slam hukukuna göre evlenmede velâyet

Transkript

slam hukukuna göre evlenmede velâyet
) !
$
Q $ OO $
O
-
SLAM HUKUKUNA GÖRE EVLENMEDE VELÂYET*
Prof.Dr. Saffet KÖSE**
'! ^
8
&
"
:
(S
8
3
(
9
&
3
# '
$
3
B&
"
& #
'
! ;
&
&
S
(
"
3
3
'
&
#
(
$
B
(
'
6
=
1
'
" =
($
B&
&
&
"
=
&
"
##
&
3
#
'
0
B&
T
&: 3
8
&
(
K U
(
(
"
(0
$
#
3
&
3
(# "
8 B&
(3 3 3
&
"
3 &
2
( &
2
"
(
$ "
# #
3
8
((
& ( #
)
#
$
(( &
# & &
8
&
3
$G
Evlenmede velâyet konusu slâm hukukçular n n üzerinde tart 6t klar önemli
meselelerden birisidir. Konu mezhep imamlar döneminden günümüze gelinceye kadar hâlâ tart 6 lmakta ve güncelli9ini korumaktad r. Problemin odak noktas n ise
ergenlik ça9 ndaki k zlar n evlili9inde velî’nin yetkisi olu6turmaktad r. Çünkü küçük
k zlar n velî taraf ndan evlendirilebilece9i, dul kad nlar n da r zalar al nmadan evlendirilemeyecekleri konusunda hemen hemen bir görü6 ayr l 9 yoktur.
Günümüz Türkiye’sinde Hanefî mezhebine göre evlilik akdinde velînin izninin
gerekli olmad 9 ndan hareketle iki 6ahit huzurunda evlenenlerin bulundu9undan söz
edilmektedir. Bir müddet sonra da bu evliliklerin bir k sm n n bo6anma ile neticelendi9i ifade edilmektedir. Böyle bir evlili9in hem taraflar, hem onlar n aileleri hem de
toplum aç s ndan do9urdu9u problemler inkar edilemez.
Mâlikî, Lâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre velînin izninin al nmad 9 evlilikler
geçersizdir. Bu görü6ün uyguland 9 slâm toplumlar nda ise velînin otoritesinin egemen oldu9u ve k zlar n bundan ma9dur oldu9u çe6itli çal 6malarda dile getirilmektedir. Gerçi bu üç mezhepte dengi ç kt 9 nda ve emsal mehrinin ödenmesi sözkonusu
*
29 Ekim-1 Kas m 1998 tarihleri aras nda Konya’da düzenlenen I. Ulusal Kad n ve Aile Sempozyumu’nda
sunulmu tur.
**
Selçuk Üniversitesi lahiyat Fakültesi
O
B ((
G%
oldu9unda istemesi halinde k z , velîsinin evlendirmekle mükellef bulundu9u, aksi
takdirde evlendirme velâyetinin bir di9er velîye geçece9i görü6ü benimsenmi6tir. Ne
var ki Hz. Peygamber’in baz hadislerinde ve bütün klasik kaynaklar m zda k zlar n
utangaç oldu9u ve evlenme iradelerini izhar etmekten kaç nacaklar , bundan dolay
evlili9e r zalar n n bulundu9una delâlet edecek susmalar n n izin say ld 9 kaydedilmi6tir.1 O zaman bu psikoloji içinde bulunan k z, dengi ç kt 9 nda ve kendisine talip
olanla evlenmek istedi9i halde buna geçit vermeyen velîsine kar6 nas l itiraz edebilecektir. Bu da önemli bir problemdir.
Konu ile ilgili bir ba6ka problem de evlenmede cebrî velâyet yetkisidir. Malikîlere göre baba, Lâfiîlere göre baba ve dede’nin tam ehliyetli k z r zas bulunmasa da
evlendirme yetkisi vard r. Hanbelîlerde bu konuda iki görü6 vard r. K z n bir ömür
geçirece9i damat aday na s namamas na ra9men çe6itli saiklerle velîsi taraf ndan
zorla evlendirilmesi evlilik kurumu aç s ndan gerçekten tart 6 lmaya de9er bir konudur. Nitekim Fas’ n önde gelen devlet ve fikir adamlar ndan Allâl el- Fâsî (ö.l974)
ülkelerinde uygulanan bu yöndeki Mâlikî görü6ünün acilen slah edilmesi zaruretinden bahsetmekte ve ülke k zlar n n velîlerinin kendi geleceklerine bu 6ekilde bir ipotek koymalar n kabule haz r olmad klar n ifadeden sonra kendi hayat arkada6 n
seçme konusunda k zlar n serbest olmas görü6ünün benimsenmesi gerekti9ini, eski
bir uygulama üzerinde tak l p kalman n yeryüzünde fitne ve büyük bir fesattan ba6ka
bir 6ey getirmedi9ini söylemektedir ki bununla “E er siz Allah!n emirlerini yerine
getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur”2 ayetine ve bu yöndeki
hadise3 anlaml bir telmihte bulunmaktad r.4
Bu noktada bir ba6ka önemli problemin de velîlerin, aile bütçesine katk da bulunmalar ya da anne-babas na biraz daha hizmet edebilmeleri için k zlar n n evliliklerini engelledi9i yönündedir. Hatta velîlerin s rf makam-mevki ve zenginlikleri sebebiyle k zlar n dengi olmayanlarla evlendirmek amac yla onlar n istedikleri ile evliliklerine engel oldu9u yönünde bilgiler bulunmaktad r.5
6te bütün bunlardan dolay bu çal 6man n amac ergenlik ça9 ndaki k zlar n
evlenmesinde velînin yetkisi ile ilgili olacakt r.
T2 -1KS 1' 8 '38T6T -1 -1K K1
32 -1KS 1'
Genel anlamda evlenmede velâyet denildi9inde akdin bir ba6kas n n iznine
ba9l olmas ya da ba6kalar n n r zalar n almaks z n evlendirebilme yetkisine sahip
olma anla6 l r. Bu yetkiyi elinde tutan ki6iye de velî denir. Velî’nin tam ehliyetli (ak ll , bülu9a ermi6 ve hür) ve müslüman olmas gerekti9i hususunda slâm hukukçular
aras nda görü6 ayr l 9 yoktur. Hanefilerin d 6 ndaki fukahaya göre de velî erkek ve
dinî vecibelerine ba9l olmal d r. Fas!k velî olamaz. Hanbelîler buna re6îd olma 6art n
da eklemektedirler.6 Burada velî taraf ndan evlendirilmeleri sözkonusu olan kimseler
1
Buhârî, “Nikâh”, 41, “Hiyel”, l l; Müslim, “Nikâh”, 66, 68; Nesâî, “Nikâh”, 31; bn Mâce, “Nikâh”,11;
Dârimî, “Nikâh”,13...
2
Enfâl (8), 73.
3
bn Mâce, “Nikâh”, 46.
4
Fâsî, Allâl, “Vilâyetü’z-zevâc fi’l f kh ve’l-kânûn”, s. 51.
5
Cîlân, “el-Esbâbu’t-târie li’ntikâli vilâyeti’n-nikâh”, s.129; Cebrîn, “Vilâyetü tezvîci’l-kebîre”, s.13-14.
6
Kâsânî, Bedâi’u’s-sanâi‘, II, 237, 239; bn Kudâme, el-Mu nî, VII, 355 vd.; Nevevî, Ravzatu’t-tâlibîn, V, 408
vd.; bn Cüzey, el-Kavânînu’l-f khiyye, s.134; Hammâd, Nezih, Nazariyyetü’1- vilâye, s. 55, 58.
O
7'
Z
O
eksik ehliyetliler ile ehliyetsizlerdir. slâm hukukunda velâyet, bu grupta yer alanlar n
haklar n korumak amac yla kabul edilmi6 bir müessesedir.7 Bizim burada üzerinde
duraca9 m z esas mesele ise tam ehliyetli k zlar n evliliklerinde velinin yetkisi konusudur.
#2 -1K K1
Nikâhta velîler iki grupta incelenmektedir:
l- Husûsî velî (veliyy-i hâs):
Velâyeti alt nda bulunan kimseyi evlendirme yetkisine sahip olan yak nlard r.
slâm hukukçular n n ço9unlu9una göre s ralamada baz farkl l klar bulunmakla
birlikte bu gruba asabe velîler dahildir. Asabe bir kimsenin araya kad n girmeden
kendisine ba9lanan erkek akrabalar na denir.8 Bunlar:
O9ulluk ili6kisi bulunanlar: O9ul, o9ulun...o9lu.
a. Babal k ili6kisi bulunanlar: Baba, onun babas (dede)...
b. Karde6lik ili6kisi bulunanlar: Öz erkek karde6 veya bunlar n erkek çocuklar , baba bir erkek karde6.
c. Amcal k ili6kisi bulunanlar: Öz amca, baba bir amca veya bunlar n erkek çocuklar .9
Hanefî mezhebine göre velayette s ra bu 6ekildedir. Bu s ralaman n önemi 6uradad r. Önceki velî varken sonraki s rada bulunan bir velî velâyeti alt nda bulunan
evlendiremez.10
02 P > & - & :7
2 .
