sayfalar mayis_`2012.....1-19

Transkript

sayfalar mayis_`2012.....1-19
Anadolu Parsı bölgemizde bugün nesli tükenen yaban hayvanlarından birisidir. Yazarımız Arkeolog Levent Kutbay’ın bu konu ile ilgili
araştırmasını 6 bölüm halinde (Aralık 2010-Mayıs 2011) yayınlamıştık.
Fotoğraf, Kuşadası’nda belediye başkanlığı, Esnaf Odası başkanlığı dahil olmak üzere pek çok aktif görevi başarı ile üstlenen merhum
Sabri Mumcu beyefendinin albümünden kızı Cemile TAKA tarafından verilmiştir. Tanıdıkları olanların [email protected] adresine
bildirmeleri önemle duyurulur.
A
Yerel Tarih Dergisi
2008-2009 ve 2010 -2011
sayıları iki cilt halinde
derlenmiştir.
Ciltlenmiş Yerel Tarih
Dergilerini edinme adresi
Ege Mahallesi 442. Sokak
No 6, Club Oliva
Ergül Apartmanları
B Blok Daire 4
Kuşadası / Aydın
Tel:0256 618 44 44
Faks: 0256 618 44 67
ynı coğrafi bölgeyi paylaşan yerleşim yerleri olarak
Selçuk ve Kuşadası’nın tarihi birbirinin içine
girmiştir. Kurtuluş savaşında düşmana karşı
verilen mücadeleyi örgütleyen, İktisat ve Adalet
Vekili olarak genç Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda
aktif görevler üstlenen, İzmir milletvekili Mahmut Esat
Bozkurt’un Selçuk ve Kuşadası’nda adına yakışır şekilde
anılması ve yaptıklarının gelecek nesillere aktarılması
yerel tarihçilerin en önemli görevlerinden birisidir.
Mahmut Esat Bozkurt adının Kuşadası’nda olduğu gibi
Selçuk ilçesinde de uygun bir alanda sonsuza kadar
yaşatılması için yapılan çalışmalar takdirle karşılanmaktadır. Bu hususta Mahmut Esat Bozkurt Çalışma Gurubu
Başkanı Nail Topal’ın girişimlerini Kuyeta Haberde
bulacaksınız.
Davutlar Giritliler Derneği, bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri etkinlik ile sadece bölgemizdeki değil tüm dünyadaki Girit mübadillerinin buluşma platformu olma
yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Başta dernek
başkanı Yunus Çengel olmak üzere emeği geçenleri
kutluyoruz.
Kuşadası’nın kardeş kentler ve de özellikle Ege’nin karşı
kıyısı ile kurduğu ilişkiler belediyenin öncülüğünde yoğun
bir şekilde devam ediyor. Vizenin kolaylaştırılması
yanında, imzalanan protokollerle sağlanacak sanatsal ve
kültürel işbirliği olumlu gelişmelerdir. Düzenlenen
toplantılara Yunanlı yerel tarihçiler de katılmıştır. Keşke
merhaba- kalimera deme fırsatı bulabilseydik.
Yazarımız Sedat Onar’ın uzun araştırmalara dayanarak
hazırladığı ‘’Kuşadalı Rumlar’’ söyleşisi geçtiğimiz ayın
sonlarında gerçekleşti. Söyleşi, kentin tarihimizin az
bilinen karanlık bir bölümüne küçük bir pencere açtı.
Umarım arkası gelir.
Mustafa Veli, 1972 yılı Mayıs ayının olaylarını yorumları
ile aktarıyor.
Ünlü botanikçi Kuşadalı Hacı Mehmet Ali Paşa hakkında
Prof Dr. Zuhal Özaydın’ın araştırmasını yayınlıyoruz.
Bu yayınımızdan sonra Kuşadalılar olarak bize bu ünlü
hemşerimiz adına bir botanik parkı yapma görevi
düşmektedir.
Selçuklu Tarih öğretmeni efemerist Ali Can, bu sayımızda Meryemana evinin bulunuş hikâyesini fotoğraf ve
kartpostallar ile bize aktarıyor.
Celal Durmuşoğlu, Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nin
kuruluş hikâyesini ilk elden belgelerle aktarmaya
devam ediyor.
Sedat Onar, Seyyahlar kaleminden bölümünde İngiliz
diplomat William Turner’in 1815 yılı Kuşadası izlenimlerini aktarıyor.
Emekli Turizm müdürümüz Yılmaz Gencer, Kirazlı
köyünün gezilecek görülecek yerlerini, gelenek ve
göreneklerini tanıtmaya devam ediyor.
Ekodosd, Anadolu parsı ile ilgili yaşanmış olayı aktarıyor. Arka kapakta ise Kuşadalı avcıların nesli tükenen
Anadolu parsı ile çektirdikleri hatıra fotoğrafı yer
almaktadır!!
Mübadil olmak dünyanın neresinde olursa olsun acı ve
hüzün verir. Doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda
kalan insanların yaşadıkları travmalar çok büyüktür.
Yeni yerleştikleri yere uyum sağlamada yaşanan
güçlükler bir gün yeniden doğdukları topraklara geri
dönme ihtimali hep bir umuttur. Girit mübadili Afet
Özel’in yaşadıklarını Torbalı da okul müdürlüğü yapan
tarih öğretmeni Necat Çetin bize ilk ağızdan aktarıyor.
Mahmut Esat Bozkurt ile ilgili yeni ve geniş kapsamlı
bir araştırmayı yayınlama arifesinde olan editörümüz
Nail Topal, Bozkurt’un milliyetçilik anlayışını bizlerle
paylaşmaya devam ediyor.
KUŞADASI YEREL TARİH ARAŞTIMALARI GRUBU Adına Sahibi ve Sorumlu Müdür Ali Ergül Yayın Kurulu Ali Ergül, Müjgan
Şavkay, Mustafa Veli, Belma Özgün, Dr. Ali Alkış, Dr. Ayşe Şerifoğlu, Mustafa Dinçoğlu, Av. Kaya Egel, Ali Hüseyin Torun, Sedat Onar,
Yrd. Doç. Dr. Eralp Osman Çolakoğlu, Arif Çıkıcı, Özer Kayalı Editör Nail Topal Grafik-Tasarım Nilüfer Saçar Hukuk Danışmanı
Av.Nail Özazman Tercüme (İng-Frs) Duygu Sayra Önder İletişim Ege Mahallesi, 442 Sokak Club Oliva ERGÜL Apartmanları B Blok Kat:1 D:4
Kuşadası - AYDIN Tel: 0256 618 44 44 Ali Ergül: 0532 212 20 31 [email protected] Dağıtım Pazarlama Ergül Turizm Gıda Maddeleri
Ltd. Şti. Ege Mahallesi, 442 Sokak Club Oliva ERGÜL Apartmanları B Blok Kat:1 D:6 Kuşadası - AYDIN Tel: 0256 618 44 44 Baskı Yeri Yeniyol Matbaası 1145/1 Sk. No: 50/A Yenişehir - İZMİR Tel: 0232 449 88 52 Faks: 0232 458 62 86 [email protected]
Sayı 40 Yıl 5
MAYIS 2012
KUYETA
1
Kuyeta Haberler
MAHMUT ESAT BOZKURT ADI
SELÇUK’TA DA YAŞATILMALI.
Mahmut Esat Bozkurt Çalışma Gurubunun Çağrısı:
DEĞERLİ SELÇUK HALKI!
1.Dünya Savaşı yıllarında, Selçuk, eski adıyla Ayasuluğ, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki adıyla Akıncılar,
Kuşadası'na bağlı bir bucaktı. Çevresi bataklıklarla kaplı olduğu için büyük bir yerleşim merkezi değildi. Ona bağlı
olan Şirince(Çirkince) Aziziye (Çamlık) önemli sayıda Rum nüfusun yaşadığı yerlerdi. Mahmut Esat Bozkurt'un
ailesine ait Arvalya (Eroğlu) Çiftliği de bu bölgede yer alıyordu. Cellat (Belevi) Ayasuluğ (Selçuk) ve Aziziye
(Çamlık) İzmir-Aydın demiryolunun önemli duraklarıydı.
1.Dünya Savaşı sırasında emperyalist devletler, tren yolu dahil Selçuk bölgesini Yunanlılara, Kuşadası bölgesini
İtalyanlara verdiler.1919 yılı Temmuz ayı ortalarında, İsviçre'den gelerek Kuşadası Kuvayı Milliye Örgütünü kurdu.
Arvalya Çiftliğinden Yunanlılara karşı yoktan bir cephe yarattı.320 kişiyle başladığı zeybeklerinin sayını bine kadar
çıkarttı. Emrindeki zeybeklerle Cellat (Belevi), Aziziye (Çamlık) istasyonlarına baskınlar düzenledi. Yunanlılara
büyük kayıplar verdirdi. Yunanlıların İzmir'den ikmal yapmasını engelledi. Böylece Aydın ve çevresindeki ulusal
güçlere büyük katkılar sağladı. Torbalı'dan başlayarak Selçuk, Kuşadası, Ortaklar yörelerini içine alan bir cephe
kurdu. Düşmana göz açtırmadı.
Ağustos 1920 tarihine kadar süren çalışmaları sırasında, düşmana kayıplar verdirmekle kalmadı, düşmandan
elde ettiği silah ve cephaneyi de Aydın'da bulunan 57. Tümen komutanlığına yolladı. Bu süre içinde sorumlu
olduğu bölgenin güvenliğini sağladı, hayvan ve silah kaçakçılığını sona erdirdi. Yerli Rumların yapabileceği zararlı
hareketleri önledi.
İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin İtalyan ve Yunanlıları uzlaştırmaları sonucunda, Kuvayı Milliye çalışmaları
engellenince, İzmir Milletvekili seçildiği TBMM'nin çalışmalarına katılmak üzere Ankara'ya gitti. Atatürk'ün yakın
çevresinde ve buyruğunda çalıştı. Önce İktisat Bakanı oldu.17 Şubat 1923 tarihinde Türkiye 1. İktisat Kongresini
topladı. Ülke bağımsızlığının ekonomik bağımsızlıktan geçtiğini savundu. Cumhuriyet ekonomisinin temellerini
attı.
Kasım 1924 tarihinde seçildiği Adalet bakanlığı görevinde altı yıl kadar başarıyla çalıştı. Adalet alanındaki
devrimler O'nun bakanlığı döneminde yapıldı. 17 Şubat 1926 tarihinde Türk Medeni kanunu kabul edildi.
Bozkurt- Lotüs davasında ülkemizin avukatlığını yaptı ve davayı kazandı. İstanbul ve Ankara üniversitelerinde
Türk Devrim Tarihi Profesörlüğü görevine atandı. Atatürkçü Düşünce'yi sistemleştiren çalışmalar yaptı ve bunları
Atatürk İhtilali adlı 2 ciltlik kitapta topladı. Gazetelerde sayısı 450'yi bulan makale yazdı. 23 Nisan 1923'ten öldüğü
21 Aralık 1943 tarihine kadar İzmir Milletvekili olarak Kuşadası ve Selçuk'u TBMM'de temsil etti.
Mahmut Esat Bozkurt'un çalışmaları çok kısa özet olarak bunlar. Ülkesini seven bir insan olarak, bir Türk olarak,
bize hizmet eden insanları hayırla anmak ve onların adlarını yaşatmak, en önemli görevimizdir diye düşünürüm.
Kuşadası'nda 2004'ten beri yürüttüğümüz çalışmalarla O'nun adını Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı'ndan
Kadınlar Denizi'ne kadar uzanan caddeye verdik.7 Eylül 2011 tarihinde Kuşadası'nın düşman işgalinden
kurtuluşunun 88. yıldönümünde, hem Mahmut Esat Bozkurt Parkı hem de Mahmut Esat Bozkurt heykeli açtık.
Mahmut Esat Bozkurt Caddesi
Selçuk ilçemiz de Mahmut Esat Bozkurt'un çok önemli hizmetler verdiği, güzide bir yöremizdir. Kuvayı Milliye
Reisi olarak, İzmir Milletvekili olarak ve Arvalya Çiftliği nedeniyle ekonomik olarak Selçuk'a katkıları büyüktür ve
yadsınamaz.8–10 yıl öncesine kadar Selçuk ilçemizde Mahmut Esat Bozkurt adını taşıyan bir cadde vardı. Ne
olduysa Mahmut Esat Bozkurt Caddesi'nin adı Antony Kallinger olarak değiştirildi. Biz yurtsever insanlar, bu
eylemi şaşkınlıkla ve üzüntüyle karşıladık. Bugüne kadar bu yanlışlığın düzeltilmesini bekledik. Bizler asla ırkçı ve
yabancı düşmanı değiliz. Belki yeterince tanımadığımız Antony Kallinger de Selçuk'a katkılar sağlamış olabilir. O
kişinin adının da bir caddeye ya da bir yere verilmesine karşı değiliz. Ancak neden bir başka yere verilmez de
Atatürk'ün yakın çevresinde yer alan ve bölgenin kurtarılması için her şeyini feda eden Mahmut Esat'ın adının
bulunduğu caddeye verilir? Belki, bunun bir açıklamasını yapar yetkililer biz de öğreniriz.
Yurtsever ve Atatürkçü Selçuk halkından, yerel yöneticilerinden beklentimiz şudur. Mahmut Esat Bozkurt'un adı
Selçuk İlçemizin en seçkin yerine verilmelidir. Mümkünse eski yerine, mümkün değilse adına yakışır bir yere
verilmeli ve geçmişte yapılan bu ayıptan Selçuk kurtarılmalıdır. Saygılarımla..
NAİL TOPAL-MAHMUT ESAT BOZKURT ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI
KUYETA
MAYIS 2012
2
Kuyeta Haberler
KUYETA’DAN SELÇUK BELEDİYESİ'NE
YAPILAN GİRİŞİM
Bir süre önce, Kuşadası Kuvayı Milliye Reisi ve Kuşadası Cephesi
Komutanı, Atatürk'ün İktisat ve Adalet Bakanı, ünlü devlet adamı,
hemşehrimiz Mahmut Esat Bozkurt'un adını taşıyan Selçuk İlçemizdeki
bir caddenin adının, Antony Kalinger olarak değiştirildiğini öğrenmiş ve
bu olaya çok üzülmüştüm. Bunu zaman zaman Kuşadası Yerel Tarih
Dergisi yayın kurulu toplantılarında özel olarak dile getirmiştim.
Konuyla ilgili Selçuk halkını, yerel yönetimini aydınlatmak, dikkatlerini bu konuya çekmek ve sorunun
çözülmesini istemek amacıyla bir yazı yazdım. Yazı, Selçuk'ta “Selcukhaber.com” internet gazetesinde 7 Mayıs
20012 tarihinde “Atamızın Bakanına Yapılan Büyük Ayıp” Kuşadası'nda “Ege Havadis” internet gazetesinde
“CHP'li Belediyenin Büyük Ayıbı” başlıklarıyla çıktı. İki başlık da gazetecilerin özgür iradeleriyle kendi seçtikleri
başlıktı. Yazının Selçuk'ta gündeme gelmesinde, KUYETA Dergisinin yazarlarından Selçuklu genç tarihçi
