AKADEMİDE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ GENDER

Transkript

AKADEMİDE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ GENDER
AKADEMİDE
TOPLUMSAL CİNSİYET
EŞİTLİĞİ
ULUSLARARASI İYİ ÖRNEKLER
SEMPOZYUMU
INTERNATIONAL SYMPOSIUM on
GENDER EQUALITY
IN THE ACADEMIA:
BEST PRACTICES
6-8 KASIM / NOVEMBER 2014
Karaköy Minerva Palas, İstanbul
DÜZENLEYENLEYENLER
ORGANIZING PARTNERS
Sabancı Üniversitesi
Sabancı University
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu
Sabancı University Gender and Women’s Studies Forum (Gender Forum)
İstanbul Kadın Müzesi
Women’s Museum Istanbul
İstanbul Politikalar Merkezi
Istanbul Policy Center
SEMPOZYUM MEKANI
SYMPOSIUM VENUE
Karaköy Minerva Palas
Bankalar Caddesi 2, Karaköy, 34420 İstanbul
http://genderforum.sabanciuniv.edu
3
PROGRAM
6 Kasım 2014 Perşembe
Saat
Oturumlar
9.00-9.30
Kayıt
Katılımcılar
9.30-10.00
Hoşgeldiniz
Konuşmaları
Ayşe Yüksel
(Sabancı Üniversitesi,
Düzenleme Komitesi adına)
Sondan Durukanoğlu Feyiz
(Sabancı Üniversitesi)
Meral Akkent
(İstanbul Kadın Müzesi)
Hüseyin Kelezoğlu
(Merrill Lynch)
10.00-10.30
Açılış Konuşması
Şirin Tekeli
Türkiye’de Kadınların Yüksek Öğrenimde
100. Yılı
ARA
10.30-10.45
Ilse Bartosch
(Viyana Üniversitesi, Avusturya)
Eril Fizik Mitosunun Peçesini Kaldırarak
Toplumsal Cinsiyet Uçurumunu Kapamak
10.45-12.30
Panel 1:
Bilim, Teknoloji,
Mühendislik ve
Matematik’te
Kadınlar
Moderatör:
Alev Topuzoğlu
(Sabancı
Üniversitesi)
Katerina Cidlinska
(Bilimler Akademisi, Çek Cumhuriyeti)
Orta Öğrenimdeki Kadın Öğrenciler İçin
Teknik Bilimler Rehberlik Programı
Felizitas Sagebiel
(Wuppertal Üniversitesi, Almanya)
Bilim ve Teknolojide Liderlik Pozisyonundaki
Kadınlar Üniversitelerin Toplumsal
Cinsiyet Ekseninde Şekillenen Örgütsel
Kültürünü Değiştirmek İçin Nasıl Katkılarda
Bulunabilirler
Angelika Trübswetter
(Fraunhofer Uygulamalı Araştırma
Destekleme Topluluğu, Almanya)
Bilim Sahasındaki Kariyer Patikalarını
Senaryolardan ve Rol Modellerden
Öğrenmek
12.30-13.30
4
ÖĞLE ARASI
Saat
13.30-15.15
Oturumlar
Panel 2:
Akademik
Kariyer ve
Kurumlarda
Toplumsal
Cinsiyet – I
Moderatör:
Liisa Husu
(Hanken Ekonomi
Okulu/Örebro
Üniversitesi)
Panel 3:
Akademik
Kariyer ve
Kurumlarda
Toplumsal
Cinsiyet – II
Moderatör:
İlker Birbil
(Sabancı
Üniversitesi)
17.30-19.30
Sarah Barnard
(Loughborough Üniversitesi,
Birleşik Krallık)
Birleşik Krallık’ta Akademik Kültür: Çalışma
Pratikleri ve Bu Pratiklerin Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği Bakımından Sonuçları
Sigrid Metz-Göckel
(Dortmund Teknik Üniversitesi, Almanya)
Almanya Bilim Sistemindeki Toplumsal
Cinsiyet İlişkileri: Katılım ve Dışlama
Ayla Satilmis & Henriette Ullmann
(Bremen Üniversitesi, Almanya)
Akademide Eşitlik ve Güvencesizlik:
Toplumsal Cinsiyet ve Çeşitlilik Uçurumunun
Üstesinden Gelmeye Çalışırken Karşılaşılan
Fırsatlar ve Engeller
Stefanie Leinfellner
(Paderborn Üniversitesi, Almanya)
Almanya Üniversitelerindeki Toplumsal
Cinsiyet İlişkilerini Dönüştürmek:
Akademideki Çift Kariyerli Aileler Hakkında
Bir Vaka Çalışması
ARA
15.15-15.45
15.45-17.30
Katılımcılar
Sosyal Program
Margrit Kaufmann
(Bremen Üniversitesi, Almanya)
Çeşitlilik Belası? Eleştirel Kesişimsellik
Çalışmalarında ve Bilim Sisteminde Toplumsal
Cinsiyet ve Çeşitlilik Meselesi
Mathias Wullum Nielsen
(Aarhus Üniversitesi, Danimarka)
Meritokrasinin Sınırları mı? Akademide İşe
Alma ve Seçme Süreçlerinde Toplumsal
Cinsiyet
Chiara Oppi & Emidia Vagnoni
(Ferrara Üniversitesi, İtalya)
İtalyan Üniversitelerinin İdaresinde Toplumsal
Cinsiyet Eşitliği: Bir Keşif Çalışması
Beyoğlu Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Turu
(Sadece İngilizce, kayıt gereklidir.)
5
7 Kasım 2014 Cuma
Saat
Oturumlar
Panel 1:
Politika
Oluşturma ve
Uygulama – I
9.30-11.00
Moderatör:
Mine Tan
(İstanbul Teknik
Üniversitesi)
Panel 2:
Politika
Oluşturma ve
Uygulama – II
12.45-13.30
6
Nike Alkema
(Almanya Araştırma Vakfı DFG, Almanya)
DFG “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Dair
Araştırma Odaklı Standartlar Belirleme”
İnisiyatifi: Uygulama Süreci ve İlerleme Raporu
Liisa Husu
(Hanken Ekonomi Okulu, Finlandiya / Örebro
Üniversitesi, İsveç)
Akademi ve Araştırma Dünyasında Toplumsal
Cinsiyeti ve Toplumsal Cinsiyet Eşit(siz)liğini
Sorgulamak: Nordik Yaklaşımlar
Rachel Palmen
(Giacomo Brodolini Vakfı, İtalya)
GenPort
ARA
11.00-11.15
11.15- 12.45
Katılımcılar
Moderatör:
Çiler Dursun
(Ankara
Üniversitesi)
Ebru Tepecik
(Erlangen Üniversitesi, Almanya)
Çeşitlilik Yönetimi- Akademik Alanda
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Çeşitlilik
Stratejileri
Irene Rehmann
(Eğitim, Araştırma ve Yenilikçilik Bakanlığı,
İsviçre)
İsviçre’nin Yüksek Öğrenimde Toplumsal
Cinsiyet Eşitliğini Desteklemeye Yönelik
Politikaları
Birgit Sauer
(Viyana Üniversitesi, Avusturya)
Avusturya Üniversitelerinde Toplumsal
Cinsiyet Eşitliği Yönetiminin Zorlukları:
Kurumsal Mantıkların Rekabeti Sorunu mu?
ÖĞLE ARASI
Saat
Oturumlar
Katılımcılar
13.30-14.30
Atölye: Toplumsal
Cinsiyet Eşitliği
Göstergelerine
Göre Üniversite
Sıralamaları
Andrea Löther
(Leibniz Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kadınlar ve
Bilim Mükemmeliyet Merkezi, Almanya)
ARA
14.30-14.45
Panel 3:
Türkiye’den
Deneyimler
14.45-16.15
Moderatör:
Deniz Tarba
Ceylan (Sabancı
Üniversitesi)
Mine Tan
(İstanbul Teknik Üniversitesi, Türkiye)
Türkiye’de Üniversite Kariyeri ve Toplumsal
Cinsiyet: NETFA Vakası
Çiler Dursun
(Ankara Üniversitesi, Türkiye)
Genovate Projesi Vasıtasıyla Ankara
Üniversitesi’nde Uygulanan Yenilikçi Bir
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Planı Örneği
Ayşe Yüksel
(Sabancı Üniversitesi, Türkiye)
Mor Sertifika Programı
ARA
16.15-16.45
16.45-17.30
Günsonu Oturumu
Moderatör
Sibel Irzık
(Sabancı Üniversitesi, Türkiye)
19.00
Sergi Açılışı
Sismanoglio
Megaro Binası
Kadınların Üniversitede 100 Yılı – İnas
Darülfünunu / Kadın Üniversitesi 1914–1919
7
8 Kasım 2014 Cumartesi
Saat
Oturumlar
Katılımcılar
Yuvarlak Masa:
Politika
Oluşturma
Atölyesi
9.30-12.30
Moderatör:
Onur Sazak
(İstanbul
Politikalar
Merkezi,
Sabancı
Üniversitesi)
Açık Forum
ÖĞLE ARASI
12.30-14.00
Kapanış
Konuşması:
14.00-16.00
Biyoloji
Bilimlerinde
Cinsiyetçi Dil:
Geçmişe ve
Geleceğe Bakış
Moderatör: Gürol
Irzık (Sabancı
Üniversitesi)
8
Emily Martin
(New York Üniversitesi,
Amerika Birleşik Devletleri)
SEMPOZYUM HAKKINDA
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu ve
İstanbul Kadın Müzesi işbirliğiyle, Türkiye’de kadınların üniversiteye girme
hakkını elde etmelerinin 100. yılında, üniversitelerde toplumsal cinsiyet
eşitliğini sağlamak için geliştirilen politikaları, programları ve iyi uygulama
örneklerini uluslararası bir platformda tartışmak üzere 6-7- 8 Kasım 2014
tarihlerinde, Karaköy Minerva Palas’ta, “Akademide Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği - Uluslararası İyi Örnekler Sempozyumu” düzenlenecek.
Sempozyum çerçevesinde 7 Kasım-21 Aralık 2014 tarihleri arasında,
Yunanistan Başkonsolosluğu Sismanoglio Megaro’da “Kadınların
Üniversitede 100 Yılı - İnas Darülfünunu / Kadın Üniversitesi 19141919” adlı sergi görülebilecek.
Türkiye’de kadınların üniversiteye girme hakkını elde etmelerinin üzerinden
100 yıl geçti. Kadınlar şimdi, üniversitede toplumsal cinsiyet eşitliğine ne
kadar yaklaşıldığını, akademinin hangi alanlarında var ya da yok olduklarını
sorguluyorlar. Günümüzde yükseköğrenim kurumlarında verilen eğitimin
kalitesiyle birlikte, akademide toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmesi
ve özellikle de bunun ne kadar kurumsallaştırıldığı, üniversitelerin kalitesini
belirleyen faktörler arasında yer alıyor.
Üniversite kalitesini, kadın faktörü bağlamında yeniden tanımlamaya
yönelik düzenlenecek sempozyumun, Türkiye’deki üniversitelerde de
toplumsal cinsiyet eşitliğini ve çeşitliliği sağlayacak, kurumsallaştıracak ve
koruyacak mekanizmalar geliştirilmesiyle ilgili çalışmalara ve üniversite
politikalarında kalıcı sistem değişikliklerine yol açacak bir sürece katkı
sağlaması amaçlanıyor.
9
PROGRAM
6 November 2014 Thursday
Time
Sessions
9.00-9.30
Registration
Participants
9.30-10.00
Welcoming
Remarks
Ayşe Yüksel
(Sabancı University, on behalf of the
Organizing Committee)
Sondan Durukanoğlu Feyiz
(Sabancı University)
Meral Akkent
(Istanbul Women’s Museum)
Hüseyin Kelezoğlu
(Merrill Lynch)
10.00-10.30
Opening Speech
Şirin Tekeli
Commemorating the 100th year of
women’s acceptance to higher education
institutions in Turkey
COFFEE BREAK
10.30-10.45
Ilse Bartosch
(University of Vienna, Austria)
Bridging the Gender Gap by unveiling the
myth of masculine physics
Panel 1:
Women in STEM
10.45-12.30
Moderator:
Alev Topuzoğlu
(Sabancı
University)
Katerina Cidlinska
(Academy of Sciences, Czech Republic)
Mentoring program in technical sciences for
secondary school female students
Felizitas Sagebiel
(University of Wuppertal, Germany)
How women in leadership positions in
science and technology can contribute to
change gendered organizational cultures in
universities
Angelika Trübswetter
(Fraunhofer Society for the Promotion of
Applied Research, Germany)
Learning from scenarios and role models
about career paths in science
12.30-13.30
10
LUNCH
Time
Sessions
Participants
Sarah Barnard
(Loughborough University, UK)
Academic culture in the UK: working
practices and consequences for gender
equality
Panel 2:
Gender in
Academic
Careers and
Institutions – I
Sigrid Metz-Göckel
(Technical University of Dortmund,
Germany)
Gender relations in the German scientific
system: participation and exclusion
Moderator:
Liisa Husu
(Hanken School
of Economics/
Örebro University)
Ayla Satilmis & Henriette Ullmann
(University of Bremen, Germany)
Equality and precarity in academia –
Opportunities and barriers in tackling
the gender and diversity gap
13.30-15.15
Stefanie Leinfellner
(University of Paderborn, Germany)
Transforming gender relations at German
universities? – a case study about dual
career families in academia
COFFEE BREAK
15.15-15.45
15.45-17.30
Panel 3:
Gender in
Academic
Careers and
Institutions-II
Moderator:
İlker Birbil
(Sabancı
University)
17.30-19.30
Social Programme
Margrit Kaufmann
(University of Bremen, Germany)
Diversity Trouble? The topic of Gender and
Diversity in the critical intersectional Studies
and science system
Mathias Wullum Nielsen
(Aarhus University, Denmark)
Limits to meritocracy? Gender in academic
recruitment and selection processes
Chiara Oppi & Emidia Vagnoni
(University of Ferrara, Italy)
Gender equality in the governance of Italian
universities: an explorative study
Gender and Memory Tour of Beyoğlu
(Only in English, registration required.)
