ambulans operasyonları

Transkript

ambulans operasyonları
KISIM
AMBULANS OPERASYONLARI
Bölüm 47 Modern İlkyardım Araçları
Bölüm 48 İlkyardım Araçlarının Acil Kullanımı
Bölüm 49 Haberleşme
Bölüm 50 Kayıtlar ve Raporlar
Modern İlkyardım Araçları
GİRİŞ
İlk kez 1906'da ilk motorlu ambulansın kullanıma girmesinden önce cenaze araçları en
sık ambulans olarak kullanılmış araçlardır,
çünkü bunlarla hasta portatif bir sedye
üzerinde boylu boyunca uzanmış konumda
taşınabiliyordu. Az miktarda, eğer varsa,
destekleyici taşınıyordu, hasta ile birlikte,
arkada refakatçi için çok az yer kalıyordu.
Zamanla çifte amaçlı atlı cenaze arabası/ambulans kullanımı giderek yerini daha
iyi donanımlı ve daha iyi dizaynlı araçlara
bırakmıştır. Ambulanslar, idari teşkilat
düzenlemeleri temelinde ambulans servisleri ve onları kullanan ATT'lerin önerileri
doğrultusunda
dizayn
edilmektedir.
Ambulans dizaynındaki gelişmelerin en belirgin olanlarından biri hasta kompartımanının en, boy ve yükseklik bakımından
büyümesidir.
Bölüm 47 ambulans dizaynına genel bakış
ile
başlamaktadır.
Bu
bölümde
ambulansın tanımlaması, bir aracın ne şekilde ambulans özelliklerine sahip olacağı,
ambulanslarda kullanılan standart amblem
ve işaretler ve ambulansın şasi ve
gövdesindeki dizayn özellikleri tartışılacaktır. Bu bölümde ayrıca ambulansların
hızı, süratlenme kapasiteleri ve uyarı
araçları tarif edilecektir. Bundan sonra da
hasta bakımı için gerekli araç-gereç ve
destek sistemi ile, personelin emniyeti ve
kurtarma için gerekli
araç-gereç
de
dahil
olmak
üzere;
ambulansların taşımak zorunda olduğu
değişik tipteki araç-gereç ve destek
birimlerinin listesi verilecektir. Bölüm 47'nin
bundan
sonraki
kısmında
hava
ambulanslarının
artan
rolü
üzerinde
durulacak ve bunların başarılı 01malarında
çok önemli olan emniyetli kullanım şekilleri
üzerinde
durulacaktır.
Bu
bölüm
ambulansların bir diğer "vital alan" olan
bakımlarının tartışılması ile sona erecektir.
AMAÇLAR
Bölüm 47'nin amaçları:
•
bölgesel, eyalet ve ulusal standartlarla
ilişkili olan modern ilkyardım araçlarının
dizaynlarından haberdar olmak,
•
hasta bakım araç-gereci ve destek
birimleri,
atlama
kitleri,
personel
emniyeti ve çıkarma operasyonunu
ilgilendiren araç gereç de dahil olmak
üzere
ilkyardım
aracının
temel
malzemesini belirlemek,
•
hava ambulanslarının artan rolünü
hatırlamak ve MEDEVAC helikoptere
nasıl
emniyetli
bir
biçimde
yaklaşılabileceğini öğrenmek, ayrıca
bazen karşılaşılan iniş problemlerinde
pilota nasıl yardımcı olunabileceğini
öğrenmek,
•
acil ilkyardım aracının günlük, görev
sonrası, periyodik ve programlı kontrol
işlemlerinin ne şekilde yapılacağını
öğrenmek.
İLKYARDIM ARACI DİZAYNLARI
Fabrikatörler ambulansları; zorunlu tutulan dizayn kriterleri ve onları kullanan ATT ve ilkyardım personelinin önerileri ve tavsiyeleri doğrultusunda geliştirip genişletmektedirler. Hasta
kompartımanında daha fazla çalışma alanı, en az
iki sedye ve gerekli tüm araç-gerecin depolanacağı bir alanın da ilavesiyle hasta kompartımanının en, boy ve yükseklik bakımından genişlemesine sebep olmuştur ki, bu durum da Amerikan
Cerrahlar Koleji Travma Komitesi'nin önerileri
üzerine gerçekleşmiştir. Rekabet ortamının
bulunduğu ve üretim kapasitesinin sınırlı olduğu
bu endüstride, tıbbi gerekliliklerin fazla oluşu
modern ambulans maliyetlerini anlamlı biçimde
arttırmaktadır.
Fabrikatörler; ATT, ambulans operatörleri,
doktorlar, otomobil desinatörleri ve Ulusal Fen
Bilimleri Akademisi - Ulusal Araştırma Konseyi
BÖLÜM 47 . MODERN İLKYARDIM ARAÇLARI
(UFA-UAK) ile Ulusal Otoyol Trafik Emniyeti
Müdürlüğü'nün saptadığı ulusal standartlar
doğrultusundaki birleşik önerilerini samimi karşılamaktadırlar. Dizayn ve bulunacak araçgerecin standardize edilmesine ilave olarak
bunlar
yalnızca
günümüzün
ihtiyaçlarını
karşılamakla
kalmayıp,
gelecekteki
tıbbi
ilerlemeler doğrultusunda ambulans dizaynında
radikal değişiklikler yapmaksızın adaptasyonun
teminini sağlamaktadır.
Modern ambulanslarda artan gereksinimler çoğunlukla: kardiopulmoner resüsitasyon için daha
geniş alan bulunması, sabit oksijen teminini
sağlayan araçların, aspiratörlerin, tıbbi araç-gereç
ve destek sistemleri ile hastaların ve ATT emniyetini sağlayacak araç-gerecin depolanabileceği
alanların ve telsizlerin bulunması doğrultusundadır.
Ambulansların, kırsal kesimde veya şehirde
kullanılmasına bakılmaksızın, önerilen gerekli
araç gereci taşıyacak şekilde standardize edilmesi
gerekir. Hastaların ve ATTlerin bireysel
güvenlikleri için, çıkartma işlemleri ve yol
açmakta gerekli tüm araç-gereç kırsal alanlarda
gerekli olduğu kadar şehir içinde de gereklidir.
ATT için çok daha gelişmiş malzemenin bulunduğu daha büyük araçların geliştirilmesi konusundaki araştırmalar hızla sürmektedir, ancak
günümüzde önerilen ambulans standardı gerekli
tüm donanımı depolayabilecek, ayrıca temel ve
daha ileri tıbbi bakımın gerçekleştirilebileceği
yeterli boşluğun bulunacağı tiptir.
Ulusal Fen Bilimleri Akademisi-Ulusal
Araştırma Komitesi'nin Ambulans Tanımı
(UFA-UAK)
UFA-UAK ambulansı, acil tıbbi bakımın sağlanacağı, sürücü kompartımanı ve iki ATT ve iki
hastanın sığabileceği hasta kompartımanı bulunan
araç olarak tanımlamaktadır. Hastanın taşınması
işleminde hastalar, asgari olarak birine ileri tıbbi
hayat
kurtarıcı
desteğin
-kardiopulmoner
resüsitasyon (KPR)- sağlanabileceği konumda olmalıdırlar. Bu araç olay yerinde ve hastanın transportu esnasında gerekli ilkyardımı sağlayacak
malzeme ve destek sistemini taşımalıdır, ayrıca
hastaları ve personeli tehlikeli durumlardan koru-
yacak ve basit çıkartma işlemlerinde kullanılacak
araç-gereci bulundurmalıdır. Ambulanslarda, araç
ile hastane, genel güvenlik yetkilileri ve diğer
gerekli yerlerle haberleşmeyi sağlayacak telsizin
bulunması gerekir. Hastanın hastalığı veya
yaralarının daha da ağırlaşmasını önlemek için
ambulans, maksimal emniyet ve rahatlığı sağlayabilecek tarzda dizayn edilmiş ve geliştirilmiş
olmalıdır.
Ambulans Tescilindeki Kısıtlamalar
Ambulans tescilinde her eyalet kendi standartlarını saptamıştır. Birçok eyalette ambulans olarak
nitelendirmek için aracın UFA-UAK'nin gerekli
gördüklerini taşıması gerekmektedir. Hiç bir araç,
ambulans olarak hizmet etmek için gerekli tüm
birimleri içermedikçe, acil hasta taşınmasında
ambulans olarak kullanılmak için tescil edilemez.
Özel olarak dizayn edilmiş mobil yoğun bakım
üniteleri kayıtlı oldukları eyalete bağlı olarak
ambulans olarak tescil edilebilir.
Birçok eyalette kabul edilen, ambulans tescilleri
için temel gereksinimlerin ortaya konduğu federal
kanunlar geliştirilmiştir (KKK-A1822B, 1985).
Önerilen bu özelliklerin ilgili kısımları bu
bölümde tartışılacaktır. Bu özellikler aşağıdaki şu
üç tip temel ambulans dizaynı içindir.
Tip I: konvansiyonel, şoför kabini ve ambulans
gövdesi bulunan kamyonetler (Şekil 47.1a).
Tip II: standart tip, önden kontrollü, birleşik
şoför kabini ve gövdesi olan ambulanslar
(Şekil 47.1b).
Tip III: özel tip, önden kontrollü, birleşik şoför
kabini ve gövdesi olan ambulanslar (Şekil
47.1c).
Dış Belirleyicileri
Ambulansların üniversal olarak diğer tüm araçlardan ayrılması gerektiğinden; dış renklerinin zemini beyaz, çizgilerinin turuncu ve yazı ile amblemlerinin mavi olması gereklidir. Amblem ve
işaretlerin boyaları reflektörize olmalıdır. "Hayat
Yıldızı" ambleminin aracın yanlarında, arkasında
ve üstünde bulunması gerekir (Şekil 47.2). Döner
ışık ve uyarı ışıklarının yerleri, renkleri, tipleri ve
sayıları eyalet ve bölgesel düzenlemeler ile belir-
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
ŞEKİL 47.2 "Hayat Yıldızı" amblemi;
federal kanunlarla, ambulans olarak tescil
edilmiş ilkyardım araçlarının, yanlarında,
arkasında ve çatısında bulunur,
yaklaşmakta olan aracın ambulans olduğunu dikiz
aynasından kolayca ayırt edebilirler (Şekil 47.3).
Ambulans Şasileri
ŞEKİL 47.1 Federal özellikleri taşıyan 3
ambulans dizaynı, (a) Tip I: konvansiyonel,
şoför kabini ve ambulans gövdesi bulunan
kamyonlar, (b) Tip II: standart tip, önden
kontrollü, bileşik şoför kabini ve gövdesi
bulunan ambulans, (c) Tip III: özel tip; önden
kontrollü, birleşik şoför kabini ve gövdesi
bulunan ambulans (KKK-A-1822B, Haziran,
1985, Federal kanundan{ alınarak çizilmiştir),
lenmiştir. Sireni, diğer araç sürücülerinin kolayca
tanımaları için, alçalıp yükselen özel bir ses
çıkarmalıdır. Aracın önündeki "AMBULANS"
yazısı harflerin ayna görüntüsüyle yazılmış olmalıdır, böylece diğer araç sürücüleri, arkadan
Şasi optimal sarsıntısız gidişi temin edecek kapasitede olmalıdır. Yüklüyken en az 15 cm. tümsekleri aşabilecek kapasitede olmalı, ayrıca 30 cm.
derinliğe kadar olan su içinden rahatlıkla geçebilmelidir. Hidrolik fren sistemine ve yüksek kalitede lastiklere sahip olmalıdır. Önerilen, asgari
150 mil yol yapabilecek yakıt depo kapasitelerinin
olmasıdır. Yüksek yol açıcılık, çift arka tekerlek
ve dört tekerden çekiş özellikleri de coğrafik
şartlara ve otoyolların olmadığı bölgelerde sık
operasyon gereken hallerde gerekli olabilir.
Ambulans gövdesi yolcu veya yük tipi şasi üzerine
monte edilmiş olabilir. Şasiler genel ulusal
motorlu araçlar emniyet standartlarına uygun olmalıdır.
Ambulansların boyutları hasta kabini ile şoför
kabininin ayrı birimler halinde ya da tek ünite
halinde olmasına göre değişiklik gösterir. Her iki
durumda da, önerilen hasta kabini iç uzunluğu en
az 295 cm. olmalıdır. Aracın tamponlar arasındaki
maksimum uzunluğu 670 cm.yi geçmemelidir.
Maksimum yüksekliği 280 cm.yi geçmemelidir.
Buna aracın üstündeki döner lambalar da dahildir,
yalnızca telsiz antenlerinin fleksibl bölümleri
BÖLÜM 47 . MODERN İLKYARDIM ARAÇLARI
ŞEKIL47.3 Uygun dış
tanıtımı olan ambulans.
Ambulans kelimesi harflerin
ayna görüntüsünde
yazılmıştır, böylece öndeki
araç sürücüsü dikiz
aynasından aracı
gördüğünde, ambulansın
güvenle geçebilmesi için
zamanında kenara çekilir.
fleksibl bölümleri bu yüksekliğe dahil edilmez.
Birçok hastanenin, modern ambulanslardan çok
önce dizayn edildiği akılda tutulmalıdır. Bu nedenle 280 cm. den alçak girişi bulunan hastanelere hasta transportu çok güçleşir. Birçok ambulansın çok pahalı olan, çatısına monte edilmiş
aletleri alçak garaj kapıları nedeniyle hasara
uğramıştır.
Ambulans Gövdesi
Ambulans gövdeleri darbeye dayanıklı olmalı,
içeriye doğru uzantıları olmamalı ve hasta ya da
ATT için tehlikeli olabilecek emniyet altına
alınmamış objeleri bulunmamalıdır. İklim kontrollü, havalandırmalı ve kolay temizlenebilir olmalıdır. Sedye üzerindeki iki hastanın, iki ATT'nin ve tüm tesisat ile portatif araç-gereç ile optimal hasta bakımı için gerekli destek biriminin
sığabileceği kadar büyük olmalıdır. Hasta
kompartımanında önde, arkada ve kapı üzerinde
bulunandan başka pencere bulunmamalıdır (depo
kısmında ilave cam-pencere gerekli olabilir). Şoför ve hasta kompartımanları arasında direkt geçiş
olması arzu edilen bir durumdur. Eğer geçit varsa
bunun şoför tarafından kilitlenebilmesi temin
edilmelidir. Her durumda, şoför kompartımanı ile
hasta kompartımanı arasında ya pencere ya da
dahili telefon sistemi olmalıdır. Geceleri sürücü
arka kompartımandan yansıyan ışıktan korunabilmelidir.
Hasta kompartımanında; standart 193 cm. uzunluğundaki sedyenin baş tarafında 63 cm. ve ayak
ucunda da 38 cm. boşluklar olmalıdır. İç genişliği
58 cm. eninde iki sedyeyi alacak ve ikisi arasında
da primer hasta için ATT'nin diz çökerek KPR
yapabileceği yeterli boşluk olacak kadar olmalıdır. Asgari 63 cm.lik serbest çalışma alanı bulunmalıdır, bunun bir parçası da, ATT'nin alt
ekstremiteleri ve ayakları için altı kapatılmamış
ikinci ambulans sedyesi olabilir. Kabul edilebilir
minimum tavan yüksekliği 153 cm.dir ve ne
sedyeler arası koridor üzerinde ne de yatan hastanın baş ve göğsü üzerinde herhangi bir çıkıntı
uzantı olmamalıdır.
Yolculuk esnasında gerekli tüm araç-gereç hasta
kompartımanında ya daimi bir şekilde monte
edilmiş ve emniyet altına alınmış ya da dolaplar
içinde depolanmış olmalıdır. Yan camların ve
ekstra kapıların olmaması depolanması gerekenler
için daha fazla alan sağlar. Tüm malzeme yeterince emniyet altına alınmalı, böylece bir kaza
halinde tüm gereç ve çeşitli malzemelerin zarar
verici birer araç haline dönmesi engellenmelidir.
Hız ve Süratlenme
Tam dolu bir ambulansın sürat yapabilecek ka-
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
pasitede olması gereklidir, böylece hem otoyollar
üzerindeki trafikteki pozisyonunu koruyabilir,
hem de tehlikeli durumlardan kaçınmış olur.
Sürat kapasiteleri eyaletler arasındaki otoyollar
üzerinde ambulansın güvenliğini temin edecek
şekilde dizayn edilir. Tedbirli ve hızlı kullanma
konusunda aldığı eğitimi ve hastanın güvenliği ile
ilgili temel düşünce doğrultusunda ambulans şoförü, aracı en yüksek performansı temin edecek
kapasitede kullanır.
Uyarı Araçları
Her ambulansta siren ve anons sistemleri mutlaka bulunmalıdır. Bunlar kombine sistem halinde de olabilir. Dalgalı ve kesik kesik ses çıkaran
otomatik siren, manuel siren ve mikrofon sistemin birer parçası olmalıdır. İki hoparlör sistemi
tercih edilmektedir. Havalı korna bir ilave uyarı
ve sinyal aracıdır. Döner lambalar ve uyarı ışıkları eyalet veya bölgesel düzenlemelerle
belirlenmiştir.
İLKYARDIM ARACI GEREÇ VE
MALZEMELERİ
Gerekli olan yerleşik, portatif ve depolanacak
araç gereç ile malzemeler için yer bulundurmak
dışında, bunlar kolayca ulaşılabilecek yerlere yerleştirilmelidirler, bu nedenle de ambulans desinatörleri kullanılacak ve bulundurulacak tüm parçanın ağırlığını, şeklini, büyüklüğünü ve güç gereksinimini bilmelidirler. Hiçbir yeni araç gereç
ambulans servislerinin tıbbi direktörüne danışılmadan ATT tarafından istenemez.
ATS sistemi olarak kullanılması teklif edilen
birçok malzeme aslında olay ortamında tam tamına denenmemiş ve etkisi değerlendirilmemiştir. Buna karşın, bu tür parçaların satın alınması
oldukça pahalıya mal olabilmektedir veya tehlikeli yanlışlar ortaya çıkabilmektedir. Genel kural
olarak, kompleks bir aracın var olması halinde,
zor olan bunun uygun bir şekilde nasıl kullanılacağının, özellikle de zor koşullar halinde,
bilinmesidir. Acil medikal durumlarda sıklıkla bu
araçların malfonksiyonu söz konusu olabilir.
Araç ve gereçler; rölatif önem derecesine ve
kullanım sıklığına göre yerleştirilmelidir. Hayatı
tehdit eden durumlarda kullanılması gerekenlere
öncelik verilmelidir. Hava yolu için, mekanik
ventilasyon ve oksijenizasyon için gerekli araç
gerecin, ana sedyenin baş tarafında ATT'nin kolayca ulaşabileceği yerde olması gerekir. Kardiyak resüsitasyon, kanama kontrolü ve kan basıncının monitörize edilmesi için gerekli araç-gereçte
sedyeni n yan tarafında kolayca elde edilebilir
yerde olmalıdır. Çok geniş bazda düşünülürse,
tüm araç-gereç sağlam, dayanıklı ve standart olmalıdır, böylece ambulanslar arasında gerektiği
zaman değişimler yapılabilir. Bütün ambulans servisleri için araç-gereç değişimleri önemli bir düşüncedir, çünkü bu şekilde hastanın transferindeki
gecikme ve hasta için gerekli aracın çıkarılmasının yaratacağı tehlike önlenir, ayrıca ATT ve
ambulansın hastanede alıkonulması süresini
kısaltır.
