Mağaraya Girmeden Önce Alınacak Tedbirler

Transkript

Mağaraya Girmeden Önce Alınacak Tedbirler
T.C. ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI
DOĞA KORUMA VE MĠLLĠ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Hassas Alanlar Dairesi BaĢkanlığı
Mağara Koruma Şubesi
MAGARAYA
GIRMEDEN
ÖNCE
Dr. Selim ERDOĞAN
Murat DELĠBAġ
Hakkı S. ERGENELĠ
Ocak 2013
1
MAĞARAYA GĠRERKEN
1.
TEMEL KURALLAR
Mağaraya girerken uygun bir ekip en az 4 kişiden oluşmalıdır. İçeride karşılaşılabilecek
olumsuz bir durumda dışarıdan müdahaleyi sağlayabilmek maksadıyla mağara içerisine üç
kişi girmeli, dördüncü kişi (Rescue) ise dışarıda “arama – kurtarma” operasyonunu koordine
etmek maksadıyla kalmalıdır (Şekil 1).
Mağaraya giren ekip hızını ekipteki fiziki
özellikleri en elverişsiz ya da en tecrübesiz
kişiye göre ayarlar. Mağara içerisinde
kimse bir önündeki mağaracıya yetişmek
için çaba sarf etmemelidir. En önde
ilerleyen kişi sürekli ekibi kontrol ederek
hızı belirlemelidir.
Şekil 1. Arama kurtarma sorumlusu da dahil
olmak üzere dört kişilik mağara ekibi
Mağara içerisinde gözle net olarak
görülmeyen bir noktaya doğru hamle
yapılmaz. Dengeli yürümek, sabit ayağı
daima sağlam bir noktaya basmak çok
önemlidir. Sağlam olmayan bir kayaya
veya çıkıntıya basılarak denge kurulması
basan kişi için risk oluşturabileceği gibi,
geriden gelenlerin üzerine taş düşme
tehlikesi de yaratabilir.
Mağaraya giren ekibe liderlik yapan kişi, girişte mutlaka dışarıda kalan arama – kurtarma
sorumlusuna (Rescue) çıkış ve arama – kurtarma saatini ayrı ayrı vurgulayarak söyler.
Örneğin içeride yaklaşık 2 saat geçirilmesi planlanmışsa ve mağaraya saat 11:00’de
giriliyorsa, ekip lideri çalışma planını Rescue’ya “çıkış saati 13:00, arama kurtarma saati
13:30” şeklinde bildirir.
ġekil 2.
Solda hidrolik aktif
Körükini Mağarası
(Konya), sağda ise
düden (su yutan)
özellikli
Dölekönü
Mağarası (Konya).
2
Rescue ekibin en önemli unsurlarındandır. Mutlaka soğuk kanlı, mağaracılık konusunda
deneyimli ve temel ilk yardım eğitimi olan bir kişi olmalıdır. Rescue’da acil bir durumda
araması gereken “arama kurtarma ilk yardım” ağının telefon numaraları ve gerekli temel
ekipman bulunmalıdır.
Ekip lideri, uygun ekipmanı olmayan ya da ekip dışından kişilerin mağaraya girişine müsaade
etmemelidir. Ayrıca ekip lideri çalışılan mağaranın konumunu, ekipteki kişilerin kimlik
bilgilerini ve çalışma saatlerini mutlaka en yakın kolluk birimine bildirmelidir.
Mağaraların önemli bir kısmı düden konumlu (su yutan) veya hidrolik aktif (su hareketi olan)
olduğundan, yağışlı ve kar erimesinin yoğun olduğu (Kasım – Mayıs) arası dönemde girmek
tehlikelidir (Şekil 2). Bu dönemde mağaraya ani şekilde sel gelebilir ve istenmeyen sorunlar
yaşanabilir. Aynı şekilde, sıklıkla gündüz saatlerinde güneş etkisi ile zayıflayan kar/buz
örtüsü çözünerek akşam saatlerinde akışa geçebilir. Kasım-Mayıs arası dönemde, özellikle
akşam saatlerinde aktif mağaralara girmek sakıncalıdır. Bu nedenle, aktif özellikli olduğu
düşünülen mağaralara yağışsız, kurak dönemde ve gündüz saatlerinde girmek güvenlik
açısından önemlidir.
