Kardeş Kıskançlığı

Transkript

Kardeş Kıskançlığı
ÇOCUKLARDA KARDEġ KISKANÇLIĞI
“ÇOCUKLARDA KARDEġ KISKANÇLIĞI”
Kıskançlık, sevilen kişinin başkasıyla paylaşılmasına
katlanamamak olarak ifade edilirse, sevginin varolduğu her
yerde vardır.
Kıskançlık kötü bir duygu mudur?
Kıskançlık insanoğlunun en doğal, en evrensel duygularından
birisidir. Kıskançlık sevilen kişinin başkasıyla paylaşılmasına
katlanamamak olduğuna göre, sevginin bulunduğu her yere
girer. Ancak bu doğal duygu insanı kemiren bir tutku olmaya
başlayınca, sevgiyi gözeten bir duygu olmaktan çıkar, sevgiyi
yok eder. Çocuk için en değerli varlık anne olduğuna göre onu
başkalarıyla paylaşmak kolay değildir.
Annelerin de genelde "Birbirlerinden nefret ediyorlar, ne
yapacağımı şaşırdım" dediklerine şahit oluyoruz. Bu sözün
altında şu yatıyor "Kardeşler arasındaki kıskançlığın normal
olduğunu biliyorum, ama "ben" ne yapacağımı
bilmiyorum"Kardeşler arasında rekabet olması, bir ödül için
birbirleriyle yarışmaları demektir. Burada ödül, anne ve
babanın ilgisi, ve sevgisidir. Kardeş kıskançlığı anne- baba
için dayanılmaz olsa bile, çocukların hırs ve kıskançlık gibi
duygularla başa çıkabilmeleri açısından önemlidir. Sevgi,
başarı, güven, kızgınlık gibi kıskançlık duygusu da çok normal
bir duygudur. Çocuğun hatta yetişkinlerin bile bu duyguyu
hissetmelerinde bir yanlış yoktur.
YanlıĢ nerede? YanlıĢ olan nedir?
Yanlış olan, bu duygu ile başa çıkmada tercih edilen
metotlardır. Anne-baba olarak yapılması gereken, çocuğa
kıskanç olmamayı öğretmek değil, kıskançlık hissettiğini fark
etmesini ve bu duygusunu nasıl ifade edebileceğini
öğretmektir. Bunun için ilk adım, anne-babanın bu duyguyu
tanımaları ve kendilerinin doğru tepkiler vermeleridir. Çünkü
çocuklar sözlerden değil davranışlardan öğrenmektedirler.
Bazı eğitimciler insana doğuşta verilen duyguları iyi ve kötü
olmak üzere iki gruba ayırırlar. Onlara göre, eğitimcinin
görevi kötü duyguların yerine iyi duyguları yerleştirmektir.
Çoğu anne baba da aynı kanaattedir. Çocuk eğitimine bu
anlayışla yaklaştığımız zaman kötü olarak adlandırdığımız
duyguları kınama, yasaklama ve inkâr yolunu seçiyoruz. Bu
duyguları ifade eden çocuklarımıza, aynı ifadeleri tekrar
etmemeleri için baskı uyguluyoruz. Herhangi bir sebeple
annesine kızan bir çocuğa, "Ne kadar ayıp, insan anneye kızar
mı! İyi çocuklar anneye kızmaz," diyoruz. Eğer bir anne
haksız yere çocuğunu cezalandırmış veya söz verdiği halde
sözünü yerine getirmemiş ise, çocuğun kızarak bu davranışı
protesto etmesi kadar normal bir şey var mıdır? Çocuğun haklı
öfkesini bastırmaya hakkımız yoktur. Konumuz olan
kıskançlık duygusu da insanın gelişmesi için gereklidir.
Bizden üstün olan insanları kıskanarak onların seviyesine
yetişmek için var gücümüzle çalışırız. Çocuk için de durum
aynıdır. Daha önce kendisine ait olan anne ve baba sevgisinin
kardeşe yöneldiğini zanneder. Kıskandığı kardeşinden daha
üstün olmaya gayret eder, böylece anne babanın kardeşe
yönelen sevgi ve takdirini tekrar kendi tarafına çekmeye
