tc gazġ ünġversġtesġ sağlık bġlġmlerġ enstġtüsü beden
Transkript
tc gazġ ünġversġtesġ sağlık bġlġmlerġ enstġtüsü beden
T.C. GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR ANABĠLĠM DALI SPORDA PSĠKOSOSYAL ALANLAR BĠLĠM DALI BĠREYSEL MÜCADELE SPORLARINDAKĠ (TAEKWONDO, JUDO, GÜREġ) ELĠT SPORCULARIN KĠġĠLĠK ÖZELLĠKLERĠ ĠLE ÖFKE DÜZEYLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN ĠNCELENMESĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Özkan ZENGĠN Tez DanıĢmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet GÜÇLÜ ANKARA 2010 ĠÇĠNDEKĠLER Kabul ve Onay ı Ġçindekiler ıı Tablolar vı Önsöz vııı 1. GĠRĠġ 1 2. GENEL BĠLGĠLER 4 2.1. KiĢilik 4 2.1.1. KiĢiliğe Etki Eden Faktörler 5 2.1.1.1. Biyolojik Faktörler 5 2.1.1.2. Çevresel Faktörler 6 2.1.1.3. Aile 7 2.1.1.4. Sosyo Kültürel Faktörler 7 2.1.1.5. Diğer Faktörler 8 2.1.2. KiĢilik Kuramları 9 2.1.2.1. Psikoanalitik Kuram 9 2.1.2.2. Ayırıcı Özellik YaklaĢımı 10 2.1.2.3. Biyolojik YaklaĢım 14 2.1.2.4. Ġnsancıl YaklaĢım 15 2.1.2.5. DavranıĢsal-Sosyal Öğrenme YaklaĢımı 16 2.1.2.6. BiliĢsel YaklaĢım 17 2.1.3. KiĢilik ve Spor 18 2.1.4. Bireysel Sporlar 19 ii 2.2.Öfke 19 2.2.1. Öfkenin Nedenleri 21 2.2.2. Öfkenin Düzeyleri 22 2.2.3. Öfkenin Belirtileri 23 2.2.4. Öfke ve Saldırganlık ĠliĢkisi 23 2.2.5. Öfkenin ĠĢlevleri 24 2.2.6. Öfke Ġle Ġlgili Kuramsal YaklaĢımlar 25 2.2.6.1. Biyolojik YaklaĢım 25 2.2.6.2. DavranıĢçı YaklaĢım 25 2.2.6.3. Psikoanalitik YaklaĢım 26 2.2.6.4. BiliĢsel YaklaĢım 27 2.2.6.5. Sosyal Öğrenme Kuramı 28 2.2.6.6. VaroluĢçu YaklaĢım 29 2.2.6.7. Gestalt YaklaĢımı 30 2.2.4. KiĢilik ve Öfkeyle Ġlgili Yapılan AraĢtırmalar 30 2.2.5. Spor Alanında Öfke ve KiĢilik Ġle Ġlgili AraĢtırmalar 38 3. GEREÇ ve YÖNTEM 46 3.1. AraĢtırma Modeli 46 3.2. AraĢtırma Örneklemi 46 3.3. Veri Toplama Araçları 46 3.3.1. KiĢisel Bilgi Formu 47 3.3.2. Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ) 47 iii 3.3.3. BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri 49 3.4. Verilerin Analizi 50 4. BULGULAR 51 4.1. Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit Sporcuların Demografik Bilgileri 51 4.2. Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit Sporcuların Öfke Düzeyleri ve KiĢilik Özellikleri Arasındaki ĠliĢki 55 4.3. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin BranĢ DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması 61 4.4. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Cinsiyet DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması 64 4.5. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin YaĢ DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması 68 4.6. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Öğrenim DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması 70 4.7. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Annenin Öğrenim Durumu DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması 71 4.8. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Babanın Öğrenim Durumu DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması 73 4.9. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Yıl DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması 74 4.10. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Gelir Düzeyi DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması 75 5.TARTIġMA 76 6. SONUÇ 86 7. ÖZET 89 8. ABSTRACT 91 iv 9. KAYNAKLAR 93 10. EKLER 111 11. ÖZGEÇMĠġ 119 12. TEġEKKÜR 120 v TABLOLAR Tablo 1: Güvenirlik Katsayıları 49 Tablo 2: Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit Sporcuların cinsiyet ve branĢlara göre dağılımı 51 Tablo 3: Sporcuların öğrenim durumu ve yaĢa göre dağılımı 52 Tablo 4: Sporcuların annelerinin öğrenim durumuna göre dağılımı 52 Tablo 5: Sporcuların babalarının öğrenim durumuna göre dağılımı 53 Tablo 6: Sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıkları 53 Tablo 7: Sporcuların gelir düzeyleri 54 Tablo 8: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri‟nin alt faktörleri arasındaki iliĢki 55 Tablo 9: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri‟nin alt faktörlerinin branĢ değiĢkenine göre ANOVA sonuçları 62 Tablo 10: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin dıĢadönüklük faktörünün cinsiyete göre t-testi sonuçları 64 Tablo 11: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün cinsiyete göre t-testi sonuçları 64 Tablo 12: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin öz-denetim/sorumluluk faktörünün cinsiyete göre t-testi sonuçları 65 Tablo 13: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin duygusal tutarsızlık faktörünün cinsiyete göre ttesti sonuçları 65 Tablo 14: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin geliĢime açıklık faktörünün cinsiyete göre t-testi sonuçları 65 Tablo 15: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından sürekli öfke alt boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları 66 Tablo 16: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutlarından öfke iç alt boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları 66 vi Tablo 17: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutlarından öfke dıĢ alt boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları 67 Tablo 18: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutlarından öfke kontrol alt boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları 67 Tablo 19: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Enventeri‟nin alt faktörlerinin yaĢ değiĢkenine göre ANOVA sonuçları 68 Tablo 20: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Enventeri‟nin alt faktörlerinin yaĢ değiĢkenine göre Kruskal Wallis sonuçları 69 Tablo 21: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları 70 Tablo 22: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin annenin öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları 72 Tablo 23: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin babanın öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları 73 Tablo 24: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin yıl değiĢkenine göre ANOVA sonuçları 74 Tablo 25: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin gelir düzeyi değiĢkenine göre ANOVA sonuçları 75 vii ÖNSÖZ Sporcular üzerinde yapılan bu çalıĢmada, öfke kavramının kiĢilik özellikleriyle iliĢkisi incelenmiĢtir. Gerek spor ortamında gerekse diğer alanlarda bireylerin öfkelerini kontrol edebilmeleri, duygularını daha sağlıklı bir Ģekilde yaĢayıp davranıĢa dökebilmeleri, baĢarılı ve sağlıklı bir ortamı beraberinde getirecektir. Ayrıca bireylerin mutlulukları ve performanslarını iyi bir Ģekilde ortaya koyabilmeleri de kiĢilik özelliklerinin tanınması ve bu özelliklere uygun alanlara yönelmeleriyle mümkündür. Bu düĢüncelerle çalıĢma gerçekleĢtirilmiĢtir. Özkan ZENGĠN viii 1. GĠRĠġ KiĢilik, tarihin ilk çağlarından beri açıklanmaya çalıĢılmıĢ ve farklı tanımları olan bir konudur. KiĢilik, bir insanın bütün ilgilerinin, tutumlarının, yeteneklerinin, konuĢma tarzının, dıĢ görünüĢünün ve çevreye uyum biçiminin özelliklerini içeren bir terimdir. Bütün bu özellikler bireyde kendine özgü ve ahenkli bir bütün oluĢturur ve kiĢilik adı altında onu diğer bireylerden ayırıcı bir niteliğe bürünmüĢ olur.1 Bir baĢka tanıma göre kiĢilik, insan yapısının, duygusal durumunun, davranıĢ biçimlerinin, ilgilerinin, yeteneklerinin ve diğer psikolojik özelliklerinin en karakteristik ve orijinal bütünüdür.2,3 KiĢilik bir bütünse eğer, kiĢiliği oluĢturan ve davranıĢlara yön veren duygular, bu bütünün en önemli parçaları olabilir. Diğer bir deyiĢle, kiĢiliğin belki de en önemli bileĢeni olan duygular, bireylerin yaĢamına, performansına, iliĢki düzeylerine yön vermektedir. Ayrıca bir çok araĢtırmacı kiĢiliği tanımlarken duygularla ifade etmektedirler (öfkeli, neĢeli gibi). Öfke de, mutluluk, neĢe, sıkıntı gibi temel duygulardan birisidir. Öfke, insanların doğuĢtan sahip oldukları, onlara fiziksel ve ruhsal anlamda varolmaları için rehberlik eden doğal bir duygudur. Öfkenin, bu yönüyle insan yaĢamına önemli faydalar getirmesi yanında, insanlar için baĢka bir takım olumsuzlukları da beraberinde getirdiği bilinmektedir. 4 Öfke kısaca, tehdit, engellenme, sözel saldırı, hayal kırıklığı ve benzeri kiĢi için uyarıcı özellik taĢıyan durumlarda ortaya çıkan ve merkezi sinir sisteminin güçlü Ģekilde tepki vermesi ile karakterize, anlık duygusal bir tepki olarak tanımlanmaktadır.5,6 Bir baĢka tanıma göre, günlük 1 hayatımızda önemli yere sahip duygularımızdan birisi olan öfke, bireyin planları, istek ve ihtiyaçları engellendiğinde ve haksızlık, adalet ve kendi benliğine yönelik bir tehdit aldığında yaĢanan temel duygulardan biridir. 7 Evrensel bir duygu olmakla beraber her kültürde ve her bir insanda farklı Ģekillerde yaĢanmaktadır. Bazı bireyler öfkelerini, bastırma veya içine atma, yada kontrol etme Ģeklinde ifade ederken bazıları da dıĢa vurarak gösterirler.8 Her ne Ģekilde ifade ediliyor olursa olsun bu duyguları harekete geçiren birçok etken vardır. Bunların baĢında; bireyin istek ve ihtiyaçlarının engellenmesi, haksızlık ve kendi benliğine yönelik bir tehdit algılama, kendini yeterince güvende hissetmeme, yanlıĢ bilgilendirildiğini düĢünme, baĢkaları tarafından kendisine saygısızca davranıldığını hissetme, uykusuzluk, kronik biçimde yorgun ve tükenmiĢ olma, onuru kırılmıĢ, haklarına tecavüz edilmiĢ hissetme, kendisini anlamadığını düĢünüyor olma gibi faktörler öfkeyi doğuran nedenler arasında sayılabilir.9 Öfke pek çok araĢtırmacı tarafından, bireyin engellenme (frustration) karĢısında verdiği duygusal bir tepki olarak tanımlanmaktadır.8,10,11,12,13,14 Sosyal bir varlık olan insanın içinde bulunduğu her çevrede, bireyleri diğerlerinden farklı kılan kiĢilik özellikleri önemli birer faktördür. Aynı durum doğal olarak, spor alanında da önemli bir etkendir. Günümüz sporunda kiĢiliğin, baĢarı, uyum ve sporun diğer değerlerine etkisinin önemi anlaĢılmıĢtır. Hasıl ve Erden (1992)‟de, çağdaĢ sporu baĢarıya götüren özellikler, sporcunun yetenekleri ile birlikte, psikolojik durumu, kiĢiliği ve çevresel etkenlerin uygun ortam yaratması olarak ifade edilmiĢtir. Spor alanında baĢarıya ulaĢmada önemli etkenlerin içinde sayılabilecek özelliklerden birinin de sporcunun kiĢilik özelliklerinin olabileceği düĢünülmektedir.15 2 Sporcunun baĢarı ve uyumu açısından kiĢilik özelliklerinin etkisi yadsınamaz. Bu durumda bir bütün olan kiĢiliğin en önemli bileĢenlerinden olan duygular ve dolayısıyla öfke de, bireysel farklılıklar açısından önemlidir. Öfkeyle ilgili tanımlarda görüldüğü gibi özellikle engellenme kavramı göze çarpmaktadır. Spor ortamında engellenmenin sıkça yaĢanıldığı düĢünüldüğünde öfke duygusunun yaĢanılması ve performansı etkilemesi ve hatta sporcunun saldırgan davranıĢlarda bulunma olasılığı oldukça yüksektir. Hatta, sosyal psikoloji alanında yapılan birçok araĢtırmada saldırgan davranıĢlar, deneysel bir ortamda gerçekleĢtirilirken; sportif ortam bu davranıĢın ortaya çıkmasında, doğal bir ortam olma özelliğine sahiptir.16 Rakiple direkt mücadeleye girilen boks, güreĢ, judo, taekwondo gibi bireysel mücadele sporlarında rakibin, amaca yönelik bir hareketi sürekli engellemeye çalıĢması söz konusudur. Ayrıca sportif ortam saldırgan davranıĢın model olarak alınması ve taklit edilmesi, daha doğru bir ifadeyle öğrenilmesi için de uygun bir ortamdır.17 Bu çalıĢmanın amacı, bireysel mücadele sporlarındaki (taekwondo, judo, güreĢ) elit sporcuların kiĢilik özellikleri ile öfke düzeyleri arasındaki iliĢkinin incelenmesidir. ÇalıĢmanın, öfkenin nedenlerini ve etkenlerini belirlemede; öfke içeren davranıĢların önüne geçmede veya kontrol altına alınmasında faydalı olacağı düĢünülmektedir. Bu doğrultuda, bireysel olarak spor yapan elit düzey sporcuların kiĢilik özellikleri ile sürekli öfke düzeylerinin ve öfke tarzlarının iliĢkisi; ve kiĢilik özellikleri ile demografik özelliklerinin, sürekli öfke düzeylerinin ve öfke tarzlarının iliĢkisi araĢtırılmıĢtır. 3 2. GENEL BĠLGĠLER 2.1. KiĢilik KiĢilik, bir insanı baĢkalarından ayıran biliĢsel, duygusal ve davranıĢsal özelliklerin tümüdür.18 Cüceloğlu (1991)‟te ise kiĢilik, bireyin iç ve dıĢ çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici, tutarlı ve yapılaĢmıĢ bir iliĢki biçimi olarak tanımlanmaktadır.19 Bir baĢka tanımda kiĢilik, „bireyin gösterdiği özelliklerden, tutarlı ve sürekli davranıĢ kalıpları biçiminde olanlar‟ Ģeklinde tanımlanmaktadır.20,21 KiĢilik tanımlarında, kiĢiliğin, tek bir Ģey değil; insanın biliĢsel, duygusal, duyuĢsal, davranıĢsal, sosyal özelliklerinin bir arada olduğu bir bütün olduğu görülmektedir. kĠĢiliği tanımlarken bireysel farklılıklar, diğer bir deyiĢle bir kiĢiyi diğerlerinden farklı kılan özellikler önemlidir. Ayrıca tanımlarda, davranıĢların sürekli ve tutarlı olması da gerektiği de belirtilmiĢtir. KiĢilik, bireyin kendisinden kaynaklanan tutarlı davranış kalıpları ve kişilik içi süreçlerdir. Bu tanım iki bölümden oluĢur. Birinci bölüm tutarlı davranıĢ kalıplarıyla ilgilidir. KiĢiliğin tutarlı olması gerkmektedir. Bu tutarlı davranıĢ kalıplarını her zaman ve her durum içinde gözlemleyebiliriz. Bugün dıĢa dönük olan bir insanın yarın da dıĢa dönük olmasını bekleriz. ĠĢ yerinde rekabetçi olan bir insan, büyük olasılıkla sporda da rekabetçi olacaktır. Tanımın ikinci bölümündeki kiĢilik içi süreçler, kiĢilerarası süreçlerden farklı olarak, nasıl davranacağımızı ve hissedeceğimizi etkileyen ve içimizde geliĢen bütün duygusal, güdüsel ve biliĢsel süreçleri kapsar. Örneğin, bazı kuramcılara göre, hepimiz bir tehdit karĢısında duyduğumuz kaygı ya da benzer süreçlerle baĢa çıkabilmek için, benzer bir yeteneğe sahibizdir. Ancak bu süreçleri nasıl kullandığımız ve bu süreçlerin bireysel farklılıklarla nasıl bir etkileĢime girdiği, bizim bireysel 4 karakterimizi belirlemede rol oynar.22 Morgan (1995) de aynı konuya benzer bir Ģekilde vurgu yapmıĢtır. KiĢilikle ilgili genel tanımlar dikkate alındığında, özellikle iki kavramın dikkat çektiği görülmektedir; özgünlük ve devamlılık. KiĢilik, bireyin özel ve ayırıcı davranıĢlarını içermektedir. Özeldir, çünkü bireyin sıklıkla yaptığı ya da en en tipik davranıĢlarını temsil eder; ayırt edicidir, çünkü birey bu davranıĢlarıyla baĢkalarından ayrılır.23,21 KiĢilik kavramı, karakter, mizaç (huy), benlik gibi kavramlarla sıklıkla karıĢtırılmaktadır. Karakter, kiĢiliğin ahlaki yönünü belirten, birtakım değer yargılarının benimsenmesi ile geliĢen ve kiĢiliğin sürekli tutarlı kalıplaĢmıĢ özeliklerini göstermek için kullanılan bir kavramdır. Mizaç, bireyin duygusal yaĢamına ait, çabuk kızma, öfkelenme, neĢelenme gibi özellikleri olarak tanmlanmaktadır. Kalıtımsal etmenler, mizacın oluĢmasında etkili iken, çevresel etmenler karakterin oluĢmasında etkili bir rol üstlenmektedir.24,18 Benlik ise bireyin kendine bakıĢından oluĢmakta ve bireyin davranıĢını tespit eden değerlerin, amaçların ve ideallerin bir organizasyonu olarak tanımlanmaktadır.25,26 2.1.1. KiĢiliğe Etki Eden Faktörler KiĢiliğin oluĢumuna etki eden faktörleri biyolojik ve çevresel faktörler olarak iki genel baĢlık altında değerlendirilebilir: 2.1.1.1. Biyolojik Faktörler Biyolojik faktörler, insanın anne karnına düĢmesiyle baĢlayan fiziksel özellikler, cinsiyet gibi faktörlerdir. Bu faktörlerle ilgili genel sonuç, 5 kalıtımsal olan faktörlerin kiĢilik karakteristiklerinin ne kadar geliĢtirilebileceğine sınır koymasıdır. Çevre ise bu sınırlar içinde geliĢimi belirler.27,28 Genetik etkenler fiziksel özellikleri belirlemekte, fiziksel özellikler de kiĢilik özelliklerini etkilemektedir. Beden yapısı ve fiziksel görünüĢ, yüzün yapısı, boy ve ağırlık büyük oranda genetik olarak belirlenir. Vücut yapısı ve kiĢilik arasında anlamlı bir iliĢki vardır.25,29 Genetik araĢtırmaların artıĢı ile biyolojik mekanizmaların tanmlanması, kiĢiliğin bu yönüne katkıda bulunmuĢ, modern kiĢilik araĢtırmacıları, biyolojik yapının rolü konusunda klasik görüĢlerin ötesine geçmiĢtir. Bununla birlikte biyolojik yapının etkisi çevresel koĢullara göre belirir, aynı biyolojik potansiyel, farklı çevresel koĢullarda oldukça farklı kiĢilik yapısı oluĢumuna neden olur.30,31 2.1.1.2. Çevresel Faktörler Bireyler, sürekli olarak insanlarla iletiĢim halinde oldukları için, dıĢarıdan gelen etkiler onların davranıĢlarını ve tutumlarını etkiler. Çevresel faktörler insan kiĢiliğinin oluĢumunda ve devamında etkilidir.32 Çevresel faktörler, kültürel, sosyal faktörleri içerir. Bireylerin kiĢilik ve davranıĢ geliĢiminde, kültürel değerler ve normlar önemli rol oynar. Aile hayatı, din, kiĢinin içinde yer aldığı formal veya informal gruplar, sosyal faktörlerdir.27,28 KiĢiler belirli kültürel çevreden baĢka bazı alt grupların da üyeleridir. Bunlar, aile, cinsiyet, yaĢ, sosyal sınıflar, meslek ve din gruplarıdır. Bu 6 grupların her biri, kiĢinin öğrenip benimsediği sosyal roller vererek kendi değerlerini ve davranıĢ Ģekillerini bireylere aktarırlar.33,34 2.1.1.3. Aile Ġnsan kiĢiliğinin oluĢmasında en önemli ve etkili çevresel faktör ailedir. Aile normal Ģartlarda insanların karĢılaĢtığı ilk sosyal gruptur. Bireylerin sosyal değerleri ilk öğrenmeye baĢladığı yer aile ortamıdır. Anne-baba, toplumsallaĢmanın ilk kaynağı ve ilk modelleridir. KiĢiliğin oluĢumunda, insanın içinde doğup büyüdüğü aile ve ev ortamının etkileri çok yönlüdür. Çocuklar, ailenin birçok kiĢililik özelliklerini, ahlaki ve kültürel standartlarını taklit ederek öğrenirler.28,35 Anne-babanın, çocuğun zihinsel yapısının Ģekillenmesinde de etken olduğu saptanmıĢtır. Aile bireyleri, çocuğa çeĢitli yollarla deneyimlerini aktardıklarından dolayı ailenin yetiĢtirme biçimi de kiĢiliği belirleyici bir unsurdur. Ayrıca kız ve erkek kardeĢlerin de kiĢilik oluĢumunda etkili oldukları belirtilmektedir.34,36 2.1.1.4. Sosyo-Kültürel Faktörler Bireyler, yaĢamları boyunca, bilincine varmıĢ olsunlar veya olmasınlar, diğer insanların kendileri için hazırlamıĢ oldukları belirli davranıĢ Ģekillerini takip etmek zorunda kalmaktadırlar. KiĢiliğin oluĢumunda, sosyal çevreden etkilenme ve Ģartlanma, gerçekte bir öğrenme sürecidir. KiĢiliği doğrudan etkileyen faktörler arasında önemli olan, öğrenme, pekiĢtirilmiĢ tekrarlama veya deneyim sonucunda hafızada çok sayıda bilginin yer alması ve davranıĢta kalıcı değiĢimlerin meydana gelmesidir. Birey, bulunduğu kültürel yapı içinde öğrendikleri ile bazı yeni özellikler elde ederek kiĢiliğini Ģekillendirir.35,37 7 Bireysel davranıĢlarımızın çoğunda yaĢadığımız çevredeki hâkim kültürün yansıması vardır. Dili kullanma biçimi, dini inançlarımız ve yargılarımız, giyim tarzı, çalıĢma biçimimiz hep kültürümüzün etkisinde kalır. Toplumlarda ortak bir kültürden söz edilmekle beraber, o toplumun içinde, çeĢitli yöresel ve dini faktörlere bağlı olarak geliĢen çeĢitli alt gruplar ve bu grupların da kendilerine has kültürleri vardır ve farklı kiĢilik özellikleri bu alt kültürün üyelerinde gözlenebilir.25,29 Biyolojik, kültürel, ailesel faktörlerin kiĢilik üzerindeki etkilerinin yanısıra, diğer iliĢkili kiĢiler, gruplar ve özellikle de organizasyonlar kiĢilik üzerinde etkilidir. Bu genellikle sosyalleşme süreci olarak adlandırılır. SosyalleĢme, ilk önce doğumda bebek ve anne arasında baĢlar. Daha sonra ailenin diğer üyeleri (baba, kardeĢler), yakın akrabalar, aile dostları, daha sonra sosyal grup (akranlar, okul arkadaĢları, iĢ arkadaĢları) etkili rol oynar.28,38 2.1.1.5. Diğer Faktörler KiĢiliğin oluĢmasında, insanın içinde doğup büyüdüğü coğrafi çevrenin de etkisi olduğu inkâr edilemez. Coğrafi çevre içerisinde iklimin, tabiat ve yaĢanan bölgenin fiziki Ģartlarının, fertlerin kiĢilik özellikleri üzerinde belirgin etkileri vardır.37 Ayrıca kitle yayın organları, kitaplar, dergiler, genel anlamda medya da kiĢiliğin oluĢumunda giderek önemini artırmaktadır.39 8 2.1.2. KiĢilik Kuramları 2.1.2.1. Psikoanalitik Kuram Ġlk kapsamlı kiĢilik kuramı 100 yıl kadar önce Sigmund Freud tarafından geliĢtirilmiĢtir. Freud, histerik hastalara yardımcı olmak için hipnoz üzerinde çalıĢırken, bilinçaltı etkilerin davranıĢlar üzerindeki gücünü fark etmiĢtir. Kuramına göre, insan kiĢiliği bilinç, bilinç öncesi ve bilinç altı olmak üzere üçe bölünür. Buna topoğrafik model denir.22 Topografik modelin insan kiĢiliğine sınırlı bir açıklama getirdiğini farkeden Freud yapısal modeli oluĢturdu. Bu modele göre kiĢilik alt-benlik (id), benlik (ego) ve üst-benlik (süperego) olmak üzere de üçe ayrılır: Alt-benlik (id): Alt-benlik, yalnızca kiĢisel isteklerimizi tatmin etmeye çalıĢır. Alt-benlik, haz ilkesine göre hareket eder, diğer bir deyiĢle herhangi bir fiziksel ve toplumsal sınırlamayı dikkate almaksızın, yalnızca kiĢisel tatmin sağlayacak Ģeylerle ilgilenir. Bebekler gördükleri bir Ģeyi istedikleri zaman ona doğru uzanırlar. O nesnenin baĢkasına ait olması ya da zararlı olması onlar için fark etmez. YetiĢkinlerde de alt-benliğin talepleri devam eder. Ancak sağlıklı bir yetiĢkinde alt- benlik, diğer bölümler tarafından denetim altında tutulur.22 Benlik (ego): Alt-benliğin (id) istekleri ile dıĢ dünyanın (süper egonun) eĢleĢtirilmesi, bütünleĢtirilmesi ile uğraĢır. Ego, idin isteklerini gerektiğinde ertelemeye, hoĢ yaĢantıları seçmeye, hoĢ olmayanlardan 9 uzak durmaya çalıĢır. Ego, akılcı, mantıklı bir kiĢilik bölümüdür ve bir anlamda kiĢiliğin karar organıdır.37,40 Ego, id‟in haz ilkesi karĢısında gerçeklik prensibinden hareket ederek organizmanın ihtiyaçlarını dengeli bir biçimde karĢılamayı amaçlar.26,41 Üst-benlik (süperego): KiĢiliğin toplumsal yanıdır. DoğuĢta var olmayan süperego, toplumsal değerlerin anne baba ve çevre tarafından aktarılmasıyla oluĢur.26,41 Süper ego id‟in karĢıtıdır. Ġnsanı topluma uydurmakta ve faaliyetlerini toplumca kabul edilebilir biçimde ortaya çıkmasına yardım etmektedir.42 Bireyin zihinsel sağlığı ve davranıĢının düzenliliği, egonun iyi iĢlemesi ile mümkün olmaktadır. Zira ego, id ile süper ego arasındaki denge unsurudur. KiĢilik tiplerindeki farklılığın temeli de id, ego ve süper egonun her bireydeki bileĢimi ve sentezinin farklı olmasına ayıran özellikleri dayanmaktadır.37 2.1.2.2. Ayırıcı Özellik YaklaĢımı KiĢilik araĢtırmacıları, bireyleri