sivas kongresi ve 108 gün - sivas il millî eğitim müdürlüğü

Transkript

sivas kongresi ve 108 gün - sivas il millî eğitim müdürlüğü
ORTAOKUL VE LİSE ÖĞRENCİLERİ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR
SİVAS KONGRESİ
VE 108 GÜN
Ahmet Necip GÜNAYDIN
Cumhuriyet Üniversitesi
Atatürk İlkeleri ve
İnkılap Tarihi Bölümü
Okutmanı
1919 yılı itibariyle Türk ve İslâm dünyasının tamamı esaret altına düşmüş,
sömürgeci Batılı devletlere teslim olmuşlardı. En küçük bir millî direniş hareketi bile
görülmüyordu. Sadece Anadolu’nun kahraman evlatları, Mustafa Kemal Paşa’nın
önderliği altında İstiklal savaşı yapma cesaretini ve yürekliliğini göstermişlerdi. Bu
cesareti, tarihlerinin kendilerine kazandırdığı bağımsızlık ruhundan, büyük devletlere ve
medeniyetlere imza atmış olmaktan alıyorlardı.
…
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın uygulandığı gerekçesiyle İngiliz, Fransız ve
İtalyan kuvvetleri Anadolu’da işgallerini sürdürüyorlardı. Antep, Maraş, Urfa ve Adana
yöresini işgale girişen Fransızlar, yanlarına Ermeni güçlerini de katmışlardı. İstanbul, 13
Kasım 1919 günü İtilaf Devletleri tarafından işgal edildi. Bu işgaller, yapılan resmî
açıklamalar nedeniyle Anadolu halkı tarafından geçici olarak algılandı.
Birinci Dünya Savaşı sonucunda yenik devletlerin durumlarını görüşmek üzere
toplanan Paris Sulh Konferansı’nda, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi
kararlaştırıldı.
14 Mayıs günü İngiliz Amirali Calthorpe, İzmir Valisi ve Komutanı’na şehrin ertesi
gün işgal edileceğini bildirdi. 15 Mayıs 1919’da İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edildi.
İzmir’den gelen, imdat isteyen telgraftan ve ajanslardan acı haberi öğrenen Sivaslı
vatanseverler Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nde(Doğu İllerinin
Millî Haklarını Koruma Derneği) toplanarak 17 Mayıs 1919 günü büyük bir miting
düzenlemeyi kararlaştırdılar. Belirlenen tarihte on binlerce kişinin katılmasıyla Sivas’ta
coşku ve heyecan dolu bir miting düzenlendi. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı ve
Sivas Müftüsü Abdurrauf Efendi’nin Başkanı olduğu Miting Tertip Heyeti tarafından İtilaf
Devletleri temsilcilerine ve İstanbul Hükümetine gönderilen telgrafta, İzmir’in haksız ve
insafsızca işgali protesto edildi. “işgalin kaldırılması için hükümetin girişimlerini
sabırsızlıkla bekliyoruz.” deniliyordu.
1
VŞMHMC Sivas Şube Başkanı
ve Sivas Müftüsü
Abdurrauf Efendi(Sarısözen)
İzmir’in işgalinin devam ettiği ve yayıldığını öğrenen Sivaslılar, 22 Mayıs 1919
günü ikinci bir miting daha düzenlediler. Kadın erkek binlerce kişinin katıldığı bu miting
sonunda İstanbul’da bulunan İtilaf Devletleri temsilcilerine protesto ve Hükümete uyarı
telgrafları çektiler. Bu telgraflarda, İzmir’de gerçekleşen kanunsuz işgalin, kendilerini
medeni olarak nitelendiren milletler tarafından hemen kaldırılması istendi. Hükümete
ise bu konuda gerekli önlemlerin alınması uyarısı yapıldı.
Sivas VŞMHMC, üçüncü mitingini 4 Haziran 1919’da Sivas Cami-i Kebiri (Ulu Cami)
önünde toplanan binlerce ahali ile yaptı.
Millî Kongrenin Sivas’ta Yapılması Amasya Genelgesi ile Kararlaştırıldı
Samsun’dan sonra Havza’ya geçen Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları “Vatan
topraklarının işgalini protesto etmek amacıyla açıkhava toplantıları yapılmasını” bir yazı
ile her tarafa duyurdu.
12 Haziran günü Amasya’ya gelindi. 21/22 Haziran 1919 tarihinde Amasya
Genelgesi yayımlandı.
Mustafa Kemal Paşa, Amasya Genelgesi ile “Vatanın Bütünlüğü, Milletin İstiklâli
(Bağımsızlığı) Tehlikededir.”, “Milletin İstiklalini Yine Milletin Azim ve Kararı
Kurtaracaktır.” vurgularından sonra, milletin istiklâlini kurtarmak için millî bir heyetin
kurulması gerektiği, bu amaçla Anadolu’nun en güvenli yeri olan Sivas’ta millî bir
kongrenin toplanacağı, vatanın içinde bulunduğu bu karanlık tablonun çözümünün ise
delegelerin alacağı karara bağlı olduğu duyuruluyordu.
“Anadolu’nun her yönden en güvenilir yeri” olarak niçin Sivas seçilmişti? Sivas
işgallerden uzak, Anadolu’nun iç kesimindeydi. Buraya kadar bir işgalin yapılması
mümkün görülmüyordu. Sivas’taki askerî ve sivil bürokrasi vatansever kimselerden
oluşuyordu. Sivas’taki 3. Kolordu’nun varlığı, Sivas’ın giriş ve çıkışlarının kolay
denetlenir olması güvenlik açısından önem taşıyordu. Sivas’ın Anadolu’nun ortasında ve
yolların kesiştiği bir konumda olması, Müdafaa-i Hukuk teşkilatının etkin varlığı, Sivas’ın
tercih edilmesinde etkili oldu.
Millî bir kongrenin yapılacağı mekan olarak Sivas’ın tercih edilmesinin ne kadar
isabetli olduğu yaşanılan olaylarla anlaşılmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i
Temsiliye 108 gün boyunca huzur ve güven ortamında Sivas’ta kalmışlar ve Millî
Mücadeleyi başarı ile yönetmişlerdir.
2
Mustafa Kemal Paşa’nın 27 Haziran 1919 günü Sivas’a Gelmesi
Erzurum Kongresi’ne katılmak üzere Amasya’dan ayrılan Mustafa Kemal Paşa, 27
Haziran 1919 günü Sivas’a geldi. Sivas halkı tarafından coşkuyla karşılandı.
Atatürk şehre girerken ki izlenimlerini Nutuk’ta şöyle anlatır:
“Sivas şehrine girerken, caddenin iki tarafı büyük bir kalabalıkla dolmuş,
askerî birlikler tören düzenini almış bulunuyordu. Otomobillerden indik. Yürüyerek
askeri ve halkı selamladım...
Bu manzara, Sivas’ın saygıdeğer halkının ve Sivas’ta bulunan kahraman subay
ve askerlerimizin bana ne kadar bağlı ve sevgi ile dolu olduğunu gösteren canlı bir
tanık idi...”
Mustafa Kemal Paşa, 27/28 Haziran gecesi, Sivas’ta Bulunan ve kendisini
tutuklatmak girişiminde bulunmuş olan Elazığ valisi Ali Galip ile; daha sonra Sivas
VŞMHMC yöneticileri ile görüşmeler yaptı. 28 Haziran sabahı (Ramazan Bayramının
birinci günü)uykusuz geçirilen gecenin ardından, gün ağarırken Erzurum’a doğru yola
çıktılar. Yanlarına her zaman olduğu gibi yirmi yumurta, bir okka peynir ve on ekmek
almışlardı. Refahiye kırsalında mola verdiler ve yanlarında getirdiklerini yedikten sonra
bir yamaçta sabahladılar.
Erzurum Kongresine Katılan Sivas Vilayeti Delegeleri
Altı Doğu Vilayeti (Sivas, Erzurum, Diyarbakır, Mamurat’ül Aziz (Elazığ- Harput),
Bitlis, Van), Trabzon vilayeti ve bağımsız sancakların katılımı ile gerçekleştirilen
Erzurum Kongresi’ne yaklaşık 56 delege katılmış, Sivas vilayeti 13 delege ile temsil
edilmiştir. 1
Sivas vilayeti delegeleri Erzurum Kongresi’nde başarı ile görevlerini yerine getirdi.
Sivas vilayetini temsilen Erzurum Kongresi’ne katılan delegeler 2:
1. Fazlullah MORAL – Sivas Merkez Sancağı
2. Yusuf Ziya BAŞARA– Sivas Merkez Sancağı
3. Recep DİNÇER – Zara (Koçgiri) Kazası
4. Hayrullah SEYHAN– Divriği Kazası
5. İsmail Hakkı ÇEÇEN – Suşehri Kazası
6. İbrahim Süreyya YİĞİT – Amasya Sancağı
7. Dr. Mahmut Cemil ŞENCAN - Şarkîkarahisar Sancağı
8. Mehmet Rıfat ARKUN – Tokat Sancağı
9. Çadırcızade Ali – Koyulhisar Kazası
10. Mehmet Mustafa ATAY – Mesudiye Kazası
11. Mehmet Şeref – Niksar Kazası
12. Hüseyin Hüsnü ÖZHAN – Alucra Kazası
13. H. M. Sırrî KAYMAZ – Reşadiye Kazası
Ahmet Necip Günaydın, Erzurum Kongresi’ne Katılan Sivas Vilayeti Delegeleri, CÜ. AİAUM. Yay. No:4, Sivas, 2002, s.13,14.
1919’da Sivas Merkez, Amasya, Tokat, Şarkîkarahisar Sivas Vilayeti sancaklarıdır. Suşehri, Koyulhisar, Alucra ve Mesudiye Ş.Karahisar
sancağına; Niksar ve Reşadiye Tokat Sancağına; Zara ve Divriği Sivas Merkez Sancağına bağlı kazalardır.
1
2
3
23 Temmuz- 7 Ağustos 1919 günleri arasında yapılan Erzurum Kongresi Ermeni ve
Rum tehdidine karşı halkın birliğini sağladı. Bölgedeki tüm Müdafaa-i Hukuk
Derneklerini, Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında topladı.
Mustafa Kemal Paşa, delegeleri Erzurum-Ilıca’dan yolcu ederken; Sivas delegeleri
ile özel bir görüşme yaptı. Sivas’ta toplanacak olan kongre hazırlıkları ile ilgili isteklerde
bulundu. Özellikle Sivas’a gelmiş bulunan delegelerin evlerde misafir edilmesini istedi.
Erzurum Kongresi 7 Ağustos’ta bitmesine rağmen Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i
Temsiliye üyeleri iki hafta kadar Erzurum’dan ayrılamadılar. Bunun sebebi Sivas ve
çevresinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınmakta olması ve parasızlıktı. Para ihtiyacı
emekli Binbaşı Süleyman Bey’in 900 lira şahsi parasını vermesiyle çözüldü. İhtiyaçlar
karşılandıktan sonra, 29 Ağustos 1919 günü Sivas’a gitmek üzere Erzurum’dan
ayrıldılar.
4
Sivaslıların Mustafa Kemal Paşayı Karşılaması (02 Eylül 1919)
2 Eylül 1919 günü Sivas olağanüstü bir güne hazırlanıyordu. Erkenden uyanan
Sivas halkı, buruk bir sevinç içindeydi. Bir yandan işgallerin, katliamların, tecavüzlerin
verdiği bir ıstırabı, bir yandan da kurtuluş ümidi olarak görülen Millî Mücadele’nin
liderini şehirlerinde misafir edecek olmanın sevincini yaşıyorlardı.
