Bir
Transkript
Bir
01_ASM_KAPAK 8/3/09 11:32 AM Page 1 25_ILAN 8/3/09 2:15 PM Page 9 03_ASM_EDITOR 8/4/09 4:38 PM Page 1 ASM’den Kötülük bulafl›c›; peki ya iyilik?... 982 y›l›nda iki bilim adam›, George L. Kelling ile James Q. Wilson, düzensizlik ve suçun yay›l›m›n› aç›klamak üzere “K›r›k Pencereler Kuram›”n› gelifltirdiler. Bu kurama göre düzensizlik ve suç birbiriyle ba¤›ml›, hatta ard›fl›k, aflamal› sorunlard›r. Örnek olarak, bir binada k›r›k bir cam›n onar›lmadan b›rak›lmas›, di¤er camlar›n da k›sa bir sürede k›r›lmas› olas›l›¤›n› art›r›r. Kuram, “herhangi bir ortamdaki düzenin bozulmas› ve kurallar›n çi¤nenmesi, o ortamda baflka insanlar taraf›ndan farkl› kurallar›n da çi¤nenmesine zemin haz›rlar”der. 1 T›bbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin Çakmakç› Bu kuram, Aral›k 2008’de Science dergisinde Hollanda Groningen Üniversitesi’nden Kees Keizer arkadafllar›n›n deneysel çal›flmalar› yay›nlan›ncaya kadar bilimsel kan›ttan yoksundu. Ama art›k do¤rulu¤unu kabul etmek durumunday›z. Araflt›rmac›lar do¤al ortamlarda alt› farkl› deney kurgulayarak insanlar›n davran›fllar›n› incelediler. ‹lkinde, görünür bir flekilde “duvarlar› boyamak yasakt›r” uyar› yaz›lar› olan bir bisiklet parkyerinin duvarlar›n› grafitti ile boyayarak yarat›lan “düzensizli¤in” park etmifl bisikletlere bilerek ilifltirilen reklam ka¤›tlar›n›n %69 oran›nda yere at›lmas›na neden olurken, park yerinin duvarlar› temizlenerek “düzen sa¤land›¤›nda” %33’e düfltü¤ü gözlemlenmifl. ‹kinci deneyde kestirme bir yolun girifline yar› aç›k tutulan bir kap› monte edip “geçifl yasakt›r” yazm›fllar. Ayn› yerdeki ikinci uyar› levhas›na da bisikletleri ba¤laman›n yasak oldu¤u yaz›lm›fl. Ortamda bisiklet yokken kap›y› (yasak olmas›na ra¤men) insanlar›n %27’si kullanm›flken, yasak levhas›na ra¤men bisiklet ba¤land›¤›nda, yani düzensizli¤in yarat›ld›¤› ortamda, kap›dan geçenlerin oran› %82’ye ç›km›fl. Bir ileri ad›mdaki deneyde araflt›rmac›lar, içinde para oldu¤u aç›kça belli olan bir zarf› görünür flekilde bir posta kutusuna yerlefltirmifller. Temiz bir ortam kurguland›¤›nda bu zarf görenlerin %13’ü taraf›ndan çal›nm›fl. Etrafa çöp at›ld›¤›nda ve posta kutusunun üzeri karalan›p boyand›¤›nda çal›nma oran› %27’ye ç›km›fl; iki kat›na yani. Benzer kurgularda, yaln›z görüntü ile de¤il, farkl› flekillerde de düzen bozuldu¤unda ve basit kurallar çi¤nendi¤inde, her defas›nda insanlar›n baflka kural ve normlara da daha az uymaya bafllad›¤› gözlemlenmifl. Asl›nda gerçek dünyadaki deneyimlerimiz de benzer de¤il mi? ‹nsan davran›fl›na yön veren içgüdülerden “toplumsal uyumlu olma” dürtüsü desteklenmedi¤inde, çok daha basit düzeydeki içgüdülerin davran›fllara hakim oldu¤u bir gerçek. Trafik ihlallerini düflünün, rüflvet ve benzeri etik sorunlar› düflünün... Küçük ve bafllang›çta az say›daki kurals›zl›klar sonunda bir sarmal fleklinde ço¤alarak toplumsal normlar›, yasal ve etik kurallar› yok etmeye bafllam›yor mu? Kurall› ve suçsuz, etik bir toplum olmak için çöplerin toplanmas›na, evlerin duvarlar›n›n boyanmas›na, kald›r›mlar›n yap›lmas›na, yollardaki fleritleri belirleyen çizgilerin çekilmesine, vandalizmin önlenmesine daha m› çok özen göstermeliyiz acaba? Hatta, yaln›z kurallara uyumun ve düzenin sa¤lanmas›n›n yetmeyece¤i, estetik ve güzelli¤e özen gösterilmesinin de baflka toplumsal davran›fl alanlar›nda da iyileflme sa¤layaca¤›n› düflünüyorum. Pozitif psikoloji dal›ndaki araflt›rmalara göre iyilik yapma, ba¤›fllama, sevgi, optimizm ve nefle gibi davran›fl özellikleri, özellikle çocukluk döneminde neredeyse “bulafl›c›” flekilde kolayca ve h›zla aktar›labilmektedir. Eriflkinlerde “iyilik” bulafl›c› m›d›r? Belki; ama muhtemelen “kötülü¤e” oranla bulafl›c›l›¤› daha az, ve kesinlikle çaba ve emek gerektiriyor... Mutlu yaflamak, çal›flmak ve üretmek, sonuçta yaflam kalitemizi yükseltmek için olumlu ve uyumlu olmak etik ve sorunsuz toplumsal düzenin de bafllang›ç noktas› m› acaba? Sa¤l›kl›, pozitif ve iyi bir yaflam dileklerimle... Prof. Dr. Metin Çakmakçi * Yorum ve notlar›n›z için bana lütfen yaz›n›z: [email protected] ASM VİTAL 3 04_05_ASM_ICINDEKILER_2 8/17/09 2:01 PM Page 1 ‹çindekiler Nisan / Eylül 2009 Say›:14 SENDROM 10 METABOL‹K Hastal›klar›n birlefliminden do¤uyor Bel çevresi kal›nl›¤› hastal›klar›n habercisi GÜNCEL 16 ROMATOLOJ‹ Behçet Hastal›¤› Hangi belirtiler Behçet hastal›¤›n›n habercisi? 26 B‹YON‹K KULAK ‹flitme kayb›na umut oluyor Kimlere uygulanabiliyor? 30 YAfiAM ÖYKÜSÜ Avustralyal› hasta ASM’yi seçti ‹nternette araflt›rd›, seçimini yapt› 31 TEKNOLOJ‹ Cyberknife yenilendi DER‹ HASTALIKLARI 52 FOTOTERAP‹ Deri hastal›klar›n›n tedavisi Tedavi süresi k›sald› 46 ÜROLOJ‹ Tafl Hastal›klar› Tafl hastal›¤›nda uygulanan tedavi yöntemleri 64 ÖKSÜRÜK Yeteri kadar önemsenmiyor Ne zaman hekime baflvurulmal›? 66 KAL‹TE Akreditasyon hastalara neler kazand›r›yor? Hastalar›n güvenli¤i kontrol alt›nda 72 ANADOLU E⁄‹T‹M VE SOSYAL YARDIM VAKFI Vakf›n genel müdürü Hüseyin Topa anlatt› Vak›f çal›flmalar›na h›zla devam ediyor 4 ASM VİTAL 58 31 Sedef ve egzama tedavisindeki son yenilikler F‹Z‹K TEDAV‹ VE REHAB‹L‹TASYON 58 Sporcular nas›l beslenmeli, nelere dikkat etmeli? 62 Fizik tedaviye ne zaman ihtiyaç duyuluyor? Efes Pilsen’in basketbol oyuncusu Mario Kasun yaflad›klar›n› anlatt› Amaç; yaflam kalitesini artt›rmak ORTOPED‹ 40 DAMARLI KEM‹K NAKL‹ Bölgesel kemik hücrelerinin ölümü Ameliyat kimlere uygulanabilir? 50 EKLEM PROTEZ‹ AMEL‹YATLARI Hastalara hareketli ve a¤r›s›z bir hayat sa¤l›yor En baflar›l› sonuçlar diz ve kalça bölgelerinden al›n›yor 11:48 AM Page 2 ONKOLOJ‹K B‹L‹MLER 18 MEME KANSER‹ Meme kanserinin evrelendirilmesinde alt›n standart: Sentinel lenf bezi biyopsisi 38 RAH‹M A⁄ZI KANSER‹ Risk tarama testi yapt›rmay› ihmal etmeyin KADIN SA⁄LI⁄I 42 TÜP BEBEK En sa¤l›kl› embriyo seçiliyor, ço¤ul gebelikler önleniyor Vital ASM 8/5/09 www.anadolusaglik.org 04_05_ASM_ICINDEKILER_2 Nisan / Eylül 2009 Say›: 14 Anadolu Vakf› ‹ktisadi ‹flletmesi Ad›na ‹mtiyaz Sahibi Tuncay Özilhan Genel Direktör Dr. Hasan Kufl KALP SA⁄LI⁄I 54 KADINLARDA KALP RAHATSIZLIKLARI Kad›nlarda kalp rahats›zl›klar› son y›llarda h›zla art›yor NÖROLOJ‹K B‹L‹MLER 8 HER UNUTKANLIK ALZHEIMER MIDIR? Alzheimer’a yakalanma riskiniz belirlenebilecek 32 M‹GREN Bafl a¤r›lar›ndan yaflam tarz›n›z› de¤ifltirerek de kurtulabilirsiniz 34 EP‹LEPS‹ Beyindeki elektriksel boflal›mlar epilepsi nöbetine neden oluyor HEMfi‹REL‹K 48 VAKA YÖNET‹C‹L‹⁄‹ VE L‹DER HEMfi‹REL‹K Hastalara daha iyi hizmet verebilmek için çal›fl›yorlar T›bbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin Çakmakç› Kurumsal Hizmetler ve ‹letiflim Direktörü Semra Baysan Kurumsal ‹letiflim Müdürü Neslihan Aksu Kurumsal ‹letiflim Ekibi Güzin Bak›r Güley fiule Kaya Yay›n Kurulu Prof.Dr. Metin Çakmakç› (Editör) Prof.Dr. Ayd›n Ar›c› Prof.Dr. Sertaç Çiçek Prof.Dr. Haluk Onat Prof. Dr. Cem Sungur Prof.Dr. Tuncer Süzer Doç.Dr. Özlem Yap›c›er Bask›ya Haz›rlayan Do¤an Burda Dergi Yay›nc›l›k A.fi. Yay›n Direktörü GEZ‹ 76 SAMSUN Kufllar›n gözdesi tarihi flehir B‹ZDEN HABERLER 68 70 75 80 81 82 ASM ve Johns Hopkins Medicine felaket için e¤itti ASM’nin teknik altyap›s› Bellek & Kalp Krizini Önlemek kitaplar› Anlaflmal› Kurumlar ‹letiflim Bilgileri Bulmaca Ferhan Kaya Poroy Yaz›iflleri Müdürü Ruken Akbay Gürtafl Görsel Yönetmen H. Y›ld›ray Gökkaya Foto¤raflar Do¤an Burda Arfliv Akadur Töle¤en, Mert fiener Yaz›iflleri Nilgün Y›ld›z, Senem Onan Bask› Do¤an Ofset Matbaac›l›k ve Yay›nc›l›k A.fi Do¤an Medya Tesisleri Hofldere Yolu C Blok 34850 Esenyurt/‹stanbul Tel: 0212 622 19 00 Yaz›flma Adresi Anadolu Cad. No:1 Çay›rova Mevkii Gebze - Kocaeli Tel: 44 44 276 e-mail: [email protected] www.anadolusaglik.org 06_07_ASM_JOHN_2 8/4/09 3:33 PM Page 1 Johns Hopkins Medicine’in bilimsel araflt›rmalar›ndan derlenmifltir. D vitamini prostat kanserinden koruyor mu? vitamini, bilindi¤i gibi sadece kemikleri güçlendirmiyor. Ayn› zamanda birçok rahats›zl›¤a karfl› vücudu koruyor. Araflt›rmalar, “günefl ›fl›¤› vitamini” olarak bilinen D vitamininin prostat kanserinin geliflimini engellemede önemli rol oynad›¤›n› ve vücutta bulunan prostat kanseri hücrelerini h›zl› flekilde öldürdü¤ünü gösteriyor. Son on y›l boyunca yap›lan araflt›rmalar, D vitamini ve prostat kanseri aras›nda bir iliflki oldu¤una dair düflünceleri ortaya ç›kard›. Birçok çal›flmaya göre D vitamini seviyesinin yetersiz oldu¤u durumlarda prostat kanseri gibi kanser risklerinin artt›¤› D görülmesine ra¤men bu araflt›rmalar›n tümü do¤rulanmad›. Bu araflt›rmalar, D vitamini eksikli¤i tedavisi konusunda genel olarak bilgi verse de D vitaminin prostat kanserine engel oldu¤una dair hala daha genifl araflt›rmalara ihtiyaç var. D vitamini asl›nda sadece bir vitamin de¤il, çünkü A vitamini gibi yiyeceklerden al›nm›yor. Vücut, hormonlarda oldu¤u gibi D vitaminini de kendi üretiyor. D vitamininin kalp sa¤l›¤› aç›s›ndan da birçok yarar› bulunuyor. Yap›lan araflt›rmalar kalp krizi, inme, kalp yetmezli¤i olan kiflilerin kanlar›nda D vitamininin düflük oranlarda oldu¤unu gösteriyor. Bir yetiflkinin uykuya ihtiyac› ne kadard›r? Uykusuz kald›¤›n›z zaman ilk olarak alg›lama yetene¤iniz zay›flar. Uzun süre uykusuz kald›¤›n›zda ve bunu her gece yapt›¤›n›zda, belle¤iniz de güçsüzleflir. E¤er bu sorun devam ederse belle¤iniz ve beyniniz, sa¤l›kl› bir flekilde ifllevlerini yerine getiremez. Johns Hopkins’den Nöroloji Uzman› Marilyn Albert, uyku ve uykunun beyin ile bellek üzerindeki etkileri hakk›nda merak edilenleri anlatt›: “‹nsanlar yaflland›kça toplam uyuma süreleri ve uykuda görülen rüya süreleri azal›r. Yeni do¤an bir bebek günde 16 saat uyur. Bunun aksine yeni do¤mufl bir bebe¤in 30 yafl›ndaki annesi ise e¤er flansl›ysa günde alt› saat uyur. Bu da bir bebe¤in uyudu¤u sürenin üçte biri kadard›r. Yeterince uyumad›¤›n›zda güne yorgun bafllars›n›z. Bu durumda gün boyu uykulu olursunuz. Uykudan yoksun kalan kiflilerin düflünme sorunlar› ortaya ç›kar. Yeni fleyleri ö¤renirken yavafl kal›rlar. Bellekle ilgili sorun yaflarlar ve olaylar› do¤ru flekilde de¤erlendirme yapamazlar. E¤er çok ciddi uyku sorunlar› varsa düflünme yetilerini kaybederler. Yafll› kifliler, gençlere oranla uykusuzlu¤u daha zor atlat›rlar. Örne¤in 24 saat uykusuz kalan bir gence oranla yafll› bir kiflinin uykusuzlu¤u yenmesi bir gün daha fazla sürer. Ancak, kad›nlar erkeklere oranla daha h›zl› bir flekilde uykusuzluk sorununu atlat›rlar.” 6 ASM VİTAL 06_07_ASM_JOHN_2 8/4/09 3:34 PM Page 2 JHM’den Haberler Johns Hopkins Medicine Katarakt ameliyat›n› ertelemeyin [B‹LG‹] BOTOKS SADECE KIRIfiIKLIKLAR ‹Ç‹N DE⁄‹L atarakt; bulan›k, çift görme ve göz kamaflmas›na neden olur. ‹lk baflta hastalar gözlük numaralar›n›n de¤iflmesi gerekti¤ini düflünür, büyüteç kullan›r ve görmek için evlerindeki ›fl›k ayar›yla oynarlar. Fakat görme zorlu¤u günden güne artarsa özellikle de araba sürerken ya da bir fleyler okurken rahats›zl›k varsa katarakt ameliyat›n›n zaman› geldi demektir. Seçim yapmak için düflünmeye zaman›m›z vard›r. Ancak, gençlerde ve diyabetlilerde katarakt daha h›zl› geliflti¤i için tedavi yöntemiyle ilgili seçimin bir an önce yap›lmas› gerekir. K Botoksun en iyi bilinen özelli¤i yüzdeki k›r›fl›kl›klar üzerindeki etkisi ve daha genç görünmeye yard›mc› olmas›d›r. Bugün botoks, sindirim sistemindeki bozukluklar da dahil olmak üzere birçok tedavi yöntemi için kullan›l›yor. Botoksun üretildi¤i oldukça yüksek zehirli bir bakteriyel toksin olan Botulinum toksin A, sinirlere etki ederek kaslarda felce neden oluyor. Bu toksinin fazla dozda al›m› tehlikeli olsa da dikkatli ve az miktarlarda kullan›ld›¤›nda kas spazmlar›n›n ortadan kalkmas›na yard›mc› oluyor. Erkekler de depresyona girer Erkekler hayatlar›ndaki stres verici olaylardan kad›nlara oranla daha fazla etkileniyor. Ancak, erkekler bu konuda tedaviyi istemiyor. Depresyon belirtilerinin fark›na varm›yor; varsa da, bunun bir güçsüzlük oldu¤unu düflünerek kabul etmiyor. Kad›nlarda görülen üzgün hissetme, a¤lama krizleri ya da suçluluk duygusu, erkeklerde sinir ve k›zg›nl›k, hayattaki kontrolünü kaybetti¤i düflüncesi, büyük riskler alma ve iflteki sorunlardan flikâyet etme gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Erkeklerde görülen depresyon, e¤er tedavi edilmezse çok daha tehlikeli olabilir. Erkekler, depresyonla bafla ç›kmaya kalk›flt›klar› zaman ise h›rç›n biri oluyorlar; tehlikeli sporlarla u¤raflmaya bafll›yor, birden çok kad›nla birlikte oluyor ya da uyuflturucu gibi kötü al›flkanl›klara yönelebiliyorlar. Erkeklerin depresyonu yenmesi için birçok tedavi yöntemi vard›r. Psikolojik destek alarak bunun üstesinden rahatl›kla gelebilirler. Araflt›rmalar, erkeklerde kad›nlara göre dört kat daha fazla intihar e¤ilimi oldu¤unu gösteriyor. Depresyon her iki cinsiyet için de koroner kalp hastal›klar›yla iliflkilendirilse de araflt›rmalar, depresyona giren erkeklerin kalp hastal›klar›na yakalanma riskinin daha yüksek oldu¤unu gösteriyor. Kad›nlar, diyabet ve cinsel yaflam John Hopkins Medicine endokrinoloji uzmanlar› diyabetli kad›nlar›n iki genel sorununu ortaya ç›kard›. iyabet hastalar›nda yüksek kan flekeri nedeniyle sinirler ve kan damarlar› zarar görüyor ve bu da cinsel yaflam› etkiliyor. Diyabetli erkeklerde ereksiyon sorunlar› görülürken, kad›nlarda vajinal ›slakl›k azal›yor ve enfeksiyonlar nedeniyle cinsel arzu da azal›yor. Araflt›rmac›lar, D erkekler üzerinde, kad›nlardan daha fazla araflt›rma yapm›fl olsalar da, kan flekeri düzeyini kontrol alt›nda tutman›n, ortaya ç›kan cinsel sa¤l›k sorunlar› üzerindeki etkisini keflfetmifller. E¤er kan flekeri düzeyi kontrol alt›nda tutulamazsa o zaman cinsel yaflam zarar görebiliyor. ASM VİTAL 7 08_09_ASM_DEMANS 8/4/09 3:36 PM Page 1 Nörolojik Bilimler Alzheimer’a yakalanma riskiniz belirlenebilecek Her unutkanl›k Alzheimer m›d›r? ASM Nöroloji Uzman› Prof. Dr. Türker fiahiner, art›k kan testiyle bir tür demans olan Alzheimer’a yakalanma riskinin ortaya ç›kar›labildi¤ini söylüyor. [D‹YOR K‹:] emans, bunama anlam›na geliyor. Bu durumda yak›n geçmifle yönelik bellek bozuklu¤u yaflayan, unutan bir insan söz konusu oluyor. Fakat tek bafl›na yak›n belle¤in sorunlu olmas› demans› tan›mlamaya yetmez. Demans için yak›n bellekteki sorunun sosyal sorunlar da yaratmas› gerekir. Kiflilik de¤iflebilir; daha evvel çok iyi yapt›¤› ifllerde aksamalar görülebilir. Bir ev han›m› ise daha önce iyi yapt›¤› yemekleri daha zor yapmaya bafllayabilir veya eski lezzetini yakalayamayabilir. Araba kullanan bir floför eskisi gibi dikkatli kullanamayabilir. D Demans›n süreçleri Nöroloji Uzman› Prof. Dr. Türker fiahiner “Her türlü bunama hastal›¤› daha çok ileri yafllarda ç›kar. Emekli olunca sakin bir yaflam›n içinde olmak keyif verici ve sa¤l›kl› görünebilir; ancak bu yaflam tarz›n›n bir tehlike sinyali var! Beyni aktif bir yaflamdan monoton bir dünyaya yönlendirdi¤inizde, Alzheimer’a yakalanma riski artar. Beyin çal›flt›kça nöronlar yeni ba¤lant›lar oluflturur ve bu a¤larla bilgileri kaydeder. Beyni de ne kadar aktif tutarsan›z Alzheimer’dan o kadar çok korunursunuz. Beynin sadece bir bölümünü çal›flt›rmak yerine çok yönlü etkin k›lmak önemli, unutmaktan korkan birey gününün her dakikas›n› sosyal bir etkinlikle doldurmal›, okumal›, sosyal arkadafl ortamlar›nda bulunmal›.” 8 ASM VİTAL ‹lerleyen safhalarda hastan›n öz bak›m›, hijyeni bozulur; bir çocuk gibi bak›ma muhtaç hale gelir ve daha da ileri aflamada yata¤a ba¤›ml› olur. Yaflam takvimi geri ifllemeye bafllar; o güne de¤in zekâ ve davran›fl olarak ç›k›lan geliflim basamaklar› inilmeye bafllan›r. Ço¤u zaman araya giren enfeksiyon ya da baflka bir nedenle hasta kaybedilebilir. [D‹PNOT] NEDEN UNUTUYORUZ? Unutmak, fizyolojik bir olay de¤il. ‹nsanlar, belli bir s›n›r›n üzerinde unutman›n bir hastal›k oldu¤unu fark etmeye bafll›yor. Normal beynin ö¤rendi¤i bir fleyi yak›n bellek dahilinde unutmamas› gerekiyor. Unutuyorsa bunun bir s›n›r› var. Özellikle de kay›tl› bir bilginin unutulmas› normal bir süreç de¤il. Demans›n en önemli nedeni Alzheimer hastal›¤› ve damar sertli¤i Demans›n görülmesinin en önemli nedeni Alzheimer hastal›¤›d›r. Alzheimer hastalar›n›n ard›ndan damar sertli¤i sonucunda çeflitli damar t›kan›kl›¤› yaflayan hastalarda da demans yani bunama görülebilmektedir. Di¤er bir deyiflle hastal›¤›n %90’› ya Alzheimer’dan ya da damarsal t›kan›kl›k sonucu oluflan rahats›zl›klardan kaynaklan›r. Ayr›ca %10’u da travmalar, tiroid fonksiyon bozukluklar›, B12 veya folik asit yetmezlikleri gibi baflka hastal›klara ba¤l› çok çeflitli nedenlerden oluflabilir. Demans tan›s› koymak zor de¤il Unutkanl›k; sosyal iliflkilerdeki zay›fl›klar, beceri kay›plar› gibi belirtiler hekim olmayan kifliler taraf›ndan bile fark edilebilir. Bu belirtiler belli bir zaman diliminde gerçeklefltiyse ve 50 yafl üzeri bir hastadan söz ediliyorsa, ilk tan› demans olabilir. Testlerle ve yard›mc› testlerle de tan› do¤rulanabilir. Tan› koyma yöntemlerinden biri MR’d›r, Bellek bozuklu¤u, beyin tümörü veya beyin kanamas›ndan da kaynaklanabilir. Ayr›ca baz› kan testleri vard›r. Bu testlerde B12, folik asit, tiroid fonksiyonlar›na bak›l›r. Az görülen demanslar ay›rt edilmelidir. Alzheimer’da protein plaklar› birikiyor Bunaman›n nedenlerinden biri olan Alzheimer hastal›¤›nda, beyinde genetik ve çevresel etkenlerle amiloid ad› verilen protein türevleri birikiyor. Bu protein plaklar›, nöron ad› verilen beyin hücrelerinin ölümüne neden oluyor. Beyin hücrelerinin ölmesiyle beyin küçülmeye bafll›yor. Beyindeki bu hasar da unutmaya yol aç›yor. Günümüzde devrim niteli¤inde geliflmeler yaflan›yor. Art›k amiloid beta protein düzeylerini tayin eden kan testiyle demansa yakalanma riski 08_09_ASM_DEMANS 8/4/09 3:36 PM Page 2 Beynin aktif bölgelerini gösteren fonksiyonel MR görüntüleri. “Bunaman›n nedenlerinden biri olan Alzheimer hastal›¤›nda, beyinde genetik ve çevresel etkenlerle amiloid ad› verilen protein türevleri birikiyor.“ ortaya ç›kar›labiliyor. Amiloid beta proteinlerinin yol açt›¤› plaklar›n neden olufltu¤u, neden baz› kiflilerde daha fazla protein birikti¤i ise araflt›r›l›yor. Öte yandan günlük unutkanl›klar Alzheimer belirtisi olabilir. Günlük hayat›n› devam ettirebilen fakat unutkanl›ktan flikâyet eden bir kesim var. Bu kesim, gözlük, araba anahtarlar› gibi günlük eflyalar› kaybetmek, randevular› kar›flt›rmak gibi unutkanl›klar yaflar. 30-40’l› yafllarda olan ço¤unlukla da aktif yaflam›n içinde yo¤un stres alt›nda olan bireylerde çok s›k yak›n bellek sorunlar› görülüyor. HKB ad› verilen hafif kognitif bozuklu¤unun neden oldu¤u unutkanl›klar, ileride Alzheimer’a yakalanman›n belirtileri olabilir. Kan testiyle amiloid beta 42 proteinin, hastal›k görülmedi¤i halde de yüksek oldu¤u anlafl›labilir. Geçmiflte test daha zordu Eskiden Alzheimer’a neden olan amiloid proteini belden girilen bir i¤ne ile al›nan beyin omurilik s›v›s›ndan ölçülebiliyordu. Baz› teknik araflt›rmalar ve özel durumlar d›fl›nda pratik bir yöntem olmad›¤›ndan toplumsal tarama mümkün de¤ildi. Geçen y›l proteini plazmadan ölçmenin anlaml› olabilece¤i bulundu. Kan testiyle art›k rutin olarak ben unutkan›m diyen insanlarda veya unutkanl›k problemi olmayan ancak ileri yafllarda Alzheimer’a yakalanma riskini belirlemek isteyen kiflilerde, amiloid beta seviyelerine bak›labilecek. Sonuca göre yaflam tarz› ve diyet önerileri ile birlikte baz› t›bbi tedaviler de önerilebilecek. Bunama nedeni olarak %60-70 olas›l›kla Alzheimer sorumlu tutulabilir. Dolay›s›yla alzheimer riski hakk›ndaki sorulara yan›t almak çok önemli. Öte yandan Amiloid beta 42 seviyesinin düflük ç›kmas› Alzheimer olmayaca¤› anlam›na gelmiyor. Çünkü bu de¤er daha ileri yafllarda da yükselebiliyor. Bu de¤er asl›nda bir kere ölçülüyor; oran yüksek veya düflük ç›karsa, düzenli olarak birkaç y›l izlem gerekiyor. Aynen s›k s›k kolesterol de¤erlerinin ölçülerek kalp ve damar hastal›klar› riskinin belirlenmesi gibi. [B‹LG‹] HER UNUTKANLIK ALZHEIMER’A DÖNER M‹? Damar sertli¤ine ba¤l› demanslarda sertli¤in derecesine ba¤l› binlerce küçük damar t›kan›yor. Damar t›kan›kl›¤›na ba¤l› olarak büyük felçler olmadan bile hasta yavafl yavafl belle¤ini kaybedebiliyor. Damarsal demanslar ile Alzheimer tipi demanslar, genellikle birbirinden tamamen ayr› olmayabiliyorlar. Alzheimer’l› hastalarda ayn› zamanda bir miktar damar t›kan›kl›¤› olabildi¤i gibi, damarsal t›kanmalar olan hastalarda da Alzheimer özellikleri görülebiliyor. Bu nedenle hastalara belleklerini korumalar› için ayn› kalp damar sa¤l›¤›nda söylenenler, tekrar edilmeye baflland›. Çünkü damarsal bir neden söz konusu. Kiflilere kolesterolü düflük diyet, egzersiz, sigaradan uzak bir yaflam öneriyoruz. Hippocampus’un (Beynin haf›za ve yön bulmada önemli rolü olan bölgesi) MR vePET görüntüleri. Prof. Dr. Türker fiahiner’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. ASM VİTAL 9 10_15_ASM_METABOLIK 8/4/09 3:38 PM Page 1 DOSYA Metabolik Sendrom Bel çevresi kal›nl›¤› birçok hastal›¤›n habercisi mi? Günümüzde büyük bir sorun haline gelen ve birçok hastal›¤›n bilefliminden oluflan metabolik sendrom nedir; obezite ile nas›l bir iliflkisi vard›r; bu sendromdan korunmak için neler yap›lmal›d›r? [D‹YOR K‹:] ‹ç Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Cem Sungur B‹RÇOK HASTALIK B‹R ARADA OLAB‹L‹R “Metabolik sendrom; tip 2 diyabet, kalp ve damar hastal›klar›, karaci¤er ya¤lanmas›, kronik böbrek hastal›¤›, onkolojik sorunlar, polikistik over sendromu ve uyku bozukluklar› gibi bir dizi hastal›kla birlikte olabildi¤inden, tan›n›z› koyan hekim, sizi bir baflka meslektafl›na yönlendirebilir.” 10 ASM VİTAL aha çok 30 yafl ve üzerindeki kiflilerde görülmesine ra¤men, çocuklar› da etkisi alt›na alan ve dünyada yetiflkinlerin %16’s›nda oldu¤u tahmin edilen metabolik sendrom, birbiriyle ba¤lant›l› bir dizi sa¤l›k sorununun etkileflimi sonucunda ortaya ç›k›yor. Bu hastal›klar aras›nda obezite, tip 2 diyabet, kalp ve damar hastal›klar›, karaci¤er ya¤lanmas›, kronik böbrek hastal›¤›, onkolojik sorunlar, polikistik over sendromu olabiliyor. Konuyla ilgili görüfltü¤ümüz Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nden ‹ç Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Cem Sungur, hastal›¤›n bilinmeyen yönlerini anlatt›. G Metabolik sendrom ile böbrek hastal›klar› aras›nda nas›l bir iliflki vard›r? Metabolik sendromun böbreklerle ilgili olarak yaratt›¤› en yayg›n sorun idrara, normalin üzerindeki miktarlarda albümin adl› proteinin s›zmaya bafllamas›d›r. Düflük düzeylerdeki albümin kaça¤›n›n, ola¤an idrar incelemelerinde belirlenmesi mümkün olmad›¤›ndan, son y›llarda ‘mikroalbümin’ testi ad› verilen idrar testi kullan›lmaya bafllan›lm›flt›r. Bir kiflinin idrar›nda sürekli olarak mikroalbümin saptan›yorsa o birey kronik böbrek hastas› demektir. Yap›lan araflt›rmalar metabolik sendromu olan bireylerin yaklafl›k üçte birinde mikroalbüminüri oldu¤unu, baflka bir ifadeyle de kronik böbrek hastas› olduklar›n› göstermektedir. Mikroalbüminürisi olan bireylerde, önlem al›nmazsa böbrek hasar›n›n ilerlemesi sonucu böbrek yetmezli¤i geliflebilmektedir. Ama as›l sorun metabolik sendrom nedeniyle zaten yükselmifl olan kalp ve damar hastal›¤› riskinin, mikroalbüminürinin varl›¤›nda belirgin bir flekilde artmas›d›r. G Metabolik sendromun karaci¤ere zarar› var m›d›r? Bel çevresindeki ya¤ birikimi sadece derinin alt›nda ya¤lar›n artmas› anlam›na gelmemektedir. Ya¤lar kar›n bölgesindeki bütün iç organlarda birikmektedir. Bu organlardan birisi de karaci¤erdir. Biriken ya¤lar›n oksitlenmesi nedeniyle D çevrelerindeki karaci¤er hücrelerine zarar vermeleri sonucu ortaya ç›kan karaci¤er iltihab›na (hepatit), ya¤l› iltihaplanma anlam›na gelen ‘steatohepatit’ ad› verilmektedir. Özellikle son on y›l içinde virüslere (B ve C) ba¤l› kronik karaci¤er hastal›klar›n›n s›kl›¤›nda belirgin bir azalma yaflan›rken, ço¤u kez metabolik sendroma efllik eden steatohepatit oran›nda adeta bir patlama yaflanmaktad›r. Baz› karaci¤er uzmanlar›, bu sorunun önümüzdeki y›llarda en önemli siroz nedeni haline gelmesinden kayg›land›klar›n› belirtmektedirler. G Kansere neden olur mu? Birçok araflt›rma obezite ve özellikle obeziteye efllik eden metabolik sendromda belirli kanserlerin görülme s›kl›¤›n›n artt›¤›n› göstermifltir. Söz konusu olan kanserler; kad›nlarda meme ve endometrium (rahim), erkeklerde prostat ve her iki cinsiyette de kolon, yemek borusu, böbrek ve karaci¤er kanserleridir. Böyle bir kuflku varsa doktorunuz sizi bir medikal onkoloji uzman›na yönlendirecektir. G ‹deal bel çevresi ölçüsü var m›d›r? De¤iflik ›rktan insan topluluklar› için tek bir bel çevresi kriteri yetersiz kald›¤›ndan Dünya Sa¤l›k Örgütü taraf›ndan farkl› ›rklar için de¤iflik bel çevresi kriterleri belirlenmifl durumda. Son y›llarda metabolik sendrom belirlenen hastalar›n ço¤una, diyabeti daha erken dönemlerde belirlemek için glukoz yükleme testi de yap›l›yor. Hekiminiz yafl›n›za, cinsiyetinize ve bulgular›n›za göre yaflam tarz›n›z› de¤ifltirmeniz için baz› önerilerde bulunabilir veya ilaçlara bafllayabilir. Prof. Dr. Cem Sungur’un di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 10_15_ASM_METABOLIK 8/4/09 3:38 PM Page 2 [B‹LG‹] METABOL‹K SENDROM NASIL BEL‹RLEN‹YOR? Hekiminiz size “Sizde metabolik sendrom var, baz› önlemler alman›z gerekiyor” dedi¤inde, asl›nda “Sizi muayene edip incelemelerinize bakt›¤›mda flu sorunlar› belirledim” demek istiyor: Kan flekerinizin uygun flekilde kullan›m›n› sa¤layan insülin hormonunuzun düzeyinde bir fazlal›k var. Ek olarak da yandaki bulgulardan en az üç tanesi var: 1) Bel çevresinde kilo fazlan›z var (bel çevresi erkeklerde 102 cm’nin, kad›nlarda 88 cm’nin üzerinde ise), 2) Kandaki ya¤lardan biri olan trigliserid düzeyiniz yüksek (150 mg/dL’nin üzerinde veya zaten trigliseridleri düflürmek için bir ilaç kullan›yorsan›z), 3) Genellikle ‘iyi kolesterol’ olarak adland›r›lan HDL kolesterol düzeyiniz düflük (erkeklerde <40mg/dL, kad›nlarda <50mg/dL), 4) Kan bas›nc›n›z yüksek (büyük kan bas›nc›n›z 130 mm Hg’n›n ve/veya küçük kan bas›nc›n›z 85 mm Hg’dan fazla veya kan bas›nc› düflürücü bir ilac› zaten kullan›yorsan›z), 5) Açl›k kan flekeriniz 100 mg/dL veya üzerinde veya daha önceden belirlenmifl diyabetiniz var. Metabolik sendrom kalbi tehdit ediyor [D‹YOR K‹:] ASM Kardiyoloji Uzman› Dr. Gürsel Atefl, metabolik sendromun, kalp hastal›klar› üzerinde önemli bir rol oynad›¤›n› ve önlem al›nmad›¤› takdirde ciddi sonuçlar› da beraberinde getirdi¤ini söylüyor. Kardiyoloji Uzman› Dr. Gürsel Atefl KADINLARDA KALP HASTALIKLARI ARTIYOR “Erkeklerde kalp hastal›¤›n›n görülme s›kl›¤› belli oranda azalm›fl durumda. Buna ba¤l› olarak kalp hastal›klar› nedeniyle ölüm oran› da azal›yor. Kad›nlarda ise kalp hastal›klar› h›zla art›yor ve ölüm oranlar› da yüksek seyrediyor. Kad›nlar kalp hastal›klar› riskleri oldu¤unun fark›nda de¤iller. Hormonal yap›n›n ve belirtilerin farkl› olmas›, diyabet ile risk faktörlerinin kad›nlar aras›nda artmas› kalp damar hastal›klar›n›n görülmesine neden oluyor.” etabolik sendrom daha çok kimlerde görülmektedir? Eldeki kriterler gösteriyor ki metabolik sendrom, 30 yafl ve üzerindeki kiflilerde görülmektedir ve bu rakam›n 5.3 milyonu kad›n olmak üzere, yaklafl›k 9.2 milyon yetiflkinde mevcuttur. Metabolik sendrom 30-39 yafl civar›nda kad›nlarda %24 olarak görünüyor ama yafl ilerledikçe bu risk art›yor ve 59 yafl›nda %54’e ç›k›yor. 60-64 yafl›nda ise %56’ya kadar ç›k›yor. Erkeklerde ise 30-39 yafl civar›nda %20, 40-49 yafl civar›nda %44’lere kadar ç›k›yor ve sonra %3039’larda sabit ilerliyor. Bu da erkeklerin en verimli ça¤lar›nda kilo problemi yaflad›klar›n› gösteriyor. Kad›nlarda ise gittikçe artan bir grafik var ve %56 gibi oldukça yüksek bir rakam olarak karfl›m›za ç›k›yor. Bu da kad›nlar›m›zdaki koroner hastal›klar›n ve buna ba¤l› ölümlerin daha yüksek oldu¤unu gösteriyor. Metabolik sendromun alt›nda yatan esas etkenin insülin direnci oldu¤una genifl ölçüde inan›lmaktad›r. ‹nsülin direncini açl›k insülin M Uzm. Dr. Gürsel Atefl’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. düzeylerinin yans›tabilece¤i kabul edilen bir görüfltür. Toplumumuzdaki açl›k insülin düzeyleri, sa¤l›kl› kiflilere k›yasla, metabolik sendromlu kad›nlarda üçte bir oran›nda, erkeklerde yar› yar›ya yüksek bulunmufltur. G Metabolik sendromun tedavisinde ne tür yöntemlere baflvuruyorsunuz? Hastal›klar›n hepsini ayr› ayr› tedavi etti¤imiz gibi, yaflam tarz› de¤ifliklikleri, tedavinin en önemli bafllang›c›d›r. Abdominal obezite, afl›r› kalori al›m› ve yetersiz egzersiz nedeniyle ortaya ç›k›yor. ‹lk olarak kalori al›m›n› kontrol etmek ve egzersiz oranlar›n› art›rmak gerekiyor. Bunlar yap›ld›¤› zaman flekerin kullan›lmas›na ba¤l› olarak iyi kolesterol daha iyi noktalara gelecektir. Hipertansiyon da önemlidir; bunu da tuz kullan›m›n› kontrol ederek engellemeye çal›fl›yoruz. Diyabeti tedavi ediyoruz. Kolesterolü gerekiyorsa ilaç tedavisiyle normal seviyelere çekiyoruz. Bunlar komplikasyon geliflmemifl hastalar için yap›l›yor. Fakat damarlar›nda darl›klar, t›kan›klar olmuflsa anjiyo, stent ya da operasyon uyguluyoruz. ASM VİTAL 11 10_15_ASM_METABOLIK 8/4/09 3:38 PM Page 3 DOSYA Metabolik Sendrom Çocuklarda fliflmanl›¤a dikkat Obezitenin günümüzde ciddi bir tehlike haline gelmesiyle birlikte çocuklar› da etkisi alt›na alan metabolik sendrom için ailelere büyük görevler düflüyor. ASM Çocuk Hastal›klar› Uzman› Dr. Ebru Gözer, çocuklarda görülen metabolik sendromun belirtileri hakk›nda aileler için ayr›nt›l› bilgi verdi. [D‹YOR K‹:] Çocuk Hastal›klar› Uzman› Dr. Ebru Gözer R‹SK ARTIYOR “Yap›lan araflt›rmalar, obez çocuklarda metabolik sendrom s›kl›¤›n›n %30’a varan oranlarda oldu¤unu göstermifltir.” 12 ASM VİTAL ocuklarda metabolik sendrom görülmesinin en s›k rastlanan nedeni nedir? Metabolik sendromun temelinde insülin direnci yer almaktad›r. Çocuklar ve adelosanlarda insülin direncinin en s›k görülme nedeni obezitedir. Son y›llarda, fliflmanl›¤›n insülin direncine neden olmas›ndan çok, insülin direncinin obeziteye neden oldu¤u üzerinde durulmaktad›r. ‹nsülin direnci sonucunda geliflen obezitenin çocuklarda ve adelosanlarda erken tan›nmas›, tedavi edilmesi ve koruyucu önlemlerin al›nmas›, metabolik sendromun komplikasyonlar›n› önlemektedir. Çocukluk ça¤›nda fliflmanl›¤›n giderek artmas› ve eriflkin tipi fleker hastal›¤›n›n daha s›k görülmeye bafllamas› üzerine yap›lan çal›flmalarda, obez çocuklarda metabolik sendrom s›kl›¤›n›n %30’a varan oranlarda oldu¤u gösterilmifltir. G Hangi çocuklar risk grubunda yer almaktad›r? Birinci derece akrabalar›nda ya da birden fazla akrabas›nda tip 2 diyabet, ileri derecede fliflmanl›k ve metabolik sendrom olan fliflman çocuk ve adelosanlar en riskli gurubu oluflturmaktad›r. Bu çocuklar ergenlik döneminde de h›zla kilo almaya devam ederler. Metabolik sendromlu çocuklarda insülin direncinin önemli klinik bulgular›ndan biri boyunda ve koltuk altlar›nda ç›kmayan kire benzeyen renk koyulaflmas›d›r. Bu tür cilt de¤iflikli¤i olan obez çocuklar, hemen de¤erlendirmeye al›nmal›d›r. G Çocuklarda metabolik sendrom tan›s› nas›l konulur? Çocuklarda ve adelosanlarda metabolik sendrom tan›s› eriflkine benzer kriterler kullan›larak konur. Ancak her yafl ve cinse göre farkl› eflik de¤erler kullan›lmas› gerekmektedir. Farkl› olarak çocuklarda açl›k kan flekerinde yükseklik seyrek görülür bu nedenle yüksek insülin de¤erleri dikkate al›n›r. De¤erlendirmede yafla ve cinse göre kar›n çevresi ölçümleri, yüksek trigliserid de¤erleri, düflük HDL kolesterol, artm›fl insülin de¤erleri, kan bas›nc› ve kan flekeri dikkate al›n›r. Yüksek insülin de¤eri belirlenen çocuklarda fleker yükleme testi yap›lmal›d›r. E¤er fliflman çocuklarda bozulmufl glukoz tolerans› da varsa bunlar›n her y›l %2-14’ü tip 2 diyabete dönüflür. Metabolik sendromun di¤er ölçütleri aras›nda yer alan hipertansiyon da yafl, cinsiyet ve boya göre belirlenmifl eflik de¤erler göz Ç “‹nsülin direncinde, boyunda ve koltuk altlar›nda kire benzer renk koyulaflmalar› görülür.” önüne al›narak de¤erlendirilir. Sa¤lam çocuk izleminde üç yafl sonras› rutin yüksek kan bas›nc› ölçümü yap›lmakta olup, obez çocuk ve adelosanlarda tansiyon izlemi önem kazanmaktad›r. Gerekli durumlarda 24 saat süreyle ayaktan sürekli ölçümler yap›lmal›d›r. En az üç ayr› ölçümde sistolik ve diyastolik kan bas›nc› boy, yafl ve cinse göre 95. persentil üzerinde ise hipertansiyon lehine de¤erlendirilmelidir. Çocukluk ça¤›nda hipertansiyonun engellenmesi, eriflkin ça¤daki kardiyovasküler hastal›klar›n geliflmesini engeller. G Çocuklar için nas›l bir tedavi yöntemi uygulan›r? Metabolik sendrom aç›s›ndan risk alt›nda olan veya tan›s› konulan çocuk ve adelosanlarda, medikal tedavi ile birlikte yaflam fleklinin de¤ifltirilmesine yönelik önlemler ve düzenlemeler medikal tedavinin de baflar›s›n› artt›rmaktad›r. Bunun bafl›nda sa¤l›kl› beslenme (kifliye göre düzenlenmifl ve diyetisyen kontrolünde yap›lan), hareketsiz aktivitelerin azalt›lmas› (televizyon izleme, bilgisayar bafl›nda uzun süre kalmak), düzenli fiziksel aktivite (yürüyüfl, yüzme, bisiklete binme) gelmektedir. Ayr›ca tansiyon yüksekli¤i olan hastalarda antihipertansif ilaçlar, kan flekerini düzenleyici ilaçlar ve lipid düflürücü ilaçlarda gerekli görüldü¤ü hallerde kullan›lmaktad›r. G Çocuklarda tehlike ne zaman ortaya ç›k›yor? Vücut kitle indeksi bunun yan›nda kar›n çevresi, bel ve kalça oranlar› ölçülebilir. Her yafla ve cinse göre kan bas›nc› %95 persentil üzerindeyse obez kabul edilir. %85 hafif kilolu kabul edilir; fakat bu çocuklar›n ailelerinde kalp ya da fleker gibi hastal›klar varsa bunlar›n da araflt›r›lmas› gerekir. 