Hidrolojik olarak bir mağaranın aktif olup olmadığı ayırtlanamıyorsa, mutlaka karst
hidrojeolojisi konusunda deneyimli bir kişi veya kurumdan bilgi alınmalıdır.
2. EKĠPMAN
Mağaraya girerken uygun ekipmanı kullanmak her zaman en öncelikli zorunluluktur. Çene
bağı olan aydınlatmalı bir helmet (kask) olmazsa olmaz malzemedir. Mağara sıfır derece
karanlık bir ortam olduğundan, mesafe ve boyut algısı da neredeyse sıfıra iner. Mağaraya
giren kişi başının tavanla arasındaki mesafeyi algılayamayabilir ve çok ciddi yaralanmalara
neden olabilecek şekilde başını tavana veya bir sarkıta çarpabilir. Bu nedenle helmetsiz asla
mağaraya girilmemelidir.
Girilecek mağaranın özelliklerine göre kullanılacak malzeme planlama aşamasında belirlenir.
Dikey mağaracılık bu anlatımın kapsamı dışında olduğundan, dikey mağaralarda yapılan
çalışmalarda kullanılan malzemeye (SRT ipleri, bolt, kulak, karabin, delta, çekiç/matkap, SRT
kuşamları, desandörler, ayak bağı, göğüs cumarı vs.) değinilmemiştir.
Aydınlatma
Helmete sabitlenmiş uygun bir aydınlatma kaynağı da en az helmet kadar önemlidir. Eldeki
fener her zaman hareketi kısıtlar ve feneri tutan elin tutunma, kavrama yeteneklerini ortadan
kaldırır. Bu nedenle aydınlatma kaynağı öncelikli olarak helmete sabitlenmiş olmalıdır.
Eldeki fener ancak ek aydınlatma sağlamak veya fotoğraf çekimi maksadıyla kullanılmalıdır.
Helmete sabitlenmiş aydınlatma kaynağı karpitle çalışan asetilen lambası, LED kafa lambası
veya bu ikisini aynı anda bulunduran sistemlerden oluşur.
3
Şekil 3. Helmet ve ideal
aydınlatma ekipmanı
Her ne kadar son yıllarda
asetilen lambasının hazırlanması
ve temizlenmesi mağaracılar
tarafından
angarya
olarak
görülse ve LED lambalara bir
eğilim gelişse de, geleneksel
“karpit lambası” olarak bilinen
asetilen lambaları daha güvenilir
sistemlerdir. Pille çalışan LED
lambaların nemli, soğuk mağara
ortamlarında arıza yapabileceği,
mağaracıyı
yarı
yolda
bırakabileceği
hatırda
tutulmalıdır.
Asetilen lambası sistemi en basit
tanımla; alt gözüne yeterli
miktarda karpit, üst gözüne su konan bir hazneden, helmete monte edilmiş manyetolu
çakmaktan ve bu iki birimi birbirine bağlayan bir hortumdan oluşur (Şekil 3). Alt hazneye çok
fazla karpit konduğunda hazne çok ısınır ve mağara içerisinde rahatsızlık verir. Az veya çok
küçük parçalar konduğunda ise hızlı yanma ile karpit çabuk tükenir. Bu nedenle mağaracının
deneme yanılma ile kendi belirleyeceği miktarda ve boyutta karpit bu hazneye konur.
Haznenin üst kısmındaki su gözü ise suyla doldurulur. Haznenin en üstündeki vana yavaşça
gevşetilerek suyun alt hazneye damlamaya başlaması sağlanır. Suyla temas eden karpit içeride
yanmaya başlar ve asetilen gazı açığa çıkar. Hortumla manyetolu çakmak-ocak ünitesine
iletilen gaz manyetolu çakmak aracılığıyla tutuşturulur. Gaz alev almadığı takdirde önce
hazne sallanarak su – karpit reaksiyonunun başlaması sağlanır. Yine gaz gelişi olmuyorsa su
vanası yavaşça gevşetilmeye devam edilir (Şekil 4).
Gaz alev aldıktan sonra alevin boyutu ayarlanır.
Eğer çok fazla ise su vanası yavaş hareketlerle
kısılır, yetersiz ise gevşetilmeye devam edilir.