11
7 November 2014 Friday
Time
Sessions
Panel 1:
Policy
Making and
Implementation-I
9.30-11.00
Moderator: Mine
Tan (Istanbul
Technical
University)
Panel 2:
Policy
Making and
Implementation
– II
Moderator:
Çiler Dursun
(Ankara University)
12.45-13.30
12
Nike Alkema
(German Research Foundation DFG,
Germany)
The DFG-initiative “Research-Oriented
Standards on Gender Equality” –
Implementation Process and Progress Report
Liisa Husu
(Hanken School of Economics, Finland /
Örebro University, Sweden )
Interrogating gender and gender (in)
equalities in academia and research: Nordic
approaches
Rachel Palmen
(Giacomo Brodolini Foundation, Italy)
GenPort
COFFEE BREAK
11.00-11.15
11.15- 12.45
Participants
Ebru Tepecik
(Erlangen University, Germany)
Diversity Management - Gender and diversity
strategies in academic policy
Irene Rehmann
(State Secretariat for Education, Research and
Innovation, Switzerland)
Swiss Policy for promoting gender equality in
Higher Education
Birgit Sauer
(University of Vienna, Austria)
The difficulties of gender equality governance
at Austrian universities. A problem of
competing institutional logics?
LUNCH
Time
Sessions
Participants
13.30-14.30
Workshop:
University
ranking on
the basis of
gender equality
indicators
Andrea Löther
(Leibniz Institute for Social Sciences,
Center of Excellence: Women and Science,
Germany)
COFFEE BREAK
14.30-14.45
Panel 3:
Experiences from
Turkey
14.45-16.15
Moderator:
Deniz Tarba
Ceylan (Sabancı
University)
Mine Tan
(Istanbul Technical University, Turkey)
Gender and the university career in Turkey:
The case of NETFA
Çiler Dursun
(Ankara University, Turkey)
An innovative example of gender equality
action plan implementation in Ankara
University through Genovate Project
Ayşe Yüksel
(Sabancı University, Turkey)
The Purple Certificate Program
COFFEE BREAK
16.15-16.45
16.45-17.30
Round Up Session
Moderator
Sibel Irzık
(Sabancı University, Turkey)
19.00
Exhibition Opening
at Sismanoglio
Megaro
100 Years Women at the University Women’s University 1914–1919
13
8 November 2014 Saturday
Time
Sessions
Participants
Roundtable:
Policy Making
Workshop
9.30-12.30
Moderator:
Onur Sazak
(Istanbul Policy
Center, Sabancı
University)
Open Forum
LUNCH
12.30-14.00
Keynote Speech:
14.00-16.00
The gendering
of language in
the biological
sciences: looking
back and looking
ahead
Moderator: Gürol
Irzık (Sabancı
University)
14
Emily Martin
(New York University,
United States of America)
ABOUT THE SYMPOSIUM
In celebration of the centenary of women gaining the right to higher
education in Turkey, Sabancı University Gender and Women’s Studies
Forum in association with the Women’s Museum Istanbul will hold the
Gender Equality in Academia: International Best Practices Symposium
between November 6th and 8th, 2014 at the Karaköy Minerva Palas to
discuss policies, programs and best practices for gender equality in
universities on an international level.
As part of the symposium, an exhibition titled “100 Years Women at the
University Women’s University 1914–1919” will be available for viewing
between November 7th and December 21st at the Consulate General of
Greece in Istanbul - Sismanoglio Megaro.
The symposium is expected to contribute to the processes to establish
mechanisms for implementing, institutionalizing and protecting gender
equality and diversity in Turkish universities, and towards making
permanent, systemic changes in university policies.
15
DÜZENLEME KOMİTESİ
ORGANIZING COMMITTEE
Alev Topuzoğlu
Armanc Yıldız
Ayşe Yüksel
Gürol Irzık Meral Akkent
Olcay Özer
Sibel Irzık
16
Sabancı Üniversitesi, Doğa Bilimleri ve Mühendislik Fakültesi, Matematik Programı
Sabancı University Faculty of Natural Sciences
and Engineering, Mathemeatics
Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu
Kurucu Üyesi
Board Member of the Gender Forum
Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları
Forumu Asistanı
Assistant of Gender Forum
Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları
Forumu Koordinatörü
Coordinator of Gender Forum
Sabancı Üniversitesi, Sanat ve Sosyal Bilimler
Fakültesi, Kültürel Çalışmalar Programı
Sabancı University Faculty of Arts and Social
Sciences, Cultural Studies
İstanbul Kadın Müzesi Küratörü
Curator of Women’s Museum Istanbul
Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları
Forumu Koordinatörü
Coordinator of Gender Forum
Sabancı Üniversitesi, Sanat ve Sosyal Bilimler
Fakültesi, Kültürel Çalışmalar Programı
Sabancı University Faculty of Arts and Social
Sciences, Cultural Studies
DÜZENLEYEN KURUMLAR
ORGANIZING PARTNERS
İstanbul Kadın Müzesi
Türkiye’nin ilk, dünyanın üçüncü kent kadın müzesi olan İstanbul Kadın
Müzesi (İKM), 25 Eylül 2012 tarihinde sanal ortamda açılmıştır. Unutulan,
unutturulan, değiştirilen, reddedilen kadın tarihini görünür kılmak amacıyla
nesiller, cinsler ve kültürlerarası bir diyalog projesi olarak tasarlanan İKM,
İstanbul kentinin 2672 yılda birçok kültürün katkısı ile zenginleşen kadın
tarihine bakış açısıyla, kadın tarihinde kutlama geleneğini oluşturan etkinlik
konseptleriyle, müze ötesi sosyal sorumluluk projeleriyle kent kadın belleği
konusuna daha fazla ilgi duyulmasını sağlar ve kent kadın tarihi için dinamik
bir iletişim ve eylem alanları açar. Kadın tarihini gündemde tutmak ve kadın
belleği oluşturmak, müzenin onurlandırma ve bilgilendirme hedefleriyle
paralel yürütülür. Türkiye’deki diğer kentler için esinlendirici bir model olmak
da müzenin amaçları arasındadır. Henüz çalışma mekânını arama sürecinde
olan İstanbul Kadın Müzesi (İKM), ziyaretçilerle iletişimini, müzenin Facebook
hesabında, sürekli sanal sergideki biyografiler çerçevesinde geliştirilmiş özel
konseptli “Mini Müze Pedagojisi” programını her gün Türkçe, İngilizce ve
Almanca dillerinde uygulayarak sağlamaktadır. İstanbul Kadın Müzesi, küçük
bir grubun, gönüllülük bazında sürdürdüğü bir projedir ve müzenin fiziki
mekânını gerçekleştirmek amacıyla, İstanbul Kadın Kültür Vakfı kurulmuştur.
http://www.istanbulkadinmuzesi.org
http: //www.facebook.com/IstanbulKadinMuzesi
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve
Kadın Çalışmaları Forumu
Mart 2010 yılında kurulan Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın
Çalışmaları Forumu (Gender Forum), kısaca, toplumsal cinsiyet ve kadın
çalışmaları konularına ilgi duyan Sabancı Üniversitesi akademisyenleri,
idari çalışanları ve öğrencilerini bu alandaki araştırma ve benzeri faaliyetleri
17
paylaşmak, yeni işbirlikleri ve projeler üretmek için bir araraya getirmenin
yanı sıra, kampüs içi veya dışında yürüttüğü faaliyetlerle kamuoyunda
toplumsal cinsiyet ve cinsellik üzerine yürüyen tartışmalara katkıda
bulunmayı amaçlar. Toplumsal cinsiyet ve eğitim, bilimde ve akademide
toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve cinsellik,toplumsal cinsiyet temelli
şiddet Forum’un ana faaliyet alanlarını oluşturur.
http://genderforum.sabanciuniv.edu/
Women’s Museum Istanbul
The Women’s Museum Istanbul is a city women’s museum. It is a community
and non-profit organization, the first museum of its kind to be established
in Turkey. It opened on September 25, 2012 as a virtual museum with
a well-designed website written in Turkish and translated into three other
languages: English, German, and Italian.
The museum, currently operating on a voluntary basis, is dedicated to the
more than 2600 years of women´s history in the city of Istanbul and to the
role played by women in the vibrant and multi-textured life of the city. The
museum project is nowadays in search of a building that would be suitable
for the concept it envisages.
The aim of the museum is to provide a showcase for the history of women
in Turkey, a history which was lost, obscured or disowned all too quickly
by the mainstream of opinion, and to share this history as a counterpart to
male-dominated historical writing, thus creating an inspiring new cultural
model. The memory of the city’s women is kept alive through exhibitions
that honor, inform and provide role models from women’s history.
The Women’s Museum Istanbul is envisioned as a project to create and
encourage understanding and dialogue among the generations, genders
and among the different cultural and ethnic groups of the city.
18
The Women’s Museum Istanbul communicates with visitors via its Facebook
and Twitter accounts and offers a “Mini Education Program” every day using
biographies in the permanent (virtual) exhibition in Turkish, English and
German languages.
Women´s Museum Istanbul was founded by Women´s Culture Foundation
Istanbul.
http:// www.istanbulkadinmuzesi.org/en
http://www.facebook.com/IstanbulKadinMuzesi
Sabancı University Gender and Women’s Studies Forum
Established in March 2010, Sabancı University Gender and Women’s Studies
Forum, shortly Gender Forum, brings together faculty, administrators and
students interested in gender and women’s studies to share research and
other related activities on women and gender, to design and carry out new
collaborative projects, and to organize public events on and off campus that
contribute to key debates on gender and sexuality. Gender and education,
gender in science and academia, gender and sexuality, and gender-based
violence constitute the core areas of Gender Forum activities.
http://genderforum.sabanciuniv.edu/en
19
DESTEKLEYENLER
SPONSORED BY
Açık Toplum Vakfı
Open Society Foundation
Bank of America Merill Lynch
Bank of America Merill Lynch
Friedrich Ebert Stiftung
Friedrich Ebert Stiftung
İstanbul Kadın Kültür Vakfı
Women’s Culture Foundation Istanbul
İstanbul Kadın Müzesi
Women’s Museum Istanbul
İstanbul Politikalar Merkezi
Istanbul Policy Center
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve
Kadın Çalışmaları Forumu
Sabancı University Gender and Women’s
Studies Forum
Sabancı Üniversitesi
Sabancı University
Yunanistan İstanbul Baş Konsolosluğu
Consulate General of Greece in Istanbul
20
Ilse BARTOSCH
Viyana Üniversitesi, Avusturya
Eril Fizik Mitosunun Peçesini
Kaldırarak Toplumsal Cinsiyet
Aralığını Kapamak
Uluslararası öğrenci değerlendirmeleri ve genç kadınların yüksek öğrenim
ve ikinci öğretime katılımları üzerine yapılan çalışmalar, birçok ülkede bilim,
teknoloji, mühendislik ve matematik (BTMM) sahalarında mevcut kayda
değer büyüklükteki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortaya koyuyor. ROSE
çalışması, öğrencilerin BTMM sahasıyla ilgilenip BTMM’yi toplumsal gelişme
için önemli gördüğüne, ancak kız öğrencilerin bu sahada çalışmak noktasında
tereddüte düştüğüne dikkat çekiyor. Birçok hükümetin daha eşitlikçi bir
eğitim tesis etmek için giriştiği ‘bilim ve teknolojiyle ilgilenen kızlar’ ya da
‘kız öğrenci günleri’ gibi bir dizi etkinliğe rağmen bu durumun değiştiğini
söyleyemeyiz. Oysa araştırmalar gösteriyor ki, böylesine müdahaleler, BTMM
sahasına kök salan eril kültürle mücadele etmeden durumu değiştirmeye
çalıştıkları için başarı kaydedememiştir. Özellikle de fizik alanının kültürü,
fizik kuram ve kavramlarına değerler ve inançlardan bağımsız bir mutlaklık
atfeden epistemolojik mitin beraberinde getirdiği bir ayrıcalık halesiyle sarılı.
