Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği

Transkript

Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Amerikalý
Profesör: Atatürk
en büyük lider
Amerikalý tarihçi ve psikiyatrist Prof.
Arnold Ludwig, liderlerin baþarýlarýný
sýnýflandýran 11 ölçekli bir sisteme göre,
Atatürk’ün 20. yüzyýlýn en büyük lideri
olduðunu söyledi.
Haber sayfa 8’de
Hükümet, görev
almaya hazýr
Kosova Hükümeti 15 Haziranda yeni Anayasanýn
yürürlüðe girmesiyle yönetim baðlamýnda görev ve
sorumluluklarý üstlenmeye hazýrlanýyor. Baþbakan,
hükümet olarak bu konunun üstesinden gelmeye hazýr
olduklarýný ifade ederken, Kosova tanýma sürecinin de
canlýlýðýný koruduðunu söyledi
Haberin sayfa 3’te
KOSOVA TÜRKLERÝNÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ
SAYI: 428
YIL: 10
Perşembe , 22 Mayıs 2008
Fiyatý: 0.50
Kermabon, Prizren’de
sorunlarla yakýndan ilgilendi
Kosova Belediyelerini ziyaretleri çerçevesinde Pazartesi günü Prizren’i ziyaret
eden EULEX Misyonu Þefi Uves De Kermabon, Prizren’de güvenlik, istikrar ve
adli organlarýn çalýþmalarý hakkýnda yakýndan ilgilenerek, yetkililerden bilgi aldý.
E
ULEX Misyonu Þefi Uves De Kermabon,
Prizren ziyareti çerçevesine Prizren adli
makamlarý yaný sýra Belediyesi Baþkaný
Ramadan Muya ve Prizren Polis birlikleri yetkilileriyle bir araya gelerek, görüþmelerde güvenlik
önlemleri ele alýndý.
Prizren’i ziyaret eden ilk EULEX görevlisi
Misyonu Þefi Uves De Kermabon görüþmeler esnasýnda yaptýðý açýklamasýnda, EULEX misyonun göreve
baþlamasýnýn gecikme ihtimalinin olabileceðini
belirterek, Avrupa Birliðinin amacýnýn EULEX’in
Kosova genelinde görev yapmasý olduðunu belirtti.
Seydiu, BM’yi
göreve çaðýrdý
Seydiu, Birleþmiþ Milletler
Genel Sekreterine bir çaðrý
yaparak, Kosova’da görev
yapan BM misyonuyla ilgili
mevcut anlaþmazlýklarýn
giderilmesini, Avrupa Birliði
ile iþbirliðinin yapýlmasýný ve
geçiþ dönemine son verilmesi
isteminde bulundu.
Haber sayfa 5’te
TMK, Mamuşa İtfaiye
Binası inşasına başladı
Haberin devamı sayfa 3’te
Kosova'da 19 Mayıs Kutlandı
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamaları Türkiye'de
Olduğu Gibi Kosova'da da Görkemli Bir Şekilde Kutlandı.
19
Enis TABAK
Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve
Spor Bayramı kutlamaları Türkiye'de
olduğu gibi Kosova'da da görkemli bir
şekilde kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde
Kosova'da görev yapan Türk Polis Kontenjanı ve
Priştine Gerçek Türk Kültür Sanat ve Spor
Derneği "Kosova Bahar ve Gençlik Festivali"
düzenledi. Yaklaşık bin 500 kişinin katıldığı kutlama Kosova Meydan Muharebesi yapıldığı
alanda gerçekleşti.
İkinci tören Kosova'nın güneyinde bulunan ve
Türklerin çoğunlukta yaşadığı Prizren'de gerçekleşti. Prizren'de bulunan Türk Derneklerinin
ortaklaşa gerçekleştirdiği program, Prizren
Kültür Evi salonunda gerçekleşti. 500'ün
üzerinde katılımcının hazırda bulunduğu programda folklor, şarkılar, modern danslar gençler
tarafından sunuldu.
Törene Türk Eşgüdüm Ofisi Temsilcileri,
KDTP Genel Başkanı ve Çevre ve Alan Planlama
Bakanı Mahir Yağcılar, Çok Uluslu Güney Tugay
Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın, Prizren
Belediyesi Başkan Vekili Ercan Şpat, Kosova
Türk Taburu Görev Kuvvet Komutanı Kurmay
Yarbay Kerim Acar ile çok sayıda davetli katıldı.
Haber sayfa 6’da
6’ncisi düzenlenen
Sanatla Uyanmak
Şöleni sona erdi
Bu yıl 6’ncısı
düzenlenen “6.
Uluslararası
Sanatla Uyanmak
Şöleni” geçtiğimiz
hafta düzenlenen
bir törenle sona
erdi.
Haber sayfa 12’de
Kosova
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Fitzgerald: “KFOR’un
varlýðý deðiþmeyecek”
2
Kosova ziyaretinde bulunan General Fitzgerald, 15 Haziranda yürürlüðe girecek olan yeni
Anayasadan sonra da KFOR’un varlýðýnýn ayný kalacaðýný ifade ederken, ileride oluþacak
olan þartlardan sonra KFOR’un varlýðýnda deðiþikliklerin yaþanabileceðini söyledi.
N
ATO’nun Avrupa Kanadý Komutaný General
Mark Fitzgerald, Kosova ziyaretinde bulunarak, Kosova’da incelemelerde bulundu.
Kosova ziyareti çerçevesinde Kuzey Mitroviça’yý da
ziyaret eden General Fitzgerald, Mitroviça Belediye
Baþkaný Bayram Recepi ile bir araya geldiði
görüþmede Mitroviça’daki genel durum ile çalýþmalar ile ilgili bilgi aldý.
Görüþme adýndan gazetecilerin sorularýný yanýtlayan General Fitzgerald, NATO’nun Kosova ki
görevinin Anayasanýn 15 Haziranda yürürlüðe
girmesinden sonra da bir deðiþikliðe uðramayacaðýný
söyledi. Kosova vatandaþlarýnýn geçmiþi arkada
býrakarak normal duruma ve geleceðe yönelik adýmlar attýðýnýn önemine deðinen Fitzgerald, “Þu an
Kuzey Mitroviça ziyaretinde bulunuyorum. Kosova
Polis birliklerini buradaki çalýþmalarýný yakýndan
izleme fýrsatýna sahip oldum. Birlikler, üzerine
düþen görevi en iyi bir þekilde yerine getirdiklerine
þahit oldum. Bu beni hem sevindirdi hem de geleceðe yönelik var olan endiþelerimi giderdiðini
söyleyebilirim” diye konuþtu. Kosova’da güvenliðin
saðlanmasý konusunda en önemli halkayý KFOR birliklerinin oluþturmadýðýnýn altýný çizen General,
“Güvenliðin saðlanmasýnda ilk olarak Kosova Polis
birlikleri ile UNMIK polisi sorumluluk sahibi iken,
KFOR birlikleri ise bu iki kurumdan sonra gerek
duyulmasý halinde olaylara müdahil olacaktýr. Yani
KFOR güvenliðin tesisi konusunda üçüncü halkayý
oluþturacaktýr” diye konuþtu.
Bugüne kadar Mitroviça ile ilgili yapýlan bütün
R
olumsuz olaylarýn gerçeði yansýtmadýðýný ifade eden
Fitzgerald, “Ziyaretim çerçevesinde Mitroviça’yý
ziyaret etme fýrsatýnýn da yakaladým. Burada insanlar
yollarda serbest ve özgür bir þekilde dolaþýyor,
ticaret yapýyor, öðrenciler okullara gidiyorlar.
Durumu protesto eden hiçbir olay veya taþkýnlýk ile
karþýlaþmadým. Mitroviça’da insanlarýn rahat bir
hayat yaþadýklarýna yakýndan þahit oldum ” diye
konuþtu.
Kosova’da NATO güçlerinin gelecekteki misyonuna da deðinen General Fitzgerald, “Görevimiz
anayasanýn yürürlüðe girmesinden sonra da ayný
kalýyor. Burada BM 1244 sayýlý kararý esasýnca görevimize devam edeceðiz. Diðer uluslararasý ve yerli
kurumlar ile var olan görev ve sorumluluklarýmýzý
olduðu gibi sürdüreceðiz. Sonuç olarak, Kosova’da
görevimiz deðiþmemekle beraber, ayný birliklerimiz
ile Kosova’da ki varlýðýmýzý sürdüreceðiz” diye
konuþtu. NATO güçlerinin strüktüründe ve sayýsýnda
da bir deðiþikliðin yaþanmayacaðýnýn altýný çizen
General Fitzgerald, “KFOR’un Kosova’da ki varlýðý
ile ilgili sadece siyasi karar alýnmasý halinde sayý ve
strüktürde deðiþiklik olabilir. NATO, Kosova’nýn
güvenlik anlamýnda kendine yetme noktasýna geleceði ve istikrarlý bir hükümetin varlýðýný sürüdüðü
zaman NATO’nun Kosova’da ki görevi de sona erebilir. KFOR güçlerinin sayýsýnýn azalmasý ise
belediye strüktürlerin ve yerli polis birliklerin
güçlenmesinden sonra olabilir” diye konuþtu.
NATO Avrupa kanadý komutaný General Mark
Fitzgerald, Kosova Güvenlik güçlerinin ne zaman
Statü görüþmeleri tekrar
mý yapýlacak?
usya Dýþiþleri Bakaný Sergey
Lavrov, Çin ve Hindistan
Dýþiþleri
bakanlarý
ile
Yeketerinaburg’da yaptýðý görüme
ardýndan Rusya, Çin ve Hindistan
Belgrat
ile
Priþtine
arasýnda
görüþmelerin
devamýndan
yana
olduðunu söyledi. Lavrov, bu üç ülke
Kosova sorununun uluslar arasý hukuk
ilkelerine göre çözülmesinden yana
olduðunu kamuoyu ile paylaþtý.
Görüþme ile ilgili yayýnlana ortak
bildiride Rusya, Çin ve Hindistan olarak
“Belgrat
ile
Priþtine
arasýnda
Kosova’nýn nihai statüsü ile ilgili
görüþmelerinin devamýndan yana
olduklarý belirtilirken, sorunun uluslar
arasý birliði ilkelerine göre çözülmesi ve
iki taraf arasýnda imzalanacak anlaþmanýn bölgede istikrarýn saðlanmasýna
katkýda bulunacaðý belirtiliyor. Bildiride
ayrýca, 17 Þubata Kosova’nýn baðýmsýzlýðýnýn ilanýnýn Birleþmiþ Milletlerin
1244 sayýlý kararýna aykýrý olduðunu da
belirtiliyor.
MekCormak:
“Kosova baðýmsýz bir devlet”
Amerika Birleþik Devletleri ise buna
tepki göstererek, Kosova’nýn baðýmsýz
bir devlet olduðuna vurgu yaparak,
herkesi bu gerçeði kabul etmeye davet
etti. Müzakereleri devamýný gülünç ve
oyalama olarak deðerlendiren Amerikan
yetkili MekCormak, Priþtine ile
Belgrat’ýn onca görüþmeden sonra
aralarýnda bir anlaþmaya varamayacaklarýný bütün dünyaya kanýtladýðýný
savundu.
Hüseni: Görüþmeler
olmayacak
kurulacaðý ve göreve baþlayacaðý hakkýnda açýklamada bulunmazken, “Bu siyasi durumdan ve uluslararasý toplumun vereceði karara baðlý olan bir noktadýr. Bizler de Kosova strüktürlerinin bu görevi
üslenebilme kapasitesine geleceði mutlu olacaðýz.
Kosova’da þu anda siyasi etkenler bunu konuyu
tartýþýyorlar. Kosova Polis Birlikleri ve Kosova
Güvenlik Güçleri arasýnda görevlerin paylaþýmlarý
konusunda þu an görüþmeler sürüyor. Bu sorun
bizim aramýzda deðil de siyasetçiler arasýnda
tartýþýlýyor” diye konuþtu.
Sýrbistan Genel Kurmay Komutaný General
Zdravko Ponoþ’un Brüksel’de NATO karargahýnda
Kosova Savunma güçlerini eðitim almamasý istemine de deðinen General Fitzgerald, kendisinden de
baþka bir toplantýda ayný öneriye kendisine de
bulunduðunu söyledi. Fitzgerald, “Bu konu üzere
siyasiler arasýnda tartýþmalar sürüyor. Siyasi kararlar
alýndýkça bu sorunun nasýl çözüleceðini göreceðiz.
Bununla ilgili bu güne dek hiçbir karar alýnmadý”
diye konuþtu.
Amerika Birleþik Devletleri ile Rusya
öncülüðündeki ülkeler arasýnda yeni bir
Kosova krizi yaþanýyor. Rusya, Çin ve
Hindistan Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tekrar
gözden geçirmeye davet etmesi ve Priþtine
ile Belgrat arasýnda yeni görüþmelerin yapýlmasý istemi, Washington ve Priþtine’yi
kýzdýrdý.
Latin Amerika ülkeleri
gezisi dönüþünde Priþtine
h a v a l i m a n ý n d a
Yekateneburg’da bir araya
gelen Rusya, Çin ve
Hindistan Dýþiþleri bakanlarýnýn yayýnlanan ortak
bildiriye deðinen Dýþiþleri
Bakaný Skender Hüseni,
bildiriye tepki gösterdi.
Hüseni,
Kosova’nýn
komþularý ile iki ülke
arasýndaki iliþkileri ve
sorunlarý görüþebileceðini belirtirken,
Kosova nihai statü görüþmelerinin artýk
milat olduðunu söyledi. Hüseni, “Bizim
için artýk görüþme faslý sona ermiþ
bulunuyor. Kosova, 17 Þubattan sonra
baðýmsýz ve egemen bir devlet olarak
uluslararasý topluma katýlmýþ bulunuyor. 40 ülke de bugüne dek Kosova’yý
baðýmsýz ve egemen devlet olarak
tanýmýþ bulunuyor. Tanýma süreci halen
devam ediyor. Bugüne dek baðýmsýzlýðýný tanýyan ülkelerin, Rusya, Çin ve
Hindistan’ýn istemleri üzerinde vermiþ
olduklarý kararlarýný geri alacaklarýna
inanmýyorum” þeklinde konuþtu.
Rusya Dýþiþleri Bakaný Sergey
Lavrov’un Rusya, Çin ve Hindistan’ýn
Kosova ile ilgili görüþmelerin devam
edilmesi ile ilgili çaðrýsýný da deðerlendiren Hüseni, “Rusya, Çin ve
Hindistan’ýn bu yýkýcý tutumlarýný tasvip
etmiyoruz. Onlarda kýsa bir zaman
içinde Kosova’nýn baðýmsýzlýný onlar da
tanýyacaktýr” þeklinde yorumladý.
3
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Kosova
Seçim sisteminde
deðiþiklik gündemde
A
htisaari planý çerçevesinde kabul edilmesi gereken “Seçim Yasasý ve Seçim
Sistemi” ile ilgili Cumhurbaþkaný Fatmir Seydiu, Kosova siyasi arenasýnda temsil edilen partileri bir araya getirerek yasa tasarýsý ile ilgili son görüþlerini din-
Hükümet, görev
almaya hazýr
Kosova Hükümeti 15 Haziranda yeni Anayasanýn yürürlüðe
girmesiyle yönetim baðlamýnda görev ve sorumluluklarý üstlenmeye hazýrlanýyor. Baþbakan, hükümet olarak bu konunun üstesinden gelmeye hazýr olduklarýný ifade ederken, Kosova tanýma
sürecinin de canlýlýðýný koruduðunu söyledi
B
aþbakan Thaçi, hükümetinin toplantýsýnda Anayasasýnýn yürürlüðe
girmesinden sonra tüm otoritesini Kosova genelinde uygulamaya
çalýþacaðýný söyledi. Kosova’da UNMIK yetkililerin Kosova kurumlarýna da devredileceðini belirten Thaçi, bu devirin uluslararasý toplumun
yardýmý ile gerçekleþeceðini söyledi. Kosova kurumlarýnýn 15 Hazirandan
sonra da Kosova vatandaþlarýnýn hizmetinde bulunacaðýný belirten Thaçi,
Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýmak isteyen ülkeler için Anayasanýn yürürlüðe girmesinin önemli bir noktaya denk düþtüðünü söyledi.
Bakanlar Kuruluna tanýma süreci hakkýnda da bilgi veren Baþbakan
Haþim Thaçi, baðýmsýzlýðý tanýma sürecinin devam ettiðine dikkat çekerken,
bu konuda daha aktif bir lobicilik çalýþmasýna ihtiyaç duyulduðunu söyledi. Kosova’yý
halen baðýmsýz ve egemen bir
devlet olarak tanýmayan ülkeler
üzerinde Kosova hükümeti ve
kurumlarý olarak aralýksýz çalýþmalarda yürütüldüðünün altýný
çizen Thaçi, bazý ülkelerin
Kosova’nýn
baðýmsýzlýðýný
tanýyacaðý yönünde sinyallerin
alýndýðýný kabine üyeleri ile paylaþtý. Bu ülkelerin hangi
devletler olduðunu ve bu tanýmalarýn ne zaman gerçekleþeceðini açýklamaktan kaçýnan
Baþbakan, tanýma sürecinin tüm
canlýlýðýyla sürdüðünü söylemekle yetindi. Kosova hükümetinin en önemli politikalarýndan
birinin hiç kuþkusuz Avrupa Birliði üyeliði olduðunu ifade eden Thaçi,
Avrupa Birliði dönem baþkaný olan Slovenya’dan birlik üyeliði ile
Kosova’nýn ekonomik kalkýnmasý yönünde önemli destek görüldüðünü
söyledi.
Temmuz ayýnda Kosova için yapýlacak baðýþlayýcýlar toplantýsýna da
deðinen Baþbakan Thaçi, Kosova’nýn bu toplantýdan kazançlý çýkacaðýný
söyledi. Kosova’da Ahtisaari paketinin uygulanmasý döneminin baþladýðýný
belirten Baþbakan, kýsa bir zaman içinde bazý yasa tasarýlarý kabul edileceðini söyledi.
Kuçi, Rusya’yý eleþtirdi
Rusya’nýn Kosova’nýn baðýmsýzlýðý ile ilgili tutumunu Bakanlar
Kurulunda deðerlendiren Baþbakan yardýmcýsý Hayredin Kuçi, Rusya’nýn
Kosova ile ilgili gerçek bir tutumu olmadýðýný söyledi. Kuçi, “Kosova þu
anda Rusya dahil, diðer ülkelerden de tanýmasýný bekliyor. Bunun da olacaðýný ümit ediyoruz” diye konuþtu.
ledi.
Görüþme ardýndan basýna açýklama yapan Cumhurbaþkaný, Kosova’da yürürlüðe
girecek olan Seçim Yasasý ve öngörülen seçim sistemi ile ilgili danýþmalarda bulunmak
amacýyla politik partileri bir araya getirdiðini ifade etti. Yasa tasarýsýnýn meclise havale
edilmesinden önce tasarý üzerinde politik açýdan ortak bir katýlýmýn saðlanmasýnýn
gerekliliðine iþaret eden Seydiu,
“Bu konu ortak çalýþmalarýn
yürütülmesini gerekli kýlan bir
alandýr. Yasa tasarýsý, parti temsilcilerinin katýlýmý ile hazýrlandý.
Meclise havale edilmeden önce
yasa tasarýsý ile partilerin son
görüþlerini almak adýna bugün
onlarý bir araya getirdik. Çünkü
bu konuda ortak tutumun saðlanmasýný Kosova’nýn geleceði
açýsýndan büyük önem arz
etmektedir” diye konuþtu.
Kosova Seçim yasasýnýn ne
gibi deðiþiklikleri beraberinde
getireceðini açýklamaktan kaçan Seydiu, “Yasa tasarýsý ile ilgili þu anda hiçbir açýklamada bulunamam. Bu konuda þimdiye kadar bu konu ile ilgili çeþitli düþünceler ortaya
atýldý. Þu anki seçim sistemi ile ilgili de deðiþiklikler olabilir. Bu konuda meclis son
karýrý gerekecektir” diye konuþtu.
Toplantýya katýlan parti baþkanlarýnýn konu ile ilgili önerilerde bulunmadýðýný ifade
eden Seydiu, “Bu bir kolektif çalýþma gerektiren konuya tekabül ediyor. Yasa tasarýsý ile
ilgili gerekli son çalýþmalar yapýldýktan bu konu kamuoyu ile paylaþýlacaktýr” diye
konuþtu.
Þu anda Kosova’da uygulanan Seçim Yasasýna göre Kosova tek bir seçim bölgesinden oluþmaktadýr. Resmi olmayan kaynaklara göre, Kosova meclisinde yer alan siyasi
parti temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaþkaný Fatmir Seydiu’nun görüþmede
Kosova’nýn bir deðil birkaç seçim bölgesinden oluþmasý masaya yatýrýldýðý iddia edildi.
Kermabon, Prizren’de
sorunlarla yakýndan ilgilendi
B
aþýnda bulunduðu
m i s y o n u n
Kosova’da göreve
baþlamasý ile ilgili yaþanan
gecikmeye de deðinen
Kermabon, bu gecikmenin
bazý siyasi ve teknik sorunlardan
dolayý
kaynaklandýðýný vurguladý. Bu
gecikmenin ne kadar süreceðiyle ilgili açýklamada
bulunmayan Kermabon,
misyonunun gerekli hazýrlýk aþamasýný tamamladýktan sonra kýsa zaman
içinde göreve baþlayacaðýný belirtti. Kosova’da
göreve baþlamak için
Birleþmiþ
Milletler
Güvenlik
Konseyi
kararýnýn beklenip beklenmediði
sorusuna
Kermabon,
bunun
Avrupa’nýn bir misyonu
olduðunu hatýrlatarak, bu
konuda sadece Avrupa
Birliðinin karar alacaðýný
vurguladý.
Prizren Polis Birlikleri
Komutaný, Kermabon ile
yaptýklarý görüþme ardýndan belediyede güvenlik konularý ve polis
birliklerinin ilerde ki çalýþmalarýyla ilgili
bilgi verdiklerini söyledi.
Kermabon: “Kosova
Avrupa Birliðinin bir
bölümüdür”
Kermabon, Kosova’nýn geleceðinin Avrupa’da
olduðuna iþaret ederken, baþýnda bulunduðu
EULEX misyonunu ile ilgili kararý Birleþmiþ
Milletlerin deðil de, Avrupa Birliði’nin
vereceðini söyledi.
E
ULEX Misyonu þefi Ýv de Kermabon Kosova ziyareti
çerçevesinde, Klina’da düzenlenen “Avrupa’ya gel” kampanyasýna katýlarak bir konuþmada bulundu. Kermabon,
Kosova’nýn geleceðinin Avrupa’da olduðuna dikkat çekerken,
Kosova’da göreve baþlayacak olan EULEX hakkýnda da bilgi
verdi. Kosova’da EULEX misyonunun gecikmesine de deðinen
Kermabon, “Haviyer Solana, 27 AB ülkesi ile Kosova’ya bir
misyonun göndermesine yönelik
bir karar aldý. Biz farklý ülkelerden oluþacak olan polis, yargýç,
savcýlar ile farklý yerlerde göreve
baþlayacaðýz. Burada gözlemci ve
denetimci görevinde bulunacaðýz.
Kosova baðýmsýzlýðýný kazanmakla sorumluluk onlara geçmiþ
diye
konuþtu.
bulunuyor”
EULEX’in BM Örgütü denetinde
olmayacaðýný da belirten KFOR
eski komutaný General Kermabon,
baþýnda bulunduðu misyonun
Avrupa Birliði denetiminde olacaðýný söyledi.