8 yafl›ndaki k›z çocu¤u için 70 cm. bel çevresinin üstü, erkekte 72 cm, 15 yafl k›z çocu¤u için 91, erkek için 93 cm. üst s›n›rlard›r. Bunun üstü art›k ciddi risk grubudur. Yine tan› kriterleri aras›nda yer alan bel/kalça oran› da k›zlarda > 0.9, erkeklerde > 1 oldu¤unda kardiyovasküler hastal›k ve tip 2 DM geliflimi aç›s›ndan risk oluflturmaktad›r. Uzm. Dr. Ebru Gözer’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 10_15_ASM_METABOLIK 8/4/09 3:39 PM Page 4 Polikistik over sendromunda genetik faktörler etkili oluyor Polikistik over sendromu, metabolik sorunlar› da beraberinde getiriyor. ASM Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Op. Dr. Nuri Ceydeli konuyla ilgili bilgi verdi. olikistik over sendromunun ortaya ç›k›fl›na yol açan nedenler hangileridir? Polikistik over sendromunun nedenlerine bak›ld›¤›nda geneti¤in ön plana ç›kt›¤› görülüyor. Anneden geçebildi¤i gibi babadan da geçme ihtimali var. Genetik nedenli bir hastal›k olmas›ndan dolay› tamamen tedavi etmek olanaks›z olsa da, hastan›n sorunlar›na çözüm bulmak mümkün. G Bu hastal›¤›n belirtileri nelerdir ve tan› nas›l konulur? Sorun farkl›l›klar gösterir ve belirtiler kifliden kifliye de¤ifliklik gösterebilir. Yani her polikistik over hastas›nda âdet düzensizli¤i ya da k›llanma görülmeyebiliyor. Y›lda iki üç kez âdet gören polikistik over sendromlu hasta olabildi¤i gibi y›lda on defa âdet gören hastalar da olabiliyor. Tan› klinik olarak konulabildi¤i gibi biyokimyasal olarak da kan incelemelerinde belirlenebilecek baz› bulgularla desteklenebiliyor. Bunlar›n bafl›nda testosteron miktar› geliyor. Testosteron miktar›n›n üst s›n›ra yak›n ve üst s›n›rda seyretmesi gerekiyor. Bir baflka androjen hormonu olan ve böbreküstü bezlerinden salg›lanan DHEA-S hormonunun düzeyine de P “Polikistik over sendromu nedenlerine bak›ld›¤›nda geneti¤in ön plana ç›kt›¤› görülüyor.” bak›lmas› gerekiyor. LH, TSH, açl›k insülini, açl›k kan flekeri incelemeleriyle tan› kesinlefltirilmifl oluyor. G Metabolik sendroma neden olur mu? Moleküler düzeyde hastal›¤›n özündeki sorun metabolizma düzeyinde yaflanan sorunlard›r. Bu kad›nlarda genetik olarak kan flekerini düzenleyen insülin hormonuna karfl› direnç geliflir. Buna ba¤l› olarak da polikistik over sorunu olan kad›nlar›n ileri yafllarda tip 2 diyabet olma riskleri de %50’nin üzerine ç›kmaktad›r. Bu noktada da insülin rezistans›n› düflüren ilaçlar devreye giriyor. Ancak yaflam tarz›ndaki de¤iflimle birlikte kilo vermenin sa¤lanmas› da çok önemli bir etkendir. Araflt›rmalar kilo veren polikistik over sendromlu kad›nlar›n hem yumurtlama fonksiyonlar›n›n düzeldi¤ini, hem de do¤urganl›k flanslar›n›n yükseldi¤ini göstermektedir. G Polikistik over sendromu için nas›l bir tedavi yöntemi izlenir? Tedaviye kad›n›n bebek sahibi olmak isteyip istememesine göre karar veriliyor. E¤er hasta çocuk istemiyorsa öncelikle âdet düzenini sa¤lamak gerekiyor. Çünkü uzun süreli âdet görmeyen bu kad›nlarda östrojen tek bafl›na rahim içine etki etmeye bafll›yor ve sonuçta rahim kanseri riski art›yor. K›llanma için antiandrojenler kullan›l›yor. Bu sayede hem âdet düzeni sa¤lanabiliyor, hem de tüylenme azalt›labiliyor. ‹nsülin rezistans›na ba¤l› olarak oluflan kilo sorununu dengeye sokmak için antidiyabetikler ile karbonhidrattan yoksun diyet ve egzersiz birleflimi en yararl› tedavi olarak gösteriliyor. Op. Dr. Nuri Ceydeli’nin di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. [D‹YOR K‹:] Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Op. Dr. Nuri Ceydeli POL‹K‹ST‹K OVER SENDROMU NED‹R? “Kad›nlarda en s›k rastlanan endokrin bozukluk olan ‘polikistik over sendromu’ (PCOS) kad›nlar›n yaklafl›k %4-6’s›n› etkisi alt›na al›yor. Sorun kendini, düzenli yumurtlama olmamas› ve buna ba¤l› olarak âdet düzensizli¤i ve vücutta erkeklik hormonunun artmas›n›n getirdi¤i baz› sonuçlarla gösteriyor.” ASM VİTAL 13 10_15_ASM_METABOLIK 8/4/09 3:39 PM Page 5 DOSYA Metabolik Sendrom fiiflmanl›¤a cerrahi müdahale ASM Genel Cerrahi Uzman› Op. Dr. Kemal Rafla, metabolik sendromun tedavisinde uygulanan cerrahi yöntemler hakk›nda bilgi verdi. [D‹YOR K‹:] Genel Cerrahi Uzman› Op. Dr. Kemal Rafla AMEL‹YAT fi‹fiMANLIKTAN ÖLÜM R‹SK‹N‹ AZALTIYOR “Kilo verdirici ameliyatlar kaba ölüm oranlar›n› anlaml› olarak azalt›r. Kanada’da yap›lan kan›t de¤eri yüksek iki gözlemsel çal›flmada, ameliyat edilen morbid obez hastalarda, ameliyat edilmeyenlere göre ölüm riskinin %89 azald›¤› bulunmufl. Bariyatrik cerrahi sonras›nda, gastrik bypass yap›lan hastalar›n %83’ünde diyabetin çok daha kontrollü hale geldi¤i veya tamamen ortadan kalkt›¤›, %96’s›nda hiperkolesterolemide anlaml› bir iyileflme sa¤land›¤› ve %87’sinde hipertansiyonun ya tamamen tedavi edildi¤i ya da kontrolünün çok daha kolay hale geldi¤i belirlenmifl.” 14 ASM VİTAL etabolik sendrom tedavisinde hangi cerrahi giriflimler yap›l›yor? Bariyatrik cerrahi olarak adland›rd›¤›m›z ve ileri derecede fliflmanl›¤a yönelik olarak yap›lan ameliyatlar, hastalar›n fazla kilolar›n›n %75’ini ve hatta daha fazlas›n› kal›c› olarak verebilmesini sa¤lamakta. Bu kal›c› baflar›s› sayesinde de bariyatrik cerrahi metabolik sendromun tedavisindeki en etkili araçlardan biri olarak kabul edilmektedir. Kilo verdirici ameliyatlar iç organlardaki ya¤ dokusu kütlesini azaltmakta ve bu da metabolik sendromu anlaml› olarak düzeltmektedir. Bu ameliyatlar›n ya¤ kütlesini azaltmak konusundaki baflar›s› uzun y›llar mekanik bir bariyer oluflturmalar›na ve ameliyat s›ras›nda yap›lan anatomik de¤ifliklikler ile emilim kusuru yaratmalar›na ba¤land›. Ancak son y›llarda yap›lan çal›flmalar ile bu ameliyatlar›n mekanik de¤iflikliklerin ötesinde hormonal baz› de¤iflikliklere de neden oldu¤u anlafl›ld›. ‹nkretin ad›n› verdi¤imiz gastrointestinal hormonlar yemek yedikten sonra, daha kan flekeri düzeyi bile yükselmeden pankreas› uyararak insülin salg›s›n› artt›rmakta, emilim kusuru yaratarak kalorilerin vücuda al›nmas›na ve kan dolafl›m›na kat›larak depolanmas›na engel olmaktad›r. Baflta gastrik by-pass olmak üzere birçok bariyatrik ameliyat da g›dalar›n daha k›sa sürede ince barsak sonuna ulaflmas›n› sa¤lamakta ve bu etkileri ile inkretin salg›s›n› uyararak etkin ve sürekli bir kilo kayb›na neden olmaktad›r. G Hangi hastalara bariyatrik cerrahi yap›lmal›? Tarihsel süreç içerisinde toplam vücut ya¤›n›n tan›mlanabilmesi için birçok parametre kullan›lm›flt›r. Baz› s›n›rlamalar› olsa da fazla kilonun tan›mlanabilmesi için halen en s›k kullan›lan parametre vücut kitle endeksi (BMI); çünkü BMI’›n hem hesaplanmas›, hem de klinikte kullan›lmas› çok kolay. Güncel k›lavuzlara göre bir hastan›n BMI > 40 ise veya 35’in üzerinde olup diyabet, hipertansiyon, koroner arter hastal›¤› ya da uyku apnesi gibi fliflmanl›k ile iliflkili bir veya daha çok yandafl hastal›¤› varsa, bariyatrik cerrahi öncelikle düflünülmesi gereken bir seçenek. Metabolik sendromu olan hastalarda bariyatrik cerrahiyi daha düflük BMI düzeylerinde ve çok daha ›srarc› bir flekilde önermemizin nedeni yandafl hastal›klar›n kal›c› hasarlar oluflturma riskinin çok yüksek olmas›d›r. Bu hasarlar geliflmeden yap›lan ameliyatlar sonucunda elde edilen klinik sonuçlar çok iyiyken, kal›c› hasarlar gelifltikten sonra yap›lan ameliyatlar yeterince yüz güldürücü olmamaktad›r. Yani metabolik sendromu olan hastalarda fliflmanl›kla iliflkili komplikasyonlar çok M [D‹PNOT] BAR‹YATR‹K CERRAH‹ NED‹R? Bariyatrik cerrahi, ciddi obezite tedavisindeki en etkin seçenektir. Cerrahi ile oluflturulan bariyer erken doyma hissi uyand›r›r ve böylece al›nan hacim k›s›tlan›r. Daha az hacim tolere edebilen kifli kaç›n›lmaz olarak her ö¤ünde daha az kalori al›r ve vücudun u¤raflmak zorunda kald›¤› fazla kalori sorunu ortadan kalkar. Ayr›ca bariyatrik cerrahi ile farkl›laflan hormonal mekanizmalarda ifltah azal›r. Buna ek olarak ameliyat tipine göre barsaklarda emilim kusuru oluflturularak besin maddelerinin emilimi bozulur. daha yüksek oranda görülmektedir ve bu hastalar çok daha proaktif ve agresif olarak tedavi edilmeliler. G Bariyatrik cerrahi seçenekleri neler? Bariyatrik cerrahi ad›n› verdi¤imiz ve kilo kayb›n› sa¤layan ameliyatlar tek tip de¤il. Bu ameliyatlarda ya bariyer oluflturulmakta ya emilim kusuru yarat›lmakta ya da her ikisi birden bir arada uygulanmaktad›r. Bu üç ana grup hem aç›k (geleneksel) yöntem ile hem de minimal invazif (laparoskopik) yöntemle gerçeklefltirilebilmektedir. G Bariyatrik cerrahinin metabolik sendrom üzerine etkileri nelerdir? Bariyatrik cerrahi, uzun süreli kilo kayb› sa¤lamas›, yaflam kalitesi parametrelerini iyilefltirmesi ve obeziteye ikincil geliflen risk faktörlerini ortadan kald›rabilmesi gibi özellikleriyle ciddi obezitenin tedavisindeki en etkin seçenek olarak gözükmekte. Cerrahi ile oluflturulan bariyer erken doyma hissi uyand›rmakta ve böylece al›nan hacmi k›s›tlamakta. Daha az hacim tolere edebilen kifli kaç›n›lmaz olarak her ö¤ünde daha az kalori almakta ve vücudun u¤raflmak zorunda kald›¤› fazla kalori sorunu ortadan kalkmakta. Ayr›ca bariyatrik cerrahi ile farkl›laflan hormonal mekanizmalarda ifltah›n azalmas›nda son derece etkili olmakta. Örne¤in mide taraf›ndan salg›lanan ghrelin adl› hormonun serum düzeyinin Roux-en-Y gastrik bypass sonras› düflmesi ciddi bir ifltah azalmas›na neden olmakta. Art›k deneyimli bariyatrik cerrahlar›n elinde ve referans merkezlerinde %0.35 mortalite oranlar›yla yap›labilen bir ameliyat haline geldi. Ameliyata ba¤l› mortalite oranlar›n›n %0.35-1 gibi son derece kabul edilebilir oranlara düflmesi ve metabolik sendromu olan hasta say›s›n›n her geçen y›l artmas› 2000’li y›llar›n ‘bariyatrik cerrahi’ ça¤› olarak kabul edilmesini sa¤l›yor. Op. Dr. Kemal Rafla’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 10_15_ASM_METABOLIK 8/4/09 3:39 PM Page 6 Diyabet hastalar› daha dikkatli olmal› ASM Endokrinoloji, Metabolizma Hastal›klar› ve Diyabet Uzman› Dr. Özay Tiryakio¤lu, metabolik sendromun diyabetle iliflkisini anlatt›. [D‹YOR K‹:] Endokrinoloji, Metabolizma Hastal›klar› Uzman› Dr. Özay Tiryakio¤lu nsülin direnci ile metabolik sendrom aras›ndaki iliflkiden sözedebilir misiniz? ‹nsülin direnci, vücutta üretilen veya vücuda d›flar›dan uygulanan insüline biyolojik yan›t›n azalmas›d›r. Genetik faktörler (diyabet genleri), fiziksel hareketsizlik, obezite (artm›fl ya¤ dokusu insüline en çok direnç gösteren dokudur), ilerlemifl yafl insülin direncine neden olur. Sa¤l›kl› bireylerde %25, glukoz tolerans bozuklu¤u olan bireylerde %60 ve tip 2 (eriflkin tipi) diyabetik olanlarda %60-75 oran›nda kazan›lm›fl insülin direncine rastlan›r. Kan flekerinin normal s›n›rlarda İ tutulabilmesi için bu dirence pankreas, insülin düzeyinin yükseltilmesi ile karfl›l›k verir. Bu da bireylerde genelde hiperinsülinemiye yol açar. ‹lerleyen dönemlerde insülin düzeyini art›rmak için fazla çal›flan pankreasta bafllayan harabiyet ve yorgunluk bulgular› tabloya eklenir ve kan flekeri yüksekli¤i bafllar. ‹nsülin direncini kan›tlamak için kullan›lan alt›n standard ‘insülin klemp testi’dir. En s›k kullan›lan yöntem HOMA formülüdür. Normal bireylerde HOMA de¤eri 2,7’den düflük olarak bildirilmektedir. 2.7’nin üzerindeki de¤erler ise de¤iflik derecelerde insülin direncini yans›t›r. G Obez hastalar›n hepsi bir metabolik sendrom hastas› m›d›r? Ülkemizde 20 yafl ve üzerindeki kiflilerin yüzde 34’ünde abdominal obezite görülmektedir. Abdominal obezite insülin direncinin en önemli göstergesidir. Ancak insülin dirençli metabolik sendrom olgular›n›n bir k›sm›nda obezite bulunmayabilir. Her obez hasta, metabolik sendrom aç›s›ndan taranmal›, özellikle bel çevresi ölçümü atlanmamal›d›r. Öte yandan insülin direnci karaci¤erde basit ya¤ birikiminden (hepatosteatoz), karaci¤er enzim yüksekli¤i (steatohepatit), hatta siroza kadar uzanabilen bir seyir izleyebilir. Obezlerin %75’inde hepatosteatoz, %20’sinde steatohepatit, %2’sinde siroz gözlenmifltir. ‹NSÜL‹N D‹RENC‹ EN ÖNEML‹ NEDEN “Her ne kadar tüm tip 2 diyabetiklerde insülin direnci olmasa da, diyabet veya glukoz tolerans bozuklu¤u varl›¤› metabolik sendromun tan› kriterlerinin en önemlilerinden birisidir. Bu sorunlar›n varl›¤›nda ayr›ca insülin direncinin olmas› aranmaz.” [B‹LG‹] METABOL‹K SENDROMUN TEDAV‹S‹ Tedavinin hedefleri : Hedef; insülin direncine neden olan risk faktörlerinin yaflam flekli de¤ifliklikleri ile kontrol alt›na al›nmas› ve gerekli koflullarda klinik hedeflere ulaflmak amac›yla ilaç tedavisinin bafllanmas›d›r. Yaflam tarz› de¤iflikli¤i d›fl›nda metabolik sendromu tedavi edebilecek tek bir yöntem söz konusu de¤ildir. En uygun tedavi yöntemi; ideal kilo aral›¤›na ulaflmak, bunu koruyabilmek, düzenli egzersiz yapabilmek, sa¤l›kl› beslenmek ve di¤er kalp-damar hastal›¤› risk faktörlerini uzaklaflt›rabilmektir. Kilo kayb›: %5 -10’luk kilo kayb› ile metabolik sendromun bütün bileflenleri kontrol alt›na al›nabilir. %7’lik kilo kayb› ve düzenli fiziksel aktivite, 5 y›l içinde diyabet geliflimi riskini %50 azaltmaktad›r. Düzenli fiziksel aktivite, insülin direncini düzelterek glukoz, lipid ve kan bas›nc› kontrolünü sa¤lar, kardiyovasküler fonksiyonlar› düzenler. Diyette dikkat edilmesi gereken nokta; günlük kalorinin ihtiyaca ve kilo kayb› hedeflerine göre ayarlanmas›, total kalorinin %50-60’›n› karbonhidratlar, %15’ini proteinler, %10’ndan az›n›n poliansatüre, %20’sinden az›n›n monoansatüre ya¤lardan oluflmas›d›r. Diyet her gün 20-30 gr. kadar lif içermelidir. ‹nsülin direnci: Metformin insülin direncini düzeltebilen bir ilaçt›r. Kan flekeri regülasyonu yan›s›ra ifltah azalmas› ve kilo kayb› sa¤layabilir. Serum lipidleri üzerine olumlu etkileri vard›r. Bu amaçla kullan›labilen bir di¤er ilaç grubu glitazonlard›r. Ancak kilo art›fl›na neden olabildikleri için metforminin Uzm. Dr. Özay Tiryakio¤lu’nun di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. gerisinde kalmakta ve sadece özel dirençli olgularda kombinasyon ilac› olarak denenebilmektedirler. Bu ilaçlara henüz diyabetik olmayan olgularda kullan›m için FDA onay vermemifltir. Diyabet: Metabolik sendromlularda ilk seçenek insülin direncini k›racak ilaçlar olmal›d›r. Kal›c› yaflam tarz› de¤iflikli¤i, kilo kayb› ve hedef kilonun korunmas› için yaflam tarz›-beslenme düzeni de¤iflimi, fiziksel aktivite ve tabii ki diyabet e¤itimi uygulamas› tedavide baflar›n›n vazgeçilmezleridir. Son olarak antiinflamatuvar, antiagregan, endotel disfonksiyonu olan bu hastalarda sa¤kal›m süresini uzatt›¤› defalarca kan›tlanm›fl olan asetilsalisilik asit (Aspirin 150 – 875 mg/gün) kullan›m›n›n önerilmesi asla atlanmamal›d›r. ASM VİTAL 15 16_17_ASM_BEHCET 8/4/09 3:40 PM Page 1 Romatoloji Deri yaralar›ndan görme kusurlar›na kadar birçok rahats›zl›k Behçet hastal›¤›n›n habercisi olabilir Genetik miras›n oluflmas›nda etkili oldu¤u Behçet hastal›¤›, genellikle 20-30’lu yafllarda belirti göstermeye bafll›yor. ASM ‹ç Hastal›klar› ve Romatoloji Uzman› Dr. Selda Öktem, Behçet hastal›¤›n›n belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anlatt›. [D‹YOR K‹:] ‹ç Hastal›klar› ve Romatoloji Uzman› Dr. Selda Öktem GÖZDE SIK SIK A⁄RI VE KIZARIKLIK OLUYORSA Gözde k›zar›kl›k ve a¤r› yak›nmas› olan bir kifli do¤al olarak göz hekimine gider. Verilen tedaviler sonucunda iyileflme s›n›rl›ysa, iyilefltikten bir süre sonra rahats›zl›k tekrarl›yorsa göz hekiminin romatolojik nedenler araflt›rmak üzere hastay› yönlendirmesi gerekir. Hasta, bu soruna yol açan tüm romatolojik hastal›klar aç›s›ndan araflt›r›l›r. 16 ASM VİTAL alk aras›nda “‹pek Yolu” hastal›¤› olarak da bilinen Behçet hastal›¤›, toplum taraf›ndan fazla bilinmedi¤i için ço¤u zaman ihmal ediliyor. Erken tan›n›n tedavide büyük flans yaratt›¤›n› belirten uzmanlar, hastal›¤›n belirtilerine karfl› uyar›yor. ASM ‹ç Hastal›klar› ve Romatoloji Uzman› Dr. Selda Öktem, deri yak›nmalar›, görme kusurlar›, eklem rahats›zl›klar› gibi belirtilerle kendini gösteren Behçet hastal›¤›yla ilgili bilgi verdi. G Behçet hastal›¤› nas›l bir hastal›k? Behçet hastal›¤› vücuttaki birçok doku ve organ sistemini etkileyebilme özelli¤i olan, kronik romatolojik bir hastal›kt›r. Türkiye’de erkeklerde daha s›k görülür. Hastal›k belirtileri ço¤unlukla 2030’lu yafllarda bafllar. Bu hastalarda birçok organ iflin içine girdi¤i için, hasta ilk önce ilgili organlarla iliflkili hekimlere gider. Behçet flüphesi do¤muflsa hastalar hem tan›n›n konmas› hem de tedavinin düzenlenmesi için romatoloji uzman›na yönlendirilir. Asl›nda birçok hekim grubunun ortak çal›flmas›n› gerektiren bir hastal›kt›r; ancak, izlemlerin ve tedavi takibinin Romatolog taraf›ndan yap›lmas› daha do¤rudur. G Behçet hastal›¤›n›n belirtileri neler? En belirgin yak›nmalar a¤›z içinde s›k ve çok miktarda olan aftlar, cinsel organlarda yineleyen yaralar, büyük ve yayg›n sivilceler ile a¤r›l›, s›cak deri alt›nda bezeler gibi deri yak›nmalar›d›r. Gözde k›zar›kl›k, a¤r› ve bulan›k görmeyle kendini gösteren, görme tabakas›nda iltihaplanma (üveit) önemli bulgulardand›r. Üveit geç fark edilirse ve iyi tedavi edilmezse körlü¤e neden olabilir. Daha çok diz ve ayak bilek ekleminde görülen flifllik ve a¤r› gibi belirtiler de yaflanabilir. Behçet hastalar›nda kimi zaman karfl›lafl›lan standart tedavilere dirençli eklem H iltihab›, sakatl›¤a neden olabilir. Hastalarda, omurga boyunca ve kuyruk sokumu bölgesinde, özellikle sabah a¤r›lar› ve tutukluklar› olabilir. S›kl›kla omurgay› ilgilendiren romatizma sorunlar› ile birliktelik görülür. Bazen bacak ve kol damarlar›nda, bazen iç organlar› besleyen damarlarda, bazen de beyin içindeki damarlarda p›ht› oluflmas› ve t›kan›kl›klar görülebilir. E¤er t›kan›kl›k beyin damarlar›nda ise ani bilinç kayb› ve felç bulgular›na neden olabilir. Barsaklar› besleyen damarlar etkilendi¤inde kar›n a¤r›s›, kanl› ishal gibi yak›nmalar yapabilir. Akci¤er ve kalpte daha hafif bulgular yarat›r. G Bir Behçet hastas› hangi yak›nmalarla bir romatoloji hekimine baflvurabilir? Halsizlik, yayg›n vücut a¤r›s›, eklem a¤r›s› ve fliflli¤i, hareket k›s›tl›l›¤› varsa ilk baflvuru romatoloji uzman›na olabilir. Behçet hastalar›nda özellikle diz ve ayak bilek eklemlerinde a¤r› ve flifllik olabilir. A¤r› ve tutukluk sabaha karfl› ve sabah belirgindir, hareket ettikçe azal›r; ama flifllik geçmez. Uzun süre hastay› rahats›z eder, yürümesini ve günlük ifllerini yapmas›n› engeller. Önemli bir kas iskelet yak›nmas› da bel a¤r›s›d›r. Kalçalara do¤ru uzanan ve alt bel dedi¤imiz bölgede bafllar. Zamanla tüm omurga boyunca yukar› kadar ç›kabilir. Bu a¤r›n›n özelli¤i de sabaha karfl› ve sabahlar› çok daha yo¤un olmas›d›r. Bu yak›nmalar asl›nda omurga romatizmalar›n›n yak›nmalar›d›r. G Yak›nmalar her hastada görülür mü? Behçet hastal›¤› birçok sistemde yak›nmaya neden olur ama tüm bulgular ayn› anda ve ayn› kiflide olmayabilir. Yani baz› hastalar hafif deri bulgular›yla y›llarca sorunsuz yaflayabilirken, baz› hastalar görme kayb› ve damar t›kan›kl›klar› Uzm. Dr. Selda Öktem’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 16_17_ASM_BEHCET 8/4/09 3:40 PM Page 2 [B‹LG‹] HULUS‹ BEHÇET K‹MD‹R? Türk akademisinde profesör unvanını alan ilk kifli olan Hulusi Behçet, 1937 yılında, bir kan damarı enflamasyonu (vaskülit) hastalı¤ı olan ve bugün kendi adıyla anılan Behçet hastalı¤ını tarif eden ilk bilim adamıdır. Birinci Dünya Savaflı (1914-1918) sırasında Edirne'deki askeri hastanede dermatoloji ve zührevi hastalıklar uzmanı olarak çalıflmıfltır. Savafltan sonra (1918-1919 arası) tıbbi bilgisini gelifltirmek amacı ile önce Budapeflte'ye sonra da Berlin'e gitmifl, birçok ünlü meslektaflı ile tanıflma fırsatı bulmufltur. Türkiye'ye döndükten sonra serbest çalıflmaya bafllamıfl; önce Hasköy Cinsel Hastalıkları Hastanesi'nde (Haliç) baflhekim olmufl, sonra Guraba Hastanesi'ne geçmifltir. O dönemde ‹stanbul Tıp Fakültesi'nin bir parçası olan hastanede profesörlük de yapmıfltır. 1933'de ‹stanbul Üniversitesi'nde dermatoloji o zamanki adıyla Deri Hastalıkları ve Frengi Klini¤ini kurmufl ve profesör seçilmifltir. nedeniyle yaflam› tehdit eden sorunlarla karfl›laflabilirler. Bu nedenle hiçbir Behçet hastas› bir di¤erine tam anlam›yla benzemez. Her insanda hastal›k çok farkl› seyir gösterir. Behçet hastal›¤› olan kiflilerde omurga romatizmas› s›kl›¤› da artm›flt›r. ‹lginç olarak, hastal›k ilk bafllad›¤› y›llarda daha fliddetli yak›nmalara yol açarken, ilerleyen y›llarda daha selim olma e¤ilimindedir. Y›llar içinde hastal›k aktivitesi de¤iflkenlik gösterebilir. G A¤›z içi yaralar› Behçet hastal›¤›na m› iflaret eder? A¤›z yaralar›n›n birçok nedeni olabilir. Genetik, allerjik, ilaçlara ba¤l›, beslenme ve viral enfeksiyonlar gibi çok neden vard›r. Behçet hastal›¤›nda ayda bir veya daha s›k, birkaç adet, dudak ve dilde uzun sürede iyileflen büyük yaralar dikkat çekicidir. Ama a¤›z yaras›na genital yara da efllik ediyorsa, mutlaka Behçet hastal›¤› araflt›r›lmal›d›r. Ailesinde Behçet hastal›¤› oldu¤u bilinen bir kiflide s›k s›k a¤›z yaras› ç›k›yorsa, hasta dikkatle sorgulanmal›d›r. G Hastal›¤›n nedenleri neler? Behçet hastal›¤›n›n bilinen ve kan›tlanm›fl en önemli nedeni genetik bir yatk›nl›k tafl›nmas›d›r. Özellikle HLA-B5 ve HLA-B51 denen bir genetik molekülün Behçet hastal›¤›na yakalanma riskini art›rd›¤› saptanm›flt›r. Bu hastal›k “‹pek Yolu hastal›¤›” olarak da bilinmektedir. ‹pek yolu üzerindeki ülkelerde daha s›k görülür. Bunun nedeni olarak, bu ülkeler aras›nda evliliklerin s›k olmas› ve genetik yap›n›n kar›flmas› düflünülür. Genetik yatk›nl›¤› olan ve ailesinde Behçet hastal›¤› olan kiflilerde geçirilen enfeksiyonlar hastal›¤› bafllat›c› faktör olabilir. Behçet hastal›¤›n›n ortaya ç›kmas›nda genetik faktörler etkili oluyor. G Nas›l tan› konu lu r? Bu hastal›¤›n tan›s›n› koymak bazen kolay, bazen ise zordur. Hastan›n yak›nmalar› ve ayr›nt›l› sorgulama çok önemlidir. Çünkü hastalar, baz› bulgular› dikkate almad›klar› için hekime söylemeyebilirler. Tek tek her bulgunun olup olmad›¤› sorulmal›d›r. Tan› koymak için birtak›m kriterler de¤erlendirilir. Maalesef genetik molekül belirlenmesi d›fl›nda tan› koydurucu özel bir laboratuvar testi yoktur. Paterji testi olarak isimlendirilen bir deri testi tan›ya yard›mc› olabilir. Bu testin pozitif olmas› tan›y› destekler ama negatif bulunmas› hastal›k yok anlam›na gelmez. Yani bu hastal›¤›n tan›s›n› koymak bu konuda mutlak deneyimli ve uzman olmay› gerektirir. G Nas›l tedavi edilir? Behçet hastal›¤›nda tedaviyi belirlerken tamamen hastal›¤›n fliddetine ve organ tutulumlar›na göre hareket ederiz. Deri bulgular› ile s›n›rl›, hafif bir hastal›k varsa tekli ve basit ilaçlar kullanmak tedavi için yeterli olur. Beyin, damarlar, göz gibi, organlarda yak›nma varsa o zaman çok daha karmafl›k ve özel ilaçlar kullanmak gerekir. Çünkü tedavi edilmeyen göz iltihaplar› körlü¤e neden olabilir. Damar t›kan›kl›¤› ve beyin tutuluflu yaflam› tehdit edici sonuçlar do¤urabilir ve daha ciddi bir tedavi gerektirir. Böyle durumlarda birkaç ilac› bir arada kullan›r›z. Burada kullan›lan ilaçlar ço¤u kez kortizon ve ba¤›fl›kl›k sistemini bask›layan ilaçlard›r. Ayr›ca tedavi süresince hastan›n yak›n aral›klarla izlenmesi gereklidir. [B‹LG‹] AKDEN‹Z ATEfi‹ HASTALI⁄I Ailesel Akdeniz Atefli (AAA) veya FMF (Familial Mediterranean Fever) olarak bilinen bir hastal›k da Türkiye’de s›k görülmektedir. Bu hastal›k da romatolojik bir hastal›kt›r. Tekrarlayan yüksek atefl, kar›n ve gö¤üs a¤r›lar› ile bazen eklem flifllikleri ve ataklar halinde görülen bir hastal›kt›r. Bu hastal›k tamamen kal›t›msal altyap›s› olan bir hastal›kt›r. Türkiye co¤rafyas›nda bu hastal›¤a neden olan genler s›k görülür. Yani asl›nda hem Behçet hastal›¤› hem de AAA co¤rafyam›z›n ve genetik yap›m›z›n bafll›ca romatolojik hastal›klar›d›r. Ayn› iliflki baflka ülkelerdeki insanlarda rastlanmaz. Bu iki hastal›k genetik miras›m›zd›r diyebiliriz. ASM VİTAL 17 18_24_ASM_MEMEKANSER 8/4/09 6:31 PM Page 1 DOSYA Meme Kanseri Kanser hücresi [B‹LG‹] ERKEN TANI ‹Ç‹N NE YAPILMALIDIR? Meme kanserinin kad›nlarda en s›k görülen kanser oldu¤u ve erken tan›nmas› durumunda da art›k öldürücü bir hastal›k olmad›¤›n›n anlat›lmas› gerekir. Kad›nlar›, erken tan› konulabilme sürecindeki aktif kat›l›mlar›n›n de¤erli oldu¤una inand›rabilmek ve bunun asl›nda her kad›n›n kendine karfl› bir sorumlulu¤u oldu¤una ikna edebilmek gerekir. Riski olmayan kad›nlar›n 40 yafl›na kadar kendi kendilerini ayda bir kez muayene etmeleri yeterlidir. Herhangi bir yak›nmas› olmas› veya kendi kendilerine yapt›klar› muayenede farkettikleri normal d›fl› bir durum olmas› halinde hekime baflvurmalar› gerekir. 40 yafl›ndan itibaren ise kendi kendilerine yapacaklar› ayl›k muayenenin yan›s›ra y›lda bir kez hekim taraf›ndan yap›lacak klinik meme muayenesi ve mammografi erken tan›daki alt›n standartt›r. Risk grubunda olan kad›nlarda ise meme kanseri taramas›n›n hangi yaflta bafllamas› ve ne s›kl›kla tekrarlanmas› gerekti¤i hekimin yapaca¤› de¤erlendirmeden sonra saptanmal›d›r. 18 ASM VİTAL Meme kanserinin evrelendirilmesinde ve tedavisinde yeni alt›n standart: Sentinel Lenf Bezi Biyopsisi Sentinel lenf bezi biyopsisi, meme kanseri tan›s› alan hastalar›n tedavi sürecinde evrelendirilmesini çok daha düflük oranda bir yan etki ile gerçeklefltirmemizi sa¤l›yor. Sentinel ad› verilen koltukalt›ndaki "ilk" lenf bezi ameliyat s›ras›nda bulunarak tetkik ediliyor ve tüm lenf bezlerinin ç›kar›lmas›na gerek kalmayabiliyor. üm meme kanserlerinin %99'u kad›nlarda, yüzde biri ise erkeklerde görülüyor. Yafl›n ilerlemesi meme kanserine yakalanma riskini art›r›yor. Meme kanserinde klinik sonuçlar›n›n daha iyi hale getirilebilmesi için y›llard›r birçok çal›flma yap›l›yor. Hormon tedavisi, cerrahi tedavi, radyoterapi, kemoterapi ve biyolojik tedavi üzerine yap›lan çal›flmalar devam ediyor. Bu çerçevede son y›llarda kullan›lan en önemli yöntemlerden biri de sentinel lenf bezi biyopsisi. Sentinel lenf bezi biyopsisi; ilk olarak özel bir tip deri kanseri olarak de¤erlendirilen ve malign melanom ad› verilen hastal›¤›n tedavisinde kullan›lan, sonras›nda da meme ile kal›n ba¤›rsak kanserinde klinik uygulamaya giren bir yöntem. ASM hekimleri meme kanserini ve sentinel lenf bezi biyopsisini anlatt›lar. T ASM T›bbi Onkoloji Uzman› Prof. Dr.Haluk Onat G Meme kanseri riskini artt›ran faktörler nelerdir? Aileden gelen meme kanseri riski tüm meme kanserlerinin %10-15’ini oluflturmakta. Meme kanseri genleri denilen BRCA1 ve BRCA2 isimli genleri tafl›yan kiflilerde meme kanseri geliflme riski yüksek. Kal›tsal meme kanseri o ailenin tüm fertlerinde görülmez ama bu genlere sahip kiflilerde risk yüksek. Meme kanserlerinin önemli bir k›sm› hormona ba¤›ml›. Meme kanseri hücrelerinde hormon al›c›lar› tespit edilmekte. Östrojen hormonu meme kanserinin geliflmesinde etkili bir faktör. Her meme kanseri hormona duyarl› de¤ildir ancak duyarl› olanlar›n gelifliminde östrojen hormonunun 18_24_ASM_MEMEKANSER 8/4/09 6:31 PM Page 2 ciddi bir katk›s› var. Bir kad›n›n hayat› boyunca üretken oldu¤u yani östrojene maruz kald›¤› dönem ne kadar uzunsa meme kanseri riski o kadar fazla. Bir k›z çocu¤u ne kadar erken yaflta ilk adetini görürse ve ne kadar geç menopoza girerse meme kanseri riski o kadar yüksek. Hiç do¤urmam›fl olan kad›nlarda da risk vard›r. ‹lk do¤umunu geç yaflta yani 30 yafl›n üzerinde yapm›fl kad›nlarda da risk vard›r. Uzun süreli hormon kullanan kad›nlarda da risk fazlad›r. Alkolün de etkisi vard›r. Tek bafl›na risk faktörü olmasa da di¤er risk faktörleriyle birlikte oldu¤unda meme kanseri riski de artar. G Erken evre neyi ifade eder? Meme kanserinde önemli olan kanseri hiçbir belirti vermedi¤i evrede yakalamak. Meme kanserinde herhangi bir belirti varsa zaten hastal›k ilerlemifl demektir. Erken evre dedi¤imiz, ele gelmeyen evrede meme kanserinin yakalanmas›d›r. Bu dönemde yakalanan meme kanserinin tedavisi de, memenin korunmas› da kolayd›r. Günümüzde hastan›n hayat›n› kurtarmak kadar memesini korumay› da önemsiyoruz ve e¤er hasta erken dönemde tedavi ediliyorsa memeyi koruma flans›m›z çok yüksek. Meme kanseri hastalar›nda mutlaka koltukalt›nda bulunan lenf bezlerinin durumunu da bilmemiz gerekir. Lenf bezlerinde tutulum ne kadar az ise hasta o kadar erken evre kabul edilir ve elbette en çok arzu edilen hiç tutulum olmamas›d›r. G Memede görülen kistler kansere yol açar m›? Meme yak›nmas› nedeniyle hekime baflvuran kad›nlar de¤erlendirildi¤inde en önemli iki nedenin kistler ve a¤r› oldu¤u görülmekte. Kad›nlar›n %10’unun memesinde basit kistler geliflebildi¤ini bilmekteyiz. Yani kistler son derece s›k görülen ve kansere yol açmayan oluflumlard›r. Ancak memesinde kitle farkeden her kad›n›n mutlaka hekime baflvurmas›, bu kistin basit ve zarars›z kist oldu¤unun hekim taraf›ndan belirlenmesi gerekir. Bu de¤erlendirmede kad›n›n öyküsü, risk unsurlar›n›n olup olmamas›, klinik meme muayenesi ve baflta meme ultrasonografisi ile mammografi olmak üzere görüntüleme yöntemleri çok yard›mc›d›r. G Tümörün boyutu hastal›¤› nas›l etkiler? Meme kanseri basit bir hastal›k de¤ildir ve hastal›¤›n seyrini etkileyen birçok unsur vard›r. Tümör boyutu ne kadar büyükse hastal›k o kadar ileri kabul edilir; ancak tümörün boyutu kadar yap›s› da önemlidir. Yani tümörün boyutu küçük olsa da baz› özellikleri nedeniyle biyolojik olarak agresif olabilir. Ya da tam tersi olarak tan›y› ancak büyükken koyabildi¤imiz meme tümörü baz› iyi özellikleri nedeniyle daha yavafl seyredebilir. Örne¤in, tümör hücrelerinin hormona duyarl› olup olmamas› hastal›¤›n riskini belirleyen önemli unsurlardan biridir. Hormona duyarl› tümörler daha yavafl büyürken hormon duyars›z olanlar daha h›zl› büyür. Hem de hastal›¤›n tekrarlama ve uzak organlara s›çrama, yani metastaz yapma riski yükselir. Tümörde HER2neu dedi¤imiz büyüme faktörü varsa küçük de olsa çok agresif seyredebilir. Sonuçta, meme kanserinde tümörün boyutu önemlidir ama en az boyut kadar yap›s› ve özellikleri de önemlidir. Bu nedenle herkesin hastal›¤›n› farkl› kabul etmek ve tedavi ve izlem plan›n› kiflisellefltirmek gerekir. G Kemoterapinin meme kanserinde oynad›¤› rolden bahsedebilir misiniz? Cerrahi ve radyoterapi lokal tedavilerdir. Bir ilaç tedavisi olan kemoterapi ise bütün vücudu ilgilendiren sistemik bir tedavidir. Hem tümörü küçültür, hem de vücudun di¤er bölgelerindeki kanser hücrelerini etkiler. Asl›nda meme kanserinde kulland›¤›m›z ilaç tedavisi sadece kemoterapi de¤ildir, ayr›ca hormon tedavisi ve hedefe yönelik ilaç tedavileri vard›r. ‹laç tedavisi de¤iflik evrelerde de¤iflik amaçlarla kullan›l›r. Yayg›n hastal›kta hedef hastal›¤› kontrol alt›na alabilmektir. Hastal›k lokal yani memeye s›n›rl› ve yay›lmam›fl ise fakat hastal›¤›n yay›lmas›yla ilgili bir risk varsa o zamanda yine ilaç tedavisi yapar›z. Buradaki amaç vücutta, elde varolan teknolojiyle tespit edilememifl olan tümör hücrelerinin olabilece¤ini varsaymak ve bu hücreleri yok etmektir. Böylece hastal›¤›n lokal olarak geri gelme ve metastaz yapma riskini azaltmakt›r. Biz buna ek tedavi anlam›na gelen adjuvan kemoterapi deriz. Tümör için yap›lan ameliyat s›ras›nda memenin tamam› ç›kar›lsa bile bir süre sonra metastaz saptayabiliriz. ‹flte metastaz yapabilecek bu hücreleri yok etmek gerekir. Bu hücreler ne kadar az say›daysa tedavide de o kadar baflar›l› oluruz. Bu nedenle erken dönemde riski yüksek olan kad›nlar› belirlemek ve bu riski yok etmek veya en az›ndan azaltmak için ilaç tedavisi yapmak gerekir. Koltukalt› lenf bezleri tutulmufl, tümörü hormona duyars›z, tümörü HER2neu pozitif olan veya tümörün mikroskoptaki görünümü agresif olan hastalar riski yüksek olan hastalard›r. ‹laç tedavisi sadece kemoterapi olabilece¤i gibi kemoterapi ile beraber hormon tedavisi, ya da sadece hormon tedavisi de olabilir. HER2neu pozitif olan hastalarda ise ek olarak hedefe yönelik ilaç kullanmak gerekir. Prof. Dr. Haluk Onat’›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. [D‹YOR K‹:] T›bbi Onkoji Uzman› Prof. Dr. Haluk Onat TANIDAN SONRA NELER YAfiANIYOR? “Tan› konulduktan sonra ve tedavi belirlenmeden önce yap›lmas› gereken ilk fley hastal›¤›n yay›l›m›n›n saptanmas›d›r. E¤er hastada yayg›n bir hastal›k varsa tedaviye kemoterapi ile bafllamak gerekir. E¤er hastan›n tümörü sadece memede ve koltukalt› lenf bezlerinde s›n›rl› kalm›flsa, ki günümüzde hastalar›n çok büyük bir bölümü bu aflamada tan› al›yor, tedaviye cerrahi ile bafllamak gerekir. Ancak hastan›n lokal ileri bir hastal›¤›, yani agresif özellikleri olan büyük bir tümörü varsa tedaviye kemoterapi ile bafllaman›n yarar› olabilir. Tedaviye kemoterapi ile bafllamam›z›n uygun olaca¤› bir di¤er hasta grubu da memesinin korunmas›n› tercih eden ancak tümör boyutu büyük olan hastalard›r. Bu hastalarda da kemoterapi ile tümörün küçültülmesi ve böylece memenin korunabilmesi hedeflenmektedir. Bir k›s›m hastada hedef gerçekleflmekte ve neoadjuvan kemoterapi ad›n› verdi¤imiz bu tedaviden sonra meme koruyucu cerrahi gerçeklefltirilebilmekte ancak baz› hastalarda beklenen yan›t al›namamakta ve bu nedenle meme koruyucu cerrahi yap›lamamaktad›r. Sonuçta meme kanseri tan›s› konulan hastan›n tedavisi, tümörün boyutu, özellikleri, yay›l›m› ve hastan›n tercihleri gözönünde bulundurularak multidisipliner bir ekip taraf›ndan belirlenmelidir. Yani en uygun tedavi seçene¤ine ne tek bafl›na cerrah›n, ne tek bafl›na medikal onkolo¤un ne de tek bafl›na radyasyon onkolo¤unun karar vermemesi, nas›l bir tedavi yap›laca¤›na birlikte karar verilmesi gerekir. Hastan›n tedavi seçenekleri tart›fl›l›rkende hastan›n mutlaka ve karar verme sürecine aktif kat›l›m›n›n sa¤lanmas› en uygun çözümdür. “ ASM VİTAL 19 18_24_ASM_MEMEKANSER 8/4/09 6:31 PM Page 3 DOSYA Meme Kanseri [D‹YOR K‹:] Genel Cerrahi Uzman› Prof. Dr. Metin Çakmakç› UZUN SOLUKLU TEDAV‹ PLANLARI “Di¤er birçok kanser türünden farkl› olarak meme kanseri nedeniyle tedavi etti¤imiz hastalarda 5, 10 ve 20 y›ll›k, hatta yaflam boyu flifadan söz edebiliyoruz. Beklenen yaflam süresinin bu kadar uzun olmas›, sa¤kal›m ve lokal nüks oranlar› ile birlikte yap›lan tedavinin hastada b›rakaca¤› kronik hasar ve deformiteyi de düflünmemizi gerektiriyor. Yani sald›rgan davranan baz› kanser türlerinde temel kayg›m›z hastan›n ne kadar yaflayaca¤› iken, biyolojik olarak daha iyi huylu oldu¤unu bildi¤imiz bir tümör sözkonusu oldu¤unda yaflam süresi kadar yaflam kalitesi unsurlar›n› da çok önemsemeliyiz. Meme kanserinde "meme koruyucu cerrahi" ve "sentinel lenf bezi biyopsisi" kavramlar›n›n bukadar gündemde olmas›n›n temel nedeni de hastalarda daha az yan etkiye ve daha az kal›c› deformiteye neden olmas›d›r.” 20 ASM VİTAL G Meme kanseri nas›l ilerler? Tüm kanserlerin ortak özelli¤i bulunduklar› yerin ötesinde tüm vücuda yay›labilmeleri. Baz› kanser türleri öncelikle kan damarlar› yoluyla yay›l›rken baz› kanserler de lenf damarlar› yoluyla bölgesel lenf bezlerine yay›l›r. Meme kanseri de kan damarlar›yla vücudun uzak organlar›na yay›lmadan önce lenf damarlar›yla koltukalt›ndaki lenf bezlerine ulafl›r. Son 20 y›lda yap›lan çal›flmalar lenf kanallar›yla koltukalt›ndaki birinci düzey lenf bezlerine gelen meme kanseri hücrelerinin burada yerleflmeden ikinci ve üçüncü düzeye ilerleyip, orada yerleflip büyüme oranlar›n›n ihmal edilebilecek düzeyde düflük oldu¤unu gösterdi. Yani meme kanserinin koltukalt›nda, say›lar› ellinin üzerinde olan lenf bezlerine yay›l›m› belli bir hiyerarflik düzen içerisinde olmakta. Öncelikle birinci düzey, sonra ikinci ve son olarak da üçüncü düzey lenf bezleri tutulmaktad›r. G Sentinel lenf bezi biyopsisi nedir? Erken evre meme kanserinin cerrahi tedavisini memeye ve koltukalt›ndaki lenf bezlerine yönelik cerrahi olarak iki bölüme ay›rabiliriz. Meme kanserinde koltukalt›ndaki lenf bezlerini gerçekten önemsiyoruz çünkü kanser hücrelerinin buraya ulafl›p ulaflmamas› hastal›¤›n evresini belirlemekte. E¤er bu lenf bezlerinde kanser varsa hastal›¤›n daha ileri evrede oldu¤unu anl›yor ve kemoterapi ile radyoterapi gibi yandafl tedavilerimizi bu veri ›fl›¤›nda belirliyoruz. E¤er bu lenf bezlerinde kanser yoksa da daha s›n›rl› tedavilerin yeterli olabilece¤ini düflünerek plan›m›z› buna göre [D‹PNOT] MEME VE LENF BEZLER‹ Memeler lob ad›n› verdi¤imiz 15 – 20 ayr› k›s›mdan oluflur. Loblar› ise lobül ad›n› verdi¤imiz süt üreten küçük bezler oluflturur. Süt, lobüllerden ve ince kanallardan geçerek meme bafl›ndan akar. Lobül ve kanallar›n aras›n› ya¤ doldurur. Meme ayn› zamanda lenf denen renksiz s›v›y› tafl›yan lenf kanallar›n› da içerir. Lenf kanallar› küçük yuvarlak lenf bezlerine aç›l›r. Lenf bezi gruplar› baflta koltukalt›, boyun, köprücük kemi¤inin üstü ve kas›klar olmak üzere vücudun çeflitli bölümlerinde bulunur. Memeyi ilgilendiren lenf bezleri temelde koltukalt›ndakilerdir. Memenin lenf kanallar› köprücük kemi¤inin üstündeki ve kaburgalar›n aras›ndaki lenf bezlerine de drene olurlar. Lenf bezleri, drenaj›n oldu¤u dokulardan gelen bakterileri, kanser hücrelerini ve di¤er birçok zararl› bileflenleri tutarak büyür. Yani lenf bezleri bir anlamda vücudun savunma istasyonlar›d›r. “Ameliyattan önce tümör olan memeye, tümöre benzer lenf kanallar›n› izleyen radyoaktif madde ve/veya mavi boya enjekte ediliyor.” yap›yoruz. Hastal›¤›n evresinin ve tedavisinin belirlenmesinin yan›s›ra koltukalt›nda hastal›k olmas› durumunda bu hastal›kl› lenf bezlerini cerrahi olarak ç›kartmak koltukalt›ndaki lokal kontrole katk› sa¤lamakta. Bu nedenle de meme kanserinin cerrahi tedavisini üstlenen cerrahlar bugüne kadar koltukalt›ndaki tüm lenf bezlerini ç›kartarak, yani aksilla disseksiyonu yaparak hastal›¤› evrelendirebilmifl, tedavisini belirleyebilmifl ve koltukalt›ndaki lokal kontrolü sa¤layabilmifl. Ancak meme kanserinin koltukalt›ndaki lenf bezlerine hiyerarflik bir düzen içerisinde yay›ld›¤› verisi yeni çal›flmalara neden olmufl ve klinik araflt›rmalar sonucunda sentinel lenf bezi kavram› gelifltirilmifl. Sentinel lenf bezi, lenf kanallar› yoluyla yay›lan meme kanseri hücrelerinin koltukalt›nda gidece¤i ilk lenf bezi olarak tan›mlanabilir. Yani meme kanseri koltukalt›na yay›lacaksa öncelikle sentinel lenf bezinde tutunmakta, daha sonra di¤er lenf bezlerine ilerlemekte. Daha