Tam Metin - Tasavvuf Akademi

Transkript

Tam Metin - Tasavvuf Akademi
tasavvuf
İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi
Ankara, 2000_
İçindekiler
İbadetlerin İç Anlamı 1 Mehmet DEMİRCİ
9
Hacı Bayram-ı
Vell and
His Contributions to Ottoman
State at Interregnum Period 1 Ethem CEBECİOGLU
33
Türk Edebiyatında Ml'yar Geleneği İçinde
Yiğitbaşı Ahmed ŞemsedQ.in Marmaravi'nin
Hurde-ı Tarikat'ı 1 Cemal KURNAZ-Mustafa TATCI-Halil ÇELTİK
43
Gülşeniliğ.e Dair Bir Eser: Naz1r İbriihim'in
Beyan-ı Tarikat-ı Gülşeni'si 1 Himmet
KONUR
65
A:.z1z Mahmud Huiliiyi'nin Belgıradlı
Ali Efendi'ye Gönderdiği Mektup 1 Cengiz GÜNDOGDU
81
Reenkarnasyon (TeııaSüh) Meselesi ve Mutasavvıfların .
Bu Konuya Bakışlarırun Değerlendirilmesi 1 Mustafa AŞIC.4R
85
A Comparision of The Usage
of Metaphor (lsti'are) In The
Islamic Philosophers and Mystics 1 Müfit Selim SARURAN
101
Son Dönem Tekke Mecmiiala.rından
Mehmed Salih Efendi'nin
Rehber-i Tekaya'sı 1 Mustafa AŞIC.4R
129
Yesevilik Kültürü ve "İiın1 Ateizm"/ Dosay KEN]ETAY
167
Ceride-i S~fiyye'den: SeJ.amet-i Kalbiyye 1
Mesnevfhan Ali Fuad (Haz: Halim GÜL)
179
Yeşilzade
\
"Receb Ayı Allah'ın Ayıdır"
M.]. Kister-
Çeviren: Cemal AGIRMAN
Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Ü. ilahiyat Fakültesi
Kutsal Receb ayı, başlangıç olarak ilk defa Cahiliye döneminde kutlandı.' Bu
ay, umre ziyaretinin yapıldığı ve putlardan ibaret olan tanrılara '.!!!ft!r denen
kurbanlarm takdim edildiği bir aydı. Cahiliyye halkı, kendini baskınlardan ve
3
savaşlardan uzak tutarak ayın kutsallığını muhafaza ediyordu. Söylendiğine gö2
1 Bk. EI, "Receb" md. (M. Plessner); S. D. Goitein, Studies in Islamic History and Institııtions
(Leiden 1966), s. 92-93; ]. Wellhausen, Reste arabiscben Heidentıtms (Skizzen und Vorarbeiten)
(Berlin 1887), s. 74, 93; G. E. von Grunebaum, Mııbammadan Festim/s (New York 1951), s. 36. W.
Gortsclıalk, Das Gelübde nacb alterer arahiseber Aıiffassung (Berlin 1919), s. 106-107; K Wagtendonk, Fasting in the Koran (Leiden 1968), s. 106; M. Guadefroy-Demombynes, Le Pelerinage ii la
Mekke(Paris 1923), IV, 192-198; C. Rathjens, Die Pilgerfahrt nacb Mekka (Hamburg 1948), s. 66. [Yukarıdaki kitaplar yazarlarının isimleriyle aktarılmıştır.l
2 Bk. E/2 "'Atira" md. (Ch. Pellat); F. Buhl, Das LebenMuhammeds(Heidelberg 1955), s. 88; (ayrıca bk. a.g.e.; not 2:16); el-Enbiiri, Şerhu'l-kasaidi's-sab'i't-tiuiil, hşr. Abdusseliirn Hiiriln, (Kahire
1963), s. 294, 484; İbn Kuteybe, el-Meani'l-kebfr(Haydarabad 1949), I, 67; en-Nuveyri, Nibiiyetıı'l­
ereb (yb. Kahire 1964), III, 120; İbn Dureyd, ei-İştikiik, nşr. Abdusseliim Hiiriln, (Kahire 1958), s. 280 ··
(Hadisin farldı bir versiyonu şöyledir: Her Mıislıimana her sene bir 'atfra gerekir; 'atfra Muharrem
ayında kesilen bir {kurban/ık] koyıındur. Fakat [Kurban Bayramı} kıırban(ı) bunu neshetmiştir
{kaldmnıştır}. Burada kutsal ay olarak Muharrem ayı geçmektedir, Receb ayı değil);]. Wellhausen,
s. 94, 115-116; W. Gottschalk, s. 119; W. Robertson Smith, Lectııres on Religion of the Semites(Londra 1914), s. 227-228; K Wagtendonk, s. 36; el-Cahiz, Kitabu'l-beyeuan, nşr. Abdusselam Hiiriln, (Ka~
bire 1965), I, 18.
[Hadisin bir versiyonunda Ebü Davüd, bu hadisin mensüh olduğunu belirmektedir: Edahi 1. Hadisin bu versiyonu için ayrıca bk. Tirmizi, Adiibi 18; Nesiii, Fera' 1; İbn Mace, Ediibi 2; Ahmed b. Hanbel, IV, 215, V, 76. (çev)).
3 Bk.]. Wellhausen, s. 94; el-Femi, el-Eyyam ue'l-Leyalf ve'ş-Şııhıtr, nşr. İbriihirn el-İbyiiri (Kiihire 1956), s. 12-13; el-Merzüki, el-Ezmine ve'l-Emkine (Haydatabad 1332 H.), I, 282, 90, 278; el-Cumahi, Tabakiitıı FubiUi'ş-Şu'ara, nşr. Malımüd Muhammed Şiikir (Kahire 1952), s. 61; Lisanıı'l-'Arab,
"sıum, nsl, rcb" md!.; Turtüşi, Kit. el-Havadis ue'l-Bida', nşr. Muh. et-Tiilibi (Tunus 1959), s. 123, 125;
Ali el-Kiiri, el-Edeb jf Receb, Paris, Milli Kütüphane, Arapça El Yazma, Mecmüa No: 6084, vr. 65a.
1
198
tasaPL'tif
re, o dönemde ibadetle ilgili görevlerin yapıldığı ve onıcıın tutulduğu bir ay vardı.' Bazı nakillere göre bu ayda haksızlıklara ve yanlış yapanlara karşı durmak
için yemin etmek özellikle etkili oluyordu. 5
Bu aya duyulan saygının İslamiyet döneminde de, hatta günümüze kadar devam ertirildiği görülmektedir. Receb ayında bazı arnelleri hem tavsiye eden hem
yasaldayan, aynı zamanda Hz. Peygamber' e isnat edilen çelişkili nakiller, İslami­
yerin ilk yılla~Cıa;-İslam toplumunda bu konu üzerinde-oiuŞ-an farklı görüşlerin
cemelini oluşturmaktadır. Söz konusu arnelierin farklı uygulanış biçimleri ile ilgili Müslüman alimler arasında meydana gelen hararetli tartışmalar, bu farldı görüşlerin daha iyi anlaşılınasına imkan verecektir. Farklı görüşlere kaynaldık teş­
kil eden Receb ayı ile ilgili nakiller ise müteakip sayfalarda tetkik edilecektir.
I
Hz. Peygamber'in, oldukça yaygın olan: "(Sürüdeki) bayvan(lar)ııı ilk doğan yavrularım kurban etmek Y?ktuı~· Receb ayını ta'zim kurbanı da yoktw-0
hadisi, Receb ayında kesilen kurbanın açıkça yasaklandığını göstermektedir. FaAmr b. Şu 'a]Jb7 tarafından nakledilen bir rivayerle çelişmektedir.
kat bu hadis,
.
Hz. Peygamber' e 'akfka, fera'a ve 'atfra sonılduğunda," 'atfra hakkında: "'atfre
balatır [gereklidir}'f!if.adesim kullanır. 'Atfre kelimesi, Cahiliyye hallanın gelenek
---~.
"Receh ayma el-asamm {sağır] deıı~vor; çıinktl o ayda 'Vab kaumiın!' Pe 'Yetişin, haskm Par!'
gi!Ji imdat
çağınlan dlt_J!lllnmyoı;·
ue yine o aym ne
sababıııda
ue ne de
akşamında
silah sesleri
duyu lmuyor"; İbn Kuteybe, Tefsfm Garfhi'l-Kur'iin, nşr. Allmed Sakr (Kahire 1958), s. 185. [Ahmed
b. Hanbel, V, 512'de yer alan bir hadiste "şehru'Uahi'l-esamın: Allah'ın sağır ayı" olarak Zilhicce ayı
zikredilmektedir. Hadiste bu ayda Cahiliyye döneminde kan dökınenin, mal ve ırza dokunınanın yasak olduğuna, bu aya hürıneten doh:unulmadığına işaret edilmektedir. (çev.)]
4 Bk. S. D. Goitein, s. 92, 93; K. Wagtendonk, s: 117, 120-122.
5 Bk. el-Kela'i, ei-İktifii 'jfMeğiizi'I-Mustafii ve's-Seliiseti'I-Hulefii', nşr. H. Masse (CezayırJ 1931 ),
I. 123-124; el-Geylani, ei-Gımye li-Tiilihi Tarikf'I-Hakki Azze ue Celle (Kahire 1322 H.), I, 196.
6 Al1med b. Hanbel, Musned, nşr. Aluned. Muh. Şiikir (Kahire 1949-1956), XII, 104, No. 7135 ve
XIV, 171, No. 7737; es-Suyfıti, ei-Ciimlll :ç-Sağfı; (Kahire 1320 H.), II, 202; L 'A, "fr"' md.; krş. W. Robertson Smith, s. 227. not 3, ve s. 462-465; eş-Şevkani, Neylfi'I-Eutiir(Kahire 1347 H.), V, 119; Ebul'lMehasin el-Hanefı, el-Mu'tasar Mine'l-lvfuhtC/Sar(Haydarabad 1362 H.), I, 274; Ebu Davüd, Sabfl.l11
Sımeııi'l-lvfustafii (Kahire 1348 H.), II, 8; el-Hakim, ei-Mıistedrek (Haydarabad 1342 H.), IV. 236; elivluttaki el-Hindi, Kenzu'l- 'Ummiil (Haydarabad 1954), V, 48, No. 428; et-Tirmizi, Sabfb, (Kahire
1931 ), VI, 311-312; Müslim, Sabfb (Kahire 1285 H.), II, 159; el-'Azizi, es-Sira cu '1-lvft'iııfr (Kahire
1957), III, 473, vd.; et-Tebrizi, Mişkiilll '1-.Mesiihfb ~Karaçi), s. 129. [Buhari, Akika 3. 4; Müslim. Edahi
38; Ebu Davüd, Edahi 19; Tirmizi, Edahi 15; Nesai, Fer' 1; İbn Mace, Zebaih 2; Darimi, Edahi, 8: Ahmed b. Hanbel, II, 239, 279, 490 (çev.)].
7 Hakkında bilgi için bk. ez-Zehebi, Mfzfmii'I-İ'tidiil, nşr., Ali Muh. el-Bicavi (Kahire 1963J, III,
263-268, No. 6383; İbn Hacer, Tebzfh11't-Tebzfb (Haydarabad 1326 H.), VIII, 48-55, No. 80.
8 Nesa!, Fera' ı;. Ahmed b. Hanbel, III, 485. (çev.)-;
9 Nesai, aynı yer, Allmed b. Hanbel, II, 409. (çev.\;
..receb
ayı
al/ab 'ııı
ayı dır"
199
halinde Receb ayında bir dişi koyunu lmrban etmeleri olarak izah edilir. Onlar
hayvanı keser, pişirir, etlerini faltir ve ihtiyaç sahiplerine dağıtırlardı.~
Receb ayı kurbanı 'atfrenin, bir veeibe olarak telakkı edilmesini daha açık bir
şekilde ifade eden rivayet Mihnef b.Suleym'in" naklidir. Bu nakle göre Hz. Peygamber, her ev halkının her yıl, bir (Kurban Bayramı) kurban ve bir 'atfre kesınesi gerektiğini ifade etmektedir;.-Bu nakilde 'atfre, "~9larak ifade
12
edilmiştir: (Ala külli ehli beytin fı külli 'amin udhiyyetün ve 'atiratün: hel tedrune me'l-'atiratü? Hiye'r-Recebiyyetü)
"Her ev halkının bir kurban ve bir 'atfre kesınesi gerekir. 'Atfre nedir bilir
misiniz? O, Recebiyyedir. "13
Bu nakillerin birbiri ile çeliştiği ve İslamiyetre Receb ayında kurban kesme
uygulamasının devam edip etmediği doğnıltusunda iki farklı tutumun ortaya
çıktığı aşikardır: Biri Recebiyyeyi tasv!p ederek İslami kurbanların kapsamina ciaIili etmekte, ve bu da Hz. Peygamber'in sözleri ile teyid edilmekte; diğeri ise Receb ayına ait lmrbanın ortadan kaldırılmasını amaçlamakta, delillerini de diğeri
gibi Hz. Peygamber'in sözlerine dayandırmaktadır.
"Hayvanların ilk doğan yavrularını kurban etmek yoktı11~ Receb ayını ta 'zinı
kurbanı da yoktur" ve "Her ev balkının bir kurban ve bir 'atfre kesmesi gerekir" şeklinde gelen bu iki çelişkili rivayet EbU Ubeyd (ö.224/838) tarafından tartışılmıştır. Ebü Ubeyd bu tartışmasında 'atfrenin Cahiliyye dönemine ait bir uygulama olduğunu vurguladıktan sonra, bu kurbanın İslamiyet tarafından kaldı­
rıldığını belirtmektedir. Ona göre, "bayvanların ilk doğan yavrularını kurban
etmek yoktur" hadisi, "her ev b alkının bir kurban ve bir 'atfre kesınesi gerekir... "
hadisini neshetmiştir. ı-ı
10 Alımed b. Hanbel, XI, 4-7, No. 6713; eş-Şevkiini, Ney!, V, 119; es-Suyüti, el-Ciimi'u :>-Saği'r, II,
67; el-Muttaki el-Hindi, V, 48, No. 427; el-Azizi, II, 467, vd.
ll Hakkında bilgi için bk. İbn Abdilberr, ei-İsti'iib, nşr., Ali Mulı. el-Biciivi (Kiilıire ts.). s. 1467.
No. 2534; İbn Hacer, Tebzi'b, X, 78; a.g.m., el-İsiibe, Vl, 72, No. 7842.
12 Bazı rivayetlerde "adlıiit" şeklindedir.
13 İbn Hacer, ei-İsiibe, Vl, 72; Ebu Nu'aym, Ebbiim İsfabiin, nşr. S. Dedering (Leiden 1931) I,
73; Şevkiini, Ney/, V, 117; L 'A, "atr" md.; Ebu'l-Melıiisin el-Hanefi, I, 274; Abdulğani en-Nablusi. Zebiiim '1-Meuiirfs (Kiilıire 1934), III, 95; es-Suyüti, ei-Ciimi'u 's-Saği'ı; II, 60 [Hadisin bir versiyonu]
Ebfı Diivı1d, Ediibi 1;Tirnıiz1, Ediibi 18; Nesa!, Fera' 1; İbn Miice, Ediibi 2; Alımed b. Hanbel, IV,
215, V, 76. da yer almaktadır. (çev)] (Az farklı bir versiyonla: ·'Her eu balkmın ber Receb aymda bir
koyun ue ber Kurban Bayramı 'nda da bir koyım km·baıı etmesi gerekir''), el-Muttald el-Hindi. V.
48, No. 429 ve V, 57, No. 500-502; el-Beylıiiki, es-Sımeıw'I-Kubrii (Haydarabad 1356 H.). IX. 260;
Müsliııı, II,_l59; Ebu Diivı1d,JI, 2; İbnu'l-Eslr, en-Nibiiye, nşr. et-Teml.lıi (Kiinire 1963), III, 178 ("Her
ıııüslüınirla bir Kurban Bayr;ını k'Urbanı ve bir de 'atira k'Urbanı gerekir"); İbnu'l-Eslr. Ciimi'u 'I-Ust71
min Ebiidi'si'r-Resül, nşr. Mu h. Hiimid el-Fikki (Kiihire 1950), IV, 121, No. 1624.
14 Ebfı Ubeyd, G'arfbu '1-Hadfs, nşr. Mu h. 'Azinıuddin (Haydarabad 1964), I, 194-195; L 'A, "atr"
md. (Ebü Ubeyd'in görüşü farklı olarak kaydedilir: : birinci hadis daha sahilıtir ); ayrıca naşirin İb­
nu'l-Eslr'in Ciimi'u'l-usul'deld notuna bk. IV, 122 (Ebu Ubeyde, "Iii fara'a ... ": hadisinin, "ala elıli hilli beyıin ... " hadisini neshettiğini belirtir.)
l
200
tasammf
Hattabi (ö.388/998), Ebu Ubeyd ile aynı düşünen Ebu Davı1d'(ö.275/888)'un
Mihnef b. Suleym'in rivayeti hakkındaki görüşünü şöyle nakleder: Ebu Davı1d,
" 'atfre neshedilmiş (bir uygulama)dır" demektedir. 15 Hattabi ise, Cahiliyye dönemindeki 'atfre ile İslamiyet dönemindeki 'atfrenin farklı anlama geldiğini vurgular; onun ifadesine göre Cahiliye dönemindeki 'atfre, dişi bir koyunun puta h.'l.ır­
ban .edilmesini ifade eder; h.'l.ırbarun kanı da putun başına akıtılır. Mihnef b. Suleym'~ hadisinde söz konusu edilen 'atfre ise Receb ayında bir hayvanın kurban
edilmesi demektir. Hattabi, böyle bir kurbanın hadisin maksadına ve dinin talimaima uygun düştüğünü ifade eder. 16 Netice itiban ile Hattabi 'atfreyi ~ensuh
olarak kabul etmiyor; hadisin riivilerinden birine karşı bazı çekinceleri olmasına
17
rağmen, onun meşru olduğunu kabul ediyor.