Kosova’da yeni bir demokrat
devletin de zamanla temellerinin atýlacaðýný belirten General
Kermabon, bugüne kadar gerek demokrasi gerekse de diðer
önemli noktalarda önemli aþamalarýn kaydedildiðini söyledi.
Klina Belediye baþkaný Sokol Baþota, Kermabon’un bu belediyeye yaptýðý ziyaretin özel önem taþýdýðýný belirtirken, Klina’nýn
Kosova’da çok uluslu bir toplumun kurulmasýnda büyük önem
taþýdýðýný söyledi.
NATO Kosova Ordusunu
eðitmeye hazýrlanýyor
BM
Kosova Özel temsilcisi Marthi Ahtisari’nin
Kosova çözüm öneri paketine göre, Kosova 15
Haziranda yeni anayasanýn yürürlüðe girmesi ile
Kosova Savunma Güçlerinin kurulmasýný öngörülmüþtü. Ordunun
kurulmasýndan sonra, Kosova Savunma Güçlerini NATO eðitmeye
hazýrlanýyor.
Brüksel’de bir NATO yetkilisi konu ile ilgili yaptýðý bir açýklamada, NATO’nun 15 Haziranda yeni anayasanýn yürürlüðe girmesiyle Kosova Savunma Güçlerinin eðitimine baþlayacaðýný doðruladý. Yetkili, NATO’nun bu giriþimine karþý gelenlerin var
olduðunu ifade ederken, BM Güvenlik Konseyinde olduðu gibi
NATO’da bir vetonun olmayacaðýný söyledi. Kosova Savunma
Güçlerinin eðitimi için halen tam bir kararýn alýnmadýðýný belirten
yetkili, “Kosova’da 15 Haziranda Anayasanýn yürürlüðe girmesinden sonra Savunma Güçleri kuracaktýr. Kuruluþ aþamasýndan sonra
da eðitim ile ilgili gerekli olan karar da sonra alýnmýþ olacaktýr”
diye konuþtu.
: 4 27
ý
y
a
S
KOSOVA TÜRKLERÝ’NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ
Haftalýk gazete
Sahibi ve Genel Müdürü:
Mehmet BÜTÜÇ
Yazı İşleri Müdürü:
Sencar KARAMUÇO
4
Kosova
TMK Kosova Savunma
birlikleri olmaya hazýrlanýyor
Perşembe, 22 Mayıs 2008
“
Hamýz Yaþari” Kosova
S a v u n m a
Akademisinde düzenlenen törende eðitimini
baþarýyla tamamlayan ve
TMK safhasýnda yer alacak
olan yirmi bir subaya sertifika töreni düzenlendi.
Törende konuþan TMK eski
komutaný ve Baþbakan
Agim Çeku, TMK’nýn
baðýmsýz
Kosova
Cumhuriyetinin askeri gücü
olmasý gerekliliðine iþaret
ederken, eðitimini tamamlayan subaylarýn güvenlik
alanýnda sorumluluk görevini üstlenmeye de
hazýr olduklarýný belirtti. Çeku, TMK’nin profesyonelleþmesinden memnuniyet de duyduðunu ifade ederken, kýsa bir zaman içinde
güvenlik alanýnda da sorumluluk alacaðýný öne
sürdü. Çeku, “Kosova, baðýmsýz sonrasýnda
TMK mensuplarýnýn içinde yer alacaðý bir
orduya sahip olmalýdýr. Çünkü, TMK bu görevi
üslenmeye ve o görevi icra etme kapasitesine
sahiptir. Kosova’da 15 Haziranda yeni
anayasanýn yürürlüðe girmesi ile Kosova
Savunma Güçlerine de sahip olacaktýr” diye
konuþtu.
Akademi kurmayý ve
komutanlýðý yöneticisi
Hüseyin Beriþa, altýncý
neslin baþarýsýnýn bu
güne dek yapýlan çalýþmalarýn ürünü olduðunu
söyledi.
Yorulmadan,
sýkýlmadan ve bitmeyen
azimli
çalýþmalar
sayesinde, örgütleme ve
fonksiyonel çalýþmalarda
önemli aþamalar kat
edildiðine dikkat çeken
Beriþa,
güvenliðin
saðlanmasýnda
da
baþarýlý
olacaklarý
konusunda bir þüphesi olmadýðýný söyledi.
TMK Komutan yardýmcýsý Rahman Morina,
TMK’nin þu anki konumunda deðiþmesini beklediðini belirtirken, bu deðiþiklikte de kimi bazý
sorunlarýn yaþanabileceðini söyledi. TMK’nin
elde ettiði baþarýlara da deðinen Morina,
“Baðýmsýzlýk sonrasýndaki amacýmýz, Kosova
Cumhuriyeti kurumlarýna, güvenlik kurumlarýna destek sunmak ve Avrupa Atlantik entegrasyon yönünde çalýþmalarýmýzý sürdürmektir” diye konuþtu.
Yolsuzluðun ilacý;
Ekonomik kalkýnma
“Riinvest” araþtýrma merkezinin 13 kuruluþ yýldönümü dolayýsýyla düzenlediði
yuvarlak masa toplantýsýnda Kosova’da yaþanan ekonomik sorunlar masaya
yatýrýldý. Kosova’da yolsuzluðun büyük bir boyuta varýldýðý belirtilen toplantýda,
bunu giderilmesi için yeni iþ yerlerin açýlmasý ve ekonominin canlanmanýn þart
olduðu fikri benimsendi.
T
artýþmaya katýlan “Riinvest” araþtýrmacýsý Ablan Haþani, 2015 yýlýna kadar Kosova’da var
olan yüzde 45’lik fakirliðin, yüzde 15’e indirilmesi gerektiði belirtildi. 2015 yýlýna dek
vatandaþlarýn barýnma ile ilgili önemli gereksinmeler yaþayacaðýna dikkat çeken Haþani,
Kosova’da þu anda 26.500 kiþinin bu ihtiyacý duyduðunu belirtti.
Kosova’da yoksulluk ve iþsizlik yaný sýra eðitimde de büyük sorunlarýn yaþadýðýna dikkat çeken
Haþani, “Geçen yýl ortalama yüzde 95 öðrenci okula sýrayla devam ediyordu. Bunun 2015 yýlýnda
yüzde 100 olmasýný gerekiyor. Bunu gerçekleþtirmek için Eðitim Bakanlýðýnýn eðitime ayýrdýðý
yüzde 3’lük bütçenin, en az yüzde 6’ya artýrmasý gerekiyor” diye konuþtu.
Yuvarlak masa toplantýsýnda “Riinvest” araþtýrma merkezi çalýþmalarýna deðinen kurum Baþkan
Dr. Muhamet Mustafa, Kosova’da bir çok baþarýlý çalýþmalara imza attýðýný belirtirken, Kosova’nýn
modern ekonomik geliþmesi ile ilgili promosyon yaptýklarýný söyledi. Bugüne kadar kurum olarak
ekonomik kalkýnma ile ilgili önemli projelere imza atýldýðýna dikkat çeken Mustafa, “Bugüne kadar
Kosova’da özel sektörün geliþmesini destekledik. Bu alanda verdiðimiz desteði artýrarak sürdürmeye kararlýyýz” diye konuþtu.
Ýç Haberler: Fevzi KARAMUÇO
Kültür: Ýskender MUZBEG
Yayýn Koordinatörü:
Taner GÜÇLÜTÜRK
Balkan ve Ankara Muhabiri:
Erhan TÜRBEDAR
Gilan Muhabiri: Celal MUSTAFA
Mamuþa Muhabiri: Suphi MAZREK
Muhabirler Koordinatörü: Enis TABAK
Muhabir: Yüksel POMAK
Spor: Ýsmail MAKASÇÝ,
Abdülkadir BIYIKLI
Mizanpaj: Eren BÜTÜÇ
Yazýlarda ortaya atýlan
fikirler, yazarlara
aittir. Gazetemizin resmi
görüþü deðildir.
Yazýlarýn sorumluluðu
yazarlara aittir.
e-mail:
[email protected]
[email protected]
Adres: Adem Yaþari No: 8,
Prizren/Kosova
Tel. 029 623 503
Fax: + 381 (0)29 623 503
Banka:
Raiffeisen Bank
Yeni Dönem
Hesap No:
1502001000171635
Yeni Dönem KTM Þirketi
Danýþma Kurulu:
Baský:
Fikri Þiþko (Ýl Mahkeme Yargýcý)
“SIPRINT” basýmevi Refki Taç (Avukat, Uluslararasý Hukuk Uzmaný)
Prizren
Zeynel Beksaç (Türkçem Dergisi Sahibi)
Agim Rifat Yeþeren (Belediye Kamu Avukatý)
Levent Koro (UNDP Ekonomi Uzmaný)
“Yeni Dönem”
Kosova Türk Medyasý Elsev Brina (Türk Dili Öðretmeni)
yayýnýdýr.
5
Kosova
Perşembe, 22 Mayıs 2008
USAÝD’den Kosova’ya destek
K
osova ziyaretinde bulunan USAID
Yöneticisi Henriete Fore, ziyaretleri
çerçevesinde Kosova’ya yardým
sözünü verdi. Baþkan Fatmir Seydiu ve
Baþbakan Haþim Thaçi ile bir araya gelen Fore,
USAID yeni kurulan Kosova Cumhuriyetine
destek vereceklerini söyledi.Brüksel’de temmuz ayýnda Kosova Baðýþlayýcý toplantýsýnda
USAÝD’i temsil edecek olan Fore, Kosova
yöneticilerine Kosova ile ilgili diðer ülkelerin
de elini taþýn altýna sokmalarý için giriþimlerde
bulunmaya hazýr olduðunu söyledi. Fore,
“Brüksel’de düzenlenecek olan baðýþlayýcýlar
toplantýsýnýn yapýlmasýný sabýrsýzlýkla bekliyorum. Kosova hükümetinin baþarýlý çalýþmalarýný göz
önünde bulundurarak ABD ve diðer baðýþlayýcýlarýn Kosova’ya yardým etmeleri giriþiminde bulunacaðým” diye konuþtu.
Kosova’yý ilk defa ziyaret ettiðini belirten Fore, 1996 yýlýnda Priþtine’de ABD Eþgüdüm
Bürosunun açýlmasýyla Kosovalýlarla iyi iliþkilerde bulunduklarýný söyledi. Fore, “Eþgüdüm bürosunun kurulmasý zor bir döneme denk düþmüþtü. Bu dönemde türlü güçlüklerle karþýlaþtýk. Þimdi ise
büsbütün baþka bir dönem içinde bulunuyoruz. Bizler, Kosova’da yasalarýn üstünlüðü ile eðitim
þartlarýnýn düzeltilmesinden yanayýz. Bunlarýn yaný sýra iþsizliðin giderilmesi için küçük ve ortak
ölçekli þirketlerin açýlmasý taraftarý da olduðumuzu ifade etmek istiyorum” diye konuþtu.
Bakan Fatmir Seydiu USAID Yöneticisi Henriete Fore ile yaptýðý görüþmeyi olumlu olarak
deðerlendirirken, USAÝD’in bu güne dek sunduðu destek için teþekkür ettiðini söyledi. Kosova’da
ileride USAID ile yapýlacak olan geliþmeleri ele aldýklarýný belirten Seydiu, bu yardýmýn ileride de
yapýlacaðýný söyledi.
Meclis, Ponte’ye gereken
cevabý veriyor
K
osova Meclisi, Lahey Mahkemesi
Savaþ Suçlularý eski Baþ Savcýsý Karla
Del Ponte tarafýndan Kosova Kurtuluþ
Ordusu UÇK örgütüne karþý suçlamalarýn ele
alýnacaðý toplantýda, Ponte’ye karþý bir kararýn
alýnmasý fikri benimsendi.
PDK milletvekili Berat Luja, Kosova
Meclisi gündeminde Lahey Mahkemesi Savaþ
Suçlularý Baþ Savcýsý Karla Del Ponte tarafýndan Kosova Kurtuluþ Ordusu UÇK örgütüne
karþý suçlamalarýn görüþülmesi talebi kabul
edilmeyerek, bu konunun önümüzdeki hafta yapýlacak olan toplantýda görüþülmesi kararlaþtýrýldý.
Lahey Savaþ Suçlularý Mahkemesi Baþ savcýsý Karla del Ponte ile ilgili tartýþmalara katýlan milletvekilleri, bu iddialarýn asýlsýz olduðunu ve Ponte’ye karþý karar alýnmasý önerisinde bulundular.
LDK milletvekili Ýsmet Beçiri, Ponte tarafýndan ortaya atlan iddialarýn çok ciddi olduðunu ve
Kosova Meclisinden buna karþý karar almasý isteminde bulundu.Karla Del Ponte’ye karþý uluslararasý seviyede bir dava açýlmasý gerektiðini belirten AAK milletvekili Naim Maloku, Ponte’nin
suçlamalarýný asýlsýz olarak deðerlendirdi.AKR milletvekili Ýbrahim Makoli ise bu noktanýn sýralý
meclis prosedüründe yer almasý ve daha sonra Ponte hakkýnda bir dava açýlmasý gerektiðini söyledi. LDD Kosova Meclisi gurup baþkaný Lulzim Zeneli, Kosova kurumlarýndan Del Ponte’nin propagandasýna karþý önlem almaya davet etti.Lahey savaþ Suçlarý Mahkemesi Baþ savcýsý Karla Del
Ponte geçenlerde “Avcý” baþlýklý kitabýnda Kosova Kurtuluþ Ordusu UÇK’yý esir Sýrplarýn organlarý pazarlamakla suçlamýþtý.
Seydiu, BM’yi göreve çaðýrdý
C
umhurbaþkaný Fatmir Seydiu, Kosova’nýn
geleceði ve Kosova kurumlarýnýn gelecekteki beklentileri ile ilgili BBC’ye önemli
açýklamalarda bulundu. Seydiu, Birleþmiþ
Milletler Genel Sekreterine bir çaðrý yaparak,
Kosova’da görev yapan BM misyonuyla ilgili
mevcut anlaþmazlýklarýn giderilmesini, Avrupa
Birliði ile iþbirliðinin yapýlmasýný ve geçiþ dönemine son verilmesi isteminde bulundu. Seydiu,
UNMIK yetkilerinin Kosova enstitülerine
devretme zamaný gerdiðine dikkat çekerken, çifte
idare pratiðine son verilmesi isteminde de bulundu. Cumhurbaþkaný, Avrupa’yla bütünleþme yolunda yürüyebilmek için Sýrbistan’ýn Kosova’ya var
olan olumsuz tutumundan vazgeçmesini de isterken, Kosova konusunda tutumunu deðiþtirmesi için
Avrupa Birliði’ni Sýrbistan’a baský uygulamaya davet etti.
Kosova gündemi
Sencar Karamuço
Güç dengesi baðlamýnda
Kosova
U
luslararasý politikanýn en eski ve en temel kavramlarýndan birini hiç kuþkusuz ki güç oluþturmaktadýr. Tarih boyunca ortaya çýkan bütün devletler,
belirli bir engel ile karþýlaþmadýklarý sürece güçlerini artýrmaya çalýþmýþlardýr. Güç artýrýmý önündeki en önemli
engel ise genellikle baþka bir devletin varlýðý ve gücü
olmuþtur. Bu nedenle, üç yada daha fazla sayýda devletin
yer aldýðý her uluslararasý sistemde bir güç dengesi iliþkisine rastlamak mümkündür. Bir uluslararasý sistemde
güçlü olan bir devlete karþý iki küçük devlet bir araya gelerek güçlü ülkeye karþý bu ittifak ile güç dengesini oluþturmaktadýrlar.
Asýrlardan beri süre gelen bu sistem halen varlýðýný
devam ettirdiði gibi sadece gücün kullanýmý konusunda
deðiþikliklere uðramýþtýr. Eskiden ülkeler aralarýnda güç
dengesini daha fazla savaþ ittifaklarý çerçevesinde hayata
geçirirken, þimdi ise güç dengesine caydýrýcýlýk baðlamýnda daha fazla baþvurulmaktadýr. Eskiden var olan sorunlarýn çözümü için tek çýkýþ yolu savaþ iken þimdi ise sorunlarý çözümü için diplomasi ve ekonomik ambargolar uygulanmaya baþlanmýþtýr. Hedef olan ülke diplomatik kurallar
çerçevesinde uyarýlýrken, bunun sonuç vermemesi durumunda ise ekonomik ambargo ve diðer baský yollarýna
baþvurulmaktadýr. Bütün bu giriþimlerin sonuç vermemesi
durumunda ise son çare olarak da eski adet olan savaþa
baþvurulara, sorun kökten çözülmeye çalýþýlmaktadýr.
Özellikle soðuk savaþýn sona ermesi ve iki kutuplu
dünyanýn yýkýlmasýndan sonra dünya hegemonyasýnýn tek
hakimi konumuna gelen Amerika öncülüðünde batý
dünyasý bir asra yakýndýr oluþturduklarý güç dengesini tam
anlamý ile bir prestij ve baský aracýna döndürmüþlerdir. Bu
süre zarfýnda eski ideolojik düþmanlarý Doðu bloðu
ülkelerinin çözülmesine aðýrlýk vererek, eski hýnçlarýný
çýkarmanýn yol ve yöntemlerini arayýp, uygulamaya koymuþlardýr. Ama var olan bu tek kutuplu hegemonya son
yýllarda özellikle Eski Doðu Bloðu Lideri Rusya
Federasyonun doðal kaynaklar ile güçlenmesi ile önemli
bir sekteye uðramýþtýr. Birkaç yýl öncesine kadar Amerika
öncülüðündeki batý istediðini uluslararasý topluma kabul
ettirirken, Rusya faktöründen sonra ise bu prestij ve baþarý
profili büyük yara almýþtýr. Bunu en iyi olarak Kosova
örneðinde gözlememiz mümkün. Batý bloðu Kosova’nýn
baðýmsýzlýðýný tanýmakla beraber, Kosova’nýn artýk baðýmsýz ve egemen bir toplum olduðunu savunurken buna
karþýn ise Rusya öncülüðündeki Doðu Bloðu ise buna
karþý çýkarak baðýmsýzlýðýn iptal edilmesini savunuyor.
Tam anlamý ile iki blok arasýnda Kosova’nýn baðýmsýzlýðý güç dengesi baðlamýnda önemli bir prestij konusunu
oluþturmaktadýr. Rusya, soðuk savaþ ile Batýya karþý kaybetmiþ olduðu savaþý Kosova örneðini kullanarak, rövanþý
almaya çalýþmaktadýr. Buna karþýn Amerika ve batýlý ülkeler ise Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný kendi aralarýndaki güç
dengesinin prestiji açýsýndan ise kabul etmektedirler.
Sonuç olarak, Rusya, Kosova’yý eski gücüne kavuþmak
için bir araç olarak kullanýrken, Batý dünyasý ise
Kosova’yý prestiji olarak kabul etmektedir. Buradan da
görüleceði gibi Kosova þu an uluslararasý toplumun bir
yap — boz tahtasý konumundadýr. Kosova’nýn geleceði ve
yönünü de bu güç mücadelesinden galip çýkacak olan taraf
çizecektir. Yani Kosova, gelecekte ya þu anda batýlý ülkeler tarafýnda çizilen yolda yürümeye devam edecektir yada
baþka bir yolun çizilmesi durumunda þansýný o kulvarda
arayacaktýr.
Kosova
Fevzi Karamuço
K
Bir sanatla uyanış
daha bitti
osovalı Türkler dilerinin resmi olarak yürürlükten alınması
ardından yaşadıkları stresi kültürle atmaya çalışıyor. Siyaseti bir
hafta unutmaya çalıştık. Bu yıl da geleneksel 6. Uluslararası
“Sanatla Uyanış” Şöleni “Mehmet Paşa” hamamında yapıldı.
Onarılmayı bekleyen bu hamamın sesiz ve karanlık odaları sanat severlere ev sahipliği yaptı.
Kosova Cumhuriyetinde Türklerin yoğun olarak yaşadığı Prizren’de
9.05 — 17.05. 2008 tarihinde 6. Uluslar arası sanatla Uyanış” töreni
düzenlendi. 6. Uluslar arası Sanatla Uyanış” şöleni kalabalık bir davetlinin katılımıyla açıldı. Şölenin açılışında siyasi, kültür, eğitim ve diğer
alanlardan çok kişi vardı. Şölende açılış konuşmasını yapan Şölenin
Tertipleme Komisyon Başkanı Ercan Şpat, “Şölenin amacının halka
sanatın tanıtması olduğunu” belirti. Diğer konuşmacılar da sanatın önemine değinirken, sanatın toplumlar arasında diyalogun sağlaması önemine işaret ettiler.
Prizren’de bu gibi bir şölenin düzenlenmesi Kosova’da yaşayan
Türkleri için büyük önem taşımaktadır. Balkanlar’da ve diğer
coğrafyalarda yaşayan Türkleri için böyle bir şölenin yapılmasını
görmek çok enderdir. Şölene yalınız Kosova’dan değil Türkiye’den de
çok sayıda sanatçı katıldı. Mehmet Paşa hamamında açılan ressam sergisine Kosova’da mada Arnavutluk, Makedonya, Moldavya (Gagauzya),
Karadağ, Bosna Hersek ve Türkiye’den ressamlar tablolarını sergilediler.
Sanatla Uyanış altı yıl önce Kosova seviyesinde bir sanat şöleni
olarak başlarken, son üç yıl içinde uluslar arası bir boyut kazandı. Altı yıl
aralıkla düzenlenen bu şölen farklı alanlarda sanatçıları bir araya topluyor. Şölende sergi, şiir, tiyatro, belgesel film ve diğer sanat dalları yer aldı.
Bu yıl düzenlenen 6. Uluslararası “Sanatla Uyanmak” şöleninde 16 sanat
etkinliği vardı.
Bir haftadan fazla süren şölene Türkiye’den konuklar da katıldı.
Şölen sayesinde, Balkanlarda unutulmuş ya da bilinmeyen sanat kolları
ile tanıdık. Ebru, hat sanatını Karagöz ve Hacivat oyununu gördük. Yüz
yıllarca süren hat ve ebru sanatı geleneğini Türkiye’den sanatçılar
sergilediler. Bu sanatı Prizren “Mehmet Paşa” hamamından mada
Priştine ve Mamuşalı öğrencilere tanıtıldı.
Bu defa ilk olarak Türkiye’den sanatçı Efdaluddin Kılıç “Hat
Sanatını” Eğitim fakültesi öğrencilerine tanıtı. Bu sanat şöleninde ilk
defa belgesel film ile karşılaştık.
Makedonya’dan Elizazbeta Koneska “Yörükler” belgeselinde Yörük
Türklerin örf ve adetleri ile bizleri tanıtı.
Ancak sanat şölenine çok az seyirci katılması dikkati çekti. Bunun
sebeplerini araştırmak istemiyorum. Ama şölene çok az seyircinin katılması çok üzücüydü. Program yoğundu. Her gün farklı alanlardan sanat
gösterileri vardı. Bazıları ise programdan haberdar olmadıklarını ortaya
attılar. Özellikle Türk Sanat müziğini icra eden Andelib Müziki
Topluluğun konserine katılmayanlar bilgileri olmadıkları belirttiler.