arkadaşımız Ali Can'ın Kuşadası'nda yazının yayılmasında, KUYETA grubunda yer alan gazeteci arkadaşımız Can
Karabulut'un katkıları oldu. İki arkadaşımıza da katkıları için teşekkür ediyorum. Kamuoyuyla paylaştığım yazım
başlıksız olarak bir önceki sayfada sunulmuştur.
Bu yazılar yayınlandıktan ve kamuoyunun bilgisine sunulduktan sonra, Avukat arkadaşımız Ömer Günel'in
katkılarıyla Selçuk belediye Başkanı H. Vefa Ülgür'den randevu aldık. Kendileriyle 11 Mayıs Cuma günü saat
13.30'da makamlarında görüştük. Görüşmede Avukat Ömer Günel arkadaşımız da
bulundu. O'na da teşekkür etmeyi zevkli bir görev sayıyorum. Sayın Belediye Başkanına
olayı anlattık. Bu yapılan yanlışın Selçuk halkına ve Selçuk Belediyesi'ne yakışmadığını
dile getirdik. Mahmut Esat Bozkurt'un Cephe Komutanı olarak, Selçuk Bölgesine yapılan
Yunan saldırılarını önlemek için yaptığı hizmetleri anlattık. Benim yazdığım Kuşadalı
Mahmut Esat Bozkurt adlı kitabı imzalayarak Sayın H. Vefa Ülgür'e armağan ettim.
Armağanımı sevinerek aldıklarını ve mutlaka okuyacaklarını söylediler.
Sayın Belediye Başkanı, konunun önemini anladığını ve sorunu çözmek için elinden
geleni yapacağını anlattı. Ancak Selçuk Belediyesi olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne
bağlı olduklarını, cadde ve benzer yerlere ad verme konusunda, Büyükşehir'in yetkili
olduğunu, konuyu birlikte çözeceklerini belirterek gerekli tüm çalışmaları yapacakları
sözünü verdi. Bizi makamlarında 30 dakika ağırlayan, konuksever, yurtsever ve
Atatürkçü bir kişi olarak algıladığım, Sayın Belediye Başkanı H. Vefa Ülgür'e teşekkür
ediyor, konunun KUYETA Dergisiyle birlikte izleyicisi olacağımızı kamuoyuyla
paylaşıyoruz.
NAİL TOPAL
90 YIL SONRA
RUM HEMŞEHRİLERİMİZ
SÖYLEŞİ: SEDAT ONAR.
“Dergimiz yazarlarından Sedat ONAR’ın “Kuşadası Rumları”
başlığı altında yaptığı kapsamlı çalışmasının sunumu 25 Nisan
2012 günü saat 14:00’te İbramaki Sanat Galerisi’nde yapıldı.
Gerek İbramaki internet sitesi aracılığıyla, gerekse afiş yoluyla
yapılan konferans duyurusuna katılım hayal kırıklığı yarattı.
Tarihle ilgili pek çok insanın merakını çekecek nitelikteki emek
ürünü çalışmada Kuşadası Rumlarının tarihi seyir içindeki
Kuşadası’ndaki yeri, liderleri, gelenek ve görenekleri, Türk ve
Rum toplumları arasındaki ilişkiler gibi konular konuklara
aktarılmıştır. Ancak yaklaşık 30 kişinin katıldığı konferans hak
ettiği ilgiyi ne Kuşadası halkından ne de Kuşadası basınından
görmüştür. Ancak konferans katılan bir avuç tarihseverin
konuya olan ilgisi araştırmacımıza bu konudaki çalışmaları
için şevk vermiştir. İleriki sayılarda Kuşadası Rumlarını anlatan yazı dizisini dergimiz sayfalarında bulacaksınız.”
MAYIS 2012
KUYETA
3
Kuyeta Haberler
GİRİTLİLER DAVUTLAR'DA ÖZLEM GİDERDİLER.
3. Giritli Şenliği Yapıldı...
Haber: NECATİ MALDAR
BU YIL 3. NCÜSÜ DÜZENLENEN ETKİNLİKTE
BAŞTA EGE BÖLGESİ OLMAK ÜZERE YURDUN
DÖRT BİR YANINDA YAŞAYAN GİRİTLİ KÖKENLİ
VATANDAŞLAR DAVUTLAR SEVGİ PLAJINDA BİR
ARAYA GELDİ...
Giritliler Kültür, Dostluk ve Dayanışma Derneğince
bu yıl 3 üncüsü düzenlenen etkinlikte mübadele
torunları özlem giderdi. İzmir, Urla, Çeşme, Manisa,
Söke, Kuşadası’nın yanı sıra Mersin, Gemlik ve
Mudanya’dan gelen yaklaşık 750 Giritli vatandaşın
piknik ortamında buluşmasında Girit Kültüründen
örnekler yaşatıldı. Girit mutfağı yemekleri, el işleri ve
kitapların satışa sunulduğu etkinlikte ayrıca mübadele
ile gelen aile büyüklerin fotoğraflarından oluşan bir
serginin yer alması mübadele torunlarını
duygulandırdı.
LÜBNAN'DAN GELEN GİRİTLİ AİLE BÜYÜK İLGİ
GÖRDÜ
Etkinliği internet ortamından öğrenen Lübnan’ın
Trablus Şehrinde doktorluk yapan Dr. Ali Bekraki eşi ile
ekinliğe katılması, etkinliğe katılan vatandaşları
duygulandırdı. Kendisi için hazırlanan teşekkür
belgesini dernek başkanı Yunus Çengel’den alan
Lübnanlı Dr. Ali Bekraki; ”Lübnan'da yaklaşık 10 bin
Giritli kökenli mübadele göçmen torunları var.
Türkiye'deki Giritli etkinliklerini internetten, facebook
dan takip etmekteyiz. Bu yılki buluşmaya yalnız geldik,
ama önümüzdeki yıllarda düzenlenecek etkinliğe daha
fazla kalabalık olarak gelmeyi düşünüyoruz. Türkiye
deki Giritli hemşerilerimizle tanışmayı, dostluk
ilişkilerimizi geliştirmeyi arzu etmekteyiz.” dedi.
Etkinliğe 72 kişilik bir grupla katılan Mersin Giritliler
Derneği Başkanı Dr. Hüseyin Şendağ yaptığı kısa
konuşmada bu tür etkinliklerin geç de olsa
gerçekleşmesinden mutlu olduklarını dile getirdi.
Davutlar Giritliler Kültür, Dostluk ve Dayanışma
Derneği Başkanı Yunus Çengel, dernek çalışmaları
hakkında etkinliğe katılanlara bilgi vermiş ve bu yıl 3
üncüsünü gerçekleştirdikleri Giritli buluşmasına
katkıları olan başta Davutlar Belediye Başkanı Tuncay
Uysal, Girit-Türkiye arasında dostluk ilişkilerini yaşatan
Bilal Türkoğlu olmak üzere herkese teşekkür etmiştir.
Başkan Yunus Çengel konuşmasında özetle; ”Bizler
mübadele ile yaşanılan göçün Türkiye'deki 3 üncü
kuşak evlatlarıyız. Atalarımızın kültürünün yaşatılması
yeni nesillere aktarılması için hepimize sorumluluk
düşmekte. Bu etkinliğin amacı tanışma, dostluk
ilişkilerini geliştirmenin yanı sıra Girit Kültürünü
yaşatabilmek. Gelecek yıl daha fazla davetli ile bu
etkinliği gelecek yıllara taşımak istiyoruz.” dedi.
Etkinlikte Grup Scala’nın Giritlice seslendirdiği
şarkılar ve 87 yaşındaki Hüseyin Yıldız’ın (Mavro
Hüseyin) okuduğu maniler ve şarkılar büyük beğeni
topladı.
Yunus Çengel
Davutlar Giritliler Derneği Başkanı
KUYETA
MAYIS 2012
4
Ben Buradayım Ey Tarih
Mayıs 1972’de Kuşadası
Mustafa Veli Mavi İnsan
Kuşadası Yerel Tarih’in Nisan sayısında içimizde sorunsuz çiçekler açsın diye yazmıştım. Ne yazık ki 29 Nisan 2012 sabaha karşı kendimi yine Kuşadası
Devlet Hastanesi’nde buldum. İki iğne olduktan sonra eczaneden elimde dört ilaçla kendimi eve attım. 1 Mayıs 2012’yi evde geçirdim. Sorunlu
çiçeklerle. Çiçekler yine de açıyordu.
Öfke şiddeti doğurduğunda bir çiçek soldu. Utandı ağaçlar bakamadılar. Yine de doğanın katline sebep oldular. Çünkü her mevsim inatla çiçek açtılar.
Tabutlar siyah karanfilleriyle uğurlandılar.
Gölgesinde yükseliyordu minareler yaratanlarının ellerinde. Bir ışık demeti aydınlatıyordu dünyayı bilim’in, spor’un, sanat’ın en yücesinde. Dünya
emeksiz yaratılmıyordu. Parlıyordu alın teri her işin özünde.
Öz’ünde de sevgisizlik vardı. Dünya’nın bütün işçileri birleşemiyordu halen 1 Mayıs 2012 Türkiye’sinde. İşçiler sadece slogan atıp, halay çekiyorlardı.
Meydanlarda beceriksiz işçilerin kaldırımları vardı.
Sığınağımdan çıkmak için önce kapımdan çıkmak lazım. Çıkıp da aslanlarla, korkularımla dövüşmek. Önce savaşmayı parmaklarıma öğretmek lazım.
Tehlikeleri üstümden atmasını bilmek. Güçlü olunca hayatla sevişmeyi kabullenmek gerek.
Yaptım, seviştim ve sonra kabuğuma döndüm. Yirmi üç yıllık yazı hayatımda neyi değiştirebildim diye soruyorum kendime. Yılanları da koynumda
beslemişken.
Bak işte bir caddede bir şehir var. Adımları belli değil yürüyen insanların. Çığlıklarında, öfkelerinde. Yüreklerindeki cinayetlerin, hangi gazetelerin
haberi var?
Oysa bütün diller güzeldir! Anlatabilirseniz…
Ben anlatamadım.
Biz istedik, biz dinledik suskun sokaklar gibiydik. Söyleyenlere de bir ziftli mendil verildi. Yüzümüzde kara izler kaldı satılmışların gölgelerinin ellerinden çıkma.
Üstümüzde kendi suçumuzu örtmek için başkalarını sorguladık. Akşam’ın kızıllığı üstüme çöktüğünde biraz rahatlardım. Rahat değildim!..
Hayat’ı öpmek lazım da, hayat’ın dudakları yok!.. O zaman öpmek için Ada Sesi Gazetesi’nin Mayıs 1972 sayılarına dönmek lazım. İçimizdeki hayat
bizi öpmediği için mi, yada çok öptüğü için mi bu kırk geçirdiğimiz Ada Sesi’nin kırk yıllık sayfalarında?..
Tarih, 2 Mayıs 1972, Salı.
GÖZÜMÜZ AYDIN
Sivrisinekler Şehir Civarında Cirit
Atmaya Başladı. Şehir civarında
konuklar zamanlı zamansız
sivrisinek ziyaretinden rahatsız
oluyor. Kanalizasyon çalışmaları
sinek istilasını arttıracak.
Kaymakamımızın ilgisi bekleniyor.
Şehrimizin önemli
problemlerinden olan kara ve
sivrisinek haşeresi şehir civarında
kendini göstermeye başlamıştır.
Özellikle Kuştur civarında öğleden
sonraları çıkan sivrisinek haşeresi bu
civarda konaklayanların rahatını
bozmaktadır.
Şu günlerde bu gibi haşerelerle
mücadele edilmesinin tam
zamanıdır. Daha önceki
sayılarımızda ilgililere bunun
önlenmesi için mücadeleye
girişilmesinin gerektiğini
duyurmuştuk. Bir kere daha
duyuruyoruz: Eğer sinek
mücadelesinde gecikilirse şehir kara
ve sivrisinek istilasına uğrayacaktır.
Zira şehirde yoğun bir kanalizasyon
çalışması yapılmaktadır. Cadde ve
mahalle aralarında yapılan kazı
çalışmalarında sık sık geriz
patlamaları meydana gelmektedir.
Bu durum da söz konusu haşerenin
pek hoşuna gider.
Kaymakamımız Sayın Güzeilş’in
bu önemli noktaya parmak
basacağından ümit varız.
5 Mayıs 1972, Cuma
günkü Ada Sesinde manşet:
TURİZM BAKANLIĞI
MÜSTEŞARI AYDIN
ALACAKAPTAN İLÇEMİZDE SİNEK
MÜCADELESİNİN BAŞLAMASI
İÇİN VİLAYETE TELEFONLA
TALİMAT VERDİ.
Muhtemelen bugün Aydın’dan
gelecek komisyon mücadele için
tespit ve temaslarda bulunacak.
İnanılır kaynaklardan aldığımız
bilgiye göre, Turizm ve Tanıtma
Bakanı Müsteşarı Aydın Alacakaptan
ilçemizde sinek mücadelesi
yapılması için Aydın Valiliğine
telefonla talimat vermiştir.
Bilindiği gibi, geçen yıl ilçemizi
ziyaret eden Turizm ve Tanıtma
Bakanı Erol Yılmaz Akçal, 50 bin lira
göndererek Tusan Oteli yanındaki
bataklığın kurutulmasını istemişti.
50 bin liranın bu işe kifayet
etmeyeceğini dikkate alan müsteşar
Aydın Alacakaptan’ın Valiliğe telefon
ederek 50 bin liranın sinek
mücadelesinde kullanılmasını
söylediği öğrenilmiştir.
Bununla ilgili olarak muhtemelen
bugün Aydın’da bir komisyon
gelerek mücadele hakkında tespit ve
temaslar yapmaları beklenmektedir.
Böylelikle yerli ve yabancı
konukların şikâyetleri önlenmiş
olacaktır
Önlemek.. Sivrisinekleri önlemek
için 50 bin lira yeter mi?
GÜMRÜKSÜZ SATIŞ MAĞAZASI
AÇILDI.
Servis personeli turistin aldığı
malı gemiye kadar götürüp teslim
ediyor.
Koç Holding’in Servis Turistik A.Ş
gümrüksüz satış mağazasının bir
şubesi ilçemiz gümrük binasında
açılarak faaliyete geçmiştir.
Özellikle gemi turistlerinin ithal
malı sigara, viski vs ihtiyaçlarını
kolaylaştırmak gayesiyle açılan satış
mağazası gayet ciddi ve muntazam
bir düzen içinde yürütülmektedir.
Mağazadan sigara vs alan gemi
turistlerinin aldığı malın muamelesi
yapıldıktan sonra satılan mal özel
bir çantaya konuyor ve servis
personeli çantayı gemiye kadar
MAYIS 2012
KUYETA
5
götürerek malı sahibine teslim
ediyor.
Böylelikle mağazadan mal alan
açıkgöz turistlerin dışarıda fahiş
fiyatla sigara satmaları
önlenmektedir.
Koç, satış mağazaları sayısını
giderek arttırıyor. Yat limanı daha
fazla yat getirilmesi için
özelleştirildi. Şimdi AVM haline
geldi. Mukadderat.
DIŞİŞLERİ BAKANIMIZ
İLÇEMİZDE İKİ GÜN KALDI.
9. Uluslararası Efes Festivalinin
açılışında bulunmak üzere
geçtiğimiz Cumartesi günü Selçuk’a
gelen Dışişleri Bakanımız Haluk
Bayülken 2 gece ilçemizde kalmıştır.
Cumartesi günü saat 16 da
ilçemize gelerek İmbat Otelde
