Şekil kutsanırsa içerik ölür!

Transkript

Şekil kutsanırsa içerik ölür!
Türkçü Toplumcu Görüþ, Türkçü Bilinçlenme, Türkçü Toplumcu Yol, Büyük Uyanýþ, Uyan Türk
Þekil kutsanýrsa içerik ölür!
Baþkalarýnýn hukukuna saygýnýn ve kurallara uymanýn elbette dini bir cephesi de vardýr. Ancak, günümüzde Müslüman &rsqu
olmanýn “; Müslüman ’olmanýn’önüne geçtiði de bir vakýadýr. Türkiye gibi dinin þekiller, ritüeller ve merasim
manzumesinden ibaret olarak görüldüðü yerlerde toplumu ve insan iliþkilerini düzenleyici iþlevi de zayýflar. Diðer yandan din tehl
bir biçimde siyasallaþtýrýlýp ve metalaþtýrýlýrsa ondan geriye Türkiye örneðinden olduðu gibi bir türban bir de çarþaf tartýþmalar
dindarlýðý dini ‘þekil’e, bilim ‘nakil’e indirgediði sürece ne dinin ne de bilimin toplumu ve iliþkileri
düzenleyici dolaylý iþlevinden söz edilebilir. Þekil fazla abartýlýp kutsallaþtýrýlýrsa esas ve içerik ikinci plana düþer.
“Önemli olan insan ‘olmak’ mý, insan ‘gibi olmak’ mýdýr?” türünden bir soruyla
karþýlaþanlar bu soruya nasýl bir cevap verirler? Büyük bir ihtimalle buna kitlelerin büyük bir kýsmý “Ýnsan olmak daha
önemlidir” diye cevap verir. Soru olgulardan birini dýþarýda býraktýðý için insanlar zorunlu olarak önem durumuna ve
önceliklerine göre þýklardan birini cevaplar. Soru daha açýkçasý þöyle de sorulabilir; ‘Sizce þekil mi, içerik mi daha
önemlidir?’
Aslýnda soruyu bütün felsefi, ideolojik ve dini yapýlar için genelleþtirerek sormak da mümkündür. Bu durum karþýmýza biçim ve
görüntü ile gerçek, zarf ile mazrufu çýkarýr. Bu giriþi Ahmet Taþgetiren’in “Trafik Kurallarý ve Ýslam” baþlýk
dolayýsýyla yapmak zorunda kaldýk. Taþgetiren yazýsýnda “Avrupa’da ya da Amerika’da insanlar trafik
kurallarýna daha çok uyuyor, birbirinin hukukuna daha çok saygý duyuyorlar!” diye yazýyor. Ardýndan da “Bizde
neden olmuyor?” diye bir soru soruyor. Taþgetiren kendi sorduðu soruyu “yaptýrým, denetim, ceza ve
Ýslam’ýn içselleþtirilmemesi” noktalarýna dikkat çekerek cevaplandýrmaya çalýþmýþ. Sorun burada Müslüman&rs
görüntüsünün mü gerçeðinin mi daha çok özümsenmesi gerektiði noktasýnda yoðunlaþmaktadýr.
Hemen baþýnda söylemek gerekir ki, insanlarýn Avrupa ve Amerika’da kurallara uymasýný nasýl ki Hýristiyanlýða baðlam
mümkün deðilse Müslüman ülkelerde de kurallara daha az uyulmasýný Ýslam’la iliþkilendirmek doðru deðildir.
Öncelikle sorunun dinsel olmaktan daha çok kültürel ve sosyolojik olduðunu düþünmek gerekir. Batý toplumlarý trafik ya da diðe
olgularýyla ilgili kurallarý kendi kültürel ve sosyal gerçeklerinden türetmiþlerdir. Doðu toplumlarýnda ise örnekte ifade edilen kural
büyük ölçüde kendi iklim, coðrafya, kentleþme ya da kültürel yapýlarýnýn gereði olarak deðil, baþka bünyeler için üretilmiþ olanla
edilmiþtir. Kaldý ki, cemaat yapýsýnýn aðýrlýklý olduðu toplumlarda bireyci davranýþlarýn oluþmasýnda sýkýntý çekilmesi çok da
deðildir.
Diðer yandan ‘hars’ ile ’medeniyet’ birbirinden çok ayrý þeyler deðildir. Birisi alýnýp diðeri dýþarýda
býrakýlamaz. Medeni araçlarýn kullanýmý için ona uygun hars da gereklidir. Maddi kültürde -ki ona medeniyet diyelim- meydana
gelen deðiþmelere, manevi kültür -ona da hars diyelim- gecikerek uyum saðlarlar. Buna da toplum biliminde ‘kültürel
gecikme’ denir. Bu baðlamda düþünülürse bir makineye, teknolojiye, yapýya ya da kurala sahip olmak baþka bir þey, onu
yapýlýþ amacýna uygun bir biçimde kullanmak ise daha baþka bir þeydir. Bir toplumun disiplin, sorumluluk, dakiklik, duyarlýlýk
anlayýþýna uygun bir biçimde konulmuþ olan bir kural ya da ilkenin bu hassasiyetleri düþük olan baþka toplumlarda uygulamasý
olmaz.
Kentleþmenin geç oluþtuðu yerlerde kent kurallarýnýn geç yerleþmesinden daha doðal bir þey de olamaz. Ayrýca araçlar için pa
yerine duyulan ihtiyaç, aracýn bulunmadýðý yerlerde duyulmamasý da doðaldýr. Ýnsanlarýn yalnýz trafik kurallarýna deðil, diðer
insani ve ahlaki kurallara uyma konularýnda da ayný ilkeler geçerlidir.
Baþkalarýnýn hukukuna saygýnýn ve kurallara uymanýn elbette dini bir cephesi de vardýr. Ancak, günümüzde Müslüman &rsqu
olmanýn “; Müslüman ’olmanýn’önüne geçtiði de bir vakýadýr. Türkiye gibi dinin þekiller, ritüeller ve merasim
manzumesinden ibaret olarak görüldüðü yerlerde toplumu ve insan iliþkilerini düzenleyici iþlevi de zayýflar. Diðer yandan din tehl
bir biçimde siyasallaþtýrýlýp ve metalaþtýrýlýrsa ondan geriye Türkiye örneðinden olduðu gibi bir türban bir de çarþaf tartýþmalar
dindarlýðý dini ‘þekil’e, bilim ‘nakil’e indirgediði sürece ne dinin ne de bilimin toplumu ve iliþkileri
düzenleyici dolaylý iþlevinden söz edilebilir. Þekil fazla abartýlýp kutsallaþtýrýlýrsa esas ve içerik ikinci plana düþer.
Özcan Yeniçeri
http://turkcutoplumcu.org
Joomla TR!
Oluþturma: 13 October, 2016, 05:26

Benzer belgeler

dur ! kimdir o - Polatlı İstiklal Gazetesi

dur ! kimdir o - Polatlı İstiklal Gazetesi beri dýþ kaynaklý Asker – Polis çatýþmasýný körükleyici ‘’ Karýþýklýk Planlarýna ve tuzaðýna ‘&rsqu düþmüyor. Bakýnýz , burada tuzaða ve her türlü tahriklere muhatap olan sa...

Detaylı