Peki biz ne istiyoruz?

Transkript

Peki biz ne istiyoruz?
SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP
EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ
Sağlıkta yapılan dönüĢümü değerlendirirken
sadece sağlık alanının kendi dinamikleriyle değil
aynı zamanda toplumsal süreçler, ideolojik
konumlandırılmalar, sınıflararası güç iliĢkilerini de
dikkate almak gerekir.
Bugün sadece sağlıkta değil eğitim ve daha bir çok
kamusal alanda bu değiĢimin nüvelerini
görmekteyiz.
Bizler de bugünün sağlık öğrencileri, yarının sağlık
emekçileri olarak bu dönüĢümün doğrudan
muhataplarıyız.
Var olan durum biz öğrencileri iki yönden
etkilemektedir:
•Eğitim, müfredat, içerik
•Güvencesiz çalıĢma, ucuz iĢ gücü, geleceksizleĢtirme
YENĠ YÖK YASA TASARISI !
Eğitimin piyasalara açılması projesinin
yükseköğretim ayağında Avrupa merkezli ve tam
anlamıyla Üniversite A.ġ.‟yi kurmayı amaçlayan
Bologna süreci gündeme gelmiĢtir. ĠĢte bu
süreçle beraber üniversiteler tam anlamıyla
piyasalar için bilgi, mal üretecek kurumlar halini
alırken öğretim elemanları güvencesizliğe ve
esnek çalıĢmaya mahkum ediliyor. Öğrenciler ise
bu süreçte „mobil‟ olmayı ve „her iĢi‟ yapmayı
öğrenerek piyasanın ihtiyaçlarına göre yaĢamaya
zorlanıyor.
YÖK yasa tasarısı da
bahsettiğimiz Bologna
sürecinin Türkiye‟ de daha
rahat ve uyumlu
götürülebilmesi için sahneye
çıkartılıyor. Bu amacına ek
olarak bu yasa AKP‟ ye karĢı
direniĢte olan son kalelerin
yani üniversitelerin de fethi
projesi olarak tasarlanıyor.
AKP ırkçı ve gerici
ideolojisini üniversitelerde
hakim kılmak isterken önüne
kim çıkarsa yıkmaya
çalıĢacağını da gösteriyor.
Ama tüm bu geliĢmelere karĢılık geçtiğimiz
günlerde ODTÜ‟ de olduğu gibi umudu yeĢerten
karĢı hamleler de geliĢiyor. ODTÜ, AKP‟ ye ve tüm
Türkiye‟ ye zorbalığa karĢı direniĢin meĢruluğunu
ve zorunluluğunu hatırlatırken biz üniversitelilere
de üniversitelerimize nasıl sahip çıkacağımızın
ipuçlarını veriyor.
TOPLUMA DAYALI SAĞLIK MODELĠ…
•Tıp fakültesinde tıp eğitiminin her aĢaması,
topluma dayalı modele göre planlanmaktadır.
Öğrenciler çok erken dönemden itibaren hasta ve
toplumla iç içedir. Çünkü mezun olanlar okulda
kazandıkları becerileri üçüncü basamak bir
hastaneden çok toplumda kullanacaktır.
Toplumdaki sağlık öncelikleri arasından öncelikli sağlık
sorunlarının belirlenip eğitim için kullanılması yoluyla
müfredatın güncelliği korunur. Böylece müfredat
toplumun değiĢen ihtiyaçlarına cevap verebilir.
PEKĠ TIP EĞĠTĠMĠ SAĞLIK VE
EĞĠTĠMDEKĠ DÖNÜġÜMÜN
NERESĠNDE ?
Koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici
hizmetlerin baĢat hale getirilmesi doğal olarak tıp
eğitimini buna göre örgütleyecektir. Birinci basamak
sağlık hizmeti veren sağlık ocakları dahi, para karĢılığı
tedavi verici hizmet verecek Ģekilde yeniden
düzenlenmiĢtir. Bu durumda tıp fakültelerinde birinci
basamağı gözeterek sağlığı geliĢtirici, koruyucu bilgi,
beceri ve sorumluluğu kazandıracak eğitim tasfiye
edilmektedir.