birbirinden tanmlamak için dikkate değer çaba göstermiĢlerdir. Bireysel farklılık olarak adlandırılan bu durum temel olarak, bireyleri sınırlı sayıda gruplara ayıran tip yaklaĢımı ve bireyin kaç temel boyuta sahip olduğunu gösteren, özellik yaklaĢımı olarak adlandırılmıĢtır.30 Ġnsanları farklı tiplere göre ayırma fikri insanları melankolik, kolerik, flegmatik ve optimist olmak üzere dört guruba ayıran Hipokrat‟a dayanmaktadır. Modern dönemde ise bu ayırım ilk defa, Carl Jung (1933) tarafından içedönük-dıĢadönük olarak yapılmıĢtır. Tip 10 yaklaĢımında tipler, cinsiyet gibi farklı ve durağan bir kategori olarak görülmüĢtür. Bunun aksine özellik yaklaĢımında ise, özelliğin değiĢkenlere ya da boyutlara bağlı olarak sürekli değiĢebileceği kabul edilmiĢtir.43 Özellik yaklaĢımı, psikolojik testlerin geliĢiminde önemli bir yere sahiptir.31,44 Farklı araĢtırmacılar farklı kiĢilik verilerini kullanarak kiĢiliğin beĢ boyutuna dönük kanıtlar bulmuĢtur.22,45,46,47,48,49,50,51,52 Faktörlerin adları ve sayısı konusunda hala bir görüĢ ayrılığı olsa da, araĢtırmacılar aĢağıda gösterilen listedekine benzer faktörleri keĢfetmiĢlerdir. Bu faktörlere büyük beşli adını vermiĢlerdir.22 Faktör Özellikler Nevrotiklik Kaygılı ya da sakin Güvensiz ya da güvenli Kendine acıma ya da kendinden memnuniyet DıĢadönüklük Sosyal ya da çekingen Eğlenceyi seven ya da ciddi ġefkatli ya da mesafeli Açıklık Hayalci ya da gerçekçi ÇeĢitlilik ya da sıradanlık Bağımsız ya da uysal 11 YumuĢak kalpli ya da katı Uyumluluk Güvenen ya da Ģüphe duyan Yardımcı ya da iĢbirliği yapmayan Özdisiplin Düzenli ya da düzensiz Dikkatli ya da dikkatsiz Kendini disipline edebilen ya da zayıf iradeli Nevrotiklik boyutu, Somer (1998) tarafından duygusal tutarsızlık adıyla da anılmaktadır. Ġnsanları duygusal kararlılık ve kiĢisel uyum sürekliliği üzerinde bir noktaya yerleĢtirir.53 Duygusal sıkıntı yaĢayan ve duyguları aĢırı değiĢiklik gösteren insanlar, nevrotiklik boyutunda yüksek bir puan alacaktır. Nevrotiklik düzeyi yüksek insanlar, düĢük olan insanlara göre günlük olaylar karĢısında daha sık stres yaĢarlar.54,55 Üzüntü, öfke, kaygı ve suçluluk gibi pek çok olumsuz duygu çeĢidi bulunsa da, araĢtırmalar bu olumsuz duygulardan birine eğilimi olan insanların genellikle diğerlerine de eğilimli olduğunu göstermiĢtir.56 Nevrotiklik düzeyi düĢük olan bireyler sakin, iyi uyum göstermiĢ, aĢırı ve uyumsuz duygusal tepkilere yatkın olmayan kiĢilerdir.22 Dışadönüklük boyutunun özellikleri, sıklıkla sosyal olma, sokulgan olma, hakkını savunma, iddialı olma, aktif ve konuĢkan olma özellikleriyle birlikte düĢünülmektedir. Bu boyutun iki arkadaĢ canlısı olma özelliğidir.57 önemli bileĢeni hırs, tutku ve DıĢadönük bireyler etkindirler, 12 sempatiktirler, heyecan arayan insanlardır.58,59 Ġçe dönükler genellikle bu özellikleri göstermezler ama asosyal ve enerjisi olmayan kiĢiler olduklarını söylemek de yanlıĢ olur. Bir grup araĢtırmacının gözlemlediğine göre, “Ġçe dönükler, soğuk değil çekingen, izleyici değil bağımsız, uyuĢuk değil ağır adımlı insanlardır”.60 Açıklık boyutu, kiĢilerarası iliĢkilerde açık olmaktan çok, deneyimlere açık olmak anlamındadır. Bu boyut, kültürlü olma, meraklı olma, orjinal fikirlere sahip olma, geniĢ düĢünceli; zeki olma, sanatsal düĢünme, hayal gücü kuvvetli olma gibi genellikle entellektüel özellikleri bünyesinde toplamaktadır.55,61 Açıklık boyutunda yüksek puan alan kiĢiler, gelenek dıĢı ve bağımsız düĢüncelere sahiptir.62 GeliĢime açıklığı yüksek olan insanlar sanatçı ya da yazar olabilirler. Bu boyutta düĢük puan alan bireyler, sığ, basit ve sadedirler;63 kiĢilerarası iliĢkiler konusunda oldukça geleneksel tutumlara sahiptirler, kuralcıdırlar, otoriteye itaat ederler, yaratıcılıkları sevmezler. 58,59 düĢüktür, hayal kurma becerileri zayıftır, çeĢitliliği Açıklık boyutu düĢük olan kiĢiler daha gelenekseldir ve yeni bir Ģeydense bilineni tercih ederler.62 Uyumluluk boyutunda yüksek puan alan kiĢiler kibar, nazik, esnek, güvenilir, iyi mizaçlı, iĢbirliğine yatkın, affedici, yumuĢak kalpli ve hoĢgörülü olma özellikleriyle birlikte düĢünülmektedir.57 YumuĢak baĢlı insanlar, dostça yaklaĢımları olan, iĢbirlikçi, güvenilir ve sıcaktırlar. YumuĢak baĢlı bireyler, alçak gönüllü, destekleyici, esnek, diğer insanlarla duygusal yakınlık kuran insanlardır.64 Rekabetten çok uzlaĢmaya önem vermektedirler.59,65 Uyumluluğu düĢük insanlar, çıkarları inançları için kavgayı göze alır. AraĢtırmacılar uyumlu insanların, uyumsuzlara göre 13 daha hoĢ sosyal iliĢkileri olduğunu ve daha az kavga yaĢadıklarını belirtir.22,66,67,68 Özdisiplin boyutu ne kadar kontrol ve disiplin sahibi olduğumuzu gösterir. Bu boyut, dikkatli olma, özenli olma, titiz olma, sorumluluk sahibi olma, düzenli olma, planlı olma, baĢarı yönelimli olma, çalıĢkan olma, sebatkar olma özellikleriyle birlikte düĢünülmektedir.57 Sorumluluk sahibi insanlar, disiplinli, sorunlarla baĢ edebilmek için hazırlıklı, etik ilke ve değerlere belirgin bir biçimde bağlı, baĢlanan bir iĢi bitirebilme becerisine sahip olma ve eyleme geçmeden önce dikkatli bir biçimde düĢünme eğilimindedirler.59,69 DüĢük ucunda yer alanlar ise dikkatsiz, dikkati kolay dağılan ve güvenilmez kiĢilerdir. Özdisiplin boyutunda düĢük uçta yer alanların daha sık trafik kazası yapması ĢaĢırtıcı değildir.70 Sorumluluğu belirleyen özellikler, çoğu zaman baĢarı yada iĢ durumlarında da ortaya çıktığı için, bazı araĢtırmacılar bu boyuta başarma isteği ya da iş adını verir.22 2.1.2.3. Biyolojik YaklaĢım Bu yaklaĢımın temeli insanın nesiller boyunca belirli özellikleri yakınlarına aktardığı, bazı kiĢilik özelliklerinin kalıtımsal özellik taĢıdığıdır. Bu görüĢe göre insanın özellikleri, bireyin incelenmesi, kiĢilik analizi için son derece önemli bir yaklaĢımdır. KiĢiliğin biyolojik açıdan incelemesini yapanlar, gensel açıklamalarla bireysel özellikleri çözümlemek istemiĢler, bu amaçla da aile tarihçesi yöntemi, soyaçekim yöntemi, ikizlerin özelliklerinin incelenmesi yöntemiyle kiĢilik-kalıtım iliĢkisi çözümlenmek istenmiĢtir.71,72 14 Yakın zamanlı kanıtlar bize insanların fizyolojik iĢleyiĢlerinin birbirinin aynı olmadığını göstermiĢtir. Yani beyin dalgası etkinliği, hormon düzeyleri, kalp atıĢ hızları gibi fizyolojik özelliklerde insanlar arasında farklılıklar söz konusudur. KiĢilik araĢtırmacıları araĢtırmalarında fizyolojik ölçümler de kullanır. Yakın zaman önce duygulardaki bireysel farklılıklara bakmak için EEG verileri kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Beynin sağ ve sol yarıkürelerinin etkinlik düzeylerindeki farklılıkların olumlu ve olumsuz duygu durum farklılıklarıyla iliĢkili olduğu bulunmuĢtur. Bazı araĢtırmalar, insanların iki beyin yarıküresindeki farklı beyin etkinlik düzeylerinin kalıtsal olduğunu ve bu farklılıklığın insanları bazı duygusal deneyimlere karĢı duyarlı hale getirdiğini gösterir.22 KiĢilik araĢtırmacılarının çoğu, mizaç adı verilen genel kalıtsal eğilimler belirlemiĢlerdir. Bir mizaç modeli üç mizaç boyutunu tanımlar. Duygusallık, etkinlik ve sosyallik. Psikologlar mizacın büyük oranda kalıtsal olduğunu, bu kalıtsal eğilimlerin deneyimlerle etkileĢerek yetiĢkin kiĢilik özelliklerini oluĢturduğunu savunur. Çekingen olarak tanımlanan çocuklar alıĢık olmadıkları durumlarda korku hissederken, diğer çocuklar hissetmezler.22 2.1.2.4. Ġnsancıl YaklaĢım Ġnsancıl kiĢilik yaklaĢımı, bireylerin dünyayı nasıl algıladıkları ve bu algılarının davranıĢlarını nasıl etkilediklerinden hareket etmektedir. Algı, organizmanın bir fonksiyonu olduğu için bilinçlidir. Bilinç dıĢı önemsizdir. Önemli olan bireyin davranıĢını meydana getiren uyarıcıların nasıl algılandığıdır.26,73 Kuram, 1950 ve 60‟larda insan doğasını açıklamak için yaygın bir Ģekilde kullanılan psikanalitik va davranıĢçı yaklaĢımlardan 15 duyulan hoĢnutsuzluğa tepki olarak ortaya çıkmıĢtır. Ġnsancıl psikolojinin kökleri temel olarak iki alanda yatar; Avrupalı kaynaklı varoluĢçu felsefe ve Carl Rogers ile Abraham Maslow gibi Amerikalı psikologların çalıĢmaları. Ġnsancıl yaklaĢımı diğerlerinden ayıran temel nokta, kiĢilerin kendi eylemlerinden büyük oranda sorumlu olduğunu varsaymasıdır. Bazen olaylara karĢı otomatik bir tepki göstersek ve bilinçaltı dürtüleri tarafından güdülensek de, her an kendi yazgımızı belirleme ve eylemlerimize karar verme gücüne sahibizdir. Hepimizin iradesi özgürdür. Ġnsancıl yaklaĢım dört ölçüte vurgu yapar: kiĢisel sorumluluk vurgusu, Ģimdi ve burada vurgusu, bireyin fenomolojisine odaklanma ve kiĢisel geliĢim vurgusu. 22 2.1.2.5. DavranıĢsal-Sosyal Öğrenme YaklaĢımı Bu yaklaĢımın temel varsayımı, kiĢiliği oluĢturan bir çok davranıĢın sonradan öğrenildiğidir. KiĢiliği anlamak için, bireyin öğrenme geçmiĢinin bilinmesi gerektiği, ayrıca çevrenin davranıĢın biçimlendirilmesinde ve sürdürülmesinde oldukça önemli olduğu savunulmuĢtur.44 Bu yaklaĢım kiĢilik hakkındaki görüĢlerle ilgili önemli bir davranıĢ üzerine odaklanır ve bu davranıĢı kontrol ettiği düĢünülen durumların ve Ģartların etkisini deneysel olarak test ederek inceler.31,74 DavranıĢsal-Sosyal Öğrenme YaklaĢımında kiĢilik, bir insanın geçmiĢte yaĢadığı koĢullanmaların toplam bir sonucu olarak görülür. Watson‟a göre kiĢilik, “alıĢkanlık sistemlerimizin bir son ürünüydü”. BaĢka bir deyiĢle, yaĢamlarımız boyunca belirli bir uyarıcıya az çok kestirilebilir bir biçimde tepki göstermeye koĢullanırız. Anne babanız ve öğretmenleriniz sizi karĢınıza çıkan zorlukları aĢmak için çaba göstermeye koĢullar. Birisi bir Ģeyden vazgeçmeyi ya da yeni bir Ģeye baĢlamayı 16 öğrenebilir. GeçmiĢte yaĢadığımız farklı deneyimler, uyarıcılara verdiğimiz tepkilerin özelliklerini de Ģekillendirir. Bu nedenle yetiĢkinlerin kiĢiliği birbirinden farklılık gösterir.22 2.1.2.6. BiliĢsel YaklaĢım BiliĢsel kiĢilik yaklaĢımı, tutarlı davranıĢ kalıplarını insanların bilgi iĢleme yoluyla açıklar. George Kelly kiĢisel yapı kuramıyla bu yaklaĢımın öncülerindendir. Kelly, hepimizin dünyamızı anlamlandırmaya güdülü olduğumuzu söyler. Ġnsanları, baĢlarına ne geleceğine dönük kestirimlerde bulunmaya çalıĢan bilim adamlarına benzetir. Kelly, bu süreçte kullandığımız biliĢsel yapıları kiĢisel yapılar olarak tanımlamıĢtır. BiliĢsel yaklaĢım, kiĢilik farklılıklarını insanların bilgi iĢleme süreçlerindeki farklılıklara bağlar.22 Psikologlar bireysel farklılıkları ve kiĢisel süreçleri açıklamak için bazı biliĢsel yapılar belirlemiĢlerdir. Ayrıca Şemalar adı altında bilgiyi algılamamızı, düzenlememizi ve saklamamızı sağlayan biliĢsel yapılarımız vardır. Çevremizde o kadar çok uyarıcı vardır ki bu karmaĢayı anlamlandırmak için Ģemaları kullanırız. Bu Ģemalar içerisinde en önemli olanı kendilik şemalarıdır. Bu konuda yapılan araĢtırmaların çoğu, kendilik Ģemaları üzerinedir. Kendilik Ģeması ise, kendimizle ilgili bilgileri düzenlemek ve iĢlemek için kullandığımız biliĢsel kendilik temsilleridir. AraĢtırmalar, bir bilgi kendilik Ģemamızla iliĢkili olduğunda o bilgiyi algılamaya ve hatırlamaya daha hazır olduğumuzu göstermiĢtir.22 17 2.1.3. KiĢilik ve Spor Spordaki kiĢilik araĢtırmalarında bir yandan spora farklı derecede katılım gösteren ve farklı derecede baĢarılı olan kiĢiler diğer yandan da çeĢitli dallarda spor yapanlar arasındaki kiĢilik farkları araĢtırılır. Spor ve kiĢilik arasındaki iliĢkiyi doğru bir Ģekilde ortaya koymak için iki soruya cevap aranır; spor faaliyetinde bulunan insanın kiĢiliğinde bir değiĢiklik olur mu ve belli kiĢilik özellikleri, belli bir spor türünü belli bir düzeyde icra etmek için gerekli midir?42 Spor psikolojisi alanında, baĢarılı ve baĢarısız sporcuların kiĢilik özellikleri, bu özellikler arasında ki benzerlikler ve farkları araĢtırmak amacıyla birçok çalıĢma yapıldı. ÇeĢitli kiĢilik testleri uygulandı ve sonuçları analiz edildi. Ancak yapılan araĢtırmalar daima çeliĢkili sonuçlar verdi. 75,76 AraĢtırmacılar özellikle elit ya da Ģampiyon sporcuların kiĢilik özelliklerinin belirgin olarak diğer sporculardan ayrıldığını ortaya koyabilirlerse ya da her bir spor dalının belirgin kiĢilik özellikleri gerektirdiğini kanıtlarsa, o zaman her spor dalı için uygun sporcuları seçmek veya Ģampiyonların sayısını artırmak mümkün olabilecektir.76,77 BaĢer (1998)‟de sporcunun duygu ve davranıĢlarını etkileyebilecek bir takım etmenlere değinilmiĢtir: Sporcu her türlü engellemelere (Rakip, seyirci, hava ve saha koĢullarına ve hatta hakeme) rağmen, amaçladığı performansı sağlayabilmek için bedensel ve ruhsal kapasitesini sonuna kadar zorlamak zorundadır.75 Bunu gerçekleĢtirebilmek için gerekli antrenmanları yapmak ve fedakârlıklara katlanmak zorundadır. Sporun bireye etkisi hem ruhsal hem de bedenseldir. Bu etkiler antrenman ve yarıĢmada farklılık gösterir. Sporcu üzerinde toplumunda bir baskısı vardır. Bu baskı, politik ekonomik ve sosyal nedenler ile nitelik ve nicelik 18 değiĢtirebilir. Sporcu kendisine düĢman bir ortam içinde yarıĢır.75,76 Böyle bir engellenme ve baskı altında sporcuların performanslarını ortaya koyabilmeleri ve kontrollü olmaları gerekmektedir. Nitekim değiĢik branĢlarda, sporcuların öfkelerini kontrol edemeyip saldırgan davranıĢlarda bulunmalarıyla ilgili örnekler gözlenmektedir. 2.1.4. Bireysel Sporlar Bireysel spor, kiĢisel oyun biçiminde yapılan, genellikle yarıĢmaya yol açan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü. 78 Boks, güreĢ, judo, taekwando gibi spor dalları bireysel mücadele sporları grubuna girer. Sporcu burada, rakibi ile direkt mücadele etmektedir. Badminton, masa tenisi, tenis, okçuluk gibi branĢlar ise sporcuların kendi aralarında ve birbirleri ile direk bir temas olmadan yaptıkları bireysel sporlardır.79,80 2.2. Öfke Öfke, Türk Dil Kurumu‟nun güncel sözlüğünde engellenme, incinme veya gözdağı karĢısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hıĢım, hiddet, gazap olarak tanımlanmaktadır.81 Öfke, insanın mutluluk, üzüntü, korku ve nefretten oluĢan beĢ temel duygusundan biridir ve bireyin istek ve ihtiyaçlarının engellenmesi, beklentilerinin gerçekleĢmemesi söz konusu olduğunda ortaya çıkmaktadır. Öfkede, tahrik edilme ve tehdit özellikle de kiĢinin benlik saygısına yönelik olarak haksızlık algılanması söz konusudur.82 Öfke, gerçek veya varsanılan bir engellenme, tehdit veya haksızlık karĢısında oluĢan, biliĢler ile ilgili ve rahatsız edici uyarıcıları ortadan kadırmaya yönelik güçlü bir duygu olarak tanımlanmıĢtır. Basit bir sinirlilik 19 halinden, yoğun hiddet durumuna kadar değiĢen duygusal bir durumdur.83 Ayrıca kiĢide oluĢan öfkenin Ģiddetini, yaĢadığı çevresel baskının düzeyi; ulaĢılmak istenen amacın kiĢi için taĢıdığı önem ve amaca ulaĢmanın acil olup olmadığı ile amaca ulaĢmada karĢılaĢılan engellerin aĢılıp aĢılamayacağı belirlemektedir.11,12 Öfke, incindiğimiz, gereksinimlerimizin konusunda haklarımızın engellendiği ve bir çiğnendiği, Ģeyin doğru istek ve olmadığı verilen mesajdır.84 Budak (2000)‟de de öfke, engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakılma, kısıtlanma, vb. gibi durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan Ģeye veya kiĢiye yönelik Ģu veya bu Ģekilde saldırgan davranıĢlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun, negatif bir duygu olarak tanımlanmıĢtır.85 Aynı zamanda öfke, bireyin kendisine yönelik bir tehlike nedeniyle karĢıdakini uyarması sonucu ortaya çıkan etkili bir yaĢantıdır.86 Öfkeyi tanımlayan birçok araĢtırmacı, öfkeyle ilgili tanımlarında engellenme kavramına vurgu yapmaktadırlar.84,85,87 Öte yandan Soykan (2003)‟te öfkenin, doyurulmamıĢ isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karĢılanmayan beklentilere verilen duygusal bir tepki olduğu ve diğer duygular gibi son derece doğal, evrensel ve sağlıklı olarak ifade edildiğinde yapıcı, kiĢilerarası iletiĢimi düzeltici, kiĢiyi uyarıcı, koruyucu veya harekete geçirici bir iĢlevi olduğu belirtilmektedir.88 Öfke, incindiğimizi, haksızlığa uğradığımızı, istek ve ihtiyaçlarımızın giderilmediğini ya da basitçe bazı Ģeylerin yolunda gitmediğini bize gösteren bir mesajdır; dolayısıyla da yapmakta olduğumuzdan daha fazlasını yapmamızı veya dikkatimizi belli bir alana daha fazla yoğunlaĢtırmamız gerektiğini haber veren bir sinyaldir.89 20 2.2.1. Öfkenin Nedenleri Öfkeye neden olan etmenlerin baĢında engellenmenin geldiği ileri sürülmektedir. Beklentilerimiz doğrultusunda sonuçlara ulaĢamadığımızda duyduğumuz engellenme ve bunun sonucu olarak da öfke ve kızgınlık olur.90 Öfkeye neden olan diğer etkenler, rahatsız edici ve hoĢ olmayan uyaran bulunmasından, aileyi veya hayran olunan bir bireyi model almaktan, yaĢamdan memnuniyetsizlikten kaynaklanmaktadır.91,7 Özer (1994)‟te öfkeyle ilgili olarak, öfke duygusunun temelinde “BaĢkalarının gözündeki kiĢilik değerinin düĢmemesi için hata yapmamalıyım” gibi bir düĢünce biçiminin de bulunduğuna vurgu yapılmıĢtır. KiĢinin kendisini kanıtlamasının gerektiğinin; baĢkalarının kiĢinin mutluluğunu engellediğine inanmasının ve iliĢkilerinin planlandığı gibi yürümesi gerektiğine iliĢkin düĢünce biçimlerinin, öfkenin altında yattığı gözlenmiĢtir.92,93 Öfkeyi ortaya çıkaran durumlardan biri de kıĢkırtmadır. kıĢkırtma genellikle karĢıdaki kiĢiyi uyaran ve onu bir davranıĢ yapmaya yönelten uyarımlar içerir.94,95 BiliĢsel kuramcılardan Beck‟e göre de kıĢkırtma ve tehdit öfkenin temel nedenlerindendir. Kaplan ve Goodrich (1957) ise, öfkenin bir gerilim sonucu ortaya çıktığını belirtirler. Özellikle de kiĢi kendi beklentisine ulaĢmakta baĢarısız olmuĢsa, kendine yönelik bir öfke yaĢayacaktır.96 Özmen (2006)‟da öfkenin nedenleri sıralanırken, baĢka birisi tarafından incitilen bireyin, bu kiĢinin davranıĢlarının arkasında bir kast olabileceğini düĢünmesinin, onun vereceği tepkinin niteliği üzerinde önemli bir rol oynadığı söylenmiĢtir. Eğer birey karĢı karĢıya kaldığı bu 21 davranıĢın gerçekten kendisini incitmek amacıyla yapıldığı kanısına varırsa, vereceği tepki büyük olasılıkla öfke tepkisi olacaktır. 97 Öfkenin nedenleri yaĢa göre değiĢmektedir. Bebeklerde, ihtiyaçların karĢılanmaması öfkeye neden olurken, çocuklarda yalnız bırakılmak, beklentilerin yaĢına göre fazla olması ve baĢarısızlık öfke nedenleridir. Büyük çocuklarda ve yetiĢkinlerde öfke nedenleri, sosyal engellenmeler ve düĢ kırıklıklarını da kapsayarak artar. Ġğneleyici sözler, büyüklük taslanması, hor görülmek, sosyal hırsların önüne geçilmesi, kıskançlık ve haksızlığa uğramak sık rastlanan öfke nedenlerindendir.98 Öfkenin nedenleri cinsiyete göre de değiĢir. Örneğin kadınlarda çirkin isimler takılması öfkeye neden olurken; erkeklerde, diğer erkeklerin saldırısı ve karĢı cins tarafından küçük düĢürülme en fazla öfke nedenleridir.87 2.2.2. Öfkenin Düzeyleri KiĢilerdeki öfke duygusu, bireyin birbiriyle iliĢkili üç farklı düzeyde tepki vermesine yol açar. Birinci düzey; engelleyici durumlarda anlık olarak uyanan beklentilerimiz ve değerlendirmelerimizle ilgili bilişsel düzeydir. Olumsuz değerlendirme ve beklentilerimiz; gerilim ve huzursuzluk gibi duyguların yaĢanmasına neden olur. Bu düzey, engellenmeye verilen somatik-duygusal tepkilerin olduğu ikinci düzeydir. YaĢanan huzursuzluk ve gerginlik ise bireyin geri çekilmesine neden olur. Geri çekilme ve düĢmanca duygular bir arada bireyi huzursuz etmeye devam eder ve eğer kontrol edilmezse de sonuç, saldırganlık gibi davranışsal düzeydeki üçüncü düzey tepkiler olur.99 22 2.2.3. Öfkenin Belirtileri Bir boyutu ile öfke; bağırmak, sert yüz ifadesi ve Ģiddet gibi dürtüsel davranıĢlarla dıĢa vurulurken, bir boyutu ile de yaĢandığına dair neredeyse dıĢarıdan hiçbir belirti gözlenmez.100 Ancak bazen de sürekli olarak yaĢanan öfke duygusu kiĢi için karakteristik bir özellik haline gelir. Nitekim bazı kiĢilerin diğerlerine göre stres veya gerilim ortamında kolayca huzursuz olup öfkelendikleri bilinmektedir.94 Öfke belirtileri adrenalin ve noradrenalin hormonlarının aktif hale gelmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Öfkeye eĢlik eden fizyolojik belirtiler, kas geriliminin artması, kaĢların çatılması, diĢlerin gıcırdatılması, ters ters bakma, yumrukları sıkma, yüzün kızarması; özellikle el ve ayakta titreme hissi, uyuĢma hissi, tıkanma hissi, nefes almakta zorluk, vücudun çeĢitli bölgelerinde seğirmeler olması, terleme, kontrol kaybı, sıcaklık hissi, burundan soluma, dudakları ısırma, beyin zonklaması, baĢ ağrısı gibi tepkilerdir.94 Bunların yanısıra hormonların salgılarına bağlı olarak enerji artıĢı görülebilir.101 2.2.4. Öfke ve Saldırganlık ĠliĢkisi Öfke ve saldırganlık kavramları bazen karıĢtırılan ve aslında birbiriyle iliĢkili olan kavramlardır. Literatürde öfke (anger) kavramı çoğu zaman düĢmanlık (hostility), saldırganlık (agression) ve hiddet (rage) ile birlikte ele alınmaktadır. Özellikle öfke ve saldırganlık sık sık birbiriyle bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Ancak saldırganlık, öfke ile iliĢkili olmasına rağmen, iki kavram aynı anlamı taĢımamaktadır. Saldırganlık hem duygu hem de davranıĢ, öfke ise bir duygudur. Öfke bazen saldırganlığa yol açar ama çoğu zaman saldırgan davranıĢın baĢlatıcısı değildir.102 Bu konuyla ilgili olarak Burger (2006)‟da, saldırganlık ve engellenme iliĢkisini Ģu Ģekilde ifade edilmektedir: AraĢtırmalar, 23 engellenmenin saldırganlığın bir nedeni olduğunu; ancak bütün engellenmelerin saldırganlığa yol açmadığını gösterir. Yakın zamanda ortaya çıkan modeller, engellenmenin hoĢ olmadığı için saldırganlığa yol açtığını gösterir. Ayrıca araĢtırmalara göre, insanların saldırgan dürtülerini dıĢa vurmalarına izin vermek, sonraki saldırgan davranıĢ olasılığını azaltmaz, tam tersine çoğaltır.22 Saldırganlık baĢka kiĢilere ya da nesnelere yönelmiĢ olan zararlı, yok edici bir davranıĢ biçimidir. Öfke gibi saldırganlık da engellenme ya da kiĢinin kendisini engellenmiĢ olarak değerlendirmesinden kaynaklanır. Saldırganlığın anlatımı ve dıĢarı yansıması, bastırılmıĢ duyguların açığa çıkması değil, öfkenin eyleme geçmesidir. Saldırganlıkta bir hareket, eylem söz konusudur.103 2.2.5. Öfkenin ĠĢlevleri Yoğun yaĢanan öfke sonucu oluĢan gücenme duygularının iletiĢimi olumsuz yönde etkilemesinin yanı sıra etkin olmayan problem çözümlerine neden olmaktadır.94 Öfke, bireyi