çalışır. Eğer çocuğun kıskançlık duygusunu ifade etmesine
izin vermez, kınama ve ayıplama yoluna gidersek kendisini
suçlu hissetmesine yol açmış oluruz. Bu durumda çocuk,
"Kıskanma kötü bir duygu ise, ben kötü bir çocuğum; çünkü
kardeşimi kıskanıyorum" şeklinde bir kanaat geliştirecektir.
Kendisini kötü hisseden bir çocuk, kardeşine iyi davranmayı
düşünmeyecek, ona karşı düşmanca duygular besleyecektir.
Kardeş kıskançlığı doğal bir duygudur, sevgi ve kıskançlıknefret ara ara yoğunlaşarak zaman içinde yoğunluğunu
kaybeder. Kardeşini sevmek zorunda değildir. Olumsuz
duygular anlayışla karşılanmalı ve bu duyguları belirtmesi
yüreklendirilmelidir
NEDENLERĠ:
*Sorun çoğunlukla, çocuklardan değil, onlara nasıl
davranacağını bilemeyen anne-baba tutumlarından
kaynaklanmaktadır. Ailedeki bir çok davranış çocuğu
kıskançlık hissetmeye yönlendirebilir. Örneğin, anne-babanın
çocuklardan birini göz bebeği olarak belirlemesi, çocuğu
etiketlemeleri (birinden akıllı, diğerinden tembel olarak
bahsetmek gibi), kavgalarında taraf tutmak ya da yargıç görevi
üstlenip yargılamak, çocukları birbirleriyle karşılaştırmak,
cinsiyet ayrımı yapmak, hataları reddetmek, taraf
tutmak,farklılıkları reddetmek gibi…
*Kardeş kıskançlığı genelde aileye yeni bir üye katıldığı
zaman kendini gösterir. Kardeş çocuk için zorlayıcı bir yaşam
olayıdır. Gebeliğin ve yeni doğan çocuğun annede oluşturduğu
bedensel güçlükler ve yorgunluklar, çalışan annenin
zamanının önemli bir bölümünü çocuk bakımına ayırması gibi
nedenler eve gelen bu yabancı yüzündendir. Gelen çocuğun
cinsiyetinin farklı olması, beceriksizliği, yoğun bir ilgi ve
bakıma gereksinimi olması onun daha çok sevildiği şeklinde
yorumlanmakta ve kıskançlık artmaktadır.Kendi odasında
yatan bir çocuğu, kıskanmasın diye anne-babanın odasına
almak ne kadar zararlıysa, anne ve babasıyla yatan bir çocuğu,
kardeşi doğduktan sonra kendi odasında yatırmak o kadar
zararlıdır. Benzer şekilde, anne ya da bakıcıyla büyüyen bir
çocuğu, yeni bebeğin doğumundan sonra anaokuluna vermek,
çocuktaki evden atılma duygusunu ve düşüncesini
arttıracaktır. Evdeki her hangi bir değişiklik, bu aşamada yeni
bir bebek, bizler için olduğu kadar çocuklar için de bir kriz
dönemidir. Yeni bebeğe ve yeni kurallara adapte zaten zordur.
Bu yüzden, çocuğun hayatında başka radikal değişiklikler
yapmak ona zarar verecektir.
KardeĢini kıskanmayan çocuk var mıdır?
Kardeşini kıskanmayan çocuk yoktur. Annenin hamile
olduğunu fark ettiği veya bir kardeşinin doğacağını duyduğu
andan itibaren çocuğun içinde kıskançlık tohumları filiz
vermeye başlar. Doğum yaklaştıkça annenin yükü artar,
yorgunluk ve halsizlik belirtileri baş gösterir. Çocuğunu
kucağına alamaz, eskisi kadar ona zaman ayıramaz. Bebek
için iç çamaşırı, kundak, elbise ve yatak takımı gibi ihtiyaçlar
satın alınmakta, hazırlıklar devam etmektedir. Bütün bu
gelişmeler ve kendisine gösterilen ilginin azalması çocuğu
derinden sarsar. Kafası sormaya korktuğu sorularla ve
şüphelerle dolar. Annesinin sevgisini denemek için olmadık