istirahat eden Haluk Bayülken Pazar
sabahı Selçuk’a giderek festivalin
açılışını yapmıştır. Festival sonrası
tekrar İmbat Otele dönen Bayülken
dün sabahleyin şehrimizden
ayrılmıştır.
EFES FESTİVALİNDE HÂSILAT
215 BİN LİRA
Komşu İlçe Selçuk’ta her yıl
düzenlenmekte olan ve Uluslar arası
hüviyet kazanan 9. Efes Festivali
bilindiği gibi 30 Nisanda başlamış 8
gün devam ederek geçtiğimiz Pazar
günü sona ermiştir.
8 Günlük süre içinde festivalden
elde edilen hasılatın 215 bin lira
olduğu tespit edilmiştir.
Geçen seneki festivalden 160 bin
lira hasılat elde edilmiştir.
Bu haberin altında bir evlenme
ilanı.
ATA DA EVLENDİ.
Hasırcı ile geçtiğimiz Cumartesi
gecesi Sümerbank Kampı Salonunda
muhteşem bir düğün merasiminden
sonra dünya evine girmişlerdir.
Futboldaki başarılarını ve
Kuşadası-Spor’un geçmişteki
fotoğraflarını bizlerle paylaşan ki
yukarıda belirttiğim gibi sadece
futbol fotoğrafları değil, sevgili
dostumuzun evlilik haberi. Ata
Şakrak ve eşi Aydan Hanım halen
daha gençler. Kendilerine daha nice
yıllarda mutluluklar diliyorum.
TAYFADA ESRAR BULUNDU!
İlçemiz Limanında bulunan Yunan
bandıralı Stella adlı gübre gemisinde
tayfalık yapan Muhammet Nejime
önceki gün fazla miktarda alkol
alınca kaptan tarafından gemiye
alınmamış, ayılıncaya kadar dışarıda
kalması istenmiştir.
Hal böyle olunca gemi kaptanı
polise müracaat ederek tayfasının
herhangi bir olaya sebebiyet
vermemesi için karakola alınmasını
istemiştir. Bunun üzerine tayfa
Muhammet Nejime’yi aşırı derecede
sarhoş olarak yakalayan emniyet
mensuplarımız kendisini karakola
getirmişlerdir. Karakolda da
taşkınlık yapan Muhammet’in üzeri
arandığında cebinden bir parça
esrar ele geçirilmiştir.
Bundan sonra iş resmiyete intikal
etmiş ve Muhammet Nejime dün
adalete teslim edilmiştir.
Şimdilerde esrar bulunmaması
haber oluyor.
Tarih, 5 Mayıs 1972, Cuma.
BİR TRAFİK POLİSİ DAHA
GELDİ.
Turizm mevsiminde ilçemiz
trafiğinin
yoğunlaştığını ve bir
trafik polisinin
kifayet etmediğini
dikkate alan ilgililer
ilçemize Aydın
Trafik Amirliğinden
bir trafik polisi daha
verilmiştir.
Halen kursta
bulunan trafik polisi
Nami Ergün’den
sonra daha evvel
şehrimizde polislik
yapan Hüseyin
Uslu’da ilçemize
Ata Şakrak ve Aydan Hasırcı’nın nikah töreni tayin edilmiştir.
Her iki trafik polisi de
Kuşadası Yerel Tarih’in önemli
motosikletle görev yapacaklardır.
isimlerinden ve bulduğu
12 Mayıs tarihli gazetede Ahmet
fotoğraflarla dergimizi besleyen ve
Yaman ve Nuran Baytok’un da
yayın kurulumuzda olan Ata Şakrak
sezonda trafik polisliği yapacakları
rahmetli Şevki Hasırcı’nın kızı Aydan
KUYETA
MAYIS 2012
6
belirtilmektedir.
Valilikçe polis karakolu olarak
kullanılması uygun bulunan
Hükümet Konağı yanındaki Askerlik
Şubesi lojmanında 19 Mayıs
tarihinden itibaren trafik ekipleri
göreve başlamışlardır.
Kuşadası’na yeter mi? Bu kadar
sivrisinek varken?..
Ne sakin bir hayat, ne güzel
ambülanslardan, motosikletlerden,
arabalardan uzak bir hayat. Kuşadası
sakin şehir... Sanki sakin şehir…
PAZARTESİ GÜNÜ TELEVİZYON
İLÇEMİZ HAKKINDA YAYIN
YAPACAK.
Bir süre önce ilçemize gelerek
çalışmalar yapan (TRT) televizyon
ekiplerinin çektiği filmler 7 Mayıs
gecesi Türkiye Televizyonlarında
yayınlanacaktır.
Şehrimizin tarihi ve turistik yerleri
ile sayfiye yerlerini ve ekibin yaptığı
temasları ihtiva eden filmin
televizyonda yayınlanması ilçemizin
propagandası bakımından büyük bir
avantajdır.
Böylece ilçemizdeki televizyon
sahipleri önümüzdeki Pazartesi
gecesi şehrimizi televizyonda
seyredebilecektir.
7 Mayıs gecesi yayınlanmış bu
program. Haydi hep birlikte bu
programı bulalım. TRT’ye
başvuralım. Kırk yıl önceki
Kuşadası’nı görelim. Bundan güzel
belgesel mi olur?
FRANSIZ TATİL KÖYÜ DÜN
AÇILDI.
Turizm mevsimini resmen
açılması ile Kuştur Tatil köyünden
sonra Fransız Tatil Köyü de dün
hizmete girmiştir.
İlgililerden aldığımız bilgiye göre
dün açılan Club Meditteranée
firmasının işletmeciliği altında
bulunan Tatil Köyüne 76 Fransız
turisti gelmiştir.
İlgililer, Tatil Köyüne bu sezon
gelecek turist sayısının diğer yıllara
nazaran daha fazla olacağını ifade
etmişlerdir.
İÇİŞLERİ BAKANI KİRTETEPE
GÜZELİŞ’E TEŞEKKÜR ETTİ.
Geçtiğimiz ay içinde ilçemizi
ziyaret eden (RCD) Bakanlar
Konseyi mensuplarının şehrimizde
iyi ağırlanmasından ve yakın ilgi
gösterilmesinden dolayı Valimiz
Sedat Kirtetepe ile Kaymakamımız
İsmail Güzeliş Dışişleri Bakanımız
Haluk Bayülken tarafından
takdirname ile taltif edilerek
teşekkür edilmiştir.
Misafir Bakanlar Ankara’ya
Ben Buradayım Ey Tarih
döndüklerinde ilçemizde gördükleri
yakın ilgiyi unutamayacaklarını
ilgililere ifade etmişlerdir.
Tarih, 9 Mayıs 1972, Salı.
BAŞKAN SAĞNAK AVRUPA’YA
GİDİYOR.
Türk Belediyecilik Derneği
gezisine iştirak edecek Belediye
Başkanımız Ö.Taylan Sağnak, Paris,
Londra, Brüksel, Frankfurt, Zurich
ve Roma’da tetkik ve temaslarda
bulunacak. Gezi uçakla olup, 16 gün
devam edecek.
Türk Belediyecilik Derneği
tarafından düzenlenen Avrupa
gezisine Belediye Başkanımız Ömer
Taylan Sağnak da iştirak edecektir.
Belediye’de göreve başladığından
bu yana, geçen dört yıl içinde yıllık
iznine mahsuben sadece 13 gün izin
kullanabilen Belediye Başkanımız
Ömer Taylan Sağnak’ın Avrupa gezisi
son yapılan Belediye Meclisi
toplantısında gündeme alınmış ve
Belediye Meclisi, Başkan Sağnak’ın
Avrupa’ya gitmesine karar vermiştir.
Ağustos Ayında Ankara’dan
hareket edecek özel bir uçakla
başlayacak olan gezi16 gün devam
edecektir. Sırasına göre; Paris,
Londra, Brüksel, Frankfurt, Zurich
ve Roma’ya gidecek olan heyet
buralarda mesleki tetkik ve
temaslarda bulunacaklardır.
Tetkik ve temaslarda bulundu da
ne oldu?
SAĞLIK MERKEZİ PIRIL PIRIL
OLDU.
Geçen sene faaliyete geçen Sağlık
Merkezi Yaptırma ve Yaşatma
Derneği bugüne kadar topladığı
teberrularla Sağlık Merkezini pırıl
pırıl yapmıştır.
Yıllardan beri boya ve sıva
meselesi başlı başına bir problem
olan Sağlık Merkezinin tüm iç
duvarları plastik badana yapılmış,
kapı ve pencereleri de yağlı boya ile
boyanmıştır. Bunların yanında diğer
noksanlar da tamamlanmaktadır.
Sağlık Merkezine, Bakanlıkça
açılması kararlaştırılan laboratuar
için gerekli malzemelerinin de
önümüzdeki günlerde ilçemize
gelmesi beklenmektedir.
Laboratuar sorumlusu olarak
Sağlık memuru Emin Bacak 5 ay
önce ilçemize atanmış olup Sağlık
Merkezinin ihtiyaçlarından olan
ambulans otosu tahsisi için de ilgili
mercilerle temaslara başlanması
istenmektedir.
Sağlık için her şey pırıl pırıl
olmalı. Şimdiki Devlet
Hastanesi’nde Acil Servis’te
çalışanlar güler yüzleriyle hizmet
veriyorlar. Sayın Fahri Önder de
dertlerime çare oldu da her yerin
pırıl pırıl olması yetmiyor. Bilen ve
işinin ehli olması gerekiyor tüm
doktorların ve hemşirelerin. Yoksa
başka sakatlıklar yaşanıyor. Çünkü
hayat onların elinde. Kısacık bir
gecikme insanı alıp götürüyor.
HÜKÜMET TABİBİ DR. ÖNAL
MUAYENEHANE AÇTI.
İlçemize yeni tayin olan Hükümet
tabibimiz Dr. Ömer Önal, Kalekapısı
civarında Halil Çakıroğlu’na ait yeni
yapılan binanın ikinci katına bir
muayenehane açarak hasta
kabulüne başlamıştır.
Genellikle öğleden sonraları
muayenehanesinde bulunan Dr.
Ömer Önal’ı tebrik eder, başarılar
dileriz.
İlk değil bu gibime geliyor. İlk
miydi yoksa? Bilen söylesin. Öff
bıktım bu sağlık sorunlarından.
Yaşlanmak ne zor bir şey! Vücut
dengesiz ve hiçbir şey gençlik gibi
olmuyor. Her yaşın ayrı bir güzelliği
vardır diyene içimden küfür
ediyorum.
Tarih, 12 Mayıs 1972, Cuma.
GEÇEN SENE MART VE NİSAN
AYINA ORANLA İLÇEMİZE GELEN
TURİST SAYISINDA BU YIL
YÜZDE 22 ARTIŞ VAR.
Son iki ay içinde ilçemize kara
yolundan gelen turist sayısında
geçen seneye nazaran artış
kaydedildi.
Geçen sene ile mukayeseli
yaptığımız istatistiklere göre bu yıl
Mart ve Nisan aylarında ilçemize
gelen turist sayısında 22 kişilik bir
artış olduğunu tespit etmiş
bulunuyoruz.
Buna göre, geçen sene Mart ve
Nisan ayrında ilçemize deniz yolu ile
12536, karayolu ile de 4142 turist
gelmiştir. Bu yıl Mart ve Nisan
aylarında ise, deniz yolu ile 10900,
kara yolu ile 5800 turistin geldiği
tespit edilmiştir.
Rakamlardan da anlaşılacağı gibi
geçen seneye nazaran bu yıl son iki
ay içinde ilçemize karayolundan
daha fazla turistin geldiği
anlaşılmaktadır.
Hoş bir artış. Temel Reis kollarını
kullandı ve Kuşadası’na 22 kişiyi attı
demek ki. Ne hoş boş Safinaz aşık
olmuştur bu yüzden Temel Reis’e.
YAZLIK DOĞAN SİNEMASI DÜN
AÇILDI.
Yaz mevsiminin başlaması ile
ilçemizin tek kışlık sineması olan
Doğan sineması dünden itibaren
Yazlık bahçeye taşınarak seansa
başlamıştır.
Yazlık Akıncı Sineması da açılış
hazırlıklarını tamamlamak üzeredir.
SAHİLE ELEKTRİK DİREKLERİ
DİKİLİYOR.
Tanzim edilmekte olan Sahil
yolunun ışıklandırılması için elektrik
direkleri dikilmeğe başlanmıştır.
Hükümet meydanından itibaren
Yat Limanına kadar dikilecek direk
çalışmaları tamamlandıktan sonra
sahil ışıklandırılacaktır.
Diğer taraftan Hükümet
Meydanından Kısmet Otel kavşağına
kadar devam eden çift refüjlü yol
çalışmalarına süratle devam
edilmektedir.
Bilindiği gibi Otel Belvü yolundan
itibaren Kısmet otele kadar tek
istikamet trafiğe açıktır. Kapalı yolun
bir an önce trafiğe açılabilmesi için
çalışmalara hız verilmiştir.
Tarih, 16 Mayıs 1972, Salı.
KUŞADASI’NDA YILIN ANNESİ
PAKİZE BIÇAKÇI.
Mahmut Esat Bozkurt İlkokulu
Koruma Derneğinin düzenlediği
yılın Annesi gününde ilçemiz
halkından 58 yaşındaki 5 çocuk
annesi Pakize Bıçakçı ‘’Kuşadası’nda
Yılın Annesi’’ seçildi. Valimizin
Hanımı da ‘’Mahmut Esat Bozkurt
İlkokulu Annesi’’ unvanını kazandı.
Anneler Günü dış ülkelerde ve
bütün yurtta olduğu gibi geçtiğimiz
Pazar günü ilçemiz ortaokul
salonunda da kutlandı.
Mahmut Esat Bozkurt İlkokulu
Koruma Derneğinin organize ettiği
anneler günü saat 14’te Yıldız
Güzeliş’in başkanlığındaki koro ile
açıldıktan sonra Koruma Derneği
başkanı yazı ailemizden Sevim
Türemen günün mana ve önemini
belirten özlü bir konuşma yapmıştır.
Baştan sona kadar samimi ve
olgun bir hava içinde geçen güne
Kuştur Tatil Köyünün cazı iştirak
edince aralarında Valimiz Sedat
Kirtetepe’nin eşi Nezihe
Hanımefendinin de bulunduğu
davetliler, bol bol eğlenmişlerdir.
Tamamı bayan davetlilerden
müteşekkil olan günde ilçemizin
özel ve tüzel kuruluşlarından
toplanan çeşitli hediyelerle bir de
eşya piyangosu düzenlenmiştir.
Günün en ilginç bölümü
‘’Kuşadası’nda Yılın Annesi’’
seçimine sıra gelince bütün kalpler
kabarmış, eğlencenin yerini büyük
bir heyecan almıştır. Neticede;
Terhisine ir buçuk ay kala elim bir
trafik kazasında can veren ilçemiz
MAYIS 2012
KUYETA
7
gençlerinden teğmen Ali Bıçakçının
annesi Pakize Bıçakçı Yılın Annesi
ilan edilmiştir.
Koruma Derneği üyeleri ayrıca
Nezihe Kirtetepe’ye Mahmut Esat
Bozkurt İlkokulu annesi
seçmişlerdir.
Bu günü tertipleyenlere, yılın
annesi Pakize Bıçakçı ile okulun
annesi seçilen Nezihe Kirtetepe’yi
tebrik ederiz.
Oğlunu kaybeden anne “Yılın
Annesi” seçiliyor. Ya Annesini
kaybeden oğul neden “yılın oğul’u”
seçilemiyor? Ben de laf yazdım.
Yüreğim yanık. Yüreğim acım ile
taze olduğu için herhalde. Bir daha
Analar, Babalar, Danalar, Sevgililer
