Bir

Transkript

Bir
01_ASM_KAPAK
8/3/09
11:32 AM
Page 1
25_ILAN
8/3/09
2:15 PM
Page 9
03_ASM_EDITOR
8/4/09
4:38 PM
Page 1
ASM’den
Kötülük bulafl›c›; peki ya iyilik?...
982 y›l›nda iki bilim adam›, George L.
Kelling ile James Q. Wilson, düzensizlik
ve suçun yay›l›m›n› aç›klamak üzere “K›r›k
Pencereler Kuram›”n› gelifltirdiler. Bu kurama
göre düzensizlik ve suç birbiriyle ba¤›ml›, hatta
ard›fl›k, aflamal› sorunlard›r. Örnek olarak, bir
binada k›r›k bir cam›n onar›lmadan b›rak›lmas›,
di¤er camlar›n da k›sa bir sürede k›r›lmas›
olas›l›¤›n› art›r›r. Kuram, “herhangi bir ortamdaki
düzenin bozulmas› ve kurallar›n çi¤nenmesi, o
ortamda baflka insanlar taraf›ndan farkl›
kurallar›n da çi¤nenmesine zemin haz›rlar”der.
1
T›bbi Hizmetler Direktörü
Prof. Dr. Metin Çakmakç›
Bu kuram, Aral›k 2008’de Science dergisinde
Hollanda Groningen Üniversitesi’nden Kees
Keizer arkadafllar›n›n deneysel çal›flmalar›
yay›nlan›ncaya kadar bilimsel kan›ttan yoksundu.
Ama art›k do¤rulu¤unu kabul etmek
durumunday›z.
Araflt›rmac›lar do¤al ortamlarda alt› farkl› deney
kurgulayarak insanlar›n davran›fllar›n› incelediler.
‹lkinde, görünür bir flekilde “duvarlar› boyamak
yasakt›r” uyar› yaz›lar› olan bir bisiklet
parkyerinin duvarlar›n› grafitti ile boyayarak
yarat›lan “düzensizli¤in” park etmifl bisikletlere
bilerek ilifltirilen reklam ka¤›tlar›n›n %69
oran›nda yere at›lmas›na neden olurken, park
yerinin duvarlar› temizlenerek “düzen
sa¤land›¤›nda” %33’e düfltü¤ü gözlemlenmifl.
‹kinci deneyde kestirme bir yolun girifline yar›
aç›k tutulan bir kap› monte edip “geçifl yasakt›r”
yazm›fllar. Ayn› yerdeki ikinci uyar› levhas›na da
bisikletleri ba¤laman›n yasak oldu¤u yaz›lm›fl.
Ortamda bisiklet yokken kap›y› (yasak olmas›na
ra¤men) insanlar›n %27’si kullanm›flken, yasak
levhas›na ra¤men bisiklet ba¤land›¤›nda, yani
düzensizli¤in yarat›ld›¤› ortamda, kap›dan
geçenlerin oran› %82’ye ç›km›fl.
Bir ileri ad›mdaki deneyde araflt›rmac›lar, içinde
para oldu¤u aç›kça belli olan bir zarf› görünür
flekilde bir posta kutusuna yerlefltirmifller. Temiz
bir ortam kurguland›¤›nda bu zarf görenlerin
%13’ü taraf›ndan çal›nm›fl. Etrafa çöp
at›ld›¤›nda ve posta kutusunun üzeri karalan›p
boyand›¤›nda çal›nma oran› %27’ye ç›km›fl; iki
kat›na yani.
Benzer kurgularda, yaln›z görüntü ile de¤il,
farkl› flekillerde de düzen bozuldu¤unda ve basit
kurallar çi¤nendi¤inde, her defas›nda insanlar›n
baflka kural ve normlara da daha az uymaya
bafllad›¤› gözlemlenmifl.
Asl›nda gerçek dünyadaki deneyimlerimiz de
benzer de¤il mi? ‹nsan davran›fl›na yön veren
içgüdülerden “toplumsal uyumlu olma” dürtüsü
desteklenmedi¤inde, çok daha basit düzeydeki
içgüdülerin davran›fllara hakim oldu¤u bir
gerçek.
Trafik ihlallerini düflünün, rüflvet ve benzeri etik
sorunlar› düflünün... Küçük ve bafllang›çta az
say›daki kurals›zl›klar sonunda bir sarmal
fleklinde ço¤alarak toplumsal normlar›, yasal ve
etik kurallar› yok etmeye bafllam›yor mu?
Kurall› ve suçsuz, etik bir toplum olmak için
çöplerin toplanmas›na, evlerin duvarlar›n›n
boyanmas›na, kald›r›mlar›n yap›lmas›na,
yollardaki fleritleri belirleyen çizgilerin
çekilmesine, vandalizmin önlenmesine daha m›
çok özen göstermeliyiz acaba?
Hatta, yaln›z kurallara uyumun ve düzenin
sa¤lanmas›n›n yetmeyece¤i, estetik ve güzelli¤e
özen gösterilmesinin de baflka toplumsal
davran›fl alanlar›nda da iyileflme sa¤layaca¤›n›
düflünüyorum.
Pozitif psikoloji dal›ndaki araflt›rmalara göre iyilik
yapma, ba¤›fllama, sevgi, optimizm ve nefle gibi
davran›fl özellikleri, özellikle çocukluk
döneminde neredeyse “bulafl›c›” flekilde kolayca
ve h›zla aktar›labilmektedir. Eriflkinlerde “iyilik”
bulafl›c› m›d›r? Belki; ama muhtemelen
“kötülü¤e” oranla bulafl›c›l›¤› daha az, ve
kesinlikle çaba ve emek gerektiriyor...
Mutlu yaflamak, çal›flmak ve üretmek, sonuçta
yaflam kalitemizi yükseltmek için olumlu ve
uyumlu olmak etik ve sorunsuz toplumsal
düzenin de bafllang›ç noktas› m› acaba?
Sa¤l›kl›, pozitif ve iyi bir yaflam dileklerimle...
Prof. Dr. Metin Çakmakçi
* Yorum ve notlar›n›z için bana lütfen yaz›n›z: [email protected]
ASM VİTAL 3
04_05_ASM_ICINDEKILER_2
8/17/09
2:01 PM
Page 1
‹çindekiler
Nisan / Eylül 2009
Say›:14
SENDROM
10 METABOL‹K
Hastal›klar›n birlefliminden do¤uyor
Bel çevresi kal›nl›¤› hastal›klar›n habercisi
GÜNCEL
16 ROMATOLOJ‹
Behçet Hastal›¤›
Hangi belirtiler Behçet hastal›¤›n›n habercisi?
26 B‹YON‹K KULAK
‹flitme kayb›na umut oluyor
Kimlere uygulanabiliyor?
30 YAfiAM ÖYKÜSÜ
Avustralyal› hasta ASM’yi seçti
‹nternette araflt›rd›, seçimini yapt›
31 TEKNOLOJ‹
Cyberknife yenilendi
DER‹ HASTALIKLARI
52 FOTOTERAP‹
Deri hastal›klar›n›n tedavisi
Tedavi süresi k›sald›
46 ÜROLOJ‹
Tafl Hastal›klar›
Tafl hastal›¤›nda uygulanan tedavi yöntemleri
64 ÖKSÜRÜK
Yeteri kadar önemsenmiyor
Ne zaman hekime baflvurulmal›?
66 KAL‹TE
Akreditasyon hastalara
neler kazand›r›yor?
Hastalar›n güvenli¤i kontrol alt›nda
72 ANADOLU E⁄‹T‹M VE
SOSYAL YARDIM VAKFI
Vakf›n genel müdürü
Hüseyin Topa anlatt›
Vak›f çal›flmalar›na h›zla devam ediyor
4 ASM VİTAL
58
31
Sedef ve egzama tedavisindeki son yenilikler
F‹Z‹K TEDAV‹ VE REHAB‹L‹TASYON
58
Sporcular nas›l beslenmeli, nelere dikkat etmeli?
62
Fizik tedaviye ne zaman ihtiyaç duyuluyor?
Efes Pilsen’in basketbol oyuncusu Mario Kasun yaflad›klar›n› anlatt›
Amaç; yaflam kalitesini artt›rmak
ORTOPED‹
40 DAMARLI KEM‹K NAKL‹
Bölgesel kemik hücrelerinin ölümü
Ameliyat kimlere uygulanabilir?
50 EKLEM PROTEZ‹ AMEL‹YATLARI
Hastalara hareketli ve a¤r›s›z bir hayat sa¤l›yor
En baflar›l› sonuçlar diz ve kalça bölgelerinden al›n›yor
11:48 AM
Page 2
ONKOLOJ‹K B‹L‹MLER
18 MEME KANSER‹
Meme kanserinin evrelendirilmesinde alt›n standart:
Sentinel lenf bezi biyopsisi
38 RAH‹M A⁄ZI KANSER‹
Risk tarama testi yapt›rmay› ihmal etmeyin
KADIN SA⁄LI⁄I
42 TÜP BEBEK
En sa¤l›kl› embriyo seçiliyor, ço¤ul gebelikler önleniyor
Vital
ASM
8/5/09
www.anadolusaglik.org
04_05_ASM_ICINDEKILER_2
Nisan / Eylül 2009
Say›: 14
Anadolu Vakf›
‹ktisadi ‹flletmesi Ad›na
‹mtiyaz Sahibi
Tuncay Özilhan
Genel Direktör
Dr. Hasan Kufl
KALP SA⁄LI⁄I
54 KADINLARDA KALP RAHATSIZLIKLARI
Kad›nlarda kalp rahats›zl›klar› son y›llarda h›zla art›yor
NÖROLOJ‹K B‹L‹MLER
8 HER UNUTKANLIK ALZHEIMER MIDIR?
Alzheimer’a yakalanma riskiniz belirlenebilecek
32 M‹GREN
Bafl a¤r›lar›ndan yaflam tarz›n›z› de¤ifltirerek de kurtulabilirsiniz
34 EP‹LEPS‹
Beyindeki elektriksel boflal›mlar epilepsi nöbetine neden oluyor
HEMfi‹REL‹K
48 VAKA YÖNET‹C‹L‹⁄‹ VE L‹DER HEMfi‹REL‹K
Hastalara daha iyi hizmet verebilmek için çal›fl›yorlar
T›bbi Hizmetler Direktörü
Prof. Dr. Metin Çakmakç›
Kurumsal Hizmetler ve
‹letiflim Direktörü
Semra Baysan
Kurumsal ‹letiflim Müdürü
Neslihan Aksu
Kurumsal ‹letiflim Ekibi
Güzin Bak›r Güley
fiule Kaya
Yay›n Kurulu
Prof.Dr. Metin Çakmakç› (Editör)
Prof.Dr. Ayd›n Ar›c›
Prof.Dr. Sertaç Çiçek
Prof.Dr. Haluk Onat
Prof. Dr. Cem Sungur
Prof.Dr. Tuncer Süzer
Doç.Dr. Özlem Yap›c›er
Bask›ya Haz›rlayan
Do¤an Burda Dergi Yay›nc›l›k A.fi.
Yay›n Direktörü
GEZ‹
76 SAMSUN
Kufllar›n gözdesi tarihi flehir
B‹ZDEN HABERLER
68
70
75
80
81
82
ASM ve Johns Hopkins Medicine felaket için e¤itti
ASM’nin teknik altyap›s›
Bellek & Kalp Krizini Önlemek kitaplar›
Anlaflmal› Kurumlar
‹letiflim Bilgileri
Bulmaca
Ferhan Kaya Poroy
Yaz›iflleri Müdürü
Ruken Akbay Gürtafl
Görsel Yönetmen
H. Y›ld›ray Gökkaya
Foto¤raflar
Do¤an Burda Arfliv
Akadur Töle¤en, Mert fiener
Yaz›iflleri
Nilgün Y›ld›z, Senem Onan
Bask›
Do¤an Ofset Matbaac›l›k ve Yay›nc›l›k A.fi
Do¤an Medya Tesisleri Hofldere Yolu C Blok
34850 Esenyurt/‹stanbul Tel: 0212 622 19 00
Yaz›flma Adresi
Anadolu Cad. No:1
Çay›rova Mevkii Gebze - Kocaeli
Tel: 44 44 276
e-mail:
[email protected]
www.anadolusaglik.org
06_07_ASM_JOHN_2
8/4/09
3:33 PM
Page 1
Johns Hopkins Medicine’in bilimsel araflt›rmalar›ndan derlenmifltir.
D vitamini prostat
kanserinden
koruyor mu?
vitamini, bilindi¤i gibi sadece kemikleri güçlendirmiyor. Ayn›
zamanda birçok rahats›zl›¤a karfl› vücudu koruyor.
Araflt›rmalar, “günefl ›fl›¤› vitamini” olarak bilinen D
vitamininin prostat kanserinin geliflimini engellemede önemli rol
oynad›¤›n› ve vücutta bulunan prostat kanseri hücrelerini h›zl› flekilde
öldürdü¤ünü gösteriyor. Son on y›l boyunca yap›lan araflt›rmalar, D
vitamini ve prostat kanseri aras›nda bir iliflki oldu¤una dair düflünceleri
ortaya ç›kard›. Birçok çal›flmaya göre D vitamini seviyesinin yetersiz
oldu¤u durumlarda prostat kanseri gibi kanser risklerinin artt›¤›
D
görülmesine ra¤men bu araflt›rmalar›n tümü do¤rulanmad›. Bu
araflt›rmalar, D vitamini eksikli¤i tedavisi konusunda genel olarak bilgi
verse de D vitaminin prostat kanserine engel oldu¤una dair hala daha
genifl araflt›rmalara ihtiyaç var. D vitamini asl›nda sadece bir vitamin
de¤il, çünkü A vitamini gibi yiyeceklerden al›nm›yor. Vücut,
hormonlarda oldu¤u gibi D vitaminini de kendi üretiyor. D vitamininin
kalp sa¤l›¤› aç›s›ndan da birçok yarar› bulunuyor. Yap›lan araflt›rmalar
kalp krizi, inme, kalp yetmezli¤i olan kiflilerin kanlar›nda D vitamininin
düflük oranlarda oldu¤unu gösteriyor.
Bir yetiflkinin uykuya ihtiyac› ne kadard›r?
Uykusuz kald›¤›n›z zaman ilk olarak alg›lama yetene¤iniz zay›flar. Uzun süre uykusuz
kald›¤›n›zda ve bunu her gece yapt›¤›n›zda, belle¤iniz de güçsüzleflir. E¤er bu sorun devam
ederse belle¤iniz ve beyniniz, sa¤l›kl› bir flekilde ifllevlerini yerine getiremez.
Johns Hopkins’den Nöroloji Uzman› Marilyn Albert, uyku ve
uykunun beyin ile bellek üzerindeki etkileri hakk›nda merak
edilenleri anlatt›: “‹nsanlar yaflland›kça toplam uyuma süreleri
ve uykuda görülen rüya süreleri azal›r. Yeni do¤an bir bebek
günde 16 saat uyur. Bunun aksine yeni do¤mufl bir bebe¤in
30 yafl›ndaki annesi ise e¤er flansl›ysa günde alt› saat uyur.
Bu da bir bebe¤in uyudu¤u sürenin üçte biri kadard›r.
Yeterince uyumad›¤›n›zda güne yorgun bafllars›n›z. Bu
durumda gün boyu uykulu olursunuz. Uykudan yoksun kalan
kiflilerin düflünme sorunlar› ortaya ç›kar. Yeni fleyleri
ö¤renirken yavafl kal›rlar. Bellekle ilgili sorun yaflarlar ve
olaylar› do¤ru flekilde de¤erlendirme yapamazlar. E¤er çok
ciddi uyku sorunlar› varsa düflünme yetilerini kaybederler.
Yafll› kifliler, gençlere oranla uykusuzlu¤u daha zor atlat›rlar.
Örne¤in 24 saat uykusuz kalan bir gence oranla yafll› bir
kiflinin uykusuzlu¤u yenmesi bir gün daha fazla sürer. Ancak,
kad›nlar erkeklere oranla daha h›zl› bir flekilde uykusuzluk
sorununu atlat›rlar.”
6 ASM VİTAL
06_07_ASM_JOHN_2
8/4/09
3:34 PM
Page 2
JHM’den Haberler
Johns Hopkins Medicine
Katarakt
ameliyat›n›
ertelemeyin
[B‹LG‹]
BOTOKS SADECE
KIRIfiIKLIKLAR
‹Ç‹N DE⁄‹L
atarakt; bulan›k, çift görme ve göz
kamaflmas›na neden olur. ‹lk baflta
hastalar gözlük numaralar›n›n
de¤iflmesi gerekti¤ini düflünür, büyüteç
kullan›r ve görmek için evlerindeki ›fl›k ayar›yla
oynarlar. Fakat görme zorlu¤u günden güne
artarsa özellikle de araba sürerken ya da bir
fleyler okurken rahats›zl›k varsa katarakt
ameliyat›n›n zaman› geldi demektir. Seçim
yapmak için düflünmeye zaman›m›z vard›r.
Ancak, gençlerde ve diyabetlilerde katarakt
daha h›zl› geliflti¤i için tedavi yöntemiyle ilgili
seçimin bir an önce yap›lmas› gerekir.
K
Botoksun en iyi bilinen özelli¤i yüzdeki
k›r›fl›kl›klar üzerindeki etkisi ve daha genç
görünmeye yard›mc› olmas›d›r. Bugün
botoks, sindirim sistemindeki bozukluklar
da dahil olmak üzere birçok tedavi
yöntemi için kullan›l›yor. Botoksun
üretildi¤i oldukça yüksek zehirli bir
bakteriyel toksin olan Botulinum toksin A,
sinirlere etki ederek kaslarda felce neden
oluyor. Bu toksinin fazla dozda al›m›
tehlikeli olsa da dikkatli ve az miktarlarda
kullan›ld›¤›nda kas spazmlar›n›n ortadan
kalkmas›na yard›mc› oluyor.
Erkekler de depresyona girer
Erkekler hayatlar›ndaki stres verici olaylardan kad›nlara oranla
daha fazla etkileniyor. Ancak, erkekler bu konuda tedaviyi istemiyor.
Depresyon belirtilerinin fark›na varm›yor; varsa da, bunun bir
güçsüzlük oldu¤unu düflünerek kabul etmiyor. Kad›nlarda görülen
üzgün hissetme, a¤lama krizleri ya da suçluluk duygusu, erkeklerde
sinir ve k›zg›nl›k, hayattaki kontrolünü kaybetti¤i düflüncesi, büyük
riskler alma ve iflteki sorunlardan flikâyet etme gibi belirtilerle kendini
gösteriyor. Erkeklerde görülen depresyon, e¤er tedavi edilmezse çok
daha tehlikeli olabilir. Erkekler, depresyonla bafla ç›kmaya kalk›flt›klar›
zaman ise h›rç›n biri oluyorlar; tehlikeli sporlarla u¤raflmaya bafll›yor,
birden çok kad›nla birlikte oluyor ya da uyuflturucu gibi kötü
al›flkanl›klara yönelebiliyorlar. Erkeklerin depresyonu yenmesi için
birçok tedavi yöntemi vard›r. Psikolojik destek alarak bunun
üstesinden rahatl›kla gelebilirler. Araflt›rmalar, erkeklerde kad›nlara
göre dört kat daha fazla intihar e¤ilimi oldu¤unu gösteriyor.
Depresyon her iki cinsiyet için de koroner kalp hastal›klar›yla
iliflkilendirilse de araflt›rmalar, depresyona giren erkeklerin kalp
hastal›klar›na yakalanma riskinin daha yüksek oldu¤unu gösteriyor.
Kad›nlar, diyabet ve cinsel yaflam
John Hopkins Medicine endokrinoloji uzmanlar›
diyabetli kad›nlar›n iki genel sorununu ortaya ç›kard›.
iyabet hastalar›nda yüksek kan
flekeri nedeniyle sinirler ve kan
damarlar› zarar görüyor ve bu
da cinsel yaflam› etkiliyor. Diyabetli
erkeklerde ereksiyon sorunlar›
görülürken, kad›nlarda vajinal ›slakl›k
azal›yor ve enfeksiyonlar nedeniyle
cinsel arzu da azal›yor. Araflt›rmac›lar,
D
erkekler üzerinde, kad›nlardan daha
fazla araflt›rma yapm›fl olsalar da, kan
flekeri düzeyini kontrol alt›nda tutman›n,
ortaya ç›kan cinsel sa¤l›k sorunlar›
üzerindeki etkisini keflfetmifller. E¤er
kan flekeri düzeyi kontrol alt›nda
tutulamazsa o zaman cinsel yaflam zarar
görebiliyor.
ASM VİTAL
7
08_09_ASM_DEMANS
8/4/09
3:36 PM
Page 1
Nörolojik Bilimler
Alzheimer’a yakalanma riskiniz belirlenebilecek
Her unutkanl›k
Alzheimer m›d›r?
ASM Nöroloji Uzman› Prof. Dr. Türker fiahiner, art›k kan testiyle bir tür demans olan
Alzheimer’a yakalanma riskinin ortaya ç›kar›labildi¤ini söylüyor.
[D‹YOR K‹:]
emans, bunama anlam›na geliyor. Bu
durumda yak›n geçmifle yönelik bellek
bozuklu¤u yaflayan, unutan bir insan söz
konusu oluyor. Fakat tek bafl›na yak›n belle¤in
sorunlu olmas› demans› tan›mlamaya yetmez.
Demans için yak›n bellekteki sorunun sosyal
sorunlar da yaratmas› gerekir. Kiflilik de¤iflebilir;
daha evvel çok iyi yapt›¤› ifllerde aksamalar
görülebilir. Bir ev han›m› ise daha önce iyi yapt›¤›
yemekleri daha zor yapmaya bafllayabilir veya eski
lezzetini yakalayamayabilir. Araba kullanan bir floför
eskisi gibi dikkatli kullanamayabilir.
D
Demans›n süreçleri
Nöroloji Uzman›
Prof. Dr. Türker fiahiner
“Her türlü bunama hastal›¤›
daha çok ileri yafllarda ç›kar.
Emekli olunca sakin bir
yaflam›n içinde olmak keyif
verici ve sa¤l›kl› görünebilir;
ancak bu yaflam tarz›n›n bir
tehlike sinyali var! Beyni aktif
bir yaflamdan monoton bir
dünyaya yönlendirdi¤inizde,
Alzheimer’a yakalanma riski
artar. Beyin çal›flt›kça nöronlar
yeni ba¤lant›lar oluflturur ve
bu a¤larla bilgileri kaydeder.
Beyni de ne kadar aktif
tutarsan›z Alzheimer’dan o
kadar çok korunursunuz.
Beynin sadece bir bölümünü
çal›flt›rmak yerine çok yönlü
etkin k›lmak önemli,
unutmaktan korkan birey
gününün her dakikas›n› sosyal
bir etkinlikle doldurmal›,
okumal›, sosyal arkadafl
ortamlar›nda bulunmal›.”
8 ASM VİTAL
‹lerleyen safhalarda hastan›n öz bak›m›, hijyeni
bozulur; bir çocuk gibi bak›ma muhtaç hale gelir ve
daha da ileri aflamada yata¤a ba¤›ml› olur. Yaflam
takvimi geri ifllemeye bafllar; o güne de¤in zekâ ve
davran›fl olarak ç›k›lan geliflim basamaklar› inilmeye
bafllan›r. Ço¤u zaman araya giren enfeksiyon ya da
baflka bir nedenle hasta kaybedilebilir.
[D‹PNOT]
NEDEN UNUTUYORUZ?
Unutmak, fizyolojik bir olay de¤il. ‹nsanlar, belli
bir s›n›r›n üzerinde unutman›n bir hastal›k
oldu¤unu fark etmeye bafll›yor. Normal beynin
ö¤rendi¤i bir fleyi yak›n bellek dahilinde
unutmamas› gerekiyor. Unutuyorsa bunun bir
s›n›r› var. Özellikle de kay›tl› bir bilginin
unutulmas› normal bir süreç de¤il.
Demans›n en önemli nedeni
Alzheimer hastal›¤›
ve damar sertli¤i
Demans›n görülmesinin en önemli nedeni
Alzheimer hastal›¤›d›r. Alzheimer hastalar›n›n
ard›ndan damar sertli¤i sonucunda çeflitli damar
t›kan›kl›¤› yaflayan hastalarda da demans yani
bunama görülebilmektedir. Di¤er bir deyiflle
hastal›¤›n %90’› ya Alzheimer’dan ya da damarsal
t›kan›kl›k sonucu oluflan rahats›zl›klardan
kaynaklan›r. Ayr›ca %10’u da travmalar, tiroid
fonksiyon bozukluklar›, B12 veya folik asit
yetmezlikleri gibi baflka hastal›klara ba¤l› çok çeflitli
nedenlerden oluflabilir.
Demans tan›s› koymak
zor de¤il
Unutkanl›k; sosyal iliflkilerdeki zay›fl›klar, beceri
kay›plar› gibi belirtiler hekim olmayan kifliler
taraf›ndan bile fark edilebilir. Bu belirtiler belli bir
zaman diliminde gerçeklefltiyse ve 50 yafl üzeri bir
hastadan söz ediliyorsa, ilk tan› demans olabilir.
Testlerle ve yard›mc› testlerle de tan› do¤rulanabilir.
Tan› koyma yöntemlerinden biri MR’d›r, Bellek
bozuklu¤u, beyin tümörü veya beyin kanamas›ndan
da kaynaklanabilir. Ayr›ca baz› kan testleri vard›r.
Bu testlerde B12, folik asit, tiroid fonksiyonlar›na
bak›l›r. Az görülen demanslar ay›rt edilmelidir.
Alzheimer’da protein
plaklar› birikiyor
Bunaman›n nedenlerinden biri olan Alzheimer
hastal›¤›nda, beyinde genetik ve çevresel etkenlerle
amiloid ad› verilen protein türevleri birikiyor.
Bu protein plaklar›, nöron ad› verilen beyin
hücrelerinin ölümüne neden oluyor. Beyin
hücrelerinin ölmesiyle beyin küçülmeye bafll›yor.
Beyindeki bu hasar da unutmaya yol aç›yor.
Günümüzde devrim niteli¤inde geliflmeler
yaflan›yor. Art›k amiloid beta protein düzeylerini
tayin eden kan testiyle demansa yakalanma riski
08_09_ASM_DEMANS
8/4/09
3:36 PM
Page 2
Beynin aktif bölgelerini gösteren fonksiyonel MR görüntüleri.
“Bunaman›n nedenlerinden biri olan Alzheimer
hastal›¤›nda, beyinde genetik ve çevresel etkenlerle
amiloid ad› verilen protein türevleri birikiyor.“
ortaya ç›kar›labiliyor. Amiloid beta proteinlerinin yol
açt›¤› plaklar›n neden olufltu¤u, neden baz› kiflilerde
daha fazla protein birikti¤i ise araflt›r›l›yor.
Öte yandan günlük unutkanl›klar Alzheimer
belirtisi olabilir. Günlük hayat›n› devam ettirebilen
fakat unutkanl›ktan flikâyet eden bir kesim var. Bu
kesim, gözlük, araba anahtarlar› gibi günlük eflyalar›
kaybetmek, randevular› kar›flt›rmak gibi unutkanl›klar
yaflar. 30-40’l› yafllarda olan ço¤unlukla da aktif
yaflam›n içinde yo¤un stres alt›nda olan bireylerde
çok s›k yak›n bellek sorunlar› görülüyor.
HKB ad› verilen hafif kognitif bozuklu¤unun
neden oldu¤u unutkanl›klar, ileride Alzheimer’a
yakalanman›n belirtileri olabilir. Kan testiyle amiloid
beta 42 proteinin, hastal›k görülmedi¤i halde de
yüksek oldu¤u anlafl›labilir.
Geçmiflte test daha zordu
Eskiden Alzheimer’a neden olan amiloid proteini
belden girilen bir i¤ne ile al›nan beyin omurilik
s›v›s›ndan ölçülebiliyordu. Baz› teknik araflt›rmalar ve
özel durumlar d›fl›nda pratik bir yöntem
olmad›¤›ndan toplumsal tarama mümkün de¤ildi.
Geçen y›l proteini plazmadan ölçmenin anlaml›
olabilece¤i bulundu. Kan testiyle art›k rutin olarak ben
unutkan›m diyen insanlarda veya unutkanl›k problemi
olmayan ancak ileri yafllarda Alzheimer’a yakalanma
riskini belirlemek isteyen kiflilerde, amiloid beta
seviyelerine bak›labilecek. Sonuca göre yaflam tarz› ve
diyet önerileri ile birlikte baz› t›bbi tedaviler de
önerilebilecek. Bunama nedeni olarak %60-70 olas›l›kla
Alzheimer sorumlu tutulabilir. Dolay›s›yla alzheimer
riski hakk›ndaki sorulara yan›t almak çok önemli. Öte
yandan Amiloid beta 42 seviyesinin düflük ç›kmas›
Alzheimer olmayaca¤› anlam›na gelmiyor. Çünkü bu
de¤er daha ileri yafllarda da yükselebiliyor. Bu de¤er
asl›nda bir kere ölçülüyor; oran yüksek veya düflük
ç›karsa, düzenli olarak birkaç y›l izlem gerekiyor.
Aynen s›k s›k kolesterol de¤erlerinin ölçülerek kalp ve
damar hastal›klar› riskinin belirlenmesi gibi.
[B‹LG‹]
HER
UNUTKANLIK
ALZHEIMER’A
DÖNER M‹?
Damar sertli¤ine ba¤l›
demanslarda sertli¤in
derecesine ba¤l›
binlerce küçük damar
t›kan›yor. Damar
t›kan›kl›¤›na ba¤l› olarak
büyük felçler olmadan
bile hasta yavafl yavafl
belle¤ini kaybedebiliyor.
Damarsal demanslar ile
Alzheimer tipi
demanslar, genellikle
birbirinden tamamen
ayr› olmayabiliyorlar.
Alzheimer’l› hastalarda
ayn› zamanda bir miktar
damar t›kan›kl›¤›
olabildi¤i gibi, damarsal
t›kanmalar olan
hastalarda da Alzheimer
özellikleri görülebiliyor.
Bu nedenle hastalara
belleklerini korumalar›
için ayn› kalp damar
sa¤l›¤›nda söylenenler,
tekrar edilmeye
baflland›. Çünkü
damarsal bir neden söz
konusu. Kiflilere
kolesterolü düflük diyet,
egzersiz, sigaradan uzak
bir yaflam öneriyoruz.
Hippocampus’un (Beynin haf›za ve yön bulmada önemli rolü olan bölgesi) MR vePET görüntüleri.
Prof. Dr. Türker fiahiner’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
ASM VİTAL
9
10_15_ASM_METABOLIK
8/4/09
3:38 PM
Page 1
DOSYA Metabolik Sendrom
Bel çevresi kal›nl›¤›
birçok hastal›¤›n habercisi mi?
Günümüzde büyük bir sorun haline gelen ve birçok
hastal›¤›n bilefliminden oluflan metabolik sendrom
nedir; obezite ile nas›l bir iliflkisi vard›r; bu
sendromdan korunmak için neler yap›lmal›d›r?
[D‹YOR K‹:]
‹ç Hastal›klar› Uzman›
Prof. Dr. Cem Sungur
B‹RÇOK
HASTALIK B‹R
ARADA OLAB‹L‹R
“Metabolik sendrom; tip 2
diyabet, kalp ve damar
hastal›klar›, karaci¤er
ya¤lanmas›, kronik böbrek
hastal›¤›, onkolojik sorunlar,
polikistik over sendromu ve
uyku bozukluklar› gibi bir
dizi hastal›kla birlikte
olabildi¤inden, tan›n›z›
koyan hekim, sizi bir baflka
meslektafl›na
yönlendirebilir.”
10 ASM VİTAL
aha çok 30 yafl ve üzerindeki kiflilerde
görülmesine ra¤men, çocuklar› da etkisi
alt›na alan ve dünyada yetiflkinlerin
%16’s›nda oldu¤u tahmin edilen metabolik sendrom,
birbiriyle ba¤lant›l› bir dizi sa¤l›k sorununun
etkileflimi sonucunda ortaya ç›k›yor. Bu hastal›klar
aras›nda obezite, tip 2 diyabet, kalp ve damar
hastal›klar›, karaci¤er ya¤lanmas›, kronik böbrek
hastal›¤›, onkolojik sorunlar, polikistik over sendromu
olabiliyor. Konuyla ilgili görüfltü¤ümüz Anadolu
Sa¤l›k Merkezi’nden ‹ç Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr.
Cem Sungur, hastal›¤›n bilinmeyen yönlerini anlatt›.
G Metabolik sendrom ile böbrek hastal›klar› aras›nda
nas›l bir iliflki vard›r?
Metabolik sendromun böbreklerle ilgili olarak
yaratt›¤› en yayg›n sorun idrara, normalin üzerindeki
miktarlarda albümin adl› proteinin s›zmaya
bafllamas›d›r. Düflük düzeylerdeki albümin kaça¤›n›n,
ola¤an idrar incelemelerinde belirlenmesi mümkün
olmad›¤›ndan, son y›llarda ‘mikroalbümin’ testi ad›
verilen idrar testi kullan›lmaya bafllan›lm›flt›r. Bir
kiflinin idrar›nda sürekli olarak mikroalbümin
saptan›yorsa o birey kronik böbrek hastas› demektir.
Yap›lan araflt›rmalar metabolik sendromu olan
bireylerin yaklafl›k üçte birinde mikroalbüminüri
oldu¤unu, baflka bir ifadeyle de kronik böbrek
hastas› olduklar›n› göstermektedir.
Mikroalbüminürisi olan bireylerde, önlem al›nmazsa
böbrek hasar›n›n ilerlemesi sonucu böbrek yetmezli¤i
geliflebilmektedir. Ama as›l sorun metabolik
sendrom nedeniyle zaten yükselmifl olan kalp ve
damar hastal›¤› riskinin, mikroalbüminürinin
varl›¤›nda belirgin bir flekilde artmas›d›r.
G Metabolik sendromun karaci¤ere zarar› var m›d›r?
Bel çevresindeki ya¤ birikimi sadece derinin
alt›nda ya¤lar›n artmas› anlam›na gelmemektedir.
Ya¤lar kar›n bölgesindeki bütün iç organlarda
birikmektedir. Bu organlardan birisi de karaci¤erdir.
Biriken ya¤lar›n oksitlenmesi nedeniyle
D
çevrelerindeki karaci¤er hücrelerine zarar vermeleri
sonucu ortaya ç›kan karaci¤er iltihab›na (hepatit),
ya¤l› iltihaplanma anlam›na gelen ‘steatohepatit’ ad›
verilmektedir. Özellikle son on y›l içinde virüslere (B
ve C) ba¤l› kronik karaci¤er hastal›klar›n›n s›kl›¤›nda
belirgin bir azalma yaflan›rken, ço¤u kez metabolik
sendroma efllik eden steatohepatit oran›nda adeta
bir patlama yaflanmaktad›r. Baz› karaci¤er
uzmanlar›, bu sorunun önümüzdeki y›llarda en
önemli siroz nedeni haline gelmesinden
kayg›land›klar›n› belirtmektedirler.
G Kansere neden olur mu?
Birçok araflt›rma obezite ve özellikle obeziteye
efllik eden metabolik sendromda belirli kanserlerin
görülme s›kl›¤›n›n artt›¤›n› göstermifltir. Söz konusu
olan kanserler; kad›nlarda meme ve endometrium
(rahim), erkeklerde prostat ve her iki cinsiyette de
kolon, yemek borusu, böbrek ve karaci¤er
kanserleridir. Böyle bir kuflku varsa doktorunuz sizi
bir medikal onkoloji uzman›na yönlendirecektir.
G ‹deal bel çevresi ölçüsü var m›d›r?
De¤iflik ›rktan insan topluluklar› için tek bir bel
çevresi kriteri yetersiz kald›¤›ndan Dünya Sa¤l›k
Örgütü taraf›ndan farkl› ›rklar için de¤iflik bel çevresi
kriterleri belirlenmifl durumda. Son y›llarda metabolik
sendrom belirlenen hastalar›n ço¤una, diyabeti daha
erken dönemlerde belirlemek için glukoz yükleme
testi de yap›l›yor. Hekiminiz yafl›n›za, cinsiyetinize ve
bulgular›n›za göre yaflam tarz›n›z› de¤ifltirmeniz için
baz› önerilerde bulunabilir veya ilaçlara bafllayabilir.
Prof. Dr. Cem Sungur’un di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
10_15_ASM_METABOLIK
8/4/09
3:38 PM
Page 2
[B‹LG‹]
METABOL‹K SENDROM NASIL BEL‹RLEN‹YOR?
Hekiminiz size “Sizde metabolik sendrom
var, baz› önlemler alman›z gerekiyor”
dedi¤inde, asl›nda “Sizi muayene edip
incelemelerinize bakt›¤›mda flu sorunlar›
belirledim” demek istiyor: Kan flekerinizin
uygun flekilde kullan›m›n› sa¤layan insülin
hormonunuzun düzeyinde bir fazlal›k var. Ek
olarak da yandaki bulgulardan en az üç
tanesi var:
1) Bel çevresinde kilo fazlan›z var (bel
çevresi erkeklerde 102 cm’nin, kad›nlarda 88
cm’nin üzerinde ise),
2) Kandaki ya¤lardan biri olan trigliserid
düzeyiniz yüksek (150 mg/dL’nin üzerinde
veya zaten trigliseridleri düflürmek için bir
ilaç kullan›yorsan›z),
3) Genellikle ‘iyi kolesterol’ olarak
adland›r›lan HDL kolesterol düzeyiniz düflük
(erkeklerde <40mg/dL, kad›nlarda <50mg/dL),
4) Kan bas›nc›n›z yüksek (büyük kan
bas›nc›n›z 130 mm Hg’n›n ve/veya küçük kan
bas›nc›n›z 85 mm Hg’dan fazla veya kan
bas›nc› düflürücü bir ilac› zaten
kullan›yorsan›z),
5) Açl›k kan flekeriniz 100 mg/dL veya
üzerinde veya daha önceden belirlenmifl
diyabetiniz var.
Metabolik sendrom kalbi tehdit ediyor
[D‹YOR K‹:]
ASM Kardiyoloji Uzman› Dr. Gürsel Atefl, metabolik sendromun, kalp
hastal›klar› üzerinde önemli bir rol oynad›¤›n› ve önlem al›nmad›¤› takdirde
ciddi sonuçlar› da beraberinde getirdi¤ini söylüyor.
Kardiyoloji Uzman›
Dr. Gürsel Atefl
KADINLARDA
KALP
HASTALIKLARI
ARTIYOR
“Erkeklerde kalp hastal›¤›n›n
görülme s›kl›¤› belli oranda
azalm›fl durumda. Buna ba¤l›
olarak kalp hastal›klar›
nedeniyle ölüm oran› da
azal›yor. Kad›nlarda ise kalp
hastal›klar› h›zla art›yor ve
ölüm oranlar› da yüksek
seyrediyor. Kad›nlar kalp
hastal›klar› riskleri
oldu¤unun fark›nda de¤iller.
Hormonal yap›n›n ve
belirtilerin farkl› olmas›,
diyabet ile risk faktörlerinin
kad›nlar aras›nda artmas›
kalp damar hastal›klar›n›n
görülmesine neden oluyor.”
etabolik sendrom daha çok kimlerde
görülmektedir?
Eldeki kriterler gösteriyor ki metabolik
sendrom, 30 yafl ve üzerindeki kiflilerde
görülmektedir ve bu rakam›n 5.3 milyonu kad›n
olmak üzere, yaklafl›k 9.2 milyon yetiflkinde
mevcuttur. Metabolik sendrom 30-39 yafl civar›nda
kad›nlarda %24 olarak görünüyor ama yafl
ilerledikçe bu risk art›yor ve 59 yafl›nda %54’e
ç›k›yor. 60-64 yafl›nda ise %56’ya kadar ç›k›yor.
Erkeklerde ise 30-39 yafl civar›nda %20, 40-49 yafl
civar›nda %44’lere kadar ç›k›yor ve sonra %3039’larda sabit ilerliyor. Bu da erkeklerin en verimli
ça¤lar›nda kilo problemi yaflad›klar›n› gösteriyor.
Kad›nlarda ise gittikçe artan bir grafik var ve %56
gibi oldukça yüksek bir rakam olarak karfl›m›za
ç›k›yor. Bu da kad›nlar›m›zdaki koroner hastal›klar›n
ve buna ba¤l› ölümlerin daha yüksek oldu¤unu
gösteriyor. Metabolik sendromun alt›nda yatan esas
etkenin insülin direnci oldu¤una genifl ölçüde
inan›lmaktad›r. ‹nsülin direncini açl›k insülin
M
Uzm. Dr. Gürsel Atefl’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
düzeylerinin yans›tabilece¤i kabul edilen bir
görüfltür. Toplumumuzdaki açl›k insülin düzeyleri,
sa¤l›kl› kiflilere k›yasla, metabolik sendromlu
kad›nlarda üçte bir oran›nda, erkeklerde yar› yar›ya
yüksek bulunmufltur.
G Metabolik sendromun tedavisinde ne tür
yöntemlere baflvuruyorsunuz?
Hastal›klar›n hepsini ayr› ayr› tedavi etti¤imiz
gibi, yaflam tarz› de¤ifliklikleri, tedavinin en önemli
bafllang›c›d›r. Abdominal obezite, afl›r› kalori al›m› ve
yetersiz egzersiz nedeniyle ortaya ç›k›yor. ‹lk olarak
kalori al›m›n› kontrol etmek ve egzersiz oranlar›n›
art›rmak gerekiyor. Bunlar yap›ld›¤› zaman flekerin
kullan›lmas›na ba¤l› olarak iyi kolesterol daha iyi
noktalara gelecektir. Hipertansiyon da önemlidir;
bunu da tuz kullan›m›n› kontrol ederek engellemeye
çal›fl›yoruz. Diyabeti tedavi ediyoruz. Kolesterolü
gerekiyorsa ilaç tedavisiyle normal seviyelere
çekiyoruz. Bunlar komplikasyon geliflmemifl hastalar
için yap›l›yor. Fakat damarlar›nda darl›klar, t›kan›klar
olmuflsa anjiyo, stent ya da operasyon uyguluyoruz.
ASM VİTAL
11
10_15_ASM_METABOLIK
8/4/09
3:38 PM
Page 3
DOSYA Metabolik Sendrom
Çocuklarda fliflmanl›¤a dikkat
Obezitenin günümüzde ciddi bir tehlike haline gelmesiyle birlikte çocuklar› da etkisi alt›na alan
metabolik sendrom için ailelere büyük görevler düflüyor. ASM Çocuk Hastal›klar› Uzman› Dr. Ebru
Gözer, çocuklarda görülen metabolik sendromun belirtileri hakk›nda aileler için ayr›nt›l› bilgi verdi.
[D‹YOR K‹:]
Çocuk Hastal›klar› Uzman›
Dr. Ebru Gözer
R‹SK ARTIYOR
“Yap›lan araflt›rmalar, obez
çocuklarda metabolik
sendrom s›kl›¤›n›n %30’a
varan oranlarda oldu¤unu
göstermifltir.”
12 ASM VİTAL
ocuklarda metabolik sendrom görülmesinin
en s›k rastlanan nedeni nedir?
Metabolik sendromun temelinde insülin
direnci yer almaktad›r. Çocuklar ve
adelosanlarda insülin direncinin en s›k görülme
nedeni obezitedir. Son y›llarda, fliflmanl›¤›n insülin
direncine neden olmas›ndan çok, insülin direncinin
obeziteye neden oldu¤u üzerinde durulmaktad›r.
‹nsülin direnci sonucunda geliflen obezitenin
çocuklarda ve adelosanlarda erken tan›nmas›, tedavi
edilmesi ve koruyucu önlemlerin al›nmas›, metabolik
sendromun komplikasyonlar›n› önlemektedir.
Çocukluk ça¤›nda fliflmanl›¤›n giderek artmas› ve
eriflkin tipi fleker hastal›¤›n›n daha s›k görülmeye
bafllamas› üzerine yap›lan çal›flmalarda, obez
çocuklarda metabolik sendrom s›kl›¤›n›n %30’a
varan oranlarda oldu¤u gösterilmifltir.
G Hangi çocuklar risk grubunda yer almaktad›r?
Birinci derece akrabalar›nda ya da birden fazla
akrabas›nda tip 2 diyabet, ileri derecede fliflmanl›k ve
metabolik sendrom olan fliflman çocuk ve
adelosanlar en riskli gurubu oluflturmaktad›r. Bu
çocuklar ergenlik döneminde de h›zla kilo almaya
devam ederler. Metabolik sendromlu çocuklarda
insülin direncinin önemli klinik bulgular›ndan biri
boyunda ve koltuk altlar›nda ç›kmayan kire
benzeyen renk koyulaflmas›d›r. Bu tür cilt de¤iflikli¤i
olan obez çocuklar, hemen de¤erlendirmeye
al›nmal›d›r.
G Çocuklarda metabolik sendrom tan›s› nas›l
konulur?
Çocuklarda ve adelosanlarda metabolik sendrom
tan›s› eriflkine benzer kriterler kullan›larak konur.
Ancak her yafl ve cinse göre farkl› eflik de¤erler
kullan›lmas› gerekmektedir. Farkl› olarak çocuklarda
açl›k kan flekerinde yükseklik seyrek görülür bu
nedenle yüksek insülin de¤erleri dikkate al›n›r.
De¤erlendirmede yafla ve cinse göre kar›n çevresi
ölçümleri, yüksek trigliserid de¤erleri, düflük HDL
kolesterol, artm›fl insülin de¤erleri, kan bas›nc› ve
kan flekeri dikkate al›n›r. Yüksek insülin de¤eri
belirlenen çocuklarda fleker yükleme testi
yap›lmal›d›r. E¤er fliflman çocuklarda bozulmufl
glukoz tolerans› da varsa bunlar›n her y›l %2-14’ü
tip 2 diyabete dönüflür. Metabolik sendromun di¤er
ölçütleri aras›nda yer alan hipertansiyon da yafl,
cinsiyet ve boya göre belirlenmifl eflik de¤erler göz
Ç
“‹nsülin direncinde,
boyunda ve koltuk
altlar›nda kire benzer renk
koyulaflmalar› görülür.”
önüne al›narak de¤erlendirilir. Sa¤lam çocuk
izleminde üç yafl sonras› rutin yüksek kan bas›nc›
ölçümü yap›lmakta olup, obez çocuk ve
adelosanlarda tansiyon izlemi önem kazanmaktad›r.
Gerekli durumlarda 24 saat süreyle ayaktan sürekli
ölçümler yap›lmal›d›r. En az üç ayr› ölçümde sistolik
ve diyastolik kan bas›nc› boy, yafl ve cinse göre 95.
persentil üzerinde ise hipertansiyon lehine
de¤erlendirilmelidir. Çocukluk ça¤›nda
hipertansiyonun engellenmesi, eriflkin ça¤daki
kardiyovasküler hastal›klar›n geliflmesini engeller.
G Çocuklar için nas›l bir tedavi yöntemi uygulan›r?
Metabolik sendrom aç›s›ndan risk alt›nda olan
veya tan›s› konulan çocuk ve adelosanlarda, medikal
tedavi ile birlikte yaflam fleklinin de¤ifltirilmesine
yönelik önlemler ve düzenlemeler medikal tedavinin
de baflar›s›n› artt›rmaktad›r. Bunun bafl›nda sa¤l›kl›
beslenme (kifliye göre düzenlenmifl ve diyetisyen
kontrolünde yap›lan), hareketsiz aktivitelerin
azalt›lmas› (televizyon izleme, bilgisayar bafl›nda
uzun süre kalmak), düzenli fiziksel aktivite (yürüyüfl,
yüzme, bisiklete binme) gelmektedir. Ayr›ca tansiyon
yüksekli¤i olan hastalarda antihipertansif ilaçlar, kan
flekerini düzenleyici ilaçlar ve lipid düflürücü ilaçlarda
gerekli görüldü¤ü hallerde kullan›lmaktad›r.
G Çocuklarda tehlike ne zaman ortaya ç›k›yor?
Vücut kitle indeksi bunun yan›nda kar›n çevresi, bel
ve kalça oranlar› ölçülebilir. Her yafla ve cinse göre
kan bas›nc› %95 persentil üzerindeyse obez kabul
edilir. %85 hafif kilolu kabul edilir; fakat bu
çocuklar›n ailelerinde kalp ya da fleker gibi
hastal›klar varsa bunlar›n da araflt›r›lmas› gerekir. 8
yafl›ndaki k›z çocu¤u için 70 cm. bel çevresinin üstü,
erkekte 72 cm, 15 yafl k›z çocu¤u için 91, erkek için
93 cm. üst s›n›rlard›r. Bunun üstü art›k ciddi risk
grubudur. Yine tan› kriterleri aras›nda yer alan
bel/kalça oran› da k›zlarda > 0.9, erkeklerde > 1
oldu¤unda kardiyovasküler hastal›k ve tip 2 DM
geliflimi aç›s›ndan risk oluflturmaktad›r.
Uzm. Dr. Ebru Gözer’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
10_15_ASM_METABOLIK
8/4/09
3:39 PM
Page 4
Polikistik over sendromunda
genetik faktörler etkili oluyor
Polikistik over sendromu, metabolik sorunlar› da beraberinde getiriyor. ASM Kad›n Hastal›klar› ve
Do¤um Uzman› Op. Dr. Nuri Ceydeli konuyla ilgili bilgi verdi.
olikistik over sendromunun ortaya ç›k›fl›na
yol açan nedenler hangileridir?
Polikistik over sendromunun nedenlerine
bak›ld›¤›nda geneti¤in ön plana ç›kt›¤› görülüyor.
Anneden geçebildi¤i gibi babadan da geçme ihtimali
var. Genetik nedenli bir hastal›k olmas›ndan dolay›
tamamen tedavi etmek olanaks›z olsa da, hastan›n
sorunlar›na çözüm bulmak mümkün.
G Bu hastal›¤›n belirtileri nelerdir ve tan› nas›l
konulur?
Sorun farkl›l›klar gösterir ve belirtiler kifliden
kifliye de¤ifliklik gösterebilir. Yani her polikistik over
hastas›nda âdet düzensizli¤i ya da k›llanma
görülmeyebiliyor. Y›lda iki üç kez âdet gören
polikistik over sendromlu hasta olabildi¤i gibi y›lda
on defa âdet gören hastalar da olabiliyor. Tan› klinik
olarak konulabildi¤i gibi biyokimyasal olarak da kan
incelemelerinde belirlenebilecek baz› bulgularla
desteklenebiliyor. Bunlar›n bafl›nda testosteron
miktar› geliyor. Testosteron miktar›n›n üst s›n›ra
yak›n ve üst s›n›rda seyretmesi gerekiyor. Bir baflka
androjen hormonu olan ve böbreküstü bezlerinden
salg›lanan DHEA-S hormonunun düzeyine de
P
“Polikistik over sendromu
nedenlerine bak›ld›¤›nda
geneti¤in ön plana
ç›kt›¤› görülüyor.”
bak›lmas› gerekiyor. LH, TSH, açl›k insülini, açl›k kan
flekeri incelemeleriyle tan› kesinlefltirilmifl oluyor.
G Metabolik sendroma neden olur mu?