Sivaslılar çok görkemli bir karşılama hazırlamışlardı. Şehirde ne kadar fayton, yaylı
araba varsa bu işe ayrılmıştı. Erzincan yolu istikametine yönelen insanlar arasında yaya
gidenler de çok sayıdaydı. Kılavuz tepesinde toplanarak otomobillerin gelişini gün
boyunca sabırla beklediler.
Kalabalık halk kitlesi şehrin girişinde toplanmış, dört beş kilometre mesafede
çadırlar kurulmuştu.
Mustafa Kemal Paşa’yı ve beraberindekileri getiren otomobillerin Seyfebeli’nden
görülmesi ile Sivas halkı büyük bir sevinç dalgasına kapıldı. Bir süre sonra Kılavuz’un
tepesinde duran otomobile koşarak, Mustafa Kemal’in elini öpüp ona, “Hoş geldiniz”
dediler. Kısa bir süre o günün meseleleri hakkında görüşmeler yapıldıktan sonra hareket
edildi. Kafile güneş batmak üzereyken şehre girildi.
Karşılamaya çıkamayan Sivaslılar caddenin iki yanını doldurmuş, alkış tufanı
arasında Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını karşılıyordu. 3
Gelen heyet içinde bulunan Rauf Orbay hatıralarında o günü şöyle anlatmıştır.
“… Eylül’ün ikinci günü Sivas’a vardık ve başta Vali Reşit Paşa, Kolordu
Kumandanı Selahattin Bey ile asker, sivil, talebe ve halkın kütleler halinde
katıldığı parlak merasimle karşılandık.” 4
Rasim Başara, 2 Eylül günü Sivas’a gelen M. Kemal Paşa’yı şu sözlerle anlatmıştır:
“Mustafa Kemal Paşa’nın o günkü kıyafeti hâlâ gözümün önündedir. Hâki renkte
sivil bir avcı elbisesi, başında kalpak, göğsünde harp madalyası taşıyordu.” 5
Kılavuz tepesinde karşılanan Paşa ve beraberindekiler, coşkun gösteri ve alkışlarla
girdikleri Sivas’ta, misafir edilecekleri Mekteb-i Sultanî binasına (Kongre binasına)
geldiler.
Mustafa Kemal Paşa’nın odasındaki eşyalar Sivas Müdafaa-i Hukuk Yöneticileri
Müftü Abdürrauf Efendi, Şekercizâde İsmail Bey ve Sığırcızâde Hayri Bey tarafından
getirtilerek odaya yerleştirilmişti. 6 Sivaslı bir genç kız, çeyizinden çıkardığı yatak
örtüsünü çıkarıp getirerek, Mustafa Kemal Paşa için hazırlanmış yatağın üstüne
örtmüştü. Sarı renkli, atlas yastığın üzerine koyu renkli ibrişimle ve eski harflerle
işlenmiş şu dize göze çarpıyordu:
Cihanın canına mağrur olup incitme insanı;
Süleymanı zaman olsan bırakırsın bu eyvanı.
3
Hatıralar, a.g.e., s. 133-137; Aşkun, a.g.e., s. 106-108; Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürkle Beraber, TTK
yay.,1997, s. 203-207.; Nutuk, s.59.
4
Rauf Orbay, Rauf Orbay’ın Hatıraları, Yakın Tarihimiz Dergisi, 1962, C.3, S. 29, s.83.
5
Vehbi Cem Aşkun, Sivas Kongresi, İstanbul, 1963, s.107.
6
Aşkun,a.g.e., s.97, 98.
5
Onurlarına verilen yemek ziyafeti sonrası dinlenmeye çekildiler. Ertesi gün (3
Eylül) Kongre hazırlıklarıyla ilgilendiler. Mazhar Müfit Bey (Kansu), Kongre binasından
çıkarak, çarşıda halkla temas kurdu. Uzun süre kalmayı planladıkları Sivas’ta halkın
nabzını tutmak istemişti. Görüşmelerden o kadar etkilenmişti ki anılarında:
“Görüştüğüm bütün yerliler en kuvvetli bir inanç ve iman hissiyle millî
mücadeleye, ruh ve bilincine bağlı bulunuyorlardı. Sivaslıları, fevkalâde
insaniyetli, vatansever, davaya ve mücadele azmine hazır buldum” diyecektir.
6
SİVAS KONGRESİ DELEGELERİ
Delegenin Adı :
Temsil Ettiği Yer:
Mesleği:
Asker (Mirliva- Tuğ. Gen.)
1.Mustafa Kemal (Atatürk)
Erzurum
2.Raif (Dinç)
Erzurum
Hukukçu
3.Bekir Sami (Kunduk)
Sivas
Mülkiyeli – Vali
4.Hüseyin Rauf (Orbay)
Sivas
E. Deniz Subayı
5.Fevzi (Baysoy)
Erzincan
Din adamı –Şeyh
6.Kara Vasıf (Karakol)
Antep
Emekli Albay
7.Refet Bele
Canik
Asker (Albay)
8.Süleyman(Boşanlı– Boşnak)
Canik (Samsun)
Çiftçi – Denizci
9.İsmail Hami (Danişment)
İstanbul
Mülkiyeli- Tarihçi
10.İsmail Fazıl (Cebesoy)
İstanbul
Emekli General
11.Hikmet (Boran)
Ask.Tıb. Tem. (İst.)
Tıbbiye Öğrencisi
12.Ahmet Nuri
Bursa
İlmiye sınıfı Hocası
13.Osman Nuri (Özpay)
Bursa
Hukukçu- Avukat
14.Necati (Kurtuluş)
Bursa
Askerlikten İstifa
15.Asaf (Doras)
Bursa
Hukukçu
16.Hüseyin (Bayraktar)
Eskişehir
Tüccar
17.Hüsrev Sami (Kızıldoğan)
Eskişehir
Subay
18.Halil İbrahim (Sipahi)
Eskişehir
Tüccar- Bld. Bşk.
19.Mehmet Şükrü (Koçzade)
A. Karahisar
Hukukçu
20.Salih Sıtkı (Kesrioğlu)
A. Karahisar
Mülkiyeli
21.Bekir Gümüşizade
A. Karahisar
Öğretmen
22.Abdurahman Dursun (Yalvaç)
Çorum
Öğretmen
23.Mehmet Tevfik (Ergun)
Çorum
Öğretmen
24.İbrahim Süreyya (Yiğit)
Alaşehir (Saruhan)
Mutasarrıf
25.Macit (Suner)
Alaşehir (Manisa)
Hakim (Yargıç)
26.Mehmet Şükrü (Dalamanlı)
Denizli
Hukukçu
27.Yusuf (Başağazade)
Denizli
Hukukçu – Ziraatçı
28.Necip Ali (Küçüka)
Denizli
Hukukçu –Yargıç
29.Hakkı Behiç (Bayiç)
Denizli
Mülkiyeli
30.Sami Zeki
Kastamonu
Emekli Subay
31.Tatlızade Nuri Efendi
Kastamonu
Eşraf
32.Halit Hami (Mengi)
Bor (Niğde)
Tüccar- Bld. Bşk.
33.Mustafa (Soylu)
Niğde
Öğretmen
34.Yusuf Bahri (Tatlıoğlu)
Yozgat
Çiftçi
35.Osman Remzi (Öğüt)
Nevşehir
Memur
36.Mazhar Müfit (Kansu)
Denizli (Hakkari)
Valilikten istifa
37.Nuh Naci (Yazgan)
Kayseri
Tüccar
38.Ahmet Hilmi (Kalaç)
Kayseri
Kaymakam
39.Ömer Mümtaz (İmamzâde)
Kayseri
Tüccar
40.İhsan Hamit (Tigrel)
Diyarbakır
Eğitimci
7
Sivas Kongresi Günlerinde Kongre Salonu
Sivas Kongresi’ne Delege Katılımı Beklenenden Az Oldu.
Amasya Genelgesine göre her sancaktan üç delege gelebilseydi 246 kişi Sivas
kongresine katılacaktı. 21 sancağı olan Doğu vilayetleri ve Trabzon vilayetini, Erzurum
Kongresinde seçilen Heyet-i Temsiliye’nin temsil etmesi kararlaştırıldı. Dokuz Heyet-i
Temsiliye üyesinden sadece beş’i Sivas Kongresi’ne katılabildi. 61 sancağı olan Batı
vilayetlerinden katılımın beklenenin altında olmasında ise İstanbul Hükümeti ve işgal
kuvvetlerinin engellemeleri ve olumsuz propagandaları, işgale uğramış vilayetlerin
delege belirleyememesi, ulaşım zorlukları vs. etkili oldu. Kaynaklarda farklı delege
sayıları verilmekle birlikte, 40 delegenin kongreye katıldığı yapılan araştırmalar
sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Sivas Kongresinde Sivas delegesi var mıydı?
Amasya Genelgesi’ne göre; Erzurum Kongresi’ne katılan delegeler, Sivas
Kongresine de katılacaktı. Bu mümkün olamayınca, pratik bir çözüm olarak Erzurum
Kongresi tarafından seçilen Heyet-i Temsiliye’nin Doğu vilayetleri ve Trabzon vilayetini
temsilen Sivas Kongresine katılması kararlaştırıldı. Adı geçen yerlerden ayrıca delege
seçilmesi yoluna gidilmedi. Sivas vilayeti kontenjanından Heyet-i Temsiliye üyeliğine
seçilen Rauf (Orbay) ile Bekir Sami (Kunduh) aynı zamanda Sivas Delegesi sıfatı da
kazanmış oldular.
Sivas Kongresi’nin Açılışı
4 Eylül 1919 Perşembe günü Sivas, tam bir bayram havası içerisindeydi.
Vatansever Sivas halkı, saatler öncesinden kongrenin yapılacağı Mekteb-i Sultanî 7
binasının önünde toplanmış, binaya giden yolları doldurmuştu.
Açılış saati olan 14.00’a beş dakika kala Mustafa Kemal Paşa odasından çıkıp
toplantı salonuna girdi. Doğruca başkanlık kürsüsüne çıktı. Çünkü bu toplantının
düzenleyicisi ve davetçisiydi. Açış konuşmasına başladı: 8
Mekteb-i Sultanî için Bkz: Halûk Çağdaş, Sivas İdadisi: Geçmişten Geleceğe Uzanan Tarihi Bir Bina, Tarih ve Toplum, Haz. 1991, S:
90, s. 30-31.; N. Yücel Mutlu, Sivas İ’dâdisi/ Sivas Lisesi, Nisan 2007.
7
8
“ Muhterem Efendiler;
Vatan ve milletin kurtuluşunu amaçlayan zorlayıcı sebepler, sizleri bunca
sıkıntı ve engeller karşısında Sivas’ta topladı. Kahramanlık örneği olan
kararlılığınızı kutlar, sizlere hoş geldiniz demekten mutluluk duyarım.” (…)
Sivas Kongresi Delegeleri Tek Tek Yemin Ettiler
Sivas Kongresi’nin bir İttihat ve Terakki Partisi girişimi olduğu propagandasının
asılsız olduğunu göstermek amacıyla, delegeler tek tek yemin ettiler. Bu yeminlerinde
“vatanın ve milletin mutluluğu ve kurtuluşu dışında kişisel amaçlarının olmadığını,
hiçbir siyasi girişime hizmet etmeyeceklerini” belirttiler.
Erzurum kongresi Kararlarında Yapılan Değişiklikler
1. Cemiyetin (derneğin) adı “Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” iken
“Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” oldu.
2. “Heyet-i Temsiliye, Doğu Anadolu’nun genelini temsil eder.” yerine “Heyet-i
Temsiliye bütün vatanı temsil eder” denildi.
