kardeş kıskançlığı - Yusuf Erdemir Anaokulu

Transkript

kardeş kıskançlığı - Yusuf Erdemir Anaokulu
KARDEŞİMİ
SEVMİYORUM!
2013
Sayı:2
AYŞE YUSUF ERDEMİR
ANAOKULU
PSİKOLOJİK DANIŞMA
VE REHBERLİK SERVİSİ
KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Kıskançlık, kişinin sahip olduklarını PAYLAŞAMAMA duygusudur. Kıskançlık
Var olanı kaybetme korkusudur.
Bireyin Özel oluşunu, biricik ve tek oluşunu tehdit eden bir başkası ortaya
çıktığında harekete geçer bu duygu.
Çocuklar; onlar duygularını en saf ve en doğal haliyle yaşarlar.
Kıskançlığı da.
Kıskançlık üçlü ilişkilerde yaşanır, mevcut ilişkiye bir üçüncü eklendiğinde
kıskançlık ortaya çıkar.
Kıskançlık, sevilen kişinin başkasıyla paylaşılamaması olduğuna göre,
sevginin var olduğu her yerde vardır. Çocuk için en değerli varlık annedir. Anneyi
başkalarıyla paylaşmayı anlayamaz çocuk,tanıdık bir duygu değildir onun için.
Küçük bir çocuk için, kendisi varken, ikinci bir kardeşe neden gerek duyulduğunu
anlamak çok güçtür. Anne sevgisini yitirmek korkusu , yeni bir kardeş geleceğini
öğrendiği anda başlar.
Anne yeni doğan kardeşi emzirirken o da annesine tırmanır. Biberondan
emmek ister. Onun gibi tuvaletini kaçırmaya başlar. Yemeğini kendi başına yerken
annenin yedirmesinde ısrar eder. Yeni doğanın davranışlarını tekrarlayarak
annenin ilgisini üstünde tutmaya çalışır. Bebeksi konuşmaya başlayabilir. İtmeler,
vurup kaçmalar başlar. Bu davranışları karşısında çevreden sert tepkiler geldikçe,
pabucunun dama atıldığı kanısı iyice yerleşir. Bebekle doğrudan ilgili görünmeyen
huysuzluklar, hırçınlıklar, tutturmalar baş gösterir. İstedikleri yapılmayınca uzun
uzun ağlar, tepinir.
Büyük çocukta her zamankinden daha kolay sinirlenme,kolay ağlama,içe
kapanma,tuvalet
alışkanlığında
gerileme,beslenme
sorunları
yaşamaya
başlama,hemen
kavgaya
tutuşma,saldırganlık,hırçınlık
gibi
davranışlar
gözleniyorsa kardeş kıskançlığından şüphelenebiliriz.
ANNELER İÇİN
Eğer ikinci çocuk bekliyorsanız hamileliğinizin 2. Veya 3. Ayından itibaren
ilk çocuğunuzu yeni duruma hazırlamak yapılması gereken ilk adımdır.
Anne baba her fırsatta birinci çocuğun aile içindeki yerini ve kendileri için
değerini çocuğa vurgulamalı ve sözlerini davranışları ile desteklemelidirler.
Çocuk, kardeşi ile ilgili Olumsuz duygularını dışarı vurunca suçlanmamalıdır.
“Kardeşimi hiç sevmiyorum” diyen bir çocuğa “Aman o nasıl söz, o sana ne yaptı
ki? Böyle sevimli bir kardeş sevilmez mi?”,”kardeşini seveceksin.”, “Sen ne biçim
konuşuyorsun?” gibi cümleler, çocuğun kardeşine karşı öfkesini kışkırtmak ve
törpülemekten başka bir işe yaramaz.
Bunun yerine “Ona kızmakta haklısın, bak beni de çok uğraştırıyor, ara sıra
ben de kızıyorum.” demek çocuğu hem şaşırtır, hem de içine su serper.Olumsuz
duygularının anlayışla karşılandığını görmek çocuğu rahatlatır.
“Kardeşinin bacakları henüz gelişmedi. Bak yürüyemiyor.Yemeğini kendi
başına yiyemiyor.Bnları senin gibi kendi başına yapana kadar bizim ona yardım
etmemiz gerekiyor.” Benzeri konuşmalar çocuk için anlaşılır ve olumsuz
duygularını zarar verme gibi yollarla ifade ihtiyacı hissetmez.
“Bak sen abi/ablasın…………” cümleleri çocuklara iyi gelen cümleler
