IZ 7 SAYI.qxd

Transkript

IZ 7 SAYI.qxd
Merhaba
Dergimizin 7. say›s›nda, ilgi ile okuyaca¤›n›z› umdu¤um konularla yine yeniden sizinleyiz.
Üniversitemiz, 2008-2009 Akademik y›l›na Kayahan Konseri ile Merhaba
dedi. Düzenlenen çok say›da di¤er etkinliklerin detaylar›n› dergimizin
sayfalar› aras›nda bulacaks›n›z..
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ DERG‹S‹
At›l›m Üniversitesi Ad›na Sahibi
Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu
Genel Yay›n Yönetmeni
Prof. Dr. ‹smail Bircan
Editör
Özgür Kal›n
Yaz› ‹flleri Müdürü
Gülflen Orbey
Yay›n Koordinatörü
Meral Çoban fiahin
Yay›n Kurulu
Yrd. Doç. Dr. Hayal Zülfikar • Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan
Yrd. Doç. Dr. Cenk Güray•Yrd. Doç. Dr. Kutluk Bilge Ar›kan
Uluç Gürkan • Gülflen Orbey • Özgür Kal›n• Ayla Gö¤kufl
Asl›han Ersan Karaca • Adem Güdük
Dan›flma Kurulu
‹ktisat Bölümümüz taraf›ndan tüm dünyay› sarsan “Küresel Mali Kriz” ile
ilgili ö¤renci ve ö¤retim üyelerimizin kat›l›m› ile kolokyum düzenlendi.
Kriz hakk›nda ‹ktisat Bölümü ö¤retim üyelerimizin düflüncelerini dergimizde okuyabileceksiniz. Ayr›ca Uluslararas› ‹liflkiler Bölümümüz Ankara'daki devlet ve vak›f üniversitelerinden konuk ö¤retim üyelerinin de kat›l›m› ile çok yönlü analizi içeren “ABD Yeni Baflkan› Barack Obama ve
Türk-Amerikan ‹liflkileri” konulu bir konferans düzenledi. Bu konunun da
bir özetini ‹z'de okuyacaks›n›z.
Üniversitemiz Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Ofisi “Yaz Bilim Park›
2008” Projesi hakk›nda bilgiler ‹z'in sayfalar› aras›nda yer al›yor. Mezunlarla ‹letiflim ve Kariyer Planlama ile Avrupa Birli¤i-Uluslararas› ‹liflkiler
ofislerimizin y›l boyu sürdürdükleri çal›flmalar› yine dergimizin sayfalar›
aras›nda bulacaks›n›z.
Prof. Dr. ‹smail Bircan
Prof. Dr. Nami Ça¤an
Prof. Dr. Oya Batum Mentefle
Prof. Dr. ‹brahim Akman
Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker
Geleneksel Bahar fienli¤i etkinliklerini, Mezuniyet Törenimizden enstanteleri, Mekatronik Mühendisli¤i Günü'nü, Sollar Speed'in baflar›s›n› ve
daha pek çok etkinli¤e ve projelere dergimizde yer verdik.
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ YERLEfiKES‹
2008-2009 akademik y›l aç›l›fl töreninin detaylar› ve Prof. Dr. Füsun Arsava'n›n verdi¤i akademik y›l ilk dersi yine ‹z'in sayfalar› aras›nda yeral›yor.
K›z›lcaflar Mahallesi ‹ncek 06836 ANKARA
Tel: 0312 586 80 00 • Faks: 0312 586 80 90-91
www.atilim.edu.tr • [email protected]
Tasar›m
REMARK, Kuleli Sokak, No: 57/4 G.O.P.-ANKARA
Tel: 0312 436 27 28 • Faks: 0312 436 27 00
www.remarkreklam.com • [email protected]
Bask›: Desen Ofset A.fi.
Birlik Mah. 7. Cad. 67. Sok. No: 2 Çankaya-Ankara
Kas›m, 2008
6 ayda bir yay›mlan›r.
Dergide yay›mlanan yaz›lar kaynak gösterilerek kullan›labilir.
‹mzal› yaz›lardaki görüfller yazarlar›na aittir.
Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker, Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan, Dr. Poyraz Gürson ve Ö¤rt. Gör. Serdar H›z›r ilginizi çekecek konular› içeren makaleleri ile dergimize zenginlik katt›lar, bu makaleleri de ilgi ile okuyabileceksiniz.
Geçen say›m›zda bafllatt›¤›m›z ve keyifle okudu¤unuza inand›¤›m›z “E¤lenceli Bilim Köflesi ile Bilim ve Felsefe” adlar›n› tafl›yan sayfalar›m›z bu
say›m›zda da oldukça ilginç konular› içeriyor.
Üniversitelerde yap›lan projeler ayn› zamanda onlar›n bu konudaki potansiyellerinin de bir göstergesidirler. Üniversitemizde hayata geçirilen Projeleri içereren yepyeni “Proje” köflemizin de ayn› ilgiyi görece¤ine inan›yoruz. Bu say›m›zda At›l›m Üniversitesi Kimya Gurubu taraf›ndan yap›lan
çal›flman›n detaylar›n› sizlerle paylafl›yoruz.
Ö¤renci yaz›lar›, ö¤renci kulüp ve topluluklar›n›n etkinlikleri, kültür sanat
sayfam›zda yer alan di¤er yaz›lar aras›nda bulunmakta.
Gelecek say›lar›m›zda da yine birlikte olmak ümidi ile her fleyin gönlünüzce olmas› dilerim.
Prof.Dr ‹smail B‹RCAN
Rektör Yard›mc›s›
Formula G Yar›fllar› 32
Kayahan ile 34
2008’e Merhaba
KAMPÜSTEN KISA KISA
3 Alternatif Turizm Konferans›
4 Yaz Bilim Park› 2008 Mezuniyet Töreni
RÖPORTAJ 35
Kayahan
34-35
7 Server Tanilli ile Dünya, Türkiye ve Gençli¤imiz
8 MAKALE
Küreselleflme ve Yüksekö¤retim
Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker
10 RÖPORTAJ
EKONOM‹K KR‹Z 36
DE⁄ERLEND‹RMES‹
36-38
Mezunlar›m›z›n Kariyer Öyküleri
PROJE 39
Antitümör Etkinli¤i Olan
Yeni Bir ‹laç
12 Mezuniyet Töreni
13 Hayat Boyu Ö¤renme Program›: Erasmus
Akademik Y›l Aç›l›fl Töreni 42
16 MAKALE
AKADEM‹K YIL ‹LK DERS‹ 43
20 GEZ‹
B‹L‹M VE FELSEFE 46
Bilim
Felsefe Atölyesi’nin Ard›ndan
Nokta-i Nazar
Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› ile Öngörülen
De¤ifliklik ve Yeniliklere Genel Bir Bak›fl-1
Ö¤r. Gör. Serdar H›z›r
Küre Da¤lar›’nda
Ekoturist Olmak
20-21
2. Mekatronik Mühendisli¤i Günü 49
E⁄LENCEL‹ B‹L‹M 50
22 MAKALE
MAKALE 54
Biliflim Projelerinde S›kça Yap›lan Hatalar
ve Endüstri - ‹flletme Mühendislerinin Önemi
Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan
Marka Kavram›: Marka ‹maj›,
Marka Kiflili¤inden Marka Kimli¤ine
Dr. A. Poyraz Gürson
24 At›l›m Üniversitesi
RÖPORTAJ 60
‹lham Süheyl Akgül
Üç Yeni Program› Hayata Geçirdi
27 Haz›rl›k Okulu
Hizmet Öncesi E¤itim
28 Yaz Bilim Park› 2008
30 8. Bahar fienli¤i
At›l›m Üniversitesi’nde Uzaktan E¤itim 62
30-31
Kitap Kampanyas› 64
KÜLTÜR SANAT 65
Faz›l Hüsnü Da¤larca 72
KAMPÜSTEN KISA KISA
Terörle Mücadelede Türkiye’nin ‹zledi¤i
Yollar
At›l›m Üniversitesi Uluslararas› Medya ve Araflt›rma Toplulu¤u
taraf›ndan düzenlenen Em. Tümg. Osman Pamuko¤lu'nun konuflmac› oldu¤u “Terörle Mücadelede Türkiye'nin ‹zledi¤i Yollar” konulu konferans 13 May›s 2008 tarihinde yap›ld›.
Seyhan Cengiz Turhan Konferans salonunda gerçeklefltirilen
program Kan Uykusu Belgesel Film gösterimi ile bafllad›. Ard›ndan kürsüye gelen Pamuko¤lu, PKK ile yap›lan silahl› mücadelenin tarihi hakk›nda bilgi vererek görevde oldu¤u dönemde tan›k oldu¤u olaylar› anlatt›.
Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda yap›lan konferansta Prof. Dr. Yüksel, geleneksel ve ça¤dafl tiyatro aras›ndaki farkl›l›klar› s›ralayarak, Türk Tiyatrosunun geliflim aflamalar›n›
anlatt›.
Tiyatroyu oluflturan nedenlerin dünyan›n her yerinde ayn› insani e¤ilimler oldu¤unu söyleyerek konuflmas›na bafllayan
Yüksel, ülkelere göre yaln›zca kültürel farkl›l›klar›n ortaya ç›kt›¤›n› ifade etti.
Tarihte Anadoluya ait tiyatro gelene¤inin olmad›¤›n›, buna ait
yaz›l› bir tutana¤›n bulunmad›¤›na dikkat çeken Yüksel, Türk Tiyatrosu'nun düflündürmek için de¤il güldürmek için ortaya ç›kt›¤›na de¤inerek, nükteli söz oyunlar› yap›lmas› yoluyla tiyatro
sanat›n›n yap›ld›¤›n› söyledi.
Konuflmas›nda bir ülkenin sanat›ndan söz ederken o sanat›
üretenlerden de söz edilmesi gerekti¤ini vurgulayan Yüksel, yabanc› bir eserin Türkçeye çevrilip sahnelenmesi ile Türk Tiyatrosu'nun oluflmas›n›n sa¤lanamayaca¤›n› belirterek “Bir ülkenin kendi yazarlar› olmas› gerekir” dedi.
Kürt Devleti kurma ideallerinin 1830'larda bafllad›¤›n› ileri süren
Pamuko¤lu, Atatürk'ün silahl› hareketin ne demek oldu¤unu bildi¤ini ve Cumhuriyet Döneminde ald›¤› önlemlerle bu tehlikeyi
bir kaç ayda bitirdi¤ini söyledi. Bir devlete karfl› yap›lan tecavüzün boyutlar› ne olursa olsun ayn› derecede karfl›l›k görmesi gerekti¤ini belirten konuflmac›, silahl› sald›r›lara karfl›l›k olarak demokratik haklardan söz edilemeyece¤ini ifade etti.
Alternatif Turizm Konferans›
PKK'n›n kökünün kaz›nmas› için güçlü siyasi irade gerekti¤ini
vurgulayan Pamuko¤lu, “Bugüne kadar 7 bin asker 13 bin sivil olmak üzere 20 bin insan›m›z› bu sald›r›lar sonucu kaybettik”
dedi. Program ö¤rencilerin sorular›n›n yan›tlanmas›n›n ard›ndan son buldu.
At›l›m Üniversitesi ‹flletme Fakültesi Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü taraf›ndan düzenlenen, Raytur Seyahat Acentesi Yetkilisi
Mehmet Havufl'un konuflmac› oldu¤u “Karadeniz, Do¤u, Güneydo¤u Anadolu Bölgelerinde Alternatif Turizm” konulu konferans 30 Nisan 2008 tarihinde Seyhan Cengiz Konferans Salonunda gerçeklefltirildi.
Ça¤dafl Türk Tiyatrosu Konulu Konferans
Konuflmas›nda bölgelerde de¤erlendirilebilecek ve ekonomik
gelir sa¤layabilecek alternatif turizm olanaklar› hakk›nda örnekler veren Havufl, Türkiye'de kufllar›n göç yollar› üzerinde olmas› nedeniyle kufl gözlem turizminin ve Çoruh Nehri'nin potansiyeli nedeniyle rafting turizminin canland›r›labilece¤ini söyledi.
At›l›m Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› Bölümü taraf›ndan düzenlenen Prof. Dr. Ayflegül Yüksel'in
konuflmac› oldu¤u “Ça¤dafl Türk Tiyatrosu” konulu konferans
28 Nisan 2008 tarihinde gerçeklefltirildi.
3
Obezitenin ciddi bir rahats›zl›k oldu¤unu belirterek sözlerine
bafllayan diyetisyen Odabafl›, al›nan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmas›n›n obezitenin temel nedenini oluflturdu¤unu
ifade etti.
Davran›flsal, çevresel ve biyolojik etkenlerinde fazla kilolar›n
nedeni olabilece¤ini belirten Odabafl›, obezitenin ast›m, gut, inme gibi ciddi hastal›klara neden olabilece¤ine dikkat çekerek,
beslenme al›flkanl›klar›n›n de¤ifltirilmesi gerekti¤ini vurgulad›.
Sunumunda hatal› zay›flama yöntemlerini de s›ralayan konuflmac›, medyatik ve mucize diye adland›r›lan diyetlerden uzak
durulmas› gerekti¤ini söyledi.
Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü ö¤rencilerine sektör ile ilgili bilgiler
veren Havufl, sahip oldu¤umuz de¤erler hakk›nda toplum olarak daha bilinçli olmam›z gerekti¤ini ifade etti.
Yaz Bilim Park› 2008 Mezuniyet Töreni
TÜB‹TAK'›n destekledi¤i At›l›m Üniversitesi taraf›ndan düzenlenen projenin mezuniyet töreni 7 Temmuz 2008 tarihinde gerçeklefltirildi.
Gölbafl› ilçesine ba¤l› ilkö¤retim okullar›ndan noter huzurunda
yap›lan çekiliflle belirlenen otuz ö¤rencinin kabul edildi¤i “E¤lenceli Bilim Merkezi Yaz Bilim Park› 2008 Projesi”nin e¤itimi
iki hafta sürdü.
Velilerinde kat›ld›¤› törende projelerini sergileyen ö¤renciler
ard›ndan kendi yapt›klar› enstrümanlarla mini bir konser verdi
ve dans gösterilerini sundu.
‹lgiyle izlenen konferans›n ard›ndan bir konuflma yapan oyuncu
Mert F›rat kendisinin de fazla kilolar›ndan flikayetçi oldu¤u dönemlerde diyetisten Odabafl›'n›n verdi¤i programlarla ideal kilosuna ulaflt›¤›n› belirtti.
At›l›m Üniversitesi Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Hacer Erar'›n proje yürütücülü¤ünü üstlendi¤i
“Yaz Bilim Park› 2008”de ö¤renciler kat›l›m belgelerini At›l›m Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu'ndan ald›lar.
Cevdet Kösemen Konferans Salonu Fuayesi'nde gerçeklefltirilen aktivasyonda diyetisyen Sinem Kolbak›r taraf›ndan vucut
analizi ve de¤erlendirmesi yap›ld›.
Projeye destek verenlere de teflekkür belgelerinin verildi¤i törene Ankara ‹l Milli E¤itim Müdür Yard›mc›s› Zihni Özdemir'de
kat›larak destek verdi.
Ö¤rencilerin yo¤un ilgi gösterdi¤i program verilen kokteylin ard›ndan son buldu.
Program törenin ard›ndan verilen kokteyl ile son buldu.
Bahara Merhaba Konseri
Sa¤l›kl› Bir Diyet Program›n›n Püf Noktalar›
At›l›m Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mimarl›k Fakültesi taraf›ndan düzenlenen “Bahara Merhaba” Konseri 29 May›s
2008 tarihinde Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda
yap›ld› .
At›l›m Üniversitesi taraf›ndan 12 May›s 2008 tarihinde düzenlenen diyetisyen Elvan Odabafl›'n›n konuflmac› oldu¤u konferansta “fiiflmanl›k bir hastal›k m›d›r, popüler ve hatal› zay›flama
yöntemleri nelerdir ve sa¤l›kl› bir diyet program›n›n püf noktalar› nelerdir ” sorular›n›n yan›tlar› arand›.
Prof. Engin Sansa'n›n yönetiminde gerçeklefltirilen At›l›m Üniversitesi Çok Sesli Müzik Toplulu¤u'nun konseri izleyiciler tara-
4
KAMPÜSTEN KISA KISA
versitesi Kültür Müdürü Mustafa Kömürcü yönetimindeki koro
Ankara yöresi türkülerini seslendirerek dinleyicilere keyifli anlar
yaflatt›.
Tören sonras› fuaye alan›nda Ankara Kültürünü Yaflatma Derne¤i taraf›ndan gerçeklefltirilen Se¤menler halk oyunlar› gösterisi ile An›l Uluda¤ ve Ece Ery›ld›z taraf›ndan haz›rlanan
“Ulus'la Buluflma ve Zafer An›t›'n›n Hayat›nda Birgün” konulu
foto¤raf sergisi be¤eniyle izlendi.
Meslek Tan›t›m Günleri
f›ndan be¤eniyle karfl›lan›rken, koro Amapola, Santa Lucia, O
Sole Mio, Funi Cula, Moskova, Katyufla ve Kalinka gibi sevilen
klasik müzik parçalar›n› seslendirdi.
At›l›m Üniversitesi Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü taraf›ndan düzenlenen orta ö¤retim kurumlar›ndaki rehber ö¤retmenlerle meslek seçimi yapacak ö¤rencileri meslekler konusunda bilgilendirmeyi ve do¤ru karar vermelerini hedefleyen “Meslek Tan›t›m
Günleri” 1-2 May›s 2008 tarihlerinde yap›ld›.
Devlet Opera ve Balesi Sanatç›lar› Soprano Meral Göko¤lu, Tenor Osman ve Umut Göko¤lu'nunda klasik müzik eserlerini seslendirdikleri konserde, sanatç›lara piyanoda Kaan Yüksel, Johan
Botka, flütte Ça¤›l Çokan ve gitarda Taylan Akçayöz efllik etti.
Program 11 kurumdan 55 rehber ö¤retmen ve yaklafl›k 1500
ö¤rencinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Düzenlenen program
kapsam›nda say›sal, eflit a¤›rl›k ve yabanc› dil a¤›rl›kl› e¤itim gören ö¤rencilere alanlar›na yönelik konferanslar verildi.
‹zleyenlere keyifli anlar yaflatan konser verilen kokteylin ard›ndan sona erdi.
At›l›m Üniversitesi Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr.‹smail Bircan'›n
sunumunu yapt›¤› “Dünya'da ve Türkiye'de Geliflmeler, Yeni
Meslekler ve ‹stihdam” konulu konferans ve ‹flletme Fakültesi
Dekan› Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker'in sunumunu gerçeklefltirdi¤i “Gelece¤in Meslekleri Sosyal Bilimler” konulu konferanslar
eflit a¤›rl›k alanlar›nda ö¤renim gören ö¤renciler taraf›ndan ilgiyle izlendi.
Ankara’n›n Baflkent Oluflu
Ankara'n›n baflkent oluflunun 85. y›ldönümü At›l›m Üniversitesi
Cevdet Kösemen Konferans Salonu'nda düzenlenen bir törenle kutland›.
13 Ekim Pazartesi günü düzenlenen törende bir konuflma yapan VEKAM Genel Müdürü Zeynep Önen Ankara'n›n Türkiye
için öneminden bahsederek “Cumhuriyetin baflkenti Ankara,
Ankara'n›n baflkenti Ulus, Ulus'un baflkenti Zafer An›t›'d›r” dedi. Önen, konuflmas›nda VEKAM'›n gerçeklefltirdi¤i “Ulus'la
Buluflma” projesinden de bahsederek Ulus ve çevresinin modernizmin merkezi oldu¤unu belirtti.
Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Baflkan› Yrd. Doç. Dr.
Nefle Alkan'›n gerçeklefltirdi¤i “Seçece¤im Meslek Kiflili¤ime
Uygun mu?” ve “Sorun Çözme Stratejileri” konulu konferanslar, ö¤rencilerin meslek seçimlerini iyi belirlemeleri gerekti¤inin
önemine dikkat çekti.
Zeynep Önen'in konuflmas›n›n ard›ndan sahne alan At›l›m Üni-
Program çerçevesinde say›sal a¤›rl›kl› e¤itim gören ö¤rencilere
yönelik olarak gerçeklefltirilen ve Mühendislik Fakültesi Dekan›
Prof. Dr. ‹brahim Akman taraf›ndan verilen “Biliflim Sektörü
Meslekleri, E¤itimleri ve Gelece¤i” konulu konferans ile Prof.
Dr. Abdulkadir Erden taraf›ndan verilen “Gelece¤in Meslekleri
Mühendislik” ve Yrd. Doç. Dr. Besim Barano¤lu taraf›ndan sunulan “Modern Mühendislik Uygulamalar›” konulu konferanslarda ise mühendislik alanlar› ve e¤itimlerinde yaflanan geliflmeler ve de¤iflimler anlat›ld›.
Ayr›ca dil e¤itimi gören ö¤rencilere iliflkin olarak Fen Edebiyat
5
du¤unun alt›n› çizen Hossaini, bireysel ve kolektif sorumluluklar›m›z› üstlenmek gerekti¤ini söyleyerek, çeflitli düzlemlerde
oluflturulacak ve birbiriyle eflgüdüm içinde yürütülecek iflbirli¤i
programlar›n›n yoksullukla mücadelede hayati bir önem tafl›d›¤›n› belirtti.
Fakültesi Ö¤r. Gör. Bengü Aksu Ataç, Ö¤r. Gör. Özlem fiahinbilek ve Dr. Gökflen Aras'›n konuflmac› olduklar› “Çok Dillilik,
Çok Kültürlülük Ba¤lam›nda Yabanc› Dil Ö¤renimi” konulu konferans düzenlendi.
Konferans salonlar› fuayelerinde aç›lan standlarda üniversitemiz fakülte ve bölümlerini de tan›ma imkan› bulan ö¤renciler,
ö¤renci kulüplerinin sergiledikleri ö¤renci projelerine ise yo¤un
ilgi gösterdiler.
“Dünü Unutma ki Yar›na Hakk›n Olsun”
Konferans›
Kurtulufl Savafl› Do¤u Cephesi Komutan› Kaz›m Karabekir Pafla'n›n k›z› Timsal Karabekir At›l›m Üniversitesi ö¤rencileri ile biraraya geldi.
Yoksullukla Mücadele Kampanyas›
BM taraf›ndan yürütülen “Yoksullu¤a Karfl› Hep Birlikte” kampanyas›n›n bafllang›c› At›l›m Üniversitesi'nde yap›ld›.
At›l›m Üniversitesi Hukukçular Toplulu¤u’nun organize etti¤i
söyleflide Yerleflke 2023 Dergisi yetkilileri de yer ald›.
Dünya genelinde geçti¤imiz y›l yoksullu¤a karfl› duran 44 milyon kiflilik rekorun gelifltirilmesi ve kampanyan›n daha genifl bir
alanda etkili olabilmesi için UNICEF Türkiye Temsilcisi Reza
Hossaini “Yoksullukla Mücadele” konulu konferans›yla At›l›m
Üniversitesi ö¤rencileriyle biraraya geldi.
17 Ekim 2008 Cuma günü Seyhan Cengiz Turhan Konferans
Salonu'nda yap›lan konferansta ilk olarak söz alan Üniversitemiz ‹flletme Fakültesi Dekan Yard›mc›s› Yrd. Doç. Dr. Salih Ak,
daha önce bir çok kez Asya ve Afrika'da bulunmufl ve yoksullukla mücadele, e¤itim, sürdürülebilir çevre gibi konularda
önemli görevler yapm›fl olan Say›n Hossaini'yi a¤›rlamaktan
mutluluk duydu¤unu ifade etti.
14 Ekim Sal› günü Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda
yap›lan söyleflide bir konuflma yapan Yerleflke 2023 Dergisi Genel Yay›n Yönetmeni Suat Turgut olumlu düflünmenin insan yaflam› üzerindeki etkilerinden söz etti. Ö¤rencilere 2023 y›l›nda
ülkenin nerede olmas›n› istediklerini soran Turgut, “ba¤›ms›z ve
ekonomisi güçlü Türkiye” yan›tlar›n›n verilmesinin ard›ndan
sorgulayan bireylerle ayd›nl›k gelece¤e ulafl›labilece¤ini belirtti.
Ard›ndan söz alan dergi yetkilisi Osman Arslan konuflmas›nda
fark yaratman›n önemine de¤indi. Kurtulufl Savafl›nda önemli
görevleri olan insanlar›n tan›nmas› gerekti¤ini vurgulayan Arslan
düzenlenen organizasyonun önemine dikkat çekti.
Daha sonra söz alan Reza Hossaini yoksullu¤un tan›m›n› yaparak bafllad›¤› konuflmas›nda, kifli bafl›na düflen milli gelir, sa¤l›k
ve e¤itim harcamalar› gibi çeflitli ölçülere göre yap›lacak tan›m›n farkl›laflabilece¤ine iflaret etti.
Konferans› s›ras›nda dünya yoksulluk haritas›n› sergileyen Hossaini, ülkeler aras›nda karfl›laflt›rma yaparak, Afrika ve Asya ülkeleri ile Avrupa ve Kuzey Amerika aras›ndaki farka dikkat çekti.
Yoksullukla mücadelede ilk ad›m›n sorunun bilincine varmak ol-
Konuflmalar›n ard›ndan söz alan Timsal Karabekir “Dünü Unutma ki Yar›na Hakk›n Olsun” konulu konuflmas›nda izleyicilere
Kaz›m Karabekir Müzesi arflivinden derlenen milli mücadele y›llar›na ait foto¤raflar› izlettirerek o dönemlerdeki an›lar›ndan söz
etti. Kaz›m Karabekir'in Osmanl›'n›n son paflas› oldu¤una dikkat çeken Karabekir, ülkenin iflgal döneminde yaflad›¤› zorluklardan bahserek vatana duyulan aflkla genç yaflta çok flehitler
6
KAMPÜSTEN KISA KISA
söyledi. Prof. Dr. Y›lmaz Özkan konuflmas›n› baflta ABD Olmak
üzere di¤er Avrupa ülkelerinin kaçacak yeri olmad›¤›n›, ekonomik krizin etkilerinin bu ülkelerde daha a¤›r hissedilece¤ini sonuç olarak da bildi¤imiz kapitalizmin niteli¤inin de¤iflece¤ini söyleyerek tamamlad›.
verildi¤ini ifade etti. Türk olman›n birçok güçlü¤ü yenmek için
tek neden olabilece¤ini belirten Karabekir günümüzde yaflanan
geliflmelere dikkat çekerek, ba¤›ms›zl›¤›m›z› kaybetmemek için
ülkemize ve de¤erlerimize sahip ç›kmam›z gerekti¤ini söyledi.
Server Tanilli ile Dünya, Türkiye ve Gençli¤imiz
“Yeni ABD Baflkan› Barack Obama ve
Türk-Amerikan ‹liflkileri” Paneli
At›l›m Üniversitesi, yaflam›yla ve yap›tlar›yla ayd›nlanma deyince akla gelen ilk isimlerden Prof. Dr. Server Tanilli’yi konuk etti. 27 Ekim Sal› günü Seyhan Cengiz Konferans Salonunda gerçeklefltirilen konferansa Tanilli, At›l›m
Üniversitesinde gelece¤i flekillendirecek
olan gençlerle birarada olmaktan duydu¤u mutlulu¤u ifade
ederek bafllad›. Dünyada büyük de¤iflimler yafland›¤›na dikkat çeken Tanilli, Ekim
ay› bafl›ndan bu yana Amerika'dan bafllayan krize dikkati çekerek kapitalizmin bunal›m›n› tarihe geçecek bir olay olarak nitelendirdi. Tanilli, yaflanan krizin faturas›n›n yoksul halklara ç›kaca¤›n› söyledi.
‹flletme Fakültesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölümünün düzenlemifl
oldu¤u “Yeni ABD Baflkan› Barack Obama ve Türk-Amerikan
‹liflkileri konulu Panel, 25 Kas›m 2008 Sal› günü saat 14.30'da
Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu'nda kalabal›k bir izleyici kitlesinin kat›l›m›yla gerçekleflti.
Üniversitemizin Uluslararas› ‹liflkiler Bölüm Baflkan› Yrd. Doç. Dr.
Bahar Turhan Hurmi'nin yönetiminde gerçekleflen panelde kat›l›mc›lar; ODTÜ Uluslararas› ‹liflkiler Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Meliha Altun›fl›k, Polis Akademisi Uluslararas› ‹liflkiler Ö¤retim Üyesi Doç. Dr. ‹dris Bal ve eski ASAM Türk-Amerikan ‹liflkileri uzman› ve araflt›rmac› Bahad›r Koç s›ras›yla görüfllerini belirttiler.
Türkiye'de yaflanan 1923 devriminin etkilerine de de¤inen Tanilli, Cumhuriyet devriminin ça¤dafll›¤› ve laikli¤i hayat›m›za
soktu¤unu ve bu ilkelerin yaflant›m›z› oldu¤u kadar ekonomik
politikalar›m›z› da büyük ölçüde etkiledi¤ini belirtti. Gençlerin
ülke yönetiminde söz sahibi olacak flekilde kendilerini yetifltirmeleri gerekti¤ini ifade eden Tanilli, gençlerin Cumhuriyet ilkelerine sahip ç›kmas› gerekti¤ini söyledi. Soru cevap k›sm›yla
devam eden konferans›n ard›ndan Tanilli, kitaplar›n› imzalad›.
Obama'n›n ABD D›fl Politikas›'na ne gibi bir “de¤iflim” getirebilece¤inin tart›fl›ld›¤› panelde, Obama'n›n liderlik vas›flar›, bunun
d›fl politikaya olas› yans›malar›, ABD'nin d›fl politika önceliklerinden Ortado¤u, Irak, ‹ran ve Afganistan'da izleyece¤i yollar
görüflüldü. Ekonomik krizin de üzerinde duruldu¤u panelde,
ABD d›fl politikas›nda yerel dinamiklerin belirleyici bir faktör oldu¤una vurgu yap›ld›. Türk-Amerikan ‹liflkileri'nin üzerinde
önemle durulurken, özellikle baz› kilit konular olan Ermeni meselesi, K›br›s sorunu, Irak'taki durum dikkatle incelendi. Ayr›ca,
ABD'nin bundan sonra d›fl politikada ataca¤› ad›mlar›n Türkiye'ye etkileri de gündeme getirildi.
“Kriz” Konferans›
‹flletme Fakültesi ö¤retim üyelerinden Prof. Dr. Y›lmaz Özkan
“Kriz” konulu bir konferans sundu. 23 Ekim 2008 tarihinde
Seyhan Cengiz Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta
Y›lmaz Özkan krizin neden ç›kt›¤›n› ve Amerikal› politika yap›c›lar› taraf›ndan neden farkedilemedi¤ini anlatt›. Krizin, kapitalizmden kaynaklanan ve onun
kontrol edemedi¤i, bafl›na buyruk bir kriz oldu¤unu belirten
Özkan, eski moda çareler ile krize çözüm bulunamayaca¤›n›
Son olarak, dinleyicilerin katk› ve sorular›yla zenginleflen panel,
Türk-Amerikan ‹liflkilerinin gelece¤i ve Türk D›fl Politikas›'na yönelik öneri ve tavsiyelerle son buldu.
7
MAKALE
KÜRESELLEfiME VE YÜKSEKÖ⁄RET‹M
yeni disiplinlerle tan›fl›p, uzak say›lacak yeni ufuklara tafl›nmas›d›r. (Türkiye'de orta ö¤retimin amac› ö¤renciyi hem hayata,
hem de yüksekö¤retime haz›rlamakt›r.) Yüksekö¤retim ise daha çok evrensel bilgi ve de¤erlerle (üniversite etimolojilk olarak, üniversal, evrensel demek) uzman bireyler yetifltirmek
amac›ndad›r.
Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker
Ancak yüksekö¤retim son 25 y›ld›r hem sektörel büyüklük,
hem de amaç program, yöntem de¤erlendirme, finasman vb.
konular itibariyle büyük de¤iflikliklere u¤ram›flt›r.
At›l›m Üniversitesi
‹flletme Fakültesi Dekan›
Dünya Bankas› verilerine göre dünyada yüksekö¤retim gören
120 milyonu aflk›n ö¤renci mevcuttur. Bunun 5 milyonu kendi
ülkesi d›fl›nda e¤itim görmektedir. Dünyadaki yüksekö¤retim
sektörünün (piyasas›n›n) finansal hacmi yaklafl›k 5 trilyon dolard›r. Sanal üniversite, ulusal s›n›rlar ötesinde flube (branch
campus) açma, tele konferans uygulamalar›, flirket üniversiteleri, Franchised lnstitution ve of shore institution uygulamalar›
bu konuda dikkat çekici yeniliklerdir.
Yirminci yüzy›l›n sonundaki en önemli geliflme küreselleflmenin
ivme kazanmas›d›r. Öyle ki an›lan sürecin sosyal, kültürel, ekonomik, e¤itsel sonuçlar› hemen tüm yaflam›m›z› kapsam›fl durumdad›r. Ancak küreselleflmenin en fazla etkili oldu¤u alan ise
e¤itimdir. Çünkü ikisinin ortak paydas›, bilgiyle ilgili çal›flmalar›d›r ve bu iliflkinin irdelenmesi Türkiye aç›s›ndan çok önemlidir.
Küreselleflmenin pek çok tan›m› yap›lmakla birlikte yerelleflme
karfl›t› olarak kullan›lan bu sözcük, sosyal, kültürel, ekonomik
de¤erlerin uluslararas› alanda yay›lmas› ve kabul görmesidir.
Geliflen biliflim ve iletiflim teknolojisi ile toplumlararas› etkileflmenin h›z ve kapsam›n›n artmas›d›r. Uzun soluklu gemilerin
gerçeklefltirilip, Avrupa ile Uzakdo¤u aras›nda hammadde-mamul madde ticareti bafllad›¤›nda, asl›nda küreselleflme de bafllam›flt›. Bugünkü geliflme küreselleflmenin kapsam ve h›z›n›n
de¤iflmesidir. Küreselleflme yönetim, siyaset, ekonomi, e¤itim
gibi kurumlardan insanlar›n tüketim kal›plar›na, de¤erlerine, önceliklerine kadar pek çok fleyi etkilemektedir. Bu arada tabiki
e¤itim sürecinin, amaç, kapsam, yöntem, de¤erlendirme gibi
(e¤itimin tüm) aflamalar›n› da etkilemektedir. Yüksekö¤retimin
bu geliflmelerin d›fl›nda kalmas› tabiiki düflünülemez.
Di¤er taraftan kabaca Anglo Amerikan sisteminin küresel rekabetle dönüflmesi, diyebilece¤imiz bir model yayg›nlaflmaktad›r.
Geleneksel üniversiteden uzaklaflan, pragmatik, piyasalaflt›r›lm›fl,
ölçülebilir de¤erler üretmeye yönelik bir yüksekö¤retim anlay›fl›.
Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler adl› eserinde flu saptamay›
yapar. “Ça¤›m›z›n en büyük özelli¤i, tüm insanlar› göçmen ya
da az›nl›k haline getirmesidir. Hepimiz köklerimize hiç benzemeyen bir evrede yaflamaya zorlan›yoruz. Küreselleflme ça¤›nda hepimizin etraf›n› kuflatan süratli, bafldöndürücü bir kimlik
kavram› kendini dayat›yor.” (Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler.
YKY ‹stanbul 2000, Çeviren Aysel Bora) E¤er yazar›n söylemini
kabul edecek olursak e¤itim de (yüksekö¤retim dahil) bu küresel yönelifle ayak uyduracakt›r. Zaten yüksekö¤retimde gerçekleflen dönüflüm de budur. Bu yeni yüksekö¤retim anlay›fl›n› benimseyelim, benimsemeyelim; piyasa yönelimli bu özellikleri ise
flunlard›r. fiöyle s›ralanabilir:
E¤itim basamaklar› aras›nda flöyle bir iflbölümü vard›r. Temel
e¤itim, daha çok ulusal ögelerin çocu¤a aktar›ld›¤› ve ba¤›ms›z
kiflili¤in oluflturuldu¤u bir basamakt›r. Orta ö¤retim, ö¤rencinin
8
c- Yüksekö¤retim, ö¤renci merkezli, sorgulay›c›, yarat›c› ve interdisiplin anlay›flta olmal›d›r.
d- Yüksekö¤retim, büyük oranda küresel içerik, yöntem ve rekabete uygun olmal›d›r.
e- Yüksekö¤retim, yaflam boyu e¤itim, toplumsal sorumluluk,
bilgi üretmek, sanayi ile iflbirli¤i yapmak gibi geleneksel olmayan görevlere öncelik vermelidir.
f-Yüksekö¤retim, giriflimci ve rekabetçi olabilmek için , tüm girdi ve süreçlerinde kalite, akreditasyon, standardizasyon konular›n› uygulamal›d›r.
g-Yüksekö¤retim daha çok akademik özgürlük ve daha çok yenilikçi olmak ve bizzat yenili¤e haz›r durumda bulunmak zorundad›r.
a-Yüksekö¤retim yar› kamusal mal niteli¤inde olup, tamamen
devletin (kamu) görevlerinden de¤idir.
K›saca yüksekö¤retim, art›k bir elit havuzu yetifltirmek çabas› olmaktan ç›km›flt›r. Say› ve nitelik olarak, toplumu yeniden kurgulayacak kitleleri haz›rlayacak yüksekö¤retimin yeni bir vizyonla
planlanmas› gerekmektedir. Bu süreç de, büyük ölçüde e¤itimcilerimizin ulusal bir model gelifltirmesine ba¤l› görülmektedir.
b- Yüksekö¤retim yönetimi, aç›kl›k, fleffafl›k, hesapverilebilirlik,
sosyal sorumluluk ilkelerini kapsay›c› ve kat›l›mc› olmak durumundad›r. ( Governance-Yönetiflim)
A¤aç Dikme fiöleni
At›l›m Üniversitesi sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde
düzenlenen A¤aç Dikim fiöleni 05 May›s 2008 tarihinde gerçeklefltirildi.
Gölbafl› Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Çayyolu ve Bo¤aziçi Lions Kulüplerinin destekledi¤i törenin aç›l›fl konuflmas› yapan
At›l›m Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu
A¤aç Dikim fiöleni'nin Üniversitemiz'de geleneksel bir etkinli¤e
dönüfltü¤ünü belirterek duyarl›l›klar›ndan ötürü katk› veren herkese teflekkür etti. Haz›rl›k Okulu ad›na konuflma yapan Oktay
Aslan bu kampanyaya destek vermekten mutluluk duyduklar›n› belirterek bu konuda herkesin duyarl› olmas› gerekti¤ini söyledi. Oktay Aslan'›n ard›ndan Lionslar ad›na kürsiye gelen
118U Yönetim Çerçevesi Genel Yönetmeni Nedret Y›lmaz, konuflmas›nda küresel ›s›nman›n etkilerine dikkat çekerek a¤açland›rman›n önemine de¤indi.
edildi. Kampanyaya destek veren At›l›mc› Hukukçular Toplulu¤u ve Haz›rl›k Okulu ö¤rencilerine de sertifikalar› verildi.
Törende Ankara Kültürünü Yaflatma Derne¤i Se¤menler Halk
Oyunlar› Ekibi'nin sergiledikleri Ankara Yöresi Oyunlar› ve Eyvan Halk Oyunlar› Ekibi'nin sergiledikleri Bitlis ve Tekirda¤ yöresi oyunlar› konuklar taraf›ndan büyük ilgi görürken Grup FunKey konseri de be¤eniyle izlendi.
A¤aç dikimine geçilmesiyle birlikte at kestanesi, akasya, kara
çam, sedir ve mefle a¤açlar›ndan oluflan yaklafl›k binbeflyüz
a¤aç toprakla buluflmufl oldu.
Konuflmalar›n ard›ndan Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu taraf›ndan Gölbafl› Belediye Baflkan› Abdulnas›r Hafllak ad›na ve
Çayyolu, Bo¤aziçi Kulüpleri Baflkanlar›'na Plaketleri takdim
9
RÖPORTAJ
MEZUNLARIMIZIN KAR‹YER ÖYKÜLER‹
Bir önceki say›m›zdan bafllayarak Kariyer Planlama ve Mezunlarla ‹letiflim Ofisi olarak sayfalarda At›l›m Üniversitesi mezunlar›yla röportajlara
yer veriyoruz. Amac›m›z mezunlar›m›z›n sizlere hem At›l›m Üniversitesinde ö¤renci olarak geçirdikleri dönem hakk›nda bilgi vermelerini
sa¤lamak, hem de sahip olduklar› iflleri ya da çal›flt›klar› sektörleri tan›tmalar›na imkan vermek. Buna ek olarak ifl dünyas›ndaki mezunlar›m›z›n
birbirlerini tan›malar›n› sa¤layarak, birbirlerine desteklerini artt›rmak. Sizlerin ifl ve okul hayat›nda baflar›l› olmaya dair küçük ipuçlar›n› bulabilece¤iniz ve belki hayat›n›zla ilgili karar verirken faydalanabilece¤inizi düflündü¤ümüz bu çal›flmalara kat›lan tüm mezunlar›m›za teflekkürlerimizi sunuyoruz.
bizimle ilgilenmeleri bence her ö¤renci için bulunmaz imkan.
Neredeyse her dersin uygulamal› laboratuvarlar›n›n olmas› ve
sektörden hocalar›m›z›n derslere girerek iflin prati¤ini de aktarmalar› bizi ifl hayat›na haz›rlam›fl, bunlar› hep sonradan fark
edebiliyoruz tabi. Ayr›ca yapt›¤›m›z stajlar›nda çok etkisi oluyor
ifl hayat›nda. Ö¤rencilerin de profili çok farkl›, ben üniversite
y›llar›nda yaflad›¤›m paylafl›m ve dayan›flmay› hiçbir yerde göremedim. Eklemek istedi¤im bir nokta da seçmeli ders alternatifinin çok olmas›, bu da ö¤rencinin vizyonunu geniflletmesi için
sunulmufl güzel bir seçenek.
Ayfle K›l›ç
Ö¤rencilik y›llar›n›zda IESC - Endüstri Mühendisli¤i Ö¤renci
Kulübü'nde aktif görevleriniz oldu. Kulüp faaliyetleri e¤itim
hayat›n›z› ve kiflisel gelifliminizi ne yönde etkiledi?
Aç›k konuflmak gerekirse lisede ö¤retmenim bana s›n›fta soru
sordu¤unda utanan, s›k›lan biriydim. Tercihim s›ras›nda Endüstri veya Bilgisayar Mühendisli¤ini istedi¤im için flans eseri geldim At›l›m'a. Ama hep söylemiflimdir iyi ki bu üniversitede ö¤renim gördüm. Büyük denizde küçük bal›k olmaktansa küçük
denizde büyük bal›k olabildim bu sayede. Üniversiteden önce
toplum içinde konuflurken utan›p s›k›l›rken, yapt›¤›m›z organizasyonlar, ald›¤›m›z e¤itimler sonunda 500 kiflilik bir toplulu¤un
önünde rahatça konuflabiliyordum. ‹fl hayat›na bafllad›¤›mda
fark ettim ki adaptasyon sorunu gibi bir derdim olmad›, giriflim-
Öncelikle yeni göreviniz hay›rl› olsun. Kariyer yolculu¤unuzu
bize anlat›r m›s›n›z?
2000 y›l›nda girdi¤im At›l›m Üniversitesi Endüstri Mühendisli¤i
bölümünden burslu olarak 2005 y›l›nda mezun olmay› baflard›m. 2006 y›l›nda ODTÜ Endüstri Mühendisli¤i bölümünde yüksek lisans›ma bafllad›m. Ayn› süreçte 8 ay bir e¤itim ve dan›flmanl›k firmas›nda ifl deneyimim oldu. fiu an yüksek lisansta tez
aflamas›nday›m. 2008 Eylül ay› itibari ile de At›l›m'da yine kendi bölümümde Araflt›rma Görevlisi oldum. Üniversite hayat›m
boyunca Endüstri Mühendisli¤i Kulübü’nün kurulmas›ndan, büyümesine kadar tüm süreçlerde aktif yer ald›¤›m için mezuniyet
sonras›nda da bu al›flkanl›klar›mdan vazgeçemedim. fiu an JCI
(Junior Chamber International) - Genç Liderler ve Giriflimciler
Derne¤i Ankara flubesinde Genel Sekreterlik ve bir yandan da
2006 y›l›nda kuruluflunda yer ald›¤›m At›l›m-MED'de Baflkanl›k
görevlerim devam ediyor.
At›l›m Üniversitesi'nde ald›¤›n›z e¤itimin size katk›lar› nelerdir?
Bence At›l›m e¤itim sistemi olarak kendine özgü farkl› bir tarza
sahip. ‹stedi¤imiz zaman hocalar›m›za ulaflabilmemiz, birebir
10
ci bir yap›ya sahip oluverdim üniversitedeki 5 y›l boyunca. Bunlarda hep ald›¤›m e¤itimlerin ve kulübün etkisi oldu¤unu düflünüyorum. Ben At›l›ml› olmaktan hep gurur duydum.
mezun oldum. Babam›n bafl›nda bulundu¤u mali müflavirlik bü-
At›l›m Üniversitesi Mezunlar Derne¤i Baflkan› ve bir At›l›ml›
olarak ö¤rencilerimize tavsiyeleriniz nelerdir?
Biz kulüp hayat›m›z boyunca da sonras›nda da her aktivite
öncesinde etraf›m›zdakilere flunu vurgulad›k. “Unutmay›n At›l›m ‹smi Bizim Hayat›m›z Boyunca Tafl›yaca¤›m›z Bir Marka”d›r.
Dolay›s›yla giriflti¤imiz ifllerde, ald›¤›m›z görevlerde ne kadar
baflar›y› yakalarsak bu organizasyonun baflar›s› kendimize oldu¤u kadar üniversiteye de mal edilecektir ki bunun canl› örne¤ini 2005 fiubat ay›nda düzenledi¤imiz TEMÖB organizasyonunda gördük. At›l›m Üniversitesi tüm ulusal bas›nda yer alm›flt›,
hala gazeteleri saklar›m. Bizler için o kadar yorucu ama bir o
kadar da onur verici günlerdi. Özlüyorum o y›llar›. Ö¤rencilik hayatlar›n›n k›ymetlerini bilmelerini, gerek akademik gerek sosyal
yaflamdan geri kalmamalar›n›, bunun hassas bir terazi oldu¤unun bilincinde olmalar›n› ve ona göre kendilerine yat›r›m yapmalar›n› nacizane tavsiye edebilirim.
sonra s›nava girdim ve kazand›m. Bunu takiben 2 y›l boyunca
Son olarak, Üniversitemizi daha da gelifltirmek yolunda biz mezunlara çok ifller düflüyor asl›nda. Tüm hocalar›m›, ö¤rencileri
ve tüm At›l›ml›lar› Mezunlar Derne¤imize sahip ç›kmaya davet
ediyorum. At›l›m-MED: www.atilim-med.org.tr
Teflekkür ederim.
tesadüf oldu.
romuz vard›. Ailemin özellikle de babam›n yönlendirmesiyle
mali müflavir olmaya karar verdim. Bunun için mezun olduktan
kanunen gerekli olan staj›m› tamamlad›m. Ard›ndan Türkiye
Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler ve Yeminli Mali Müflavirler Odalar› Birli¤i’nin yapt›¤› s›nava girerek Mali Müflavir olmaya hak kazand›m.