kutlanmasın. Nasıl 23 Nisanlar, 19
Mayıslar, Zafer bayramları
kutlanmayacaksa, hele Cumhuriyet
Bayramı kutlanmayacaksa… Özrüm
kabahatimden büyük, biliyorum
ama gönlümde değil. Çok
üzgünüm.
Ne aldım ben o gün Anneme
hediye. Ben Amasya’daydım.
PAKİZE BIÇAKÇI KİMDİR?
1914 Yılında Kuşadası’nda
doğan Pakize Bıçakçı, 1939 yılında
kunduracı Şükrü Bıçakçı ile
evlendi. 1940’da bir oğlu, 1941’de
bir kızı, 1944’de tekrar bir oğlu ve
1945 ile 1949yıllarında da birer kız
çocuğu dünyaya geldi.
Kurtuluş Savaşında babasının
ölümü üzerine ilkokul üçüncü
sınıfından ayrıldı. Okuma yazma
bilir ev kadınıdır. Ev kadınlığının
yanında 2–3 yıl öncesine kadar yaz
aylarına mahsus olmak üzere
kendi arazilerinde ziraat işleriyle
meşgul olurdu.
Büyük kızı 1958’de evlenmiş ve
üç torunu olmuştur. Kaymakamlık
görevinden kendi isteği ile ayrılan
büyük oğlu 1968 de evlenmiştir. 2
Çocuk sahibidir.
KUYETA
MAYIS 2012
8
Kızlarının biri 1971’de evlenmiş,
en küçük kızı da Erzurum’da ilk
öğretmen Okulu 2. sınıfında
tahsildedir.
İkinci oğlu Ali Bıçakçı DTCF
Arkeoloji Bölümünden mezun
olduktan sonra Afyon’da yedek
subay olarak vatani görevini ifa
ederken, geçirdiği bir jeep kazası
sonucu 10 Ocak 1972 günü şehit
olmuştur.
Köşede bir nişan haberi.
TEMEL GÜR, MERAL ÖVEN İLE
NİŞANLANMIŞ.
Temel Bey, Kuşadası’nın en eski
Turizmcilerindendi. Hareketli, işini
bilen. Yunan adaları ile ilişkileri çok
iyi idi. Şimdilerde aile fertleri ayni
misyonu sürdürüyor.
Tarih, 19 Mayıs 1972, Cuma.
19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR
BAYRAMIMIZI BUGÜN MİLLETÇE
KUTLUYORUZ.
İlçemiz stadındaki törenlere saat
9’da başlanacaktır!..
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
bütün yurtta olduğu gibi bugün
ilçemizde de törenlerle
kutlanacaktır..
Hazırlanan programa göre
bugün saat 8.30 da ortaokul
ve diğer kuruluşlar
hazırladıkları çelenkleri
Atatürk’ün büstüne
koyduktan sonra toplu
halde tören mahalli olan
şehir stadına gideceklerdir.
Saat 9 da Kaymakam
İsmail Güzeliş beraberinde
garnizon komutanı,
ortaokul ve ilköğretim
müdürü olduğu halde,
tören mahalline gelecekler,
öğrencilerin ve halkın
bayramını kutlayacaklardır. Bundan
sonra bandonun çalacağı İstiklal
Marşı ile şanlı bayrağımız göndere
çekilecek ve tören komutanı ortak
okul müdürü Şecaattin Yılmaz
tarafından günü önemini belirten
bir konuşma yapılacaktır. Şecaattin
Yılmaz’ın konuşmasını müteakip bir
öğrenci Atatürk’ün Gençliğe
Hitabını okuduktan sonra diğer
öğrenciler 19 Mayıs’la ilgili şiirler
okuyacaklardır.
Bunu takiben geçit resmi
yapılacak ve beden eğitimi
hareketlerine geçilecektir.
Programın son bölümünde folklor
gösterileri ve çeşitli yarışmalar
yapılacaktır.
Bu mutlu günümüz
münasebetiyle şehir saat 7.30’dan
itibaren bayraklarla donatılacaktır.
Gelecek yıllarda da aynı coşku ile
kutlanması dileklerimle.
KENAN SÖĞÜTLÜ GÖREVE
BAŞLADI.
Tarım Bakanlığınca mesleki ihtisas
için Almanya’ya gönderilen ilçemiz
Ziraat Mühendisi Kenan Söğütlü
şehrimize dönmüştür.
16 aydan beri Almanya’da mesleki
ihtisas yapan Kenan Söğütlü önceki
gün ilçemiz Mühendisliği görevine
başlamıştır. Almanya’nın çeşitli
bölgelerinde mesleği ile ilgili tetkik
ve temaslar yaparak bilgisini arttıran
Söğütlünün ilçemiz çiftçisine
bundan böyle daha da faydalı
olacağı söylenmektedir.
Arkadaşımız Kenan Söğütlü’ye hoş
geldiniz der, görevinde başarılar
dileriz.
Tarih, 26 Mayıs 1972, Cuma.
GEÇEN YIL İLGİ GÖREN
OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ’NÜN
DEFİLESİ HAZİRAN’DA TEKRAR
YAPILACAK.
Sümerbank’ın organize edeceği
defile geçen senekinden daha
zengin olacak. 1972 Mankenler
Kraliçesi de geliyor.
İlçemiz Turizm Bürosu aracılığı ile
Sümerbank organizesinde 24
Haziran Cumartesi günü ilçemiz de
büyük bir defile düzenlenecektir.
İstanbul Olgunlaşma Enstitüsü
tarafından düzenlenecek defileye
1972 Mankenler kraliçesi başta
olmak üzere 20 ünlü manken iştirak
edecektir.
Kuştur Tatil Köyü, Fransız Tatil
Köyü ve Kervansaray’da
düzenlenecek defile için İstanbul
Olgunlaşma Enstitüsünden iki
öğretmen ilçemize gelerek
temaslarda bulunmuştur.
Geçen sene düzenlenen defileden
daha zengin ve ilginç olacağı
söylenen defilenin davetiyeleri
önümüzdeki günlerde satışa
çıkarılacaktır.
Ne güzel! İnsanın içini açıyor ama
Kuşadası’nda Victoria Secret’in
defilesi yapılsa şimdi imzasını
bulamaz. İnsanlarımız hödükleşmiş.
Mukadderat...
GÜVERCİNADA GAZİNOSU
BUGÜN AÇILIYOR.
İki yıldan beri kapalı bulunan
Güvercinada gazinosu bugünden
itibaren halkın hizmetine açılacaktır.
Acar Ankara gazinosu adı altında
hizmete girecek gazinonun açılışı
münasebetiyle bugün saat 19 da bir
kokteyl verilecektir.
Acar da ne acar? Mukadderat... Var
mı şimdi yerinde?
Ben Buradayım Ey Tarih
3 ÖĞRETMEN TAKDİRNAME
ALDI.
İlçemiz Yedieylül İlkokulu
Müdürü Mehmet Kirişli, Mahmut
Esat Bozkurt İlkokulu öğretmeni
Yıldırım Yılmaz ve Davutlar Kazım
Dirik ilkokulu müdürü Faruk Parça
mesleklerinde gösterdikleri
başarılarından dolayı kaymakamımız
İsmail Güzeliş tarafından
takdirname ile taltif edilmişlerdir.
Kendilerini tebrik eder
başarılarının devamını dileriz.
YEDİ EYLÜL İLKOKULUNUN 2.
KAT İHALESİ YAPILDI.
Eski Kışla yatağına inşa edilmekte
olan ve birinci kat kaba inşaatı
tamamlanan yeni Yedi Eylül
İlkokulunun ikinci kat ihalesi 23
Mayıs günü Aydın Vilayet Daimi
Encümen salonunda yapılmış ve
ihale 41 bin 198 lira 43 kuruş keşif
bedelli ihale %22,11 kıran
müteahhit Ayhan Ergün’de kalmıştır.
İkinci katın inşası önümüzdeki
günlerde başlanacak ve 1972–1973
ders sezonunda yeni okul tedrisata
hazır hale getirilecektir.
ALİ İZMİRLİ’NİN ÖRNEK
HAREKETİ
İlçemizin sevilen çiftçilerinden Ali
İzmirli’nin inşa edilmekte olan yeni
Yedieylül ilkokuluna 10 bin lira
nakdi yardımda bulunduğunu
memnuniyetle öğrenmiş
bulunuyoruz.
Binanın müteferrik ihtiyaçlarında
kullanılacak olan 10 bin lira okul
yaptırma derneği yöneticilerini
kısmen ferahlatmıştır.
Böylelikle hayırsever hemşerimiz
Ali İzmirli adı okulun bir sınıfına
verilecektir.
Diğer taraftan ilçemizden henüz
ismi açıklanmayan bir vatandaşımız
da geniş ölçüde nakdi yardımda
bulunacağı ifade edilmektedir.
Ali İzmirli’nin ismi hangi sınıfa
verilmişti. Hatırlayan varsa lütfen
bildirsin.
MERYEMANA SEMALARI
IŞIKLANDIRILIYOR.
7 renkli ışıklar Sisam’dan
görülecek
İlçemiz sınırları bitişiğinde
bulunan Meryemana mabedinin
civarındaki en yüksek tepeye yedi
renkli projektörler konarak
ışıklandırılması için Selçuk
belediyesinde faaliyete geçildiğini
öğrenmiş bulunuyoruz.
Konulacak projektör ışıkları
gökyüzünü rengarenk hale getirecek
ve Sisam adasından dahi
görünebilecek özellikte olacaktır.
Bununla ilgili olarak
Meryemanaya gelen mühendisler
projektörlerin konulacağı en yakın
tepenin tespitini yapmışlardır.
Siemens Elektrik firması ile anlaşma
yapan ilgililer montaj çalışmalarının
önümüzdeki günlerde başlanacağını
ifade etmektedir.
Bu ilginç faaliyet Turizm ve
Tanıtma Bakanlığınca
desteklenmektedir.
Ben görmedim, gören varsa
söylesin. Mukadderat.
DÜN YAYLA VE DAVUTLARDA
SERGİ AÇILDI.
İlçemiz Yayla Köyü ve Davutlar
Bucağı Biçki Dikiş kursları dün birer
sergi düzenlemişlerdir. Saat 13.30
da Yayla Köyünün, 16’da da
Davutlar Bucağı Biçki Dikiş
kursunun sergilerinin açılışında
Aydın Halk Eğitim Başkanı,
Kaymakamımız İsmail Güzeliş ve
İlköğretim müdürümüz Zeki Aydınlı
ile diğer davetliler hazır
bulunmuşlardır.
Köylü genç kızlarımızın sergilediği
eserler ilgi ile izlenmiştir.
Tarih, 30 Mayıs 1972, Salı.
KİRAZ BAYRAMI YAPILMIYOR.
BOSTAN FESTİVALİ
DÜZENLENECEK!..
Kiralı köylüleri bahçeler tahrip
diliyor diyor. Ziraat Mühendisliği
‘’Bostan Festivali’’ düzenlemek için
faaliyete geçti.
Her yıl ilçemiz Ziraat
Mühendisliğince Kirazlı köyünde
yapılmakta olan ve
geleneksel hale gelen kiraz
bayramı bu yıl
yapılmayacaktır.
İlgililerden aldığımız
bilgiye göre, Kirazlı Köyü
kiraz müstahsili bahçelerin
ve ağaçların tahrip olduğu
gerekçesiyle Kiraz
Bayramının yapılmasını
istememişlerdir.
Kiraz Bayramı yerine
Ziraat Mühendisimiz Kenan
Söğütlü ve Ziraat
Teknisyenimiz Mustafa
Çalım’ın müşterek fikirleri
neticesinde kavun, karpuz
ve domates müstahsilinin
mahsulünü çevreye
tanıtmak, Pazar bulmak,
malı değerlendirmek ve
çiftçiyi teşvik amacıyla
‘’Bostan Festivali’’
düzenlenmesi
kararlaştırılmıştır.
Şimdilik tasarı halinde
olan ‘’Bostan Festivali’’
önümüzdeki günlerde kütüphane
salonunda toplanacak komite
huzuruna getirilecektir.
İyi de Bostan’dan kim anladı? Ne
güzel bir etkinlik olurdu aslında
Bostan Festivali. Şimdi herkes yan
gel Osman, boş ver bostan
pozisyonunda…
Mukadderat mı bu? Yanılmayı çok
istiyorum. Hem de çok. Mukadderat
olmamalı…
İLKOKULLAR BUGÜN
KAPANIYOR.
200 günlük ders sezonunu
tamamlayan ilçemiz ilkokulları
bugünden itibaren yaz tatiline
gireceklerdir.
Son sınıfların bitirme sınavları ise
5 Haziran Pazartesi günü başlayacak,
10 Haziran Cumartesi günü sona
erecektir.
Aydın Milli Eğitim kururlunun
kararına göre, 1972–1973 ders
sezonu merkez okullarında 18
Eylülde başlayacak 31 Mayıs da sona
erecektir. Köy okulları ise 25 Eylül
de açılacak 2 Mayıs da kapanacaktır.
İlçemiz ilkokulları ile Davutlar
Kazım Dirik İlkokulu da bugünden
itibaren yaz tatiline girecektir.
4+4+4 yetmedi. Lise çağındaki
çocuklara evlenme yasası da
getirildi. Haremlik, selamlık nerede
kaldı? 90 puan alan üç yılda liseyi
bitirecek. Biz niye bu kadar yaşamla
uğraşıyoruz ki? İşte her şey böyle…
Haziran’da GİDİŞAT ne olacak?
Mukadderat beni fazla sıktı…
1971 yılı kiraz festivalinin açılış töreni
MAYIS 2012
KUYETA
9
Kuşadalı Ünlüler
MEKTEB-İ TIBBİYE MUALLİMLERİNDEN
KUŞADALI HACI MEHMET ALİ PAŞA
(1837 - 1914)
Prof. Dr Zuhal Özaydın
KUYETA
MAYIS 2012
10
Bölüm - 1
1- Maarif Salnamesi, Matbaa-yı amire, 1318, s.628
2- Turhan Baytop: Türk Eczacılık Tarihi, İ.Ü.Yayınları No.3358, Eczacılık Fak.No.47, İst.,1985, s.223
3- Asuman Baytop: Farmasötik Botanik, İ.Ü.Yayınları No.1243, Eczacılık Fak. No.6, İst., 1967, s.V.
4- Mehmet Ali Paşa: İlm-i Nebatat-ı Tıbbiye, 2 cilt, Zilhicce 1291
5- Fevzi Öztığ: “Yazı Devriminden önce İstanbul Üniversitesinde okutulan Botanik Kitapları hakkında”, Türk Biologi Dergisi, Cilt.19, Sayı:2-4, s.69-71, 1969
6- Kove: İlm-i Nebatat, mütercimi Mehmet Ali Paşa, 2 cilt, 17 Ramazan 1303, 2.tab
7- Bedi Şehsuvaroğlu: İ.Ü.;st. Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalındaki arşivi
8- Kove: Kitab ün Nebatat, mütercimi Mehmet Ali Paşa, 4 Rebiülevvel, 1318
MAYIS 2012
KUYETA
11
Kartpostallarla Kuşadası ve Çevresi
ASIRLIK KARTPOSTALLARD
PANAYA
Ali Can | Tarih Öğretmeni - Efemerist
“Efes civarında yaşanan en önemli gelişmelerden biri kötürüm bir rahibenin rüyalarından yola çıkılarak, Meryem Ana
Evi’nin bulunması oldu.
Efes’i hiç görmemiş olan Katherine Emmerich’in düşlerinin yardımı ve 1891 yılında İzmir’deki Lazarist Koleji Başkanı
Eugene Poulin’in isteğiyle; Peder Henry Yung, Peder Vervault, Thomaso ve kılavuzları Pelekas ile yöreden kendilerine
katılan zenci bir Müslüman kılavuz eşliğinde Efes’te aramalar başladı.
29 Temmuz günü, araştırma grubu, Çirkinceliler’in tanımlarıyla, denizi gören bir ev kalıntısına ulaştı. 12 Ağustos
