Başkent TV`de MEHMET AKİF SÖYLEŞİSİ (Son Nokta
Transkript
Başkent TV`de MEHMET AKİF SÖYLEŞİSİ (Son Nokta
Baþkent TV'de MEHMET AKÝF SÖYLEÞÝSÝ (Son Nokta Programý 31- 01- 2005) (07-11-2005) - Editör Mustafa Baþoðlu-M. Selami Çekmegil - Son Güncelleme (28-12-2010) Baþkent TV'de MEHMET AKÝF SÖYLEÞÝSÝ Mustafa Baþoðlu:Ýyi akþamlar sayýn seyirciler. Öncelikle s istiyorum.Sayýn Selami Çekmegil, avukat, deðiþik kamu görevlerinde bulundu. Selami Çekmegil avukatlýðýnýn yaný sýra bir kült adamý. Malatyalýlar babasýný çok yakýndan tanýr, daha doðrusu Türkiye'de okuma yazmayla ilgisi olanlar babasýný çok yakýnd tanýrlar. Ben de kendisini tanýma þerefine nail oldum.Babadan oðula geçen bir kültür mirasý Selami Bey'de var. Bu programý Selami Çekmegil'in isteði üzerine gecikmiþ olarak yapýyoruz. Çünkü geçen programlar öncesinde kendisiyle görüþtüðümüzde Me Mehmet Akif Ersoy'un ... ölüm yýldönümünde böyle bir programýn düzenlenmesinin doðru olacaðýný söylediðinde ben geçen pro konuklarýný belirlemiþtim. Kendisine gelecek hafta sizin bu isteðinizi yerine getireceðiz, dedim. Selami Bey hoþgeldiniz. Selami Beyle program öncesinde görüþmemizde Mehmet Akif'in þiir yönünden ziyade mücadeleci yönünü, topluma umut veren y cesaret veren yönünü, o kötü þartlarda insaný yüreklendiren yönünü de dikkate alacaðýz,diye düþündük. Mehmet Akif'i bu yönleriyle tanýmak daha gereklidir. Biz Mehmet Akifle ilgili olarak Mehmet Akif'in Sanat ve Þiir Anlayýþý üzerine bir kitap bastýk. Ýsmi “Hisli Yürek” diye. Bunu Nazým Elmas arkadaþýmýz hazýrladý. Bu kitapta Mehmet Akif'in þii hissiyatý var. Mehmet Akif'in dün söylediklerinin bugünde geçerli yönleri var. Bu Türkiye'nin þimdi içerisinde bulunduðu þartlar bakýmýndan daha da geçerlidir. Biliyorsunuz 12 Mart 1921'de Atatürk'ün baþkanlýk yaptýðý TBMM'de Mehmet Akif'in hazýrladýð birkaç defa okunarak ayakta alkýþlanarak Ýstiklal Marþýmýz olarak kabul edildi. O günden beri Ýstiklal Marþýmýz olarak okuyoruz. Gerçi geçenlerde bir kongrede okunmadýðýný üzülerek gördük. Bu topraklar ü yaþayan herkesin ayyýldýzlý bayraða ve Ýstiklal Marþý'na saygý duymasý gerekir. Bu kýsa açýklamanýn ardýndan sözü Sayýn Çekmegil'e vereceðim. Ondan önce Ýstiklal savaþý gazilerini, þehitlerini, Mustafa Ke Atatürk ve silah arkadaþlarýný rahmetle anýyorum. Þimdi Sayýn Çekmegil kýsaca kendini tanýttýktan sonra konuya geçeceðiz, S Çekmegil, söz sizin. Selami Çekmegil: Teþekkür ederim, lütfettiniz, davet ettiniz. Sizin iltifatýnýzýn deðiþik bir anlam taþýdýðýný biliyorum. Hatta bir hatýrlatmamý istem edip de davetiniz doðrusu beni mütehassis etti. Bizde Mehmet Akif'i 27 Aralýk'ta ölüm yýldönümünü vesile ederek anma yaparlar Ogün bir baþka program hazýrlamýþtýnýz, ben size 'keþki, bugün Mehmet Akif için bir program olsaydý' demiþtim. Ancak benim istemimin manasýzlýðýný da daha sonra sizden aldýðým iþaretle gördüm. O da þu: bizde esasen ölüm yýldönümleri mutat deðild doðum yýldönümlerinde sevinç esastýr, Bizde aslolan ölüme matem çekmek deðildir. Yeniden doðumlara ümit taþýmak ve doðum neþesiyle yeni bir hayatýn müjdesini almaktýr. O itibarla daha sonra da Mehmet Akif'i ansak, onun fikirlerinin doðumuna vesile olur diye bir düþünceyle böyle bir günde beraber olmamýzdan mutluluk duyuyorum. Ýkincisi benden ziyade babama yaptýðýnýz iltifatlar için çok teþekkür ederim. Gerçekten onu yad etmiþ olmanýz sizin kadirbilirliðinizi ve fikri hareketi takip ettiðinizi gösteriyor Babamýn oðlu olarak, Said Çekmeðil'in oðlu olarak benim dört kitabým var. 1942 doðumluyum. Bu dört kitabýn birini Kültür Baka Sayýn Týnaz Titiz’in zamanýnda aðabeyim Yavuz Bülent Bakiler’in tavsiyesi ile