Moleküler düzeyde hastal›¤›n özündeki sorun
metabolizma düzeyinde yaflanan sorunlard›r. Bu
kad›nlarda genetik olarak kan flekerini düzenleyen
insülin hormonuna karfl› direnç geliflir. Buna ba¤l›
olarak da polikistik over sorunu olan kad›nlar›n ileri
yafllarda tip 2 diyabet olma riskleri de %50’nin
üzerine ç›kmaktad›r. Bu noktada da insülin
rezistans›n› düflüren ilaçlar devreye giriyor. Ancak
yaflam tarz›ndaki de¤iflimle birlikte kilo vermenin
sa¤lanmas› da çok önemli bir etkendir. Araflt›rmalar
kilo veren polikistik over sendromlu kad›nlar›n hem
yumurtlama fonksiyonlar›n›n
düzeldi¤ini, hem de do¤urganl›k
flanslar›n›n yükseldi¤ini
göstermektedir.
G Polikistik over sendromu için nas›l
bir tedavi yöntemi izlenir?
Tedaviye kad›n›n bebek sahibi
olmak isteyip istememesine göre
karar veriliyor. E¤er hasta çocuk
istemiyorsa öncelikle âdet düzenini
sa¤lamak gerekiyor. Çünkü uzun
süreli âdet görmeyen bu kad›nlarda
östrojen tek bafl›na rahim içine etki
etmeye bafll›yor ve sonuçta rahim
kanseri riski art›yor. K›llanma için
antiandrojenler kullan›l›yor. Bu
sayede hem âdet düzeni
sa¤lanabiliyor, hem de tüylenme
azalt›labiliyor. ‹nsülin rezistans›na
ba¤l› olarak oluflan kilo sorununu
dengeye sokmak için antidiyabetikler
ile karbonhidrattan yoksun diyet ve
egzersiz birleflimi en yararl› tedavi
olarak gösteriliyor.
Op. Dr. Nuri Ceydeli’nin di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
[D‹YOR K‹:]
Kad›n Hastal›klar›
ve Do¤um Uzman›
Op. Dr. Nuri Ceydeli
POL‹K‹ST‹K OVER
SENDROMU
NED‹R?
“Kad›nlarda en s›k rastlanan
endokrin bozukluk olan
‘polikistik over sendromu’
(PCOS) kad›nlar›n yaklafl›k
%4-6’s›n› etkisi alt›na al›yor.
Sorun kendini, düzenli
yumurtlama olmamas› ve
buna ba¤l› olarak âdet
düzensizli¤i ve vücutta
erkeklik hormonunun
artmas›n›n getirdi¤i baz›
sonuçlarla gösteriyor.”
ASM VİTAL
13
10_15_ASM_METABOLIK
8/4/09
3:39 PM
Page 5
DOSYA Metabolik Sendrom
fiiflmanl›¤a cerrahi müdahale
ASM Genel Cerrahi Uzman› Op. Dr. Kemal Rafla, metabolik sendromun tedavisinde uygulanan
cerrahi yöntemler hakk›nda bilgi verdi.
[D‹YOR K‹:]
Genel Cerrahi Uzman›
Op. Dr. Kemal Rafla
AMEL‹YAT
fi‹fiMANLIKTAN
ÖLÜM R‹SK‹N‹
AZALTIYOR
“Kilo verdirici ameliyatlar
kaba ölüm oranlar›n›
anlaml› olarak azalt›r.
Kanada’da yap›lan kan›t
de¤eri yüksek iki
gözlemsel çal›flmada,
ameliyat edilen morbid
obez hastalarda, ameliyat
edilmeyenlere göre ölüm
riskinin %89 azald›¤›
bulunmufl.
Bariyatrik cerrahi
sonras›nda, gastrik bypass yap›lan hastalar›n
%83’ünde diyabetin çok
daha kontrollü hale
geldi¤i veya tamamen
ortadan kalkt›¤›,
%96’s›nda
hiperkolesterolemide
anlaml› bir iyileflme
sa¤land›¤› ve %87’sinde
hipertansiyonun ya
tamamen tedavi edildi¤i
ya da kontrolünün çok
daha kolay hale geldi¤i
belirlenmifl.”
14 ASM VİTAL
etabolik sendrom tedavisinde hangi cerrahi
giriflimler yap›l›yor?
Bariyatrik cerrahi olarak adland›rd›¤›m›z ve
ileri derecede fliflmanl›¤a yönelik olarak yap›lan
ameliyatlar, hastalar›n fazla kilolar›n›n %75’ini ve
hatta daha fazlas›n› kal›c› olarak verebilmesini
sa¤lamakta. Bu kal›c› baflar›s› sayesinde de bariyatrik
cerrahi metabolik sendromun tedavisindeki en etkili
araçlardan biri olarak kabul edilmektedir. Kilo verdirici
ameliyatlar iç organlardaki ya¤ dokusu kütlesini
azaltmakta ve bu da metabolik sendromu anlaml›
olarak düzeltmektedir. Bu ameliyatlar›n ya¤ kütlesini
azaltmak konusundaki baflar›s› uzun y›llar mekanik bir
bariyer oluflturmalar›na ve ameliyat s›ras›nda yap›lan
anatomik de¤ifliklikler ile emilim kusuru yaratmalar›na
ba¤land›. Ancak son y›llarda yap›lan çal›flmalar ile bu
ameliyatlar›n mekanik de¤iflikliklerin ötesinde
hormonal baz› de¤iflikliklere de neden oldu¤u
anlafl›ld›. ‹nkretin ad›n› verdi¤imiz gastrointestinal
hormonlar yemek yedikten sonra, daha kan flekeri
düzeyi bile yükselmeden pankreas› uyararak insülin
salg›s›n› artt›rmakta, emilim kusuru yaratarak
kalorilerin vücuda al›nmas›na ve kan dolafl›m›na
kat›larak depolanmas›na engel olmaktad›r. Baflta
gastrik by-pass olmak üzere birçok bariyatrik ameliyat
da g›dalar›n daha k›sa sürede ince barsak sonuna
ulaflmas›n› sa¤lamakta ve bu etkileri ile inkretin
salg›s›n› uyararak etkin ve sürekli bir kilo kayb›na
neden olmaktad›r.
G Hangi hastalara bariyatrik cerrahi yap›lmal›?
Tarihsel süreç içerisinde toplam vücut ya¤›n›n
tan›mlanabilmesi için birçok parametre kullan›lm›flt›r.
Baz› s›n›rlamalar› olsa da fazla kilonun
tan›mlanabilmesi için halen en s›k kullan›lan
parametre vücut kitle endeksi (BMI); çünkü BMI’›n
hem hesaplanmas›, hem de klinikte kullan›lmas› çok
kolay. Güncel k›lavuzlara göre bir hastan›n BMI > 40
ise veya 35’in üzerinde olup diyabet, hipertansiyon,
koroner arter hastal›¤› ya da uyku apnesi gibi
fliflmanl›k ile iliflkili bir veya daha çok yandafl hastal›¤›
varsa, bariyatrik cerrahi öncelikle düflünülmesi
gereken bir seçenek. Metabolik sendromu olan
hastalarda bariyatrik cerrahiyi daha düflük BMI
düzeylerinde ve çok daha ›srarc› bir flekilde
önermemizin nedeni yandafl hastal›klar›n kal›c›
hasarlar oluflturma riskinin çok yüksek olmas›d›r. Bu
hasarlar geliflmeden yap›lan ameliyatlar sonucunda
elde edilen klinik sonuçlar çok iyiyken, kal›c› hasarlar
gelifltikten sonra yap›lan ameliyatlar yeterince yüz
güldürücü olmamaktad›r. Yani metabolik sendromu
olan hastalarda fliflmanl›kla iliflkili komplikasyonlar çok
M
[D‹PNOT]
BAR‹YATR‹K
CERRAH‹ NED‹R?
Bariyatrik cerrahi, ciddi obezite tedavisindeki en
etkin seçenektir. Cerrahi ile oluflturulan bariyer
erken doyma hissi uyand›r›r ve böylece al›nan
hacim k›s›tlan›r. Daha az hacim tolere edebilen kifli
kaç›n›lmaz olarak her ö¤ünde daha az kalori al›r ve
vücudun u¤raflmak zorunda kald›¤› fazla kalori
sorunu ortadan kalkar. Ayr›ca bariyatrik cerrahi ile
farkl›laflan hormonal mekanizmalarda ifltah azal›r.
Buna ek olarak ameliyat tipine göre barsaklarda
emilim kusuru oluflturularak besin maddelerinin
emilimi bozulur.
daha yüksek oranda görülmektedir ve bu hastalar
çok daha proaktif ve agresif olarak tedavi edilmeliler.
G Bariyatrik cerrahi seçenekleri neler?
Bariyatrik cerrahi ad›n› verdi¤imiz ve kilo kayb›n›
sa¤layan ameliyatlar tek tip de¤il. Bu ameliyatlarda
ya bariyer oluflturulmakta ya emilim kusuru
yarat›lmakta ya da her ikisi birden bir arada
uygulanmaktad›r. Bu üç ana grup hem aç›k
(geleneksel) yöntem ile hem de minimal invazif
(laparoskopik) yöntemle gerçeklefltirilebilmektedir.
G Bariyatrik cerrahinin metabolik sendrom üzerine
etkileri nelerdir?
Bariyatrik cerrahi, uzun süreli kilo kayb›
sa¤lamas›, yaflam kalitesi parametrelerini iyilefltirmesi
ve obeziteye ikincil geliflen risk faktörlerini ortadan
kald›rabilmesi gibi özellikleriyle ciddi obezitenin
tedavisindeki en etkin seçenek olarak gözükmekte.
Cerrahi ile oluflturulan bariyer erken doyma hissi
uyand›rmakta ve böylece al›nan hacmi k›s›tlamakta.
Daha az hacim tolere edebilen kifli kaç›n›lmaz olarak
her ö¤ünde daha az kalori almakta ve vücudun
u¤raflmak zorunda kald›¤› fazla kalori sorunu ortadan
kalkmakta. Ayr›ca bariyatrik cerrahi ile farkl›laflan
hormonal mekanizmalarda ifltah›n azalmas›nda son
derece etkili olmakta. Örne¤in mide taraf›ndan
salg›lanan ghrelin adl› hormonun serum düzeyinin
Roux-en-Y gastrik bypass sonras› düflmesi ciddi bir
ifltah azalmas›na neden olmakta. Art›k deneyimli
bariyatrik cerrahlar›n elinde ve referans merkezlerinde
%0.35 mortalite oranlar›yla yap›labilen bir ameliyat
haline geldi. Ameliyata ba¤l› mortalite oranlar›n›n
%0.35-1 gibi son derece kabul edilebilir oranlara
düflmesi ve metabolik sendromu olan hasta say›s›n›n
her geçen y›l artmas› 2000’li y›llar›n ‘bariyatrik
cerrahi’ ça¤› olarak kabul edilmesini sa¤l›yor.
Op. Dr. Kemal Rafla’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
10_15_ASM_METABOLIK
8/4/09
3:39 PM
Page 6
Diyabet hastalar› daha dikkatli olmal›
ASM Endokrinoloji, Metabolizma Hastal›klar› ve Diyabet Uzman› Dr. Özay Tiryakio¤lu, metabolik
sendromun diyabetle iliflkisini anlatt›.
[D‹YOR K‹:]
Endokrinoloji, Metabolizma
Hastal›klar› Uzman›
Dr. Özay Tiryakio¤lu
nsülin direnci ile metabolik sendrom aras›ndaki
iliflkiden sözedebilir misiniz?
‹nsülin direnci, vücutta üretilen veya vücuda
d›flar›dan uygulanan insüline biyolojik yan›t›n
azalmas›d›r. Genetik faktörler (diyabet genleri),
fiziksel hareketsizlik, obezite (artm›fl ya¤ dokusu
insüline en çok direnç gösteren dokudur), ilerlemifl
yafl insülin direncine neden olur. Sa¤l›kl› bireylerde
%25, glukoz tolerans bozuklu¤u olan bireylerde
%60 ve tip 2 (eriflkin tipi) diyabetik olanlarda
%60-75 oran›nda kazan›lm›fl insülin direncine
rastlan›r. Kan flekerinin normal s›n›rlarda
İ
tutulabilmesi için bu dirence pankreas, insülin
düzeyinin yükseltilmesi ile karfl›l›k verir. Bu da
bireylerde genelde hiperinsülinemiye yol açar.
‹lerleyen dönemlerde insülin düzeyini art›rmak için
fazla çal›flan pankreasta bafllayan harabiyet ve
yorgunluk bulgular› tabloya eklenir ve kan flekeri
yüksekli¤i bafllar. ‹nsülin direncini kan›tlamak için
kullan›lan alt›n standard ‘insülin klemp testi’dir. En
s›k kullan›lan yöntem HOMA formülüdür. Normal
bireylerde HOMA de¤eri 2,7’den düflük olarak
bildirilmektedir. 2.7’nin üzerindeki de¤erler ise
de¤iflik derecelerde insülin direncini yans›t›r.
G Obez hastalar›n hepsi bir metabolik sendrom
hastas› m›d›r?
Ülkemizde 20 yafl ve üzerindeki kiflilerin yüzde
34’ünde abdominal obezite görülmektedir.
Abdominal obezite insülin direncinin en önemli
göstergesidir. Ancak insülin dirençli metabolik
sendrom olgular›n›n bir k›sm›nda obezite
bulunmayabilir. Her obez hasta, metabolik sendrom
aç›s›ndan taranmal›, özellikle bel çevresi ölçümü
atlanmamal›d›r. Öte yandan insülin direnci
karaci¤erde basit ya¤ birikiminden (hepatosteatoz),
karaci¤er enzim yüksekli¤i (steatohepatit), hatta
siroza kadar uzanabilen bir seyir izleyebilir.
Obezlerin %75’inde hepatosteatoz, %20’sinde
steatohepatit, %2’sinde siroz gözlenmifltir.
‹NSÜL‹N D‹RENC‹
EN ÖNEML‹
NEDEN
“Her ne kadar tüm tip 2
diyabetiklerde insülin direnci
olmasa da, diyabet veya glukoz
tolerans bozuklu¤u varl›¤›
metabolik sendromun tan›
kriterlerinin en önemlilerinden
birisidir. Bu sorunlar›n
varl›¤›nda ayr›ca insülin
direncinin olmas› aranmaz.”
[B‹LG‹]
METABOL‹K SENDROMUN TEDAV‹S‹
Tedavinin hedefleri : Hedef; insülin direncine
neden olan risk faktörlerinin yaflam flekli
de¤ifliklikleri ile kontrol alt›na al›nmas› ve
gerekli koflullarda klinik hedeflere ulaflmak
amac›yla ilaç tedavisinin bafllanmas›d›r. Yaflam
tarz› de¤iflikli¤i d›fl›nda metabolik sendromu
tedavi edebilecek tek bir yöntem söz konusu
de¤ildir. En uygun tedavi yöntemi; ideal kilo
aral›¤›na ulaflmak, bunu koruyabilmek, düzenli
egzersiz yapabilmek, sa¤l›kl› beslenmek ve
di¤er kalp-damar hastal›¤› risk faktörlerini
uzaklaflt›rabilmektir.
Kilo kayb›: %5 -10’luk kilo kayb› ile metabolik
sendromun bütün bileflenleri kontrol alt›na
al›nabilir. %7’lik kilo kayb› ve düzenli fiziksel
aktivite, 5 y›l içinde diyabet geliflimi riskini
%50 azaltmaktad›r. Düzenli fiziksel aktivite,
insülin direncini düzelterek glukoz, lipid ve
kan bas›nc› kontrolünü sa¤lar, kardiyovasküler
fonksiyonlar› düzenler. Diyette dikkat edilmesi
gereken nokta; günlük kalorinin ihtiyaca ve
kilo kayb› hedeflerine göre ayarlanmas›, total
kalorinin %50-60’›n› karbonhidratlar, %15’ini
proteinler, %10’ndan az›n›n poliansatüre,
%20’sinden az›n›n monoansatüre ya¤lardan
oluflmas›d›r. Diyet her gün 20-30 gr. kadar lif
içermelidir.
‹nsülin direnci: Metformin insülin direncini
düzeltebilen bir ilaçt›r. Kan flekeri regülasyonu
yan›s›ra ifltah azalmas› ve kilo kayb›
sa¤layabilir. Serum lipidleri üzerine olumlu
etkileri vard›r. Bu amaçla kullan›labilen bir
di¤er ilaç grubu glitazonlard›r. Ancak kilo
art›fl›na neden olabildikleri için metforminin
Uzm. Dr. Özay Tiryakio¤lu’nun di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
gerisinde kalmakta ve sadece özel dirençli
olgularda kombinasyon ilac› olarak
denenebilmektedirler. Bu ilaçlara henüz
diyabetik olmayan olgularda kullan›m için FDA
onay vermemifltir.
Diyabet: Metabolik sendromlularda ilk seçenek
insülin direncini k›racak ilaçlar olmal›d›r. Kal›c›
yaflam tarz› de¤iflikli¤i, kilo kayb› ve hedef
kilonun korunmas› için yaflam tarz›-beslenme
düzeni de¤iflimi, fiziksel aktivite ve tabii ki
diyabet e¤itimi uygulamas› tedavide
baflar›n›n vazgeçilmezleridir. Son olarak
antiinflamatuvar, antiagregan, endotel
disfonksiyonu olan bu hastalarda sa¤kal›m
süresini uzatt›¤› defalarca kan›tlanm›fl olan
asetilsalisilik asit (Aspirin 150 – 875 mg/gün)
kullan›m›n›n önerilmesi asla atlanmamal›d›r.
ASM VİTAL
15
16_17_ASM_BEHCET
8/4/09
3:40 PM
Page 1
Romatoloji
Deri yaralar›ndan görme kusurlar›na
kadar birçok rahats›zl›k
Behçet hastal›¤›n›n
habercisi olabilir
Genetik miras›n oluflmas›nda etkili oldu¤u Behçet hastal›¤›, genellikle 20-30’lu yafllarda
belirti göstermeye bafll›yor. ASM ‹ç Hastal›klar› ve Romatoloji Uzman› Dr. Selda Öktem,
Behçet hastal›¤›n›n belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anlatt›.
[D‹YOR K‹:]
‹ç Hastal›klar› ve
Romatoloji Uzman›
Dr. Selda Öktem
GÖZDE SIK SIK
A⁄RI VE KIZARIKLIK
OLUYORSA
Gözde k›zar›kl›k ve a¤r›
yak›nmas› olan bir kifli
do¤al olarak göz hekimine
gider. Verilen tedaviler
sonucunda iyileflme
s›n›rl›ysa, iyilefltikten bir
süre sonra rahats›zl›k
tekrarl›yorsa göz
hekiminin romatolojik
nedenler araflt›rmak üzere
hastay› yönlendirmesi
gerekir. Hasta, bu soruna
yol açan tüm romatolojik
hastal›klar aç›s›ndan
araflt›r›l›r.
16 ASM VİTAL
alk aras›nda “‹pek Yolu” hastal›¤› olarak da
bilinen Behçet hastal›¤›, toplum taraf›ndan
fazla bilinmedi¤i için ço¤u zaman ihmal
ediliyor. Erken tan›n›n tedavide büyük flans
yaratt›¤›n› belirten uzmanlar, hastal›¤›n belirtilerine
karfl› uyar›yor. ASM ‹ç Hastal›klar› ve Romatoloji
Uzman› Dr. Selda Öktem, deri yak›nmalar›, görme
kusurlar›, eklem rahats›zl›klar› gibi belirtilerle kendini
gösteren Behçet hastal›¤›yla ilgili bilgi verdi.
G Behçet hastal›¤› nas›l bir hastal›k?
Behçet hastal›¤› vücuttaki birçok doku ve organ
sistemini etkileyebilme özelli¤i olan, kronik
romatolojik bir hastal›kt›r. Türkiye’de erkeklerde
daha s›k görülür. Hastal›k belirtileri ço¤unlukla 2030’lu yafllarda bafllar. Bu hastalarda birçok organ iflin
içine girdi¤i için, hasta ilk önce ilgili organlarla iliflkili
hekimlere gider. Behçet flüphesi do¤muflsa hastalar
hem tan›n›n konmas› hem de tedavinin
düzenlenmesi için romatoloji uzman›na yönlendirilir.
Asl›nda birçok hekim grubunun ortak çal›flmas›n›
gerektiren bir hastal›kt›r; ancak, izlemlerin ve tedavi
takibinin Romatolog taraf›ndan yap›lmas› daha
do¤rudur.
G Behçet hastal›¤›n›n belirtileri neler?
En belirgin yak›nmalar a¤›z içinde s›k ve çok
miktarda olan aftlar, cinsel organlarda yineleyen
yaralar, büyük ve yayg›n sivilceler ile a¤r›l›, s›cak deri
alt›nda bezeler gibi deri yak›nmalar›d›r. Gözde
k›zar›kl›k, a¤r› ve bulan›k görmeyle kendini gösteren,
görme tabakas›nda iltihaplanma (üveit) önemli
bulgulardand›r. Üveit geç fark edilirse ve iyi tedavi
edilmezse körlü¤e neden olabilir. Daha çok diz ve
ayak bilek ekleminde görülen flifllik ve a¤r› gibi
belirtiler de yaflanabilir. Behçet hastalar›nda kimi
zaman karfl›lafl›lan standart tedavilere dirençli eklem
H
iltihab›, sakatl›¤a neden olabilir. Hastalarda, omurga
boyunca ve kuyruk sokumu bölgesinde, özellikle
sabah a¤r›lar› ve tutukluklar› olabilir. S›kl›kla
omurgay› ilgilendiren romatizma sorunlar› ile
birliktelik görülür. Bazen bacak ve kol damarlar›nda,
bazen iç organlar› besleyen damarlarda, bazen de
beyin içindeki damarlarda p›ht› oluflmas› ve
t›kan›kl›klar görülebilir. E¤er t›kan›kl›k beyin
damarlar›nda ise ani bilinç kayb› ve felç bulgular›na
neden olabilir. Barsaklar› besleyen damarlar
etkilendi¤inde kar›n a¤r›s›, kanl› ishal gibi yak›nmalar
yapabilir. Akci¤er ve kalpte daha hafif bulgular
yarat›r.
G Bir Behçet hastas› hangi yak›nmalarla bir
romatoloji hekimine baflvurabilir?
Halsizlik, yayg›n vücut a¤r›s›, eklem a¤r›s› ve
fliflli¤i, hareket k›s›tl›l›¤› varsa ilk baflvuru romatoloji
uzman›na olabilir. Behçet hastalar›nda özellikle diz
ve ayak bilek eklemlerinde a¤r› ve flifllik olabilir. A¤r›
ve tutukluk sabaha karfl› ve sabah belirgindir,
hareket ettikçe azal›r; ama flifllik geçmez. Uzun süre
hastay› rahats›z eder, yürümesini ve günlük ifllerini
yapmas›n› engeller. Önemli bir kas iskelet yak›nmas›
da bel a¤r›s›d›r. Kalçalara do¤ru uzanan ve alt bel
dedi¤imiz bölgede bafllar. Zamanla tüm omurga
boyunca yukar› kadar ç›kabilir. Bu a¤r›n›n özelli¤i de
sabaha karfl› ve sabahlar› çok daha yo¤un olmas›d›r.
Bu yak›nmalar asl›nda omurga romatizmalar›n›n
yak›nmalar›d›r.
G Yak›nmalar her hastada görülür mü?
Behçet hastal›¤› birçok sistemde yak›nmaya
neden olur ama tüm bulgular ayn› anda ve ayn›
kiflide olmayabilir. Yani baz› hastalar hafif deri
bulgular›yla y›llarca sorunsuz yaflayabilirken, baz›
hastalar görme kayb› ve damar t›kan›kl›klar›
Uzm. Dr. Selda Öktem’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
16_17_ASM_BEHCET
8/4/09
3:40 PM
Page 2
[B‹LG‹]
HULUS‹ BEHÇET K‹MD‹R?
Türk akademisinde profesör unvanını alan ilk kifli
olan Hulusi Behçet, 1937 yılında, bir kan damarı
enflamasyonu (vaskülit) hastalı¤ı olan ve bugün
kendi adıyla anılan Behçet hastalı¤ını tarif eden
ilk bilim adamıdır. Birinci Dünya Savaflı (1914-1918)
sırasında Edirne'deki askeri hastanede
dermatoloji ve zührevi hastalıklar uzmanı olarak
çalıflmıfltır. Savafltan sonra (1918-1919 arası) tıbbi
bilgisini gelifltirmek amacı ile önce Budapeflte'ye
sonra da Berlin'e gitmifl, birçok ünlü meslektaflı
ile tanıflma fırsatı bulmufltur. Türkiye'ye
döndükten sonra serbest çalıflmaya bafllamıfl;
önce Hasköy Cinsel Hastalıkları Hastanesi'nde
(Haliç) baflhekim olmufl, sonra Guraba
Hastanesi'ne geçmifltir. O dönemde ‹stanbul Tıp
Fakültesi'nin bir parçası olan hastanede
profesörlük de yapmıfltır. 1933'de ‹stanbul
Üniversitesi'nde dermatoloji o zamanki adıyla
Deri Hastalıkları ve Frengi Klini¤ini kurmufl ve
profesör seçilmifltir.
nedeniyle yaflam› tehdit eden sorunlarla
karfl›laflabilirler. Bu nedenle hiçbir Behçet hastas› bir
di¤erine tam anlam›yla benzemez. Her insanda
hastal›k çok farkl› seyir gösterir. Behçet hastal›¤› olan
kiflilerde omurga romatizmas› s›kl›¤› da artm›flt›r.
‹lginç olarak, hastal›k ilk bafllad›¤› y›llarda daha
fliddetli yak›nmalara yol açarken, ilerleyen y›llarda
daha selim olma e¤ilimindedir. Y›llar içinde hastal›k
aktivitesi de¤iflkenlik gösterebilir.
G A¤›z içi yaralar› Behçet hastal›¤›na m› iflaret eder?
A¤›z yaralar›n›n birçok nedeni olabilir. Genetik,
allerjik, ilaçlara ba¤l›, beslenme ve viral enfeksiyonlar
gibi çok neden vard›r. Behçet hastal›¤›nda ayda bir
veya daha s›k, birkaç adet, dudak ve dilde uzun
sürede iyileflen büyük yaralar dikkat çekicidir. Ama
a¤›z yaras›na genital yara da efllik ediyorsa, mutlaka
Behçet hastal›¤› araflt›r›lmal›d›r. Ailesinde Behçet
hastal›¤› oldu¤u bilinen bir kiflide s›k s›k a¤›z yaras›
ç›k›yorsa, hasta dikkatle sorgulanmal›d›r.
G Hastal›¤›n nedenleri neler?
Behçet hastal›¤›n›n bilinen ve kan›tlanm›fl en
önemli nedeni genetik bir yatk›nl›k tafl›nmas›d›r.
Özellikle HLA-B5 ve HLA-B51 denen bir genetik
molekülün Behçet hastal›¤›na yakalanma riskini
art›rd›¤› saptanm›flt›r. Bu hastal›k “‹pek Yolu hastal›¤›”
olarak da bilinmektedir. ‹pek yolu üzerindeki
ülkelerde daha s›k görülür. Bunun nedeni olarak, bu
ülkeler aras›nda evliliklerin s›k olmas› ve genetik
yap›n›n kar›flmas› düflünülür. Genetik yatk›nl›¤› olan
ve ailesinde Behçet hastal›¤› olan kiflilerde geçirilen
enfeksiyonlar hastal›¤› bafllat›c› faktör olabilir.
Behçet hastal›¤›n›n ortaya
ç›kmas›nda genetik
faktörler etkili oluyor.
G Nas›l tan› konu lu r?
Bu hastal›¤›n tan›s›n› koymak bazen kolay,
bazen ise zordur. Hastan›n yak›nmalar› ve ayr›nt›l›
sorgulama çok önemlidir. Çünkü hastalar, baz›
bulgular› dikkate almad›klar› için hekime
söylemeyebilirler. Tek tek her bulgunun olup olmad›¤›
sorulmal›d›r. Tan› koymak için birtak›m kriterler
de¤erlendirilir. Maalesef genetik molekül belirlenmesi
d›fl›nda tan› koydurucu özel bir laboratuvar testi
yoktur. Paterji testi olarak isimlendirilen bir deri testi
tan›ya yard›mc› olabilir. Bu testin pozitif olmas› tan›y›
destekler ama negatif bulunmas› hastal›k yok
anlam›na gelmez. Yani bu hastal›¤›n tan›s›n› koymak
bu konuda mutlak deneyimli ve uzman olmay›
gerektirir.
G Nas›l tedavi edilir?
Behçet hastal›¤›nda tedaviyi belirlerken tamamen
hastal›¤›n fliddetine ve organ tutulumlar›na göre
hareket ederiz. Deri bulgular› ile s›n›rl›, hafif bir
hastal›k varsa tekli ve basit ilaçlar kullanmak tedavi
için yeterli olur. Beyin, damarlar, göz gibi, organlarda
yak›nma varsa o zaman çok daha karmafl›k ve özel
ilaçlar kullanmak gerekir. Çünkü tedavi edilmeyen
göz iltihaplar› körlü¤e neden olabilir. Damar
t›kan›kl›¤› ve beyin tutuluflu yaflam› tehdit edici
sonuçlar do¤urabilir ve daha ciddi bir tedavi
gerektirir. Böyle durumlarda birkaç ilac› bir arada
kullan›r›z. Burada kullan›lan ilaçlar ço¤u kez kortizon
ve ba¤›fl›kl›k sistemini bask›layan ilaçlard›r. Ayr›ca
tedavi süresince hastan›n yak›n aral›klarla izlenmesi
gereklidir.
[B‹LG‹]
AKDEN‹Z ATEfi‹
HASTALI⁄I
Ailesel Akdeniz Atefli (AAA)
veya FMF (Familial
Mediterranean Fever)
olarak bilinen bir hastal›k
da Türkiye’de s›k
görülmektedir. Bu hastal›k
da romatolojik bir
hastal›kt›r. Tekrarlayan
yüksek atefl, kar›n ve gö¤üs
a¤r›lar› ile bazen eklem
flifllikleri ve ataklar halinde
görülen bir hastal›kt›r. Bu
hastal›k tamamen
kal›t›msal altyap›s› olan bir
hastal›kt›r. Türkiye
co¤rafyas›nda bu hastal›¤a
neden olan genler s›k
görülür. Yani asl›nda hem
Behçet hastal›¤› hem de
AAA co¤rafyam›z›n ve
genetik yap›m›z›n bafll›ca
romatolojik hastal›klar›d›r.
Ayn› iliflki baflka ülkelerdeki
insanlarda rastlanmaz. Bu
iki hastal›k genetik
miras›m›zd›r diyebiliriz.
ASM VİTAL
17
18_24_ASM_MEMEKANSER
8/4/09
6:31 PM
Page 1
DOSYA Meme Kanseri
Kanser hücresi
[B‹LG‹]
ERKEN TANI
‹Ç‹N NE
YAPILMALIDIR?
Meme kanserinin
kad›nlarda en s›k görülen
kanser oldu¤u ve erken
tan›nmas› durumunda da
art›k öldürücü bir hastal›k
olmad›¤›n›n anlat›lmas›
gerekir. Kad›nlar›, erken
tan› konulabilme
sürecindeki aktif
kat›l›mlar›n›n de¤erli
oldu¤una inand›rabilmek
ve bunun asl›nda her
kad›n›n kendine karfl› bir
sorumlulu¤u oldu¤una ikna
edebilmek gerekir. Riski
olmayan kad›nlar›n 40
yafl›na kadar kendi
kendilerini ayda bir kez
muayene etmeleri
yeterlidir. Herhangi bir
yak›nmas› olmas› veya
kendi kendilerine yapt›klar›
muayenede farkettikleri
normal d›fl› bir durum
olmas› halinde hekime
baflvurmalar› gerekir. 40
yafl›ndan itibaren ise kendi
kendilerine yapacaklar›
ayl›k muayenenin yan›s›ra
y›lda bir kez hekim
taraf›ndan yap›lacak klinik
meme muayenesi ve
mammografi erken
tan›daki alt›n standartt›r.
Risk grubunda olan
kad›nlarda ise meme
kanseri taramas›n›n hangi
yaflta bafllamas› ve ne
s›kl›kla tekrarlanmas›
gerekti¤i hekimin yapaca¤›
de¤erlendirmeden sonra
saptanmal›d›r.
18 ASM VİTAL
Meme kanserinin evrelendirilmesinde
ve tedavisinde yeni alt›n standart:
Sentinel Lenf
Bezi Biyopsisi
Sentinel lenf bezi biyopsisi, meme kanseri tan›s› alan hastalar›n
tedavi sürecinde evrelendirilmesini çok daha düflük oranda bir yan
etki ile gerçeklefltirmemizi sa¤l›yor. Sentinel ad› verilen
koltukalt›ndaki "ilk" lenf bezi ameliyat s›ras›nda bulunarak tetkik
ediliyor ve tüm lenf bezlerinin ç›kar›lmas›na gerek kalmayabiliyor.
üm meme kanserlerinin %99'u kad›nlarda,
yüzde biri ise erkeklerde görülüyor. Yafl›n
ilerlemesi meme kanserine yakalanma riskini
art›r›yor. Meme kanserinde klinik sonuçlar›n›n daha
iyi hale getirilebilmesi için y›llard›r birçok çal›flma
yap›l›yor. Hormon tedavisi, cerrahi tedavi,
radyoterapi, kemoterapi ve biyolojik tedavi üzerine
yap›lan çal›flmalar devam ediyor. Bu çerçevede son
y›llarda kullan›lan en önemli yöntemlerden biri de
sentinel lenf bezi biyopsisi. Sentinel lenf bezi
biyopsisi; ilk olarak özel bir tip deri kanseri olarak
de¤erlendirilen ve malign melanom ad› verilen
hastal›¤›n tedavisinde kullan›lan, sonras›nda da
meme ile kal›n ba¤›rsak kanserinde klinik
uygulamaya giren bir yöntem. ASM hekimleri meme
kanserini ve sentinel lenf bezi biyopsisini anlatt›lar.
T
ASM T›bbi Onkoloji Uzman›
Prof. Dr.Haluk Onat
G Meme kanseri riskini artt›ran faktörler nelerdir?
Aileden gelen meme kanseri riski tüm meme
kanserlerinin %10-15’ini oluflturmakta. Meme
kanseri genleri denilen BRCA1 ve BRCA2 isimli
genleri tafl›yan kiflilerde meme kanseri geliflme riski
yüksek. Kal›tsal meme kanseri o ailenin tüm
fertlerinde görülmez ama bu genlere sahip kiflilerde
risk yüksek. Meme kanserlerinin önemli bir k›sm›
hormona ba¤›ml›. Meme kanseri hücrelerinde
hormon al›c›lar› tespit edilmekte. Östrojen hormonu
meme kanserinin geliflmesinde etkili bir faktör. Her
meme kanseri hormona duyarl› de¤ildir ancak
duyarl› olanlar›n gelifliminde östrojen hormonunun
18_24_ASM_MEMEKANSER
8/4/09
6:31 PM
Page 2
ciddi bir katk›s› var. Bir kad›n›n hayat› boyunca
üretken oldu¤u yani östrojene maruz kald›¤›
dönem ne kadar uzunsa meme kanseri riski o
kadar fazla. Bir k›z çocu¤u ne kadar erken yaflta
ilk adetini görürse ve ne kadar geç menopoza
girerse meme kanseri riski o kadar yüksek. Hiç
do¤urmam›fl olan kad›nlarda da risk vard›r. ‹lk
do¤umunu geç yaflta yani 30 yafl›n üzerinde
yapm›fl kad›nlarda da risk vard›r. Uzun süreli
hormon kullanan kad›nlarda da risk fazlad›r.
Alkolün de etkisi vard›r. Tek bafl›na risk faktörü
olmasa da di¤er risk faktörleriyle birlikte
oldu¤unda meme kanseri riski de artar.
G Erken evre neyi ifade eder?
Meme kanserinde önemli olan kanseri hiçbir
belirti vermedi¤i evrede yakalamak. Meme
kanserinde herhangi bir belirti varsa zaten
hastal›k ilerlemifl demektir. Erken evre dedi¤imiz,
ele gelmeyen evrede meme kanserinin
yakalanmas›d›r. Bu dönemde yakalanan meme
kanserinin tedavisi de, memenin korunmas› da
kolayd›r. Günümüzde hastan›n hayat›n›
kurtarmak kadar memesini korumay› da
önemsiyoruz ve e¤er hasta erken dönemde
tedavi ediliyorsa memeyi koruma flans›m›z çok
yüksek. Meme kanseri hastalar›nda mutlaka
koltukalt›nda bulunan lenf bezlerinin durumunu
da bilmemiz gerekir. Lenf bezlerinde tutulum ne
kadar az ise hasta o kadar erken evre kabul
edilir ve elbette en çok arzu edilen hiç tutulum
olmamas›d›r.
G Memede görülen kistler kansere yol açar m›?
Meme yak›nmas› nedeniyle hekime
baflvuran kad›nlar de¤erlendirildi¤inde en önemli
iki nedenin kistler ve a¤r› oldu¤u görülmekte.
Kad›nlar›n %10’unun memesinde basit kistler
geliflebildi¤ini bilmekteyiz. Yani kistler son
derece s›k görülen ve kansere yol açmayan
oluflumlard›r. Ancak memesinde kitle farkeden
her kad›n›n mutlaka hekime baflvurmas›, bu
kistin basit ve zarars›z kist oldu¤unun hekim
taraf›ndan belirlenmesi gerekir. Bu
de¤erlendirmede kad›n›n öyküsü, risk
unsurlar›n›n olup olmamas›, klinik meme
muayenesi ve baflta meme ultrasonografisi ile
mammografi olmak üzere görüntüleme
yöntemleri çok yard›mc›d›r.
G Tümörün boyutu hastal›¤› nas›l etkiler?
Meme kanseri basit bir hastal›k de¤ildir ve
hastal›¤›n seyrini etkileyen birçok unsur vard›r.
Tümör boyutu ne kadar büyükse hastal›k o
kadar ileri kabul edilir; ancak tümörün boyutu
kadar yap›s› da önemlidir. Yani tümörün boyutu
küçük olsa da baz› özellikleri nedeniyle biyolojik
olarak agresif olabilir. Ya da tam tersi olarak
tan›y› ancak büyükken koyabildi¤imiz meme
tümörü baz› iyi özellikleri nedeniyle daha yavafl
seyredebilir. Örne¤in, tümör hücrelerinin
hormona duyarl› olup olmamas› hastal›¤›n riskini
belirleyen önemli unsurlardan biridir. Hormona
duyarl› tümörler daha yavafl büyürken hormon
duyars›z olanlar daha h›zl› büyür. Hem de
hastal›¤›n tekrarlama ve uzak organlara s›çrama,
yani metastaz yapma riski yükselir. Tümörde
HER2neu dedi¤imiz büyüme faktörü varsa küçük
de olsa çok agresif seyredebilir. Sonuçta, meme
kanserinde tümörün boyutu önemlidir ama en
az boyut kadar yap›s› ve özellikleri de önemlidir.
Bu nedenle herkesin hastal›¤›n› farkl› kabul
etmek ve tedavi ve izlem plan›n› kiflisellefltirmek
gerekir.
G Kemoterapinin meme kanserinde oynad›¤›
rolden bahsedebilir misiniz?
Cerrahi ve radyoterapi lokal tedavilerdir. Bir
ilaç tedavisi olan kemoterapi ise bütün vücudu
ilgilendiren sistemik bir tedavidir. Hem tümörü
küçültür, hem de vücudun di¤er bölgelerindeki
kanser hücrelerini etkiler. Asl›nda meme
kanserinde kulland›¤›m›z ilaç tedavisi sadece
kemoterapi de¤ildir, ayr›ca hormon tedavisi ve
hedefe yönelik ilaç tedavileri vard›r. ‹laç
tedavisi de¤iflik evrelerde de¤iflik amaçlarla
kullan›l›r. Yayg›n hastal›kta hedef hastal›¤›
kontrol alt›na alabilmektir. Hastal›k lokal yani
memeye s›n›rl› ve yay›lmam›fl ise fakat
hastal›¤›n yay›lmas›yla ilgili bir risk varsa o
zamanda yine ilaç tedavisi yapar›z. Buradaki
amaç vücutta, elde varolan teknolojiyle tespit
edilememifl olan tümör hücrelerinin
olabilece¤ini varsaymak ve bu hücreleri yok
etmektir. Böylece hastal›¤›n lokal olarak geri
gelme ve metastaz yapma riskini azaltmakt›r.
Biz buna ek tedavi anlam›na gelen adjuvan
kemoterapi deriz.
Tümör için yap›lan ameliyat s›ras›nda
memenin tamam› ç›kar›lsa bile bir süre sonra
metastaz saptayabiliriz. ‹flte metastaz
yapabilecek bu hücreleri yok etmek gerekir. Bu
hücreler ne kadar az say›daysa tedavide de o
kadar baflar›l› oluruz. Bu nedenle erken
dönemde riski yüksek olan kad›nlar› belirlemek
ve bu riski yok etmek veya en az›ndan azaltmak
için ilaç tedavisi yapmak gerekir. Koltukalt› lenf
bezleri tutulmufl, tümörü hormona duyars›z,
tümörü HER2neu pozitif olan veya tümörün
mikroskoptaki görünümü agresif olan hastalar
riski yüksek olan hastalard›r. ‹laç tedavisi sadece
kemoterapi olabilece¤i gibi kemoterapi ile
beraber hormon tedavisi, ya da sadece hormon
tedavisi de olabilir. HER2neu pozitif olan
hastalarda ise ek olarak hedefe yönelik ilaç
kullanmak gerekir.
Prof. Dr. Haluk Onat’›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
[D‹YOR K‹:]
T›bbi Onkoji Uzman›
Prof. Dr. Haluk Onat
TANIDAN SONRA
NELER YAfiANIYOR?
“Tan› konulduktan sonra ve tedavi
belirlenmeden önce yap›lmas› gereken ilk
fley hastal›¤›n yay›l›m›n›n saptanmas›d›r.
E¤er hastada yayg›n bir hastal›k varsa
tedaviye kemoterapi ile bafllamak gerekir.
E¤er hastan›n tümörü sadece memede ve
koltukalt› lenf bezlerinde s›n›rl› kalm›flsa, ki
günümüzde hastalar›n çok büyük bir
bölümü bu aflamada tan› al›yor, tedaviye
cerrahi ile bafllamak gerekir. Ancak hastan›n
lokal ileri bir hastal›¤›, yani agresif
özellikleri olan büyük bir tümörü varsa
tedaviye kemoterapi ile bafllaman›n yarar›
olabilir. Tedaviye kemoterapi ile
bafllamam›z›n uygun olaca¤› bir di¤er hasta
grubu da memesinin korunmas›n› tercih
eden ancak tümör boyutu büyük olan
hastalard›r. Bu hastalarda da kemoterapi ile
tümörün küçültülmesi ve böylece memenin
korunabilmesi hedeflenmektedir. Bir k›s›m
hastada hedef gerçekleflmekte ve neoadjuvan kemoterapi ad›n› verdi¤imiz bu
tedaviden sonra meme koruyucu cerrahi
gerçeklefltirilebilmekte ancak baz›
hastalarda beklenen yan›t al›namamakta ve
bu nedenle meme koruyucu cerrahi
yap›lamamaktad›r. Sonuçta meme kanseri
tan›s› konulan hastan›n tedavisi, tümörün
boyutu, özellikleri, yay›l›m› ve hastan›n
tercihleri gözönünde bulundurularak
multidisipliner bir ekip taraf›ndan
belirlenmelidir. Yani en uygun tedavi
seçene¤ine ne tek bafl›na cerrah›n, ne tek
bafl›na medikal onkolo¤un ne de tek bafl›na
radyasyon onkolo¤unun karar vermemesi,
nas›l bir tedavi yap›laca¤›na birlikte karar
verilmesi gerekir. Hastan›n tedavi
seçenekleri tart›fl›l›rkende hastan›n mutlaka
ve karar verme sürecine aktif kat›l›m›n›n
sa¤lanmas› en uygun çözümdür. “
ASM VİTAL
19
18_24_ASM_MEMEKANSER
8/4/09
6:31 PM
Page 3
DOSYA Meme Kanseri
[D‹YOR K‹:]
Genel Cerrahi Uzman›
Prof. Dr. Metin Çakmakç›
UZUN SOLUKLU
TEDAV‹ PLANLARI
“Di¤er birçok kanser
türünden farkl› olarak
meme kanseri nedeniyle
tedavi etti¤imiz hastalarda
5, 10 ve 20 y›ll›k, hatta
yaflam boyu flifadan söz
edebiliyoruz. Beklenen
yaflam süresinin bu kadar
uzun olmas›, sa¤kal›m ve
lokal nüks oranlar› ile
birlikte yap›lan tedavinin
hastada b›rakaca¤› kronik
hasar ve deformiteyi de
düflünmemizi gerektiriyor.
Yani sald›rgan davranan
baz› kanser türlerinde
temel kayg›m›z hastan›n
ne kadar yaflayaca¤› iken,
biyolojik olarak daha iyi
huylu oldu¤unu bildi¤imiz
bir tümör sözkonusu
oldu¤unda yaflam süresi
kadar yaflam kalitesi
unsurlar›n› da çok
önemsemeliyiz. Meme
kanserinde "meme
koruyucu cerrahi" ve
"sentinel lenf bezi
biyopsisi" kavramlar›n›n
bukadar gündemde
olmas›n›n temel nedeni de
hastalarda daha az yan
etkiye ve daha az kal›c›
deformiteye neden
olmas›d›r.”
20 ASM VİTAL
G Meme kanseri nas›l ilerler?
Tüm kanserlerin ortak özelli¤i bulunduklar›
yerin ötesinde tüm vücuda yay›labilmeleri. Baz›
kanser türleri öncelikle kan damarlar› yoluyla
yay›l›rken baz› kanserler de lenf damarlar› yoluyla
bölgesel lenf bezlerine yay›l›r. Meme kanseri de
kan damarlar›yla vücudun uzak organlar›na
yay›lmadan önce lenf damarlar›yla koltukalt›ndaki
lenf bezlerine ulafl›r. Son 20 y›lda yap›lan
çal›flmalar lenf kanallar›yla koltukalt›ndaki birinci
düzey lenf bezlerine gelen meme kanseri
hücrelerinin burada yerleflmeden ikinci ve üçüncü
düzeye ilerleyip, orada yerleflip büyüme
oranlar›n›n ihmal edilebilecek düzeyde düflük
oldu¤unu gösterdi. Yani meme kanserinin
koltukalt›nda, say›lar› ellinin üzerinde olan lenf
bezlerine yay›l›m› belli bir hiyerarflik düzen
içerisinde olmakta. Öncelikle birinci düzey, sonra
ikinci ve son olarak da üçüncü düzey lenf bezleri
tutulmaktad›r.
G Sentinel lenf bezi biyopsisi nedir?
Erken evre meme kanserinin cerrahi tedavisini
memeye ve koltukalt›ndaki lenf bezlerine yönelik
cerrahi olarak iki bölüme ay›rabiliriz. Meme
kanserinde koltukalt›ndaki lenf bezlerini gerçekten
önemsiyoruz çünkü kanser hücrelerinin buraya
ulafl›p ulaflmamas› hastal›¤›n evresini belirlemekte.
E¤er bu lenf bezlerinde kanser varsa hastal›¤›n
daha ileri evrede oldu¤unu anl›yor ve kemoterapi
ile radyoterapi gibi yandafl tedavilerimizi bu veri
›fl›¤›nda belirliyoruz. E¤er bu lenf bezlerinde
kanser yoksa da daha s›n›rl› tedavilerin yeterli
olabilece¤ini düflünerek plan›m›z› buna göre
[D‹PNOT]
MEME VE LENF BEZLER‹
Memeler lob ad›n› verdi¤imiz 15 – 20 ayr›
k›s›mdan oluflur. Loblar› ise lobül ad›n›
verdi¤imiz süt üreten küçük bezler oluflturur.
Süt, lobüllerden ve ince kanallardan geçerek
meme bafl›ndan akar. Lobül ve kanallar›n aras›n›
ya¤ doldurur. Meme ayn› zamanda lenf denen
renksiz s›v›y› tafl›yan lenf kanallar›n› da içerir.
Lenf kanallar› küçük yuvarlak lenf bezlerine
aç›l›r. Lenf bezi gruplar› baflta koltukalt›, boyun,
köprücük kemi¤inin üstü ve kas›klar olmak
üzere vücudun çeflitli bölümlerinde bulunur.
Memeyi ilgilendiren lenf bezleri temelde
koltukalt›ndakilerdir. Memenin lenf kanallar›
köprücük kemi¤inin üstündeki ve kaburgalar›n
aras›ndaki lenf bezlerine de drene olurlar. Lenf
bezleri, drenaj›n oldu¤u dokulardan gelen
bakterileri, kanser hücrelerini ve di¤er birçok
zararl› bileflenleri tutarak büyür. Yani lenf bezleri
bir anlamda vücudun savunma istasyonlar›d›r.
“Ameliyattan önce tümör
olan memeye, tümöre
benzer lenf kanallar›n›
izleyen radyoaktif madde
ve/veya mavi boya
enjekte ediliyor.”
yap›yoruz. Hastal›¤›n evresinin ve tedavisinin
belirlenmesinin yan›s›ra koltukalt›nda hastal›k
olmas› durumunda bu hastal›kl› lenf bezlerini
cerrahi olarak ç›kartmak koltukalt›ndaki lokal
kontrole katk› sa¤lamakta. Bu nedenle de meme
kanserinin cerrahi tedavisini üstlenen cerrahlar
bugüne kadar koltukalt›ndaki tüm lenf bezlerini
ç›kartarak, yani aksilla disseksiyonu yaparak
hastal›¤› evrelendirebilmifl, tedavisini
belirleyebilmifl ve koltukalt›ndaki lokal kontrolü
sa¤layabilmifl. Ancak meme kanserinin
koltukalt›ndaki lenf bezlerine hiyerarflik bir düzen
içerisinde yay›ld›¤› verisi yeni çal›flmalara neden
olmufl ve klinik araflt›rmalar sonucunda sentinel
lenf bezi kavram› gelifltirilmifl. Sentinel lenf bezi,
lenf kanallar› yoluyla yay›lan meme kanseri
hücrelerinin koltukalt›nda gidece¤i ilk lenf bezi
olarak tan›mlanabilir. Yani meme kanseri
koltukalt›na yay›lacaksa öncelikle sentinel lenf
bezinde tutunmakta, daha sonra di¤er lenf
bezlerine ilerlemekte.
Daha ileri çal›flmalarla koltukalt›nda, tümörün
gidece¤i o ilk sentinel lenf bezinin ameliyat
s›ras›nda bulunmas› ve patolojik incelemesinin
yap›lmas›n›n yollar› denenmifl. Y›llar içerisinde iki
yöntemin sentinel lenf bezinin saptanmas›nda
etkin oldu¤u gösterilmifl. Bu yöntemlerden ilki
radyoaktif madde ikincisi de mavi boya kullan›m›.
