tc gazġ ünġversġtesġ sağlık bġlġmlerġ enstġtüsü beden

Transkript

tc gazġ ünġversġtesġ sağlık bġlġmlerġ enstġtüsü beden
T.C.
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ
BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR ANABĠLĠM DALI
SPORDA PSĠKOSOSYAL ALANLAR BĠLĠM DALI
BĠREYSEL MÜCADELE SPORLARINDAKĠ (TAEKWONDO, JUDO,
GÜREġ) ELĠT SPORCULARIN KĠġĠLĠK ÖZELLĠKLERĠ ĠLE ÖFKE
DÜZEYLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN ĠNCELENMESĠ
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Özkan ZENGĠN
Tez DanıĢmanı
Yrd. Doç. Dr. Mehmet GÜÇLÜ
ANKARA 2010
ĠÇĠNDEKĠLER
Kabul ve Onay
ı
Ġçindekiler
ıı
Tablolar
vı
Önsöz
vııı
1. GĠRĠġ
1
2. GENEL BĠLGĠLER
4
2.1. KiĢilik
4
2.1.1. KiĢiliğe Etki Eden Faktörler
5
2.1.1.1. Biyolojik Faktörler
5
2.1.1.2. Çevresel Faktörler
6
2.1.1.3. Aile
7
2.1.1.4. Sosyo Kültürel Faktörler
7
2.1.1.5. Diğer Faktörler
8
2.1.2. KiĢilik Kuramları
9
2.1.2.1. Psikoanalitik Kuram
9
2.1.2.2. Ayırıcı Özellik YaklaĢımı
10
2.1.2.3. Biyolojik YaklaĢım
14
2.1.2.4. Ġnsancıl YaklaĢım
15
2.1.2.5. DavranıĢsal-Sosyal Öğrenme YaklaĢımı
16
2.1.2.6. BiliĢsel YaklaĢım
17
2.1.3. KiĢilik ve Spor
18
2.1.4. Bireysel Sporlar
19
ii
2.2.Öfke
19
2.2.1. Öfkenin Nedenleri
21
2.2.2. Öfkenin Düzeyleri
22
2.2.3. Öfkenin Belirtileri
23
2.2.4. Öfke ve Saldırganlık ĠliĢkisi
23
2.2.5. Öfkenin ĠĢlevleri
24
2.2.6. Öfke Ġle Ġlgili Kuramsal YaklaĢımlar
25
2.2.6.1. Biyolojik YaklaĢım
25
2.2.6.2. DavranıĢçı YaklaĢım
25
2.2.6.3. Psikoanalitik YaklaĢım
26
2.2.6.4. BiliĢsel YaklaĢım
27
2.2.6.5. Sosyal Öğrenme Kuramı
28
2.2.6.6. VaroluĢçu YaklaĢım
29
2.2.6.7. Gestalt YaklaĢımı
30
2.2.4. KiĢilik ve Öfkeyle Ġlgili Yapılan AraĢtırmalar
30
2.2.5. Spor Alanında Öfke ve KiĢilik Ġle Ġlgili AraĢtırmalar
38
3. GEREÇ ve YÖNTEM
46
3.1. AraĢtırma Modeli
46
3.2. AraĢtırma Örneklemi
46
3.3. Veri Toplama Araçları
46
3.3.1. KiĢisel Bilgi Formu
47
3.3.2. Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)
47
iii
3.3.3. BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri
49
3.4. Verilerin Analizi
50
4. BULGULAR
51
4.1. Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit
Sporcuların Demografik Bilgileri
51
4.2. Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit
Sporcuların Öfke Düzeyleri ve KiĢilik Özellikleri Arasındaki ĠliĢki 55
4.3. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin BranĢ
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
61
4.4. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Cinsiyet
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
64
4.5. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin YaĢ
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
68
4.6. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Öğrenim
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
70
4.7. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Annenin
Öğrenim Durumu DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
71
4.8. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Babanın
Öğrenim Durumu DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
73
4.9. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Yıl
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
74
4.10. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Gelir Düzeyi
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
75
5.TARTIġMA
76
6. SONUÇ
86
7. ÖZET
89
8. ABSTRACT
91
iv
9. KAYNAKLAR
93
10. EKLER
111
11. ÖZGEÇMĠġ
119
12. TEġEKKÜR
120
v
TABLOLAR
Tablo 1: Güvenirlik Katsayıları
49
Tablo 2: Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit Sporcuların
cinsiyet ve branĢlara göre dağılımı
51
Tablo 3: Sporcuların öğrenim durumu ve yaĢa göre dağılımı
52
Tablo 4: Sporcuların annelerinin öğrenim durumuna göre dağılımı
52
Tablo 5: Sporcuların babalarının öğrenim durumuna göre dağılımı
53
Tablo 6: Sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıkları
53
Tablo 7: Sporcuların gelir düzeyleri
54
Tablo 8: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik
Envanteri‟nin alt faktörleri arasındaki iliĢki
55
Tablo 9: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik
Envanteri‟nin alt faktörlerinin branĢ değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
62
Tablo 10: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin dıĢadönüklük faktörünün cinsiyete göre t-testi
sonuçları
64
Tablo 11: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün cinsiyete
göre t-testi sonuçları
64
Tablo 12: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin öz-denetim/sorumluluk faktörünün cinsiyete göre
t-testi sonuçları
65
Tablo 13: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin duygusal tutarsızlık faktörünün cinsiyete göre ttesti sonuçları
65
Tablo 14: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin geliĢime açıklık faktörünün cinsiyete göre t-testi
sonuçları
65
Tablo 15: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından sürekli öfke alt
boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları
66
Tablo 16: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutlarından öfke iç alt boyutunun cinsiyete göre t-testi
sonuçları
66
vi
Tablo 17: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutlarından öfke dıĢ alt boyutunun cinsiyete göre t-testi
sonuçları
67
Tablo 18: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutlarından öfke kontrol alt boyutunun cinsiyete göre t-testi
sonuçları
67
Tablo 19: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik
Enventeri‟nin alt faktörlerinin yaĢ değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
68
Tablo 20: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik
Enventeri‟nin alt faktörlerinin yaĢ değiĢkenine göre Kruskal Wallis sonuçları
69
Tablo 21: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin
öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
70
Tablo 22: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin
annenin öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
72
Tablo 23: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin
babanın öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
73
Tablo 24: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin yıl
değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
74
Tablo 25: SÖ-ÖTÖ‟nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin gelir
düzeyi değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
75
vii
ÖNSÖZ
Sporcular üzerinde yapılan bu çalıĢmada, öfke kavramının kiĢilik
özellikleriyle iliĢkisi incelenmiĢtir. Gerek spor ortamında gerekse diğer
alanlarda bireylerin öfkelerini kontrol edebilmeleri, duygularını daha
sağlıklı bir Ģekilde yaĢayıp davranıĢa dökebilmeleri, baĢarılı ve sağlıklı bir
ortamı
beraberinde
getirecektir.
Ayrıca
bireylerin
mutlulukları
ve
performanslarını iyi bir Ģekilde ortaya koyabilmeleri de kiĢilik özelliklerinin
tanınması ve bu özelliklere uygun alanlara yönelmeleriyle mümkündür. Bu
düĢüncelerle çalıĢma gerçekleĢtirilmiĢtir.
Özkan ZENGĠN
viii
1. GĠRĠġ
KiĢilik, tarihin ilk çağlarından beri açıklanmaya çalıĢılmıĢ ve farklı
tanımları olan bir konudur. KiĢilik, bir insanın bütün ilgilerinin, tutumlarının,
yeteneklerinin, konuĢma tarzının, dıĢ görünüĢünün ve çevreye uyum
biçiminin özelliklerini içeren bir terimdir. Bütün bu özellikler bireyde
kendine özgü ve ahenkli bir bütün oluĢturur ve kiĢilik adı altında onu diğer
bireylerden ayırıcı bir niteliğe bürünmüĢ olur.1 Bir baĢka
tanıma göre
kiĢilik, insan yapısının, duygusal durumunun, davranıĢ biçimlerinin,
ilgilerinin, yeteneklerinin ve diğer psikolojik özelliklerinin en karakteristik ve
orijinal bütünüdür.2,3
KiĢilik bir bütünse eğer, kiĢiliği oluĢturan ve davranıĢlara yön veren
duygular, bu bütünün en önemli parçaları olabilir. Diğer bir deyiĢle, kiĢiliğin
belki de en önemli bileĢeni olan duygular, bireylerin yaĢamına,
performansına, iliĢki düzeylerine yön vermektedir. Ayrıca bir çok
araĢtırmacı kiĢiliği tanımlarken duygularla ifade etmektedirler (öfkeli, neĢeli
gibi). Öfke de, mutluluk, neĢe, sıkıntı gibi temel duygulardan birisidir. Öfke,
insanların doğuĢtan sahip oldukları, onlara fiziksel ve ruhsal anlamda
varolmaları için rehberlik eden doğal bir duygudur. Öfkenin, bu yönüyle
insan yaĢamına önemli faydalar getirmesi yanında, insanlar için baĢka
bir takım olumsuzlukları da beraberinde getirdiği bilinmektedir. 4
Öfke kısaca, tehdit, engellenme, sözel saldırı, hayal kırıklığı ve
benzeri kiĢi için uyarıcı özellik taĢıyan durumlarda ortaya çıkan ve merkezi
sinir sisteminin güçlü Ģekilde tepki vermesi ile karakterize, anlık duygusal
bir tepki olarak tanımlanmaktadır.5,6
Bir baĢka tanıma göre, günlük
1
hayatımızda önemli yere sahip duygularımızdan birisi olan öfke, bireyin
planları, istek ve ihtiyaçları engellendiğinde ve haksızlık, adalet ve kendi
benliğine yönelik bir tehdit aldığında yaĢanan temel duygulardan biridir. 7
Evrensel bir duygu olmakla beraber her kültürde ve her bir insanda farklı
Ģekillerde yaĢanmaktadır. Bazı bireyler öfkelerini, bastırma veya içine atma,
yada kontrol etme Ģeklinde ifade ederken bazıları da dıĢa vurarak
gösterirler.8 Her ne Ģekilde ifade ediliyor olursa olsun bu duyguları harekete
geçiren birçok etken vardır. Bunların baĢında; bireyin istek ve ihtiyaçlarının
engellenmesi, haksızlık ve kendi benliğine yönelik bir tehdit algılama,
kendini yeterince güvende hissetmeme, yanlıĢ bilgilendirildiğini düĢünme,
baĢkaları
tarafından
kendisine
saygısızca
davranıldığını
hissetme,
uykusuzluk, kronik biçimde yorgun ve tükenmiĢ olma, onuru kırılmıĢ,
haklarına tecavüz edilmiĢ hissetme, kendisini anlamadığını düĢünüyor olma
gibi faktörler öfkeyi doğuran nedenler arasında sayılabilir.9 Öfke pek çok
araĢtırmacı tarafından, bireyin engellenme (frustration) karĢısında verdiği
duygusal bir tepki olarak tanımlanmaktadır.8,10,11,12,13,14
Sosyal bir varlık olan insanın içinde bulunduğu her çevrede,
bireyleri diğerlerinden farklı kılan kiĢilik özellikleri önemli birer faktördür.