“Mehmet Paşa” hamamında Yahya Akengin’in ve Beşir
Ayvazoğlu’nun düzenledikleri konferansa çok az şiir severin katılması
dikkat çekti. Bu iki şairi dinlemek büyük bir zevkti. Ama Prizrenli şairlerin katılmaması çok düşündürücü. Şairlerin katılmaması sebebini
araştırmak istemiyorum. Ama hepsi şiir dünyasında bulunmalıydı. Şiir
saatine de çok az şairin katılması dikkat çekti.
Kosova Sanat Güneşi Nevzat Şundo tarafından sunulan konser ile 6.
Uluslararası “Sanata Uyanmak” kültür şöleni sona erdi. 40. sanat yılını
kutlayan Nevzat Şundo gibi Prizren’de düzenlenen Uluslararası sanatla
uyanış töreni de nice yıllara ulaşmasını diliyorum.
C
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Cumhurbaþkaný,
Guldiman’ý kabul etti
6
umhurbaþkaný
Fatmir Seydiu,
AGÝT Misyonu
Þefi Büyükelçi Tim
Guldiman’ý kabul
ederek, görüþmelerde,
yerli enstitüler ile
AGÝT misyonu arasýnda yeni iþbirliði þekilleri ele alýndýðý
bildirildi. Görüþmede
özellikle de, 15
Haziranda yürürlüðe
girecek olan yeni
Anayasa sonrasýnda
atýlacak olan adýmlar görüþüldü.
Görüþmede Cumhurbaþkaný Seydiu, AGÝT Þefi’nden, Kosova’da savaþ sonrasý dönemde
yapýlan tüm seçimlerle ilgili belgelerin ve malzemelerin bu enstitü tarafýndan korunmasýný
isteminde bulundu. Seydiu, Kosova’nýn demokrasi yolunda geçtiði süreç ile ilgili genç
nesillerin bilgilendirilmesi için bu belgelerin büyük önem taþýdýðýný söyledi.
TMK, Mamuşa İtfaiye Binası
inşasına başladı
P
rizren Belediyesi, Kosova
Koruma Gücü-TMK ve İOM
örgütünün katkılarıyla Pilot
Belediye birimi Mamuşa uzun yıllar bekledikleri itfaiye binası ve iki
itfaiye aracına kavuştu. İOM
örgütünün verdiği 80 bin Euro
destekle
TMK
2.
Bölge
Komutanlığına bağlı İstihkam
Birliği ekibinin inşasına başladığı
itfaiye binasına Prizren Belediyesi
de 2 adet itfaiye aracı hibe etti.
20 Mayıs Salı günü aralarında
Prizren
Belediyesi
Başkanı
Ramadan Muya, TMK 2. Bölge
Komutanı Enver Çikaci, Çok
Uluslu Güney Tugayı Komutanı
Tuğgeneral Uğur Tarçın, İOM
Temsilcisi Paulo Merker, Prizren
Belediyesi Başkan Yardımcısı
Ercan Şpat ile çok sayıda yerli ve
yabancı üst düzey temsilcinin
katılımıyla itfaiye binasının temel
atma töreni gerçekleşti.
Mamuşa Pilot Belediye Birimi
Başkanı Arif Bütüç’ün açılış
konuşmasıyla başlayan törende
Bütüç desteklerinden dolayı
katkısı geçen herkese teşekkür etti.
Uzun yıllar yangınlara karşı itfaiye
aracı olmadığından büyük zorluklar çektiklerini belirten Bütüç,
bundan sonra böyle bir sorunun
yaşanmayacağını belirtti. TMK 2. Bölge Komutanı Enver Çikaci de, TMK olarak bugüne
kadar birçok bölgede itfaiye binası inşa ettiklerini belirterek Mamuşa’da da böyle bir sorunun giderilmesi için katkımız geçmesi bizleri mutlu eder şeklinde konuştu. Törende bir
konuşma yapan İOM Temsilcisi Paulo Merker, İOM olarak ihtiyaç sahibi bölgelerde hizmet
vermekten duydukları mutluluğu dile getirdi. Törende son olarak sözü alan Prizren
Belediyesi Başkanı Ramadan Muya, Pilot Belediye Birimi olan Mamuşa’nun 15
Haziran’dan itibaren Mamuşa Belediyesi olacağını söyledi. Muya, çok kısa bir süre
içerisinde büyük başarılara imza atan Arif Bütüç’e de teşekkürlerini belirterek Prizren
Belediyesi olarak Mamuşa’nın büyük ihtiyacı olan 2 adet itfaiye aracı bağışladıklarını söyledi. Konuşmaların ardından itfaiye binasının temel atma törenine geçildi. Tören ardından
davetlilere kokteyl verildi.
Enis TABAK
7
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Balkan
Hırvatistan ilk kadın generali
2011 yılına kadar atayacak
H
ırvatistan Başbakan Yardımcısı Curca Adlesiç, ordunun general rütbesindeki ilk kadın subayına bu hükümetin 2011 yılında sona erecek görev
süresi içinde kavuşacağını söyledi. Adlesiç, Savunma Bakanı Branko
Vokaliç ve üst düzey askeri erkanla birlikte ordunun komuta personelinde yapılacak değişikliklerin değerlendirildiği bir toplantıya katıldı. Başbakan yardımcısı,
kadınlar Hırvatistan'ın bağımsızlık kazanmasında önemli rol oynamalarına
karşın, kadınların ordudaki düşük oranının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Kadınlar silahlı kuvvetlerdeki bütün komuta mevkilerinin %8'ini oluşturmalarına
karşın 27 general arasında hiç kadın bulunmuyor.
Belgrat, Kosovalı Sırp liderlerin
geçerliliği konusunda ısrar ediyor
S
ırbistan'ın Kosova Bakanı
Slobodan Samarciç yaptığı
açıklamada, Sırbistan'ın 11
Mayıs seçimlerinde Kosovalı
Sırpların oy kullandığı 25
belediyede en yüksek yetkili mercinin yerel meclisler olacağını
söyledi. Kosova'da yerel seçimlerin yapılmasından duyduğu
memnuniyeti
dile
getiren
Samarciç, meclislerin yüksek yerel
idare makamları olarak kurulacağını ve bunların daha sonra İcra Kurulu'nu oluşturacağını belirtti. "Şimdi, demokratik ve hukuki bir şekilde seçilen yerel idare
temsilcileri var." diyen bakan, bunların UNMIK yerine Belgrad ile iletişim kuracaklarını da sözlerine ekledi. Görevdeki belediye başkanlarının görev süreleri 15
Haziran'da sona ereceği için, BM misyonu bu belediye başkanlarının görev
süresini uzatmayı veya bu bölgelerde belediye seçimleri düzenlemeyi düşünüyor.
A
Avrupa Komisyonu
olayları kınadı
vrupa Komisyonu, hafta
sonu kampanya dönemiyle
ilgili çıkan olayları bir kez
daha kınıyor. Bu sefer, Pazar günü
erken saatlerde etnik Arnavut
Demokratik Bütünleşme Birliği partisinin Kalkandelen'deki ofisine
sekiz el ateş edildi. AB'nin
Genişlemeden Sorumlu Komisyon
Üyesi Olli Rehn'in sözcüsü Kristina
Nagy söz konusu olaylar hakkında
soruşturma açma ve failleri adalete
teslim etme gereğinin altını çizdi.
USAID'den Arnavutluk'a
çağrı yaptı
USAID Yöneticisi ve ABD Dış Yardım Direktörü Henrietta Fore Arnavutluk
hükümetini reformları tamamlama ve yolsuzlukla mücadeleye daha fazla bağlılık
göstermeye çağırdı. Fore, gelecek yıl yapılacak seçimler ve yakın tarihli NATO
katılım daveti ışığında "hükümetin seçim reformu ve yargı reformlarını uygulamaya olan bağlılığını göstermesinin önemli olduğunu" söyledi. Yetkili,
"Arnavutluk suçlulara karşı bağımsız ve
siyasetten uzak mahkemelerle sert tedbirler
uygulayarak
yolsuzlukla
mücadelede sıkı bir çalışma sergilemelidir." diye de ekledi. Ayrı bir gelişmede,
eski Ulaştırma Bakan Yardımcısı Nikolin
Jaka ve altı diğer yetkili karayolu proje
ihalelerine fesat karıştırmaktan kaynaklanan yolsuzluk suçlamalarından
suçlu bulundular. Jaka, uzun süren bir
soruşturma sonrasında Eylül ayında
tutuklanmıştı.
ER H AN
TÜ R BE D AR
Ankara
Mektubu
Mostar’daki Paralel
Yapýlanmalar
E-posta:[email protected]
B
osna-Hersek’in Mostar kenti,
savaþ yýllarýndan bir miras
olarak devraldýðý derin etnik
bölünmüþlü üzerinden atabildi mi? 16
Mayýs Cuma günü, Mostar’da gerçekleþtirilen bir panelde bu sorunun cevabý
bulunmaya çalýþýldý. Sivil toplum kuruluþlarýndan temsilciler, akademisyen ve
diðer araþtýrmacýlarýn katýlýmcý olduðu
panelde konuþmacýlardan bazýlarý
Mostar’ýn savaþ sonrasý dönemde
önemli ölçüde bütünleþtiðini ve bu
baðlamda baþarýlý bir örneði teþkil
ettiðini savundu. Konuþmacýlarýn diðer
bir kýsmý ise Mostar’ýn bölünmüþ bir
kent olarak kalmaya devam ettiðinin
altýný çizdi. Ayrýca, doðusunda
Boþnaklar, batýsýnda ise aðýrlýkta
Hýrvatlarýn yaþadýðý Mostar kentinde
hayatýn tüm alanlarýnda etnik çizgilere
göre belirlenmiþ paralel yapýlanmalarýn
yer aldýðý ifade edildi.
Avrupa’nýn en güzel kentlerinden
biri olan Mostar, 1992-1995 yýllarý
arasýnda yaþanan Bosna Savaþý’ndan
önce birlikteliðin sembolü olarak
tanýnýyordu. Ancak, savaþ yýllarýnda
Boþnak ve Hýrvatlar arasýnda yaþanan
yoðun çatýþmalar sonucunda, birliktelik
deðil, bölünmüþlük kentin yeni sembolü haline geldi. 1993 yýlýnda Mostar
kenti, Hýrvat ve Boþnaklarýn en yoðun
çatýþma noktalarýndan biriydi. Mimar
Sinan’ýn öðrencisi olan Hayrettin
tarafýndan 16. yüzyýlýn ortalarýnda inþa
edilen ünlü “Eski Mostar Köprüsü” de
Kasým 1993’te, Hýrvat topçu birlikleri
tarafýndan anlamsýzca yok edilmiþti.
Yaþanan savaþýn neticesinde Mostar
kenti Bosnalý Hýrvat ve Boþnaklar
arasýnda altý “etnik belediyeye”
ayrýlmýþtý. Mostar kentinin yeniden
bütünleþmesi üzerine çalýþan uluslararasý toplumun Bosna-Hersek’teki
temsilcileri ise her seferinde kentteki
siyasi partilerin olumsuz tutumlarýyla
karþýlaþýyordu. Taraflarýn uzlaþmamasý
sonucunda, Bosna-Hersek’in eski
Yüksek Temsilcisi Paddy Ashdown, 28
Ocak 2004’te açýkladýðý bir kararla,
Mostar kentinin bütünleþmesi ile ilgili
bir planý taraflara dayatmýþtýr. Ne var
ki, bütün düzenlemelere raðmen,
Mostar’daki Boþnak ve Hýrvatlar
çoðunlukla bir arada deðil, yan yana
yaþamaya devam ediyor.
1990’lý yýllara kýyasen Mostar
karþýlaþtýrýlamayacak ölçüde iyiye
gidiyor. Ancak, yapýlmasý gereken daha
çok þey var. 16 Mayýs Cuma günü,
Mostar’da gerçekleþtirilen panelin
konuþmacýlarýndan Ýbrahim Rahimiç’in
de vurguladýðý gibi, sadece Mostar’ýn
kýrsal ve yoksul kesimlerinde halk
gerçek anlamda bir arada ve dayanýþma
içinde yaþýyor. Kentin içinde ise
neredeyse her alanda etnik bölünmüþlük
varlýðýný
hissettiriyor.
Panelistler arasýnda yer alan Mostar
Üniversitesi’nden Slavo Kukiç’e göre,
Mostar kenti savaþ sonrasý dönemde
altyapýsýyla mekanik anlamda bütünleþmiþ, yaþamsal alanda ise günümüze
kadar bölünmüþ vaziyette kalmaya
devam etmiþtir.
Her þeyden önce, Mostar’ýn etnik
prensibe göre belirlenmiþ iki ayrý kent
yönetimi ve polisi bulunuyor. Diðer
taraftan, þirketlerde, okullarda, üniversitelerde, saðlýk kurumlarýnda, tiyatroda, toplu ulaþýmda ve toplumsal hayatýn
diðer alanlarýnda etnik bölünmüþlük
devam ediyor. Bazý þirketler etnik prensibe göre eleman alýyor. Okullarda
Hýrvat ve Boþnak öðrenciler farklý bina
ve sýnýflarda, birbirinden ayrý öðretim
sistemleri altýnda eðitim görüyor.
Ayrýca, Mostarlý Hýrvatlarýn ayrý
medyasý, üniversiteleri, kültürel ve
saðlýk kurumlarý bulunuyor. Bunun
dýþýnda etnik bölünmüþlük Mostar’da
bulunan iki ayrý elektrik kurumuna ve
iki ayrý GSM operatörüne bile yansýmýþ
durumdadýr. Bir baþka ifadeyle, birileri
Mostar kentindeki etnik bölünmüþlüðü
kalýcý hale getirmeye çalýþýyormuþ gibi,
paralel
kurumlar
oluþturuluyor.
Kentteki futbol maçlarý ise zaman
zaman etnik kavgalara dönüþebiliyor.
Mostar kenti aslýnda BosnaHersek’in temel sorunlarýndan birini de
yansýtýyor. Ülkede savaþ sonrasý ortaya
çýkan yeni etnik yapý, Bosna-Hersek’in
bütünleþtirilmesini engelliyor. Siyasî
partiler kendi çýkar alanlarýný muhafaza
etmek amacýyla bazý alanlarda ülkenin
bütünleþmesini savunuyor, zararlý çýkabileceklerini düþündükleri alanlarda ise
bütünleþmeye karþý direniyor. BosnaHersek’teki Yüksek Temsilciler ise
genelde uzun vadeli stratejiler üretmiyor, daha çok “baþarýlý bir diplomat”
olarak görevlerini tamamlamak için
çaba harcýyor. Bütün bunlar yaþanýrken
ise, halkýn ne düþündüðüne pek fazla
kulak verilmiyor.
Dünya
Amerikalý Profesör:
Atatürk en büyük lider
Dünya Turu
Kanada yerlilerden
özür dileyecek
Kanada Baþbakaný Stephen Harper,
geçen yüzyýlda zorla Hristiyan okullarýna alýnan ve buralarda cinsel istismara
uðrayan binlerce yerliden resmen özür
dileyecek. Kanada’nýn yerlilerden
sorumlu bakaný Chuck Strahl tarafýndan
yapýlan açýklamada, Baþbakan Stephen
Harper’ýn 11 Haziran’da mecliste konuþma yaparak yerlilerden özür dileyeceði
açýklandý. Strahl, “Zorla Hýristiyan
okullarýna alýnmýþ olan binlerce kiþi yýllardýr resmi özür bekliyor” dedi.
Yerlilerin ulusal lideri Phil Fontaine de
yatýlý yerli okullarýnýn Kanada tarihinin
en karanlýk bölümlerinden olduðunu
söylemiþ, bu konunun bugüne kadar
görmemezlikten gelindiðini belirtmiþti.
Bush: Ýsrail-Filistin barýþý
mutlaka imzalanacak
ABD Baþkaný Bush, görevi sona ermeden Ýsrail-Filistin barýþ anlaþmasýnýn
saðlanmasýný bekliyor. Filistin lideri
Mahmud Abbas’la görüþen Bush, görev
süresi bitmeden mutlaka barýþ anlaþmasýnýn imzalanacaðýný söyledi. ABD
Baþkaný George W. Bush, Bush,
Ortadoðu turunun son duraðý Mýsýr’ýn
Kýzýldeniz’deki Þarm El Þeyh tatil
beldesinde Filistin Devlet Baþkaný
Mahmud Abbas ile yaklaþýk 1 saat
görüþtü. Görüþmeden sonra gazetecilere
açýklama yapan Bush, Ýsrail-Filistin
anlaþmasýnýn bu yýlýn sonuna kadar
yapýlmasýný kesinlikle saðlayacaðýný vurguladý.
Bin Ladin: Filistin için
cihat görevdir
El Kaide örgütünün lideri Usame Bin
Ladin, Filistin topraklarýný kurtarmak
için cihadýn bir görev olduðunu söyledi.
Usam Bin Ladin, Ýsrail’in 60. baðýmsýzlýk yýlý nedeniyle aþýrý dinci bir internet
sitesinde yayýmlanan ses kaydýnda,
Ýsraillilerle savaþmaya devam edeceklerini ve Filistin topraklarýndan
vazgeçmeyeceklerini belirterek,
“Allah’ýn izniyle, dünyada tek bir
Müslüman kalýncaya kadar Filistin’in tek
bir karýþýný vermeyeceðiz ve Ýsraillilerle
müttefiklerine karþý savaþýmýzý sürdüreceðiz” dedi.
Amerikalý tarihçi ve psikiyatrist Prof. Arnold Ludwig, liderlerin baþarýlarýný
sýnýflandýran 11 ölçekli bir sisteme göre, Atatürk’ün 20. yüzyýlýn en büyük
lideri olduðunu söyledi.
A
merikalý tarihçi ve psikiyatrist Prof. Arnold
Ludwig, dünyanýn çeþitli siyasi önderlerinin
baþarý ve önem derecelerini sýnýflandýran 11
ölçeðe göre, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk’ü, 20’nci yüzyýlýn en büyük
lideri olarak nitelendirdi.
Amerika Atatürk Toplumu adlý kuruluþun
Washington’da düzenlediði yýllýk Atatürk’ü anma
konuþmasýný, halen ABD’nin en eski yüksek öðretim
kurumlarý arasýnda yer alan Brown Üniversitesi’nde
görev yapan ve 2002’de yazdýðý ve dünya liderlerini
ele aldýðý “Daðýn Arslaný: Siyasi Liderliðin Doðasý”
adlý kitabýyla tanýnan Prof. Ludwig yaptý.
Aslen psikiyatrist olan ve daha sonra tarih ve
siyasi liderlik konularýný incelemeye yönelen
Ludwig, siyasi önderlerin neden ve ne kadar önemli
ve büyük olduklarýný tarafsýz þekilde deðerlendirebilecek bir ölçeði geliþtirmek için uzun süre
çalýþtýðýný ve sonunda Jul Sezar, Napoleon ve George
Washington gibi tarihi isimlerin, liderliði tanýmlamak için ortak kullandýðý 11 kriterden
oluþan bir sistem belirlediðini anlattý.
Ludwig’in verdiði bilgiye göre bu ölçeðin kriterleri, “sýfýrdan ülke yaratmak, topraklarý
geniþletmek, iktidarda kalýnan süre, askeri baþarý, sosyal tasarým gücü, ekonomik baþarý,
devlet adamlýðý, ideoloji ortaya koyma, ahlaken örnek olma, siyasi miras ve ülkenin
nüfusu” ölçütlerinden oluþuyor.
Daha sonra incelenen liderlere, bu kriterlerin her biri için 0 ile 3 veya 0 ile 5 arasýnda
puan veriliyor.
Prof. Ludwig, kitabýnda, 20’nci yüzyýla damgasýný vuran yüzlerce lideri bu sisteme göre
kýyasladýðýný ve Atatürk’ün en üst sýrada geldiðini anlattý. Buna göre Atatürk, Ludwig’in
kitabýnda bu 11 kriterden toplam 31 puan aldý.
Sýralamada ikinciliði, 30’ar puanla komünist Çin’in kurucusu Mao Zedung ve 2. Dünya
Savaþý sýrasýndaki ABD baþkaný Franklin Delano Roosevelt elde etti.
Ayný ölçeðe göre, daðýlan SSCB’nin son lideri Mihail Gorbaçov 24, Ýngiltere’nin
efsanevi baþbakanlarýndan Winston Churchill 22, Güney Afrikalý lider Nelson Mandela 20,
eski ABD baþkaný Bill Clinton da 15 puan topladý. Ludwig, toplantýyý izleyenlerle birlikte
þimdiki ABD Baþkaný George Bush’u da deðerlendirdi. Bush’un puaný 15 çýktý.
ABD Irak’ta kalýcý hale
geliyor
Irak Dýþiþleri Bakaný Hoþyar Zebari,
ABD askerlerinin bir kýsmýnýn uzun bir
süre Irak’ta kalmasýný da içerecek ortak
güvenlik anlaþmasýnýn temmuz ayýnda
imzalanacaðýný söyledi. Çerçeve anlaþmayla ABD askeri varlýðý kalýcý hale
gelecek. Çerçeve anlaþmanýn ekonomik,
bilimsel ve tarýmsal konularý içereceðini
ifade eden Irak Dýþiþleri Bakaný Zebari,
bölgedeki birçok ülkede de böyle anlaþmalar olduðunu hatýrlattý.
Adýnýn açýklanmasýný istemeyen Iraklý
bir yetkili ise, hala çözülmemiþ çok sayýda konu bulunduðunu ve anlaþmanýn
temmuza yetiþmesinin zor olduðunu dile
getirdi.
Kuran’ý hedef olarak
kullanan askere ceza
Irak’ta Kuran-ý Kerim’i atýþ talimlerinde
hedef olarak kullanan bir amerikan
askeri birliðinden çýkartýlarak ülkesine
gönderildi. Askere disiplin cezasý da verilecek. Irak polisi, geçen hafta kurþun
delikleriyle parçalanmýþ ve içine hakaret
edici yazýlar yazýlmýþ bir Kuran-ý Kerim
buldu. Bir askerin Kuran-ý Kerim’i atýþ
taliminde hedef olarak kullandýðý tespit
edildi. Birliðinden uzaklaþtýrýlan asker,
hakkýnda disiplin soruþturmasý baþlatýldý
ve adý açýklanmayan askerin Irak’tan
gönderilmesine karar verildi.
Baðdat’taki ABD komutaný Tümgeneral
Jeffery Hammond, olayýn yaþandýðý
Petrol rezervi azalýyor,
Çin’in talebi artýyor
Dünya petrol rezervi 2007’de bir önceki yýla göre binde 1 oranýnda azaldý.
Ayný dönemde petrol talebindeki artýþýn yarýsý Çin’den kaynaklandý.
D
ünya petrol arzýnda, OPEC
ülkelerinin payý hem 2006 yýlýnda,
hem de 2007 yýlýnda bir önceki yýllara göre yüzde 1 azaldý. ABD dýþýndaki
OECD ülkelerinin dünya petrol arzýndaki
payý ise 2006 yýlýnda 2005 yýlýna göre
yüzde 2.2, 2007 yýlýnda 2006 yýlýna göre
yüzde 2.6 oranýnda azaldý. Eski SSCB’nin
2006 yýlý için toplam arzdaki payý 2005
yýlýna göre yüzde 3.3 , 2007 yýlýnda ise
2006 yýlýna göre yüzde 3.7 oranýnda
arttý.Dünya toplam petrol arzý ise 2005
yýlýnda 84.63 milyon varil/gün, 2006 yýlýnda günde 84.60 milyon varil/gün, 2007
yýlýnda ortalama olarak günlük 84,64 milyon varil düzeyinde istikrarlý olarak gerçekleþti. Geçen sene ABD günlük 8,48 milyon
varil petrol arzýnda bulunurken, günlük
talebi 20.70 milyon varili buldu.