sadece olumsuz davranıĢlar sergilemeye iten bir duygu olarak görülmekle beraber bazı araĢtımacılar öfkenin olumlu bazı iĢlevleri olduğunu da vurgulamaktadırlar: Öfke, kiĢiyi enerjikleĢtirmektedir. Yapıcı olarak kullanıldığında öfke zihinsel ve bedensel güç verir.104 Öfke sonucu ortaya çıkan enerji motivasyonu artırmakta, bireyin uzun ve kısa vadeli amaçlarını gerçekleĢtirmek için harekete geçmesini sağlamaktadır.94,96 Hatta öfke, bireyin kendi varlığını koruması, tanıtması ve çevreye kabul ettirmesi için gerekli bir duygudur.103,105 24 2.2.6. Öfke Ġle Ġlgili Kuramsal YaklaĢımlar 2.2.6.1 Biyolojik YaklaĢım Biyolojik kuramlar öfkeyi açıklarken, saldırgan ve suça eğilimli davranıĢlarıyla, otonom sinir sisteminin öfke davranıĢını yönlendiriĢine odaklaĢırlar.106 Darwin‟e göre duyguların ifadesi hayvanlarda ve insanlarda aynı amaca yöneliktir. Gülümseme, kaĢlarını çatma, sert bakma bütün canlı varlıkların biyolojik yapısından kaynaklanır. Hayvanlar bir tehdit ya da tehlike algıladıklarında, öfke tepkisinde olduğu gibi tepkiler gösterirler. Tüyleri diken diken olur, gözbebekleri geniĢler, kas gerginliği artar, bazı sesler çıkarırlar ve organizma kavga etmeye hazırlanır.107 Öfkenin nöropsikolojik temelleri ise beynin sol yarıküresine iĢaret etmektedir. Sol yarıküre etkinliği, duygunun kaynağına doğru yaklaĢmakla ilgilidir, sağ yarı küre etkinliği ise duygudan uzaklaĢmakla ilgilidir. Bu analizle tutarlı olarak araĢtırmacılar öfkenin yüksek sol yarıküre etkinliğiyle iliĢkili olduğunu bulmuĢlardır.108 Öfke, depresyon gibi olumsuz bir duygu olsa da, öfkeli insanlar kendilerinde rahatsızlık yaratan Ģeye yaklaĢmaya, hatta ona saldırmaya yatkındır.22 2.2.6.2. DavranıĢçı YaklaĢım DavranıĢçı yaklaĢım öfkeyi, engellenme ve saldırganlık ile birlikte ele alır. Bu yaklaĢıma göre saldırganlık her zaman engellenme durumuna bağlı olarak ortaya çıkar. Engellenme ise “Bireyin doyum sağlayıcı, amaçlı davranıĢlarına ulaĢmasının bölünmesi Ģeklinde tanımlanır. DavranıĢçılara göre, öfkeye ve saldırganlığa verilen tepkiler 25 aynen diğer davranıĢlar gibi öğrenilmiĢtir. Özellikle insanlar engellenmeye karĢı saldırgan davranmayı çevreden öğrenirler, çünkü daha önce çevre tarafından bu etkileĢimler körüklenmiĢtir.106 2.2.6.3. Psikoanalitik YaklaĢım Psikoanalitik kuram öfkenin içgüdüsel olduğunu savunur. Kennedy (1992)‟de öfke ve saldırganlık, ölüm içgüdüsünün veya ayrılık anksiyetesinin bir parçası olarak belirtilmiĢtir. Freud iç güdüleri iki ana bölümde toplamıĢtır. YaĢam iç güdüsü ve ölüm iç güdüsü. YaĢam iç güdüleri bireysel yaĢamın ve insan ırkının sürekliliğini sağlar. Açlık, susuzluk ve cinsellik bunlar arasında sayılabilir. YaĢam enerjisini çalıĢtıran enerji türüne libido denir. “YaĢamın amacı ölümdür” diyen Freud, her insanda bilincinde olmadığı bir ölüm isteğinin var olduğuna inanmıĢtır. Ölüm içgüdüsünün önemli bir türevi, saldırganlık dürtüsüdür. Freud‟a göre saldırganlık, insanın kendine dönük yıkıcı eğilimlerinin dıĢ dünyadaki objelere çevrilmesidir. Ġnsan diğer insanlarla savaĢır ya da onlara karĢıt davranıĢlar geliĢtirir. Çünkü kendini yok etme isteği ve yaĢam içgüdüleri birbirini etkisiz kılabilir ya da biri diğerinin yerine geçebilir.86,108 Freud, çocukta kiĢiliğin oluĢtuğu temel geliĢim dönemlerinde saldırganlık ve öke duygularının oluĢtuğunu söyler. YaĢamın ilk dönemi olan oral dönemdeki, oral saldırganlık olan ısırma, çiğneme, tükürme, ve ağlama tepkileri, insanda var olan yıkıcı eğilimlerin ilk belirtileridir. Bu dönemde takılıp kalma ya da bu döneme geri dönüĢ, saldırgan davranıĢların temeli olarak kabul edilir. Sözel saldırganlıktan cinayete kadar varan geniĢ davranıĢ yelpazesinde yer alan bütün belirtilerin kökeninde bu dönemin kalıntıları görülür.103,107 26 Anal dönemde ise öfkenin temelleri atılmaya devam eder. Anal dönemle sadist eğilimler arasındaki iliĢkinin temelinde iki öğe bulunur. Bunlardan ilki, dıĢkının püskürtülmesinin saldırgan bir davranıĢ olarak yorumlanmasıdır. Bir baĢka deyiĢle, dıĢkı ile öfke eĢanlamlılık taĢır. Ve dıĢkı, çocuğun kızgınlık duygularını dile getirmesinde baĢlıca araç durumuna gelir. YetiĢkinlikte öfke boĢaltılırken seçilen deyimlerin bir bölümü, dıĢkı yada dıĢkıyı püskürtme anlamına gelen sözcükleri de içerir. Ġkinci öğe, çocuğun anüs kaslarının denetimini kazanmasından kaynaklanan güçlülük duygusudur. Ne var ki, bu güçlülük duygusu annenin uygulamak istediği programın tehdidi altındadır. DıĢkıyı tutmakta inat etmesi aĢırı biçimde cezlandırılır ya da denetimini yitirmesi çok ayıplanırsa, çocuk anneyle iliĢkisinde oral dönemin ilkel nitelikli davranıĢ örüntülerine gerileyebilir. Anal dönemde tuvalet eğitimi barıĢçıl yollarla tamamlanmamıĢsa çeĢitli uyumsuz karakter özellikleri geliĢtirilir. Kızgınlık duygularını (dıĢkısını) tuma çabası tüm duygusal tepkilerin ketlenmesine neden olabilir (anal tutucu karakter). Annenin tutarsız davranıĢlarına ya da ilgisizliğine karĢı duyduğu öfkeyi boĢaltma alıĢkanlığı geliĢtiren çocuklarda, karĢıt duyguları (sevgi ve nefret) birlikte yaĢama, derbederlik, öfke tepkileri gösterme, baĢkaldırma ve sadist-mazoĢist eğilimler yaĢam boyu izlerini sürdürür. Bu gibi kiĢiler herĢeye, özellikle otoriteye, karĢıt öneriler getirmeksizin sürekli karĢı çıkarlar.107,110 2.2.6.4. BiliĢsel YaklaĢım BiliĢsel kuramcılar, öfkenin oluĢmasında biliĢsel süreçlere vurgu yapmaktadır. Buna göre bireyin algılamaları, değerlendirmeleri ve beklentileri öfke duygusunun ortaya çıkmasında belirleyici rol oynamaktadır.111,112 Bir olayın özel yorumu, kiĢide özel duygusal cevaplara yol açabilr. KiĢi, yaptığı yoruma bağlı olarak sevinebilir, üzülebilir, 27 korkabilir, kızabilir ya da herhangi bir duygusal reaksiyon göstermeyebilir.93 Örneğin, beklediğimiz dolmuĢ yavaĢlamadan geçip gidince çaresizlik duyabilir ve “Beni görmezden geldi” diye düĢünüp öfkelenebiliriz; ancak dolmuĢta boĢ yer olmadığını fark edince öfkemiz yatıĢabilir. Burada öfke tepkisine yol açan Ģoförün keyfi olarak bizi görmezden gelmiĢ olduğuna iliĢkin yaptığımız yorumdur.113 BiliĢsel yaklaĢıma göre olumsuz algılar ve düĢünceler kiĢilerin öfke yaĢamalarının tipik ve baĢlıca nedenidir. Olumsuz düĢünceler mükemmelliyetçi, olumsuz beklentilerle karakterize ve otomatiktirler.13 Öte yandan tıpkı inanç kalıpları gibi; öfke, kaygı ve çöküntü duygularını yaĢayıp yaĢamamak da öğrenilir. Ġnsanda gerçekçi düĢünme potansiyeli olmasına rağmen, gerçekçi olmayan düĢünce ve inanç tarzları öğrenilip, yaĢam; duygusal rahatsızlık ve uyumsuzluklarla doldurulabilir.14 2.2.6.5. Sosyal Öğrenme Kuramı Sosyal öğrenme kuramcılarına göre öfke tepkileri bireyin yetiĢtiği kültür içerisinde öğrenilmektedir. Öfkeyi ifade etme biçimi ilk ailede öğrenilir. Öfke, gözleyerek, taklit, özdeĢleĢme, model alma yolllarıyla öğrenilir. Sosyal öğrenme kuramı; Ģiddeti doğrudan deneyimleme veya ebeveynlerinin Ģiddet gördüğüne tanıklık etmenin, öfke duygusunu kazanmada temel bir rolü olduğunu savunmaktadır.13 Kashani (1995)‟te ailenin fonksiyonları ile çocuğun öfkesini uygun Ģekilde yaĢayıp yaĢamaması arasında yakın bir iliĢki olduğu belirtilmektedir. Kendi uyum düzeyleri düĢük olan ebeveynlerin çocukları öfkelerini dıĢa yöneltirlerken; kendilerine güvenleri yüksek olan ailelerin çocukları, öfkelerini kontrol etmekte ya da içe yöneltmektedirler. Aynı zamanda çocukların öfkelerini 28 uygun Ģekilde ifade etme veya kontrol edebilmeleri, ailelerinin kaynaĢtırıcı tutumuyla orantılıdır. Diğer yandan öfkelerini içe yönelten kiĢilerin aileleri daha az destekleyici ve daha düĢük yeterliğe sahipken; öfkelerini kontrol edebilen kiĢilerin aileleri daha destekleyicidirler.14,100 Sosyal öğrenmecilere göre öfkenin davranıĢsal boyutu olan saldırganlıkla ilgili olarak; engellenme ne kadar erken çağlarda baĢlarsa ve ne denli güçlü olursa, saldırgan davranıĢlar da o ölçüde Ģiddetli, yıkıcı ve yok edici olabilmektedir. Bu nedenle saldırganlık doğuĢtan gelmez, insanın doğduğu andan itibaren öğrenilerek kazanılır. Daima saldırgan tutum ve davranıĢlarla karĢılaĢan bir çocuğun, bunları bir davranıĢ biçimi olarak benimseyip tekrarlamasının doğal olduğu düĢünülebilir. Bu kuramı deneysel olarak doğrulayan Bandura ve çalıĢma arkadaĢları, saldırgan davranan anne-babaların çocuklarının birbirlerine ve oyuncaklarına karĢı sert, kırıcı ve yıkıcı olduklarını göstermiĢlerdir.93,103 Ayrıca, sosyal öğrenmecilere göre öfkenin ifade edilmesinde cinsiyet farklılıkları bulunduğu söylenmektedir. Bu farklılık, toplumdaki erkeklik ve kadınlık rol algılamalarından kaynaklanmaktadır. Erkekler duydukları öfkeyi açıkça ifade ederken, kadınların öfkelerinin bilincine varmaları ve öfkelerini ifade etmeleri engellenmiĢtir.86,112 2.2.6.6. VaroluĢçu YaklaĢım VaroluĢçu yaklaĢım, öfkeyi insanın yok oluĢa, iĢlenmemiĢ gizil güçlere ve yaĢamın anlamsızlığına karĢı tepkide bulunması olarak açıklamaktadır.114 Bu yaklaĢıma göre öfke kaçınılmazdır ve insana 29 özgüdür. Her insanda farklı biçimde yaĢanır ve diğer öfke ile iliĢkili duyguların da merkezindedir. VaroluĢçular, geçmiĢ yaĢantılara iliĢkin olumsuz duyguların, bireyin değiĢimi için engel olduğunu savunurlar.93,115 Sartre‟ya göre geçmiĢ ve bugün arasındaki boĢluk, hiçlik, ne yapacağımızı seçme özgürlüğümüzü ve seçimlerimizi açıklamadaki yetersizliğimiz, yaĢadığımız duygusal problemlerimizin kaynağı durumundadır.107,114 2.2.6.7. Gestalt YaklaĢımı Gestalt yaklaĢımı bireylerin farkındalık kazanması, iç çatıĢmaların yaĢanması; yenebilmesi, bitirilmemiĢ iĢlerini kutuplaĢmalarda bitirmesi, oluĢan performans tutarsızlıkların anksiyetesini üstesinden gelebilmesi, sorumluluk alabilmesi temeline dayalıdır. Kurama göre, duygulardan çok onların yaĢanması önemlidir. ġekil zeminden çıktığı halde çözümlenmemiĢse, bireylerin, küskünlük, öfke, nefret ve suçluluk gibi açığa vurulmamıĢ, duygularında açığa çıkan bitirilmemiĢ iĢleri kalmıĢ demektir. Bu duygular, tam bir farkındalık içinde yaĢanmadığından, arka planda gizlenirler ve kiĢinin kendisi veya baĢkalarıyla etkin bir biçimde iliĢki kurmasını engelleyen biçimlerde Ģimdiki yaĢama taĢınırlar. BitmemiĢ iĢler, bireyin açıklayamadığı duygularıyla yüzleĢip, bu duygularıyla baĢ edebildiği ana kadar varlıklarını sürdürürler.106,114 2.2.7. KiĢilik Ve Öfkeyle Ġlgili Yapılan AraĢtırmalar Zwemer ve Deffenbacher (1984), mantık dıĢı inançlar, öfke ve kaygı arasındaki iliĢkiyi ortaya koymak amacı ile 382 öğrenciye MantıkdıĢı Ġnançlar Testi, Öfke Envanteri ve Sürekli Öfke Envanteri uygulamıĢlardır. AraĢtırma sonuçları, kiĢisel mükemmelliyetçilik, aĢırı kaygı, suçlama eğilimi ve felaket yaratmanın (catastrophizing) genel öfkenin yordayıcıları 30 olduğunu göstermiĢtir. AĢırı kaygı, problemden kaçınma, felaket yaratma ve kiĢisel mükemmelliyetçilik ise genel kaygı için anlamlı olarak yordayıcı faktörlerdir.102 Stoner ve Spencer ( 1987), yaĢları 21 ile 83 arasında değiĢen 150 gönüllü kiĢiye Öfke Ġfade Ölçeği‟ni uygulamıĢlardır. Öfkeyi içte tutma, dıĢa vurma ve toplam öfke düzeyinin puanlandırıldığı ölçekte genç ve orta yaĢlı deneklerin yaĢlı deneklerden daha yüksek öfke düzeyine sahip olduğu görülmüĢtür.102 Wagner, Fletcer ve Gramzov (1992), öfke, saldırganlık, düĢmanlığın; suçluluk ve utanç duygusu ile iliĢkisini belirlemek için yaptıkları çalıĢma sonucunda, utanmanın öfke kıĢkırtması, Ģüphecilik, gücenme, irritasyon, olumsuz olaylarda baĢkasını suçlama ve dolaylı düĢmanlık ifadesiyle iliĢkisi olduğu sonucuna varmıĢlardır. Suçluluğun ise; düĢmanlık, gücenme, öfkenin bazı iĢaretleri ve baĢkalarını suçlama ile iliĢkili olduğu bulunmuĢtur.17,116 Baygöl (1997)‟nin ergenler üzerinde yaptığı araĢtırmada, ergenlerin öfkeyi yaĢayıĢ biçimleri ve öfke tepkilerine cinsiyet, eğitim durumu, ailenin gelir düzeyi, kardeĢ sayısı gibi değiĢkenlerin etkisi araĢtırılmıĢtır. AraĢtırma örneklemi Bursa il merkezindeki liselerden 110 kız ve 110 erkek olmak üzere 220 öğrenciden oluĢmaktadır. AraĢtırma bulgularına göre, cinsiyet değiĢkeninin öfke tepki biçimlerini etkilemediği, ancak annebabanın ekonomik düzeyi ve eğitim durumu yükseldikçe dıĢa yönelik öfkenin arttığı; kardeĢ sayısının arttıkça içe yönelik öfkenin de arttığı sonucuna varılmıĢtır.117 31 Kısaç (1997), üniversite öğrencilerinin bazı değiĢkenlere göre sürekli öfke ve öfke ifade düzeylerini incelediği araĢtırmasında, erkek öğrencilerin kızlara göre öfkelerini daha fazla kontrol ettikleri gözlenmiĢtir. Ayrıca öfkeyi dıĢa vurma düzeyleri, anne ve babalarının eğitim düzeylerine göre değiĢmektedir.102 Okman (1999)‟un ergenlik dönemindeki öfke ifade tarzlarını kendilik imgesi bağlamında incelediği araĢtırmada, ergenlerin dıĢa vurulmuĢ öfkelerinin anne ve babalarının eğitim düzeyine göre değiĢtiği bulunmuĢtur. Anneleri yüksek öğrenim mezunu olan ergenler, ilkokul mezunu veya okur yazar olan ergenlere göre dıĢa vurulmuĢ öfkeyi daha rahat ortaya koyabilmektedir. Babaları yüksek öğrenim mezunu olan ergenlerin öfkelerini kontrol altında tutma düzeyi daha yüksektir. Ayrıca olumlu kendilik imgesine sahip öğrencilerde bastırılmıĢ sürekli öfke, öfkeyi içte ve dıĢta tutma boyutlarında azalma olduğu ve kontrol altına alınmıĢ öfke boyutunun da arttığı gözlenmiĢtir.7,118 Coles, Greene ve Braithwaite (2002), ergenlerde Ģiddet ve saldırgan davranıĢlar için risk oluĢturabilecek psikolojik ve sosyal faktörlerden kiĢilik, aile ve duygulanım (affect)‟i incelemiĢlerdir. 13-18 yaĢ arası 99 erkeğin katıldığı araĢtırmada veri toplama aracı olarak, Minnesota Çok Yönlü KiĢilik Envanteri ( MMPI) ve Durumluk- Sürekli Öfke Ġfadesi Envanteri( Spielberger,1988) kullanılmıĢtır. Elde edilen bulgulara göre, sürekli öfke ile kiĢilik tipleri arasında bir iliĢki ( F(2,96)=7.42, p<05) bulunmuĢtur.119,120 32 OlmuĢ (2001) araĢtırmasında, lise ergenlerinin, sürekli öfke düzeyi ve öfke ifade davranıĢlarının aile içi psikolojik örüntülere göre farklılaĢtığını ortaya koymuĢtur. Aile ortamlarında birlik ve beraberliğin yoğun olarak yaĢandığı ergenlerin daha az öfkeye kapıldıklarını; duygularını daha sağlıklı bir biçimde ifade edebildiklerinden öfkelerini bastırıp içe yöneltmedikleri ve dıĢarıya karĢı da saldırgan ve öfkeli davrandıkları ve öfkelerini uygun bir biçimde kontrol etmeyi baĢararak, dengeli yaĢadıkları sonucuna varmıĢtır. Aile ortamları denetleyici ve kontrol edici olan ergenlerin ise öfke duygusuna daha fazla kapıldıkları, yaĢadıkları baskı ve denetim ortamı içinde duygularını rahatlıkla ifade edemediklerinden yaĢadıkları bu duyguyu kontrol etme gereksinimi duydukları ve öfkelerini daha çok kendilerine yönelttikleri görülmüĢtür.121 Balkaya (2003), 14-50 yaĢları arasındaki 756 kiĢilik örneklem ile Çok Boyutlu Öfke Ölçeği geliĢtirme çalıĢması yapmıĢtır. Ortaya çıkan ölçek boyutlarından bazılarının verdikleri bilgiler, öfke ile ilgili değiĢkenler ve duygular hakkında ipuçları vermektedir. Buna göre, Öfke Belirtileri boyutunda, cinsiyetler arasında fark olmadığı, Öfke ile Ġlgili DavranıĢlar boyutunda, erkeklerde saldırganlık düzeylerinin kadınlara göre fazla olduğu anlaĢılmıĢtır. Öfke ile ilgili düĢünceler boyutunda öfkenin, kaygı, depresyon, düĢmanlık, olumsuz benlik, somatizasyon ve intihar eğilimi ile yüksek bir iliĢki gösterdiği bulunmuĢtur. Ayrıca “Ciddiye Alınmama” alt ölçeği hariç, diğer tüm boyutlarda yaĢ değiĢkeninin öfkeyi belirleyici olduğu ve yaĢ ilerledikçe öfkede düĢme gözlenmiĢtir. Yine 14-19 yaĢ arasındaki ergenlerin tüm gruplara göre daha fazla Ġntikam Tepkileri puanı aldıkları da belirlenmiĢtir. Öfke ve eğitim düzeyi iliĢkisine bakıldığında ise, lise ve üniversite mezunlarının temel eğitim mezunlarından daha fazla öfke yaĢadıkları ve öfkeye yol açan durumlardan daha fazla etkilendikleri 33 belirlenmiĢtir. Ancak bu yaĢananları davranıĢa dökme konusunda lise mezunlarının daha rahat olduğu da bulunmuĢtur.83,106 Boman (2003), lise birinci sınıf düzeyindeki 102 öğrencinin öfkelerini, duygusal, biliĢsel, davranıĢsal boyutlarını, olumlu baĢ etme becerilerini ve yıkıcı ifade tarzlarını incelemiĢtir. Bulgular, erkek ve kız okul çağı ergenlerinin öfkelerinin duyuĢsal boyutları arasında fark olmadığını, kızların öfkelerini daha olumlu biçimde ifade ettiklerini ve erkeklerin okula yönelik düĢmanca duygularının kız öğrencilerden daha fazla olduğunu göstermiĢtir.17,123 DanıĢık (2005), 555 ergen ile yaptığı araĢtırmada, ergenlerin sürekli öfke-öfke ifade tarzları ile problem çözme becerileri arasındaki iliĢkiyi irdelemiĢtir. AraĢtırmada veri toplamak amacıyla “Problem Çözme Envanteri” (Heppner ve Petersen, 1982), Sürekli Öfke-Öfke Tarzı Ölçeği (Spielberger, 1983), “Kısa Semptom Envanteri” (Derogatis ve Lazarus, 1994), Duyguların Sosyal PaylaĢımı Ölçeği (AraĢtırmacı) ve KiĢisel Bilgi Formu kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonucuna göre problem çözme ile toplumsal cinsiyet, psikolojik semptom ve sosyal paylaĢım değiĢkenleri arasındaki iliĢki anlamlı bulunmuĢtur; bu değiĢkenlerin etkisi kontrol edildikten sonra problem çözme ile öfke kontrolü arasında anlamlı sonuçlar elde edilmiĢtir.95 Özkamalı (2005), kamu veya özel sektöre ait kurumlarda çalıĢmakta olan 20–30 yaĢ grubu bireylerde, cinsiyet ve öğrenim düzeyleri ile sürekli öfke, öfkeyi içte tutma, öfkeyi dıĢa vurma ve öfkeyi kontrol etme düzeyleri arasındaki iliĢkiyi incelemeĢtir. ÇalıĢma sonucunda, cinsiyete 34 göre erkeklerin bayanlara göre anlamlı olarak öfkelerini daha fazla kontrol edebildikleri ortaya çıkmıĢtır. Sürekli öfke, öfke dıĢta ve öfke içte alt alanlarında bir farka rastlanmamıĢtır. Öğrenim düzeylerine göre, ilkokul ve ortaokul mezunlarının anlamlı olarak lise, üniversite ve lisans üstü mezunlarına göre sürekli öfke düzeylerinin daha yüksek olduğu; ilkokul mezunu bireylerin diğer bireylere göre öfkelerinin içte tutma ve öfkelerini dıĢa vurma düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıĢtır. Öfke kontrol boyutu açısından bir farka rastlanmamıĢtır.123 Avcı (2006), Ģiddet davranıĢı gösteren ve göstermeyen ergenlerin ailelerinin aile iĢlevlerini, öfke ve öfke ifade tarzları açısından incelemiĢ ve ailelerde psikolojik probleme sahip olma, alkol kullanımı ve suça yönelik davranıĢların görülme sıklığını karĢılaĢtırmıĢtır. AraĢtırmanın örneklemi 14–18 yaĢları arasında Ģiddet davranıĢı gösteren ergenlerin aileleriyle (n=54), bu tip olaylara karıĢmamıĢ ergenlerin ailelerinden (n=54) oluĢmuĢtur. AraĢtırma sonuçları, öfke düzeyleri açısından incelendiğinde, Ģiddet davranıĢı gösteren ergenlerin ailelerinin karĢılaĢtırma grubunda yer alan ergenlerin ailelerine göre “sürekli öfke”, “içe-yönelik öfke” ve “dıĢa yönelik öfke” düzeylerinin anlamlı bir Ģekilde daha yüksek olduğu saptanmıĢtır. ġiddet davranıĢı göstermeyen ergenlerin ailelerinin öfkelerini daha iyi kontrol ettikleri görülmüĢtür. Ayrıca Ģiddet davranıĢı gösteren ergenlerin aile üyelerinin daha fazla psikolojik probleme sahip oldukları, alkol kullandıkları ve suç iĢleme davranıĢında bulundukları saptanmıĢtır.6 Yazgan (2007)‟nin üniversite öğrencileri ile yaptığı çalıĢmada, üniversite öğrencilerinin öfke ifade tarzları ve tolerans düzeyleri arasında anlamlı düzeyde bir iliĢki olup olmadığı incelenmiĢtir. Bu amaçla, Ondokuz 35 Mayıs Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik DanıĢma ile Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği programlarında öğrenim gören 332 öğrenciye, Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Envanteri, Tolerans Envanteri ve KiĢisel Bilgi Anketi uygulanmıĢtır. AraĢtırma sonuçları, Öfke içe alt ölçeği dıĢında tüm Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı alt ölçeklerinin Tolerans Envanteri puanlarıyla anlamlı olarak iliĢkili olduğunu ortaya çıkarmıĢtır.4 Fiyakalı (2008), anne-babası boĢanmıĢ ve boĢanmamıĢ lise öğrencilerinin sürekli öfke düzeyleri ve öfke ifade tarzlarının cinsiyet, sınıf düzeyi, anne-baba eğitim düzeyi ve algılanan anne-baba tutumlarına göre farklılaĢıp farklılaĢmadığını karĢılaĢtırmalı olarak incelediği çalıĢmasını, Denizli ilindeki 836 lise öğrencisiyle yapmıĢ ve anlamlı farklar olduğunu görmüĢtür. Anne-baba boĢanma durumu ve anne tutum düzeyi ortak etkisinin öğrencilerin sürekli öfke ve öfke kontrol tarzlarında; anne-baba boĢanma durumu ve baba tutum düzeyi ortak etkisinin ise, öğrencilerin sürekli öfke, öfke dıĢta ve öfke kontrol tarzlarında anlmalı bir fark yarattığı görülmüĢtür.112 Gülveren (2008), lise son sınıf öğrencilerinde, iç-dıĢ kontrol odağı, sürekli öfke ve öfke ifade tarzı ile zeka arasındaki iliĢkiyi Ankara ve Ġstanbul‟dan 200 öğrenci üzerinde araĢtırmıĢtır. AraĢtırmada annesi lise mezunu olan öğrencilerin sürekli öfke puanlarının yüksek olduğu görülmüĢtür. Ġstediği bölümü kazanan öğrencilerin öfkelerini kontrol altına aldıkları saptanmıĢtır. Öğrencilerin iç- dıĢ kontrol odağı ve sürekli öfkeöfke ifade tarzı puanlarında cinsiyet ve okul türüne bağlı olarak herhangi bir farklılık görülmemiĢtir. Genel iç kontrol inancı ile kontrol altına alınmıĢ öfke alt ölçeği arasında negatif; dıĢ kontrol odağı ile sürekli öfke, dıĢa 36 yönelik öfke ve içe yönelik öfke arasında pozitif bir iliĢki bulunmuĢtur. ġansa inanma ile içe yönelik öfke; çabalamanın anlamsızlığı ile sürekli öfke ve içe yönelik öfke arasında pozitif iliĢki saptanmıĢtır. Kadercilik alt ölçeği ile sürekli öfke ve dıĢa yönelik öfke; adil olmayan dünya inancı ile sürekli öfke, dıĢa yönelik öfke ve içe yönelik öfke arasında pozitif iliĢki bulunmuĢtur.93 Akmaz (2009)‟un, eğitim yöneticilerinin bağlanma stilleri ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları arasındaki iliĢkiyi incelediği araĢtırmasına Ġstanbul ilinde görev yapan 108 eğitim yöneticisi katılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda, eğitim yöneticilerinin bağlanma stilleri ile öfke ve öfke ifade tarzları arasında iliĢkinin olduğu bulunmuĢtur. Elde edilen bulgulara göre, korkulu bağlanma, kayıtsız bağlanma, saplantılı bağlanma stiline sahip yöneticilerin sürekli öfke düzeyleri arasında doğrusal ve anlamlı bir iliĢki görülmüĢtür. Güvenli olmayan bağlanma stili (korkulu, saplantılı ve kayıtsız) ile öfke içe, korkulu ve saplantılı bağlanma ile öfke dıĢa arasında da doğrusal, anlamlı bir iliĢki elde edilmiĢtir. Öfke kontrol ile güvenli bağlanma arasında doğrusal ve anlamlı bir iliĢkiye