Allahın rahmeti - Sufi Zentrum Rabbaniyya

Transkript

Allahın rahmeti - Sufi Zentrum Rabbaniyya
Allahın rahmeti
Euzubillahiminesseytanirracim
Bismillahirrahmanirrahim
La havle vela kuvvete illabillahil aliyyül aziym
Hepimiz Allah yolunu arayan kimseleriz.
Lakin yol karanlıkta yürünmez. Yürümek için
ıșık lazım. Böyle olmasa Allah 124.000
Peygamberden hiç birini göndermeyecekti.
Peygamberler ne için gelmiștir?
İlahi rahmet kapıları olarak gelmișlerdir.
Allahtan gafil kalmıș uyuyan kalpleri
uyandırmak için insanlığa meșale olarak
gelmișlerdir.
Sarı Saltuk Baba-Bosna-blagaj
Ve gul cael hakku ve zehegal baatıl innel
baatıle keane zehuuga
Kefa bi izzen eneküne leke abden. Kefa bi
șerefen enteküne li Rabben
Destur ya Seyyidi. Destur ya Sultan ul Evliya
Bizi rahmetiyle buraya toplayan Allaha
hamdederiz. Hepimiz buraya Allah için gelen
aynı Allahın kullarıyız. Biribirimize olan
ilgimiz ve muhabbetimizde yine Allah içindir.
Bașka bir maksad için buraya gelen buradan
boș çıkar.
Șüphesiz biz hakikatta yok iken sonradan
varedilmiș kimseleriz, biz Allah ile varız cünkü
hakiki varlık ancak Allaha mahsustur. O
olmasaydı biz de asla olamazdık.
Onun için Allaha șükrederiz ve niyaz ederiz ki,
bize İlahi muhabbetinden așılasın Allah için
birbirimizi sevelim ve sayalım. Zarar verici
sıfattan hayır ve fayda verici sıfatlara
bürünelim, hayvandan ve insandan bizi gören
sığınacak kapı bilsin görünce korkup kaçacak
delik aramasın.
Onun için diyoruz; “Yarabbi bizim
kalplerimizde Senin muhabbetinden baska bir
muhabbet bırakma, bizi muhlis ihlas sahibi
kullarından eyle. Biz talib olarak geldik, neye
muhtaç isek Sen bizden iyi bilirsin, onu
bekleyip duruyoruz bizi ikramsız geçirme.”
Onlar insanlığın meșalesidirler çünkü dünya
simsiyah
karanlıktır.
Güneș
olmadan
aydinlanmaz. Güneș Allahin dünya üzerinde
yasayanlara rahmetidir. Bunun gibi manevi
güneșde lazımdir insanlarin içindeki karanlık
son bulsun ıșık bulsun.
Bilhassa șimdi içinde bulunduğumuz asır
insanlığın gördüğü en karanlık asırdır.
İnanmayan niye sokakta adım bașı bir lamba
var evlerin içi dıșı lamba sorsun?
Karanlık olmasa ıșığa gerek yok. Dünya șimdi
öyle karanlıkki insanlar gündüz dahi ıșık
yakıyorlar.
Nitekim Cenabi Peygamber Aleyhi efdalüs
Selatü Vesselam buyurduki:
“Ay mehtabı olmayan hatta yıldızı bile
görülemeyen simsiyah gece gibi bir zaman
gelecektir benden sonra öyleki insanlar güneșe
hasret kalacaklar içlerindeki karanlığa çare
diye geceyi bile gündüze çevireceklerdir-yinede
beceremiyeceklerdir.”
Șimdi o günlerin içersindeyiz. Misal; burda ıșık
olmasa ben bu elimde tuttuğum nesne beyazdır
desem kimisi tasdik edecek, kimisi yok canım
nerden bilelim beyaz olduğunu görmüyoruz ki
tasdik edelim diyeceklerdir.