Dünya Petrol Rezervinde Düşüş
2005 yýlýnda 1.197,3 milyar varil olan
dünya petrol rezervi, 2006 yýlýnda yüzde 1
artarak 1.209,5 milyar varile çýktý, 2007
yýlýn baþýnda ise bir önceki yýla göre binde
1 azalarak 1.208,2 milyar varile geriledi.
Toplam petrol rezervinin 914,6 milyar varili OPEC ülkelerine ait bulurken, dünyanýn
en büyük petrol kullanýcýsý ABD 29.9 milyar varillik rezerve sahip bulunuyor.
Dünya petrol talebi incelendiðinde toplam
talebin yüzde 60’ý OECD ülkelerine ait. Bir
OECD ülkesi olan ABD’nin dünya petrol
talebindeki payý da yaklaþýk yüzde 21
oranýnda bulunuyor.
2005-2007 dönemindeki dünya petrol
talebindeki artýþýn yaklaþýk yarýsý Çin’den
kaynaklandý. Uzak doðu’daki petrol talebi
dünya petrol talebindeki dalgalanmalardan
baðýmsýz bir þekilde, sürekli ve yüksek
oranlarda artýþ eðiliminde olduðu da
görüldü.
Perşembe, 22 Mayıs 2008
8
bölgedeki Sünni liderlerden kiþisel
olarak özür diledi. Ancak ABD’li yetkililer, bunun sadece münferit bir olay
olduðunun da altýný çizdi.
Chavez: OPEC fakirlere
yardým etsin
Venezüella Devlet Baþkaný Hugo
Chavez, dünyada gýda ve enerji fiyatlarýnýn yükseldiði dönemde, OPEC bir
fon aracýlýðýyla her yýl petrol gelirinden
365 milyon dolar yoksul ülkelere
yardým edilmesi önerisinde bulundu.
Chavez, yabancý basýn mensuplarýna
yaptýðý açýklamada, Avrupa ile Latin
Amerika ülkelerinin bu programa katkýda bulunmasý gerektiðini söyledi.
Avrupa’ya, Latin Amerika ve Karaib
ülkelerinin borçlarýný silmesi çaðrýsýnda
bulunan Chavez, “Fonda yýlda 365
milyon dolar, yoksul ailelerin evlerine
gýda ve ilaç almamýzý ve daðýtmamýzý,
üretmemizi saðlayacak” dedi. Chavez,
fonun, petrolün varili 100 dolarýn üzerine çýktýðýnda Venezuela’nýn günlük 1
milyon varil petrol üretiminden elde
ettiði gelirin yüzde 1’i ile finanse edileceðini de ifade etti.
Hollanda’da Karikatüriste
Gözaltý
Hollanda’da bir karikatürist, çalýþmalarýnda Müslümanlarý aþaðýladýðý
gerekçesiyle gözaltýna alýndý.
Amsterdam savcýlýðýndan yapýlan açýklamaya göre, “Gregorius Nekschot”
takma adýyla tanýnan karikatürist, salý
günü gözaltýna alýndý. Karikatürist,
sorgulanmasýnýn ardýndan 1,5 gün
gözaltýnda tutulduktan sonra serbest
býrakýldý. Evinde yapýlan aramada, bilgisayar ve bazý belgelerine el konulduðu belirtildi. Sanatçý, 2005 yýlýnda
yayýmlanan bir karikatürü hakkýndaki
suç duyurusuna dayanarak gözaltýna
alýndý. Savcýlýða göre, sanatçý
Müslümanlarý siyah derili göstererek,
ayýrýmcýlýk yaptý. Karikatüristin gözaltýna alýndýðýna iliþkin açýklamanýn ardýndan, muhalefete mensup siyasi partilerin
temsilcileri hükümeti þiddetle eleþtirdi.
Kerkük’te Boykot
Sona Erdi
Siyasi kazanýmlarýn ardýndan 9
Türkmen üye meclise dönme kararý
aldý. Kerkük’teki Türkmenler, meþru
haklarýnýn karþýlanmadýðý gerekçesiyle
2006 Kasýmýndan bu yana Kerkük Ýl
Meclisi’nde sürdürdükleri boykotu sona
erdirdi. Kerkük’ün özel statüsünün
Birleþmiþ Milletler, dünya ve Irak
hükümetince tanýnmasý, merkez ve yerel
atamalarda 3 kiþiden birinin Türkmen
olmasý gibi siyasi kazanýmlar sonucu 9
Türkmen üye meclise dönme kararý
aldý. Kerkük Ýl Meclisi Türkmen Grubu
Baþkaný Ali Mehdi, “Kerkük’te
Türkmenlere yapýlmak istenen haksýzlýklara karþý itirazlarýmýzý ve tepkimizi
göstermek için yürüttüðümüz boykotun
amacýna ulaþtýðýna ve sesimizin Irak
Hükümeti ve tüm Irak halký tarafýndan
duyulduðuna inanýyoruz.” diye konuþtu.
1 Ekimde yapýlacak seçimler de
Türkmenlerin meclise dönme kararýnda
etkili oldu.
Ýtalya’da Çöp Krizi
Ýtalya’nýn Napoli kentinde 16 yýldýr
yaþanan çöp sorunu, had safhaya ulaþtý.
Sokaklarda 40 bin ton çöp birikti. Çöp
kokusu yüzünden bazý iþ yerleri
açýlamýyor. Halkýn sabrý taþmak üzere.
Bölge sakinlerinin son umudu ise
Berlusconi hükümeti. Hükümet 2 gün
sonra Napolideki çöp krizi ile ilgili
eylem toplantýsý yapacak. Napoli ve
çevresindeki çöp sorunu, yeniden
dönüþüm tesislerinden pay almak
isteyen mafyanýn engellemeleri yüzünden yaklaþýk 16 yýldýr devam ediyor.
Dünya Turu
9
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Türkiye
Türkiye’de 19 Mayýs Coþkusu
19 Mayýs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramý’nýn 89. yýldönümü
tüm yurtta, Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti’nde ve dýþ temsilciliklerde
törenlerle kutlandý.
Erdoðan’dan
Kraliçe’ye ‘cennet
bahçesi’ yüzük
Erdoðan çifti, Kraliçe’ye “Cennet bahçesi” adlý özel
tasarým topaz yüzük, eþine de kehribar tesbih ve lüle
taþýndan pipo hediye etti.
B
aþkentte top atýþý ile baþlayan töreni,
Anýtkabir’de Türkiye Cumhurbaþkaný
Abdullah Gül ve diðer sivil ve askeri
erkanýn katýldýðý devlet töreni izledi.
Cumhurbaþkaný Gül, mozoleye çelenk koydu ve
saygý duruþunda bulundu. Gül, Anýtkabir özel
defterini imzaladý. Cumhurbaþkaný Gül, deftere,
þunlarý yazdý: “Aziz Atatürk, Ýstiklal mücadelemizi baþlatmak amacýyla Samsun’a çýkýþýnýzýn 89.
yýldönümünde gurur ve coþkuyla huzurunuz-
19 Mayýs Stadyumu’nda Tören
Baþkentteki törenler daha sonra 19 Mayýs
Stadyumu’nda devam etti. Cumhurbaþkaný
Abdullah Gül’ün þeref tribünündeki yerini
almasýnýn ardýndan ilk konuþmayý Milli Eðitim
Bakaný Hüseyin Çelik yaptý. Çelik konuþmasýnda, “Yýllarca süren savaþlar sonucunda harap ve
bitap düþmüþ olan bir milletin kendi küllerinin
içinden yeniden doðuþunun, yeniden doðruluþunun adý olan bir 19 Mayýs’ý daha millet olarak
büyük bir gururla büyük bir coþkuyla idrak ediyoruz” dedi. Çelik konuþmasýnda gençlere de
seslenerek, “Atatürk’ün gösterdiði hedefe ülkemizi, milletimizi çýkarmak bizim idelamiz
olmalýdýr” diye konuþtu. Türk Hava Kurumu
paraþütçülerinin gösteriler yaptýðý tören, geçit
resmi ve fon grubu gösterileri ile sona erdi.
“19 Mayýs 1919 benim doðum günüm”
Bu sözler, Mustafa Kemal Atatürk’e ait.
Samsunlularda bu anlamlý günü doðum günü pastasýyla yaþatmaya çalýþýyor.
Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk kývýlcýmlarýnýn atýldýðý
Samsun’da, Atatürk’e doðum günü pastasý kesildi.
Erdoðan’ý Çiçek Temsil Etti
dayýz.
Kurduðunuz
modern
Türkiye
Cumhuriyeti, dünyanýn önde gelen ülkelerinden
biri olma yolunda ilerlemektedir. Geldiðimiz
seviye bilinçle sürdürülen atýlýmlarýn ve nesilden
nesile aktarýlan kararlýlýðýn bir sonucudur.
Cumhuriyetimizin baþarý ve kazanýmlarý geliþme
çabalarýnda devletimize ve milletimize güç vermeye devam edecektir. Türk gençliðine emanet
ettiðiniz, demokratik, laik, sosyal bir hukuk
devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ilelebet varolacaktýr. Varlýðýmýzýn ve yarýnlarýmýzýn teminatý
Türk gençliði bu konudaki sorumluluklarýn idraki içinde inançla ve þevkle çalýþmaktadýr. Sonsuz
bir güven duyduðunuz Türk gençliði vatan ve
millet sevgisiyle kudret ve
yeteneðiyle,
bilgi
ve
birikimiyle çalýþma ve
baþarýlý azmiyle Türkiye
Cumhuriyeti’ni geleceðe
taþýyacak, gösterdiðiniz
hedeflere ulaþtýracaktýr.
Gençlerimize armaðanýnýz
olan milli bayramýmýzda
sizi saygýyla, minnetle ve
þükranla anýyoruz. Ruhun
þadolsun”.
Bu arada Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan,
gözündeki saðlýk sorunu nedeniyle, 19 Mayýs
törenlerine katýlmadý. Baþbakaný, Devlet Bakaný
ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil Çiçek temsil etti.
Ýstanbul ve Ýzmir’de de Büyük Coþku
19 Mayýs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor
Bayramý Ýstanbul ve Ýzmir’de de törenlerle kutlandý. Ýstanbul’daki kutlamalar, sabah saatlerinde
Taksim Cumhuriyet Anýtý’nda düzenlenen törenle
baþladý. Kutlamalara daha sonra Ýnönü
Stadyumu’nda devam edildi. 19 Mayýs Ýzmir’de
de törenlerle kutlandý. Törenler, Atatürk Anýtý’na
çelenk konulmasýyla baþladý. Kutlamalarýn bir
sonraki adresi Atatürk Stadyumu oldu.
Ý
ngiltere Kraliçesi Türkiye’den ayrýlmadan önce Ýngiltere’nin
Ankara Büyükelçiliði’nde düzenlenen Doðum Günü resepsiyonu dolayýsýyla, Baþbakan Erdoðan ile eþi, Kraliçe II.
Elizabeth ve eþi Prens Philip’le büyükelçilik ikametgahýnda bir
araya geldi.
Görüþmenin sonunda Baþbakan Erdoðan ve eþi, Kraliçe’ye
tasarýmýný Sevan Býçakçý’nýn özel tasarýmý olan “Cennet
Bahçesi” adlý yüzüðü hediye etti ve yüzüðün anlamý hakkýnda
kendisine bilgi verdi. Yüzük, þu anlama geliyor:
“Yüzüðün merkezinde yer alan topazýn içine oyulmuþ çiçekler farklý renkleriyle kültürleri simgeliyor. Dünya onlarýn çeþitliliðinde çok daha güzel görünüyor. Tüm çiçekler bir arada
görülüyor.”
Kraliçe, yüzüðü parmaðýna takarak denedi. Bu arada
Baþbakan Erdoðan’ýn eþi Emine Erdoðan da Kraliçe’nin eþi
Edinburgh Dükü Prens Philip’e kehribar tespih ve lüle taþýndan
pipo hediye etti.
Kraliçe Elizabeth ve eþi Prens Philip, Ýngiltere
Büyükelçiliði’ndeki resepsiyondan önce Çankaya Köþkü’ne
giderek, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ve eþi Hayrünnisa Gül ile
vedalaþtý ve Köþk’ün içindeki tarihi müze köþkünü gezdi.
Türkiye’den Çin’e
2 milyon dolar
yardým
Türkiye, Çin’de meydana gelen depremde zarar
görenler için 2 milyon dolar insani yardýmda
bulundu.
D
ýþiþleri Bakanlýðý’ndan yapýlan açýklamada, Çin’in
Siçhuan eyaletinde 12 Mayýsta meydana gelen 7,9
büyüklüðündeki deprem sonucunda bugüne kadar 40
binin üzerinde insanýn hayatýný kaybettiði belirtilerek, ayný
sayýda insanýn enkaz altýnda bulunduðunun tahmin edildiði
kaydedildi.
Yardýmýn Çin makamlarýna iletildiði belirtilen açýklamada,
“Depremin yýkýcý etkilerini ve hassas dönemlerde uluslararasý
dayanýþmanýn önemini en iyi bilen ülkeler arasýnda yer alan
Türkiye, geleneksel olarak her alanda iyi iliþkiler içinde
bulunduðu Çin’i bu zor günlerinde yalnýz býrakmamýþtýr”
dedi.
Türk Kýzýlayý da depremden bir gün sonra yardým çalýþmalarýný ele almak üzere iki uzmaný Pekin’e göndermiþti.
Güncel
Ýstanbul’da “Köprüler Kurduk
Balkanlara” sempozyumu
düzenlendi
17
Mayýs
2008
tarihinde
Ýstanbul
Büyükþehir
Belediyesi Kültürel ve Sosyal
Ýþler Daire Baþkanlýðý Kültür Müdürlüðü
ev sahipliðinde Balkanlar konulu
Kurduk
Balkanlara”
“Köprüler
Uluslararasý Sempozyumu düzenlendi.
Tarýk Zafer Tunaya Kültür Merkezinde
düzenlenen sempozyumun açýlýþýný
Saraybosna Üniversitesi Bilim ve
Teknoloji Fakültesi Baþkaný (Bosna
Hersek
Federasyonu
Eski
Cumhurbaþkaný) Prof. Dr. Eyüp Ganiç
yaptý.
Rumeli’den Göçler ve Nüfus
Hareketleri konulu birinci oturumda
Prof. Dr. Gülfettin Çelik “Osmanlý
Sisteminde Deðiþim Probleminin Bir
Göstergesi Olarak 19. Yy. Nüfus
Hareketleri”, Prof. Dr. Frances Trix
“Rumeli’den Bir Ruhani Göç Hikayesi:
Elbasanlý Selim Ruhi Baba”, Yrd. Doç.
Dr. Nurcan Özgür, “Ýki Dünya Savaþý
Arasýnda Yugoslavya’dan Göçler”, H.
Yýldýrým Aðanoðlu “Adakale Nüfusu,
Demografik Özellikleri ve Göçler
(1878-1913) ve Yönetmen Ýsmet Aras’ýn
“Adakale Sözlerim Çoktur” isimli
belgesel film gösterimi sunuldu.
G
“Rumeli’den Balkanlara Tarih ve
Kültür” konulu ikinci oturumda Prof. Dr.
Hayriye
Süleymanoðlu
Yenisoy
“Balkan
Halklarýnýn
Dil
ve
Folklorunda Türk Ýzleri”, Doç Dr.
Haluk Harun Duman “ B a l k a n
Harbi’nin Edebiyattaki Yankýlarý”,
Doç. Dr. Enver Töre “Tiyatro
Eserlerinde Balkan Motifi”, Yrd. Doç.
Dr. M. Zeki Ýbrahimgil “Balkanlar’daki
Türk Mimari Eserlerinin Bugünkü
Durumu”, Yrd. Doç. Dr. Þamil Mutlu
“20. Yüzyýla Girerken Balkanlarda
Rum-Bulgar Eðitim Ýliþkileri”, Yrd.
Doç. Dr. Neriman Hacýsalihoðlu
“Osmanlý Rus Savaþýndan Sonra
Bulgaristan’da Türk Vakýflarý” konulu
tebliðlerini sundular.
Balkanlar’da Türk Varlýðý ve Dýþ
Politika konulu üçüncü oturumda ise
Prof. Dr. Mihai Maxim “Romanya
Türklerinin Günümüzdeki SosyoKültürel Durumu”, Yrd. Doç. Dr.
Halim Çavuþoðlu “Günümüzde Batý
Trakya Türklerinin Sosyo-Kültürel
Durumu”, Erhan Türbedar “Türk Dýþ
Politikasýnda Balkanlar”, Falma Shazi
“Uluslararasý Ýliþkiler Baðlamýnda
Türkiye-Arnavutluk Ýliþkileri”, Mr.
Kosova heyeti
Brüksel’deydi
Heyete Milletvekili Enis Kervan baþkanlýk yaptý.
eçtiðimiz hafta içerisinde Avrupa Parlamentosunun
daveti üzerine Kosova Cumhuriyeti Meclis üyeleri de 4
günlük Brüksel ziyaretinde bulundular. Kosova
Cumhuriyeti Dýþiþleri Komisyon Baþkan Yardýmcýsý Milletvekili
Enis Kervan baþkanlýðýndaki heyette Komisyon üyeleri
Milletvekili ve Lütfi Haziri ve Ramadan Avdiu da yer aldý.
Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri ile Balkan Parlamento
Dýþiþleri Komisyonu Milletvekillerini bir araya getiren
buluþmada, Kosova Cumhuriyeti dýþýnda Hýrvatistan, Arnavutluk,
Bosna ve Hersek, Makedonya, Sýrbistan ve Karadað Cumhuriyeti
parlamento milletvekilleri yer aldý. Konu bu bölgenin AB’ne
dahil edilmesi ve vizelerde kolaylýðýn saðlanmasý oluþturdu. AB
parlamentosu milletvekillerinin yürüttüðü toplantýlarýn ev
sahipliðini Avrupa Birliðinin Güneydopu Avrupa’dan sorumlu
Parlamentosu Þefi Doris Pack yaptý. Toplantýda Dýþiþleri
Komisyon Baþkan Yardýmcýsý Milletvekili Kervan, Kosova
heyetini tanýþtýrarak, Kosova’daki güncel sorunlara deðindi.
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Taner Güçlütürk “Kosova’nýn
Baðýmsýzlýðý ve Türklerin
Sosyo-Kültürel Durumlarý” ve
Edis Potor açtýðý resim sergisi
yaný sýra “Sancýlý Bekleyiþ
Kosova’nýn
Sürecinden
Baðýmsýzlýðýna Fotoðraflarla
Bir Yolculuk (1999-2008)”
isimli sunumu yaptýlar. Geniþ
katýlým
ve
ilgi
bulan
sempozyumun bildirileri ayný gün
katýlýmcýlara daðýtýldý.
Sempozyum düzenleme kurulu
Baþkaný Yýldýrým Aganoðlu, konuyla
ilgili yapmýþ olduðu açýklamada, “Bizler
Balkanlar’da aþýlmaz nehirlerden
geçmeyi kolaylaþtýran köprüler kurduk;
din ve mezhepler arasý iliþkileri
geliþtiren köprüler kurduk. Günümüzde
ise Türkiye ile Balkanlar arasýndaki
dostluk ve iþbirliðinin köprüsü olmak
için de düzenlenen uluslar arasý
sempozyuma bu sembol ismi verdik.
Gayemiz Rumeli Türkleri ile Anadolu
Türkleri’nin kültürel, sosyal, sanat ve
estetik alanýnda ayrýlmaz bir bütün
oluþturduklarýný ortaya koymaktýr.
Kültürler arasý alýþveriþi saðlamak ve
bunu sürdürmek, Balkanlarda yaþayan
10
Türkler, akraba topluluklar ve
ortak
tarihsel
komþularýmýzla
baðlarýmýzý ve kültürel mirasýmýzý
korumaya hizmet edecek böyle bir
sempozyumu
düzenleyerek
unuttuklarýmýzý
hatýrlamak,
unutturulmak istenenlere umut vermek,
kamuoyunu bilgilendirmek ve bilime
katký saðlayabilmektir ana maksadýmýz.
Hepsi konusunun uzmaný deðerli ilim
adamlarýndan; Balkanlardan yaþanan
göçleri, artýk tarihi bir hatýra olan
Adakale’yi dil ve folklorumuzun
Balkanlarda býraktýðýmýz abidevi
mimari eserlerimizi, Bosna-Hersek’te
Romanya’da,
Batý
Trakya’da
Arnavutluk’taki Türk ve akraba
topluluklarýmýzý ve son derece yeni bir
geliþme olan Kosova’nýn baðýmsýzlýðýna
dair tebliðleri dinledik” dedi.
TOBB Üniversitesi Priþtine’de
U
luslararasý Priþtine Üniversitesi
Cuma günü “Bölgede Ekonomik
Geliþmeleri ile ilgili Sorunlar”
isimli bir uluslararasý konferansa ev
sahipliðini yaptý. Kosova dýþýnda
Türkiye, Fransa, Arnavutluk, Bosna ve
Makedonya’dan konu ile ilgili bilim
adamlarýnýn katýldýðý konferansa ilgi de
üst seviyede gerçekleþti.
Konferansta konuþan bütün konuþmacýlar, Kosova’da baðýmsýzlýk sonrasýnda en büyük önceliðin ekonomik kalkýnmaya verilmesi gerekliliðine iþaret
edilirken, hükümet ve uluslararasý kuruluþlar, bu doðrultuda üzerlerine düþen
görevi üstlenmeye davet edildi.
Konferansta Türkiye’yi Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliði Üniversitesi hocalarý Prof. Dr.
Ramazan Aktaþ ile Yard. Doç. Dr. Semih
Þahinler temsil etti. Profesör Aktaþ, konferansta
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði
(TOBB) ve Türkiye’nin Kosova ile ilgili
yaklaþýmý hakkýnda bilgi verdi. Aktaþ,
TOBB’un Türkiye’nin en güçlü sivil
toplum kuruluþlarýndan biri olduðunu
ifade ederken, kuruluþun içinde 1 milyon
300 bin üyeyi içinde barýndýrdýðýný söyledi. Birliðin bünyesinde bir de TOBB
Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesini de
içinde barýndýrdýðýný ifade eden Aktaþ,
üniversitenin Türkiye’nin önemli ve
prestijli üniversitelerinden biri olduðunun
altýný çizdi. TOBB üniversitesinin geçen
yýl Priþtine’de kurulan Uluslararasý
Priþtine Üniversitesi ile bir anlaþmasýnýn var
olduðuna dikkat çeken Aktaþ, TOBB tarafýndan
iki üniversite arasýnda imzalanan anlaþmanýn bu
yýl daha güçlü bir þekilde destekleneceðini
müjdeledi.
11
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Güncel
Aradan yedi yıl geçti
F
ahri
Mermer
yedi yıl önce
aramızdan
ayrıldı. Mayıs sıcakları ile onu artık bir
daha aramızda olmayacağını bilerek ebediyete
uğurladık.
Ancak kendisi unutulmamak için eserler
bıraktı. Kabarık değil
ama güzel eserler
bıraktı.
Beraber
geçirdiğimiz anıları,
şiirle
süslediği
dizeleri bıraktı.