ileri çal›flmalarla koltukalt›nda, tümörün gidece¤i o ilk sentinel lenf bezinin ameliyat s›ras›nda bulunmas› ve patolojik incelemesinin yap›lmas›n›n yollar› denenmifl. Y›llar içerisinde iki yöntemin sentinel lenf bezinin saptanmas›nda etkin oldu¤u gösterilmifl. Bu yöntemlerden ilki radyoaktif madde ikincisi de mavi boya kullan›m›. Radyoaktif madde kullanarak gerçeklefltirdi¤imiz yöntemde ameliyata bafllamadan 1.5 - 2 saat önce Nükleer T›p bölümü taraf›ndan tümör olan memeye, tümöre benzer flekilde lenf kanallar›n› izleyen radyoaktif madde enjekte edilir. Bir süre beklendikten sonra Nükleer T›p bölümünde lenfatik harita ç›kart›l›r, sentinel lenf bezi saptan›r ve yeri iflaretlenir. Daha sonra ameliyata al›nan hastan›n yüksek miktarda radyoaktif madde tutmufl olan sentinel lenf bezi radyoaktivite sayac› (gamma prop) kullan›larak bulunur ve bu lenf bezi ç›kar›larak incelemeye al›n›r. Patologlar da ameliyat s›ras›nda yapt›klar› ve “frozen” ad›n› verdi¤imiz acil patolojik inceleme ile bu lenf bezinde kanser hücrelerinin olup olmad›¤›n› söyleyebiliyor. ‹kinci yöntemde ise herhangi bir ön haz›rl›k yap›lmadan ameliyat›n bafl›nda tümör olan Prof. Dr. Metin Çakmakç›’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 18_24_ASM_MEMEKANSER 8/4/09 6:31 PM Page 4 memeye özel bir mavi boya enjeksiyonu yap›l›yor ve bir süre beklendikten sonra koltukalt› cerrahi olarak araflt›r›larak mavi boya tutmufl sentinel lenf bezi tan›mlan›yor. Bu lenf bezi ç›kart›larak yine ameliyat s›ras›nda patologlara teslim ediliyor ve acil patolojik incelemenin sonucu bekleniyor. Yap›lan patolojik inceleme sonucunda sentinel lenf bezinde tümör saptanmaz ise daha ileri düzeydeki lenf bezlerinde de tümör olmad›¤› kabul edilerek koltukalt›na yönelik ifllem sonland›r›l›yor. Ama e¤er ilk lenf bezinde tümör görülürse bu tümör hücrelerinin di¤er lenf bezlerine de gitmifl olabilece¤i kabul edilerek koltukalt›ndaki tüm lenf bezleri ç›kart›l›yor, yani geleneksel yönteme dönülüyor. Yap›labilirli¤i, etkinli¤i ve geçerlili¤i çok say›da bilimsel çal›flma ile kan›tlanm›fl olan sentinel lenf bezi biyopsisi, çok önemli bir hasta grubunda hastalar› aksilla disseksiyonu ad›n› verdi¤imiz koltukalt›ndaki tüm lenf bezlerinin ç›kar›lmas› iflleminden kurtarmakta. Böylece yap›lan ameliyat›n yan etkileri anlaml› olarak azalmakta ve aksilla disseksiyonu sonucunda oluflabilen kronik hasarlar engellenebilmekte. Ameliyat öncesi kemoterapi alm›fl, daha önceden o memeye yönelik cerrahi geçirmifl, gebe, tümörü çok odakl› vb. gibi zor hasta gruplar›nda da sentinel lenf bezi biyopsisinin benzer baflar› oranlar›yla yap›labildi¤i gösterilmifl ve yap›lmas›n›n uygun olmayaca¤› hasta grubu neredeyse kalmam›flt›r. Bu nedenlerden dolay› da sentinel lenf bezi biyopsisi günümüzde meme kanseri hastalar›nda koltukalt›na yaklafl›mda alt›n standart haline gelmifltir. G Sentinel lenf bezi biyopsisinde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Sentinel lenf bezi biyopsisi; birikim, tecrübeli insan gücü ve teknolojik altyap› gerektiren bir yöntem. Dolay›s›yla baflar›n›n ön koflulu bu yöntemin yeterli teknolojik altyap›ya sahip bir merkezde, konular›nda yetkin ve birbirini iyi tan›yan bir ekip taraf›ndan gerçeklefltirilmesi. [B‹LG‹] LENF BEZLER‹N‹N ÇIKARTILMASI Ayr›ca ekibin kendi sonuçlar›n› sürekli olarak izlemesi, gelifltirme alanlar› olup olmad›¤›n› de¤erlendirmesi de çok önemli. Ameliyat öncesinde hastalara zaman ay›rmak, hem ameliyat ayr›nt›lar›n› hem de bu teknik sayesinde engellenebilecek yan etkileri ayr›nt›l› olarak anlatmak gerekir. %1-2 gibi çok küçük bir hasta grubunda ise ameliyat s›ras›nda yap›lan patolojik de¤erlendirmede sentinel lenf bezinde tümör görülmemekte, ancak daha sonra yap›lan kal›c› patolojik incelemede tümör saptanabilmekte. Bu olas›l›¤› da ameliyat öncesi dönemde hastalarla konuflmak gerekir. Sonuçta, dikkat edilmesi gereken en temel nokta sentinel lenf bezi biyopsisinin güncel teknolojiye sahip, deneyimli ve eflgüdüm içerisinde çal›flan bir ekip taraf›ndan ve yeterince iyi ayd›nlat›lm›fl bir hastada yap›lmas›. Bir bölgedeki lenf bezlerinin ç›kart›lmas› olarak tan›mlanabilecek lenfadenektominin belli yan etkileri vard›r. Koltukalt›nda gerçeklefltirilecek lenfadenektomide uzun sürebilen a¤r›, hissizlik ve lenfödem olarak tan›mlad›¤›m›z kolda flifllik gibi yan etkilere neden olabilir. Koltukalt›ndaki lenf bezlerinin temel görevi el, kol ve meme gibi ardalanlar›n drenaj›n› sa¤lamak ve savunmakt›r. Dolay›s›yla bu lenf bezleri ç›kar›ld›¤›nda bu bölgelerin savunmas› zay›flar. Hastan›n yaflam›n›n sonuna kadar, elini, kolunu ve memesini enfeksiyondan korumas› gerekir. Lenf bezlerinin tamam›n›n de¤il sadece bir tanesinin örneklenmesinde ise bu yan etkiler son derece nadir görülür. [D‹YOR K‹:] Koltukalt› Lenf Bezleri Op. Dr. H. Kemal Rafla B‹REYSEL TEDAV‹ fiART! “Meme kanseri hastalar›n›n tedavisinde kulland›¤›m›z üç ana silah var. Bir tanesi cerrahi, di¤eri radyoterapi, sonuncusu da kemoterapi ve hormon tedavisi olarak ikiye ay›rabilece¤imiz onkolojik tedavi. Bu üç silah› hangi s›rayla kulland›¤›n›z tedavi sonuçlar›n› de¤ifltirebilir. Bir hastan›n tedavisine önce kemoterapiyle bafllay›p, sonra ameliyat edip, daha sonra da radyoterapi vermemizin sonuçlar› ayn› özelliklerde ama farkl› s›rayla tedavi etti¤imiz baflka bir hastan›n sonuçlar›ndan farkl› Gö¤üs Kanseri olabiliyor. O nedenle de tedaviyi gerçekten bireysellefltirmek gerekli. En ideal yöntem her meme kanseri hastas›n›n, meme kanseri tedavisinde uzmanlaflm›fl multidisipliner bir ekip taraf›ndan de¤erlendirilmesi ve tedaviye hastan›n da kat›ld›¤›, taraf oldu¤u bir süreç sonunda karar verilmesi. Tedavinin uzlafl› ile belirlendi¤i hastalarda elde edilen klinik sonuçlar›n daha iyi oldu¤u da bilinmektedir.” ASM VİTAL 21 18_24_ASM_MEMEKANSER 8/4/09 6:31 PM Page 5 DOSYA Meme Kanseri [D‹YOR K‹:] ASM T›bbi Onkoloji Uzman› Prof. Dr. Necdet Üskent G Meme kanserinin yay›lma h›z› neye göre T›bbi Onkoloji Uzman› Prof. Dr. Necdet Üskent MEME KANSER‹N‹N YAYILIMINI ETK‹LEYEN FAKTÖRLER NELERD‹R? “Meme kanserinin yay›l›m›n› etkileyen en önemli faktör tümörün karakteridir. Karakterini de biyolojik ve moleküler yap›s› belirliyor. Biyolojisini ve moleküler yap›s›n› daha iyi anlamaya bafllad›kça tümörün nas›l seyredebilece¤ini daha do¤ru olarak öngörmeye bafllad›k. Bu durum hem yeni, hedeflenmifl ajanlarla tedavi seçeneklerinin do¤mas›na neden oldu hem de hastalar›n tedavisini belirleme sürecine katk›da bulundu. Yani art›k tümörün özelliklerine bakarak o hastaya ne yo¤unlukta tedavi vermemiz gerekti¤i karar›n› daha rahat verebiliyoruz. Bu konudaki en güncel geliflmelerden biri tümördeki 21 geni mutasyon aç›s›ndan de¤erlendiren Oncotype DX® meme kanseri kiti. Bu genetik analiz ile tümörin ne kadar riskli oldu¤unu saptayabiliyor ve hastalar› risk grubuna göre ayr›flt›rabiliyoruz. Hastanemizde de gerekli gördü¤ümüz hastalarda uygulad›¤›m›z bu test ile daha güçlü bir öngörüye sahip oluyoruz ve tedavi önerir veya önermezken bilimsel bir kan›ta dayal› olabiliyoruz.“ 22 ASM VİTAL de¤ifliyor? Meme kanseri asl›nda çok heterojen bir hastal›k grubu. Her hastan›n tümörü farkl› moleküler yap›da olup farkl› özellikler gösterebiliyor. Bu nedenle biyolojik olarak farkl› ço¤alma ve yay›lma h›z›na sahip olabiliyor. Yani baz› meme kanserleri çok yavafl büyür ve yay›l›rken baz›lar› çok h›zl› büyüyüp s›çrayabiliyor. Bazen tümörün kendisi çok küçük olmas›na karfl›n uzak organlara s›çrayabiliyor, yani metastaz yapabiliyor veya çok büyük tümörlerin çok yavafl olarak büyümeye devam etti¤ini ve metastaz yapmad›¤›n› görebiliyoruz. Meme kanserinin bu farkl› biyolojik davran›fl›n› belirleyen baz› faktörler oldu¤unu biliyoruz. Bu faktörlerin bafl›nda tümör hücrelerinin tafl›d›¤› hormon reseptörleri geliyor. Hastal›¤›n östrojen ve progesteron reseptörü tafl›yan hücrelerden oluflmas› olumlu bir risk unsuru olarak kabul ediliyor çünkü hormon reseptörü tafl›yan tümörlerin yar›lanma zaman›, yani 1 cm lik tümörün 2 cm boyutuna gelmesi için geçmesi gereken zaman daha uzun. Bu nedenle bu tümörler daha yavafl büyüyorlar. Daha h›zl› büyüyen ve daha s›k metastaz yapma potansiyeline sahip olan hormon reseptörü tafl›mayan tümörleri ise daha riskli olarak kabul ediyoruz. HER-2neu onkogeninin varl›¤›n› ise olumsuz bir risk unsuru olarak kabul ediyoruz çünkü HER-2neu pozitif olan tümörler daha sald›rgan davranmakta ve daha k›sa sürede metastaz yapmakta. Patolojik inceleme sonucunda bir hastan›n tümörünün hormon reseptörleri tafl›d›¤› ve HER-2 neu onkogeni olmad›¤› raporlan›rsa bu hastaya yönelik beklentimiz çok daha olumlu olabiliyor. G Meme kanseri nas›l yay›l›yor? Meme kanseri genellikle kan yoluyla veya lenfatik yolla yay›l›r. Kan yoluyla yay›ld›¤› zaman dolafl›m›n gitti¤i her yere gidebiliyor ve tüm dokulara yay›labiliyor ancak tutunmak için daha çok akci¤er, kemik, beyin ve karaci¤eri tercih ediyor. Lenfatik yolla yay›l›m›nda da öncelikle aksilla dedi¤imiz koltukalt› lenf bezlerine yay›l›yor. Hastal›¤›n aksilladaki lenf bezlerine yay›lm›fl olup olmad›¤›n› önemsiyoruz çünkü bu lenf bezlerinde tümör olup olmamas› hastal›¤›n sald›rganl›¤› konusunda önemli bir belirleyici. Aksillada tümörü olan hastalarda daha s›k metastaz geliflmekte, hastal›k lokal olarak daha yüksek oranda nüksetmekte ve yaflam beklentimiz azalmaktad›r. Bu nedenle bu hasta grubunda mutlaka koruyucu olarak kemoterapi önermekteyiz. Hastan›n yafl›, performans›, yandafl hastal›klar› ve tercihleri bu karar›m›z› etkileyebilmekle birlikte tedavi verdi¤imiz hastalar›n daha iyi seyretti¤ini biliyoruz. G Hangi hasta grubuna kemoterapi veriyoruz? Birçok bilim dal›n›n birlikte düflünerek tedavisini belirledi¤i meme kanseri hastalar›nda sonuçlar›n daha baflar›l› oldu¤unu biliyoruz. Zaten Prof. Dr. Necdet Üskent’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 18_24_ASM_MEMEKANSER 8/4/09 6:31 PM Page 6 bu kadar heterojen oldu¤unu belirtti¤imiz meme kanserinde tedavinin standart olmas› da beklenemez. Ayr›ca hastan›n genel performans› ve tercihleri de mutlaka önemsenmesi gereken unsurlar. Genel hatlar›yla metastaz yapm›fl tümörü olan hastalara öncelikle kemoterapi öneriyoruz. Yine meme koruyucu cerrahi tercih eden ve ileri tümörü olan hastalarda da tümörü küçültebilmek hedefiyle bafltan kemoterapi öneriyoruz. Hastal›¤› meme ile s›n›rl› olan hastalar ise öncelikle ameliyat oluyorlar ve bu hasta grubunda da kemoterapi karar›n› ameliyat sonras› patoloji raporuna göre de¤erlendiriyoruz. Daha önce tart›flt›¤›m›z gibi hormon reseptörlerinin negatif olmas› ve HER-2neu onkogeninin pozitif olmas› kemoterapi önermemize neden olabiliyor. Ayr›ca tümörün ço¤alma h›z›n› ve sald›rganl›¤›n› gösteren grade de son derece önemli. Grade’in yüksek olmas› koruyucu olarak kemoterapi önermemize neden olabiliyor. Tümörün boyutu da önemli. Tümörünün çap› 1 cm’den büyük olan hastalara da kemoterapi öneriyoruz. Yay›l›m› olmayan ve tümörü 1 cm’den küçük olan hastalarda ise di¤er risk unsurlar›n›n durumuna ve hastan›n tercihlerine göre davranabiliyoruz. Tüm bunlar›n yan› s›ra elimizde art›k Oncotype Dx ad›n› verdi¤imiz bir genetik test de var. Tümörde 21 genetik mutasyona bakarak tümörün ne kadar sald›rgan davranaca¤›n› öngörmemizi sa¤l›yor. Özellikle düflük risk grubunda oldu¤unu saptad›¤›m›z hastalardaki karar verme sürecimize ciddi katk›da bulunuyor. Bu genetik testin yap›labilmesi için canl› dokuya gereksinim yok ve parafin bloklarda da bak›labiliyor. Yüksek maliyetine ra¤men önümüzdeki y›llarda çok say›da hastan›n karar sürecine katk› getirecek gibi görünüyor. Tümöre ait tüm bu unsurlar, kemoterapi uygulamaya karar verdi¤imiz hastalarda, tedavinin hangi ilaçlarla ve ne kadar süreyle yap›laca¤›na da karar vermemizi sa¤l›yor. Meme kanserinin ilaçla tedavisinde kemoterapi d›fl›nda bir de hormon tedavisi kullan›yoruz. Hücrelerinde hormon reseptörü bulunan tümörlerin tedavisinde kulland›¤›m›z bu tedavi hem lokal nüksün azalt›lmas›nda hem de hastalar›n daha uzun süre sa¤kalmalar›n›n sa¤lanmas›nda oldukça etkili. Etkinli¤inin yan›s›ra tablet formunda olmas› nedeniyle kolay kullan›m› olan ve düflük yan etki profiline sahip olan bu ilaç grubundaki seçeneklerimiz giderek artmakta ve bu gruba y›llar içerisinde daha etkili ve daha düflük yan etkili ilaçlar eklenmekte. Bu grup ilaçlar da hem ameliyat öncesinde ve daha s›k adjuvant olarak ameliyat sonras›nda da kullan›labilmektedir. [D‹YOR K‹:] T›bbi Onkoloji Uzman› Prof. Dr. Necdet Üskent HORMON TEDAV‹S‹ Hormon reseptörü pozitif olan tüm hastalara önerdi¤imiz hormon tedavisi en az befl y›l sürdürmekteyiz. Tümörü HER-2neu pozitif olan tüm hastalara ayr›ca Trastuzumab (Herceptin®) ad›n› verdi¤imiz hedeflenmifl ajanla tedavi önermekteyiz. Sonuçta meme kanserinin biyolojisini daha iyi anlamaya bafllamam›z kemoterapide, hormon tedavisinde ve hedeflenmifl ajanlarla tedavide kullanabilece¤imiz farkl› farkl› ajanlar›n gelifltirilebilmesini sa¤lamakta, bu tedaviler ile daha iyi klinik sonuçlar elde edilebilmekte ve elde edilen bu olumlu sonuçlar daha çok say›da hastaya ‘kiflisellefltirilmifl’ tedavi önermemize neden olmakta. [B‹LG‹] MEME KANSER‹NDE R‹SK FAKTÖRLER‹ NELERD‹R? Kad›nlar erkeklerden daha yüksek risk tafl›maktad›r. Ayr›ca meme kanseri riski yafl ile artmaktad›r ve tan›lar›n ço¤u 50 yafl üzerindedir. Meme kanserinde en önemli risk unsuru kiflinin daha önce meme kanseri tan›s› alm›fl ve tedavi edilmifl olmas›d›r. Yani meme kanseri özgeçmifli olan bir kifli yaflam› boyunca yak›ndan izlenmelidir. Kal›tsal unsurlar önemli olmakla birlikte bu oran san›ld›¤› kadar yüksek de¤ildir ve meme kanserlerinin sadece %8’i kal›tsald›r. Bu nedenle aile öyküsünün olmamas› kad›n› meme kanserinden korumad›¤› gibi ailede meme kanseri tan›s› alan insan olmas› kiflinin her koflulda meme kanseri aç›s›ndan yüksek risk tafl›d›¤› anlam›na da gelmez. Bu anlamdaki risk; kaç tane birinci derece yak›n›n meme kanseri tan›s› ald›¤› ve bu kiflilerin tan› ald›klar›ndaki yafllar› ile ilgilidir. Birinci derece akrabalarda 40 yafl›ndan daha genç yaflta meme kanseri görülmesi, bu hastalardan birinde iki tarafl› meme kanseri geliflmifl olmas›, meme kanseriyle eflzamanl› yumurtal›k kanseri olmas› ve bu hastalar aras›nda erkek meme kanseri olmas› kifliyi kal›tsal meme kanseri aç›s›ndan yüksek risk grubuna sokar. Yüksek risk grubunda olan birinin mutlaka hekimiyle bu durumu de¤erlendirmesi ve yap›lacaklar›n belirlenmesi gerekir. Yüksek östrojen düzeyleri ile meme kanseri aras›nda do¤rudan iliflki vard›r. Bu nedenle kad›nlar›n, yüksek östrojen düzeyleriyle yaflad›klar› zaman diliminin uzamas› meme kanseri riskini artt›rmaktad›r. ‹lk adetin 13 yafl›n alt›nda görülmesi ve 50 yafl›n üzerinde menopoza girilmesi meme kanseri riskini artt›r›r. Menopoz nedeniyle befl senenin üzerinde sürdürülen hormon tedavisi (HRT) de riski art›rmaktad›r. Kad›n›n do¤um yapmamas› veya ilk gebeli¤in 30 yafl sonras› olmas› da benzer gerekçeyle riskin artmas›na neden olmaktad›r. Gündelik yaflam içerisindeki baz› faktörlerin de meme kanseri riskini art›rd›¤› bilinmektedir. Özellikle menopoz sonras› kilo al›m›, ya¤dan zengin beslenmek, düzenli olarak spor yapmamak ve a¤›r alkol tüketimi meme kanseri riskini art›rmaktad›r. Daha önce yap›lan meme biyopsisinde rapor edilen meme dokusundaki baz› normal d›fl› durumlar (atipik hiperplazi vb.), ergenlik yafl döneminde radyoterapi görmek ve radyolojik olarak yo¤un meme dokusuna sahip olmak da riski art›rmaktad›r. ASM VİTAL 23 18_24_ASM_MEMEKANSER 8/4/09 6:31 PM Page 7 DOSYA Meme Kanseri [D‹YOR K‹:] ASM Nükleer T›p Uzman› Dr. Kezban Berbero¤lu G Sentinel lenf bezi biyopsisi ne demektir? Nükleer T›p Uzman› Dr. Kezban Berbero¤lu SENT‹NEL LENF BEZ‹ B‹YOPS‹S‹ “Eskiden meme kanseri tan›s› alan hastalar›n cerrahi tedavisi s›ras›nda koltukalt›ndaki lenf bezlerinin hepsi ç›kart›l›rd›. Bu hastalarda baflta kolda ödem, kolda ve elde duyu kusuru olmak üzere bu cerrahiye ba¤l› yan etkiler görülebilirdi. Ayr›ca hastalar yaflamlar›n›n sonuna kadar bu kollar›n› ve ellerini sak›nmak zorunda kal›rlard›. Sentinel lenf bezi biyopsisi sonucunda koltukalt›nda tümör saptanmayan ve lenf bezlerini ç›karman›n gerekli olmad›¤› ortaya ç›kan hastalarda bu hasarlardan kaç›n›lm›fl olunuyor. Böylece hastalar›n tedavi sonras› yaflam kaliteleri korunmufl oluyor.” 24 ASM VİTAL Sentinel lenf bezi biyopsisi multidisipliner bir çal›flma gerektiren bir yöntemdir. Bu ekipte genel cerrahi ile nükleer t›p uzman› ve patolog yer almal›d›r. Nükleer t›p uzman›na düflen görev sentinel lenf bezini görüntülemek, yerleflkesini belirlemek ve ameliyat s›ras›nda genel cerrahi uzman›n›n do¤ru lenf bezine ve k›sa zamanda ulaflmas›n› desteklemektir. G Kimlere uygulanmas› gerekir? Sentinel lenf bezi biyopsisinin meme kanseri hastalar›nda kullan›lmaya baflland›¤› ilk y›llarda bu yöntemi çok s›n›rl› bir hasta grubunda gerçeklefltiriyorduk. Ancak daha sonra yap›lan bilimsel çal›flmalar hastal›¤›n lokal olarak memeye s›n›rl› kald›¤› birçok hasta grubunda bu yöntemin teknik olarak yap›labilir ve sonuçlar›n›n güvenilir oldu¤unu gösterdi. Art›k daha önce giriflim yap›lm›fl memelerde, çok odakl› tümörlerde, ameliyat öncesinde kemoterapi görmüfl hastalarda ve gebe meme kanserilerinde bile bu tekni¤in alt›n standart olarak kabul edilmesi gerekti¤ine inan›yoruz. Yani tümörün koltukalt›ndaki lenf bezlerine veya uzak organlara yay›ld›¤›n› düflünmedi¤imiz tüm hastalarda sentinel lenf bezi biyopsisini uygulamak gerekir. G Sentinel lenf nodu biyopsisi hastaya ne zaman ve nas›l uygulan›r? Hasta ameliyat için hastaneye yat›r›ld›ktan sonra nükleer t›p bölümüne ça¤r›l›r. Tümörün oldu¤u meme bafl›n›n çevresinden deri içine bir enjeksiyon yap›l›r. Enjeksiyon s›ras›nda verilen radyoaktif madde lenf kanallar›nda ilerler ve koltukalt›ndaki bir lenf bezine gider. Biz tümör hücrelerininde ayn› lenf kanallar›n› izleyerek ayn› lenf bezine gidece¤ini bildi¤imiz için bu lenf bezini sentinel lenf bezi olarak kabul ederiz. Bu süreci gama kamera dedi¤imiz bir cihazla tespit ederiz ve dinamik görüntüleme sayesinde lenf kanalar›ndan ilac›n ak›fl›n› dahi görebiliriz. Saptad›¤›m›z bu sentinel lenf bezinin yerleflkesini deri üzerinde iflaretleyerek hastay› ameliyathaneye göndeririz. Ameliyat s›ras›nda cerrah bizim deri üzerinde yapt›¤›m›z iflaret k›lavuzlu¤unda ve radyoaktivite sayan gamma prob dedi¤imiz cihaz›n yard›m›yla sentinel lenf bezini bulur. Gamma prob ile yüksek say›m elde edilen alan› daha yak›ndan de¤erlendirerek en yüksek say›ma sahip lenf bezine ulafl›r. Bu lenf bezi ç›kar›ld›ktan sonra gerçekten elde edilen say›m›n bu lenf bezine ait oldu¤u do¤rulan›r. ‹kinci do¤rulama ise geride kalan dokular›n de¤erlendirilmesi ile yap›l›r ve say›m›n anlaml› olarak düfltü¤ü görülerek en yüksek say›ma sahip lenf bezinin ç›kart›ld›¤›ndan emin olunur. Bu ifllem yap›ld›¤› s›rada pataloji ekibi de ameliyathanede olur ve ç›kar›lan lenf bezinde kanser hücresi olup olmad›¤›n› inceler. E¤er sentinel lenf bezinde kanser hücresi yoksa ameliyat sonland›r›l›r. Ancak yay›l›m saptan›rsa aksilla dedi¤imiz koltukalt›ndaki tüm lenf bezleri ç›kar›l›r. G Baflar›s›zl›k oran› nedir? Hastalar›n %95’inde radyoaktif madde kullanarak sentinel lenf bezini saptayabiliyoruz. %5’lik bir hasta grubunda ise sentinel lenf bezi görüntülenemiyor. Ancak bu hasta grubununda bir bölümünde ameliyat s›ras›nda gamma prop ile sentinel lenf bezine ulaflma flans› olabiliyor. Sentinel lenf bezinin radyoaktif madde ile görüntülenemedi¤i hastalarda baflta mavi boya olmak üzere di¤er teknikleri kullan›yoruz. G Mavi boya tekni¤i nas›l uygulan›yor? Mavi boya cerrah taraf›ndan ameliyat s›ras›nda uygulanan bir yöntemdir. Meme bafl›n›n alt›na veya tümör çevresine çok düflük miktarda metilen mavisi dedi¤imiz boya enjekte ediliyor. Boya, tümör hücreleri veya radyoaktif madde gibi lenf kanallar›n› izleyerek sentinel lenf bezine ulafl›yor. Cerrah da ameliyat s›ras›nda koltukalt›ndaki dokular› inceleyerek boyanm›fl olan sentinel lenf bezine ulafl›yor. Bu tekni¤in de güvenilirli¤i çok yüksek. Hem radyoaktif madde hem de mavi boya kullan›lan hastalarda sentinel lenf bezinin saptanma oran› %99 düzeyine ç›k›yor. [D‹PNOT] SENT‹NEL LENF BEZ‹ B‹YOPS‹S‹ BAfiKA HANG‹ KANSERLERDE KULLANILIYOR? ‹lk klinik uygulamalar› melanom dedi¤imiz deri kanserinde gerçeklefltirilmifl ve flu an melanom tedavisinde rutin olarak uygulanmaktad›r. Daha sonra meme kanserinde de rutin olarak uygulanmaya bafllanm›flt›r. Hastanemizde de hem meme kanseri hem de melanomda rutin olarak uygulanmaktad›r. Ayr›ca kad›n do¤um bölümünü ilgilendiren serviks, vajen ve vulva tümörlerinde elde edilen sonuçlar da son derece baflar›l›d›r. Birçok merkez kal›n barsak kanserinin cerrahi tedavisinde sentinel lenf bezi biyopsisi yapmakta ve lenf bezi tutulumu olmayan hastalarda daha s›n›rl› cerrahi ile ameliyat›n külfetini azaltabilmektedir. Halen süren çal›flmalar ile mide kanserinde de bu yöntemin güvenilirli¤i saptanmaya çal›fl›lmaktad›r. Sentinel lenf bezi biyopsisinin do¤ru evreleme sa¤lad›¤› bir di¤er alan da bafl-boyun kanserleri için yap›lan cerrahilerdir. Umut veren çal›flmalar ve klinik uygulamalar önümüzdeki dönemde çok farkl› tümörlerde de sentinel lenf bezi biyopsisi yapaca¤›m›z› ve tedavi yan etkilerini azaltabilece¤imizi düflündürmekte. Uzm. Dr. Kezban Berbero¤lu’nun di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. kanserilan21.5x27.5.pdf 7/22/09 3:39:03 PM 26_28_ASM_KULAK_3 8/4/09 6:32 PM Page 1 Kulak Burun Bo€az Biyonik kulak iflitme yetene¤inin yeniden kazan›lmas›n› sa¤l›yor Yaflam kalitesini birinci dereceden etkileyen iflitme kayb›n›n tedavisinde biyonik kulak umut oluyor. ASM Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Sertaç Yetifler, biyonik kulak hakk›nda bilgi verdi. [D‹YOR K‹:] Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Sertaç Yetifler “‹flitme kayb› belirlendi¤inde çocu¤un erkenden iflitme cihaz›ndan yararland›r›lmas› çok önemlidir. Bu, iflitme sinirinin d›fl uyar›larla sürekli meflgul edilmesini sa¤lar ve daha sonraki yap›lacak iç kulak cerrahilerinde hasta performans› üzerine olumlu bir etki yarat›r. Ayr›ca dil geliflimi bir düzeyde korunmufl olur.” o¤ufltan ya da sonradan olan hafif, orta ve ileri düzeydeki iflitme kayb›, çocuk veya yetiflkin herkesin basit nedenler yüzünden bile karfl›laflabilece¤i büyük bir sorun. ‹flitme engeliyle karfl› karfl›ya olan her yafltan insan, halk aras›nda biyonik kulak ad› verilen koklear implant sayesinde iflitme kayb›yla yaflamaktan kurtulma olana¤›na sahip. ASM Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Sertaç Yetifler ile koklear implant›n iflitme engelli hastalara sundu¤u umut dolu gelecek üzerine konufltuk: “‹flitsel fonksiyon, bireyin çevre ile iletiflimini sa¤layan, zekâ geliflimine arac›l›k eden, onun sosyal ve entelektüel geliflimine katk› sa¤layan temel fonksiyonlardan biridir. Dolay›s›yla gerek do¤um öncesi, gerek do¤umdan sonra özellikle iki kulakta birden yaflanan iflitme kay›plar›, yaflam kalitesini çok etkiliyor. Özellikle bebeklerde iflitme engelinin veya kayb›n›n erken tan›s› ve tedavisi son derece önem tafl›yor. Günümüzde dünya üzerinde koklear implantasyon sayesinde iflitme becerisini kazanan 60.000 insan oldu¤u tahmin ediliyor. Biyonik kulak yani koklean›n elektriksel uyar›lmas› çal›flmalar›, 1957 y›l›nda ABD’de William F. House taraf›ndan bafllat›lsa da, koklean›n çok kanall› implantlar ile uyar›lmas› ameliyatlar› 1980’den sonra h›z kazanmaya bafll›yor.” D Koklear implant nedir? Koklear implant, mekanik ses enerjisini elektrik sinyallerine dönüfltüren ve bunu do¤rudan iç kula¤a aktararak ses alg›lamas›n› sa¤layan elektronik bir cihazd›r. ‹ki parçadan oluflur. Birincisi, kulak arkas›na cilt alt›na yerlefltirilen k›sm›d›r. Operasyon esnas›nda bu cihaz›n uzun elektrodu salyangoz olarak da bilinen iç kula¤›n içine yerlefltirilir. D›fl sarmaldan baflka bir deyiflle antenden aktar›lan ve 26 ASM VİTAL ses enerjisi bilgisini tafl›yan kodlanm›fl elektrik enerjisi, elektrod arac›l›¤›yla iflitme sinirini uyarmak için iç kula¤a aktar›l›r. Hastalar, ameliyatla yerlefltirilen bu iç parçay› yaflam boyu tafl›rlar. D›fl parça ise; ses ifllemcisi, mikrofon ve d›fl antenden oluflur. D›fl sarmal, saçl› deri üzerine yerlefltirilir ve m›knat›s› sayesinde manyetik olarak iç sarmala tutunur. Biyonik kula¤›n üstünlükleri nelerdir? Normal iflitmeye sahip olan çocuklar, konuflmay› özel bir yard›m almadan, aile ortam›nda ö¤renirler. ‹leri derecede ya da çok a¤›r iflitme kayb› olan hastalar en güçlü iflitme cihazlar›ndan dahi yararlanamazlar. Hiç iflitmeyen, baflkalar›n›n konufltuklar›n› duyamayan çocuklar, lisan ve sözel iletiflim becerisi gelifltiremezler. Koklear implant bu çocuklara çevrelerindeki sesleri tan›mlayabilme, lisan gelifltirebilme, ifl hayat›na at›labilme ve kendi ayaklar› üzerinde gelecek kurabilme olana¤› sa¤lar. [D‹PNOT] K‹MLERE ‹fi‹TME ENGELL‹ DEN‹R? ‹flitme kayb› tek ya da çift tarafl›, ilerleyici ya da dura¤an, do¤umsal ya da edinsel, orta ya da hafif düzeyde olabilir. ‹flitme kayb› tek tarafl› oldu¤u sürece önemli bir engel teflkil etmez. Birey genifl alanlarda, kalabal›k ve gürültülü ortamlarda sesin yönünü ve yerini tayin etmede s›k›nt› yaflasa da, günlük iletifliminde önemli bir aksama görülmez. Oysa ki her iki kula¤› içeren orta ve üzeri iflitme kay›plar›nda, birey iflitme deste¤ine ihtiyaç duyar. 26_28_ASM_KULAK_3 8/4/09 6:32 PM Page 2 Koklear Implant›n yerlefltirilmesi ve kullan›m› ‹flitme engelli biri biyonik kulakla nas›l duyar? Kulak zar› ve orta kulaktaki kemikçikler arac›l›¤› ile ses dalgalar› mekanik enerji halinde iç kula¤a tafl›n›r. ‹flitmeyi sa¤layan iç kulak ya da koklea denilen k›s›md›r. Burada kula¤›m›za gelen ses çok küçük hücrelerle, iflitme siniri boyunca beyindeki iflitme merkezine yol alan elektriksel sinyallere çevrilir. Böylece iç kulak yapay elektriksel sinyallerle uyar›l›r. Çeflitli nedenlerle iflitsel hücrelerin tahrip oldu¤u sa¤›r hastalarda, koklear implant›n iflitme sinirini uyarmas›yla iflitme yeniden sa¤lan›r. Biyonik kula¤›n duydu¤u sesler nas›ld›r? Biyonik kulakl› insanlar, ifllenmifl, kodlanm›fl sesler duyarlar. Bizler tam bilemiyoruz ama havlunun arkas›ndan konufluyormufl gibi veya biraz metalik tonda oldu¤u san›l›yor. Sonuçta iflitilenler do¤al sesler de¤il, cihaz›n bireye sundu¤u sesler. Çok erken yaflta koklear implantasyon yap›ld›¤›nda, bugün eriflilen yüksek teknoloji sayesinde aradaki fark hissedilmiyor. Hasta, ameliyattan sonra hemen duymaya bafllar m›? Koklear implant sistemini takan kifliler için her ses yenidir. Hastalar için implant taraf›ndan üretilen sesi yorumlamay› ö¤renmeleri bir e¤itim sürecini içerir. Bu nedenle implant sonras› iflitme e¤itimi çok önemlidir. Koklear implant sesleri iflitmeyi her flekilde sa¤lasa da, kiflinin konuflulan dili yaln›zca dinlemesi kendili¤inden anlamas›na yetmez. As›l konu iflitme e¤itimi ve böylece iflitti¤ini anlama ve ay›rt etme becerisinin kazan›lmas›d›r. ‹flitme kayb› tan›s›n›n erken konulmas› ve iflitme kayb› tan›s› ile implant tak›lmas› aras›ndaki sürenin k›sal›¤›, e¤itim sürecinin etkisini art›r›yor. Konuflman›n kazan›lmas› sonras›nda iflitme kayb› meydana gelen çocuk ve yetiflkinlerin önceden ses alg›s›yla ilgili deneyimleri vard›r. Bu kiflilerde sesle ilgili sinyalleri al›rken oluflan boflluklar bellek yard›m›yla tamamlanabilir. Bu nedenle sonradan iflitme kay›pl› kifliler, dinleme ve konuflulan› anlama aflamalar›n› çabuk geçerler. Uzun süren bir e¤itim yolculu¤u Do¤ufltan ve konuflman›n kazan›lmas›ndan önce iflitme kayb› meydana gelenlerin, konuflulan dili ö¤renmeleri için uzun y›llar iflitme ve konuflma e¤itimi almalar› gerekir. Bu süreç; dinlemeyi ö¤renme, çevresel sesleri tan›ma, ay›rt etme, konuflma seslerini tan›ma, konuflmay› anlama ve son olarak konuflmaya bafllama aflamalar›n› içerir. ‹flitme kayb›n›n ilk iflaretleri Do¤ufltan iflitme kayb› flüphesi olan bebeklerin ve çocuklar›n ebeveynlerinin erken tan› için dikkat etmesi gerekenler: • Bebe¤in sesli uyaranlara cevap vermemesi • Erken çocukluk döneminde konuflman›n gecikmesi • Sesli iletiflimde eksiklikler • Televizyonun sesinin çok aç›lmas› • Anlama ve ö¤renmede gecikmeler • Sorulara geç cevap verme • Yüksek sesle konuflma • Kap› zili ve benzeri cihazlara geç cevap verme • Okul ça¤›ndaki çocuklarda okulda baflar›s›zl›k ¦ [B‹LG‹] KOKLEAR IMPLANT’IN ÇALIfiMA S‹STEM‹ • Kulak üzerindeki mikrofon sesleri al›r. • Mikrofondan ç›kan kablo, sesleri ‘konuflma ifllemcisi’ne tafl›r. • Konuflma ifllemcisine gelen sesler özel bir sistemle kodlanarak elektriksel sinyale çevrilir. • Sinyallere çevrilen bu sesler, kablo ile aktar›c›ya tafl›n›r. M›knat›sla içerdeki impilantla irtibat halinde bulunan aktar›c› ise sinyalleri impilanta gönderir. • Implanta aktar›lan sinyaller koklean›n içerisine yerlefltirilen elektrotlar dizinine iletilir. • Elektriksel sinyal halindeki her sesi farkl› bir flekilde ifllemlendiren elektrotlar, iflitme sinirlerini uyararak seslerin beyine gönderilmesi sonucu iflitme sa¤lan›r. ASM VİTAL 27 26_28_ASM_KULAK_3 8/4/09 6:32 PM Page 3 Kulak Burun Bo€az [D‹PNOT] ‹fi‹TME KAYBININ NEDENLER‹ Gebelik s›ras›nda annenin k›zam›kç›k, kabakulak, frengi gibi baz› enfeksiyon hastal›klar› geçirmesi, röntgen ›fl›nlar› etkisi alt›nda kalmas›, annede diyabet, hipertansiyon, böbrek yetmezli¤i gibi hastal›klar›n bulunmas›, akraba evlili¤i, kan uyuflmazl›¤›, ailede genetik iflitme kayb›n›n olmas› gibi nedenlerle do¤ufltan iflitme kayb›yla karfl›lafl›labiliyor. Öte yandan kimileri yüksek atefl, tümör, travma, enfeksiyon, radyasyon etkisi alt›nda kalma gibi nedenlerle iflitme duyusunu daha sonra tamamen kaybedebiliyorlar. ¦ Her iflitme engelliye koklear implantasyon yap›labilir mi? Koklear implantasyon adaylar›n›n belirlenmesinde; yafl, zihinsel ve fiziksel sa¤l›k durumu, odyolojik de¤erlendirme sonuçlar›, iflitme kayb›n›n nedeni ve süresi, odyolojik rehabilitasyona uyum, sosyal durum gibi birçok faktör göz önüne al›n›r. Ayr›ca ameliyat karar› kesinlefltirilmeden önce hastan›n verilecek e¤itimi sa¤l›kl› bir biçimde al›p alamayaca¤› ve ameliyat sonras› elde edilecek yarar›n flekli konusunda de¤erlendirmeler yapmak gerekir. ‹flitme kay›pl› ve çoklu sorunlu hastalar olabilir. Hasta zekâ özürlü de olabilir. ‹mplantasyon karar› verilmeden önce bu tarz koflullar›n da göz önüne al›nmas› gerekebilir. Adaylar›n radyolojik de¤erlendirmesi de en az di¤er faktörler kadar önemlidir. Dolay›s›yla her aday›n ameliyat öncesinde bilgisayarl› tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme teknikleriyle incelenmesi gerekir. Koklear implant yap›labilecek hastalar; do¤ufltan iflitme kay›pl› çocuklar ile iflitmesini genetik, oto-immun, travma, ilaç kullan›m›, tümör, enfeksiyon ve gürültü gibi nedenlerden dolay› sonradan kaybeden orta yafl grubu insanlard›r. Anne ve babalara ne gibi görevler düflüyor? Anne ve babalar, çocuklar›n›n iflitmesi hakk›nda dikkatli ve bilinçli olmal›d›r. En ufak bir flüphede çocu¤un bir KBB hekimince de¤erlendirilmesi gerekir. ‹flitme kayb›n›n ortaya ç›kt›¤› yafl önemli bir baflka faktördür. Çocuklarda dil gelifliminin gerçekleflti¤i iki yafl ve beyin plastisitesinin yani kognitif fonksiyonunun geliflme gösterdi¤i üç-dört yafl, iflitsel fonksiyonun sa¤l›kl› ifllemesi gereken en önemli dönemlerdir. Bu yafllardan önce ortaya ç›kan iflitme kay›plar›, ciddi dil geliflimi bozuklu¤u, dolay›s›yla anlama eksikli¤i yarat›rlar. Ancak bebek ve çocuklar söz konusu oldu¤unda, erken tan› çok önemlidir. Erken teflhis ve tan› her hastal›¤›n tedavisinde oldu¤u gibi iflitme kayb›n›n tedavisinde de büyük önem tafl›maktad›r. Anne ve babalar, do¤umdan sonra bebeklerine iflitme testi yapt›rmal›d›rlar. ‹flitme kayb›n›n sonradan ortaya ç›kabilece¤i de ihmal edilmemelidir. Anne ve babalar, çocuklar›n›n seslere tepki verip vermediklerini kontrol etmelidirler. ‹flitme güçlü¤ü çocu¤un okul baflar›s›n› da birinci dereceden etkiler. Bu konuda ö¤retmenlere de büyük görev düflüyor. fiüphelendikleri çocuklar›n ebeveynleriyle vakit kaybetmeden temasa geçmeliler. [D‹YOR K‹:] Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Prof. Dr. Sertaç Yetifler ‹fi‹TME YETENE⁄‹N‹N YEN‹DEN KAZANILMASI “Günümüzde iflitme kayb› olan kiflinin rehabilitasyonu birçok flekilde sa¤lanabiliyor. Do¤ufltan ya da edinsel kulak kepçesi, d›fl kulak yolu, kulak zar›, orta kulak kemikçiklerini ilgilendiren sorunlarda, bu bölgelerin enfeksiyonu ya da sklerozuna ait flikâyetlerde, art›k birçok ameliyat ile iflitmeyi kazand›rmak mümkün. ‹ç kula¤›n tek tarafl› iflitme kay›plar›nda rehabilitasyon ço¤unlukla gerekmiyor. Ancak ifliten tek kulak varl›¤›nda, di¤er kula¤›n iflitsel fonksiyonu konusunda dikkatli olmak gerekir. Yüksek sesli müzik dinlemek, nezle-grip oldu¤unda hemen tedaviye yönelmemek, gelifli güzel ilaç kullanmak mevcut kula¤› da tehlike alt›na sokabilir. ‹ki tarafl› orta ve a¤›r düzeydeki iflitme kay›plar›nda hastan›n tek ya da iki cihaz kullanmas› gerekir. Çocuklar›nda iflitme kayb› oldu¤u gerçe¤iyle yüzleflen kimi aileler için bazen psikoterapi gerekebilir. Baz› ailelerde inkâr, derin üzüntü, k›zg›nl›k, suçluluk gibi farkl› duygusal tepkiler gözlenebiliyor. ‹flitme cihaz› kullan›m›n›n, t›pk› görme güçlü¤ü yaflayanlar›n gözlük kullanmalar›na benzer bir durum oldu¤u aileye iyi anlat›lmal›d›r. ‹leri ve a¤›r iflitme kay›plar›nda hastalar iflitme cihaz›ndan yararlanamazlar ve koklear implant en uygun seçimdir.” 28 ASM VİTAL Prof. Dr. Sertaç Yetifler’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 25_ILAN 8/3/09 2:14 PM Page 2 30_31_ASM_BIZDEN_2 8/5/09 11:54 AM Page 1 Bizden Haberler Avustralyal› hasta ASM’yi seçti: “‹nternet’te araflt›r›p, kendim için en do¤ru seçimi yapt›m” 20 yafl›ndaki beslenme ve diyet uzmanl›¤› ö¤rencisi Avustralyal› Sonny Guerrini, ‹nternet’te yapt›¤› araflt›rma sonucunda, akci¤erindeki tümörü Anadolu Sa¤l›k Merkezi’ndeki CyberKnife tedavisiyle yok etmeye karar verdi. [D‹PNOT] NEDEN TÜRK‹YE’Y‹ TERC‹H ETT‹N‹Z? CyberKnife uygulamas› her ülkede yok. Amerika’da ve Avrupa’da var. Baz› hastaneler, uzun süre beklemem gerekebilece¤i konusunda beni uyard›lar. Öte yandan bana en çabuk cevap veren, raporlar›m› de¤erlendiren ASM oldu. Bir hasta için zaman çok önemli, çünkü bofla geçirecek pek fazla zaman›m›z yok. ydney’de yaflayan Sonny Guerrini, kanserle ilk tan›flt›¤›nda henüz 13 yafl›ndayd›. Ayak parmaklar›nda iki cm. büyüklü¤ünde bir kitle saptand›. Genellikle çocuklarda görülen bir kemik kanseri türü olan ‘Ewing Sarkoma’ tan›s› kondu. Sonny’ye hem kemoterapi uyguland›, hem de cerrahi ameliyatla kitle ortadan kald›r›ld›. Tedavinin sonucu baflar›l›yd›. Ancak üç y›l sonra, sa¤ akci¤erinde 3 cm büyüklü¤ünde yeni bir kitleyle karfl›lafl›ld›. Bu sefer yüksek dozlarda bir kemoterapi tedavisi ve ayn› zamanda da kök hücre uygulamas› yap›ld›. Tedaviye yine tam yan›t al›nd› ve Sonny iyileflti. 