Kapitalizmde tıp eğitiminin özü
eğitim tekniklerinden bağımsız
olarak Ģöyle tarif edilebilir:
“ insanlar bir yerlerde ve bir Ģekilde
kaçınılmaz olarak hasta olacaklardır.
Hastalandıklarında eğer size
rastlarlarsa onları tedavi edip,
hastalandıkları toplumsal koĢullara
geri yollayın. Üstelik bu iĢte oldukça
iyi para kazananlarınız olacaktır.
Yeter ki rekabet etmeyi ve sizden
isteneni yapmayı bilin”
Tıp eğitimi bugün ciddi bir kriz içerisindedir
•Sağlık bakanlığı rekabete dayalı piyasa yönelimli
sağlık hizmeti sunumu için gerekli düzenlemeleri
yaparken YÖK de aynı doğrultuda üniversite
yapılanmasını değiĢtirmektedir.
•Plansız biçimde alt yapı olanakları oluĢturulmadan
öğrenci sayısı eğitim kalitesini tehlikeye sokacak
Ģekilde kontenjanlar ve tıp fakültesi sayısı
artırılmıĢtır. Bunun yanında ithal hekim
uygulamaları da ucuz iĢ gücü yaratmaya yönelik
uygulamalar olarak karĢımıza çıkmaktadır.
• Bunun yanı sıra tıp fakültelerine
verilen kamusal destek azaltılıp,
eğitimi tamamen döner sermayeye
bağımlı kılmaktadır. Bu durumda
üniversite hastaneleri eğitim ve
araĢtırma iĢlevlerinden daha da
uzaklaĢarak iyiden iyiye hizmet
hastanelerine dönüĢmektedir.
• Özellikle döner sermaye
performans uygulamasından sonra
eğitim ikinci planda kalmakta ve
hizmet ön plana çıkmaktadır.
Klinisyen öğretim üyelerinin kiĢisel
ve kurumsal para kazanma hırsı
eğitim atmosferini etkilemektedir.
Peki biz ne istiyoruz?
• Nitelikli bir tıp eğitimi istiyoruz.
• Kontenjan artırımının durdurulmasını istiyoruz.
• Alt yapısı sağlanmadan tıp fakültesi açılmasına son
verilmesini istiyoruz.
• Sağlık ocaklarının kapatılmasıyla birlikte mezuniyet
öncesi pratik yapabilecekleri kurumları yok edilmiĢ
olan tıp öğrencilerinin bu sorunlarına çözüm
üretilmesini istiyoruz.
• Öğretim üyelerimizin birinci önceliğinin tıp eğitimi
olabileceği bir sağlık ortamı istiyoruz.
• Birinci basamağın tasfiyesi ve itibarsızlaĢtırılması
sonucunda bütün tıp fakültesi mezunlarını uzmanlık
eğitimine yönelten ve TUS dersaneleri kıskacına
mahkum eden uygulamalara son verilmesini istiyoruz.
• Ücretsiz iĢ gücü olarak kullanılan intörnlerin
sömürülmesine son verilmesini, çalıĢma saatlerine
sınırlama getirilmesini ve eğitimle ilgili olmayan
pratikleri yapmak zorunda bırakılmasına son
verilmesini istiyoruz.
• Sağlık bir ekip iĢidir fikrinden hareketle, ebeleri ve
hemĢireleri itibarsızlaĢtıran, hekim merkezli bir sağlık
ortamı örgütlenmesi sunan ve “yardımcı personel” adı
altında mesleki hak ve onurlarında tahribata neden
olan uygulamalara son verilmelidir.
Çözüm…
Çözüm eylemde !!!
Çözüm dayanıĢmada !!!
Çözüm var olduğumuz her
yeri mücadele alanı haline
dönüĢtürebilmekte !!!
Çözüm
ĠSYANDA !!!!