:4tfrenin Kurban Bayramı ile neshedildiği fikri, Hz. ~lfhin naklettiği şu hadiste açıkça belirtilmektedir. Hz. Peygamber şöyle buyuruyor:
"Kurban Bayramı bütün kurbanları kaldırdı; Ramazan orucu da bütün
01"UÇlart kaldırdı ... VS. nlB
:4tfreyi yasaklayan ile onu tavsiye eden zıt iki uç arasında, toleranslı bir tutum sergileyen bazı rivayetler de vardır. Bu tutum, Ebu Rezili'in naklettiği rivayet çerçevesinde şu şekilde ele alınabilir. 19 Ebü Rezfn, Hz. Peygamber'e Receb
ayı kurbaruru sorarak; "Biz etinden hem· kendimiz yemek için hem bize gelen
insanlarayedirmek için Receb ayında kurban keserdik" demiştir. Hz. Peygamber de ona; "sakıncası yoktur" cevabını ver.ıniştir. Bu rivayeti Ebu Rezili'den
nakleden Veki' b. 'Udus, 21 rivayeti naklettikten sonra, Rezili'in Receb ayı kurbaruru tamamen terketmediğini ifade etmiştir. Nitekim İbn 'Avn ve İbn Sirili'in de
Receb ayında kurban kestikleri ifade edilmektedir. 23
20
22
15 Hamd b. Muh. ei-Hattiibi,
lçev.))
Me'iilimu:~-sımen
(Haleb 1933), II, 226. [Ebu Davild, Ediibi
ı.
16 Ay. ('"Atira, Receb ayında h.'Urban edilen bir koyundur' hadisi, 'atirayi açıkiamaktadır; bu 'dinin hükmüne uygundur' hadisinin manasma benzemektedir [metinde: et-tedeyyuni: şeklindedir]);
L'A, "atr" md.'inde (doğrusu: ed-dini: şeklindedir); İbnu'l-Esir, eıı-Nibiiye, III, 178'de de (doğrusu:
ed-dini: şeklindedir).
17 Krş. İbnu'I-Esir, Ciimfıı'I-Usıll, IV, 122, Not. 1: Hattabi şöyle der: Bıı badisiıı isııiidı zayıjtıı7
Ebtt Ranıla ınecbı11 bir kişidiı; bakkıııda bilgimiz yoktıır..
18 el-Beyhiiki, IX, 262 vd.; Tirmizi, VI, 312 (İbnu'I-Arabi'nin şerbinden naklen).
19 Bk. İbn Abdilberr, s. 1657, No. 2952; İbn IIacer, ei-İsiibe, VI, 8, No. 7549.
20 ei-Hatib el-Bağdadi, Mfidibıı Eubiimi'l-Cem' ue't-Tefii'k (Haydarabad 1960), II, 333, No. 177
("Biz Receb ayında kurban keserdik" ); Ebil'I-Mehasin ei-Hanefi, I, 274; el-Beyhaki, IX, 312; eş-Şev­
kani, Neyi, V, 118; Müslin1, II, 159 (Nevevi şerhinde). [Ayrıca bk. Nesai, Fera' 3. (çev.))
21 Bk. İbn Hacer, Tebzfb, XI, 131, No. 212.
22 ei-Beyhiiki, IX, 312.
23 Ebu'I-Mehasin ei-Hanefi, I, 274; ayrıca bk. İbnu'I-Esir, Ciimfıı 'I-Usı11, IV, 122, Not. ı : İbn Si_rin ilim ehli arasında Receb ayında 'atira kesenlerdendir; ayrıca 'atira hakkında bazı şeyler naklederdi de onları mensilh görmezdi.
----·----··-·-·---·---------··----·-·
--receb ayı aliab 'ın ayıdır"
201
2
Az bir farkla, Haris b.'Amr'ın ' naldettiği şu rivayet gelmektedir. Bu rivayere
göre Hz. Peygamber' e, ferai' ve 'atair sanılduğunda şöyle cevap vermiştir:
;'Dileyen (sürünün) ilk doğan yavrusunu kurban eder, dileyen etmez; dileyen 'atfre kurbanı keser dileyen kesmez; ancak dauarın kurbanını kesmek gerekir. ,;25
H'iris b. 'Amr tarafından bu haliyle nakledilen Hz. Peygamber'in bu ifadesinin, "bu konu hakkında en son ve belirleyici sözü" olarak Veda Haccı'nda söylendiği sonucuna varılabilir. Dolayısıyla bu hadis, neshedici bir rivayerle elbette
değiştirilemez.
Daha önce geçen ri vayete yakın bir hadis Nubeyşe'den gelmektedir. Bu rivayete göre Receb ayı kurbanından sanılduğunda Hz. Peygamber şöyle cevap
26
vermiştir:
. ;'Hangi ayda olursa olsun Allah için kurban kesin, Allah için insanlara iyilik yapın ve fakirleri doyurun!'i! 7
Ebu Rezin'in rivayeti ile daha önce gelen iki rivayet arasındaki fark önemlidir: Ebü Rezin'in rivayetinde 'atfre meşru ve faziletli bir amel olarak kabul edilirken, daha önce gelen iki rivayette Receb ayı kurbanına herhangi bir fazilet atfedilmemektedir; hayvanlar senenin herhangi bir ayında kurban edilebilir; mükafat salih arnele göre verilir; hayvanlar sadece Allah için kurban edilir; etleri de fakir ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılmalıdır.
Müslüman alimierin eğilimi, tahmin edildiği gibi, muhalif görüşleri bağdaştır­
mak ve bir sonuca bağlamaktır. Ebu'l-Mehasin el-Hanefı, 'atfre nirı mecburi olma özelliğinin kaldırıldığı, fakat izin verilmiş ve meşru bir kurban olarak bırakıl­
dığı ihtimalinin tasavvur edilebileceği sonucuna varmaktadır. Bu izah Şafi''i'nin
görüşünü yansıtmaktadır; ona göre "la fer'u ve la 'atfratü" ifadesi yasak anlamı
içermiyor, bu ifade sadece 'atfrenin mecbur olmadığıru ortaya koyuyor, fakat
'atfreyi caiz ve meşru bir kurban olarak hali üzere bırakıyor. Hatta bazı Müslü28
29
24 Hakkında bilgi için bk. İbn Abdilberr, s. 294, No. 417; İbn Hacer, el-İsabe, I, 298, No. 1454;
a.g.m., Tebzfb, II, 151, No. 257.
25 el-Hakim, IV, 232; İbn Sa'd, Tabakiit, (Beyrut 1958), VII, 64; el-Muttaki el-Hindi, V, 48, No.
430; Ebu'l-Mehasin el-Hanefi, I, 257; eş-Şevkaiıi, Ney!, V, 118; Müslinı, II, 159 (Nevevi şerhinde). [Nesai, Fera' 1; Alımed b. Hanbel, III, 485. (çev.)]
26 Hakkında bilgi için bk. İbn Abdilberr, s. 1523, No. 2652; İbn Hacer, ei-İsabe, ~. 231, No. 8674,
Tebzfb, X, 417, No. 751.
27 el-Hakim, IV, 235; Ebu Davüd, II, 8; Müslim, II, 159 (Nevevi şerhinde); Ebu'l-Mehasin el-Hanefi, I, 274; ei-Mııttakf ei-Hindf, V, 56, No. 490 (krş. a.g.e., V, 57, No. 499); eş-Şevkiini, Ney!, V, 118;
el-Azizi, I, 189. [Ebu Davüd, Edahi 19; Nesai, Fera' 2, 3; İbn Mace, Zebailı 2; Alıme b. Hanbel, V, 75,
76. (çev.)]
28 Ebu'l-Mehasin el-Hanefi, I, 274-275 vd.; ayrıca bk. el-Azizi, I, 189.
29 el-Beyhiiki, IX, 313; eş-Şevkani, Neyi, V, 119; ayrıca bk. İbnu'l-Esir, Camfıt'f-ıtsı71, IV, 122, Not.
1 : Hadislerin arasını cem etmek için "fara'a de vacib değildir, 'aıira da vacib değildir" denilmiştir.
202
tasaumif
man alimler 'atfrenin İslam'da miistebab olduğunu kabul ederken,'"' diğer bazı­
ları da "zorunlu bir vecibe" olduğunu kabul etmektedirler.'"
Yukarıda incelenen Receb ayı kurbanı 'atfre ile ilgili çelişkili rivayetler, İsla­
miyet'te Receb ayının kutsallığı konusu üzerinde, Müslüman iliimierin farklı
gnıpları arasında hala hazırda bir mücadelenin mevcut olduğunu göstermektedir. Polerniğin odak noktasını, gerçek problernin, İslamiyetre Receb ayının kutsallığının devam edip etmediği ve dolayısıyla onun Cahiliyye döneminde taşıdı­
ğı değerin Hz. Peygamber tarafından tasvip ~dilip edilmediği veya kutsallığının
Peygamber tarafından kaldırılıp kaldınlmadığı ve böylece Receb ayına mahsus
yapılan bir takım amellerin takdire şayan olup olmadığı veya en azından bu
amellerin hiç birinin mi bir değeri olmadığı tartışmaları teşkil etmektedir. Lammens'e göre Peygamber 'atfreyi haram kılmış veya yasaklarnıştır.' Cevad Ali'ye
göre de İslamiyet bunu ortadan kaldırmıştır,'ı; o asla kabul edilemez.
'Atfre gerçekte bu mücadelenin sadece bir noktasını teşkil etmektedir. Yoksa Müslüman alimierin farldı gnıpları arasındaki çelişki; onıç, namaz ve diğer salil1 arneller gibi, Receb ayı ile ilgili diğer adetlere de uzanmaktadır.
12
n
Receb ayının h."Utsallığını savunanlar bu ayın fazilet ve üstünlüğünü vurgulamakta, delillerini de genellilde Peygamberin sözlerine dayandırmaktadırlar. Hz.
'Aişe'nin naklettiği bir rivayette, Hz. Peygamber Receb ayının Allah'ın ayı olduğu~~ söylemektedir;~yrıca o "el-esammü: sağır" diyelsimlendirilrniştir, ;> çünkü Cahiliye halla Receb ayında silahlarını bırakarak savaştan uzak dunır; halk da
bu ay boyunca emniyet içinde yaşardı. 3" Hemen hemen aynı olan bir rivayet de
-----~
-~-~----~---
30 el-Aziz!, I, 189, satır 9, dip nottan: Müslim, II, 159 (Nevev'i şerhinde); ei-Beyhiild'den nalden İb­
nu'I-Es!r, Ciiınfu'/-usı/1, IV, 122'de Mihnefb. Suleym'ın rivayetini açıldayaral' şöyle demektedir: -Şayet
hadis sahih ise- hadiste, 'atiranın müstehab olduğu kastedilmiştir; çünkü hadis fara'a ile ·aurayı cemetmiştir; 'atira icıııa ile vacib değildir.
31 Bk. İbnu'I-Esir, Ciiınfu '1-Usı?l, IV, 122, Not. 1: Yahsub! şöyle demektedir: Bazı selef aliınler,
'atlrenin eski hükmü üzere bırakıldığını söylemişlerdir.
32 H. Lamınens, e/..Jiiciiratı/ '1-Mıı 'el/eb e (Maşrıl' 1939), s. 97.
33 Cevad Al!, Tarfbu'I-'Amb Kab/e'l-İsliiın (Bağdad), V, 238.
34 Ay?6rbk. ei-Beyhili, III, 4, IV, 291 orada "AIIah'ın ayı" olara]( Muharrem ayı zilcredilmektedir: (Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Muharrem dedikleri Allah'ın ayında ttıttılan oruçturl;
Ebu Tiilib ei-Mekkl, Kı? tu '/-Ku lı? b (Kahire 1932), I, 111, satır 7; İbn Miice, Sımemt '1-lv/ustafii (Kahire
1349 H.), I. 530, vd. (ayrıca bk. a.g.e., Muh. b. Abdullıad! el- Hanefi şerlıi). [Ayrıca bk. Müslinı, Sıyam
202, 203. (çev.llv
35 İbn Hacer, Tebyfmu'I-'Aceb bi mii Veredefi Fadli Receb, (Kahire 1351 h.l, s. 14; L'A, ··şmııı"
nıd. (Fakat burada kayda geçmiş iki farldı rivayet vardır: Rivayerin birine göre "AIIah'ın ayı" diyen
Peygamber' dir; diğerine göre ise Receb'e "Allah'ın ayı" diyen Cahiliyye Jıalk.ıdır).
36 Alımed b. Hanbel, V. 412'de "Şelırullalıi'l-esaııuıı" olara!' "Zillıicce"den bahsedilmektedir. (çev. l
··receh ayı allab 'ın ayı du·"
203
Şl'i
kaynaklarda nakledilir.r
Hacer (ö.852/1448) bu rivayet hakkında; muhtevasının doğnı olma ihtimalinin bulunmasına rağmen Hz. Peygamber'e atfedilmesinin mümkün olmadı­
ğını söylemektedir. İbn Hacer ayrıca bu rivayetin iki ravisi olan 'Ubayn b. Sufyan"' ile Galib b. 'Ubeydullah'ın;w hadis uydurmacılığı ile şöhret bulduldarını ispat eder:'"
İslamiyet'te Receb ayının kutsallığının devam ettiği düşüncesi, Ebu'd-Derda'nın Receb ayı onıcu hakkında söylediği önemli bir sözünde açıkça ifade edilmektedir. Onun ifadesine göre Receb ayı Cahiliyye döneminde hürmet edilen
bir ay idi; İslamiyet ise sadece onun fazileti.ı:ıi artırcg:;ı Bu görüŞ aynı şekilde Şi'!
rivayette de açıkça görülmektedir.''"
G. E. von Gnınebaum.' tarafından tetkik edildiği gibi bölge ve şehirlerin ihtiyaç duyduğu "kutsallık" ın unsurlan, Receb ayı ile ilgili nakillerin tabiatında mevcutnır. Bazı nalillierin iddiasına göre Peygamber Receb ayında doğdu."' Kastallani (ö.923/1517) bu rivayeti reddeder. O, Peygamber'in Ramazan, Muharrem, Receb ve başka herhangi bir haram ayda dünyaya gelmediğini ispat ettiği gibi, Peygamberin herhangi bir zamanla şereflenemeyeceğini, aksine zamanın onunla şe­
ref kazanacağını da ispat eder. Eğer bu kutsal aylardan birinde doğmuş olsaydı,
herhangi birisi Hz. Peygamberin onunla şereftendiğini zannedebilirdi. Bundan
dolayı Allah Teala ona duyduğu ilgiyi ve balışettiği büyük ihsanı göstermek için
15
doğum zamanını başka bir aya denl<: getirdi.'
Başka bir nakle göre Hz. Peygamber Receb ayının ilk Cuma gecesinde "ana
ralımi"ne düşmüş; Allah Teala bu haberi, Cennet'te, Rıdvan adlı meleğe ilan etıne­
sini emretmiştir. '" Müslüman alirnler, hamileliğin başlangıç tarilli olarak gösterilen
Receb'in ilk Cuma gecesinin, Peygamber'in doğum tarillinin Rebiu'l-evvel ayına
İbn
5
37 Bk. İbn Biibuyeh, Seı,ahu 'l-A 'miift,e ikil bu 'l-A 'm ii/ (Tahran 1385 H.), s. 52.
38 Bk. Zelıeb!, Mfziinu'I-İ'tidiil, I, 78, No. 272.
39. Bk. Zelıeb!, III, 331, No. 6645.
40 İbn Hacer. Tel~vfıw'l- 'Aceb, s. 14.
41 A.J(.e., s. 29.
42 Bk. Mu h. b. Fattiil, Raudatu'/-Vii 'izfn (Necef 1966), s. 396; İbn Biibuyeh, Sevabu'l-a'miil, s. 52.
43 G. E. von Grunebaum, "77ıe Sacred C1ıaracter ofJslamic Cilies'; Metanges Taha Hüsain, nşr.
Abdurrahman Bedevi, (Kiihire 1962, s. 26-27.
44 ez-Zurkiini, Şerbu 'a/a'/-Meuabibu'l-Ledunıı~vye (Kiihire 1325 H.), I. 131, satır 4; İbn Hecer
el-Heyseıni, en-Ni'metu'/-Kubra Ale'I-Alem bi-Meulidi Seyyidi Benf Adem, El yazma (kendi kitaplı~
ğınıda mevcut), vr. 19a, satır 1
45 ez-Zurkiini, a.g.e., I. 132, satır 19 ('Abderi'nin Madhal'inden naklen); ayrıca bk. İbn Hecer elHeyseıni. en-Ni'metu'I-Kuhrii, vr., 19a, saur 3-6; el-Meclisi, Bihiiru'l-en-viir, XX, 113, satır 25 (taşbas­
nıa neşril; ayrıca !aş. es-Suyliti, ei-Hauf, I, 305 vd.
46 İbn Hecer el-Heyseıni, en-Ni'mettt '1-Kubrii, vr., 12b; eş-Şiitıbi, ei-Cumiinjf Abhii-ri'z-Zamiin,
El yazma, British Müzesi, Tasnif No. 3008, vr. 48a.
204
tasawıif
denk düştüğünü ifade eden rivayere uygun düştüğünü ifade etmektedirler:'"
Bazı rivayetler, Peygamberin ilk vahyi Receb ayında aldığını belirtir:'" Bu tarih bazı Şi'! kaynaklarda da verilmektedir:19 Bazı rivayetler de Mirac olayının Receb ayında meydana geldiğirıi ifade etmektedir. 50
İbn Abbas'tan nakledilen bir rivayere göre Hz. Peygamber Receb ayında halkı toplamış ve soyunun erdemliği hakkında onlara bilgi vermiştir. Vehb b. Münebbih tarafından nakledilen bir rivayere göre de dünyanın bütün nehirleri Receb ayında Zemzem kuyusunu ziyaret etmişt:ii~)
Receb ayının kutsiyeti, diğer aylara kıyasla yapılan bir değerlendirmede Peygamber' e atfedilen garip bir sözde şöyle yer almaktadır. Peygamber şöyle demiş51
&
.