2008 y›l›nda ise, akci¤erde beflinci kaburga yak›nlar›nda 6 cm’lik bir kitle bulundu. Bu noktada hekimleri, tümörle savaflmak için radyoterapi önerdi. Bunun üzerine kendisi için en uygun tedavinin radyoterapi olup olmad›¤›n› merak eden Sonny Guerrini, konuyla ilgili ciddi bir araflt›rma yapt›. Farkl› kanser tedavi yöntemlerini inceledi¤inde henüz Avustralya’da kullan›lmayan CyberKnife ile karfl›laflt›. Bunun üzerine baflka ülkelerdeki farkl› S hastanelerle iletiflim kurdu. Sonuçta ASM’deki CyberKnife’›n kendisi için en iyi seçim oldu¤una karar verdi ve babas›yla birlikte Türkiye’ye geldi. Sonny Guerrini, bu tedaviyi ve ASM’yi neden seçti¤ini anlatt›. G ASM’yi seçmekten memnun musunuz, ülkenizdeki hastanelerle aras›nda bir fark var m›? Her fley o kadar pürüzsüz ve kolay geliflti ki, çok do¤ru bir tercih yapt›¤›m›z› daha buraya gelmeden hissettik. Burada bekledi¤imizden çok daha fazla ilgi gördük. Herkes bize çok iyi davrand›. Kap›dan içeri ad›m atar atmaz kendimizi güvende hissettik, çünkü buras› çok modern bir hastane. Dil ile ilgili de hiçbir sorun yaflamad›k. Ülkemdeki hastanelerle karfl›laflt›rd›¤›mda en büyük fark›n hastayla s›cak iliflkiler oldu¤unu söyleyebilirim. [B‹LG‹] “VÜCUDUN HER YER‹NDEK‹ TÜMÖRLERDE KULLANILAB‹L‹R” G CyberKnife nedir? CyberKnife, teorik olarak vücudun her yerindeki tümörlerde kullan›labilen, bir radyoterapi cihaz›d›r. Tümör üzerine çok iyi odaklanabildi¤inden çevre dokulara en az düzeyde zarar verir. Tedavi süresi k›sad›r. Normal flartlarda üç-dört alandan verilebilecek bir tedaviyi, yüzlerce alandan vermek mümkündür. fiimdilik akci¤er tümörleri üzerinde %70-80 oran›nda kontrol sa¤layabiliyoruz. Elbette bu sonuçlar hastan›n tümör tipine göre de¤ifliyor. G CyberKnife’›n avantajlar› nelerdir? Hasta, tümörün omurili¤e yak›n olmas› nedeniyle CyberKnife’› tercih ediyor. CyberKnife’›n çevre dokulara minimal lezyon vererek dozu tümörde yo¤unlaflt›rmak gibi avantajlar› var. Hastadaki tümörlü kitlenin boyutlar› 6.5 x 3.5 cm. idi. Biraz büyüktü ama CyberKnife’a uygun bulduk ve tedavisini yapt›k. Kendisine kemoterapiye devam etmesini önerdik. ‹laç tedavisi de devam edecek. 30 ASM VİTAL 30_31_ASM_BIZDEN_2 8/4/09 6:33 PM Page 2 CyberKnife yenilendi tedavi süresi k›sald› Yenilenen CyberKnife sayesinde ASM’de, kanserli hastalar›n radyoterapisi daha da etkili bir flekilde gerçeklefltiriliyor, tedavi zaman› k›sal›yor ve hastan›n bu süreci daha rahat bir flekilde geçirmesi sa¤lan›yor. ›ptaki geliflmeleri yak›ndan izleyen ve zaman kaybetmeden merkezine taflayan ASM, 2005 y›l›nda Türkiye’ye ilk kez getirdi¤i CyberKnife teknolojisini yeniledi. Bu sayede kanserli hastalar›n radyoterapi tedavilerinde daha etkili sonuçlar al›n›yor. Ayr›ca tedavi süresinin önemli oranda k›salmas› hastalar›n konforunu art›r›yor. ASM Radyasyon Onkolojisi Uzman› Prof.Dr. Kay›han Engin, Türk hastalar›n yan› s›ra ‹ngiltere’den Bahreyn’e kadar birçok ülkeden sadece CyberKnife tedavisi için Türkiye’ye gelen yüzlerce hastada kullan›lan bu teknoloji hakk›nda bilgi verdi. T H›zl› ve etkin sonuç CyberKnife’›n kendisi gibi robota dönüfltürülen masas› ve artan doz verme h›z› sayesinde tedavi süresi eskiye oranla üçte bir oran›nda k›sald›. Bu sayede hastalar, tedavi zaman›ndan büyük tasarruf sa¤l›yorlar. Bu yenileme çal›flmas› sonras›nda akci¤er ›fl›nlamalar›nda ‘metal iflaretleyici koyma’ iflleminin de ortadan kalkt›¤›n› belirten Prof. Dr. Engin flunlar› söyledi: “Birçok akci¤er hastas›nda kullan›lan bu giriflimsel ifllem, çeflitli potansiyel komplikasyonlar› da beraberinde getiriyordu. Art›k, hem hasta ve hekim aç›s›ndan tedavi daha rahat bir flekilde gerçeklefltiriliyor; hem de tedaviden daha h›zl› ve daha etkin sonuç al›n›yor.” Günlük yaflama dönüfl h›zland› CyberKnife, tümör çevresindeki normal dokulara en az radyasyon dozunu vererek maksimum koruma sa¤larken, tümör dokusuna mümkün olan en fazla radyasyonu vererek tümörün yok olmas›n› sa¤l›yor. Bu teknoloji sayesinde hastalar tedaviden hemen sonra günlük yaflamlar›na dönebiliyorlar. Prof. Dr. Kay›han Engin, bilgisayarl› tomografide görülen tümörün iflaretlenmesinden sonra yaklafl›k bir saat süren bir seansta; CyberKnife robotunun tümörü bir cerrah titizli¤iyle ›fl›nlayarak tedavi etti¤ini söylüyor. CyberKnife beyin tümörlerinde etkili bir yöntem olarak nitelendiriliyor. Ayr›ca tedavi olana¤› bulunmayan beyin sap› ve omurilik tümörlerinde CyberKnife iyi bir seçenek oluflturuyor. [B‹LG‹] A⁄RI ÇEK‹LM‹YOR, AMEL‹YAT GEREKM‹YOR Her türlü kanserin radyoterapisinde kullan›lan ve en son teknoloji ürünü olarak kabul edilen CyberKnife, tümör çevresindeki normal dokular›n radyasyonla karfl›laflmas›n› en aza indiren bir yöntem. CyberKnife, a¤r›s›z ve ameliyat gerektirmeyen bir tedavi yaklafl›m› olarak nitelendiriliyor. Vücut içerisindeki tümör ya da hastal›kl› alanlar duyarl› bir biçimde hedefleniyor ve yüksek radyasyon dozlar› verilerek öldürülüyor. HANG‹ BÖLGELERDE KULLANILIYOR? Yöntem, baflta beyin olmak üzere; beyin sap›, omurilik, akci¤er, karaci¤er, pankreas, böbrek üstü bezi, prostat gibi kanserlerin s›k görüldü¤ü organlarda ve baz› yumuflak doku tümörlerinde baflar› sa¤l›yor. Ayr›ca yan etkisi minimum olan bir ›fl›n tedavisi olma özelli¤i tafl›yor. Prof. Dr. Kay›han Engin’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. Radyasyon Onkolojisi Uzm. Prof. Dr. Kay›han Engin ASM VİTAL 31 32_33_ASM_MIGREN_3 8/4/09 3:45 PM Page 1 Nörolojik Bilimler Migreni yaln›z a¤r› kesicilerle de¤il, yaflam tarz› de¤iflikli¤iyle de yenebilirsiniz Tip 3 allerji testiyle 266 g›daya karfl› tarama yap›l›yor. Tarama sonucunda belirlenen g›dalar tüketilmedi¤inde, migren ataklar› eskisi kadar sald›r›ya geçemiyor. ASM Nöroloji Uzman› Prof. Dr. Mustafa Ertafl, beslenme fleklinin migren oluflumuna etkisi hakk›nda hastalar› yak›ndan ilgilendiren bilgiler verdi. [D‹YOR K‹:] Nöroloji Uzman› Prof. Dr. Mustafa Ertafl M‹GREN ALLERJ‹ G‹B‹D‹R “Migrende her zaman bir fleyin beyni uyarmas› gerekiyor. Bunu alerjiye benzetebilirsiniz. Allerji reaksiyonu da bir ‘fley’ ile karfl›lafl›ld›¤›nda yaflan›r. Durduk yerde kimse allerji dökmez. Döküyorsa, bir fley dokunmufltur. Migren de böyle. Baz› ataklar›n, neden oldu¤unu anlamay›z. Ama baz›lar›n›n sebebini biliriz. Bazen de nedenini bulamazs›n›z. Bilinmeyen migren tetikleyicileri aras›nda g›da çok önemli bir yer tutuyor.” 32 ASM VİTAL igren denince akla ilk olarak saatlerce, bazen günlerce süren korkunç bafl a¤r›s› ataklar› geliyor. Oysa ki migren, sadece bafl a¤r›s› de¤ildir; bafl a¤r›s› sadece migrenin belirtilerindendir. Nörolojik bir hastal›k olan migrende, atak s›ras›nda beyin damarlar›n›n iltihaplanmas› a¤r›y› yarat›r. Bafl dönmesi, mide bulant›s›, kusma, sese ve ›fl›¤a duyarl›l›k gibi, migrenin baflka birçok belirtisi daha vard›r. ‹statistiki bilgilere göre migren, 18-65 yafl aras› her 100 kiflinin 16’s›nda görülüyor. Kad›nlarda görülme oran› erkeklere göre 3 kat daha fazla. Lodos, az ya da fazla uyku, âdet dönemleri, yorgunluk, açl›k, beslenme al›flkanl›klar› gibi çeflitli etkenlerin tetikledi¤i migren, a¤r› kesiciyle tedavi edilemiyor. Sadece belirtiler engellenmeye çal›fl›labiliyor. ASM Nöroloji Klini¤i’nden ve daha önce ‹stanbul T›p Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dal› Ö¤retim Üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Mustafa Ertafl ile tip 3 allerji testi ve beslenme üzerine görüfltük. M Migrenin tetikleyicileri Migren ata¤›n›n çok çeflitli tetikleyicileri var. Bunlardan baz›lar› kontrol edilebilen, baz›lar› kontrol edilemeyen nedenlerdir. Hava koflullar›n› veya âdet [D‹PNOT] M‹GREN GENET‹K M‹? Migrenin nedenleri kesin olarak bilinmiyor. San›ld›¤› gibi psikolojik nedenlerden kaynaklanm›yor ve kal›t›mla geçen, ortaya ç›kmas›nda ise hastaya ait veya çevresel faktörlerin rol oynad›¤› bir hastal›k olarak kabul ediliyor. Ebeveynlerinden birinde migren olanlar›n, migren sahibi olmalar› %50 ihtimal dahilindedir. dönemlerini kontrol etmek mümkün de¤il; ama ses ve ›fl›k düzeyini, beslenme al›fllanl›klar›n› veya alkol kullan›m›n› de¤ifltirebilmek mümkün. Migrenli hastalar›n tümüne genel olarak verilebilecek ö¤üt; düzenli uyku uyumalar›, düzenli beslenmeleri, ö¤ün atlamamalar›, aç kalmamalar›d›r. Tip 3 testi sayesinde, diyet de¤iflikli¤inin migrenin seyrinde ciddi bir fark yaratt›¤› kan›tland›. Kiflinin duyarl› oldu¤u g›dalar› bilip, diyetini de buna göre düzenlemesi, migrenin etkisinin hafiflemesini sa¤l›yor. Baz› hastalarda ise ataklar tamamen ortadan kalk›yor. Tip 3 testinin avantajlar› Migreni tetiklemekte, g›dalar her zaman tek bafl›na etkili olmayabilir. Hastan›n o g›day› ald›¤›nda, g›dalar›n içine giren bileflenlerden öyle bir maddeye karfl› duyarl›l›¤› vard›r ki; birbirinden farkl› gibi görünen iki ayr› yeme¤i yedi¤inde de migreni ortaya ç›kabilir. Örnek olarak, kifli peynirin migreni tetikledi¤ini fark eder ama kepek ekme¤inin etkisini fark etmeyebilir. Dolay›s›yla a¤r›lar yine gelir. Kiflinin bu durumun ayr›m›na varmas› kolay de¤ildir. Neyin migreni tetikledi¤ini belirlemenin en iyi yolu testle bunu ortaya koymakt›r. 32_33_ASM_MIGREN_3 8/4/09 3:45 PM Page 2 Tip 3 testinin sonuçlar› A¤r› kesici kullan›m› Araflt›rma sonuçlar›nda, sadece g›day› düzenleyerek hastalar›n yar›s›ndan fazlas›n›n a¤r›lar›n›n %30’dan yüksek oranda azald›¤› görüldü. Bu neredeyse hekimlerin ilaçla yakalamak istedi¤i bir hedef. Ayr›ca, hastalar›n beflte birinde ise ataklar yar›dan fazla kayboldu. Migren ço¤unlukla bafl a¤r›s› ile kar›flt›r›l›yor. Hastalar, migrenlerinden habersiz oldu¤u için atak geçirdiklerinde a¤r› kesici kullan›yorlar. Y›llarca a¤r› çekip hiç doktora gitmemifl hastalar da var. Ama migren a¤r›s›n› a¤r› kesici ilaçlar her zaman geçirmez, aksine a¤r›ya karfl› olan fren mekanizmalar›n› köreltir. Migren herhangi bir bafl a¤r›s› de¤ildir, beyinde oluflan iltihaplanmadan kaynaklan›r. Bunu da iltihab› önleyen migrene özel gelifltirilmifl ilaçlar geçirir. Hekime gelenlerin oran› %40’›n alt›nda iken reçetesini hekimden alanlar›n say›s› ise %30. A¤r› kesiciler migreni geçirmek bir yana migrenin kronikleflmesine neden oluyor. Bu yüzden s›k a¤r› çeken kiflilerin migren olup olmad›¤›n›n belirlenmesi gerekir. Test nas›l yap›l›yor? Tip 3 testi, kan flekerinin ölçülmesi gibi herkese kolayl›kla yap›labilecek bir test. Test hastaya çeflitli g›dalar verilerek yap›lm›yor, kandan bak›l›yor. Hastan›n kan›nda 266 g›daya karfl› antikor aran›yor. Düzeyi yüksek bulunan antikorlar, duyarl› g›da olarak kabul ediliyor. Test sonras› dönemde yap›lmas› gerekenler Duyarl› olunan g›dalar belirlendikten sonra, bu listedeki yiyeceklerden en az üç ayl›k bir süre tamamen uzak kalmak yeterli olabiliyor. Belli süre g›dadan uzak durulduktan sonra, bu g›dalar afl›r›ya kaçmamak kofluluyla tekrar yenmeye bafllanabilir. Örne¤in duyarl› olunan g›dan›n, befl günde bir tüketilmesinin antikor oluflumuna etkisi olmad›¤› biliniyor. Duyarl› olunan g›dadan uzak kal›n›nca antikorlar düflüyor. Befl günde ya da haftada bir gün bu tür g›dalar tüketilebiliyor. Tek bafl›na test yeterli mi? Diyet her zaman migrene çare olamaz. Ancak yo¤un ilaç tedavisi uygulanan hastalar da, yediklerine dikkat ederek migren a¤r›lar›n› azaltabiliyorlar. Her koflulda kifli her zaman kendi kendisinin hekimi olmal›, yediklerine, uykusuna ve neyin migrenini tetikledi¤ine dikkat etmeli. “Migren tedavisinde, diyet s›n›rland›rmalar› standart bir yöntem de¤il. Ancak semptomlar› tetikleyen g›dalar› belirleyerek ve bu g›dalardan kesinlikle uzak durarak, kimi hastalar›n migren ataklar›n› engellemek mümkün.” Tip3 alerji testi hem yayg›n, hem seyrek hem de çok seyrek kullan›lan g›dalar› kaps›yor. Dolay›s›yla son derece genifl bir yelpazeye uzan›yor. DEN‹Z MAHSULLER‹ SALATALAR HAZIR GIDALARDA KULLANILAN BOYA MADDELER‹ MAYALAR BAHARATLAR M‹GREN‹N POTANS‹YEL DÜfiMANLARI Migrenin, beynin nörotransmitterleri ve kan damarlar›ndaki de¤iflikliklerden kaynakland›¤›na inan›l›yor. Bu de¤iflimlerin nedenleri hâlâ araflt›rma ve tart›flma konusu olsa da, migren ataklar›n› tetikledi¤inden kuflkulan›lan etkenler de var: Yemek yememe veya nadir yemek yeme Uyku düzenindeki de¤ifliklikler Monosodyum glutamat, kafein, tiramin ya da alkol içeren g›dalar Afl›r› yorgunluk (fiziksel veya zihinsel) Hormonal faktörler (âdet kanamalar›, do¤um kontrol hap› ya da menopoz) Afl›r› fiziksel aktivite Yüksek ses, ›fl›k, yo¤un parfümler gibi çevresel faktörler TEST ‹LE TARANAN GIDALAR ET, SÜT, PEYN‹RLER [B‹LG‹] MANTARLAR Rüzgâr, afl›r› s›cak veya so¤uk gibi iklim faktörleri Stres ÇAY G‹B‹ DEMLENEN ‹ÇECEKLER VE D‹⁄ER B‹RÇOK BES‹NLER Prof. Dr. Mustafa Ertafl’›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. ASM VİTAL 33 34_36_ASM_EPILEPSI 8/4/09 3:47 PM Page 1 Nörolojik Bilimler Epilepsiye cerrahi dokunufl Türkiye’de ilaca cevap vermeyen epilepsi hastalar›na uygulanan cerrahi giriflim oldukça baflar›l› sonuçlar veriyor. Konuyla ilgili görüfltü¤ümüz ASM Nöroflirurji Uzman› Prof. Dr. Tuncer Süzer cerrahi yöntem ve kullan›lan navigasyon teknolojisiyle ilgili bilgi verdi. [D‹YOR K‹:] Nöroflirurji Uzman› Prof. Dr. Tuncer Süzer NAV‹GASYON S‹STEM‹ “Navigasyon özellikle beyin ameliyatlar›nda iflimizi kolaylaflt›ran, normal beyin dokusuna en az zarar› veren, beynin içerisindeki lezyona ulaflmam›z› sa¤layan çok özel ayr›nt›l› bir bilgisayar sistemidir. Bu hastalar› ameliyat ederken ve beyindeki lezyona ulafl›l›rken mümkün oldu¤u kadar az dokuya zarar vermek, lezyonu ç›kar›rken etraftaki beyin dokusunu sa¤lam b›rakmak ve ameliyat s›ras›nda hesaplamalar› yaparak tam olarak o lezyonun oldu¤u yerin üzerine ulaflmam›za yard›mc› olur.” 34 ASM VİTAL pilepsi nöbeti, beyinde bir tür beklenmeyen elektriksel uyar› olarak düflünülebilir. Ani elektriksel boflal›mlar›n yay›larak bazen tam, bazen k›smi bilinç kayb›na ve vücutta kas›lmalara yol açt›¤› biliniyor. Garip his ve düflünceler, düflünme içeri¤inin bozulmas› epilepsi kaynakl› olabiliyor. Genellikle nöbetler tek bir nedenden kaynaklanmaz, genetik veya çevresel nedenlere ba¤l› geliflebilir. Toplumlarda yaklafl›k her yüz kifliden biri epileptik rahats›zl›k yafl›yor. Türkiye’de 700.000 epileptik hasta bulunuyor. 700.000 Hastan›n üçte ikisi, yani 400-450 bin kadar hasta, epilepsi nöbetlerinin kontrolünde ilaçlar›n sonuçlar›ndan memnun. Fakat geri kalan üçte birlik grup yani 150-200 bin hasta var ki, ilaçlar ne kadar art›r›l›rsa art›r›ls›n veya çeflitlendirilsin nöbetler istenildi¤i gibi kontrol edilemiyor. E “Navigasyon özellikle beyin ameliyatlar›nda iflimizi kolaylaflt›ran, normal beyin dokusuna en az zarar› veren, beynin içerisindeki lezyona ulaflmam›z› sa¤layan çok özel ayr›nt›l› bir bilgisayar sistemidir.” Bu hastalar, çok s›k nöbet geçiriyorlar ve yaflamlar›n› düzenleyemiyorlar. Ço¤u zaman sosyal hayata kat›lmakta sorunlar yafl›yorlar, ifl iliflkileri ve özel iliflkileri bozuluyor. Dirençli nöbetler yüzünden epileptik insanlar di¤erleri gibi yaflam›n içinde yer alam›yorlar. G Ep ilepsi hastal›¤›nda cerrahi müdahale ne zaman gerekli görülüyor? Epilepsi tüm dünyada oldu¤u gibi Türkiye’de de yaklafl›k 100 kifliden birinde görülen bir hastal›kt›r. Epilepsi hastal›¤›n›n as›l tedavisi ilaç tedavisidir. Ancak, dünya rakamlar›na bakacak olursak yaklafl›k olarak 10 hastadan birinin ilaca cevap verdi¤ini görürüz. Bu hastalar ne tür ilaç kullan›rsa kullans›n nöbetleri devam ediyor. ‹laca ra¤men nöbeti devam eden hastalarda özellikle son y›llarda baflta Amerika olmak üzere dünyan›n çeflitli yerlerinde yap›lan ameliyatlar gündeme geldi. Bu ameliyatlar›n baflar› oranlar› ise %70 ile 90 aras›nda de¤iflmektedir. fiunu özellikle belirtmek istiyorum her epilepsi hastas›na ameliyat yap›lacak diye bir durum söz konusu de¤ildir çünkü epilepside ilk tedavi ilaç tedavisidir. Bir hastan›n ameliyata uygun oldu¤unu söyleyebilmemiz için hastan›n mutlaka belirli bir süre ilaç kullanm›fl olmas› gerekiyor. ‹laçlara ra¤men nöbetlerin hala devam etmesi gerekiyor. En az iki tane ilac› denemifl olmas› laz›m. Bütün bu kriterlere ra¤men nöbetler devam ediyorsa iflte o zaman ameliyata uygun hastad›r diyoruz. G Cerrahi giriflim tüm epilepsi türlerine yap›labiliyor mu? De¤iflik epilepsi türleri vard›r ve bu türlerin hepsinde ameliyat›n baflar› oran› ayn› de¤ildir. En çok ameliyat yap›lan tip en s›k karfl›m›za ç›kan temporal lob epilepsisi dedi¤imiz tiptir. Bu hasta grubu baflar› oran›n›n en yüksek oldu¤u gruptur. Baflar› oran› yaklafl›k %70’lerdedir ve tamamen nöbet kesilmesi sonuçlar› yay›nlanm›flt›r. Nöbetin tamamen geçmedi¤i %30’luk grubun büyük ço¤unlu¤undaki nöbetlerin ciddi say›da azald›¤› ve hastan›n normal hayat›n› sürdürebilir hale geldi¤i görülüyor. G Hastan›n ameliyata uygun olup olmad›¤›n› hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Bir hastan›n ameliyata uygun olup olmad›¤›na karar verebilmek için ilk olarak nöroloji uzman› ve beyin cerrah› ile birlikte hastan›n incelenmesi gerekiyor. Hastan›n ilk olarak EEG’si daha sonra da uzun süreli EEG’si çekiliyor. Bu hastalarda, ayr›nt›l› MR incelemesiyle beyinde epilepsiye neden olan bir odak olup, olmad›¤› inceleniyor. Gerekirse PET dedi¤imiz incelemeler yap›ld›ktan sonra cerrahiye uygun olup, olmad›¤›na karar veriliyor. G Ameliyat süreci nas›l iflliyor? Hastalar›n bir k›sm›na sadece tek seansta ameliyat yap›l›yor. Epilepsiye yol açan odak ç›kar›l›yor. Baz› hastalarda tüm bu ayr›nt›l› Prof. Dr. Tuncer Süzer’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 34_36_ASM_EPILEPSI 8/4/09 3:47 PM Page 2 incelemelere ra¤men epilepsiye yol açan oda¤› gösteremiyoruz, böyle oldu¤u zaman ameliyatla ç›kar›lacak bölgeyi anlamak için iki seansta ameliyat yap›yoruz. Birinci seansta beynin üzerine grid dedi¤imiz özel elektrotlar yerlefltiriyoruz ve hastan›n daha sonra EEG’sini çekti¤imizde epilepsiye yol açan oda¤› milimetrik olarak belirliyoruz. ‹kinci seansta da gridin bize gösterdi¤i epilepsiye yol açan oda¤› ç›kar›yoruz. G Odak ç›kar›lmayacak durumdaysa ne yap›yorsunuz? Oda¤› belirlemenin bir avantaj› da tam olarak o bölgeyi bulabilmek. Sa¤lam k›sma mümkün oldu¤u kadar dokunmadan, zarar vermeden ameliyat› yapabilmek. Eskiden bu yöntemler yokken beynin daha büyük k›s›mlar› ç›kart›ld›¤›ndan s›k›nt›lar ortaya ç›k›yordu. Beynin hassas bölgelerinde olan odaklar için grid kullan›ld›¤›nda beyin haritas›n› ç›kar›yoruz. Grid konulan yerlerin üzerine iflaretlemeler yap›yoruz, küçük elektronik uyaranlar› vererek hastalar›n konuflmas›, hareketi gibi önemli merkezlerin tam yerlerini buluyoruz. Ondan sonra gridin üzerinde ameliyat s›ras›nda dokunmamam›z gereken yerlere dokunmuyoruz ve epilepsiye yol açan di¤er bölgeleri rahatl›kla ç›kar›yoruz. G Cerrahi yöntem hangi epilepsi hastalar›na uygulanmaz? Epilepsi cerrahisinin genel olarak anestezi riski tafl›yan akci¤er, kalp sorunu gibi sorunlara sahip olan hastalarda uygulanmas› risklidir. 45-50 yafl›n üzerindeki hastalarda epilepsi cerrahisinden yarar görme yüzdeleri gençlere göre daha düflüktür. Bir di¤er grup da çocuklard›r. Bir yafl›n alt›ndaki çocuklara daha de¤iflik giriflimler yap›l›yor. Çocuklar beyinlerinde çok büyük hasarla do¤mufl olabiliyor. Ama bu hasta grubu çok az karfl›m›za ç›k›yor. Bu çocuklarda beynin yar›s›n› ç›kartmaya kadar giden büyük ameliyatlar yap›labiliyor ama çocu¤un beyni giderek geliflen bir organ oldu¤u için beynin bir yar›s›n› ç›kartmak bile ileride önemli bir hasara yol açm›yor çünkü kalan k›sm› tüm beyin fonksiyonlar›n› yerine getirebiliyor. G Cerrahi müdahaleden sonra epilepsi ilaçlar›n›n kullan›m›na gerek kal›yor mu? Ameliyattan 1 hafta sonra hastalar› evlerine gönderiyoruz fakat ilaçlar› hemen kesmiyoruz. Ameliyattan sonra ilaçlar hemen kesilirse nöbetler ortaya ç›kabiliyor. Bu hastalar› kontrol alt›nda tutuyoruz. Amac›m›z aylar içinde ilaç kullanmadan bu hastalar› nöbetsiz hale getirmek. G Nöbet s›kl›¤› cerrahi giriflim için belirleyici mi? Nöbet say›s› epilepsi cerrahisinde bir kriter de¤il. Çünkü her hastaya göre ayr› davranmak gerekiyor. Örne¤in bir ev han›m› hastaysa ve günde iki ya da üç nöbet geçiriyorsa gündelik hayat›n› s›k›nt›ya sokmayabilir. Ameliyat tedavisi grubuna “Nöbet say›s› epilepsi cerrahisinde bir ölçüt de¤il. Her hastan›n tedavisine farkl› yaklaflmak gerekiyor. Örne¤in hasta ev kad›n›ysa ve günde iki ya da üç nöbet geçiriyorsa günlük hayat›n› zorlamaz ve dolay›s›yla ameliyat gerekmeyebilir. sokulmayabilir. Fakat bir pilot uçak kullan›yorsa ayda bir bile nöbet geçirirse bu bir risktir. G Navigasyon ne demektir? Navigasyon özellikle beyin ameliyatlar›nda iflimizi kolaylaflt›ran, normal beyin dokusuna en az zarar› veren, beynin içerisindeki lezyona ulaflmam›z› sa¤layan çok özel ayr›nt›l› bir bilgisayar sistemidir. Bu hastalar› ameliyat ederken ve beyindeki lezyona ulafl›l›rken mümkün oldu¤u kadar az dokuya zarar vermek, lezyonu ç›kar›rken etraftaki beyin dokusunu sa¤lam b›rakmak ve ameliyat s›ras›nda hesaplamalar› yaparak tam olarak o lezyonun oldu¤u yerin üzerine ulaflmam›za yard›mc› olur. G Navigasyon sistemi nas›l çal›fl›r? Hastalar›n MR incelemeleri ve bilgisayarl› tomografi incelemeleri navigasyon cihaz›na yükleniyor. Daha sonra cihaz üç boyutlu olarak bize lezyonun beynin neresinde oldu¤unu gösteriyor. Ayr›nt› olarak ciltten itibaren ameliyatta tam olarak girece¤imiz yeri, cildin neresi aç›lacak, kemik tam ¦ ASM VİTAL 35 34_36_ASM_EPILEPSI 8/4/09 3:47 PM Page 3 Nörolojik Bilimler [B‹LG‹] YAfi AÇISINDAN EP‹LEPS‹ CERRAH‹S‹ Eskiden epilepsi tedavisinde çocuklar söz konusu oldu¤unda cerrahi müdaheleden çekiniliyordu. Oysa epilepsi cerrahisi tedavisini geciktirmek nöbetlerle savaflmada baflar› flans›n› azalt›yor. Epilepsi nöbeti geçirmifl olan hastalara bak›ld›¤›nda, cerrahi müdahalenin, nöbeti takiben en erken dönemde yap›lmas›yla do¤ru orant›l› olarak ileriki tarihlerde nöbetsizlik oran›n›n artt›¤› görülüyor. Epilepsi cerrahisinin bir hastada gündeme gelebilmesi için, farkl› ilaçlar›n istenilen düzeyde, gereken sürelerde kullan›lmas›na ra¤men yeterli ilerlemenin sa¤lanmam›fl olmas› gerekir. Böyle bir karar› verebilmek ise en az bir y›l› bulur. Hastalarda nöbetler devam ettikçe, beyinde elektiriksel boflalmalardan kaynaklanan mevcut odaklar baflka odaklar da oluflturmaya bafll›yor. Odak say›s› art›kça nöbetsizlik flans› azal›yor. Dolay›s›yla epilepsi cerrahisinde, yang›n ne kadar erken söndürülürse, etraftaki hasar da o kadar azalmaktad›r. 36 ASM VİTAL ¦ olarak nerden kald›r›lacak gibi lezyonun üzerine nas›l gidilece¤ini hesapl›yor. Çünkü bazen beynin derinlerinde yerleflmifl lezyonlar olabiliyor ve onlar› bulabilmek için sa¤lam beyin dokusuna zarar verme ihtimali yüksek olabiliyor. Amaç sa¤lam beyne mümkün oldu¤u kadar az zarar vererek lezyonu bulup, ç›kartmak. G Navigasyon beyin cerrahisi d›fl›nda baflka hangi alanda kullan›l›yor? Navigasyonun ikinci konu alan› da omurga cerrahisidir. Bel kemi¤inde daralma ya da kayma olan hastalar›n beline vida sistemleri yerlefltiriyoruz. O vidalar› normalde ameliyat s›ras›nda röntgen eflli¤inde koyuyoruz. Ama navigasyon cihaz› da beyinde oldu¤u gibi ayn› flekilde üç boyutlu olarak vidan›n girece¤i yeri, hangi aç›yla gönderilece¤ini size gösterdi¤i için bu vidalar›n yerlefltirilmesi s›ras›nda da etraftaki sa¤lam dokulara zarar verme riskiniz s›f›ra indiriyor. G Tümör cerrahisindeki yeri nedir? Birincisi hassas yerlerde yerleflmifl olan tümörler, ikincisi küçük tümörler ve üçüncüsü de derin yerleflmifl tümörler bizi beyin cerrahisinde en çok zorlayan tümörlerdir. Ama bu tümörlerin bizi zorlamas›n›n sebebi bu tümörlere ulafl›rken sa¤lam olan beyin dokusuna zarar verme riskidir. Navigasyon sistemini kulland›¤›m›z zaman derinlere de yerleflmifl olsa, çok küçük de olsa, çok hayati bir merkezde de olsa etrafa çok az zarar verdi¤imiz için hem bizim ameliyat›m›z› kolaylaflt›r›yor hem de hastan›n ameliyattan daha sa¤l›kl› ç›kmas›n› sa¤l›yor. Bazen beynin derinlerine yerleflimi tamam› ç›kar›lmayacak tümörlerde, tan› konulmas› güç tümörlerde biyopsi almak gerekiyor. Biyopsi al›rken navigasyon sistemi bize biyopsi i¤nesini vücudun tam olarak biyopsi al›nacak lezyonun tam olarak içine girmesini sa¤l›yor. Etraf dokuya hiç zarar vermiyor. Epilepsi tedavisinde CyberKnife teknolojisi kullan›lacak ASM Nöroloji Uzman› Prof. Dr. Türker fiahiner , CyberKnife’›n epilepsi cerrahisinde 盤›r açabilece¤ini söylüyor. pilepsi tedavisinde uygulanan VNS hakk›nda bilgi verir misiniz? VNS, cerrahiyle ç›kar›lamayan ve hiçbir flekilde ulafl›lamayan bölgeler söz konusu oldu¤unda, boyunda vagal sinire ba¤lanan ve elektriksel uyar›lar vererek nöbetleri bask›layan bir cihaz. VNS ad› verilen bu sistem, temelde bir bilgisayar çipinden ve elektrik ak›m›n› beyine ulaflt›racak parçalardan olufluyor. VNS adeta bir kalp pili gibi çal›fl›yor, d›flar›dan beyne ulaflt›r›lacak sinyal fliddet ve süreleri ayarlanabliyor. Böylelikle nöbet s›kl›¤›na göre de¤iflik uygulamalar yap›labiliyor. G Epilepsi tedavisinde CyberKnife nas›l uygulan›yor? Epilepsi cerrahisinde yeni kullan›lmaya bafllanan bir teknoloji de CyberKnife. Her türlü kanserin radyoterapisinde ve tüm vücutta kullan›labilen CyberKnife teknolojisi sayesinde, tümörler ›fl›n kullan›larak t›pk› cerrahi yöntemde oldu¤u gibi kesinlikle ortadan kald›r›labiliyor. Ayr›ca normal dokulara zarar verilmiyor ve aç›k ameliyat yap›lm›yor. Radyocerrahideki geliflmeler epilepsi cerrahisine de yans›yor. ASM, epilepsi cerrahisinde, CyberKnife teknolojisinden yararlanmaya altyap› olarak haz›r. Teknoloji çok yeni oldu¤undan bu alandaki bilgi birikimi de çok yeni. Özellikle klasik epilepsi cerrahileriyle ç›kar›lamayan bölgeler sözkonusu E oldu¤unda en uygun hastalara uygulanmas› gereken bir yöntem. Türkiye’de henüz hiç uygulanmad›. ASM’nin amac› bu y›l içinde uygulamaya bafllamak. Klasik epilepsi cerrahisi bazen iki aflamal› olabiliyor. EEG kay›tlar›n›n yetmedi¤i durumlarda hasta iki ameliyata girmek zorunda kalabiliyor. Birinci aflamada oda¤› belirlenip yerini bulmak için elektrot yerlefltirme, ikinci aflama bulunan bölgenin ç›kar›lmas›. Özellikle hayati önem tafl›yan merkezlerdeki tümörlerde elektrot yerlefltirip içeriden kay›t alabiliyoruz. Çünkü kafatas› kemi¤i nedeniyle sinyaller zay›flayabiliyor. Beynin ulafl›lamayan bölgelerine epilepsi cerrahisi yap›lamay›p VNS tak›lmak zorunda kalan hastalarda ise tek çare CyberKnife ile ›fl›n tedavisi olabilir. Epilepsi nöbetleri en çok temporal loptan kaynaklan›r. Epilepsi cerrahisinin bu bölgedeki uygulamalar› ço¤unlukla baflar›l› sonuçlar verir. Epilepsi cerrahilerinde CyberKnife’›n, en çok MTLE hippokampal skleroz tan›s› konan hastalarda kulan›lmas› hedefleniyor. Bu durumdaki hastalar baflka komplikasyonlar› yoksa, tedavi merkezine gelip EEG çektirir gibi ›fl›n tedavisini al›p gidebilirler. CyberKnife’ta istenen sonuç hemen görünmüyor. Birkaç ayl›k beklemeden sonra nöbetler kontrol alt›na al›nabiliyor. 25_ILAN 8/3/09 2:14 PM Page 3 .E DE OLSA GELECEãI GARANTI Anadolu Sigorta’dan Türkiye’nin ilk ve tek çocuklara özel, ömür boyu yenileme garantili SAáLÏK SIGORTASÏ aOCUáUNUZA YAåÏNA KADAR SAáLÏK SIGORTASÏ YAPTÏRÏN SIGORTA KAPSAMÏNA GIRDIáI G~Næ KOåULSUZ åARTSÏZ HAYAT BOYU YENILEME GARANTISI KAZANSÏN 3ADECE !NADOLU 3IGORTA³DAæ BULUNAN BU FÏRSATTAN YARARLANARAK lOCUáUNUZU SIGORTALAYÏN GELECEáI G~VENCE ALTÏNDA OLSUN YAåÏN ALTÏNDAKI lOCUKLARÏN HAYAT BOYU YENILEME GARANTISI KAZANABILMESI IlIN EBEVEYNLERINDEN EN AZ BIRI ILEæ BIRLIKTE SIGORTALANMASÏ GEREKMEKTEDIR 38_39_ASM_RAHIMKANSER_3 8/5/09 11:56 AM Page 1 Kad›n Sa€l›€› Rahim a¤z› kanserinin erken tan›s› için Düzenli olarak test yapt›rmay› ihmal etmeyin [D‹YOR K‹:] Rahim a¤z› kanserinin erken tan›s›nda uygulanan s›v› bazl› ince tabaka teknolojisi, hücrelerin tamamen tek kat halinde yay›lmas›n› sa¤l›yor. Bu sayede test s›ras›ndaki hatalar engellenerek daha güvenli sonuçlar elde ediliyor. Son 50 y›ld›r uygulanmakta olan Papanicolaou 5-45 yafl aras› kad›nlarda meme kanserinden (Pap) smear testinin, rahim a¤z› kanserinin sonra en s›k karfl›lafl›lan kanser türü olan taramas›nda bir dönüm noktas› yaratt›¤› biliniyor. rahim a¤z› kanseri, dünyada her on kad›ndan Özellikle geliflmifl ülkelerde, bu tarama yönteminin birinde görülüyor. Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün yayg›n kullan›m› sayesinde rahim a¤z› verilerine göre ise 50 yafl›na varm›fl kanseri nedeniyle görülen ölüm her on kad›ndan sekizinin, rahim oranlar›nda büyük bir azalma sa¤land›¤› a¤z› kanserinin en yayg›n nedeni kan›tland›. 1990’l› y›llar›n bafllar›nda kabul edilen HPV virüsü ile gelifltirilen ve daha kesin sonuçlar sunan karfl›laflm›fl olma riski var. Erken tan› s›v› bazl› ince tabaka testi teknolojisi söz konusu oldu¤unda rahim a¤z› olan en ileri smear testi yöntemi Thinkanseriyle mücadele etmek çok kolay Prep üzerine, ASM Kad›n Hastal›klar› ve ama gecikildi¤inde, ne yap›l›rsa Do¤um Uzman› Op. Dr. Mete Bostanc› yap›ls›n, ömrü biraz daha uzatman›n ve ASM Patoloji Uzmanlar› Direktörü ötesine geçilemiyor. Bu yüzden, t›p Doç. Dr. Özlem Yap›c›er ve Dr. Saime dünyas›nda erken tan› koyman›n en Patoloji Uzman› Doç. Dr. Özlem Yap›c›er Sezgin Ramadan ile görüfltük. iyi yollar› aran›yor. 1 Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Op. Dr. Mete Bostanc› TEST SONUCUNDA POZ‹T‹F DE⁄ERLER BULUNURSA? “Smear testinin pozitif ç›kmas› halinde, durumu anormal hücrelerin görülmesi ya da bir kanser bafllang›c› olarak de¤erlendirip pani¤e kap›lmaya gerek yoktur. Smear testindeki hücre anormallikleri basit bir iltihap veya kronik tahriflin neden oldu¤u de¤ifliklikler olabilece¤i gibi, herhangi bir ilaç ya da hormonal etkiyle de ortaya ç›kabilir. Anormal sonuçlarla karfl›lafl›lan s›v› bazl› ince tabaka testi, bu bölgenin daha yak›ndan incelenmesinin gerekti¤ini vurgulamas› aç›s›ndan çok önemlidir. Onun için böyle bir sonuç ç›kt›¤› zaman testin tekrarlanmas›, bir süre ara verip tedavi sonras› yeniden yap›lmas› gerekebilir.” 38 ASM VİTAL [B‹LG‹] RAH‹M A⁄ZI KANSER‹ AfiISI Rahim a¤z› kanseri, HPV enfeksiyonuna yan›t olarak rahim duvar›nda anormal hücrelerin kontrolsüz bir flekilde ço¤almas›yla gelifliyor. Bu anormal servikal hücreler bir araya gelerek tümör ad› verilen kitleleri oluflturuyorlar. Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan onaylanarak ülkemizde de sat›lmaya bafllanan rahim a¤z› kanseri afl›lar›, kad›nlar› bu kanser türüne karfl› koruma alt›na almay› hedefliyor. HPV afl›s› canl› bir afl› olmad›¤›, genetik teknoloji ile haz›rland›¤› için bir çok kifliye rahatl›kla uygulanabiliyor ve bilinen bir yan etkisi bulunmuyor. Afl› üç dozda uygulan›yor. ‹lk dozdan iki ay sonra ikinci doz, ilk dozdan alt› ay sonra da üçüncü doz yap›l›yor. Afl› yüzde 70’lik bir koruma sa¤l›yor. Bu nedenle afl›lanan kiflilerin de düzenli olarak hekim kontrollerini ve risk belirleme testlerini yapt›rmas› öneriliyor. Op. Dr. Mete Bostanc›’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 38_39_ASM_RAHIMKANSER_3 8/5/09 11:56 AM Page 2 [D‹YOR K‹:] “Geliflmifl ülkelerde, bu tarama yönteminin kullan›m› sayesinde, rahim a¤z› kanseri nedeniyle görülen ölüm oranlar›nda büyük bir azalma sa¤land›¤› kan›tland›.” G Pap Smear taramas›nda yeni geliflmeler nelerdir? Genel olarak smear testi, rahim a¤z›ndaki (serviks) kanser bafllang›c› olabilecek herhangi bir hücresel de¤iflikli¤i belirleyen basit bir erken tan› yöntemidir. Bunun yan›s›ra, test yard›m›yla enfeksiyonlar› veya rahim kanserlerini de belirlemek mümkün oluyor. 1990’l› y›llar›n bafllar›ndan itibaren, bu testlerde s›k karfl›lafl›lan örnekleme hatalar›n› ve örnek kalitesinden kaynaklanan olumsuzluklar› gidermek için yap›lan çal›flmalar ›fl›¤›nda s›v› bazl› teknikler do¤uyor. S›v› bazl› ince tabaka testi ise eski yönteme göre daha avantajl›; çünkü bu hücreleme sistemi hücrelerin tamamen tek kat halinde yay›lmas›n› ve hücrelerin üst üste gelmemesini sa¤l›yor. Bu sayede test s›ras›ndaki hatalar engellenerek daha güvenli sonuçlar elde ediliyor. G Test için nas›l örnek al›n›r? Örnek al›nmas› çok basit bir ifllemdir. Jinekolojik muayene s›ras›nda küçük bir ahflap ya da plastik spatül veya f›rça yard›m›yla dökülen hücreler toplan›r. Bu hücre örnekleri, klasik smear testinde lam üzerine, s›v› bazl› ince tabaka testinde özel gelifltirilmifl s›v› ortama aktar›l›r. Bu aflamaya kadar olan ifllemler yani smear al›nma aflamas› tamamen kad›n hastal›klar› ve do¤um uzmanlar›n›n sorumlulu¤undad›r. Al›nan örneklerin haz›rlanmas› ve incelenmesi ise patolog ve sitologlar›n görevidir. Sonuçta örnek al›n›p laboratuvara yolland›ktan sonra raporlamay› yapan patolog ve sitologlar›n tan› koymadaki rolü çok önemlidir. G Smear al›n›rken kifli ac› hisseder mi? Test s›ras›nda ya da sonras›nda herhangi bir rahats›zl›k duyulmaz. Test için örnek al›n›rken, hasta standart jinekolojik muayene d›fl›nda herhangi olumsuz bir fley hissetmez. G Smear testi ne s›kl›kla yap›lmal›d›r? Smear kontrolüne bafllama yafl› cinselli¤in bafllamas›n› izleyen ilk y›ldan itibaren y›lda bir kez yapt›r›lmas› genel kabul görmüfl bir standartt›r. Kad›nlar›n menopoza yaklaflt›kça, y›lda bir kere test yapt›rmalar› flart› daha fazla önem kazan›yor; çünkü kanser riski art›yor. Dolay›s›yla yafla ba¤l› olarak taramalar›n s›kl›¤›n› seyreklefltirmemek önem verilmesi gereken bir konudur. Patoloji Uzman› Dr. Saime Sezgin Ramadan GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹ YÜKSEK “S›v› bazl› ince tabaka testi ile ilgili olarak Londra’da üç gün süren bir e¤itim ald›k. Bu e¤itimde, farkl› lezyonlar›n bu yöntemle nas›l görüldü¤üne dair bilgilendirildik. Geleneksel smear testi yöntemiyle karfl›laflt›rmal› çal›flmalar› inceledik. Bu yöntemin üstünlü¤ü sadece hastalar de¤il, biz patologlar aç›s›ndan da çok önemli. Her fleyden önce sonuçlar› de¤erlendirmek çok daha kolay ve ulafl›lan sonuçlar›n güvenirlili¤i çok daha yüksek.” [B‹LG‹] HPV V‹RÜSÜNE D‹KKAT! HPV, günümüzde rahim a¤z› kanserinin en yayg›n nedeni olarak kabul ediliyor ve bu virüsün kendinde oldu¤unu bilen kad›nlar›n s›k s›k kontrol yapt›rmalar› gerekiyor. HPV, rahim a¤z›na yerleflti¤i zaman bu ço¤u kez gözle görülemiyor, ancak testlerle ortaya ç›kabiliyor. Thin-Prep tekni¤i ile al›nan rahim a¤z› örne¤inde HPV tan›s›n› koymak mümkün. Özellikle yüksek risk HPV’si olan hastalarda kanser riski yüksek oldu¤u için yak›n izlem ve tedavi gerekiyor. Doç. Dr. Özlem Yap›c›er’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. ASM VİTAL 39 40_41_ASM_KEMIKNAKLI_2 8/4/09 3:50 PM Page 1 Ortopedi Avasküler Nekroz Damarl› kemik nakli ile engelleniyor Kalça bölgesinde bafllayan a¤r›yla kendini gösteren avasküler nekrozun (bölgesel kemik hücrelerinin ölümü) tedavisinde uygulanan damarl› kemik naklini ASM Ortopedi ve Travmatoloji Uzman› Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk anlatt›. [D‹YOR K‹:] Ortopedi ve Travmatoloji Uzman› Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk Avasküler nekroz , kalçada uyluk kemi¤i bafl k›sm›nda kanlanman›n bozulmas›na ba¤l› ortaya ç›kan kemik hücrelerinin ölümüdür. Kemi¤i besleyen damarlar›n t›kanmas›na ba¤l›d›r. Kanlanman›n durmas›d›r. Bir anlamda kalçan›n enfarktüsüdür. Erken tan› tedavinin baflar›s› için önemlidir. Genç hastalarda erken dönemde tan›yla kalçan›n kurtar›lma flans› çok yüksektir. 