rastlanırken, korkulu bağlanma ile öfke kontrol arasında ters yönlü ve anlamlı bir iliĢki bulunmuĢtur. AraĢtırmada eğitim yöneticilerinin sürekli öfke ve öfke ifade tarzları, yaĢ ve cinsiyet değiĢkenine göre farklılık oluĢturmamaktadır. Ancak yöneticilerin Sürekli Öfke – Öfke Ġfade Tarzları ünvan değiĢkenine göre fark göstermektedir. Bu sonuçlara göre, okul müdürlerinin müdür yardımcılarına göre öfkelerini daha fazla dıĢa vurdukları bulunmuĢtur.113 Kuruoğlu (2009), üniversite öğrencilerinin sürekli öfke düzeyleri ve öfke ifade tarzları ile obsesif kompulsif semptomları arasındaki iliĢkiyi incelediği çalıĢmada, 122 kadın ve 92 erkek olmak üzere toplam 214 37 üniversite öğrencisine Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi ile Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı ölçeği uygulamıĢtır. Sürekli öfke ve öfke ifade tarzı ile obsesif kompulsif semptomlar arasındaki anlamlı iliĢkinin yanında; öfke ifade tarzlarının cinsiyet, yaĢ ve annelerinin eğitim düzeyi değiĢkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaĢtığı görülmüĢtür. Baba eğitim düzeyi ve aile gelir düzeyi değiĢkenlerinin ise sürekli öfke düzeyi ve öfke ifade tarzı açısından anlamlı değiĢkenler olmadığı saptanmıĢtır.124 2.2.8. Spor Alanında KiĢilik Ve Öfke Ġle Ġlgili Yapılan ÇalıĢmalar Kane (1964), profesyonel 100 genç futbolcuya uyguladığı Cattel 16 PF KiĢilik Envanterine göre, sporcuların sportif etkinlikte bulunmayanlara göre daha saldırgan, baĢat, daha güvenli ve duygusal olarak daha dengeli olduklarını saptamıĢtır.125 Morgan, 1966‟da amatör dünya Ģampiyonasına katılan 12 ABD, 4 Kanada, 7 Güney Afrika güreĢçi kolej öğrencileri arasında normal sayılan standartların altında bir nörotizm düzeyi bulmuĢtur.127,128 Ogilvie (1968), baĢarılı kadın sporcuların kiĢilik özelliklerinin toplumdaki kadınların ortalamasından çok büyük farklılıklar göstermediği sonucuna varmıĢtır. Çok büyük baĢarı gösteren kadın sporcuların erkek sporcularınkine yaklaĢan kiĢilik özellikleri gösterdiğini belirtmiĢlerdir.128 Fletcher ve Dowell (1971), tarafından atletler ve atlet olmayanlar arasındaki kiĢilik özellikleri farkını ölçmek üzere lise birinci sınıfta okuyan toplam 950 erkek öğrenciye Edwards KiĢisel Tercih Envanteri (EPPS) uygulanmıĢtır. Atletlerin, sporcu olmayanlara göre baĢatlık, düzen ve 38 saldırganlık gereksinimlerine iliĢkin puan ortalamaları daha yüksek bulunmuĢtur.125,129 Geron, Furst ve Rotstein (1986), 379 sporcu olmayan erkek ile 273 erkek sporcu (jimnastik, yüzme, koĢu, tenis, basketbol, hentbol, voleybol, su topu ve futbol) olmak üzere 9 ayrı branĢtaki sporcuları cinsiyet, yaĢ, etnik köken ve sosyo-ekonomik düzey bakımından araĢtırmak amacıyla Minnesota Çok Yönlü KiĢilik Envanteri uygulayarak 29 değiĢkenden 17‟sinde önemli farklar tespit etmiĢlerdir. Bir baĢka boyutta, sprinter koĢucularda kaygı, rahatsız edecek derecede duygusallık ve heyecan yüksek çıkmıĢtır. Ayrıca bireysel sporcuların kiĢilik profili bakımından sporcu olmayanlardan daha farklı çıktığı halde takım sporlarına katılanların sporcu olmayanlarla kıyaslandığında daha az değiĢkende fark olduğu tespit edilmiĢtir.127,130 Güven (1988), minder güreĢini tercih edenlerin psiĢik özelliklerini, Ģahsiyet özelliklerini, zeka biçimleri ve düzeylerini, ruh sağlığı özelliklerini incelemiĢtir. AraĢtırmasının örneklemi, yaĢları 16 ve üstü olan, 36 erkek güreĢçiden oluĢan denek grubu; 36 erkek sporcu ve 36 sporcu olmayan erkekten oluĢan kontrol grubundan oluĢmaktadır. Veri toplama aracı olarak, M.M.P.I. testi, Ruh Sağlığı Analiz Testi, Analitik Zeka Testi (AIT) kullanılmıĢtır. MMPI sonuçlarına göre güreĢçiler, sporcu olmayanlara göre, psikopatik, paranoid ve histeroid boyutunda daha yüksek puanlar almıĢlardır. GüreĢçiler daha dıĢadönüktürler. AIT‟ye göre dıĢadönük olanlar MMPI testinde de dıĢadönüktürler. GüreĢçilerdeki somut, yaratıcı zeka biçimi ile dıĢadönüklük boyutu arasında anlamlı bir fark vardır.131 39 Koruç ve Bayar (1990), MMPI Minnesota Çok Yönlü KiĢilik Envanteri kullanarak takım sporları ve bireysel sporlarda yer alan sporcuların kiĢilik özellikleri arasındaki farkları araĢtırmıĢlardır. Envanter, milli takım düzeyinde 368 sporcuya ve spor yapmayan 171 kiĢiye uygulanmıĢtır. Takım sporu yapan kadınlar 59, bireysel spor yapan kadınlar 87, spor yapmayan kadınlar 96, takım sporu yapan erkekler 68, bireysel spor yapan erkekler 154, spor yapmayan erkekler 75 kiĢidir. Bireysel spor yapan kadınlar, spor yapmayan kadınlara göre daha kendine güvenen, maceracı, dıĢa dönük, sosyal yeterliliğe sahip kiĢilik özellikleri sergilemektedirler. Takım sporları yapan kadınlar ile spor yapmayan kadınların karĢılaĢtırılmasında, takım sporları yapan kadınların daha güvenilir, enerjik, maceracı, risk almaya eğilimli, gereksiz kaygılardan uzak, kurallara uyan dengeli ve daha dıĢadönük; takım ve bireysel spor yapan kadınların karĢılaĢtırılmasında takım sporlarında yer alan kadın sporcuların daha dıĢa dönük, daha sosyal, daha aktif, daha giriĢken, daha az yaratıcı, sosyal açıdan daha uyumlu olduklarını bireysel spor yapan kadınlarınsa daha yaratıcı, daha az giriĢken, daha tepkisel, daha içe dönük oldukları görülmüĢtür. Bireysel spor yapan erkeklerin, spor yapmayan erkeklere göre daha uyumlu, daha giriĢken, saldırgan, meraklı, toleranslı, sorumluluklarını yerine getirmede titiz, yaratıcı oldukları; takım sporu yapan erkeklerin daha uyumlu, giriĢken, toleranslı, titiz, yaratıcı oldukları görülmüĢtür. Bireysel ve takım sporu yapan erkekler karĢılaĢtırıldığında takım sporu yapan erkeklerin daha toleranslı, estetik, düĢünebilen, daha az saldırgan bireyler olduğu Ģeklinde yorumlanmıĢtır.132 Koruç (1994), bayan milli voleybol takımının kiĢilik örüntülerini incelediği araĢtırmasında, sporcuların dıĢa dönük, macerayı seven, risk alma özelliği yüksek, sorumluluk alabilen, kuralcı, itaatkâr, genelde katı, toplumsal yaĢamayı seven bireylerden oluĢtuğunu rapor etmiĢtir.17,133 40 Yakupoğlu (1997), sporcuların açık ya da kapalı spor dallarına yöneliĢinin kiĢilik özellikleriyle iliĢkisini belirlemeye çalıĢmıĢtır. Hareketin diğer kiĢi ve nesnelerin konumuna, hızına ve zamanlamasına göre düzenlendiği beceriler açık beceriler olarak tanımlanmaktadır. Örneğin, futbolcuların havadan gelen topa yere değmeden vurması bir açık beceridir. Kapalı beceriler, oyuncu hareketlerinin mekan faktörlerine uyumunu gerektiren becerilerdir. Çevre sabittir, hareket etmez. Örneğin okçuluk, bowling ve benzeri sporlar bu grup becerileri gerektirmektedirler. Halter, okçuluk, eskrim, taekvando dallarından 53 erkek ve 30 bayan olmak üzere 83 milli sporcunun katıldığı araĢtırmada Cattel 16 PF ( KiĢilik Envanteri) kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda açık beceri gerektiren sporları yapan sporcularda B, Z, E ve H KiĢilik Faktörüne iliĢkin aldıkları puanlar, kapalı beceri gerektiren sporları yapanlardan daha yüksek olduğu saptanmıĢtır. Bu durum bize, açık beceri gerektiren sporları yapan deneklerin daha zeki, kıvrak, kavgacı, sert, maceracı ve dıĢa dönük olduklarını göstermektedir.134,135 Bayar ve Koruç (1997) atletizmde atıcıların kiĢilik özelliklerini araĢtırdığı çalıĢmada, atletizmde atma branĢında elit olan atletlerin kiĢilik özellikleri ile diğer atletler ve ve spor yapmayanların kiĢilik özelliklerini karĢılaĢtırmıĢlardır. 24 atıcı atlet, 57 atlet ve 69 sedanterden oluĢan gruba Minnesota ÇokYönlü KiĢilik Envanteri (MMPI) uygulanmıĢtır. Sonuç olarak, Mf alt testinden yüksek puan alan atlet atıcıların giriĢken, baĢat, sert ve çetin görüntüye sahip olduğu; Ma alt ölçeğinden yüksek puan alan, bayan atlet atıcıların hareketli, enerjik ve sempatik olduğu görülmüĢtür. Hs ölçeği sporcu olmayanlarda sporculara oranla daha yüksek bulunmuĢtur. Bu ölçekten alınan yüksek puanlar bedeni ile aĢırı ilgilenme, belirsiz somatik 41 yakınmalar, yorgunluk ve benmerkezciliği göstermektedir. Buna göre sporcular iyimser, atak, duyarlı, anlayıĢlı ve günlük yaĢamda etkili kiĢilerdir. Pt ölçeğine iliĢkin puanlar, spor yapan grupta, spor yapmayanlara oranla daha düĢük bulunmuĢtur. Pt ölçeğinden yüksek puan alan bireyler, dikkatini toplayamayan, sinirli, tedirgin, en küçük sorunlar karĢısında bile kaygılanan bireylerdir. DüĢük puan alanlar ise, korku ve kaygıdan uzak, yetenekli uyumlu kiĢiler olarak tanmlanmaktadır.136,137 Kuru (1999), Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu‟nda okuyan milli sporcular ile beden eğitimi derslerine katılan öğrencilerin kiĢilik özellikleri bakımından anlamlı bir fark olup olmadığını Hacettepe KiĢilik Envanteri (Özgüven 1982) ile araĢtırmıĢtır. 18-25 yaĢ arası okula devamlı gelen 122 milli sporcu, 124 milli olmayan kız ve erkek toplam 246 öğrencinin katıldığı araĢtırmada kiĢilik özellikleri, cinsiyet, ferdi ve takım sporu yapma, milli olup olmama değiĢkenleri arasında manidar bir fark bulunmamıĢtır.125 Kızmaz (2004), bireysel ve takım sporu yapan sporcuların kiĢilik özelliklerinin karĢılaĢtırdığı araĢtırmada veri toplama aracı olarak Hacettepe KiĢilik Envanteri kullanmıĢtır. Bireysel spor yapan 71, takım sporu yapan 66 olmak üzere toplam 137 kiĢinin katıldığı araĢtırmada bireysel ve takım sporu yapanlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır. ancak spor yapma yılının artması ile sosyal uyum ve genel uyum puanlarında; gelir düzeyinin artması ile de kiĢisel uyum düzeyinde artıĢ görülmüĢtür.138 42 Yentür (2004), milli takım düzeyindeki elit bayan sporcuların, kiĢilik yapılarıyla bedenlerini algılama düzeylerini karĢılaĢtırdığı araĢtırmada veri toplama aracı olarak Hacettepe KiĢilik Envanteri ve Çok Yönlü Beden-Self Ölçeği kullanmıĢtır. AraĢtırmaya basketbol, futbol, hentbol, judo, karate, halter ve güreĢ branĢlarında faaliyet gösteren Milli Takım kamplarına katılmıĢ olan 159 bayan sporcu katılmıĢtır. elde edilen bulgulara göre, güreĢ ve halter branĢlarıyla uğraĢan bayan sporcuların kiĢisel uyum puanları düĢüktür. Diğer branĢlardaki sporcuların kiĢisel uyum puanlarına göre „uyumlu‟ oldukları görülmüĢtür. Bütün bayan sporcuların sosyal uyum puanları yüksek çıkmasına karĢın basketbol, futbol, hentbol, judo branĢlarıyla ilgilenen sporcuların puanları diğer branĢlardakilere göre daha yüksek çıkmıĢtır.139 Güler (2005), artistik cimnastikle ilglenen elit sporcuların kiĢilik yapısını belirmeye yönelik araĢtırmasında 100 sporcuya Cattel Reymond tarafından geliĢtirilen 16 PF (The Sexteen Personality Questionnaire) KiĢilik Envanteri uygulamıĢtır. Sonuç olarak, cimnastik sporu ile ilgilenen erkeklerin bayanlardan daha gerçekçi (amaçlarına ulaĢmada baĢarılı) bir kiĢilik yapısına sahip oldukları, erkek cimnastikçilerin önündeki iĢi bitirmeyi önemsedikleri, bayan cimnastikçilerin ise iĢi anlamaya önem verdikleri; erkek cimnastikçilerin daha pratik, uygulayıcı ve geleneğe bağlı oldukları, bayanların ise denemeye açık ve kendi ürünleri olan yeni projeleri sonucu belli olmasa da uygulamaya kalkıĢtıkları görülmüĢtür. Bunun yanında hem bayan hem de erkek cimnastikçilerin kendilerini çok fazla iĢe vermedikleri, strese karĢı dirençli olmadıkları, sabırsız ve sinirli oldukları, duygularını zor kontrol ettikleri ve sakarlık yapmaya yatkın oldukları sonucuna varmıĢtır.135 43 Zekioğlu ve Tatar (2006), ünversitede eğitim gören futbolcuların empatik becerlerini kiĢilik özellikleriyle karĢılaĢtırdıkları araĢtırmada, BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri (5FKE) ile Dökmen (1990) tarafından geliĢtirilen Empatik Beceri Ölçeği-B Formu (EBÖ-B Formu) ölçme araçları olarak kullanılmıĢtır. Analizi sonuçlarına göre EBÖ-B Formu puanları ile 5FKE‟nin HoĢgörü, Kurallara Bağlılık, Duyarlılık Boyutları puanları arasında pozitif yönlü, Heyecan Arama ve Duygusal DeğiĢkenlik Boyutları puanları arasında da ters yönlü; Özdenetim ve Sorumluluk Faktör puanı ile de pozitif yönlü olarak 0.30‟un üzerinde “r” değerlerine sahip ve istatistiksel düzeyde (p<0.05) anlamlı iliĢkiler elde edilmiĢtir.140 Tosunoğlu (2008), Tokat il merkezinde ortaöğretimde okuyan 15-18 yaĢ arası, 113 kız ve 218 erkek sporcu olmak üzere toplam 331 sporcu öğrenci üzerinde çalıĢma yapmıĢtır. Takım sporları ile uğraĢan sporcu öğrencilerin spor araĢtırmasında branĢlarına Eysenck KiĢilik göre kiĢilik Envanteri özellklerini incelediği kullanmıĢtır. AraĢtırma sonuçlarına göre; kız sporcular erkek sporculara göre daha nevrotik eğilimler göstermektedir. BranĢlara bakıldığında, voleybol branĢındaki sporcu öğrencilerin diğer branĢlardaki sporculardan psikotik değerleri daha küçük çıkmıĢtır. BranĢlara göre nevrotik puanlar incelendiğinde en yüksek puan ortalamasının futbol branĢıyla uğraĢan sporcularda olduğu görülmektedir. Voleybol branĢında erkek sporcuların psikotik değerleri kız voleybolculardan daha yüksektir. Hentbol branĢında ise kız sporcuların psikotik değerleri erkek hentbolculardan daha yüksek çıkmıĢtır.127 Yıldız (2008), 2007–2008 futbol sezonunda çeĢitli illerde, profesyonel, paf ve amatör liglerde oynayan 300 futbolcunun kiĢilik tipleri ile sürekli öfke-öfke ifade tarzlarını incelemiĢtir. Veri toplama aracı olarak 44 Sürekli Öfke–Öfke Tarz Ölçeği (Özer, 1994) ve Eysenck KiĢilik Envanteri‟nin kullanıldığı araĢtırma sonucuna göre paf liginde yer alan futbolcuların sürekli öfke ve öfke tarzları ile kiĢilik tiplerinden psikotizm alt boyutu arasında anlamlı düzeyde iliĢki varken, diğer alt boyutlar olan dıĢa dönük, nörotik ve yalan alt boyutları arasında anlamlı düzeyde bir iliĢkinin olmadığı görülmüĢtür. Amatör ve profesyonel ligde yer alan futbolcuların sürekli öfke ve öfke tarzları ile kiĢilik tiplerinin tüm alt boyutları (psikotizm, dıĢadönük, nörotik ve yalan) arasında anlamlı düzeyde bir iliĢki bulunmuĢtur. Statü değiĢkenine göre futbolcuların sürekli öfke alt boyutu, ayrıca öfke dıĢa, öfke kontrol, dıĢa dönüklük ve nörotik alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık yokken; öfke iç alt, psikotizm ve yalan alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık vardır. Eğitim değiĢkenine göre bakıldığında ise eğitim düzeyi arttıkça öfke kontrolünün arttığı görülmüĢtür.17 45 3. GEREÇ VE YÖNTEM 3.1. AraĢtırma Modeli Bu araĢtırmada, bireysel mücadele sporlarındaki sporcuların öfke ve kiĢilik özellikleri arasındaki iliĢki, genel tarama modellerinden iliĢkisel tarama modeli ile incelenmiĢtir. 3.2. AraĢtırma Örneklemi Verilerin toplandığı örneklem grubu, 2008-2009 sezonunda Ankara Bölgesinde yapılan Türkiye Ģampiyonasına katılan taekwondo branĢında mücadele eden, elit sporcular ile milli takım kamplarına katılan, judo ve güreĢ branĢlarında mücadele eden sporculardan oluĢmaktadır. AraĢtırmaya katılan sporcular, 16 yaĢ ve üstü, 69 kadın ve 105 erkek olmak üzere toplam 174 sporcudan oluĢmaktadır. 3.3. Veri Toplama Araçları AraĢtırmada veri toplama araçları olarak, katılımcıların demografik bilgilerini öğrenmek amacıyla KiĢisel Bilgi Formu ( EK1 ); öfke düzeylerini belirlemek için Sürekli Öfke Öfke Tarz Ölçeği ( EK2 ) ve kiĢilik özellikleri için de BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri ( EK3 ) kullanılmıĢtır. 46 3.3.1. KiĢisel Bilgi Formu AraĢtırmaya katılan örneklemin demografik özelliklerinin sürekli öfke ve öfke tarzlarıyla iliĢkisini incelemek amacıyla geliĢtirilmiĢtir. AraĢtırmanın bağımlı değiĢkenini sürekli öfke ve öfke tarzı oluĢtururken; bağımsız değiĢkenler, branĢ, cinsiyet, yaĢ, öğrenim durumu, annenin öğrenim durumu, babanın öğrenim durumu, kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıkları ve gelir düzeyidir. 3.3.2. Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ) Bu araĢtırmada, öfke duygusunu ölçmek için kullanılan ölçek, 1983 yılında C. D. Spielberger tarafından The State - Trait Anger Scale (STAS) olarak geliĢtirilmiĢtir. 1994 yılında A. K. Özer tarafından Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ) olarak Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalıĢmaları yapılan ölçek, Sürekli Öfke (10 madde), Öfke Ġç (8 madde), Öfke DıĢ (8 madde) ve Öfke kontrol (8 madde) 4 alt boyut olmak üzere toplam 34 maddeden oluĢmaktadır.17,92 Ölçeği oluĢturan alt ölçekler: - Sürekli öfke alt boyutu (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. maddeler) öfke düzeyinin yüksekliğini; kiĢinin ne derece öfke yaĢadığını, durumluk öfke yaĢama eğilimini gösterir. - Öfke içte alt boyutu (13, 15, 16, 20, 23, 26, 27, 31. maddeler) bastırılan ve içte tutulan öfkeyi gösterir. - Öfke dış alt boyutu (12, 17, 19, 22, 24, 29, 32, 33. maddeler) ifade edilen, dıĢa vurulan öfkeyi gösterir. 47 - Öfke kontrol alt boyutu (11, 14, 18, 21, 25, 28, 30, 34. Maddeler) öfkenin kontrol edildiğini, bireyin baĢkalarıyla olan iliĢkilerinde genelde ne ölçüde sabırlı, soğukkanlı, hoĢgörülü ve anlayıĢlı davrandığını ve öfkesini ne derece kontrol ettiğini veya ne derece sakinleĢme eğilimi içinde olduğunu ölçmektedir.17,92 Likert tipi ölçeğin maddeleri „Sizi ne kadar tanımlıyor?‟ sorusuna yanıt olacak Ģekilde „Hiç ( 1 puan)‟, „Biraz (2 puan)‟, Oldukça (3 puan)‟, Tümüyle (4 puan) yanıtlarıyla cevaplanır. Yıldız (2008) araĢtırmasında, The State - Trait Anger Scale (STAS)‟in Türkçe uyarlaması olan Sürekli Öfke Öfke Tarz Ölçeği (SÖÖTÖ)‟nin iç tutarlık için Cronbach Alfa değerlerini hesaplamıĢtır. „sürekli öfke‟ boyutu için .79; „öfke kontrol‟ boyutu için .84; „öfke dıĢ „ boyutu için .78 ve „öfke içte‟ alt boyutu için de .62 olarak bulunmuĢtur.Yapı geçerliği, 3‟lü faktör analiziyle yapılmıĢ ve ölçeğin faktör yapısının orjinal ölçeğin faktör yapısını yansıttığı gözlenmiĢtir. Ölçüt bağıntılı geçerlik için Sürekli öfke ve öfke tarz ölçeklerinin, Sürekli Kaygı, Depresif Sıfatlar Listesi ile Öfke Envanteri ile korelasyonlarına bakılmıĢ elde edilen korelasyonlar .01 ve .001 düzeyinde anlamlı bulunmuĢtur. Ayrıca Sürekli Öfke ve Öfke DıĢavurum ölçeği arasında ters ve yüksek bir korelasyon saptanmıĢtır. 17 Bu araĢtırmada ise, öfke alt boyutları için elde edilen Cronbach Alfa değerleri Ģöyledir: Sürekli öfke = .86; Öfke kontrol = .78; Öfke dıĢta boyutu için .76 ve Öfke içte alt boyutu için de .66 olarak bulunmuĢtur. 48 3.3.3. BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri Envanter, kiĢiliği beĢ faktörde inceleyen beş faktör kişilik modeli‟nden hareketle oluĢturulmuĢtur. Ölçeğin oluĢturulma sürecindeki ilk aĢamada bir madde havuzu oluĢturulması hedeflenmiĢtir. Madde havuzu oluĢturulurken uluslararası bir kiĢilik madde havuzundan yararlanılmıĢtır. Somer, Korkmaz ve Tatar (2002) tarafından maddeler seçildikten sonra, seçilen bu 361 madde 790 kiĢilik bir örnekleme uygulanmıĢtır. 361 maddenin yerleĢtirilmiĢ olduğu beĢ faktörün (DıĢadönüklük, YumuĢak BaĢlılık, Öz Denetim, Duygusal Tutarsızlık ve GeliĢime Açıklık) iç tutarlık güvenirlik analizleri yapılmıĢtır. BeĢ genel faktörün güvenirlik katsayıları 0.84 ile 0.91 ( X=0.86) arasındadır. Öz Denetim/Sorumluluk için = 0.91, GeliĢime Açıklık için = 0.84, YumuĢak BaĢlılık için = 0.86, DıĢadönüklük için = 0.86 ve Duygusal Denge için = 0.84 bulunmuĢtur.59,137 Bu araĢtırmada, 220 soruluk kiĢilik envanterinden elde ettiğimiz güvenirlik katsayıları ise aĢağıdaki tabloda gösterilmiĢtir: Tablo 1: Güvenirlik Katsayıları Faktör Adı Yüksek Puan Özellikleri Cronbach's Alpha DIġADÖNÜKLÜK (D) canlı, giriĢken, sosyal, hareketli, coĢkulu, rahat, doğal, iyimser 0,78 YUMUġAKBAġLILIK/ GEÇĠMLĠLĠK (Y) çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın 0,86 ÖZ-DENETĠM/ SORUMLULUK (ÖD) düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi 0,89 DUYGUSAL TUTARSIZLIK (DT) hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri 0,92 GELĠġĠME AÇIKLIK (GA) analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı 0,82 49 3.4. Verilerin Analizi DeğiĢkenler momentler özelliklerinin arasındaki korelasyon iliĢkinin katsayısı sosyodemografik hesaplanmasında hesaplanırken değiĢkenler öfkenin açısından Pearson ve kiĢilik değiĢip değiĢmediğini belirlemek için t testi ve varyans analizi yapılmıĢtır. Varyans analizi yapmak durumlarda için gerekli non-parametrik olan temel testlerden sayıltılar karĢılanamadığı yararlanılmıĢtır. Tüm bu hesaplamaları yaparken SPSS 11,5 istatistik paket programı kullanılmıĢtır. 50 4. BULGULAR AraĢtırmanın bu bölümünde, amaçlar doğrultusunda elde edilen veriler iĢlenip, SPSS 11.5 programıyla analiz edildikten sonra ulaĢılan bulgular tablolaĢtırılmıĢtır. Daha sonra tablolardaki bulgular yorumlanmıĢtır. 4.1. Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit Sporcuların Demografik Bilgileri AraĢtırma örneklemini oluĢturan sporcuların cinsiyete göre branĢlara dağılımı Tablo 2‟de gösterilmiĢtir: Tablo 2: Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit Sporcuların cinsiyet ve branĢlara göre dağılımı GüreĢ Taekwondo Judo Kadın 26 43 Erkek 46 11 48 Toplam 72 54 48 Tablo 2‟de bireysel spor yapan elit sporcuların % 39.7‟sinin cinsiyeti kadın, % 60.3‟ü erkektir. BranĢlarına göre dağılımını incelediğimizde ise katılımcıların % 41.4‟ü taekwondo, % 31‟i judo ve % 27.6‟sı güreĢ branĢlarında yarıĢmaktadır. 51 Örneklemi oluĢturan sporcuların öğrenim durumu ve yaĢa göre dağılımı Tablo 3‟te gösterilmiĢtir: Tablo 3: Sporcuların öğrenim durumu ve yaĢa göre dağılımı Ġlköğretim Lise Lisans ve Üstü 16-18 arası 19 44 3 19-21 arası 4 21 35 22 ve üstü 3 8 37 Toplam 26 73 75 Sporcuların yaĢlarına göre dağılımına bakıldığında % 37.9‟u 16-18 yaĢ arasında, %34.5‟i 19-21 yaĢ arasında, % 27.6‟sı 22-24 ve üstü yaĢlardadır. Öğrenim durumuna göre dağılımına göre % 14.9‟u ilköğretim, % 42‟si lise, % 43.1‟i ise lisans ve üstü öğrenim düzeyindedir. Örneklemi oluĢturan sporcuların annelerinin öğrenim durumuna göre dağılımı Tablo 4‟te gösterilmiĢtir: Tablo 4: Sporcuların annelerinin öğrenim durumuna göre dağılımı Annenin Öğrenim Durumu Ġlkokul Ortaokul Lise Lisans ve üstü Toplam n % 80 42 39 13 174 46 24.1 22.4 7.5 100 52 Sporcuların annelerinin öğrenim durumuna göre dağılımına bakıldığında % 46‟sı ilkokul, % 24.1‟i ortaokul, % 22.4‟ü lise, % 7.5‟i ise lisans ve üstü öğrenim düzeyindedir. Örneklemi oluĢturan sporcuların babalarının öğrenim durumuna göre dağılımı Tablo 5‟te gösterilmiĢtir: Tablo 5: Sporcuların babalarının öğrenim durumuna göre dağılımı Babanın Öğrenim Durumu Ġlkokul Ortaokul Lise Lisans ve üstü Toplam n % 47 41 66 20 174 27 23.6 37.9 11.5 100 Babalarının öğrenim durumuna göre dağılımında ise, % 27‟si ilkokul, % 23.6‟sı ortaokul, % 37.9‟u lise, %11.5‟i ise lisans ve üstü öğrenim düzeyindedir. Sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıkları Tablo 6‟da gösterilmiĢtir: Tablo 6: Sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıkları Kaç yıldır spor yaptıkları 1-3 4-6 7-9 10-üstü Toplam n % 45 33 42 54 174 25,86 18,96 24,14 31,40 100 53 Tablo 6‟ya bakıldığında 1-3 yıl arası bu sporu yapanlar % 25.86, 4-6 yıldır bu sporu yapanlar % 18.96, 7-9 yıldır bu sporu yapanlar % 24.14, 10 yıl ve daha uzun süredir bu sporu yapanlar örneklemin % 31.40‟ını oluĢturmaktadır. Sporcuların gelir düzeyleri Tablo 7‟de gösterilmiĢtir: Tablo 7: Sporcuların gelir düzeyi Gelir Düzeyi 500-1000 YTL arası 1001-2000 YTL arası 2001-3000 YTL arası 3001 YTL ve üstü Toplam n 80 71 19 4 174 % 46 40.8 10.9 2.3 100 Gelir düzeyi tablosuna göre sporcuların ailelerinin ya da kendilerinin gelir düzeyi 500-1000 YTL arasında olanların oranı % 46; 1001-2000 YTL arasında olanların oranı % 40.8, 2001-3000 YTL arasında olanların oranı % 10.9, 3001 YTL ve üstü gelir düzeyine sahip olanların oranı ise % 2.3‟tür. 54 4.2. Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit Sporcuların Öfke Düzeyleri ve KiĢilik Özellikleri Arasındaki ĠliĢki AraĢtırmanın amaçları doğrultusunda, Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Envanterinin alt faktörleri arasındaki iliĢki Tablo 8‟de gösterilmiĢ; tablodaki bulgular açıklanmıĢtır: Tablo 8: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutları ile BeĢ Faktör GeliĢime Açıklık Toplam Puanı Duygusal Tutarsızlık Toplam Puanı ÖzDenetim/Sorumlulu k Toplam Puanı Öfke kontrol .446(**) .658(**) -.264(**) -.031 -.507(**) -.344(**) .296(**) -.159(*) .550(**) -.045 -.211(**) -.289(**) -.264(**) .325(**) -.017 -.326(**) -.025 -.525(**) -.466(**) .287(**) -.148 -.013 .444(**) .395(**) -.327(**) .289(**) .131 -.018 -.244(**) .470(**) .701(**) -.469(**) .546(**) -.481(**) .450(**) Öfke dıĢ Öfke kontrol DıĢadönüklük Toplam Puanı YumuĢak baĢlılık/Geçimlilik Toplam Puanı ÖzDenetim/Sorumluluk Toplam Puanı Duygusal Tutarsızlık Toplam Puanı * p< 0.05 YumuĢak baĢlılık/Geçimlilik Toplam Puanı Öfke dıĢ Öfke iç Öfke iç Sürekli öfke DıĢadönüklük Toplam Puanı KiĢilik Envanteri’nin alt faktörleri arasındaki iliĢki .304(**) ** p< 0.01 55 Tablo 8 incelendiğinde sporcuların sürekli öfke puanları ile öfke içte puanları arasında anlamlı bir iliĢki (r=0.446, p<0.01) bulunmuĢtur. Sporcular sahip olduğu sürekli öfke düzeyleri arttıkça daha çok içe yöneltilmiĢ ve bastırılmıĢ öfkeye sahip olmaktadırlar. Yine sürekli öfke ile öfke dış alt boyutları arasında da anlamlı bir iliĢki vardır (r=0.658, p<0.01). Bireylerin öfke düzeyleri arttıkça, öfkelerini dıĢa yöneltmektedirler. Sürekli öfke ile öfke kontrol alt boyutu arasında ise olumsuz bir iliĢki vardır (r= 0.264, p<0.01). Öfke düzeyleri arttıkça öfke kontrollleri azalmaktadır. Sürekli öfke‟nin BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri‟nin faktörleriyle iliĢkisine bakıldığında dışadönüklük faktörü hariç diğer faktörlerle anlamlı iliĢkileri olduğu görülmektedir. Sürekli öfke ile Yumuşak başlılık/Geçimlilik faktörü arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.507, p<0.01) göre; sporcular, çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özellikleri gösterdikçe sürekli öfke düzeyleri düĢmektedir. Sürekli öfke ile öz-denetim/ sorumluluk faktörü arasında olumsuz bir iliĢki (r= -0.344, p<0.01) vardır. Sporcular, düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi oldukça öfke düzeyleri düĢmektedir. Sürekli öfke ile duygusal tutarsızlık faktörü arasındaki anlamlı iliĢkiye (r= 0.296, p<0.01) göre sporcular, hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri oldukça sürekli öfkeleri düzeyleri yükselmektedir. 56 Sürekli öfke ile gelişime açıklık faktörü arasında olumsuz bir iliĢki (r= -0.159, p<0.05) vardır. Analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özelliklerine sahip sporcuların öfke düzeylerinin de düĢtüğü görülmektedir. Öfke iç alt boyutu ile öfke dış alt boyutu arasındaki anlamlı iliĢki (r=0.550, p<0.01), öfkelerini dıĢa yöneltenlerin aynı zamanda öfkelerini içe de attıklarını göstermektedir. Öfke iç alt boyutu ile dışadönüklük faktörü arasındaki olumsuz iliĢki (r= -0.211, p<0.01) canlı, giriĢken, sosyal, hareketli, coĢkulu, rahat, doğal, iyimser olan sporcuların daha az bastırılmıĢ öfkeye sahip olduklarını göstermektedir. Öfke iç alt boyutu ile yumuşak başlılık/geçimlilik faktörü arasındaki anlamlı olumsuz iliĢkiye (r= -0.289, p<0.01) göre sporcular, çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özelliklerine sahip oldukça daha az bastırılmıĢ öfkeye sahip olmaktadırlar. Öfke iç alt boyutu ile öz-denetim/sorumluluk faktörü arasındaki anlamlı olumsuz iliĢkiye (r= -0.264, p<0.01) göre düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi kiĢilik özellikleri gösterenler öfkelerini daha az bastırmakta; diğer bir deyiĢle daha az içe yöneltilmiĢ öfkeye sahip olmaktadırlar. 57 Öfke iç alt boyutu ile duygusal tutarsızlık faktörü arasındaki anlamlı iliĢkiye (r=0.325, p<0.01) göre sporcular, hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri oldukça içe yöneltilmiĢ öfke düzeyleri artmaktadır. Öfke dış boyutu ile öfke kontrol boyutları arasındaki olumsuz iliĢkiye göre (r= -0.326, p<0.01) öfkelerini kontrol edemeyenlerin aynı zamanda dıĢa yöneltilmiĢ öfkelerinin olduğu görülmektedir. Öfke dış boyutu ile yumuşak başlılık/geçimlilik faktörü arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.525, p<0.01) göre dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri yğksek olanların; çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özelliklerinden uzaklaĢtıkları sonucuna varılmıĢtır. Öfke dış boyutu ile öz-denetim/ sorumluluk faktörü arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.466, p<0.01) göre düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olanlar; dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri de düĢüktür. Öfke dış boyutu ile duygusal tutarsızlık faktörü arasındaki anlamlı iliĢkiye (r= 0.287, p<0.01) göre; hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri kiĢilik özelliklerine sahip sporcuların dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri yüksektir. 58 Öfke kontrol boyutu ile yumuşak başlılık/geçimlilik faktörü arasındaki anlamlı iliĢkiye (r= 0.444, p<0.01) göre; çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özellikleri sergileyen kiĢiler aynı zamanda öfkelerini kontrol edebilmektedirler. Öfke kontrol boyutu ile öz-denetim/sorumluluk faktörü arasındaki anlamlı iliĢkiye (r= 0.395, p<0.01) göre; düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olanlar; öfkelerini kontrol edebilmektedirler. Öfke kontrol boyutu ile duygusal tutarsızlık faktörü arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.327, p<0.01) göre sporcular; hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri kiĢilik özelliklerine sahip oldukça öfkelerini kontrol edememektedirler. Öfke kontrol boyutu ile gelişime açıklık faktörü arasındaki anlamlı iliĢki (r= 0.289, p<0.01); analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özelliklerine sahip sporcuların öfkelerini de kontrol edebildiklerini göstermektedir. BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri‟nin faktörlerinden olan dışadönüklük ve duygusal tutarsızlık arasındaki olumsuz iliĢkiye (r= -0.244, p<0.01) baktığımızda canlı, giriĢken, sosyal, hareketli, coĢkulu, rahat, doğal, iyimser kiĢilik özelliklerine sahip sporcular; hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz ve fevri kiĢilik özellikleri göstermemektedir. 59 Dışadönüklük ile Gelişime Açıklık faktörleri arasındaki anlamlı iliĢki (r= 0.470, p<0.01) bireylerin dıĢadönüklük özelliklerine sahip oldukça analitik düĢündüklerini; duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özellikleri gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Yumuşak başlılık/Geçimlilik faktörünün Öz-denetim/ Sorumluluk ile arasındaki anlamlı iliĢkiye göre (r= 0.701, p<0.01) ise sporcular, çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özellikleri sergiledikçe; aynı zamanda düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olmaktadırlar. Yumuşak başlılık/Geçimlilik ile Duygusal Tutarsızlık faktörleri arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢki (r= -0.469, p<0.01), çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özellikleri sergileyen sporcuların; daha az hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri olduklarını göstermektedir. Yumuşak başlılık/Geçimlilik faktörünün Gelişime Açıklık faktörüyle arasındaki anlamlı iliĢkiye göre (r= 0.546, p<0.01) ise, yumuĢak baĢlı/geçimli kiĢiler aynı zamanda analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilerdir. 60 Öz-Denetim/Sorumluluk faktörü ile Duygusal Tutarsızlık faktörleri arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.481, p<0.01) göre düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi kiĢilik özelliklerine sahip olanlar; daha az hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri olmaktadırlar. Yine Öz-Denetim/Sorumluluk ile Gelişime Açıklık faktörleri arasındaki anlamlı iliĢkiye (r= 0.450, p<0.01) bakıldığında, düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olan kiĢilerin aynı zamanda; analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢiler oldukları görülüyor. Duygusal Tutarsızlık ile Gelişime Açıklık faktörleri arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -304, p<0.01) göre ise sporcular; hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri oldukça; daha az analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özellikleri göstermektedir. 4.3. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin BranĢ DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması Bireysel sporcuların sürekli öfke-öfke ifade tarzları ile kiĢilik özelliklerinin branĢ değiĢkenine iliĢkin bulgular Tablo 9‟da incelenmiĢtir: 61 Tablo 9: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri’nin alt faktörlerinin branĢ değiĢkenine göre ANOVA sonuçları Varyansın Kaynağı Gruplararası Sürekli Öfke 2 98,713 171 37,029 Toplam 6529,425 173 148,548 2 74,274 Gruplariçi 2446,653 171 14,308 Toplam 2595,201 173 157,783 2 78,892 2846,590 171 16,647 3004,374 173 45,907 2 22,954 3603,294 171 21,072 3649,201 173 ,298 2 ,149 35,659 171 ,209 35,957 173 1,687 2 ,844 Gruplariçi 36,956 171 ,216 Toplam 38,643 173 5,648 2 2,824 Gruplariçi 40,545 171 ,237 Toplam Gruplararası 46,193 ,823 173 2 ,412 Gruplariçi 77,199 171 ,451 Toplam 78,022 173 1,362 2 ,681 36,832 171 ,215 38,195 173 Gruplariçi Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası DıĢadönüklük Gruplariçi Toplam Gruplararası YumuĢakbaĢlılık/Ge çimlilik Gruplararası ÖzDenetim/Sorumlulu k Duygusal Tutarsızlık 2,666 ,072 5,191 ,006 Anlamlı Fark taek.-gür. 4,739 ,010 taek.-gür. 1,089 ,339 ,715 ,491 3,903 ,022 judo-taek. 11,910 ,000 judo-taek. gür.-taek. Gruplararası GeliĢime Açıklık p Ortalaması 197,425 Toplam Öfke Kontrol Toplamı F 6332,000 Gruplararası Öfke DıĢ Kareler sd Gruplariçi Gruplararası Öfke Ġç Kareler Gruplariçi Toplam ,912 ,404 3,163 ,045 judo- gür. 62 Öfke ve öfke ifade tarzı branĢ değiĢkenine göre incelendiğinde anlamlı farklar görülmektedir. Taekwondo branĢında mücadele eden elit sporcuların, güreĢ branĢında mücadele edenlere göre içe yöneltilmiĢ öfkeleri (F=5.191, p<0.05) ve dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri (F=4.739, p<0.05) daha yüksektir. KiĢilik özellikleri açısından da branĢlar arasında anlamlı farklar vardır. Taekwondo branĢındakilere göre Yumuşak başlılık/Geçimlilik faktöründen daha yüksek puan alan judo branĢında mücadele edenler, çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özellikleri göstermektedirler (F=3.903, p<0.05). Öz-Denetim/Sorumluluk faktörü açısından branĢlar arasında anlamlı farklar vardır. Judo ve güreĢ branĢındaki elit düzey sporcuların ÖzDenetim/Sorumluluk puanları taekwondo branĢındakilere göre daha yüksektir (F=11.910, p<0.05). Bu sonuca göre branĢındakiler, taekwondo branĢındakilere göre daha judo ve güreĢ düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibidirler. GeliĢime Açıklık faktörü açısından da branĢlar arasında anlamlı bir fark bulunmuĢtur. Judo branĢındakiler güreĢ branĢında müzadele edenlere göre daha analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özellikleri göstermektedirler (F=3.163, p<0.05). Diğer boyutlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05). 63 4.4. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Cinsiyet DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması Bireysel sporcuların sürekli öfke-öfke ifade tarzları ile kiĢilik özelliklerinin yaĢ değiĢkenine göre t-testi bulguları Tablo 10,11,12,13,14,15,16,17,18‟de incelenmiĢtir: Tablo 10: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin dıĢadönüklük faktörünün cinsiyete göre ttesti sonuçları Cinsiyet N X SS Kadın 69 3.39 0.54 Erkek 105 3.29 0.39 Sd t p 172 1.487 0.139 BeĢ faktör kiĢilik envanterinin dıĢadönüklük faktöründe cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05). Tablo 11: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün cinsiyete göre t-testi sonuçları Cinsiyet N X SS Kadın 69 3.65 0.53 Erkek 105 3.64 0.43 Sd t p 172 0.230 0.819 BeĢ faktör kiĢilik envanterinin yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktöründe cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05). 64 Tablo 12: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin öz-denetim/sorumluluk faktörünün cinsiyete göre t-testi sonuçları Cinsiyet N X SS Kadın 69 3.72 0.51 Erkek 105 3.61 0.52 Sd t p 172 1.405 0.162 BeĢ faktör kiĢilik envanterinin öz-denetim/sorumluluk faktöründe cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05). Tablo 13: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin duygusal tutarsızlık faktörünün cinsiyete göre t-testi sonuçları Cinsiyet N X SS Kadın 69 2.70 0.74 Erkek 105 2.51 0.62 Sd t p 172 1.921 0.056 BeĢ faktör kiĢilik envanterinin duygusal tutarsızlık faktöründe cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05). Tablo 14: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin geliĢime açıklık faktörünün cinsiyete göre t-testi sonuçları Cinsiyet N X SS Kadın 69 3.82 0.42 3.62 0.48 Erkek 105 Sd t p 172 2.868 0.005 65 BeĢ faktör kiĢilik envanterinin geliĢime açıklık faktöründe cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmuĢtur (p<0.05). Kadınlar, erkeklere göre, daha analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özellikleri göstermektedirler. Tablo 15: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutlarından sürekli öfke alt boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları Cinsiyet N X Kadın 69 21.13 5.92 21.01 6.32 Erkek 105 SS Sd t p 172 0.127 0.899 Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından sürekli öfke alt boyutunda, cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05). Tablo 16: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutlarından öfke iç alt boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları Cinsiyet N X SS Kadın 69 15.72 3.71 Erkek 105 15.16 3.98 Sd t p 172 0.937 0.350 Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından öfke iç alt boyutunda, cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05). 66 Tablo 17: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutlarından öfke dıĢ alt boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları Cinsiyet N X SS Kadın 69 15.86 4.52 Erkek 105 15.40 3.93 Sd t p 172 0.704 0.483 Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından öfke dıĢ alt boyutunda, cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05). Tablo 18: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutlarından öfke kontrol alt boyutunun cinsiyete göre ttesti sonuçları Cinsiyet N X SS Kadın 69 21.51 4.90 Erkek 105 21.30 4.40 Sd t p 172 0.284 0.777 Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından öfke kontrol alt boyutunda, cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05). 67 4.5. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin YaĢ DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması Tablo 19 ve 20‟de sporcuların, sürekli öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri yaĢ değiĢkenine göre incelenmiĢtir: Tablo 19: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Enventeri’nin alt faktörlerinin yaĢ değiĢkenine göre ANOVA sonuçları Varyansın Kaynağı Öfke Ġç Gruplararası Gruplariçi Toplam Öfke Kontrol Gruplararası Gruplariçi Toplam ÖzDenetim/Sorum luluk Gruplararası Gruplariçi Toplam Duygusal Tutarsızlık Gruplararası Gruplariçi Toplam GeliĢime Açıklık Gruplararası Gruplariçi Toplam Kareler Kareler sd Toplamı F p .018 .982 .937 .394 4.266 .016 1.219 .298 2.006 .138 Ortalaması .554 2 .277 2594.647 171 2595.201 173 39.539 2 19.769 3609.662 171 21.109 3649.201 173 2.195 2 1.098 43.998 171 .257 46.193 173 1.097 2 .549 76.925 171 .450 78.022 173 .876 2 .438 37.319 171 .218 38.195 173 Anlamlı Fark 15.173 16-18, 22 ve üstü 68 YaĢ değiĢkenine göre, Öz-Denetim/Sorumluluk faktörü açısından 16-18 yaĢ grubu ile 22 ve üstü yaĢtaki sporcular arasında 22 ve üstü yaĢ grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuĢtur (F=4.266, p<0.05). Bu sonuca göre 22 ve üstü yaĢ grubunda olanlar, 16-18 yaĢ grubundakilere daha düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibidirler. Diğer boyutlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05). Tablo 20: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Enventeri’nin alt faktörlerinin yaĢ değiĢkenine göre Kruskal Wallis sonuçları Varyansın Kaynağı sd Ki Kare P Sürekli Öfke 2 .216 .898 Öfke DıĢ 2 .509 .775 DıĢadönüklük 2 1.042 .594 YumuĢak baĢlılık/Geçimlilik 2 5.131 .077 YaĢ değiĢkenine göre Kruskal Wallis analizinde, boyutlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05). 69 4.6. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Öğrenim DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin öğrenim değiĢkenine göre sonuçları Tablo 21‟de incelenmiĢtir: Tablo 21: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları Varyansın Kaynağı Sürekli Öfke Öfke Ġç Öfke DıĢ Öfke Kontrol DıĢadönüklük YumuĢakbaĢlılık/Geçimlilik Öz-Denetim/Sorumluluk Duygusal Tutarsızlık GeliĢime Açıklık Kareler Toplamı sd Kareler Ortalaması 80.242 2 40.121 Gruplariçi 6449.183 171 37.715 Toplam Gruplararası 6529.425 26.028 173 2 13.014 Gruplariçi 2569.174 171 15.024 Toplam Gruplararası 2595.201 76.075 173 2 38.037 Gruplariçi 2928.299 171 17.125 Toplam Gruplararası 3004.374 19.927 173 2 9.963 Gruplariçi 3629.274 171 21.224 Toplam Gruplararası 3649.201 .242 173 2 .121 Gruplariçi 35.714 171 .209 Toplam Gruplararası 35.957 1.060 173 2 .530 Gruplariçi 37.584 171 .220 Toplam 38.643 173 Gruplararası Gruplararası 2.396 2 1.198 Gruplariçi 43.797 171 .256 Toplam 46.193 173 2.582 2 1.291 Gruplariçi 75.440 171 .441 Toplam Gruplararası 78.022 .791 173 2 .395 Gruplariçi 37.404 171 .219 Toplam 38.195 173 Gruplararası F p 1.064 .347 .866 .422 2.221 .112 .469 .626 .580 .561 2.411 .093 Anlamlı Fark 4.678 .011 Ġlköğr.lise, ilköğr.üni. 2.927 .056 Ġlköğr.lise 1.807 .167 .347 70 Tablo 21‟e göre eğitim durumu değiĢkeni incelendiğinde, ÖzDenetim/Sorumluluk faktörü açısından ilköğretim mezunu sporcular ile lise mezunu arasında lise mezunları lehine; ve yine ilköğretim mezunu ile üniversite öğrencisi ve üniversite mezunu sporcular arasında üniversiteli grup lehine anlamlı bir fark bulunmuĢtur (F=4.678, p<0.05). Lise mezunları ile üniversite mezunu ve halen üniversiteye devam eden sporcular, ilköğretim mezunu gruba kıyasla daha düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi kiĢilik özellikleri göstermektedirler. Duygusal tutarsızlık faktörü açısından da anlamlı bir farklılık vardır. Ġlköğretim mezunları ile lise mezunları arasında duygusal tutarsızlık faktörü açısından ilköğretim mezunları lehine anlamlı fark görülmüĢtür (F=2.927). Diğer bir deyiĢle ilköğretim mezunları, lise mezunlarına göre daha hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevridirler. Öğrenim durumu değiĢkenine göre diğer boyutlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05). 4.7. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Annenin Öğrenim Durumu DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması Sporcuların, öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin annelerinin öğrenim durumu değiĢkenine göre karĢılaĢtırılması Tablo 22‟de yapılmıĢtır: 71 Tablo 22: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin annenin öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları Sürekli Öfke Öfke Ġç Öfke DıĢ Öfke Kontrol DıĢadönüklük YumuĢakbaĢlılık/Ge çimlilik ÖzDenetim/Sorumluluk Duygusal Tutarsızlık GeliĢime Açıklık Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı sd Kareler Ortalaması Gruplararası Gruplariçi 97,641 6431,784 3 170 Toplam 6529,425 173 Gruplararası Gruplariçi 27,571 2567,630 3 170 Toplam 2595,201 173 Gruplararası Gruplariçi 63,576 2940,797 3 170 Toplam 3004,374 173 Gruplararası Gruplariçi 15,182 3634,019 3 170 Toplam 3649,201 173 Gruplararası Gruplariçi ,945 35,012 3 170 Toplam 35,957 173 Gruplararası ,613 Gruplariçi Toplam F p 32,547 37,834 ,860 ,463 9,190 15,104 ,608 ,610 21,192 17,299 1,225 ,302 5,061 21,377 ,237 ,871 ,315 ,206 1,529 ,209 3 ,204 ,914 ,436 38,030 38,643 170 173 ,224 Gruplararası ,240 3 ,080 ,297 ,828 Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi 45,953 46,193 2,205 75,817 170 173 3 170 ,270 ,735 ,446 1,648 ,180 Toplam 78,022 173 Gruplararası Gruplariçi 1,491 36,704 3 170 ,497 ,216 2,302 ,079 Toplam 38,195 173 Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinde sporcuların annelerinin öğrenim düzeyi açısından anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05). 72 4.8. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Babanın Öğrenim Durumu DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması Sporcuların, öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin babalarının öğrenim durumu değiĢkenine göre karĢılaĢtırılması Tablo 23‟de yapılmıĢtır: Tablo 23: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin babanın öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları Sürekli Öfke Öfke Ġç Öfke DıĢ Öfke Kontrol DıĢadönüklük YumuĢakbaĢlılık/Geçi mlilik Varyansın Kaynağı Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Kareler Toplamı sd 210,536 6318,890 6529,425 13,782 2581,419 2595,201 38,637 2965,737 3004,374 10,543 3638,658 3649,201 1,487 34,470 35,957 3 170 173 3 170 173 3 170 173 3 170 173 3 170 173 70,179 37,170 1,888 ,133 4,594 15,185 ,303 ,824 12,879 17,446 ,738 ,531 3,514 21,404 ,164 ,920 ,496 ,203 2,444 ,066 Gruplararası ,303 3 ,101 ,448 ,719 38,340 38,643 170 173 ,226 Gruplararası ,794 3 ,265 ,991 ,398 Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam 45,399 46,193 ,103 77,919 78,022 ,336 37,859 38,195 170 173 3 170 173 3 170 173 ,267 ,034 ,458 ,075 ,973 ,112 ,223 ,502 ,681 Gruplariçi Toplam ÖzDenetim/Sorumluluk Duygusal Tutarsızlık GeliĢime Açıklık Kareler Ortalaması F p Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinde sporcuların babalarının öğrenim düzeyi açısından anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05). 73 4.9. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Yıl DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin, sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıklarına iliĢkin değiĢkene göre incelenmesi Tablo 24‟te gösterilmiĢtir: Tablo 24: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin yıl değiĢkenine göre ANOVA sonuçları Sürekli Öfke Öfke Ġç Öfke DıĢ Öfke Kontrol DıĢadönüklük YumuĢakbaĢlılık/Geç imlilik ÖzDenetim/Sorumluluk Duygusal Tutarsızlık GeliĢime Açıklık Varyansın Kaynağı Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Kareler Toplamı 79,543 6449,882 6529,425 66,826 2528,375 2595,201 27,245 2977,129 3004,374 28,013 3621,188 3649,201 ,718 35,238 35,957 3 170 173 3 170 173 3 170 173 3 170 173 3 170 173 Gruplararası 1,212 Gruplariçi Toplam sd Kareler Ortalaması 26,514 37,940 F p ,699 ,554 22,275 14,873 1,498 ,217 9,082 17,513 ,519 ,670 9,338 21,301 ,438 ,726 ,239 ,207 1,155 ,329 3 ,404 1,834 ,143 37,432 38,643 170 173 ,220 Gruplararası 2,799 3 ,933 3,654 ,014 Gruplariçi 43,395 170 ,255 Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam 46,193 2,724 75,298 78,022 ,798 37,397 38,195 173 3 170 173 3 170 173 Anlamlı Fark 1-3 ve 4-6 1-3 ve 10üstü ,908 ,443 2,050 ,109 ,266 ,220 1,210 ,308 Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin; sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıklarına göre karĢılaĢtırılmasında Öz- Denetim/Sorumluluk faktörü açısından anlamlı farklar vardır. 4-6 yıl arası yapanlar ile 10 yıl ve üstü yapanların, 1-3 yıl arası yapanlara göre ÖzDenetim/Sorumluluk puanları daha yüksektir (F=3.654, p<0.05). Diğer bir deyiĢle, 10 yıl ve üstü süredir yapanlar ile 4-6 yıl arası yapanlar, 1-3 yıl 74 arası yapanlara göre daha düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibidirler. Diğer boyutlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05). 4.10. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Gelir Düzeyi DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin, sporcuların gelir düzeyine iliĢkin değiĢkene göre incelenmesi Tablo 25‟te gösterilmiĢtir. Tablo 25: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin gelir düzeyi değiĢkenine göre ANOVA sonuçları Varyansın Kaynağı Sürekli Öfke Öfke Ġç Öfke DıĢ Öfke Kontrol DıĢadönüklük YumuĢakbaĢlılık/Ge çimlilik Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam ÖzDenetim/Sorumluluk Duygusal Tutarsızlık GeliĢime Açıklık Kareler Toplamı 134,606 6394,819 6529,425 3,518 2591,683 2595,201 103,055 2901,318 3004,374 39,389 3609,812 3649,201 1,530 34,427 35,957 sd 3 170 173 3 170 173 3 170 173 3 170 173 3 170 173 Kareler Ortalaması 44,869 37,617 F p 1,193 ,314 1,173 15,245 ,077 ,972 34,352 17,067 2,013 ,114 13,130 21,234 ,618 ,604 ,510 ,203 2,518 ,060 1,717 ,165 ,535 ,659 ,235 ,455 ,516 ,672 ,219 ,221 ,990 ,399 1,137 3 ,379 37,507 38,643 170 173 ,221 Gruplararası ,432 3 ,144 Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam Gruplararası Gruplariçi Toplam 45,761 46,193 ,704 77,318 78,022 ,656 37,539 38,195 170 173 3 170 173 3 170 173 ,269 Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri, sporcuların gelir düzeyleri açısından incelendiğinde anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05). 75 5. TARTIġMA Bireysel mücadele sporlarındaki (taekwondo, judo, güreĢ) elit sporcuların kiĢilik özellikleri ile öfke düzeyleri arasındaki iliĢkinin incelendiği araĢtırmanın bu bölümünde, elde edilen bulgular tabloların sırasına göre yorumlanmıĢtır. AraĢtırmanın bulgularına göre, 16 yaĢ üstü olarak dahil edilen katılımcıların büyük çoğunluğu 16- 21 yaĢ aralığındadır. Yine, büyük bir çoğunluğu lise ve üstü öğrenim düzeyindedir. Sporcuların aile özellikleri incelendiğinde annelerinin öğrenimleri genellikle ilköğretim düzeyinde; babalarının öğrenimleri ise annelerinin öğrenim düzeyine göre biraz daha yüksektir. Yentür (2004)‟ün milli takım düzeyindeki 159 elit bayan sporcuyla yürüttüğü çalıĢmanın bulguları da benzer Ģekildedir. Sporcuların annelerinin öğrenim düzeyi (okur-yazar değil % 5.7, ilkokul % 47.8, ortaokul % 15.7, lise % 24.5, üniversite%6.3), babalarının öğrenim düzeyine (okur-yazar değil % 1.7, ilkokul % 28.7, ortaokul % 19.7, lise % 40.1, üniversite %10.8) göre biraz daha yüksektir. Katılımcıların kendilerinin ve/veya ailelerinin gelir düzeyine bakıldığında aylık 2000 TL‟nin altında gelir düzeyi ile genellikle alt gelir düzeyine sahip oldukları söylenebilir. Yine, Yentür (2004)‟ün araĢtırmasında da sporcuların gelir düzeyi düĢüktür (% 92.3‟ü aylık 1500 TL‟nin altında).139 Öfke duygusunun düzeyi ve tarzı incelendiğinde, sürekli öfke duygusu yaĢayanların, öfkelerini içe de yönelttikleri görülmektedir. Sporcular, artan öfke düzeyiyle beraber öfkelerini içe yöneltip, bastırmaya çalıĢmaktadırlar. Sürekli öfke düzeyi ile öfke dıĢ boyutu arasındaki anlamlı iliĢki ise yükselen öfke düzeyinin davranıĢa dönüĢmeye baĢladığını 76 göstermektedir. Zihinsel olarak baĢlayan öfke, duygusal değiĢikliklere; vücutta adrenalin ve noradrenalin hormonlarının aktif hale gelmesine, sonrasında da kas geriliminin artması, yumrukları sıkılması, yüzün kızarması, el ve ayakta titreme hissi gibi fizyolojik değiĢikliklere neden olmaktadır. Ve en sonunda da davranıĢ olarak öfke dıĢa yöneltilmektedir. Öfkenin kiĢilik özellikleriyle iliĢkisine bakıldığında anlamlı iliĢkiler görülmektedir. DıĢadönüklük faktörü ile öfke iç alt boyutu arasındaki olumsuz iliĢkiye göre, canlı, giriĢken, sosyal, hareketli, coĢkulu, rahat, doğal, iyimser olan sporcular daha az bastırılmıĢ öfkeye sahip olmaktadırlar. Bu durum, dıĢadönüklük faktörünün öfkenin diğer boyutlarıyla anlamlı iliĢkileri olmadığı düĢünüldüğünde; ve öfkeyi meydana getiren en büyük etkenlerden birisi engellenme olduğuna göre5,7,8,10,11,12,13,84,85,86, dıĢadönük kiĢilik özellikleri gösterenler daha az engellenme yaĢayacaklar veya olumsuz yaĢantılarını biliĢsel açıdan engellenme olarak anlamlandırmayacaklardır. Bu durum, rahat, doğal davrandıkları için duygularını bastırma gereği duymayacakları Ģeklinde de açıklanabilir. Ayrıca kiĢiliğin beĢ boyutunu keĢfeden ve bu boyutları büyük beşli olarak adlandıran araĢtırmacılar dıĢadönüklük faktörünü oluĢturan özelliklerden birisini sosyallik-çekingenlik boyutu olarak da taarif etmektedirler. Çekingen kiĢilik özelliği gösterenlerin öfkelerini içte tutmaya eğilimli olabilecekleri düĢünülebilir. Yıldız (2008), Eysenck KiĢilik Envanteri ve SÖ-ÖTÖ kullanarak futbolcular üzerinde yaptığı doktora çalıĢmasında Eysenck KiĢilik Envanteri‟nin alt ölçeklerinden dıĢadönüklük boyutuyla sürekli öfke ve öfke ifade tarzları arasındaki iliĢkiyi regresyon analiziyle incelemiĢtir. Paf liginde yer alan futbolcular, amatör ligde yer alanlar ve profesyonel ligde yer alan futbolcular olarak ayrılan örneklemden farklı bulgular elde edilmiĢtir. Paf liginde yer alanlarda dıĢadönüklük ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları açısından anlamlı bir iliĢki bulunmazken; amatör 77 ligde yer alanlarda dıĢadönüklük ile sadece öfke kontrol boyutu arasında anlamlı bir iliĢki olduğunu; profesyonel ligde yer alanlarda ise dıĢadönüklük ile sadece öfke dıĢ boyutu arasında anlamlı bir iliĢki olduğunu bulmuĢtur.17 Bu bulgular değerlendirilirken Yıldız (2008)‟in çalıĢmasını oluĢturan örneklemin takım sporuyla ilgilenen sporculardan oluĢması da düĢünülmelidir. YumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün öfkenin bütün boyutlarıyla istatistiksel olarak anlamlı iliĢkileri vardır. Sürekli öfke ile yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörü arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢki öfkeyle iligili literatürle örtüĢmektedir. Öfke duygusunun nedenlerine bakıldığında tehdit algısı ve engellenme ön plana çıkmaktadır.83 ÇatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın yani yumuĢak baĢlı kiĢilerin insanlarla güven iliĢkisi kurması ile birlikte öfke düzeyleri de düĢük olmaktadır. Özmen (2006)‟da, baĢka biri tarafından incitilen bireyin, bu kiĢinin davranıĢlarının arkasında bir kast olabileceğini düĢünmesi; bu davranıĢın gerçekten kendisini incitmek amacıyla yapıldığı kanısına varması sonucunda öfke tepkisi gösterdiğine iĢaret edilmiĢtir.97 Bu araĢtırmada elde edilen bulgular bu tespiti doğrulamaktadır. YumuĢak baĢlı/geçimli kiĢilerin elde ettiği puanların aynı zamanda öfke içte ve öfkeyi dıĢa yöneltme boyutlarıyla olan ters yönlü iliĢkisi ve öfkeyi kontrol edebildikleri yönündeki istatistiksel bulgular yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün öfkeyle iliĢkisini desteklemektedir. Geçimli, çatıĢmadan kaçınan özellikleriyle öfkeyi davranıĢa dökmedikleri ve öfkelerini kontrol edebildikleri görülmektedir. Öz-denetim/sorumluluk faktörü ile öfkenin bütün boyutları arasında anlamlı istatistiksel iliĢkiler olması kiĢiliğin bu yönüne dikkat çekmektedir. 78 Düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olan sporcular, elde ettiğimiz bulgulara göre, daha az öfke duymakta; öfkelerini daha az içe ve dıĢa yöneltmekte ve ayrıca kontrol edebilmektedirler. Günlük hayatımızda önemli yere sahip duygularımızdan birisi olan öfke, bireyin planları, istek ve ihtiyaçları engellendiğinde ve haksızlık, adalet ve kendi benliğine yönelik bir tehdit aldığında yaĢanan temel duygulardan birisidir.7 Bu tanıma göre bireyin planları, istek ve ihtiyaçları engellendiğinde öfke duygusu yaĢanmaktadır. Ancak düzenli, planlı, amaçlı, temkinli, tedbirli davranan kiĢiler günlük hayatlarında daha az engellenmelerle karĢılaĢacaklardır. KiĢide oluĢan öfkenin Ģiddetini yaĢadığı çevresel baskının düzeyi, ulaĢılmak istenen amacın kiĢi için taĢıdığı önem ve amaca ulaĢmanın acil olup olmadığı ile amaca ulaĢmada karĢılaĢılan engellerin aĢılıp aĢılamayacağı belirlemektedir.11 Öz-denetimi, sorumluluğu yüksek kiĢiler planlı, amaçlı, kararlı, temkinli hareket ettikçe öfke yaratan etkenlerden uzaklaĢmaktadırlar. Bu kiĢilik özelliklerini sergileyen kiĢiler doğal olarak daha az bastırılmıĢ öfkeye sahiptirler. AraĢtırma bulguları da bunu desteklemektedir. KiĢiliğin duygusal tutarsızlık faktörü, öfke yaĢantısı açısından önemli bir faktördür. Nitekim bu durum, bulgularda görülmektedir. Sürekli öfke, öfke iç, öfke dıĢ boyutlarıyla olumlu; öfke kontrol boyutuyla olan olumsuz iliĢki bu durumu ortaya koymaktadır. Diğer bir deyiĢle, hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri kiĢilik özelliklerine sahip; duygusal tutarsızlık faktöründen yüksek puan almıĢ kiĢiler öfke yaĢantısını sık yaĢamakta ve öfkelerini kontrol etmekte zorlanmaktadırlar. Duygusal tutarsızlık faktörü, beĢ faktör kuramcıları ( Costa & McCrae, 1988; Digman, 1990; Goldberg, 1990, 1992; McCrae & Costa, 1986b, 1987; McCrae, Costa, & Busch, 1986; Noller, Law, & Comrey, 1987; Peabody & Goldberg, 1989) tarafından nevrotiklik olarak da adlandırılmıĢtır. 79 45,46,47,48,49,50,51,52 Nevrotikliği kuramcılar, güvensizlik, kendine acıma ya da kendinden memnuniyetsizlik olarak tanımlamaktadırlar. Bireyin istek ve ihtiyaçlarının engellenmesi, haksızlık ve kendi benliğine yönelik bir tehdit algılama, kendini yeterince güvende hissetmeme, yanlıĢ bilgilendirildiğini düĢünme, baĢkaları tarafından kendisine saygısızca davranıldığını hissetme, uykusuzluk, kronik biçimde yorgun ve tükenmiĢ olma, onuru kırılmıĢ, haklarına tecavüz edilmiĢ hissetme, kendisini anlamadığını düĢünüyor olma gibi faktörler öfkeyi doğuran nedenlerdir.9 Öfke yaĢantısının, bireyin güven algısıyla iliĢkisi bu tanımda görülmektedir. Özmen (2006)‟da öfkenin nedenlerini açıklamaya yönelik tanım da bu bağlantıyı destekler niteliktedir.97 Yıldız (2008) çalıĢmasında, Eysenck KiĢilik Envanteri‟nin nörotizm boyutu ile öfke ve öfke ifade tarzlarını karĢılaĢtırmıĢtır. Paf liginde yer alan futbolcularda, nörotizm ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları açısından anlamlı bir iliĢki bulunmazken; amatör ligde yer alanlar ile profesyonel ligde yer alanlarda ise nörotizm ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları açısından anlamlı iliĢkiler vardır.17 Yıldız (2008)‟in çalıĢmasında elde ettiği bulguların bu çalıĢmada elde edilen bulgularla paralellikler gösterdiği söylenebilir. GeliĢime açıklık faktörünün sürekli öfke alt boyutuyla olan anlamlı, olumsuz iliĢki, analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilerin sürekli öfke düzeylerinin düĢük olduğunu göstermektedir. GeliĢime açık kiĢiler, sorunlar karĢısında sakin bir Ģekilde engellenme yaĢantısından kurtulmak için yaratıcı fikirler üretebilme özelliğine sahiptirler. Elde edilen bulgulara göre, bu kiĢilerin öfkelerini kontrol edebiliyor olmaları da anlamlıdır. Sürekli öfke-öfke tarzları ile kiĢilik özellikleri, branĢ değiĢkenine göre incelendiğinde anlamlı farklar görülmektedir. Taekwondo branĢında 80 mücadele eden elit sporcuların, güreĢ branĢında mücadele edenlere göre içe yöneltilmiĢ öfkeleri ve dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri daha yüksektir. Taekwondo branĢı ile güreĢ branĢını oluĢturan örneklem grubu incelendiğinde, iki grubun da elit düzey sporculardan oluĢmasına rağmen; güreĢ branĢındakilerin milli takım kampındaki elit düzey sporculardan oluĢtuğu görülecektir. Bu anlamlı fark, milli sporcuların daha az içe yöneltilmiĢ ve dıĢa yöneltilmiĢ öfke düzeyine sahip oldukları Ģeklinde yorumlanabilir. YumuĢak baĢlılık/Geçimlilik faktöründe, branĢ değiĢkenine göre judo ve taekwondo branĢları arasında, judo branĢı lehine anlamlı bir fark vardır. Bu durum, judo branĢının genel amaçlarıyla açıklanabilir. „Ju‟, esneklik, kibarlık, nezaket anlamına gelmektedir. „Do‟ ise yol, prensip, düĢünce anlamını taĢır.141 Judonun kelime karĢılığı "nezaket yolu" veya "yol verme yolu" dur, "esneklik yolu", "uyum yolu", "bükülme yolu" Ģeklinde isimlendirildiği de olur.142 Judonun birinci prensibi kuvvete karĢı koymamak, rakibin kuvvetinden faydalanmaktır. Ġkinci prensip ise Ģiddet kullanmamaktır. 1882 yılında, Dr. Jigaro Kano tarafından temel ilkeleri tanımlanan judo, insana zarar vermeden, en az gayretle en fazla etki ve denge bozma prensiplerini kabul eder. Judonun öğretileri içinde sporcu, nazik, yumuĢak baĢlı, uyumlu, geçimli olmayı da öğrenir.143 Öz-denetim/sorumluluk faktörü açısından branĢlar arasında farklar vardır. GüreĢ ve judo branĢındakilerin, taekwondo branĢındaki sporculara göre öz-denetim/sorumluluk puanları yüksektir. GüreĢ ( ( =11.51) branĢındaki sporcuların, taekwondo ( =7.23) ve judo =4.95) branĢındaki sporculara göre branĢlarını yaptıkları süre daha uzundur. GeliĢime Açıklık faktörü açısından da judo ve güreĢ branĢları arasında, judocular lehine anlamlı bir fark bulunmuĢtur. Örneklem incelendiğinde, judocular 43 bayan ve 11 erkek sporcudan oluĢmaktadır. GüreĢ branĢında ise, 48 sporcunun hepsi erkektir. Bulgulara göre cinsiyet açısından, öfke ve kiĢilik 81 puanlarında tek fark geliĢime açıklık alanındadır. Bayan sporcular, erkek sporculara göre daha geliĢime açıktır. Anlamlı farkın da çok yüksek olmadığı düĢünüldüğünde, geliĢime açıklık faktörü açısından branĢlar arasındaki fark (p=.045) cinsiyet faktörüyle açıklanabilir. KiĢilik özellikleri, cinsiyet açısından karĢılaĢtırıldığında, geliĢime açıklık faktörü hariç diğer faktörlerde anlamlı farklılıklara rastlanmamıĢtır. GeliĢime açıklık faktöründeki bayanlar lehine olan fark, bayanların daha analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özelliklerine sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Yine sürekli öfke ve öfke ifade tarzları cinsiyet açısından incelendiğinde anlamlı farklılıklara rastlanmamaktadır. Öfke yaĢantıları her iki cinste de aynı Ģekildedir. Öfke değiĢkeni açısından elde edilen bulgular, yapılan diğer araĢtırmalarla da aynı yöndedir. OlmuĢ (2001) ergenler üzerinde yaptığı çalıĢmada cinsiyet açısından anlamlı bir farka rastlamamıĢtır.121,113 Gülveren (2008) de lise son sınıf öğrencilerinde cinsiyet açısından anlamlı bir farka rastlamamıĢ; 93 bu bulgunun yapılan baĢka araĢtırmalarla da desteklendiğini bildirmiĢtir. Ayrıca Akmaz (2009), eğitim yöneticileri üzerinde yaptığı çalıĢmada da aynı sonuca ulaĢmıĢtır.113 KiĢilik faktörleri ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları arasındaki iliĢki, yaĢ değiĢkeni açısından incelediğinde, öfke ve öfke ifade tarzlarında anlamlı düzeyde iliĢkilere rastlanmamıĢtır. Benzer Ģekilde Akmaz (2009)‟un eğitim yöneticileri üzerinde yaptığı araĢtırmasında da sürekli öfke ve öfke ifade tarzlarında yaĢ değiĢkeni açısından farklılık bulunmamıĢtır.113 KiĢilik faktörleri, yaĢ değiĢkeni açısından incelendiğinde ise, 22 ve üstü yaĢtaki sporcuların; 16-18 yaĢ aralığındaki sporculara göre öz-denetim/sorumluluk puanlarının daha yüksek olduğu görülecektir. 82 Bu araĢtırmada, öğrenim değiĢkeni açısından öfke ve öfke ifade tarzları incelendiğinde anlamlı farklar yoktur. Bu konuda yapılan bazı araĢtırmalarda farklı sonuçlar elde edilmiĢtir. Balkaya (2003)‟ün araĢtırmasında öğrenim düzeyi ile öfke yaĢantısı doğrusal artarken 83, Özkamalı (2005)‟in araĢtırmasında bu durum tam tersidir. Ġlk ve ortaokul mezunlarının sürekli öfke düzeyleri, lise ve üniversite mezunlarına göre daha yüksektir.123 Yine Yıldız (2008)‟in araĢtırmasında sürekli öfke ve öfke iç alt boyutlarında anlamlı farklar görülmezken öfke dıĢ ve öfke kontrol boyutlarında anlamlı farklar vardır. Öğrenim durumu lisans olanların öfke dıĢ puanları düĢük, öfke kontrolleri yüksektir.17 KiĢilik faktörlerinden özdenetim/sorumluluk faktörü öğrenim değiĢkenine göre incelendiğinde, lise mezunu, linans ve üstü düzeydeki sporcuların, ilköğretim mezunlarına göre puanlarının daha yüksek olması öğrenim sürecinin; öz-denetim ve sorumluluğu yüksek bireyler yetiĢmesi açısından önemini göstermektedir. Denebilir ki öğrenim süreci, günümüz toplumunda yaĢayan bireylerin, amaçlılığı, sorumluluk sahibi olması açısından en az yaĢ ve toplum içinde belli bir süre yaĢamıĢlığın getirdiği tecrübeler ve olgunlaĢma kadar önemlidir. Spor alanında da bu görülmektedir. Duygusal tutarsızlık faktöründe de öğrenim değiĢkeni açısından gruplar arasında anlamlı farklılıklar vardır. Ġlköğretim mezunları, lise mezunlarına göre daha hassas, duygusal, endiĢeli, incelendiğinde, gergin, ilköğretim dirençsiz, mezunlarıyla fevridirler. lisans ve Ancak bulgular üstü öğrenim düzeyindekiler arasında anlamlı bir fark bulunmamıĢtır. Yine de duygusal tutarsızlık puanlarının ortalamalarına bakıldığında lisans düzeyindeki sporcuların daha az duygusal tutarsızlık yaĢadıkları söylenebilir. 83 Sporcuların, ve annelerinin babalarının öğrenim durumu değiĢkenine göre öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri incelendiğinde anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır. Kızmaz (2004)‟ün, Hacettepe KiĢilik Envanteri (HKE) kulanarak, bireysel ve takım sporu yapan sporcuların kiĢilik özelliklerinin karĢılaĢtırdığı araĢtırmada sporcuların kiĢisel, sosyal ve genel uyum düzeylerine bakılmıĢ; anne ve baba öğrenim düzeyleri açısından anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır.138 Yine, Yentür (2004)‟ün HKE ile, milli takım düzeyindeki elit bayan sporcuların, kiĢilik yapılarıyla bedenlerini algılama düzeylerini karĢılaĢtırdığı araĢtırmada bayan sporcuların, babalarının öğrenim durumu ile kiĢisel uyumları arasında anlamlı farka rastlanmıĢtır. Sporcuların babalarının öğrenim düzeyleri arttıkça kiĢisel uyum puanları da yükselmektedir. Diğer alanlarda anlamlı farklara rastlanmamıĢtır.139 Sonuç olarak, kulanılan kiĢilik envanterlerinin farklılıkları göz önünde bulundurularak, bu araĢtırmada elde edilen bulguların literatürle paralellikler gösterdiği söylenebilir. Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri, sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıklarına iliĢkin değiĢkene göre incelendiğinde, sporcuların öfke ve öfke ifade tarzlarında anlamlı bir bulunmamıĢtır. Benzer Ģekilde Yıldız (2008)‟in, profesyonel, paf ve amatör liglerde oynayan 300 futbolcu üzerinde yaptığı çalıĢmada da, yıl değiĢkeni açısından sürekli rastlanmamıĢtır. 17 öfke ve öfke tarzlarında anlamlı bir farka KiĢilik özellikleri yıl değiĢkeni açısından incelendiğinde, kiĢilik faktörlerinden öz-denetim/sorumluluk faktörü açısından anlamlı farklar vardır. Lisanslı olarak bu sporu 4-6 yıl arası yapanlar ile 10 ve üstü süredir yapanların öz-denetim/sorumlulukları, 1-3 yıl arası yapanlar göre daha yüksektir. Yıl ve tecrübenin etkisiyle sporcuların öfke yaĢantıları açısından bir değiĢiklik olmadığı, ancak kiĢilik özellikleri açısından daha düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olarak 84 hareket etmeye baĢladıkları düĢünülebilir. Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri, sporcuların gelir düzeyleri açısından incelendiğinde anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır. Öfke yaĢantısının engellenmeyle iliĢkisi düĢünüldüğünde, ekonomik yetersizliklerin öfkeye neden olabileceği tahmin edilebilirdi. Ancak araĢtırma sonuçlarına göre gelir düzeyiyle öfke arasında bir iliĢkiye rastlanmamıĢtır. 