Aynı durum doğal olarak, spor alanında da önemli bir etkendir. Günümüz
sporunda kiĢiliğin, baĢarı, uyum ve sporun diğer değerlerine etkisinin
önemi anlaĢılmıĢtır. Hasıl ve Erden (1992)‟de, çağdaĢ sporu baĢarıya
götüren özellikler, sporcunun yetenekleri ile birlikte, psikolojik durumu,
kiĢiliği ve çevresel etkenlerin uygun ortam yaratması olarak ifade edilmiĢtir.
Spor alanında baĢarıya ulaĢmada önemli etkenlerin içinde sayılabilecek
özelliklerden
birinin
de
sporcunun
kiĢilik
özelliklerinin
olabileceği
düĢünülmektedir.15
2
Sporcunun baĢarı ve uyumu açısından kiĢilik özelliklerinin etkisi
yadsınamaz. Bu durumda bir bütün olan kiĢiliğin en önemli bileĢenlerinden
olan duygular ve dolayısıyla öfke de, bireysel farklılıklar açısından
önemlidir. Öfkeyle ilgili tanımlarda görüldüğü gibi özellikle engellenme
kavramı göze çarpmaktadır. Spor ortamında engellenmenin sıkça
yaĢanıldığı düĢünüldüğünde öfke duygusunun yaĢanılması ve performansı
etkilemesi ve hatta sporcunun saldırgan davranıĢlarda bulunma olasılığı
oldukça yüksektir. Hatta, sosyal psikoloji alanında yapılan birçok
araĢtırmada
saldırgan
davranıĢlar,
deneysel
bir
ortamda
gerçekleĢtirilirken; sportif ortam bu davranıĢın ortaya çıkmasında, doğal bir
ortam olma özelliğine sahiptir.16 Rakiple direkt mücadeleye girilen boks,
güreĢ, judo, taekwondo gibi bireysel mücadele sporlarında rakibin, amaca
yönelik bir hareketi sürekli engellemeye çalıĢması söz konusudur. Ayrıca
sportif ortam saldırgan davranıĢın model olarak alınması ve taklit edilmesi,
daha doğru bir ifadeyle öğrenilmesi için de uygun bir ortamdır.17
Bu çalıĢmanın amacı, bireysel mücadele sporlarındaki (taekwondo,
judo, güreĢ) elit sporcuların kiĢilik özellikleri ile öfke düzeyleri arasındaki
iliĢkinin incelenmesidir. ÇalıĢmanın, öfkenin nedenlerini ve etkenlerini
belirlemede; öfke içeren davranıĢların önüne geçmede veya kontrol altına
alınmasında faydalı olacağı düĢünülmektedir. Bu doğrultuda, bireysel
olarak spor yapan elit düzey sporcuların kiĢilik özellikleri ile sürekli öfke
düzeylerinin ve öfke tarzlarının iliĢkisi; ve kiĢilik özellikleri ile demografik
özelliklerinin,
sürekli
öfke
düzeylerinin
ve
öfke
tarzlarının
iliĢkisi
araĢtırılmıĢtır.
3
2. GENEL BĠLGĠLER
2.1. KiĢilik
KiĢilik, bir insanı baĢkalarından ayıran biliĢsel, duygusal ve
davranıĢsal özelliklerin tümüdür.18 Cüceloğlu (1991)‟te ise kiĢilik, bireyin iç
ve dıĢ çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici, tutarlı ve
yapılaĢmıĢ bir iliĢki biçimi olarak tanımlanmaktadır.19 Bir baĢka tanımda
kiĢilik, „bireyin gösterdiği özelliklerden, tutarlı ve sürekli davranıĢ kalıpları
biçiminde olanlar‟ Ģeklinde tanımlanmaktadır.20,21 KiĢilik tanımlarında,
kiĢiliğin, tek bir Ģey değil; insanın biliĢsel, duygusal, duyuĢsal, davranıĢsal,
sosyal özelliklerinin bir arada olduğu bir bütün olduğu görülmektedir.
kĠĢiliği tanımlarken bireysel farklılıklar, diğer bir deyiĢle bir kiĢiyi
diğerlerinden
farklı
kılan
özellikler
önemlidir.
Ayrıca
tanımlarda,
davranıĢların sürekli ve tutarlı olması da gerektiği de belirtilmiĢtir.
KiĢilik, bireyin kendisinden kaynaklanan tutarlı davranış kalıpları ve
kişilik içi süreçlerdir. Bu tanım iki bölümden oluĢur. Birinci bölüm tutarlı
davranıĢ kalıplarıyla ilgilidir. KiĢiliğin tutarlı olması gerkmektedir. Bu tutarlı
davranıĢ kalıplarını her zaman ve her durum içinde gözlemleyebiliriz.
Bugün dıĢa dönük olan bir insanın yarın da dıĢa dönük olmasını bekleriz.
ĠĢ yerinde rekabetçi olan bir insan, büyük olasılıkla sporda da rekabetçi
olacaktır. Tanımın ikinci bölümündeki kiĢilik içi süreçler, kiĢilerarası
süreçlerden farklı olarak, nasıl davranacağımızı ve hissedeceğimizi
etkileyen ve içimizde geliĢen bütün duygusal, güdüsel ve biliĢsel süreçleri
kapsar. Örneğin, bazı kuramcılara göre, hepimiz bir tehdit karĢısında
duyduğumuz kaygı ya da benzer süreçlerle baĢa çıkabilmek için, benzer
bir yeteneğe sahibizdir. Ancak bu süreçleri nasıl kullandığımız ve bu
süreçlerin bireysel farklılıklarla nasıl bir etkileĢime girdiği, bizim bireysel
4
karakterimizi belirlemede rol oynar.22
Morgan (1995) de aynı konuya
benzer bir Ģekilde vurgu yapmıĢtır. KiĢilikle ilgili genel tanımlar dikkate
alındığında, özellikle iki kavramın dikkat çektiği görülmektedir; özgünlük ve
devamlılık. KiĢilik, bireyin özel ve ayırıcı davranıĢlarını içermektedir.
Özeldir, çünkü bireyin sıklıkla yaptığı ya da en en tipik davranıĢlarını temsil
eder; ayırt edicidir, çünkü birey bu davranıĢlarıyla baĢkalarından
ayrılır.23,21
KiĢilik kavramı, karakter, mizaç (huy), benlik gibi kavramlarla sıklıkla
karıĢtırılmaktadır. Karakter, kiĢiliğin ahlaki yönünü belirten, birtakım değer
yargılarının benimsenmesi ile geliĢen ve kiĢiliğin sürekli tutarlı kalıplaĢmıĢ
özeliklerini göstermek için kullanılan bir kavramdır. Mizaç, bireyin duygusal
yaĢamına ait, çabuk kızma, öfkelenme, neĢelenme gibi özellikleri olarak
tanmlanmaktadır. Kalıtımsal etmenler, mizacın oluĢmasında etkili iken,
çevresel etmenler karakterin oluĢmasında etkili bir rol üstlenmektedir.24,18
Benlik ise bireyin kendine bakıĢından oluĢmakta ve bireyin davranıĢını
tespit eden değerlerin, amaçların ve ideallerin bir organizasyonu olarak
tanımlanmaktadır.25,26
2.1.1. KiĢiliğe Etki Eden Faktörler
KiĢiliğin oluĢumuna etki eden faktörleri biyolojik ve çevresel faktörler
olarak iki genel baĢlık altında değerlendirilebilir:
2.1.1.1. Biyolojik Faktörler
Biyolojik faktörler, insanın anne karnına düĢmesiyle baĢlayan
fiziksel özellikler, cinsiyet gibi faktörlerdir. Bu faktörlerle ilgili genel sonuç,
5
kalıtımsal
olan
faktörlerin
kiĢilik
karakteristiklerinin
ne
kadar
geliĢtirilebileceğine sınır koymasıdır. Çevre ise bu sınırlar içinde geliĢimi
belirler.27,28
Genetik etkenler fiziksel özellikleri belirlemekte, fiziksel özellikler de
kiĢilik özelliklerini etkilemektedir. Beden yapısı ve fiziksel görünüĢ, yüzün
yapısı, boy ve ağırlık büyük oranda genetik olarak belirlenir. Vücut yapısı
ve kiĢilik arasında anlamlı bir iliĢki vardır.25,29 Genetik araĢtırmaların artıĢı
ile biyolojik mekanizmaların tanmlanması, kiĢiliğin bu yönüne katkıda
bulunmuĢ, modern kiĢilik araĢtırmacıları, biyolojik yapının rolü konusunda
klasik görüĢlerin ötesine geçmiĢtir. Bununla birlikte biyolojik yapının etkisi
çevresel koĢullara göre belirir, aynı biyolojik potansiyel, farklı çevresel
koĢullarda oldukça farklı kiĢilik yapısı oluĢumuna neden olur.30,31
2.1.1.2. Çevresel Faktörler
Bireyler, sürekli olarak insanlarla iletiĢim halinde oldukları için,
dıĢarıdan gelen etkiler onların davranıĢlarını ve tutumlarını etkiler.
Çevresel faktörler insan kiĢiliğinin oluĢumunda ve devamında etkilidir.32
Çevresel faktörler, kültürel, sosyal faktörleri içerir. Bireylerin kiĢilik ve
davranıĢ geliĢiminde, kültürel değerler ve normlar önemli rol oynar. Aile
hayatı, din, kiĢinin içinde yer aldığı formal veya informal gruplar, sosyal
faktörlerdir.27,28
KiĢiler belirli kültürel çevreden baĢka bazı alt grupların da üyeleridir.
Bunlar, aile, cinsiyet, yaĢ, sosyal sınıflar, meslek ve din gruplarıdır. Bu
6
grupların her biri, kiĢinin öğrenip benimsediği sosyal roller vererek kendi
değerlerini ve davranıĢ Ģekillerini bireylere aktarırlar.33,34
2.1.1.3. Aile
Ġnsan kiĢiliğinin oluĢmasında en önemli ve etkili çevresel faktör
ailedir. Aile normal Ģartlarda insanların karĢılaĢtığı ilk sosyal gruptur.
Bireylerin sosyal değerleri ilk öğrenmeye baĢladığı yer aile ortamıdır.
