. 1984’ten günümüze Türk çay sektörü 5 maddelik bir kanunla faaliyet sürdürmektedir. 1924 yılında çıkarılan Kanun bile bu kanundan daha kapsamlıdır. Bu haliyle çay sektörü, gerekli yasal düzenlemelerden yoksundur ve mevzuat eksikliği içinde bulunmaktadır. Türkiye’de çay tarımını daha ileriye taşımak ve çay sektöründe pazar payını artırarak müstahsil, özel sektör işletmeleri, kamu işletmeleri ve piyasanın sorunlarını çözmek için yeni bir yasa gerekmektedir. 2023 yılı vizyonu olarak Türk çayını iyi bir yere getirmek amacının gerçekleştirilmesi, iyi bir çay kanunu çıkarılmasına bağlıdır. Yabancı çay üreticisi ülkelerin çayla ilgili mevzuatlarına bakıldığında, Hindistan’ın 1953 tarihinde çıkardığı 54 maddelik bir Çay Kanunu olduğu görülmektedir. Sri Lanka ise 1975 yılında 31 maddelik bir Çay Kurulu Kanunu çıkarmıştır. Ancak, Hindistan ve Sri Lanka’nın çay mevzuatı sadece bu kanunlarla sınırlı kalmamakta, Çay Kurulları tarafından yapılan ilave düzenlemeler de bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çay, Çay Kanunu, Çay Kanunu İhtiyacı. Çay Borsalarının İşleyişi ve Sektöre Katkıları Hamit VANLI Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Özet: Çay sektöründe yapılacak çalışmalar, bahçeden tüketiciye ulaşıncaya kadarki tedarik zincirinde esas teşkil eden; bahçe yapısı, müstahsil, imalatçı, harmanlayıcı ve paketleyici, toptan ve perakendeci ve nihayet tüketici gruplarının sorunlarını kapsamalıdır Bu sorunların çözümü için temel sektörel yapılanma sorunu çözülmeli ve Çay Borsası kurulmalıdır. Bu çerçevede Çay Borsası’nın sektöre sağlayacağı katkılar şu şekilde sıralanabilir: 1) Üründe iki önemli ihtisas konusu mevcuttur. Dökme kuru çay elde etme ve tüketici ihtiyacına göre harmanlayıp paketleyerek satmaktır. Dökme kuru çay fiyatlarının maliyetinin üstünde arz 27 ve talebe göre serbestçe oluşacağı sistemin kurulması, dünya pazar ekonomisi sisteminde Borsa vasıtasıyla olmaktadır. 2) Müstahsil ve imalatçı bu sayede birbiri ile kenetlenmektedir. Kazan kazan sistemi doğal olarak çalışmaktadır. 3)Sistem bedelin peşin ödenmesi ve kaliteli ürüne daha fazla fiyat verilmesini teşvik etmektedir. Müstahsil ve imalatçı zamanında parasını almaktadır. Sektör itibar kazanmaktadır. 4)Devletin yıllık uygulayacağı sübvansiyonlar borsada gerçekleşen ve kaliteyi teşvik eden sisteme daha çok prim verilmesi ile adalet sağlanmaktadır. 5)Standart dışı ürünlerin piyasaya çıkmasını engellemektedir. 6)Yılın her ayında aynı kalitede harmanı paketleyip piyasaya sunulmasını temin eder. Türk marka imajı oluşur. 7)Pazarda aşırı fiyat dalgalanmalarının önüne geçilir. 8)Sektörde paydaşlardan bir grup çok kazanırken diğer grup piyasadan yok olmaz. 9)Tüketicide marka bağımlılığı oluşur. Anahtar Kelimeler: Borsa, Peşin Fiyat, Kalite, Rekabet, İstihdam. Çay Sektöründe Üst Kuruluş İhtiyacı ve Sektöre Katkıları Ali Rıza SAKLI Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Özet: Türk çaycılığında 1973 yılında faaliyete başlayan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü‘nden (Çaykur) önce sektörde ikili bir yapı mevcuttur. Bu dönemde, çayın tarımından Tarım Bakanlığı, sanayisinden ise Tekel Genel Müdürlüğü sorumlu olmuştur. Bu yapının yararlı olmadığı, sektörün bütününün tek merkezden yönetilmesi gerektiği düşünülerek, çayın tarımı ve sanayisi ile ilgili tüm görevler Çaykur’a verilmiştir. Türk çay sektörü bundan sonra önemli gelişmeler kaydetmiştir. Yabancı çay üreticisi ülkelerden; Sri Lanka, Hindistan ve Kenya gibi ülkelerde, devlete ait çay işletmeleri bulunmamakla birlikte, devletler çay sektörünün yönetimini elden bırakmamışlar; düzenleme ve denetleme ihtiyacını karşılamak üzere Çay Kurulları kurarak sektörü yönlendirmişlerdir. 1984’ten itibaren Türk çaycılığında özel sektöre faaliyet izni verilmiş ve sektördeki bütünlükçü yapı yeniden bozulmuştur. Çay tarımı Çaykur’un yönetiminde kalmış olmakla birlikte, yeni kurulan özel sektör işletmelerinin yaptığı çay işleme, dağıtım ve pazarlama faaliyetleri tamamen denetimsiz kalmıştır. Bunun sonucunda sektör çok büyük zararlar görmüş, sektördeki sorunları tespit ederek çözüme kavuşturacak bir birim olmadığından, çok sayıda fabrika kapanmış ve bunun sonucunda çay müstahsili de mağdur olmuştur. Gelinen noktada çay sektörünün tamamına hâkim olacak; düzenleme ve denetleme ihtiyacını karşılayacak bir Çay Kurulu kurulması gerekli görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Çay, Çay Kurulu, Çay Üst Kurulu. 1984’ten Günümüze Çay Özel Sektörünün Sorunları Mehmet ERDOĞAN Başkan, Rize Ticaret Borsası [email protected] Özet: Türkiye’de çay tarımı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Gürcistan sınırından başlayarak Ordu ilinin Fatsa ilçesine kadar 28 3 MAYIS, CUMA kuşakta yapılmaktadır. Ülkemizde çay yetiştiriciliğine Rize ve çevresinin uygun olduğu ilk kez 1917 yılında belirlenmiş ve Rize ve Borçka kazasında fındık, portakal, mandalina, limon ve çay yetiştirilmesine dair 407 sayılı kanun 1924 yılında çıkarılarak yasal altyapı hazırlanmıştır. 1947 yılında 60 ton/gün kapasiteli ilk yaş çay yaprağı işleme fabrikası (Merkez Çay Fab.) Rize’de kurulmuştur. 1971 yılında bir kamu iktisadi teşebbüsü olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü kurulmuş, 1984 yılında çaycılık faaliyetlerinde bulunması serbest bırakılmıştır. Günümüzde çay sektöründe toplam 197 fabrika mevcuttur. Bunların 46’sı Çaykur’a, 151’i özel sektöre ait çay fabrikalarıdır. Bu fabrikaların 154’ü Rize’de 29’u Trabzon’da, 10’u Giresun’da, 4’ü Artvin’de bulunmaktadır. Bunların 48’i büyük ölçekte fabrika, 74’ü orta ölçekli fabrika, 73’ü küçük ölçekli fabrikalardır. Yıllara göre değişen yaş çay üretim rakamları ortalama 1.200.000.000 ton civarındadır. Bu üretimin %50.00’si Çaykur tarafından, %50.00’si özel sektör tarafından yapılıyor. Özel sektör üretiminde %48.66’sı büyük ölçekli fabrika, %38.88’i orta ölçekli fabrika, %12.46’sı küçük ölçekli fabrikalardan oluşmaktadır. Milli ürünümüz olan çay, halkımızın temel gıda maddesidir ve ülkemiz için stratejik ürün konumundadır. Halkımız, sabah kahvaltıdan başlayarak gece geç saatlere kadar hayatın her alanında çay içmektedir. Sistemsiz bir yapıyla yoluna devam etmek zorunda kalan Türk çay sektöründe birçok sorun mevcuttur. Anahtar Kelimeler: Çay, Türk Çayı, Çayda Özel Sektör. I. OTURUM – “TURİZM” Başkan: Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ 14.00 – 16.00 ____________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon) Doğu Karadeniz Turizm ve Kalkınma Planı Cemal GÜLAS Fotoğraf Sanatçısı, CG Sanat Yapım [email protected] Özet: Kaçkar Dağları ve civarında yüzyıllardır sürmekte olan yaylacılık geleneği günümüzde eski yoğunluğunu kaybetmiştir. Yaylaların doğal yapılarına zarar vermeden ve yeni yapılaşmaya izin vermeden, yenilenip restore edilerek 4 mevsim turizme yönelik olarak bir sistem kurulmasını organize etmek mümkündür. Anadolu›nun binlerce yıl öncesine dayanan tarihi, Karadeniz Bölgesinin mitolojideki yeri ve bağları üzerine kurulacak bir pazarlama hikayesini yörenin doğa güzellikleri ve bitki taksonundaki zenginlikleriyle tamamladığında dünyada bir eşi daha yoktur. Bu sebepten dolayı Kaçkar Dağları’ndaki turizm planlamasında mutlaka tarih ve mitolojideki yeri üzerine kurulacak öyküler lokomotif olarak düşünülmeli, bu lokomotif geliştirilerek desteklenmelidir. 29 Coğrafi yapının özellikleri nedeni ile konaklama ve hizmet sahalarının yaylalarda tek merkezlerde büyük hücreler halinde yapılması yerine, mevcut yaylalardaki yayla evleri bu büyük hücrenin küçük üniteleri olarak geliştirilmelidir. Turizm yatırımları büyük şirketlerin kontrol ve yatırımları ile değil yöre insanının dahil edildiği bir model ile yaygınlaştırılmalıdır. Yayla evleri kış mevsiminde de konaklama yapılabilecek şekilde yenilenmeli; konaklayanların ihtiyaçlarını giderecekleri, alışveriş yapacakları, sosyal tesis olarak faydalanacakları ortak alanlar yapılmalı. Yayla evleri ve yaylacılık planlandıktan sonra bölgede yapılacak turizm çeşitlendirmeleri yeniden değerlendirilmeli, yurtdışındaki büyük tur operatörleri ile iletişime geçilmeli ve bölgenin turizm potansiyeli rastlantı ve beklentilerle değil bir pazarlama stratejisi ile rezervasyon usulüne göre organize edilmelidir. Bahsi geçen projeler ve birbirine bağlı gelişmeler neticesinde, Doğu Karadeniz›in geleceğinin oluşturulmasında, göçün tersine çevrilmesi ve mevcut köylerin kalkınmasında önemli birer dönüm noktası yaratabiliriz. Anahtar Kelimeler: Yaylacılık, Kaçkar Dağları, Tarih, Kış Turizmi, Hayvancılık. RİZE’DE SAĞLIK TURİZMİ ve SAĞLIKLI YAŞAM KÖYÜ’NÜN OLUŞTURULMASI Hamit VANLI1 ve Burak KÜÇÜK2 Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 1 Öğretim Görevlisi, Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 2 Özet: Dünya’da yükselen trend olan sağlık turizmi ile bir ülkeden diğer bir ülkeye hastanelerde bekleme sürelerinin uzunluğu, tedavinin dışarıda ekonomikliği veya daha kaliteli sağlık hizmeti veya tedaviyle birlikte tatil yapma arzusu ile gidilebilmektedir. Dünya nüfusunun, özellikle gelişmiş ülkelerin yaşlı nüfusu %20lere yaklaşmış olup 2050 yılında bu oranın %40ı aşması beklenmektedir. Engellilerin oranı %7-10, kronik hastalığı olanların oranı %12, orta seviyede depresyon geçiren nüfus %15lerdedir. Önümüzdeki yıllarda gelişmiş ülkelerin nüfusunun %30lara varan oranda bir nüfusun özel ve ayrıcalıklı bir ortamda uzun süreli tatil yapmak ve sağlıklı bir yaşam arayacaktır. Bu kapsamda son yıllarda Türkiye’de de sağlık turizmine yatırımlar yapılarak yılda ortalama 250 bin turistin gelmesi sağlanmıştır. Gelenlerin büyük çoğunluğunu kaplıca ve termal tesisleri ziyaret edenler oluştururken, saç ektirme, göz ameliyatları, estetik ve tüp bebek gibi cerrahi yöntemler için gelenlerin sayısı da hızla artmaya başlamıştır. Bu çalışmada Türkiye’de yaygınlaşan sağlık turizminin, sahip olduğu potansiyeli ile Rize ili için önemli bir fırsata dönüştürülmesini ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi bünyesinde kurulmuş Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Vakfı vasıtasıyla sağlıklı yaşam köyü oluşturularak hem Avrupa ülkelerinden hem de Karadeniz ülkelerinden turistlerin gelmesinin sağlanarak bölgesel kalkınmaya olan katkıları incelenip önerilerde bulunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Sağlık Turizmi, Bölgesel Kalkınma. 30 3 MAYIS, CUMA RİZE KENT MARKASI VE İMAJININ BELİRLENMESİ İLE İLGİLİ BİR ARAŞTIRMA Mevlüde Canan CAN1 ve Zeynep KAZANCI BAŞARAN2 1 Öğr. Gör. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu [email protected] 2 Okt., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Günümüzde, küreselleşme ile birlikte pek çok alan rekabet içine girmektedir. Bunlar arasında yerler (mekânlar ), ülkeler, kentler yer almaktadır. Bu araştırmada; “Rize Kent Markası ve Marka İmajının Belirlenmesi, Rize Kentinin imajının hangi unsurlardan oluştuğunun tespiti ve kentin, fiziki ve soyut özellikleri ile kent halkının, nasıl algılandığının ölçümlenmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda araştırmada Rizeli olmayan kişiler çalışma evreni olarak seçilmiştir. Araştırmanın örnek büyüklüğü; zaman ve maliyet kısıtlaması nedeniyle araştırma verileri Rize Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nda okuyan Türkiye’nin farklı kentlerinden gelen öğrencilerin yaşadıkları şehirlerdeki gönüllü katılımcılar üzerinde kolayda örnekleme yoluyla anket yöntemi ile yapılmıştır. Araştırma SPSS 16 programı ile analiz edilmiştir. Araştırma sonuçları frekans, betimleyici istatistik ve ki-kare analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırmada, Rize denilince cevaplayıcıların akıllarına ilk önce “Çay” kelimesi gelirken bunu “Doğal güzellik” ve “Başbakan” ifadeleri izlemektedir. Katılımcılara göre Rize’yi en iyi ifade eden kavram “Doğal Güzelliklere Sahip” olması iken; en az tercih edilen kavram şehrin “Dışa Açık” bir il olmasıdır. Rize halkını en iyi ifade eden kavramlar ise “Çalışkan” ve Dindar” olmasıdır. Eğitim düzeyi ile Rize denilince akla gelen ilk kelime arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Katılımcıların büyük çoğunluğu Üniversitenin Rize›nin tanınmasında yararlı olacağını düşünmektedir. Ankete katılanlar turizm açısından Rize’yi en iyi ifade eden özelliğin “doğal güzelliklere sahip olan bir il” olduğunu belirtmişlerdir. Yürütülen çalışma; Rize ilinin tanınırlığı ile turizm potansiyeli arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Tanınırlık ve kent imajı arttıkça turizm çeşitliliği ve geliri de artmaktadır. Bu nedenle; kent imajının yüksek olması gelecekte ilin turizm potansiyelinde de önemli gelişmelerin sağlanacağını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Kent markası, Kent İmajı, Kent Algısı, Turizm Bilinci. RİZE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM OLARAK “ZAMAN YOLCULUĞU TURİZMİ” Büşra AY1, Fatih YILMAZ2, Fatma ARSLAN3 ve Nilgün AVCI4 Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu [email protected] 1 Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu [email protected] 2 Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu [email protected] 3 31 4 Yrd.Doç.Dr., Ege Üniversitesi Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu [email protected] Özet: Değişen turist beklentileri yeni turizm türlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Pasif tatil anlayışı yerine aktif, öğrenerek, yaşayarak eğlenme eğilimi gelişmektedir. Bu beklentilere yönelik olarak dünyada bir süredir gerçekleştirilen, son dönemlerde Türkiye’de de uygulamaları görülen yeni bir turizm türü “zaman yolculuğu turizmi” doğmaktadır. Geçmiş zamandan bir günü aynı veya kurgulanmış tarihsel bir alanda, gerçeğe uygun koşullarda, ziyaretçilere deneyimlendirmek amaçlanmaktadır. Bu deneyim belirli bir zaman ve belirli bir yerde yaşananları, katılımcılara dönemi yaşatmak için yazılan senaryolar, roller ve kostümlerle, anılan dönemi hissetmelerini sağlayan faaliyetlerden oluşur. Tarihi keşfetmek, anlamak isteği seyahat için önemli bir motivasyon türüdür. İnsanlar farklı toplumların tarihini ve kültürlerini yerinde öğrenmek için uzun yolculukları yapabilmektedirler. Turistik çekicilik sağlayan bu uygulama, tarihsel çevrenin korunmasını ve sürdürülebilir turizmi de beraberinde getirecektir. Çalışmada, zaman yolculuğu turizminin dünyada ve Türkiye’de uygulanan örneklerinin araştırılması ile Rize turizminin zaman yolculuğu turizmiyle geliştirilmesi için öneriler getirilmiştir. Rize’de Zaman Yolculuğu Turizminin yapılabilmesi için gerekli kültürel zenginlik mevcuttur. Türkiye 2023 turizm stratejisindeki yayla koridoru, kaleleri, çay ürünün tarihi ve turistik etkinlik (toplanması, kurutulması v.b.) olarak sunulması gibi konularında Zaman Yolculuğu Turizmi örnekleri geliştirilmiştir. Anahtar kelimeler: Zaman Yolculuğu Turizmi, Turistik Ürün Çeşitlendirmesi, Rize. I. PARALEL OTURUM – “KALKINMA ÖZEL” Başkan: Prof. Dr. Süleyman ULUDAĞ 14.00 – 16.00 ____________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Küçük Salon) RİZE’NİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ Harun SARAÇ1, Ömer Faruk BÖLÜKBAŞI2 ve Uğur SİVRİ3 Arş. Gör.,Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 1 Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 2 Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 3 Özet: İktisadi kalkınma sadece bir gelir artışını değil aynı zamanda sosyal ve ekonomik yapıda bir değişimi, iyileşmeyi ifade eder. Buna bağlı olarak bir ilin, bölgenin veya ülkenin kalkınmasından söz edebilmek için kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla gibi gelir düzeyini ifade eden bir değişkeni tek başına incelemek yeterli değildir. Bu değişkenin yanında ekonomik ve sosyal yapıyı ve bu yapıdaki değişimi ifade edecek değişkenleri de (doğurganlık 32 3 MAYIS, CUMA hızı, ücretli çalışan kadınların toplam istihdama oranı, üniversite mezunlarının nüfusa oranı, kişi başına düşen hekim sayısı, imalat sanayi katma değeri gibi) analize katmak gerekir. Bu çalışmada Rize’nin sosyo-ekonomik gelişme düzeyi incelenirken yukarıda ifade edilen düşünceler ışığında demografi, eğitim, sağlık, sanayi vb. gruplarda sınıflandırılan çok sayıda değişken Temel Bileşenler Analizi yardımıyla incelenmiştir. Analiz hem bir bütün olarak veri setine uygulanmış hem de eğitim, sağlık, sanayi gibi sektörel düzeylerde gerçekleştirilmiştir. Böylece hem genel hem de sektörler itibariyle bir değerlendirme yapma olanağı elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar bu konuda daha önce yapılan çalışmalar ile kıyaslanarak zaman içerisinde Rize’nin sosyal ve ekonomik yapısında meydana gelen değişimler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyo-Ekonomik Gelişme Düzeyi, Temel Bileşenler Analizi, Rize. KALKINMA AJANSLARININ İLLERE OLAN KATKISI; DOĞU KARADENİZ KALKINMA AJANSI VE RİZE ÖRNEĞİ Ceyhun AKYOL Öğr. Gör., Artvin Çoruh Üniversitesi, Arhavi Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Doğu Karadeniz Bölgesi’nin turizm değerleri ve çeşitleri arasında bulunan milli parklar, festivaller, yaylalar, şenlikler, inanç, kültür, ekoturizm, kuş gözlemciliği, doğa, kamp, karavan turizmi, kış, yayla turizmi gibi başlıklar Rize ilinde fazlasıyla yer almaktadır. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA), Rize ilinin turizm potansiyelini harekete geçirmek, etkin tanıtım politikaları ile ilin ulusal ve uluslararası düzeyde markalaştırılmasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmaları desteklemektedir. Bu çalışmanın amacı, DOKA’ya bağlı 6 ilden biri olan Rize’ye, kalkınma ajansının bugüne dek yaptığı ve yapacağı güncel çalışmalar ile ilgili tespitlerde bulunmaktır. Araştırmada, kalkınma ajanslarının amaçları ve bu amaçlar doğrultusundaki hedeflerinden olan turizm stratejisi oluşturmak, turizm çekim bölgeleri oluşturmak, yatırım sağlamak, kullanılmayan potansiyelin değerlendirilmesi, alternatif turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi, tanıtımın sağlanması ve kentsel ölçekte markalaşmak gibi konularda Rize ilindeki çalışmalar ve projeler incelenmiştir. Elde edilen veriler betimsel analize tabi tutulmuş, ihtiyaç duyulan kavramlarda içerik analizi yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kalkınma ajansı, Doğu Karadeniz, Rize. AVRUPA BİRLİĞİ MALİ YARDIMLARI VE KALKINMA: RİZE İLİ ÖRNEĞİ Seven ERDOĞAN Öğr. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Özet: Avrupa Birliği (AB) katılım süreci, Birliğe üye olmak isteyen ülkenin AB üyelik kriterlerini yerine getirmek üzere önemli değişim ve dönüşümler yaşamasını zorunlu kılmaktadır. AB üyesi ülkelerle AB üyesi haline gelmek isteyen ülkeler arasındaki ve aday ülke içindeki ekonomik ve sosyal kalkınma düzeyi farklılıklarının üyelik öncesi dönemde azaltılması, bahse konu değişim ve dönüşüm sürecinin önde 33 gelen hedeflerin birini teşkil etmektedir. AB çeşitli araçlar yoluyla aday ülkelerdeki değişim ve dönüşüm sürecini desteklemektedir. AB tarafından sağlanan mali yardımlar da bu araçlardan biridir. Söz konusu mali yardımların önemli bir bölümü hibe programları yoluyla aday ülke içinde görece daha az kalkınmış bölgelerde kullanılmaktadır. 1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması ile AB ile ortaklık ilişkisi kuran ülkemiz bu yardımlardan uzun bir süredir faydalanmaktadır. Söz konusu mali yardımlar vasıtasıyla ülkemizde öncelikli olarak az gelişmiş bölgeleri hedef alan çok sayıda hibe programı hayata geçirilmiştir. Rize ili de Türkiye içinde, AB mali yardımlarının yoğun olarak harcandığı bölgelerden biri olma özelliğini taşımaktadır. Bu çalışma kapsamında, Rize ilinin hibe projeleri vasıtasıyla AB mali yardımlarından yararlanma düzeyi göz önünde bulundurularak, söz konusu projelerin Rize ilinin kalkınmasındaki rolü üzerinde durulacaktır. Çalışma üç kısımdan oluşmaktadır: İlk bölümde aday ülkelere yönelik AB mali yardımları ve ülkemizin AB mali yardımları içindeki yeri, ikinci bölümde AB mali yardımları kalkınma ilişkisi, üçüncü bölümde ise Rize ilinde uygulanan hibe projeleri konuları ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Türkiye, AB Mali Yardımları, Kalkınma, Rize. DOĞU KARADENİZ TURİZMİ İÇİN EN UYGUN TUTUNDURMA KARMASI ELEMANIN ANALİTİK HİYERARŞİ SÜRECİ İLE BELİRLENMESİ Zeyni ARTIK Uzman, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı [email protected] Özet: Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Trabzon illerini kapsayan ve TR90 Düzey II Bölgesi olarak adlandırılan bölgenin; turizm imkânları, potansiyeli ve gelişme eksenleri ulusal ve bölgesel plan ve strateji belgelerinde ortaya konmuştur. Bu bölge için; gelişmiş turizm kaynaklarının ve işbirliği yaparak oluşturulan turizm faaliyetlerinin eksikliğinin yanı sıra önemi vurgulanan başka bir nokta da turizmin pazarlanmasına yönelik tutundurma, tanıtım faaliyetlerinin yetersizliği olarak gösterilmiştir. Her ne kadar literatürde, Doğu Karadeniz turizminin pazarlamasına dair çalışmalar bulunsa da, tutundurmasını doğrudan hedef alan bir çalışma bulunmamaktadır. Bu sebeple, bu bildiri; TR90 Düzey II Bölgesi’nin turizm imkânlarının tutundurma bileşenleri bakımından değerlendirilmesi kapsamında, ne tür bir tutundurma faaliyetinin gerçekleştirilebileceğine dair bir AHS analizi yapılmasına ilişkindir. Çalışmada izlenen yol kısaca; web ağı üzerinden Google docs hizmeti aracılığıyla ilgili paydaşlardan (akademisyenler, İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri, turizm acenteleri ve dernekleri, Bölge insanı vs.) anketle veri toplama, toplanan verilerin Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) adlı çok kriterli karar verme (ÇKKV) mekanizmasını kullanan Expert Choice 11 yazılımı ile analizi ve sonuç olarak hangi tutundurma karması eleman(lar)ının Doğu Karadeniz turizmi için ne derece önemli olduğunun yanında Bölge turizminin pazarlanmasında hangi kriterlerin daha çok dikkate alınabileceği ile ilgilidir. Böylece, tutundurma karması elemanları arasında bir ilişki kurmaya çalışılarak, turizm gelirlerini Bölge bazında etkileyen temel faktörler arasında nasıl bir öncelik bulunduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, Turizm, Tutundurma, Çok Kriterli Karar Verme, Analitik Hiyerarşi Süreci. 34 3 MAYIS, CUMA II. OTURUM – “LOJİSTİK” Başkan: Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ 16.15 – 18.15 ____________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon) AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE YENİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet TANYAŞ1, Yavuz GÜNALAY2, Levent AKSOY3 ve Burak KÜÇÜK4 1 Prof. Dr., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Doç. Dr., Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 2 Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 3 Öğr. Gör., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 4 Özet: İnsanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen, etkilenen topluluğun yerel imkân ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylara Afet denilmektedir. Afet yönetimi, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması amacıyla, bir afet olayının zarar azaltma, hazırlıklı olma, olaya müdahale ve iyileştirme gibi dört ana aşamasında yapılması gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve uygulanması için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda kullanımını gerektiren çok aktörlü, çok disiplinli ve çok kapsamlı ve karmaşık bir yönetim modelidir. Afet lojistiği, acil durum ve afetlerden etkilenmiş afetzedelere yardım etmek üzere bilgi, insan ve kaynak lojistiğinin etkin ve verimli bir şekilde yönetimidir. Lojistik faaliyetler en az operasyon kadar önemlidir. İnsani yardım lojistiği (humanitarian logistics) terimi ile eş anlamdadır. Afet ve İnsani Yardım Lojistiği konusunda çok sayıda yayın bulunmaktadır. Bu bildiride dinamik risk ölçümüne dayalı olay tabanlı, çok aşamalı hiyerarşik bir afet lojistik yönetim modeli önerilmektedir. Model; haberleşme, taşımacılık, depolama, altyapı, enkaz kaldırma, geçici iskan, dış kuruluşlarla koordinasyon ve personel sağlık hizmetleri faaliyetlerini kapsamaktadır. Önerilen model İstanbul’un bir ilçesinde uygulanmıştır. Anahtar Sözcükler: Acil Durum Planlaması, Afet Lojistiği, İnsani Yardım Lojistiği. 35 DOĞU KARADENİZ SANAYİ TİCARET VE LOJİSTİK MERKEZİ Muhammet BAMYACI1, Hamit VANLI2 ve Ali Rıza SAKLI3 Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 1 Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 3 Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 3 Özet: Son yıllarda Eski Sovyet cumhuriyetlerindeki dışa açılmalar, ulaştırma altyapısının gelişmesi, doğu ve güneydoğudaki artan üretim ve ticaret hacmi Doğu Karadeniz bölgesinin bir HUB (toplama ve dağıtım merkezi) ve GATEWAY (giriş-çıkış kapısı) olarak incelenmesini zorunlu hale getirmektedir. Bunun yanı sıra Eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki üretim altyapısı ve standartları gerek gelişmiş batı ülkelerinin gerekse İslam Ülkelerinin standartlarıyla uyuşmadığından Doğu Karadeniz bölgesinin bir yeniden ambalajlama ve katma değerli işlem merkezi olarak da değerlendirilmesini gerektirmektedir. Genellikle sanayi kuruluşlarına ilişkin kümelenmeler “OSB” (Organize Sanayi Bölgesi), ticarete ilişkin kümelenmeler “Ticaret Bölgesi” (bu çalışmada ticaretle ilgili tüm kurum ve kuruluşların içinde yer aldığı bölgeler Organize Ticaret BölgeleriOTB olarak adlandırılmıştır), lojistikle ilgili kümelenmeler ise her ne kadar Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri olarak adlandırılmış olsa da bu çalışmada “Organize Lojistik BölgeleriOLB” olarak belirtilmiştir. Bu çalışmada Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda Doğu Karadeniz Bölgesinin gelişmekte olan ulaşım altyapısına paralel olarak sanayi, ticaret ve lojistik imkânlarının güçlü ve zayıf yönlerinin, fırsat ve tehditlerinin değerlendirilmesi (SWOT analizi) hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Lojistik, Tedarik Zinciri Yönetimi, Lojistik Merkez. RİZE’NİN KALKINMASINDA RİZE(RİPORT) LİMANININ ROLÜ Alpaslan ATEŞ1, Soner ESMER2 ve Asım ÇİLLİOĞLU3 Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Turgut Kıran Denizcilik Yüksekokulu [email protected] 1 Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, Denizcilik Fakültesi [email protected] 2 Başkan, Rize Limanı (RİPORT) [email protected] 3 Özet: Dünyada yük taşımacılığında en ekonomik ve kullanımı en yaygın olan taşıma türü denizyoludur. Denizyolu taşımacılığında ülkeler, coğrafik konumlarının yanı sıra liman alt ve üst yapıları ve yasal mevzuatları ile fark yaratmaktadırlar. Sanayi bölgelerine yakın veya bu bölgelerle bağlantıları güçlü 36 3 MAYIS, CUMA olan limanlar bölgesel açıdan ön plana çıkmaktadır. Aynı coğrafyada hizmet veren farklı ülke limanları arasında yaşanan rekabette ise ülkelerin siyasi ve ekonomik gücü, ülkelerin ithal ve ihraç yük kapasiteleri, komşu ülkelerle yapılan antlaşmalar, limanların ard bölge bağlantıları ve teknolojik alt ve üst yapıları rekabette ön planda bulunmasının sebeplerini oluşturmaktadır. Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan Rize limanı günümüzde ağırlıklı olarak Bakır, Kömür, Gübre, İnşaat Malzemeleri ve Kereste gibi sadece bölgesel yüke hizmet verebilmektedir. Fakat bölgede yapımına başlanan Ovit tünelinin tamamlanması ile beraber Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, GAP, İran gibi bölge yüklerinin elleçlenmesinde de önemli katkısının olacağı aşikârdır. Ovit tünelinin tamamlanması sonrasında alt ve üst yapısı tamamlanmış Rize Limanı, Rize ilinin kalkınmasında ana unsurların başında gelecektir. Ayrıca; mevcut durumu ile bölgesel ticari yüklere hizmet verebilen Rize Limanı ticari rıhtımlardan farklı olarak kurvaziyer gemilerinin yanaşabileceği ilave rıhtımın yapılması durumunda kurvaziyer gemilerine de hizmet vererek Rize ilinin turizmden hak ettiği payı alabilmesini sağlayabilecektir. Bu çalışmada; Rize limanının geçmiş yıllardaki yük verileri ve bölgede yapımına başlanmış olan projelerde dikkate alınarak Rize ilinin kalkınmasında ki muhtemel etkileri analiz edilecektir. Anahtar Kelimeler: Kurvaziyer Turizm, Liman, Rize, Transit Yük. DEĞİŞİM ÇAĞINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR LOJİSTİK SÜREÇ VE STRATEJİLERİNİN YÖNETİMSEL BAKIŞ AÇISIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ VE KÜRESEL LOJİSTİK ÜS VİZYONU Devrim GÜN Yrd. Doç. Dr., Nişantaşı Üniversitesi İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi [email protected] Özet: Günümüzde tüm işletmeler yoğun rekabet koşullarının yaşandığı ve işletmelerin çeşitli yöntemlerle birbirinden farklılaşmaya çalıştığı yeni pazar dinamiklerini içeren ekonomik bir anlayışı yaşamaktadır. Bilişim teknolojisindeki gelişmeler ve yeni dijital ekonomi anlayışı tüm dünyada bir paradigma değişimine neden olmaktadır. Yeni pazarlama paradigması, küresel rekabette ayakta kalabilmek için daha esnek olabilmeyi, yeni teknolojiler kullanabilme becerisini ve müşteri istek/ ihtiyaçlarını tam zamanında karşılayabilmeyi gerektirmektedir. Dünyada benzer ürün/hizmet üretme esnekliği artmıştır. Bunun sonucunda da rekabette lojistik hizmet sunabilme olanakları çok daha belirleyici olmaktadır. Dünya ticaretindeki dönüşüm ve yeni oluşumların etkisi yoğun olarak lojistik sektörü üzerinde görülmektedir. Tüm sektörlerle birebir ve doğrudan ilişkisi bulunan lojistik, uluslararası pazarlarda rekabet avantajı elde edilmesinde kilit rol oynamaktadır. Günümüzde küresel ticaret hacminin değeri 37 trilyon doları aşarken, küresel düzeyde yaşanan rekabet işletmeleri, ürün/hizmetlerini daha hızlı hazırlamaya ve teslim etmeye zorlamaktadır. Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında ticari bir köprü vazifesi görmesi, dünya pazarlarında ürün hareketliliğinin artması ve ülkelerin artık sadece komşu ülkeleri değil uzak pazarları da kendilerine hedef belirlemesi Türkiye’nin lojistik önemine katkıda bulunmaktadır. Gelişmekte olan 7 önemli pazardan biri olarak nitelendirilen Türkiye’nin bu gelişiminde etkili olan faktörler arasında; 37 değişen tüketici alışkanlıkları, e-ticaretin büyümesi, kentleşme ve genç nüfus, hızlı kargo servisleri, Avrupa’nın enerji koridoru ve terminali olması, liberal ve yeniliklere açık bir yatırım ortamı, nitelikli ve rekabetçi işgücü gibi faktörler yer almaktadır. Tüm bu faktörler, Türkiye’nin yakın gelecekte önemli bir lojistik üs olmasını sağlayacak dinamiklerdir. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Lojistik, Lojistik Üs, Sürdürülebilir Yönetim. TÜRK PERAKENDE LOJİSTİĞİNDE GELİŞMELER Onur Dikmenli Yrd. Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu [email protected] Özet: Farklı formatlarda ve mecralarda küresel gelişimini sürdürmekte olan perakendecilik sektörü ülkemizde de büyük bir hızla gelişimine devam etmektedir. Batı’lı yaşam tarzının benimsenmesi ve ekonomik gelişimin artması sonucunda Türkiye’de klasik perakendecilikten organize perakendeciliğe doğru bir geçiş yaşanmaktadır. Gelişmiş ülkelere göre nüfus artış hızının yüksek seviyelerde olması, kırsal alandan şehirlere olan göçün devam ediyor olması ile internete erişimin kolaylaşması sonucunda büyükşehirlerde harcanabilir geliri olan ama bunu harcamaya vakti olmayan bir kitle oluşmuştur. Sayıları ve harcamaları giderek artan bu kitlenin ihtiyaçlarının tatmin edilmesinde klasik perakende işletmeleri yetersiz kalmaya başlamışlardır. Perakendecilikte yaşanan bu değişime uyum sağlayarak rekabette öne geçebilmek için yeni arayışlara giren perakendeci işletmeler, bir rekabet avantajı olarak lojistiği keşfetmişlerdir. Perakendeci işletmeler lojistik işletmelerinin daha fazla kendilerine yardımcı olmalarını talep etmeye başlamışlar, lojistik işletmelerini stratejik iş ortağı olarak kabul etmek aşamasına gelmişlerdir. Lojistik işletmeleri de, yaşanan bu değişime uyum sağlayabilmek için salt taşıyıcı olmaktan vazgeçerek lojistik ile ilgili tüm alanlara dâhil olmak durumunda kalmışlardır. Lojistiğin bütün süreçlerinde, etkili ve verimli bir şekilde, yer alabilmek doğru ve gelişmiş teknolojinin yoğun kullanımını ile mümkün olabilmektedir. Lojistik de sağlanan kazanımlar taklit edilmesi zor ya da zaman alıcı olmaları sebebiyle, perakendeci işletmeler için, önemli bir rekabet avantajı haline gelmişlerdir. Büyük bir potansiyele sahip olan Türk organize perakendecilik sektöründe faaliyet göstermek isteyen işletmeler, lojistikteki bu gelişmelere dikkat etmek durumundadırlar. Anahtar Kelimeler: Perakendecilik, Lojistik, Perakende Tedarik Zincirleri, Teknoloji, Gerçek Zamanlı Ürün Takibi. KARADENİZ HAVZASINDA LOJİSTİK MERKEZ OLMA YOLUNDA RİZE Hakan BİRBEN Uzman, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı [email protected] Özet: Doğu Karadeniz Bölgesi Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan, benzer özelliklere sahip altı ilden (Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon) oluşmaktadır. Kendine has jeopolitik konumu itibariyle Türkiye’nin önemli bir bölgesidir. Doğu Karadeniz Havzası; Asya ile Avrupa arasında doğrudan köprü vazifesi görür konumdadır. Bu özelliği bölgeye ulaşım ve lojistik noktasında avantajlar sağlamaktadır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023 vizyonu içerisinde 100 projeden bir tanesi, Rize-Mardin Oto Yol projesidir. Rize-Mardin Oto Yol projesi, kuzey-güney aksını 38 3 MAYIS, CUMA oluşturan ve 14 ili (Rize, Erzurum, Bingöl, Muş, Diyarbakır, Batman, Mardin, Bitlis, Siirt, Şırnak, Iğdır, Ağrı, Van, Hakkâri) kapsayan bir projedir. Kuzey-güney aksının oluşmasıyla Güneydoğu Anadolu bölgesinin Karadeniz Limanlarına daha da yakınlaşması sağlanacaktır. Balkanlara, Avrupa’ya, Kafkaslara, Orta Asya ve Orta Doğu’ya ulaşılacaktır. Bu bölgede ki lojistik sektörü, Doğu Karadeniz Havzasıyla bütünleşmiş olacaktır. Ovit tünelinin bitmesiyle, Güneydoğu Anadolu’ya en kısa zamanda ulaşılması sağlanacaktır. Karayolu taşımacılığı açısından bu tünelin bir an önce bitmesi, lojistik sektörüne zaman ve maliyetler açısından, çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Doğu Karadeniz Bölge Kalkınma Planında Rize-Ovit tüneli; Rize-İspir-Erzurum-GAP diye revize edilmiştir. Rize-Mardin Otoyol projesi ile birlikte diğer 4 GAP kenti (Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Adıyaman) ilave edilerek, Güney Doğu Anadolu Bölgesi 18 şehir ile Karadeniz Havzasına bağlanacaktır. Bu çalışmada, Rize’nin bölgesel ve ulusal yönden lojistik sektörüne yapacağı katkı ve AB’nin lojistik alanındaki bölgesel politikaları ortaya koyulmaya çalışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Lojistiğin Önemi, Bölgesel Lojistik, Uluslararası Lojistik. II. PARALEL OTURUM – “ÇAY” Başkan: Prof. Dr. Aziz KARAKAYA 16.15 – 18.15 ____________________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon) KALKINMA VE SAĞLIK İLİŞKİSİ KAPSAMINDA ÇAY TARIMINDA RİSKLER VE ÇAY ÜRETİCİLERİNİN SAĞLIK SORUNLARI Leyla KARAOĞLU1, Nazmi BİLİR2, Hale SANDIKÇI3, Gül DEVRİMSEL4, Mehmet Sabri BALIK5 ve Davut KESKİN6 1 Prof. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Tıp Fakültesi [email protected] 2 Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi [email protected] Arş. Gör., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği [email protected] 3 6 4 Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi [email protected] 5 Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi [email protected] Prof. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Tıp Fakültesi [email protected] Özet: Sağlıklı insan kalkınmada gerekli sosyal sermaye unsurlarından biridir. Rize’de halkın yarıdan çoğu çay üreticisidir. Bu kesitsel araştırmanın amacı Rize kırsal alanında 39 çay tarımında çalışan 18-65 yaş arasındaki kişilerde yaralanma ve kas iskelet sistemi ağrı sıklıklarını ilişkili faktörlerle birlikte saptamaktır. Araştırma kapsamına sekiz farklı köyden, 2011 sezonunda aktif olarak çay tarımında çalışmış 225 kişi girmiştir. Veriler yüzyüze görüşülerek toplanmıştır. Veri analizi SPSS 18.0 programı ile yapılmış, analizlerde ki-kare testi kullanılmıştır. Araştırmaya katılanların yaş ortalaması 39.7±0.8 yıldır. Kadınların %22.9’u, erkeklerin %4.7’si ilkokulu bitirmemişlerdir (p<0.05). Kadınların %25’i, erkeklerin % 62’si çay defteri sahibidir. Çay tarımında saptanan tehlike ve riskler; Ağır yük taşıma, itme, çekme, fırlatma, dönme, eğilme, sabit postür, makas kullanma, tekrarlayan el hareketleri (extansiyon, flexion, pronasyon), ıslak/ çamurlu zemin, dik yamaçlı arazi, düşme, çarpma, yağmurda çalışma, kesi, arı/yılan sokmasıdır. Üreticilerin %39’u hayat boyu en az bir kez yaralanmıştır. Yaralananların %64.4’ü ayaktan, %10’u hastanede yatarak tedavi görmüştür. Katılanların %29.3’ü bel fıtığı,%21.8’i eklem zedelenmesi ya da kırık, %16.9’u boyun fıtığı tanısı almış, %3.6’sı bel fıtığı,% 2.2’si karpal tunnel ameliyatı geçirmiştir. Üreticiler aynı anda dokuz farklı vücut bölgesinde ağrısı tanımlamıştır. Ağrılar kroniktir. Taşınan yük miktarı arttıkça kronik sırt ve kalça/uyluk ağrıları, toplanan çay miktarı arttıkça el/el bileği ağrıları artmaktadır (p<0.05). Ağrı ve yaralanmalar kadınlarda daha sıktır (p<0.05). Üreticilerin risklere ilişkin bilgisi yetersizdir. Araştırma, çay tarımının çok sayıda tehlike içeren yüksek riskli bir işkolu olduğunu, çay üreticilerinde yaralanma ve kas iskelet sistemi hastalıklarının yaygın olduğunu göstermiştir. Konuyla ilgili ileri araştırmalar yapılması, üreticilerin sağlığını koruma ve geliştirmeye yönelik multidisipliner yaklaşımlı sağlık ve mühendislik programlarının uygulanması önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Çay tarımı, Yaralanma, Kas iskelet sistemi, Ağrı. TÜRK VE SEYLAN SİYAH ÇAYLARININ KAFEİN İÇERİĞİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Burak İPEKCİ1 ve İlkay KOCA2 Yüksek Lisans Öğrencisi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü [email protected] 1 Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi [email protected] 2 Özet: Siyah çay, ülkemizde çok yaygın tüketilen içeceklerden biridir. Siyah çay Camellia sinensis bitkisinin körpe yaprak ve sürgünlerinden üretilmektedir. Çay yaprağı, birçok kimyasal bileşik içermektedir. Kafein bu bileşiklerden biridir. Kafein uyarıcı etkiye sahip bir alkaloiddir. Kafein içeriği çayın kalitesini değerlendirmede önemli bir kalite parametresidir. Kafein, çay deminin canlılık ve diğer tat karakteristiklerine önemli katkıda bulunmaktadır. Ancak, aşırı tüketilmesi durumunda özellikle duyarlı bireylerde sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Siyah çayın kafein içeriği tür, sürgün dönemi, yaprağın yaşı, iklim, genetik, coğrafik bölge, tarımsal uygulamalar ve işleme şartları gibi birçok faktörden etkilenmektedir. Bu çalışmada, Türk ve Seylan siyah çaylarının kafein içeriğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kafein içerikleri Yüksek performanslı sıvı 40 3 MAYIS, CUMA kromatoğrafisi (HPLC) ile belirlenmiş, toplam 24 siyah çay (12’si Türk, 12’si Seylan çayı) analiz edilmiştir. Kafein içeriği Türk çaylarında % 1.75 ile 2.67 (kuru maddede), Seylan çaylarında % 2.55 ile 3.89 (kuru maddede) arasında bulunmuştur. Buna göre, Seylan siyah çaylarıyla karşılaştırıldığında Türk siyah çaylarının kafein içeriği daha düşük bulunmuştur. Anahtar Sözcükler: Kafein, Siyah Çay, HPLC. RİZE İLİNDE VE DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE ÇAY BİTKİLERİNDE GÖRÜLEN HASTALIKLAR Aziz KARAKAYA1 ve Arzu ÇELİK OĞUZ2 Prof. Dr., Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi [email protected] 1 Arş. Gör., Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi [email protected] 2 Özet: Çay ülkemizde ve dünyada sevilerek içilen yaygın bir içecektir. Bütün kültür bitkilerinde olduğu gibi çay bitkisinde de verimi ve kaliteyi etkileyen hastalıklar bulunmaktadır. Rize ilindeki en önemli bitki olan çay bitkisinde görülen hastalıklar konusundaki araştırmalar sınırlıdır. Bu derlemede Rize ilinde ve Doğu Karadeniz bölgesinde çay bitkisinde gerçekleştirilen hastalık çalışmaları özetlenmiş ve bu hastalıklar hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Rize ilinde ve Doğu Karadeniz bölgesinde şimdiye kadar yapılan çalışmalarda çay bitkilerinde hastalık oluşturan etmenler Guignardia camelliae (Colletotrichum camelliae), Phyllosticta theae (Phyllosticta theacearum), Pestalotia theae (Pestalotiopsis theae), Fusarium acuminatum, Cercoseptoria theae, Helminthosporium velitinum, Cercoseptoria theae, Phyllosticta sp., Capnodium sp., Hypodermopsis theae, Rosellinia sp., Piggotia theae, Glomerella cingulata (= Colletotrichum gloeosporoides), Pestalotiopsis natrassii, Pestalotiopsis sp., Botrytis cinerea, Phomopsis theae, Phoma sp., Fusarium sp. Monochaetia natrassii, Colletotrichum boninense, Colletotrichum sp., Glomerella sp. ve teşhis edilemeyen 4 fungus olarak rapor edilmiştir. Ayrıca saprofit olarak Cladosporium cladosporoides, Trichoderma sp., Penicillium sp., Trichothecium sp., fungusları bulunmuştur. Bu hastalıklar dünyada diğer çay yetiştirilen bölgelerdeki hastalıklar ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca durum değerlendirmesi yapılmış ve ileride yapılabilecek çalışmalar tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Rize, Çay, Camellia Sinensis, Çay Hastalıkları. SÜRDÜRÜLEBİLİR TİCARET, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE VERMİKÜLTÜR SİSTEM İLE ORGANİK GÜBRE ELDE EDİLMESİ Hamit VANLI1 ve Selen BEDÜK2 1 2 Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi hamitvanlı@maltepe.edu.tr Okt., Maltepe Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu [email protected] Özet: Günümüzde ‘Sürdürülebilir Ticaret’ ve ‘İklim Değişikliği’ terminolojileri tüm dünyada birbirinden ayrı düşünülemez. Bu iki olgunun uyumunu sağlamak için gerçek işbirliğine 41 gereken ortamlar hazırlanmaktadır. Muhtemel ticaret ve çevre anlaşmazlıklarını ortadan kaldırabilmek için ülkelerarası ortak adımlar atılması üzerine çalışmalar yapılmaktadır. Ticaretin birçok alanda iklim değişikliği ilmi ile çalıştığı ortak noktalar olduğunu biliyoruz. Dünya devletleri farklı politikalar izleyerek bu konuda önlemler almaya çalışmaktadır. Alınan önlemlerin uluslararası ticaret ve sürdürülebilir çevre üzerinde inanılmaz etkisi bulunmaktadır. Bunun doğal sonucu çevreye yönelik yapılacak en küçük bir girişim tüm dünyaya olumlu yansıyacaktır. İklim-dostu teknolojileri, ticari hayat içerisinde düşünmek fevkalade önemlidir. Sürdürülebilir ticareti, tarımda sürdürülebilir enerji kullanımına indirgediğimizde, Dünya Ticaret Örgütü(WTO) tarafından karbon salınımı ile mücadeleye kadar konu edildiğini görmekteyiz. Bugün alternatif tarım teknolojilerinin organik tarıma yönlendirildiğini bilmekteyiz. Bu bağlamda ‘Vermikültür Sisteminden’ bahsetmek, böylece tarım sektörünün ticari aktiviteler içerisinde ne kadar önemli yere sahip olduğunu bilerek, önerebileceğimiz bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürdürülebilirlik açısından sistem ayrıca önem kazanmaktadır. Günümüzden 2023 yılına yönelik yaptığımız tahminlerde, insan sağlığına olumlu katkıları yanında Türkiye iç tüketimine ilaveten 300 bin USD olan organik tarım ürünü ihracatının 2.5 milyar USD olarak %19 luk artış gösterebileceği üzerinde bu alternatif sistem, devletçe de desteklenmelidir. Tarım sektörü, küresel ısınma sürecinde en önemli unsurlardan biridir. ‘Vermicompost Sistemi’ ile çay ve diğer bitki atıklarını kullanarak organik gübre üretimi sayesinde toprağın humusce zenginleştirilmesi, yapısının iyileştirilmesi, su tutma kapasitesinin artırılması, sera gazı etkisinin azaltılması ve gerçek bir geri dönüşümün sağlanması açısından hayati öneme sahiptir. Türkiye, ülke olarak bu sürece girer ve gerekli edinimi sağlarsa bir taraftan tarımsal aktiviteler sonucu oluşan karbon salınımını minimize ederken diğer taraftan organik tarım kültürünü de geliştirecektir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Ticaret, Çevre, Organik Tarım, Organik Gübre. KAFEİNSİZ ÇAY ÜRETİMİ İlkay KOCA¹ ve Şeyda BOSTANCI² ¹Doç. Dr., Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi [email protected] ²Doktora Öğrencisi, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü [email protected] Özet: Çay dünyada yaygın tüketilen içeceklerdendir. Çayın uyarıcı etkisi pürin bazlarından (kafein, teobromin ve teofilin) kaynaklanmaktadır. Kafein çayda % 2-5 oranında olup en fazla bulunan alkaloiddir. Normal olarak 1 g yeşil çay 3550 mg kafein içerir. Yetişkinlerde günlük 300 miligramın altındaki kafein tüketimi sağlığa zararlı değildir. Günde 500 miligramın üzerinde tüketildiğinde hassas kişilerde, merkezi sinir sisteminin aşırı uyarılmasına, aritmi, gastrointestinal bozukluklara, anksiyete, titreme, halüsinasyon, sinirlilik, ateş basması, iştah kaybı, halsizlik, çarpıntı ve baş dönmesine yol açar. Ayrıca, kan basıncının artmasına ve uykusuzluğa da neden olur. Kafein çocuklar ve hamilelerde yavaş metabolize edilir. Bu nedenle kafein içermeyen veya kafeini azaltılmış çay üretimine ihtiyaç vardır. Çay işlemede, çayın kafein içeriğinin uzaklaştırılmasına veya önemli ölçüde azaltılmasına dekafeinizasyon denilir. Bugüne kadar, dekafeinizasyon 42 3 MAYIS, CUMA amacıyla birçok teknik kullanılmıştır. Çayın kafein içeriği genel olarak 4 farklı yaklaşımla azaltılabilmektedir. Bunlar geleneksel ıslah, kimyasal işlemler, mikrobiyal parçalama ve genetik mühendisliği yaklaşımlarıdır. Bu derlemede, bazı teknikler kullanılarak kafeinin uzaklaştırılması üzerinde durulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çay, Kafein, Dekafeinizasyon. ÇAY ÜRETİCİSİNE EK GELİR OLARAK MAVİYEMİŞ YETİŞTİRİCİLİĞİ Mustafa AKBULUT1, Yusuf ŞAVŞATLI2 ve Hüseyin BAYKAL3 1 Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi [email protected] Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi [email protected] 2 3 Öğr. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi [email protected] Özet: Rize ili Ülkemizde Çay tarımının çok büyük bir kısmını karşılayan önemli bir ilimizdir. Çay yöre halkı açısından en önemli ve vazgeçilmez üründür. Maviyemiş ise yörede yerel olarak Likapa vb. isimlerle doğal olarak bulunan ve son yıllarda kültür çeşitleri ile bahçeler kurulan bir meyve türüdür. Çay üretiminin dönemlik oluşu kimi dönemlerde işgücünün etkili kullanılmamasına neden olmaktadır. Bu kapsamda maviyemiş bitkisi meyve, yaprak vb. kullanım şekli ve üretimi açısından farklılıklara sahiptir. Bu çalışmada, çay üreticisine ek gelir getirici bir ürün olarak maviyemiş yetiştiriciliğinin uygunluğu değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Çay, Maviyemiş, Rize, Ek Gelir. DÜNYA ÜLKELERİ İLE TÜRKİYE’NİN ÇAY ÜRETİMİNİN İSTATİSTİKLERLE İNCELENMESİ Günseli KURT1 ve Hazan Kübra HACIOĞLU2 Yrd. Doç. Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen-Ed. Fakültesi [email protected] 1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen-Ed. Fakültesi [email protected] 2 Özet: Bu çalışmada; Dünya’da çay üretim ve ticareti yapan ülkelerin ve Türkiye’nin aralarında var olan benzerlik ya da farklılıkların ve birbirlerine göre durumlarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Çay üretemeyen ya da üretici olduğu halde talebi karşılayamayan ülkelerin çay ithalatı yoluna gitmesi, çayın ticari ve ekonomik açıdan daha da değerlenmesine yol açmıştır. Bu çalışmada, Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization (FAO)) ile Uluslararası Ticaret Merkezi (International Trade Center (ITC)) internet sitelerinden, çay üretim ve ticareti yapan 43 ülke istatistikleri elde edilerek derlenmiştir. Çay üretimi ve ticaretinde önemli olduğu düşünülen değişkenler kullanılarak değerlendirmeler yapılmıştır. Bu çalışmada, ayrıca, çok değişkenli istatistiksel analiz tekniklerinden kümeleme analizi yardımıyla, ülke kümelerini belirlemek ve Türkiye’nin hangi ülkelerle aynı kümelerde yer aldığını saptamak amaçlanmıştır. Dünyada çay tarım ve üretiminin büyük kısmı, en büyük tüketici konumunda olan Asya ülkelerinde yapılmaktadır. Son yıllarda Afrika kıtasındaki çay üretim ve ticaretindeki artış dikkat çekmektedir. Çay ihracat ve ithalat miktar ve değeri, tarım alanı büyüklüğü, üretim miktarı değişkenleri v.d.’leri kullanılarak yapılan istatistiksel analizlerde, Çin, Hindistan, Kenya, Türkiye, Rusya ve Sri Lanka’nın diğer ülkelerden ve birbirlerinden değişkenler açısından farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Türkiye’nin çay üretim ve ticaret istatistikleri zamana göre incelendiğinde önemli değişiklikler olduğunu görülmüştür. Anahtar kelimeler: İstatistik, Çok Değişkenli İstatistik, FAO, ITC, Dünya Çay Üreticileri. 44 3 MAYIS, CUMA 45 III. OTURUM – “ÇAY” Başkan: Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN 09.00 – 11.00 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri) TÜRKİYE ÇAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİN SORUNLARI VE ÖNCELİKLERİ Muharrem ÖZCAN1 ve Emine YAZICIOĞLU2 1 2 Prof. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi [email protected] Arş. Gör., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi [email protected] Özet: Türkiye, sahip olduğu genetik kaynakları ve ekolojik zenginlikleriyle dünya genelinde önemli ve çok farklı bir konuma sahiptir. Sahip olunan bu zenginlik gereği gibi kullanıldığında ülkemizin tarımsal yönden değeri daha da artmaktadır. Ülkemiz, dünya çay ekolojik alanlarına ilişkin sınırlar içinde olmamasına karşın, küçük bir mikroklima alanda kaliteli bir şekilde çay üretebilen, üretilen çayı işleyebilen ve ülke tüketiminin üzerinde üretim yapabilen bir ülke konumundadır. Çay, Rize ilinin topoğrafik yapısına ve yağış rejimine en uygun bitkidir. Bu yörede çay, sosyo-ekonomik yapının en önemli faktörüdür. Rize halkının refah seviyesinin yükseltilebilmesi, yaşam kalitesinin arttırılabilmesi ve göçün önlenebilmesi için çay yetiştiriciliğinin, çay işleme sanayisinin ve pazarlama sektörünün sorunlarının kısa ve uzun vadeli olarak çözülerek sektöre günümüz koşullarına uygun dinamizmin kazandırılması gerekmektedir. Rize tarımı için genel olarak “çay yetiştiriciliğinin alternatifi daha kaliteli çay yetiştiriciliği” olarak değerlendirme yapılmalıdır. Çay sektörünün merkezi konumunda olan Rize yöresindeki gelişmeler, aynı zamanda ülke ekonomisi ve halkımız için de önemli bir değer taşımaktadır. Anahtar Sözcükler: Çay Tarımı, Rize, Çay Alanları, Çayın Ekonomisi, Ekoloji. TÜRK ÇAYINDAKİ GENETİK VARYASYONUN MOLEKÜLER YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI Cemal SANDALLI Doç, Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen-Ed. Fakültesi [email protected] Özet: Çay bitkisi botanikte Angiospermea (çiçek açanlar) bölümünden; Dicotyledonea (çift çenekliler) sınıfından ve Theaceae ya da Camellia familyasındandır. Genellikle kabul edilen çay bitkisinin adı Camellia sinensis (L.) O. Kuntze’dir. Çay bitkisinin, morfolojik farklılıklar gösteren Çin, Assam ve Kamboçya olmak üzere üç çeşide (varyeteye) ayrılmaktadır. Ülkemizde etkili bir biçimde çay tarımı 1937 yılında başlatılmıştır. Alınan çay çeşitleri, ağırlıklı olarak Çin çeşitleri olmak üzere, Çin x Hint (Assam) melezidir. Fakat üretim devamlı olarak generatif yolla (tohumla) yapıldığından, sürekli açılımlar meydana gelmiş ve gelmektedir. Bu sebeple, çay gen kaynaklarının belirlenmesi için moleküler markır tekniklerinden 46 4 MAYIS, CUMARTESİ ISSR markırları kullanılmıştır. ISSR, birbirine ters yönlü ve yakın olan mikrosatellit bölgelerin çoğaltımı esasına dayanan bir tekniktir. ISSR, filogenetik çalışmalar, genetik varyasyonun belirlenmesi, çeşit tanımlamaları ve gen kaynakları arasındaki ilişkinin ortaya konmasında sıklıkla kullanılan ucuz ve hızlı bir tekniktir. Günümüze kadar yapılan Türk çay varyetelerinin araştırılmasında RAPD (Beriş ve ark., 2005) ve AFLP (Kafkas ve ark., 2009) teknikleri kullanılarak Rize Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü tarafından belirlenmiş çay genotipleri araştırılmıştır. Çalışmamızda ISSR tekniği kullanılarak, Enstitü tarafından belirlenmiş genotipler ile çay tarımı alanlarından alınmış örnekler birlikte değerlendirilmiştir. Böylece elde bulunan klon çaylar ile açılımın derecesi de belirlenmiş olacaktır. Anahtar Kelimeler: Camellia Sinensis, ISSR, Moleküler Yöntem. ORGANİK TARIM KÜMELENMESİ VE ÇAY SEKTÖRÜNDE BÖLGESEL REKABET ANALİZİ Sadettin GÜLTEKİN Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fındıklı Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Küresel gelişmeler nedeniyle, her sektörde rekabet ön plana çıkmaktadır. Gelişen rekabet ortamında, sektörlerin ve özellikle sektörü oluşturan ve küresel rekabet ile karşılaşan işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri gelişen rekabet ortamına uyum sağlamaları ile mümkündür. Ülkelerin rekabet güçlerinin belirleyicisi sektörel rekabet gücüdür. Bu nedenle, Rize ili başta olmak üzere Doğu Karadeniz bölgesinin, bölgesel kalkınmasında ve özellikle istihdamında önemli bir payı olan Çay sektörünün, tarımından ticaretine kadar, katma değer yaratan her aşamasında, bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak rekabet gücü açısından incelenmesi gerekmektedir. Ancak, rekabet analizinin yapılması tek başına yeterli olmamakta, sektörün sorunlarına uygulanabilir çözümler sunamamaktadır. Günümüzde, pek çok ülkede uygulanan bir rekabet aracı olan “kümelenme” yaklaşımının çay sektörüne uygulanması ve yaş çay yaprağı üretiminden nihai tüketiciye kadar olan üretim-tüketim zinciri boyunca, etkinlik artırıcı ve dolayısıyla maliyet azaltıcı önlemlerin de alınması gerekmektedir. Bu nedenle; çay sektörü için gelecek yıllarda hayati önem taşıyan “organik tarım” konseptinin kümelenme yaklaşımı ile örtüştürülerek birlikte ele alınması ve incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, yapılması planlanan çalışma, bölgesel rekabet analizleri yoluyla, bölgenin organik tarım potansiyelinin değerlendirilmesi ve bu potansiyelin kümelenme yaklaşımı çerçevesinde sürdürülebilirliğinin ortaya konulmasına yöneliktir. Yapılan çalışma ayrıca bölgesel kümelenme yol haritasının çıkarılmasına da katkı sağlayacak, gelecekte yapılması planlanan büyük çaplı uygulama projelerine de bilimsel temel oluşturacaktır. Anahtar Sözcükler: Organik Tarım Kümelenmesi, Rekabet Analizi, Değer Zinciri, Kümelenme Yol Haritası. 47 ÇAY SEKTÖRÜNDE ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ: MEVCUT DURUM ve GELECEK İÇİN ÖNERİLER İlker Murat AR1 ve Fatih ÖZDEMİR2 Yrd. Doç. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 1 Koordinatör, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı [email protected] 2 Özet: Üniversite-Sanayi İşbirliği (ÜSİ) günümüzde ulusal ve bölgesel kalkınmanın önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Özellikle sanayinin Ar-Ge yapma olanağının sınırlı olduğu gelişmekte olan ülkelerde ÜSİ; ulusal ekonomiye rekabetçi üstünlükler kazandıran, bölgesel gelişmeyi teşvik eden ve yenilik yeteneğinin geliştirilmesine olanak sağlayan önemli bir unsurdur. Ayrıca ekonomiye dinamizm kazandırarak ekonominin girişimcilik ve rekabet potansiyelini artırmak da üniversite ve sanayinin işbirliğinden geçmektedir. Bu nedenle özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ÜSİ’ye büyük önem verilmekte ve uygun işbirliği ortamının oluşturulması noktasında çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Bu açıdan bakıldığından ÜSİ, Rize ilinin ekonomik yapısında önemli bir yere sahip olan çay sektörünün gelişimi açısından da dikkatle incelenmesi gereken bir konudur. Çay sektöründeki ÜSİ çalışmalarının mevcut durumunu ortaya koyarak gelecek için önerilerde bulunmayı amaçlayan bu çalışma kapsamında ilk olarak ÜSİ hakkında teorik bilgiler verilmiştir. Ardından geçmişten günümüze çay sektöründe gerçekleştirilen ÜSİ uygulamaları incelenmiş ve son bölümde ise gerçekleştirilecek yeni uygulamalar konusunda önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Çay Sektörü, Üniversite-Sanayi İşbirliği. RİZE İLİ BAHÇE BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇAY TARIMININ YERİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Hamdi ZENGİNBAL Yrd. Doç. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Türkiye 24,5 milyon ton sebze ve 17,7 milyon ton meyve üretimiyle bahçe bitkileri yetiştiriciliği yönünden önemli bir ülke konumundadır. Bu üretim içinde Rize ili toplam 1651 ton sebze üretimiyle %0,006; toplam 973013 ton meyve üretimiyle %5.49’luk bir paya sahiptir. Rize ilinin meyve yetiştiriciliği yönünden mevcut durumu incelendiğinde, % 98,7 payla en önemli ürünü çay oluşturmakta ve Türkiye çay üretiminin %78’i karşılanmaktadır. Rize ili mikro iklim yapısına sahip olmasından dolayı birçok meyve türü rahatlıkla yetiştirilebilmektedir. İlde ana ürünün çay olması, diğer meyve türleri yetiştiriciliğini engellemiştir. Çay tarımındaki çeşitli sorunlardan sonra, çaya alternatif ürün arayışlarını gündeme getirmiştir. Ülkemizde çay yetiştiriciliğinin Doğu Karadeniz bölgesi dışında yapılabilmesi mümkün değildir. Rize gibi çaya en uygun ekolojinin olduğu alanlarda, çayın alternatifi daha kaliteli çay yetiştiriciliği olmalıdır. Bu amaçla çay tarımının yetiştiricilik, işleme ve pazarlama organizasyonlarıyla ilgili sorunlarının çözümüne yönelik projeler acilen yapılmalıdır. Bu çalışmamızda Rize ili bahçe bitkileri potansiyeli değerlendirilerek çay tarımının ülkemizdeki yeri, sorunları ve çözüm önerileri konusunda bilgiler sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Rize, Bahçe Bitkileri, Çay.ÇAYIN 48 4 MAYIS, CUMARTESİ DÜNYADA İÇİME HAZIRLAMA TEKNİKLERİ VE “MESH” ÇUBUK ÇAY Hamit VANLI¹ ve Saadet ÇALIŞKAN CİĞER² ¹Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] ²Ürün Müdürü, ENPA [email protected] Özet: Çay, tüm dünyada tüketilen bir içecek maddesidir. İçerdiği antioksidanlar nedeniyle şifalı bitkiler grubunda yer almaktadır. Sade, limonlu, naneli, bergamotlu öncelikli olmak üzere çeşitli baharat ilaveleri ile konsantre, buzlu, kafeinsiz, meyveli veya bitki aromaları ilave edilerek çok farklı şekillerde içilebilmektedir. Çay, pek çok ülkenin kültürü içinde yer almıştır. İngiltere’de beş çayı, Japonya’da çay seremonisi bu ülke kültürlerinin önemli bir parçası haline gelmiştir. İçime hazırlama, başlangıçta Ortodoks imalat ve buna bağlı semaver, demlik, çaydanlık kullanılarak geleneksel demleme teknikleri ile sınırlı idi. Sanayileşmeye paralel olarak CTC, kesme gibi yeni imalat sistemleri geliştirilerek tüketici istekleri doğrultusunda hızlı dem veren poşet, demlik poşet, kaşık ve çubuk ambalajlı çeşitlerini pazarda görmekteyiz. Bu süreçte pazar değişimine adapte olamayan Gürcistan ve Azerbaycan gibi ülkelerde üretim süratle azalmıştır. Güney Hindistan ise tüketicilerin talepleri doğrultusunda 1990 yılından beri değişik ürünler geliştirmekte, fabrika üretim yapısı ve makine parklarını yeniden dizayn etmektedir. Şehirleşmenin artması, insanların daha sık seyahat etmeleri ve zamanı daha verimli kullanma istekleri, pratik içim özelliği olan ürünlere talebi artırmaktadır. Bu doğrultuda bu sene içerisinde, Amerikalı uluslararası kahve zinciri, mevcut bir çay tüketim zincirini 620 milyon dolar karşılığında satın almıştır. Pazardaki bu değişimlere paralel olarak, “Mesh” çubuk çay projesinde ambalaj çeşidi, çubukta delik sayısı, homojen dem verme miktarı, demleme zamanı, kokusu, rengi, tadı esas alınarak ARGE çalışması uzun bir zaman içinde yapılmıştır. Kaşık kullanımı kaldırılmış, sanayide esas olacak çok fonksiyonlu makine imalatı ilk defa gerçekleştirilmiş ve üretime geçilmiştir. Anahtar Kelimeler: Çay, Demleme Teknikleri, Şehirleşme, Pratik Ürünler, Çubuk Çay. ÇAYDA AMBALAJIN ÖNEMİ Hamit VANLI1 ve Devrim Pınar DİNÇER2 Yrd. Doç. Dr., Maltepe, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 1 Yönetim Kurulu Üyesi, Uluslararası Ticaret Danışmanları ve Eğitmenleri Derneği, [email protected] 2 Özet: Ambalaj tüm ürünlerde olduğu gibi çayın da mütemmim cüzü, ayrılmaz tamamlayıcı en önemli parçasıdır. Ambalajın tamamlayıcılığını 2 temel açıdan ele almak ve çay ambalaj seçimini bu şekilde yapmak gerekir. Ambalajın birincil işlevi, çayın fiziksel ve kimyasal özelliklerini fabrikadan, depolara, raflardan tüketicin çayı tüketene kadar geçen tüm süreçte korumasıdır. Fiziksel açıdan çay ambalajının depolarda, raflarda kötü depolama ve istifleme şartlarında 49 patlamaması, dökülmemesi saçılmaması gerekmektedir. Kimyasal açıdan ise ambalajın önemi daha