II. Rize Kalkınma Sempozyumu

Transkript

II. Rize Kalkınma Sempozyumu
II.
Rize
Kalkınma
Sempozyumu
çay-lojistik-turizm
3-4 Mayıs 2013
RECEP TAYYİP ERDOĞAN
ÜNİVERSİTESİ
MALTEPE ÜNİVERSİTESİ
BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI
Yayına Hazırlayanlar
Saim C. BERİTAN
Emre YILDIRIM
II.
Rize
Kalkınma
Sempozyumu
çay-lojistik-turizm
sempozyum.erdogan.edu.tr/sekt
Rize, 3–4 Mayıs 2013
Yayına Hazırlayanlar
Saim C. BERİTAN
Emre YILDIRIM
Dizgi ve Tasarım
Gökçe ARİFOĞLU
1
2
kurullar
3
4
Sempozyum Başkanları
Prof. Dr. Arif YILMAZ
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Kemal KÖYMEN
Maltepe Üniversitesi Rektörü
Sempozyum Koordinatörü
Prof. Dr. Osman KARAMUSTAFA
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Rektör Yardımcısı
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı
Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı
Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza SAKLI
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı
Sempozyum Yürütme Kurulu
Yrd. Doç. Dr. Emre YILDIRIM
Arş. Gör. Ali ALTINER
Öğr. Gör. Burak KÜÇÜK
Arş. Gör. Kübra MERT
Arş. Gör. Saim C. BERİTAN
Arş. Gör. Süleyman ÇAKIR
5
Bilim Kurulu
Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ, Marmara Üniversitesi
Prof. Dr. Alaattin KIZILTAN, Recep Tayyip Erdoğan Ü.
Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ, Maltepe Üniversitesi
Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN, Maltepe Üniversitesi
Prof. Dr. Osman KARAMUSTAFA, Recep Tayyip Erdoğan Ü.
Prof. Dr. Sadettin ÖZEN, Maltepe Üniversitesi
Doç. Dr. Ali Sait ALBAYRAK, Recep Tayyip Erdoğan Ü.
Doç. Dr. Cemal SANDALLI, Recep Tayyip Erdoğan Ü.
Doç. Dr. Halis DEMİR, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Doç. Dr. Hikmet KIRIK, İstanbul Üniversitesi
Doç. Dr. Mustafa AKBULUT, Recep Tayyip Erdoğan Ü.
Doç. Dr. Selçuk PERÇİN, Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Saklı, Recep Tayyip Erdoğan Ü.
Yrd. Doç. Dr. Ali R. SANDALCILAR, Recep Tayyip Erdoğan Ü.
Yrd. Doç. Dr. Fulya TAŞEL, Maltepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Halefşan SÜMEN, Maltepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. İlker Murat AR, Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Levent AKSOY, Maltepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Muhammed BAMYACI, Maltepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Seymur AĞAYEV, Recep Tayyip Erdoğan Ü.
Yrd. Doç. Dr. Uğur SİVRİ, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
6
Davetli Konuşmacılar
Çay Sektörü
Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI
Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Öğretim Üyesi
Lojistik Sektörü
Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ
Maltepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Türkçe Bölüm Başkanı
Turizm Sektörü
Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü
7
8
ÖNSÖZ
II. Rize Kalkınma Sempozyumu; “Çay” “Lojistik” ve “Turizm”
konularını, bilim insanları ile sektör paydaşlarını bir araya
getirerek bu konular özelinde tartıştırmayı ve sektörel sorunları
tespit etmeyi hedeflemektedir. Üç ana başlık altında devam
eden oturumların yanı sıra, üç ayrı çalıştayla, uygulanabilir
çözüm önerilerinin üretilmesi ve bölgesel bir eylem planının
ortaya çıkması umulmaktadır.
II. Rize Kalkınma Sempozyumu ile Rize ilinin sektörel bazda
büyüme potansiyelinin değerlendirilmesi, geleceğe yönelik
sektörel büyüme ve gelişme ihtimallerinin ortaya konulması
ve şehrin kalkınmasının önünü açacak strateji ve vizyon
arayışlarına katkıda bulunulması amaçlanmaktadır. Bu
çerçevede, Recep Tayyip Erdoğan ve Maltepe Üniversiteleri’nin
işbirliği ile ortaya çıkan II. Rize Kalkınma Sempozyumu,
farklı üniversitelerden akademisyenleri ve sektörden gelen
katılımcıları bir araya getirerek, sempozyumun bu yılki üç ana
teması olarak belirlenen “Çay” “Lojistik” ve “Turizm” sektörleri
özelinde, Rize’nin büyüme ve kalkınma sürecine katkı sunmayı
amaçlamaktadır.
9
10
İÇİNDEKİLER
SÖZEL BİLDİRİLER
3 Mayıs, Cuma
AÇILIŞ OTURUMU – “ÇAY” ................................27
I. OTURUM – “TURİZM” ....................................29
I. PARALEL OTURUM – “KALKINMA ÖZEL” ........32
II. OTURUM – “LOJİSTİK” ....................................35
II. PARALEL OTURUM – “ÇAY” ............................39
4 Mayıs, Cumartesi
III. OTURUM – “ÇAY” .............................................46
III. PARALEL OTURUM – “TURİZM” .......................51
IV. OTURUM – “ÇAY” .............................................53
IV. PARALEL OTURUM – “TURİZM” .......................57
V. OTURUM – “TURİZM” .......................................60
V. PARALEL OTURUM – “LİSANSÜSTÜ ÖZEL” ......63
POSTERLER .........................................................69
11
12
sempozyum
programı
13
14
I.GÜN,3 MAYIS 2013 CUMA
•
08.30-09.00: Katılımcı Kayıt İşlemleri
•
09.00-10.00: Sunuş ve Açılış Konuşmaları
•
10.00-10.15: Çay-Kahve Molası
•
10.15-12.00: AÇILIŞ OTURUMU – “ÇAY”
(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon)
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN,
Maltepe Üniversitesi
 ‘‘ÇAY SEKTÖRÜNDE YASAL DÜZENLEME
İHTİYACI’’
Prof. Dr. Osman KARAMUSTAFA, Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘ÇAY BORSALARININ İŞLEYİŞİ VE SEKTÖRE
KATKILARI’’
Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI
Maltepe Üniversitesi
 ‘‘ÇAY SEKTÖRÜNDE ÜST KURULUŞ İHTİYACI VE
SEKTÖRE KATKILARI’’
Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza SAKLI
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘1984’TEN GÜNÜMÜZE ÇAY ÖZEL
SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI’’
Mehmet ERDOĞAN, Rize Ticaret Borsası
•
12.00-14.00: Öğlen Arası
•
14.00-16.00: I. OTURUM – “TURİZM“
(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon)
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ,
İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü
 ‘‘DOĞU KARADENİZ TURİZM VE
KALKINMA PLANI’’
Cemal GÜLAS, CG Sanat Yapım
 ‘‘RİZE’DE SAĞLIK TURİZMİ ve SAĞLIKLI
YAŞAM KÖYÜ’NÜN OLUŞTURULMASI’’
Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI
Maltepe Üniversitesi
Öğr. Gör. Burak KÜÇÜK
Maltepe Üniversitesi
 ‘‘RİZE KENT MARKASI VE İMAJININ
BELİRLENMESİ İLE İLGİLİ BİR ARAŞTIRMA’’
Yrd. Doç. Dr. Mevlüde Canan CAN, Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Okt. Zeynep KAZANCI BAŞARAN, Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi
15
 ‘‘RİZE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM
OLARAK “ZAMAN YOLCULUĞU TURİZMİ”
Yrd. Doç. Dr. Nilgün AVCI, Ege Üniversitesi
Büşra AY, Ege Üniversitesi
Fatih YILMAZ, Ege Üniversitesi
Fatma ARSLAN, Ege Üniversitesi
•
14.00-16.00: I. PARALEL OTURUM – “KALKINMA
ÖZEL”
(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Küçük Salon)
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Süleyman ULUDAĞ,
Uludağ Üniversitesi
 ‘‘RİZE’NİN KALKINMIŞLIK DÜZEYİNİN
İNCELENMESİ’’
Arş. Gör. Harun SARAÇ, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Arş. Gör. Ömer Faruk BÖLÜKBAŞI,Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Uğur SİVRİ, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘KALKINMA AJANSLARININ İLLERE OLAN
KATKISI; DOĞU KARADENİZ KALKINMA
AJANSI VE RİZE ÖRNEĞİ’’
Öğr. Gör. Ceyhun AKYOL, Artvin Çoruh
Üniversitesi
 ‘‘AVRUPA BİRLİĞİ MALİ YARDIMLARI VE
RİZE İLİNİN KALKINMASI’’
Öğr. Gör. Seven ERDOĞAN, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘TR-90 BÖLGESİ TURİZM TUTUNDURMA:
ANALİTİK HİYERARŞİ SÜRECİ (AHS)’’
Zeyni ARTIK, DOKA
•
16.00-16.15: Çay-Kahve Molası
•
16.15-18.15: II. OTURUM – “LOJİSTİK”
(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Büyük Salon)
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ, Maltepe
Üniversitesi
 ‘‘AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE RİZE İLİNE
YÖNELİK MODEL ÖNERİSİ’’
Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ, Maltepe
Üniversitesi
Doç. Dr. Yavuz GÜNALAY, Bahçeşehir
Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Levent AKSOY, Maltepe
Üniversitesi
Öğr. Gör. Burak KÜÇÜK, Maltepe
Üniversitesi
16
 ‘‘DOĞU KARADENİZ SANAYİ TİCARET VE
LOJİSTİK MERKEZİ’’
Yrd. Doç. Dr. Muhammet BAMYACI,
Maltepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe
Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza SAKLI, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘RİZE’NİN KALKINMASINDA RİZE(RİPORT)
LİMANININ ROLÜ’’
Yrd. Doç. Dr. Alpaslan ATEŞ, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Doç. Dr. Soner ESMER, Dokuz Eylül
Üniversitesi
Asım ÇİLLİOĞLU, Rize Limanı (RİPORT)
 ‘‘DEĞİŞİM ÇAĞINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR
LOJİSTİK SÜREÇ VE STRATEJİLERİNİN
YÖNETİMSEL BAKIŞ AÇISIYLA
DEĞERLENDİRİLMESİ VE KÜRESEL
LOJİSTİK ÜS VİZYONU’’
Yrd. Doç. Dr. Devrim GÜN, Nişantaşı
Üniversitesi
 ‘‘TÜRK PERAKENDE LOJİSTİĞİNDE
GELİŞMELER’’
Yrd. Doç. Dr. Onur DİKMENLİ, İstanbul
Üniversitesi
 ‘‘KARADENİZ HAVZASINDA LOJİSTİK
MERKEZ OLMA YOLUNDA RİZE’’
Hakan Birben, Doka Kalkinma Kurulu Uyesi
•
16.15-18.15: II. PARALEL OTURUM – “ÇAY”
(İsmail Kahraman Kültür Merkezi Küçük Salon)
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Aziz KARAKAYA, Ankara
Üniversitesi
 ‘“KALKINMA VE SAĞLIK İLİŞKİSİ
KAPSAMINDA ÇAY TARIMINDA RİSKLER
VE ÇAY ÜRETİCİLERİNİN SAĞLIK
SORUNLARI”
Prof. Dr. Leyla KARAOĞLU, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Prof. Dr. Nazmi BİLİR, Hacettepe
Üniversitesi
Prof. Dr. Davut KESKİN, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Gül DEVRİMSEL, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sabri BALIK, Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Dr. Hale SANDIKÇI, Recep Tayyip Erdoğan Ü
17
 ‘‘RİZE İLİNDE VE DOĞU KARADENİZ
BÖLGESİNDE ÇAY BİTKİLERİNDE GÖRÜLEN
HASTALIKLAR’’
Prof. Dr. Aziz KARAKAYA, Ankara
Üniversitesi
Arş. Gör. Arzu ÇELİK OĞUZ, Ankara
Üniversitesi
 ‘‘SÜRDÜRÜLEBİLİR TİCARET, İKLİM
DEĞİŞİKLİĞİ VE VERMİKÜLTÜR SİSTEM İLE
ORGANİK GÜBRE ELDE EDİLMESİ’’
Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe
Üniversitesi
Okt. Selen BEDÜK, Maltepe Üniversitesi
 ‘‘TÜRK VE SEYLAN SİYAH ÇAYLARININ
KAFEİN İÇERİĞİNİN KARŞILAŞTIRILMASI’’
Doç. Dr. İlkay KOCA, On Dokuz Mayıs
Üniversitesi
Burak İPEKCİ, Rize Gıda Kontrol
Laboratuarı
 “KAFEİNSİZ ÇAY ÜRETİMİ’’
Doç. Dr. İlkay KOCA, On Dokuz Mayıs
Üniversitesi
Şeyda BOSTANCI, On Dokuz Mayıs
Üniversitesi
 ‘‘ÇAY ÜRETİCİSİNE EK GELİR OLARAK
MAVİYEMİŞ YETİŞTİRİCİLİĞİ’’
Doç. Dr. Mustafa AKBULUT, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Yusuf ŞAVŞATLI, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Öğr. Gör. Hüseyin BAYKAL, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘DÜNYA ÜLKELERİ İLE TÜRKİYE’NİN
ÇAY ÜRETİMİNİN İSTATİSTİKLERLE
İNCELENMESİ’’
Yrd. Doç. Dr. Günseli KURT, Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi
Hazan Kübra HACIOĞLU, Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi
18
II.GÜN, 4 MAYIS 2013 CUMARTESİ
•
09.00-11.00: III. OTURUM – “ÇAY”
(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri)
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN, On
Dokuz Mayıs Üniversitesi
 ‘‘TÜRKİYE ÇAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİN
SORUNLARI VE ÖNCELİKLERİ’’
Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN, On Dokuz
Mayıs Üniversitesi
Arş. Gör. Emine YAZICIOĞLU, On Dokuz
Mayıs Üniversitesi
 ‘‘TÜRK ÇAYINDAKİ GENETİK
VARYASYONUN MOLEKÜLER
YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI’’
Doç. Dr. Cemal SANDALLI, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘ORGANİK TARIM KÜMELENMESİ VE
ÇAY SEKTÖRÜNDE BÖLGESEL REKABET
ANALİZİ’’
Yrd. Doç. Dr. Sadettin GÜLTEKİN, Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘ÇAY SEKTÖRÜNDE ÜNİVERSİTE-SANAYİ
İŞBİRLİĞİ: MEVCUT DURUM ve GELECEK
İÇİN ÖNERİLER’’
Yrd. Doç. Dr. İlker Murat AR, Karadeniz
Teknik Üniversitesi
Fatih ÖZDEMİR, DOKA
 ‘‘RİZE İLİ BAHÇE BİTKİLERİ
YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇAY TARIMININ YERİ,
SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ’’
Yrd. Doç. Dr. Hamdi ZENGİNBAL, Abant
İzzet Baysal Üniversitesi
 ‘‘ÇAYIN DÜNYADA İÇİME HAZIRLAMA
TEKNİKLERİ VE ‘MESH’ ÇUBUK ÇAY’’
Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe
Üniversitesi
Saadet ÇALIŞKAN CİĞER, İstanbul Enpa
Temizlik ve Gıda Ambalaj A.Ş.
 ‘‘ÇAYDA AMBALAJIN ÖNEMİ’’
Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI, Maltepe
Üniversitesi
Devrim Pınar DİNÇER, Uluslararası Ticaret
Danışmanları ve Eğitmenleri Derneği
19
•
09.00-11.00: III. PARALEL OTURUM – “TURİZM”
(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük
Salon)
Oturum Başkanı: Doç. Dr. Yavuz GÜNALAY,
Bahçeşehir Üniversitesi
 ‘‘ÖĞRETMEN ADAYLARININ “TURİST”
KAVRAMINA YÖNELİK ALGILARI VE DOĞU
KARADENİZ BÖLÜMÜNDE TURİZMİN
GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK GÖRÜŞLERİ’’
Doç. Dr. Yılmaz GEÇİT, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Arş. Gör. Numan BULUT, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘KIRSAL TURİZM KAPSAMINDA ÇİFTLİK
TURİZMİ VE RİZE’DE UYGULANABİLİRLİĞİ’’
Yrd. Doç. Dr. Sibel SÜ ERÖZ, Kırklareli
Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Mesut BOZKURT, Çanakkale 18
Mart Üniversitesi
 ‘‘KARADENİZ
BÖLGESİ
PAZARLAMASI
İÇERİSİNDE
TURİZMİNİN YERİ’’
TURİZM
KONGRE
Yrd. Doç. Dr. Esra KESKİN, Hitit Üniversitesi
Öğr. Gör. Rıdvan KESKİN, Hitit Üniversitesi
Okt. Mehmet AYDINKAL, Hitit Üniversitesi
 “HALKLA İLİŞKİLER AÇISINDAN KÜLTÜREL
TURİZM MODELİ VE RİZE ÖRNEĞİ”
Arş. Gör.
Üniversitesi
Mustafa
AYDEMİR,
Ege
 ‘‘RİZE
İLİNDE
SÜRDÜRÜLEBİLİR
TURİZM
MİMARİSİNİN
EKOTURİZM
İLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ VE BÖLGE
KALKINMASINA ETKİLERİ’’
Öğr. Gör. Hande Gül KANCA, Karadeniz
Teknik Üniversitesi
Öğr. Gör. Sevda KANCA, Karadeniz Teknik
Üniversitesi
•
11.00-11.15: Çay-Kahve Molası
•
11.15-13.15: IV. OTURUM – “ÇAY”
(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri)
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Alaattin KIZILTAN, Atatürk
Üniversitesi
 ‘‘ÇAY TARIMINDA GÜBRELEME
SORUNLARI, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇAY
TARIMI İÇİN YENİ STRATEJİLER’’
Doç. Dr. Turan YÜKSEK, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
20
Filiz YÜKSEK, Rize Pazar Orman İşletme
Müdürlüğü
Ercan SÜTLÜ, Ankara WWF – Doğal Hayatı
Koruma Derneği
 ‘‘ÇAY BİTKİSİNİN (CAMELLIA SINENSIS
L.) TARİHSEL GELİŞİMİ VE TIBBİ AÇIDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ’’
Doç. Dr. Çağatay ÜSTÜN, Ege Üniversitesi
Öğr. Gör. Nuray DEMİRCİ, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘ÇAY TÜKETİCİSİNİN MARKA TERCİHİNİN
OLUŞMASINDA REKLAMLARIN ETKİSİ’’
Yrd. Doç. Dr. Ömer Kürşad TÜFEKCİ,
Süleyman Demirel Üniversitesi
Öğr. Gör. Dr. Nezihe TÜFEKCİ, Mehmet
Akif Ersoy Üniversitesi
 ‘‘ÇAYDA FİDAN ÜRETİM TEKNİKLERİ’’
Yrd. Doç. Dr. Hamdi ZENGİNBAL, Abant
İzzet Baysal Üniversitesi
Ayhan HAZNEDAR, Rize Atatürk Çay
Araştırma Enstitüsü
 ‘‘ÇAYKUR VE ÖZEL ÇAY İŞLETMELERİNİN
UYGULADIĞI ÇAY ALIM VE FİYAT
POLİTİKALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
(RİZE İLİ ÇAY ÜRETİCİLERİ ÖRNEĞİ)’’
Yrd. Doç. Dr. Derya ÖZTÜRK, Ordu
Üniversitesi
Arş. Gör. Züleyha YILMAZ, Ordu
Üniversitesi
Ufuk ERKAN, Ordu Üniversitesi
 ‘‘TÜRK ÇAY SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI
REKABETÇİLİK DÜZEYİNİN ANALİZİ’’
Mustafa BALTACI, Rize Belediyesi
•
11.15-13.15: IV. PARALEL OTURUM – “TURİZM”
(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük
Salon)
Oturum Başkanı: Doç. Dr. Selçuk PERÇİN, Karadeniz
Teknik Üniversitesi
 ‘‘RİZE İLİNDE KIRSAL TURİZM
POTANSİYELİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE
ÜRÜN ÇEŞİTLENDİRME’’
Yrd. Doç. Dr. Sibel SÜ ERÖZ, Kırklareli
Üniversitesi
Arş. Gör. Meltem YALÇIN KAYIKÇI, Kırklareli
Üniversitesi
21
 ‘‘TURİZM POTANSİYELİNİN BÖLGESEL
KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN TEORİK
OLARAK İNCELENMESİ; RİZE İLİ ÖRNEĞİ’’
Öğr. Gör. İlyas Kays İMAMOĞLU,
Bayburt Üniversitesi
Arş. Gör. Vildan YAVUZ, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
Öğr. Gör. Serkan KÜNÜ, Kafkas
Üniversitesi
 ‘‘ALTERNATİF TURİZMDE HİZMET
SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ’’
Uzm. Taner EROL, Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
 ‘‘SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
KAPSAMINDA RİZE İLİNİN
TURİZM SEKTÖRÜ AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ’’
Öğr. Gör. Elif SİS ATABAY, Karadeniz Teknik
Üniversitesi
Öğr. Gör.. Sevda KANCA, Karadeniz Teknik
Üniversitesi
 ‘‘KARADENİZ BÖLGESİ’NDEKİ BAZI
BİTKİLERİN FİTOTERAPİDEKİ ÖNEMLERİ’’
Yrd. Doç. Dr. Handan TÜRKMEN, Balıkesir
Üniversitesi
•
13.15-14.15: Öğlen Arası
•
14.15-16.15: V. OTURUM – “TURİZM”
(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Tesisleri)
Oturum Başkanı: Doç. Dr. Hikmet KIRIK, İstanbul
Üniversitesi
 ‘‘DETERMINATION OF THE RIZE KOYUN
(SHEEP) DOG IN TURKEY’’
Prof. Dr. Mehmet ERTUĞRUL, Ankara
Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Orhan YILMAZ, Çanakkale 18
Mart Üniversitesi
 ‘‘ÇAMLIHEMŞİN’DEKİ TARİHİ
KONAKLARIN TURİZM POTANSİYELİ’’
Yrd. Doç. Dr. Mine TOPÇUBAŞI
ÇİLİNGİROĞLU, Çanakkale On Sekiz Mart
Üniversitesi
Sevi Reyhan UFUK, M-Proje Mimarlık ve
Restorasyon
 ‘‘RİZE TURİZM STRATEJİLERİNDE
AKARSULARIN YERİ VE ÖNEMİ’’
Arş. Gör. Kübra MERT, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
22
 ‘‘DOĞA TURİZMİNDE ÇEVRE EĞİTİMİNİN
ÖNEMİ’’
Abdullah KARATAŞ, Ankara Üniversitesi
 ‘‘RİZE TURİZM SEKTÖRÜNE YENİ BİR
ALTERNATİF: RİZE MUTFAĞI’’
Öğr. Gör. Alper KURNAZ, Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi
Öğr. Gör. Hande AKYURT KURNAZ, Muğla
Sıtkı Koçman Üniversitesi
 ‘‘RİZE’DE ALTERNATİF TURİZM: EV
PANSİYONCULUĞU’’
Kerem KESEPARA, İstanbul Fevziye
Mektepleri Vakfı Işık Okulları
•
14.15-16.15: V. PARALEL OTURUM – “LİSANSÜSTÜ
ÖZEL OTURUM”
(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlük Küçük
Salon)
Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Dr. Erol
USTAAHMETOĞLU, Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
 ‘‘RİZE İLİNDE ARI ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ VE
PAZARLAMA SORUNLARI’’
Yrd. Doç. Dr. Erol USTAAHMETOĞLU, Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘RİZE’NİN KALKINMASINDA
DEMİRYOLUNUN ÖNEMİ’’
Harun MERTOĞLU, Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
 ‘‘DEMİRYOLLARI LOJİSTİK KÖY
KONSEPTİNİN RİZE İLİNİN EKONOMİK
KALKINMASI ÜZERİNE ETKİLERİNİN
İNCELENMESİ’’
Filiz KARPUZ, Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
 ‘‘RİZE BÖLGESİNDE TEKNOLOJİ
ÜSSÜ KURULABİLİRLİĞİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ’’
Mehmet Cemil AYDOĞDU, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi
 ‘‘RİZE’NİN TARIMSAL GERÇEĞİ ÇAY MI,
KİVİ Mİ?’’