isteklerde bulunur, huysuzlaşır, mızmızlanır, ağlar. Bu
sınamalar karşısında anne memnuniyetsizlik gösterdikçe
çocuğun huzursuzluğu artar. Asıl fırtına ise, anne kucağında
bir bebekle eve döndüğünde kopacaktır.
Bazı anne babalar, çocuğun doğacak kardeşine karşı
kıskançlığını en aza indirmek için aşırı bir ilgi ve sevgi
gösterişine girer. "Sen her zaman bizim biricik çocuğumuz
olarak kalacaksın, sana olan sevgimiz hiçbir zaman
azalmayacak" derler. Yeni hediyeler alırlar; ayrı odada yatıyor
ise kendi yatak odalarına alır, aralarında yatırırlar. Bütün bu
yapay çabalara gerek yoktur, çünkü bir işe de yaramaz, aksine
çocuğun şüphelerini artırır.
KardeĢler arasındaki yaĢ farkının kıskançlığa etkisi
var mıdır?
*Kıskançlık derecesinde rol oynayan bir başka etken de
kardeşler arasındaki yaş farkıdır. Yaş farkı az olan kardeşlerde
kıskançlığın görülme sıklığı, yaş farkı fazla olanlara oranla
biraz daha yüksek olabilir.
*Dışarıdan insanlar ve akrabalar da bazı olumsuz düşüncelerin
doğmasına neden olabilirler. Kendisinden büyük bir kız
kardeşi olan çocuğa saçlarının neden ablası gibi kıvırcık
olmadığını sormak, ablaya da kardeşinin boyunun onu
yakaladığını ve yakında onu geçebileceğini söylemek (sanki
bunlar kötü bir şeymiş gibi) hem gereksiz hem de olumsuz
etkileri olan yaklaşımlardır. Çocukların birbirleriyle rekabete
girmelerine,kızgınlık duymalarına sebep olabilir.
*Anne-babanın anlaşmazlığı, çocukların taraf tutmaya
zorlanması. Anlaşamayan ebeveynler kendilerine yakın
gördükleri çocukla daha iyi ilişkiler geliştirebilir. Bu da aile
içersinde kutuplaşmalara neden olduğu gibi kardeşler arasında
da kıskançlığa neden olabilir.
BELĠRTĠLER:
*Çocuklar eve gelen yabancıya farklı tutumlar sergileyebilir;
*Çocuklar sevgi gösterilerinde bulunabilir. (annenin
kendisinden tümüyle uzaklaşmaması için onun yanında yer
alır)
*Abartılı sevgi gösterileri olabilir. (alttaki duyguları ele veren
davranışlarla birlikte olabilir; kardeşinin yanağını okşarken
biraz fazla sıkabilir, ağlatacak ölçüde kucaklayabilir, kaza ile
yere düşürebilir.)
Bir çocuk yeni doğan kardeşine karşı aşırı sevgi tezahürleri
sergiliyor ise,rol yapıyor olabilir ve bunun sebebi de anne
babadır. Çünkü anne baba ona iyi çocukların kardeşini
kıskanmaması ve sevmesi gerektiğini söylemiş olabilir. Çocuk
anne babasını memnun etmek için kıskandığı halde
kıskanmamış gibi davranarak gerçeklerden kaçmakta, kaçış
mekanizması olarak kıskançlığını sevgi ile yücelterek inkâr
yolunu seçmektedir. "Ne cici, ne tatlı bir bebek değil mi anne?
Aman dikkat et, öyle tutma, kardeşimi düşürürsün!" diyerek
kardeşini seven ve koruyan bir rol takınır. Ancak çocuk
zamanla, yine anne babanın davranışlarına bağlı olarak, bu
kaçış mekanizmasının işe yaramadığını görebilir; bastırdığı
kıskançlık duygusu bütün şiddetiyle davranış bozukluğu
olarak ortaya çıkarabilir.
Ortaya çıkan davranıĢ bozuklukları nelerdir?
*Mutlu çağa dönüş arzusu' adını verdiğimiz davranış
bozukluğu en sık görülen kardeş kıskançlığı belirtilerindendir.
Düzgün konuşan üç-dört yaşlarındaki bir çocuk birdenbire
