Çarp›m tablosunu `bilmeyen` kad›n matematikçi

Transkript

Çarp›m tablosunu `bilmeyen` kad›n matematikçi
ÖZGÜR KADIN
Erkek kalemlerden ‘erk’ek dayan›flmas›
Bir adam... Üstelik tan›nm›fl... Entelektüel... Ö¤retim üyesi... Köfle yazar›, yazar...
Düflünmüfl, tafl›nm›fl ve harekete geçmifl,
uygulam›fl... Eflinin bafl›ndan kavanoz dolusu d›flk›y› boflaltm›fl!!!
sa ne düflünür, ne söylerler? Ne zamandan beri böyle b...lu fiiller fliddet, iflkence
olmaktan ç›k›p “jest” oluverdi? Buradan fiil de¤il de, kimin yapt›¤› m› iflkenceyi “hakaret”e, “jest”e dönüfltürüyor?
D›flk› yedirme, surata ifleme gibi iflkence yöntemlerine bu co¤rafyan›n insan› yabanc› say›lmaz. Zira iflkencehanelerden
yolu geçenler ya bu iflkenceye maruz kalm›fllard›r ya da maruz kalanlardan bu kadar afla¤›l›k, i¤renç bir yöntem oldu¤unu
dinlemifllerdir.
E¤ip bükmeden, aç›kça Niflanyan'›n
b...lu kavanoz fiilinin afla¤›l›k bir iflkence
oldu¤unu; insan›m diyen herkesin bunu
teslim etmesi gerekti¤ini belirlemeliyiz.
Böylesine afla¤›l›k, çirkin bir davran›fl›n/iflkencenin “aile içi bir sorun” diyerek
geçifltirilmesi de; “kötü, yanl›fl bir davran›fl” deyip ard›ndan “ama”lar›n eklenmesi
de, bir o kadar kabul edilemez davran›fl biçimleridir. Zira fliddetin her biçimi bu tür
yaklafl›mlardan beslenir, güç al›r.
Bir de, OHAL s›n›rlar› içerisindeki Yeflilyurt köyüne yap›lan bir bask›nda askerin Kürt köylülerine d›flk› yedirme iflkencesini, ço¤umuz duymuflsunuzdur ve
unutmam›fls›n›zd›r.
Polisin, askerin gözalt›nda ya da köy
bask›n›nda d›flk› yedirme, surata sürme
iflkencesindeki amac›n› anlatmaya gerek
yoktur. Herkesin malumu! Peki ya bu tan›nm›fl entelektüel, eflinin bafl›ndan bir
kavanoz d›flk›y› neden boflalt›r? Ak›llara
durgunluk veren bu davran›fl›n/iflkencenin nedenini; yazar› oldu¤u Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Etyen Mahçupyan'dan okuyal›m:
“Ülkenin tan›nm›fl entelektüellerinden
Sevan Niflanyan, kendi ifadesiyle kar›s›n›n baz› kad›nlara yönelik gayri ahlaki
davran›fllar›na yapt›¤› uyar›lar sonuçsuz
kal›nca; 'fliddete fliddetle karfl›l›k vermek
yerine' bir jest yapm›fl ve kar›s›n›n hak etti¤i jestin de onun bafl›na bir kavanoz d›flk› dökmek oldu¤unu düflünmüfl.” (1 Temmuz 2008 Taraf Gazetesi)
Bu nas›l bir entelektüel düzey(!)mifl ki,
Sevan Niflanyan, eflinin gayriahlaki (bu da
neyse?!) davran›fllar›na karfl› yapt›¤› uyar›lar sonuçsuz kal›nca; derin entelektüel
bilgisini kullanarak bir insan›n bafl›ndan
afla¤› kavanoz dolu d›flk›y› boflaltman›n,
“fliddete fliddetle karfl›l›k vermek yerine”
bir “jest” olaca¤› karar›na varm›fl. Ve bu
karar›n› da uygulam›fl. Niflanyan'›n “jest”i
buysa, kötü davran›fl›, fliddeti nas›l olur
diye insan düflünürken bile tüyleri diken
diken oluyor.