büyüktür. Nem, oksijen, ortam kokuları ve ışık, çayın kimyasal değişimine, çayın tat, aroma, koku ve lezzetini kaybetmesine ve /veya bayatlamasına neden olur. Siyah çayda nem miktarının %6’yı geçmemesi çok önemlidir. Raf ömrü 2 yıl gibi uzun süresi olan çayı; nem, oksijen, ortam kokuları ve ışıktan korunması için iç ya da dış ambalaj malzemesinin alüminyum folyo ve koruyucu film tabakaları içermesi ya da teneke olması gerekmektedir. Alüminyum folyo ve koruyucu film tabakaları içeren esnek malzemelerin ya da poşetlerin ısıl olarak kapatılması çayı tam olarak koruma altına alır. Ambalajın ikinci işlevi ise pazarlamadır. Çayınızın imajını, markanın mesajını tüketiciye ilk ileten satışçı çayın ambalajıdır. Çayın hedef pazara sunulurken ambalajının da hedef kitlesinin ihtiyaç, beklenti ve satın alma alışkanlıklarına göre tasarlanması gerekmektedir. Çevre duyarlılığı olan bir kitleye sunulan ambalaj ile albenisi yüksek hediye çay olarak sunulacak ambalajın farklı olması uygun olacaktır. Anahtar Kelimeler: Çay Ambalajı, Bariyerli Ambalaj. III. PARALEL OTURUM – “TURİZM” Başkan: Doç. Dr. Yavuz GÜNALAY 09.00 – 11.00 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon) ÖĞRETMEN ADAYLARININ “TURİST” KAVRAMINA YÖNELİK ALGILARI VE DOĞU KARADENİZ BÖLÜMÜNDE TURİZMİN GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK GÖRÜŞLERİ Yılmaz GEÇİT1 ve Numan BULUT2 Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi [email protected] 1 Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi, numan.bulut@ erdogan.edu.tr 2 Özet: Turizm kısaca, “boş zamanını geçirmek için ya da rekreasyon amacıyla seyahat eden kimselerin yolculukları ve geçici süreyle konaklamaları sonucu ortaya çıkan olaylar ve ilişkiler bütünüdür” şeklindeki tanımlanmaktadır. Bu turizm faaliyetlerine katılan bireylere ise turist denilmektedir. Bu çalışmada Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören öğretmen adaylarından 100’ünün turist kavramına yönelik algıları ve yörede turizmin geliştirilmesi için öncelik verilmesi gereken çalışmalara yönelik görüşleri ele alınmıştır. Böylece ülkelerin ekonomik kalkınmasında oldukça önem taşıyan ve bacasız sanayi olarak nitelendirilen turizm faaliyetlerine katılan turistlerin, öğretmen adaylarının zihinlerindeki algısı metafor tekniği ile ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla Turist………gibidir veya benzer. Çünkü……………..şeklinde yarı yapılandırılmış bir form oluşturularak öğretmen adaylarına sunulmuştur. Bu formu dolduran 100 öğretmen adayı 67 geçerli metafor oluşturmuştur. Bu metaforların açıklamaları esas alınarak bunlar toplam 4 kategori altında sınıflandırılmıştır. Bu 50 4 MAYIS, CUMARTESİ kategoriler sırasıyla ekonomik unsur olarak turist (para, banka, ayaklı dolar, baba, hazine vb.), klasik boyutuyla turist (seyyah, gezgin, coğrafyacı, göçebe vb.), kültürel etkileşim boyutuyla turist (arı, mozaik, köprü vb.) ve reklam boyutuyla turist (kitap, tanıtım aracı) kategorileridir. Öte yandan öğretmen adaylarının %31’i yörede turizmin geliştirilmesi için öncelikli olarak doğa, %24’ü yayla, %11’i dağ, %10’u rafting, %6’sı kış, %5’i ise deniz turizminin geliştirilmesi gerektiğini düşünürken, %13 gibi önemli bir oran ise belgesel ve tanıtıma öncelik verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Özellikle yörenin tanıtılmasının önemine vurgu yapan tespit oldukça dikkat çekicidir. Çünkü son dönemlerde Arap turistlerin yöreye yönelik ilgileri de düşünülerek, daha etkin bir reklam kampanyasının yapılması, yöreyi tanıtıcı videolarla Arap ülkelerinde etkin bir çalışmanın yürütülmesi yörenin kısıtlı olan ekonomik potansiyelini canlandırmaya yönelik önemli katkılar sağlayabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Öğretmen Adaylarının Görüşleri, Turizm, Turist, Metafor. KIRSAL TURİZM KAPSAMINDA ÇİFTLİK TURİZMİ VE RİZE İLİNDE UYGULANABİLİRLİĞİ Sibel SÜ ERÖZ1 ve Mesut BOZKURT2 Yrd. Doç. Dr., Kırklareli Üniversitesi, Turizm Fakültesi [email protected] Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gelibolu Piri Reis MYO [email protected] 2 Özet: Son yıllarda gerek dünyada gerekse ülkemizdeki turizm eğilimlerine bakıldığında seyahat edenlerin turizmden beklentilerinin değişim göstermekte olduğu görülmektedir. Endüstrileşmenin getirdiği yaşam biçimi, gittikçe artan çevre kirliliği, hızla gelişen teknoloji vb. unsurlar insanları kalabalık ve alışılmış turizm merkezlerinden uzaklaştırarak doğayı yeniden keşfetmeye yöneltmekte bununla birlikte alternatif turizm türlerinden olan kırsal turizm uygulamaları gittikçe önem kazanmaktadır. Çiftlik turizmi de sanayileşmiş şehirlerde-ülkelerde yaşayan insanlara rahatlama, doğayla baş başa olma imkanı sağlamaktadır (Yılmaz, 2008: 111). Rize de sahip olduğu eko sistem ile oldukça önemli bir turizm destinasyonudur. Bu bağlamda; çalışmanın ana konusunu da kırsal turizm uygulamalarından biri olan çiftlik turizminin Rize ilindeki uygulanabilirliği oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kırsal Turizm, Çiftlik Turizmi. KARADENİZ BÖLGESİ TURİZM PAZARLAMASI İÇERİSİNDE KONGRE TURİZMİNİN YERİ Esra KESKİN1, Rıdvan KESKİN2 ve Mehmet ATDINKAL3 Yrd. Doç. Dr., Hitit Üniversitesi, Fen-Ed. Fakültesi [email protected] 1 2 Öğr. Gör. Dr., Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 51 Okt., Hitit Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu [email protected] 3 Özet: Türkiye’nin kuzeyinde yer alan ve coğrafi olarak Sakarya Ovası’nın doğusundan Gürcistan sınırına kadar uzanan alanı kapsayan Karadeniz Bölgesi ismini kıyılarının bulunduğu Karadeniz’den almıştır. Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesi içerisinde, 122.121 km yüzölçümü ile üçüncü büyük bölgesi olan Karadeniz Bölgesi, diğer bölgelere göre farklı iklim, doğa, tarih ve kültürel özellikleri ile turizm açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Karadeniz Bölgesi’nin sahip olduğu bu özellikleri kapsayan bir turizm pazarlama stratejisinin oluşturulması, bölgenin ekonomik ve sosyal gelişiminin hızlanmasını ve rekabet gücünün artmasını sağlayacaktır. Bu makale kapsamında, Karadeniz Bölgesi temel alınarak istatistik verilerden yola çıkılarak, kongre turizmi ele alınacak, bu turizm türünün diğer turizm alanlarına katkıları üzerinde durulacaktır. Türkiye Turizm stratejisi içerisinde, Karadeniz Bölgesi’nin turizm pazar payının artırılmasına yönelik olarak yapılacak çalışmalara ilişkin öneriler getirilecektir. Anahtar Kelimeler: Karadeniz Bölgesi, Turizm, Turizm Pazarlaması, Kongre Turizmi. HALKLA İLİŞKİLER AÇISINDAN KÜLTÜREL TURİZM MODELİ VE RİZE ÖRNEĞİ Mustafa AYDEMİR Arş. Gör., Ege Üniversitesi, İletişim Fakültesi [email protected] Özet: Bu çalışmada turizm kavramının kültürel bir pazarlama unsuru olarak nasıl yorumlanması gerektiği ele alınmaktadır. Türkiye’de turizm faaliyetlerinin temeline bakıldığında konaklama temelinde bir eğilim görülmektedir. Kısa süreli gerçekleşen turistik geziler kısa süreli zihinlerde kalmaktadır. Turizmin geliştirilmesinde sadece turistik tesislerin basın ve internet ortamında yaptıkları çalışmalar yeterli olmamaktadır. Bu konuda bölgenin niteliklerinin ulusal ve uluslararası ölçekte nasıl gerçekleşmesi gerektiği konusunda yeterli projeler üretilmemektedir. Rize’de yaşayan kişilerin yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarını da siyasal erkin de katılımıyla nasıl şekillendirilebileceği konusunda yeni bir pazarlama modeli sunulmaktadır. Bu modele göre kültürel üretim biçimlerinin gıda ve sosyal çevre şartlarının nasıl bir değişime ihtiyaç duyduğu yine bu konunun teknik ve kuramsal yöntemlerle nasıl şekillendirilebileceği konusu ele alınmaktadır. Anahtar Kelimeler: Rekreasyon, Bilinçaltı, Örgüt Kuramı, Eşgüdüm. RİZE İLİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM MİMARİSİNİN EKOTURİZM İLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ VE BÖLGE KALKINMASINA ETKİLERİ Hande Gül KANCA1, Sevda KANCA2 ve Elif SİS ATABAY 3 52 1 Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi Arsin Meslek Yüksekokulu [email protected] 2 Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu [email protected] 4 MAYIS, CUMARTESİ 3 Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Küresel ölçekli bir problem olarak yapılaşma, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilirlik ilkeleri göz önüne alınarak, tasarım aşamasından itibaren ele alınmaktadır. Bu bağlamda Türkiye, doğal miras zenginliği olan bir dünya ülkesi olmanın yanı sıra, gelişmekte olan bir ülke olarak, hızla kentsel dönüşüm evrelerinden geçmektedir. Revizyon çalışmaları sonunda ise siluet değiştiren kentlerin, turizm imkanları ile ülke ekonomisine katkıda bulunması, gelir kaynağı oluşturması, kentler için önem arz etmektedir. Karadeniz Bölgesinde ise doğal zenginlikleri ve jeotermal kaynağa sahip Rize ilinde, ekolojik sisteme zarar vermeyen, gelecek nesillere devamlılığı olan turizm mimarisine yapılacak yatırımlar, ülke tanıtımına fayda olmanın yanı sıra, turizm gelir grubunu genişletecektir. Bu çalışma Rize ilinin turizm potansiyeli ve doğal kaynak zenginliği göz önüne alınarak, ekolojik turizm mimarisinin bölgeye katkısını incelemektedir. Bu amaçla çalışmada; ekolojik turizm ve sürdürülebilir turizm kavramları tanımlanmış, her iki turizm türünün genel özelliklerinden geliştirilmiş turizm mimarilerine değinilmiştir. Anahtar Kelimeler: Turizm Mimarisi, Sürdürülebilir Turizm, Eko-Turizm, Rize. IV. OTURUM – “ÇAY” Başkan: Prof. Dr. Alaattin KIZILTAN 11.15 – 13.15 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri) RİZE YÖRESİNDE ÇAY TARIMINDA GÜBRELEME SORUNLARI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇAY TARIMI İÇİN YENİ STRATEJİLER Turan YÜKSEK1, Filiz YÜKSEK2 ve Ercan SÜTLÜ3 Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Pazar Meslek Yüksekokulu [email protected] 1 Orm. Yük. Müh., Rize, Pazar Orman İşletme Müdürlüğü [email protected] 2 Orm. Yük. Müh., WWF, Doğal Hayatı Koruma Derneği [email protected] 3 Özet: Rize yöresinde çay tarımıyla geçen yetmiş beş yıllık sürede çaylık alanlarda, üretici sayısında, üretim şeklinde ve çayın gübrelenmesinde pek çok değişimler yaşanmıştır. Yaşanan değişimlerin bir bölümü pozitif yönde etki ederken; diğer bir bölümü ise negatif yönde etki etmiştir. Negatif yönde etki eden unsurların başında çayın doğru şekilde nasıl gübreleneceği hususudur. Bu çalışmanın amacı çay tarımında gübreleme sorunlarının belirlenmesi ve sürdürülebilir çay tarımı için yeni stratejilerin ortaya konulmasıdır. Bu amaçla çay tarımında gübreleme şekli ve kullanılan gübre çeşitleri ile ilgili bilgiler araştırılmış, çay üreticilerine çayın gübrelenmesi ile ilgili 53 soruların bulunduğu anketler uygulanmış ve elde edilen veriler analiz edilerek değerlendirilmiştir. Çalışma sonucu elde edilen bazı sonuçlar özetle şöyledir. Çay tarım alanlarında geniş anlamda suni gübre uygulamasına 1974 yılında rastlanmıştır. Aynı yıl, çay bahçelerinde 60 974 ton suni gübre kullanılmıştır. Bu dönemde satılan gübrelerin % 94’ü amonyum sülfat, geri kalan kısmı ise amonyum nitrat gübresi niteliğindedir. Anket çalışmalarında çay üreticilerinin %90’nı dönüme 100 kg yapay gübre verdiklerini ifade etmişlerdir. Aynı dönemin piyasa rakamlarına çay üreticilerinin gübreye harcadıkları para 8-15 milyon Türk lirasıdır. 2010-2011 Yılları arasında Fırtına vadisinde yapılan çay alanlarına uygulanan gübrenin yıkanması konulu araştırmada çay tarımına uygulanan gübrelerin % 28-40 arasında yıkandığı belirlenmiştir. Yıkanan gübrenin 2010 koşullarındaki piyasa değeri 3.2- 4.6 milyon Türk lirasıdır. Sürdürülebilir çay tarımının devamı, çayın kalitesinin korunması ve veriminin artırılması ve üretilen çayın daha kolay ihraç edilebilmesi için çay tarımında gelişigüzel yapılan gübrelemeye son verilmelidir. Anahtar Kelimeler: Çay Tarımı, Yapay Gübre, Gübreleme Sorunları, Rize. ÇAY BİTKİSİNİN (CAMELLIA SINENSIS L.) TARİHSEL GELİŞİMİ VE TIBBİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Çağatay ÜSTÜN1 ve Nuray DEMİRCİ2 Doç. Dr., Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi [email protected] 1 Öğr. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu [email protected] 2 Özet: Çay Camellia sinensis, çaygiller familyasından (Theaceae) nemli iklimlerde yetişen bitkinin yapraklarından elde edilmektedir. Dünyada ilk defa Çin ve Hindistan’da yetiştirilmeye başlanmış olup anavatanı Assam’dır. Çay bitkisinin M.Ö 2700 yıllarında Assam’dan Çin’e taşındığı ve orada da kültürü yapılmaya başlandığı bilinmektedir. Camellia assamica ve Camellia sinensis olmak üzere iki türü bulunmaktadır. Prehistorik döneme bakıldığında çay ile ilgili ilk bilgiyi şamanların ortaya koyduğu görülmektedir. Çayın uyarıcı etkisinin çay yapraklarından kaynaklandığını ve M.Ö. 300 yıl önce çay yapraklarının fermente edilerek çorba şeklinde tüketildiğine dair bilgiler vardır. M.S. 600-900 yılları arasında çay Çinlilerin ulusal bir içeceği olarak yer almıştır. M.S. 900 yılından sonra çay Japonya kültürü içinde yer almaya başlamış olup Japonca’da estetizmi simgelemediği ve buna Teismus adı verildiği bilinmektedir. Çinlilerin atalarının içtiği çay olarak bilinen yeşil çay eldesinde fermentasyon yapılmamaktadır. Yapraklar yuvarlamadan ve kurutmadan önce buharla ve basınç altında canlılıkları öldürülmekte ve fermentasyon olmadığı için (enzimler inaktive olduğu için) yapraklar yeşil kalmaktadır. Siyah çay tam fermente edilmiş çaydır. Beyaz çay, yine değerli çay grupları arasında yer almakta olup, tanen ve kafein yönünden en zengin olan çay türüdür. Mate çayı (Ilex paraguariensis), Güney Amerika’da mate ağacının yapraklarından elde edilerek uyarıcı bir içecek olarak tüketilmektedir. Çay bitkisinin içerdiği flavonoidlerden dolayı antioksidan, antikanserojenik ve antiaterosklerotik özelliklere sahip olduğu belirtilmektedir. Makalemizde Rize yöresinde yetiştirilen ve tıbbi açıdan önemli bir bitki olan çayın tarihsel gelişimini, türlerini ve içerdiği etkin maddeleri de değerlendirerek sağlık üzerindeki etkilerini ele alacağız. Anahtar Kelimeler: Camellia Sinensis L., Tıp, Tarih. 54 4 MAYIS, CUMARTESİ ÇAY TÜKETİCİSİNİN MARKA TERCİHİNİN OLUŞMASINDA REKLAMLARIN ETKİSİ Ömer Kürşad TÜFEKCİ1 ve Nezihe TÜFEKCİ2 Yrd. Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu [email protected] 1 Öğr. Gör. Dr., Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Ağlasun Meslek Yüksekokulu [email protected] 2 Özet: Reklamlar işletmeler açısından küresel ölçekte satış artırıcı etki yaratmasının yanında tüketici ile kurulan önemli bir iletişim kanalı olarak görülebilir. Ayrıca tüketici açısından ürünlerin kullanım alanı, faydası ve kapsamı hakkında bilgi vermesiyle farkındalık oluşturmaktadır. Bu kapsamda reklamlar tüketici ile markayı buluşturmakta ve tüketicinin marka tercihini etkileyen önemli bir araç haline dönüşmektedir. Çay işletmeleri de bu aracı zaman zaman farklı reklam kampanyaları ile kullanmaktadırlar. Bu çalışmada çay tüketicisinin çay işletme markalarını tercih etmesinde reklamların ne derece rol oynadığı araştırılacaktır. Marka tercihine yönelik oluşturulan anket formu ile Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Ağlasun Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin algısının ölçülmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada marka tercihinin oluşmasında reklamın etkisinin olduğu sonucuna varılması düşünülmektedir. Araştırma ile elde edilen veriler t testi ve regresyon analizi ile istatistiki açıdan test edilecektir. Ayrıca reklamlar yoluyla öne çıkan ve ilk akla gelen markaların araştırma sonuçlarında tartışılması planlanmaktadır. Elde edilecek tüm bulgular ve bulgulara ilişkin yorumlar II. Rize Kalkınma Sempozyumu’nda katılımcılarla paylaşılacaktır. Anahtar Kelimeler: Marka, Marka Tercihi, Reklam, Çay Tüketicisi, Pazarlama. ÇAYDA FİDAN ÜRETİM TEKNİKLERİ Hamdi ZENGİNBAL1 ve Ayhan HAZNEDAR2 Yrd. Doç. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Meslek Yüksekokulu [email protected] 1 2Uzman, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Atatürk Çay Araştırma Enstitüsü [email protected] Özet: Çay yetiştiriciliğine ülkemiz, 1924 yılında Gürcistan’dan getirilen tohumlarla başlamış ve 1938 yılından itibaren düzenli bahçeler tesis edilmiştir. Çayın devlet destekli olması ve ürün alım garantisinin bulunmasından dolayı üretiminde hızlı bir artış görülmüştür. Günümüzde çay tarımı, Rize ili başta olmak üzere sırasıyla Trabzon, Artvin, Giresun ve Ordu illerinde 758.895 dekar alanda, 201.957 çay üretici çiftçi ailesi yapılmaktadır. Ülkemiz çay tarımı, diğer önemli çay üreticisi ülkelerleler kıyaslandığında verim ve kalite yönünden henüz arzulanan seviyede değildir. Bunun sebepleri arasında ülkemizde çay üretimi ömrünü tamamlamış yaşlı ağaçlarla yapılması, toprak yorgunluğu, kültürel uygulamalarının düzenli yapılmaması ve özellikle bahçe tesisinde kaliteli fidanların kullanılmaması gösterilebilir. Çay tarımının ülkemizde istenilen seviyeye gelmesi için öncelikli verimli, kaliteli çay tiplerinin tespit edilip tescillenmesi, damızlık bahçelerin kurulması ve kaliteli, adına doğru klonal fidanların üretilmesi ve bu fidanlarla bahçelerin kurulması gerekmektedir. Bu çalışmamızda çayın fidan üretim teknikleri anlatılacaktır. Anahtar Kelimeler: Çay, Fidan, Çoğaltma Tekniği. 55 ÇAYKUR VE ÖZEL ÇAY İŞLETMELERİNİN UYGULADIĞI ÇAY ALIM VE FİYAT POLİTİKALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ (RİZE İLİ ÇAY ÜRETİCİLERİ ÖRNEĞİ) Derya ÖZTÜRK1, Züleyha YILMAZ2 ve Ufuk ERKAN3 1 Yrd. Doç. Dr., Ordu Üniversitesi Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 2 Arş. Gör., Ordu Üniversitesi Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 3 Lisans Öğrencisi, Ordu Üniversitesi Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Özet: Ülkemizde çay yetiştiriciliği 1924 yılında çıkarılan 407 Sayılı Kanun ile yeni bir faaliyet konusu olarak başlatılmış, ancak kısa sürede bu alanda hızlı bir ilerleme kaydedilmiştir. Devlet desteği ve çeşitli sübvansiyonlar ile başlatılan çay üreticiliğine, 1971 yılında yine Devlet desteğiyle kurulan Çaykur Çay İşletmeleri A.Ş.’nin faaliyetleri ile monopol şeklinde devam edilmiştir. 1984 yılında çıkarılan 3092 Sayılı Çay Kanunu ile özel çay işletmelerinin de çay piyasasında faaliyet göstermelerine olanak sağlanmıştır. Bir Devlet Teşekkülü statüsünde olan Çaykur, çay üreticileri ve çaycılıkla ilgili kendine özgü politikalar izlemekte ve ülkemizde çaycılığın gelişmesine ve kaliteli ürünler üretilmesine katkıda bulunmaktadır. Diğer taraftan giderek sayısı artan özel çay işletmeleri, çay piyasasındaki pazar payını arttırmakta ve çay alım politikaları ve sundukları fiyat üreticiler açısından giderek önem kazanmaktadır. Çalışmanın amacı, Çaykur’un uyguladığı çay alım ve fiyat politikaları ile çay destek fiyatı ve sübvansiyonların, çay üreticileri üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Ayrıca, bildiri ile özel çay işletmelerinin izlemekte olduğu çay alım ve fiyat politikaları da incelenmiş ve devlet ve özel sektör politikalarının çay üreticileri üzerindeki etkileri karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Araştırma, Rize ilinde faaliyet gösteren çay üreticileri üzerinde bir anket uygulaması şeklinde yürütülmüştür. Elde edilen veriler SPSS paket programı kullanılarak Kruskal-Wallis H ve Mann Whitney U Testleri ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonucu, çay üreticilerinin mevcut durumda karşılaşmakta olduğu çay politikaları ile ilgili görüşleri tesbit edilmiş ve karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik beklentileri yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Çay Üreticiliği, Çaykur, Özel Çay İşletmeleri, Rize İli, Çay Politikaları. TÜRK ÇAY SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI REKABETÇİLİK DÜZEYİNİN ANALİZİ Mustafa BALTACI Mühendis, Rize Belediyesi [email protected] Özet: Dünya çay ticareti 2005 yılı FAO (Food and Agriculture Organization of the United Nations) verilerine göre 3,5 milyar doların üzerinde gerçekleşmiş olup, dünya ihracatının yaklaşık %90’ından fazlası Sri Lanka, Kenya, Çin, Hindistan, Endonezya, Arjantin, Vietnam, Uganda ve Malavi gibi üretici ülkeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye, çay tarım alanlarının genişliği bakımından dünyada üretici ülkeler arasında yedinci 56 4 MAYIS, CUMARTESİ sırada, dünya toplam kuru çay üretimi bakımından ise beşinci sırada olmasına rağmen, çay ihracatında yirmi birinci sırada yer almaktadır. Ülkemiz ve Doğu Karedeniz Bölgesi için önemli bir ekonomik kaynak olan, Türk çay sektörünün uluslararası rekabet gücünü ortaya çıkarmak, bu sayede Türk çay sektörünün uluslararası rekabetçilik gücünün artırılması için önerilerde bulunmak çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Türk çay sektörünün yapısı Porter’ın Elmas Modeli (Diamond Model) ile analiz edilmiş ve uluslararası rekabetçilik gücü ortaya çıkarılmıştır. Çalışma sonucunda Türk çay sektörünün dünya çay ticaretinde daha rekabetçi bir konuma gelebilmesi için strateji önerileri yapılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak birincil ve ikincil araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Elmas Modeli, Çay Sektörü, Rekabet. IV. PARALEL OTURUM – “TURİZM” Başkan: Doç. Dr. Selçuk PERÇİN 11.15 – 13.15 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon) RİZE İLİNDE KIRSAL TURİZM POTANSİYELİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÜRÜN ÇEŞİTLENDİRME Meltem YALÇIN KAYIKÇI1 ve Sibel SÜ ERÖZ2 Arş. Gör., Kırklareli Üniversitesi, Turizm Fakültesi [email protected] 1 Yrd. Doç. Dr., Kırklareli Üniversitesi, Turizm Fakültesi [email protected] 2 Özet: Turistik ürün çeşitlendirme sosyo kültürel ve çevresel etkilerinin yanı sıra bölge için ekonomik değer yaratan bir olay olarak da oldukça önemli bir kavram olarak güncelliğini sürdürmektedir. İnsanların ve turistlerin turizm anlayış ve davranışları sürekli değişmekte olup, bu değişim sürecinde bir takım yeni eğilimler özellikle de çevreye duyarlı turist profili ağırlık kazanmaya başlamış olup tüm bu gelişmeler turistik ürün çeşitlendirmeye olan ihtiyaç ve gerekliliği tetiklemiştir. Dolayısıyla çalışmada kırsal turizm kapsamında turistik ürün çeşitlendirmenin önemi ve rolü irdelenmektedir. Rize ili bu konuda iklimsel ve coğrafi konumunun da getirdiği avantajlarla örnek teşkil edebilecek, doğal, kültürel ve toplumsal kaynakların farklılığına bağlı olarak değişebilmekte olan turistik ürün çeşitlerine ve eko turizm uygulamalarına sahip oldukça şanslı fakat bir o kadar da bu çeşitliliğin farkına yeni yeni varılıp değerlendirilmeye çalışılan bir destinasyondur. Çalışmada bölgesel düzeyde Rize ilinde kırsal turizm potansiyelini değerlendirmek ve kırsal turizm arz kaynaklarının özelliklerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kırsal Turizm, Ürün Çeşitlendirme, Rize. 57 TURİZM POTANSİYELİNİN BÖLGESEL KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN TEORİK OLARAK İNCELENMESİ: RİZE İLİ ÖRNEĞİ İlyas Kays İMAMOĞLU1, Vildan YAVUZ2 ve Serkan KÜNÜ3 Öğr. Gör., Bayburt Üniversitesi, Meslek Yüksekokul [email protected] Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 2 3 Öğr. Gör., Kafkas Üniversitesi Kağızman Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Günümüzde turizmin yarattığı ekonomik, sosyal, kültürel ve politik etkiler, her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Bölgelerarasındaki gelişmişlik farklılıklarının azaltılması için oluşturulan bölgesel kalkınma politikaları, bölgeler arasındaki dengesizliklerin giderilmesi amacını taşımaktadır. Bölgesel kalkınmanın geliştirilebilmesi ve bölgesel dengesizlikleri giderebilmesine katkı sağlayacak en önemli sektörlerden biri ise turizm sektörüdür. Özellikle bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinde turizm sektörü, tarım ve sanayi sektörlerinde yeterli kaynak ve gelişme imkânına sahip olmayan ama zengin bir turistik arz potansiyeline sahip olan bölgelerin, planlı ve etkin bir turizm politikası uygulamaları sonucunda turistik yönden dengeli bir şekilde kalkınmalarının sağlanması açısından önem taşımaktadır. Bölgesel kalkınmanın turizm potansiyeli olan bölgelere yönlendirilmesi ve bu bölgelerin turizm için daha cazip hale getirilmesi, geri kalmış bölgelerin kalkınmaları için olumlu gelişmeler sağlayacaktır. Herhangi bir bölgeyi diğer bir bölgeden ayıran özelliklerin doğru olarak belirlenmesi ve bunlardan nasıl yararlanılacağı ve hangi turizmin türünün geliştirileceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu çalışmada, Rize ilinin, turizm potansiyeli değerlendirilerek, bölgesel kalkınmaya yardımcı olabilecek kalkınma politikaları oluşturulacaktır. Anahtar Kelimeler: Kalkınma, Bölgesel Kalkınma, Turizm. ALTERNATİF TURİZMDE HİZMET SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ Taner EROL Uzm., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Turizm sektörünün ulusal ekonomiye olan önemli katkıları bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler turizm faaliyetlerine artan bir şekilde önem vermekle beraber bir takım ciddi problemlerle de karşı karşıyadırlar. Bu problemlerin en önemlilerinden biri de hizmet sektörüdür. Hızlı gelişen turizm sektörü eğitimli personel ihtiyacı duymaktadır. Sürekli gelişme ve büyüme içindeki turizm sektöründe, turizmci, otel işletmecisi ve yöneticisi olarak, seyahat acentelerinde, yiyecek ve içecek sektöründe hava yolları ve limanlarda, yurtiçinde ve yurtdışındaki otellerde, tatil köylerinde, turizm acentelerinde eğitilmiş insanlara ihtiyaç vardır. Zira turizmin gelişmesi için gerekli olan alt ve üst yapıdan, polis, itfaiye, sağlık hizmetleri gibi çeşitli hizmetlerden bölge halkı da faydalanacaktır. Bu nedenle özellikle alternatif turizm sektöründe söz sahibi olabilmek için dünya insanına hitap edebilen bir yapıya sahip olmamız gerekir. Bunu başarabilecek bir durumda olabildiysek piyasada da yerimizi alabilmişiz 58 4 MAYIS, CUMARTESİ demektir. Bölgemizde yapılması düşünülen alternatif turizm çeşitlerinden bazıları şunlardır: Kongre Turizmi, Spor Turizmi, Macera Turizmi, Kültür Turizmi, Eko Turizmi ve Termal Turizm. Görüldüğü üzere bu alanlar oldukça profesyonellik gerektiren alanlardır. Bunun için alternatif turizm olarak belirlenen yerlerde ciddi bir eğitimli personel ihtiyacı doğacaktır. Bunu karşılamak için bütün eğitim kurumlarını buna göre yeniden yapılandırmak gerekir. Anahtar Kelimeler: Turizm, Alternatif Turizm, Hizmet Sektörü, Eğitimli Personel. SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA KAPSAMINDA RİZE İLİNİN TURİZM SEKTÖRÜ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Elif SİS ATABAY1 ve Sevda KANCA2 1 Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu [email protected] 2 Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Küreselleşme olgusunun hız kazandığı günümüzde, turizmin, bir yandan az gelişmiş ve gelişmekte olan bölgelerin kalkınmasında öncü bir sektör olarak ele alınması, öte yandan “çevrenin” oluşturduğu bir aktivite olması nedeniyle, “sürdürülebilir kalkınma” amacında en uygun sektör olacağı görüşü, turizm sektörü üzerindeki çalışmaları attırmıştır. Turizm özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri için büyük bir önem taşımaktadır. Ancak bu ülkelerin karşılaşacağı en önemli sorun, turizmden milyonlarca dolar elde ederken doğal kaynaklara verilen zarar ve çevre kirliliğidir. Çevrenin korunması ve ekonomik kalkınmanın birbirine zıt davranışları ve faaliyetleri ortaya çıkardığı düşünülmektedir. Oysaki ekonomik kalkınmanın istikrarlı bir hale gelmesi için çevrenin korunması gerekir. Dolayısıyla, çevre koruması ve ekonomik kalkınma kavramları arasında dengenin kurulması bir yandan sağlıklı bir toplumun gelişimi diğer yandan da gelecek kuşakların haklarının korunması açısından önemlidir. Çevrenin korunması ve ekonomik kalkınma faaliyetleri arasındaki denge arayışları “sürdürülebilir kalkınma” kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Hem çevre hassasiyetini, hem de kalkınmayı bir arada yürütebilmek için sürdürülebilir kalkınmanın benimsenmesi gereklidir. Bu gereklilik turizm sektörünün çevreye duyarlı bir şekilde gelişmesine de katkı sağlayacaktır. Bu çalışmada Rize ilinin ekonomik kaynaklarından “turizm” , sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Kalkınma, Sürdürülebilir Kalkınma, Turizm Sürdürülebilir Turizm, Rize. KARADENİZ BÖLGESİ’NDEKİ BAZI BİTKİLERİN FİTOTERAPİDEKİ ÖNEMLERİ Handan TÜRKMEN Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksek Okulu [email protected] Özet: Geleneksel yöntemlerle asırlardır hastalıkların tedavisinde kullanılmakta olan bitkiler günümüzde de halk sağlığı bakımından önemlerini korumaktadırlar. Karadeniz Bölgesi ve bu bölge iklimine benzer iklim bölgelerinde yetişmekte olan 59 Camellia sinensis (Çay), Urtica dioica (Isırgan otu), Rumex acetosa (Kuzukulağı), Cichorium endivia (Hindiba), Borago officinalis (Galdirik), Malvae folium (Ebegümeci), v.b. bazı bitkiler çeşitli amaçlar için farklı yöntemlerle yaygın olarak kullanılmaktadır. Bitkilerde bulunan vitaminler, mineraller ve çeşitli şeker bileşiklerinin insan sağlığı üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Bu bitkilerin yetişmesi, toplanması ve tüketimine kadar olan aşamalarda dikkat edilmesi gereken önemli noktaların olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu çalışma, bitkilerin tedavi amaçlı yanlış ve bilinçsiz kullanılması sonucu, halk sağlığı bakımından oluşabilecek bazı olumsuzlukları vurgulamak için hazırlandı. Anahtar Kelimeler : Bitkiler, Fitoterapi, Halk Sağlığı, Urtica Spp., Yan Etkiler. V. OTURUM – “TURİZM” Başkan: Doç. Dr. Hikmet KIRIK 14.15 – 16.15 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri) DETERMINATION OF THE RIZE KOYUN (SHEEP) DOG IN TURKEY Orhan YILMAZ1 ve Mehmet ERTUĞRUL2 Asst. Prof., Canakkale Onsekiz Mart University Faculty of Agriculture [email protected] 1 Prof., Ankara University, Faculty of Agriculture [email protected] 2 Abstract: The Rize Koyun dog is a large size flock guardian dog raised in north of Black Sea shore of Turkey. This is generally used as a livestock guardian dog with a flock of sheep and goat and herd of cattle. This study was carried out to define the phenotypic traits of the Rize Koyun dog by also minding factor of sex. For this purpose a total of 26 male and 21 female Rize Koyun Dogs was measured and data were analyzed using the Minitab 15 statistical software program using ANOVA and Student’s t-Test. Descriptive statistics yielded the following means of height at withers 69.3±0.59, height at rump 68.1±0.69, body length 83.3±0.88, heart girth circumference 82.9±0.87, chest depth 31.6±0.38, cannon circumference 13±0.8, and head length 29.6±0.23 cm. All body measurements were higher in males than in females except for the traits of chest depth and cannon circumference. It can be concluded that Turkish Rize Koyun dog is a large size livestock protection dog breed. Keywords: Flock Guardian Dog, Morphologic Trait, Body Measurement, Genetic Resource. 