At›l›m Üniversitesinden mezun olmak size neler kazand›rd›,
ald›¤›n›z e¤itim size neler katt›?
Asl›nda ben ingilizce iflletme okudum ama Türkiye’de muhasebe sistemi Türkçe. Bu yüzden bu mesle¤i seçecek arkadafllar›n
Türkçe ‹flletme Bölümü’nde okumalar›n›n daha faydal› olaca¤›n› düflünüyorum. Bizim dönemimizde derslerimize ço¤unlukla
profesörler ve doçentler girdi. Hepsi de gerçekten iyi hocalard›. Bunun d›fl›nda eflim de At›l›m Üniversitesi mezunu.
Üniversite y›llar›nda tan›flm›yorduk kendisiyle mezun olduktan
sonra tan›flt›k ama ikimizin de At›l›mdan mezun olmas› hofl bir
fiu an üniversitede okuyan arkadafllar›n›za neler tavsiye
edersiniz?
Mezuniyetle birlikte teorik bilgilerle pratik aras›nda farkl›l›klar daha çok ortaya ç›k›yor. Bu yüzden okulda ö¤renilen bil-
Özlem Tokgöz K›ratl›
gilerin prati¤e dönüfltürülmesi çok önemli. Bu yüzden arkadafllar›ma çal›flmay› düflündükleri sektörlerde mutlaka staj
yapmalar›n› öneririm. Bu kendilerini ifl hayat›na haz›rlamakta
en önemli olgulardan biri. Yaz tatillerinde bu f›rsat› kaç›rmas›nlar.
Buna ek olarak yeni mezun olacak ö¤renci arkadafllar›m›n At›l›m Üniversitesi Mezunlar Derne¤ine üye olmalar›n› ve destek
vermelerini özellikle bekliyorum.
fiu an Mezunlar Derne¤inde aktif olarak görev yapan biri olarak
sivil toplum kurulufllar›n›n giderek önem kazand›¤› bu süreçte
onlar›nda bu faaliyetlere kat›lmalar›n›n kendilerini ve çevreleri-
Özlem Han›m ilk olarak Kariyer yolculu¤unuzdan bahsederek bafllayal›m.
ni gelifltirmek aç›s›ndan önemli oldu¤unu düflünüyorum.
At›l›m Üniversitesi ‹ngilizce ‹flletme Bölümünden 2003 y›l›nda
Yöntem ÖZK‹PER Kariyer Planlama ve Mezunlarla ‹letiflim Ofisi
11
At›l›m Üniversitesi
2007-2008
MEZUN‹YET
TÖREN‹
At›l›m Üniversitesi 2007-2008 akademik y›l› mezuniyet töreni 27 Haziran 2008 tarihinde
Üniversitemiz kampüsünde gerçeklefltirildi.
Hayata ve mesle¤e at›lan ad›mlar›n bafllang›c› say›lan mezuniyet törenleri her ö¤renci ve ailesinin sevinç ve k›vançla bekledi¤i anlardan biri olmufltur.
ba¤l› kalarak ülkemizi ça¤dafl uygarl›¤›n üstüne ç›karmak gibi
bir göreviniz oldu¤unu unutmay›n”dedi
Törende Mezunlar Derne¤i Baflkan› Ayfle Y›lmaz'›n konuflmas›n›n ard›ndan mezun ö¤renciler ad›na konuflma yapan üniversite birincileri ‹mge Ifl›klar ve Güliz Özbakay geleneksel olarak
yafl kütü¤üne isimlerinin yaz›l› oldu¤u plakalar› çakt›lar.
Üniversiteyi kazanma telafl›n›n ard›ndan bafllayan zorlu e¤itim
süreci sona ermekte, yeni telafllar›n pefline düflülmektedir. Art›k sorumluluk sahibi yetiflkinler olarak yerlerini alacakt›r toplum hayat›nda. Kimi iflini kuracak kimi ifl arayacak kimi bir aile
kuracak ve daha ne planlar ve hayaller…
Dörtyüz ondört lisans ve elli dokuz yükseklisans ö¤rencisinin
mezun oldu¤u törende befl y›ll›k e¤itimleri süresince üstün baflar› göstererek üniversitede dereceye giren ö¤rencilerin ödülleri ve mezuniyet belgeleri Rektör Prof. Dr Abdurrahim Özgeno¤lu taraf›ndan verilirken, fakülte ve bölümlerinde dereceye
giren ö¤rencilerin ödülleri de fakülte dekanlar› ve bölüm hocalar› taraf›ndan verildi.
Üniversitemizin ö¤rencileri de bu zorlu süreci tamamlayarak
mezun olman›n gururunu yaflad›lar 27 Haziran Cuma günü. Güneflli bir haziran gününü geçirmenin en güzel flekli idi pek ço¤u
için. Cübbe ve kepleri ile ailelerinin eflli¤inde sabah saatlerinde
doldurmaya bafllad›lar tören alan›n›. Sadece onlar de¤ildi heyecanl› olanlar, pek çok ö¤renciyi mezun etmenin hakl› gururunu
yaflayan hocalar› da tören alan›ndayd›lar. Üniversitemizin 7.
dönem mezuniyet töreni yine böyle bir heyecan ve telaflla bafllad›.
Tören esnas›nda Elektrik Mühendisleri ve Makine Mühendisleri
Odas› Ankara fiube Baflkanlar› taraf›ndan gelece¤in mühendisleri olarak elektrik-elektronik, endüstri ve mekatronik mühendisli¤i Bölümlerinden mezun olan ö¤rencilerimize rozetlerini takarak haz›rlam›fl olduklar› hediyeleri takdim ettiler.
Sayg› duruflunun ard›ndan ‹stiklal Marfl›n›n okunmas› ile aç›l›fl
konuflmas›n› yapmak üzere kürsüye gelen Rektörümüz Prof.
Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu, konuflmas›nda Üniversitemizin her
geçen y›l e¤itim anlay›fl›n›, fiziki alt yap›s›n›, bölüm say›s›n›, akademik kadro ve ö¤renci say›s›n› h›zla gelifltirerek artt›rd›¤›n› belirtti. Üniversitemizin, mezunlar›n›n dünyan›n her yerinde ifl bulabilecek bir anlay›fl ile yetifltirme amac›n› güttü¤ünü, bunu sa¤lamak için yabanc› dilde kaliteli e¤itim vermeyi öncelikli amaç
olarak belirledi¤ini ve Üniversitenin geliflimi için gerekli olan
müfredat, akademik kadro ve fiziki-teknik alt yap›ya önem verdi¤ini söyledi. Mezunlar› bundan sonra daha fazla sorumluluklar bekledi¤ini ifade eden Özgeno¤lu, “Diplomalar›n›z› alarak
yaflam›n›z›n yeni bir dönemine bafll›yorsunuz. Atatürk ilkelerine
Ödül töreninin ard›ndan di¤er tüm bölümlerdeki mezun ö¤rencilerin belgeleri da¤›t›ld›. Onlar› bu mutlu günlerinde yaln›z b›rakmayan velileri de mezuniyet coflkusunu paylaflt›lar. Tören
sonunda keplerin at›lma an› ise her zamanki gibi mezuniyet töreninin en heyecanla beklenen, en coflkulu an› oldu. Konfetiler
eflli¤inde keplerin havaya f›rlat›lmas› ile tüm mezunlar›n 10. y›l
marfl›n› hep bir a¤›zdan söylemeleri törenin sona erdi¤inin de
habercisi oldu.
Mezuniyet töreninin ard›ndan havuz bafl›nda verilen kokteyle
kat›lan davetli ve ö¤renciler canl› müzik eflli¤inde bu mutlu günün tad›na doyas›ya vard›lar.
12
HAYAT BOYU Ö⁄RENME PROGRAMI: ERASMUS
Erasmus Program›, öğrencilerin farkl› kültürleri ve eğitim modellerini tan›malar› aç›s›ndan önemli bir f›rsat
olmaktad›r. Dergimizin bu bölümünü Erasmus Program›’ndan faydalanarak farkl› ülkelerde bulunma f›rsat›
yakalayan öğrencilerimizin deneyim ve görüşlerine ay›rd›k. Bu deneyimlerin Erasmus’tan faydalanacak diğer
öğrencilerimize fikir vereceğine inan›yoruz.
tan spor al›flkanl›klar›yla evinden çok uzaklarda olan yabanc›
bir ö¤renciyi kucaklam›fl ve rahat ettirmifl Finlandiya. Öyle ise
bir de¤iflim ö¤rencisi için bu ailesinden uzakta okurken ev yap›m› çörek bulmak demek de¤il midir aç kal›nca? Hasta olunca
anne eli de¤mifl çorba içmek de¤il midir? Ülkenden uzakta gururla ve mutlulukla anavatan›n› özleyebilmek misafirperverli¤in
bir sonucu de¤il midir?
Ça¤lar Cengizler
At›l›m Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i Bölümü
Bir üniversite ö¤rencisi için Finlandiya'da bulunmak ne
demektir?
Üniversite hayat›n›n dörtte birini Finlandiya da geçirmifl flansl›
bir ö¤renci olarak, flimdi oralar› yeniden hat›rlamam gerekti¤inde, güzel edinimlerle dolu sayfalar›n aras›ndan, ne sonsuz
uzunlukta gün bat›mlar›n› ne de el de¤memifl ormanlar›n› veya
tertemiz göllerini seçemiyorum. Ne içimden bize gözlerinin içi
gülerek bahar gelince neden bayram yapt›klar›n› anlatan Finlandiyal› arkadafllar›m› bir kenara ay›rmak geliyor ne de geceler
boyu hiç yorulmadan dans eden,
flark›lar söyleyen yafll› amcalar›, teyzeleri anlatmadan geçebilirim.
Benden önce gidenler ve benden sonra gidip görecekler ile beraber ortak bir bak›fl aç›s›n›n parças›y›m art›k. Bu öyle bir bak›fl aç›s› ki, yetmifl millete sayg› duymam›za neden olur. Kültürleri önyarg›dan uzak görmemize neden olur ve bizi bütün Avrupa ile kardefl k›lacak olgudur. Diz boyu kar alt›nda yafll› bir teyzenin ikram›ndan tüter bu bak›fl aç›s›, aylar sonra günefl en sonunda uzun süre batmamak üzere yükseldi¤inde nefle ile sokaklarda hep beraber kofltururken dökülür a¤›zlardan ve çekilen her foto¤rafta el ele, kol kola arkadafllar resmedildikçe yerleflir yerine ve sonsuza kadar uzan›r. Hoflçakal›n demenin asl›nda merhaba demek oldu¤u topraklarda bu bak›fl aç›s› bir de¤iflim ö¤rencisinin sevgili güncesinin en güzel motifidir ve öyle
kalacakt›r.
Öyle hissediyorum ki, e¤er el yap›m›
çikolatalar›n› bize tatt›ran nefleli sat›c›dan veya hiç usanmadan bizi bir
sene boyunca gezdiren ve ö¤reten
rehber arkadafllar›m›zdan bahsetmezsem hep eksik kalaca¤›m. fiimdi
fark ediyorum ki bir ö¤renci olarak
Finlandiya'da bulunmak demek yüzlerce eflsiz motif ile süslenmifl, ilmek ilmek ifllenmifl büyük bir mutlu güncenin parças› olmak demek. Zira ne tek bir uyumsuzluk ile kirlenmifl ne de tek
bir ay›p ile lekelenmifl, unutulacak tek bir gün dahi içermeyen
bölünmez bir günce bu.
Mert Durukan
At›l›m Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i Bölümü
Üzerini kaplayan bulutlardan bir türlü kurtulamayan, göz alabildi¤ine yeflillik ve gölleriyle dünyada sahip oldu¤u do¤aya emanet olarak bakabilen son ülke Finlandiya. Çok sevdikleri ülkelerini “Suomi” diye adland›r›r Finliler. ‹nsanlar› da ülkenin kendisi
gibi do¤al ve sadedir. Y›llarca flehirleflememenin ve az nüfusun
etkisiyle kendi sade ve gösteriflsiz kültürleri de harmanlan›nca
ortaya sessiz, sakin ve gerekmedikçe konuflmayan bir toplum
fiimdi yeni bir k›fla kendi ülkemde bafllarken fark ediyorum ki
Finlandiya özel bir evren yaratm›fl çevremde. Orada bulundu¤um süre boyunca zafer ve nefle dolu halk flark›lar› ile, karanl›ktan do¤up ayd›nl›¤a giden sanat yarat›lar›yla ve hep zinde tu-
13
ç›km›fl. ‹lk ad›m›m›z› att›¤›m›zda bizi
karfl›layan ve en de¤er verdi¤imiz insanlar haline gelen tutorlar›m›z da bizimle hemfikirdi bu konuda. Neden
fazla konuflmuyorsunuz sorusuna
“çok önemli söyleyecek bir fleyim
yoksa niye kelimelerimi bofla harcayay›m ki?” diye flakayla kar›fl›k cevap
vermiflti Fin arkadafl›m.
flekilde yapmay› iyi bilir. Ö¤rencilerin
tamamen kendi istedikleri gibi donatt›klar› ve flahsen kendi evimden daha
rahat buldu¤um kulüp odalar› ise üniversite hayat›n›n en can al›c› k›sm›n›
ö¤rencilere sonuna kadar yaflat›r.
Kendini e¤lence insan› olarak görmeyen ö¤renciler içinse, yine son teknolojiyle donat›lm›fl, üzerinde yay›larak kitap okuyabilece¤iniz koltuklar›yla size sonsuz bilgiyi sunan kütüphaneler gün boyu hizmet verir.
Gitmeden önce hakk›nda çok az fley
bildi¤imiz kültürleri, bir süre sonra bizimde kültürümüz haline gelmifl ve kendi e¤lenceli, konuflkan
ve s›cakkanl› kültürümüzle harmanlay›p ortaya yeni bir yaflam
tarz› ç›karm›flt›k. Topluluk halinde gezmedi¤imiz ve birlikte harcamad›¤›m›z bir dakikam›z bile olmam›flt› di¤er Erasmus ö¤rencileriyle. Herkes yeni arkadafll›klar kurmak için can atarken,
yepyeni kültürler diller ve insanlar tan›mak için adeta yar›fl›yordu. Neyse ki bunu sa¤lamak için yeterince imkan verilmiflti bize. Neredeyse haftan›n her günü düzenlenen partiler, yemekler, sinema ve spor aktiviteleri sayesinde beyninizin alamayaca¤› kadar insanla tan›fl›p onlarla yabanc› bir ülkede olman›n yaln›zl›¤›n› paylaflt›k. Her milletin bir di¤erine dedi¤i gibi hepsi birbirine benzemeye bafllar bir süre sonra, benzedi¤ini san›p yolda gördü¤ünüz birine dün tan›flt›¤›n›z baflka birinin ismiyle hitap
edip rezil olman›z iflten bile de¤ildir. Sonuç olarak mükemmel
arkadafll›klar ve sonsuza kadar unutulmayacak an›larla dolu bir
dönem bafllam›flt›r ve bitmek üzeredir bile siz fark›na varmadan.
‹lginç ve sade kültürleriyle bile dikkat çekebilen Finliler, yaz k›fl
sandalet içine giydikleri beyaz çoraplar› ve karfl›s›ndaki insan›n
bir seri katil olmas› olas›l›¤›n› bile düflünmeden kendisiyle tart›flan biriyle sinir bozucu derecede sakin ve yavafl konuflmalar›
ile insan› kendilerine hayran b›rak›r. Haftada en az bir kere saunaya girmeyi ihtiyaç olarak gören Finliler, k›fl›n saunadan ç›k›p
donmufl gölde yüzmenin verdi¤i sa¤l›kl› bir vücutla hafta sonlar› ç›lg›nlar gibi e¤lenip alkolün haddini bilmeden kendilerini sokaklara atarlar.
Ç›lg›n e¤lence anlay›fllar›n›n yan›nda çal›flma disiplinleri ile de
kendine hayran b›rakm›flt›r beni Finliler. Otobüslerin duraklara
programda yazan dakikada gelmesi fakat otobüsün kalkmas›
gereken dakikadan bir saniye bile geç geldiyseniz sizi kesinlikle almamas›, ki buna otobüsün arkas›ndan koflmak dahil insanlar›n ö¤le yeme¤ine kadar ç›lg›nlar gibi çal›fl›p yemekten sonra
kahve molas›, floorball maç›, sohbet aras› ve benzeri dinlenme
vakitleriyle bütün günü öldürmesi, marketlerin tam olarak kap›da yazan saatte kapanmas› ve açl›ktan ölüyor olsan›z bile sizi içeri almay›fllar› veya bir Finliyle buluflurken buluflma saatinden bir dakika bile sonra gelseniz sizi ekip gitmeleri buna
çok iyi örnektir.
Finlandiya, tarihi boyunca baflka milletlerin egemenli¤i alt›nda
yaflam›fl ama azim ve s›k› çal›flmayla
ba¤›ms›zl›¤›n› kazanm›fl bir ülke olarak, iflin s›rr›n›n iyi e¤itim sistemi ve
dengeli e¤lence oldu¤unu savunur y›llarca. Son teknolojiyle donat›lan ve
ö¤renciler için her türlü ayr›nt›n›n düflünüldü¤ü okul binalar› insana ister
istemez kendini evinde hissettirir.
Her ne kadar so¤uk ve fazla konuflmayan bir millet olsa da Finliler birlikte vakit geçirmeyi ve bunu en kaliteli
Bütün hayatlar› zaten devlet taraf›ndan güvence alt›na al›nm›fl Fin vatandafllar›n›n hayattaki tek kayg›s› ‹spanyolca ö¤renmek veya ‹spanya'ya
gitmek olsa da afl›r› yüksek hayat
14
ERASMUS
standartlar›na ra¤men depresyon, intihar, boflanma s›kça
görülmektedir. Nüfuslar›n›n az olmas› sebebi ile çocuk yapmak
devlet taraf›ndan teflvik edilmektedir.
Avrupa Birli¤i ülkeleri aras›nda en yüksek gelir düzeyi ve yüksek
hayat standartlar›na sahip olan Finlandiya oldukça pahal› bir ülke olarak adland›r›labilir fakat ö¤renci iseniz her fley neredeyse
yar› fiyat›nad›r ve ö¤renciler kesinlikle sayg› gören ve el üstünde tutulan insanlard›r. Hocalar›n ö¤rencilerle ayn› yerlerde yemek yiyip kahve içmesi, okul d›fl›nda ö¤rencilerle parti ve etkinliklere kat›lmas› ise son derece s›radan fleylerdir. Ö¤rencilik hayat›n› bir iflkence ve eziklikten kurtaran yaflam tarzlar› ile Finliler ve Finlandiya kesinlikle herkesin tatmas› gereken bir deneyim dersem yalan olmaz san›r›m. Eflsiz ‹skandinav kültürüyle
herkese bütün iyi niyetiyle ve misafirperverli¤iyle harika bir dönem geçirmeyi garantileyen Finlandiya, binlerce ö¤renciyi
memnun bir flekilde u¤urlad› topraklar›ndan ve ard›nda pek çok
kendine afl›k yürek b›rakt›. Ve o yüreklerden biride benimki.
mus ö¤rencileri aras›nda Frans›z, Ukraynal› ve Alman arkadafllar›m›z oldu. Ülkelerimiz hakk›nda birbirlerimizden farkl› kültürler ve deneyimler kazand›k. Böylece etkili iletiflim yapabilen, kiflisel becerilere sahip, sosyal sorumluluk bilinci ile sürekli geliflme hedefi içerisinde olabilecektik.
Aysel Siyer
Erasmus Program› benim için çok büyük bir tecrübeydi. ‹lk de-
At›l›m Üniversitesi, ‹flletme Bölümü Ö¤rencisi
fa yurt d›fl›na ç›kma f›rsat›m olmufltu. Dolay›s›yla bu f›rsat› iyi
de¤erlendirdi¤imi düflünüyorum. Yeni kültürleri, farkl› yaflama
Sözlerime her ö¤rencinin mutlaka Erasmus Program›’na kat›lmas› gerekti¤ini vurgulayarak bafllamak istiyorum.
tarzlar›n› tan›ma f›rsat› buldum. Bu program›n güzel meyvelerini ilerde toplayaca¤›ma inan›yorum. Erasmus grubumuza Po-
Erasmus Program›n›n bizlere sa¤lad›¤› faydalar, güzellikler hayat›m›za bir ad›m önden bafllamam›z› sa¤lamaktad›r. Günümüzün rekabetçi koflullar›n› göz önüne ald›¤›m›zda gerek ulusal
gerekse uluslararas› piyasalarda yabanc› dilin özellikle ‹ngilizce
dilinin gereklili¤i tart›fl›lmayacak bir gerçektir. Bu sebeple yabanc› bir ülkede hem e¤lenmek hem e¤itim yönünden kendini
gelifltirmek olana¤›na sahip olmaktay›z.
lonya’y› tan›tmak için bir gezi düzenlediler. Tuz madenine giderek tarihi aç›dan inceleme f›rsat› bulduk. Daha sonra hep birlikte güzel bir lokanta da yemek yedik. Di¤er günlerde ise bizim
için özel tan›flma partisi ile birkaç farkl› parti organizasyonu yap›ld›. Bu partilerde çok e¤lendik ve bir de buz patenini unutmamak laz›m ki bizlere farkl› gösteriler düzenlediler. Hep birlikte el
ele buz pateninin düfle kalka tad›n› ç›kard›k
Sizlere kendi Erasmus maceramdan biraz bahsetmek istiyorum; Polonya'n›n eski baflkenti ve turistik flehri olan Krakow
flehrine yak›n Nowy Sacz flehrinde e¤itim hayat›m›n bir dönemini geçirdim. Polonya'n›n en iyi ifl okulu ve bir çok olanaklar›
olan National-Lous Üniversitesinde Erasmus Program›na kat›ld›m. Farkl›l›¤›n heyecan› içerisinde üniversiteye ilk ayak bast›¤›m›zda hofl geldiniz Erasmus ö¤rencileri diye resimlerimizi asm›fllard›. Birkaç dakika sonra uluslararas› boyutta arkadafll›klar›m›z oluflmaya bafllad› ve hala devam etmektedir. Bizim Eras-
Okul hayat›nda ise birkaç sunum ve uluslararas› düzeyde ödevlerle kendimizi gelifltirmeye çal›flt›k. Derslerimizin içeri¤inde güzel
Türkiyemiz’i tan›t›c› sunumlar ve anlat›mlarda bulunduk. E¤itimimiz aç›s›ndan farkl› ülkeleri tan›ma f›rsat›m›z oldu. Erasmus Program› ile her bir ö¤renci kendi ülkesini tan›tmak ve gelecekteki hayat› için di¤er ülkelerin tarihi ve geliflimi hakk›nda bilgi sahibi olmaktad›r. Bizler için Erasmus Program› de¤erlendirilmesi gereken
önemli f›rsatlardan biridir.
15
MAKALE
TÜRK T‹CARET KANUNU TASARISI ‹LE ÖNGÖRÜLEN
DE⁄‹fi‹KL‹K VE YEN‹L‹KLERE GENEL B‹R BAKIfi-1
saca tespit edilecektir2. Tasar›n›n geriye kalan Kitaplar› ise (Tafl›ma ‹flleri, Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku), bu derginin bir sonraki say›s›nda ve büyük ihtimalle “Tasar›n›n yasalaflm›fl hâli” göz
önünde bulundurularak incelenecektir.
B. Bafllang›ç Hükümleri ve “Ticarî ‹flletme” Kitab›
Tasar›n›n “Bafllang›ç” k›sm›n› teflkil eden 1 ilâ 10. maddeleri bak›m›ndan belirtilmesi gereken ilk önemli nokta, faizin anaparaya eklenerek yeniden faiz iflletilmesi (bileflik faiz - faize faiz yürütülmesi)
uygulamas›n›n sona erdirilmifl olmas›d›r. Tasar›n›n önceki hâlinde,
mevcut Ticaret Kanunu’na paralel olarak üç aydan afla¤› olmamak
üzere cari hesaplarda ve borçlu yönünden ticarî ifl niteli¤indeki
ödünç sözleflmelerinde bileflik faiz uygulanmas›na imkân tan›maktayd› (Bkz. Tasar› eski m. 9). Fakat Meclis Adalet Alt Komisyonu’nda bu hüküm tamamen ortadan kald›r›lm›flt›r.
Serdar H›z›r
At›l›m Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi
A. Genel Olarak
01/01/1957 tarihinden bu yana yürürülükte olan 6762 say›l› Türk
Ticaret Kanunu, yürürlü¤e girdi¤i dönem itibariyle oldukça modern
bir nitelik arz etmifl ve içerdi¤i hükümlerle Türk Ticaret Hukukunun
ihtiyaçlar›na en iyi flekilde cevap vermifltir. Hatta hiç tereddütsüzce ifade edilebilir ki an›lan Kanun, üstlendi¤i bu görevi günümüze
kadar da genel anlam›yla baflar›l› flekilde yerine getirmifltir. Fakat
20. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ortaya ç›kan baz› geliflmeler an›lan yasan›n yerine yeni bir yasa tasar›s›n›n haz›rlanmas› gereklili¤i do¤urmufltur1. Bu amaçla Prof. Dr. Ünal TEK‹NALP baflkanl›¤›ndaki Türk
Ticaret Kanunu Tasar›s› Komisyonunca haz›rlanan ve hali haz›rda
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündeminde bulunan Tasar›’n›n k›sa süre içinde görüflülmesi ve önümüzdeki aylar içinde de kabul
edilerek yürürlü¤e girmesi beklenmektedir.
Tasar›n›n “Ticarî ‹flletme” bafll›kl› Kitab› incelendi¤inde ise ilk göze
çarpan husus, mevcut Kanun’da tan›m› yap›lmayan “ticarî iflletme”nin tan›mlanm›fl oldu¤udur. Buna göre, düzenlemenin 11.
maddesi uyar›nca “Ticarî iflletme, esnaf iflletmesi için öngörülen s›n›r› aflan düzeyde gelir sa¤lamay› hedef tutan faaliyetlerin devaml›
ve ba¤›ms›z flekilde yürütüldü¤ü iflletmedir”. Tasar›’n›n bu Kitab›nda yer alan hükümlerin oluflturulmas›nda temel teflkil eden kavram›n “ticarî iflletme” olmas› nedeniyle (modern sistem), yap›lan bu
tan›mlama kanaatimizce de yerindedir.
Mevcut Kanunda yer alan ticarî iflletmenin mal varl›¤› unsurlar›na,
“iflletme de¤eri” (pefltemalîye)3 Tasar› ile eklenmifl (m. 11/3) ve
böylece ticarî iflletmenin mal varl›¤› “bir bütün” olarak ifade edilmifltir. Yarg› kararlar›nda ve ö¤retide genel kabul gören bir yaklafl›m da Tasar› ile benimsenmifl ve vak›flar›n (t›pk› dernekler gibi) ticarî iflletme iflletmesine imkân tan›nm›flt›r (m. 16/1).
An›lan Tasar› ile mevcut Ticaret Kanunu’nda oldukça köklü de¤iflikliklere gidilmifl ve Türk Ticaret Hukuku büyük oranda bafltan flekillendirilmifltir. Bu anlamda, Tasar›’n›n yap›sal aç›dan da mevcut
Kanun’dan farkl›l›k arz etmesi dikkat çekicidir. Örne¤in mevcut Ticaret Kanunu “Bafllang›ç Hükümleri” ve “Son Hükümler” hariç 5
Kitaptan (s›ras›yla Ticarî ‹flletme, Ticaret fiirketleri, K›ymetli Evrak,
Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku) oluflmaktad›r. Oysa, bu Kanun’un K›ymetli Evrak Kitab›nda bulunan “Tafl›ma ‹flleri”, Tasar›da
Deniz Ticareti ile K›ymetli Evrak Kitaplar› aras›nda ayr› bir Kitap
olarak öngörülmüfl ve bu surette Kitap say›s› 6’ya yükseltilmifltir.
Yine tacirler aras›nda, di¤er taraf› temerrüde düflürmeye, sözleflmeyi feshetmeye veya sözleflmeden dönmeye iliflkin bildirim veya
ihtarlara iliflkin öngörülen flekil flartlar›n›n, geçerlilik de¤il “ispat”
flart› niteli¤inde oldu¤u Tasar› ile kabul edilmifltir. Söz konusu bildirimlerin, iadeli taahütlü mektup yerine taahhütlü mektup ile yap›labilece¤i; ayr›ca teknolojik geliflmeler do¤rultusunda güvenli
elektronik imzay› içeren bir yaz› ile de bildirimde bulunulabilece¤i
hükme ba¤lanm›flt›r (m. 18/3).
Bu yaz›da, “Ticaret Kanunu” gibi oldukça temel nitelik arz eden bir
düzenlemenin tamamen ortadan kald›r›l›p yerine yeni bir düzenleme öngörülmesinin yerindeli¤i ve Tasar›ya iliflkin olarak ö¤retide
yer alan di¤er elefltiriler dikkate al›nmayacak; daha ziyade Tasar›’n›n bafllang›ç hükümleri ile ilk üç kitab›nda öngörülen baz›
önemli ve temel noktalar “genel bir bilgilendirme” amac›yla ve k›-
Tasar›da, ticaret sicilini tutma görevi Sanayi ve Ticaret Bakanl›¤›nca belirlenecek odalara b›rak›lm›fl ve sicilin tutulmas›ndan do¤an
zararlardan ötürü devletin de ilgili oda ile birlikte müteselsilen sorumlu oldu¤u kabul edilmifltir. (m. 24/1). Ayr›ca Türkiye Odalar ve
16
Borsalar Birli¤i nezdinde tescil ve ilana tâbi hususlar›n depoland›¤›
bir elektronik bir ortam›n kurulmas› öngörülmüfl; bu sayede ticaret
sicilinde yer alan bilgilere sanal ortamdan da ulafl›labilmesine olanak sa¤lanm›flt›r (m. 24/2).
tir. Bu aç›dan ilk dikkati çeken husus, ticaret flirketlerinin hak ehliyetini flirketin esas sözleflmesinde yazan faaliyet konusu ile s›n›rl›
olmas›; burada yazmayan ifllemlerin ise flirket aç›s›ndan yok hükmünde say›lmas› anlam›na gelen “ultra vires” ilkesinin Tasar›ya
al›nmamas›d›r. fiirketler hukukundaki ça¤dafl geliflmelere uygun bu
de¤iflikli¤in bir sonucu olarak, faaliyet konusu d›fl›ndaki ifllemler
aç›s›ndan da flirket belirli flartlarla hak ve borç elde edebilecektir4.
Tasar›n›n Ticarî ‹flletme Kitab›nda kabul edilen bir di¤er önemli yenilik, ticaret unvan› konusundad›r. Buna göre, mevcut Ticaret Kanunu’nda kabul edilen; gerçek kifli tacirlerin ticaret unvan›n tescil
edildikleri sicil çevresinde, tüzel kifli tacirlerin ticaret unvan›n›n ise
tüm Türkiye genelinde korunmas›na iliflkin ay›r›m ortadan kald›r›lm›flt›r. Böylece Tasar›da yer alan düzenleme uyar›nca, ister gerçek
ister tüzel kifli tacire ait olsun, ticaret unvan›n› kullanma hakk› tüm
Türkiye genelinde korunacakt›r (m. 45). Ayr›ca Tasar› ile ticaret
unvan› tecavüze u¤rayan kifliye daha fazla hak bahfledilmifl ve bu
suretle fikrî mülkiyete iliflkin kanun hükmünde kararnamelerle
uyum sa¤lanm›flt›r.
Tasar›da, Avrupa Birli¤i yönergelerine uygun olarak, ticaret flirketlerinin birleflme (m. 134-157) ve tür de¤ifltirmeleri hususu (m.
180-191) mevcut Ticaret Kanunu’na nazaran daha ayr›nt›l› flekilde
düzenlenmifl, ayr›ca bir yenilik olarak flirketlerin “kolay birleflmesine” (m. 155 vd.) ve “bölünmesi”ne iliflkin hükümlere de yer verilmifltir (m. 159- 179)5.
Tasar›da dikkat çekici nitelikteki bir di¤er önemli yenilik, “fiirketler
Toplulu¤u” hususunun düzenlenmifl olmas›d›r (m. 195- 210). Buna
göre, bir sermaye flirketinin bir baflka sermaye flirketinde “hakim”
rol üstlenmesi hâlinde, esas flirket ile ortak olan flirket aras›nda belirli flartlarla “ana” - “yavru” flirket iliflkisi kurulmufl ve bu iliflki göz
önünde bulundurularak Tasar›’ya hükümler sevkedilmifltir.
Tasar›da haks›z rekabete iliflkin hükümlerde tüketici menfaatine yönelik düzenlemeler öngörülmüfl, bu konuda mevcut Kanun’da yer
alan “tan›m” hükmü kald›r›lm›fl ve fakat bunun yerine haks›z rekabet hükümlerinin amac›n› ve ilkesini ortaya koyan hükümlere yer
verilmifltir (m. 54). Öte yandan Tasar›’da, haks›z rekabet teflkil eden
fiillerin say›s›n›n artt›r›ld›¤› da alt› çizilmesi gereken bir husustur.
Mevcut Ticaret Kanunundaki ticaret flirketlerine iliflkin hükümler,
flirket alacakl›lar›n›n söz konusu alacaklar dolay›s›yla flirket ortaklar›na do¤rudan (1. dereceden) baflvurmas›na engel teflkil etmektedir (bu aç›dan örne¤in kollektif flirket için bkz. TTK m. 179/1).
Özellikle anonim ve limited flirketler aç›s›ndan flirket alacakl›lar›n›n
ortaklara baflvurma imkân› kural olarak mevcut dahi de¤ildir. (TTK
m. 269/2, 503, 532. ‹stisnalar için bkz. TTK m. 336, 339). Zira bu
tip flirketlerde (sermaye flirketleri) ortaklar›n tek bir borcu vard›r;
flirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye pay›n› yine flirkete getirmek. Onlar›n, flirketin alacakl›lar›na karfl› hiç bir borçlar› yoktur.
Sermaye flirketlerinde ortaklar›n bu sorumluluk rejimi, flirket alacakl›lar›n›n alacaklar›na kavuflamamalar›na; bir di¤er deyiflle tüzel
kiflilik perdesine tak›lmalar›na neden olmaktad›r. ‹flte Tasar› ile ana
flirkette hâkim ortak konumundaki flirkete “güvenden do¤an sorumluluk” nedeniyle baflvurulabilmesinin önü aç›lm›fl ve böylece
“tüzel kiflilik perdesinin kald›r›lmas›” (lifting the corporate veil) ilkesine yer verilmifltir (m. 209). Tasar›da, yürürlükteki Ticaret Kanunu’nun kollektif ve komandit flirketlere iliflkin hükümleri aç›s›ndan
köklü de¤iflikliklere gidilmezken, anonim ve limited flirketler bak›m›ndan
ayn› yorumda bulunmak mümkün de¤ildir. Gerçekten
Ticarî iflletme Kitab› aç›s›ndan ifade edilebilecek bir di¤er kapsaml› de¤ifliklik, ticarî defterlere iliflkindir (m. 64 vd.). Nitekim Tasar›’da iflletme defterlerinin tutulmas› konusunda mevcut uygulamadan vazgeçilerek Uluslararas› Finansal Raporlama Standartlar› ile
uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlar›’n›n uygulanmas›na karar
verilmifltir. Hangi defterlerin tutulmas› gerekti¤i hususu ise Tasar›’da hükme ba¤lanmam›flt›r. Bu konu Türkiye Muhasebe Standartlar› Kurulu taraf›ndan tespit edilecektir.
Ticarî defterlerin, sahibinin lehine veya aleyhine “delil arac› olma”
fonksiyonuna son verilmifl ve klâsik anlamdaki ticarî defterlerin yan›nda di¤er baflka defterler de (örne¤in anonim flirketlerde tutulan
pay defteri, karar defteri, genel kurul toplant› ve müzakere defteri) ticarî defter olarak kabul edilmifltir.
Tasar›da acente ile ilgili olarak da mevcut düzenlemelerden ayr›lan
baz› önemli hükümlere yer verilmifltir. Buna göre acentenin üçüncü bir kifli ile yetkisiz temsil sonucunu do¤uran bir iflleme giriflmesi hâlinde, söz konusu ifllem, bu ifllem ile ba¤l› olmay› kabul eden
müvekkili (taciri) ba¤layacak; aksi takdirde (örne¤in müvekkil bu
iflleme sessiz kal›rsa) ba¤lamayacakt›r (m. 108). Böylece Borçlar
Kanunu’nun 38. ve 39. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile hüküm birli¤i sa¤lanm›flt›r. Yine acentenin, faaliyetleri boyunca müvekkiline kazand›rd›¤› müflteri çevresi ile ilgili olarak, acentelik
sözleflmesi sona erdikten sonra müvekkilden “denklefltirme istemi” ad› alt›nda bir tür tazminat talep edebilece¤i hükme ba¤lanm›flt›r (m. 122).
C. “Ticaret fiirketleri” Kitab›
Ticaret Kanunu Tasar›s› ile ticaret flirketlerine iliflkin
ikinci Kitap’ta oldukça önemli de¤iflikliklere gidilmifl-
17
de Tasar›da, özellikle anonim flirketler hukuku bak›m›ndan “reform” niteli¤i arz eden de¤ifliklik ve yenilikler söz konusudur.
Yönetim kurulu toplant›lar›n›n elektronik ortamda yap›labilmesi
(m. 1527/1) ve toplant›da al›nan kararlar›n›n iptaline iliflkin ayr›nt›l› hükümlerin öngörülmesi (m. 391), flirketin iflletme konusu d›fl›nda ifl ve ifllemde bulunan yönetim kurulu üye veya üyelerinin kusur oranlar›na göre sorumluluklar›n›n (farkl›laflm›fl teselsül) (m.
553) ve cezaî sorumluluklar›n›n öngörülmesi (m. 562 - 563), anonim flirketlerin yönetim kuruluna iliflkin olarak Tasar› ile getirilen
önemli yeniliklerdir.
Bu aç›dan anonim flirketlerle ilgili olarak ilk göze çarpan de¤ifliklik,
uygulamada hemen hemen hiç tercih edilmeyen, fakat mevcut Ticaret Kanunu’nda ayr›nt›l› olarak düzenlenmifl bulunan “tedricî kurulufl”6 sisteminin Tasar›ya al›nmamas›d›r. Bunun yerine, halka
aç›k kurulufla efl özellikli bir ani kurulufl sistemi benimsenmifltir
(m. 330-350). Öte yandan flirketin kurulmas› ile tüzel kiflilik kazanmas› an› birbirinden ayr›lm›flt›r (m. 335).
Tasar› ile anonim flirketlerde, t›pk› yönetim kurulunda oldu¤u gibi,
genel kurula iliflkin olarak da farkl› baz› düzenlemelere yer verilmifltir. Bu aç›dan toplant›lar›n on-line hâlinde yap›lmas› imkân›, genel kurul için de tan›nm›fl (m. 1527/1), genel kurula kat›labilecek
temsilcilere ek olarak yeni baz› temsilci tipleri (“organ›n temsilcisi”, “ba¤›ms›z temsilci”, “kurumsal temsilci” ve “tevdî edenin temsilcisi”) kabul edilmifl (m. 427), toplant› ve karar yeter say›lar›nda
de¤ifliklikler yap›lm›fl, genel kurulda al›nan kararlar›n yoklukla malul olabilece¤i aç›kça kabul edilmifl ve butlanla sakat oldu¤u hâller say›lm›flt›r (m. 447). Ayr›ca genel kurul toplant›lar›nda oyda imtiyaz tan›nmas› aç›s›ndan bir paya en fazla onbefl oy hakk› verilebilece¤i (m. 479/1) ve birden fazla oya sahip olan kiflilerin oy hakk›n›n s›n›rland›r›labilece¤i hükme ba¤lanm›flt›r.
Tasar›’da anonim flirketlerin sermayesine iliflkin olarak öngörülen
hükümler de mevcut Ticaret Kanunu’ndan oldukça farkl›d›r. Örne¤in kapal› anonim flirketlerin de kay›tl› sermayeye sahip olabilmesine imkân tan›nm›fl (m. 332)7; sanal ortamlar›n da ayîn sermaye
olarak flirkete getirilebilmesi kabul edilmifltir. Ayr›ca hizmet edimlerinin, kiflisel eme¤in, ticarî itibar›n ve vadesi gelmemifl alacaklar›n sermaye olamayaca¤›, anonim fliketler aç›s›ndan da aç›kça
hükme ba¤lanm›flt›r (m. 342)8.
Öte yandan, Ticaret Kanunu’nda yer almayan iki önemli ilkeye;
“pay sahiplerinin eflit flartlarda ve eflit iflleme tâbi tutulmas›” (m.
357) ve “pay sahiplerinin flirkete borçlanmalar› yasa¤›” (m. 358) ilkelerine iliflkin hükümlere yer verilmifltir.
Hisse senetleri borsada ifllem gören flirketlerde, “Tehlikelerin Erken Teflhisi Komitesi”nin kurulmas›, kurumsal yönetim ilkelerine
uygun olarak Tasar› ile zorunlu hâle getirilmifltir (m. 378).
Ülke ekonomisinin gelifliminde arz etti¤i önem nedeniyle Kanun
koyucu, bir anonim flirketin kurulmas› için en az befl gerçek veya
tüzel kiflinin bir araya gelmesi gerekti¤ini hükme ba¤lam›flt›r (TTK
m. 277). Uygulamada bu durum, bir anonim flirket çat›s› alt›nda faaliyette bulunmak isteyen kiflilerin, ortak say›s›n› befle tamamlamak için “saman ortaklar” ile anonim flirket kurmas›n› ve fakat flirketin yönetim ve kâr-zarar unsurlar›n› (sahip olduklar› yüksek pay
oranlar› dolay›s›yla) büyük ölçüde ellerinde bulundurmalar›na neden olmufltur. Bu uygulama, flirketin kurulufl aflamas›nda bir tak›m
sorunlara yol açt›¤› gibi ayn› zamanda Kanun’un hükmü öngörüfl
amac›na da ayk›r› düflmektedir. ‹flte, Ticaret flirketleri kitab›nda
Tasar› ile kabul edilen en önemli yeniliklerden biri de tek kiflilik
anonim flirkete izin verilmifl olmas›d›r (m. 338/1). Böylece yaln›zca tek bir kifli, anonim flirketin orta¤› olabilecektir.
fiirketin kendi hisse senetlerini iktisap edebilmesi imkân›, mevcut
Ticaret Kanunu’nun 329. maddesinden farkl› flekilde ve Avrupa Ekonomik Toplulu¤u’nun flirketlere iliflkin 2. yönergesiyle uyum içinde
bulunan ayr›nt›l› bir düzenlemeyle hükme ba¤lanm›flt›r (m. 379).
Tasar›da anonim flirketlerin denetimi hususu ise, kurumsal yönetim anlay›l›fl› göz önünde bulundurularak adeta bafltan sona yeniden kaleme al›nm›flt›r (m. 397 vd.). Bu aç›dan mevcut Kanun’da
anonim flirketin zorunlu organlar›ndan biri olan denetim organ› kald›r›lm›fl, bunun yerine flirketin finansal denetimi için ba¤›ms›z bir
d›fl denetim mekanizmas› oluflturulmufltur.
Anonim flirketin sermayesinin artt›r›lmas›na iliflkin olarak da baz›
önemli hükümler öngörülmüfltür. Örne¤in, taahhüt edilen sermayenin tümü ödenmeden sermaye artt›r›m›ndan bulunulamayaca¤›
kural› mevcut Ticaret Kanunu’nda oldu¤u gibi aynen kabul edilmifl,
fakat bu kurala, sermayeye oranla önemli say›lmayan tutarlar›n
ödenmemifl olmas›n›n sermaye art›r›m›n› engellemeyece¤i hükmü
ile istisna getirilmifltir (m. 456). Ayn› flekilde, “flarta ba¤l› sermaye
artt›r›m›” uygulamas› (m. 463 vd.) ve sermaye artt›r›m› karar›n›n,
karar tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilmedi¤i takdirde geçersiz hâle gelece¤i de (m. 456/3) Tasar› ile kabul edilen di¤er baz› yeniliklerdir.
Tasar› ile anonim flirketin yönetiminde fleffafl›k, kamuyu ayd›nlatma ve kurumsal yönetim ilkeleri, modern flirketler hukukuna uygun
bir biçimde kabul edilmifltir.
Anonim flirketlerde yönetim kurulu, gerek yap›sal gerek de ifllevsel
yönden kurumsal yönetim kurallar› da gözetilerek Tasar›’da yeni
hükümlerle düzenlenmifltir. Bu aç›dan belirtilebilecek ilk husus, yönetim kurulunun tek kifliden oluflmas›na imkân tan›nmas›d›r (m.
359/1). Öte yandan, flirkette ortak olmayan kiflilerin ve tüzel kiflilerin yönetim kurulu üyesi olabilmesinin önü aç›lm›flt›r (m. 359/2).
Ayr›ca yönetim kurulu üyelerinin yüksek ö¤renim görmüfl olmas›
kural›n›n getirilmesi (m. 359/3), yönetim yetkisinin yönetim kurulunda olmayan birine devredilebilmesinin kabul edilmesi (m.
367/1) ve yönetim kuruluna üyelikte grup imtiyaz›n›n tan›nmas› da
(m. 360) bu konudaki di¤er yenilikler olarak göze çarpmaktad›r.
Tasar›da anonim flirket paylar›n›n itibarî de¤erinin en az 1 kurufl
olaca¤› aç›kça hükme ba¤lanm›fl (m. 476), pay sahiplerine mevcut
düzenlemelerden farkl› baz› haklar bahfledilmifltir (ör. pay sahibinin özel denetim talep edebilme hakk› [m. 438], flartl› sermaye art-
18
MAKALE
kullan›lan “keflideci” kavram›n›n yerine “düzenleyen” kavram›n›n
kullan›lm›fl olmas›d›r (ör. bkz. m. 671, 780). “Keflideci” kavram›n›n
“keflide etmek” fiilinden geldi¤ini; bu aç›dan keflide etmenin anlam olarak, bir iflin yap›lmas›n›n üçüncü kifliye havale edilmesi fiilini bar›nd›rd›¤› kabul edilmektedir. Dolay›s›yla, ikili bir iliflkiyi ifade
eden bonoda kullan›lan “düzenleme” kavram›n›n poliçe ve çekte
kullan›lmas›n›n yerinde olmad›¤›, kanaatimizce de hakl› olarak ileri sürülmektedir10.
t›r›m›nda paylar›n önce, mevcut paylar› oran›nda öncelikle pay sahiplerine önerilmesi [m. 466]).
Di¤er yandan pay sahiplerinin flirketten ç›kar›lmas› hususu da Tasar› ile kabul edilen “squeeze out” ilkesi do¤rultusunda yeniden düzenlenmifltir. Buna göre, flirket sermayesine oran› %90 ilâ %95’lere
varan bir ço¤unluk, genel kurulda flirketin iradesi olarak kabul edilen bir kararla ve bazen kanunda öngörülen bir sebeple, %5 gibi küçük bir azl›¤› flirketten ç›karabilecektir (m. 141/2, m. 208) 9.