Niflanyan'›n mazereti ve iflkencesini
maruz gösterme çabas› karfl›s›nda suskun
kalan ya da savunanlara sormak laz›m:
Zaman›n OHAL Valisi Hayri Kozakç›o¤lu ya
da herhangi bir iflkenceci kalk›p bir gün;
köylülere ya da herhangi bir iflkence seans›nda ma¤dura b... yedirmenin fliddet uygulamak yerine bir “jest” oldu¤unu aç›kla-
at›l›m 11
• EMEKÇ‹ KADIN •
9 A¤ustos 2008
Ve gelelim erkek dayan›flmas›na:
Olay›n, iflkencenin duyulmas› üzerine
gazete içinden ve d›fl›ndan 13 imzal› bir k›nama metni haz›rlanm›fl. Ayn› metinde
Agos Gazetesi yönetiminden Niflanyan'›n
ifline son verilmesi de istenmifl. Bu talep,
Bilgi Üniversitesi'ne de iletilmifl. ‹flte bütün k›yamet de bundan sonra kopmufl.
Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Etyen Mahçupyan, bu iste¤in feministlerce
Agos Gazetesi çal›flanlar›ndan imza al›nd›ktan sonra eklendi¤ini ve 13 imzan›n ço¤unlu¤unun da gazete d›fl›ndan feministlere ait oldu¤unu köflesinde anlatm›fl.
Mahçupyan, bu kadarla kalmay›p, feministlere cepheden sald›rarak tam bir
erk'ek dayan›flmas› sergilemifl. Tabii bu
dayan›flmayla ayn› zamanda kendini de, bu
çerçevede okurlar›na tan›tm›fl!
Mahçupyan, “13 Temmuz 2008 tarihinde Taraf Gazetesi'ndeki köflesinde yer
alan feministlere sald›r› cümlelerindeki
erk'ek dayan›flmas›n›n çirkin örneklerinden baz›lar›n› birlikte okumaya devam
edelim:
“...bizim tepkimizi beklemeden bir bildiri ile Agos aleyhine kampanyaya girifltiler...” Mahçupyan burada bir süreli¤ine olsa da hakl› say›labilir. Ancak ortaya konulan tutum flimdi çok aç›k oldu¤una göre
“görülen köy k›lavuz istemez” sözünü
an›msamakta yarar var. Kendine bir misyon biçeni ya da biçilen kifli ve kurumlar›n
hayattaki her tutumu, davran›fl› kamusal
bir yan tafl›r. Dolay›s›yla Mahçupyan, Niflanyan'la ya da benzer bir durumda kendi
tutumunu belirliyorsa; -ki burada Agos yönetimince Niflanyan'la birlikte yürümeye
devam denmifltir- o zaman gelecek elefltirilere de, teflhire de katlanmak, kabullen-
Kontrgerilla karanl›¤›n› y›rtmaya
mek zorundad›r. Elefltiri hakk› da, savunma hakk› da mevcuttur. Karar› verecek de
okur kitlesidir, kamuoyudur diyelim ve devam edelim...
Sevan Niflanyan
“... söz konusu hakaret eylemini anlamland›rmakla kalmad›lar, bunun nas›l
cezaland›r›lmas› gerekti¤ine karar verdiler ve üstelik bunu kendileriyle kurumsal
hiçbir ba¤› olmayan bir yay›n organ›ndan
talep ettiler...” Okudu¤umuz gibi Niflanyan'›n b...lu eylemi, kaflla göz aras›nda
Mahçupyan'›n yaz›s›nda “hakaret”e dönüflüvermifl. Ne kadar basit öyle de¤il mi?
Niflanyan'la dayan›flma bununla da kalmay›p, feministlerin Agos'tan bu flahs›n
ifline son verilmesini istemesi, Mahçupyan taraf›ndan “küstahl›k” olarak nitelenmifl. Üstelik feministlerin bu “küstahl›¤›”n›, kurumsal hiçbir ba¤› olmayan bir
yay›n organ›ndan talep”i ne ba¤lam›fl. Asl›nda Mahçupyan, bu tespitinin ve sald›r›s›n›n koflu¤unun fark›nda. Ama onu da,
“Böylesine küstahça bir tavr›n asl›nda aktivist eylem biçiminin parças› oldu¤unu
söyleyenler ç›kabilir...” diyerek yenilir,
yutulur hale getirmeye çal›flm›fl. Bu aç›klamadaki “küstahl›k”, tam tam›na Mahçupyan'a yak›fl›yor. Ve bir konuda birilerinden bir talepte bulunmak için “kurumsal bir ba¤” gerekmedi¤ini sokakta oynayan çocuklara sorsan›z bilirler. Ancak tutars›zl›k ve erk'ekli¤i savunmak için kendini hasretmifl Mahçupyan, uyduruk
“tez”lerden medet umuyor.