~0
:· .... 1"-...t-"'
~
''Receh A~lah 'ın ayıdır, Şahlin benim ayımdn~ Ramaza~·ayıdır. "53
Enes b. Malil<: tarafından nakledilen buna yakın bir rivayette, Receb, Şaban
ve Ramazan aylarını gözeten mürninlerin kazanacağı mükafatlar takdir edilmektedir. Hadis Beyhaki'nin (ö.458/1065) Fedailü'l-Evk!ifında nakledilrniş, İbn Hacer tarafından da iktibas edilmiştir. Bu rivayere göre Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır:
"Allah tarafından seçilen ay Receh ayıdır; kim Receh ayına hürmet ederse
Allah 'ın emrine hürmet etmiş olur, kim Allah 'ın emrine hürmet eder5e Allah
onu Cennet bahçelerine kor ve lütfunu ihsan eder, vs. "54
Beyhaki hadisi münker olarak değerlendirir; ancak İbn Hacer "O apaçık bir
47 el-Halebi, İıısiinu'l-'U_vıln (Kahire 1932), I, 68; ez-Zurkiini, a.g.e., I. 105, satır 10.
48 es-Suyfiti, ed-DIImr.'I-Mensılr(Kahire 1314 H.), II, 235 vd.; İbn Kayyim el-Cevziyye, Ziidu'IMe'iid (Zurkani şerhinin kenarında, I, 58); İbnu'l-Cevzi, Sifew:ç-Sajim (Haydarabad 1355 H.), I, 27;
el-Gazali, İbyii11 ·ılfı7mi'd-Dfn, (Kahire 1933), I, 328.
49 İbn Babfıyeh, Seuiib11 '1-a 'mal, s. 57; et-Tı1s~ Emali, (Necef 1964), I, 44; el-Behrani, ei-Hediiikll 'n-Niidira fi Abkiimi 'l-1treli'l-Tiibira (Necef 1384 H.), XIII, 362-363; el-Meclisi (Tahran 1386 H.),
XVIII, 189.
50 ez-Zurkani, a.g.e., I. 306, 308; el-'Abderi, el-Madbal (Kahire 1929), I, 294, satır 10; bk. ed-Dirini, Tabiirelu '1-Kulilb (Kefru'l-Zeğara 1354 H.), s. 93, satır ll; EI, "Mirac" md.; Ebfı Tiilib el-Mekki,
I, 93; el-Gazzali, I, 328; Aliel-Kari, ei-Edeb, vr. 66a.
51 el-Kandfızi, Yeniibi'u '1-Meuedda (Necef 1965), s. 16.
52 ed-Dirini, a.g.e., s. 93.
53 es-Sehmi, Tarihu Curcan (Haydarabad 1950), s. 184; es-Sahavi, ei-Mekiisidu '1-Hasene fi Beyiini Kesfrin Mine'l-Ebiidfsi'I-Muşlebira, nşr. Abdullah Muh. es-Sadik (Kahire 1956), s. 224, No. 510; elCerrahi, Keşfu '1-Hafii' ııe Muzflıt'l-İibiis (Kahira 1351 H.), I, 423, No. 1358; Suyfiti, ei-Ciimiu 's-Sağfr,
II, 21 vd.; İbn Hacer, Tebyfnıt'l-'Aceb, s. 10 vd.; el-Geylani, I, 200; eş-Şevkiini, ei-Feııiiidıı'I-Mecnııl'a
fi'I-Ebiidfsi'l-Mevdıla, nşr. Abdurrahman el-Muallinıi el-Yemeni (Kahire 1960), s. 439 vd.; a.fi.nı.,
Neyi, IV, 210; İbn Babfıyeh, s. 52; el-Pattaııi, Tezkiralll '1-Mevdıl'iit (Kahire 1343 H.), s. 116 vd.; ayrı­
ca "Şaban benin1 ayımdır Ramazan.Allah'ın ayıdır ... " şeklinde farklı bir rivayet için bk. el-Cerrhahi,
Keşf', II, 9, No. 1551 ve İbn Babfıyeh,•Emii/~ s. 13; yine ayrıca bk. Ali el-Kari, el-Edeb, vr. 65a vd.;
agm., Risiiletü'I-Ebiidfsi'l-Meudıl'a, vr. 61a.
54 İbn Hacer, Tebyfnu '1- 'Aceb, s. 13.
"receb ayı allah 'ın ayıdır"
205
uydurmadır" diyerek hadisi farklı bir kategoride değerlendirir; uydurma işini de
ravilerden biri olan Nuh el-Cami'e atfeder. İbn Hacer, halkın, "Hadis Tedvincisi" olan Nuh hakkında "O gerçek olanlar dışında her şeyi top/ardı" dediklerini
belirtir. 55 Bununla beraber Suyı}u (ö.911/1505), bu hadisi Kur'an Tefs!ri'nde nak-
letrniştir.
56
Garip bir Şi'! nakli, bu mesele hakkında Şi'! nakillerin bazı inançların oluşma­
ne şekilde rol aldıkiarına olduğu kadar, Sünill ve Şi'! toplumlarda Receb
ayı hesabına gelişen bazı inanç benzerliklerine de ışık tutmaktadır. :ı;iu ı:ivayete
göre J:IJ>:. All Receb ayının tamamını oruç tutardı ve şöyle derdi: "Receb benim
ayımdır, Şaban ayı Allah 'ın elçisinin ayıdır, Ramazan da Allah 'ın ayıdır. ,;s' Şu
~Ç~ktki~i-b~ ifade, ;'i:?ec~b Allah~yıd;;-,~lıiDı benim (peygamberiı;)
ayımdır, Ramazan da halkıının ayıdır" şeklindeki hadisin yeni bir Şi'! kalıbına
dökülmesidir.
Diğer aylarla bağlantılı olarak Receb ayının başka bir fazileti, Enes b. Millik'ten nakledilen bir hadiste kaydedilmektedir. Bu rivayette Peygamber şöyle
sında
buyurmuştur:
"Receb ayının diğer ayiara olan üstünlüğü, Kur'an 'ın diğer sözlere olan üstünlüğü gibidir; Şabtin ayının diğer ayiara olan üstünlüğü, benim diğer peygamberlere olan üstünlüğüm gibidir; Ramazan ayının diğer ayiara olan üstünlüğü, Allah 'ın müminlere olan üstünlüğü gibidir. .tis
Bu hadiste üstünlük ölçüleri oldukça farklıdır. En yüksek paye, yukarda Şi'i
nakllde zilrredildiği gibi, Ramazan ayına verilmiştir.
m
Receb ayı ile ilgili en tartışmalı uygulamalardan biri oruç tutma hadisesidir.
Receb ayında kurban kesme meselesinde olduğu gibi, oruç tutmaya taraf olan55 Nuh'un Cami" si için bk.: ez-Zehebi, Mfziinıt'I-İ'tidiil, IV, 279, No. 9143.
56 ed-Dıtmt'I-Mensılr, III, 236 vd.; (ayrıca Suy(iti'nin tefsirlerindeld zayıf ve uydurma rivayetler
için bk. Kasim ei-Kaysi, Tarfbt~'t-Teftfr(Bağdad 1966), s. 132).
57 ei-Behrani, XIII, 381 vd.; krş. Ca'fer Mansur el-Yemen, Te'uf/u 'z-Zekiit, El Yazma, Leydin, Tasnif No. 1971, vr. 38a:
("Receb Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da Ali'nin ayıdır".)
58 es-Semerkandi, Tenbfbu'I-Gii.filfn (Kahire 1347 H.), s. 116; İbn Hacer, Tebyfnt~'I-'Aceb, s. 14;
ei-Partani, Tezkirafll '1-Meudii'iit, s. 116 vd.; es-Sehavi, s. 299, No. 740; İbnu'd-Deyba, Temyfzu 't-Tayyib Mine'I-Habfs Ffmii Yedı1nı 'Aiii Elsiııeti'n-Niis Mine'I-Hadfs (Kahire 1324 H.), s. 137; eş-Şevkii.­
ni, ei-Feuiiid, s. 440 vd.; ayrıca şöyle ilginç bir Şi'i rivayet için bk. el-Meclisi, Bibiiı~ XXXVII, 53 (yeni neşir): "Muhammed, ümmeti arasında diğer ayiara nisbetleRamazan ayı gibidir; Muhammed'in ali
[aile fertleri], ümmeti arasında diğer ayiara nisbetle Şabiin ayı gibidir; Ali, Muhammed'in ali arasında
Şaban'ın en iyi günleri gibidir, mesela Şaban'ın onbeşinci günü gibi. Muhammed'in ailesinden olup
ona inananlar, Şaban'a nisbetle Receb ayı gibidirler".
206
tasauuıtf
lar da iddialarını Hz. Peygamber'in;9 bu ayın bazı özel günlerinde ttıttılan onıcun
faziletini ve faydasını anlatan sözlerine dayandırmaktadırlar. Onıç ttıtınaya karşı
olanlar, Receb ayında nınılan onıcun mükafatı hakkındaki rivayetlerin zayıf, güvenilmez, hatta uydurma olduklannı ifade ederek, delillerini yine Peygamberin
sözlerine dayandırmakta, ayın kutsiyetini tamamen reddetmektedirler. Onıç
hakkındaki tartışmaların seyri kurbanla ilgili tartışmaların seyrine benzemektedir. Peygambere isnat edilen bir rivayet şöyle demektedir:
"Cennet'te Receb adında birnehir vardır. Bu nehir sütten daha beyaz, baldan daha tat!ıdır. Kim Receb ayında bir gün omç tutarsa Allah ona bu nehirden içirecektir. ,tJo
Bir başka rivayet şöyle demektedir: "Receb ayında oruç tutanlara Cennet'te
hazı.r!aıımış bir köşk vardır."''
Receb ayında anıç nıtma yükümlülüğü Allah'ın mucizeleri ile harekete geçer;
bu ayda doğnı davrananlara, dert ve sıkıntılarının hemen akatinde Allah'ın yardımı ve lütfu ulaşır, inananları lütüf ve yardımıyla bağışlar. Dolayısıyla anıç gerçekte bir şükran ameliyesidir. Allah Teala Hz. Nüh'a gemisiyle yola çıkmasını Rece b ayında errıretmiştir. Bazı rivayetlere göre Nüh Allah'ın kendisine olan lütfunu düşünerek bu ay anıç nıtmuş, gemi halkına da bu ay anıç nı tınayı emretmiş­
tir.''" Allah Teala, Müsa (a.s.) için denizi Receb ayında yarmış; İbrahim ve İsa (a.s.)
Receb ayında doğmuş; Allah Yünus'un halkının günahhi.rını Receb ayında mağ­
firet etmiş; Adem'i (a.s.) bu ayda bağışlarrııştır. 63 Ayrıca Receb ayı, "el-esammü:
Sağır" lakabıyla anılmıştır, çünkü Allah'ın gazabı bu ayda hiç duyulmarrıış; milletleri hep diğer aylarda cezaİandırrrıış, Receb ayında hiç cezalandırmarrııştır.<>'
Receb ayı ayrıca "el-esabbü: Dökülen, Akan" lakabıyla da anılmıştır, çünkü Al59 Krş.]. Goldzilıer, 'Neue Materialien zur Lineratm des Überlieferungwesens bei den Muhammedanern", ZDMG L (1896), s. 482: "Teologlar nadir bir cüretle ka-rar vermek mecburiyelinde kaldıldarı durumlarda kendi özel görüşlerinin peyganı:-berin sözlerine uygun olduğunu veya mensub
oldukları kendi ekallerinin Peygamber'in izindeki ekol olduğunu ifade ederler. Bunlar, İslam cemaatının tanınmış kişilerini uzun süre takip edenler olarak tanınmış, büyük bir otorite kazanmak için de
Peygambere dayanmışlardır."
60 el-Geylani, I, 200; es-Suyfıti, el-Ciimi11's-Sağfı; I, 91, vd.; el-'Azizi, I, 513; ez-Zehebi, Mfziinu '1İ'tidii/, IV, 189, No. 8797; ei-Behriini, XIIl, 381; İbn Biibı1yeh, s. 52; İbn Hacer, Tebvfnii1-'Aceb, s. 58; Muh. b. Fattil, s. 401; ei-Muttaki el-Hindi, VIli, 360, No. 2646; ez-Zurkiini, ~Şi, s.
125; Ali el-Kiiri, el-Edeb, vr. 65a; es-Suyı1ti, ei-Hiiuf li'I-Fetiiu~ nşr. Muh. Muhyiddin 'Abdulhamid (Kahire 1959), I, 145; ayrıca krş. el-Esyı1ti, el-Kenzll'l-medjı1n (Kahire 1288 H.), s. 74.
61 İbn 'Asilkir, !!!tf!!. (Tehzib), nşr. Ahmed 'Ubeyd (Danıascus 1351 H.), VII, 137; ei-'Azizi, I, 513;
es-Suyı1ti, ed-Dw711 '1-Meıısı?r, Ili, 235; el-Munaki el-Hindi, VIII, 409, No. 2967-2968; ed-Dirini, s. 93,
satır 3; ez-Zurkani, VIIl, 128; Ebı1 Şame, el-Bii'is Alil İnkiiri'I-Bida'i ue'l-Heviidis, nşr. Muhmı1d Fuiid
Minkara et-Teriibulsi (Kahire 1955), s. 55.
62 el-Geylani, I, 197; İbn Hacer, Tebyfnu'I-'Aceb, s. 17; es-Suyı1ti, ed-Dıımt'l-Mensılr, IIl, 235;
s. 440, satır 12; Ali el-Kiiri, el-Edeb, vr. 65a.
63 İbn Hacer, Tebyfnu'l-'Aceb, s. 17.
64 el-Geylani, I, 196, vd.
<'J?-Şevkiini, el-Feuiiid,
..receb ayı al/ab 'm ayıdır''
207
lah'ın
merhameti bu ayda kullarına bolca akar ve taşar; Allah onlara bu ayda hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitın ediği, hiç kimsenin hayalinde canıandı­
65
ramadığı lütuf ve keremini bolca ihsan eder.
Bazı rivayetlerde Receb ayının bazı husus! günlerinde oruç tutanlara özel
ödüller vaad edilmektedir. Husus! olarak saygı duyulan günlerden biri, Recebin
yirmi yedinci günüdür. Hz. Muhammed' e peygamberliği bu günde bahşedilmiş­
tir. Ebü Hureyre tarafından nakledilen ve Peygambere izafe edilen bir rivayet
şöyledir:
"Kim Receb'in yirmi yedinci günü oruç tutarsa Allah tarafindan ona ek
olarak tam altmış aylık oruç seuabı verilir. 'li6
Bu hadisin bir başka versiyonu şöyledir: "Kim Receb ayı.nın yirmi yedinci
günü oruç tutar ve günün bir önceki yirmi yedinci gecesini de ibadet ederek
uyanık geçirirse tanı yüz yıl oruç tutmuş, yüz yılın gecelerini kıyanıda geçir7
miş gibi seuab alır. ";
Al! b. Eb! Talib tarafından rivayet edilen bir rivayere göre de, Peygamber bu
günde oruç tutan ve omeunu açarken dua edip yalvararı bir kimsenin on yıllık
günahlarının bağışlanacağını vaad etrniştir.r"'
Şurası dikkate değer bir noktadır: Hasan el-Basr!'nin naklettiği bir rivayere
göre Abdullah b. Abbas Receb'in yirıni yedinci gününde i'tikafa girerdi,
6
Kur'an'ın süreleri içinde Kadir Gecesi süresini ezberden okurdu. " Bunun, pek
tabi! olarak, Cahiliyye döneminde uygulanmakta olan i'tikaf uygulamasının İsla­
miyet döneminde de devam ettiğini ve Kadir Gecesi ile Receb'in yirmi yedinci
günü arasında bir bağlantı bulunduğunu iddia eden Wagtendonl{'un iddiasını
7
desteldediği söylenebilir. ° Kadir Gecesi ile Receb ayı arasındaki bağlantı, XIII.
Sürenin 39. ayetine yapılan bazı yorumlarda ifade edilmektedir. Kays b. Ubad bu
ayetin Receb'in onuncu günü ile bağlantılı olduğunu söylerken, Mücahid, Kadir
Gecesi ile bağlantılı olduğunu söylemektedir. 71
Ayrıca Receb ayının birinci gününde tutulan oructın da özel mükafatı vardır.
Ebü Zerr tarafından naldedilerı bir rivayere göre Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Kim Receb ayı.nın ilk günü oruç tutarsa,. bir aylık oruç seuabı kazanır". Rivayet şöyle devam etmektedir: "Receb ayı.nın yedi gününü oruç tutan kimseye
Cehennem 'in yedi kapısı kapanıt~ sekiz gününü oruç tutan kimseye Cennet'in
65 ei-Geylfmf, ı, 197.
66 İbn Hacer, Tebyfnu '1- 'Aceb, s. 28; el-Geylani, I, 205.
67 İbn Hacer, Tebyfmı '1- 'Aceh, s. 27; es-Suyüti, ed-Dumı '1-Mensılr, III, 235, vd.; el-Geylani, I,
205; Ali el-Kari, ei-Edeh, vr. 65a.
68 İbn Hacer, Tehyfnu '1- 'Aceh, s. 28.
69 el-Geylani, I, 205.
70 K. Waktendonk, s. 117-118.
71 et-Taberi, Tejsfr, nşr. Mahmud Muh. Şiikir, XVI, 479, No. 20471 ve s. 489, No. 20505.