Ben de bu çalışmamda fizik alanındaki hâkim kültürün, fizik öğretmenlerinin
inançlarını, normlarını ve değerlerini nasıl şekillendirdiğini, alandaki
ayrıcalık mitinin öğretmenlerin habituslarında, özgül söylemlerinde ve fizik
dersliklerinde kullanılan aletlerde nasıl yer ettiğini tartışacağım. BTMM
sahasındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini aşmanın yolunun, büyük ölçüde,
genç kadınların BTMM’nin eril ve ayrıcalıklı görünümüne bakarak yaptıkları
‘seçimlerin’ maskesini düşüren, yapılandırılmış bir tartışmayı başlatmaktan
geçtiğini öne süreceğim.
21
Katerina CIDLINSKA
Bilimler Akademisi, Çek Cumhuriyeti
Orta Öğrenimdeki Kadın Öğrenciler İçin
Teknik Bilimler Rehberlik Programı
Toplumsal cinsiyet, Çek Cumhuriyeti’nde araştırma ve yüksek öğrenim hayatını
enine, sertçe kesen bir unsur. Teknik bilimler ise bu durumun aleni biçimde
yaşandığı alanlardan birisi. Çek üniversitelerindeki teknik disiplinlerde okuyan
öğrencilerin % 32.2’si kadın. Uğruna ülkedeki bütün araştırma harcamalarının
% 51.1’inin yapıldığı, bütün araştırmacıların % 39.8’inin çalıştığı teknik bilimler
araştırmalarında ise bu oran yalnızca % 12.8.
Kadınlar ve Bilim Ulusal İletişim Merkezi olarak, kadınların teknik bilimler
alanında bu kadar zayıf temsil edilmesinin altında yatan temel sebebin, kız
öğrencilerin teknik bilim konularındaki özgüvenini zedeleyen ve onları daha
geleneksel alanlarda profesyonelleşmeye sevk eden toplumsal cinsiyet
basmakalıp rolleri olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla, durumun değiştirilmesi için
sadece yüksek öğrenime değil, eğitimin daha aşağı kademelerine, özellikle de
çalışma patikalarının belirlenmesinde ve eğitim hayatı ile profesyonel yaşama
dair heveslerin gelişiminde hayati önem arz eden orta öğrenim odaklanılmasının
elzem olduğunu düşünüyoruz.
Kadınlar ve Bilim Ulusal İletişim Merkezi, orta öğretimdeki kız öğrencileri
toplumsal cinsiyet açısından geleneksel addedilmeyen üniversite disiplinlerinde
– teknik bilimler ve doğa bilimleri - okumaya sevk etmek amacıyla, bir
rehberlik programı olarak 2009 senesinde kuruldu. Program kadın üniversite
öğrencileriyle (rehberlerle) yapılan fikir alışverişleri vasıtasıyla, bir yandan kadın
öğrencilerin (rehberlik edilenlerin) kariyer hayallerini olgunlaştırmaya ve onlara
özgüven aşılamaya çalışırken, diğer yandan teknik bilimleri tipik bir biçimde
erkeklerin faaliyet sahası olarak gören basmakalıp algıyı bertaraf etmeye
çalışıyor. Böylece kısa vadede üniversitelerdeki yatay ayrışma zeminlerini, uzun
vadede ise bilim sahasındaki dikey ayrışma zeminlerini zayıflatmaya uğraşıyor.
Bu sunumda programın kuramsal arka planına, somut tasarılarına, etkilerine ve
hedef grupların takip edilen ihtiyaçları hususunda yaşanan gelişmelere dair bir
giriş yapmayı ve 5 yılda 7 Çek üniversitesinden 135 orta öğretim öğrencisinin
ve 67 rehberin katıldığı program deneyimini sizlerle paylaşmayı amaçlıyorum.
22
Felizitas SAGEBIEL
Wuppertal Üniversitesi, Almanya
Bilim ve Teknolojide Liderlik
Pozisyonundaki Kadınlar Üniversitelerin
Toplumsal Cinsiyet Ekseninde Şekillenen
Örgütsel Kültürünü Değiştirmek İçin
Nasıl Katkılarda Bulunabilirler
Konuşmamda, bilim ve teknoloji odaklı yüksek öğrenim kurumlarında,
yönetici mevkilerde bulunan kadınların beraberinde getirdikleri dönüşüm
potansiyelini sorgulayacağım. İki konuya yoğunlaşacağım: iş bölümü,
iletişim, uyuşmazlık yönetimi, rekabet, toplumsal cinsiyet meselelerinin ele
alınma şekli ve ağlarla ölçülen örgütsel kültürler ve liderlik tarzı.
Doğru yer ve zamanda doğru bilgiye erişmek liderlik pozisyonunun
olmazsa olmazlarındandır. Bilginin stratejik bir şekilde işlenmesi ise bilim
ve teknoloji sahasında faaliyet gösteren kadın profesörler için en mühim
önkoşullardan birisidir. Dolayısıyla proje fikirlerinin, işbirliği ve rekabeti göz
önünde bulundurarak, dikkatli bir şekilde aktarılması gerekir. Diğer yandan,
örgütsel kültürün dönüşümü için şeffaflık, bilhassa kadınlar için önemli bir
odak noktasını teşkil eder. Bilginin alınması ve verilmesi, ağ oluşturmakla ve
doğru ağların içine girmekle alakalı bir meseledir, ve liderlik pozisyonlarının
önkoşuludur. Peki bu hususta kadınlar ve erkekler arasında herhangi bir fark
var mıdır? Mühendislik departmanlarında erkeklerin hakimiyetini kırmak
için neler yapılabilir? Akademideki kadın liderler, erkeklerin mevcut ağlarını
kullanarak kendi ağlarını nasıl oluşturmaktadırlar? Karşılaştıkları engelleri
aşmak için hangi stratejilere sığınırlar?
Elimizdeki sonuçları feminist teknoloji çalışmaları, toplumsal cinsiyet
temelinde yürütülen örgüt çalışmaları, akademik toplumsal cinsiyet
araştırmaları ve eleştirel erkeklik çalışmalarından faydalanan kuramsal
perspektiflerden değerlendireceğim. Bu esnada, Almanya üniversitelerindeki
bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik öğrencilerine odaklanan bazı
inisiyatifleri ve bu sahalardaki kadınları destekleyen programları eleştirel bir
bakış açısıyla tartışmaya açacağım.
23
Angelika TRÜBSWETTER
Fraunhofer Uygulamalı Araştırma Destekleme Topluluğu,
Almanya
Bilim Sahasındaki Kariyer
Patikalarını Senaryolardan ve
Rol Modellerden Öğrenmek
Bu sunumdaki amacım, erken kariyer basamaklarındaki, özellikle doktora
seviyesindeki kadın bilimcilerin kariyerlerini desteklemeyi ve geliştirmeyi
hedefleyen, bilimsel kurumların ve araştırma kurumlarının kullanımına
yönelik yenilikçi araçların üç farklı kurumdaki (Fraunhofer, ETH Zürih ve
Tel Aviv Üniversitesi) dört pilot uygulaması süresince çıkardığımız dersleri
ve edindiğimiz deneyimleri sizlere nakletmek. Toplumsal cinsiyete dair
önyargıların, bilimsel kariyerin ilk basamağı olan doktora seviyesinden
itibaren, değerlendirme ve seçme süreçlerini erkeklerin lehine etkilediği
günümüzde böyle bir desteğe gereksinim duyuyoruz.
Geliştirdiğimiz yöntem senaryo atölyesi yaklaşımını temel alıyor, zira
senaryolar “dünya hakkında oluşturduğumuz ‘zihinsel modelleri’ zorlayan (...)
en güçlü araçlar.” Senaryo atölyesinin üç temel bileşeni şunlar: 1) Düşünce
ve bilgi: Kariyer olanaklarının ve kariyer yapılabilecek bilim sahalarının farklı
uzmanlardan öğrenilmesi teşvik ediliyor. 2) Mümkünat Mahalleri: Edinilen
bilgiye ilave olarak, muhtemel kariyer patikaları hakkında öngörü sahibi
olabilmek için farklı rol modelleri ile etkileşime geçiliyor. 3) Senaryolar:
Kariyer üzerine araştırma bulguları gösterilerek ve diğer katılımcılarla
etkileşime geçerek kariyer imkanlarının ve algılanan engellerin gerçekçi
olup olmadığına haiz olunuyor, mevcut kariyer varsayımları ve önyargılarıyla
‘yüzleşiliyor’. Bunların haricinde, atölyeye katılanlardan, edindikleri yeni
bilgileri kullanarak, bir gelecek CV’si oluşturmaları isteniyor. Bu elbette ki
hayali, ancak yine de içinde mevcut bilim sahalarında konumlanan muhtemel
kariyer hedeflerinin ve patikalarının gerçekçi bir koleksiyonunu ve farklı
kariyer-hayat dengeleme seçeneklerini barındıran bir CV.
Dört atölyenin neticesinde, etkinliğin eğlenceli, dinamikleştirici ve hatta bazı
kadınlar için dönüştürücü sonuçlar verdiği, genç kadınlardan, uzmanlara ve
rol modellerine kadar bütün katılımcılara olumlu bir deneyim yaşattığı açıklığa
kavuştu.
24
Sarah BARNARD
Loughborough Üniversitesi, Birleşik Krallık
Birleşik Krallık’ta Akademik Kültür:
Çalışma Pratikleri ve Çalışma
Pratiklerinin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Bakımından Sonuçları
Kadınlar, yüksek öğrenim alanında yıllardır edindikleri birçok akademik
kazanıma rağmen, halen – özellikle de hiyerarşinin üst basamaklarına,
Profesörlük ve üst düzey üniversite yönetimi kademelerine çıkıldıkça –
zayıf bir şekilde temsil ediliyorlar ve beklentileri karşılayamıyorlar. Yüksek
öğrenimin belirli disiplinlerinde, bilhassa bilim, teknoloji, mühendislik ve
matematik sahalarında kadınların sayıca azlığı vaziyeti daha da kötüleştiriyor.
Ben de bu çalışmamda, vaka çalışması yapan bir kurumun düzenlediği
eylem araştırmasının sonuçlarından ve mevcut literatürden hareketle
İngiltere’deki hâkim akademik kültürü tartışmaya açacağım. Mevcut
akademik çalışma kültürünün özellikle aile kurmak isteyen kadınlar için
sorun teşkil ettiğini öne süreceğim. Bir İngiltere üniversitesinin mühendislik
okulunda sürdürülen eylem araştırması projesinin ve üniversite çalışanlarıyla
yapılan bir anketin sonuçlarından faydalanarak, akademik çalışma hayatına
dair normların kadın ve erkek akademisyenler ve araştırma görevlileri
tarafından nasıl deneyimlendiğini serimleyecek; vaka çalışması yürüten
kurumun eylemlerinden hareketle bunların geleneksel kadın ve erkek çalışan
kimliklerini hangi şekillerde tahkim edebileceği/sarsabileceği hususunda
kafa yoracağım.
25
Sigrid METZ-GÖCKEL
Dortmund Teknik Üniversitesi, Almanya
Almanya Bilim Sistemindeki Toplumsal
Cinsiyet İlişkileri: Katılım ve Dışlama
Son 30 yıldır, kadınların Alman yüksek öğrenim sistemiyle bütünleşmesi sürekli
arttı; kadınların oranı toplam öğrenci nüfusunda yarıya ve bilimsel mevkilerin alt
basamaklarında üçte bire ulaştı.
Yine de kadınların daha yüksek ve mümtaz mevkilere katılımı hususunda büyük
bir uçurum mevcut. Kadınların üniversite sistemiyle bütünleşmesi, üniversitenin
bir teşkilat olarak kavramsallaştırılmasında yaşanan değişiklikler sebebiyle
güvencesiz bir biçimde gerçekleşti. Alman yüksek öğrenim sistemi, kadınların ve
erkeklerin eşit katılımını sağlamaktan halen oldukça uzakta. Toplumsal cinsiyetin
anaakımlaştırılması, uygulamadan ziyade sözde kalan bir mefhum.
Üniversitelerin üst düzey yöneticileri, kadınların ve erkeklerin katılımları arasındaki
uçurumun gayet farkında ve toplumsal cinsiyet eşitliğine sıcak yaklaşıyor olabilirler;
ancak orta kademelerde, kararların verildiği fakültelerde kadınların ilerleme ve terfi
etme şansları oldukça düşük.
Kadınlar bilim sahasındaki kariyerlerinde yapısal olduğu gibi kültürel engellerle
de karşılaşıyorlar. Hatta kültürel veçhe bazı yapısal unsurlardan daha inatçı gibi
görünüyor. Mesela ebeveynlik yeni gündem konularından birisi. Üniversiteler
ebeveynlik ve çocuk yetiştirmenin yanı sıra iyi bir araştırmacı olmayı destekleyen
programları hayata geçirmek için birbirleriyle yarışıyor. Üniversitelerdeki çocuk
bakım programları yirmi, hatta on sene evvel hayal bile edemeyeceğimiz bir
nitelik ve niceliğe erişti. Fakat bütün bunlar kadınları dışlayan kültürel ve duygusal
unsurları dönüştürmeye yetmiyor.