Bu savunudan Mahçupyan'›n feminizmin marjinal kalmas›ndaki büyük(!) tespitini de ö¤renmifl olduk. Birlikte okuyal›m:
“Hak aramay› bir tür militanl›¤a dönüfltürmekle kalm›yor, bunu da aç›kça sald›rgan bir modalite içinde yürütüyorlar. Sonuç marjinalleflme...”
‹flte size liberal demokrat yazardan bir
baflka inci! Dikkat edin! fiayet hak alma/aramay› “militanl›¤a dönüfltürürseniz
marjinalleflmekten kurtulamazs›n›z! Bak›n feministler bu sorunla ilgili bildiri yay›nlay›p “hak aramay› bir tür militanl›¤a
dönüfltürerek” marjinalliklerini perçinlemifl oluyorlar. Erk'ekli¤i savunmak Mahçupyan'›n gözünü öylesine karartm›fl ki; en
küçük hak k›r›nt›s›n› elde etmenin bile militan bir mücadele gerektirdi¤ini unutuvermifl. Anlad›k, kendileri liberalinden demokrat da; bu kadar› da fazla!
Mahçupyan'›n erk'ek dayan›flmas›na
dair savunular›, pardon sald›r›lar› bu kadarla s›n›rl› de¤il. Ancak biz bu kadarla yetinip, biraz da 13 Temmuz 2008 tarihli Taraf Gazetesindeki bir baflka erk'ek dayan›flmas›na bakal›m. Manifesto'm köfle yazar› Y›ld›ray O¤ur da “fiirince'deki yang›n›
feministler mi ç›kard›?” bafll›kl› yaz›da Sevan Niflanyan'› savunmufl!
O¤ur, b...lu kavanozun Niflanyan'›n eflinin bafl›ndan afla¤› boflaltmas›n›; “Kavanoz, d›flk›, kar›-koca kavgas› diyeyim. Siz
zaten gereksiz yere bütün hikayeyi biliyorsunuz” diyerek “kol k›r›l›r yen içinde kal›r”
demeye getirmifl. Ve bütün savunusunu,
“‹lk bask›lar› y›llard›r elden ele dolaflan,
Cumhuriyet ve Kemalizm ile ilgili pek çok
tabuyu tuz buz eden kitab› Yanl›fl Cumhuriyet ç›kt›, birden bire merkez medyan›n
manfletlerinde, birinci sayfalar›nda sanki
dün olmufl gibi kendine yer buldu” fikri
üzerinden kurmufl. Do¤rudur, Ermeni
düflmanl›¤›yla malul ‹kitelli medyas›n›n
böyle bir iflkence malzemesine sald›rmas›, kullanmas› sürpriz say›lmaz. Ancak
bundan da baflka bir sonuç ç›karmak gerekmez mi? ‹fl erk'ekli¤i savunmaya gelince ak›l, mant›k ifllemez oluyor. O¤ur, feministlerin yay›nlad›¤› bildiriyi ve taleplerini
de flöyle de¤erlendirmifl:
“Sevan Niflanyan'›n neredeyse cemiyetinden d›fllanmas›n› istediler.” Pardon,
mesele neydi? Niflanyan'›n eflinin bafl›ndan d›flk› dolu kavanozu boflaltmas› fliddet
de¤il de ne acaba? Ama merak etmeyin,
senin ve sizin gibi dayan›flmac›lar varken
ne Niflanyan ne de kad›na yönelik fliddet
uygulayanlar cemiyetten falan d›fllanmazlar. O cemiyetten bu gücü ald›klar›na, oradan beslendiklerine göre siz sak›n korkmay›n, öyle bir fley olmaz!
