Tam Metin

Transkript

Tam Metin
SOSYO EKONOMİK PROFİLİ DÜŞÜK İLLERDE
YAŞAYAN GENÇLERDE UMUT VE
UMUTSUZLUK: AĞRI ÖRNEĞİ
Coşkun Taştan ÖZ
TÜİK’in araştırmasına göre Ağrı’daki gençler arasında geleceklerinden umutlu
olanların oranı, TRA2 bölgesinin ortalamasından ve Türkiye ortalamasından
düşük çıkmıştır. TÜİK verilerine göre Ağrı’da gençlerin 67,3’si gelecekten ümitli olduklarını ifade etmişlerdir. Aynı verilere göre TRA2 bölge-sindeki gençlerin % 80,3’ü, Türkiye genelindeki gençlerin ise % 83,9’u gelecekten umutlu olduklarını ifade etmişlerdir. TÜİK’in bu kapsamlı araştırması, gençlerin ümitli
ya da ümitsiz olmalarının arkasındaki nedenleri doğrudan araştırmamıştır. Bu
çalışma, Ağrı’daki gençlerin bireysel gelecekleri kadar Türkiye’nin ve dünyanın geleceğinden ümitli olup olmadıklarını nedenleriyle birlikte ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırma böylece bir yandan TÜİK’in istatistiksel verilerini niteliksel bulgularla harmanlayarak gençlerin umutlu ya da umutsuz olmaları ile ilgili temel etmenleri açıklarken bir yandan da gençlerin bu hisleri hangi
sosyolojik bağlamda deneyimlediklerine dair kesitler ortaya koymaktadır.
Araştırmanın en önemli bulgularından biri, gençlerin umutsuzluklarının arkasındaki en belirgin faktörün sosyo-ekonomik düzlemde sınıf atlama aracı olarak formel eğitime yüklenen işlevlerle ilgili olduğudur. Kalabalık aile yapısı,
kırdan kente göçün yol açtığı sarsıntılar ve formel eğitimde altyapı ile ilgili sorunlar, gençlerin eğitimle olan bağlarını koparmakta veya eğitimin kendilerine
sağlayacağı şeylerden emin olmalarını engellemektedir. Bu da gençlerin ümitsizliğinin ardındaki en önemli nedendir. Ayrıca gençler, meslek edinme ve iş
bulma ile ilgili imkânlarının kısıtlı olduğunu gördükçe kendi yaşamlarını kurma konusundaki ümitleri kırılmaktadır. Araştırma, gençlerin ümitsizlikleri ile
ilgili bir dizi öneri de sunmaktadır.
ANAHTAR KELİMELER: Gençlik, umut, umutsuzluk, Ağrı’da gençlerin
umutsuzluğu.
Yrd.Doç.Dr., Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi FEF Sosyoloji Bölümü
GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ © Yıl: 2 ǀ Cilt: 2 ǀ Sayı: 4 ǀ 2014-4
ISSN: 2147-8473
HOPE AND DESPAIR AMONG THE YOUTH OF
TURKEY WHO LIVE IN CITIES WITH
SOCIO-ECONOMICALLY LOW PROFILE:
THE CASE OF AĞRI
Coşkun Taştan ABSTRACT
The data provided by the TURKSTAT shows that on average the youth in Ağrı
province are less hopeful about their future than the youth of TRA2 (the NUTS2 region that covers Ağrı) as well as the youth of the whole country. The data
tells that 67,3 % of youth in Ağrı are hopeful about their future. The same set of
data shows that 80,3 % of the youth of TRA2 region and the 83,9 % of the youth
on national average declared hopefulness. These data are meaningful and tells
a lot about the youth but lack any direct insight about the reasons behind their
hope or self-despair. This research looks for an insight into why and how the
Ağrı youth are hopeful or self-despaired of their individual future as well as of
the future of the country and the World. For that purpose, by utilizing a mixture of qualitative and quantitative methods, this work explains, on the one
hand, the basic factors that make the youth hopeful or hopeless, while on the
other hand, it aims to provide some transversal sections of the sociological
manner in which the youth experience those feelings. One of the most important findings of the research is that a significant factor is educational status
as a means to upwards socio-economical class mobility. The crowded families,
problems brought about by rural-to-urban migration and the problems in the
substructure of educational system take apart the youth from formal education
or frustrate the youth on their expectations from education. This is one of the
main reasons behind the hopelessness of the youth in Ağrı. In addition, the
youth become more frustrated when they perceive the limitations on their opportunities of finding a job or having vocational skills. This study provides
some suggestions as to what can be done to improve the hopefulness of the
youth.
KEYWORDS: Youth, hope, despair, hopelessness of youth in Ağrı.
Asst. Prof. Dr., Ağrı Ibrahim Çeçen University, Faculty of Arts and Science, Department of
Sociology
GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ © Yıl: 2 ǀ Cilt: 2 ǀ Sayı: 4 ǀ 2014-4
ISSN: 2147-8473
►Coşkun Taştan
1.GİRİŞ: TANIMLAR VE ARAŞTIRMA SORULARI
1.1.Araştırma Konusu ve Araştırma Soruları
ÜİK’in Türkiye genelinde yaptığı araştırmaya göre Ağrı’daki
gençler arasında kendisini “umutlu” olarak tarif edenlerin oranı,
Ağrı’yı da içine alan İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması
Düzey 2 (TRA2) illerinin (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) ortalamasının da,
Türkiye geneline ait ortalamanın da oldukça altında kalmıştır (ayrıntılar için
aşağıda Grafik 5’e bakınız). Bu araştıma, TÜİK’in niceliksel verilerinin ortaya koyduğu umut-umutsuzluk durumunu, niteliksel araştırma yoluyla
ayrıntılandırarak, Ağrı’daki gençlerin umutlarına ve umutsuzluklarına dair
kesitler ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma, şu araştırma sorularına
yanıt bulmayı hedeflemektedir: İller arası sosyo-ekonomik derecelendirmelerde listenin en alt sıralarında yer alan Ağrı ilinde gençleri umutsuz kılan
sosyal ve ekonomik etmenler nelerdir? Tersinden sorarsak, Ağrı’daki gençleri umutlandıran şeyler nelerdir? (Eğitim, kent imkânları, iş, aile yapısı gibi
nedenlerden hangileri gençlerin umutlu ya da umutsuz olmalarında öncelikli olarak etkilidir?) Gençler, bireysel gelecekleri ile Türkiye’nin geleceği ve
dünyanın geleceği arasında bir bağlantı kurarak mı, yoksa bunları birbirinden ayrıştırarak mı umutlanmakta ya da umutsuzluk içerisine düşmektedir?
Gençlerin umut ve umutsuzluk içerisinde olma durumları, Türkiye dışında olduğu kadar Türkiye’de de farklı yöntemlerle bilimsel çalışmalara
konu olmuştur. 1960’larda Beck tarafından geliştirilen “umutsuzluk ölçeği”,
ilerleyen yıllarda Türkçe’ye tercüme edilmiş ve farklı araştırmalarla güvenilirlik testlerinden geçirilmiştir. Türkiye’de gençlerin umutsuzlukları ile ilgili
niceliksel araştırmalarda bu ölçek farklı zamanlarda ve farklı araştırmacılar
tarafından kullanılmıştır.
Seber ve arkadaşları, DSM-III-R el kitabının koyduğu kriterlere göre
major depresyon, distimik bozukluk tanısı alan bir grup hastaya Beck
Umutsuzluk Ölçeği’ni uygulamış ve ölçeğin Türkiye için güvenilirliğini
ortaya koymuşlardır (Seber vd, 2000). Aynı şekilde, Durak ve Palabıyıkoğlu
tarafından yapılan çalışma da Beck ölçeğinin Türkiye’deki uygulamalar için
geçerliliğini ortaya koymuştur.
Yılmaz ve Dursun’un, ilk defa 1970’li yıllarda geliştirilmiş olan ve 1990’lı
yıllarda Türkçe’ye çevrilen Beck umutsuzluk ölçeği ile yaptıkları araştırma
T
24
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
gençlerin aldıkları eğitime duydukları güven ile umut-umutsuzluk düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır (Yılmaz ve Dursun, 2014: 60-91). Aynı araştırmaya göre gençlerin cinsiyet, anne-babanın
ayrı olup olmaması, arkadaşlık ilişkileri, kardeş sayıları ve anne babanın sağ
ya da ölü olup olmaması gibi sosyo-demografik özellikleri ile umutsuzluk
düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır.