Mevcut Ticaret Kanununda çek hukukuna iliflkin ve keflideciyi haks›z zararlardan korumaya yönelik önemli bir müessese, çekte ödeme yasa¤›d›r (bkz. TTK m. 711/III). Buna göre senet elinden r›zas› d›fl›nda ç›kan keflideci, henüz senedin ibraz süresi dolmadan,
senet bedelinin hamiline ödenmemesi yönünde bir talimat verebilir. Bu talimat› alan muhatap (banka), senet bedelini ödememekle
yükümlüdür. Tasar›’da ise K›ymetli Evrak Kitab›’nda çekte ödeme
yasa¤› müessesesine yer verilmemifltir. Bu durum ö¤retide kanaatimizce de hakl› olarak elefltirilmektedir.11
Anonim flirketlerle ilgili olarak dikkati çeken di¤er önemli noktalar
ise, flirketin tasfiye aflamas›ndan sonra belirli flartlarla “ek tasfiye”’nin kabul edilmesi (m 547) ve “cezaî sorumlulu¤a” iliflkin ayr›nt›l› düzenlemelere yer verilmifl olmas›d›r (m. 562-563).
Ticaret flirketleri Kitab› aç›s›ndan de¤inilmesi gereken di¤er baz›
önemli yenilik ve de¤ifliklikler, limited flirket aç›s›ndand›r. Bu do¤rultuda Tasar›’da, t›pk› anonim flirketlerde oldu¤u gibi, limited flirketin de tek ortakl› olarak kurulabilmesine olanak tan›nm›flt›r (m.
573). Ayr›ca, flirketin en çok 50 orta¤›n bulunabilece¤i kural› aynen
korunmufl, birden fazla ortakla kurulmakla birlikte sonradan ortak
say›s› bire düflen flirketin bu durumunun tescil edilebilece¤i ve bu
haliyle faaliyetlerine devam edebilece¤i düzenlenmifltir (m. 574).
D‹PNOTLAR
1 Bu aç›dan, özellikle Avrupa Birli¤i müktesebat› ile uyumlulu¤un sa¤lanmas›; 2004 y›l›nda yürürlü¤e giren Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakk›nda Kanun neticesinde yeni TL’nin, sermaye flirketlerinin asgarî sermayelerinin, anonim flirketlerde pay›n itibarî de¤erinin, tafl›ma ve deniz ticareti hukuklar›nda sorumluluk s›n›rlar›n›n ve nihayet para cezalar›n›n yeniden düzenlenmesinin gereklili¤i; 22.11.2001 tarihli ve 4721 say›l› Türk
Medeni Kanunu ile 26.09.2004 tarihli ve 5237 say›l› Türk Ceza Kanununun yürürlü¤e girmesi neticesinde, mevcut Ticaret Kanunu ile di¤er Temel Kanunlar aras›ndaki hükümler
aras›ndaki ba¤›n tam olarak kurulamamas› ve yine bu dönemde teknolojik geliflmelerin
bafl döndürücü bir h›za ulaflmas› nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun bu geliflmelerin gerisinde kalmas›, söz konusu ihtiyac› do¤uran bafll›ca örnekler olarak gösterilmifltir.
2 [Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Genel Gerekçesi, B, I].
3 Türk Ticaret Kanunu Tasar›s›na iliflkin ö¤retide yer alan bafll›ca de¤erlendirmeler ve ayr›nt›l› bilgi için bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Konferans›- Bildiriler-Tart›flmalar, Banka
ve Ticaret Hukuku Araflt›rma Enstitüsü Yay›n›, Ankara 13- 14 May›s 2005; Türk Ticaret
Kanunu Tasar›s› Toplant›lar› (I-II-III), Türkiye Barolar Birli¤i Yay›n›, Ankara 2008; Moro¤lu, Erdo¤an: Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› ile Yürürlük ve Uygulama Kanunu Tasar›s› Tasla¤› (De¤erlendirme ve Öneriler), B. 5, Ankara 2007.
4 ‹flletme de¤eri, iflletmeye ba¤l› müflteri çevresini de kapsayan ve iflletmenin, teker teker malvarl›¤› unsurlar›n›n de¤erleri toplam›n› aflan de¤eri fleklinde anlafl›lan iflletme de¤eridir. (Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Madde Gerekçeleri, No: 11/3).
5 Öte yandan Tasar›’da ultra vires ilkesinin devam etti¤i izlenimini veren hükümlere de
rastlamak mümkündür (Bkz. m. 371/2).
6 Tasar›’da, ticaret flirketlerinin birleflme, bölünme ve tür de¤ifltirmesine iliflkin ortak hükümler de mevcuttur (Bkz. m. 192-210).
7 Mevcut Ticaret Kanunu, anonim flirketler aç›s›ndan 2 tür kurulufl sistemi öngörmüfltür.
Bunlar 1) Ani Kurulufl 2) Tedrîcî Kurulufl’tur (TTK m. 276). Ticaret Kanunu’na tâbi anonim
flirketler, bu sistemlerden birini kabul ederek kurulabilirler. Kanun, tedricî kurulufl sistemine iliflkin ayr›nt›l› hükümler öngörmüfltür (TTK m. 281-302); fakat bu kurulufl sistemi,
ani kurulufla göre daha uzun bir prosedürü gerektirdi¤i için uygulamada hemen hemen
hiç tercih edilmemektedir.
8 Tasar›’da kay›tl› sermaye sistemini benimseyen kapal› anonim flirketlerin bafllang›ç sermayelerinin en az 100.000 YTL olmas› gerekti¤i de hükme ba¤lanm›flt›r (m. 332/1).
9 Mevcut Türk Ticaret Kanunu’nda orta¤›n flahsî eme¤ini veya ticarî itibar›n› sermaye olarak getiremeyece¤i, komandit flirketlerde komanditer ortak aç›s›ndan öngörülmekte idiyken (TTK m. 246/2) anonim flirketler aç›s›ndan bu yönde aç›k bir hüküm mevcut de¤ildir. Tasar› ile bu ilke, biraz daha ayr›nt›l› olarak anonim flirketler için de aç›kça hükme
ba¤lanm›fl olmaktad›r.
10 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Genel Gerekçe No: 75.
11 Ayr›ca bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Toplant›lar› (I-II-III), Türkiye Barolar Birli¤i
Yay›n›, Ankara 2008, s. 85.
12 Söz konusu elefltiriler için bkz. Kendigelen, Abuzer: Çek Hukuku, B. 3, ‹stabul 2006,
s. 252-253.
Limited flirket esas sermayesi, mevcut asgarî sermaye miktar›ndan daha yüksek bir düzeyde kabul edilmifl ve en az 25.000 Türk
Liras› olaca¤› hükme ba¤lanm›flt›r (m. 580). Ayr›ca Tasar›’da, t›pk›
anonim flirkette oldu¤u gibi, flirketin kurulmas› ile tüzel kiflilik kazanmas› an› birbirinden ayr›lm›flt›r. (m. 585)
Yine limited flirketler aç›s›ndan belirtilmesi gereken di¤er önemli
yenilikler, flirketin yönetimine iliflkindir. Bu aç›dan, limited flirket
müdürlerinin de anonim flirket yönetim kurulu üyeleri gibi gerçek
veya tüzel kiflilerden oluflabilece¤i kabul edilmifl (m. 623/2), flirket müdürlerinden en az birinin yerleflim yerinin Türkiye’de bulunmas› ve bu müdürün flirketi tek bafl›na temsile yetkili olmas› gerekti¤i düzenlenmifltir (m. 628).
Anonim flirket genel kurul kararlar›n›n hükümsüzlü¤ü ile iptaline,
ayr›ca anonim flirketlerin denetlenmesine ve Türkiye Muhasebe
Standartlar› vesilesiyle kabul edilen uluslararas› muhasebe standartlar›na iliflkin düzenlemeler, Tasar› hükümleriyle yap›lan at›flar
dolay›s›yla (m. 622, 635) k›yasen limited flirketlerde de uygulama
alan› bulacakt›r.
D. “K›ymetli Evrak” Kitab›
Ticaret Kanunu Tasar›s›’n›n üçüncü Kitab›, mevcut Kanun’da oldu¤u gibi “K›ymetli Evrak”a iliflkin hükümlere ayr›lm›flt›r. Tasar›’n›n
genel gerekçesinde de belirtildi¤i üzere, Ticaret Kanunu’nun bu Kitab›’nda esas itibariyle “reform” niteli¤inde de¤iflikliklere gidilmemifl, daha ziyade mevcut Kanun’daki düzenlemelerin ifadeleri daha anlafl›l›r ve sade bir hâle getirilmifltir. Bununla birlikte söz konusu Kitapta kabul edilen baz› önemli de¤iflikliklerin alt›n›n çizilmesinde fayda vard›r.
Bu aç›dan belirtilebilecek ilk husus, Tasar›’da poliçe ve çeklerde
19
GEZ‹
KÜRE DA⁄LARI’NDA EKOTUR‹ST OLMAK
1999 y›l›nda Dünya Koruma ‹zleme Merkezi (WCMC), Uluslara-
Alanda biyolojik çeflitlili¤in korunmas› ve do¤al kaynaklar›n sür-
ras› Do¤ay› Koruma Vakf› (WWF-International) ve çok say›da uz-
dürülebilir kullan›m›n› sa¤layacak etkin, bütüncül ve kat›l›mc›l›-
man, ço¤unlu¤u Avrupa ve çevresindeki ekolojik bölgeler için-
¤a dayal› bir yönetim modelinin oluflturulmas›; ayn› zamanda,
de yer alan ve acil olarak korunmas› gereken 100'ü aflk›n or-
ziyaretçi beklentilerinin en iyi flekilde karfl›lanmas› ve do¤a ko-
man alan› belirledi. “Avrupa Ormanlar›n›n S›cak Noktalar›” ola-
ruma ile turizm aras›nda sa¤lam bir denge kurulmas› amaçlan-
rak adland›r›lan bu alanlardan 9'u Türkiye'de bulunuyor ve Kü-
maktad›r. Buna göre; “do¤al alanlara, koruma ve yerel halk›n
re Da¤lar›’da bunlardan birisi. Tehlike alt›ndaki “Karadeniz
refah›n› sa¤lama amac›yla yap›lan sorumlu bir ziyaret” olarak
Nemli Karstik Orman” ekosistemlerinin en iyi örneklerine sahip
tan›mlanan ekoturizm, yerel halk için alternatif bir geçim kay-
Küre Da¤lar›, çok say›da hayvan türü için sundu¤u yaflam or-
na¤› olarak ele al›nmakta. Küre Da¤lar› Ekoturizm Derne¤i'nin
tamlar› ile de biyolojik aç›dan oldukça önemli bir alan. Bu ne-
yürüttü¤ü “Zümrüt Köyü Ekoturizm Uygulama Projesi” ile bu
denlerle, Türkiye'nin “Önemli Bitki Alanlar›” ve “Önemli Kufl
konuda pilot bir çal›flma gerçeklefltirilmektedir.
Alanlar›” aras›nda yer almaktad›r.
Bizler de Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü ö¤rencileri olarak, bahar
Temmuz 2000'de 37 bin hektar› milli park ilan edilen Küre Da¤-
yar›y›l›nda alm›fl oldu¤umuz “Alternatif Turizm” dersi kapsam›n-
lar›, ayn› zamanda, korunan alanlarda sürdürülebilir turizmin
da, Yrd.Doç.Dr. Gül Günefl hocam›z öncülü¤ünde 9-11 May›s
gelifltirilmesini sa¤layan ve Avrupa'da yer alan milli parklar için
2008 tarihleri aras›nda Bart›n-Kastamonu Küre Da¤lar› Milli
hem do¤al de¤erler hem sürdürülebilir turizm aç›s›ndan seçkin-
Park› ve çevresinde yer alan do¤al, tarihi ve kültürel de¤erleri
li¤in iflareti olan PAN (Protected Area Network) Parks sertifika-
yerinde görmeye ve ekoturizm çal›flmalar›n› gözlemlemeye yö-
s› almas› için çal›flmalar yürütülen bir alan.
nelik bir arazi çal›flmas› gerçeklefltirdik.
Foto¤raflar: Tolga Kara
K›sa olsa da önemli kazan›mlar edindi¤imiz gezimizde s›ras›yla
Kastamonu flehir merkezinde bulunan Tarihi Nasrullah Meydan›
ile Münire Medresesi'nin yan› s›ra Azdavay ilçe s›n›rlar› içinde
yer alan Çatak ve Vala Kanyonlar›'n› ve Zümrüt Köyü'nü, son olarak da P›narbafl› Il›ca Köyü s›n›rlar› içindeki Il›ca fielalesi’ni görme imkan› bulduk. Ayr›ca, Azdavay Belediye Baflkan› Say›n
Osman Nuri Civelek’i ziyaret ettik ve yörede Birleflmifl Milletler
GEF Küçük Destek Program›ndan al›nan fon ile gerçeklefltirilen
“Sürdürülebilir Do¤al Kaynak Yönetimi ve Alternatif Geçim Kaynaklar›” konulu projeler hakk›nda bilgi ald›k.
lerden yap›lm›fl olan yemekler, giydikleri folklorik k›yafetler ve
el iflçili¤i kullan›larak yap›lm›fl eflyalar akl›m›zda kalan önemli
noktalard›. Gezimizin son dura¤› Il›ca fielalesi oldu. 15 metre
yükseklikten afla¤›ya akan flelalenin oluflturdu¤u gölet ve çevresi gür bitki örtüsü ile kaplanm›fl etkileyici görüntüsü bizleri
hayran b›rakt›. Geceyi, geleneksel mimariye sahip, 2001 y›l›nda onar›larak “P›narbafl› Ekoturizm Merkezi” ad›yla yeniden kullan›ma aç›lan 150 y›ll›k tarihi konakta geçirdik.
Özellikle Azdavay ilçesinin önemli turizm de¤erlerinden biri
olan, dünyan›n önemli büyük kanyonlar› aras›nda yer alan Çatak Kanyonu cazibesi, vahflili¤i ve gizemli görünüflüyle bizleri
son derece etkiledi. Kanyon gezisinin ard›ndan Küre Da¤lar›’n›n
eflsiz do¤as› içinde gizlenmifl olan Zümrüt Köyü'ne gittik. Köydeki ziyaretçi merkezini gezerken köylülerden gördü¤ümüz s›cak ilgi, bize ikram ettikleri tamamen yöreye özgü do¤al ürünAlternatif turizm dersi kapsam›nda gerçeklefltirmifl oldu¤umuz
bu uygulamal› arazi gezisi sayesinde, ülkemizin sahip oldu¤u
eflsiz de¤erleri tan›maktan ve yerinde görmekten dolay› çok
mutlu olduk. Gerek dünyada gerek ülkemizde turizmin gelece¤i bak›m›ndan önemli olan ekoturizm konusunda önemli deneyimler kazand›k. Mesle¤imizin öneminin ve turizm alan›nda
yap›lacak çok önemli çal›flmalar oldu¤unun fark›na vard›k.
Yüksel fiavak - Tolga Kara
At›l›m Üniversitesi-Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü Ö¤rencileri
21
MAKALE
MARKA KAVRAMI: MARKA ‹MAJI,
MARKA K‹fi‹L‹⁄‹NDEN MARKA K‹ML‹⁄‹NE
lenmesi gereken kavramlar marka imaj›, marka kiflili¤i ve marka kimli¤idir.
Marka ‹maj›
Marka imaj›; tüketicilerin markaya yönelik rasyonel ya da duygusal yorumlar› taraf›ndan flekillenen sübjektif ve alg›sal bir olgu olarak tan›mlanmaktad›r. Tüketicinin markaya yönelik tutumu ve markan›n kalitesine olan güveni marka imaj›n› oluflturmaktad›r.
Dr. A. Poyraz Gürson
At›l›m Üniversitesi
‹flletme Fakültesi
Halkla ‹liflkiler ve Reklamc›l›k
Bölümü Ö¤retim Üyesi
Bir marka hakk›nda geliflen olumlu bir imaj, eklenen de¤eri art›rarak iflletmenin pazarlama çabalar› sonucu elde etti¤i verimi
art›rmas›na neden olmaktad›r. Bu nedenle bir yandan markan›n
rakiplerden farkl›l›¤› üzerinde önemle durulurken, di¤er yandan
da olumlu bir imaj yaratma çabas›n›n, pazarlanan üründen sa¤lanan getiri üzerindeki etkisi göz ard› edilmemelidir. Olumlu bir
marka imaj›, marka sadakati üzerinde de etkilidir ve tüketicilerin ya da kullan›c›lar›n süreklili¤ini sa¤lamak bak›m›ndan önem
tafl›maktad›r.
Üreticilerin giderek güçlenmesiyle birlikte, ürünleri birbirinden
farkl›laflt›rman›n bir arac› olarak marka olgusu ortaya ç›km›flt›r.
Hukuksal bir çerçevede korunan ve ürünleri tan›mlayan isim ya
da görsel sembollerin kullan›lmas›, üreticiyi taklit ürünlerden
korumufltur. Bu noktada, marka kavram›n› tan›mlamak gerekirse, ürünü di¤erlerinden ay›ran bir karakter olarak markan›n, söz
konusu ürünü tan›mlayan bir isim, terim, sembol ya da tüm
bunlar›n bir bileflimi oldu¤u söylenebilir.
Marka imaj›n›n oluflturulmas›nda görsel sunumun etkisi oldukça önemlidir. Bu yolla markaya ait özgün semboller tüketiciye
ulaflt›r›larak bunlar›n hat›rlanmas› sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r.
Böylelikle tüketici zihninde oluflan marka imaj›, marka ismi ve
ürün ile iliflkilendirilmektedir.
Marka, bir ürüne ait fonksiyonel ve duygusal özelliklerin tüketiciler taraf›ndan hat›rlanmas›n› sa¤lar ve böylelikle çok say›da
rakip ürünün bulundu¤u rekabetçi bir piyasada söz konusu
ürün için bir fikir oluflmas›n› sa¤layarak tüketicinin seçimi üzerinde etkili olur. K›saca flöyle ifade etmek de mümkündür; marka, duygusal vaatlerin gerçekleflmesine yönelik olarak tüketici
ile kurulan bir kontratt›r. Böyle bir olgunun sonuçlar›ndan birisi
zaman bask›s› alt›ndaki tüketiciler üzerindeki gerilimin düflürülmesi, di¤eri ise markan›n istikrarl› bir kalite garantisi sunmas›
durumunda tüketicinin riskini azaltmas›d›r. Artan rekabet koflullar›, markan›n iflletme ve tüketici aras›nda bir anlaflma haline gelmesine neden olmufltur.
Marka Kiflili¤i
Marka kiflili¤i, markalara kiflilik özellikleri yüklemek ile aç›klanabilir. Markalar›n insanlar gibi kiflilik özelliklerine ve duygulara
sahip oldu¤u varsay›m›ndan hareketle yafl, cinsiyet, sosyal ve
ekonomik s›n›f ile ça¤dafl, dinamik, entelektüel, sempatik, duyarl›, ilgili gibi kiflilik özellikleri ile iliflkilendirilir. Bu iliflkilendirme
ile tüketicinin kendi özelliklerine yak›n ürünü tercih etmesi ve
markan›n rakiplerinden farkl›laflt›r›lmas› sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r. Marka ile kiflilik özelliklerinin bu flekilde iliflkilendirilmesi
ürünün niteli¤i, marka ad›, kategorisi, sembolü, reklamc›l›k tarz›, fiyat ve da¤›t›m kanallar› gibi pazarlama iletiflimi uygulamalar› ile biçimlendirilmektedir.
Bir ürün, hizmet, kifli, kurum ya da fikrin pazarlanmas›nda gerek üretici, gerekse tüketici aç›s›ndan markan›n bu denli önemli olmas›, markan›n daha derinlemesine incelenmesini, markaya iliflkin kavramlar›n anlafl›lmas›n› ve uygulanacak politikalar›n
dikkatle oluflturulmas›n› gerektirmektedir. Bu ba¤lamda ince-
22
Tüketicilerin karfl›lar›na ç›kan çeflitli alternatifler aras›nda seçim yaparken, marka kiflili¤i ile kendi kiflilikleri aras›nda bir uyumu dikkate ald›klar› çeflitli araflt›rmac›lar taraf›ndan ileri sürülmektedir. ‹flletmeler, pazarlama iletiflim çabalar› ile marka kiflili¤ini olufltururken, potansiyel tüketicilerin marka kiflili¤ini alg›lama biçimi ise marka imaj›n› oluflturmaktad›r.
denetlenmektedir. Bu anlamda marka kimli¤i, marka kiflili¤i gibi “gönderici”nin bir fonksiyonu olmakta iken marka imaj› ise
“al›c›”da oluflan alg› olarak ifade edilebilir ve tüketicinin denetimindedir. Amaç, tüketicinin alg›s›n› etkilemek, marka imaj›n›n
tüketici aç›s›ndan olumlu bir flekilde oluflmas›n› sa¤lamakt›r.
Marka imaj›n› etkilemeye çal›flan ve iflletmenin politikalar› sonucunda oluflan marka kiflili¤i ile marka kimli¤i kavramlar› birDolay›s›yla iflletmelerin marka ile ilgili olarak tüketicilere iletebirlerine yak›n görünmektedir. Ancak marka kimli¤i, marka kice¤i marka kiflili¤inin hedef kitle ile uyumlu olmas›, iletilmek isflili¤i kavram›n› kapsayan daha genifl çerçeveli bir kavram olatenilen mesaj›n etkili bir flekilde iletilip tüketiciler taraf›ndan
rak alg›lanmal›d›r. Marka kimli¤inin bu
do¤ru alg›lanmas›, iflletmenin oluflmas›n›
özelli¤i yan›nda, markan›n ruhunu, vizhedefledi¤i marka imaj›n›n tüketici zihninOlumlu bir marka imaj›,
yonunu ve amaçlar›n› da içerdi¤i söylede oluflmas›na yard›mc› olacak, bu da marnebilir. Marka imaj› ile marka kimli¤i
marka sadakati üzerinde de
kan›n rakiplerinden farkl›l›¤›n› ön plana ç›kavramlar›n›n karfl›l›kl› etkileflim ve dekararak marka konumland›rma stratejisietkilidir ve tüketicilerin ya da netleyicileri birbirinden farkl›d›r. Bunun
nin baflar›s› üzerinde etkili olacakt›r.
yan› s›ra, marka imaj› geçmifle yönelik
kullan›c›lar›n süreklili¤ini
Marka kiflili¤inin tüketici tutum ve tercihleve edilgen olarak tan›mlanabilir iken,
sa¤lamak bak›m›ndan
ri üzerindeki etkisinin ürün kategorilerine
marka kimli¤i gelece¤e yönelik ve etgöre de¤iflkenlik gösterdi¤i gözlemlenmekkindir. Marka kimli¤i süreklilik ve dayaönem tafl›maktad›r.
tedir. Otomobil, giyim eflyas›, aksesuar gibi
n›kl›l›k özelliklerine sahip, k›sa vadeli
sosyal bir ortamda kullan›lan ve tüketicinin sosyo-ekonomik
de¤iflen e¤ilimlerden ve rakiplerin f›rsatç›l›klar›ndan etkilenmekonumu ile yak›ndan iliflkili ürünlerde marka kiflili¤i kavram›n›n
yen, stratejik bir kavramd›r.
tüketici tercihleri üzerinde daha etkili oldu¤u gözlemlenmekteMarka kiflili¤inden, marka kimli¤ine giden yolculuk öncelikle,
dir. Kiflilerin tükettikleri ürünlerle sosyo-ekonomik durumu ile
marka kimli¤ine ait stratejik planlaman›n marka imaj›na yükletoplum içinde kendileri ile ilgili mesaj vermesi, söz konusu ürünilebilmesi ile sa¤lanabilir. Marka kimli¤i yanl›fl tesis edilmifl nün marka kiflili¤i ile tüketici aras›nda paralellik yaratmas›n›
bir baflka deyiflle stratejisi do¤ru belirlenmemifl- bir ürünün
sa¤lamaktad›r.
marka yolculu¤u, hangi duygusal vaatle yola ç›k›lm›fl olursa olMarka Kimli¤i
sun baflar›l› olamayacakt›r. Bu çerçevede, tüketici ile tesis edilMarka kimli¤i, markan›n tüm yönlerini kapsayan marka ça¤r›meye çal›fl›lan kontrat iliflkisi kurulamayacak ve nihayet ürünfl›mlar› kümesi olarak tan›mlanmaktad›r. Söz konusu ça¤r›fl›mmarka e¤risi olumlu sonuçlar veremeyecektir.
lar marka eksenini, inançlar› ya da kaliteyi temsil ederek iflletDipnotlar
menin tüketicilere karfl› vaatlerini içermektedir. Bu yönleri ile
1 John Murhpy (1987) “What is Bigunding” (Ed: John Murhpy), Branding (A Key
marka kimli¤i, marka ile tüketiciler aras›ndaki iliflkinin kurulmaMarketing Tool), Hong Kong, Mc Millan, s.1.
s›n› sa¤layan çok önemli bir unsurdur.
2
“
”
Aktaran, Jean Noel Kapferer. Stratejic Brand Mangment. New York, The Free
Press, 1992.
3 Dobni ve Zinkhan, 1990 Aktaran Anna Kirmani ve Valarie Zeithaml. “Advertising,
Perceived Quality and Brand ‹mage”. Ed: Aaker, David ve Alexander L. Biel. Brand
Equaliy and Advertising, (New Jersey: Lawrence Erlbaum Assc. Publishers, ss.143.
4 Chernatony Leslie De ve Franceska Dall'Olmo Riley, “Defining A Brand: Beyon
The Literature With Experts Interpretations” Journal of Marketing Management,
Vol:14, 1998, s.421.
5 Bkz. Russel W. Belk, “Extended Self”. Journal of Consumer Research Vol: 15,
September, 1988.
6 Kapferer. op.cit., s.32-33.
7 Ibid., s.42.
8 Ibid., s.42.
9 Chernatony ve Riley, op.cit., s.423.
Güçlü bir marka oluflturmak için marka yönetiminde do¤ru ve
etkin bir marka kimli¤i tasar›m›n›n önemi büyüktür. Bu nedenle “dayan›kl›l›k, bütünlük ve gerçeklik” marka kimli¤inin gücünün de¤erlendirilmesi aç›s›ndan ele al›nmas› gereken üç temel
unsurdur.
Marka kimli¤i, iflletme taraf›ndan stratejik planlama arac› olarak marka imaj›n›n oluflturulmas›nda kullan›lan önemli bir unsurdur. Dolay›s› ile marka kimli¤i, iflletmenin tüketicilerin zihninde oluflturulmas› istenen imaj›n alg›lanmas› için kullan›lan
stratejik bir planlama arac›d›r ve pazarlama iletiflimi taraf›ndan
23
ATILIM’DAN
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹
ÜÇ YEN‹ PROGRAMI HAYATA GEÇ‹RD‹
At›l›m Üniversitesi güçlü akademik kadrosu ile kaliteli e¤itim vermeye devam ediyor.
Bu anlay›fl ile Üniversitemiz Türkçe ‹ktisat ve Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümü’nü ‹flletme Fakültesi bünyesinde açt›.
Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde aç›lan ve disiplinler aras› nitelik tafl›yan Politik Ekonomi Doktora Program› ile e¤itim
anlay›fl›n› genifl alanlara yayarak ilerliyor.
Yeni Doktora Program›m›z: Politik Ekonomi
Çal›flmalar›na 2007/2008 Güz Döneminde bafllan›lm›fl bulunan 'Politik Ekonomi Doktora Program›' için yap›lan baflvuru,
Yüksekö¤retim Kurulu taraf›ndan kabul edildi.
k›ndan etkileyen siyasi ve iktisadi geliflmeleri yorumlarken ve
bu çerçevede yaflanan sorunlara çözüm ararken baflvurulabilecek yaklafl›mlar gelifltirmeye katk› sa¤lar.
Politik Ekonomi Doktora Program›nda yer alan temalar oldukça
çeflitlidir. Zira siyasetin ekonomik süreçler üstündeki etkisini ve
iktisadi koflullar›n siyaset üstündeki etkisini, yani iktisadi ve siyasi süreçlerin karfl›l›kl› etkileflimini, uluslararas› politik ekonomi; siyasi ve iktisadi kurumlar; kurumsal reformlar ve dönüflümler; çevresel kaynak politikalar›; sosyal politika gibi bir dizi farkl› çerçevede incelemek mümkündür. Politik ekonomi alan›ndaki çözümlemeler, düzenleme; paylafl›m politikas›; seçimler; siyasi kat›l›m ve kolektif eylem; ç›kar örgütleri; bürokrasi; karfl›laflt›rmal› kurumlar; iktisat politikas›; uluslararas› iktisadi ve mali iliflkiler; siyasi ve iktisadi ba¤›ml›l›k; hukuk ve ekonomi etkileflimi; çal›flanlar›n korunmas›; ifl dünyas› ve devlet gibi konular›
da kapsayan genifl bir yelpaze içinde yer al›r. Bu nedenle, 'Politik Ekonomi Doktora Program›'nda seçmeli dersler
olabildi¤ince çeflitlendirilmifl, ö¤rencinin, ilgi alan›na
göre donan›m›n› art›rmas›n›n ve araflt›rma yapmas›n›n önü aç›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Seçmeli derslerin çeflitlendirilmesi politikas›n› benimseyen Politik Ekonomi
Doktora Programlar› aras›nda, Harvard University
At›l›m Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ‹ktisat Anabilim
Dal› bünyesinde aç›lan program, disiplinler aras› bir nitelik tafl›yor. 'Politik ekonomi' kavram›na yüklenen anlamlar zaman
içinde ve tan›mlayana göre farkl›l›klar gösteriyor ise de politik
ekonomiyi, siyasi ve iktisadi süreçlerin karfl›l›kl› iliflkisini ekonomi, siyaset bilimi ve sosyolojiden al›nan yöntemlerle inceleyen sosyal bilim dal› olarak tan›mlamak mümkün. Akademik
birim ve bölümler belli bir alanda uzmanlaflmay› ve uzmanlafl›lan alanda derin çözümleme yapmay› özendirmek aç›s›ndan
avantajlar sa¤lasa da, tam da bu uzmanlaflmadan kaynaklanan bir dizi dezavantaj› da beraberinde getirmifltir. Bilimsel
çal›flmalar›n, özellikle de kuramsal katk›lar›n teflvik edilmesi
için, bilhassa lisans sonras›
akademik programlarda,
olabildi¤ince farkl› akademik birimleri biraraya getiren disiplinler aras› çal›flmalar›n yayg›nlaflmas› gereklidir. Politik ekonomi alan›ndaki araflt›rmalar da,
ekonomi, siyaset bilimi, ve
sosyoloji gibi farkl› disiplinler aras›nda iflbirli¤ini gerektirir. Yaflamlar›m›z› ya-
24
'Political Economy and Government'; Stanford University 'Political Economy'; Princeton University 'Political Economy'; University of Texas at Dallas 'Public Policy and Political Economy'
Programlar› da vard›r.
dürülebilir Kalk›nma; AB ve ABD'nin Ortado¤u Politikalar›n›n
Karfl›laflt›rmal› Analizi; Petrolün Ekonomi Politi¤i; Yüksek Ö¤renimin Ekonomi Politi¤i; Yönetim Ekonomisi ve Oyun Teorisi ise
serbest seçmeli dersler aras›ndad›r.
Politik Ekonomi Doktora Program›, esas olarak, salt ekonomi
veya salt siyaset bilimi doktora programlar›n›n akademik yönden tatmin etmeyece¤i; ekonomi ve siyaset bilimi disiplinlerini
harmanlayarak bilimsel çal›flmalar›n› yürütmeyi amaçlayan
adaylar için uygundur. Sosyal bilimler ve hukuk alan›ndaki fakültelerden lisans ve/veya lisans üstü derecesi olan adaylar›n
Politik Ekonomi Doktora Program›na baflvuru haklar› vard›r. ‹ktisat ve/veya siyaset bilimi altyap›s› yetersiz görülen adaylar
ise Politik Ekonomi Doktora Program›'na bafllayabilmek için, bilimsel haz›rl›k program›n› baflar›yla tamamlam›fl olmal›d›r.
Politik Ekonomi Doktora Program›, iki akademik y›l boyunca süren derslerin, yeterlilik s›nav›n›n, tez önerisinin, ve tez çal›flmas›n›n oluflturdu¤u k›s›mlardan oluflmufltur. Kuramsal ve ampirik
teknikler aç›s›ndan ö¤rencilerin kendilerini gelifltirmelerini sa¤layarak; ba¤›ms›z araflt›rma yürütme, derinlikli analiz yapma ve
yeni sentezlere ulaflma becerilerini gelifltirme hedefi program›n
amaçlar› aras›ndad›r. Ülkemizde, araflt›rma ve yüksek ö¤retim
görevleri için nitelikli insan kayna¤› s›k›nt›s› söz konusu oldu¤undan, 'Politik Ekonomi Doktora Program›, bu s›k›nt›n›n giderilmesine de katk›da bulunacakt›r. At›l›m Üniversitesi bünyesindeki bilimsel çal›flmalar, toplumumuza ve insanl›¤a fayda sa¤lamay› hedeflemeyi sürdürecektir.
Politik Ekonomi Doktora Program›n›n iki y›l boyunca sürecek
ders aflamas›nda, doktora ö¤rencisinin, asgari 3 zorunlu 7 seçmeli ders alarak (asgari 10 ders alarak) baflar›yla tamamlamas›
lâz›md›r. Doktora ö¤rencisinin alaca¤› seçmeli derslerin en az
5 tanesi Politik Ekonomi Doktora Program›'nda aç›lan POEC
kodlu derslerden olmal›, bu derslerin en az 3 tanesi çekirdek
seçmeli dersler aras›nda yer almal›d›r. Yani ö¤rencinin, POEC
kodlu asgari 8 dersi baflar›yla tamamlam›fl olmas› gereklidir.
Ö¤rencinin, 'Politik Ekonomi Doktora Program›' çerçevesinde,
en fazla 2 tane yüksek lisans dersine kaydolarak kredili ders
olarak sayd›rma hakk› vard›r. Ö¤rencinin, kaydolabilece¤i yüksek lisans derslerini, ö¤rencinin, daha önce devam etmifl oldu¤u lisans üstü program(lar)da baflar›yla tamamlamam›fl olmas›
lâz›md›r. Doktora aday›na, bilimsel haz›rl›k program›nda en fazla 3 ders verilmektedir.
‹flletme Fakültesinde Yeni Bir Bölüm: Uluslararas›
Lojistik ve Tafl›mac›l›k
Haz›rl›klar›na 2007 y›l› içinde bafllanan Uluslararas› Lojistik ve
Tafl›mac›l›k Bölümü ‹flletme Fakültesi bünyesinde kurulmufl bulunmaktad›r.
Program›n amaçlar› aras›nda,
• Özel sektörde uluslararas› ticarete yönelik ulusal ve uluslararas› alanda çal›flabilecek, uygulamaya dönük insan gücünü yetifltirmek,
• Ö¤rencileri son derece dinamik ve karmafl›k olan uluslararas› ifl ortamlar›nda baflar›l› bir flekilde faaliyet
gösterebilecek ve
gelece¤in profesyonelleri olarak
ifl dünyas›na
haz›rlamak,
Politik Ekonomi Doktora Program›n›n çekirdek zorunlu dersleri,
Sosyal Bilim Felsefesi; Karfl›laflt›rmal› Ekonomik Sistemler; Politik Ekonomi Kuramlar›d›r. Çekirdek seçmeli dersler aras›nda
Küresel ‹ktisat Politikas›; Kamusal Seçim; Kalk›nman›n Ekonomi Politi¤i; Politik Makroiktisat; ‹deoloji ve Söylem; Devlet Kuramlar›; Karfl›laflt›rmal› Siyasal Analiz vard›r. Teknolojinin Ekonomi Politi¤i; Uluslararas› ‹flgücü Piyasalar›; Enformel Sektörün
Ekonomi Politi¤i; Küreselleflen Dünyada Toplumsal Hareketler;
Üçüncü Dünyada Devlet, Toplum ve Demokrasi; Dünya Siyasetinde Çokuluslu ve Ulusötesi fiirketler; Korunan Alanlarda Sür-
• En az iki yabanc› dili çok iyi
düzeyde
bilen
ulusal ve uluslararas›
25
alanda rahatl›kla çal›flabilecek yönetici adaylar›n› yetifltirmek, yer almaktad›r.
Anadal olana¤› bu bölümdeki ö¤rencilerimize
de tan›nm›flt›r.
Türkiye genelinde yeni
bir program olan Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümü’nün baflar›l›
olaca¤›na ve zaman içinde meydana gelecek de¤iflmelere ayak uydurarak geliflece¤ine kuflku
yoktur.
Bölümden mezun olan
ö¤renciler “Uluslararas›
Lojistik ve Tafl›mac›l›k
‹flletmecisi” unvan› alacaklard›r.
Türkiye'nin d›fl ticaret
hedeflerini gerçeklefltirebilmesi için Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k alan›nda yetiflmifl insan gücüne fliddetle gereksinim duyaca¤› aç›kt›r. Bu nedenle 4 y›ll›k lisans e¤itimleri
boyunca çok disiplinli bir yaklafl›mla Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k ö¤retimi alm›fl mezun ö¤rencilerin genifl istihdam olanaklar›yla karfl›laflacaklar› beklenmektedir.
‹flletme Fakültesinde
Türkçe ‹ktisat Bölümü
Aç›ld›
Haz›rl›klar›na 2007 y›l› içinde bafllanan bir baflka program da
Türkçe ‹ktisat Bölümü Program›d›r.
Bölüme 2008-2009 e¤itim-ö¤retim y›l›nda toplam 27 ö¤renci
kaydolmufltur.
Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümü’nde ö¤retim dili ingilizce olacak, dolay›s›yla ö¤renciler, yabanc› dilde ö¤retim yapan di¤er bölümlerimizde oldu¤u gibi, zorunlu ingilizce haz›rl›k
e¤itiminden geçecektir.
Türkçe ‹ktisat Bölümünün ders program› ‹ngilizce ‹ktisat Bölümü program›yla bire bir örtüflmektedir. E¤itim dili Türkçe
olmakla beraber ö¤renciler yo¤un bir ingilizce program›yla
desteklenmekte ve en az bir yabanc› dili ö¤renmeleri hedeflenmektedir. Ayr›ca seçmeli derslerle birden fazla yabanc›
dili ö¤renme olana¤› da sunulmaktad›r. Program›n ilk iki yar›y›l›nda Türk Dili ve Devrim Tarihine ek olarak temel altyap›y›
oluflturacak ‹ktisada Girifl, Matemati¤e Girifl, Bilgisayar Teknolojileri ve Uygulamalar›, Sosyolojiye Girifl ve ‹ngilizce gibi
dersler verilmektedir. ‹zleyen yar›y›llarda aflamal› olarak uzmanl›k derslerine geçilmektedir. Programda ayr›ca çok zengin bir seçimlik ders olana¤› sunulmaktad›r. Do¤al olarak ö¤renciler di¤er bölüm ve fakültelerden de ders seçebilmektedir. Di¤er bölümlerdeki ö¤rencilerimize tan›nan Yan Dal ve
Çift Anadal olana¤› bu bölümdeki ö¤rencilerimize de tan›nm›flt›r.
Bölüme 2008-2009 e¤itim-ö¤retim y›l›nda 30 ö¤renci kaydolmufltur.
Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümünün ilk iki yar›y›l›nda
Türk Dili ve Devrim Tarihine ek olarak temel altyap›y› oluflturacak ‹ktisat, Matematik, Bilgisayar ve ‹ngilizce gibi dersler verilmektedir. ‹zleyen yar›y›llarda aflamal› olarak uzmanl›k derslerine geçilmektedir. Programda ayr›ca zengin bir seçmeli ders
olana¤› sunulmaktad›r. Ö¤renciler, di¤er bölüm ve fakültelerden de ders alabilmektedir.
Bölümden mezun olabilmek için sekiz yar›y›l boyunca toplam
134 kredilik dersin al›nmas› gereklidir. Ayr›ca alt›nc› ve sekizinci yar›y›l sonlar›nda 40+40 gün uygulamaya dönük stajlar›n yap›lmas› ve tamamlanmas› flartt›r.
Türkçe ‹ktisat Bölümünün genel olarak Üniversitemize, özel
olarak da Fakültemize yeni bir ivme kazand›raca¤›na kuflku
yoktur.
Di¤er bölümlerdeki ö¤rencilerimize tan›nan Yan Dal ve Çift
26
ETK‹NL‹K
2008-2009 AKADEM‹K YILI
HAZIRLIK OKULU H‹ZMET ÖNCES‹ E⁄‹T‹M
At›l›m Üniversitesi Haz›rl›k Okulu, her y›l, kadrosunda hizmet verecek olan yeni ö¤retim elemanlar›na, ö¤retim y›l› bafllamadan
önce “Hizmet Öncesi E¤itimi” vermektedir. Haz›rl›k Okulu Müdürü ve Ö¤retmen E¤itimi Birimi taraf›ndan titiz bir çal›flma ile
haz›rlanan bu program Haz›rl›k okulundaki e¤itim sistemini, teflkilat›, Haz›rl›k Okulu kurallar›n›, çal›flanlar›n görev ve sorumluluklar›n›n tan›t›m›n› ve ingilizce dil ö¤retimindeki en yeni teori ve
teknikleri ve bunlar›n s›n›f içindeki uygulamalar›n› kapsar. Yaklafl›k 30 saatlik bu program›n bafll›ca amac› ise; ö¤retim elemanlar›n›n mesleki bilgi ve becerilerini gelifltirmek, zenginlefltirmek
ve kullan›lan eski teknikleri yeni yöntemler ›fl›¤›nda gelifltirmektir. Bu y›l aram›za kat›lan 21 ö¤retim eleman›na günde 5 saat olmak üzere uygulanan bu program 3 Eylül- 12 Eylül 2008 tarihleri aras›nda baflar›yla gerçeklefltirildi.
pics and Grammar) konular›nda herbiri 50’fler dakika olan
sunumlar yapt›.
Di¤er Ö¤retmen E¤iticimiz Tuba Aktafl ise;
- “Ö¤retmen Geliflimi ve Motivasyonu” (Teacher Development ve Motivation)
- “Okuma Parçalar›n› Aktivitelerle Ö¤retmek” (Teaching Reading With Activities)
- “Dinleme Nas›l Ö¤retilir” (How to Teach Listening)
- “Ö¤retmen ‹fl Bafl›nda” (Teacher At Work)
- “Grup Dinamizmi” (Group Dynamics)
- “S›n›f Yönetimi için Genel ‹p Uçlar›” ( General Tips For
Classroom Management)
- “Neyi, Nas›l ve ne Zaman Düzeltmeliyiz” (What How and
When To Correct) konular›n üzerinde durdu.
Haz›rl›k Okulu Müdürü Aytuna Kocab›y›ko¤lu’nun aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, Haz›rl›k Okulu’nda uygulanan kur sistemi ve
ö¤renci baflar› de¤erlendirmeleri ile ilgili bilgi verildi. Müdür
Yard›mc›s› Yalç›n Gülbafl idari konularda, Akademik Koordinatör Sevim Güngör Akademik konularda aç›klamalarda bulundu.
Daha sonra küçük bir kokteyl verildi.
Müfredat Programc›s› Özge ‹mre; “S›n›fta Otantik Materyal
Kullan›m›” konusunda bilgi verdi.
- “Münazaralar” konusunda Ian A›rey; “Proje Çal›flmalar›
Nas›l Yap›l›r” konusunda Eno Wilson yeni okutmanlar› bilgilendirdi.
Daha sonra Haz›rl›k Okulu Birim Baflkanlar› ünitelerinin fonksiyonlar›n› tan›tt›lar.
Ö¤retmen E¤iticimiz Aysel Sütcü;
- “Ö¤renmeyi Keflfetmek ve ‹çsellefltirmek” (Exploring Teaching Awareness)
- “Ö¤renmeyi ve Ö¤retmeyi Gözlemlerle Keflfetmek” (Exploring Teaching Through Observations)
- “Yapt›¤›m›z fiey ‹nand›¤›m›z ve Hedefledi¤imiz fieydir” (Is
What We Do What We Believe We Do)
- “Okuma için Stratejiler Keflfetmek” (Exploring Strategies
For Reading)
- “Dilbilgisi Nas›l Ö¤retilir”
(How To Teach Grammar)
- “Kelime Bilgisi Nas›l Ö¤retilir” (How Teach Vocabulary)
- “Yaz› Nas›l Ö¤retilir” (How To
Teach writing)
- “Dilbilgisini, Konular›, Nosyonlar› ve Foksiyonlar›n›
Nas›l Entegre Ederiz”
- Ö¤renci Geliflim ve Dan›flma Merkezi Psikolojik Dan›flman› Yrd.Doç.Dr. Dilek Karaduman ise,
- “At›l›m Üniversitesi Ö¤renci Profili”
- “Dinleme ve Empati”
- “Ö¤retmen ve Ö¤renci iliflkileri ” konular›nda konufltu.
- Çat›flma ve Çözümleme Becerileri (Conflict and Conflict Resolution Skills) ile ilgili ise Ö¤renci Geliflim ve Dan›flma Merkezi eleman› uzman Gaye Aksoy
bilgi verdi.
Program yeni kat›lan ö¤retim
elemanlar›m›z›n ö¤rendikleri teori ve teknikler ›fl›¤›nda model
dersler sunmalar›yla sona erdi.
Hizmet Öncesi E¤itimin, Hizmet
‹çi E¤itim ad› alt›nda tüm y›l
devam etmesi planlanmaktad›r.
(How to Integrate Functions To-
27
S‹V‹L G‹R‹fi‹M
Sivil Giriflim ve Gönüllü
Çal›flmalar Koordinatörlü¤ü
YAZ B‹L‹M PARKI 2008
TÜB‹TAK'›n destekledi¤i ve At›l›m Üniversitesinde düzenlenen Yaz
Bilim Park›'na Gölbafl› ‹lçesi ‹lkö¤retim okullar›n›n 5. s›n›f›n› bitiren
30 ö¤renci kat›ld›. Ö¤renciler noter huzurunda yap›lan çekilifl ile
belirlendi (15 k›z, 15 erkek).
Projenin aç›l›fl›, 16 Nisan 2008 çarflamba günü proje dan›flman›
ODTÜ Fen Bilgisi Ö¤retmenli¤i Bölümü ö¤retim üyesi Doç.Dr.Jale
Çak›ro¤lu'nun verdi¤i “E¤itimde Yeni Yaklafl›mlar” konulu konferans ve devam›nda yap›lan kokteyl ile gerçeklefltirildi.
1. pilot çal›flma 3 May›s 2008 cumartesi günü saat 9.30-1.6.00
aras›nda Atatürk Çocuk Yuvas›nda yaflayan 5. s›n›f ö¤rencisi 22
çocuk ile yap›ld›. 2. pilot çal›flma 24 May›s 2008 cumartesi günü
saat 9.30-1.6.00 aras›nda Erken Baflar› Koleji 5. s›n›f ö¤rencisi 25
ö¤renci yap›ld›. 3. pilot çal›flma 1 Haziran 2008 pazar günü saat
9.30-1.6.00 aras›nda Erken Baflar› Koleji 5.s›n›f ö¤rencisi 25 ö¤renci yap›ld›.