Toplumsal cinsiyet tartışmalarındaki kuramsal gelişmeler müphem bir görünüme
sahip. Bu tartışmalar bir yandan toplumsal tabakalar, etnik ve kültürel aidiyet,
cinsel yönelim, ebeveynlik, yaş ve benzeri konuları ayrı ayrı ele alan daha gerçekçi
bir bakış açısı sunuyorlar. Öte yandan siyasal katılımı es geçiyorlar.
Günümüzde toplumsal cinsiyet eşitliği söylemi, giderek yükselen bir çeşitlilik
söylemiyle karşı karşıya. Çeşitlilik söylemi de müphem bir zeminde ilerleyerek, bir
yandan kadınlara ve erkeklere farklı mevkileri işgal eden heterojen gruplar olarak
bakmamıza yardım ediyor, ancak öte yandan toplumsal cinsiyet ilişkilerinin altında
yatan eşitsizlikleri görünmez kılıyor. Ben de konuşmamda kuramsal pozisyonları,
kavramları ve bazı programları değerlendirmeleriyle birlikte anlatarak, iyi
uygulamaların nasıl daha başarılı ve adilane bir şekilde hayata geçirilebileceğini
tartışacağım.
26
Ayla SATILMIŞ ve Henriette ULLMANN
Bremen Üniversitesi, Almanya
Akademide Eşitlik ve Güvencesizlik:
Toplumsal Cinsiyet ve Çeşitlilik
Uçurumunun Üstesinden Gelmeye
Çalışırken Karşılaşılan Fırsatlar ve
Engeller
Almanya akademi dünyasında, kadınların ve diğer grupların zayıf temsili halen
inkar edilemeyecek, dolayısıyla kurumsal ayrımcılığın ve dezavantajların
giderilmesi için programlar ve tedbirler üretilmesini gerektiren bir gerçek.
Bremen Üniversitesi, diğer Almanya üniversitelerine kıyasla daha güvenilir
ve takdire şayan sayılabilecek bir dizi toplumsal cinsiyet ve çeşitlilik politikası
geliştirdi.
Konuşmamıza Almanya akademik sistemindeki mevcut eşit(siz)likleri ve erkek
egemenliğin farklı boyutlarını ortaya seren bazı rakamları sizlerle paylaşarak
başlayacağız. Ardından kadınlara ve göçmenlik geçmişi olan insanlara odaklı
örnek programları ve tedbirleri tanıtacağız. Bremen Üniversitesi örneği,
toplumsal cinsiyete ve çeşitliliğe duyarlı akademik yapılar yaratmayı ve
katılımı genişletmeyi hedefleyen yenilikçi yaklaşımlar hakkında sizlere bir fikir
verecektir.
Daha sonra dikkatlerimizi akademide artan güvencesizlik meselesine
çevireceğiz. Bilimde çeşitliliğin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin yükselişine
çalışma standartlardaki düşüş eşlik ediyor. Akademisyenlerin istihdam ve
çalışma şartlarında gözle görülür bir kötüleşme var. Süreleri giderek kısalan
belirli süreli iş sözleşmeleri, kayıtdışı istihdam ve güvencesiz kariyer koşulları
akademide bir hayli yaygın. Bu sebepten ötürü, kadınlara yönelik yeni
fırsatlar sunan ve bugüne kadar marjinelleştirilen diğer grupların katılımını
arttıran koşulları eleştirel bir şekilde yeniden incelemek gerekiyor. Biz de
konuşmamızda destek programlarının, örgütsel çerçeve, hedef gruplar,
erişim / kabul ve finansal hususlar gibi yapısal boyutlarına dikkatleri çekmek
ve fırsat eşitliğinin gelişimine tezat teşkil eden güvencesizleşme eğilimine
odaklanacak bir tartışma başlatmak istiyoruz.
27
Stefanie LEINFELLNER
Paderborn Üniversitesi, Almanya
Almanya Üniversitelerindeki Toplumsal
Cinsiyet İlişkilerini Dönüştürmek:
Akademideki Çift Kariyerli Aileler
Hakkında Bir Vaka Çalışması
Çift kariyerli partnerlikler denildiğinde yüksek tahsilli ve hayat boyu bir
kariyer yönelimine sahip, birbirinden farklı kariyer patikalarını takip eden
çiftler kastedilmektedir. Ailenin tarihsel dönüşümünü beraberinde getiren
ve kadınların mesleki eğitime katılımını arttıran modernleşmenin toplumsal
süreçlerinin sonucunda, gitgide daha fazla insan çift kariyerli bir partnerlik
ve akademik yaşam devam ettiriyor. Bu konuşmada, çift kariyerli ailelerin,
akademik kariyerlerini ve özel sektördeki sorumluluklarını dengelemek
hususunda yaşadıkları ve henüz çözemedikleri çıkmaza yönelik geliştirdikleri
stratejileri aydınlatacağım.
Konuşmamda çift kariyerli aileler için iki akademik kariyeri birleştirmenin ne
gibi faydaları ve engelleri beraberinde getirdiğini ampirik verilere dayanarak
sorgulayacağım. Öncelikle Alman yüksek öğrenim kurumlarındaki çifte
kariyer söylemine ilişkin ara yüzleri ve bağlamları sizlere kısaca özetleyeceğim.
Peşinden iki ayrı kariyer sürdüren çiftler ile yapılan görüşmeler üzerinden
üremeyi, gündelik aile yaşamını ve akademik çalışmayı bir araya getiren
toplumsal cinsiyet eksenindeki koşulların bir tahlilini yapacağım.
Çift kariyer partnerliklerindeki sorunlar ve kavgaların yanı sıra başarılı stratejiler
ve düzenlemeler de bir farklılık kategorisi olarak toplumsal cinsiyetin inşası ile
bağlantılı. Peki çift kariyerli aileler akademideki toplumsal cinsiyet ilişkilerinin
toplumsal dönüşümünü hızlandırmaya yönelik bir potansiyel taşıyor mu?
Yahut, sözgelimi akademik çalışma kültürlerinde ve yüksek öğrenim kurumları
hakkında yapılan Alman yasalarında, hangi görünmez mekanizmalar, ne tür
çatışma ve çözüm potansiyelleri kurarak işlemeye devam ediyor?
28
Margrit E. KAUFMANN
Bremen Üniversitesi, Almanya
Çeşitlilik Belası? Eleştirel Kesişimsellik
Çalışmalarında ve Bilim Sisteminde
Toplumsal Cinsiyet ve Çeşitlilik Meselesi
Günümüzün güya “çeşitlilik akımı” Almanca konuşan bilim sistemini sıkıntıya
sokuyor. Ancak neyin nesidir bu çeşitlilik dönemeci? Niçin ortaya çıkmıştır?
Acaba bu dönemecin üniversitelerdeki kilit aktörleri kimlerdir; beraberinde
getirdiği değişim kimlerin menfaatinedir? Çeşitlilik dönemeci toplumsal
cinsiyeti rafa mı kaldırır, yoksa hesaba mı katar? Üniversite bağlamında
çeşitlilik üzerine yaptığım araştırmanın temelinde işte bunun gibi bazı sorular
yer alıyor.
Öncelikle akademideki çeşitlilik dönemeci hakkında konuşmak; eğitim
kurumlarında eşitliği hedefleyen söylemler ile rütbelendirme ve engellemeler
vasıtasıyla - seçkinlerin ortaya çıkışında gördüğümüz üzere - eşitsiz yapıları
besleyen hakiki eğilim arasında açılan makasa işaret etmek istiyorum.
Sonuçta, bilim sistemini dışarıdan ve içeriden açacak uğraşlara gözle görülür
bir ihtiyaç var.
Ardından, çeşitlilik ve kesişimsellik kavramlarını bir arada, sosyal adalet
ve toplumsal cinsiyet/çeşitlilik belası meselelerini tahlil etmek üzere
kullanılabilecek bilimsel kategoriler olarak önermek niyetindeyim. Bremen
Üniversitesi’ndeki çeşitlilik süreçleri örneğinden çıkan bu kavramsallaştırmayı
nasıl pratiğe döktüğümü göstererek ve eğitim kurumlarında, eşitlik ve
seçkinlerin oluşumu meseleleriyle alakalı müzakere süreçlerinin nasıl
tertiplendiğini sergileyerek konuşmamı sonlandıracağım.
29
Mathias Wullum NIELSEN
Aarhus Üniversitesi, Danimarka
Meritokrasinin Sınırları mı?
Akademide İşe Alma ve Seçme
Süreçlerinde Toplumsal Cinsiyet
Danimarka üniversiteleri, 2000’li yılların sonuna doğru kadın araştırmacıların
doçentlik ve profesörlük mevkilerine terfi ettiği bölümlere ve fakültelere mali
teşvikler sunan geniş kapsamlı olumlu eylem programları başlattı. Bu girişimler,
akademik terfilerdeki ‘ayrımcı’ tedbirlerin adilliğini ve hukukiliği sorgulayan büyük
çapta kamusal tartışmaların patlak vermesine neden oldu ve kadın doçent ve
profesörlerin azlığını, kişisel hırs, motivasyon ve liyakat gibi bireysel meselelere
mi, yoksa araştırma kurumlarının kurumsal pratiklerinin her katmanına sirayet
etmiş ayrımcı mekanizmalara mı yormak gerektiğine dair sonu gelmeyen bir
münakaşayı yeniden alevlendirdi. Müspet eylem tedbirlerine kuşkuyla yaklaşanlar,
üniversite sisteminin mevcut seçme yöntemlerini genellikle meritokratik bir
etosun çekirdeğine isnat ederek tasvir ederken, olumlayıcı eylem müdahalelerini
destekleyenlerin çoğu ise, mevcut seçme pratiklerinin kadınlar ve erkekler
üzerindeki farklı etkilerine işaret ederek bu teze itirazlarını yükselttiler.
Peki, meritokrasi tam olarak nedir ve akademik işe alma ve terfi süreçlerinde var
olan seçme pratikleri, meritokrasi düşüncesinin kuramsal öncüllerine ne denli
riayet etmektedir? Bu çalışmamda, bölüm başkanları ile yapılan 24 görüşmeyi,
Aarhus Üniversitesi’nde 2004’ten 2013’e kadar üst kademe araştırma
mevkilerine yapılan bütün akademik atamalara dair istatistik bilgiler içeren geniş
kapsamlı bir veri kümesiyle harmanlayan karma yöntemli bir vaka çalışmasına
dayanarak, Danimarka akademisinde kadınların atanma şanslarını etkileyen bazı
faktörleri inceleyecek ve yukarıdaki sorulara giriş mahiyetinde cevaplar üretmeye
çalışacağım.
Bölüm başkanı elitlerle yapılan 24 görüşmeyi, sistematik bir şekilde seçilen 48
değerlendirme raporununun nitel içerik analizini ve geniş kapsamlı veri kümesinin
nicel analizini bir araya getiren karma yöntemli bir yaklaşım temelinde, aşağıdaki
araştırma hedeflerine ulaşmaya çalıştım: A) Üst kademe araştırmacılar arasında
mevcut toplumsal cinsiyet ayrışmalarının belirteci olan muhtemel nicel örüntüleri
ve düzenlilikleri teşhis etmek ve B) Bu örüntüleri ve düzenlilikleri açıklayan,
doğrudan içeriyle ilişkili örgütsel süreçlerin nitel bir anlayışına vakıf olmak.
30
Chiara OPPI ve Emidia VAGNONI
Ferrara Üniversitesi, İtalya
İtalyan Üniversiteleri Yönetiminde
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Bir Keşif
Çalışması
Üniversite yapılarının cinsiyetlendirilmiş doğası göz önüne alınarak ve kadın
akademisyenlerin müşteri-öğrencilerin ve araştırma aktörlerinin ihtiyaçlarını
karşılamaktaki önemli rollerine bakılarak bu bildiri İtalyan üniversiteleri
senatolarında ve mütevelli heyetlerinde toplumsal cinsiyet temsiliyetlerini
inceleyecek. Daha sonra toplumsal cinsiyet eşitliği düzenlemelerinin sonuçları
gözden geçirilecek. Bu çalışma bütün İtalyan devlet üniversitelerinde yapılan
araştırmaya dayanarak karmaşık bir durumu gözler önüne seriyor: Toplumsal
cinsiyet eşitliğine sadece iç düzenlemesiyle toplumsal cinsiyet eşitliğini
zorunlu kılan üniversitelerde erişilebiliyor. Bunun sonucu olarak, İtalya
bağlamında, toplumsal cinsiyet eşitliğini ilke olarak açıklamanın eşitlik üzerine
somut bir etkisi yok. Fakat üniversite yerelinde olumlu eşitlik eylemlerinden
ve toplumsal cinsiyet raporlamaları gibi bazı iyi örnek pratiklerinden
bahsetmek mümkün.