Arkadaşının aradan
fiziki olarak ayrılışı
çok zor. Buna alışmak da çok zor. Bir arada geçirdiğimiz yerler,
yaşadığımız olaylar buna izin vermiyor. Ama onun bıraktığı eserler,
unutulmasına müsaade etmiyor. İnsan ölür ama onun eseri kalır derler. Eserleri onu unutturmayacak.
Zaman çok çabuk geçiyor, bunun farkında değiliz. Fahri yedi yıl
önce aramızdan ayrıldı. Sanki dün aramızdaymış gibi. Güzel
arkadaşlık ilişkilerinden güzel hatıralar kalıyor. Kırılan aynaya
arkadaşının nerede olduğunu soramıyorsunuz. Aynanın parçalarını
yapıştırmak çok zor oluyor. Eskisi gibi olmuyor.
Sonbahar yaprakları gibi en yakınlarımız aramızda ayrılıyorlar.
Yağmur, kar, rüzgarla karşılaşan yapraklar, zamana direnerek bir gün
dalından ayrılıyor. Sararıp yere düşüyorlar. İnsanın kaderi de buna
benziyor. Farklı sorunlarla karşılaşan insan sonunda teslim oluyor.
Fahri de kadere çok erken teslim oldu. Tanrı onu çok erken yanına
aldı.
Arkadaşlıklar bir defa kurulur ve uzun sürer. Bu tür arkadaşlık kurmak çok zordur. Ama onların aramızdan ayrılmaları büyük boşluk
yaratarak, yaşamın sonuna dek izler bırakırlar. Bunların yerini
doldurmak zor oluyor. Yeni gelenler ise eskilerle paylaşacağımız
şeyler yok.
Yakın arkadaşlar ebediyete ayrılınca yalınız mazide kalanları
hatırlıyorsunuz. Hiç bir şey onların yerini değiştirmiyor. Yıkılan evi
yeni taşlarla yeniden inşa etmek zor geliyor. Çünkü zamanla
alıştığımız taşlı evi değiştirmek kolay değil.
Fahri şairdi, yazardı her alanında eser verdi. Hayatının
baharında aramızdan ayrıldı. Başladığı eserleri, yarıda bıraktı. Yeni
nesillere eserler bıraktı.
Gazeteci olarak Kosova Türk Basınına katkısı çok büyük
oldu. Onun ölümü ile medyada büyük bir boşluk oluştu. Onun araştırma tarzı, yorumları artık yok. Otuz yıl önce yazdıkları yazıları
yorumları, bu gün de güncelliğini kaybetmedi.
Fahri aramızdan çok erken ayrıldı. Hem de Kosova Türk
halkına en çok lazım olduğu dönemde. Tecrübeli bir gazeteci olarak
bu gün yaşadığımız sorunları ustalıkla okuyucularına aktarabilirdi.
Onun için gazetecilik yalınız meslek değildi. Gazetecilik mücadele
demekti. Yazılarını kimseye pardon demeden yazardı. Bundan dolayı
bazı kişiler tarafından sevilmezdi. Boyun eğmeyi sevmezdi. Kimseye
taviz vermezdi. Özellikle Türklük konusunda taviz vermekten asla.
O yalnız gazeteci değildi. Prizren’de çok sayıda derneğin kuruluşunda öncülük etti. Kurulan derneklerde sekreterlik görevi yaptı.
Fahri her yanlı bir Türk aydını idi. Türklerin karşılaştığı sorunları
çok iyi tanırdı ve bu sorunları çözmeye, açıklamaya, yorumlamaya
çalışırdı.
Fahri’nin ömrü azdı ama yaratıcılığı ile zengindi. Uçan kuş gibi
ebediyete kanat açıp bir daha aramıza dönmedi. Ama onu unutmayacak arkadaşlarını ve ailesini geride bıraktı.
Fahri’nin yeni doğan torunu onun ismini aldı.
Fahri yaşıyor.
Fevzi KARAMUÇO
Elyazmasý
Caner SÜLEYMAN
[email protected]
Kalanlarýn Oyunu
G
ün gelir insanlar yaþadýklarý yerlerden rahatsýzlýk
duymaya baþlar ve ardýndan da yeni hayat kurmak
amacýyla baþka diyarlara yol alýr. Tabi bu, en az
orada kalmak gibi çetin bir mücadele gerektirir. Gözlerini dünyaya açtýðý yeri,
havasýný teneffüs ettiði mahalleleri, okul yýllarýnýn geçtiði sokaklarý, kýsacasý kendi
içinde kurduðu dünyayý tasfiye edip yeni bir dünya aramak hiç de kolay bir þey
deðildir. Olduðu yerlerde ayný kalmak ise insana zor gelir. Öðrenciyken sýnýfta
kalmasý, tuttuðu takýmýn tur atlayamamasý, yarýþmalarda sona kalmasý kabullenecek
gibi gelmez insanoðluna. Lakin, çekip gitmek bu kadar zorluk gerektiriyorsa biraz
olsun kalmanýn verdiði gurur ve çileyi de sahibine ne büyük erdemler kattýðýný da
kabul etmek lazým. Kalmak zordur çünkü sabýr ister, yürek ister, uðraþ ister ve
gidenin dönme ihtimaline karþý açýk bir kapý býrakmak ister. Bazen olur ya, tiyatroda
güzel bir oyun izledikten sonra insan oyuncularý ayakta alkýþlar, bu oyun öyle bir
oyun ki insanýn ayakta avuçlarýný patlatýrcasýna alkýþlayacaðý, oyuncularýnýn
ellerinden öpeceði gibi bir þey. Sözüm bize ve bizi bu güne getiren herkese. En içten
duygularýmla belirtmeye çalýþtýðým “burada kalma” nýn bize ne anlam ifade ettiðini
iliklerimize iþleyenlere. Ýsimlerini unuturum diye saymaya çekindiðim büyüklerime,
üstadlarýma, öðretmenlerime, yani burada kalan ve kalbi burasý ile çarpan herkese
selam olsun.
Bu gazetenin bizim için ne kadar önemli olduðunu bilen vatandaþlarýmýzýn
çoðunlukta olmasý varsayýmýný es geçerek, istemeyerek bunun farkýnda olmayan
vatandaþlarýmýza tekrar bir hatýrlatma ihtiyacýný hissettiðimden bir daha burada
vurgulamak istiyorum. Gazetemize sahip çýkalým. Hem burada kalmanýn bir
mecburiyeti olarak hem de okur-yazar olarak sahip çýkalým.
Birinci yazým olmasý dolayýsýyla vurgulamakta bir ahde vefa borcu hissettiðim
bu kýsa giriþten sonra, Kosova’da yaþayan bir Türk olarak, Kosova Cumhuriyetinin
baðýmsýzlýðýný herkese kutlar ve Kosova’nýn her manada baðýmsýzlýðýný
sürdürebilmesini caný gönülden arzularým.
Kosova’nýn girdiði bu yeni süreç öncesinde ve sonrasýnda hiçbir þey ayný
olmayacaða benzemektedir. Ýster toplumumuzu isterse toplumu yönetenleri hatta
toplumun tüm dinamiklerini yeni bir sorumluluk bekliyor. Öyleyse herkes gibi biz
de kendi duruþumuzu belirtip ona göre tavýr sergilemek durumunda kalacaðýz. Yola
bazen at arabasý bazen de ýþýk hýzýyla devam edilecek. Artýk statik kalmanýn bize
kaybettireceklerini bile hesaplamaya zamanýmýzýn yetmeyeceðini düþünüyorum.
Belki de gençliðin verdiði sýcak kanlýlýkla düþündüklerimi “3-5 gün
sonra geçer” diye deðerlendirenler olabilir. Saygýlarýmý sunarým. Fakat hiçbir þeyin
eskisi gibi olmayacaðýný da bozuk gramofon gibi tekrarlamaya gerek yok.
Baðýmsýzlýðýn hem bölge geneline hem de ülke özeline getireceði ortamlarý
karþýlaþtýrmak gerekirse, sonuç olarak ortaya olumlu bir tablo çýkarmak
mümkündür. Zaten Kosova’nýn ilerlemesi Kosova’daki Türkleri de ileriye götürmez
mi, ya da tersi olarak Kosova Türklerinin ilerlemesi ve baþarýlarý Kosova’ya pozitif
bir etki olarak yansýmaz mý? Dolayýsýyla nereden bakýlýrsa bakýlsýn ileriye yönelik
her bir hareket herkesin ortak çýkarýna olduðu kesin.
Daha sonraki zamanlarda da sýk sýk deðineceðimiz (fakat deðinmeye fýrsat bile
verilmemesi gereken) Kosova Anayasasý konusunda kýsa bir fikir beyan etmek
istiyorum. Sýradan bir vatandaþ olarak herkes konuþtuðu dili en yüksek seviyede
görmek ister. Olduðu yerden altta bir yerde görünce de haliyle tepki gösterir. Aklýn
ve saðduyunun iplerini elinden býrakmayanlar da bunu gerektiði þekilde savunur ve
hakkýný arar. Demek istediðim þu ki galiba biz bir þeyleri yanlýþ yapýyoruz. Hani
“çuvaldýzý kendine batýrmak” deyimi vardýr ya, iþte tam da burada bize bu gerekli.
Bir düþünün size gelen az sayýda cýlýz tepki ile toplu bir þekilde gelen güçlü
tepkiyi.Siz hangisini ciddiye alýrdýnýz? Peki biz ne yapýyoruz? Bir þeyler yapma
isteðiyle yanýp tutuþurken bu sefer enerjimizi hepten baþka taraflara kullanýyoruz.
Tepkimizin cevabý bizi tatmin etmediði için de baþlýyoruz en yakýnýmýzdakilerden
en uzaktakilere düþman kesilmeye. Bakýn þu konu çok önemli. Diðer ülkelerde
siyaset Kosova’dan farklý yürümektedir. Bizim insanýmýz farklý yerlerden farklý
uygulamalarý Kosova’da denemek isterseler yanýlgýya düþerler. Bizim bölünme
lüksümüzün olmadýðýný ilkokul öðrencileri bile bilir. O yüzden Sivil Toplum
Kuruluþlarý, partimize destek vererek onlarýn elini güçlendirmeli, partimiz de Sivil
Toplum Kuruluþlarýnýn arkasýnda durarak gösterilen tepkide onlara gereken yardýmý
saðlamalý diye düþünüyorum.
Dilimizin döndüðünce zaman zaman buralarda cahil cesaretiyle yazmaya
heveslendiðimiz konularý herkesle paylaþmaya çalýþacaðýz. Maksat burada her
zaman söylenenleri deðil, söylenmeyip içimizde kalan þeyleri bir yerlere dökmektir.
Eleþtiri ve önerilerin ise baþ ucunda yer bulacaðýndan hiç kimsenin þüphesi olmasýn.
Zaten doðru olan da bu deðil mi?
Güncel
12
6’ncisi düzenlenen
Mehmetçik’ten Mamuşa’ya
Sanatla Uyanmak
çeşme hediyesi
Şöleni sona erdi
Perşembe, 22 Mayıs 2008
G
Bu yıl 6’ncısı düzenlenen “6. Uluslararası Sanatla Uyanmak
Şöleni” geçtiğimiz hafta düzenlenen bir törenle sona erdi.
eleneksel halini alan
uluslararası şölen, 9
Mayıs
tarihinde
Osmanlı’dan kalma tarihi Gazi
Mehmet Paşa Hamamı’nda çok
sayıda üst düzey davetlinin
katılımıyla başlamıştı.
17 Mayısa kadar Kosova’nın
değişik bölgelerinde 30’a yakın
sanatçının değişik branşlarda
sanatlarını icra ettiği şölen
geçtiğimiz Cumartesi günü
düzenlenen törenle sona erdi.
Kapanış töreninde bir konuşma
yapan Sanatla Uyanmak Şöleni
Tertipleme Kurulu Başkanı
Ercan Şpat, Atatürk’ün “Her şey
olabilirsin ama sanatçı olamazsın” lafını hatırlatarak sanata
sahip çıkılmasını istedi. Şpat:
“Sanatla Uyanmak Şöleni her
geçen yıl daha da ilgi görüyor,
seneye aynı yerde değişik bir
programla buluşmak üzere” sözlerini tamamladı. Tören Nevzat
Şundo ve ekibinin seslendirdiği
Prizren türküleriyle devam etti.
Tören sonunda emeği geçen
kurum, kuruluş ve kişilere Ercan
Şpat tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi. Verilen kokteyle sona eren törene Kosova
Türk Taburu Görev Kuvvet
Komutanı Kurmay Yarbay
Kerim Acar yanı sıra çok sayıda
davetli katıldı.
Enis TABAK
M
ehmetçik
Mamuşa’ya
yakışır ve ihtiyaç duyulan
çeşme yapım projesini
hayatta geçirildi. İki hafta aralıksız
çalışmalardan sonra geçtiğimiz
hafta çeşmenin açılışı 19 Mayıs
günü yapıldı. Mamuşa, 19 Mayıs
günü hem Atatürk’ü Anma ve
Gençlik ve Spor Bayramı hem de
çeşmenin açılışında çifte bayram
yaşattı. Çeşmenin açılış töreninde
konuşan
Mamuşa
Belediye
Başkanı Arif Bütüç, “Türk
Askerleri tarafından Mamuşa Belediyesine güzel ve yakışan bir çeşme hediye etti.
Bunun gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum” diye konuştu.
Çok Uluslu Güney Görev Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın ise yapmış olduğu
konuşmada, “Bugün bu anlamlı günde sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Yapılan çeşmeden su içtiğiniz zaman bizleri hatırlayacaksınız” diye konuştu.
Açılış töreninde Mehmetçik çeşme hakkında bilgiyi Levent Eren verdi.
Açılıştan ana okulunda öğrencisi Emri Mazrek, İstiklal Marşını okuyarak, törene
katılanlara duygulu anlar yaşattı. Ardından Mamuşa Haci Ömer Lütfü İlkokul öğrencileri tarafından hazırlanan folklor ekibi konuklara Türk halk oyunlarını sergiledi.
Açılış törenine Mamuşa Belediye Başkanı Arif Bütüç Çok Uluslu Güney Tugayı
Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın, KTTGK Komutanı Kerim Acar, Belediye astbaşkanı Seylan Mazrek, KDTP Mamuşa Şube Başkanı Rifat Krasniç, Mamuşa
Belediye çalışanları, vatandaşlar, öğretmen ve öğrenciler iştirak etti.
Turnuvanın galibi Mamuşa Lisesi
Kosova Türk Heyeti Başkanlığınca düzenlenen futbol ve voleybol turnuvasına
Mamuşa Lisesi damgasını vurdu. Lise, futbolda birinciliği kazanırken, voleybol da ise
ikinciliği elde etti. Turnuvada dereceye girenlerin şiltlerini Mamuşa Belediye Başkanı
Arif Bütüç ve Çokuluslu Güney Tugayı Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın takdim etti.
Suphi Mazrek
Mamuþa “Harikalar Dünyasý”
Parkýna kavuþuyor
Foto Haber
Türk KFOR’u gelenekselleşen çocuk parkı açılışlarına devam
ediyor. Türk KFOR’u tarafından, 19 Mayıs 2008 Pazertesi
Günü, Skorobişte Köyü’nde bulunan “Nefit Yusufi” İlköğretim
Okulu’nda, bir çocuk oyun parkı hizmete açıldı. 21 Mayıs 2008
tarihinde Muşnikovo Köyü İlkokulu’nda yeni bir çocuk parkı
açılışı gerçekleştirildi. Bu kapsamda Türk KFOR’u tarafından
son dönemde açılışı yapılan çocuk parkları sayısı sekize ulaştı.
A
n k a r a
Büyükþehir
Belediyesi
t a r a f ý n d a n ,
Mamuþa’ya yakýþýr
bir park yapýlýyor.
Park
çalýþmalarý
yoðun bir þekilde
devam ediyor. Ankara
B ü y ü k þ e h i r
B e l e d i y e s i
Þehirleþme Müdürü
Atice Akgül
ve
beraberinde ki heyet
Mamuþa Belediyesini
ziyaret ederek, park
çalýþmalarý ile yakýndan ilgilendiler.
Mamuþa Belediye Baþkaný Arif Bütüç, Baþkan Yardýmcýsý Seylan Mazrek,
Planlama, Þehirleþme ve Müfettiþlik þefi Agim Morina gelen heyeti karþýlarken,
Mamuþa Belediye Baþkaný Arif Bütüç ise konuklara belediyenin dünden bugüne
kadar yapmýþ olduðu çalýþma projeleri hakkýnda bilgi verdi. Bütüç, Mamuþa’ya
yakýþýr bir parkýn yapýmýný üstlenen Ankara Büyükþehir Belediyesine teþekkürlerini
iletirken, parkýn bitimi ile Mamuþa’nýn bölgeye örnek bir parka kavuþacaðýný söyledi. Bütüç, Mamuþa Belediye Meclisinin aldýðý bir karar ile parka “ANKARA” isminin
verildiðini sözlerine ekledi. Park çalýþmalarý yoðun bir þekilde sürdürülürken, parkýn
iki hafta sonra tamamlanmasý bekleniyor. Parkýnýn açýlýþýnýn 7 Haziran olarak
düþünüldüðü belirtilirken, parkýn açýlýþ törenine Ankara Büyükþehir Belediye Baþkaný
Melih Gökçek’in de katýlmasý bekleniyor. Açýlýþ töreninde Ankara Büyükþehir
Belediyesi tarafýndan Mamuþa Belediyesine bir çöp arabasý, bir minibüs ve bir
makam arabasýnýn da hibe edilmesi bekleniyor.
Suphi Mazrek
13
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Çocuðunun
düþmaný olmamalý!
Ý
Prof.Dr. Ahmed Yardım
slâmiyyetin temeli, îmâný, farzlarý, harâmlarý öðrenmek ve
öðretmektir. Allahü teâlâ, Peygamberleri bunun için göndermiþtir. Çocuklara bunlar öðretilmediði zamân, Ýslâmiyyet
yýkýlýr, yok olur. Allahü teâlâ, Müslümânlara, benim emirlerimi
öðretiniz, yasak ettiðim harâmlarý bildiriniz ve yapýlmasýna râzý
olmayýnýz diye emrediyor. Peygamber efendimiz;
(Birbirinize Müslümânlýðý öðretiniz. Emr-i ma’rûfu býrakýr
iseniz, Allahü teâlâ, en kötünüzü baþýnýza musallat eder ve
duâlarýnýzý kabûl etmez) buyurmuþtur.
Evlât, ana baba elinde bir emânettir. Çocuklarýn temiz kalbleri
kýymetli bir cevher gibidir. Mum gibi, her þekli alabilir. Küçükken,
hiçbir þekle girmemiþtir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz topraða
hangi tohum ekilirse, onun meyvesi hâsýl olur. Çocuklara îmân,
Kur’ân ve Allahü teâlânýn emirleri öðretilir ve yapmaya alýþtýrýlýrsa, din ve dünyâ saâdetine ererler. Bu saâdette analarý, babalarý ve
hocalarý da ortak olur. Eðer bunlar öðretilmez ve alýþtýrýlmaz ise,
bedbaht olurlar. Yapacaklarý her fenâlýðýn günâhý, ana, baba ve
hocalarýna da verilir. Hadis-i þerifte buyuruldu ki:
(Bir Müslümânýn evlâdý ibâdet edince, kazandýðý sevâb kadar,
babasýna da verilir. Bir kimse, çocuðuna fýsk, günâh öðretirse, bu
çocuk ne kadar günâh iþlerse, babasýna da o kadar günâh yazýlýr.)
BÜTÜN FENALIKLARIN BAŞI!..
Tahrîm sûresinin 6’ncý âyet-i kerîmesinde meâlen;
(Kendinizi, evlerinizde ve emirlerinizde olanlarý ateþten
koruyunuz!) buyurulmaktadýr.
Bir babanýn, evlâdýný Cehennem ateþinden korumasý, dünyâ
ateþinden korumasýndan dahâ mühimdir. Cehennem ateþinden
korumak da, îmâný, farzlarý, harâmlarý öðretmekle, ibâdete alýþtýrmakla ve dinsiz, ahlâksýz arkadaþlardan korumakla olur. Bütün
fenâlýklarýn baþý, kötü arkadaþtýr. Peygamber efendimiz;
(Bütün çocuklar Müslümânlýða uygun ve elveriþli olarak
dünyâya gelir. Bunlarý, sonra analarý, babalarý Hýristiyan, Yahûdî
ve dinsiz yapar) sözü ile Müslümânlýðýn yerleþtirilmesinde ve yok
edilmesinde en mühim iþin, gençlikte olduðunu bildiriyor.
O hâlde, her Müslümânýn birinci vazîfesi, evlâdýna Ýslâmiyyeti
ve Kur’ân-ý kerîmi öðretmek olmalýdýr. Evlât, büyük bir nimettir.
Nimetin kýymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için pedagoji yani
çocuk terbiyesi, Ýslâm dîninde çok kýymetli bir ilimdir. Peygamber
efendimiz buyuruyor ki:
(Hepiniz bir sürünün çobaný gibisiniz. Çoban sürüsünü
koruduðu gibi, siz de evlerinizde ve emirleriniz altýnda olanlarý
Cehennemden korumalýsýnýz! Onlara müslümânlýðý öðretmelisiniz! Öðretmez iseniz mes’ûl olacaksýnýz.)
Müslüman bir anne-baba, çocuklarýný dinini bilen, seven ve
kayýran sâlih kimselerin yanýna götürmeli, yanlarýndan ayýrmamalýdýr. Yerine göre Müslüman bir baba, çocuðunun hem abisi,
hem de babasý olmalý. Çocuðu iyi, güzel þeylere alýþtýrmalý ve iyi
yerlere götürmelidir. Çocuklara, büyüklerin, ehli sünnet âlimlerinin kýymetli kitaplarýndan okumalý, okutmalý, kitap okumadan
yatmamalýdýr. Küçük yaþta ne verilirse, o kalýcý olur. Zira gönülleri tertemiz ve berraktýr. Her baba çocuðuna;
“Aman evlâdým, ne sen kendini yak, ne de beni yak. Zira
evlâdýn yaptýðý anaya, babaya da gider. Kendin gidersin beni de
götürürsün. Çünkü anne-babaya evlâdýn yaptýðý her þey misliyle
yazýlýr. Ýyilik yapýyorsa iyilik yazýlýr, kötülük yapýyorsa kötülük
yazýlýr” diyerek güzel nasihatte bulunmalýdýr.
ANNE-BABANIN VAZÝFESÝ
Her anne-baba, çocuklarýna mutlaka Kur’ân-ý kerimi öðretmeli
ve okumalarýný temin etmelidir. Zira çocuðuna Kur’ân-ý kerim
öðreten ana babaya çok sevap verilmektedir. Peygamber
efendimiz;
(Hoca çocuða, Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü
teâlâ, çocuðun ve anasýnýn ve babasýnýn ve hocasýnýn Cehenneme
girmemesi için senet yazdýrýr) buyurmuþtur.
Netice olarak, eðer anne ve baba, evlâtlarýna Ýslâmiyyetin ve
din büyüklerinin sevgisini veremiyorsa, çocuklarýnýn baþ düþmaný
olmaktadýrlar. Nefsine düþkün yani çocuklarýný nefsi için seven
anne ve babalar, çocuklarýnýn en büyük düþmanýdýrlar.
Güncel
Türkçenin Kosova’sý
Yalýboyu’ndan
Özbekistan Çöllerine
“
1928 yýlýnda Kýrým’ýn Yalýboyu’ndaki güzel
Simeiz’de doðdum. Sürgün edildiðimizde 15 yaþýndaydým. O günler, birinci gününden son gününe
kadar, hep aklýmda. Nasýl unutulur ki o günler? Ýstesem de
unutamýyorum.