Zaman öyle bir zamanki hak ile batılı seçmekte
insanlar șașkın duruyor. Bir kıșmı inandık
diyor bir kısmı da öyle șey yok ne kara var ne
de ak diyor geçiyor.
Șimdi o simsiyah karanlığın içindedir bu dünya
ve insanlık. Șimdi bu karanlığın içinde hiç bir
eșyanın rengini seçmek mümkün olmadığı gibi
en büyük hakikat olan Allahın varlıği olduğu
halde onu bile inkar edecek hale düștü insanlar
bu karanlığın șiddetinden.
perdeye sadece yansıyanı görürsün yansıtanı
göremezsin.
Peygamberler insanlığa karanlıkta ıșık tutan
meșale
olarak
geldiler
dedik,
șimdi
Peygamberlik devri kapanmıștır insanlar
büsbütün karanlıktamı kalacaklar?
Bu evliyalar da insanların kalplerine
farkettirmeden nur saçarlar ki ayakta
durabilsinler ertesine güne çıkabilsinler.
Yok!
Allah İlahi merhametiyle Kendisine en yakın
olarak yarattığı ve șeref verdigi insanları bu
dünyanın karanlığına teslim etmez ancak insan
kendisi nura karșı olsun da yüz çevirsin.
Peygamberlerin vekilleri olan evliyalari ile
Cenabi Hak insanlara İlahi imdadı yetiștiriyor
ve insanlara bir meșale tutuyor ki kafalarını
karanlıkta oraya buraya çarpmasınlar.
Bu dünya sahipsiz değil Allah görünmese de
görünen kuvvetler üzerinden gözetiyor
kullarını.
Misal; Gafil insanlar çoğu bilmezler, sadece bu
beldede bölgede bir Allah dostu Veli Zat vardır
ki, günün 24 saatı buralari manevi kuvvetiyle
gözetir o. bu bölge halkının üzerinden yükü
alır gider.
Bu bir müjdedir. Bunun gibi bu memleketin
her yöresinde Allah tarafından vazifeli bir
kimse vardır, o kendi vazife bölgesini 24 saat
müddetle manevi kuvvetiyle gözetir ve ora
halkının
maneviyatinı
çökerten
yükü
üzerlerinden alır ki hafiflesinler.
Bu Allah dostları o zulmeti o insanların
haberleri dahi olmadan onlarin üzerlerinden
almasa o üzerlerinde biriken zulmet çöp o
milleti çatlatır.
Bu söylettikleri müjdedir bizlere.
Șeyhimiz hazretleri anlatıyor: „
Bir gün Büyük Șeyhimizle seher vaktinde
namazı beklerken sohbet ediyordu. Bana dedi
ki, sana öyle bir șey söyleyeceğimki, bu
söylediğimi sen benden bugüne kadar hiç
ișitmedin.
Bil ki, nazarlar bakıșlar üçtür. Bunlardan en
önemlisi bakması vacip olan farz olan kimsenin
bakıșı ki, onun gözleri vazifelidir.
O kimse diyelim bir köprü üzerinde durur ve
așagıdaki caddede bulunan insan kalabalığını
24 saat boyunca tarar. Onun gözleri ordan
gelip geçenlere nazar etmeye ve kaydetmeye
vazifelidir.
Gözleriyle kaydettiğinin üzerinden o kimse
farkettirmeden manevi ağirlıklari alir, inanan
kimselerin kalplerinden yüklerini alır onları
temizlerler.
Onlarin nazarı değen kimse temize çıkar. Ne
kadar üzerinde zulmet varsa, mahșer günene
yansiyan mesuliyet hesap varsa, onu o kimsenin
üzerinden alır kendisi üstlenir.
Filtre vazifesi görür bu evliyalar insanlar
üzerinde. Pis suyu temiz su olarak içilir hale
getiren filtr gibidir onlar ümmet zerinde.