değildir.bu tarz cümleler ilk doğmuş alana kardeşi ile ilgili aşırı sorumluluk
yükleyen cümlelerdir.Bunun yerine ilk doğanın yeteneklerini gözlemleyip
desteklemek,onunla yapılan paylaşımların değerli oluşunu vurgulamak daha motive
edici olacaktır.
Kardeşe karşı duyguları birden değişmez, dalgalanmalar gösterir. Bazen
çok sever görünür, bazen de kardeşini görmek istemez.
Anne çocuğuna, “Kardeşini kıskanıyorsun” demeden bu duygusunu anladığını
belli edebilir. “Kardeş geldi diye, kardeşin beni böyle uğraştırdı diye, seni eskisi
gibi sevmediğimi düşünebilirsin, ama ben seni eskisi kadar seviyorum. Benim de
kardeşim doğduğu zaman öyle sanmışım, hem kardeşime hem de anneme kızmış,
huysuzlanmışım” gibi sözler anneyle çocuğu yaklaştırır, çocuktaki kuşkuları siler.
Ancak kıskançlığı toptan gidereceğini söyleyemeyiz. Önemli olan, kıskançlık
duygusunu yatıştırmaktır, ortadan kaldırmak değil.
Anne ve evdeki herkes, bebeği, çocuğun önünde gösterişli bir biçimde
okşayıp sevmekten kaçınmalıdır. Annenin bebekle çok uğraştığı bir sırada,
babanın çocukla ilgilenmesi yararlı olur. Anne bebeği doyurup, uyuttuktan sonra,
çocuğuyla ayrıca ilgilenmeli; “Gel şu işleri bitirip seninle oynayalım” demelidir.
Çocuğun yatma vakti gelince yatağının kenarına oturup, konuşarak ya da
masal anlatarak uykuya dalışını çocuğun kendini güvende ve tek başına kalmamıs
duygusunu hissettirir.
Annenin sevgisini kanıtlamak için aşırı bir çaba göstermesi gerekmez.
Örneğin öteden beri kendi odasında yatan bir çocuğu, anne baba yanında uyutmak
gereksiz bir önlemdir. Anne baba odasında yatan bir çocuğun, bebek geldikten
sonra odasını ayırmak da o ölçüde sakıncalıdır. Oda ayırma işinin çok önceden
yapılması gerekir.
Genellikle çocukların ilk kardeşe tepkileri daha büyük olur. İkinci kardeş
gelince o ölçüde etkilenmezler. İlk kardeşle çekişmeyi sürdürüp, ikinci kardeşe
karşı koruyucu bir tutum takınırlar. Özellikle ablalar en küçük kardeşe dört elle
sarılır, bakımında annenin en iyi yardımcısı olurlar.
Aileler, birkaç erkek çocuktan sonra gelen bir kız çocuğu ya da birkaç kız
çocuktan sonra doğan erkek çocuğa ne kadar gizleseler de aşırı düşkünlük
gösterirler. Çocuklar bu karşı cinsten kardeşin ayrıcalıklı durumu karşısında,
yaşları ne olursa olsun tepki göstermeden edemezler.
Kardeş İlişkileri:
Kardeş çekişmesinin, kardeş kavgasının bulunmadığı yok gibidir.
Küçük yaşların açık kıskançlığı, yaş ilerledikçe üstü örtülü olarak, çekişme
ve anlaşmazlıklar biçiminde sürer gider. Anne ve babanın, kıskançlığı en uygun
yollardan ele aldığı, ayırım gözetmediği evlerde bile, belli ölçüde yarışma ve
çekişme vardır.
Kıskançlık gibi kaba ve yıkıcı olabilen olumsuz bir duygunun yarışmaya
dönüşebilir.Bununla birlikte, kardeşler arasındaki çekişmenin ara sıra alevlenmesi
de olağandır. Çünkü kardeşler hem birbirlerine bağlıdırlar, hem de karşıdırlar.
Özellikle anne baba yanında birbirlerinden yakınmaları ya da çekişmeleri en üst
düzeye varır. Oysa yalnızken daha az çekişirler. Hele dışarıda birbirlerinin
koruyucusu kesilirler. Biraz önce saç saça baş başa dövüşenler biraz sonra
canciğer kuzu sarması olurlar. Kardeşine soluk aldırmayan çocuk, annesi kardeşine
kızarken araya girmeye çalışır. Kendisi dayak yeme pahasına başka çocuklara
