indir

Transkript

indir
CANLILARDA DAVRANIŞ
Gelişmiş canlılar, içinde bulunduğu çevrede yaşayabilmek ve kendini
koruyabilmek için tepki davranışı gösterirler. Sinir ve hormonlar davranışı içten
kontrol eden düzenleyici sistemler olarak iş görürken, kas ve iskelet sistemleri
davranışın dıştan görülen şeklini meydana getirirler.
Dış ya da iç çevrede oluşan herhangi bir değişimin canlıda meydana getirdiği
değişikliğe uyarı denir.(Işık, sıcaklık, açlık vb.)
Davranış, bir organizmanın hem iç hem de dış uyaranlara karşı gösterdiği
tepkilerin tümüdür. Örneğin insanın sıcakta terlemesi. Eğer, bu tepki vücudu
soğutmasaydı kişi giysilerini çıkarabilirdi. Terleme fizyolojik bir tepkidir. Giysileri
çıkarmak ise bir davranış biçimidir.
Her tür kendine özgü bir davranış biçimine sahiptir. Davranış, bireylerin ve
türün yaşamını sürdürmesine yardımcı olur. Etoloji, davranışı uyum açısından
inceleyen bilim dalıdır. Belirli bir davranış canlının yiyecek veya su bulmasına,
içinde yaşayıp kendini koruyabileceği ya da üreyebileceği bir alan edinmesine
yardımcı olabilir.
Davranış şekilleri bir organizmanın veya türün devamını tayin eder. Bu sebeple
davranış türün evriminde önemli bir rol oynar ve adaptasyonun sadece bir
evresidir.
Hayvanlarda Doğal Davranışlar: Doğal ya da doğuştan gelen davranışlar
kalıtsal olarak kazanılmıştır, öğrenilmiş değillerdir.
Davranış bireysel olduğu gibi gruplara özgü de olabilir. Örneğin kazların V
şeklinde uçmaları. Bir organizmanın yapısı ve sinir sistemi ne kadar karmaşık
olursa, davranışı da o kadar karmaşık olur.
Bir Hücrelilerde ve Bitkilerde Doğal Davranışlar: Doğal davranışlar canlıların
hemen hepsinde bulunur. Kalıtsaldır. Davranışların oluşumu ile ilgili bilgiler
bireylerin DNA’ları ile taşınır. Bir hücrelilerde davranışların pek çoğu kimyasal ve
fiziksel etki- tepki reaksiyonlarıyla açıklanabilir. Basit yapılı canlıların belirli bir
uyarıya yaklaşmak ya da uzaklaşmak şeklindeki hareketlerine taksi denir.
Bitkilerde uyarılara doğuştan tepki verme özelliğine sahiptirler. Bu uyarıya
yönelme ya da ondan uzaklaşma biçimindeki büyümeye ya da harekete tropizm
denir.
Refleks ve İçgüdüsel Davranışlar: Canlılarda etkiye karşı oluşan ani ve değişmez
tepkilere refleks denir. Üst beynin denetiminden geçmediği için basit, hızlı ve
otomatiktir.
Bir uyarı ya da bir dizi uyarıya yanıt olarak ortaya çıkan öğrenilmemiş
hareketlerin toplamına içgüdü denir. İçgüdüler karmaşık kalıtsal davranış
dizileridir. İçgüdüler, genellikle bireyin ve türün ayakta kalmasını sağlayan
davranışlardır. Bu davranışlar çoğunlukla da beslenme, savunma ya da
üremeyle ilişkili aktiviteleri içerirler. İçgüdüler, canlının karşılaştığı sorunlara
karşı hazır cevap sağlarlar. İçgüdü davranışı öğrenmeyle değişebilir.
İçgüdüsel davranışlar son derece karmaşık olduğu halde, öğrenilerek ortaya
çıkmazlar ve otomatik olarak gerçekleşirler. İçgüdüsel davranışlar bilinçli olarak
yapılır. Taksi ve refleks davranışları bilinçsizce gerçekleştirilir.
İçgüdüler omurgasızlarda ve omurgalıların tümünde görülür.
İçgüdü Davranışlarının Ortaya Çıkışı:
İçgüdüler belirli dış uyarılar tarafından
tetiklenir. Bunlara anahtar uyarı
(başlatıcı) denir. Her kapının sadece belirli bir
anahtar tarafından açılması gibi her
içgüdüsel davranış da sadece anahtar uyarı
tarafından başlatılabilir. Sinir sistemi pek çok
uyarı içerisinden sadece anahtar uyarıya
tepki verir.