Depolama dolapları ve çantalar kolayca açılabilmeli fakat yolculuk esnasında kendiliğinden
açılmasını önlemek için emniyetli bir biçimde kapatılmalıdırlar. Çekmece ve dolapların ön yapılarının şeffaf materyalden yapılması içindekilerin
kolayca tanınmasını sağlar, aksi halde dolapların
üstlerine içeriklerini gösteren etiketler konulması
önerilir.
Hasta Bakımı İçin Gerekli Araç-Gereç
Hasta Taşıma Sedyeleri
Her ambulansın tekerlekli sedyesi, açılıp kapanabilir sedyesi ve büyüklüğünden dolayı diğer
sedyelerin kullanılmadığı merdivenler veya diğer
dar yerlerde ATT'lerin hasta taşımasını temin
edecek katlanabilir araçları olmalıdır. Açılıp kapanabilir sedyeler veya katlanabilir sedyeler tek
bir parça olarak kombine edilebilir. Sedyelerin,
taşınması, depolanması, temizliği ve sterilizasyonu kolay olmalıdır. Portatif sedyeler; uzanmış, yatar pozisyondaki hastayı yer seviyesinden yukarı
kaldırmak için kullanılır.
Tekerlekli sedyenin yüksekliği ayarlanabilir olmalıdır, ambulans tabanından yüksekliği 28 ile 38
cm. arasında değişmelidir. Sedyenin baş kısmı 60°
kadar yükseltilebilir olmalı ve hastaya yarı oturur
pozisyonu temin edilebilmelidir, ayrıca 10° kadar
BÖLÜM 47 . MODERN İLKYARDIM ARAÇLARI
ŞEKİL 47.4 Çıkartılabilir. Xışınlarına geçirgen panelin
omurga tahtası üzerine
yerleştirildiği tekerlekli
ambulans sedyesi. Hasta
bununla kolayca ambulanstan
acil servise ve cerrahi girişime.
hiçbir yeni yaralanma riski ya
da rahatsızlık olmadan
taşınabilir.
da aşağı indirilebilmelidir, böylece hastaya gereğinde Trendelenburg pozisyonu (hava yolu için)
verilebilir. Hastanın boylu boyunca, sırtüstü,
yüzükoyun ya da yan pozisyonda yatabilmesi için
sedyenin en az 175 cm. boyunda olması ve 50 cm.
genişliğinde olması arzu edilir. Sedyenin tutamak
ya da sapları 4 kişinin hastayı taşıyabilmesine izin
verecek tarzda olmalıdır. Yolculuk esnasında,
sedyenin, sıkıca ambulansın zeminine ya da yan
tarafına bağlanması temin edilmelidir. Sedyeyi
tespit eden araçlar, ambulansın devrilmesine
dayanabilecek tipte olmalıdır. Ayrıca, sedye
üzerinde hasta için de tespit cihazları
önerilmektedir, böylece hastanın yanlara düşmesi
veya sedyenin ayak ucundan aşağı kayması önlenmiş olur.
Bazı ambulans servisleri sedyelerinin üzerinde
X-ışınlarına geçirgen, çıkartılabilen paneller kullanırlar, bunlar acil servis yataklarındakilere veya
omurga tahtalarındakilere benzerler. Bu hastanın
tüm tanı ve cerrahi girişim de dahil tüm tedavi
işlemlerinin yapılmasına izin verir, böylece hasta
hastanedeki yatağına alınıncaya kadar bu panel
üzerinden kaldırılmaz (Şekil 47.4). Bu tür bir
panel hastanın transferi esnasındaki rahatsızlığını
azalttığı gibi ayrıca bu aşamadan sonra meydana
gelebilecek bir yaralanma riskini de azaltır. Bu tür
bir
panelin
dezavantajı,
sedye
üzerine
yerleştirildiği için, hastanın yarı oturur pozisyon-
da yerleştirilmesine müsaade etmez.
Havayolları
Yenidoğanlar, çocuklar ve yetişkinler için orofaringeal havayolları taşınmalıdır. Çocuk ve yetişkinler için ayrıca nazal havayollarının bulundurulması da tavsiye edilir. Ağız içi blokları veya
3 dilli tipteki bloklar konvülsiyon geçiren hastanın
diline zarar vermesini önlemek için kullanılmak
üzere bulundurulmalıdır.
Suni Solunum Araçları
Oksijen kaynağından bağımsız olarak çalışabilen portatif suni solunum cihazları bulundurulmalıdır. İki adet olması tercih edilir, biri ambulans
içinde kullanılır, diğeri ise aracın dışında kullanmak üzere ya da yedek olarak bulundurulur.
Elle çalışan, kendiliğinden dolan, torba-valfmaske formunda olan, oksijeni arttırma özelliği
bulunan portatif suni solunum cihazları da
bulundurulmalıdır.
Oksijen
kaynağına
bağlandıklarında, oksijen rezervuarı ile, cihaz
hastaya % 100 oksijen desteği sağlayabilecek
kapasitede
olmalıdır.
Cihaz
kolayca
temizlenebilir, sterilize edilebilir yapıda olmalıdır.
Geri solumasız valf sistemi, hem suni hem de
spontan solunum esnasında oksijen inhalasyonunu
temin etmelidir. Pediyatrik tipte torba-valf-maske
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
tarzındaki cihazlar da taşınmalıdır.
Bebekten yetişkine kadar değişik ebatlardaki
maskeler bulundurulmalıdır. Hastadaki hızlı renk
değişimlerini görmek için ve hastanın kustuğunu
veya
solunumundaki
değişiklikleri
fark
edebilmek için maskeler şeffaf olmalıdırlar.
Hastaya
uygun
volümde
oksijenle
zenginleştirilmiş hava vermek için yetişkin
pediyatrik tipteki torbalar uygun ebattaki
maskelerle birlikte kullanılırlar.
Aspirasyon Cihazları
Portatif ve sabit aspirasyon cihazları çok önemlidir. Aspirasyon ünitesi, aspirasyon tüpünün
ucunda 30 lt/dak hava akımını sağlayacak ve tüp
klampe edildiğinde 300mmHg basınçta vakum
oluşturabilecek kadar kuvvetli olmalıdır. Çocuk
ve bebeklerde kullanmak için emme gücü ayarlanabilir olmalıdır. Yarı sert faringeal tüp ile geniş delikli, bükülmeyen aspirasyon hortumları
ünite üzerinde hazır olmalıdır. İlave olarak da yarı
sert aspirasyon sondaları bulunmalıdır. Sabit olan
ünitede aspirasyon cihazı, kırılmaz toplayıcı şişe,
aspirasyon sondalarından geçirmek üzere su ve
aspirasyon sondaları ATT için hazır bir şekilde
sedyenin baş ucunda bulunmalıdır. Aspirasyon
tüpleri hastanın pozisyonuna bağlı olmaksızın,
hastanın hava yollarına ulaşmalıdır. Tüm aspirasyon ünitesi kolayca temizlenebilir ve sterilize
edilebilir tipte olmalıdır.
Oksijen İnhalasyon Cihazları
Acil ilkyardım aracında; portatif ve sabit durumda olmak üzere iki oksijen destek ünitesi olmalıdır. Portatif ünite (300 lt kapasiteli) aracın
dışında kullanılmak üzere kapıya yakın yerde hazır olmalıdır. Ünitede oksijen temin eden cihaz,
basınç göstergesi, flowmetre (yerçekiminden bağımsız), iletim tüpleri ile oksijen maskesi bulunmalıdır. Cihazın oksijen temin etme kapasitesi; 2
ile 15 lt/dak (lpm) akım aralığında olması gerekir.
İlave bir portatif 300 litrelik tüp de ambulansta
bulundurulmalıdır. Birçok servis, yeniden
doldurulabilir tüpleri kullanmakta ve böylece acil
durumda ikinci bir hastaya kullanabilmektedirler.
Sabit oksijen ünitesi en az 3000 lt oksijen içeren, 50 psi basınç altında, iki kademeli regülatörlü
sistem şeklinde olmalıdır. Üniteye basınç düşürü-
cü valf ve yerçekiminden bağımsız çalışan flowmetre takılmış olmalıdır. Flowmetreler görünebilir
olmalıdır. Ayrıca sedyenin başucunda oturan
ATT'nin kolayca ulaşabileceği yerde durmalıdır.
Sistem 2-15 lt/dak arasında değişen oksijen akımı
sağlayabilme kapasitesinde olmalıdır. İletim
tüpleri yatar pozisyonda taşınan hastanın yüzüne
kolayca ulaşacak uzunlukta olmalıdır. Ayrıca
oksijen maskeleri veya valfli maske tipi ventilasyon cihazları takılmış durumda olmalıdır.
Oksijen maskeleri (torbalı olsun veya olmasın)
yarı açık, valfsiz, şeffaf ve tek kullanımlık olmalıdır. Maskelerin ebatları yetişkinler, çocuklar ve
bebekler için uygun olmalıdır. Nazal kanüller de
ayrıca bulundurulmalıdır.
Hasta transportu genelde bir saatten uzun süren
ambulans servisleri, sabit oksijen sistemlerinde
tek kullanımlık, değişebilir nemlendiriciler kullanmalıdırlar. Bir saatten kısa süren yolculuklar için,
nemlendirici nadiren gerekir, ayrıca titizlikle
uygulanmadıkları takdirde hastada enfeksiyon
riskini anlamlı ölçüde arttırırlar.
Kardiyak Kompresyon Araçları
Hastanın altına, sedye üzerinde omurga tahtası
yerleştirildiğinde, etkili eksternal göğüs mesajı
için gerekli direnç sağlanmış olur. Sıkıca rulo
yapılmış bir çarşaf, tahta üzerine hastanın omuzlarını 7,5-10 cm. kadar yükseltmek üzere konulur,
böylece baş olabildiğince geriye bükülmüş
pozisyona getirilir ve destek gerektirmeksizin
omuzlar ve göğüs düz pozisyonda tutulmuş olur.
Boyun yaralanmasından şüphe ediliyorsa, boynun
hiperekstansiyonuna yol açmamak için bu tür rulo
yapılmış çarşaf kullanılmaz.
Mekanik eksternal kalp masajı için daha yeni
ekipmanlar yeterli perfüzyon sağlayacak kapasitededir . Uzun süreli transportta KPR sağlaması
gereken servisler uygun değerlendirme ve tıbbi
danışmanları ile görüşme sonrası bu tip cihazlar
almayı düşünebilirler.
HASTA BAKIMI İÇİN MALZEMELER
Temel Malzemeler
Ambulanslar aşağıda sıralanan temel gereçleri
taşımalıdırlar:
BÖLÜM 47 . MODERN İLKYARDIM ARAÇLARI
2 yastık
2 yastık kılıfı
2 çarşaf
4 battaniye
4 havlu
6 tek kullanımlık kusmuk torbası ya da küvet
2 kutu kağıt mendil
1 ördek
1 idrar şişesi
2 tek kullanımlık termometre
4 kum torbası
1 tansiyon manşonu
1 stetoskop
1 travma makası
1 paket tek kullanımlık bardak
1 kırılmaz su kabı
1 paket ıslak bez
4 paket buz
6 amonyak inhalatörü
4 litre irrigasyon sıvısı
2 bağlama aracı
1 paket plastik torba
Tespit Cihazları
Kırık ve çıkıklar için aşağıdaki araçlar bulundurulmalıdır:
1) Bir "yarım halka", alt ekstremite traksiyon cihazı, en az 43 cm. çapında ve 109
cm. uzunlukta olmalıdır. Ayrıca, bacak
destekleyici askıları, pamukla doldurulmuş ayak bileği parçası, kopçalı traksiyon kayışları ile birlikte olmalıdır. İç içe
girmek suretiyle uzayıp kısalan tespit ediciler rijit bir ünite olarak kullanılabilirler.
Ayrıca pediyatrik boydaki tespit cihazı da
taşınmalıdır.
2) Üst ve alt ekstremiteler için şişirilebilir
tip, karton kutu, plastik, pamuk sarılı
tahta ve benzeri tespit ediciler bulundurulmalıdır. Tespit cihazlarının sayısı ve
tipi bölgesel tıbbi direktör veya eyalet kanunlarınca belirlenmiştir.
3) Üçgen bandajlar ve rulo bandajlar, omuz
ve kol kırıkları ile rijit tespit edicileri fikse etmek için gereklidirler.
4) Emniyetli çıkartma için olduğu kadar
şüpheli spinal yaralanma vakalarının tespiti için kısa ve uzun omurga tahtası, servikal boyunluklar ve diğer araçlar.
5) Havalı antişok giysileri; hemorajik şok
tedavisinde olduğu kadar ciddi pelvik ve
üst femur kırıklarının tespitinde kullanılmak üzere bulundurulmalıdır.
Pansuman Malzemesi
Açık yaraların pansumanı için ve tespit cihazlarının tatbikinden önce uygulanması gerekli malzemeler şunlardır:
Steril üniversal travma örtülen, yaklaşık
25x91cm. katlanarak paketlenmiş ve
23x25 cm. ebatlarına indirilmiş
Kendiliğinden yapışan yumuşak rulo bandajlar,
10 cm.x4.5 m.
Kendiliğinden yapışan yumuşak rulo bandajlar,
5 cm.x4.5 m.
Steril, deliksiz, yapışmayan örtüler; eviserasyonların ve basınçlı pnömotoraksa neden
olan yaraların örtülmesi için kullanılır
(örneğin, orijinal paketinde sterilize
edilmiş alüminyum folyo)
Değişik genişlikteki yapışkan flasterler
Büyük çengelli iğneler
Steril gazlı bez, 10 x 10 cm.
Steril kompres, 15x23 cm.
Doğum Desteği için Gerekenler
Steril obstetrik malzeme paketi taşınmalıdır ve
şunlar bulunmalıdır:
ŞEKİL 47.5 Tipik bir "Atlama Ünitesi". Ünite
hafif. dayanıklı. su geçirmez. çabuk açılan ve
kolay korunur olmalıdır.
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
1 cerrahi makas
3 kordon klempi veya umblikal flaster
5 havlu
12 adet 10 x 10 cm. sünger
4 çift steril eldiven
1 bebek battaniyesi
2 büyük plastik torba
1 adet yumuşak lastik kulak şırıngası, bebeğin ağız ve hava yollarını aspire etmek
için.
Her ambulans servisi, gereğinde çok çabuk olarak hastaneden veya bir başka kaynaktan portatif
bir küvöz (yenidoğanın taşınması için sedyeye
tespit edilebilir veya tek olarak taşınabilir) temin
edebilmelidir. Taşıyıcı, bebeğe gerekli oksijen
desteğini ve nemlendirmeyi sağlamalı, vücut
ısısını kontrol edebilmeli ve gereğinde resüsite
edebilmelidir. Bu amaç için de uygun boyutlarda
suni solunum cihazı ve steril orofaringeal aspirasyon cihazı olmalıdır.
Akut Zehirlenme Durumları İçin
Gerekli Olanlar
Yeterli dozda aktif kömür ve ipeka şurubu ile
birlikte içilebilir su ve bardak bulundurulmalıdır.
Çok sayıda kusmuk torbası ya da küvet olmalıdır.
"Zehirlenme Kiti" üzerine bölgesel zehirlenme
kontrol merkezinin telefon numarası yazılmalıdır.
Toksik maddeleri uzaklaştırmak için gözlerin
ve cildin irrigasyonunu temin edecek malzeme de
bulunmalıdır. Tehlikeli yılan ısırıklarının olabileceği bölgelerde gerekli antiserumlar taşınmalıdır.
"Atlama Ünitesi"
Ambulanslarda bir de "atlama ünitesi" bulunmalıdır, bu ünite ambulans sürücüsünün park etme ya da aracı emniyet altına alması esnasında,
acilen hastaya ulaşmak için aracı terk eden ATT
tarafından kullanılır. Böyle bir atlama ünitesi, hafif, dayanıklı, su geçirmez, çabuk açılabilir ve
emniyetli olmalıdır (Şekil 47.5). Ayrıca yan
tarafına, bölgesel zehirlenme kontrol merkezinin
telefon numarası yazılmış olmalıdır. Böyle bir atlama ünitesinde şunlar bulunmalıdır:
üçgen bandajlar
travma örtüleri
değişik genişlikte yapışkan bantlar pansuman
malzemesi
dilin ısırılmasını önleyen bloklar kendiliğinden
yapışan yumuşak rulo bandajlar,
10cm.x4.5 m. ve 5 cmx4.5 m. ebatlarında
yetişkinler ve çocuklar ile bebekler için uygun
boyutlarda orofaringeal havayolları
torba-valf-maske tipi suni solunum cihazı ile
yetişkinler, çocuklar ve bebekler için uygun boyda maske
tansiyon manşonu
stetoskop
ışıklı kalem
portatif aspiratör ve faringeal tüp
steril gazlı bez 10x 10 cm. ebadında
steril ped 15 x 23 cm. ebadında
termometre
steril, deliksiz, yapışkan olmayan örtü (basınçlı
pnömotoraks yaraları ve eviserasyonların
kapatılması için) (örneğin steril orijinal
paketinde alüminyum folyo)
amonyak inhalatörü
kısaltılmış hasta rapor formu, "sokak formu"
bölgesel tıbbi direktörlerce belirlenen diğer
malzemeler
Personelin Güvenliği İçin Gerekli Malzemeler
Hasta kompartımanının dışından girilen, her
türlü hava şartına dayanıklı bir kompartımanda;
ATT ve hastaların korunması için ve çalışma alanını aydınlatmak için ayrıca trafiğin kontrolü için
gerekli tüm malzeme bulundurulmalıdır. Bunlar:
reflektörlü ya da fasılalı yanıp sönen ışıklı uyarı
araçları (meşale yerleştirmek, daha sonra
kaza alanında yangına neden olabilir}
2 el feneri, pilli
yangın söndürücü, ABC tipte, kuru tozla çalışan
miğfer, yüz koruyuculu veya gözlüklü
2 portatif projektör (eğer temel kurtarma aracından kolaylıkla ve hızla elde edilemiyorsa)
Çıkartma Malzemesi
Hasta kompartımanı dışındaki her türlü hava
şartlarına dayanıklı kompartımanda, kurtarma ve
BÖLÜM 47 . MODERN İLKYARDIM ARAÇLARI
ŞEKİL 47.6 Yaralı hastanın naklinde hava ambulansları giderek artan
rol oynamaktadır. 2 temel tip ambulans vardır (solda). sabit kanatlı ve
(sağda) döner kanatlı hava taşıtı görülmektedir.
çıkartma ünitesi hazır bile olsa, basit-kolay çıkartma işlemleri için gerekli araç-gereç bulundurulmalıdır. Bunlar:
İngiliz anahtarı, 30 cm., ayarlanabilir,
açık ağızlı tornavida, 30 cm.,
standart tip tornavida, 20 cm., Phillips başlıklı
demir testeresi, 30 cm., tel ağızlı
kerpeten, 25 cm.