40 ASM VİTAL vasküler nekrozun (bölgesel kemik hücrelerinin ölümü) nedenleri nelerdir? Oluflma nedenlerinden bir tanesi ve en yayg›n görüneni kortizon kullan›m›d›r. Kortizon de¤iflik nedenlerle kullan›labiliyor. Alkol kullananlarda da görülüyor. Bunun nedeni ise o bölgeye giden damarlar›n kalp enfarktüsünde oldu¤u gibi t›kanmas›. Alkol tetikleyici oluyor. Dalg›çlarda ve karaci¤er bozuklu¤u olan hastalarda da görülebiliyor. Travmalara ba¤l› da oluflabilir. Bir kalça k›r›¤› olduktan sonra oran›n kan ak›fl›nda bozukluk olabilece¤i gibi travmaya ba¤l› kalça ç›k›¤› olufltu¤u zaman da, e¤er damarlar zedelenmiflse görülebilir. Bazen de hiçbir neden bulam›yoruz. Nedenini bulamad›¤›m›z grup en büyük grup ve bunlara idiopatik ad› veriliyor. Bu kiflilerde a¤r› genelde b›çak saplan›r gibi ani bafll›yor. Birkaç gün devam edince hastalar bize geliyor. Erkeklerde kad›nlara oranla 5-8 kat daha fazla görülüyor. G Avasküler nekroz en çok hangi bölgede görülüyor? En çok görüldü¤ü bölge, kalçada uyluk kemi¤inin bafl k›sm›. Diz bölgesinde ve ayak bile¤inde de görülebiliyor. Kalçada görülen bafl k›sm›n›n enfaktüsü. Kan damarlar› t›kan›yor. T›kan›nca bafl›n beslenmesi bozuluyor. Kemik hücrelerinde ölüm meydana geliyor. G Hastalar size hangi flik âyetlerle geliyor ve tan› nas›l konuluyor? Hasta, kalças›nda a¤r› flikâyetiyle doktora baflvuruyor. Önceleri tan› konmas› çok zordu. Sadece çok flüphelendi¤imiz kiflilere sintigrafi yapt›r›yorduk. O bile bazen flüpheli sonuç veriyordu. fiimdi ise MR ile çok erken safhada tan› koyabiliyoruz. Tan› konulduktan sonra hemen tedaviye bafllamak laz›m. Femur bafl› avasküler nekrozunda de¤iflik tedavi yöntemleri olmakla birlikte en etkilisi damarl› kemik naklidir. Oldukça zor bir ifllemdir; çünkü bacaktan damar›yla kemi¤i al›yoruz; kalçan›n içinden eklemi delmeden ölü kemik bölgeyi boflaltt›ktan sonra kemi¤i A koyup, atar ve toplar damarlar› bölgedeki damarlara dikiyoruz. Dolay›s›yla canl› bir kemik nakli oluyor. Bazen iki tarafl› da olabiliyor. Ayn› ifllemi iki tarafa ayn› anda yapt›¤›m›z da oluyor. Buradaki amac›m›z erken yaflta proteze gidifli önlemektir veya geciktirmektir. Tabii bu di¤er kemiklerde de görülebiliyor. Dizde, omurgada, çocukluk ça¤›nda görülebiliyor. Ama flu anda esas problem a¤›rl›k tafl›d›¤› için kalça oluyor. Kalçan›n kurtar›lmas› önemlidir. Aksi takdirde bu eklemde kireçlenme kaç›n›lmazd›r. “Bu ameliyat›n baflar› flans›, hastal›¤›n evresine, yafl›na ve ameliyat sonras› kortizon kullan›p kullanmamas›na ba¤l› olarak de¤ifliyor.” G Tan› aflamas›nda yan›lt›c› belirtiler görülebiliyor mu? Hastan›n kalças›nda biraz a¤r› flikâyeti varsa, kalça döndürme hareketlerinde a¤r› varsa, ilk olarak bir film çektiriyoruz. Bu filmi çektirdi¤imizde, genellikle ilk dönemde hiçbir fley görünmez. Filmin bulgu vermesi üçüncü aydan sonra bafllar. Filmde bir fley saptamam›z için, orada mutlaka bir k›r›k hatt›n›n oluflmas› laz›m. O zaman da gecikmeli olarak tan› konmufl oluyor ve tedavinin baflar› flans› düflüyor. Erken tan› koymak sintigrafi ile olabilir. Ama günümüzde en kolay yöntem MR çekilmesidir. MR çekildi¤i zaman, o bölgedeki bafl›n içerisinde bir ödem meydana geldi¤ini görüyoruz. Bunun en çok kar›flt›¤› durumlardan biri geçici ödemlerdir. Geçici Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk’ün di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 40_41_ASM_KEMIKNAKLI_2 8/17/09 11:58 AM Page 2 edilmemiflse kal›c› sakatl›k yarat›r. Bu ameliyat›n ödemlerden flüpheleniyorsak, hastay› izlemek gerekir. yap›laca¤› hasta grubunun çok iyi seçilmesi gerekiyor. Bu nedenle hastay› bir ya da bir buçuk ay sonra Her hastaya uygulanan bir ameliyat de¤ildir. Çünkü tekrar görmek gerekir. Bu dönem içerisinde hastan›n kalçada bu ifllemler yap›l›rken eklem k›k›rda¤›na zarar kalça üzerine a¤›rl›k vermemesini sa¤lamak laz›m. verilirse, ameliyat›n hiçbir anlam› kalm›yor. K›k›rda¤a Koltuk de¤ne¤i ile yürümesine izin veriyoruz. Daha zarar verip vermedi¤imizi anlamak için ameliyat sonra bir MR kontrolü yap›yoruz e¤er hastal›kta bir gerileme varsa bu geçici ödemdir. Ama ilerleme varsa s›ras›nda içeriye radyolojik bir s›v› veriyoruz. E¤er s›v› eklem içine kaç›yorsa eklemi delmifliz demektir ve o zaman ameliyatla müdahale etmek gerekiyor. onun sonuçlar› kötüdür. Bu nedenle oyma ifllemi Ameliyatla ölü dokunun temizlenmesini sa¤larken, milimetriktir. Üç boyutlu düzlemde hiç zarar ayn› zamanda oraya, teknik olarak yapmak vermeden yap›lmas› gerekir. E¤er uygun bir teknikle mümkünse damarl› kemik nakli yap›yoruz. bacaktan nakledilen kemik al›nmazsa ayak bile¤i G Damarl› kemik nakli avasküler nekrozu olan her hastaya yap›labiliyor mu? hareketlerinde kay›p meydana gelir. Onun d›fl›nda bir di¤er risk de, bu kadar emek sonunda uygun al›c› Damarl› kemik naklinde en büyük kriter, hastan›n atar ve toplardamar haz›rlamadan bu ifli yaparsan›z, çok fliflman olmamas›d›r; çünkü bu ameliyat› yapmak daha sonra onu bulamad›¤›n›z için, bofluna o fliflman kiflilerde zordur. Çok derinde çal›fl›yorsunuz. bölgeden kemik alm›fl olursunuz. Her fleyin planl› ve Bir di¤er olay da hasta mümkünse 40-45 yafl›n programl› olmas› gerekir. alt›nda olmal›. Hastalarda varis problemi varsa, daha önceden geçirilmifl emboli öyküsü varsa yine G Femur bafl› avasküler nekrozunda damarl› kemik nakli çok yap›lan bir ameliyat m›d›r? yapmamak laz›m; çünkü kemik bacaktan al›n›yor. Bir di¤er al›nan bölge de le¤en kemi¤idir. Ama bu tür Türkiye’de bu ameliyat› ilk olarak 1995 y›l›nda riski olan hastalarda bunu yapmamak gerekir. ben yapt›m. ‹lk yay›n da 1997 y›l›nda bana aittir. Hastan›n genel sa¤l›k durumu iyi olmal›. Neye ba¤l› Türkiye’de yap›lan klinik say›s› 5 ile 10 aras›ndad›r. “Damarl› kemik kortizon kulland›¤› da önemlidir. Böbrek nakline ba¤l› Ameliyat etti¤imiz hastalar›n bir k›sm›, daha sonra naklinde en kullan›yorsa bizim için ayr› bir kriter oluflturur. Bu proteze dönmüfltür. Bu ameliyat›n baflar› flans›, hastalar herhangi bir nedenle örne¤in kalp problemi hastal›¤›n evresine, yafl›na ve ameliyat sonras› büyük kriter, nedeniyle kan suland›r›c› ilaç kullan›yorsa onlar da kortizon kullan›p kullanmamas›na ba¤l› olarak hastan›n çok risklidir. de¤ifliyor. Çünkü bir k›s›m hastalar ameliyattan sonra da G Hasta ameliyattan sonra normal yaflam›na ne fliflman kadar süre içinde dönüyor? kortizon kullanmaya devam eden hastalard›r. olmamas›d›r; Kortizon kullanan kiflilerde kemik mineral yap›s› Hasta normal yaflam›na yaklafl›k 6 ay sonra dönebiliyor. Üç ay hiç a¤›rl›k vermemesi gerekiyor. En bozuldu¤u için o kalçalarda çökme daha çok çünkü bu görülüyor. Çökme meydana gelince a¤r› ortaya büyük sorun ise ayn› anda iki kalçada olmas›d›r. Ayn› ameliyat› ç›k›yor. A¤r› olmas› kalça ekleminde kireçlenmenin anda iki kalçada oldu¤u zaman bir taraf› ameliyat belirtisi olup kireçlenme artt›kça a¤r› da artar; etti¤inizde hasta aya¤a kalkt›¤›nda bütün yükü öbür yapmak fliflman eklem hareketleri k›s›tlan›r. Bu durumda protez tarafa bindirecektir. ‹ki tarafl› yap›ld›¤›nda bu kiflilerde ameliyat› kaç›n›lmaz oluyor. Damarl› kemik nakli, yeri hastalar›n mutlaka 3 ay kadar yatakta kalmalar› geldi¤inde kalçay› kurtar›c› bir ameliyatt›r, yeri gerekiyor; fakat o zaman da emboli riski art›yor. zordur.” geldi¤inde ise proteze giden süreyi uzat›r. Bu sefer biz kan suland›r›c› ilaçlar› uzun süre ameliyat sonras› kullan›yoruz. [B‹LG‹] G Ameliyat›n ne tür riskleri olabiliyor? Emboli geliflti¤i zaman riskli bir Bilateral femur bafl› avasküler nekrozu olan 38 yafl›ndaki kad›n hastan›n tedavi aflamalar›. ameliyat olabiliyor. Pulmoner emboli denilen olay, hayat› riske eden bir olayd›r. Bu ameliyat› yapt›¤›n›z zaman e¤er bir pulmoner emboli riski varsa hastalar› mutlaka uyarmam›z laz›m. Nefes darl›¤› oldu¤unda hastan›n hemen gelmesi gerekir, yoksa hayat›n› kaybedebilir. Ayn› risk kalça ameliyatlar›n›n ço¤unda vard›r. K›r›klarda da, protezde de vard›r. Sinir yaralanmas› olursa, tam bir kesiyle Hastan›n Radyolojik görüntüsü. Tedaviden 5 y›l sonraki görüntü. sonuçlanm›fl ve fark edilip, tedavi HASTANIN TEDAV‹ VE GEL‹fi‹M SÜREC‹ ASM VİTAL 41 42_44_ASM_TUPBEBEK3 8/5/09 11:57 AM Page 1 Tüp Bebek Merkezi En sa¤l›kl› embriyoyu özenle seçiyorlar ASM Tüp Bebek Merkezi, tüp bebek tedavisindeki geliflmeleri yak›ndan izliyor ve en k›sa süre içinde merkezlerine tafl›yor. Prof. Dr. Ayd›n Ar›c› ve Op. Dr. Ebru Öztürk tüp bebek tedavisindeki son geliflmeleri anlatt›. [D‹YOR K‹:] ir aile kurman›n gereklerinden biri olarak görülen bebek sahibi olmak kimi flansl› çiftler için oldukça kolay gerçekleflirken kimileri için o kadar da kolay olamayabiliyor. Dünyada ve Türkiye’de birçok çift çeflitli nedenlerden dolay› do¤al yollardan bebek sahibi olamad›¤› için çareyi tüp bebek yönteminde buluyor. Konuyla ilgili olarak görüfltü¤ümüz Anadolu Sa¤l›k Merkezi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzmanlar› Prof. Dr. Ayd›n Ar›c› ve Op. Dr. Ebru Öztürk, tüp bebek tedavisindeki son geliflmeler hakk›nda bilgi verdi. B Kimlere tüp bebek tedavisi uygulan›r? Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Prof. Dr. Ayd›n Ar›c› BAfiARI NASIL ARTIRILIR? “Mikroskop alt›nda en sa¤l›kl› spermin görünüp, bulunabilmesi; mikroenjeksiyon yoluyla sperm ve yumurtan›n birlefltirilmesi gerekiyor. Yumurta geliflimi aflamas›nda hasta odakl› çal›flmak, hastay› yak›ndan izlemlemek, gerekiyorsa hormon testleriyle yumurta geliflimini incelemek gerekir. Tüp bebek tedavisi seri imalat fleklinde olmamal›d›r. Tüm t›bbi protokoller ve tedaviler hasta odakl› olmal›d›r. Ayr›ca, embriyoloji laboratuvar›n›n mükemmel ve titiz çal›flmas› flartt›r.” 42 ASM VİTAL Op. Dr. Ebru Öztürk, kimlere tüp bebek uyguland›¤›n› flöyle anlat›yor: “Tüp bebek yönteminin nedenlerini kad›na ve erke¤e ba¤l› nedenler olarak ikiye ay›r›yoruz. Genelde %50 olarak paylafl›yorlar. Erkekte sperm say›s›, sperm hareketlili¤i, spermdeki yap›sal sorunlar ve canl›l›k faktörü gibi birçok parametreye bak›yoruz. E¤er spermde ciddi bir sorun görürsek bu çifte mikroenjeksiyon yani tüp bebek yöntemini öneriyoruz. Erkekte hiç sperm ç›km›yorsa bu her fleyin sonu demek de¤ildir. E¤er hormonlarla ilgili bir sorun varsa hormon deste¤i yap›l›yor, hormonlar normal oldu¤u halde sperm yoksa da testisten i¤neyle ya da ameliyatla sperm elde edebiliyoruz. Dolay›s›yla erke¤e ba¤l› nedenler; spermde hareket, say› ya da yap›sal sorunlar›n olmas›d›r. Kad›na ba¤l› nedenlerin içinde en baflta yumurtlama sorunlar› yer al›r. Özellikle polikistik over, endometriozis (kar›n içerisindeki yap›fl›kl›¤› art›ran sorunlar), yumurtal›k kistleri k›s›rl›¤a neden olabiliyor. Bunun d›fl›nda normal gebelik için; bir sperm, bir yumurta, onlar›n birbirleriyle buluflmas›n› sa¤layan tüplerin aç›k olmas› ve bu birleflme sonucunda embriyonun do¤ru bir flekilde rahme yerleflmesi gerekiyor. Dolay›s›yla yumurtlama sorunundan baflka di¤er bir faktör de tüplerde sorun olup, olmamas›d›r. E¤er kiflinin tüplerinde yap›fl›kl›k varsa tüplerin ileri derecede hasar gördü¤ünü düflünüyorsak o zaman tabii ki tüp bebek yöntemini tercih ediyoruz. Bütün bunlar›n d›fl›nda genetik sorun varsa, geçmiflinde düflük öyküsü var ise hem embriyo kalitesini görmek için, hem de bu embriyolar› genetik olarak inceleyebilmek için tüp bebek yöntemini tercih ediyoruz. Kad›n›n yafl› ve daha önce yap›lan tedavilere cevap verip, vermemesi de tüp bebek karar› vermemizde önemli bir yer tutmaktad›r. fiunu da unutmamak gerekir ki, tüm incelemeleri normal olup hiçbir sorun bulamad›¤›m›z fakat yumurtlama izlemi veya afl›lama gibi tedavilere cevap veremeyen %1520’lik bir grup vard›r ki, biz bu gruba nedeni belirlenemeyen infertilite grubu diyoruz. Bu grup da tüp bebek için adayd›r.” Sperm hareketlili¤inin art›r›lmas› Sperm hareketlili¤i az ise normal iliflki ile gebelikte sorun yaflanabiliyor. Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, “Ürolojik bir muayenede bazen varikosel dedi¤imiz ve testise giden damarlarda varis olmas› kan dolafl›m›n›n yavafllamas›na ve buna ba¤l› olarak testis ›s›s›n›n artmas›na sebep olur. Testisler ›s›ya çok hassas organlard›r o yüzden vücut d›fl›ndad›rlar. Vücut ›s›n›n›n bir derece afla¤›s›nda iyi fonksiyon görürler. Vücut ›s›s› 37 ise testislerin 36 derece gibi olmas› gerekir. Bu nedenle testis ›s›s›n› art›ran olaylar hareketlili¤i ve say›y› da azalt›r. Bunlar aras›nda çok s›k saunaya gitmek, kamyon floförlü¤ü yapmak, f›r›n gibi s›cak ortamlarda çal›flmak say›labilir. Sigara, alkol ve fazla kafein de sperm hareketlili¤ini olumsuz yönde etkiler. Sa¤l›kl› bir yaflam, düzenli beslenme sperm hareketlili¤ini art›r›r. Ayr›ca E vitamini, çinko gibi vitaminlerin normal g›da yoluyla al›nmas› da yararl›d›r. Fakat mucize beklememek gerekir.”diyor. Embriyo de¤erlendirilmesi Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, embriyonun kaliteli olup, olmad›¤›n› anlamak için hangi kriterleri göz önünde bulundurduklar›n› flöyle anlat›yor: “Embriyolar›n de¤erlendirilmesi uzun y›llard›r çok kaba bir flekilde Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 42_44_ASM_TUPBEBEK3 8/5/09 11:58 AM Page 2 Embriyo t›rafllama Do¤al döllenmede sperm çok mikroskobik bir delik açar ve yumurtan›n içine girer. Mikroenjeksiyon tedavisinde bu ince bir mikro pipetle yap›l›r. Bunu takiben yumurta kabu¤unun içinde embriyo haline gelir. Alt›-yedi gün sonra embriyo kabu¤unu bir yerden eriterek delik açar ve rahim duvar›na yap›flmak üzere kabuktan ç›kar. ‹leri yafltaki kad›nlar›n yumurta kabuklar› giderek sertleflir. 40 yafl üstündeki bir kad›na tüp bebek tedavisi uygulan›yorsa embriyonun hayat›n› kolaylaflt›rmak için ince bir mikroskopik çentik aç›l›r ve o kabu¤u t›rafllad›ktan sonra transfer yap›l›r yani o embriyoya ç›k›fl yolu gösterilmifl olur. Ayn› zamanda dondurularak çözülmüfl embriyolarda da kabuk sertleflir. Bunlarda da mutlaka embriyo t›rafllama yap›lmas› baflar› flans›n› art›rmaktad›r.” yap›l›yor. Mikroskop alt›nda hücre say›s›na, simetrisine, gününe uygun büyüyüp büyümedi¤ine, parlakl›¤›na, döküntü hücreleri olup olmad›¤›na bak›yoruz. D›fl görünüflle birlikte bu parametrelerle embriyonun kalitesini belirliyoruz. On y›l kadar önce embriyolar› daha iyi de¤erlendirebilmek için sekiz hücre olan embriyonun bir hücresini al›p genetik yap›s›na bak›lmaya baflland› ve preimplantasyon genetik tan› dedi¤imiz olay gerçeklefltirildi. Fakat bir hücrede dokuz kromozona bak›labildi¤i için preimplantasyon genetik tan›n›n mükemmel bir seçim kriteri oldu¤u söylenemez.” Embriyolar›n bekletilmesi Op. Dr. Ebru Öztürk, embriyolar›n bekletilece¤i laboratuvar koflullar›n›n çok iyi olmas› gerekti¤ini vurguluyor: “Embriyolar›n transfer öncesi dördüncü, beflinci güne kadar beklemesi önemlidir. Çünkü yumurta insan vücudunun en büyük hücrelerinden biridir. Keskin bir gözün görebilece¤i bir hücredir. Hücrenin içindeki bilgiler depolanm›flt›r. Embriyonun ilk üç gününde yaflamsal olarak ihtiyac› olan bütün kodlar yumurtan›n içindedir. Yumurtan›n döllendikten sonra ilk üç gündeki geliflimi yumurtan›n kodlar›yla olan geliflimdir. Üçüncü günde embriyo kendi kiflili¤ini kazan›r, yani spermle birlefltikten sonra kendi kodlar›n› kullanmaya bafllar, Dördüncü, beflinci gününde embriyonun kendi özellikleri belli olur. Bu nedenle dördüncü, beflinci günü görmenin büyük avantajlar› vard›r. E¤er çiftte ciddi bir sperm problemi varsa üçüncü günden sonra embriyolar›n geliflimi yavafllayabilir hatta durabilir. Bunun için çok iyi laboratuvar koflullar› gerekiyor. Biz klini¤imizde özellikle 35 yafl alt› hastalar›m›zda dördüncü, beflinci gün transferini tercih ediyoruz.” Transfer sonras› kalan embriyolara ne yap›l›yor? Kalan embriyolar› en iyi flekilde de¤erlendirmek gerekiyor. Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, embriyo dondurma ifllemini flöyle anlat›yor: “Embriyo dondurulmas›, üreme t›bb›ndaki en önemli geliflmelerden biridir. fiimdiye kadar bu konuda birçok geliflme oldu. Günümüzde gelinmifl olan aflama, camlaflt›rma dedi¤imiz h›zl› dondurmad›r (vitrifikasyon). Embriyo de¤il de herhangi bir canl› hücreyi dondurdu¤umuzda içinde buz kristalleri oluflur, buzun hacmi ise kendisini oluflturan suyun hacminden daha büyüktür. Teknolojik olarak embriyolar dondurularak buz haline geçince hücre duvar›n› patlatma riski vard›r, bu nedenle de kristalleflmemesi gerekir. Çok h›zl› bir flekilde eksi iki yüz derecelere yak›n ›s›lara birkaç saniye içinde geçilmesi o hücrenin içyap›s›n›n aynen bir cam gibi kristalleflmeden donmas›n› sa¤lar. Kristalleflmedi¤i için hücre duvar› zarar görmez ve çözüldü¤ünde de ayn› yaflam fonksiyonlar›n› sürdürecek flekilde devam eder. Sadece kaliteli olan embriyolar›n dondurulmas› esast›r. Klini¤imizde, transfer sonras› kalan kaliteli embriyolar› h›zl› dondurma (vitrifikasyon) yöntemiyle dondurmaktay›z.” Op. Dr. Ebru Öztürk, bu yöntemi tercih etmelerinin nedenini anlat›yor: “Tüp bebek tedavisi sonras› gebelik olmad›¤›nda dondurulmufl embriyolar› kullanabiliyoruz. Bu tedavide birçok aflama geçilmifl oluyor. Sadece bir hap kullanarak rahim içinin haz›rlanmas› yeterli oluyor ve rahim içi haz›r olduktan sonra embriyolar çözülerek do¤rudan transfer ifllemine geçilebiliyor. Dondurulup çözülen embriyolarda ya da bebeklerde sa¤l›k konusunda dondurup çözmeye ba¤l› bir sorun flimdiye kadar yaflanmam›flt›r.” ¦ [B‹LG‹] GEBE KALMA fiANSI 35 yafl›ndan genç bir kad›n gebe kalmak istiyorsa, erkekte hiçbir sperm sorunu yoksa, kad›nda hormonlar normalse ve her ay düzenli adet görüyorsa düzenli bir iliflkiyle ilk birkaç ayda gebe kalma flans› yaklafl›k %25 civar›ndad›r. Bir y›l›n sonunda bu çiftlerin %80’i gebe kal›r. Gebe kalamayan %20 ise infertilite yani k›s›rl›k sorunu olan grubu oluflturur. Bu grup ikinci y›l hiçbir tedavi görmeden denemeye devam etti¤inde her ay gebe kalma flans› azal›r. Üçüncü y›lda ise yüzde iki ya da üçe iner. Böyle bir durumda birinci y›l›n sonundaki incelemelerde, spermler normal ve tüpler aç›k ise ilk uygulanacak tedavi yumurtlama izlemi ve afl›lama olabilir. Afl›lama tedavisiyle gebe kalma flans› %20’ye ç›kar. Tedavi tekrarland›¤›nda ikinci denemede flans %15’e iner, üçüncü denemede ise flans %10’a kadar düfler. Di¤er bir deyiflle, tedavilerin tekrar›nda baflar› oranlar› yavafl yavafl azal›r. Ayn› çiftte tüplerin t›kal› olmas› veya sperm sorunu nedeniyle tüp bebek tedavisine bafllan›rsa baflar› flanslar› çok yüksek olur. ‹lk ve ikinci denemede flans %60 ya da %65 olur, fakat baflar›s›z olunursa sonraki denemelerde flans yine düfler. ASM VİTAL 43 42_44_ASM_TUPBEBEK3 8/5/09 11:59 AM Page 3 Tüp Bebek Merkezi [D‹YOR K‹:] ¦ Tüp bebek tedavisinin de¤erlendirme kriterleri nelerdir? Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Op. Dr. Ebru Öztürk GENET‹K TANI NE ZAMAN YAPILIYOR? “Anne veya babada ya da ikisinde ciddi bir genetik sorun varsa, ailenin daha önce genetik sorunu olan bir çocuklar› olmuflsa o genin bir sonraki çocu¤a geçmesini engelleyecek tarzda preimplantasyon genetik tan› yapabiliyoruz. Türkiye’de en s›k görülen örne¤i Akdeniz anemisi denilen talassemidir. Anne ve baba tafl›y›c› ise, embriyolarda hastal›¤›n iki genini alm›fl olanlar› tan›mlay›p, onlar›n yerine sa¤l›kl› embriyolar› transfer ederek bebe¤in Akdeniz anemisi olmas›n› engelleyebiliyoruz. Bunun gibi tan›mlanm›fl yüzlerce hastal›k var. Genetik hastal›k tafl›y›c›l›¤› d›fl›nda tekrarlayan gebelik kay›plar›, ileri anne yafl›, genetik özürlü gebelik öyküsü gibi endikasyonlarla da preimplantasyon genetik tan› yapabiliyoruz. “ 44 ASM VİTAL Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, tüp bebekte de¤erlendirme kriterlerini flöyle anlatt›: “K›s›rl›k nedeniyle klini¤imize gelen bir çiftte öncelikle iki ana konuyu de¤erlendiririz. ‹lk olarak erkek faktörü de¤erlendirilir ve bu basit bir sperm analizi ile yap›l›r. Sperm analizinde üç parametreye bak›l›r: 1. Mililitrede bulunan sperm miktar›: ‹stedi¤imiz 20 milyonun üstüne olmas›d›r. 2. Hareketlili¤i: Sperm hareketlili¤inin %60’›n üzerinde olmas› gerekir. Bunun için h›zl› hareketli olanlar önemlidir ve bunlar›n da yüzde sekizin üzerinde olmas› gerekmektedir. 3. Normal flekiller: Bunlarda de¤iflik kriterler vard›r. Ayr›nt›l› inceleme yap›ld›¤›nda normal flekillerin bütün sperm hücrelerinin en az yüzde sekiz ya da dokuzun üzerinde olmas›n› isteriz. Kriterler de¤iflkendir, laboratuvardan laboratuvara de¤iflebilir. Ayn› zamanda sperm analizi çok de¤iflken bir test oldu¤u için biz bu testin üç günlük cinsel perhizden sonra yap›lmas›n› öneririz. Kötü bir sonuçta tekrar edilmesinde yarar vard›r; zira tek bir sonuçla büyük kararlar verilmemelidir. Kad›n faktörü ise ikiye ayr›l›yor: 1. Anatomik sorunlar: Rahim filmi çekilir. Rahim filmiyle, rahim içyap›s›n›n normal olup olmad›¤›na bak›l›r, miyom, polip, yap›fl›kl›k gibi bir sorun olmad›¤›ndan emin olunur. Bir de tüplerin aç›k olup olmad›¤› de¤erlendirilir ve tüplerdeki sorunlar irdelenir. 2. Yumurtlama veya hormonal sorunlar: 28 günde bir adet gören bir kad›n›n düzenli yumurtlad›¤›n› varsayar›z ama adetin üçüncü günü yap›lacak basit hormon testleri olan FSH ve E2 dedi¤imiz testler yumurtal›klar›n fonksiyonu aç›s›ndan bize önemli bilgiler verir. Ultrasonografi ile yap›lacak de¤erlendirme de çok önemlidir. Rahmin anatomik olarak normal olup olmad›¤›ndan emin oluruz. Yumurta kesesi say›s› da bize hastan›n yumurtal›k rezervleri hakk›nda en güvenilir bilgiyi verir. [B‹LG‹] METABOLOMIX YÖNTEM‹ NED‹R? YAfi FAKTÖRÜ ÖNEML‹ M‹D‹R? Prof. Dr. Ayd›n Ar›c›, sa¤l›kl› embriyo seçiminde uyulmas› gereken kriterleri flöyle anlat›yor: “Tüp bebek tedavilerinde birçok embriyonun içinden en iyisini seçmek çok önemlidir. Teknoloji yak›n zamana kadar bu konuda bize fazla yard›mc› olmuyordu. Yapt›¤›m›z fley, mikroskop alt›nda embriyolara bakmak ve en simetrik flekilde bölünenleri transfer etmekti. En kalitelisini sa¤l›kl› bir flekilde seçemedi¤imiz için birçok embriyo transferi yap›yorduk. Üç embriyo transfer edildi¤inde tekiz gebelik olas›l›¤› %60, ikiz gebelik olas›l›¤› %30, üçüz gebelik olas›l›¤› da %10’dur. Bundan da anlafl›laca¤› üzere üç embriyo transfer edildi¤inde mutlaka üçüz bebek do¤aca¤› anlam›na gelmez. Ama yine de risk vard›r. ABD’deki Yale Üniversitesi’nin de katk›s›yla gelifltirilmifl olan ”Metabolomix” isimli yöntemle art›k en sa¤l›kl› embriyoyu seçerek ço¤ul gebeliklerin önüne geçebiliyoruz. Embriyolar, kendilerini besleyen bir s›v›n›n içinde yaflamlar›n› sürdürürler. ‹nsanlar gibi yer, içer ve daha sonra ald›klar› maddeleri d›flar› atarlar. Bir insan›n sa¤l›k sorununu belirlemek için nas›l idrar ve d›flk›s›n› inceliyorsak, yeni gelifltirilen bu yöntemle art›k embriyolar›n da at›klar›n› inceleyebiliyoruz. Bu analizleri yaklafl›k yüzlerce at›¤› analize edebilen “spektrofotometre” dedi¤imiz çok geliflmifl bir alet ile de¤iflik dalga boylar› kullanarak gerçeklefltiriyoruz. Bu yöntemle embriyonun profilinin ç›kartabiliyor ve buna ba¤l› olarak görünüfle aldanmadan sa¤l›kl› olup olmad›¤›n› belirleyebiliyoruz. Ve en sa¤l›kl› embriyoyu transfer ederek ço¤ul gebeliklerin de önüne geçebiliyoruz. Metabolomix tekni¤i flu an ABD’de kullan›l›yor. Yak›nda Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nde de kullan›lmaya bafllanacak. Prof. Dr. Ayd›n Ar›c› çocuk sahibi olmak isteyenler için yafl faktörünün önemli oldu¤unu söylüyor: “Yafl›n do¤urganl›k aç›s›ndan çok büyük önemi vard›r. Her ne kadar erkeklerde sperm üretimi ömür boyu devam etse de kad›nlar›n yumurtalar› do¤duklar› andan itibaren kayba u¤rar ve hiçbir zaman bunlara yenisi eklenmez. Bu nedenle yafl ilerledikçe yumurta say›s› azalaca¤›ndan, olan yumurtalar›n da kalitesi düflece¤inden bir kad›n›n do¤urganl›¤› yafla ba¤l› olarak ciddi bir flekilde azal›r. 35 yafl alt›ndaki sa¤l›kl› bir çiftin kendili¤inden düzenli bir iliflki ile ilk aylarda gebe kalma flans› %25 iken, bu oran 40 yafl üzerinde yüzde befllerin alt›na düflmektedir. Nitekim baflar› oran›ndaki bu de¤ifliklik tüp bebek tedavi sonucunda da görülmektedir. Genç bir çiftte baflar› flans› her zaman daha yüksektir.” Op. Dr. Ebru Öztürk’ün di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 25_ILAN 8/3/09 2:14 PM Page 4 46_47_ASM_TASUROLOJI 8/4/09 3:54 PM Page 1 Üroloji Tafl hastal›¤›nda uygulanan tedavi yöntemleri [D‹YOR K‹:] Tafl hastal›¤›, insanl›k tarihi kadar eski ve dünyada çok yayg›n görülen bir hastal›k. Tafl hastal›¤›n›n en s›k görüldü¤ü bölgelerin bafl›nda ise Akdeniz ve Güneydo¤u Anadolu bölgeleri geliyor. ASM Üroloji Uzman› Prof. Dr. Yalç›n ‹lker, tafl hastal›¤›n›n belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anlatt›. afl oluflmas›n›n belirtileri nelerdir? ‹drar yollar›nda, yani böbrek, üreter, idrar kesesi ve üretra içinde oluflan veya bulunan tafllara idrar yolu tafl› denir. Tafl hastal›¤› genellikle böbreklerin oldu¤u yerde fliddetli a¤r›yla kendini belli eder. Kimi hastalarda korkunç a¤r›lar yaflan›rken, kimi vakalarda a¤r› her zaman fliddetli seyretmeyebilir. Ayr›ca idrarda kanama, yanma, bulant› ve kusma da tafl hastal›¤› belirtilerindendir. G Tafl oluflmas›n›n nedenleri nelerdir? Böbrekte tafllar›n oluflumu birçok faktörün biraraya gelmesiyle ortaya ç›kar. Yedi¤imiz g›da, içti¤imiz su miktar›, bulundu¤umuz ortam›n ›s›s›, günlük fiziksel aktivitemiz ve genetik faktörler tafl oluflumu üzerine etkilidir. Bütün bu faktörlerin sonucu e¤er idrar içindeki tafl oluflturabilecek maddelerin yo¤unlu¤u belirli bir kritik düzeyi geçerse idrarda önce kristaller sonra da bunlar›n birleflmesi ile idrar yolu tafllar› oluflur. Akdeniz ülkelerinde hem genetik faktörler, hem diyet hem de s›cakl›k nedeniyle idrar yolu tafllar› s›k görülür. T Üroloji Uzman› Prof. Dr. N. Yalç›n ‹lker BESLENME ALIfiKANLI⁄INIZI DE⁄‹fiT‹R‹N “Tafl hastal›¤›na yol açan en önemli faktörlerden birisinin, g›da tüketimi oldu¤u biliniyor. Oluflan tafl›n cinsine göre afl›r› protein al›m›, tuzlu g›dalar, yüksek oksalatl› g›dalar risk faktörü oluflturabilmekte. En önemli etkenlerden biri de az su tüketilmesidir. Tafl hastas› olsun olmas›n, herkesin günde en az 10-12 bardak su içmesi gerekir. ‹drar›n aç›k renkli olmas› sa¤l›k belirtisidir. Tafl hastal›¤›nda diyet uzmanlar›n›n rolü önem tafl›yor. Günümüzde, tedavide baflar›y› art›rmak için diyet uzmanlar›n›n de¤erlendirmelerinden yararlan›l›yor. Tafl hastal›¤›n›n izlemi ve yeni tafllar›n oluflumunun engellenmesi için beslenme al›flkanl›klar›n›n düzenlemesi gerekebiliyor.” 46 ASM VİTAL [D‹PNOT] ERKEN TANI ÖNEM TAfiIYOR Böbrek tafllar› t›kan›kl›k ve iltihaplanmaya yol açarak böbrek hasar›na ve kayb›na yol açabilir. Bu nedenle erken tan› ve uygun tedavi çok önemlidir. G Tedavi yöntemleri nelerdir? Görüntüleme tekniklerinin, özellikle de ultrasonografi ve tomografinin yard›m›yla tafl›n yeri büyüklü¤ü ve flekli çok net belirlenir. Bu bilgilere göre de nas›l bir tedavi yöntemi uygulanaca¤›na karar verilir. Alt› mm’den küçük tafllar söz konusu oldu¤unda, böbrek t›kan›kl›¤›, ya da ciddi bir enfeksiyona yol açm›yorsa, genellikle hiçbir tedavi yap›lmaz. Alt› mm’den küçük tafllar s›kl›kla kendili¤inden düflebilirler. Bol su içerek ve a¤r› kesici kullanarak süreç izlenir, tafllar›n düflmesi beklenir. Alt› mm’den büyük tafllar›n kendili¤inden düflme olas›l›¤› olmad›¤› için muhakkak müdahale gerektirir. Herhangi bir t›kan›kl›k ya da a¤r›ya yol açmasa bile böbreklere verebilecekleri zarar nedeniyle ciddi ve potansiyel bir risktir. “Tafl›n cinsini analiz edip tan›mlad›ktan sonra, her tafl›n özelli¤ine göre gelece¤e yönelik korunma aç›s›ndan ayr› t›bbi tedaviler uygulanmas› gerekir.” Prof. Dr. N. Yalç›n ‹lker’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 46_47_ASM_TASUROLOJI 8/4/09 3:55 PM Page 2 [B‹LG‹] EN UYGUN TEDAV‹ YÖNTEMLER‹ Tafl hastal›¤›nda tedaviler çok farkl›l›k gösterir. Kimi hastalara hiçbir müdahale yap›lmazken, kimi hastalara acil olarak cerrahi tedavi uygulanabilir. Tafl›n yerine ve büyüklü¤üne göre en uygun tedavi yöntemleri: G fiok dalgalar›yla böbrek tafl› k›rma yöntemi nedir? G Sistoskopi nas›l uygulan›r? Böbrekteki iki cm’ den küçük tafllar›n tedavisinde, d›flar›dan flok dalgalar›yla tafllar›n k›r›lmas› tercih edilir. Bu yöntem anestezi gerektirmez, hastaya giriflimsel bir müdahale de yap›lmaz, pratik ve az a¤r›l› bir yöntemdir. Tafl hastal›¤›n›n yaklafl›k %75’i bu flekilde sorunsuzca tedavi edilebilir. fiok dalgalar›yla tafl k›rmada, hasta özel bir sedyeye yatar, d›flar›dan içi su dolu bir yast›kç›k kendisine de¤er. D›flar›daki bir jeneratörde üretilen flok dalgalar› tafl›n böbre¤in içinde bulundu¤u yerde odaklanarak k›r›lmas›n› sa¤lar. K›r›lan tafllar, alt› mm’den küçük hale gelirler ve yavafl yavafl vücuttan idrarla at›l›rlar. G Perkütan tafl cerrahisi nas›l gerçeklefltirilir? ‹ki cm’den büyük tafllar flok dalgalar›yla k›r›lamazlar. O zaman ameliyat yöntemleri gündeme gelir. Böbrek söz konusu oldu¤unda perkütan nefrolitotomi uygulan›r. Böbre¤e ciltten küçük bir delikten endoskopik alet ile girilir, tafllara ulafl›l›r ve bu tafllar k›r›larak d›flar›ya al›n›r. Bu yöntem anestezi alt›nda yap›lan bir cerrahi müdahele olmas›na ra¤men, eski aç›k ameliyatlara göre hastan›n iyileflme süresi ve süreci aç›s›ndan oldukça avantajl›d›r. G Üretereskopi ne zaman uygulan›r? Böbrek ile idrar kesesini ba¤layan ince boruya üreter denir. Üreterin içindeki tafllarda veya tafl idrar kesesine yak›nsa ilk seçenek olarak üretereskopi uygulan›r. Ancak tafl üreterin böbre¤e yak›n taraf›nda ise d›flar›dan flok dalgalar› yöntemi ilk tercih olarak denenir. Üretereskopide, önce idrar yap›lan delikten içeri idrar kesesine girilir, arkas›ndan böbre¤e ulaflan kanal›n içindeki tafla ulafl›l›r. Tafl bulundu¤u yerde lazerle minik parçalara ayr›l›p temizlenir. Üretereskopi de anestezi alt›nda ameliyathanede yap›lan bir cerrahi müdahaledir. E¤er tafl idrar kesesinin içindeyse tek yöntem sistoskopidir. Bu yöntemde de üretereskopide oldu¤u gibi idrar yap›lan delikten idrar kesesine girilir, ancak daha k›sa bir alet kullan›l›r. Çünkü idrar kesesine girmek üretere girmekten daha kolayd›r. ‹drar kesesi içindeki tafllar lazerle k›r›larak tedavi tamamlan›r. G Tafl analizi nas›l yap›l›r? Tafl hastal›¤›n›n en büyük özelli¤i ya da tehlikesi, tafl temizlendikten sonra nüks etmesini önleyici tedbirler al›nmad›¤› takdirde %50 oran›nda tekrar etme olas›l›¤›n›n olmas›d›r. Tafl›n cinsini analiz edip tan›mlad›ktan sonra, her tafl›n özelli¤ine göre gelece¤e yönelik korunma aç›s›ndan ayr› t›bbi tedaviler uygulanmas› gerekir. Örnek olarak, ürik asit tafl›yla karfl›lafl›ld›¤›nda, protein fazlas› bu tip tafl oluflumuna neden oldu¤undan hastan›n protein al›m› k›s›tlan›r ve verilen ilaçlar ile idrar alkali hale getirilir. “Alt› mm’den büyük tafllar›n tedavisi mutlaka müdahale gerektirir. Herhangi bir t›kan›kl›k ya da a¤r›ya yol açmasa bile böbreklere verdikleri zarar nedeniyle ciddi ve potansiyel bir risktir.” D›flar›dan flok dalgalar› ile tafl k›rma tedavisi: ‹ki cm'den küçük böbrek tafllar›na, Üreter üst bölüm tafllar›na uygulan›r. Tedavi s›ras›nda hasta uyan›kt›r. Seanslar halinde yap›l›r. Perkütan nefrolitotomi (kapal› endoskopik ameliyat): ‹ki cm'den büyük böbrek tafllar›na uygulan›r ve yöntem genel anestezi gerektirir. Üreteroskopi (kapal› endoskopik ameliyat): Üreter orta-alt kesim tafllar›na uygulan›r ve yöntem genel anestezi gerektirir. Sistoskopik cerrahi (kapal› endoskopik ameliyat): ‹drar kesesi ve üretra tafllar›na uygulanmaktad›r. ASM VİTAL 47 48_49_ASM_HEMSIRE_2 8/4/09 3:56 PM Page 1 Hemflirelik ASM’de hastalar› yak›ndan ilgilendiren bir uygulama Lider Hemflirelik Hasta, hasta yak›n› ve sa¤l›k ekibi aras›ndaki koordinasyonun sa¤lanmas› ve daha kaliteli sa¤l›k hizmeti verebilmek için ASM’de Lider Hemflirelik ve Vaka Yöneticili¤i uygulamalar› yap›l›yor. [D‹YOR K‹:] Birsen Civil Hasta Bak›m ve Hemflirelik Hizmetleri Direktör Yard›mc›s› L‹DER HEMfi‹RELER SAYES‹NDE VER‹M ARTIYOR “E¤itim, geliflim ve yönetim alanlar›nda çeflitli görevleri bulunan lider hemflirelerin; etik de¤erlere sahip olma, risk alma, kendini tan›ma, de¤iflim yaratabilme, güçlü iletiflim becerileri, zor durumlar›n üstesinden gelebilme gibi özelliklere sahip olmalar› oldukça önemlidir. ‹yi bir lider hemflireden, hasta bak›m›n›n koordinasyonunu sa¤lamas›, bak›m kalitesini art›rmak üzere kendisini ve çevresindekileri e¤itmesi ve gelifltirmesi beklenir.” 48 ASM VİTAL ünümüzde sa¤l›k sistemi içerisinde hemflire vazgeçilmez bir unsur olarak yer al›yor. Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nde (ASM) de yönetici, sorumlu ve rehber hemflireler bak›m›n koordine edilmesi ve süreklili¤inin sa¤lanmas› süreçlerinde aktif olarak rol al›yorlar. Hasta ve sa¤l›kl› bireylerin sa¤l›k bak›m gereksinimlerini karfl›layan bir meslek olarak hemflirelik klinik süreçlere paralel flekilde h›zla de¤iflip gelifliyor. Hemflirelik mesle¤ini, dünyan›n de¤iflimine paralel olarak yenilikçi bir yaklafl›m içerisinde bir üst basama¤a tafl›mak büyük önem tafl›yor. Bu süreçleri kararl› ve emin ad›mlarla ilerleyebilmek için ise liderlik özelliklerine sahip hemflirelere ihtiyaç duyuluyor. Hasta bak›m süreçlerinden daha iyi sonuçlar elde etmenin yollar›n› araflt›ran çal›flmalar, sa¤l›k hizmetlerinin kalitesinin yükseltmek için lider hemflireler gerekti¤ini ortaya koyuyor. Bütün hizmetlerde oldu¤u gibi, hemflirelik hizmetlerinde G de kurumlar› amaçlar›na ulaflt›ran, verilen hizmetin maddi ve manevi kaynaklar›n› harekete geçirenlerin liderler oldu¤u söylenebilir. Kurum ne kadar geliflmifl araç ve gerece, nitelikli çal›flanlara sahip olsa da, bunlar etkili bir biçimde yönlendirilmedikçe beklenen sonuçlar›n elde edilemeyece¤i bilinen bir gerçek. Etkili yönlendirme ise liderli¤i gerektiryor. Lider hemflirelerin sorumluluklar› Lider hemflireler, sa¤l›k bak›m hizmeti verilirken nelere de¤er verildi¤ini belirlemek, vizyon oluflturmak ve bu vizyonu kurum içinderisinde benimsetmek ve faaliyet haline getirmekten sorumludurlar. ‹yi bir lider hemflireden hasta bak›m›n›n koordinasyonunu sa¤lamas›, sa¤l›k bak›m kalitesini art›rmak üzere kendisi ve çevresindekileri sürekli e¤itmesi ve gelifltirmesi beklenir. 48_49_ASM_HEMSIRE_2 8/4/09 3:57 PM Page 2 [D‹YOR K‹:] Ayflegül ‹nce Yönetici Hemflire (Onkoloji) VAKA YÖNET‹M‹NDE UZMANLAfiMA, B‹LG‹ VE DENEY‹M fiART Lider hemflirelerin özellikleri E¤itim, geliflim ve yönetim alanlar›nda çok çeflitli görevleri bulunan lider hemflirelerin; etik de¤erlere ve güçlü iletiflim becerilerine sahip olma, risk alma, kendini tan›ma, de¤iflim yaratabilme ve de¤iflimi yönetebilme, zor durumlar›n üstesinden gelebilme gibi özelliklere sahip olmalar› oldukça önemlidir. ASM’ye özel Liderlik Geliflim Akademisi Anadolu Sa¤l›k Merkezi yönetici hemflireleri, Johns Hopkins Medicine iflbirli¤i ile kurumun ihtiyaç ve beklentilerini karfl›layacak bir liderlik e¤itim program› gelifltirdiler. ‹nteraktif yöntemlerin kullan›ld›¤› ve Liderli¤i Keflfetme, Liderlik Modelleri, De¤iflimi Yönetme, ‹fl ve Özel Yaflam Dengesi, Geri Bildirim Verme, Zor Konuflmalarla Bafletme Stratejileri, Anlaflmazl›klar›n Çözümü gibi birçok konu bafll›¤›n›n yer ald›¤› ve yaz süresince farkl› e¤itim konular›yla devam edecek olan “Liderlik Geliflim Akademisi”ne yaln›zca sorumlu ve yönetici hemflireler de¤il, klinik alanlarda hasta bak›m› ve e¤itim süreçlerinde aktif rol alan rehber hemflireler de kat›ld›. Her bir liderin kendini tan›mas›, kendini gelifltirece¤i yönleri fark etmesi ise program›n en önemli yararlar›ndan biri oluyor. Gelifltirilen programla amaç, Johns Hopkins iflbirli¤inde “Hemflirelikte liderlik”e öncülük etmek, bilgi birikimi ve deneyimleri di¤er hemflirelere aktarmak, sa¤l›k bak›m kalitesini iyilefltirmek için her ad›m› sorgulayan, iyilefltiren, bire bir sorumluluk alan gelece¤in lider hemflirelerini yetifltirmektir. Günümüzde önemi her geçen gün daha iyi anlafl›lan liderlik kavram› hemflirelik mesle¤inde de daha iyiyi arama ve en iyiye ulaflma yolunda tüm hemflirelere ›fl›k tutuyor. “Bugüne kadar uygulamaya çal›flt›¤›m›z vaka yönetimi modelini; onkoloji, kalp sa¤l›¤› ve diyabet alanlar›nda vaka yöneticisi hemflireler görevlendirerek daha kurall› ve planl› bir yap›ya dönüfltürdük. Vaka yöneticilerini görevlendirirken; kendi alanlar›nda ve hemflirelikte deneyimli, hizmet verece¤i hasta grubu ve çal›flaca¤› ekibi tan›yor olmalar›na özellikle dikkat ettik.” [D‹YOR K‹:] HASTA EN DO⁄RU fiEK‹LDE B‹LG‹LEND‹R‹L‹YOR Devrim Eren Tekin Hasta Bak›m ve Hemflirelik Hizmetleri Direktör Yard›mc›s› “Cerrahi, onkoloji, dahiliye gibi bölümlerin de dahil oldu¤u büyük ekiplerin birlikte görev yapt›¤› durumlarda, organizasyon önemli hale geliyor. Vaka yönetimi modeli ile hastan›n tedavi sürecinde herhangi bir ayr›nt›n›n atlanmas› engelleniyor. Vaka yöneticilerinin, hasta ile ilgili durumlarda ekibin tüm üyeleri aras›ndaki iletiflimi ve koordinasyonu sa¤lamak gibi bir görevi var. Ayr›ca, hastan›n hastal›¤› ve tedavisi hakk›nda en do¤ru bilgiyi almas›n› sa¤lamak da vaka yöneticisinin sorumluluklar› aras›ndad›r. Sonuç olarak amac›m›z; hasta ve hasta yak›n› için hastal›k sürecinin yönetimini daha da kolaylaflt›rmakt›r.” ASM VİTAL 49 50_51_ASM_ORTOPEDI 8/4/09 3:58 PM Page 1 Ortopedi Eklem protezi ameliyatlar›, hastalara Hareketli ve a¤r›s›z bir hayat sa¤l›yor [D‹YOR K‹:] Ortopedi ve Travmatoloji Uzman› Doç. Dr. Semih Takka HASTA GÜNLÜK HAYATINA KOLAYCA DÖNEB‹L‹R “T›p biliminde teknolojinin geliflmesinden en çok yararlanan alanlardan birisi de eklem protezleri ameliyatlar› olmufltur. Eklem protezi ameliyatlar›n›n yap›lamad›¤› y›llarda fliddetli a¤r› ve hareket k›s›tl›l›¤› nedeniyle hastalar›n hareket özgürlükleri ileri derecede s›n›rlan›rd›. Günümüzde ise baflar›l› bir kalça veya diz protezi ameliyat› geçiren hasta yaflam›n› tamamen a¤r›s›z ve baz› sportif aktiviteler dahil hemen hemen tüm ifllerini rahatl›kla yapabilecek bir flekilde sürdürülebilir.” 