Mahmut KOÇAN, Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
 ‘‘ÇAYA YABANİ ÇARE’’
Burcu ER, Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
 ‘‘SEKTÖREL KALKINMADA LİKAPA
KURTARICI OLABİLİR Mİ?’’
Betül COŞAR, Rize Çaykur İyidere Çay
Fabrikası
23
 ‘‘RİZE BÖLGESİ’NDE TURİZM SEKTÖRÜNDE
NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ VE İNSAN KAYNAĞININ
BÖLGESEL KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ’’
Abdullah KARALİ, Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
 ‘‘RİZE BÖLGESİNDE ALTERNATİF TURİZM
FAALİYETLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ’’
Mehmet YILMAZ, Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
•
16.15-16.30: Çay Kahve Molası
•
16.30-18.30: II. RİZE KALKINMA SEMPOZYUMU
ÇALIŞTAYI
(Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi )
24
BİLDİRİ
ÖZETLERİ
sözel bildiriler
25
26
3 MAYIS, CUMA
AÇILIŞ OTURUMU – “ÇAY”
Başkan: Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN
10.15 – 12.00 ____________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi
Büyük Salon)
Çay Sektöründe Yasal Düzenleme İhtiyacı
Osman KARAMUSTAFA
Prof. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Özet: Çayla ilgili ilk çay kanunu İngiliz Parlamentosu tarafından
1773 yılında çıkarılmış ve bu ülkeye ait olan Doğu Hindistan
Şirketi’ne doğrudan ihracat yapma yetkisi vermiştir. Ülkemizde
ilk çay kanunu 1924 yılında çıkarılan, 407 sayılı Rize Vilayeti
ile Borçka Kazasında Fındık-Portakal-Limon-Mandalina ve
Çay Yetiştirilmesine Dair Kanun çıkarılmıştır. Bu kanun ile
çaylık tesisi için uzman yardımı, ucuz fidan temini ve tarıma
açılan araziden 10 yıl süreyle vergi alınmaması gibi teşvikler
getirilmiştir.
1984’ten günümüze Türk çay sektörü 5 maddelik bir kanunla
faaliyet sürdürmektedir. 1924 yılında çıkarılan Kanun bile bu
kanundan daha kapsamlıdır. Bu haliyle çay sektörü, gerekli
yasal düzenlemelerden yoksundur ve mevzuat eksikliği içinde
bulunmaktadır. Türkiye’de çay tarımını daha ileriye taşımak ve
çay sektöründe pazar payını artırarak müstahsil, özel sektör
işletmeleri, kamu işletmeleri ve piyasanın sorunlarını çözmek
için yeni bir yasa gerekmektedir. 2023 yılı vizyonu olarak Türk
çayını iyi bir yere getirmek amacının gerçekleştirilmesi, iyi bir
çay kanunu çıkarılmasına bağlıdır.
Yabancı çay üreticisi ülkelerin çayla ilgili mevzuatlarına
bakıldığında, Hindistan’ın 1953 tarihinde çıkardığı 54
maddelik bir Çay Kanunu olduğu görülmektedir. Sri Lanka ise
1975 yılında 31 maddelik bir Çay Kurulu Kanunu çıkarmıştır.
Ancak, Hindistan ve Sri Lanka’nın çay mevzuatı sadece bu
kanunlarla sınırlı kalmamakta, Çay Kurulları tarafından yapılan
ilave düzenlemeler de bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Çay, Çay Kanunu, Çay Kanunu İhtiyacı.
Çay Borsalarının İşleyişi ve Sektöre Katkıları
Hamit VANLI
Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Özet: Çay sektöründe yapılacak çalışmalar, bahçeden
tüketiciye ulaşıncaya kadarki tedarik zincirinde esas teşkil
eden; bahçe yapısı, müstahsil, imalatçı, harmanlayıcı ve
paketleyici, toptan ve perakendeci ve nihayet tüketici
gruplarının sorunlarını kapsamalıdır Bu sorunların çözümü için
temel sektörel yapılanma sorunu çözülmeli ve Çay Borsası
kurulmalıdır. Bu çerçevede Çay Borsası’nın sektöre sağlayacağı
katkılar şu şekilde sıralanabilir:
1) Üründe iki önemli ihtisas konusu mevcuttur. Dökme kuru çay
elde etme ve tüketici ihtiyacına göre harmanlayıp paketleyerek
satmaktır. Dökme kuru çay fiyatlarının maliyetinin üstünde arz
27
ve talebe göre serbestçe oluşacağı sistemin kurulması, dünya
pazar ekonomisi sisteminde Borsa vasıtasıyla olmaktadır. 2)
Müstahsil ve imalatçı bu sayede birbiri ile kenetlenmektedir.
Kazan kazan sistemi doğal olarak çalışmaktadır. 3)Sistem
bedelin peşin ödenmesi ve kaliteli ürüne daha fazla fiyat
verilmesini teşvik etmektedir. Müstahsil ve imalatçı zamanında
parasını almaktadır. Sektör itibar kazanmaktadır. 4)Devletin
yıllık uygulayacağı sübvansiyonlar borsada gerçekleşen ve
kaliteyi teşvik eden sisteme daha çok prim verilmesi ile adalet
sağlanmaktadır. 5)Standart dışı ürünlerin piyasaya çıkmasını
engellemektedir. 6)Yılın her ayında aynı kalitede harmanı
paketleyip piyasaya sunulmasını temin eder. Türk marka imajı
oluşur. 7)Pazarda aşırı fiyat dalgalanmalarının önüne geçilir.
8)Sektörde paydaşlardan bir grup çok kazanırken diğer grup
piyasadan yok olmaz. 9)Tüketicide marka bağımlılığı oluşur.
Anahtar Kelimeler: Borsa, Peşin Fiyat, Kalite, Rekabet,
İstihdam.
Çay Sektöründe Üst Kuruluş İhtiyacı ve
Sektöre Katkıları
Ali Rıza SAKLI
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Özet: Türk çaycılığında 1973 yılında faaliyete başlayan Çay
İşletmeleri Genel Müdürlüğü‘nden (Çaykur) önce sektörde
ikili bir yapı mevcuttur. Bu dönemde, çayın tarımından Tarım
Bakanlığı, sanayisinden ise Tekel Genel Müdürlüğü sorumlu
olmuştur. Bu yapının yararlı olmadığı, sektörün bütününün
tek merkezden yönetilmesi gerektiği düşünülerek, çayın tarımı
ve sanayisi ile ilgili tüm görevler Çaykur’a verilmiştir. Türk çay
sektörü bundan sonra önemli gelişmeler kaydetmiştir.
Yabancı çay üreticisi ülkelerden; Sri Lanka, Hindistan ve Kenya
gibi ülkelerde, devlete ait çay işletmeleri bulunmamakla birlikte,
devletler çay sektörünün yönetimini elden bırakmamışlar;
düzenleme ve denetleme ihtiyacını karşılamak üzere Çay
Kurulları kurarak sektörü yönlendirmişlerdir.
1984’ten itibaren Türk çaycılığında özel sektöre faaliyet izni
verilmiş ve sektördeki bütünlükçü yapı yeniden bozulmuştur.
Çay tarımı Çaykur’un yönetiminde kalmış olmakla birlikte,
yeni kurulan özel sektör işletmelerinin yaptığı çay işleme,
dağıtım ve pazarlama faaliyetleri tamamen denetimsiz
kalmıştır. Bunun sonucunda sektör çok büyük zararlar görmüş,
sektördeki sorunları tespit ederek çözüme kavuşturacak bir
birim olmadığından, çok sayıda fabrika kapanmış ve bunun
sonucunda çay müstahsili de mağdur olmuştur. Gelinen
noktada çay sektörünün tamamına hâkim olacak; düzenleme
ve denetleme ihtiyacını karşılayacak bir Çay Kurulu
kurulması gerekli görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çay, Çay Kurulu, Çay Üst Kurulu.
1984’ten Günümüze Çay Özel Sektörünün
Sorunları
Mehmet ERDOĞAN
Başkan, Rize Ticaret Borsası
[email protected]
Özet: Türkiye’de çay tarımı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde
Gürcistan sınırından başlayarak Ordu ilinin Fatsa ilçesine kadar
28
3 MAYIS, CUMA
kuşakta yapılmaktadır. Ülkemizde çay yetiştiriciliğine Rize ve
çevresinin uygun olduğu ilk kez 1917 yılında belirlenmiş ve
Rize ve Borçka kazasında fındık, portakal, mandalina, limon
ve çay yetiştirilmesine dair 407 sayılı kanun 1924 yılında
çıkarılarak yasal altyapı hazırlanmıştır.
1947 yılında 60 ton/gün kapasiteli ilk yaş çay yaprağı işleme
fabrikası (Merkez Çay Fab.) Rize’de kurulmuştur. 1971
yılında bir kamu iktisadi teşebbüsü olan Çay İşletmeleri Genel
Müdürlüğü kurulmuş, 1984 yılında çaycılık faaliyetlerinde
bulunması serbest bırakılmıştır.
Günümüzde çay sektöründe toplam 197 fabrika mevcuttur.
Bunların 46’sı Çaykur’a, 151’i özel sektöre ait çay
fabrikalarıdır. Bu fabrikaların 154’ü Rize’de 29’u Trabzon’da,
10’u Giresun’da, 4’ü Artvin’de bulunmaktadır. Bunların 48’i
büyük ölçekte fabrika, 74’ü orta ölçekli fabrika, 73’ü küçük
ölçekli fabrikalardır.
Yıllara göre değişen yaş çay üretim rakamları ortalama
1.200.000.000 ton civarındadır. Bu üretimin %50.00’si Çaykur
tarafından, %50.00’si özel sektör tarafından yapılıyor. Özel
sektör üretiminde %48.66’sı büyük ölçekli fabrika, %38.88’i
orta ölçekli fabrika, %12.46’sı küçük ölçekli fabrikalardan
oluşmaktadır.
Milli ürünümüz olan çay, halkımızın temel gıda maddesidir
ve ülkemiz için stratejik ürün konumundadır. Halkımız, sabah
kahvaltıdan başlayarak gece geç saatlere kadar hayatın her
alanında çay içmektedir. Sistemsiz bir yapıyla yoluna devam
etmek zorunda kalan Türk çay sektöründe birçok sorun
mevcuttur.
Anahtar Kelimeler: Çay, Türk Çayı, Çayda Özel Sektör.
I. OTURUM – “TURİZM”
Başkan: Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ
14.00 – 16.00 ____________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi
Büyük Salon)
Doğu Karadeniz Turizm ve Kalkınma Planı
Cemal GÜLAS
Fotoğraf Sanatçısı, CG Sanat Yapım
[email protected]
Özet: Kaçkar Dağları ve civarında yüzyıllardır sürmekte
olan yaylacılık geleneği günümüzde eski yoğunluğunu
kaybetmiştir. Yaylaların doğal yapılarına zarar vermeden ve
yeni yapılaşmaya izin vermeden, yenilenip restore edilerek 4
mevsim turizme yönelik olarak bir sistem kurulmasını organize
etmek mümkündür.
Anadolu›nun binlerce yıl öncesine dayanan tarihi, Karadeniz
Bölgesinin mitolojideki yeri ve bağları üzerine kurulacak
bir pazarlama hikayesini yörenin doğa güzellikleri ve bitki
taksonundaki zenginlikleriyle tamamladığında dünyada bir eşi
daha yoktur.
Bu sebepten dolayı Kaçkar Dağları’ndaki turizm planlamasında
mutlaka tarih ve mitolojideki yeri üzerine kurulacak öyküler
lokomotif olarak düşünülmeli, bu lokomotif geliştirilerek
desteklenmelidir.
29
Coğrafi yapının özellikleri nedeni ile konaklama ve hizmet
sahalarının yaylalarda tek merkezlerde büyük hücreler
halinde yapılması yerine, mevcut yaylalardaki yayla evleri bu
büyük hücrenin küçük üniteleri olarak geliştirilmelidir. Turizm
yatırımları büyük şirketlerin kontrol ve yatırımları ile değil yöre
insanının dahil edildiği bir model ile yaygınlaştırılmalıdır.
Yayla evleri kış mevsiminde de konaklama yapılabilecek
şekilde yenilenmeli; konaklayanların ihtiyaçlarını giderecekleri,
alışveriş yapacakları, sosyal tesis olarak faydalanacakları ortak
alanlar yapılmalı.
Yayla evleri ve yaylacılık planlandıktan sonra bölgede
yapılacak turizm çeşitlendirmeleri yeniden değerlendirilmeli,
yurtdışındaki büyük tur operatörleri ile iletişime geçilmeli ve
bölgenin turizm potansiyeli rastlantı ve beklentilerle değil bir
pazarlama stratejisi ile rezervasyon usulüne göre organize
edilmelidir.
Bahsi geçen projeler ve birbirine bağlı gelişmeler neticesinde,
Doğu Karadeniz›in geleceğinin oluşturulmasında, göçün
tersine çevrilmesi ve mevcut köylerin kalkınmasında önemli
birer dönüm noktası yaratabiliriz.
Anahtar Kelimeler: Yaylacılık, Kaçkar Dağları, Tarih, Kış
Turizmi, Hayvancılık.
RİZE’DE SAĞLIK TURİZMİ ve SAĞLIKLI YAŞAM
KÖYÜ’NÜN OLUŞTURULMASI
Hamit VANLI1 ve Burak KÜÇÜK2
Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
1
Öğretim Görevlisi, Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
2
Özet: Dünya’da yükselen trend olan sağlık turizmi ile bir
ülkeden diğer bir ülkeye hastanelerde bekleme sürelerinin
uzunluğu, tedavinin dışarıda ekonomikliği veya daha kaliteli
sağlık hizmeti veya tedaviyle birlikte tatil yapma arzusu ile
gidilebilmektedir. Dünya nüfusunun, özellikle gelişmiş ülkelerin
yaşlı nüfusu %20lere yaklaşmış olup 2050 yılında bu oranın
%40ı aşması beklenmektedir. Engellilerin oranı %7-10, kronik
hastalığı olanların oranı %12, orta seviyede depresyon geçiren
nüfus %15lerdedir. Önümüzdeki yıllarda gelişmiş ülkelerin
nüfusunun %30lara varan oranda bir nüfusun özel ve ayrıcalıklı
bir ortamda uzun süreli tatil yapmak ve sağlıklı bir yaşam
arayacaktır. Bu kapsamda son yıllarda Türkiye’de de sağlık
turizmine yatırımlar yapılarak yılda ortalama 250 bin turistin
gelmesi sağlanmıştır. Gelenlerin büyük çoğunluğunu kaplıca ve
termal tesisleri ziyaret edenler oluştururken, saç ektirme, göz
ameliyatları, estetik ve tüp bebek gibi cerrahi yöntemler için
gelenlerin sayısı da hızla artmaya başlamıştır. Bu çalışmada
Türkiye’de yaygınlaşan sağlık turizminin, sahip olduğu
potansiyeli ile Rize ili için önemli bir fırsata dönüştürülmesini
ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi bünyesinde kurulmuş
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Vakfı vasıtasıyla sağlıklı
yaşam köyü oluşturularak hem Avrupa ülkelerinden hem
de Karadeniz ülkelerinden turistlerin gelmesinin sağlanarak
bölgesel kalkınmaya olan katkıları incelenip önerilerde
bulunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sağlık Turizmi, Bölgesel Kalkınma.
30
3 MAYIS, CUMA
RİZE KENT MARKASI VE İMAJININ BELİRLENMESİ
İLE İLGİLİ BİR ARAŞTIRMA
Mevlüde Canan CAN1 ve Zeynep KAZANCI BAŞARAN2
1
Öğr. Gör. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu
[email protected]
2
Okt., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Günümüzde, küreselleşme ile birlikte pek çok alan
rekabet içine girmektedir. Bunlar arasında yerler (mekânlar ),
ülkeler, kentler yer almaktadır.
Bu araştırmada; “Rize Kent Markası ve Marka İmajının
Belirlenmesi, Rize Kentinin imajının hangi unsurlardan
oluştuğunun tespiti ve kentin, fiziki ve soyut özellikleri ile kent
halkının, nasıl algılandığının ölçümlenmesi hedeflenmiştir.
Bu bağlamda araştırmada Rizeli olmayan kişiler çalışma evreni
olarak seçilmiştir. Araştırmanın örnek büyüklüğü; zaman ve
maliyet kısıtlaması nedeniyle araştırma verileri Rize Sosyal
Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nda okuyan Türkiye’nin farklı
kentlerinden gelen öğrencilerin yaşadıkları şehirlerdeki gönüllü
katılımcılar üzerinde kolayda örnekleme yoluyla anket yöntemi
ile yapılmıştır. Araştırma SPSS 16 programı ile analiz edilmiştir.
Araştırma sonuçları frekans, betimleyici istatistik ve ki-kare
analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırmada, Rize denilince
cevaplayıcıların akıllarına ilk önce “Çay” kelimesi gelirken
bunu “Doğal güzellik” ve “Başbakan” ifadeleri izlemektedir.
Katılımcılara göre Rize’yi en iyi ifade eden kavram “Doğal
Güzelliklere Sahip” olması iken; en az tercih edilen kavram
şehrin “Dışa Açık” bir il olmasıdır. Rize halkını en iyi ifade
eden kavramlar ise “Çalışkan” ve Dindar” olmasıdır. Eğitim
düzeyi ile Rize denilince akla gelen ilk kelime arasında anlamlı
bir ilişki yoktur. Katılımcıların büyük çoğunluğu Üniversitenin
Rize›nin tanınmasında yararlı olacağını düşünmektedir. Ankete
katılanlar turizm açısından Rize’yi en iyi ifade eden özelliğin
“doğal güzelliklere sahip olan bir il” olduğunu belirtmişlerdir.
Yürütülen çalışma; Rize ilinin tanınırlığı ile turizm potansiyeli
arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.
Tanınırlık ve kent imajı arttıkça turizm çeşitliliği ve geliri
de artmaktadır. Bu nedenle; kent imajının yüksek olması
gelecekte ilin turizm potansiyelinde de önemli gelişmelerin
sağlanacağını göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Kent markası, Kent İmajı, Kent Algısı,
Turizm Bilinci.