;G
Asabe derecesinde h s m bulunmad 9 takdirde Ebû Yûsuf (ö.182/798) ve "mam
Muhammed (ö.l89/805) ile di9er birçok fakîhe göre velâyet, âmmeyi temsilen hakime
geçer. Bu anlay 6 n temelinde “velisi olmayan!n velîsi sultand!r (devlet ba)kan!)”
hadisi bulunmaktad r.11 Bizzat devlet ba6kan ya da hakim umûmî velîdir. Ebû Hanîfe’ye (ö.150/767) göre ise asabe derecesinde velî bulunmad 9 nda velayet anne, k z,
o9lun k z , k z n k z ... öz k zkarde6, yak nl k derece ve kuvvetlerine göre üvey karde6ler ve nihayet zevi’l-erhâm’a geçer.12 Asl nda biz burada ayr bir tart 6ma ve ara6t rma konusu olmas gereken velinin kimler olabilece9i meselesini konuyu uzatmamak için ele alam yoruz.
TT2 8 B3, 3B" 8"1 -1K 8 8 1'B )
32 B/E/BK1 8 1-K18"
K61)
Tâbiûn fukahâs ndan Osman el-Bettî (ö.l43/760) ile "bn <übrüme (ö.144/761)
ve Mu’tezile alimlerinden Ebû Bekir el-Asamm (ö.201/816) d 6 ndaki slâm hukukçular , baban n küçük bakire k z n iznini almaks z n dengi ile evlendirebilece9i görü6ü7
Karaman, Hayreddin, Mukayeseli slâm Hukuku, I, 250; Ayd n, M. Akif, slâm-Osmanl Aile Hukuku, s. 24.
bkz. Karaman, Hayreddin, “Asabe”, D A, III, 452-453.
9
bn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 311-313; Ebû Zehre, el-Vilâye ale’n-nefs, s. 82 vd.; Cîlân, “el-Esbâbu’t-târie
li-intikâli vilâyeti’n-nikâh”, s.150,152.
10
Ayd n, a.g.e., s. 26; Döndüren, Hamdi, Delilleriyle Aile lmihali, s. 281.
11
Ebû Dâvûd, “Nikâh”, l9; Tirmizî, “Nikâh”, 15; bn Mâce, “Nikâh”,15; Dârimî, “Nikâh”,11; Ahmed b.
Hanbel, Müsned, I, 250; VI, 47, 66,166, 260. ayr ca bkz. Buhârî, “Nikâh”, 40.
12
Kâsânî, a.g.e., II, 240-241; bn Cüzey, a.g.e., s.133-134; bn Kudâme, a.g.e., VII, 350-351; Karaman, a.g.e.,
I, 250-251; Ayd n, a.g.e., s. 25-26.
8
O
B ((
G%
nü benimsemi6lerdir.13 Hatta bu konuda icma bulundu9u nakledilmi6tir.14 Baban n
evlendirdi9i k z n bülû9a erdikten sonra evlili9e devam etme veya bozma konusunda
muhayyerlik hakk bulunmad 9 konusunda da dört mezhep imam n n görü6 birli9i
vard r.15 Kendilerinden gelen me6hur rivayete göre "mam Malik (ö.l79/795) ile Ahmed
b. Hanbel (ö.241/855) bu yetkinin sadece babaya ait oldu9unu savunmu6lard r.
Bülû9a erinceye kadar k z , baba d 6 ndaki velîler evlendiremez.16 mam Lâfiî
(ö.204/819) babadaki özelliklerin dedede de bulundu9undan hareketle onu baba gibi
kabul etmi6tir.17 Ebû Hanîfe (ö.150/767) ise baba d 6 ndaki velîlere de küçükleri evlendirme yetkisi tan m 6, ancak baba ve dede d 6 ndaki velîlerin evlendirdi9i küçüklere bülû9a erdiklerinde muhayyerlik hakk tan m 6t r.18
slâm hukukçular küçüklerin velîleri taraf ndan evlendirilmelerinin caiz oldu9una 6u delillerden hareket ederek ula6m 6lard r:
1- “Âdetten kesilen kad!nlar!n!z!n iddetlerinden )üphe ederseniz onlar!n iddeti
üç ayd!r. Henüz adet görmeyenler de böyledir”19 ayetinde “adet görmeyenler” küçüklerdir. ddet ise evlili9in neticelerinden birisidir. Dolay s yla bu ayette küçüklerin evlili9ine cevaz vard r. 20
2- Bu konuda Hz. Peygamber’in Hz. Ai6e ile* ve sahabeden de baz lar n n bu
6ekildeki evlilikleri delil olarak kaydedilmektedir.21
3. Aklî delil olarak da 6u ileri sürülmektedir. Evlilik velilerin üzerinde önemle
durmalar gereken bir i6tir. Evleneceklerin kendilerine en uygun ve denk (küfüv) bir
aday bulmalar her zaman mümkün olmaz. Böyle bir namzet ç k nca f rsat n kaçmamas velînin küçü9ü evlendirebilmesine ba9l d r.22
Küçüklerin evlenmesini muteber kar6 lamayanlar ise 6u delillerden hareket etmi6lerdir:
1- “Yetimleri nikâh (bülû ) ça !na gelinceye kadar deneyin. Onlar!n re)îd olduklar!n! anlarsan!z art!k mallar!n! kendilerine verin”23 ayetinde küçüklü9ün sona
ermesi nikâh ça9 na gelmekle s n rland r lm 6t r. Layet küçüklerin evlendirilmeleri
muteber olsayd , bu s n rlama anlams z olurdu.24
13
Cessâs, Ahkâmu’l-Kur’ân, II, 50 vd.; Serahsî, el-Mebsût, IV, 212; Kâsânî, a.g.e., II, 240; bn Hazm, elMuhallâ, IX, 458; bn Kudâme, a.g.e., VII, 392; bn Cüzey, a.g.e., s.133; Remlî, Nihâyetu’1-muhtâc, VI,
228.
14
bn Münzir, Kitâbu’l- cmâ’, s. 76; Cevherî, Nevâdiru’I-Fukahâ’, s. 83; Remlî, a.g.e., VI, 228.
15
Cessâs, a.g.e., II, 346; Serahsî, a.g.e., IV, 213, 215; bn Hazm, a.g.e., IX, 458; Cebrîn, “Vilâyetu tezvîci’ssa ra”, s. 257-258.
16
Sahnûn, el-Müdevvene, II,155; bnu’1-Arabî, Ahkâmu’l-Kur’ân, I, 310; bn Cüzey, el-Kavânînu’l-f khiyye,
s.133; Ibn Kudâme, a.g.e., VII, 392.
17
Remlî, Nihâyetu’l-muhtâc, VI, 229.
18
Peybânî, el-Câmiu’s-sa îr, s.170-171; Serahsî, a.g.e., IV, 213, 215.
19
Talâk, 65/4.
20
Serahsî, a.g.e., IV, 212; Bâcî, el-Müntekâ, III, 272; bn Hacer, Fethu’l-Bârî, IX,189-190.
*
Hz. Peygamber’in Hz. Ai e ile alt ya nda ni anland , dokuz ya nda da evlendi i yönünde yayg n bir
kanaat vard r. Baz ara t rmac lar bunu reddetmektedir. R za Sava , konu ile ilgili tetkikinde Hz.
Ai e’nin Hz. Peygamber ile evlenirken 18 ya lar nda oldu u neticesine varm t r. (bk. R za Sava , “Hz.
Ai e’nin Evlenme Ya ile lgili Farkl Bir Yakla m”, s. 139-144)
21
Serahsî, a.g.e., IV, 212-213; Cebrîn, “a.g.m.”, s. 254-256.
22
Karaman, a.g.e., I, 242.
23
Nisa, 4/6.
24
Karaman, a.g.e., I, 243.