Radyoaktif madde kullanarak gerçeklefltirdi¤imiz
yöntemde ameliyata bafllamadan 1.5 - 2 saat
önce Nükleer T›p bölümü taraf›ndan tümör olan
memeye, tümöre benzer flekilde lenf kanallar›n›
izleyen radyoaktif madde enjekte edilir. Bir süre
beklendikten sonra Nükleer T›p bölümünde
lenfatik harita ç›kart›l›r, sentinel lenf bezi saptan›r
ve yeri iflaretlenir. Daha sonra ameliyata al›nan
hastan›n yüksek miktarda radyoaktif madde
tutmufl olan sentinel lenf bezi radyoaktivite sayac›
(gamma prop) kullan›larak bulunur ve bu lenf bezi
ç›kar›larak incelemeye al›n›r. Patologlar da
ameliyat s›ras›nda yapt›klar› ve “frozen” ad›n›
verdi¤imiz acil patolojik inceleme ile bu lenf
bezinde kanser hücrelerinin olup olmad›¤›n›
söyleyebiliyor. ‹kinci yöntemde ise herhangi bir ön
haz›rl›k yap›lmadan ameliyat›n bafl›nda tümör olan
Prof. Dr. Metin Çakmakç›’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
18_24_ASM_MEMEKANSER
8/4/09
6:31 PM
Page 4
memeye özel bir mavi boya enjeksiyonu yap›l›yor
ve bir süre beklendikten sonra koltukalt› cerrahi
olarak araflt›r›larak mavi boya tutmufl sentinel
lenf bezi tan›mlan›yor. Bu lenf bezi ç›kart›larak
yine ameliyat s›ras›nda patologlara teslim ediliyor
ve acil patolojik incelemenin sonucu bekleniyor.
Yap›lan patolojik inceleme sonucunda
sentinel lenf bezinde tümör saptanmaz ise daha
ileri düzeydeki lenf bezlerinde de tümör olmad›¤›
kabul edilerek koltukalt›na yönelik ifllem
sonland›r›l›yor. Ama e¤er ilk lenf bezinde tümör
görülürse bu tümör hücrelerinin di¤er lenf
bezlerine de gitmifl olabilece¤i kabul edilerek
koltukalt›ndaki tüm lenf bezleri ç›kart›l›yor, yani
geleneksel yönteme dönülüyor.
Yap›labilirli¤i, etkinli¤i ve geçerlili¤i çok
say›da bilimsel çal›flma ile kan›tlanm›fl olan
sentinel lenf bezi biyopsisi, çok önemli bir hasta
grubunda hastalar› aksilla disseksiyonu ad›n›
verdi¤imiz koltukalt›ndaki tüm lenf bezlerinin
ç›kar›lmas› iflleminden kurtarmakta. Böylece
yap›lan ameliyat›n yan etkileri anlaml› olarak
azalmakta ve aksilla disseksiyonu sonucunda
oluflabilen kronik hasarlar engellenebilmekte.
Ameliyat öncesi kemoterapi alm›fl, daha
önceden o memeye yönelik cerrahi geçirmifl,
gebe, tümörü çok odakl› vb. gibi zor hasta
gruplar›nda da sentinel lenf bezi biyopsisinin
benzer baflar› oranlar›yla yap›labildi¤i gösterilmifl
ve yap›lmas›n›n uygun olmayaca¤› hasta grubu
neredeyse kalmam›flt›r. Bu nedenlerden dolay› da
sentinel lenf bezi biyopsisi günümüzde meme
kanseri hastalar›nda koltukalt›na yaklafl›mda alt›n
standart haline gelmifltir.
G Sentinel lenf bezi biyopsisinde dikkat edilmesi
gerekenler nelerdir?
Sentinel lenf bezi biyopsisi; birikim, tecrübeli
insan gücü ve teknolojik altyap› gerektiren bir
yöntem. Dolay›s›yla baflar›n›n ön koflulu bu
yöntemin yeterli teknolojik altyap›ya sahip bir
merkezde, konular›nda yetkin ve birbirini iyi
tan›yan bir ekip taraf›ndan gerçeklefltirilmesi.
[B‹LG‹]
LENF
BEZLER‹N‹N
ÇIKARTILMASI
Ayr›ca ekibin kendi sonuçlar›n› sürekli olarak
izlemesi, gelifltirme alanlar› olup olmad›¤›n›
de¤erlendirmesi de çok önemli.
Ameliyat öncesinde hastalara zaman ay›rmak,
hem ameliyat ayr›nt›lar›n› hem de bu teknik
sayesinde engellenebilecek yan etkileri ayr›nt›l›
olarak anlatmak gerekir. %1-2 gibi çok küçük bir
hasta grubunda ise ameliyat s›ras›nda yap›lan
patolojik de¤erlendirmede sentinel lenf bezinde
tümör görülmemekte, ancak daha sonra yap›lan
kal›c› patolojik incelemede tümör
saptanabilmekte. Bu olas›l›¤› da ameliyat öncesi
dönemde hastalarla konuflmak gerekir.
Sonuçta, dikkat edilmesi gereken en temel
nokta sentinel lenf bezi biyopsisinin güncel
teknolojiye sahip, deneyimli ve eflgüdüm içerisinde
çal›flan bir ekip taraf›ndan ve yeterince iyi
ayd›nlat›lm›fl bir hastada yap›lmas›.
Bir bölgedeki lenf
bezlerinin ç›kart›lmas›
olarak tan›mlanabilecek
lenfadenektominin belli
yan etkileri vard›r.
Koltukalt›nda
gerçeklefltirilecek
lenfadenektomide uzun
sürebilen a¤r›, hissizlik
ve lenfödem olarak
tan›mlad›¤›m›z kolda
flifllik gibi yan etkilere
neden olabilir.
Koltukalt›ndaki lenf
bezlerinin temel görevi
el, kol ve meme gibi
ardalanlar›n drenaj›n›
sa¤lamak ve
savunmakt›r. Dolay›s›yla
bu lenf bezleri
ç›kar›ld›¤›nda bu
bölgelerin savunmas›
zay›flar. Hastan›n
yaflam›n›n sonuna kadar,
elini, kolunu ve memesini
enfeksiyondan korumas›
gerekir. Lenf bezlerinin
tamam›n›n de¤il sadece
bir tanesinin
örneklenmesinde ise bu
yan etkiler son derece
nadir görülür.
[D‹YOR K‹:]
Koltukalt›
Lenf Bezleri
Op. Dr. H. Kemal Rafla
B‹REYSEL TEDAV‹ fiART!
“Meme kanseri hastalar›n›n tedavisinde kulland›¤›m›z üç
ana silah var. Bir tanesi cerrahi, di¤eri radyoterapi,
sonuncusu da kemoterapi ve hormon tedavisi olarak ikiye
ay›rabilece¤imiz onkolojik tedavi. Bu üç silah› hangi
s›rayla kulland›¤›n›z tedavi sonuçlar›n› de¤ifltirebilir. Bir
hastan›n tedavisine önce kemoterapiyle bafllay›p, sonra
ameliyat edip, daha sonra da radyoterapi vermemizin
sonuçlar› ayn› özelliklerde ama farkl› s›rayla tedavi
etti¤imiz baflka bir hastan›n sonuçlar›ndan farkl›
Gö¤üs Kanseri
olabiliyor. O nedenle
de tedaviyi gerçekten
bireysellefltirmek
gerekli. En ideal yöntem her meme kanseri hastas›n›n,
meme kanseri tedavisinde uzmanlaflm›fl multidisipliner bir
ekip taraf›ndan de¤erlendirilmesi ve tedaviye hastan›n da
kat›ld›¤›, taraf oldu¤u bir süreç sonunda karar verilmesi.
Tedavinin uzlafl› ile belirlendi¤i hastalarda elde edilen
klinik sonuçlar›n daha iyi oldu¤u da bilinmektedir.”
ASM VİTAL
21
18_24_ASM_MEMEKANSER
8/4/09
6:31 PM
Page 5
DOSYA Meme Kanseri
[D‹YOR K‹:]
ASM T›bbi
Onkoloji Uzman›
Prof. Dr. Necdet Üskent
G Meme kanserinin yay›lma h›z› neye göre
T›bbi Onkoloji Uzman›
Prof. Dr. Necdet Üskent
MEME
KANSER‹N‹N
YAYILIMINI
ETK‹LEYEN
FAKTÖRLER
NELERD‹R?
“Meme kanserinin yay›l›m›n›
etkileyen en önemli faktör
tümörün karakteridir.
Karakterini de biyolojik ve
moleküler yap›s› belirliyor.
Biyolojisini ve moleküler
yap›s›n› daha iyi anlamaya
bafllad›kça tümörün nas›l
seyredebilece¤ini daha do¤ru
olarak öngörmeye bafllad›k. Bu
durum hem yeni, hedeflenmifl
ajanlarla tedavi seçeneklerinin
do¤mas›na neden oldu hem de
hastalar›n tedavisini belirleme
sürecine katk›da bulundu. Yani
art›k tümörün özelliklerine
bakarak o hastaya ne
yo¤unlukta tedavi vermemiz
gerekti¤i karar›n› daha rahat
verebiliyoruz. Bu konudaki en
güncel geliflmelerden biri
tümördeki 21 geni mutasyon
aç›s›ndan de¤erlendiren
Oncotype DX® meme kanseri
kiti. Bu genetik analiz ile
tümörin ne kadar riskli
oldu¤unu saptayabiliyor ve
hastalar› risk grubuna göre
ayr›flt›rabiliyoruz.
Hastanemizde de gerekli
gördü¤ümüz hastalarda
uygulad›¤›m›z bu test ile daha
güçlü bir öngörüye sahip
oluyoruz ve tedavi önerir veya
önermezken bilimsel bir kan›ta
dayal› olabiliyoruz.“
22 ASM VİTAL
de¤ifliyor?
Meme kanseri asl›nda çok heterojen bir
hastal›k grubu. Her hastan›n tümörü farkl›
moleküler yap›da olup farkl› özellikler
gösterebiliyor. Bu nedenle biyolojik olarak farkl›
ço¤alma ve yay›lma h›z›na sahip olabiliyor. Yani
baz› meme kanserleri çok yavafl büyür ve
yay›l›rken baz›lar› çok h›zl› büyüyüp s›çrayabiliyor.
Bazen tümörün kendisi çok küçük olmas›na karfl›n
uzak organlara sݍrayabiliyor, yani metastaz
yapabiliyor veya çok büyük tümörlerin çok yavafl
olarak büyümeye devam etti¤ini ve metastaz
yapmad›¤›n› görebiliyoruz.
Meme kanserinin bu farkl› biyolojik davran›fl›n›
belirleyen baz› faktörler oldu¤unu biliyoruz. Bu
faktörlerin bafl›nda tümör hücrelerinin tafl›d›¤›
hormon reseptörleri geliyor. Hastal›¤›n östrojen ve
progesteron reseptörü tafl›yan hücrelerden
oluflmas› olumlu bir risk unsuru olarak kabul
ediliyor çünkü hormon reseptörü tafl›yan
tümörlerin yar›lanma zaman›, yani 1 cm lik
tümörün 2 cm boyutuna gelmesi için geçmesi
gereken zaman daha uzun. Bu nedenle bu
tümörler daha yavafl büyüyorlar. Daha h›zl›
büyüyen ve daha s›k metastaz yapma
potansiyeline sahip olan hormon reseptörü
tafl›mayan tümörleri ise daha riskli olarak kabul
ediyoruz. HER-2neu onkogeninin varl›¤›n› ise
olumsuz bir risk unsuru olarak kabul ediyoruz
çünkü HER-2neu pozitif olan tümörler daha
sald›rgan davranmakta ve daha k›sa sürede
metastaz yapmakta. Patolojik inceleme sonucunda
bir hastan›n tümörünün hormon reseptörleri
tafl›d›¤› ve HER-2 neu onkogeni olmad›¤›
raporlan›rsa bu hastaya yönelik beklentimiz çok
daha olumlu olabiliyor.
G Meme kanseri nas›l yay›l›yor?
Meme kanseri genellikle kan yoluyla veya
lenfatik yolla yay›l›r. Kan yoluyla yay›ld›¤› zaman
dolafl›m›n gitti¤i her yere gidebiliyor ve tüm
dokulara yay›labiliyor ancak tutunmak için daha
çok akci¤er, kemik, beyin ve karaci¤eri tercih
ediyor. Lenfatik yolla yay›l›m›nda da öncelikle
aksilla dedi¤imiz koltukalt› lenf bezlerine yay›l›yor.
Hastal›¤›n aksilladaki lenf bezlerine yay›lm›fl olup
olmad›¤›n› önemsiyoruz çünkü bu lenf bezlerinde
tümör olup olmamas› hastal›¤›n sald›rganl›¤›
konusunda önemli bir belirleyici.
Aksillada tümörü olan hastalarda daha s›k
metastaz geliflmekte, hastal›k lokal olarak daha
yüksek oranda nüksetmekte ve yaflam beklentimiz
azalmaktad›r. Bu nedenle bu hasta grubunda
mutlaka koruyucu olarak kemoterapi
önermekteyiz. Hastan›n yafl›, performans›, yandafl
hastal›klar› ve tercihleri bu karar›m›z›
etkileyebilmekle birlikte tedavi verdi¤imiz
hastalar›n daha iyi seyretti¤ini biliyoruz.
G Hangi hasta grubuna kemoterapi veriyoruz?
Birçok bilim dal›n›n birlikte düflünerek
tedavisini belirledi¤i meme kanseri hastalar›nda
sonuçlar›n daha baflar›l› oldu¤unu biliyoruz. Zaten
Prof. Dr. Necdet Üskent’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
18_24_ASM_MEMEKANSER
8/4/09
6:31 PM
Page 6
bu kadar heterojen oldu¤unu belirtti¤imiz meme
kanserinde tedavinin standart olmas› da
beklenemez. Ayr›ca hastan›n genel performans› ve
tercihleri de mutlaka önemsenmesi gereken
unsurlar.
Genel hatlar›yla metastaz yapm›fl tümörü olan
hastalara öncelikle kemoterapi öneriyoruz. Yine
meme koruyucu cerrahi tercih eden ve ileri tümörü
olan hastalarda da tümörü küçültebilmek hedefiyle
bafltan kemoterapi öneriyoruz. Hastal›¤› meme ile
s›n›rl› olan hastalar ise öncelikle ameliyat oluyorlar
ve bu hasta grubunda da kemoterapi karar›n›
ameliyat sonras› patoloji raporuna göre
de¤erlendiriyoruz. Daha önce tart›flt›¤›m›z gibi
hormon reseptörlerinin negatif olmas› ve
HER-2neu onkogeninin pozitif olmas› kemoterapi
önermemize neden olabiliyor. Ayr›ca tümörün
ço¤alma h›z›n› ve sald›rganl›¤›n› gösteren grade de
son derece önemli. Grade’in yüksek olmas›
koruyucu olarak kemoterapi önermemize neden
olabiliyor. Tümörün boyutu da önemli. Tümörünün
çap› 1 cm’den büyük olan hastalara da kemoterapi
öneriyoruz. Yay›l›m› olmayan ve tümörü 1 cm’den
küçük olan hastalarda ise di¤er risk unsurlar›n›n
durumuna ve hastan›n tercihlerine göre
davranabiliyoruz.
Tüm bunlar›n yan› s›ra elimizde art›k Oncotype Dx
ad›n› verdi¤imiz bir genetik test de var. Tümörde
21 genetik mutasyona bakarak tümörün ne kadar
sald›rgan davranaca¤›n› öngörmemizi sa¤l›yor.
Özellikle düflük risk grubunda oldu¤unu
saptad›¤›m›z hastalardaki karar verme sürecimize
ciddi katk›da bulunuyor. Bu genetik testin
yap›labilmesi için canl› dokuya gereksinim yok ve
parafin bloklarda da bak›labiliyor. Yüksek
maliyetine ra¤men önümüzdeki y›llarda çok say›da
hastan›n karar sürecine katk› getirecek gibi
görünüyor.
Tümöre ait tüm bu unsurlar, kemoterapi
uygulamaya karar verdi¤imiz hastalarda, tedavinin
hangi ilaçlarla ve ne kadar süreyle yap›laca¤›na da
karar vermemizi sa¤l›yor.
Meme kanserinin ilaçla tedavisinde kemoterapi
d›fl›nda bir de hormon tedavisi kullan›yoruz.
Hücrelerinde hormon reseptörü bulunan tümörlerin
tedavisinde kulland›¤›m›z bu tedavi hem lokal
nüksün azalt›lmas›nda hem de hastalar›n daha
uzun süre sa¤kalmalar›n›n sa¤lanmas›nda oldukça
etkili. Etkinli¤inin yan›s›ra tablet formunda olmas›
nedeniyle kolay kullan›m› olan ve düflük yan etki
profiline sahip olan bu ilaç grubundaki
seçeneklerimiz giderek artmakta ve bu gruba y›llar
içerisinde daha etkili ve daha düflük yan etkili ilaçlar
eklenmekte. Bu grup ilaçlar da hem ameliyat
öncesinde ve daha s›k adjuvant olarak ameliyat
sonras›nda da kullan›labilmektedir.
[D‹YOR K‹:]
T›bbi Onkoloji Uzman›
Prof. Dr. Necdet Üskent
HORMON TEDAV‹S‹
Hormon reseptörü pozitif olan
tüm hastalara önerdi¤imiz
hormon tedavisi en az befl y›l
sürdürmekteyiz.
Tümörü HER-2neu pozitif olan
tüm hastalara ayr›ca
Trastuzumab (Herceptin®)
ad›n› verdi¤imiz hedeflenmifl
ajanla tedavi önermekteyiz.
Sonuçta meme kanserinin
biyolojisini daha iyi anlamaya
bafllamam›z kemoterapide,
hormon tedavisinde ve
hedeflenmifl ajanlarla tedavide
kullanabilece¤imiz farkl› farkl›
ajanlar›n gelifltirilebilmesini
sa¤lamakta, bu tedaviler ile
daha iyi klinik sonuçlar elde
edilebilmekte ve elde edilen
bu olumlu sonuçlar daha çok
say›da hastaya
‘kiflisellefltirilmifl’ tedavi
önermemize neden olmakta.
[B‹LG‹]
MEME KANSER‹NDE R‹SK FAKTÖRLER‹ NELERD‹R?
Kad›nlar erkeklerden daha yüksek risk
tafl›maktad›r. Ayr›ca meme kanseri riski yafl ile
artmaktad›r ve tan›lar›n ço¤u 50 yafl
üzerindedir. Meme kanserinde en önemli risk
unsuru kiflinin daha önce meme kanseri tan›s›
alm›fl ve tedavi edilmifl olmas›d›r. Yani meme
kanseri özgeçmifli olan bir kifli yaflam› boyunca
yak›ndan izlenmelidir. Kal›tsal unsurlar önemli
olmakla birlikte bu oran san›ld›¤› kadar yüksek
de¤ildir ve meme kanserlerinin sadece %8’i
kal›tsald›r. Bu nedenle aile öyküsünün
olmamas› kad›n› meme kanserinden
korumad›¤› gibi ailede meme kanseri tan›s›
alan insan olmas› kiflinin her koflulda meme
kanseri aç›s›ndan yüksek risk tafl›d›¤› anlam›na
da gelmez. Bu anlamdaki risk; kaç tane birinci
derece yak›n›n meme kanseri tan›s› ald›¤› ve
bu kiflilerin tan› ald›klar›ndaki yafllar› ile
ilgilidir. Birinci derece akrabalarda 40 yafl›ndan
daha genç yaflta meme kanseri görülmesi, bu
hastalardan birinde iki tarafl› meme kanseri
geliflmifl olmas›, meme kanseriyle eflzamanl›
yumurtal›k kanseri olmas› ve bu hastalar
aras›nda erkek meme kanseri olmas› kifliyi
kal›tsal meme kanseri aç›s›ndan yüksek risk
grubuna sokar. Yüksek risk grubunda olan
birinin mutlaka hekimiyle bu durumu
de¤erlendirmesi ve yap›lacaklar›n belirlenmesi
gerekir. Yüksek östrojen düzeyleri ile meme
kanseri aras›nda do¤rudan iliflki vard›r. Bu
nedenle kad›nlar›n, yüksek östrojen
düzeyleriyle yaflad›klar› zaman diliminin
uzamas› meme kanseri riskini artt›rmaktad›r.
‹lk adetin 13 yafl›n alt›nda görülmesi ve 50
yafl›n üzerinde menopoza girilmesi meme
kanseri riskini artt›r›r. Menopoz nedeniyle befl
senenin üzerinde sürdürülen hormon tedavisi
(HRT) de riski art›rmaktad›r. Kad›n›n do¤um
yapmamas› veya ilk gebeli¤in 30 yafl sonras›
olmas› da benzer gerekçeyle riskin artmas›na
neden olmaktad›r. Gündelik yaflam içerisindeki
baz› faktörlerin de meme kanseri riskini
art›rd›¤› bilinmektedir. Özellikle menopoz
sonras› kilo al›m›, ya¤dan zengin beslenmek,
düzenli olarak spor yapmamak ve a¤›r alkol
tüketimi meme kanseri riskini art›rmaktad›r.
Daha önce yap›lan meme biyopsisinde rapor
edilen meme dokusundaki baz› normal d›fl›
durumlar (atipik hiperplazi vb.), ergenlik yafl
döneminde radyoterapi görmek ve radyolojik
olarak yo¤un meme dokusuna sahip olmak da
riski art›rmaktad›r.
ASM VİTAL
23
18_24_ASM_MEMEKANSER
8/4/09
6:31 PM
Page 7
DOSYA Meme Kanseri
[D‹YOR K‹:]
ASM Nükleer T›p Uzman›
Dr. Kezban Berbero¤lu
G Sentinel lenf bezi biyopsisi ne demektir?
Nükleer T›p Uzman›
Dr. Kezban Berbero¤lu
SENT‹NEL LENF
BEZ‹ B‹YOPS‹S‹
“Eskiden meme kanseri
tan›s› alan hastalar›n
cerrahi tedavisi s›ras›nda
koltukalt›ndaki lenf
bezlerinin hepsi
ç›kart›l›rd›. Bu hastalarda
baflta kolda ödem, kolda
ve elde duyu kusuru
olmak üzere bu cerrahiye
ba¤l› yan etkiler
görülebilirdi. Ayr›ca
hastalar yaflamlar›n›n
sonuna kadar bu kollar›n›
ve ellerini sak›nmak
zorunda kal›rlard›.
Sentinel lenf bezi
biyopsisi sonucunda
koltukalt›nda tümör
saptanmayan ve lenf
bezlerini ç›karman›n
gerekli olmad›¤› ortaya
ç›kan hastalarda bu
hasarlardan kaç›n›lm›fl
olunuyor. Böylece
hastalar›n tedavi sonras›
yaflam kaliteleri
korunmufl oluyor.”
24 ASM VİTAL
Sentinel lenf bezi biyopsisi multidisipliner bir
çal›flma gerektiren bir yöntemdir. Bu ekipte genel
cerrahi ile nükleer t›p uzman› ve patolog yer almal›d›r.
Nükleer t›p uzman›na düflen görev sentinel lenf bezini
görüntülemek, yerleflkesini belirlemek ve ameliyat
s›ras›nda genel cerrahi uzman›n›n do¤ru lenf bezine
ve k›sa zamanda ulaflmas›n› desteklemektir.
G Kimlere uygulanmas› gerekir?
Sentinel lenf bezi biyopsisinin meme kanseri
hastalar›nda kullan›lmaya baflland›¤› ilk y›llarda bu
yöntemi çok s›n›rl› bir hasta grubunda
gerçeklefltiriyorduk. Ancak daha sonra yap›lan
bilimsel çal›flmalar hastal›¤›n lokal olarak memeye
s›n›rl› kald›¤› birçok hasta grubunda bu yöntemin
teknik olarak yap›labilir ve sonuçlar›n›n güvenilir
oldu¤unu gösterdi. Art›k daha önce giriflim yap›lm›fl
memelerde, çok odakl› tümörlerde, ameliyat
öncesinde kemoterapi görmüfl hastalarda ve gebe
meme kanserilerinde bile bu tekni¤in alt›n standart
olarak kabul edilmesi gerekti¤ine inan›yoruz. Yani
tümörün koltukalt›ndaki lenf bezlerine veya uzak
organlara yay›ld›¤›n› düflünmedi¤imiz tüm hastalarda
sentinel lenf bezi biyopsisini uygulamak gerekir.
G Sentinel lenf nodu biyopsisi hastaya ne zaman ve
nas›l uygulan›r?
Hasta ameliyat için hastaneye yat›r›ld›ktan sonra
nükleer t›p bölümüne ça¤r›l›r. Tümörün oldu¤u meme
bafl›n›n çevresinden deri içine bir enjeksiyon yap›l›r.
Enjeksiyon s›ras›nda verilen radyoaktif madde lenf
kanallar›nda ilerler ve koltukalt›ndaki bir lenf bezine
gider. Biz tümör hücrelerininde ayn› lenf kanallar›n›
izleyerek ayn› lenf bezine gidece¤ini bildi¤imiz için bu
lenf bezini sentinel lenf bezi olarak kabul ederiz. Bu
süreci gama kamera dedi¤imiz bir cihazla tespit ederiz
ve dinamik görüntüleme sayesinde lenf kanalar›ndan
ilac›n ak›fl›n› dahi görebiliriz. Saptad›¤›m›z bu sentinel
lenf bezinin yerleflkesini deri üzerinde iflaretleyerek
hastay› ameliyathaneye göndeririz. Ameliyat s›ras›nda
cerrah bizim deri üzerinde yapt›¤›m›z iflaret
k›lavuzlu¤unda ve radyoaktivite sayan gamma prob
dedi¤imiz cihaz›n yard›m›yla sentinel lenf bezini bulur.
Gamma prob ile yüksek say›m elde edilen alan› daha
yak›ndan de¤erlendirerek en yüksek say›ma sahip lenf
bezine ulafl›r. Bu lenf bezi ç›kar›ld›ktan sonra
gerçekten elde edilen say›m›n bu lenf bezine ait
oldu¤u do¤rulan›r. ‹kinci do¤rulama ise geride kalan
dokular›n de¤erlendirilmesi ile yap›l›r ve say›m›n
anlaml› olarak düfltü¤ü görülerek en yüksek say›ma
sahip lenf bezinin ç›kart›ld›¤›ndan emin olunur. Bu
ifllem yap›ld›¤› s›rada pataloji ekibi de ameliyathanede
olur ve ç›kar›lan lenf bezinde kanser hücresi olup
olmad›¤›n› inceler. E¤er sentinel lenf bezinde kanser
hücresi yoksa ameliyat sonland›r›l›r. Ancak yay›l›m
saptan›rsa aksilla dedi¤imiz koltukalt›ndaki tüm lenf
bezleri ç›kar›l›r.
G Baflar›s›zl›k oran› nedir?
Hastalar›n %95’inde radyoaktif madde
kullanarak sentinel lenf bezini saptayabiliyoruz.
%5’lik bir hasta grubunda ise sentinel lenf bezi
görüntülenemiyor. Ancak bu hasta grubununda bir
bölümünde ameliyat s›ras›nda gamma prop ile
sentinel lenf bezine ulaflma flans› olabiliyor. Sentinel
lenf bezinin radyoaktif madde ile görüntülenemedi¤i
hastalarda baflta mavi boya olmak üzere di¤er
teknikleri kullan›yoruz.
G Mavi boya tekni¤i nas›l uygulan›yor?
Mavi boya cerrah taraf›ndan ameliyat s›ras›nda
uygulanan bir yöntemdir. Meme bafl›n›n alt›na veya
tümör çevresine çok düflük miktarda metilen mavisi
dedi¤imiz boya enjekte ediliyor. Boya, tümör
hücreleri veya radyoaktif madde gibi lenf kanallar›n›
izleyerek sentinel lenf bezine ulafl›yor. Cerrah da
ameliyat s›ras›nda koltukalt›ndaki dokular›
inceleyerek boyanm›fl olan sentinel lenf bezine
ulafl›yor. Bu tekni¤in de güvenilirli¤i çok yüksek. Hem
radyoaktif madde hem de mavi boya kullan›lan
hastalarda sentinel lenf bezinin saptanma oran›
%99 düzeyine ç›k›yor.
[D‹PNOT]
SENT‹NEL LENF BEZ‹ B‹YOPS‹S‹
BAfiKA HANG‹ KANSERLERDE
KULLANILIYOR?
‹lk klinik uygulamalar› melanom dedi¤imiz deri
kanserinde gerçeklefltirilmifl ve flu an melanom
tedavisinde rutin olarak uygulanmaktad›r. Daha
sonra meme kanserinde de rutin olarak
uygulanmaya bafllanm›flt›r. Hastanemizde de hem
meme kanseri hem de melanomda rutin olarak
uygulanmaktad›r. Ayr›ca kad›n do¤um bölümünü
ilgilendiren serviks, vajen ve vulva tümörlerinde
elde edilen sonuçlar da son derece baflar›l›d›r.
Birçok merkez kal›n barsak kanserinin cerrahi
tedavisinde sentinel lenf bezi biyopsisi yapmakta ve
lenf bezi tutulumu olmayan hastalarda daha s›n›rl›
cerrahi ile ameliyat›n külfetini azaltabilmektedir.
Halen süren çal›flmalar ile mide kanserinde de bu
yöntemin güvenilirli¤i saptanmaya çal›fl›lmaktad›r.
Sentinel lenf bezi biyopsisinin do¤ru evreleme
sa¤lad›¤› bir di¤er alan da bafl-boyun kanserleri için
yap›lan cerrahilerdir. Umut veren çal›flmalar ve
klinik uygulamalar önümüzdeki dönemde çok farkl›
tümörlerde de sentinel lenf bezi biyopsisi
yapaca¤›m›z› ve tedavi yan etkilerini
azaltabilece¤imizi düflündürmekte.
Uzm. Dr. Kezban Berbero¤lu’nun di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
kanserilan21.5x27.5.pdf
7/22/09
3:39:03 PM
26_28_ASM_KULAK_3
8/4/09
6:32 PM
Page 1
Kulak Burun Bo€az
Biyonik kulak
iflitme yetene¤inin
yeniden kazan›lmas›n› sa¤l›yor
Yaflam kalitesini birinci dereceden etkileyen iflitme kayb›n›n tedavisinde biyonik
kulak umut oluyor. ASM Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Sertaç
Yetifler, biyonik kulak hakk›nda bilgi verdi.
[D‹YOR K‹:]
Kulak Burun Bo¤az
Hastal›klar› Uzman›
Prof. Dr. Sertaç Yetifler
“‹flitme kayb› belirlendi¤inde
çocu¤un erkenden iflitme
cihaz›ndan yararland›r›lmas›
çok önemlidir. Bu, iflitme
sinirinin d›fl uyar›larla sürekli
meflgul edilmesini sa¤lar ve
daha sonraki yap›lacak iç
kulak cerrahilerinde hasta
performans› üzerine olumlu
bir etki yarat›r. Ayr›ca dil
geliflimi bir düzeyde
korunmufl olur.”
o¤ufltan ya da sonradan olan hafif, orta ve
ileri düzeydeki iflitme kayb›, çocuk veya
yetiflkin herkesin basit nedenler yüzünden
bile karfl›laflabilece¤i büyük bir sorun. ‹flitme
engeliyle karfl› karfl›ya olan her yafltan insan, halk
aras›nda biyonik kulak ad› verilen koklear implant
sayesinde iflitme kayb›yla yaflamaktan kurtulma
olana¤›na sahip. ASM Kulak Burun Bo¤az
Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Sertaç Yetifler ile
koklear implant›n iflitme engelli hastalara sundu¤u
umut dolu gelecek üzerine konufltuk: “‹flitsel
fonksiyon, bireyin çevre ile iletiflimini sa¤layan, zekâ
geliflimine arac›l›k eden, onun sosyal ve entelektüel
geliflimine katk› sa¤layan temel fonksiyonlardan
biridir. Dolay›s›yla gerek do¤um öncesi, gerek
do¤umdan sonra özellikle iki kulakta birden
yaflanan iflitme kay›plar›, yaflam kalitesini çok
etkiliyor. Özellikle bebeklerde iflitme engelinin veya
kayb›n›n erken tan›s› ve tedavisi son derece önem
tafl›yor. Günümüzde dünya üzerinde koklear
implantasyon sayesinde iflitme becerisini kazanan
60.000 insan oldu¤u tahmin ediliyor. Biyonik kulak
yani koklean›n elektriksel uyar›lmas› çal›flmalar›,
1957 y›l›nda ABD’de William F. House taraf›ndan
bafllat›lsa da, koklean›n çok kanall› implantlar ile
uyar›lmas› ameliyatlar› 1980’den sonra h›z
kazanmaya bafll›yor.”
D
Koklear implant nedir?
Koklear implant, mekanik ses enerjisini elektrik
sinyallerine dönüfltüren ve bunu do¤rudan iç kula¤a
aktararak ses alg›lamas›n› sa¤layan elektronik bir
cihazd›r. ‹ki parçadan oluflur. Birincisi, kulak
arkas›na cilt alt›na yerlefltirilen k›sm›d›r. Operasyon
esnas›nda bu cihaz›n uzun elektrodu salyangoz
olarak da bilinen iç kula¤›n içine yerlefltirilir. D›fl
sarmaldan baflka bir deyiflle antenden aktar›lan ve
26 ASM VİTAL
ses enerjisi bilgisini tafl›yan kodlanm›fl elektrik
enerjisi, elektrod arac›l›¤›yla iflitme sinirini uyarmak
için iç kula¤a aktar›l›r. Hastalar, ameliyatla
yerlefltirilen bu iç parçay› yaflam boyu tafl›rlar. D›fl
parça ise; ses ifllemcisi, mikrofon ve d›fl antenden
oluflur. D›fl sarmal, saçl› deri üzerine yerlefltirilir ve
m›knat›s› sayesinde manyetik olarak iç sarmala
tutunur.
Biyonik kula¤›n üstünlükleri
nelerdir?
Normal iflitmeye sahip olan çocuklar, konuflmay›
özel bir yard›m almadan, aile ortam›nda ö¤renirler.
‹leri derecede ya da çok a¤›r iflitme kayb› olan
hastalar en güçlü iflitme cihazlar›ndan dahi
yararlanamazlar. Hiç iflitmeyen, baflkalar›n›n
konufltuklar›n› duyamayan çocuklar, lisan ve sözel
iletiflim becerisi gelifltiremezler.
Koklear implant bu çocuklara çevrelerindeki
sesleri tan›mlayabilme, lisan gelifltirebilme, ifl
hayat›na at›labilme ve kendi ayaklar› üzerinde
gelecek kurabilme olana¤› sa¤lar.
[D‹PNOT]
K‹MLERE ‹fi‹TME
ENGELL‹ DEN‹R?
‹flitme kayb› tek ya da çift tarafl›, ilerleyici ya da
dura¤an, do¤umsal ya da edinsel, orta ya da hafif
düzeyde olabilir. ‹flitme kayb› tek tarafl› oldu¤u
sürece önemli bir engel teflkil etmez. Birey genifl
alanlarda, kalabal›k ve gürültülü ortamlarda sesin
yönünü ve yerini tayin etmede s›k›nt› yaflasa da,
günlük iletifliminde önemli bir aksama görülmez.
Oysa ki her iki kula¤› içeren orta ve üzeri iflitme
kay›plar›nda, birey iflitme deste¤ine ihtiyaç duyar.
26_28_ASM_KULAK_3
8/4/09
6:32 PM
Page 2
Koklear Implant›n
yerlefltirilmesi ve
kullan›m›
‹flitme engelli biri biyonik
kulakla nas›l duyar?
Kulak zar› ve orta kulaktaki kemikçikler arac›l›¤›
ile ses dalgalar› mekanik enerji halinde iç kula¤a
tafl›n›r. ‹flitmeyi sa¤layan iç kulak ya da koklea
denilen k›s›md›r. Burada kula¤›m›za gelen ses çok
küçük hücrelerle, iflitme siniri boyunca beyindeki
iflitme merkezine yol alan elektriksel sinyallere
çevrilir. Böylece iç kulak yapay elektriksel sinyallerle
uyar›l›r. Çeflitli nedenlerle iflitsel hücrelerin tahrip
oldu¤u sa¤›r hastalarda, koklear implant›n iflitme
sinirini uyarmas›yla iflitme yeniden sa¤lan›r.
Biyonik kula¤›n duydu¤u
sesler nas›ld›r?
Biyonik kulakl› insanlar, ifllenmifl, kodlanm›fl
sesler duyarlar. Bizler tam bilemiyoruz ama havlunun
arkas›ndan konufluyormufl gibi veya biraz metalik
tonda oldu¤u san›l›yor. Sonuçta iflitilenler do¤al
sesler de¤il, cihaz›n bireye sundu¤u sesler. Çok
erken yaflta koklear implantasyon yap›ld›¤›nda,
bugün eriflilen yüksek teknoloji sayesinde aradaki
fark hissedilmiyor.
Hasta, ameliyattan sonra
hemen duymaya bafllar m›?
Koklear implant sistemini takan kifliler için her
ses yenidir. Hastalar için implant taraf›ndan üretilen
sesi yorumlamay› ö¤renmeleri bir e¤itim sürecini
içerir. Bu nedenle implant sonras› iflitme e¤itimi çok
önemlidir. Koklear implant sesleri iflitmeyi her flekilde
sa¤lasa da, kiflinin konuflulan dili yaln›zca dinlemesi
kendili¤inden anlamas›na yetmez. As›l konu iflitme
e¤itimi ve böylece iflitti¤ini anlama ve ay›rt etme
becerisinin kazan›lmas›d›r. ‹flitme kayb› tan›s›n›n
erken konulmas› ve iflitme kayb› tan›s› ile implant
tak›lmas› aras›ndaki sürenin k›sal›¤›, e¤itim sürecinin
etkisini art›r›yor. Konuflman›n kazan›lmas› sonras›nda
iflitme kayb› meydana gelen çocuk ve yetiflkinlerin
önceden ses alg›s›yla ilgili deneyimleri vard›r. Bu
kiflilerde sesle ilgili sinyalleri al›rken oluflan boflluklar
bellek yard›m›yla tamamlanabilir. Bu nedenle
sonradan iflitme kay›pl› kifliler, dinleme ve konuflulan›
anlama aflamalar›n› çabuk geçerler.
Uzun süren bir e¤itim
yolculu¤u
Do¤ufltan ve konuflman›n kazan›lmas›ndan önce
iflitme kayb› meydana gelenlerin, konuflulan dili
ö¤renmeleri için uzun y›llar iflitme ve konuflma
e¤itimi almalar› gerekir. Bu süreç; dinlemeyi
ö¤renme, çevresel sesleri tan›ma, ay›rt etme,
konuflma seslerini tan›ma, konuflmay› anlama ve son
olarak konuflmaya bafllama aflamalar›n› içerir.
‹flitme kayb›n›n ilk iflaretleri
Do¤ufltan iflitme kayb› flüphesi olan bebeklerin
ve çocuklar›n ebeveynlerinin erken tan› için dikkat
etmesi gerekenler:
• Bebe¤in sesli uyaranlara cevap vermemesi
• Erken çocukluk döneminde konuflman›n gecikmesi
• Sesli iletiflimde eksiklikler
• Televizyonun sesinin çok aç›lmas›
• Anlama ve ö¤renmede gecikmeler
• Sorulara geç cevap verme
• Yüksek sesle konuflma
• Kap› zili ve benzeri cihazlara geç cevap verme
• Okul ça¤›ndaki çocuklarda okulda baflar›s›zl›k ¦
[B‹LG‹]
KOKLEAR IMPLANT’IN ÇALIfiMA S‹STEM‹
• Kulak üzerindeki mikrofon sesleri al›r.
• Mikrofondan ç›kan kablo, sesleri ‘konuflma ifllemcisi’ne tafl›r.
• Konuflma ifllemcisine gelen sesler özel bir sistemle kodlanarak elektriksel sinyale
çevrilir.
• Sinyallere çevrilen bu sesler, kablo ile aktar›c›ya tafl›n›r. M›knat›sla içerdeki impilantla
irtibat halinde bulunan aktar›c› ise sinyalleri impilanta gönderir.
• Implanta aktar›lan sinyaller koklean›n içerisine yerlefltirilen elektrotlar dizinine iletilir.
• Elektriksel sinyal halindeki her sesi farkl› bir flekilde ifllemlendiren elektrotlar, iflitme
sinirlerini uyararak seslerin beyine gönderilmesi sonucu iflitme sa¤lan›r.
ASM VİTAL
27
26_28_ASM_KULAK_3
8/4/09
6:32 PM
Page 3
Kulak Burun Bo€az
[D‹PNOT]
‹fi‹TME
KAYBININ
NEDENLER‹
Gebelik s›ras›nda annenin
k›zam›kç›k, kabakulak,
frengi gibi baz› enfeksiyon
hastal›klar› geçirmesi,
röntgen ›fl›nlar› etkisi
alt›nda kalmas›, annede
diyabet, hipertansiyon,
böbrek yetmezli¤i gibi
hastal›klar›n bulunmas›,
akraba evlili¤i, kan
uyuflmazl›¤›, ailede genetik
iflitme kayb›n›n olmas› gibi
nedenlerle do¤ufltan iflitme
kayb›yla karfl›lafl›labiliyor.
Öte yandan kimileri yüksek
atefl, tümör, travma,
enfeksiyon, radyasyon
etkisi alt›nda kalma gibi
nedenlerle iflitme duyusunu
daha sonra tamamen
kaybedebiliyorlar.
¦ Her iflitme engelliye
koklear implantasyon
yap›labilir mi?
Koklear implantasyon adaylar›n›n belirlenmesinde;
yafl, zihinsel ve fiziksel sa¤l›k durumu, odyolojik
de¤erlendirme sonuçlar›, iflitme kayb›n›n nedeni
ve süresi, odyolojik rehabilitasyona uyum, sosyal
durum gibi birçok faktör göz önüne al›n›r. Ayr›ca
ameliyat karar› kesinlefltirilmeden önce hastan›n
verilecek e¤itimi sa¤l›kl› bir biçimde al›p
alamayaca¤› ve ameliyat sonras› elde edilecek
yarar›n flekli konusunda de¤erlendirmeler yapmak
gerekir. ‹flitme kay›pl› ve çoklu sorunlu hastalar
olabilir. Hasta zekâ özürlü de olabilir. ‹mplantasyon
karar› verilmeden önce bu tarz koflullar›n da göz
önüne al›nmas› gerekebilir.
Adaylar›n radyolojik de¤erlendirmesi de en az
di¤er faktörler kadar önemlidir. Dolay›s›yla her
aday›n ameliyat öncesinde bilgisayarl› tomografi
ve manyetik rezonans görüntüleme teknikleriyle
incelenmesi gerekir. Koklear implant yap›labilecek
hastalar; do¤ufltan iflitme kay›pl› çocuklar ile
iflitmesini genetik, oto-immun, travma,
ilaç kullan›m›, tümör, enfeksiyon ve gürültü
gibi nedenlerden dolay› sonradan kaybeden
orta yafl grubu insanlard›r.
Anne ve babalara ne gibi
görevler düflüyor?
Anne ve babalar, çocuklar›n›n iflitmesi hakk›nda
dikkatli ve bilinçli olmal›d›r. En ufak bir flüphede
çocu¤un bir KBB hekimince de¤erlendirilmesi
gerekir. ‹flitme kayb›n›n ortaya ç›kt›¤› yafl önemli
bir baflka faktördür. Çocuklarda dil gelifliminin
gerçekleflti¤i iki yafl ve beyin plastisitesinin yani
kognitif fonksiyonunun geliflme gösterdi¤i üç-dört
yafl, iflitsel fonksiyonun sa¤l›kl› ifllemesi gereken en
önemli dönemlerdir. Bu yafllardan önce ortaya
ç›kan iflitme kay›plar›, ciddi dil geliflimi bozuklu¤u,
dolay›s›yla anlama eksikli¤i yarat›rlar. Ancak bebek
ve çocuklar söz konusu oldu¤unda, erken tan› çok
önemlidir. Erken teflhis ve tan› her hastal›¤›n
tedavisinde oldu¤u gibi iflitme kayb›n›n tedavisinde
de büyük önem tafl›maktad›r. Anne ve babalar,
do¤umdan sonra bebeklerine iflitme testi
yapt›rmal›d›rlar. ‹flitme kayb›n›n sonradan ortaya
ç›kabilece¤i de ihmal edilmemelidir. Anne ve
babalar, çocuklar›n›n seslere tepki verip
vermediklerini kontrol etmelidirler. ‹flitme güçlü¤ü
çocu¤un okul baflar›s›n› da birinci dereceden
etkiler. Bu konuda ö¤retmenlere de büyük görev
düflüyor. fiüphelendikleri çocuklar›n ebeveynleriyle
vakit kaybetmeden temasa geçmeliler.
[D‹YOR K‹:]
Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Prof. Dr. Sertaç Yetifler
‹fi‹TME YETENE⁄‹N‹N YEN‹DEN KAZANILMASI
“Günümüzde iflitme kayb› olan kiflinin
rehabilitasyonu birçok flekilde sa¤lanabiliyor.
Do¤ufltan ya da edinsel kulak kepçesi, d›fl
kulak yolu, kulak zar›, orta kulak
kemikçiklerini ilgilendiren sorunlarda, bu
bölgelerin enfeksiyonu ya da sklerozuna ait
flikâyetlerde, art›k birçok ameliyat ile iflitmeyi
kazand›rmak mümkün. ‹ç kula¤›n tek tarafl›
iflitme kay›plar›nda rehabilitasyon ço¤unlukla
gerekmiyor. Ancak ifliten tek kulak varl›¤›nda,
di¤er kula¤›n iflitsel fonksiyonu konusunda
dikkatli olmak gerekir. Yüksek sesli müzik
dinlemek, nezle-grip oldu¤unda hemen
tedaviye yönelmemek, gelifli güzel ilaç kullanmak mevcut kula¤› da tehlike
alt›na sokabilir.
‹ki tarafl› orta ve a¤›r düzeydeki iflitme kay›plar›nda hastan›n tek ya da iki
cihaz kullanmas› gerekir. Çocuklar›nda iflitme kayb› oldu¤u gerçe¤iyle
yüzleflen kimi aileler için bazen psikoterapi gerekebilir. Baz› ailelerde inkâr,
derin üzüntü, k›zg›nl›k, suçluluk gibi farkl› duygusal tepkiler gözlenebiliyor.
‹flitme cihaz› kullan›m›n›n, t›pk› görme güçlü¤ü yaflayanlar›n gözlük
kullanmalar›na benzer bir durum oldu¤u aileye iyi anlat›lmal›d›r. ‹leri ve a¤›r
iflitme kay›plar›nda hastalar iflitme cihaz›ndan yararlanamazlar ve koklear
implant en uygun seçimdir.”
28 ASM VİTAL
Prof. Dr. Sertaç Yetifler’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
25_ILAN
8/3/09
2:14 PM
Page 2
30_31_ASM_BIZDEN_2
8/5/09
11:54 AM
Page 1
Bizden Haberler
Avustralyal› hasta ASM’yi seçti:
“‹nternet’te araflt›r›p, kendim
için en do¤ru seçimi yapt›m”
20 yafl›ndaki beslenme ve diyet uzmanl›¤› ö¤rencisi Avustralyal› Sonny Guerrini,
‹nternet’te yapt›¤› araflt›rma sonucunda, akci¤erindeki tümörü Anadolu Sa¤l›k
Merkezi’ndeki CyberKnife tedavisiyle yok etmeye karar verdi.
[D‹PNOT]
NEDEN
TÜRK‹YE’Y‹
TERC‹H ETT‹N‹Z?
CyberKnife uygulamas›
her ülkede yok.
Amerika’da ve Avrupa’da
var. Baz› hastaneler,
uzun süre beklemem
gerekebilece¤i
konusunda beni
uyard›lar. Öte yandan
bana en çabuk cevap
veren, raporlar›m›
de¤erlendiren ASM oldu.
Bir hasta için zaman çok
önemli, çünkü bofla
geçirecek pek fazla
zaman›m›z yok.
ydney’de yaflayan Sonny Guerrini, kanserle
ilk tan›flt›¤›nda henüz 13 yafl›ndayd›. Ayak
parmaklar›nda iki cm. büyüklü¤ünde bir
kitle saptand›. Genellikle çocuklarda görülen bir
kemik kanseri türü olan ‘Ewing Sarkoma’ tan›s›
kondu. Sonny’ye hem kemoterapi uyguland›, hem
de cerrahi ameliyatla kitle ortadan kald›r›ld›.
Tedavinin sonucu baflar›l›yd›. Ancak üç y›l sonra,
sa¤ akci¤erinde 3 cm büyüklü¤ünde yeni bir
kitleyle karfl›lafl›ld›. Bu sefer yüksek dozlarda bir
kemoterapi tedavisi ve ayn› zamanda da kök hücre
uygulamas› yap›ld›. Tedaviye yine tam yan›t al›nd›
ve Sonny iyileflti. 2008 y›l›nda ise, akci¤erde
beflinci kaburga yak›nlar›nda 6 cm’lik bir kitle
bulundu. Bu noktada hekimleri, tümörle savaflmak
için radyoterapi önerdi.
Bunun üzerine kendisi için en uygun tedavinin
radyoterapi olup olmad›¤›n› merak eden Sonny
Guerrini, konuyla ilgili ciddi bir araflt›rma yapt›.
Farkl› kanser tedavi yöntemlerini inceledi¤inde
henüz Avustralya’da kullan›lmayan CyberKnife ile
karfl›laflt›. Bunun üzerine baflka ülkelerdeki farkl›
S
hastanelerle iletiflim kurdu. Sonuçta ASM’deki
CyberKnife’›n kendisi için en iyi seçim oldu¤una
karar verdi ve babas›yla birlikte Türkiye’ye geldi.
Sonny Guerrini, bu tedaviyi ve ASM’yi neden
seçti¤ini anlatt›.
G ASM’yi seçmekten memnun musunuz,
ülkenizdeki hastanelerle aras›nda bir fark var m›?
Her fley o kadar pürüzsüz ve kolay geliflti ki,
çok do¤ru bir tercih yapt›¤›m›z› daha buraya
gelmeden hissettik. Burada bekledi¤imizden çok
daha fazla ilgi gördük. Herkes bize çok iyi
davrand›. Kap›dan içeri ad›m atar atmaz kendimizi
güvende hissettik, çünkü buras› çok modern bir
hastane. Dil ile ilgili de hiçbir sorun yaflamad›k.
Ülkemdeki hastanelerle karfl›laflt›rd›¤›mda en
büyük fark›n hastayla s›cak iliflkiler oldu¤unu
söyleyebilirim.
[B‹LG‹]
“VÜCUDUN HER YER‹NDEK‹
TÜMÖRLERDE KULLANILAB‹L‹R”
G CyberKnife nedir?
CyberKnife, teorik olarak vücudun her yerindeki
tümörlerde kullan›labilen, bir radyoterapi cihaz›d›r.
Tümör üzerine çok iyi odaklanabildi¤inden çevre
dokulara en az düzeyde zarar verir. Tedavi süresi
k›sad›r. Normal flartlarda üç-dört alandan
verilebilecek bir tedaviyi, yüzlerce alandan vermek
mümkündür. fiimdilik akci¤er tümörleri üzerinde
%70-80 oran›nda kontrol sa¤layabiliyoruz. Elbette
bu sonuçlar hastan›n tümör tipine göre de¤ifliyor.
G CyberKnife’›n avantajlar› nelerdir?
Hasta, tümörün omurili¤e yak›n olmas› nedeniyle
CyberKnife’› tercih ediyor. CyberKnife’›n çevre
dokulara minimal lezyon vererek dozu tümörde
yo¤unlaflt›rmak gibi avantajlar› var. Hastadaki
tümörlü kitlenin boyutlar› 6.5 x 3.5 cm. idi. Biraz
büyüktü ama CyberKnife’a uygun bulduk ve
tedavisini yapt›k. Kendisine kemoterapiye devam
etmesini önerdik. ‹laç tedavisi de devam edecek.