RİZE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM OLARAK
“ZAMAN YOLCULUĞU TURİZMİ”
Büşra AY1, Fatih YILMAZ2, Fatma ARSLAN3 ve Nilgün AVCI4
Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu
[email protected]
1
Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu
[email protected]
2
Ege Üniversitesi, Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu
[email protected]
3
31
4
Yrd.Doç.Dr., Ege Üniversitesi
Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Değişen turist beklentileri yeni turizm türlerinin ortaya
çıkmasına neden olmaktadır. Pasif tatil anlayışı yerine aktif,
öğrenerek, yaşayarak eğlenme eğilimi gelişmektedir. Bu
beklentilere yönelik olarak dünyada bir süredir gerçekleştirilen,
son dönemlerde Türkiye’de de uygulamaları görülen yeni bir
turizm türü “zaman yolculuğu turizmi” doğmaktadır. Geçmiş
zamandan bir günü aynı veya kurgulanmış tarihsel bir alanda,
gerçeğe uygun koşullarda, ziyaretçilere deneyimlendirmek
amaçlanmaktadır. Bu deneyim belirli bir zaman ve belirli bir
yerde yaşananları, katılımcılara dönemi yaşatmak için yazılan
senaryolar, roller ve kostümlerle, anılan dönemi hissetmelerini
sağlayan faaliyetlerden oluşur. Tarihi keşfetmek, anlamak
isteği seyahat için önemli bir motivasyon türüdür. İnsanlar
farklı toplumların tarihini ve kültürlerini yerinde öğrenmek
için uzun yolculukları yapabilmektedirler. Turistik çekicilik
sağlayan bu uygulama, tarihsel çevrenin korunmasını ve
sürdürülebilir turizmi de beraberinde getirecektir. Çalışmada,
zaman yolculuğu turizminin dünyada ve Türkiye’de uygulanan
örneklerinin araştırılması ile Rize turizminin zaman yolculuğu
turizmiyle geliştirilmesi için öneriler getirilmiştir. Rize’de Zaman
Yolculuğu Turizminin yapılabilmesi için gerekli kültürel zenginlik
mevcuttur. Türkiye 2023 turizm stratejisindeki yayla koridoru,
kaleleri, çay ürünün tarihi ve turistik etkinlik (toplanması,
kurutulması v.b.) olarak sunulması gibi konularında Zaman
Yolculuğu Turizmi örnekleri geliştirilmiştir.
Anahtar kelimeler: Zaman Yolculuğu Turizmi, Turistik Ürün
Çeşitlendirmesi, Rize.
I. PARALEL OTURUM – “KALKINMA ÖZEL”
Başkan: Prof. Dr. Süleyman ULUDAĞ
14.00 – 16.00 ____________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi
Küçük Salon)
RİZE’NİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK
DÜZEYİ
Harun SARAÇ1, Ömer Faruk BÖLÜKBAŞI2 ve Uğur SİVRİ3
Arş. Gör.,Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
1
Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
2
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
3
Özet: İktisadi kalkınma sadece bir gelir artışını değil aynı zamanda
sosyal ve ekonomik yapıda bir değişimi, iyileşmeyi ifade eder.
Buna bağlı olarak bir ilin, bölgenin veya ülkenin kalkınmasından
söz edebilmek için kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla gibi gelir
düzeyini ifade eden bir değişkeni tek başına incelemek yeterli
değildir. Bu değişkenin yanında ekonomik ve sosyal yapıyı ve
bu yapıdaki değişimi ifade edecek değişkenleri de (doğurganlık
32
3 MAYIS, CUMA
hızı, ücretli çalışan kadınların toplam istihdama oranı, üniversite
mezunlarının nüfusa oranı, kişi başına düşen hekim sayısı, imalat
sanayi katma değeri gibi) analize katmak gerekir. Bu çalışmada
Rize’nin sosyo-ekonomik gelişme düzeyi incelenirken yukarıda
ifade edilen düşünceler ışığında demografi, eğitim, sağlık,
sanayi vb. gruplarda sınıflandırılan çok sayıda değişken Temel
Bileşenler Analizi yardımıyla incelenmiştir. Analiz hem bir bütün
olarak veri setine uygulanmış hem de eğitim, sağlık, sanayi gibi
sektörel düzeylerde gerçekleştirilmiştir. Böylece hem genel
hem de sektörler itibariyle bir değerlendirme yapma olanağı
elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar bu konuda daha önce
yapılan çalışmalar ile kıyaslanarak zaman içerisinde Rize’nin
sosyal ve ekonomik yapısında meydana gelen değişimler ortaya
konulmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sosyo-Ekonomik Gelişme Düzeyi, Temel
Bileşenler Analizi, Rize.
KALKINMA AJANSLARININ İLLERE OLAN
KATKISI; DOĞU KARADENİZ KALKINMA AJANSI
VE RİZE ÖRNEĞİ
Ceyhun AKYOL
Öğr. Gör., Artvin Çoruh Üniversitesi, Arhavi Meslek
Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Doğu Karadeniz Bölgesi’nin turizm değerleri ve çeşitleri
arasında bulunan milli parklar, festivaller, yaylalar, şenlikler,
inanç, kültür, ekoturizm, kuş gözlemciliği, doğa, kamp,
karavan turizmi, kış, yayla turizmi gibi başlıklar Rize ilinde
fazlasıyla yer almaktadır. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı
(DOKA), Rize ilinin turizm potansiyelini harekete geçirmek,
etkin tanıtım politikaları ile ilin ulusal ve uluslararası düzeyde
markalaştırılmasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmaları
desteklemektedir.
Bu çalışmanın amacı, DOKA’ya bağlı 6 ilden biri olan Rize’ye,
kalkınma ajansının bugüne dek yaptığı ve yapacağı güncel
çalışmalar ile ilgili tespitlerde bulunmaktır. Araştırmada,
kalkınma ajanslarının amaçları ve bu amaçlar doğrultusundaki
hedeflerinden olan turizm stratejisi oluşturmak, turizm
çekim bölgeleri oluşturmak, yatırım sağlamak, kullanılmayan
potansiyelin değerlendirilmesi, alternatif turizm faaliyetlerinin
çeşitlendirilmesi, tanıtımın sağlanması ve kentsel ölçekte
markalaşmak gibi konularda Rize ilindeki çalışmalar ve projeler
incelenmiştir. Elde edilen veriler betimsel analize tabi tutulmuş,
ihtiyaç duyulan kavramlarda içerik analizi yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kalkınma ajansı, Doğu Karadeniz, Rize.
AVRUPA BİRLİĞİ MALİ YARDIMLARI VE
KALKINMA: RİZE İLİ ÖRNEĞİ
Seven ERDOĞAN
Öğr. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Özet: Avrupa Birliği (AB) katılım süreci, Birliğe üye olmak
isteyen ülkenin AB üyelik kriterlerini yerine getirmek
üzere önemli değişim ve dönüşümler yaşamasını zorunlu
kılmaktadır. AB üyesi ülkelerle AB üyesi haline gelmek
isteyen ülkeler arasındaki ve aday ülke içindeki ekonomik ve
sosyal kalkınma düzeyi farklılıklarının üyelik öncesi dönemde
azaltılması, bahse konu değişim ve dönüşüm sürecinin önde
33
gelen hedeflerin birini teşkil etmektedir. AB çeşitli araçlar
yoluyla aday ülkelerdeki değişim ve dönüşüm sürecini
desteklemektedir. AB tarafından sağlanan mali yardımlar da
bu araçlardan biridir. Söz konusu mali yardımların önemli
bir bölümü hibe programları yoluyla aday ülke içinde görece
daha az kalkınmış bölgelerde kullanılmaktadır. 1963 yılında
imzalanan Ankara Antlaşması ile AB ile ortaklık ilişkisi kuran
ülkemiz bu yardımlardan uzun bir süredir faydalanmaktadır.
Söz konusu mali yardımlar vasıtasıyla ülkemizde öncelikli
olarak az gelişmiş bölgeleri hedef alan çok sayıda hibe
programı hayata geçirilmiştir. Rize ili de Türkiye içinde, AB mali
yardımlarının yoğun olarak harcandığı bölgelerden biri olma
özelliğini taşımaktadır. Bu çalışma kapsamında, Rize ilinin
hibe projeleri vasıtasıyla AB mali yardımlarından yararlanma
düzeyi göz önünde bulundurularak, söz konusu projelerin Rize
ilinin kalkınmasındaki rolü üzerinde durulacaktır. Çalışma üç
kısımdan oluşmaktadır: İlk bölümde aday ülkelere yönelik AB
mali yardımları ve ülkemizin AB mali yardımları içindeki yeri,
ikinci bölümde AB mali yardımları kalkınma ilişkisi, üçüncü
bölümde ise Rize ilinde uygulanan hibe projeleri konuları ele
alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Türkiye, AB Mali Yardımları,
Kalkınma, Rize.
DOĞU KARADENİZ TURİZMİ İÇİN EN UYGUN
TUTUNDURMA KARMASI ELEMANIN ANALİTİK
HİYERARŞİ SÜRECİ İLE BELİRLENMESİ
Zeyni ARTIK
Uzman, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı
[email protected]
Özet: Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Trabzon
illerini kapsayan ve TR90 Düzey II Bölgesi olarak adlandırılan
bölgenin; turizm imkânları, potansiyeli ve gelişme eksenleri
ulusal ve bölgesel plan ve strateji belgelerinde ortaya
konmuştur. Bu bölge için; gelişmiş turizm kaynaklarının ve
işbirliği yaparak oluşturulan turizm faaliyetlerinin eksikliğinin
yanı sıra önemi vurgulanan başka bir nokta da turizmin
pazarlanmasına yönelik tutundurma, tanıtım faaliyetlerinin
yetersizliği olarak gösterilmiştir. Her ne kadar literatürde,
Doğu Karadeniz turizminin pazarlamasına dair çalışmalar
bulunsa da, tutundurmasını doğrudan hedef alan bir çalışma
bulunmamaktadır.
Bu sebeple, bu bildiri; TR90 Düzey II Bölgesi’nin
turizm imkânlarının tutundurma bileşenleri bakımından
değerlendirilmesi kapsamında, ne tür bir tutundurma
faaliyetinin gerçekleştirilebileceğine dair bir AHS analizi
yapılmasına ilişkindir.
Çalışmada izlenen yol kısaca; web ağı üzerinden Google docs
hizmeti aracılığıyla ilgili paydaşlardan (akademisyenler, İl Kültür
ve Turizm Müdürlükleri, turizm acenteleri ve dernekleri, Bölge
insanı vs.) anketle veri toplama, toplanan verilerin Analitik
Hiyerarşi Süreci (AHS) adlı çok kriterli karar verme (ÇKKV)
mekanizmasını kullanan Expert Choice 11 yazılımı ile analizi ve
sonuç olarak hangi tutundurma karması eleman(lar)ının Doğu
Karadeniz turizmi için ne derece önemli olduğunun yanında
Bölge turizminin pazarlanmasında hangi kriterlerin daha çok
dikkate alınabileceği ile ilgilidir.
Böylece, tutundurma karması elemanları arasında bir ilişki
kurmaya çalışılarak, turizm gelirlerini Bölge bazında etkileyen
temel faktörler arasında nasıl bir öncelik bulunduğu tespit
edilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, Turizm, Tutundurma,
Çok Kriterli Karar Verme, Analitik Hiyerarşi Süreci.
34
3 MAYIS, CUMA
II. OTURUM – “LOJİSTİK”
Başkan: Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ
16.15 – 18.15 ____________(İsmail Kahraman Kültür Merkezi
Büyük Salon)
AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE YENİ MODEL ÖNERİSİ
Mehmet TANYAŞ1, Yavuz GÜNALAY2,
Levent AKSOY3 ve Burak KÜÇÜK4
1
Prof. Dr., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Doç. Dr., Bahçeşehir Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
2
Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
3
Öğr. Gör., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
4
Özet: İnsanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel
kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini
durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen,
etkilenen topluluğun yerel imkân ve kaynaklarını kullanarak
baş edemeyeceği doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylara
Afet denilmektedir. Afet yönetimi, afetlerin önlenmesi
ve zararlarının azaltılması amacıyla, bir afet olayının zarar
azaltma, hazırlıklı olma, olaya müdahale ve iyileştirme
gibi dört ana aşamasında yapılması gereken faaliyetlerin
planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine
edilmesi ve uygulanması için toplumun tüm kurum ve
kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda
kullanımını gerektiren çok aktörlü, çok disiplinli ve çok
kapsamlı ve karmaşık bir yönetim modelidir. Afet lojistiği, acil
durum ve afetlerden etkilenmiş afetzedelere yardım etmek
üzere bilgi, insan ve kaynak lojistiğinin etkin ve verimli bir
şekilde yönetimidir. Lojistik faaliyetler en az operasyon kadar
önemlidir. İnsani yardım lojistiği (humanitarian logistics) terimi
ile eş anlamdadır. Afet ve İnsani Yardım Lojistiği konusunda
çok sayıda yayın bulunmaktadır. Bu bildiride dinamik risk
ölçümüne dayalı olay tabanlı, çok aşamalı hiyerarşik bir afet
lojistik yönetim modeli önerilmektedir. Model; haberleşme,
taşımacılık, depolama, altyapı, enkaz kaldırma, geçici iskan,
dış kuruluşlarla koordinasyon ve personel sağlık hizmetleri
faaliyetlerini kapsamaktadır. Önerilen model İstanbul’un bir
ilçesinde uygulanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Acil Durum Planlaması, Afet Lojistiği,
İnsani Yardım Lojistiği.
35
DOĞU KARADENİZ SANAYİ TİCARET VE LOJİSTİK
MERKEZİ
Muhammet BAMYACI1, Hamit VANLI2 ve Ali Rıza SAKLI3
Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
1
Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
3
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
3
Özet: Son yıllarda Eski Sovyet cumhuriyetlerindeki dışa
açılmalar, ulaştırma altyapısının gelişmesi, doğu ve
güneydoğudaki artan üretim ve ticaret hacmi Doğu Karadeniz
bölgesinin bir HUB (toplama ve dağıtım merkezi) ve
GATEWAY (giriş-çıkış kapısı) olarak incelenmesini zorunlu hale
getirmektedir. Bunun yanı sıra Eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki
üretim altyapısı ve standartları gerek gelişmiş batı ülkelerinin
gerekse İslam Ülkelerinin standartlarıyla uyuşmadığından
Doğu Karadeniz bölgesinin bir yeniden ambalajlama ve
katma değerli işlem merkezi olarak da değerlendirilmesini
gerektirmektedir.
Genellikle sanayi kuruluşlarına ilişkin kümelenmeler “OSB”
(Organize Sanayi Bölgesi), ticarete ilişkin kümelenmeler
“Ticaret Bölgesi” (bu çalışmada ticaretle ilgili tüm kurum ve
kuruluşların içinde yer aldığı bölgeler Organize Ticaret BölgeleriOTB olarak adlandırılmıştır), lojistikle ilgili kümelenmeler ise
her ne kadar Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri olarak
adlandırılmış olsa da bu çalışmada “Organize Lojistik BölgeleriOLB” olarak belirtilmiştir.
Bu çalışmada Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda Doğu
Karadeniz Bölgesinin gelişmekte olan ulaşım altyapısına
paralel olarak sanayi, ticaret ve lojistik imkânlarının güçlü ve
zayıf yönlerinin, fırsat ve tehditlerinin değerlendirilmesi (SWOT
analizi) hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Lojistik, Tedarik Zinciri Yönetimi, Lojistik
Merkez.
RİZE’NİN KALKINMASINDA RİZE(RİPORT)
LİMANININ ROLÜ
Alpaslan ATEŞ1, Soner ESMER2 ve Asım ÇİLLİOĞLU3
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi, Turgut Kıran Denizcilik Yüksekokulu
[email protected]
1
Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, Denizcilik Fakültesi
[email protected]
2
Başkan, Rize Limanı (RİPORT)
[email protected]
3
Özet: Dünyada yük taşımacılığında en ekonomik ve
kullanımı en yaygın olan taşıma türü denizyoludur. Denizyolu
taşımacılığında ülkeler, coğrafik konumlarının yanı sıra liman
alt ve üst yapıları ve yasal mevzuatları ile fark yaratmaktadırlar.
Sanayi bölgelerine yakın veya bu bölgelerle bağlantıları güçlü
36
3 MAYIS, CUMA
olan limanlar bölgesel açıdan ön plana çıkmaktadır.
Aynı coğrafyada hizmet veren farklı ülke limanları arasında
yaşanan rekabette ise ülkelerin siyasi ve ekonomik gücü,
ülkelerin ithal ve ihraç yük kapasiteleri, komşu ülkelerle yapılan
antlaşmalar, limanların ard bölge bağlantıları ve teknolojik alt
ve üst yapıları rekabette ön planda bulunmasının sebeplerini
oluşturmaktadır.
Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan Rize limanı
günümüzde ağırlıklı olarak Bakır, Kömür, Gübre, İnşaat
Malzemeleri ve Kereste gibi sadece bölgesel yüke hizmet
verebilmektedir. Fakat bölgede yapımına başlanan Ovit
tünelinin tamamlanması ile beraber Doğu Anadolu Bölgesi,
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, GAP, İran gibi bölge yüklerinin
elleçlenmesinde de önemli katkısının olacağı aşikârdır.
Ovit tünelinin tamamlanması sonrasında alt ve üst yapısı
tamamlanmış Rize Limanı, Rize ilinin kalkınmasında ana
unsurların başında gelecektir.
Ayrıca; mevcut durumu ile bölgesel ticari yüklere hizmet
verebilen Rize Limanı ticari rıhtımlardan farklı olarak kurvaziyer
gemilerinin yanaşabileceği ilave rıhtımın yapılması durumunda
kurvaziyer gemilerine de hizmet vererek Rize ilinin turizmden
hak ettiği payı alabilmesini sağlayabilecektir.
Bu çalışmada; Rize limanının geçmiş yıllardaki yük verileri ve
bölgede yapımına başlanmış olan projelerde dikkate alınarak
Rize ilinin kalkınmasında ki muhtemel etkileri analiz edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Kurvaziyer Turizm, Liman, Rize, Transit
Yük.
DEĞİŞİM ÇAĞINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR LOJİSTİK
SÜREÇ VE STRATEJİLERİNİN YÖNETİMSEL
BAKIŞ AÇISIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ
VE KÜRESEL LOJİSTİK ÜS VİZYONU
Devrim GÜN
Yrd. Doç. Dr., Nişantaşı Üniversitesi
İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
[email protected]
Özet: Günümüzde tüm işletmeler yoğun rekabet koşullarının
yaşandığı ve işletmelerin çeşitli yöntemlerle birbirinden
farklılaşmaya çalıştığı yeni pazar dinamiklerini içeren ekonomik
bir anlayışı yaşamaktadır. Bilişim teknolojisindeki gelişmeler
ve yeni dijital ekonomi anlayışı tüm dünyada bir paradigma
değişimine neden olmaktadır. Yeni pazarlama paradigması,
küresel rekabette ayakta kalabilmek için daha esnek olabilmeyi,
yeni teknolojiler kullanabilme becerisini ve müşteri istek/
ihtiyaçlarını tam zamanında karşılayabilmeyi gerektirmektedir.
Dünyada benzer ürün/hizmet üretme esnekliği artmıştır. Bunun
sonucunda da rekabette lojistik hizmet sunabilme olanakları
çok daha belirleyici olmaktadır. Dünya ticaretindeki dönüşüm
ve yeni oluşumların etkisi yoğun olarak lojistik sektörü
üzerinde görülmektedir. Tüm sektörlerle birebir ve doğrudan
ilişkisi bulunan lojistik, uluslararası pazarlarda rekabet avantajı
elde edilmesinde kilit rol oynamaktadır. Günümüzde küresel
ticaret hacminin değeri 37 trilyon doları aşarken, küresel
düzeyde yaşanan rekabet işletmeleri, ürün/hizmetlerini daha
hızlı hazırlamaya ve teslim etmeye zorlamaktadır. Türkiye’nin
Doğu ile Batı arasında ticari bir köprü vazifesi görmesi, dünya
pazarlarında ürün hareketliliğinin artması ve ülkelerin artık
sadece komşu ülkeleri değil uzak pazarları da kendilerine hedef
belirlemesi Türkiye’nin lojistik önemine katkıda bulunmaktadır.
Gelişmekte olan 7 önemli pazardan biri olarak nitelendirilen
Türkiye’nin bu gelişiminde etkili olan faktörler arasında;
37
değişen tüketici alışkanlıkları, e-ticaretin büyümesi, kentleşme
ve genç nüfus, hızlı kargo servisleri, Avrupa’nın enerji koridoru
ve terminali olması, liberal ve yeniliklere açık bir yatırım ortamı,
nitelikli ve rekabetçi işgücü gibi faktörler yer almaktadır. Tüm
bu faktörler, Türkiye’nin yakın gelecekte önemli bir lojistik üs
olmasını sağlayacak dinamiklerdir.
Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Lojistik, Lojistik Üs,
Sürdürülebilir Yönetim.
TÜRK PERAKENDE LOJİSTİĞİNDE GELİŞMELER
Onur Dikmenli
Yrd. Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi
Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Farklı formatlarda ve mecralarda küresel gelişimini
sürdürmekte olan perakendecilik sektörü ülkemizde de büyük
bir hızla gelişimine devam etmektedir. Batı’lı yaşam tarzının
benimsenmesi ve ekonomik gelişimin artması sonucunda
Türkiye’de klasik perakendecilikten organize perakendeciliğe
doğru bir geçiş yaşanmaktadır. Gelişmiş ülkelere göre nüfus
artış hızının yüksek seviyelerde olması, kırsal alandan şehirlere
olan göçün devam ediyor olması ile internete erişimin
kolaylaşması sonucunda büyükşehirlerde harcanabilir geliri
olan ama bunu harcamaya vakti olmayan bir kitle oluşmuştur.
Sayıları ve harcamaları giderek artan bu kitlenin ihtiyaçlarının
tatmin edilmesinde klasik perakende işletmeleri yetersiz
kalmaya başlamışlardır. Perakendecilikte yaşanan bu değişime
uyum sağlayarak rekabette öne geçebilmek için yeni arayışlara
giren perakendeci işletmeler, bir rekabet avantajı olarak lojistiği
keşfetmişlerdir. Perakendeci işletmeler lojistik işletmelerinin
daha fazla kendilerine yardımcı olmalarını talep etmeye
başlamışlar, lojistik işletmelerini stratejik iş ortağı olarak kabul
etmek aşamasına gelmişlerdir. Lojistik işletmeleri de, yaşanan
bu değişime uyum sağlayabilmek için salt taşıyıcı olmaktan
vazgeçerek lojistik ile ilgili tüm alanlara dâhil olmak durumunda
kalmışlardır. Lojistiğin bütün süreçlerinde, etkili ve verimli bir
şekilde, yer alabilmek doğru ve gelişmiş teknolojinin yoğun
kullanımını ile mümkün olabilmektedir. Lojistik de sağlanan
kazanımlar taklit edilmesi zor ya da zaman alıcı olmaları
sebebiyle, perakendeci işletmeler için, önemli bir rekabet
avantajı haline gelmişlerdir. Büyük bir potansiyele sahip olan
Türk organize perakendecilik sektöründe faaliyet göstermek
isteyen işletmeler, lojistikteki bu gelişmelere dikkat etmek
durumundadırlar.