208
tasauuıtj
sekiz kapısı açılır. Recebin on gününü ontç tutan kimsenin günahlarını Allah
sevaba çevirir. Recebin on sekiz gününü ontç tutan kimseye bir müjdeci Cennet'ten şöyle seslenir: 'Allah şu anda senin günahlarını bağışladı, bundan dolayı tekrar hayırlı amele başla/"
Müldfat ölçüleri az bir farkla bir Şi'! rivayetinde de yer almaktadır. Bu rivayete göre Nüh (a.s) Receb'in ilk gününde gemisine binmiş ve gemideki halka o günü oruç tutmalarını emretmiş. Cehennem ateşi bu gün oruçlu geçiren kimseden
bir yıllık yol mesafesi kadar uzak tutulur. Receb'in yedi gününü oruç tutan kimseye Cehennem'in yedi kapısı kapanır. Receb'in sekiz gününü oruç tutan kimsenin yüzüne Cennet'in sekiz kapısı açılır. Bu ayın on gününü oruç tutan kimsenin
dilekleri yerine getirilir. Yirmi beş gün oruç tutanın günahları bağışlanır ve ona:
'·salih amellerine devam et!" denir. Kim tuttuğu oruç günlerine ilavede bulunursa mükafatı kat kat artırılır.~,
İbn Ömer'den nakledilen bir rivayet, mükafat olarak Receb ayının ilk gününde tutulan orucun bir yıllık oruca denk olduğunu belirtmektedir. Eğer mürnin
yedi gün oruç tutarsa ona Cehennem'in yedi'kapısı da kapanır; on gün oruç tutarsa bir müjdeci Cennet'ten şöyle seslenir: "Arzuladığın bir şey varsa iste, o sana verilecektir.,;.,
İbn Abbas'tan nakledilen bir rivayette tedrici bir şekilde artan bir müldfat listesi şöyle verilmektedir: Allah Teala Receb'in ilk gününü oruç nıtan kimsenin üç
yıllık günahlarını bağışlar; Receb'in ikinci gününü oruç tutana iki yıllık oruç sevabı verir, Receb'in üçüncü gününü oruç tutana bir yıllık oruç sevabı verir; onıç
75
nınılan müteakip her güne bir aylık sevab takdir edilir.
Başka bir rivayette Receb ayının ilk gününü oruç nıtan kimse için önemli bir
mükafat vaad edilmektir. Bu rivayete göre, Allah Teala Receb ayının ilk günü
oruç tutan kimsenin altmış yıllık günahlarını bağışlar; onbeş gününü oruç tutanın hesabını kolaylaştırır; onız gününü oruç tutan kimseye rızasını vacib kılar ve
onu cezalandırmaZ.
Yukarıda iktibas edilen rivayetlerin bazı versiyonlarında, Receb'in ilk günü
zikredilmiyor, fakat "Receb ayından bir gün" şeklinde bir ifade kullanılıyor. Hz.
All'den naldedilerı mükafatlar listesinde end~r bir cömertlik görülmektedir. Bu
nalde göre Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır:
"Receb ayı büyük bir aydu~· kim bu aydan bir gün orıtç tutarsa Allab ona
bin yıllık orıtç sevabı yazar; kim bu aydan iki gün oruç tutarsa Allab ona iki
72
76
72 el-Geylani,
ı,
201.
73 el-Behriini, XIII, 381; es-Suyiiti, ei-Leiilf'I-Masııılafi'I-Ebiidisi'I-Meudı1'a (Kahire ts.), II, 115;
bk. İbn Hacer, Tebyfnu'I-'Aceb, s. 23.
74 el-Muttaki el-Hindi, VIII, 360, No. 2967-2648.
75 A.g.e., VIII, 360, No. 2647; es-Suyiiti, el-Ciimiu :hmğfr, II, 45; el-'Azizi, II, 391.
76 el-Geylani, I, 201, vd.
"receh ayı'a/Iab 'm ayıdır"
209
bin yıllık oruç sevabı yazm;· kim bu aydan üç gün oruç tutarsa Allab ona üç
bin yıllık oruç sevabı yazat;· kim bu aydan yedi gün oruç tutarsa Cebenııem
77
kapıları ona kapa~ıır... "
Kıyamda geçirilmesi ısrarla istendiğine inanılan yılın on dört gecesi arasında
Receb ayının üç gecesi vardır: Birinci, onbeşinci ve yirmi yedinci günlerinin arefeleri.78 Recebin ilk gününün arefesi, yılın önemli beş gecesi arasında yer alır;
eğer bir mürnin o güne ait veeibeleri uygun bir şekilde yerine getirirse Cennet' e
girer. Aynca, Receb ayının ilk Cuma gününün arefesinin kıyamda geçirilmesinin, dolayısıyla Regaib namazı ile bağlantılı olarak ilk perşembesini ve bunun
yanısıra onbeşinci ve son gününü oruç tutmanın da özel bir mükafatı vardır."'ı
Receb ayında oruç. nıtmak hakkında Said el-Hudrl'den nakledilen mııteber
bir rivayet, ayın oruç nınılan her bir günü için takdir edilen mükafatlann detayı­
nı vermektedir. Bu rivayere göre Peygamber şöyle demiştir:
·'Receb Allah 'ın ayıdıı~ Şaban benim ayımdır; Ramazan halkımııı ayı dır.
Onun için kim inanarak ve sevabıııı umarak Receb ayından bir gün oruç tutarsd" Allab'ın eıı büyük rızasını bak etmiş olur ve Allab onu Cennet'in en
yüksek yerine yerleştirir. Kim Receb ayından iki gün oruç tutarsa iki kat milkafat alıı;· her bir sevabm ağırlığı, dünyanın dağları kadardır. Kim üç gün
oruç tutarsa Allah onunla Cehennem arasına bir yıllık yol mesafesi genişliğin­
de bir bendek açar. 82 Kim Receb ayından dört gün oruç tutarsa deli/ikten, fil ve
ciizzam hastalığından iyileşiı~ Mesih Deccal fitnesinden ve kabir azabından
emin olur. Kim beş gün ontç tutarsa kabir azabından korımur. Kim altı gün
oruç tutarsa, kabrinden çıkarılacak, yüzü gece dolunay gibi parlayacak. Ki ın
yedi gün orıtç tutaı:sa, Allah ona, [tutulan herbir gün için bir kapı kapayarakl
yedi Cehennem kapısını kapatacaktır. Kim Receb ayından sekiz gün oruç tutarsa, Allah ona [tutulan herbir gün için bir kapı açarakl Cennet'in sekiz kapısını açacaktır. Kim dokuz gün oruç tutarsa, kabrinden "Lailahe iliallah: '·diyerek çıkacak, yüzü Cennet'ten uzaklaştırılınayacak. Kim on gün oruç tutm:sa
Allah onun için Cennet'e giden yolunım her bir millik mesafesinde dinlenebileceği bir yatak döşeyecektir. On bir gün oruç tutan kimseye gelince, Kıyamet
Günü 'nde, aynı gün sayısınca veya daha fazla oruç tutan kimseden başka biçbir milmin ona üstün gelmeyecektir. Kim on. iki gün oruç tutarsa Allab ona iki
7
''
83
77 Bk. İbnu'l-Cevzi, Kit. ei-Me(ldı? 'at, nşr. Abdurrahman Muh. Osman (Kahire 1966), II, 206-207.
78 el-Geylani, I, 202; Ebu Talib el-Mekki, I, 9~; el-Gazılli, I, 328.
79 el-Geylani.
80 A.g.e., I, 204.
81 "Yevnıen : "kelimesi İbnu'l-Cevzi'nin Meuzı?iit'ı ve Suyfıti'nin Ledlf' sinde hazfedilmiştir.
82 Krş. Muh. b. Hasan el-'Amili, ei-Ceuiibim:ç-Sen~vye fi'I-Ebadisi'I-KHdsö~JI(! (Necef 1964), s.
140.
83 İbnu'l-Cevzi'nin Meuzı7iit' ı ve Suyfıti'nin Leiilfsinda beş günün mükilfatı zikredilnıeıniştir.
210
rasaflt't!f
elbise i!Jsan edecek, sadece bir tanesi dünyadan ve dünyada bulunan her şey­
den daba bayırlı olacaktır. Kim on üç gün oruç tutarsa, Arş'ın gölgesinde önüne bir so.f/·a kanacak ve diğer insanlar sıkmtı içinde iken o ondan yiyecek. Kim
on dört gün oruç tutarsa, Allab biçbir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitın ediği, biçbir aMın hayal edemediği ınüktifatlar ihsan edecektir. Kim on beş gün
oruç tutarsa Allab onu Kıyamet Gününde milminler makamında diriltilecektir.'" Kim on altı gün oruç tutarsa Rabınan 'ı ziyaret edenler arasında olacaktu~. O'na bakacak ve orada O'nunla konuşacaktır. Kim on yedi gün oruç tutarsa, Allah ona Cennet'e giden yolım ber bir millik mesajesinde dinlenme yeri hazırlayacaktır. Kim on sekiz gün oruç tutarsa Allab onun için İbrabim ve
Adenı(a.s.)'in makamı karşısında bir köşk inşa edecek; onlar onu selam/ayacak, o da onları selamlayacaktır. Kim yirmi gün oruç tutarsa, bir müjdeci Cennet'te şöyle nida edecek: 'Allab senin geçmiş günabiarını bağışladı, bundan
dolayı sen yeni bir salih anıeline başla!'ll6
Receb'in tamamını oruç tlıtan kimseler için takdir edilen mükafatların bazı
anlatımları, kussasların anlattığı hikaye tipinde ve Cennet'teki köşlderin, oradaki
yiyecek sofralarının ve bu insanları orada hazır bekleyen hı1rilerin tasvirleri şek­
lindedir."
Aşağıda Caferes-Sadık'tan nakledilen bir Şi'! rivayet, Kıyamet Günü'nün canlı tasvirini şöyle vermektedir:
·'Kıyamet Günü 'nde bir müjdeci Arş'ın içinden şöyle sesleııecek: 'Receb
ayında oruç tutanlar nerede?' O vakit yüzleri parlayan insanlar topluca ayağa kalkarlaı~ başlarında inci ve yakuttan işlenmiş krallık taçları vardır. Herbirinin sağında ve solunda binlerce melek bulunur. Melekler şöyle diyecekleı:· 'Ey
Allab 'ın kulu, Allah 'ın lüifundaıı dilediğin kadar yararlan '. Daba sonra arkadan Allab 'tan yüksekçe şöyle bir nida gelh:· 'Ey erkek ve kadın kullarını, azametim ve gücüm üzerine yemin ederim! Makamını şere.flendireceğiın ve sana
ibsanda bulımacağım. Sana altından ırmaklar akan ve içinde ebedf kalacağın Cennet'te apaıtmaıılar takdim edeceğim. Takva sahiplerinin milktifatı ne
güzeldir! Sen gözeti/nıesini emrettiğim ve kutsal saydığım bir ayı gönüllü ola85
84 Şu eserlerde rivayet burada sona eriyor: İbn u '1-Cevzi, Meuzıliit, II, 206, İbn Hacer, Tebyfnu '1'Aceh, s. 12, es-Suyüti, Leiil~ II, 115, satır 2 (fakat Geylani, Gımya, ı, 198'de şöyle bir ziyade vardır:
("Yanından geçen her mukarreb melek ve her gönderilmiş peygamber, ona 'ne mutlu sana. sen
emin olanlardansın'diyerek geçer" ); Geylani'nin Gımye'sinde rivayetin devamında şu ifadeler yer
alır:: Başka bir ifadede 'onbeş'e şu ziyade vardır ... ; İbn Hacer, Tehyfııu'I-'Aceb, s. 12, vd.
85 Tutulan on gün orucun mükafatı için yukarıya bak.
86 el-Geylani, ı, 198-199; es-Suyüti, ei-Leiili, II, 114-115; İbn Hacer, Tebyfnu'I-'Aceb, s. 10-12, 2930; krş. İbn Babüyeh, s. 52-57 vd. (Receb'in otuzuna kadar devam ediyor); Mulı. b. Fattal, 396-400
(Receb'in otuzuııa kadar devam ediyor); bk. es-Sehmi, s. 56 vd., 302 vd.
87]. Goldzilıer, Mulı. Studien (Halle 1890), Il, 160; el-Behrani, XIII, 400; ez-Zeccaci, Emii/f(Kalıire 1935), s. 134.
·'receb ayı al/ab 'ın ayıdır"
211
rak benim için oruç tuttun. Ey melekleriıni Erkek ve kadın kullarımı sokun
Ceıınet'e'. "Sonra Ca'fer b. Muhammed: "Bu durum Recebin bir kısmını oruç tutan insanları da ilgilendiri1~ batta ayın başından, aıtasından ve sonundan bir
gün oruç tutanlan bile ilgileııdirir" demektedir.""
Receb ayı onıcu çerçevesinde en tartışmalı konulardan biri de, ayın tarnarnı­
nın turulup turulmayacağı rneselesidir."'! Receb ayında anıç tutmaya karşı olanlar
delillerini İbn Abbas'tan nakledilen şu meşhur hadise dayandırırlar: "Peygamber
Receb ayında oruç tutmayı yasakladı ". 90 Daha sonra, alimler bu rivayeri "kül/ün: bütün"" kelimesinin ilavesiyle nakletmişlerdir. Receb ayında anıç tı.ıtmaya
karşı olanlar, hadisi nakleden ravilerden ikisinin "zayıf' olduğumı vurgulayarak
bu ri vayeti tenldt ederler. Söz konusu iki zayıf ravi, Davfıd b. Ata92 ve Zeyd b. Abdulharnid'dir.9·' Onlann iddiasına göre, "neba"kelimesi metne yanlışlıkla girmiş­
tir, çünkü rivayet, temelde Peygamberin bunu yaptığını göstermektedir; olumlu
olan ibareyi, ravi yanlışlıkla olurnsuza döni.iştürmüştür.
Eğer bu versiyon (neba: yani yasak versiyonu) doğnı ise, yasak sadece önleyici bir redbiri [tenzihi bir yasağı] öngörmektedir. Şafii'ye göre bu yonıma muhtaçtır. Şafii, Ramazan gibi ayın tamarnını veya özel bir gününü anıç tı.ıtmanın uygun olmadığını ifade etmektedir. O, bazı cahillerin bu uygularnaları mecbur [vacib] kabul ederek taldid etmelerinden endişe etmektedir.!)-' Şafii'nin bu fikri, Subki (ö.771/1369) 95 tarafından (İbn Hacer'in yaptığı gibi) Beyhaki'nin (ö.458/1065)
Fedai/u 'l-Evkiifından nakl edilmiştir. Beyhaki Şafii'nin fikrini fevkalade veciz bir
ifade ile şöyle nakleder: "(Oruç) tutarsa ne güzel!". Beyhaki bunu, Müslümanlar arasında genel bir rnalurnat olarak farz onıcun sadece Ramazan olduğunu, binaenaleyh Receb ayının tamarnını anıç tutma rnekrUhiyetinin kaldırıldığını belirterek açıklar.
Sonuç olarak Beyhaki'nin delillerirıden şu netice çıkarılabilir: İbn Mace'nin rivayeti, eğer Receb ayında tutı.ılan anıç, mecburiyer açısından Rarnazanla eşit tı.ı­
tı.ılursa, Receb ayının tarnamını onıç tutmanın sadece hoş olmadığını ifade eder.
Çünl<ii Müslüman toplum, farz onıcun sadece Ramazan olduğu gerçeğirıin farkındadır, dolayısıyla Recebin tamarnını anıç tutmak mehruh değildir. Eğer bir
91
88 el-Behriini, XIII, 401 (Recebin birinci ve on beşinci günü orucunun mükafatı haklunda ayrıca
bk. a.g.e .. s. 381, 396l.
89 Bk. K. Waktendonk, s. 121.
90 İbn Miice, I. 531 ("Peygamber (s.a.) Receb omeunu yasakladı." ); eş-Şevkani, Neyi, IV, 210:
krş. Receb ayının tamamını oruç tutmanın yasak edildiğine dair: Alımed b. Hanbel, I, 231, no. 181;
Turıiışi, s. 130; el-Hatib el-Bağdiidi, II, 227; K. Waktendonk, s. 121 (ve not 4)
91 İbn Hacer, Tehyfııu'I-'Aceh, s. 33; ez-Zehebi, ıHiziiııu'I-İ'tidfıl, II, 104, No. 3015.
92 Bk. İbn Hacer, Tebzfh, III, 193, No. 370; ez-Zehebi, Miziiıı, II, 12, No. 2631.
93 Bk. İbn Hacer, Tebzfb, III, 417, No. 764;
94 İbn Hacer. Tebyfııu '1- 'Aceh, s. 31 vd.-32 vd.; eş-Şevkiini, Neyi, IV, 210, saur 8 dn'dan.
95 Tabakiitu'ş-Şiifi'ö~J'eti'l-kubrii, nşr. el-Hilv et-Tenahi (Kahire 1966), IV, 12-13.
212
tasauuuf
mürnin Receb ayını anıç t:utsa, o hayırlı bir amel olur.
Subki,: "(Oruç) tutarsa ne güzel!" ziyadesini başka kaynaklarda bulamamasına rağmen Beyhaki tarafından nakledilen bu versiyonu sahih olarak kabul
eder. Dolayısıyla, Receb ayının tamamını onıç nıtma yasağı doğnı olmadığına
göre; onun isteğe bağlı müstehab olarak kab~l edilmesi gerektiğini ifade eder.
Şafii'nin bu sözü, Receb ayının tamarnını onıç nıtmanın müstehab olduğunu
gösterir. Subki, bunun İzzuddm b. Abdusselam'ın, 96 'Kim Receb ayında onıç tutmanın yasak olduğunu söylerse o dlnin prensiplerinden habersizdir' şeklindeki
görüşünü teyid ettiğini söyler.