Hareket esnasında alev sönebilir, veya aşırı yanma
meydana gelebilir. Bu durumda sakinliği
korumak, ilerlemeyi durdurarak sabit konumda
istenen alev seviyesini sağlamak önemlidir.
Sistemde oluşan alev, helmete birleşme
noktasında bulunan aynadan yansıyarak pek çok
LED’den daha uygun bir aydınlatma sağlar.
Mağaraya giren kişinin helmetindeki sabit
aydınlatma sisteminin mutlaka yedekleri ve
alternatifleri olmalıdır. Eğer karpit lambası
kullanılıyorsa mağaracının çantasında sağlıklı
durumda yedek karpit (uygun boyda kırılmış), su ve LED için yedek pil bulunmalıdır. İdeal
aydınlatma hem karpit hem LED lambası bulunan bir helmet, çantada ise yedek karpit ve pil
ile alternatif el fener(ler)inden oluşur. Aydınlatma mağaracı açısından en önemli husustur ve
ışıksız kalan bir kişinin mağara içerisinde görme duyusunun ortadan kalkacağı
unutulmamalıdır.
4
Giyim
Mağara içerisinde giyim “dış giyim” ve “iç giyim” olarak iki kısımdan oluşur. Dış giyim
kısmen de olsa ısı yalıtımı sağlayan, su geçirmeyen malzemeden yapılan “mağara tulumu”dur.
Sürünme, tırmanma, inme gibi fiziki aktivitelerin çoğu zaman çamurlu ve ıslak ortamlarda
gerçekleşeceği göz önüne alınarak, günlük giysi yerine bu tulumların kullanılması hem
güvenlik hem de rahatlık açısından yararlıdır (Şekil 5).
0
37 C
olan
normal
vücut
sıcaklığının 35 C’nin altına düşmesi halinde
meydana gelen rahatsızlıktır. Genellikle uzun
süreli olarak soğuk ortama maruz kalmaktan
kaynaklanır. Çok uzun süreyle soğuğa maruz
kalındığında, vücudun savunma mekanizması
daha fazla ısı kaybını önlemeye çalışır. Eğer
vücut enerjisi tükenmişse, hipotermi yaşamı
tehdit eden boyutlara ulaşabilir.
Hipotermi*
0
Şekil 5. Mağara tulumu
nemli ve soğuk mağara
ortamında kuru kalmayı
ve vücut sıcaklığını
korumayı sağlar.
Hipotermi belirtileri soğuğa ne kadar süreyle
maruz kalındığına bağlı olarak hafif, orta şiddetli
ve şiddetli olabilir. Hafif hipotermi belirtileri
titreme, ellerin ve ayakların soğuk olması, kol ve
bacaklarda uyuşma, ellerde beceri kaybı ve
enerjinin düşük olmasıdır. Orta Hipotermi
belirtileri ise şiddetli ve kontrol edilemez titreme,
yuvarlayarak ve yavaş konuşma, solunum ve
nabzın yavaş olmasıdır. Düşünmede ve algıda
zorluk ortaya çıkar. Hareketlerin kontrolünde
sorunlar yaşanabilir. Yersiz korku, mantıksız
davranış eğilimi, hafıza kaybı ve uyku hali gibi
belirtiler ortaya çıkar. Şiddetli hipotermi belirtileri
ise ellerin, ayakların, kolların ve bacakların
kontrolünün kaybı, titremenin durması, bilincin
kapanması, solunumun belirsizleşmesi, nabzın
çok yavaşlaması, adelelerde kasılma ve
gözbebeklerinde büyümedir.
İç giyim konusu ise kişinin bireysel
tercihlerine ve mağaranın atmosferik
koşullarına bağlıdır. Mağaralar fiziki
özelliklerine göre farklı iklim özellikleri
gösterirler. İçerideki hava sirkülasyonuna,
mağaranın kapalılığına ve boyutlarına göre
mağara içi sıcaklığı dondurucu derecede
soğuk veya bunaltıcı seviyede sıcak olabilir.
Ağustos’ta girildiğinde bile hipotermi* tehlikesi arz eden mağaralar çoktur. Oysa insan aşırı
efor sarf ettiğinden, bu dondurucu soğuk ortamda bile terleyebilir. Bu nedenle vücut ısısını
muhafaza edecek, dışarıdaki soğuk ortamda terli bünyeyi hipotermi riskine sokmayacak
malzemeden iç giyim tercih edilmelidir.