Anahtar Kelimeler: Perakendecilik, Lojistik, Perakende Tedarik
Zincirleri, Teknoloji, Gerçek Zamanlı Ürün Takibi.
KARADENİZ HAVZASINDA LOJİSTİK MERKEZ
OLMA YOLUNDA RİZE
Hakan BİRBEN
Uzman, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı
[email protected]
Özet: Doğu Karadeniz Bölgesi Türkiye’nin kuzeydoğusunda
yer alan, benzer özelliklere sahip altı ilden (Artvin, Giresun,
Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon) oluşmaktadır. Kendine
has jeopolitik konumu itibariyle Türkiye’nin önemli bir
bölgesidir. Doğu Karadeniz Havzası; Asya ile Avrupa arasında
doğrudan köprü vazifesi görür konumdadır. Bu özelliği
bölgeye ulaşım ve lojistik noktasında avantajlar sağlamaktadır.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023
vizyonu içerisinde 100 projeden bir tanesi, Rize-Mardin Oto
Yol projesidir. Rize-Mardin Oto Yol projesi, kuzey-güney aksını
38
3 MAYIS, CUMA
oluşturan ve 14 ili (Rize, Erzurum, Bingöl, Muş, Diyarbakır,
Batman, Mardin, Bitlis, Siirt, Şırnak, Iğdır, Ağrı, Van, Hakkâri)
kapsayan bir projedir. Kuzey-güney aksının oluşmasıyla
Güneydoğu Anadolu bölgesinin Karadeniz Limanlarına
daha da yakınlaşması sağlanacaktır. Balkanlara, Avrupa’ya,
Kafkaslara, Orta Asya ve Orta Doğu’ya ulaşılacaktır. Bu
bölgede ki lojistik sektörü, Doğu Karadeniz Havzasıyla
bütünleşmiş olacaktır. Ovit tünelinin bitmesiyle, Güneydoğu
Anadolu’ya en kısa zamanda ulaşılması sağlanacaktır.
Karayolu taşımacılığı açısından bu tünelin bir an önce bitmesi,
lojistik sektörüne zaman ve maliyetler açısından, çok büyük
bir katkı sağlayacaktır. Doğu Karadeniz Bölge Kalkınma
Planında Rize-Ovit tüneli; Rize-İspir-Erzurum-GAP diye revize
edilmiştir. Rize-Mardin Otoyol projesi ile birlikte diğer 4 GAP
kenti (Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Adıyaman) ilave edilerek,
Güney Doğu Anadolu Bölgesi 18 şehir ile Karadeniz Havzasına
bağlanacaktır.
Bu çalışmada, Rize’nin bölgesel ve ulusal yönden lojistik
sektörüne yapacağı katkı ve AB’nin lojistik alanındaki bölgesel
politikaları ortaya koyulmaya çalışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Lojistiğin Önemi, Bölgesel Lojistik,
Uluslararası Lojistik.
II. PARALEL OTURUM – “ÇAY”
Başkan: Prof. Dr. Aziz KARAKAYA
16.15 – 18.15 ____________________(İsmail Kahraman Kültür
Merkezi Büyük Salon)
KALKINMA VE SAĞLIK İLİŞKİSİ KAPSAMINDA ÇAY
TARIMINDA RİSKLER VE ÇAY ÜRETİCİLERİNİN
SAĞLIK SORUNLARI
Leyla KARAOĞLU1, Nazmi BİLİR2, Hale SANDIKÇI3,
Gül DEVRİMSEL4, Mehmet Sabri BALIK5 ve Davut KESKİN6
1
Prof. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Tıp Fakültesi
[email protected]
2
Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi
[email protected]
Arş. Gör., Haseki Eğitim ve Araştırma
Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği
[email protected]
3
6
4
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Tıp Fakültesi
[email protected]
5
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Tıp Fakültesi
[email protected]
Prof. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Tıp Fakültesi
[email protected]
Özet: Sağlıklı insan kalkınmada gerekli sosyal sermaye
unsurlarından biridir. Rize’de halkın yarıdan çoğu çay
üreticisidir. Bu kesitsel araştırmanın amacı Rize kırsal alanında
39
çay tarımında çalışan 18-65 yaş arasındaki kişilerde yaralanma
ve kas iskelet sistemi ağrı sıklıklarını ilişkili faktörlerle birlikte
saptamaktır.
Araştırma kapsamına sekiz farklı köyden, 2011 sezonunda
aktif olarak çay tarımında çalışmış 225 kişi girmiştir. Veriler
yüzyüze görüşülerek toplanmıştır. Veri analizi SPSS 18.0
programı ile yapılmış, analizlerde ki-kare testi kullanılmıştır.
Araştırmaya katılanların yaş ortalaması 39.7±0.8 yıldır.
Kadınların %22.9’u, erkeklerin %4.7’si ilkokulu bitirmemişlerdir
(p<0.05). Kadınların %25’i, erkeklerin % 62’si çay defteri
sahibidir.
Çay tarımında saptanan tehlike ve riskler; Ağır yük taşıma,
itme, çekme, fırlatma, dönme, eğilme, sabit postür, makas
kullanma, tekrarlayan el hareketleri (extansiyon, flexion,
pronasyon), ıslak/ çamurlu zemin, dik yamaçlı arazi, düşme,
çarpma, yağmurda çalışma, kesi, arı/yılan sokmasıdır.
Üreticilerin %39’u hayat boyu en az bir kez yaralanmıştır.
Yaralananların %64.4’ü ayaktan, %10’u hastanede yatarak
tedavi görmüştür. Katılanların %29.3’ü bel fıtığı,%21.8’i eklem
zedelenmesi ya da kırık, %16.9’u boyun fıtığı tanısı almış,
%3.6’sı bel fıtığı,% 2.2’si karpal tunnel ameliyatı geçirmiştir.
Üreticiler aynı anda dokuz farklı vücut bölgesinde ağrısı
tanımlamıştır. Ağrılar kroniktir. Taşınan yük miktarı arttıkça
kronik sırt ve kalça/uyluk ağrıları, toplanan çay miktarı arttıkça
el/el bileği ağrıları artmaktadır (p<0.05). Ağrı ve yaralanmalar
kadınlarda daha sıktır (p<0.05). Üreticilerin risklere ilişkin
bilgisi yetersizdir.
Araştırma, çay tarımının çok sayıda tehlike içeren yüksek riskli
bir işkolu olduğunu, çay üreticilerinde yaralanma ve kas iskelet
sistemi hastalıklarının yaygın olduğunu göstermiştir. Konuyla
ilgili ileri araştırmalar yapılması, üreticilerin sağlığını koruma
ve geliştirmeye yönelik multidisipliner yaklaşımlı sağlık ve
mühendislik programlarının uygulanması önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çay tarımı, Yaralanma, Kas iskelet sistemi,
Ağrı.
TÜRK VE SEYLAN SİYAH ÇAYLARININ KAFEİN
İÇERİĞİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
Burak İPEKCİ1 ve İlkay KOCA2
Yüksek Lisans Öğrencisi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
[email protected]
1
Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi
[email protected]
2
Özet: Siyah çay, ülkemizde çok yaygın tüketilen içeceklerden
biridir. Siyah çay Camellia sinensis bitkisinin körpe yaprak ve
sürgünlerinden üretilmektedir. Çay yaprağı, birçok kimyasal
bileşik içermektedir. Kafein bu bileşiklerden biridir. Kafein
uyarıcı etkiye sahip bir alkaloiddir. Kafein içeriği çayın kalitesini
değerlendirmede önemli bir kalite parametresidir. Kafein, çay
deminin canlılık ve diğer tat karakteristiklerine önemli katkıda
bulunmaktadır. Ancak, aşırı tüketilmesi durumunda özellikle
duyarlı bireylerde sağlık problemlerine yol açabilmektedir.
Siyah çayın kafein içeriği tür, sürgün dönemi, yaprağın yaşı,
iklim, genetik, coğrafik bölge, tarımsal uygulamalar ve işleme
şartları gibi birçok faktörden etkilenmektedir. Bu çalışmada,
Türk ve Seylan siyah çaylarının kafein içeriğinin belirlenmesi
amaçlanmıştır. Kafein içerikleri Yüksek performanslı sıvı
40
3 MAYIS, CUMA
kromatoğrafisi (HPLC) ile belirlenmiş, toplam 24 siyah çay
(12’si Türk, 12’si Seylan çayı) analiz edilmiştir. Kafein içeriği Türk
çaylarında % 1.75 ile 2.67 (kuru maddede), Seylan çaylarında
% 2.55 ile 3.89 (kuru maddede) arasında bulunmuştur. Buna
göre, Seylan siyah çaylarıyla karşılaştırıldığında Türk siyah
çaylarının kafein içeriği daha düşük bulunmuştur.
Anahtar Sözcükler: Kafein, Siyah Çay, HPLC.
RİZE İLİNDE VE DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE ÇAY
BİTKİLERİNDE GÖRÜLEN HASTALIKLAR
Aziz KARAKAYA1 ve Arzu ÇELİK OĞUZ2
Prof. Dr., Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi
[email protected]
1
Arş. Gör., Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi
[email protected]
2
Özet: Çay ülkemizde ve dünyada sevilerek içilen yaygın bir
içecektir. Bütün kültür bitkilerinde olduğu gibi çay bitkisinde
de verimi ve kaliteyi etkileyen hastalıklar bulunmaktadır. Rize
ilindeki en önemli bitki olan çay bitkisinde görülen hastalıklar
konusundaki araştırmalar sınırlıdır. Bu derlemede Rize ilinde
ve Doğu Karadeniz bölgesinde çay bitkisinde gerçekleştirilen
hastalık çalışmaları özetlenmiş ve bu hastalıklar hakkında kısa
bilgiler verilmiştir. Rize ilinde ve Doğu Karadeniz bölgesinde
şimdiye kadar yapılan çalışmalarda çay bitkilerinde hastalık
oluşturan etmenler Guignardia camelliae (Colletotrichum
camelliae), Phyllosticta theae (Phyllosticta theacearum),
Pestalotia
theae
(Pestalotiopsis
theae),
Fusarium
acuminatum, Cercoseptoria theae, Helminthosporium
velitinum, Cercoseptoria theae, Phyllosticta sp., Capnodium
sp., Hypodermopsis theae, Rosellinia sp., Piggotia theae,
Glomerella cingulata (= Colletotrichum gloeosporoides),
Pestalotiopsis natrassii, Pestalotiopsis sp., Botrytis cinerea,
Phomopsis theae, Phoma sp., Fusarium sp. Monochaetia
natrassii, Colletotrichum boninense, Colletotrichum sp.,
Glomerella sp. ve teşhis edilemeyen 4 fungus olarak rapor
edilmiştir. Ayrıca saprofit olarak Cladosporium cladosporoides,
Trichoderma sp., Penicillium sp., Trichothecium sp., fungusları
bulunmuştur. Bu hastalıklar dünyada diğer çay yetiştirilen
bölgelerdeki hastalıklar ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca durum
değerlendirmesi yapılmış ve ileride yapılabilecek çalışmalar
tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Rize, Çay, Camellia Sinensis, Çay
Hastalıkları.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TİCARET, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
VE
VERMİKÜLTÜR SİSTEM İLE ORGANİK GÜBRE
ELDE EDİLMESİ
Hamit VANLI1 ve Selen BEDÜK2
1
2
Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
hamitvanlı@maltepe.edu.tr
Okt., Maltepe Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Günümüzde ‘Sürdürülebilir Ticaret’ ve ‘İklim Değişikliği’
terminolojileri tüm dünyada birbirinden ayrı düşünülemez.
Bu iki olgunun uyumunu sağlamak için gerçek işbirliğine
41
gereken ortamlar hazırlanmaktadır. Muhtemel ticaret ve çevre
anlaşmazlıklarını ortadan kaldırabilmek için ülkelerarası ortak
adımlar atılması üzerine çalışmalar yapılmaktadır.
Ticaretin birçok alanda iklim değişikliği ilmi ile çalıştığı ortak
noktalar olduğunu biliyoruz. Dünya devletleri farklı politikalar
izleyerek bu konuda önlemler almaya çalışmaktadır. Alınan
önlemlerin uluslararası ticaret ve sürdürülebilir çevre üzerinde
inanılmaz etkisi bulunmaktadır. Bunun doğal sonucu çevreye
yönelik yapılacak en küçük bir girişim tüm dünyaya olumlu
yansıyacaktır.
İklim-dostu teknolojileri, ticari hayat içerisinde düşünmek
fevkalade önemlidir. Sürdürülebilir ticareti, tarımda
sürdürülebilir enerji kullanımına indirgediğimizde, Dünya
Ticaret Örgütü(WTO) tarafından karbon salınımı ile mücadeleye
kadar konu edildiğini görmekteyiz. Bugün alternatif tarım
teknolojilerinin organik tarıma yönlendirildiğini bilmekteyiz.
Bu bağlamda ‘Vermikültür Sisteminden’ bahsetmek, böylece
tarım sektörünün ticari aktiviteler içerisinde ne kadar önemli
yere sahip olduğunu bilerek, önerebileceğimiz bir yöntem
olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürdürülebilirlik açısından
sistem ayrıca önem kazanmaktadır. Günümüzden 2023 yılına
yönelik yaptığımız tahminlerde, insan sağlığına olumlu katkıları
yanında Türkiye iç tüketimine ilaveten 300 bin USD olan
organik tarım ürünü ihracatının 2.5 milyar USD olarak %19 luk
artış gösterebileceği üzerinde bu alternatif sistem, devletçe de
desteklenmelidir.
Tarım sektörü, küresel ısınma sürecinde en önemli unsurlardan
biridir. ‘Vermicompost Sistemi’ ile çay ve diğer bitki atıklarını
kullanarak organik gübre üretimi sayesinde toprağın
humusce zenginleştirilmesi, yapısının iyileştirilmesi, su tutma
kapasitesinin artırılması, sera gazı etkisinin azaltılması ve
gerçek bir geri dönüşümün sağlanması açısından hayati
öneme sahiptir. Türkiye, ülke olarak bu sürece girer ve gerekli
edinimi sağlarsa bir taraftan tarımsal aktiviteler sonucu oluşan
karbon salınımını minimize ederken diğer taraftan organik
tarım kültürünü de geliştirecektir.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Ticaret, Çevre, Organik
Tarım, Organik Gübre.
KAFEİNSİZ ÇAY ÜRETİMİ
İlkay KOCA¹ ve Şeyda BOSTANCI²
¹Doç. Dr., Samsun 19 Mayıs Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi
[email protected]
²Doktora Öğrencisi, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
[email protected]
Özet: Çay dünyada yaygın tüketilen içeceklerdendir. Çayın
uyarıcı etkisi pürin bazlarından (kafein, teobromin ve teofilin)
kaynaklanmaktadır. Kafein çayda % 2-5 oranında olup en
fazla bulunan alkaloiddir. Normal olarak 1 g yeşil çay 3550 mg kafein içerir. Yetişkinlerde günlük 300 miligramın
altındaki kafein tüketimi sağlığa zararlı değildir. Günde 500
miligramın üzerinde tüketildiğinde hassas kişilerde, merkezi
sinir sisteminin aşırı uyarılmasına, aritmi, gastrointestinal
bozukluklara, anksiyete, titreme, halüsinasyon, sinirlilik, ateş
basması, iştah kaybı, halsizlik, çarpıntı ve baş dönmesine
yol açar. Ayrıca, kan basıncının artmasına ve uykusuzluğa da
neden olur. Kafein çocuklar ve hamilelerde yavaş metabolize
edilir. Bu nedenle kafein içermeyen veya kafeini azaltılmış
çay üretimine ihtiyaç vardır. Çay işlemede, çayın kafein
içeriğinin uzaklaştırılmasına veya önemli ölçüde azaltılmasına
dekafeinizasyon denilir. Bugüne kadar, dekafeinizasyon
42
3 MAYIS, CUMA
amacıyla birçok teknik kullanılmıştır. Çayın kafein içeriği genel
olarak 4 farklı yaklaşımla azaltılabilmektedir. Bunlar geleneksel
ıslah, kimyasal işlemler, mikrobiyal parçalama ve genetik
mühendisliği yaklaşımlarıdır. Bu derlemede, bazı teknikler
kullanılarak kafeinin uzaklaştırılması üzerinde durulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Çay, Kafein, Dekafeinizasyon.
ÇAY ÜRETİCİSİNE EK GELİR OLARAK MAVİYEMİŞ
YETİŞTİRİCİLİĞİ
Mustafa AKBULUT1, Yusuf ŞAVŞATLI2 ve Hüseyin BAYKAL3
1
Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi
[email protected]
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi
[email protected]
2
3
Öğr. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi
[email protected]
Özet: Rize ili Ülkemizde Çay tarımının çok büyük bir kısmını
karşılayan önemli bir ilimizdir. Çay yöre halkı açısından en
önemli ve vazgeçilmez üründür. Maviyemiş ise yörede yerel
olarak Likapa vb. isimlerle doğal olarak bulunan ve son yıllarda
kültür çeşitleri ile bahçeler kurulan bir meyve türüdür. Çay
üretiminin dönemlik oluşu kimi dönemlerde işgücünün etkili
kullanılmamasına neden olmaktadır. Bu kapsamda maviyemiş
bitkisi meyve, yaprak vb. kullanım şekli ve üretimi açısından
farklılıklara sahiptir. Bu çalışmada, çay üreticisine ek gelir
getirici bir ürün olarak maviyemiş yetiştiriciliğinin uygunluğu
değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Çay, Maviyemiş, Rize, Ek Gelir.
DÜNYA ÜLKELERİ İLE TÜRKİYE’NİN ÇAY
ÜRETİMİNİN
İSTATİSTİKLERLE İNCELENMESİ
Günseli KURT1 ve Hazan Kübra HACIOĞLU2
Yrd. Doç. Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Fen-Ed. Fakültesi
[email protected]
1
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen-Ed. Fakültesi
[email protected]
2
Özet: Bu çalışmada; Dünya’da çay üretim ve ticareti yapan
ülkelerin ve Türkiye’nin aralarında var olan benzerlik ya da
farklılıkların ve birbirlerine göre durumlarının ortaya konulması
amaçlanmıştır.
Çay üretemeyen ya da üretici olduğu halde talebi karşılayamayan
ülkelerin çay ithalatı yoluna gitmesi, çayın ticari ve ekonomik
açıdan daha da değerlenmesine yol açmıştır. Bu çalışmada,
Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization
(FAO)) ile Uluslararası Ticaret Merkezi (International Trade
Center (ITC)) internet sitelerinden, çay üretim ve ticareti yapan
43
ülke istatistikleri elde edilerek derlenmiştir. Çay üretimi ve
ticaretinde önemli olduğu düşünülen değişkenler kullanılarak
değerlendirmeler yapılmıştır. Bu çalışmada, ayrıca, çok
değişkenli istatistiksel analiz tekniklerinden kümeleme analizi
yardımıyla, ülke kümelerini belirlemek ve Türkiye’nin hangi
ülkelerle aynı kümelerde yer aldığını saptamak amaçlanmıştır.
Dünyada çay tarım ve üretiminin büyük kısmı, en büyük
tüketici konumunda olan Asya ülkelerinde yapılmaktadır.
Son yıllarda Afrika kıtasındaki çay üretim ve ticaretindeki artış
dikkat çekmektedir.
Çay ihracat ve ithalat miktar ve değeri, tarım alanı büyüklüğü,
üretim miktarı değişkenleri v.d.’leri kullanılarak yapılan
istatistiksel analizlerde, Çin, Hindistan, Kenya, Türkiye, Rusya
ve Sri Lanka’nın diğer ülkelerden ve birbirlerinden değişkenler
açısından farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Türkiye’nin çay
üretim ve ticaret istatistikleri zamana göre incelendiğinde
önemli değişiklikler olduğunu görülmüştür.
Anahtar kelimeler: İstatistik, Çok Değişkenli İstatistik, FAO,
ITC, Dünya Çay Üreticileri.
44
3 MAYIS, CUMA
45
III. OTURUM – “ÇAY”
Başkan: Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN
09.00 – 11.00 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi Sosyal Tesisleri)
TÜRKİYE ÇAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİN SORUNLARI VE
ÖNCELİKLERİ
Muharrem ÖZCAN1 ve Emine YAZICIOĞLU2
1
2
Prof. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Ziraat Fakültesi
[email protected]
Arş. Gör., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi
[email protected]
Özet: Türkiye, sahip olduğu genetik kaynakları ve ekolojik
zenginlikleriyle dünya genelinde önemli ve çok farklı bir
konuma sahiptir. Sahip olunan bu zenginlik gereği gibi
kullanıldığında ülkemizin tarımsal yönden değeri daha da
artmaktadır. Ülkemiz, dünya çay ekolojik alanlarına ilişkin
sınırlar içinde olmamasına karşın, küçük bir mikroklima alanda
kaliteli bir şekilde çay üretebilen, üretilen çayı işleyebilen ve ülke
tüketiminin üzerinde üretim yapabilen bir ülke konumundadır.