30 ASM VİTAL
30_31_ASM_BIZDEN_2
8/4/09
6:33 PM
Page 2
CyberKnife yenilendi
tedavi süresi k›sald›
Yenilenen CyberKnife sayesinde ASM’de, kanserli hastalar›n radyoterapisi daha da
etkili bir flekilde gerçeklefltiriliyor, tedavi zaman› k›sal›yor ve hastan›n bu süreci daha
rahat bir flekilde geçirmesi sa¤lan›yor.
›ptaki geliflmeleri yak›ndan izleyen
ve zaman kaybetmeden
merkezine taflayan ASM, 2005
y›l›nda Türkiye’ye ilk kez getirdi¤i
CyberKnife teknolojisini yeniledi. Bu
sayede kanserli hastalar›n radyoterapi
tedavilerinde daha etkili sonuçlar al›n›yor.
Ayr›ca tedavi süresinin önemli oranda
k›salmas› hastalar›n konforunu art›r›yor.
ASM Radyasyon Onkolojisi Uzman›
Prof.Dr. Kay›han Engin, Türk hastalar›n
yan› s›ra ‹ngiltere’den Bahreyn’e kadar
birçok ülkeden sadece CyberKnife tedavisi
için Türkiye’ye gelen yüzlerce hastada
kullan›lan bu teknoloji hakk›nda bilgi
verdi.
T
H›zl› ve etkin sonuç
CyberKnife’›n kendisi gibi robota
dönüfltürülen masas› ve artan doz verme
h›z› sayesinde tedavi süresi eskiye oranla
üçte bir oran›nda k›sald›. Bu sayede
hastalar, tedavi zaman›ndan büyük
tasarruf sa¤l›yorlar. Bu yenileme çal›flmas›
sonras›nda akci¤er ›fl›nlamalar›nda ‘metal
iflaretleyici koyma’ iflleminin de ortadan
kalkt›¤›n› belirten Prof. Dr. Engin flunlar›
söyledi: “Birçok akci¤er hastas›nda
kullan›lan bu giriflimsel ifllem, çeflitli
potansiyel komplikasyonlar› da
beraberinde getiriyordu. Art›k, hem hasta
ve hekim aç›s›ndan tedavi daha rahat bir
flekilde gerçeklefltiriliyor; hem de
tedaviden daha h›zl› ve daha etkin sonuç
al›n›yor.”
Günlük yaflama
dönüfl h›zland›
CyberKnife, tümör çevresindeki
normal dokulara en az radyasyon dozunu
vererek maksimum koruma sa¤larken,
tümör dokusuna mümkün olan en fazla
radyasyonu vererek tümörün yok olmas›n›
sa¤l›yor. Bu teknoloji sayesinde hastalar
tedaviden hemen sonra günlük
yaflamlar›na dönebiliyorlar. Prof. Dr.
Kay›han Engin, bilgisayarl› tomografide
görülen tümörün iflaretlenmesinden sonra
yaklafl›k bir saat süren bir seansta;
CyberKnife robotunun tümörü bir cerrah
titizli¤iyle ›fl›nlayarak tedavi etti¤ini
söylüyor. CyberKnife beyin tümörlerinde
etkili bir yöntem olarak nitelendiriliyor.
Ayr›ca tedavi olana¤› bulunmayan beyin
sap› ve omurilik tümörlerinde CyberKnife
iyi bir seçenek oluflturuyor.
[B‹LG‹]
A⁄RI ÇEK‹LM‹YOR, AMEL‹YAT GEREKM‹YOR
Her türlü kanserin radyoterapisinde kullan›lan ve en son teknoloji ürünü olarak kabul edilen CyberKnife, tümör
çevresindeki normal dokular›n radyasyonla karfl›laflmas›n› en aza indiren bir yöntem. CyberKnife, a¤r›s›z ve
ameliyat gerektirmeyen bir tedavi yaklafl›m› olarak nitelendiriliyor. Vücut içerisindeki tümör ya da hastal›kl›
alanlar duyarl› bir biçimde hedefleniyor ve yüksek radyasyon dozlar› verilerek öldürülüyor.
HANG‹ BÖLGELERDE KULLANILIYOR?
Yöntem, baflta beyin olmak üzere; beyin sap›, omurilik, akci¤er, karaci¤er, pankreas, böbrek üstü bezi,
prostat gibi kanserlerin s›k görüldü¤ü organlarda ve baz› yumuflak doku tümörlerinde baflar›
sa¤l›yor. Ayr›ca yan etkisi minimum olan bir ›fl›n tedavisi olma özelli¤i tafl›yor.
Prof. Dr. Kay›han Engin’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
Radyasyon Onkolojisi Uzm.
Prof. Dr. Kay›han Engin
ASM VİTAL
31
32_33_ASM_MIGREN_3
8/4/09
3:45 PM
Page 1
Nörolojik Bilimler
Migreni yaln›z a¤r› kesicilerle de¤il,
yaflam tarz› de¤iflikli¤iyle de
yenebilirsiniz
Tip 3 allerji testiyle 266 g›daya karfl› tarama yap›l›yor. Tarama sonucunda belirlenen
g›dalar tüketilmedi¤inde, migren ataklar› eskisi kadar sald›r›ya geçemiyor. ASM
Nöroloji Uzman› Prof. Dr. Mustafa Ertafl, beslenme fleklinin migren oluflumuna etkisi
hakk›nda hastalar› yak›ndan ilgilendiren bilgiler verdi.
[D‹YOR K‹:]
Nöroloji Uzman›
Prof. Dr. Mustafa Ertafl
M‹GREN
ALLERJ‹ G‹B‹D‹R
“Migrende her zaman bir
fleyin beyni uyarmas›
gerekiyor. Bunu alerjiye
benzetebilirsiniz. Allerji
reaksiyonu da bir ‘fley’ ile
karfl›lafl›ld›¤›nda yaflan›r.
Durduk yerde kimse allerji
dökmez. Döküyorsa, bir fley
dokunmufltur. Migren de
böyle. Baz› ataklar›n, neden
oldu¤unu anlamay›z. Ama
baz›lar›n›n sebebini biliriz.
Bazen de nedenini
bulamazs›n›z. Bilinmeyen
migren tetikleyicileri
aras›nda g›da çok önemli bir
yer tutuyor.”
32 ASM VİTAL
igren denince akla ilk olarak saatlerce,
bazen günlerce süren korkunç bafl a¤r›s›
ataklar› geliyor. Oysa ki migren, sadece bafl
a¤r›s› de¤ildir; bafl a¤r›s› sadece migrenin
belirtilerindendir. Nörolojik bir hastal›k olan migrende,
atak s›ras›nda beyin damarlar›n›n iltihaplanmas› a¤r›y›
yarat›r. Bafl dönmesi, mide bulant›s›, kusma, sese ve
›fl›¤a duyarl›l›k gibi, migrenin baflka birçok belirtisi
daha vard›r. ‹statistiki bilgilere göre migren, 18-65 yafl
aras› her 100 kiflinin 16’s›nda görülüyor. Kad›nlarda
görülme oran› erkeklere göre 3 kat daha fazla. Lodos,
az ya da fazla uyku, âdet dönemleri, yorgunluk, açl›k,
beslenme al›flkanl›klar› gibi çeflitli etkenlerin tetikledi¤i
migren, a¤r› kesiciyle tedavi edilemiyor. Sadece
belirtiler engellenmeye çal›fl›labiliyor. ASM Nöroloji
Klini¤i’nden ve daha önce ‹stanbul T›p Fakültesi
Nöroloji Ana Bilim Dal› Ö¤retim Üyesi olarak görev
yapan Prof. Dr. Mustafa Ertafl ile tip 3 allerji testi ve
beslenme üzerine görüfltük.
M
Migrenin tetikleyicileri
Migren ata¤›n›n çok çeflitli tetikleyicileri var.
Bunlardan baz›lar› kontrol edilebilen, baz›lar› kontrol
edilemeyen nedenlerdir. Hava koflullar›n› veya âdet
[D‹PNOT]
M‹GREN GENET‹K M‹?
Migrenin nedenleri kesin olarak bilinmiyor.
San›ld›¤› gibi psikolojik nedenlerden
kaynaklanm›yor ve kal›t›mla geçen, ortaya
ç›kmas›nda ise hastaya ait veya çevresel
faktörlerin rol oynad›¤› bir hastal›k olarak kabul
ediliyor. Ebeveynlerinden birinde migren olanlar›n,
migren sahibi olmalar› %50 ihtimal dahilindedir.
dönemlerini kontrol etmek mümkün de¤il; ama ses ve
›fl›k düzeyini, beslenme al›fllanl›klar›n› veya alkol
kullan›m›n› de¤ifltirebilmek mümkün. Migrenli
hastalar›n tümüne genel olarak verilebilecek ö¤üt;
düzenli uyku uyumalar›, düzenli beslenmeleri, ö¤ün
atlamamalar›, aç kalmamalar›d›r. Tip 3 testi sayesinde,
diyet de¤iflikli¤inin migrenin seyrinde ciddi bir fark
yaratt›¤› kan›tland›. Kiflinin duyarl› oldu¤u g›dalar›
bilip, diyetini de buna göre düzenlemesi, migrenin
etkisinin hafiflemesini sa¤l›yor. Baz› hastalarda ise
ataklar tamamen ortadan kalk›yor.
Tip 3 testinin avantajlar›
Migreni tetiklemekte, g›dalar her zaman tek
bafl›na etkili olmayabilir. Hastan›n o g›day› ald›¤›nda,
g›dalar›n içine giren bileflenlerden öyle bir maddeye
karfl› duyarl›l›¤› vard›r ki; birbirinden farkl› gibi
görünen iki ayr› yeme¤i yedi¤inde de migreni ortaya
ç›kabilir. Örnek olarak, kifli peynirin migreni
tetikledi¤ini fark eder ama kepek ekme¤inin etkisini
fark etmeyebilir. Dolay›s›yla a¤r›lar yine gelir. Kiflinin
bu durumun ayr›m›na varmas› kolay de¤ildir. Neyin
migreni tetikledi¤ini belirlemenin en iyi yolu testle
bunu ortaya koymakt›r.
32_33_ASM_MIGREN_3
8/4/09
3:45 PM
Page 2
Tip 3 testinin sonuçlar›
A¤r› kesici kullan›m›
Araflt›rma sonuçlar›nda, sadece g›day›
düzenleyerek hastalar›n yar›s›ndan fazlas›n›n a¤r›lar›n›n
%30’dan yüksek oranda azald›¤› görüldü. Bu
neredeyse hekimlerin ilaçla yakalamak istedi¤i bir
hedef. Ayr›ca, hastalar›n beflte birinde ise ataklar
yar›dan fazla kayboldu.
Migren ço¤unlukla bafl a¤r›s› ile kar›flt›r›l›yor.
Hastalar, migrenlerinden habersiz oldu¤u için atak
geçirdiklerinde a¤r› kesici kullan›yorlar. Y›llarca a¤r›
çekip hiç doktora gitmemifl hastalar da var. Ama
migren a¤r›s›n› a¤r› kesici ilaçlar her zaman geçirmez,
aksine a¤r›ya karfl› olan fren mekanizmalar›n› köreltir.
Migren herhangi bir bafl a¤r›s› de¤ildir, beyinde oluflan
iltihaplanmadan kaynaklan›r. Bunu da iltihab› önleyen
migrene özel gelifltirilmifl ilaçlar geçirir. Hekime
gelenlerin oran› %40’›n alt›nda iken reçetesini
hekimden alanlar›n say›s› ise %30. A¤r› kesiciler
migreni geçirmek bir yana migrenin kronikleflmesine
neden oluyor. Bu yüzden s›k a¤r› çeken kiflilerin
migren olup olmad›¤›n›n belirlenmesi gerekir.
Test nas›l yap›l›yor?
Tip 3 testi, kan flekerinin ölçülmesi gibi herkese
kolayl›kla yap›labilecek bir test. Test hastaya çeflitli
g›dalar verilerek yap›lm›yor, kandan bak›l›yor. Hastan›n
kan›nda 266 g›daya karfl› antikor aran›yor. Düzeyi
yüksek bulunan antikorlar, duyarl› g›da olarak kabul
ediliyor.
Test sonras› dönemde
yap›lmas› gerekenler
Duyarl› olunan g›dalar belirlendikten sonra, bu
listedeki yiyeceklerden en az üç ayl›k bir süre tamamen
uzak kalmak yeterli olabiliyor. Belli süre g›dadan uzak
durulduktan sonra, bu g›dalar afl›r›ya kaçmamak
kofluluyla tekrar yenmeye bafllanabilir. Örne¤in duyarl›
olunan g›dan›n, befl günde bir tüketilmesinin antikor
oluflumuna etkisi olmad›¤› biliniyor. Duyarl› olunan
g›dadan uzak kal›n›nca antikorlar düflüyor. Befl günde
ya da haftada bir gün bu tür g›dalar tüketilebiliyor.
Tek bafl›na test yeterli mi?
Diyet her zaman migrene çare olamaz. Ancak
yo¤un ilaç tedavisi uygulanan hastalar da, yediklerine
dikkat ederek migren a¤r›lar›n› azaltabiliyorlar. Her
koflulda kifli her zaman kendi kendisinin hekimi olmal›,
yediklerine, uykusuna ve neyin migrenini tetikledi¤ine
dikkat etmeli.
“Migren tedavisinde,
diyet s›n›rland›rmalar›
standart bir yöntem
de¤il. Ancak
semptomlar› tetikleyen
g›dalar› belirleyerek ve
bu g›dalardan
kesinlikle uzak durarak,
kimi hastalar›n migren
ataklar›n› engellemek
mümkün.”
Tip3 alerji testi hem yayg›n, hem seyrek hem de çok seyrek kullan›lan g›dalar›
kaps›yor. Dolay›s›yla son derece genifl bir yelpazeye uzan›yor.
DEN‹Z
MAHSULLER‹
SALATALAR
HAZIR GIDALARDA
KULLANILAN
BOYA MADDELER‹
MAYALAR
BAHARATLAR
M‹GREN‹N
POTANS‹YEL
DÜfiMANLARI
Migrenin, beynin
nörotransmitterleri ve
kan damarlar›ndaki
de¤iflikliklerden
kaynakland›¤›na
inan›l›yor. Bu
de¤iflimlerin nedenleri
hâlâ araflt›rma ve
tart›flma konusu olsa da,
migren ataklar›n›
tetikledi¤inden
kuflkulan›lan etkenler de
var:
Yemek yememe veya
nadir yemek yeme
Uyku düzenindeki
de¤ifliklikler
Monosodyum glutamat,
kafein, tiramin ya da
alkol içeren g›dalar
Afl›r› yorgunluk (fiziksel
veya zihinsel)
Hormonal faktörler (âdet
kanamalar›, do¤um
kontrol hap› ya da
menopoz)
Afl›r› fiziksel aktivite
Yüksek ses, ›fl›k, yo¤un
parfümler gibi çevresel
faktörler
TEST ‹LE TARANAN GIDALAR
ET, SÜT,
PEYN‹RLER
[B‹LG‹]
MANTARLAR
Rüzgâr, afl›r› s›cak veya
so¤uk gibi iklim
faktörleri
Stres
ÇAY G‹B‹
DEMLENEN
‹ÇECEKLER
VE D‹⁄ER B‹RÇOK BES‹NLER
Prof. Dr. Mustafa Ertafl’›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
ASM VİTAL
33
34_36_ASM_EPILEPSI
8/4/09
3:47 PM
Page 1
Nörolojik Bilimler
Epilepsiye cerrahi dokunufl
Türkiye’de ilaca cevap vermeyen epilepsi hastalar›na uygulanan cerrahi giriflim oldukça baflar›l›
sonuçlar veriyor. Konuyla ilgili görüfltü¤ümüz ASM Nöroflirurji Uzman› Prof. Dr. Tuncer Süzer
cerrahi yöntem ve kullan›lan navigasyon teknolojisiyle ilgili bilgi verdi.
[D‹YOR K‹:]
Nöroflirurji Uzman›
Prof. Dr. Tuncer Süzer
NAV‹GASYON
S‹STEM‹
“Navigasyon özellikle
beyin ameliyatlar›nda
iflimizi kolaylaflt›ran,
normal beyin dokusuna
en az zarar› veren,
beynin içerisindeki
lezyona ulaflmam›z›
sa¤layan çok özel
ayr›nt›l› bir bilgisayar
sistemidir. Bu hastalar›
ameliyat ederken ve
beyindeki lezyona
ulafl›l›rken mümkün
oldu¤u kadar az dokuya
zarar vermek, lezyonu
ç›kar›rken etraftaki beyin
dokusunu sa¤lam
b›rakmak ve ameliyat
s›ras›nda hesaplamalar›
yaparak tam olarak o
lezyonun oldu¤u yerin
üzerine ulaflmam›za
yard›mc› olur.”
34 ASM VİTAL
pilepsi nöbeti, beyinde bir tür beklenmeyen
elektriksel uyar› olarak düflünülebilir. Ani
elektriksel boflal›mlar›n yay›larak bazen tam,
bazen k›smi bilinç kayb›na ve vücutta kas›lmalara yol
açt›¤› biliniyor. Garip his ve düflünceler, düflünme
içeri¤inin bozulmas› epilepsi kaynakl› olabiliyor.
Genellikle nöbetler tek bir nedenden kaynaklanmaz,
genetik veya çevresel nedenlere ba¤l› geliflebilir.
Toplumlarda yaklafl›k her yüz kifliden biri epileptik
rahats›zl›k yafl›yor. Türkiye’de 700.000 epileptik
hasta bulunuyor. 700.000 Hastan›n üçte ikisi, yani
400-450 bin kadar hasta, epilepsi nöbetlerinin
kontrolünde ilaçlar›n sonuçlar›ndan memnun. Fakat
geri kalan üçte birlik grup yani 150-200 bin hasta var
ki, ilaçlar ne kadar art›r›l›rsa art›r›ls›n veya
çeflitlendirilsin nöbetler istenildi¤i gibi kontrol
edilemiyor.
E
“Navigasyon özellikle
beyin ameliyatlar›nda
iflimizi kolaylaflt›ran,
normal beyin dokusuna
en az zarar› veren, beynin
içerisindeki lezyona
ulaflmam›z› sa¤layan çok
özel ayr›nt›l› bir
bilgisayar sistemidir.”
Bu hastalar, çok s›k nöbet geçiriyorlar ve
yaflamlar›n› düzenleyemiyorlar. Ço¤u zaman sosyal
hayata kat›lmakta sorunlar yafl›yorlar, ifl iliflkileri ve
özel iliflkileri bozuluyor. Dirençli nöbetler yüzünden
epileptik insanlar di¤erleri gibi yaflam›n içinde yer
alam›yorlar.
G Ep ilepsi hastal›¤›nda cerrahi müdahale ne zaman
gerekli görülüyor?
Epilepsi tüm dünyada oldu¤u gibi Türkiye’de de
yaklafl›k 100 kifliden birinde görülen bir hastal›kt›r.
Epilepsi hastal›¤›n›n as›l tedavisi ilaç tedavisidir.
Ancak, dünya rakamlar›na bakacak olursak yaklafl›k
olarak 10 hastadan birinin ilaca cevap verdi¤ini
görürüz. Bu hastalar ne tür ilaç kullan›rsa kullans›n
nöbetleri devam ediyor. ‹laca ra¤men nöbeti devam
eden hastalarda özellikle son y›llarda baflta Amerika
olmak üzere dünyan›n çeflitli yerlerinde yap›lan
ameliyatlar gündeme geldi. Bu ameliyatlar›n baflar›
oranlar› ise %70 ile 90 aras›nda de¤iflmektedir. fiunu
özellikle belirtmek istiyorum her epilepsi hastas›na
ameliyat yap›lacak diye bir durum söz konusu de¤ildir
çünkü epilepside ilk tedavi ilaç tedavisidir. Bir
hastan›n ameliyata uygun oldu¤unu söyleyebilmemiz
için hastan›n mutlaka belirli bir süre ilaç kullanm›fl
olmas› gerekiyor. ‹laçlara ra¤men nöbetlerin hala
devam etmesi gerekiyor. En az iki tane ilac› denemifl
olmas› laz›m. Bütün bu kriterlere ra¤men nöbetler
devam ediyorsa iflte o zaman ameliyata uygun
hastad›r diyoruz.
G Cerrahi giriflim tüm epilepsi türlerine yap›labiliyor mu?
De¤iflik epilepsi türleri vard›r ve bu türlerin
hepsinde ameliyat›n baflar› oran› ayn› de¤ildir. En
çok ameliyat yap›lan tip en s›k karfl›m›za ç›kan
temporal lob epilepsisi dedi¤imiz tiptir. Bu hasta
grubu baflar› oran›n›n en yüksek oldu¤u gruptur.
Baflar› oran› yaklafl›k %70’lerdedir ve tamamen
nöbet kesilmesi sonuçlar› yay›nlanm›flt›r. Nöbetin
tamamen geçmedi¤i %30’luk grubun büyük
ço¤unlu¤undaki nöbetlerin ciddi say›da azald›¤› ve
hastan›n normal hayat›n› sürdürebilir hale geldi¤i
görülüyor.
G Hastan›n ameliyata uygun olup olmad›¤›n› hangi
kriterlere göre belirliyorsunuz?
Bir hastan›n ameliyata uygun olup olmad›¤›na
karar verebilmek için ilk olarak nöroloji uzman› ve
beyin cerrah› ile birlikte hastan›n incelenmesi
gerekiyor. Hastan›n ilk olarak EEG’si daha sonra da
uzun süreli EEG’si çekiliyor. Bu hastalarda, ayr›nt›l›
MR incelemesiyle beyinde epilepsiye neden olan bir
odak olup, olmad›¤› inceleniyor. Gerekirse PET
dedi¤imiz incelemeler yap›ld›ktan sonra cerrahiye
uygun olup, olmad›¤›na karar veriliyor.
G Ameliyat süreci nas›l iflliyor?
Hastalar›n bir k›sm›na sadece tek seansta
ameliyat yap›l›yor. Epilepsiye yol açan odak
ç›kar›l›yor. Baz› hastalarda tüm bu ayr›nt›l›
Prof. Dr. Tuncer Süzer’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
34_36_ASM_EPILEPSI
8/4/09
3:47 PM
Page 2
incelemelere ra¤men epilepsiye yol açan oda¤›
gösteremiyoruz, böyle oldu¤u zaman ameliyatla
ç›kar›lacak bölgeyi anlamak için iki seansta ameliyat
yap›yoruz. Birinci seansta beynin üzerine grid
dedi¤imiz özel elektrotlar yerlefltiriyoruz ve hastan›n
daha sonra EEG’sini çekti¤imizde epilepsiye yol açan
oda¤› milimetrik olarak belirliyoruz. ‹kinci seansta da
gridin bize gösterdi¤i epilepsiye yol açan oda¤›
ç›kar›yoruz.
G Odak ç›kar›lmayacak durumdaysa ne
yap›yorsunuz?
Oda¤› belirlemenin bir avantaj› da tam olarak o
bölgeyi bulabilmek. Sa¤lam k›sma mümkün oldu¤u
kadar dokunmadan, zarar vermeden ameliyat›
yapabilmek. Eskiden bu yöntemler yokken beynin
daha büyük k›s›mlar› ç›kart›ld›¤›ndan s›k›nt›lar ortaya
ç›k›yordu. Beynin hassas bölgelerinde olan odaklar
için grid kullan›ld›¤›nda beyin haritas›n› ç›kar›yoruz.
Grid konulan yerlerin üzerine iflaretlemeler
yap›yoruz, küçük elektronik uyaranlar› vererek
hastalar›n konuflmas›, hareketi gibi önemli
merkezlerin tam yerlerini buluyoruz. Ondan sonra
gridin üzerinde ameliyat s›ras›nda dokunmamam›z
gereken yerlere dokunmuyoruz ve epilepsiye yol
açan di¤er bölgeleri rahatl›kla ç›kar›yoruz.
G Cerrahi yöntem hangi epilepsi hastalar›na
uygulanmaz?
Epilepsi cerrahisinin genel olarak anestezi riski
tafl›yan akci¤er, kalp sorunu gibi sorunlara sahip
olan hastalarda uygulanmas› risklidir. 45-50 yafl›n
üzerindeki hastalarda epilepsi cerrahisinden yarar
görme yüzdeleri gençlere göre daha düflüktür. Bir
di¤er grup da çocuklard›r. Bir yafl›n alt›ndaki
çocuklara daha de¤iflik giriflimler yap›l›yor. Çocuklar
beyinlerinde çok büyük hasarla do¤mufl olabiliyor.
Ama bu hasta grubu çok az karfl›m›za ç›k›yor. Bu
çocuklarda beynin yar›s›n› ç›kartmaya kadar giden
büyük ameliyatlar yap›labiliyor ama çocu¤un beyni
giderek geliflen bir organ oldu¤u için beynin bir
yar›s›n› ç›kartmak bile ileride önemli bir hasara yol
açm›yor çünkü kalan k›sm› tüm beyin fonksiyonlar›n›
yerine getirebiliyor.
G Cerrahi müdahaleden sonra epilepsi ilaçlar›n›n
kullan›m›na gerek kal›yor mu?
Ameliyattan 1 hafta sonra hastalar› evlerine
gönderiyoruz fakat ilaçlar› hemen kesmiyoruz.
Ameliyattan sonra ilaçlar hemen kesilirse nöbetler
ortaya ç›kabiliyor. Bu hastalar› kontrol alt›nda
tutuyoruz. Amac›m›z aylar içinde ilaç kullanmadan
bu hastalar› nöbetsiz hale getirmek.
G Nöbet s›kl›¤› cerrahi giriflim için belirleyici mi?
Nöbet say›s› epilepsi cerrahisinde bir kriter de¤il.
Çünkü her hastaya göre ayr› davranmak gerekiyor.
Örne¤in bir ev han›m› hastaysa ve günde iki ya da
üç nöbet geçiriyorsa gündelik hayat›n› s›k›nt›ya
sokmayabilir. Ameliyat tedavisi grubuna
“Nöbet say›s› epilepsi cerrahisinde bir
ölçüt de¤il. Her hastan›n tedavisine farkl›
yaklaflmak gerekiyor. Örne¤in hasta
ev kad›n›ysa ve günde iki ya da üç nöbet
geçiriyorsa günlük hayat›n› zorlamaz ve
dolay›s›yla ameliyat gerekmeyebilir.
sokulmayabilir. Fakat bir pilot uçak kullan›yorsa ayda
bir bile nöbet geçirirse bu bir risktir.
G Navigasyon ne demektir?
Navigasyon özellikle beyin ameliyatlar›nda iflimizi
kolaylaflt›ran, normal beyin dokusuna en az zarar›
veren, beynin içerisindeki lezyona ulaflmam›z›
sa¤layan çok özel ayr›nt›l› bir bilgisayar sistemidir. Bu
hastalar› ameliyat ederken ve beyindeki lezyona
ulafl›l›rken mümkün oldu¤u kadar az dokuya zarar
vermek, lezyonu ç›kar›rken etraftaki beyin dokusunu
sa¤lam b›rakmak ve ameliyat s›ras›nda hesaplamalar›
yaparak tam olarak o lezyonun oldu¤u yerin üzerine
ulaflmam›za yard›mc› olur.
G Navigasyon sistemi nas›l çal›fl›r?
Hastalar›n MR incelemeleri ve bilgisayarl›
tomografi incelemeleri navigasyon cihaz›na
yükleniyor. Daha sonra cihaz üç boyutlu olarak bize
lezyonun beynin neresinde oldu¤unu gösteriyor.
Ayr›nt› olarak ciltten itibaren ameliyatta tam olarak
girece¤imiz yeri, cildin neresi aç›lacak, kemik tam ¦
ASM VİTAL
35
34_36_ASM_EPILEPSI
8/4/09
3:47 PM
Page 3
Nörolojik Bilimler
[B‹LG‹]
YAfi
AÇISINDAN
EP‹LEPS‹
CERRAH‹S‹
Eskiden epilepsi
tedavisinde çocuklar
söz konusu oldu¤unda
cerrahi müdaheleden
çekiniliyordu. Oysa
epilepsi cerrahisi
tedavisini geciktirmek
nöbetlerle savaflmada
baflar› flans›n›
azalt›yor. Epilepsi
nöbeti geçirmifl olan
hastalara bak›ld›¤›nda,
cerrahi müdahalenin,
nöbeti takiben en
erken dönemde
yap›lmas›yla do¤ru
orant›l› olarak ileriki
tarihlerde nöbetsizlik
oran›n›n artt›¤›
görülüyor. Epilepsi
cerrahisinin bir
hastada gündeme
gelebilmesi için, farkl›
ilaçlar›n istenilen
düzeyde, gereken
sürelerde
kullan›lmas›na ra¤men
yeterli ilerlemenin
sa¤lanmam›fl olmas›
gerekir. Böyle bir
karar› verebilmek ise
en az bir y›l› bulur.
Hastalarda nöbetler
devam ettikçe,
beyinde elektiriksel
boflalmalardan
kaynaklanan mevcut
odaklar baflka odaklar
da oluflturmaya
bafll›yor. Odak say›s›
art›kça nöbetsizlik
flans› azal›yor.
Dolay›s›yla epilepsi
cerrahisinde, yang›n
ne kadar erken
söndürülürse,
etraftaki hasar da o
kadar azalmaktad›r.
36 ASM VİTAL
¦ olarak nerden kald›r›lacak gibi lezyonun üzerine
nas›l gidilece¤ini hesapl›yor. Çünkü bazen beynin
derinlerinde yerleflmifl lezyonlar olabiliyor ve onlar›
bulabilmek için sa¤lam beyin dokusuna zarar verme
ihtimali yüksek olabiliyor. Amaç sa¤lam beyne
mümkün oldu¤u kadar az zarar vererek lezyonu
bulup, ç›kartmak.
G Navigasyon beyin cerrahisi d›fl›nda baflka hangi
alanda kullan›l›yor?
Navigasyonun ikinci konu alan› da omurga
cerrahisidir. Bel kemi¤inde daralma ya da kayma
olan hastalar›n beline vida sistemleri yerlefltiriyoruz.
O vidalar› normalde ameliyat s›ras›nda röntgen
eflli¤inde koyuyoruz. Ama navigasyon cihaz› da
beyinde oldu¤u gibi ayn› flekilde üç boyutlu olarak
vidan›n girece¤i yeri, hangi aç›yla gönderilece¤ini
size gösterdi¤i için bu vidalar›n yerlefltirilmesi
s›ras›nda da etraftaki sa¤lam dokulara zarar verme
riskiniz s›f›ra indiriyor.
G Tümör cerrahisindeki yeri nedir?
Birincisi hassas yerlerde yerleflmifl olan tümörler,
ikincisi küçük tümörler ve üçüncüsü de derin
yerleflmifl tümörler bizi beyin cerrahisinde en çok
zorlayan tümörlerdir. Ama bu tümörlerin bizi
zorlamas›n›n sebebi bu tümörlere ulafl›rken sa¤lam
olan beyin dokusuna zarar verme riskidir.
Navigasyon sistemini kulland›¤›m›z zaman derinlere
de yerleflmifl olsa, çok küçük de olsa, çok hayati bir
merkezde de olsa etrafa çok az zarar verdi¤imiz için
hem bizim ameliyat›m›z› kolaylaflt›r›yor hem de
hastan›n ameliyattan daha sa¤l›kl› ç›kmas›n›
sa¤l›yor. Bazen beynin derinlerine yerleflimi tamam›
ç›kar›lmayacak tümörlerde, tan› konulmas› güç
tümörlerde biyopsi almak gerekiyor. Biyopsi al›rken
navigasyon sistemi bize biyopsi i¤nesini vücudun
tam olarak biyopsi al›nacak lezyonun tam olarak
içine girmesini sa¤l›yor. Etraf dokuya hiç zarar
vermiyor.
Epilepsi tedavisinde CyberKnife
teknolojisi kullan›lacak
ASM Nöroloji Uzman› Prof. Dr. Türker fiahiner , CyberKnife’›n epilepsi
cerrahisinde 盤›r açabilece¤ini söylüyor.
pilepsi tedavisinde uygulanan VNS hakk›nda
bilgi verir misiniz?
VNS, cerrahiyle ç›kar›lamayan ve hiçbir
flekilde ulafl›lamayan bölgeler söz konusu
oldu¤unda, boyunda vagal sinire ba¤lanan ve
elektriksel uyar›lar vererek nöbetleri bask›layan bir
cihaz. VNS ad› verilen bu sistem, temelde bir
bilgisayar çipinden ve elektrik ak›m›n› beyine
ulaflt›racak parçalardan olufluyor. VNS adeta bir kalp
pili gibi çal›fl›yor, d›flar›dan beyne ulaflt›r›lacak sinyal
fliddet ve süreleri ayarlanabliyor. Böylelikle nöbet
s›kl›¤›na göre de¤iflik uygulamalar yap›labiliyor.
G Epilepsi tedavisinde CyberKnife nas›l uygulan›yor?
Epilepsi cerrahisinde yeni kullan›lmaya bafllanan
bir teknoloji de CyberKnife. Her türlü kanserin
radyoterapisinde ve tüm vücutta kullan›labilen
CyberKnife teknolojisi sayesinde, tümörler ›fl›n
kullan›larak t›pk› cerrahi yöntemde oldu¤u gibi
kesinlikle ortadan kald›r›labiliyor. Ayr›ca normal
dokulara zarar verilmiyor ve aç›k ameliyat yap›lm›yor.
Radyocerrahideki geliflmeler epilepsi cerrahisine de
yans›yor. ASM, epilepsi cerrahisinde, CyberKnife
teknolojisinden yararlanmaya altyap› olarak haz›r.
Teknoloji çok yeni oldu¤undan bu alandaki bilgi
birikimi de çok yeni. Özellikle klasik epilepsi
cerrahileriyle ç›kar›lamayan bölgeler sözkonusu
E
oldu¤unda en uygun hastalara uygulanmas› gereken
bir yöntem. Türkiye’de henüz hiç uygulanmad›.
ASM’nin amac› bu y›l içinde uygulamaya bafllamak.
Klasik epilepsi cerrahisi bazen iki aflamal› olabiliyor.
EEG kay›tlar›n›n yetmedi¤i durumlarda hasta iki
ameliyata girmek zorunda kalabiliyor. Birinci
aflamada oda¤› belirlenip yerini bulmak için elektrot
yerlefltirme, ikinci aflama bulunan bölgenin
ç›kar›lmas›. Özellikle hayati önem tafl›yan
merkezlerdeki tümörlerde elektrot yerlefltirip içeriden
kay›t alabiliyoruz.
Çünkü kafatas› kemi¤i nedeniyle sinyaller
zay›flayabiliyor. Beynin ulafl›lamayan bölgelerine
epilepsi cerrahisi yap›lamay›p VNS tak›lmak zorunda
kalan hastalarda ise tek çare CyberKnife ile ›fl›n
tedavisi olabilir. Epilepsi nöbetleri en çok temporal
loptan kaynaklan›r. Epilepsi cerrahisinin bu bölgedeki
uygulamalar› ço¤unlukla baflar›l› sonuçlar verir.
Epilepsi cerrahilerinde CyberKnife’›n, en çok MTLE
hippokampal skleroz tan›s› konan hastalarda
kulan›lmas› hedefleniyor. Bu durumdaki hastalar
baflka komplikasyonlar› yoksa, tedavi merkezine
gelip EEG çektirir gibi ›fl›n tedavisini al›p gidebilirler.
CyberKnife’ta istenen sonuç hemen görünmüyor.
Birkaç ayl›k beklemeden sonra nöbetler kontrol
alt›na al›nabiliyor.
25_ILAN
8/3/09
2:14 PM
Page 3
.E DE OLSA GELECEãI GARANTI
Anadolu Sigorta’dan Türkiye’nin ilk ve tek
çocuklara özel, ömür boyu yenileme garantili
SAáLÏK SIGORTASÏ
aOCUáUNUZA YAåÏNA KADAR SAáLÏK SIGORTASÏ YAPTÏRÏN SIGORTA KAPSAMÏNA GIRDIáI G~Næ
KOåULSUZ åARTSÏZ HAYAT BOYU YENILEME GARANTISI KAZANSÏN 3ADECE !NADOLU 3IGORTA³DAæ
BULUNAN BU FÏRSATTAN YARARLANARAK lOCUáUNUZU SIGORTALAYÏN GELECEáI G~VENCE ALTÏNDA OLSUN
YAåÏN ALTÏNDAKI lOCUKLARÏN HAYAT BOYU YENILEME GARANTISI KAZANABILMESI IlIN EBEVEYNLERINDEN EN AZ BIRI ILEæ
BIRLIKTE SIGORTALANMASÏ GEREKMEKTEDIR
38_39_ASM_RAHIMKANSER_3
8/5/09
11:56 AM
Page 1
Kad›n Sa€l›€›
Rahim a¤z› kanserinin erken tan›s› için
Düzenli olarak test
yapt›rmay› ihmal etmeyin
[D‹YOR K‹:]
Rahim a¤z› kanserinin erken tan›s›nda uygulanan s›v› bazl› ince
tabaka teknolojisi, hücrelerin tamamen tek kat halinde yay›lmas›n›
sa¤l›yor. Bu sayede test s›ras›ndaki hatalar engellenerek daha güvenli
sonuçlar elde ediliyor.
Son 50 y›ld›r uygulanmakta olan Papanicolaou
5-45 yafl aras› kad›nlarda meme kanserinden
(Pap) smear testinin, rahim a¤z› kanserinin
sonra en s›k karfl›lafl›lan kanser türü olan
taramas›nda bir dönüm noktas› yaratt›¤› biliniyor.
rahim a¤z› kanseri, dünyada her on kad›ndan
Özellikle geliflmifl ülkelerde, bu tarama yönteminin
birinde görülüyor. Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün
yayg›n kullan›m› sayesinde rahim a¤z›
verilerine göre ise 50 yafl›na varm›fl
kanseri nedeniyle görülen ölüm
her on kad›ndan sekizinin, rahim
oranlar›nda büyük bir azalma sa¤land›¤›
a¤z› kanserinin en yayg›n nedeni
kan›tland›. 1990’l› y›llar›n bafllar›nda
kabul edilen HPV virüsü ile
gelifltirilen ve daha kesin sonuçlar sunan
karfl›laflm›fl olma riski var. Erken tan›
s›v› bazl› ince tabaka testi teknolojisi
söz konusu oldu¤unda rahim a¤z›
olan en ileri smear testi yöntemi Thinkanseriyle mücadele etmek çok kolay
Prep üzerine, ASM Kad›n Hastal›klar› ve
ama gecikildi¤inde, ne yap›l›rsa
Do¤um Uzman› Op. Dr. Mete Bostanc›
yap›ls›n, ömrü biraz daha uzatman›n
ve ASM Patoloji Uzmanlar› Direktörü
ötesine geçilemiyor. Bu yüzden, t›p
Doç. Dr. Özlem Yap›c›er ve Dr. Saime
dünyas›nda erken tan› koyman›n en
Patoloji Uzman›
Doç. Dr. Özlem Yap›c›er
Sezgin Ramadan ile görüfltük.
iyi yollar› aran›yor.
1
Kad›n Hastal›klar›
ve Do¤um Uzman›
Op. Dr. Mete Bostanc›
TEST SONUCUNDA
POZ‹T‹F DE⁄ERLER
BULUNURSA?
“Smear testinin pozitif
ç›kmas› halinde, durumu
anormal hücrelerin
görülmesi ya da bir kanser
bafllang›c› olarak
de¤erlendirip pani¤e
kap›lmaya gerek yoktur.
Smear testindeki hücre
anormallikleri basit bir
iltihap veya kronik tahriflin
neden oldu¤u de¤ifliklikler
olabilece¤i gibi, herhangi bir
ilaç ya da hormonal etkiyle
de ortaya ç›kabilir. Anormal
sonuçlarla karfl›lafl›lan s›v›
bazl› ince tabaka testi, bu
bölgenin daha yak›ndan
incelenmesinin gerekti¤ini
vurgulamas› aç›s›ndan çok
önemlidir. Onun için böyle bir
sonuç ç›kt›¤› zaman testin
tekrarlanmas›, bir süre ara
verip tedavi sonras› yeniden
yap›lmas› gerekebilir.”
38 ASM VİTAL
[B‹LG‹]
RAH‹M A⁄ZI KANSER‹ AfiISI
Rahim a¤z› kanseri, HPV enfeksiyonuna yan›t
olarak rahim duvar›nda anormal hücrelerin
kontrolsüz bir flekilde ço¤almas›yla gelifliyor. Bu
anormal servikal hücreler bir araya gelerek tümör
ad› verilen kitleleri oluflturuyorlar. Sa¤l›k Bakanl›¤›
taraf›ndan onaylanarak ülkemizde de sat›lmaya
bafllanan rahim a¤z› kanseri afl›lar›, kad›nlar› bu
kanser türüne karfl› koruma alt›na almay›
hedefliyor. HPV afl›s› canl› bir afl› olmad›¤›, genetik
teknoloji ile haz›rland›¤› için bir çok kifliye
rahatl›kla uygulanabiliyor ve bilinen bir yan etkisi
bulunmuyor. Afl› üç dozda uygulan›yor. ‹lk dozdan
iki ay sonra ikinci doz, ilk dozdan alt› ay sonra da
üçüncü doz yap›l›yor. Afl› yüzde 70’lik bir koruma
sa¤l›yor. Bu nedenle afl›lanan kiflilerin de düzenli
olarak hekim kontrollerini ve risk belirleme
testlerini yapt›rmas› öneriliyor.
Op. Dr. Mete Bostanc›’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
38_39_ASM_RAHIMKANSER_3
8/5/09
11:56 AM
Page 2
[D‹YOR K‹:]
“Geliflmifl
ülkelerde, bu
tarama
yönteminin
kullan›m›
sayesinde, rahim
a¤z› kanseri
nedeniyle görülen
ölüm oranlar›nda
büyük bir azalma
sa¤land›¤›
kan›tland›.”
G Pap Smear taramas›nda yeni geliflmeler nelerdir?
Genel olarak smear testi, rahim a¤z›ndaki
(serviks) kanser bafllang›c› olabilecek herhangi bir
hücresel de¤iflikli¤i belirleyen basit bir erken tan›
yöntemidir. Bunun yan›s›ra, test yard›m›yla
enfeksiyonlar› veya rahim kanserlerini de belirlemek
mümkün oluyor. 1990’l› y›llar›n bafllar›ndan itibaren,
bu testlerde s›k karfl›lafl›lan örnekleme hatalar›n› ve
örnek kalitesinden kaynaklanan olumsuzluklar›
gidermek için yap›lan çal›flmalar ›fl›¤›nda s›v› bazl›
teknikler do¤uyor. S›v› bazl› ince tabaka testi ise eski
yönteme göre daha avantajl›; çünkü bu hücreleme
sistemi hücrelerin tamamen tek kat halinde
yay›lmas›n› ve hücrelerin üst üste gelmemesini
sa¤l›yor. Bu sayede test s›ras›ndaki hatalar
engellenerek daha güvenli sonuçlar elde ediliyor.
G Test için nas›l örnek al›n›r?
Örnek al›nmas› çok basit bir ifllemdir. Jinekolojik
muayene s›ras›nda küçük bir ahflap ya da plastik
spatül veya f›rça yard›m›yla dökülen hücreler toplan›r.
Bu hücre örnekleri, klasik smear testinde lam
üzerine, s›v› bazl› ince tabaka testinde özel
gelifltirilmifl s›v› ortama aktar›l›r. Bu aflamaya kadar
olan ifllemler yani smear al›nma aflamas› tamamen
kad›n hastal›klar› ve do¤um uzmanlar›n›n
sorumlulu¤undad›r. Al›nan örneklerin haz›rlanmas› ve
incelenmesi ise patolog ve sitologlar›n görevidir.
Sonuçta örnek al›n›p laboratuvara yolland›ktan sonra
raporlamay› yapan patolog ve sitologlar›n tan›
koymadaki rolü çok önemlidir.
G Smear al›n›rken kifli ac› hisseder mi?
Test s›ras›nda ya da sonras›nda herhangi bir
rahats›zl›k duyulmaz. Test için örnek al›n›rken, hasta
standart jinekolojik muayene d›fl›nda herhangi
olumsuz bir fley hissetmez.
G Smear testi ne s›kl›kla yap›lmal›d›r?
Smear kontrolüne bafllama yafl› cinselli¤in
bafllamas›n› izleyen ilk y›ldan itibaren y›lda bir kez
yapt›r›lmas› genel kabul görmüfl bir standartt›r.
Kad›nlar›n menopoza yaklaflt›kça, y›lda bir kere test
yapt›rmalar› flart› daha fazla önem kazan›yor; çünkü
kanser riski art›yor. Dolay›s›yla yafla ba¤l› olarak
taramalar›n s›kl›¤›n› seyreklefltirmemek önem
verilmesi gereken bir konudur.
Patoloji Uzman›
Dr. Saime Sezgin Ramadan
GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹
YÜKSEK
“S›v› bazl› ince tabaka testi
ile ilgili olarak Londra’da üç
gün süren bir e¤itim ald›k.
Bu e¤itimde, farkl›
lezyonlar›n bu yöntemle
nas›l görüldü¤üne dair
bilgilendirildik. Geleneksel
smear testi yöntemiyle
karfl›laflt›rmal› çal›flmalar›
inceledik. Bu yöntemin
üstünlü¤ü sadece hastalar
de¤il, biz patologlar
aç›s›ndan da çok önemli.
Her fleyden önce sonuçlar›
de¤erlendirmek çok daha
kolay ve ulafl›lan sonuçlar›n
güvenirlili¤i çok daha
yüksek.”
[B‹LG‹]
HPV V‹RÜSÜNE D‹KKAT!
HPV, günümüzde rahim a¤z› kanserinin en yayg›n nedeni olarak kabul ediliyor ve bu
virüsün kendinde oldu¤unu bilen kad›nlar›n s›k s›k kontrol yapt›rmalar› gerekiyor. HPV,
rahim a¤z›na yerleflti¤i zaman bu ço¤u kez gözle görülemiyor, ancak testlerle ortaya
ç›kabiliyor. Thin-Prep tekni¤i ile al›nan rahim a¤z› örne¤inde HPV tan›s›n› koymak
mümkün. Özellikle yüksek risk HPV’si olan hastalarda kanser riski yüksek oldu¤u için
yak›n izlem ve tedavi gerekiyor.
Doç. Dr. Özlem Yap›c›er’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
ASM VİTAL
39
40_41_ASM_KEMIKNAKLI_2
8/4/09
3:50 PM
Page 1
Ortopedi
Avasküler Nekroz
Damarl› kemik nakli
ile engelleniyor
Kalça bölgesinde bafllayan a¤r›yla kendini gösteren avasküler nekrozun (bölgesel kemik
hücrelerinin ölümü) tedavisinde uygulanan damarl› kemik naklini ASM Ortopedi ve
Travmatoloji Uzman› Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk anlatt›.
[D‹YOR K‹:]
Ortopedi ve
Travmatoloji Uzman›
Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk
Avasküler nekroz ,
kalçada uyluk kemi¤i bafl
k›sm›nda kanlanman›n
bozulmas›na ba¤l› ortaya
ç›kan kemik hücrelerinin
ölümüdür. Kemi¤i
besleyen damarlar›n
t›kanmas›na ba¤l›d›r.
Kanlanman›n durmas›d›r.
Bir anlamda kalçan›n
enfarktüsüdür.
Erken tan› tedavinin
baflar›s› için önemlidir.
Genç hastalarda erken
dönemde tan›yla kalçan›n
kurtar›lma flans› çok
yüksektir.
40 ASM VİTAL
vasküler nekrozun (bölgesel kemik
hücrelerinin ölümü) nedenleri nelerdir?
Oluflma nedenlerinden bir tanesi ve en
yayg›n görüneni kortizon kullan›m›d›r. Kortizon
de¤iflik nedenlerle kullan›labiliyor. Alkol kullananlarda
da görülüyor. Bunun nedeni ise o bölgeye giden
damarlar›n kalp enfarktüsünde oldu¤u gibi t›kanmas›.
Alkol tetikleyici oluyor. Dalg›çlarda ve karaci¤er
bozuklu¤u olan hastalarda da görülebiliyor.
Travmalara ba¤l› da oluflabilir. Bir kalça k›r›¤› olduktan
sonra oran›n kan ak›fl›nda bozukluk olabilece¤i gibi
travmaya ba¤l› kalça ç›k›¤› olufltu¤u zaman da, e¤er
damarlar zedelenmiflse görülebilir. Bazen de hiçbir
neden bulam›yoruz. Nedenini bulamad›¤›m›z grup en
büyük grup ve bunlara idiopatik ad› veriliyor. Bu
kiflilerde a¤r› genelde b›çak saplan›r gibi ani bafll›yor.
Birkaç gün devam edince hastalar bize geliyor.
Erkeklerde kad›nlara oranla 5-8 kat daha fazla
görülüyor.
G Avasküler nekroz en çok hangi bölgede görülüyor?
En çok görüldü¤ü bölge, kalçada uyluk kemi¤inin
bafl k›sm›. Diz bölgesinde ve ayak bile¤inde de
görülebiliyor. Kalçada görülen bafl k›sm›n›n enfaktüsü.
Kan damarlar› t›kan›yor. T›kan›nca bafl›n beslenmesi
bozuluyor. Kemik hücrelerinde ölüm meydana geliyor.
G Hastalar size hangi flik âyetlerle geliyor ve tan› nas›l
konuluyor?
Hasta, kalças›nda a¤r› flikâyetiyle doktora
baflvuruyor. Önceleri tan› konmas› çok zordu. Sadece
çok flüphelendi¤imiz kiflilere sintigrafi yapt›r›yorduk. O
bile bazen flüpheli sonuç veriyordu. fiimdi ise MR ile
çok erken safhada tan› koyabiliyoruz. Tan›
konulduktan sonra hemen tedaviye bafllamak laz›m.
Femur bafl› avasküler nekrozunda de¤iflik tedavi
yöntemleri olmakla birlikte en etkilisi damarl› kemik
naklidir. Oldukça zor bir ifllemdir; çünkü bacaktan
damar›yla kemi¤i al›yoruz; kalçan›n içinden eklemi
delmeden ölü kemik bölgeyi boflaltt›ktan sonra kemi¤i
A
koyup, atar ve toplar damarlar› bölgedeki damarlara
dikiyoruz. Dolay›s›yla canl› bir kemik nakli oluyor.
Bazen iki tarafl› da olabiliyor. Ayn› ifllemi iki tarafa
ayn› anda yapt›¤›m›z da oluyor. Buradaki amac›m›z
erken yaflta proteze gidifli önlemektir veya
geciktirmektir. Tabii bu di¤er kemiklerde de
görülebiliyor. Dizde, omurgada, çocukluk ça¤›nda
görülebiliyor. Ama flu anda esas problem a¤›rl›k
tafl›d›¤› için kalça oluyor. Kalçan›n kurtar›lmas›
önemlidir. Aksi takdirde bu eklemde kireçlenme
kaç›n›lmazd›r.
“Bu ameliyat›n baflar›
flans›, hastal›¤›n evresine,
yafl›na ve ameliyat sonras›
kortizon kullan›p
kullanmamas›na ba¤l›
olarak de¤ifliyor.”
G Tan› aflamas›nda yan›lt›c› belirtiler görülebiliyor mu?