Kat›l›mc› ö¤rencilerin kesin kay›t ifllemleri, “Ne Biliyoruz” ön
testinin uygulanmas›, tan›flma-›s›nma çal›fltay› ve hofl geldiniz kokteyli 20 Haziran 2008 cuma günü ö¤leden sonra gerçeklefltirildi. Etkinlik haftas› 23 Haziran 2008
pazartesi günü bafllad›, 4 Temmuz cuma günü
sona erdi. Çocuklar sabah 9.30'da yerleflkemize geldi, 9.30-10.00 aras›nda belgesel
film izledi. Saat 10 ile 12 aras›nda
Elektronik ve Fizik Atölyeleri paralel olarak yürütüldü. Çocuklar
ö¤leden sonra fotogram masallar ve dans aktivitelerine kat›ld›. Saat
17.00'de ise yerleflkemizden
ayr›ld›lar.
25 Haziran 2008 çarflamba günü Anadolu Medeniyetleri Müzesinde, müze atölyesi çal›flmas›na kat›ld›lar. Çevre ve Do¤a E¤itimi için
2 Temmuz 2008 çarflamba günü Beypazar› ‹nözü Vadisine gezi yap›ld›. 7 Temmuz 2008 pazartesi günü ö¤leden sonra, velilerin de
kat›ld›¤› Mezuniyet Töreni’nde ö¤renciler projelerini sergileyerek,
kendi yapt›klar› enstrümanlar ile konser verdiler ve dans gösterisi
yapt›lar.
Veli Görüflleri
Aysel Yüksek (Murat Can Yüksek'in annesi)
Çocu¤umun her gün farkl› fleyler ö¤renmesi ve bana gelerek; biz
bu gün bunlar› ö¤rendik, bak söyleydi, böyleydi demesi ve benimde onunla beraber farkl› fleyler, hiç duymad›¤›m, görmedi¤im ya da
gördü¤üm fakat nas›l yap›ld›¤›n› bilmedi¤im fleyleri ö¤renmemiz
güzeldi. Beni en çok etkileyen küçük yafllar›na ra¤men yapt›klar›
fleyleri sergilemeleri ve sergilerken de yap›l›fl detaylar›n› anlatarak
aç›kl›k getirmeleriydi. Eme¤i geçen herkese sonsuz teflekkür eder
ve bu tür bilimsel ve sosyal aktiviteli pro¤ramlar›n›n devam›n› dilerim.
Fatih Erdo¤an (Kürflat Erdo¤an'›n babas›)
Çocuklar›m›za verdi¤iniz bu imkandan dolay› çok teflekkür ederiz.
Biz de bu sayede çocuklar›m›z›n olanak sa¤land›¤› zaman neler yapabilece¤ini ö¤rendik. Sizin sayenizde çocuklar›m›za elimizden
geldi¤i kadar imkanlar›m›z› sonuna kadar kullanarak e¤itimlerini
en iyi flekilde yapmalar›na olanak tan›yaca¤›z. Böyle organizasyonlar›n çocuklar›n ileriki dönemlerinde de yap›lmas›n› temenni ediyoruz. Böyle bir organizasyona öncülük etti¤iniz ve bilime katk›da bulundu¤unuz için sizi kutlar›z. Bir öneri olarak da Ankara’da onlarca
üniversite var. Hepsi sizin gibi duyarl› davransa birçok ö¤renci bu
imkanlardan yararlan›r. Y.Doç.Dr. Hacer Erar Han›mefendiye flükranlar›m›z› sunar, teflekkürlerimizi iletiriz.
Proje Ekibinin Görüflleri
Ozan EREN (Fizik Atöyesi E¤itmeni)
Tübitak'›n destekledi¤i ve At›l›m Üniversitesi’nin de¤erli katk›lar›
ile gerçeklefltirilen Yaz Bilim Park› 2008 etkinli¤i 20 Haziran günü
bafllam›fl ve 7 Temmuz günü mezuniyet töreni ile son bulmufltur.
Bu proje kapsam›nda e¤itmen olarak görev alma f›rsat›n› elde etmifl oldu¤um için kendimi gerçekten çok flansl› hissediyorum. Bu
projenin kiflisel geliflimimin için ne kadar önemli oldu¤unu aç›klamak için yeterli kelimeler bulam›yorum. ‹lk haz›rl›k aflamas›ndan
projenin sunumuna ve projenin gerçeklefltirilmesine kadar her
an›nda bir çok önemli fley ö¤rendim. Projenin en olumlu taraflar›ndan birisi çok iyi bir flekilde organize edilmifl olmas›d›r. Her bir
atölyesi, her dakikas›na kadar, her an ne yap›laca¤› belliydi. Bu da
ifllerin aksamadan yap›lmas›na imkan verdi. Çal›flan di¤er arkadafllar›n özveriyle çal›flmalar› projeye çok önemli bir katk›da
bulundu. Herkes üzerine düflen görevi çok iyi bir flekilde
lar›ndan bilgi edinme olana¤› sundu. Ev
veya okul ortam›nda çok kolay yapamayaca¤› deneyleri veya projeleri bilim kamp›nda yapabilme imkan› oldu.
Gezilerin de çok iyi organize edilmifl
oldu¤unu özellikle belirtmek isterim.
O¤lum için çok daha ö¤retici oldu.
Son olarak dönem sonunda çocuklar›n projelerini ziyaretçilere sergilemesi ve heyecanla yapt›klar›n› ve ö¤rendiklerini anlatmalar› çocuklar›n özgüvenini gelifltiren ve aileleri gururland›ran çok güzel bir etkinlikti. ‹ki hafta içinde yap›labilecek herfleyin bu bilim park›nda kapsanm›fl oldu¤unu gördüm. Böyle
bir projenin devam etmesinin, e¤er imkan›
varsa de¤iflik co¤rafi bölgelere veya farkl›
illerdeki müze ya da tarihi bölgelere gezileri
de kapsayacak flekilde geniflletilmesinin,
mümkünse ifl dünyas›ndan sponsorlarla da
sürekli k›l›nmas›n›n çok faydal› olaca¤›n› düflünüyorum. Eme¤i geçenlere tekrar çok teflekkür ediyorum.
yapt›. Daha önceden yüzyüze görüfltü¤ümüz bir
kaç ufak problem haricinde ciddi, projeyi aksatacak hehangi bir sorun olmad›.
Bu projenin önümüzdeki günlerde daha fazla
ö¤renciye ulaflmas›, atölye çal›flmalar›n›n artarak devam etmesi Türkiye'de bilimin ilerlemesini
ve geliflmesini sa¤layacak olanlar›n önünü açabilir. Olabildi¤ince çok ö¤renciye ulaflmam›z bu
anlamda çok önemli. Projenin yürütücüsü Hacer Erar olmak üzere eme¤i geçen tüm arkadafllara çok teflekkür ediyorum. Bu projenin
devam›nda sizlerle çal›flmak isterim. Herkese sonsuz teflekkürler.
Asuman Alpagut (Müze Atölyesi E¤itmeni)
Bir etkinli¤i baflar›yla tamamlaman›n gururunu yafl›yor olman›za çok sevindik. Art›k
okullar›n, sivil toplum kurulufllar› ve di¤er kurumlar›n bir çok
konu ile oluflturduklar› bu tür yaz okullar› ile ilgili disiplinleri çocuklarla tan›flt›rmas› aç›s›ndan baflar›l› bir organizasyon. Özellikle tüm
etkinliklerin yaflayarak ö¤renilmesi (en az›ndan biz kendi atölye
çal›flmam›zdan ç›kard›¤›m›z sonuç, çünkü di¤er çal›flmalar› yak›ndan takip edemedik) baflar›n›n yüksek oldu¤unu göstermekte.
Özellikle sizin grup liderli¤iniz için ayr›ca teflekkür ederiz. Çal›flman›n aksayan ya da eksik yönü konusunda bir fley söylemem için
tüm çal›flmalara kat›lmam gerekti¤ini belirtmeliyim. Bu nedenle
gerek organizasyon gerekse de koordinasyon aç›s›ndan bir eksik
göremedim. Tekrar birlikte çal›flmak üzere. Tüm arkadafllar ad›na
teflekkürler.
Mine Bellikli (Mehmet Erim Bellikli'nin annesi),
At›l›m Üniversitesi DELSU Koordinatör Yard›mc›s›
At›l›m Üniversitesinde düzenlenmifl olan “Yaz Bilim Park› 2008'e”
katk›da bulunan baflta proje yürütücüsü Dr. Hacer Erar olmak üzere tüm kurum-kurulufl ve bireylere ayr› ayr› teflekkür etmek istiyorum. 11 yafl›ndaki o¤lum için çok zevkli ve mutlu geçen iki haftal›k “Yaz Bilim Park› 2008”, velisi olarak benim gün be gün o¤lumun tutum, davran›fl, hareket ve ilgi alanlar›ndaki k›sa süredeki
de¤iflikli¤i hayret, mutluluk ve gurur içerisinde izleme sürecim olmufltur. Okul döneminde fen bilgisi dersinde “ders” olarak gördü¤ü ve zaman zaman s›k›ld›¤› veya anlamakta zorluk çekti¤i birçok
konunun “Yaz Bilim Park› 2008” sayesinde onun hayat›n›n merkezine oturmas›, bunlardan çok büyük bir keyif almas›, günlük hayat›nda bunlar› nas›l kullanaca¤›n› ve önemini kavramas› ayr›ca bu
konularda bilim park›nda atefllenen k›v›lc›m›n o¤lumda alevlere
dönüflmesi, konuyu enine boyuna araflt›rmaya kalkmas›, çevresindeki herkese ö¤rendi¤i konular› daha iyi nas›l aktarabilirim telafl›
içerisine girmesinin tüm aile bireyleri olarak elde etti¤imiz en büyük kazanç oldu¤una inan›yorum. Yaz›m›n bafl›ndaki teflekkürlerimi bir kez daha yenileyerek “Küçük Bilim Adamlar›” yetifltirmek
ad›na at›lan bu ad›m›n daha çok çocu¤un yararlanabilece¤i, daha
de¤iflik konular›n da ele al›nd›¤› daha büyük ve sürekli bir e¤itime
dönüflmesini temenni ediyorum. En k›sa zamanda baflka projelerde birlikte olmak ümidi ile.
Personel Yak›n› Çocuklar›n› ‹hmal Etmedik
At›l›m Üniversitesi'nde düzenlenen TÜB‹TAK destekli Yaz Bilim
Park› 2008 projesi personelimizin çok ilgisini çekti. Kat›l›mc›lar
kurra sonucu belirlendi¤inden onlar›n çocuklar› kat›lamam›flt›.
Okul yönetiminin deste¤i ile personel yak›n› çocuklar için 1-5 Eylül 2008 tarihleri aras›nda program›n bir bölümünü tekrarlad›k.
Afla¤›da verilen veli görüfllerine bak›l›rsa, herkes çok memnun kalm›fl. Her sene tekrarlamay› düflünüyoruz.
Veli Görüflleri
Ruflen Öktem (Umut Can Öktem'in annesi),
At›l›m Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisli¤i
Ö¤retim Üyesi
Yaz Bilim Park› 2008 program›n› çok iyi haz›rlanm›fl ve organize
edilmifl olarak buldum. O¤luma, yafl›tlar›yla birlikte hem çok yönlü,
hem de e¤lenceli ve ayr›ca görsel imkanlar›n oldukça iyi kullan›ld›¤› bir ortamda kendini gelifltirme, ilgilendi¤i konularda iflin uzman-
29
Bu Y›l da Muhteflemdi.
Üniversitemizin gelenekselleflen ve her y›l büyük bir baflar›
ile organize etti¤i bahar flenli¤i etkinli¤i pek çok konu¤a ev
sahipli¤i yapt›. 21 - 22 May›s tarihlerinde gerçeklefltirilen ve
önceki y›llarda oldu¤u gibi üç sahnede ve konferans salonlar›nda düzenlenen etkinlikler kat›l›mc›lar›n gönüllerince e¤lenmesine olanak sa¤lad›.
fienlik program› kapsam›nda profesyonel sanatç›lar›n konserleri, söylefliler, ö¤renci kulüpleri etkinlikleri yer ald›. Gün
boyu çeflitli amatör müzik gruplar›n›n gerçeklefltirdikleri performaslarda kat›lanlara e¤lenceli saatler yaflat›ld›.
Sektörlerinin öncü firmalar›n sponsorluk destekleri ve stand
kat›l›m›yla yap›lan flenli¤in ö¤rencilerimiz, idari ve akademik
personelin yan› s›ra halka aç›k olmas› nedeniyle Üniversitemize gelen pek çok Ankaral›ya gönüllerince e¤lenme imkan›
sundu.
fienli¤in ilk günü Üniversitemiz rektörü Prof. Dr. Abdurrahim
Özgeno¤lu'nun aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›, halk danslar› gösterisi ve eflli danslar›n ard›ndan Do¤a Sporlar› Kulübü'nün gösterisiyle devam
etti.
Etkinlik çerçevesinde Alem FM in
gün boyu kampüsten gerçeklefltirdi¤i canl› yay›n›n›n yan› s›ra Grup Neverstand, Gurup Yobaz ve Grup
Küp'ün konserleri kat›l›mc›lara hofl anlar yaflatt›. Odtü Gitar toplulu¤unun
Üniversitemiz Seyhan Cengiz Turhan
Konferans Salonunda gerçeklefltirdi¤i
konser büyük be¤eniyle karfl›land›.
fienlik alan›nda yer alan Salata / Satsuma Platformu’nda ise
DJ performanslar akflam konserleri öncesine kadar devam etti.
Günün ilerleyen saatlerinde havan›n
kararmaya bafllamas› ile flenlik alan›
gittikçe kalabal›klaflmaya bafllad›.
Akflam saatlerinde Nur Yoldafl ve
Kent Orkestras› sahne ald›. Nur
Yoldafl ve Kent orkestras› izleyicilerinde hepbir a¤›zdan efllik
etti¤i nostaljik flark›lardan oluflan
harika bir müzik dinletisi gerçeklefltirdi.
Saat 21:00 de Mashar Fuat Özkan'›n sahneye ç›kmas›yla flenlik daha çoflkulu bir hale dönüfltü. Ankara'n›n dörtbir köflesinden
kampüse gelen seyirciler saatler öncesinde
sahne önünde y›¤›nlar oluflturdular. Sevilen
flark›lar›n› dev bir koro ile birlikte söyleyen
Mashar Fuat Özkan üçlüsü akademisyenlerimize, ö¤rencilerimize ve misafirlerimize unutulmaz bir akflam yaflatt›.
Havaii fiflek gösterisinin
ard›ndan gece unutulmaz an›lar ile sona erdi.
Bahar flenli¤inin ikinci
gününde de kampüsümüz erken saatlerde misafirlerini ve
ö¤rencilerini a¤›rlamaya bafllad›. fienli¤in gündüz etkinlikleri Ankara'n›n
ve Üniversitemizin gruplar›ndan
Grup
Art›, Grup
Prison, Grup Fun-Key
in sahne almas› ile bafllad›. Ard›ndan sahne
alan Grup Stresle coflan gençler, e¤lenceye doydu.
Kampus alan›nda gerçeklefltirilen DJ'lerin sergiledikleri performans ile flenli¤in yeflil alan›nda oturan gençlerin e¤lencesine kesintisiz renk katt›.
Akflam Nil Karaibrahimgil'in konserinden önce heyecan doruktayd›. Binlerce kifli sahne önünde çoktan yerlerini alm›flt›. Saat 21:00'i gösterdi¤inde ise muhteflem görüntüsü ve
büyüleyici sesi ile Nil sahnedeydi. Binlerce seyircinin efllik
etti¤i sevilen flark›lar›n› seslendiren Nil, dinleyicilere harika
bir gece yaflatt›.
Eflsiz görüntülere sahne olan 8. Bahar fienli¤i gecenin sonunda gerçeklefltirilen muhteflem havai fiflek gösterisiyle
sona erdi.
FORMULA G
25-31 A¤ustos 2008
2005 y›l›nda bafllayarak her y›l düzenlenen Formula G yar›fllar›n›n olmazsa olmaz›, vazgeçilmez ekibi At›l›m Üniversitesi, 2008
yar›fllar›na iki araçla kat›larak bu yar›fllara verdi¤i önemi bir kez
daha vurgulad›.
d›. Yeni aynalar monte edildi. Ayr›ca power tracker ve driver
ayarlar› yap›lmaya baflland›.
Çarflamba günü Sollar’a takt›¤›m›z yeni direksiyon sisteminin
uygun sonuç vermedi¤i görünce eski sistem (Ackerman), yeni
sistemin rot bafllar› kullanarak monte ettik. Eski sistem monte
edilirken enlem rot kollar›n›n kaynak ifllemini Marmara Üniversitesi’nin portatif kaynak makinesini kullanarak yapt›rtt›k. Arac› denedik ve sistemin uygun çal›flt›¤›n› gördük.
Tübitak’›n düzenledi¤i Formula G yar›fllar› 2008 y›l›nda ‹zmir P›narbafl› yar›fl pistinde yap›ld›. Günefl arabalar› tak›m›m›z iki
araçla kat›ld›¤› yar›fl› 24 araç aras›ndan bir yedincilik bir onunculuk alarak baflar›l› bir flekilde tamamlad›.
Yar›fl öncesi ve yar›fl esnas›nda tak›m elemanlar› e¤lenceli, endifleli hatta üzücü pek çok olay yaflad›.
Hasat arac›nda ön tekerlek göbeklerinde gevflemeler vard›, bu
gevfleme nedeniyle tekerlek üst rotillere sürtme yap›yordu. Tekerlekleri söktük ve emniyet pulunu kullanmadan difllere Locktide sürerek göbek somunlar›n› s›kt›k.
Yar›fl heyecan› ve telafl› 24 A¤ustos 2008 Pazar günü her iki
arac›n ve malzemelerin gece yar›s› t›ra yüklenerek ekip elemanlar›n›n da servis ile ‹zmir’e do¤ru yola ç›kmas› ile bafllad›.
Bu arada her iki arac›n eksikleri tespit edilerek, teknik kontroller için haz›rlanmaya baflland›. Bu kontrollerde acil durdurma
butonunun yerine daha basit sistemler istenmesi üzerine bu
butonlar temin edilerek monte edildi. Sollar’›n rollbar›nda ki kaynak
eksiklikleri tamamland› (bu kayna¤›
Servis floförümüz Ümit eski kaynak
tecrübesini kullanarak yapt›)
‹zmir’e ertesi gün 11.30 s›ralar›nda ulaflarak EGE Üniversitesi
Konukevine yerlefltik. TIR 14.00 da yar›fl pistine geldi. TIR daki araç ve malzemeleri boflaltt›k. Baz› eksik malzemelerimizi temin ederek araçlar›n “Regenerative Braking-Frenleme ile enerji elde
etme” yapmas›na izin verecek imkanlar› yaratmaya bafllad›k.
Güç izleyici (Power tracker) ve sürücü (driver) ayarlar›na devam edildi.
Ayr›ca gaz ve fren için podlar araçlara monte edildi. Araçlara h›z göstergeleri tak›ld›.
Sal› günü yar›fl alan›na giderken tak›m
arkadafllar›m›zdan Ziya Co¤en’in bir kaza sonras›nda baca¤› k›r›ld›. Arkadafl›m›z›n tedavisi için ameliyat›n gerekli olmas› nedeniyle doktorlar memleketi
Konya’ya biran önce uçak ile götürülmesini istedi.
Bunu üzerine iki gruba ayr›ld›k ve bir
grup Ziya’n›n ifllerini organize ederken
di¤er grup piste giderek çal›flmalara devam etti. Araçlara stop lambalar› tak›l-
Hasat Yar›fla bafllamadan önce
32
Çarflamba günü Karabük Üniversitesi arac›n›nda akülerinde yang›n ç›kt›. Tak›mdaki arkadafllar›m›z bu yang›n› söndürmek ve yang›n sonras›nda gerekli ihtiyaçlar› tespit etmek
üzere epey çaba gösterdi. Bu olayda
bizi etkileyen en önemli durum Kara-
p›ld›. Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu’nu hava alan›n da karfl›lay›p piste getirdik.
bük Üniversitesi akülerinin Li-Po akü
olmas›yd› (Sollar’ ›n aküleri de Li-Po
idi). Geçen sene ‹TÜ tak›m›nda ayn›
çeflit aküde yang›n ç›km›flt›. Bu nedenle arkadafllar›n›n tedirginli¤i artt›.
Ancak Karabük tak›m›n›n yanl›fl bir ifllem nedeniyle yang›na neden oldu¤u
ö¤renilince biraz rahatlad›k. Sollar’›n
teknik kontrolü onayland›¤›nda saat
18.30 idi.
Yar›fl 12.30 da bafllad›. Araçlar s›ralamaya göre yerlerini ald›lar ve tak›mlar tek tek tan›t›ld›. Araçlar›m›z
Hasat ve Melih Turgut (Sollar’›n bu
yar›fltaki ad›) adlar› ile yar›fllara kat›ld›. Hasat’›n kap› nosu 20, Sollar’ ›n
kap› nosu 2 idi.
28 A¤ustos 2008 Perflembe günü
Gerçek yar›fl›n bafllamas› bir saatten
normal olarak s›ralama turlar› yap›lafazla sürdü. Hasat, arkas›ndan gelen
SOLLAR yar›fl esnas›nda
cakt›. Fakat havan›n kapal› ve ya¤›fll›
sese ra¤men (muhtemelen arka aks
olmas› nedeniyle s›ralama turlar› yap›lamad› ve Tübitak taraf›nmili) temposunu bozmayarak 10. luk s›ras›n› korudu. Zaman zadan yar›fl program›nda de¤ifliklik yap›laca¤› bildirildi. Perflembe
man yar›flta durarak flarj etmeyi bekledi.
akflam› saat 19.30 da bildirilen yeni yar›fl program›na göre;
Sollar ise uzun süre 5. ve 4. s›rada yar›flt›. Ancak sol ön rotil
29 A¤ustos 2008 Cuma günü 14.00 -16.00 aras›nda s›ralama
tespit c›vatas›n›n düflmesi sonras›nda pistte ve tamirat esnaturlar› yap›lacak,
s›nda kaybetti¤i zaman nedeniyle 12. s›raya kadar düfltü. Daha sonra toparlayarak yar›fl› 7. olarak bitirdi. Yar›fl 1 saat 29 da30 A¤ustos 2008 Cumartesi günü 12.30-14.30 aras›nda antkika sürdü.
renman yap›lacakt›. Netice olarak yar› finaller yap›lmayacak idi.
Perflembe günü Sollar’ ›n ön ve arka tekerlek sal›ncak kollar›na
Delrin takviye malzemeler yerlefltirildi. Gaz ve fren podlar› tekrar kontrol edildi.
Netice olarak, ald›¤›m›z sonuç, hedefledi¤imiz sonuçlara oldukça yak›nd›. E¤er Sollar bu ar›zay› yaflamam›fl olsayd› çok
rahat 5. olabilecek, 4.lü¤ü ve 3.lü¤ü zorlayacakt›k. Bu yar›flmadan da kupas›z dönmedik. Tak›m içindeki ahenk ve di¤er
gruplara yard›mda öncülük nedeniyle “Kurul Özel Ödülü” kupas›n› ald›k.
29 A¤ustos 2008 Cuma günü s›ralama turlar›na haz›rl›k bafllad›, aküler flarj edildi. Hasat’›n panellerinin flarj miktar› oldukça
düflük olmas› nedeniyle Sollar›n panellerinden de takviye yap›ld›. Bu gün aram›za eski üyelerimizden Ethem Ersöz’de kat›ld› ve
Sollar’a pilot oldu. Hasata’da Mert Babacano¤lu pilotluk yapt›.
Cuma günü yap›lan s›ralama turlar›nda Hasat 10. s›rada Sollar
14. s›rada yer ald›.
Bu y›l yar›flmalara iki araç ile kat›ld›k. ‹ki araç ile kat›lan baflka
üniversitelerde mevcut idi. Ancak genelde di¤er üniversitelerde
2 araç 2 tak›m vard›. Bizde ise 2 araç tek tak›m mevcuttu. Her
iki araç ta da yap›lacak ifllerin olmas› ve zaman›n k›sa olmas›
nedeniyle tak›m elemanlar›na çok ifl
düfltü ve Sabah saat 9.00’dan gece
21.00’a kadar çal›fl›ld›. Baz› günler bu
süre gece yar›s›n› buldu. Bu nedenle
Günefl arabalar› tak›m›n›n baflar›s› al›nan sonucunda üzerindendir. Tak›m
arkadafllar›ma çok teflekkür ediyor ve
hepsini tekrar kutluyorum.
30 A¤ustos 2008 Cumartesi günü yap›lan antrenmanlarda Sollar yaklafl›k
22 tur yapt›. Hasat ise bir ar›za yaflad› ve motor aks sa¤ taraftaki mili k›r›ld›. Bunu üzerine sanayiye gidip yeni mil yapt›rd›k ve Hasat’ a monte
edip saat 20.00 da tekrar yürür hale
getirdik.
31 A¤ustos 2008 Pazar günü araçlar›m›z› yar›fla haz›rlamak üzere saat
7.30 da bir grup arkadafl›m›z piste
gitti ve reklam panolar›n› araçlara yap›flt›rd›lar. Araçlar›n son kontrolleri ya-
Günefl Arabas› tak›m› 2008 y›l›nda kazand›klar› “Kurul Özel ödülü” Kupas› ile
Gelecek y›l çal›flmalara daha erken
bafllar, aksakl›klara zaman›nda müdahale edebilirsek yapaca¤›m›z yeni
arac›n ilk 3 araç içerinde olaca¤›na
inan›yoruz.
H. Orhan Y›ld›r›m Günefl Arabas› Tak›m›, Akademik Dan›flman›
33
KAYAHAN ile
Akademik Y›la
Merhaba
Konseri
Üniversitemizin 2008-2009 akademik y›l aç›l›fl› yine renkli görüntülere sahne
oldu.
Geçti¤imiz y›l Erol Evgin'in konseri ile yap›lan aç›l›fl, bu y›l Türk Pop Müzi¤i’nin
önemli sanatç›lar›ndan söz yazar›, besteci ve yorumcu Kayahan konseri ile
yap›ld›.
At›l›m Garden'da gerçeklefltirilen konsere akademisyenlerin yan›s›ra ifl
dünyas›, yerel yönetici ve bas›n mensuplar›ndan oluflan dörtyüz
seçkin konuk kat›ld›.
Gece Grup Trio'nun müzik dinletisi ile bafllad›. Osmanl› Mutfa¤›ndan örneklerin ikram edildi¤i yeme¤in ard›ndan Kayahan sahne
ald›.
‹skender Paydafl, As›m Ekren ve Ufuk Y›ld›r›m gibi Türkiye'nin önemli müzisyenlerinden oluflan orkestra ile sahne alan Kayahan “Allah›m
Neydi Günah›m, Geceler” gibi söz ve bestesi kendisine ait olan
unutulmaz flark›lar›n› dinleyiciler ile birlikte seslendirdi.
Efli ‹pek Açar'›nda kendisine efllik etti¤i konser s›ras›nda ünlü sanatç› Kayahan zaman zaman konuklar›n aras›na kar›flarak çeflitli yar›flmalar ve esprileri ile bol kahkahal› eflsiz bir
gece yaflatt›.
Kayahan, sahnede uzun y›llar yaflad›¤› Ankara'da ve At›l›m
Üniversitesi'nde olmaktan çok mutlu oldu¤unu dile getirerek yak›n zamanda tekrar gelmek istedi¤ini belirtti.
Konser, havai fiflek gösterileri ile sona erdi.
34
RÖPORTAJ
n
a
h
a
y
a
K
“Yolu sevgiden geçen herkesle birgün bir yerde bulufluruz”
cümleniz -slogan olarak- y›llar boyu her kesimden insana
ulaflt›. Pekçok insan, bu cümleyi hayat›n›n bir kesiminde
mutlaka kullanm›flt›r ya da baflkas›ndan duymufltur. Ülkemizde son zamanlarda artarak devam eden ve gerek içinde
bulundu¤u co¤rafya, gerek sosyo-kültürel nedenlere ba¤lanan birçok sorun yaflanmaktad›r. “Sevgi” kelimesini bu kadar çok kullanan bir ülkede, bu kadar çeliflkinin birarada yaflanmas›n› neye ba¤l›yorsunuz?
fiimdi sevgimizi daha çok söylemek laz›m. Ne eksikse onu söylemek. Sevgiler, bizim dönemimizde azd›, flimdi daha az. O yüzden; sevgiden bahsederken yüksek sesli olunmal›. Ça¤›n getirdi¤i hastal›klardan ve süratinden en fazla müzik sektörü etkileniyor. ‹nsanlar, art›k bir yanl›fl›n içindedirler. Bunu gözden geçirmek laz›m. “Baflar› = Para gibi görünüyor. Halbuki asla böyle de¤ildir. Çok para kazanarak, çok baflar›l› olmufl say›lmazs›n›z. Sadece çok para kazanm›fl olursunuz ama baflar›l› olup para kazanamayabilirsiniz de. Bu da orant›l› bir ifl de¤ildir. Bu yüzden; herkes kendi iflini severek yaparsa hizmet olacakt›r.
Üniversitemiz 2008-2009 akademik y›l› aç›l›fl› sebebi ile
Türk Pop Müzi¤inin kilometre tafllar›ndan Kayahan’› konuk etti. Gönüllere kaz›nm›fl flark›lar›n› dinleyici ile paylaflarak muhteflem bir konser veren Kayahan ile konser
sonunda röportaj yapabilme imkan› bulduk.
Ankara’y› özlüyor musunuz? Hayat›n›z›n bir döneminde Ankara’da yaflad›¤›n›z› biliyoruz. Çocuklu¤unuzdaki Ankara ile
bugünkü Ankara aras›nda ne fark görüyorsunuz? Hoflunuza
gitmeyen fleyler nelerdir?
Ben Ankara’dan gideli 28 y›l oldu. Herfleyi Ankara’da ö¤rendim.
Ankaral› dinleyici her yerden farkl›d›r. Bu çok net. Öncelikle
dinliyorlar. Burada flark› söylemek güzel; çünkü dinleyen insanlar –Ankaral›lar- çok farkl›d›rlar.
Kayahan’›n flimdiki müzik dünyas›na bak›fl›n› k›saca anlatt›¤› bu röportaj›, keyifle okuyaca¤›n›za inan›yoruz.
Türk Pop Müzi¤i’nin eskimeyen ve her albümüyle bir önceki
albümden daha büyük baflar› elde eden sanatç›lar›m›zdan birisiniz. Baflar›n›zdaki süreklili¤in nedenini neye ba¤l›yorsunuz?
Çal›flmaktan baflka bir nedenim yok. Sadece çal›flmak.
Son 15-20 y›ld›r; bir kaç gün içinde flöhret olup unutulan flark›c›larla s›kça karfl›laflt›k. Sizin dinledi¤iniz yeni sesler oluyor mu? Ya da “bu ses güzel” dedi¤iniz sanatç›lar var m›?
Sizce baflar›s›n› sürekli k›labilen isimler oldu mu?
Kendi mesle¤im icab› çok fazla fley dinlemem. Çok eskiden beri bu böyledir . Eskiden; Beatles, Zeki Müren gibi dinledi¤im favori sanatç›lar›m vard›. Bu ifli do¤ru yapm›fl insanlara karfl› sayg›l›y›m. Ama öykünmemek -etkisinde kalmamak- için çok fazla dinlememeye çal›fl›rd›m. Onun d›fl›nda; zaman buldukça yeni
arkadafllar› da dinlemeye çal›fl›yorum.
Türk Pop Müzi¤i’nin birçok aflamas›na flahitlik etmifl usta bir
sanatç› olarak, Türk Pop Müzi¤i’nin bugünkü durumunu de¤erlendirebilir misiniz?
Her topra¤›n ayr› çiçe¤i oldu¤u gibi, her ça¤›n ayr› müzi¤i ve fliiri vard›r. Dolay›s›yla; biz bize ait olan bir fley yapt›k. Bu zamana kadar geldi¤ine göre do¤ru birfley yapm›fl›z. Di¤er arkadafllar›n da flark›lar› e¤er yaflar ve bugüne kadar gelirlerse; onlar da
flark›lar›n›n do¤ru oldu¤unu düflünür. Bir de Amerikal›lar›n
“bubble gum” dedikleri -çiklet gibi- tüketilen ve at›lan müzikler
vard›r. O da bir tarzd›r. Ben, öyle birfley yapmad›m. Bugün öyle fleyler daha çok yap›l›yor.
Son olarak; At›l›m Üniversitesi’nde gerçeklefltirdi¤iniz konserle ilgili söylemek istedikleriniz nelerdir?
At›l›m’daki konserimiz ilkti ve güzeldi. Öncelikle; ilk olarak sahneye ç›kt›¤›mda atmosferi alg›lamaya çal›flt›m çünkü, her konser farkl› cereyan eder. Bizim buradaki önemli iflimiz; insanlar›
mutlu etmek, onlara do¤ru flark›lar çalarak hizmet vermekti.
Amac›m›z seyirciyi s›kmamakt›. Bazen çok ciddi olduk, bazen
ifli flakaya vurduk. Devaml› sörf yapar gibi bir programd›. Böylelikle de tempoyu düflürmemeye çal›flt›k.
Kayahan Açar olman›n sorumlulu¤u nedir?
Bu asl›nda baflar›yla yak›ndan alakal› bir durumdur. Bir iflte baflar›l› oldu¤unuzda veya bir ödül ald›¤›n›zda ona lay›k olmak için
çal›fl›yorsunuz. Bir flekilde baflar›n›n devam› geliyor. Bu süreklili¤i sa¤l›yor ve baflar›lara çal›flman›n sayesinde ulafl›labiliyor.
35
EKONOM‹K KR‹Z DE⁄ERLEND‹RMES‹
‹flletme Fakültesi ‹ktisat Bölümü ö¤retim elemanlar›n›n kat›l›m› ile küresel ekonomik kriz ve Türkiye'nin ekonomik ve
sosyal yap›s› üzerinde ki yans›malar›n›n konu edildi¤i bir Kolokyum -atölye çal›flmas›- gerçeklefltirildi.
çekinmeleridir. Borç vermek isteyen fazla tasarruf sahipleri ile
yat›r›mc›y› bir araya getiren bankac›l›k görevleri art›k yavafl yavafl k›r›lmaya bafllad› bu da Türkiye'nin ileri dönemlerde büyümesini olumsuz bir flekilde etkileyecektir. Ama as›l büyük sorun
reel sektörde yaflanacakt›r dedi.
Krizin etkilerinin ve yans›malar›n› de¤erlendirildi¤i, yüksek sesle düflünerek salondaki dinleyicilerin de kat›l›m› ile karfl›l›kl› görüfl al›flveriflinin yap›ld›¤› Kolokyum’da küresel mali krizle ilgili
sorunlar ortaya konularak; bu mali krizin bir yol kazas› m› yani
bir tak›m hatalardan m› kaynakland›¤n›n yoksa sistemik bir kriz
mi oldu¤u sorular›n›n yan›tlar› aranarak Türkiye'ye yans›malar›
tart›fl›ld›.
Ard›ndan söz alan Yrd. Doç. Dr. Mustafa ‹smihan, küresel krizin etkilerine bakacak olursak Türkiye’yi ilk vurdu¤u kanal›n güven bunal›m› ve belirsizlikler oldu¤unu, Türkiye'nin krizden etkilenip etkilenmeyece¤i konuflulurken bu gün üçüncü çeyrekte
s›f›r ya da negatif büyümeye gidilmesinin konufluldu¤una dikkati çekti. Mustafa ‹smihan, kredi s›k›flmas› ile bafllayan krizin
Türkiye'ye iki türlü yans›mas› oldu¤unu borç konusunda miktar
k›s›t› yafland›¤›n› ve daha yüksek faizlere borçlan›laca¤›n› söyleyerek “d›fl dünya yavafllad›, en büyük ihracat pazar›m›z olan
Euro bölgesi üçüncü çeyrekte resesyona girdi. 2009 da ise büyüme s›f›ra yak›n olacak. Bizim güvendi¤imiz kalemleri ihracaat
ve turizmdi, yabanc›n›n geliri azal›nca d›fl talebimiz etkilenecektir”dedi. Krizin etkilerine bak›lacak olursa, üretim için d›fl dünyaya ciddi bir flekilde ba¤l› olunmas›, Türkiye'de büyüme olmas›na ra¤men istihdam yarat›lamamas› ve iflsizli¤in %10 larda
kalmas› s›k›nt›lar›n› krizin daha da yükseltebilece¤i ihtimalleri
üzerinde duran Mustafa ‹smihan, borsada yabanc› firmalar›n
etkisinin %80 civar›nda oldu¤unu, bankalar›m›z›n yar›dan fazlas›n›n yabanc›lar›n oldu¤unu göz önüne alacak olursak krizin bizi etkilememesinin mümkün olmayaca¤›n› bildirdi.
‹lk olarak söz alan ö¤retim görevlisi Seyit Mümin Cilasun, krizin
sadece ekonomiyi ve ekonomistleri ilgilendiren bir durum olmad›¤›n› toplumun bütünlü¤ünü ve Türkiye’yi ilgilendiren ve üzerinde durulmas› gerken bir konu oldu¤unun alt›n› çizdi.
Krizin niye ç›kt›¤› konusunda tespitlerde bulunan Cilasun, son
befl alt› y›ll›k dönemde yarat›lan olumlu büyüme, ülkelerin ekonomilerinin çok geliflmesi ve son dönemde petrol fiyatlar›n›n
fazla yükselmesinin dünyada dolaflan sermaye miktar›n›n artmas›na neden oldu¤unu, bu sermayenin kendine gidecek yer
ararken Amerikan yat›r›m bankalar›n›n emlak piyasas›n› kullanarak, emlak kredileri ile türev ka¤›tlar› ç›kart›p piyasadaki fazla paray› kendilerine çekmeye çal›flt›klar›n› ve Mortgage piyasas›nda yaflanan sorunlar ile krizin gelmeye bafllad›¤›n› belirtti.
Türkiye aç›s›ndan yaflanan kriz finansal piyasalar› ilgilendirmesi
nedeniyle kötü bir senaryo yok gibi göründü¤ünü, Tükiye'nin bu
krizin mikro ölçekli bir benzerini 2001 de yaflayarak tecrübeli
oldu¤unu, bunun yan› s›ra Amerika da batan bankalar›n ç›kartm›fl oldu¤u türev ka¤›tlar› Türkiye'deki finsans sistemine girmemifl olmas›n›n büyük bir flans oldu¤unun alt›n› çizen Seyit Münin Cilasun, “Ancak en sa¤lam finansal piyasalar bile bu krizden etkileniyorlar. Bunun ilk sinyalleri bankalar›n gelecek dönemlerde flirket iflaslar› beklemesi sebebi ile kredi vermekten
Prof. Dr. Sinan Sönmez konuflmas›nda krizin sistemik bir kriz
oldu¤unu vurgulayarak “kapitalist sistem içinde finansal serbestleflme bir zorunluluk haline gelmifltir. Buna karfl› ç›k›fl›n iki
yolu vard› birincisi yurtiçi talebinin geniflletilmesi ve sermaye
36
birikimine ivme kazand›r›lmas›, böyle bir yöntem iflgücünün gelir pay›n›n artmas›
anlam›na geliyor ve gündeme al›nm›yor. ‹kinci seçenek ise sermayenin h›zla finansal alana kayd›r›lmas›”
dedi. Sönmez, neo liberal
politikalar›n bir sonucu olarak finansal sektör serbestleflmeye ve kurals›zlaflma
sürecine girdi¤i zaman tüm o finansal araçlar türev piyasalar bir
anda ortaya ç›kar ve zenginleflmeye bafllar diyerek sürdürdü¤ü
konuflmas›n› “Reel piyasadaki firmalar finansal sektörde kar etmeye bafll›yor bu flekilde de reel sektörün kar haddinde t›rmanma oluyor. Bu mekanizma çok riskli. Sonuç olarak da bu saadet
zincirinin bir yerde koptu¤unu ama bu sistem ile bunun kaç›n›lmaz bir kriz” oldu¤unu söyleyerek noktalad›.
raf›ndan sert önlemlerle
bast›r›laca¤›n›, tüm dünyay›
oldukça sanc›l› bir dönemin
beklendi¤ini söyleyerek, konuflmas›n› “Devletlerin ve
büyük sermaye gruplar›n›n
kendi içlerinde ki çat›flmalar›n ve çekiflmelerin h›z kazanaca¤› bir dönem bekliyoruz. Önümüzdeki dönem refahta gerileme nedeniyle
kolluk kuvvetleri ile talepler aras›nda ki mücadeleleri izleyece¤iz” diyerek bitirdi. Yrd. Doç. Dr. Nil Demet Güngör küresel bir
kriz yaflad›¤›m›z› ABD'de yaflanan krizin çevre ekonomilerine
de h›zla yay›ld›¤›n›, dolar›n piyasalara hakimiyetinin tüm ticari
faliyetleri etkileyece¤ini söyleyerek “Türkiye bu dönemde ithalata dayal› d›fla ba¤›ml› bir büyüme süreci izlemifltir. Düflük kur
sebebi ile ihracat›m›z›n artmas›na sevindik ancak Türkiye ara
mallar konusunda d›fla ba¤›ml›, iflsizli¤e çözüm bulamam›fl bir
ülkedir. Devletin özellefltirmeler ile küçülmesi iflsizli¤i daha da
artt›rm›flt›r” dedi.
Prof. Dr. Sinan Sönmez’in ard›ndan söz alan Prof. Dr. Y›lmaz Özkan, krizin, kapitalizmden kaynaklanm›fl olsayd› bir kaç y›l içinde çözülebilece¤ini ancak böyle bir fleyle ilk kez karfl›lafl›ld›¤›n›,
flu anda sistemin yapabilece¤i hiçbir fley olmad›¤›n› vurgulad›.
Yrd. Doç. Dr. Salih Ak kriz hakk›nda tespitte bulunabilmek için
bir tipoloji ç›kartmak gerekti¤ini söyleyerek bafllad›¤› konuflmas›n› “Tipik olarak mevcut krizin hangisi oldu¤u yönünde bir de¤erlendirme yapmak çok zor tüm kriz tiplerini birarada görüyoruz. Krizin Türkiye’ye etkilerine bakacak olursak resmi a¤›zlardan bu krizin f›rsata döndürülebilece¤i yönünde söylemler var.
Bence f›rsata de¤il f›rsatç›l›¤a dönüfltü. Özellikle do¤al gaz
zamm› tipik bir f›rsatç›l›k örne¤idir. Bunu takip eden elektirik
zamm› da öyledir. ‹flsizlik konusu önemlidir. Gerçekte %16 civar›nda bir iflsizlik sözkonusudur. Üniversite mezunlar› için ise bu
oran %30 civar›ndad›r” diyerek sürdürdü.
Prof. Dr. Özkan, di¤er bir hususun da bu krizin kapitalizmin en
h›zl› iflledi¤i yerde bafllamas› ve onu çaresiz hale getirmesi oldu¤unu söyleyerek “Kapitalizmin üretim sistemi olarak olgunlu¤a ulaflt›¤› art›k zaman›n›n geldi¤i anlam›nda yorumlanabilir
mi? Böyle ise ortaya ç›kacak yeni oluflumun ip uçlar›n› aramak
gerekmez mi? ABD de yaflanan seçim bir devrimin iflaretidir.
Kapitalizmin tarihinde ilk kez yaflan›lan bir fleydir yeni bir dönemin iflaretidir. Bunun Türkiye’ye nas›l yans›yaca¤›n› tart›flmak
istiyorsak ya kapitalizmin krizlerinden biridir Türkiye'nin burada
oynayaca¤› rol bellidir, ya kapitalizmin kendi içinden kaynaklanan normal krizlerden biri de¤ilse sadece Türkiyeye de¤il tüm
dünyaya yans›malar›n›n çok farkl› bir flekilde ortaya ç›kaca¤›n›
düflünmek zorunda de¤il miyiz? Bu nedenle krizin nedenini do¤ru tespit etmeden bafl›m›za gelecekleri tahmin etmek mümkün
de¤il” diyerek sözlerini tamamlad›.
Ö¤retim Görevlisi Esra fiengör, konuflmas›na dünyan›n yaflam›fl oldu¤u di¤er krizlerden farkl› bir kriz yafland›¤›n› önceki
krizlerin bölgesel kald›¤›n› ancak flimdi temelinde Amerikan
Mortgage Sistemi’nde kredilerin geri ödenememesinden dolay› faiz oran›ndaki de¤iflimlerden kaynaklanan bir kriz oldu¤unu belirterek bafllad›. Türkiye bu krize yakaland›¤›ndan büyük bir cari a盤a sahipti bu nedenlede Türkiye’nin 2008 için
düflünülen planlar›nda bir de¤ifliklik gerekecek enflasyon iki
haneli rakamlara ulaflacak, iflsizlik art›fl› kaç›n›lmaz tüm bunlar›n sonucu olarak ta gayri safi milli has›la rakamlar› beklenenlerin alt›nda olacak tüm bunlara bakt›¤›m›zda bu krizin yap›s›n› sisteme ba¤layabiliriz ama flimdiye kadar yaflanan krizlerden de farkl› bir yap›s› var. Belki baz› de¤iflimlere neden
olabilecek ya da kapitalizmin sonu olabilecek bir kriz diyerek
sözlerini noktalad›.
Ö¤retim Görevlisi Gürsan fienalp krizin kapitalizmden farkl› veya d›fl›nda bir fley olmad›¤›n› belirterek bafllad›¤› konuflmas›na
kapitalizmin ulaflmad›¤› hiç bir yer olmamas› nedeniyle d›flar›dan onu tehdit edebilecek bir durum olamayaca¤›na dikkati
çekti. Bunun bir yönetiflim krizi olmad›¤›n›, çok iyi tan›d›¤›m›z
sistemden kaynaklanan krizlerden bir tanesi oldu¤unu, bundan
sonra ne olaca¤›na bak›lacak olursa muazzam bir finansallaflman›n beklendi¤ini, toplumsal taleplerin zirve yapaca¤› bir döneme girilece¤ini ve buna karfl›l›k devletler ve zirve gruplar› ta-
37
EKONOM‹K KR‹Z
At›l›m Üniversitesi ‹ktisat Bölümü taraf›ndan 5 Kas›m 2008 tarihinde düzenlenen “Küresel Mali
Kriz ve Türkiye Üzerindeki Etkileri” kolokyumunun bas›n bildirisi:
Temel dayana¤› kâr olan kapitalizm, reel sektörde kârl›l›¤›n düflme e¤ilimine girmesi nedeniyle finansal piyasalara yönelmifltir. Nitekim son y›llarda küresel sermayenin petrol, emlak ve hisse senedi piyasalar›na afl›r› kâr amac›yla giderek daha yo¤un ve artan h›zla girdi¤i ve bu piyasalardaki fiyatlar›n fliflmesine yol açt›¤› gözlenmektedir. Bu piyasalarda
bilinçli yarat›lan fliflkinlikler küresel krizin esas nedeni olmufltur. Kriz bir yönüyle kaydedilen geliflmelerin sonucu, di¤er
yönüyle oluflturulan afl›r› fliflkinlikleri budaman›n arac› olmaktad›r.