Çay, Rize ilinin topoğrafik yapısına ve yağış rejimine en uygun
bitkidir. Bu yörede çay, sosyo-ekonomik yapının en önemli
faktörüdür. Rize halkının refah seviyesinin yükseltilebilmesi,
yaşam kalitesinin arttırılabilmesi ve göçün önlenebilmesi için
çay yetiştiriciliğinin, çay işleme sanayisinin ve pazarlama
sektörünün sorunlarının kısa ve uzun vadeli olarak çözülerek
sektöre günümüz koşullarına uygun dinamizmin kazandırılması
gerekmektedir. Rize tarımı için genel olarak “çay yetiştiriciliğinin
alternatifi daha kaliteli çay yetiştiriciliği” olarak değerlendirme
yapılmalıdır. Çay sektörünün merkezi konumunda olan Rize
yöresindeki gelişmeler, aynı zamanda ülke ekonomisi ve
halkımız için de önemli bir değer taşımaktadır.
Anahtar Sözcükler: Çay Tarımı, Rize, Çay Alanları, Çayın
Ekonomisi, Ekoloji.
TÜRK ÇAYINDAKİ GENETİK VARYASYONUN
MOLEKÜLER YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI
Cemal SANDALLI
Doç, Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Fen-Ed. Fakültesi
[email protected]
Özet: Çay bitkisi botanikte Angiospermea (çiçek açanlar)
bölümünden; Dicotyledonea (çift çenekliler) sınıfından ve
Theaceae ya da Camellia familyasındandır. Genellikle kabul
edilen çay bitkisinin adı Camellia sinensis (L.) O. Kuntze’dir.
Çay bitkisinin, morfolojik farklılıklar gösteren Çin, Assam ve
Kamboçya olmak üzere üç çeşide (varyeteye) ayrılmaktadır.
Ülkemizde etkili bir biçimde çay tarımı 1937 yılında
başlatılmıştır. Alınan çay çeşitleri, ağırlıklı olarak Çin çeşitleri
olmak üzere, Çin x Hint (Assam) melezidir. Fakat üretim
devamlı olarak generatif yolla (tohumla) yapıldığından, sürekli
açılımlar meydana gelmiş ve gelmektedir. Bu sebeple, çay gen
kaynaklarının belirlenmesi için moleküler markır tekniklerinden
46
4 MAYIS, CUMARTESİ
ISSR markırları kullanılmıştır. ISSR, birbirine ters yönlü ve yakın
olan mikrosatellit bölgelerin çoğaltımı esasına dayanan bir
tekniktir. ISSR, filogenetik çalışmalar, genetik varyasyonun
belirlenmesi, çeşit tanımlamaları ve gen kaynakları arasındaki
ilişkinin ortaya konmasında sıklıkla kullanılan ucuz ve hızlı bir
tekniktir.
Günümüze kadar yapılan Türk çay varyetelerinin
araştırılmasında RAPD (Beriş ve ark., 2005) ve AFLP (Kafkas ve
ark., 2009) teknikleri kullanılarak Rize Çay ve Bahçe Kültürleri
Araştırma Enstitüsü tarafından belirlenmiş çay genotipleri
araştırılmıştır. Çalışmamızda ISSR tekniği kullanılarak, Enstitü
tarafından belirlenmiş genotipler ile çay tarımı alanlarından
alınmış örnekler birlikte değerlendirilmiştir. Böylece elde
bulunan klon çaylar ile açılımın derecesi de belirlenmiş
olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Camellia Sinensis, ISSR, Moleküler
Yöntem.
ORGANİK TARIM KÜMELENMESİ VE ÇAY
SEKTÖRÜNDE BÖLGESEL REKABET ANALİZİ
Sadettin GÜLTEKİN
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Fındıklı Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Küresel gelişmeler nedeniyle, her sektörde rekabet ön
plana çıkmaktadır. Gelişen rekabet ortamında, sektörlerin ve
özellikle sektörü oluşturan ve küresel rekabet ile karşılaşan
işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri gelişen rekabet
ortamına uyum sağlamaları ile mümkündür.
Ülkelerin rekabet güçlerinin belirleyicisi sektörel rekabet
gücüdür. Bu nedenle, Rize ili başta olmak üzere Doğu
Karadeniz bölgesinin, bölgesel kalkınmasında ve özellikle
istihdamında önemli bir payı olan Çay sektörünün, tarımından
ticaretine kadar, katma değer yaratan her aşamasında,
bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak rekabet gücü açısından
incelenmesi gerekmektedir.
Ancak, rekabet analizinin yapılması tek başına yeterli
olmamakta, sektörün sorunlarına uygulanabilir çözümler
sunamamaktadır. Günümüzde, pek çok ülkede uygulanan
bir rekabet aracı olan “kümelenme” yaklaşımının çay
sektörüne uygulanması ve yaş çay yaprağı üretiminden nihai
tüketiciye kadar olan üretim-tüketim zinciri boyunca, etkinlik
artırıcı ve dolayısıyla maliyet azaltıcı önlemlerin de alınması
gerekmektedir.
Bu nedenle; çay sektörü için gelecek yıllarda hayati önem
taşıyan “organik tarım” konseptinin kümelenme yaklaşımı
ile örtüştürülerek birlikte ele alınması ve incelenmesi
gerekmektedir. Bu nedenle, yapılması planlanan çalışma,
bölgesel rekabet analizleri yoluyla, bölgenin organik
tarım potansiyelinin değerlendirilmesi ve bu potansiyelin
kümelenme yaklaşımı çerçevesinde sürdürülebilirliğinin
ortaya konulmasına yöneliktir. Yapılan çalışma ayrıca bölgesel
kümelenme yol haritasının çıkarılmasına da katkı sağlayacak,
gelecekte yapılması planlanan büyük çaplı uygulama
projelerine de bilimsel temel oluşturacaktır.
Anahtar Sözcükler: Organik Tarım Kümelenmesi, Rekabet
Analizi, Değer Zinciri, Kümelenme Yol Haritası.
47
ÇAY SEKTÖRÜNDE ÜNİVERSİTE-SANAYİ
İŞBİRLİĞİ:
MEVCUT DURUM ve GELECEK İÇİN ÖNERİLER
İlker Murat AR1 ve Fatih ÖZDEMİR2
Yrd. Doç. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
1
Koordinatör, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı
[email protected]
2
Özet: Üniversite-Sanayi İşbirliği (ÜSİ) günümüzde ulusal ve
bölgesel kalkınmanın önemli unsurlarından biri haline gelmiştir.
Özellikle sanayinin Ar-Ge yapma olanağının sınırlı olduğu
gelişmekte olan ülkelerde ÜSİ; ulusal ekonomiye rekabetçi
üstünlükler kazandıran, bölgesel gelişmeyi teşvik eden ve
yenilik yeteneğinin geliştirilmesine olanak sağlayan önemli
bir unsurdur. Ayrıca ekonomiye dinamizm kazandırarak
ekonominin girişimcilik ve rekabet potansiyelini artırmak da
üniversite ve sanayinin işbirliğinden geçmektedir. Bu nedenle
özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ÜSİ’ye büyük
önem verilmekte ve uygun işbirliği ortamının oluşturulması
noktasında çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Bu açıdan
bakıldığından ÜSİ, Rize ilinin ekonomik yapısında önemli
bir yere sahip olan çay sektörünün gelişimi açısından da
dikkatle incelenmesi gereken bir konudur. Çay sektöründeki
ÜSİ çalışmalarının mevcut durumunu ortaya koyarak gelecek
için önerilerde bulunmayı amaçlayan bu çalışma kapsamında
ilk olarak ÜSİ hakkında teorik bilgiler verilmiştir. Ardından
geçmişten günümüze çay sektöründe gerçekleştirilen ÜSİ
uygulamaları incelenmiş ve son bölümde ise gerçekleştirilecek
yeni uygulamalar konusunda önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Çay Sektörü, Üniversite-Sanayi İşbirliği.
RİZE İLİ BAHÇE BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE
ÇAY TARIMININ YERİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ
Hamdi ZENGİNBAL
Yrd. Doç. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Bolu Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Türkiye 24,5 milyon ton sebze ve 17,7 milyon ton
meyve üretimiyle bahçe bitkileri yetiştiriciliği yönünden önemli
bir ülke konumundadır. Bu üretim içinde Rize ili toplam 1651
ton sebze üretimiyle %0,006; toplam 973013 ton meyve
üretimiyle %5.49’luk bir paya sahiptir. Rize ilinin meyve
yetiştiriciliği yönünden mevcut durumu incelendiğinde, %
98,7 payla en önemli ürünü çay oluşturmakta ve Türkiye çay
üretiminin %78’i karşılanmaktadır.
Rize ili mikro iklim yapısına sahip olmasından dolayı birçok
meyve türü rahatlıkla yetiştirilebilmektedir. İlde ana ürünün
çay olması, diğer meyve türleri yetiştiriciliğini engellemiştir.
Çay tarımındaki çeşitli sorunlardan sonra, çaya alternatif
ürün arayışlarını gündeme getirmiştir. Ülkemizde çay
yetiştiriciliğinin Doğu Karadeniz bölgesi dışında yapılabilmesi
mümkün değildir. Rize gibi çaya en uygun ekolojinin olduğu
alanlarda, çayın alternatifi daha kaliteli çay yetiştiriciliği
olmalıdır. Bu amaçla çay tarımının yetiştiricilik, işleme ve
pazarlama organizasyonlarıyla ilgili sorunlarının çözümüne
yönelik projeler acilen yapılmalıdır. Bu çalışmamızda Rize
ili bahçe bitkileri potansiyeli değerlendirilerek çay tarımının
ülkemizdeki yeri, sorunları ve çözüm önerileri konusunda
bilgiler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Rize, Bahçe Bitkileri, Çay.ÇAYIN
48
4 MAYIS, CUMARTESİ
DÜNYADA İÇİME HAZIRLAMA TEKNİKLERİ VE
“MESH” ÇUBUK ÇAY
Hamit VANLI¹ ve Saadet ÇALIŞKAN CİĞER²
¹Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
²Ürün Müdürü, ENPA
[email protected]
Özet: Çay, tüm dünyada tüketilen bir içecek maddesidir.
İçerdiği antioksidanlar nedeniyle şifalı bitkiler grubunda yer
almaktadır. Sade, limonlu, naneli, bergamotlu öncelikli olmak
üzere çeşitli baharat ilaveleri ile konsantre, buzlu, kafeinsiz,
meyveli veya bitki aromaları ilave edilerek çok farklı şekillerde
içilebilmektedir.
Çay, pek çok ülkenin kültürü içinde yer almıştır. İngiltere’de
beş çayı, Japonya’da çay seremonisi bu ülke kültürlerinin
önemli bir parçası haline gelmiştir.
İçime hazırlama, başlangıçta Ortodoks imalat ve buna bağlı
semaver, demlik, çaydanlık kullanılarak geleneksel demleme
teknikleri ile sınırlı idi. Sanayileşmeye paralel olarak CTC,
kesme gibi yeni imalat sistemleri geliştirilerek tüketici istekleri
doğrultusunda hızlı dem veren poşet, demlik poşet, kaşık ve
çubuk ambalajlı çeşitlerini pazarda görmekteyiz. Bu süreçte
pazar değişimine adapte olamayan Gürcistan ve Azerbaycan
gibi ülkelerde üretim süratle azalmıştır. Güney Hindistan ise
tüketicilerin talepleri doğrultusunda 1990 yılından beri değişik
ürünler geliştirmekte, fabrika üretim yapısı ve makine parklarını
yeniden dizayn etmektedir.
Şehirleşmenin artması, insanların daha sık seyahat etmeleri
ve zamanı daha verimli kullanma istekleri, pratik içim özelliği
olan ürünlere talebi artırmaktadır. Bu doğrultuda bu sene
içerisinde, Amerikalı uluslararası kahve zinciri, mevcut bir çay
tüketim zincirini 620 milyon dolar karşılığında satın almıştır.
Pazardaki bu değişimlere paralel olarak, “Mesh” çubuk çay
projesinde ambalaj çeşidi, çubukta delik sayısı, homojen dem
verme miktarı, demleme zamanı, kokusu, rengi, tadı esas
alınarak ARGE çalışması uzun bir zaman içinde yapılmıştır. Kaşık
kullanımı kaldırılmış, sanayide esas olacak çok fonksiyonlu
makine imalatı ilk defa gerçekleştirilmiş ve üretime geçilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çay, Demleme Teknikleri, Şehirleşme,
Pratik Ürünler, Çubuk Çay.
ÇAYDA AMBALAJIN ÖNEMİ
Hamit VANLI1 ve Devrim Pınar DİNÇER2
Yrd. Doç. Dr., Maltepe, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
1
Yönetim Kurulu Üyesi, Uluslararası Ticaret Danışmanları ve
Eğitmenleri Derneği, [email protected]
2
Özet: Ambalaj tüm ürünlerde olduğu gibi çayın da mütemmim
cüzü, ayrılmaz tamamlayıcı en önemli parçasıdır. Ambalajın
tamamlayıcılığını 2 temel açıdan ele almak ve çay ambalaj
seçimini bu şekilde yapmak gerekir.
Ambalajın birincil işlevi, çayın fiziksel ve kimyasal özelliklerini
fabrikadan, depolara, raflardan tüketicin çayı tüketene kadar
geçen tüm süreçte korumasıdır. Fiziksel açıdan çay ambalajının
depolarda, raflarda kötü depolama ve istifleme şartlarında
49
patlamaması, dökülmemesi saçılmaması gerekmektedir.
Kimyasal açıdan ise ambalajın önemi daha büyüktür. Nem,
oksijen, ortam kokuları ve ışık, çayın kimyasal değişimine,
çayın tat, aroma, koku ve lezzetini kaybetmesine ve /veya
bayatlamasına neden olur. Siyah çayda nem miktarının %6’yı
geçmemesi çok önemlidir. Raf ömrü 2 yıl gibi uzun süresi olan
çayı; nem, oksijen, ortam kokuları ve ışıktan korunması için iç
ya da dış ambalaj malzemesinin alüminyum folyo ve koruyucu
film tabakaları içermesi ya da teneke olması gerekmektedir.
Alüminyum folyo ve koruyucu film tabakaları içeren esnek
malzemelerin ya da poşetlerin ısıl olarak kapatılması çayı tam
olarak koruma altına alır.
Ambalajın ikinci işlevi ise pazarlamadır. Çayınızın imajını,
markanın mesajını tüketiciye ilk ileten satışçı çayın ambalajıdır.
Çayın hedef pazara sunulurken ambalajının da hedef kitlesinin
ihtiyaç, beklenti ve satın alma alışkanlıklarına göre tasarlanması
gerekmektedir. Çevre duyarlılığı olan bir kitleye sunulan
ambalaj ile albenisi yüksek hediye çay olarak sunulacak
ambalajın farklı olması uygun olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Çay Ambalajı, Bariyerli Ambalaj.
III. PARALEL OTURUM – “TURİZM”
Başkan: Doç. Dr. Yavuz GÜNALAY
09.00 – 11.00 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon)
ÖĞRETMEN ADAYLARININ “TURİST” KAVRAMINA
YÖNELİK ALGILARI VE DOĞU KARADENİZ
BÖLÜMÜNDE TURİZMİN GELİŞTİRİLMESİNE
YÖNELİK GÖRÜŞLERİ
Yılmaz GEÇİT1 ve Numan BULUT2
Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
[email protected]
1
Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Eğitim Fakültesi, numan.bulut@
erdogan.edu.tr
2
Özet: Turizm kısaca, “boş zamanını geçirmek için ya da
rekreasyon amacıyla seyahat eden kimselerin yolculukları
ve geçici süreyle konaklamaları sonucu ortaya çıkan olaylar
ve ilişkiler bütünüdür” şeklindeki tanımlanmaktadır. Bu
turizm faaliyetlerine katılan bireylere ise turist denilmektedir.
Bu çalışmada Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim
Fakültesinde öğrenim gören öğretmen adaylarından
100’ünün turist kavramına yönelik algıları ve yörede turizmin
geliştirilmesi için öncelik verilmesi gereken çalışmalara
yönelik görüşleri ele alınmıştır. Böylece ülkelerin ekonomik
kalkınmasında oldukça önem taşıyan ve bacasız sanayi
olarak nitelendirilen turizm faaliyetlerine katılan turistlerin,
öğretmen adaylarının zihinlerindeki algısı metafor tekniği ile
ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla Turist………gibidir
veya benzer. Çünkü……………..şeklinde yarı yapılandırılmış
bir form oluşturularak öğretmen adaylarına sunulmuştur.
Bu formu dolduran 100 öğretmen adayı 67 geçerli metafor
oluşturmuştur. Bu metaforların açıklamaları esas alınarak
bunlar toplam 4 kategori altında sınıflandırılmıştır. Bu
50
4 MAYIS, CUMARTESİ
kategoriler sırasıyla ekonomik unsur olarak turist (para, banka,
ayaklı dolar, baba, hazine vb.), klasik boyutuyla turist (seyyah,
gezgin, coğrafyacı, göçebe vb.), kültürel etkileşim boyutuyla
turist (arı, mozaik, köprü vb.) ve reklam boyutuyla turist (kitap,
tanıtım aracı) kategorileridir. Öte yandan öğretmen adaylarının
%31’i yörede turizmin geliştirilmesi için öncelikli olarak doğa,
%24’ü yayla, %11’i dağ, %10’u rafting, %6’sı kış, %5’i ise deniz
turizminin geliştirilmesi gerektiğini düşünürken, %13 gibi önemli
bir oran ise belgesel ve tanıtıma öncelik verilmesi gerektiğini
ifade etmiştir. Özellikle yörenin tanıtılmasının önemine vurgu
yapan tespit oldukça dikkat çekicidir. Çünkü son dönemlerde
Arap turistlerin yöreye yönelik ilgileri de düşünülerek, daha
etkin bir reklam kampanyasının yapılması, yöreyi tanıtıcı
videolarla Arap ülkelerinde etkin bir çalışmanın yürütülmesi
yörenin kısıtlı olan ekonomik potansiyelini canlandırmaya
yönelik önemli katkılar sağlayabileceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Öğretmen Adaylarının Görüşleri, Turizm,
Turist, Metafor.
KIRSAL TURİZM KAPSAMINDA ÇİFTLİK TURİZMİ
VE RİZE İLİNDE UYGULANABİLİRLİĞİ
Sibel SÜ ERÖZ1 ve Mesut BOZKURT2
Yrd. Doç. Dr., Kırklareli Üniversitesi, Turizm Fakültesi
[email protected]
Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Gelibolu Piri Reis MYO
[email protected]
2
Özet: Son yıllarda gerek dünyada gerekse ülkemizdeki
turizm eğilimlerine bakıldığında seyahat edenlerin turizmden
beklentilerinin değişim göstermekte olduğu görülmektedir.
Endüstrileşmenin getirdiği yaşam biçimi, gittikçe artan
çevre kirliliği, hızla gelişen teknoloji vb. unsurlar insanları
kalabalık ve alışılmış turizm merkezlerinden uzaklaştırarak
doğayı yeniden keşfetmeye yöneltmekte bununla birlikte
alternatif turizm türlerinden olan kırsal turizm uygulamaları
gittikçe önem kazanmaktadır. Çiftlik turizmi de sanayileşmiş
şehirlerde-ülkelerde yaşayan insanlara rahatlama, doğayla
baş başa olma imkanı sağlamaktadır (Yılmaz, 2008: 111).
Rize de sahip olduğu eko sistem ile oldukça önemli bir turizm
destinasyonudur. Bu bağlamda; çalışmanın ana konusunu da
kırsal turizm uygulamalarından biri olan çiftlik turizminin Rize
ilindeki uygulanabilirliği oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kırsal Turizm, Çiftlik Turizmi.
KARADENİZ BÖLGESİ TURİZM PAZARLAMASI
İÇERİSİNDE
KONGRE TURİZMİNİN YERİ
Esra KESKİN1, Rıdvan KESKİN2 ve Mehmet ATDINKAL3
Yrd. Doç. Dr., Hitit Üniversitesi, Fen-Ed. Fakültesi
[email protected]
1
2
Öğr. Gör. Dr., Hitit Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
51
Okt., Hitit Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu
[email protected]
3
Özet: Türkiye’nin kuzeyinde yer alan ve coğrafi olarak Sakarya
Ovası’nın doğusundan Gürcistan sınırına kadar uzanan alanı
kapsayan Karadeniz Bölgesi ismini kıyılarının bulunduğu
Karadeniz’den almıştır. Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesi
içerisinde, 122.121 km yüzölçümü ile üçüncü büyük bölgesi
olan Karadeniz Bölgesi, diğer bölgelere göre farklı iklim,
doğa, tarih ve kültürel özellikleri ile turizm açısından büyük
bir potansiyele sahiptir. Karadeniz Bölgesi’nin sahip olduğu
bu özellikleri kapsayan bir turizm pazarlama stratejisinin
oluşturulması, bölgenin ekonomik ve sosyal gelişiminin
hızlanmasını ve rekabet gücünün artmasını sağlayacaktır.
Bu makale kapsamında, Karadeniz Bölgesi temel alınarak
istatistik verilerden yola çıkılarak, kongre turizmi ele alınacak,
bu turizm türünün diğer turizm alanlarına katkıları üzerinde
durulacaktır. Türkiye Turizm stratejisi içerisinde, Karadeniz
Bölgesi’nin turizm pazar payının artırılmasına yönelik olarak
yapılacak çalışmalara ilişkin öneriler getirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Karadeniz Bölgesi, Turizm, Turizm
Pazarlaması, Kongre Turizmi.
HALKLA İLİŞKİLER AÇISINDAN KÜLTÜREL
TURİZM MODELİ VE RİZE ÖRNEĞİ
Mustafa AYDEMİR
Arş. Gör., Ege Üniversitesi, İletişim Fakültesi
[email protected]
Özet: Bu çalışmada turizm kavramının kültürel bir pazarlama
unsuru olarak nasıl yorumlanması gerektiği ele alınmaktadır.