Şevkani (ö.l250/18}<±) Receb ayında onıç m tma problemini, Şaban ayının tamamını anıç ttıtınakla bağlantılı olarak tartışır ve kutsal [haram] aylarda onıç m tmayı emreden rivayetlerin, normalde Receb ayında aylık onıç nıtma tavsiyesini
de kapsadığı sonuçuna ulaşır. Receb ayında onıç ttıtmanın meknıh olduğunu
ifade eden rivayetler yoknır. "'
• Kastallaru, Şaban ayının tamamını onıç nıtmakla ilgili çelişkili rivayetleri tartışır.98 Şaban ayında anıç ttıtmanın referansı olarak gösterilen Usame b. Zeyd hadisirıde Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır:
"Bu; Receb ile Ramazan arasında yer alan (Şaban) ay(ı) insanlar tarafın­
dem ihmal edilen bir aydır. 9 öyle bir aydır ki anıeller o ayda Alemierin Rabbi'ne arzedilir, bundan dolayı anıellerimin .O'na oruçlu iken arzedilmesini isterim. >~J
Kastallaru, pek çok irısanın, Receb ayında onıç nıtmanın Şaban ayında onıç
nıtmaya tercilı edileb*ceği düşüncesirlde olduğunu ifade eder, çünkü Receb
ayı haram aylardan biridir; fakat dumm öyle değildir; yani Receb ayında onıç
nıtmak Şaban ayında anıç nıtmaya tercih edilmemektedir. Zürkaru Aişe'den gelen bir hadisi naldederek Kastallaru'nin bu görüşünü destekler bu nakle göre Rece b ayında anıç nitanlar Hz. Peygamber'e hatırlatıldığında şöyle demiştir: "Onlar mükafat açısında ŞahCin ayında oruç tutanlara kıyasla ne kadar da jakirdirler!"100 Bununla beraber Kastallani bazı Şiifillerin Receb ayında nınılan onıcu
diğer aylarda nınılan anıçtan daha üstün mınıklarını kabul eder. Dolayısıyla haram aylardan biri olması hasebiyle Receb ayında onıç nıtmak tavsiye edilir.
Ebü Davüd tarafından nakledilen bir rivayette haram aylarda onıç nıt:tılduğu
9
9
96 Aşağıya bale
97 eş-Şevk:i.ni, Ney/, IV, 209-210.
98 ez-Zurkiini, VIII, 124-125.
99 A.g.e., VIII, 126; ayrıca bk. eş-Şevkiini, Neyi, IV, 210 vd.; el-Heyseıni, Mecmeu 'z-Zer•fiid, III.
192.
100 ez-Zurkiini, VIII, 126. Bu rivayet İbn Hacer tarafından şöyle bir hikaye ile nakledilıniştir: "Bir
Hz. 'Aişe'nin evine girer ve Receb ayında oruç tuttuğunu söyler. Buna karşılık Hz. 'Aişe ona
şöyle der: 'Şabiin ayında oruç tut, çüiıkii fazilet Şabiin ayında tutulan oruçtadır."' Daha sonra Hz. 'Aişe yukarıda geçen Hz. Peygamber'in sözünü nakleder. Bk. İbn Hacer, Tebyfnu'I-'Aceb, s. 33.
kadın
"receb
ayı
allah 'm
ayzdır"
213
ifade edilmektedir. Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber'in Receb ayında oruç tutnığunu ve bu aya hürmet ettiğini belirtmektedir. İbn Miice'de, Receb ayının tamamını oruç nıtmanın yasak edildiğirıi ifade eden rivayerin zayıf olmasına rağ­
men, Hanbeliler onu sahih olarak kabul ederler. Zürkiiru'nin belirttiğine göre,
onlar bu rivayetten Receb ayını oruç ayı olarak tahsis etmeniri rnekruh olduğu
101
sonucunu çıkarmışlardır.
Ali b. Aluned el-Azizi'nin (ö.1070/1659) 102 Demiri'nin (ö.808/ 1405) bir kitabından naldettiği önemli bir pasajda, h. VII. yüzyılda yaşamış iki iilimirı Receb
ayında oruç nıtmakla ilgili görüşleri şöyle nakledilir: Ebı1 Amr b. es-Saliih'a'"-' 'Rece b ayının tamarnını oruç nıtmak günah mıdır, yoksa muklifatı gerektiren bir
amel midir?' diye sorulur. Verdiği cevapta asla günah olmadığını belirtir. Ebı1
Amr b. es-Saliih, onu günah kabul eden hiç bir Müslüman iilimin bulunmadığını
ifade eder. Bazı hadisçilerirı, Receb ayında oruç nıtmanın fazileti hakımıdaki hadislerin sahilı olmadığını ifade ettikleri doğrudur; bununla beraber oruç nıtma­
da herhangi bir günahın olduğunu da ifade etmemişlerdir. Genellilde oruç nıt­
ma ile ilgili rivayetler, özellilde de kutsal aylarda oruç nıtma ile ilgili olanlar, Receb ayında oruç nıtmarıın faziletli bir amel olduğunu gösterir. İbn Dilıye'nirı, Rece b ayında oruç nı tanlar için her yıl Cehennem ateşinin nınışnırulduğunu iddia
eden rivayeri sahih değildir, meşru kabul edilen salıili bir senedie nakledilmemiştir.'"'
İzzuddin b. Abdusseliim'aıııs Receb ayındaoruç nınıp onu gözetmeyi yadırga­
yan alimierin görüşü ile meşru bir adak olarak ayın tamamının omç nınılup lllnılmayacağı meselesi sorulmuş; İzzudd!n hiçbir İslam iiliminin, oruç nıtmanın
rnekrUh kabul edildiği vakitler arasına Receb ayını dalili etmediğirıi ispatlayarak
ayın tamarnının adak olarak nınılabileceğini; tam aksirıe, sahili rivayetlerin belirttiğine göre onun salili bir amel olduğunu, hatta tavsiye bile edildiğini ifade etmiştir. Deliller, "Kim Ciihiliyye halkından farklı bir tarzda Receb ayına bürmet
ederse onları taklit etmesin" demektedir. Ayrıca, İsliimiyette, Ciihiliyye halkı tarafından uygulanan bir şeye uymak, Şeriat tarafından yasaklanmadıkça, yasak
değildir. İzzuddirı, halkın yanlış uygulamalarından dolayı hakikat olan bir şeyin
bir kenara atılamayacağını ifade etmektedir. Buna ek olarak, Receb ayında oruç
nı tmayı yasak kabul eden cahil iilimler hakkındaki görüşünü, yukarıda Subkl'nin
Tabakat'ından nakledildiği şekilde ifade eder.
Demir!, her iki fetvayı, Receb ayının tamamını oruç nıtmanın tavsiye edildiği101 ez-Zurkan!, VIII, 127.
102 es-.5'iracu'/-ınımfı; II, 391-392.
103 Bk. ez-Zeheb!, Tezkiretu'I-Hıif.faz, lV, 1430, No. 1141.
104 Bu fetva için bk. Fetaua İbnıı:ç-Salah (Kahire 1348 H.), s. 21.
105 Bk el-Kutu b!, Feuafll '/-Vefeyat, nşr. Mu h. Muhyiddin Abdulhamid (Kahire 1951 ), I, 594, No.
234.
214
tasawuf
ni de dalili ederek on satırlık bir şiirde şu sözüyle özetler: Receb ayında yapılan
onıç tutma adağı bağlayıcıdır.
Alımed b. Hanbel'in görüşüne göre ayı onıca tahsis etınek meknıhtur, fakat
yasaklama görüşü reddedilmelidir. Onıç ı:utına yasağını ifade eden hadis İbn
Mace'de naldedilmiştir, fakat isnadı sebebiyle hadisin zayıf olduğu ispat edilmiş­
tir.
Şeyh İzzuddin, onıç tu tınayı herhangi bir dunımda yasak kabul eden bir kimsenin pervasız olduğunu ifade eder; ayın tamamını rutınayı yasaldayan alimlerin
görüşüne şiddetle karşı çıkarak onlara fetva danışılmaması gerektiğini belirtir.
Şeriatı naldedenler, ayın tamamını onıç·ı:utınayı melrn1h görmemektedirler. Bu
ayda onıç tutına tavsiyesi geneldir, dolayısıyla onıç ttıtan kimseye günah yoktur.
İbnu's-Salah, Receb ayında tutulan onıca ceza verileceğini ifade eden hadisin sahih olmadığını, dolayısıyla Peygamber'e atfedilemeyeceğini ifade etınektedir.
Demiri şiirinde vardığı sonuca göre, güvenilir metinlerde ifade edildiği gibi, genel olarak onıç ttıtmanın hükmü özellilde müstehab olduğu görülmektedir.
106
İbn Asakir Ebu'I-Kasım Ali b. Hasan Receb ayının fazileti hakkında Enıalf'
sinde özel bir bölüm ayırmıştır. Orada Cennet'te var olduğu zikredilen Receb ır­
mağı ile ilgili bazı nıısraları bir araya getirir:
Ey Cennet'te Receh Innağı'ndan içmek esleyen kişi,
Onu arzu ed~vorsan Receb ayında Allah için oruç 1111;
Ve rağhet edenlerin nanıazıııı (Regtiibzf.kıl ue oruç tut;
Çılnkii her kim salih anıellerde gayret saıfederse emeği boşa gitmez.""
1117
İnançlarına bağlı muhafazakar alimler, Receb ayında nınılan onıcun fazileti-
ni Said b. Cubeyr'den nakledilen bir rivayere dayanarak reddederler. 11" Said b.
Cubeyr'e Receb ayında tu ttılan onıcun fazileti sanılduğunda söyle demiştir: '1bıı
Abbas'tan hana şöyle dendi: Peygamber bazan öyle uzun süre oruç tutardı ki
orucunu hiç açmayacağını sanırdık; bazan da öyle orucunu açarc/ı ki biç
oruca başlamayacağını sanırdık. "110 Kastallani, haklı olarak bu rivayette Receb
ayında onıç rutınanın ne yasaklandığını ne de tavsiye edildiğini söylemektedir. 111
Receb ayında onıç ttıtınaya karşı olanlar, gerçekte Peygamber'in yılın farklı
106 Bk. C Brockelmann, GAL, SI, 566.
107 '·Salatü'r-rağibine" ifadesi ile burada şüphesiz Regaib namazı kasıedilınişlir.
108 Ebü Şame, s. 55, 57.
109 Ble İbn Hallikan, Vefeyô.tu '1-A~)'ô.n, nşr. Alımed Ferid Rifa'i (Kalıire ıs. ı VI, 127-136.
ll O et-Turtüşi, s. 128; İbn Hacer, Tebyfnu'l-'Aceb, s .. 32. [Bu manada Hz. Aişe'den (rlıl gelen rivayetler için bk Müsliııı, Sıyanı 174, p6; Tirmizi, Savnı 57; Nesai, Sıyiinı 35, 70; İbn Mace, Sıyiiın 30:
Almıed b. Hanbel, III. 159, 252, VI, 39, 228. (çev.))
lll ez-Zurkiini, VIII, 127; ayrıca bk. el-Azizi, II, 392, satır 23 (Nevevi'nin görüşü).
"receb ayı al!ab 'm ayıdır"
215
aylarında onıç tuttuğunu
bu rivayetin açıkça gösterdiğini ifade etmektedirler. Binaenaleyh bu, Hz. Peygamber'in herhangi bir ayı onıca hasretmediğinin delilidir; bundan dolayı Receb ayı onıcuna özel bir değer (fazilet) atfedilemez; sadece faziletli onıç tutma ayı Ramazan'dır.
Yukarıda Said b. Cubeyr'den naldedilen rivayetin Hz. Aişe'den gelen şöyle
bir versiyonu vardır:
·'Peygaınber(s.a.) öyle uzun süre oruç tutardı ki biz sanırdık ... vs. "Fakat hadisin şöyle önemli bir ilavesi vardır: "Ramaziinm dışında hiçbir ayı tam olarak
oruç tuttuğunu görmedim ve yine onu herhangi bir ayda ŞahCin ayındem daha fazla oruç tuttuğımu da görmedim. "112
Bu rivayette dikkate değer iki nokta vardır: Biri Hz. Peygamber'in Ramazan'ın dışında herhangi bir ayı tam olarak onıç tutmadığı noktasıdır. Bu, Ramazan'ın dışında herhangi bir ayın tam olarak onıç tutulmasına izin verilmediğini
gösterir. Diğeri ise, Şaban ayında diğer aylardan daha fazla onıç tuttuğunun vurgulanmasıdır. Herhangi birisi, Aişe'den naldedilen ve Hz. Peygamber'in Şaban
113
ayının tamamını onıç tuttuğunu ifade· eden çelişkili rivayete şaşırmayabilir.
Ebü Hureyre'den naldedilerı başka bir rivayet, bunun farldı bir versiyonunu vermektedir: "Peygamber Ramazan 'ın yanısıra, Receb ve ŞahCin ayları dışında biç
bir ayı tam olarak oruç tutmadı." 114
İbn Hacer bu hadisi, hadisin ravilerinden "çok zayıf' kabul edilen Yüsuf b.
117
'Atıyye'den " dolayı "milnker" sınıfına dahil eder. Bu dunım şaşılacak bir şey
değildir, ancak Receb ayında onıç tutmaya karşı olanların delil olarak kullandık­
lan şu hadis, yine Hz. Aişe'den naldedilmişrir: "Peygamber yılın herhangi bir
ayını OJ"l/Ca tabSiS etmezdi. ni/H
Receb ayında onıç tutmaya karşı olanlar, sahabilerin de Peygamber gibi Receb ayında onıç tutmayı tasvip etmedilderini, yine ona herhangi bir kutsiyet atfetmedilderini ve Receb ayında onıç tutmayı Cahiliyye adetine sarılmak olarak
115
11
112 Muh. Fuad Abdulbaki, ei-Lıl'lı'i'ıl ue'I-Merciinfimii't-ta.fa/.w aleybi'ş-Şeybiin <Kalıire 1949l,
ll. 22 vd., No. 711; İbn Hacer, Buluğu'I-Meriim, nşr. Muh. Hamid el-Fıkki (Kahire 1933}, s. 137, No.
701. (Müslim, Sıyam 176. <.çev.)]
113 el-Heysemi, J'decmeu'z-Zeuiiid, (Kahire 1352 H.}, III, 192; ayrıca bk. a.g.e.,"Şaban ve Ramazan'ı birbirine ekleyerek oruç tutard ı". (Ünunü Seleme'den (rh.) "Resfilullah (s.a.) Şaban ve Ramazan
ayı dışındapeşpeşe iki ayı oruç tuttuğunu görmedim." Tirmizi, Savnı 37; ayrıca bk. Müslim, Sıyanı
176. Aişe'den <.rh.) "... Şaban ayının tamanıını oruç tutard ı. Onda orucu pek az bırakırdı. ·· Müslinı, Sı­
yiim 176. (çev.}]
114 el-Heysemi, Mecmeu'z-Ze11iiid, III, 191; İbn Hacer, Tebyfnu'I-'Aceb, s. 9 vd.
115 "Münker'' in tanıını için bk. Muh. Abdullıayy el-Leknevi, er-Ref ue't-Tekmfl, nşr. Abdulfeııalı
Ebu Gudde <Haleb, ts. J s. 92-99.
116 Bk. Zehebi, Miziinu'I-İ'tidiil, IV, 488, No. 9877.
117 İbn Hacer, Tebyfnu'I-'Aceb, s. 10, saur ı.
118 et-Turıüşi, s. 128.
216
tasauuzif
kabul ettilderini ispatlama yoluna gitmiştir. Rivayete göre Hz. Ömer, Receb ayın­
da onıç tutanların ellerine, yemek tabağından çektiklerinde vtınır ve onları, ellerini yemek tabağına götürmeye mecbur ederdi. Sonra şöyle derdi: "Receb ayı
sadece Cahiliyye halkı tarafından kutlandığı için yiyin/"119 Bu rivayetin başka
bir versiyonuna göre, Hz. Ömer, Receb ayının tamamını onıç ttıtan halkı döve.di.'""
Başka bir rivayetin ifade ettiğine göre; İbn Ömer Receb ayında onıç tutmak
için hazırlık yapan halkı görmekten hoşlanmazdı. Onlara şöyle derdi: "Bu ayın
bazı günlerini onıç tutun, bazı günlarini de iftar edin; o sadece Cahiliyye halkı­
nın saygı duyduğu bir aydır." Bu rivayerlere göre Receb ayının bazı günlerinde onıç tutmak, diğer ayların bazı günlerinde onıç tutmak gibi, kesin olarak yasak edilmemiştir; fakat ayın tamamını onıç ttıtmak ve bizzat aya bir kutsiyet atfetmek meşrü kabul edilmemiştir.
Receb ayına duyulan aşırı sevgi Ramazan'ın pozisyonunu tehlikeye düşüre­
bilir. Bu endişe Ebü Bela ile ilgili anlatılan bir kıssada şöyle yansıtılır. Receb
ayında onıç tutmak içirı hazırlık yapan insanları gördüğünde Ebü Bekr şöyle demiştir: "Receb'i Ramazan gibi rci gözetmek istiyorsunuz?" 122 İbn Abbas Receb ayı­
nın Ramazan gibi bir bayram (havası) olarak tayin edilmediğirıi ısrarla belirtir.
Turtüşl'nin vardığı sonuca göre bu rivayetler "Bazı insanlar tarafından Receb
ayına gösterilen bu saygının Cahiliyye bağlarının bir izi" olduğunu gösterir. ı2.,
Özet olarak Turtüşl'ye göre, Receb ayında onıç ttıtmak mecbur! değildir, Hz.