31
Nike ALKEMA
Almanya Araştırma Vakfı DFG, Almanya
DFG “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine
Dair Araştırma Odaklı Standartlar
Belirleme” İnisiyatifi: Uygulama
Süreci ve İlerleme Raporu
“Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Dair Araştırma Odaklı Standartlar Belirleme,”
2008 senesinde DFG ve DFG üyesi teşkilatlar tarafından başlatıldı. Bu
gönüllü harekete katılan kurumlar, araştırma ve yüksek öğrenimde toplumsal
cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik yapısal ve kadrosal standartlar tanımlayıp
uygulamak üzere anlaştılar.
DFG, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Dair Araştırma Odaklı Standartlar
Belirleme” ile Alman üniversitelerinin daha eşitlikçi hale gelmesi hususunda
çok önemli bir itici güç oldu. Gönüllü çalışmaya iştirak eden DFG
bünyesindeki teşkilatlar, araştırmalarda ve üniversite ortamında sürdürülebilir
bir eşitlik politikasının tesis edilmesine yönelik yapısal ve kadrosal standartlar
belirlediler. Eşitlik standartlarının en önemli hedefi, bir aşağı kariyer
basamağındaki kadınların oranına bakarak her bir kariyer basamağı için
kadın oranı hedefleri belirleyen “şelale model”i uyarınca, kadınların bütün
akademik kariyer basamaklardaki oranını attırmaktı.
2009’dan 2013’e kadar DFG üyesi kurumların oluşturduğu bir dizi rapor
bu konuda kat edilen mesafeyi gözler önüne seriyor. Bahsedilen raporlar
DFG Genel Kurulu’nca görevlendirilen bir çalışma ekibi tarafından incelenip
değerlendirilmektedir.
Bu konuşmada sizlere DFG inisiyatifinin doğuşuna, inceleme sürecine ve
değerlendirme kriterlerine dair kısa bir anlatı sunacağım. Sonuç raporuna ve
çalışma ekibinin temel bulgularına odaklanarak, farklı inceleme evrelerinde
edinilen sonuçları gözden geçireceğim. Genel Kurul’un, “Toplumsal Cinsiyet
Eşitliğine Dair Araştırma Odaklı Standartlar Belirleme”nin sürdürülebilir bir
şekilde hayata geçirilmesi hedefiyle 2013 senesinde onayladığı tedbirleri
tartışarak konuşmamı sonlandıracağım.
32
Liisa HUSU
Hanken Üniversitesi, Finlandiya / Örebro Üniversitesi, İsveç
Akademi ve Araştırma Dünyasında
Toplumsal Cinsiyeti ve Toplumsal
Cinsiyet Eşit(siz)liğini Sorgulamak:
Nordik Yaklaşımlar
Nordik ülkeler – Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç – toplumsal
cinsiyet eşitliği söz konusu olduğunda küresel liderler olarak nitelendirilirler.
Yoğun araştırmaların yürütüldüğü, bir hayli yenilikçi bu bilgi toplumlarında
nüfusun büyük bir kısmı, özellikle de kadınlar yüksek tahsillidir. 1970’lerin sonu,
1980’lerin başından itibaren, bilhassa Finlandiya, Norveç ve İsveç’te, toplumsal
cinsiyet meselesine muhtelif seviyelerde müdahalelerde bulunan ulusal araştırma
politikalarının gündemi, bu ülkelerin akademi ve araştırma dünyasında toplumsal
cinsiyet eşitliğini teşvik eden uzun soluklu siyasal iradesini ortaya koymaktadır. Bu
noktada NIKK, yani Nordik Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları ve Kadın Çalışmaları
Enstitüsü gibi, ismi sonradan Nordik Toplumsal Cinsiyet Hakkında Bilgi Edinme
Kurumu’na dönüştürülen ve İskandinav Bakanlar Konseyi’nin finansal desteğini
alan bazı bölgesel müdahaleleri anmadan edemeyiz.
Norveç ve İsveç’te toplumsal cinsiyet meselesi üniversite mevzuatlarında
yer almakta, üniversiteler toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik
planlar geliştirmeye hukuki olarak tabi tutulmaktadır. Finlandiya, Norveç ve
İsveç, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yaklaşan, bilim kurullarında ve
rektör yardımcılığı kademesinde en yüksek kadın oranına sahip Avrupa Birliği
ülkelerdir. Yine de akademik ve bilimsel hayatı şekillendiren birçok kilit mevkide
görece yüksek bir toplumsal cinsiyet eşitliğine erişilmesi, toplumsal cinsiyet
yapılarının akademik kariyerleri eşitsiz biçimde etkilemesine mani olmuyor.
Mesela profesörlük kademelerinde kadınların oranı, 28 Avrupa Birliği ülkesinin
ortalamasıyla aynı seviyede ve bu durum yakın dönemde pek değişecek gibi
değil.
Konuşmamda, bir yandan Nordik ülkelerdeki gelişmeleri ve inisiyatifleri, daha
geniş bir Avrupa bağlamıyla ilişkilendirerek takdim edecek ve eleştirel bir şekilde
değerlendireceğim, diğer yandan da bu sahadaki mevcut zorlukları, çelişkileri ve
görüşleri tartışacağım.
33
Rachel PALMEN
Giacomo Brodolini Vakfı, İtalya
GenPORT
GenPORT bilim, teknoloji ve yenilik alanlarında toplumsal cinsiyet eşitliği
ve mükemmeliyet için dünyanın dört bir tarafından çalışan örgütlerin ve
bireylerin oluşturduğu, uygulayıcıları bir araya getiren bir internet topluluğu.
GenPORT doğa bilimleri, sosyal bilimler veya beşeri bilimler olsun, bütün
bilimleri kapsayan bir oluşum. GenPORT, dünyanın en iyi araştırma
kaynaklarını, pratiğe dönük materyalleri, politika belgelerini, deneyimleri ve
daha bir çok şeyi sergilemeleri ve kullanmaları için örgütlere ve bireylere
zemin sağlıyor.
• Kaynakları küresel bir internet platformunda paylaşmak, onların önemini
ve geniş bir kullanıcı tabanı nezdindeki görünürlüklerini arttırıyor.
• Kullanıcıların internet portalını ve içeriğini biçimlendirebilmesi,
kaynakların daha kolay erişilebilir, aranabilir ve kullanıcıların ihtiyaçları
doğrultusunda şekillendirilebilir bir hale gelmesine imkan sağlıyor.
• Bir internet topluluğunun yaratılması deneyimlerin paylaşımını
hızlandırıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğinine yönelik iyi pratiklerin
öğrenimine ve sürdürülen politikalara destek veriyor.
Peki niçin bir toplumsal cinsiyet ve bilim portalına ihtiyaç duyuyoruz? Birçok
örgüt, bilimde toplumsal cinsiyet eşitliğini arttırmak üzere uğraşlarını devam
ettiriyor. Bu süreçte toplumsal cinsiyet ve bilime dair zengin bir kaynak
birikimi edindik. Ancak, bu muazzam bilgi paylaşma potansiyeline rağmen,
kaynaklar farklı yerlere, farklı görünürlük ve kullanılabilirlik derecelerine sahip
bir şekilde saçılmış durumda.
Bu noktada GenPORT şunları sunuyor:
• Toplumsal cinsiyet ve bilim üzerine birçok farklı alanda yürütülen
çalışmaların sergilenebileceği, bu çalışmaların etkilerini ve menzillerini
azamileştirecek küresel bir mekan,
• Toplumsal cinsiyet ve bilim meselesiyle alakalı en nitelikli kaynaklara
erişmeyi, aramayı ve taramayı mümkün kılan, tematik, dilsel ve coğrafi
olarak düzenlenmiş, ilgili maddelerle bağıntılı tek bir nokta,
• Bilim alanında toplumsal cinsiyet kavrayışını geliştirmek isteyen,
tavsiyelere açık kullanıcılara destek,
• Toplumsal cinsiyet ve bilim üzerine düzenlenen kullanıcı etkinliklerini
desteklemek için – haberler, duyurular, etkinlik takvimleri, metin
çevirileri ve incelemeleri, tartışma grupları gibi - ek hizmetler
34
Ebru TEPECİK
Erlangen Üniversitesi, Almanya
Çeşitlilik Yönetimi - Akademik
Alanda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve
Çeşitlilik Stratejileri
Almanya’da akademik alanda, yeni bir yönetsel anlayış olarak ortaya çıkan
ve “çeşitlilik yönetimi” adı doğrultusunda geliştirilen strateji ve uygulamalar
sunulacaktır. Çeşitlilik yönetimi kavramına genel bir bakış, toplumsal
gereksinmeler ve hedeflerden yola çıkarak, akademik alanda strateji ve
uygulamalar aktarılıp, konuya pratik bir yaklaşım getirilecektir.
Çeşitlilik yönetiminin amacı, bir kurumda bulunan tüm insanların ulusal
veya etnik köken, cinsiyet, sosyo-ekonomik konum, cinsel yönelim, ailesel
görevler, yaş ve fiziksel yeterlilik farklılıklarına bakmadan, eşit fırsatlara
sahip olmasını, kurum ve kişilerin bu farklılıklara dönük bir hoşgörü ve
saygı kültürü oluşturulmasını sağlamaktadır. Erlangen Friedrich-Alexander
Üniversitesi’nin çeşitlilik yönetimi çalışmalarından kısa örnekler sunup,
ağırlıklı olarak, kurumsal ve kişisel alanda ‘toplumsal cinsiyet eşitlik’ politikası
ve uygulamaları (eşitlik kavramı, kadın kariyer destekleme programları, bilim
ve eğitim geliştirme uygulamaları, finansal destekler) üzerinde durulacaktır.
Toplumsal açıdan çeşitlilik yönetimi ise; farklı gruplar arasındaki işbirliğini ve
iletişimi geliştirmekte, kişiler arası ve kültürler arası anlayışın ve hoşgörünün
gelişmesine yardımcı olmaktadır. Bu alanda, Erlangen Üniversitesi bünyesinde
geliştirilen kültürler arası çalışmalar ve hizmetler kısaca tanıtılacaktır.
35
Irene REHMANN
Eğitim, Araştırma ve Yenilikçilik Bakanlığı, İsviçre
İsviçre’nin Yüksek Öğrenimde
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini
Desteklemeye Yönelik Politikaları
Sunumumda, İsviçre kanton üniversiteleri ve uygulamalı bilimler
üniversitelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen ulusal programlara
odaklanacağım. İsviçre’de federal ve kanton düzeyindeki yetkililerin
eşgüdümüyle yüksek öğrenim kurumlarına kaynak sağlanmaktadır.
İsviçre hükümeti, 2000 senesinden beri yüksek öğrenimdeki yatay ve
dikey ayrışmalar ile sistemli bir şekilde mücadele etmek için toplumsal
cinsiyet eşitliği programlarına kaynak ayırıyor. Yüksek öğrenimin bütün
seviyelerindeki kadın sayısının ve bilhassa kadın profesörlerin artması bu
konuda belirlenen temel hedefti.
Üniversitelerdeki kadın profesör oranının yedi sene içerisinde, yani 2006
senesinde %14’e ulaşması gibi olumlu gelişmeleri gözlemlemek mümkün.
Fakat üniversiteler için yeni hedef olarak belirlenen %25’lik ortalama
orana henüz ulaşılamadı. Teknik sahalardaki yatay ayrışmalar önemini
koruyan bir mevzu. Uygulamalı bilimler üniversitelerinde, bir yandan teknik
araştırmalardaki kadın eksikliğiyle, diğer yandan hemşirelik sektöründeki
erkek sayısının azlığıyla başa çıkmak gerekiyor.
Kaynakların sağlanmasına, kurumların kendi ihtiyaçlarına göre oluşturduğu
eylem planları esas alınarak devam ediliyor. Daha evvel hazırlanan
programların unsurları muhafaza edilerek, yönetim süreçlerinde toplumsal
cinsiyet eşitliğinin dikkate alınmasına ve fakültelerde toplumsal cinsiyet
eşitliliği sorumluluğunun geliştirilmesine yönelik yapısal bir dönüşüm
hedefleniyor.
36
Birgit SAUER
Viyana Üniversitesi, Avusturya
Avusturya Üniversitelerinde Toplumsal
Cinsiyet Eşitliği Yönetiminin Zorlukları:
Kurumsal Mantıkların Rekabeti Sorunu mu?
Avusturya üniversitelerinde, kadın öğrencilerin ve mezunların mevcudu
erkekleri bazı disiplinlerde geçti, fakat kadın profesörlerin sayısı halen çok
düşük. Profesörlerin yalnızca % 15’i kadın. Avusturya üniversitelerinin eril
tarihi oldukça eskilere gidiyor; mesela 1908’de kadınların belirli derslere
kaydolmasına izin veriliyordu. 1990’ların başında fırsat eşitliği araçları ve kota
sistemi tesis edilmişti, ancak bunlar uygulamada yetersiz kalıyordu. 2000’den
sonra Avusturya yüksek öğreniminde hayata geçirilen Yeni Kamu Yönetimi
ise akademik çalışmaların verimliliğini ve hesap verilebilirliğini arttırmayı
amaçlıyordu. İstihdam ve kariyerde rekabetin nesnelleştirilmesi gibi bir dizi
değişikliğin kadınların kariyer fırsatlarını geliştirmesi bekleniyordu. Dahası
kaynak dağılımının şeffaflaştırılması için bürokratik kurallar ve denetimler
yürürlüğe sokulmuştu. “Exzellentia” programında olduğu gibi, kadın
profesörleri görevlendirenlere özel teşvikler verilmesi bunun bir parçasıydı.