Krizin görüntüsel nedeni ise ABD'deki ipotekli tafl›nmaz piyasalar›nda (mortgage) yaflanan olumsuz geliflmeler olmufltur. Mevduat bankalar›n›n riski yüksek gruplara verdi¤i düflük vas›fl› krediler (subprime) karfl›l›¤›nda yat›r›m bankalar›n›n ç›kard›klar› türev ka¤›tlar›ndan almalar› ve yat›r›m bankalar›n›n da gelen paralarla k›sa vadeli ve yüksek kar peflinde
koflan spekülatif fonlar› (hedge fonlar) oluflturmalar› fleklinde kurulan zincir, artan faiz oranlar› ve düflük vas›fl› kredilerde yaflanan geri ödeme güçlükleri nedeniyle k›r›lm›flt›r. Özetle finansal spekülasyona dayal› saadet zincirinin kaç›n›lmaz
olarak kopmas› söz konusudur.
Krizin do¤rudan etkiledi¤i yat›r›m bankalar› ve bunlar›n ka¤›tlar›na sahip mevduat bankalar›, ABD ve Avrupa'da batm›fl
ya da ba¤l› bulunduklar› devletler taraf›ndan kurtar›lmaya çal›fl›lm›flt›r. ABD ve Avrupa'da aç›klanan ekonomik önlem paketleri krizin etkisini ortadan kald›rmakta yetersiz kalm›flt›r. Gelinen süreçte hem geliflmifl hem de geliflmekte olan ülkelerin finansal piyasalar›nda belirsizlik ve oynakl›k halen devam etmekte, reel sektörde ise durgunluk beklentileri giderek artmaktad›r. Son y›llarda küresel ekonomiyle hem ticari hem de finansal aç›dan yüksek düzeyde bütünleflik olan
Türk ekonomisinin küresel krizden çok az etkilenece¤i ya da hiç etkilenmeyece¤i beklentisine girilmesi ve “krizin f›rsata dönüfltürülmesi” söylemine siyasal otoritelerin prim vermesi kayg› vericidir. Türkiye ekonomisi yüksek cari aç›k ve
reel kesimin a¤›r d›fl borcu nedeniyle önemli miktarda d›fl finansmana ihtiyaç duymaktad›r. 2008 y›l›n›n ikinci üç ayl›k
döneminde h›z kesen büyüme ve giderek artan iflsizlik dikkate al›n›rsa, gerekli önlemlerin zaman›nda ve etkin bir flekilde al›nmamas› durumunda küresel krizin Türkiye üzerindeki olumsuz etkilerinin artmas› beklenmelidir.
Geliflmifl ülkelerde yaflanan finansal krizin Türk ekonomisi üzerine olumsuz etkilerini azaltmak üzere baz› önlemlerin
acilen -ve kamuoyu deste¤i al›narak- uygulanmas› gerekmektedir: (i) Firma ve tüketicilerin kredi s›k›flmas›ndan olumsuz etkilenmesinin önlenmesi amac›yla gerekli önlemler al›nmal›d›r. Örne¤in bu amaçla hükümet tarafindan özel bir
fon oluflturulabilir. (ii) Kriz nedeniyle iç ve d›fl talepte (özellikle özel sektör yat›r›mlar›nda) yaflanan olumsuz geliflmeler
ve durgunluk beklentilerini hafifletmeyi amaçlayan maliye politikas›n›n uygulanmas› gerekmektedir. Bu amaç do¤rultusunda seçici davran›lmal› ve e¤itim, sa¤l›k, altyap› gibi kamu harcamalar› tercih edilerek, hem iç talepteki daralman›n
hafifletilmesi hem de orta ve uzun dönemde Türk ekonomisinin üretim kapasitesinin art›r›lmas› hedeflenmelidir. (iii)
Enerji fiyat art›fllar› gibi üretim maliyetlerini art›ran kamu zamlar›n›n zamans›z ve gereksiz yere uygulanmas›ndan kaç›n›lmal›d›r. (iv) Finansal krizin etkisiyle kaç›n›lmaz gözüken reel sektördeki daralma, son y›llarda çözülemeyen yüksek
iflsizlik sorununun daha da katmerleflmesine yol açacakt›r. Bu ba¤lamda iflsizlik sigortas› fonu olanaklar›ndan yararlanma koflullar›n›n geniflletilmesi ve bu fondan sadece iflsizlerin yararlanmas› sa¤lanmal›d›r.
ABD'den bafllayarak tüm dünyay› etkisi alt›na alan küresel mali kriz, özellikle 1980'li y›llardan bu yana h›zlanan küreselleflme sürecinin yaratt›¤› afl›r› kâra dayal› kontrolsüz piyasa yap›lar›n›n sa¤l›kl› ifllemedi¤ini ortaya ç›karm›flt›r. Günümüzde piyasalarda denetim mekanizmalar›n›n etkin bir flekilde çal›flt›r›laca¤›, devletin rolünün artaca¤›, neoliberal tasar›mdan sosyal refah düzenlemesine geçiflin gündeme gelebilece¤i bir ortam oluflmaktad›r. Türkiye'deki siyasal güçlerin
bu yal›n gerçe¤i dikkate almas› ve sosyal yap›lardaki tahribat› giderici kalk›nmac› politikalar üretmesi ve uygulanmas›
gerekli görülmektedir.
38
PROJE
ATILIM’DAN KANSER HASTALARINA
UMUT VEREN PROJE
Potansiyel antitümör ilac› olarak kullan›labilecek, aminotiyofenol ligandlar› içeren platin mavisi bilefliklerinin sentezlenmesini öngören Proje, Üniversitemizin Mühendislik Fakültesi Kimya Grubu taraf›ndan hayata geçirildi. 1 Temmuz 2006 tarihinde BAP'a sunularak kabul edilen proje, Yrd. Doç. Dr. fieniz Özalp Yaman'›n baflkanl›¤›nda, yard›mc› araflt›rmac› olarak, Prof. Dr. Hüseyin ‹flçi, Yrd. Doç. Dr. Belgin ‹flgör, Arfl. Gör. ‹smail Erilhan'›n çal›flmalar› ile Haziran 2008 tarihinde tamamland›.
Günümüzde kanser, Avrupa’da 2. s›radaki ölüm sebebi. Hastal›¤›n etkili tedavisi bu nedenle çok önemli. Bugün kemoterapinin
gelifltirilmesi, hem iyilefltirilebilen tümör spektrumunun geniflletilmesi hem de tedavi alt›ndaki hastalar›n yaflam kalitelerinin
artt›r›labilmesi için oldukça gerekli. At›l›m Üniversitesi Kimya Grubu’nun gelecekte tüm kanser hastalar›na umut verebilecek yeni
ilaç tasar›mlar› ve bu ilaçlar›n DNA ile etkileflimleri üzerinde çal›flmalar› devam etmektedir. Ülkemizde platin içeren antitümör ilaçlar›n›n tasar›m› ve sentezi üzerine çal›flma bulunmamaktad›r. Ülkemizin bilimsel alanda söz sahibi olabilmesi, tüm insanl›¤› ilgilendiren genel problemlerin çözümlerine yönelik çal›flmalar›n artmas›yla mümkün olacakt›r. Tedavisi henüz bulunamam›fl hastal›klar
için gelifltirilen ilaç tasar›mlar› dünya gündeminin önemli konular›ndan bir tanesidir. Bu çal›flma platin, grubu geçifl elementleri
içeren yeni ilaç tasar›mlar›n›n gerçeklefltirilmesi ve antitümor etkisinin çal›fl›lmas› aç›s›ndan alan›nda tek örnek araflt›rma olmas›
nedeniyle ülkemiz için önemli olup bu alanda yap›lan çal›flmalara da katk›da bulunaca¤›ndan katma de¤ere sahiptir. Ayr›ca, proje kapsam›nda yap›lacak yay›nlar At›l›m Üniversitesi'nin bilimsel alanda yapm›fl oldu¤u h›zl› ilerlemeye de katk›da bulunacakt›r.
Antitümör Etkinli¤i Olan Yeni Bir ‹laç:
Kükürtten Ba¤lanan Ligand ‹çeren Platin Mavisi Kompleksi
sistematik bir tedaviye ihtiyaç vard›r. Birçok kanser türü için
kemoterapi, yüksek bir metaztazik yay›lma özellili¤ine ra¤men
yüksek bir iyilefltirici özelli¤e sahiptir4-5. Fakat kemoterapi,
hastal›¤› ilerlemifl hastalarda uzun süre iyilefltirici özelli¤e sahip de¤ildir. Bu gün var olan kemoterapinin gelifltirilmesi, hem
iyilefltirilebilen tümör spektrumunun geniflletilmesi hem de tedavi alt›ndaki hastalar›n yaflam kalitelerinin artt›r›labilmesi için
çok önemlidir.
Sa¤l›kl› türlerin dokular› yaflamlar› boyunca, hücrelerinin ölümüne dek sürekli olarak hücre bölünmesiyle yenilenilenmektedir. Yaflam›n sürdürülebilmesi için hücre ölümü ve hücre bölünmesi aras›ndaki dengenin sabit tutulmas› gereklidir. Genetik materiyallerin zarar görmesi bu dengenin bozulmas›na ve
anormal hücre büyümelerine neden olmakatad›r1. Zarar görmüfl DNA içeren bir doku oluflumunun genel olarak tedavisi
mümkün de¤ildir. Birçok durumda, bu tür dokular tümör veya
kanser oluflumunu gelifltirmektedir2. Günümüzde Kanser Avrupa'da 2. s›radaki ölüm sebebidir. Hastal›¤›n etkili tedeavisi de
bu nedenle çok önemlidir. Ne yaz› ki kanser çok heterojen ve
kompleks bir hastal›kt›r. Ameliyat ve radyoterapi kanser hastal›¤›n›n % 40'n› iyilefltirirken, hastalar›n kalan %60'› hala metaztaz nedeniyle yaflamlar›n› yitirmektedirler3. Bu süreçte, hastal›¤›n sistematak do¤as› gere¤i örne¤in kemoterapi gibi yine
Platin içeren antitümör ilaçlar›na karfl› olan ilgi 1960'l› y›llarda
Rosenberg'in Platin komplekslerinin DNA bölünmesini durdurdu¤unu gösteren tesadüfi deneyi ile bafllam›flt›r6,7. Cisplatin
(cis-diamindikloroplatin(II)) (1), 1845 y›l›ndan beri bilinmekle
birlikte, Amerikan G›da ve ‹laç Kurumunca 1978 y›l›nda antitümör ilac› olarak onaylanm›flt›r8. Öte yandan ayn› kompleksin
trans izomeri (2) antitümör aktivitesi göstermemektedir9.
39
1
Cisplatin
Cisplatin'in yan etkilerini
giderme çabas›n›n en büyük yarar› benzer yap›lar›
gelifltirme süreci olmufltur. Tüm bu sebeplerden
dolay› günümüzde daha
etkili, hastalar›n yaflam
standartlar›n› yükseltecek, mümkün oldu¤unca
az yan etkiye sahip, cisplatin'e karfl› olan direnci
azaltabilecek ve a¤›zdan
al›nabilen yeni ilaç dizaynlar› üzerindeki çal›flmalar
büyük bir h›zla devam etmektedir. Yap›lan araflt›r- fiekil 1. Cisplatin etkileflimi ile DNA
malar sonucunda karbop- sarmal›n›n yap›s›n›n bozulmas›
latin(3), nedaplatin (4) ve
oksaliplatin'in (5) cisplatin'den daha az yan etkiye sahip oldu¤unu göstermifltir27. Bütün dünyada onaylanmasa da karboplatin, nedaplatin ve oksaliplatin Fransa ve Japonya gibi baz› ülkelerde antitümör ilac› olarak kullan›lmaktad›r.
2
Transplatin
Cisplatin'in özellikle testis ve yumurtal›k kanserinde çok etkin
oldu¤u görülmüfltür. Erken teflhis yap›ld›¤› taktirde testis kanserinde %90'› aflan iyilefltirici etkileri vard›r10,11.
Cisplatin, hastaya genellikle damar içi enjeksiyon ile 3-4 haftal›k periyotlarla, her defas›nda 100 mg/m2 kürler halinde tatbik
edilmektedir12. Cisplatin, baflar›l› kemoterapik etkilerine nazaran birçok önemli yan etkilere de sahiptir. Bulant›, kusma, böbrek rahats›zl›klar›, sinir sisteminde meydana gelen deformasyonlar ve omurilikte meydana gelen rahats›zl›klar bu yan etkiler
aras›nda say›labilir13,14.
Cisplatin'in baflar›s›z olma sebeplerinden biri de tümörün ilaca
karfl› direncidir. Direnç zaten var olabilece¤i gibi sonradan da
kazan›lm›fl olabilir ve bu nedenle Cisplatin'in uygulanma alan›n› daha az tümör çeflidi ile s›n›rland›r›r.
Cisplatin'in hücre içi hedefi DNA'd›r. Cisplatinin sitotoksik etki-
3
4
5
Son y›llarda Platin Mavisi olarak adland›r›lan çok de¤erlikli platin iyonlar› içeren koyu renkli platin komplekslerinin yüksek antitümör aktivitesine sahip oldu¤unun keflfedilmesi ile bu alandaki araflt›rmalar h›z kazanm›flt›r.
sinin DNA ile etkilefliminden kaynakland›¤› kabul edilmektedir.
Öte yandan, sitoplazmada ve çekirdekte RNA, sülfür içeren
proteinler ve aminoasitler gibi cisplatinle tepkimeye girebilecek
gruplar da mevcuttur. Cisplatinin bu ikincil hedeflere ba¤lanmas› ve antitümör aktivitesi aç›s›ndan kritik olan Pt-DNA lez-
PtCl2(CH3CN)2 ile AgNO3 aras›ndaki reaksiyon sonucu oluflan
yonlar›n› s›n›rlamas› yan etkiler içerisinde say›labilir.
koyu mavi platin bilefli¤inin (ilk baflta “platinblau” olarak adland›r›lm›flt›r) sentezlenmesinden sonra “platinum blues” alan›nda büyük geliflmeler elde edilmifltir28.
DNA'›n platin komplekslerine ba¤lanmas› sonucunda sitotoksik
etkinin olufltu¤u düflünülmektedir. Pt-DNA yak›nlaflmas› ile
Öncelikle cisplatine karfl› olan direnci azaltabilecek ve nanogram seviyesinde daha etkin yeni bir platin kompleksi haz›rlayarak DNA üzerindeki etkilerini incelemek ve enzimatik aktivetelerini belirlemek amac›yla bafllad›¤›m›z projemizde, K2PtCl4'in
DNA'da çift sarmal yap›n›n kararl›l›¤›n› azaltan bozuklukluklar
meydana gelmektedir. Bu yap›sal de¤iflimler, NMR spektroskopisi15-19, X-›fl›n› kristolografisi20-22 ve jel elektroforez23 yöntemleri
ile çal›fl›lm›flt›r. Jel elektroforez deneyleri 1,3-sarmal içi yak›nlaflmas›n›n DNA sarmal›n› 23-35o kadar bozdu¤unu göstermifl-
2-aminotiyofenol (H2-atp) ile bazik sulu çözeltideki tepkimesi
sonucunda Pt4(2-atp)8(OH)(H2O)] formülüyle gösterebilece¤i-
tir24-26 (fiekil 1).
miz yeni bir “Platin Mavisi” (6) sentezlenmifltir.
40
terapi s›ras›nda yard›mc› bir ilaç olarak kullan›labilece¤ini göstermifltir.
Grubumuzda, gelecekte tüm kanser hastalar›na umut verebilecek yeni ilaç tasar›mlar› ve bu ilaçlar›n DNA ile etkileflimleri
üzerine çal›flmalar büyük bir h›zla devam etmektedir.
(6)
Kaynaklar
1. M.P. Scott, Nature, 425 (2003) 780.
2. J.Folkman, R. Kalluri, Nature, 427 (2004) 787.
3. J. Verwij, M. J.A. de Jonge, Eur. J. Cancer, 36 (2000) 1479.
4. M. Galanski, V.B. Arion, M.A. Jakupec, B.K. Keppler, Curr. Pharm. Design, 9 (2003) 2078.
5. P.J. Loehrer, L.H. Einhorn, Ann. Inter. Med., 100 (1984) 704.
6. B.Rosenberg, L. van Camp, and T. Krigas, Nature, 1965, 205, 698.
7. B.Rosenberg, L. van Camp, J. E. Trosko, and V. H. Mansour, Nature,
1969, 222, 385.
8. M. Peyrone, Ann. Chem. Pharm., 1845, 51, 1.
9. M. J. Cleare and J. D. Hoeschele, Bioinorg. Chem., 1973, 2, 187.
10. P. J. Loehrer and L. H. Einhorn. Ann. Intern. Med., 1984, 100, 704.
11. T. Murata, M. Haisa, F. Uetsuka, T. Nobuhisa, T. Ookawa, Y. Tabuchi,
Y. Shirakawa, T. Yamatsuji, J. Matsuoka, M. Nishiyama, N. Tanaka,
and Y. Naomoto, Int. J. Mol. Med., 2004, 13, 865.
12. J. Reedijk, Chem. Comm., 1996, 801.
13. E. Cvitkovic, J. Spaulding, V. Bethune, J. Martin, and W. F. Whitmore,
Cancer, 1997, 39, 1357.
14. D. D. Vonhoff, R. Schilsky, C. M. Reichert, R. L. Reddick, M. Rozencweig, R. C. Young, and F. M. Muggia, Cancer Treat. Rep., 1979, 63,
1527.
15. M.Iwamoto, S. Mukudan, and L.G: Marzilli, J. Am.Chem.Soc., 116
(1994) 6238.
16. D.Z. Young, S.S.G.E. van Boom, J. Reedijk, J.H. van Boon and A.H.J.
Wang, Biochemistry, 34 (1995) 12912.
17. M.H. Fouchet, E. Guittet, J.A:H. Cognet, J. Kozelka, C. Gauthier, M.
LeBret, K. Zimmermann and J.C. Chottard, J. Biol. Inorg.Chem., 2
(1997) 83.
18. A. Gelasko, S.J. Lippard, Biochemistry, 37 (1998) 9230.
19. J.M. Teuben, C. Bauer. A.H.J. Wang, and J. Reedijk, Biochemistry, 38
(1999) 12305.
20. P.M. Takahara, A.C. Rosenzweig, C.A. Frederick, and S.J. Lippard, Nature, 377 (1995) 649.
21. P.M. Takahara, C.A. Frederick, and S.J. Lippard, J.Am.Chem.Soc, 118
(1996) 12309.
22. F.Coste, J.M. Malinge, L.Serre, W. Shepard, M.Roth, M. Leng and C.
Zelwer, Nucl. Acids Res., 27 (1999)1837.
23. S.F. Bellon, J.H. Coleman, and S.J. Lippard, Biochemistry, 30 (1991)
8026.
24. L. Marrot and M Leng, Biochemistry, 28 (1989) 1454.
25. M.F. Anin and M. Leng, Nucl. Acids Res., 18 (1990) 4395.
26. S.F. Bellon, and S.J. Lippard, Biophys. Chem, 35 (1990) 179.
27. Jamieson, E.R.; Lippard, S.J., Chem.Rev., 1999, 99, 2467.
28. Hofmann, K. A.,; Bugge, G. Ber, 1908, 41, 312.
Literatürde rapor edilen neredeyse tüm platin mavisi bileflikler
azot ve oksijen atomu içermektedir. Bu çal›flmada sentezlenen
platin mavisi azot ve kükürt atomu içeren ilk platin mavisi örne¤idir. Bir baflka ilgi çekici nokta da, literatürde yer alan tüm örneklerin ligand koordinasyonu ile 5 üyeli ligand köprü zinciri
oluflturduklar›d›r. Ancak bizim örne¤imizde köprü ligand› 6-üyeli zincir oluflturmaktad›r. Elektronik so¤urma spektrumu, kompleksin DNA'ya ba¤lanma fleklini göstermek için kullan›lm›flt›r.
So¤urma spektrumundaki %17.5 oran›ndaki art›fl ile birlikte
gözlenen spektral kayma mavi kompleksin DNA'ya elektrostatik etkileflim ile ba¤land›¤› sonucunu vermifltir. Ba¤lanma sabiti 5x10-4 olup, etkileflim oldukça zay›ft›r. Bununla birlikte, mavi
kompleks DNA'n›n 2 baz çiftini kaplayacak bir alanda etkileflim
göstermektedir. Yap›lan jel elektroforez çal›flmalar› mavi kompleksin zay›f etkilefliminden dolay› DNA'y› k›ramad›¤›n› da göstermifltir.
‹nsan vücudu gün içinde deterjanlar, endüstriyel at›klar, çeflitli
ilaçlar ve mantarlar gibi bir çok yabanc› maddeyle karfl›karfl›ya
kalmaktad›r. Vücudun direnç mekanizmas›n›n en önemli görevi ayn› zamanda bu zararl› kimyasallar› ya da yabanc› maddeleri ortamdan uzaklaflt›rmakt›r. Bu kimyasal direncin yaflamsal
fonksiyonuna detoksifikasyon ad› verilmektedir. Detoksifikasyon genel olarak karaci¤erde bulunan enzimler arac›l›¤›yla yap›lmaktad›r. Bu tür enzimlerden bir tanesi de Gulutatayon-Stransferazd›r (GST). Gulutatayonun enzim aktiviteleri d›fl›nda
him, biluribin, hormonlar ve ilaçlar gibi hidrofobik birçok yap›ya
ba¤lanma özelli¤i de vard›r. Dolay›s›yla GST seviyesi kemoterapide önemli bir rol oynamaktad›r.
Mavi kompleksin enzimatik aktivitesi koyun karaci¤erindeki
GST enzim aktivitesinin spektroskopik olarak izlenmesi ile belirlenmifltir. Mavi kompleks GST enzim aktivitesini 45-200 µM
deriflimleri aras›nda azaltm›flt›r. GST enzimleri detoks fonksiyonlar› d›fl›nda, ilaca karfl› direnci de artt›rd›¤› için mavi kompleksin GST enzim aktivitesini azaltmas›, bu kompleksin kemo-
Doç.Dr. fieniz ÖZALP YAMAN-Mühendisik Fakültesi Kimya Grubu
41
ATILIM’DAN
At›l›m Üniversitesi
Akademik Y›l›
Aç›l›fl Töreni
Üniversitemizin 20082009 Akademik Y›l› Aç›l›fl Töreni Mühendislik
Fakültesi Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi.
Bilimsel yay›nlar› ile bu baflar›ya
katk› sa¤layan akademisyenlerimiz;
Prof.Dr.Vimal Singh
Prof. Dr. Erman Tekkaya
Prof.Dr.‹brahim Akman
Prof.Dr.Huseyin fiirin Huseyin
Prof.Dr. Sofia Ostrovska
Prof. Dr. Anar Dosiyev
Prof.Dr.Selçuk Soyupak
Doç. Dr. Atef Feyaz Qasrawi
Doç Dr. Alok M›shra
Yrd.Doç.Dr. Atilla Cihaner
Yrd. Doç. Dr. Saleh Atik
Yrd. Doç. Dr. Ruflen Öktem
Doç. Dr. Ahmet Yaflar Özban
Yrd. Doç. Dr. Ümit Aksoy
Yrd. Doç. Dr. Dursun Sar›
Üniversitemizin tüm akademisyenlerinin kat›l›m›
ile 23 Eylül 2008 Sal› günü gerçeklefltirilen tören, sayg› duruflunun ard›ndan ‹stiklal
Marfl›'n›n okunmas› ile bafllad› ve Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvar› Oda Müzi¤i Toplulu¤unun sundu¤u dinleti ile
devam etti.
Törenin aç›l›fl konuflmas›n› yapan, Rektör Prof. Dr. Abdurrahim
Özgeno¤lu At›l›m Üniversitesi'nin on y›ll›k süreçte geldi¤i noktalara ve hedeflerine de¤indi.
“Kosova, Güney Osetya, Abhazya ve Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti Örneklerinde Kendi Kaderini Tayin Etme Hakk›n›n De¤erlendirilmesi” konulu akademik y›l ilk ders ise Hukuk Fakültesi
ö¤retim üyesi Prof. Dr. Füsun Arsava taraf›ndan verildi.
Yrd. Doç. Dr. Depthi Mishra
Yrd. Doç. Dr. Abdullah Özbekler
Yrd.Doç.Dr. Nilda Baflak Ceylan
Ö¤r. Gör. Burcu Gülmez Temur
Yrd. Doç. Dr. fieniz Özalp Yaman
Yrd. Doç. Dr Tolga Ak›fl
Yrd. Doç.Dr. Belgin ‹flgör
Yrd.Doç.Dr. Nergis Ça¤›ltay
Yrd. Doç.Dr. Hürevren K›l›ç
Yrd. Doç. Dr. Cumhur Ayd›n
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Cantürk
Yrd. Doç. Dr. Elif Ayd›n
Ö¤r. Gör. Seha Tirkefl
Dr. fiaziye Balku
2008-2009 Akademik y›l› aç›l›fl töreni, bilimsel yay›nlar› ile At›l›m Üniversitesi'ni bilimsel yay›n s›ralamas›nda üst s›ralara yerlefltiren akademisyenlere ödüllerinin verilmesinin ard›ndan düzenlenen kokteyl ile sona erdi.
Üniversiteler aras› yo¤un bir rekabetin yafland›¤› günümüz
flartlar›nda At›l›m Üniversitesi akademisyen
kadrosu, üretkenli¤ini ve
dinamizmini ortaya koyarak akademisyen bafl›na düflen bilimsel yay›n s›ralamas›nda vak›f
üniversitesi aras›nda 9.
s›rada yer ald›.
42
AKADEM‹K YIL ‹LK DERS
Kosova, Güney Osetya, Abhazya ve Kuzey K›br›s
Türk Cumhuriyeti Örneklerinde Kendi Kaderini
Tayin Etme Hakk›n›n De¤erlendirilmesi
ce ilkesi olan devletlerin toprak bütünlü¤ü ilkesi ile BM anlaflmas›nda yer alan bir ilke olarak SDR’in ba¤daflt›r›lmas› yöntemi 1970
tarihli devletler aras›nda dostça iliflkiler ve iflbirli¤i bafll›¤›n› tafl›yan
BM genel kurulu karar›nda öngörülmüfltür. Bu karara göre SDR’nin
toprak bütünlü¤ü korunarak “iç SDR” olarak etnik gruplara genel
iradeye kat›lma ve yine her etnik grubun kendi dini, etnik, kültürel
özelliklerinin korunmas›na yönelik yetkiler verilerek (olana¤› verilerek) kullan›lmas› mümkündür. Bu olanaklar›n sa¤lanmamas› özellikle ayr›mc›l›k, insan haklar› ihlâlleri, söz konusu etnik grubun varl›¤›n›n tehlikeye girmesi, adil olmayan yönetim durumlar›nda nihai
çare olarak (ultima ratio) “iç SDR”nin “d›fl SDR”ye dönüflmesi söz
konusu olmaktad›r. Bu durumlarda farkl› etnik gruplar›n bir arada
yaflama (koexistenz) flans›n›n kalmad›¤›, devletin ifllevini kaybetti¤i varsay›larak ba¤›ms›zl›k, baflka bir devletle birleflme veya baflka
bir devlete kat›larak SDR’i kullanabilmesi söz konusu olabilmektedir.
Prof. Dr. A. Füsun Arsava
At›l›m Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi
SDR uluslararas› hukukta dinamitlerle yüklü bir kavram olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Gerçekten SDR birinci dünya savafl›na neden
olan milliyetçilik prensibinin dayana¤› olmufl, savafl ertesinde de
Avrupa siyasi co¤rafyas›n› de¤ifltirmifltir. SDR’nin uluslararas› belgelere ilk kez BM fiart’› ile girdi¤i görülmektedir. BM fiart›’n›n de¤iflik maddelerinde yer alan (1,55,73,76) SDR, BM bünyesinde yap›lan ikiz anlaflmalar olarak isimlendirdi¤imiz Medeni ve Siyasi
Haklar Sözleflmesi’nin, Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleflmesi’nin 1.maddelerinde, BM Genel Kurulunun 1960 tarihli sömürge yönetimindeki toplumlara ba¤›ms›zl›k verilmesi hakk›ndaki deklarasyonda, 1970 tarihli devletler aras›nda dostça iliflkiler ve iflbirli¤i deklarasyonunda, Uluslararas› Adalet Divan›n›n 1971 ve 1975
tarihli istiflari mütalâalar›nda, uluslararas› iliflkileri yönlendiren
prensip olarak AG‹T belgelerinde ve nice baflka örne¤in iki Almanya’n›n birleflmesine esas olan 2+4 anlaflmas›nda karfl›m›za ç›kmaktad›r.
Tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilân› mevcut devletin r›zas› d›fl›nda gerçekleflen bir durum olmas› nedeniyle uluslararas› hukukta tart›flmal›
ve devletlerin tan›nmas› konusunu gündeme getiren bir konudur.
BM Güvenlik Konseyi toprak bütünlü¤ü ilkesi ›fl›¤›nda tek tarafl›
ba¤›ms›zl›k ilânlar›n› uluslararas› hukuka uygun görmemektedir.
BM Güvenlik Konseyi buna uygun olarak SDR’in etnik gruplar taraf›ndan ayr› ayr›, ba¤›ms›z olarak kullan›lma iddias›n›n gündeme gelece¤i örneklerde toprak bütünlü¤ü ilkesini vurgulamaktad›r.
K›br›s bu çerçevede gündeme gelen örneklerden birini oluflturmaktad›r. K›br›s 1960’da K›br›s Cumhuriyeti olarak uluslararas› camiada bir devlet olarak yerini alm›flt›r. 1960 K›br›s Cumhuriyeti
SDR’›n birlikte kullan›lmas›n›n somut örneklerinden birini oluflturmufltur. ‹ki halk›n ayr› ayr› SDR kullanarak adan›n bölünmesi yerine, ayn› devletin çat›s› alt›nda iki halk›n genel iradeye kat›lmas› ve
yine kendi etnik, dini, kültürel konular› bak›m›ndan muhtar yetkiler
kullanmas› kabul edilmifltir. SDR’nin birlikte kullan›lmas›n› öngören bu model bir “ortakl›k” devleti olarak isimlendirilmifltir.
SDR prensibinin uygulanmas›nda en önemli sorun kimlerin halk
olarak kabul edilece¤i, SDR istinat ederek kendi kaderini tayin etme hakk›n› iddia edebilece¤i konusudur. 1960 tarihli sömürge toplumlar›na ba¤›ms›zl›k verilmesi hakk›ndaki BM Genel Kurul karar›,
yabanc› bir yönetime tâbi olan toplumlar›n SDR’e istinat edebilmesini kabul etmifltir. Gerçekten de 1960 sonras› sömürgeler tasfiye
olmaya bafllam›flt›r. Sömürge toplumlar› söz konusu bu deklarasyona istinat ederek uluslararas› camiaya ba¤›ms›z birer devlet olarak kat›lm›fllard›r. Yabanc› yönetime tâbi toplumlar›n yan› s›ra günümüzde SDR a¤›rl›kl› olarak ülke s›n›rlar› içinde yaflayan farkl› etnik gruplar taraf›ndan iddia edilmektedir. BM anlaflmas›n›n en yü-
Adadaki nüfusun a¤›rl›¤›n› oluflturan Rumlar›n, say›sal anlamda
az›nl›k oluflturan Türklerin genel iradede söz sahibi olmas›n› kabullenmemesi sonucu bu ortakl›k devleti üç y›l içinde ifllevini kaybetmifltir. Bundan sonraki insan haklar› ihlâlleriyle dolu, koexistenz’in
43
art›k devam etmesinin mümkün olmad›¤› geliflmeler 1960 devletinin ifllevini kaybetmesi sonucunu do¤urmufl ve K›br›s Cumhuriyetinden d›fllanan K›br›s Türklerinin 1983’te kendi ba¤›ms›z devletlerini ilân etmesine yol açm›flt›r. Bu tablo iç SDR’nin d›fl SDR’e dönüflmesinin hangi koflullarla ortaya ç›kt›¤›n› gösteren somut bir örnektir. KKTC’nin ilân›n›n hemen ertesinde BM Güvenlik Konseyi
1983’te 541 ve 1984’te 550 say›l› karar›n› alarak, 1960 K›br›s
Cumhuriyetinin toprak bütünlü¤ünün alt›n› çizerek, uluslararas› camiaya KKTC taraf›ndan ilân edilen ba¤›ms›zl›¤›n tan›nmamas› ça¤r›s›n› yapm›flt›r.
S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ünün alt›n› çizerek (ayn› K›br›s’la ilgili
541 ve 550 say›l› kararlarda oldu¤u gibi), Kosova’da Kosova özerk
yönetiminin yetkilerinin ihyas›n› da temin edecek geçici bir BM yönetimi oluflturulmas›n› ve yine NATO yönetiminde uluslararas› askeri bir gücün Kosova’n›n iç ve d›fl savunmas›ndan sorumlu olmas›n› karara ba¤lam›flt›r. 1999’dan 17 fiubat 2008’e kadar geçen
sürede Rusya, ABD ve AB’den oluflan Kosova Troika’s›n›n çal›flmalar› Kosova sorununun çözümüne katk› yapamam›flt›r. BM Genel
Sekreteri 2005’te Kosova’n›n nihai statüsünde BM’in inisiyatif kullanmas›n› teminen Ahtisari’yi özel temsilci olarak görevlendirilmifltir. Ahtisari haz›rlad›¤› Kosova plân›n› 2007’de sunmufltur. Uluslararas› bar›fl ve güvenli¤in Kosova’n›n koflullu ve gözetime tâbi flekilde ba¤›ms›zl›¤›n› gerektirdi¤ini öngören Ahtisari plân› Rusya Federasyonu taraf›ndan BM Güvenlik Konseyinde S›rbistan’›n toprak
bütünlü¤ünün alt›n› çizen 1244 say›l› Güvenlik Konseyi karar› ›fl›¤›nda reddedilmifltir.
KKTC’ni flimdiye dek sadece Türkiye Cumhuriyeti tan›m›flt›r. Uluslararas› Hukukta tan›nmaya devleti oluflturan bir unsur karakteri
verilmemektedir. Tan›nma Uluslararas› Hukukta saptay›c› bir iflleve sahip olarak kabul edilmektedir. Uluslararas› hukuk uluslararas› camiada yer alan mevcut devletlere devlet oldu¤unu iddia eden
bir entitenin ortaya ç›kt›¤› durumlarda de¤erlendirme yapmalar›n›
mümkün k›lan takdir haklar›n› kullanma olana¤› vermektedir.
Uluslararas› camiada yer alan mevcut devletler ünlü hukukçu Georg Jellinek’in ortaya att›¤› ve bugün halâ geçerlili¤ini koruyan üç
element teorisi ›fl›¤›nda (üç element teorisi 1933 tarihli Montevideo
deklarasyonunda, Milletler Cemiyeti döneminde Mandalar Komisyonu taraf›ndan ve son olarak 1991 tarihli Badinter Komisyonu taraf›ndan teyit edilmifltir) devleti oluflturan üç unsurun, yani insan toplulu¤u, ülke ve egemenlik kriterlerinin yerine gelip gelmedi¤ine, etkin bir otoritenin mevcut olup olmad›¤›na ve etkin otoritenin kamu
düzenini kurmak ve devam ettirme ehliyetinin olup olmad›¤›na bakarak bir de¤erlendirme yaparak, takdiren ortaya ç›kan entiteyi tan›ma veya tan›mama hakk›n› kullanma imkân›na sahiptir. Tüm kriterleri tamamlad›¤› halde tan›nmayan devletler oldu¤u halde, kriterleri tamamlamad›¤› halde tan›nan devletler de bulunmaktad›r.
Kriterlerin tamamlanmamas›na ra¤men erken tan›ma durumlar›nda iç ifllere müdahale sorununun gündeme geldi¤inin de göz ard›
edilmemesi gerekmektedir. Bu durum hukuki sonuçlar› olan tek
tarafl› siyasi bir irade beyan› olarak tan›mlanan tan›ma iflleminin
Uluslararas› Hukukta siyasi bir araç olarak kullan›ld›¤›n› ortaya
koymaktad›r.
Bundan sonraki geliflmeler oldukça h›zl› olmufl ve Kosova tek tarafl› olarak 1244 say›l› karar› ve Ahtisari plan›n› kabul etti¤ini dile
getirdi¤i bu deklarasyonla tek tarafl› olarak 17 fiubat 2008’de ba¤›ms›zl›¤›n› ilân etmifltir. Ba¤›ms›zl›k ilân› derhal ABD, arkas›ndan
Türkiye ve günümüzde 40’› aflk›n devlet taraf›ndan tan›nm›flt›r.
Kosova konusunda ortaya ç›kan en önemli sorun 1244 say›l› Güvenlik Konseyi karar›nda alt› çizilen S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ü
ilkesine ra¤men Kosova’n›n S›rbistan’dan ayr›larak, SDR’›n ba¤›ms›zl›k modeli fleklinde kullan›lmas›d›r. BM anlaflmas› uluslararas›
bar›fl ve güvenli¤in korunmas› sorumlulu¤unu Güvenlik Konseyi’ne
vererek, Güvenlik Konseyi’nin BM anlaflmas›n›n VII. bölümü muvacehesinde ba¤lay›c› kararlar almas›n› kabul etmifltir. Güvenlik
Konseyi’nin VII. bölümüne göre ald›¤› kararlar befl büyüklerin veto
yetkisine sahip oldu¤u konulara iliflkindir. Rusya Federasyonu Ahtisari plan›n› kabul etmeyerek 1244 say›l› karar›n devam›n› teminat
alt›na alm›flt›r. 1244 say›l› karar, karar metninin de özellikle vurgulad›¤› üzere Güvenlik Konseyi baflka türlü karar al›ncaya kadar
geçerlili¤ini sürdürecektir. Bu çerçevede 1244 say›l› güvenlik
Konseyi karar›na ra¤men Kosova’n›n tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilân›na
destek olmak üzere Uluslararas› Hukuk doktrininde çözüm aray›fllar›na giriflildi¤i görülmektedir. Üzerinde durulan hususlardan bir
tanesi Güvenlik Konseyi’nin uluslararas› camiada yer alan devletlerin tan›ma tasarruflar›n› engelleme yetkisinin bulunmamas›d›r.
Uluslararas› Hukuk tan›ma yetkisini uluslararas› camiada yer alan
devletlerin takdirine b›rakm›flt›r. Devletler “etkinlik” kriteri ›fl›¤›nda etkin olan tan›n›r prensibine istinaden tan›ma tasarruflar›n› siyasi bir araç olarak kullanmaktad›r. Kosova gerçekten etkin bir
otorite midir? Bu etkinli¤in ne 1999 Güvenlik Konseyi karar› sonras›, ne de 17 fiubat 2008 sonras› Uluslararas› Hukukun kriterleri
›fl›¤›nda söz konusu olmad›¤› aç›kt›r. Etkinlik kriterinin yerine ge-
Buradan Kosova örne¤ine geçti¤imizde Kosova’n›n 17 fiubat
2008’de ba¤›ms›zl›¤›n› tek tarafl› olarak ilân etti¤ini görüyoruz.
Kosova 17 fiubat 2008’e kadar Uluslararas› Hukuk ve S›rbistan
anayasas› ›fl›¤›nda S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ü içinde yer alan
muhtar bir bölgeydi. Kosova’ya 1974’te verilen muhtariyetin
1989’da geri al›nmas› Arnavutlar ve S›rp’lar aras›nda sürtüflmeyi
bafllatm›fl ve bu sürtüflme yo¤unlaflarak insan haklar› ihlâlleri ve
etnik temizli¤e kadar varm›flt›r. 1999’da Kosova’ya NATO müdahalesi cereyan etmifl ve bunun ertesinde de 1999’da BM Güvenlik
Konseyi toplanarak 1244 say›l› karar› alm›flt›r. 1244 say›l› karar
44
AKADEM‹K YIL ‹LK DERS
tirilmemesine ra¤men Kosova’n›n tan›nmas›, Sezession (ayr›lma)
durumlar›nda tan›ma tasarrufunun inflai bir sonuç do¤urarak tan›nan entiteyi uluslararas› sisteme entegre etmek yoluyla toprak bütünlü¤ü iddialar›na son verme amac› güttü¤ü aç›kt›r. Güvenlik Konseyi kararlar›n›n Kosova örne¤inde görüldü¤ü gibi tan›may› engelleyici bir ifllevi olmad›¤› kabul edilmektedir. Güvenlik Konseyi’nin
ayr›ca bir yarg› organ› gibi de¤erlendirme yaparak kimi devletleri
meflru, kimi devletleri de gayri-meflru ilân etmesi de Uluslararas›
Hukuka uygun de¤ildir. Uluslararas› Hukukun gözünde devletlerin
oluflumu tarihi, siyasi, sosyolojik bir olgu olarak aç›klanmaktad›r.
Uluslararas› hukuk ortaya ç›kan etkin otoritenin ne flekilde ortaya
ç›kt›¤›yla ilgilenmemektedir. Güvenlik Konseyi’nin uluslararas› camiaya yeni kat›lan kimi devletleri gayri-meflru ilân etmesi yetki afl›m›d›r. Bütün bu tezlerin ötesinde üzerinde durulan en önemli hususun ise, Güvenlik Konseyi kararlar›n›n da di¤er tüm Uluslararas›
Hukuk normlar› gibi dinamik yorum tekni¤ine göre yorumlanmas›
gereklili¤idir. Uluslararas› Hukuk, uluslararas› iliflkileri düzenleyen
bir hukuk olarak, uluslararas› iliflkilerdeki dinamizmi takip etmek
zorundad›r. 1244 say›l› karar›n al›nd›¤› 1999 ile ba¤›ms›zl›¤›n ilân
edildi¤i 2008 aras›nda çok fley de¤iflmifltir. Yap›lan çözüm giriflimleri sonuç vermemifltir. 1244 say›l› karar›n S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ünü vurgulayan düzenlemesinde ›srar etmek befl büyüklerin
Güvenlik Konseyi’nde kararlar› bloke etmesine göz yumulmas›, dolay›s›yla Kosova sorununun çözümünün engellemesine yol açmak
anlam›n› tafl›r. Güvenlik Konseyi kararlar›n›n ba¤lay›c›l›¤› kabul
edilmekle beraber, t›kan›klar›n dinamik yorumla afl›lmas› gerekmektedir. Bütün bu üretilen tezlerin KKTC’nin tan›nmas› giriflimleri çerçevesinde kullan›lmas› mümkünken gündeme gelmemesi nedenlerini özellikle uluslararas› camian›n Kosova’n›n ba¤›ms›zl›¤›na
verdi¤i destekte ve Kosova’l›lar›n ba¤›ms›zl›k konusundaki kararl›klar›nda aramak gerekmektedir.
rasyonu devlet baflkan› Medvedev 1999’da NATO hangi misyonla
Kosova’ya girmiflse, kendilerinin de ayn› misyonla, yani insani müdahale amac› ile Güney Osetya ve Abhazya’ya girdiklerini ifade
ederek, nas›l ki Kosova’l›lar›n Miloseviç’in yapt›klar›ndan sonra
S›rplarla bir arada yaflamas› mümkün olmam›flsa, Osetlerin ve Abhazya’l›lar›n da fiakasvilli’nin yapt›klar›ndan sonra Gürcülerle bir
arada yaflamas›n›n mümkün olmad›¤›n›n alt›n› çizmifltir. Savafl esnas›nda 1500 Oset ölmüfl, 38.000 kifli göçmen durumuna gelmifltir. Sarkozy’nin giriflimleriyle yap›lan ateflkes anlaflmas›n› takip
eden günlerde, 25 A¤ustos 2008’de Rusya Federasyonu Güney
Osetya ve Abhazya’n›n tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilân›n› tan›m›flt›r.
ABD’nin ve AB’nin Rusya Federasyonunu tan›ma ifllemini geri almas›na yönelik giriflimleri fayda etmemifltir. Bu arada Gürcistan
BDT’den ayr›ld›¤›n› ilân etmifl, NATO Gürcistan’›n üyeli¤i çal›flmalar›na h›z vermifltir.
‹ki süper güç olarak ABD ve Rusya Federasyonu aras›nda ortaya
ç›kan so¤uk savafl rüzgârlar›na neden olan etki alanlar›n› koruma
mücadelelerinde toprak bütünlü¤ü ve SDR ilkelerinin bir araç olarak kulland›¤› görülmektedir. Kosova’da SDR’a sahip ç›kan
ABD’nin Güney Osetya ve Abhazya’da SDR’› reddederek Gürcistan’›n toprak bütünlü¤üne destek vermesi, Rusya Federasyonu’nun buna karfl›l›k Kosova sorununda S›rbistan’›n toprak bütünlü¤üne sahip ç›kmas›na karfl›l›k, Güney Osetya ve Abhazya savafl›nda SDR’a destek vermesi süper güçlerin kendi ç›karlar›na göre
bu ilkeleri kulland›¤›n›n aç›k kan›tlar›d›r.
Uluslararas› camian›n bu tutars›z davran›fl› KKTC örne¤inde daha
da aç›kt›r. 1244 say›l› karar›n Kosova’n›n ba¤›ms›zl›¤›n› engellemedi¤ini kabul eden uluslararas› camia, 1983 tarihli 541 ve 1984
tarihli 550 say›l› Güvenlik Konseyi kararlar›n›n (25 y›l önceki kararlar›) K›br›s Cumhuriyeti’nin toprak bütünlü¤ünün alt›n› çizmesi nedeniyle KKTC’nin tan›nmas›n› engelledi¤ini söyleyebilmektedir.
E¤er Güvenlik Konseyi kararlar› dinamik yorum tekni¤ine göre yorumlan›yorsa ve befl büyüklerin Güvenlik Konseyi’ndeki engellemeleri yorum yoluyla afl›lmak durumundaysa, ayn› engel KKTC için
neden afl›lmamakta ve halâ 8 Temmuz 2006 Gambari süresi olarak isimlendirilen prosedür çerçevesinde K›br›s’ta birleflik devlet
modeli üzerinden “tek egemenlik, tek uluslararas› sujelik ve tek
vatandafll›k” slogan›yla birbirinden etnik, dil, din ve kültür bak›m›ndan farkl› iki ayr› halk›n sanki tek bir halkm›fl (K›br›sl›l›k) gibi mütalâa edilerek, bir yapay çözüm bulunmas› istenmektedir.
Buradan Güney Osetya ve Abhazya’n›n tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilanlar› konusuna geçersek dikkate al›nmas› gereken en önemli husus
olarak, bu bölgelerin de Kosova gibi muhtar bölgeler oldu¤unu hat›rlamak gerekmektedir. Güney Osetya’n›n ve Abhazya’n›n muhtar
bölgeler olarak 1991’de ba¤›ms›zl›klar›n› ilân etmesi üzerine
1993’te Gürcistan ordusu bu bölgelere girmifl ve iç savafl bafllam›flt›r. Rusya Federasyonu Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u (BDT)
misyonu ile 1993’ten itibaren bu bölgelerde asker bulundurmaktad›r. BDT misyonu yan› s›ra, Güney Osetya’da ve Abhazya’da AG‹T
misyonu ile Rus, Gürcü ve Oset askerlerinden oluflan bir askeri
güç ve BM gözlemcisi de görev yapmaktad›r..