Özrü kabahatinden beter dedirten
O¤ur'un flu sat›rlar›na ne demeli:
“Niflanyan'›n ak›l sa¤l›¤› yerinde kifliler
taraf›ndan tasvip edilmeyecek davran›fl›ndan da daha tehlikeli olan, bu töre meclisinde al›nm›fl kararlar gibi duran korkutucu ve kast›n› aflm›fl ç›k›fl asl›nda.”
tutum içerisindeler... Niflanyan'›n fliddetini
d›flk›lamas›n› feministlerin baz› tutars›zl›klar›na sald›rarak ya da bu co¤rafyadaki
Ermeni düflmanlar›n›n olay›/sorunu malzeme yapmas›n› elefltirerek temizlemeye
çal›fl›yorlar. Ve berbat bir erk'ek dayan›flmas› sergiliyorlar!!!
Dikkat edin, Niflanyan'›n fiilinin elefltirilerek tav›r al›nmas›, Niflanyan'›n uygulad›¤› fliddetten/iflkenceden daha tehlikeli
görülüyor. Bu iflkencenin mahkum edilerek teflhir edilmesi, “töre meclislerinde
al›nm›fl kararlar”a benzetiliyor. Olay›n,
fliddetin teflhirinde varsa bir çarp›tma onu
aç›kla! Olay›n yak›n zamanda m›, uzun süre önce mi oldu¤u, davran›fl› afla¤›l›k olmaktan ç›karmaz. Feministlerin bu sorunla ilgili tav›r almalar›ndan da bir anormallik yok. Sen, sizler neden tav›r alm›yorsunuz? Pardon, pardon, öyle ya çok net bir
Hayatta her davran›fl›n bir karfl›l›¤› vard›r/olmal›d›r. fiayet herhangi bir davran›flla/durumla ilgili tutum almada birileri zorlan›yorsa; ayr›nt›lar denizine dalarak medet umar. Laf› eveleyip gevelemek; misilleme, karfl› sald›r›ya geçerek tutars›zl›¤›n›, tarafgirli¤ini gizlemeye çal›flarak kendini ya da savundu¤unu hakl› ç›karmak
için her çeflit davran›fl mubah görülür. Niflanyan'›n efline yönelik fliddeti/ iflkencesi
meselesinde de bir k›s›m köfle erkek yazarlar›n›n tutumu aynen böyle! Ç›rp›nd›kça
bat›yorlar!.. Dikkat edin!!!
Bilim kad›nlar›- 11
Çarp›m tablosunu ‘bilmeyen’ kad›n matematikçi
Emekçi Kad›nlar Derne¤i üyeleri, Güngören'deki bombal› sald›r›ya iliflkin yapt›¤›
bas›n aç›klamas›nda, kad›nlar› kontrgerilla
karanl›¤›n› y›rtmaya ça¤›rd›. EKD'liler,
“Kay›plar›n, kirli savafl›n en a¤›r faturas›n›
yaflayan kad›nlar olarak, suçlulardan hesap sormal›y›z” dedi. Taksim Tramvay Dura¤›'nda buluflan kad›nlar, polisin sessiz
yürüyüfl dayatmas›n› bofla ç›kararak
“Kontrgerilla karanl›¤› de¤il adalet istiyoruz” yaz›l› pankartla Galatasaray'a yürüdü. Kay›plar›n bulunmas› mücadelesinde
önemli bir mevzi olan Galatasaray Meyda-
n›'nda aç›klama yapan Münevver ‹ltimur,
“Bu alan bizim için kontgerillan›n da¤›t›lmas›, darbecilerin ve bin operasyoncular›n yarg›lanmas›, kirli savaflta kad›nlara tecavüz eden, çocuklar› öldürenlerin yarg›lanmas› için mücadelemizin mevzisi olacakt›r” dedi. Kontgerilla katliamlar›na en
çok kad›nlar›n isyan etmesi gerekti¤ini
söyleyen ‹ltimur, “Art›k bizim için, Ayflenur fiimflek, Lütfiye Kaçar, Hasan Ocak,
U¤ur Kaymaz cinayetlerinin, Sivas, Marafl,
Gazi, Güngören katliamlar›n›n failleri zor
bir bilmece de¤il” diye konufltu.