Anahtar uyarı koku, renk, ses, hareket ya da
temas olabilir. Örneğin erkek dikence
balıkları yuvalama alanlarına giren kendi
türünden erkeklere içgüdüsel olarak saldırır.
Bu balık türünde sadece erkeklerin karınları
kırmızı renklidir. Erkekler, üzerinde kırmızı
renk taşıyan cansız nesnelere bile saldırır.
Kırmızı şerit, erkek dikence balıklarında
saldırganlık davranışını başlatan anahtar
uyarıdır.
Anahtar uyarılar, içgüdüsel davranışları
otomatik olarak başlatır. Böylece bir taraftan
deneme-yanılma gibi süreçlerle zaman ve
enerji kaybı önlenirken diğer taraftan
davranışın ortaya çıkması garantilenmiş olur. Üreme, yavru bakımı ve yiyecek
arama gibi türün neslinin devamı açısından kritik olan davranışlar genellikle
içgüdüsel olarak gerçekleştirilir.
İçgüdüsel davranışların ortaya çıkması için öncelikle dürtü (motivasyon)
olmalıdır. Dürtü, hayvanı belirli bir davranışta bulunmaya iten içsel bir kuvvettir.
İçgüdüsel davranışlar ancak dürtü varsa anahtar uyarılar tarafından başlatılabilir. Dürtü açlık, susuzluk ve hormonlar gibi çeşitli faktörlerce kontrol edilir.
Örneğin yerde yuva yapan kazlar kuluçka döneminde eşey hormonlarının
etkisiyle yumurta koruma davranışı gösterirler.
Yiyecek ve su arama davranışı ile vücut sıcaklığının düzenlenmesi gibi hayatta
kalmayı sağlayan davranışlar üzerinde iç faktörlerin etkisi daha fazladır.
Hipotalamus pek çok içgüdüsel davranışı kontrol eder. Hipotalamus belirli
hormonlar aracılığı ile hayvanlardaki üreme, yavru bakımı ve saldırganlık gibi
içgüdüsel davranışlara da etki eder.
ÖĞRENİLMİŞ DAVRANIŞLAR:
Hayvanlar çevresel değişikliklere uyum sağlamak için davranışlarını
değiştirebilme yeteneğine sahiptirler. Davranışlarda deneyime bağlı olarak
meydana gelen değişime öğrenme denir. Doğuştan gelen davranışların aksine,
öğrenilmiş davranışlar esnektir ve hayvanın karşılaştığı yeni durumlarla başa
çıkabilmesini sağlar. Örneğin martılar doğal besin kaynaklarına alternatif olarak
insan yerleşimlerinin yakınlarındaki çöplerde yiyecek aramayı öğrenmişlerdir.
Alışma:
Sürekli tekrarlanan uyarılar, olumlu ya da olumsuz herhangi bir etkileri yoksa bir
süre sonra dikkate alınmamaya başlar. Tekrarlanan önemsiz uyarılara verilen
tepkinin azalmasına ya da tamamen ortadan kalmasına alışma denir. Örneğin
tarlaya konulan korkuluktan başlangıçta korkup kaçan kuşlar, herhangi bir zarar
görmedikleri bu objeye bir süre sonra aldırmamaya başlar. Alışma, hayvanların
önemsiz uyarıları görmezden gelerek daha önemli uyarılara odaklanmalarını
kolaylaştırır. Aynı zamanda gereksiz yere zaman ve enerji kaybı da önlenmiş
olur.
Koşullanma (Çağrışımsal öğrenme)
Akvaryuma bir kişi yaklaştığında balıklar yüzeye gelerek yem bekler. Bu balıklar
akvaryuma yaklaşan gölge ile yem arasında bağlantı kurmuşlardır. Bu olaya
koşullanma denir. Hayvanlar yeni davranışları çoğu kez koşullanma (çağrışım)
yoluyla öğrenirler. Koşullanmanın iki türü vardır:
1-Klasik Koşullanma (Şartlı
Koşullanma)
Klasik koşullanma ile ilgili ilk
çalışma Rus bilim adamı Ivan
Pavlov (İvan Pavlov, 1849-1936)
tarafından yapılmıştır. Bu olay
“klasik koşullanma” olarak
adlandırılır. Zil sesi gibi nötr bir
uyarıya verilen tepki deneyime
bağlı olarak değiştiği için buna
“şartlı koşullanma” da denir.