Peygamber'in bir sünneti de değildir; onun herhangi bir fazileti yoktur; Receb
ayında onıç tumak melauhtur. m
Receb ayında onıç ttıtma ve ona saygı göstermenin aleyhinde İbn Dihye tarafından ;'Eda'u ına Vecebe min Beyani Vad'i'l-Vedda'fnefi Receb"adında özel
bir risale kaleme alınrnıştır. Bu risaleden alınan aşağıdaki hadis, orada bütün
muhtemel yönleriyle ele alınır. Bu rivayete göre Hz. Peygamber şöyle demektedir: ;;Cehennem yıldan yıla Receb ayında oruç tutanlar için tutuşturulur. "126
121
125
119 eş-Şevkan!, Neyi, IV, 210 (Buradaki rivayet İbn Şeybe'nin Mllsannefinden alınmıştır. Wagtendonk'un [s. 121, not 3] "Bunlar belli bir zaman sonra meydana gelmiş rivayetlerdir" şeklindeki sözü asla kabul edilemez.); et-Turtuşi, s. 129; İbn Hacer, Tehyiııız '/- 'Aceh, s. 32, ei-Heysem!, Mecmeu :Zzevaid, III, 191; Cenıaluddm el-Kasim!, Jslabii'I-Mesacid nıine'I-Bide'i ve'I-'Euiiid (Kahire 1341 h.l,
s. 76-77; el-Muttaki el-Hindi, VIII, 409, No. 2966; Ebu Şanıe, s. 38; ei-Menbici, Kit. es-Sema'i ue'r-Raks
-İbn Teymiyye'nin Mecım1 'at11 'r-Resai/i'I-Kubrii'sında- (Kahire 1323 H.), II, 369 vd.
120 et-Turtfışi, s. 129.
121 A.g.e., s. 129.
122 A.g.e., s. 129; el-Kasim!, s. 77; Ebu Şanıe, s. 38.
123 et- Turtfışi, s. 129-130 vd.
124 A.g.e., s. 130-131 vd.; İbn Hacer, Tehyinu'I-'Aceh, s. 34-35; el-Kasinıi, s. 77-78; Ebü Şame, s.·
38 (et-Turtfış!'den nalden).
125 Bk. Zeheb!, Tezkiretu'I-Huffa;(Haydarabad 1958), IV, 1420, No. 1136.
126 el-Azizi, II, 391, satır 6 dipnottan; yukarıya bk. ·
··receb ayı
allab 'ın ayı dır"
217
Receb ayında anıç tutmaya karşı olanlann temel dayanaklarından biri de,
inanan bir insanın bir takım özel üstünlükler atfetme ihtimali olan bazı gün veya aylan ibadet günü ve ayı olarak tayiri etme halduna sahip olmadığı, bu ayncalığın sadece Şar!'ye ait olduğu inancıdır. ~ Sa!d b. Cubeyr tarafından nakledilen ve Hz. Peygamber'in yılın tamamını anıç tuttuğunu ifade eden rivayetin, Receb ayında anıç nıtma ile ilgili rivayetleri tekzib etmesi; sahabenin Receb ayı
omeunu rnekruh kabul etmesi; Receb ayında anıç tutmayı ifade eden rivayetle- ·
rin zayıf ve güvenilemez kabul edilmesi gibi hususlar, Receb ayında anıç tutmanın salil1 arneller gnıbuna dalili edilebileceği ~örüşünü reddetmeyi gerektinnektedir. Zira salil1 arneller peygamberin tasvibirıi gerektirir, ki Hz.- Peygamber Receb ayında anıç nıtmayı tasvip etmeırıiştir. Receb ayında anıç tutmalda ilgili rivayetler uydurma olduğuna göre, tabi! olarak anıç tutmak da meşru olmamak12
tadır.1-"'
Receb'in karşıtlan, isnadının zayıf olduğunu ifade ederek Receb'in lehirıe
olan rivayetlerin zayıf ve sahte olduklannı gösterme çabasındadırlar. Ba 'is adlı
eserinin büyük bir kısmını Receb ayının lehine olan rivayetleri çürütmeye ayıran
Ebü Şame (ö 665/1266) de, Tebyfnu'l-'Aceb' inde aynı amaçla bir risale yazan
İbn Hacer (ö.852/1448), de isnadları irieelerne metodunu kullanmışlardır. Cennet'teki Receb Innağı ile ilgili rivayet, Müsa et-Tavll'in 129 yalancılığı nedeniyle
Ebü Şameı:ıo tarafından reddedilırıiştir. "Receb Allah 'ın ayıdn~ Şaban benim
aymıdır... " hadisi, ravisi Nakkaş el-Mavsıll'rıin hadis alanında meşhür bir yalancı ve sahteidr olmasından dolayı terkedilırıiştir. "Receb ayı girdiğinde, Resı?.­
lül!ah (s.a.) 'Allahını! Receb ve Şabiin ayını bizim için nıübiirek kıl... ' derdi"w,
hadisi de Ziyad b. Meymün'un ·':ı "metrı?.k" kabul edilmesinden dolayı reddedilmiştir ["terkedilırıiş", "metrük"]. Receb ayının.lehirideki rivayetlerin ravileririden
Me'mün b. Ahmed es-Sülemt:ı-i ve Ahmed b. Abdullah el-Cuveyb<lr"t'5 yalancılık­
la itharn edilırıiş olarak bilinirler; 1'16 İbnu'l-Cevz1 Me'mün b. Ahmed es-Sülem1 ve
Ahmed b. Abdullah el-Cuveybar!'nirı her ikisini de "büyük yalancılar" listesinde zikreder.w Her ikisi de gelecekle ilgili "önceden haber verme" rıiteliğiride uy131
1
127 Ebü Şiiıne, s. 37.
128 A.g.e., s. 38.
129 A.g.e., s. 55.
130.Bk. Zehebi, Mizaııu'I-İ'tidal, IV, 209, No. 8888.
131 Bk. Zehebi, a.g.e., III, 520, No. 7404.
132 Bk. İbn Sunni, A 'ma/u '1-Yeum ue'I-Leyla (Haydarabad 1358 H.), s. 178; es-Suyüti, el-Camill sSağfı·, II, 105; el-Hatib el-B:ığdiidi, Mtldib11 Eııblim, II, 473; el-Cerrahi, I, 186, No. 554; Ali el-Kiiri, eiEdeh, vr. 65a, vd.; el-Meclisi, Bibaı~ XX, 338 (taşbasına neşri). [Almıed b. Hanbel, I, 259. (çev.))
133 Bk. Zehebi, Mizaıw '1-İ'tida/, II, 94, No. 2967.
134 Bk. Zehebi, a.g.e. III, 429, No. 7036.
135 Bk. Zehebi, a.g.e., I, 106, No. 421.
136 Ebü Şiiıne, s. 55.
137 eş-Şevkiini, ei-Fe11aid, s. 426.
ı
218
tasav{!llj
durma hadis nakletmelde cerhedilmişlerdir: "Benim balkım arasında lvfubammed b. İdris isminde birisi gelecek; halkıma İblfs'ten d aba fazla zarar verecek"
5
uydurması, bu manada icad edilen hadislerden biridir.' " Muhammed b. İdris ifadesi ile İmam Şafi'i kastedilmiştir. Şafi'l'nin, Me'mün b. Ahmed'in şahsiyeri hakkında öz olarak yaptığı değerlendirme oldukça manidardır: "Me'mün gayr-i
me'mün: "Me'mfın güvenilir değildir."ı; "Kim Receb'iıı yirmi yedinci günü oruç
tutarsa Allab ona altmış aylık oruç mükt'ifiitı veril;· o, Cebrail'in, Mesajı Peygcmıber'e ilk getirdiği gündür·" hadisinin, Ebü Hattab ibn Dihye tarafından sahte bir rivayet olduğu ifade edilmiştir. İsra hadisesinin Receb'in yirmi yedinci gecesinde olduğunu ifade eden rivayet, "mabza yalan" olarak ifade edilir.,.,, 'Kim
Receb ayından üç gün oruç tutm-sa, Allah ona bir ay oruç .tutma sevabı verir... " hadisini rivayet eden ravilerden biri, Eban b. Ebi Ayyaş'tır. ''' İbnu'l-Cevzi
Eban dolayısıyla rivayeri sahih kabul etmeyerek reddeder. O, Eban hald{ll1da
alimierin olumsuz görüşlerini de nakleder. Bu arada Şu'be'ninı.;ı 'Ebiin 'dem hadis nakletmektense zina etmeyi tercih ederim' şeklindeki sözüne de yer verir.,.,;
Receb ayında oruç tutmaya karşı olan alimler, Receb ayında oruç tutan ve bazı gecelerinde ibadete özel gayret sarfedenlerin genelinin düşmanca nıturnlarıy­
la karşı karşıyadırlar. Keza onlar yöneticilerin baskılarıyla da karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu tür özel bir durum, İz;mddin b. Abdusselam'ın faaliyetleri ile ilgili olarak nakledilir; onun Receb ayı orucu ile ilgili lehteki görüşü yukarda zikredilmişti. İzzuddin h. 637 yılında vaiz ve imam olarak Şam Camisinde görev
yapmış; çok bilgili takva sahibi, tam manasıyla sünnete uyanlardan biridir. Receb ayının tam başlangıç öncesinde Cuma günü camide vaaz etmiş ve Regaib namazının bid'at, bu namazı emreden hadisin de uydurma olduğunu vurgulamış­
tır. İzzuddin ayrıca görüşünü açıkladığı bir risale yazmış ve halkı bu bid'ata karşı uyarmış; risaleye de '·et-Terbfb an Salati'r-Regiiib"adını vermiştir. Fakat o halkın çoğunluğu ve sultanlar tarafından fikrini değiştirmeye, önceki risalesini tekzib eden yeni bir risale yazmaya mecbur edilmiştir. İkinci nsalesinde Regaib namazı lehine bir hüküm yayırnlamıştır. ı-ı-ı
Son derece yaygın olan Receb ayı orucunun adet ve teamüle uygun cevazı,
h. X. yılda hanefi alim Ali el-Kari'nin "el-Edeb fi 'r-Receb" adlı risalesinde genişçe
ele alınır. Receb ayında oruç nıtmakla ilgili hadisin değerlendirmesinde tam te. amüle uygun bir yol izlemesille rağmen, yine de Receb ayı orucunun cevazına
9
138 A.g.e., s. 420; bk. Zehebi, ı\Hz!in, III, 430; es-Suyfıti, ei-Leiil~ I, 457.
139 Ebü Şiime, s. 55, saur 5, dipnottan.
140 Ebü Şiime, s. 56 vd.
141 Bk. Zehebi, Miziiıı, I, 10-15, No. 15.
142 Bk. Zehebi, Tezkiretu'l-Huffaz, I, 193, No. 187.
143 İbnu'l-Cevzi, ei-Me{!dı?iit, Ii, 206. Ayrıca onun isnadları değerlendirmesi hakkında bk. a.g.e.,
s. 207-28.
.
144 Ebü
Şiiıne,
s. 32-33.
··receb ayı al/ab 'ın ayıdır"
219
hüküm verir ve mükafata layık olduğunu kabul eder. Ali el-Kari, Receb ayı orucunu yasaklayan İbn Mace'deki hadisi tartışır ve yasağın, onıcun Cihiliyye dönemindeki gibi zorunlu kabul edilmesini yasaklayan bir özellikte olduğunu kabul etmek gerektiğini belirtir. ı.ı;
Onıctm mekrı1h kabul edilmesinin zikredilen bu sebebi dışında, hiçbir alim,
Receb ayı orucunun mekrı1h olduğunu söylememiştir. 146 Receb ayında oruç tutmak ve bazı gecelerinde namaz kılıp ibadet etmelde ilgili her hadisin bir uydurma olduğu görüşünün, yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Bazı uydurma rivayetlerin mevcut olduğu bir gerçektir, fakat Receb ayında onıç tt.ıtmakla ilgili hadisler pek çoktur ve zayıf olmalarına rağmen birbirlerini güçlendirmektedirier. ı..­
Ali el-Kari ayrıca, faziletli arneller alanında· (fedililu'l-a'mal) zayıf rivayerlerle
amel etmenin caiz olduğu noktasında İslam alimlerinin görüş birliği içinde olduklannı ifade eder. Bundan dolayı bazı alimler tarafından Receb ayında onıç
rutınanın yasaldanması ve bid'at olarak kabul edilmesi makul değildir. Mürninlerden istenen şey, güçleri nisbetinde kulluk edip itaat etmeleridir. Rivayetten çı­
kabilecek sonuca göre Receb ayı fazilet olarak diğer aylardan üstiin olan bir aydır. 1·16
Radikal ve tavizsiz alimler Receb'in ve onda mı:ı.ılan onıcun faziletli olduğu­
na dair bütiin rivayetleri reddederler. İbn Teymiyye Receb ayında onıç tlıtmak,
Receb'in ilk cuma'sını onıçlu geçirmek ve diğer faziletlerle ilgili bütiin rivayetlerin alimlerin ittifakına göre uydurma olduğunu ifade eder. Bu konuda en iyi hadis, tabii ki İbn Mace tarafından rivayet edilen Hz. Peygamber'in Receb ayı orucunu yasakladığı hadistir. ı-ı
9
IV.
Receb ayının ayıncı özellllderi arasında özel ibadetler ve tabii ki onıçla bağ­
lantılı olarak dualar gelir. Bu özel ibadet, dua ve niyazlar ateşli tartışmaların konusu olmuş, inançlarına bağlı alirrıler tarafından sert bir şekilde ayıplanmıştır.
Receb ayı; tevbe etme, günahlardan sakınma ve salih arneller yapma ayıdır.
Receb'le ilgili bu düşünce Hz. Peygamber'e atfedilen bir rivayette dile getirilir.
Receb öncesi yaptığı bir cuma hutbesinde Hz. Peygamber, bu ayda yapılan salih
am ellere iki kat sevab verileceğini, yapılan duaların Allah tarafından kabul göreı 45 Ali ei-Kari, ei-Edeb, vr. 65b.
146 Ali el-K:iri, ei-Ebiidfsi'I-Mel'dı/'a, vr. 61a.
147 A.g.e., vr. 6la.
148 Aynı ınüellif. ei-Edeb, vr. 65b.
149 el-Menbici, II, 306; İbnu'I-Cevzi, ei-Meudıliit, II, 208
("Receb'in ve bu ayda runılan orucun fazileti ile ilgili Resfilüllah'dan (s.a.) bize nakledilen hiçbir
şey sahilı değildir." ); el-Cemihi, rı. 421.
220
tasauı,ıif
ceğini, sıkıntıların
buyurur. Ayrıca Hz. Peygamber
müminlere Receb ayında gündüzleri oruç tutmalannı, gecelerinde de kaim olmalarını emreder. Kim Receb'in bazı günlerinde elli rekat namaz kılar, her rekatında Kur'an'dan bazı ayetleri okursa, Allah onun iyi arneline saçları adedince
mükafat verir. Kim bir gün oruç tutarsa, Allah ona bir yıllık oruç sevabı verir. Kim
konuşmaktan dilini tutarsa Münker ve Nekir melekleri kabirde onu sorguya çektilderinde kendisini savunurken sunduğu delillerde Allah ona özel yardım eder.
Kim sadaka verirse, Allah onu Cehennem ateşinden azad eder. Kim insanlara iyilik ederse Allah ona bu dünyada ve öteki dünyada nfk ile muamele eder ve ömrü boyunca düşmanlarına karşı ona yardımcı olur. Kim bir hastayı ziyaret ederse, Allah büyük meleklerine onu ziyaret edip selamiamalarını emreder. Kim bu
ayda bir cenaze merasimine katılır, dua ederse kabirde yatan ölü bir kız çocuğu­
nu yeniden hayata kavuşturmuş gibi olur. Kim bir mürnine yemek yedirirse, Allah ona Kıyamet Gününde İbrahim ve Muhammed'in oturduğu yemek sofrasın­
da bir yer ayırır. Kim bu ayda bir fakiri giydirirse Allah ona Cennet'in binlerce takım elbisesini giydirir. Kim bir ye time yardım eder, başını okşarsa Allah onun elinin dokundu ğu saçlar adedince günahlarını bağışlar. Allah affını isteyen mürninleri bağışlar. Kim yalnız Allah'a kulluk ederse, Allah'ın huzurunda çokça zikredilen kişiler· arasında yer alır. Kim bu ayda Kur'an'ı hatmederse, Allah ona ve ebeveynine inci kakmalı bir taç giydirir, Kıyamet Günü korkulardan emin olur. ıso
Abdullah b. ez-Zübeyr'in şöyle dediği nakledilir: Bir hadiste şöyle buyurulur:
"Kim 'Sağn·', Allah 'ın ayı Receb ayında bir müminin sıkıntısını giderir onu
rahatlatırsa, Allah ona Cennet'te gözünün görebildiği büyüklükte bir köşk ihsan eder. Bundan dolayı, Receb'e saygı göster ki Allah da sana binlerce lütiif
151
ı:bsan etsin. "
Peygambere atfedilen başka bir hadisin iradesine göre; "Kim Receb ayında
bir sadaka verirse, Allah onu bir karganın ömn'i boyunca uçtuğu yol mesajesince Cehennem ateşinden uzaklaştırır(J:m mesafe, bir karganın civciv il<:en uçmaya başladığı andan itibaren ihtiyarlayıp öldüğü ana kadar yaptığı uçuş mesafesidir ki bir karga beş yüz sene Y,aşar)." 152
Peygamber' in, Selman el-Farisi tarafından nakledilen aşağıdaki sözü, söz konusu mükafatı şöyle ifade eder:
"Kim Receb ayından bir gün omç tutarsa, bin yıl oruç tutmuş gibi kabul
edilir._Kim bb· sadaka verirse, bin dfnar sadaka vermiş gibi kabul edilir. Allah
onun her bir anıeline karşılık saçlan adedince müktifat vermeyi garanti eder.