3. “Her türlü işgal ve müdahaleyi Rumluk ve Ermenilik kurma gayesine bağlı
sayacağımızdan, topyekûn savunma ve direnme ilkesi kabul edilmiştir” yerine
“Her türlü işgal ve müdahalenin özellikle Rumluk ve Ermenilik kurma gayesine
yönelmiş faaliyetin reddi konularında topyekûn savunma ve direnme ilkesi kabul
edilmiştir” denildi.
Bu iki cümle arasında anlam bakımından büyük fark vardı. Birincisinde İtilaf
Devletleri’ne karşı düşmanca tavır alma ve direnmeden söz edilmiyor. İkincisinde bu
husus açıklık kazanıyordu.
Bu değişikliklerle yerel bir Kongre olan Erzurum Kongresi tüzük ve bildirisi, millî
bir kongre olan Sivas Kongresi’nde genelleştirilerek vatanın tamamını kapsar hâle
getirilmiş oldu.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulması ile de bütün yerel
cemiyetler bir çatı altında toplanarak, bu cemiyetin şubeleri konumuna getirilmiş oldu.
Millî Mücadele böylece merkezi bir teşkilâtlanmaya giderek millî birlik ve ortak
mücadele sağlanmış, dağınıklık önlenmiş oluyordu. Böylece, millî hareketin
başlangıcında Türk ülkesinin parçalanması ile sonuçlanabilecek akımların ortaya
çıkmasına bütün milletin irade ve kararı ile son verilmiş oluyordu.
8
(Tam metin için bkz: M. Kemal (Atatürk), Nutuk, Belge 54; İğdemir, Sivas Kongresi Tutanakları, Ek.1, s.107.)
9
Sivas Kongresi’nde En Çok Tartışılan Konu “Manda” Sorunu olmuştur
Devletlerarasında paylaştırılacak yeni topraklar, doğrudan doğruya devletlerin
eline verilmeyecek, uygun görülecek büyük bir devlet, Milletler Cemiyeti adına bir
yörede vekâleten yönetimle görevlendirilecekti. Bu vekâlet, vesayet altına alınan milletin
yaş rüştünü (sömürge süresini), bağımsızlığı hak etme(!) süresini belirleyecek ve bu
süre, ilgili devletin bağımsızlığa lâyık olduğunu ispat edeceği güne kadar devam
edecekti… 9
İşte bu yönteme ‘Manda’ (vekâlet) yöntemi dediler. Fransızcası ile ‘Mandat’ (valilik)
Türkiye’yi parçaladıktan sonra, Osmanlı Devleti’ne bırakacakları kısmı şüphesiz bu
şekilde bir devletin vekâletle vesayeti altına koyacaklardı.
Manda olarak Türkiye’ye atanacak devlet, yönetimimizi kontrol altında tutacak,
bütün işlerimize, bütün teşkilâtımıza karışacak ve insaflarına terk edilen bir güne kadar
mandater devletin sömürgesi olacaktık.
Sivas Kongresi’nde “Manda” ya da ABD mandası isteği 8 Eylül 1919 günü dile
getirildi. İstanbul delegeleri ABD manda yönetiminin bir yardımdan ibaret olduğunu
ısrarla savundular. Bu düşünceye karşı çıkan bir delege manda ile bağımsızlığın bir
arada olamayacağını savunması üzerine önerilerini geri çektiler.
Manda lehine konuşmaların olduğu günün gecesinde Mustafa Kemal Paşa’nın
Kongre binasındaki odasında görüşmeler yapılıyordu. Mustafa Kemal Paşa, işgal altında
olan İstanbul’dan gelen delegelerin psikolojilerinin bozulmuş olduğunu belirttikten
sonra:
“Bir milletin istiklâl hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla
kanını akıtmasından daha doğal ne olabilir? Şerefsiz, istiklâlsiz, esir bir millet
çocukları olarak yaşamak yerine, efendice ve kahramanca ölmek elbette ki tercih
sebebidir. Bunu anlayamamak ne garip mantıktır?” dedi.
Askeri Tıp Mektebi Temsilcisi Olarak Sivas Kongresine Katılan Hikmet
(Boran) ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki Görüşme (8-9 Eylül 1919 gecesi)
Hikmet ismindeki Askeri Tıbbiye öğrencisi, Sivas Kongresi’nde öğrenci
arkadaşlarının temsilcisi olarak bulunuyordu. Aralarında topladıkları para ile onu
Sivas’a göndermişlerdi. Heyecanlı, atak bir vatanseverdi.
O Gece, Paşa’nın odasında Hikmet Bey 10 de vardı. Gündüz yaşanan tartışmaların
etkisiyle olsa gerek titriyordu. Sanki birdenbire ateş ve heyecan kesilmiş olarak, yüksek
sesle: 11
9
Suriye’ye Eylül 1936’da bağımsızlık verildi. II. Dünya Savaşında tekrar dış etkilere maruz kaldı. Tam anlamıyla 1946’da bağımsızlığına
kavuştu. Irak ise 1920-1932 yılları arasında İngiltere mandası altında kaldı. 1930 da İngiliz- Irak Antlaşması ile Irak’ta manda idaresi sona
erdi.1932’de Milletler Cemiyetinin onayı sonrası bağımsızlığına kavuştu. (Mehmet Saray, Türkiye ve Yakın Komşuları, AAM., Ank.,
2006, s.78,79-106.)
Dr. Hikmet Boran (1901- 1944/45): 1901 yılında Balıkesir ili Savaştepe Bucağı’nda doğdu. Posta–Telgraf memuru Hakkı Beyin
oğludur.1919’un Mart ayında, İstanbul'da, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, İngiliz birlikleri tarafından işgal edilmesi üzerine, okulun kuruluş
yıldönümü olan 14 Mart günü öğrenciler, Hikmet Bey önderliğinde gösteriler yaparak, okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk Bayrağı
astılar. Bu sebeple 14 Mart, tıp camiasının emperyalist güçlerin karşısına resmen çıkışının yıl dönümü ve bugünkü Tıp Bayramı'nın sebebini
oluşturdu.
İstanbul Askeri Tıp Mektebi öğrencileri, Sivas Kongresi’ne temsilci seçtikleri Hikmet Bey’i, topladıkları 9,5 lira ile Sivas’a uğurladılar.
Hikmet Bey, Askeri öğrenci üniforması ile Sivas’ta dikkatleri üzerine çekti.
Kongre sonrası, Ankara Cebeci Askeri Hastanesi’nde aşı yapımında çalıştı. Kendi üzerinde tifüs aşısı denenmesini gönüllü olarak kabul
etti. Gösterdiği bu fedakârlık üzerine, Mustafa Kemal tarafından Hikmet Bey’e rütbe verilmiş ve maaş bağlanmıştır. Daha sonra Kurtuluş
Savaşı’na katılan Hikmet Bey, bir yıl kadar sonra 1922’de tıp eğitimini tamamlamış uzun yıllar askerî doktor olarak görev yapmıştır.
Mustafa Kemal yıllar sonra Ankara’da arkadaşları ile bir arada iken: “Acaba bizim Sivas Kongresi’ndeki biricik ateşli genç tıbbiyelimiz
nerede?” diye sordu. Hikmet Bey’i milletvekili yapmak istiyordu. “bulunamadı, ölmüş” denildi. O sıralarda Albay rütbesinde ve askerî bir
hastanede Başhekim olarak görev yapmaktaydı. Görev yaptığı illere Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal geldiğinde, varlığını hissettirmedi.
Hikmet Boran Bey, ünlü sunucu Orhan Boran’ın babasıdır. Yakalandığı verem hastalığından 1944/45’de vefat etmiştir.
11
red ve takbih: çirkin görme, kınama; farzı muhal: var sayalım; tel’in: lanet okuma, protesto etme.
10
10
“Paşam, delegesi bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı
başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul
edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle
reddeder, kınarız. Söz gelimi, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder,
Mustafa Kemal’i ‘vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı’ olarak adlandırır ve
protesto ederiz.”diye bağırdı.
Bu gencin yürekten kopup gelen bu sözleri karşısında orada bulunanların gözleri
yaşarmıştı. Mustafa Kemal Paşa da duygulanmıştı. Heyecanlı bir sesle:
“Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat
edin.” dedi, sonra Hikmet Beye dönerek:
“Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz,
azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez:
Ya istiklâl, ya ölüm.”
Tıbbiyeli genç, hemen yerinden fırladı:
“Var ol paşam...” diyerek Mustafa Kemal’in elini öptü. Mustafa Kemal, kongreye
aydın Türk gençliğinin ve tıbbiyenin temsilcisi olarak üniformasıyla katılan bu yiğit
delikanlının alnından öptü:
“Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve
enerjisine bağlanmıştır.” dedi.
Orada hazır bulunan bütün delegeler de aynı coşku ile paşayı onayladılar:
“Paşam rahat ol. Başka türlüsü olamaz. Yarın kongrede kesin neticeyi alacak,
mandayı reddedeceğiz.”
Vakit gece yarısını geçmişti. Bu heyecan içinde odalarına çekildiler. 12
Sivas Kongresi’nde 9 Eylül günü manda aleyhinde konuşmalar oldu. Erzurum
Delegesi Hoca Raif’in (Dinç), “manda ile istiklal bir arada olamaz” sözü belirleyici oldu.
Rauf (Orbay), “ABD Senatosuna bir mektup yazarak heyet isteyelim, gelişmeleri yerinde
incelesinler” sözü üzerine manda tartışmaları sona erdi. Zamana yayıldı. Sivas Kongresi
12
Kansu, age., C.I, s.247 - 249.
11
kararları arasında (7. md.) İç ve dış bağımsızlığımız saklı kalmak kaydıyla, dost
devletlerin her türlü maddi desteğine açığız” denildi. Dolayısıyla manda reddedilerek,
millî bağımsızlık benimsenmiş oldu.
Elazığ Valisi Ali Galip, Sivas Kongresini basarak dağıtma girişiminde bulundu
İstanbul hükümeti tarafından özel görevler verilerek Elazığ valiliğine atanan Ali
Galip, 27 Haziran 1919 günü Sivas’a gelmekte olan Mustafa Kemal Paşa’yı tutuklatma
girişiminde bulunmuş ancak başarılı olamamıştı.
Sivas kongresi devam ederken, Sivas Telgrafhanesinde yapılan bir araştırma
sonucunda, İstanbul Hükümeti ile Ali galip arasındaki telgraflaşmalar ele geçirildi.
İstanbul Hükümeti, kendisini Sivas valiliğine ve kolordu komutanlığına atayarak, Sivas
kongresini basarak dağıtmasını, Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey’i (Orbay) tutuklayarak
İstanbul’a göndermesi isteniyordu. Bu iş için aşiretlerden silahlı bir güç oluşturması,
Güney illerinde bulunan İngiliz haber alma örgütü elemanı Binbaşı Nowil’den de
yararlanması isteniyordu.
Bu gelişmeyi öğrenen Mustafa Kemal Paşa, Hükümetin bu haince tutumunu
Padişah’a şikayet etmek istedi. Ancak Sadrazam Damat Ferit tarafından engellendi.
Bunun üzerine İstanbul ile Anadolu arasında haberleşme ağı kestirildi. Bu olayın
belgeleri ve Sivas kongresi kararları elden Padişah’a ulaştırıldı. Damat Ferit Hükümeti
istifa etmek zorunda kaldı.
Bu arada Mustafa Kemal Paşa, Malatya istasyonunda toplanmış bulunan atlı, silahlı
aşiret askerleri üzerine, çevredeki askeri birlikleri gönderince kaçmak zorunda kaldılar.
Ali Galip ise Halep’e kaçtı. Her ihtimale karşı Sivas’ta da halkın desteği ile silahlı güçler
oluşturularak önlemler alınmıştı.