85 6. SONUÇ Bu araĢtırmada bireysel spor yapan elit düzey sporcuların öfke düzeyleri ile kiĢilik özellikleri arasındaki iliĢki incelenmiĢtir. Sonuç olarak, öfke yaĢantısının kiĢilik özellikleriyle anlamlı düzeyde iliĢkileri vardır. DıĢadönük bireyler daha az bastırılmıĢ öfkeye sahip olmaktadırlar. YumuĢak baĢlı/geçimli, yani çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın bireylerin sürekli öfke düzeyleri düĢüktür. Aynı Ģekilde yumuĢak baĢlı/geçimli, elit düzey bireysel sporcular, daha az içe yöneltilmiĢ ve dıĢa yöneltilmiĢ öfkeye sahip olmakta; aynı zamanda da öfkelerini kontrol edebilmektedirler. Özdenetim/sorumluluk faktöründen yüksek puan alan; düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olan bireysel sporcular, daha az öfke duymakta; öfkelerini daha az içe ve dıĢa yöneltmekte ve ayrıca öfkelerini kontrol edebilmektedirler. Duygusal tutarsızlık faktöründen yüksek puan alan; hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri kiĢilik özelliklerine sahip kiĢilerin sürekli öfke düzeyleri; öfke içe ve öfke puanları yüksektir. Öfkelerini kontrol etmekte zorlanmaktadırlar. GeliĢime açıklık faktöründen yüksek puan alan, analitik düĢünceye sahip, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilerin sürekli öfke düzeyleri düĢüktür. Aynı zamanda öfkelerini de kontrol edebilmektedirler. Bireysel spor yapan elit düzey sporcuların öfke ve kiĢilik özelliklerinin, branĢ ve demografik özellikler açısından incelendiğinde anlamlı iliĢkiler vardır. Taekwondo branĢında mücadele eden elit sporcuların, güreĢ branĢında mücadele milli takım düzeyindeki sporculara 86 göre içe yöneltilmiĢ öfkeleri ve dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri daha yüksektir. judo branĢındaki milli takım düzeyindeki sporcular, taekwondo branĢındaki elit düzey sporculara göre daha yumuĢak baĢlı,geçimlidirler. GüreĢ ve judo branĢındaki sporcuların, taekwondo branĢındaki sporculara göre özdenetim/sorumluluk puanları yüksektir. Judo branĢındaki sporcuların, erkeklerden oluĢan, güreĢ branĢındakilere göre geliĢime açıklık puanları daha yüksektir. Cinsiyet açısından bakıldığında bayan sporcular, erkek sporculara göre daha geliĢime açıktırlar. Öfke ve öfke ifade tarzlarında ve diğer kiĢilik faktörlerinde, cinsiyet açısından anlamlı farklar yoktur. YaĢ değiĢkeni açısından incelendiğinde, 22 ve üstü yaĢtaki sporcuların; 16-18 yaĢ aralığındaki sporculara göre öz-denetim/sorumluluk puanları daha yüksektir. Diğer kiĢilik faktörleri ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları açısından bakıldığında, yaĢ değiĢkeni açısından anlamlı düzeyde iliĢki yoktur. Öğrenim değiĢkeni açısından öfke ve öfke ifade tarzları incelendiğinde anlamlı farklar yoktur. KiĢilik faktörlerinde ise öğrenim değiĢkeni açısından farklılıklar vardır. Lise mezunu olan sporcular ile, linans ve üstü düzeydeki sporcuların, ilköğretim mezunlarına göre özdenetim/sorumluluk puanları daha yüksektir. Aynı zamanda ilköğretim mezunlarının duygusal tutarsızlık puanları lise mezunlarına göre daha yüksektir. Sporcuların, annelerinin ve babalarının öğrenim durumu değiĢkenine göre öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinde anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır. Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri, sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıklarına iliĢkin değiĢkene göre incelendiğinde, sporcuların öfke ve öfke ifade tarzlarında anlamlı bir bulunmamıĢtır. KiĢilik özellikleri yıl değiĢkeni açısından incelendiğinde ise, kiĢilik faktörlerinden öz-denetim/sorumluluk faktörü açısından anlamlı farklar vardır. Lisanslı olarak bu sporu 4-6 yıl arası yapanlar ile 10 ve üstü süredir yapanların öz-denetim/sorumlulukları, 1-3 yıl arası yapanlar göre daha yüksektir. Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri, sporcuların gelir düzeyleri açısından incelendiğinde anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır. 87 Bütün bu veriler ıĢığında, kiĢiliğin oturmaya baĢladığı erken yaĢlarda sporcuların kiĢilik özellikleri saptanıp, belli davranıĢ örüntülerini sergileyenlerin nasıl bir öfke davranıĢı sergileyecekleri anlaĢılabilir. Bu durum özelllikle yapılan davranıĢların spor ahlakı açısından önem taĢıdığı spor ortamındaki uyum ve baĢarı süreci açısından önemlidir. Bellli kiĢilik özellikleri gösteren sporcuların uyum sürecine yardımcı olunabilir. Bireylerin, öfke yaĢantılarını fark etmelerine; hangi durum ve koĢullarda öfke yaĢadıklarını tanımlamalarına, öfkeleriyle baĢa çıkabilecek stratejiler geliĢtirmelerine yardımcı olabilecek, uzman kiĢiler eĢliğinde, öfke kontrol programlarına alınabilirler. Ayrıca, öfkenin sosyo-ekonomik parametrelerle iliĢkisini ortaya koymaya yönelik çalıĢmalar yapılmalıdır. Takım sporu yapan sporcularla bireysel spor yapan sporcuların kiĢilik özellikleri ve öfke yaĢantıları karĢılaĢtırılarak, aralarındaki benzerlik ve farklılıklar tespit edilebilir. Bu çalıĢmalar neticesinde antrenörler, spor yöneticileri ve spor öğretmenleri sporcular hakkında daha çok bilgiye sahip olarak, takım ve sporcuların baĢarı ve uyum düzeyinin yükselmesine yardımcı olabilirler. 88 ÖZET Bu çalıĢmada, bireysel mücadele sporundaki, elit düzey sporcuların kiĢilik özellikleri ile öfke düzeyleri arasındaki iliĢkiyi incelemek amacıyla; 2008-2009 sezonu Türkiye Ģampiyonası ve milli takım kamplarına katılan, tekvando, judo ve güreĢ branĢlarında yarıĢan, 16 yaĢ ve üstü, 174 sporcuya Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği ve BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri uygulanmıĢtır. Verilerin analiz ve hesaplanmasında Pearson momentler korelasyon katsayısı hesaplanmıĢ; t testi, kruskal wallis ve varyans analizi yapılmıĢtır. Tüm bu hesaplamaları yaparken SPSS 11,5 istatistik paket programı kullanılmıĢtır. Elde edilen bulgulara göre, beĢ faktör kiĢilik envanterinin faktörlerinden dıĢadönüklük ile içe yöneltilmiĢ öfke arasında ters yönde iliĢki vardır. YumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörüyle, öfke testinin sürekli öfke, öfke içe ve öfke dıĢa alt testleri arasında ters yönde; yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün, öfke kontrol boyutuyla arasında ise doğrusal, anlamlı iliĢki vardır. Yine aynı Ģekilde, öz-denetim/sorumluluk faktörünün sürekli öfke, öfke içe ve öfke dıĢa alt testleriyle ters yönde; öfke kontrol boyutuyla ise doğrusal, anlamlı iliĢkisi vardır. Duygusal tutarsızlık faktörünün sürekli öfke, öfke içe ve öfke dıĢa alt boyutlarıyla doğrusal; öfke kontrol alt testiyle ise ters yönlü iliĢkisi saptanmıĢtır. GeliĢime açıklık faktörüyle sürekli öfke alt testi arasında ters yönde; öfke kontol alt testiyle ile doğrusal, anlamlı iliĢkisi olduğu görülmüĢtür. 89 Sporcuların öfke ve kiĢilik özellikleri, branĢ ve demografik özellikler açısından incelendiğinde anlamlı iliĢkiler vardır. Anahtar Kelimeler: Sporcu, kiĢilik, öfke 90 ABSTRACT In this study, in order to examine the correlation between the personality traits and the anger levels of elite class sportsmen who do martial arts sports. The State-Trait Anger Style Scale and Five-Factor Personality Inventory was administered to a total of 174 athletes aged 16 and above who compete in the branches of taekwondo, judo and wrestling and have participated in the season 2008-2009 Turkey Championship and national team camps. In data analysis, the Pearson product-moment correlation coefficient has been estimated, the t-test, kruskal wallis and analysis of variance have been done. Version 11.5 of SPSS statistical package software is used while carrying out all these calculations. According to the findings obtained, there is negative correlation between extraversion, one of the factors of the Five-Factor Personality Inventory, and the inward-directed anger. Additionally, the amiability/compatibility factor (agreeableness) is negatively related with constant anger, inward anger and outward anger which are the sub-tests of the anger test; and the correlation between the amiability/ compatibility factor and the anger control dimension is a linear and significant. Also in the same way, the self-control/responsibility factor is negatively related with the sub-tests of constant anger, inward anger and outward anger; and has linear, significant relation with the anger control dimension. It has been established that the emotional insatiability (neuroticism) factor has a linear relation with the sub-dimensions of constant anger, inward anger 91 and outward anger; and has negative relation with anger control sub-tests. It is seen that the openness to development/experience factor is negatively related with the anger sub-test, while it has linear, significant relation with the anger control sub-tests. In terms of branch and demographic variables, there are significant relations. Key Words: Sportsmen, personality, anger 92 KAYNAKLAR 1. YaĢar V. Farklı Liselerde Öğrenim Görmekte Olan 16–18 YaĢ Grubundaki Öğrencilerin Denetim Odağı Düzeyleri Ġle Bazı KiĢilik Özelliklerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi; 2006. 2. Erikson E H. Ġnsanın Sekiz Çağı. ÜSTÜN T B, ġAR V (Çev). Ankara: Birey ve Toplum Yayıncılık; 1984. 3. Tomrukçu B. BeĢ Faktör KiĢilik Özellikleri Ġle ĠĢ Değerler arasındaki ĠliĢki Üzerine Bir Ġnceleme. Yüksek Lisans Tezi. EskiĢehir: Osman Gazi Üniversitesi; 2008. 4. Yazgan S. Öfke Kontrolü Ġle Tolerans Düzeyi Arasındaki ĠliĢki. Yüksek Lisans Tezi. Samsun: Ondokuzmayıs Üniversitesi; 2007. 5. Chaplin J P. Dictionary of Psychology. Second Revision Edition. USA. Dell Publishing; 1985. 6. Avcı R. ġiddet DavranıĢı Gösteren ve Göstermeyen Ergenlerin Ailelerinin Aile ĠĢlevleri, Öfke ve Öfke Ġfade Tarzları Açısından Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi; 2006. 7. Bıyık N. Üniversite Öğrencilerinin Yalnızlık Duygularının KiĢisel ve Sosyal Özellikleri, Öfke Eğilimleri Açısından Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi; 2004. 93 8. Feldman S. Robert. Social Psychology. Second Edition. PrenticeHall. International Limited: London; 1998. 9. Gianakos I. “Issues of Anger in the Workplace: Do Gender and Gender Role Matter?”. The Career Development Quarterly. 2002; 51: 155-171. 10. Cüceloğlu D. Ġnsan ve DavranıĢı. Ġstanbul: Remzi Kitabevi; 1991. 11. Eisenberg S, Delaney, D J. Psikolojik DanıĢma Süreci. Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi; 1998. 12. Ramirez J M, Andreu J M. Agression and Some Related Psychological Constructs ( Anger, Hostility and Impulsivity). Some Comments From a Research Project. Neuroscience and Biobehavioral Reviews. 2006; 30; 276-291. 13. Robbins P R. Anger, Interdisciplinary Aggression Approach. Jefferson, and Violence: An Carolina and North London: McFarland and Company inc., Publishers; 2000. 14. Akdoğan R. Öğrencilerinin Farklı Cinsiyet Öfke YaĢama Rollerine Sahip Üniversite ve Utangaçlık Biçimleri Düzeylerinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi; 2007. 15. Hasıl N, Erden G. Grubun KiĢilik Basketbol ve Voleybol Sporu Yapan Ġki ve Sosyo-Ekonomik Özelliklerinin KarĢılaĢtırılması. Hacettepe Üniversitesi. Ankara: Spor Bilimleri II. Ulusal Kongresi Bildiriler Kitabı; 1992; 337. 94 16. Kiper Ġ. Saldırganlık Türlerinin ÇeĢitli Ekonomik, Sosyal ve Akademik DeğiĢkenlerle ĠliĢkisi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: 1984. 17. Yıldız M. Farklı Liglerde Yer Alan Futbolcuların KiĢilik Tipleri Ġle Sürekli Öfke- Öfke Ġfade Tarzlarının Ġncelenmesi. Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi; 2008. 18. ErkuĢ A. Psikolojik Terimler Sözlüğü. Ankara: Doruk Yayınları; 1994. 19. Cüceloğlu D. Ġnsan ve DavranıĢı. Ġstanbul: Remzi Kitabevi; 1991. 20. Lawrence P A. Personality: Theory and Research. Singapore: John Wiley; 1993. 21. Efilti E. Orta Öğretim Kurumlarında Okuyan Öğrencilerin Saldırganlık, Denetm Odağı ve KiĢilik Özelliklerinin KarĢılaĢtırmalı Olarak Ġncelenmesi. Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi; 2006. 22. Burger J M. KiĢilik. Sarıoğlu Ġ D E (Çev). 1. Basım, Ġstanbul, Kaknüs yayınları, 2006. 23. Morgan J C. Psikolojiye GiriĢ. Sibel KarataĢ (Ed. ve Çev.). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Yayınları; 1995. 24. Köknel Ö. Kaygıdan Mutluluğa KiĢilik. Ġstanbul. Altın Kitabevi; 1997. 95 25. Kulaksızoğlu A. Ergenlik Psikolojisi. Ġstanbul: Remzi Kitabevi: 1999 26. Gençoğlu C. Üniversite Öğrencilerinin Ġyimserlik Düzeyleri Ġle KiĢilik Özellikleri Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi; 2006. 27. Schermerhon J R, Hunt J G, Osborn R N. Organizational Behaviour. 6. Edition. 1997. 28. ÇeribaĢ E. Yöneticilerin KiĢilik Özelliklerinin ĠĢ Etiğine Etkileri. Yüksek Lisans Tezi. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi; 2007. 29. Vural E. Ġlköğretim Okulu Öğretmenlerinin KiĢilik Özellikleri Ġle Okul Kültürü Algıları Arasındaki ĠliĢkinin Değerlendirilmesi (Kartal Ġlçesi Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Yeditepe Üniversitesi; 2007. 30. Cloninger S C. Theories of Personality Understanding Persons. 4. Edition. New Jersey: Person Prentice Hall. 2004. 31. Oğuz Y. Okul Müdürlerinin Demografik DeğiĢkenler ve KiĢilik Özellikleri Ġle ÇatıĢma Yönetimi Stili Tercihleri Arasındaki Farklılıklar ve ĠliĢkiler. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi; 2007. 32. Akdoğan T. SatıĢçıların KiĢilik Özellikleri ve SatıĢ Performansı ĠliĢkisi. YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi; 2003. 96 33. Güler B A. Yerel Yönetimlerde Reform Sorunu. Çağda Yerel Yönetimler. 2001; 10, 3, Temmuz. 34. Kentsu J. Okul Yöneticilerinin KiĢilik Özelliklerinin Örgütsel Etik Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Yeditepe Üniversitesi; 2007. 35. Zel U. KiĢilik ve Liderlik. 1. Baskı. Ankara: Seçkin Yayınları; 2001. 36. Özkalp E. (edi). DavranıĢ Bilimlerine GiriĢ. EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Yayınları; 1994. 37. Kültür Y Z. Ortaöğretim Kurumlarındaki Yöneticilerin Liderlik Stilleri ve KiĢilik Özelliklerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi; 2006. 38. Luthans F. Organizational Behavior. 10. Edition. McGraw-Hill, Inc; 2005. 39. BaĢaran Ġ. Örgütsel DavranıĢ: Ġnsanın Üretim Gücü. Ankara: Umut Yayım- Dağıtım; 2000. 40. Bacanlı H. Eğitim Psikolojisi. Ġstanbul: Alkım Yayınevi; 1997. 41. Hall C S, Lindzey G. Theories of Personality. New York: Third Edition; 1985. 97 42. Ceylan M. Stresle BaĢaçıkmada BiliĢsel Stratejilerin Kullanılmasında Cinsiyet ve KiĢilik DeğiĢkeninin Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Ġzmir: Ege Üniversitesi; 2005. 43. Carver C S, Michael F. S. Perspectives On Personality. 5. Edition. New York: Pearson Allyn and Bacon Inc. 2004. 44. Gregory R J. Psychological Testing History, Principles and Applications. 2. Edition. Boston: Allyn and Bacon. 1996. 45. Costa P T, McCrae R R. Personality in Adulthood: A Six-Year Longitudinal Study Of Self-Reports And Spouse Ratings On The NEO Personality Inventory. Journal of Personality and Social Psychology. 1988; 54, 853-863. 46. Digman J M. Personality Structure: Emergence Of The Five Factor Model. Annual Rewiew Of Psychology. 1990; 41, 417- 440. 47. Goldberg L R. An Alternative “ Description Of Personality” The Big-Five Factor Structure. Journal of Personality and Social Pschology. 1990; 59, 1216- 1229. 48. McCrae R R, Costa P T. Clinical Assessment Can Benefit From Recent Advances In Personality Psychology. American Psychologist. 1986; 41, 1001-1003. 49. McCrae R R, Costa P T. Validation Of The Five Factor Model Of Personality Across Instruments and Observes. Journal of Personality and Social Psychology. 1987; 52, 81-90. 98 50. McCrae R R, Costa P T, Busch C M. Evaulation Comprehensiveness In Personality Systems: The California QSet and The Five Factor Model. Journal of Personality. 1986; 54, 430- 446. 51. Noller P, Law H, Comrey A L. Cattel, Comrey andEysenck Personality Factors Compared: More Evidence For The Five Robust Factors. Journal of Personality and Social Psychology. 1987; 53, 775- 782. 52. Peabody D, Goldberg L R. Some Determinants of Factor Structures From Personality- Trait Descriptors. Personality and Social Psychology. 1989; 57, 557- 562. 53. Somer O. Türkçe’de KiĢilik Özelliği Tanımlayan Sıfatların Yapısı ve BeĢ Faktör Modeli. Türk Psikoloji Dergisi. 1998; 13 (42), 17-32. 54. Gunthert K C, Cohen L H, Armeli S. The Role of Neuroticism in Daily Stress and Coping. Journal of Personality and Social Pschology. 1999; 77, 1087- 1100. 55. Suls J, Green P, Hillis S. Emotional Reactivity to Everyday Problems, Affective Inertia, and Neuroticisim. Personality and Social Psychology Bulletin. 1998; 24, 127- 136. 56. Costa P T, McCrae R R. Four Ways Five Factors Are Basic. Personality and Individual Differences. 1992; 13 (6), 653-665. 99 57. Barrick M R, Mount M K. (1991). The Big Five Personality Dimentions and Job Performance: A Meta-Analysis. Personnel Pschology. 1991; 44 (1),1-26. 58. McCrae R R, Costa P T. Openness to Experience (Hogan, R. & Hones, W.H. Perspectives in Personality: A Research Annual). USA: JAI Press; 1985. 59. Demirkan S. Özel Sektördeki Yöneticilerin ve ÇalıĢanların Bağlanma Stilleri, Kontrol Odağı, Doyumu ve BeĢ Faktör KiĢilik Özelliklerinin AraĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi; 2006. 60. Costa P T, McCrae R R. Professional Manual for The NEO-PI-R. Odessa, FL: Psychological Assesment Resources. 1992. 61. Thoms P. The Relationship Between Self-efficacy For Participating In Self managed Work Groups And The Big Five Personality Dimensions. Journal of Organizational Behavior.1996; 17. 62. Feist G J. A Meta-Analysis of Personality in Scientific and Artistic Creativity. Personality and Social Psychology Review. 1998; 2, 290-309. 63. Friedman H S, Schustack M W. (1999). Personality: Classic Theories and Modern Research. USA: Allyn & Bacon; 1999. 64. McCrae R R, John O P. An Introduction to the Five Factor Model and Its Applications. Journal of Personality. 1992; 60, 175-215. 100 65. Barrick M R, Stewart G L, Piotrowski M. Personality and Job Performance: Test of the Mediating Effects of Motivation Among Sales Representatives. Journal of Applied Psychology. 2002; 87 (1), 43-51. 66. Berry D S, Hansen J S. Personality, Nonverbal Behavior, and Interaction Quality in Female Dyads. Journal of Personality and Social Pschology Bulletin. 2000; 26, 278- 292. 67. Cote S, Moskowitz D S. On The Dynamic Covaration Between Interpersonal Behavior and Affect. Journal of Personality and Social Pschology. 1998; 75, 1032-1046. 68. Jensen-Canpbell L A, Graziano W G. Agreeableness As a Moderator of Interpersonal Conflict. 2001; 69, 323-362. 69. Neuman GA, Wright J.Team Effectiveness: Beyond Skills and Cognitive Ability. Journal of Applied Psychology. 1999; 84 (3), 376-389. 70. Arthur W, Graziano W G. The Five-Factor Model, Conscientiousness, and Driving Accident Involvement. Journal of Personality. 1996; 64, 593-618. 71. Uluçınar A. Yöneticilerin KiĢisel DavranıĢ Farklılıklarının Analizi. 1. Basım. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi Yayınları; 1992. 72. Çakır Ġ. KiĢilik Tiplerinin Takım Performansına Etkisi. Yüksek Lisans Tezi . EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi; 2000. 101 73. Aytaç S. Ġnsanı Anlama Çabası. Bursa: Ezgi Kitabevi. 2000. 74. Mischel W. Introduction to Personality. 6. Edition. New York: Harcourt Brace College Publishers. 1999. 75. BaĢer E. Uygulamalı Spor Psikolojisi. Ġstanbul: Remzi Kitabevi; 1998. 76. TeĢneli Ö. Elit Seviyedeki DeğiĢik Spor BranĢlarının Fiziksel Benlik Algısı Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Sakarya: Sakarya Üniversitesi; 2007. 77. Tiryaki ġ. Spor Psikolojisi: Kavramlar, Kuramlar ve Uygulama. Ankara: Eylül Kitabevi; 2000. 78. Çoknaz H. Takım Ve Bireysel Spor Antrenörlerinin ĠĢ Doyumu Düzeylerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Bolu: Abant Ġzzettin Baysal Üniversitesi; 1998. 79. BaĢer E. Uygulamalı Spor Psikolojisi. Ankara: Bagırgan Yayınevi; 1998. 80. Kat H. Bireysel Sporcularla Takım Sporcularının Stres Düzeyleri Ve Problem Çözme Becerilerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi; 2009. 81. TDK, Türk Dil Kurumu Sözlüğü. 2009; http://www.tdk.org.tr. 82. Kısaç Ġ. Üniversite Öğrencilerinin Bazı DeğiĢkenlere Göre Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Biçimi Düzeyleri. Gazi Üniversitesi 102 Mesleki Eğitim Fakültesi. Mesleki Eğitim Dergisi. 1999; 1(1): 63-74. Ocak. 83. Balkaya F, ġahin H, N. Çok Boyutlu Öfke Ölçeği. Türk Psikiyatri Dergisi. 2003; (14/3) 192-202. 84. Golden B. How to Help Children and Teens Manage Their Anger. New York. Oxford University Pres; 2003. 85. Budak S. Psikoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları; 2000. s:565. 86. Kennedy H G. Anger and Irritability. British Journal of Psychiarty. 1992. 87. Biaggio M K. Sex differences in behavioral reactions to provocation of anger. Psychological Reports. 1989; 64, 23-26. 88. Soykan Ç. Öfke ve Öfke Yönetimi. Kriz Dergisi. 2003; 11(2); 1927. 89. Lerner H G. The Dance of Anger. New York: Harper ve Row Publishers, Inc.; 1989. 90. Kasatura Ġ. Heyecansal Kontrol. Ġstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi; 2003. 91. Penn Joseph V , Esposito Christianne L, Schaeffer Leah F, Fritz Gregory K, Spirito A. Suicide Atempt and Self-Mutilative Behaviourin a Juvenile Correctional Facility. Journal of the 103 American Academy of Child and Adolescent Psychiatry. 2003; 42 (7): 762-770. 92. Özer A K. Sürekli Öfke (SL-Öfke) ve Öfke Ġfade Tarzı (Öfke-Tarz) Ölçekleri Ön ÇalıĢması. Türk Psikoloji Dergisi. 1994; Cilt:9, Sayı: 31, S:26-35. 93. Gülveren H. Lise Son Sınıf Öğrencilerinde Ġç-DıĢ Kontrol Odağı, Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle Zeka Arasındaki ĠliĢkinin AraĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Maltepe Üniversitesi; 2008. 94. Averill J R. Studies on Anger and Aggression: Implications for Theories of Emotion. American Psychologist. 1983; 1145-1160. 