Kad›nlar kampa ça¤›rd›
Emekçi Kad›nlar Derne¤i, Paylafl›yoruz, Üretiyoruz Kad›n Kamp› öncesinde çal›flmalar›na h›z verdi. Kad›nlar, 1-4 A¤ustos tarihleri aras›nda Okmeydan› Sibel Yalç›n Park›'nda kermes açt›. EKD'li kad›nlar parkta açt›klar› kermeste, yiyecek, kad›n, çocuk ve erkek giyim eflyalar›, tak›, ayakkab› ve aksesuar sat›fl› yapt›. EKD'liler, kermesi gezen kad›nlara EKD'yi anlatt›, 17-24 A¤ustos tarihleri aras›nda düzenleyecekleri Paylafl›yoruz, Üretiyoruz Kad›n Kamp› hakk›nda bilgi verdi. Özellikle akflam saatlerinde kad›nlar›n kermese ilgisi yo¤un oldu.
Rus matematikçi Sophia Kovalevskaya,
kad›n oldu¤u için okullara kabul edilmedi.
Doktoras›n› tamamlayabildiyse de bu sefer
de kad›n oldu¤u için ifl bulamad›. Ancak ilkokul ö¤retmeni olarak ifl bulabilen Sophia,
"Çarp›m tablosunu bilmiyorum!" diyerek bu
teklifleri reddetti.
1850 y›l›nda Çarl›k Rusya's›nda dünyaya
gelen Sophia Kovalevskaya, kitap okudu¤unu
ve matematik çal›flt›¤›n› anne ve babas›ndan
saklamak zorunda kald›, evde herkes uyuduktan sonra okumaya çal›flt›. Kad›n oldu¤u
için Rusya’daki okullara kabul edilmeyen
Sophia, okumak için evlenip Almanya’ya gitti.
Ama, burada da kad›n oldu¤u için Heidelberg
Üniversitesi’ne kabul edilmedi. 24 yafl›ndayken Göttingen Üniversitesi'nden doktora derecesi almay› baflaran Sophia, dünyaca ünlü
matematikçi Kari Weierstrass’dan referanslar› oldu¤u halde ifl bulamad›. Ne Almanya'da
ne de Çarl›k Rusya's›nda ifl bulamamas›n›n en
önemli nedeni, tabii ki kad›n olmas›yd›. Buldu¤u ufak tefek iflleri “çarp›m tablosunu bilmedi¤ini” söyleyerek kabul etmeyen Sophia,
alt› y›l boyunca kendini d›fl dünyaya kapad›,
hiç bir çal›flma yapmad›.
Çarl›k Rusya's›nda kurallar›
de¤ifltirten kad›n
1882'de tekrar matemati¤e dönen Sophia,
1884'te Stockholm Üniversitesi'nde özel doçent unvan›yla ifle bafllad›. Befl y›l sonra da
Stockholm Üniversitesi Matematik Bölümü
Baflkanl›¤›'na getirildi. Böylece, Avrupa'da bir
üniversitede bölüm baflkan› olan üçüncü kad›n
oldu. Sophia'dan önce fizikçi Laura Bassi ve
matematikçi Maria Agnesi bu unvan› alm›fllard›. Stockholm'deki çal›flmalar› s›ras›nda, Acta
Mathematica isimli bir matematik dergisinin
editörlü¤ünü yapt›. Paris ve Berlin'deki matematikçileri bir araya getiren Sophia, uluslararas› konferanslar düzenledi. Frans›zlar›n prestijli bilim ödülü olan Prix Bordin yar›flmas›nda
yazd›¤› makaleyle ödül ald›, 1898'de de ‹sveç
Bilimler Akademisi ödülünü kazand›. Bir dönem kendisine ifl vermeyen Çarl›k hükümeti,
çal›flmalar›yla kendini ispatlayan Sophia'y›,
Rusya’n›n en prestijli bilim insanlar› toplulu¤u
olan Imperial Academy’nin üyesi ilan etti. Sophia sayesinde Imperial Academy'nin kurallar›
de¤ifltirildi ve kad›n üye al›nmas›na olanak tan›nd›. Sophia, üretkenli¤inin doru¤undayken,
41 yafl›nda, yakaland›¤› zatürrenin neden oldu¤u solunum yetmezli¤inden öldü.