O
7'
Z
O+
2- Evlenmenin gayesi birlikte ya6amak, mutlu olmak, aile hayat kurmak ve
ço9almakt r. Küçüklerin evlenmelerinde bunlar n hiçbirisi gerçekle6meyece9i gibi,
büyüdükleri zaman baz vahim neticelerin ortaya ç kmas da kuvvetle muhtemeldir.25
25 Ekim 1917 tarihli Hukuk- Aile Kararnamesi, Cumhurun görü6ünü de9il,
bülû9dan evvel küçüklerin evlenmesini yasaklayan görü6ü kanunla6t rm 6t r. Kararnâme 7. maddesinde: “12 ya)!n! itmam etmemi) olan sa îr ile 9 ya)!na itmâm etmemi) olan sa îre hiçbir kimse taraf!ndan tezvîc edilemez” 6eklindeki hükmüyle küçüklerin evlenmesini yasaklam 6t r.*
#2 '36 1,K 1'K BTIK3 T8 1-K K ] 8"1 -1K 8 8 1'B )
slâm hukukuna göre bülû9a ermi6 olan ki6i e9er ehliyetine zarar veren bir ar za söz konusu de9ilse haklar n kullanma yetkisine sahip ve görevleriyle de muhatap duruma gelmi6tir. Bu sebeple haklar n bir ba6kas n n iznine gerek kalmadan
kullanabilir ve yapt klar ndan da mes’ûl tutulur. Ancak slâmda evlilik akdinin di9erlerine oranla daha büyük bir önemi haiz bulunmas sebebiyle slâm hukukçular tam
ehliyete sahip olan k zlar n evlenmesinde velî’nin yetkisi üzerinde durmu6lar ve bu
noktada önemli tart 6malar ortaya ç km 6t r. Biz bu görü6ler ve delilleri ele ald ktan
sonra günümüz 6artlar n da dikkate alarak bir de9erlendirme yapaca9 z.
1- Hanefîlerin Görü6leri ve Delilleri
a. Görü6ler:
Ebû Hanîfe, Züfer (ö.l58/775) ve ilk görü6ünde Ebû Yûsuf’a göre hür, bülû9a
ermi6, ak ll (tam ehliyetli) olan k zlarla, dul kad nlar n evlili9i konusunda velî’nin
yetkisi yoktur. Bunlar velîlerinin iznine ba9l olmaks z n do9rudan do9ruya evlenebilecekleri gibi kendilerini evlendirmesi hususunda bir ba6kas n vekil tayin edebilirler
ve yetkisiz temsilci’nin (fuzûlî) evlendirmesi halinde akde onay vererek (icâzet) nikâha geçerlilik kazand rabilirler. Ancak k z n, edepsizlik ve hayas zl k (vakâhat) dedikodular na meydan vermemek için velîsinin r zas n almas ya da evlili9i konusunda
onu vekil tayin etmesi müstehap say lm 6t r. Bununla birlikte bu görü6te olan hukukçular k z n velisinin iznini almadan evlenebilmesinin mutlak bir hak olmad 9 n söylemi6lerdir. Ebû Yûsuf ve Züfer nikâh n geçerlili9i için k z n evlendi9i kocas na denk*
olmas n yeterli sayarken Ebû Hanîfe buna ilaveten en az emsal mehri üzere akit
yapmalar n 6art ko6mu6tur. K z ile kocas aras nda denklik yok ise veya emsal mehri
üzerinden akit yap lmam 6 ise Ebû Hanîfe’den iki görü6 nakledilmektedir.
Birinci görü6e göre nikâh akdi sahihtir. Ancak velînin, kad n do9um yapmad kça veya hamileli9i aç 9a ç kmad kça evlili9e itiraz hakk vard r. Denkli9in bulunmamas sebebiyle fesih, k z n emsallerine göre dü6ük takdir edilen mehrin de tamamlat lmas yoluna gidilebilir. kinci görü6 ise ö9rencilerinden Hasan b. Ziyâd’ n
(ö.204/819) nakletti9ine göre k z ile evlenmek istedi9i aday aras nda denklik yok ise
nikâh n caiz olmad 9 d r. Daha sonraki Hanefî fukahas üç sebepten dolay ikinci
görü6ü tercih etmi6lerdir.
aa. htiyata daha yak nd r.
ab. Ahlâk bozulmu6tur (fesâdü’z-zamân).
25
Karaman, a.g.e., I, 244; bu konuda geni bilgi için bk. Cebrîn, “Vilâyetü tezvîci’s-sa îra”, s.249-275.
Esbâb- mûcibe Lâyihas için bk. Ayd n, M. Akif, slâm-Osmanl Aile Hukuku, s. 271-272.
*
* Denklik (kefaet) evlenecek çiftler aras nda dinî, iktisadî ve sosyal seviye bak m ndan yak nl ifade
eder. Denklik erke in evlenece i kad na denk olup olmad noktas nda aran r.
*
O-
B ((
G%
ac. Davada ortaya ç kacak problemler vard r. Löyle ki;
- Velî dava ile u9ra6mak istemeyebilir.
- Davas n gerekti9i 6ekilde savunamayabilir
- Hakim adaletli olmayabilir.
- Velîye dava etmek a9 r gelebilir ve dâvadan s k labilir.
Böylece de zarar hali ortaya ç kar.26
Ebû Hanîfe’nin ö9rencilerinden "mam Muhammed b. Hasan e)-<eybânî’ye
(ö.189/805) göre ise velî ile k z aras nda mü6terek bir velâyet söz konusudur. Buna
göre velî r zas n almadan k z evlendiremez, k z da velîsinin iznini almadan evlenemez.27 Ancak "mam Muhammed’in bu fikrinden rücû ederek Ebû Hanîfe’nin görü6ünü
benimsedi9i yönünde kaynaklarda bilgiler vard r.28
Sosyal hayatta baz ictihâdî hükümleri olumsuzluklar do9ursa bile (ikrah halinde k y lan nikâh n ve talâk n geçerli say lmas gibi) istikrar temin amac yla hanefî
mezhebi hükümlerini s k s k ya uygulam 6 olan Osmanl Devleti’nin Leyhu’lslâmlar ndan Ebussuûd Efendi’nin (ö. 982/1574) haz rlay p Kanûnî Sultan Süleyman’a arzetti9i ve bundan sonra da kanun haline geldi9i (951/1544) Ma’rûzât adl
eserinde toplumsal hayatta ortaya ç kabilecek baz olumsuzluklar dikkate al narak
kad lar n velilerinden izinsiz k zlar n nikah n k ymalar yasaklanm 6t r. Hüküm
6udur:
“Sene ihdâ ve hamsîne ve tis‘imie (951) tarihinde kudât, velîsi izinsiz nikâh
etmemekle memurdurlar.”
Sual: “Bu suretde hâkimu’l-vakt bu hususdaki rivâyât ve akvâl muhtelifedir.
Ben dahî kavl-i âhar ile amel edüb s hhat- nikâha hüküm câizdir deyû hüküm eylese
6er’an hükmü nâfiz olur mu?
el--Cevab: Memnû olîcak cidden caiz de9ildir. Zira kudât n velâyeti sahib-i hilâel
fetin izin ve icazetinden müstefâdd r. Ve hem esahh- akvâl ile hükme me’murlard r.
Ve hilâfiyâtdan mahcûrlard r. Husûsen fesâd- zamân gün gibi ayând r.”29
b- Deliller:
ba. Kitaptan Deliller
- Koca kar s n üçüncü defa bo6arsa, kad n ba6ka koca ile evlenmedikçe kendisine helâl olmaz.30
- Kad nlar bo6ad 9 n zda, bekleme süreleri (iddet) sona ermi6se, kocalar ile
evlenmelerine engel olmay n.31
- çinizden ölenlerin geriye b rakt klar e6leri kendi ba6lar na dört ay on gün
beklerler. Bu süreyi bitirince art k kendileri için uygun olan yapmalar nda size bir
günah yoktur.32
Bu ve benzeri ayetlerde nikâh kad na isnad edilmi6tir. Aslolan isnad n gerçek
26
Serahsî, a.g.e., V,10,13; Kâsânî, a.g.e., II, 247; Mer înânî, el-Hidâye, I, 196; bnü’I-Hümâm, Fethu’l-Kadîr,
III,157; Molla Hüsrev, Düreru’l-hükkâm, I, 335; Timurtâ î, Tenvîru’l-ebsâr, II, 297; bn Âbidîn, Reddü’lmuhtâr, II, 296.
27
Kâsânî, a.g.e., II, 247; Berrâc, “el-Vilâye fî akdî’n-nikâh”, s. 82, 95; Ayd n, a.g.e., s. 25.
28
Mer înânî, a.g.e., I,196; Berrâc, “a.g.m.”, s. 82, 85, 95.