çekiç, 38 cm., saplı, 2.5 kg. ağırlığında
yangın baltası, 60 cm. saplı
kürek, 60 cm. saplı (çekiç-balta-kürek, tek bir
kombine alet halinde olabilir) manivela,
130 cm.
kilit dili kesicisi, 3 cm. ağızlı
metal kesicisi, iki yönlü ve en az 20 cm.lik uzun
eldiven, dayanıklı, ön kol bölümü deri
kaplı (herkese bir çift)
battaniye
halatlar, koruyucu çantası içinde, 2450 kg. gerim gücünde ve 15 m. uzunlukta
kancalar
yaylı delici
budama testeresi
değişik uzunlukta, 2 x 4 ve 4 x 4 destek blokları
İlave çıkartma malzemesi bölgesel servislerin
ihtiyaçları doğrultusunda gerekli olabilir. Bu özellikle kurtarma ve çıkartma servisleri kolayca ve
hızla hazırlanamıyorsa gereklidir.
HAVA AMBULANSLARI
Hava ambulansları göründüğü kadar modern
bir tıbbi gelişme değildir. 1870'de, ilk motorlu
hava ambulansının kullanılmasından 36 yıl önce,
Prusyalıların Paris kuşatması sırasında 160 yaralı
asker ve sivil emniyetli bir şekilde hava balonu
ile tahliye edilmişlerdir.
Gelecekte, ATT'lerin hava ambulansı kullanımı
artacaktır. Sabit kanatlı ve döner kanatlı olmak
üzere iki tip temel hava ambulansı vardır (Şekil
47.6). Sabit kanatlı hava taşıtları genellikle 100
milin üzerindeki mesafelerdeki hastaneler arası
hasta transferinde kullanılırlar; kısa mesafeler
için döner kanatlı hava taşıtları daha etkilidir. Bu
uçuşları, özel eğitilmiş tıbbi uçuş ekibi
gerçekleştirir. ATT'lerin sabit kanatlı hava taşıtları ile ilgisi genellikle, hasta ve tıbbi uçuş ekibinin hastane-havaalanı hattındaki yolculuklarının
gerçekleştirilmesi ile kısıtlıdır.
Döner kanatlı hava taşıtları, acil tıbbi bakım
temini konusunda artan biçimde önemli olmaya
başlamışlardır. Örneğin, birçok bölgede, her gün
hava ambulanslarını kaza kurbanlarını ortamdan
çok daha uzaklara taşırken görmekteyiz. Hava
ambulansları gerek hastaya uygun tıbbi bakımı
sağlamak gerekse hayat kurtarıcı tedaviyi temin
etmek bakımından sürat yapabilme kapasitesine
sahiptirler. ATT'ler hava ambulansını gerekli ve
etkili biçimde kullanabilmek için bölgelerindeki
kullanıma hazır helikopterlerle ilgili kapasite,
protokol ve kullanma metotlarıyla yakından
ilgilenmelidirler.
Kore ve Vietnam'daki tıbbi deneyimler, hasta
kurtarma oranının yaralanmadan sonra definitif
tedavi yapılıncaya kadar geçen süreyle direkt ilişkili
olduğunu göstermiştir. Helikopterlerin yaralı asker-
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
ŞEKİL 47.7 ATT ya da
herhangi bir yer personeli,
helikoptere daima ön taraftan
yaklaşmalıdır. Kuyruk motoru
bazen görülmesi imkansız
olacak kadar hızlı döner. Pilot
helikopterin arkasındaki alanı
ya da burada duran herhangi
birini göremez.
leri askeri tıbbi tesislere taşımalarındaki hız,
beceriklilik ve çok yönlülük, siviller için olan
tıbbi bakımın sağlanması konusuna adapte
edilmiş ve böylece travma ile savaş doktrini ortaya çıkmıştır. Acil tıbbi uçuşlarda kullanılan helikopterlerin birçoğu, başarıyla 100 mil/saat düz
çizgide uçabilmekte ve karayolu veya trafik problemleriyle karşılaşmamaktadırlar. Hastaya uçuş
boyunca sağlanabilecek tıbbi bakımın derecesi,
hava taşıtının ve uçuş ekibinin kapasitesine
bağlıdır, uçuş ekibi ATT, uçuş hemşireleri,
paramedikal kişiler ya da doktorlardan oluşabilir.
Tıbbi uçuşlarda kullanılan hava ambulansları
çok çeşitli fakat tehlikeler hep aynıdır. Helikopterin güvenliğinde, personelin emniyeti için gerekli olanların da farkında olunmalıdır. Eğer ATT
helikopterin nasıl çalıştığı konusunda bilgiliyse
ve pilotun önerilerine uyarlarsa, hava ambulansının bir parçası olmanın yaratacağı tehlike-
ler minimale indirilir. En önemli kural, pervaneleri dönmekte olan ve yerde duran helikopterden güvenli miktarda uzak durmaktır. Kanatların, ses hızına yakın süratle döndüğünü hatırlayınız.
Hava taşıtının bir üyesi olarak uçuş ekibine eşlik ederken, ATT ister görevli olsun isterse hastanın bindirilmesine yardım ediyor olsun, uçuş
ekibinin emirlerine kesin olarak uymak zorundadır. ATT uçuş ekibinden bir talimat gelmedikçe
hiçbir zaman araçtaki herhangi bir kapıyı açmaya
ve herhangi bir araç-gereci yerinden oynatmaya
kalkışmamalıdır. Benzer tarzda, hava taşıtına
yaklaşması istendiğinde, ATT aşırı dikkat sarf
ederek, çevredeki zarar verecek durumlara karşı
tedbirli olmalıdır.
Bir diğer emniyet kuralı da" helikoptere hiçbir
zaman arkadan yaklaşılmamasıdır. Yaklaşma
alanı Şekil 47.7'de gösterildiği gibi, pilotun karşıya baktığı pozisyonda, saat 9 ile 3 arasındaki
BÖLÜM 47 . MODERN İLKYARDIM ARAÇLARI
ŞEKİL 47.8 ATT helikopterin
ön tarafına daima çömelmiş
halde yaklaşmalıdır, çünkü ana
pervane kanatları yere 125 cm.
mesafeye kadar yaklaşabilir.
konumdur. Yaklaşma alanı kuyruk motorunun
yaratacağı tehlike nedeniyle çok kısıtlı olarak belirlenmiştir. Çünkü, pilot kalkış esnasında helikopterin kuyruk kanatlarını değişik yönlere çevirmek zorundadır.
Kuyruk motoru, dönen bir kanattır ve çoğu
zamanda yüksek dönme hızı nedeniyle görülmesi
imkansızdır. Tüm yer ekibi kuyruk motorundan
uzak durmalıdır. Eğer helikopterin bir yanından
diğer yanına geçmek gerekiyorsa, ATT helikopterin ön tarafını dolaşarak gitmelidir. Hiç kimse
helikopterin altında, kuyruğunda veya arkasında
eğilmiş halde durmamalıdır. Pilot bu alanları
göremez. Görülmeyen bir kurtarıcı, helikopterin
kuyruk motoru tarafından çok kolay sakatlanabilir, hatta hayatını kaybedebilir. Yeterli. personelin olduğu durumlarda, bir kişi dönen kanatların dönüş mesafesi dışında olmak üzere helikopterin arkasında durmalı ve diğerlerini ve seyircileri uzak durmaları konusunda uyarmalıdır.
Helikoptere yaklaşılırken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer alan da temel döner
ŞEKİL 47.9 Helikopter meyilli bir zeminde duruyorsa, helikoptere
yaklaşırken ATT daha büyük dikkat sarf etmelidir. Yerin yüksek kısmında
ana motor pervanesi yere çok yaklaşabilir, bu nedenle ATT yerin alçak
kesiminden yaklaşmalıdır.
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
pervane yüksekliğidir. Kanadın bükülebilir özelliğine bağlı olarak, yere 125 cm. mesafeye kadar
inebilir (Şekil 47.8). Yaklaşırken ATT helikoptere
kadar yere çömelir pozisyonda olmalıdır. Şiddetli
rüzgar kanat yüksekliğini etkiler. Malzemeler,
kanatların altından taşınırken çok özel dikkat sarf
edilmelidir. Döner kanatların yarattığı hava
türbülansı, şapkaların uçmasına ve malzemelerin
kaybına ve ayrıca bunların hem helikopter hem de
çevredeki personel için tehlike kaynağı
oluşturmasına yol açar.
Eğer başka uygun alan yoksa ve helikopter meyilli bir araziye inmişse, çok daha fazla dikkat
gösterilmelidir. Ana motor pervanesi yerin yüksek olduğu tarafta yere çok yaklaşabilir (Şekil
47.9). Bu şartlar altında helikoptere yalnızca zeminin aşağı tarafta olan bölümünden doğru yaklaşılmalıdır. Uçuş ekibi, ATT'leri almaya hazır
olduklarını bildirmeden, hasta helikoptere doğru
taşınmamalıdır. Uçuş personeli, hastanın ATT
tarafından yüklenmesini yönetir ve yardımcı olur.
Aşağıdaki bilgiler, iniş alanları ile ilgili tehlikeleri en aza indirmek için sunulmuştur. Helikopterler, düz doğrultuda yükselip alçalarak uçabilirler, bu da operasyonun en tehlikeli kısmıdır.
Emniyetli ve en etkili iniş kalkışlar sabit kanatlı
hava taşıtının kullandığı yöntemdir. Operasyonun
güvenliği için hafif bir açıyla iniş yapmak gerekir.
Kalkış ise bunun tersine çevrilmiş şekli yani, ileri
doğru bir hareket ve kademeli yükselme
kombinasyonu ile gerçekleştirilen hareket tarzında olmalıdır ve bu yine hafif bir açıyla gerçekleştirilmelidir.
ATT'nin rol oynadığı önemli bir diğer konu da
iniş alanının temizlenmesidir. Gevşek çamur,
elektrik veya telefon telleri ve diğer helikopter
operasyonunun güvenliğini etkileyecek engelleri
aramalıdırlar. Eğer, herhangi bir engel varsa pilot
telsiz ya da diğer sinyallerle uyarılmalıdır. Pilot
genellikle, tüm potansiyel tehlikelerin ortadan
kalktığından emin oluncaya kadar genellikle iniş
alanının üzerinde uçar ya da iniş alanı ile ilgili
keşif yapar. Pilot iniş alanı ile ilgili kesin kararını
bundan sonra verir. ATT iniş alanı ile ilgili öneri
ve tahsislerini yapar. Eğer uygunsa pilot bunları
kullanır. Isı, rüzgar ve helikopterin taşıdığı yük
gibi değişkenler, pilotun iniş alanı ile ilgili son
kararını etkiler. iniş alanının işaretlenmesini
amaçlayan flama, ışıklar veya diğer sinyal
araçlarının kullanılması bölgesel kanunlarla
belirlenmiştir.
Gece operasyonları gündüz olanlara göre çok
daha tehlikelidir, çünkü çeşitli engeller pilot tarafından görülmez. Sıklıkla pilotlar helikopterin
ışıkları yanarken olay alanı üzerinde uçarlar, bu
hem çeşidi engelleri görmek için hem de görülemeyebilecek yüksekteki tellerin gölgelerinin ışıkta
yansıması içindir, değişen gölgeler sıklıkla fark
edilir. Kurtarıcılar, pilota yardım etmek için
projektörleri yakmamalıdır. Bunlar geçici olarak
pilotun gözünü alabilirler. iniş alanında lamba
ışıkları yere doğru yöneltilmelidir. Helikopter yere indikten sonra da, ışıklar yakınına bir yere doğru hedeflenmemelidir. Tabii ki, her zaman için
hava taşıtı çevresindeki 15 metrelik alanda, sigara
içmek, ateş yakmak meşale bulundurmak ve ışık
yakmak yasaklanmıştır.
ATT, her geçen gün, hava ambulansı operasyonlarının acil medikal bakım konusundaki yerini
ve değerini artan bir şekilde, farkına varmaktadır.
Bu operasyonlar sıklıkla, bölgesel hava ambulansı
servislerinde çalışanlar tarafından daha etkili
olarak uygulanmaktadır. Hava ambulansları
konusunda daha detaylı bilgi, DOT yayınları
HS805-703, Ulusal MEDEVAC Helikopterleri
Konferansı, tutanaklarına başvurulabilir.
ACİL İLKYARDIM ARAÇLARININ
BAKIMI
ATT ambulansın bakımı ve muhafazasından
sorumludur, ambulans her zaman göreve hazır ve
kullanılabilir olmalıdır. Rutin inceleme düzenli
olarak programlanmalı ve bunun için de, temin
edilmesi ya da bulundurulması gereken malzeme
ve araç-gerecin bulunduğu yazılı bir kontrol listesi
(acil listesi de denilebilecek) kullanılmalıdır.
Rutin incelemenin bu ilk türü günlük olarak
yapılmalı ve kontrol listesinde şunlar bulunmalıdır:
1. Şasi sistemi: frenler; aküler; sıvı
seviyeleri, vantilatör kayışı ve su
hortumları dahil olmak üzere motor
soğutma sistemi; iç ve dış tüm
lambalar; uyarı araçları ve sirenler ve
BÖLÜM 47 . MODERN İLKYARDIM ARAÇLARI
de güç sistemleri.
2. Yedek dahil olmak üzere tekerlekler ve
lastikler; basınçları, hasarları.
3. Kapıların açılıp-kapanması, mandallanması ve kilitlenmesi.
4. Isı kontrol sistemleri.
5. Sabit ve portatif haberleşme sistemi.
6. Benzin deposu: en az yarısı dolu olmalıdır.
7. Sıvı seviyeleri; yağ, soğutucu, vites, direksiyon kutusu, fren kutusu ve ön cam
yıkayıcısı.
8. İşleyiş ve frenlerin kontrolü için günde
bir kez test sürüşü.
9. Temizlik ve pozisyon bakımından aynalar, camlar; uygun fonksiyon bakımından
cam silecekleri.
10. Acil tıbbi malzeme, oksijen, sabit ve portatif; atlama üniteleri; tespit cihazları;
tahtaları: obstetrik seti; zehirlenme kiti ve
diğerleri.
11. Temizlik bakımı.
İkinci tip inceleme, tekrarlanan incelemedir.
Her görevden sonra, ambulansın içi temizlenmeli
ve gerekiyorsa sterilize edilmelidir, bu işlem de
eyalet ve bölge sağlık departmanının kuralları ile
uyum içinde yapılmalıdır. Tavandaki, yerdeki ve
duvardaki kan, kusmuk ve diğer bulaşık maddeler
fırçalanmalıdır. Gerekiyorsa aracın dışı temizlenmelidir. Kırılmış veya tahrip olmuş malzeme,
gecikilmeden onarılmalı veya yenilenmelidir.
Malzemeler, gerekiyorsa yeniden tamamlanmalıdır. Yakıt deposu gereken seviyenin altına inmişse tamamlanmalıdır. Yakıt deposu her doldurulduğunda yağ seviyesi de kontrol edilmelidir.
Üçüncü tip inceleme, acil ilkyardım aracının
periyodik bakımı esnasında yapılır. Ambulans şasi ve yürüyen aksamı; normal bir otomobilin ya
da kamyonun maruz kaldığı stresten çok daha
büyük stresler altında çalışır. Bu nedenle imalatçılar, periyodik koruyucu bakımlarının aksatılmadan yaptırılması, özellikle de; yağlama, yağ ve
filtre değişimi, vites ve diferansiyel bakımı, frenler, tekerlek milleri ve direksiyon aksamına dikkat
edilmesini önermektedirler. Artık pek çok servis,
periyodik bakımlara yardımcı olsun diye:
odometrelere ilave olarak otomatik ölçüm cihazları kullanmaktadırlar.
Acil medikal bakım altına alınan vakaların rapor formlarında olduğu gibi; bölgesel ve bireysel
farklılıklar rutin incelemelerin tipini etkilemektedir. Ambulans servisleri, inceleme zaman
aralıkları listede verildiği gibi olmak üzere, kendi
inceleme formlarını geliştirmelidirler. Formlar
kontrol listesi olarak kullanılmalıdır, böylece
hiçbir şey gözden kaçmaz ve atlanmaz. Formlar
daha sonra kanuni dokümantasyon olmak üzere
doldurulmalıdır.
ATT Sizsiniz...
1. Hastayı Trendelenburg pozisyonunda
2.
3.
4.
yerleştirmek için ne tür bir sedyeye ihtiyacınız olur? X-ışınlarına geçirgen,
çıkarılabilir bir sedye panelin avantajları
ve dezavantajları nelerdir?
Hazırda bulundurulan malzemeye ilave
olarak "atlama ünitesini" nasıl tanımlarsınız?
Daha
tehlikeli
olan
hangisidir,
helikopterin ana pervanesi mi yoksa
kuyruk pervanesi mi? Her iki tehlikeden
de nasıl kaçınırsınız?
Siz bir hava ambulansı pilotuna gece
iniş için yardımcı oluyorsunuz. Neler
yapmanız gerekiyor?
İlk Yardım Araçlarının
Acil Kullanımı
GİRİŞ
Birçok hasta, birdenbire hastalanma veya
yaralanma tecrübesinin en kötü yanının
olayın kendisi değil, ambulansla hastaneye
taşınmak olduğunu söyler. Hızlı, sarsıntılı
araç kullanmanın korkutucu etkisiyle, üstten öte n siren sesi zaten kötü durumda
olan hastanın moralini hiç de arttırmaz. Bazı zamanlarda bu tip araç kullanmak "hayat
kurtarıcı" olmasına karşın fazla sürat
gereksizdir. Gerekli olan hastanın en kısa,
pratik zamanda hastaneye taşınmasıdır. Bu
ATT’nin sağduyulu ve koruyucu araç kullanma tekniği kazanmasını gerektirir, bu
özelliklerin eksikliğini kapatmak için asla
hız kullanılmamalıdır.
48. bölüm ATT'nin acil yardım aracı kullanması için öğrenmesi gereken teknikleri
ve kararları anlatmaktadır. Konu, birçok
ambulans sürücüsünün neden fazla sürat
yapma suçunu işlediklerini anlatıyor. Konu
daha sonra, acil araç kontrolü ve acil araç
işlemlerini tartışıyor. Konu daha sonra ambulans şoförü olmak için gerekli özellikleri
anlatıyor. Konu sonunda da, acil araçların
kaza yerindeki durumları, ambulansın nerede park etmesi gerektiği ve polis olmadığı
durumlarda ATT’nin trafiği nasıl kontrol
etmesi gerektiği anlatılıyor.
AMAÇLAR
Bölüm 48'in amaçları:
•
acil araç kullanırken, hız problemini belirleyen 4 faktörün tanımlanması,
•
acil
araç
kullanımına
alışmak,
direksiyon hakimiyeti, kararlı kullanma,
yol pozisyonu, kontrollü hızlanma ve
fren yapma ile özel araç durumlarının
belirlenmesi,
•
acil araç işlemlerine tanınan öncelik
hakları, siren kullanımı, tercihli rota
belirlemek, kavşak riskleri ve güvenli
araç kullanımı tüzüklerine alışılması,
•
acil araç sürücüsü olmak için gerekli
özelliklerin belirlenmesi,
•
ambulansın kaza yerinde nasıl park
edilmesi ve trafiğin nasıl kontrol
edilmesi gerektiğinin öğrenilmesi.