1891’de kalıntıların başına gelen Lazarist rahibi Poulin, her şeyi inceleyerek İzmir’e döndü. 19 ve 25 Ağustos 1891
tarihlerinde yeniden incelenen kalıntıların fotoğrafları çekildi, çizimleri yapıldı. Böylelikle, Hazreti İsa’nın çarmıha
gerili iken annesini Havari Yahya’ya emanet edişi, onun da Hıristiyanlık öğretisini yaymak üzere, kendisine en zor
dinsel inanış çevresi olan Artemis’in Ephesosunu seçerek, Hz. Meryem ile buraya gelmesine dair anlatılanlar güç kazanmıştır.”
Ayasuluğ-1891. Meryem Ana Evi arama ekibi toplanıyor
Meryem Ana Evi’ni keşfeden Peder Henry Yung
Evin yeri tespit edilir, ilk çizimler yapılır
KUYETA
MAYIS 2012
12
Meryem Ana - 1891
Meryem
DA KUŞADASI VE ÇEVRESİ
KAPULU
Peder Henry Yung tarafından gerçekleştirilen ilk ayin
Evin yeri tespit edildikten sonra, bu yerleri satın alan rahibe
Marie de Mandat Grancey Meryem Ana Evi’ne çıkıyor. -1892
15 Ağustos 1896-Çirkinceli Rumlar
topluca Meryem Ana Evi’nde
Ana - 2012
Eski kartpostallarda Meryem Ana Evi
MAYIS 2012
KUYETA
13
Kurumların Tarihçesi
KUŞADASI OTELCİLİK VE TURİZM
MESLEK LİSESİ’NİN KURULUŞU
Bölüm - 3
Celal Durmuşoğlu Kurucu Okul Müdürü
Birinci öğretim yılı içinde yapılan ve gerçekleşen etkinlikler:
• İngilizce Almanca ve Fransızca dillerinde düzenlenen ve 200 yabancı Turiste uygulanmış olan Turizm
sektörü ile ilgili anketle, çok faydalı sonuçlar tespit edilmiş , (Örneğin ramazanın yaz aylarına denk
geldiğinden, sahur ve iftarlarda top atılmasında çok korktuklarını belirtmişler, görevli personele gülümsemeyi
öğretin vb.) ilgililere iletilmiştir. Daha sonra Turizm ve Tanıtma Bakanlığından gelen yetkililere, anket ve
sonuçlarını içeren dosya verilmiştir. Eğitimi ve işletmecileri ilgilendiren hususlar, yapılan toplantılar da
ilgililerle paylaşılmıştır.
• Ege Belediyeciler Birliği
üyelerinin Kuşadası’nı ziyaretleri
sırasında okulda kokteyl verilmiştir.
Kokteyle, Turizm Bakanı Lütfi
TOKOĞLU ve İlgili bürokratlarla
birlikte, Belediye Başkanları ve
Kuşadası’nda protokole dâhil
yetkililer katılmışlardır. Bu
etkinliğe, okulun tanıtımı açısından
elden geldiği kadar özen
gösterilmiştir.
Düzenlenen kokteyl sonrası anı fotoğrafı
Öğrenciler kokteyl masası önünde
Celal Durmuşoğlu Turizm Bakanı Lütfi Tokoğlu’na
okulun sorunlarını aktarıyor
Okulda düzenlenen kokteyl
sonrası anı fotoğrafı.
Kokteyl sırasında, ilgililer ve
yetkililerle, okulun kendi bina ve
tesislerine kavuşturulması, eksik
araç-gereçlerin gönderilmesi ve
ilgililer nezdinde desteklenmesi
konusunda ihtiyaçlar iletilmiş ve
görüşler ifade edilmiştir.
• Kuşadası’nda Turizm Radyosu
kurulması; Ege ve Akdeniz de
seyreden yabancı yatlara hitap
edecek “FM” frekanslı
İngilizce-Almanca-Fransızca
dillerinde yayın yapabilecek, yayın
programı, Milli Eğitim ve Turizm
Bakanlığınca düzenlenecek,
(okulun iş gücünden de
yararlanılarak), Kuşadası’nda yayın
yapabilecek radyo istasyonuna izin
alınması için Okul Koruma Derneği
ile birlikte hazırlanan dosya bir
dilekçe ile eklenerek TRT Genel
Müdürlüğüne gönderilmiştir, ancak
sonuç alınamamıştır.
(izin alınması halinde bir
öğrenci velisi istasyonu
kurabileceğini iletmişti.)
Öğrencilere ücretsiz ders
sağlanması; Gönüllü ve
konusunda yeterli kişilerce
öğrencilere, okulda
yabancı dil ve fen
derslerinde vb. konularda
ücretsiz derslerle
başarılarına katkı
sağlanmıştır. Bu konuda
özveride bulunan, Attila
ARSLAN, diğer emeği geçenler de
unutulmamalıdır.
• Okul bahçesine, basket ve
voleybol sahası yapılması; Özel
girişimlerle, Gençlik ve Spor
Bakanlığından basket potası ve
voleybol direkleri ve filesi temin
edilmiştir. Okul öğretmen, öğrenci
ve personelinin özverili emekleriyle
zemin düzeltmesi yapılarak ve
ölçülerine uygun sahalar
hazırlanmıştır. Bu hazırlığı yerinde
gören Aydın Valisi Zekai
GÜMÜŞDİŞ, Bayındırlık Müdürüne
bir kamyon çimento gönderilmesini
söylemiş ve gereği yerine
getirilmiştir. Ön hazırlığı yapılan
zemine çimento dökülmüş ve
direkler potalar yerleştirilmiş,
öğrencilerin kullanımına açılmıştır.
Okul bahçesine basket, voleybol
sahası yapılması için personel ve
Turizm Bakanı anı defterini imzalarken
Turizm Radyosu açılması ile ilgili yerel basın küpürü
KUYETA
MAYIS 2012
14
basket ve voleybol sahası yapımında çalışan öğrenciler
öğrenciler çalışma halinde.
• Kuşadası’nda 7/24 saat
ambulans hizmeti;
Koruma Derneği ile birlikte, yaz
sezonu boyunca, okulun telefonu
ve yeme-içme imkânları
kullanılarak, hizmet verilebileceği
düşünülerek, Kızılay Genel
Merkezinden şoförlü ambulans
istenmiştir. İstek olumlu
karşılanmış ve ambulans okulun
önünde sezon boyunca hizmete
hazır tutulmuştur.
• Öğrencilerin sağlık taramaları;
Öğrencilerin sağlık taramaları ve
kontrolleri, özverili çaba ve ücretsiz
olarak Dr. Ali ALKIŞ tarafından
periyodik olarak yapılmıştır. Ayrıca,
Hükümet Tabibi Dr. Şenol
ŞENYILMAZ öğrencilerin
sorunlarına yakın ilgi ve
desteklerini vermiştir.
• 1975-76yılı yaz sezonu öncesi,
konaklama vb. işletme yetkilileri ile
okulda yapılan toplantı ve
sonuçları:
Toplantıda, yaz sezonunda
yaşayan sıkıntılar ve çözüm yolları
görüşülmüştür. En önemli
sorunun, otel işletmeleri ile seyahat
acenteleri arasındaki
sözleşmelerden doğan folklor
gösterilerinin de yer aldığı, İzmir
den getirtilen ekiplerin (geç
gelerek veya gelmeyerek vb.)
sıkıntılara neden olduğu
belirtilmiştir. Okul müdürü konuyu
araştırarak, ikinci bir toplantıda
bilgi verebileceğini belirtmiştir.
Yapılan araştırmada, Ankaradaki
bir folklor derneğinin konuya sıcak
baktığı tespit edildikten sonra,
detaylara geçilmiş, yeme-yatma-yol
parası vb. giderlerin işletmelerce
karşılanması halinde, sezon
boyunca işletmelere, folklor
gösterilerinin mümkün olacağı
belirtilmiştir.
Yapılan protokol ile bu girişim
hayata geçirilmiş, Kuştur, Kulüp,
Akdeniz Fransız tatil köyü vb. bir
program dâhilinde, oyunların
İngilizce, Almanca tercümeleri
yapılarak sunulan gösteriler çok
beğeni kazanmış ve sezon boyunca
bu hizmet sürdürülmüştür. Folklor
ekiplerinin yatak gideri dışındakiler
işletmelerce yatma yerleri içinde
izin alınarak okulun öğrenci
pansiyonun da karşılanmıştır. Bu
organizasyon kolay olmamıştır.
Ancak, okul-işletme ilişkilerinin
pekiştirilmesi için önemli görülerek
yapılmıştır.
9 – Aydın da kurulması
düşünülen Turizm ve otel
işletmeciliği yüksek okulunun, ilk
toplantısı Kuşadası otelcilik ve
turizm meslek lisesinde gerçekleşti.
Toplantı, ege üniversitesi, İktisadi
amacıyla gelen kişilerle karşılıklı
görüşmeler ve bilgilendirmeler
yapılmıştır. Başlangıç olarak
yerinde bir girişim olduğu ve
Kuşadası’nda böyle bir okulun
açılışının yöre ekonomisine
katkıları olabileceği, nitelikli iş
gücü üretimine okulun katkıları
olabileceği vurgulanmıştır.
2- Bunun yanında, Ankara’dan
özel çabalarla getirtilen daktilo
makineleri ile (istenen sayıda
olmasa da), istekli öğrencilere
ücretsiz olarak okul Müdürü Celal
DURMUŞOĞLU tarafından on
parmak metodu ile daktilo kursu
düzenlenmiştir. Kursa başlangıçta
ilgi fazla olmasına rağmen, daha
sonraları katılımın azalması
nedeniyle kapatılmıştır.
1977–1978 öğretim yılında,
yani okulun kuruluşunun
üçüncü yılında öğrenciler,
son sınıfa gelmiş oldular. Son
sınıfta branşlaşmaya
geçileceği için, öğrencilerin
istekleri ve meslek dersleri
öğretmenlerinin kanaatleri
doğrultusunda (resepsiyon
bölümü- mutfak bölümü ve
servis bölümü) meslek
dallarına ayrılarak, olanaklar
Aydın da kurulması düşünülen turizm yüksek okulu için yapılan ilk toplantı.
ölçüsünde bölüm atölyeleri
oluşturmaya çalışmıştır. Bu öğretim
yılında yeni kayıtlarla I. Sınıf, II.
Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinin
sınıf ve III. Öğrencileri eğitim ve
açılış konuşmasında da “Ülkemizde
öğretim yapar hale gelmiştir. Branş
Turizm eğitimi veren Fakülte ve
eğitiminin, yeterli araç gereç ve
yüksek okullarda pratikten uzak
uygun atölyelerde yapılması
eğitim ve öğretimin uygulandığı,
gerekirken yetersizde olsa okulun
eğer Kuşadası’nda, Turizm
mevcut olanakları en iyi şekilde
eğitimine dönük uygulamalı bir
kullanılarak eğitim yılının sonuna
Yüksek Okul kurulabilirse, Ülke
gelinmiştir. İlk mezun verilmiştir.
için bir değer olacağı” şeklinde
Okulun, ilk mezuniyetinin
ifade edilmiştir.
BÖLÜM V
gerçekleştirmiş olması nedeniyle
Kuşadası Otelcilik ve Turizm
okul salonunda çay partisi
Meslek Lisesinin II ve III. Yılı ve
düzenlenmiştir. Kuşadası protokolü
ilk mezuniyet
öğrenci velileri, işadamları, diğer
İlk öğrenciler, birinci yılı ve ilk
ilgiler ve Aydın Valisi Enver HIZLAN
mezuniyet yıllarını tamamladıkları
toplantıya davet edilmiştir.
için, 1976–77 öğretim yılında II.
Sınıfa geçmişlerdir. Bu öğretim
yılında okula yeni I. Sınıf
öğrencileri kaydedilmiştir. Bu
öğretim yılında da okul içi ve okul
dışı etkinlikler sürdürülmüştür.
Öğretim yılı ekim- nisan aylarında,
stajlarda mayıs- eylül, arasında
yapılmaktadır. Stajlar, ileriki yıllarda
okul- işyeri ilişkileri nedeniyle,
3308 sayılı çıraklık ve mesleki
eğitim konusuna göre staj, işlemleri
daha sistemli ve kontrollü
yürütülecektir.
• Devlet konuğu olarak iki
Belçikalı Otelcilik Okulu
öğretmeninin okulu ziyaretleri;
Kuşadası ve çevresini Otelcilik ve
Turizm Meslek Lisesini incelemek Okulu ziyarete gelen Belçikalı otelcilik okulu öğretmenleri ile yapılan toplantı
ve Ticari Bilimler Fakültesi, Otel
İşletmeciliği ve Turizm departmanı,
Dekan ve Öğretim üyelerinden
oluşan bir heyetle İlçe Kaymakamı
ve okul müdürü Celal
DURMUŞOĞLU’NUN da katılımı ile
okulumuzda gerçekleşmiştir.
Toplantının amacı lise düzeyin de
Mesleki Turizm eğitim
programlarının incelenerek, yeni
kurulacak Yüksek okulun eğitim
programının temelini oluşturmaktı.
Bu konuda, karşılıklı bilgi alış verişi
yapılarak ilk toplantı sona
erdirilmiş, bu konudaki karşılıklı
temas ve diğer çalışmalar
sürdürülmüştür.
Ayrıca konu, Okul Müdürü Celal
DURMUŞOĞLU’nun Kuşadası
MAYIS 2012
KUYETA
15
Gezginlerin Kaleminden Kuşadası / 16
İngiliz Diplomat William Turner’in
1815 yılındaki Kuşadası İzlenimleri
Sedat Onar Araştırmacı
Kitabın Adı : “Journal of a Tour in the Levant”(Cilt 3)
Yayınevi : John Murray-Archibald Constable, Londra
Seyyahlar konusunda Türkiye’deki en yetkin
araştırmacılardan biri olan İlhan Pınar
seyahatnamelerin ortaya çıkış gerekçesi ile ilgili
olarak şunları yazmaktadır:
“Seyahatnameler her şeyden önce
dönemlerine özgü bir bilgi toplama yönteminin
ürünleridir; özellikle Osmanlı şehirleri ve
yerleşim yerleri üzerine yapılan çalışmalarda
yararlanılan Avrupalı seyyahların
seyahatnamelerinin ortaya çıkışları üç ayak
üzerine kuruludur; bunlardan birincisi,
Avrupa’nın kendi varlığını tehdit eden karşı taraf
yani Osmanlı hakkında bilgilenmek ihtiyacı,
ikincisi, Avrupa’nın yaptığı zihinsel sıçrayışın
temelini oluşturan merak’ın giderilmesi ve
Üçüncüsü seyyahların yaygın olarak yollarda
olduğu dönemde toplumun haber ve bilgi
ihtiyacının karşılanmasıdır”.
Gerçekten de Avrupalılarca mistik ve sihirli
bir ülke olarak algılanan Osmanlı Devleti birçok
gezginin uğramadan geçemeyeceği birçok
unsuru bünyesinde barındırmıştır. Seyyahların
ülkemizi tercih etmesinde İlhan Pınar’ın
gerekçelerine benim ilave edeceklerim de
şunlardır:
İlk olarak dünyanın birçok ülkesinde
olmayacak kadar değişik tarihi esere ve ören
yerine ev sahipliği yapmasıdır. Haliyle bu kadar
tarihi eser dünyanın en kadim milletleri
tarafından yaratılarak bu topraklara
bırakılmıştır. Birçok kavime ev sahipliği yapan
Anadolu toprakları tarihin başladığı ve her
santiminden dışarı tarihin fışkırdığı bir
mekândır. Haliyle insandaki gezme dürtüsünü
besler.
Bu topraklar diğer dünya ülkelerinden farklı
olanı barındırır. Zira batı ile doğu, kuzey ile
güney arasında bir köprü niteliği taşıyan
Anadolu bu kültürlerin sentezinden farklı bir
kültürel doku üretmiştir. Dünyanın başka
bölgelerinde olmayan bu farklı doku o
dönemlerde batı tarafından hiç
bilinmemektedir. Zira batı ülkeleri uzak Asya ve
Afrika dâhil sömürü düzeni kurduğu pek çok
ülke ve bölgeyi yakından tanırken, tamamen
bağımsız ve yarı yarıya dışarıya kapalı Osmanlı
ülkesi pek tanınmamaktadır. Tanımak
istemektedir.
Batı dünyasına göre Osmanlının herkese
meydan okuyan bir gururu, öne eğilmez bir
başı vardır. Asidir, yıllarca doğu yollarını tıkayan
önemli bir kaledir. Özellikle Hıristiyan
dünyasının kaynağı sayılan Orta Doğu ve
Anadolu toprakları farklı bir dinsel inanış olan
KUYETA
MAYIS 2012
16
Müslümanların, dolayısıyla Osmanlının
kontrolü altındadır. Ancak Müslüman olmasına
rağmen engin hoş görüsü ile Hıristiyan
dünyasının birçok kutsal kentinin (Antakya,
Efes, Tarsus, İstanbul) batılılara tanıtılmasına
ihtiyaç duyulmaktadır. Seyyahlar da bu
topraklardaki Hıristiyan kültürüne ait öğeleri
tanıtmak için en önemli araçtır.
Bütün bunlardan daha önemlisi Osmanlı
İmparatorluğu sınırları içerisindeki her karıştan
tarihi eser fışkırmaktadır. Türklerin bir
kısmının “taş parçası” olarak küçümsedikleri
pek çok eser batılıların iştahını kabartacak
kadar değerlidir. Gelen seyyahların büyük bir
bölümü tarihi eserlerden taşınabilir nitelikteki
her eseri ülke dışına kaçırma eğilimi içindedir.
Zaten William Turner’in özel ilgi alanı tarihi
mühürler ve sikkelerdir. Turner, Osmanlı
topraklarında görev yaptığı dönem içerisinde
tarihi sikkeler ve mühürlerden müthiş bir
koleksiyon oluşturmuştur. Bugün İngiltere’nin
en büyük tarihi sikke, para ve mühür
koleksiyonu William Turner’in koleksiyonudur.
Paha biçilememektedir. Öyle bir koleksiyondur
ki, İngiliz devletince koruma altına alınmış ve
referans koleksiyon olarak yani tüm çeşitleri
içinde barındırmasından dolayı başvuru
yapılabilecek veya karşılaştırma yapılabilecek bir
koleksiyondur. Eserlerin tamamına yakını bizim
ülkemizden dışarı çıkarılmıştır.
1815 yılının Ocak ayında Kuşadası’na gelen
İngiliz diplomat William Turner’in “Journal of
a Tour in the Levant” (Levant’ta Gezi
Günlüğü) adında yayınlanmış üç ciltlik kitabını
incelediğinizde, gezgini seyahate yönlendiren
farklı şeylerin de olduğunu görmekteyiz.
William Turner hem Türk, hem de Yunan
gelenek ve göreneklerini incelemeye bir ömür
adamış bir seyyahtır. Turner, Türk ve Yunan
gelenek ve göreneklerine hayrandır. Bu gelenek
ve göreneklerin kendi toplumunda olmamasını
İngiltere için eksiklik olarak görmektedir. Türk
ve Yunan gelenek ve göreneklerinin bu kadar
etkileyici olmasının yegâne nedeni Turner’e
göre her iki kültürün de çok köklü iki millet
tarafından yaratılmasındadır.
Turner, Türk ve Yunan gelenek ve
göreneklerini tanıtırken taraf tutmayı da ihmal
etmemektedir. Dönemin ruhuna uygun şekilde
tipik bir Yunan hayranlığını bazen Türkleri
karalamak için de kullanmaktadır. Türkler her
ne kadar köklü bir millet ve engin bir kültür
yaratmış olsalar da batılılara göre “barbar” bir
kavimdir.
Yazar : William Turner
Kitabın Basım Tarihi: 1820
Turner - Kitap Kapağı
Turner, seyahatlerinde giyim-kuşam, batıl
inanç, konuşulan lehçeler ve üretilen her şeyle
ilgilenmiştir.
William Turner 1792 yılında İngiltere’nin
Yarmouth kentinde doğmuştur. Üniversite
öğretim üyesi olan babasının İngiliz Dışişleri
Bakanı ile olan dostluğu sayesinde 1811 yılında
İngiltere’nin İstanbul Büyükelçiliğinde
görevlendirilmiştir. Aslında Avrupa’da Napolyon
Savaşları’nın devam ettiği dönemde bir yandan
savaştan kurtulmuş, diğer yandan da
çocukluğundan beri hayallerinde büyülü bir
atmosfere sahip Osmanlı ülkesinde inceleme
olanağı bulmuştur.
İstanbul’daki İngiliz Büyükelçiliğinde göreve
başladıktan bir yıl sonra 1812 yılındaki
Osmanlı-Rus Anlaşmasının mimarlarından biri
de genç bir diplomat olan William Turner
olmuştur.
William Turner, toplam 5 yıl Türkiye’de
kalmıştır. Kaldığı süre içinde Osmanlı Saray
hayatı, Osmanlıyı oluşturan milletlerin etnik
özellikleri, gelenek ve görenekleri konusunda
ayrıntılı inceleme yapmıştır. İncelemelerini
devamlı seyahat ederek yapmıştır. Seyahatleri
esnasında Osmanlı ülkesinin (Anadolu, Ege
Adaları-Yunanistan) tamamına yakını
dolaşmıştır.
Turner, seyahat gözlemlerini 1820 yılında üç
cilt halinde yayınladığı “Journal of a Tour in
the Levant” (Levant’ta Gezi Günlüğü) adlı
William Turner'in Kervan
kitabında okuyucuları ile paylaşmıştır.
William Turner önce Didim-Milet yöresini
gezmiş oradan da Sisam’a geçmiştir.
Kuşadası’na Sisam Adası’ndan deniz yoluyla
havaların soğuk ve yağmurlu olduğu 1815
yılının Ocak ayında gelmiştir.
William Turner’in Kuşadası ile gözlemlerini
devam edem bölümlerde aktarıyoruz. Koyu
renkli metinler William Turner’in gözlemleri,
diğer metinler benim yorumlarımdır. İşte
Levant’ta Gezi Günlüğü’nün Kuşadası
bölümleri:
“11 Ocak 1815 Perşembe: Scala Nova bir
parçası düzlükte, bir parçası ise dağın
yamacında olan bir kenttir. Yaklaşık olarak
3000 ev bulunmaktadır. Bunun: 2000’i
Türklerin, 800’ü Rumların, geri kalanı da
Yahudi ve Ermenilerindir. Son dönemde
kentte toplam 10 evde yaşayan yaklaşık 40
Yahudi kalmıştır. Türklerin yaşadığı bölüm
düzlük alanda, etrafı Türkler tarafından
yapılmış surlarla çevrili durumdadır. Bu
bölgeye yabancıların girmesi yasaktır.
Türkler buraya “kale” adını vermişlerdir.
Duvarlar iki tuğla kalınlığında, çok sıradan
işçilikle yapılmıştır. Bir çok parçası
sallanmaktadır. Bütün Türkler gün
batımında kapıları düzenli olarak kapanan
bu kalenin içinde yaşarlar.“
Turner’in anlatımları aynı dönemde
Kuşadası’na gelmiş seyyahların anlatımlarını
desteklemektedir. Turner kentte 3000 ev
bulunduğunu belirtmektedir ki, o dönemlerde
Kuşadası nüfusunun 20 bin kişi olduğunun bir
çeşit doğrulanması gibidir. Ancak Kuşadası
surlarını Turner’in çok iyi incelemediği
anlaşılmaktadır. İki tuğla kalınlığında denilen
surların en dar yeri yapıldığı dönemde bile 2
metreden aşağı düşmemiştir.
“Hıristiyanların kale içine girişi
kısıtlanmıştır. Buna rağmen bazı
Hıristiyanların kale içindeki dükkânlarını
gün boyunca açmasına izin verilir.
Şüphesiz ki, caddeler salgın hastalıklara
davetiye çıkaracak kadar pistir. Kentin
Rum Cemaatinin ikamet ettiği
mahallesinden aşağıya doğru, taşların
arasından etkileyici güzellikte bir pınar
akmaktadır. Türk tarafında eli ayağı
düzgün bir veya iki dükkân
bulunmaktadır.
Bütün kenti
kaplayan evlerin
tamamı
ahşaptan
yapılmıştır.
İskelesi yoktur,
bir tane
gemilerin
demirlediği dış
limanı
bulunmaktadır.
Scala Nova’nın
karşısında
içinde
muhteşem bir
kale olan bir
ada
bulunmaktadır. Burada çok sayıda kuş
yaşadığı için, kentin Türkçe ismi olan
Kuşadası da buradan türetilmiştir. “
İlçemize 19. yüzyılın başlarında gelen pek
çok seyyah Kuşadası şehrinin çok pis olduğu ve
hastalıklara davetiye çıkaracağı konusunda hem
fikirdir. Diğer önemli bir tespit de Rum
Mahallesi denilen Kese Dağı’nın önündeki
bölümden kayalar arasından aşağıya akmakta
olan pınardır. Şimdi bu pınara ne olmuştur,
bilinmez? Lakin, biz Türkler bu bölgeden akan
dereye ‘Bokludere’ dediğimize göre durum
ortadadır.
“Smyrna’nın bütün ticareti güneyinde
yer alan Scala Nova’dan yapılmaktadır.
Çünkü İzmir’e gidebilmek için gemilerin
geçmesi gereken büyük bir yarımada
(Çeşme Yarımadası gibi S.O) Scala Nova’da
yoktur. Ancak Asya kıtasına giriş kapısı
kabul edilen Scala Nova’daki bu transit
ticareti şimdi azalmaya başlamıştır.
Buradan Smyrna’ya doğru düzenli
olmayan, genellikle haftada bir kez
çıkarılan kervan seferleri vardır. Bu ticari
faaliyetlerden başka, Scala Nova’dan savaş
boyunca oldukça büyük miktarlarda mısır
ve zahire ihraç edilmiştir. Smyrna ile
Melasso (=Milas) arasındaki bu bölgeyi
adına Müsellim denilen bir ağa
yönetmektedir. Fakat Bay Bonfort
bana:kimin cebinde 300bin kuruş parası
varsa, bütün bir bölgeyi istediği gibi
yönetebilir, bunun dışında bir şey
yapamaz, dedi.”
“Sabah kalktıktan sonra yürüyerek eski
İngiliz Yardımcı Konsolosunu ziyarete
gittim. Kendisi bir Zantiot’tu ve burada
kırk yıldan bu yana ikamet ediyordu. Aynı
zamanda Mr. Werry’nin resmi olmayan
adamıydı. Ayrıca ondan Fransız
Konsolosuyla arasındaki büyük rekabetten
dolayı bana kırgın olduğunu biliyordum ve
bu münasebetle O’ndan özür dileyecektim.
Akşam kalenin dışında yaptığım küçük bir
yürüyüş dışında bütün gün yağan yağmur
nedeniyle kapı dışarı çıkmadım.”
“12 Ocak 1815 Cuma: Dün geceki
yağmur bugün de devam etti. Hatta bu
gece de yağmaya devam ediyor. Bütün
geceyi evin içinde okuyarak ve yazarak
geçiriyorum. George’u atlara bakmaya
gönderdim. Efes yoluyla Smyrna’ya gitmek
için 3’te beni buldu Kendisine 60 kuruş
verdim. Yarın havanın bizim yola
çıkmamız için uygun olup olmayacağını
merak ediyorum.
13 Ocak 1815 Cumartesi: Güzel parlak
güneşli bir sabahtı. Ben atları hazırlaması
için George’u gönderdim. Saat 9’u çeyrek
geçe yola çıktık. Yolumuz üzerinde sağı
solu bezemiş çalılıklar, bereketli ovalarda
keçi ve koyun sürülerine bin bir lezzet
sunan meralar, ekili alanlar ve yemyeşil
dağlar uzanıyordu. Denizi solumuza almış
bazen tepelerin arasına gizlenmiş yoldan
devam ediyorduk. Yolda birbirinin peşi
sıra dizilmiş develerden oluşan uzun
kervanlarla karşılaşıyorduk. Kimi kervanın
dağların yılankavi yollarında olduğunu
develerin boyunlarına asılmış çanların
seslerinden anlıyorduk. Buradaki develer
çöl devlerinden çok farklıydı.
Buradakilerin başlarını dağınık vaziyetteki
tüyler kaplamış ve bu develere adeta
başlarına taç takılmış gibi daha güçlü bir
görüntü vermişti. Bu tip tüylü develer
Anadolu'da çok yaygındır. Ama ince yapılı
ve tüysüz Arap develerine de
rastlamaktayız. Efes Pococke, Chandler ve
Dallaway tarafından en ince ayrıntısına
kadar tarif edilmiştir. Bende kendi
hesabıma bu anlatımı biraz daha dar
kapsamlı tutacağım.
Saat on iki buçukta Rumlara ait vakıf
evleri olduğunu sandığımız Efes kentinin
ilk harabelerine geldik.”
William Turner’in 1815 yılının Ocak ayında
Kuşadası’nda geçirdiği iki günün sonunda kara
yoluyla Efes bölgesine geçişinin öyküsü bu
şekilde. İnsanı adeta bir düş âlemine götüren
seyyahımızın anlattıklarıyla günümüz
Kuşadası’nı karşılaştıralım. O pis haliyle eski
Kuşadası’nda mı yaşamak istersiniz, yoksa dağın
taşın betonlaştığı, insani ilişkilerin menfaate
dayalı olduğu yeni Kuşadası’nda mı?
William Turner 1816’da İngiltere’ye
döndükten sonra Dışişleri Bakanlığında
çalışmaya devam etti. 1824 yılında yeniden
Büyükelçilik Sekreteri olarak İstanbul’a
gönderildi. 2 yıl daha İstanbul’da kaldı.
Döneminin