Hastan›n kalças›nda biraz a¤r› flikâyeti varsa, kalça
döndürme hareketlerinde a¤r› varsa, ilk olarak bir film
çektiriyoruz. Bu filmi çektirdi¤imizde, genellikle ilk
dönemde hiçbir fley görünmez. Filmin bulgu vermesi
üçüncü aydan sonra bafllar. Filmde bir fley
saptamam›z için, orada mutlaka bir k›r›k hatt›n›n
oluflmas› laz›m. O zaman da gecikmeli olarak tan›
konmufl oluyor ve tedavinin baflar› flans› düflüyor.
Erken tan› koymak sintigrafi ile olabilir. Ama
günümüzde en kolay yöntem MR çekilmesidir. MR
çekildi¤i zaman, o bölgedeki bafl›n içerisinde bir ödem
meydana geldi¤ini görüyoruz. Bunun en çok kar›flt›¤›
durumlardan biri geçici ödemlerdir. Geçici
Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk’ün di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
40_41_ASM_KEMIKNAKLI_2
8/17/09
11:58 AM
Page 2
edilmemiflse kal›c› sakatl›k yarat›r. Bu ameliyat›n
ödemlerden flüpheleniyorsak, hastay› izlemek gerekir.
yap›laca¤› hasta grubunun çok iyi seçilmesi gerekiyor.
Bu nedenle hastay› bir ya da bir buçuk ay sonra
Her hastaya uygulanan bir ameliyat de¤ildir. Çünkü
tekrar görmek gerekir. Bu dönem içerisinde hastan›n
kalçada bu ifllemler yap›l›rken eklem k›k›rda¤›na zarar
kalça üzerine a¤›rl›k vermemesini sa¤lamak laz›m.
verilirse, ameliyat›n hiçbir anlam› kalm›yor. K›k›rda¤a
Koltuk de¤ne¤i ile yürümesine izin veriyoruz. Daha
zarar verip vermedi¤imizi anlamak için ameliyat
sonra bir MR kontrolü yap›yoruz e¤er hastal›kta bir
gerileme varsa bu geçici ödemdir. Ama ilerleme varsa s›ras›nda içeriye radyolojik bir s›v› veriyoruz. E¤er s›v›
eklem içine kaç›yorsa eklemi delmifliz demektir ve
o zaman ameliyatla müdahale etmek gerekiyor.
onun sonuçlar› kötüdür. Bu nedenle oyma ifllemi
Ameliyatla ölü dokunun temizlenmesini sa¤larken,
milimetriktir. Üç boyutlu düzlemde hiç zarar
ayn› zamanda oraya, teknik olarak yapmak
vermeden yap›lmas› gerekir. E¤er uygun bir teknikle
mümkünse damarl› kemik nakli yap›yoruz.
bacaktan nakledilen kemik al›nmazsa ayak bile¤i
G Damarl› kemik nakli avasküler nekrozu olan her
hastaya yap›labiliyor mu?
hareketlerinde kay›p meydana gelir. Onun d›fl›nda bir
di¤er risk de, bu kadar emek sonunda uygun al›c›
Damarl› kemik naklinde en büyük kriter, hastan›n
atar ve toplardamar haz›rlamadan bu ifli yaparsan›z,
çok fliflman olmamas›d›r; çünkü bu ameliyat› yapmak
daha sonra onu bulamad›¤›n›z için, bofluna o
fliflman kiflilerde zordur. Çok derinde çal›fl›yorsunuz.
bölgeden kemik alm›fl olursunuz. Her fleyin planl› ve
Bir di¤er olay da hasta mümkünse 40-45 yafl›n
programl› olmas› gerekir.
alt›nda olmal›. Hastalarda varis problemi varsa, daha
önceden geçirilmifl emboli öyküsü varsa yine
G Femur bafl› avasküler nekrozunda damarl› kemik
nakli çok yap›lan bir ameliyat m›d›r?
yapmamak laz›m; çünkü kemik bacaktan al›n›yor. Bir
di¤er al›nan bölge de le¤en kemi¤idir. Ama bu tür
Türkiye’de bu ameliyat› ilk olarak 1995 y›l›nda
riski olan hastalarda bunu yapmamak gerekir.
ben yapt›m. ‹lk yay›n da 1997 y›l›nda bana aittir.
Hastan›n genel sa¤l›k durumu iyi olmal›. Neye ba¤l›
Türkiye’de yap›lan klinik say›s› 5 ile 10 aras›ndad›r.
“Damarl› kemik
kortizon kulland›¤› da önemlidir. Böbrek nakline ba¤l› Ameliyat etti¤imiz hastalar›n bir k›sm›, daha sonra
naklinde en
kullan›yorsa bizim için ayr› bir kriter oluflturur. Bu
proteze dönmüfltür. Bu ameliyat›n baflar› flans›,
hastalar herhangi bir nedenle örne¤in kalp problemi
hastal›¤›n evresine, yafl›na ve ameliyat sonras›
büyük kriter,
nedeniyle kan suland›r›c› ilaç kullan›yorsa onlar da
kortizon kullan›p kullanmamas›na ba¤l› olarak
hastan›n çok
risklidir.
de¤ifliyor.
Çünkü bir k›s›m hastalar ameliyattan sonra da
G Hasta ameliyattan sonra normal yaflam›na ne
fliflman
kadar süre içinde dönüyor?
kortizon kullanmaya devam eden hastalard›r.
olmamas›d›r;
Kortizon kullanan kiflilerde kemik mineral yap›s›
Hasta normal yaflam›na yaklafl›k 6 ay sonra
dönebiliyor. Üç ay hiç a¤›rl›k vermemesi gerekiyor. En bozuldu¤u için o kalçalarda çökme daha çok
çünkü bu
görülüyor. Çökme meydana gelince a¤r› ortaya
büyük sorun ise ayn› anda iki kalçada olmas›d›r. Ayn›
ameliyat›
ç›k›yor. A¤r› olmas› kalça ekleminde kireçlenmenin
anda iki kalçada oldu¤u zaman bir taraf› ameliyat
belirtisi olup kireçlenme artt›kça a¤r› da artar;
etti¤inizde hasta aya¤a kalkt›¤›nda bütün yükü öbür
yapmak fliflman
eklem hareketleri k›s›tlan›r. Bu durumda protez
tarafa bindirecektir. ‹ki tarafl› yap›ld›¤›nda bu
kiflilerde
ameliyat› kaç›n›lmaz oluyor. Damarl› kemik nakli, yeri
hastalar›n mutlaka 3 ay kadar yatakta kalmalar›
geldi¤inde kalçay› kurtar›c› bir ameliyatt›r, yeri
gerekiyor; fakat o zaman da emboli riski art›yor.
zordur.”
geldi¤inde ise proteze giden süreyi uzat›r.
Bu sefer biz kan suland›r›c› ilaçlar› uzun süre ameliyat
sonras› kullan›yoruz.
[B‹LG‹]
G Ameliyat›n ne tür riskleri
olabiliyor?
Emboli geliflti¤i zaman riskli bir
Bilateral femur bafl› avasküler nekrozu olan 38 yafl›ndaki kad›n hastan›n tedavi aflamalar›.
ameliyat olabiliyor. Pulmoner emboli
denilen olay, hayat› riske eden bir
olayd›r. Bu ameliyat› yapt›¤›n›z
zaman e¤er bir pulmoner emboli
riski varsa hastalar› mutlaka
uyarmam›z laz›m. Nefes darl›¤›
oldu¤unda hastan›n hemen gelmesi
gerekir, yoksa hayat›n› kaybedebilir.
Ayn› risk kalça ameliyatlar›n›n
ço¤unda vard›r. K›r›klarda da,
protezde de vard›r. Sinir
yaralanmas› olursa, tam bir kesiyle
Hastan›n Radyolojik görüntüsü.
Tedaviden 5 y›l sonraki görüntü.
sonuçlanm›fl ve fark edilip, tedavi
HASTANIN TEDAV‹ VE GEL‹fi‹M SÜREC‹
ASM VİTAL
41
42_44_ASM_TUPBEBEK3
8/5/09
11:57 AM
Page 1
Tüp Bebek Merkezi
En sa¤l›kl› embriyoyu
özenle seçiyorlar
ASM Tüp Bebek Merkezi, tüp bebek tedavisindeki geliflmeleri yak›ndan izliyor ve en
k›sa süre içinde merkezlerine tafl›yor. Prof. Dr. Ayd›n Ar›c› ve Op. Dr. Ebru Öztürk tüp
bebek tedavisindeki son geliflmeleri anlatt›.
[D‹YOR K‹:]
ir aile kurman›n gereklerinden biri olarak
görülen bebek sahibi olmak kimi flansl›
çiftler için oldukça kolay gerçekleflirken
kimileri için o kadar da kolay olamayabiliyor.
Dünyada ve Türkiye’de birçok çift çeflitli nedenlerden
dolay› do¤al yollardan bebek sahibi olamad›¤› için
çareyi tüp bebek yönteminde buluyor. Konuyla ilgili
olarak görüfltü¤ümüz Anadolu Sa¤l›k Merkezi Kad›n
Hastal›klar› ve Do¤um Uzmanlar› Prof. Dr. Ayd›n
Ar›c› ve Op. Dr. Ebru Öztürk, tüp bebek
tedavisindeki son geliflmeler hakk›nda bilgi verdi.
B
Kimlere tüp bebek tedavisi
uygulan›r?
Kad›n Hastal›klar› ve
Do¤um Uzman›
Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›
BAfiARI NASIL
ARTIRILIR?
“Mikroskop alt›nda en
sa¤l›kl› spermin görünüp,
bulunabilmesi;
mikroenjeksiyon yoluyla
sperm ve yumurtan›n
birlefltirilmesi gerekiyor.
Yumurta geliflimi
aflamas›nda hasta odakl›
çal›flmak, hastay› yak›ndan
izlemlemek, gerekiyorsa
hormon testleriyle
yumurta geliflimini
incelemek gerekir. Tüp
bebek tedavisi seri imalat
fleklinde olmamal›d›r. Tüm
t›bbi protokoller ve
tedaviler hasta odakl›
olmal›d›r. Ayr›ca,
embriyoloji laboratuvar›n›n
mükemmel ve titiz
çal›flmas› flartt›r.”
42 ASM VİTAL
Op. Dr. Ebru Öztürk, kimlere tüp bebek
uyguland›¤›n› flöyle anlat›yor: “Tüp bebek yönteminin
nedenlerini kad›na ve erke¤e ba¤l› nedenler olarak
ikiye ay›r›yoruz. Genelde %50 olarak paylafl›yorlar.
Erkekte sperm say›s›, sperm hareketlili¤i, spermdeki
yap›sal sorunlar ve canl›l›k faktörü gibi birçok
parametreye bak›yoruz. E¤er spermde ciddi bir sorun
görürsek bu çifte mikroenjeksiyon yani tüp bebek
yöntemini öneriyoruz. Erkekte hiç sperm ç›km›yorsa
bu her fleyin sonu demek de¤ildir. E¤er hormonlarla
ilgili bir sorun varsa hormon deste¤i yap›l›yor,
hormonlar normal oldu¤u halde sperm yoksa da
testisten i¤neyle ya da ameliyatla sperm elde
edebiliyoruz. Dolay›s›yla erke¤e ba¤l› nedenler;
spermde hareket, say› ya da yap›sal sorunlar›n
olmas›d›r. Kad›na ba¤l› nedenlerin içinde en baflta
yumurtlama sorunlar› yer al›r. Özellikle polikistik over,
endometriozis (kar›n içerisindeki yap›fl›kl›¤› art›ran
sorunlar), yumurtal›k kistleri k›s›rl›¤a neden olabiliyor.
Bunun d›fl›nda normal gebelik için; bir sperm, bir
yumurta, onlar›n birbirleriyle buluflmas›n› sa¤layan
tüplerin aç›k olmas› ve bu birleflme sonucunda
embriyonun do¤ru bir flekilde rahme yerleflmesi
gerekiyor. Dolay›s›yla yumurtlama sorunundan baflka
di¤er bir faktör de tüplerde sorun olup, olmamas›d›r.
E¤er kiflinin tüplerinde yap›fl›kl›k varsa tüplerin ileri
derecede hasar gördü¤ünü düflünüyorsak o zaman
tabii ki tüp bebek yöntemini tercih ediyoruz. Bütün
bunlar›n d›fl›nda genetik sorun varsa, geçmiflinde
düflük öyküsü var ise hem embriyo kalitesini görmek
için, hem de bu embriyolar› genetik olarak
inceleyebilmek için tüp bebek yöntemini tercih
ediyoruz. Kad›n›n yafl› ve daha önce yap›lan tedavilere
cevap verip, vermemesi de tüp bebek karar›
vermemizde önemli bir yer tutmaktad›r. fiunu da
unutmamak gerekir ki, tüm incelemeleri normal olup
hiçbir sorun bulamad›¤›m›z fakat yumurtlama izlemi
veya afl›lama gibi tedavilere cevap veremeyen %1520’lik bir grup vard›r ki, biz bu gruba nedeni
belirlenemeyen infertilite grubu diyoruz. Bu grup da
tüp bebek için adayd›r.”
Sperm hareketlili¤inin
art›r›lmas›
Sperm hareketlili¤i az ise normal iliflki ile
gebelikte sorun yaflanabiliyor. Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›,
“Ürolojik bir muayenede bazen varikosel dedi¤imiz
ve testise giden damarlarda varis olmas› kan
dolafl›m›n›n yavafllamas›na ve buna ba¤l› olarak
testis ›s›s›n›n artmas›na sebep olur. Testisler ›s›ya çok
hassas organlard›r o yüzden vücut d›fl›ndad›rlar.
Vücut ›s›n›n›n bir derece afla¤›s›nda iyi fonksiyon
görürler. Vücut ›s›s› 37 ise testislerin 36 derece gibi
olmas› gerekir. Bu nedenle testis ›s›s›n› art›ran olaylar
hareketlili¤i ve say›y› da azalt›r. Bunlar aras›nda çok
s›k saunaya gitmek, kamyon floförlü¤ü yapmak, f›r›n
gibi s›cak ortamlarda çal›flmak say›labilir. Sigara,
alkol ve fazla kafein de sperm hareketlili¤ini olumsuz
yönde etkiler. Sa¤l›kl› bir yaflam, düzenli beslenme
sperm hareketlili¤ini art›r›r. Ayr›ca E vitamini, çinko
gibi vitaminlerin normal g›da yoluyla al›nmas› da
yararl›d›r. Fakat mucize beklememek gerekir.”diyor.
Embriyo de¤erlendirilmesi
Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, embriyonun kaliteli olup,
olmad›¤›n› anlamak için hangi kriterleri göz önünde
bulundurduklar›n› flöyle anlat›yor: “Embriyolar›n
de¤erlendirilmesi uzun y›llard›r çok kaba bir flekilde
Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
42_44_ASM_TUPBEBEK3
8/5/09
11:58 AM
Page 2
Embriyo t›rafllama
Do¤al döllenmede sperm çok mikroskobik bir
delik açar ve yumurtan›n içine girer. Mikroenjeksiyon
tedavisinde bu ince bir mikro pipetle yap›l›r. Bunu
takiben yumurta kabu¤unun içinde embriyo haline
gelir. Alt›-yedi gün sonra embriyo kabu¤unu bir
yerden eriterek delik açar ve rahim duvar›na
yap›flmak üzere kabuktan ç›kar. ‹leri yafltaki
kad›nlar›n yumurta kabuklar› giderek sertleflir. 40 yafl
üstündeki bir kad›na tüp bebek tedavisi
uygulan›yorsa embriyonun hayat›n› kolaylaflt›rmak
için ince bir mikroskopik çentik aç›l›r ve o kabu¤u
t›rafllad›ktan sonra transfer yap›l›r yani o embriyoya
ç›k›fl yolu gösterilmifl olur.
Ayn› zamanda dondurularak çözülmüfl
embriyolarda da kabuk sertleflir. Bunlarda da
mutlaka embriyo t›rafllama yap›lmas› baflar› flans›n›
art›rmaktad›r.”
yap›l›yor. Mikroskop alt›nda hücre say›s›na,
simetrisine, gününe uygun büyüyüp büyümedi¤ine,
parlakl›¤›na, döküntü hücreleri olup olmad›¤›na
bak›yoruz. D›fl görünüflle birlikte bu parametrelerle
embriyonun kalitesini belirliyoruz. On y›l kadar önce
embriyolar› daha iyi de¤erlendirebilmek için sekiz
hücre olan embriyonun bir hücresini al›p genetik
yap›s›na bak›lmaya baflland› ve preimplantasyon
genetik tan› dedi¤imiz olay gerçeklefltirildi. Fakat bir
hücrede dokuz kromozona bak›labildi¤i için
preimplantasyon genetik tan›n›n mükemmel bir
seçim kriteri oldu¤u söylenemez.”
Embriyolar›n bekletilmesi
Op. Dr. Ebru Öztürk, embriyolar›n bekletilece¤i
laboratuvar koflullar›n›n çok iyi olmas› gerekti¤ini
vurguluyor: “Embriyolar›n transfer öncesi dördüncü,
beflinci güne kadar beklemesi önemlidir. Çünkü
yumurta insan vücudunun en büyük hücrelerinden
biridir. Keskin bir gözün görebilece¤i bir hücredir.
Hücrenin içindeki bilgiler depolanm›flt›r. Embriyonun
ilk üç gününde yaflamsal olarak ihtiyac› olan bütün
kodlar yumurtan›n içindedir. Yumurtan›n
döllendikten sonra ilk üç gündeki geliflimi
yumurtan›n kodlar›yla olan geliflimdir. Üçüncü günde
embriyo kendi kiflili¤ini kazan›r, yani spermle
birlefltikten sonra kendi kodlar›n› kullanmaya bafllar,
Dördüncü, beflinci gününde embriyonun kendi
özellikleri belli olur. Bu nedenle dördüncü, beflinci
günü görmenin büyük avantajlar› vard›r. E¤er çiftte
ciddi bir sperm problemi varsa üçüncü günden sonra
embriyolar›n geliflimi yavafllayabilir hatta durabilir.
Bunun için çok iyi laboratuvar koflullar› gerekiyor. Biz
klini¤imizde özellikle 35 yafl alt› hastalar›m›zda
dördüncü, beflinci gün transferini tercih ediyoruz.”
Transfer sonras› kalan
embriyolara ne yap›l›yor?
Kalan embriyolar› en iyi flekilde de¤erlendirmek
gerekiyor. Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, embriyo dondurma
ifllemini flöyle anlat›yor: “Embriyo dondurulmas›,
üreme t›bb›ndaki en önemli geliflmelerden biridir.
fiimdiye kadar bu konuda birçok geliflme oldu.
Günümüzde gelinmifl olan aflama, camlaflt›rma
dedi¤imiz h›zl› dondurmad›r (vitrifikasyon). Embriyo
de¤il de herhangi bir canl› hücreyi
dondurdu¤umuzda içinde buz kristalleri oluflur,
buzun hacmi ise kendisini oluflturan suyun
hacminden daha büyüktür. Teknolojik olarak
embriyolar dondurularak buz haline geçince hücre
duvar›n› patlatma riski vard›r, bu nedenle de
kristalleflmemesi gerekir.
Çok h›zl› bir flekilde eksi iki yüz derecelere yak›n
›s›lara birkaç saniye içinde geçilmesi o hücrenin
içyap›s›n›n aynen bir cam gibi kristalleflmeden
donmas›n› sa¤lar. Kristalleflmedi¤i için hücre duvar›
zarar görmez ve çözüldü¤ünde de ayn› yaflam
fonksiyonlar›n› sürdürecek flekilde devam eder.
Sadece kaliteli olan embriyolar›n dondurulmas›
esast›r. Klini¤imizde, transfer sonras› kalan kaliteli
embriyolar› h›zl› dondurma (vitrifikasyon) yöntemiyle
dondurmaktay›z.” Op. Dr. Ebru Öztürk, bu yöntemi
tercih etmelerinin nedenini anlat›yor: “Tüp bebek
tedavisi sonras› gebelik olmad›¤›nda dondurulmufl
embriyolar› kullanabiliyoruz. Bu tedavide birçok
aflama geçilmifl oluyor. Sadece bir hap kullanarak
rahim içinin haz›rlanmas› yeterli oluyor ve rahim içi
haz›r olduktan sonra embriyolar çözülerek do¤rudan
transfer ifllemine geçilebiliyor.
Dondurulup çözülen embriyolarda ya da
bebeklerde sa¤l›k konusunda dondurup çözmeye
ba¤l› bir sorun flimdiye kadar yaflanmam›flt›r.” ¦
[B‹LG‹]
GEBE KALMA
fiANSI
35 yafl›ndan genç bir
kad›n gebe kalmak
istiyorsa, erkekte hiçbir
sperm sorunu yoksa,
kad›nda hormonlar
normalse ve her ay
düzenli adet görüyorsa
düzenli bir iliflkiyle ilk
birkaç ayda gebe kalma
flans› yaklafl›k %25
civar›ndad›r. Bir y›l›n
sonunda bu çiftlerin
%80’i gebe kal›r. Gebe
kalamayan %20 ise
infertilite yani k›s›rl›k
sorunu olan grubu
oluflturur. Bu grup ikinci
y›l hiçbir tedavi
görmeden denemeye
devam etti¤inde her ay
gebe kalma flans› azal›r.
Üçüncü y›lda ise yüzde iki
ya da üçe iner. Böyle bir
durumda birinci y›l›n
sonundaki incelemelerde,
spermler normal ve
tüpler aç›k ise ilk
uygulanacak tedavi
yumurtlama izlemi ve
afl›lama olabilir. Afl›lama
tedavisiyle gebe kalma
flans› %20’ye ç›kar.
Tedavi tekrarland›¤›nda
ikinci denemede flans
%15’e iner, üçüncü
denemede ise flans
%10’a kadar düfler. Di¤er
bir deyiflle, tedavilerin
tekrar›nda baflar› oranlar›
yavafl yavafl azal›r. Ayn›
çiftte tüplerin t›kal›
olmas› veya sperm
sorunu nedeniyle tüp
bebek tedavisine
bafllan›rsa baflar› flanslar›
çok yüksek olur. ‹lk ve
ikinci denemede flans
%60 ya da %65 olur,
fakat baflar›s›z olunursa
sonraki denemelerde
flans yine düfler.
ASM VİTAL
43
42_44_ASM_TUPBEBEK3
8/5/09
11:59 AM
Page 3
Tüp Bebek Merkezi
[D‹YOR K‹:]
¦ Tüp bebek tedavisinin
de¤erlendirme kriterleri
nelerdir?
Kad›n Hastal›klar› ve
Do¤um Uzman›
Op. Dr. Ebru Öztürk
GENET‹K TANI
NE ZAMAN
YAPILIYOR?
“Anne veya babada ya
da ikisinde ciddi bir
genetik sorun varsa,
ailenin daha önce
genetik sorunu olan bir
çocuklar› olmuflsa o
genin bir sonraki çocu¤a
geçmesini engelleyecek
tarzda preimplantasyon
genetik tan›
yapabiliyoruz. Türkiye’de
en s›k görülen örne¤i
Akdeniz anemisi denilen
talassemidir. Anne ve
baba tafl›y›c› ise,
embriyolarda hastal›¤›n
iki genini alm›fl olanlar›
tan›mlay›p, onlar›n
yerine sa¤l›kl›
embriyolar› transfer
ederek bebe¤in Akdeniz
anemisi olmas›n›
engelleyebiliyoruz.
Bunun gibi tan›mlanm›fl
yüzlerce hastal›k var.
Genetik hastal›k
tafl›y›c›l›¤› d›fl›nda
tekrarlayan gebelik
kay›plar›, ileri anne yafl›,
genetik özürlü gebelik
öyküsü gibi
endikasyonlarla da
preimplantasyon
genetik tan›
yapabiliyoruz. “
44 ASM VİTAL
Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, tüp bebekte de¤erlendirme
kriterlerini flöyle anlatt›: “K›s›rl›k nedeniyle klini¤imize
gelen bir çiftte öncelikle iki ana konuyu
de¤erlendiririz. ‹lk olarak erkek faktörü
de¤erlendirilir ve bu basit bir sperm analizi ile yap›l›r.
Sperm analizinde üç
parametreye bak›l›r:
1. Mililitrede bulunan
sperm miktar›:
‹stedi¤imiz 20 milyonun
üstüne olmas›d›r.
2. Hareketlili¤i: Sperm
hareketlili¤inin %60’›n
üzerinde olmas› gerekir.
Bunun için h›zl› hareketli
olanlar önemlidir ve
bunlar›n da yüzde sekizin
üzerinde olmas›
gerekmektedir.
3. Normal flekiller:
Bunlarda de¤iflik kriterler vard›r. Ayr›nt›l› inceleme
yap›ld›¤›nda normal flekillerin bütün sperm
hücrelerinin en az yüzde sekiz ya da dokuzun
üzerinde olmas›n› isteriz. Kriterler de¤iflkendir,
laboratuvardan laboratuvara de¤iflebilir. Ayn›
zamanda sperm analizi çok de¤iflken bir test oldu¤u
için biz bu testin üç günlük cinsel perhizden sonra
yap›lmas›n› öneririz. Kötü bir sonuçta tekrar
edilmesinde yarar vard›r; zira tek bir sonuçla büyük
kararlar verilmemelidir. Kad›n faktörü ise ikiye
ayr›l›yor:
1. Anatomik sorunlar: Rahim filmi çekilir.
Rahim filmiyle, rahim içyap›s›n›n normal olup
olmad›¤›na bak›l›r, miyom, polip, yap›fl›kl›k
gibi bir sorun olmad›¤›ndan emin olunur. Bir
de tüplerin aç›k olup olmad›¤› de¤erlendirilir
ve tüplerdeki sorunlar irdelenir.
2. Yumurtlama veya hormonal sorunlar:
28 günde bir adet gören bir kad›n›n düzenli
yumurtlad›¤›n› varsayar›z ama adetin üçüncü
günü yap›lacak basit hormon testleri olan
FSH ve E2 dedi¤imiz testler yumurtal›klar›n
fonksiyonu aç›s›ndan bize önemli bilgiler
verir. Ultrasonografi ile yap›lacak
de¤erlendirme de çok önemlidir.
Rahmin anatomik olarak normal olup
olmad›¤›ndan emin oluruz. Yumurta kesesi say›s› da
bize hastan›n yumurtal›k rezervleri hakk›nda en
güvenilir bilgiyi verir.
[B‹LG‹]
METABOLOMIX YÖNTEM‹ NED‹R? YAfi FAKTÖRÜ ÖNEML‹ M‹D‹R?
Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, sa¤l›kl› embriyo seçiminde
uyulmas› gereken kriterleri flöyle anlat›yor: “Tüp bebek
tedavilerinde birçok embriyonun içinden en iyisini
seçmek çok önemlidir. Teknoloji yak›n zamana kadar bu
konuda bize fazla yard›mc› olmuyordu. Yapt›¤›m›z fley,
mikroskop alt›nda embriyolara bakmak ve en simetrik
flekilde bölünenleri transfer etmekti. En kalitelisini
sa¤l›kl› bir flekilde seçemedi¤imiz için birçok embriyo
transferi yap›yorduk. Üç embriyo transfer edildi¤inde
tekiz gebelik olas›l›¤› %60, ikiz gebelik olas›l›¤› %30,
üçüz gebelik olas›l›¤› da %10’dur. Bundan da
anlafl›laca¤› üzere üç embriyo transfer edildi¤inde
mutlaka üçüz bebek do¤aca¤› anlam›na gelmez. Ama
yine de risk vard›r. ABD’deki Yale Üniversitesi’nin de
katk›s›yla gelifltirilmifl olan ”Metabolomix” isimli
yöntemle art›k en sa¤l›kl› embriyoyu seçerek ço¤ul
gebeliklerin önüne geçebiliyoruz. Embriyolar,
kendilerini besleyen bir s›v›n›n içinde yaflamlar›n›
sürdürürler. ‹nsanlar gibi yer, içer ve daha sonra
ald›klar› maddeleri d›flar› atarlar. Bir insan›n sa¤l›k
sorununu belirlemek için nas›l idrar ve d›flk›s›n›
inceliyorsak, yeni gelifltirilen bu yöntemle art›k
embriyolar›n da at›klar›n› inceleyebiliyoruz. Bu
analizleri yaklafl›k yüzlerce at›¤› analize edebilen
“spektrofotometre” dedi¤imiz çok geliflmifl bir alet ile
de¤iflik dalga boylar› kullanarak gerçeklefltiriyoruz. Bu
yöntemle embriyonun profilinin ç›kartabiliyor ve buna
ba¤l› olarak görünüfle aldanmadan sa¤l›kl› olup
olmad›¤›n› belirleyebiliyoruz. Ve en sa¤l›kl› embriyoyu
transfer ederek ço¤ul gebeliklerin de önüne
geçebiliyoruz. Metabolomix tekni¤i flu an ABD’de
kullan›l›yor. Yak›nda Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nde de
kullan›lmaya bafllanacak. Prof. Dr. Ayd›n Ar›c› çocuk
sahibi olmak isteyenler için yafl faktörünün önemli
oldu¤unu söylüyor: “Yafl›n do¤urganl›k aç›s›ndan çok
büyük önemi vard›r. Her ne kadar erkeklerde sperm
üretimi ömür boyu devam etse de kad›nlar›n
yumurtalar› do¤duklar› andan itibaren kayba u¤rar ve
hiçbir zaman bunlara yenisi eklenmez. Bu nedenle yafl
ilerledikçe yumurta say›s› azalaca¤›ndan, olan
yumurtalar›n da kalitesi düflece¤inden bir kad›n›n
do¤urganl›¤› yafla ba¤l› olarak ciddi bir flekilde azal›r.
35 yafl alt›ndaki sa¤l›kl› bir çiftin kendili¤inden düzenli
bir iliflki ile ilk aylarda gebe kalma flans› %25 iken, bu
oran 40 yafl üzerinde yüzde befllerin alt›na
düflmektedir. Nitekim baflar› oran›ndaki bu de¤ifliklik
tüp bebek tedavi sonucunda da görülmektedir. Genç bir
çiftte baflar› flans› her zaman daha yüksektir.”
Op. Dr. Ebru Öztürk’ün di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
25_ILAN
8/3/09
2:14 PM
Page 4
46_47_ASM_TASUROLOJI
8/4/09
3:54 PM
Page 1
Üroloji
Tafl hastal›¤›nda uygulanan
tedavi yöntemleri
[D‹YOR K‹:]
Tafl hastal›¤›, insanl›k tarihi kadar eski ve dünyada çok yayg›n
görülen bir hastal›k. Tafl hastal›¤›n›n en s›k görüldü¤ü bölgelerin
bafl›nda ise Akdeniz ve Güneydo¤u Anadolu bölgeleri geliyor.
ASM Üroloji Uzman› Prof. Dr. Yalç›n ‹lker, tafl hastal›¤›n›n
belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anlatt›.
afl oluflmas›n›n belirtileri nelerdir?
‹drar yollar›nda, yani böbrek, üreter, idrar
kesesi ve üretra içinde oluflan veya bulunan
tafllara idrar yolu tafl› denir. Tafl hastal›¤› genellikle
böbreklerin oldu¤u yerde fliddetli a¤r›yla kendini
belli eder. Kimi hastalarda
korkunç a¤r›lar yaflan›rken, kimi
vakalarda a¤r› her zaman fliddetli
seyretmeyebilir. Ayr›ca idrarda
kanama, yanma, bulant› ve
kusma da tafl hastal›¤›
belirtilerindendir.
G Tafl oluflmas›n›n nedenleri
nelerdir?
Böbrekte tafllar›n oluflumu
birçok faktörün biraraya
gelmesiyle ortaya ç›kar. Yedi¤imiz
g›da, içti¤imiz su miktar›,
bulundu¤umuz ortam›n ›s›s›,
günlük fiziksel aktivitemiz ve
genetik faktörler tafl oluflumu
üzerine etkilidir. Bütün bu
faktörlerin sonucu e¤er idrar içindeki tafl
oluflturabilecek maddelerin yo¤unlu¤u belirli bir
kritik düzeyi geçerse idrarda önce kristaller sonra da
bunlar›n birleflmesi ile idrar yolu tafllar› oluflur.
Akdeniz ülkelerinde hem genetik faktörler, hem
diyet hem de s›cakl›k nedeniyle idrar yolu tafllar› s›k
görülür.
T
Üroloji Uzman›
Prof. Dr. N. Yalç›n ‹lker
BESLENME
ALIfiKANLI⁄INIZI
DE⁄‹fiT‹R‹N
“Tafl hastal›¤›na yol açan en
önemli faktörlerden birisinin,
g›da tüketimi oldu¤u
biliniyor. Oluflan tafl›n cinsine
göre afl›r› protein al›m›, tuzlu
g›dalar, yüksek oksalatl›
g›dalar risk faktörü
oluflturabilmekte. En önemli
etkenlerden biri de az su
tüketilmesidir. Tafl hastas›
olsun olmas›n, herkesin
günde en az 10-12 bardak su
içmesi gerekir. ‹drar›n aç›k
renkli olmas› sa¤l›k
belirtisidir. Tafl hastal›¤›nda
diyet uzmanlar›n›n rolü
önem tafl›yor. Günümüzde,
tedavide baflar›y› art›rmak
için diyet uzmanlar›n›n
de¤erlendirmelerinden
yararlan›l›yor. Tafl
hastal›¤›n›n izlemi ve yeni
tafllar›n oluflumunun
engellenmesi için beslenme
al›flkanl›klar›n›n düzenlemesi
gerekebiliyor.”
46 ASM VİTAL
[D‹PNOT]
ERKEN TANI ÖNEM TAfiIYOR
Böbrek tafllar› t›kan›kl›k ve iltihaplanmaya yol
açarak böbrek hasar›na ve kayb›na yol açabilir.
Bu nedenle erken tan› ve uygun tedavi çok
önemlidir.
G Tedavi yöntemleri nelerdir?
Görüntüleme tekniklerinin, özellikle de
ultrasonografi ve tomografinin yard›m›yla tafl›n yeri
büyüklü¤ü ve flekli çok net belirlenir. Bu bilgilere
göre de nas›l bir tedavi yöntemi uygulanaca¤›na
karar verilir. Alt› mm’den
küçük tafllar söz konusu
oldu¤unda, böbrek
t›kan›kl›¤›, ya da ciddi bir
enfeksiyona yol açm›yorsa,
genellikle hiçbir tedavi
yap›lmaz. Alt› mm’den küçük
tafllar s›kl›kla kendili¤inden
düflebilirler. Bol su içerek ve
a¤r› kesici kullanarak süreç
izlenir, tafllar›n düflmesi
beklenir. Alt› mm’den büyük
tafllar›n kendili¤inden
düflme olas›l›¤› olmad›¤› için
muhakkak müdahale
gerektirir. Herhangi bir
t›kan›kl›k ya da a¤r›ya yol
açmasa bile böbreklere verebilecekleri zarar
nedeniyle ciddi ve potansiyel bir risktir.
“Tafl›n cinsini analiz edip
tan›mlad›ktan sonra, her
tafl›n özelli¤ine göre
gelece¤e yönelik
korunma aç›s›ndan ayr›
t›bbi tedaviler
uygulanmas› gerekir.”
Prof. Dr. N. Yalç›n ‹lker’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
46_47_ASM_TASUROLOJI
8/4/09
3:55 PM
Page 2
[B‹LG‹]
EN UYGUN
TEDAV‹
YÖNTEMLER‹
Tafl hastal›¤›nda
tedaviler çok farkl›l›k
gösterir. Kimi hastalara
hiçbir müdahale
yap›lmazken, kimi
hastalara acil olarak
cerrahi tedavi
uygulanabilir.
Tafl›n yerine ve
büyüklü¤üne göre en
uygun tedavi
yöntemleri:
G fiok dalgalar›yla böbrek tafl› k›rma yöntemi nedir?
G Sistoskopi nas›l uygulan›r?
Böbrekteki iki cm’ den küçük tafllar›n
tedavisinde, d›flar›dan flok dalgalar›yla tafllar›n
k›r›lmas› tercih edilir. Bu yöntem anestezi
gerektirmez, hastaya giriflimsel bir müdahale de
yap›lmaz, pratik ve az a¤r›l› bir yöntemdir. Tafl
hastal›¤›n›n yaklafl›k %75’i bu flekilde sorunsuzca
tedavi edilebilir. fiok dalgalar›yla tafl k›rmada, hasta
özel bir sedyeye yatar, d›flar›dan içi su dolu bir
yast›kç›k kendisine de¤er. D›flar›daki bir jeneratörde
üretilen flok dalgalar› tafl›n böbre¤in içinde
bulundu¤u yerde odaklanarak k›r›lmas›n› sa¤lar.
K›r›lan tafllar, alt› mm’den küçük hale gelirler ve
yavafl yavafl vücuttan idrarla at›l›rlar.
G Perkütan tafl cerrahisi nas›l gerçeklefltirilir?
‹ki cm’den büyük tafllar flok dalgalar›yla
k›r›lamazlar. O zaman ameliyat yöntemleri gündeme
gelir. Böbrek söz konusu oldu¤unda perkütan
nefrolitotomi uygulan›r. Böbre¤e ciltten küçük bir
delikten endoskopik alet ile girilir, tafllara ulafl›l›r ve
bu tafllar k›r›larak d›flar›ya al›n›r. Bu yöntem anestezi
alt›nda yap›lan bir cerrahi müdahele olmas›na
ra¤men, eski aç›k ameliyatlara göre hastan›n iyileflme
süresi ve süreci aç›s›ndan oldukça avantajl›d›r.
G Üretereskopi ne zaman uygulan›r?
Böbrek ile idrar kesesini ba¤layan ince boruya
üreter denir. Üreterin içindeki tafllarda veya tafl idrar
kesesine yak›nsa ilk seçenek olarak üretereskopi
uygulan›r. Ancak tafl üreterin böbre¤e yak›n
taraf›nda ise d›flar›dan flok dalgalar› yöntemi ilk
tercih olarak denenir. Üretereskopide, önce idrar
yap›lan delikten içeri idrar kesesine girilir, arkas›ndan
böbre¤e ulaflan kanal›n içindeki tafla ulafl›l›r. Tafl
bulundu¤u yerde lazerle minik parçalara ayr›l›p
temizlenir. Üretereskopi de anestezi alt›nda
ameliyathanede yap›lan bir cerrahi müdahaledir.
E¤er tafl idrar kesesinin içindeyse tek yöntem
sistoskopidir. Bu yöntemde de üretereskopide
oldu¤u gibi idrar yap›lan delikten idrar kesesine
girilir, ancak daha k›sa bir alet kullan›l›r. Çünkü idrar
kesesine girmek üretere girmekten daha kolayd›r.
‹drar kesesi içindeki tafllar lazerle k›r›larak tedavi
tamamlan›r.
G Tafl analizi nas›l yap›l›r?
Tafl hastal›¤›n›n en büyük özelli¤i ya da tehlikesi,
tafl temizlendikten sonra nüks etmesini önleyici
tedbirler al›nmad›¤› takdirde %50 oran›nda tekrar
etme olas›l›¤›n›n olmas›d›r.
Tafl›n cinsini analiz edip tan›mlad›ktan sonra, her
tafl›n özelli¤ine göre gelece¤e yönelik korunma
aç›s›ndan ayr› t›bbi tedaviler uygulanmas› gerekir.
Örnek olarak, ürik asit tafl›yla karfl›lafl›ld›¤›nda,
protein fazlas› bu tip tafl oluflumuna neden
oldu¤undan hastan›n protein al›m› k›s›tlan›r ve
verilen ilaçlar ile idrar alkali hale getirilir.
“Alt› mm’den büyük
tafllar›n tedavisi mutlaka
müdahale gerektirir.
Herhangi bir t›kan›kl›k ya
da a¤r›ya yol açmasa bile
böbreklere verdikleri
zarar nedeniyle ciddi ve
potansiyel bir risktir.”
D›flar›dan flok dalgalar›
ile tafl k›rma tedavisi:
‹ki cm'den küçük böbrek
tafllar›na, Üreter üst
bölüm tafllar›na
uygulan›r. Tedavi
s›ras›nda hasta
uyan›kt›r. Seanslar
halinde yap›l›r.
Perkütan nefrolitotomi
(kapal› endoskopik
ameliyat): ‹ki cm'den
büyük böbrek tafllar›na
uygulan›r ve yöntem
genel anestezi
gerektirir.
Üreteroskopi (kapal›
endoskopik ameliyat):
Üreter orta-alt kesim
tafllar›na uygulan›r ve
yöntem genel anestezi
gerektirir.
Sistoskopik cerrahi
(kapal› endoskopik
ameliyat): ‹drar kesesi
ve üretra tafllar›na
uygulanmaktad›r.
ASM VİTAL
47
48_49_ASM_HEMSIRE_2
8/4/09
3:56 PM
Page 1
Hemflirelik
ASM’de hastalar› yak›ndan ilgilendiren bir uygulama
Lider Hemflirelik
Hasta, hasta yak›n› ve sa¤l›k ekibi aras›ndaki koordinasyonun sa¤lanmas› ve daha
kaliteli sa¤l›k hizmeti verebilmek için ASM’de Lider Hemflirelik ve Vaka Yöneticili¤i
uygulamalar› yap›l›yor.
[D‹YOR K‹:]
Birsen Civil
Hasta Bak›m ve Hemflirelik
Hizmetleri Direktör Yard›mc›s›
L‹DER
HEMfi‹RELER
SAYES‹NDE
VER‹M ARTIYOR
“E¤itim, geliflim ve
yönetim alanlar›nda
çeflitli görevleri bulunan
lider hemflirelerin; etik
de¤erlere sahip olma,
risk alma, kendini
tan›ma, de¤iflim
yaratabilme, güçlü
iletiflim becerileri, zor
durumlar›n üstesinden
gelebilme gibi özelliklere
sahip olmalar› oldukça
önemlidir. ‹yi bir lider
hemflireden, hasta
bak›m›n›n
koordinasyonunu
sa¤lamas›, bak›m
kalitesini art›rmak üzere
kendisini ve
çevresindekileri e¤itmesi
ve gelifltirmesi beklenir.”
48 ASM VİTAL
ünümüzde sa¤l›k sistemi içerisinde hemflire
vazgeçilmez bir unsur olarak yer al›yor.
Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nde (ASM) de
yönetici, sorumlu ve rehber hemflireler bak›m›n
koordine edilmesi ve süreklili¤inin sa¤lanmas›
süreçlerinde aktif olarak rol al›yorlar. Hasta ve
sa¤l›kl› bireylerin sa¤l›k bak›m gereksinimlerini
karfl›layan bir meslek olarak hemflirelik klinik
süreçlere paralel flekilde h›zla de¤iflip gelifliyor.
Hemflirelik mesle¤ini, dünyan›n de¤iflimine paralel
olarak yenilikçi bir yaklafl›m içerisinde bir üst
basama¤a tafl›mak büyük önem tafl›yor. Bu süreçleri
kararl› ve emin ad›mlarla ilerleyebilmek için ise
liderlik özelliklerine sahip hemflirelere ihtiyaç
duyuluyor.
Hasta bak›m süreçlerinden daha iyi sonuçlar
elde etmenin yollar›n› araflt›ran çal›flmalar, sa¤l›k
hizmetlerinin kalitesinin yükseltmek için lider
hemflireler gerekti¤ini ortaya koyuyor. Bütün
hizmetlerde oldu¤u gibi, hemflirelik hizmetlerinde
G
de kurumlar› amaçlar›na ulaflt›ran, verilen hizmetin
maddi ve manevi kaynaklar›n› harekete geçirenlerin
liderler oldu¤u söylenebilir.
Kurum ne kadar geliflmifl araç ve gerece,
nitelikli çal›flanlara sahip olsa da, bunlar etkili bir
biçimde yönlendirilmedikçe beklenen sonuçlar›n
elde edilemeyece¤i bilinen bir gerçek. Etkili
yönlendirme ise liderli¤i gerektiryor.
Lider hemflirelerin
sorumluluklar›
Lider hemflireler, sa¤l›k bak›m hizmeti verilirken
nelere de¤er verildi¤ini belirlemek, vizyon
oluflturmak ve bu vizyonu kurum içinderisinde
benimsetmek ve faaliyet haline getirmekten
sorumludurlar.
‹yi bir lider hemflireden hasta bak›m›n›n
koordinasyonunu sa¤lamas›, sa¤l›k bak›m kalitesini
art›rmak üzere kendisi ve çevresindekileri sürekli
e¤itmesi ve gelifltirmesi beklenir.
48_49_ASM_HEMSIRE_2
8/4/09
3:57 PM
Page 2
[D‹YOR K‹:]
Ayflegül ‹nce
Yönetici Hemflire (Onkoloji)
VAKA
YÖNET‹M‹NDE
UZMANLAfiMA,
B‹LG‹ VE
DENEY‹M fiART
Lider hemflirelerin özellikleri
E¤itim, geliflim ve yönetim alanlar›nda çok çeflitli
görevleri bulunan lider hemflirelerin; etik de¤erlere
ve güçlü iletiflim becerilerine sahip olma, risk alma,
kendini tan›ma, de¤iflim yaratabilme ve de¤iflimi
yönetebilme, zor durumlar›n üstesinden gelebilme
gibi özelliklere sahip olmalar› oldukça önemlidir.
ASM’ye özel
Liderlik Geliflim Akademisi
Anadolu Sa¤l›k Merkezi yönetici hemflireleri,
Johns Hopkins Medicine iflbirli¤i ile kurumun ihtiyaç
ve beklentilerini karfl›layacak bir liderlik e¤itim
program› gelifltirdiler. ‹nteraktif yöntemlerin
kullan›ld›¤› ve Liderli¤i Keflfetme, Liderlik Modelleri,
De¤iflimi Yönetme, ‹fl ve Özel Yaflam Dengesi, Geri
Bildirim Verme, Zor Konuflmalarla Bafletme
Stratejileri, Anlaflmazl›klar›n Çözümü gibi birçok
konu bafll›¤›n›n yer ald›¤› ve yaz süresince farkl›
e¤itim konular›yla devam edecek olan “Liderlik
Geliflim Akademisi”ne yaln›zca sorumlu ve yönetici
hemflireler de¤il, klinik alanlarda hasta bak›m› ve
e¤itim süreçlerinde aktif rol alan rehber hemflireler
de kat›ld›. Her bir liderin kendini tan›mas›, kendini
gelifltirece¤i yönleri fark etmesi ise program›n en
önemli yararlar›ndan biri oluyor. Gelifltirilen
programla amaç, Johns Hopkins iflbirli¤inde
“Hemflirelikte liderlik”e öncülük etmek, bilgi birikimi
ve deneyimleri di¤er hemflirelere aktarmak, sa¤l›k
bak›m kalitesini iyilefltirmek için her ad›m›
sorgulayan, iyilefltiren, bire bir sorumluluk alan
gelece¤in lider hemflirelerini yetifltirmektir.
Günümüzde önemi her geçen gün daha iyi anlafl›lan
liderlik kavram› hemflirelik mesle¤inde de daha iyiyi
arama ve en iyiye ulaflma yolunda tüm
hemflirelere ›fl›k tutuyor.
“Bugüne kadar
uygulamaya çal›flt›¤›m›z
vaka yönetimi modelini;
onkoloji, kalp sa¤l›¤› ve
diyabet alanlar›nda vaka
yöneticisi hemflireler
görevlendirerek daha
kurall› ve planl› bir yap›ya
dönüfltürdük. Vaka
yöneticilerini
görevlendirirken; kendi
alanlar›nda ve hemflirelikte
deneyimli, hizmet verece¤i
hasta grubu ve çal›flaca¤›
ekibi tan›yor olmalar›na
özellikle dikkat ettik.”
[D‹YOR K‹:]
HASTA EN DO⁄RU fiEK‹LDE
B‹LG‹LEND‹R‹L‹YOR
Devrim Eren Tekin
Hasta Bak›m ve Hemflirelik
Hizmetleri Direktör
Yard›mc›s›
“Cerrahi, onkoloji, dahiliye gibi bölümlerin de dahil
oldu¤u büyük ekiplerin birlikte görev yapt›¤›
durumlarda, organizasyon önemli hale geliyor. Vaka
yönetimi modeli ile hastan›n tedavi sürecinde
herhangi bir ayr›nt›n›n atlanmas› engelleniyor. Vaka
yöneticilerinin, hasta ile ilgili durumlarda ekibin tüm
üyeleri aras›ndaki iletiflimi ve koordinasyonu sa¤lamak
gibi bir görevi var. Ayr›ca, hastan›n hastal›¤› ve
tedavisi hakk›nda en do¤ru bilgiyi almas›n› sa¤lamak
da vaka yöneticisinin sorumluluklar› aras›ndad›r.
Sonuç olarak amac›m›z; hasta ve hasta yak›n› için
hastal›k sürecinin yönetimini daha da
kolaylaflt›rmakt›r.”
ASM VİTAL
49
50_51_ASM_ORTOPEDI
8/4/09
3:58 PM
Page 1
Ortopedi
Eklem protezi ameliyatlar›, hastalara
Hareketli ve a¤r›s›z
bir hayat sa¤l›yor
[D‹YOR K‹:]
Ortopedi ve
Travmatoloji Uzman›
Doç. Dr. Semih Takka
HASTA GÜNLÜK
HAYATINA
KOLAYCA
DÖNEB‹L‹R
“T›p biliminde
teknolojinin
geliflmesinden en çok
yararlanan alanlardan
birisi de eklem protezleri
ameliyatlar› olmufltur.
Eklem protezi
ameliyatlar›n›n
yap›lamad›¤› y›llarda
fliddetli a¤r› ve hareket
k›s›tl›l›¤› nedeniyle
hastalar›n hareket
özgürlükleri ileri
derecede s›n›rlan›rd›.
Günümüzde ise baflar›l›
bir kalça veya diz protezi
ameliyat› geçiren hasta
yaflam›n› tamamen
a¤r›s›z ve baz› sportif
aktiviteler dahil hemen
hemen tüm ifllerini
rahatl›kla yapabilecek bir
flekilde sürdürülebilir.”
50 ASM VİTAL
Eklem protezi ameliyatlar›, eklem kireçlenmesi veya benzeri
sorunlar nedeniyle, afl›n›p ifl göremez hale gelen eklemlerin tekrar
hareketlilik ve a¤r›s›z fonksiyon kazanmas›n› sa¤l›yor. En baflar›l›
sonuçlar diz ve kalça bölgelerinden al›n›yor. Bununla birlikte;
omuz, dirsek, el parmaklar›, ayak ve el bile¤i protezi uygulamalar›
da her geçen gün daha da gelifliyor.
rotez cerrahisi, günümüzde, ortopedinin en
yüz güldürücü ve en s›k yap›lan
ameliyatlar›ndan olmufltur. Son bir y›l içinde
ABD’de yaklafl›k 900bin kalça ve diz protezi ameliyat›
yap›lmaktad›r. Bu say›lar 1990’l› y›llar ile
karfl›laflt›r›ld›¤›nda günümüzde iki kat art›fl oldu¤unu
gösteriyor. Ülkemizde ise sa¤l›kl› veriler olmamakla
birlikte y›lda toplam 25bin ile 30bin aras› kalça ve diz
protezi ameliyat› yap›ld›¤› biliniyor. Anadolu Sa¤l›k
Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzman› Doç. Dr.
Semih Takka, eklem protezi ameliyatlar›yla ilgili merak
edilen sorular› yan›tlad›.
P
fiekil 1 . Normal diz eklemi
Total eklem protezi
ameliyat› nedir?