bastý. “Orwell'den Seçmeler” diye... George Orwell'in halkýmýza bazý mesajlar taþýyan yazýlarýný tercüme ederek kitaplaþtýrdým. Orwell'd Seçmeler diye. Bir ayda bitti. Ýngiliz yazarýdýr ve Ýkinci Cihan Harbi sýrasýnda önemli eserler ortaya çýkarmýþtýr. Totalitarizme demokrasi yanlýsý bir yazardýr. Emperyalizmi ise içinde görev yapmasýna raðmen yerden yere çalan bir haysiyet taþýmaktadýr. Orwell, bir Rusya ziyaretinin ardýndan, kendisi sosyalist temayüllü tanýnmasýna raðmen, Hayvan Çiftliði kitabýný yazan adamdý onurlu bir kalemdir. Ýþte, onun makalelerinden yaptýðým seçmeleri Kültür Bakanlýðý 5000 adet bastý. Kitap bir ayda bitti, Þu an ihtiyatýnda, deposunda bile yok. Namýk Kemal Zeybek bey, Kültür Bakaný iken bu kitabýn ikinci kez basýlmasýný emir vermiþti; fakat süresi vefa etmedi; iþ yattý. Namýk Kemal'e de –ki kendisi benim okul arkadaþýmdýr- bu kadirþinastlýðý nedeniyle t etmek istiyorum buradan. Mustafa Baþoðlu: Biraz önce bizim sendikanýn kültür yayýnlarý bulunduðundan bahsetmiþtim, siz kitabý bize verin Saðlýk Ýþ Yayýnlarýndan onu b basalým. Selami Çekmegil: Ýkinci bir kitabým efendim, hatýrattýr ve Tilki Tuzaðý ismini taþýr. Timaþ yayýnlarýndan çýktý, onun d hiçbir tane mevcudu yoktur. Üçüncü kitabým: Kendimizi Tartýþmak. Benim hayat felsefemi tartýþtýðým kitaptýr. Birazdan Mehme nakillerle, aktarýmlarla aslýnda kendimize yönelik bazý eleþtiriler de ortaya getireceðim. O da bu kitapta dercedilmiþ, Mehmet Akif'in kimsenin bilmediði görüþleridir. Mehmet Akif'i herkes sadece þair olarak görür, Ýstiklal Marþý olarak bilir ve Çanakkale des ile bilinir. Oysaki Mehmet Akif çok derinliðine bir fikir adamýdýr. Tarihimizin gördüðü saf fikir açýsýndan hiçbir kimsenin eriþemey zirveyi teþkil eder. O itibarla Mehmet Akif'e dikkat bazý noktalarda bize ýþýk tutabilir. Ýþte bu kitaptan o tip nakiller de aktaracaðý Bir dördüncü kitabým efendim, o da uçurtma diye, meþhur hikayeci Somerset Maugham’dan kýsa hikayelerdir. Bu da tercüme... Yani bazen sorarlar 'kitabýnýz var mý' diye, dört kitabým var diyorum. Ama isimlerini Zebur, Ýncil, Tevrat; Kur’an diye geçiþtirip isimlerini saymadan býrakýyorum. Þu anda size saydým. Ayrýca basýma hazýr dört kitabým daha v bastýrabilecek miyim bilmiyorum... Þimdi Mehmet Akif'in en enteresan tarafý, biraz evvel aslýnda Çanakkale Þehitleriyle Mehmet Akif özetlendi. Orada dikkatli bir okuyucu, dikkatli bir izleyici, dinleyici için, Mehmet Akif'’le ilgili bütün ipuçlarý var. Bütün özelliklerine derinliðine tek bir cümlesinden yakalayarak gidebilirsiniz. Aþaðý yukarý bana söyleyecek birþey býrakmadý ama þer etmek (açmak) gerekecek tahmin ediyorum. Þimdi Mehmet Akif öyle bir dönemde dünyaya gelmiþ ki Çanakkale þiirinin tasvir ett siyasi hercümerç, daðdaðalý ortam; ayný durumlar fikir alanlarýnda da var. Ülke bir karmaþa içerisinde. Ve aydýn geçinenlerin he topluma hocalýk etme ve toplumu kendi tercih ettiði bir noktaya sürükleme istemindedir. Mesela Mehmet Akif'in çaðdaþlarýndan Tevfik Fikret önemli bir isimdir. Ve Tevfik Fikret bu memleketin ne tip fikri etkilere maruz kaldýðýný resimlendirmek bakýmýndan da iyi bir örnektir. Doðrusu aktarýmlar yaparken tercihim bu doðrudur bu yanlýþtýr þeklinde vermeyeceðim ama bir takým aktarým yaparak dineliycilerimize tevdi edeceðim.Þimdi efendim mesela o tarihlerde o ortamda Tevfik Fikret enteresan bir iddia ortaya getiriyor. Diyor ki: 'Vataným ruyi zemin milletim nev’i beþer' Güya hümanist bir yaklaþýmý empoze etmiþ oluyor. Fakat enteresandýr bütün insanlýðý kendi milleti olarak tarif ediyor. Ütopik olarak enteresan bir bakýþ tarzýdýr. 