bebeksi konuşmaya başlayabilir. Büyük ve küçük tuvalet
ihtiyacını haber verdiği, hatta kendi başına giderebildiği halde
altını ıslatmaya başlayabilir. Uyku bozuklukları, parmak
emme, içe kapanıklık, iştahta azalma başgösterebilir.
*Anne baba ortaya çıkan huysuzluklar, yaramazlıklar, bebeğin
canını acıtmalar ve davranış bozuklukları karşısında sert
tavırlar alabilir, ceza yoluna başvurursa; ortaya yeni ve daha
ciddi davranış bozuklukları çıkabilir.
EtkilenmemiĢ gibi davranma her zaman kıskançlık
göstergesi midir?
Her çocuğun kardeşine tepkileri bireysel farklılıklar
gösterebilir.Eğer ona olan sevginizin değişmediğini
hissettirmek konusunda başarılıysanız, kendisini bebek
tarafından ikinci plana düşürülmüş hissetmeyebilir. Ancak
bebek, bir sorun olacak kadar büyüyünce yaklaşımının
değişmesine de hazırlıklı olmak gerekir.
Öte yanda gerçek duygularını bastırıyor olması da olasıdır.
Teşvik edilebilir, o konuya girmezse siz girin; "Büyük abla
olmak nasıl?, Evde bebek olmasının hoşuna giden yönleri
neler?,Hoşuna gitmeyen yönleri neler?" gibi.
*Ağır kıskançlık durumlarında büyük kardeş küçük kardeşe
fiziksel zarar da verebilir. Anne babalar bu konuda daha
dikkatli davranmalı, çocuğu küçük kardeşiyle yalnız
bırakmamalı, gerekirse uzmandan yardım almalıdırlar.
*Evden ayrılmayı reddetmeyle birlikte (Örn: okula gitmek
istememe) baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik
belirtiler, (emin olmak için fiziki muayene yaptırılmalıdır)
huzursuzluk, isteksizlik ve diğer stres belirtileri gözlenebilir.
*Anne babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve
sevgilerinden bir türlü emin olamama yaşanabilir.
*Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olabilirler. ve
kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilirler.
Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda
bulunabilirler.
ÖNERĠLER:*Çocuklar sözlerden değil davranışlardan
öğrenmektedirler. Anne-babalar saygı, sevgi ve sorun çözme
konularında çocuklarına örnek oldukları sürece, kardeşlik
ilişkileri sağlıklı olarak gelişebilir. Ebeveynler olarak kavgacı
tutumlar sergilememeliyiz. Birbirlerine ve çevrelerine
düşünceli ve ilgili olan anne-babaların çocukları da sevgi dolu
ve düşünceli olur.
*Birbirlerine nasıl davranmalarını istiyorsanız çocuklarınıza
öyle davranın. Saygılı davranın, özel yaşam haklarına saygı
gösterilen çocukların, diğer kişilere hatta kardeşlerine de
benzer şekilde davranma olasılığı yüksektir.
*Kardeşi doğmadan önce ona anlayabileceği bir dilde aileye
yeni bir üyenin geleceği, evdeki ortamın her zamankinden
daha heyecanlı ve karışık olabileceği, örneğin eve sık sık
misafirlerin gelip gideceği, annenin hem yorgun olacağı hem
de bebekle daha çok vakit geçirmek zorunda kalacağı, çünkü
küçük bir bebeğin gereksinimleri olduğu ama aynı şeylerin o
doğduğunda da yaşandığı ve her şeyin zamanla tekrar düzene
gireceği anlatılabilir. Böylece çocuk psikolojik olarak daha
hazırlıklı olacaktır. Bunları anlatmak için son ana kadar
beklenmemelidir.