29
Ebussuûd Efendi, Ma’rûzât, s. 339-340.
30
Bakara, 2/230.
31
Bakara, 2/232.
32
Bakara, 2/234.
O-
7'
Z
O.
faile yap lmas d r. Bu ayetler kad n n bizzat nikâh n akdedebilece9ine aç kça i6aret
etmektedir. Kezâ ikinci ayette hitap kocalara yöneliktir ve engellemeden maksat bir
yerde hapsetmek ve evlenmelerine engel olmakt r. Nitekim “kad!nlar! bo)ad! !n!zda”
ifadesi de bunu göstermektedir. Buna göre kim kar s n bo6arsa ve kad n da iddetini
tamamlam 6sa eski koca onun bir ba6kas yla evlenmesine engel olamaz.33
- Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de
kendisini almak istedi9i inanm 6 kad n di9er mü’minlere de9il s rf sana mahsus
olmak üzere (helâl k ld k).34
Bu ayet nikâh akdini bizzat kad n n kendisinin yapabilece9ine delâlet etmektedir.35
bb- Sünnetten Deliller:
- Hz. Peygamber 6öyle buyurmu6tur: “Dul kad n, evlili9inde, velîsinden çok
kendisi yetkilidir. K z n ise izni al n r. zni susmas d r.”36
“Velî’nin dul kad n konusunda bir yetkisi yoktur. Yetim k z evlendirilirken
kendisine dan 6 l r, susmas kabul anlam na gelir.”37
Hadislerde evlilik karar n verme yetkisi kad na tan nm 6 ve nikâh ile ilgili
konularda ba6kalar n n yetkili bulundu9u hükmünü ortadan kald rm 6t r. Hadisin
genellik ifade eden ibaresi kocay seçme ve nikâh akdiyle ilgili hususlar da kapsamaktad r. K za gelince erkeklerle pek yak nl 9 olmad 9 ndan ve genellikle utangaç
bulundu9undan evlenme iradesini aç kça ifade edemeyece9inden Kanun Koyucu
onun r zaya delâlet eden susmas n izin kabul etmi6tir. Ancak bu durum genel ehliyet
kurallar gere9ince, Lâriin k z n kendisine ait olan bizzat kendisinin evlenebilme
hakk n elinden ald 9 anlam na gelmez. Çünkü k z da ak ll ve bülû9 ça9 nda bulundu9unda aynen dul gibidir.38
Asl nda ilk hadis nikâh akdinde velî’ye bir hak tan maktad r. Çünkü “velisinden daha çok hak sahibidir” (ehakk) ifadesinden bu anla6 lmaktad r. Ancak bu hak
k z raz oldu9unda akit yap vermesinden ibarettir.39
- Hz. Peygamber’in Ümmü Seleme ile evlili9i de bu konuda delildir. Buna göre
Hz. Peygamber kendisini istemek üzere haber gönderince Ümmü Seleme: “Velilerimden )u anda burada kimse yok” demi6, bunun üzerine Hz. Peygamber: “Ne burada
bulunan, ne de bulunmayan velîlerinden bu evlili i ho) kar)!lamayacak olan vard!r”
buyurmu6tur.40
Hadis nikah akdi s ras nda velîlerinden birisinin bulunmad 9 na aç kça delâlet
etmektedir. Nitekim Ümmü Seleme’nin kendi sözünden de bu anla6 lmaktad r. Di9er
yandan hadis velîlerin yersiz gerekçelerle ve bir tak m bahanelerle evlili9i istememeleri durumunda itiraz haklar n n bulunmad 9 na delâlet etmektedir. Zaten arada denk33
Serahsî, a.g.e., V,11-12; Kâsânî, a.g.e., II, 248; bnü’1-Hümâm, a.g.e., III,159.
Ahzâb, 33/50.
35
Kâsânî, a.g.e., II, 248.
36
Ebû Dâvûd, “Nikâh”, 25; Tirmizî, “Nikâh”,18; bn Mâce, “Nikâh”,11; Mâlik, Muvatta’, “Nikâh”, 4;
Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 249, 261, 274, 345, 355, 362.
37
Buhârî, “Nikâh”, 41; Nesâî, “Nikâh”, 31; bn Mâce, “Nikâh”,11; Dârimî, ‘Nikâh”,13; Ahmed b. Hanbel,
a.g.e., I, 334, 355, 362.
38
Serahsî, a.g.e., V, I2; Kâsânî, a.g.e., II, 248; Sâyis-Peltût, Mukârenetü’l-mezâhib, s. 56.
39
bnü’I-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, III,160.
40
Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 295, 313, 318.
34
OP
B ((
G%
lik varsa velî’nin itiraz n n da bir temeli yoktur.41
- Hansâ hadisi de bu konuda delildir.
Babas , dul olan Hansâ bintü H!zâm’ r zas n almadan evlendirmi6ti. Hansâ
bu tavr ho6 kar6 lamad 9 için gidip Rasûlullah’a 6ikayette bulunmu6, Hz. Peygamber de nikâh iptal etmi6tir.42 Bir ba6ka rivayette de bir cariye k z Hz. Peygamber’e
gelerek babas n n kendisini itibar kazanmak amac yla amcas n n o9lu ile evlendirdi9ini söylemi6, Hz. Peygamber de babas n ça9 rtarak k z n fikrini al p-almad 9 n
sormu6, bunun üzerine k z: “Ya Rasûlallah, babam!n yapt! ! i)e kar)! de ilim. Fakat
ben evlenme i)inde kad!nlar!n da söz hakk! var m! onu ö renmek istedim” demi6tir.
Ebû Hureyre’nin rivayetine göre Hz. Peygamber: “K!z evlendirilirken görü)ü sorulur.
E er sükût ederse izin vermi) demektir. E er istemez ise evlendirmek câiz de ildir”43
buyurmu6tur.
Bu hadisler evlenmede velînin izninin bulunmas n n gerekli olmad 9 n göstermektedir. Zaten Hz.Peygamber’e 6ikâyete gelen k z n: “Babalar!n k!zlar!n!n evlili i
konusunda (mutlak) söz sahibi olmad!klar!n! kad!nlara bildirmek istedim” 6eklindeki
ifadesi de buna delâlet etmektedir.44
bc- Sahabî Kavli ve Uygulamas :
- Hz.Ömer, Hz. Ali, Abdullah b. Ömer velîsiz nikâh câiz görmü6lerdir.
- Hz. Âi6e de karde6i Abdurrahmân’ n k z Hafsa’y babas n n yoklu9unda
Münzir b. Zübeyr ile evlendirmi6tir.45
bd- Aklî Deliller:
Nikâh akdinin bir tak m maksatlar vard r. Bunlar n bir k sm öncelikle evlenecek olan kad n ilgilendirmektedir. Velîyi ilgilendiren taraf ise k z n dengi ve emsal
mehri ile (Ebû Hanîfe’ye göre) evlenip evlenmedi9i meselesidir. K z n dengi ile evlenmemesinden velînin görece9i zarar kendi sosyal seviyesinden dü6ük yeni h s mlar ndan dolay ay planmas ile ilgilidir. Ebû Hanîfe’ye göre k z n emsal mehri ile evlenmemesi durumunda iki zarar söz konusudur. Bunlardan birisi velîlere aittir. Velîler
k zlar n n mehirleri ile övünürler, 6eref duyarlar, mehrin noksan olmas durumunda
ise bundan rencide olurlar. Çünkü k z n emsallerinin ald klar n n alt nda bir mehirle
evlenmesi ahlâk dü6ük olanlara has bir durumdur. Bu sebeple velîler bundan rahats z olurlar. kinci olarak da böyle bir mehirle evlilikten k z n di9er kad n akrabalar
zarar görür. Çünkü onlar n evlili9inde mehir belirlenmemi6 ise emsal mehir esas al nacakt r. Bu k z n mehri ise onlar için bir ölçü te6kil edece9inden akraba k zlara zarar
söz konusudur. Çünkü emsal mehir belirlenirken evlenecek olan k z n babas kabilesinden benzeri olan kad nlar n mehirleri dikkate al n r. Velînin ikinci derecede olan
bu haklar , kendisine tan nan itiraz hakk yla birlikte korunmu6 olmaktad r.46
Tam ehliyete sahip olan k z malî tasarruflarda bulunabilmektedir. Medenî ve
cezâî sorumlulu9a sahiptir. Bu sebeple e6ini seçme yetkisi de kendisine ait olmal 41
Serahsî, a.g.e., V,12; Sâyis-Peltût, a.g.e., s. 57.