Anne-baba, toplumsallaĢmanın ilk kaynağı ve ilk modelleridir. KiĢiliğin
oluĢumunda, insanın içinde doğup büyüdüğü aile ve ev ortamının etkileri
çok yönlüdür. Çocuklar, ailenin birçok kiĢililik özelliklerini, ahlaki ve kültürel
standartlarını taklit ederek öğrenirler.28,35 Anne-babanın, çocuğun zihinsel
yapısının Ģekillenmesinde de etken olduğu saptanmıĢtır. Aile bireyleri,
çocuğa çeĢitli yollarla deneyimlerini aktardıklarından dolayı ailenin
yetiĢtirme biçimi de kiĢiliği belirleyici bir unsurdur. Ayrıca kız ve erkek
kardeĢlerin de kiĢilik oluĢumunda etkili oldukları belirtilmektedir.34,36
2.1.1.4. Sosyo-Kültürel Faktörler
Bireyler, yaĢamları boyunca, bilincine varmıĢ olsunlar veya
olmasınlar, diğer insanların kendileri için hazırlamıĢ oldukları belirli
davranıĢ
Ģekillerini
takip
etmek
zorunda
kalmaktadırlar.
KiĢiliğin
oluĢumunda, sosyal çevreden etkilenme ve Ģartlanma, gerçekte bir
öğrenme sürecidir. KiĢiliği doğrudan etkileyen faktörler arasında önemli
olan, öğrenme, pekiĢtirilmiĢ tekrarlama veya deneyim sonucunda hafızada
çok sayıda bilginin yer alması ve davranıĢta kalıcı değiĢimlerin meydana
gelmesidir. Birey, bulunduğu kültürel yapı içinde öğrendikleri ile bazı yeni
özellikler elde ederek kiĢiliğini Ģekillendirir.35,37
7
Bireysel davranıĢlarımızın çoğunda yaĢadığımız çevredeki hâkim
kültürün yansıması vardır. Dili kullanma biçimi, dini inançlarımız ve
yargılarımız, giyim tarzı, çalıĢma biçimimiz hep kültürümüzün etkisinde
kalır. Toplumlarda ortak bir kültürden söz edilmekle beraber, o toplumun
içinde, çeĢitli yöresel ve dini faktörlere bağlı olarak geliĢen çeĢitli alt
gruplar ve bu grupların da kendilerine has kültürleri vardır ve farklı kiĢilik
özellikleri bu alt kültürün üyelerinde gözlenebilir.25,29
Biyolojik, kültürel, ailesel faktörlerin kiĢilik üzerindeki etkilerinin
yanısıra, diğer iliĢkili kiĢiler, gruplar ve özellikle de organizasyonlar kiĢilik
üzerinde etkilidir. Bu genellikle sosyalleşme süreci olarak adlandırılır.
SosyalleĢme, ilk önce doğumda bebek ve anne arasında baĢlar. Daha
sonra ailenin diğer üyeleri (baba, kardeĢler), yakın akrabalar, aile dostları,
daha sonra sosyal grup (akranlar, okul arkadaĢları, iĢ arkadaĢları) etkili rol
oynar.28,38
2.1.1.5. Diğer Faktörler
KiĢiliğin oluĢmasında, insanın içinde doğup büyüdüğü coğrafi
çevrenin de etkisi olduğu inkâr edilemez. Coğrafi çevre içerisinde iklimin,
tabiat ve yaĢanan bölgenin fiziki Ģartlarının, fertlerin kiĢilik özellikleri
üzerinde belirgin etkileri vardır.37 Ayrıca kitle yayın organları, kitaplar,
dergiler, genel anlamda medya da kiĢiliğin oluĢumunda giderek önemini
artırmaktadır.39
8
2.1.2. KiĢilik Kuramları
2.1.2.1. Psikoanalitik Kuram
Ġlk kapsamlı kiĢilik kuramı 100 yıl kadar önce Sigmund Freud
tarafından geliĢtirilmiĢtir. Freud, histerik hastalara yardımcı olmak için
hipnoz üzerinde çalıĢırken, bilinçaltı etkilerin davranıĢlar üzerindeki
gücünü fark etmiĢtir. Kuramına göre, insan kiĢiliği bilinç, bilinç öncesi ve
bilinç altı olmak üzere üçe bölünür. Buna topoğrafik model denir.22
Topografik modelin insan kiĢiliğine sınırlı bir açıklama getirdiğini
farkeden Freud yapısal modeli oluĢturdu. Bu modele göre kiĢilik alt-benlik
(id), benlik (ego) ve üst-benlik (süperego) olmak üzere de üçe ayrılır:
Alt-benlik (id): Alt-benlik, yalnızca kiĢisel isteklerimizi tatmin etmeye
çalıĢır. Alt-benlik, haz ilkesine göre hareket eder, diğer bir deyiĢle herhangi
bir fiziksel ve toplumsal sınırlamayı dikkate almaksızın, yalnızca kiĢisel
tatmin sağlayacak Ģeylerle ilgilenir. Bebekler gördükleri bir Ģeyi istedikleri
zaman ona doğru uzanırlar. O nesnenin baĢkasına ait olması ya da zararlı
olması onlar için fark etmez. YetiĢkinlerde de alt-benliğin talepleri devam
eder. Ancak sağlıklı bir yetiĢkinde alt- benlik, diğer bölümler tarafından
denetim altında tutulur.22
Benlik (ego): Alt-benliğin (id) istekleri ile dıĢ dünyanın (süper
egonun)
eĢleĢtirilmesi, bütünleĢtirilmesi ile uğraĢır. Ego, idin isteklerini
gerektiğinde ertelemeye, hoĢ yaĢantıları seçmeye, hoĢ olmayanlardan
9
uzak durmaya çalıĢır. Ego, akılcı, mantıklı bir kiĢilik bölümüdür ve bir
anlamda kiĢiliğin karar organıdır.37,40 Ego, id‟in haz ilkesi karĢısında
gerçeklik prensibinden hareket ederek organizmanın ihtiyaçlarını dengeli
bir biçimde karĢılamayı amaçlar.26,41
Üst-benlik (süperego): KiĢiliğin toplumsal yanıdır. DoğuĢta var
olmayan süperego, toplumsal değerlerin anne baba ve çevre tarafından
aktarılmasıyla oluĢur.26,41 Süper ego id‟in karĢıtıdır. Ġnsanı topluma
uydurmakta ve faaliyetlerini toplumca kabul edilebilir biçimde ortaya
çıkmasına yardım etmektedir.42
Bireyin zihinsel sağlığı ve davranıĢının düzenliliği, egonun iyi
iĢlemesi ile mümkün olmaktadır. Zira ego, id ile süper ego arasındaki
denge unsurudur. KiĢilik tiplerindeki farklılığın temeli de id, ego ve süper
egonun
her
bireydeki
bileĢimi
ve
sentezinin
farklı
olmasına
ayıran
özellikleri
dayanmaktadır.37
2.1.2.2. Ayırıcı Özellik YaklaĢımı
KiĢilik
araĢtırmacıları,
bireyleri
birbirinden
tanmlamak için dikkate değer çaba göstermiĢlerdir. Bireysel farklılık olarak
adlandırılan bu durum temel olarak, bireyleri sınırlı sayıda gruplara ayıran
tip yaklaĢımı ve bireyin kaç temel boyuta sahip olduğunu gösteren, özellik
yaklaĢımı olarak adlandırılmıĢtır.30 Ġnsanları farklı tiplere göre ayırma fikri
insanları melankolik, kolerik, flegmatik ve optimist olmak üzere dört guruba
ayıran Hipokrat‟a dayanmaktadır. Modern dönemde ise bu ayırım ilk defa,
Carl Jung (1933) tarafından içedönük-dıĢadönük olarak yapılmıĢtır. Tip
10
yaklaĢımında tipler, cinsiyet gibi farklı ve durağan bir kategori olarak
görülmüĢtür. Bunun aksine özellik yaklaĢımında ise, özelliğin değiĢkenlere
ya da boyutlara bağlı olarak sürekli değiĢebileceği kabul edilmiĢtir.43
Özellik
yaklaĢımı,
psikolojik testlerin
geliĢiminde
önemli bir yere
sahiptir.31,44
Farklı araĢtırmacılar farklı kiĢilik verilerini kullanarak kiĢiliğin beĢ
boyutuna dönük kanıtlar bulmuĢtur.22,45,46,47,48,49,50,51,52 Faktörlerin adları ve
sayısı konusunda hala bir görüĢ ayrılığı olsa da, araĢtırmacılar aĢağıda
gösterilen listedekine benzer faktörleri keĢfetmiĢlerdir. Bu faktörlere büyük
beşli adını vermiĢlerdir.22
Faktör
Özellikler
Nevrotiklik
Kaygılı ya da sakin
Güvensiz ya da güvenli
Kendine acıma ya da kendinden memnuniyet
DıĢadönüklük
Sosyal ya da çekingen
Eğlenceyi seven ya da ciddi
ġefkatli ya da mesafeli
Açıklık
Hayalci ya da gerçekçi
ÇeĢitlilik ya da sıradanlık
Bağımsız ya da uysal
11
YumuĢak kalpli ya da katı
Uyumluluk
Güvenen ya da Ģüphe duyan
Yardımcı ya da iĢbirliği yapmayan
Özdisiplin
Düzenli ya da düzensiz
Dikkatli ya da dikkatsiz
Kendini disipline edebilen ya da zayıf iradeli
Nevrotiklik boyutu, Somer (1998) tarafından duygusal tutarsızlık
adıyla da anılmaktadır. Ġnsanları duygusal kararlılık ve kiĢisel uyum
sürekliliği üzerinde bir noktaya yerleĢtirir.53 Duygusal sıkıntı yaĢayan ve
duyguları aĢırı değiĢiklik gösteren insanlar, nevrotiklik boyutunda yüksek
bir puan alacaktır. Nevrotiklik düzeyi yüksek insanlar, düĢük olan insanlara
göre günlük olaylar karĢısında daha sık stres yaĢarlar.54,55 Üzüntü, öfke,
kaygı ve suçluluk gibi pek çok olumsuz duygu çeĢidi bulunsa da,
araĢtırmalar bu olumsuz duygulardan birine eğilimi olan insanların
genellikle diğerlerine de eğilimli olduğunu göstermiĢtir.56 Nevrotiklik düzeyi
düĢük olan bireyler sakin, iyi uyum göstermiĢ, aĢırı ve uyumsuz duygusal
tepkilere yatkın olmayan kiĢilerdir.22
Dışadönüklük boyutunun özellikleri, sıklıkla sosyal olma, sokulgan
olma, hakkını savunma, iddialı olma, aktif ve konuĢkan olma özellikleriyle
birlikte düĢünülmektedir. Bu boyutun iki
arkadaĢ
canlısı
olma
özelliğidir.57
önemli bileĢeni hırs, tutku ve
DıĢadönük
bireyler
etkindirler,
12
sempatiktirler, heyecan arayan insanlardır.58,59 Ġçe dönükler genellikle bu
özellikleri göstermezler ama asosyal ve enerjisi olmayan kiĢiler olduklarını
söylemek de yanlıĢ olur. Bir grup araĢtırmacının gözlemlediğine göre, “Ġçe
dönükler, soğuk değil çekingen, izleyici değil bağımsız, uyuĢuk değil ağır
adımlı insanlardır”.60
Açıklık
boyutu,
kiĢilerarası
iliĢkilerde
açık
olmaktan
çok,
deneyimlere açık olmak anlamındadır. Bu boyut, kültürlü olma, meraklı
olma, orjinal fikirlere sahip olma, geniĢ düĢünceli; zeki olma, sanatsal
düĢünme, hayal gücü kuvvetli olma gibi genellikle entellektüel özellikleri
bünyesinde toplamaktadır.55,61 Açıklık boyutunda yüksek puan alan kiĢiler,
gelenek dıĢı ve bağımsız düĢüncelere sahiptir.62 GeliĢime açıklığı yüksek
olan insanlar sanatçı ya da yazar olabilirler. Bu boyutta düĢük puan alan
bireyler, sığ, basit ve sadedirler;63 kiĢilerarası iliĢkiler konusunda oldukça
geleneksel tutumlara sahiptirler, kuralcıdırlar, otoriteye itaat ederler,
yaratıcılıkları
sevmezler.