Ali Galip olayının iyi yönetilmiş olması sonucu Mustafa Kemal Paşa, Sivas kongresi,
Heyet-i Temsiliye büyük bir siyasi zafer kazanmış oldu.
İstanbul’da Ali Rıza Paşa Hükümeti kuruldu. Yeni hükümet ile Mustafa Kemal Paşa
telgraflaşması başladı. Bunun sonucunda İstanbul hükümeti ile Heyet-i Temsiliye
arasında Amasya Görüşmeleri gerçekleşti. Milli mücadeleye katılmakta tereddüt
gösterenlerin bu endişeleri bir ölçüde ortadan kalktı.
İrade-i Milliye Gazetesi (İlk Sayısı 14 Eylül 1919)
Sivas Kongresi’nin 10 Eylül günkü toplantısında alınan kararla “İrade-i Milliye”
adıyla bir gazete çıkarılması kararlaştırıldı. Bu gazetenin sorumlu yöneticiliği için siyasi
kuruluşlarla ilişkisi olmayan bir isim arayışına girişildi. Sivaslı bir genç olan Selahattin
(Ulusalerk) bu işle görevlendirildi. Gazetenin ilk sayısı 14 Eylül 1919 günü yayımlandı.
İrade-i milliye, Heyet-i Temsiliye adına yayın yapmak için kurulan ilk Millî
mücadele gazetesidir.
Gazetenin ilk beş sayısında çıkan yazılar, Mustafa Kemal Paşa tarafından yazılmış,
İsmail Hami (Danişment) tarafından gazeteye ismi kullanılmadan aktarılmıştır.
İlk sayısında gazetenin çıkış amacı “Millî hareketin halka ve dünyaya duyurulması”
olarak açıklanmıştır.
Gazete, o günün şartlarında bin bir güçlükle çıkarılmış ve dağıtılmıştır. Şimdiki
valilik binasının güney- doğusunda bulunan binada, vilayet basımevinde baskısı
yapılmıştır.
12
Heyet-i Temsiliye’nin Sivas’tan ayrıldığı güne kadar (14 Eylül- 18 Aralık 1919) 19
sayı yayımlanmıştır.
İrade-i Milliye gazetesinin ilk 40 kadar sayısı, Sivas Belediyesi tarafından aslı ve
yeni Türk harfleriyle birlikte defalarca basılmış ve araştırmacıların hizmetine
sunulmuştur.
13
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Heyet-i Temsiliye Üyeleri
1. Mustafa Kemal (Atatürk)
(Üçüncü Ordu Müfettişliğinden ve askerlikten ayrılma.)
2. Hüseyin Rauf (Orbay)
(Eski Bahriye Nazırı, Deniz Subaylığından Emekli)
3. Raif (Dinç)
(Erzurum E. Mebuslarından)
4. Eyüpzade İzzet Bey
(Trabzon E. mebuslarından.)
5. Servet (Salihoğlu)
(Trabzon E. mebuslarından.)
6. Sadullah
(Bitlis E. mebusu.)
7. Fevzi (Baysoy)
(Erzincan- Nakşibendi Şeyhi)
8. Hacı Musa Bey
(Mutki Aşiret Reisi.)
9. Bekir Sami (Kunduh)
(Beyrut E. valisi)
10. Refet (Bele)
(Üçüncü Kolordu Komutanlığından ayrılma.)
11. Kara Vasıf (Karakol)
(G.Antep Delegesi. Kurmay Albaylıktan ayrılma.)
12. Mazhar Müfit (Kansu)
(Denizli - Hakkari Delegesi. Eski Mutasarrıflardan.)
13. Ömer Mümtaz (Tanbi)
(Ankara E. mebuslarından.)
14. Hüsrev Sami (Kızıldoğan)
(Eskişehir Delegesi. Askerlikten ayrılma.)
15. Hakkı Behiç (Bayiç)
(Denizli Delegesi. E. mutasarrıflardan.)
16. Mustafa (Soylu)
(Niğde Delegesi)
İlk dokuz üye Erzurum Kongresi tarafından Heyet-i Temsiliye üyeliğine seçilmişti.
Refet (Bele), Sivas Kongresi devam ederken Sivas’a geldi ve Mustafa Kemal Paşa
tarafından Kongre genel kuruluna “Heyet-i Temsiliye’den Refet Bey” şeklinde sunuldu.
Son altı üye ise Sivas Kongresi tarafından Batı vilayetlerini temsilen seçildi. 16 üyenin
tamamı “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin Heyeti Temsiliyesi”
olarak kabul edildi. Bu Heyet-i Temsiliye TBMM açılıncaya kadar, hem Millî Mücadeleyi
yönetti, hem de ‘geçici hükümet’ gibi hareket etti. Heyet-i Temsiliye, bu görev ve
yetkilerini 11 Eylül 1919-18 Aralık 1919 günleri arasında Sivas’tan (Kongre binasından)
yürüttü.
14
Sivas Kongresi’nin Sona Ermesi (11 Eylül 1919)
11 Eylül 1919 günü Sivas kongresi genel kurulu son olarak toplandı. Kongre
Başkanı Mustafa Kemal Paşa: “Artık genel kurulumuzda karar verilecek bir şey
kalmadı; artık dağılmak sırası gelmiştir. Önceki bir görüşmemizde dinleyici
sıfatıyla birkaç kişinin bulunması reddedilmiş ve kongrenin sonunda bilgi
verilmesi uygun görülmüştü. Bugün belediyede toplantı var. Oraya haber
gönderip memleket ileri gelenlerini davet edebiliriz. Arkadaşlardan bazı kişiler
seçilerek, bunlar genel oturumda nutuk söyleyerek halkı aydınlatmalıdır. Ayrıca
uygun görülecek bir yerde dua edilecektir.”
Kongre tarafından ertesi gün Ulu Cami’de halka konuşma yapacak isimler
belirlendi.
11 Eylül 1919 günü akşamüzeri şehrin ileri gelenleri, MHC yöneticileri, Sivas Valisi
Reşit Paşa ve 3. Kolordu komutanı Selahattin Bey’in katılımıyla halka açık, bilgilendirici
bir toplantı yapıldı.
Aynı gün “Kongre Reisi Mustafa Kemal” imzalı bir yazı ile Sivas valiliğine
başvurularak kurulan cemiyetin (ARMHC), Dernekler Kanununa göre gereğinin
yapılması istendi.
Hoca Raif Efendi, Şeyh Fevzi Efendi, Refet Bey, Ahmet Nuri Bey ve Rauf Bey Ulu
Cami’de, 12 Eylül 1919 Cuma günü, Ulu Cami’de Sivas halkını heyecanlandıran
konuşmalar yaptılar, aydınlatıcı bilgiler verdiler. Sivas ARMHC Başkanı ve Sivas Müftüsü
Abdurrauf Efendi ise herkesi etkileyen bir dua yaptı. Camide hazır bulunan Sivaslılar,
Mustafa Kemal Paşa’yı ve Heyet-i Temsiliye’ye seçilenleri kutladılar, başarı dileklerini
ilettiler.
15
Sivas Kongresi sonucunda;
*Millet egemenliğinin ve bağımsızlık ruhunun sürekli kalplerde yaşayacağı ve
Anadolu’nun her türlü direnişe hazır olduğu bütün dünyaya duyurulmuş oluyordu.
* Sivas Kongresi, birleştirici, yapıcı ve Türk millî mücadelesini ve Kurtuluş Savaşını bina
edici temel bir kongredir.
* Kongre ile Türk milleti kendi kaderine el koymuş, vatanın bölünmez bütünlüğü ve tam
bağımsızlık hedefiyle Kurtuluş Savaşı’nın esaslarını ortaya koymuştur.
*Osmanlı Mebuslar Meclisinin açılmasına zemin hazırlandı ve Misak-ı Millî kararlarına
öncülük edilmiş oldu.
* Ülkedeki bütün millî dernekler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı
etrafında birleştirilmiş ve bir merkezden yönetilmeye başlanmıştır.
* Millî Mücadele’nin tek millî kongresi olan Sivas Kongresi, TBMM iktidarına ve rejimine
geçişin kurumu oldu.
* Manda düşüncesi gündemden kaldırılarak, millî bağımsızlık benimsendi.
*Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığındaki Heyet-i Temsiliye, siyasi mücadelenin
yönetimini üslendi.
*Yürekli bir şekilde alınan ve büyük bir azimle uygulanan Sivas kongresi kararları
sonucunda kesin bir zafer elde edildi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu
gerçekleştirildi.
16
17
Sivas Kongresi Kararları 13 (Günümüz Türkçesi ile)
Bütün milletçe bilinen dış ve iç tehlikelerin doğurmuş olduğu millî uyanıştan doğan
Kongremizin kararları aşağıya çıkarılmıştır:
1. Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan Ateşkes Anlaşması’nın
imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırlarımız içinde kalan ve her noktasında çok
büyük bir İslâm çoğunluğunun bulunduğu Osmanlı ülkesinin parçaları birbirinden ve
Osmanlı topluluğunda parçalanamaz ve hiçbir sebeple ayrılamaz bir bütündür. Bu
ülkede yaşayan bütün Müslüman halk birbirine karşı saygı ve fedâkarlık duygularıyla
dolu soy ve sosyal haklarına ve çevre şartlarına tam olarak saygılı öz kardeştirler.
2. Osmanlı toplumunun bütünlüğü, millî bağımsızlığımızın sağlanması, Hilafet ve
Saltanat yüce makamının dokunulmazlığı için millî güçleri etkili ve millî iradeyi
egemen kılmak, kesin ilkedir.
3. Osmanlı topraklarının herhangi bir parçasına karşı yapılacak müdahale ve işgale
ve özellikle vatanımız içinde kendi başına birer Rumluk ve Ermenilik kurulması isteği
doğrultusundaki davranışlara karşı, Aydın, Manisa ve Balıkesir Cephelerindeki millî
çarpışmalarda olduğu gibi, elbirliğiyle savunma ve direnme ilkesi kabul edilmiştir.
4. Öteden beri aynı vatan içinde birlikte yaşadığımız, bütün azınlıkların her türlü
hakları bütünüyle saklı olduğundan, bu azınlıklara siyasi egemenlik ve toplumsal
dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilmesi kabul edilmeyecektir.
5. Osmanlı Hükümeti bir dış baskı karşısında ülkemizin herhangi bir parçasını
bırakmak ya da koruyamamak durumuna düşerse, Hilafet ve Saltanat’ın ülkenin ve
milletin dokunulmazlığını ve bütünlüğünü sağlayacak her türlü önlem ve kararlar
alınmıştır.
6. İtilaf Devletleri’nce Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığı 30 Ekim 1918
tarihindeki sınırlarımız içinde kalıp İslam çoğunluğunun oturmakta olduğu, kültür ve
uygarlık üstünlüğü Müslümanlarda bulunan vatan bütünlüğünün paylaşılması
görüşünden büsbütün vazgeçip, bu topraklar üzerindeki tarihi, sosyal, dini haklara ve
coğrafî bütünlüğümüze uyulması ve buna aykırı davranışlara son verilmesi ve böylece
adalet ve hukuka dayalı bir karar alınmasını bekleriz.
7. Milletimiz insanî, çağdaş gayeleri yüceltir, teknik, sanayi ve ekonomik durum ve
ihtiyacımızın bilincinde. Böylece devlet ve milletimizin iç ve dış bağımsızlığı ve
vatanımızın bütünlüğü saklı kalmak şartıyla, altıncı maddede yazılı sınırlar içinde,
millî ilkelere saygılı olan ve vatanımıza karşı saldırı ve yayılma amacı gütmeyen
herhangi bir devletin teknik, sanayi, ekonomik yardımını memnuniyetle karşılarız. Bu
adaletli ve insanî olmak şartıyla bir barışın da hemen yapılması, insanlığın rahatlığı ve
dünyanın esenliği adına, en büyük ve millî arzumuzdur.