Buhârî, “Nikâh”, 42, “ krâh”, 3, “Hiye1”, l l; Ebû Dâvûd, “Nikâh”, 25; Nesâî, “Nikâh”, 35; Dârimî, “Nikâh”,14; Malik, “Nikâh”, 25.
43
Nesâî, “Nikâh”, 36.
44
bkz. Serahsî, a.g.e., V,12.
45
Serahsî, a.g.e., V,12.
46
Serahsî, a.g.e., V,13-14; Kâsânî, a.g.e., II, 249; Köse, Saffet, slâm Hukukunda Hakk n Kötüye Kullan lmas ,
s. 207-208.
42
OP
7'
Z
OR
d r.47 Zira sübûtu için ak l ve ergenli9in yeterli oldu9u bir haktan mahrum edilmesinde k z olman n etkisi olamaz.48
Genel anlamda Hanefilerin görü6 ve delileri bunlard r. Di9er mezhepler ise evlenme akdinde velî’nin rolünü farkl görmektedirler. Limdi Hanefiler d 6 ndaki di9er
üç mezhebin görü6lerine yer verip bir de9erlendirme yapaca9 z.
2- Malikîler, Lâfiîler, Hanbelîlerin Görü6leri ve Delilleri:
a- Görü6ler:
Burada iki durum önem arzetmektedir. Birincisi ergenlik ça9 na gelmi6 olan bir
k z n evlenmek istemesi halinde velînin yetkisi, ikincisi k z n r zas n almaks z n ya
da k z n r zas olmad 9 halde velîsinin velâyet yetkisini kullanarak onu evlendirip
evlendiremeyece9i meselesidir.
Bu üç mezhebe göre velînin izninin bulunmad 9 evlilik geçerli de9ildir.49 Ancak bu görü6ü savunanlar, velînin bu yetkisini suiistimal edebilece9ini dikkate alarak
velînin k z n evlenmesini hakl bir sebebe dayanmaks z n engellemesi durumunda bu
yetkinin hâkime geçece9ini kabul etmi6ler -Hanbelîlerin bir görü6üne göre bir sonraki
velîye geçer- ve böylece bu üç mezhep velâyet yetkisinin getirece9i olumsuzlu9u a6may ve k z n haklar n teminat alt na almay amaçlam 6lard r.50
b- Delîller :
ba- Kitaptan Deliller:
- “Kad nlar bo6ad 9 n z zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi, kendi aralar nda güzelce anla6t klar takdirde (eski) kocalar yla evlenmelerine engel olmay n”51
ayetinde hitap velîleredir. Bu ayet kad nlar n istedikleri ki6i ile evlenmelerine velîlerin
engel olmas n yasaklamaktad r. Velîde bu yetki var ki, ayet bu yönde uyar da bulunmaktad r. Bu ayet nikâh akdinin kad n n de9il, velî’nin elinde bulundu9una delâlet etmektedir. mam Lâfiî (ö.204/819), nikâh akdinde velîyi 6art ko6an Kur’ân’daki
en aç k ayetin bu oldu9unu söylemektedir.52 Bu dü6ünceyi savunanlar ayetin nüzûl
sebebi ile de görü6lerini desteklemektedirler. Ayet, Ma’k l b. Yesâr (ö.65/685) hakk nda nazil olmu6tur. K z karde6ini bo6ad ktan sonra tekrar onunla evlenmek isteyen
eni6tesine Ma’k l engel olunca, ayet nazil olmu6tur. Ma’k l, “6imdi ne yapay m ya
Rasûlallah?” deyince, “Onu onunla evlendir” buyurmu6tur.53 Bu da göstermektedir ki,
kad n n yetkisi olsayd kendisi evlenecekti. Zira kad n kocas na dönmek istiyordu. O
halde ayetteki hitab n e6lere olmas uzak bir ihtimaldir ve muhatap velîleredir.54
- “ çinizdeki Bekarlar , kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanlar evlendirin”55 ayeti ile “Allah’a e6 ko6an erkekleri de inan ncaya kadar kad nlar n zla evlendirmeyin”56 ayetinde hitap velîlere yöneliktir. O halde evlendirme velîlere ait bir i6tir.
47
Kâsânî, a.g.e., II, 249; Haskefî, ed-Dürrü’l-Muhtâr, II, 297.
Sâyis-Peltût, a.g.e., s. 64.
49
Pâfiî, el-Ümm, V, 21-23, 31; Sahnûn, el-Müdevvene, II,165; bn Kudâme, el-Mu nî, VII, 337.
50
bkz. Köse, Saffet, a.g.e., s. 223, 231-232, 237-238.
51
48 Bakara, 2/232.
52
Pâfiî, Ahkâmu’l-Kur’ân, I,174; a.mlf. el-Ümm, V, 21; bnü’I-Arabî, Ahkâmu’l-Kur’ân, I, 201; Kurtubî, elCâmi’ li-ahkâmi’l-Kur’ân, III,158; Sâyis-Peltût, a.g.e., s. 58.
53
bnü’1-Arabî, a.g.e., I, 201; Mâverdî, el-Hâvi’l-kebîr, IX, 39; Kurtûbî, a.g.e., III, 158; bn Kesîr, Tefsîru’lKur’âni’l-azîm, I, 415.
54
Sâyis-Peltût, a.g.e., s. 58.
55
Nûr, 24/32.
56
Bakara, 2/221.
48
O
B ((
G%
Allah, Kur’ân- Kerîm’de;
-“Erkekler kad!nlar üzerinde hakimdirler”57 buyurmu6 ve cariyelerle ilgili olarak
da “Sahiplerinin izni ile onlarla evlenin”58 buyurmu6tur. Bu ayetler de kad n n bizzat
velîsiz olarak nikâh akdedemeyece9ine delildir.59
- “Bir mehir öngördü9ümüz takdirde e9er el sürmeden onlar bo6am 6san z,
öngördü9ünüzün yar s n verin. Ancak kad nlar vazgeçer yahut nikah ba9 elinde
bulunan vazgeçerse ba6ka” ayetindeki“nikah ba9 elinde olan”60 ifadesinden maksat,
Hz.Âi6e (ö.58/678), Abdullah b. Abbâs (ö.68/687), Hasan el-Basrî (ö.110/728), Tâvus
b. Keysân (ö.106(724), Mücâhid (ö.l14/722), Atâ b. Ebî Rabah’a (ö.l 14/732) göre
velî’dir.61
bb- Sünnetten Deliller:
- “Velîsiz nikâh olmaz. “62
- “Velîsinin iznini almadan evlenen kad n n nikâh bat ld r, bat ld r, bat ld r.”63
- “Kad n kad n evlendiremez. Kendi ba6 na kendisi de evlenemez. Ancak
zâniyedir bu 6ekilde evlenen. “64
Bu hadisler aç k bir biçimde evlenmede velînin izninin gereklili9ine delâlet etmektedir.65
bc- Aklî Delil:
Nikâh n çe6itli amaçlar vard r. Bunlardan birisi aileler aras ndaki ba9d r. Kad n duygular na kap l p seçimi iyi yapamayaca9 ndan evlilikten beklenen maslahat
tam olarak gerçekle6emez. Bu sebeple velîsinin izni olmaks z n onun evlili9ine engel
olunmu6tur.66
Ergenlik ça9 ndaki tam ehliyete sahip k z n evlendirilmesi konusunda velînin
yetkisine gelince Lâfiîlere göre baba ve dede, Malikîlere göre yaln z baba, k z n iznine
ba6vurmaks z n ya da r zas n almaks z n zorla dengi ile evlendirebilir. Bu konuda
Ahmed b. Hanbel’den müspet ve menfî iki görü6 nakledilmi6tir.67
F2 "1K K1 8 "1]1 K18"
K61)
Burada sözkonusu etti9imiz ergenlik ça9 ndaki k zlar n evlili9i hususunda velînin yetkisinin s n r ile ilgili olarak görü6 ayr l 9 halinde bulunan slâm hukukçular n n ula6t klar sonuçlara temel te6kil eden ayetlerin hükme delâleti zannîdir68. Sözgelimi “Kad!nlar! bo)ad! !n!z zaman bekleme sürelerini (iddet) doldurdular m! kendi
57
Nisa, 4/34.
Nisa 4/25.
59
Pâfiî, el-Ümm, V, 21.
60
Bakara, 2/237.
61
bn Kesîr, a.g.e., I, 426.
62
Buhârî, “Nikâh”, 36; Ebû Dâvûd, “Nikâh”,19; Tirmizî, “Nikâh”,14; bn Mâce, “Nikâh”.15; Dârimî,
“Nikâh”,11; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 259; IV, 394, 413, 418; VI, 260.