50 ASM VİTAL Eklem protezi ameliyatlar›, eklem kireçlenmesi veya benzeri sorunlar nedeniyle, afl›n›p ifl göremez hale gelen eklemlerin tekrar hareketlilik ve a¤r›s›z fonksiyon kazanmas›n› sa¤l›yor. En baflar›l› sonuçlar diz ve kalça bölgelerinden al›n›yor. Bununla birlikte; omuz, dirsek, el parmaklar›, ayak ve el bile¤i protezi uygulamalar› da her geçen gün daha da gelifliyor. rotez cerrahisi, günümüzde, ortopedinin en yüz güldürücü ve en s›k yap›lan ameliyatlar›ndan olmufltur. Son bir y›l içinde ABD’de yaklafl›k 900bin kalça ve diz protezi ameliyat› yap›lmaktad›r. Bu say›lar 1990’l› y›llar ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda günümüzde iki kat art›fl oldu¤unu gösteriyor. Ülkemizde ise sa¤l›kl› veriler olmamakla birlikte y›lda toplam 25bin ile 30bin aras› kalça ve diz protezi ameliyat› yap›ld›¤› biliniyor. Anadolu Sa¤l›k Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzman› Doç. Dr. Semih Takka, eklem protezi ameliyatlar›yla ilgili merak edilen sorular› yan›tlad›. P fiekil 1 . Normal diz eklemi Total eklem protezi ameliyat› nedir? Total eklem protezi, eklem yüzeyleri ileri derecede afl›nm›fl hasarl› bir eklemin yapay bir eklemle de¤ifltirilmesi ameliyat›d›r. Bu ameliyatlar günümüzde baflar›l› bir flekilde kolayca uygulanmaktad›r. Afl›nm›fl eklem yüzeyleri, hem kalça hem de diz protezinde metal ana parça ile kaplan›r. Ara parçalar ise diz protezinde polietilenden, kalça protezinde ise polietilen, seramik veya metalden yap›lm›flt›r. fiekil 2: K›k›rdaklar› tahrip olmufl, kemik ç›k›nt›lar oluflmufl, kireçlenmifl diz eklemi Doç. Dr. Semih Takka’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 50_51_ASM_ORTOPEDI 8/4/09 3:58 PM Page 2 Kimler için uygundur? ‹stirahat, ilaç kullan›m›, fizik tedavi yöntemleri, baston kullan›m› ve eklem içi enjeksiyonlar gibi tedavi yöntemleri uygulanm›fl olmas›na ra¤men, diz veya kalça a¤r›lar› kontrol edilemeyen; yürüme, merdiven ç›kma gibi günlük yaflam aktiviteleri ileri derecede k›s›tlanm›fl ve eklem k›k›rda¤›nda ileri derecede harabiyet olan hastalarda total diz veya total kalça protezi ameliyatlar› yap›l›r. Hastan›n 60 yafl›n üzerinde olmas› tercih edilir, ancak gerekli oldu¤u durumlarda, (örn: romatoid artrid, aseptik nekroz) daha genç hastalarda da uygulanabilir. Tedavi süreci ne kadard›r? Hasta ameliyattan bir gün önce geceyi hastanede geçirir, gerekli tetkikleri yap›l›r. Klinik tablosu hekimlerce de¤erlendirilir, ameliyat haz›rl›klar› yap›l›r. Total kalça protezi genel veya epidural (belden uyuflturma) anestezi ile, total diz protezi ise genel epidural veya sadece baca¤›n uyuflturuldu¤u blok anestezi ile yap›labilir. Ameliyat yaklafl›k iki saat sürer. Ameliyat sonras› a¤r› kontrolü için s›kl›kla epidural veya damar yoluyla ilaç veren a¤r› pompalar› kullan›l›r. Ameliyat s›ras›nda ve sonras›nda kaybedilen kan için damar yoluyla kan verilebilir. Ameliyattan sonraki günde hasta aya¤a kald›r›l›r ve bir yürüteç veya koltuk de¤nekleri ile yürütülmeye bafllan›r. Oda ve koridor içinde rahat yürüyebilir hale gelince hasta taburcu edilebilir. Bu süre hastadan hastaya farkl›l›k göstermekle birlikte 3 ile 7 güne aras›nda de¤iflebilir. Total diz veya kalça protezi sonras› beklentiler nelerdir? Bu ameliyatlar sonras› hastalarda kalça veya diz a¤r›lar›n›n tamam›na yak›n› geçer. Her hasta için farkl› olmakla birlikte genelde hasta, 6-8 hafta sonra ba¤›ms›z olarak soka¤a ç›k›labilir. Yürüme, merdiven inip ç›kma gibi günlük aktiviteler tamamen normal olarak yap›labilir; araba kullanabilir; yüzme, yürüyüfl gibi sporlar yapabilir; egzersiz bisikleti kullanabilir. Total eklem protezlerinin bir ömrü var m›d›r? Total diz veya total kalça protezini oluflturan parçalar, hareket s›ras›nda ortaya ç›kan sürtünmeye ba¤l› olarak zaman içinde afl›n›r. Afl›nma ile ortaya ç›kan ve gözle görülemeyecek kadar küçük metal ve plastik parçalar›na karfl› vücudun cevab› ile protezler tutundu¤u kemikten ayr›l›p gevfleyebilir. Uygun cerrahi teknik ve modern protez tasar›mlar› kullan›larak yap›lan diz protezlerinin ömrü günümüzde 20 y›la kadar uzam›flt›r. Gevfleyen protezler, ikinci bir ameliyat ile ç›kart›l›p bölgeye yeniden protez yerlefltirilebilir. Hangi komplikasyonlar görülebilir? Total diz ve kalça protezi ameliyat›ndan sonra görülen ciddi komplikasyonlar çok düflük oranda ortaya ç›kar. En s›k görülen sorun, bacaktaki kan ak›m›n›n yavafllamas›na ba¤l› olarak toplardamarlarda p›ht› oluflmas›d›r (derin ven trombozu). Bunu önlemek için cerrahiden sonra kan› suland›racak ilaçlarla koruyucu tedavi uygulan›r. Bu tedavi, gerekti¤inde 20 güne kadar uzat›labilir. Ameliyat sonras›nda erken dönemde antiembolik botlar ve varis çoraplar› kullanmak, diz hareketi egzersizleri ile yürüyüfllere bafllamak ve hareketsiz kalmaktan kaç›nmak bu riski azaltacakt›r. Total diz veya kalça protezinden sonra, enfeksiyon yani protezin iltihaplanmas› %0.1 ile %2 aras›nda görülür. Vücudun baflka bir yerinde (ör: idrar yolunda, difllerde) enfeksiyon olmas›, fleker hastal›¤› veya baflka kronik hastal›klar›n varl›¤› bu riski artt›rabilir. Ameliyat öncesinde vücudun baflka bir yerinde olabilecek enfeksiyonlar›n tedavisi gereklidir. Ameliyat s›ras›nda koruyucu antibiyotik tedavisi yap›l›r ve cerrahi s›ras›nda özel önlemler al›narak enfeksiyon riski azalt›l›r. Ameliyat sonras› özellikle ilk alt› hafta boyunca belirli hareketlerden kaç›n›lmas› çok önemlidir. Cerrahi teknikler ve protez tasar›m›ndaki geliflmeler ile birlikte ç›k›k oranlar› eski y›llara oranla azalm›flt›r. Enfeksiyondan korunmak için ne yap›lmal›d›r? Kireçlenmifl diz eklemi Diz protez ameliyat› sonras› görüntüsü [B‹LG‹] TOPLUMA ETK‹N B‹LG‹LEND‹RME YAPILMALI Doç. Dr. Semih Takka, Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nin teknolojik altyap›s›yla, donan›ml› ameliyathaneleriyle, geliflmifl yo¤un bak›m üniteleriyle, fiziksel koflullar› ideal hasta servisleriyle ve protez cerrahisi konusunda deneyimli cerrahi ekibiyle, her türlü protez cerrahisinin güvenle yap›labildi¤i en geliflmifl merkezlerden biri oldu¤unu vurguluyor ve flöyle devam ediyor: “Ülkemizde hastalar›m›z›n eklem protez ameliyatlar›ndan daha fazla yararlanabilmesi için öncelikle bu konuda toplum bilinçlendirilmesine önem verilmeli ve uygun fiziksel koflullara sahip hastanelerde tecrübeli hekimlerce yap›lan protez ameliyatlar›n›n son derece baflar›l› ve yüz güldürücü bir cerrahi oldu¤u anlat›lmal›d›r.” Düflük de olsa, kana kar›flan bakterilerin diz protezine ulaflarak oraya yerleflmesi ve enfeksiyon oluflturmas› riski vard›r. Protez ameliyat›ndan sonraki ilk iki y›l içinde d›fl veya idrar yollar› ile ilgili cerrahi bir ifllem geçirecekseniz, mutlaka öncesinde antibiyotik kullanman›z gerekir. Özellikle difl çekimi, tafl temizli¤i ve kanal tedavisi gibi ifllemlerden bir saat önce uygun bir antibiyotik ile enfeksiyondan korunmak önemlidir. Antibiyoti¤in dozu ve süresi için ortopedi hekiminize dan›flman›z uygun olacakt›r. Ameliyat sonras›nda da hasta, sa¤l›¤› için ortopedi hekimi ile iletiflim halinde olmal›d›r. ASM VİTAL 51 52_53_ASM_PUVA 8/4/09 3:59 PM Page 1 Deri Hastal›klar› Deri hastal›klar›n›n tedavisinde Fototerapi ASM Deri Hastal›klar› Uzman› Dr. Sadiye Kufl, deri hastal›klar›n›n tedavisinde kullan›lan fototerapi hakk›nda bilgi verdi. [D‹YOR K‹:] Deri Hastal›klar› Uzman› Dr. Sadiye Kufl ULTRAVIYOLE DER‹Y‹ NASIL ETK‹LER? Ultraviyole ›fl›nlar› deriye ulaflt›¤›nda büyük bir k›sm› deri taraf›ndan absorbe edilirken (emilirken) bir k›sm› da saç›lmayla deriden uzaklafl›r. Fotobiyolojik yan›ttan, yani UV’nin deri üzerinde gösterdi¤i etkiden derideki fotokromofor ad› verilen moleküller taraf›ndan emilen UV ›fl›nlar› sorumludur. UVA ›fl›nlar›ndan daha k›sa dalga boyuna sahip olan UVB ›fl›nlar›n›n büyük bir k›sm› derinin en üst tabakas› olan epidermis taraf›ndan absorbe olur. UVA ›fl›nlar›n›n ise bir k›sm› saç›lmayla deriden uzaklafl›rken bir k›sm› ise alt tabaka olan dermisin derinliklerine kadar ilerler. (fiekil 1) 52 ASM VİTAL ototerapi ile sedef ve egzama baflta olmak üzere birçok deri hastal›¤›n›n tedavisinde baflar›l› sonuçlar elde ediliyor. Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nden Deri Hastal›klar› Uzman› Dr. Sadiye Kufl, tedavi yöntemleri hakk›nda bilgi verdi. G Fototerapi nedir? Fototerapi, elektromanyetik spektrumun nonionize k›sm›n› oluflturan ultraviyole (UV) ›fl›nlar›n›n çeflitli deri hastal›klar›n›n tedavisinde kullan›lmas›na verilen isimdir. Ancak do¤al günefl ›fl›nlar› tüm y›l boyunca mevsimsel farkl›l›klar ve meteorolojik koflullara ba¤l› olarak karas›z bir flekilde dünyaya ulaflt›¤›ndan güvenilir bir kaynak de¤ildir. Bu nedenle günümüzde bu ›fl›nlar› üretecek artifisyel kaynaklar yani fototerapi cihazlar› kullan›lmaktad›r. Tarihsel olarak bak›ld›¤›nda eski medeniyetlerin birço¤unda tedavi edici gücü olan bir günefl Tanr›s›’na tap›ld›¤› görülür. Binlerce y›l önce eski M›s›r ve Hindistan’da do¤al günefl ›fl›nlar›n›n çeflitli deri hastal›klar›n›n tedavisinde kullan›ld›¤› bilinmektedir. Ultraviyolenin standardize bir tedavi yöntemi olarak ilk kullan›m› ise 1920’lerde, ultraviyole ›fl›¤› yan›nda katran içeren bir kremin uyguland›¤› kombine tedavi yöntemi ile olmufltur. Goeckerman rejimi ad› verilen bu yöntem 1970’lere kadar sedef ve egzama tedavisinde standart bir tedavi protokolü olarak kullan›lm›flt›r. F Ultraviyole ›fl›n› Yans›ma Yans›ma Epidermis Epidermisten emilim (Derinin üst tabakas›) Dermis (Derinin alt tabakas›) Dermisten emilim fiekil 1: Günefl ›fl›nlar›n›n deri üzerindeki etkisi 1970’lerden itibaren ise modern fototerapide kullan›lan Ultraviyole A (UVA) ve Ultraviyole B (UVB) ›fl›nlar›n› sa¤layan cihazlar›n üretilmesiyle ultraviyole ›fl›nlar› ile deri hastal›klar›n›n tedavisinde yeni bir 盤›r aç›lm›flt›r. UVB ›fl›nlar›n›n hafif bir pembelik yaratacak dozda sedef hastalar›na uyguland›¤›nda sedefin daha hafif formlar›n› tedavi edebildi¤i görülmüfltür. Bunun ard›ndan 1980’lerde dar band UVB ›fl›n› sa¤layan fluoresan lambalar›n üretilmesiyle sedefin daha etkili ve güvenli bir flekilde tedavi edilebildi¤i ortaya ç›km›flt›r. G Ultraviyole nedir? Ultraviyole (UV) ›fl›nlar› güneflten kaynaklanan ve görünen ›fl›ktan daha k›sa dalga boyuna sahip olan dalga boylar›d›r. Ultraviyole olarak adland›r›lmas›n›n nedeni ise görünen ›fl›n›n “viyole” (mor) ucundan itibaren bafllamas›ndan kaynaklan›r. UVB ›fl›nlar› 290320 nm (nanometre), UVA ›fl›nlar› ise 320-400 nm dalga boyu aral›¤›ndad›r. Her ikisi de deri hastal›klar›n›n tedavisinde kullan›lmaktad›r. (fiekil 2) G Fototerapi nas›l uygulan›r? UVB tedavisi ve Puva’n›n farklar› nelerdir? Deri hastal›¤›n›n türüne ve hastan›n önceki tedavilere yan›t›na ba¤l› olarak tedavi genifl band UVB (290-320 nm), dar band UVB (311 nm) ya da UVA (320-400 nm) ›fl›nlar›n›n kullan›lmas›yla uygulan›yor. Biyolojik olarak en aktif dalga boyu aral›¤› UVB’dir. UVB tedavisinde amaç bir yandan tedaviye yan›t› art›rmak di¤er taraftan ultraviyolenin k›sa ve uzun dönemde görülebilecek yan etkilerinden hastay› korumakt›r. Yeni gelifltirilen bir teknoloji olan dar band UVB’nin kullan›m› ile bunu amaçlamaktay›z. Yap›lan araflt›rmalarda UVB dalga boyu aral›¤›nda, tedavi edici etkinin en yo¤un olarak (311) dalga boylar›nda oldu¤u saptanm›flt›r. Bu nedenle hasta di¤er dalga boylar›na gereksiz flekilde maruz kalmadan sadece dar bir bantta ›fl›n vermek üzere üretilmifl cihazlar›n kullan›m›yla bir yandan etki art›r›l›rken di¤er yandan yan etkiler minimize edilmektedir. Klini¤imizde de UVB yöntemi olarak dar band UVB teknolojisi tercih edilmektedir. UVA ›fl›nlar›n›n tedavi edici etkisinin artmas› için deri Uzm. Dr. Sadiye Kufl’un di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 52_53_ASM_PUVA Gama Ifl›nlar› 8/4/09 X Ifl›nlar› Vakum UV 10 200 3:59 PM Ultraviyole UVC UVB 290 Page 2 Görünen Ifl›k UVA 320 K›z›lötesi Radyo Dalgalar› Görünen Ifl›k 400 760 Dalga Boylar› (Nanometre) fiekil 2: Bafll›ca dalga boyu alanlar›na göre ayr›lm›fl elektromanyetik spektrum hücrelerinin ›fl›¤a duyarl›l›¤›n› ar›t›r›c› bir madde ile beraber (psoralen) kullan›lmas› gerekmektedir. Psoralen hücre içine girerek UVA ›fl›nlar›n›n deriye ulaflan fotonlar›n› emer ve hücrenin fonksiyonlar›n› de¤ifltiren fotokimyasal reaksiyonlar› bafllat›r. Puva tedavisi, yani tekrarlayan kontrollü fototoksik reaksiyonlar ile tedavi edici etki ortaya ç›km›fl olur. Psoralen maddesi limon, kereviz, maydanoz, incir gibi çok say›da bitkide bulunan do¤al furokumarinlerdir. Ayr›ca tedavi amaçl› 8-methoxypsoralen ya da 5-methoxypsoralen fleklinde sentetik formlar› gelifltirilmifl olup PUVA tedavisinde deriye sürülerek ya da a¤›zdan al›narak kullan›lmaktad›r. G Fototerapi ile hangi hastal›klar tedavi edilebiliyor? Fototerapi en s›k sedef hastal›¤›n›n tedavisinde kullan›l›r. Ayr›ca vitiligo, bir tür deri kanseri olan mikozis fungoides, parapsoriasis, liken planus, pityriasis lichenoides hastal›¤›, jeneralize kafl›nt› ile atopik egzama, palmoplantar püstülozis, günefl alerjisi, morfea, pityriasis rosea gibi deri hastal›klar›nda da bu yöntemden faydalan›l›yor. G Fototerapi hangi s›kl›kta uygulan›r? Haftada 2-3 seans olarak uygulan›r. Uygulamalar, seanslar aras›nda en az bir tam gün boflluk b›rakacak flekilde, lezyonlar tamamen ya da büyük oranda gerileyene kadar devam ettirilir. G Sedef gibi bir hastal›¤›n kontrol alt›na al›nabilmesi için gereken seans say›s› nedir? Ortalama seans say›s› baz› hastal›klarda daha uzun olmakla beraber 15-30 aras›ndad›r. G Fototerapi için ne tür cihazlar kullan›lmaktad›r? El ve ayak lezyonlar›n›n tedavisinde küçük, bölgesel ›fl›n veren bir cihaz kullan›lmaktad›r. E¤er hastal›k yayg›nsa tüm vücudu ›fl›nlad›¤›m›z, kabin fleklinde bir cihaz kullan›yoruz. G Tedavinin yan etkileri var m›? Tedavi s›ras›nda ve sonras›nda nelere dikkat edilmeli? K›sa vadeli yan etkiler olarak; günefl yan›¤›, bronzlaflma, kuruluk, kafl›nt› çiller ve gözle ilgili problemler say›labilir. Günefl yan›¤›: UVB ve UVA ›fl›nlar› deride pembelik ve k›zar›kl›¤a yol açar. Tedavide baflar›y› artt›rd›¤› için deride bir miktar pembelik oluflturan dozlar tercih edilmektedir. Ancak bu su toplamalarla seyreden a¤›r bir günefl yan›¤›n›n hedeflendi¤i anlam›na gelmemektedir. Bu k›zar›kl›k, UVB’de tedavi sonras› 46 saat içinde; PUVA’da ise 24-36 saat içinde ortaya ç›kar. Reaksiyon gerileyene kadar tedaviye ara verilir ve daha sonra doz azalt›larak tedaviye devam edilir. Bronzlaflma: Dar band UVB tedavisinde tedavi kesildikten 4-6 hafta sonra, PUVA’da ise 8-12 hafta sonra bu etki gerilemektedir. Kuruluk ve kafl›nt›: Basit nemlenircilerle önüne geçilebilen bir problemdir. Görülmesi muhtemel uzun vadeli yan etkiler ise deri kanserleri ve yafllanmad›r. Günefl ›fl›nlar›na kontrolsüz olarak maruk kal›nd›¤›nda deri yafllanmas›n›n h›zland›¤› ve deri kanseri gelifltirme riskinin artt›¤› bilinmektedir. Bu nedenle teorik olarak UVB tedavisinin de bu etkiyi art›rma olas›l›¤› vard›r. UVB’nin tüm dalga boylar› yerine sadece tedavi edici dalga boylar›n› kulland›¤›m›z dar bant UVB’de bu olas›l›k düflük görülmekle beraber kesin bir sonuç ç›karmak henüz mümkün de¤ildir. Uzun süreli PUVA tedavilerinin ise deri kanserini gelifltirme riskini art›rd›¤› bilinmektedir. Bu risk tedavinin kullan›m süresine, hastan›n deri tipine ve verilen ›fl›n miktar›na göre artar. Bu nedenle verilebilecek maksimum doz ve süreler afl›lmamal›d›r. Ayr›ca deri kanserleri ve yafllanma ile ilgili önlem olarak fototerapi gören hastalar›n kümülatif UV maruziyetini art›rmamak için yaflam boyu alacaklar› günefl ›fl›nlar›n› k›s›tlamaya yönelik güneflten korunmalar› önerilmektedir. Ultraviyole tedavisi s›ras›nda günefl yan›¤› benzeri reaksiyon geliflebilece¤i ve uzun vadede katarakt riski artaca¤› için hastan›n gözleri muhakkak korunmal›d›r. Bu nedenle tedavi s›ras›nda koruyucu günefl gözlü¤ü kullan›lmal›d›r. Ayr›ca PUVA tedavisine özel olarak, psoralen maddesinin a¤›zdan al›nd›¤› durumlarda tedavi sonras› günefl ›fl›¤›ndan korunmak için yeterli UV korumas› olan bir günefl gözlü¤ü kullan›lmal›d›r. G Yöntemin kullan›lmayaca¤› hasta grubu var m›d›r? Yard›ms›z olarak 10 dakika süre ile ayakta duramayan, düflme riski olan hastalarda kullan›lmas› uygun de¤ildir. Günefle duyarl›l›¤›n artt›¤›, “lupus” gibi hastal›klarda fototerapi uygulanmamal›d›r. Gebeler ve emziren hastalar, Puva tedavisinde kullan›lan psoralen nedeniyle bu yöntemle tedavi edilemez. Mümkünse tedavi ertelenir ya da gebeli¤in ilk üç ay›ndan sonra UVB fleklinde verilebilir. G Tedavi sonunda beklenti nedir? Puva ve di¤er ultraviyole tedavi yöntemleri ile yüz güldürücü yan›tlar al›nabilmektedir. Ancak bu tedavi yöntemlerinin sedef ve mikozis fungoides gibi deri hastal›klar›n› tamamen ortadan kald›rmayaca¤›n›, tedavi ile hastay› belli bir dönem remisyona (hastal›ks›z süre) sokman›n amaçlad›¤›n› bilmek gerekir. Hastal›kta “iyileflme dönemi sa¤lamak” baflar›l› olundu¤unu gösterir. Ancak belli bir süre sonra lezyonlar tekrarlayabilir. Bu iyilik hallerinin süresi kiflinin genetik yap›s›, ba¤›fl›kl›k sistemi ve strese yan›t›yla iliflkilidir. [B‹LG‹] NELER‹ ETK‹L‹YOR? Deri taraf›ndan absorbe edilen (emilen) ultraviyole ›fl›nlar›n›n deri üzerindeki etkisi çeflitli mekanizmalarla aç›klanabilir: Hücre döngüsüne etki: UV ›fl›nlar›, hücre içindeki DNA sentezini bask›lar. Böylece sedef hastal›¤› gibi DNA sentezinin artt›¤› hastal›klarda bu sentezin bask›lanmas›yla deri hücrelerinin ço¤almas›n› yavafllat›r ve afl›r› h›zlanm›fl ço¤almay› kontrol alt›na al›r. Derideki ba¤›fl›kl›k hücrelerinin fonksiyonlar›n›n bask›lanmas›: Prostaglandin ve sitokinlerin sal›n›m›n› tetikleyerek, sitokin ve sitokin reseptör ekspresyonlar›nda de¤iflikliklere yol açarak deride ba¤›fl›kl›¤› etkiler. Ancak bunu yaparken normal ba¤›fl›kl›¤›m›z etkilenmez. Bu mekanizman›n sedef ve egzama tedavisinde iyilefltirici etkisi bulunmaktad›r. UV derinin kal›nlaflmas›n› ve bronzlaflmas›n› sa¤layarak daha az UV’nin deriye girmesini sa¤lar. ASM VİTAL 53 54_56_ASM_KADINKALP_4 8/4/09 4:01 PM Page 1 Kalp Sa€l›€› Kad›nlarda [D‹YOR K‹:] kalp hastal›klar› yaflla birlikte art›yor Kardiyoloji Uzman› Dr. Ayflegül Zor MED‹KAL TEDAV‹ “Agresif tansiyon tedavisi kad›nlarda inme riskini azalt›yor ve tekrarlayacak inmeleri engelliyor. Kolesterol düflürücü ilaçlar da, hem kad›nda hem erkekte tekrarlayan inmeyi önlemede etkin oluyor.” 54 ASM VİTAL Kad›nlarda ölüme neden olan hastal›klar aras›nda ilk s›rada yer alan kalp hastal›klar›, nedense bir erkek hastal›¤› olarak görülüyor ve ciddiye al›nm›yor. Durum böyle olunca da, tan› konulmas›nda gecikmeler yaflanmas› ve ani gelen kalp krizi kaç›n›lmaz oluyor. ünümüzde, geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelerde kardiyovasküler hastal›klar yani kalp ve damar hastal›klar› ölüm nedenleri aras›nda ilk s›ray› al›yor. Amerikan istatistiklerine göre her y›l yaklafl›k 500 bin kad›n kalp krizi geçiriyor ve 250 bin kad›n koroner arter hastal›¤› nedeniyle hayat›n› kaybediyor. Türkiye istatistiklerine bakt›¤›m›zda ise Türk Kardiyoloji Derne¤i’nin TEKHARF çal›flmas›na göre koroner hastal›¤› nedeniyle ölümler 45-75 yafl aras›nda erkeklerde binde 8, kad›nlarda binde 4.3. G Kardiyovasküler hastal›klara ba¤l› mortalite son 20 y›ld›r erkeklerde azalmakta iken benzer de¤iflimin kad›nlarda sa¤lanamamas› bu konu üzerine daha dikkatli e¤ilinmesi gerekti¤ini gösteriyor. Durumun bu kadar ciddi oldu¤u ülkemizde kalp ve damar hastal›klar› konusunda kad›nlar›n ne tür önlemler almas› konusunda görüfltü¤ümüz Anadolu Sa¤l›k Merkezi Kardiyoloji Uzman› Dr. Ayflegül Zor ve Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman› Prof. Dr. Sertaç Çiçek sorular›m›z› yan›tlad›. Uzm. Dr. Ayflegül Zor’un di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 54_56_ASM_KADINKALP_4 8/4/09 4:01 PM Page 2 G Kalp hastal›klar› , kad›nlarda kaç yafl›ndan itibaren daha çok görülmeye bafll›yor? Koroner arter hastal›¤› semptomlar› kad›nlarda erkeklere oranla 10 y›l gecikmeli olarak özellikle menopozdan 5-6 y›l sonra görülmeye bafll›yor. Erkeklerde ise daha erken olarak 40’l› yafllardan itibaren görülüyor. G Koroner arter hastal›¤› tan› yöntemlerinde kad›n ve erkek aras›nda ne tür farkl›l›klar var? En s›k kulland›¤›m›z yöntemlerden biri egzersiz testidir. Egzersiz testinde hastan›n efor kapasitesini, egzersize olan tansiyon cevab›n› görebilmekle birlikte standart egzersiz testinin kad›nlarda koroner arter hastal›¤› aç›s›ndan duyarl›l›¤› ve özgüllü¤ünün daha düflük oldu¤u bilinmektedir. Bugüne kadar yap›lm›fl pek çok çal›flma kad›nlarda egzersiz testi sonuçlar›n› incelemifl ve yüksek yalanc› pozitiflik oran› tespit etmifltir. Bir kad›n hasta, pozitif efor testi ile direkt anjiyografiye gönderildi¤i zaman bu hastan›n koroner arterlerinin normal ç›kma olas›l›¤› erkeklere göre çok daha yüksektir. Bunun önemli nedenleri aras›nda 70 yafl›n alt›ndaki kad›nlarda koroner arter hastal›¤› yayg›nl›¤›n›n düflük olmas›, kad›nlara özel otonomik de¤ifliklikler ve hormonlar›n EKG üzerindeki etkileri say›labilir. Bu nedenle birtak›m ileri inceleme yöntemlerine de ihtiyaç vard›r. Miyokard perfüzyon sintigrafisi dedi¤imiz tetkikte radyoaktif bir ajan verililir. Miyokard perfüzyon sintigrafisini daha çok kullan›yoruz. Hasta yine egzersiz yap›yor ve radyoaktif madde veriliyor, ancak ortopedik ya da t›bbi nedenlerden ötürü hasta egzersiz yapam›yorsa o zaman ilaç vererek kalbi h›zland›r›yoruz ve kalbin oksijen tüketimini artt›r›yoruz. Ondan sonra ilaç vermeden önce ve sonras›ndaki görüntülere bak›yoruz. Miyokard pefüzyon sintigrafisinde talyum daha önce çok kulland›¤›m›z bir ajand›. Fakat meme dokusu radyoaktiviteyi azaltt›¤›ndan kalbin o bölgesinde kanlanma defektleri görülebiliyor. Bu da testin sonucunu koroner arter hastal›¤› lehine de¤ifltiriyor. Son zamanlarda teknesyum dedi¤imiz daha yüksek enerji madde ile bu dezavantajlar ortadan kald›r›ld›. Stres ekokardiyografide ise yine gerek egzersizle gerekse ilaçlarla kalp çal›flt›r›l›yor, h›zland›r›l›yor ve kalbin oksijen tüketimi art›r›l›yor. Ondan sonra ekokardiyografiyle bak›yoruz. Bunlar kad›n ve erkeklerde benzer etkiye sahip yöntemlerdir. G Koroner anjiyografi erkeklere oranla kad›nlara ne s›kl›kta uygulan›yor? Bu testlerin sonucunda sorun bulursak, kad›n ya da erkek hastalar› koroner anjiyografiye yönlendiriyoruz. Kad›nlar›n anjiyo olma olas›l›klar› erkeklere göre daha düflüktür. Çünkü daha az say›da kad›n test sonucunda koroner anjiyografiye yönlendiriliyor. Ayr›ca anjiyografiye yönlendirilen kad›nlar, genelde hastal›¤›n ileri evrelerindedir. Çünkü kad›nlar genel olarak geç dönemde bize baflvuruyorlar. Anjiyografi yap›ld›ktan sonra ise perkütan giriflim ve bypass s›kl›¤› her iki cinsiyette de benzer olup, anatomi ve hastal›¤›n durumu belirlendikten sonra seçimler cinsiyete göre de¤il, hastal›¤›n durumu ve anatomiye göre belirleniyor. G Ameliyat olan ya da stent tak›lan bir kad›n›n iyileflme süresi erkeklerden farkl› olabiliyor mu? Kad›nlarda bypass, stent gibi ifllemlerden sonra a¤r›lar devam edebiliyor. ‹laç almalar›n› gerektiren gö¤üs a¤r›lar›, ameliyat baflar›l› da geçse devam edebiliyor. Bu durumun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte damar yap›s›n›n iyi olmad›¤› durumlarda ve koroner kan ak›m rezervinin düflük oldu¤u durumlarda görülebiliyor. Koroner ak›m› bozan nedenler aras›nda ileri yafl, hipertansiyon ve diyabet yer al›yor. Ayr›ca hormonal nedenler de var. By-pass cerrahisinde ameliyat sonras› erken dönem komplikasyonlar› erkeklere göre daha fazlayd›. Fakat daha sonra yap›lan çal›flmalar kad›nlarda ve erkeklerde uzun dönemli damar aç›kl›¤›n›n ve sa¤ kal›m süresinin benzer oldu¤unu gösterdi. G ‹nme kad›nlarda büyük bir tehlike midir? ‹nme insidans› her iki cinsiyette de benzerdir. Fakat kad›nlarda kardiyo embolik inme dedi¤imiz ritim bozuklu¤u nedeniyle kalbin kulakç›k bölgesinde p›ht› oluflmas› ve bu p›ht›n›n beyni besleyen damarlardan birine do¤ru yer de¤itirmesine ba¤l› inmeler daha s›k görülüyor. Erkeklerde ise atero trombotik denilen yine beyni besleyen damar yap›s›ndaki bozuklu¤a ba¤l› inme daha s›k görülüyor. Ciddi karotis arter darl›¤› erkeklerde görülüyor. ‹nme geçiren kad›nlar genelde daha ileri yafl grubundan oluyor. Agresif tansiyon tedavisi kad›nlarda inme riskini azalt›yor ve tekrarlayacak inmeleri engelliyor. Yani tansiyon varsa tedavi edilmelidir. Kolesterol düflürücü ilaçlar da hem kad›nda hem erkekte tekrarlayan inmeyi önlemede oldukça etkindir. ¦ [B‹LG‹] BEL‹RT‹LER‹ ÖNEMSEY‹N Kad›nlar ve erkekler aras›ndaki en önemli farklardan biri hastal›¤›n belirtileri oluyor. Koroner arter hastal›¤› olan kad›nlar ve erkekler benzer flekilde gö¤üs a¤r›s› flikâyetiyle hekime baflvuruyorlar. Kad›nlarda erkeklerden farkl› olarak gö¤üs a¤r›s› d›fl›nda nefes darl›¤›, bulant›, terleme, de¤iflik karakterdeki gö¤üs a¤r›s›, yorgunluk, haz›ms›zl›k, bay›lma gibi flikâyetler de görülebiliyor. Bu da hastal›¤›n erken tan›s›n›n engellenmesine neden oluyor. Çünkü hasta bu a¤r›lar›n alt›nda baflka fleyler ar›yor. Bu durumda bir kalp krizi bile çok geç dönemde tan›nabiliyor. Geç dönemde tan› kondu¤u zaman ona yönelik tedavi giriflimleri de gecikebiliyor. Bir di¤er önemli sorun da, geç kal›nmas›. Kalp krizi geçiren kad›nlar bile çok geç acile baflvuruyorlar. O zaman da balonla, stentle aç›lma flans› kaybedilebiliyor. [D‹PNOT] TANIDA FARKLILIKLAR Bir tan› yönteminin do¤rulu¤unu belirleyen hastal›¤›n olas›l›¤›d›r. E¤er bir kiflide o hastal›¤›n olas›l›¤› düflük ise, kullan›lacak testin duyarl›l›¤› da düflük oluyor. Kad›nlar› ele al›rsak, 40 yafl›n alt›ndaki kad›nlarda koroner arter hastal›¤› görülme olas›l›¤› çok düflüktür. Bu kad›nlara efor testi yap›ld›¤›nda, yalanc› pozitiflik çok s›k görülüyor. Kad›nlar›n elektrosunu ne bozabilir? Otonom sinir sistemi, hormonal durumu gibi pek çok fley buna neden olabilir. Özellikle genç kad›nlarda daha s›k görülür. Onlar da olas›l›k daha düflük yalanc› pozitiflik daha fazlad›r. E¤er orta yaflta yani 50-55 yafl aras›ndaki kad›n hastan›n ortopedik bir özrü yoksa, hastaya do¤rudan egzersiz testi öneriliyor; çünkü kad›nlarda standart egzersiz testi sonucunun normal ç›kmas›, yaklafl›k %70 özgüllük ve duyal›l›kla kritik koroner arter hastal›¤›n› ekarte ettiriyor. ASM VİTAL 55 54_56_ASM_KADINKALP_4 8/4/09 4:01 PM Page 3 Kalp Sa€l›€› ¦ G Obezite, kad›nlarda kalp hastal›klar›n›n artmas›nda etkili oluyor mu? Kad›nlarda kardiyovasküler hastal›k dedi¤imizde bunun içine koroner arter hastal›¤›, hipertansiyon, inme, konjestif kalp yetersizli¤i giriyor. Tüm bu hastal›klar kad›nlarda 55 yafl üzerinde artmaya bafll›yor. Araflt›rmalar gösteriyorki, dünyada ve Türk toplumu içinde obezite ve diyabet erken yafllardan itibaren art›fla geçiyor. Tek Harf çal›flmas›n›n 2000 y›l›ndaki verileri gösteriyorki, obezitenin geliflimi kad›nlarda %43, erkeklerde %21. Yani obezite kad›nlar için erkeklere göre daha ciddi bir sorun olarak karfl›m›za ç›k›yor. Obezite, görülme s›kl›¤› 4565 yafl aras›nda en yüksek seviyeye ç›k›yor. Obezitenin beraberinde getirdi¤i hipertansiyon ve diyabet hastal›klar›n›n görülme s›kl›¤› da art›yor. Obezitenin art›fl› ayn› zamanda kalp ve damar hastal›klar› görülme riskini de art›r›yor. Obezitenin görülme yafl› düfltü¤ü için obezitenin neden oldu¤u hastal›klar›n görülme yafl› da düflüyor. Bu yüzden, özellikle kad›nlarda artan obeziteyle birlikte kalp damar hastal›klar›n›n görülme riski de art›yor. Kad›nlar hekimlere geç baflvuruyor [D‹YOR K‹:] Erkeklerde kalp ve damar hastal›klar›ndan kaynaklanan ölüm oran› azal›rken, kad›nlarda bu oran, gün geçtikçe art›yor. Uzmanlar art›fl›n nedenlerini, belirtileri ciddiye almamaya ba¤l›yor. G Son y›llarda k ad›nlarda kalp ve damar Kalp Damar Cerrahisi Uzman› Prof.Dr. Sertaç Çiçek FARKINDALIK ÖNEML‹D‹R “Erkeklerde kalp hastal›¤›n›n görülme s›kl›¤› belli oranda azalm›fl durumda ve buna ba¤l› olarak kalp hastal›klar› nedeniyle ölüm de azal›yor. Kad›nlarda ise tam tersi. Kad›nlarda kalp hastal›klar› h›zla art›yor ve ölüm oranlar› da oldukça yüksek. Kad›nlar kalp damar hastal›klar› riskleri oldu¤unun fark›nda de¤iller. Hormonal yap›n›n fark›, belirtilerin farkl› olmas›, özellikle diyabet ile risk faktörlerinin kad›nlar aras›nda artmas›, kalp damar hastal›klar›n›n artan s›kl›kta görülmesine neden olmaktad›r.” 56 ASM VİTAL hastal›klar›n›n görülme riski nedir? Her y›l yaklafl›k 500 bin kad›n kalp hastal›klar› nedeniyle yaflam›n› yitiriyor. Kad›nlar ve toplum sanki kalp damar hastal›klar›n› bir erkek grubu hastal›¤› olarak görüyorlar. ABD’de yap›lan bir ankette kad›nlara “kendiniz için sa¤l›kta en büyük risk faktörü olarak neyi görüyorsunuz” sorusuna verilen cevaplarda meme kanseri birinci, rahim ve genital organ kanserleri ikinci, kalp damar hastal›klar› da üçüncü s›ray› alm›flt›r. Oysa bir kad›n›n meme kanserinden kaybedilme riski 1/29’dur yani yaklafl›k olarak her 30 kad›ndan birisi meme kanseri nedeniyle yaflam›n› kaybetmektedir. Her 2.5 kad›ndan birisi ise kalp damar hastal›klar› nedeniyle kaybediliyor. G Kad›nlarda en çok hangi kalp ve damar hastal›klar› görülür? Kad›nlarda en s›k görülen kalp ve damar hastal›¤›, koroner arter hastal›¤›d›r. G Kalp hastas› olan bir kad›n do¤um yapabilir mi? Gebelik ve kalp hastal›klar› birbiriyle yak›n iliflkilidirler. Kalp hastal›klar› genelde gebeli¤i engellemez; ancak hem anne hem de bebek için risk oluflturabilir ve özel bir yaklafl›m gerektirir. Gebelik esnas›nda artan metabolizma h›z›n› karfl›lamak için kalbin üzerindeki yük artmaktad›r. Bu durum nedeniyle daha önce fark›na var›lmam›fl olan veya s›n›rda seyreden bir kalp hastal›¤› gebelikte ortaya ç›kabilmektedir. Kalpteki hastal›¤›n ciddiyetine ve derecesine göre gebelik izlenebiliyor. Fakat baz› kalp hastal›klar› var ki, onlar›n gebe kalmas›n› istemiyoruz. Çünkü ciddi boyutlarda yaflam› tehdit edebilecek sorunlar ortaya ç›kabiliyor. Özellikle belli kapak hastal›klar›nda gebeli¤in izlenilmesine izin verebiliyoruz. Akci¤er hipertansiyonu, Marfan sendromu, kalp yetmezli¤ine yol açan kardiyomiyopatiler, siyanotik do¤umsal kalp hastal›klar› gibi durumlarda gebeli¤e izin vermek do¤ru de¤ildir. Kalp kapaklar›n›n ileri derecede darald›¤› olgularda tedavi yap›lmadan gebeli¤e izin verilmesi uygun de¤ildir. G Do¤umsal kalp hastal›klar› anneden bebe¤ine geçer mi? Annede do¤umsal kalp hastal›¤› varsa, bebeklerinde ayn› veya benzer problemlerin oluflma olas›l›¤›, olmayanlardan daha fazlad›r. Ancak tedavi edilmifl do¤umsal kalp hastal›kl› annelerin t›bbi kontrol alt›nda gebe kalabilecekleri bilinmelidir. Bu durumdaki annelerin gebelik esnas›nda fetal ekokardiyografi yöntemi kullan›larak, bebeklerinin kalbinde herhangi bir problem olup olmad›¤›n› belirlemek ve buna yönelik planlama ve tedavi yapmak mümkündür. G Balon, stent gibi giriflimlerde kad›nlarda farkl› komplikasyonlar görülebiliyor mu? Giriflimsel tedavinin ilk bafllad›¤› erken dönemlerde kad›nlarda iflleme ba¤l› komplikasyonlar daha fazla görülmekteydi. Genellikle koroner arterlerinin erkeklere göre daha ufak olmas›, o dönemde kullan›lan ekipman›n daha büyük çapl› olmas› gibi nedenlerle ve de hastal›¤a geç dönemde tan› konulmas› nedeniyle daha çok komplikasyon görülüyordu. Son dönemlerde ifllem baflar›s› kad›n ve erkeklerde benzer oranlardad›r. Anjiyografiye giren ve stent tak›lan kad›nlarda, erkeklere oranla, girifl yerleri vasküler komplikasyonlar› daha fazla görülebilmektedir. Kan suland›r›c› olan ilaçlara ba¤l› olarak kad›nlarda kanama olas›l›¤› erkeklere oranla biraz daha fazlad›r. Prof. Dr. Sertaç Çiçek’in di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 25_ILAN 8/3/09 2:15 PM Page 5 58_60_ASM_SPORCU_4 8/4/09 4:02 PM Page 1 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Sporcu ve sa¤l›k Her türlü kas-iskelet sistemi yaralanmas›na maruz kalan hastalar kadar amatör ya da profesyonel sporcular da FTR ünitelerinden faydalanabiliyorlar. ASM Ataflehir T›p Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman›, Spor Hekimli¤i Doçenti Dr. Tolga Aydo¤’dan sporcu yaralanmalar› ve spor beslenmesi üzerine görüfl ald›k. rofesyonel spor, günümüzde ciddi bir ifl ve kazanç kap›s› haline geldi. Hayatlar›n› spordan kazanan profesyonel sporcular›n hata yapmas›na taraftarlar, antrenörler ve yöneticiler baflta olmak üzere kimse kolay kolay tahammül edemez. Profesyonel sporculardan beklenen, onlar›n her zaman üst düzeyde performans sergilemeleridir. Peki, sporcular bu beklentileri nas›l karfl›larlar. Bütün bunlar›n gerçekleflmesinde neler yap›lmas› gerekti¤ini, spor yaralanmalar› ve sporcu beslenmesine iliflkin temel bilgileri, spor hekimli¤i doçenti, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman› Dr. Tolga Aydo¤ anlatt›: G Spor yaralanmalar›ndan korunmak için neler yap›labilir? Spor yaralanmalar›ndan korunmada yap›lan çal›flmalar, sporcular›n yeni yaralanmalar›n›n alt›nda yatan en önemli nedenin geçirmifl olduklar› eski yaralanmalar oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Sporcular yaralanmalar sonras›nda mümkün oldu¤unca h›zl› sahaya dönmek isterler. Bu istek kimi zaman sporcuyu ve tak›m›n medikal ekibini zorlar. Oynanacak çok önemli bir maç, sporcunun zaman›ndan önce sahaya dönmesine neden olabilir. Bu durum, kimi zaman ilk maçta kimi zaman da sonraki dönemlerde geçmifl sorunlarla ilgili yaralanmalar›n ortaya ç›kmas›na neden olabilir. O yüzden sporcunun geçirmifl oldu¤u yaralanmalar›n çok kesin olarak bilinmesi ve tam tedavi olmadan da sahaya dönmemifl olmas› gerekir. G Peki bu durumu haz›rlayan etkenler nelerdir? Do¤ru düflme tekni¤inin bilinmiyor olmas› (yere düflerken tek aya¤a daha çok yüklenme ve/veya düflerken diz ve kalçan›n az bükülmesi ve/veya dizler içe dönük bir flekilde düflme), yetersiz fiziksel kondisyon, esneklik, kas kuvveti, ›s›nma, spor malzemelerinin do¤ru seçilmemesi, spor yap›lan sahan›n kötü ve sorunlu olmas›, düzgün olmayan spor tekni¤i, yetersiz ve kötü beslenme, yeteri kadar dinlenmeye özen göstermeme, gövde dengesinin yetersiz olmas› spor yaralanmalar›n›n görülmesini etkileyen di¤er nedenlerdir. Bunun yan›nda alkol alma, doping içeren ilaçlar›n kullan›lmas› ve sigara içme de, yaralanmalar› haz›rlayan veya yaraland›ktan sonra sahaya dönüfl süresini olumsuz yönde etkileyen önemli di¤er nedenlerdir. P 58 ASM VİTAL 58_60_ASM_SPORCU_4 8/4/09 4:02 PM Page 2 G Spor yaralanmalar›nda teknik ekibin etkisi nas›l olmal›d›r? Sporcular›n iyi antrenman yapmas›, yeterli kondisyon düzeyine sahip olmas›, her türlü olumlu ve olumsuz duruma mental olarak haz›rlanmas›, sporcular›n tam iyileflmeden sahaya sürülmemesi, onlar›n daha sorunsuz bir dönem geçirmelerine ciddi katk› sa¤lar. Daha önce de bahsetti¤imiz gibi afl›r› kullan›m yaralanmalar›nda ana neden çok say›da ve fliddetli antrenman yap›lmas›na karfl›n, yeteri kadar istirahat verilmemesidir. Burada ana kural haftal›k antrenman fliddeti, süresi ve say›s›ndan sadece birinin haftal›k %10 art›r›lmas›d›r. Buna uymayan teknik ekip nedeni ile sporcunun birtak›m sorunlar yaflamas› kaç›n›lmazd›r. Sporcular›n yaflad›klar› afl›r› kullan›m yaralanmalar›n›n çoklu¤u durumunda teknik ekibin antrenman plan›n› tekrar gözden geçirmesinde fayda vard›r. G Spor yaralanmalar›nda medikal tak›m›n etkinli¤i; Medikal tak›m sadece oluflan yaralanmalar› tedavi etmek ile ilgili olamamal›d›r. Mevcut s›k›nt›lar› ve oluflmas› muhtemel sorunlar›, sezon bafllamadan alt›-sekiz hafta önce sporcuyu muayene ederek saptay›p, sporcular›n mevcut sorunlar›n› veya oluflmas› muhtemel sorunlar›n› düzelterek olabildi¤ince sorunsuz bir sezon geçirmelerine yard›mc› olmal›d›r. Bunun yan› s›ra sezon içi geliflen sorunlar›n en do¤ru ve k›sa sürede de tedavisinde çok etkin roller almal›d›rlar. Teknik ekipte geçirilen tüm sa¤l›k sorunlar›n› kay›t alt›na alarak antrenman plan› dahil her fley gözden geçirilmelidir. O yüzden iyi organize olmufl medikal tak›m sporcunun hem sa¤l›¤›n›n hem de performans›n›n geliflmesinde çok yard›mc› olur. özellikle afl›r› yüklenmenin oldu¤u dönemlerde hem performans hem de sa¤l›k aç›s›ndan gereklidir. Protein: Kuvvet antrenman› yapan sporcularda, protein al›m› normal bireylerin almas› gerekenden daha fazlad›r. Bu miktar sporcunun a¤›rl›¤› bafl›na 1,5-2 gramdan fazla olmamal›d›r. Bu gereksinim artan g›da al›m› ile asl›nda kolayca karfl›lan›r. Yukar›da belirtilen düzeyin üzerinde al›nan protein sporcuya ek katk› sa¤lamad›¤› gibi, vücuduna yük ve kifliye maddi kay›ptan baflka bir fley sa¤lamaz. Su: Sporcular›n üst düzeyde performans sergilemesinin önemli bir di¤er flart› ise yeterli su al›mlar›d›r. Yüzücüler ve so¤ukta spor yapan kayakç›lar bile spor esnas›nda ciddi su kaybederler. Bu kay›p aç›k havada ve s›cakta spor yapan sporcularda çok daha ciddi olup, sadece performans› etkilemekle kalmay›p, sa¤l›¤› da tehdit edebilir. Sporcunun suya ihtiyac›n›n olup olmad›¤›n› anlaman›n en basit yolu (e¤er sporcu vitamin alm›yorsa) idrar renginin takip edilmesidir. ‹drar›n her zaman aç›k renkte olmas› gerekir. Sporcular, antrenman ve maçtan önce, maç s›ras›nda ve bunlar bittikten sonra yeteri kadar s›v› tüketmelidir. Vitamin, mineral: Sporcular yine normal bireyler gibi 5-8 çeflit farkl› renkte sebze-meyveyi tüketmelidirler. Kilo sorunu nedeni ile bunu yapamayan düflük kilolu ve belirli a¤›rl›kta olmas› gereken sporcular hariç, sporcularda vitamin veya mineral takviyesine gerek yoktur. Sporcu beslenmesinde de alt›n kural: üç + üç ö¤ün Sporcu beslenmesinde ana hedef genel sa¤l›¤›n korunmas› ve performans›n yükseltilmesidir. Herkes gibi sporcular›n da günde üç ana ve üç ara ö¤ün olmak üzere alt› ö¤ün ve bu ö¤ünlerde ise karbonhidrat, protein, ya¤, vitamin, mineral ve suyu yeteri kadar almalar› gerekir. Profesyonel sporcular›n ihtiyaç duyduklar› kalori miktar›n›n yaklafl›k %55-70’ini karbonhidrattan, %20-30’unu ya¤lardan, %1015’ini de proteinden almas› gerekir. Karbonhidrat: Sporcular›n yapt›¤› egzersizin fliddeti artt›kça kaybettikleri enerjinin büyük bir k›sm› karbonhidratlar taraf›ndan karfl›lan›r ve bunun çok h›zl› ve uygun bir flekilde yerine konmas› gerekir. O yüzden sporcular antrenman ya da maçtan sonra mümkünse ilk yar›m saatte (en geç iki saatte) yeterli karbonhidrat alarak, azalan glikojen depolar›n› doldurmal›d›rlar. Bu durum [D‹YOR K‹:] FTR Uzman› Spor Hekimli¤i Doçenti Dr. Tolga Aydo¤ K‹fi‹YE ÖZEL YAKLAfiIM “Profesyonel sporcular, e¤er profesyonel çal›flan bir medikal tak›ma sahip de¤ilse, kesinlikle düzgün hizmet alabilece¤i bir ekip taraf›ndan takip edilmelidir. Bu ekipte sadece spor hekimi de¤il, spor hekiminin dan›flabilece¤i bir konsültan hekim grubu, fizyoterapist, beslenme uzman›, antrenman bilimci, psikolog, kondisyoner ve masör bulunmal›d›r. Bu ekip, sporcular›n sorunsuz olarak sezona kat›lmalar›n› sa¤lamaya çal›flman›n yan› s›ra, ortaya ç›kan sorunlar› en k›sa zamanda sorunsuz tedavi etmeye çal›flmal›d›r. Burada ekibin bafl› kulüp doktoru (ideali spor hekimi) olmal›, bu kalabal›k medikal tak›m içinde organizasyonu o sa¤lamal›d›r.” [D‹PNOT] SPOR HEK‹ML‹⁄‹ ‹lk spor hekimli¤i kitab› 16. yüzy›lda Hieronymus Mercurialis taraf›ndan yaz›ld›. Türkiye ilk olarak olimpiyatlara 1908 y›l›nda kat›ld›. 