Sunumumda üniversiteleri şekillendiren farklı kurumsal mantıkların –
akademisyenlik mesleğinin ve bilimin mantığı, yönetimsel idareciliğin
mantığı, devletin fırsat eşitliği mantığı – bir tarifini yaparak, bu mantıkların
nasıl çeliştiğini ve birbirlerinin, haliyle de toplumsal cinsiyet eşitliği
tedbirlerinin etkili bir şekilde hayata geçirilmesinin önüne nasıl set çektiğini
sorgulayacağım. Hedefim, toplumsal cinsiyet eşitliği için Avusturya
üniversitelerinde sürdürülen birçok çalışmayı bekleyen imkânları ve tuzakları
anlamamıza yardımcı olmak. Bunu da Avusturya’da 1990’ların başından
itibaren girişilen üniversite reformlarının tetiklediği gelişmeleri araştıran
“Akademide Toplumsal Cinsiyet” projesinden hareketle gerçekleştireceğim.
37
Andrea LÖTHER
Leibniz Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kadınlar ve Bilim Mükemmeliyet Merkezi,
Almanya
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Göstergelerine
Göre Üniversite Sıralamaları
Yüksek öğrenimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için gözetim
araçlarına ihtiyaç duyuyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği göstergelerine göre
yapılan bir üniversite sıralaması pekâlâ bu araçlardan birisi olabilir.
İşte böyle bir sıralamayı Kadınlar ve Bilim Mükemmeliyet Merkezi, yani
CEWS Almanya üniversiteleri için ilk defa yaptı. 2003’ten beri her iki senede
bir sonuçlar yayınlanıyor. Sıralamalar federal istatistik dairesinin sağladığı
nicel verilere dayanarak oluşturuluyor. Lisans, doktora ve doktora sonrası
öğrencilerinin, akademik çalışanların ve profesörlerin toplumsal cinsiyet
eşitliğini, ve akademik çalışanlar ile profesörler arasında belirli zaman
dilimlerinde yaşanan artış ve azalışları odağına alan yedi gösterge mevcut.
Üniversite tipleri arasındaki farklılıklara hakkaniyetle yaklaşan bir metodoloji
kullanılıyor.
Konuşmamda Alman üniversiteleri sıralamasının hedeflerini ve metodolojisini
sizlere sunacağım. Aynı zamanda farklı gözetim sistemleri bağlamında
üniversite sıralamasının beraberinde getirdiği olanakları ve sınırlamaları
serimleyeceğim. Bunlara dayanarak aşağıdaki konuları tartışacağım:
• Türkiye üniversitelerinde toplumsal cinsiyet eşitliği için gözetim
araçlarının oluşturulması bağlamında üniversite sıralamasının önemi,
• Türkiye koşullarına uygun göstergelerin ve metodolojinin oluşturulması,
• Amaçlar, hedef gruplar ve sıralamanın siyasal etkileri,
• Toplumsal cinsiyet eşitliğine dair – sıralamalar gibi - gözetim araçlarının
hayata geçirilmesi için stratejiler ve ağlar
38
Mine G. TAN
İstanbul Teknik Üniversitesi, Türkiye
Türkiye’de Üniversite Kariyeri ve
Toplumsal Cinsiyet: NETFA Vakası
İstanbul Teknik Üniversitesi, 2006-2008 yılları arasında Avrupa Komisyonu
tarafından desteklenen “UNICAFE” adlı FP6 projesine iştirak etti. Macaristan,
Avusturya, Finlandiya, Estonya ve İtalya projeye katılan diğer ülkelerdi.
UNICAFE, toplumsal cinsiyet eşit(siz)liğine dair mevcut bilgimizi arttırmayı
ve kadın akademisyenlerin bilim, mühendislik ve teknoloji sahalarındaki
kariyer faaliyetlerini geliştirmeyi hedefliyordu. Projeyle beraber Türkiye’nin,
kadın akademisyenlerin temsili bakımından eşsiz derecede ileri bir örnek
olduğu ortaya çıktı. 2010 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesi’nin
eşgüdümünde kurulan yeni bir konsorsiyum, benzer meseleleri Türkiye’nin
çeşitli üniversitelerinde (Akdeniz Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Çanakkale
Onsekiz Mart Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Karadeniz Teknik
Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi) araştırmak üzere,
UNICAFE’yi model alan NETFA projesini başlattı. Bu proje kapsamında
araştırma kariyerleri, eleştirel saha ve disiplinlerin yanı sıra üniversite liderlik
pozisyonlarında mevcut toplumsal cinsiyet farklılıkları, fon erişimi, hareket
kabiliyeti ve iş-hayat dengesi gibi meseleler incelendi. Ben de sunumumda
2013 senesinde sona eren NETFA projesinin bulgularına odaklanacağım.
39
Çiler DURSUN
Ankara Üniversitesi, Türkiye
Genovate Projesi Vasıtasıyla Ankara
Üniversitesi’nde Uygulanan Yenilikçi
Bir Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem
Planı Örneği
Genovate, 6 farklı Avrupa üniversitesinde uygulanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Eylem Planı esas alınarak yürütülen bir eylem ve araştırma projesi. Projeye
iştirak eden her üniversite, toplumsal cinsiyet eşitliğinin anaakımlaştırılmasına
yönelik kendi gereksinimleri ve öncelikleri uyarınca kendi Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği Eylem Planları’nı oluşturuyor. Bu planları üniversitelerde hayata
geçirirken, toplumsal cinsiyet eşitliğinin anaakımlaştırılması için müdahale
edilmesi gereken 3 alan teşhis ettik:
• İşe alım süreci, terfi ve araştırma desteği
• Çalışma ortamı, iş-hayat dengesi, kurumsal kültür
• Yenilikçi ve üstün araştırma standartları ve çeşitliliği
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin anaakımlaştırılması Türkiye’de, Avrupa’daki
üniversitelere nazaran çok yeni bir mefhum. Türkiye’de ilk defa Ankara
Üniversitesi, Genovate Projesi’yle bu yönde kurumsal bir çaba göstererek,
bizlere akademik araştırma birimlerine ve bu birimlerin işlevlerine yönelik
toplumsal cinsiyet perspektifinden yeni bir bakış açısı sağlıyor. Genovate
Projesi akademik yapılarda toplumsal cinsiyet eşitliğine dair bir farkındalık
yaratmanın yanı sıra kadın araştırmacıların daha iyi çalışma koşullarına
kavuşmasını amaçlıyor. Ben de burada Genovate Projesi’nin hayata
geçirilmesi kapsamında ilk 18 ayda düzenlenen etkinlikleri göstererek,
projenin kazanımlarını tartışacağım.
40
Ayşe YÜKSEL
Sabancı Üniversitesi, Türkiye, Mor Sertifika Programı
Mor Sertifika Programı
Bu sunum toplumsal cinsiyet eşitliği ve feminist eğitim metotları arasındaki
ilişkiyi, bir farkındalık program olan Mor Sertifika Programı üzerinden
inceleyecek, sonrasında da öğretmen ve öğrencilerin toplumsal cinsiyet
farkındalığının nasıl akademide toplumsal cinsiyet eşitliğini etkilediğini
gösterecektir. Mor Sertifika Programı 2007 yılından beri Sabancı Üniversitesi
tarafından Birleşmiş Milletler Kadının İnsan Haklarının Korunması ve
Geliştirilmesi Ortak Programı kapsamında yürütülmektedir. Türkiye’de
toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hala norm olduğu, kadınların güçlenme
seviyesinin halen arzulanın çok altında olduğu, eğitim sisteminde feminist
teori ve pratiklere yer verilmediği düşünüldüğünde toplumsal cinsiyet
eşitsizliği konusunun aslında eğitim sistemi içinde hiç yer bulamadığı
görülecektir. Aslında Türkiye eğitim sistemi, kalıplaşmış toplumsal cinsiyet
rollerini ve kalıp yargılarını tekrar üretmekte ve öğretmen ve öğrenciler
arasında cinsiyetçiliği olumsuz anlamda pekiştirmektedir.
Mor Sertifika Programı “eğitimcinin eğitimi” esasına göre yapılandırılmış,
lise öğretmenleri arasında toplumsal cinsiyet farkındalığı yaratmayı
amaçlamaktadır. Feminist teoriden ders kitaplarında toplumsal cinsiyet
ayrımcılığına, temel bilimlerde toplumsal cinsiyetten, edebiyat, medya ve
psikolojide toplumsal cinsiyete kadar çeşitli bir bakış açısı olan Mor Sertifika
Programı’nda öğretmenler, ders içi pratiklerinde bu farkındalığı kullanmaya
teşvik edilir.
MSP içeriği akademisyenler tarafından anlatılır. Programın esas hedef kitlesi
lise öğretmenleri de olsa, esas odak bilen ve anlatan akademisyenlerden
paylaşan ve öğrenen katılımcılara kaymıştır. Öğreten ve öğrenen arasında
uçurum azalmış, hep birlikte feminist metodolojilerin kullanıldığı bilgi üretim
metotları ile ortaklaşa üretmek önem kazanmış, güç ilişkileri sorgulanmış ve
en önemlisi akademisyenlerin hem aktivist rolleri sorgulanmış ve birbirini
değiştirmiştir. Bu bağlamda Mor Sertifika Programı ile ilgili deneyimlerimizi
sunmak ve bu programın nasıl akademide toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı
sağladığını tartışmak istiyoruz.
41
Emily MARTIN
New York Üniversitesi, ABD
Biyoloji Bilimlerinde Cinsiyetçi Dil:
Geçmişe ve Geleceğe Bakış
Birçok biyoloji bilimi, dilinde toplumsal cinsiyete dair kültürel varsayımları
taşımaktadır. Ben de görsellerden yararlanacağım bu konuşmada, üreme
biyolojisinin ve popular kültürün, spermin dişi üreme kanalı boyunca
ilerleyerek yumurta ile buluşma efsanesini nasıl resmettiğini inceleyeceğim.
İmmünolojinin bağışıklık sistemini oluşturan farklı hücreleri nasıl betimlediğine
de bakacağım. Popülerleşen buna benzer bazı kültürel varsayımlar ve
biyolojik süreçlerin teknik açıklamaları, biyolojik araştırmaların bulguları
hakkında yanıltıcı sonuçlara sebebiyet veriyor. Acaba biyolojik dildeki kültürel
katmanlara eleştirel yaklaşan feminist anlatılar son yirmi yılda herhangi bir
fark yarattı mı? Biyolojik dile gömülü, düşünceyi saptıran böylesine cinsiyetçi
kalıp yargıları azaltmanın daha etkili yollarını nasıl bulabiliriz?
42
Ilse BARTOSCH
University of Vienna, Austria
Bridging the Gender Gap by Unveiling
the Myth of Masculine Physics
International student assessment studies as well as data on the participation
of young women in upper secondary and higher education provide evidence
for remarkably large gender inequities in attainment as well as in engagement
in the field of STEM (Science, Technology, Mathematics) in quite a number
of countries. Beyond that the ROSE study focuses our attention to the fact
that though students are interested in the STEM field and think that STEM
is important for societal development, primarily girls hesitate to dedicate
themselves to work in these field. Although governments have undertaken
a series of efforts like ‘girls into science and technology’ or ‘girls days’ for
establishing more equity, the situation did not change. However, research has
provided evidence that these interventions had failed to change the situation
as they did not tackle the masculinity of the field of science and technology
which is deeply rooted in the culture of the field of STEM. Especially the
culture of physics is enshrouded with an aura of exclusivity due to the
epistemological myth that the theories and concepts of physics are absolute
and unaffected by values and beliefs. This paper discusses how the culture
of physics forms the beliefs, norms and values of physics teachers, how the
myth of exclusivity of physics is incorporated in the teachers’ habitus as
well as the specific discourse and the artifacts used in physics classrooms.
Overcoming gender inequalities in the STEM-field is therefore highly
dependent on facilitating a structured debate which unmasks the ‘choices’
young women make as a consequence of the exclusive and masculine image
of STEM.
43
Katerina CIDLINSKA
Academy of Sciences, Czech Republic
Mentoring Program in Technical Sciences
for Secondary School Female Students
Czech research and higher education environment is strongly horizontally
segregated by gender. One of the fields where it is most evident is technical
sciences. Women represent 32.2% of students of technical disciplines at
Czech universities, and only 12.8% of researchers in the technical sciences,
the area which performs 51.1% of research expenditures and employ 39.8%
of researchers in Czech Republic.
National Contact Centre for Women and Science believes the main reason
for such a low representation of women in the technical sciences is the
influence of gender stereotypes which causes lower self-confidence of
girls in these subjects and orients girl´s professional ambitions toward
more traditional fields. Therefore, to change this situation it is important to
focus not only on the tertiary education level but also on the lower levels,
especially secondary education level which is crucial for directing study
paths and developing educational and professional ambitions.