Allahın rahmeti olarak insanlara yansırlar.
sen o
belki
kılık
çoğu
ȘEyhimiz
hazretleri
anlatıyor;
geçmis
zamandaki evliyalarda da böyle vazifeler vardi
baktıklarini temize çıkarirlardi, kıyamet
gününe hesap gününe bir sey bırakmazlardı.
Șimdikilerde bilhassa daha fazla kuvvet vardır
çünkü içinde yasadığımız zaman en kötü
zamandir.
Onlar vazifelerini perde akkasından kendilerini
göstermeden bildeirmeden ifa ederler sinema
salonlarındaki İșıkçılar misali. Sen o beyaz
Șimdiki evliyalardaki kuvvet müthiștir. İnsanlar
zannederler ki dünya sahipsizdir boșlukta
sallanır, yok!
O evliyalardan bir tanesi eksik olsa bu dünya
duramaz. Bütün ișler aksar.
İman sahipleri erir gider. Baktığın vakit
Allah dostlarinı adamdan saymazsın
Allahın
delisi
dersin.
Çoğunu
kıyafetinden sen tanıyamazsın onların
halka kapalıdır, açık olanı pek azdır.
Onu için Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam
öyle buyurdular;
„Allah dünyaya Veli kulları bereketine rahmet
yağdırir, insanları rızıklandırır.“
Lakin bu evliyalar çoğu gizlidir insanlar
yanıbașında gezen bu kimselerden haberleri
olmaz. Onlarin kendilerini izhar etmelerine
izin yoktur.
Bir evliyada bütün bu karanlığı silecek kuvvet
vardır lakin onlar bunu izinsiz yapmaya
Peygamberden haya ederler.
Niye?
Çünkü Peygamber Aleyhisselatu Vesselam
efendimiz dünyanın karanlık bir zaman
yașayacağını Nübüvvet kuvvetiyle bilip
söylemiștir onu yalancı çıkarmazlar onlar.
Yoksa bu alem gibi bin alem olsa bir evliyanin
kuvveti o alemlerdeki insanlarin içindeki
karanlığı aydinlatmaya yeter.
Onun için bu zamandaki Veliyullah bize nazar
ettiğinde o anda bizi temize çıkarırlar, hatta
bizim sulbumuzdan gelecek olanı dahi
yapacaklarından temize çıkarmaya kadirdir
onlar. Kimin izniyle Allahın izniyle rahmetiyle.
Onların arkasında duran kuvvet Allahın
kullarına olan rahmet okyanuslarindan gelen.
Merak etme ey insan!
Bizim evladlar ne olacak diye kaygılanma.
Peygamber dedijnmi kolay insan değildir o.
Onda öyle bir kuvvet ve selahiyet vardır ki, hiç
bir insanı Adem Aleyhisselamdan kıyamete
kadar gelecek hiç bir insanı Șeytana ve
cehenneme bırakmaz.
Madem ki Peygamberdir sürüsüne çobandır o.
Soruyorum: „sürü yanlıș yola girse bunun
hesabını mahkemede kim verir?“
Çoban verecek kim verecek?
Hesabı bile vermek için sorumluluk sahibi
kimse olmak icab eder sürüde ne sorumluluk
olacak? Yok! Onun için mahșer gününde
Peygamber Efendimiz bizim önümüze geçecek
ve bize șefaat edecektir.
Bu gece mübarek miracı Șeriftir. Allah Zül
Celal vel ikram hazretleri bu gece Habibini
Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam hazretlerini
Huzuruna aldı ve ona: ey Habibim“ buyurdu.
„Bak!“ buyurdu. Sonra Efendimize bir perde
actı ki, orada varlığa girmiș girecek bütün
insanlar mevcuttu. Hepsi de pıril pırıl nur
içindeydiler ıșıl ıșıl.
_“ ey Habibim bütün bu nurlar içinde parlayan
insanlar hepsi senindir sana emanet, kabul
ettinmi?“
Efendimiz ASV o nurlu iysiler ve yüzler
içindeki insanları görünce çok hoș oldu ve
büyük bir sevincle
„aldım kabul ettim
YaRabbi“ dedi.