'Vataným ruyi zem diyerek bütün dünyayý kendinin sahiplenmesi gereken, bir alan olarak tarif ediyor. Bu gerçeklere uyuyor mu, uymuyor mu? Hayat realitesi bunu böyle kabul ediyor mu, etmiyor mu? Bu düþünülecek bir hadisedir. Ama Mehmet Akif bu alanda Tevfik Fikret'e katýlmýyor. O farklý bir iddia ortaya getiriyor. Milletinin insanlýk camiasýnda mümtaz ve þerefli bir konumu olduðunu anlatýr. Mesela Tevfik Fikret “Yýrtýlýr sayfalarýn ey kitab-ý köhne birgün” diye mýs söyler, Mehmet Akif ona karþýdýr; der ki “Þimdi Allah'a söver, sonra biraz bol para ver, Hiç utanmaz protestanlara http://www.kriter.org - www.kriter.org Powered by Mambo Generated: 13 October, 2016, 08:17 zangoçluk eder”, der. Þimdi ben bu ortamda, bu hercümerç ortamda, Mehmet Akif'i, Tevfik Fikret’ten farklý bir tip, milletini doruk noktada seven ve milleti için hiçbir fedakýrlýktan kaçýnmamayý telkin eden mýsralarýn sahibi olarak görüyorum. O, Bir realiteyi resimlendiriyor. Ve milletinin kim olduðunu tarif ediyor. Orada mefkure (ülkü) birliðini milletinin tarifi için esas alýyor, ülküsünü de Ýslam olarak anlatýyor. Somut ifadelerini herkes Safahat'ýndan okuyabilir. Bir de Safahat’ý her evde bu milletin fikri trendini takip etmek için bulundurulmasý gereken ve okunmasý gereken bir kitap olarak düþündüðümü söylemek istiyorum. Yani her evde bulunmasý gereken bir kitap diye takdim ediyorum. Þimdi o dönemi bir þair söyle tarif ediyor, bu benim dedem; diyor ki: Mustafa Baþoðlu, Bu genetik oluyor herhalde. Selami Çekmegil: Bende þairlik yok ancak yazýlarýmda þiir vardýr. Þimdi dedem o ortamý þöyle tarif ediyor. Çok uzun bir þiir... Bir gün Ostim Rady yaptýðýmýz programda hepsini okumuþtum ancak þimdi son kýtasýný okuyacaðým. O ortamý çok güzel tarif ediyor. "Yollar karýþýk hangi tarike gideyim ben, “Hangi sese bu samiamý atfedeyim ben, “Hayretzedeyim, Saniha bilmem nedeyim ben, “La havle vela kuvvete illa billah." Þimdi tabii, enteresan bir ortam, enteresan bir muhit... Mehmet Akif bütün bunlarýn içerisinde Ýstiklal mücadelesinin fikri boyutun üstlenmiþ ve kendi perspektifinden Kastamonu'dan Çanakkale'ye Çanakkale'den bir baþka yöreye taþýyarak bu davayý iþlemek istemiþtir. Tasvip edip etmemek tabi insanlarýn tercihleriyle alakalý. Konumuz Akif olduðu için ben yansýtmak noktasýndan bunlarý dercetmek istiyorum: Öncelikle o ortamýn onurlu bir tipidir, Mehmet Akif. Yani birografisine bakarsanýz Babasý Temiz Tahir Efendi, Arnavutluk'un Ýpek kasabasýndan.. ve enteresandýr ünvaný çok güzel: temiz... Müderristir; Ýstanbul Fatih dersiamlarýndandýr ve lakabý Temi Efendi'dir. O kadar temiz bir insanmýþ; iki kat.. Demekki Mehmet Akif'’teki ruh temizliði de biraz da ondan. Annesi Buharalý. Ve çok samimi ve çok temiz din duygularý güçlü olan bir hanýmefendi imiþ. Belli ki, bunlardan çok þey tevarüs etmiþ M Akif'. Ve o dönemin aslýnda saf fikir taþýyan onur abidesidir, þahsý itibariyle de. Hiçbir zaman bir fikrini para karþýlýðý deðiþtirme satmayý düþünmemiþ, ve hatta tenkit edici bir tavrý var, afedersiniz odun gibi tabirini kullanmak çok saygýsýzlýk olur; direk gibi d bir insanmýþ. Direk gibi her düþündüðünü söyleyen ve taviz vermez bir gidiþ tarzýný simgelermiþ. Onun için bu kadar onurlu, bu düzeyde olmasýna raðmen çok da mütevazi. Mesela Safahat bir abidedir. Safahat çok müthiþ bir kitaptýr. Yani emek olarak müth edebiyat olarak müthiþtir, dil olarak müthiþtir. Þimdi ondaki Türkçe'yi okuduðunuz zaman akar böyle su gibi hiç kimse 'bu düþünü seçilmiþ kelimeler' demez. Gayet hayatýn içinde akan kelimelerdir... Ama birgün soruyor bir baþka edip Mehmet Akif'e diyor ki, “Siz bu kelimelerin üzerinde uzun uzun düþünür müsünüz?' “Vallahi diyor, bir kelimeyi bir