Sürgünden bir gün önce her þey sakindi. Pek çok evde
olduðu gibi, bizim evde de cepheden gelen izinli Rus
askerleri yaþardý. 17 Mayýs 1944 günü evimizde büyük bir
temizlik yapmaya baþladýk. Her þeyi yýkýyor, siliyor
süpürüyorduk. Bizim bu çalýþmalarýmýzý gören Rus askerleri “Niçin yapýyorsunuz böyle bir þeyi? Ne gerek var? Ya
birden buradan çýkarýlýrsanýz boþuna yapmýþ olmayacak
mýsýnýz?” dediklerinde, ben “Ömrümde bir yere gitmedim.
Babaannem de hayatýnda hiç tren görmedi. Bir kere bile
seyahat etmedi. Niye gidelim ki durup dururken?” diye
onlara soruyla cevap veriyordum. Baþka bir þey
söylemediler, sürüleceðimize dair bir tek kelime etmediler.
18 Mayýs sabaha karþý saat dört veya beþ civarýydý.
Askerler geldi evimize:
- Çýkýn, çabuk, çýkýn!
- Niçin? Ne oldu? Nereye?
- Çýkýn çabuk, hazýrlanýn! Yolcusunuz!
- Ne yolcusu? Niçin?
- Hainsiniz siz! Sovyet hükümetinin kararý bu! Çabuk,
sallanmayýn! Çabuk çýkýn!
Þaþkýndýk. Sersem gibiydik. Büyük bir kaos yaþanýyordu. Evde beþ kiþiydik. Teyzem avluda aðlýyor, “Bizleri
öldürecekler! Kefenlerinizi alýn! Bizleri öldürecekler!
Kefenlerinizi alýn!” diye baðýrýyordu. O gün, hatýrýmdadýr,
çok tuhaf bir olay da olmuþtu. O gün bir fýrtýna vardý
Simeiz’de. Rüzgâr uðulduyor, aðaçlarý sarsýyor, kimi
aðaçlarýn dallarý kopuyordu Rüzgârýn, aðaçlarýn uðultularýna, köpeklerin acý acý havlamalarý ulumalarý (Arire
haným da aðlýyordu. Nasýl aðlamasýn ki?) ineklerin
böðürmeleri ve bizlerin feryatlarý karýþýyordu. O günün
sesleri... Tarifsizdi o günün feryatlarý... Korkunçtu...
Ardýndan dolu yaðdý, iri iri dolulardý Biz aðlamadýk yalnýzca. Sanki bizimle beraber gök aðladý, hayvanlarýmýz
aðladý. Aðaçlarýmýz aðladý..
Bizleri Akmescit’e (Ruslar bu þehre Simferopol adýný
verdi) getirip hayvan vagonlarýna doldurdular. 28 gün yol
gittik. Bütün yol boyunca bir kere yemek verdiler, Sarýtav
(Saratov)‘da. Bazýlarýmýz yanýna yiyecek bir þeyler alabilmiþti. Bazýlarýnýn unu vardý, piþirip bize de verirlerdi.
Vagonumuz o kadar doluydu, o kadar sýkýþýktý ki ayaklarýmý uzatamýyordum. Vagonumuzda ölenleri yol kenarýna býrakýp gittik, gömemedik. Semerkand’a getirdiler,
stadyuma topladýlar. Yanýmýza alabildiðimiz eþyalarý,
bohçacýklarýmýzý bir kenara topladýlar. Bizleri tüfeklerle
ite kalka hamama götürdüler. Anlatýlýr gibi þeyler deðildi.
Bizleri dipçikliyor, küfürler ediyor ve üzerimize ilaçlý
kaynar su atýyorlardý. Kaynar suya dayanamayýp ölenler
oldu. Kaynar sular... (Yanaklarýndan akan ince ince yaþlar
sel oldu burada Arire Haným’ýn. Bir süre hýçkýrýklardan
dolayý konuþamadý.)
Hamamdan sonra yine stadyuma getirdiler bizleri. Biz
dönene kadar bohçalarýmýz, eþyalarýmýz karýþtýrýlmýþ, iþe
yarayacaklar yaðmalanmýþtý. Eþek arabalarýna koyup
köylere daðýttýlar. At ahýrlarýnda yattýk. Ne yorganýmýz, ne
döþeðimiz vardý. Günlerce, haftalarca yerde, yattýk.
Oradaki aðýr þartlarda, pek çok insanýmýz hastalandý, pek
çoðu öldü. Yeterli yiyecek verilmezdi. Aðýr iþlerde
çalýþtýrýlýrdýk. Yaþlý kadýnlarýmýz, hep Kýrým hasretini
anlatýrlardý; pek çoðu son günlerini yaþarken, son nefeslerini vermeden, bir yudum dahi olsa Kýrým’ýn suyunu
içmek isterlerdi. Bir yudum, bir yudumcuk Kýrým suyu
olsa, içsem, rahat ölebilirdim, derlerdi.
Bir gün bir kadýncaðýzla oðlunu çakallar yemiþ. Aç
çakallar. Oðlancaðýzý ayakkabýlarýndan tanýyabildik. Bu
olaydan üç gün sonra cepheden babasý geldi. Selâm verdi.
(Burada Arire haným yine kendini tutamadý, hýçkýrýklara
boðuldu.) Askerden gelen bu yiðit selâm verdikten sonra,
Cemaat” dedi, “Benim karým Anife, oðlum Server’i
görenleriniz tanýyanlarýnýz var mý? Fotisalalý idiler? Kim
biliyor?” Hiç kimse bir þey yemedi, hiç kimse sesini
çýkaramadý. Nasýl densin çakallar yedi diye.
Sonra bir kadýncýk, yaþlý bir kadýncýk; “A balam!...
Allah ...... Allah sana sabýrlar versin! Yazýmýz böyle imiþ...
Allah rahmet eylesin!..... “ dedi ve anlattý. O, cepheden
Alpay
ÝÐCÝ
gelen yiðit adam, gözlerimizin önünde kendini yere atýp
öyle bir aðladý, öyle bir dövündü, öyle bir yerleri týrmaladý ki dayanýlýr þey deðildi. Sonra adamý, o yiðidi
kaldýrdýlar yerden, su verdiler, biraz olsun teskin etmeye
çalýþtýlar. Adamcaðýz yerden kalktýðýnda saçlarý bembeyaz
olmuþ, çökmüþ, bir anda ihtiyarlamýþtý.
Þimdi düþünüyorum, yaþadýðýmýz bu facialara, dehþetli
günlere raðmen nasýl sað kalabildik, nasýl olup da
vatanýmýz Kýrým’a dönebildik diye? Bunun bir tek açýklamasý var o da birlik. Ýsmail Bey Gaspýralý‘nýn bize miras
býraktýðý birlik. Biz birbirimizi koruyarak, birbirimizle
dayanýþarak, ekmeðimizi paylaþarak, birlikte mücadele
ederek bugünlere gelebildik. Burada adýný anmadan geçemeyeceðim bir kiþi var. Gafur aða. Kemaneci idi. Sürgün
günlerinin o aðýr, o dayanýlmaz, pislik ve açlýk içinde
geçen günlerinde bize kemanesiyle kaytarmalar çalardý. 5
dakika olsun onunla güler, hiç olmazsa gülerek aðlardýk.
Bize “Qorqmañ balalar, bir kün Vatanða qaytarmýz, þen
qaytarmalar çalarmýz” diye sürekli moral ve kuvvet verirdi.
Allah’a þükür her þeye raðmen dimdik ayakta kaldýk.
Millet olarak yok olmadýk. Þimdi de halimiz aðýr. Ama
birlik beraberlik içerisinde bu günleri de geçeriz inþallah!”
Anlatan: Arire Nezetli Ýdrisli - Hazýrlayan: Neþe
Sarýsoy
(Emel Dergisi, Sayý:210 Eylül - Ekim 1995, Sf. 36)
Kýrým, güzel Kýrým... 18 Mayýs 1944’te baþlatýlan
sürgün cinayetine dair bir hatýranýn cümleleriydi, yukarýdaki cümleler. Aþaðýlýk, sütübozuk Sovyet yöneticileri,
baþta Yosif Visarinoviç Cugaþvili Stalin olmak üzere,
büyük cinayetlerin emirlerini verdiler.Sovyetler
Birliði’nin birçok yerinde insanlarý bir yandan bir yana
yolladýlar, onlarý öldürdüler, sakatladýlar.
Kýrým, Karadeniz’in kuzeyinde, bugünkü Ukrayna
Cumhuriyeti’nin sýnýrlarýnda özerk cumhuriyet statüsünde
bir yarýmadadýr. Stratejik olarak son derece önemli bir
konumda yer almaktadýr. Bu yarýmada tarih boyunca
Hazarlar, Kýpçaklar, Peçenekler, Uzlar gibi Türk kavim ve
topluluklarý tarafýndan yurt edinilmiþ, 15. yüzyýldan
itibaren de Kýrým Hanlýðý’nýn merkezi olmuþtur. Kýrým
Hanlýðý kuruluþundan kýsa bir müddet sonra, Osmanlý
Devleti’nin Ýstanbul’u fethini izleyen yýllarda, bu devletin
himayesi altýna girmiþtir. Yaklaþýk 300 yýl süren bu
durum, 1774 yýlýnda Osmanlý Devleti ile Rusya arasýnda
imzalanan Küçük Kaynarca Antlaþmasý ile deðiþmiþ ve
Kýrým, baðýmsýz hâle gelmiþtir. Ancak, bu baðýmsýzlýk çok
kýsa sürmüþ, 1783 yýlýnda Rus Çarlýðý tarafýndan ilhak
edilmiþtir. Bu, büyük ve çirkin bir oyundu. Dünya
üzerinde Türklerin yaþadýðý birçok bölgede olduðu gibi,
Balkanlar’da olduðu gibi, Kýrým’da da iþgal ve istila
vardý.
Bugün sizlere bu yazýmla sesleniyorum ve
“unutmayalým, unutturmayalým” diyorum. Biz, geçmiþine
pek bakmamayý son zamanlarda adet edinmiþ bir milletiz.
Eskileri kolay unutur birçoðumuz ama o geçmiþte
yaþananlar bugünü belirler. Kötü de olsa güzel de olsa
geçmiþi anmak önemlidir. Geçmiþi anarak, geçmiþte
yaþananlarý unutmamayý baþarýrýz, derslerimizi ve
hatýralarýmýzý çýkarýrýz. Biz Kosova’dayýz, Balkanlar’ýn
neredeyse ortasý. Adriyatik ile Karadeniz’in arasýnda
kalan topraklar üstündeyiz. Kýrým, Karadeniz’in kuzey
kýyýsý. Tarihiyle, Bahçesaray’ýyla, Akmescit’iyle, Ýsmail
Gaspýralý’sýyla, Giray Han’ýyla bizimdir o. Bütün Türk
Dünyasý coðrafyasýna yayýlan ve ortak bir Türkçe ile
yayýnlanan Tercüman gazetesinin çýkýþ yeriydi Kýrým.
Diðer birçok yer gibi Kýrým da bizim geçmiþimizin bir
parçasýdýr. Geçmiþimizi bildikçe ve ona sahip oldukça
geleceðe daha güvenle bakabiliriz.
Kýrým’dan Türk izlerini silmek, Kýrým’ý
Slavlaþtýrmak, Ruslaþtýrmak için Kýrým Türkleri
sürüldüler. Özbekistan’a, Kazakistan’a, Sibirya’ya...
Bugün Kýrým yaralarýný sarmakla meþgul. Sürülenlerin bir
kýsmý geri geldi, daha da gelenler olduðunu duyuyorum.
Ne güzel. Ama... Ama gidenler çoktu. Ölenler çoktu.
Kýrým topraklarýnýn yer adlarýnda bile var olan Türkçe,
Türk izleri her þeye raðmen bugünde de var. Gelecekte
her yönüyle daha güçlü ve daha bizim olacak bir Kýrým’a
selam olsun. Büyük insan Kýrýmlý Ýsmail Gaspýralý’nýn da
ruhu þad olsun.
Fot o : Na fi z L ok v i ça
Agim Rifat
Kültür
Balkan Türk Þiiri
Ýnleyen Natürmort
O yanardað ki birdenbire patlar fukaram
O onun bin senelik sýkýntýsýndandýr
Devrim de öyle büyük bir sýkýntýdan
sonra baþlar
Aðaç yavaþ yavaþ tomurur
Yavaþ yavaþ düþer yaprak
Ölüm yavaþ yavaþ gelir
Bak mesela biz bugün blucins giyiyoruz
ama
Kafamýz natürmort
Bendeki bu sevda be fukaram
Sana yavaþ yavaþ büyür
Sen þimdi benim yüzüme gülüyorsun
Yüzündeki yüzünü görmüyorsun
ama
Görünüþler aldatýr fukaram
Alýr çamurda kor
Her þey yavaþ yavaþ olur
Yavaþ yavaþ çýkar
Bakarsýn bir gün belki
ortaya her þey
Gelir bir þey kimsenin beklemediði
Kimsenin bilemediði bir þey gelir
Ve durduramaz artýk onu kimse
Çünkü o yavaþ yavaþ yürümüþtür
Yavaþ yavaþ
fukaram
Her þey yavaþ yavaþ olur
Yavaþ yavaþ çýkar
ortaya her þey
14
NOKTURNO
Hazýrlayan: Agim Rifat
ÞÝÝRÝN ATEÞÝ
Teþfik etmek, Kosova Türk þiirinin yolunu açýp tekrar
tekrar ateþini yakmak adýna, bundan böyle bu sayfada usta
þair Agim Rifat Yeþeren, her hafta bir þiirle çýkacak
karþýnýza sevgili okuyucular.
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Seni þiirde, bestelerde aradým
kim olduðunu bilemediler.
Fallarda benliðini bulurum sandým
meðer yanýlmýþým…
Seni bulabilmek için
Yüce Tanrý’ya dua ettim
Ama seni bir kere kaybettim…
FRANKFURT GECELERÝ
Bilirim soðuktur Frankfurt geceleri
issiz ve ayaz gecelerde
seninle olmak ne güzeldi.
Kafese kapanmýþ bir kuþ misali
senin gelmeni beklerim.
Yaþamanýn tadýný sende
buldum derken,
vedalaşma saatimiz geldi.
Gözlerim parçalý bulutlu,
sesim bile çoktandýr düðümlenmiþ.
Ah neyleyim ben,
sensiz geçen bu günleri
ne tadý, kaldý
divane gönlümün.
ÝZMÝR
Elimde sen, gözümde sen
ne yapsam, ne söylesem
faydasý yok, yüreðim boþ
seni unutmak imkânsýz Ýzmir.
Burnumda buram buram tütersin
önümde canlanýr yeþil Bornova
göðe asýlmýþ kavaklar,
akasyalar kokularýyla gezerken
bir baþkaydý dünyam
bir başka…
Bir çiçek gibi güzeldin Ýzmir
selama durdu gök, deniz
ve biz Konak gemisiyle
varýrdýk Karþýyaka’ya
uzun sürerdi yazlar belli…
ve sana yeniden kavuşabilsem
yeniden Kordon boyundaki
dalgalar önünden
geçsem,
yeniden güvercinleri uçururdum
yeniden…
çünkü þiirimi açtým sana…
Rezan Zborça
TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ'NDEN
30. YILDA
"Edirne'den Ardahan'a Kültür Kervanı"
K
ültür kervanı Türkiye'yi doğudan batıya batıdan
doğuya gezecek ve yaklaşık dört bin kilometre yol
katedecek Edirne,Gelibolu, Bursa, Eskişehir,
Kırşehir, Kayseri, Sivas, Erzincan, Aşkale, Erzurum,
Ardahan, Çıldır, Trabzon, Giresun ve Ordu kervanın uğrak
ve durak yerleri arasında yer alıyor
Türkiye Yazarlar Birliği, 30. kuruluş yılını bütün
Türkiye'ye yayılan faaliyetlerle kutluyor. 30. yıl faaliyetlerinin ilginç bir bölümü 22 Mayısta Edirne'de başlayacak.
21 Mayısta Ankara'dan yola çıkan TYB heyeti, 22-23
Mayısta Edirne'de "Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa ve
Rumelinin Fethi" Bilgi şölenini gerçekleştirecek. 20'nin
üzerinde yazar ve ilim adamının bildirilerle katılacağı Bilgi
Şöleni'nin 3. günü 24 Mayıs'ta Gelibolu'da icra edilecek.
Gelibolu programında farklı bir faaliyet daha yer alıyor.
Gazi Süleyman Paşa'nın Bolayır'daki türbesinin bahçesinde
yatan 19. yüzyılın büyük "Vatan şairi" Namık Kemal
vefatının 110'uncu yılı
dolayısıyla anılacak.
Gelibolu programından sonraki durak Bursa. Bursa'da 25
Mayısta "50 Yıl sonra Yahya Kemal " programı Prof. Dr.
Ramazan Kaplan ve Muharrem Tüfekçi'nin konuşmalarından
sonra Halil Çay yönetiminde müzik topluluğunun Yahya
Kemal Beyatlı'nın şiirlerinden bestelenmiş şarkılar konseri
var.
Kültür Kervanı ertesi gün Eskişehir'e geçiyor.
Eskişehir'de 26 Mayıs 14.00'de Odunpazarı Belediyesi ile
"Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda Eskişehir ve çevresi" panelini Yrd. Doç. Dr. Selahaddin Önder yönetecek.
Konuşmacılar ise Yrd. Doç. Dr. Halim Şahin, Yrd. Doç. Dr.
Musa Şahin ve Muharrem Bayar. Toplantıdan sonra TYB
heyeti Polatlı'da yemek molası veriyor ve belediye başkanı
Yakup Çelik'in konuğu oluyor.
Ankara'da konaklayan Kültür Kervanı, 30 mayıs Cuma
sabahı Kırşehir'e müteveccihen yola çıkıyor. Öğle
yemeğinde Kırşehir Belediye Başkanı Halim Çakır'ın misafiri olduktan sonra, Kayseri'de konaklıyor. 30 Mayıs Cuma
akşamı Kayseri Ticaret Odası salonunda "50 Yıl Sonra Yahya
Kemal" toplantısı var. Prof. Dr. Nevzat Özkan'ın yöneteceği
panelin konuşmacıları: Prof. Dr. Hulya Argunşah, Prof. Dr.
Mümtaz Sarıçiçek ve Mustafa Özçelik.
Kültür Kervanı'nın Kayseri'den sonraki durağı Sivas.
Sivas'ta, Belediye ile müştereken "Yavuz Bülent Bakilerle 72
yıl" programı var. TYB'nin kurucularından olan Yavuz
Bülent Bakiler'in de katılacağı toplantı iki bölümden oluşuyor. Atatürk Kültür Merkezi salonunda saat 14.00'te başlayacak programda Doç. Dr. Hicabi Kırlangıç (TYB Genel
Başkanı), D. Mehmet Doğan (TYB Vakfı Başkanı), Sami
Aydın (Sivas Belediye Başkanı), Veysel Dalmaz (Sivas
Valisi) açılış konuşmalarından sonra Kadir Küplü başkanlığında 1. Oturum başlayacak. Bu bölümde, Bilal Tırnakçı,
Dr. Berat Demirci ve Olcay Yazıcı konuşacak. İkinci oturuma geçimeden Murat Kıral Yavuz Bülent Bakiler'in şiirlerini
seslendirecek.
Doç. Dr. Alim Yıldız'ın başkanlığık edeceği 2. Oturum'da
konuşmacılar: Eyüp Tanyıldız, Kutlu Özen ve Dr. Ahmet
Turan Alkan. Yavuz Bülent Bakiler'in konuşması ile toplantı
sona erecek.
TYB'nin Kültür Kervanı, 1 Haziranda Erzincan'da olacak. "Erzincan'daşiirli bir gün" toplantısı müftülük sitesinde
yapılacak. Erzincan Belediye Başkanı Mehmet Buyruk'un
konuğu olan TYB heyeti 2 Haziran pazartesi günü Erzurum'a
doğru yola cıkacak. Aşkale'de belediye başkanı Ahmet
Yaptırmış'ın çay molasından sonra, Erzurum'da
konaklanacak. Erzurum'da 20.00'de MEB Hizmetçi
Eğitim Enstitüsü Konferans Salonu'nda. "Erdem Bayazıt'a
saygı" toplantısı var. TYB Erzurum Şubesi başkanı Dr.
Rıdvan Canım'ın yöneteceği oturumda Prof. Dr. Mehmet
Törenek, Doç. Dr. Erdoğan Erbay, M. Atilla Maraş ve Y.
Turan Günaydın.
Kafile, 3 haziran Salı günü Türkiye'nin en batısına,
Ardahan'a ulaşıyor. Çıldır Belediye Başkanı Nizamettin
Coşkun'un konuğu olarak"Mehmet Akif İnan'ı anma" toplantısı yapıyor. M. Atilla Maraş, D. Mehmet Doğan, Mustafa
Özçelik ve Y. Turan Günaydın'ını konuşmacı olarak katılacağı toplantı merhum şairimizi ülkemizin bir ucunda hatırlamaya vesile olacak.
Ardahan'dan dönüş Karadeniz üzerinden yapılacak. İlk
durak Trabzon. 4 Haziranda TYB Trabzon Şubesinin edebiyat sohbetine katılacak olan şairler ve yazarlar, 5 Haziran'da
Ankara'ya müteveccihen yola çıkacaklar.
Mehmet DOĞAN
15
Kültür
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Raif VIRMİÇA
Ýnsan duygusunu, düþünce ve hayalini yansýyan bir ayna olarak sanat ve kültür..
ÂÞIK FERKÝ (Ýbrahim Sipahi)
PRÝZREN’DE KÜLTÜR, SANAT
VE ÞAÝRLÝK GELENEÐÝ VIII
XIX yüzyýlda Prizren’de yaþayan halk þairlerinden biri de Âþýk
Ferki’dir. Âþýk Ferki’nin doðum tarihi bilinmez, fakat 40 yýl
yaþadýðý bilinirken doðum tarihinin 1867 yýlýna denk düþtüðü için
bu tarih onun doðum tarihi olarak kabul edilmiþtir. Aþik Ferki
Prizren’de doðmuþtur. Asýl adý Ýbrahim’dir, soyadý Sipahi’dir.
Aþýk olunca ,,Ferki” takma adýný almýþtýr. Ferki henüz küçükken
annesini kaybetmiþtir. Prizren iptidaiye mektebinden mezun
olduktan sonra belediyede genç bir kâtip olarak çalýþtý. Bir zanaatý
olmadýðýndan dolayý, kahve ve düðünlerde türküler söyleyerek
kendini bir âþýk olarak halka tanýttý. 1887 yýlýnda Çelebi adýnda bir
Prizrenli kýzýyla evlendi. Üç evladý olmasýna raðmen bir zaman
sonra hepsi de vefat etti. Daha sonra Kamil ve Sadýk adýnda daha
iki oðlu oldu.
Bir âþýk olarak Âþýk Ferki Kosova’nýn bütün þehirlerini dolaþarak
þiirler okudu. Daha sonra Üsküp, Selanik ve Ýstanbul’da da bulundu, oralarda orijinal destanlar söyledi ve bunlarla bütün halk þairlerinin ilgisini çekti. Zamanýn bazý âþýklarý Ferki’yi kýskandýklarýndan dolayý onu bir kötü ilaç vererek yataða düþürdüler. Böyle
aðýr hasta iken bir anlaþmazlýk nedeniyle babasý onu devlete
þikâyet ederek hapse girdi. Hapishanede hastalýðý aðýrlaþýrken,
büyük kardeþi Þerif’e taþýndý ve kýsa bir zaman sonra yani 1908
yýlýnda hakkýn rahmetine kavuþtu ve Terzi Mahalle mezarlýðýnda
defnedildi.