İmamoğlu ve Yavuz tarafından Sakarya Üniversitesi öğrencileri esas alınarak yapılan araştırmada, Dini İnanç Ölçeği’nin yanı sıra yine Beck Umutsuzluk ölçeği kullanılmıştır (İmamoğlu ve Yavuz, 2011). Söz konusu araştırmada, üniversite öğrencisi genç bireylerin inanç puanları arttıkça umutsuzluk ve motivasyon kaybı puanlarında bir düşüş olduğu saptaması yapılmıştır (İmamoğlu ve Yavuz, 2011:237;238).
1.2. Tanımlar
1.2.1.Genç kavramının tanımı
Birleşmiş Milletler’in (B.M.) 1981’den beri kullanımda olan tanımlamasına göre genç, 15-24 yaş arasındaki bireyleri kapsar. İstatistik verilerin kullanım değerinin artırılması ve bu verilerin karşılaştırılabilirliklerinin sağlanması amacıyla B.M.’nin bu tanımı, tüm üye ülkeler tarafından kabul görmüştür (B.M., 2014).
UNESCO’nun genç tanımlaması ise biraz daha esnektir. UNESCO, genç
kavramını şöyle tanımlamaktadır: “Genç kavramı, çocukluğun bağımlılık
durumundan yetişkinliğin bağımsızlık ve farkındalık durumuna geçiş hâlidir” (UNESCO, 2014). UNESCO, gençlik kategorisinin esnek sınırları olduğunu ve kurumsal olarak farklı amaçlar söz konusu olduğunda farklı yaş
kategorilerinin esas alındığını vurgulamaktadır. UNESCO, uluslar arası ya
da bölgesel etkinlikler söz konusu olduğunda Birleşmiş Milletler’in tanımını; yerel düzeydeki etkinliklerde ise o yerin genç tanımlamasını esas almaktadır. Örneğin bölgesel bir etkinlik olan Afrika Genç Forumu’nda B.M.’nin 1524 yaş aralığını ölçü kabul etmekte; daha dar etkinliklerde ise esnek davranmakta, örneğin Afrika Gençlik Haritası’nın 15-35 yaş aralığına dayalı tanımını esas almaktadır (UNESCO, 2014).
Türkiye’de genç nüfus tanımlamasında, farklı kurumlar ve disiplinler tarafından farklı yaş aralıkları esas alınmış olmakla birlikte B.M.’nin tanımlamasının daha yaygın olduğunu söyleyebiliriz. TÜİK, 15-24 yaş aralığını
25
►Coşkun Taştan
“genç nüfus” olarak kabul etmekte ve gençlerle ilgili olarak bu yaş aralığına
dair istatistikler üretmektedir.
1.2.2.Umut kavramının tanımı
26
Çalışmamızın niceliksel verilerine kaynaklık eden TÜİK’in Türkiye Gençlik Araştırması (TÜİK, 2013), gençlerin umut ve umutsuzluk durumları ile
ilgili olarak ülke genelinde ve iller bazında önemli istatistiksel bilgiler sunmaktadır. Ne var ki bu kapsamlı araştırmada “umut” kavramının tanımına
yer verilmemiştir. Çalışmamızda “umut” ve “umutsuzluk” kavramlarının
belirli tanımları esas alınmıştır. Literatüre baktığımızda bu iki kavramın,
daha çok felsefeciler ve psikoloji bilimi ile uğraşanlar tarafından tanımlandığını görüyoruz. Anthony Scioli’nin çalışması (2009:21-32), umut kavramının farklı disiplinlere mensup düşünürlerin eserlerinde nasıl tanımlandığına dair geniş bir literatür taraması sağlamaktadır. Scioli’nin geniş taramasına göre umut, şu genel ilke ve kavramlarla tanımlanmaktadır:
x Bir nesne veya olay, biyolojik bir ihtiyacı karşılıyorsa onunla ilgili umut beslenir.
x Kimi düşünürler umudu, korkunun zıddı olarak tanımlar.
x Umut, bazen basit çağrışımlarla devreye girer. “Pozitif” sonuçları olan olaylar, basit çağrışımlarla sembolize edilir ve bu semboller umut doğurur.
x Umut, hedefe ulaşma çabalarında önemli bir motivasyon faktörüdür.
x Umut, ciddi sağlık sorunlarında, stres altındayken, çıkmaza düşüldüğünde
ve sıkışmışlık hislerinin hâkim olduğu zamanlarda bir başa çıkma yöntemi olarak
devreye girer (Scioli, 2009: 21-32).
Umut, sosyal, ekonomik ve kültürel gerçekliklere dâhil olma, mutlu olma gibi önemli sonuçları olan bir histir. Buna bağlı olarak umutsuzluğun da
depresyon ve sosyal hayattan kopma gibi sosyo-psikolojik sonuçları vardır.
Umut da umutsuzluk da anlık olarak ortaya çıkabilecek hisler değildir. Her
ikisi de deneyimlerin akıl yürütme, veri kullanma, çıkarım yapma ve projeksiyon geliştirme süreçleriyle harmanlanması sonucunda ortaya çıkar. Bir
toplumda bireylerin, özellikle de genç bireylerin umutlu ya da umutsuz
olması, o toplumun yalnızca geleceği ile ilgili fikir vermekle kalmaz, aynı
zamanda geçmişi ve bugünü hakkında da önemli bir gösterge olarak kabul
edilebilir. Gençlerin umutlu olması, adaptif ve olumlu olduklarının, dolayısıyla topluma entegre olabilecek, yararlı, yaratıcı ve üretken olabilecekleri-
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
nin işaretidir. Umutsuz olmaları ise bunların tersinin, yani olumsuz,
depresif ve üretkenlikten uzak kalabileceklerinin işaretidir (Scioli, 2009:22).
2.YÖNTEM
Çalışmamız, derleme ve araştırma türlerinin harmanlanmasından oluşmaktadır. Buna bağlı olarak niceliksel verilerle niteliksel verilerin paralel olarak
ele alınmasıyla, bir tür karma araştırma yöntemi kullanılmıştır.
Çalışmanın nicel verileri, Türkiye İstatistik Kurumu’nun nüfus ve demografi ile ilgili çeşitli verilerinin yanı sıra aynı kurum tarafından yapılan
Türkiye Gençlik Araştırması’nın (TÜİK, 2013) ortaya koyduğu verilere dayanmaktadır. TÜİK’in çalışmamızla ilgili nicel verileri derlenerek Ağrı’nın
yaş piramidi, genç nüfusun yıllara göre değişimi, umutlu ve umutsuz gençlerin yüzdelik oranları, kendilerini mutlu ve mutsuz olarak tanımlayan
gençlerin oranlarına dair grafikler elde edilmiştir.
TÜİK’in hazır verilerinden elde edilen bu grafiklerin yanı sıra çalışmamızda Ağrı’daki gençlerin bireysel yaşamları hakkında ve Türkiye’nin ve
dünyanın geleceği ile ilgili umutlarını ve umutsuzluklarını daha ayrıntılı
olarak irdelemek amacıyla toplanan özgün veriler de kullanılmıştır. Bu veriler, Ağrı ve ilçelerinde yaşayan gençlerden oluşan cevaplayıcı evreninden
seçilen cevaplayıcılarla yapılan yüz yüze derinlemesine mülâkatlarla toplanmıştır. Cevaplayıcı seçimi yapılırken 15-24 yaş arası 13 kadın ve 35 erkek
olmak üzere toplam 48 kişi ile, 1-15 Kasım 2014 tarihleri arasında derinlemesine mülâkat gerçekleştirilmiştir. Bu derinlemesine mülâkatların sağladığı kesitler aracılığıyla, TÜİK tarafından 2013 yılında yayınlanan Gençlik
Araştırması’nın sağladığı nicel verilerin niteliksel verilerle yorumlanması ve
açımlanması hedeflenmiştir. Bu amaca uygun olarak oluşturulan mülâkatın
ana soruları pilot araştırmada test edildikten sonra saha uygulaması gerçekleştirilmiştir. Mülâkatların esas sorularına ek olarak, mülâkatı gerçekleştiren
araştırmacının, konuşmanın akışına göre sahada doğaçlama geliştirdiği
vakaya özel ve anlık sorularla sondajın çapı ve derinliği belirlenmiştir. Mülâkatlarla elde edilen veriler derlenerek tasnif edilmiş, mülâkatı gerçekleştiren ekip toplantılarda bir araya gelerek bulgular üzerinde fikir alışverişi
yaptıktan sonra örnek vakalar ayıklanmıştır.