hafta on gün zihnimde devamlý takmýþýmdýr. Safahat bütün sadeliði ve güzel Türkçesiyle b abidesidir. Kelimelerinin þimdi eskimesi onun Türkçe’liðini etkilemez. Zaten dil kelimelerle tarif edilmez, dil bir mantýðýn vucüt verdiði hadisedir, Türk neyi nasýl söyler, yoksa her dil baþka bir dilden kelime adapte eder, mesela Ýngilizler, 'algebra' kelimesini Arapça'dan adapte etmiþlerdir. Þimdi Ýngilizce Arapça mý oldu? Deðil... Onun için Türkün kullandýðý dil, her zaman Türkçedir, eðer o mantýkla Türk’lerin birbiriyle anlaþmasýný saðlýyorsa, buna deðildir demek imkaný yoktur. Ha kelimeler eskimiþtir, olabilir, çünkü siz o kelimeler noktasýndan o kavramý, o fikri yitirmiþiniz, on için anlamýyorsunuz. Mesela biraz önce söylediðim kitapta buraya atýf yapar, Der ki Orwell, "Fikirle dil arasýnda sarhoþla içki arasýndaki münabsebet gibi bir iliþki vardýr. Ýnsan efkarlanýr içer ama içtikçe efkarý artar, derdi artar; derdi arttýkça bir daha içe böyledir" diyor. Dilde bazý kelimeler zamanla ortadan kalkar, Niye? Çünkü o alanda o fikre ihtiyaç kalmamaþtýr. Fikir ortadan kalkýnca o fikri anlatacak kelimeye de ihtiyaç kalmaz. Böylece o güzelim, o zengin kültür gider, yerine tek heceli kelimelerle birbirimize ekmek, suyu ifade eden bir karga dili ile hitap ederiz. Ve zannederiz ki, öbürü, o güzel dilimiz, Türkçe deðil. Mehmet Akif'in Türkçesi ben zanným, kanaatim, o dönemde edipler arasýnda ve halk içerisinde en çok anlaþýlan, en güzel kelimeler ve en güzel Türkçelerden tanesidir. Mustafa Baþoðlu, Ýzin verirseniz dil üzerine kýsa bir açýklama yapmak istiyorum. Bir gazete haberinde okuduðum dillerin büyük çoðunluðunun Ana menþeli olduðuna dair bir haberdi bu. Bizde bazý konularda yozlaþtýrma var, örneðin siz torun sahibisiniz, torunlarýnýza okulda öðretilen Türkçe ile sizin kullandýðýnýz Türkçe ayný olmadýðý için uyum saðlayamayacaksýnýz. Ýki nesil arasýnda kopukluk olacak. Halbuki dilin buna tahammülü yok. Öyle bir kullanmalýyýz ki sizin çocuklarýnýzla torunlarýný dili anlayabilmelisiniz. Türkiye'de modernleþme, batýlýlaþma uðruna öz deðerlerimizi yitiriyoruz, öz deðerlerimizden uzaklaþýyoru Evet buyrun... Selami Çekmegil Çok güzel katkýda bulundunuz, þimdi bu kadar üst düzeyde bir dille bu kadar üst düzeyde bir fikir manzumesini, tasvip edip etmeyin o ayrý bir konu, ama seviyesi çok yüksek. Yani illa demiyorum ki bütün söyledikleri doðrudur, ama ne söylemiþse en kali þekilde, en güzel þekilde söylemiþ, ve Türkçeyi de en güzel þekilde kullanmýþ. Ama buna raðmen, çok mütevazi bir adammýþ. O Safahat'ý nasýl takdim ediyor biliyormusunuz? Aynen þöyle: Bana sor sevgili kâri, sana ben söyleyeyim Ne hüviyette þu karþýnda duran eþ'arým: Bir yýðýn söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri; Ne tasannu 'bilirim, çünkü, san'atkârým Þii'r için ''göz yaþý'' derler; onu bilmem, yalnýz Aczimin giryesidir bence bütün âsârým! Aðlarým aðlatamam; hissederim, söyleyemem, Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarým!" http://www.kriter.org - www.kriter.org Powered by Mambo Generated: 13 October, 2016, 08:17 Bakýn þu muazzam Safahat'ý bu kadar mütevazilik içerisinde bize sunuyor. Bu, Mehmet Akif’'teki çok enteresan karakterin ve kalitesinin göstergesidir. Mustafa Baþoðlu Mehmet Akif'in mütevaziliði bu dönemde ondan bahsetmemize neden oluyor. Ayrýca Mehmet Akif þairliðinin yanýnda iyi bir Ýslam ve Kur'an hizmetçisi. Selami Çekmegil Þimdi bu tevazunun yanýnda Mehmet Akif'in iki karakteri, iki ana vasfý daha belirgindir. Bu vasýflardan birisi meskenete, tembelliðe ve boþ beklemeye karþýdýr. Daima, eski dilde say derlerdi, daima çalýþmak, daima hamle yapmak, daimaiyinin