Türkiye’de turizm faaliyetlerinin temeline bakıldığında
konaklama temelinde bir eğilim görülmektedir. Kısa süreli
gerçekleşen turistik geziler kısa süreli zihinlerde kalmaktadır.
Turizmin geliştirilmesinde sadece turistik tesislerin basın ve
internet ortamında yaptıkları çalışmalar yeterli olmamaktadır.
Bu konuda bölgenin niteliklerinin ulusal ve uluslararası ölçekte
nasıl gerçekleşmesi gerektiği konusunda yeterli projeler
üretilmemektedir. Rize’de yaşayan kişilerin yerel yönetimler
ve sivil toplum kuruluşlarını da siyasal erkin de katılımıyla nasıl
şekillendirilebileceği konusunda yeni bir pazarlama modeli
sunulmaktadır. Bu modele göre kültürel üretim biçimlerinin
gıda ve sosyal çevre şartlarının nasıl bir değişime ihtiyaç
duyduğu yine bu konunun teknik ve kuramsal yöntemlerle
nasıl şekillendirilebileceği konusu ele alınmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Rekreasyon, Bilinçaltı, Örgüt Kuramı,
Eşgüdüm.
RİZE İLİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR
TURİZM MİMARİSİNİN EKOTURİZM İLE
İLİŞKİLENDİRİLMESİ VE BÖLGE KALKINMASINA
ETKİLERİ
Hande Gül KANCA1, Sevda KANCA2 ve Elif SİS ATABAY 3
52
1
Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi
Arsin Meslek Yüksekokulu
[email protected]
2
Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi
Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu
[email protected]
4 MAYIS, CUMARTESİ
3
Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi
Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Küresel ölçekli bir problem olarak yapılaşma, gelişmiş
ve gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilirlik ilkeleri göz önüne
alınarak, tasarım aşamasından itibaren ele alınmaktadır. Bu
bağlamda Türkiye, doğal miras zenginliği olan bir dünya ülkesi
olmanın yanı sıra, gelişmekte olan bir ülke olarak, hızla kentsel
dönüşüm evrelerinden geçmektedir. Revizyon çalışmaları
sonunda ise siluet değiştiren kentlerin, turizm imkanları ile ülke
ekonomisine katkıda bulunması, gelir kaynağı oluşturması,
kentler için önem arz etmektedir.
Karadeniz Bölgesinde ise doğal zenginlikleri ve jeotermal
kaynağa sahip Rize ilinde, ekolojik sisteme zarar vermeyen,
gelecek nesillere devamlılığı olan turizm mimarisine yapılacak
yatırımlar, ülke tanıtımına fayda olmanın yanı sıra, turizm gelir
grubunu genişletecektir.
Bu çalışma Rize ilinin turizm potansiyeli ve doğal kaynak
zenginliği göz önüne alınarak, ekolojik turizm mimarisinin
bölgeye katkısını incelemektedir. Bu amaçla çalışmada;
ekolojik turizm ve sürdürülebilir turizm kavramları tanımlanmış,
her iki turizm türünün genel özelliklerinden geliştirilmiş turizm
mimarilerine değinilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Turizm Mimarisi, Sürdürülebilir Turizm,
Eko-Turizm, Rize.
IV. OTURUM – “ÇAY”
Başkan: Prof. Dr. Alaattin KIZILTAN
11.15 – 13.15 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi Sosyal Tesisleri)
RİZE YÖRESİNDE ÇAY TARIMINDA GÜBRELEME
SORUNLARI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇAY TARIMI
İÇİN YENİ STRATEJİLER
Turan YÜKSEK1, Filiz YÜKSEK2 ve Ercan SÜTLÜ3
Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Pazar Meslek Yüksekokulu
[email protected]
1
Orm. Yük. Müh., Rize, Pazar Orman İşletme Müdürlüğü
[email protected]
2
Orm. Yük. Müh., WWF, Doğal Hayatı Koruma Derneği
[email protected]
3
Özet: Rize yöresinde çay tarımıyla geçen yetmiş beş yıllık
sürede çaylık alanlarda, üretici sayısında, üretim şeklinde
ve çayın gübrelenmesinde pek çok değişimler yaşanmıştır.
Yaşanan değişimlerin bir bölümü pozitif yönde etki ederken;
diğer bir bölümü ise negatif yönde etki etmiştir. Negatif
yönde etki eden unsurların başında çayın doğru şekilde nasıl
gübreleneceği hususudur. Bu çalışmanın amacı çay tarımında
gübreleme sorunlarının belirlenmesi ve sürdürülebilir çay
tarımı için yeni stratejilerin ortaya konulmasıdır. Bu amaçla çay
tarımında gübreleme şekli ve kullanılan gübre çeşitleri ile ilgili
bilgiler araştırılmış, çay üreticilerine çayın gübrelenmesi ile ilgili
53
soruların bulunduğu anketler uygulanmış ve elde edilen veriler
analiz edilerek değerlendirilmiştir. Çalışma sonucu elde edilen
bazı sonuçlar özetle şöyledir. Çay tarım alanlarında geniş
anlamda suni gübre uygulamasına 1974 yılında rastlanmıştır.
Aynı yıl, çay bahçelerinde 60 974 ton suni gübre kullanılmıştır.
Bu dönemde satılan gübrelerin % 94’ü amonyum sülfat,
geri kalan kısmı ise amonyum nitrat gübresi niteliğindedir.
Anket çalışmalarında çay üreticilerinin %90’nı dönüme 100
kg yapay gübre verdiklerini ifade etmişlerdir. Aynı dönemin
piyasa rakamlarına çay üreticilerinin gübreye harcadıkları para
8-15 milyon Türk lirasıdır. 2010-2011 Yılları arasında Fırtına
vadisinde yapılan çay alanlarına uygulanan gübrenin yıkanması
konulu araştırmada çay tarımına uygulanan gübrelerin %
28-40 arasında yıkandığı belirlenmiştir. Yıkanan gübrenin
2010 koşullarındaki piyasa değeri 3.2- 4.6 milyon Türk
lirasıdır. Sürdürülebilir çay tarımının devamı, çayın kalitesinin
korunması ve veriminin artırılması ve üretilen çayın daha
kolay ihraç edilebilmesi için çay tarımında gelişigüzel yapılan
gübrelemeye son verilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Çay Tarımı, Yapay Gübre, Gübreleme
Sorunları, Rize.
ÇAY BİTKİSİNİN (CAMELLIA SINENSIS L.) TARİHSEL
GELİŞİMİ VE TIBBİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Çağatay ÜSTÜN1 ve Nuray DEMİRCİ2
Doç. Dr., Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
[email protected]
1
Öğr. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sağlık Yüksekokulu
[email protected]
2
Özet: Çay Camellia sinensis, çaygiller familyasından
(Theaceae) nemli iklimlerde yetişen bitkinin yapraklarından
elde edilmektedir. Dünyada ilk defa Çin ve Hindistan’da
yetiştirilmeye başlanmış olup anavatanı Assam’dır. Çay
bitkisinin M.Ö 2700 yıllarında Assam’dan Çin’e taşındığı
ve orada da kültürü yapılmaya başlandığı bilinmektedir.
Camellia assamica ve Camellia sinensis olmak üzere iki türü
bulunmaktadır.
Prehistorik döneme bakıldığında çay ile ilgili ilk bilgiyi
şamanların ortaya koyduğu görülmektedir. Çayın uyarıcı
etkisinin çay yapraklarından kaynaklandığını ve M.Ö. 300
yıl önce çay yapraklarının fermente edilerek çorba şeklinde
tüketildiğine dair bilgiler vardır. M.S. 600-900 yılları arasında
çay Çinlilerin ulusal bir içeceği olarak yer almıştır. M.S. 900
yılından sonra çay Japonya kültürü içinde yer almaya başlamış
olup Japonca’da estetizmi simgelemediği ve buna Teismus
adı verildiği bilinmektedir.
Çinlilerin atalarının içtiği çay olarak bilinen yeşil çay eldesinde
fermentasyon yapılmamaktadır. Yapraklar yuvarlamadan
ve kurutmadan önce buharla ve basınç altında canlılıkları
öldürülmekte ve fermentasyon olmadığı için (enzimler
inaktive olduğu için) yapraklar yeşil kalmaktadır. Siyah çay
tam fermente edilmiş çaydır. Beyaz çay, yine değerli çay
grupları arasında yer almakta olup, tanen ve kafein yönünden
en zengin olan çay türüdür. Mate çayı (Ilex paraguariensis),
Güney Amerika’da mate ağacının yapraklarından elde edilerek
uyarıcı bir içecek olarak tüketilmektedir.
Çay bitkisinin içerdiği flavonoidlerden dolayı antioksidan,
antikanserojenik ve antiaterosklerotik özelliklere sahip olduğu
belirtilmektedir.
Makalemizde Rize yöresinde yetiştirilen ve tıbbi açıdan önemli
bir bitki olan çayın tarihsel gelişimini, türlerini ve içerdiği etkin
maddeleri de değerlendirerek sağlık üzerindeki etkilerini ele
alacağız.
Anahtar Kelimeler: Camellia Sinensis L., Tıp, Tarih.
54
4 MAYIS, CUMARTESİ
ÇAY TÜKETİCİSİNİN MARKA TERCİHİNİN
OLUŞMASINDA REKLAMLARIN ETKİSİ
Ömer Kürşad TÜFEKCİ1 ve Nezihe TÜFEKCİ2
Yrd. Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi
Eğirdir Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu
[email protected]
1
Öğr. Gör. Dr., Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Ağlasun
Meslek Yüksekokulu
[email protected]
2
Özet: Reklamlar işletmeler açısından küresel ölçekte
satış artırıcı etki yaratmasının yanında tüketici ile kurulan
önemli bir iletişim kanalı olarak görülebilir. Ayrıca tüketici
açısından ürünlerin kullanım alanı, faydası ve kapsamı
hakkında bilgi vermesiyle farkındalık oluşturmaktadır. Bu
kapsamda reklamlar tüketici ile markayı buluşturmakta ve
tüketicinin marka tercihini etkileyen önemli bir araç haline
dönüşmektedir. Çay işletmeleri de bu aracı zaman zaman
farklı reklam kampanyaları ile kullanmaktadırlar. Bu çalışmada
çay tüketicisinin çay işletme markalarını tercih etmesinde
reklamların ne derece rol oynadığı araştırılacaktır. Marka
tercihine yönelik oluşturulan anket formu ile Mehmet Akif
Ersoy Üniversitesi Ağlasun Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin
algısının ölçülmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada marka
tercihinin oluşmasında reklamın etkisinin olduğu sonucuna
varılması düşünülmektedir. Araştırma ile elde edilen veriler t
testi ve regresyon analizi ile istatistiki açıdan test edilecektir.
Ayrıca reklamlar yoluyla öne çıkan ve ilk akla gelen markaların
araştırma sonuçlarında tartışılması planlanmaktadır. Elde
edilecek tüm bulgular ve bulgulara ilişkin yorumlar II. Rize
Kalkınma Sempozyumu’nda katılımcılarla paylaşılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Marka, Marka Tercihi, Reklam, Çay
Tüketicisi, Pazarlama.
ÇAYDA FİDAN ÜRETİM TEKNİKLERİ
Hamdi ZENGİNBAL1 ve Ayhan HAZNEDAR2
Yrd. Doç. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Bolu Meslek Yüksekokulu
[email protected]
1
2Uzman, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Atatürk Çay Araştırma Enstitüsü
[email protected]
Özet: Çay yetiştiriciliğine ülkemiz, 1924 yılında
Gürcistan’dan getirilen tohumlarla başlamış ve 1938
yılından itibaren düzenli bahçeler tesis edilmiştir.
Çayın devlet destekli olması ve ürün alım garantisinin
bulunmasından dolayı üretiminde hızlı bir artış görülmüştür.
Günümüzde çay tarımı, Rize ili başta olmak üzere sırasıyla
Trabzon, Artvin, Giresun ve Ordu illerinde 758.895 dekar
alanda, 201.957 çay üretici çiftçi ailesi yapılmaktadır.
Ülkemiz çay tarımı, diğer önemli çay üreticisi ülkelerleler
kıyaslandığında verim ve kalite yönünden henüz arzulanan
seviyede değildir. Bunun sebepleri arasında ülkemizde
çay üretimi ömrünü tamamlamış yaşlı ağaçlarla yapılması,
toprak yorgunluğu, kültürel uygulamalarının düzenli
yapılmaması ve özellikle bahçe tesisinde kaliteli fidanların
kullanılmaması gösterilebilir. Çay tarımının ülkemizde
istenilen seviyeye gelmesi için öncelikli verimli, kaliteli çay
tiplerinin tespit edilip tescillenmesi, damızlık bahçelerin
kurulması ve kaliteli, adına doğru klonal fidanların üretilmesi ve bu fidanlarla bahçelerin kurulması gerekmektedir.
Bu çalışmamızda çayın fidan üretim teknikleri anlatılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Çay, Fidan, Çoğaltma Tekniği.
55
ÇAYKUR VE ÖZEL ÇAY İŞLETMELERİNİN
UYGULADIĞI ÇAY ALIM VE FİYAT
POLİTİKALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ (RİZE İLİ
ÇAY ÜRETİCİLERİ ÖRNEĞİ)
Derya ÖZTÜRK1, Züleyha YILMAZ2 ve Ufuk ERKAN3
1
Yrd. Doç. Dr., Ordu Üniversitesi
Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
2
Arş. Gör., Ordu Üniversitesi
Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
3
Lisans Öğrencisi, Ordu Üniversitesi
Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Özet: Ülkemizde çay yetiştiriciliği 1924 yılında çıkarılan 407
Sayılı Kanun ile yeni bir faaliyet konusu olarak başlatılmış, ancak
kısa sürede bu alanda hızlı bir ilerleme kaydedilmiştir. Devlet
desteği ve çeşitli sübvansiyonlar ile başlatılan çay üreticiliğine,
1971 yılında yine Devlet desteğiyle kurulan Çaykur Çay
İşletmeleri A.Ş.’nin faaliyetleri ile monopol şeklinde devam
edilmiştir. 1984 yılında çıkarılan 3092 Sayılı Çay Kanunu ile özel
çay işletmelerinin de çay piyasasında faaliyet göstermelerine
olanak sağlanmıştır. Bir Devlet Teşekkülü statüsünde olan
Çaykur, çay üreticileri ve çaycılıkla ilgili kendine özgü politikalar
izlemekte ve ülkemizde çaycılığın gelişmesine ve kaliteli ürünler
üretilmesine katkıda bulunmaktadır. Diğer taraftan giderek
sayısı artan özel çay işletmeleri, çay piyasasındaki pazar payını
arttırmakta ve çay alım politikaları ve sundukları fiyat üreticiler
açısından giderek önem kazanmaktadır. Çalışmanın amacı,
Çaykur’un uyguladığı çay alım ve fiyat politikaları ile çay destek
fiyatı ve sübvansiyonların, çay üreticileri üzerindeki etkilerinin
incelenmesidir. Ayrıca, bildiri ile özel çay işletmelerinin
izlemekte olduğu çay alım ve fiyat politikaları da incelenmiş
ve devlet ve özel sektör politikalarının çay üreticileri üzerindeki
etkileri karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Araştırma,
Rize ilinde faaliyet gösteren çay üreticileri üzerinde bir
anket uygulaması şeklinde yürütülmüştür. Elde edilen veriler
SPSS paket programı kullanılarak Kruskal-Wallis H ve Mann
Whitney U Testleri ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonucu,
çay üreticilerinin mevcut durumda karşılaşmakta olduğu
çay politikaları ile ilgili görüşleri tesbit edilmiş ve karşılaşılan
sorunların çözümüne yönelik beklentileri yorumlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Çay Üreticiliği, Çaykur, Özel Çay
İşletmeleri, Rize İli, Çay Politikaları.
TÜRK ÇAY SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI
REKABETÇİLİK DÜZEYİNİN ANALİZİ
Mustafa BALTACI
Mühendis, Rize Belediyesi
[email protected]
Özet: Dünya çay ticareti 2005 yılı FAO (Food and Agriculture
Organization of the United Nations) verilerine göre 3,5 milyar
doların üzerinde gerçekleşmiş olup, dünya ihracatının yaklaşık
%90’ından fazlası Sri Lanka, Kenya, Çin, Hindistan, Endonezya,
Arjantin, Vietnam, Uganda ve Malavi gibi üretici ülkeler
tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye, çay tarım alanlarının
genişliği bakımından dünyada üretici ülkeler arasında yedinci
56
4 MAYIS, CUMARTESİ
sırada, dünya toplam kuru çay üretimi bakımından ise
beşinci sırada olmasına rağmen, çay ihracatında yirmi birinci
sırada yer almaktadır. Ülkemiz ve Doğu Karedeniz Bölgesi
için önemli bir ekonomik kaynak olan, Türk çay sektörünün
uluslararası rekabet gücünü ortaya çıkarmak, bu sayede Türk
çay sektörünün uluslararası rekabetçilik gücünün artırılması
için önerilerde bulunmak çalışmanın amacını oluşturmaktadır.
Türk çay sektörünün yapısı Porter’ın Elmas Modeli (Diamond
Model) ile analiz edilmiş ve uluslararası rekabetçilik gücü
ortaya çıkarılmıştır. Çalışma sonucunda Türk çay sektörünün
dünya çay ticaretinde daha rekabetçi bir konuma gelebilmesi
için strateji önerileri yapılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı
olarak birincil ve ikincil araştırma yöntemleri kullanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Elmas Modeli, Çay Sektörü, Rekabet.
IV. PARALEL OTURUM – “TURİZM”
Başkan: Doç. Dr. Selçuk PERÇİN
11.15 – 13.15 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon)
RİZE İLİNDE KIRSAL TURİZM POTANSİYELİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÜRÜN ÇEŞİTLENDİRME
Meltem YALÇIN KAYIKÇI1 ve Sibel SÜ ERÖZ2
Arş. Gör., Kırklareli Üniversitesi, Turizm Fakültesi
[email protected]
1
Yrd. Doç. Dr., Kırklareli Üniversitesi, Turizm Fakültesi
[email protected]
2
Özet: Turistik ürün çeşitlendirme sosyo kültürel ve çevresel
etkilerinin yanı sıra bölge için ekonomik değer yaratan bir
olay olarak da oldukça önemli bir kavram olarak güncelliğini
sürdürmektedir. İnsanların ve turistlerin turizm anlayış ve
davranışları sürekli değişmekte olup, bu değişim sürecinde bir
takım yeni eğilimler özellikle de çevreye duyarlı turist profili
ağırlık kazanmaya başlamış olup tüm bu gelişmeler turistik
ürün çeşitlendirmeye olan ihtiyaç ve gerekliliği tetiklemiştir.
Dolayısıyla çalışmada kırsal turizm kapsamında turistik ürün
çeşitlendirmenin önemi ve rolü irdelenmektedir.
Rize ili bu konuda iklimsel ve coğrafi konumunun da getirdiği
avantajlarla örnek teşkil edebilecek, doğal, kültürel ve
toplumsal kaynakların farklılığına bağlı olarak değişebilmekte
olan turistik ürün çeşitlerine ve eko turizm uygulamalarına
sahip oldukça şanslı fakat bir o kadar da bu çeşitliliğin farkına
yeni yeni varılıp değerlendirilmeye çalışılan bir destinasyondur.
Çalışmada bölgesel düzeyde Rize ilinde kırsal turizm
potansiyelini değerlendirmek ve kırsal turizm arz kaynaklarının
özelliklerini ortaya koymak amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kırsal Turizm, Ürün Çeşitlendirme, Rize.
57
TURİZM POTANSİYELİNİN BÖLGESEL KALKINMA
ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN TEORİK OLARAK
İNCELENMESİ: RİZE İLİ ÖRNEĞİ
İlyas Kays İMAMOĞLU1, Vildan YAVUZ2 ve Serkan KÜNÜ3
Öğr. Gör., Bayburt Üniversitesi, Meslek Yüksekokul
[email protected]
Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
2
3
Öğr. Gör., Kafkas Üniversitesi
Kağızman Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Günümüzde turizmin yarattığı ekonomik, sosyal, kültürel
ve politik etkiler, her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır.
Bölgelerarasındaki gelişmişlik farklılıklarının azaltılması için
oluşturulan bölgesel kalkınma politikaları, bölgeler arasındaki
dengesizliklerin giderilmesi amacını taşımaktadır. Bölgesel
kalkınmanın geliştirilebilmesi ve bölgesel dengesizlikleri
giderebilmesine katkı sağlayacak en önemli sektörlerden biri
ise turizm sektörüdür. Özellikle bölgelerarası dengesizliğin
giderilmesinde turizm sektörü, tarım ve sanayi sektörlerinde
yeterli kaynak ve gelişme imkânına sahip olmayan ama zengin
bir turistik arz potansiyeline sahip olan bölgelerin, planlı ve etkin
bir turizm politikası uygulamaları sonucunda turistik yönden
dengeli bir şekilde kalkınmalarının sağlanması açısından önem
taşımaktadır. Bölgesel kalkınmanın turizm potansiyeli olan
bölgelere yönlendirilmesi ve bu bölgelerin turizm için daha
cazip hale getirilmesi, geri kalmış bölgelerin kalkınmaları için
olumlu gelişmeler sağlayacaktır. Herhangi bir bölgeyi diğer
bir bölgeden ayıran özelliklerin doğru olarak belirlenmesi
ve bunlardan nasıl yararlanılacağı ve hangi turizmin türünün
geliştirileceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu
çalışmada, Rize ilinin, turizm potansiyeli değerlendirilerek,
bölgesel kalkınmaya yardımcı olabilecek kalkınma politikaları
oluşturulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kalkınma, Bölgesel Kalkınma, Turizm.