27
►Coşkun Taştan
3.BULGULAR VE TARTIŞMA
3.1.Niceliksel bulgular
3.1.1.Ağrı’da genç nüfus ile ilgili bazı istatistiksel bilgiler
28
Grafik 1. Ağrı ili nüfus piramidi (piramit TÜİK verilerinden elde edilmiştir)
Yukarıdaki nüfus piramidinde görüldüğü gibi Ağrı’da 2013 yılı itibariyle nüfusun çok önemli bir kısmı gençlerden oluşmaktadır. Nüfus piramidi bu şekliyle Türkiye geneline dair nüfus piramidi ile benzerlik
göstermekle birlikte gelişmiş ülkelerin piramitlerinden oldukça farklıdır.
Gelişmiş ülkelerde piramidin giderek bir silindir görünümüne büründüğü bilinmektedir. Yani gelişmiş ülkelerde bebek, çocuk ve ergen nüfusunun toplam nüfus içerisindeki oranı ile orta yaş ve yaşlı nüfusun oranının giderek birbirine yaklaşması söz konusudur. Aşağıdaki grafik (Grafik 2), Ağrı’daki genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı ile aynı
yaş grubu bazında genç nüfusun Türkiye genelinde ve bazı Avrupa ülkelerindeki oranlarını karşılaştırmaktadır.
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
Ağrı'daki genç nüfus oranının (15-24 yaş)
Türkiye ortalaması ve seçili ülke ortalamaları
ile karşılaştırılması (%)
Ağrı
Türkiye
ABD
Kanada
Malta
Norveç
İsveç
İngiltere
Danimarka
Finlandiya
Macaristan
Lüksemburg
Fransa
Belçika
Romanya
İrlanda
AB-28
Bulgaristan
Almanya
Portekiz
Yunanistan
İspanya
21,74
16,6
14,1
13,3
13,3
13,2
13
13
12,7
12,2
12,1
12,2
12,1
12,1
12
12
11,6
11,1
11
10,8
10,7
10
0
5
10
15
29
20
25
Grafik 2. 2012 yılı itibariyle Ağrı’da ve seçili ülkelerde genç nüfusun toplam
nüfus içerisindeki oranı (Grafik TÜİK verilerinden uyarlanmıştır (TÜİK, 2014:1).
Grafik 2’de görüldüğü gibi Ağrı’daki genç nüfus Türkiye ortalamasının epey üzerindedir (Ağrı’da her 100 kişiden 21,74’ü gençtir). Aynı şekilde Türkiye’deki genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı, ABD,
Kanada, Norveç, İngiltere, Danimarka ve Finlandiya gibi gelişmiş batı
ülkelerinin yanı sıra Romanya, Bulgaristan, İrlanda ve Yunanistan gibi
daha az gelişmiş batı ülkelerinin bile çok üzerindedir.
►Coşkun Taştan
2009-2013 yılları arasında Ağrı'da genç nüfusun
(15-24 yaş) toplam nüfus içerisindeki oranı (%)
Ağrı-15-24 yaş %
Türkiye geneli-15-24 yaş %
40
35
30
25
21,28
20,96
21,99
21,74
21,66
17,24
17,42
16,78
16,64
16,5
20
15
10
5
30
0
Grafik 3. 2009-2013 yılları arasında Ağrı’da genç nüfusun (15-24 yaş aralığındaki
bireylerin) toplam nüfus içerisindeki oranı (%) (Graik, TÜİK verilerine dayalı
hesaplamalardan elde edilmiştir)
Grafik 3, Ağrı’da ve Türkiye’de 2009-2013 yılları arasında genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranında ciddi bir değişiklik yaşanmadığını gösteriyor. Bununla birlikte Türkiye genelinde 2009-2013 arasında
genç nüfusun oranında küçük de olsa bir düşüş yaşandığını, Ağrı’da ise
çok küçük bir oranda artış olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Uzun
vadeli nüfus projeksiyonları, Türkiye nüfusunun giderek yaşlanacağını
göstermektedir. Ağrı’nın da uzun vadede yaşlı bir nüfusa sahip olacağını, buna bağlı olarak genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranının
azalacağını bekleyebiliriz. Bu nedenle Grafik 3’te Ağrı’daki genç nüfus
oranındaki (küçük de olsa) artışın geçici olduğunu varsayabiliriz. Öte
yandan bu haliyle de Ağrı’daki genç nüfus oranının Türkiye ortalamasından ve pek çok ülke ortalamasından epey yüksek olduğunu da akılda
tutmak gerek.
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
3.1.2. Ağrı’da gençlerin umutlu/umutsuz ve mutlu/mutsuz ayrımında
yüzdelik dağılımları
Ağrı'da, TRA2 bölgesinde ve Türkiye
genelinde gençlerin mutluluk düzeyi (%)
70
Mutlu; 60,1
Mutlu; 65,1
Mutlu; 59,7
60
50
40
30
20
Orta;
20 Mutsuz; 20
Orta;
26,8
Orta;
26,5
Mutsuz; 13,8
10
Mutsuz; 8,1
0
Ağrı
TRA2
Mutlu
Orta
Türkiye
Mutsuz
Grafik 4. Gençlerin mutluluk düzeyi, 2013 (Grafik, TÜİK verilerinden elde edilmiştir. Kaynak: TÜİK, 2014:142).
TÜİK verilerine göre 2013 yılında Ağrı’da “mutluyum” diyen gençlerin oranı % 60,1’dir. Bu değer, TRA2 ortalamasına yakın olmakla birlikte
Türkiye ortalamasının altında kalmaktadır. Burada ilginç olan, kendisini
“mutsuz” olarak tarif eden gençlerin oranıdır. Ağrı’da “mutsuzum” diyen gençlerin oranı % 20’dir. Bu oran TRA2 bölgesinde % 13,8 iken Türkiye genelinde % 8,1’dir. Bu gösteriyor ki Ağrı’daki gençler, TRA2 bölgesindeki yaşıtlarından da Türkiye genelindeki yaşıtlarından da daha mutsuz. Mutlu olup olmadıklarına dair soruya “orta” seçeneği ile cevap verenlerin oranları TRA2 bölgesinde ve Türkiye genelinde % 26 civarında
iken bu oran Ağrı gençleri arasında % 20’de kalmaktadır (bkz. Grafik 4).
31
►Coşkun Taştan
Ağrı, TRA2, Türkiye geneli ve seçili illerde
gençlerin gelecekten umutlu olma oranları
(%)
Umutlu;
100
80
Umutlu;
67,3
Umutlu;
83,9
Umutlu;
80,3
93,9
Umutlu;
65,5
60
40
34,5
32,8
19,7
20
16,1
6,1
0
Ağrı
TRA2
Türkiye
Umutlu
32
Kırıkkale
Yalova
Umutlu değil
Grafik 5. Ağrı, TRA2, Türkiye geneli ve seçili illerde gençlerin gelecekten umutlu-umutsuz olma oranları (%) (Grafik, TÜİK verilerinden üretilmiştir. Kaynak:
TÜİK, 2014:139).
Yukarıdaki grafikte (Grafik 5) görüldüğü gibi Ağrı’da gençlerin %
67,3’ü geleceklerinden umutlu, geri kalan % 32,8’lik kısmı ise umutsuz
olduğunu dile getirmektedir. Türkiye genelinde gençlerin % 83,9’u
umutlu olduğunu ifade etmiştir. Ağrı’nın (Kars, Ardahan ve Iğdır illeri
ile birlikte) dâhil olduğu İBBS Düzey 2 grubundaki illerin ortalamasına
baktığımızda umutlu olduğunu dile getiren gençlerin oranının % 80,3
olduğunu görüyoruz. Aynı araştırmada gençlerin en az umutlu olduğu
ilin Yalova (% 65,5), en çok umutlu olduğu ilin ise Kırıkkale (% 93,9)
olduğu ortaya konmuştur. Ağrı’daki gençler arasında “umutluyum”
diyenlerin oranı, İBBS 2. Düzey gruplandırmasında mensubu olduğu
TRA2 bölgesinin oldukça altında kalmıştır. Yine Ağrı’daki gençlerin,
Türkiye ortalamasının da epey altında bir umutlu olma oranına sahip
olduğu ortaya çıkmaktadır.