Âþýk Ferki, bütün özellikleriyle halk tarafýndan en çok sevilen halk
þairlerinden biriydi. Kendisi çok sempatik, insan seven bir kiþiydi.
Bu özellikleriyle kendini yalnýz halka deðil, yaþadýðý dönemde
Prizren tasavvuf þairlerini de sevdirmiþti. Bunu ise en iyi bir þekilde Hacý Ömer Lütfü’nün Âþýk Ferki’nin ölümüyle ilgili yazdýðý
“Þuaradan Ýbrahim Ferki Efendinin Tarih -i Vefatý” þiirinde dile
getirmiþtir.
Sefer ‘ukbâya bu gün eyledi þâ’ir Ferki
Aþiyan eyleye mürg-i rühu bâg-ý irem’i
Var mý bak neþve-i humhâne-i ‘alemde bekâ
Ecelin pencesi bir gün ayýrýr câm-i Cem-i
Neþ’e-i fânîye aldanmýþ idim hayli zamân
Bana gösterdi nihâyet felek ol derd u gamý
Bozdu sazý emelim âkibet ol dest-i ecel
Târümâr eyledi son dem o dem-i dem bedemi
Dest-suy-i ni’am-fâniye oldum yâ Rabb
Göreyim fadlýn ile bari o bâki ni’amý
Der gufrânuma geldim bu günâhýmla fakat
Pek büyüktür bilirim halkýmýn ol keremi
Çýktý du dideden eþit ile yazýlsýn târih
Pek hazin kalbi eder Ferki firâkýn âlemi.
Çoktur bizde fena âmeller
Nihayet uzatsam yazmaz kalemler
Pürzerrin þehrinde koptu bir seller
Misal-i peygamber Nuh’un tufâný.
Bin üçyüz yigirmi iki de Rûmi (1906-1907)
Hazirân on dokuz mâhi malûmi
Allâh Allâh dedi âlem ûmumi
Halas et Rabbenâ sabi sübyâný.
Çok þükür ki bu sel akþama karþý
Tercüman Ýskender çekti büyük gaygu,
Ýbtida bir köpri temelden aldý ol su
Yýktý hem götürdi bilmem ne yaný
Âþýk Ferki’nin yazmýþ olduðu destanlarý on beþ-otuz kýtadan
oluþurken, bazýlarý daha fazladýr ve hemen hemen bütün
destanlarýnýn dörtlükleri on bir heceden oluþmaktadýr. Âþýk Ferki,
destanlarýnda geleneksel anlatýmla vermek istediði mesajý iþler.
Destanlar konu bakýmýndan sýnýrsýzdýr. Ferki, her hangi bir nedenle destan yazmaya deðer bulduðu bir konuyu destanlaþtýrabilir.
Geleneksel kültür kabulleri ve kültür kodlarý yeni olaylar güncelleþtirilerek tekrarlanmasý ve güncelleþtirilmesi esasýna dayalý
olarak toplumu törelerin deðerleri doðrultusunda eðitme gibi iþlevi
vardýr.
1324 (1908)
Âþýk Ferki de baþka saz þairleri gibi divan edebiyatýný taklit
ederek epeyce muamma yazmýþtýr, fakat sadece üçü kalmýþtýr. Aþýk
Ferki’nin söyleyip bestelediði 400 kadar manileri de vardýr ve bu
manilerini Aþýk, ,,Destân-ý Fasl-i Ýgbal Aþýk Ferkiya” baþlýðý altýnda toplamýþtýr ve bugün bunlardan 370’i korunmuþtur.
Âþýk Ferki’nin gazel, ilahi, nazire, tahmis, semâi ve koþma gibi
eserleri yaný sýra edebiyat alanýnda büyük deðer taþýyan destanlar
da yazmýþtýr. Hayatý boyunca söylemiþ olduðu destanlarýn sayýsý
bilinmez. Genelde iki yazma defter içinde ,,Destân-ý Gülambare”,
,,Destân-ý Zenpare”, ,,Destân-ý-ý Yalancý ile Doðru”, ,,Destân-ý
Aþuk ile Maþuk”, ,,Destân-ý Kaynana ile Gelin” ve bir iki baþlýksýz
destanýndan baþka ,Destân-ý Harb-i Yunan” destaný en güzel ve
büyük deðer destanlarýn arasýnda yer almaktadýr. Bundan baþka
Ferki’nin Prizren’den 20 KM uzaklýkta olan Mamuþa köyü için
yazmýþ olduðu ,,Destân-ý Mamuþa” baþlýklý destanýnda, bu köyde
bir gelin alma töreninde meydana gelen iki köy arasýndaki kavgalarý dile getirmektedir.
Âþýk Ferki, Prizren þehrinin hadiseleri ve tarihi hakkýnda
,,Destan-ý Ramadan Zaskok” destanýný yazmýþtýr. Ferki, ,,Destan-ý
Þita” ve bir baþlýksýz destanýnda Prizren’de 10 gün süren þiddetli
bir kýþý ve yaðmurdan sonra þehri alan büyük selden söz etmektedir:
Gelelim bu sene þiddet-i þita
Gönderdi on gün Cenâb-ý Mevla
Kapandý dükkânlar soðuktan zirâ
Pürzerrin þehrinin koptu tufaný.
Zindan oldu gökler min taraf’il-lah
Ol vakit düþündük seni, yâ Allâh,
Bir afet gösterdin çekmedi âh
Okunsun haþredek ibret fermâný
toplumsal olaylarýn arka planýnda insan
iliþkilerini görüyoruz. Ferki’nin kimi
destanlarýndan âþýðýn yaþadýðý dönemin
halk kültürüne, mutfak kültürüne, sanatlarýna ait geniþ bilgiler ediniyoruz. Savaþ
destanlarýnda tarih kitaplarýnýn yazmadýðý
bazý gerçekler yer almýþtýr. Bu destanlarda
olaylarý ad ad vererek ayrýntýlarý gözden
kaçýrmamýþtýr. Âþýk Ferki güldürücü
destanlarda konularý, anlatýmý abartarak
güldürü öðelerini sýralar. Taþlama niteliðindeki destanlarýnda bazý toplum sorunlarýna
dikkat çekerek, sorunlarýn içyüzüne deðinir.
Birçok destanýnda zamane insanýnýn bozulduðundan eski törelerin kaybolup gittiðinden yakýnarak düzenden þikâyetçi olmuþtur.
Prizren ve çevresinde halk üzerinde derin
izler
býrakýlan
konularda
yazdýðý
destanlarýnda halkýn duygu ve düþüncelerine tercüman olur, halkýn içinde bulunduðu
ortamý ve ruh halini anlatarak döneme ýþýk
tutar. Aþýk; salgýnlarý, hastalýklarý konu alan
destanlarýnda halkýn durumunu, yaþanan
felaketleri anlatarak döneme tanýklýk eder.
Onun destanlarýnda anlatýlan þehir hayatýna
ait çarþýlar, hamamlar, meyhaneler ve
eðlence âlemine ait kesitler vardýr. Yazýldýðý zamandaki kültür hayatýna ait belgeleri destekleyecek bilgilere rastlanýr, sosyal hayata ait
bilgiler vererek þehir tarihi araþtýrmacýlarýna kaynaklýk eder.
Yemek destanlarýnda destanýn söylendiði dönemin mutfak kültürü
ve yemekleriyle ilgili zengin malzemeler yer alýr. Kan davasý ve
köy kavgalarýnýn konu edildiði Ferki’nin destanlarýnda o dönemdeki sosyal yapýyý, devletin yaptýrým gücünü ve adaletin iþleyiþiyle
ilgili ilginç tespitler var.
Sonuç olarak Ferki’nin destanlarý, söylendiði dönemin sosyal
yapýsýný, halkýn psikolojisini, düþünüþünü, yaþayýþýný, inançlarýný,
duygularýný yansýtmasý yönüyle sosyal tarihe kaynaklýk ederler.
Metnin devamýnda Ferki’nin bir naziresine ve Haci Baþkim
Çabrat’an bestelenmiþ iki ilahisine yer vereceðiz.
NAZÝRE
O gül ruhsarýnýn vasfý deli sûzâneler söyler
Bakar þem’i pâk mir’âtýn gören cânâneler söyler
Cemâl-i pâk mir’âtýn gören cânâneler söyler
Þahinþâhý mu’azzam zâtýna merdâne1er söyler.
Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler
Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler.
Nezâket baðý gülþânýn bütün’ uþâka þefkettir
‘Ulüm-i hüft u keþverde penâhýn ‘li himmettir,
Semâda hep mülkler saye ve þerh zalifine hayrettir
Bu hüsünle görenler ruyi þanýn ehli vahdettir.
Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler
Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler.
Yeter oldu eþahým sen düþürdün cismimi nâre
Olanlar þefkine meftûn yanarlar nür-ý dîdâre,
Bulunmaz bir tabid etsün derunum derdine çare
Günahým var mýdýr bilmem kuyupsun dolu efkâre.
Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler
Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler.
Âþýk Ferki, destan konularýný seçerken ele aldýðý konuyu
toplumun yapýsýný göz önünde bulundurarak, destanlarýn toplumda
görmek istediði iþ veya uyandýrmak istediði duygu ve düþüncelere
uygun düþen anlatým biçimini seçer. Âþýk Ferki destanlarýný hikâye
etme temeline dayalý olarak anlatýr. Ýþlenen konuya göre anlatým
biçimi seçilmiþtir. Olaylar, kiþiler üzerine kurulmamýþtýr. Âþýk
Ferki’nin dili Prizren aðzý özelliklerini gösterir. Dil yer yer konuþma dilinden uzaklaþýr. Destanlar giriþ bölümüyle baþlar. Giriþ
bölümü dua ile baþlar, olaya hazýrlýk cümleleriyle hikâyeye geçilir.
Olayýn aktarýlmasýnda karþýlýklý söyleþmeye dayalý bir anlatým
vardýr. Olayýn anlatýmýndan sonraki bölümde âþýk, doðrudan
anlatýmla olayý yorumlar, öðütler verir. Olaylardaki olumsuzluklarý
dine önem vermemeye, Allah yolunda yürümemeye baðlayýp,
insanlarý Allah yoluna çaðýrýr.
Âþýk, pek çok konuda destan yazarak geniþ bir perspektifi
olduðunu göstermiþtir ve toplumsal konulara duyarlýdýr.
Olaylardaki kiþi, yer adlarý ve halkýn olayý deðerlendirmesi yönleriyle destanlar sosyal tarihe kaynaklýk eder. Ayrýca doða ve
Kapandýkça nikab olmuþ de1â ü çeþmu ebrûler
Ýþarettir ki üç harfa iki kaþýnda umular,
Þeher bâdi eserse titreþür vechinde kisveler
Cemâlin görmeyenler görmeðe her demde arzular.
Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler
Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler.
Ezelden kenz-i lâ-yefnâni görmüþ ‘ârifân vardýr
Cihnda Ferkiyâ buldun sana bir câvidân vardýr,
Görünmez herkes mahfûz ana dilde mekân vardýr
Bu esrarý eder tâkrir nezâketlu lisân vardýr.
Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler
Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler.
ÝLAHÝ
Söyleriz Siiri gazeli, Meth ederiz bir güzeli,
Aþkiyle yandýk ezeli Lâyikî Melâmileriz.
Her zerede yar görünür, Ýlm-i ledünle bulunur,
Çok sofiler bizi zanur, Faikî Melâmileriz.
Zabma böyle zâhit inan, Sözlerimiz saçma sapan,
Ferkiyâ sende yok kemân, Atiki Melâmileriz.
Gençlik
Perşembe, 22 Mayıs 2008
16
Ceza ile Röportaj
R
itmic American Poetry, yani
rap’in geçmiþi 1970’lerdeki
Amerika varoþlarýna dayanýyor.
Ýsmi anýldýðýnda, hýzlý söylenen uyaklý
dizeler, çuval gibi pantolonlar, ilginç
þapkalar ve kolyeler, kapüþonlu sweatshirt’leri akla getiren rap’in bizim
topraklarda yeþermesi 90’larýn ortasýna
uzanýyor. Gurbetçi grup Cartel’in yine
yine grupla ayný ismi taþýyan
albümünün ne kadar ilgi gördüðünü
müziði takip edenler hatýrlayacaktýr.
Cartel’den sonra Türkiye’de rap
müzikteki en önemli atýlým toplama
“Yeraltý Operasyonu” albümü ile anýlýr.
Rap müzikle uðraþanlar bu albüm
sayesinde isimlerini daha rahat duyurabilme olanaðý bulurken dinleyici de
pek alýþýk olmadýðý bu türün yerli versiyonuyla tanýþmýþtý. Þu anda ise rap
Türkiye’de de gayet popüler. Bunda
kuþkusuz Ceza’nýn payý çok büyük.
Gerçek adý Bilgin Özçalkan olan Ceza,
Türkiye’de rap denince insanlarýn
aðzýndan çýkan ilk isimlerden biri.
Sanatçýnýn þu ana kadar yer aldýðý
toplama albümler, katýldýðý projeleri
saymaya kalksak yerimiz yetmeyeceði
için 3 solo albümü olduðunu söylemekle yetiniyoruz. Ama en son MTV
Türkiye’nin yaptýðý oylama sonucu “En
Ýyi Türk Sanatçý” seçildiðini hatýrlatalým. Kendisiyle yaptýðýmýz
söyleþinin sebebi Ceza’nýn kariyerinin
10. yýlý olmasý ve internet üzerinden
yayýnladýðý “Evin Delisi” albümü.
Elektrik tesisatçýlýðýyla uðraþtýðýnýz
zamanlarýn, þu anda yaptýðýnýz müziðe ne gibi bir etkisi oldu?
kaçýnýlmaz oluyor. Ama tanýnmakla
popüler olmak bence farklý þeyler.
Nasýl popülerleþtiðiniz önemli. Çýkýp
bir þarkýyla ya da magazinsel olaylarla
gündemde kalýyorlar. Ben ise sadece
müziðimle tanýnmak istiyorum.
Rap, Cartel’le Türkiye’de dinlenir
oldu. Sonra “Yeraltý Operasyonu”
önemli bir rol oynadý. Size göre
Türkiye’de rap müziði mihenk taþý
nedir?
Çok farklý dönemler oldu aslýnda.
Dediðin gibi “Yeraltý Operasyonu”
önemli bir rol oynadý. Nefret biraz
daha farklý bir hava getirdi. Sanki
insanlarýn uzun zamandýr beklediði bir
þey gibiydi. Sonra benim ilk solo
albümüm “Meclis-i Ala” ile insanlarýn
rape bakýþý biraz daha deðiþti.
Konserlerimizde farklý tiplerde izleyici
görmeye baþladýk. Ama yapýlan her
albümün iyi-kötü bir katkýsý olmuþtur
bu müziðe.
Bu yýl müzik kariyerinizin 10. yýlý.
Kendinizi nerede görüyorsunuz?
Açýkçasý bir yer belirleyemiyorum
kendime. Yetersiz taraflarý olsa da çok
güzel iþler yaptýðýma inanýyorum.
Geride býraktýðýmýz bir sürü þey var.
Ama önemli olan insanlarýn beni
nerede gördükleri. Kendimi koyacak
bir yer bulamýyorum açýkçasý.
Yetersiz gördüðünüz taraflarla neyi
kastediyorsunuz?
Sosyal hayattan, yaşamdan bahseden
bir müzik yapýyorum. Bir þeyler yaþamazsanýz ayný þeyi insanlarla paylaþmak da zor oluyor. 7 sene, haftanýn 6
günü elektrik tesisatçýlýðý yaptým.
Dýþarýdaki hayatýn nasýl olduðu, bazý
düzenlerin nasýl iþlediðini öðrendim.
Babam devlet memuruydu. 12 yýl
gecekonduda yaþadýk. Sürekli böyle
þeyler görmek ve yaptýðým müziðin
sokaða yakýn olmasý insanlarla çok þey
paylaþmamý saðladý.
Örneðin Avrupa’ya gidiyorum;
Oradakilerin fýrsatlarýný görüyorum.
Gerçekten ölçülemeyecek farklar var
aramýzda. Ayný imkanlara sahip olsaydýk her þey daha farklý olurdu. Yani çok
acý çektik gibi anlatmak istemiyorum
ama gerçekten büyük engellerle
karþýlaþtýk. Ýnsanlarýn önyargýlarý vardý
bu müziðe karþý. Sonuçta Erkin Koray,
Cem Karaca gibi isimler de Türkiye’de
rock müziði yaymaya çalýþýrken büyük
zorluklarla karþýlaþtý. Ama kendi
bildikleri yoldan hiç þaþmadýlar.
Amacým popüler olmak deðil kesinlikle. Yaptýðým müziði daha çok insana
ulaþtýrmak istiyorum. Sadece
Türkiye’yle sýnýrlý deðil. Yurtdýþýndan
da insanlara ulaþmak istiyorum. Durum
böyle olunca daha fazla insan tarafýndan tanýnýyorsunuz ve popülerleþmeniz
Giderek artan bir hayran kitlesi var.
Üniversitelerde söyleþilere katýlýyoruz,
sohbet ediyoruz. Yüzde 90 pozitif tepkiler geliyor. Geriye kalanlar da yanlýþ
tanýdýklarýný öðrendiler. Konserlere her
yaþtan dinleyici geliyor. Orada bir
þeyler paylaþmak için bulunduklarýný
Bu kadar popüler olmak istiyor muydunuz?
Peki, rap dinleyicisini nasýl buluyorsunuz?
biliyorlar.
Rock’çýlarla düzeldi mi aranýz?
Benim hiç bozulmadý ki onlarla aram.
Eskiden beri Türkiye’nin en saðlam
gruplarýyla arkadaþým.
Sinirlisiniz biraz ama...
Evet, sinirliyim tabi. Üsküdar gibi bir
yerde doðup büyüdük. Bu müzik
dizginledi bizi. Sert sözler yazmak da
bunun sebebi. Ýnsanlar kýzýp yumruk
atmasýn diye bunlarý yapýyoruz.
Albümü neden internetten
yayýnlama yoluna gittiniz?
Aslýnda ilk baþta bu albümü kimsesiz
çocuklar yararýna yayýnlayacaktýk; gelir
oraya baðýþlanacaktý. Sonra 5 þarký satmaz, biz bunu þu fiyattan satalým demeye baþladý þirketler. Ben de hiç o
iþlere girmedim. Dinleyicilerime
naçizane bir 10. yýl hediyesi olmasýný
istedim. Ara ara devam edebilirim bunlara.
Kardeþiniz Ayben’i nasýl
buluyorsunuz?
Süper! O da yeni albümüne hazýrlanýyor. Yakýnda çýkacak. Çok deðiþik
enstrümanlar kullanýldý parçalarda.
Birçok isim de var. Sürpriz olacak.
Eurovision’a Mor ve Ötesi
katýlýyor. Ne düþünüyorsunuz?
Baþarýlar diliyorum. Bizi de en iyi þekilde temsil edeceklerini düşünüyorum.
Þaþýrmadýnýz mý hiç
duyduðunuzda?
Açýkçasý þaþýrdým.
Bana sorsalar kabul
edeceklerini düþünmezdim. Ama bu da
onlarýn fikri. Sonuna
kadar da destekliyorum kendilerini.
Doa ile çalýþma fikri
nasýl ortaya çýktý?
Doa’nýn söylediðine
göre þarkýnýn da ismi
sana aitmiþ.
Teklif onlardan geldi
bana. Doa’nýn
prodüktörü zaten
yakýn arkadaþým,
eskiden de beraber
çalýþmalar yapmýþtýk. Stüdyoda “Böyle
bir çalýþma var” diyerek dinletti. Ben
de Doa’nýn daha önce underground
piyasada yaptýðý çalýþmalardan tanýyorum. Albümü de beðendim. Tamam
dedim.
Peki geride býraktýðýn on yýla dönüp
baktýðýnda keþke dediðin bir þey var
mý?
Her zaman vardýr tabii ki. Hep dolu
dolu gitmedi, imkanlar çerçevesinde
yapabildiðimizin en iyisini yaptýðýmýza
inanýyorum þu ana kadar. Tabii ki
keþke yapmasaydým ya da keþke þunu
yapsaydým dediðim þeyler çok oldu.
Her zaman da oluyor, olacaktýr da yani.
Zaten bunlardan ders çýkartarak ilerliyoruz. Sað salim tamamladýk onuncu
yýlý. Dün akþam da konse vardý, sað
olsun bütün sanatçý arkadaþlarýn geldiler. Bütün geliri sokak çocuklarýna
baðýþlandý.
O konserin senin açýndan doruk noktasý neydi?
Benim yaptýðým müziðe deðer veren
sanatçýlarýn oraya gelmeleri. Sezen
Aksu, Demir Demirkan, maNga, Aylin
Aslým, Aslý, Ayben, Fairuz Derinbulut,
Killa Hakan ve aklýma gelmeyen bazý
sanatçýlar daha var, hepsiyle birlikte
sahneye çýktýk. Müziðin dayanýþmasýný
gösterdik. Müziklerin aslýnda birbirinden ne kadar da farksýz olduðunu
gösterdik. Ben de o sanatçý
arkadaþlarýmýn her zaman yanýndayým
bana yardým ettikleri ve sokak çocuklarýna yardým ettikleri için.
Sağlık
Anne sýcaklýðý acýyý
Az uyuyan erkeklerin obez
azaltýyor
olma riski daha fazla
17
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Günde beþ saatten az uyuyan erkeklerin obez olma riski ile kanlarýnda, diyabete
yol açan þeker oranýnýn yüksek olma risklerinin daha fazla olduðu belirtildi.
J
aponya’da, 1999-2006 tarihleri
arasýnda 21 bin 693 erkek arasýnda
bir araþtýrma yapan ekipten profesör Yoshitaka Kaneita, uykusuzluðun
iþtah açan bir hormonu uyardýðýný
belirterek, az uykunun “iþtahý ve yüksek
kalori içeren gýdalara olan isteði
artýrdýðýný” kaydetti.
Araþtýrma, 1999’da þiþman olmayan
ve ortalama beþ saatten az uyuyan
erkeklerin normal olarak uykusunu alan
erkeklere göre obez olma riskinin 1.36
kez daha fazla olduðunu ortaya koydu.
Araþtýrma ayný zamanda, az uyuyan
erkeklerin kanlarýnda, diyabete yol açan
þeker oranýnýn yüksek olma riskinin de
1.27 kez daha yüksek olduðunu ortaya
çýkardý.
ABD’de yapýlan bir diðer araþtýrmada da uykusuzluðun çocuklarda obezite
riskini artýrdýðý ortaya konmuþtu.
Araþtýrmada, çocuklarýn bir saat
fazladan uyumasýyla obezite riskinin
yüzde 9 azaldýðý belirtilmişti.