1965 y›l›nda ‹zmir'de Türkiye Spor Hekimleri Derne¤i kurulmufl ve 1966 y›l›nda bu dernek Uluslararas› Spor Hekimli¤i Federasyonu'na üye olmufltur. ‹lk Spor Hekimli¤i Enstitüsü 1973 y›l›nda Ege Üniversitesi bünyesinde faaliyete geçmifltir. Enstitünün kurulmas›nda ve geliflmesinde Prof. Dr. Necati Akgün' ün özverili çal›flmalar› önemli rol oynam›flt›r. Böylece Türkiye'de ilk defa spor hekimi uzman› yetifltirilmeye bafllanm›fl ve Prof. Dr. Necati Akgün'ün kurdu¤u bu enstitü YÖK ile birlikte bir ana bilim dal› haline gelmifltir. Doç. Dr. Tolga Aydo¤’un di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. ASM VİTAL 59 58_60_ASM_SPORCU_4 8/4/09 4:02 PM Page 3 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon [B‹LG‹] ASM SPORCUNUN YANINDA Anadolu Sa¤l›k Merkezi Spor Hekimli¤i Bölümü’nde verilen hizmetlerden baz›lar› Çocuk sporcular veya spora bafllamas› düflünülen çocuklar›n, spora bafllamadan önceki muayenesi, çocuklar›n uygun spora yönlendirilmesi Sporcu lisans muayenesi Sporcu performans›n›n de¤erlendirilmesi ve gelifltirilmesi Sporcular›n yaralanmalardan korunmas›na yönelik yaklafl›mlar Vücut kas kuvvetlerinin (Biodex izokinetik sistemiyle) ve dengenin (KAT-2000) de¤erlendirilmesi ve gelifltirilmesi Her türlü sportif yaralanman›n tan›s›, cerrahi d›fl› tedavi ve rehabilitasyonu Yaralanmadan sonra sahaya geri dönüflün sa¤lanmas› Sporun tedavi olarak kullan›ld›¤› koroner arter hastal›¤›, obezite, kan ya¤lar›nda yükseklik, hipertansiyon, tip II diyabet, metabolik sendrom, kontrol alt›na al›nm›fl baz› kanserler, kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤›, fibromiyalji, depresyon, osteoporoz, osteoartriti (eklem kireçlenmesi) olan hastalara egzersiz önerisinde bulunmak. 60 ASM VİTAL Profesyonel basketbolcu Mario Kasun nelere dikkat ediyor? Geçen y›l bir sakatl›k geçiren Efes Pilsen’in profesyonel basketbol oyuncusu Mario Kasun, yaflad›klar›n› ve nelere dikkat etti¤ini anlatt›. fes Pilsen`in 2.14 metre boyundaki ve 29 yafl›ndaki H›rvat basketbol oyuncusu Mario Kasun, geçen y›l sezon öncesi haz›rl›k maçlar›nda sakatlanm›fl ve sol el bile¤inden ameliyat olmufltu. Y›ld›z pivotun ameliyat›, Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nde Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk ve Op. Dr. Erflan Atefl taraf›ndan yap›lm›flt›. Yaklafl›k bir saat süren ameliyatta Kasun’un sol el bile¤i içinde kopan ba¤ yerine dikilmiflti. Mario Kasun ile Efes Pilsen Spor Tesisleri’nde görüfltük. G Ameliyat›n ard›ndan 3 ay geçti. Nas›l hissediyorsunuz? Ameliyat çok iyi geçti, fakat terapi pek kolay de¤ildi. Uzun ve sonucunda ne olaca¤› %100 belli olmayan bir süreç. Can›m ac›mas›na ra¤men zaman içinde bile¤imi daha iyi kullanmaya bafllad›m. Tedavi sürecini geride b›rakal› da bir hayli oldu. G Spor hekimli¤i profesyonel hayat›n›z için ne kadar önemli? Çok çok önemli. Her zaman sa¤l›kl› olmak zorundas›n›z. Baflka türlü hiçbir baflar› gösteremezsiniz. Spor hekimleri yaralanma ve sakatlanmalarda da kilit rol üstlenirler. Mesela bile¤imden oldu¤um ameliyatta hekimim sayesinde, 3-6 ay yerine 2.5 ay sonra iflimin bafl›na dönebildim. Ayd›n Yücetürk, gerçekten de dünyan›n en iyi el cerrahlar›ndan biri. G Antrenmanlarda s›k›nt› yafl›yor musunuz? Bazen sert pas verdiklerinde can›m ac›yor. Bile¤in ve kolun iyileflmesini devam ettirmek için her gün özel egzersizler yapmam gerekiyor. Aksi takdirde kolumu yine eskisi gibi yaralayabilirim. G Op. Dr. Erflan Atefl geliflmeler hakk›nda ne düflünüyor? Spor hekimimiz, bile¤imi tekrar incitmemden çok endifleleniyor. E Yaraland›ktan sonra tedavi süreci boyunca deste¤ini esirgemedi. En iyi doktorlar› bulmam›z›, en iyi sonuçlara ulaflmam›z› sa¤lad›. G Yaralanmaya ba¤l› olarak beslenmede nelere dikkat ediyorsunuz? Beslenme konusunda flimdilik kar›m›n yapt›¤› lezzetli yemekleri yiyorum. Onun haricinde, eski halime geri dönmeye, kaslar›m› hareketlendirmeye çal›fl›yorum. Aç›kças› fiziksel olarak kendimi zirvede hissetmiyorum; çünkü üst vücut kaslar›m fazla çal›flamad› son zamanlarda. 10-15 kiloluk hafif a¤›rl›klar kald›r›yorum. 58_60_ASM_SPORCU_4 8/4/09 4:02 PM Page 4 Haber Sa¤l›kl› yaflama “evet” Sa¤l›kl› bir yaflam için önce al›flkanl›klar›n›z› gözden geçirmelisiniz. Hekimler, sa¤l›kl› bir yaflam tarz› ile ölümcül sonuçlar do¤urabilecek hastal›klar›n önlenebilece¤ini söylüyor. Sigara içmek, hareketsizlik ve yanl›fl beslenmek en tehlikeli al›flkanl›klar›n bafl›nda geliyor. A SM T›bbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin Çakmakç›, önemli olan›n hastaland›ktan sonra tedavi olmak de¤il, kiflinin mümkün oldu¤unca sa¤l›kl› yaflamas› oldu¤unu söylüyor. Hastalanmadan önce al›nabilecek önlemler oldu¤unu, baz› al›flkanl›klar›n sa¤l›¤› olumsuz etkiledi¤ini hat›rlatan Prof. Dr. Metin Çakmakç›, flunlar› söyledi: “Sa¤l›kl› bir yaflam için önce al›flkanl›klar›m›z› gözden geçirmek gerekiyor. Masum görünen baz› al›flkanl›klar sa¤l›¤› olumsuz yönde etkileyebilir. Al›flkanl›klar›n de¤ifltirilmesi sayesinde ölümcül olabilecek kanser, kalp, akci¤er gibi önemli hastal›klar›n önlenmesi mümkün olabiliyor.” Bilinçli yaflam, sa¤l›¤› koruyor Prof. Dr. Metin Çakmakç› flöyle devam etti: “Sigara içmek, hareketsizlik ve yanl›fl beslenmek, en tehlikeli al›flkanl›klar›n bafl›nda geliyor. Örne¤in beslenmeyle do¤rudan iliflkili hastal›klar var. Bunlar kalp hastal›klar›, yüksek kan bas›nc› (tansiyon), fleker hastal›¤›, yüksek kolesterol, fliflmanl›k, safra kesesi hastal›klar›, baz› kanser türleri beslenme tarz›yla yak›ndan iliflkili hastal›klard›r. Buna karfl›l›k düzenli egzersiz yapman›n birçok hastal›¤a iyi geldi¤i biliniyor. Egzersiz yapmak, yüksek kan bas›nc›, diyabet, kemik erimesi (osteoporoz), depresyon, olas› ba¤›rsak kanseri, felç ve s›rt hasarlar›n› azaltmaya yard›mc› olur; kilo kontrolünü sa¤lar. E¤er insanlar bilinçli yaflarlarsa, daha az hastalan›rlar ve ülkemizde sa¤l›¤a ayr›lan kaynaklar daha etkin bir flekilde kullan›labilir. Y›ll›k ifl günü kay›plar› azal›r ve toplum için daha fazla de¤er yaratma olana¤› do¤ar.” [B‹LG‹] SA⁄LIKLI YAfiAMIN 11 VAZGEÇ‹LMEZ KURALI: S‹GARA ‹ÇMEY‹N, D‹⁄ER TÜTÜN ÜRÜNLER‹N‹ KULLANMAYIN Sigara içmek en tehlikeli al›flkanl›klar›n bafl›nda geliyor. Önlenebilir hastal›klara en çok sigara neden oluyor. Dünyadaki ölümlerin temel nedenleri aras›nda, sigara üst s›ralarda yer al›yor. BESLENMEN‹ZE ÖZEN GÖSTER‹N Beslenmeyle do¤rudan iliflkili hastal›klar var. Örne¤in: Kalp hastal›klar›, yüksek kan bas›nc› (tansiyon), fleker hastal›¤›, yüksek kolesterol, fliflmanl›k, safra kesesi hastal›klar›, baz› kanser türleri. EGZERS‹Z YAPIN, Z‹NDE KALIN Egzersiz yapmak, yüksek kan bas›nc› (tansiyon), diyabet, osteoporoz, depresyon, olas› ba¤›rsak kanseri, felç ve s›rt hasarlar›n› azaltmaya yard›mc› oluyor. GÜNEfi‹N ZARARLI ETK‹LER‹NDEN VE SOLARYUMDAN KAÇININ Kanser tiplerinden en yayg›n› deri kanseridir. Günefl alt›nda kalma ile deri kanseri aras›nda direkt ba¤lant› bulunuyor. Bu nedenle, günefl ›fl›nlar›n›n en zararl› oldu¤u saatlerde günefle ç›k›lmamal›d›r. E¤er herhangi bir nedenle günefl alt›nda kal›nacaksa, mutlaka koruyucu giysi giyilmeli, flapka tak›lmal› ve koruyucu ürünlerden uygun olan› kullan›lmal›d›r. GÜVENL‹ B‹R C‹NSEL YAfiAMA ÖNEM VER‹N Kiflinin ve eflinin cinsel yolla bulaflan bir hastal›¤› yoksa, tek eflli ise güvende demektir. Prezervatif kullanmak cinsel yolla bulaflan hastal›klar› önlemede etkilidir. KOLESTEROLÜNÜZÜ KONTROL ALTINDA TUTUN Kolesterol düzeyi yüksek ise, do¤ru beslenerek düflürülmelidir. Örne¤in, yenilen ya¤ oran› azalt›l›p, lifli besin tüketimi art›r›lmal›, egzersiz yapmaya bafllanmal›d›r. KAN BASINCINIZI (TANS‹YON) DENGEDE TUTARAK HASTALIK R‹SK‹N‹Z‹ AZALTIN Kalp, felç ve böbrek hastal›klar› riskini yüksek kan bas›nc› art›r›r. Kan bas›nc›n› kontrol alt›na almak için kilo verilmeli, egzersiz yap›lmal›d›r. Sodyum içeren besinler ve alkol az tüketilmeli. Sigara içilmemeli ve ilaçlar mutlaka hekim kontrolünde kullan›lmal›d›r. MEME KONTROLÜNÜ AKSATMAYIN Kad›nda en s›k görülen kanser meme kanseridir. 20’li yafllar›n bafl›ndan itibaren, her ay, memelerin elle muayene edilmesi gerekiyor. 40 yafl›ndan sonra y›lda bir kez memeler hekim kontrolünden geçmeli ve mammografi çektirilmeli. PAP SMEAR TEST‹, BA⁄IRSAK VE PROSTAT KANSER‹ KONTROLÜNÜ DÜZENL‹ OLARAK YAPTIRIN Rahim kanseri, düzenli yap›lan pap smear testiyle ortaya ç›kart›labiliyor. ‹lk pap smear testinin, aktif cinsel yaflam bafllad›¤› zaman veya 18 yafl›na girildi¤inde yapt›r›lmas› gerekiyor. Pap smear testi bafllang›çta, en az üç normal sonuç al›ncaya kadar y›lda bir kez yapt›r›lmal›d›r. AfiI OLUN Belli bir yafla geldikten sonra da afl› olmak gerekebilir. Hepatit B afl›s› için yafl s›n›r› yoktur, her yafltaki kifliye mutlaka yap›lmal›d›r. Yetiflkinlerin, tetanos ve difteriyi tetikleyici nedenlere karfl› 10 y›lda bir afl›ya gereksinimleri vard›r. DÜZENL‹ SA⁄LIK KONTROLÜ YAPTIRIN Kiflinin sa¤l›k durumu y›ldan y›la de¤ifliklik gösterebilir. Herkesin ayn› testi ve muayeneyi yapt›rmas› yerine, kifliye özel testler yap›lmas› gerekir. Kifli için do¤ru olan muayene ve testler, bununla birlikte risk içeren faktörler hakk›nda hekimden bilgi al›nmal›d›r. ASM VİTAL 61 62_63_ASM_FTR 8/4/09 4:41 PM Page 1 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon “Tedavinin amac› yaflam kalitesini art›rmak” Hekimli¤in üç ana ilkesi vard›r. Bunlar; koruyucu hekimlik, tedavi edici hekimlik ve rehabilite edici hekimliktir. Her hasta ve hastal›k için ise mutlaka uygun bir rehabilitasyon program› vard›r. ASM Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman› Prof. Dr. Semih Ak›, fizik tedavi ve rehabilitasyonun hastaya neler kazand›rd›¤›n› anlatt›. ajanlar›n›n kombine kullan›m›d›r. Fizik tedavi ajanlar›, rehabilitasyon program› içerisinde yer alan hastay›, bu program içinde uygulanan egzersizlere haz›rlamak için kullan›l›r. Rehabilitasyon multidisipliner bir yöntemdir Tedavi ekibinde hastan›n hastal›¤›yla ilgili de¤iflik branfl hekimleri yer al›r. Yerine göre ortopedi, nöroloji, beyin cerrahi, kardiyoloji, solunum sistemi hastal›klar› uzmanlar› yer alabilir. Rehabilitasyon hekiminin görevi de, bütün bu de¤iflik uzmanl›k alanlar›n›n birbiriyle koordineli bir flekilde çal›flmas›n› sa¤lamakt›r. Sporcu yaralanmalar› oran› gençler aras›nda yüksek izik tedavi ve rehabilitasyon, kiflinin hastal›ktan “Hastan›n önceki fonksiyonlar›n› hastaya tekrar tedaviye kat›l›m› kazand›rmak ve önceki yaflam kalitesine olmadan o hastay› ulaflt›rmak için uygulanan yöntemlerin tümünü kapsayan bir uzmanl›k alan›d›r. Örnek olarak, k›r›¤› iyilefltirmek olan bir hastay› veya kalça eklemini de¤ifltirdi¤iniz hastay› bu cerrahi giriflimden sonra eski yaflam çok zor. seviyesine ulaflt›rabilmek için yap›lan tüm çabalar Rehabilitasyon rehabilitasyon program› içinde yer al›r. O nedenle fizik tedaviden daha ziyade rehabilitasyonu ön plana program›, almak gerekiyor. hekimden Fizik tedavi, rehabilitasyon bafllay›p hemen bir araçt›r hemen toplumun için Rehabilitasyonun temelini egzersizler oluflturur. tüm kesimlerini Kiflinin vücudunu bu egzersizlere haz›rlamak için kullan›lan tüm yöntemler de fizik tedavi ilgilendiren uygulamalar›n› gerektirmektedir. Rehabilitasyonda bir programd›r.” amaç, birtak›m egzersiz programlar› ile fizik tedavi F 62 ASM VİTAL Sportif faaliyetlerin artmas›yla, yurdumuzda son y›llarda spora daha fazla önem verilmeye baflland› ve sporla u¤raflanlar›n say›s›nda art›fl gözlendi. Buna ba¤l› olarak gençler daha çok sporla ilgilenmeye bafllad›lar. Dolay›s›yla spor yaralanmas› sonucu rehabilitasyona ihtiyac› olanlar aras›nda daha çok gençler var. Son y›llarda dalmaya, yüksekten atlamalara ba¤l› olarak boynunu k›ran ve ömür boyu sakat kalan gençlerin say›s› artt›. Trafik kazas› geçirenlerin de büyük k›sm› gençlerden olufluyor. Günümüzde motosikletlerin de daha yayg›n kullan›lmaya bafllanmas›yla, genç kazazedelerle daha s›k karfl›lafl›yoruz. Gençlerin topluma kazand›r›lmas› hem sosyal, hem de t›bbi aç›dan son derece önem tafl›yor. Gençlerin genellikle entelektüel seviyeleri de yüksek oluyor. Topluma katk›s› büyük olabilecek bir kesim topluma tekrar kazand›r›lmaya çal›fl›l›yor. Dolay›s›yla özellikle genç nüfusu ilgilendiren rehabilitasyon çal›flmalar›, hem ekonomik aç›dan, hem de uzun süreli olmas› aç›s›ndan önem tafl›yor. Prof. Dr. Semih Ak›’n›n di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. 62_63_ASM_FTR 8/4/09 4:42 PM Page 2 FTR’de yafl ve zaman s›n›r› yoktur Rehabilitasyonun yafl› yoktur; k›sacas› do¤umla bafllar, ölüme kadar her dönemde, her yaflta hastan›n yap›s›na uygun ya da ihtiyac›na cevap verebilecek bir rehabilitasyon program› mutlaka vard›r. Gerekirse yeni do¤mufl bir çocu¤u da, ölüm döfle¤indeki bir hastay› da rehabilitasyon program›na alabiliriz. Hastan›n ihtiyac›na göre, çok k›sa dönemlerde birkaç günlük tedavi program› olabildi¤i gibi, bütün bir ömür boyu sürmesi gereken bir rehabilitasyon program›na da hasta ihtiyaç gösterebilir. Bunu saatlerle veya bir ömür gibi çok genifl bir kavram içerisinde veya zaman süreci içerisinde de¤erlendirmek mümkün. Rehabilitasyon bütün toplumu ilgilendirir. Hastan›n kat›l›m› olmadan bir hastay› rehabilite etmek çok zor. Belki bütün hastal›klarda bu önemli ama rehabilitasyonda çok daha önemli. FTR’de yap›lan, sonuçta hastaya yol göstermektir. Sonraki süreçte gösterilen yolu takip edip etmemek tamamiyle hastan›n kendi performans›yla ilgilidir. Onun için rehabilitasyonda, hekimin oldu¤u kadar hastan›n, dolay›s›yla ailesinin de çok büyük katk›s› var. Ancak bunu yaln›z aileyle s›n›rlamak de¤il, toplumun çeflitli kesimlerine de yaymak gerekiyor. Örne¤in tekerlekli iskemle kullanan bir hasta için sadece hekimin, hastan›n, ailesinin katk›s› de¤il, ayn› zamanda o bölgedeki iflverenin de katk›s› gerekiyor. Bu kifliye uygun bir ifl de gerekiyor. ‹fle belediye aç›s›ndan bakt›¤›m›zda hizmetlerinde engellileri de kapsayan ulafl›m hizmetleri ve yaflam alanlar› oluflturmak durumunda. Onun için rehabilitasyon program› hekimden bafllay›p toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir programd›r. “Rehabilitasyonun temelini egzersizler oluflturur. Kiflinin vücudunu bu egzersizlere haz›rlamak için kullan›lan tüm yöntemler de fizik tedavi uygulamalar›n› gerektirmektedir.” Uzm. Dr. Ebru ‹lbuldu’nun di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. [D‹YOR K‹:] Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman› Dr. Ebru ‹lbuldu REHAB‹L‹TASYON PROGRAMININ HEDEFLER‹ NASIL BEL‹RLEN‹R? “Biz, hastan›n ilk muayenesini yapt›ktan sonra birtak›m hedefler koyar›z. Bunlar k›sa ya da uzun vadedeki hedefler olarak iki ana grup alt›nda toplanabilir. K›sa vadeli hedefleri gerçeklefltirdikten sonra uzun vadeli hedefleri tekrar de¤erlendiririz.” ASM VİTAL 63 64_65_ASM_OKSURUK_2 8/4/09 4:05 PM Page 1 Gö€üs Hastal›klar› Öksürük yeteri kadar önemsenmiyor Öksürük çok basit bir savunma mekanizmas› gibi görünmekle birlikte, gö¤üs hastal›klar› polikliniklerine baflvuru nedenleri aras›nda ilk s›ralarda yer al›r. Ast›mdan zatürreye kadar birçok hastal›k öksürü¤ün nedeni olabilir. ASM Gö¤üs Hastal›klar› Uzman› Doç. Dr. Kemal Tahao¤lu, öksürü¤ün çeflitlerini, alt›nda yatabilecek hastal›klar› ve öksürükte tan›sal yaklafl›mlar› anlatt›. [B‹LG‹] D‹⁄ER ÖNEML‹ HASTALIKLAR Genellikle öksürükle birlikte görülen zatürre, akci¤er tüberkülozu, Kronik Obstrüktif Akci¤er Hastal›¤› (KOAH), g›rtlak ve akci¤er kanseri, kalp yetmezli¤i gibi uzman hekimler taraf›ndan tan› konulabilen hastal›klard›r. Bunlar d›fl›nda da birçok önemli hastal›kta öksürük görülmektedir. Örnek olarak yabanc› cisim aspirasyonu, özellikle çocuklarda görülmekle beraber, eriflkinlerde ve yafll›larda da görülebilir. Baflörtüsü kullanan genç k›zlarda türban i¤nesinin nefes borusu ve bronfllara kaçt›¤› bilinmektedir. Bronkoskopi ile yabanc› cismin ç›kar›lmas› gerekir. Psikojenik öksürü¤e ise oldukça nadir rastlan›r. Ancak bilinen öksürük nedenleri elendikten sonra böyle bir tan› konulabilir. Daha çok küçük k›z çocuklar›nda görüldü¤ü bilinmektedir. 64 ASM VİTAL ksürük, solunum yollar›ndaki sekresyonlar› ve yabanc› cisimleri temizlemeye yarayan bir savunma mekanizmas›d›r. Sa¤l›kl› kiflilerde, beklenen bu amac› sa¤lad›¤›nda etkili ve yararl›d›r. Ancak öksürük uzun sürerse önemli bir rahats›zl›k haline gelir. Öte yandan, birçok solunum yolu ve sistemik hastal›¤›n en s›k görülen ilk bulgular›ndan biridir. Üzerinde durulmas› gereken en önemli nokta, öksürü¤ün bir hastal›k olmaktan çok, birçok hastal›kta görülen bir belirti olmas›d›r. Öksürük refleksinin birçok organda reseptörleri bulunur. Gö¤üs Hastal›klar› Uzman› Doç. Dr. Kemal Tahao¤lu, öksürü¤ün hastal›klarla iliflkisini anlatt›: “Nefes borusunda, g›rtlakta, sinüslerde, bronfllarda, diyaframda, d›fl kulak yolunda, kulak zar›nda, kalp ile akci¤er zar›nda ve mide de de¤iflik oranlarda bu reseptörlerden vard›r. Bu nedenle, sadece akci¤er hastal›klar›nda de¤il, farkl› organlar›n hastal›klar›nda da öksürükle karfl›lafl›labilir. Bu hastal›klar söz konusu organlar›n basit iltihaplar›ndan, kötü huylu hastal›klar›na; ast›m, kalp yetmezli¤i gibi kronik hastal›klardan, gastroözofageal reflüye, sigara duman›na maruz kalmaktan, ilaç kullan›m›na kadar de¤iflen genifl bir yelpaze oluflturur.” Ö Öksürük çeflitleri: Akut öksürük ve kronik öksürük Öksürükler, süreleri göz önüne al›nd›¤›nda, akut ve kronik olmak üzere iki gruba ayr›l›r. Üç haftadan daha uzun süre devam eden öksürükler, genellikle kronik öksürük olarak adland›r›l›r. Baz› hekimler kronik öksürük için sekiz hafta boyunca öksürü¤ün devam etmesi gerekti¤ine inan›rlar. Balgaml› öksürük ve kanl› balgam Di¤er bir s›n›flama, öksürükle beraber d›flar› balgam at›l›p at›lmamas›na göre yap›l›r. Balgaml› öksürük genellikle solunum yollar›n›n iltihapland›¤› hastal›klarda görülür. Bazen öksürük kanl› balgam ç›karma ile birlikte de olabilir. Bu durum genellikle akci¤er kanseri, bronflektazi veya verem gibi önemli bir hastal›¤›n bulgusudur. Öksürü¤ün nedenleri Akut öksürükler, en çok so¤uk alg›nl›¤› veya üst solunum yollar› enfeksiyonlar›ndan kaynaklan›r. Öksürü¤e yol açan di¤er en s›k karfl›lafl›lan nedenler; allerjik burun ak›nt›lar›, ast›m ataklar›, sigara duman› ve ozon gibi d›fl etkenlere maruz kalmakla oluflabilir. Akut öksürükle beraber, atefl, pas renkli balgam ç›karma, gö¤üs a¤r›s›, bazen bir pnömoninin (zatürre) göstergesi olabilir. Sigara Sigara içen kiflilerde balgaml› olan öksürük s›k görülür. ‹flin kötüsü, sigara tiryakileri bu duruma al›flm›fllard›r. Bunu ‘sigara öksürü¤ü’ olarak adland›rarak fazla önemsemezler. Asl›nda bu çok tehlikeli bir durumdur. Zaten kronik bronflit, amfizem ve akci¤er kanseri gibi önemli akci¤er hastal›klar› için risk tafl›yan sigara tiryakilerinde, tan›da gecikmenin önemli nedenlerinden biri de öksürüklerini benimsemifl olmalar›d›r. Vurgulamak gerekir ki, sadece sigara içmek de¤il, sigara duman›na maruz kalmak da sa¤l›¤a ciddi zararlar verir. Anne ve baban›n sigara içti¤i evlerde yaflayan 11 yafl alt›ndaki çocuklar›n %50’sinde kronik öksürük gözlenmifltir. Geniz ak›nt›s› Post Nazal Ak›nt› Sendromu (PNAS) ad› verilen bu durum, birçok araflt›rmada, kronik öksürük için en s›k neden olarak belirlenmifltir. Hastalar bo¤azda ak›nt›, s›kça bo¤az temizleme ihtiyac›, bo¤azda g›c›k hissinden flikâyet ederler. Bu tarz s›k›nt›lar yaflayan hastalar›n baz›lar›, yak›n geçmiflte bir üst solunum yolu enfeksiyonu yaflam›flt›r. 64_65_ASM_OKSURUK_2 8/4/09 4:05 PM Page 2 Bilgisayarl› gö¤üs tomografisi Ast›m Kronik öksürük nedenlerinden en önemlilerinden birisi ast›md›r. Öksürük, bazen ast›m›n tek bulgusu olarak ortaya ç›kabilir. Gastroözofageal Reflü Kronik öksürü¤ün en s›k rastlanan üç nedeninden biri reflüdür. Hastada öksürükle birlikte mide yanmas›, ekflime, a¤za ac› su gelmesi gibi reflü belirtileri her zaman görülmeyebilir. Bilgisayarl› gö¤üs tomografisi Gö¤üs hastal›klar› uzmanlar› taraf›ndan gerek görüldü¤ünde kullan›lan ileri radyolojik bir inceleme yöntemidir. Akci¤erin kötü huylu hastal›klar›nda, bronflektazide tan› de¤eri oldukça yüksektir. Akci¤er fonksiyon testleri Özellikle bronfl ast›m›, kronik bronflit, amfizem gibi hastal›klarda duyarl›l›¤› ve kesin tan› koydurucu özelli¤i yüksek bir testtir. Balgam muayenesi Özellikle solunum yollar›ndaki infeksiyöz hastal›klar›nda balgam›n bakteriyolojik incelemesi kolay ve yararl› bir tan› koyma yoludur. Ülkemizde s›k rastlanan akci¤er tüberkülozu tan›s›nda en güvenilir yöntemdir. Solunum yollar›n›n di¤er iltihapl› hastal›klar›nda da balgam kültür ve antibiyogram› oldukça yararl›d›r. Di¤er yandan akci¤er kanserinde balgamda tümör hücrelerinin belirlenmesi mümkün olabilir. Bronkoskopi uygulamas› Öksürükte tan›sal yaklafl›m Uygun tan›sal giriflimler ile öksürü¤ün %88-100 oran›nda nedeni belirlenebiliyor. Öncelikle öksüren kiflinin ayr›nt›l› öyküsü dinlenip, fizik muayenesi yap›lmal›d›r. Sigara kullan›m› ve sigara duman› maruziyeti sorgulanmal›, mesle¤i ö¤renilmelidir. Bu aflamada birçok hastan›n tan›s›n› koymak mümkündür. Tan› konulamayan hastalarda ise ek incelemeler yap›lmaktad›r. Akci¤er röntgeni Hastan›n ayr›nt›l› hikâyesi dinlenip fizik muayeneyi izleyen ilk tan›sal giriflim akci¤er filmi çekilmesidir. Akci¤er filmi basit ucuz ve kolay ulafl›labilir bir inceleme yöntemidir. Gebelik d›fl›nda çekilmesinde bir sak›nca yoktur. Yüksek duyarl›l›¤› olan bu yöntem; zatürre, akci¤er tüberkülozu, akci¤er kanseri, plörezi (akci¤erde s›v› birikmesi) gibi çok önemli hastal›klar›n ön tan›s›nda çok yararl›d›r. [B‹LG‹] HEK‹ME BAfiVURULMASI GEREKEN DURUMLAR E¤er hasta yeflil, sar› veya pas rengi balgam ç›kar›yorsa (Bu durum genellikle bir enfeksiyon sonucu gerçekleflir). Di¤er beliritiler ortadan kalkt›ktan sonra öksürük 21 günden daha uzun bir süre devam ediyorsa. E¤er öksürükle birlikte atefl varsa veya kanl› balgam söz konusuysa, hekime baflvurulmas› gereken klinik bir sorun söz konusu olabilir. Bronkoskopi Sedasyon alt›nda, burun veya a¤›z yoluyla girilerek uygulanan ileri bir inceleme yöntemidir. Ön incelemeler tamamland›ktan sonra nefes borusu ve bronfllar›n bronkoskop denilen cihaz ile incelenmesidir. Öksürü¤ün komplikasyonlar› nelerdir? Tedavi edilmeyen öksürük, her fleyden önce daha fazla ve fliddetli öksürü¤e neden olabilir, baflka bir ifadeyle “öksürük öksürü¤ü artt›r›r”. Öksürü¤ü takiben bafl dönmesi, ge¤irme, mide bulant›s› ve kusma görülebilir. Kaburga kemiklerinde k›r›k, kas y›rt›lmalar›, bel kemi¤inde çökme k›r›klar›, pnomotoraks (akci¤er zarlar› aras›na hava birikmesi), idrar kaç›rma, öksürü¤ün di¤er komplikasyonlar›d›r. Doç. Dr. Kemal Tahao¤lu’nun di¤er yaz›lar› için www.anadolusaglik.org/haberler internet adresini ziyaret edebilirsiniz. [D‹YOR K‹:] Gö¤üs Hastal›klar› Uzman› Doç. Dr. Kemal Tahao¤lu ÖKSÜRÜK fiURUPLARINI HEK‹M ÖNERMEL‹ “Nedeni saptanan öksürüklerin tedavisinde, %84-98 oran›nda baflar› elde edilebiliyor. Dolay›s›yla tüm di¤er hastal›klarda oldu¤u gibi nedene yönelik tedavi uygulanmas› en do¤ru yöntemdir. Ancak öksürük rahats›zl›k verici ve konfor bozan bir durum oldu¤u için, nedene yönelik tedavi uygulamalar› yan›nda, öksürü¤ü kesmeye yönelik tedaviler de hekim taraf›ndan uygulanabilir. Ancak toplumda yayg›n olarak kullan›lan öksürük flurubu konusunda dikkatli olmak gerekir. Her fleyden önce öksürük flurubu olarak bilinen bu ilaçlar çok çeflitlidir. Her biri de¤iflik etken maddeler içerir. Birço¤u so¤uk alg›nl›¤›na yönelik etken maddelerin birlefliminden oluflurken, baz›lar› balgam sökücü etkiye, baz›lar› da öksürük kesici etkiye sahiptirler. Sonuç olarak; biz öksürük fluruplar›n›n, hekim taraf›ndan önerilmedikçe kullan›lmas›n› do¤ru bulmuyoruz.” ASM VİTAL 65 66_67_ASM_AKREDIT 8/4/09 4:14 PM Page 1 Kalite ASM’de hastalar›n güvenli¤i kontrol alt›nda Son y›llarda oldukça s›k duyulan bir kelime olan ‘akreditasyon’ hem hastane, hem de hasta güvenli¤i aç›s›ndan önemli anlamlar tafl›yor. Sa¤l›kta dünyan›n en önemli kalite kuruluflu olan Joint Commision International (JCI) denetçileri taraf›ndan her aç›dan incelenerek akredite edilen Anadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM), sa¤l›k hizmetini uluslararas› kalite standartlar› çerçevesinde veren say›l› hastaneler aras›nda yer al›yor. JCI akreditasyonu hastanelerin vermifl olduklar› bak›m ve tedavi hizmetin tan›ml› standartlara uygun oldu¤unu gösterir. Dolay›s›yla hastanelerin kalite ç›tas›n›n yüksekli¤inin bir ifadesidir. ABD ve dünyan›n en eski ve en büyük sa¤l›k akredite kuruluflu olan The Joint Commission organizasyonu uzun y›llard›r sa¤l›kta kalite ve güvenli¤i art›rmaya yönelik çal›flmalar yap›yor. ABD’de bugüne kadar 16.000’in üzerinde sa¤l›k kuruluflu The Joint Commission taraf›ndan de¤erlendirildi ve akredite edildi. JCI akreditasyonu, sa¤l›k kurulufllar›ndaki kalite standartlar›n› hasta bak›m› ile güvenli¤i olmak üzere iki aflamada de¤erlendirir. Konuyla ilgili olarak J 66 ASM VİTAL görüfltü¤ümüz ASM Stratejik Planlama ve Performans Gelifltirme Müdürü Murat Sümer, akreditasyon hakk›nda merak edilenleri anlatt›. JCI nedir? JCI’›n, hastane akreditasyonlar›nda önemli ve sayg›n bir yere sahip oldu¤unu kaydeden Murat Sümer, “JCI, hekiminden hasta bak›c›s›na kadar hastayla do¤rudan iliflkide olanlarla ve hastaya uygulanan tedavinin organizasyonuyla ilgilidir. Hasta bak›m› konusunda standartlar› vard›r. JCI akreditasyonu; özellikle sa¤l›k kurulufllar›nda hasta güvenli¤i, tesis güvenli¤i, enfeksiyonlar›n önlenmesi, hasta ile yak›nlar›n›n korunmas› ve bilgilendirilmesi 66_67_ASM_AKREDIT 8/4/09 4:15 PM Page 2 gibi konularda standartlar gelifltirir ve sa¤l›k kurulufllar›n›n bu standartlara uyumunu denetleyip baflar›l› olanlar› akredite eder” dedi. Murat Sümer flöyle devam etti: “Anadolu Sa¤l›k Merkezi de dünyada yüksek standartta hizmet veren hastaneler gibi akredite bir kurulufltur. ASM, JCI taraf›ndan ayr›nt›l› bir incelemeden geçti. JCI’›n Chicago’daki merkezinin oluflturdu¤u program dahilinde JCI yetkilileri Türkiye’ye geldi ve masa bafl›ndaki yetkililerden sahada hasta bak›m› yapan personele kadar her alanda görüflmeler yapt›. Ameliyathanelerden, klima santrallerine kadar her türlü teknik donan›m incelendi ve tüm bu de¤erlendirmeler sonucunda ASM, JCI taraf›ndan akredite olmaya hak kazand›. Örne¤in JCI akreditasyonuna sahip bir hastane olarak ASM’de; ilaç yönetimi, hasta haklar›n›n korunmas›, cerrahi giriflimler s›ras›nda gerekli tüm kurallara uyulmas›, anestezinin do¤ru uygulanmas›, hastan›n uygun bir flekilde de¤erlendirilmesi gibi çeflitli konularda uluslararas› standartlar baflar›yla uygulanmaktad›r. Özetle s›k› bir kontrol mekanizmas› oluflturulmaktad›r.” Kontrol mekanizmas› JCI akreditasyonuna sahip olduktan sonra da denetimler devam etti¤ini söyleyen Murat Sümer, “ASM’de de üç y›lda bir inceleme oluyor” dedi. Hasta güvenli¤i için önlemler al›n›yor Murat Sümer, hasta güvenli¤i için al›nan önlemleri de flu örneklerle aç›kl›yor; “ASM’de JCI standartlar›na uygun olarak, enfeksiyon riski sürekli olarak izleniyor. Yüksek riskli ilaçlar, hasta güvenli¤i aç›s›ndan katta de¤il, eczanede bulunduruluyor. Hastalara yaflamsal zarar verebilecek, ilaçlar›n tümü hasta yak›nlar›ndan da uzaklaflt›r›l›yor. Hastalar›m›z› yap›lacak tüm giriflimsel ve tan›lama ifllemlerinden önce ad› soyad›, gün/ay/y›l olarak do¤um tarihi ve protokol numaras›ndan en az ikisi ile sorguluyor ve tan›ml›yoruz. Yatan hastalar›m›za bu bilgileri içeren kimlik bileklikleri tak›yoruz. Bu sayede hasta kimli¤inin belirlenmesinden do¤abilecek hatalar› oluflmadan önlüyoruz. ASM’de uygulanan ameliyathaneye yönelik hasta güvenli¤i uygulamalar›ndan birisi de ‘taraf iflaretleme’. Bir baflka deyiflle, do¤ru hastan›n, do¤ru taraf›ndan, do¤ru ameliyat› olmas›n› sa¤lamak. Bu sistemde örne¤in hasta sa¤ dizinden ameliyat olacaksa cerrah hastan›n sa¤ dizine iflaret koyar. Hasta ameliyathaneye gitti¤inde cerrah›n hasta ile ilgili sordu¤u sorular›n tümü ekip taraf›ndan cevapland›ktan sonra hastan›n ameliyat öncesi dosyas› imzalan›r ve hasta ameliyata al›n›r. ASM’de uygulanan di¤er önlemlerden baz›lar›; bebek kaç›rma olaylar›n› engellemek için bebek güvenlik sistemi, hasta güvenli¤inin sa¤lanmas› için odalarda bulunan yard›m ipleri ve acil bir durumda hastalar›n ç›k›fl›n›n sa¤lanabilece¤i özel yang›n ç›k›fllar›d›r. Bu hasta güvenli¤i önlemleri uluslararas› standartlar kalitesinde ASM’de baflar› ile uygulan›yor.” ASM Türkiye’de ESMO akreditasyonu alan ilk ve tek kurulufl Avrupa T›bbi Onkoloji Derne¤i’nin bir akreditasyonu olan ESMO (European Society for Medical Oncology) gibi hastaneleri kapsayan daha özel akreditasyonlar da var. ESMO’nun da yay›mlanm›fl standartlar› bulunuyor. Bu standartlara uygun oldu¤unu düflünen hastaneler ESMO’ya baflvuruyor ve hastanenin yap›s› ve iflleyifli inceleme alt›na al›n›yor. ESMO, hastalar›n t›bbi flans›n›n kalmad›¤› durumlarda da hastaya verilecek sa¤l›k hizmetinin uluslararas› standartlarda olmas›n› sa¤l›yor. ASM, Türkiye’de ESMO akreditasyonu olan tek kurulufltur. [D‹YOR K‹:] Stratejik Planlama ve Performans Gelifltirme Müdürü Murat Sümer ASM’N‹N D‹⁄ER AKRED‹TASYONLARI Murat Sümer, ASM’nin JCI ve ESMO akreditasyonlar›n›n yan› s›ra, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001:2007 ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Yönetim Sistemi standartlar›yla da uyumlu oldu¤unu belirtti. [B‹LG‹] JCI’IN HASTA AÇISINDAN SA⁄LADI⁄I YARARLAR Hasta, baflvurdu¤u sa¤l›k kuruluflunun, uluslararas› sayg›n kurumlar taraf›ndan ortaya konulan standartlara uydu¤undan emin oluyor. Hasta güvenli¤i, hastane akreditasyonun çok önemli bir parças›d›r. 2000 y›l›nda ABD’de yay›mlanan bir rapor, önlenebilir t›bbi hatalar›n, ABD için beflinci önde gelen ölüm nedeni oldu¤unu ortaya koydu. Hasta güvenli¤i sorunlar›n›n yaklafl›k yar›s›n› ilaç hatalar› ve yanl›fl doz al›m› oluflturuyor. Akreditasyon, hasta güvenli¤ini sa¤l›yor. Kurumdaki hatalar› en aza indirmek için sistemler oldu¤unu gösteriyor. Hata hastaya ulaflmadan izlemeye al›n›yor. Hasta haklar› için uluslararas› mekanizmalar var. Bu mekanizmalar, hastan›n r›zas› al›nmadan ifllem yap›lmas›n›n önüne geçiyor ve hastan›n sürekli bilgilendirilmesini sa¤l›yor. Hastan›n karar sürecine dahil edilmesine, geliflmelerden haberdar edilmesine olanak tan›yor. ASM VİTAL 67 68_69_ASM_FELAKET 8/4/09 4:16 PM Page 1 Bizden Haberler ASM ve Johns Hopkins Medicine felaket için e¤itti Anadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM) ile Johns Hopkins Medicine Acil T›p Bölümü ve Kritik Olaylara Haz›rl›k ve Müdahale Bölümü (CEPAR), “Yaralanmalar, ‹flyeri Sa¤l›¤›, Acil Durum ve Felaket Yönetimi” sempozyumunu gerçeklefltirdi. [B‹LG‹] CEPAR NED‹R? Johns Hopkins’in Kritik Olaylara Haz›r Olma ve Karfl›l›k Verme (Critical Event Preparedness and Response) bölümü. CEPAR, 11 Eylül terör olaylar›ndan sonra özellikle felaketler karfl›s›nda sa¤l›k birimlerinin bilgi birikimlerini ve becerilerini art›rma amac›yla kuruldu. 68 ASM VİTAL J ohns Hopkins Acil T›p Bölümü ve Kritik Olaylara Haz›rl›k ve Müdahale Bölümü (CEPAR) ile Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nin iflbirli¤inde düzenlenen “Yaralanmalar, ‹flyeri Sa¤l›¤›, Acil Durum ve Felaket Yönetimi” sempozyumunda ASM ve JHM hekimleri do¤al afetler ve büyük kazalarda acil müdahale konusunu tart›flmaya açt›. 184 kat›l›mc›yla gerçekleflen sempozyumda özellikle toplu yaralanmalara yol açan felaketler karfl›s›nda gelifltirilen yeni yaklafl›mlar ve acil müdahale yöntemleri ele al›nd›. Felaketlere haz›rl›kl› olmak t›bbi müdahale kadar önemli ASM T›bbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin Çakmakç›’n›n konuflmas› ile aç›lan sempozyuma, JHM CEPAR Direktörü James J. Scheulen ve Direktör Yard›mc›s› Christina Catlett’in yan› s›ra, ASM’den Dr. fiadiye Çetintafl, Prof. Dr. Ayd›n Yücetürk ve Prof. Dr. Tuncer Süzer ile Hacettepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kaya Yorganc› konuflmac› olarak kat›ld›. ASM T›bbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin Çakmakç›, bu konferansla kat›l›mc›lar›n, toplu yaralanmalara yol açan kazalar ve felaketler karfl›s›nda haz›rl›kl› olmalar›n› ve yetkinliklerini art›rmay› hedeflediklerini belirtti. Prof. Dr. Çakmakç› flöyle devam etti: “Günlük yaflam›m›zda felaketten söz edilince kendi yak›n deneyimlerimizden deprem veya büyük yang›nlar gibi gözümüzün önünde olan baz› yak›n örnekleri an›ms›yoruz. Halbuki otoyoldaki büyük bir kaza, bina çökmesi, do¤algaz patlamas› vb. gibi toplu yaralanmalara neden olabilecek birçok kaza, e¤er an›nda ve do¤ru müdahale edilmezse ciddi kay›plarla sonuçlanabilir. Ülkemizde büyük araçlar›n kar›flt›¤› trafik kazalar›n›n, genellikle ayn› anda çok say›da cana maloldu¤unu düflünürsek, bu örnekleri ço¤altmam›z da mümkündür. Burada t›bbi müdahalenin kendisi kadar, böyle durumlarda ne yapaca¤›m›z› bilmek ve ona göre organize olmakla ilgili kültürel bir yaklafl›ma ihtiyaç oldu¤unu düflünüyorum. Çünkü görece küçük felaketlere ve kazalara zaman›nda ve do¤ru flekilde müdahale edebilme becerisi, bizleri olas› daha büyük facialara karfl› haz›rl›kl› hale getirebilir.” 