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
3.1.3. Giderek Bulanıklaşan bir umut kaynağı olarak Avrupa Birliği
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ile ilgili müzakerelerinde en çok
sözü edilen konulardan biri, Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfustur.
Gerçekten de Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı, Avrupa ülkelerinin ve ABD ve Kanada gibi ülkelerin
epey üzerindedir (bkz. Grafik 2). Ağrı’daki genç nüfus oranı ise Türkiye
ortalamasının da üzerindedir. Bu verilere dayanarak, özellikle Türkiye
ile AB arasındaki müzakerelerin başladığı yıllarda, Türkiye’de en çok
öne sürülen argümanlardan biri, AB’nin genç nüfusunun giderek azalmasından dolayı Türkiye’deki genç nüfusa ihtiyaç duyduğuydu. Buna
paralel olarak AB ülkelerinde, Türkiye’de ekonomik durumunun AB
standartlarının altında olması ve genç nüfusun fazla olması nedeniyle,
sanki Türkiye’nin AB üyeliği ile birlikte Türkiye’den Avrupa’ya bir genç
nüfus akını olacağı biçimindeki kanaat hâkimdi. Bu kanaatin ne ölçüde
gerçeği yansıttığı ayrı bir tartışma konusudur ancak Türkiye’nin üyelik
müzakerelerinin başladığı yıllarda AB’nin gelecek nesiller için fırsatlar
ve potansiyeller barındırdığı fikri, ülkede bir umut yaratmaktaydı. AB
ile Türkiye arasındaki üyelik müzâkerelerinin başlamasının ardından 10
yıl geçtikten sonra, yani 2014 yılı itibariyle AB’nin Türkiye’deki gençleri
ne ölçüde umutlandırdığını, Grafik 6 ve Grafik 7’den görüyoruz.
Bu grafikler gösteriyor ki Türkiye’de gençlerin yarısından azı olası AB
üyeliğinin yaşamlarında olumlu değişiklikler meydana getirmesini beklemektedir. Ağrı’daki gençlerin ise % 44’ü AB’nin yaşamlarında olumlu
değişiklikler getireceği beklentisi içerisindedir. Grafiğin geri kalan kısmı
(yani “etkisi olmayacak”, “olumsuz etkisi olacak” ve “fikrim yok” diyenlerin) oranını esas aldığımızda şunu kolaylıkla söyleyebiliriz: Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği ile ilgili beklentiler, Türkiye genelinde
olduğu gibi Ağrı’da da gençler için bir çıkış yolu olarak görülmemektedir.
Fantezi, hayal kurma gibi psikolojik süreçlerden farklı olarak umut,
“mümkün olan” hedefler ile ilgilidir (Mitlleman, 2009:259). Gençler, gelecekleri ile ilgili umutlu olurken ya da umutsuzluk içerisine düşerken, öncelikle
kişisel imkânlarını esas almakta, ardından Türkiye’nin ve daha sonra dünyanın genel durumuna bakmaktadırlar. Araştırmamızın ortaya koyduğu
önemli bulgulardan biri, gençlerin kişisel yaşamlarına dair beklentilerinin
çoğunlukla gerçekçi olduğu ve “Türkiye” ve “dünya” şartları ile kendi bi-
33
►Coşkun Taştan
reysel beklentileri arasında doğrudan bir bağ kurmadıklarıdır. Gençler,
bireysel gelecekleri hakkında umutlanırken ya da umutsuzluk içerisine düşerken öncelikle somut ve verili imkânlarını değerlendirmektedir. Türkiye
ve dünya ile ilgili öngörüleri, soyut tespitlerine bağlı olarak şekillenen yine
kanaatler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Olası AB üyeliği gençlerin yaşamını nasıl etkiler?
(gençlerin AB'den beklentileri) (%)
Olumlu yönde;
46,6
Olumlu yönde;
44
Fikri yok;
27,5
34
Olumlu yönde;
43,8
Fikri yok;
23
17,6
13,9 14,7
Ağrı
22
16,6
Fikri yok;
17,6
12,6
TRA2
Olumlu yönde
Etkisi olmayacak
Olumsuz yönde etkileyeceğini düşünenler
Fikri yok
Türkiye
Grafik 6. AB üyeliğinin yaşamlarını ne yönde etkileyeceğine dair gençlerin beklentileri (Grafik, TÜİK verilerinden elde edilmiştir. Kaynak: TÜİK 2014:145).
Grafik 6 ve Grafik 7, Ağrı’da gençlerin Avrupa birliği ile ilgili olarak
ümitli olmadıklarını göstermektedir. Grafik 6, esasen AB ile ilgili bu
umutsuzluğun, Türkiye genelinde yaygın olduğunu göstermektedir.
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
Ağrı'da gençlerin Türkiye'nin AB üyeliği ile
ilgili tutumları
(TRA2 ve Türkiye ile karşılaştırmalı) (%)
60
50
40
destekliyor;
44,9
fikri yok;
36,4
30
20
destekliyor;
52,3
destekliyor;
51,7
fikri yok;
27,3
18,7
21
Ağrı
TRA2
27,3
fikri yok;
20,4
10
0
destekliyor
karşı çıkıyor
Türkiye
fikri yok
Grafik 7. Gençlerin Türkiye’nin olası AB üyeliği hakkındaki referendum eğilimleri (Grafik, TÜİK verilerinden üretilmiştir. Kaynak: TÜİK 2014:148).
3.2.Niteliksel Bulgular
TÜİK verilerine dayanılarak oluşturulan yukarıdaki grafikler, Ağrı’daki gençlerin Türkiye genelinden ve İBBS-2 düzeyinde dâhil olduğu
TRA2 bölgesi ortalamasından düşük umut düzeyine sahip olduğunu
gösteriyor. Peki Ağrı’daki gençleri umutsuz yapan etkenler nelerdir?
Kentin imkânsızlıkları mı, işsizlik mi, yoksulluk mu gençleri umutsuzlaştırıyor? Araştırmamız kapsamında bu sorulara cevap bulabilmek için
niceliksel verilerin ötesine geçerek Ağrı’da yaşan gençlerle derinlemesine
mülâkat yöntemi çerçevesinde görüşmeler gerçekleştirildi.
35
►Coşkun Taştan
36
VAKIA: İ.Ö.
İ.Ö. 22 yaşında, erkek. Ağrı il merkezi M. Akif Ersoy Mahallesi’nde
yaşıyor. Mobilya ustası. Annesi ev hanımı, babası çiftçi. Evlerinin aylık
geliri 2000 TL civarında. İ.Ö., ilkokulu bitirdikten sonra eğitim hayatı
sona ermiş. On bir kardeşi ve anne-babasıyla yaşıyor. İlkokulu bitirdikten sonra bir süre lokantada bulaşıkçı olarak çalışmış. Arada bir okula
geri dönmeye niyetlenmiş ama bu hiç mümkün olmamış. Halk Eğitim’in kurslarına devam ederek hiç değilse dışarıdan diploma almaya
çalışmış ama çalıştığı iş yeri nedeniyle bu da mümkün olmamış.
“Okula gitmediğim için çok şey kaybettim. Bilgisiz kaldım. Kariyer,
iş sahibi olamadım. Bu açılardan çok kaybım oldu. İstanbul’da bir lokantada çalışırken orada dışarıdan diplomalarımı alabilmek için uğraştım ama iş yeri, işleri aksattığımı öne sürerek buna hep engel çıkarıyordu. Orada Halk Eğitim kurslarında 1. Kademeyi bitirdim ama 2. Kademedeyken bıraktım”.
Bireysel geleceğinden umutlu olup olmadığını sorduğumuzda
“umutsuzum. Bizim gibi insanlardan ne olur ki?” diye cevap veriyor.
Oldukça karamsar. Bu karamsarlığının arkasında geçmişte yaşadıkları,
eğitim durumu, bugünkü sosyo-ekonomik durumu ve tabii ki geleceği
ile ilgili çaresizliği yatmaktadır. Esasen İ.Ö.’nün karamsarlığı, çok büyük oranda kendi kişisel yaşam tablosuna bağlı. Zira Türkiye’nin geleceği ile ilgili olarak çok karamsar değil.