Pavlov bu deneyle reflekslerin dış uyarıların etkisi ile değiştirilebileceğini
göstermiştir.
Skinner kutusu
1
2-İşlevsel Koşullanma (Deneme-Yanılma
Yoluyla Öğrenme)
İşlevsel koşullanmada hayvanlar belirli bir
davranış ile davranışın sonucu arasında ilişki
kurar. Burada öğrenilen davranış hayvanı belirli
bir sonuca ulaş- tırma “işlevi” görür. İşlevsel
koşullanmaya “deneme-yanılma yolu ile
öğrenme” de denir. Klasik koşullanmanın
aksine, işlevsel koşullanmada uyarı (örneğin
yiyecek) hayvan, davranışı gerçekleştirdikten
sonra verilir.
Basılanma (izlenim yoluyla öğrenme)
Basılanma, hayvanın yaşamındaki sınırlı bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşen
hızlı ve geri dönüşü olmayan (kalıcı) bir öğrenme şeklidir. “Duyarlı dönem” adı
verilen bu kritik süre içerisinde hayvan; ebeveynlerini, yavrularını, aile
bireylerini ve kendi türüne özgü belirli özellikleri (görüntü, ses, koku vb.)
tanımayı öğrenir. Basılanma sayesinde hayvanlar kendi türünden olan bireylerle
etkileşime girebilirler. Basılanma kavramı ilk kez Avustralyalı bilim adamı
Konrad Zacharias Lorenz (Konred Zegrayz Lorıns, 1903-1989) tarafından ortaya
atılmıştır. Lorenz, basılanma ile ilgili ilk çalışmalarını kaz yavruları ile yapmıştır.
Taklit Yoluyla Öğrenme (Sosyal Öğrenme)
Hayvanların diğer bireylerde gözledikleri davranışları kendi davranış
dağarcıklarına katmaları taklit yoluyla öğrenmedir. Özellikle maymunlar ve
insanlar taklit yoluyla öğrenme yeteneğine sahiptir. Örneğin bazı maymun
türleri alet kullanabilirler. Yavrular bunu ebeveynlerini izleyerek öğrenir.
Böylece alet kullanma yeteneği yeni nesillere aktarılır. Taklit yoluyla öğrenme
sayesinde hayvanlar tehlikeli denemeler yapmaktan da kurtulurlar.
Kavrama Yoluyla Öğrenme
Kavrama yoluyla öğrenmede hayvanlar önceki deneyimlerini kullanarak
karşılaştıkları yeni problemlere çözüm bulurlar. Pek çok kuş ve memeli hayvan özellikle de insansı maymunlar- zihinlerinde yeni davranış şekilleri tasarlayıp
uygulayabilirler. Bunun için hayvanın bağlantılı düşünebilmesi (örneğin nedensonuç ilişkisi kurabilmesi) ve olayları zihninde canlandırabilmesi gerekir.
YÖN BULMA VE YER BELİRLEME
Hayvan davranışları her zaman sadece içgüdüsel ya da sadece öğrenilmiş
şeklinde sınıflandırılmaz. Örneğin hayvanların yön bulma ve yer belirleme
davranışlarında çoğunlukla içgüdüler ve öğrenme etkileşim hâlindedir.
Hayvanlar yaşam alanı, besin, eş ve uygun çevresel koşullar bulmak amacıyla
sürekli yer değiştirirler. Bu sırada yön bulmak ve yer belirlemek için çeşitli
mekanizmalar kullanırlar. Bunlar canlı türüne, yolculuğun yapıldığı alana ve kat
edilen mesafeye göre değişiklik gösterir. Kinesis ve taksis uygun çevresel
koşullara doğru hareket
etmenin en basit şeklidir.
Canlıların kendileri için daha
uygun bir yere ulaşıncaya kadar
rastgele yönlere hareket
etmesine kinesis denir.
Hayvanlar gelişmişlik
düzeylerine göre yön bulmak ve
yer belirlemek için daha
karmaşık mekanizmalar
kullanırlar. Pek çok hayvan yön
bulmak için hafızaya kaydettiği
(öğrendiği) görsel işaretlerden
yararlanır.
Sosyal Davranışlar:
Hayvanların kendi türlerinin üyeleri ile etkileşimine sosyal davranış denir.
Sosyal davranışlar eş seçimi ya da gruptaki hiyerarşinin korunması gibi süreçleri
kolaylaştıran davranış şekilleri ve genellikle özel sinyaller içerirler.