60 4 MAYIS, CUMARTESİ ÇAMLIHEMŞİN’DEKİ TARİHİ KONAKLARIN TURİZM POTANSİYELİ Mine TOPÇUBAŞI ÇİLİNGİROĞLU1 ve Sevi REYHAN UFUK2 Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi [email protected] 1 Y. Mimar, M-Proje Mimarlık ve Restorasyon [email protected] 2 Özet: Rize il merkezi haricinde, il genelinde yer alan pek çok kırsal alanda, görülmeye değer doğal güzellikler olduğu kadar, tarihi konaklar da yer almaktadır. Tanınmış turizm alanları hariç, bölgeye gelen turistlerin bu yapılardan çoğunlukla haberi olmamaktadır. Belirlenen turizm güzergâhları sınırlı olup hep aynı alanlar/güzergâhlar turizm için değerlendirilmektedir. Ayrıca günümüzde yapılan turistik gezilerin pek çoğu tek bir yerde konaklamalı (Ayder Yaylası gibi) ya da hiç konaklama olmadan yapılmaktadır. Ayder Yaylası, bölge için önemli bir turizm alanıdır ancak kırsal alanda bulunan turizm potansiyelinin değerlendirilmemesi, Ayder Yaylası’nda yapılaşmanın artmasına yol açmış ve doğal güzelliklerin bozulmasına sebep olmuştur. Oysa ki, kırsal alana dağılmış pek çok değerli konak, başka yeni yapılar yapmaya gerek kalmaksızın, özgün yapısını koruyarak, pansiyon işleviyle turizme kandırılabilir. Ayrıca yapıların bazıları müze olarak değerlendirilebilir ve kırsal alanlarda çeşitli alternatiflerle oluşturulacak gezi güzergâhları ile turistlerin bilinçli bir şekilde bölgede yer alan köyleri ve yaylaları gezmeleri, tarihi konaklarda konaklamaları mümkün olabilir. Bu çalışmada kültür mirası olan tarihi konakların turizm açısından değerlendirilme olanakları Rize İli, Çamlıhemşin İlçesi özelinde tartışılmaktadır. Çamlıhemşin İlçesi’nde mevcut bulunan tarihi konaklar yapı malzemeleri, yapım teknikleri ve yerel mimari özellikleri ile mimari öneme sahip ve turizm amaçlı kullanım için potansiyel değeri yüksek ancak, bölgesel olarak ve ülke çapında çok fazla tanınmayan mimari miras örneklerini oluşturmaktadırlar. Alanda gerçekleştirilen araştırma sonucu ortaya çıkan durum, çalışma çerçevesinde koruma, kullanım ve politika geliştirme önerileri ile birlikte değerlendirilmektedir. Bu ön çalışmanın bölge çapında geliştirilmesi üzerinde araştırmalar devam etmektedir. Anahtar Kelimeler: Çamlıhemşin, Tarihi Yapılar, Koruma, Alternatif Turizm. RİZE TURİZM STRATEJİLERİNDE AKARSULARIN YERİ VE ÖNEMİ Kübra MERT Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Özet: Yetersiz işgücü ve vahşi doğasıyla Rize, mevcut durumda yatırımcılar için bir cazibe merkezi değildir. Oysa herkesçe kabul edilen sayısız doğal güzelliklere sahip olan Rize ilinde inanılmaz bir turizm potansiyeli vardır. Son dönemde Rize iline gelen turist sayısı yıllar itibariyle artış göstermiş ve 2011 yılında 540 bin turist Rize ilini ziyaret etmiştir. Ancak bu sayı yeterli değildir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan Türkiye Turizm Stratejileri 2023 adlı çalışmada Rize ili özelinde öngörülen önemli herhangi bir faaliyet yoktur. Bu durum da Rize ilinin kendi potansiyelini kendisinin harekete geçirmesini gerekli kılmaktadır. 61 Her mevsim bolca yağış alması ve çok sayıdaki yeraltı su kaynakları sayesinde Rize, zengin bir hidrografik yapıya sahiptir. Rize sınırları içinde uzunluğu 5 km›den fazla olan 23 akarsu vardır. Doğrudan doğruya Karadeniz›e ulaşan akarsuların en uzun olanları Çağlayan deresi, Arılı Deresi, Fırtına Deresi, Hemşin Deresi, Sabuncular Deresi, Taşlıdere, İyidere›dir. Fırtına Deresi, Taşlıdere, İkizdere, Karadere ve İyidere bu akarsuların en önemlilerindendir. Bu dereler akarsu sporları için gerekli debi rejim miktarına sahiptir. Özellikle Fırtına Deresi, rafting sporu için yerli-yabancı birçok turistin bir numaralı tercihlerinden biridir. Mevcut durumda turizm stratejilerinde akarsuların sadece spor amaçlı kullanımına odaklanılmaktadır. Gelişmiş ülkeler sahip oldukları akarsuların potansiyellerinden faydalanırken bizim bu potansiyelin farkında olamayışımız ve üstelik yok etmeye çalışmamız turizm stratejilerimiz açısından göze çarpan bir eksikliktir. Turizm stratejileri bağlamında sahip olunan akarsulardan olabildiğince verimli faydalanmaya çalışmak Rize ilinde turizm sektörünün gelişimine önemli bir katkı sağlayacaktır. Bu çalışmada, Rize için düşünülen turizm stratejilerinde akarsuların yeri ve önemi tartışılacak ve bu akarsulardan turizm açısından nasıl faydalanılacağının bir değerlendirilmesi yapılacaktır. Anahtar Kelimeler: Rize, Strateji, Turizm Stratejileri, Akarsu Turizmi. DOĞA TURİZMİNDE ÇEVRE EĞİTİMİNİN ÖNEMİ Abdullah KARATAŞ Doktora Öğrencisi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: Her geçen gün artan çevre sorunları, doğal alanları da olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle insanların bilinçsiz davranışlarıyla neden oldukları çevre sorunları, doğada telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmaktadır. Yok olan türler, çölleşen ormanlar ve kirlenen toprak, su ve hava bu durumu en iyi şekilde gözler önüne sermektedir. Oysa, doğal çevrenin korunması ve sürdürebilirliğinin sağlanması, günümüzde bir ülkenin medeniyet ve uygarlık göstergelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Doğal alanların korunması, son yıllarda tüm dünyada önemi giderek artan ve bir ülke için büyük bir gelir kapısı olabilecek potansiyele sahip olan doğa turizmi için de büyük önem taşımaktadır. Ancak başarılı bir doğa turizmi uygulamalarına öncelikle doğal çevre içinde veya yakınında yaşayan halkın bilinçlendirilmesinden başlanması gerekmektedir. Çünkü yaşadığı çevresinin önemi konusunda bilinç ve sorumluluk sahibi vatandaşlar, onu koruyup geliştirmek için ellerinden gelen gayreti gösterebileceklerdir. Onlara bu konuda çevre eğitimi rehberlik edebilecektir. Yerel yönetimlerin de desteğini alarak, yaygın eğitim kapsamında yapılacak olan çevre eğitimi faaliyetlerine katılacak olan yerel halk, doğal çevrelerini koruyarak doğa turizmine büyük katkılar sağlayabilecektir. Doğa turizminde çevre eğitiminin önemini ortaya koymayı amaçlayan bu çalışma, literatür taramasına dayalı teorik bir araştırmadır. Anahtar Kelimeler: Doğal Çevre, Doğa Turizmi, Çevre Eğitimi. 62 4 MAYIS, CUMARTESİ RİZE TURİZM SEKTÖRÜNE YENİ BİR ALTERNATİF: RİZE MUTFAĞI Alper KURNAZ1 ve Hande AKYURT KURNAZ2 Öğr. Gör. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Datça Kazım Yılmaz Meslek Yüksekokulu, [email protected] 1 Öğr. Gör. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İçmeler Turizm Meslek Yüksekokulu [email protected] 2 Özet: Turizm sektörü, kişilerin tatil, dinlenme, eğlenme veya farklı beklentileri doğrultusunda çeşitlenmekte ve değişmektedir. Kişilerin, bireysel beklentilerine cevap veren çeşitli turlar düzenlenerek bireysel veya grup olarak farklı tur programları yapılmaktadır. Yapılan tur programları sayesinde destinasyonların yeni özellikleri ortaya çıkmaktadır. Bu özelliklerden biri de destinasyonların yeme içme kültürüdür. Yeme içme kültürü, destinasyonların pazarlanmasında önemli bir etken olarak sayılmaktadır. Özellikle bu alanda gelişen gastronomi turizmi sayesinde gelişen ve farklılaşan yöresel mutfak kültürü kullanılarak destinasyonların daha iyi bir şekilde markalaşması sağlanmaktadır. Son yıllarda farklı ve kaliteli yeme ve içme kültürü turizm hareketliliğine dönüşerek, özellikle yüksek gelir grubuna hitap eden gastronomi turizmi turları düzenlenmeye başlanmıştır. Türkiye sahip olduğu farklı kültürel özellikler sebebiyle farklı yöresel mutfak niteliklerine sahiptir. Özellikle Doğu Karadeniz yöresel mutfak kültürü son zamanlarda yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça ilgi görmektedir. Bu çalışma, gastronomi turizmi kapsamından Rize Yöresel Mutfağı’nın incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma kapsamında, ayrıntılı bir literatür taraması ve dökümantasyonel veri tarama yapılarak Rize’ye özgü yöresel mutfak kültürü hakkında bilgi verilmesi sağlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Gastronomi Turizmi, Yöresel Mutfak, Rize. V. PARALEL OTURUM – “LİSANSÜSTÜ ÖZEL” Başkan: Yrd. Doç. Dr. Erol USTAAHMETOĞLU 14.15 – 16.15 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon) RİZE İLİNDE ARI ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ VE PAZARLAMA SORUNLARI Erol USTAAHMETOĞLU Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Özet: Rize ilinin hayvancılık sektörü içinde arıcılık faaliyetlerinin büyüme ve gelişme potansiyelinin değerlendirilmesi gerekir. Rize ilinin kalkınmasında arı ürünlerinin daha etkili ve verimli bir şekilde üretilip pazarlanmasına ilişkin strateji ve vizyon arayışlarına katkıda bulunmak araştırmanın temel amacıdır. Rize ilinde arı ürünleri üretim pazarlama sorunlarının belirlenmesi için ilgili paydaşlarla mülakat ve derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Dünyada arıcılık faaliyeti açısından 2. Sırada olan ülkemizin ve Rize ilinin pazardan daha fazla pay alabilmesi 63 için yapılması gerekenler bulgular kısmında tartışılmıştır. Rize ilinde kalkınma çeşitli sektörler ile sürdürülebilir biçimde gerçekleştirmek önem kazanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Arıcılık, Üretim Ve Pazarlama, Sektörel Kalkınma. RİZE’NİN KALKINMASINDA DEMİRYOLUNUN ÖNEMİ Harun MERTOĞLU Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: Demiryolu ile karayolunun karşılaştırmasının yapıldığı bu çalışmada; Cumhuriyet öncesi, Cumhuriyetten sonrası 1950’li yıllara kadarki dönem ve 1950 sonrası olarak üç dönem halinde ülkemizin yaşadığı demiryolu serüveni izah edilmeye çalışılmıştır. Yapılan incelemelerde, Cumhuriyet öncesi dönemde demiryolunun yabancı şirketlere imtiyaz olarak verildiği, Cumhuriyet dönemi ile birlikte hızlı bir demiryolu yatırımının yapıldığı ancak 1950 yılından sonra özellikle dış etkenlerle bu yatırımların karayolu lehine döndüğü görülmüştür. Demiryolunun, Rize ili özelinde getireceği faydaların izah edileceği son bölümde ise demiryolunun olmazsa olmaz bir yatırım haline getirilmesi üzerinde durulacak ve stratejik önem vurgulanacaktır. Anahtar Kelimeler: Demiryolu, Rize, Kalkınma. DEMİRYOLLARI LOJİSTİK KÖY KONSEPTİNİN RİZE İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ Filiz KARPUZ Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: Bu çalışma, Rize ilinde inşa edilecek Demiryolları Lojistik Köyü sayesinde Karadeniz demiryolu hattının gerçekleştirilebileceğinin önemini ortaya koyabilmek amacıyla yapılmıştır. Yapılan çalışmanın sonunda gerçekleştirilecek Karadeniz demiryolu hattı sayesinde Rize ili ihracat yapanların vagonlarla malların dağıtımının yapıldığı bir merkez geçiş yolu haline gelecektir. Kamyon, nakliye araçlarının şehir merkezine girmeden limandan yüklemelerini gerçekleştirmeleri sayesinde şehir daha düzenli bir görünüm alacaktır. Turizm ve seyahat işletmeciliği için bir cazibe merkezi haline gelecek bir yapı ortaya çıkacaktır. Erzincan’a köprü olarak inşa edilecek Karadeniz demir yolu hattının yabancı sermaye çekmek, ihracatı arttırmak, istihdam yaratmak, bölgesel kalkınma; aynı zamanda uluslararası mal ticareti açısından Türkiye’ ye katkılar sağlamak yönünde olumlu gelişmeler beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Demiryolları Lojistik Köyü, Cazibe Merkezi Oluşturma. 64 4 MAYIS, CUMARTESİ RİZE BÖLGESİNDE TEKNOLOJİ ÜSSÜ KURULABİLİRLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Mehmet Cemil AYDOĞDU Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: İçinde bulunduğumuz devrin bilgi çağı olarak adlandırılmasının da doğruladığı gibi günümüzde bilgi hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır. Bu sebeple bilgi üretimi ve teknoloji geliştirme gerek ülke politikalarında, gerekse şirketler için büyük önem arz etmektedir. Gelişmiş ülkelere bakıldığında bu tür çalışmalar için gerekli ortam ve finansman açısından ciddi kolaylıklar sağlanmaktadır. Ülkemizde de 4691 sayili Teknoloji Gelistirme Bölgeleri Kanunu ile kurulan bölgelerde yer alan kuruluşlara ve buralarda çalışan üniversite ve kamu personeline önemli faydalar sağlanmaktadır. Teknoloji Gelistirme Bölgelerinde toplanan şirketler kanunla sağlanan avantajlar yanında bir arada olma dolayısıyla bilgi paylaşımı, teknolojik alt yapısı olan çalışma ortamı, ulaşım kolaylığı gibi faydalardan da yararlanmış olur. Bu şirketler geliştirdikleri yenilik ve çözümlerle bölge sanayisine destek olurken ayrıca sağladıkları isdihtam ile bölge ekonomisine de katkıda bulunmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı ve konusu Rize bölgesinde bahsedilen şekilde bir teknoloji geliştirme bölgesinin kurulabilirliğinine yönelik, çeşitli açılardan değerlendirme yapmaktır. Anahtar Kelimeler: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Teknokent, Ar-Ge. RİZE’NİN TARIMSAL GERÇEĞİ ÇAY MI, KİVİ Mİ? Mahmut KOÇAN Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: Günümüz dünyasında sanayileşme artık tek amaç olmaktan çıkmış ve son dönemlerde tarım geleceğin önemli sektörleri arasında yerini almaktadır. Ülke kalkınmasında bölgesel potansiyellerin en iyi şekilde değerlendirilmesi tarımsal kaynakların verimli, gerçekçi kullanımı, sanayinin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi mümkün olabilir. Rize ili toprak, iklim ve yer şekilleri bakımından çay, kivi, likapa gibi ürünlerin yetiştirilmesine elverişlidir. Bu ürünlerin üretim miktarlarına bakıldığında ilk sıralarda çay ve kivi gelmektedir. 2009 yılı verilerine göre Rize ilinde çaylık alanlar ile kivi bahçelerinden elde edilen kivi ve çay üretim miktarları/tutarları karşılaştırılmıştır. Üretilen miktarların Rize ilinin kalkınması üzerindeki katma değeri incelenmiştir. Bu araştırmanın temel amacı Rize ilinde yetiştirilen çay ile kivi üretim miktarları/tutarları karşılaştırılması ve çaya alternatif olarak kivi yetiştirilmesinin ekonomik olarak analizi ve kalkınma üzerinde ne düzeyde etkili olabileceği araştırılacaktır. Anahtar Kelimeler: Bölgesel Kalkınma, Çay, Kivi, Rize. 65 ÇAYA YABANİ ÇARE Burcu ER Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: Ülkemizde 1930’lu yıllarda başlayan çay tarımı gerek Doğu Karadeniz Bölgesi gerekse ülkemiz ekonomisi için önemli katma değerler kazandırmış, bölgenin refah düzeyinin artmasında önemli bir paya sahip olmuştur. 