ALTERNATİF TURİZMDE HİZMET
SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ
Taner EROL
Uzm., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Turizm sektörünün ulusal ekonomiye olan önemli
katkıları bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler turizm faaliyetlerine artan bir şekilde
önem vermekle beraber bir takım ciddi problemlerle de karşı
karşıyadırlar. Bu problemlerin en önemlilerinden biri de hizmet
sektörüdür. Hızlı gelişen turizm sektörü eğitimli personel
ihtiyacı duymaktadır.
Sürekli gelişme ve büyüme içindeki turizm sektöründe,
turizmci, otel işletmecisi ve yöneticisi olarak, seyahat
acentelerinde, yiyecek ve içecek sektöründe hava yolları
ve limanlarda, yurtiçinde ve yurtdışındaki otellerde, tatil
köylerinde, turizm acentelerinde eğitilmiş insanlara ihtiyaç
vardır. Zira turizmin gelişmesi için gerekli olan alt ve üst yapıdan,
polis, itfaiye, sağlık hizmetleri gibi çeşitli hizmetlerden bölge
halkı da faydalanacaktır. Bu nedenle özellikle alternatif turizm
sektöründe söz sahibi olabilmek için dünya insanına hitap
edebilen bir yapıya sahip olmamız gerekir. Bunu başarabilecek
bir durumda olabildiysek piyasada da yerimizi alabilmişiz
58
4 MAYIS, CUMARTESİ
demektir. Bölgemizde yapılması düşünülen alternatif turizm
çeşitlerinden bazıları şunlardır: Kongre Turizmi, Spor Turizmi,
Macera Turizmi, Kültür Turizmi, Eko Turizmi ve Termal Turizm.
Görüldüğü üzere bu alanlar oldukça profesyonellik gerektiren
alanlardır. Bunun için alternatif turizm olarak belirlenen
yerlerde ciddi bir eğitimli personel ihtiyacı doğacaktır. Bunu
karşılamak için bütün eğitim kurumlarını buna göre yeniden
yapılandırmak gerekir.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Alternatif Turizm, Hizmet
Sektörü, Eğitimli Personel.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA KAPSAMINDA
RİZE İLİNİN TURİZM SEKTÖRÜ AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Elif SİS ATABAY1 ve Sevda KANCA2
1
Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi
Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu
[email protected]
2
Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi
Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Küreselleşme olgusunun hız kazandığı günümüzde,
turizmin, bir yandan az gelişmiş ve gelişmekte olan bölgelerin
kalkınmasında öncü bir sektör olarak ele alınması, öte
yandan “çevrenin” oluşturduğu bir aktivite olması nedeniyle,
“sürdürülebilir kalkınma” amacında en uygun sektör olacağı
görüşü, turizm sektörü üzerindeki çalışmaları attırmıştır.
Turizm özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri için
büyük bir önem taşımaktadır. Ancak bu ülkelerin karşılaşacağı
en önemli sorun, turizmden milyonlarca dolar elde ederken
doğal kaynaklara verilen zarar ve çevre kirliliğidir. Çevrenin
korunması ve ekonomik kalkınmanın birbirine zıt davranışları
ve faaliyetleri ortaya çıkardığı düşünülmektedir. Oysaki
ekonomik kalkınmanın istikrarlı bir hale gelmesi için çevrenin
korunması gerekir. Dolayısıyla, çevre koruması ve ekonomik
kalkınma kavramları arasında dengenin kurulması bir yandan
sağlıklı bir toplumun gelişimi diğer yandan da gelecek
kuşakların haklarının korunması açısından önemlidir. Çevrenin
korunması ve ekonomik kalkınma faaliyetleri arasındaki denge
arayışları “sürdürülebilir kalkınma” kavramının ortaya çıkmasını
sağlamıştır. Hem çevre hassasiyetini, hem de kalkınmayı
bir arada yürütebilmek için sürdürülebilir kalkınmanın
benimsenmesi gereklidir. Bu gereklilik turizm sektörünün
çevreye duyarlı bir şekilde gelişmesine de katkı sağlayacaktır.
Bu çalışmada Rize ilinin ekonomik kaynaklarından “turizm” ,
sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kalkınma, Sürdürülebilir Kalkınma, Turizm
Sürdürülebilir Turizm, Rize.
KARADENİZ BÖLGESİ’NDEKİ BAZI BİTKİLERİN
FİTOTERAPİDEKİ ÖNEMLERİ
Handan TÜRKMEN
Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi
Bandırma Sağlık Yüksek Okulu
[email protected]
Özet: Geleneksel yöntemlerle asırlardır hastalıkların tedavisinde
kullanılmakta olan bitkiler günümüzde de halk sağlığı
bakımından önemlerini korumaktadırlar. Karadeniz Bölgesi ve
bu bölge iklimine benzer iklim bölgelerinde yetişmekte olan
59
Camellia sinensis (Çay), Urtica dioica (Isırgan otu), Rumex
acetosa (Kuzukulağı), Cichorium endivia (Hindiba), Borago
officinalis (Galdirik), Malvae folium (Ebegümeci), v.b. bazı
bitkiler çeşitli amaçlar için farklı yöntemlerle yaygın olarak
kullanılmaktadır. Bitkilerde bulunan vitaminler, mineraller
ve çeşitli şeker bileşiklerinin insan sağlığı üzerinde önemli
etkileri bulunmaktadır. Bu bitkilerin yetişmesi, toplanması ve
tüketimine kadar olan aşamalarda dikkat edilmesi gereken
önemli noktaların olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu çalışma,
bitkilerin tedavi amaçlı yanlış ve bilinçsiz kullanılması sonucu,
halk sağlığı bakımından oluşabilecek bazı olumsuzlukları
vurgulamak için hazırlandı.
Anahtar Kelimeler : Bitkiler, Fitoterapi, Halk Sağlığı, Urtica
Spp., Yan Etkiler.
V. OTURUM – “TURİZM”
Başkan: Doç. Dr. Hikmet KIRIK
14.15 – 16.15 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi Sosyal Tesisleri)
DETERMINATION OF THE RIZE KOYUN (SHEEP)
DOG IN TURKEY
Orhan YILMAZ1 ve Mehmet ERTUĞRUL2
Asst. Prof., Canakkale Onsekiz Mart University
Faculty of Agriculture
[email protected]
1
Prof., Ankara University, Faculty of Agriculture
[email protected]
2
Abstract: The Rize Koyun dog is a large size flock guardian
dog raised in north of Black Sea shore of Turkey. This is
generally used as a livestock guardian dog with a flock of
sheep and goat and herd of cattle. This study was carried out
to define the phenotypic traits of the Rize Koyun dog by also
minding factor of sex. For this purpose a total of 26 male and
21 female Rize Koyun Dogs was measured and data were
analyzed using the Minitab 15 statistical software program
using ANOVA and Student’s t-Test. Descriptive statistics
yielded the following means of height at withers 69.3±0.59,
height at rump 68.1±0.69, body length 83.3±0.88, heart
girth circumference 82.9±0.87, chest depth 31.6±0.38,
cannon circumference 13±0.8, and head length 29.6±0.23
cm. All body measurements were higher in males than in
females except for the traits of chest depth and cannon
circumference. It can be concluded that Turkish Rize Koyun
dog is a large size livestock protection dog breed.
Keywords: Flock Guardian Dog, Morphologic Trait, Body
Measurement, Genetic Resource.
60
4 MAYIS, CUMARTESİ
ÇAMLIHEMŞİN’DEKİ TARİHİ KONAKLARIN
TURİZM POTANSİYELİ
Mine TOPÇUBAŞI ÇİLİNGİROĞLU1 ve Sevi REYHAN UFUK2
Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Mimarlık ve Tasarım Fakültesi
[email protected]
1
Y. Mimar, M-Proje Mimarlık ve Restorasyon
[email protected]
2
Özet: Rize il merkezi haricinde, il genelinde yer alan pek çok
kırsal alanda, görülmeye değer doğal güzellikler olduğu kadar,
tarihi konaklar da yer almaktadır. Tanınmış turizm alanları
hariç, bölgeye gelen turistlerin bu yapılardan çoğunlukla haberi
olmamaktadır. Belirlenen turizm güzergâhları sınırlı olup hep
aynı alanlar/güzergâhlar turizm için değerlendirilmektedir.
Ayrıca günümüzde yapılan turistik gezilerin pek çoğu tek bir
yerde konaklamalı (Ayder Yaylası gibi) ya da hiç konaklama
olmadan yapılmaktadır. Ayder Yaylası, bölge için önemli bir
turizm alanıdır ancak kırsal alanda bulunan turizm potansiyelinin
değerlendirilmemesi, Ayder Yaylası’nda yapılaşmanın
artmasına yol açmış ve doğal güzelliklerin bozulmasına
sebep olmuştur. Oysa ki, kırsal alana dağılmış pek çok değerli
konak, başka yeni yapılar yapmaya gerek kalmaksızın, özgün
yapısını koruyarak, pansiyon işleviyle turizme kandırılabilir.
Ayrıca yapıların bazıları müze olarak değerlendirilebilir ve kırsal
alanlarda çeşitli alternatiflerle oluşturulacak gezi güzergâhları
ile turistlerin bilinçli bir şekilde bölgede yer alan köyleri ve
yaylaları gezmeleri, tarihi konaklarda konaklamaları mümkün
olabilir.
Bu çalışmada kültür mirası olan tarihi konakların turizm
açısından değerlendirilme olanakları Rize İli, Çamlıhemşin
İlçesi özelinde tartışılmaktadır. Çamlıhemşin İlçesi’nde mevcut
bulunan tarihi konaklar yapı malzemeleri, yapım teknikleri ve
yerel mimari özellikleri ile mimari öneme sahip ve turizm amaçlı
kullanım için potansiyel değeri yüksek ancak, bölgesel olarak
ve ülke çapında çok fazla tanınmayan mimari miras örneklerini
oluşturmaktadırlar. Alanda gerçekleştirilen araştırma sonucu
ortaya çıkan durum, çalışma çerçevesinde koruma, kullanım
ve politika geliştirme önerileri ile birlikte değerlendirilmektedir.
Bu ön çalışmanın bölge çapında geliştirilmesi üzerinde
araştırmalar devam etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çamlıhemşin, Tarihi Yapılar, Koruma,
Alternatif Turizm.
RİZE TURİZM STRATEJİLERİNDE AKARSULARIN
YERİ VE ÖNEMİ
Kübra MERT
Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Özet: Yetersiz işgücü ve vahşi doğasıyla Rize, mevcut
durumda yatırımcılar için bir cazibe merkezi değildir. Oysa
herkesçe kabul edilen sayısız doğal güzelliklere sahip olan Rize
ilinde inanılmaz bir turizm potansiyeli vardır. Son dönemde
Rize iline gelen turist sayısı yıllar itibariyle artış göstermiş ve
2011 yılında 540 bin turist Rize ilini ziyaret etmiştir. Ancak bu
sayı yeterli değildir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan
Türkiye Turizm Stratejileri 2023 adlı çalışmada Rize ili özelinde
öngörülen önemli herhangi bir faaliyet yoktur. Bu durum da
Rize ilinin kendi potansiyelini kendisinin harekete geçirmesini
gerekli kılmaktadır.
61
Her mevsim bolca yağış alması ve çok sayıdaki yeraltı su
kaynakları sayesinde Rize, zengin bir hidrografik yapıya sahiptir.
Rize sınırları içinde uzunluğu 5 km›den fazla olan 23 akarsu
vardır. Doğrudan doğruya Karadeniz›e ulaşan akarsuların
en uzun olanları Çağlayan deresi, Arılı Deresi, Fırtına Deresi,
Hemşin Deresi, Sabuncular Deresi, Taşlıdere, İyidere›dir.
Fırtına Deresi, Taşlıdere, İkizdere, Karadere ve İyidere bu
akarsuların en önemlilerindendir. Bu dereler akarsu sporları için
gerekli debi rejim miktarına sahiptir. Özellikle Fırtına Deresi,
rafting sporu için yerli-yabancı birçok turistin bir numaralı
tercihlerinden biridir. Mevcut durumda turizm stratejilerinde
akarsuların sadece spor amaçlı kullanımına odaklanılmaktadır.
Gelişmiş ülkeler sahip oldukları akarsuların potansiyellerinden
faydalanırken bizim bu potansiyelin farkında olamayışımız ve
üstelik yok etmeye çalışmamız turizm stratejilerimiz açısından
göze çarpan bir eksikliktir. Turizm stratejileri bağlamında
sahip olunan akarsulardan olabildiğince verimli faydalanmaya
çalışmak Rize ilinde turizm sektörünün gelişimine önemli bir
katkı sağlayacaktır.
Bu çalışmada, Rize için düşünülen turizm stratejilerinde
akarsuların yeri ve önemi tartışılacak ve bu akarsulardan
turizm açısından nasıl faydalanılacağının bir değerlendirilmesi
yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Rize, Strateji, Turizm Stratejileri, Akarsu
Turizmi.
DOĞA TURİZMİNDE ÇEVRE EĞİTİMİNİN ÖNEMİ
Abdullah KARATAŞ
Doktora Öğrencisi, Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: Her geçen gün artan çevre sorunları, doğal alanları da
olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle insanların bilinçsiz
davranışlarıyla neden oldukları çevre sorunları, doğada telafisi
mümkün olmayan zararlara yol açmaktadır. Yok olan türler,
çölleşen ormanlar ve kirlenen toprak, su ve hava bu durumu
en iyi şekilde gözler önüne sermektedir. Oysa, doğal çevrenin
korunması ve sürdürebilirliğinin sağlanması, günümüzde bir
ülkenin medeniyet ve uygarlık göstergelerinden birisi olarak
kabul edilmektedir. Doğal alanların korunması, son yıllarda
tüm dünyada önemi giderek artan ve bir ülke için büyük bir
gelir kapısı olabilecek potansiyele sahip olan doğa turizmi
için de büyük önem taşımaktadır. Ancak başarılı bir doğa
turizmi uygulamalarına öncelikle doğal çevre içinde veya
yakınında yaşayan halkın bilinçlendirilmesinden başlanması
gerekmektedir. Çünkü yaşadığı çevresinin önemi konusunda
bilinç ve sorumluluk sahibi vatandaşlar, onu koruyup
geliştirmek için ellerinden gelen gayreti gösterebileceklerdir.
Onlara bu konuda çevre eğitimi rehberlik edebilecektir. Yerel
yönetimlerin de desteğini alarak, yaygın eğitim kapsamında
yapılacak olan çevre eğitimi faaliyetlerine katılacak olan yerel
halk, doğal çevrelerini koruyarak doğa turizmine büyük katkılar
sağlayabilecektir. Doğa turizminde çevre eğitiminin önemini
ortaya koymayı amaçlayan bu çalışma, literatür taramasına
dayalı teorik bir araştırmadır.
Anahtar Kelimeler: Doğal Çevre, Doğa Turizmi, Çevre Eğitimi.
62
4 MAYIS, CUMARTESİ
RİZE TURİZM SEKTÖRÜNE YENİ BİR ALTERNATİF:
RİZE MUTFAĞI
Alper KURNAZ1 ve Hande AKYURT KURNAZ2
Öğr. Gör. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Datça Kazım
Yılmaz Meslek Yüksekokulu, [email protected]
1
Öğr. Gör. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
İçmeler Turizm Meslek Yüksekokulu
[email protected]
2
Özet: Turizm sektörü, kişilerin tatil, dinlenme, eğlenme
veya farklı beklentileri doğrultusunda çeşitlenmekte ve
değişmektedir. Kişilerin, bireysel beklentilerine cevap veren
çeşitli turlar düzenlenerek bireysel veya grup olarak farklı tur
programları yapılmaktadır. Yapılan tur programları sayesinde
destinasyonların yeni özellikleri ortaya çıkmaktadır. Bu
özelliklerden biri de destinasyonların yeme içme kültürüdür.
Yeme içme kültürü, destinasyonların pazarlanmasında önemli
bir etken olarak sayılmaktadır. Özellikle bu alanda gelişen
gastronomi turizmi sayesinde gelişen ve farklılaşan yöresel
mutfak kültürü kullanılarak destinasyonların daha iyi bir
şekilde markalaşması sağlanmaktadır. Son yıllarda farklı ve
kaliteli yeme ve içme kültürü turizm hareketliliğine dönüşerek,
özellikle yüksek gelir grubuna hitap eden gastronomi turizmi
turları düzenlenmeye başlanmıştır. Türkiye sahip olduğu farklı
kültürel özellikler sebebiyle farklı yöresel mutfak niteliklerine
sahiptir. Özellikle Doğu Karadeniz yöresel mutfak kültürü son
zamanlarda yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça ilgi
görmektedir. Bu çalışma, gastronomi turizmi kapsamından
Rize Yöresel Mutfağı’nın incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
Çalışma kapsamında, ayrıntılı bir literatür taraması ve
dökümantasyonel veri tarama yapılarak Rize’ye özgü yöresel
mutfak kültürü hakkında bilgi verilmesi sağlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Gastronomi Turizmi, Yöresel Mutfak,
Rize.
V. PARALEL OTURUM – “LİSANSÜSTÜ ÖZEL”
Başkan: Yrd. Doç. Dr. Erol USTAAHMETOĞLU
14.15 – 16.15 ____________________(Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi Rektörlük Küçük Salon)
RİZE İLİNDE ARI ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ VE
PAZARLAMA SORUNLARI
Erol USTAAHMETOĞLU
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Özet: Rize ilinin hayvancılık sektörü içinde arıcılık faaliyetlerinin
büyüme ve gelişme potansiyelinin değerlendirilmesi gerekir.
Rize ilinin kalkınmasında arı ürünlerinin daha etkili ve verimli
bir şekilde üretilip pazarlanmasına ilişkin strateji ve vizyon
arayışlarına katkıda bulunmak araştırmanın temel amacıdır. Rize
ilinde arı ürünleri üretim pazarlama sorunlarının belirlenmesi
için ilgili paydaşlarla mülakat ve derinlemesine görüşmeler
yapılmıştır. Dünyada arıcılık faaliyeti açısından 2. Sırada olan
ülkemizin ve Rize ilinin pazardan daha fazla pay alabilmesi
63
için yapılması gerekenler bulgular kısmında tartışılmıştır.
Rize ilinde kalkınma çeşitli sektörler ile sürdürülebilir biçimde
gerçekleştirmek önem kazanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Arıcılık, Üretim Ve Pazarlama, Sektörel
Kalkınma.
RİZE’NİN KALKINMASINDA
DEMİRYOLUNUN ÖNEMİ
Harun MERTOĞLU
Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: Demiryolu ile karayolunun karşılaştırmasının yapıldığı bu
çalışmada; Cumhuriyet öncesi, Cumhuriyetten sonrası 1950’li
yıllara kadarki dönem ve 1950 sonrası olarak üç dönem
halinde ülkemizin yaşadığı demiryolu serüveni izah edilmeye
çalışılmıştır.
Yapılan incelemelerde, Cumhuriyet öncesi dönemde
demiryolunun yabancı şirketlere imtiyaz olarak verildiği,
Cumhuriyet dönemi ile birlikte hızlı bir demiryolu yatırımının
yapıldığı ancak 1950 yılından sonra özellikle dış etkenlerle bu
yatırımların karayolu lehine döndüğü görülmüştür.
Demiryolunun, Rize ili özelinde getireceği faydaların izah
edileceği son bölümde ise demiryolunun olmazsa olmaz bir
yatırım haline getirilmesi üzerinde durulacak ve stratejik önem
vurgulanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Demiryolu, Rize, Kalkınma.
DEMİRYOLLARI LOJİSTİK KÖY KONSEPTİNİN
RİZE İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI ÜZERİNE
ETKİLERİNİN İNCELENMESİ
Filiz KARPUZ
Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: Bu çalışma, Rize ilinde inşa edilecek Demiryolları
Lojistik Köyü sayesinde Karadeniz demiryolu hattının
gerçekleştirilebileceğinin önemini ortaya koyabilmek amacıyla
yapılmıştır.
Yapılan çalışmanın sonunda gerçekleştirilecek Karadeniz
demiryolu hattı sayesinde Rize ili ihracat yapanların vagonlarla
malların dağıtımının yapıldığı bir merkez geçiş yolu haline
gelecektir. Kamyon, nakliye araçlarının şehir merkezine
girmeden
limandan
yüklemelerini
gerçekleştirmeleri
sayesinde şehir daha düzenli bir görünüm alacaktır. Turizm ve
seyahat işletmeciliği için bir cazibe merkezi haline gelecek bir
yapı ortaya çıkacaktır. Erzincan’a köprü olarak inşa edilecek
Karadeniz demir yolu hattının yabancı sermaye çekmek,
ihracatı arttırmak, istihdam yaratmak, bölgesel kalkınma; aynı
zamanda uluslararası mal ticareti açısından Türkiye’ ye katkılar
sağlamak yönünde olumlu gelişmeler beklenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Demiryolları Lojistik Köyü, Cazibe Merkezi
Oluşturma.
64
4 MAYIS, CUMARTESİ
RİZE BÖLGESİNDE TEKNOLOJİ ÜSSÜ
KURULABİLİRLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Mehmet Cemil AYDOĞDU
Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: İçinde bulunduğumuz devrin bilgi çağı olarak
adlandırılmasının da doğruladığı gibi günümüzde bilgi hiç
olmadığı kadar önem kazanmıştır. Bu sebeple bilgi üretimi
ve teknoloji geliştirme gerek ülke politikalarında, gerekse
şirketler için büyük önem arz etmektedir. Gelişmiş ülkelere
bakıldığında bu tür çalışmalar için gerekli ortam ve finansman
açısından ciddi kolaylıklar sağlanmaktadır. Ülkemizde de
4691 sayili Teknoloji Gelistirme Bölgeleri Kanunu ile kurulan
bölgelerde yer alan kuruluşlara ve buralarda çalışan üniversite
ve kamu personeline önemli faydalar sağlanmaktadır.