58,59
düĢüktür,
hayal
kurma
becerileri
zayıftır,
çeĢitliliği
Açıklık boyutu düĢük olan kiĢiler daha gelenekseldir ve
yeni bir Ģeydense bilineni tercih ederler.62
Uyumluluk boyutunda yüksek puan alan kiĢiler kibar, nazik, esnek,
güvenilir, iyi mizaçlı, iĢbirliğine yatkın, affedici, yumuĢak kalpli ve
hoĢgörülü olma özellikleriyle birlikte düĢünülmektedir.57 YumuĢak baĢlı
insanlar, dostça yaklaĢımları olan, iĢbirlikçi, güvenilir ve sıcaktırlar.
YumuĢak baĢlı bireyler, alçak gönüllü, destekleyici, esnek, diğer insanlarla
duygusal yakınlık kuran insanlardır.64 Rekabetten çok uzlaĢmaya önem
vermektedirler.59,65
Uyumluluğu düĢük insanlar, çıkarları inançları için
kavgayı göze alır. AraĢtırmacılar uyumlu insanların, uyumsuzlara göre
13
daha hoĢ sosyal iliĢkileri olduğunu ve daha az kavga yaĢadıklarını
belirtir.22,66,67,68
Özdisiplin boyutu ne kadar kontrol ve disiplin sahibi olduğumuzu
gösterir. Bu boyut, dikkatli olma, özenli olma, titiz olma, sorumluluk sahibi
olma, düzenli olma, planlı olma, baĢarı yönelimli olma, çalıĢkan olma,
sebatkar olma özellikleriyle birlikte düĢünülmektedir.57 Sorumluluk sahibi
insanlar, disiplinli, sorunlarla baĢ edebilmek için hazırlıklı, etik ilke ve
değerlere belirgin bir biçimde bağlı, baĢlanan bir iĢi bitirebilme becerisine
sahip olma ve eyleme geçmeden önce dikkatli bir biçimde düĢünme
eğilimindedirler.59,69 DüĢük ucunda yer alanlar ise dikkatsiz, dikkati kolay
dağılan ve güvenilmez kiĢilerdir. Özdisiplin boyutunda düĢük uçta yer
alanların daha sık trafik kazası yapması ĢaĢırtıcı değildir.70 Sorumluluğu
belirleyen özellikler, çoğu zaman baĢarı yada iĢ durumlarında da ortaya
çıktığı için, bazı araĢtırmacılar bu boyuta başarma isteği ya da iş adını
verir.22
2.1.2.3. Biyolojik YaklaĢım
Bu yaklaĢımın temeli insanın nesiller boyunca belirli özellikleri
yakınlarına aktardığı, bazı kiĢilik özelliklerinin kalıtımsal özellik taĢıdığıdır.
Bu görüĢe göre insanın özellikleri, bireyin incelenmesi, kiĢilik analizi için
son derece önemli bir yaklaĢımdır. KiĢiliğin biyolojik açıdan incelemesini
yapanlar, gensel açıklamalarla bireysel özellikleri çözümlemek istemiĢler,
bu amaçla da aile tarihçesi yöntemi, soyaçekim yöntemi, ikizlerin
özelliklerinin incelenmesi yöntemiyle kiĢilik-kalıtım iliĢkisi çözümlenmek
istenmiĢtir.71,72
14
Yakın zamanlı kanıtlar bize insanların fizyolojik iĢleyiĢlerinin
birbirinin aynı olmadığını göstermiĢtir. Yani beyin dalgası etkinliği, hormon
düzeyleri, kalp atıĢ hızları gibi fizyolojik özelliklerde insanlar arasında
farklılıklar söz konusudur. KiĢilik araĢtırmacıları araĢtırmalarında fizyolojik
ölçümler de kullanır. Yakın zaman önce duygulardaki bireysel farklılıklara
bakmak için EEG verileri kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Beynin sağ ve sol
yarıkürelerinin etkinlik düzeylerindeki farklılıkların olumlu ve olumsuz
duygu durum farklılıklarıyla iliĢkili olduğu bulunmuĢtur. Bazı araĢtırmalar,
insanların iki beyin yarıküresindeki farklı beyin etkinlik düzeylerinin kalıtsal
olduğunu ve bu farklılıklığın insanları bazı duygusal deneyimlere karĢı
duyarlı hale getirdiğini gösterir.22
KiĢilik araĢtırmacılarının çoğu, mizaç adı verilen genel kalıtsal
eğilimler belirlemiĢlerdir. Bir mizaç modeli üç mizaç boyutunu tanımlar.
Duygusallık, etkinlik ve sosyallik. Psikologlar mizacın büyük oranda kalıtsal
olduğunu, bu kalıtsal eğilimlerin deneyimlerle etkileĢerek yetiĢkin kiĢilik
özelliklerini oluĢturduğunu savunur. Çekingen olarak tanımlanan çocuklar
alıĢık
olmadıkları
durumlarda
korku
hissederken,
diğer
çocuklar
hissetmezler.22
2.1.2.4. Ġnsancıl YaklaĢım
Ġnsancıl kiĢilik yaklaĢımı, bireylerin dünyayı nasıl algıladıkları ve bu
algılarının davranıĢlarını nasıl etkilediklerinden hareket etmektedir. Algı,
organizmanın bir fonksiyonu olduğu için bilinçlidir. Bilinç dıĢı önemsizdir.
Önemli olan bireyin davranıĢını meydana getiren uyarıcıların nasıl
algılandığıdır.26,73 Kuram, 1950 ve 60‟larda insan doğasını açıklamak için
yaygın bir Ģekilde kullanılan psikanalitik va davranıĢçı yaklaĢımlardan
15
duyulan hoĢnutsuzluğa tepki olarak ortaya çıkmıĢtır. Ġnsancıl psikolojinin
kökleri temel olarak iki alanda yatar; Avrupalı kaynaklı varoluĢçu felsefe ve
Carl Rogers ile Abraham Maslow gibi Amerikalı psikologların çalıĢmaları.
Ġnsancıl yaklaĢımı diğerlerinden ayıran temel nokta, kiĢilerin kendi
eylemlerinden büyük oranda sorumlu olduğunu varsaymasıdır. Bazen
olaylara karĢı otomatik bir tepki göstersek ve bilinçaltı dürtüleri tarafından
güdülensek de, her an kendi yazgımızı belirleme ve eylemlerimize karar
verme gücüne sahibizdir. Hepimizin iradesi özgürdür. Ġnsancıl yaklaĢım
dört ölçüte vurgu yapar: kiĢisel sorumluluk vurgusu, Ģimdi ve burada
vurgusu, bireyin fenomolojisine odaklanma ve kiĢisel geliĢim vurgusu. 22
2.1.2.5. DavranıĢsal-Sosyal Öğrenme YaklaĢımı
Bu yaklaĢımın temel varsayımı, kiĢiliği oluĢturan bir çok davranıĢın
sonradan öğrenildiğidir. KiĢiliği anlamak için, bireyin öğrenme geçmiĢinin
bilinmesi gerektiği, ayrıca çevrenin davranıĢın biçimlendirilmesinde ve
sürdürülmesinde oldukça önemli olduğu savunulmuĢtur.44 Bu yaklaĢım
kiĢilik hakkındaki görüĢlerle ilgili önemli bir davranıĢ üzerine odaklanır ve
bu davranıĢı kontrol ettiği düĢünülen durumların ve Ģartların etkisini
deneysel olarak test ederek inceler.31,74
DavranıĢsal-Sosyal Öğrenme YaklaĢımında kiĢilik, bir insanın
geçmiĢte yaĢadığı koĢullanmaların toplam bir sonucu olarak görülür.
Watson‟a göre kiĢilik, “alıĢkanlık sistemlerimizin bir son ürünüydü”. BaĢka
bir deyiĢle, yaĢamlarımız boyunca belirli bir uyarıcıya az çok kestirilebilir
bir
biçimde
tepki
göstermeye
koĢullanırız.
Anne
babanız
ve
öğretmenleriniz sizi karĢınıza çıkan zorlukları aĢmak için çaba göstermeye
koĢullar. Birisi bir Ģeyden vazgeçmeyi ya da yeni bir Ģeye baĢlamayı
16
öğrenebilir. GeçmiĢte yaĢadığımız farklı deneyimler, uyarıcılara verdiğimiz
tepkilerin özelliklerini de Ģekillendirir. Bu nedenle yetiĢkinlerin kiĢiliği
birbirinden farklılık gösterir.22
2.1.2.6. BiliĢsel YaklaĢım
BiliĢsel kiĢilik yaklaĢımı, tutarlı davranıĢ kalıplarını insanların bilgi
iĢleme yoluyla açıklar. George Kelly kiĢisel yapı kuramıyla bu yaklaĢımın
öncülerindendir. Kelly, hepimizin dünyamızı anlamlandırmaya güdülü
olduğumuzu söyler. Ġnsanları, baĢlarına ne geleceğine dönük kestirimlerde
bulunmaya
çalıĢan
bilim
adamlarına
benzetir.
Kelly,
bu
süreçte
kullandığımız biliĢsel yapıları kiĢisel yapılar olarak tanımlamıĢtır. BiliĢsel
yaklaĢım, kiĢilik farklılıklarını insanların bilgi iĢleme süreçlerindeki
farklılıklara bağlar.22
Psikologlar bireysel farklılıkları ve kiĢisel süreçleri açıklamak için
bazı biliĢsel yapılar belirlemiĢlerdir. Ayrıca Şemalar adı altında bilgiyi
algılamamızı, düzenlememizi ve saklamamızı sağlayan biliĢsel yapılarımız
vardır. Çevremizde o kadar çok uyarıcı vardır ki bu karmaĢayı
anlamlandırmak için Ģemaları kullanırız. Bu Ģemalar içerisinde en önemli
olanı kendilik şemalarıdır. Bu konuda yapılan araĢtırmaların çoğu, kendilik
Ģemaları üzerinedir. Kendilik Ģeması ise, kendimizle ilgili bilgileri
düzenlemek ve iĢlemek için kullandığımız biliĢsel kendilik temsilleridir.