İş Birliğine Dayalı Davranışlar
Sosyal grupların temel özelliklerinden bir tanesi de üyeler arasındaki iş birliğine
dayalı etkileşimlerdir. Bu tür davranışların çoğunda grup üyeleri karşılıklı yarar
sağlar. Bazı hayvan türlerinde gruba bir düşman yaklaştığında bir araya
toplanma davranışı görülür. Böylece düşmanın sıkışık topluluğun arasına
dalması zorlaşır. Bazı hayvanlar kendi türünün diğer üyeleri için yararlı, ancak
kendileri için zararlı olan davranışlarda bulunurlar. Bunlara fedakârlık davranışı
(altruizm) denir. Fedakârlık davranışı sosyal gruplarda görülür.
İLETİŞİM: İletişim, hayvanlar arasında çeşitli sinyaller aracılığı ile gerçekleşen
bilgi alışverişidir. İletişim, aynı ya da farklı türden hayvanlar arasında olabilir.
Hayvanlar görsel, işitsel, dokunsal ve kimyasal sinyaller kullanarak iletişim
kurarlar. Hayvanların kullandığı iletişim biçimi türe özgüdür.
Görsel iletişimin özel bir türüne bal arılarının haberleşmesinde rastlanır. Bal
arıları besin kaynağının yerini “arı dansı” adı verilen özel vücut hareketleri ile
tarif ederler. Arı dan- sı, 1945 yılında Avusturyalı araştırmacı Karl Van Frisch
(Karl Van Freş, 1886-1982) tarafından bulunmuştur.
İşitsel sinyaller
yoluyla iletişim de
hayvanlar arasında
oldukça yaygındır.
Kuşlar, kurbağalar,
memeliler ve bazı
böcekler işitsel
sinyallerle iletişim
kurarlar. Seslerin
frekansı, süresi ve
şiddeti değiştirilerek
çok çeşitli bilgiler
aktarılabilir.
Birçok hayvan
tarafından kimyasal
salgılar mesaj olarak
kullanılır. Bu salgılara
feromon denir.
ÇATIŞMA VE SALDIRGANLIK DAVRANIŞLARI
Doğada sınırlı sayıda bulunan besin, eş ve yaşam alanı için rekabet, aynı türden
olan hayvanların birbirleriyle çatışmasına yol açar. Bu çatışmalar genellikle
saldırganlık davranışlarıyla çözülür. Saldırganlık davranışı, bir hayvanın diğerine
üstünlük kurmak ya da onu kontrol altına almak amacıyla şiddet göstermesidir.
Saldırganlık davranışları çoğunlukla tehdit ile başlar ve hemen kavgaya
dönüşmez.Fakat doğada tür içi kavgalar genellikle belirli kurallar çerçevesinde
ve rakibe zarar vermeyecek şekilde gerçekleşir. Bu tür kavgalara “ritüel kavga”
adı verilir. Ritüel kavga sayesinde ciddi yaralanmaların ve ölümlerin önüne
geçilmiş olur. Kavga, taraflardan birinin pes etmesi ile sona erer.
Yurt Savunma: Her canlı organizma yaşamak, besin bulmak ve üremek için bir
coğrafi alana sahiptir. Bu alana hayvanın yaşama alanı (yurt alanı) denir. Bu
alanın bir kısmı hayvan tarafından savunulduğu zaman bölgeye alan (yurt),
savunma eğilimine ise alan savunması denir.
Biyolojik Saat: Fizyolojik ve davranışsal döngüler günlük döngü diye adlandırılır
ve aşağı yukarı 24 saatlik zaman aralıklarında tekrarlanır. Günlük döngünün çok
düzenli olması, vücut içinde bir biyolojik saatle kontrol edildiğini gösterir.
Normalden biraz hızlı ya da yavaş çalışabilir.
Günlük döngüye örnek Japonya gezisine gitme
Aylık döngüye örnek bazı balık türlerinin yılın nisan-haziran arası yumurtlamak
için Pasifik kıyısında gel-git dalgalarını bekleyerek kumlara bırakmaları.
Yıllık döngüye örnek olarak kış uykusuna yatan hayvanlar

Benzer belgeler

Ekoloji Ders Notları - Biyoloji Ders Notları

Ekoloji Ders Notları - Biyoloji Ders Notları Doğada sınırlı sayıda bulunan besin, eş ve yaşam alanı için rekabet, aynı türden olan hayvanların birbirleriyle çatışmasına yol açar. Bu çatışmalar genellikle saldırganlık davranışlarıyla çözülür. ...

Detaylı