Total eklem protezi, eklem yüzeyleri ileri
derecede afl›nm›fl hasarl› bir eklemin yapay bir
eklemle de¤ifltirilmesi ameliyat›d›r. Bu ameliyatlar
günümüzde baflar›l› bir flekilde kolayca
uygulanmaktad›r. Afl›nm›fl eklem yüzeyleri, hem kalça
hem de diz protezinde metal ana parça ile kaplan›r.
Ara parçalar ise diz protezinde polietilenden, kalça
protezinde ise polietilen, seramik veya metalden
yap›lm›flt›r.
fiekil 2: K›k›rdaklar› tahrip olmufl, kemik ç›k›nt›lar
oluflmufl, kireçlenmifl diz eklemi
Doç. Dr. Semih Takka’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
50_51_ASM_ORTOPEDI
8/4/09
3:58 PM
Page 2
Kimler için uygundur?
‹stirahat, ilaç kullan›m›, fizik tedavi yöntemleri,
baston kullan›m› ve eklem içi enjeksiyonlar gibi tedavi
yöntemleri uygulanm›fl olmas›na ra¤men, diz veya
kalça a¤r›lar› kontrol edilemeyen; yürüme, merdiven
ç›kma gibi günlük yaflam aktiviteleri ileri derecede
k›s›tlanm›fl ve eklem k›k›rda¤›nda ileri derecede
harabiyet olan hastalarda total diz veya total kalça
protezi ameliyatlar› yap›l›r. Hastan›n 60 yafl›n üzerinde
olmas› tercih edilir, ancak gerekli oldu¤u durumlarda,
(örn: romatoid artrid, aseptik nekroz) daha genç
hastalarda da uygulanabilir.
Tedavi süreci ne kadard›r?
Hasta ameliyattan bir gün önce geceyi hastanede
geçirir, gerekli tetkikleri yap›l›r. Klinik tablosu
hekimlerce de¤erlendirilir, ameliyat haz›rl›klar› yap›l›r.
Total kalça protezi genel veya epidural (belden
uyuflturma) anestezi ile, total diz protezi ise genel
epidural veya sadece baca¤›n uyuflturuldu¤u blok
anestezi ile yap›labilir. Ameliyat yaklafl›k iki saat sürer.
Ameliyat sonras› a¤r› kontrolü için s›kl›kla epidural
veya damar yoluyla ilaç veren a¤r› pompalar› kullan›l›r.
Ameliyat s›ras›nda ve sonras›nda kaybedilen kan için
damar yoluyla kan verilebilir. Ameliyattan sonraki
günde hasta aya¤a kald›r›l›r ve bir yürüteç veya koltuk
de¤nekleri ile yürütülmeye bafllan›r. Oda ve koridor
içinde rahat yürüyebilir hale gelince hasta taburcu
edilebilir. Bu süre hastadan hastaya farkl›l›k
göstermekle birlikte 3 ile 7 güne aras›nda de¤iflebilir.
Total diz veya kalça protezi
sonras› beklentiler nelerdir?
Bu ameliyatlar sonras› hastalarda kalça veya diz
a¤r›lar›n›n tamam›na yak›n› geçer. Her hasta için farkl›
olmakla birlikte genelde hasta, 6-8 hafta sonra
ba¤›ms›z olarak soka¤a ç›k›labilir. Yürüme, merdiven
inip ç›kma gibi günlük aktiviteler tamamen normal
olarak yap›labilir; araba kullanabilir; yüzme, yürüyüfl
gibi sporlar yapabilir; egzersiz bisikleti kullanabilir.
Total eklem protezlerinin
bir ömrü var m›d›r?
Total diz veya total kalça protezini oluflturan
parçalar, hareket s›ras›nda ortaya ç›kan sürtünmeye
ba¤l› olarak zaman içinde afl›n›r. Afl›nma ile ortaya
ç›kan ve gözle görülemeyecek kadar küçük metal ve
plastik parçalar›na karfl› vücudun cevab› ile protezler
tutundu¤u kemikten ayr›l›p gevfleyebilir. Uygun cerrahi
teknik ve modern protez tasar›mlar› kullan›larak
yap›lan diz protezlerinin ömrü günümüzde 20 y›la
kadar uzam›flt›r. Gevfleyen protezler, ikinci bir ameliyat
ile ç›kart›l›p bölgeye yeniden protez yerlefltirilebilir.
Hangi komplikasyonlar
görülebilir?
Total diz ve kalça protezi ameliyat›ndan sonra
görülen ciddi komplikasyonlar çok düflük oranda
ortaya ç›kar. En s›k görülen sorun, bacaktaki kan
ak›m›n›n yavafllamas›na ba¤l› olarak toplardamarlarda
p›ht› oluflmas›d›r (derin ven trombozu). Bunu önlemek
için cerrahiden sonra kan› suland›racak ilaçlarla
koruyucu tedavi uygulan›r. Bu tedavi, gerekti¤inde 20
güne kadar uzat›labilir. Ameliyat sonras›nda erken
dönemde antiembolik botlar ve varis çoraplar›
kullanmak, diz hareketi egzersizleri ile yürüyüfllere
bafllamak ve hareketsiz kalmaktan kaç›nmak bu riski
azaltacakt›r. Total diz veya kalça protezinden sonra,
enfeksiyon yani protezin iltihaplanmas› %0.1 ile %2
aras›nda görülür. Vücudun baflka bir yerinde (ör: idrar
yolunda, difllerde) enfeksiyon olmas›, fleker hastal›¤›
veya baflka kronik hastal›klar›n varl›¤› bu riski
artt›rabilir. Ameliyat öncesinde vücudun baflka bir
yerinde olabilecek enfeksiyonlar›n tedavisi gereklidir.
Ameliyat s›ras›nda koruyucu antibiyotik tedavisi yap›l›r
ve cerrahi s›ras›nda özel önlemler al›narak enfeksiyon
riski azalt›l›r. Ameliyat sonras› özellikle ilk alt› hafta
boyunca belirli hareketlerden kaç›n›lmas› çok
önemlidir. Cerrahi teknikler ve protez tasar›m›ndaki
geliflmeler ile birlikte ç›k›k oranlar› eski y›llara oranla
azalm›flt›r.
Enfeksiyondan korunmak
için ne yap›lmal›d›r?
Kireçlenmifl diz eklemi
Diz protez ameliyat›
sonras› görüntüsü
[B‹LG‹]
TOPLUMA
ETK‹N
B‹LG‹LEND‹RME
YAPILMALI
Doç. Dr. Semih Takka,
Anadolu Sa¤l›k
Merkezi’nin teknolojik
altyap›s›yla, donan›ml›
ameliyathaneleriyle,
geliflmifl yo¤un bak›m
üniteleriyle, fiziksel
koflullar› ideal hasta
servisleriyle ve protez
cerrahisi konusunda
deneyimli cerrahi
ekibiyle, her türlü
protez cerrahisinin
güvenle yap›labildi¤i en
geliflmifl merkezlerden
biri oldu¤unu
vurguluyor ve flöyle
devam ediyor:
“Ülkemizde
hastalar›m›z›n eklem
protez ameliyatlar›ndan
daha fazla
yararlanabilmesi için
öncelikle bu konuda
toplum
bilinçlendirilmesine
önem verilmeli ve
uygun fiziksel koflullara
sahip hastanelerde
tecrübeli hekimlerce
yap›lan protez
ameliyatlar›n›n son
derece baflar›l› ve yüz
güldürücü bir cerrahi
oldu¤u anlat›lmal›d›r.”
Düflük de olsa, kana kar›flan bakterilerin diz
protezine ulaflarak oraya yerleflmesi ve enfeksiyon
oluflturmas› riski vard›r. Protez ameliyat›ndan sonraki
ilk iki y›l içinde d›fl veya idrar yollar› ile ilgili cerrahi bir
ifllem geçirecekseniz, mutlaka öncesinde antibiyotik
kullanman›z gerekir. Özellikle difl çekimi, tafl temizli¤i
ve kanal tedavisi gibi ifllemlerden bir saat önce uygun
bir antibiyotik ile enfeksiyondan korunmak önemlidir.
Antibiyoti¤in dozu ve süresi için ortopedi hekiminize
dan›flman›z uygun olacakt›r. Ameliyat sonras›nda da
hasta, sa¤l›¤› için ortopedi hekimi ile iletiflim halinde
olmal›d›r.
ASM VİTAL
51
52_53_ASM_PUVA
8/4/09
3:59 PM
Page 1
Deri Hastal›klar›
Deri hastal›klar›n›n tedavisinde
Fototerapi
ASM Deri Hastal›klar› Uzman› Dr. Sadiye Kufl, deri hastal›klar›n›n tedavisinde kullan›lan
fototerapi hakk›nda bilgi verdi.
[D‹YOR K‹:]
Deri Hastal›klar› Uzman›
Dr. Sadiye Kufl
ULTRAVIYOLE
DER‹Y‹ NASIL
ETK‹LER?
Ultraviyole ›fl›nlar› deriye
ulaflt›¤›nda büyük bir k›sm›
deri taraf›ndan absorbe
edilirken (emilirken) bir
k›sm› da saç›lmayla deriden
uzaklafl›r. Fotobiyolojik
yan›ttan, yani UV’nin deri
üzerinde gösterdi¤i etkiden
derideki fotokromofor ad›
verilen moleküller
taraf›ndan emilen UV ›fl›nlar›
sorumludur. UVA
›fl›nlar›ndan daha k›sa dalga
boyuna sahip olan UVB
›fl›nlar›n›n büyük bir k›sm›
derinin en üst tabakas› olan
epidermis taraf›ndan
absorbe olur. UVA ›fl›nlar›n›n
ise bir k›sm› saç›lmayla
deriden uzaklafl›rken bir
k›sm› ise alt tabaka olan
dermisin derinliklerine
kadar ilerler. (fiekil 1)
52 ASM VİTAL
ototerapi ile sedef ve egzama baflta olmak
üzere birçok deri hastal›¤›n›n tedavisinde
baflar›l› sonuçlar elde ediliyor. Anadolu Sa¤l›k
Merkezi’nden Deri Hastal›klar› Uzman› Dr. Sadiye Kufl,
tedavi yöntemleri hakk›nda bilgi verdi.
G Fototerapi nedir?
Fototerapi, elektromanyetik spektrumun nonionize k›sm›n› oluflturan ultraviyole (UV) ›fl›nlar›n›n
çeflitli deri hastal›klar›n›n tedavisinde kullan›lmas›na
verilen isimdir. Ancak do¤al günefl ›fl›nlar› tüm y›l
boyunca mevsimsel farkl›l›klar ve meteorolojik
koflullara ba¤l› olarak karas›z bir flekilde dünyaya
ulaflt›¤›ndan güvenilir bir kaynak de¤ildir. Bu nedenle
günümüzde bu ›fl›nlar› üretecek artifisyel kaynaklar
yani fototerapi cihazlar› kullan›lmaktad›r. Tarihsel
olarak bak›ld›¤›nda eski medeniyetlerin birço¤unda
tedavi edici gücü olan bir günefl Tanr›s›’na tap›ld›¤›
görülür. Binlerce y›l önce eski M›s›r ve Hindistan’da
do¤al günefl ›fl›nlar›n›n çeflitli deri hastal›klar›n›n
tedavisinde kullan›ld›¤› bilinmektedir. Ultraviyolenin
standardize bir tedavi yöntemi olarak ilk kullan›m› ise
1920’lerde, ultraviyole ›fl›¤› yan›nda katran içeren bir
kremin uyguland›¤› kombine tedavi yöntemi ile
olmufltur. Goeckerman rejimi ad› verilen bu yöntem
1970’lere kadar sedef ve egzama tedavisinde
standart bir tedavi protokolü olarak kullan›lm›flt›r.
F
Ultraviyole ›fl›n›
Yans›ma
Yans›ma
Epidermis
Epidermisten
emilim
(Derinin üst tabakas›)
Dermis
(Derinin alt tabakas›)
Dermisten
emilim
fiekil 1: Günefl ›fl›nlar›n›n deri üzerindeki etkisi
1970’lerden itibaren ise modern fototerapide
kullan›lan Ultraviyole A (UVA) ve Ultraviyole B (UVB)
›fl›nlar›n› sa¤layan cihazlar›n üretilmesiyle ultraviyole
›fl›nlar› ile deri hastal›klar›n›n tedavisinde yeni bir 盤›r
aç›lm›flt›r. UVB ›fl›nlar›n›n hafif bir pembelik yaratacak
dozda sedef hastalar›na uyguland›¤›nda sedefin daha
hafif formlar›n› tedavi edebildi¤i görülmüfltür. Bunun
ard›ndan 1980’lerde dar band UVB ›fl›n› sa¤layan
fluoresan lambalar›n üretilmesiyle sedefin daha etkili
ve güvenli bir flekilde tedavi edilebildi¤i ortaya
ç›km›flt›r.
G Ultraviyole nedir?
Ultraviyole (UV) ›fl›nlar› güneflten kaynaklanan ve
görünen ›fl›ktan daha k›sa dalga boyuna sahip olan
dalga boylar›d›r. Ultraviyole olarak adland›r›lmas›n›n
nedeni ise görünen ›fl›n›n “viyole” (mor) ucundan
itibaren bafllamas›ndan kaynaklan›r. UVB ›fl›nlar› 290320 nm (nanometre), UVA ›fl›nlar› ise 320-400 nm
dalga boyu aral›¤›ndad›r. Her ikisi de deri
hastal›klar›n›n tedavisinde kullan›lmaktad›r. (fiekil 2)
G Fototerapi nas›l uygulan›r? UVB tedavisi ve
Puva’n›n farklar› nelerdir?
Deri hastal›¤›n›n türüne ve hastan›n önceki
tedavilere yan›t›na ba¤l› olarak tedavi genifl band UVB
(290-320 nm), dar band UVB (311 nm) ya da UVA
(320-400 nm) ›fl›nlar›n›n kullan›lmas›yla uygulan›yor.
Biyolojik olarak en aktif dalga boyu aral›¤› UVB’dir.
UVB tedavisinde amaç bir yandan tedaviye yan›t›
art›rmak di¤er taraftan ultraviyolenin k›sa ve uzun
dönemde görülebilecek yan etkilerinden hastay›
korumakt›r. Yeni gelifltirilen bir teknoloji olan dar
band UVB’nin kullan›m› ile bunu amaçlamaktay›z.
Yap›lan araflt›rmalarda UVB dalga boyu aral›¤›nda,
tedavi edici etkinin en yo¤un olarak (311) dalga
boylar›nda oldu¤u saptanm›flt›r. Bu nedenle hasta
di¤er dalga boylar›na gereksiz flekilde maruz
kalmadan sadece dar bir bantta ›fl›n vermek üzere
üretilmifl cihazlar›n kullan›m›yla bir yandan etki
art›r›l›rken di¤er yandan yan etkiler minimize
edilmektedir. Klini¤imizde de UVB yöntemi olarak dar
band UVB teknolojisi tercih edilmektedir. UVA
›fl›nlar›n›n tedavi edici etkisinin artmas› için deri
Uzm. Dr. Sadiye Kufl’un di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
52_53_ASM_PUVA
Gama
Ifl›nlar›
8/4/09
X
Ifl›nlar›
Vakum
UV
10
200
3:59 PM
Ultraviyole
UVC
UVB
290
Page 2
Görünen
Ifl›k
UVA
320
K›z›lötesi
Radyo
Dalgalar›
Görünen Ifl›k
400
760
Dalga Boylar› (Nanometre)
fiekil 2: Bafll›ca dalga boyu alanlar›na göre ayr›lm›fl
elektromanyetik spektrum
hücrelerinin ›fl›¤a duyarl›l›¤›n› ar›t›r›c› bir madde ile
beraber (psoralen) kullan›lmas› gerekmektedir.
Psoralen hücre içine girerek UVA ›fl›nlar›n›n deriye
ulaflan fotonlar›n› emer ve hücrenin fonksiyonlar›n›
de¤ifltiren fotokimyasal reaksiyonlar› bafllat›r. Puva
tedavisi, yani tekrarlayan kontrollü fototoksik
reaksiyonlar ile tedavi edici etki ortaya ç›km›fl olur.
Psoralen maddesi limon, kereviz, maydanoz, incir gibi
çok say›da bitkide bulunan do¤al furokumarinlerdir.
Ayr›ca tedavi amaçl› 8-methoxypsoralen ya da
5-methoxypsoralen fleklinde sentetik formlar›
gelifltirilmifl olup PUVA tedavisinde deriye sürülerek ya
da a¤›zdan al›narak kullan›lmaktad›r.
G Fototerapi ile hangi hastal›klar tedavi edilebiliyor?
Fototerapi en s›k sedef hastal›¤›n›n tedavisinde
kullan›l›r. Ayr›ca vitiligo, bir tür deri kanseri olan
mikozis fungoides, parapsoriasis, liken planus,
pityriasis lichenoides hastal›¤›, jeneralize kafl›nt› ile
atopik egzama, palmoplantar püstülozis, günefl alerjisi,
morfea, pityriasis rosea gibi deri hastal›klar›nda da bu
yöntemden faydalan›l›yor.
G Fototerapi hangi s›kl›kta uygulan›r?
Haftada 2-3 seans olarak uygulan›r. Uygulamalar,
seanslar aras›nda en az bir tam gün boflluk b›rakacak
flekilde, lezyonlar tamamen ya da büyük oranda
gerileyene kadar devam ettirilir.
G Sedef gibi bir hastal›¤›n kontrol alt›na al›nabilmesi
için gereken seans say›s› nedir?
Ortalama seans say›s› baz› hastal›klarda daha uzun
olmakla beraber 15-30 aras›ndad›r.
G Fototerapi için ne tür cihazlar kullan›lmaktad›r?
El ve ayak lezyonlar›n›n tedavisinde küçük,
bölgesel ›fl›n veren bir cihaz kullan›lmaktad›r. E¤er
hastal›k yayg›nsa tüm vücudu ›fl›nlad›¤›m›z, kabin
fleklinde bir cihaz kullan›yoruz.
G Tedavinin yan etkileri var m›? Tedavi s›ras›nda ve
sonras›nda nelere dikkat edilmeli?
K›sa vadeli yan etkiler olarak; günefl yan›¤›,
bronzlaflma, kuruluk, kafl›nt› çiller ve gözle ilgili
problemler say›labilir.
Günefl yan›¤›: UVB ve UVA ›fl›nlar› deride pembelik
ve k›zar›kl›¤a yol açar. Tedavide baflar›y› artt›rd›¤› için
deride bir miktar pembelik oluflturan dozlar tercih
edilmektedir. Ancak bu su toplamalarla seyreden a¤›r
bir günefl yan›¤›n›n hedeflendi¤i anlam›na
gelmemektedir. Bu k›zar›kl›k, UVB’de tedavi sonras› 46 saat içinde; PUVA’da ise 24-36 saat içinde ortaya
ç›kar. Reaksiyon gerileyene kadar tedaviye ara verilir
ve daha sonra doz azalt›larak tedaviye devam edilir.
Bronzlaflma: Dar band UVB tedavisinde tedavi
kesildikten 4-6 hafta sonra, PUVA’da ise 8-12 hafta
sonra bu etki gerilemektedir.
Kuruluk ve kafl›nt›: Basit nemlenircilerle önüne
geçilebilen bir problemdir.
Görülmesi muhtemel uzun vadeli yan etkiler ise
deri kanserleri ve yafllanmad›r. Günefl ›fl›nlar›na
kontrolsüz olarak maruk kal›nd›¤›nda deri
yafllanmas›n›n h›zland›¤› ve deri kanseri gelifltirme
riskinin artt›¤› bilinmektedir. Bu nedenle teorik olarak
UVB tedavisinin de bu etkiyi art›rma olas›l›¤› vard›r.
UVB’nin tüm dalga boylar› yerine sadece tedavi edici
dalga boylar›n› kulland›¤›m›z dar bant UVB’de bu
olas›l›k düflük görülmekle beraber kesin bir sonuç
ç›karmak henüz mümkün de¤ildir. Uzun süreli PUVA
tedavilerinin ise deri kanserini gelifltirme riskini art›rd›¤›
bilinmektedir. Bu risk tedavinin kullan›m süresine,
hastan›n deri tipine ve verilen ›fl›n miktar›na göre artar.
Bu nedenle verilebilecek maksimum doz ve süreler
afl›lmamal›d›r. Ayr›ca deri kanserleri ve yafllanma ile
ilgili önlem olarak fototerapi gören hastalar›n
kümülatif UV maruziyetini art›rmamak için yaflam boyu
alacaklar› günefl ›fl›nlar›n› k›s›tlamaya yönelik güneflten
korunmalar› önerilmektedir.
Ultraviyole tedavisi s›ras›nda günefl yan›¤› benzeri
reaksiyon geliflebilece¤i ve uzun vadede katarakt riski
artaca¤› için hastan›n gözleri muhakkak korunmal›d›r.
Bu nedenle tedavi s›ras›nda koruyucu günefl gözlü¤ü
kullan›lmal›d›r. Ayr›ca PUVA tedavisine özel olarak,
psoralen maddesinin a¤›zdan al›nd›¤› durumlarda
tedavi sonras› günefl ›fl›¤›ndan korunmak için yeterli
UV korumas› olan bir günefl gözlü¤ü kullan›lmal›d›r.
G Yöntemin kullan›lmayaca¤› hasta grubu var m›d›r?
Yard›ms›z olarak 10 dakika süre ile ayakta
duramayan, düflme riski olan hastalarda kullan›lmas›
uygun de¤ildir. Günefle duyarl›l›¤›n artt›¤›, “lupus” gibi
hastal›klarda fototerapi uygulanmamal›d›r. Gebeler ve
emziren hastalar, Puva tedavisinde kullan›lan psoralen
nedeniyle bu yöntemle tedavi edilemez. Mümkünse
tedavi ertelenir ya da gebeli¤in ilk üç ay›ndan sonra
UVB fleklinde verilebilir.
G Tedavi sonunda beklenti nedir?
Puva ve di¤er ultraviyole tedavi yöntemleri ile yüz
güldürücü yan›tlar al›nabilmektedir. Ancak bu tedavi
yöntemlerinin sedef ve mikozis fungoides gibi deri
hastal›klar›n› tamamen ortadan kald›rmayaca¤›n›,
tedavi ile hastay› belli bir dönem remisyona (hastal›ks›z
süre) sokman›n amaçlad›¤›n› bilmek gerekir. Hastal›kta
“iyileflme dönemi sa¤lamak” baflar›l› olundu¤unu
gösterir. Ancak belli bir süre sonra lezyonlar
tekrarlayabilir. Bu iyilik hallerinin süresi kiflinin genetik
yap›s›, ba¤›fl›kl›k sistemi ve strese yan›t›yla iliflkilidir.
[B‹LG‹]
NELER‹
ETK‹L‹YOR?
Deri taraf›ndan absorbe
edilen (emilen)
ultraviyole ›fl›nlar›n›n
deri üzerindeki etkisi
çeflitli mekanizmalarla
aç›klanabilir:
Hücre döngüsüne etki:
UV ›fl›nlar›, hücre
içindeki DNA sentezini
bask›lar. Böylece sedef
hastal›¤› gibi DNA
sentezinin artt›¤›
hastal›klarda bu
sentezin
bask›lanmas›yla deri
hücrelerinin
ço¤almas›n› yavafllat›r
ve afl›r› h›zlanm›fl
ço¤almay› kontrol
alt›na al›r.
Derideki ba¤›fl›kl›k
hücrelerinin
fonksiyonlar›n›n
bask›lanmas›:
Prostaglandin ve
sitokinlerin sal›n›m›n›
tetikleyerek, sitokin ve
sitokin reseptör
ekspresyonlar›nda
de¤iflikliklere yol açarak
deride ba¤›fl›kl›¤›
etkiler. Ancak bunu
yaparken normal
ba¤›fl›kl›¤›m›z
etkilenmez. Bu
mekanizman›n sedef ve
egzama tedavisinde
iyilefltirici etkisi
bulunmaktad›r.
UV derinin
kal›nlaflmas›n› ve
bronzlaflmas›n›
sa¤layarak daha az
UV’nin deriye girmesini
sa¤lar.
ASM VİTAL
53
54_56_ASM_KADINKALP_4
8/4/09
4:01 PM
Page 1
Kalp Sa€l›€›
Kad›nlarda
[D‹YOR K‹:]
kalp hastal›klar›
yaflla birlikte art›yor
Kardiyoloji Uzman›
Dr. Ayflegül Zor
MED‹KAL TEDAV‹
“Agresif tansiyon tedavisi
kad›nlarda inme riskini
azalt›yor ve tekrarlayacak
inmeleri engelliyor.
Kolesterol düflürücü ilaçlar
da, hem kad›nda hem
erkekte tekrarlayan inmeyi
önlemede etkin oluyor.”
54 ASM VİTAL
Kad›nlarda ölüme neden olan hastal›klar aras›nda ilk s›rada yer
alan kalp hastal›klar›, nedense bir erkek hastal›¤› olarak görülüyor
ve ciddiye al›nm›yor. Durum böyle olunca da, tan› konulmas›nda
gecikmeler yaflanmas› ve ani gelen kalp krizi kaç›n›lmaz oluyor.
ünümüzde, geliflmifl ve geliflmekte olan
ülkelerde kardiyovasküler hastal›klar yani
kalp ve damar hastal›klar› ölüm nedenleri
aras›nda ilk s›ray› al›yor. Amerikan istatistiklerine
göre her y›l yaklafl›k 500 bin kad›n kalp krizi
geçiriyor ve 250 bin kad›n koroner arter hastal›¤›
nedeniyle hayat›n› kaybediyor.
Türkiye istatistiklerine bakt›¤›m›zda ise Türk
Kardiyoloji Derne¤i’nin TEKHARF çal›flmas›na göre
koroner hastal›¤› nedeniyle ölümler 45-75 yafl
aras›nda erkeklerde binde 8, kad›nlarda binde 4.3.
G
Kardiyovasküler hastal›klara ba¤l› mortalite son
20 y›ld›r erkeklerde azalmakta iken benzer
de¤iflimin kad›nlarda sa¤lanamamas› bu konu
üzerine daha dikkatli e¤ilinmesi gerekti¤ini
gösteriyor.
Durumun bu kadar ciddi oldu¤u ülkemizde kalp ve
damar hastal›klar› konusunda kad›nlar›n ne tür
önlemler almas› konusunda görüfltü¤ümüz Anadolu
Sa¤l›k Merkezi Kardiyoloji Uzman› Dr. Ayflegül Zor
ve Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman› Prof. Dr. Sertaç
Çiçek sorular›m›z› yan›tlad›.
Uzm. Dr. Ayflegül Zor’un di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
54_56_ASM_KADINKALP_4
8/4/09
4:01 PM
Page 2
G Kalp hastal›klar› , kad›nlarda kaç yafl›ndan itibaren
daha çok görülmeye bafll›yor?
Koroner arter hastal›¤› semptomlar› kad›nlarda
erkeklere oranla 10 y›l gecikmeli olarak özellikle
menopozdan 5-6 y›l sonra görülmeye bafll›yor.
Erkeklerde ise daha erken olarak 40’l› yafllardan
itibaren görülüyor.
G Koroner arter hastal›¤› tan› yöntemlerinde kad›n
ve erkek aras›nda ne tür farkl›l›klar var?
En s›k kulland›¤›m›z yöntemlerden biri egzersiz
testidir. Egzersiz testinde hastan›n efor kapasitesini,
egzersize olan tansiyon cevab›n› görebilmekle
birlikte standart egzersiz testinin kad›nlarda koroner
arter hastal›¤› aç›s›ndan duyarl›l›¤› ve özgüllü¤ünün
daha düflük oldu¤u bilinmektedir. Bugüne kadar
yap›lm›fl pek çok çal›flma kad›nlarda egzersiz testi
sonuçlar›n› incelemifl ve yüksek yalanc› pozitiflik
oran› tespit etmifltir. Bir kad›n hasta, pozitif efor
testi ile direkt anjiyografiye gönderildi¤i zaman bu
hastan›n koroner arterlerinin normal ç›kma olas›l›¤›
erkeklere göre çok daha yüksektir. Bunun önemli
nedenleri aras›nda 70 yafl›n alt›ndaki kad›nlarda
koroner arter hastal›¤› yayg›nl›¤›n›n düflük olmas›,
kad›nlara özel otonomik de¤ifliklikler ve hormonlar›n
EKG üzerindeki etkileri say›labilir. Bu nedenle
birtak›m ileri inceleme yöntemlerine de ihtiyaç vard›r.
Miyokard perfüzyon sintigrafisi dedi¤imiz tetkikte
radyoaktif bir ajan verililir. Miyokard perfüzyon
sintigrafisini daha çok kullan›yoruz. Hasta yine
egzersiz yap›yor ve radyoaktif madde veriliyor, ancak
ortopedik ya da t›bbi nedenlerden ötürü hasta
egzersiz yapam›yorsa o zaman ilaç vererek kalbi
h›zland›r›yoruz ve kalbin oksijen tüketimini
artt›r›yoruz. Ondan sonra ilaç vermeden önce ve
sonras›ndaki görüntülere bak›yoruz. Miyokard
pefüzyon sintigrafisinde talyum daha önce çok
kulland›¤›m›z bir ajand›. Fakat meme dokusu
radyoaktiviteyi azaltt›¤›ndan kalbin o bölgesinde
kanlanma defektleri görülebiliyor. Bu da testin
sonucunu koroner arter hastal›¤› lehine de¤ifltiriyor.
Son zamanlarda teknesyum dedi¤imiz daha yüksek
enerji madde ile bu dezavantajlar ortadan kald›r›ld›.
Stres ekokardiyografide ise yine gerek egzersizle
gerekse ilaçlarla kalp çal›flt›r›l›yor, h›zland›r›l›yor ve
kalbin oksijen tüketimi art›r›l›yor. Ondan sonra
ekokardiyografiyle bak›yoruz. Bunlar kad›n ve
erkeklerde benzer etkiye sahip yöntemlerdir.
G Koroner anjiyografi erkeklere oranla kad›nlara ne
s›kl›kta uygulan›yor?
Bu testlerin sonucunda sorun bulursak, kad›n ya
da erkek hastalar› koroner anjiyografiye
yönlendiriyoruz. Kad›nlar›n anjiyo olma olas›l›klar›
erkeklere göre daha düflüktür. Çünkü daha az say›da
kad›n test sonucunda koroner anjiyografiye
yönlendiriliyor. Ayr›ca anjiyografiye yönlendirilen
kad›nlar, genelde hastal›¤›n ileri evrelerindedir.
Çünkü kad›nlar genel olarak geç dönemde bize
baflvuruyorlar. Anjiyografi yap›ld›ktan sonra ise
perkütan giriflim ve bypass s›kl›¤› her iki cinsiyette de
benzer olup, anatomi ve hastal›¤›n durumu
belirlendikten sonra seçimler cinsiyete göre de¤il,
hastal›¤›n durumu ve anatomiye göre belirleniyor.
G Ameliyat olan ya da stent tak›lan bir kad›n›n
iyileflme süresi erkeklerden farkl› olabiliyor mu?
Kad›nlarda bypass, stent gibi ifllemlerden sonra
a¤r›lar devam edebiliyor. ‹laç almalar›n› gerektiren
gö¤üs a¤r›lar›, ameliyat baflar›l› da geçse devam
edebiliyor. Bu durumun nedeni tam olarak
bilinmemekle birlikte damar yap›s›n›n iyi olmad›¤›
durumlarda ve koroner kan ak›m rezervinin düflük
oldu¤u durumlarda görülebiliyor. Koroner ak›m›
bozan nedenler aras›nda ileri yafl, hipertansiyon ve
diyabet yer al›yor. Ayr›ca hormonal nedenler de var.
By-pass cerrahisinde ameliyat sonras› erken dönem
komplikasyonlar› erkeklere göre daha fazlayd›.
Fakat daha sonra yap›lan çal›flmalar kad›nlarda ve
erkeklerde uzun dönemli damar aç›kl›¤›n›n ve sa¤
kal›m süresinin benzer oldu¤unu gösterdi.
G ‹nme kad›nlarda büyük bir tehlike midir?
‹nme insidans› her iki cinsiyette de benzerdir.
Fakat kad›nlarda kardiyo embolik inme dedi¤imiz
ritim bozuklu¤u nedeniyle kalbin kulakç›k
bölgesinde p›ht› oluflmas› ve bu p›ht›n›n beyni
besleyen damarlardan birine do¤ru yer
de¤itirmesine ba¤l› inmeler daha s›k görülüyor.
Erkeklerde ise atero trombotik denilen yine beyni
besleyen damar yap›s›ndaki bozuklu¤a ba¤l› inme
daha s›k görülüyor.
Ciddi karotis arter darl›¤› erkeklerde görülüyor.
‹nme geçiren kad›nlar genelde daha ileri yafl
grubundan oluyor. Agresif tansiyon tedavisi
kad›nlarda inme riskini azalt›yor ve tekrarlayacak
inmeleri engelliyor. Yani tansiyon varsa tedavi
edilmelidir. Kolesterol düflürücü ilaçlar da hem
kad›nda hem erkekte tekrarlayan inmeyi önlemede
oldukça etkindir. ¦
[B‹LG‹]
BEL‹RT‹LER‹
ÖNEMSEY‹N
Kad›nlar ve erkekler
aras›ndaki en önemli
farklardan biri hastal›¤›n
belirtileri oluyor. Koroner
arter hastal›¤› olan
kad›nlar ve erkekler
benzer flekilde gö¤üs
a¤r›s› flikâyetiyle hekime
baflvuruyorlar. Kad›nlarda
erkeklerden farkl› olarak
gö¤üs a¤r›s› d›fl›nda
nefes darl›¤›, bulant›,
terleme, de¤iflik
karakterdeki gö¤üs
a¤r›s›, yorgunluk,
haz›ms›zl›k, bay›lma gibi
flikâyetler de
görülebiliyor. Bu da
hastal›¤›n erken tan›s›n›n
engellenmesine neden
oluyor. Çünkü hasta bu
a¤r›lar›n alt›nda baflka
fleyler ar›yor. Bu
durumda bir kalp krizi
bile çok geç dönemde
tan›nabiliyor. Geç
dönemde tan› kondu¤u
zaman ona yönelik
tedavi giriflimleri de
gecikebiliyor. Bir di¤er
önemli sorun da, geç
kal›nmas›. Kalp krizi
geçiren kad›nlar bile çok
geç acile baflvuruyorlar.
O zaman da balonla,
stentle aç›lma flans›
kaybedilebiliyor.
[D‹PNOT]
TANIDA FARKLILIKLAR
Bir tan› yönteminin do¤rulu¤unu belirleyen hastal›¤›n olas›l›¤›d›r. E¤er bir kiflide o
hastal›¤›n olas›l›¤› düflük ise, kullan›lacak testin duyarl›l›¤› da düflük oluyor. Kad›nlar›
ele al›rsak, 40 yafl›n alt›ndaki kad›nlarda koroner arter hastal›¤› görülme olas›l›¤› çok
düflüktür. Bu kad›nlara efor testi yap›ld›¤›nda, yalanc› pozitiflik çok s›k görülüyor.
Kad›nlar›n elektrosunu ne bozabilir?
Otonom sinir sistemi, hormonal durumu gibi pek çok fley buna neden olabilir.
Özellikle genç kad›nlarda daha s›k görülür. Onlar da olas›l›k daha düflük yalanc›
pozitiflik daha fazlad›r. E¤er orta yaflta yani 50-55 yafl aras›ndaki kad›n hastan›n
ortopedik bir özrü yoksa, hastaya do¤rudan egzersiz testi öneriliyor; çünkü
kad›nlarda standart egzersiz testi sonucunun normal ç›kmas›, yaklafl›k %70 özgüllük
ve duyal›l›kla kritik koroner arter hastal›¤›n› ekarte ettiriyor.
ASM VİTAL
55
54_56_ASM_KADINKALP_4
8/4/09
4:01 PM
Page 3
Kalp Sa€l›€›
¦
G Obezite, kad›nlarda kalp hastal›klar›n›n
artmas›nda etkili oluyor mu?
Kad›nlarda kardiyovasküler hastal›k dedi¤imizde
bunun içine koroner arter hastal›¤›, hipertansiyon,
inme, konjestif kalp yetersizli¤i giriyor. Tüm bu
hastal›klar kad›nlarda 55 yafl üzerinde artmaya
bafll›yor. Araflt›rmalar gösteriyorki, dünyada ve Türk
toplumu içinde obezite ve diyabet erken yafllardan
itibaren art›fla geçiyor. Tek Harf çal›flmas›n›n 2000
y›l›ndaki verileri gösteriyorki, obezitenin geliflimi
kad›nlarda %43, erkeklerde %21. Yani obezite
kad›nlar için erkeklere göre daha ciddi bir sorun
olarak karfl›m›za ç›k›yor. Obezite, görülme s›kl›¤› 4565 yafl aras›nda en yüksek seviyeye ç›k›yor.
Obezitenin beraberinde getirdi¤i hipertansiyon ve
diyabet hastal›klar›n›n görülme s›kl›¤› da art›yor.
Obezitenin art›fl› ayn› zamanda kalp ve damar
hastal›klar› görülme riskini de art›r›yor. Obezitenin
görülme yafl› düfltü¤ü için obezitenin neden oldu¤u
hastal›klar›n görülme yafl› da düflüyor. Bu yüzden,
özellikle kad›nlarda artan obeziteyle birlikte kalp
damar hastal›klar›n›n görülme riski de art›yor.
Kad›nlar hekimlere geç baflvuruyor
[D‹YOR K‹:]
Erkeklerde kalp ve damar hastal›klar›ndan kaynaklanan ölüm oran›
azal›rken, kad›nlarda bu oran, gün geçtikçe art›yor. Uzmanlar art›fl›n
nedenlerini, belirtileri ciddiye almamaya ba¤l›yor.
G Son y›llarda k ad›nlarda kalp ve damar
Kalp Damar
Cerrahisi Uzman›
Prof.Dr. Sertaç Çiçek
FARKINDALIK
ÖNEML‹D‹R
“Erkeklerde kalp
hastal›¤›n›n görülme s›kl›¤›
belli oranda azalm›fl
durumda ve buna ba¤l›
olarak kalp hastal›klar›
nedeniyle ölüm de azal›yor.
Kad›nlarda ise tam tersi.
Kad›nlarda kalp hastal›klar›
h›zla art›yor ve ölüm
oranlar› da oldukça yüksek.
Kad›nlar kalp damar
hastal›klar› riskleri
oldu¤unun fark›nda de¤iller.
Hormonal yap›n›n fark›,
belirtilerin farkl› olmas›,
özellikle diyabet ile risk
faktörlerinin kad›nlar
aras›nda artmas›, kalp
damar hastal›klar›n›n artan
s›kl›kta görülmesine neden
olmaktad›r.”
56 ASM VİTAL
hastal›klar›n›n görülme riski nedir?
Her y›l yaklafl›k 500 bin kad›n kalp hastal›klar›
nedeniyle yaflam›n› yitiriyor. Kad›nlar ve toplum
sanki kalp damar hastal›klar›n› bir erkek grubu
hastal›¤› olarak görüyorlar. ABD’de yap›lan bir
ankette kad›nlara “kendiniz için sa¤l›kta en büyük
risk faktörü olarak neyi görüyorsunuz” sorusuna
verilen cevaplarda meme kanseri birinci, rahim ve
genital organ kanserleri ikinci, kalp damar
hastal›klar› da üçüncü s›ray› alm›flt›r. Oysa bir
kad›n›n meme kanserinden kaybedilme riski
1/29’dur yani yaklafl›k olarak her 30 kad›ndan birisi
meme kanseri nedeniyle yaflam›n› kaybetmektedir.
Her 2.5 kad›ndan birisi ise kalp damar hastal›klar›
nedeniyle kaybediliyor.
G Kad›nlarda en çok hangi kalp ve damar
hastal›klar› görülür?
Kad›nlarda en s›k görülen kalp ve damar
hastal›¤›, koroner arter hastal›¤›d›r.
G Kalp hastas› olan bir kad›n do¤um yapabilir mi?
Gebelik ve kalp hastal›klar› birbiriyle yak›n
iliflkilidirler. Kalp hastal›klar› genelde gebeli¤i
engellemez; ancak hem anne hem de bebek için
risk oluflturabilir ve özel bir yaklafl›m gerektirir.
Gebelik esnas›nda artan metabolizma h›z›n›
karfl›lamak için kalbin üzerindeki yük artmaktad›r.
Bu durum nedeniyle daha önce fark›na var›lmam›fl
olan veya s›n›rda seyreden bir kalp hastal›¤›
gebelikte ortaya ç›kabilmektedir. Kalpteki
hastal›¤›n ciddiyetine ve derecesine göre gebelik
izlenebiliyor. Fakat baz› kalp hastal›klar› var ki,
onlar›n gebe kalmas›n› istemiyoruz. Çünkü ciddi
boyutlarda yaflam› tehdit edebilecek sorunlar
ortaya ç›kabiliyor. Özellikle belli kapak
hastal›klar›nda gebeli¤in izlenilmesine izin
verebiliyoruz. Akci¤er hipertansiyonu, Marfan
sendromu, kalp yetmezli¤ine yol açan
kardiyomiyopatiler, siyanotik do¤umsal kalp
hastal›klar› gibi durumlarda gebeli¤e izin vermek
do¤ru de¤ildir. Kalp kapaklar›n›n ileri derecede
darald›¤› olgularda tedavi yap›lmadan gebeli¤e izin
verilmesi uygun de¤ildir.
G Do¤umsal kalp hastal›klar› anneden bebe¤ine
geçer mi?
Annede do¤umsal kalp hastal›¤› varsa,
bebeklerinde ayn› veya benzer problemlerin
oluflma olas›l›¤›, olmayanlardan daha fazlad›r.
Ancak tedavi edilmifl do¤umsal kalp hastal›kl›
annelerin t›bbi kontrol alt›nda gebe kalabilecekleri
bilinmelidir. Bu durumdaki annelerin gebelik
esnas›nda fetal ekokardiyografi yöntemi
kullan›larak, bebeklerinin kalbinde herhangi bir
problem olup olmad›¤›n› belirlemek ve buna
yönelik planlama ve tedavi yapmak mümkündür.
G Balon, stent gibi giriflimlerde kad›nlarda farkl›
komplikasyonlar görülebiliyor mu?
Giriflimsel tedavinin ilk bafllad›¤› erken
dönemlerde kad›nlarda iflleme ba¤l›
komplikasyonlar daha fazla görülmekteydi.
Genellikle koroner arterlerinin erkeklere göre daha
ufak olmas›, o dönemde kullan›lan ekipman›n daha
büyük çapl› olmas› gibi nedenlerle ve de hastal›¤a
geç dönemde tan› konulmas› nedeniyle daha çok
komplikasyon görülüyordu. Son dönemlerde ifllem
baflar›s› kad›n ve erkeklerde benzer oranlardad›r.
Anjiyografiye giren ve stent tak›lan kad›nlarda,
erkeklere oranla, girifl yerleri vasküler
komplikasyonlar› daha fazla görülebilmektedir. Kan
suland›r›c› olan ilaçlara ba¤l› olarak kad›nlarda
kanama olas›l›¤› erkeklere oranla biraz daha
fazlad›r.
Prof. Dr. Sertaç Çiçek’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
25_ILAN
8/3/09
2:15 PM
Page 5
58_60_ASM_SPORCU_4
8/4/09
4:02 PM
Page 1
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Sporcu ve sa¤l›k
Her türlü kas-iskelet sistemi yaralanmas›na maruz kalan hastalar kadar amatör ya da
profesyonel sporcular da FTR ünitelerinden faydalanabiliyorlar. ASM Ataflehir T›p
Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman›, Spor Hekimli¤i Doçenti Dr. Tolga
Aydo¤’dan sporcu yaralanmalar› ve spor beslenmesi üzerine görüfl ald›k.
rofesyonel spor, günümüzde ciddi bir ifl ve
kazanç kap›s› haline geldi. Hayatlar›n› spordan
kazanan profesyonel sporcular›n hata yapmas›na
taraftarlar, antrenörler ve yöneticiler baflta olmak üzere
kimse kolay kolay tahammül edemez. Profesyonel
sporculardan beklenen, onlar›n her zaman üst düzeyde
performans sergilemeleridir. Peki, sporcular bu
beklentileri nas›l karfl›larlar. Bütün bunlar›n
gerçekleflmesinde neler yap›lmas› gerekti¤ini, spor
yaralanmalar› ve sporcu beslenmesine iliflkin temel
bilgileri, spor hekimli¤i doçenti, fizik tedavi ve
rehabilitasyon uzman› Dr. Tolga Aydo¤ anlatt›:
G Spor yaralanmalar›ndan korunmak için neler
yap›labilir?
Spor yaralanmalar›ndan korunmada yap›lan
çal›flmalar, sporcular›n yeni yaralanmalar›n›n alt›nda
yatan en önemli nedenin geçirmifl olduklar› eski
yaralanmalar oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Sporcular
yaralanmalar sonras›nda mümkün oldu¤unca h›zl›
sahaya dönmek isterler. Bu istek kimi zaman sporcuyu
ve tak›m›n medikal ekibini zorlar. Oynanacak çok önemli
bir maç, sporcunun zaman›ndan önce sahaya
dönmesine neden olabilir. Bu durum, kimi zaman ilk
maçta kimi zaman da sonraki dönemlerde geçmifl
sorunlarla ilgili yaralanmalar›n ortaya ç›kmas›na neden
olabilir. O yüzden sporcunun geçirmifl oldu¤u
yaralanmalar›n çok kesin olarak bilinmesi ve tam tedavi
olmadan da sahaya dönmemifl olmas› gerekir.
G Peki bu durumu haz›rlayan etkenler nelerdir?
Do¤ru düflme tekni¤inin bilinmiyor olmas› (yere
düflerken tek aya¤a daha çok yüklenme ve/veya
düflerken diz ve kalçan›n az bükülmesi ve/veya dizler içe
dönük bir flekilde düflme), yetersiz fiziksel kondisyon,
esneklik, kas kuvveti, ›s›nma, spor malzemelerinin do¤ru
seçilmemesi, spor yap›lan sahan›n kötü ve sorunlu
olmas›, düzgün olmayan spor tekni¤i, yetersiz ve kötü
beslenme, yeteri kadar dinlenmeye özen göstermeme,
gövde dengesinin yetersiz olmas› spor yaralanmalar›n›n
görülmesini etkileyen di¤er nedenlerdir. Bunun yan›nda
alkol alma, doping içeren ilaçlar›n kullan›lmas› ve sigara
içme de, yaralanmalar› haz›rlayan veya yaraland›ktan
sonra sahaya dönüfl süresini olumsuz yönde etkileyen
önemli di¤er nedenlerdir.
P
58 ASM VİTAL
58_60_ASM_SPORCU_4
8/4/09
4:02 PM
Page 2
G Spor yaralanmalar›nda teknik ekibin etkisi nas›l
olmal›d›r?
Sporcular›n iyi antrenman yapmas›, yeterli
kondisyon düzeyine sahip olmas›, her türlü olumlu
ve olumsuz duruma mental olarak haz›rlanmas›,
sporcular›n tam iyileflmeden sahaya sürülmemesi,
onlar›n daha sorunsuz bir dönem geçirmelerine
ciddi katk› sa¤lar. Daha önce de bahsetti¤imiz gibi
afl›r› kullan›m yaralanmalar›nda ana neden çok
say›da ve fliddetli antrenman yap›lmas›na karfl›n,
yeteri kadar istirahat verilmemesidir. Burada ana
kural haftal›k antrenman fliddeti, süresi ve
say›s›ndan sadece birinin haftal›k %10 art›r›lmas›d›r.
Buna uymayan teknik ekip nedeni ile sporcunun
birtak›m sorunlar yaflamas› kaç›n›lmazd›r.
Sporcular›n yaflad›klar› afl›r› kullan›m
yaralanmalar›n›n çoklu¤u durumunda teknik ekibin
antrenman plan›n› tekrar gözden geçirmesinde
fayda vard›r.
G Spor yaralanmalar›nda medikal tak›m›n etkinli¤i;
Medikal tak›m sadece oluflan yaralanmalar› tedavi
etmek ile ilgili olamamal›d›r. Mevcut s›k›nt›lar› ve
oluflmas› muhtemel sorunlar›, sezon bafllamadan
alt›-sekiz hafta önce sporcuyu muayene ederek
saptay›p, sporcular›n mevcut sorunlar›n› veya
oluflmas› muhtemel sorunlar›n› düzelterek
olabildi¤ince sorunsuz bir sezon geçirmelerine
yard›mc› olmal›d›r. Bunun yan› s›ra sezon içi geliflen
sorunlar›n en do¤ru ve k›sa sürede de tedavisinde
çok etkin roller almal›d›rlar. Teknik ekipte geçirilen
tüm sa¤l›k sorunlar›n› kay›t alt›na alarak
antrenman plan› dahil her fley gözden
geçirilmelidir. O yüzden iyi organize olmufl medikal
tak›m sporcunun hem sa¤l›¤›n›n hem de
performans›n›n geliflmesinde çok yard›mc› olur.
özellikle afl›r› yüklenmenin oldu¤u dönemlerde hem
performans hem de sa¤l›k aç›s›ndan gereklidir.
Protein: Kuvvet antrenman› yapan sporcularda,
protein al›m› normal bireylerin almas› gerekenden
daha fazlad›r. Bu miktar sporcunun a¤›rl›¤› bafl›na
1,5-2 gramdan fazla olmamal›d›r. Bu gereksinim
artan g›da al›m› ile asl›nda kolayca karfl›lan›r.
Yukar›da belirtilen düzeyin üzerinde al›nan protein
sporcuya ek katk› sa¤lamad›¤› gibi, vücuduna yük
ve kifliye maddi kay›ptan baflka bir fley sa¤lamaz.
Su: Sporcular›n üst düzeyde performans
sergilemesinin önemli bir di¤er flart› ise yeterli su
al›mlar›d›r. Yüzücüler ve so¤ukta spor yapan
kayakç›lar bile spor esnas›nda ciddi su kaybederler.
Bu kay›p aç›k havada ve s›cakta spor yapan
sporcularda çok daha ciddi olup, sadece
performans› etkilemekle kalmay›p, sa¤l›¤› da tehdit
edebilir. Sporcunun suya ihtiyac›n›n olup olmad›¤›n›
anlaman›n en basit yolu (e¤er sporcu vitamin
alm›yorsa) idrar renginin takip edilmesidir. ‹drar›n
her zaman aç›k renkte olmas› gerekir. Sporcular,
antrenman ve maçtan önce, maç s›ras›nda ve
bunlar bittikten sonra yeteri kadar s›v› tüketmelidir.
Vitamin, mineral: Sporcular yine normal bireyler
gibi 5-8 çeflit farkl› renkte sebze-meyveyi
tüketmelidirler. Kilo sorunu nedeni ile bunu
yapamayan düflük kilolu ve belirli a¤›rl›kta olmas›
gereken sporcular hariç, sporcularda vitamin veya
mineral takviyesine gerek yoktur.
Sporcu beslenmesinde de
alt›n kural: üç + üç ö¤ün
Sporcu beslenmesinde ana hedef genel
sa¤l›¤›n korunmas› ve performans›n
yükseltilmesidir. Herkes gibi sporcular›n da günde
üç ana ve üç ara ö¤ün olmak üzere alt› ö¤ün ve
bu ö¤ünlerde ise karbonhidrat, protein, ya¤,
vitamin, mineral ve suyu yeteri kadar almalar›
gerekir. Profesyonel sporcular›n ihtiyaç duyduklar›
kalori miktar›n›n yaklafl›k %55-70’ini
karbonhidrattan, %20-30’unu ya¤lardan, %1015’ini de proteinden almas› gerekir.