AraĢtırmalar, bir bilgi kendilik Ģemamızla iliĢkili olduğunda o bilgiyi
algılamaya ve hatırlamaya daha hazır olduğumuzu göstermiĢtir.22
17
2.1.3. KiĢilik ve Spor
Spordaki kiĢilik araĢtırmalarında bir yandan spora farklı derecede
katılım gösteren ve farklı derecede baĢarılı olan kiĢiler diğer yandan da
çeĢitli dallarda spor yapanlar arasındaki kiĢilik farkları araĢtırılır. Spor ve
kiĢilik arasındaki iliĢkiyi doğru bir Ģekilde ortaya koymak için iki soruya
cevap aranır; spor faaliyetinde bulunan insanın kiĢiliğinde bir değiĢiklik olur
mu ve belli kiĢilik özellikleri, belli bir spor türünü belli bir düzeyde icra
etmek için gerekli midir?42 Spor psikolojisi alanında, baĢarılı ve baĢarısız
sporcuların kiĢilik özellikleri, bu özellikler arasında ki benzerlikler ve farkları
araĢtırmak amacıyla birçok çalıĢma yapıldı. ÇeĢitli kiĢilik testleri uygulandı
ve sonuçları analiz edildi. Ancak yapılan araĢtırmalar daima çeliĢkili
sonuçlar verdi. 75,76
AraĢtırmacılar özellikle elit ya da Ģampiyon sporcuların kiĢilik
özelliklerinin
belirgin
olarak
diğer
sporculardan
ayrıldığını
ortaya
koyabilirlerse ya da her bir spor dalının belirgin kiĢilik özellikleri
gerektirdiğini kanıtlarsa, o zaman her spor dalı için uygun sporcuları
seçmek veya Ģampiyonların sayısını artırmak mümkün olabilecektir.76,77
BaĢer (1998)‟de sporcunun duygu ve davranıĢlarını etkileyebilecek
bir takım etmenlere değinilmiĢtir: Sporcu her türlü engellemelere (Rakip,
seyirci, hava ve saha koĢullarına ve hatta hakeme) rağmen, amaçladığı
performansı sağlayabilmek için bedensel ve ruhsal kapasitesini sonuna
kadar zorlamak zorundadır.75 Bunu gerçekleĢtirebilmek için gerekli
antrenmanları yapmak ve fedakârlıklara katlanmak zorundadır. Sporun
bireye etkisi hem ruhsal hem de bedenseldir. Bu etkiler antrenman ve
yarıĢmada farklılık gösterir. Sporcu üzerinde toplumunda bir baskısı vardır.
Bu baskı, politik ekonomik ve sosyal nedenler ile nitelik ve nicelik
18
değiĢtirebilir. Sporcu kendisine düĢman bir ortam içinde yarıĢır.75,76 Böyle
bir engellenme ve baskı altında sporcuların performanslarını ortaya
koyabilmeleri ve kontrollü olmaları gerekmektedir. Nitekim değiĢik
branĢlarda,
sporcuların
öfkelerini
kontrol
edemeyip
saldırgan
davranıĢlarda bulunmalarıyla ilgili örnekler gözlenmektedir.
2.1.4. Bireysel Sporlar
Bireysel spor, kiĢisel oyun biçiminde yapılan, genellikle yarıĢmaya
yol açan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü. 78
Boks, güreĢ, judo, taekwando gibi spor dalları bireysel mücadele sporları
grubuna girer. Sporcu burada, rakibi ile direkt mücadele etmektedir.
Badminton, masa tenisi, tenis, okçuluk gibi branĢlar ise sporcuların kendi
aralarında ve birbirleri ile direk bir temas olmadan yaptıkları bireysel
sporlardır.79,80
2.2. Öfke
Öfke, Türk Dil Kurumu‟nun güncel sözlüğünde engellenme, incinme
veya gözdağı karĢısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hıĢım,
hiddet, gazap olarak tanımlanmaktadır.81 Öfke, insanın mutluluk, üzüntü,
korku ve nefretten oluĢan beĢ temel duygusundan biridir ve bireyin istek
ve ihtiyaçlarının engellenmesi, beklentilerinin gerçekleĢmemesi söz
konusu olduğunda ortaya çıkmaktadır. Öfkede, tahrik edilme ve tehdit
özellikle de kiĢinin benlik saygısına yönelik olarak haksızlık algılanması
söz konusudur.82
Öfke, gerçek veya varsanılan bir engellenme, tehdit veya haksızlık
karĢısında oluĢan, biliĢler ile ilgili ve rahatsız edici uyarıcıları ortadan
kadırmaya yönelik güçlü bir duygu olarak tanımlanmıĢtır. Basit bir sinirlilik
19
halinden, yoğun hiddet durumuna kadar değiĢen duygusal bir durumdur.83
Ayrıca kiĢide oluĢan öfkenin Ģiddetini, yaĢadığı çevresel baskının düzeyi;
ulaĢılmak istenen amacın kiĢi için taĢıdığı önem ve amaca ulaĢmanın acil
olup
olmadığı
ile
amaca
ulaĢmada
karĢılaĢılan
engellerin
aĢılıp
aĢılamayacağı belirlemektedir.11,12
Öfke,
incindiğimiz,
gereksinimlerimizin
konusunda
haklarımızın
engellendiği
ve
bir
çiğnendiği,
Ģeyin
doğru
istek
ve
olmadığı
verilen mesajdır.84 Budak (2000)‟de de öfke, engellenme,
saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakılma, kısıtlanma, vb. gibi
durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan Ģeye veya kiĢiye yönelik
Ģu veya bu Ģekilde saldırgan davranıĢlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun,
negatif bir duygu olarak tanımlanmıĢtır.85 Aynı zamanda öfke, bireyin
kendisine yönelik bir tehlike nedeniyle karĢıdakini uyarması sonucu ortaya
çıkan etkili bir yaĢantıdır.86 Öfkeyi tanımlayan birçok araĢtırmacı, öfkeyle
ilgili tanımlarında engellenme kavramına vurgu yapmaktadırlar.84,85,87
Öte yandan Soykan (2003)‟te
öfkenin, doyurulmamıĢ isteklere,
istenmeyen sonuçlara ve karĢılanmayan beklentilere verilen duygusal bir
tepki olduğu ve diğer duygular gibi son derece doğal, evrensel ve sağlıklı
olarak ifade edildiğinde yapıcı, kiĢilerarası iletiĢimi düzeltici, kiĢiyi uyarıcı,
koruyucu veya harekete geçirici bir iĢlevi olduğu belirtilmektedir.88 Öfke,
incindiğimizi,
haksızlığa
uğradığımızı,
istek
ve
ihtiyaçlarımızın
giderilmediğini ya da basitçe bazı Ģeylerin yolunda gitmediğini bize
gösteren bir mesajdır; dolayısıyla da yapmakta olduğumuzdan daha
fazlasını yapmamızı veya dikkatimizi belli bir alana daha fazla
yoğunlaĢtırmamız gerektiğini haber veren bir sinyaldir.89
20
2.2.1. Öfkenin Nedenleri
Öfkeye neden olan etmenlerin baĢında engellenmenin geldiği ileri
sürülmektedir. Beklentilerimiz doğrultusunda sonuçlara ulaĢamadığımızda
duyduğumuz engellenme ve bunun sonucu olarak da öfke ve kızgınlık
olur.90 Öfkeye neden olan diğer etkenler, rahatsız edici ve hoĢ olmayan
uyaran bulunmasından, aileyi veya hayran olunan bir bireyi model
almaktan, yaĢamdan memnuniyetsizlikten kaynaklanmaktadır.91,7
Özer (1994)‟te öfkeyle ilgili olarak, öfke duygusunun temelinde
“BaĢkalarının
gözündeki
kiĢilik
değerinin
düĢmemesi
için
hata
yapmamalıyım” gibi bir düĢünce biçiminin de bulunduğuna vurgu
yapılmıĢtır. KiĢinin kendisini kanıtlamasının gerektiğinin; baĢkalarının
kiĢinin mutluluğunu engellediğine inanmasının ve iliĢkilerinin planlandığı
gibi yürümesi gerektiğine iliĢkin düĢünce biçimlerinin, öfkenin altında
yattığı gözlenmiĢtir.92,93
Öfkeyi ortaya çıkaran durumlardan biri de kıĢkırtmadır. kıĢkırtma
genellikle karĢıdaki kiĢiyi uyaran ve onu bir davranıĢ yapmaya yönelten
uyarımlar içerir.94,95 BiliĢsel kuramcılardan Beck‟e göre de kıĢkırtma ve
tehdit öfkenin temel nedenlerindendir. Kaplan ve Goodrich (1957) ise,
öfkenin bir gerilim sonucu ortaya çıktığını belirtirler. Özellikle de kiĢi kendi
beklentisine ulaĢmakta baĢarısız olmuĢsa, kendine yönelik bir öfke
yaĢayacaktır.96
Özmen (2006)‟da öfkenin nedenleri sıralanırken, baĢka birisi
tarafından incitilen bireyin, bu kiĢinin davranıĢlarının arkasında bir kast
olabileceğini düĢünmesinin, onun vereceği tepkinin niteliği üzerinde
önemli bir rol oynadığı söylenmiĢtir. Eğer birey karĢı karĢıya kaldığı bu
21
davranıĢın gerçekten kendisini incitmek amacıyla yapıldığı kanısına
varırsa, vereceği tepki büyük olasılıkla öfke tepkisi olacaktır. 97
Öfkenin
nedenleri
yaĢa
göre
değiĢmektedir.