8. Milletlerin kendi geleceğini bizzat kendilerinin tayin ettiği bu tarihi dönemde
İstanbul Hükümeti’nin de millî iradeye bağlı olması zarurîdir. Çünkü; millî iradeye
dayanmayan herhangi bir hükümetin keyfi kararlarına milletçe baş eğilmediği gibi, böyle
kararların dışta da geçerli olmadığı ve olamayacağı, şimdiye kadar geçen olaylarla ve
sonuçlarla ortaya çıkmıştır. Böylece milletin içinde bulunduğu sıkıntı ve tasadan
kurtulmak yollarına doğrudan doğruya başvurmaya gerek kalmadığından, İstanbul
13
Nutuk, c.III, Belgeler(1919-1927), Belge: 130, s.101, (Yay. Haz.: İsmet Gönülal)
18
Hükümeti’nin Millî Meclisin hemen ve hiç zaman yitirmeden toplanması ve böylece
milletin, memleketin geleceği üzerinde alacağı bütün kararları Millî Meclisin
denetimine sunması zorunludur.
9. Vatan ve milletimizin karşı karşıya bulunduğu zulüm ve acılarla ve hepsi amaç ve
maksatla millî vicdandan doğan vatansever ve millî cemiyetlerin birleşmesinden oluşan
.genel topluluk bu kez “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adını almıştır.
Bu cemiyet her türlü particilik akımlarından ve şahsî ihtiraslardan arınmıştır ve uzaktır.
Bütün Müslüman yurttaşlarımız bu cemiyetin üyeleridir.
10. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin 4 Eylül 1919 tarihinde
Sivas’ta toplanan Genel Kongresi’nce kutsal amacı izlemek ve genel teşkilâtı
yürütmek için bir Heyet-i Temsiliye seçilmiş ve köylerden il merkezlerine kadar
bütün millî teşkilâtlanma güçlendirilip birleştirilmiştir.
GENEL KONGRE HEYETİ
19
Sivas’ta
ABD’li General Harbord - Mustafa Kemal Paşa
Görüşmesi(20 Eylül 1919)
Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye’nin Milli Mücadele’yi Sivas’tan
yönettikleri 108 gün boyunca yaşanan önemli olaylardan biri de 20 Eylül 1919 günü
gerçekleşen Mustafa Kemal Paşa - General Harbord Görüşmesidir.
Atatürk, Harbord ile yaptığı Sivas görüşmesine değinirken o günü şöyle anlatır:
“Generalin bazı garip soruları ile karşılaştım. Söz gelişi:
‘millet, tasarlanıp yapılabilecek her türlü teşebbüs ve fedâkarlığa başvurduktan
sonra da başarı sağlanamazsa ne yapacaksın?’ gibi. Yanlış hatırlamıyorsam, verdiğim
cevapta demiştim ki: “Bir millet varlığını ve istiklâlini kurtarabilmek için
düşünülebilen her türlü teşebbüs ve fedakarlığı yaptıktan sonra başarıya ulaşır.
Ya başaramazsa ne demek, o milletin ölmüş olduğu hükmüne varmak demektir.
Öyle ise, millet yaşadıkça ve fedakarca teşebbüslerine devam ettikçe başarısızlık
da söz konusu olamaz.” 14
Lord Kinross ise bu görüşmeyi, Türkiye üzerine yazdığı kitabında şu şekliyle
aktarır:
Gen. Harbord: “Bazı kişilerin intihar ettiklerini biliyoruz, şimdi de bir milletin
intiharına mı şahit olacağız?”
Mustafa Kemal Paşa: “Söylediğiniz doğrudur General, içinde bulunduğumuz
durumda yapmak istediğimiz şey ne askerlik açısından, ne de başka bir açıdan
açıklanabilir. Ancak, her şeye rağmen, yurdumuzu kurtarmak, özgür ve uygar bir
Türk Devleti kurmak, insanca yaşayabilmek için yapacağız bunu.”
Gen. Harbord: “Başaramazsanız ne olacak?”
Mustafa Kemal Paşa: “Bir kuş gibi düşmanın avucu içine düşecek ve ağır ve
şerefsiz bir ölüme katlanacak yerde, atalarımızın çocukları olarak, döğüşerek
ölmeyi tercih ederiz.”
Gen. Harbord: “Herşeyi hesaba katmıştım, ama bunu değil. Sizin durumunuzda
olsaydık biz de aynı şeyi yapardık.” 15
Gen Harbord, bu görüşmeden çok etkilendi. ABD yetkili makamlarına sunduğu
raporu incelendiğinde görülecektir ki: Türk millî Mücadelesinin başında bulunanlar
sıradan asiler değil, kahraman, yüksek rütbeli subaylar, diplomatlar, eski bakanlardır.
Batıda propaganda edildiği gibi Hıristiyan halka karşı katliam söz konusu değildir. Millî
mücadele önderi bu konuda güvence vermektedir. Altı doğu vilayetinde, iddia edildiği
gibi Ermeni çoğunluğu söz konusu değildir. Anadolu’da kurulması düşünülen ABD
mandasına kararlı bir şekilde karşı çıkılacağı, büyük maliyetler getireceği vb. ifadelere
yer vermektedir. Bu rapor Anadolu toprakları üzerindeki hevesleri büyük ölçüde
kırmıştır.
Sonuç olarak bu görüşme Batı kamuoyunun aydınlatılması açısından son derece
faydalı olmuştur.
Sivas’ta Kolordu Komutanları Toplantısı (16-29 Kasım 1919)
Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin İstanbul’da toplanmasının kesinleşmesi ve Millî
mücadelenin gidişatının değerlendirilmesi amacıyla tüm kolordu komutanları Sivas’a
davet edildi. Başta 15. Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşa ve 20. Kolordu komutanı
Ali Fuat Paşa (Cebesoy) olmak üzere Sivas’a gelen komutanlar ile Heyet-i Temsiliye
arasında 16-29 Kasım günlerinde toplantılar yapıldı.
14
15
Nutuk, s. 118-119.
Lord Kinross, Atatürk, İstanbul, 1980, s. 297, 298.
20
Toplantıda üç ana konu görüşüldü:
1. Mebuslar Meclisi’nin toplanma yeri.
2. Meclisin toplanmasından sonra Heyet-i Temsiliye’nin ve millî teşkilâtın alacağı
şekil ve çalışma yöntemi.
3. Paris Barış Konferansı’nın bizim için olumlu veya olumsuz bir karar vermesi
halinde tutulacak yol. 16
Toplantıların sonucunda özetle Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin işgal altındaki
İstanbul’da toplanmasına karşı çıkılmaması, milli teşkilatlanmanın ve silahlanmanın
sürdürülmesi kararlaştırıldı.
Bu görüşmelere, Kazım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy Paşaların anılarında geniş
yer ayrıldığı gibi; o günkü Sivas hakkındaki izlenimlerini de okumak mümkündür.
16
Nutuk, s. 187.
21
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti (AKMVC)
Sivaslı kadınlar, Trabzon ve Erzurum’dan gelen çoğunluğu kadın ve çocuklardan
oluşan göçmenlerle yakından ilgileniyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın Türk kadınlarının
da Millî Mücadeleye örgütlü olarak katılması gerektiğini ifade etmesi üzerine Sivaslı
hanımefendiler dernek kurmak için çalışmalara başladı.
28 Kasım 1919 günü Kız Numune Mektebi’nde yaptıkları toplantı sonrası resmi
başvuruda bulundular. 9 Aralık günü Sivas valiliği Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan
Cemiyeti adı verilen derneğin kuruluş onayını verdi. Derneğin kuruluşu bir yazı ile hâlâ
Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal Paşa’ya bildirildi. Paşa verdiği cevapta: “…Amaç vatanı
savunmadır. Bu girişimin birinciliği onurunu kazandıkları için Sivaslı
hanımefendileri kutluyorum. …”demiştir.
Türk kadınının Millî mücadeleye büyük kararlılıkla katılışını gösteren en önemli
olay, genel merkezi Sivas’ta kurulan AKMVC’dir.
Derneğin başkanlığını Sivas Valisi Reşit Paşa’nın eşi Melek Hanım yapmıştır.
Derneğin 800 kayıtlı üyesi, yapılan yazışmalar sonucunda 14 merkezde şubeleri
açılmıştır:
Kangal (Sivas-kaza), Viranşehir (Urfa), Pınarhisar (Kırklareli), Kayseri,
Eskişehir, Kastamonu, Erzincan, Amasya, Burdur, Konya, Yozgat, Bolu, Aydın ve
Niğde.
Savaş şartlarında kimsesiz kalmış kadın ve çocuklara maddi ve manevi destek
veren vatansever Sivaslı kadınlar, cephedeki askere kıyafet diktiler. Aralarında para
toplayarak işgal yörelerine yardım ulaştırdılar.
Yabancı devlet başkanları ve eşlerine gönderdikleri yazılar ile; kadın ve çocukların
uğradığı zulümleri protesto ettiler. Padişah’a, İstanbul Hükümeti’ne, bazı kuruluşlara,
işgal kuvvetleri komutanlıklarına da işgal ve diğer haksız uygulamaları protesto
telgrafları çektiler.
Kız Numune Mektebi’nde yaptıkları toplantılarda yaptıkları konuşmalar edebi, içi
dolu ve etkileyici niteliktedir. Olayları algılamaları üst düzeydedir.
Derneğin faaliyetleri İrade-i milliye, daha sonra Hakimiyet-i milliye gazetelerinde
yayımlandı.
Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye Ankara’ya gittikten sonra kendilerini
faaliyetleri hakkında bilgilendirdiler. Mustafa Kemal Paşa, nezaket dolu cevaplarıyla
kendilerini tebrik etti, çalışmalarında teşvik edici oldu. Önemli gelişmelerden kadın
derneğini de bilgilendirdi.
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin tüm evrakı, konuşma metinleri,
yazışmaları… Cumhurbaşkanlığı Atatürk Arşivi’nde korunmuş, tüm belgeleri kitap
olarak yayımlanmıştır. 17
Türk kadın ve kızlarımıza örneklik eden AKMVC yönetici ve üyelerinin tarihi
çabalarının ve ülkenin işgallerden kurtulmasındaki gayretlerinin yeni nesillere
anlatılması ve tanıtılması son derece önem taşımaktadır.
Türk Kurtuluş Savaşı’nda erkeklerin yanında kadınlarımızın gösterdiği
fedakarlıklar da belleklerimizde hep canlı tutulmalıdır.
17
Bekir Sıtkı Baykal, Millî Mücadele’de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, ATAM, Ankara, 1996.
22
23
Mustafa Kemal - Fransız Picot Görüşmesi (8 Aralık 1919)
Fransız Subayı Picot ve heyetinin Suriye’den Sivas’a kadar gelerek, 8 Aralık 1919
günü Heyet-i Temsiliye ve Mustafa Kemal Paşa ile bir görüşme yapması, Kuvayı
Milliye’nin ve Sivas’taki temsilcilerinin etki gücü açışından canlı bir örnek teşkil
etmektedir.
Mustafa Kemal Paşa’nın Sivas’ta hazırlayarak, kurye ile göndererek Şam, Halep
sokaklarında dağıttırdığı bildiriler ses getirdi. Fransız işgali altındaki Suriye şehirlerinde
dağıtılan bildirilerde özetle “silahlarınızı birbirinize değil, işgalci güçlere çevirmelisiniz
Anadolu’yu kurtardıktan sonra sizleri de kurtaracağız” deniliyordu.