*Hamilelik döneminde babası ya da başka bir aile üyesi
(anneanne, babaanne) büyük çocuğun bakımıyla ilgili yemek
yedirme, banyo yaptırma, uyutma gibi işlere başlayabilir.
Böylece anne hastanedeyken ya da bebekle meşgulken çocuk
kendini ihmal edilmiş hissetmez ve yaşantısının değiştiği
fikrine kapılmaz.
Fakat bizlerin dıĢında olan yani dıĢardan insanlar
var. Bu insanların çocuklar üzerinde olumsuz
etkileri olabiliyor. Neler yapmalıyız?
*En iyi niyetli misafirler bile sadece bebekle ilgilenip büyük
çocuğu unutma eğilimi içindedirler. Yakınların yalnızca
bebekle ilgilenmemelerini, büyük çocuğa da alışık olduğu
tarzda ilgi ve sevgi göstermelerini söylemek, "Kardeşin
doğunca senin pabucun dama atıldı" gibi sözler söylememeleri
konusunda uyarmak işe yarayabilir.
Eve yeni bebeği görmek üzere konuklar geldiği zamanlarda,
büyük kardeşle özellikle ilgilenin. Bebeğe getirilen hediyeleri
onun açmasına , konuklara bebek odasını gezdirmesine izin
verin.
Bebekle ilgili iĢlerde diğer çocuktan yardım istemek
doğru mudur?
*Bebekle ile ilgili işlerde çocuktan yardım istenebilir. Örneğin
bebeğe isim seçme, biberonunun soğutulması, oyuncak ya da
giysi seçimi, bebek odasının düzenlenmesi gibi konularda
büyük çocuğun katılımı sağlanabilir. İlgi göstermiyorsa
yardımcınız olmaya zorlamayın; yardım ederse mutlu
olacağınızı söyleyin ama ısrar etmeyin. Fazla sorumluluk
yüklemeyin, hiçbir zaman, birkaç saniye için bile, ikisini
yalnız bırakmayın.
Çocuklara her Ģeyi eĢit olarak veremeyebiliriz. Bu
durum da sorun çıkmasına neden olabiliyor. Neler
yapmalıyız?
*Hediye olsun, kucaklama olsun, çocuklarımıza vereceğimiz
şeyin eşitlik açısından değerlendirilmesi gerekmez. Sadece
Can’ın ayakları büyüdü, yeni spor ayakkabısı alınıyor diye
Cem’e de de yeni bir çift alınması gerekmez. Bir çocuğun sırf
diğerine yapıldı diye annesinin kucağında 15 dakika
geçirmesine gerek yoktur. Kısa vadede kardeşler arası
çekişmeleri hafifletiyor görünse de, rekabet ve
karşılaştırmaların şiddetlenmesine ve artmasına yol açabilir.
Her çocuğun o anki gereksinimlerine göre hareket edin ve
hediyeleri, çocuğun kardeşine ne alındığına göre değil, özel
ilgi alanlarına göre seçin. Çocuklarınıza adil davranmanın,
onlara tamamen eşit davranmak anlamına gelmediğini bilin.
*Her çocuğunuzla yalnız olarak ilgilenebileceğiniz zamanlar
ayarlayın. Çocuklarınız, dikkatiniz için her zaman rekabet
etmek zorunda kalmazlarsa, kendilerini başka şeyler için de
rekabet etmek zorunda hissetmezler. Kıskanan çocukla
mümkün olduğunca nitelikli zaman geçirilmeye çalışılmalı,
daha önce yapmaktan hoşlandığı alışkanlıklarını
gerçekleştirmesine olanak verilmelidir. Yeni gelen kardeşle
birlikte önceden gerçekleşen oyun parkına gitme, akşam
yemeğinden sonra hikaye okuma gibi etkinlikler birden bire
son bulmamalıdır. Bu sayede çocuk statü kaybına
uğramadığını fark ederek özgüvenini yitirmeyecektir.
Daha büyük olan çocuğun eşyalarını koruyun. Güvene
ihtiyacı vardır. Hem onun, hem de küçük kardeşin iyiliği için (