AŞIRI SÜRAT PROBLEMİ
Ambulans kullanan ATT büyük sorumluluklar
yüklenmiştir. Alıştırmalar sırasında öğrendikleri
bilgileri, hastayı hastaneye güvenli ve en kısa
zaman sürecinde taşımaları esnasında uygularlar.
En kısa zaman süresi, hız oranı anlamına gelmez.
Sadece ölüm ve yaşam arasındaki acil durumlarda hız gerekli faktör olabilir. Birçok durumda,
eğer hasta düzgün biçimde tespit edilmiş ve stabilize edilmişse, taşıma esnasında hız gereksiz,
sakıncalı ve tehlikelidir.
Ne yazık ki, acil çağrı esnasında aşırı süratli
araç kullanılması rastlanmayan bir durum
değildir. Bu probleme sebep dört faktör
tanımlanmıştır. Bunlardan birincisi sevk memu-
runun becerisindeki eksikliktir. Sevk etme işi
eğitilmiş, tecrübeli ATT gerektirir. Sevk memuru,
sadece acil çağrılardaki çalışma tecrübesiyle,
çağrı alındığı zaman zorunluluğun belirlenmesine
yardımcı olabilecek pozisyonda olmalıdır.
Telefon santrali işlemi yürütmekten öte gitmeyen
hareket memurları, bu kararları doğru veremezler.
Hatta ATT hareket memurlarıyla bile birçok
serviste, kırmızı ışıklar veya sirenlerle ilgili
problemler çıkmaktadır, bunun asıl sebebi zaten
şaşkınlaşmış şoförün, doğru karar verme
yeteneğinin azalmış olmasıdır.
Aşırı sürat yapmaya neden olan ikinci faktör
BÖLÜM 48 . İLKYARDIM ARAÇLARININ ACİL KULLANIMI
de ambulans içindeki yetersiz araç-gereçtir. Hastanın genel durumunu stabilize edebilmek için
yeterli araç-gereç ve destek birimine sahip olmayan ATT'nin fazla bir seçeneği yoktur, hastanın
durumundan ötürü üzerine yüklenen sorumluluk
nedeniyle hastaneye giderken sürat yapmak
durumunda kalır. Üçüncü faktör, ATT'nin yetersiz eğitimidir. Yetersiz eğitilmiş ya da hasta
bakımını üstlenme konusunda kendine güveni olmayan ATT'nin çok az seçeneği kalır, böylece
ATT gibi değil maaşlı taşıt sürücüsü gibi davranarak hızla hastaneye doğru gitmeye çalışır.
Dördüncü ve son faktör de, yetersiz direksiyon
kabiliyetidir. Ambulansın güvenli kullanımı ile
ilgili eğitimi olmayan ATT sürücü, ambulansın
uygun kullanımı ile ilgili prensiplerin farkında
değildir. Aşırı süratin getireceği risklerin farkında
olmayan sürücü, belki de kendince hız ötesi
güvenliği seçmektedir.
İLKYARDIM ARACININ KONTROLÜ
ATT sürücü için, aracın kontrolünde iki durum
vardır, birincisi yönünü değiştirmek veya diğeri
hızını değiştirmektir. Herhangi bir manevrayı başarıyla gerçekleştirmek demek, lastiklerin alt yüzeyi ile yol yüzeyi arasındaki devamlı temasın
sağlanması demektir. Bu temasın sağlanmasında
iki faktör önem taşır; sürtünme katsayısı (lastiğin
yol yüzeyini kavraması) ve yolu kavramış haldeyken lastiklerin oluşturduğu "ayak izi"dir.
Ambulans lastiklerinin tipik "ayak izi" yaklaşık
20 cm uzunlukta ve en az lastiğin genişliği enindedir.
Sürtünme katsayısı, bazı yolların değişik bölümlerinde geniş ölçüde değişiklikler gösterir, bu
da yol yüzeyinin durumu, yolun eskiliği ve de
hava şartlarına bağlıdır. Sürücü yolun yüzeyini
iyice değerlendirmeli ve harekete başlamadan önce lastiklerin yol yüzeyine uygulayacağı sürtünme
kuvvetine dikkat etmelidir. Bu gözlem özellikle,
araç üzerinde ilave merkezkaç kuvvetlerinin
hakim olduğu durumlarda çok önemlidir.
tekniklerinde rol oynayan temel faktörlerdir. Direksiyon her iki elle saat 10 ve 2 hizalarından tutulmalıdır. Bu pozisyonda tutmak, eli kaldırmadan
direksiyonun döndürülebilmesine müsaade eder.
Direksiyon döndürülürken, bir el çekerken diğeri
kaydırılır ve direksiyon üzerinde çeken ele paralel
konumda tutulur (Şekil 48.1). Aracı döndürürken,
eller hiçbir zaman saat 12 ve 6 pozisyonlarını
geçmemelidir, çünkü bu durumda eller çaprazlaşır
ve karışır. Bu limitlere ulaşıldığında, diğer el
direksiyonu kavrar ve ilk el bu defa kaydırılır. Bu
teknik, her zaman en az bir elle direksiyonu n
sıkıca kavranmasını temin eder.
Direksiyon hareketlerinin zamanlanması aracın
hızı ile orantılı olmalıdır. Her araç döndürme
işlemine verdiği cevapta bir dereceye kadar geri
kalır. Araç hızlandığında ise daha büyük bir geri
kalma (oyalanma) söz konusu olur. Aracın
beklenen hareketi için gerekli döndürme miktarı
önceden tahmin edilmeli ve ona göre hareket
edilmelidir.
Dengeli Şasi
Dengeli şasi aracın değişik noktalarına ağırlık
merkezini yayma anlamına gelir. Temelde, aracın
tüm ağırlığı, şasi üzerindeki bir veya üç nokta
üzerinde yoğunlaştırılmıştır. Önde ön tekerlekler
üzerinde, arkada arka tekerlekler üzerinde veya
ortada ön ve arka tekerlekler arasındır.
Sevk ve idare Etme Teknikleri
Direksiyonu tutma şekli, hareketleri ve hareketin zamanlanması aracın sevk ve idare edilme
ŞEKİL 48.1 Sürücünün elleri direksiyon
üzerinde saat 10 (sol) ve 2 (sağ)
pozisyonlarında olmalıdır. Sola dönüş, sol elin
direksiyonu saatin ters istikametinde
döndürmesi ile gerçekleştirilirken, sağ el
direksiyon boyunca hareket eder. Şoförün
elleri hiçbir zaman çaprazlaşmamalıdır.
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
ŞEKİL 48.2 Araç süratlenirken, ön
tekerleklerin traksiyonunda kayıp olur. Araç
döndürülmeye karşı direnç gösterir, çünkü
aracın ağırlık merkezi aracın arkasına doğru
kayarken araç düz bir çizgide yol alma eğilimi
gösterir.
Hızlanma veya yavaşlama, ağırlığın bir noktadan
diğerine kaydırılmasına yol açar. Araç
süratlenirken, ağırlık merkezi arkaya doğru kayar,
ön tekerleklerin traksiyonunda bir miktar kayıp
olur, bu da aracın dönme yeteneğinde azalmaya
neden olur, böylece ambulans düz bir çizgide
gitmeye eğilim gösterir (Şekil 48.2). Araç yavaşlarken veya frenlenince tam ters yöndeki ağırlık kayması gerçekleşir, ağırlık merkezi aracın
önüne doğru kayar, aracın arka ucu dönüş esnasında dönüş yönü dışına doğru kayma eğilimi
gösterir (Şekil 48.3).
Karoser Kapasite Yargısı
Karoser kapasite yargısı, belirli bir aracın,
saptanan hızda giderken, fiziksel hareket kabiliyetinin ne kadar olduğunu bilmektir Bir aracın park
alanına sığabilme veya iki obje arasından geçebilme yeteneği onun çamurluktan çamurluğa
uzunluğuna bağlıdır. Karoser kapasite yargısı bir
noktaya kadar görüş genişliğine bağlı olsa da,
daha önemlisi edinilen deneyimdir. Karoser
kapasite yargı sı sürücünün paralel park etmede
deneyim kazanması ve diğer manevraları
uygulamasıyla gelişir. Mükemmel bir karoser
kapasite yargısıyla bile, ATT beklenmeyen
sürprizlerden kaçınmada yardım için bir gözlemci
kullanmalıdır.
ATT'nin hatırlaması gereken önemli bir faktör
ŞEKİL 48.3 Araç yavaşlarken, dönüş esnasında
aracın arkası dönüş eğrisi dışına kaymaya
eğilim gösterir.
de hız arttıkça araç için gerekli hareket alanının
da arttığıdır. Bu artış tehlikenin tanınmasında
geçen zaman içinde kat edilen mesafenin ve araç
reaksiyonunda gerekli zamanın hızın artışı ile
birlikte artması nedeniyledir.
Yol Durumu ve Dönemeçler
Yolun durumu, aracın yolda, asfalt yüzeyin iç
yoksa dış kenarından mı gideceğini ve dönüş etkinliğinin durumunu belirler. Etkin bir dönüşü
başarmak için, aracın şu andaki pozisyonundan
başka projekte edilmiş pozisyonunu da bilmek
gerekir.
Etkin dönüş demek, optimum hızda giderken
yolun durumuna göre istenen virajın dışına çıkmamak demektir. Aracın pozisyonu projekte edilir, böylece onun yolu istenen viraj üzerindeki
dönüş noktasını oluşturur. Eğimin dönüş noktası,
aracın yolun ya da trafik çizgisinin iç kenarına en
yakın olduğu kısımdır. Dönüş noktasının
pozisyonu, yolun durumuna göre, virajın çıkış
noktasına bağlıdır. Viraj üzerindeki erken dönüş
noktası, genellikle virajı alırken aracın yol dışına
kaymasına neden olur, viraj üzerindeki geç dönüş
noktası ise aracın yolun iç kısmında kalmasına yol
açar, bu da aracı düz çizgide tutmaya yardım eder
(Şekil 48.4).
Kontrollü Hızlanma
Kontrollü hızlanma, hızlanırken kontrollü davranmak ve süratin aracın kontrolünde kullanılması
BÖLÜM 48 . İLKYARDIM ARAÇLARININ ACİL KULLANIMI
yolu, frenleri kademeli olarak bırakırken, aracın
hızını arttırmak için gaz vermektir.
Uygun frenleme hissinin kazanılması deneyim
ve pratikle ortaya çıkar. Frenlemede en uygunu
fasılalı olarak pedala basınç uygulamaktır. Fren
pedalına ne aniden basılmalı ne de sabit ve tam
basınç uygulanmalıdır. Her iki durumda da tekerlekler kilitlenir ve direksiyon kontrolü kaybolarak kayma ve dönmeler ortaya çıkar. Bazı
yeni araçlarda elektronik anti-kilitlenme fren sistemleri vardır, bunlar frenleri otomatik olarak
pompalar ve fren sisteminde kilitlenmeyi önlemek
için fasılalı basınç uygularlar. Bu tür bir araçta
ATT, sistemin çalışma şeklini anladığından emin
olmalıdır.
Özel Durumlarda Taşıt Kullanmak
ŞEKİL 48.4 Virajda dönüş noktası geç ise araç
hala virajın içinde kalır. Erken dönüş noktası,
aracı yolun dışına doğru taşmaya zorlar.
demektir. Araç düz bir çizgide giderken, hızlanma en etkilidir, çünkü bu esnada hızlanma
kuvveti her iki arka tekerleğe eşit dağılım gösterir. Dönüş esnasında veya virajda süratlenme, arzu edilen doğrultudaki lineer hızlanmanın kaybına ve viraj dışına doğru artan bir hızlanmaya
yol açar. Bu viraj dışına doğru olan hızlanma aşın
olursa, araç kontrolden çıkar ve kayar ya da döner.
Kontrollü Frenleme
Kontrollü frenleme, hem aracı kontrol etmek
için frenlerin kullanılması hem de fren pedalı üzerine kontrollü basma anlamına gelir. Frenler, sadece aracın hareketini yavaşlatmak veya durdurmak suretiyle kontrol etmez, ayrıca yön kontrolü
de temin eder. Düz çizgide giderken frenlemek en
emniyetli ve etkili olandır. Dönüşlerdeki
frenlemede etkinlik kaybolur, bu düşük hızla
giderken zor fark edilse de, yüksek hızla seyrederken çok daha belirgindir. Dönüş esnasında frene basmak aracı yavaşlatmada çok az etkin olurken, daha çok kayma veya dönmelere yol açar.
Dönüş esnasında frenleri kullanmanın en uygun
Tüm dikkate rağmen çoğunlukla, özel taşıt kullanma hünerleri gerektiren, beklenmeyen durumlarla karşılaşılır. Hava ve yol durumuna uygun
süratte seyretmek, bu teknikleri kullanma gerekliliğini azaltır.
Su İçinde Havalanma
Islak bir yolda, lastikler suyu yüzeyden uzaklaştırıp, yol ile direkt temas kurma eğilimindedir.
Aracın sürati saatte 30 mili geçerse, suyun
lastiklerin altında yığılması ile, lastikler yol yüzeyinden havalanabilir, bu durumda suyu lastiğin
altından uzaklaştırmak için gerekli kuvveti
uygulayacak zaman yeterli değildir. Bu durum su
içinde havalanma olarak bilinir. Yüksek hızla,
ıslak yollarda giderken, aracın ön tekerlekleri,
şoföre aracı kontrol şansı tanımayan, ince bir su
tabakası üzerinde gider. Eğer su içinde havalanma
olayı gelişirse, şoför pedala aniden basmadan,
kademeli bir şekilde aracı yavaşlatmalıdır.
Yol Üzerinde Su Birikintisi
Mümkün olduğunca, yol üzerindeki geniş su
birikintilerinden kaçınılmalıdır. Eğer kaçınılamıyorsa, şoför süratini azaltmalı ve cam sileceklerini
açmalıdır. Birikinti içinden çıkınca, şoför, frenler
kuruyuncaya kadar, birçok kez yavaş olarak fren
pedalına basıp bırakmalıdır. Frenler kuruduğunda,
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
aracı herhangi bir yana doğru kaydırmaksızın
durduracaklardır.
Görüş Alanının Azalması
Duman, sis, kar veya şiddetli yağmur gibi görüş
alanının azaldığı zamanlarda şoför, diğer araçlara
gerekli uyarıları yaptıktan sonra, dikkatle yavaşlamalıdır. Geceleri, yansımaya yol açmadan
maksimum görüş alanını sağlamak için, sadece
kısa farlar kullanılmalıdır. ATT sürücüler, aracın
üzerindeki lambaları, diğer sürücüler için kendi
vizibilitesini arttırmak için kullanmalıdır. ATT
sürücüler ayrıca duran ya da yavaşlayan arabaları
dikkatle izlemelidirler.
Buz ve Kaygan Yüzeyler
Yağlı veya tozlu bir yoldaki hafif ıslaklık, buz
kadar kaygandır. İyi radyal lastikler ve uygun sürat, traksiyon problemlerinin azalmasına yol açar.
Karlı ve buzlu ortamlarda sıkça kullanılan araçlar
için çivili kar lastikleri düşünülmelidir. Sıcaklık
donma noktasına yakın olduğunda, ATT sürücü
özellikle köprü ve üst geçitlere dikkat etmelidir.
Bu yolların yüzeyleri, çevredeki yol yüzeylerine
göre çok daha hızlı donar, çünkü bunlar altındaki
toprağın ısıtıcı etkisinden yoksundurlar.
ACİL İLKYARDIM ARACI KULLANIMI
Yaralı veya hastanın ilk tıbbi bakımının en önemli fazlarından birini de hastanın taşınması esnasındaki dikkatli araç kullanımı oluşturur. Bu acil
ilkyardım aracı kullanımı ile ilgili eğitim gerektirir. Eski bir deyim olan "pratik mükemmele
ulaştırır" sözü buraya çok iyi uyar. ATT, her zaman, her yerde ve her araçta pratik yapmalıdır.
Hiç kimse ilave pratiğin gerekli olmadığı kadar
tecrübeli değildir. Ve ATT dahil, hiç kimse çok
fazla pratik yapmamıştır.
Emniyetli ilkyardım aracı kullanılmasında ilk
kural, ATT sürücü ve tüm yolcuların her zaman
emniyet kemerlerini takmaları ve omuzlarını tespit etmeleridir. Sürücü dışındaki ATT'ler de olay
yerine giderken ve hasta bakımı ile direkt olarak
ilgilenmedikleri zaman mutlaka emniyet kemeri
takmalıdır. Her ambulansta güvenliği temin eden
araçların en önemlisi şüphesiz emniyet kemerleridir.
ATT sürücüler, kendi araçlarının, dönüş, duruş,
hızlanma gibi özelliklerini çok iyi bilmelidirler.
Örneğin, disk tipi fren sistemi etkinliği arttırır,
ancak bu arada sürüklenme de artar. Ayrıca
şoförler aracın neler yapabileceğini, değişik koşullar altındaki süratlenme, frenleme uyarılarına
nasıl cevap vereceğini çok iyi bilmelidirler.
ATT sürücü, değişen hava ve yol durumlarına
karşı daima alarmda olmalıdır. Buz veya tehlikeli
durum işaretleri ciddiye alınmalıdır. Olay yerine
giderken veya hastaneye dönerken, şoförler yol
durumuna göre süratlerini ayarlamalıdırlar.
Birçok görevde özel olarak takip ettikleri rota
olsa da, bununla kesişen alternatif rotalar kullanılabilir. Büyük bir felaket durumunda bu özellikle önemlidir, çünkü tüm halk sağlığı ve acil
servis birimleri koordine hareket ederler ve tüm
araçlar tahsis edilmiş yolları kullanırlar. Bir sürücü beklenmeyen bir kalabalık trafik durumuyla
karşılaştığında, gerekli hareket memurlukları
uyarılmalıdır, böylece diğer şoförler kalabalıkla
ve gecikmeyle karşılaşmadan alternatif bir yolu
kullanır.
Birçok durumda, çok şeritli otobanlarda, ambulansın en sol şeridi kullanması gerekir. Bu şeridi kullanmak, birçok durumda daha az trafik
problemi yaratır ve diğer motorlu araçlar sağ şeritlerde normal yollarına devam ederler.
ATT sürücü daima çok dikkatli araç kullanmalıdır. Hiçbir zaman, açıkça görünür bir sinyal
almadıkça, diğer motorlu araç sürücülerinin
hareketlerine güvenmemelidir. Daima gerekli
tedbirleri almaya hazır olmalıdır, bir yanlış
anlama söz konusu ise bu dikkatsizlik sonucu
paniğe dönüşmemelidir.
Geçiş Üstünlüğü
Ambulanslara sağlanan geçiş üstünlüğü konusunda eyalet kanunları değişiktir. Bazı eyaletler,
kırmızı ışık veya dur işaretinde kısa bir süre durduktan sonra geçişe müsaade ederken, diğerleri
daha etkin olarak, dur işaretinde veya kırmızı
ışıkta durmadan geçmesine müsaade ederler, an-
BÖLÜM 48 . İLKYARDIM ARAÇLARININ ACİL KULLANIMI
cak bu çok tehlikelidir. ATT sürücü bölgesel
geçiş üstünlüğü kurallarını çok iyi bilmeli ve
ancak gerçekten hasta sağlığı için gerekiyorsa
geçiş üstünlüğünü hakkını kullanmalıdır.