95. DanıĢık N. Ergenlerin Sürekli Öfke-Öfke Ġfade Tarzları Ġle Problem Çözme Becerileri Arasındaki ĠliĢki. Yüksek Lisans Tezi. Bolu: Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi; 2005. 96. Soyadın Z S. Orta Öğretim Öğrencilerinin Öfke Ġfade Tarzları ile Mizah Tarzları Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Mersin: Mersin Üniversitesi; 2007. 97. Özmen A. Öfke: Kuramsal YaklaĢımlar ve Bireylerde Öfkenin Ortaya Çıkmasına Neden Olan Etmenler. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi. 2006; Cilt:39, sayı:1, S: 39-56. 98. Deffenbacher J L, Lynch R S, Oetting E R, Kemper CC. Anger Reduction in Early Adolescents. Journal of Counseling Psychology. 1996; 43, 149-157. 104 99. Eggert L L. Aggression Anger and Management Violence. for Bloomington, Youth:Stemming Indiana: National Educational Service; 1994. 100. Kashani J H. Psychiatric Inpatient Children’s Family Perceptions and Anger Expression. Journal of Emotional and Behavioral Disorders. 1995; 3, issue: 1. 101. ġahin N H. Öfke: O Sizi Kontrol Edeceğine Siz Onu Kontrol Edin. Türk Psikoloji Bülteni. 1997; Cilt:3, Sayı7,ss.79-85. 102. Kısaç Ġ. Üniversite Öğrencilerinin Bazı DeğiĢkenlere Göre Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Biçimi Düzeyleri. YayımlanmamıĢ Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi; 1997. 103. Köknel Ö. Kaygıdan Mutluluğa KiĢilik. Ġstanbul. Altın Kitabevi; 2005. 104. BaltaĢ A, BaltaĢ Z. Stres ve BaĢa Çıkma Yolları. Ankara: Remzi Kitabevi; 1999. 105. Kılıçarslan Ġ. Lise Öğrencilerinin Öfke ve Öfke Ġfade Düzeylerini Bazı DeğiĢkenler Açısından Ġncelenmesi. YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi; 2000. 106. Koçak E. Ergenlerde Yalnızlığın Yordayıcısı Olarak Benlik Saygısı ve Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzlarının Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniveristesi; 2008. 105 107. Akdeniz M. Öfke Kontrolü Eğitiminin Lise Öğrencilerinin Öfke Kontrolü Becerilerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi; 2007. 108. Harmon-Jones E, Allen J J B. Anger and Frontal Brain Activity: Eec Asymmetry Consistent With Approach Motivation Despite Negative Affective Valence. Journal of Personality and Social Psychology. 1998; 74, 1310-1316. 109. Gençtan E. Normal ve Normal DıĢı DavranıĢlar. Ġstanbul: Evrim Matbaacılık; 1998. 110. Geçtan E. Psikanaliz ve Sonrası. Ġstanbul: Metis Yayınları; 2004. 111. Edmonson B C, Conger J C. A Review of Treatment Efficacy For Individuals With Anger Problems: Conceptual, Assesment and Methodological Issues. Clinical Psychology Review. 1996; 16.3, 251-275. 112. Fiyakalı N C. Anne-Babası BoĢanmıĢ ve BoĢanmamıĢ Lise Öğrencilerinin Sürekli Öfke Düzeyleri ve Öfke Ġfade Tarzlarının Bazı DeğiĢkenler Açısından KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Denizli: Pamukkale Üniversitesi; 2008. 113. Akmaz N. Eğitim Yöneticilerinin Bağlanma Stilleri ve Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzları Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Yeditepe Üniversitesi; 2009. 114. Corey M S. Psikolojik DanıĢma, Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları. Ankara: Mentis Yayıncılık; 2005. 106 115. Çelik F. Orta Öğretim Öğrencilerinin Okula YabancılaĢma Düzeylerinin Bazı DeğiĢkenler Açısından Ġncelenmesi. YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi; 2005. 116. Wagner P, Fletcer C, Gramzov R. Shamed Into Anger? The Relation Of Shame and Guilt To Anger and Self Reported Aggresion, Journal Of Personality and Social Psychology. 1992; (62/4) 669-675. 117. Baygöl E. Ergenin Öfke Tepkilerinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi; 1997. 118. Okman S C. Ergenlik Döneminde Öfke Ġfade Tarzlarının Kendilik Ġmgesi Bağlamında Ġncelenmesi. YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi; 1999. 119. Coles C J, Greene, A F, Braithwaite H O. The Relationship Between Personality, Anger Expression And Perceived Family Control Among Incarcerated Male Juveniles. Adolescence. 2002; 37, 146, 395- 410. 120. Çelik Ġ. Öfke Tetikleyicileri Ölçeği (Bir Geçerlik ve Güvenirlik ÇalıĢması). Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi; 2003. 121. OlmuĢ Ö G. Ergenlerin, Aile Ġçi Psikolojik Örüntülere Göre Sürekli Öfke ve Öfke Tarzlarının Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi; 2001. 107 122. Boman P. Gender Differences in School Anger. International Education Journal. 2003; (4/ 2) 71–76. 123. Özkamalı E. 20–30 YaĢ Grubu Bireylerin Öğrenim Düzeylerine Göre Öfke Düzeyleri ve Öfke Ġfade Tarzları. Yüksek Lisans Tezi. Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi; 2005. 124. Kuruoğlu D S. Üniversite Öğrencilerinin Sürekli Öfke Düzeyleri, Öfke Ġfade Arasındaki Tarzları ĠliĢki. Ġle Yüksek Obsesif Lisans Kompulsif Tezi. Semptomları Ġstanbul: Maltepe Üniversitesi; 2009. 125. Kuru E. Farklı Statüdeki Beden Eğitimi Bölümü Öğrencilerinin KiĢilik Özellikleri. G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. 2003; Cilt 23, Sayı 1 175-191. 126. Morgan W P. The Trait Psychology Controversy. Research Quarterly for Exercise and Sport; 1980. 127. Tosunoğlu F. Orta Öğretimde Okuyan Takım Sporları ile UğraĢan Sporcu Öğrencilerin Spor BranĢlarına Göre KiĢilik Özelliklerinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi; 2008. 128. Ogilvie B C. Psychological Cansistencies Within The Personality Of High-level Competitors. Journal of the american medical association. 1968; 205(4) 780-786. 108 129. Fletcher R, Dowell L. Selected Presonality Characteristics of High School Athletes and Nonathletes. Journal of Psychology. 1971; 77, 39-41. 130. Geron E, Furst D, Rotsten P. Personality of Athletes Participation in Various Sports. International Journal of Sport Psychology; 1986. 131. Güven Ö. Minder GüreĢini Seçenlerin Tercihinde Rol Oynayan PsiĢik Özellikler. Doktora Tezi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi; 1988. 132. Koruç Z, Bayar P. MMPI ile Sporcuların KiĢiliklerinin AraĢtırılması. Spor Bilimleri Bülteni. 1990; (1), 2, 21-25. 133. Koruç Z. Bayan Milli Voleybol Takımının KiĢilik Örüntüleri. Voleybol Bilim ve Teknoloji Dergisi. 1994; (1/1), 29–34. 134. Yakupoğlu S. Kapalı ve Açık Beceri Gerektiren Bireysel Spor Dallarındaki KiĢilik Özelliklerinin AraĢtırılması. I.Uluslararası Spor Psikolojisi Sempozyumu. Mersin; 1997. 135. Güler M. Artistik Cimnastikle Ġlgilenen Elit Sporcuların KiĢilik Yapısı. Yüksek Lisans Tezi. Bolu: Abant Ġzzettin Baysal Üniversitesi; 2005. 136. Bayar P, Koruç Z. Atletizmde Atıcıların KiĢilik Özellikleri. Mersin 1. Uluslararası Spor Psikolojisi Sempozyumu Bildiriler Kitabı; 1997, PP 42-43. 109 137. Somer O, Korkmaz M, Tatar A. Kuramdan Uygulamaya BeĢ Faktör KiĢilik Modeli ve BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri (5FKE). Ege Üniversitesi Basımevi. Bornova, Ġzmir; 2004. 138. Kızmaz M. Bireysel ve Takım Sporu Yapan Sporcuların KiĢilik Özelliklerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi; 2004. 139. Yentür J. Milli Takım Düzeyindeki Elit Bayan Sporcuların, KiĢilik Yapılarıyla Bedenlerini Algılama Düzeylerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi; 2004. 140. Zekioğlu A, Tatar A (2006). Ünversitede Eğitim Gören Futbolcuların Empatik Becerlerinin KiĢilik Özellikleriyle KarĢılaĢtırılması. SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi. 2006; IV (4) 135-138. 141. Kapan H. Judo. Bursa: Marmara Kitabevi; 1993. 142. Judo. 2010. http://tr.wikipedia.org/wiki/Judo. 143. Balcı ġ. Genç Erkek Türk Milli Judo (16-19 YaĢ) Takımının Bazı Antropometrik Özelliklerinin Ölçümü Ve Somatotiplerinin Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniveristesi; 2002. 110 EK 1 KĠġĠSEL BĠLGĠ FORMU KiĢisel bilgilerinizi içeren bu form, sporcuların öfke düzeyleri ve kiĢilik özellikleri arasındaki iliĢkinin incelendiği araĢtırmada kullanılacaktır. Özkan ZENGĠN 1. BranĢınız: 2. Cinsiyetiniz: K( ) E( ) 4. Öğrenim durumunuz: Ġlkokul( ) 3. YaĢınız: Ortaokul( ) Yüksekokul/Fakülte( ) 5. Annenizin öğrenim durumu: Ġlkokul( ) Ortaokul( ) Yüksekokul/Fakülte( ) 6. Babanızın öğrenim durumu : Ġlkokul( ) Ortaokul( ) Yüksekokul/Fakülte( ) Lise( ) Lisansüstü( ) Lise( ) Lisansüstü( ) Lise( ) Lisansüstü( ) 7. Kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yapıyorsunuz: 8. Gelir düzeyiniz: 500-1000 YTL arası ( ) 1001-2000 YTL arası( ) 2001-3000 YTL arası( ) 3001 YTL ve üstü ( ) 111 EK 2 4.Tümüyle 3.Oldukça 2.Biraz 1.Hiç DURUMLUK – SÜREKLİ ÖFKE ÖLÇEĞİ YÖNERGE: Aşağıda kişilerin kendilerine ait duygularını anlatırken kullandıkları bir takım ifadeler verilmiştir. Her ifadeyi okuyun, sonra da genel olarak nasıl hissettiğinizi düşünün sizi en iyi tanımlayan bölüme (X) işareti koyun. Doğru ya da yanlış cevap yoktur. Herhangi bir ifadenin üzerinde fazla zaman sarf etmeksizin genel olarak nasıl hissettiğinizi gösteren cevabı işaretleyin. Sizi Ne Kadar Tanımlıyor? 1.Çabuk parlarım. 2.Kızgın mizaçlıyımdır. 3.Öfkesi burnunda bir insanım. 4.Başkalarının hataları, yaptığım işi yavaşlatınca kızarım. 5.Yaptığım iyi bir işten sonra takdir edilmemek canımı sıkar. 6.Öfkelenince kontrolümü kaybederim. 7.Öfkelendiğimde ağzıma geleni söylerim. 8.Başkalarının önünde eleştirilmek beni çok hiddetlendirir. 9.Engellendiğimde içimden birilerine vurmak gelir. 10.Yaptığım iyi bir iş kötü değerlendirildiğinde çılgına dönerim. YÖNERGE: Herkes zaman zaman kızgınlık veya öfke duyabilir. Ancak, kişilerin öfke duygularıyla ilgili tepkileri farklıdır. Aşağıda, kişilerin öfke ve kızgınlık tepkilerini tanımlarken kullandıkları ifadeleri göreceksiniz. Her bir ifadeyi okuyun ve öfke, kızgınlık duyduğunuzda ne yaptığınızı düşünerek o ifadenin yanına (X) işaretini koyun. 4.Tümüyle 3.Oldukça 2.Biraz Sizi Ne Kadar Tanımlıyor? 1.Hiç ÖFKELENDİĞİMDE VEYA KIZDIĞIMDA…… 112 11.Öfkemi kontrol ederim. 12.Kızgınlığımı gösteririm. 13.Öfkemi içime atarım. 14.Başkalarına karşı sabırlıyımdır. 15.Somurtur ya da surat asarım. 16.İnsanlardan uzak dururum. 17.Başkalarına iğneli sözler söylerim. 18.Soğukkanlılığımı korurum. 19.Kapıları çarpmak gibi şeyler yaparım. 20.İçin için köpürürüm ama gösteremem. 21.Davranışlarımı kontrol ederim. 22.Başkalarıyla tartışırım. 23.İçimde kimseye söyleyemediğim kinler beslerim. 24.Beni çileden çıkaran her neyse saldırırım. 25.Öfkem kontrolden çıkmadan kendimi durdurabilirim. 26.Gizliden gizliye insanları epeyce eleştiririm. 27.Belli ettiğimden daha öfkeliyimdir. 28.Çoğu kimseye kıyasla daha çabuk sakinleşirim. 29.Kötü şeyler söylerim. 30.Hoşgörülü ve anlayışlı olmaya çalışırım. 31.İçimden insanların fark ettiğinden daha fazla sinirlenirim. 32.Sinirlerime hakim olamam. 33.Beni sinirlendirene, ne hissettiğimi söylerim. 34.Kızgınlık duygularımı kontrol ederim. 113 EK 3 BEŞ FAKTÖR KİŞİLİK ENVANTERİ Aşağıda insanların bazı özelliklerini tanımlayan cümleler verilmiştir. Lütfen dikkatlice okuyarak her ifadenin sizi tanımlamakta ne derece uygun olduğunu belirten seçeneklerden bir tanesini işaretleyiniz. Eğer cümle sizi tanımlamakta; Tamamen Uygunsa baş harfleri olan "TU" yu TU BU ? PUD HUD baş harfleri olan "BU" yu TU BU ? PUD HUD Pek Uygun Değilse baş harfleri olan "PUD" yi TU BU ? PUD HUD Hiç Uygun Değilse baş harfleri olan "HUD" yi TU BU ? PUD HUD Biraz Uygunsa daire içine alın. Eğer hiç bir seçenek size uymuyorsa veya kararsızsanız “ ? ” ni daire içine alınız. Lütfen karar vermekte çok zorlanmadığınız sürece soru işaretini ( ? ) kullanmayınız. Bu anketteki hiç bir sorunun doğru ya da yanlış cevabı yoktur. Bizim için önemli olan sizin samimi görüşünüzü almaktır. Lütfen cevaplarınızı genel halinize göre, çoğunlukla nasıl olduğunuzu düşünerek veriniz. Ayrıca olmak istediğinize göre değil, şu anda kendinizi nasıl görüyorsanız ona göre cevaplayınız. Tamamen Uygun TU Biraz Uygun BU Kararsız ? Pek Uygun Değil PUD 1. Yüksek sesle konuşurum. TU BU ? PUD HUD 13. İnsanlara acı konuşurum. 2. Bağışlayıp unutmaya çalışırım. 3. Çılgın hayallere dalmaktan hoşlanırım. 4. Kin tutarım. TU BU ? PUD HUD 14. Çoğu insanla iyi geçinirim. TU BU ? PUD HUD 15. Değişiklik fikrinden hoşlanmam. TU BU ? PUD HUD 16. Kolayca kızmam. 5. Yeni şeylere başlamayı severim. 6. Değişikliklerden hoşlanmam. 7. Otoriteye saygı duyarım. TU BU ? PUD HUD 17. Derin umutsuzluklara kapılırım. TU BU ? PUD HUD 18. Çılgın fikirlerden rahatsız olmam. TU BU ? PUD HUD 19. Yönetmek isterim. 8. Benden beklenenden fazlasını yaparım. 9. Başkalarıyla pek ilgilenmem. 10. Kolayca uyum sağlarım. 11. Coşkulu bir grupta olmaktan hoşlanırım. 12. Başkalarını bağışlamakta güçlük çekerim. TU BU ? PUD HUD 20. Başkalarının göremediği güzellikleri farkederim. TU BU ? PUD HUD 21. Herşeyi sorun haline getiririm. TU BU ? PUD HUD 22. Konsantre olamam. TU BU ? PUD HUD 23. Herşeyi son dakikada yaparım. TU BU ? PUD HUD 24. Çalışırken sıklıkla canım sıkılır. Hiç Uygun Değil HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD 114 Tamamen Uygun TU Biraz Uygun BU Kararsız ? 25. Konuşkan bir insanım. TU BU ? PUD HUD 26. Hata yapmamaya dikkat TU BU ? PUD HUD ederim. 27. Beklenmedik şeyler TU BU ? PUD HUD yaparım. 28. Zamanımı boşa harcarım. TU BU ? PUD HUD 29. Hemen korkarım. TU BU ? PUD HUD 30. Her yerde tehlike TU BU ? PUD HUD görürüm. 31. Telefonu birinin yüzüne TU BU ? PUD HUD kapatmışlığım vardır. 32. Çekingen bir insanım. TU BU ? PUD HUD 33. Geçmiş hatalarımı TU BU ? PUD HUD düşünerek zaman harcarım. 34. Çılgın şeyler yaparım. TU BU ? PUD HUD 35. Tek bir doğru din TU BU ? PUD HUD olduğuna inanırım. 36. Hiç yemek yemem. TU BU ? PUD HUD 37. Dedikodu yaparım. 38. Başkalarına tepeden bakarım. 39. Kendimi olduğumdan daha aşağıda görürüm. 40. Neyi, neden yaptığımı daima bilirim. 41. Emirlere uyarım. 42. Ailem ve arkadaşlarımla sık sık tartışırım. 43. Nazik konuşmalarla zaman kaybetmem. 44. Girişken bir insanım. 45. Sosyal ortamlarda başarılıyımdır. 46. Kendimden çok başkalarını överim. 47. Öküz altında buzağı arayan biriyim. 48. Müziği severim. 49. Herşeyin mükemmel bir şekilde sonuçlanmasını isterim. TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD Pek Uygun Değil PUD Hiç Uygun Değil HUD TU 50. Konserleri sevmem. 51. Ruh halime göre hareket TU ederim. TU 52. Çocuksu sevinçlerimi dışa vururum. 53. Olayların altında ezilirim.TU 54. Her şeye endişelenirim. TU TU 55. Başkalarını memnun etmek isterim. 56. Bana eşlik edilmesinden TU hoşlanmam. TU 57. Disiplinli bir insanım. TU 58. Bir şeylerin kötü sonuçlanacağını düşünürüm. 59. Kurallara aldırış etmem. TU 60. Başkalarının endişelerini TU gidermeye çalışırım. TU 61. Hayatımın bir yönü olmadığını hissediyorum. TU 62. Kolayca gücenirim. TU 63. Kendimle ilgili olumlu düşüncelerim vardır. 64. İşlerimi tamamlamadan TU bırakırım. TU 65. Rekabetten çok işbirliğine önem veririm. TU 66. Macera ararım. TU 67. Şiddetli arzularımı kontrol edebilirim. TU 68. Yapacağım işlerin listesini çıkarırım. 69. Çeşitlilikten hoşlanırım. TU 70. Hiç okula gitmedim. BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD 71. Kendimi kolayca tehdit altında hissederim. 72. Başkalarıyla yazışmayı sevmem. 73. Eleştiriye açığımdır. 74. Hayal kırıklıklarımın acısını başkalarından çıkarırım. TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD 115 Tamamen Uygun TU Biraz Uygun BU 75. Moralim çabuk bozulur. 76. Fırsatını buldum mu gösteriş yaparım. 77. Olaylara yeni bir bakış açısı getiririm. 78. Duygusal davranan insanları anlayamam. 79. Problemlerimin içinde kaybolurum. 80. Az konuşurum. 81. Her zaman göründüğüm gibi değilimdir. 82 Geleneklerin önemine inanırım. 83. İleriye dönük plan yapmayı severim. 84. Kalabalıktan hoşlanmam. 85. Kolay kolay hayal kırıklığına uğramam. 86. Duygularımı yoğun yaşarım. 87. Farklı düşünen insanları anlarım. 88. Asla öfkelenmem. 89. En ufak bir kışkırtmada gülerim. 90. Düşünmeye iten filmleri severim. 91. Hoşnutluğumu gösteririm. 92. Başkalarını düşünürüm. 93. Arkadaşlarımı güldürürüm. 94. İşleri planlayarak yaparım. 95. Herşeyin iyi olacağına inanırım. 96. Cesaretim çabuk kırılır. 97. Herkesin gittiği yoldan giderim. 98. Kolayca huzursuz olurum. Kararsız ? TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD Pek Uygun Değil PUD Hiç Uygun Değil HUD 99. Harekete bayılırım. 100. Eleştirileri kızmadan kabul edebilirim. 101. Olaylara yalnız tek bir açıdan bakarım. 102. Gülünç işler yapmaya kolay ikna olurum. 103. Başkalarının onayına ihtiyaç duyarım. 104. Heyecana bayılırım. 105. Hiçbir şey yapmadan etrafta dolanırım. 106. Güzel davranışları takdir ederim. 107. Düşüncelerimi hayata geçiremem. 108. İşleri hafife alırım. 109. Kendimle ilgili fazla bilgi vermem. 110. İnsanlara yardım etmeyi severim. 111. Farklılığı monotonluğa tercih ederim. 112. İnsanlara güvenirim. 113. Başkalarıyla ilgilenir gibi yaparım. 114. Kendi başıma vakit geçirmekten hoşlanırım. 115. Engellerin altından kolayca kalkarım. 116. Ayrıntılara dikkat ederim. 117. yi hazırlanmış olmayı severim. 118. Etrafımdaki insanları eğlendiririm. 119. Hayatın iyi yönlerini görürüm. 120. Çabucak telaşlanırım. 121. Kurallara sıkı sıkıya bağlıyımdır. 122. Olayları analiz etmeye çalışırım. TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD 116 Tamamen Uygun TU Biraz Uygun BU 123. Ruh halim çok sık değişir. 124. Hiçbir sınır tanımam. 125. Kendi fikirlerimi oluşturmak isterim. 126. Olayların komik yönlerini görürüm. 127. Almaktan çok veririm. 128. İnsanların beni anlamakta güçlük çektiğine inanıyorum. 129. Başladığım işi bitiririm. 130. Kahkahayla gülerim. 131. Vücut ağırlığım yüz elli Kararsız ? TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD kilonun altındadır. 132. İşlerimi ihmal ederim. 133. Kendimi anlamaya çalışırım. 134. Başkalarının duygularını hissederim. 135. Duygularımın altında ezilirim. 136. Tartışmaya açığımdır. 137. Kendimi geliştirmeye çalışırım. 138. Genellikle eşyaları yerine koymayı unuturum. 139. Fikirlerle doluyumdur. 140. Korunmaya ihtiyaç duyarım. 141. Amaçlarıma ulaşmak için sıkı çalışırım. 142. Sık sık içki içerim. 143. Dik kafalı ve inatçıyımdır. 144. Başkalarının duygularının farkına varmam. 145. Kolayca kendimi baskı altında hissederim. 146. Sessizlikten zevk alırım. 147. İlgi alanlarımın çabuk değiştiğini hissediyorum. TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD Pek Uygun Değil PUD 148. Göze göz dişe diş taraftarıyım. 149. İstenenin tersini yaparım. 150. Sosyal kurallara karşı koyarım. 151. Sürpriz partilere bayılırım. 152. İşimi düzgün yaparım. 153. Başkalarının gizli niyetleri olduğundan şüphelenirim. 154. Her zaman faalimdir. 155. Verdiğim sözü tutarım. 156. Başkalarının beni kullanmasına izin veririm. 157. Yeni şeyleri denerim. 158. Diğerlerine gerçekten ne düşündüğümü söylerim. 159. Toplantılarda değişik insanlarla konuşabilirim. 160. Kolayca etki altında kalırım. 161. Sivri dilliyim. 162. Olaylar arasında kolayca bağlantı kurabilirim. 163. Her zaman söylediğimi yapmam. 164. Gözüm kolayca korkar. 165. Yeni insanlarla tanışmak beni huzursuz eder. 166. Başkalarının fikirlerini sorgularım. 167. Tehlikeli şeyler yaparım. 168. Ağlama nöbetlerim vardır. 169. Vicdanımın sesini dinlerim. 170. Anlık fikirlerle hareket etmeyi severim. 171. Kendimle barışığım. 172. Başkalarının garip bulduğu şeyler yaparım. Hiç Uygun Değil HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD 117 Tamamen Uygun TU Biraz Uygun BU 173. Özürleri kolayca kabul ederim. 174. Okumaktan hoşlanırım. 175. Aynı anda birçok şeyi idare edebilirim. 176. Kendimden çok memnunum. 177. Randevularımı unuturum. 178. Çocukluğumda hiç ağlamadım. 179. Başkalarının ihtiyaçları beni ilgilendirmez. 180. Olayları anlamak isterim. 181. Yakalanmayacağımı bilsem dahi vergi kaçırmam. 182. Başkalarına çok fazla önem veririm. 183. Sabit fikirlerim vardır. 184. Tezgahtarlara nazik davranırım. 185. Kendime karşı her zaman dürüst değilimdir. 186. Başkaları için uğraşmaktan hoşlanmam. 187. Gürültücüyümdür. 188. Göze girmek için insanlara yaranırım. 189. Sürekli herşeyden vazgeçerim. 190. Borçlarımı zamanında öderim. 191. Yalnız kalmak isterim. 192. Kendimi birşeylere veremem. 193. En ufak ayrıntılara dikkat edilmesini isterim. 194. Başkalarının ihtiyaçlarını farkederim. 195. Herşeyin tam olarak doğru yapılmasını isterim. Kararsız ? TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD Pek Uygun Değil PUD Hiç Uygun Değil HUD TU BU ? PUD HUD 196. Önemli olduğuma inanırım. 197. Planları hayata geçiririm. TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD 198. Yabancı ortamlarda rahatımdır. 199. Başkaları hakkında çabuk TU BU ? PUD HUD hüküm veririm. TU BU ? PUD HUD 200. Sakinliğimi korurum. TU BU ? PUD HUD 201. Sürekli aynı şeyleri yapmaktan hoşlanmam. TU BU ? PUD HUD 202. Komşularla içli dışlı olmayı sevmem. 203. Hazır cevap biriyimdir. TU BU ? PUD HUD TU BU ? PUD HUD 204. Problemlerimi olduğundan büyük hale getiririm. TU BU ? PUD HUD 205. Sonradan pişman olacağım şeyler yaparım. TU BU ? PUD HUD 206. Riske girerim. TU BU ? PUD HUD 207. Tek başıma olmaktan zevk alırım. 208. Düzensizlikten rahatsız TU BU ? PUD HUD olmam. TU BU ? PUD HUD 209. Başka insanlarla arada mesafe bırakırım. TU BU ? PUD HUD 210. Genelde rahatımdır. TU BU ? PUD HUD 211. Bazen yalan söylemek zorunda kalırım. TU BU ? PUD HUD 212. Sakinleştirici bir etkim vardır. TU BU ? PUD HUD 213. İnsanları kolayca bağışlayabilirim. TU BU ? PUD HUD 214. Sanata ilgi duymam. TU BU ? PUD HUD 215. Yeni hiçbir şey söylemem. TU BU ? PUD HUD 216. Yalnız olmaktan hoşlanırım. TU BU ? PUD HUD 217. Tatmin edilmesi zor biriyim. 218. Uykum gelince uyumak TU BU ? PUD HUD isterim. 219. Sevdiğim insanlar vardır. TU BU ? PUD HUD 220. Hiç baş ağrısı yaşamadım. TU BU ? PUD HUD 118 ÖZGEÇMĠġ Adı : Özkan Soyadı : Zengin Doğum Yeri ve Tarihi : Ankara - 1977 Lisans : Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Lise ve Ortaokul : Çankaya Milli Piyango Anadolu Lisesi Ġlkokul : KurtuluĢ Ġlkokulu Yabancı Dili : Ġngilizce 119 TEġEKKÜR Bu araĢtırmada yardım ve katkıları için, baĢta tez danıĢmanım Yard. Doç. Dr. Mehmet GÜÇLÜ olmak üzere; kiĢilik testi konusundaki yardımı ve desteği için Yard. Doç. Dr. Arkun TATAR‟a teĢekkür ederim. Ayrıca yardım ve desteklerini esirgemeyen arkadaĢım Uzman Psikolog Okan ERER‟e ve yabancı dil konusundaki desteği için de arkadaĢım H. Koray Atak‟a çok teĢekkür ederim. Özkan ZENGĠN 120