Allah onun derecesini bin adım yükselti1~ bin kadar günahını siler, verdiği her
Allah
tarfından giderileceğini
150 İbn Hacer, Tebyfn, s. 25-26; eş-Şevkiini, el-Feuiiid, s. 439, satır 9-12 (riviiyetin başı).
151 Abdulkiidir el-Geylani, I, 200. ·
152 A.g.e., I, 200.
..receb
ayı
al!ab 'ın
ayıdır"
221
sadaka için kendisine bin hac ve bin umre sevabı ven·teceği garanti ediliı~ Cennet'te ona bin saray, bin köşk, bin apaı1man inşa edi/it~ her bir apartmanın
binlerce haremi vqrdu~ her baremin içinde güneşten binlerce kez daha güzel
hüriler vardır. "153
Bir Şiirivayete göre Da'l aclında bir melek Receb ayının her gecesinde yedinci Cennet'ten Allah'ın emrini şöyle ilan eder:
"Yüce Allah şöyle buyuntr: 'Beni ananlara müjdeler olsun, bana itaat
edenlere müjdeler olsun! Bana yakın olan mil 'minin dostuyu m, bana itaat
edenin sözünil dinlerim, aifımı isteyeni bağışlarım; ay Benim ayımdır, kul Benim kuluındur, merhamet Benim merhametimdir, kim bana·dua ederse onun
duasını kabul ederim; kim bana niyazda bulunursa dileğini yerine getiririm,
kim benim rehberfiğimi isterse, ona rebberlik ederim. Bu ayı Benimle kullanın
154
arasında bir ip yaptım; kim sımsıkı ona tutunursa bana ulaşır. "
Şevkan!, halkın Receb ve Şaban aylannda kulluk veeibelerinin ifasında gayret gösterip dW reçetelere sanlırken, bu arnelleri yılın diğer aylannda ihmal etmelerini rnekruh bir yenilik olarak ifade eder. m
Bir İsmaill'nin (el-esammü, el-:ferdü, el-esabbü: Sağır, Tek, Akan) gibi adlarla da anılan) Receb ayının kutsiyetini vurgulayan; oruç tutma sadakatına, Allah'a
tevbe etmeye ve ona itaat eğmeye davet eden ilgi çekici bir öğüdü varclır. Bu
öğütte Receb ayında yapılan hayırlı arnellere kat kat sevab verileceği ifade edilmektedir. 156
Receb ayına mahsus ibadetlerle ilgili ateşli tartışmaların ana noktası, Receb
157
ayının ilk Cuma'sının arefesinde kılınan Regaib namazı meselesidir. Peygamber Regaib narnazına Enes b. Malik'ten nakledilen bir hadiste şöyle işaret etmektedir: Hz. Peygamber'e Receb ayının "Allah'ın ayı" olarak anılışının sebebi sorulduğunda, "Çünkü o, mağfiret ayıdır. Bu ayda kan dökmek yasaklanmıştır.
Allah peygamberlerini bu ayda bağışlamıştı_1~ velf kullarını ceza ıstırabındcm
bu ayda kıl11aımıştır" diye cevap vermiştir. Peygamber ayrıca Receb ayında tutı.ılan oruca verilecek mükafatları saymış ve ayın tamamını oruç tutamayacağın­
dan yakınan yaşlı bir adama, orucunu Receb'in ilk, orta ve son günlerini tutmakla sınırlamasını tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber sözlerine şöyle devam eder:
"Receb 'in ilk Cuma m·efesi b akkında giifil olma; o gece, meleklerin 'Regaib:
{rağbet edilen büyük armağan}' adını verdikleri bir gecedir. Bunun böyle olması­
nın sebebi şudur: Bu gecenin üçte biri geçtikten sonra, Yeryüzünde veya Cennet'te
153 Abdulkadir el-Geylani, I, 201.
154 el-Meclisi, XX, :338 (taşbaskı neşri).
155 ei-Feı•iiid, s. 440.
156 ei-Meciilisll '1-mustansiriyya, nşr. Muh. Kamil Hüseyn (Kahire ts.), s. 112.
157 Fakat Regaib namazı, önceleri Şabiin ayının orta namazı diye anılırdı, bk. Ebu
satır 8 dipnottan.
Şaıne,
s. 29,
222
tasaFL't~{
bulunan biitiln melekler Kabe'de veya Kabe'nin çevresinde toplanırlar. Allab onlara bir bakar ve şöyle bitap ede1:· 'Ey meleklerim, ne istiyorsanız benden isteyin',
onlar şöyle cevap verirle1~ 'Bizim Senden dileğimiz, Receb ayında oruç tutanları
bağışlamandır'. O zaman Yüce Allab: 'Oıılan şimdiden bağışladmı' bı~yurur. "
Hz. Peygamber müminlerin Receb'in ilk Perşembe gününü oruç tutmalarım
ve Cuma gecesinin üçte birinde her rekatında bir kere fatibayı, üç kere 'in na enzelnabu .fi leyleti'l-kadr... ' süresini; on iki kere 'kul buve'llabu abad' süresini
okuyarak on iki rekat namaz kılmalarım emretmiş; her rekat arasında bir salat ü
selam okunınası gerektiğini belirtmiştir. Bu namazdan sonra mürnin, yirmi kere
..Allabunıme salli ala 'n-nebiyyi'l-ııınmiyyi ve ala alibi" duasını okur. Daha sonra
··subbübun, Kuddı7sun Ra bbu 'l-ınelaiketi ve 'r-rüb" ibaresini yirmi kere söylediğinde secdeye gider. Ardından başını kaldınrve yirmi kere "Rabbi'ğfir ve-'rbam
ve tecavez 'amma ta 'lemıı, inneke eııte'l-azfzu 'l-a 'zamu." duasım okur. Daha
sonra yukarıda ilk secdede söylediği duaları tekrar ederek ikinci kez secdeye gider. Daha sonra, ilıtiyaçları için dua eder ve duası Allah tarafından kabul görür.
Rivayerin belirttiğine göre, istisnasız bu namazı kılan her kulun bütün günahlarım, hatta denizierin köpüğü, ağaçların sayısız yapraldan kadar dahi olsalar Allah onları bağışlar; ayrıca o kul Kıyamet Gününde yedi bin kişiye şefaat eder.
Kabrine girişinin ilk gününde kıldığı bu namazın mükafiitı onu ziyaret eder, parlak bir sima ile onu seliimlar ve şöyle der:
"Ey benim sevgiliın. Bütün sıkıntılardan kurtulduğun için sevin!" O zaman
kul ona soracak "Sen kimsin? Çünkü senin yüzünden d aba güzel yüz biç görmedim, senin kokundan daba güzel koku biç koklaınadım ". Mükiifatı cevap
verir: ''Ey benim sevgilim, ben senin şu şu ayın şu gecesinde kıldığın namazın
ınükafatıymı, bu gece sana karşı olan yükiimlülüğilmü ifa etmek ve yalnızlık
balindeki moralini dilzeltmek için geldim. Süra iijleııdiği zaman başının üstünde gölge olacağım. Sevin, çünkü sen Rabb'iniıı ibsanına kavuşacaksın. """
Nevevi, Regaib namazım; terkedilmesi, kınanınası ve sakırulması gereken,
utanç verici bir bid'at olarak değerledirir. Fetvasında, bir çok insamn bu namazı
gözetmesine rağmen ve Ebü Tiilib el-Mekki'nin Kütu 'l-Kulüb' unda ve Gazali'nin İbya'sında" faziletinden bahseden bir hadisin nakledilmesine rağmen, yine de batıl bir bid'aec" olduğunu ifade etmektedir.
· İbn Hacer bu hadisi uydurma olarak değerlendirir. Ali b. Abullah b. Cahdam,
9
158 İbn Hacer, Tehyfıı, s. 19-21; Ebu Şaıne, s. 29-32; Abdulkadir el-Geylani, ı, 204-205; es-Suyüti, ei-Leiilf, II, 55-56; eş-Şevkanl, ei-Feuiiid, s. 47-50; el-Meclisi, XX, 344 (taşbaskı neşri); İbnu'l-Cevzi.
ei-Meudıliit, II, 124-125.
159 İbyii (Kahire 1289 h.), I, 182 ( Gazili bu namazı ifii etmede Kudüs halkının arzulu olduğunu
ifade etmektedir).
160 en-Nevevl, Fetiiuii el-İmam eıı-Neı:euf (e/-Mesiii/11 '1-J'<Iensı/ra), nşr. Alauddin b. d-Attiir (Kabire 1352 h.), s. 28; el-Abderi, IV, 259.
-'---
··receb ayı al/ab 'ııı ayıdzı-"
223
bu hadisi uydumıakla itharn edilmiştir. 1<' 1 Turtfışi Regaib namazını, Şaban 162 ve
Receb'in on beşine ait bir namaz olarak zikreder. Receb namazı ilk önce Kudüs'de, Hicri 480'den sonra ortaya çıktı. 163 Abderi, meseleyi özel bir bölümde ele
alarak, <>~ Regaib namazının faziletini ve hatta meşruluğunu delillerle çürütıneye
çalışır. Abdulaziz b. Abdusselam'ın bu namazı sert bir dille kınayan fetvasını
naldeder. Bu fetvanın, Ebu Şame tarafından zikredilen İzzuddm'in ilk fetvası olduğu açıktır. İzzuddm yukanda zikredildiği gibi söz konusu namaz hakkındaki
görüşünün aksi istil<ametinde fetva vermeye zorlanrnıştı. Abderi, namazın meş­
ruluğunu özel bir bölüm halinde delillerle çürütınenin detaylan yanısıra, namazın ifa edilişincieki mekıı.ıh durumlan da vurgular: Erkekler ve kaclınlar camide
Regaib namazının kılınışı esnasında birbirine karışmaktadırlar. Şayet birisi, bu
namazı tavsiye eden ve Gazali tarafından naldedilen bir hadisin mevcut olduğu­
nu iddia etse, o zaman bu namazın mürninler tarafından kendine has özel şek­
liyle ifa edilmesi gerekir, camide topluca kılınan bir namaz şeklinde değil. Ayrı­
ca onu, devamlı ve zonınlu olarak ifa edilmesi gereken bir sünnete dönüştürme­
leri de melrnıhnır. Abderi, "amellerin fazileti" ile ilgili rivayetlerin isnadlarının zayıf olduğunu ispatlamaya çalışır; Müslüman alimlerin, m üroinierin zayıf hadislerle amel etınelerini caiz görmelerine rağmen, bu namaza, devamlı ifa edilen bir
uygulamaya dönüştürülmemesi şartıyla izin vermişlerdir. Bundan dolayı eğer
mürnin böyle bir rivayere göre amel ederse hatta ömründe bir kere dahi uysa,
eğer rivayet gerçekte sahih ise rivayerin tavsiyesine uymuş kabul edilir; fakat
eğer, rivayerin şüpheli ve tartışmaya açık bir isoadı varsa onun bu hadise göre
yaptığı amel ona zarar vermez, çünlru temelde salih bir amel yapmıştır ve onu
Ramazan ve diğer mecburi [farz] arneller gibi herkes tarafından uygulanan dmi
bir vecibeye dönüştürmemiştir. Sonuç olarak o, Regaib namazının Maliki mezhebine göre meknıh olduğunu ifade eder. ı<<•
Ali el-Kari, Receb ayı orucunda olduğu gibi Regaib namazı ile ilgili görüşün­
de de farklıdır. O, Risiiletu 'l-Ehiidfsi'l-Mevdüa' 67 ve el-Edeb fi ReceYr."' adlı risalelerinde bu namazla ilgili bir rivayet naldeder. Nevevi'nin (ö.676/1277) Müs1
165
•161 Bk. Ebfı Şaıne, s. 30-31; eş-Şevkanl, ei-Feuiiid, s. 49, n. 1; es-Suyfıtl, ei-Leiil~ II, 56 vd.; ezZehebl, Miziiıw'I-İ'tidiil, III, 142, No. 5879; Ceınaluddln el-Kasinıi, s. 105-106; el-Pattanl, s. 43-44; All
el-Karl, e/-Ebiidfsi'I-Meudı1'a, vr. 61a. Söylendiğine göre İbnu'l-Cehdaın, ölümünden önce bu rivayetin uydurma olduğunu itiraf etmiştir; krş. Sibt İbnu'l,Cevzl, Mir'iitıl 'z-Zamiin, El Yazma Karaçelebi 284. vr. 272b-273b.
162 Yukarıya bk. dn. No. 154.
163 et-Turtfışl, s. 121-122; ayrıca bk. a.g.e., naşirin 4 nolu notu, M. Talbi.
164 ei-Madbal, IV, 248-282.
165 A.g.e., s. 277-282 (Abdusselanı b. Ebi Kasını es-Suleml eş-Şafi'l, Ebfı Muhammed b. Abdulazlz
olarak da anılır).
166 ei-Madbal, I, 293-294.
167 Vr. 61a.
168 Vr. 65a.
224
tasaı,uıif
lim'in Sahfliine yaptığı şerhinde de yer aldığı gibi, bu namazın saptırıcı bir bid'at
ve münker fiiller ihtiva eden bir cehalet olduğu şeklindeki görüşünü naldeder.
Nevev1, "Allah bu namazı icad edene ve kılana bela verebilir" demektedir.
Nevev1, bu namazın reddini; Cuma'nın arefesini uyanık geçirmeye, Cuma'yı
da onıçlu geçirmeye tahsis etmeyi yasaklayan rivayete dayandırır. ~ 'Al! el-Karı,
araştırma konusu olan Cuma günü ardesindeki namazın saptırıcı olarak nitelendirilmesini ispat etme taraftarı değildir, çünkü namaz en hayırlı salih ameldir.
Eğer bu rivayet bir uydurma ise, günah onu icad edenin boynunadır, yoksa bu
rivayete göre amel eden mü'mine zarar yoktur. Ayrıca, Cuma arefesini kıyama
tahsis etmek, Cuma gününü de onıç tutmaya tahsis etmek, alimler arasında tartışma konusudur. Onlar bu uygulamanın mekrüh olup olmaması noktasında birbirlerinin aksini savunmaktadırlar. Göründüğüne göre bu meknıhiyet tenzilli yani konıma cı tedbir düzeyirlde bir meknıhiyet içermektedir. Sadece Rezill tarafın­
dan naldedilen namazla ilgili rivayet zayıftır, fakat meşhur alim İbnu's-Salah, Gazal1 tarafından nakledilip alim irisanlar tarafından da kabul gören namazla ilgili
hadisi kabul eder. Namazın h. V. yüzyılda icad edildiği tartışması, namazın
"bid'atı seyyie: kötü bid'at" unvanını doğnılamaz, çünkü namazın temeli Kitap
ve Sünnet' e dayanır. Gerçekte bid'at-ı seyyie, Ali el-Kar1'nirı ifadesi ile namaz esnasında cinslerin karışması, dans etme, sema' ve namazın arefesirlde camiierin
aydınlatılınası için paraların israf edilmesidir.
Regaib namazı uygulaması sultan Kamil Muhammed b. Ebu Bekr b. Eyyüb'un
(ö.l238/1822) emriyle resmen yasaklanmıştı. ° Fakat göründüğüne göre sultanın bu emri uzun süre etkili olamiunıştır. Namaz, halkın çoğunluğu ve süfi kardeşler tarafından geniş çapta riayet edilen bir uygulama olarak varlığını sürdürmüş, bazı iilimleriri de tasvibini kazanmıştır
16
17
V
Receb ayı İslamiyet'te de saygı gören bir ay olarak varlığını sürdürdü. Bu meyanda Hz. Peygamber'in Receb ayında umre yaptığını belirten rivayet gerçekten
sorgulanmış ve bir takım tartışmalara yol açmıştır; n fakat Mekke halkı umrelerini Receb ayında yapardı. Ali el-Kar1'nirı Receb ayında umre yapmaya karşı tu172
169 en-Nebhani, el-Fetbu'I-Kehfr(Kiihire 1350 H.), III, 318.
170 Ceıniiluddin ei-Kasimi, s. 105.
171 Ahmed b. Hanbel, VII, 233, 248 (No. 53083, 5416; ayrıca neşreden tarafından verilen referansa.da bk., IX, 3, 131, 210 (No. 6126, 6295, 6430); ez-Zerkeşi, el-İdibe li-İriidi Mii:çtedreketbu 1şe
ala:ç-Sabiihe, nşr. Said el-Afgani(Damaskus 1939), s. 114-16; ei-Beyhiiki, V, ll; M. Guadefroy-Deınombynes, s. 193, not 2.
172 eş-Şevkani, ei-Feuiiid, s. 440; el-Pattani, 117, satır 11-12 (i'timad değil, i'timar oku). Ayrıca
b k. el-Fas!, Ş!{au '1-Gariim (Kahire 1965), I, 98: Mekke halkı her sene Receb'in yirmi yedinci gecesinde umre ziyareti yapar ve bu umreyi de İbn Zubeyr'e nisbet ederlerdi. Krş. C. Snouck-Hurgronje,
Mekka in tbe Latter Part oftbe 19tb Centwy, tre.]. H. Monahan (Leyden 1931), s. 66.