en büyük
tarihi sikke,
para ve
mühür
alıcılarından
biri oldu.
1867
yılında
İngiltere’nin
Leamington
kentinde 74
yaşında
öldü.
Turner - Efes Plan
MAYIS 2012
KUYETA
17
Özel Araştırma
KİRAZLI KÖYÜ
Bölüm - 2 - SON
Yılmaz Gencer Em. Kuşadası Turizm Müd.
EFSANE (EVLİYALARIN BİRBİRİNİ
ZİYARETİ)
Kirazlı’nın iki ünlü evliyası, Yaren Dede ve
Sinan Dede iki ebedi dost. Aralarında 5
kilometre uzaklık var. Arada bir birbirlerini
ziyaret ederler, canları sıkıldıkça ya da bir
zaman sonra akşam olup hava karardığında,
Sinan Dede'den bir ışık çıkıyor, köyün
üzerinden nur saçılırcasına ışık Yaren Dede’yi
ziyarete gidiyor. Bazen de Yaren Dede’den aynı
ışık, Kirazlının üzerinde kuyruklu yıldız
kayarcasına, Sinan Dede'nin türbesine geliyor.
İki dost böylece buluşup hasret gideriyorlar.
Evliyalar kenti Kirazlı' da büyükten küçüğe
bu bilinir ve konuşulur.
Herkes bu iki evliyaya saygılıdır, severler.
Evliyalar da Kirazlıları sever, görünmeyen bir
manevi güç gibi Kirazlıları korurlar.
Yaren Dede, Sinan Dede, Kermen Dede üç
dost, bu ışıklar gökyüzünde bir başka yere
Kirazlı'dan Kuşadası istikametine bir yere
daha ziyaret ederler. Ama neresi? Bunu
Kirazlılar da tam anlamıyla çözememiş, ama
şu var ki; en çok ziyaret Sinan Dede ve Yaren
Dede arasında olduğu inanılan bir gelenek.
Bu nurlu ışıkların aralarındaki muhabbet
hiç bitmesin...
YAREN DEDE (YATIR=EVLİYA)
Kirazlı’dan Kuşadası yönüne giden yolun
üçüncü kilometresinde, Dereboğazı
mevkiinden sağa kıvrılan toprak yoldan gidilir.
Ortalama iki buçuk km. kavun, karpuz,
tütün, susam tarlalarının yanından geçerek,
toprak yolun solunda. Aslanlı Mağarasının
hemen beş yüz metre berisinde, bir ağacın
yanı başında ebedi istirahatını sürdüren Yaren
Dede’yi görüyoruz.
Mezar taşının üstünde şu yazıt var. ‘’Allah
baki Yaren Dedesi ruhuna Fatiha ".
Ağaç dallarının üstüne bez ve ip parçaları
bağlanmış, niyetler tutulmuş, istekler birbiri
ardına sıralanmış, ulu insan merhum Yaren
Dede’ye yüzlerce dualar edilmiş.
Yaren, dilimize Farsçadan geçmiş bir
kelime olup, arkadaş, dost anlamına
gelmektedir.
0, Allah'ın sevgili kulu olmuş, yaşamında
Allah yolundan ayrılmamış, insanlara arkadaş
olmuş; dost olmuş, sıkıntıda olan insanlara
KUYETA
MAYIS 2012
18
yardım için Allah'a
yalvarmış,
yakarmış, sonra da
ermiş erenlerden
olmuş.
Bugün Yaren
Mağarasına da
adını veren Yaren
Dede halen
insanlara "yarenlik"
ediyor.
Yaren Dede
dostça kal. Allahın
selamı üzerine
olsun. Bundan
sonra da hiç yalnız
kalmayacaksın.
SİNAN DEDE
(EVLİYA)
Köy camisinin yanı başında küçük evlerin
arasında kalmış, köyün, küçücük kalan ilk
mezarlığının bir köşesinde, 15–20
metrekarelik bir odacık içinde ebedi
istirahatını sonsuza kadar sürdürecek olan
merhum Sinan Dede yatıyor.
0 küçük baraka içindeki Sinan Dede'nin
mezarının üzerine Arap harfleriyle yazılı, yeşil
bir örtü örtülmüş, normal mezardan oldukça
büyük, tahta kapısının çengeli geçirilmiş,
sanki ziyaretçilerini bekler gibi upuzun
yatıyor.
Halk arasındaki inanışa göre özellikle
çocuğu olmayan" kadınların burayı ziyaret
ettikten sonra, çocukları olduğu inancı
yaygındır.
Selvi ağaçları arasında kalmış olan o, eski
muhteşem mezarlığın köşesinde anıt bir
mezar gibi duran Sinan Dede türbesini,
Türkiye’nin birçok yerinden ziyaretçileri
ziyaretine gelerek dua edeler, adakta
bulunurlar, mum yakarlar. Sinan Dede dostça
kal…
KERMEN DEDE (Evliya)
İzmir’e bağlı, Burgaz Köyü, Aydın’a bağlı
Kirazlı Köyü öylesine birbirine yakın ki sanki
birleşmişler. Burgaz yok sadece Kirazlı Köyü
var gibi.
Kermen Dede’ye giderken Burgaz’dan
geçiliyor. TRT’nin radyolink yolu üzerinde
yüksek dağ yamacında; Kirazlı ve Burgaz’ı
seyretmeye doyamamış gibi, seyrediyor
Kermen Dede.
Kuraklık söz konusu olduğunda, yağmur
duası için köy halkı arkada, imam önde
Kermen Dede’ye çıkarlar, burada dua ederler,
kurban keserler, adakta bulunurlar. Sonra
köye dönerler.
Kermen Dede’nin duaları üzerine, Allah
rahmetini esirgemez. Kermen Dede
sayesindedir ki Kirazlı Köyü, Kuşadası’nın en
suyu bol bölgesidir. Kuşadası’nın da su
kuyuları Kirazlı Köyünde bulunmaktadır.
Kermen Dede’ye edilen dualar kesilmesin,
suyumuz bitmesin.
ASAR ALTI - KIRK MERDİVENLER
(ROMA DÖNEMİ, M.S. I-II. yüzyıl)
Kuşadası-Kirazlı yönünde, Dereboğazı
mevkiinde sağ taraftan araçla onbeş
dakikalık, toprak yolun doruğuna geldiğinizde
(7–8 km.) yolun solunda bir anıt gibi
yükselen sivri kayalık dağ yamacı üzerinde
Kırkmerdivenleri fark edersiniz.
Araçtan indikten sonra, soldan 40–50 m.
yürüdüğünüzde, kayaların özenle yontularak
merdivenle, kayalık sivri uca çıkarsınız. Doğal
Kayaların oyulmasıyla duvarlar
oluşturulmuştur. Yukarıdan aşağıya
baktığınızda dümdüz ovada, Zeytinlik ve diğer
ağaçlardan oluşan o muhteşem manzara ile
karşı karşıya gelirsiniz. Uzaklarda ise parlayan
deniz manzarası.
Önce buranın ne amaçla ve kimler
tarafından yapıldığını anlayamazsınız, ama
merdivenlerin alt kısmında Roma dönemi
yapı kalıntısını gördüğünüzde buranın bir
Roma Devri yaşadığını hayretler içinde
görürsünüz.
Burası büyük bir ihtimalle Romalılar
Döneminde bir gözetleme Kalesi ve ileri
Karakol olarak görev yaptığı belli oluyor.
Hiçbir araştırma ve kazı belirtilerinin
görülmediği bu yerde inceleme yapılırsa
başka tarihi kalıntılarında çıkarılması söz
konusu olabilir.
Kayalık Merdivenlerden dolayı halk
arasında buraya Kırk Merdivenler
denmektedir.
KÖY SOFRASI
Kirazlı Köyünden Burgaz’a giderken yolun
solunda, köyün merkezine 300 m mesafede
Selvi ve zeytin ağaçları arasında, şirin küçük
bir bina, ön ve yan bölümleri modern
olmayan çardaklarla donatılmış, yer sofraları,
şark usulü kilim ve yastıklarla donatılmış,
tam bir köy sofrası oluşturulmuş. Çardakların
arka kısmını üzüm bağları sarmış yemyeşil
bir cennetin ortasında, yemek yemek köy
hayatını yaşamak, köyü ve tertemiz güzel
havayı teneffüs etmek bütün stresleri atmak,
serin çardaklar altında, sacda gözleme, saç
böreği kapama, göveç, mantı, keşkek, ayran,
yaprak sarma, bazlamayı köy sofrasının anası
Fatma ana'nın elinden yemek nasıl bir hazdır
bilir misiniz?
Bu köyde ayrıca, yürüyüş, safari ve at
gezintileri, ağaçlıklı köy yolu ve dağ
yamaçlarında, spora tabii bir anlam
kazındırır.
KİRAZLI KÖYÜ VE ORGANİK TARIM
Kirazlı Köyü Kuşadası’na 10 km. uzaklıkta
1000 nüfuslu dört tarafı dağlarla çevrili bir
yayla köyüdür. Sahibi olduğu doğal güzellikleri
ve verimli toprakları sayesinde kısa zamanda
adını tüm dünyaya duyurdu. 2005 yılında
kurulan KİRAZLI EKOLOJİK YAŞAM DERNEĞİ
(KEYAD) öncülüğünde başlatılan organik
tarım uygulaması ve Birleşmiş milletler
(UNDP_ SGP ) destekli Biyo çeşitliliğin
korunması, yerli köy türlerine ekonomik
değer kazandırılması, güneş enerjisinden
yararlanarak sebze kurutma fırınlarının
kurulması projesinin uygulanmasıyla köy
tamamen dışarıya açıldı. Şu anda pazar
günleri açılan ve köylü kadınların
ürettiklerini pazarladığı KİRAZLI EKO KÖY
YEREL ÜRÜNLER PAZARI adıyla faaliyet
gösteren Türkiye’nin ilk köy pazarı Kirazlı’da
açıldı. Köylüler ürettikleri organik sertifikalı
ürünleri İstanbul, Ankara ve İzmir organik
pazarlarına da göndermektedirler.
Köy Sofrası başta olmak üzere köyde
faaliyet gösteren ve yöresel lezzetleri
yaşatmaya çalışan kırsal restoranların pek
çoğu kendi bahçelerinde 2005 yılından beri
organik ürün yetiştirmekte ve bu ürünleri
Mutfaklarında değerlendirmektedir.
GÖL YATAĞI (GÖLET)
Maki ve çam ağaçlarının donattığı, üç tarafı
dağlarla çevrili "Göl Yatağı" bölgesinde yazın,
fasulye, mısır, buğday, arpa, gibi ürünler elde
edilir. Kışın, dere yataklarından inen sular ve
yağmur suları burasını adeta bir göle çevirir.
Yazın ise sular çekilmekte ve tarıma elverişli
hale gelen ilginç bir köşe oluşmaktadır.
Kirazlının bu ilginç köşesi ilkbahar ve
sonbaharda stres atma turları, at gezintileri
için çok uygundur.
KÖY DÜĞÜNÜ
Oğlan tarafı, kızı istemeğe giderken; oğlan
anası, babası, yakınlarının büyükleri, birlikte
kız evine giderler, hoş sohbetten sonra kız
istenir, ateşli konuşmalarla, pazarlık yapılır.
Düğünden bir hafta önce oğlan evine
bayrak asılır. Düğün başlar, davullar ve
zurnalar çalınır, yemekli içki masaları
hazırlanır. Kız tarafı, oğlan tarafı ve davetliler
yerlerini alırlar. 3 gün 3 gece sürecek olan
düğünde yemekler yenmeğe, içkiler içilmeğe
Köroğlu oyunları oynanmağa başlanır.
Düğün devam ederken, oğlan babası yarı
saman dolu kereterin içine (kereter,
küfe=büyük sepet) tavuk gibi (folloğa)
oturtulur, altına birkaç yumurta konur.
Kereter, bir ağaca veya duvara asılır. 15
dakika, veya yarım saat sonra, köyün ihtiyar
heyeti gelip bakarlar, belli bir miktar yumurta
isterler örneğin 20 yumurta. Oğlan tarafı
kereterin içine 15 yumurta koyar. Tekrar
ihtiyar heyeti gelip bakar, olmadı derler ve
birkaç gelip gitmeden sonra yumurtalar
tamamlanır. Daha sonra damat getirilerek
Kaynakça
Ekrem ÖZ SOY, Kuşadası Kaymakama. - Yılmaz CENCER»Kuşadası Turizm Müdürü,
Ali TUTAR, 1321 doğumlu »Kirazlı eşrafından, İbrahim ÇELİK,Kirazlı köyü muhtarı,
İsmet TUNÇ, Kirazlı köyü Bakkalı, - Hüseyin GÜLTEKİN,Kirazlı. köyü Cam, İmamı, L. Nazik, MTA İzmir Araştırmacısı
N.GÜLDALI ,MTA İzmir Araştırmacısı, - Dr,Tuncer BAYKARA, İzmir Şehri ve Tarihi
kalabalık meclisin ortasına çömeltilir. O arada
bir saç ayağı üzerine bir saç konularak 20
yumurta damadın başı üstünde pişirilir.
Pişirilen yumurtalar mecliste dolaştırılarak
ikram edilir.
Daha sonra, oğlan evi tarafından birini
tutup, karnından, ayağından bağlayarak
onlardan istekte bulunurlar, (örneğin: kışın
karpuz, bal v.b. gibi düğün esnasında az
bulunan şeyler) o istekler yerine getirilir ve
serbest bırakırlar.
Hemen arkasından, bir eve gidilir bir eşek
bulunur, heybesine ekilecek tohumlar konur,
diğer gözüne de ekmek, peynir, yemekler
konur. Karasaban, çapa kürek, tara (balta) yı
eşeğe yüklerler. Meclisten biri eşeğe biner,
davul zurnanın yanına doğru gelir. Düğünü
yapan taraf (oğlan tarafı) çifte koşulur,
(damadın dayıları, arkadaşları) tohum ekilir,
çapa çapalanır, temizlik yapılır, otlar kesilir.
Çift bittikten sonra damadın evine gidilir
onlara hediyeler verilir, içki ikram edilir,
yemekler yenir.
Gülünür, oynanır herkes neşenin, oyunun
hazını duyar. Böylece bu temsili oyun oynanır.
İkindiye doğru kız evine gidilir. Gelin
hazırlanır, o anda kız evinin kapısı kapatılır,
(avet=hediye almak için) Hediye alındıktan
sonra kız evi eğlenir, oynar, nihayet kız ata
bindirilir ve meydan, meydan ağır ağır oğlan
evine doğru yol alırken köy gençleri, oğlan,
kız, çoluk çocuk, ve büyükler atlı gelinin
arkasında kalabalığı: oluştururlar. Silahlar
atılır. Oğlan evine gelince, evin üzerindeki
bayrak indirilir. (Gelin eve gelmeden bayrak
indirilmez, indirilirse uğursuzluk getirdiğine
inanılır.) Gelini attan damat indirir. Damadın
babası gelinin üzerine buğday, bozuk para
saçar. Nihayet eğlenceden, içkiden sarhoş,
olmuş gençler birer birer dağılır.
Yatsı namazından sonra eve gelinir.
İmamla beraber evde dua edilir. Kolonyalar
dökülür, şerbetler içilir, lokumlar yenir.
Gerdek kapısından damat yumruklanarak
gerdeğe sokulur. Kapı kapatılır.
MAYIS 2012
KUYETA
19