Gerçekte çok az durumda, hastanın çok hızlı
şekilde nakledilmesi gerekir.
Siren Kullanılması
Ambulanslardaki belki lüzumsuz olarak en sık
kullanılan araç sirendir. Genelde siren, ATT sürücülere yardımcı olmaz. Kapalı bir araç içindeki
sürücü hız limitinde gidiyorsa, radyo açıksa ve
havalandırma veya kalorifer çalışıyorsa, ambulans çok yaklaşmadıkça elektronik sirenin sesini duyamaz. Eğer radyo da özellikle fazla açılmışsa, böyle bir araç sürücüsü, sireni hiç duymayacaktır.
Polis nezaretinde gitmek ise aşırı tehlikelidir.
Sürücüler, sireni duyup, geçen polis aracını gördükten sonra olayı farklı yorumlayarak hızlanırlar
ve eşlik eden ambulans ile bir kazaya sebep
olabilirler.
Alternatif Yolların Planlaması
Uygun ardışık yollarda gerekli hareketlerin
planlanması ve yürürlüğe konması zaman kazandırır. Şehirdeki değişik yolların bilinmesi, olay
yerine ulaşmada ATT sürücüye alternatif yollar
sunar. Gerçekte, uygun bir alternatif yolun seçilmesi, ambulansın hızını arttırmasından çok daha fazla zaman kazandırır. Çevredeki yollardaki
açık köprüler veya kapalı demiryolu geçitlerinin
bilinmesi özellikle önemlidir.
Kavşaklardaki Tehlikeler
ATT sürücüler çoğunlukla, motorlu araç sürücüleri veya halkın, ambulansın yaklaştığını gördüklerinde doğru olan şeyi yapacaklarını sanırlar.
ATT sürücü diğer araç sürücülerinin sağ tarafa
çekilip, duracağını veya sağ kenara olabildiğince
yakın olarak yollarına devam edeceklerini
düşünür. Ancak diğer motorlu araç sürücüleri
ambulansın önünde aniden durabilirler. Eğer ambulans kontrol altında değilse ciddi kazalar meydana gelebilir.
Kavşaktaki kazalar en sık ve çoğunlukla en ciddi kazalardır. Kavşakların tehlikelerle dolu olması,
ambulans sürücüsünün devamlı alarmda olmasını
gerektirir. Çağrı çok acilse ve ambulans kırmızı
ışığın değişmesini bekleyemeyecekse, şoför ışıkta
kısa bir süre durup, kavşağı dikkatle izlemeli,
özellikle süratli olan ve kavşağa girmiş veya
yaklaşan araçlara dikkat etmelidir. Kavşaklardaki
diğer bir tehlike de zamanlamasını ona göre yapıp,
tam ışıkların değişme anında, durmaktan
kaçınarak geçen araç sürücüleridir. Bunlar genellikle deneyimli kamyon sürücüleridir ve bu
araçlar aniden durmanın mümkün olamayacağı
kadar fazla yüklüdür. Böyle bir araç sürücüsü ışığın değişmek üzere olduğunu bilerek ve ancak
geçebileceğini düşünerek kavşağa girer. Eğer aynı
anda ambulansta kavşağa girerse ciddi bir kaza
ortaya çıkabilir.
Diğer bir kavşak tehlikesi de, bir ilkyardım aracının diğer bir ilkyardım aracının peşi sıra kavşağa
girmesiyle ortaya çıkar. Çünkü yolun sağ tarafındaki bir araç da, ikinci bir tanesinin arkada
olabileceğini düşünmeden ileri doğru hareket ederek kavşağa girer. ATT sürücüler birbirleri peşi
sıra giderken hiçbir zaman polis nezaretini kabul
etmemelidirler ve aşırı dikkat sarf etmelidirler.
ilkyardım aracı sürücüleri aynı zamanda sirenleri açık olarak kavşağa yaklaşan ve durmadan
devam eden diğer ilkyardım araçlarına dikkat etmelidirler. Açık pencere ve iyi bir kulak bu riski
önemli ölçüde azaltır.
Görüş alanı kısıtlanmışken, geçişin açık olduğunu düşünerek kavşağa doğru ilerlemek, gözü
bağlı araba kullanmaya eşittir. Bir başka araçla
çarpışmak dışında çok önemli bir başka tehlike de,
duran bir otobüs veya kamyonun arkasından hızla
çıkan yayalardır.
Emniyetli Araç Kullanmanın Prensipleri
Aşağıdaki prensipler, ambulansı güvenle kullanmada ATT'ye yardımcı olacaktır:
1. Göreve çağrıldığınızda, olay yerine
giden en kısa ve normalde en az trafiği
olan yolu seçin.
2. Ağır trafik yükü bulunan yollardan kaçının. Her hastane için alternatif yolları
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
biliyor olun.
Tek yönlü sokaklardan kaçının. Bunlar
siren sesiyle gelişen karmaşayla tıkanabilir. Tek yönlü yol üzerinde trafik akışının
aksi yönüne doğru ilerlemeye çalışmayın.
Olay
yerine
yaklaşırken
yayalar
konusunda çok dikkatli olun. Çevredeki
meraklılar nadiren yolun dışına çıkarlar.
Olay yerinde, emniyetli bir yere park
edin. Trafik içerisinde park ederseniz
projektörlerinizi kapatın, çünkü akan
trafiği engelleyebilir. Gelen araçları
uyarmak için uyarı ışıklarınızı açın.
Hastayı, hastaneye götürürken, ender
olan çok acil durumlar dışında, bulunduğunuz bölgenin hız limitlerine uyun.
Trafik akımı ile birlikte gidin.
Hastaneye giderken, sireni olabildiğince
az kullanın. Hastanın bakımına başlanmıştır, artık şoförün görevi hastaneye güvenli biçimde ulaşmaktır. Eğer sireni
kullanacaksanız, çalıştırmadan önce
hastanın uyarıldığından emin olun.
Siren kullanmak gerekiyorsa, her zaman
diğer sürücülerin yol vermemesi halinde
ambulansı güvenle durdurabileceğiniz
süratle seyredin.
Uyarı ışıkları ve sirenlerin, kalabalık bir
alandan ambulansın geçebilmesine izin
vereceğini düşünmeyin.
Her zaman diğer sürücülerin camlarının
kapalı olduğunu, radyolarının açık, araç
içindekilerin sohbet ettiklerini ve kaloriferlerinin veya havalandırmalarının tam
kapasite çalıştığını düşünün. Ambulans
çok yaklaşmadıkça onu göremeyecek ve
sirenini duymayacaklardır.
Devamlı dikkatli olun.
Daima takip ettiğiniz araçla aranızda emniyetli mesafe bırakın. "İki saniye kuralını" uygulayın, aynı çizgideki bir aracın
arkasından iki saniye mesafelik uzaklıkta
olun.
Bitişik şeritlerde, öndeki aracın ani durmasına karşılık, kaçabilecek bir boş alan
bulundurmaya çalışın.
İLKYARDIM ARACI SÜRÜCÜLERİ
Her otomobil kullanan, ambulans sürücüsü olamaz. ATT olabilmek için gerekenler ambulans
sürücüsü olmak için de gereklidir. Şoförler dikkatle seçilmelidir.
Temel gereksinimlerden biri fiziksel olarak uygun olmaktır. Deneyimler birçok kazanın fiziksel
yeterlilikle önlenebildiğini göstermiştir. ATT
sürücü soğuk algınlığı ilaçları, analjezikler ya da
trankilizanlar gibi uykuya yol açabilecek ya da
reflekslerde yavaşlamaya neden olacak ilaçlar almışken araç kullanmaya kalkışmamalıdır. Ve tabii
ki hiçbir zaman alkollü iken araç kullanmaya veya
tıbbi bakım üstlenmeye kalkışmamalıdır.
Bir diğer şart da ruhsal açıdan sağlıklı olmaktır.
Ruhsal durum çok fazla dikkate alınmalıdır.
Örneğin, direksiyon başındayken bireyin kişiliği
değişebilir. Ruhsal durumu stabil olanlar stres
altında araç kullanabilme yeteneğindedir. ATT
sürücü acil durumların stresi altında uygun hareket etme yeteneğinde olmalıdır. Tam olarak ne
yapacağını bilmek dışında, ATT zorlayıcı koşullar
altında da bunu başarabilmek zorundadır.
Şoför olarak seçilen ATT, acil araç kullanımının gerektirdiği sorumluluğun farkında olmalıdır
ve ona göre davranmalıdır. Ambulanslara genellikle geçiş üstünlüğü hakkı verilmiş olsa da,
kanunlar şoförün sorumluluğu üzerinde fazlasıyla
durmaktadırlar. İlkyardım aracı sürücüsü yanlış
yapamaz gibi bir düşünce yanlıştır. Varılacak hedefe doğru kesilme olmaksızın ilerleme, sağlanan
ŞEKİL 48.5 ATT, duman ya da benzin gibi
zararlı maddelerin yukarısına veya rüzgara ters
park etmelidir.
BÖLÜM 48 . İLKYARDIM ARAÇLARININ ACİL KULLANIMI
ŞEKİL 48.6 Bir yamaç veya virajın gerisine
park etmek gerekiyorsa, ATT sürücü gerekli
uyarı araçlarını yerleştirmelidir.
olay yerine yaklaşırken, şoför süratle durumu
değerlendirmeli ve aracı boşaltabilecek ve hastayı
araca bindirebilecek en iyi yeri seçmelidir. Eğer
gerekiyorsa, ambulans geçici olarak trafiği bloke
edecek pozisyona getirilir, böylece hasta daha
emniyetli ve hızlı olarak hareket ettirilebilir. Eğer
bu manevra gerekiyorsa, olabildiğince çabuk
davranılmalıdır. Trafik hiçbir zaman gerektiğinden uzun bir süre bloke edilmemelidir. Tabii
ki trafik akışı çok az engellenme ile mümkün
olduğunca devam etmelidir, ancak hastanın gerektirdiği tıbbi bakım her şartta öncelik taşır. Bu
nedenle, trafiğin blokajından dolayı olan rahatsızlık, hiçbir zaman hastaya temin edilmesi gereken bakımı etkilememelidir.
Trafiğin Kontrolü
geçiş üstünlüğünü kullanmak, trafik şeritlerinin
bir şeridinden karşı şeridine geçilmesine izin verilmesi çok değerlidir, ancak zaman kazandıran
ayrıcalıklar ;ıs la kötüye kullanılmamalıdır.
KAZA ALANINDA İLKYARDIM
ARAÇLARI
Emniyetli Park Etme
İlkyardım araçları, trafiğin kontrol ve akışını en
etkin biçimde sağlayacak şekilde uygun biçimde
park edilmelidir. Ambulans hiçbir zaman kaza
alanının yanında park etmemelidir, çünkü diğer
ilkyardım araçlarının hareketlerini bloke edebilir.
Ambulans kazanın önünde veya arkasında ve
yolun aynı tarafında park etmelidir. Park etmenin
en iyi şekli, eğer duman veya tehlikeli bazı
maddeler söz konusuysa, kazanın yukarısına
ve/veya rüzgara ters park etmektedir (Şekil48.5).
Eğer bir yamacın ya da virajın gerisine park etmek gerekiyorsa, ATT uyarı araçlarını dışarı yerleştirmelidir (Şekil 48.6). Tüm ilkyardım araçları
çöken yapılardan, alevlerden, patlayıcı maddelerden veya yere düşmüş tellerden yeterince uzağa
park edilmelidirler.
ATT sürücü, acil tıbbi bakım ve personel güvenliğini temin edebilmek için, kaza yerine olabildiğince yakın park etmelidir. Eğer mümkünse
ATT'nin temel sorumluluğu, kaza alanındaki
hastanın bakımıdır. Eğer ambulans geldiğinde
çevrede başkası yoksa, ATT trafiği yönlendirmek
için seyircileri kullanabilir. Sadece, tüm hastalar
tedavi edildikten sonra ve acil durum kontrol altına alındıktan sonra, ATT trafik akışını yeniden
sağlamayla ilgilenebilir. Olay yerine polisin
gelmesi gecikirse, ATT'nin sorumluluğu üstlenmesi gerekebilir.
Trafik kontrolünün amacı, düzenli trafik akışını
sağlamak ve yeni bir kazayı önlemektir. Sıradan
durumlarda, trafik kontrolü zordur. Kaza veya
felaket sahnesindeki şartlarda, trafiğin kontrolü
ilave ciddi problemler ortaya çıkarır. Geçen
motorlu araç sürücüleri sıklıkla, olayı izlemeye
çalışırlar, bu arada da önlerine uzanan yola çok az
dikkat ederler. Bazı meraklı izleyiciler de park
edip yürüyerek geri dönebilirler ve ilave tehlikeler
yaratabilirler.
Olabildiğince
çabuk
olarak
reflektörler gibi uygun uyarı araçları, kazanın her
iki yanında yeterli uzaklığa yerleştirilmelidir. Trafiğin yavaşlatılması ve yönetilmesi için gönüllüler
görevlendirilebilir. Genellikle, ATT trafik
kontrolüyle, polis olay yerine gelinceye kadarki
kısa süre içinde ilgilenmelidir. Hatırlayın, trafiğin
yönlendirilmesindeki temel amaçlar, diğer sürücü1erin uyarılması, yeni kazaların önlenmesi ve
araçların düzgün konumda hareketini temin etmek
ve bu esnada yaralının bakımına ara vermeden
devam etmektir.
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
ATT Sizsiniz...
1.
2.
3.
4.
ATT sürücü hangi iki faktörü değiştirerek
aracı
kontrol
eder?
Aracın
kontrolünde. sürtünmenin oynadığı rol
nedir?
"Su içinde havalanma" esnasında neler
olduğunu
açıklayınız.
Sürücünün
yapması gereken düzeltici hareket
nedir?
ATT sürücünün etkin ve defansif/koruyucu tarzda araç sürmesine beş örnek
veriniz.
Bulunduğunuz eyaletteki ambulansların
geçiş üstünlüğü uygulaması ile ilgili kanunları araştırın ve bir rapor yazın.
Haberleşme
GİRİŞ
Telsiz ve telefon haberleşmesi, ATS sisteminin komponentleri arasındaki bağlantıyı
sağlayan sistemin temelini oluşturur. Haberleşme sistemi, bir acil yardım biriminin
ilk yardım ekibinin diğer bireyleriyle
bağlantısını sağlar, bu da fonksiyonların
çok daha etkin olmasını sağlar. Özellikle
araçların sınırlarının bilinmesi önemlidir.
ATT aynı zamanda ATS haberleşme
sisteminin
etkili
ve
yeterince
kullanılmasında profesyonel hale gelmelidir.
Ambulansın
durumuyla,
olay
yerinin
şartlarıyla
ve
hastanın
durumu
ve
tedavisiyle ilgili doğru raporları kısa ve öz
biçimde aktarabilme yeteneğinde olmalıdır.
Kısa ve öz biçimde, doğru ve tam bilginin
verilebilmesi haberleşme terminolojisinin iyi
bilinmesini gerektirir. Bölüm 49, haberleşmenin anahtar terimlerinin verilmesiyle başlıyor. Bundan sonra, ATT'nin iyi bir
haberleşme uzmanı olabilmesi için sahip olması gereken özellikler tartışılmaktadır.
Daha sonra ATS haberleşme sisteminin
kapasitesi ve bunların nasıl kullanılacağı
sunulmuştur. Bundan sonra alarm ve sevk
etme fazları gözden geçirilmiştir. Sevk
etme memurunun çok önemli olan rolü
vurgulanmıştır. Bölüm 49'un son kısmı,
radyo haberleşmesi ile ilgilidir - ne tür
üniteler kullanılmakta, standart radyo
kullanma
işlemleri,
tıbbi
haberleşme
kapasiteleri ve tüm radyo haberleşmelerindeki
federal
haberleşme
komisyonunun yargı yetkisi, üzerinde
durulmuştur.
AMAÇLAR
Bölüm 49'un amaçları:
•
haberleşmenin anahtar terminolojisinin
tanımlanması.
•
efektif haberleşme konusunda gerekli
olan ATT eğitimi ve özelliklerini belirlenmesi.
•
ATS
haberleşme
sistemlerinin
kapasiteleri ve hastaların bu sisteme
nasıl gireceğinin tanımlanması.
•
ATS haberleşmesinin alarm ve sevk
etme
fazlarında,
sevk
etme
memurunun
oynadığı
rolün
hatırlatılması.
•
ünitelerin tipleri, standart kullanma işlemleri, tıbbi haberleşme kapasitesi ve
federal haberleşme komitesinin rolü de
dahil olmak üzere telsiz haberleşmeleriyle
yakından
ilgili
olmanın
sağlanması.
HABERLEŞMENİN ANAHTAR
TERMİNOLOJİSİ
Acil medikal bakım konusunda, etkin biçimde bir
haberleşme uzmanı olarak davranabilmek için
ATT bazı haberleşme anahtar terimlerini anlamalıdır. Şunlar bazı temel terimlerdir:
Ana istasyon: Herhangi bir sabit telsiz cihazı
alıcı ve vericiden oluşur. ATS amaçları için,
bunlar genellikle, Federal Haberleşme
Komisyonu'nun (FHK) tanımladığı tür içinde
ve taşınabilir tipte olmalıdır.
Taşıyıcı: Ses ya da diğer bilgilerin üzerine yüklenmemiş olduğu, verici tarafından yayılan
temel telsiz sinyalleri (dalga).
Kanal: Ses ya da data haberleşmesini iletmek için
tahsis edilmiş frekans veya frekanslar.
Kontrol konsolu: Tipik olarak, masa üzerine yerleştirilmiş, ana istasyon açık ya da kapalı olsun telsizi çalıştırmada kullanılan mekanik ve
elektronik kontrol birimlerini içeren kapalı
ünitedir.
Kapsamı: Güvenilir telsiz haberleşmesinin bulunduğu coğrafik alan. Genellikle 90/90 standartlarındadır - zamanın % 90'nında, % 90
olarak güvenilir. Genellikle ana sabit
istasyondan itibaren etkinliğin yarıçapının mil
cinsinden ifadesiyle kapsam belirlenir.
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
Tahsis edilmiş hat: Temel istasyonun uzaktan
kumandası ya da ATS birimlerinin alarme
edilmesi gibi, spesifik noktalar arasındaki haberleşme amacı için kullanılan özel telefon
hattı.
Dupleks: Özel bir kanaldan aynı anda alıcı ve
verici olma yeteneği.
Frekans: Tekrarlayan devir sayısının saniyede tamamlanan telsiz dalgalarına oranı olarak tanımlanır. Ölçümün temel birimi Hertz'dir
(Hz), bu bir devir saniyedir. Diğer önemli
birim megahertz'dir (MHz), bu-ise 1,000,000
devir / saniyedir.
Sıcak hat: İki özel nokta arasında tahsis edilmiş
telefon hattı. Daima "açık"tır veya her iki
uçtaki bireylerin kontrolü altındadır. Hat genellikle alıcının kaldırılması ile hemen kullanılabilir. Dışarıya bağlantı sağlanamaz.