"receb ayı al/ab 'ın
ayıdıı-"
225
tumu olumludur. Umre meselesi ile ilgili delilleri oruç ve namaz meselesinde
kullandığı delillerle oldukça benzerlik arzetmektedir. O gerçekten Receb ayın­
da umre yapmanın, zekat vermenin ve başka salih arneller yapmanın caiz ve
_ mükafata layık olduğunu ifade ederek onayını mevcut gelenekten yana kullanır_ ı"-'
Al! el-Kar!, Receb ayında peygamberin umre yaptığı hakkındaki rivayeti nakletmesine ve kategorik olarak Hz_ Aişe'nin red edilmesine rağmen, o, Abdullah
b. Zübeyr'in, Kabe'yi yeniden inşa ettirdiği zaman Mekke halkına umre yapıp
kurban kesmelerini, etierin fakir ve yoksul insanlara dağıtılınasını emrettiğini,
174
kutlamanın ise Receb'in yirmi yedinci gününde gerçekleştiğini belirtir. El-Kar:i:,
as)1abın, Abdullah b. Zübeyr meselesinde Hz. Peygamber'in şu sözüne göre uymak gerektiğini ifade eder: "Ashabım yıldızlar gibidir, her kime uyarsanız doğ­
ru yolu bulmuş olursunuz. "175 el-Kar!' nin umreyi yaygın bir uygulama olarak kabul etmesi, daha çok Hz. Peygamber'e atfedilen şu sözüyle desteklenir: "Müslüman/ar neyi iyi kabul ederse o Allah katında da iyi kabul edilir"176 (Ma ra'ahu'lmuslimune hasenen fehuve 'indallahi hasenun) 177
İbn Zahlra tarafından nakledilen bir rivayette, Mekke'de erken tarihlerde Receb ayı kutlarnalanna büyük insan kitlelerinin katıldığı, Muaviye'nin, hac mevsiminde ve Receb ayında olmak üzere yılda iki kere Kabe'de ibadet edenlere
esans gönderdiği ifade edilir. 178 Halid b. Abdullah el-Kasr!, hac esnasında ve Receb ayında Safa ile Merve arasında yol boyu lambalann yakılmasını ilk emreden
kişi olarak bilinir ve bunun da Süleyman b. Abdülmelik zamanında olduğu belirtilir. 179
Serv halkı umrelerini Receb ayında yapardı; Ömer b. el-Hattab'ın bu umre
için onlara bir hac mükafatınınverileceği konusunda kefil olduğu söylenir. 180
Snouck Hurgronje, Hz. Peygamber'in türbesini ve evliyaların mezarlarını zi173 Ali el-Kari, ei-Edeb, vr. 65b.
174 Bk K. Wagtendonk, s. 107.
175 Bk Muh. Abd el-Luknevi, Ikamelll '1-Hucca Ala Enne'I-İksare Mine't-Taabudi Leyse bi-Bit'a,
nşr. Abdulfettah Ebu Gudda (Haleb 1966), s. 48-51 (ayrıca bk. neşredenin referansı, age.); es-Sulemi, Adabu's-Sıtbbaa (Kudüs 1954), s. 80, not239. [Ayrıca bk. Acluni, Keşjiı'I-Hafa, I, 147, No: 28L
Acluni, hadisin sihhati konusunda bir şey söylememektedir. (çev.)]
176 Bu rivayet için bk İbn Deyba, s. 179 (ayrıca bk age.'in referanslarına); el-Cerrahi, II, 188,
No. 2214; Muh. Abulhayy el-Leknevi, s. 53.
177 Ali el-Kari, ei-Edeb, vr. 66a.
178 İbn Zehira, ei-Cami'a'l-latfj,fi FadliMakkete ve Ebliba (Kahire 1921), s. 110 vd.
179 es-Suyilti, ei-Vesail ila Mıtsamereti'I-Evail, nşr. Esed Teles (Bağdad 1950), s. 35 (: "Safii-ile
Merve arasını ilk aydınlatan kişi Halid b. Abdullah'dır".); el-Fiikihi, Taribıı Mekke, El yazma, Leiden,
Tasnif No: 463, vr. 443a.
180 İbn_ t.:tucavir, DesC1-iptio Arabiae Meridionalis, nşr. O. Löfgren (Leiden, 1951), I, 26 vd. ( :
"Halkın hac etmesinin gayesi Receb'in başında umre yapmaktı. Müıninlerin eıniri Ömer b. d- Hattab
onlara bu umrenin makbul bir hacca denk olduğu konusunda kefıl olurdu".)
226
taSGI'l'l!l
yaret etmek için Mekke'den Medine'ye yola çıkan Receb ayı kervanlannın par181
lak bir tanıtımını yapar.
Ziyad b. Ebih'in kendi döneminde kadınlann i'tikafa girmesini yasaklamasına
rağmen, Receb ayında bir camide itikafa girmeyi adayan kadın manzaralannı görmek
suretiyle, tarihin erken dönemlerinde Receb ayında i'tildfa girildiğinin izlerine rastla1
mak mümld.indür. Veki', Şurayh'in bu mesele hakkındaki hükmünü kaydeder. ""
Receb'le ilgili yaygın uygulamalar arasında zekatın bu ayda ödenmesi de vardır. Halbuki bu, inançlanna bağlı alimler tarafından mek:nıh kabul edilmektedir. ıa;
Ehl-i sünnet alimleri Receb'in ortasınaıs.. ve ilk gününe 185 isabet eden gecelerio gözetilmesi ile ilgili rivayeri uydurma olarak kabul ederler. Fakat çoğu insanlar yine de bu yaygın h.'l.ıtlamalara sanlrnışlardır. Abder!, Receb'in ilk günü kutlamalan ile ilgili adederin detaylarından bahsederken halkın bu ıneyanda farklı
boyutlarda şekillenen tatlı türleri hazırladıldarını nakleder.
Onun belirttiğine göre bu yasaldı bir uygulamadır. Çeşitli boyutlarda yapılan
tatlılara bakan ve onları yemekten kendisini uzak tutmayan insanlara mahkemede
şahitlik yapınaya izin verilınezdi. Eğer bu şekilli tatlılar parçalara bölünecek olsa
bile "fazilet ehli insanlar" onları satın alınaya müsaade etmezdi; çünld.i bu tatlılar
Şiiri tarafından yasaklanan bir tarzda hazırlanınıştır. İnsanlar, özellikle genç ve nişanlı çiftler akrabalanna pahalı hediyeler göderirlerdi. Abderi, Receb'i gözetmede
dindar selef ile çağdaş halk arasında şöyle bir çizgi çizer: Dindar olan selef Receb
ayında salih aınel ve ibadetlerini artınr, aınellerin ıslah edildiği bereketli dört haram ayın ilki olan bu aya saygı gösterirlerdi. Çağdaş insanlar ise onu yemek yemede ve dans yapmada yarışarak, pahalı hediyelere para harcayarak h.'l.ıtlamaktadır. 1"''
Yukarıda zikredilen Regaib namazı, ışıldı camilerde savurganlık içinde edilmekte; erkelder ve kadınlar camilere doluşmakta, imamlar da bu namazın kılırıı­
şına izin vermektedirler. ır
Abderi tarafından Receb'in yirmi yedinci gününün arefesi, saygın Mirac gecesi ile ilgili benzer şu uygulamalar naldedilir: uıs Halk; aydınlatılmış, halıların serili
olduğu, yemelderio getirildiği, insanların yiyip içeceği bir camide toplanır. Mek1
181 lvfekka, s. 60
182 el-Veki', Abhiim'I-Kllddt, nşr. Abclutaziz el-Meraği (Kahire 1947), II, 325, 360.
183 eş-Şevkani, ei-Fevdid, s. 440, satır 6-7; ayrıca bk. Abdulkadir el-Geylani, I, 196, saur 6 dip
nottan; el-Pattani, 117 saur 10 (Ali el-Kari'nin farklı görüşü için yukarıya bak)
184 eş-Şevkani, ei-Feudid, s. 50; İbn Hacer. Tebyfıı, s. 22; es-Suyuti, ei-Lealf, II, 57; İbnu'l-Cevzi,
el-lv!eudılat, II, 126.
185 İbnu'l-Cevzi, II, 123; es-Suyfıti, ei-Lealf, II, 55; İbn Hacer, Tel~vfıı, s. 17 (ayrıca bk. Abclutkadir el-Geylani, I, 202).
186 ei-Abderi. I, 291-293.
187 A.g.e., I. 293.
188 Bu namazlar için bk.Abdulkadir el-Geylani, I, 205; İbn Asiikir, Tarib, VII, 344 (Fakat Recebin yirmi dokuzuncu günü kaydedilmiş, yirmi yedinci günü kaydedilmemiştir); İbn Hacer, Tebyfn, s. 18, 27-28;
Ali el-Kiiri, ei-Edeb, vr. 65b (es-Suy"iiti'nin el-Cdmiıı1-kebfrinden naldedilnıiştir); İbnı.ı'I-Cevzi, II, 124-126.
------------~~---~----
--"'"""--'---
"receb
ayı
al/ab 'ın
ayıdır"
227
rüh bir tarzda Kur'an okunur, tb'<) la ilCibe illelltib yerine la yiltih şeklinde nerede
ise kelimelerin anlaşılınadığı bir tarzda zikir yapılır. Camide, bazı insanlar Kur'an
okurken diğerleri şiir okuyacak kadar düzensizlik hakimdir. İnsanlar kendilerini
rahatlatmak için dışarı çıkarken, Camide ve çevresinde temizliğe riayet etmemektedirler; bazı kadınlar, erkeklerin boşalttığı bizzat caminin içirıdeki boş kaplara para karşılığında su taşırlar."'" E. W. Lane Kahire'de yapılan Receb'irı yirmi
yedinci gününün, Mirac gecesi kutlamaları hakkında detaylı açıklamalar yapar. 191
Süfiler ve halkın geneli "Recebller" 192 adı verilen özel bir abdal 193 grubunun
mevcudiyetine inanırlar.
Lahc ve Ebyan halkı, önceleri hac içirı Receb ayında yola çıkarlardı. 19 '
Irak'ta yaygın Receb ayı uygulamaları Alımed Hamid es-Serrac tarafından kaleme alınmıştır. 19; es-Serrac'ın verdigi bilgilere göre orada Receb'in Cumartesi.
günlerine "sebtu'l-bentit: kızların Cumartesisi" adını verirler. Bu Cumartesi gÜnlerinde kızlar en güzel elbiselerini giyer, h.'Utsal mezarları ziyarete giderler. Mezarların avlularında, ka bre yakın bir yerde oturur, ilgi duydukları konularda sohbet ederler. Bu adete özellilde büyük şehirlerde riayet edilir.
"Savmu'l-yetfnıa: yetim kız orucu" Receb'in son Perşembesiride kızlar tarafından tutulan bir oruç uygulamasıdır. Bu oruç, tedavi görmüş ve üvey annesi tarafından eziyete uğramış hasta bir kızın hikayesi ile alakalıdır. Bu kız Receb'in
son Perşembe günü anıç tutmuş ve eğer Allah onu bu sıkıntısından kı.ırtarırsa
Receb'in son Perşembe gününü ebed! olarak anıç tutmayı adamış. Gizli bir yerde cerfşa denen basit bir buğday dövmesi yemeği pişirmiş, o gün anıç tutmuş ve
namazda A!lah'a dua etıniş. Kısa bir zaman sonra oğluna bir gelirı arayan sultanın karısı, güzel fakir halli bu kızı beğenmiş ve oğluna eş olarak onu seçmiş. Evlenrnişler ve mutlu olmuşlar. Genç kızlar ye time onıcu tutma adetine riayet ederler; gizli bir yerde cer!şa yemeği pişirir ve oruçlarını onunla açarlar. Oruç tutar ve
dileklerini yerine getirmesi için A!lah'a dua ederler.
Receb'in yirmi yedinci günü, Cafer! toplumunda saygı duyulan bir gündür.
Bu günde muska ve tılsırnlar hazırlanır.
Recebin son Çarşamba gününe Şabi1yün adı verilir. Bu dunım, bu günü oruç
tutmalda mutlu olan faltir bir odunctınun hikayesi ile bağlantılıdır. Hikayeye gö189 "Kuran akuyan kişi, nameli ve teğanni ile okuma yüzünden Kur'an'da olmayan bir takım
ilave ediyor ve onda olan bazı şeyleri de nok:sanlaştırıyordu. Hatta bu nameli okuyuş, söylemekte oldukları bir takım şarkı namesine dönüşüyordu ... "
190 el-Abd eri, I, 294-298.
191 Tbe k!anners and Customs oj tbe Modern Egyptiaııs (Londra 1954), s. 473-476)
192 Bk. EI2., "Abdal" md.; ayrıca bk. el-Cetrlıalıi, I, 25, No. 35; es-Suyiiti, ed-Dumı'I-Mensı?ı; I,
320, 321.
193 İbnu'l-Arabi, Mubatariilli'I-Ebriir(Kahire 1906), I, 245.
194 İbn u '1-Mucavir, I, 105.
195 Eviibidil 'ş-Ştlbılr(Les Superstitions attachees aux Mois), Luğatu'I-Arab (1928), VI- 28-32.
şeyleri
228
tasauuıif
re, oduncu bir keresinde, çölde bir ağacın altında uyurken üç kuş görmüş: Şah­
biryU,n, MahbiryU,n, EsmabiryU,n. Kuşlar ona şöyle demişler: Receb'in son Çarşamba günü oruç tutarsan ve orucunu arpa ekmeği, susam ve şekerle açarsan,
Allah'a dua ederek önüne su dolu bir kap ve ışıklı bir kandil koyarsan, Allah sana bol bir geçim kaynağı ihsan edecek. Öyle yapmış ve gerçekte kısır olan kansı bir çocuk dünyaya getirmiş; kısa bir zaman sorıra kendi çocuğu için bakıcı olarak kralın sarayına götürülmüş. Oduncu, kralın bahçesine bahçıvan olmuş. Bu
mutlu hayat içinde bir yıl geçtikten sorıra Receb'in bu gününü oruç tutmayı unutunca başlarına şöyle bir musibet gelmiş: Kralın kızı oduncunun kansının eşliğin­
de banyo yaparken bir kuş mücevherlerini kapmış. Oduncu ve kansı mücevherleri çalmakla suçlarırnış ve hapse atılmış. Hapiste iken, Receb ayında kuş hikayesini ve bu ayda oruç tutmayı hatırlarnışlar. Oduncu, bu ayın bir gününde, ölmek üzere olan bir. adamı kurtarmak için acele ile yürüyen bir adam görmüş; ondan Şabiryı1n orucunu açmak için gerekli olan malzemeleri getirmesini istemiş
ve ona o adamı iyileştireceğille söz vermiş. Gerçekten malzemeler getirildiğinde
oduncu ve kansı oruçtan sorıra bu malzemeleri tüketmiş, kabı su ile doldurmuş
ve kandili yakrnışlar. Hasta adam iyileşmiş ve bir kuş saraya gelerek kralın kızı­
nın mücevherlerini gagasında getirmiş. Oduncu ve karısı serbest bırakılmış ve
ömürleri sona erinceye kadar mutlu bir hayat yaşamışlar. Irak'ta kadınlar, Receb'in son Çarşambasını günün ortasına kadar oru-çlu geçirirler; bu onların inancına göre bereket getirir. Onlar arpa ekmeği, şeker, susam, mum kandili satın
alırlar ve ailece öğlen yemeğine otururlar. Oruç tutan kız Şabiryı1n hikayesini anlatır.
Philby'nin kaydettiğine göre, Receb'in ilk günü, Saivun'da (Hadramevt) Recebiyye denen yöresel bir tatil günüdür; bu ayda çeşitli yöresel festivaller yapılır.
Receb Ayı'nın yeni görüntüsü eski bir topçu sınıfı tarafından ateş yakılarak
anoqs edilir. 196 Şüphesiz bu, Ramazan'la ilgili bazı uygulamaların hatırlatıcısı görünümündedir.
Receb ayı ile ilgili uygulamalar karşısında Ehl-i sünnet alimlerinin aralıksız
mücadelesi tam anlamıyla başarılı olamamıştır. Bazılan yaygın inançların baskı­
lanna teslim olmuş ve bu tür uygulamalan güvenilir salih arneller arasında sayarak tasviplerini bazı adetlere hibe etmişlerdir. O kadar ki Cahiliyye dönemindt: .
Receb ayına duyulan saygı bile şerefini korumuş ve çağdaş Müslüman bir alim
197
tarafından "bir hanfjiyye kalınıısı" olarak takdim edilmiştir. Receb ayı uygulamalanna sertçekarşı çıkan inançlanna oldukça bağlı İbn Teymiyye tipinde alimler sadece küçük bir grup olarak azınlıkta kalmıştır. Bu uygulamalar, Müslüman196 Sheba's Daııghters(Londra 1939), s. 278.
197 İbn Kuteybe, ei-Meiinf'l-Kebfr, I, 67, not 3 (Abdurrahman b. Yahya el-Yemeni)
"receb ayı allah 'ın ayıdır"
229
lann yaygın inanç ve ibadetlerinin temel bir parçası olarak varlıklarını sürdürmüş
ve günümüze kadar gelmiştir.*
***
Çevirenin Notu: Yazar gerçekten ciddi bir araştırma yapmış, ancak hadisleri genelde özel konulu risalelerden, şerhlerden ve ikinci derece kaynaklardan almış, birinci el kaynaklardaki yerlerine hiç değinmemiştir. Aynca makalenin
muhtevası ile ilgili daha pek çok hadisin mevcut olduğunu da b~lirtrnek gerekiyor. Yeni bir çalışma ile, muhtevayı ilgilendiren bütün hadisler kategorize edilerek bir araya getirilebilir; temel hadis eserlerinin konuyu nasıl ele aldıklan ortaya konabilir. Yazar aynca içerdiği dokuz temel hadis kaynağında yer alan metinlere ulaşınada son derece önemli olan Batı orijinli Concordance'ı ya hiç kullanmamış, ya da hadis gösteriminde onun metoduna yer vermemiştir. Terelirnede
büyük oranda bulabildiğirniz hadislerin Concordance marifetiyle temel kaynaklardaki yerlerini de göstermeye çalıştık.
• Bu
yi
çalışma,
öğrencin1
"ilk dönem rivayeti" ile ilgili çalışmaların devanu niteliğindedir.
DAVID S. ELLER' in anısına ithaf ediyorum. (M.]. Kister)
Ayrıca
bu makale-
·Hayat bir zar içinde, hayatı öı1en bir zar;
Bana da hayat yeri, "Bağlımı" köyünde bir mezar"
Necip Fazı! Kısakürek

Benzer belgeler