Bu girişim Fransızları rahatsız etti. Picot, Sivas’a gelerek Mustafa Kemal Paşa ile
Kongre binasında görüştü. “Suriye ve diğer İslam dünyasından elinizi çekin. Fransa en
kısa zamanda Klikya ve diğer işgal ettiği yerleri boşaltacak.”mesajını verdi. Ancak
Fransız- Türk ilişkileri uzun süre Picot’un dediği gibi gelişmedi. 18
Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye’nin Sivas’tan Ankara’ya
Uğurlanması (18 Aralık 1919)
Heyet-i Temsiliye Ankara’ya gidecekti ama Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları yine
parasız, otomobilleri benzinsiz ve lastiksizdi.
Altı teneke benzin ve iki çift iç-dış lastikler ise Amerikan Okulu Müdiresi’nden
sağlandı. Okul müdiresi bütün ısrarlara rağmen para kabul etmedi. Bu durum karşısında
Mustafa Kemal Paşa, Mazhar Bey’e rica ederek, alınan malzemelerin listesini ve ısrarlara
rağmen para alınmadığını gösterir bir belge düzenlenerek, imza ettirilmesini istedi.
Yoğun hazırlıklar yapıldı. Doktor Refik Bey, ecza sandıklarını toparlarken; Cevat
Abbas Bey’de otomobillerle ilgilendi.
Hareket günü gelir çattı. Sabah sekizde yüzbaşı Bedri Bey’le bankaya giden Mazhar
Müfit Bey, ‘Bitlis Valiî sabıkı’ imzasıyla bir senet düzenlettirdi. Bedri Bey de ‘tüccardan’
diye kefil oldu. Böylece gidecekleri günün sabahı bin lirayı aldılar. Lise binası önüne
geldiklerinde Paşa’ya parayı aldıkları bildirildiğinde, “birlikte ödeyeceğiz tamam mı?”
Diye cevap verdi. Saat dokuza beş on dakika kalmıştı ve hareket etmek üzereydiler.
Otomobillere bindiler. En önde Kurmay Binbaşı Hüsrev (Gerede) Bey, Eski Bitlis Valisi
Mazhar Müfit (Kansu) Bey, Yüzbaşı Bedri ve Hakkı Behiç Beylerin bulunduğu otomobil,
sonra Paşa’nın ve arkasından Heyet-i Temsiliye’den bazı kişilerin otomobilleri, tam
dokuzda, karargâh olan Mekteb-i Sultanî’nin önünden hareket ettiler. Yanlarına -her
yolculuklarında olduğu gibi- yolluk olarak yirmi haşlanmış yumurta, bir okka peynir
(1.243 kg.) ve on ekmek almışlardır. Tarih 18 Aralık 1919 Perşembe sabahı saat dokuz.
Kongre binasının önünde binlerce Sivaslı toplanmıştı. Birçok kişi de at ya da araba
ile Millî Mücadele önderlerini birkaç saat takip edip uğurladı. Karlar içinde, Sivaslıların
candan sevgi gösterileri arasında üç otomobille yola koyuldular. Paşa, Sivas halkını
sürekli selamlamaktaydı.
Hava çok soğuk, yerler karla kaplıdır ve bir taraftan da kar yağmaktadır.
Otomobiller açık olduğundan tabii ki kar içine dolmaktadır. Köprübaşında diğer kişilerle
de vedalaştılar. Saatte ancak yirmi, yirmi beş kilometre hızla yola devam
edebilmekteydiler. 19
18
(Haz. Sami Önal) Hüsrev Gerede’nin Hatıraları, Litaratür Yay., 2002, s.139.; Ali Fuat Cebesoy, Milli Mücadele Hatıraları, İstanbul,
1953, s. 209, 268.
19
Kansu, a.g.e., c. II, s. 483-488
24
Mustafa Kemal Paşa, Sivas il sınırını geçerken 18 Aralık 1919 tarihli telgrafıyla Vali
Reşit Paşa’ya veda eder:
Sivas Valisi Reşit Paşa Hazretlerine;
Vilâyetiniz hududunu geçerken Sivas’ta hakkımızda göstermiş olduğunuz
misafirperverliğe ve kıymetli yardımlara bir kere daha hep birlikte
minnetlerimizi ve saygılarımızı sunarız. 20
Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal
Mustafa Kemal Paşa, İkinci telgrafı Şarkışla’dan aynı tarihli olarak Sivas Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne çekmiştir 21:
Sivas Merkez Kuruluna
Şarkışla’dan;
“Sivas bölgesini geçerken muhterem heyetinize selam ve saygılarımızı sunar,
vatanın ve milletin kurtuluşu uğrundaki kutsal savaşınızda başarılar temenni
ederiz.”
Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal
2 Eylül 1919 günü Sivas’a gelen Mustafa Kemal Paşa, 18 Aralık 1919 günü
Ankara’ya gitmek üzere böyle uğurlandı.
Sivaslılar, 108 gün süre ile millî mücadeleye merkezlik yapmış olmanın
mutluluğunu yaşıyordu.
Mustafa Kemal Paşa, vefatından yaklaşık bir yıl kadar önce, 13 Kasım 1937 günü
Sivas’ı yedinci ve son defa ziyaret etti. Bu ziyaretlerinde Sivas Lisesine gelerek derslere
girdi. Bu vesile ile Kongre salonunu bir daha gördü. Her gelişinde hatıraları
tazeleniyordu. Yanında bulunanlara:
“Burada Bir Milletin Kurtuluşunu Hazırlayan Kararlar Verildi.” 22 diyerek, Sivas
Kongresi’nin önemini bir defa daha vurgulamış oldu.
23 Nisan 1920 tarihinde açılan TBMM’de (I. Dönem) görev yapan Sivas
Milletvekilleri:
Mustafa Taki (Doğruyol)
Rasim (Başara)
Yusuf Ziyaettin (Başara)
Hayri (Sığırcı)
: (1873 - 1 Ağustos 1925)
: (1884- 2 Şubat 1945)
: (1869 - 19 Tem. 1943)
: (1888 - 18 Mayıs 1932) 23
Cevdet R.Yularkıran, Reşit Paşa’nın Hatıraları, İstanbul,1939, s. 161.; TİTE Arşivi: 10/2700.
Faik Reşit Unat, Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi,Tarih Vesikaları, MF.V., İlkkanun(Aralık) 1942, C. II, S.10, s.245.; İrade-i Milliye, SB,
29 Kanunevvel(Aralık)13351919, Nu: 18,s.1.
22
Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, s. 326.
20
21
25
Emir (Marşan)
Hüseyin Rauf (Orbay)
Kara Vasıf (Karakol)
Mehmet Ziya (Bacanak)
: (1860 - 11 Aralık 1940)
: (1880 - 16 Tem. 1964) 24
: (1880 - 5 Aralık 1931)
: (1884 - 13 Tem. 1944) 25
Bu isimlerden Rauf (Orbay), Erkan-ı Harp Ziya (Bacanak) ve Kara Vasıf Beyler Son
Osmanlı Mebuslar Meclisi’nde Sivas mebusu olmaları sıfatıyla TBMM’ye katılmışlardır. 26
Hayri Sığırcı, 25 Nisan 1920 günü Meclise katıldı. Ancak Sivas’ta MHC ve gazetedeki işleri dolayısıyla 30 Nisan’da bir buçuk ay izin
alarak Meclis’ten ayrıldı. Izni, MHC Merkez Heyetinin gösterdiği lüzum üzerine, 29 Haziran’dan itibaren bir ay daha uzatıldı. Sonraki
istekleri Kabul edilmeyince 19 Ekim 1920 tarihli telgrafı ile, bazı özel sebeplerden dolayı Ankara’ya gelemeyeceğini, ilkbaharda Meclise
katılmak üzere tazminatsız olarak izinli bırakılmasını, buna imkan görülmediği takdirde istifasının kabulünü istedi. Genel Kurul’un 21 Ekim
1920 tarihli kararı ile milletvekilliğinden istifası Kabul edildi.(Türk Parlamento Tarihi, TBMM I. Dönem, C.III. , s.887,888.)
24
Rauf Orbay ve Kara Vasıf Beyler “Malta sürgünü” dönüşü, TBMM’ye Sivas Mebusu olarak katılmışlardır.(Bilal N. Şimşir, Malta
Sürgünleri)
25
Mehmet Ziya Bacanak, 14 Temmuz 1920 tarihli telgrafla sağlık durumu nedeniyle Milletvekilliğinden istifa ettiğini bildirmiş, bu dileği 2
Temmuz 1920’de Genel Kurulca Kabul olunmuştur.(Türk Parlamento Tarihi, I. Dönem, C. III, s.885,886.)
26
Kansu, a.g.e., c. 2, s. 573.; Türk Parlamento Tarihi- Millî Mücadele ve TBMM I. Dönem- 1919-1923, C.III, TBMM Vakfı Yay., Ank.,
1993, s. 877-895.; Ahmet Demirel. Birinci Mecliste Muhalefet – İkinci Grup, İletişim Yay., 1995, 2. Baskı. S.100-102.
23
26
27
Sivaslıların 108 Gün Boyunca Verdikleri Destek
Delegelerin Yemek ve Barınma
İhtiyaçlarının Karşılanması
Kongre delegeleri, yemeklerini Mekteb-i Sultanî’nin alt katındaki yemek salonunda
yiyorlardı. Bu salonun kapısı önüne konulan kara tahtaya günlük yemek listesi
yazılıyordu. Kılıç Ali (Asaf Bey) ve Enver Paşa’nın eski yaveri Naşit Bey, Sivas
Kongresi’nden sonra Sivas’a geldiler. 27 Kılıç Ali, yazdığı anılarında 28 bu kara tahtada
“kuru fasulye, pilav ve üzüm hoşafı” yazdığını belirtmektedir.
Sivas Kongresi delegelerinin yemeklerini ilk günlerde Sivas Belediyesi
karşılamıştır. Belediye Başkanı Abdullah Bey de (Evliyazâde) Sivas Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’nin faal üyelerindendi. Sadece yemek değil bütün konularla ilgileniyordu. Daha
sonra masrafları kısmak amacıyla, yemekler Mekteb-i Sultanî’nin alt katındaki
mutfakhanede pişmeye başladı. Delegeler yemeklerini birinci kattaki salonda, bir arada
yediler. Eskişehir Delegesi Hüseyin Bey’in idaresinde bir de tabldot kurulmuştu. 29
Aşçılığı Osman Efendi yapıyordu. Delegelere her gün iki öğün yemek çıkarılıyordu.
Yemekler üç tabaktan az olmuyordu. Çeşit olarak tas kebabı, pilav, köfte en çok yapılan
yemeklerdi. Aşçı Osman Efendi, Paşa’nın en sevdiği yemeğin kuru fasulye olduğunu
söylerdi. 30
Talat Talay, Evliyazâde Abdullah’ın görevlendirmesi ile Mustafa Kemal Paşa’nın
hizmetine baktığını ve kendisinden sık sık ‘Kepenek suyu’ getirmesini istediğini ifade
etmektedir. Çünkü Paşa, böbreklerinden rahatsızdı. Birinci Dünya Savaşı sonlarında
Karlsbat’ta tedavi görmüş, M. Vahdeddin’in Padişah olduğunu duyunca tedaviyi yarım
bırakarak İstanbul’a gelmişti. Havza’da kaldığı süre içinde ise kaplıcadan yararlanmıştı.
Malî Sıkıntılar
İstanbul Hükümeti tarafından görevinden uzaklaştırılan Kaymakam Nizamettin
(Ataker) Bey, Mustafa Kemal Paşaya katılmış muhabere ve iaşe işleri ile ilgilenmiştir.
Nizamettin Bey 31, Sivas Kongresi günlerinde çekilen malî güçlüklerle ilgili olarak şu
anısını anlatır:
“Bir gün Mustafa Kemal Paşa’ya çarşıda kasaba, bakkala borçlandığımızı ve para
kalmadığını söyledim.