Bebeklerde,
ihtiyaçların karĢılanmaması öfkeye neden olurken, çocuklarda yalnız
bırakılmak, beklentilerin yaĢına göre fazla olması ve baĢarısızlık öfke
nedenleridir. Büyük çocuklarda ve yetiĢkinlerde öfke nedenleri, sosyal
engellenmeler ve düĢ kırıklıklarını da kapsayarak artar. Ġğneleyici sözler,
büyüklük taslanması, hor görülmek, sosyal hırsların önüne geçilmesi,
kıskançlık ve haksızlığa uğramak sık rastlanan öfke nedenlerindendir.98
Öfkenin nedenleri cinsiyete göre de değiĢir. Örneğin kadınlarda
çirkin isimler takılması öfkeye neden olurken; erkeklerde, diğer erkeklerin
saldırısı ve karĢı cins tarafından küçük düĢürülme en fazla öfke
nedenleridir.87
2.2.2. Öfkenin Düzeyleri
KiĢilerdeki öfke duygusu, bireyin birbiriyle iliĢkili üç farklı düzeyde tepki
vermesine yol açar. Birinci düzey; engelleyici durumlarda anlık olarak uyanan
beklentilerimiz ve değerlendirmelerimizle ilgili bilişsel düzeydir. Olumsuz
değerlendirme ve beklentilerimiz; gerilim ve huzursuzluk gibi duyguların
yaĢanmasına neden olur. Bu düzey, engellenmeye verilen somatik-duygusal
tepkilerin olduğu ikinci düzeydir. YaĢanan huzursuzluk ve gerginlik ise bireyin
geri çekilmesine neden olur. Geri çekilme ve düĢmanca duygular bir arada
bireyi huzursuz etmeye devam eder ve eğer kontrol edilmezse de sonuç,
saldırganlık gibi davranışsal düzeydeki üçüncü düzey tepkiler olur.99
22
2.2.3. Öfkenin Belirtileri
Bir boyutu ile öfke; bağırmak, sert yüz ifadesi ve Ģiddet gibi dürtüsel
davranıĢlarla dıĢa vurulurken, bir boyutu ile de yaĢandığına dair neredeyse
dıĢarıdan hiçbir belirti gözlenmez.100 Ancak bazen de sürekli olarak
yaĢanan öfke duygusu kiĢi için karakteristik bir özellik haline gelir. Nitekim bazı
kiĢilerin diğerlerine göre stres veya gerilim ortamında kolayca huzursuz olup
öfkelendikleri bilinmektedir.94
Öfke belirtileri adrenalin ve noradrenalin hormonlarının aktif hale
gelmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Öfkeye eĢlik eden fizyolojik belirtiler,
kas geriliminin artması, kaĢların çatılması, diĢlerin gıcırdatılması, ters ters
bakma, yumrukları sıkma, yüzün kızarması; özellikle el ve ayakta titreme hissi,
uyuĢma hissi, tıkanma hissi, nefes almakta zorluk, vücudun çeĢitli
bölgelerinde seğirmeler olması, terleme, kontrol kaybı, sıcaklık hissi, burundan
soluma, dudakları ısırma, beyin zonklaması, baĢ ağrısı gibi tepkilerdir.94
Bunların yanısıra hormonların salgılarına bağlı olarak enerji artıĢı
görülebilir.101
2.2.4. Öfke ve Saldırganlık ĠliĢkisi
Öfke ve saldırganlık kavramları bazen karıĢtırılan ve
aslında
birbiriyle iliĢkili olan kavramlardır. Literatürde öfke (anger) kavramı çoğu
zaman düĢmanlık (hostility), saldırganlık (agression) ve hiddet (rage) ile
birlikte ele alınmaktadır. Özellikle öfke ve saldırganlık sık sık birbiriyle
bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Ancak saldırganlık, öfke ile iliĢkili
olmasına rağmen, iki kavram aynı anlamı taĢımamaktadır. Saldırganlık
hem duygu hem de davranıĢ, öfke ise bir duygudur. Öfke bazen
saldırganlığa yol açar ama çoğu zaman saldırgan davranıĢın baĢlatıcısı
değildir.102 Bu konuyla ilgili olarak Burger (2006)‟da, saldırganlık ve
engellenme
iliĢkisini
Ģu
Ģekilde
ifade
edilmektedir:
AraĢtırmalar,
23
engellenmenin
saldırganlığın
bir
nedeni
olduğunu;
ancak
bütün
engellenmelerin saldırganlığa yol açmadığını gösterir. Yakın zamanda
ortaya çıkan modeller, engellenmenin hoĢ olmadığı için saldırganlığa yol
açtığını gösterir. Ayrıca araĢtırmalara göre, insanların saldırgan dürtülerini
dıĢa vurmalarına izin vermek, sonraki saldırgan davranıĢ olasılığını
azaltmaz, tam tersine çoğaltır.22
Saldırganlık baĢka kiĢilere ya da nesnelere yönelmiĢ olan zararlı,
yok edici bir davranıĢ biçimidir. Öfke gibi saldırganlık da engellenme ya da
kiĢinin kendisini engellenmiĢ olarak değerlendirmesinden kaynaklanır.
Saldırganlığın anlatımı ve dıĢarı yansıması, bastırılmıĢ duyguların açığa
çıkması değil, öfkenin eyleme geçmesidir. Saldırganlıkta bir hareket,
eylem söz konusudur.103
2.2.5. Öfkenin ĠĢlevleri
Yoğun yaĢanan öfke sonucu oluĢan gücenme duygularının iletiĢimi
olumsuz
yönde
etkilemesinin
yanı
sıra
etkin
olmayan
problem
çözümlerine neden olmaktadır.94 Öfke, bireyi sadece olumsuz davranıĢlar
sergilemeye iten bir duygu olarak görülmekle beraber bazı araĢtımacılar
öfkenin olumlu bazı iĢlevleri olduğunu da vurgulamaktadırlar: Öfke, kiĢiyi
enerjikleĢtirmektedir. Yapıcı olarak kullanıldığında öfke zihinsel ve bedensel
güç verir.104 Öfke sonucu ortaya çıkan enerji motivasyonu artırmakta, bireyin
uzun ve kısa vadeli amaçlarını gerçekleĢtirmek için harekete geçmesini
sağlamaktadır.94,96 Hatta öfke, bireyin kendi varlığını koruması, tanıtması ve
çevreye kabul ettirmesi için gerekli bir duygudur.103,105
24
2.2.6. Öfke Ġle Ġlgili Kuramsal YaklaĢımlar
2.2.6.1 Biyolojik YaklaĢım
Biyolojik kuramlar öfkeyi açıklarken, saldırgan ve suça eğilimli
davranıĢlarıyla, otonom sinir sisteminin öfke davranıĢını yönlendiriĢine
odaklaĢırlar.106
Darwin‟e
göre
duyguların
ifadesi
hayvanlarda
ve
insanlarda aynı amaca yöneliktir. Gülümseme, kaĢlarını çatma, sert bakma
bütün canlı varlıkların biyolojik yapısından kaynaklanır. Hayvanlar bir
tehdit ya da tehlike algıladıklarında, öfke tepkisinde olduğu gibi tepkiler
gösterirler. Tüyleri diken diken olur, gözbebekleri geniĢler, kas gerginliği
artar, bazı sesler çıkarırlar ve organizma kavga etmeye hazırlanır.107
Öfkenin nöropsikolojik temelleri ise beynin sol yarıküresine iĢaret
etmektedir. Sol yarıküre etkinliği, duygunun kaynağına doğru yaklaĢmakla
ilgilidir, sağ yarı küre etkinliği ise duygudan uzaklaĢmakla ilgilidir. Bu
analizle tutarlı olarak araĢtırmacılar öfkenin yüksek sol yarıküre etkinliğiyle
iliĢkili olduğunu bulmuĢlardır.108 Öfke, depresyon gibi olumsuz bir duygu
olsa da, öfkeli insanlar kendilerinde rahatsızlık yaratan Ģeye yaklaĢmaya,
hatta ona saldırmaya yatkındır.22
2.2.6.2. DavranıĢçı YaklaĢım
DavranıĢçı
yaklaĢım öfkeyi,
engellenme
ve saldırganlık
ile
birlikte ele alır. Bu yaklaĢıma göre saldırganlık her zaman engellenme
durumuna bağlı olarak ortaya çıkar. Engellenme ise “Bireyin doyum
sağlayıcı,
amaçlı
davranıĢlarına
ulaĢmasının
bölünmesi
Ģeklinde
tanımlanır. DavranıĢçılara göre, öfkeye ve saldırganlığa verilen tepkiler
25
aynen diğer davranıĢlar gibi öğrenilmiĢtir. Özellikle insanlar engellenmeye
karĢı saldırgan davranmayı çevreden öğrenirler, çünkü daha önce çevre
tarafından bu etkileĢimler körüklenmiĢtir.106
2.2.6.3. Psikoanalitik YaklaĢım
Psikoanalitik kuram öfkenin içgüdüsel olduğunu savunur. Kennedy
(1992)‟de
öfke
ve
saldırganlık,
ölüm
içgüdüsünün
veya
ayrılık
anksiyetesinin bir parçası olarak belirtilmiĢtir. Freud iç güdüleri iki ana
bölümde toplamıĢtır. YaĢam iç güdüsü ve ölüm iç güdüsü. YaĢam iç
güdüleri bireysel yaĢamın ve insan ırkının sürekliliğini sağlar. Açlık,
susuzluk ve cinsellik bunlar arasında sayılabilir. YaĢam enerjisini çalıĢtıran
enerji türüne libido denir. “YaĢamın amacı ölümdür” diyen Freud, her
insanda bilincinde olmadığı bir ölüm isteğinin var olduğuna inanmıĢtır.
Ölüm içgüdüsünün önemli bir türevi, saldırganlık dürtüsüdür. Freud‟a göre
saldırganlık, insanın kendine dönük yıkıcı eğilimlerinin dıĢ dünyadaki
objelere çevrilmesidir. Ġnsan diğer insanlarla savaĢır ya da onlara karĢıt
davranıĢlar geliĢtirir. Çünkü kendini yok etme isteği ve yaĢam içgüdüleri
birbirini etkisiz kılabilir ya da biri diğerinin yerine geçebilir.86,108
Freud, çocukta kiĢiliğin oluĢtuğu temel geliĢim dönemlerinde
saldırganlık ve öke duygularının oluĢtuğunu söyler. YaĢamın ilk dönemi
olan oral dönemdeki, oral saldırganlık olan ısırma, çiğneme, tükürme, ve
ağlama tepkileri, insanda var olan yıkıcı eğilimlerin ilk belirtileridir. Bu
dönemde takılıp kalma ya da bu döneme geri dönüĢ, saldırgan
davranıĢların temeli olarak kabul edilir. Sözel saldırganlıktan cinayete
kadar varan geniĢ davranıĢ yelpazesinde yer alan bütün belirtilerin
kökeninde bu dönemin kalıntıları görülür.103,107
26
Anal dönemde ise öfkenin temelleri atılmaya devam eder. Anal
dönemle sadist eğilimler arasındaki iliĢkinin temelinde iki öğe bulunur.
Bunlardan ilki, dıĢkının püskürtülmesinin saldırgan bir davranıĢ olarak
yorumlanmasıdır. Bir baĢka deyiĢle, dıĢkı ile öfke eĢanlamlılık taĢır. Ve
dıĢkı, çocuğun kızgınlık duygularını dile getirmesinde baĢlıca araç
durumuna gelir. YetiĢkinlikte öfke boĢaltılırken seçilen deyimlerin bir
bölümü, dıĢkı yada dıĢkıyı püskürtme anlamına gelen sözcükleri de içerir.