1990’lı yıllardan sonra çay tarımında bir kısım yapısal sorunlar ile karşılaşılmaya başlanmıştır. Bu sorunlar çay bahçesinden fabrikaya, üretiminden ticaretine kadar geniş bir alanı olumsuz etkilemektedir. Çay tarımı ve üretiminde karşılaşılan sorunları iktisadi ve verimlilik açısından ele aldığımızda, çay üreticilerine ve bölge halkına önemli bir geçim kaynağı sağlayabilecek çay ile ekolojik özellikleri bakımından benzerlik gösteren likapa (yaban mersini), bölgeye uyum sağlayabilecek katma değeri yüksek alternatif bir ürün konumundadır. Likapa meyvesi; taze meyve olarak kullanılabileceği gibi dondurularak, işlenerek gıda ve kozmetik sanayisinde de kullanılabilmektedir. Ayrıca; likapa meyvesi bölgede gıda ve kozmetik sanayisinin gelişimini sağlayarak bölgenin sosyal ve iktisadi açıdan kalkınmasını desteklemiş olacaktır. Ülkemiz ve Doğu Karadeniz Bölgesi için büyük bir öneme sahip olan çay tarımındaki sorunların bölge halkına olan olumsuz etkisini en aza indirmek amacıyla iktisadi ve sosyal sorunları desteklemek için bölgede likapa tarımının yaygınlaştırılması araştırma kapsamında önerilmektedir. Çay genellikle içecek olarak kullanılırken; likapa meyvesinin çok yönlü kullanım alanının olması pazarda kolay tutunmasını sağlayabileceği beklenmektedir. Bu çalışmada, çay tarımında karşılaşılan sorunların çözümüne alternatif bölge halkına iktisadi ve sosyal açıdan önemli katkılar sağlayabilecek likapa meyvesinin yetiştiriciliği, gıda ve kozmetik sanayisindeki değerlendirme şekilleri üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Çay, Likapa, Bölgesel Kalkınma. SEKTÖREL KALKINMADA LİKAPA KURTARICI OLABİLİR Mİ? Betül COŞAR Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: Yaban mersini olarak bilinen ve birçok isimle tanınan likapa Karadeniz Bölgesi’nde mavi yemiş olarak adlandırılmış üzümsü bir meyve türüdür. Asitli topraklarda yetişmesi likapaya Karadeniz Bölgesi’nde yeni bir yetişme ortamı sağlamış, çay ve fındık gibi mono kültür tarımın hâkim olduğu Doğu Karadeniz bölgesine ürün çeşitliliği katmıştır. Bu çalışmanın amacı: kullanım alanı oldukça fazla olan bu meyvenin Rize’nin iklim yapısına uygun olmasıyla likapa yetiştiriciliğinin tarım sektörünün gelişmesine sağlayacağı katkıyı ortaya çıkarmaktır. Eğer doğru stratejiler uygulandığında likapanın, fındık, çay hatta kividen elde edilen gelirden çok daha fazla gelir getirecek olması halkın bu meyveyi yetiştirmesine olan ilgiyi arttıracaktır. Böylece çalışmanın sonunda Rize ili kalkınması için yeni alternatif ürünün yetiştirilmesi ile ekonomik sinerjiden yararlanmak daha fazla mümkün olacaktır. Anahtar Kelimeler: Likapa, Rize, Kalkınma. 66 4 MAYIS, CUMARTESİ RİZE’DE TURİZM SEKTÖRÜNDE NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ VE İNSAN KAYNAĞININ BÖLGESEL KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Abdullah KARALİ Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: Turizm, II. Dünya Savaşı’ndan önce İngilizlerin Avrupa’ya yaptıkları yolculukları tanımlamak için kullanılmış ve literatüre kazandırılmış bir kelimedir. Yalnız Rize Bölgesi için bu kelimenin öneminin fark edilmesi çok da eskiye dayanmamakta. Son birkaç yıldır Rize Bölgesi’ndeki turizm potansiyeli fark edilerek konuyla ilgili kamu ve sivil toplum örgütleri tarafından çalışmalar gerçekleştirilerek turizmin bölgesel kalkınmadaki önemi anlatılmaya çalışılmaktadır. Fakat yapılan çalışmalar gösteriyor ki bölgenin coğrafi ve tarihi yapısı turizme elverişli olsa dahi iş gücü ve nitelikli insan kaynağının yetersiz olması, turizmin gelişmesini olumsuz etkileyecektir. Bu bağlamda yapılan bu çalışmanın amacı ve temel sorusu; Rize Bölgesi’nde turizm sektöründeki nitelikli insan kaynağı sorunun araştırılması ve iş gücünün bölgesel kalkınma üzerindeki etkisinin neler olduğunun ifade edilmesidir. Bu araştırma neticesinde turizm sektöründeki insan kaynağının temel sorunları ortaya konulmuş ve bölgenin bu sorunlarla başa çıkmada kullanması gereken yöntemler açıklanacaktır. Ayrıca bölgesel turizm sektör sorunlarının çözülmesiyle bölgesel kalkınmanın ne şekilde etkileneceği ifade edilmiştir Anahtar Kelimeler: Turizm, Rize, Kalkınma. RİZE BÖLGESİNDE ALTERNATİF TURİZM FAALİYETLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ Mehmet YILMAZ Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [email protected] Özet: Sınırların kalmadığı günümüzde ülkeler ayakta durabilmek için iç çatışmaların devamında dış çatışmalarla da mücadele etmek zorunluluğuyla karşı karşıya kalmışlardır. Az gelişmiş, Gelişmekte olan ve Gelişmiş ülke kavramları ülkelerin kalkınmışlık seviyelerine göre adlandırılır olmuştur. Ülkemiz bu bağlamda Gelişmekte olan ülkeler gurubunda yer almaktadır. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler gelişmiş ülkelerin seviyelerine ulaşabilmek için çeşitli kalkınma yöntemlerine önem vererek gelişmişlik seviyelerini arttırmaya çalışmaktadırlar. Gelişmekte olan ülkelerin en önemli sorunlarının başında kalkınma ve az gelişmişlik yer almaktadır. Sorunun çözüm noktalarından en önemlisi; Ülke veya bölge için kalkınmada öncelikli sektörün tespit edilmesi ve yoğunlaşmanın bu öncelik konusunda olması gerekmektedir. Bu önceliklerle ülkeler bölgelerarası ekonomik ve kültürel eşitsizliğin üstünden gelebilmek için çeşitli politikalar üretmeye çalışmışlardır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sanayileşme dar kapsamlı bölgelere toplanırken ortaya çıkan eşitsizliğin ortadan kaldırmak amacıyla geri kalmış bölgelerin sanayileştirilerek ülke içinde adil bir refah dağılımının da sağlanması gerekmektedir. Bölgesel refahın geliştirilmesine kalkınma bağlamında ülkeler için önemli bir basamak noktası olacaktır. Turizm sektörünün bölgesel kalkınma ve yöredeki turizm kaynaklı kaynaklarının etkin kullanımı konusunda büyük ve önemi vardır. Bu noktadan hareketle Rize ilinin mevcut potansiyellerinin ön palana çıkarılarak bölge ekonomisinin büyümesinde katkıda olacağı anlatılacaktır. Anahtar Kelimeler: Bölgesel Kalkınma, Bölgenin Ekonomik Yapısı. 67 68 BİLDİRİ ÖZETLERİ posterler 69 70 RİZE İLİNDE KİVİ BİTKİLERİNDE GÖRÜLEN HASTALIKLAR Aziz KARAKAYA1 ve Arzu ÇELİK OĞUZ2 Prof. Dr., Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi [email protected] 1 Arş. Gör., Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi 2 [email protected] Özet: Türkiye’de kivi yetiştiricilik çalışmaları 1988 yılında başlamış ve Karadeniz bölgesinin uygun olduğu gözlenmiştir. Rize ilinde kivi çaya karşı önemli bir alternatif bitki hüviyetine bürünmektedir. Rize ilinde çaya göre çok yeni bir bitki olan kivinin bölgede sağlıklı bir şekilde gelişimini sürdürebilmesi ve çaya karşı alternatif bir bitki olabilmesi hastalıklar ile yakından ilişkilidir. Diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi kivi bitkisinde de verimi ve kaliteyi etkileyen hastalıklar bulunmaktadır. Ülkemizde ve Rize’de kivide hastalık oluşturan etmenler ile ilgili sınırlı sayıda araştırma bulunmaktadır. Rize ilinde kivi bitkilerinde hastalık oluşturan fungal etmenler olarak Pestalotiopsis sp., Botrytis cinerea, Alternaria alternata, Phytophthora citropththora, Cylindrocarpon liriodendri, “Cylindrocarpon” pauciseptatum, Cylindrocladiella parva, Ilyonectria liriodendri, Ilyonectria europaea, Phomopsis sp., Cylindrocarpon sp., Colletotrichum gloeosporoides, Colletotrichum acutatum, Colletotrichum kahawae, Botrytis sp., Alternaria sp., Phytophthora sp., üç teşhis edilemeyen yaprak lekesi fungusu ve bakteriyel patojen olarak Pseudomonas syringae pv. actinidiae rapor edilmiştir. Herhangi bir virüs hastalığı rapor edilmemiştir. Bu çalışmada bu hastalıklar hakkında kısa bilgiler verilmiş olup, hastalıkların durumu ve alınabilecek önlemler tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Rize, Kivi, Actinidia Deliciosa, Kivi Hastalıkları. ÇAY ÜRETİCİSİNE EK GELİR OLARAK KİVİ YETİŞTİRİCİLİĞİ Mustafa AKBULUT1, Hüseyin BAYKAL2 ve Yusuf ŞAVŞATLI 3 1 2 Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi [email protected] Öğr. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi [email protected] Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi [email protected] 3 Özet: Rize ili Çay üretimi yanında son yıllarda kivi meyvesi üretimiyle de adından söz ettiren bir ilimizdir. İlimizde çay bitkisinin yetiştiriciliği sektörel bazda gelişimi sürdürürken, kivi üretimin de ise Rize Türkiye’de 3. sırada yer almaktadır. Henüz kivi yetiştiriciliği, bakımı ve pazarlanma gibi konularda birçok eksikliklerin bulunduğu da görülmektedir. Çalışmada çay yetiştiriciliği ve kivi yetiştiriciliği birlikte değerlendirilirken, kivinin çay tarımına ek gelir getirici bir ürün olarak nasıl bir yetiştiriciliğinin uygun olabileceği incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Çay, Kivi, Rize, Ek Gelir. 71 ÇAY SEKTÖRÜNDE KADIN İŞGÜCÜNÜN YERİ VE ÖNEMİ Aykut BEDÜK1 ve Hatice Tomris KORKMAZ2 Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 1 Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 2 Özet: Tarım sektörü; ülke ekonomisine üretim, istihdam, sanayi, milli gelir ve ihracat başta olmak üzere birçok alanda katkı sağlamaktadır. Rize ilinin çay üretiminde tartışılmaz bir üstünlüğü vardır. Bu sebeple çay, ilin ekonomisinde büyük bir katma değere sahiptir. 1924 yılında bölgede başlayan çay tarımı hem ekonomik hem de sosyal düzende bir takım değişimlere sebep olmuş ve bölgeyi çay tarımında öncü konuma getirmiştir. Ekonomik faaliyetlerin sınırlı olmasıyla gurbete gitmeye mecbur kalan yöre erkeği, çay tarımıyla beraber gurbetçilikten uzaklaşmıştır. Önceki dönemlerde yaşanan sıkıntılar çayla beraber yok olmuş, yöre kalkınmaya başlamıştır. Çay bahçelerinde çalışanların büyük kısmını kadınlar oluşturmaktadır. Çünkü gurbetçilik zamanlarında erkekler yörede bulunmadığı için kadınlar her işi yapmaya başlamış ve çaycılık başladıktan sonra, diğer aile işleri yanında çay bahçelerinde çalışma işini de üstlenmişlerdir. Karadeniz kadını bu çalışkanlığını günümüzde de sürdürmektedir. Bu çalışmada çayın Türkiye ekonomisi için önemi, çay üretiminde Rize’nin payı ve çay üretiminde cinsiyet ayrımından yola çıkılarak çay sektöründe kadın işgücünün yeri incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Çay, Rize’de Kadın, Kadın İşgücü. OVİT TÜNELİ’NİN RİZE İLİNİN TURİZM POTANSİYELİNİN ARTTIRILMASINA VE BÖLGESLE KALKINMAYA ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ İlyas Kays İMAMOĞLU1, Atakan DURMAZ2 ve Vildan YAVUZ 3 Öğr. Gör., Bayburt Üniversitesi, Meslek Yüksekokul [email protected] 1 2 Arş. Gör., Bayburt Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi [email protected] 3 Özet: Bölgelerin ekonomik olarak gelişebilmeleri ve turizm potansiyellerinin arttırılabilmesi için mevcut olanakların yeterli olması gerekmektedir. Bölgesel kalkınmanın önemli faktörlerinden birisi de turizmdir. Ancak turizmin bölgesel kalkınmada itici güç olabilmesi bölgedeki mevcut ulaşım ağlarının yeterli olmasına bağlıdır. Ulaşım bölgelerin ekonomik, sosyal ve kültürel etkinliklerinin sonucu olarak ihtiyaç duyulan bir ara hizmettir. Yani ulaşım talebi kendiliğinden değil, sosyo-ekonomik örgütlenmenin sonucu olarak ortaya çıkar. Hammaddenin elde edilişinden, üretilen ya da aracılık edilen ürünün pazarlanmasına kadar ki süreçte üretim maliyetlerini azaltmanın ve kar elde etme olasılığını arttırabilmenin en önemli yollarından birisi de ulaştırma maliyetlerinin azaltılmasıdır. Ulaşım ağı gelişmiş bölgeler arasındaki ticari ilişkiler de buna paralel olarak gelişmektedir. Bu nedenle bu çalışmada, Ovit Tüneli’nin faaliyete geçmesiyle beraber, Rize ilinin çevre illerle ve Rize Limanı kullanılarak komşu ülkelerle ticari faaliyetlerindeki değişmeler ve bölgeler arasındaki turizm potansiyelinde meydana gelebilecek değişmeler bölgesel kalkınma bağlamında incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Ovit Tüneli, Ulaşım, Turizm, Kalkınma, Bölgesel Kalkınma. 72 RİZE İLİNİN TURİZM POTANSİYELİ: İLDEKİ TURİZM ÇEŞİTLİLİĞİ VE EKOTURİZM UYGULAMALARI Elif SİS ATABAY1 ve Sevda KANCA2 1 Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu [email protected] Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Küreselleşme olgusuna bağlı olarak dünyada birçok sektör olduğu gibi turizm sektörü de günümüzde ekonomik ve sosyal getirileriyle büyük bir potansiyel haline gelmiştir. Ancak turizm sektörünün gelişmesi özellikle sanayileşme çabası içerisindeki gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde doğal bakir çevrenin tahribatına yol açmıştır. Sürdürülebilir turizm anlayışının bir türlü benimsenemediği ülkemizde de turizm faaliyetlerinden gelir elde etmeye çalışılırken ne yazık ki doğal kaynaklar göz göre göre tüketilmektedir. Oysa bakir ve kültürel çevreye zarar vermeden de turizm yapılabilir. Ekoturizm bu yeni anlayış için ciddi bir alternatif olabilir. Ekoturizm, doğal ve kültürel mirasın korunmasına katkı sağlayabilecek en önemli turizm yaklaşımıdır. Rize ili gerek jeopolitik konumuyla gerekse zengin tarih ve kültür birikimiyle ekolojik ve doğal değerleri açısından büyük çekicilik göstermektedir. Doğaya dayalı turizm olarak tanımlanan, çevreyi ve yerel halkın refahını gözeten, doğal kaynaklara duyarlı ve genellikle küçük gruplar halinde yapılan ekoturizm açısından Rize ilinin zengin bir turizm potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada amaç Rize ilinde yapılmakta olan ekoturizm faaliyet türlerinin ve ildeki turizm çeşitliliğinin belirlenmesi ve tanıtılmasıdır. Anahtar Kelimeler: Rize, Ekoturizm, Turizm Potansiyeli. 2 GELENEKSEL FESTİVALLERİN YÖREYE OLAN KATKILARI; ÇAMLIHEMŞİN AYDER KARDAN ADAM ŞENLİĞİ ÖRNEĞİ Ceyhun AKYOL Öğr. Gör., Artvin Çoruh Üniversitesi Arhavi Meslek Yüksekokulu [email protected] Özet: Türkiye’de düzenlenen yerel etkinlikler, düzenlenmeye başladıkları yıllarda kapsam olarak dar ve bölgesel olsa da, etkinliklerin katılım düzeyine ve başarılarına oranla yıllar geçtikçe ulusal, hatta uluslararası boyut kazandıkları gözlemlenmektedir. İhtiyaçların ve beklentilerin hızla değiştiği turizm sektöründe, turistik ürün çeşitlendirme kapsamında festival turizmi de son yıllarda kendine yer bulmaya başlamıştır. Turizm açısından önem kazanan yerli organizasyonlar, katılım ve başarı kazandıkça bir sonraki etkinliğe daha iyi ve kapsamlı hazırlanmakta, katılımcılar da bir sonraki etkinliği iple çekmektedirler. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kuşağında yer alan Rize ilindeki farklı yerleşme türleri, tarihi kalıntılar, manzara seyri, folklor gibi unsurlar ilin turizm çekiciliğini meydana getirmektedir. Günümüzde turizm merkezi haline gelen Ayder Yaylası, Rize ilinin turizm istatistiklerine yüksek oranda katkı sağlamaktadır. Yayla turizmi, termal turizm ve son olarak da kış turizmi yaylanın başlıca turizm aktiviteleridir. Düzenlenmeye başladığı ilk yıllarda yerel halkın ilgisini çeken şenlik, son yıllarda ulusal hatta uluslararası başarı sağlamaktadır. Çalışmada, 2013 yılının 2-3 Şubat tarihlerinde altıncısı düzenlenen Ayder Kardan Adam Şenliği’nin günümüze dek gelişimi ve yöreye olan katkıları değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Festival, Rize, Ayder Yaylası. 73 74 not defteri 75 76 not defteri not defteri 77 78 not defteri 79 80 not defteri 81 82 not defteri 83 84 not defteri 85 86