Gençlerin gelecek ile ilgili düşüncelerine baktığımızda, bireysel gelecek ile ülkenin ve dünyanın geleceği arasında umut veya umutsuzluk
bakımından doğrudan bir bağ kurulmadığını görüyoruz. Çoğunlukla
bireysel düzeydeki umutların, kişinin geçmişteki tecrübeleriyle ve şu ana
dair somut verilere dayalı olarak yapılan hesaplarla oluşturulduğunu,
buna karşın genel katmanlar olan “ülke” ve “dünya” kategorilerine doğru ilerlendiğinde daha yüzeysel dayanakları olan soyut kanaatlerin devreye girdiğini söyleyebiliriz. Örneğin 16 yaşındaki F.M., “geleceğimden
çok umutluyum çünkü okuyorum. Geleceğimin parlak olduğunu düşünüyorum” diyor. Aynı iyimserlikle Türkiye’nin “…geleceğini de parlak
gördüğünü” çünkü ülkede “…güzel meslekler ve imkânlar…” olduğunu
söylüyor. Diğer yandan dünyanın geleceğinden yana umutsuz olduğu-
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
nu, çünkü çok önemsiz şeyler için kavgalar olduğunu söylüyor. 20 yaşındaki kadın cevaplayıcı Z.D. ise “gelecekte kendi mesleğimi yapacağım” diyerek umutlu olduğunu söylüyor. Aynı cevaplayıcı ne Türkiye’nin geleceğiyle ilgili ne de dünyanın geleceği ile ilgili herhangi bir
umut içerisinde olmadığını söylüyor. Onun gibi, 19 yaşındaki bir başka
kadın cevaplayıcı da kendine güvendiğini ve bu nedenle kendi yaşamı
ile ilgili olarak umutlu olduğunu ama Türkiye’de “…adaletsizlikler varken…” dünyanın ise “…herhangi bir gelişme göstermiyorken…” kendisine pek de umut vadetmediğini ekliyor. Bir başka kadın cevaplayıcı, 20
yaşındaki S.G. ise hem kendi yaşamından, hem de Türkiye’nin ve dünyanın geleceğinden yana oldukça iyimser ve umutlu. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde öğrenci olan bu genç kadın, “idealist bir öğretmen
adayı olduğum için kendi yaşamımdan yana umutluyum; genç nesillerin
eğitim ve okul konularında daha bilinçli olmasından ötürü Türkiye’nin
geleceğinden umutluyum; dünya hızla değiştiği için de dünyanın geleceğinden umutluyum” diyor.
Örneklemimizde karşılaştığımız bireyleri esas alarak 15-24 yaş aralığıyla sınırlı genç nüfus açısından baktığımızda alt sınıra yakın yaşlardaki
bireylerin kişisel gelecekleri bakımından daha umutlu olduğunu, yaş
ilerledikçe, evlilik, iş ve çocuk sahibi olundukça daha “umutsuz” tabloların oluşmaya başladığını görüyoruz. Esasen bu durum, “umut” kavramının işlevi ile de ilgili olan psikolojik bir süreçtir. Zira bir yönüyle
umut, kişinin ihtiyaç duyduğu psikolojik ve mental bir tutamaktır. Belirsizlikler ve çaresizlikler karşısında bireyi korumak gibi önemli bir işlevi
vardır. Genel kabul gören “genç” tanımının üst sınırı olan 24 yaş, çoğunlukla kişilerin hayatında (yüksek öğretim dâhil) eğitim için ayrılan dönemin sona erdiği eşiği temsil eder. Eğitim, sınıfsal ve sosyal pozisyonun
değişmesi konusunda en önemli ve yaygın araç olduğu için, 20’li yaşların ortasına kadar eğitim kanalları ile amaçlarına ulaşamayan bireyin
umudu giderek azalmaya başlar. Belirli bir yaştan sonra ise zaten umut,
bireylerin çoğu açısından psikolojik işlevini yitirmeye başlar.
37
►Coşkun Taştan
38
Jayne M. Waterworth, umut kavramının gündelik hayatın bir parçası
olduğunu ve gündelik hayat içerisinde
VAKIA: M.Y.
karamsarlık, korku,
M.Y., 24 yaşında, kadın. Ağrı il merkezinde yaşıkaygı ve umutsuzyor. Babası memur, annesi ev hanımı. Ailesinin
aylık geliri 2.200 TL. Dumlupınar Üniversiteluk karşısında şekilsi’nden mezun. “Umutluyum, çalışıyorum ve çaba
lendiği
tespitini
harcıyorum” diyor. Türkiye’nin geleceğinden yana
yapar (Waterworth,
umutlu ama dünyanın geleceğinden yana umut2004: 3). Çalışmamısuz. “Ekonomik bunalımlar, savaşlar, yoksulluk ve
zın
bulguları,
eşitsizlik arttığı için dünyanın geleceğinden umutlu değilim” diyor. “En çok istediğim şey öğretmen
Waterworth’un bu
olarak atanmak, öğrencilerine ve milletine faydalı
tespitini
doğrulaolmak” diyor M.Y. “Anneme, babama, aileme,
maktadır.
Gençlerin
öğrencilerime yararlı olmayı isterim. Ayrıca herkebireysel yaşamları
sin huzurlu, sağlıklı, mutlu olduğu bir dünya
görmek isterim” diyor.
ile ilgili umutları
genellikle
eğitim,
meslek edinme ve iş
bulma koşulları tarafından belirlenirken, Türkiye’nin ve dünyanın geleceği ile ilgili umutları politika ve ideoloji ile belirlenmektedir. En karamsar
ve umutsuz gençler, bireysel olarak maddi sıkıntılar çeken, eğitim imkânları sona ermiş veya kısıtlı olan, iş ve meslek sahibi olma denemelerinde
başarısız olmuş, (okuyorVAKIA: E.O.
sa) okuduğu okul kendiE.O. 21 yaşında, kadın. Ağrı İbrahim Çeçen
sine herhangi bir meslek
Üniversitesi’nde öğrenci. “Okulumu bitivadetmeyen,
okuduğu
rip, hayalimdeki mesleğimi gerçekleştirokulu-bölümü
sevmeyen
mek istiyorum” diyor. E.O. Türkiye’nin
ve bunların yanı sıra Türgeleceğinden umutlu, çünkü “…her geçen
gün gelişen bir ülkede yaşıyoruz” diyor.
kiye’deki
sosyo-politik
Dünyanın geleceğinden yana ise karamsargelişmelerle
ilgilenen,
lık içerisinde. Bu umutsuzluğuna gerekçe
dünyadaki savaş ve çatışolarak savaşları ve ekonomik krizleri gösmalardan haberdar olan
teriyor. Hayatta en çok istediği şey “mutlu
gençlerdir. Örneğin Ağrı
bir aile, başarılı bir meslek hayatı ve huzurlu bir yaşam”. E.O., tüm bunlara ulaşabileİbrahim Çeçen Üniversiteceğine dair umutlar besliyor.
si Fen Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü öğrencisi 22
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
yaşındaki Ö.S., “bireysel olarak umutsuzum, çünkü okuduğum bölümü
ben değil, ailem tercih etti. Türkiye için umutsuzum çünkü bu ülkede kaos
hiç bitmiyor. Dünya için de umutsuzum. İnsanlar ölüyorken nasıl umutlu
olabilirim ki?” diyor.
Ö.S.’nin söylediklerini genelleştirmek mümkün. Zira bireysel geleceklerinden umutlu olan gençlerin çoğunlukla Türkiye’nin geleceğinden yana da
bir umutları var. Hâlbuki bireysel geleceğinden endişeli olan, yani umutsuz
olan gençler genellikle Türkiye’nin ve dünyanın geleceği hakkında da
umutsuz. Gençlerin kişisel yaşamlarındaki olumsuzluklar, onları bir karamsarlığın içerisine itmektedir. Dolayısıyla bu karamsarlık, gençlerin Türkiye’nin ve dünyanın geleceği ile ilgili hesaplarını ve algılarını da etkilemektedir.