Ġkinci
öğe,
çocuğun
anüs
kaslarının
denetimini
kazanmasından
kaynaklanan güçlülük duygusudur. Ne var ki, bu güçlülük duygusu
annenin uygulamak istediği programın tehdidi altındadır. DıĢkıyı tutmakta
inat etmesi aĢırı biçimde cezlandırılır ya da denetimini yitirmesi çok
ayıplanırsa, çocuk anneyle iliĢkisinde oral dönemin ilkel nitelikli davranıĢ
örüntülerine gerileyebilir. Anal dönemde tuvalet eğitimi barıĢçıl yollarla
tamamlanmamıĢsa çeĢitli uyumsuz karakter özellikleri geliĢtirilir. Kızgınlık
duygularını (dıĢkısını) tuma çabası tüm duygusal tepkilerin ketlenmesine
neden olabilir (anal tutucu karakter). Annenin tutarsız davranıĢlarına ya da
ilgisizliğine karĢı duyduğu öfkeyi boĢaltma alıĢkanlığı geliĢtiren çocuklarda,
karĢıt duyguları (sevgi ve nefret) birlikte yaĢama, derbederlik, öfke tepkileri
gösterme, baĢkaldırma ve sadist-mazoĢist eğilimler yaĢam boyu izlerini
sürdürür. Bu gibi kiĢiler herĢeye, özellikle otoriteye, karĢıt öneriler
getirmeksizin sürekli karĢı çıkarlar.107,110
2.2.6.4. BiliĢsel YaklaĢım
BiliĢsel kuramcılar, öfkenin oluĢmasında biliĢsel süreçlere vurgu
yapmaktadır. Buna göre bireyin algılamaları, değerlendirmeleri ve
beklentileri
öfke
duygusunun
ortaya
çıkmasında
belirleyici
rol
oynamaktadır.111,112 Bir olayın özel yorumu, kiĢide özel duygusal cevaplara
yol açabilr. KiĢi, yaptığı yoruma bağlı olarak sevinebilir, üzülebilir,
27
korkabilir,
kızabilir
ya
da
herhangi
bir
duygusal
reaksiyon
göstermeyebilir.93 Örneğin, beklediğimiz dolmuĢ yavaĢlamadan geçip
gidince çaresizlik duyabilir ve “Beni görmezden geldi” diye düĢünüp
öfkelenebiliriz; ancak dolmuĢta boĢ yer olmadığını fark edince öfkemiz
yatıĢabilir. Burada öfke tepkisine yol açan Ģoförün keyfi olarak bizi
görmezden gelmiĢ olduğuna iliĢkin yaptığımız yorumdur.113
BiliĢsel yaklaĢıma göre olumsuz algılar ve düĢünceler kiĢilerin öfke
yaĢamalarının
tipik
ve
baĢlıca
nedenidir.
Olumsuz
düĢünceler
mükemmelliyetçi, olumsuz beklentilerle karakterize ve otomatiktirler.13 Öte
yandan tıpkı inanç kalıpları gibi; öfke, kaygı ve çöküntü duygularını
yaĢayıp yaĢamamak da öğrenilir. Ġnsanda gerçekçi düĢünme potansiyeli
olmasına rağmen, gerçekçi olmayan düĢünce ve inanç tarzları öğrenilip,
yaĢam; duygusal rahatsızlık ve uyumsuzluklarla doldurulabilir.14
2.2.6.5. Sosyal Öğrenme Kuramı
Sosyal öğrenme kuramcılarına göre öfke tepkileri bireyin yetiĢtiği
kültür içerisinde öğrenilmektedir. Öfkeyi ifade etme biçimi ilk ailede
öğrenilir. Öfke, gözleyerek, taklit, özdeĢleĢme, model alma yolllarıyla
öğrenilir. Sosyal öğrenme kuramı; Ģiddeti doğrudan deneyimleme veya
ebeveynlerinin Ģiddet gördüğüne tanıklık etmenin, öfke duygusunu
kazanmada temel bir rolü olduğunu savunmaktadır.13 Kashani (1995)‟te
ailenin
fonksiyonları
ile
çocuğun
öfkesini
uygun
Ģekilde
yaĢayıp
yaĢamaması arasında yakın bir iliĢki olduğu belirtilmektedir. Kendi uyum
düzeyleri düĢük olan ebeveynlerin çocukları öfkelerini dıĢa yöneltirlerken;
kendilerine güvenleri yüksek olan ailelerin çocukları, öfkelerini kontrol
etmekte ya da içe yöneltmektedirler. Aynı zamanda çocukların öfkelerini
28
uygun Ģekilde ifade etme veya kontrol edebilmeleri, ailelerinin kaynaĢtırıcı
tutumuyla orantılıdır. Diğer yandan öfkelerini içe yönelten kiĢilerin aileleri
daha az destekleyici ve daha düĢük yeterliğe sahipken; öfkelerini kontrol
edebilen kiĢilerin aileleri daha destekleyicidirler.14,100
Sosyal öğrenmecilere göre öfkenin davranıĢsal boyutu olan
saldırganlıkla ilgili olarak; engellenme ne kadar erken çağlarda baĢlarsa ve
ne denli güçlü olursa, saldırgan davranıĢlar da o ölçüde Ģiddetli, yıkıcı ve
yok edici olabilmektedir. Bu nedenle saldırganlık doğuĢtan gelmez, insanın
doğduğu andan itibaren öğrenilerek kazanılır. Daima saldırgan tutum ve
davranıĢlarla karĢılaĢan bir çocuğun, bunları bir davranıĢ biçimi olarak
benimseyip tekrarlamasının doğal olduğu düĢünülebilir. Bu kuramı
deneysel olarak doğrulayan Bandura ve çalıĢma arkadaĢları, saldırgan
davranan anne-babaların çocuklarının birbirlerine ve oyuncaklarına karĢı
sert, kırıcı ve yıkıcı olduklarını göstermiĢlerdir.93,103
Ayrıca, sosyal öğrenmecilere göre öfkenin ifade edilmesinde
cinsiyet farklılıkları bulunduğu söylenmektedir. Bu farklılık, toplumdaki
erkeklik ve kadınlık rol algılamalarından kaynaklanmaktadır. Erkekler
duydukları öfkeyi açıkça ifade ederken, kadınların öfkelerinin bilincine
varmaları ve öfkelerini ifade etmeleri engellenmiĢtir.86,112
2.2.6.6. VaroluĢçu YaklaĢım
VaroluĢçu yaklaĢım, öfkeyi insanın yok oluĢa, iĢlenmemiĢ
gizil
güçlere ve yaĢamın anlamsızlığına karĢı tepkide bulunması olarak
açıklamaktadır.114 Bu yaklaĢıma göre öfke kaçınılmazdır ve insana
29
özgüdür. Her insanda farklı biçimde yaĢanır ve diğer öfke ile iliĢkili
duyguların da merkezindedir. VaroluĢçular, geçmiĢ yaĢantılara iliĢkin
olumsuz duyguların, bireyin değiĢimi için engel olduğunu savunurlar.93,115
Sartre‟ya göre geçmiĢ ve bugün arasındaki boĢluk, hiçlik, ne yapacağımızı
seçme özgürlüğümüzü ve seçimlerimizi açıklamadaki yetersizliğimiz,
yaĢadığımız duygusal problemlerimizin kaynağı durumundadır.107,114
2.2.6.7. Gestalt YaklaĢımı
Gestalt yaklaĢımı bireylerin farkındalık kazanması, iç çatıĢmaların
yaĢanması;
yenebilmesi,
bitirilmemiĢ
iĢlerini
kutuplaĢmalarda
bitirmesi,
oluĢan
performans
tutarsızlıkların
anksiyetesini
üstesinden
gelebilmesi, sorumluluk alabilmesi temeline dayalıdır. Kurama göre,
duygulardan çok onların yaĢanması önemlidir. ġekil zeminden çıktığı
halde çözümlenmemiĢse, bireylerin, küskünlük, öfke, nefret ve suçluluk
gibi açığa vurulmamıĢ, duygularında açığa çıkan bitirilmemiĢ iĢleri kalmıĢ
demektir. Bu duygular, tam bir farkındalık içinde yaĢanmadığından, arka
planda gizlenirler ve kiĢinin kendisi veya baĢkalarıyla etkin bir biçimde
iliĢki kurmasını engelleyen biçimlerde Ģimdiki yaĢama taĢınırlar. BitmemiĢ
iĢler, bireyin açıklayamadığı duygularıyla yüzleĢip, bu duygularıyla baĢ
edebildiği ana kadar varlıklarını sürdürürler.106,114
2.2.7. KiĢilik Ve Öfkeyle Ġlgili Yapılan AraĢtırmalar
Zwemer ve Deffenbacher (1984), mantık dıĢı inançlar, öfke ve kaygı
arasındaki iliĢkiyi ortaya koymak amacı ile 382 öğrenciye MantıkdıĢı
Ġnançlar Testi, Öfke Envanteri ve Sürekli Öfke Envanteri uygulamıĢlardır.
AraĢtırma sonuçları, kiĢisel mükemmelliyetçilik, aĢırı kaygı, suçlama
eğilimi ve felaket yaratmanın (catastrophizing) genel öfkenin yordayıcıları
30
olduğunu göstermiĢtir. AĢırı kaygı, problemden kaçınma, felaket yaratma
ve kiĢisel mükemmelliyetçilik ise genel kaygı için anlamlı olarak yordayıcı
faktörlerdir.102
Stoner ve Spencer ( 1987), yaĢları 21 ile 83 arasında değiĢen 150
gönüllü kiĢiye Öfke Ġfade Ölçeği‟ni uygulamıĢlardır. Öfkeyi içte tutma, dıĢa
vurma ve toplam öfke düzeyinin puanlandırıldığı ölçekte genç ve orta yaĢlı
deneklerin yaĢlı deneklerden daha yüksek öfke düzeyine sahip olduğu
görülmüĢtür.102
Wagner,
Fletcer
ve
Gramzov
(1992),
öfke,
saldırganlık,
düĢmanlığın; suçluluk ve utanç duygusu ile iliĢkisini belirlemek için
yaptıkları çalıĢma sonucunda, utanmanın öfke kıĢkırtması, Ģüphecilik,
gücenme, irritasyon, olumsuz olaylarda baĢkasını suçlama ve dolaylı
düĢmanlık ifadesiyle iliĢkisi olduğu sonucuna varmıĢlardır. Suçluluğun ise;
düĢmanlık, gücenme, öfkenin bazı iĢaretleri ve baĢkalarını suçlama ile
iliĢkili olduğu bulunmuĢtur.17,116
Baygöl (1997)‟nin ergenler üzerinde yaptığı araĢtırmada, ergenlerin
öfkeyi yaĢayıĢ biçimleri ve öfke tepkilerine cinsiyet, eğitim durumu, ailenin
gelir düzeyi, kardeĢ sayısı gibi değiĢkenlerin
etkisi araĢtırılmıĢtır.
AraĢtırma örneklemi Bursa il merkezindeki liselerden 110 kız ve 110 erkek
olmak üzere 220 öğrenciden oluĢmaktadır. AraĢtırma bulgularına göre,
cinsiyet değiĢkeninin öfke tepki biçimlerini etkilemediği, ancak annebabanın ekonomik düzeyi ve eğitim durumu yükseldikçe dıĢa yönelik
öfkenin arttığı; kardeĢ sayısının arttıkça içe yönelik öfkenin de arttığı
sonucuna varılmıĢtır.117
31
Kısaç (1997), üniversite öğrencilerinin bazı değiĢkenlere göre
sürekli öfke ve öfke ifade düzeylerini incelediği araĢtırmasında, erkek
öğrencilerin kızlara göre öfkelerini daha fazla kontrol ettikleri gözlenmiĢtir.