Benzer belgeler

sayfalar HAZIRAN_`2013.....1-19_opt

sayfalar HAZIRAN_`2013.....1-19_opt Mustafa Veli, Belma Özgün, Dr. Ali Alkış, Dr. Ayşe Şerifoğlu, Mustafa Dinçoğlu, Av. Kaya Egel, Ali Hüseyin Torun, Sedat Onar, Yrd. Doç. Dr. Eralp Osman Çolakoğlu, Arif Çıkıcı, Özer Kayalı, Ata Şakr...

Detaylı

sayfalar ARALIK_`2013.....1-19_opt

sayfalar ARALIK_`2013.....1-19_opt Mahmut Esat Bozkurt'un çalışmaları çok kısa özet olarak bunlar. Ülkesini seven bir insan olarak, bir Türk olarak, bize hizmet eden insanları hayırla anmak ve onların adlarını yaşatmak, en önemli gö...

Detaylı

sayfalar aralik_`2012.....1-19

sayfalar aralik_`2012.....1-19 Mahmut Esat Bozkurt'un çalışmaları çok kısa özet olarak bunlar. Ülkesini seven bir insan olarak, bir Türk olarak, bize hizmet eden insanları hayırla anmak ve onların adlarını yaşatmak, en önemli gö...

Detaylı

sayfalar NISAN_`2013.....1-19_opt

sayfalar NISAN_`2013.....1-19_opt Yrd. Doç. Dr. Eralp Osman Çolakoğlu, Arif Çıkıcı, Özer Kayalı, Ata Şakrak, Ali Can Editör Nail Topal Grafik-Tasarım Nilüfer Saçar Nisa Hukuk Danışmanı Av.Nail Özazman Tercüme (İng-Frs) Duygu Sayra ...

Detaylı

sayfalar temmuz_`2012.....1-19

sayfalar temmuz_`2012.....1-19 GELECEK SAYIDAN İTİBAREN YEREL TARİH SAYFALARINDA KUŞADASI YEREL TARİH ARAŞTIRMALARI GRUBU Adına Sahibi ve Sorumlu Müdür Ali Ergül Yayın Kurulu Ali Ergül, Müjgan Şavkay, Mustafa Veli, Belma Özgün, ...

Detaylı

sayfalar kasim_`2012.....1-19

sayfalar kasim_`2012.....1-19 Destekleyelim. Güç verelim.

Detaylı