Bu çerçevedeki en önemli sorumluluk kendi kaderini baflkalar›n›n
tayin etmesine izin vermemesi gereken K›br›s Türküne düflmektedir. K›br›s Türkünün kendi ba¤›ms›z, etkin olmas›na ra¤men tan›nmayan devletlerine sahip ç›karak ba¤›ms›z devletlerini koruma kararl›l›klar›n› göstermesi gerekmektedir.
8 A¤ustos 2008’de Gürcistan ordusunun Güney Osetya ve Abhazya’ya girmesi üzerine 12 A¤ustos 2008’de Rusya Federasyonu
bölgeye müdahale etmifl, bunun sonucu olarak Gürcü ordusu ile
Rusya Federasyonu ordusu çat›flma içine girmifltir. Rusya Fede-
45
B‹L‹M VE FELSEFE
• Bilim, sistemli, örgün ve örgütlenmifl bir bilgi birikimi, bir araflt›rma
yöntemidir.
• Bilim, test edilmifl olaylar› ve bu olaylar aras›ndaki iliflkileri aç›klamak için gelifltirilen teorileri ve kanunlar› kapsar.
• Bilim, mevcut ancak apaç›k olmayan bir sistemi ve iliflkileri araflt›rmakt›r.
• Bilim, gerçe¤i bulmaya yönelik bir araflt›rmad›r.
• Bilim, insan deneyim ve yaflant›s›n› betimleme, yaratma ve anlama
yöntemidir.
• Bilim, üzerinde herkesin birleflebilece¤i yarg›lar› konu alan bir çal›flmad›r.
• Bilim, denetimli gözlem ve gözlem sonuçlar›na dayal› mant›ksal düflünme yolundan giderek olgular› aç›klama gücü tafl›yan hipotezler
bulma ve bunlar› do¤rulama yöntemidir.
Bilim
Bu say›da bilim tan›m› üzerinde duraca¤›z. Böylelikle daha sonra iflleyece¤imiz bilimsel metoda girifl yapm›fl olaca¤›z. Bilim nedir? Bilim
adam› kimdir? Bilim ne için yap›l›r? gibi basit sorulara yan›t bularak, ülkemizde bu kisveyle köflebafllar›n› tutan Kanamal› Kongo Gribi’ne sebep olan kenelerin as›l yapmalar› gerekti¤i ifl tan›mlar›n› ortaya koymufl olaca¤›z.
Etimolojik bir flekilde bafllayacak olursak: Türkçe de bilgi ve bilim “bilmek” fiiliyle ilintilidir. Bilmek, alg›lar›m›z kanal›yla tüm bilme yetilerimizi aç›klar. Bu bilgiler, niteliklerine göre adland›r›l›r ve s›n›fland›r›l›r;
gündelik bilgi, felsefi bilgi, sanatsal bilgi, ezoterik bilgi, teknik bilgi vb.
Bilme çabas› sonucu elde edilen bilgilerden baz›lar› da bilimsel bilgi
olarak aç›klan›r. Bilimin dayandi¤› bilgiler, sistemlefltirilmifl, s›n›fland›r›lm›fl ve aralar›nda ba¤lant›lar kurulmufl verilerden oluflur. Bu nedenle bilim, her türlü bilgiyi de¤il, düzenli ve sistemlefltirilmifl bilgilerin birikimlerini içeren etkinliklerin ifadesidir. Sistemlefltirilmifl her türlü bilgi kümesini de bilim olarak nitelemek mümkün olmayabilir. Ülkemizdeki magazin bilgisi bazen baz› gerçeklerin ortaya ç›kmas›n› sa¤lamaktad›r. Depremle birlikte fark›na var›lan yer bilimcilerden bir ö¤retim üyesi “bu ifl uzmanl›k alan›d›r lütfen magazin haberine dönüfltürmeyin” derken mezun etti¤i ö¤renciler; finans, servis, üretim gibi sektörlerde çal›fl›p uzmanl›k alanlar› d›fl›nda ifl yapmakta ve o alanlar› hocalar›n›n dedi¤i gibi magazinsel bir flekilde yönetmektedirler.
Bilim adaml›¤›: toplumdaki genel kan› üniversitelerdeki ö¤retim üyelerinin bilim adam› olduklar›d›r. Bu yanl›fl kan› zamanla bilimsel meslekle u¤raflanlar›n da kendilerini bilim adam› zannetmelerine yol açmaktad›r. Devam› kiflilik bozuklu¤una yol açacak davran›fllara kadar gidebilir. Ne teknik ne de t›p bilim kendisi de¤il bilimlerin ortaya koyduklar› ürünlerdir. Bu nedenle mühendis ya da doktor bu s›fatland›rmayla
bilim adam› de¤il, bilimsel yönü olan meslek adamlar›d›r.
Bilimin Amac›: bilim de dahil, insana ba¤l› etkinliklerle oluflturulan olgular›n ve üretilen verilerin hiç biri kendili¤inden bir amaç ortaya koyamazlar. Olgular›n amac› konusunda ifade edilen söylemler, esas›nda insan›n kendi var etti¤i, insan bilincinin üretti¤i soyutlamalard›r. Bu
nedenle bilim, kendinden nüksetmifl bir amaç oluflturamaz, bilime
toplum taraf›ndan roller yüklenir. O roller, bilimden ne amaçland›¤›n›n
göstergesidir. K›sacas›, insan›n zihinsel olarak üretti¤i bir olgu olan bilimin kendisinin tespit edece¤i bir amac› olamaz. Geçmiflteki ve günümüzdeki toplumlar›n kendi koflullar› içinde bilime yükledikleri çeflitli
rol ve ifllevler vard›r.
Toplumsal de¤iflimlere ve anlay›fllara ba¤l› olarak alg›lanan bilim çeflitlenmesi yan› s›ra bu çeflitlenmelerin bütünlü¤ünü ifade eden bilimin
kendisi de dura¤an de¤il dinamik, devingen ve soyut bir yap›ya sahiptir. Bu nedenle de farkl›laflan tan›mlar ortaya ç›kabilmektedir. Ayn› dönemin bilim adamlar› bile, u¤rafl alanlar› farkl›l›klar› nedeniyle de¤iflik
tan›mlar ortaya koymufllard›r. Örne¤in, pozitivist Russel “Gözlem ve
gözleme dayal› ak›l yürütme yoluyla dünyaya iliflkin olgular› birbirine
ba¤layan yasalar› bulma çabas›d›r”. Fizikçi ve görecelik kuram›n›n mimar› Einstein “Her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düflünceler aras›nda uygunluk sa¤lama çabas›d›r” Bilimi insan de¤er yarg›lar› ve sanat olgusuyla karfl›laflt›rarak ele alan Bronowski “ Bilim, tümüyle gizli benzerlikler birli¤inin bir araflt›rmas›d›r. Deneyimlerimizde
düzen ve anlam budur” demektedir.
Gelecek say›da bilimin özellikleri ile devam edece¤iz. Umar›m bu say›daki bilim girifliyle bilimin tan›m›, amac› ve bilim adam›n›n kim oldu¤u yönünde biraz bilgimiz olmufltur. Yoksa d›flar›dan salt gözlemle
bak›ld›¤›nda bilim adam› tan›m› flöyle oluflabilir: bir kiflinin verece¤i
dersi 4 kifliye yayma yetmezmifl gibi 4 de asistan kullanmak, üstüne
üstlük her dönem ayn› ifli yap›p yaz›n 3 ay ortalarda görünmemek ve
tüm bunlar› örgün bir ö¤retime ba¤l› diploma veren bir bölümde de
yapmamak. Ne bunlar›n yapt›¤› bilimdir ne de yapt›klar› bilim adaml›¤›. San›r›m bu örnekler ayr› bir kitap konusu olacakt›r. Ama yaz›dan da
hat›rlayaca¤›n›z üzere toplum üniversitelere önemli bir rol biçmifltir ve
bu rolde oynayabilecek de¤ere sahip olmak en önemli amaç olmal›d›r.
Bilim için yap›lan tan›mlamalarda bir baflka sorun bilimlerin kendi çeflitlili¤inden (merkezi bilimler, do¤a bilimleri, sosyal bilimler) kaynaklanmaktad›r. Baz› tan›mlamalarda bilim, do¤a bilimleri niteli¤ine göre,
baz›lar›nda ise toplumsal olaylar›n niteli¤ine göre yap›lm›fllard›r.
Bilim, öncelikle çeflitli bilimsel disiplinlerin; bu bilimsel disiplinlerin
kendi içindeki farkl› görüfl, ak›m ve ö¤retilerine uygun olarak tan›mlanmaya çal›fl›lm›flt›r. Kavramsal olarak bilim, bilimlerin tümünü kapsayan bir soyutlamad›r. Bu nedenle bilim için yap›lacak bir tan›m›n,
hiçbir bilimsel disiplini d›flar›da b›rakmayacak flekilde olmas› beklenir.
KAYNAKÇA
Bertrand Russell, Din ve Bilim, Bilgi Yay›nevi ‹stanbul 1972
Cemal Y›ld›r›m, Bilim Felsefesi, Remzi Yay›nlar›, ‹stanbul 1979
J. Bronowski, Bilim ve ‹nsan De¤er Yarg›lar›, Varl›k Yay›nlar›, ‹stanbul
Nusret H›z›r, Felsefe Yaz›lar›, Ça¤dafl Yay›nlar›, ‹stanbul 1987.
Tahir Erdo¤an fiahin, Bilim, Bilimler ve Bilgi Alanlar›, Dikey Yay›nlar›, Ankara 2006.
Bu ba¤lamda, bilim üzerine yap›lan tan›m ve yarg›lardan baz›lar› afla¤›daki gibidir.
Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan
46
lé, L. Lavelle, J.P. Sartre, K. Polin, G. Marcel, E. Gilson, V. Brochard, E. Boutroux, Spinoza, Malebranche, H. Bergson, F. Rauh, M.
Scheller, A. Darbon, R. Von Jhering, P.J.B. Buchez, G. Davy, A. Camus, M. Hauriou, R. McKeon, C. Dunan, S. Fauconnet, J-M. Guyau, Aristoteles, P.J. Proudhon, Bossuet, Bourdaloue, G.W. Leibniz, V. Cousin, H. Michel, C. Renouvier, L. Bourgeois, M. Pradines,
T. Aquinas, H. Höffding, S. Gillet, M. Stirner, F.H. Bradley, J. Jaurés, R. Tsanoff, L. Meynard, Montaigne, F. Mauriac, F. de Coulanges, G. Davy, M. Bresard, G. Duplessis-Le Guélinel, A. Smith, A.
De V. Bargemont, H. Lacordaire, K. Marx, C. Gide, M. Lazard, St.
Ambroise, St. Thomas, F. Le Play, Saint Simoncu Doktrin, G. Friedman, Alain, H. Laski, D. Parodi, J. Sommerville, J. Maritain, E.
Renan, M. Mauss, R. Maunier, A. Toynbee, J. Fourastié, T. Ruysssen. Tart›flmalarda, a¤›rl›kl› olarak Frans›z yazarlar›n yer almas›n›n
nedeni, takip etti¤imiz kitab›n derleyicisi Armand Cuvillier'in seçiminin bu yönde olmas› idi. Belli temalar çerçevesinde biraraya getirilmifl özgün metinlerin Türkçe derlemesi niteli¤indeki felsefe kitaplar›n›n azl›¤› ise Cuvillier'in kitab›n› seçmemizin ard›ndaki en
önemli etkendi.
Felsefe Atölyesinin Ard›ndan
2007-2008 akademik y›l›n›n bahar döneminde yaflam› anlamaya
dair içten bir merak ve paylafl›m iste¤iyle bir araya geldik. Felsefe
atölyemizin ilkini, bitmeyen aray›fl›m›z ve sorular›m›z eflli¤inde tamamlad›k. Gündelik hayattaki kararlar›m›zdan ifl yaflam›m›za, siyasi önermelerden iktisat politikalar›na kadar bir dizi etkinli¤in, ahlaki nokta-i nazarlar›m›z›n ürünü oldu¤unu düflündük. Bu nedenle ilk
felsefe atölyemizin temas›n› 'Ahlak, Sorumluluk ve Yapt›r›mlar'
olarak belirledik.
Atölyenin bafl›nda bir seçim yapmam›z gerekiyordu. Felsefe alan›ndaki bilgimiz hayli s›n›rl›yd›. Yine de belli bir konudaki farkl› nokta-i nazarlar› ikinci a¤›zdan dinlemektense kendi kalemlerinden
dinleyelim istedik. Takip etmek üzere Armand Cuvillier'in 'Felsefe
Yazarlar›ndan Seçme Metinler' adl› derleme kitab›n› seçtik. Kâh
Türkçe çevirideki aksakl›klar› çözmeye, kâh yard›mc› kaynaklara
baflvurarak yazar›n meram›n› anlamaya çal›flt›k. Y›lmad›k. Varoluflu anlama, yaflam› yorumlama, duruflumuzun dayanaklar›n› keflfetme iste¤i bizi her seferinde yeni bir beyin f›rt›nas›na sürükledi. Ö¤renme aflk›m›z ve felsefe sohbetlerinin nicesinin parças› olma arzumuz baki kald›.
Çabam›z, hayli uzun bir liste oluflturan bu yazarlar›n k›sa metinlerini çözümlemeye ve metinler aras›ndaki benzerlikleri, farkl›l›klar›
saptamaya çal›flmak; güncel baz› meselelerin farkl› yorumlar›n›n
hangi durufl noktalar›na tekabül etti¤ini anlamaya gayret etmek
yönünde oldu. Ço¤u kez tart›flmalar, dönüp dolafl›p flu soruya dayand›: ‹nsan eylemi (belirlenmifl ise) ne düzeyde hangi unsurlar taraf›ndan belirlenmifltir ve insan (hangi koflullarda) eyleminden ne
derecede sorumludur. Tart›flmalar›n odakland›¤› bir di¤er konu ise
'iyi' ve 'kötü'nün de¤iflmezlik ve de¤iflirlik yelpazesinde nereye
oturdu¤u, evrensel de¤erlerin var olup olmad›¤›, varsa ne flekilde
saptanabilece¤i ve ne(ler) oldu¤uydu. Di¤er bir çabam›z, günümüzde evrenselmifl gibi kabul gören baz› de¤erlerin hangi ahlaki geleneklerden geldi¤inin izini sürmek yönündeydi. Bu ahlaki gelenekleri, ç›kt›klar› toplumsal koflullar ba¤lam›nda ele almaya çal›flt›k.
Atölye çal›flmam›zda s›ras›yla flu alt bafll›klar üzerinden okumalar
ve tart›flmalar yürüttük: 'Gelenekler ve Bilinç', 'Ahlak›n Yöntemleri', 'De¤er, Ödev ve ‹yilik', 'Ahlaksal Doktrinler', 'Ahlaksal Deney',
'Hukuk', 'Sorumluluk ve Yapt›r›mlar', 'Adalet, ‹yilikseverlik, Dayan›flma, Topluluk', 'Ahlak›n Temeli', 'Kiflisel Ahlak', 'Aile', 'Çal›flma
ve Mülkiyet', 'Devlet, Ulus, Vatan', 'Uygarl›k ve Geliflme'. Toplant›lara, farkl› nokta-i nazarlar›n ürünlerinden k›sa metinler okuyarak
geldik, aram›zdan gönüllü bir yönlendiricinin sunumu eflli¤inde tart›flt›k, düflüncelerimizi paylaflt›k. Okudu¤umuz metinlerin yazarlar›
aras›nda flu isimler yer ald›: M. Blondel, E. Durkheim, W.F. Ogburn
ve M.F. Nimkoff, R. Le Senne, L. Brunschvicg, R. Descartes, J. Nabert, W. Wundt, I. Kant, J.S. Mill, Lévy-Bruhl, A. Lalande, C. Boug-
26 fiubat - 24 Haziran 2008 tarihleri aras›nda düzenlenen 'Ahlak,
Sorumluluk ve Yapt›r›mlar' konulu Felsefe Atölyemizin kat›l›mc›lar›
aras›nda Üniversitemiz mimar› fienol fiahin, Mühendislik Fakültesi
ö¤retim üyesi Yrd.Doç.Dr. Turan Erman Erkan, ‹flletme Fakültesi
ö¤retim üyeleri Prof.Dr. Halil ‹brahim Ülker, Yrd.Doç.Dr. Salih Ak
ve Yrd.Doç.Dr. Fatma Ülkü Selçuk vard›. Atölye çal›flmas›n› takiben, kat›l›mc›lara, At›l›m Üniversitesi Rektörlü¤ü taraf›ndan düzenlenen bir kat›l›m belgesi verildi. Dönem biterken atölye kat›l›mc›lar›, tart›flmak, paylaflmak istedikleri daha nice konu oldu¤unun ay›rd›na vard›. Anlama ve yorumlama sevgisi ile yeni bir felsefe atölyesinde buluflmay› temenni etti.
Nice felsefe atölyesinde buluflmak dile¤iyle...
Yrd. Doç. Dr. Fatma Ülkü Selçuk
47
B‹L‹M VE FELSEFE
Evreni, varl›¤›, düzeni, düzensizli¤i aç›klama u¤rafl›n›n yan› s›ra, insan do¤as› da filozoflar› meflgul eden konulardan olmufltur. Savafls›z bir yaflama duyulan özlem, nice filozofun seyir atefli haline gelmifltir. Hobbes (1588-1679) oldukça karamsar bir tablo çizmifltir insan do¤as›na iliflkin. Jonathan Wolff'un An Introduction to Political
Philosophy kitab›n›n ilk bölümünde de yazd›¤› gibi, Thomas Hobbes'a göre, insan do¤as›n› anlamak için, genel fizik ilkelerinin yan›nda 'ben'in bilgisine de sahip olmak gereklidir. ‹nsan dedi¤in hem saadet hem de güç aray›fl›ndad›r. Zalim de¤ilse de bencildir. Korku,
kazanma iste¤i, güvenlik ihtiyac› ve flan flöhret aray›fl› savafllara yol
açm›flt›r. Hobbes'un tersine John Locke (1632-1704) ise insan›n iflbirli¤ine yatk›n yönünü vurgulam›fl, ahlaki sorumluluk konusuna
e¤ilmifltir. ‹lk savafl›n ard›nda, topra¤›n k›tlaflmas›, paran›n bulunuflu ve insan›n açgözlülü¤ü gibi etkenlerin bulundu¤unu ileri sürmüfltür. Jean-Jacques Rousseau'nun (1712-1778) ise insan do¤as›na
iliflkin iki çarp›c› saptamas› vard›r: Birincisi, ilk
insanlarda kendini-koruma itkisi ve merhamet
duygusu oldu¤u; ikincisi ise yaban›l insanlar›n,
günümüz uygar insan›na göre birçok aç›dan
tercih edilir oldu¤udur. Rousseau'ya göre medeniyetin geliflimi hem ilerlemeyi beraberinde
getiren, hem de insan› savafllara iten bir durumdur.
Koyun Kurt ‹le Gezerdi
‹nsan dedi¤in karmafl›k, karmakar›fl›k bir varl›k. Hayranl›k, bir o kadar
da dehflet uyand›ran cinsten. Gerek canl› gerekse de cans›z karfl›s›nda duyulan hayret, oldum olas› meraka, bilime, felsefeye itmifl insan›. Salt güven ihtiyac›ndan, olanlar› anlama ve olacaklar› kestirme güdüsünden de¤il ama. Kimi zaman varl›¤›n› tehlikeye atacak bir bilme
aflk›yla yo¤rularak da. Kimi zamansa bar›fl›n özlemiyle tutuflarak.
“Düzensizlik mi var tüm bu düzenin içinde, yoksa bir düzen mi var karars›zl›¤›n ard›nda” muammas› zihinlerin ezeli ebedi dü¤ümü olagelmifl. Zerreci¤in hareketinin ard›ndaki mekanizma; canl›y› cans›zdan
ay›rt eden güç; canl›n›n her bir cinsinin mucizevî iflleyifli, yönelimi ve
daha nice soru, bitmek bilmeyen bir aray›fla kök salm›fl as›rlard›r.
Jean-Paul Dumont'un Antik Felsefe kitab›n›n ilk bölümünde, öz ama
çarp›c› bir seyir içinde bizi halen u¤raflt›ran
problemlerle binlerce y›l önce dahi nas›l da
meflgul olundu¤unu görmek mümkündür: Antik ça¤da dünyay› aç›klama ve do¤ay› anlama
kayg›s›yla meflgul olan ilk fizikçilere 'fizyolog'
denirmifl. Kökleri, 'büyüyen, de¤iflen ve geliflen do¤a' anlam›na gelen physis ve 'nesnelerle ilgili bilim veya söylem' anlam›na gelen logos bu kelimenin. ‹lk unsur, ilke aray›fl›nda
olan bu filozof fizyologlar, att›klar› temellerin
üstüne infla ettikleri seyirlerinde (teorilerinde), izleri bugünlere uzanan neler ileri sürmemifltir ki... ‹lk unsurun su oldu¤unu düflünen
Thales (M.Ö. 624-546), eski kozmolojinin
söylencesel yorumlar›n›n yerine geçecek fiziki
bir aç›klama getirme çabas›na girmifl; çoktanr›c›l›¤› reddetmifl; dünyaya akl›n can verdi¤ini
ileri sürmüfltür. Felsefeye arkhe, ilke terimini
kazand›ran ve sonsuz ile sonlu olan› mütalaa
eden Anaksimandros'a (M.Ö. 610-546) göre
ise do¤mak, bitmifl olmak demektir; ölmek ise
her fleyin ilkesine geri dönüfltür. Varl›klar gibi
s›n›rlar› olan fiziki unsurlar›n ç›kt›¤› ortak tek bir ilke vard›r. ‹lk unsur
apeirondur: s›n›rs›z madde. Töz, sonlu ve belirliyken; apeiron, do¤mufl de¤ildir; sonsuzdur, hareketsizdir. Anaksagoras'a (M.Ö. 500420) göre ise cisimlerin sonsuz çeflitlili¤i, homeomeries ad› verilen
benzer parçalardan oluflmufltur. Maddeyi harekete geçiren ilk unsur
noustur (ak›l, zihin, idraktir). Ayn› ›rmakta iki kez y›kanman›n mümkün olmad›¤›n› söyleyen Herakleitos (M.Ö. 535?-475) ise kal›c› olan› araman›n beyhudeli¤ini vurgulam›fl ve her fleyin bir ak›fl oldu¤unu
ileri sürmüfltür. Hareket, de¤irmidir, sürekli bir do¤um ve ölüm olgusudur; itici gücü ise z›tl›klar›n karfl›tl›¤›d›r. Phythagoras (M.Ö. 580500) nesnelerin özünün say› oldu¤unu düflünürken, Parmenides
(M.Ö. 6. yy.) ise varl›k sorunuyla meflgul olmufltur. Parmenides'e
göre varl›k mutlak olarak birdir, ezeli ve ebedidir, yarat›lm›fl de¤ildir,
yok edilemez, hareketsiz ve eksiksizdir. De¤iflen ile de¤iflmeyen, san› ile gerçek olan, varl›k ile varl›¤›n oluflumu, zihinleri bin y›llard›r
meflgul eden sorular aras›nda yer alm›flt›r.
NOKTA-‹ NAZAR
Gerçekten de günümüz beflerinin y›k›c›l›¤› büyük talihsizliktir. Ard›nda yatan temel etkense
açgözlülüktür. Kan›mca, eziyetin olmad›¤› bir
dünyan›n ipuçlar›n› keflif yolunda insan›n fiziksel ve duygusal yönleri hakk›nda daha fazla
araflt›rma yapmal›, akademinin farkl› bölümlerinin üretiminden yararlanmal›y›z. ‹nsan dedi¤imiz, hem yap›s› gere¤i biyolojik itkilere sahip, hem de bu itkilerin kimisine duygular›yla
meydan okuyabilen bir varl›kt›r. Cans›z›n ve
basit canl› türlerinin mekanizmas›n› tam olarak kavramak için bile dü¤üm üstüne dü¤üm
çözmek gereklidir. Karmakar›fl›k yap›l› insan›n do¤as›n› ve yönelimlerini çözmeye çal›flarak bar›fl ve uyum içinde yaflaman›n yollar›n›
aramak ise zar zor nefes al›nan bir kördü¤ümün içinden ç›kmaya
çabalamaya benzemektedir. Ama de¤il midir ki insan dedi¤in merhametten nasibini alm›flt›r? De¤il midir ki gün olmufl kedi ve köpek
bile yan yana yaflam›flt›r didiflmeden? O halde umut bitmemifl, tükenmemifltir henüz. Kurdun koyuna iliflmeden yan yana yürüdü¤ü
bir dünya olanakl› m›d›r yap›sal tüm ayr›l›klara ra¤men? Kurdun
kurt olmad›¤›, dönüfltü¤ü bir dünya? ‹nsan›n insana kulluk etmedi¤i, zulmetmedi¤i, k›ymad›¤› bir dünya? Nice dü¤üm bilimden, felsefeden yard›m umar çözülmeyi bekleyerek, bugün bile, hâlâ... Ne
mutlu ki okuryazarl›¤›m›z var bizim. Dü¤ümleri çözmekten gayr›
hangi neden daha güzel olabilirdi ki okuyup yazmaya devam etmek
için? Öyle ya, Afl›k Veysel'in de dedi¤i gibi; “Kim okurdu kim yazard› / Bu dü¤ümü kim çözerdi / Koyun kurt ile gezerdi / Fikir baflka
baflk'olmasa”.
Yrd. Doç. Dr. Fatma Ülkü Selçuk
48
ETK‹NL‹K
2. MEKATRON‹K MÜHEND‹SL‹⁄‹ GÜNÜ
Geleneksel hale getirdi¤imiz, ö¤rencilerimizin y›l boyunca yapt›¤›
çal›flmalar› aileleri, di¤er s›n›f ve bölümlerdeki okul arkadafllar›yla
paylaflt›¤› 2. Mekatronik Mühendisli¤i Günü 18 Haziran Çarflamba
günü Mühendislik Fakültesinde gerçeklefltirildi. 1. s›n›flardan yüksek lisans ö¤rencilerine kadar herkes çal›flmalar›n› sergileyebilmek ve konuklara tan›tabilmek için büyük gayret gösterdi. Mühendislik ve Mekatronik Mühendisli¤i yaklafl›m›n› yeni tan›yan Mekatronik Mühendisli¤i Bölümü 1. s›n›f
ö¤rencileri tersine mühendisli¤i uygulamaya çal›flt›klar› evlerinde bulunan bozuk/çal›flmayan cihazlar›
sökerek hem kendileri cihaz içindeki parçalar› ö¤rendiler, hem de Mekatronik Mühendisli¤i Günü'nde
fiekil 1. 1.s›n›f tersine mühendislik konuklara bu cihaz›n çal›flma prenuygulamalar›
sibini anlatt›lar (fiekil 1).
fiekil 3 Ifl›¤› takip edebilen servo sistemler ve projeyi tamamlayan Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i ö¤rencileri
2007-2008 ders y›l›nda At›l›m Üniversitesi, Mekatronik Mühendisli¤i Bölümü olarak Union College, (Newyork, USA) Üniversitesi,
Makina Mühendisli¤i Bölümü ile ortak yeni bir tasar›m projesine
imza at›lm›flt›r. Önümüzdeki y›llarda da sürdürülmesi beklenen bu
projede 2007-2008 döneminde 4.s›n›f tasar›m dersini alan ve mezuniyet durumunda bulunan 5 ö¤rencimiz Union College Üniversitesinden 5 ö¤renci ile efllefltirilerek 2 grup oluflturulmufltur. Bu ö¤rencilerimiz dönem içerisinde Amerika'ya giderek orada grup arkadafllar›yla birlikte sunduklar› t›rt›l robotlar›n›, 2. Mekatronik Mühendisli¤i Günü'nde yine Amerikal› grup arkadafllar›yla birlikte tan›tm›fllard›r. Üzerinde birçok alg›lay›c›s› olan, t›rt›llar›n do¤rusal hareket kabiliyetini tafl›yan ve biyolojik yap›dan esinlenen iki robot
tüm ö¤renciler ve konuklar taraf›ndan bölümümüzün e¤itim baflar›s› olarak de¤erlendirilmifltir (fiekil 4).
Mühendislik tasar›m› prensibi ve statik, mukavemet ve dinamik
derslerini alan 2. s›n›f ö¤rencilerimiz hem bu dersleri analiz edebilmek hem de teorik bilgiler ile pratik uygulamay› bütünlefltirebilmek
için birçok projede görevlendirilmifltir. Mühendislik tasar›m prensibinin tan›t›ld›¤› 2. s›n›f tasar›m dersinde her sene farkl› uygulama
alan›na sahip projeler verilmektedir. Ö¤rencilere do¤ru tasar›m yetene¤inin kazand›r›lmas› amaçlanan bu derste önceden planlanan
tasar›m basamaklar› ö¤rencilerin hayal gücü ile birlefltirilmektedir.
Bu sene verilen projenin son tasar›m basama¤› olan labirent içerisinden zamanlay›c›l› devresi yard›m› ile ç›kabilen araba projesi 2.
Mekatronik Mühendisli¤i gününde sergilenmifl ve konuklara sunum yap›lm›flt›r (fiekil 2.a). Dinamik dersinde yine konu iflleyifline
göre kademeli olarak ö¤rencilere yapt›r›lan nefleli projeler ise konuklara hofl anlar yaflatm›flt›r (fiekil 2.b).
a
fiekil 4 a. Amerikal› ve Türk ö¤rencilerimiz b. T›rt›ldan esinlenerek tasarlanan ve
üretilen robot
Tüm bu sunumlar›n yap›ld›¤› s›rada konuklar›m›z› takip eden ve
üzerindeki alg›lay›c›lar sayesinde kimseye çarpmadan ortalarda
gezinen “Metinç” robotumuz özellikle günümüze kat›lan çocuklar
taraf›ndan ilgiyle izlenmifltir (fiekil 5). Her sene oldu¤u gibi bu sene de bölümümüz bünyesinde bulunan birçok baflar›ya sahip “Robot Toplulu¤u” ve “Günefl Arabas› Toplulu¤u” da baflar›l› çal›flmalar›n› sergilemifllerdir (fiekil 6).
b
fiekil 2 a. Mühendislik Tasar›m Prensibi dersi 2007-2008 projesi sunumu ve örnek
bir araba, b. Dinamik dersi “zihni-sinir” projesi örnekleri
Bu sene ilk defa bölümümüzce Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i
Bölümü’ne servis dersi olarak verilen kontrol sistemlerini içeren
ders projesi bünyesinde kardefl bölümüzün ö¤rencileri ›fl›¤› çeflitli alg›lay›c›lar yard›m› ile takip edebilen servo sistemler üretmifltir
(fiekil 3).
fiekil 5 Metinç
fiekil 6 Günefl Arabas› Ekibi ve
Tübitak Günefl Arabalar› Yar›flmas› Türkiye 2.lik ödülü
Arafl. Gör. Aylin Konez Ero¤lu
49
Tuhaf Bu ‹nsanlar
Elektri¤in Dahisi Nikola TESLA
Elektrikle istedi¤i herfleyi yapabilen bu mucidin
700'ün üzerinde patentli icad› vard›r. Tesla, New
York'daki laboratuvar›nda yapt›¤› deneylerde bir
kaç kilometreden hissedilen bir deprem yaratabilmifl s›rad›fl› bir muciddir. Y›llar önce kablosuz iletiflimde, sadece sesin ya da yaz›n›n de¤il her türden
görüntünün aktar›lmas›n›n mümkün oldu¤unu düflünebilen bir kiflidir. Dünyan›n bütün iletiflimini ve en
önemlisi de enerji ihtiyac›n› kablosuz olarak atmosferden ve yerküreden yararlanarak sa¤layabilece¤ini iddia etmifltir. Uzaktan kumanda teknolojisini
icad etmifl ve çok büyük kalabal›klar önünde, müzesinde de görebilece¤iniz ilk uzaktan kumadal› gemi
maketini yüzdürmeyi baflarm›flt›r. Üzerinde çal›flt›¤›
ve sürekli olarak Hertz dalgalar›ndan çok farkl› ve
çok çeflitli iletiflimlere imkan sa¤layan de¤iflik dalga
türleri üzerine çal›flm›flt›r. Milyonlarca voltluk elektrik ak›mlar›n›n her tarafa s›çrad›¤› bir odada sakince kitab›n› okuyabilecek kadar egemendir elektri¤e.
Tesla'n›n Garip Huylar› ve Fobileri Vard›
Tesla, yaklafl›k 2 metrelik boyuyla kendi dönemine
göre oldukça uzundu. Narin yap›l›, beyaz tenli, mavi gözlü ve dalgal› kahverengi saçl›yd›. Her zaman
resmi giyinirdi. Tesla saplant›l› biriydi, garip huylar›
ve fobileri vard›. ‹fllerini üçerli gruplar halinde yapard› ve numaras› üçe tam bölünebilen bir otel oda-
50
s›nda kalmak konusunda ›srarc›yd›. Tesla mücevherden, özellikle inci küpelerden i¤renirdi. Temizlik
ve hijyen konusunda çok titizdi. Yuvarlak nesnelere
ve kendisininkinin d›fl›nda insan saç›na dokunmaktan hofllanmazd›. Tesla güvercinlere özel bir ilgi duyard›. Parkta besledi¤i güvercinler için özel yemler
siparifl eder ve güvercinlerin baz›lar›n› otel odas›na
getirirdi. Hayvanlar› severdi. Resmi yemekler d›fl›nda her zaman yaln›z bafl›na yemek yerdi ve hiçbir
koflul alt›nda bir bayanla tek bafl›na yemek yemezdi. Tesla hiç evlenmedi. Bekar ve aseksüel olmas›n›n bilimsel yeteneklerine yard›mc› oldu¤unu düflünüyordu. Tesla muhteflem flovmenlik yetene¤iyle
tan›n›rd›. Bulufllar›n› ve deneylerini t›pk› bir sihirbaz
gibi sanatsal bir flekilde tan›t›rd›. Tesla'n›n ad› Pensivenya eyaletindeki elektrik vadisindeki sokaklardan birine verilmifltir.
Manyetik ak›fl›n metrik birimi Tesla (T)'d›r.
Belgrad'da ad›na bir
müze kurulmufltur.
Ayr›ca Westinghouse
müzesinde de kendi
ad›na bir bölüm bulunmaktad›r. Niagara
fielalelerindeki su türbinlerinin orada da bir
heykeli vard›r.
Zaman›n Ötesindeki Bilim ‹nsan›
Tesla'y› anlatabilmek için söylenmesi gereken en
önemli fley onun kendi zaman›n›n çok ötesinde oldu¤udur. Tesla, zamanla unutturulmufl ve teknolojileri üzerine karanl›k projeler üretilmeye bafllam›fl
oldu¤u iddialar› dünyay› kaplam›flt›r. So¤uk savafl
y›llar›nda her iki taraf›n da bu teknolojiyi kulland›¤›
ileri sürülmüfl bütün bir nükleer savunma ve sald›r›
amac›n› güden “Y›ld›z Savafllar›” projesinde bu teknolojiden yararlan›lm›flt›r. “Ölüm ›fl›nlar›, ultra düflük dalgalar, çok yüksek frekanslar, atmosferdeki
elektrik enerjisinin de¤erlendirilmesi, atmosfere
elektrik dalgalar› yayarak bunun dünyan›n her yerinden kullan›lmas›n›n sa¤lanmas›, radyo frekanslar›yla uzaktan kumanda edilebilen bugün kullan›lan
füzeler, yüzlerce mil etkili bir elektrik kalkan›n›n
oluflturularak girmeye cesaret eden düflman›n an›nda yok edilebilmesi, v.b. bize bugün bile hayali gelebilecek bir çok projenin ard›nda Nikola Tesla'n›n
flarm›fl ve flirketinin hisseleri borsada kap›fl kap›fl sat›lmaya bafllam›flt›r. Tesla'n›n flirketi gözden düflmüfltür. Tesla
ise Marconi'nin yapt›¤›n›n kendisinin halihaz›rda yapabildi¤i ve Marconi'nin zaten kendisine ait patentleri kullanarak bunu yapt›¤›n›,
önemsiz ve basit bir ifl oldu¤unu söylemifl ve
kendi amac›n›n gerçekte ne oldu¤unu aç›klama gafletinde bulunmufltur. Bu tarihden itibaren birçok
kimse taraf›ndan bir deli olarak an›lmaya bafllanacakt›r.
1904 y›l›nda Colorado Springs'deki elektrik flirketi Tesla'y› u¤ratt›¤› zarardan dolay› mahkemeye vermifl ve 180 dolarl›k mahkeme
paras›n›n ödenebilmesi için oradaki laboratuvar› sat›lm›flt›r. 1906
y›l›nda yapt›¤› icatlarla zengin etti¤i George Westinghouse, Tesla'n›n kablosuz enerji iletimi önerisini geri çevirmifltir. Amerikan
yüksek mahkemesinin karar›: Radyo'nun gerçek mucidi Teslad›r.
Amerikan adaletinin en yüksek karar mercii olan “supreme court” 1943 y›l›nda daha önceden Marconi karfl›s›nda kaybetti¤i ve
kendi buluflu olan Radyo'nun o güne de¤in hatal› bir biçimde Marconi'nin ismiyle an›lmas›n› durduracak karar› vermifl ve Radyo'yunun icad›n›n gerçek sahibinin Tesla oldu¤unu söylemifltir.
teknolojisinin genifl izlerine rastlanmaktad›r. 1930'larda Tesla,
sözkonusu ölüm ›fl›n›n› ve kimsenin geçemeyece¤i Tesla kalkan›n›n yapalebilece¤ini aç›klam›flt›r. ‹nsanl›¤a bedava enerji sa¤lama idealiyle yola ç›km›fl büyük bir mucidin projelerine destek
bulabilmek amac›yla zaman içinde savafl teknolojileri üzerine çal›flmaya bafllamas› trajiktir. 1. ve 2. Dünya Savafllar›n› yaflam›fl
olan Tesla asl›nda bir savafl karfl›t› oldu¤unu söylemifltir.
Topraktan Çarp›lan ‹nsanlar ve ‹nsan Yap›m› fiimflek
Tesla, dev büyüklü¤e sahip bobinini kullanarak dünyadan bir iletken olarak yaraland›¤› ilk deneylerini Colarado'da gerçeklefltirir.
En önemli icad› denilebilecek “sabit karasal dalgalar› (terrestrial
stationary waves)” burada kullanmaya bafllar. Deneyleri s›ras›nda
yerküreye elektrik verdi¤inden, laboratuvar› çevresinde dolaflan
insanlar›n ayaklar› aras›nda elektrik s›çramalar› meydana geldi¤i
ve etraftaki çiftliklerde ayaklar›ndaki demir nallar yüzünden atlar›n ç›lg›na döndü¤ü anlat›lmaktad›r. Bu flehirdeki sonunu belki delice denilebilecek flekilde kendisi haz›rlam›fl, flehrin ana jenaratörünün yanmas›na sebep olmufltur. Bir gün deneyi s›ras›nda muazzam s›çramalar elde etmeyi baflarm›flt›r, fakat bu s›çramalar bir
süre sonra bir flimflekten çok daha korkutucu olmaya ve ç›kan
sesler bütün bir flehirden duyulur hale gelmifltir. En sonunda ise
flehrin ana jenaratörü yanm›fl ve bütün bir flehir karanl›kda kalm›flt›r. Tesla, rezonans sayesinde kademe kademe yükseltmeyi
amaçlad›¤› s›çramalar› baflard›¤›n› anlasa da deneyi durdurmam›fl
ve en son nereye kadar gidebilir diye laboratuvar›n›n d›flar›s›nda
bu büyük “canavar”›n› seyre dalm›flt›r. Sonuç: Bir daha kimse
Tesla'ya ücretsiz enerji önermek gibi bir “hata”ya düflmemifltir.
Nikola Tesla, Leonardo da Vinci'den Beri Yaflam›fl En Büyük Dehad›r.
Bugünkü dünyam›z›n yarat›c›lar›ndan belki de en önemlisi ve o
oranda da en unut(tur)ulmufl olan›d›r. Uzak görüfllülü¤ü toplumsal sistemin s›n›rlar›n›n d›fl›na ç›km›fl ve kaç›n›lmaz olarak bast›r›lm›flt›r. Yine de ad›n›n literatürden tamamen silinmesi olanaks›zd›r. Çünkü bize bugün bu kifliyi hat›rlatacak çok fley vard›r.
Hakk›nda bir araflt›rmac› flöyle demektedir: “ Bilgisayar›n›zda çal›fl›rken Tesla'y› hat›rlay›n. Onun “Tesla Coil”i yüksek voltajl› resim tüpünüzün çal›flmas›n› sa¤lamaktad›r. Evinizde kulland›¤›n›z
elektrik Tesla'n›n alternatif ak›m (AC) jenaratöründen gelmekte,
Tesla transformatöründen geçmekte ve evinize 3 fazl› Tesla
enerjisini getirmektedir... Tesla'n›n icatlar› bugün heryerdedir...”
Wardenclyffe Projesi, Bedava Enerji ve Tesla'n›n Yenilgisi
1900 y›l›nda New York'a dönen Tesla, J.Pierpont Morgan ad›nda
bir finansörün 150 bin dolarl›k deste¤iyle, Long Island'da kablosuz iletiflim amac›na yönelik dev kulesinin inflaas›na bafllar. Bu
verici istasyonu, piramid fleklinde sekizgen ve 54 metre yüksekli¤inde yap›l›r. Wardenclyffe'in bu kule sayesinde dünyan›n merkezi olaca¤› san›l›r. Tesla'n›n bu deste¤i alabilmesini sa¤layan, onun
bu kule vas›tas›yla cok uzaklara resim, mesaj, ses ve her türden
veriyi gönderebilece¤i iddias›d›r. Halbuki Tesla'n›n daha büyük bir
amac› daha vard›r. Sürekli olarak afla¤› gördü¤ü hertziyan dalgalarla u¤raflmamakta ve kendi “teta4-dalgalar›” olarak an›lacak
olan elektrik dalgalar›yla kablosuz enerji aktar›m› sa¤lamaya çabalamaktad›r. Amaç yine ayn›d›r: Tüm insanl›¤a bedava enerji
sa¤lamak! Tesla, bu sefer çok ileri gitmifltir. Bedava enerji, petrol
gibi çok önemli bir ekonomik kayna¤› yarars›z hale getirebilecek
ve tüm endüstrinin dönüflümünü sa¤layabilecek bir tehlikedir.
1903'deki bu aç›klamas›ndan sonra arkas›ndaki bütün destekler
çekilmifl ve yavafl yavafl ismi kitaplardan silinmeye bafllam›flt›r.
Bunda o günkü ekonomik durumunda etkisi vard›r. Marconi 150
bin dolardan daha ucuza Atlantik'i aflan ilk mesaj› yollamay› ba-
Tesla Hala Anlafl›lamam›fl Bir Dahidir
Bugünün bilim adamlar› hala onun notlar›n› inceliyor. En baflar›l›
uzmanlar›m›z onun dünyaya yay›lm›fl teorilerini flimdi anl›yor. Örne¤in, tasarlad›¤› döner alanl› türbin motorun, modern araçlarla
birlefltirildi¤inde, bugüne dek üretilmifl en yetkin motorlardan biri oldu¤u anlafl›l›yor. Kriyojenik (derin so¤utma ) s›v›lar ve elektrikle yapt›¤› deneyler, modern süper iletkenlerin temelini sa¤lam›flt›r. Bir elektronun düflük yüklü parçalar›na iflaret eden deneylerden bahsetmifltir; yani, bilim adamlar›n›n 1977 y›l›nda nihayet
keflfettikleri, kuarklar! ‹nan›l›r gibi de¤il! Belki tarihin, gerçek bir
dehayla karfl›laflt›¤›nda bunu anlayabilece¤i günler de gelecektir.
Kaynaklar
Tesla-Anlafl›lamam›fl Dahi (Tesla-Man Out of Time), Margaret Cheney, Biyografi Dizisi-7, Ayk›r› yay›nc›l›k, ‹stanbul 2002. www.tesla-museum.org/
51
E⁄LENCEL‹ B‹L‹M
Ev Tozu Akarlar› (Mite)
Ev tozu akarlar›yla (mite) elektrik süpürgesi ile
bafla ç›kmak mümkün de¤ildir. Evin her yerinde
bulunabilir, fakat en çok bulunduklar› yer nemin
ve besinlerin oldu¤u yerlerdir. Yatak odalar› ve özellikle tüm yatak
tak›mlar› ev toz akarlar›n›n üreyip ço¤almas› için en uygun ortam›
yarat›rlar. Yatakta geçirdi¤imiz sekiz saat içerisinde, ortalama 1 litre vücut nemi kaybederiz ve deri dökeriz. Bu yüzden insanlar›n deri döküntüleri ve havadaki nem ile beslenen ev toz akarlar› bizlerle beraber yatmaktan çok hofllan›rlar.
Teknoloji Tarihinden
Süpürge, G›rg›r
Süpürge önce mekanik sonra elektrikli
teknoloji ile görev alan›n› daraltt›. 1699'da
Londra sokaklar›n› temizlemek için bir makinenin patenti verilmiflse de, evde kullan›lan g›rg›r›n üreticileri, toza karfl› allerjileri
olan Anna ve Melville Bissell'dir. 1876'da
üretilen makine 1890'larda ‹ngilizce'de hal› bisellemek diye fiil haline gelecek kadar yayg›nlaflm›flt›. Mekanik süpürme arac›n›n ad›
olarak Türkçeye yerleflen g›rg›r sözcü¤ü de üretici firman›n ad›ndan kaynaklan›yor. G›rg›r reklam›nda ayn› evi paylaflan gelin ile
kaynana temizlik için kavga ederlerken hediye paketi ile adam gelir, pakette g›rg›r süpürgesi. Evde herkes çok mutlu olur, sonra
hepsi sar›l›r güle oynaya ''g›rg›r giren eve d›rd›r girmez'' diyerek
flark› söylerler.
Ev tozu akarlar›n›n kendilerinden çok onlar›n mikro tozlara dönüflen ufak d›flk› toplar› as›l problemdir. Her toz akar› günde ortalama yirmi d›flk› topu üretir. Bir çift kiflilik yatakta ortalama olarak 23 milyon ev toz akar› oldu¤unu düflünürseniz, problem çok büyüktür. Bu mikro tozlar› solunum yoluyla ald›¤›m›zda alerjik rahats›zl›klar oluflur.
Günlük Ev Aletlerinin Tarihi
Elektrik süpürgesi, bulafl›k makinesi, Zippo çakmak, makas, t›rafl
b›ça¤›, hesap makinesi, bilgisayar: Hepsi birer tasar›m harikas› ve
zeka ürünü. Ev ifllerinde hizmetçi kullanma, 1920'li y›llarda Avrupa'da yayg›n bir e¤ilimdi. Ama, ABD'de durum farkl›yd›. Bat›n›n s›n›rlar›n› geniflletmek, yo¤un çal›flma temposu ve uzun saatler demekti. Yüksek maafllar ve iflçi azl›¤›, yenilikçi bir üretim anlay›fl›n›
beraberinde getirmiflti.