63
Ebû Dâvûd, “Nikâh”, 19; bn Mâce, “Nikâh”,15; Tirmizî, “Nikâh”,14; Dârimî, “Nikâh”,11; Malik,
Muvatta’, “Nikâh”, 5; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 66.
64
bn Mâce, “Nikâh”,15.
65
Pâfiî, a.g.e., V, 21-22; Mâverdî, a.g.e., IX, 39-40; bn Kudâme, el-Mu nî, VII, 337-338; Sâyis-Peltût, a.g.e.,
s. 59.
66
Peltût-Sâyis, a.g.e., s. 59.
67
Pâfiî, a.g.e., V, 29; Sahnûn, a.g.e., II,155; Bâcî, el-Müntekâ, III, 277; bn Kudâme, el-Mu nî, VII, 380;
Nevevî, Ravzatu’t-tâlibîn, V, 401.
68
bn Rü d, Bidâyetü’l-müctehid, II, 7.
58
O
7'
Z
aralar!nda güzelce anla)t!klar! takdirde (eski) kocalar! ile evlenmelerine engel olmay!n”69 ayetinin nüzûl sebebi dikkate al nd 9 nda Hanefîlerin kar6 s nda yer alan ve
hitab n velîlere oldu9u görü6ünü benimseyen üç mezhebin anlay 6 daha isabetli
gözükmektedir. Çünkü iddetini doldurduktan sonra kad n n kendisini bo6ayan kocas
ile bir ili6i9i kalmamaktad r. Ne var ki bu engellemenin de bir hak ve yetkiden kaynaklan p kaynaklanmad 9 kesin de9ildir. Ancak ayetteki” Bo)ad! !n!zda” ifadesi de
hitab n kocalara ait olmas gerekti9ini tutarl l k aç s ndan zarurî k lmaktad r.70 Çünkü
bo6ama yetkisi kocaya aittir. Ayetten, bo6anm 6 olan kad n n tekrar eski kocas ile
evlenmeyi istemesi halinde, yak nlar n n bunu engellemeye hakk bulunmad 9 n ve
bunun yetkiye dayanmayan bir tasarruf oldu9unu anlamak da mümkündür. "bn
Rü)d (ö.595/1198) de ayetin hiçbir velî’nin velâyeti alt nda bulunan bir kad na evlenmesinde- müdahale hakk yoktur 6eklinde anla6 lmas n n mümkün olabilece9ini
kaydetmektedir.71 Zira “evlenmelerine engel olmay!n” 6eklindeki ifade nikâh kad na
izâfe etmektedir. Bu da Hanefilerin görü6ünü desteklemektedir.
Konumuz aç s ndan "bn Rü)d’ün “Mü)rikleri iman etmedikçe kad!nlar!n!zla evlendirmeyin”72 ayeti ile ilgili de9erlendirmeleri de oldukça yerindedir. Özetle 6öyle
demektedir:
Bu ayette hitab n velîlere de9il emir sahiplerine veya bütün müslümanlara olmas daha uygundur. Hitab n velîlere oldu9u kabul edilse bile ayet mücmel (sözü
söyleyenin ne kastetti9ini aç klamaks z n manas n n anla6 lamad 9 kapal söz) oldu9undan onunla amel edilemez. Zira ayette velîlerin kimler oldu9u, hangi özelliklere
sahip bulundu9u ve yetki s ras ’n n (tertîb) nas l oldu9u aç klanmas gerekirdi. Çünkü
beyan’ n ihtiyaç vaktinden sonraya b rak lmas câiz de9ildir. Zaten bu konuda da
bilinen bir hüküm bulunsayd , müslümanlar n yayg n olarak ya6ad klar bir problem
(umum) olmas sebebiyle bu ya tevâtür ya da ona yak n bir yolla nakledilirdi. Medine’de bunca velîsiz kimseler bulundu9u halde Hz. Peygamber’in bizzat kendisinin ya
da görevlendirdi9i birisinin nikâh k yd 9 naklolunmam 6t r. O halde aç kça ayetin
maksad , velâyetin hükmünü de9il, mü6riklerle evlenmenin yasak oldu9unu bildirmektir.73
“"çinizden bekârlar! evlendirin”74 ayetindeki hitab n sadece velîlere de9il bütün
müslümanlara yönelik olmas kuvvetle muhtemeldir. Bu genel te6rî kabilinden bir
hükümdür. Müslümanlara kad nlar n iffetlerini korumalar n ve cahiliyye Arap toplumunda oldu9u gibi evlenmelerine engel olmamalar n
emretmektedir.
Hz.Peygamber’in: “Size dini ya)ant!s! ve ahlâk! ho)unuza giden birisi geldi inde onu
evlendirin. Böyle yapmad! !n!z takdirde yeryüzünde fitne ve büyük bir fesât ç!kar”75
hadisi de bunu göstermektedir. Hadisten maksad n evlilik yollar n kolayla6t rmak ve
kad nlar n evlenmelerine mani olmamak suretiyle iffeti korumak oldu9u aç kt r.76
Hadislerin de9erlendirilmesine gelince;
‘Zührî’nin Urve’den, onun da Hz. Âi6e’den rivayet etti9i velîsinden izin alma69
Bakara, 2/232.
Serahsî, a.g.e., V,11-l2; Fahreddin er-Râzî, Mefâtihu’l- ayb; VI,120; Nesefi, Medâriku’t-tenzîl, I, 117.
71
bn Rü d, a.g.e., II, 8.
72
Bakara, 2/221.
73
bn Rü d, a.g.e., II, 8-9.
74
Nûr, 24/32.
75
bn Mâce, “Nikâh”, 46.
76
Sâyis-Peltût, a.g.e., s. 62.
70
B ((
G%
dan evlenen kad n n nikâh n n bat l oldu9unu (üç defa) ifade eden hadisi Hanefîler
amel etmeye uygun görmemi6lerdir. Çünkü hadisi rivayet eden Zührî kendisine soruldu9unda böyle bir hadis bilmedi9ini söylemi6tir. Ayr ca kendisi velîsiz evlenmenin
câiz oldu9u görü6ünü savunmaktad r. Senedde yer alan Hz. Âi6e de ayn görü6tedir.
Hatta kendisi karde6i Abdurrahman’ n k z n babas n n yoklu9unda evlendirmi6tir.77
Ancak Hz. Âi6e’nin velîsiz evlenme ile kad n n velî olup olamayaca9 meselesini ay rd 9 yönünde buna itiraz edilmi6tir. Ona göre kad n velîsiz olarak evlenemez ama
nikâh akdinde velî olabilir.78
“Velîsiz nikâh yoktur” hadisine de zay f oldu9u gerekçesiyle itiraz edilmi6tir.
Zira hadisin çe6itli tarîklerinden birisi muzdarip, di9eri munkat! ve ötekisi de
mürsel’dir.79
Hanbelî fukahas ndan bn Kayyim el-Cevziyye’nin (ö. 751/1350) konu ile ilgili
de9erlendirmeleri de önemlidir. O özetle 6öyle demektedir:
“Dul olan Hansâ bintü Hizâm ile bakire cariyenin velîlerinin kendilerini r zalar bulunmad 9 halde evlendirmelerine yapm 6 olduklar itiraz n sonucunda Hz. Peygamber her ikisini de serbest b rakm 6t r. Bu tutum baba ve di9er velîlerin k zlar dullar hakk nda ayr ca hadisler vard r- zorla evlendirmelerinin haram oldu9una delâlet etmektedir. Bu anlay 6 Hz. Peygamber’in hükmüne, emrine, yasaklad 9 na, dinin
kaidelerine ve slâm toplumunun menfaatine daha uygundur. Zira Rasûlullah velîsinin kendisini evlendirmesini ho6 kar6 lamayan k z n itiraz üzerine onun bu evlili9i
kabul edip etmeme konusunda serbest oldu9una hükmetmi6, -bakire k z n izninin
istenmesini emretmi6tir ki bu vücub ifade eder-, izni al nmad kça bâkire k z n evlendirilemeyece9ini (nehiy) ifade buyurmu6tur. Ayr ca tam ehliyetli, re6it k zlar n mal nda r zas n almaks z n babas en küçük bir tasarruf dahi yapamamakta ve bir zorlamada da bulunamamaktad r. O zaman r zas olmad 9 halde bir ba6kas yla evlendirmesi, ona köle ve esir muamelesi yapmas nas l caiz olabilir! K z n maslahat diledi9i
ile evlenebilmesidir. E9er bu konuda aç k bir sünnet bulunmam 6 olsayd bile sahih
k yas ve dinin kaideleri ba6ka bir 6eyi gerektirmezdi.”80
)
?G
slâm hukukunda evlenmede velî’nin rolü ve yetkisi konusunda yapt 9 m z incelemede vard 9 m z sonuçlar 6u 6ekilde hülasa etmemiz mümkündür.