Karbonhidrat: Sporcular›n yapt›¤› egzersizin
fliddeti artt›kça kaybettikleri enerjinin büyük bir
k›sm› karbonhidratlar taraf›ndan karfl›lan›r ve bunun
çok h›zl› ve uygun bir flekilde yerine konmas›
gerekir. O yüzden sporcular antrenman ya da
maçtan sonra mümkünse ilk yar›m saatte (en geç
iki saatte) yeterli karbonhidrat alarak, azalan
glikojen depolar›n› doldurmal›d›rlar. Bu durum
[D‹YOR K‹:]
FTR Uzman›
Spor Hekimli¤i Doçenti
Dr. Tolga Aydo¤
K‹fi‹YE ÖZEL
YAKLAfiIM
“Profesyonel sporcular, e¤er
profesyonel çal›flan bir
medikal tak›ma sahip de¤ilse,
kesinlikle düzgün hizmet
alabilece¤i bir ekip taraf›ndan
takip edilmelidir. Bu ekipte
sadece spor hekimi de¤il, spor
hekiminin dan›flabilece¤i bir
konsültan hekim grubu,
fizyoterapist, beslenme
uzman›, antrenman bilimci,
psikolog, kondisyoner ve
masör bulunmal›d›r. Bu ekip,
sporcular›n sorunsuz olarak
sezona kat›lmalar›n›
sa¤lamaya çal›flman›n yan›
s›ra, ortaya ç›kan sorunlar› en
k›sa zamanda sorunsuz tedavi
etmeye çal›flmal›d›r. Burada
ekibin bafl› kulüp doktoru
(ideali spor hekimi) olmal›, bu
kalabal›k medikal tak›m içinde
organizasyonu o sa¤lamal›d›r.”
[D‹PNOT]
SPOR HEK‹ML‹⁄‹
‹lk spor hekimli¤i kitab› 16. yüzy›lda Hieronymus Mercurialis taraf›ndan yaz›ld›. Türkiye
ilk olarak olimpiyatlara 1908 y›l›nda kat›ld›. 1965 y›l›nda ‹zmir'de Türkiye Spor Hekimleri
Derne¤i kurulmufl ve 1966 y›l›nda bu dernek Uluslararas› Spor Hekimli¤i
Federasyonu'na üye olmufltur. ‹lk Spor Hekimli¤i Enstitüsü 1973 y›l›nda Ege Üniversitesi
bünyesinde faaliyete geçmifltir. Enstitünün kurulmas›nda ve geliflmesinde Prof. Dr.
Necati Akgün' ün özverili çal›flmalar› önemli rol oynam›flt›r. Böylece Türkiye'de ilk defa
spor hekimi uzman› yetifltirilmeye bafllanm›fl ve Prof. Dr. Necati Akgün'ün kurdu¤u bu
enstitü YÖK ile birlikte bir ana bilim dal› haline gelmifltir.
Doç. Dr. Tolga Aydo¤’un di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
ASM VİTAL
59
58_60_ASM_SPORCU_4
8/4/09
4:02 PM
Page 3
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
[B‹LG‹]
ASM
SPORCUNUN
YANINDA
Anadolu Sa¤l›k Merkezi
Spor Hekimli¤i
Bölümü’nde verilen
hizmetlerden baz›lar›
Çocuk sporcular veya
spora bafllamas›
düflünülen çocuklar›n,
spora bafllamadan
önceki muayenesi,
çocuklar›n uygun spora
yönlendirilmesi
Sporcu lisans muayenesi
Sporcu performans›n›n
de¤erlendirilmesi ve
gelifltirilmesi
Sporcular›n
yaralanmalardan
korunmas›na yönelik
yaklafl›mlar
Vücut kas kuvvetlerinin
(Biodex izokinetik
sistemiyle) ve dengenin
(KAT-2000)
de¤erlendirilmesi ve
gelifltirilmesi
Her türlü sportif
yaralanman›n tan›s›,
cerrahi d›fl› tedavi ve
rehabilitasyonu
Yaralanmadan sonra
sahaya geri dönüflün
sa¤lanmas›
Sporun tedavi olarak
kullan›ld›¤› koroner
arter hastal›¤›, obezite,
kan ya¤lar›nda
yükseklik,
hipertansiyon, tip II
diyabet, metabolik
sendrom, kontrol alt›na
al›nm›fl baz› kanserler,
kronik obstrüktif
akci¤er hastal›¤›,
fibromiyalji, depresyon,
osteoporoz, osteoartriti
(eklem kireçlenmesi)
olan hastalara egzersiz
önerisinde bulunmak.
60 ASM VİTAL
Profesyonel basketbolcu
Mario Kasun nelere
dikkat ediyor?
Geçen y›l bir sakatl›k geçiren Efes Pilsen’in profesyonel basketbol
oyuncusu Mario Kasun, yaflad›klar›n› ve nelere dikkat etti¤ini anlatt›.
fes Pilsen`in 2.14 metre boyundaki ve 29
yafl›ndaki H›rvat basketbol oyuncusu Mario
Kasun, geçen y›l sezon öncesi haz›rl›k
maçlar›nda sakatlanm›fl ve sol el bile¤inden ameliyat
olmufltu. Y›ld›z pivotun ameliyat›, Anadolu Sa¤l›k
Merkezi’nde Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk ve Op. Dr.
Erflan Atefl taraf›ndan yap›lm›flt›. Yaklafl›k bir saat
süren ameliyatta Kasun’un sol el bile¤i içinde kopan
ba¤ yerine dikilmiflti. Mario Kasun ile Efes Pilsen
Spor Tesisleri’nde görüfltük.
G Ameliyat›n ard›ndan 3 ay geçti. Nas›l
hissediyorsunuz?
Ameliyat çok iyi geçti, fakat terapi pek
kolay de¤ildi. Uzun ve sonucunda ne
olaca¤› %100 belli olmayan bir süreç.
Can›m ac›mas›na ra¤men zaman içinde
bile¤imi daha iyi kullanmaya bafllad›m.
Tedavi sürecini geride b›rakal› da bir hayli
oldu.
G Spor hekimli¤i profesyonel hayat›n›z için
ne kadar önemli?
Çok çok önemli. Her zaman sa¤l›kl›
olmak zorundas›n›z. Baflka türlü hiçbir
baflar› gösteremezsiniz. Spor hekimleri
yaralanma ve sakatlanmalarda da kilit rol
üstlenirler. Mesela bile¤imden oldu¤um
ameliyatta hekimim sayesinde, 3-6 ay
yerine 2.5 ay sonra iflimin bafl›na
dönebildim. Ayd›n Yücetürk, gerçekten de
dünyan›n en iyi el cerrahlar›ndan biri.
G Antrenmanlarda s›k›nt› yafl›yor
musunuz?
Bazen sert pas verdiklerinde can›m
ac›yor. Bile¤in ve kolun iyileflmesini devam
ettirmek için her gün özel egzersizler
yapmam gerekiyor. Aksi takdirde kolumu
yine eskisi gibi yaralayabilirim.
G Op. Dr. Erflan Atefl geliflmeler hakk›nda
ne düflünüyor?
Spor hekimimiz, bile¤imi tekrar
incitmemden çok endifleleniyor.
E
Yaraland›ktan sonra tedavi süreci boyunca deste¤ini
esirgemedi. En iyi doktorlar› bulmam›z›, en iyi
sonuçlara ulaflmam›z› sa¤lad›.
G Yaralanmaya ba¤l› olarak beslenmede nelere
dikkat ediyorsunuz?
Beslenme konusunda flimdilik kar›m›n yapt›¤›
lezzetli yemekleri yiyorum. Onun haricinde, eski
halime geri dönmeye, kaslar›m› hareketlendirmeye
çal›fl›yorum. Aç›kças› fiziksel olarak kendimi zirvede
hissetmiyorum; çünkü üst vücut kaslar›m fazla
çal›flamad› son zamanlarda. 10-15 kiloluk hafif
a¤›rl›klar kald›r›yorum.
58_60_ASM_SPORCU_4
8/4/09
4:02 PM
Page 4
Haber
Sa¤l›kl› yaflama “evet”
Sa¤l›kl› bir yaflam için önce al›flkanl›klar›n›z› gözden geçirmelisiniz. Hekimler, sa¤l›kl› bir
yaflam tarz› ile ölümcül sonuçlar do¤urabilecek hastal›klar›n önlenebilece¤ini söylüyor.
Sigara içmek, hareketsizlik ve yanl›fl beslenmek en tehlikeli al›flkanl›klar›n bafl›nda geliyor.
A
SM T›bbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr.
Metin Çakmakç›, önemli olan›n
hastaland›ktan sonra tedavi olmak
de¤il, kiflinin mümkün oldu¤unca sa¤l›kl›
yaflamas› oldu¤unu söylüyor. Hastalanmadan
önce al›nabilecek
önlemler oldu¤unu,
baz› al›flkanl›klar›n
sa¤l›¤› olumsuz
etkiledi¤ini hat›rlatan
Prof. Dr. Metin
Çakmakç›, flunlar›
söyledi: “Sa¤l›kl› bir
yaflam için önce
al›flkanl›klar›m›z›
gözden geçirmek
gerekiyor. Masum görünen baz› al›flkanl›klar
sa¤l›¤› olumsuz yönde etkileyebilir. Al›flkanl›klar›n
de¤ifltirilmesi sayesinde ölümcül olabilecek
kanser, kalp, akci¤er gibi önemli hastal›klar›n
önlenmesi mümkün olabiliyor.”
Bilinçli yaflam, sa¤l›¤›
koruyor
Prof. Dr. Metin Çakmakç› flöyle devam etti:
“Sigara içmek, hareketsizlik ve yanl›fl
beslenmek, en tehlikeli al›flkanl›klar›n bafl›nda
geliyor. Örne¤in beslenmeyle do¤rudan iliflkili
hastal›klar var. Bunlar kalp hastal›klar›, yüksek kan
bas›nc› (tansiyon), fleker hastal›¤›, yüksek
kolesterol, fliflmanl›k, safra kesesi hastal›klar›, baz›
kanser türleri beslenme tarz›yla yak›ndan iliflkili
hastal›klard›r. Buna karfl›l›k düzenli egzersiz
yapman›n birçok hastal›¤a iyi geldi¤i biliniyor.
Egzersiz yapmak, yüksek kan bas›nc›, diyabet,
kemik erimesi (osteoporoz), depresyon, olas›
ba¤›rsak kanseri, felç ve s›rt hasarlar›n› azaltmaya
yard›mc› olur; kilo kontrolünü sa¤lar. E¤er
insanlar bilinçli yaflarlarsa, daha az hastalan›rlar
ve ülkemizde sa¤l›¤a ayr›lan kaynaklar daha etkin
bir flekilde kullan›labilir. Y›ll›k ifl günü kay›plar›
azal›r ve toplum için daha fazla de¤er yaratma
olana¤› do¤ar.”
[B‹LG‹]
SA⁄LIKLI YAfiAMIN 11 VAZGEÇ‹LMEZ KURALI:
S‹GARA ‹ÇMEY‹N, D‹⁄ER TÜTÜN ÜRÜNLER‹N‹ KULLANMAYIN
Sigara içmek en tehlikeli al›flkanl›klar›n bafl›nda geliyor. Önlenebilir hastal›klara en çok sigara neden
oluyor. Dünyadaki ölümlerin temel nedenleri aras›nda, sigara üst s›ralarda yer al›yor.
BESLENMEN‹ZE ÖZEN GÖSTER‹N
Beslenmeyle do¤rudan iliflkili hastal›klar var. Örne¤in: Kalp hastal›klar›, yüksek kan bas›nc›
(tansiyon), fleker hastal›¤›, yüksek kolesterol, fliflmanl›k, safra kesesi hastal›klar›, baz› kanser türleri.
EGZERS‹Z YAPIN, Z‹NDE KALIN
Egzersiz yapmak, yüksek kan bas›nc› (tansiyon), diyabet, osteoporoz, depresyon, olas› ba¤›rsak
kanseri, felç ve s›rt hasarlar›n› azaltmaya yard›mc› oluyor.
GÜNEfi‹N ZARARLI ETK‹LER‹NDEN VE SOLARYUMDAN KAÇININ
Kanser tiplerinden en yayg›n› deri kanseridir. Günefl alt›nda kalma ile deri kanseri aras›nda direkt
ba¤lant› bulunuyor. Bu nedenle, günefl ›fl›nlar›n›n en zararl› oldu¤u saatlerde günefle ç›k›lmamal›d›r.
E¤er herhangi bir nedenle günefl alt›nda kal›nacaksa, mutlaka koruyucu giysi giyilmeli, flapka
tak›lmal› ve koruyucu ürünlerden uygun olan› kullan›lmal›d›r.
GÜVENL‹ B‹R C‹NSEL YAfiAMA ÖNEM VER‹N
Kiflinin ve eflinin cinsel yolla bulaflan bir hastal›¤› yoksa, tek eflli ise güvende demektir. Prezervatif
kullanmak cinsel yolla bulaflan hastal›klar› önlemede etkilidir.
KOLESTEROLÜNÜZÜ KONTROL ALTINDA TUTUN
Kolesterol düzeyi yüksek ise, do¤ru beslenerek düflürülmelidir. Örne¤in, yenilen ya¤ oran› azalt›l›p,
lifli besin tüketimi art›r›lmal›, egzersiz yapmaya bafllanmal›d›r.
KAN BASINCINIZI (TANS‹YON) DENGEDE TUTARAK HASTALIK R‹SK‹N‹Z‹ AZALTIN
Kalp, felç ve böbrek hastal›klar› riskini yüksek kan bas›nc› art›r›r. Kan bas›nc›n› kontrol alt›na almak
için kilo verilmeli, egzersiz yap›lmal›d›r. Sodyum içeren besinler ve alkol az tüketilmeli. Sigara
içilmemeli ve ilaçlar mutlaka hekim kontrolünde kullan›lmal›d›r.
MEME KONTROLÜNÜ AKSATMAYIN
Kad›nda en s›k görülen kanser meme kanseridir. 20’li yafllar›n bafl›ndan itibaren, her ay, memelerin
elle muayene edilmesi gerekiyor. 40 yafl›ndan sonra y›lda bir kez memeler hekim kontrolünden
geçmeli ve mammografi çektirilmeli.
PAP SMEAR TEST‹, BA⁄IRSAK VE PROSTAT KANSER‹ KONTROLÜNÜ DÜZENL‹ OLARAK YAPTIRIN
Rahim kanseri, düzenli yap›lan pap smear testiyle ortaya ç›kart›labiliyor. ‹lk pap smear testinin, aktif
cinsel yaflam bafllad›¤› zaman veya 18 yafl›na girildi¤inde yapt›r›lmas› gerekiyor. Pap smear testi
bafllang›çta, en az üç normal sonuç al›ncaya kadar y›lda bir kez yapt›r›lmal›d›r.
AfiI OLUN
Belli bir yafla geldikten sonra da afl› olmak gerekebilir. Hepatit B afl›s› için yafl s›n›r› yoktur, her
yafltaki kifliye mutlaka yap›lmal›d›r. Yetiflkinlerin, tetanos ve difteriyi tetikleyici nedenlere karfl› 10
y›lda bir afl›ya gereksinimleri vard›r.
DÜZENL‹ SA⁄LIK KONTROLÜ YAPTIRIN
Kiflinin sa¤l›k durumu y›ldan y›la de¤ifliklik gösterebilir. Herkesin ayn› testi ve muayeneyi yapt›rmas›
yerine, kifliye özel testler yap›lmas› gerekir. Kifli için do¤ru olan muayene ve testler, bununla birlikte
risk içeren faktörler hakk›nda hekimden bilgi al›nmal›d›r.
ASM VİTAL
61
62_63_ASM_FTR
8/4/09
4:41 PM
Page 1
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
“Tedavinin amac› yaflam
kalitesini art›rmak”
Hekimli¤in üç ana ilkesi vard›r. Bunlar; koruyucu hekimlik, tedavi edici hekimlik ve
rehabilite edici hekimliktir. Her hasta ve hastal›k için ise mutlaka uygun bir rehabilitasyon
program› vard›r. ASM Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman› Prof. Dr. Semih Ak›,
fizik tedavi ve rehabilitasyonun hastaya neler kazand›rd›¤›n› anlatt›.
ajanlar›n›n kombine kullan›m›d›r. Fizik tedavi ajanlar›,
rehabilitasyon program› içerisinde yer alan hastay›, bu
program içinde uygulanan egzersizlere haz›rlamak için
kullan›l›r.
Rehabilitasyon multidisipliner
bir yöntemdir
Tedavi ekibinde hastan›n hastal›¤›yla ilgili de¤iflik
branfl hekimleri yer al›r. Yerine göre ortopedi,
nöroloji, beyin cerrahi, kardiyoloji, solunum sistemi
hastal›klar› uzmanlar› yer alabilir. Rehabilitasyon
hekiminin görevi de, bütün bu de¤iflik uzmanl›k
alanlar›n›n birbiriyle koordineli bir flekilde çal›flmas›n›
sa¤lamakt›r.
Sporcu yaralanmalar› oran›
gençler aras›nda yüksek
izik tedavi ve rehabilitasyon, kiflinin hastal›ktan
“Hastan›n
önceki fonksiyonlar›n› hastaya tekrar
tedaviye kat›l›m›
kazand›rmak ve önceki yaflam kalitesine
olmadan o hastay› ulaflt›rmak için uygulanan yöntemlerin tümünü
kapsayan bir uzmanl›k alan›d›r. Örnek olarak, k›r›¤›
iyilefltirmek
olan bir hastay› veya kalça eklemini de¤ifltirdi¤iniz
hastay› bu cerrahi giriflimden sonra eski yaflam
çok zor.
seviyesine ulaflt›rabilmek için yap›lan tüm çabalar
Rehabilitasyon
rehabilitasyon program› içinde yer al›r. O nedenle fizik
tedaviden daha ziyade rehabilitasyonu ön plana
program›,
almak gerekiyor.
hekimden
Fizik tedavi, rehabilitasyon
bafllay›p hemen
bir araçt›r
hemen toplumun için
Rehabilitasyonun temelini egzersizler oluflturur.
tüm kesimlerini
Kiflinin vücudunu bu egzersizlere haz›rlamak için
kullan›lan tüm yöntemler de fizik tedavi
ilgilendiren
uygulamalar›n› gerektirmektedir. Rehabilitasyonda
bir programd›r.”
amaç, birtak›m egzersiz programlar› ile fizik tedavi
F
62 ASM VİTAL
Sportif faaliyetlerin artmas›yla, yurdumuzda son
y›llarda spora daha fazla önem verilmeye baflland› ve
sporla u¤raflanlar›n say›s›nda art›fl gözlendi. Buna
ba¤l› olarak gençler daha çok sporla ilgilenmeye
bafllad›lar. Dolay›s›yla spor yaralanmas› sonucu
rehabilitasyona ihtiyac› olanlar aras›nda daha çok
gençler var. Son y›llarda dalmaya, yüksekten
atlamalara ba¤l› olarak boynunu k›ran ve ömür boyu
sakat kalan gençlerin say›s› artt›. Trafik kazas›
geçirenlerin de büyük k›sm› gençlerden olufluyor.
Günümüzde motosikletlerin de daha yayg›n
kullan›lmaya bafllanmas›yla, genç kazazedelerle daha
s›k karfl›lafl›yoruz.
Gençlerin topluma kazand›r›lmas› hem sosyal,
hem de t›bbi aç›dan son derece önem tafl›yor.
Gençlerin genellikle entelektüel seviyeleri de yüksek
oluyor. Topluma katk›s› büyük olabilecek bir kesim
topluma tekrar kazand›r›lmaya çal›fl›l›yor. Dolay›s›yla
özellikle genç nüfusu ilgilendiren rehabilitasyon
çal›flmalar›, hem ekonomik aç›dan, hem de uzun
süreli olmas› aç›s›ndan önem tafl›yor.
Prof. Dr. Semih Ak›’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
62_63_ASM_FTR
8/4/09
4:42 PM
Page 2
FTR’de yafl ve zaman
s›n›r› yoktur
Rehabilitasyonun yafl› yoktur; k›sacas› do¤umla
bafllar, ölüme kadar her dönemde, her yaflta hastan›n
yap›s›na uygun ya da ihtiyac›na cevap verebilecek bir
rehabilitasyon program› mutlaka vard›r. Gerekirse yeni
do¤mufl bir çocu¤u da, ölüm döfle¤indeki bir hastay› da
rehabilitasyon program›na alabiliriz. Hastan›n ihtiyac›na
göre, çok k›sa dönemlerde birkaç günlük tedavi
program› olabildi¤i gibi, bütün bir ömür boyu sürmesi
gereken bir rehabilitasyon program›na da hasta ihtiyaç
gösterebilir. Bunu saatlerle veya bir ömür gibi çok genifl
bir kavram içerisinde veya zaman süreci içerisinde
de¤erlendirmek mümkün.
Rehabilitasyon bütün toplumu ilgilendirir. Hastan›n
kat›l›m› olmadan bir hastay› rehabilite etmek çok zor.
Belki bütün hastal›klarda bu önemli ama
rehabilitasyonda çok daha önemli. FTR’de yap›lan,
sonuçta hastaya yol göstermektir. Sonraki süreçte
gösterilen yolu takip edip etmemek tamamiyle hastan›n
kendi performans›yla ilgilidir. Onun için
rehabilitasyonda, hekimin oldu¤u kadar hastan›n,
dolay›s›yla ailesinin de çok büyük katk›s› var. Ancak
bunu yaln›z aileyle s›n›rlamak de¤il, toplumun çeflitli
kesimlerine de yaymak gerekiyor. Örne¤in tekerlekli
iskemle kullanan bir hasta için sadece hekimin,
hastan›n, ailesinin katk›s› de¤il, ayn› zamanda o
bölgedeki iflverenin de katk›s› gerekiyor. Bu kifliye uygun
bir ifl de gerekiyor. ‹fle belediye aç›s›ndan bakt›¤›m›zda
hizmetlerinde engellileri de kapsayan ulafl›m hizmetleri
ve yaflam alanlar› oluflturmak durumunda. Onun için
rehabilitasyon program› hekimden bafllay›p toplumun
tüm kesimlerini ilgilendiren bir programd›r.
“Rehabilitasyonun temelini egzersizler
oluflturur. Kiflinin vücudunu bu egzersizlere
haz›rlamak için kullan›lan tüm yöntemler
de fizik tedavi uygulamalar›n›
gerektirmektedir.”
Uzm. Dr. Ebru ‹lbuldu’nun di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
[D‹YOR K‹:]
Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon Uzman›
Dr. Ebru ‹lbuldu
REHAB‹L‹TASYON
PROGRAMININ
HEDEFLER‹ NASIL
BEL‹RLEN‹R?
“Biz, hastan›n ilk
muayenesini yapt›ktan
sonra birtak›m hedefler
koyar›z. Bunlar k›sa ya da
uzun vadedeki hedefler
olarak iki ana grup alt›nda
toplanabilir. K›sa
vadeli hedefleri
gerçeklefltirdikten sonra
uzun vadeli hedefleri
tekrar de¤erlendiririz.”
ASM VİTAL
63
64_65_ASM_OKSURUK_2
8/4/09
4:05 PM
Page 1
Gö€üs Hastal›klar›
Öksürük
yeteri kadar önemsenmiyor
Öksürük çok basit bir savunma mekanizmas› gibi görünmekle birlikte, gö¤üs
hastal›klar› polikliniklerine baflvuru nedenleri aras›nda ilk s›ralarda yer al›r. Ast›mdan
zatürreye kadar birçok hastal›k öksürü¤ün nedeni olabilir. ASM Gö¤üs Hastal›klar›
Uzman› Doç. Dr. Kemal Tahao¤lu, öksürü¤ün çeflitlerini, alt›nda yatabilecek
hastal›klar› ve öksürükte tan›sal yaklafl›mlar› anlatt›.
[B‹LG‹]
D‹⁄ER ÖNEML‹
HASTALIKLAR
Genellikle öksürükle
birlikte görülen zatürre,
akci¤er tüberkülozu,
Kronik Obstrüktif Akci¤er
Hastal›¤› (KOAH), g›rtlak
ve akci¤er kanseri, kalp
yetmezli¤i gibi uzman
hekimler taraf›ndan tan›
konulabilen hastal›klard›r.
Bunlar d›fl›nda da birçok
önemli hastal›kta öksürük
görülmektedir. Örnek
olarak yabanc› cisim
aspirasyonu, özellikle
çocuklarda görülmekle
beraber, eriflkinlerde ve
yafll›larda da görülebilir.
Baflörtüsü kullanan genç
k›zlarda türban i¤nesinin
nefes borusu ve
bronfllara kaçt›¤›
bilinmektedir.
Bronkoskopi ile yabanc›
cismin ç›kar›lmas› gerekir.
Psikojenik öksürü¤e ise
oldukça nadir rastlan›r.
Ancak bilinen öksürük
nedenleri elendikten
sonra böyle bir tan›
konulabilir. Daha çok
küçük k›z çocuklar›nda
görüldü¤ü bilinmektedir.
64 ASM VİTAL
ksürük, solunum yollar›ndaki sekresyonlar›
ve yabanc› cisimleri temizlemeye yarayan
bir savunma mekanizmas›d›r. Sa¤l›kl›
kiflilerde, beklenen bu amac› sa¤lad›¤›nda etkili ve
yararl›d›r. Ancak öksürük uzun sürerse önemli bir
rahats›zl›k haline gelir. Öte yandan, birçok solunum
yolu ve sistemik hastal›¤›n en s›k görülen ilk
bulgular›ndan biridir. Üzerinde durulmas› gereken
en önemli nokta, öksürü¤ün bir hastal›k olmaktan
çok, birçok hastal›kta görülen bir belirti olmas›d›r.
Öksürük refleksinin birçok organda reseptörleri
bulunur. Gö¤üs Hastal›klar› Uzman› Doç. Dr. Kemal
Tahao¤lu, öksürü¤ün hastal›klarla iliflkisini anlatt›:
“Nefes borusunda, g›rtlakta, sinüslerde, bronfllarda,
diyaframda, d›fl kulak yolunda, kulak zar›nda, kalp
ile akci¤er zar›nda ve mide de de¤iflik oranlarda bu
reseptörlerden vard›r. Bu nedenle, sadece akci¤er
hastal›klar›nda de¤il, farkl› organlar›n hastal›klar›nda
da öksürükle karfl›lafl›labilir. Bu hastal›klar söz
konusu organlar›n basit iltihaplar›ndan, kötü huylu
hastal›klar›na; ast›m, kalp yetmezli¤i gibi kronik
hastal›klardan, gastroözofageal reflüye, sigara
duman›na maruz kalmaktan, ilaç kullan›m›na kadar
de¤iflen genifl bir yelpaze oluflturur.”
Ö
Öksürük çeflitleri:
Akut öksürük ve kronik öksürük
Öksürükler, süreleri göz önüne al›nd›¤›nda, akut
ve kronik olmak üzere iki gruba ayr›l›r. Üç haftadan
daha uzun süre devam eden öksürükler, genellikle
kronik öksürük olarak adland›r›l›r. Baz› hekimler
kronik öksürük için sekiz hafta boyunca öksürü¤ün
devam etmesi gerekti¤ine inan›rlar.
Balgaml› öksürük ve kanl› balgam
Di¤er bir s›n›flama, öksürükle beraber d›flar›
balgam at›l›p at›lmamas›na göre yap›l›r. Balgaml›
öksürük genellikle solunum yollar›n›n iltihapland›¤›
hastal›klarda görülür. Bazen öksürük kanl› balgam
ç›karma ile birlikte de olabilir. Bu durum genellikle
akci¤er kanseri, bronflektazi veya verem gibi önemli
bir hastal›¤›n bulgusudur.
Öksürü¤ün nedenleri
Akut öksürükler, en çok so¤uk alg›nl›¤› veya üst
solunum yollar› enfeksiyonlar›ndan kaynaklan›r.
Öksürü¤e yol açan di¤er en s›k karfl›lafl›lan
nedenler; allerjik burun ak›nt›lar›, ast›m ataklar›,
sigara duman› ve ozon gibi d›fl etkenlere maruz
kalmakla oluflabilir. Akut öksürükle beraber, atefl,
pas renkli balgam ç›karma, gö¤üs a¤r›s›, bazen bir
pnömoninin (zatürre) göstergesi olabilir.
Sigara
Sigara içen kiflilerde balgaml› olan öksürük s›k
görülür. ‹flin kötüsü, sigara tiryakileri bu duruma
al›flm›fllard›r. Bunu ‘sigara öksürü¤ü’ olarak
adland›rarak fazla önemsemezler. Asl›nda bu çok
tehlikeli bir durumdur. Zaten kronik bronflit,
amfizem ve akci¤er kanseri gibi önemli akci¤er
hastal›klar› için risk tafl›yan sigara tiryakilerinde,
tan›da gecikmenin önemli nedenlerinden biri de
öksürüklerini benimsemifl olmalar›d›r. Vurgulamak
gerekir ki, sadece sigara içmek de¤il, sigara
duman›na maruz kalmak da sa¤l›¤a ciddi zararlar
verir. Anne ve baban›n sigara içti¤i evlerde yaflayan
11 yafl alt›ndaki çocuklar›n %50’sinde kronik
öksürük gözlenmifltir.
Geniz ak›nt›s›
Post Nazal Ak›nt› Sendromu (PNAS) ad› verilen
bu durum, birçok araflt›rmada, kronik öksürük için
en s›k neden olarak belirlenmifltir. Hastalar bo¤azda
ak›nt›, s›kça bo¤az temizleme ihtiyac›, bo¤azda
g›c›k hissinden flikâyet ederler. Bu tarz s›k›nt›lar
yaflayan hastalar›n baz›lar›, yak›n geçmiflte bir üst
solunum yolu enfeksiyonu yaflam›flt›r.
64_65_ASM_OKSURUK_2
8/4/09
4:05 PM
Page 2
Bilgisayarl› gö¤üs tomografisi
Ast›m
Kronik öksürük nedenlerinden en önemlilerinden
birisi ast›md›r. Öksürük, bazen ast›m›n tek bulgusu
olarak ortaya ç›kabilir.
Gastroözofageal Reflü
Kronik öksürü¤ün en s›k rastlanan üç
nedeninden biri reflüdür. Hastada öksürükle birlikte
mide yanmas›, ekflime, a¤za ac› su gelmesi gibi reflü
belirtileri her zaman görülmeyebilir.
Bilgisayarl› gö¤üs tomografisi
Gö¤üs hastal›klar› uzmanlar› taraf›ndan gerek
görüldü¤ünde kullan›lan ileri radyolojik bir inceleme
yöntemidir. Akci¤erin kötü huylu hastal›klar›nda,
bronflektazide tan› de¤eri oldukça yüksektir.
Akci¤er fonksiyon testleri
Özellikle bronfl ast›m›, kronik bronflit, amfizem
gibi hastal›klarda duyarl›l›¤› ve kesin tan› koydurucu
özelli¤i yüksek bir testtir.
Balgam muayenesi
Özellikle solunum yollar›ndaki infeksiyöz
hastal›klar›nda balgam›n bakteriyolojik incelemesi
kolay ve yararl› bir tan› koyma yoludur. Ülkemizde
s›k rastlanan akci¤er tüberkülozu tan›s›nda en
güvenilir yöntemdir. Solunum yollar›n›n di¤er iltihapl›
hastal›klar›nda da balgam kültür ve antibiyogram›
oldukça yararl›d›r. Di¤er yandan akci¤er kanserinde
balgamda tümör hücrelerinin belirlenmesi mümkün
olabilir.
Bronkoskopi uygulamas›
Öksürükte tan›sal yaklafl›m
Uygun tan›sal giriflimler ile öksürü¤ün %88-100
oran›nda nedeni belirlenebiliyor. Öncelikle öksüren
kiflinin ayr›nt›l› öyküsü dinlenip, fizik muayenesi
yap›lmal›d›r. Sigara kullan›m› ve sigara duman›
maruziyeti sorgulanmal›, mesle¤i ö¤renilmelidir. Bu
aflamada birçok hastan›n tan›s›n› koymak
mümkündür. Tan› konulamayan hastalarda ise ek
incelemeler yap›lmaktad›r.
Akci¤er röntgeni
Hastan›n ayr›nt›l› hikâyesi dinlenip fizik
muayeneyi izleyen ilk tan›sal giriflim akci¤er filmi
çekilmesidir. Akci¤er filmi basit ucuz ve kolay
ulafl›labilir bir inceleme yöntemidir. Gebelik d›fl›nda
çekilmesinde bir sak›nca yoktur. Yüksek duyarl›l›¤›
olan bu yöntem; zatürre, akci¤er tüberkülozu,
akci¤er kanseri, plörezi (akci¤erde s›v› birikmesi) gibi
çok önemli hastal›klar›n ön tan›s›nda çok yararl›d›r.
[B‹LG‹]
HEK‹ME BAfiVURULMASI
GEREKEN DURUMLAR
E¤er hasta yeflil, sar› veya pas rengi balgam
ç›kar›yorsa (Bu durum genellikle bir enfeksiyon
sonucu gerçekleflir).
Di¤er beliritiler ortadan kalkt›ktan sonra öksürük
21 günden daha uzun bir süre devam ediyorsa.
E¤er öksürükle birlikte atefl varsa veya kanl›
balgam söz konusuysa, hekime baflvurulmas›
gereken klinik bir sorun söz konusu olabilir.
Bronkoskopi
Sedasyon alt›nda, burun veya a¤›z yoluyla
girilerek uygulanan ileri bir inceleme yöntemidir. Ön
incelemeler tamamland›ktan sonra nefes borusu ve
bronfllar›n bronkoskop denilen cihaz ile
incelenmesidir.
Öksürü¤ün komplikasyonlar›
nelerdir?
Tedavi edilmeyen öksürük, her fleyden önce
daha fazla ve fliddetli öksürü¤e neden olabilir, baflka
bir ifadeyle “öksürük öksürü¤ü artt›r›r”. Öksürü¤ü
takiben bafl dönmesi, ge¤irme, mide bulant›s› ve
kusma görülebilir. Kaburga kemiklerinde k›r›k, kas
y›rt›lmalar›, bel kemi¤inde çökme k›r›klar›,
pnomotoraks (akci¤er zarlar› aras›na hava birikmesi),
idrar kaç›rma, öksürü¤ün di¤er komplikasyonlar›d›r.
Doç. Dr. Kemal Tahao¤lu’nun di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz.
[D‹YOR K‹:]
Gö¤üs Hastal›klar› Uzman›
Doç. Dr. Kemal Tahao¤lu
ÖKSÜRÜK
fiURUPLARINI
HEK‹M ÖNERMEL‹
“Nedeni saptanan
öksürüklerin tedavisinde,
%84-98 oran›nda baflar›
elde edilebiliyor.
Dolay›s›yla tüm di¤er
hastal›klarda oldu¤u gibi
nedene yönelik tedavi
uygulanmas› en do¤ru
yöntemdir. Ancak öksürük
rahats›zl›k verici ve
konfor bozan bir durum
oldu¤u için, nedene
yönelik tedavi
uygulamalar› yan›nda,
öksürü¤ü kesmeye
yönelik tedaviler de
hekim taraf›ndan
uygulanabilir. Ancak
toplumda yayg›n olarak
kullan›lan öksürük flurubu
konusunda dikkatli olmak
gerekir. Her fleyden önce
öksürük flurubu olarak
bilinen bu ilaçlar çok
çeflitlidir. Her biri de¤iflik
etken maddeler içerir.
Birço¤u so¤uk alg›nl›¤›na
yönelik etken maddelerin
birlefliminden oluflurken,
baz›lar› balgam sökücü
etkiye, baz›lar› da öksürük
kesici etkiye sahiptirler.
Sonuç olarak; biz öksürük
fluruplar›n›n, hekim
taraf›ndan önerilmedikçe
kullan›lmas›n› do¤ru
bulmuyoruz.”
ASM VİTAL
65
66_67_ASM_AKREDIT
8/4/09
4:14 PM
Page 1
Kalite
ASM’de hastalar›n
güvenli¤i kontrol alt›nda
Son y›llarda oldukça s›k duyulan bir kelime olan ‘akreditasyon’ hem hastane, hem de
hasta güvenli¤i aç›s›ndan önemli anlamlar tafl›yor. Sa¤l›kta dünyan›n en önemli kalite
kuruluflu olan Joint Commision International (JCI) denetçileri taraf›ndan her aç›dan
incelenerek akredite edilen Anadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM), sa¤l›k hizmetini uluslararas›
kalite standartlar› çerçevesinde veren say›l› hastaneler aras›nda yer al›yor.
JCI akreditasyonu hastanelerin vermifl olduklar›
bak›m ve tedavi hizmetin tan›ml› standartlara
uygun oldu¤unu gösterir. Dolay›s›yla
hastanelerin kalite ç›tas›n›n yüksekli¤inin bir ifadesidir.
ABD ve dünyan›n en eski ve en büyük sa¤l›k
akredite kuruluflu olan The Joint Commission
organizasyonu uzun y›llard›r sa¤l›kta kalite ve
güvenli¤i art›rmaya yönelik çal›flmalar yap›yor. ABD’de
bugüne kadar 16.000’in üzerinde sa¤l›k kuruluflu The
Joint Commission taraf›ndan de¤erlendirildi ve
akredite edildi.
JCI akreditasyonu, sa¤l›k kurulufllar›ndaki kalite
standartlar›n› hasta bak›m› ile güvenli¤i olmak üzere
iki aflamada de¤erlendirir. Konuyla ilgili olarak
J
66 ASM VİTAL
görüfltü¤ümüz ASM Stratejik Planlama ve Performans
Gelifltirme Müdürü Murat Sümer, akreditasyon
hakk›nda merak edilenleri anlatt›.
JCI nedir?
JCI’›n, hastane akreditasyonlar›nda önemli ve
sayg›n bir yere sahip oldu¤unu kaydeden Murat
Sümer, “JCI, hekiminden hasta bak›c›s›na kadar
hastayla do¤rudan iliflkide olanlarla ve hastaya
uygulanan tedavinin organizasyonuyla ilgilidir.
Hasta bak›m› konusunda standartlar› vard›r. JCI
akreditasyonu; özellikle sa¤l›k kurulufllar›nda hasta
güvenli¤i, tesis güvenli¤i, enfeksiyonlar›n önlenmesi,
hasta ile yak›nlar›n›n korunmas› ve bilgilendirilmesi
66_67_ASM_AKREDIT
8/4/09
4:15 PM
Page 2
gibi konularda standartlar gelifltirir ve sa¤l›k
kurulufllar›n›n bu standartlara uyumunu denetleyip
baflar›l› olanlar› akredite eder” dedi. Murat Sümer
flöyle devam etti: “Anadolu Sa¤l›k Merkezi de
dünyada yüksek standartta hizmet veren hastaneler
gibi akredite bir kurulufltur. ASM, JCI taraf›ndan
ayr›nt›l› bir incelemeden geçti. JCI’›n Chicago’daki
merkezinin oluflturdu¤u program dahilinde JCI
yetkilileri Türkiye’ye geldi ve masa bafl›ndaki
yetkililerden sahada hasta bak›m› yapan personele
kadar her alanda görüflmeler yapt›.
Ameliyathanelerden, klima santrallerine kadar her
türlü teknik donan›m incelendi ve tüm bu
de¤erlendirmeler sonucunda ASM, JCI taraf›ndan
akredite olmaya hak kazand›. Örne¤in JCI
akreditasyonuna sahip bir hastane olarak ASM’de;
ilaç yönetimi, hasta haklar›n›n korunmas›, cerrahi
giriflimler s›ras›nda gerekli tüm kurallara uyulmas›,
anestezinin do¤ru uygulanmas›, hastan›n uygun bir
flekilde de¤erlendirilmesi gibi çeflitli konularda
uluslararas› standartlar baflar›yla uygulanmaktad›r.
Özetle s›k› bir kontrol mekanizmas›
oluflturulmaktad›r.”
Kontrol mekanizmas›
JCI akreditasyonuna sahip olduktan sonra da
denetimler devam etti¤ini söyleyen Murat Sümer,
“ASM’de de üç y›lda bir inceleme oluyor” dedi.
Hasta güvenli¤i için
önlemler al›n›yor
Murat Sümer, hasta güvenli¤i için al›nan
önlemleri de flu örneklerle aç›kl›yor; “ASM’de JCI
standartlar›na uygun olarak, enfeksiyon riski sürekli
olarak izleniyor. Yüksek riskli ilaçlar, hasta güvenli¤i
aç›s›ndan katta de¤il, eczanede bulunduruluyor.
Hastalara yaflamsal zarar verebilecek, ilaçlar›n tümü
hasta yak›nlar›ndan da uzaklaflt›r›l›yor. Hastalar›m›z›
yap›lacak tüm giriflimsel ve tan›lama ifllemlerinden
önce ad› soyad›, gün/ay/y›l olarak do¤um tarihi ve
protokol numaras›ndan en az ikisi ile sorguluyor ve
tan›ml›yoruz. Yatan hastalar›m›za bu bilgileri içeren
kimlik bileklikleri tak›yoruz. Bu sayede hasta kimli¤inin
belirlenmesinden do¤abilecek hatalar› oluflmadan
önlüyoruz. ASM’de uygulanan ameliyathaneye
yönelik hasta güvenli¤i uygulamalar›ndan birisi de
‘taraf iflaretleme’. Bir baflka deyiflle, do¤ru hastan›n,
do¤ru taraf›ndan, do¤ru ameliyat› olmas›n› sa¤lamak.
Bu sistemde örne¤in hasta sa¤ dizinden ameliyat
olacaksa cerrah hastan›n sa¤ dizine iflaret koyar.
Hasta ameliyathaneye gitti¤inde cerrah›n hasta ile
ilgili sordu¤u sorular›n tümü ekip taraf›ndan
cevapland›ktan sonra hastan›n ameliyat öncesi
dosyas› imzalan›r ve hasta ameliyata al›n›r. ASM’de
uygulanan di¤er önlemlerden baz›lar›; bebek kaç›rma
olaylar›n› engellemek için bebek güvenlik sistemi,
hasta güvenli¤inin sa¤lanmas› için odalarda bulunan
yard›m ipleri ve acil bir durumda hastalar›n ç›k›fl›n›n
sa¤lanabilece¤i özel yang›n ç›k›fllar›d›r. Bu hasta
güvenli¤i önlemleri uluslararas› standartlar kalitesinde
ASM’de baflar› ile uygulan›yor.”
ASM Türkiye’de ESMO
akreditasyonu alan ilk ve
tek kurulufl
Avrupa T›bbi Onkoloji Derne¤i’nin bir
akreditasyonu olan ESMO (European Society for
Medical Oncology) gibi hastaneleri kapsayan daha
özel akreditasyonlar da var. ESMO’nun da
yay›mlanm›fl standartlar› bulunuyor. Bu standartlara
uygun oldu¤unu düflünen hastaneler ESMO’ya
baflvuruyor ve hastanenin yap›s› ve iflleyifli inceleme
alt›na al›n›yor. ESMO, hastalar›n t›bbi flans›n›n
kalmad›¤› durumlarda da hastaya verilecek sa¤l›k
hizmetinin uluslararas› standartlarda olmas›n›
sa¤l›yor. ASM, Türkiye’de ESMO akreditasyonu olan
tek kurulufltur.
[D‹YOR K‹:]
Stratejik Planlama ve
Performans Gelifltirme
Müdürü Murat Sümer
ASM’N‹N D‹⁄ER
AKRED‹TASYONLARI
Murat Sümer, ASM’nin JCI ve
ESMO akreditasyonlar›n›n
yan› s›ra, ISO 9001:2008
Kalite Yönetim Sistemi, ISO
14001:2004 Çevre Yönetim
Sistemi ve OHSAS 18001:2007
‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i
Yönetim Sistemi
standartlar›yla da uyumlu
oldu¤unu belirtti.
[B‹LG‹]
JCI’IN HASTA AÇISINDAN SA⁄LADI⁄I YARARLAR
Hasta, baflvurdu¤u sa¤l›k kuruluflunun, uluslararas› sayg›n kurumlar taraf›ndan ortaya
konulan standartlara uydu¤undan emin oluyor.
Hasta güvenli¤i, hastane akreditasyonun çok önemli bir parças›d›r. 2000 y›l›nda ABD’de
yay›mlanan bir rapor, önlenebilir t›bbi hatalar›n, ABD için beflinci önde gelen ölüm
nedeni oldu¤unu ortaya koydu. Hasta güvenli¤i sorunlar›n›n yaklafl›k yar›s›n› ilaç
hatalar› ve yanl›fl doz al›m› oluflturuyor. Akreditasyon, hasta güvenli¤ini sa¤l›yor.
Kurumdaki hatalar› en aza indirmek için sistemler oldu¤unu gösteriyor. Hata hastaya
ulaflmadan izlemeye al›n›yor.
Hasta haklar› için uluslararas› mekanizmalar var. Bu mekanizmalar, hastan›n r›zas›
al›nmadan ifllem yap›lmas›n›n önüne geçiyor ve hastan›n sürekli bilgilendirilmesini
sa¤l›yor. Hastan›n karar sürecine dahil edilmesine, geliflmelerden haberdar edilmesine
olanak tan›yor.
ASM VİTAL
67
68_69_ASM_FELAKET
8/4/09
4:16 PM
Page 1
Bizden Haberler
ASM ve Johns Hopkins Medicine
felaket için e¤itti
Anadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM) ile Johns Hopkins Medicine Acil T›p Bölümü ve Kritik
Olaylara Haz›rl›k ve Müdahale Bölümü (CEPAR), “Yaralanmalar, ‹flyeri Sa¤l›¤›,
Acil Durum ve Felaket Yönetimi” sempozyumunu gerçeklefltirdi.
[B‹LG‹]
CEPAR
NED‹R?
Johns Hopkins’in
Kritik Olaylara Haz›r
Olma ve Karfl›l›k Verme
(Critical Event
Preparedness and
Response) bölümü.
CEPAR, 11 Eylül terör
olaylar›ndan sonra
özellikle felaketler
karfl›s›nda sa¤l›k
birimlerinin bilgi
birikimlerini ve
becerilerini art›rma
amac›yla kuruldu.
68 ASM VİTAL
J
ohns Hopkins Acil T›p Bölümü ve Kritik
Olaylara Haz›rl›k ve Müdahale Bölümü
(CEPAR) ile Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nin
iflbirli¤inde düzenlenen “Yaralanmalar, ‹flyeri Sa¤l›¤›,
Acil Durum ve Felaket Yönetimi” sempozyumunda
ASM ve JHM hekimleri do¤al afetler ve büyük
kazalarda acil müdahale konusunu tart›flmaya açt›.
184 kat›l›mc›yla gerçekleflen sempozyumda özellikle
toplu yaralanmalara yol açan felaketler karfl›s›nda
gelifltirilen yeni yaklafl›mlar ve acil müdahale
yöntemleri ele al›nd›.
Felaketlere haz›rl›kl› olmak
t›bbi müdahale
kadar önemli
ASM T›bbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin
Çakmakç›’n›n konuflmas› ile aç›lan sempozyuma,
JHM CEPAR Direktörü James J. Scheulen ve Direktör
Yard›mc›s› Christina Catlett’in yan› s›ra, ASM’den Dr.
fiadiye Çetintafl, Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk ve Prof. Dr.
Tuncer Süzer ile Hacettepe Üniversitesi’nden Doç.
Dr. Kaya Yorganc› konuflmac› olarak kat›ld›.
ASM T›bbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin
Çakmakç›, bu konferansla kat›l›mc›lar›n, toplu
yaralanmalara yol açan kazalar ve felaketler
karfl›s›nda haz›rl›kl› olmalar›n› ve yetkinliklerini
art›rmay› hedeflediklerini belirtti. Prof. Dr. Çakmakç›
flöyle devam etti: “Günlük yaflam›m›zda felaketten
söz edilince kendi yak›n deneyimlerimizden deprem
veya büyük yang›nlar gibi gözümüzün önünde olan
baz› yak›n örnekleri an›ms›yoruz. Halbuki otoyoldaki
büyük bir kaza, bina çökmesi, do¤algaz patlamas›
vb. gibi toplu yaralanmalara neden olabilecek birçok
kaza, e¤er an›nda ve do¤ru müdahale edilmezse
ciddi kay›plarla sonuçlanabilir. Ülkemizde büyük
araçlar›n kar›flt›¤› trafik kazalar›n›n, genellikle ayn›
anda çok say›da cana maloldu¤unu düflünürsek, bu
örnekleri ço¤altmam›z da mümkündür. Burada t›bbi
müdahalenin kendisi kadar, böyle durumlarda ne
yapaca¤›m›z› bilmek ve ona göre organize olmakla
ilgili kültürel bir yaklafl›ma ihtiyaç oldu¤unu
düflünüyorum. Çünkü görece küçük felaketlere ve
kazalara zaman›nda ve do¤ru flekilde müdahale
edebilme becerisi, bizleri olas› daha büyük facialara
karfl› haz›rl›kl› hale getirebilir.”
68_69_ASM_FELAKET
8/4/09
4:16 PM
Page 2
ASM’den
pilotlara
tam destek
2009 Formula 1 ING Türkiye Grand Prix
yar›fllar›, 5-7 Haziran tarihlerinde
‹stanbul’da h›z tutkunlar›yla bulufltu.
Anadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM), Formula 1
ING Grand Prix’ye evsahipli¤i yapan
‹stanbulPark’›n sa¤l›k hizmeti
sorumlulu¤unu üstlendi. ASM,
‹stanbulPark’ta kurdu¤u tam donan›ml› t›p
merkeziyle pilotlar›n sa¤l›¤›ndan sorumlu
oldu. ASM’nin
Formula 1 yar›fllar›
için özel olarak
haz›rlad›¤› t›p
merkezinde genel
cerrahi, ortopedi ve
travmatoloji
uzman›, aile
hekimi,
anesteziyoloji uzmanlar›, anestezi teknikeri,
radyoloji teknikeri, hemflirelerden oluflan bir
ekip görev yapt›. Ayn› yap›da paralel bir
ekip de, yar›fllar›n gerçekleflece¤i tarihlerde
ASM’de haz›r bekledi. ASM’de yar›fllar için
iki ameliyathane ve iki yo¤un bak›m ünitesi
de haz›r durumda bekledi. ‹stanbulPark’taki
t›p merkezinde travma odas›, yo¤un bak›m
odas›, muayene odas›, müflahede odas› ve
olas› yan›k vakalar› için dufl odas› yer ald›.
H›zl› müdahale için gerekli t›bbi
malzemelere ve ilaçlara sahip iki araç da
merkezde haz›r bulundu.
Hasta ve yak›nlar›na
özel otel hizmeti
Anadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM), flehir d›fl›ndan ve
yurt d›fl›ndan gelen hastalara yönelik otel projesini
hayata geçiriyor.
SM otel projesi ile, flehir d›fl›ndan ve yurt d›fl›ndan
gelen hastalara konaklama konusunda ideal bir
çözüm sunulmas› hedefleniyor. Hastaneyle ba¤lant›l›
konaklama merkezinde 75 yatakl› 40 odada hizmet verilecek.