‘Bunları Rauf yanımdayken tekrar aç.’ dedi. Rauf Beyle otururken vaziyeti anlattım.
Paşa:
‘Ben şimdiye kadar olanı, 700-800 liramı verdim. Başka param yok.’ dedi.
Rauf Bey 100 altın verdi.
‘Şimdi bunlarla idare et, sonra beni gör.’ dedi.
Bu paralarla, yirmi kişiyi bulan Mustafa Kemal Paşa, maiyeti ve kongre azalarının
iaşesini temin ediyorduk. Mustafa Kemal Paşa, herkesten hissesine düşen masrafı almak
teklifini kabul etmiyordu:
27
Kansu, a.g.e., s. 341.
Kılıç Ali, Kılıç Ali Hatıralarını Anlatıyor, Sel Yay., İst., 1955. s.10
29
Goloğlu, Sivas Kongresi, s.23. (Vehbi Cem Aşkun’a dayandırarak)
30
Muhlis Günay, Sivas Kongresi’nin Son Tanığı Atatürk’ü Anlatıyor: Mustafa Kemal’in Yüreğinde Korkunun Yeri Yoktu, ( Talat
Talay), Yıllarboyu Tarih Dergisi, c. 10, S: 6, Haziran 1983, s.4 - 8.
31
Nizamettin Ataker: Giresun Kaymakamı iken Topal Osman da Belediye Reisiydi. ‘Bandırma tehcirinden’ dolayı suçlanarak İstanbul’da
tutuklandı. Mahkemeye getirildiğinde kaçtı Samsun’a geldi. Sivas’a gelmiş bulunan Mustafa Kemal’e çektiği telgrafa verilen cevapta
“Sivas’a gel” denildiğinden, Kongre toplanmadan önce Sivas’a geldi. Muhabere ve iaşe işleri ile görevlendirildi.18 Aralık’a kadar bu işlerle
ilgilendi. Aynı gün Bekir Sami(Kunduk), Kara Vasıf, İ. Süreyya (Yiğit) beylerle birlikte Samsun yoluyla İstanbul’a gitti. Yeni vazifesi
Anadolu’ya geçmek isteyenlerle ilgilenmekti. İleriki yıllarda Mülkiye Müfettişliği, Mutasarrıflıklarda bulunduktan sonra Hatay Valiliği
yaptı. Topal Osman’ın cenazesini kağnı ile Ankara’dan Giresun’a götüren de Nizamettin Beydir. (Cemal Kutay, Türkiye Hürriyet ve
İstiklâl Mücadeleleri Tarihi, 2. Baskı, C. 18, s. 10999 -11004)
28
28
‘Kimden ne isteyeceksin? Yanımdakilerin bazısı Mülâzım (Teğmen). Maaşının bir
kısmını zaten ayrılırken İstanbul’da ailesine bırakmış. Bir de burada masraf. Buna
dayanılabilir mi? Nasıl olur?’ 32
Sivaslıların Diğer Destek ve Çabaları
Sivas Müftüsü Abdurrauf (Sarısözen), Vilayet-i Şarkiyye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Sivas Şubesi Başkanı olarak İzmir’in işgalini protesto mitingleri Tertip Komitesi’nin
başında olarak Sivas’ta millî şuurun oluşması için büyük çaba harcadı. 33 Cübbesinin
eteklerini toplayarak, ev ev, dükkan dükkan dolaşarak Erzurum’dan gelecek olan
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını coşku ile karşılayabilmek için koşturdu. Kongrenin
açılış ve kapanış dualarını yaptı. Uzun yıllar dinî bir eğitim görmüştü. Sivas Müftüsü
olarak vatanın içinde bulunduğu durumu erken hissetti. Sivas halkına Millî Mücadele ve
önemini her fırsatta anlatarak kamuoyunun bu düşünce etrafında toplanmasını
sağladı. 34
Sivaslılar, Kongre binasında kalacak olan misafirleri için evlerinden perde, yatak
örtüsü, gündelik ihtiyaçlar için malzemeler, halı, lamba vs. getirmişlerdi. Ayrıca Kongre
salonunu halılar, sandalyeler vs. ile donatmışlardı. 35
Elazığ Valisi Ali Galip’in Kongreyi basma tehlikesine karşı yerel silahlı güç arayışına
giren Mustafa Kemal Paşa’ya görüştüğü Sivaslılar tam destek sözü verdiler. Şayet Ali
Galip, silahlı adamları ile Sivas’a kadar gelebilselerdi, her hâlde sonları hüsranla biterdi.
Soğuk Sivas gecelerinde Mustafa Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye azaları, Sivas’ın
ileri gelenleri, Müdafaa-i Hukuk yöneticileri ve Sivas Valisi Reşit Paşa’nın katılımı ile
Kongre binasında, mangalların başında, radyum lambaların aydınlattığı odada Millî
Mücadele üzerine görüşmeler, sohbetler yaptılar.
Şeyh Recep Olayı karşısında, Sivas halkı eşrafı, ulemâsıyla Mustafa Kemal’in
arkasında durdu ve O’na tam destek verdi.
Millî Mücadele’nin liderine ev sahipliği yaptıklarının bilincinde olarak, her önemli
gelişmede sokak gösterileri yaptılar, sloganlar attılar, Paşa’ya sevgi gösterilerinde
bulundular. Sivas’a geldikleri gün ve Ankara’ya gidecekleri sırada coşku ve heyecanla
onları karşıladılar, yolcu ettiler. Sivaslılar bu davranışları ile bütün Anadolu’ya örnek
oldular.
Mustafa Kemal Paşa sık sık Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti İkinci Başkanı Rasim
(Başara) Beyden isteklerde bulundu. Kendisine yardımcı olacak görevliler, Kongre İdare
Amiri (Derviş Devirmiş); İrade-i Milliye gazetesi için resmen sorumlu, şöhretsiz bir kişi
istedi. (Selahattin Ulusalerk) İstekleri derhal yerine getirildi.
Sivas Kongre binasının güvenliği ile görevli Polis memuru Faik Akça, Kongre binası
çevresinde sivil olarak görev yapmış. Mustafa Kemal Paşa, binadan çıktığı sıralarda
kendisinin hatırını sorar, sıcak, samimi davranırmış. Bir gün, karşılaştıklarında: “Sen
Sivaslısın. Evinizde yüksek mumlu bir lamba varsa getir, görmekte zorlanıyorum”
deyince Faik Bey, evlerinden aydınlatma değeri yüksek bir lamba getirir. Ankara’ya
gidişlerinden önce lamba tekrar Faik Bey’e teslim edilir. 36
32
Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları, ATAM., Ank.,1990, s. 169.
Afet inan, Kurtuluş Savaşı’nda Türk Kadını, TBMM yay.,1984,s.11.: (Afet İnan, Bu mitingleri 27 Mayıs 1919 ve 4 Ekim 1919 olarak
gösteriyorsa da; Doç.Dr. Haluk Selvi’nin yaptığı arşiv çalışmaları ile Sivas merkezinde yapılan mitinglerin tarihlerinin 17 Mayıs 1919 ve 22 Mayıs
1919 ve 4 Haziran 1919 olduğu anlaşılmıştır.)
34
Mahmut Goloğlu, Sivas Kongresi, TİB., Ek.2, s.253-255; Müjgan ÜÇER, Mustafa Kemal Paşa’nın odası, Hayat Ağacı, Yaz 2005, s.28-31
33
36
Faik Akça’nın yeğeni, Sivas’ın yerli ailelerinden Nusret Akça’nın anlattıklarından.
29
Şehrin manevî şahsiyetleri (Arap Şeyh vb.) ve diğer saygın insanları Kongre
binasına gelerek Paşa’yı ve Heyet-i Temsiliye’yi ziyaret ettiler. Birlikte fotoğraflar
çektirdiler. 37
Sivaslılar, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını sık sık evlerine yemek ziyafeti için
davet ettiler. Paşa, mümkün olduğu kadar bu davetleri geri çevirmedi.
Sivaslı kadınlar, Sivas’a canını atan, kaldırımları dolduran, yoksul muhacirlere
kucak açtılar. Kurdukları kadın cemiyeti aracılığıyla: “Muhacir kardeşlerimizin aç ve
açıkta kalmamaları için bütün Sivaslıları bu kardeşlerimize yardıma çağırıyoruz. Cihan
Harbi’nin zorluklarını, Mütareke şartlarını yaşadığımızın farkındayız, ancak bu zor
günde birbirimize destek olmalıyız” duyurusunu yaparak, Sivaslılardan yardım istedi.
“Yoksul ve muhacirler için Kurban Bayramı öncesi etlerin kavrularak, özel kaplara
konularak getirilmesi” duyurusuna da Sivaslılar canla başla katıldı. Sivas Anadolu
Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti yurt ve dünya çapında Millî Mücadele’ye anlamlı ve
büyük katkılar sağladı. Bütün Anadolu kadınlarına örnek oldu.
Kongrenin son günkü toplantısında, şehrin önde gelen insanları huzurunda
hararetli konuşmalar yapıldı. 38 Kongrenin sona erişinin ertesi günü Sivaslılar Ulu
Cami’de toplanarak, Kongre tarafından belirlenmiş olan konuşmacıları dinlediler ve
Kongreye katılanları tek tek kutladılar.
İşgal güçlerinin ve İstanbul Hükümeti’nin tüm baskı, tehdit ve komplolarına
rağmen Sivaslılar, Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer aldı.
Millî Mücadele’nin önderi olan Mustafa Kemal Paşa’yı ve beraberindekileri bu
karışık dönemde 108 gün süre ile misafir eden Sivaslılar, huzur ve güven ortamında
çalışmalarını sağlamıştır.
Sivaslı Şekeroğlu İsmail Efendi’nin 20-25 kadar delegeyi 32 gün süre ile evinde
misafir ettiğini, delegelerin büyük çoğunluğunun şehirdeki evlerde kaldıklarını Mazhar
Müfit Kansu anılarında ifade etmektedir. Birinci Dünya Savaşı’ndan çıkmış bir ülkede,
mali sıkıntılar halkı da yakından etkilemişti. Sivas halkının bu konuda gücü yettiği kadar
destek verdiği kesin olarak bellidir. Vatanı ve milleti kurtarmak üzere yola çıkan Mustafa
Kemal Paşa ve arkadaşlarının, imkansızlıklar içinde yürüttükleri mücadele ise yeni
nesiller için üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir olgudur.
Sonraki yıllarda, bu fotoğraflarda yer alan herkes Kongre delegesi sanıldı. (Arap Şeyh, Kadı Hasbi Ef., Emekli Yüzbaşı Recep Ef., Çerkez
Yusuf Bey. vb.) Sivas, Altı Doğu İlinden birisi olarak, Sivas Kongresi’nde Heyet-i Temsiliye tarafından temsil edilmiştir. Dolayısıyla Sivas,
Diğer altı Doğu vilayeti gibi ayrıca delege seçme yoluna gitmemiştir. Rauf Bey ve Bekir Sami Bey Erzurum’da, Sivas Vilayeti
kontenjanından Heyet-i Temsiliye üyesi, dolayısıyla Sivas Delegesi olmuşlardır. (Günaydın, a.g.e., s.77.)
38
Orbay, a.g.d., C.3, S.31, s.147.
37
30
Mustafa Kemal Paşa İle Fatma Seher’in (Kara Fatma) Sivas Görüşmesi 39
Sivas’ın Millî Mücadeleye merkezlik yaptığı günlerde yaşanan tarihi olaylardan biri
de Mustafa Kemal Paşa ile kadın kahramanlarımızdan Fatma Seher Hanım’ın (Kara
Fatma) Sivas’ta yaptıkları görüşmedir.