Parazit: Telsiz frekansı üzerindeki herhangi bir
istenmeyen telsiz sinyali. Diğer bir telsiz vericisinden ya da elektromanyetik yayılıma
neden olan bir kaynaktan gelebilir.
Kara mobil servisi: FHK tarafından, temel istasyon ile karadaki mobil istasyonlar arasında
ya da karadaki iki mobil istasyon arasındaki,
mobil haberleşme servisi olarak tanımlanmıştır.
Mikrodalga: 1000 MHz ve üzerindeki frekans
aralığındaki radyo dalgaları için kullanılan
terimdir. Sinyaller özel bir araç tarafından
yayılır, düzgün çalışması yerleştirilen hatta
bağlıdır. Mikrodalga kanalları geniş bir banda
sahiptir ve böylece çok sayıdaki simültane
veriyi taşıyabilir.
Mobil yedek istasyon: Otomatik tekrar verme
için mobil veya portatif olan telsi haberleşmesi için tesis edilmiş sabit temel istasyon.
Mobil tekrarlama istasyonu: Portatif, mobil ya
da ana istasyonlardan gelen telsiz dalgalarını
otomatik olarak tekrar aktarmaya programlanmış kara mobil servislerindeki mobil
telsiz istasyonları.
Multipleks: Simultan olarak iki ya da daha fazla
tip bilgiyi aynı frekansta aynı ya da farklı
yönlere gönderebilme yeteneği.
Hat: İki farklı haberleşme sistemi arasındaki özel
bağlantı, örneğin, telsiz haberleşmesini telefon hatları üzerinden taşımaya müsaade eden
bağlantılar.
Tarayıcı: Bir telsiz alıcısıdır, mesaj taşıyan bir
frekansı saptayıncaya kadar hızla ve otomatik
olarak frekans arayabilir. Aynı zamanda, alıcı
mesaj tamamlanıncaya kadar o frekansa kilitlenir. Sonra işlem tekrarlanır.
Simpleks: Tek frekansta çalışma kapasitesi, her
yöndeki telsiz haberleşmesini gerçekleştirebilir, ancak simültane olarak alamaz, önce bir
kısmı aktarılır ve sonra diğerleri alınır.
Parazit giderici: Tam ayrılamayan, istenmeyen
sinyalleri veya telsiz gürültülerini bastırmak
için kullanılan çok tipteki telsiz alıcı devreleri.
Ton: Teçhizatı kontrol amacıyla, ya da bir alıcıyla
belirli sinyal vermek için örneğin bir beeper'ı
harekete geçirmek için, kontrollü amplitüd ve
frekansta ses sinyali veya taşıyıcı dalgadır.
UHF: 300 ile 3000 MHz arasındaki frekanslar.
VHF: 30 ve 300 MHz arasındaki telsiz frekansları. Bu spektrum da "yüksek" ve "düşük"
olmak üzere iki banda bölünür.
HABERLEŞMECİ OLARAK ATT
Haberleşme teçhizatları, kapasiteleri ve çalıştırma
işlemleri ATS sistemleri arasında farklılık gösterir, fakat tüm servisler mesajların ve raporların
doğru biçimde aktarılmasında iyi yetişmiş bir
uzmana güvenirler. Haberleşme sisteminden etkili
ve güvenilir biçimde yararlanabilmek için, her
ATT haberleşme ile ilgili şu konularda çok iyi
eğitilmelidirler:
1. Telsiz ve telefon cihazlarının her parçasının nasıl çalışacağı.
2. Uygun sesli haberleşme işlemleri.
3. Gönderilecek uygun mesaj ve gönderilme zamanı.
4. ATS birimlerinin hazır durumlarındaki
akım durumları.
5. Eğer servisin farklı seviye ve birimleri
haberleşme açıksa, ATS birimleri
arasındaki ilişkiler.
6. ATS sistemi ile toplum sağlık sistemi
BÖLÜM 49 . HABERLEŞME
ve halk güvenliği servisleri ile olan ilişkiler.
Bir ATT sözlü haberleşme, yazılı raporlar ve
radyo işlemleri gibi birçok haberleşme şekillerini
de iyice öğrenmelidir. Bu şekillerin alternatifi
yoktur. Bakımı üstlenilen hastanın kurtarılmasındaki etkinlik ve yeterlilik doğrudan doğruya
ATT'nin ünitedeki diğer görevlilerle iyi bir haberleşme temin edip edememesine bağlıdır. ATT
iyi bir haberleşmecinin şu özelliklerini bünyesinde geliştirmek zorundadır:
1. Aleti kullanırken ve diğer ATS görevlileriyle haberleşirken sağduyulu olmalı ve
iyi bir yargı yeteneği kullanabilmelidir.
2. Konsantre olabilmeli, dinleyebilmeli ve
direktif ile protokolleri takip edebilmelidir.
3. Anlaşılabilir tarzda konuşmalıdır.
4. ATS sistemi içinde bulunan her türlü haberleşme aracını iyi tanımalı ve nasıl
kullanılacağını bilmelidir. Bunun içine
sadece telsiz ve telefon değil ayrıca
araçların uyarı ışıkları, sirenleri, el
işaretleri ile yazılı mesajlar ve raporlar
da dahildir.
Günümüzde bilgisayar hatlarının yaygın olarak
halka açık kullanımıyla, herhangi bir ATS
haberleşme sistemi hazır olarak takdir edilebilir.
Aslında, bölgesel ATS sisteminin haberleşme kalitesinin anlaşılması, ne derece etkin ve profesyonelce haberleşmenin iletilmesiyle büyük oranda etkilenir. Bu profesyonellik ATT'nin performansına bağlıdır.
3. ATS birimleriyle olay yerindeki birimlerin haberleşmesini sağlayabilmeli.
4. Olaya karışan diğer halk sağlığı birimleriyle haberleşmeyi sağlamalı (polis,
anayol karakolu, itfaiye, Kızılay, sivil
savunma gibi...)
5. Hastanın bakımıyla ilgili belirti ve
semptomları, tıbbi konsültasyon ve
olaydaki davranış prosedürünün tıbbi
kontrolünü de içeren, ATS birimleriyle
acil servis arasındaki haberleşmeyi
mümkün kılmalıdır.
ATS haberleşme sistemi teçhizat ve organizasyon açısından belirgin farklılıklar gösterebilir. Fakat anahtar amaç, hızlı seferberlik ve halk sağlığı
kaynakları ve ATS arasındaki etkili koordinasyon
sağlamaktır. Etkili bir haberleşme sistemi bütün
bölgesel ATS servislerinin sisteme girmelerini
sağlamakla birlikte, bu birimlerin birleştirici ATS
servisleriyle çalışmalarını sağlamalıdır.
Herhangi bir ATS sisteminin kalbi haberleşme
kontrol merkezidir (Şekil 49.1). Bu basit bir radyo
istasyonu ve bir haberleşme teknisyeninden
oluşabilir veya bilgisayarlar, karmaşık elektronik
araçlar ve haberleşme uzmanlarından oluşan geniş
bir personele sahip olabilirler. Kontrol merkezinin
ilk görevi diğer haberleşme parçalarını (ana
istasyon, tekrarlayıcılar, mobil üniteler, portatif
birimler ve telefon gruplarını) idare ve koordine
etmektir.
ATS HABERLEŞME SİSTEMİ
Haberleşme Kapasitesi
ATS haberleşme sistemi günde 24 saat
çalışmak ve şu kapasitede olmak zorundadır:
1. Halk, hasta başvurusu için ATS sistemine girebilmeli.
2. Uygun ATS birimini atama ve sevk etme ile birlikte olay yerine gerektiği gibi
yönlendirilmesine yardımcı olabilmeli.
ŞEKİL 49.1 Haberleşme kontrol merkezi.
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
ATS Sistemine Hasta Başvurusu
Kritik, ancak genellikle önemsenmeyen, ATS
haberleşme sisteminin ilk görevi hastanın ATS
sistemine hızlı başvurusunu sağlamaktır. Telefon,
halkın ATS sistemine başvurdukları ilk kaynaktır.
Acil durumlarda hatırlanması güç olacak şekilde
fazla basamaktan oluşan ATS telefon numaraları
ülkede yıllardır problemlere neden olmaktadır.
Bu ilk yardım başvurusunda bulunanlarda
karışıklıklara, gereksiz gecikmelere, halk sağlığı
kuruluşları arasında mesaj nakletmeye ve uygun
ATS biriminin cevabında gecikmeye yol açar.
Etkin bir halk başvuru mekanizması şu özelliklere
sahip olmalıdır:
1. Herkes tarafından kolayca hatırlana-bilir
ve kullanılabilir olmalıdır.
2. Uygun ATS hareket memurluğuyla, hızlı
ve direkt 'ilişki kurmayı sağla-malıdır.
3. Yeterli telefon hat kapasitesine ve cevap verecek tecrübeli personele sahip
olmalıdır.
4. Güvenilir bir servis sağlamakla birlik-te,
başvurularda cevaplandırılmamış, fark
edilmemiş ve yanlış anlaşılmış nokta bırakmayacak ve gereksiz beklemeyi önleyecek mekanizmayı sağlamalıdır.
Geçen birkaç yılda, ATS dahil tüm halk sağlığı
kuruluşlarına başvurularda 911 acil yardım telefon numarasının kullanımında belirgin artış olmuştur. Geliştirilmiş 911 sistemi veya E911, bu
telefon servisinin teknolojik olarak en gelişmiş
adaptasyonudur. Bölgesel telefon şirketlerinin
elektronik arama cihazları yerleştirdiği yerlerde
bütün halk bundan yararlanabilir. Halk başvurusu
için geliştirilen E911'in teknik anahtar özelliği,
otomatik numara tanımlanması (ONT), otomatik
başvuru bölgesi tanımlanması (OBT) ve otomatik
geri aramayı da içerir. Bu özellikler halk sağlığı
sevk memurunun başvuru yapıldığı yerin telefon
numarası ve sokak adresini, dijital olarak
görmesini sağlar. Ek olarak, E911 teçhizatı konuşmanın yarıda kesilmesine engel olur ve otomatik olarak numarayı geri arar (Şekil 49.2).
Halk başvurusu için geliştirilmiş E911'in teknik
etkinliği üzerinde az tartışma olmuştur. Herkes
ŞEKİL 49.2 911 acil yardım telefon numarası
ve özellikle geliştirilmiş 911 sistemi, ATS
sistemine direk hasta başvurusunu sağlar.
kabul etmiştir ki 911 acil yardım sırasında
kolayca hatırlanıp çevrilebilecek bir numaradır.
Meşgul durumlar için bu gerekli güveni ve kapasiteyi sağlar. Özel telefon arama teçhizatının
yanı sıra, 911'in tamamlanmasındaki en önemli
engellerden biri de 911 haberleşme kontrol merkezinin yeri ve merkezi idare etmekle yükümlü
grubun belirlenmesi için, halk sağlık kuruluşları
ve haberleşme liderlerinin aralarında gerçekleştirmeleri gereken anlaşmalardır. Merkezi halk
sağlığı haberleşme sistemi için bu tip anlaşmaların sağlanması mümkün olmamıştır. Merkezi 911
planlaması çerçevesinde ATS kurucuları, politik
tartışma ve iç rekabette bazen isteksiz üyeler olmaktadır. Etkin ATS ve halk sağlığı kuruluşları
için kolay, hızlı başvurunun önemi, ayrıca bir
E911 sisteminin kapasitesi hakkında yeterli tanıtım yapılması sonucu, ATT'ler bu tip merkezi
haberleşme sistemlerinin kendi bölgelerindeki insanlar için de planlanması ve yürütülmesi için de
olumlu katkıda bulunabilirler.
911 ve E911 sistemlerinin yeteneklerine rağmen, birçok ATS sistemleri halk başvurusu için
tek yedi basamaklı numaraları kullanmaktadır.
Bazı bölgelerde değişik ATS cevap birimlerine
ulaşmak için birçok numaranın simültane kullanılması gerekir. Diğer bazı bölgelerde, ATS kaynaklarına halk başvuruları değişik yöntemlerle
gerçekleştirilir. Bunlar vatandaş bantları (VB) ve
diğer amatör radyo yayın istasyonları (RACES,
BÖLÜM 49 . HABERLEŞME
REACT, vb) otoyol arama kutuları ve devlete ait
veya müşterek telsiz sistemlerini içerir. Halk
başvuru mekanizması ne olursa olsun, ATS haberleşmesinin başlangıç fazı için anahtar element
başvurunun derhal alınması, düzgün elenmesi ve
ATS sevk memurunun etkin davranmasını sağlayacak nitelik taşımasıdır.
ALARM VE SEVK ETME FAZI
Eğer kontrol merkezi ATS haberleşme sisteminin
köşe taşıysa, sevk memuru kontrol merkezinin
anahtarıdır. ATS haberleşme sisteminin başarısı
sadece sevk memurunun başarısına bağlıdır. Şu
bir gerçektir ki, ATS sevk memuru en azından
ATT-temel seviyesi için eğitilmelidir. Bu sevk
memurunun hasta korunmasını gerçekleştiren
ATT'nin rolünü, sorumluluğunu ve kapasitesini
de içerecek şekilde, ATS sisteminin tıbbi
fonksiyonlarını anlamasına yardımcı olur. Sevk
memurları ayrıca ambulansların ve diğer ATS cevap birimlerinin içindeki taşınabilir hareketli telsiz birimlerinin kapasiteleri ve kısıtlamaları ile
ilgili bilgiye sahip olmalıdır.
Buna ek olarak, sevk memuru taşınan tıbbi malzemenin yanısıra, her ATS cevap birimindeki
ATT'lerin eğitim seviyelerinin farkında olmalıdır.
Uygun acil yardımlarda sevk memuru, arayan
kişiye etkin kendi acil yardımı için tavsiyede
bulunabilmelidir. Sevk memurunun spesifik rolü
bir ATS sisteminden ötekine değişmesine
rağmen, her sevk memuru kontrol merkezindeki
telsiz ve telefon cihazının her parçasının çalışma
ve kısıtlamalarına ait çalışma tecrübesine sahip
olmalıdır, bu merkezin uyguladığı FHK kurallarını ve teçhizatını bilmeli, genel çalışmayı,
sorumlulukları ve bölgedeki diğer halk sağlık servisi kuruluşlarıyla iç ilişkileri anlamalıdır.
ATS haberleşmesinin alarm ve sevk fazı, sevk
memurunun birçok önemli faaliyeti gerçekleştirmesini gerektirir. Bunların kapsamı şöyledir:
1. Her başvuruyu dikkatlice elemek ve
bunları öncelik sırasına göre dizmek.
2. Uygun ATS cevap birimlerini tespit
edip bunları alarma geçirmek.
3. Seçilen birimlerin olay yerine gitmele-
rini yönlendirmek.
4. ATS birimleriyle diğer halk sağlığı servisleri arasındaki iletişimi olay sonuçlanıncaya kadar koordine etmek.
Yardım için orijinal çağrı alındıktan sonra sevk
memuru uygun ATS faaliyetini başlatmak için
olayın bağıl önemini takdir etmelidir. Sevk memuru yardım isteyen hastanın bulunduğu yerin
konumunu, gerekli acil yardımın yapısı ve derecesini, olayla ilgili bazı tanımlamaları (fazla yaralı
olan durumlarda hasta sayısını, belirgin bölgedeki
hasarları ve diğerlerini) tespit etmeli ve eğer
mümkünse, bazı ek bilgiler (örneğin, başvuru
yapılan yerin telefon numarası, hastanın adı ve
yaşı ve bölgesel protokol1erle ilgili bilgileri)
almalıdır. Bu bilgilerle sevk memuru aşağıdaki
kriterlere dayanarak, uygun ATS biriminin harekete geçmesini sağlar:
1. Sevk memurunun problemin şiddetini
anlaması (hayati tehlike var mı, yok
mu?).
2. ATS birimlerinin olay yerine yakınlığı
(müdahale süresi).
3. Uygun ATS birimlerinin eğitim düzeyleri ve tecrübeleri.
5. Ek müdahale birimlerine gereksinim
var mı? (ATS yangın bölümü, tehlikeli
maddelerle ilgili ekip, ilk yardım
helikopterleri, ek polis birimleri vb.)
Karar verdikten sonra, sevk memurunun yeni
görevi uygun birimleri alarme edip, harekete geçmelerini sağlamaktır. Alarm verme fonksiyonu
için değişik ekipmanlar kullanılabilir. Sevk telsiz
sistemiyle, o anda serviste bulunan ve kanalı
izleyen birimlere alarm verilebilir. Sıklıkla, gelen
mesaja göre spesifik bir tonda alarm verilir.
Kontrol merkeziyle ATS personel istasyonları
arasında özel telefon hatları veya direkt hatlar
kullanılabilir. Sevk memuru telefonu kaldırınca,
numara çevrilmesine gerek kalmadan bu hatlar
çalar. Bir diğer metotsa sevk memuru tarafından
faaliyete geçirilen özel ses tonu üreten telsiz ekipmanlarıdır, bu sadece seçilen ATS personelini
alarma geçirmekle kalmaz, haberleşme merkezinden millerce uzaktaki istasyonların lambalarını
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
yakıp araç giriş kapılarını açar. Gönüllülerden veya part-time çalışan, yalnız ATS birimlerinde
çalışmayan personele sahip ATS birimlerinde
çağrı cihazı yaygın bir alarm sistemidir. çağrı
cihazları belirli tondaki telsiz sinyallerini alabilir
ve bazen sesli mesaj, beeper adı verilen küçük bireysel telsiz alıcılarına iletilir. çağrı cihazı sinyalleri, belirli kişilere alarm verilmek üzere seçici
olarak yollanabilirken, o serviste çalışan herkesi
faaliyete geçirecek şekilde de verilebilir. Alarm
verilen personel mesajın alındığını onaylamak ve
atama ile ilgili detayları almak üzere, telsiz veya
telefonla sevk memuruyla bağlantı kurmalıdır.
Seçilen birimler harekete geçirildikten sonra,
bütün birimler düzgünce sevk edilmeli ve olay
yerine gitmek üzere yönlendirilmelidir. ler. Bütün
ATS sistemleri standart bir sevk işlemi
kullanmalıdır. Sevk memurunun alarm verilen
birimlere vereceği bilgiler net bir ses tonuyla,
aşağıdaki detayları içerecek şekilde olmalıdır:
1. Yaralanma, hastalanma veya olayın
yapısı ve şiddeti.
2. Olayın kesin konumu.
3. Hasta sayısı.
4. Diğer halk sağlığı servisleri tarafından
yapılan müdahaleler.
5. Bilinen ters yollar veya trafik durumu
hakkında özel bilgiler ve tavsiyeler.
6. Birimlerin sevk edildikleri saat.
Sevk sırasında operasyonun diğer fazlarıyla
birlikte bütün telsiz haberleşmesi kısa ve kolay
anlaşılır olmalıdır. Sade bir lisanla iletişim diğer
ayrıntılı kodlara tercih edilir.
Sevk memurunun görevleri arasında ATS ve
diğer halk sağlığı birimlerinin olay yerine kadar
doğru yolu takip etmelerini sağlamak da vardır.
Bu birimlerdeki personel de, sevk memuruna pozisyonları ve statüleri hakkında bilgi verme sorumluluğunu taşırlar.