Pamuklu malzemeler teri soğurduğundan, soğuk mağaralarda soğuğun daha şiddetli
hissedilmesine neden olur. Bu yüzden daha sıcak tuttuğu düşünülse de, iç giyim olarak
pamuklu malzemeden kaçınılmasında fayda vardır. Aydınlatma kısmında değinilen yedek
ekipmanı koymak için kullanılacak çantada ilave ısı sağlayacak fanila, atkı, bere veya
bandana benzeri basit ve hafif giyim malzemeleri de bulunabilir.
Ayakkabı tercihi konusunda belirli bir standart olmamasına karşın, ayak bileğini
destekleyecek, ince olmayan esnek bir tabana sahip, su geçirmeyen çizme/bot tarzı bir
ayakkabı mağaracıya kolaylık sağlar. Botun tabanı ne kaymaya neden olacak şekilde düz, ne
5
de yüzeylerdeki çıkıntılara istem dışı takılarak düşmeye neden olacak derecede aşırı kabaralı
olmalıdır. Giyilecek ideal ayakkabıyı mağaracı tecrübe ile kendisi zaman içerisine belirler.
Bu malzemelere ek olarak, mağaraya girişte eldiven kullanımı sağlık açısından yararlıdır.
Özellikle elinde açık yarası bulunan kişilerin yarasa dışkısı gibi kaynaklardan kontamine
olmuş yüzeylere çıplak teması daha sonra enfeksiyon riski yaratabileceğinden, kullanılacak
bir eldiven önleyici nitelik taşıyacaktır.
Bunların yanı sıra çantada pusula, navigasyon kolaylığı sağlaması açısından reflektörler gibi
temel yardımcı malzemelerin bulunmasında fayda vardır.
MAĞARA ĠÇERĠSĠNDE
1. MAĞARACILIK TEKNĠĞĠ
Mağaracılık tekniği esas olarak mağaralara girdikçe tecrübeyle öğrenilir. Her mağaracı girdiği
mağaraya uygun kendi mağaracılık tekniğini bireysel fiziki özelliklerine (boy, ağırlık,
dayanıklılık, vs.) ve bulunduğu mağaranın yapısına göre geliştirme eğilimindedir. Etkili ve
güvenli mağaracılık tekniğini öğrenmenin en iyi yolu mağaraya deneyimli mağaracılarla
girmek, yaptıklarına dikkat etmek ve önerilerini dikkate almaktır.
Bir mağaranın içinde yüzeydeymişçesine rahat hareket edildiği nadirdir. Üzerinde bulunulan
zemin düz olmadığından, kaya blokları, kırıklar, çöküntüler, geçit vermeyen oluşumlar
arasında hareket etmek, sürekli inmek ve tırmanmak gerekebilir. Mağaracıların “daral” olarak
tanımladığı, bir insanın zor sığabileceği tüpe benzer boşluklardan sürünerek geçmek ise sıkça
karşılaşılan bir durumdur. Tüm bu hareketler sırasında mağaraya giren kişinin kendisini
korurken çevresindekilere de zarar vermemesi, ekibini de kollaması gerekir.
Sırtın yaslandığı duvarın karşısına üç noktadan (iki diz
ve bir el içi ya da bir diz iki el içi) baskı uygulayarak
gerçekleştirilen “baca geçişi” genelde yürüyerek
aşılması zor olan kırık/çatlaklar içerisinde yatay veya
dikey hareket olanağı sağlar (Şekil 6). Ancak baca geçişi
mutlaka deneyimli mağaracıların uygulaması gereken
bir tekniktir. Benzeri dar ortamlarda sürünmek, ördek
yürüyüşü yapmak gerekebileceğinden, fiziki koşulların
uygun olması önemlidir.
Şekil 6. Baca geçişi deneyim gerektiren bir mağaracılık
tekniğidir.