bir çok oyuncak küçük çocuklar için tehlikeli olabilir) eşyaları
küçüğün ulaşamayacağı yerlere koyun. Büyüğü oyuncakları
ile işi bittiğinde, onları kaldırarak güvenceye almaya teşvik
edin. Küçük çocuk, büyük çocuğun oyuncaklarını aldığında
ona çıkışmayın, ancak büyük kardeşin oyuncakları ile onun
izni olmadan oynanmayacağını açıklayın. Bu mesaj, büyük
olasılıkla etkisini hemen göstermeyeceği için (büyüğün
kendisini daha iyi hissetmesini sağlar) her seferinde
uzaklaştırmanız gerekebilir.
*Çocuklarınızı birbirleriyle hiçbir konuda kıyaslamayın.
Çocuklarımızın doğru şekilde davranmalarını sağlamak
amacıyla "Kardeşin ne kadar uslu, sen neden öyle değilsin"
demek , sadece aralarında bir ayrışmaya, rekabete ve belki de
düşmanlığa bile yol açabilir.
*Mükemmel bir anne veya baba olmaya çalışmayınız.
Mükemmel insan olmadığı gibi, mükemmel anne baba da
yoktur. Mükemmel olmaya çalışan insan, yaptığı iyi şeylerden
çok, yaptığı hataları görme ve bunlardan pişmanlık duyma
eğilimindedir. Çocuğuna kızgınlıkla ceza veren ve sonradan
pişman olan çok anne baba vardır. Biraz önce ceza verdiği
çocuğunu yanına çağırarak sever, bağrına basar. Bu ikilem
karşısında kalan çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu
öğrenemez.
Çocuklarınızın başarılı, dürüst, onurlu, hem kendilerine hem
içinde yaşadıkları topluma faydalı birer insan olmasını
istiyorsanız, onların her türlü duygu ve düşüncelerini ifade
etmelerine; sadece zekalarını değil, duygusal ve ruhsal
zekalarını da geliştirmelerine izin vermeniz gerekiyor.
Her şeyden önemlisi, anne ve babanın çocuklarıyla sağlıklı ve
pozitif bir iletişim kurmalarıdır. Bu şeklide, hem anne-baba
tam bir model oluşturacaklar, hem de çocuklarına kendilerini
kabul edilebilir şekilde nasıl ifade edebileceklerini
öğretebileceklerdir. Çocuk yetiştirmedeki en önemli konuların
başında, anne ve babanın kendilerini mümkün olduğunda
geliştirmeleri ve yeni fikirlere açık olup, esnek
davranabilmeleridir.
KAYNAKÇA:
* A. Eisenberg, H.E. Murkof, S.E. Hathaway, Çocuğunuzu
Büyütürken Sizi Neler Bekler, Çev: Dr. D.Tuncalı, epsilon
yayınları, 2. Basım, 1999, Ġstanbul* H. Yavuzer, Ana-Baba
ve Çocuk, Remzi Kitabevi, 12.

Benzer belgeler

kardeş kıskançlığı - Yusuf Erdemir Anaokulu

kardeş kıskançlığı - Yusuf Erdemir Anaokulu Kıskançlık üçlü ilişkilerde yaşanır, mevcut ilişkiye bir üçüncü eklendiğinde kıskançlık ortaya çıkar. Kıskançlık, sevilen kişinin başkasıyla paylaşılamaması olduğuna göre, sevginin var olduğu her y...

Detaylı

Kardeş Kıskançlığı - Eyüboğlu Eğitim Kurumları

Kardeş Kıskançlığı - Eyüboğlu Eğitim Kurumları şüphelerle dolar. Annesinin sevgisini denemek için olmadık isteklerde bulunur, huysuzlaşır, mızmızlanır, ağlar. Bu sınamalar karşısında anne memnuniyetsizlik gösterdikçe çocuğun huzursuzluğu artar....

Detaylı

Ayrıntılı bülteni göster

Ayrıntılı bülteni göster duygularla başa çıkabilmeleri açısından önemlidir. Sevgi, başarı, güven, kızgınlık gibi kıskançlık duygusu da çok normal bir duygudur. Çocuğun hatta yetişkinlerin bile bu duyguyu hissetmelerinde bi...

Detaylı