Bir ATS sisteminin sevk protokolü belirli durumlar için tayin edilecek birimlerin tiplerini belirler. Bu tip protokoller arasında birçok farklı.
lıklar bulunabilir. Bölgesel durumlara göre, bunlar sadece tek bir ambulansı, mobil hayat desteği
ünitesini ve ileri hayat desteği ünitelerini içere
bilir, tek olarak hareket eden bir ünite veya
ŞEKİL 49.3 Karmaşık bilgisayar teçhizatlı sevk
merkezi.
yangın-polis ünitelerini de içeren çok sayıda üniteden oluşan sistemler halinde olabilir, böylece
zaman kazanılmış olur. Uygulanan protokol ne
olursa olsun, ATS sevk memuru sevk edilen tüm
ünitelerin doğru konumda olmalarını temin etmelidir. Bunu yapabilmesi için sevk memurunun
konsantre olması, tespit edilmiş prosedürü uygulaması, gereken yardımı sürdürerek herhangi
bir uygun durumdan başarıyla yararlanabilmesi
gerekir. Bu yardım basit bir plan tahtası üzerine
ünitelerin durum ve lokalizasyonlarını flamalar ya
da ışıklarla belirlemek ile, ya da gelişmiş bilgisayarlarla yapılabilir.
ATS sevk memurunun sevk fazı sırasındaki faaliyetlerinin amaçları uygun kaynakları hızlı bir
şekilde harekete geçirmek, değişiklik olan bilgileri doğru bir şekilde temin etmek ve iletmek. tir.
istenen sonuç, uygun ATS birimi ile mümkün
olan en kısa cevap zamanını sağlamaktır. efektif
bir ATS haberleşme sistemi, aynı zamanda,
ATTlere, bilgi ve eğitimlerini kullanmaları
konusunda da emir verir. Sevk memurlarının çağrıda bulunan kimselere kendi kendilerine acil medikal yardım bilgileri ve tavsiyeleri giderek artmaktadır. Bu kendi kendine tıbbi yardım durumlarında, ATT sevk memuru, hasta ya da kendileri
için ATS personeli gelinceye kadar yapmaları
gereken şeylerle ilgili bilgi verir. Bu kendi
kendine yardım bilgileri şunları içermektedir:
1. KPR nasıl uygulanır?
ŞEKİL 49.4 Çift yönlü telsiz haberleşmesi. Mesaj kontrol
merkezinden, kara hattı ile verici istasyonuna iletilir. Telsiz taşıyıcı
dalgaları tekrarlayıcı tarafından toplanır ve dışarıya açılan birimlere
iletilir. Geri telsiz trafiği tekrarlayıcı tarafından alınıp kontrol
merkezine iletilir.
2. Direk basınç uygulanmasıyla kanama
nasıl kontrol altına alınır?
3. Boğulan kurbanlar için abdominal bastırma manevrası nasıl yapılır?
4. Kurban aşırı ısıdan nasıl korunur?
5. Sıcak çarpması durumunda kurban
nasıl soğutulur?
6. Boyun yaralanması ya da ciddi kırıkları
olan
yaralı
bir
başka
yeni
yaralanmadan nasıl korunur?
Bu kritik, tıbbi kendi kendine yardım konusunda sevk memurunun rolü çağrıyı yapan histerik bir şahıssa, ATT birimleri ya da diğer halk
sağlığı birimleriyle haberleşmeyi temin ederken,
simültane olarak da hattaki konuşmayı gereken
süre boyunca sürdürmesini gerektirebilir.
TELSİZ HABERLEŞMELERİ
Hareketli ve Taşınabilir ATS Haberleşme
Birimleri
Her ambulans veya diğer ATS müdahale birimlerine sahip ATT'lerin çift yollu telsiz haberleşmesini yakından tanıması gerekir. Bunun anlamı,
araçlarda mobil ve elde taşınabilir telsiz telefonlar
hakkında mükemmel çalışma bilgisi gerektiğidir.
Buna ek olarak, ATT bunları ne zaman kullanma-
sı gerektiğini ve iletişim sırasında nasıl konuşması
gerektiğini bilmelidir.
ATT sevk memuru dışarıdaki birimlerle haberleşmeyi sevk merkezinden kontrol edilen, sabit
ana telsiz istasyonu veya elektromanyetik dalgaları tekrarlayarak yayan istasyonlardan sağlar (Şekil 49.4). Benzer şekilde, bir ambulanstaki ATT'ler haberleşme için hareketli ve portatif telsiz telefonlarına güvenirler. Portatif telsiz, sevk memuruyla haberleşmede, hastane acil servisiyle tıbbi kontrol hekimi ile veya olay yerindeki diğer
halk sağlığı birimleriyle haberleşmede kullanılır,
Portatif telsiz telefonlar fazla sayıda yaralı olan
olaylarda ATS müdahalesinin koordinesine yardım etmekte kullanılır. Bunlar ayrıca şehirlerde
çok katlı binalarda hasta aranırken de faydalı
olurlar, bir ATT birimin yanında durmalıdır ve bir
başka ATT hastayı bulup, uygun konumu bildirinceye kadar pozisyonunu muhafaza etmelidir.
Ambulanslar genellikle dışarıdaki halkla konuşma sistemine sahiptir, bu hareketli telsiz sisteminin bir parçasıdır. Benzer olarak hasta bölmesiyle
şoför kabini arasındaki dahili telefon hattı da mobil telsiz cihazının bir parçası olabilir. ATS sistemleri değişik çift yönlü telsiz cihazları kullanabilirler. Bazıları bir seferde tek haber iletilebilen
VHF ekipmanı kullanırlar (konuşmak için bastır,
dinlemek için bırak), diğerleri çift yönlü
konuşmayı sağlayan (simültane konuşma ve
dinleme) ve UHF frekansından yayın yapan
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
("MED" bandı) iletimi kullanırlar. Bazı ATS telsiz sistemleri basit şekillerdedir ve bu sayede
kontrol' zincirine ihtiyaç duymazlar. Diğer
sistemler, uzakta yerleştirilmiş ana istasyon ve
antenleri için kontrol zinciri olarak özel telefon
hatları kullanırlar. Kullanılan ekipman dizaynı ne
olursa olsun, bütün ATS haberleşme sistemleri
bazı temel kısıtlamalara sahiptir. Dışarıda
bulunan ATT haberleşme ekipmanının kısıtlı
çalışma koşullarını bilmeli, bununla etkin olarak
nasıl baş edebileceğini ve bu kısıtlayıcı faktörleri
en aza nasıl indirgeyeceğini anlamalıdır.
Herhangi bir ATS telsiz sisteminde, haberleşme
kapsamının genişliği ve etkinliği, ilk olarak
hareketli veya taşınabilir birimlerin "ters konuşma" yeteneğine göre değerlendirilir. Ana ve elektromanyetik dalgaları tekrarlayan istasyonların
yüksek gücü ve antenlerinin yüksekte yerleştirilmesi sonucu onların sinyalleri, hareketli birimlerden üretilen sinyallere göre çok daha uzak mesafelerden alınabilir. Bir portatif veya elde taşınır
telsiz daha da kısa etkili haberleşme aralığına
sahiptir, bunun sebebi en düşük güç çıkışına ve en
kısa anten pozisyonuna sahip olmasıdır. Dışarıda
bulunan ATT'ler görev çağrısı verildiğinde şunu
iyi bilmelidirler, sevk memurunu ya da hastaneyi
kendi cihazlarıyla rahatça duyabildikleri halde, bu
cihazdan verilen kendi mesajları onlar tarafından
duyulamayabilir ya da anlaşılamayabilir. Portatif
veya mobil birimlerin iletişim pozisyonlarındaki
küçük değişiklikler, telsiz trafiğinde ve alış
kalitesinde belirgin değişimlere sebep olabilir.
ATT telsiz sistemi verim oranının haberleşmeyi
takip etmekte büyük etkisi olduğunun farkında
olmalıdır. Anteni çıkarılmış bir ambulans telsizi
veya hasar görmüş bir mikrofon yüksek kalitede
bir haberleşmeye engel olur. Arazideki ATT ve
ATT sevk memuru, her sevk işi başlangıcında
kullanacakları haberleşme ekipmanlarının durum
ve statülerini kontrol etmekle yükümlüdürler.
Arızalı kısımlar düzeltilir veya değiştirilir. .
Standart Telsiz Kullanma İşlemleri
Çağrının alındığının onaylanmasıyla birlikte,
operasyon tamamlanıncaya kadar ATT'ler telsiz
ŞEKİL 49.5 Bir telsiz mikrofonu ATT'nin ağzından
5 , cm uzaklıkta olmalı. Kesin ve direkt konuşulur,
kesinlikle bağırılmaz.
haberleşme sistemlerini etkin olarak kullanmalıdırlar. Sık sık haberleşme kabiliyetlerini
ispatlamak zorunda kalırlar. Bütün ATT'lere, sevk
memurlarına ve ATS sistemindeki diğer görevlilere düzgün haberleşmelerinde yardımcı olabilmek için, ATS sistem direktörleri standart telsiz
haberleşme protokolü oluşturmalıdırlar. Bu
protokol, mesaj iletmek için uygun genel kalıpları,
haberleşmede anahtar sözcük ve deyimlerin
açıklamaları, telsiz haberleşmesinde karşılaşılan
ortak problemlerin düzeltilme işlemlerini içermelidir, örneğin, iki birim arasında telsiz iletişimi
sağlamak şu şekilde gerçekleştirilir: İlk olarak
aranmakta olan birimin tanımlanması gerçekleştirilir, daha sonra arayan birimin tanımlanması
gelir. Kalıpların kullanılmasıyla, çağrıyı başlatan
ATT telsiz mesajı iletilene, açması ve sesli mesaj
için uygun dalga aramasına şans tanır. Bu işlem,
aranan birimi, iletişim kuran birimin kimliğini
dinlemesi için alarma geçirir ve erken konuşmaya
başlama sonucu ortaya çıkabilecek sözcük kayıplarının elimine edilmesini sağlar.
Standart telsiz kullanma prosedürleri yanlış anlaşılacak mesaj sayısını azaltmak, mümkün olduğu kadar kısa sürdürmek, daha fazla boş zamana
sahip olmayı sağlamak ve kritik durumlarda kullanmak üzere etkin bir telsiz haberleşme disiplini
sağlamayı amaçlar. Her ATT standart mesaj
kalıplarını öğrenmenin yanısıra bu telsiz teknikleri
ile ilgili pratikler yapmalıdır:
BÖLÜM 49 . HABERLEŞME
1. İletişime başlamadan önce kanal gözleyin, bu şekilde diğer birimlerin telsiz trafiğine karışmak önlenir.
2. İletim düğmesine basmadan ne söyleyeceğinizi. planlayın. Bu size iletişiminizi
kısa ve kesin olarak kurmanıza yardımcı
olur.
3. Kesin ve direkt olarak konuşun fakat
mikrofona kesinlikle bağırmayın. Mikrofon ağzınızdan yaklaşık 5 cm uzakta
olmalı (Şekil 49.5)
4. Her zaman bir mesajın alındığını derhal
onaylayın. Eğer meşgulseniz ve uzun bir
mesajı derhal alamayacak durumdaysanız, meşgul olduğunuzu özel seçilmiş bir
sözcük ile yine onaylayınız.
5. Standart konuşma dilini kullanın. Argo
deyim ve karmaşık kodlardan sakının.
6. Orta, anlaşılabilir hızla konuşun.
7. İletişim sırasında olumsuz (örneğin
sinirli ve öfkeli) davranışlardan kaçının.
Ses tonunuz nezaket bildirmelidir, bu size zaman kaybettirecek "lütfen" veya "teşekkür ederim" gibi şeyler söylemenizi gereksiz kılar.
Standart telsiz kalıplarını ve tekniklerini bilmek, ATT'lere ATS haberleşme sistemlerinin
düzgün kullanımı sırasında işlerini daha etkin bir
şekilde yapmalarına da yardımcı olur. Sevk çağrısının tasdik edilmesinden sonra, ATT'nin tıbbi
acil yardımı bitirdiği yere kadar, ATS haberleşme
sistemi birçok anahtar noktada kullanılır. ATT
her aralıkta rapor vermelidir:
1. Sevk bilgisinin alındığını onaylamak.
2. Olay yerine ulaşma süresini hesap
etmek.
3. Birimin olay yerine ulaştığını anons etmek.
4. Birimin olay yerinden ayrılışını ve gidilecek hastaneyi anons etmek (eğer
hasta sayısı birden fazlaysa hasta sayısı
da bildirilmeli), ayrıca tahmini ulaşma
süresini de bildirmek.
5. Birimin hastaneye veya diğer bir uygun
yere ulaştığını bildirmek.
6. Birimin olay ya da hastaneyle ilgisinin
kesildiği, başka bir sevk için hazır
olunduğunu bildirmek.
7. Tüm ünitenin geri döndüğünü bildirmek.
Olay yerine gidiş ve dönüşte, ATT olay yerine
gelen diğer birimleri etkileyebilecek özel yol
durumlarını sevk memuruna rapor etmek zorundadır. ATT herhangi bir engeli, örneğin kapalı
yolları veya köprü geçişlerini, rapor etmelidir.
Olay yerinde ATT telsiz haberleşme sistemini ek
ATS veya diğer halk sağlığı kuruluşlarından yardım istemek için kullanabilir ve ondan sonra kendi yardımlarını koordine edebilirler.
Tıbbi Haberleşme Kapasitesi
Her ATS sistemi hekim direktifi ve ilgisini temin etmelidir. ATT için medikal konsültasyon ve
kontrol sağlayan hekimler, ATS haberleşme
sistemi ve protokollerine yabancı olmamalıdırlar
(Şekil 49.6). Hastaneye yerleştirilmiş mobil veya
portatif telsiz ekipmanı haberleşmeyi gerçekleştirmeye hazır olmalıdır. ATS direktörleri
tıbbi kontrol memurları ve teçhiz eden kişiler zorunlu olarak, hekimler ve ATS arazi çalışmalarındaki ATT'lerin kullanımı için standart tıbbi
müdahale ve telsiz haberleşme protokolleri geliştirmelidirler. Bu tip protokoller hekim ile hastayla ilgili rapor ve emirleri bekleyen ATT'ler
arasındaki yanlış anlaşmayı azaltır.
Ambulanstan Hastaneye Haberleşme
ŞEKİL
49.6
Hastanedeki
hekimler
ATS
haberleşme
sistemlerine
ve
protokollerine
yabancı olmamalıdırlar, bu sayede arazideki
ATTler için tıbbi konsültasyon ve kontrol
sağlayabilirler.
Arazi ATT'leri hastane acil yardım departmanı
personeliyle direk bağlantı kurabilecek kapasitede
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
olmalıdır. ATT'ler hekim konsültasyonu isterken
veya hasta durumu raporu verirken kendi araç
veya mobil telsiz telefonlarını kullanabilirler.
Hasta raporu, klasik tıbbi durum tanımlamasını
takip eder ve kısaca şu elementleri içerir:
1. Hastanın yaşı ve cinsiyeti (bölgesel
protokole dayanması zorunlu olmayan
isim).
2. Hastanın asıl şikayeti veya ATT’nin
problemle ilgili görüşü ve ciddiyeti.
3. Hastanın hastalığı veya yaralanması ile
ilgili hikayesi, yapılan tedaviler, allerjiler, var olan diabet, kardiak
problemler, gebelik gibi sistemik
problemleri.
4. Vital belirtileri, şuur durumu ve genel
durumuyla içinde bulunduğu distresin
derecesini içeren fizik muayene bulgularının kısa raporu.
5. Sağlanan ilk yardım müdahalesinin
kısa özeti ve eğer varsa hastanın
teşhisi.
6. Hastaneye tahmini varış süresi.
Bir olayda birden fazla hasta bulunuyorsa, ATT
uygun bir sırayla her hastayı dikkatlice tanımlar.
Bu hastanedeki karışıklığı azaltır.
Tıbbi kontrol haberleşmesi, telsiz trafik ve karışıklığının nispeten hafif olduğu diğer telsiz kanallarından yapılır. ATS sistemleri ambulans hastane
kanalları üzerine kontrol girişi için değişik araçlar
kullanabilirler. Bazı durumlarda, sevk memuru
da, uygun temiz tıbbi kontrol kanalı da izleyip
tahsis edebilir. Diğer sistemler özel haberleşme
işlemlerine örneğin MTAYS (merkezi tıbbi acil
yardım sevkiyatı) veya Koordinasyon Kaynak
Merkezi'ne tıbbi kontrol kanallarının izlenmesi
ve tahsis edilmesi konusunda güvenirler.
Diğerleri kendi telsiz sistemlerine yerleştirilmiş,
ana ve ona bağlı mobil birimlerden oluşan
örneğin TTÇİ (telsiz telefon çalıştırma istasyonu) kullanırlar. Bu birim otomatik olarak, birçok
UHF frekansı arasından temiz bir kanalı seçer.
Haberleşme personeli, ATS çalışanlarının ihtiyaçları için, kanalları izleyip temiz olanları tahsis ederken "gerçek zaman" metodunu kullanırlar.
Bu metot kontrol için ve kalabalık telsiz trafiği
durumlarında bütün ATS telsiz kanallarının
kullanılmasına en fazla imkanı sağlar. ATS telsiz
kanalı tahsisi için bazı bölgelerde alternatif
metotları kullanılabilir. Bu coğrafik yapıya göre
kanal tahsisidir. Herhangi bir coğrafik alanda,
sadece belirli kanallar değişik kullanıcılara tahsis
edilmiştir. Her kanal uygun ATS kullanıcıları
tarafından "birinci", "ikinci" ve diğer kullanımlar
için tahsis edilmiştir. Bu tahsis etme metodu telsiz
frekanslarını kullanma esnekliğini kısıtlar, fakat
fazla kullanıcının işlem gördüğü ve nispeten
düşük telsiz trafik talepli komşu servis
sektörlerinden yararlanılan bölgelerde başarılı şekilde kullanılabilir.
Hastaneden Hastaneye Haberleşme
Günden güne hastane haberleşmeleri ticari telefon sistemine bağlı hale gelmektedir. Usule uygun telefonlar ve hatta tahsis kapalı devre telefon
hatları hastane departmanlarını birbirine bağlar
veya değişik günlük aktiviteleri için hastane
tesisinde bağlantıyı sağlar. Buna ek olarak, hastaneler kendi personelleriyle hastane tesisi içinde
veya dışında ilişki kurmak için çağrı sistemini
yoğun olarak kullanırlar.
Doğal felaket zamanlarında, çift yönlü telsiz haberleşmeleri hastaneler için önem kazanır. Kötü
hava şartlarında veya fazla hasta veya yaralı bulunan olaylarda, telefon şebekeleri başarısızlığa
uğrayabilir veya hatları çok dolu olabilir. Hayati
bilgilerin normalde kullanılan araçlarla iletilmesi
mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda, boş
yatak sayısını, kan bankası stoklarının durumu ve
diğer sağlanabilecek kaynakların bildirilmesi için
ATS telsiz haberleşme sistemi kullanılır. Bu tip
hastane içi haberleşme, ATS-hastane haberleşmesiyle karışmamalıdır. ATS direktörleri hastanelere bağlı kendi telsiz haberleşme sistemlerinin
ve ATS sisteminin geri kalanının düzgün olarak
teste tabii tutulmalarını ve her zaman hazır
durumda olmalarını sağlamalıdır. Birçok hastane
kendi ana istasyonlarına sahiptir veya uzaktan
kumandalı alıcı birimler sayesinde bölgesel ATS
haberleşme merkezlerine direkt bağlanmışlardır.