Dünya üzerinde insan ayağının basmadığı neredeyse tek bir nokta kalmadığı günümüzde,
keşfetme dürtüsü mağaraları daha da cazip hale getirmektedir. Çoğu kez deneyimli
mağaracıların bile adrenalin salgısını artıran bu çağrı içeri girenleri daha fazla ilerlemeleri için
cesaretlendirir. Bu davetin cazibesine kapılıp geçmişte edindiği tecrübeleri, aldığı eğitimi
unutarak otokontrolünü kaybeden mağaracı her tür kazaya açık hale gelir. Bunun da ötesinde,
6
mağaracılık bir ekip işi olduğundan, bir kişinin yaşadığı olumsuzluk doğrudan diğer ekip
üyelerine de yansıyacaktır. Bu nedenle mağarada karşılaşılacak olumsuzluk ne olursa olsun,
soğukkanlılığı korumak en önemli mağaracılık yetisidir. Temel olarak ilk kez mağaraya giren
bir kişi;
1. Görmediği bir yere adım atmamalı, tutunmaya çalışmamalıdır.
2. Sağlamlığından emin olmadığı bir noktaya ağırlığını vererek basmamalı, tutunmamalıdır.
3. Aydınlatma sistemi devre dışı kaldığında bir adım daha atmadan olduğu yerde kalmalı,
sistemini veya yedeğini devreye sokmalıdır.
4. Hiçbir şekilde aydınlatma olanağı kalmamışsa, olduğu yerde kalmalı ve dışarıdaki
Rescue’nun kendisine ulaşmasını beklemelidir.
5. Hipotermi riski taşıdığını hissettiği anda durumu ekip liderine veya ulaşabildiği bir ekip
arkadaşına iletmelidir.
6. Fiziki herhangi bir sorunla karşılaştığında durumu mutlaka ekip liderine iletmelidir.
7. Ekip liderinin yönlendirmelerine mutlak surette riayet etmelidir.
8. Fiziki özelliklerini aşan, tecrübesiz olduğu hiçbir eylemde bulunmamalı, bu durumu ekip
liderine bildirmelidir.
9. Sahip olmadığı deneyime sahipmiş gibi davranmamalıdır.
10. Korku utanılacak bir durum değildir. Mağara içerisinde korku yaşayan bir kişi ekip lideri
tarafından sakinleştirilmeli, ekibin hareketini kısıtlaması durumunda sorunu yaşayan ekip
üyesi dışarı çıkartılmalıdır.
11. Tırmanma gereken durumlarda önde ilerleyen kişi mutlak surette arkadan gelenleri
kontrol etmeli, arkaya taş düşürmemeye, kaya yuvarlamamaya azami özen göstermelidir.
12. Dikey mağaracılık, travers geçiş gibi uygulamalar mutlak surette eğitim gerektiren
mağaracılık teknikleridir. Daha önce SRT eğitimi almamış hiçbir mağaracı dikey mağaralara
inmeye çalışmamalıdır. “Şuraya bir ip bağlayalım da aşağıya da bakalım” mağaralarda en sık
karşılaşılan kaza gerekçesi söylemlerdendir.
13. Mağaralarda yarasalara sıklıkla rastlanır. Mağaraların öncelikle bu canlıların yuvası
olduğu, insanın o ortamda misafir olduğu unutulmamalı, yarasalar ve diğer biyolojik çeşitlilik
unsurları rahatsız edilmemelidir.
14. Çoğu kez yarasalar mağaralarda koloniler halinde kalabalık popülasyonlarla bulunurlar.
Özellikle galerilerin daraldığı kesimlerde bu kolonilerin ürkütülmesi istenmeyen sonuçlar
doğurabilir. Bu nedenle yarasaların olduğu mağaralarda yarasaları ürkütecek seviyede ses
çıkartılmamalı, ışık doğrudan yarasalara tutulmamalıdır.
Bu temel kurallara riayet eden mağaracıya sadece her koşulda soğukkanlılığını muhafaza
etmek kalacaktır. Arama kurtarma saatine göre hareket edecek olan Rescue’nun çağrısı
üzerine en geç 2 saat içerisinde deneyimli bir arama-kurtarma ekibi gelerek sorun yaşayan
mağara ekibine ulaşacak ve gerekli önlemleri alacaktır.