68_69_ASM_FELAKET 8/4/09 4:16 PM Page 2 ASM’den pilotlara tam destek 2009 Formula 1 ING Türkiye Grand Prix yar›fllar›, 5-7 Haziran tarihlerinde ‹stanbul’da h›z tutkunlar›yla bulufltu. Anadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM), Formula 1 ING Grand Prix’ye evsahipli¤i yapan ‹stanbulPark’›n sa¤l›k hizmeti sorumlulu¤unu üstlendi. ASM, ‹stanbulPark’ta kurdu¤u tam donan›ml› t›p merkeziyle pilotlar›n sa¤l›¤›ndan sorumlu oldu. ASM’nin Formula 1 yar›fllar› için özel olarak haz›rlad›¤› t›p merkezinde genel cerrahi, ortopedi ve travmatoloji uzman›, aile hekimi, anesteziyoloji uzmanlar›, anestezi teknikeri, radyoloji teknikeri, hemflirelerden oluflan bir ekip görev yapt›. Ayn› yap›da paralel bir ekip de, yar›fllar›n gerçekleflece¤i tarihlerde ASM’de haz›r bekledi. ASM’de yar›fllar için iki ameliyathane ve iki yo¤un bak›m ünitesi de haz›r durumda bekledi. ‹stanbulPark’taki t›p merkezinde travma odas›, yo¤un bak›m odas›, muayene odas›, müflahede odas› ve olas› yan›k vakalar› için dufl odas› yer ald›. H›zl› müdahale için gerekli t›bbi malzemelere ve ilaçlara sahip iki araç da merkezde haz›r bulundu. Hasta ve yak›nlar›na özel otel hizmeti Anadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM), flehir d›fl›ndan ve yurt d›fl›ndan gelen hastalara yönelik otel projesini hayata geçiriyor. SM otel projesi ile, flehir d›fl›ndan ve yurt d›fl›ndan gelen hastalara konaklama konusunda ideal bir çözüm sunulmas› hedefleniyor. Hastaneyle ba¤lant›l› konaklama merkezinde 75 yatakl› 40 odada hizmet verilecek. ASM konaklama merkezinde misafirlere befl y›ld›zl› otel konforu sunulacak. ASM’de hastas› bulunan refakatçi ve ziyaretçiler ile, ‹stanbul d›fl›ndan gelenler rahatl›kla konaklama merkezinde kalabilecekler. Böylece hasta yak›nlar›, hastalar›ndan ayr›lmadan otel konforunda konaklama hizmeti alabilecekler. ASM otel projesinin 2010 y›l›nda hizmete girmesi planlan›yor. A ASM VİTAL 69 70_71_ASM_ALTYAPI_4 8/4/09 4:17 PM Page 1 Teknoloji ASM’nin teknik alt yap›s› Hasta güvenli¤i ve konforu esas al›narak oluflturuldu Anadolu Sa¤l›k Merkezi, hastalar›na ak›ll› bina teknolojileri ile iflletilen t›bbi ve teknik altyap›ya sahip bir hastane olman›n ayr›cal›¤›n› yaflat›yor. nadolu Sa¤l›k Merkezi (ASM), 49 bin metrekarelik kapal› alanda, özellikle Onkolojik Bilimler, Kalp Sa¤l›¤›, Kad›n Sa¤l›¤› ve IVF, Nörolojik Bilimler, Cerrahi Bilimler ve Dahili Bilimler branfllar› ile Yo¤un Bak›m Hizmetleri alan›nda ulusal ve uluslararas› referans merkezi olmak amac›yla hizmet veriyor. Yaklafl›k bin kiflilik bir kadro ile hizmet veren ASM’nin teknik alt yap›s› uluslararas› standartlarda oluflturuldu. Ak›ll› bina teknolojileri ile iflletilen ASM’de güvenlik otomasyon sistemleri sayesinde hastalar ve yak›nlar› 24 saat kendilerini güvende hissediyorlar. A gören hastalar›n ve yak›nlar›n›n misafir edilebilece¤i 40 odal›, 75 yatakl› ve 2500 metrekarelik otelin (Hasta Yak›nlar› Konaklama Binas›) 2010 y›l› bafl›nda inflaat› tamamlanacak. Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nin, mekanik ve elektrik teknik altyap› sistemleri, binan›n ve iflletmenin büyüklü¤üne ba¤l› olarak kaliteli bir yat›r›m ile gerçeklefltirildi. Bu mekanik ve ASM, büyümeye ara vermeden devam ediyor Hastane bünyesinde 2008 y›l›nda, t›bbi ve teknolojik alanda çok daha yo¤un yeni bir bölüm olarak 22 yatakl› Hematolojik Onkoloji ve Kemik ‹li¤i Nakli Merkezi ilave binas› infla edildi. Merkezin bu y›l içerisinde hizmete girmesi planlan›yor. Ayr›ca, uzun süreli tedavi 70 ASM VİTAL Soldan sa¤a; Elektrik Müh. Ayten Pekmezo¤lu ‹dari Hizmetler Direktörü Mimar Mustafa Uslu Teknik Müdür Yük. Makina Müh. Tülay Atay›lmaz elektrik sistemlerin iflletilmesinde ayr›ca ak›ll› bina teknolojileri denilen, her biri birbirinden ba¤›ms›z çal›flan farkl› amaçlar ile kurulmufl bina otomasyon sistemlerinden yararlan›l›yor. Anadolu Sa¤l›k Merkezi ‹dari Hizmetler Direktörü Mimar Mustafa Uslu, ASM’nin teknik alt yap›s› hakk›nda bilgi verdi: “ASM’de; mimari, inflai, mekanik, elektrik, otomasyon ve teknik sistemlerin yönetimi, Teknik Hizmetler ve Yat›r›mlar Müdürlü¤ü departman› bünyesindeki bir yüksek makina mühendisi, bir elektrik mühendisi, bir mimar ve 20 kiflilik teknisyen kadrolar›nca yap›l›yor. Tesisimizi sorunsuz flekilde ifller halde tutmak amac›yla ekiplerimiz ile 7/24 vardiyal› çal›fl›yoruz. Amac›m›z ASM bünyesindeki di¤er tüm departmanlara en üst seviyede idari ve teknik destek vermek.” 70_71_ASM_ALTYAPI_4 8/4/09 4:17 PM Page 2 ASM VE OTOMASYON S‹STEMLER‹ So¤utma gruplar› (Chiller) Ar›zalar an›nda gideriliyor ASM bünyesinde kullan›lan ak›ll› bina otomasyon sistemleri hastanenin mekanik ve elektrik sistemlerinin istikrarl› ve güvenli bir flekilde çal›flt›r›lmas›n› esas al›yor. Meydana gelebilecek ar›zalar›n an›nda belirlenmesi, teknik sistemlerin tükettikleri enerjilerin kontrol alt›nda tutulabilmesi, bina ve insan güvenli¤inin sa¤lanmas› ve bunlara ba¤l› olarak hasta ve personel konforu ile memnuniyetinin sa¤lanmas› aç›s›ndan bizlere büyük görev düflmektedir diyen Anadolu Sa¤l›k Merkezi ‹dari Hizmetler Direktörü Mimar Mustafa Uslu, kuracaklar› yeni binalarda da ak›ll› bina teknolojisini kullanacaklar›n› söylüyor. 20 bin teknik nokta sürekli kontrol ediliyor ASM bünyesinde; havaland›rma, ›s›tma, so¤utma, yang›n ve s›hhi tesisat sistemleriyle ilgili olarak HVAC otomasyon sistemi kullan›l›yor. ASM’de otomasyon sistemlerinin en önemlisi HVAC otomasyonu. Bu sistem sayesinde binada yaklafl›k 20 bin teknik noktay› sürekli otomasyon bilgisayarlar›ndan kontrol edebildiklerini söyleyen Mustafa Uslu, bunun ihtiyaca göre büyümeye ve kapasitesini art›rmaya uygun bir altyap›s›n›n da bulundu¤unu belirtiyor. ASM’de elektrikler asla kesilmez Mekanik otomasyonun d›fl›nda ASM’de elektrik sistemleri ile ilgili otomasyon sistemleri de bulunuyor. Elektrikle ilgili bütün binaya hükmeden ve ASM’ye özgü tasarlanan ayd›nlatma otomasyon sistemi bunlar›n en önemlisi. Mustafa Uslu’nun Güvenlik merkezi Yang›n ihbar sistemi verdi¤i bilgiye göre, ASM içinde yaklafl›k 15 24 saat devrede bin adet elektrik armatürü bulunuyor. Bu ASM’de interaktif adresli bir yang›n ihbar armatürlerin yaklafl›k yar›s› genel mekanlarda sistemi bulunuyor. Herhangi bir mekandaki bulunuyor. Ayd›nlatma otomasyon duman detektörlerinden yang›n ihbar› sisteminden tek tek görülebiliyor, kontrol geldi¤inde bu ihbar›n geldi¤i edilebiliyor. Bu sayede ar›zal› mahal, mimari olarak yang›n ihbar olan armatür an›nda görülerek, bilgisayar ekran›ndan izlenebiliyor. ikaz ya da bildirmeye gerek Yang›n ihbar izlemesi, biri Teknik kalmadan de¤ifltiriliyor. Bunun Hizmetler Otomasyon Merkezi ile yan›nda bu otomasyon sistemi di¤eri Güvenlik Merkezi’nde sayesinde gün ›fl›¤›ndan en olmak üzere iki merkezden efl efektif flekilde yararlan›l›yor. zamanl› olarak 24 saat yap›l›yor. Sisteme her ay “gün Herhangi bir yang›n ihbar ayd›nlanma ve kararma saati” ‹dari Hizmetler Direktörü alg›lamas›nda mekanik ve elektrik giriliyor. Buna ba¤l› olarak da, Mimar Mustafa Uslu sistemlerin birlikte yönlendirildi¤i belirlenen saatlerde otoparklar yang›n otomasyonu devreye giriyor. kademeli olarak ayd›nlan›yor. ‹stenilen katlar, ayd›nlatmaya al›nabiliyor ya da kademeli ve k›smi ayd›nlat›labiliyor. Tüm ayd›nlatma, tek Bebeklere özel güvenlik bir merkezden ve birkaç klavye tuflu sistemi bulunuyor yard›m›yla yap›labiliyor. Bu sayede enerji ASM’de güvenlik amaçl› oluflturulmufl tasarrufu sa¤lan›yor. özel otomasyon sistemleri bulunuyor. Bunlardan en önemlisi CCTV güvenlik otomasyon sistemi. CCTV sisteminde ASM Asansörlerde deprem bünyesinde 115 adet izleme kameras› ve yang›n sensörü var buluyor. Bunlardan 17 tanesi güvenlik ASM bünyesinde bulunan 17 asansörde aç›s›ndan kabin içi izlem yap›ld›¤›na dair uyar› de ak›ll› bina teknolojisi kullan›l›yor. Tek bir yaz›lar› ile birlikte asansör içerisinde, di¤erleri bilgisayar ekran›ndan asansörün hangi katta bina içi genel mekanlar ile bina d›fl› alanlarda oldu¤u, kap›lar›n›n aç›l›p aç›lmad›¤›, konumu yer al›yor. ASM’de, yeni do¤an bebeklerin görülebiliyor. kaç›r›lma teflebbüsünü ya da bebeklerin Mustafa Uslu, bu sistemle, baz› hasta ve hasta yak›nlar›n›n girmemesi gereken katlara, kar›flt›r›lma riskini önlemek için bebek güvenlik otomasyon sistemi var. Ayr›ca tüm ameliyathane, yo¤un bak›m odalar›na veya personel, kartl› geçifl otomasyon sistemini bölgelere girmesinin önlendi¤ini söylüyor. kullan›yor. Çal›flan personel bu sistemde, Tüm bu otomasyon altyap›s› istenildi¤i gibi kendi görevi, binan›n yap›s› ve iflleyifline göre yönlendirilebiliyor veya ihtiyaca göre güncel belli gruplara ayr›lm›fl durumda. Böylece olarak de¤ifltirilebiliyor. Asansörlerde ayr›ca personel sadece girifl izni oldu¤u bölgelere deprem ve yang›n güvenli¤i ile ilgili girebiliyor. ASM, ak›ll› bina teknolojileri özelliklere de sahip deprem sensörleri sayesinde güvenli¤i en üst düzeyde tutuyor. bulunuyor. ASM VİTAL 71 72_ASM_BURS_2 8/17/09 12:09 PM Page 1 E€itim Anadolu Vakf› çal›flmalar›na ara vermeden devam ediyor 1979 y›l›ndan bu yana 10 binden fazla ö¤rencinin hayallerini gerçeklefltirirken, umutlar›na ›fl›k olan Anadolu E¤itim ve Sosyal Yard›m Vakf›, bugüne kadar yapt›¤› ve kamu kurulufllar›na arma¤an etti¤i 50 esere her gün yenilerini kat›yor. [B‹LG‹] SOSYAL YARDIMLAR Gazi olanlar, çocuklar›n› okutamayanlar, evi olmayanlar parasal yard›m istiyorlar ya da bir okul müdürü ‘bilgisayar dershanesi’ isteyebiliyor. Vak›f bu kiflilere ve kurumlara da yard›m ediyor. Vakf›n köylere dönük projeleri de var. Do¤u ve Güneydo¤u’daki okullar›n iyilefltirmesi ya da okul olmayan tafl›mal› e¤itimi olan köylere okul yapma projesi var. nadolu E¤itim ve Sosyal Yard›m Vakf›, 30 y›l önce Kamil Yaz›c› ve ‹zzet Özilhan taraf›ndan kuruldu. Kuruldu¤u günden bugüne ö¤rencilere burs vererek e¤itime katk›da bulunan Vak›f, ayn› zamanda Türkiye’nin birçok bölgesinde yapt›rd›¤› hastaneler, yurtlar ve okullarla ihtiyaçlar› karfl›lamay› bir görev bildi. Özellikle e¤itime büyük önem verdiklerinin alt›n› çizen Anadolu Vakf› Genel Müdürü Hüseyin Topa, çal›flmalara ara vermeden devam ettiklerini söyledi. A 50 kal›c› eser Anadolu Grubu’nun 1979 y›l›nda ‹stanbul’da kurdu¤u Anadolu E¤itim ve Sosyal Yard›m Vakf›, bugüne kadar 50’ye yak›n kal›c› eser yapt›. Bu eserlerden üç tanesi hastane; Kartal’daki Suzan Yaz›c› Acil Yard›m Hastanesi, bir di¤eri ‹zmir Bornova’da Türkan Özilhan Acil Yard›m Hastanesi ve de Gebze’de bulunan Anadolu Sa¤l›k Merkezi Hastanesi. 50 eser içinde ayr›ca yurtlar, okullar, sa¤l›k ocaklar›, sosyal ve spor tesisleri var. Türkiye’de ilk defa Kayseri’de kurulan Sivil Havac›l›k Yüksekokulu da Anadolu Vakf› taraf›ndan yapt›r›ld›. Daha sonra dört y›ll›k e¤itim veren bir fakülteye dönüfltürüldü. 10 bin ö¤renciye burs Bugüne kadar 10 bin ö¤renciye burs veren Anadolu Vakf›’n›n Genel Müdürü Hüseyin Topa, 1979 y›l›ndan bu yana ö¤rencilere karfl›l›ks›z burs verdiklerini söylüyor. Vak›f, her y›l 770 ö¤renciye burs veriyor. Topa, “Bu ö¤rencilerden 500’üne, vak›f kendi seçimiyle burs veriyor. 250 ö¤renci için ise Türkiye’nin kalk›nmakta olan 50 ilinden valilerin emrine 5’er burs kontenjan› veriliyor. 20 kifliye de hemflire bursu veriliyor. Hüseyin Topa, bursiyerleri seçerken oldukça titiz davrand›klar›n› söylüyor ve ekliyor; “Seçimi yaparken tercihen k›z ö¤rencileri seçiyoruz. 72 ASM VİTAL Üniversiteye yeni bafllam›fl anne, babas›n› kaybeden, maddi olana¤› yetersiz, çal›flkan ve herhangi bir ideolojik nedenle sab›kas› olmayanlar› seçmeye çal›fl›yoruz. ‹htiyaç sahipleri çok fazla. Her y›l bize 4 bin ya da 5 bin müracaat oluyor. Bu nedenle seçime eylül ay›nda bafll›yoruz. Ocak ay›na kadar araflt›rma fleklinde devam ediyoruz. Araflt›rmay› yaparken çocuklar›n söylediklerine, yazd›klar›n›n do¤rulu¤una ve baflka yerden burs al›p almad›klar›na bak›yoruz. Hiçbir yerden burs almayan ö¤rencileri seçiyoruz. Bunun için de burs veren tüm müesseselerle listemizi karfl›laflt›r›yoruz. 25_ILAN 8/3/09 2:15 PM Page 6 74_75_ASM_KITAP_1 8/4/09 4:19 PM Page 1 Bizden Haberler ‘Sa¤l›kta Sanat’ projesi Lions Tiyatro Ödülünü ald› Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nin (ASM) kültür ve sanata verdi¤i destek çerçevesinde gerçeklefltirdi¤i tiyatro projesi “Sa¤l›kta Sanat”, Direkleraras› Seyircileri’nin oluflturdu¤u “Halk Jürisi” taraf›ndan Lions Tiyatro Ödülü’ne lay›k görüldü. Hasta ve hasta yak›nlar›na yönelik olarak düzenlenen projede, Nikolai Gogol’ün dünyaca ünlü eseri “Bir Delinin Hat›ra Defteri”, tiyatrocu Metin Zako¤lu taraf›ndan Anadolu Sa¤l›k Merkezi’nde sahnelendi. S anata ve sanat›n yaflama katt›¤› zenginli¤e önem veren Anadolu Sa¤l›k Merkezi, “Sa¤l›kta Sanat” projesi ile Lions Tiyatro Ödülü’nü kazand›. Ödül, Direkleraras› Seyircileri olarak adland›r›lan Halk Jürisi’nin oylar›yla verildi. Toplam 248 oyunu izleyen Halk Jürisi, Lions Tiyatro Ödülü’nün, Metin Zako¤lu taraf›ndan sahnelenen “Bir Delinin Hat›ra Defteri” adl› oyununa kap›lar›n› açan ASM’ye, kültür ve sanata yapt›¤› katk›lardan ötürü verilmesini kararlaflt›rd›. Düzenlenen törende Lions Tiyatro Ödülü’nü ASM ad›na ‹dari Hizmetler Direktörü Mimar Mustafa Uslu ald›. Hasta ve hasta yak›nlar›n› tiyatro sevgisi etraf›nda buluflturan proje ile ASM’de sanata yer vermekten büyük mutluluk duyduklar›n› belirten ASM Kurumsal Hizmetler ve ‹letiflim Direktörü Semra Baysan flunlar› söyledi: “Bir Delinin Hat›ra Defteri, ASM’de sahnelendi¤i süre içinde hasta ve hasta yak›nlar›ndan büyük ilgi gördü. Projemizin halk jürisi taraf›ndan ödüllendirilmifl olmas› bizim için özellikle anlaml›. Bu ödülü kazanmam›zda rolü olan herkese teflekkür ederiz.” Sahnede hasta odas› haz›rland› Bir ak›l hastas›n›n hayata olan ba¤l›l›¤›n›n e¤lenceli bir üslupla anlat›ld›¤› “Bir Delinin Hat›ra Defteri” adl› oyun ASM Sahnesi’nde hasta ve hasta yak›nlar› ile çal›flanlar için sahnelendi. Oyun için sahnede gerçek bir hasta odas› haz›rland›. Metin Zako¤lu, Gogol'un gerçekle hayal dünyas› aras›nda oldu¤u bir dönemde kaleme ald›¤› bu tek kiflilik oyununda s›radan bir devlet memuru olan Ivanoviç Popriflçin’in dünyas›n› ve yaflad›klar›n› dokunakl› bir flekilde yorumlayarak seyircilere aktard›. 74 ASM VİTAL 74_75_ASM_KITAP_1 8/4/09 4:20 PM Page 2 Anadolu Sa¤l›k Merkezi ve Johns Hopkins Medicine iflbirli¤iyle haz›rlanan BELLEK VE KALP KR‹Z‹N‹ ÖNLEMEK kitaplar› okurlarla bulufltu Belle¤inizi ve kalbinizi, hastal›klardan nas›l koruyaca¤›n›z› bu kitaplardan ö¤reneceksiniz. Kitaplar belle¤in güçlendirilmesi, kalp krizinin nedenleri ve korunma yöntemleri konular›nda k›lavuz niteli¤inde yararl› öneriler içeriyor. Belle¤inizi mercek alt›na al›n Kalp sa¤l›¤›nda uygulanan yöntemler Dr. Peter Rabins taraf›ndan kaleme al›nan ‘Bellek’ adl› kitap biliflsel gerilemeden Alzheimer hastal›¤›na kadar bellek sorunlar›n›n önlenmesi, tan›s› ve kontrol alt›na al›nmas› için bir rehber niteli¤i tafl›yor. Kitapta ‘Yafla Ba¤l› Unutkanl›k’, ‘Beyne Dost Bir Yaflam Biçimi’, ‘Diyabet ve Biliflsel Bozulma’ gibi bafll›klarla okurlara yararl› bilgiler aktar›l›yor. Kitapta ayr›ca demans ve alzheimer hastalar›na bakanlara yaklafl›m, beyin görüntüleme ve alzheimer hastal›¤› hakk›ndaki son geliflmeleri de bulmak mümkün. ‘Kalp Krizini Önlemek’ Dr. R.S. Blumenthal ve Dr. S. Margolis’in ortak eseri. Kitapta “Kim kalp krizi geçirir?”, “Kalp krizinin nedenleri neler?” gibi temel sorular›n yan›tlar› yer al›yor. Ayr›ca kalp krizinin risk faktörleri, kalp sa¤l›¤› konusunda uygulanan yeni yöntemler, kalp krizini önlemek için giriflim ve ameliyatlar gibi konularda da bilgi veriliyor. ‘Bellek’ ve ‘Kalp Krizini Önlemek’ kitaplar›, Anadolu Sa¤l›k Merkezi Hastanesi, ASM Ataflehir, ASM Suadiye T›p Merkezi ve tüm seçkin kitapevlerinden temin edilebiliyor. ASM VİTAL 75 76_77_ASM_GEZI_2 8/17/09 12:12 PM Page 1 Gezi Kufllar›n gözdesi tarihi flehir Samsun Tarihi zenginli¤i ile Karadeniz’in öne ç›kan flehirlerinden olan Samsun, bar›nd›rd›¤› zengin kufl türleri ile de do¤an›n güzelli¤ine büyük katk› sa¤l›yor. [D‹PNOT] SAMSUN’A NASIL G‹D‹L‹R? KARAYOLU: Otobüs terminali, il merkezinde bulunuyor. Otogar tel: 0362 238 17 06 DEM‹RYOLU: SamsunSivas ve Samsun-Amasya demiryolu ba¤lant›lar› bulunuyor. ‹stasyon tel: 0362 233 22 93 DEN‹ZYOLLARI: Samsun'da feribot seferleri yap›l›yor. Liman tel: 0362 445 16 05 HAVAYOLU: Samsun Havaalan› kent merkezine 19 km. Havaliman› tel: 0362 844 88 30 76 ASM VİTAL aradeniz Bölgesi’nin yükselen de¤eri Samsun, do¤al tarihi ve kültürel zenginlikleri ile turizm potansiyeli yüksek flehirlerin bafl›nda geliyor. Deniz, kara, hava ve demiryolu ulafl›m olanaklar›, Samsun’un önemini art›r›yor. Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtulufl Savafl›’n› bafllatt›¤› il olan Samsun, tarihte önemli bir yere sahip. Samsun, Küçük-Asya olarak bilinen, Anadolu Yar›madas›’n›n kuzeyinde Orta Karadeniz Bölgesi’nde, K›z›l›rmak (Eski Halys Alis) ile Yeflil›rmak’›n (Eski ‹ris) denize döküldü¤ü yerler aras›ndaki yörede Mert Irma¤› a¤z›na kurulmufl bir flehir. M.Ö. 12 YY'da Anadolu'da Hitit siyasal egemenli¤inin kalkmas›ndan sonra Samsun'un çeflitli devletlerin nüfuz alan› haline geldi¤i tahmin ediliyor. M.Ö. 750-760 y›llar› aras›nda Anadolu'da Yunan kolonilerinin kuruldu¤u dönemde Samsun, ‘Amisos’ adl› küçük bir yerleflim merkezi olarak biliniyordu. fiehrin ‹on flehir devletlerinden Miletos taraf›ndan kuruldu¤u kabul ediliyor. Tarihte ço¤u kez el de¤ifltiren Samsun, 1413'de Osmanl› yönetimine kat›ld›. 1869 y›l›nda büyük bir yang›n geçiren K Samsun'un hemen hemen tamam› yanarak kül oldu. Fakat zengin bir ticaret merkezi ve flehri oldu¤undan k›sa bir zamanda kalk›nd›. Fransa'dan getirilen bir mimar›n plan›na göre flehirde birbirini dik olarak kesen dar sokaklar ve caddeler boyunca evler yap›ld›. Tarihinin bu kadar zengin olmas› Samsun’u di¤er Anadolu flehirlerinden farkl› k›l›yor. Samsun’un mimarisinde ve caddelerinde tarihin derin izlerine tan›k olmak mümkün. 76_77_ASM_GEZI_2 8/17/09 11:43 AM Page 2 Samsun nas›l kuruldu? Samsun'un tarih öncesi ça¤larda ne zaman ve nas›l kuruldu¤u hakk›nda kesin bilgiler bulunmuyor. Kentin güzeyindeki ‘Dündar Tepe’ höyü¤ünde yap›lan arkeolojik araflt›rma ve incelemeler kalkolitik ve bak›r ça¤lar›na ait bir uygarl›¤›n yaflad›¤›n› ortaya koyuyor. Ayr›ca söz konusu yörenin Hititler’den önce ve onlar›n döneminde ‘Gaskalarca’ da yerleflim yeri olarak seçildi¤i Hitit yaz›l› kaynaklar›ndan anlafl›l›yor. büyülüyor. Bölgenin kendine has do¤al güzelli¤i tarihi miras ile örtüflüyor. Özellikle kufllar›n u¤rak yeri olmas› ve bitki örtüsünün zenginli¤i deltan›n vazgeçilmezli¤ini pekifltiriyor. K›z›l›rmak Deltas›’nda bugüne dek 318 kufl türü belirlendi. Bölgede görülen kufl türlerinden baz›lar› Türkiye'de çok ender ve ancak zaman zaman görülebilen de¤erli türlerdir. 318 kufl türü bulunuyor Yöresel mutfakta pide ilk s›rada K›z›l›rmak Nehri’nin Samsun’da denize döküldü¤ü yerde oluflan K›z›l›rmak Deltas›, Karadeniz’in do¤al özelliklerini koruyabilmifl en büyük ve en önemli sulak alanlar›ndan biri. Ayn› zamanda turistlerin de büyük ilgisini çeken bölge, do¤a harikas› güzelli¤i ile misafirlerini dört mevsim Samsun'un yöresel mutfa¤›nda; m›s›r, lahana ve kuru fasulye önemli bir yer tutuyor. Turistlerin gözdesi ise genelde Samsun pidesi oluyor. Yöreye ait yemekler aras›nda kaz yufkas›, yer pancar›, m›s›r çorbas›, yo¤urtlu çorba, keflkek, karalahana çorbas› ve hamsili pilav ilk s›ralarda yer al›yor. [D‹PNOT] SAMSUN’UN TIBB‹ TAR‹H‹ Terme (Themiscrya) efsanelerin baz›lar›na göre Amazonlar›n anavatan›d›r. En az›ndan, kad›n savaflç›lardan oluflan bir toplulu¤un yaflad›¤› bölgelerden birisidir. Kad›n savaflç›lar›n gö¤üslerine yönelik baz› ifllemler yapt›klar› bilinmektedir. Bu ifllemler gö¤üslerin ütülenmesi, di¤er s›cak uygulamalarla küçültülmesi veya cerrahi ifllemlerle meme dokusunun ortadan kald›r›lmas›d›r. Baz› tarihçilere göre bu ifllemler kad›n savaflç›lar›n yaylar›n› daha kolay germeleri veya savaflmalar› için baflvurduklar› bir yöntemdir. Gö¤üs bölgesindeki izleri bir fleref madalyas› olarak kabul ettikleri ve Artemis’e adad›klar› öne sürülmüfltür. Di¤er araflt›rmac›lara göre ise bu ifllemler meme dokusunda oluflan hastal›klar›n ve kitlelerin tedavisi için uygulanm›flt›r. Hangi nedenle uygulanm›fl olursa olsun, Terme, dünya üzerinde meme dokusuna yönelik cerrahi ifllemlerin ilk kez gerçeklefltirildi¤i bölgelerden birisidir. KUfi GR‹B‹ TEHD‹D‹ Samsun, Romanya, Ukrayna ve K›r›m üzerinden göç eden kufllar›n ülkemizdeki ilk konaklama noktalar›ndan birisidir. Bu nedenle bütün dünya için tehdit unsuru olarak kabul edilen kufl gribi (avian influenza) etkeni olan H5N1 virüsü aç›s›ndan Samsun bölgesi yüksek riskli bölgelerden birisidir. Daha önce ülkemizdeki salg›nlarda da girifl noktas› oldu¤u de¤iflik araflt›rmalarla saptanm›flt›r. Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu arac›l›¤›yla bafllat›lan “Kufl Gribine Karfl› Haz›rl›kl› Olma ve Müdahale için Teknik Yard›m Projesi” baflar›l› bir flekilde yürütülmektedir. Bu proje sayesinde küresel sa¤l›k tehditlerinin en önemlilerinden biri olan kufl gribinin sürekli olarak izlenmesi, denetlenmesi ve salg›n an›nda acil önlemlerin al›nmas› mümkün hale gelmifltir. [B‹LG‹] TAR‹H‹ MEKÂNLAR ATATÜRK MÜZES‹ Tamamen tafl ve renkli mermerden infla edilen müze 1968 y›l›nda ziyarete aç›ld›. Müzede Atatürk ile ilgili eflyalar, silahlar, kitaplar ve foto¤raflar sergileniyor. Tel: 0362 431 28 68 ARKEOLOJ‹ VE ETNOGRAFYA MÜZES‹ 1981 y›l›ndan itibaren faaliyet gösteren müzede, Samsun ve çevresinde yap›lm›fl olan arkeolojik kaz›lardan ç›kan eserler sergileniyor. Tel: 0362 431 28 68 GAZ‹ MÜZES‹ 19 May›s 1919’da Atatürk'ün Samsun’a geldi¤i zaman kald›¤› M›nt›ka Palas Oteli müze haline getirildi. Müze Atatürk’ün çal›flma odas›, yatak odas› ve konferans salonu olarak kulland›¤› üç oday› kaps›yor. Tel: 0362 435 75 35 ASM VİTAL 77 78_79_ASM_AJANDA_2 8/4/09 3:21 PM Page 1 Ajanda [CD] Ya¤mur damlalar›n›n evrensel müzik yolculu¤u Raindrops by Anjelika, huzuru do¤adan al›p size getiriyor... esteci Anjelika Akbar, 3 y›l sonraki ilk albümü ile müzik marketlerdeki yerini ald›. “Raindrops by Anjelika” isimli albümde sanatç›; ney, kanun d›fl›nda hint etnik çalg›lar›n› da kullanarak evrensel müzik dilinde ya¤mur damlalar›n› kendi yorumuyla anlat›yor. Dünya çap›nda ve müzik tarihinde “Mutlak Kulak” sahibi say›l› sanatç›lardan olan Anjelika Akbar; bu yetene¤i sayesinde evrendeki bütün sesleri müzik notas› olarak alg›layarak besteleriyle bize sunuyor. Sanatç› albümü ile ilgili olarak “‹çimize yönelmek ve kendimizle B [F‹LM] [DVD] Dünyan›n Sonundaki K›ta Yönetmenli¤ini Jean Lemire’in yapt›¤› Frans›z yap›m›, Dünyan›n Sonundaki K›ta, belgesel sevenlere keyifli bir 120 dakika yaflatacak. Jean Lemire ve günümüz araflt›rmac›lar›, 430 günde Antarktika'y› keflfetmek üzere eflsiz bir maceraya do¤ru yola ç›karlar. Gezegenin geri kalan›ndan izole olmufl, ba¤lant›s›n› koparm›fl bir yere... Burada penguenler, foklar, balinalar ve albatroslar kurallar› koyar. ‹nsanlarsa geçici ziyaretçilerden baflka bir fley de¤ildir... Küçük Deniz K›z› Ponyo Hayao Miyazaki’nin yönetmenli¤ini yapt›¤› animasyon tarz› Küçük Deniz K›z› Ponyo, gösterime girdi¤i ülkelerde büyük ilgi görüyor. Tamam› el ile çizilen Ponyo’da Miyazaki, 170.000’i aflk›n ayr› çizimden kullanarak kendi rekorunu k›r›yor. Yaflad›¤› krall›ktan kaçarak insan olmak isteyen küçük bal›k-prensesin rengârenk hikâyesini anlatan Ponyo, baflta çocuklar olmak üzere 7’den 70’e bütün sinemaseverlere hitap ediyor. 78 ASM VİTAL buluflarak huzura ulaflmaya çok ihtiyac›m›z var. Bu cd’deki tüm yap›tlar dinleyicileri kendi iç yolculuklar›na ç›karmaya destek olacak. Ya¤mur damlalar›n›, farkl› enstrümanlar›n t›n›s›nda “Anjelika tarz›nda” tan›mlad›m. Ben ya¤muru bu albümdeki gibi duyuyorum, tan›ml›yorum ve yorumluyorum. Tüm eserlerin besteleme sürecinde ilham ald›¤›m çok fazla fley olsa da ortak bulufltuklar› duygu huzur, t›pk› tüm kültürlerde ya¤mur damlas›n›n huzuru ve dinginli¤i tan›mlad›¤› gibi…”diyor. Tatil Kitab› Tatil Kitab›, Silifkeli bir ailenin yaz boyunca bafl›ndan geçenleri, ailenin küçük o¤lu Ali’nin bak›fl aç›s›ndan anlat›yor. Yönetmenli¤ini Seyfi Dursun’un yapt›¤› filmin öyküsü Ali’nin sert mizaçl› babas› Mustafa ile ailenin di¤er üyeleri aras›ndaki gerilimler üzerine kurulu. ‹stanbul’da askeri lisede okuyan büyük o¤lu Veysel’in üniversite s›nav›na girme iste¤ine fliddetle karfl› ç›kan Mustafa, çekingen ve içine kapal› bir çocuk olan Ali’yi de ticaret ö¤renmeye zorlar. Bu gerginlikler, limon tüccar› olan Mustafa’n›n, ifl için gitti¤i Ürgüp’ten dönüflte beyin kanamas› geçirip komaya girmesiyle geri plana itilir. Aileyi bir arada tutmak için Mustafa’n›n yerini almak zorunda kalan Hasan olmak üzere, filmdeki karakterler belirgin bir flekilde de¤iflir. Dünyan›n Durdu¤u Gün Filmin yönetmenli¤ini Scott Derrickson yap›yor. Dünyan›n Durdu¤u Gün, dünyay› sarsan ak›l almaz görsel efektlerle süslenmifl bir bilim-kurgu klasi¤i. Keanu Reeves, Klaatu rolünde dünyaya ayak basan ve insanl›¤› tehdit eden, geri dönülmesi imkans›z bir tak›m olaylar›n bafllang›c›n› tetikleyen dünya d›fl› bir varl›kt›r. Hükümet ile bilim adamlar› dünyay› ve insanl›¤› kurtarmak ve bu ziyaretçinin beraberinde getirdi¤i gizemi çözmek için umutsuz bir savafl bafllat›rlar. Bir kad›n (Jennifer Connolly) ve küçük üvey o¤lu kendilerini bu savafl›n oda¤›nda bulunca, dünyan›n yok olma sürecinde tüm insanl›¤›n umudu olurlar. 78_79_ASM_AJANDA_2 8/4/09 3:21 PM Page 2 [K‹TAP] Çocuk Olmak Zor Çocuk olmak bazen zordur, ama ço¤unlukla o kadar da kötü de¤ildir. Asl›nda çok e¤lenceli olabilir! Çocuklar›n yapabilece¤i öyle müthifl fleyler var ki! A¤aca t›rmanmak, kumda oynamak, s›cak bir günde bahçe hortumunun alt›ndan geçmek ya da bir külah dondurmay› bir arkadaflla paylaflmak. Kimse çocuk olman›n kolay oldu¤unu söylemiyor, ama çocuk olmak bazen zor olsa da, ço¤u zaman çok e¤lenceli oluyor. TÜB‹TAK yay›nlar›ndan ç›kan ‘Çocuk Olmak Zor’ çocuklara hayat›n zor ve e¤lenceli yanlar›n› gösteriyor. Yapabilirim T›p Kafatas›na aç›lm›fl delikler bafl a¤r›s›n› geçirir mi? Virüs neye benzer? Hastal›klar›n tedavisinde zehirden nas›l faydalan›l›r? Akupunktur anestezinin yerini alabilir mi? Tüm bu sorular›n ve daha fazlas›n›n yan›tlar›n› bu kitapta bulacaks›n›z. Aç›klamal› foto¤raflar ve resimler modern t›p dünyas›n› yak›ndan tan›man›za yard›mc› olacak. Yapmas› gerçekten zor görünen iflleri denemekten biraz korkmak çok normal. Baz› insanlar›n baz› iflleri yapabilmek için di¤erlerinden daha fazla çal›flmas› da gerekebilir. Bu da normal. Ama büyük, küçük hangi zorluk olursa olsun, çok çal›flarak, çok pratik yaparak her fleyin üstesinden gelebilirsiniz. TÜB‹TAK yay›nlar›ndan ç›kan ‘Yapabilirim’ adl› kitap çocuklara hayat›n zorluklar›yla nas›l bafla ç›k›laca¤›n› anlat›yor. Ola¤anüstü Bulufllar Tübitak Popüler Bilim Kitaplar› serisinden ‘Ola¤anüstü Bulufllar’ insanl›¤› etkileyen temel bulufllar›n nas›l ortaya ç›kt›¤›n› merak edenlere hitap ediyor. Do¤an›n iflleyifli hakk›nda toplumu e¤itmenin bilim adamlar›n›n görevlerinden biri oldu¤unu düflünen Frank Ashall, Ola¤anüstü Bulufllar’da, dönemlerinde insano¤lunun dünyaya bak›fl›n› de¤ifltiren bulufllardan baz›lar›n›n nas›l yap›ld›¤›n›, temel bilimsel [GÖSTER‹] araflt›rmalar›n insanl›¤a sa¤lad›¤› yararlar› sade bir dille anlat›yor. Okuyucuyu bilim adamlar›n›n ve bulufllar›n dünyas›nda bir yolculu¤a ç›karan kitap, art›k hayat›m›z›n ufak birer ayr›nt›s› haline gelmifl pek çok geliflmenin asl›nda nas›l bilim adamlar›n›n inatla ifllerine sar›lmalar›, "tesadüfleri" de¤erlendirebilmeleri sayesinde ortaya ç›kt›¤›n› bize gösteriyor. [SERG‹] Dans Atölyesi ans Atölyesi kapsam›nda her y›l geleneksel olarak Ak Sanat’ta yurtd›fl› ve yurt içinden misafir sanatç›lar›n kat›l›m›yla özel atölye çal›flmalar› gerçeklefltiriliyor. Dans Atölyesi’nin gerçeklefltirdi¤i özel atölye çal›flmalar› ile kat›l›mc› dansç›lar›n teknik ve estetik alg›lar›n› de¤erlendirme f›rsat› sunuluyor. Yafl gruplar›na ve kat›l›mc›lar›n seviyelerine göre özel s›n›flar oluflturuluyor. Dans atölyesi; aç›k provalar, konuk koreograflar›n atölye çal›flmalar›, genç koreograflar›n panelleri, yerli ve yabanc› e¤itmenlerin teknik derslerinin yan› s›ra video gösterimleri ve söylefliler gibi pek çok etkinli¤e de ev sahipli¤i yap›yor. Dans atölyesinde çocuklar için de atölye çal›flmalar› düzenleniyor. D Yaz Karma Sergisi Evin Sanat Galerisi, düzenledi¤i Karma Yaz Sergisi ile pek çok sanatç›n›n eserini sanatseverlerle buluflturuyor. Sergide; Nuri ‹yem, Naile Ak›nc›, Nefle Erdok, Nedret Sekban, Temür Köran, ‹rfan Okan, Hakan Gürsoytrak, Mustafa Pancar, Emin Turan, Setenay Alpsoy ve Hakan Cingöz’ün resimleri sergileniyor. Nasip ‹yem seramiklerinin yan›s›ra, modern Türk heykelinin güçlü ad› Rahmi Aksungur’un eserleri de karma sergide izlenebilir. ASM VİTAL 79 80_81_ASM_TESEK_ANLAS 8/4/09 4:46 PM Page 1 Anlaflmal› Kurumlar S‹GORTA fi‹RKETLER‹ Ak Sigorta AIG Hayat Sigorta A.fi. Anadolu Sigorta A.fi. Allianz Sigorta Axa Hayat Sigorta A.fi Baflak Groupama Sigorta Demir Hayat Sigorta Mapfre Genel Yaflam Sigorta Güven Sigorta A.fi. Ergo ‹sviçre Hayat Sigorta A.fi. New Life Yaflam Sigorta A.fi. MedNet Sa¤l›k Hizmetleri A.fi. - AK Si gor t a - Ankara Sigorta - Birlik Sigorta - Demir Hayat Sigorta - Eureko Sigorta - Mapfre Genel Yaflam Sigorta - Generali Sigorta - Global Hayat Sigorta - Günefl Sigorta - fieker Sigorta Gebze Sanayici ve ‹fladamlar› Derne¤i Gebze Ticaret Odas› Genç Kocaelililer Derne¤i Hesap Uzmanlar› Vakf› ‹stanbul Sanayi Odas› ‹TO (‹stanbul Ticaret Odas›) Kocaeli Sanayi Odas› Körfez Ticaret Odas› Moda Deniz Klubü TOSFED (Türkiye Otomobil Sporlar› Federasyonu) Tuzla Rotary Kulüp Sabanc› Üniversitesi (VAKSA) RESM‹ KURUMLAR T.B.M.M. ** Daha ayr›nt›l› bilgi için 44 44 276'y› arayabilirsiniz. Promed Bilgi Yön. Sis. ve Sa¤. Dan. A.fi. - Ak Sigorta A.fi. - AIG Hayat Sigorta A.fi. - Anadolu Sigorta A.fi. - Ankara Sigorta A.fi. - HDI Sigorta A.fi. - Fortis Bank A.fi. - F‹BA - E urek o Si gorta A.fi. - Ergo ‹sviçre Sigorta A.fi Yap› Kredi Sigorta A.fi. YURT DIfiI S‹GORTA fi‹RKETLER‹ AGIS Group Vanbreda International Axa Assistance Mondial USA, Qatar Insurance Company GMC Services National Health Insurance Company -Daman AS‹STANS fi‹RKETLER Ipa/Axa Assistance Remed Assistance Turquie Asistans SPOR KULÜPLER‹ Efes Pilsen Spor Kulübü fi‹RKETLER B‹REYSEL EMEKL‹L‹K fi‹RKETLER‹ ( H ast a Ödemel i ) Ak Emeklilik A.fi. Anadolu Hayat Emeklilik A.fi. Axa Hayat Sigorta A.fi. Baflak Emeklilik A.fi. Mapfre Genel Yaflam Sigorta Allianz Emeklilik A.fi. Yap› Kredi Emeklilik A.fi. BANKALAR Akbank T.A.fi Yap› Kredi Bankas› T.C.Merkez Bankas› (Emekliler, ‹zmit ve ‹stanbul) T.C Ziraat& Halk Bankas› Mensuplar› Vakf› T.C. Ziraat Bankas› Çal›flanlar› Türkiye S›nai Kalk›nma Bankas› Memur ve Müstahdemleri Yard›m ve Emekli Vakf› Türkiye ‹fl Bankas› Türk D›fl Ticaret Bankas› A.fi. Mensuplar› Emekli Sand›¤› Vakf› (Fortisbank A.fi.) (çal›flan & emekli) Vak›fbank DERNEK, VAKIF VE ODALAR Altunizade Rotary Kulüp Büyük Kulüp Darüflflafaka Cemiyeti Gebze Rotary Kulüp 80 ASM VİTAL ABB Elektrik Aegon Emeklilik Alce Elektrik San. Akçelik Demirçelik San. Tic A.fi Ak›m Metal Döküm Sanayi ve Ticaret A.fi. Ak›m Metal Sanayi ve Ticaret A.fi. Ak›nc›lar Güvenlik Akplas Plastik Kal›p Sanayi ve Ticaret A.fi. Aksem Plastik Metal Kal›p Sanayi ve Ticaret Ltd.fiti. Anadolu Hayat Personel Arçelik Areva Armetal Makina Aslanl› Tel-Galvaniz Sanayii Aon Sigorta ve Reasurans Brokerli¤i Dan›flmanl›k A.fi. Avon Ayhanlar Holding Back-up Card ve Doktor Back-up Card (IPA) Bayer Cropscience BDDK Besler G›da ve Kimya San.Tic.A.fi. Bosal-Mimaysan A.fi. Cam Elyaf Sanayi Care Grup Çolako¤lu Metalurji Dabcovich Deniz Acental›¤› Diler Demir Çelik Denet Civata Sanayi A.fi Diversey Kimya Sanayi Dow Türkiye Do¤a E¤itim Kurumlar› Dünya Denizcilik DYO Boya Eczac›bafl› Sa¤l›k Hizmetleri Elastogran Poliüretan San. Ltd. Elginkan Holding Eminifl Ambalaj A.fi. English Time Dil Okullar› Evonik Degussa Tic.Ltd.fiti. Farplas Ferro Döküm Gemsan Gemi ve Gemi ‹flletmeleri General Electric MTC Hayat Holding A.fi. Honda Türkiye A.fi. ‹stanbul Denizcilik ‹maj Temzilik Hizmetleri San. ve Tic. A.fi. Kanca Makina Kar Seramik Kerim Çelik Kent G›da Kroman Çelik San A.fi Ki¤›l› Marm Sa¤l›k Mars Sportif Tesisler Marshall Boya A.fi. Merkezi Kay›t Kuruluflu Mikrosan Makina MSO ( Motor Sporlar› ve Organizasyon ) Nart Sigorta Nova Reklamc›l›k Dekorasyon Sa.Tic.A.fi. Novartis Nuh Çimento Nuh Panel Okan Üniversitesi Omtafl Otomotiv Özel Sezin Okullar› Palladium Al›flverifl Merkezi Pimsa Adler Otomotiv Plaskap Ambalaj San. A.fi. Procter & Gamble Roche Müstahzarlar› Promed Sa¤l›kta Avantajlar (SAD) üyesi flirketler; - AvivaSA - Angells Card - Baflak Groupama Emeklilik, - Birlik Hayat Sigorta, - Beykart, - Dah Asist, - Elite Card - Expoturkish, - Fiba Sigorta, - HDI Sigorta, - Kobi Sa¤l › k P ak eti , - M e d l i n e B o x Ü y el e r i , - (Bi rey s el - Ku rum s al ), - Nestle Club, - Sa¤l›k Asist, Sabanc› Üniversitesi Sarkuysan Set Group A.fi. Siemens San. A.fi. fiahin Çelik Sanayi ve A.fi. Tersan Tersaneleri ToyotaBoshoku Otomotiv Türk Hava Yollar› A.O Türk Telekom Vakf› (IPA) Trakya Cam Sanayi Trexta Tuzla Apart ‹stanbul Park Otel Tübitak Mam Ulus Metal San. ve Tic. Ltd. fiti. Unilever Holding Halla Otomotiv 80_81_ASM_TESEK_ANLAS 8/4/09 4:46 PM Page 2 Ulafl›m ANADOLU SA⁄LIK MERKEZ‹ Anadolu Caddesi No.1 Bayramo¤lu Ç›k›fl›, Çay›rova Mevkii, Gebze 41400 / Kocaeli Telefon: 44 44 276 Faks: (0262) 678 55 45 ASM ATAfiEH‹R TIP MERKEZ‹ Halk Cad. Ortabahar Sok. No. 1 Ataflehir 34746 ‹stanbul Telefon: (0216) 547 11 00 Faks: (0216) 317 00 99 ASM SUAD‹YE TIP MERKEZ‹ Ba¤dat Caddesi No.455 Suadiye, Kad›köy 34740 ‹stanbul Telefon: (0216) 571 18 21 Faks: (0216) 373 10 69 ASM VİTAL 81 82_ASM_BULMACA_1 8/3/09 2:00 PM Page 1 Yataktan kalkamayan  De¤erli bir tafl Bir yaban koyunu t  A¤açl›kl› yol Kuram  Resimdeki psikanalist  Bulmaca t Bir nota t t Bolu’nun bir ilçesi  t t Kemik ucu San Marino plakas› t Biçim, flekil ‹lave Yank› t t t Alt›n›n simgesi t  “… Parker” (sinema yönetmeni) Casus t Ödenti t t Bir meyve t Kitap biçiminde takvim Göz A¤›t t Amerika’y› kas›p kavuran bir kas›rga Demek, flu demek ki Uyma Bebek bafl›ndaki kepek tabakas› t Üflenmek t t Bulufl Bo¤aziçi kentinin simgesi  t t t t t Güney Amerika s›rada¤lar› t  t Kobalt›n simgesi Olumsuzluk öneki Kuzu sesi Faydalar Sezyumun simgesi t Afrika’da bir ›rmak t Barbra Streisand flark›s› Vitrin t Sanayi Küçük bitkilerin ortak ad› t Hava kirlili¤i t t  Kinaye t Ya¤ uru Tak›mada Bir ilimiz t t t Bafl çoban Eski bir Türk gürefli ‹nce urgan ‹nleyen t t  Bir nota t t Deve yavrusu t t Atefl t Bir nota ‹ki öneki Niflasta parçalama enzimi t Yapma, etme t Alev Satrançta bir tafl t  BULMACA ÇÖZÜMÜ SOLDAN SA⁄A: 1. S-A-A. 2. VitalM. 3. Gerede. 4. Smog-Ot. 5. Uran-‹. 6. M-S-Nil-Cs. 7. Me-And-‹cat. 8. Menafi-Om. 9. Form-RSM-Ek. 10. Riayet-Eko. 11. Ayn-Au-Alan. 12. Mandalina. 13. Eleji-‹ma-K. 14. ‹ka-Adana. 15. ‹p-Nalan-Re. 16. Od-Batalak. 17. Amilaz-Kale. YUKARIDAN AfiA⁄IYA: 1. M-F-A-E-‹-A. 2. Memory-Lipom. 3. Erinmek-Di. 4. Sanma-Ajan-L. 5. V-S-Na-Yani-Aba. 6. Sigmund Freud-Alaz. 7. Teori-‹st-Aidat. 8. Argali-M-Almanak. 9. Ale-N-Co-Elian-La. 10. Do-Camekan-Aral. 11. Ametist-Konak-Eke. 82 ASM VİTAL VITAL-babali 21.5x27.5.pdf 7/22/09 3:08:05 PM AK_ILAN 8/5/09 1:49 PM Page 8