karşı kardeşini savunur.
Kardeş kavgaları en mutlu evlerde bile anne babayı her gün uğraştıran bir
sorun olabilir. Her zaman da kolay bir çözümü yoktur. Bu durumda anne ve
babanın yapacağı en iyi şey, yangına körükle gitmemektir. İlk kural çocukların
oyununa gelmemektir. Çocuklar anne babayı kendi anlaşmazlıklarına çekmekte
ustadırlar.
Tutulacak doğru yol nedir? En doğrusu, olanak ölçüsünde araya girmemek,
anlaşmazlığı kendi aralarında çözümlemeleri gerektiğini söz ve davranışla
kardeşlere anlatmaktır. Küçük çekişmelerde, tartışmanın kavgaya dönüşmediği
durumlarda, anne babayı yardıma çağırsalar da araya girmemek en uygun
çözümdür. Tartışma büyüyor ya da kavgaya dönüşüyorsa en iyisi kardeşleri
birbirinden ayırmak, ayrı yerlerde sakinleşmelerini sağladıktan sonra anne
babanın arabulucuk yapmasıdır. Kavga anne babanın önünde olmamışsa, kural
olarak cezaya ve dayağa başvurmamak gerekir.
Bu biçimde sürüp giden ve yıllar geçtikçe azalmayıp artan kardeş sorunları
nereden kaynaklanırlar?
İlk akla gelen soru, gerçekten kardeşler arasında ayırım yapılıp
yapılmadığıyla ilgilidir. Ne yazık ki bir çok evde, bilerek çoğu kez de bilmeyerek
bu ayırım yapılmaktadır. İlk ayırım büyük küçük ayırımıdır. Evde sağlığı bozuk ya
da sakatlığı olan çocuğa daha çok ayrıcalık tanınmıştır. Kimi evde müzmin hastalığı
olan çocuk, hastalığı gerektirdiği için çok ilgi görüyorsa, bu durum kardeşlerde
acıma duyguları değil, kızgınlık uyandırır.
Böyle durumlarda, bilerek tutumlarını düzenleyen, ayırımı en aza indirmeye
çalışan anne babalar sorunu daha kolay çözecektir.
SON SÖZ:Pines’a göre(1998) kıskançlık bir sevgi ilişkisine tehdit
oluşturur.
Birincil tetikleyici kıskançlık oluşumunda kıyastır.
Duyguları değiştirmek ve reddetmek mümkün değildir.Kabul gören
duygularımız ruhumuza ağır gelmez.Hangi davranışın hangi duygudan
kaynaklandığını bilmek,anlamak özellikle olumsuz duygularımızı denetim altına
almamızı kolaylaştırır.
Kaynakça:
-Banu Şener, Marmara Üniversitesi ders notları
-Okul ve Aile Dergisi
-Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu. Çocuk Ruh Sağlığı
-Doç. Dr. Doğan Çağlar. Uyumsuz Çocuklar ve Eğitimi
-Leyla Navaro,Haset ve Rekabet
-Neslim Güvendeğer Doksat,Çocuk Ruh Sağlığı
-Nevzat Tarhan,Sen Ben ve Çocuklarımız

Benzer belgeler

Kardeş Kıskançlığı - Eyüboğlu Eğitim Kurumları

Kardeş Kıskançlığı - Eyüboğlu Eğitim Kurumları konuşuyorsun?” gibi cümleler, çocuğun kardeşine karşı öfkesini kışkırtmak ve törpülemekten başka bir işe yaramaz. Bunun yerine “Ona kızmakta haklısın, bak beni de çok uğraştırıyor, ara sıra ben de ...

Detaylı

Kardeş Kıskançlığı

Kardeş Kıskançlığı bir bebekle eve döndüğünde kopacaktır. Bazı anne babalar, çocuğun doğacak kardeşine karşı kıskançlığını en aza indirmek için aşırı bir ilgi ve sevgi gösterişine girer. "Sen her zaman bizim biricik ...

Detaylı

portant than milestones are "windows of opportunity," which are the

portant than milestones are "windows of opportunity," which are the “Kardeşinin bacakları henüz gelişmedi. Bak yürüyemiyor.Yemeğini kendi başına yiyemiyor.Bnları senin gibi kendi başına yapana kadar bizim ona yardım etmemiz gerekiyor.” Benzeri konuşmalar çocuk için...

Detaylı