To this end, the National Contact Centre for Women and Science established,
in 2009, a mentoring program for secondary school female students with
the aim to motivate girls to university studies of gender non-traditional
disciplines – the technical and selected natural sciences. Through exchanges
with women university students (mentors), the program develops career
imagination of girls (mentees), supports their self-confidence and eliminates
stereotypical perceptions of the technical sciences as typically masculine
fields. From a short-term perspective the program reduces the horizontal
segregation at universities, from a long-term perspective it contributes to
reducing vertical segregation in science.
The goal of the presentation is to introduce a theoretical background of the
program, its concrete design and development in relation to the monitored
needs of the target groups and its effects and to share the experiences of
5 years of the coordination of the program which was attended by 135
mentees and 67 mentors from 7 Czech universities.
44
Felizitas SAGEBIEL
University of Wuppertal, Germany
How Women in Leadership Positions in
Science and Technology Can Contribute
to Change Gendered Organizational
Cultures in Universities
In this paper the change potential of women in management positions in
organizations of higher education focusing on science and technology
will be investigated. Two aspects will be the focus: leadership style and
organizational cultures measured by division of labor, communication,
conflict management, competition and handling of gender issues as well as
networks.
Getting the right information in the right time at the right place is one of
the main issues of being in a leadership position. For women professors
in science and technology strategic handling of information is one of the
most important prerequisites. So project ideas have to be communicated
carefully taking into account cooperation and competition at the same time.
On the other hand, to change organizational culture, transparency is a focus
especially of women. Getting and giving of information is connected to
networking and being engaged in relevant networks and a prerequisite of a
leadership positions. Are there any differences between men and women?
What about to overcome the engineering departments as men’s domain?
How do women leaders in the academy use existing men’s networks and
create their own ones? Which strategies do they use to overcome barriers
they are confronted with?
The results will be interpreted with theoretical perspectives taken from
feminist technology studies, gender-based organization studies, and gender
in academia research as well as critical men’s studies. Also, some initiatives
focusing on students in STEM at German universities and programs to
promote women in STEM will be discussed critically.
45
Angelika TRÜBSWETTER
Fraunhofer Society for the Promotion of Applied Research, Germany
Learning from Scenarios and Role
Models about Career Paths in Science
The authors aim is to report on the experience and the lessons learnt from
four pilot implementations in three different institutions (Fraunhofer, ETH
Zurich, Tel Aviv University) of an innovative career support development tool,
which targets women scientists at early career stages, mainly PhD-students,
and is intended for use by scientific and research institutions. This support
is necessary as gender bias favoring men still influences assessment and
selection process starting with the first phase of a science career, at PhD.
The developed method is based on the scenario workshop approach,
because scenarios are “the most powerful vehicles (…) for challenging our
‘mental models’ about the world.” The three key components of the scenario
workshop approach are: 1) Reflection and knowledge: Learning is promoted
from different experts about careers and the scientific landscape in which
a career in science can develop. 2) Enabling Spaces: This knowledge is
supplemented with learning through interactions with a variety of role
models, to gain insights what kinds of career paths are possible. 3) Scenarios:
‘Confronting’ existing career assumptions and preconceptions by being
acquainted with career related research evidence, and through interactions
with other participants, which helps establish which career opportunities
are realistic, and if the perceived obstacles are genuine. Furthermore the
workshop participants have to make - use of the new understanding and
knowledge to create a future CV. The future CV consists of an imagined but,
nevertheless, realistic collection of possible career objectives and paths
situated within the available science landscape, and accommodates careerlife balancing options.
It became clear in all four workshops that the event is enjoyable, energizing,
and for some women even transformative, and results in positive experience
for all participants, the young women, the experts, and the role models.
46
Sarah BARNARD
Loughborough University, UK
Academic Culture in the UK: Working
Practices and Consequences for
Gender Equality
Despite many years of advances in women’s academic achievement in
higher education, women are still under represented and under achieving in
academia – particularly when we look higher in the hierarchy - at Professor
positions and senior university management. This is exacerbated by an
underrepresentation of women in particular disciplines in higher education,
especially within the science, technological, engineering and mathematical
(STEM) subject areas. This paper will discuss the dominant academic culture
in the UK using existing literature and results from action research in a case
study institution. This work-culture is argued to be particularly problematic for
women who wish to have families. Using the results of a staff survey and also
on-going action research project in an engineering school at a UK university,
the paper will outline how the norm of academic-work is experienced by
male and female academics and research staff and reflect upon actions
taken in the case study institution and how these may reinforce/undermine
traditional notions of male and female working identities.
47
Sigrid METZ-GÖCKEL
Technical University of Dortmund, Germany
Gender Relations in the German Scientific
System: Participation and Exclusion
Looking back 30 years, the integration of women in the German system of
higher education was continuously growing and reached 50% of the student
body and about a third of the lower scientific positions.
There is still a big gap in the higher privileged positions and women’s
participation. The integration of women took place in a precarious way, due
to the changes in the conceptualization of the university as an organization.
The German higher education system is still far away from equal participation
of men and women. The implementation of the gender mainstreaming
concept happened more on a rhetoric level than in practice.
Top university managers might be very conscious of the participation gap
between women and men and be open to more gender equality, but on the
middle level, in the faculties where the decisions are made, women have little
chances to improve or upgrade their positions.
There are structural obstacles for women´s careers in the scientific field,
but cultural as well. The cultural dimension appears to be more rigid than
some structural aspects. Parenthood for instance is a new topic on the
agenda. Universities compete in implementing programmes, which support
parenthood and the upbringing of children and being a good researcher at
the same time. Child caring programmes at universities are flourishing in
quality and extent, which was unimaginable 20 or even 10 year ago. But they
didn´t change the cultural and emotional dimensions, which exclude women.
Theoretical developments in the gender debate seem to be ambivalent.
On the one side, they produce a more realistic view on aspects which
produce differences as social strata, ethnic and cultural membership, sexual
orientation, parenthood, age and so on. On the other side, they remove from
political engagement.
Therefore the gender equality discourse is now confronted with a growing
diversity discourse. The diversity discourse - ambivalent as well - helps to
look at men and women as heterogeneous groups, while being in different
positions, but hides the underlying inequalities of the gender relations. I will
discuss theoretical positions and concepts as well as some programmes with
their evaluation and how “best practices” could be more successful in a fair
way.
48
Ayla SATILMIS and Henriette ULLMANN
University of Bremen, Germany
Equality and Precarity in Academia:
Opportunities and Barriers in Tackling
the Gender and Diversity Gap
The under-representation of women and other groups in German academia
is still an undeniable fact and calls for measures and programs reducing
disadvantages and institutional discriminations. The University of Bremen has
developed a set of gender and diversity policies, which are - in comparison
with other German universities - reliable and commendable.
In our talk we will first present some figures revealing the status quo of (in)
equality and different dimensions of the male-dominated academic system
in Germany. We will then introduce exemplary programs and measures
focusing on women and persons with migratory backgrounds. Using
the example of the University of Bremen allows for insights in innovative
approaches that aim for widening participation as well as for gender and
diversity sensitive academic structures.
Afterwards we give attention to the issue of increasing precarity in academia.
Advancing gender equality und diversification in science comes along with
the downgrading of working standards. Regarding the employment and
working conditions for academics, obviously an adaption downwards takes
place. Fixed-term and increasingly short contracts, undeclared work and
unsecure career perspectives are prevalent. Therefore the circumstances of
increasing opportunities for women and the growing participation of other
groups that have been marginalized until now should be critically revised. In
our talk we would like to point out structural aspects of support programs
such as organizational framework, target groups, access / admission
and financial aspects, and discuss the improvements concerning equal
opportunities in contrast to the tendency of growing precarity in academia.
49
Stefanie LEINFELLNER
University of Paderborn, Germany
Transforming Gender Relations at
German Universities: A Case Study
about Dual Career Families in Academia
Dual career partnerships are defined as couples with higher education
qualifications and a lifelong career orientation, both following independent
career tracks. As a result of social processes of modernization including
historical changes of family and women’s increasing participation in
professional education, more and more couples live in academic and dual
career partnerships. The talk will shed light on the strategies of dual career
families facing the so far not solved dilemma of balancing career in contexts
of academia and care responsibilities in the private sector.
On the basis of empirical data, the author investigates the extent to which
dual career families have to face contexts of benefits and barriers combining
two academic careers. Firstly, the interfaces and contexts that relate the
dual career discourse in German institutions of higher education will be
recapitulated. Then, through the interviews with the dual career couples, the
author will analyze the gendered conditions for combining reproduction, the
everyday life as a family and work along the academic career track.
Problems and fights, but also successful strategies and arrangements in
dual career partnerships are connected with the construction of gender
as a category of difference. Do dual career families offer a transformative
potential as a kind of catalyst towards social transformations concerning
gender relations in academia? And what kind of invisible mechanisms,
e.g. within academic work cultures and German laws on higher education
institutions, constitute potentials for conflicts or for new solutions?
50
Margrit E. KAUFMANN
University of Bremen, Germany
Diversity Trouble? The Topic of Gender
and Diversity in the Critical Intersectional
Studies and Science System
Currently, a so-called “diversity turn” is troubling the German-speaking
science system. What does it mean? Why did it emerge? Who are the central
actors of this turn at the universities and who profits from the change it is
creating? Does the diversity turn push gender aside or is gender a part of
the turn? These are some of the main questions of my research on diversity
in a university context.
First I would like to speak about the diversity turn in academia and the
increasing gap between the discursive proclaimed aim for more equality in
educational institutions and the real tendency to foster unequal structures
and inequalities by rankings and barriers - such as the formation of elites. As
a result, there is a perceptible need to tackle the tasks to open up the science
system externally and internally.
Afterwards, I would like to introduce the diversity concept incorporated
with intersectionality as scientific categories of analysis in the context
of social justice and gender/diversity trouble. To conclude, I would like
to demonstrate how I practically implement this concept based on the
example of diversity processes at the University of Bremen and show how
the negotiation processes concerning the formation of elites and equality in
educational institutions are arranged in this particular setting.
51
Mathias Wullum NIELSEN
Aarhus University, Denmark
Limits to Meritocracy? Gender in Academic
Recruitment and Selection Processes
In the late 2000’s, Danish universities initiated comprehensive positive
action programmes providing financial incentives to departments and
faculties promoting women researchers to associate - and full professor
positions. These initiatives gave rise to extensive public disputes over the
fairness and legality of ‘discriminative’ measures in academic promotion and
rekindled a long-standing discussion of whether the underrepresentation
of women among associate - and full professors should be ascribed to
individualistic matters such as personal ambition, motivation and merit or
discriminative mechanisms deeply layered in the institutional practices of the
research institutions. While skeptics of positive action measures often depict
the university system’s existing selection procedures as being at the core of
the meritocratic ethos, most supporters of affirmative action interventions
oppose this argument by pointing to the differential impact of existing
selection practices on women and men.
But what exactly is a meritocracy, and to what extent do existing practices of
selection in academic recruitment and promotion adhere to the theoretical
premises of this idea? On the basis of a mixed methods case-study combining
24 interviews with department heads and a comprehensive dataset including
statistical information about all academic appointments for senior research
positions at Aarhus University from 2004 to 2013, this paper takes an early
step towards answering these questions by examining some of the factors
influencing women’s chances of getting appointed in Danish Academia.
On the basis of a mixed-methods approach combining 24 elite interviews
with department heads, a qualitative content analysis of 48 systematically
selected evaluation reports, as well as a quantitative analysis of a
comprehensive dataset, the following research objectives are pursued: A)
To identify potential quantitative patterns and regularities indicative of the
existing gender segregation among senior research staff; and B) to reach
an in-depth qualitative understanding of the internally related organizational
processes and practices explaining these patterns and regularities.
52
Chiara OPPI and Emidia VAGNONI
University of Ferrara, Italy
Gender Equality in the Governance of
Italian Universities: An Explorative Study
Given the gendered nature of university organizations and the pivotal role of
women academics in servicing the needs of student customers and research
actors, the paper aims at analyzing the extent to what gender equality is
represented in the Italian universities’ boards (the academic senate and the
board of directors). Then, the implication of the gender equality regulation
is considered. The explorative study conducted among the entire population
of the Italian public universities allows at depicting a jeopardized situation,
where gender equality can be detected only in those universities whose
internal regulation explicitly makes compulsory the achievement of gender
equality results. As a consequence, in the Italian context, stating the gender
equality principle doesn’t seem affecting the governance process. However,
some best practices can be depicted in the university setting with regard to
both gender equality positive actions, and gender reporting.
53
Nike ALKEMA
German Research Foundation DFG, Germany
The DFG-Initiative “Research-Oriented
Standards on Gender Equality”:
Implementation Process and
Progress Report
In 2008 the DFG and its member organisations initiated the “Research-Oriented
Standards on Gender Equality”. With this voluntary commitment, the institutions
have agreed to define and implement structural and personnel standards, aimed
at ensuring gender equality in research and higher education.