2. MAĞARA ĠÇERĠSĠNDE YÖN BULMA (Navigasyon)
Mağarada yön bulma tecrübenin en iyi öğretmen olduğu bir başka konudur. Karstın özelliğine
bağlı olarak mağaralar sıklıkla tek bir galeri şeklinde oluşmaz. Birbiriyle bağlantılı galeriler,
odalar, bacalar ve pasajlardan oluşan bir labirent sistemi özelliği taşıyabilirler. Mağara
navigasyonu (mağarada yön bulma) konusunda sıkıntı yaşamamak için mağaraya tecrübeli bir
mağaracı ile girmekte fayda vardır. Navigasyon konusunda her mağaracı zaman içerisinde
kendi yöntemini oluşturacaktır. Başlangıç için, mağaraya giren kişinin yönünü kaybetmemek
için zaman içerisinde değişmeyecek, bakış doğrultusuna göre gözden kaybolmayacak kalıcı
fiziki referans noktaları belirlemesi faydalı olacaktır.
7
Çıkış için geri yöneldiğinizde, sıklıkla mağarayı geliş sırasında gördüğünüzden daha farklı
görürsünüz. Benzer şekilde, mağara ortamına yabancı kişilerin çıkışa çok yakın noktalarda
kaybolması çok karşılaşılan bir durumdur. İlerleme sırasında periyodik olarak geriye bakmak
ve bu doğrultudaki görünümü de gözlemek faydalı bir navigasyon yaklaşımıdır.
Daha önce mağaraya girenlerin duvarlara çizdiği oklara ve işaretlere bel bağlanmamalıdır.
Çıkışı göstermeyen, yanlış doğrultuları işaret eden ve kaybolmaya yol açabilecek oklarla
karşılaşmak her zaman olasıdır. Bu işaretleri koyanların da kaybolmuş olabilecekleri,
çizdikleri yanlış yönlü okları silmemiş oldukları hatırdan çıkartılmamalıdır. Benzer şekilde
mağaralarda terk edilmiş durumda ipler/halatlar da bulunabilir. Kaybolacak derecede büyük
bir mağara için yeterli uzunlukta ipi taşımak kolay değildir. Böylesi bırakılmış kılavuz iplerin
bir noktada bitiyor olacağı, yanlış döşenmiş olabileceği de unutulmamalıdır.
Mağara koruma ilkeleri her zaman mağaracı tarafından ön planda tutulmalıdır. Bir mağaracı
en azından mağarayı bulduğu şekilde bırakmayı, hiçbir kalıcı fiziki, biyolojik değişiklik
yapmamayı prensip edinmiş kişidir. Küresel ölçekte bu ilkeler kısaca “Ayak izinden başka bir
şey bırakma. Zamandan başka bir şey öldürme. Görüntüden başka bir şey alma” şeklinde
sloganlaşmıştır. Yolun işaretlenmesi bir zorunluluk olarak görüldüğünde, bu işaretler çıkışta
toplanıp mağaradan toplanarak geri çıkartılabilecek şekilde cisimlerden oluşmalıdır. Küçük,
taşıması kolay reflektör özelliği olan cisimler bu açıdan kullanılabilir (Şekil 7).
Şekil 7. Boyutları 3-5 cm arasında değişen reflektörler, kaybolma riski göz
önüne alınarak ilerleme sırasında rahat görülebilecek noktalara bırakılarak
parkur geçici olarak işaretlenebilir. Bu reflektörler çıkış sırasında toplanmalıdır.
Daha önceden çalışılmış ve haritası oluşturulmuş bir mağarayı incelemek
göreceli olarak daha kolaydır. Bu nedenle, girilecek mağaranın haritasını
önceden incelemek ve belirgin noktaları referans olarak hafızaya kazımak
faydalı olacaktır (Şekil 8).
Şekil 8.
örneği.
Mağara
haritası
Bu
noktada
daima
anımsanması gereken husus
mağaraların
farklı
mağaracılar
tarafından
farklı
haritalarının
oluşturulabildiği,
gözden
kaçmış galeri ve kollar
yüzünden mevcut haritanın
da eksik olma olasılığıdır.
Ayrıca sürekli haritaya
bakarak konum belirlemek
zaman ve enerji kaybına yol
açabilir. Bu durumda daha önce belirlenen referans noktalarında haritayı kontrol etmek daha
pratik bir yaklaşımdır. Mağaraya giren kişinin yanında analog bir pusula olması, mağarada
hiçbir işlevi olmayacak GPS gibi navigasyon cihazlarına güvenilmemesi gerekir.
8