ASM konaklama merkezinde misafirlere befl y›ld›zl› otel
konforu sunulacak. ASM’de hastas› bulunan refakatçi ve
ziyaretçiler ile, ‹stanbul d›fl›ndan gelenler rahatl›kla konaklama
merkezinde kalabilecekler. Böylece hasta yak›nlar›,
hastalar›ndan ayr›lmadan otel konforunda konaklama hizmeti
alabilecekler. ASM otel projesinin 2010 y›l›nda hizmete
girmesi planlan›yor.
A
ASM VİTAL
69
70_71_ASM_ALTYAPI_4
8/4/09
4:17 PM
Page 1
Teknoloji
ASM’nin teknik alt yap›s›
Hasta güvenli¤i ve konforu
esas al›narak oluflturuldu
Anadolu Sa¤l›k Merkezi, hastalar›na ak›ll› bina teknolojileri ile iflletilen t›bbi ve
teknik altyap›ya sahip bir hastane olman›n ayr›cal›¤›n› yaflat›yor.
nadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM), 49 bin
metrekarelik kapal› alanda, özellikle
Onkolojik Bilimler, Kalp Sa¤l›¤›,
Kad›n Sa¤l›¤› ve IVF, Nörolojik Bilimler,
Cerrahi Bilimler ve Dahili Bilimler branfllar› ile
Yo¤un Bak›m Hizmetleri alan›nda ulusal ve
uluslararas› referans merkezi olmak amac›yla
hizmet veriyor. Yaklafl›k bin kiflilik bir kadro
ile hizmet veren ASM’nin teknik alt yap›s›
uluslararas› standartlarda oluflturuldu. Ak›ll›
bina teknolojileri ile iflletilen ASM’de güvenlik
otomasyon sistemleri sayesinde hastalar ve
yak›nlar› 24 saat kendilerini güvende
hissediyorlar.
A
gören hastalar›n ve yak›nlar›n›n misafir
edilebilece¤i 40 odal›, 75 yatakl› ve 2500
metrekarelik otelin (Hasta Yak›nlar›
Konaklama Binas›) 2010 y›l› bafl›nda inflaat›
tamamlanacak.
Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nin, mekanik ve
elektrik teknik altyap› sistemleri, binan›n ve
iflletmenin büyüklü¤üne ba¤l› olarak kaliteli
bir yat›r›m ile gerçeklefltirildi. Bu mekanik ve
ASM, büyümeye ara
vermeden devam ediyor
Hastane bünyesinde 2008 y›l›nda, t›bbi
ve teknolojik alanda çok daha yo¤un yeni bir
bölüm olarak 22 yatakl› Hematolojik Onkoloji
ve Kemik ‹li¤i Nakli Merkezi ilave binas› infla
edildi. Merkezin bu y›l içerisinde hizmete
girmesi planlan›yor. Ayr›ca, uzun süreli tedavi
70 ASM VİTAL
Soldan sa¤a;
Elektrik Müh. Ayten
Pekmezo¤lu
‹dari Hizmetler Direktörü
Mimar Mustafa Uslu
Teknik Müdür Yük. Makina
Müh. Tülay Atay›lmaz
elektrik sistemlerin iflletilmesinde ayr›ca ak›ll›
bina teknolojileri denilen, her biri birbirinden
ba¤›ms›z çal›flan farkl› amaçlar ile kurulmufl
bina otomasyon sistemlerinden yararlan›l›yor.
Anadolu Sa¤l›k Merkezi ‹dari Hizmetler
Direktörü Mimar Mustafa Uslu, ASM’nin
teknik alt yap›s› hakk›nda bilgi verdi:
“ASM’de; mimari, inflai, mekanik, elektrik,
otomasyon ve teknik sistemlerin yönetimi,
Teknik Hizmetler ve Yat›r›mlar
Müdürlü¤ü departman›
bünyesindeki bir yüksek
makina mühendisi, bir elektrik
mühendisi, bir mimar ve 20
kiflilik teknisyen kadrolar›nca
yap›l›yor. Tesisimizi sorunsuz
flekilde ifller halde tutmak
amac›yla ekiplerimiz ile 7/24
vardiyal› çal›fl›yoruz. Amac›m›z
ASM bünyesindeki di¤er tüm
departmanlara en üst
seviyede idari ve teknik
destek vermek.”
70_71_ASM_ALTYAPI_4
8/4/09
4:17 PM
Page 2
ASM VE OTOMASYON S‹STEMLER‹
So¤utma
gruplar›
(Chiller)
Ar›zalar an›nda
gideriliyor
ASM bünyesinde kullan›lan ak›ll› bina
otomasyon sistemleri hastanenin mekanik ve
elektrik sistemlerinin istikrarl› ve güvenli bir
flekilde çal›flt›r›lmas›n› esas al›yor. Meydana
gelebilecek ar›zalar›n an›nda belirlenmesi,
teknik sistemlerin tükettikleri enerjilerin
kontrol alt›nda tutulabilmesi, bina ve insan
güvenli¤inin sa¤lanmas› ve bunlara ba¤l›
olarak hasta ve personel konforu ile
memnuniyetinin sa¤lanmas› aç›s›ndan bizlere
büyük görev düflmektedir diyen Anadolu
Sa¤l›k Merkezi ‹dari Hizmetler Direktörü
Mimar Mustafa Uslu, kuracaklar› yeni
binalarda da ak›ll› bina teknolojisini
kullanacaklar›n› söylüyor.
20 bin teknik nokta
sürekli kontrol ediliyor
ASM bünyesinde; havaland›rma, ›s›tma,
so¤utma, yang›n ve s›hhi tesisat sistemleriyle
ilgili olarak HVAC otomasyon sistemi
kullan›l›yor. ASM’de otomasyon sistemlerinin
en önemlisi HVAC otomasyonu. Bu sistem
sayesinde binada yaklafl›k 20 bin teknik
noktay› sürekli otomasyon bilgisayarlar›ndan
kontrol edebildiklerini söyleyen Mustafa Uslu,
bunun ihtiyaca göre büyümeye ve
kapasitesini art›rmaya uygun bir altyap›s›n›n
da bulundu¤unu belirtiyor.
ASM’de elektrikler
asla kesilmez
Mekanik otomasyonun d›fl›nda ASM’de
elektrik sistemleri ile ilgili otomasyon
sistemleri de bulunuyor. Elektrikle ilgili bütün
binaya hükmeden ve ASM’ye özgü
tasarlanan ayd›nlatma otomasyon sistemi
bunlar›n en önemlisi. Mustafa Uslu’nun
Güvenlik merkezi
Yang›n ihbar sistemi
verdi¤i bilgiye göre, ASM içinde yaklafl›k 15
24 saat devrede
bin adet elektrik armatürü bulunuyor. Bu
ASM’de interaktif adresli bir yang›n ihbar
armatürlerin yaklafl›k yar›s› genel mekanlarda
sistemi bulunuyor. Herhangi bir mekandaki
bulunuyor. Ayd›nlatma otomasyon
duman detektörlerinden yang›n ihbar›
sisteminden tek tek görülebiliyor, kontrol
geldi¤inde bu ihbar›n geldi¤i
edilebiliyor. Bu sayede ar›zal›
mahal, mimari olarak yang›n ihbar
olan armatür an›nda görülerek,
bilgisayar ekran›ndan izlenebiliyor.
ikaz ya da bildirmeye gerek
Yang›n ihbar izlemesi, biri Teknik
kalmadan de¤ifltiriliyor. Bunun
Hizmetler Otomasyon Merkezi ile
yan›nda bu otomasyon sistemi
di¤eri Güvenlik Merkezi’nde
sayesinde gün ›fl›¤›ndan en
olmak üzere iki merkezden efl
efektif flekilde yararlan›l›yor.
zamanl› olarak 24 saat yap›l›yor.
Sisteme her ay “gün
Herhangi bir yang›n ihbar
ayd›nlanma ve kararma saati”
‹dari Hizmetler Direktörü
alg›lamas›nda mekanik ve elektrik
giriliyor. Buna ba¤l› olarak da,
Mimar Mustafa Uslu
sistemlerin birlikte yönlendirildi¤i
belirlenen saatlerde otoparklar
yang›n otomasyonu devreye giriyor.
kademeli olarak ayd›nlan›yor. ‹stenilen katlar,
ayd›nlatmaya al›nabiliyor ya da kademeli ve
k›smi ayd›nlat›labiliyor. Tüm ayd›nlatma, tek
Bebeklere özel güvenlik
bir merkezden ve birkaç klavye tuflu
sistemi bulunuyor
yard›m›yla yap›labiliyor. Bu sayede enerji
ASM’de güvenlik amaçl› oluflturulmufl
tasarrufu sa¤lan›yor.
özel otomasyon sistemleri bulunuyor.
Bunlardan en önemlisi CCTV güvenlik
otomasyon sistemi. CCTV sisteminde ASM
Asansörlerde deprem
bünyesinde 115 adet izleme kameras›
ve yang›n sensörü var
buluyor. Bunlardan 17 tanesi güvenlik
ASM bünyesinde bulunan 17 asansörde
aç›s›ndan kabin içi izlem yap›ld›¤›na dair uyar›
de ak›ll› bina teknolojisi kullan›l›yor. Tek bir
yaz›lar› ile birlikte asansör içerisinde, di¤erleri
bilgisayar ekran›ndan asansörün hangi katta
bina içi genel mekanlar ile bina d›fl› alanlarda
oldu¤u, kap›lar›n›n aç›l›p aç›lmad›¤›, konumu
yer al›yor. ASM’de, yeni do¤an bebeklerin
görülebiliyor.
kaç›r›lma teflebbüsünü ya da bebeklerin
Mustafa Uslu, bu sistemle, baz› hasta ve
hasta yak›nlar›n›n girmemesi gereken katlara, kar›flt›r›lma riskini önlemek için bebek
güvenlik otomasyon sistemi var. Ayr›ca tüm
ameliyathane, yo¤un bak›m odalar›na veya
personel, kartl› geçifl otomasyon sistemini
bölgelere girmesinin önlendi¤ini söylüyor.
kullan›yor. Çal›flan personel bu sistemde,
Tüm bu otomasyon altyap›s› istenildi¤i gibi
kendi görevi, binan›n yap›s› ve iflleyifline göre
yönlendirilebiliyor veya ihtiyaca göre güncel
belli gruplara ayr›lm›fl durumda. Böylece
olarak de¤ifltirilebiliyor. Asansörlerde ayr›ca
personel sadece girifl izni oldu¤u bölgelere
deprem ve yang›n güvenli¤i ile ilgili
girebiliyor. ASM, ak›ll› bina teknolojileri
özelliklere de sahip deprem sensörleri
sayesinde güvenli¤i en üst düzeyde tutuyor.
bulunuyor.
ASM VİTAL
71
72_ASM_BURS_2
8/17/09
12:09 PM
Page 1
E€itim
Anadolu Vakf›
çal›flmalar›na
ara vermeden devam ediyor
1979 y›l›ndan bu yana 10 binden fazla ö¤rencinin hayallerini gerçeklefltirirken,
umutlar›na ›fl›k olan Anadolu E¤itim ve Sosyal Yard›m Vakf›, bugüne kadar yapt›¤› ve
kamu kurulufllar›na arma¤an etti¤i 50 esere her gün yenilerini kat›yor.
[B‹LG‹]
SOSYAL
YARDIMLAR
Gazi olanlar,
çocuklar›n›
okutamayanlar, evi
olmayanlar parasal
yard›m istiyorlar ya
da bir okul müdürü
‘bilgisayar dershanesi’
isteyebiliyor. Vak›f bu
kiflilere ve kurumlara
da yard›m ediyor.
Vakf›n köylere dönük
projeleri de var. Do¤u
ve Güneydo¤u’daki
okullar›n iyilefltirmesi
ya da okul olmayan
tafl›mal› e¤itimi olan
köylere okul yapma
projesi var.
nadolu E¤itim ve Sosyal Yard›m Vakf›,
30 y›l önce Kamil Yaz›c› ve ‹zzet Özilhan
taraf›ndan kuruldu. Kuruldu¤u günden
bugüne ö¤rencilere burs vererek e¤itime katk›da
bulunan Vak›f, ayn› zamanda Türkiye’nin birçok
bölgesinde yapt›rd›¤› hastaneler, yurtlar ve okullarla
ihtiyaçlar› karfl›lamay› bir görev bildi. Özellikle
e¤itime büyük önem verdiklerinin alt›n› çizen
Anadolu Vakf› Genel Müdürü Hüseyin Topa,
çal›flmalara ara vermeden devam ettiklerini söyledi.
A
50 kal›c› eser
Anadolu Grubu’nun 1979 y›l›nda ‹stanbul’da
kurdu¤u Anadolu E¤itim ve Sosyal Yard›m Vakf›,
bugüne kadar 50’ye yak›n kal›c› eser yapt›. Bu
eserlerden üç tanesi hastane; Kartal’daki Suzan
Yaz›c› Acil Yard›m Hastanesi, bir di¤eri ‹zmir
Bornova’da Türkan Özilhan Acil Yard›m Hastanesi
ve de Gebze’de bulunan Anadolu Sa¤l›k Merkezi
Hastanesi. 50 eser içinde ayr›ca yurtlar, okullar,
sa¤l›k ocaklar›, sosyal ve spor tesisleri var.
Türkiye’de ilk defa Kayseri’de kurulan Sivil Havac›l›k
Yüksekokulu da Anadolu Vakf› taraf›ndan yapt›r›ld›.
Daha sonra dört y›ll›k e¤itim veren bir fakülteye
dönüfltürüldü.
10 bin ö¤renciye burs
Bugüne kadar 10 bin ö¤renciye burs veren
Anadolu Vakf›’n›n Genel Müdürü Hüseyin Topa,
1979 y›l›ndan bu yana ö¤rencilere karfl›l›ks›z burs
verdiklerini söylüyor. Vak›f, her y›l 770 ö¤renciye
burs veriyor. Topa, “Bu ö¤rencilerden 500’üne,
vak›f kendi seçimiyle burs veriyor. 250 ö¤renci için
ise Türkiye’nin kalk›nmakta olan 50 ilinden valilerin
emrine 5’er burs kontenjan› veriliyor. 20 kifliye de
hemflire bursu veriliyor.
Hüseyin Topa, bursiyerleri seçerken oldukça titiz
davrand›klar›n› söylüyor ve ekliyor; “Seçimi
yaparken tercihen k›z ö¤rencileri seçiyoruz.
72 ASM VİTAL
Üniversiteye yeni bafllam›fl anne, babas›n›
kaybeden, maddi olana¤› yetersiz, çal›flkan ve
herhangi bir ideolojik nedenle sab›kas› olmayanlar›
seçmeye çal›fl›yoruz. ‹htiyaç sahipleri çok fazla. Her
y›l bize 4 bin ya da 5 bin müracaat oluyor. Bu
nedenle seçime eylül ay›nda bafll›yoruz. Ocak ay›na
kadar araflt›rma fleklinde devam ediyoruz.
Araflt›rmay› yaparken çocuklar›n söylediklerine,
yazd›klar›n›n do¤rulu¤una ve baflka yerden burs al›p
almad›klar›na bak›yoruz. Hiçbir yerden burs
almayan ö¤rencileri seçiyoruz. Bunun için de burs
veren tüm müesseselerle listemizi karfl›laflt›r›yoruz.
25_ILAN
8/3/09
2:15 PM
Page 6
74_75_ASM_KITAP_1
8/4/09
4:19 PM
Page 1
Bizden Haberler
‘Sa¤l›kta Sanat’ projesi
Lions Tiyatro Ödülünü ald›
Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nin (ASM) kültür ve sanata verdi¤i destek çerçevesinde
gerçeklefltirdi¤i tiyatro projesi “Sa¤l›kta Sanat”, Direkleraras› Seyircileri’nin oluflturdu¤u
“Halk Jürisi” taraf›ndan Lions Tiyatro Ödülü’ne lay›k görüldü. Hasta ve hasta yak›nlar›na
yönelik olarak düzenlenen projede, Nikolai Gogol’ün dünyaca ünlü eseri “Bir Delinin Hat›ra
Defteri”, tiyatrocu Metin Zako¤lu taraf›ndan Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nde sahnelendi.
S
anata ve sanat›n yaflama katt›¤› zenginli¤e önem
veren Anadolu Sa¤l›k Merkezi, “Sa¤l›kta Sanat”
projesi ile Lions Tiyatro Ödülü’nü kazand›. Ödül,
Direkleraras› Seyircileri olarak adland›r›lan Halk Jürisi’nin
oylar›yla verildi. Toplam 248 oyunu izleyen Halk Jürisi, Lions
Tiyatro Ödülü’nün, Metin Zako¤lu taraf›ndan sahnelenen “Bir
Delinin Hat›ra Defteri” adl› oyununa kap›lar›n› açan ASM’ye,
kültür ve sanata yapt›¤› katk›lardan ötürü verilmesini
kararlaflt›rd›. Düzenlenen törende Lions Tiyatro Ödülü’nü
ASM ad›na ‹dari Hizmetler Direktörü
Mimar Mustafa Uslu ald›. Hasta ve
hasta yak›nlar›n› tiyatro sevgisi
etraf›nda buluflturan proje ile ASM’de
sanata yer vermekten büyük mutluluk
duyduklar›n› belirten ASM Kurumsal
Hizmetler ve ‹letiflim Direktörü
Semra Baysan flunlar› söyledi:
“Bir Delinin Hat›ra Defteri,
ASM’de sahnelendi¤i süre
içinde hasta ve hasta
yak›nlar›ndan büyük ilgi
gördü. Projemizin halk jürisi
taraf›ndan ödüllendirilmifl
olmas› bizim için özellikle anlaml›. Bu ödülü kazanmam›zda
rolü olan herkese teflekkür ederiz.”
Sahnede hasta odas› haz›rland›
Bir ak›l hastas›n›n hayata olan ba¤l›l›¤›n›n e¤lenceli bir
üslupla anlat›ld›¤› “Bir Delinin Hat›ra Defteri” adl› oyun ASM
Sahnesi’nde hasta ve hasta yak›nlar› ile çal›flanlar için
sahnelendi. Oyun için sahnede gerçek bir hasta odas›
haz›rland›.
Metin Zako¤lu, Gogol'un gerçekle hayal dünyas› aras›nda
oldu¤u bir dönemde kaleme ald›¤› bu tek kiflilik oyununda
s›radan bir devlet memuru olan Ivanoviç Popriflçin’in
dünyas›n› ve yaflad›klar›n› dokunakl› bir flekilde yorumlayarak
seyircilere aktard›.
74 ASM VİTAL
74_75_ASM_KITAP_1
8/4/09
4:20 PM
Page 2
Anadolu Sa¤l›k Merkezi ve Johns Hopkins Medicine iflbirli¤iyle haz›rlanan
BELLEK VE KALP
KR‹Z‹N‹ ÖNLEMEK
kitaplar› okurlarla bulufltu
Belle¤inizi ve kalbinizi, hastal›klardan nas›l koruyaca¤›n›z› bu kitaplardan ö¤reneceksiniz.
Kitaplar belle¤in güçlendirilmesi, kalp krizinin nedenleri ve korunma yöntemleri konular›nda
k›lavuz niteli¤inde yararl› öneriler içeriyor.
Belle¤inizi mercek alt›na al›n
Kalp sa¤l›¤›nda uygulanan yöntemler
Dr. Peter Rabins taraf›ndan kaleme al›nan ‘Bellek’ adl› kitap
biliflsel gerilemeden Alzheimer hastal›¤›na kadar bellek sorunlar›n›n
önlenmesi, tan›s› ve kontrol alt›na al›nmas› için bir rehber niteli¤i
tafl›yor. Kitapta ‘Yafla Ba¤l› Unutkanl›k’, ‘Beyne Dost Bir Yaflam
Biçimi’, ‘Diyabet ve Biliflsel Bozulma’ gibi bafll›klarla okurlara yararl›
bilgiler aktar›l›yor. Kitapta ayr›ca demans ve alzheimer hastalar›na
bakanlara yaklafl›m, beyin görüntüleme ve alzheimer hastal›¤›
hakk›ndaki son geliflmeleri de bulmak mümkün.
‘Kalp Krizini Önlemek’ Dr. R.S. Blumenthal ve Dr. S. Margolis’in
ortak eseri. Kitapta “Kim kalp krizi geçirir?”, “Kalp krizinin nedenleri
neler?” gibi temel sorular›n yan›tlar› yer al›yor. Ayr›ca kalp krizinin
risk faktörleri, kalp sa¤l›¤› konusunda uygulanan yeni yöntemler,
kalp krizini önlemek için giriflim ve ameliyatlar gibi konularda da bilgi
veriliyor. ‘Bellek’ ve ‘Kalp Krizini Önlemek’ kitaplar›, Anadolu Sa¤l›k
Merkezi Hastanesi, ASM Ataflehir, ASM Suadiye T›p Merkezi ve tüm
seçkin kitapevlerinden temin edilebiliyor.
ASM VİTAL
75
76_77_ASM_GEZI_2
8/17/09
12:12 PM
Page 1
Gezi
Kufllar›n gözdesi tarihi flehir
Samsun
Tarihi zenginli¤i ile Karadeniz’in öne ç›kan flehirlerinden olan Samsun,
bar›nd›rd›¤› zengin kufl türleri ile de do¤an›n güzelli¤ine büyük katk› sa¤l›yor.
[D‹PNOT]
SAMSUN’A
NASIL G‹D‹L‹R?
KARAYOLU: Otobüs
terminali, il merkezinde
bulunuyor. Otogar tel:
0362 238 17 06
DEM‹RYOLU: SamsunSivas ve Samsun-Amasya
demiryolu ba¤lant›lar›
bulunuyor. ‹stasyon tel:
0362 233 22 93
DEN‹ZYOLLARI:
Samsun'da feribot
seferleri yap›l›yor.
Liman tel:
0362 445 16 05
HAVAYOLU: Samsun
Havaalan› kent
merkezine 19 km.
Havaliman› tel:
0362 844 88 30
76 ASM VİTAL
aradeniz Bölgesi’nin yükselen de¤eri
Samsun, do¤al tarihi ve kültürel
zenginlikleri ile turizm potansiyeli yüksek
flehirlerin bafl›nda geliyor. Deniz, kara, hava ve
demiryolu ulafl›m olanaklar›, Samsun’un önemini
art›r›yor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtulufl Savafl›’n›
bafllatt›¤› il olan Samsun, tarihte önemli bir yere
sahip. Samsun, Küçük-Asya olarak bilinen, Anadolu
Yar›madas›’n›n kuzeyinde Orta Karadeniz
Bölgesi’nde, K›z›l›rmak (Eski Halys Alis) ile
Yeflil›rmak’›n (Eski ‹ris) denize döküldü¤ü yerler
aras›ndaki yörede Mert Irma¤› a¤z›na kurulmufl bir
flehir.
M.Ö. 12 YY'da Anadolu'da Hitit siyasal
egemenli¤inin kalkmas›ndan sonra Samsun'un
çeflitli devletlerin nüfuz alan› haline geldi¤i tahmin
ediliyor.
M.Ö. 750-760 y›llar› aras›nda Anadolu'da Yunan
kolonilerinin kuruldu¤u dönemde Samsun, ‘Amisos’
adl› küçük bir yerleflim merkezi olarak biliniyordu.
fiehrin ‹on flehir devletlerinden Miletos taraf›ndan
kuruldu¤u kabul ediliyor. Tarihte ço¤u kez el
de¤ifltiren Samsun, 1413'de Osmanl› yönetimine
kat›ld›. 1869 y›l›nda büyük bir yang›n geçiren
K
Samsun'un hemen hemen tamam› yanarak kül
oldu. Fakat zengin bir ticaret merkezi ve flehri
oldu¤undan k›sa bir zamanda kalk›nd›. Fransa'dan
getirilen bir mimar›n plan›na göre flehirde birbirini
dik olarak kesen dar sokaklar ve caddeler boyunca
evler yap›ld›. Tarihinin bu kadar zengin olmas›
Samsun’u di¤er Anadolu flehirlerinden farkl› k›l›yor.
Samsun’un mimarisinde ve caddelerinde tarihin
derin izlerine tan›k olmak mümkün.
76_77_ASM_GEZI_2
8/17/09
11:43 AM
Page 2
Samsun nas›l kuruldu?
Samsun'un tarih öncesi ça¤larda ne zaman ve
nas›l kuruldu¤u hakk›nda kesin bilgiler bulunmuyor.
Kentin güzeyindeki ‘Dündar Tepe’ höyü¤ünde
yap›lan arkeolojik araflt›rma ve incelemeler kalkolitik
ve bak›r ça¤lar›na ait bir uygarl›¤›n yaflad›¤›n› ortaya
koyuyor. Ayr›ca söz konusu yörenin Hititler’den önce
ve onlar›n döneminde ‘Gaskalarca’ da yerleflim yeri
olarak seçildi¤i Hitit yaz›l› kaynaklar›ndan anlafl›l›yor.
büyülüyor. Bölgenin kendine has do¤al güzelli¤i
tarihi miras ile örtüflüyor. Özellikle kufllar›n u¤rak
yeri olmas› ve bitki örtüsünün zenginli¤i deltan›n
vazgeçilmezli¤ini pekifltiriyor. K›z›l›rmak Deltas›’nda
bugüne dek 318 kufl türü belirlendi. Bölgede
görülen kufl türlerinden baz›lar› Türkiye'de çok
ender ve ancak zaman zaman görülebilen de¤erli
türlerdir.
318 kufl türü bulunuyor
Yöresel mutfakta pide
ilk s›rada
K›z›l›rmak Nehri’nin Samsun’da denize
döküldü¤ü yerde oluflan K›z›l›rmak Deltas›,
Karadeniz’in do¤al özelliklerini koruyabilmifl en
büyük ve en önemli sulak alanlar›ndan biri. Ayn›
zamanda turistlerin de büyük ilgisini çeken bölge,
do¤a harikas› güzelli¤i ile misafirlerini dört mevsim
Samsun'un yöresel mutfa¤›nda; m›s›r, lahana ve
kuru fasulye önemli bir yer tutuyor. Turistlerin
gözdesi ise genelde Samsun pidesi oluyor. Yöreye ait
yemekler aras›nda kaz yufkas›, yer pancar›, m›s›r
çorbas›, yo¤urtlu çorba, keflkek, karalahana çorbas›
ve hamsili pilav ilk s›ralarda yer al›yor.
[D‹PNOT]
SAMSUN’UN TIBB‹ TAR‹H‹
Terme (Themiscrya) efsanelerin baz›lar›na göre
Amazonlar›n anavatan›d›r. En az›ndan, kad›n
savaflç›lardan oluflan bir toplulu¤un yaflad›¤›
bölgelerden birisidir. Kad›n savaflç›lar›n gö¤üslerine
yönelik baz› ifllemler yapt›klar› bilinmektedir. Bu
ifllemler gö¤üslerin ütülenmesi, di¤er s›cak
uygulamalarla küçültülmesi veya cerrahi ifllemlerle
meme dokusunun ortadan kald›r›lmas›d›r. Baz›
tarihçilere göre bu ifllemler kad›n savaflç›lar›n
yaylar›n› daha kolay germeleri veya savaflmalar› için
baflvurduklar› bir yöntemdir. Gö¤üs bölgesindeki izleri
bir fleref madalyas› olarak kabul ettikleri ve Artemis’e
adad›klar› öne sürülmüfltür. Di¤er araflt›rmac›lara
göre ise bu ifllemler meme dokusunda oluflan
hastal›klar›n ve kitlelerin tedavisi için uygulanm›flt›r.
Hangi nedenle uygulanm›fl olursa olsun, Terme, dünya
üzerinde meme dokusuna yönelik cerrahi ifllemlerin
ilk kez gerçeklefltirildi¤i bölgelerden birisidir.
KUfi GR‹B‹ TEHD‹D‹
Samsun, Romanya, Ukrayna ve K›r›m
üzerinden göç eden kufllar›n ülkemizdeki ilk
konaklama noktalar›ndan birisidir. Bu nedenle
bütün dünya için tehdit unsuru olarak kabul
edilen kufl gribi (avian influenza) etkeni olan
H5N1 virüsü aç›s›ndan Samsun bölgesi yüksek
riskli bölgelerden birisidir. Daha önce
ülkemizdeki salg›nlarda da girifl noktas›
oldu¤u de¤iflik araflt›rmalarla saptanm›flt›r.
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu
arac›l›¤›yla bafllat›lan “Kufl Gribine Karfl›
Haz›rl›kl› Olma ve Müdahale için Teknik
Yard›m Projesi” baflar›l› bir flekilde
yürütülmektedir. Bu proje sayesinde küresel
sa¤l›k tehditlerinin en önemlilerinden biri
olan kufl gribinin sürekli olarak izlenmesi,
denetlenmesi ve salg›n an›nda acil önlemlerin
al›nmas› mümkün hale gelmifltir.
[B‹LG‹]
TAR‹H‹
MEKÂNLAR
ATATÜRK MÜZES‹
Tamamen tafl ve renkli
mermerden infla edilen
müze 1968 y›l›nda
ziyarete aç›ld›. Müzede
Atatürk ile ilgili eflyalar,
silahlar, kitaplar ve
foto¤raflar sergileniyor.
Tel: 0362 431 28 68
ARKEOLOJ‹ VE
ETNOGRAFYA MÜZES‹
1981 y›l›ndan itibaren
faaliyet gösteren
müzede, Samsun ve
çevresinde yap›lm›fl olan
arkeolojik kaz›lardan
ç›kan eserler
sergileniyor.
Tel: 0362 431 28 68
GAZ‹ MÜZES‹
19 May›s 1919’da
Atatürk'ün Samsun’a
geldi¤i zaman kald›¤›
M›nt›ka Palas Oteli müze
haline getirildi. Müze
Atatürk’ün çal›flma
odas›, yatak odas› ve
konferans salonu olarak
kulland›¤› üç oday›
kaps›yor.
Tel: 0362 435 75 35
ASM VİTAL 77
78_79_ASM_AJANDA_2
8/4/09
3:21 PM
Page 1
Ajanda
[CD]
Ya¤mur damlalar›n›n
evrensel müzik yolculu¤u
Raindrops by Anjelika, huzuru do¤adan al›p size getiriyor...
esteci Anjelika Akbar, 3 y›l sonraki
ilk albümü ile müzik marketlerdeki
yerini ald›. “Raindrops by Anjelika”
isimli albümde sanatç›; ney, kanun d›fl›nda
hint etnik çalg›lar›n› da kullanarak evrensel
müzik dilinde ya¤mur damlalar›n› kendi
yorumuyla anlat›yor. Dünya çap›nda ve
müzik tarihinde “Mutlak Kulak” sahibi say›l›
sanatç›lardan olan Anjelika Akbar; bu
yetene¤i sayesinde evrendeki bütün sesleri
müzik notas› olarak alg›layarak besteleriyle
bize sunuyor. Sanatç› albümü ile ilgili
olarak “‹çimize yönelmek ve kendimizle
B
[F‹LM]
[DVD]
Dünyan›n Sonundaki K›ta
Yönetmenli¤ini Jean Lemire’in
yapt›¤› Frans›z yap›m›, Dünyan›n
Sonundaki K›ta, belgesel
sevenlere keyifli bir 120 dakika
yaflatacak. Jean Lemire ve
günümüz araflt›rmac›lar›, 430
günde Antarktika'y› keflfetmek
üzere eflsiz bir maceraya do¤ru
yola ç›karlar. Gezegenin geri
kalan›ndan izole olmufl,
ba¤lant›s›n› koparm›fl bir yere...
Burada penguenler, foklar,
balinalar ve albatroslar kurallar›
koyar. ‹nsanlarsa geçici
ziyaretçilerden baflka bir fley
de¤ildir...
Küçük Deniz K›z› Ponyo
Hayao Miyazaki’nin
yönetmenli¤ini yapt›¤›
animasyon tarz› Küçük Deniz
K›z› Ponyo, gösterime girdi¤i
ülkelerde büyük ilgi görüyor.
Tamam› el ile çizilen Ponyo’da
Miyazaki, 170.000’i aflk›n ayr›
çizimden kullanarak kendi
rekorunu k›r›yor. Yaflad›¤›
krall›ktan kaçarak insan olmak
isteyen küçük bal›k-prensesin
rengârenk hikâyesini anlatan
Ponyo, baflta çocuklar olmak
üzere 7’den 70’e bütün
sinemaseverlere hitap ediyor.
78 ASM VİTAL
buluflarak huzura ulaflmaya çok ihtiyac›m›z
var. Bu cd’deki tüm yap›tlar dinleyicileri
kendi iç yolculuklar›na ç›karmaya destek
olacak. Ya¤mur damlalar›n›, farkl›
enstrümanlar›n t›n›s›nda “Anjelika tarz›nda”
tan›mlad›m. Ben ya¤muru bu albümdeki
gibi duyuyorum, tan›ml›yorum ve
yorumluyorum. Tüm eserlerin besteleme
sürecinde ilham ald›¤›m çok fazla fley olsa
da ortak bulufltuklar› duygu huzur, t›pk›
tüm kültürlerde ya¤mur damlas›n›n
huzuru ve dinginli¤i tan›mlad›¤›
gibi…”diyor.
Tatil Kitab›
Tatil Kitab›, Silifkeli bir ailenin yaz
boyunca bafl›ndan geçenleri, ailenin
küçük o¤lu Ali’nin bak›fl aç›s›ndan
anlat›yor. Yönetmenli¤ini Seyfi
Dursun’un yapt›¤› filmin öyküsü
Ali’nin sert mizaçl› babas› Mustafa ile
ailenin di¤er üyeleri aras›ndaki
gerilimler üzerine kurulu. ‹stanbul’da
askeri lisede okuyan büyük o¤lu
Veysel’in üniversite s›nav›na girme
iste¤ine fliddetle karfl› ç›kan Mustafa,
çekingen ve içine kapal› bir çocuk olan Ali’yi de ticaret
ö¤renmeye zorlar. Bu gerginlikler, limon tüccar› olan
Mustafa’n›n, ifl için gitti¤i Ürgüp’ten dönüflte beyin kanamas›
geçirip komaya girmesiyle geri plana itilir. Aileyi bir arada
tutmak için Mustafa’n›n yerini almak zorunda kalan Hasan
olmak üzere, filmdeki karakterler belirgin bir flekilde de¤iflir.
Dünyan›n Durdu¤u Gün
Filmin yönetmenli¤ini Scott Derrickson
yap›yor. Dünyan›n Durdu¤u Gün,
dünyay› sarsan ak›l almaz görsel
efektlerle süslenmifl bir bilim-kurgu
klasi¤i. Keanu Reeves, Klaatu rolünde
dünyaya ayak basan ve insanl›¤› tehdit
eden, geri dönülmesi imkans›z bir
tak›m olaylar›n bafllang›c›n› tetikleyen
dünya d›fl› bir varl›kt›r. Hükümet ile
bilim adamlar› dünyay› ve insanl›¤›
kurtarmak ve bu ziyaretçinin
beraberinde getirdi¤i gizemi çözmek için umutsuz bir savafl
bafllat›rlar. Bir kad›n (Jennifer Connolly) ve küçük üvey o¤lu
kendilerini bu savafl›n oda¤›nda bulunca, dünyan›n yok olma
sürecinde tüm insanl›¤›n umudu olurlar.
78_79_ASM_AJANDA_2
8/4/09
3:21 PM
Page 2
[K‹TAP]
Çocuk Olmak Zor
Çocuk olmak bazen
zordur, ama ço¤unlukla o
kadar da kötü de¤ildir.
Asl›nda çok e¤lenceli
olabilir! Çocuklar›n
yapabilece¤i öyle müthifl
fleyler var ki! A¤aca
t›rmanmak, kumda
oynamak, s›cak bir günde bahçe hortumunun
alt›ndan geçmek ya da bir külah dondurmay› bir
arkadaflla paylaflmak. Kimse çocuk olman›n kolay
oldu¤unu söylemiyor, ama çocuk olmak bazen
zor olsa da, ço¤u zaman çok e¤lenceli oluyor.
TÜB‹TAK yay›nlar›ndan ç›kan ‘Çocuk Olmak Zor’
çocuklara hayat›n zor ve e¤lenceli yanlar›n›
gösteriyor.
Yapabilirim
T›p
Kafatas›na
aç›lm›fl delikler
bafl a¤r›s›n›
geçirir mi? Virüs
neye benzer?
Hastal›klar›n
tedavisinde
zehirden nas›l
faydalan›l›r? Akupunktur
anestezinin yerini alabilir mi? Tüm
bu sorular›n ve daha fazlas›n›n
yan›tlar›n› bu kitapta bulacaks›n›z.
Aç›klamal› foto¤raflar ve resimler
modern t›p dünyas›n› yak›ndan
tan›man›za yard›mc› olacak.
Yapmas› gerçekten
zor görünen iflleri
denemekten biraz
korkmak çok
normal. Baz›
insanlar›n baz› iflleri
yapabilmek için
di¤erlerinden daha
fazla çal›flmas› da
gerekebilir. Bu da normal. Ama büyük,
küçük hangi zorluk olursa olsun, çok
çal›flarak, çok pratik yaparak her fleyin
üstesinden gelebilirsiniz. TÜB‹TAK
yay›nlar›ndan ç›kan ‘Yapabilirim’ adl› kitap
çocuklara hayat›n zorluklar›yla nas›l bafla
ç›k›laca¤›n› anlat›yor.
Ola¤anüstü Bulufllar
Tübitak Popüler Bilim Kitaplar› serisinden ‘Ola¤anüstü
Bulufllar’ insanl›¤› etkileyen temel bulufllar›n nas›l ortaya
ç›kt›¤›n› merak edenlere hitap ediyor. Do¤an›n iflleyifli
hakk›nda toplumu e¤itmenin bilim adamlar›n›n görevlerinden
biri oldu¤unu düflünen Frank Ashall, Ola¤anüstü Bulufllar’da,
dönemlerinde insano¤lunun dünyaya bak›fl›n› de¤ifltiren
bulufllardan baz›lar›n›n nas›l yap›ld›¤›n›, temel bilimsel
[GÖSTER‹]
araflt›rmalar›n insanl›¤a sa¤lad›¤› yararlar› sade bir dille
anlat›yor. Okuyucuyu bilim adamlar›n›n ve bulufllar›n
dünyas›nda bir yolculu¤a ç›karan kitap, art›k hayat›m›z›n
ufak birer ayr›nt›s› haline gelmifl pek çok geliflmenin
asl›nda nas›l bilim adamlar›n›n inatla ifllerine sar›lmalar›,
"tesadüfleri" de¤erlendirebilmeleri sayesinde ortaya ç›kt›¤›n›
bize gösteriyor.
[SERG‹]
Dans Atölyesi
ans Atölyesi kapsam›nda her y›l geleneksel olarak
Ak Sanat’ta yurtd›fl› ve yurt içinden misafir
sanatç›lar›n kat›l›m›yla özel atölye çal›flmalar›
gerçeklefltiriliyor. Dans Atölyesi’nin gerçeklefltirdi¤i özel
atölye çal›flmalar› ile kat›l›mc› dansç›lar›n teknik ve estetik
alg›lar›n› de¤erlendirme f›rsat› sunuluyor. Yafl gruplar›na
ve kat›l›mc›lar›n seviyelerine göre özel s›n›flar
oluflturuluyor. Dans atölyesi; aç›k provalar, konuk
koreograflar›n atölye çal›flmalar›, genç koreograflar›n
panelleri, yerli ve yabanc› e¤itmenlerin teknik derslerinin
yan› s›ra video gösterimleri ve söylefliler gibi pek çok
etkinli¤e de ev sahipli¤i yap›yor. Dans atölyesinde çocuklar
için de atölye çal›flmalar› düzenleniyor.
D
Yaz Karma Sergisi
Evin Sanat Galerisi, düzenledi¤i Karma Yaz Sergisi ile pek çok sanatç›n›n
eserini sanatseverlerle buluflturuyor. Sergide; Nuri ‹yem, Naile Ak›nc›,
Nefle Erdok, Nedret Sekban, Temür Köran, ‹rfan Okan, Hakan
Gürsoytrak, Mustafa Pancar, Emin Turan, Setenay Alpsoy ve Hakan
Cingöz’ün resimleri sergileniyor. Nasip ‹yem seramiklerinin yan›s›ra,
modern Türk heykelinin güçlü ad› Rahmi Aksungur’un eserleri de karma
sergide izlenebilir.
ASM VİTAL 79
80_81_ASM_TESEK_ANLAS
8/4/09
4:46 PM
Page 1
Anlaflmal› Kurumlar
S‹GORTA fi‹RKETLER‹
Ak Sigorta
AIG Hayat Sigorta A.fi.
Anadolu Sigorta A.fi.
Allianz Sigorta
Axa Hayat Sigorta A.fi
Baflak Groupama Sigorta
Demir Hayat Sigorta
Mapfre Genel Yaflam Sigorta
Güven Sigorta A.fi.
Ergo ‹sviçre Hayat Sigorta A.fi.
New Life Yaflam Sigorta A.fi.
MedNet Sa¤l›k Hizmetleri A.fi.
- AK Si gor t a
- Ankara Sigorta
- Birlik Sigorta
- Demir Hayat Sigorta
- Eureko Sigorta
- Mapfre Genel Yaflam Sigorta
- Generali Sigorta
- Global Hayat Sigorta
- Günefl Sigorta
- fieker Sigorta
Gebze Sanayici ve ‹fladamlar› Derne¤i
Gebze Ticaret Odas›
Genç Kocaelililer Derne¤i
Hesap Uzmanlar› Vakf›
‹stanbul Sanayi Odas›
‹TO (‹stanbul Ticaret Odas›)
Kocaeli Sanayi Odas›
Körfez Ticaret Odas›
Moda Deniz Klubü
TOSFED (Türkiye Otomobil Sporlar› Federasyonu)
Tuzla Rotary Kulüp
Sabanc› Üniversitesi (VAKSA)
RESM‹ KURUMLAR
T.B.M.M.
** Daha ayr›nt›l› bilgi için 44 44 276'y›
arayabilirsiniz.
Promed Bilgi Yön. Sis. ve Sa¤. Dan. A.fi.
- Ak Sigorta A.fi.
- AIG Hayat Sigorta A.fi.
- Anadolu Sigorta A.fi.
- Ankara Sigorta A.fi.
- HDI Sigorta A.fi.
- Fortis Bank A.fi.
- F‹BA
- E urek o Si gorta A.fi.
- Ergo ‹sviçre Sigorta A.fi
Yap› Kredi Sigorta A.fi.
YURT DIfiI S‹GORTA fi‹RKETLER‹
AGIS Group
Vanbreda International
Axa Assistance
Mondial USA,
Qatar Insurance Company
GMC Services
National Health Insurance Company -Daman
AS‹STANS fi‹RKETLER
Ipa/Axa Assistance
Remed Assistance
Turquie Asistans
SPOR KULÜPLER‹
Efes Pilsen Spor Kulübü
fi‹RKETLER
B‹REYSEL EMEKL‹L‹K fi‹RKETLER‹
( H ast a Ödemel i )
Ak Emeklilik A.fi.
Anadolu Hayat Emeklilik A.fi.
Axa Hayat Sigorta A.fi.
Baflak Emeklilik A.fi.
Mapfre Genel Yaflam Sigorta
Allianz Emeklilik A.fi.
Yap› Kredi Emeklilik A.fi.
BANKALAR
Akbank T.A.fi
Yap› Kredi Bankas›
T.C.Merkez Bankas› (Emekliler, ‹zmit ve ‹stanbul)
T.C Ziraat& Halk Bankas› Mensuplar› Vakf›
T.C. Ziraat Bankas› Çal›flanlar›
Türkiye S›nai Kalk›nma Bankas› Memur ve
Müstahdemleri Yard›m ve Emekli Vakf›
Türkiye ‹fl Bankas›
Türk D›fl Ticaret Bankas› A.fi. Mensuplar› Emekli
Sand›¤› Vakf› (Fortisbank A.fi.) (çal›flan & emekli)
Vak›fbank
DERNEK, VAKIF VE ODALAR
Altunizade Rotary Kulüp
Büyük Kulüp
Darüflflafaka Cemiyeti
Gebze Rotary Kulüp
80 ASM VİTAL
ABB Elektrik
Aegon Emeklilik
Alce Elektrik San.
Akçelik Demirçelik San. Tic A.fi
Ak›m Metal Döküm Sanayi ve Ticaret A.fi.
Ak›m Metal Sanayi ve Ticaret A.fi.
Ak›nc›lar Güvenlik
Akplas Plastik Kal›p Sanayi ve Ticaret A.fi.
Aksem Plastik Metal Kal›p Sanayi ve Ticaret Ltd.fiti.
Anadolu Hayat Personel
Arçelik
Areva
Armetal Makina
Aslanl› Tel-Galvaniz Sanayii
Aon Sigorta ve Reasurans Brokerli¤i Dan›flmanl›k
A.fi.
Avon
Ayhanlar Holding
Back-up Card ve Doktor Back-up Card (IPA)
Bayer Cropscience
BDDK
Besler G›da ve Kimya San.Tic.A.fi.
Bosal-Mimaysan A.fi.
Cam Elyaf Sanayi
Care Grup
Çolako¤lu Metalurji
Dabcovich Deniz Acental›¤›
Diler Demir Çelik
Denet Civata Sanayi A.fi
Diversey Kimya Sanayi
Dow Türkiye
Do¤a E¤itim Kurumlar›
Dünya Denizcilik
DYO Boya
Eczac›bafl› Sa¤l›k Hizmetleri
Elastogran Poliüretan San. Ltd.
Elginkan Holding
Eminifl Ambalaj A.fi.
English Time Dil Okullar›
Evonik Degussa Tic.Ltd.fiti.
Farplas
Ferro Döküm
Gemsan Gemi ve Gemi ‹flletmeleri
General Electric MTC
Hayat Holding A.fi.
Honda Türkiye A.fi.
‹stanbul Denizcilik
‹maj Temzilik Hizmetleri San. ve Tic. A.fi.
Kanca Makina
Kar Seramik
Kerim Çelik
Kent G›da
Kroman Çelik San A.fi
Ki¤›l›
Marm Sa¤l›k
Mars Sportif Tesisler
Marshall Boya A.fi.
Merkezi Kay›t Kuruluflu
Mikrosan Makina
MSO ( Motor Sporlar› ve Organizasyon )
Nart Sigorta
Nova Reklamc›l›k Dekorasyon Sa.Tic.A.fi.
Novartis
Nuh Çimento
Nuh Panel
Okan Üniversitesi
Omtafl Otomotiv
Özel Sezin Okullar›
Palladium Al›flverifl Merkezi
Pimsa Adler Otomotiv
Plaskap Ambalaj San. A.fi.
Procter & Gamble
Roche Müstahzarlar›
Promed Sa¤l›kta Avantajlar (SAD) üyesi flirketler;
- AvivaSA
- Angells Card
- Baflak Groupama Emeklilik,
- Birlik Hayat Sigorta,
- Beykart,
- Dah Asist,
- Elite Card
- Expoturkish,
- Fiba Sigorta,
- HDI Sigorta,
- Kobi Sa¤l › k P ak eti ,
- M e d l i n e B o x Ü y el e r i ,
- (Bi rey s el - Ku rum s al ),
- Nestle Club,
- Sa¤l›k Asist,
Sabanc› Üniversitesi
Sarkuysan
Set Group A.fi.
Siemens San. A.fi.
fiahin Çelik Sanayi ve A.fi.
Tersan Tersaneleri
ToyotaBoshoku Otomotiv
Türk Hava Yollar› A.O
Türk Telekom Vakf› (IPA)
Trakya Cam Sanayi
Trexta
Tuzla Apart ‹stanbul Park Otel
Tübitak Mam
Ulus Metal San. ve Tic. Ltd. fiti.
Unilever Holding
Halla Otomotiv
80_81_ASM_TESEK_ANLAS
8/4/09
4:46 PM
Page 2
Ulafl›m
ANADOLU SA⁄LIK MERKEZ‹
Anadolu Caddesi No.1 Bayramo¤lu Ç›k›fl›,
Çay›rova Mevkii,
Gebze 41400 / Kocaeli
Telefon: 44 44 276
Faks: (0262) 678 55 45
ASM ATAfiEH‹R TIP MERKEZ‹
Halk Cad. Ortabahar Sok. No. 1 Ataflehir
34746 ‹stanbul
Telefon: (0216) 547 11 00
Faks: (0216) 317 00 99
ASM SUAD‹YE TIP MERKEZ‹
Ba¤dat Caddesi No.455 Suadiye, Kad›köy
34740 ‹stanbul
Telefon: (0216) 571 18 21
Faks: (0216) 373 10 69
ASM VİTAL
81
82_ASM_BULMACA_1
8/3/09
2:00 PM
Page 1
Yataktan
kalkamayan
Â
De¤erli
bir tafl
Bir yaban
koyunu
t
Â
A¤açl›kl› yol
Kuram
Â
Resimdeki
psikanalist
Â
Bulmaca
t
Bir nota
t
t
Bolu’nun
bir ilçesi
Â
t
t
Kemik ucu
San Marino
plakas›
t
Biçim, flekil
‹lave
Yank›
t
t
t
Alt›n›n
simgesi
t
Â
“… Parker”
(sinema
yönetmeni)
Casus
t
Ödenti
t
t
Bir meyve
t
Kitap
biçiminde
takvim
Göz
A¤›t
t
Amerika’y›
kas›p kavuran
bir kas›rga
Demek, flu
demek ki
Uyma
Bebek
bafl›ndaki
kepek
tabakas›
t
Üflenmek
t
t
Bulufl
Bo¤aziçi
kentinin
simgesi
Â
t
t
t
t
t
Güney
Amerika
s›rada¤lar›
t
Â
t
Kobalt›n
simgesi
Olumsuzluk
öneki
Kuzu sesi
Faydalar
Sezyumun
simgesi
t
Afrika’da
bir ›rmak
t
Barbra
Streisand
flark›s›
Vitrin
t
Sanayi
Küçük
bitkilerin
ortak
ad›
t
Hava
kirlili¤i
t
t
Â
Kinaye
t
Ya¤ uru
Tak›mada
Bir ilimiz
t
t
t
Bafl çoban
Eski bir
Türk gürefli
‹nce urgan
‹nleyen
t
t
Â
Bir nota
t
t
Deve
yavrusu
t
t
Atefl
t
Bir nota
‹ki öneki
Niflasta
parçalama
enzimi
t
Yapma, etme
t
Alev
Satrançta
bir tafl
t
Â
BULMACA ÇÖZÜMÜ
SOLDAN SA⁄A: 1. S-A-A. 2. VitalM. 3. Gerede. 4. Smog-Ot. 5. Uran-‹. 6. M-S-Nil-Cs. 7. Me-And-‹cat. 8. Menafi-Om. 9. Form-RSM-Ek. 10. Riayet-Eko.
11. Ayn-Au-Alan. 12. Mandalina. 13. Eleji-‹ma-K. 14. ‹ka-Adana. 15. ‹p-Nalan-Re. 16. Od-Batalak. 17. Amilaz-Kale.
YUKARIDAN AfiA⁄IYA: 1. M-F-A-E-‹-A. 2. Memory-Lipom. 3. Erinmek-Di. 4. Sanma-Ajan-L. 5. V-S-Na-Yani-Aba. 6. Sigmund Freud-Alaz. 7. Teori-‹st-Aidat.
8. Argali-M-Almanak. 9. Ale-N-Co-Elian-La. 10. Do-Camekan-Aral. 11. Ametist-Konak-Eke.
82 ASM VİTAL
VITAL-babali 21.5x27.5.pdf
7/22/09
3:08:05 PM
AK_ILAN
8/5/09
1:49 PM
Page 8

Benzer belgeler