kötüye takdimini öngörür. Mesela Endülüs felaketini þöyle anlatýr: Endülüs tacý elinden alýnan bahtý kara Savuþurken o güzel mülkü verip aðyara Týrmanýr bir tepenin üstüne, etrafa bakar, Býrakýp çýktýðý cennet gibi zümrüt ovalar Baþlar aðlatmayý biçareyi, hüngür hüngür Karþýdan valide sultan bunu pek haklý görür Derki, Çarpýþmadýn erkek gibi düþmanlarla Bari hiç yoksa kadýnlar gibi olsun, aðla... Bakýn yani, tevekküle dair bir þiiri var Mehmet Akif'in yani bizde tevekkülün ne kadar y anlaþýldýðýný o kadar güzel anlatýyor ki, Cenab–ý Allah'a havele ediyor ya bizim yerleþik kültür, yozlaþmýþ kültür. Aslýnd bizim kültürü temsil etmez. Tanzimat bizim kültürün yok edildiði bir dönemdir. Onun için Tanzimata bakarak bizim kültürümüzü deðerlendirenler çok büyük yanýlgýya düþerler. Tanzimatý bizim zannetmekle Bizi yanlýþ tarif ederler. Tanzimat Batýnýn Türk kü yozlaþtýrmaya yoðun bir þekilde baþladýðý bir dönemdir. Detaylarý vardýr, müstakil bir ortamda tartýþabiliriz. Mustafa Baþoðlu Ýzin verirseniz burada bir saptamada bulunacaðým. Biraz önce okuduðunuz þiirde dikkatten kaçmasýn okumak istiyorum, diyor k Çarpýþmadýn erkek gibi düþmanlarla Bari hiç yoksa kadýnlar gibi otur aðla Burada bu kadýn sözcüðünü kimse yanlýþ anlamasýn, kadýnlarý küçültme manasýnda deðil. Burada þunu hatýrlatýyor ki þartlar savaþacaksýn. Vatanýn için mücadele edeceksin. Selami Çekmegil Aðlamak: benim kanaatim þudur, bütün kozlarý bitmiþ bir insanýn hiç deðilse duygusunu yitirmediðini gösterir. Aðlamaya baþka b meziyet vermem ben. Aðlamak kadýnýn tabiatýnda vardýr, çabuk hislenir. O hislenmeyi telkin ediyor, Akif. Mehmet Akif bu söylediðini þöyle anlatýyor: “Ey dipdiri meyyit! kalk Ýki el bir baþ içindir" O günkü toplumu herþeyini kaybetmiþ olarak tasvir ediyor. Ey dipdiri meyyit, meyyit ölü demek, Kalk; iki el bir baþ içindir diyor. Tabi bunu söylerken Mehmet Akif yýkýcý da deðil. Yani ümitsizlik içinde deðil. Ondan sonra git aðla iþin bitti demiyor. Ondan sonra ona bir eleþtiri getiriyor. Diyor ki: Yýkmak, insanlara, yapmak gibi kýymet mi verir? Onu en çulpa herifler de, emin ol, becerir. Sâde sen gösteriver “iþte budur kubbe” diye. Ýki ýrgatla iner þimdi Süleymaniye. Ama gel, kaldýralým dendi mi heyhat o zaman, Bir Süleyman daha lâzým yeniden, bir de Sinan. Evet þimdi Akif tabi bu boyutu nasýl kazanmýþ. Akif daha ilkokula gitmeden, iptidai derler o zaman, babasýndan ders almýþ, babasýndan Arapça öðrenmiþ, babasýndan epey ders almýþ. Ondan sonra iptid okula gidiyor. Ondan sonra onun bir üstü olan rüþtüyeye gidiyor, orada Fransýzca öðreniyor, Arapça öðreniyor Farsçayý mükemm öðreniyor. Türk edebiyatýyla ve Türkçeyle ilgili bilgisi zaten en ileri boyutta ilgi alaka. Böyle bir seviyeyi böyle yakalýyor. Bazen bi kelimeyi o kadar hassas düþünüyor ki, dile o kadar önem veriyor ki, yani efradýný cami, aðyarýný mani derler eskiler, böyle bir misyonu yitirmek istemiyor. Mehmet Akif'in böyle ilginç bir tarafý var. Ahlaký mücessemdir ayný zamanda. Mustafa Baþoðlu Mehmet Akif, yýkmak için iki ýrgat yeter derken, yapmak için de Bir Süleyman daha lâzým yeniden, bir de Sinan diyor. Oradan günümüze gelecek olursak, ne yazýk ki Türkiye bir akýþýn içerisine doðru itiliyor. Yani yýkýlmaya müsait bir noktaya getiriliyor. B Avrupa Birliði hayranlýðýdýr, ya da kendine güvenememektir. Selami Çekmegil Ceviz Kabuðu'ndaki mülahazalarýmý dinlemediniz herhalde? Mustafa Baþoðlu, Dinlemedim ama anlatýrsanýz memnun olurum. Sen teknolojiye karþý önlemini alamýyorsan, geliþmiyorsan senin kubbeni baþýn yýkarlar o kubbeyi de yeniden kaldýrmaya senin gücün yetmez. Mehmet Akif'in þiirlerinde ve düþüncelerinde