The DFG “Research-Oriented Standards on Gender Equality” have been a very
important impetus for more equality at German universities. By entering into
this voluntary commitment, the DFG member organisations defined structural
and personnel standards for a sustainable equality policy in the research and
university community. The key goal of the equality standards has been to
significantly increase the proportion of women at all academic career levels on
the basis of the “cascade model”, which sets out targets for the proportion of
women at each career level based on the proportion of women at the next lower
level.
The achieved progress has been revealed in a series of reports submitted by
the DFG member institutions between 2009 and 2013. These reports have
been reviewed and evaluated by a working group appointed by the DFG General
Assembly.
In this presentation, a brief narrative of the emergence of the DFG-initiative, the
review process and the evaluation criteria will be given. It will be looked at the
results of the different review rounds with a focus on the final reports and the
main findings of the working group. The talk will close with an outlook to the
measures that have been jointly approved by the General Assembly in 2013
to sustainably pursue the implementation process of the “Research-Oriented
Standards on Gender Equality”.
54
Liisa HUSU
Hanken School of Economics, Finland / Örebro University, Sweden
Interrogating Gender and Gender (In)
equalities in Academia and Research:
Nordic Approaches
The five Nordic countries – Denmark, Finland, Iceland, Norway, and Sweden
– can be characterized as global leaders when it comes to overall gender
equality of society. They are highly innovative and research-intensive
knowledge societies, with a large share of highly educated population,
especially women. Long-term political will behind gender equality promotion
in academia and research is evidenced by that national research policy
agendas have addressed gender issues since the late 1970s-early 1980s,
through various national level interventions, especially so in Finland, Norway
and Sweden. Some noteworthy regional Nordic interventions should also
be mentioned, such as NIKK, the Nordic Institute for Women’s Studies and
Gender Research, later renamed to Nordic Information on Gender, jointly
funded by the Nordic Council of Ministers.
Gender equality is addressed in the university legislation in Norway and
Sweden, and universities are legally obliged to engage in equality planning.
Finland, Norway and Sweden have the highest proportion of women on
scientific boards in the European Union, approaching gender parity, and the
highest proportion of women among university Vice-Chancellors in the EU.
Even if many key gate-keeping positions shaping the academic and scientific
landscape show greater gender equality, unequal gendered structures in
academic careers prevail. The proportion of women at full professor level is
only at the EU-28 average level and changing slowly.
The presentation will introduce and critically assess major Nordic
developments and initiatives, relating them to a broader European context,
and discuss current challenges, contradictions and visions.
55
Rachel PALMEN
Giacomo Brodolini Foundation, Italy
GenPORT
GenPORT is a developing online community of practitioners, made up of
organizations and individuals working across the globe for gender equality and
excellence in science, technology or innovation. GenPORT covers all sciences
- natural and social sciences, and humanities. GenPORT offers an arena for
organizations and individuals to showcase and access the world’s best research
resources, practical materials, policy briefings, experiences, and much more.
• Sharing resources on a global internet platform makes them prominent and
visible to a huge user base.
• Allowing users to shape the portal and its contents allows users to tailor
these resources to their own needs, and to make them more easily
accessible and searchable.
• The creation of the online community offers a fast track to experience
sharing, and supports continuing policy and practical learning in pursuit of
good practices in gender equality.
Why do we need a portal for the gender and science community? Many
organizations have made sustained efforts to advance gender equality in
science. A wealth of gender and science resources has been produced in the
process. However, despite the enormous potential for knowledge sharing, these
resources are scattered in various locations, with varying degrees of visibility
and usability.
What GenPORT offers:
• A global space to showcase a huge range of work on gender and science, to
maximize its reach and influence,
• A single point from which to browse, search and access the highest
quality resources on gender and science issues, organized thematically,
linguistically, or geographically, and linked to related items,
• Support for users to seek advice and advance their understanding of the
gender issues in science,
• Additional services to support user activities on gender and science – news
and announcements, events calendars, translations and reviews, discussion
groups, and much more.
56
Ebru TEPECIK
Erlangen University, Germany
Diversity Management: Gender and
Diversity Strategies in Academic Policy
I will present the newly emergent managerial understanding in the German
academic field named “diversity management,” and its accompanying
strategies and implementations. I will sketch an overview of the concept,
diversity management, its social requirements and aims, and then adopt
a practical approach to the issue at hand by conveying the strategies and
implementations in the academic field.
Diversity management aims at fostering a culture tolerant and respectful
to differences among institutions and individuals, and providing people in
institutions with equal opportunities, regardless of their national or ethnic
identity, sex, socio-economic status, sexual orientation, familial task, age and
physical capability. I will present brief examples of diversity management
studies conducted in Erlangen Friedrich-Alexander University, and
predominantly focus on the policy and implementation of ‘gender equality’
(the concept of equality, career support programs for women, practices
seeking scientific and educational development, financial assistance) in
institutional and personal domains.
As for the social aspect, diversity management promotes the cooperation
and communication between different groups, and help flourish of
understanding and tolerance between people and cultures. I will introduce
the intercultural services and studies developed by Erlangen University in
that regard.
57
Irene REHMANN
State Secretariat for Education, Research and Innovation, Switzerland)
Swiss Policy for Promoting Gender
Equality in Higher Education
The presentation will focus on the national programs for the promotion
of gender equality at the cantonal universities and universities of applied
sciences in Switzerland. The funding of higher education institutes is a
coordinated action between the federal and cantonal authorities.
Since 2000 Swiss government provides funding in order to challenge
horizontal and vertical segregation in higher education systematically by the
means of gender equality programs. The main objective was set to increase
the number of women on all levels of higher education, and especially, to
increase the number of female professors.
We can observe a positive development e.g. the doubling of the number of
women professors at universities within seven years to reach 14% in 2006.
But the new target ‘25% of women professors’ (on average) at universities
has not been reached yet. In the technical field the horizontal segregation is
still a topic. At the universities of applied sciences they have to cope with a
lack of women in the technical studies on one hand and with very few men
in the nursing sector on the other hand.
The ongoing funding is based on the instrument of institutional tailored
action plans. They enclose elements of the former programs and target a
structural change for taking into account gender equality in the management
and the responsibility for gender equality in the faculties.
58
Birgit SAUER
University of Vienna, Austria
The Difficulties of Gender Equality
Governance at Austrian Universities.
A Problem of Competing Institutional
Logics?
While female students and graduates have outnumbered their male
colleagues in some disciplines, the number of female professors at Austrian
universities is still rather low. Only 15% of full professors are women.
Austrian universities have a long history of masculinism, in 1908 women
were allowed to enroll for specific courses. Although in the early 1990s
equal opportunity instruments and a quota system have been established
their implementation was weak. The implementation of New Public
Management (NPM) in Austrian higher education since 2000 was meant to
enhance performance and accountability of academic work. A number of
changes were expected also to improve the career chances of women, such
as objectification of competition in employment and career opportunities.
Moreover, bureaucratic rules and controls were implemented in order to
render distribution of resources more transparent. This included also special
incentives to appoint female professors (i.e. the program “Exzellentia”).
The presentation will describe different institutional logics that shape
universities – the logic of the academic profession and science, the logic of
the managerial administration, the state logic of equal opportunities – and
ask how these logics contradict or block each other and hence an effective
implementation of gender equality measures. My aim is to contribute to an
understanding of the opportunities and potential pitfalls of the variety of
gender equality work at Austrian universities. The presentation is based on
the project “Gender in Academia”, which explores developments triggered
by university reforms in Austria since the early 1990s.
59
Andrea LÖTHER
Leibniz Institute for Social Sciences, Center of Excellence: Women and
Science, Germany
University Ranking on the Basis of
Gender Equality Indicators
The implementation of gender equality in higher education needs monitoring
instruments. A university ranking on the basis of gender equality indicators
may be one monitoring instrument.
The Center of Excellence Women and Science, CEWS established such a
ranking for German universities for the first time. Since 2003 this ranking has
been published every second year. The ranking is based on quantitative data
provided by the federal statistical office. Seven indicators focus on gender
equality for students, PhDs, Post-Docs, academic staff and professors as
well as on the increase or decrease of academic staff and professors in a
period of time. The methodology ensures fairness between different types
of universities.
As input for the workshop, I will present the aims and the methodology of
the German ranking. I will also present the chances and the limitations of a
ranking in the context of different monitoring systems. On the basis of this
input, the workshop will discuss the following issues:
• Significance of a university ranking in the context of other monitoring
instruments for gender equality in Turkish universities,
• Indicators and methodology adapted to the Turkish situation,
• Aims, target groups and political impact of a ranking,
• Strategies and networks to implement monitoring instruments – like a
ranking – on gender equality.
60
Mine G. TAN
Istanbul Technical University, Turkey
Gender and the University Career in
Turkey: The Case of NETFA
Istanbul Technical University took part in the EC funded FP6 project titled
“UNICAFE” between the years of 2006-2008. The partner countries of
UNICAFE also included Hungary, Austria, Finland, Estonia and Italy. The aim
of the project was to enhance the existing knowledge on the gender (dis)
parity and the career patterns of female academics in SET. In this project it
was found that Turkey in terms of women academics set a unique example
of higher representation. In 2010 a new consortium was set under the
coordination of ITU to run a new project (NETFA) modeled on UNICAFE
to examine the same issues this time in different universities (Akdeniz
University, Ankara University, Canakkale Onsekiz Mart University, Istanbul
Technical University, Karadeniz Technical University, Kocaeli University, Yildiz
Technical University) in Turkey. Gender differences in research careers,
critical areas and disciplines as well as leading university positions where
women are underrepresented, access to funding, mobility and work-life
balance issues were studied. This presentation is focused on the findings of
NETFA project which was completed in 2013.
61
Çiler DURSUN
Ankara University, Turkey
An Innovative Example of Gender
Equality Action Plan Implementation
in Ankara University through
Genovate Project
Genovate is an action research project based on the implementation of
Gender Equality Action Plan at 6 different European universities. Each partner
university has its own tailored GEAP according to its needs and priorities
on gender mainstreaming. Through the implementation of GEAPs at the
universities, 3 areas were identified for making intervention in academic
institutions for gender mainstreaming:
• Recruitment, progression and research support
• Working environment, work-life balance, institutional culture
• Standards and diversity in research excellence and innovation
Gender mainstreaming in academia is a very novel notion in Turkey
compared to the other European universities. Ankara University overtakes
gender mainstreaming in its institutional context for the first time in Turkey
through the Genovate Project. This provides a fresh look to the academic
research units and their functions from the gender equality perspective. Not
only raising equality awareness in the academic structure, but also providing
better working environments for female researchers is an objective for the
Genovate Project. In this presentation, first 18 months of the implementation
activities of Genovate will be displayed and achievements will be discussed.
62
AYŞE YÜKSEL
Sabancı University, Turkey, The Purple Certificate Program
Purple Certificate Program
The presentation will explore the relationship between gender equality in
general and feminist teaching through a consciousness raising program
called “The Purple Certificate Programme” (PCP) which aims to introduce
gender-mainstreaming in the Turkish high school system, then it will provide
information how gender equality in the academia is actually closely related
with gender-aware teachers and students. The PCP has been conducted
by Sabancı University under the Joint Programme of United Nations on
Promoting and Protecting the Human Rights of Women and Girls in Turkey
since 2007. Given the fact that gender equality in Turkey is at an undesirably
low level and Turkey is falling short in women’s empowerment, feminist
theories and practices and gender equality have rarely been subjects
of interest in the Turkish educational system. In fact, the whole Turkish
educational system perpetuates the traditional gender roles thus reinforcing
gender discrimination among students and teachers.
The PCP was structured following the “educating the educator” principle
and aims to develop gender awareness among high school teachers.
During the PCP various educational modules such as feminist theory,
gender discrimination in high school text books, gender in natural sciences,
literature, media and psychology are carried and attending teachers are
encouraged to conduct gender-conscious activities in the classroom as well
as in extra-curricular school activities.
The PCP modules are delivered by academicians. Although the PCP targeted
the transformation of high school teachers, the leading role shifted from the
academicians to the participants during the preparation and the deliverance
of the program. In fact, the gap between the trainer and trainees turned
into a collaborative knowledge-production in which feminist teaching
methodologies were explored and power relationship were questioned;
moreover, academicians and activist agencies were challenged and
transformed by one another. We would like to share our experiences and
discuss how such gender awareness programs are closely interlinked with
gender equality in the academia.
63
Emily MARTIN
New York University, USA
The Gendering of Language in the
Biological Sciences: Looking Back and
Looking Ahead
The language of many biological sciences carries with it cultural assumptions
about gender. In this illustrated lecture, I examine how reproductive biology
and popular culture portray the saga of the sperm as it moves through the
female reproductive tract and meets the egg. I also look at how immunology
portrays the different cells that make up the immune system. Some of these
cultural assumptions make popular and technical accounts of biological
processes misleading about research findings in biology itself. Have feminist
accounts that are critical of the cultural overlay on biological language made
a difference in the last 20 years? How might we find more effective means
to reduce the unthinking ways that sexual stereotypes are embedded in
biological language?
64

Benzer belgeler