Bireysel geleceğini iş-meslek sahibi olmaya bağlayan ve umutlarını
bunlarla şekillendiren, ülkenin geleceğini ise gündemdeki sıcak politik
gelişmelere bağlayan 21 yaşındaki erkek cevaplayıcı A.S., “bireysel olarak kendi yaşamımdan umutlu değilim, çünkü ekonomik sıkıntılarım
bitecek gibi görünmüyor” diyor. Öte yandan A.S., Kürt sorunun çözümünde hükümetin attığı adımları kastederek “Türkiye’nin geleceğinden
umutluyum, çünkü çözüm süreci nihai bir sonuca ulaştığında ülkede
birlik beraberlik olur”
diyor. Aynı cevaplayıcı,
VAKIA: R.Y.
R.Y., 22 yaşında, kadın. AİÇÜ’de öğrenci.
“dünyanın geleceği ile
Doğubayazıt Lisesi’nden mezun. Babası
ilgili pek de umudum yok
şoför, annesi ev hanımı. Aylık 1500 TL
çünkü özellikle orta docivarında gelirleri var. R.Y. “umutluyum,
ğuda bu kadar savaş ve
çünkü kendime güveniyorum” diyor. Hukatliam
varken
nasıl
zurlu, barış dolu bir gelecek hayal ettiğini
söyleyen R.Y., “dünyanın geleceğinden
umutlu olabilirim ki?”
yana umutsuzum. Çünkü savaşlar var”
diyor.
diyor. Türkiye’nin şu anki durumuna baMülâkat
yaptığımız
karak ülkenin geleceği hakkında umutlu
gençlerin çok önemli bir
olduğunu söylüyor. Olumsuzluklara rağkısmı, dünyanın geleceği
men iyiye doğru bir gidiş görüyor ülkenin
geleceği ile ilgili olarak. R.Y., bir meslek
ile ilgili umut beslemeksahibi olup, güzel bir yaşam kurmanın
ten uzak. İlginç bir biçimhayalini kuruyor.
de, bireysel yaşamı ve
Türkiye’nin geleceği ile
ilgili ne kadar olumlu ve umut dolu olurlarsa olsunlar, dünyanın mevcut
39
►Coşkun Taştan
40
durumu ve geleceği ile ilgili konuştuklarında gençler kolaylıkla savaşlardan bahsetmeye başlamakta ve umutsuzluklarını dile getirmektedirler. 22 yaşındaki E.A., kendi yaşamı ve Türkiye’nin geleceği hakkında
oldukça umutlu ama dünyanın geleceğinden de bir o kadar umutsuz
çünkü dünyanın farklı yerlerinde “…Müslümanların öldürülmesi zorumuza gidiyor” diyor. Aynı biçimde, 20 yaşındaki erkek cevaplayıcı E.K.,
kendi geleceğinden umutlu ama Türkiye’nin ve dünyanın geleceğinden
umutsuz çünkü ona göre “ülke karışmış durumda; dünya ise savaşlarla
berbat edilmiş durumda”. Özellikle orta doğudaki (Suriye ve Irak’taki)
savaş ve çatışma haberleri, Ağrı’daki gençlerin dünya ile ilgili umutlarını
kırmakta ve onları dünyanın geleceği hakkında karamsarlığa düşürmektedir. Kimi gençler bu karamsarlığa savaşlardan bahsetmeden düşmektedir. Örneğin 22 yaşındaki erkek cevaplayıcı H.B., dünyanın geleceğinden yana hiç umutlu olmadığını söylüyor ve buna gerekçe olarak da
“…ülkeler arasındaki rekabeti…” gösteriyor.
Eğitimin, özellikle de yüksek öğretim aşamasının, gençlerin adeta obsesyonu haline geldiğini görüyoruz. Gençler, tüm geleceklerinin aldıkları
eğitime bağlı olduğu konusunda toplumun hemen her kesiminde yaygın
olan kanaati içselleştirmişlerdir. Cevaplayıcılarımız arasında eğitim almadan meslek-iş sahibi olabileceğini düşünen gençlerin sayısı fazla değil. Eğitim alanlar arasında ise eğitim sisteminin kendilerini yeterince
hayata ve rekabete hazırlamadığını düşünenler de umut beslemekten
uzaktır. Örneğin 24 yaşında, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi öğrencisi
S.İ., “umutsuzum çünkü giderek değişen eğitim sistemine ayak uydurmakta güçlük çekiyorum. Geleceğimle ilgili endişelerim var” diyor. 23
yaşındaki S.K. ise “umutlu değilim çünkü Türkiye’nin eğitim açısından
tam olarak oturmuş bir sistemi yok” diyor. Eğitimin, deyim yerindeyse
adeta sihirli bir değnek olduğuna inanan, telekomünikasyon işleri ile
uğraşan, aylık 1850-2000 TL civarında bir geliri olan 22 yaşındaki O.Ö.,
“geleceğimden umutluyum, çünkü açık öğretimde adalet hizmetleri
okuyorum. Orayı bitirdikten sonra dikey geçişle hukuk fakültesinde
okuyacağım ve ardından avukat olacağım” diyor.
Araştırmalarımızın ilginç bulgularından biri de, kişisel umutsuzlukların ardında Ağrı’da yaşıyor olmanın, yani kent imkânlarının yetersizliğine, gençler tarafından çok az atıf yapılmış olmasıdır. Ağrı’daki kent
imkânlarının kısıtlı olmasının gençlerin psikolojik durumlarına etki ede-
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
ceğini ve böylece şekillenen kötümser bakış açısının gençleri umutlu
olmaktan uzaklaştıracağı varsayılabilir ancak bu varsayımı destekleyecek çok fazla veriye (en azından mülâkatlarımızda) ulaşabildiğimiz söylenemez. Ender rastladığımız bu tür umutsuzluğun bir örneği 22 yaşında, Patnos’ta yaşayan bir kadın cevaplayıcıdır. L.N., “umutusuzum çünkü yaşadığım şehirde pek yaşam alanı yok” diyor.
4.SONUÇ VE ÖNERİLER
TÜİK’in İstatistiklerle Gençlik 2013 başlıklı araştırmasına göre Ağrı’daki
gençlerin % 67,3’ü geleceklerinden umutlu, geri kalan % 32,7’si ise umutsuz. TRA2 bölgesinin (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) ortalamasına baktığımızda, gençlerin % 80,3’ünün gelecekten umutlu, geri kalan %19,7’sinin
umutsuz olduğunu görüyoruz. Türkiye genelindeki gençlerin ise %
83,9’unun umutlu, % 16,1’inin umutsuz olduğu yine aynı araştırma tarafından ortaya konmuştur. Türkiye geneline gençlerin en umutlu olduğu
il Kırıkkale (umutluyum diyenlerin oranı % 93,9), en umutsuz olduğu il
ise Yalova’dır (umutluyum diyen gençlerin oranı % 65,5). Ağrı gençleri
arasında umutluyum diyenlerin oranı, Türkiye’nin en az umutlu gençlerinin yaşadığı Yalova’nın skoruna yakın bir puanla Türkiye genelinden
ve TRA2 bölgesi ortalamasından düşük çıkmıştır.
Ümitsiz olma ile mutsuz olma arasında bir paralellik olduğu düşünülürse, Ağrı’daki gençlerin aynı oranda mutsuz olmaları beklenir ki TÜİK
verileri, bu beklentinin de doğru olduğunu ortaya koymaktadır. Ağrı’da
“mutsuz” olduğunu söyleyen gençlerin oranı % 20’dir. Hâlbuki bu oran
TRA2 bölgesinde % 13,8, Türkiye genelinde ise % 8,1’dir. Demek ki Ağrı’daki gençler, umutsuz oldukları kadar mutsuzlar da aynı zamanda.
TÜİK verileri, Ağrı’daki gençlerin, 2000’li yılların başlarında Türkiye’de köklü değişiklikler vadeden ve bu nedenle pek çok insanda bir
umut kaynağı olan Avrupa Birliği üyeliğinden yana pek umutlu olmadıklarını ortaya koymaktadır. Ağrı’da yaşayan gençler arasında AB üyeliğinin yaşamlarında olumlu yönde etkisi olacağını düşünenlerin oranı %
44’tür (bu oran TRA2 bölgesi için % 46,6; Türkiye geneli için % 43,8’dir).