Federal Haberleşme Komisyonu (FHK)
Birleşik Devletler' de, ATS sistemlerini de içe-
BÖLÜM 49 . HABERLEŞME
recek şekilde bütün telsiz işlemleri, FHK tarafından geliştirilen ve uyulması zorunlu kılınan
kurallara göre yürütülür. Bu kuruluş eyaletler arasındaki veya ATS aktivitesi yürüten uluslararası
telefon ve telgraf servisleri de yargılama hakkına
sahiptir.
FHK'nin ATS ile ilgili asıl sorumlulukları şunlardır:
1. ATS çalışanlarının kullanımı için belirli
telsiz frekansları tahsis etmek. "Modern
çağın" ATS haberleşmesi ı 974 yılında
FHK'nin on adetten oluşan bir blok
UHF "MED" kanalını ATS çalışanlarına sağlamasıyla başladı. Bunlar
ATS sisteminin önceden de kullanabileceği birçok VHF frekansına eklendiler,
zaten daha önce de bu frekanslar ATS
aktiviteleri dışı işlemlerle genellikle simültane olarak kullanılıyordu.
2. Ana istasyon işlemlerinden uygun olanlara ayrı ayrı lisans vermek ve bu istasyonlarla ilgili uygun telsiz arama
sinyalleri belirlemek. FHK tarafından
verilen yetki lisansı beş yıl süreyle
geçerlidir, bundan sonra yenilenmesi
gerekir. Her FHK lisansı belirli işlem
gruplarına,
örneğin,
belirli
bir
frekanstan belirli anten pozisyonu olan
belirli ana istasyonlara ve belirli bir
sayıdaki birleşik hareketli ve portatif
birimlere verilir.
3. ATS
çalışanlarının
kullanmaları
gereken telsiz ekipmanlarının, lisans
standartlarını ve çalışma özelliklerini
belirlemek, lisans verilmeden önce
belirli bir telsiz ekipmanı parçası üretici
tarafından FHK'na, belirli çalışma
özellikleri ve hükümler uyarınca
uygunluğu için onaya sunulur.
4. İletici güç çıkışları için kısıtlamalar getirmek. Bu prensipte ana istasyon cihazlarını kapsar.
5. Telsiz çalışmalarını izlemek, bu FHK
kurallarına uyulduğundan emin olmaya
yardım eden arazide mevki kontrolü yapılmasını kapsar.
FHK kural ve hükümleri, Washington'daki
Devlet Baskı Ofisi'nden satın alınabilir. Bunlar
teknik ve yasal kelimelerden oluşur ve birçok cilt
halinde bulunurlar ve bunun sadece küçük bir
bölümü ATS haberleşme yayınına aittir (bölüm
90, alt bölüm C). Birçok ATS sistemine telsiz ve
telefon haberleşmesiyle ilgili bilir kişi sağlanabilir. Yani ATT'ler teknik yayınlara uygun kılavuzluk için bu resmi yayınlara ihtiyaç duymazlar,
bunun yerine ATS sistemi müfettişlerine güvenirler.
FHK'nin ATS sistemi teçhiz edenlerle direktörleri için indirgediği önemli bir eleman da, düzgün ve etkili haberleşme planlaması ve koordinasyonudur. ATT tüm uygun durumlarda bir süreç
içinde yer almalıdır. Arazide acil yardım sağlanmasında haberleşmenin nasıl yardımcı olabileceği, belirli frekanslarda genellikle meydana çıkan karışma problemlerini, "ölü" noktaların konumları ve diğer halk sağlığı, kurtarma veya komşu ATS organizasyonlarla sağlanacak telsiz haberleşmesindeki ihtiyaçları hakkında ATTlere bilgi
verebilirler. Cihaz yapısı ve sistem plan problemlerine birçok mümkün çözüm olmasına rağmen, planlama işlemi öncelikle belirli haberleşme
sisteminin gereksinimlerini şu sorulara cevap
verecek şekilde belirler: kim kiminle, nereden ve
ne zaman konuşmak ister.
ATT Sizsiniz...
1.
2.
3.
4.
Bir 911 haberleşme kontrol merkezinin
yerleşimi hakkında anlaşmazlıklara ek
olarak, sizce neden birçok insan E911
sisteminin
kurulmasını
sağlayamamıştır?
Bir ATT sevk memurunun ATT eğitimi
görmesinin önemi nedir? Böyle bir eğitim görmezse sevk memuru ne tip
problemlerle karşılaşabilir?
Siz bir sevk memurusunuz ve iki yaşında çocuğunun nefes alamadığını ve maviye dönüştüğünü söyleyen bir bayanın
çağrısıyla karşılaştınız. Ondan ne gibi
bilgi alırsınız? Ona ne tavsiyelerde
bulunursunuz?
Bölgenizdeki ATS sisteminin telsiz haberleşme protokolüne ilişkin araştırma
yapın ve rapor yazın.
Kayıtlar ve Raporlar
GENEL BİLGİ GEREKSİNİMLERİ
GİRİŞ
Kağıt üzerinde çalışmak sıkıcıdır. ATT'nin
"hayat kurtarma" görevinin heyecan verici
kısmı değildir. Ancak, acil medikal bakım
temin etmenin hayati parçalarından biridir.
Yeterli raporlar ve doğru kayıtlar hasta
bakımının devamını temin edecektir, gerektiği gibi uygun transferini garanti edecektir. Sağlık departmanlarının ve kanun
uygulayıcılarının şartlarına uyacaktır, ayrıca
ambulans ekibinin uygulamaları için gerekli
olanları yerine getirecektir. Raporların
tutulması ve kayıtların oluşturulması her ne
kadar ATT için çok gerekliyse de, bunlar
hiçbir zaman hasta bakımından önce
gelmemelidir. Zamanla ATT'nin tecrübesi
arttıkça, gerekli olan birçok bilgiyi hasta
bakımı ile uğraşırken basit bir gözlemle,
dinleme ile ve hızla sorulan birkaç soruyla
elde edebilme yeteneği kazanır.
Bölüm 50, ambulans rapor formlarındaki
genel bilgiler ile gereksinimleri gözden
geçirmekle başlıyor. Bundan sonra formları
doldururken gerekli genel işlemlerden bahsediyor, genellikle de başlangıç niteliğinde
olan "sokak formu" ve takiben de kalıcı
olan ambulans formu anlatılıyor. Daha sonra da kayıtları saklamanın önemi vurgulanıyor - bu kayıtlara sıklıkla kazanın oluşundan çok uzun süre sonra başvurulur.
AMAÇLAR
50. Bölümün amaçları:
•
ambulans raporlarındaki genel bilgilerle
ilgili gereksinimlerin listesini oluşturmak.
•
başlangıç niteliğindeki "sokak formu"nun ve kalıcı olan ambulans formunun nasıl doldurulacağı da dahil
olmak üzere, kayıtları saklamadaki
genel işlemleri tanımlamak.
Kayıtların saklanması birçok amaca hizmet eder.
Hastanın olay yerindeki hastalığının ya da yaralanmasının tipini ve ATT tarafından yapılan başlangıç tedavisini belirtmekle, hasta bakımının devamındaki etkinliği temin etmek için ambulans
formları bir mekanizma oluşturur. Formlar ayrıca
hasta bakımı kalitesinin geliştirilmesi için ileri bir
program için kullanılabilir. Sebepleri analiz
etmede, ciddiyeti fark etmede ve acil medikal bakım gerektiren hastalık ya da yaralanma tipiyle
ilgili ilave bilgiler formlardan elde edilebilir.
Uygulama bilgilerini de ayrıca kayıtlar temin
eder. İlave olarak formlar gerekli zamanı, araç
gereç kullanımı ve diğer uygulama alanları ile ilgili çalışmalar için kullanılabilirler.
Ambulans rapor formlarındaki gereksinimler
çok sayıdadır ve yönetimden yönetime değişiklikler gösterir, çünkü birçok ajans gerekli bilgileri
bunlardan temin ederler. Üniversal olarak kabul
edilmiş bir form yoktur, fakat şu aşağıdakiler az
çok birbirine benzerler.
Hasta ile İlgili Bilgiler
Hastanın adı, yaşı, cinsiyeti.
Adresi.
Çağrılma şekli.
Yaralanmanın mekanizması.
Hastanın ilk görüldüğü andaki yeri (burada spesifik detaylar, özellikle kaza bir motorlu
araç kazası ya da kriminal bir aktivite şüphesi varsa).
İlk etaptaki kurtarma ve tedavi girişimleri.
Bulunduğu zamanki ve sonraki belirti ve bulgular.
Olay yerinde ve hastanın transportu esnasındaki bakım ve tedavi uygulamaları.
Vital belirtiler ile hastanın durumu, ayrıca hastanın transportu esnasında bunlarda
meydana gelen değişiklikler.
BÖLÜM 50 . KAYITLAR VE RAPORLAR
Hastanın kullandığı ilaçlar.
Allerji durumu.
Hastanın götürüldüğü hastane.
Hastadaki normal olmayan bulgu ve değerler.
Medikal bakım kabul edilmiyorsa, hastanın ya
da yakınlarının imzası.
Ölüm durumu söz konusuysa, yapılan işlemler ve vücuttaki değişiklikler.
Ölüm raporu.
Cinayet, intihar veya fiziksel kötüye kullanım
gibi durumlar söz konusuysa, olayın şekli ve tüm çevredeki ilgili durumlar.
Hastaların ve görgü tanıklarının ifadeleri.
Uygulama Bilgileri
Çağrılma tarihi.
Çağrılma zamanı.
Çağıranın adı ve telefon numarası.
Harekete geçme zamanı.
Olay yerine varış zamanı.
Hastaneye varış zamanı.
Hastaneyi terk etme zamanı.
Tekrar geri dönüş zamanı.
Hasta sigorta numarası.
Hareket memurluğu.
Göreve katılan ATTlerinin isimleri.
Olay yerine gidişin tipi: acil/rutin.
Hastaneye dönüşün tipi: acil/rutin.
KAYITLARIN SAKLANMASINDAKİ
GENEL İŞLEMLER
Her bir görevle ilgili bilgilerin toplanmasındaki,
rapor edilmesindeki ve kayıt edilmesindeki spesifik işlemler bölgeden bölgeye değişir. ATT,
bölgesel değişiklikleri bilmeli ve uygulamada
genel prensiplerden vazgeçmemelidir.
Ambulans Sokak Formları
Başlangıçta birçok ATT sokak formu kullanır.
Bu matbu bir formdur, sıklıkla 75 x 125 indeks
kartlar üzerine basılmıştır. ATT'nin acil servis ile
telsiz bağlantısında gerekli bilgileri toplamasına
ve rapor etmesine izin verecek bir şekildedirler
(Şekil 50.1). Bu bilgiler, ayrıca çok daha detaylı
olan ambulans kalıcı formlarının doldurulmasın-
da da kullanılır.
Rapor ve kayıt işlemleri, hareket memurluğunca
kaza ya da hastalık durumunda ambulans gereksinimi uyarısı alınır alınmaz başlar. İlk giriş,
ambulansın gönderildiği yerdir. Olay yerine giderken, hareket memurluğu hasta ya da durum
hakkında ilave bilgi verebilir. Olay yerine giderken olan herhangi bir beklenmeyen gecikme durumunda hareket memurluğuna rapor verilmelidir,
özellikle de diğer ilk yardım araçlarını etkileyebilecek trafik problemleri ya da yol blokajları bildirilmelidir. Olay yerine varıldığında
hareket memurluğuna olayın o anki hali ve gereksinimleri, ayrıca gerekliyse ilave üniteler hakkında bilgi verilmelidir.
Bundan sonra ATT hasta sayısını kaydeder ve
isim, yaş, yaralanma tipi, belirtiler, bulgular, vital
belirtiler, tedaviler, allerjiler gibi tek tek her
hastayla ilgili bilgileri kaydetmeye başlar. Hastanın tedavisinden sonra, hareket memurluğuna
ambulansın belirli bir hastaneye doğru gitmekte
olduğu bildirilmelidir. Hastanın taşınması esnasında, eğer hala ATS ile kontakt kurmamışlarsa,
acil servis hasta durumu hakkında bilgilendirilmelidir. Hasta durumundaki herhangi bir anlamlı
değişikliğin hem ambulans formuna kaydedilmesi
hem de acil servise bildirilmesi gerekir. Hastanın
transportu esnasında eğer hastanın durumu stabilse ve onunla uğraşılması gerekmiyorsa ATT
kalıcı olan formu doldurmaya başlar.
Ambulans Kalıcı Formu
Acil servise varınca, ATT hastanın durumu ve
yapılan tedaviyle ilgili, acil servis bireyleri veya
doktorlara sözlü rapor vermelidir (Şekil 50.2).
Acil serviste ATT'nin yardımına gerek kalmadığında kalıcı olan ambulans formu tamamlanır
(Şekil 50.3). Raporun tüm bölümleri bu -aşamada
doldurulmalıdır ve daha sonraya bırakılmamalıdır.
Kalıcı raporun uygun sayıdaki kopyaları acil
serviste bırakılmalıdır.
Kalıcı raporun kabaca tamamlanmasından sonra
bilgileri organize edebilmede aşağıdaki program
yardımcı olacaktır. Her raporun dört temel
komponenti olmalıdır: (1) hastanın hikayesi, (2)
fizik muayene bulguları, (3) ATT'nin teşhis düşünceleri, (4) karşılık olarak yapılan tedavi giri-
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
ŞEKİL 50.1 Ambulans sokak formu. Bu daha sonra kalıcı
ambulans raporuna aktarılacak olan bilgilerin kaydedildiği daha
az kapsamlı bir rapordur.
BÖLÜM 50 . KAYITLAR VE RAPORLAR
ŞEKİL
50.2
Hastaneye
gidince,
ATT
acil
servis
personeline.
hastanın
durumuyla ve gereken tedaviyle ilgili sözlü rapor
vermelidir.
şimleri.
Hikaye bölümü hastanın temel şikayeti ya da
problemi ile ilgili bilgileri içermelidir. Bu hastanın şu andaki hastalığı ya da yaralanmasının kısa
bir tanımlamasını, yaralanmanın mekanizmasını,
bulunduğu andaki pozisyonunu ve diğer anlamlı
çevresel bulguları kapsamalıdır. Hastanın ağrısını
tanımlamak
için
ağrının
U-N-B-C-Z'si
kullanılmalıdır.
U - Uyaranlar: Neler ağrıyı ortaya çıkarıyor?
Daha iyi ya da daha kötü yapan faktörler
nelerdir?
N - Niteliği: Keskin, yanma tarzında, ağır,
künt ve benzeri?
B - Bölgesi: Lokalize olduğu yer neresi?
C - Ciddiyeti: Hafif, orta derecede ya da şiddetli olduğu?
Z - Zamanı: Başlangıcı, süresi, tekrarı?
Hikaye bölümü ayrıca hasta ile ilgili daha önceki
tıbbi bilgileri de içermelidir, bunlara aldığı tedaviler, allerjiler ve kalp hastalığı, şeker hastalığı
veya pulmoner problemler gibi ciddi tıbbi sorunlar da dahildir.
Bir sonraki bölüm olan fizik muayene bulguları
kısmı, şu bilgileri içermelidir:
1. Hastanın bulunduğu pozisyon.
2. Solunum durumu (hava yolu; solunum
sayısı, ritmi ve zorlanma olup olmadığı)
3. Kardiyak durumu (nabız sayısı ve niteliği, perfüzyon durumu).
4. Şuur durumu, ASAK skalasına göre, AAçık: zamana, kişiye, yere oryante. SSöz: sözlü uyarana yanıt veriyor. AAğrı: uyarana yanıt veriyor. K- Kapalı:
şuur kapalı.
5. İnspeksiyon bulguları (yaralar: tipi, yeri, ciddiyeti; deformiteler: yeri, tipi, ciddiyeti).
6. Sekonder bulgular (vücut sistemlerine
göre rapor edilecek).
Fizik muayene bölümü yazılırken anlamlı negatif bulgular -örneğin, batının palpasyonda hassas olmaması- da pozitif olanlar gibi yazılmalıdır.
Raporun üçüncü bölümü ATT'nin teşhis izlenimleri kısmıdır. ATT'nin yaralanma ya da hastalık için uyguladığı tedavi temelinde hastanın teşhisidir.
Son bölüm tedavidir. Bu bölümde ATT tespit
cihazları, oksijen uygulamaları ve diğerleri gibi
hastaya kısaca neler yapıldığını tanımlayacaktır.
Bu bölüm ayrıca tedavi sonucu olarak hastanın
durumundaki değişiklikleri de içermelidir.
KISIM 11 . AMBULANS OPERASYONLARI
ŞEKİL 50.3 Ambulans kalıcı rapor formu. Bu form hem ATT hem de
ATT paramedikler tarafından, hastane öncesinin 4 temel elemanını
dokümante etmek için kullanılır; hasta kimliği ve hikayesi, fizik
muayene bulguları, ATT’nin teşhis izlenimleri ile uygulanan tedaviler
burada belirtilir.
BÖLÜM 50 . KAYITLAR VE RAPORLAR
Ambulans kalıcı formuna bilgilerin doğru biçimde kaydedilmesi, özellikle hikaye bölümünde,
daha sonraki tarihlerde ortaya çıkabilecek birçok
soruya cevap verebilecektir. İlave olarak, bu tür
bilgiler hasta bakımındaki kaliteyi arttırmak için
program dahilinde gereken kullanışlı araçlar
hakkında da bilgi sağlar.
Ambulans kayıtları uygun biçimde tamamlandıktan sonra uygun şartlarda saklanmalıdır. Bunlar belirli potansiyel legal sonuçları olan gizli
dokümanlardır ve bu şekilde davranılması gerekmektedir.
süel kötüye kullanım ya da madde bağımlılıkları
gibi durumları içerir. Bu tip durumları rapor
etmede ATT bölgesel gereksinimleri çok iyi bilmelidir, bu tip raporları doldurmada yetersizlik ya
da başarısızlık suçtur.
ATT Sizsiniz...
1.
2.
3.
İlave Kayıt ve Raporlar
Bazı durumlarda, ilgili otoritelerle birlikte
ATT'nin özel tip raporlar doldurması gerekir.
Bunlar ateşli silah yaralanması, köpek ısırması,
bazı enfeksiyon hastalıkları, şüpheli fiziksel, sek-
4.
Ambulans sokak formu ile ambulans
kalıcı formu arasındaki fark nedir?
Sokak formundaki ne tür bilgiler,
ambulans kalıcı formuna aktarılır?
Bir ATS sistemi kendi ambulans kalıcı
formlarını,
performanslarını
gözden
geçirmede ve gelecekteki ihtiyaçlarını
belirlemede nasıl kullanılır?
Bölgenizdeki ATT'nin doldurması gereken özel tip raporlar ile ilgili araştırma
yapıp, raporunuzu veriniz.

Benzer belgeler