bugünü de yansýtan bugünün insanýna ýþýk tutan bir büyük derinlik vardýr. Selami Çekmegil Bir de enteresan tarafý Mehmet Akif'in çaðdaþlarýna nazaran farký. Düþündüklerini aynen yaþayan bir adam. Yani ahlaký müces demiþtim... Diyelim ki sizinle randevüleþti, eðer Mehmet Akif'i ciddiye almýyorsanýz ve randevünüzü, önceden söylemeden keyfi iptal ediyors sizinle alakayý kesiyor mesela. Ve yahut parayla fikrinde en ufak bir tebeddulatý düþünmüyor. Bazý çalýþmalarý var, gidiyor muk yapýyor resmi yerlerle ondan sonra bir eser meydana getirecek, sonra birden ona layýk bir noktaya varamayacaðýný düþünüyor, gidiyor rica minnet paradan vazgeçiyor, hem de paraya en muhtaç olduðu zamanda. Mesela Ýstiklal Marþý'ný yazýyor 500 bin lir ödül konuyor o günkü parayla. Ondan sonra adamcaðýz diyor ki bu milletin yazdýðý birþey. Zaten Safahat'a almamýþ. Þimdi bu ahlaký mücessem adam, ahlakýný da bir temelle izah ediyor. Yani Mehmet Akif dediðiniz zaman renkli bir terminolojiden kaçamazsýnýz. Yani illa bugünü yaþasanýz bile genel geçer terimleri kullanacaksýnýz. Diyorki, Ne irfandýr veren ahlaka yükseklik ne vicdandýr http://www.kriter.org - www.kriter.org Powered by Mambo Generated: 13 October, 2016, 08:17 Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandýr. Yüreklerden Çekilmiþ farz edilsin havf-i Yezdan'ýn, Ne irfanýn kalýr tesiri kat'iyyen, ne vicdanýn... Yani Akif, ahlaký da adamca ve saðlam bir temele oturtuyor. Tabi onun muarýzý böyle bir temelin sahibi olmadýðý için onun ahlaký deðiþkenlik taþýyor. Kitabýnda yazdýðý, eserinde yazdýðý ahlak telkinini diyel sohbetinde ihlal ediyor veya yaþayýþýnda ihlal ediyor. Mehmet Akif'in ki bir de bu noktadan muasýrlarýndan çok farklýdýr. Mehm Akif çok enteresan bir adamdýr. Savunduðu, fikri potansiyelini benimsediði camiayý da yerden yere çalar, uyarýr, tenkit eder. Bakýn herkes onu þiirleriyle tanýr, ben size nesirlerinden birkaç cümle okuyayým, eðer müsaade ederseniz, babamýn, Kur'an'a Muhatap Olmak' kitabýndan aktarýyorum; soruyor, diyor ki, Acaba bu düþüþün sebebi, bu inhitatýn illeti ne olabilir?” Tanzimattaki parçalanma, çöküþün yani.. “Ýslamýn en birinci teklifi ilim deðil mi? Dünya da maarifle, din de maarifle, ahire maarifle kaim deðil mi? Gel gör ki bu esasa, bu temele hiç bakmadýk. Müslümanlýk namýna ancak bizde birkaç gösteriþ kalmýþ. Alt tarafý bilerek bilmeyerek kabul olunmuþ, bir yýðýn bidat. Hayatý m içinde geçenler için mevcut olmadýk nimet, manasýz bir tevekkül ile atýl yaþayanlarýn ise mahkum olmayacaðý zillet yoktur...” Ýlginç eleþtiriler bunlar, müsaade ederseniz devam etmek istiyorum: “Din iþini taklit ile kaim bilmenin günahýdýr ki nesilden nesile birer ikiþer bidat, üçer beþer hurafe miras ola ola bugün akaidimiz, taatýmýz, muamelatýmýz adeta bir hurafat mecmuasý, bidat yýðýný haline gelmiþ...” Bidat da efendim, sonrada din adýna uydurmalar. Mesela, namaz diyelim ki iki rekat, adam kalkýyor on rekat diyor. Bu tip bidat. Kastý bu, din alanýndaki uydurmalar... “Dinin aslýný, (bakýn geldi burada konuya, dinin aslýndan da Kur'an'ý, ilmi doneleri kasdediyor) dinin aslýný kolay kolay tahattur bile edemiyoruz. Dini taklit, dünyasý taklit, adeti taklit, kýyafeti taklit, selamý taklit, kelamý taklit, hulasa herþeyi taklit olan bir milletin efradý da insan taklidi demektir ki bunlar iyi bir toplum meydana getirmez. Binanaleyh yaþayamaz da...” Nitekim iþte sonucunu gördüler. “Onun için önce taklitçilikten ve göreneklere tapmaktan kurtulma lazým” diyor. “Çünkü körü körüne taklit edenleri Cenab-ý Hak velev azar ile olsun hitabýna layýk görmüyor...