Zaten gençlerin olası bir AB üyeliği referandumundaki oylarının rengine
baktığımızda da buna paralel bir durum ile karşılaşıyoruz: Ağrı’daki
genç nüfusun % 44,9’u Türkiye’nin AB üyeliğine taraftar iken, bu oran
41
►Coşkun Taştan
42
TRA2 bölgesinde % 51,7; Türkiye genelinde % 52,3’tür (Ağrı’da yaşayan
gençlerin önemli bir kısmı (%36,4), Türkiye’nin AB üyeliği hakkında
fikirleri olmadığını belirtmişlerdir ki bu gençlerin de önemli bir kısmı
kadınlardan oluşmaktadır).
TÜİK’in bu niceliksel verileri, Ağrı’da yaşayan gençlerin gelecekten
ümitsiz olduklarını, buna bağlı olarak da mutsuz olduklarını ortaya
koymakta; Avrupa Birliği üyeliği gibi büyük çaplı gelişmelere dair de
pek umut beslemediklerini göstermekte, fakat gençlerin ümitsizliğinin
nedenlerine ve bu umutsuzluğun nasıl bir sosyolojik şema içerisinde
şekillendiğine dair bilgi vermemektedir. Çalışmamızda, TÜİK’in istatistiksel verilerine ek olarak, sahada gerçekleştirilen derinlemesine mülâkatlar aracılığıyla elde edilen niteliksel veriler de kullanılmıştır. Bu iki
veri türünün harmanlanmasıyla oluşan genel duruma baktığımızda Ağrı’da gençlerin umutsuz olmalarını belirleyen en önemli faktörlerin eğitim, meslek ve iş bulma ile ilgili konular olduğu ortaya çıkmaktadır.
Genç bireylerin umutlu ya da umutsuz olmaları, her şeyden önce bağımsız, kendilerine yetebilen, bununla birlikte aile bireylerine de yardım
edebilecekleri bir yaşam kurma ihtimallerine bağlanmıştır.
Gençlerin, 24 yaşına yaklaştıkça, meslek ve iş hayatı ile ilgili olarak o
yaşa değin edindikleri yeteneklerin ne ölçüde işlerine yarayacağına dair
kişisel muhasebeleri, ümitli ya da ümitsiz olmalarında önemli bir etken
olarak karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan meslek ve iş hayatına donanımlı bir şekilde atılmanın yolunun eğitimden geçtiğine dair kanaatin
köklü bir biçimde gençlerin zihinlerine kazındığını görüyoruz. Ağrı’da
ortaöğretimdeki okullaşma oranının Türkiye ortalamasının epey altında
olduğunu da göz önüne aldığımızda, sınıf atlamada bu kadar işlev yüklenmiş olan eğitimin, gençler arasındaki umutsuzluğun yaygınlaşmasında önemli bir etken olmasını anlamak kolaylaşmaktadır.
4.1.Öneriler
x Gençlik evleri benzeri yapılanmaların sayısı artırılarak gençler arasında yararlı işler etrafında tanışma ve dayanışma şartları oluşturulmalıdır. Bu tür yapıların gençlerin boş zamanlarını doğru kullanmaları kadar
kendilerine güvenlerini de artırdığı bir gerçektir.
x Ağrı’da ortaöğretimde okullaşmanın artırılması için projeler desteklenmelidir. Ağrı’da ilköğretim okullaşma oranının (% 100) şartlı trans-
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
fer uygulaması ile birlikte kısa sürede Türkiye ortalamasının üzerine
çıktığı göz önüne alındığında, ortaöğretimde okullaşma oranının artmasında da şartlı transfer uygulamasına benzer bir uygulamanın son derece
etkili olacağı kolaylıkla tahmin edilebilir. Üstelik saha araştırmamızdan
elde ettiğimiz bulgular, ailedeki birey sayısının fazlalığından dolayı ortaokul sonrasında okula devam konusunda son derece istekli olmalarına,
hatta akademik başarılarının iyi olmasına karşılık çok sayıda gencin,
çocuk yaşta çalışmaya başlamasından dolayı okul hayatının sona erdiğini göstermektedir. Kamuoyunda “4+4+4 uygulaması” olarak bilinen,
ortaöğretimi zorunlu eğitim süresine dâhil eden yasanın ortaöğretim
okullaşma oranları üzerindeki etkileri yakından izlenmelidir.
x Nüfus planlaması ve nüfus kontrolünün yaygınlaştırılması ile ilgili
proje ve uygulamalara öncelik verilmelidir.
x Türkiye İş Kurumu ve benzeri kurumlar aracılığı ile gençlere (özellikle ortaöğretim ve yüksek öğretimde okullaşmaya katılmamış gençlere)
yönelik yaygın eğitim uygulamalarına öncelik verilmelidir. Bu yaygın
eğitim programlarında amaç, gençlerin Türkiye genelinde, hatta ülke
dışında iş bulabilecekleri; kişisel yeteneklerine ve isteklerine uygun meslek edinmelerini sağlamak olmalıdır.
KAYNAKÇA/ REFERENCES
B.M. (2014) http://www.undesadspd.org/Youth.aspx , erişim 19 Kasım 2014.
Durak, Ayşegül ve Palabıyıkoğlu, Refia (1994), “Beck Umutsuzluk Ölçeği Geçerlilik Çalışması”, Kriz Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, s. 311-319.
İmamoğlu, Abdulvahit ve Yavuz, Adem (2011), “Üniversite Gençliğinde Dini
İnanç ve Umutsuzluyk İlişkisi”, Sakarya Üniveristesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi,
Cilt: XIII, Sayı 23 (2011/1), s. 205-244.
Mittleman, Alan (2009) Hope in a Democratic Age: Philosophhy, Religion and Political
Theory (Oxford: Oxford University Press).
Seber, Gülten; Dilbaz, Nesrin; Kaptanoğlu, Cem ve Tekin, Durmuş (1993),
“Umutsuzluk Ölçeği: Geçerlik, Güvenirlik”, Kriz Dergisi, 1(3), s. 134-138.
TÜİK (2014) İstatistiklerle Gençlik 2013 (Ankara: TÜİK Matbaası).
UNESCO
(2014)
http://www.unesco.org/new/en/social-and-humansciences/themes/youth/youth-definition/ , erişim 19 Kasım 2014.
43
►Coşkun Taştan
Waterwarth, Jayne M. (2004) A Philosophical Analysis of Hope (New York:
Macmillan).
Yılmaz, İbrahim Alpay ve Dursun, Bahtiyar (2014) “Genç Bireylerin Umutsuzluk
Düzeylerinin Sosyo-Demografik Özellikleri İle İlişkisi: Kırklareli Üniversitesi
Pınarhisar MYO Örneği”, Gençlik Araştırmaları Dergisi, Yıl 2, Cilt II, Sayı 4
s.60-91
EKLER: VAKIA ÖRNEKLERİ
VAKIA: Ş.E.
Ş.E., 21 yaşında, kadın. Babası çiftçi, annesi ev hanımı. Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi’nde öğrenci. Bireysel geleceği hakkında umutlu. Bu umudunu, kendisini geliştirme potansiyeline sahip olmasına bağlıyor. Ş.E.’ye
göre aslında herkes “…kendisini geliştirerek bir yerlere varma…” şansına
sahip. Diğer yandan Ş.E. ne Türkiye’nin geleceğinden, ne de dünyanın
geleceğinden yana umutlu. “Ülke dışında olan karışıklıklar Türkiye’ye de
sıçrıyor. Dünyada savaşlar ve katliamlar var” diyor.
44
VAKIA: V.A.
V.A., 19 yaşında, erkek. Ağrı il merkezinde Alpaslan Mahallesi’nde
yaşıyor. Spor lisesinden mezun olmuş. Babası serbest meslek sahibi.
Annesi ev hanımı. Ailesinin aylık geliri ortalama 500 TL civarında.
Ailesinin maddi durumunun pek de iyi olmadığını söylüyor.
V.A., kendisine güvenen biri. Arada bir İzmir’e giderek orada kıyafet
katalogları için poz veren bir manken olarak çalıştığını söylüyor. Aynı
zamanda tenis antrenörü olarak çalışıyor. “Kişisel geleceğimden yana
oldukça umutluyum. En çok istediğim şey manken olmaktı. Şu an
İzmir’de bir firma için mankenlik yapıyorum. Gelecekte oyuncu olmayı çok isterim ama bunu zaman gösterecek. Şu an her şey istediğim ve
planladığım gibi gidiyor” diyor. Türkiye’deki eğitim sisteminin kötü
olduğunu, yeterli eğitimi alamayan gençlerin geleceklerinin belirsizliklerle dolu olduğunu düşünüyor. Yine eğitim sisteminin yetersizliğinden dolayı bireylerin bir çok eksiklikle birlikte hayata atıldıklarını
düşünüyor. Bu nedenle Türkiye’nin geleceğinden yana pek bir umudu
olmadığını söylüyor. V.A., aynı şekilde dünyanın geleceği hakkında da
çok kötümser. “Savaşlar nedeniyle her şey daha kötüye gidiyor” diye
ekliyor.