1- Evlenmede velâyetin gerekli oldu9u ve olmad 9 yönünde delil getirilen
Kur’ân ayetlerinin hükme delâleti zannîdir. Hadislerin ise delâleti kat’î olmakla birlikte sübûtu zannîdir. Bu sebeple konu tart 6maya aç kt r. O halde bu noktada bir çözüm ararken, problemin boyutlar n ve slâm hukukunun genel ilkelerini de
gözönünde bulundurmak gerekecektir.
2- Bütün mezhepler evlenme akdinde velâyete büyük önem vermi6lerdir. Çünkü Kur’ân- Kerîm’in ifadesiyle evlilik akdi “a !r ve mes’uliyetli bir sözle)me”dir (mîsâk galîz, Nisa 4/21). O halde bu a9 r yük payla6 ld kça hafifleyecek ve ortaya ç kacak
problemlerin çözümü bu payla6 ma paralel olarak kolayla6acakt r. Bu aç dan bak ld 9 nda evlilik akdinde velînin ayr bir yeri bulundu9u inkar edilemez. Çünkü velî, velisi oldu9u k z n menfaatini koruyan bir yak n olarak onun problemlerini benimseyen
77
Serahsî, a.g.e., V,12; bn Rü d, a.g.e., II, 9.
Dahîl, Mevsû’atü F khi Âi e, s. 588.
79
Sâyis-Peltût, a.g.e., s. 63.
80
bn Kayyim el-Cevziyye, Zâdu’l-me’âd, V, 95-98.
78
7'
Z
ve bunu kendi sorunlar ile e6de9er tutan bir konumda bulunmaktad r. Ancak bu
noktada velînin velayeti alt nda bulunan ki6ilerin evlili9inde yetki s n r n n nereye
kadar uzand 9 problemi ile kar6 kar6 ya bulunmaktay z. Her 6eyden önce bütün
mezhepler velâyet yetkisiyle evlenecek k!z!n haklar!n!n öncelikli olarak korunmas!
noktas!nda görü) birli i içindedirler. Bu noktada k z n dengi ile ve emsal mehri ile
evlenmesi as ld r. Bu hem k z n, hem velîlerin, hem de akraba k zlar n haklar n korumaktad r. Böyle bir evlilikte Hanefîler velî’nin iznine gerek görmezlerken di9er
mezheplerde de bu izin bir formaliteden ibarettir. Çünkü böyle bir evlili9e velî izin
vermez ise yetkisini suiistimal etmi6 olaca9 ndan k z s radaki velî evlendirecektir. Bu
durumda anla6mazl k ç kt 9 nda k z n dengi ve emsal mehri ile evlenmesi velînin
haklar n koruma aç s ndan yeterli olaca9 ndan k z n tercihi esas al nmal , yetkinin
di9er velîye geçmesi gibi bir formalitenin aile içi çeki6meleri beraberinde getirebilece9i
de dü6ünülerek velînin velâyeti sona ermi6 olmal d r. Bir ömür geçirece9i e6ini seçme
konusundaki karar ya da izin elbette sadece velî’nin elinde olmamal d r. Mutlu ve
kal c bir evlilik yapabileceklerine inanan denk adaylar n önündeki engeller kald r lmal d r. Zira ister dul, isterse k z olsun hukukî 6ahsiyet sahibi olan bir ki6inin s rf
kad n olmas maslahat n koruyamama noktas nda temel bir sebep olamaz. Fakat
ileride do9abilecek problemlerin kabulü ve k z n kendi ba6 na kalmas n önleme aç s ndan evlilikten aile ve toplum haberdar olmal d r.
3- Günümüz toplumlar müctehid imamlar dönemindekinden farkl bir yap ya
sahiptir. Bu sebeple daha önceki ictihâdî hükümleri de9erlendirirken mevcut 6artlar
da dikkate almak zorunday z. Her ictihâdî hüküm ortaya ç kt 9 dönemin boyutlar ile
ilgilidir. Olaylar n boyutlar de9i6mi6 ya da ona yeni boyutlar eklenmi6 ise bunlar da
de9erlendirmeye alma zarureti vard r. Bu sebeple Hanefî mezhebine göre nikahta
velî’nin izni 6art de9ildir diyerek onlar n haberi olmaks z n sadece iki 6ahidin huzurunda yap lan evlilikleri slâm n de9erleriyle ba9da6t rmak zordur. Her6eyden önce
nikâh akdi kad n n haklar n güvence alt na almal d r. Bu noktada iki tedbir önem
arzetmektedir. Birincisi evlenmek isteyen gençlerin mutlaka ailelerine haber vermeleri
ve evlili9i ilan edip duyurmalar d r. Bu, “Evlili i defle bile olsa ilan edin” hadisiyle Hz.
Peygamber’in bir talebidir.81 Hatta Hz. Peygamber “Nikâhta helâl ve haram!n aras!n!
ay!ran deftir” buyurmu6tur.82 Hz. Ai6e’nin de nikâhlarda âriyet olarak verdi9i bir
definin bulundu9u kaynaklarda ifade edilmektedir.83 Hz. Ömer de sadece bir erkek ve
kad n n 6ahitli9inde k y lm 6 nikâh “gizli nikâh” olarak ifade etmi6, bu tür 6eylere
tevessül edenleri ta6a tutmak suretiyle idam edece9ini (recm) söylemi6tir.84
kincisi de, nikâh n tescil ile hukukî güvenceye al nmas d r. Bu durumda velî
izin vermese bile yap lan evlilik daha sonra ayr lma ile sonuçlanacak olursa k z n
problemlerinin ailesi ve toplum taraf ndan kabulü daha kolay hale gelecek; tescil ile
de kad n n haklar güvenceye al nm 6 olacakt r.
4- slâm n evlilik konusunda gözetti9i en temel hedef kal c l k ve mutluluk esas na dayanm 6 olmas d r. Hatta Allah Teâlâ, Kur’an- Kerim’de varl k ve kudretinin
alameti olarak huzur ve sükûna kavu6turan e6leri yaratmas n , e6ler aras na sevgi ve
muhabbet koymas n zikretmektedir.85 Bu sebeple e6lerin birbirine s namad 9 bir
81
Tirmizî, “Nikâh”, 6.
Tirmizî, “Nikâh”, 6; Nesâî, “Nikâh”, 72; bn Mâce, “Nikâh”, 20; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 418.
83
Musannifek, el-Hudûd ve’l-Ahkâmu’l-f khiyye, s. 30.
84
Malik, Muvatta’, “Nikâh”, 11.
85
Rûm, 30/21.
82
B ((
G%
evlili9e onlar zorlamak slâm n ruhuna uygun gözükmemektedir. Zira daha ba6lang çta sevgiden yoksun bir biçimde ve mutluluk vadetmeyen tarzda bir evlili9in kal c
olmas dü6ünülemez. Cebrî velâyet k z n dengi ç kt 9 nda ve r zas n n da bulundu9unda fakat cesaret edemedi9i hallerde söz konusu olmal d r. Bu da st lah anlam nda bir cebir de9il, ona bir yard mdan ibarettir.
5- Veliler de k zlar n n evlili9inde mutlulu9u arama d 6 nda bir amaç gütmemeli ve dengi ç kt 9 nda bir ba6ka saikle evlili9e engel olmamal d rlar. Zira Hz. Peygamber, Hz. Ali’ye hitaben; “Üç )eyi geciktirme! Vakti geldi inde namaz!, haz!rland!!nda cenazeyi, dengini bulunca evlenecek k!z!” buyurmu6tur.86
# #K D
3
3
Ahmed b. Hanbel (ö.241/855), el-Müsned, Bulak 1313, I-V1.
Ayd n, M. Akif, "slâm-Osmanl! Aile Hukuku, stanbul 1985.
Bâcî, Ebü’l-Velîd Süleyman b. Halef (ö.474/1081 ), el-Müntekâ, Kahire 1332, IVII.
Berrâc, Cumu’a Muhammed, “el-Vilâye fî akdi’n-nikâh”, Mecelletü’)-<erî’a ve’ddirâsâti’l-Islâmiyye, y l: 5, sy. 11, Kuveyt 1409/1988, s. 69-131.