&rdquo aslýnda fýrtýnalar estirecek iddialar bunlar. Biliyorum þimdi izleyicilerin zihninde müthiþ hücumlar, muarýz fikirler uyananlar var. Bunun farkýndayým. Ama okuyacaðým: “Üç beþ uydurma hadis ile...”, (burada örnek vermek istiyorum, Babanzade Ahmet Naim'in Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'nda Sahihi Buhari tercümesi vardýr. Onun birinci cildinde idi galiba bir hikaye anlatýlýr. Komþusu çok nurani bir zat varmýþ, ölüm döþeðinde can çekiþirken, eski adet gitmiþ okumuþ baþýnda, telkinde bulunmuþ, iyilikler temenni etmiþ. Bir arada demiþki Efendim umuyorum inþallah Allah sizi cennetine koyar. Þimdi can çekiþme hali içerisinde rahatsýz olan adam bütün gücünü topluyor ve dikiliyor. Diyorki, elbette Allah beni cennet koyacak, nasýl koymaz ki ben sýrf Hz. Ali'ye kaç hadis uydurdum, diyor. Bakýn Peygamberimiz diyorki "Benim aðzýmdan yalan uyduran yerini cehennemde hazýrlasýn" Ama bu da böyle anlatýyor. Þimdi bu cahalet; hýyanet deðil. Cehaletle bu toplumun, bu dinin bir yere gitmesi mümkün deðil. Hatta peygamberi býrakýn sizin adýnýza ben bir yerde yalan uydursam, terbiyesizlik yapmýþ olurum. Devam: “Üç beþ uydurma hadis ile 8-10 þen'i masaldan baþka sermayeyi marifet edinememiþ ümmi vaazlar kürsü tasarruf edeliden beri milleti merhume dini umacý heyetinde Hz. Peygamberi de haþa yeni çað aðasý fýtratýnda tahayyül etmeye baþladý. Ýslamýn o pak, o nezih, o ilahi simasý çoðumuzun hayalinden silinip gitti...” Þimdi giriyorum bir þiire, burada girm lazým: Nebi'ye atfile binlerce herze uydurduk. (Herze yalan demek.) O hal bulduki cüret 'yecuzu fit-tergip Kararý erzeli fetva kesildi, hem ne garip... Hadisi uyduruyorken sevap uman bile var, Sevabý varmý imiþ bir zaman gelir anlar. Cihaný titretiyorken nidayý men kezebe Ýþitmiyor mu nedir bir bakýn þu bi-edebe Lisaný paki nebiden yalanlar uyduruyor Sýkýlmadan da sevap iþledim deyip duruyor. Yani Mehmet Akif bulunduðu platformda da kendi iltifat ettiði zümreyi, sahiplendiði zümreyi sapmalarý açýsýndan eleþtirmekten geri kalmýyor. Böyle bir namusu mücessemdir. Mustafa Baþoðlu Þimdi Mehmet Akif Ersoy'un vatanseverliði, Kur'an'a olan hizmetkarlýðý, mücadele ruhunu deðerlendirmiþ olacaðýz. Sayýn Çekm bu konudaki düþüncelerini bize aktarcak. Sayýn Çekmegil buyurun. Selami Çekmegil Mehmet Akif'in hikaye üslubuyla bu tip bütün telakkilerini aktardýktan sonra çok güzel bir anlatýmý var onu getirmek istiyorum, kendim konuþmak yerine Mehmet Akif'i konuþturmayý bu noktada çok daha önemli görüyorum. Hikaye anlatýyor: “Yok ya, Abbas'ý bilmeyen, kimdi O sahabeyi dinleyin þimdi: “Bir karanlýk geceydi, pek de ayaz... Ýbni Hattab'ý görmek üzere biraz Çýktým evden ki yollar ýpýssýz Yolcu bir benmiþim meðer yalnýz! Aradan geçmemiþti çok da zaman, Az ilerden yavaþça oldu iyan, Zulmetin sinesinde ukde gibi Ansýzýn bir mü heykel arabi! Bembeyaz bir rida içinde garib, Geliyor muttasýl mehib mehib. Ben sokuldum, o geldi yaklaþtýk Durmadan karþýdan selamlaþtýk Düþünürken selam alan sesini O heyula uzandý tuttu beni: http://www.kriter.org - www.kriter.org Powered by Mambo Generated: 13 October, 2016, 08:17 Bir de baktým Ömer deðil mi imiþ! -Ya Ömer! böyle geç zaman ne böyle iþ? (Ömer burada bir simge artýk. O simgeyle bir anlayýþý ve bir yaklaþýmý bize anlatacak diyor.): -Þu mahallatý devre çýkmýþtým... Gel beraber benimle, üç beþ adým. Ne sada var, ne bir yürür bidar; (Abbas devam ediyor) Uhrevi bir sükun içinde civar. Ömer olmuþ gezer siyaneti Hak... Þu yatan beldenin huzuruna bak! O semalar kadar yücelmiþ alýn Çakarak sinesinden afakýn Bir zaman sönmeyen nigahiyle Necmi sahilde sanki bir hale (Anlaþýlmasýn akýþýn zevkine varýlsýn bu bile yeter) Duruyor her evin önünde