Fatma Seher, Sivas’a gelmeden önceki duygularını, Sivas’a gelişini ve yaptığı tarihi
görüşmeyi anılarında şöyle anlatır: (İmlâ ve yazım değişikliği yapılmadan aynen
aktarılmıştır. N.G.)
“Osmanlı Devleti Cihan harbinde mağlup çıktıktan sonra yurdumuzun düşman
tarafından işgalinde İstanbul’da bulunuyordum ve tam otuz yaşında idim. Daima
zaferden zafere koşan ecdadımın ahfadı olan bütün vatandaşlarımın bu esarete karşı
duydukları hicran ve elemi beraber yaşıyorduk. Varlığını ve benliğini kaybetmemiş Türk
milletinin geçirdiği bu esaret felaketinin ıztırabına tahammül etmeğe imkan kalmamıştı
ve sui tesadüf bu felakete munzam olarak rahatsız yatıyordum. Bu esaret felaketi
hastalığımı unutturmuştu. Bu güzel yurdumun bir an evvel hürriyetine ve istiklaline
kavuşmasına sabırsızlanıyor, maneviyat ve imanımda kuvvetli yer almış olan bir şey
varsa o da vatandaşlarımın arasında vatanperver bir kahraman zuhur ederek bu
karanlığı aydınlatacağından emindim. İşte rabbimin bana verdiği bu ilhamda yanılmamış
ve Türk milletinin kurtarıcısı büyük Atatürk’ün Sivas’ta faaliyete geçtiğini haber aldığım
dakikadan itibaren duyduğum sevinci tariften acizim ve ilk işim kısa bir hazırlıktan
sonra Sivas’a müteveccihen hareket etmeği kararlaştırdım. Hemen yola çıktım ve
Gülcemal vapuru ile Samsun’a oradan da Sivas’a vardım.
Sivas’ta Türk milletini esaretten kurtarmak için ilk karargâhını Sivas’a kuran büyük
kurtarıcı Atatürk’ün yanına varmak pek ehemmiyetli bir mesele idi. Çünkü kuvvetle
muhtemel bir suikasdi önlemek için sıkı bir kontrol ve tarassut tesis edilmiş idi. Mustafa
Kemal huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafete girerek üç günlük bir mücadeleden
sonra devamlı takibim neticesi olarak öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere
giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf ve yüzüm de peçe ile kapalı idi. Kendisile bir
mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince ilk defa sert bir lisan kullanarak ‘ne
görüşeceksin!’ mukabelesinde(karşılığında) bulundular. Kalbimdeki vatan aşkı bu sert
muameleye galip gelerek derhal peçemi kaldırdım ve İstanbul’dan buraya kadar sizinle
görüşmek için geldiğimi maruzatımın bir dakika için dinlenmesini ısrarla rica ettikten
sonra pek yakınımızda bulunan küçük bir lokantaya beni kabul ettiler ve orada
kendisinin ayaklarına kapanarak hem gözlerimden kanlı yaşlar akıyor, hem de bu aziz
vatanı kurtaracak sensin, bütün millet senin emrini bekliyor; demiştim. 40
Atatürk kendi ellerile beni yerden kaldırarak alnımdan öperek:
- Adın ne ?
- Fatma.
- Sen silah kullanmasını bilir misin ?
- Bilirim.
- Ata biner misin ?
- Binerim.
- Harpten, ateşten korkar mısın ?
- Muharebe bana düğündür Paşam.
Atatürk bana daha başka şeyler sordu. Cevaplarımdan hoşlanmış olacak ki: Şu
dakikada bütün kadınlarımız senin gibi olsa idi ‘Kara Fatma’ diyerek bir daha alnımdan
39
Ahmet Necip Günaydın, Mustafa Kemal Paşa İle Fatma Seher’in (Kara Fatma) Sivas Görüşmesi, Altıncı Şehir Sivas, Yıl:2, S.6,
Aralık-Şubat 2003, s.22-24;.( Fatma Seher, İstiklal Savaşında Kara Fatma, İst., Aydınlık Basımevi, 1944.; Fatma Seher, İstiklal
Savaşında Kara Fatma, İst., Millî Mecmua Basımevi, 1944.)
40
Kara Fatma, Mustafa Kemal ile görüşmesi muhtemelen şimdiki Belediyenin önünde bir yerde gerçekleşmiş olmalı. Yemeğe gidilen
güzergah ve bahsi geçen lokanta görüşme mekanının bu civarda olduğunu düşündürmektedir.
31
öptü ve işte o dakikadan itibaren adım Kara Fatma kaldı ve kendi elile yazdığı kağıdı
vesika olarak bana verdi, sıkışık vaziyetlerde işine yarar, haydi göreyim seni, verdiğim
talimatı unutma, bir an evvel İstanbul’a git, hazırlan ve hemen işe başla dedi ve sırtımı
sıvazlayarak beni kapıya kadar uğurladı.
Sevincimden deliye dönmüştüm. Sivas bana dar geliyordu ve hiç kimseye bir şey
söylemiyordum. Derhal İstanbul’a müteveccihen yola çıktım.” 41
Kara Fatma, sembol bir kahraman Türk kadını olmayı hak etmiştir. Sivas’ın da
böylesine tarihî bir görüşmeye mekan olması, Sivas Millî Mücadele tarihi açısından onur
verici olay olmuştur.
108 GÜN KRONOLOJİSİ
108 Gün öncesi önemli gelişmelerin Kronolojisi:
Mayıs 1919 öncesi VŞMHMC Sivas Şubesi’nin kurulması.
17 Mayıs 1919- Sivas’ta İzmir’in işgalini protesto Mitingi (1.)(Şehir Meydanında)
22 Mayıs 1919- Sivas’ta İzmir’in işgalini protesto Mitingi (2.) (Şehir Meydanında)
04 Haziran 1919- Sivas’ta İzmir’in işgalini protesto Mitingi (3.) (Ulu Cami Çevresinde)
11 Haziran 1919- Reşit Paşa’nın Sivas Valiliği Görevine Başlaması.
27 Haziran 1919- Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’a giderken Sivas’ta bir gece kalması.
108 Gün Kronolojisi:
2 Eylül 1919- Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye’nin Sivas’a gelmesi.
3 Eylül 1919- Mazhar Müfit Kansu’nun Sivas halkının nabzını tutması.
4 Eylül 1919- Sivas Kongresi’nin açılması.
- Başkanlık divanının seçimi.
- Kongre delegelerinin tek tek yemin etmesi.
- Çeşitli komisyonların kurulması
- Sivaslıların Kongreye dinleyici olarak katılmak başvurularının görüşülmesi.
5 Eylül 1919- Padişahın Kurban Bayramını kutlama telgraf metninin görüşülmesi
6 Eylül 1919- Kurban Bayramı - Kongre bugün tatil edildi.
7 Eylül 1919- Kongreye gelen telgraflar ve verilecek cevaplar görüşüldü.
- Erzurum Kongresi kararları üzerinde görüşmeler.
- Refet Bey’in (Bele) Sivas’a gelişi ve Kongreye “Heyet-i Temsiliye’den Refet Bey” şeklinde
tanıtılması
8 Eylül 1919- Manda Muhtırası görüşmelerinin başlaması, manda lehinde konuşmalar.
8/9 Eylül 1919- Askeri Tıbbiye Temsilcisi Hikmet ile Mustafa Kemal arasındaki Manda üzerine konuşma
9 Eylül 1919- Manda aleyhinde Konuşmalar ve Manda tartışmalarının sonu.
9/10 Eylül 1919- Kongre kararı ile Ali Fuat Paşa’nın Batı Cephesi Kuvayı Milliye Genel Komutanlığına
atanması
10 Eylül 1919- ABD Kongresi’ne gönderilecek mektup üzerine görüşmeler ve Kongre sonuç bildirisi ile ilgili
görüşmeler.
11 Eylül 1919- Heyet-i Temsiliye’ye yeni altı üyenin seçimi (9+1+6) ve masraflarının karşılanması üzerine
görüşme.
- İrade-i Milliye gazetesinin çıkarılması kararına varılması.
- 12 Eylül günü Ulu Cami’de halka seslenecek isimlerin belirlenmesi.
- 11 Eylül akşamı Sivas valisi ve Kolordu Komutanının teşekkür için davet edilmesi ve diğer
davetlilerin akşam yapılacak olan umumi görüşme için çağırılmasına karar verilmesi.
41
Kara Fatma, İstiklal Savaşında Kara Fatma, Millî Mecmua Bas, İst., 1944, s. 3-6.
32
12 Eylül 1919- Cuma Namazı ardından Ulu Cami’de toplanan Sivas halkına kongrece belirlenmiş isimlerin
konuşma yapmaları.
14 Eylül 1919- İrade-i Milliye gazetesi’nin ilk sayısının yayımlanması.
20 Eylül 1919- Mustafa Kemal Paşa- ABD’li Gen. Harbord Görüşmesi
19 Ekim 1919- Şeyh Recep Olayı
20-22 Ekim 1919- Amasya Görüşmeleri (Heyet-i Temsiliye- İst. Hük. Tem.)
16-29 Kasım 1919- Sivas’ta Kolordu Komutanları toplantısı
8 Aralık 1919- Sivas’ta Mustafa Kemal Paşa ve Fransız Subayı Picot Görüşmesi
9 Aralık 1919- AKMVC’nin kuruluş başvurusunun Sivas Valiliği tarafından onaylanması.
18 Aralık 1919 - Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye’nin Sivas’tan Ankara’ya gitmek üzere ayrılması.
Sivas Halkı tarafından coşkulu bir şekilde uğurlanması.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Sivas ziyaretleri Kronolojisi
1. 27-28 Haziran 1919 Erzurum Kongresi’ne giderken
2. 2 Eylül- 18 Aralık (108 Gün)
3. 27/28 Eylül 1924 Erzurum Depremi için giderken
4. 12/13 Ekim 1924 Erzurum dönüşü
5. 19/20 Eylül 1928 Harf Devrimi gezisi kapsamında
6. 20/21 Kasım 1930 Yurt Gezisi kapsamında
7. 13 Kasım 1937- Yurt Gezisi Kapsamında
Öğrencilere not:
Ortaokul ve Lise öğrencileri için hazırladığımız bu çalışmayı ayrıntılı olarak okumak
isteyen öğrencilerimiz aşağıdaki kitaptan yararlanabilir.
Ahmet Necip GÜNAYDIN, Millî Mücadele’de Sivas- 108 Gün (2 Eylül-18 Aralık
1919), 1000 Temel eser No:11, Sivas,2010.
Adı geçen kitap Sivas Valiliği tarafından yayımlanmış olup, mevcudu kalmadığından,
kütüphanelerden alarak okuyabilirsiniz.
33

Benzer belgeler

SİVAS KONGRESİ BAKİ SARISAKAL

SİVAS KONGRESİ BAKİ SARISAKAL Sivas Kongresi Delegeleri Tek Tek Yemin Ettiler Sivas Kongresi’nin bir İttihat ve Terakki Partisi girişimi olduğu propagandasının asılsız olduğunu göstermek amacıyla, delegeler tek tek yemin ettile...

Detaylı

İMPARATORLUKTAN MİLLİ DEVLETE GİDİŞ

İMPARATORLUKTAN MİLLİ DEVLETE GİDİŞ 1919’da Sivas Merkez, Amasya, Tokat, Şarkîkarahisar Sivas Vilayeti sancaklarıdır. Suşehri, Koyulhisar, Alucra ve Mesudiye Ş.Karahisar sancağına; Niksar ve Reşadiye Tokat Sancağına; Zara ve Divriği ...

Detaylı