U
Cep telefonlarý çocuklarý
tehdit ediyor
zmanlar uyarýyor, çocuklara cep
telefonu vermek alkol ve sigara
vermekten farksýz.10 binden
fazla çocuðun incelendiði, geniþ çaplý
ilk bilimsel araþtýrmadan çýkan çarpýcý
sonuçlara göre, hamilelikte cep telefonu kullanan kadýnlarýn çocuklarýnda
hiperaktivite, davranýþ bozukluðu ve
duygusal sorunlar görülme ihtimali
daha yüksek. Araþtýrmanýn sonuçlarýný
deðerlendiren uzmanlar, anne babalarý
uyarýyor: Cep telefonu kullanarak
çocuðunuzu içine attýðýnýz tehlike, ona
alkol ve sigara kullandýrmaktan farksýz...
ABD’li ve Danimarkalý bilimadamlarýnýn ortak araþtýrmasý “cep
telefonlarý çocuklarý tehdit ediyor mu?”
sorusuna verilen en kesin ve bir o kadar
da korkutucu yanýt oldu.
Araþtýrmada, 1990’lý yýllardan önce
yani cep telefonu kullanýmý yaygýnlaþmadan doðan çocuklarla daha sonraki
yýllarda doðan 13 bin çocuk incelendi.
Sonuçlar, hamilelikle günde 2-3 kez
cep telefonu kullanan kadýnlarýn çocuklarýnda çeþitli davranýþ bozukluklarý görüldüðünü ortaya koydu.
Buna göre, anne karnýnda ya da küçük yaþta aþýrý cep telefonu kullanýmýna maruz kalan
çocuklarýn hiperaktivite, duygusal sorunlar ve iliþki kurmada güçlük çekme riski yüzde 54 daha
fazla.
Uzmanlara göre, bu tehlike 7 yaþýndan küçük olduðu halde cep telefonu kullanmasýna izin
verilen çocuklar için de geçerli.
Çocuklarda görülen bu davranýþ bozukluklarýnýn altýnda baþka hiçbir biyolojik neden bulamayan uzmanlar, cep telefonunun yarattýðý riskin çocuklara sigara ya da alkol kullandýrmaktan
farký olmadýðýný belirtiyor.
“Annenin sarýlmasý, bebeðin acýsýný gerçekten azaltýyor”. Bu sonuç, Ýngiltere’de erken doðmuþ bebekler
üzerinde yapýlan bir araþtýrmaya dayanýyor...
B
ilim adamlarý, topuklarýndan kan alýnan 61 yeni doðmuþ
bebeðin yüz ifadelerini, kalp atýþlarýný ve kanlarýndaki
oksijen seviyesini inceledi.
Sonuçta, iþlem sýrasýnda annelerinin kucaðýnda olan bebeklerde acý iþaretlerinin yarý yarýya düþtüðünü gördüler.
Bu bebeklerin reaksiyonlarý üç dakika içinde normale dönerken, annelerinin kucaklamadýðý bebekler hala acý içindeydi...
Çocuğunuza doğru
duruşu öğretin!
Ç
alışan kadınların yüzde
80'inde duruş bozukluğu
var. Natal Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon Merkezi'nden
Fizyoterapist Songül Sevim;
çocukluk döneminden itibaren,
doğru duruş eğitimi alınması
gerektiğini söylüyor ve ekliyor:
"Çocuklar,
doğru
duruş
konusunda eğitilmeli. Duruş bozuklukları romatizmal, eklemsel
ve ruhsal bozukluklara sebep olabilir."
Neden bazýlarý þekerli
gýdalara fazla düþkün?
Bazý kiþilerin þekerli gýdalara fazla düþkün
olmasýnýn “boðaza düþkünlükten” deðil, bir genden
kaynaklanabileceði belirtildi.
K
anada’daki
Toronto
Üniversitesi Beslenme Bilimi
Bölümünden
araþtýrmacýlar,
hücrelere glikozun
alýmýný denetleyen
GLUT2 geninin
bazý kiþilerin þekerli gýdalara diðerlerinden daha fazla
düþkün olmasýna
neden olabileceðini
belirtti.
Biri obezite belirtileri gösteren orta yaþlýlardan, diðeri obezite
belirtileri göstermeyen eriþkin gençlerden oluþan 2 gruptan kan
örneði alýndý ve bu kiþilerin DNA’larý incelendi. Araþtýrmacýlar,
2 grubun genetik yapýsýný ve beslenme alýþkanlýklarýný da
karþýlaþtýrdý.
Sonuç olarak, þekerli gýdalara daha düþkün olan kiþilerde, kilosu ne olursa olsun, GLUT2 geninin deðiþime uðramýþ olduðu
görüldü.
Araþtýrma, “Physiological Genomics” dergisinde yayýmlandý.
Çocuk
B
Perşembe, 22 Mayıs 2008
Þampiyon Ördek
18
ir gölün çevresinde binlerce ördek yaþýyordu. Bu ördekler çeþitli malardaki tüm heyecan bitti. Böyle giderse birkaç yýla kalmaz, yarýþacak
yarýþmalar düzenlerler, centilmence mücadele ederler ve birinci sporcu bulunmaz. Seyirci olmayýnca yarýþacak sporcu bulmak zor oluyor,
gelenleri ödüllendirirlerdi. Son birkaç yýldýr yapýlan yarýþmalarda bir- evlat. “
inciliði Gadro kazanýyordu.yüzme yarýþý olsun, dalma olsun, güzel yürüme
Gadro, tanýmasýn diye yaþlý ördeðin yüzüne bakmýyordu.
yarýþmasý olsun Gadro hep önde, hep birinciydi. Gadro, arkadaþlarý
Yaþlý ördek sözlerini tamamlayýnca, Gadro, tanýnma
oyun oynarken tek baþýna antrenman yapmýþ, hýrsla kendini büyük
korkusunu unutarak baþýný çevirirken þöyle konuþtu:
bir þampiyon olacaðým diyerek yetiþtirmiþti. Birinci olamamak
diye bir þeyi düþünemezdi. Zaten her þeyden emin olmadan yarýþ“ O gittikten sonra yarýþmalardaki tüm heyecan bitti
malara katýlmamýþ ve girdiði ilk yarýþmadan zaferle çýkmýþtý.
dediniz. O dediðiniz kimdi ki? “
Gadro, son günlerde arkadaþlarýna yakýnda buralardan gideceði“ Bana bu soruyu sormakta yerden göðe kadar
ni söylemeye baþladý. Zaten burada sýkýþýp kalmýþtý. Dünya bu
hakkýn var, evlat. “dedi yaþlý ördek.“ Zaten sen
kadar küçük deðildi. Çekip gitmeli dünyaya Gadro’yu tanýtsormasan da, ben onun adýný söyleyecektim.
malýydý. Gadro, bir gün ansýzýn çekip gitti. Hýzlý adýmSenin yabancý olduðun, çok uzaklardan
larla yürüyüp giderken, dönüp arkasýna
buralara geldiðin belli. Yoksa kimden söz
bakmadý. Gadro, gölden uzakettiðimi anlardýn. O, dediðim
laþtýkça kalbini kemirmeye
Gadro’ydu, evlat. Gadro, büyük bir
baþlayan huzursuzluðun gitþampiyondu.Ýlk girdiði yarýþmadan
gide büyümekte olduðunu
son girdiði yarýþa kadar hep birinci
fark etti. Ne zaman birkaç
oldu.Herkes, Gadro’yu seyretmeye
orman hayvanýný bir arada
gelirdi. Binlerce seyircinin yaptýðý
görüp yanlarýna gitmeye
tezahürat korkunç olurdu. O yarýþýrken
kalksa huzursuzluðu çoðalýydað-taþ ( Gadro…Gadro…) diye inlerordu. Çünkü onlar Gadro’ya
di.Gadro gideli beþ yýl oldu ama, onu bir
sýradan biriymiþ gibi davranýytürlü unutamadýk. Aradan bunca zaman
orlar, bazý konularda ileri sürdüðü
geçmesine karþýn birkaçýmýz nerede bir araya
fikirlere gülüp geçiyorlardý.
gelsek hemen Gadro’dan bahsetmeye baþlarýz. Gadro
baþkaydý caným, Gadro bambaþkaydý. “
Gadro, bir süre sonra yürüyüþünün bile
gülümsemelere neden olduðunu görünce caný iyiden iyiye sýkýlmaya baþladý.
Bunlar da kimdi böyle? Kim oluyorlardý da onun çapýnda birine gülüyor- Yaþlý ördek sözlerini tamamlarken Gadro duygulanmýþ ve göz pýnarlarýnda
lardý? O, koskoca bir þampiyondu. Göl kýyýsýnda yaþayan binlerce ördek biriken yaþlarý silmek için þapkasýný biraz yukarýya kaldýrmýþtý. Kendisini
arasýnda adý bir ilah gibi anýlýyordu. Ya bunlarý kim tanýyordu? Daha birbir- yarýþýrken ve göl çevresinde gezerken pek çok defa gören yaþlý ördek
lerini tanýmak deðil, kendi kendilerini bile tanýmýyordu bunlar. Kendi adýný karþýsýndakinin kim olduðunu anlamýþtý. Bu, büyük þampiyon Gadro’ydu.
unutmuþ biri, Gadro’nun namýný iþitmiþ olsa bile, þimdi hatýrlamasýna olanak Ýnanýlýr gibi deðildi. Demek Gadro yýllar sonra geri dönmüþtü. Ýlk anlarda
inkar etmesine, Gadro olmadýðýný söylemesine karþýn, yaþlý ördeðin uzun
var mýydý? Zavallýydý bunlar, hepsi zavallýydý.
süren ýsrarlarýna dayanamayan Gadro, sonunda geri döndüðünün herkes
Gadro, pek çok yeri gezip dolaþtýktan tam beþ yýl sonra göl kýyýsýna geri tarafýndan bilinmesine razý oldu.
döndü. Artýk eskisi gibi göl kýyýsýnda dolaþmýyor, geceleri gölde yüzme, Ertesi gün gölde binlerce ördek toplanmýþtý.Hepsi, büyük bir sabýrsýzlýkla
dalma antrenmanlarý yapýyor, gündüzleri ise, gölü rahatça görebileceði bir Gadro’yu bekliyordu. Gadro, onlarý fazla bekletmedi, geldi, göle girdi,
tepeye çýkarak, gölde yüzen ördekleri seyrediyordu. Gadro, bir gün yine bu yanýnda yaþlý ördek olduðu halde, ördeklerle tanýþtý, hal hatýr sordu, iltifatlar
tepeye çýkmýþtý. Biraz sonra kýrk elli ördeðin göl kýyýsýna gelerek, bunlardan etti, onlarla kýsa süren konuþmalar yaptý, gönüllerini aldý. Daha sonra düzenayrýlan beþ ördeðin göle girip birbirleriyle yarýþtýklarýný gördü. Arada bir, tek lenen yarýþmaya kadar Gadro, genç ördeklere gölde antrenman yaptýrdý.
tük alkýþ sesleri duyuluyordu. Herhalde antrenman yapýyorlar, diye düþündü, Onlarýn iyi birer yarýþmacý olmalarý için sonsuz gayret gösterdi. Düzenlenen
Gadro. Aradan biraz zaman geçtikten sonra yaþlý bir ördeðin gelmekte her yarýþmaya Gadro da katýlýyordu. Eskiden olduðu gibi, yine her yarýþmaya
olduðunu gören Gadro, tanýnmamasý için giydiði þapkasýný gözlerinin üstüne yüzlerce ördek katýlýyor, yine yarýþmalarý binlerce ördek seyrediyor, yine
kadar indirdi. Yaþlý ördek, selam verdikten sonra, Gadro’nun yanýna oturdu: dað-taþ ( Gadro…Gadro... diye inliyordu. Gadro yarýþmalarda birincilikler
alýyordu fakat bazý final yarýþmalarýnda Gadro’nun geçildiði görülüyordu ve
“ Yarýþmalara bu yýl da ilgi pek az..” dedi. “ Baksana beþ ördek yarýþýyor, taþ bunu Gadro’nun yeni þampiyonlar ortaya çýkmasý için yaptýðýný herkes biliyordu.
çatlasa elli ördek onlarý alkýþlayýp gayrete getirmeye çalýþýyor. “
Gadro, yirmi dört yaþýna girmiþ ve iyice yaþlanmýþtý. Birkaç yýldýr sadece
kýsa mesafeli yüzme yarýþlarýna katýlýyordu. Son yarýþýnda ilk metrelerde
Gadro þaþýrmýþtý:
fenalýk geçirmesine karþýn, yarýþý býrakmadý. En geride kalmýþtý. Diðer
“ Ne dediniz?..Bunlar yarýþýyorlar mý þimdi?..Hayret, ben antrenman yaptýk- ördekler yarýþý tamamlayýp geriye dönüp baktýklarýnda Gadro’yu gördüler.
Efsanevi þampiyon Gadro, ileri doðru yüzmeye çalýþtýkça sýrtüstü düþüyor,
larýný sanmýþtým!.”
kendini kaybetmiþ bir halde debelenip duruyordu. Yarýþmacýlarýn hepsinin
Bunun üzerine yaþlý ördek:
üstünde Gadro’nun emeði vardý.O, gece gündüz demeden kendilerini bu
yarýþa hazýrlamýþtý. Hoca zor durumdaydý. Yardým etmeliydi. Yarýþmacý
“ Yarýþýyorlar evlat, yarýþýyorlar. “ dedi. “ Hem bu yarýþma yýlýn en büyük ördekler, bir çýrpýda Gadro’nun yanýna gelip, onu kucakladýlar. Yarý baygýn
yarýþmasý. Büyük ödülü bu yarýþý birinci bitirecek uzun mesafe yüzücüsü durumdaki Gadro mýrýldanýyordu.“Yarýþý bitirmem lazým çocuklar, yarýþý
ördek kazanacak. Eskiden bu gölde ne yarýþmalar yapýlýrdý. Bu tepe, þu yan- bitirmem lazým…” Gadro, binlerce ördeðin derin bir sessizlik içinde ayakta
daki tepeler, þu gerideki tepeler, týklým týklým dolardý. Her yarýþmaya izlediði son yarýþýný diðer yarýþmacýlarýn kollarý arasýnda bitirmeyi baþardý.
yüzlerce ördek katýlýrdý. Yarýþmalar, büyük bir çekiþme içinde günlerce Normalde bir ördeðin ortalama yaþam süresi yirmi beþ yýldý. Fakat Gadro
devam ederdi. Son gün yapýlan final yarýþmalarýyla birinciler belli olur, daha uzun yýllar yaþadý. Yarýþmalarda yarýþamasa bile yarýþmalar yapýlýrken
alkýþlar arasýnda ödüllerini alýrlardý. Ne zaman ki, O, buralardan gitti, yarýþ- Gadro hep oradaydý.
19
Perşembe, 22 Mayıs 2008
To p l u m
Eşim, Babamız, Dedemiz, Kayınbiraderimiz
Fahri
MERMER’i
Ölümünün 7’nci yýlýnda seni rahmetle anýyoruz. Ölümsüzlüðe
gittiðin günden beri seni hiç unutmadýk, unutmayacaðýz da.
Mekanýnýn cennette olmasý için Yüce Rabbimize her gün dua
ediyoruz. Ruhud þad mekanýn cennet olsun.
Seni Unutmayanlar:
Eþin: Aliye, Kýzlarýn: Nurel, Bilge ve Gizem, Damatlarýn: Levent,
Halil, Torunlarýn: Esuhan, Kaan ve Fahri
Sevgili annem, deðerli kaynanam ve kýymetli anaannemiz
Halase
(Hapçiu)
Maloku
Ölümünün 2. yýlýnda rahmetle anýyoruz. Ýki uzun ve acý yýl
geçti, ama senin yokluðuna alýþmak çok zor oluyor ve olacaktýr. Sana olan sevgimi her zaman kalbimin en güzel yerinde
yaþatacaðým.
Dualarýmýz seninle, ruhun þad mekanýn cennet olsun.
Seni hiçbir zaman unutmayacak olan:
Soldan Saða
1. Güç, güçlük, dik — ABD’li Sanatçý Samer
2. Senegalli futbolcu Samuel — Canlý varlýklarda kanýn dolaþtýðý kanal
3. Radyumun imgesi — Sinema — Alfabenin ilk
harfi
4. Döturyumun simgesi — Talih, baht, felek —
Kosova araba plakasý
5. Fransýz erkek sanatçý Salvadore — Santrançta
yengi
6. Arnavut bayan ismi — ABD’li ünlü sanatçý
Tarner
Geçen haftaki bulmacanın çözümü NO:52
Fahri Mermer’i
Ölümünün 7’nci yýlýnda rahmetle anar,
üstadýmýzýn mekanýnýn Cennet olmasý için
Yüce Mevla’ya duacýyýz.
Yeni Dönem Kosova Türk Medyasý
Çalýþanlarý
Deðerli dostum ve can yoldaþým
Fahri Mermer’i
Ölümünün 7’nci yýllýnda rahmetle anar,
ruhun Þad, mekanýn Cennet olsun.
Fevzi Karamuço ve ailesi
Deðerli annem, ana annem ve kayýnvalidem
Mürvet Domazet
Gidiþiþini acýsý unutulamaz.
Senin sýcaklýðýný kimse doldurulmaz.
Hatýralarla kalbinizin en deðerli yerindesin.
Mekanýn Cennet olmasý için Yüce Allah’a duacýyýz.
Kýzýn: Cennet, Damadýn: Tasim, Torunun: Cihad
Kadri (Nesko) CELÝLÝ
Ölümünün 16. yýloýnda rahmetle anar
mekanýnýn cennette olmasý için yüce Mevla’ya
duacýyýz. Seni hiçbir zaman unutmayan:
Kýzýn: Yýldýz
Damadýn: Naser
Torunlarýn: Fiktiyegül ve Þebnem.
Kýzýn: Teuta
Damadýn: Ýliyaz
Torunlarýn: Nida, N,sa ve Diyar
Kare Bulmaca No: 53
Meslektaþýmýz, üstadýmýz
Hazýrlayan: Abdülhadi Taduþka
Yukarýdan Aþaðýya
1. Osmanlý Ýmparatorluðunda baþ komutan
2. Baba, dedelerden, büyük babalardan herbiri
— Müzikte bir nota
3. Yunan alfabesinde bir harf — ün, şan, şöhret
4. Fosfor’un simgesi — Ýki taraflý keskin býçak
5. Ýtalyan Futbolcu Baco
6. Müzkile oynanan bir tür oyen — Trityum’un
imi
7. Bir çamaþýr deterjan markasý — Müzkite bir
nota
8. Natrium’un imi — Damarda dolaþan kýrmýzý
renkteki sývý
9. Prizren’deki bir caminin ve köprünün adý
Haradinay, ide, araba, la, avam, r, a, oluk, eb,
roket, aba, iman, kley
Spor
Müthiþ final Nadal’ýn
Dünya klasmanýnýn 1 numarasý Ýsviçreli Roger Federer’i 2-1 yenen
Ýspanyol Rafael Nadal, Hamburg Masters’ta ilk zaferine ulaþtý.
S
ezonun ikinci Grand Slam’i
Fransa Açýk öncesi en önemli
turnuva olan ATP Hamburg
Masters Tenis Turnuvasý’ný Rafael
Nadal kazandý.Ýlk sette Federer
karþýsýnda 5-1 geriye düþen ve Ýsviçreli tenisçinin iki kez set puanýný çeviren
Nadal, yaptýðý geri dönüþle seti 7-5
kazanmayý baþardý.Ýkinci sete servisini
kýrdýrarak baþlayan Federer, üst üste
aldýðý oyunlarla skoru 5-2 yaptý. Pes
etmeyen Nadal, skoru 6-6’ya getirse
de tie-break oyununu kazanan Federer,
maçý final setine taþýdý.Þampiyonu
belirleyecek sette Federer’e 6-3 üstünlük kuran Nadal, 2 saat 52 dakika
süren maçý 2-1 kazanarak bu turnuvadaki ilk þampiyonluðunu elde etti.
Kariyerinin 27. turnuvasýný kazanan Ýspanyol raket, toprak kortta ise 21. kupasýný
kaldýrdý.16. kez karþýlaþtýðý Federer’i 10. kez yenme baþarýsý gösteren Nadal, rakibinin bu turnuvadaki 41 maçlýk yenilmezlik serisine de son verdi. Nadal ayrýca, 9.
kez toprak kortta karþýlaþtýðý Federer’i 8. kez maðlup etti. Ýspanyol raket Federer’e
karþý tek toprak kort yenilgisini geçen sene bu turnuvanýn finalinde almýþtý.
Roma’da yine Jankovic güldü
Roma Açýk finali geçen senenin þampiyonu 4 numaralý seri baþý Jelena Jankovic
ile elemelerden gelen 18 yaþýndaki Fransýz Alize Cornet’i karþý karþýya getirdi.
Maça iyi baþlayan Sýrp raket kýsa sürede 5-1 öne geçti. Jankovic set için servis
kullanýrken, Alize Cornet rakibinin servisini kýrdý ama Jankovic buna hemen cevap
verdi ve ilk seti 6-2 kazandý.Ýkinci sette de ilk sete benzer bir oyun vardý. 4-1 öne
geçen Sýrp raket sað omzu için tedavi görürken genç Fransýz kortta gözyaþlarýna
hakim olamadý. Geri kalan bölümde de üstün olan Jankovic bu seti de 6-2 aldý ve
ikinci sene üst üste Roma Açýk þampiyonu oldu.
E
Hep
böyle
olsun!..
Perşembe, 22 Mayıs 2008
URO 2008 yolunda
hazýrlýklarýný
Almanya’da sürdüren
milli takýmýmýz ilk hazýrlýk
maçýnda karþýlaþtýðý
Slovakya’yý 1-0 yenmeyi
baþardý. Almanya’nýn
Bielefeld kentinde oynanan ve
gurbetçilerin yoðun ilgi gösterdiði maçta tek golümüzü
64.dakikada Hakan Balta kaydetti.Özel maçlardaki konsantrasyon eksikliðini ve
baþarýsýz sonuçlar geleneðini
bu maçla sonlandýran milli
takýmýmýzýn özellikle ikinci
yarýdaki futbolu gelecek adýna
iyi sinyaller verdi.
Karþýlaþmanýn ilk yarýsýnda
milli takýmýmýz oyuna hakim
olmasýna karþýn organize
olmakta zorlanýnca yeterli gol
pozisyonu bulamadý.
Slovakya’nýn ataklarýnda
defansýmýzýn bazý pozisyonlarda etkisiz kalmasý ve hava
toplarýndaki eksikliði
dikkatlerden kaçmazken ilk
yarýda pas organizasyonlarý yapamayan milli takýmýmýz tek gol pozisyonunu
Semih’le yakaladý. Köþe vuruþlarýnda ise kalecimiz Rüþtü zor anlar yaþadý. Çift
forvetle mücadele eden milli takýmýmýzda Semih’in partneri Mevlüt ise etkili olamadý. Ýkinci yarýya ise Fatih Terim 3 deðiþiklikle baþladý. Sabri, Emre ve
Gökdeniz girdikten sonra oyun canlanýrken gol de gecikmedi. 64.dakikada Hakan
Balta güzel bir gole imzasýný attý ve bir anda bu golü izleyenler Hakan’ýn
G.Saray-G.OFTAÞ maçýndaki golünü anýmsadýlar. Rüþtü bu maçta 116.kez milli
formayý giyerken Slovakya kalesini de Ankaraspor’dan hatýrladýðýmýz Senecky
korudu. Beþiktaþlý Holosko oyuna sonradan girdi. Holosko’nun oyuna girmesiyle
Slovakya canlandý fakat golü bulamadý.
Millilerimiz ikinci hazýrlýk maçýný Pazar günü Uruguay ile oynayacak.

Benzer belgeler