Ömer, Dinliyor, bi-haber içeridekiler. Geçmedik en harap bir yapýyý Yokladýk saðlý sollu her kapýyý Geldik artýk Medine haricine Bir çadýr gördü durdu kaldý yine. Ocak baþýnda oturmuþ ihtiyarca bir kadýn Açýz açýz diye feryat eden çocuklarýnýn Karýþtýrýp duruyorken piþen nevalesini Çýkardý yuttuðu yaþlarla çýrpýnan sesini... -Durundu yavrularým, iþte þimdi piþecek... Fakat ne hal ise bir türlü piþmiyordu yemek Çocuklarýn yeniden baþlamýþtý naleleri Selamý verdi Ömer, daldý akibet içeri Selamý aldý kadýn pek beþuþ bir yüzle... -Bu yavrular niçin, ey teyze, aðlýyor, söyle -Bugün ikinci gün, aç kaldýlar.. -O halde neden biraz yemek koymuyorsun? -Yemek mi, çömleði sen tirit mi zannediyorsun? Ýçinde sade su var; çakýl taþýyla beraber bütün zaman kaynar! Ne çare! belki susarlar dedim, ayýplamayýn. -Peki senin kocan, oðlun, ya kardeþin, ya dayýn... Tek erkeðin de mi yok? -Hepsi öldü kimsem yok. -Senin midir bu küçükler? - torunlarým, - ne de çok... Adam gidip emire söylemez mi halini -Ah! Emire öyle mi kahretsin angarib Allah! Yakýnda rayeti ikbali ser-nugun olsun Ömer belasýný dünyada isterim bulsun! -Ne yaptý teyze, Ömer böyle inkisar edecek -Ya ben yetim avuturken emir uyur mu gerek Raiyetiz ona bizler vediatullahýz Gelip de bir aramak yok mu? -Haklýsýn, yalnýz, Zavallýnýn iþi pek çok, Zaman bulup gelemez Gidip de söylememiþsen ne haldesin bilemez. -Niçin hilafeti vaktiyle eylemiþti kabul Sonunda böyle çürük özrü kim sayar makbul Zavallýnýn iþi çokmuþ nedir muharebe mi Ýþitme sen de civarýnda inleyen elemi, Medine halkýný üryan býrak Mýsýr'da dolaþ Gaza! Gaza! diye git soy cihaný, gel paylaþ Çocuklarýn bu sefer yükselince feryadý Kadýn tevehhürü artýk cünuna vardýrdý -Þu nevhalarki çýkar ta bulutlarýn içine Ömer savaiki tel’in olur iner tepene Yetimin ahýný yaðmur duasý zannetme O sayha ra’d-ý kazadýr ki gönderir ademe! http://www.kriter.org - www.kriter.org Powered by Mambo Generated: 13 October, 2016, 08:17 “Açýz açýz bize bir lokma olsun ekmek ver” “Susundu yavrularým, iþte oldu, þimdi piþer” Gidip de söyleyeyim ha?.. Dilencilik yapamam, Ömer de kim; benim ondan kerim adamdý babam. Ölür de yüzsuyu dökmem sizin halifenize Ömer vuruldu bu son sözle... -Haklýsýn teyze! Avut çocuklarý ben þimdicik gider gelirim Halife önde bitik, suçlu, münfail nadim: Ben arkasýnda periþan çadýrdan ayrýldýk Sabaha karþý biraz baþlamýþtý aydýnlýk Köyün köpekleri ejder misali saldýrýyor, Býrakmýyor bizi yoldan, fakat kim aldýrýyor! Medine'nin dalarak münhani sokaklarýna Dönüp dönüp hele geldik zahire ambarýna Halife girdi açýp, ben de girdim emriyle. Arandý her yeri bir mum yakýp alel acele -Þu tek çuval unu gördün ya! Haydi yükle bana Bu testi yað doludur, elverir o yük de sana.” Çuval halifede yað bende çýktýk ambardan Kilitleyip geri döndük deminki yollardan Mesafe baktým uzun, yük yaman, Ömer yaralý: Dedim ki, -ben götüreyim verirmisin çuvalý -Hayýr yorulsa deðil ölse yardým etme sakýn Vebali kendine aittir Ýbn-i Hattab'ýn... Süremizin sonuna mý geldik? O zaman izleyicilerimiz devamýný Safahat'tan okusun. Þiirin baþlýðý Kocakarý ile Ömer. Mustafa Baþoðlu Sayýn Çekmegil, programýn sonuna geldik, sizin son cümlenizi almak isitiyorum. Selami Çekmegil Mehmet Akif'i hayýrla ve rahmetle anýyorum. Onun istiklal ýþýðýnýn, bütün insanlarýn doðruya ulaþmalarýndaki gayretlerini teþv olmasýný diliyorum... Mustafa Baþoðlu Teþekkür ederiz. rahatsýz olmanýza raðmen bizi kýrmayýp geldiniz. Belki ileride sizinle baþka konularda program yapma imkaný olabilir. Son Nokta Programý 31- 01- 2005 http://www.kriter.org - www.kriter.org Powered by Mambo Generated: 13 October, 2016, 08:17