Teknoloji Gelistirme Bölgelerinde toplanan şirketler kanunla
sağlanan avantajlar yanında bir arada olma dolayısıyla bilgi
paylaşımı, teknolojik alt yapısı olan çalışma ortamı, ulaşım
kolaylığı gibi faydalardan da yararlanmış olur. Bu şirketler
geliştirdikleri yenilik ve çözümlerle bölge sanayisine destek
olurken ayrıca sağladıkları isdihtam ile bölge ekonomisine
de katkıda bulunmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı ve konusu
Rize bölgesinde bahsedilen şekilde bir teknoloji geliştirme
bölgesinin kurulabilirliğinine yönelik, çeşitli açılardan
değerlendirme yapmaktır.
Anahtar Kelimeler: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Teknokent,
Ar-Ge.
RİZE’NİN TARIMSAL GERÇEĞİ ÇAY MI, KİVİ Mİ?
Mahmut KOÇAN
Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: Günümüz dünyasında sanayileşme artık tek amaç
olmaktan çıkmış ve son dönemlerde tarım geleceğin önemli
sektörleri arasında yerini almaktadır. Ülke kalkınmasında
bölgesel potansiyellerin en iyi şekilde değerlendirilmesi
tarımsal kaynakların verimli, gerçekçi kullanımı, sanayinin
yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi mümkün olabilir. Rize ili
toprak, iklim ve yer şekilleri bakımından çay, kivi, likapa gibi
ürünlerin yetiştirilmesine elverişlidir. Bu ürünlerin üretim
miktarlarına bakıldığında ilk sıralarda çay ve kivi gelmektedir.
2009 yılı verilerine göre Rize ilinde çaylık alanlar ile kivi
bahçelerinden elde edilen kivi ve çay üretim miktarları/tutarları
karşılaştırılmıştır. Üretilen miktarların Rize ilinin kalkınması
üzerindeki katma değeri incelenmiştir. Bu araştırmanın temel
amacı Rize ilinde yetiştirilen çay ile kivi üretim miktarları/tutarları
karşılaştırılması ve çaya alternatif olarak kivi yetiştirilmesinin
ekonomik olarak analizi ve kalkınma üzerinde ne düzeyde
etkili olabileceği araştırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bölgesel Kalkınma, Çay, Kivi, Rize.
65
ÇAYA YABANİ ÇARE
Burcu ER
Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: Ülkemizde 1930’lu yıllarda başlayan çay tarımı
gerek Doğu Karadeniz Bölgesi gerekse ülkemiz ekonomisi
için önemli katma değerler kazandırmış, bölgenin refah
düzeyinin artmasında önemli bir paya sahip olmuştur. 1990’lı
yıllardan sonra çay tarımında bir kısım yapısal sorunlar ile
karşılaşılmaya başlanmıştır. Bu sorunlar çay bahçesinden
fabrikaya, üretiminden ticaretine kadar geniş bir alanı olumsuz
etkilemektedir.
Çay tarımı ve üretiminde karşılaşılan sorunları iktisadi ve
verimlilik açısından ele aldığımızda, çay üreticilerine ve bölge
halkına önemli bir geçim kaynağı sağlayabilecek çay ile ekolojik
özellikleri bakımından benzerlik gösteren likapa (yaban
mersini), bölgeye uyum sağlayabilecek katma değeri yüksek
alternatif bir ürün konumundadır. Likapa meyvesi; taze meyve
olarak kullanılabileceği gibi dondurularak, işlenerek gıda ve
kozmetik sanayisinde de kullanılabilmektedir. Ayrıca; likapa
meyvesi bölgede gıda ve kozmetik sanayisinin gelişimini
sağlayarak bölgenin sosyal ve iktisadi açıdan kalkınmasını
desteklemiş olacaktır.
Ülkemiz ve Doğu Karadeniz Bölgesi için büyük bir öneme sahip
olan çay tarımındaki sorunların bölge halkına olan olumsuz
etkisini en aza indirmek amacıyla iktisadi ve sosyal sorunları
desteklemek için bölgede likapa tarımının yaygınlaştırılması
araştırma kapsamında önerilmektedir. Çay genellikle içecek
olarak kullanılırken; likapa meyvesinin çok yönlü kullanım
alanının olması pazarda kolay tutunmasını sağlayabileceği
beklenmektedir. Bu çalışmada, çay tarımında karşılaşılan
sorunların çözümüne alternatif bölge halkına iktisadi ve sosyal
açıdan önemli katkılar sağlayabilecek likapa meyvesinin
yetiştiriciliği, gıda ve kozmetik sanayisindeki değerlendirme
şekilleri üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Çay, Likapa, Bölgesel Kalkınma.
SEKTÖREL KALKINMADA LİKAPA KURTARICI
OLABİLİR Mİ?
Betül COŞAR
Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: Yaban mersini olarak bilinen ve birçok isimle tanınan
likapa Karadeniz Bölgesi’nde mavi yemiş olarak adlandırılmış
üzümsü bir meyve türüdür. Asitli topraklarda yetişmesi likapaya
Karadeniz Bölgesi’nde yeni bir yetişme ortamı sağlamış,
çay ve fındık gibi mono kültür tarımın hâkim olduğu Doğu
Karadeniz bölgesine ürün çeşitliliği katmıştır. Bu çalışmanın
amacı: kullanım alanı oldukça fazla olan bu meyvenin Rize’nin
iklim yapısına uygun olmasıyla likapa yetiştiriciliğinin tarım
sektörünün gelişmesine sağlayacağı katkıyı ortaya çıkarmaktır.
Eğer doğru stratejiler uygulandığında likapanın, fındık,
çay hatta kividen elde edilen gelirden çok daha fazla gelir
getirecek olması halkın bu meyveyi yetiştirmesine olan ilgiyi
arttıracaktır. Böylece çalışmanın sonunda Rize ili kalkınması
için yeni alternatif ürünün yetiştirilmesi ile ekonomik sinerjiden
yararlanmak daha fazla mümkün olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Likapa, Rize, Kalkınma.
66
4 MAYIS, CUMARTESİ
RİZE’DE TURİZM SEKTÖRÜNDE NİTELİKLİ
İŞ GÜCÜ VE İNSAN KAYNAĞININ BÖLGESEL
KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Abdullah KARALİ
Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: Turizm, II. Dünya Savaşı’ndan önce İngilizlerin
Avrupa’ya yaptıkları yolculukları tanımlamak için kullanılmış
ve literatüre kazandırılmış bir kelimedir. Yalnız Rize Bölgesi
için bu kelimenin öneminin fark edilmesi çok da eskiye
dayanmamakta. Son birkaç yıldır Rize Bölgesi’ndeki turizm
potansiyeli fark edilerek konuyla ilgili kamu ve sivil toplum
örgütleri tarafından çalışmalar gerçekleştirilerek turizmin
bölgesel kalkınmadaki önemi anlatılmaya çalışılmaktadır. Fakat
yapılan çalışmalar gösteriyor ki bölgenin coğrafi ve tarihi yapısı
turizme elverişli olsa dahi iş gücü ve nitelikli insan kaynağının
yetersiz olması, turizmin gelişmesini olumsuz etkileyecektir.
Bu bağlamda yapılan bu çalışmanın amacı ve temel sorusu;
Rize Bölgesi’nde turizm sektöründeki nitelikli insan kaynağı
sorunun araştırılması ve iş gücünün bölgesel kalkınma
üzerindeki etkisinin neler olduğunun ifade edilmesidir. Bu
araştırma neticesinde turizm sektöründeki insan kaynağının
temel sorunları ortaya konulmuş ve bölgenin bu sorunlarla
başa çıkmada kullanması gereken yöntemler açıklanacaktır.
Ayrıca bölgesel turizm sektör sorunlarının çözülmesiyle
bölgesel kalkınmanın ne şekilde etkileneceği ifade edilmiştir
Anahtar Kelimeler: Turizm, Rize, Kalkınma.
RİZE BÖLGESİNDE ALTERNATİF TURİZM
FAALİYETLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ
Mehmet YILMAZ
Yüksek Lisans Öğrencisi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
[email protected]
Özet: Sınırların kalmadığı günümüzde ülkeler ayakta
durabilmek için iç çatışmaların devamında dış çatışmalarla
da mücadele etmek zorunluluğuyla karşı karşıya kalmışlardır.
Az gelişmiş, Gelişmekte olan ve Gelişmiş ülke kavramları
ülkelerin kalkınmışlık seviyelerine göre adlandırılır olmuştur.
Ülkemiz bu bağlamda Gelişmekte olan ülkeler gurubunda
yer almaktadır. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler
gelişmiş ülkelerin seviyelerine ulaşabilmek için çeşitli kalkınma
yöntemlerine önem vererek gelişmişlik seviyelerini arttırmaya
çalışmaktadırlar.
Gelişmekte olan ülkelerin en önemli
sorunlarının başında kalkınma ve az gelişmişlik yer almaktadır.
Sorunun çözüm noktalarından en önemlisi; Ülke veya
bölge için kalkınmada öncelikli sektörün tespit edilmesi ve
yoğunlaşmanın bu öncelik konusunda olması gerekmektedir.
Bu önceliklerle ülkeler bölgelerarası ekonomik ve kültürel
eşitsizliğin üstünden gelebilmek için çeşitli politikalar üretmeye
çalışmışlardır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde
sanayileşme dar kapsamlı bölgelere toplanırken ortaya çıkan
eşitsizliğin ortadan kaldırmak amacıyla geri kalmış bölgelerin
sanayileştirilerek ülke içinde adil bir refah dağılımının da
sağlanması gerekmektedir.
Bölgesel refahın geliştirilmesine kalkınma bağlamında ülkeler
için önemli bir basamak noktası olacaktır. Turizm sektörünün
bölgesel kalkınma ve yöredeki turizm kaynaklı kaynaklarının
etkin kullanımı konusunda büyük ve önemi vardır. Bu
noktadan hareketle Rize ilinin mevcut potansiyellerinin ön
palana çıkarılarak bölge ekonomisinin büyümesinde katkıda
olacağı anlatılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bölgesel Kalkınma, Bölgenin Ekonomik
Yapısı.
67
68
BİLDİRİ
ÖZETLERİ
posterler
69
70
RİZE İLİNDE KİVİ BİTKİLERİNDE GÖRÜLEN
HASTALIKLAR
Aziz KARAKAYA1 ve Arzu ÇELİK OĞUZ2
Prof. Dr., Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi
[email protected]
1
Arş. Gör., Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi
2
[email protected]
Özet: Türkiye’de kivi yetiştiricilik çalışmaları 1988 yılında
başlamış ve Karadeniz bölgesinin uygun olduğu gözlenmiştir.
Rize ilinde kivi çaya karşı önemli bir alternatif bitki hüviyetine
bürünmektedir. Rize ilinde çaya göre çok yeni bir bitki olan
kivinin bölgede sağlıklı bir şekilde gelişimini sürdürebilmesi ve
çaya karşı alternatif bir bitki olabilmesi hastalıklar ile yakından
ilişkilidir. Diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi kivi bitkisinde de
verimi ve kaliteyi etkileyen hastalıklar bulunmaktadır. Ülkemizde
ve Rize’de kivide hastalık oluşturan etmenler ile ilgili sınırlı sayıda
araştırma bulunmaktadır. Rize ilinde kivi bitkilerinde hastalık
oluşturan fungal etmenler olarak Pestalotiopsis sp., Botrytis
cinerea, Alternaria alternata, Phytophthora citropththora,
Cylindrocarpon liriodendri, “Cylindrocarpon” pauciseptatum,
Cylindrocladiella parva, Ilyonectria liriodendri, Ilyonectria
europaea, Phomopsis sp., Cylindrocarpon sp., Colletotrichum
gloeosporoides, Colletotrichum acutatum, Colletotrichum
kahawae, Botrytis sp., Alternaria sp., Phytophthora sp., üç
teşhis edilemeyen yaprak lekesi fungusu ve bakteriyel patojen
olarak Pseudomonas syringae pv. actinidiae rapor edilmiştir.
Herhangi bir virüs hastalığı rapor edilmemiştir. Bu çalışmada
bu hastalıklar hakkında kısa bilgiler verilmiş olup, hastalıkların
durumu ve alınabilecek önlemler tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Rize, Kivi, Actinidia Deliciosa, Kivi
Hastalıkları.
ÇAY ÜRETİCİSİNE EK GELİR OLARAK KİVİ
YETİŞTİRİCİLİĞİ
Mustafa AKBULUT1, Hüseyin BAYKAL2 ve Yusuf ŞAVŞATLI 3
1
2
Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi
[email protected]
Öğr. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi
[email protected]
Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Maviyemiş Uyg. ve Araş. Merkezi
[email protected]
3
Özet: Rize ili Çay üretimi yanında son yıllarda kivi meyvesi
üretimiyle de adından söz ettiren bir ilimizdir. İlimizde çay
bitkisinin yetiştiriciliği sektörel bazda gelişimi sürdürürken,
kivi üretimin de ise Rize Türkiye’de 3. sırada yer almaktadır.
Henüz kivi yetiştiriciliği, bakımı ve pazarlanma gibi konularda
birçok eksikliklerin bulunduğu da görülmektedir. Çalışmada
çay yetiştiriciliği ve kivi yetiştiriciliği birlikte değerlendirilirken,
kivinin çay tarımına ek gelir getirici bir ürün olarak nasıl bir
yetiştiriciliğinin uygun olabileceği incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çay, Kivi, Rize, Ek Gelir.
71
ÇAY SEKTÖRÜNDE KADIN İŞGÜCÜNÜN YERİ VE
ÖNEMİ
Aykut BEDÜK1 ve Hatice Tomris KORKMAZ2
Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
1
Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
2
Özet: Tarım sektörü; ülke ekonomisine üretim, istihdam,
sanayi, milli gelir ve ihracat başta olmak üzere birçok alanda
katkı sağlamaktadır. Rize ilinin çay üretiminde tartışılmaz bir
üstünlüğü vardır. Bu sebeple çay, ilin ekonomisinde büyük
bir katma değere sahiptir. 1924 yılında bölgede başlayan
çay tarımı hem ekonomik hem de sosyal düzende bir takım
değişimlere sebep olmuş ve bölgeyi çay tarımında öncü
konuma getirmiştir. Ekonomik faaliyetlerin sınırlı olmasıyla
gurbete gitmeye mecbur kalan yöre erkeği, çay tarımıyla
beraber gurbetçilikten uzaklaşmıştır. Önceki dönemlerde
yaşanan sıkıntılar çayla beraber yok olmuş, yöre kalkınmaya
başlamıştır. Çay bahçelerinde çalışanların büyük kısmını
kadınlar oluşturmaktadır. Çünkü gurbetçilik zamanlarında
erkekler yörede bulunmadığı için kadınlar her işi yapmaya
başlamış ve çaycılık başladıktan sonra, diğer aile işleri yanında
çay bahçelerinde çalışma işini de üstlenmişlerdir. Karadeniz
kadını bu çalışkanlığını günümüzde de sürdürmektedir. Bu
çalışmada çayın Türkiye ekonomisi için önemi, çay üretiminde
Rize’nin payı ve çay üretiminde cinsiyet ayrımından yola
çıkılarak çay sektöründe kadın işgücünün yeri incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Çay, Rize’de Kadın, Kadın İşgücü.
OVİT TÜNELİ’NİN RİZE İLİNİN TURİZM
POTANSİYELİNİN ARTTIRILMASINA VE BÖLGESLE
KALKINMAYA ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
İlyas Kays İMAMOĞLU1, Atakan DURMAZ2 ve Vildan YAVUZ 3
Öğr. Gör., Bayburt Üniversitesi, Meslek Yüksekokul
[email protected]
1
2
Arş. Gör., Bayburt Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
Arş. Gör., Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
[email protected]
3
Özet: Bölgelerin ekonomik olarak gelişebilmeleri ve turizm
potansiyellerinin arttırılabilmesi için mevcut olanakların
yeterli olması gerekmektedir. Bölgesel kalkınmanın önemli
faktörlerinden birisi de turizmdir. Ancak turizmin bölgesel
kalkınmada itici güç olabilmesi bölgedeki mevcut ulaşım
ağlarının yeterli olmasına bağlıdır. Ulaşım bölgelerin ekonomik,
sosyal ve kültürel etkinliklerinin sonucu olarak ihtiyaç duyulan
bir ara hizmettir. Yani ulaşım talebi kendiliğinden değil,
sosyo-ekonomik örgütlenmenin sonucu olarak ortaya çıkar.
Hammaddenin elde edilişinden, üretilen ya da aracılık edilen
ürünün pazarlanmasına kadar ki süreçte üretim maliyetlerini
azaltmanın ve kar elde etme olasılığını arttırabilmenin
en önemli yollarından birisi de ulaştırma maliyetlerinin
azaltılmasıdır. Ulaşım ağı gelişmiş bölgeler arasındaki ticari
ilişkiler de buna paralel olarak gelişmektedir. Bu nedenle bu
çalışmada, Ovit Tüneli’nin faaliyete geçmesiyle beraber, Rize
ilinin çevre illerle ve Rize Limanı kullanılarak komşu ülkelerle
ticari faaliyetlerindeki değişmeler ve bölgeler arasındaki turizm
potansiyelinde meydana gelebilecek değişmeler bölgesel
kalkınma bağlamında incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Ovit Tüneli, Ulaşım, Turizm, Kalkınma,
Bölgesel Kalkınma.
72
RİZE İLİNİN TURİZM POTANSİYELİ:
İLDEKİ TURİZM ÇEŞİTLİLİĞİ VE EKOTURİZM
UYGULAMALARI
Elif SİS ATABAY1 ve Sevda KANCA2
1
Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi
Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Öğr. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi
Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Küreselleşme olgusuna bağlı olarak dünyada birçok
sektör olduğu gibi turizm sektörü de günümüzde ekonomik ve
sosyal getirileriyle büyük bir potansiyel haline gelmiştir. Ancak
turizm sektörünün gelişmesi özellikle sanayileşme çabası
içerisindeki gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde doğal
bakir çevrenin tahribatına yol açmıştır. Sürdürülebilir turizm
anlayışının bir türlü benimsenemediği ülkemizde de turizm
faaliyetlerinden gelir elde etmeye çalışılırken ne yazık ki doğal
kaynaklar göz göre göre tüketilmektedir. Oysa bakir ve kültürel
çevreye zarar vermeden de turizm yapılabilir. Ekoturizm bu
yeni anlayış için ciddi bir alternatif olabilir. Ekoturizm, doğal ve
kültürel mirasın korunmasına katkı sağlayabilecek en önemli
turizm yaklaşımıdır. Rize ili gerek jeopolitik konumuyla gerekse
zengin tarih ve kültür birikimiyle ekolojik ve doğal değerleri
açısından büyük çekicilik göstermektedir. Doğaya dayalı turizm
olarak tanımlanan, çevreyi ve yerel halkın refahını gözeten,
doğal kaynaklara duyarlı ve genellikle küçük gruplar halinde
yapılan ekoturizm açısından Rize ilinin zengin bir turizm
potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada
amaç Rize ilinde yapılmakta olan ekoturizm faaliyet türlerinin
ve ildeki turizm çeşitliliğinin belirlenmesi ve tanıtılmasıdır.
Anahtar Kelimeler: Rize, Ekoturizm, Turizm Potansiyeli.
2
GELENEKSEL FESTİVALLERİN YÖREYE OLAN
KATKILARI; ÇAMLIHEMŞİN AYDER KARDAN
ADAM ŞENLİĞİ ÖRNEĞİ
Ceyhun AKYOL
Öğr. Gör., Artvin Çoruh Üniversitesi
Arhavi Meslek Yüksekokulu
[email protected]
Özet: Türkiye’de düzenlenen yerel etkinlikler, düzenlenmeye
başladıkları yıllarda kapsam olarak dar ve bölgesel olsa
da, etkinliklerin katılım düzeyine ve başarılarına oranla
yıllar geçtikçe ulusal, hatta uluslararası boyut kazandıkları
gözlemlenmektedir. İhtiyaçların ve beklentilerin hızla değiştiği
turizm sektöründe, turistik ürün çeşitlendirme kapsamında
festival turizmi de son yıllarda kendine yer bulmaya başlamıştır.
Turizm açısından önem kazanan yerli organizasyonlar,
katılım ve başarı kazandıkça bir sonraki etkinliğe daha iyi ve
kapsamlı hazırlanmakta, katılımcılar da bir sonraki etkinliği iple
çekmektedirler. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kuşağında yer
alan Rize ilindeki farklı yerleşme türleri, tarihi kalıntılar, manzara
seyri, folklor gibi unsurlar ilin turizm çekiciliğini meydana
getirmektedir. Günümüzde turizm merkezi haline gelen Ayder
Yaylası, Rize ilinin turizm istatistiklerine yüksek oranda katkı
sağlamaktadır. Yayla turizmi, termal turizm ve son olarak da kış
turizmi yaylanın başlıca turizm aktiviteleridir. Düzenlenmeye
başladığı ilk yıllarda yerel halkın ilgisini çeken şenlik, son
yıllarda ulusal hatta uluslararası başarı sağlamaktadır.
Çalışmada, 2013 yılının 2-3 Şubat tarihlerinde altıncısı
düzenlenen Ayder Kardan Adam Şenliği’nin günümüze dek
gelişimi ve yöreye olan katkıları değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Festival, Rize, Ayder Yaylası.
73
74
not defteri
75
76
not defteri
not defteri
77
78
not defteri
79
80
not defteri
81
82
not defteri
83
84
not defteri
85
86

Benzer belgeler