Elektrik Süpürgesi
1898 y›l›nda Londra'da bir sanayi sergisine kat›lan H.Cecil Booth,
burada sergilenen ve hal›lara hava üfleyerek tozu ve kiri uçurup üstündeki metal kutuda toplamay› amaçlayan toz-kald›rma makinesini görünce, böyle bir makine üzerine çal›flmaya bafllad›. Tozu emme ve filtre etme esas› üstüne kurdu¤u makinesinin patentini 1901 y›l›nda ald›. ‹lk ticari elektrikli süpürge bugünün buzdolab›
büyüklü¤ündeydi ve iki kifli taraf›ndan kullan›l›yordu. ‹flyerleri de¤il evler için yap›lan
daha küçük modelleri bile önceleri tek bafl›na kullanmak mümkün de¤ildi.
ABD'de çok say›da üretilen ve günlük hayat› kolaylaflt›ran cihazlara talep yeni bir pazar do¤urmufltu. Birinci Dünya Savafl› sonras›nda ekonominin gerilemesi, Avrupa'daki günlük yaflant›y› kökten
de¤ifltirdi. Kad›nlar da art›k ekonomik mücadele içinde boy gösteriyordu. Sahip olunan cihazlarda, önceki y›llarda belirleyici olan
"zenginlik" kavram› yerini pratikli¤e b›rakt›. Kol saatleri, foto¤raf
makineleri, deyim yerindeyse demokratikleflmiflti... Avrupa, ‹kinci
Dünya Savafl›'ndan büyük hasarlarla ç›karken, ABD görece olarak
yara almadan kurtulmufltu.
James Murray Spangler'in 1908 y›l›nda patentini ald›¤› elektrikli pervane ve torbal›
makinenin yayg›nlaflmas› üretim hakk›n› deri eflya ve otomobil aksesuar› üreticisi William Hoover'in ayn› y›l sat›n almas›yla bafllad›.
Hoover müflterilerine on günlük deneme süresi tan›yan genifl bir
kampanya bafllatt›.
Sonuç olarak da, Amerikan kültürü tüm dünyada egemenlik kurma
f›rsat› yakalad›. Ma¤lup devletler Almanya, ‹talya ve Japonya, büyük çabalarla ekonomilerini düzlü¤e ç›kard›lar ve zamanlar›n›n büyük bölümünü fikir üretmekle geçirdiler. ‹skandinavya ülkeleri de
öyle... O günlerden günümüze, teknolojik geliflmelerle birlikte çehresi de¤iflen ürünlerde, tüketici beklentileri hep ön plandayd›. 21.
yüzy›lda, en son model cihazlara merakl› tüketiciler dünyas›nda,
20. yüzy›l›n çarp›c› keflifleri oyuncak gibi duruyor. Ama hepsi birer
tasar›m harikas› ve zekâ ürünü...
Ak›ll› Robot Süpürgesi
Türkiye pazar›na da giren ilk otomatik vakum temizlik robotu (Roomba) ile hayat›m›z oldukça kolaylaflaca¤a benziyor. Siz evde veya d›flar›da iken, sizin yerinize evinizi mükemmel olarak temizledi¤i, yerleri tek bafl›na vakumlad›¤› söyleniyor. Bu cihaz,
farkl› zemin yüzeylerinde kendi kendine
otomatik olarak ayarl›yormufl.
52
E⁄LENCEL‹ B‹L‹M
K›rkaya¤›n Kaç Aya¤› Vard›r?
K›rk de¤il yüz de de¤il. Baz›lar›n›n daha fazla, baz›lar›n›n daha az aya¤›
vard›r. Yüze en yak›n ayak say›s›na
sahip olan› 1999'da keflfedilmifltir.
K›rkayak kelimesi, Latince “yüz ayak”
anlam›na gelen centipeda kelimesinden gelmektedir. K›rkayaklar
yüz y›l› aflk›n bir süredir kapsaml› bir biçimde incelenmelerine karfl›n tam olarak yüz aya¤a sahip bir örne¤ine rastlanmam›flt›r.
Aktivite Önerisi
Cahillikler Kitab›
Bilmediklerimiz ve Yanl›fl Bildiklerimiz
Yazarlar›: John Lloyd/ John Mitchinson
NTV YAYINLARI
Bu say›da size bir kitap önerimiz olacak;
Bafllay›nca bitirmek zorunda oldu¤unuz kitaplardan de¤il. Uzun bir yolculuk s›ras›nda
yan›n›za alabilece¤iniz ya da baflucunuza
koyabilece¤iniz kitaplardan. Bölüm bölüm
okuyacak ve çok flafl›racaks›n›z. Kitab›n
ad›n›n (Cahillikler Kitab›) hemen alt›nda ”Bilmediklerimiz ve Yanl›fl
Bildiklerimiz” alt bafll›¤› var. Kitab›n yazarlar›ndan John Lloyd girifl
yaz›s›nda “Bu kitap, çok fazla fley bilmediklerini bilen insanlar içindir.”
diyor. Lloyd girifl yaz›s›n› “Biyologlar birincil dürtülerimizin yemek,
cinsellik ve bar›nma oldu¤unu (bu haliyle hayvanlar›nkinden bir fark›
yoktur) söylerler. Biz de, bizi eflsiz bir biçimde insan yapan bir
dördüncü dürtü oldu¤unu söylüyoruz. Merak. Oklu kirpiler varoluflun
anlam› hakk›nda endifle duymaz. Pervaneler ve kar›ncayiyenler geceleyin gökyüzüne bak›p par›ldayan fleylerin ne oldu¤unu merak etmez.
Ama insanlar merak eder. ‹nsan beyni kandi bafl›na evrendeki en
karmafl›k nesnedir. Görünür evrendeki pozitif yüklü parçac›klar›n
kurdu¤undan daha fazla ba¤lant› kurabilir. Hiçkimse insan beyninin
neden bu kadar karmafl›k oldu¤unu ya da bu flafl›rt›c› bilgisayarvari
güçle ne yapmam›z gerekti¤ini bilmiyor. Biz cevab› biliyoruz: Daha
fazla soru sorun.” diyerek tamaml›yor.
Yeryüzünde ‹nsan Eliyle Yap›lm›fl En Büyük Yap› Nedir?
Yanl›fl cevaplar aras›nda Büyük Piramit, Çin Seddi ve Kuveyt'teki
Mübarek el-Kebir Kulesi say›labilir. Do¤ru cevap 1948'de aç›lan
Fresh Kills çöp depolama alan› çok geçmeden insanl›k tarihindeki
en büyük projelerden biri haline geldi ve sonunda Çin Seddi'ni geride b›rakarak dünyada insan eliyle yap›lm›fl en büyük yap› oldu.
Dünya’n›n Etraf›n› Dolaflan ‹lk ‹nsan Kimdir?
Zenci Henry. Hemen hemen herkese yabanc› bir isim olan Enrique
de Malaca, Macellan'›n kölesi ve çevirmendi. Ferdinand Macellan
dünyan›n etraf›ndaki turunu asla tamamlayamad›. 1521'de Filipinler'de henüz turun yar›s›ndayken öldürüldü. 1519'da ç›k›lan dünya
turu giriflimi de dahil olmak üzere tüm yolculuklarda Zenci Henry,
Macellan'›n yan›nda gitti. 1521 y›l›nda Uzakdo¤u'ya vard›klar›nda
Zenci Henry dünyan›n etraf›n› dolaflm›fl ilk insan oldu. Siz hâlâ befl
duyumuz oldu¤unu, suyun renksiz oldu¤unu, Amerika'n›n ad›n›n
Amerigo Vespucci'den geldi¤ini ya da 36 Osmanl› padiflah› oldu¤unu düflünüyorsan›z John Lloyd ve John Mitchinson imzal› Cahillikler Kitab›'n› mutlaka okumal›s›n›z.
Paradoks
Do¤ru Bildi¤iniz Yanl›fllar›n Kapsaml› Bir Listesi
Telefonu Kim ‹cat Etti?
Antonio Meucci. Floransal› mucit Meucci
ABD'de 1860'ta, teletrofono ad›n› verdi¤i
bir elektrikli ayg›t›n çal›flma modelini gözler
önüne serdi. Meucci, Alexander Graham
Bell'in telefon patentinden befl y›l önce,
1871'de bir tür geçici patent baflvurusunda bulundu. Bell'in patenti 1876'da tescillendi¤inde Meucci dava açt›. Ola¤anüstü bir tesadüf eseri Meucci'nin modelleri kayboldu. Fakat 2002 y›l›nda ABD
Temsilciler Meclisi, “Meucci'nin telefonu icat etti¤inin kabul edilmesi” karar›n› verdi.
Paradoks, görünüflte do¤ru olan bir ifade veya ifadeler toplulu¤unun bir çeliflki yaratmas› veya sezgiye karfl› bir sonuç yaratmas›d›r.
Ço¤unlukla, çeliflkili gözüken sonuç veya sonuçlar›n asl›nda çeliflkili taraflar› vard›r. Paradoks teriminin karfl›l›¤› olarak Türkçe'de
yan›ltmaç ve çat›flk› sözcükleri de kullan›lmaktad›r.
Avukat Paradoksu
Yunanl› ünlü avukat Protogras, verdi¤i özel dersin ücreti ile ilgili
olarak ö¤rencisiyle bir anlaflma yapar. Bu antlaflmaya göre ö¤rencisi ald›¤› ilk davay› kazan›rsa bu ücreti avukata ödeyecek, kazanamazsa ödemeyecektir. Dersin bitiminden hemen sonra herhangi
bir dava almayan ö¤renciden ses seda ç›kmaz. Sabr›n› yitiren avukat, bir dava açarak bu ücreti ö¤rencisinden talep eder. Yeni avukat olan ö¤renci ilk davas›nda kendini savunmay› üstlenir. Davay›
ö¤renci kazan›rsa ilk davas›n› kazanm›fl olaca¤› için davay› kaybeden hocas›na paray› ödemek zorunda kalacakt›r. Tersine davay›
kaybederse bu kez de davay› kaybetti¤i için hocas›na yine ödeme
yapmak zorunda kalacakt›r.
Dünya m› Ay’›n Etraf›nda Döner, Ay m› Dünya’n›n Etraf›nda?
‹kisi de birbirinin etraf›nda döner. Bu iki kütle, Dünya'n›n yüzeyinin
yaklafl›k 1600 km alt›ndaki ortak bir a¤›rl›k merkezinin yörüngesinde döner. Böylece Dünya üç farkl› dönüfl gerçeklefltirir: Kendi ekseni etraf›ndaki, Günefl'in etraf›ndaki ve bu a¤›rl›k merkezinin etraf›ndaki dönüflü.
Yrd. Doç. Dr. Hacer Erar • [email protected]
53
MAKALE
B‹L‹fi‹M PROJELER‹NDE SIKÇA YAPILAN HATALAR VE
ENDÜSTR‹ - ‹fiLETME MÜHEND‹SLER‹N‹N ÖNEM‹
gi, Sharma and Godla 1999). Bu memnuniyet ne yaz›k ki, çal›flanlar›n bir ço¤u için uzun sürmedi. Sürekli masraf merkezi haline
dönen projeler, ifllerin kolaylaflmas› yerine zorlaflmas› hatta durmas›, beceriksiz proje yöneticileri tiplemesini de beraberinde getirdi. Proje yönetim bilgi ve tecrübe eksikli¤i uzayan daha kötüsü
bitmeyen projelere sebep olur (Karakanian 1999),. Bu çal›flmada
biliflim projelerinde yaflanan metodolojik hatalar daha do¤rusu
metodolojisiz çal›flman›n önemi ve sonuçlar› ulusal ve uluslararas› projeler karfl›laflt›r›larak belirtilmeye çal›fl›lacakt›r. Bu karfl›laflt›rmalar yazar›n geçmifl 10 sene içindeki yurtiçi yurtd›fl› biliflim
projelerindeki kiflisel gözlemleridir.
Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan
At›l›m Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi
Ö¤retim Üyesi
1. G‹R‹fi
1990’l› y›llar›n sonlar›na do¤ru ülkemizde de dünyaya paralel olarak biliflim (bilgi ve iletiflim) teknolojileri ile ilgili büyük yat›r›mlar
yap›lmaya bafllanm›flt›r. Bu yat›r›mlarla birlikte ifl hayat›nda birçok
görev tan›m› ve yeni pozisyonlar türemifltir. Biliflim projeri kapsam› olarak; ERP (Kurumsal Kaynak Planlamas›, CRM (Müflteri ‹liflkileri Yönetimi), SCM (Tedarik Zincir Yönetimi), eticaret vb proler
al›nm›flt›r. Ülkemizdeki biliflim projelerinde, bu yeni görev tan›mlar› yeni ekonominin do¤du¤u amerikan metodolojilerinden al›nm›fltir. Ancak ço¤u zaman yanl›fl görevlendirme ve eksik kaynaklardan dolay› hatalarla son bulmufltur. Günümüz ifl dünyas›nda
her fley süreç odakl›d›r, hatta dinamik paralel süreçler olmazsa olmazlard›r. Bu tip ifl uygulamalar›n› elektronik hayata geçirmek,
teknolojik projeler de¤ildir. Bunlar kesinlikle de¤iflim projeleridir
ve bir stratejik plan dahilinde gerçekleflmezse baflar› flans› düflüktür. Kötü ve eksik süreçler otomatiklefltirilirse, otomatikleflmifl
kötü süreçlere sahip olunur, bu sonuçlar genelde teknik (sadece
yaz›l›m veya donan›mc›) proje yöneticilerinden kaynaklan›r.
2. PROJE YÖNET‹M‹
Proje insan ve insan d›fl› kaynaklar›n bir amac› gerçeklefltirmek
için belirli zaman k›s›tlamas› içinde bir organizasyon dahilinde bir
araya getirildikleri ,bu belirli projenin sonunda ise baflka yerlere
tahsis edildikleri bir süreçtir. Proje yönetimi ile ilgili en etkili ve
yetkili kurulufl PMI’dir (Project Management Institute,
www.pmi.org)
Özellikle 80’lerin ikinci yar›s›ndan itibaren biliflim sektörünün geliflmesiyle PMI’›n y›ll›k büyüme h›z› %20-%30 aras›nda olmufltur.
PMI, 2005 y›l› Bugün dünya çap›nda 250 flubesi (PMI Chapter) ve
200.000 üyesi bulunan bir enstitüdür. PMI, PMP(Project Management Professional) sertifikalar› vermektedir. Proje yönetini konusunda tüm dünyada tan›nan bu sertifika, PMI’in y›llar›n tecrübesi ve birikimiyle oluflturdu¤u bir metodolojiye dayanmaktad›r.
PMI projeleri 6 temel bafll›k alt›na almakta ve afla¤›daki gibi a¤›rl›kland›rmaktad›r.
• Proje Bafllatma - %8.5
• Proje Planlama- %23.5
• Proje Uygulama - %23.5
• Proje Kontrol - %23
• Proje Kapatma- %7
• Profesyonel Sorumluluklar- %14.5
2000’lere do¤ru h›zl› bir flekilde ifl hayat›nda digitalleflme bafllad›.
Bir moda gibi h›zla biliflim projeleri birbirlerini takip etti. Bu projelerden en çok memnun olan kimlerdi? Firmalar, müflteriler?. Teorik olarak oyle olmas› gerekirdi ancak bu projelerden en çok
proje çal›flanlar› memnun oldular.ayn› anda trend gere¤i bafllayan
projeler ama s›n›rl› iflgücü, sonuçta artan ücretler ve primler (Bin-
Görüldü¤ü üzere, planlama, uygulama ve kontrol en fazla paya
sahip olan ad›mlard›r.
54
PMI’in bafll›klar›n›n alt bafll›klar› ise afla¤›daki gibidir. Bu alt bafll›klarda proje detayland›r›lmaktad›r. Çok fazla finansman gerektiren biliflim projelerinde, uygulama ve konrol en önemli ad›mlard›r.
Profesyonel Sorumluluklar- %14.5
1. Güvenilirlik - Do¤ruluk
2. Bilgi birikimine katk›da bulunmak
3. Profesyonel hayata karfl› sorumluluklar
4. Paydafllar›n ihtiyaçlar›n› dengelemek
5. Farkl›l›klara sayg› duyma
Proje Bafllatma- %8.5
1. Proje hedeflerinin tan›mlanmas›
2. Teslimatlar›n tan›mlanmas›
3. Süreç ç›kt›lar›
4. K›s›tlar›n Dökümantasyonu
5. Varsay›mlar›n Dökümantasyonu
6. Stratejinin tan›mlanma›s
7. Performans kriterlerinin tan›mlanmas›
8. Kaynak gereksinimlerinin tan›mlanmas›
9. Bütçenin tan›mlanmas›
10. Resmi Dökümantasyon Süreci
Bu kadar detayl› bir biçimde projeyi bafllatmak, uygulamak ve kapatmak son derece zor bir ifltir. Görüldü¤ü üzere IT (enformasyon
teknolojisi) tak›m›n›n bu projelere sadece yetki ve kapsam dahilinde kat›l›mlar› olabilir. Disiplinleraras› çal›flabilmek için süreçlere hakim olmak gerekir, aksi takdirde baflar›s›zl›k kaç›n›lmazd›r.
Ülkemizdeki biliflim projelerinde tamamen IT tak›m›ndan kurulan
proje ekiplerinin bitiremedi¤i proje say›s› bilinememektedir. Proje yönetimi ciddi ve nitelikli bir ifltir ve IT tak›m›na b›rak›lmamal›d›r, bu iflin e¤itimini alan endüstri mühendisleri kontrolünde gerçekleflmesi gereken ifllemlerdir.
Proje Planlama- %23.5
1. Proje isterlerinin belirlenmesi
2. WBS (Work Breakdown Structure ), ‹fl ayr›fl›m yap›lar› oluflturma
3. Kaynak Yönetim Plan› Gelifltirme
4. Zaman ve Maliyet tahminleri gelifltirme
5. Proje kontrol sisteminin kurulmas›
6. Proje plan› gelifltirme
7. Plan onay›n›n al›nmas›
3. B‹L‹fi‹M PROJELER‹NDE SIKÇA YAPILAN HATALAR
2. Bölüm genel proje yönetim yap›s› tan›t›ld›. Türkiye’deki projelerde kabaca bir genelleme ile bu tür bir proje yönetim metodolojisin bafltan sona eksiksiz uyguland›¤i gözlenmemifltir. Ancak,
çok uluslu flirketlerde ve yabanc›lardan kurulu proje yürütme kurullar›nda bu metodolojiye yaklafl›lm›flt›r.
Proje Uygulamas›- %23.5
1. Kaynaklar› görevlendirme
2. Uygulamalar
3. Süreçlerin yönetilmesi
4. ‹letiflim
5. Kalite güvence prosedürlerinin uygulanmas›
Hatalar gruplanacak olunursa
• Stratejik plan eksikli¤i
• Proje planlamas›
- Projeye elemanlar›n›n seçimi
- Proje uygulamas›
• Proje kontrolü
Proje Kontrolü - %23
1. Performans Ölçümü
2. Kontrol limitlerinin belirlenmesi
3. Düzeltici faaliyetler
4. Düzeltici faaliyetlerin etkinli¤inin incelenmesi
5. Plan›n do¤rulu¤undan emin olma
6. Kontrol planlar›n›n yeniden de¤erlendirilmesi
7. Risklere karfl› yan›t olflturma
8. Proje faaliyetlerini takip etme
‹lk kusur firma yönetimden kaynaklanmaktad›r, firman›n elinde
bir stratejik plan› bulunmamaktad›r, biliflim projesine ihtiyaçlardan çok trendi yakalamak için girerler. Stratejik planlar› olmad›¤›ndan zamana karfli firman›n yol haritas›nda olmas› gereken paftay› takip edemezler.
Stratejik plan olmay›nca firma taktiksel seviye ile yönetilmeye
çal›fl›l›r ancak operasyondaki eksikler yüzünden taktik hareketlerde günlük operasyonlar› kontrol etmeye çal›flmaktan öteye gidemez.
Proje Kapatma- %7
1. Teslimatlar›n Kabulü
2. Ö¤renilen Derslerin dökümante edilmesi
3. Kapama ifllemleri
4. Ürün bilgilerinin kaydedilmesi
5. Kaynaklar›n da¤›t›lmas›
Operasyonlar sorun yuma¤›d›r, süreç haritas› belli olmayan firma
karadüzen çal›flmaktad›r.
Bu aflamadan sonra dan›flman firma ve firma içi proje yöneticisi
atan›r. Bu proje yöneticisi IT kökenli ise proje süreç yap›land›rma,
maliyet düflürme ve karl›l›¤› artt›rmaktan öte tamamen teknolojik
55
3.1 Biliflim Projelerinde Do¤ru Eleman Seçimi
Biliflim projelerin 3 temel bilefleni vard›r, goldenberg üçlüsü de
denen insan-süreç-teknoloji üçgenidir. Bu üçlüden en kolay sa¤lanan› teknolojidir, ancak insan ve süreç bir firman›n maddi
olmayan aktifleridir ve kalitesini artt›rmak zaman almaktad›r. Biliflim projelerinde konvansiyonel proje yönetimine ek olarak asl›nda ekstra bir fley yapmaya gerek bulunmamaktad›r. En önemli
etmen do¤ru proje yöneticisidir. Biliflim projelerindeki baflar› tamamen kapsam belirlenmesine ba¤l›d›r, olay› teknolojik flova
döndürüp süreç ve de¤iflim yönetimi atlan›rsa sonuç baflar›s›z bir
biliflim projesi olur.
bir hal almaktad›r. Amaç teknolojiyi uygulamakt›r, proje yönetiminin performan ölçümü kriterleri bir yana at›l›p tamamne teknolojik entegrasyon ön plana ç›kmaktad›r. Firman›n as›l fokusu kaym›fl
as›l u¤rafl alan› bu projeyi hayata geçirmek olmufltur. Böyle bir baflar›s›zl›¤›n mali yükü bazen firman›n kapanmas›na sebep olabilir.
K›saca yap›lan hatalar özetlenecek olunursa, proje yönetimi eksikli¤i temel konudur. Onun içinde göze batanlar, yaz›l›m donan›m seçimi, eleman seçimi, yanl›fl görevlendirme, maliyetleri takip edememe, teknolojiye gömülme vb sebeplerdir. Daha detayl› analizler projeler baz›nda (ERP;CRM vb) incelenebilir.
Proje yöneticisi ve anahtar proje elemanlar› disiplinleraras› çal›flabilecek düzeyde olmal›d›rlar. Günümüzde bu role en çok uyanlar endüstri ve iflletme mühendisleridir. Olaya bir bütün olarak
bak›p paralel süreçleri kesintisizce ilintiliyebilmelidirler (Cardoso
2005).
3.2 Endüstri Mühendisi Nedir?
Endüstri mühendisli¤i, insan, bilgi, malzeme, ekipman ve süreçlerin kullan›lmas›, gelifltirilmesi ve yönetimi ile ilgili mühendislik dal›. Endüstri mühendisleri; zaman, para, malzeme, enerji gibi kaynaklar›n verimli kullan›m›na ve mühendislik hizmetlerinin kalitesini art›rmaya yönelik çal›flmalarda bulunur.
Tablo1: Projelerde baflar›s›zl›¤›n Nedenleri
Kaynak: IDC 2005
Endüstri mühendisli¤i di¤er mühendislik dallar›ndan farkl› bir yap›ya ve düflünce sistemine sahiptir. En önemli fark endüstri mühendisli¤inin parçay› de¤il bütünü gözönüne alarak çal›flmas›, sistemin bütünüyle ilgilenmesidir. ‹kinci önemli fark ise her türlü uygulamada insan faktörünü dikkate almas›d›r. Bu sebeplerden dolay› temel do¤a bilimleriyle olan iliflkisinin yan›nda sosyal bilimlerle de iç içedir.
Tablo 1’den de gördü¤ümüz üzere baflar›s›zl›¤›n ana faktörü proje yönetimi yetersizli¤idir.
Bifliflim projelerine has durumlar› maddeliyecek olursak
(www.canias.com.tr)
• Kurumun sorunlar›n›n ve gelecekle ilgili beklentilerinin
yetersiz analizi
• Entegrasyonu sa¤layan firman›n ve ürünün do¤ru seçilmemesi
• Entegrasyonu sa¤layan firman›n çözümle ilgi destek,
araç ve yöntemlerinin yetersizli¤i
• Uygulanacak ERP uygulamas›n›n gereklili¤i ve pozitif propagandas›n›n yeterli olarak yap›lmamas›
• ERP projesinin analiz, kurulum ve uygulama süreçlerinde
do¤ru görevlendirmelerin yap›lmamas›
• Kurum ve personelin eski ifl yapma yöntemlerinden vazgeçmekte direnmesi
• Personelin isteksizli¤i veya e¤itim düzeyinin düflüklü¤ü,
Sisteme veri girifllerinin yetersiz, hatal›, düzensiz olmas›
ve sürekli olmamas›
Endüstri Mühendisleri bu görev ve sorumluluklar› yerine getirirlerken sosyal bilimler, bilgisayar bilimleri, temel bilimler, yönetim bilimleri, ça¤dafl iletiflim becerileri ile birlikte fiziksel, davran›flsal
matematik, istatistik/olas›l›ktan yararlan›rlar. Endüstri Mühendisli¤ini di¤er mühendislerden farkl› k›lan en önemli nitelikler, insan
odakl› olmas› ve bütünsel bak›fl aç›s›yla olaylara yaklaflmas›d›r.
Sistemin merkezindeki en önemli faktörün insan faktörü oldu¤unun bilincinde olma ve sistemin tüm bileflenlerini etkileflimli sonuçlar bütünü içerisinde ele almakt›r.Endüstri Mühendisleri, kuruluflun kaynaklar›n›n dengeli da¤›t›m›ndan, etkin kullan›m›ndan ve
uzmanlar aras›ndaki iflbirli¤inin kurulmas›nda da sorumludur. Bir
örgütün kendi özgün u¤rafllar› yan›nda, farkl› alanlardaki uzmanlarla yönetim aras›nda bir köprü gibi iletiflim görevi de yapar.
56
MAKALE
Endüstri Mühendisli¤i, her düzeydeki yöneticinin karar verme
aflamas›nda ihtiyaç duydu¤u bilgi deste¤ini, bilimsel yöntemler
kullanarak veren kiflidir. Bu nedenle bir Endüstri Mühendisi kamu, ticaret, hizmet, tasar›m, sanayi ve hatta askeri alanda faaliyet gösteren bütün örgütlerde çal›flabilir.
Ürün Bilgisi
3.3 Biliflim Projelerinden Örnekler
Bu alt bölümde ERP (kurumsal kaynak planlama) ve CRM (müflteri iliflkileri yönetimi) projelerindeki proje yönetimi ve dan›flmanlarda olmas› gerekn özellikler incelenecek. Dünyan›n en büyük
Pazar pay›na sahip SAP (www.sap.com) kendi gelifltirdi¤i proje
uygulama metoduna göre proje rollerinde olmas› gereken nitelikleri yerli ve uluslararas› projelerle karfl›laflt›rarak sunulacak.
Teknik Bilgi
• Ürün Genel Bilgi Düzeyi
• Ürün Bileflenleri
• Metod
• Teknik Bilgi
• Veri Taban›
• A¤ Teknolojisi
• Programlama Dilleri
• ‹flletim Sistemi
• Arayüzler
• Test Bilgisi
• ‹nternet Teknolojileri
‹lk olarak proje yöneticisi ele al›nacak. fiekil 1 de görüldü¤ü üzere radar grafik kullan›lm›fl ve proje niteliklerinden 16 tanesinden
hangilerinin hangi düzeyde olmas› gerekti¤i iflaretlenmifltir.
Bu üç genelin alt›ndaki alt özellikler de s›ras›yla
• Hiç
• Temel
• Uzman
• ‹leri Derece Uzman
olarak notlan›r ve projenin baflar›s› için radar grafikteki nitelikler
do¤rultusunda personel atan›r.
Uluslararas› uygulamalarda sektör, de¤iflim yönetimi, kalite yönetimi, ifl dan›flmanl›¤› önem kazan›rken (Olson 2004), ülkemizde ilk y›llarda ne yaz›k ki proje yöneticleri teknik uzamanlardan
seçildi. Neyi neden yapt›¤›n› bilmeyen bu proje yöneticileri projeleri yönetemedikleri gibi, sonuca da ulaflamay›p zaman, iflgücü ve donan›m› yanl›fl yerlerde kullanarak heba ettiler (Macvitte 2001).
fiekil 1: Proje Yöneticisi Nitelikleri
Kaynak: SAP
Önce radar grafik incelenecek olunursa; üç genel özelli¤in alt›na
di¤er alt özellikler s›ralanmakta ve derecelendirilmektedir.
• Genel Bilgi
• Ürün Bilgisi
• Teknik Bilgi
Bunlar›n alt öellikleri ise aia¤›daki gibidir.
Genel Bilgi
• Kalite Kontrol Tecrübesi
• De¤iflim Yönetimi Tecrübesi
• E¤itim Verme Tecrübesi
• Sektör Tecrübesi
• ‹fl Dan›flmanl›¤› Bilgisi
• Proje Yönetimi Tecrübesi
fiekil 2 : Teknik Dan›flman
Kaynak: SAP
57
fiekil 2’den de aç›kça görülece¤i üzere, teknik bilgisi ileri seviyede uzman seviyesindedir, ürün fonksiyonalitesini de iyi bilen, proje metodolojisine hakim, sektör bilgisi ve e¤itim verme yetene¤i
üst düzeyde olan bir proje kat›l›mc›s›d›r.
Ülkemizde malasef teknik uzman eksikli¤i kendini burada da belli etmifl ve bilgisayar teknisyenlerine teknik dan›flmanl›k payesi
verilmifl iflin kötüsü bir süre sonra adam yoklu¤undan eksik yabanc› dilleri yetersiz teknik bilgileri ile projelerin korkulu rüyalar›
olmufllard›r
fiekil 4: Fonksiyonel Dan›flman
Kaynak: SAP
Ülkemizde yeni mezunlar bu dan›flmanl›k tipinde çokça görülmektedir, genel ifl idaresi ve sector bilgileri yetersiz oldu¤undan
tek dertleri ürünü çal›fl›r flekilde teslim etmektir. Ifl süreçleri, teknik uyum, yap›lmas› gereken testler onlar için bir fley ifade etmez. Bu yüzden de bitmeyen projeler s›kça görülür. Daha kötüsü, proje kapanma flartlar› bile netleflmedi¤inden dan›flmana gore bitmifl, teknik dan›flmana gore bafllam›fl süreçlere rastlamak
mümkündür.
fiekil 3: De¤iflim Yönetimi Uzman›
Kaynak: SAP
Projenin proje yöneticisinden sonraki hatta en önemli bireyidir.
Genel ifl idaresi bilgisi ve sektör bilgisi üst düzeyde olan bu dan›flmanlar, ürün bilgisi ile mevcut durum analizinden sonra firman›n de¤iflim patikas›n› çizerler. Firman›n stratejik plan gere¤i secilen ürün ile harmanizasyonunu sa¤larlar. Sektör tecrübelerinden dolay› k›yaslama (benchmarking) analizleri gere¤i firma posizyonlamas› kusursuz yap›l›r (Piturro 1999).
Ülkemizdeki projelerde bu proje eleman› özel atanm›fl biri olarak
taraf›mdan gözlenmemifltir.
Bu proje temsilcisi ürünü kusursuz olarak firmaya kurulumunda
en büyük rolü oynar. Sector bilgisi gere¤i, firman›n neye ihtiyac›
var ise ona gore süreçleri senaryoland›r›r.teknik bilgisi gere¤i de
teknik dan›flmanla uyum içerisinde çal›flarak proje uygulama süresini en aza indirir (Ross and Vitale 2000).
fiekil 5: Uygulamalararas› Uzman Dan›flman
Kaynak: SAP
58
MAKALE
Ayn› anda birden fazla uygulama kuruluyorsa örne¤in ERP ve
CRM , bunlar›n kesinlikle gerçek zamanl› entegre olmas› gerekmektedir (Elvira 2006).. Bu yüzden teknik ve uygulama dan›flmanl›¤› nitelikleri yüksek ve ayn› zmanda genel bilgi yetenekleri
de uzman seviyesinde birine ihtiyaç vard›r. Firman›n bütün ifl süreçlerine hakim, ürün ve ürün teknik bilgisi üst düzeyde bir dan›flman tipidir. Genellikle uygulama dan›flmanlar›n›n teknik e¤itim almalar› sonucunda edinilen bir niteliktir, küçük projelerde de proje yöneticili¤i yapm›fl olmak gerekir.
REFERANSLAR
Ülkemizde sözde olsa da özde say›lar› çok azd›r. Yetiflmeleri de
fonksiyonel dan›flmanken, teknik taraf ile anlaflmazl›¤a düflüp
teknik yeteneklerini art›rm›fllardan oluflur. Asl›nda yetersiz teknik
dan›flmanlar fark›nda olmadan böyle bir katk› sa¤lam›fllard›r. Genel ifl idaresi ile birleflince genelde firmalar›n teknik birim baflkan› olurlar.
- Davenport, T. H. (1998). Putting the Enterprise Into The Enterprise
System,.Harvard Business Review, July/ August, 121-131
- Bingi, P., M.K. Sharma and J.K. Godla (1999), “Critical Issues Affecting
an ERP Implementation,” Information Systems Management, C.16. S.3.
s.7
- Bylinsky, G. (1999), “Challengers Are Moving in on ERP,” Fortune,
C.140. S.11.s 250
- Cardoso J.(2005) Workflow Handbook 2005, chapter How to Measure
the Control-flow Complexity of Web Processes and Workflows, pages
192–212.
- Düzak›n E. ve S. Sevinç (2002) “Kurum Kaynak Planlamas›”Uluda¤ Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXI, Say› 1, 2002,
s. 189-218
- Elvira, R.(2006). Evaluation measures for business process model. In
Proceedings of the Symposium of Applied Computing, Dijon-France,.
4. SONUÇ
Bu çal›flmada biliflim projelerinde yap›lan hatalarda daha çok insan faktörü üzerinde durulmufltur. Teknoloji seçimi ve süreç yönetimi baflka çal›flmalar›n konusudur. Seçilmifl 5 rol incelenmifl
ve gözlem yap›labildi¤i kadar›yla yurtd›fl› ve ulusal proje uygulamlar›yla karfl›laflt›r›lm›flt›r. Yurtd›fl›ndaki projelerde teknik taraflar
dahil iflletme endüstri mühendislerine s›kça rastlan›rken ülkemizde uygulama (fonksiyonel) dan›flman tiplemesi d›fl›nda endüstri
mühendisleri yeni yeni oranlar›n› artt›rmaya bafllam›fllard›r. Proje
yönetimi displinleraras› çal›flma becerisi gerektiren ça¤›m›z›n en
önemli ifl tan›mlar›ndan bir tanesidir. Projelerde baflar›y› metriklerle ölçebilmek önem kazanm›flt›r (Elvira, Ruiz, Garcia and Piattini, 2006). Ülkemizde biliflim projelerine teknik projeler olarak
bak›lm›fl ve IT tak›m› taraf›ndan yönetilmeye çal›fl›lm›flt›r. Sonuç
baflar›s›z projeler neticesinde, maliyet yükleri ve verimsizlik olarak ulusal ekonomisi zarar görmüfltür. Ülkemizde iflletme ve endüstri mühendislerine üniversite lisans programlar›na dahil edilecek proje yönetimi dersleri ve bunlarin uygulamalar›yla sözü edilen kay›p azalt›labilir. Vizyon sahibi olmayan kurumlar bu tür projeleri ille de IT tak›m› ile yapacaklarsa zorunlu proje yönetimi sertifikasyonu, baflar›s›zl›klar›n›n boyutunu azaltabilir. Ayr›ca, Türkiye’ye has proje yönetim metodolojisi gelifltirilmeli ve meslek odalar› kanal› ile yurt çap›nda yayg›nlaflt›r›lmal›d›r. Unutulmamal›d›r
ki, biliflim projeleri ana ifle destek anlam›nda yap›l›r, bu yüzden
bu projeler her zaman ana iflin içinde kifliler taraf›nda yönetilmeli ve sonland›r›lmal›d›r.
- Elvira, R., F. Ruiz, F. Garcia, and M. Piattini, 2006 Applying software metrics to evaluate business process models. CLEI electronic journal, 9..
- Karakanian, M. (1999), “Choosing an ERP Implementation Strategy,”
Year 2000 Practitioner, C.2. S.7. s.1
- Kumar, K., and Hillegersberg, J. (2000)..ERP Experience and Evolution
Communications of the ACM, 43(4), 23-26.
- Macvitte, L. (2001), “Buckle Up:Implementing an ERP Takes Time and
Patience,”Network Computing, C.12. S.6. s.97
- Olson, D. L., (2004) Managerial Issues of Enterprise Resource Planning
Systems, McGraw Hill, NY.
- Piturro, M. (1999), “How Midsize Companies Are Buying ERP,” Journal
of Accountancy, C.188. S.3. s.41
- Ross, J. (1999, July-August). Surprising Facts about Implementing ERP.
IT Professional, 65 – 68
- Ross, J. W., and Vitale, M. R. (2000). The ERP Revolution, Surviving vs
Thriving. Information Systems Frontiers; special issue of on The Future
of Enterprise Resource Planning Systems, 2(2), 233-241.
- Tatsiopoulos,I. P. N. A. Panayiotou, K. Kirytopoulos, and K. Tsitsiriggos.
(2003) Risk management as a strategic issue for the implementation of
erp systems: a case study from the oil industry. International Journal of
Risk Assessment and Management, 4,.
- www20.uludag.edu.tr/~endustri/belgeler/end_muh_nedir.pdf
- www.microsoft.com/turkiye/dynamics/erp/erp_secimi.mspx
59
RÖPORTAJ
Türkkariyer’in Yönetim Kurulu Baflkan›
‹lham Süheyl Aygül ile
Bankac›l›k, Finans Sektörü, ‹fl Baflvurusu ve
‹fle Al›m Teknikleri
At›l›m Üniversitesi Kiflisel Geliflim Toplulu¤u olarak 2008-2009
e¤itim ö¤retim y›l›n›n ilk etkinli¤i olarak Türkkariyer'in Yönetim
Kurulu Baflkan› ‹lham Süheyl Aygül ile “Bankac›l›k ve Finans Sektörü ve ‹fl Baflvurusu, ‹fle Al›m Teknikleri” ile ilgili keyifli bir röportaj yapt›k. ‹lham Bey'in bo¤aza naz›r ve ince bir zevkle dekore
edilmifl olan ofisinde yapt›¤›m›z röportajdan At›l›m Üniversitesi
ö¤rencilerinin de oldukça faydalanacaklar›n› düflünüyoruz.
Merhabalar ‹lham Bey öncelikle bize biraz kendinizden
yonel köprü diyebiliriz. Do¤ru dan›flman flirketin ve sizi do¤ru
bahseder misiniz?
anlayaca¤›na inanaca¤›n›z yetkin dan›flman›n seçimi ve aran›z-
Merhaba, 2007 y›l›nda TURKKAR‹YER'i kurmadan önce 17 y›l
da güçlü bir iletiflimin kurulmas› do¤ru kariyer geliflimi için en
Bankac›l›k sektöründe üst düzey yöneticilik görevlerinde bulun-
önemli ad›md›r. TURKKAR‹YER referans›yla yap›lan yönlendir-
dum. Müfettifllikle bafllayan yurt d›fl› ve yurt içinde yüzlerce tef-
melerde Aday-Arac›-‹flveren üçgenindeki dengeler en h›zl› ve
tiflle süren kariyerime, çal›flt›¤›m piramitin farkl› kademelerinde
en rasyonel flekilde kurulmakta ve sonuç al›nmaktad›r. Tabiki
“
bu süreçlerimizde en temel kural 'Gizlilik'tir.
Marketing-Sat›fl a¤›rl›kl› olarak devam ettim. Sentezlerimi ve
deneyimlerimi paylaflmak ad›na iki de¤erli orta¤›mla TURKKAR‹YER'in temellerini att›k. Cari konumda, ‹nsan Kaynaklar› alan›nda MBA program›na devam ediyor, Mesleki Mentorluk ve Yönetici Koçlu¤u yap›yorum. Çeflitli üniversitelerde
panellere konuflmac› olarak kat›lmakta
ve 2009 ilk çeyre¤inde yay›nlamay› planlad›¤›m kitab›m› haz›rlamaktay›m.
Türkkariyer için iflverenle adaylar
aras›nda bir katalizör (arac› veya
yard›mc› faktör) diyebilir miyiz?
‹flle, ifl arayan aras›nda önemli bir profes-
Genç arkadafllara tavsiyem
mülakata gittiklerinde kurum ve
pozisyon hakk›nda araflt›rma
yapmalar›, kendi güçlü yönleri
ve yetkinlikleri aras›nda pozisyon aras›nda korelasyon kurarak
sevebilece¤i ifli yapmalar›
konusunda kendileriyle ilgili
objektif bir görüfle sahip
olmalar›n›n çok önemli oldu¤unu
düflünüyorum.
60
”
Türkkariyer hangi banka ve finans
flirketleriyle çal›fl›yor?
Yabanc› sermayeli bankalar a¤›rl›kl› olmak üzere 10 adet büyük banka, 15
adet finansal kurulufl ve reel sektörden
finansman, pazarlama-sat›fl, d›fl ifllemler
ve bilgi ifllemleri alan›nda TURKKAR‹YER'e baflvuran çok uluslu firmalara dan›flmanl›k hizmeti veriyoruz. 10 milyon
Euro'nun alt›nda cirosu olan flirketlerle
prensip olarak çal›flm›yoruz.
Özellikle biz üniversite ö¤rencilerinin merak etti¤i bir soruyu yönelt-
mek istiyorum. Kimin hangi mevki
Denetim, IT, D›fl ‹fllemler, Sat›fl, Pazarlama
için uygun olup olmad›¤›n› nas›l anl›-
gibi her sektörde temel alanlar› bar›nd›r›-
yorsunuz yani elemeyi özellikle han-
yor olmas›) yurt içi ve yurt d›fl› imkanlar› ,
gi kriterle dikkat ederek yap›yorsu-
e¤itim ve kiflisel geliflim olanaklar› ile kari-
nuz?
yerine bafllangݍ yapacak arkadafllara flid-
Arad›¤›m›z adaylar› yetkinlik kriterlerine
detle tavsiye ederim. Genç arkadafllar fi-
göre uygunlamam›z sistem taraf›ndan ya-
nans sektöründe bafllang›ç yapmalar› ha-
p›lan mekanik bir ifl olup sadece birkaç
linde, her aflamada ve her kademede re-
saniye almaktad›r. Ancak do¤ru kiflinin
el sektörden sürekli bir nitelikli ifl gücü ta-
do¤ru iflte konumland›r›lmas› ise ayr› bir
lebi ile transfer teklifi almalar› mümkün-
sanat, tecrübe ve birikim gerektirmekte-
dür. Ancak, reel sektörden ilk bafllang›c›
dir. Piramitlerde uzun y›llar çal›flman›n
yapmalar› halinde ilerideki dönemde ban-
getirdi¤i hangi aday›n piramitin hangi ba-
kac›l›k sektörüne geçifl son derece k›s›tl›
sama¤›nda baflar›l› olaca¤› konusunda te-
olmakta, bu ba¤lamda profesyonel ma-
mel sahip olmas› gereken özellikleri, ma-
nevra kabiliyetlerini bir hayli daraltmakta-
san›n di¤er taraf›nda da bulundu¤unuz için çok net tan›mlaya-
d›rlar. Öncelikli olarak her alan› kucaklamas› anlam›nda ilk tav-
biliyorsunuz. Bir çok dan›flmanl›k firmas› ve bizim de bu konu
siyem Bankac›l›k ve Finans Sektörü’nde kariyerlerine bafllama-
da zaman zaman kulland›¤›m›z psikometrik testleri çok yararl›
lar›d›r.
bulmad›¤›m›z için adaylara asgari 40 dakika ay›rarak bu seans
Genç arkadafllar›n mülakata gittiklerinde kurum ve pozisyon
sürecinde Koçluk ve NLP tecrübelerimizi kullanarak yöneltti¤i-
hakk›nda araflt›rma yapmalar›, kendi güçlü yönleri ve yetkinlik-
miz sorularla karar alma, analitik düflünme, inisiyatif kullanma,
leri aras›nda pozisyon aras›nda korelasyon kurarak sevebilece-
his dereceleri ve liderlik özelliklerini, kariyer hedefleri, planlar›
¤i ifli yapmalar› konusunda kendileriyle ilgili objektif bir görüfle
ve paradigmas›n› analiz ederek kariyerleri için en do¤ru iflaret
sahip olmalar›n›n çok önemli oldu¤unu düflünüyorum.
levhas› koymam›z mümkün olabiliyor.
Mülakatlarda ‹K'c›lar için aday›n tak›s›n-
Bankac›l›k ve finans sektörüyle ilgi-
dan kokusuna kadar her fley bir sinyal ola-
lenmek isteyen arkadafllar›ma ne gi-
rak addedildi¤i için genç arkadafllara mü-
bi tavsiyelerde bulunursunuz? Müla-
lakatlarda özenli olmalar›n› öneririm. Genç
kat ve eleme s›navlar›nda dikkat et-
arkadafllar›m›z›n ne istedikleri konusunda
memiz gerekenler neler?
kendilerini keflfetmeleri ve mülakat esna-
Bankac›l›k ve Finans Sektörü ülkemizde
s›nda kararl›, ne istediklerini bilen, özgü-
kurumsallaflman›n zemininin en sa¤lam
venleri ve enerjileri yüksek bir profil çiz-
ve sa¤l›kl› olarak oturdu¤u platform ola-
meleri halinde hiç bir mülakat da zorlan-
rak öne ç›kmaktad›r. Bu ba¤lamda, söz
mayacaklar›n› düflünüyorum.
konusu sektör yabanc› sermayenin de en
Hem At›l›m Üniversitesi olarak hem
gözde sektörü konumundad›r ve yat›r›m-
de Kiflisel Geliflim Toplulu¤u olarak ‹l-
lar› en çok çeken sektör özelli¤ini koru-
ham Bey’e bu keyifli sohbet için te-
maktad›r. Söz konusu sektörün alan ve
flekkür ediyoruz.
ürün gam›n›n çok genifl olmas› (Finans,
Gülsüm Beste SUÇSUZ Kiflisel Geliflim Toplulu¤u Baflkan›
61
ATILIM’DAN
UZAKTAN E⁄‹T‹M S‹STEM‹N‹N TEMEL KURALLARI VE
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹’NDE UZAKTAN E⁄‹T‹M
UZAKTAN E⁄‹T‹M ‹LKE ve KURALLARI
Dünyada artan nüfus ve e¤itime olan yüksek talep neticesinde
klasik örgün e¤itim sistemi mekan ve zaman boyutlar›n›n yüksek maliyeti ve di¤er k›s›tlardan ötürü ihtiyaçlar› yeteri kadar
karfl›layamad›¤› görülmektedir. Bu nedenle ça¤›m›zda h›zla geliflen yüksek iletiflim teknolojilerinden yararlan›larak e¤itim ve
ö¤retimde elektronik ortamda reformist sistemler gelifltirilmifltir. Bunlar›n bafl›nda online e¤itim sistemi gelmektedir. Uzaktan e¤itim sistemi ile hoca ve ö¤renci her zaman karfl› karfl›ya
getirilerek yak›n bir iliflki sa¤lamakta, ayr›ca canl› ders saatleri
ve di¤er e¤itim enstrümanlar› da kullan›lmaktad›r. Sistem bütün kural ve ilkeleriyle uyguland›¤› takdirde bir nevi sanal örgün
e¤itim niteli¤i kazanmaktad›r. Ayr›ca bir tak›m avantajlara da
sahiptir.