Sonra
Cenabı Hak bir prd daha
açtiEfendimize „ Ey Habibim bir de șimdi
bak“ buyurdu.
Efendimiz bir baktı ki, bütün o nurlar içinde
emanet aldığı insanlar hepsi kapkara bir zulmet
içinde çırpınmakta korktu“ aman YaRabbi“
dedi. „ bu nedir?“
_“ Ey Habibim bunlar o gördüğün aynı
insanlardır. Sen ilk baktığında Benim onları
yarattığım hakikatları ile gördün ve öyle kabul
ettin.
Sonraki halleri ise dünya ile kirlendikleri
halleridir ki, Ben onları senden yine sana
emanet ettiğim temizlikte geri isterim.
Onları temizlemeden ve Benden devraldığin
gibi nurlandırmadan geri verme“ buyurdu
Allah Zul Celali vel İkram hazretleri.
Bu bu gece bize gelen müjdedir.
Sen Çobanına bin baș davar teslim etsen aksam
üstü bir tane noksan getirse o Çobana sen emin
dermisin?
Bir milyon veya bir milyar davar teslim etsen
bir tane noksan getirse emin dermisin?
Olamaz!
Onun için her Peygamber kendi ümmetine
yarin mahșer gününde sahip çıkacak ve onlara
Allahın rahmet deryalarından verdiği șefaat
yetkisini kullanarak onları temize çıkaracaktır.
Bu müjdedir.
Peygamberlerin vekilleri olan evliyalarda bu
zamanda Peygamberin emanet ettiği sürüye
sahiplik ederler ve onları gözetirler, nazarlari
üzerinden bir an dahi eksik olmaz ki bir zarar
gelmesin. Sorumludurlar.
„ Günahsız veriyorum ey habibim yine senden
günahsız alacağım“ buyurdu Cenabı Hak.
„temiz tamam verdiğim sayıda o türlü alacağim
verdiğim adette“ diyor. Nasıl Șeytana ve
cehenneme teslim eder Peygamber bu insanları
olamaz!
Ey insan! Söylediğimiz bu kelamı sen büyük
görme. Daha büyükleri de var diyor büyük
Șeyh hazretleri, daha büyükleri de var da biz
daha yavruyuz yutamayiz diye bize vermiyorlar.
O dahalarinı ya yüksek evliya derecesinde adam
olana yada hic bir șey olmadığını kabul edene.
Hasılı bu zamanda olan Allahın Veli kullarının
bir nazarı seni temize çıkardıği gibi senin
sulbunden geleni de onun da sulbundan geleni
de temize çıkarır. Bu kuvvet vardır.
Ey insan!
Allah Azze ve Celle Adem Peygamber
afettiğinde Adem Peygamber o Serendip
dağinda 300 tek ayak üzerinde kimin için
ağladi da af diledi kendi içinmi?
300 sene Rabbena Zalemna Allahım affet dedi
kendi içinmi? Onun gözyașlarindan her biri bir
cevher oldu da o mıntıka yakuttan elmasdan
zümrütden geçilmez oldu. öyle ağladi.
Kendi nefsi içinmi ağladi zürriyeti içinmi
ağladi Adem babamız?
Bir baba bütün evladları hapse düșse kendi
evinde tatlı tuzlu bir șey yiyebilirmi?
100 evladın olsa 99 u yanında bulunsa bir
tanesi esir olsa ya hapis olsa sen 99 evladınla
sofrada yemek yeyipte yediğini içine
sindirebilirmisin?
Peygamber dedinmi Șefkat madenidir o,
merhamet denizidir. Merhamet denizi olmasa
Allah ona Peygamberlik vermez. Kendi nefsini
düșünen insan gerçek iman sahibi olamaz dedi
Peygamber bundan dolayı.