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
◄
VAKIA: K.C.
K.C., 20 yaşında, kadın. Ağrı il merkezinde doğmuş. Doğubayazıt’ta
yaşıyor. Sekreter olarak çalışıyor. Aylık geliri 1500 TL civarında. İki
kardeşler. Annesi ev hanımı. Anne ve babası boşanmış. “Umutluyum,
çünkü çalışarak başarabileceğime inanıyorum. Önümde hedeflerim var.
Sabırla bu hedeflerim için çalışırsam başarabilirim” diyor. K.C., aynı
biçimde ülkenin geleceğinden yana da umutlu. 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde Türkiye genelinde olduğu kadar Ağrı’da da baş gösteren “Kobani
protestoları”nın, herkes gibi onu da derinden etkilediği görülüyor. K.C.,
bu tür olayların “insanları çelişkiye düşürdüğünü, pek çok kişinin acılar
yaşadığını” söylüyor ve bu gibi olaylar nedeniyle kendisinin de ülkenin
geleceği konusunda kafasının karışık olduğunu vurguluyor. Dünyada
teknolojinin geliştiğini, buna bağlı olarak Türkiye’de ve dünyada yaşam
standartları ile ilgili olarak pek çok şeyin değiştiğini, bu durumun insanların zihnini biraz tembelleştirdiğini ama dünyayı da giderek daha rahat
ve güzel bir yere dönüştürdüğünü düşünüyor. K.C., sevdiği bir işi yapıyor olmasına karşın, “kadrolu” statüde olmadığı için daimi ve kadrolu
bir iş bulabilmek için üniversite sınavlarına da bir yandan hazırlandığını
belirtiyor.
45
VAKIA: G.Y.
G.Y. 17 yaşında, kadın. Ağrı il merkezinde Fevzi Çakmak Mahallesi’nde
yaşıyor. Babası devlet memuru, annesi öğretmen. Aylık ortalama gelirleri 4000 TL civarında. G.Y., kişisel geleceğinden pek de umutlu olmadığını söylüyor. Buna gerekçe olarak da önümüzdeki yıl gireceği üniversite
sınavlarından yana pek kendine güven duymamasını gösteriyor. “Lise
eğitimimiz iyi değil. Burada herhangi bir temel almadığımız için üniversite sınavında başarılı olmam zor görünüyor” diyor. Sınavı kazanmayınca da ileride istediği bir yaşamı kurmanın imkânsız olduğuna inanıyor.
G.Y., kişisel geleceğine dair bu karamsarlığa rağmen Türkiye’nin geleceğinden yana epey umutlu. “Ülkemiz gelişmeye açık. Yapılacak ve yapılması gereken çok şey var. Üstelik yapılması gereken her şey için bir imkân da var” diyor. Dünyanın geleceğinin ise giderek kötüleştiğini, giderek çatışma ve savaşların hâkim olduğu bir dünyaya doğru gittiğimizi
düşünüyor. “Mutlu olmak için bir devlet memuru olmak yeter bana”
diyor. “En çok istediğim şey polis olmak. Bu isteğime ulaşma şansımın
yüzde elli olduğunu düşünüyorum” diyor.
►Coşkun Taştan
46
VAKIA: N.Y.
N.Y. 19 yaşında, erkek. Ağrı il merkezinde, Alpaslan Mahallesi’nde yaşıyor. Babası esnaf, annesi ev hanımı. Ortaokulu bitirdikten sonra okuldan
ayrılmış. Garson olarak çalışmış. Mülâkat yaptığımızda bir yerde çalışmıyordu yani işsizdi. Bireysel geleceği ile ilgili olarak “şu anda bir umut
göremiyorum. Çünkü ne yapsam olmuyor. İş konusunda çok sıkıntı yaşıyorum. Bir türlü bir işte dikiş tutturamıyorum” diyor. N.Y.’nin en büyük sıkıntısı işsizlik. “Okula da gitmediğine göre düzenli bir işin olması
gerekir” şeklindeki beklentinin her fırsatta yüzüne çarptığını ifade ediyor. Türkiye’nin geleceğinden umutlu ama kendi geleceği konusunda
karamsar. Dünyanın geleceği konusunda ise pek bir fikri yok. Kendisini
köşeye sıkışmış hissediyor. N.Y. bu sıkışmışlıktan onu kurtaracak tek
kapının okul olacağına inanıyor. Bu nedenle “sizi ne mutlu eder?” sorusuna: “En çok istediğim şey okulu bitirmek. Okulu bitirirsem çok mutlu
olurum. Çünkü geleceğimi ancak bu şekilde düzeltebilirim. Lise diplomamı alabilirsem üniversiteye devam ederim. Belli bir mesleğim olur.
Kalıcı, devamlı bir işim olursa bu sıkıştığım yerden kurtulabilirim” diye
cevap veriyor. “Hayatta en çok istediğim şey bir evimin olması. Kendime
ait bir evim olsun isterim. Şimdiki şartlar altında bu pek mümkün görünmüyor”. N.Y., on yıl sonrasında kendisi ile ilgili olarak hiçbir şeyi
kestiremediğini söylüyor. Geleceğini tamamen belirsizlik kaplamış durumda. Bu belirsizlik ile mevcut şartların çıkmazları arasında iyice sıkışmış durumda. Yaşı geçmediği için eğitimi hâlâ bir sıçrama tahtası veya
en azından bir çıkış kapısı olarak görüyor.
Sosyo Ekonomik Profili Düşük İllerde Yaşayan Gençlerde Umut ve Umutsuzluk: Ağrı Örneği
VAKIA: O.K.
O.K. 19 yaşında, erkek. Ağrı’da çağrı merkezinde çalışıyor. Ağrı il merkezi Fevzi Çakmak Mahallesi’nde yaşıyor. Babası ticaretle uğraşıyor.
Annesi ev hanımı. Ailesinin aylık geliri 1.500 TL civarında.
O.K., bireysel geleceğinden yana umutlu. “İyi şeyler yapacağım. Üniversiteye gideceğim. Hayatımı istediğim gibi yönlendirebileceğime inanıyorum” diyor. Oysa dünyanın geleceğinden yana aynı iyimserliğe sahip
değil O.K. “Sanırım büyük bir savaş dönemine giriyoruz. Dünyanın geleceği pek iyi bir yere doğru gitmiyor” diyor. Kişisel olarak kendisini en
çok nasıl bir geleceğin mutlu edeceğini sorduğumuzda “barışın hâkim
olduğu bir dünyada başarılı, kariyer sahibi biri olmak beni çok mutlu
edecektir” diyor. Hayatta en çok istediği şeyin üniversiteyi bitirip avukat
olmak olduğunu söylüyor. Bu hedefine kendisini çok yakın hissediyor.
“Hedefime yüzde yetmiş yakın olduğumu düşünüyorum” diyor. On yıl
sonra kendisini nasıl bir hayatın beklediğine dair sorumuza “evli, masa
başında çalışan, hayatını kurtarmış bir O.K. geliyor gözlerimin önüne”
diyor.
O.K.’yi umutlu kılan en önemli şey, “eğitim trenini kaçırmamış olmak”.
O.K., içerisinde bulunduğu imkânsızlıklardan söz etmiyor bile. Oldukça
mütevazi bir evde yaşayan, aylık geliri 1500 TL civarında olan bir ailenin
mensubu. Kişisel olarak kendi payına düşen olumsuzlukların aşılabilir
olduğuna dair inancı tam. Üstelik dünyanın geleceği ile ilgili oldukça
karamsarken, neden bu kadar umutlu? Bu soru etrafında irdeleme yaptığımızda, kişisel özgüveninin yanı sıra, eğitimin sınıf atlamadaki rolüne
atfettiği önemin ve üniversite sınavlarını kazanacağına dair inancının,
O.K.’nin umudunu canlı tuttuğunu anlıyoruz.
◄
47

Benzer belgeler