Beyâtî, Münîr Humeyd, “Ahkâmü’1-vilâye ve’1-vekâle fî akdi’n-nikâh”,
Mecelletü Külliyeti’d-dirâsâti’l- slâmiyye, sy. 5, Ba9dad 1393/1973, s.159-170.
Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. smail (ö.256/869), el-Câmiu’s-Sahîh, stanbul 1315, I-VIII.
Cebrîn, Abdullah b. Abdilazîz, “Vilâyetü’t-tezvîci’s-sa îra”, Mecelletü’lBuhûsi’l- slâmiyye, sy. 33, Riyad 1412, s. 249-275.
___________
“Vilâyetü tezvîci’l-kebîra”, Mecelletü Câmi’ati Ümmi’l-Kurâ, y l: 6 sy: 8,
Mekke 1414/1993, s. 9-60.
Cîlân, Abdülaziz b. Muhammed, “el-Esbâbü’t-târie li’ntikâli vilâyeti’n-nikâh”,
Mecelletü Câmi’ati’l- mâm Muhammed b. Suûd el- slâmiyye, sy. 21, Mekke 1419, s.
125-234.
Dahîl, Saîd Fâyiz, Mevsû’atü F khi Âi6e Ümmi’l-Mü’minîn, Beyrut 1989.
Dârekutnî, Ali b. Ömer (ö.385/995), es-Sünen (n6r. Abdullah Hâ6im el-Yemânî)
Kahire 1386/1966, I-IV.
Dârimî, Ebû Muhammed Abdullah b. Abdirrahmân (ö.255/869), es-Sünen (n6r.
Mustafa Dîb el-Buga), Beyrut 1412/1991, I-II.
Ebû Dâvûd, Süleyman b. E6’as (ö.275/888), es-Sünen (n6r. zzet Ubeyd-Adil esSeyyid), H ms 1388-94/1969-74, I-V.
Ebû Zehre, Muhammed (ö.1974), el-Ahvâlü’)-<ahsiyye, Kahire, ts. (Dârü’l- Fikri’l-Arabî)
___________
, el-Vilâyetü ale’n-nefs, Kahire, ts. (Dârü’1-Fikri’l-Arabî).
Ebussuûd Efendi (ö. 982/1574), Ma’rûzât, [MTM, I/2 (1331) içinde] s. 337-348.
Fahreddin er-Râzî (ö.606/1209), Mefâtîhu’l-gayb, Kahire 1934-62, I-XXXII.
Fâsî, Allâl (ö. 1974), “Vilâyetü’z-zevâc fi’1-f!khi ve’1-kânûn”, Academia, sy.10,
Fas 1993, s. 49-61.
Hammâd, Nezih, Nazariyyetü’l-vilâye fi’6 -Lerî’ati’l- slâmiyye, Beyrut
1414/1994.
86
Tirmizî, “Salât”,13, “Cenâiz”, 73; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I,105.
7'
Z
+
Haskefî, Alâüddîn Muhammed b. Ali (ö.1088/1677), ed-Dürrü’l-muhtâr
(Reddü’l-Muhtâr kenar nda), Kahire 1272-1324, I-VII.
Husârî, Ahmed, el-Vilâye-el-Vesâye-et-Talâk, Beyrut 1412 ( 1992).
Hüseyin, Ahmed Ferrâc, Ahkâmü’z-zevâc., skenderiye, ts. (Dârü’l-Câmia).
bn Âbidîn, Muhammed Alâüddîn (ö.1252/1836), Reddü’l-muhtâr, Kahire
1272- 1324, I-VII (Tekmilesiyle).
bn Cüzeyy (ö.741/1310), el-Kavânînu’l-f!khiyye, Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’llmiyye).
bn Hazm, Ebû Muhammed Ali (ö.456/1064), el-Muhallâ (n6r. Ahmed Muhammed Lâkir), Kahire, ts. (Mektebetü Dâri’t-Türâs), I-XI.
bn Kayyim el-Cevziyye (ö. 751/1350), Zâdü’l-me’âd (n6r. Luayb-Abdülkâdir elArnaût), Beyrut 1409/1989, I-V.
bn Kesîr, smail b. Ömer (ö.774/1373), Tefsîru’l-Kur’âni’l-azîm (n6r. Muhammed brahim el-Bennâ, v.d9r.) Kahire 1390/1971, I-VIII.
bn Kudâme, Ebû Muhammed Abdullah (ö.620/1223), el-Mu nî, Beyrut 139293/1972-1973, I-XIV.
bn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed (ö.273/886), es-Sünen (n6r. M. Fuâd
Abdülbâkî), Kahire 1372/1952, I-II.
bn Rü6d, Ebü’l-Velîd Muhammed el-Hafîd (ö.595/1198), Bidâyetü’l-müctehid,
stanbul 1985, I-II.
bnü’l-Arabî, Ebû Bekir Muhammed (ö.543/1148), Ahkâmu’l-Kur’ân (n6r. Ali
Muhammed el-Bicâvî), Kahire 1394/1974, I-IV.
bnü’l-Hümâm, Kemâlüddin Muhammed (ö.861/1456), Fethu’l-Kadîr, Kahire
1319 (Tekmilesiyle), I-IX.
Karaman, Hayreddin, “Asabe”, D A, III, 452-453.
___________
, Mukayeseli "slâm Hukuku, stanbul 1982-87, I-III.
Kâsânî, Ebû Bekir Alâüddîn b. Mes’ûd (ö.587/1191), Bedâi’u’s-Sanâi’, Kahire
1327-28/1910, I-VII.
Köse, Saffet, slâm Hukukunda Hakk n Kötüye Kullan lmas , stanbul 1997.
Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed (ö.671/1273), el-Câmi’ li-ahkâmi’l-Kur’ân
(n6r. Ebû shak brâhim), Kahire 1386-87/1966-67, I-XX.
Mâlik b. Enes (ö. 179/795), el-Muvatta’ (n6r. M. Fuâd Abdülbâkî), Kahire
1370/1951, I-II.
Mâverdî, Ebü’l-Hasan Ali (ö.450/1058), el-Hâvi’l-kebîr (n6r. Muhammed Avvad
vd.), Beyrut 1414/1994, I-XIX.
Mergînânî, Ebu’l-Hasan Burhânüddîn (ö.593/1197), el-Hidâye, Kahire,
1384/1965, I-IV.
Molla Hüsrev (ö.885/1480), Düreru’l-hukkâm, stanbul 1979, I-II.
Müslim b. Haccâc el-Ku6eyrî (ö.261/874), el-Câmi’u’s-sahîh (n6r. M. Fuâd
Abdülbâkî), Kahire 1374-75/1955-56, I-V.
Nesefî, Ebu’l-Berekât Hâf zuddîn Abdullah (ö.7l0/1310), Medârikü’t-Tenzîl, stanbul 1984, I-IV.
Nevevî, Ebû Zekeriyya Muhyiddin b. Leref (ö.676/1277), Ravzatü’t-tâlibîn (n6r.
Adil Ahmed v.d9r.), Beyrut 1412/1992, I-VIII.
Remlî, Lemsüddin Muhammed (ö.1004/1596), Nihâyetü’l-muhtâc, Beyrut
1984, I-VIII.
-
B ((
G%
Sahnûn b. Abdisselâm (ö.240/854), el-Müdevvenetü’l-kübrâ, Kahire,1324, I-VI.
Sâyis, Ali-Leltût Mahmûd, Mukârenetü’l-mezâhib, Kahire 1373/1953.
Sava6, R za, “Hz. Ai6e’nin Evlenme Ya6 ile lgili Farkl Bir Yakla6 m”, 9 Eylül
Üniversitesi "lahiyat Fakültesi Dergisi, sy: 9, zmir 1995, s.139-144.
Serahsî, Lemsüleimme Muhammed b. Ahmed (ö.483/1090), el-Mebsût, Kahire
1324-31, I-XXX.
Lâfiî, Muhammed b. drîs (ö.204/819), Ahkâmü’l-Kur’ân, Beyrut 1400/1980,III.
___________
, el-Ümm (n6r. Mahmûd Mataracî), Beyrut 1413/1993, I-IX.
Lener, Mehmet, “ slâm Hukukunda Velâyet”, 9 Eylül Üniversitesi "lahiyat Fakültesi Dergisi, sy: 2, zmir 1985, s. 202-220.
Leybânî, Muhammed b. Hasan (ö.l89/505), el-Câmiu’s-sa îr, Beyrut
1406/1986.
Tirmizî, Ebû Îsâ Muhammed (ö.279-892), el-Câmi’u’s-sahîh (n6r. Ahmed Muhammed Lâkir, vd.), Kahire 1395-98/1975-78, I-II.
-

Benzer belgeler