Allah Rahmandır Rahimdir Ona Vekil olacak
kimsede bu sıfatlardan nasipli olacaktır ki
yakıșsın layık olsun bu makama mertebeye.
Adem As da kendi için değil zürriyeti için
ağladi ve onlar için af dilediğinde Allah” seni
affetim” dediginde bu sulbünde ne kadar evladı
varsa hepsini birlikte affetti. Adem as öyle
cennete girdi. Bunlar bu gece hürmetine bize
verilen müjdelerdir.
Allah buyuruyor: “ Ey kullarım. Sizzler daha
Benim sizlere olan İlahi kerem ve ihsanlarımdan
hiç bir șey görmediniz ve duymadınız. Bu dünya
karanlıktır ne göreceksiniz, bu dünya hakikata
kapalıdir ne duyacaksınız?
Siz asıl nimet ve ihsanları asıl cenetlerime
girdiğiniz vakitde görecek ve bileceksiniz bu
dünyada sizlere verdiğim cennetlerde vereceklerime
kıyasla hiçtir haberiniz olsun” diyor.
İnsanlar cennet diye bir yer varmı gerçekten
diyor. Yahu sen ne için tatile gidersin?
Ç beș günlüğüne de olsa Cennetten bir hayat
yasamak için.
Cennetten gelmiș olmasak bu özlem içimizde
olmaz.
Dünya ehli dünyaya bayılır. Dünyada ne var?
HİÇ! Cennetlere nazaran kocaman bir HİÇ!
Bunu insane bir idrak etse bu dünyanın bütün
yükü üzerinden kalkar kalbi ferahlar sevinci ve
umudu artar rahatlar.
Șeyhimiz hazretlerinden bunları ișittiğimde
diyor Büyük Șeyhimiz, kalbim ferahladı Allaha
ve Peygambere olan Așkım muhabbetim
umulmaz noktalar ulaștı.
Daha ne müjdeler Verdi de Șeyhimiz hazretleri
onlari burada açmaya izin yoktur olsa dünyada
hüzünlü insan kalmaz diyor.
Adem as ve zürriyeti Cenabi Hak affetti. Sen
de bende onun zürriyetiyiz. Onun için sen
zannetmeki Șeytana adam verecek o sanlı
Peygamberler, yok!
Bütün mahlukatın sayısı kadar Șeytan olsa
ümmetlerinden bir tekini bile Șeytanlara teslim
etmeyecek kuvvet var Peygamberde. Hiç bir
Șeytan karșı koyamaz.
Veli kuvveti nasıldır?
Büyük
Șeyhimiz
Abdullah
dağıstani
hazretlerinin Șamı Șerifte hizmet gören
dağıstanlı bir müridi vardi bir gün o hastalandı
ve yatağa düstü. O gece Berzah alemi denilen
öteki alemden bir kimse çıkmıș gelmiș duvarın
içinden.
“ Ebu Bekiri götürmeye geldim” diyor Büyük
Șeyhe. Abdullah Dağıstani hazretleri bunu
duyunca celallenmiș.
“ Ebu Bekir bana aittir onu gönderecek zamanı da
ben tesbit ederim, sen geldiğin gibi git onu bir yere
götüremezsin” demiș.
_” yok illa götüreceğim”
Büyük Șeyh hazretleri onu tuttugu gibi
kolundan bir sallamıș: “ sen değil bütün Berzah
aleminin adamları gelse benim elimden onu
alacak kuvveti yetiștiremez. Git dedim” demis
ve kapıya dogru adamı fırlatmıș atmıș.
Öyle kuvvet vardır Velayet sahiplerinde onların
izni olmadan değil Șeytanlar bütün melekut
gelse bir șeyi yerinden oynatamazlar.
Niye? Çünkü “ Ben insanı Kendim için ve
Kendime Vekil olarak yarattım” buyuruyor
Cenabı Hak bunun için. Bu gece bu kadar
müjde yetișir!