UZAKTAN E⁄‹T‹M S‹STEM‹NDE ÖRGÜTSEL YAPI
Uzaktan e¤itim sistemini örgün e¤itimin içinde ve bir parças› gibi görmek sistemin özelli¤ine ayk›r›d›r. Elektronik bir ortamda
e¤itim hizmeti verilmektedir. H›zl› karar ve uygulamalara gidilmesi gerekir. Nitekim bunu gözönüne almayan kurulufllar zaman içinde dar bo¤az ve s›k›nt›larla karfl›laflm›fllard›r. Ö¤renci
flikayet ve yak›nmalar›na sebep olmufllard›r. Bu e¤itimin baflar›l› sonuçlar verebilmesi için sistemin bütün ifllevlerini uygulayacak bir örgüt yap›s›na ihtiyaç vard›. Bu amaçla At›l›m Üniversitesi uzaktan e¤itim sisteminin örgüt flemas› örnek olarak afla¤›da verilmifltir:
‹fade etmek isterim ki; örgün e¤itimde y›llarca hizmetim ve
uzaktan e¤itimdeki yedi y›ll›k deneyimimde gözlemledi¤im ö¤rencilerimizin sosyal ve psikolojik özelliklerinin uzaktan e¤itim
sistemine cok uygun oldu¤udur. Ancak ülkemizde belirli üniversite ve kurumlarda yap›lan uzaktan e¤itim programlar›, sistemin
bilimsel kural ve ilkelerinin gere¤i gibi uygulanmad›¤› görülmekte, basit pratik yaklafl›mlarla sistem amaç ve özelliklerinden
uzaklaflt›r›lmaktad›r. Bu da ö¤rencilerde yanl›fl alg›lara neden
olmaktad›r. Bu amaçla uzaktan e¤itim sisteminin örgüt yap›s›n›, e¤itim kural ve enstrümanlar›n›, elektronik ortamda beklenilmesi gereken boyutlar›n› özetle sunmak istiyorum;
Yürütme
Kurulu
Rektör
Yard›mc›s›
Akademik
De¤erlendirme Kurulu
Genel
Koordinatör
Teknik
Koordinatör
Uzaktan e¤itim sisteminin bir bilgisayar projesi teknolojisi olmad›¤›n›, e¤itim ve ö¤retim projesi oldu¤unu burada ifade etmek isterim. Çünkü sistemin amac› iyi bir ö¤retim üyesi kadrosu, standartlara uygun anime edilmifl ders kitaplar› ve elektronik ortamda bunun ö¤renciye sunulmas›d›r. Uygulamada, baz›
kurulufllar›n sistemi bilgisayar firmalar›n› ve bilgisayar teknolojisine domine ettikleri görülmektedir. Oysa ki firmalar bu hizmeti sadece destekleyici ve teknik bir hizmet olarak sunmal›d›r. Sistemde bu konunun ciddi bir biçimde gözönüne al›nmas›
ve de¤erlendirilmesi gerekir.
Akademik
Koordinatör
Genel
Sekreter
Ö⁄RET‹M VE E⁄‹T‹M MODEL‹
Uzaktan E¤itim sisteminde ö¤rencilere baflar›l› bir e¤itim modelini sunabilmek için bafll›ca befl fonksiyonun gelifltirilmesi ve uygulanmas› zorunludur:
1. Ö¤retim Üyesi Kadrosu
2. Ders Kitaplar›n›n Haz›rlanmas›
3. Elektronik Ortamda Ders Kitaplar›n›n Animasyonu
4. Ö¤retim Yönetim Sisteminin Kurulmas›
5. E¤itim Enstrümanlar›
62
1. Ö¤retim Üyesi Kadrosu: Sistemde ö¤retim üyesi kadrosunun
deneyimli ve birikimi olan ö¤retim üyelerinden oluflmas› önem
kazanmaktad›r. Uzaktan e¤itimde s›n›f s›cakl›¤› olmad›¤›ndan
canl› sohbet saatlerinde deneyimli ö¤retim üyelerinin ö¤renciyle olan diyaloglar› yol gösterici bir nitelik tafl›maktad›r. E¤itim
konusundaki tecrübeleri sistemin en etkileyici ana konular›ndan birisidir. Kadrolar›n, Ders kitaplar›na sahip veya bu dersleri fiilen veren ö¤retim üyelerinden oluflmas› düflünülmelidir.
d- Renk Animasyonu; animasyonda renklerin kullan›lmas› abart›l› olamayacag› gibi sönükte olamayacakt›r. Ö¤renciye estetik
bir sunum yap›lmal› ve ö¤renmeyi kolaylaflt›rmal›d›r.
4. Ö¤retim Yönetim Sisteminin Kurulmas›: Uzaktan E¤itim Sisteminde hoca ve ö¤renciyi karfl› karfl›ya getirecek, rahatl›kla
buluflturacak, e¤itim ve bilgi iliflkisi sa¤layacak bir sistemdir.
Üzülerek belirtirim ki, ülkemizde d›flar›dan getirtilen kopya edilmifl LMS' lerin (Ö¤retim Yönetim Sistemi) s›k›nt› yaratt›¤› görülmektedir. LMS' den beklenen ders hocas› ve ö¤rencinin, basit
ve kolay sisteme girmesi, rahatl›kla ulaflmak istedi¤i bilgilere
ulaflabilmesidir. LMS üniversitelerimizin geleneksel üslup ve
ifadesine göre haz›rlanmal› ve bilgi kaynaklar›na sistemde girift
yollara baflvurmadan en k›sa sürede ulafl›lmal›d›r.
Uzaktan E¤itim Sisteminin en büyük avantajlar›ndan biriside
yurt içinde ve yurt d›fl›nda çeflitli üniversitelerde istenilen ö¤retim üyelerinin görevlendirme imkan›n›n bulunmas›d›r. Bu esnekli¤i de göz önüne alarak ö¤retim üyesi seçimi s›k›nt›s›z ve
daha rahat yap›labilir.
5. E¤itim Enstrümanlar›: Uzaktan E¤itim Sisteminde, örgün
e¤itimden farkl› enstrümanlar kullan›lmaktad›r. Ve bu enstrümanlar 24 saat devreye sokulabilir. Sistemin zenginli¤i bafll›ca
befl e¤itim enstrüman›n› kullanabilmesidir. a- Duyuru, b- Mesaj, c- Canl› Sohbet, d- Tart›flma Konular›, e- Ödevler
2. Ders Kitaplar›n›n Haz›rlanmas›: Uzaktan e¤itim sisteminde
ders kitaplar›n›n haz›rlanmas› konusu iyi bir araflt›rmay› gerektirmektedir. Bu konuda daha önceden eser yazm›fl ö¤retim
üyelerinin tercih edilmesi gerekmektedir. Web taban›na verilecek ders kitaplar›n›n haz›rlanmas›nda hacim ve içerik yönünden sisteme uygun biçimde standartlar›n gelifltirilmesine dikkat
edilmelidir. Üslup, hacim ve ifade tarz› aç›k ve net olmal›d›r.
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹'NDE UZAKTAN E⁄‹T‹M
S‹STEM‹N‹N YAPISAL ÖZELL‹KLER‹
At›l›m Üniversitesi yukar›da ifade edilen kural ve ilkelere uygun
olarak örgütlenme karar› vererek sistemin tüm özelliklerini tafl›yan bir yap›lanmaya gitmifltir. Uzaktan E¤itim Koordinatörlü¤ü
taraf›ndan, bir y›ll›k araflt›rma ile YÖK' ün talepler›ne cevap verecek flekilde çal›flmalar yap›lm›flt›r. Bu ba¤lamda örgüt yap›s›
kurulmus, e¤itim modelleri teker teker ele al›narak standartlar›
gelifltirilmifl ve bu araflt›rmalar›n bilgisi ›fl›¤›nda e¤itime geçilmektedir. Ayr›ca sistemin bütün özelliklerini, birim ve e¤itim
modellerini kavrayan bir yönerge ha›z›rlanarak uygulamaya konulmus ve bu yönerge YÖK baflkanl›¤›na sunulmufltur.
3. Elektronik Ortamda Ders Kitaplar›n›n Animasyonu: Uzaktan
e¤itim sisteminin en önemli teknik konusu web taban›na verilen ders kitaplar›n›n animasyonudur. Ö¤renci aç›s›ndan ciddi
bir animasyon yaklafl›m› büyük oranda verimli olmakta ve ö¤renciyi e¤itimde tatmin etmektedir.
Ülkemizde animasyon yaklafl›m›nda, standartlara uygun nitelikte bir uygulaman›n olmad›¤› görülmektedir. Animasyon felsefesi örgün e¤itimdeki s›cak s›n›f ortam›n› yaratmak hedefini tafl›r.
Animasyon, ö¤rencinin canl› e¤itimde t›pk› ders hocas› gibi dikkatini çeker, hareketli flekiller sunar ve böylece s›n›f s›cakl›¤›n›n yoklu¤unu gidermeye çal›fl›r. Bu amaçla baflar›l› bir animasyon için afla¤›daki dört ifllemin gelifltirilmesi ve uygulanmas› gerekir:
Bu çal›flmalar neticesinde 2008-2009 Akademik y›l›nda, At›l›m
Üniversitesi Uzaktan E¤itim Koordinatörlü¤ü; uzman kadrosu
ile iki ön lisans (Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama ve Turizm Konaklama ‹flletmecili¤i) ve bir yüksek lisans (e- MBA)
program›yla e¤itime geçmifltir. Üniversitemizin, bu e¤itim sisteminde yukar›da yeralan kural ve ilkeleri, örgüt yap›s›n› önerdi¤imiz bütün bilimsel modelleri uygulamay› hedef alm›fl ve uygulamaktad›r. Amac›m›z; ö¤rencilerimize bilimsel ve mesleki bir
e¤itim verme, bilgi kaynaklar›na ulaflabilme ve neticede yönetim birimleriyle rahatl›kla diyalog kurarak isteklerini yans›tabilme imkanlar›n› yaratmakt›r.
a- Sayfa Animasyonu; sayfan›n belirli bir renk animasyonuna
dönüfltürülmesi,
b- Yaz› Animasyonu; web taban›na verilen ders kitaplar›n›n bölümleri dahil olmak üzere yaz›lar›n anime edilmesi,
c- fiekil ve Resim Animasyonu; grafikler, flemalar, formüller dikkat çekici renklerle anime edilmeli ve bir k›sm›n›n hareketli olmas›,
Prof. Dr. Tevfik TATAR Uzaktan E¤itim Genel Koordinatörü
63
KAMPANYA
KÜTÜPHANES‹Z OKUL
KALMASIN
KAMPANYASI - 2
Bizim bir hayalimiz vard›, peki
neydi o hayal?
alma imkan›m›z vard›r, bunun için bizlere telefon numaralar›m›zdan ulaflabilirsiniz.
Bu kampanya da eme¤i geçenler;
• At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u
• At›l›m Üniversitesi Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörlü¤ü
• ALES-351 Dersi Ö¤rencileri
• At›l›m Üniversitesi Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü
• Yerleflke2023 Üniversite Kulüpleri ve Gençlik Dergisi
Ülkemizin
son y›llarda ki durumu malum, bir yanda dünyay›
ele alan ekonomik kriz ortam›, bir yanda
ard› arkas› kesilmeyen terör sald›r›lar›, bir yanda
ise siyasi menfaat çat›flmalar›. Bizler ülkenin bu ac› haline direkt
olarak bir katk›da bulunam›yoruz belki ama 'KÜTÜPHANES‹Z
OKUL KALMASIN' diyerek yar›nlara umut vermek için ve bu ülkenin ayd›nl›k gelece¤i için çaba gösteriyoruz. Bizim en büyük
hayalimiz bu ülkede kitaps›z-kalemsiz bir tek çocu¤un bile kalmamas›. Bize göre, baz› olaylar›n üstesinden silahla de¤il kalemle gelmek belki de hepimizin gelece¤i aç›s›ndan çok daha
güzel sonuçlar verecektir. ‹flte bu ve bunun gibi birçok nedenden dolay› At›l›mc› Hukukçular Toplulu¤u olarak her sene ülkemizin bir köflesinde ki muhtaç bir okula kütüphane kurmay› hedefledik, ve geçen sene Rize de bir köy okuluna 5000 kitapl› güzel bir arfliv oluflturduk. Bu sene ki hedefimiz ise Çorum'un Bo¤azkale ilçesinde muhtaç bir okula kütüphane oluflturabilmek.
Hedef 6000 kitap. Her sene ç›tay› yükselterek daha büyük hedeflerle bu kampanyay› bafllatmaktay›z. Öncelikli amac›m›z belirlenen okulumuza kütüphane kurmak, fakat bunun yan›nda
aç›l›fl töreni esnas›nda okulun muhtaç ö¤rencilerine k›rtasiye
yard›m› da yapabilmek. Bu ba¤lamda bizlere kitap ba¤›fl› yan›nda k›rtasiye malzemesi ba¤›fl› da yapabilirsiniz. Tüm yard›mlar
üniversitemizin Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörlü¤ü bünyesinde toplan›p aç›l›fl haftas› gönüllü ö¤renciler taraf›ndan kolilere yerlefltirilecek ve ard›ndan yard›m yapaca¤›m›z
okula gönderilecetir.
KÜTÜPHANE KURACA⁄IMIZ OKUL
Evci ‹lkö¤retim Okulu, Evci Beldesi, Bo¤azkale/ ÇORUM
‹LET‹fi‹M ADRESLER‹
www.yerleske2023.com
[email protected]
[email protected]
[email protected]
Kampanya Sorumlular›
• Hacer Erar- At›l›m Üniversitesi Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörü
• Meltem Banko- At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Baflkan› (0535
648 60 71)
• Hakan ‹pek- At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Baflkan Yard›mc›s› (0505 881 87 75)
• Görkem Alyanak-At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Baflkan Yard›mc›s› (0505 517 69 98)
• Metin Soylu- Yerleflke2023 Dergisi Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü (0532 647 05 80)
• Cem ‹yigün- At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Denetim Sorumlusu (0506 583 13 26)
• Zeynep Ça¤la Karada¤-At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Org.
Sorumlusu (0554 793 58 28)
• Özge Aksu- At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Haz›rl›k Temsilcisi
(0537 706 08 79)
• Ales-351 Dersi Ö¤rencileri
Kampanyam›z 29 Ekim 2008 tarihinde bafllay›p 10 fiubat 2008
tarihinde sona erecektir.
Bizlere vermifl oldu¤umuz iletiflim adreslerimizden ulaflabiliriniz. Fazla say›da olan ba¤›fllar› eve gelerek bizzat sizden teslim
Meltem Banko - At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Baflkan›
64
KÜLTÜR SANAT
Bir Dinleyicinin Notlar›
Geçti¤imiz say›da, yine ayn› bafll›k alt›nda, müzi¤in hayat›n tam
merkezinde, ana ekseninde oldu¤unu, kendi yorumumuzla, akl›m›z erdi¤ince, kalemimiz yetti¤ince anlatmaya çal›flm›flt›k. Bu
yaz› da yine müzikle ilgili al›nm›fl baz› notlar›n, çeflitli fikirlerin
ve yorumlar›n, tamamen amatör bir yaklafl›mla sizlerle paylafl›las›ndan ibarettir; duyrulur.
Yaz›ya, zaman zaman duyulan bir kayg›n›n dile getirilmesi ile
bafllad›k. ‹nsan›n, akl›ndakiler ile bunlar›n insanlara, karfl›s›ndakilere aktar›lm›fl halleri, alg›lanm›fl biçimleri aras›nda yüzde yüz
denklik olmuyor, olam›yor maalesef. (Madem bir üniversitenin
ç›kard›¤› dergide yer al›yor bu yaz›; tat katmas› maksad›ysa, bir
miktar matematiksel ve teknik bilgiyi sos niyetine kullanmakta
sak›nca görmemekteyim, bu sebeple yaz›n›n ilerleyen bölümleri tad›ndan okunamayabilir, sab›rla sonuna kadar gitmenizi rica
edece¤im!) Düflünceler ile sözler ya da yaz› aras›nda bir aktar›m ifllevi (transfer function) mevcut ve bu da -ço¤u zaman- bire eflit olmamakta. Benzer bir aktar›m ifllevi de sizden ç›kan söz
ya da yaz› ile bunlar› aktarmaya çal›flt›¤›n›z, anlamas›n› istedi¤iniz ya da muhatap ald›¤›n›z kiflinin beyni, akl› aras›nda da mevcut ve yine bire eflit de¤il. Uzun laf›n k›sas›; düflüncelerinizi sözlü ya da yaz›l› anlatmak ve bunlar›n tam olarak do¤ru flekilde,
kastetti¤iniz anlamda alg›lanmas›, sindirilmesi, yorumlanmas›
her zaman çok basit ya da sade bir ifllem de¤il. Herhalde bu sebepten ötürü, baz› uzmanlar “sizin ne anlatt›¤›n›zdan ziyade
karfl›n›zdakinin ne anlad›¤› önemli” demifller. Asl›nda, bu biraz
da karfl›n›zdakinin sizi ne kadar tan›d›¤›na da ba¤l›. ‹fade etme-
ye çal›flt›klar›n›z›n, niyetinizin, içinizdeki düflüncelerin bir baflkas› taraf›nda anlafl›lmas› süreci, durum de¤iflkeni kestirimi
(state variable estimation) yap›s› ile modellenebilir kanaatini tafl›maktay›m. Düflündüklerinizin, iç de¤iflkenler (inner variables)
oldu¤unu varsayarsak, karfl›n›zdaki asl›nda bu de¤iflkenleri kestirim (estimation) yaparak sizi anlamaya, yorumlamaya çal›fl›yor, bence :. Belki bu kestirim yap›s› ve modellenmesi ile ilgili
daha sonra birfleyler yazmaya devam edebiliriz. Do¤ru kestirimlere ulaflmak için gerekli flartlar neler olabilir, bu kestirimleri yapacak kiflinin sizi tan›ma süreci nas›l modellenebilir gibi pek
çok ilginç konu ve durum karfl›m›za ç›k›yor.
Yukar›da düflüncelerin anlat›lmas› ve anlafl›lmas› kulvar›nda yol
ald›k genelde. Bir baflka kulvarda da duygular›n aktar›lmas› var
elbette. Oras› daha karmafl›k. Müzik de duygular›n iletilmesi
için kullan›labilecek en güzel yöntemlerden biri. Burada biraz
“kim nas›l isterse, kendine uygun olan ne ise öyle alg›las›n” durumu var gibi geliyor bana! Müzik daha farkl› yani. ‹flin bir baflka boyutu da; biz niye müzik dinliyoruz sorusu ve muhtemel cevaplar› ile hayat buluyor bence. En basit cevap; “hofluma gidiyor ondan dinliyorum”dur. Ama neden hofluna gidiyor? Kimileri
de ”Uyand›¤›mda, Sabah fiekeri Candy'i dinleyerek kendime
geliyorum” der. Ama neden o müzik seni kendine getiriyor? Bir
baflkas› da, “Sabaha dek Cengiz Abi'yi dinledim, benim hayat›m
da roman olur, ahh o gözler!” diye seslenir. ‹yi güzel de o gözleri kalbimde, ruhunda neden o parçalar ile hissediyorsun? ‹nsan psikolojisini, ruh halini bir sistem olarak düflünürsek, belir-
parçalar›na özellikler dikkat etmenizi dilerim. Ud ile do¤açlamalar›, etkileyici parçalar
içinde bulman›z mümkün olacak. Barbaros
Erköse gibi bir ustan›n da bu albümde yer
ald›¤›n› tekrar hat›rlatay›m. Anouar Brahem'i, Erik Truffaz ile Mantis albümünde,
Nina Valeria parças›nda dinlemenizi de isterim. Trompet ve ud gerçekten birbirlerine
çok yak›flm›fllar. Ud demiflken, Kamil Erdem
Quartet'in 2008 y›l›nda ç›kard›¤› Odd Tango
albümü geldi akl›ma. Bu albümde, Alan
“Gunga” Purves (perküsyon), Fatih Ah›skal› (ud), Kamil Erdem (bas), Mark Alban Lotz
(flüt, bansuri) yer alm›fllar. Ol Bosperus ve
Sufi Walk parçalar›nda çok özel ud t›n›lar›n›
bulabilirsiniz, dinlemenizi dilerim. Flüt ise bu
parçalara çok farkl› bir renk getirmifl, yazmadan geçmeyelim.
li özellikteki müzikler o sistemin belirli modlar›n› (mode) tahrik edebiliyor. Bu modlar›n
canland›r›lmas› da insan›n hofluna gidiyor,
ruhunu okfluyor, nefle kat›yor, melankolinin
derinliklerine itiyor... BBC taraf›ndan haz›rlanan belgesellerin birinde, tek yumurta
ikizlerinin üzerinde yap›lan bir deney anlat›l›yordu. Bu iki han›m›n ruh hallerini de¤ifltirebilmek için, sabah birini hüzünlü bir müzik eflli¤inde, di¤erini de hareketli dans parçalar› ile uyand›r›yorlard›. Yani farkl› modlar›n› tetikliyorlard›. Burada kastetti¤im
“mod”u baflka bir sistem üzerinde örneklendireyim. Hani dolmuflta giderken, yolda
durursunuz, vites bofltad›r, hemen yan›n›zdaki cam deli gibi titremeye bafllar ama bakars›n›z sadece camlarda ç›lg›nca bir hareket vard›r. Derken yeflil yanar hareket edersiniz -pardon hareket etmek için sar› yeterli oluyordu! Bu sefer de yukar›dan bir yerlerden tiz bir ses gelir, plastik bir parçan›n
titrerken ç›kard›¤› ses... Motorun boflta çal›fl›rken kayna¤› oldu¤u hareket camlar›n
afl›r› titredi¤i bir modu canland›rm›flt›r, vitesteyken ve h›zlanm›flken motor bu sefer
de plastiklerin titredi¤i bir modu tahrik etmifltir. Psikolojik sistem yorumum ve bu örnek, psikoloji bölümünüzdeki hocalar›m›z
taraf›ndan cevap haklar›n› kullanmay› gerektirecek bir yaklafl›m olarak görülmez
umar›m.
Tam burada, küçük bir 'playlist' haz›rlamak
iyi olur düflüncesindeyim; Anouar Brahem'den Parfume de Gitane ile bafllayal›m,
ard›ndan Nina Valeria ile devam edelim,
üçüncü s›raya Ol Bosperus'u ekleyelim ve
devam›na Yurdal Tokcan'›n sade ve etkileyici ud t›n›lar›yla flekillenmifl Passion albümünden Moonlight isimli parças›n› yerlefltirelim. Son s›ray› ise, Mutlu Torun'un Buluflmalar albümünden Huzur isimli parças›na
ay›ral›m. Bu ud bazl›, yüksek dozda caz ve
makam müzi¤i katk›l› listenin ard›ndan san›r›m merhamet, sevgi ve melankoli modlar›m›z -e¤er varsa!- canlanm›flt›r.
Kim niye müzik dinler, neyi dinler daha fazla kurcalamadan, bir baflka konuya geçmekte fayda var. Geçen yaz›m›zda çeflitli
albümlerde yer alan baz› parçalardan da
bahsetmifltik. Ayn› uygulamaya, Anouar
Brahem'in 2000 y›l›nda ç›kard›¤› Astrakan
Café albümünü hat›rlatarak devam edelim.
Bu albümde, Anouar Brahem (ud), Barbaros Erköse (klarnet) ve
Lassad Hosni (bendir, darbuka) yer alm›fllar. Tunus do¤umlu
sanatç›, kendi etnik müzi¤ini caz tepsisinde çok güzel sunmaktad›r. Bu albümünde yer alan, Blue Jewels ve Parfum de Gitane
Müzik ile bafllad›k, insan iliflkileri ve psikoloji gibi konulardaki matematiksel yaklafl›mlara kendi yorumlar›m›z› ve düflüncelerimizi
ekledik, çok sevdi¤im ud t›n›lar›n› ve na¤melerini içeren güzel albümlerden ve parçalardan söz ettik, göz karar› k›sa ama doyurucu bir liste verdik ve nihayetinde yaz›n›n sonuna geldik. Iyi
dinlemeler :
Sevgi ve sayg›lar›mla.
Yrd. Doç. Dr. Kutluk Bilge Ar›kan
67
KÜLTÜR SANAT
Müzik ‹le
Buluflmalar...
“Parma: Correggio’nun Renklerinden
Verdi’nin Say›klamalar›na”
Eren'in binebilmiflti. Ancak onlar›n bindi¤i otobüsün yolda tekerle¤inin patlamas› ve bir sonraki otobüse binmeme ra¤men
onlardan önce havaalan›na varmam günün sürprizleri ile ilgili bize bir ön fikir vermekteydi asl›nda. Neyse ki uça¤a binip sa¤ salim ‹stanbul'a gelebildik. Yan›m›zda organizasyonun idari sorumlular› olarak Ankara Caz Derne¤i'nin de¤erli yetkilileri Ela
Önem ve Onur Aymergen bulunmaktayd›. ‹stanbul'dan aram›z
kat›lan Erdem fiimflek ile birlikte Roma'ya do¤ru saat 14.05'de
yola ç›kt›k. Do¤u Roma'n›n eski baflkenti olan Yeni Roma'dan
yani ‹stanbul'dan, Bat› Roma'n›n kadim baflkenti Roma'ya do¤ru ç›k›lan bu do¤u-bat› eksenli yolculuk, saat fark› da göz önüne al›n›nca oldukça erken bir zamanda bizi davetkâr Roma'n›n
kollar›na b›rakm›flt›. ‹talyan havayollar› Alitalia'n›n bize bildirdi¤i veya bizim anlayabildi¤imiz kadar›yla Parma uçuflumuza kadar 5 saat vakit ve yan›bafl›m›zda
kocaman bir Roma vard›. Cesaret ve
kendinde güven konusundaki üstün
yetenek ve becerilerini defalarca ispatlayan ekibimin genel karar› ile bu
5 saatlik zaman için Roma merkezine inmeye karar verildi. Bir saat sonra Kolezyum'un bahçesinde gladyatörler ile resim çektirirken bulduk
kendimizi. Lezzetli pizzalar›n çekici-
Esas›nda ekip üyelerimizin nevi flah›slar›na münhas›r rahatl›klar› ve maceraperestliklileri düflünüldü¤ünde bir haftal›k gezimizin epeyce ilginç olaca¤› rahatl›kla tahmin edilebilirdi ama böylesi bir yolculu¤u herhalde kimse beklemiyordu…
AB‹S Toplulu¤u ile ‹talya'n›n önde gelen modern müzik ve caz
festivallerinden olan Parma Jazz Frontiere'nin aç›l›fl konserini
‹talyan Musica Reservata grubu ile gerçeklefltirmek üzere, 28
Ekim 2008, Sal› sabah› Ankara'dan yola ç›kt›k. Esas›nda ekip
üyelerimizden Sarp Maden 25 Ekim gününden Parma Konservatuar›'nda gerçeklefltirece¤i gitar atölyesi çal›flmalar›na bafllamak üzere yola ç›km›flt› bile. Bu etkinlik Avrupa Birli¤i deste¤i
ile Ankara Caz Derne¤i taraf›ndan yürütülen ve Avrupa'n›n kültürel ortakl›klar›n› caz miras› ile yans›tmay› hedefleyen “European Jazz Mix Culture” adl› projenin
ikinci aya¤› olarak gerçekleflmekteydi.
Güne kendi ad›ma saat 9.00'daki
Havafl otobüsünü kaç›rarak bafllad›m. Oysa yetiflmeyi planlad›¤›m ancak kaç›rd›¤›m otobüse Ankara'dan
beraber hareket etti¤imiz Ayfle Erdal, Miase Bayramo¤lu ve Ömür
68
li¤i de duruma eklenince saatler
h›zla geçti. Saat 20.00 sular›nda
Parma Caz Festivali'nin yöneticisi,
de¤erli dostumuz Roberto Bonati'nin telefonu ile kendimize geldik.
Roberto bizim tahmin etti¤imiz kalk›fl saati olan 21.55'de herhangi
bir sefer görünmedi¤ini, tek seferin 21.15'de göründü¤ünü bize bildirdi. Bu durum bizim muazzam rahatl›¤›m›z› az da olsa bir heyecana
çevirse de; bu heyecan ile acilen
havaalan›na do¤ru yola ç›kmam›z,
bizi beklenen sondan kurtaramam›flt›. Uça¤›m›z biz havaalan›na geldi¤imiz anda zaten kalkm›flt›. Yetkililer bu anlafl›lmas› güç
durumu anlay›flla karfl›lay›p biletlerimizi bir sonraki uça¤a aktard›lar ama ne ac› ki o uçak bir sonraki sabah 08.55'teydi ve bu
durum o pek çok sevdi¤imiz Roma'n›n havaalan›nda geçirilecek
bir geceyi bize müjdeliyordu. Ekibimiz ilk floku atlatt›ktan sonra duruma uyum sa¤lamaya bafllad›, “o kadar da kötü olamazd› can›m, bir gece nas›l olsa geçerdi….”. Bir köflede oturup çalg›lar›m›z› ç›kar›p müzik icra etmeye bafllad›k, bizimle ayn› kaderi paylaflan yolcular için çekici bir e¤lence seçene¤i yaratt›¤›m›z
aflikard›. Ancak Parma'dakiler o kadar da rahat de¤ildi, Bonati,
Sarp ve di¤er tüm organizasyon yetkilileri tüm program› bir sonraki sabah saat 10.00'dan itibaren bafllayacak provalara göre
ayarlam›fllard› ve bizim tüm geceyi uykusuz bir halde geçirerek
periflan flekilde Parma'ya varmam›z›n konserin istikbali için çok
da iyi olmayaca¤› görüflündeydiler. Müthifl bir telefon diplomasisiyle ve Parma'daki dostlar›m›z›n katk›s›yla havaalan› yak›nlar›nda bir otel ayarlay›p, geceyi orada geçirmeye karar verdik.
Hatta bu arada alandaki yaklafl›k 3 km'lik taksi s›ras›n› otelden
gönderilen bir araç ile de aflmay› bildik. fiirin otelimizde gece,
Ömür'ün saatini geri almay› unutup sabah›n 5.30'unda “uça¤›
kaç›r›yoruz !” diye bizi aya¤› dikmesi d›fl›nda sakin geçti. Sabah
uça¤›m›z› bu defa yakalayabilip solu¤u Parma'da ald›k. Parma'ya geldi¤imiz ilk andan itibaren bu ortaça¤ kentinin büyülü
atmosferi benliklerimizi ele geçirmeye bafllad› ve bu his ayr›ld›ktan sonra bile peflimizi b›rakmad›. Parma, tarihi Roma dönemine hatta daha gerilere uzansa da esas önemine Ortaça¤ ve
Rönesans'da kavuflmufl bir
kent. Halen 170,000 civar›
nüfusa sahip küçük bir yerleflim olmas›na ra¤men Parma,
özellikle Rönesans döneminden itibaren Bat› sanat›n›n
kimli¤ini bulmas›nda ciddi bir
flekilde k›lavuzluk yapm›fl, çekim merkezi olmufl derin bir
kültürü yans›tmakta. Parma'da yetiflen ressam Correggio, besteci Verdi gibi üslup
sahibi sanatç›lar, Bat› kültürünün görsel ve iflitsel miras›n›n flekillenmesi ve aktar›lmas›nda
pay sahibi olmufl, bu katk›lar›yla Parma'n›n bir sanat kenti olarak flöhretini artt›rm›fl kifliler.
Yine Parma Üniversitesi'nin dünyan›n en eski üniversitelerinden biri olmas› da Avrupa'daki bilimsel ayd›nlanmada Parma'n›n rolünü aç›kça ortaya koymakta. 28-30 Ekim tarihleri
aras›nda Musica Reservata'n›n sanat yönetmeni Roberto Bonati'nin titiz çal›flma disiplinine uyum gösterebilmek için neredeyse hiç ayr›lmad›¤›m›z, bütünleflti¤imiz prova odam›z da klasik bat› müzi¤inin flekillenmesindeki önemli merkezlerden
olup, ‹talyan operas›n›n gururu Verdi'yi yetifltiren okul olarak
bilinen Parma A. Boito Konservatuar›'nda yer almaktayd›. Eski
bir manast›r yap›s›n›n içine infla edilmifl bu bina, bat› sanat›n›n
oldu¤u kadar ve Katolik H›ristiyan kültürünün de iflitsel ve görsel simgelerini bugüne tafl›yan bir yap› olarak Parma'n›n iç dünyas›n› keflfetmemiz için bizlere ciddi bir imkân yaratt›. Buran›n
belki de ilk defa flahit oldu¤u ba¤lama, kanun, kemençe ve ney
sesleri ve haf›zalar›m›zdaki koca bir Anadolunun müzik miras›n›n, bu barok düfllerle birleflti¤i anlar belki konserin de seyrini
belirlemekteydi. Bizans'tan Roma'ya; ‹slam'dan H›ristiyanl›¤a,
Anadolu'dan Orta Avrupa'ya; iki kadim kültür miras›na dair hat›ralar birbirine kar›fl›p, adeta ortak düfllerin uykular›n› oluflturmaya bafllam›flt›. Esas rüya ise konserde ortaya ç›kacakt›.
Di¤er say›da devam edecektir...
Yrd. Doç. Dr. Cenk Güray - Endüstri Mühendisli¤i Bölümü
69
Nuri Bilge Ceylan
S‹NEMADA
iz b›rakanlar
ÜÇ MAYMUN
Ça¤an Irmak
ISSIZ ADAM
Daha önce yine bir Ça¤an Irmak filmi olan
Ulak' tan ve bir televizyon dizisi olan Asi'
den tan›nm›fl olan
Cemal Hünal ve yine Ulak' tan ve Köprü,
Çapk›n gibi dizilerden tan›d›¤›m›z Melis Birkan' ›n baflrollerde oynad›¤› Iss›z Adam filmi 7
Kas›m' da gösterime girdi. Filmde Cemal Hünal, Alper
isimli bir aflç›y› canland›r›yor. Alper, özgürlü¤üne düflkün,
hayat›n› kendi do¤rultusunda yaflamay› seven bir karakterdir. Ada (Melis Birkan) ise s›radan bir hayata sahip,
kendi ayaklar› üzerinde durmaya çal›flan genç bir kad›nd›r. ‹kilinin yollar› Beyo¤lu'nda eski bir kitapç›da kesiflir.
Alper, Ada'n›n arad›¤› kitab› bulup
ona vererek ilk ad›m› atar; asl›nda bu
tan›flma ikisinin de hayat›nda çok
büyük de¤iflikliklere yol açacakt›r.
Alper zamanla Ada' ya olan ilgisinin özgürlü¤ünü k›s›tlad›¤›n› fark
eder ve bir ikilem içerisine düfler; aflk› m› yoksa özgürlü¤ü
mü daha a¤›r basacakt›r? Büyük flehirlerde kendi yaflam
serüvenine kap›l›p, hayat›n
kargaflas›nda kendine bir
yer arayan insanlar›, kalabal›klardaki yaln›zl›klar›
ve yaflanmam›fllar›n piflmanl›klar›n› anlatm›fl
Ça¤an Irmak.
2008 Cannes Film Festivali'nde En ‹yi Yönetmen ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan filmi hakk›nda flunlar› söylüyor
; ''Küçük zaaflar›n büyük yalanlara dönüflerek parçalad›¤› bir ailenin gerçe¤i örtbas ederek her fleye ra¤men bir
arada kalma çabas›. Ceylan bu yap›t›n›, alt›ndan kalkamayaca¤› ac›lara ya da sorumluluklara maruz kalmamak
ad›na gerçe¤i bilmek istememek, onu görmemek, duymamak, hakk›nda konuflmamak ya da günümüz tabiriyle
“Üç Maymun”u oynamak, onun varoldu¤u gerçe¤ini ortadan kald›r›r m›? sorusu üzerine kurmufl. Film, seçimlerde aday olan bir ifl adam›n›n kaza sonucu birini öldürüp kendi yerine floförünü hapse girmeye ikna edip, daha sonra da hapisteki floförünün efli ile iliflkiye girmesi ve
sonunda floförün o¤lu taraf›ndan öldürülmesi üzerine tamamen drama dönüflen olaylar zincirini iflliyor. Senaryosunu Ebru Ceylan, Ercan Kesal ve Nuri Bilge Ceylan' ›n
yazd›¤› Türk, Frans›z, ‹talyan ortak yap›m› olan ve Yavuz
Bingöl, Hatice Aslan, Ercan Kesal gibi oyuncular›n yer ald›¤› film flimdi de Akademi Ödülleri'nde ülkemizi temsil etmek için
bekliyor.
70
EDEB‹YATTA
iz b›rakanlar...
Ahmet Hamdi Tanp›nar
SAATLER‹ AYARLAMA ENST‹TÜSÜ
Okuyan›n sayfalar›nda kendini, yaflad›¤› toplumu, hayat›n
tüm yönlerini buldu¤u eserleri
anlatmas› ne kadar zor. Bir de
anlat›lan eser edebiyat›m›z›n
en güzel romanlar›ndan biri
kabul edilen Saatleri Ayarlama
Enstitüsü ve yazar› Türk Edebiyat›n›n usta kalemlerinden Ahmet Hamdi Tanp›nar olursa...
Ahmet Ümit
AfiK KÖPEKL‹KT‹R
Aflk, imkans›z› ümit etmektir.
Aflk Köpekliktir' de bu gerçe¤i
Roman›n mükemmel kurgusu ölümle yaflam›, yaln›zl›kla kalabal›¤›, sab›rla tahammülsüzlü¤ü, mutlulukla
hüznü, karamsarl›kla umudu birbirini kovalayan sat›rlarda garipsenmeyecek bir bütünlükle sunuyor.
ele al›yor Ahmet Ümit. On ayr›
öyküden oluflan bu eserde, her
konu, farkl› bir aflk öyküsünü
ele almaktad›r ve bu eser aflk›n
Peyami Safa'n›n “Yaln›z›z” adl› roman›ndaki hayali
dünyas› “Simeranya” gibi, Ahmet Hamdi Tanp›nar da
asl›nda hiç varolmam›fl bir enstitü yaratarak sisteme
karfl› elefltirilerini dile getirmifl. Saatleri Ayarlama Enstitüsü kendi gereklili¤ini ve meflruiyetini ortaya koyan
bir bürokrasi anlay›fl›n›, do¤u ile bat› aras›ndaki alg›
farkl›l›klar›n› “zaman” kavram› üzerinden anlat›yor.
on ayr› yüzünü göstermektedir.
Kiminde aflk› bir mucize olarak
görüp ''Aflk bir mucizedir'' diye iddial› bir bafll›k atar
Ahmet Ümit. Kiminde '' Aflk çözümsüz bir problemdir''
diyerek aflk›n karmafl›kl›¤›ndan bahseder yazar›m›z ve
'' Aflk bir cinayettir'' diyecek kadar ileri gider.
Yazar, kahramanlar›ndan Halit Ayarc›'ya: “‹nsanla u¤raflmak güçtür ve zaman ister. Mesele vaziyeti iyi haz›rlamaktad›r. ‹nsanlar onu kendiliklerinden yaflarlar. Bütün mesele insao¤luna yarat›c›l›¤›n› vermektedir. Ben tiyatroyu sevmem. Ben kendili¤inden olan fleylerin adam›y›m” dedirtirken bir yandan da zaman, mekan, insanlar, bürokrasi gibi birbirinin içinde yer alan herfleyin
menfaatler çerçevesinde nas›l bir tiyatro oyununa dönüfltürülebilece¤ini gösteren mükemmel bir hiciv örne¤i sergiliyor. Duygular›, düflünceleri, yetenekleri ve
ihtiraslar› aras›ndaki kaosta yuvarlan›p dünyan›n
keflmekeflinde
denge
ararken “an”› pervas›zca
harcayan zamaneler için
“Ayar saniyenin peflinde
koflmakt›r” gibi eflsiz cümlelerle bezeli eser “fiimdiye kadar neden okumad›m ki?” dedirten evrensel
bir baflucu kitab›...
En sonunda '' Aflk Köpekliktir'' diyerek aflka bilinenden farkl› bir boyut kazand›r›r yazar›m›z. Kitap dili klasik Ahmet Ümit betimlemeleriyle süslü ve oldukça ak›c›. Her konuya kendini öyle kapt›r›yor ki insan, kitab›n
bitmesini hiç istemiyor t›pk› di¤er Ahmet Ümit kitaplar›nda oldu¤u gibi.
Kitap okunduktan sonra anlafl›l›yor ki, kitab›n bafll›¤›
olan öykü, gerçekten bu öyküler aras›nda en güzelidir.
E¤er siz de aflk› içeren fakat
yüzeysel anlatmayan, bir kitap okumak isterseniz, gidece¤iniz en güzel adres bu kitap olacakt›r.
‹yi aflklar...
71
Türk fiiirinin Ses Bayra¤›
Faz›l Hüsnü Da¤larca’n›n
Ard›ndan
Türk edebiyat›nda fliirleriyle “s›rada¤lar” kurmufl Faz›l Hüsnü
Da¤larca'y›, 15 Ekim 2008'de kaybettik.
karanl›k, belki de en ayd›nl›k eseri olan Âsû
"insan›n günümüzden (yani, flairin sezgisinden) eski ça¤lara do¤ru tek kesit içinde incelendi¤i" eserdir. Âsû.
Da¤larca, 1959'da on dergide yay›mlad›¤› “Türkçe Kat›nda Yaflamak” bildirisinden sonra fliirini “ses bayra¤›m” dedi¤i Türkçenin olanaklar› içinde kurdu. Bu bildiriyle birlikte sadece Öztürkçe sözcükler kullanmaya bafllad› ve kendine özgü bir fliir dili
kurdu. fiiirlerinde, Öztürkçenin olanaklar›yla fliirsel bir dil yarat›labilece¤ini gösterdi.
Da¤larca için görünen, her fleyden önce insand›r, önce, çocuk'ta bafllayan, anada, kardeflte arkadaflta, sevgilide somutlaflan, önce kendi ulusunda, sonra dünya uluslar›nda, bir kelimeyle, insanl›kta oluflan insan. Da¤larca'n›n, insan bilmecesinin çekirde¤i çocuk'la bafllayan "görünenle olmak" serüveni, Çak›r›n
Destan› (1943) ile insan›n d›fl dünya karfl›s›ndaki davran›fl›na ve
ruh yap›s›na, oradan da Anadolu köylüsünün kaderine (Toprak
Ana, 1950; Aç Yaz›, 1951), Türk ulusunun fetihlerle yüce, Kurtulufl Savafl›'yla kutsal yaflant›s›na kadar uzan›r. Bu aflama destanlar aflamas›d›r. Üç fiehitler Destan› (1945) ile bafllayan, ‹stiklâl Savafl›-Samsun'dan Ankara'ya (1951), ‹stiklâl Savafl›-‹nönüler (1951), Yeni Mehmetler (1964), Çanakkale Destan›
(1965) ile sürüp giden bir sürü destanda flairin yüre¤i yurdu için
çarpar. Bütün bu destanlar›n yan› s›ra, Çak›r›n Destan› ayr› bir
önem tafl›r. Bu eserde flair, yüzy›llard›r horlanm›fl, ezilmifl bir
ulusun çocu¤u olan Çak›r'›n a¤z›ndan "bir cihan türküsü" özlemi içinde antenlerini gerip "uzak milletlerin gençlerini" yar›n›
dinlemeye ça¤›r›r. Bununla da kalmaz, Sivasl› Kar›ncay› (1951)
yollara sal›p, ilk kez dünyaya aç›larak, insan›n ortak kaderi üstünde durur Asya'yla Avrupa'y› k›yaslayarak. fiair art›k yaln›z
kendi ulusunun de¤il, bütün uluslar›n, özellikle ezilmifl, horlanm›fl, uyanmam›fl, uyanmas› engellenmifl uluslar›n sözcüsü olur,
hatta daha da ileri giderek, Vietnam halk›n›n bir sömürgen devlete karfl› kahramanca sürdürdü¤ü (t›pk› bizim Kurtulufl Savafl›m›z gibi) kurtulufl çabas›n› benimseyerek Vietnam Savafl›m›z
(1966) ad› alt›nda bir destan yazar, Kubilay Destan› (1968)
do¤rultusunda bir coflkuyla.
“Da¤larca'n›n fliiri ya cinnete, ya da dehaya varmak üzeredir”
demiflti Orhan Burian, daha 1939 da.
Da¤larca, say›s› otuz üçü bulan, her biri ötekinden güzel ve ilginç kitaplar›yla Türk Edebiyat›nda, gerek kapsam›, ön sezifl yetene¤i, hayal gücü hiçbir fliir gelene¤ine ba¤l› olmayan eserleri,
gerek fliir dilinin özgünlü¤ü, hepsinin üstünde sözcüklere yükledi¤i düflünce ve duygu zenginli¤iyle eriflilemez bir doruktur.
Da¤larca, Cumhuriyet döneminin, özellikle ikinci kuflak flairlerinin en özgünü, nicelik ve nitelik bak›m›ndan en verimlisidir. Gerek dili, sözcükleri, gerek temalar›, fliir kal›plar› ile kendinden
önceki flairlere benzemedi¤i gibi, ça¤dafllar›na da benzemez.
Da¤larca, antenleri gözle görülür dünyaya oldu¤u kadar, gözle
görünmeyen, insan akl›n› aflan sezgiler dünyas›na pencereler
açan tükenmez, tükenecek sand›¤›m›z bir anda, yeni yeni sezgileriyle insan› flafl›rtan, kayna¤› kurumaz bir flairdir:
6 Kas›m 1967'de ABD'nin Pittsburg kentindeki International
Poetry Forum (Uluslararas› fiiir Forumu) taraf›ndan “yaflayan en
büyük Türk ozan›” seçilir.
Da¤larca, fliire daha 19'unda, askeri okul s›ralar›nda bafllar. ‹lk
fliiri (Yavafllayan Ömür), 1933'te ‹stanbul dergisinde ç›kar.
"Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulundu¤umuz zaman›,
hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü iflaret etmelidir."
sözü ile sanat anlay›fl›n› özetleyen Da¤larca'n›n Toplumculu¤unun temelinde insana ve insan hayat›na sayg› yatar. B›rakt›¤›
eserler ile bunu en iyi baflaran flairlerimiz aras›nda yer alan Faz›l Hüsnü Da¤larca çok sesli fliiri ile Türk edebiyat›ndaki özgün
yerini çoktan alm›flt›r.
Da¤larca'n›n ilk fliir kitab› 1935'te yay›nlan›r: Havaya Çizilen
Dünya. Ama flair, as›l kiflili¤ini bütün yönleriyle yans›tan eserinde, Çocuk ve Allah'ta, bulur. ‹nsanl›¤›n kaderi üzerine çocuk'tan,
insanl›¤›nkine Tafl Devri'nden (1945) bafllayarak Tanr›'ya, Evrene, oradan da Evren ötesine {Âsû, 1955) kadar uzan›r ilgisi. Bu
düzeyde flairin son vard›¤› aflama Âsû'dur. Da¤larca'n›n belki en
72

Benzer belgeler