Ayrıca öfkeyi dıĢa vurma düzeyleri, anne ve babalarının eğitim düzeylerine
göre değiĢmektedir.102
Okman (1999)‟un ergenlik dönemindeki öfke ifade tarzlarını kendilik
imgesi bağlamında incelediği araĢtırmada, ergenlerin dıĢa vurulmuĢ
öfkelerinin
anne
ve
babalarının
eğitim
düzeyine
göre
değiĢtiği
bulunmuĢtur. Anneleri yüksek öğrenim mezunu olan ergenler, ilkokul
mezunu veya okur yazar olan ergenlere göre dıĢa vurulmuĢ öfkeyi daha
rahat ortaya koyabilmektedir. Babaları yüksek öğrenim mezunu olan
ergenlerin öfkelerini kontrol altında tutma düzeyi daha yüksektir. Ayrıca
olumlu kendilik imgesine sahip öğrencilerde bastırılmıĢ sürekli öfke, öfkeyi
içte ve dıĢta tutma boyutlarında azalma olduğu ve kontrol altına alınmıĢ
öfke boyutunun da arttığı gözlenmiĢtir.7,118
Coles, Greene ve Braithwaite (2002), ergenlerde Ģiddet ve
saldırgan davranıĢlar için risk oluĢturabilecek psikolojik ve sosyal
faktörlerden kiĢilik, aile ve duygulanım (affect)‟i incelemiĢlerdir. 13-18 yaĢ
arası 99 erkeğin katıldığı araĢtırmada veri toplama aracı olarak, Minnesota
Çok Yönlü KiĢilik Envanteri ( MMPI) ve Durumluk- Sürekli Öfke Ġfadesi
Envanteri( Spielberger,1988) kullanılmıĢtır. Elde edilen bulgulara göre,
sürekli öfke ile kiĢilik tipleri arasında bir iliĢki ( F(2,96)=7.42, p<05)
bulunmuĢtur.119,120
32
OlmuĢ (2001) araĢtırmasında, lise ergenlerinin, sürekli öfke düzeyi
ve öfke ifade davranıĢlarının aile içi psikolojik örüntülere göre farklılaĢtığını
ortaya koymuĢtur. Aile ortamlarında birlik ve beraberliğin yoğun olarak
yaĢandığı ergenlerin daha az öfkeye kapıldıklarını; duygularını daha
sağlıklı
bir
biçimde
ifade
edebildiklerinden
öfkelerini
bastırıp
içe
yöneltmedikleri ve dıĢarıya karĢı da saldırgan ve öfkeli davrandıkları ve
öfkelerini uygun bir biçimde kontrol etmeyi baĢararak, dengeli yaĢadıkları
sonucuna varmıĢtır. Aile ortamları denetleyici ve kontrol edici olan
ergenlerin ise öfke duygusuna daha fazla kapıldıkları, yaĢadıkları baskı ve
denetim ortamı içinde duygularını rahatlıkla ifade edemediklerinden
yaĢadıkları bu duyguyu kontrol etme gereksinimi duydukları ve öfkelerini
daha çok kendilerine yönelttikleri görülmüĢtür.121
Balkaya (2003), 14-50 yaĢları arasındaki 756 kiĢilik örneklem ile
Çok Boyutlu Öfke Ölçeği geliĢtirme çalıĢması yapmıĢtır. Ortaya çıkan
ölçek boyutlarından bazılarının verdikleri bilgiler, öfke ile ilgili değiĢkenler
ve duygular hakkında ipuçları vermektedir. Buna göre, Öfke Belirtileri
boyutunda, cinsiyetler arasında fark olmadığı, Öfke ile Ġlgili DavranıĢlar
boyutunda, erkeklerde saldırganlık düzeylerinin kadınlara göre fazla
olduğu anlaĢılmıĢtır. Öfke ile ilgili düĢünceler boyutunda öfkenin, kaygı,
depresyon, düĢmanlık, olumsuz benlik, somatizasyon ve intihar eğilimi ile
yüksek bir iliĢki gösterdiği bulunmuĢtur. Ayrıca “Ciddiye Alınmama” alt
ölçeği hariç, diğer tüm boyutlarda yaĢ değiĢkeninin öfkeyi belirleyici olduğu
ve yaĢ ilerledikçe öfkede düĢme gözlenmiĢtir. Yine 14-19 yaĢ arasındaki
ergenlerin tüm gruplara göre daha fazla Ġntikam Tepkileri puanı aldıkları da
belirlenmiĢtir. Öfke ve eğitim düzeyi iliĢkisine bakıldığında ise, lise ve
üniversite
mezunlarının temel eğitim mezunlarından daha fazla öfke
yaĢadıkları ve öfkeye yol açan durumlardan daha fazla etkilendikleri
33
belirlenmiĢtir. Ancak bu yaĢananları davranıĢa dökme konusunda lise
mezunlarının daha rahat olduğu da bulunmuĢtur.83,106
Boman (2003), lise birinci sınıf düzeyindeki 102 öğrencinin
öfkelerini, duygusal, biliĢsel, davranıĢsal boyutlarını, olumlu baĢ etme
becerilerini ve yıkıcı ifade tarzlarını incelemiĢtir. Bulgular, erkek ve kız okul
çağı ergenlerinin öfkelerinin duyuĢsal boyutları arasında fark olmadığını,
kızların öfkelerini daha olumlu biçimde ifade ettiklerini ve erkeklerin okula
yönelik düĢmanca duygularının kız öğrencilerden daha fazla olduğunu
göstermiĢtir.17,123
DanıĢık (2005), 555 ergen ile yaptığı araĢtırmada, ergenlerin sürekli
öfke-öfke ifade tarzları ile problem çözme becerileri arasındaki iliĢkiyi
irdelemiĢtir. AraĢtırmada veri toplamak amacıyla “Problem Çözme
Envanteri” (Heppner ve Petersen, 1982), Sürekli Öfke-Öfke Tarzı Ölçeği
(Spielberger, 1983), “Kısa Semptom Envanteri” (Derogatis ve Lazarus,
1994), Duyguların Sosyal PaylaĢımı Ölçeği (AraĢtırmacı) ve KiĢisel Bilgi
Formu kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonucuna göre problem çözme ile
toplumsal cinsiyet, psikolojik semptom ve sosyal paylaĢım değiĢkenleri
arasındaki iliĢki anlamlı bulunmuĢtur; bu değiĢkenlerin
etkisi kontrol
edildikten sonra problem çözme ile öfke kontrolü arasında anlamlı
sonuçlar elde edilmiĢtir.95
Özkamalı (2005), kamu
veya
özel
sektöre
ait kurumlarda
çalıĢmakta olan 20–30 yaĢ grubu bireylerde, cinsiyet ve öğrenim düzeyleri
ile sürekli öfke, öfkeyi içte tutma, öfkeyi dıĢa vurma ve öfkeyi kontrol etme
düzeyleri arasındaki iliĢkiyi incelemeĢtir. ÇalıĢma sonucunda, cinsiyete
34
göre erkeklerin bayanlara göre anlamlı olarak öfkelerini daha fazla kontrol
edebildikleri ortaya çıkmıĢtır. Sürekli öfke, öfke dıĢta ve öfke içte alt
alanlarında bir farka rastlanmamıĢtır. Öğrenim düzeylerine göre, ilkokul ve
ortaokul mezunlarının anlamlı olarak lise, üniversite ve lisans üstü
mezunlarına göre sürekli öfke düzeylerinin daha yüksek olduğu; ilkokul
mezunu bireylerin diğer bireylere göre öfkelerinin içte tutma ve öfkelerini
dıĢa vurma düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıĢtır. Öfke kontrol boyutu
açısından bir farka rastlanmamıĢtır.123
Avcı (2006), Ģiddet davranıĢı gösteren ve göstermeyen ergenlerin
ailelerinin aile iĢlevlerini, öfke ve öfke ifade tarzları açısından incelemiĢ ve
ailelerde psikolojik probleme sahip olma, alkol kullanımı ve suça yönelik
davranıĢların görülme sıklığını karĢılaĢtırmıĢtır. AraĢtırmanın
örneklemi
14–18 yaĢları arasında Ģiddet davranıĢı gösteren ergenlerin aileleriyle
(n=54), bu tip olaylara karıĢmamıĢ ergenlerin ailelerinden (n=54)
oluĢmuĢtur. AraĢtırma sonuçları, öfke düzeyleri açısından incelendiğinde,
Ģiddet davranıĢı gösteren ergenlerin ailelerinin karĢılaĢtırma grubunda yer
alan ergenlerin ailelerine göre “sürekli öfke”, “içe-yönelik öfke” ve “dıĢa
yönelik öfke” düzeylerinin anlamlı bir Ģekilde daha yüksek olduğu
saptanmıĢtır.
ġiddet
davranıĢı
göstermeyen
ergenlerin
ailelerinin
öfkelerini daha iyi kontrol ettikleri görülmüĢtür. Ayrıca Ģiddet davranıĢı
gösteren ergenlerin aile üyelerinin daha fazla psikolojik probleme sahip
oldukları, alkol kullandıkları ve suç iĢleme davranıĢında bulundukları
saptanmıĢtır.6
Yazgan (2007)‟nin üniversite öğrencileri ile yaptığı çalıĢmada,
üniversite öğrencilerinin öfke ifade tarzları ve tolerans düzeyleri arasında
anlamlı düzeyde bir iliĢki olup olmadığı incelenmiĢtir. Bu amaçla, Ondokuz
35
Mayıs Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik DanıĢma ile
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği programlarında öğrenim gören 332
öğrenciye, Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Envanteri, Tolerans Envanteri
ve KiĢisel Bilgi Anketi uygulanmıĢtır.
AraĢtırma sonuçları, Öfke içe alt
ölçeği dıĢında tüm Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade
Tarzı alt ölçeklerinin
Tolerans Envanteri puanlarıyla anlamlı olarak iliĢkili
olduğunu
ortaya
çıkarmıĢtır.4
Fiyakalı (2008), anne-babası boĢanmıĢ ve boĢanmamıĢ lise
öğrencilerinin sürekli öfke düzeyleri ve öfke ifade tarzlarının cinsiyet, sınıf
düzeyi, anne-baba eğitim düzeyi ve algılanan anne-baba tutumlarına göre
farklılaĢıp farklılaĢmadığını karĢılaĢtırmalı olarak incelediği çalıĢmasını,
Denizli ilindeki 836 lise öğrencisiyle yapmıĢ ve anlamlı farklar olduğunu
görmüĢtür. Anne-baba boĢanma durumu ve anne tutum düzeyi ortak
etkisinin öğrencilerin sürekli öfke ve öfke kontrol tarzlarında; anne-baba
boĢanma durumu ve baba tutum düzeyi ortak etkisinin ise, öğrencilerin
sürekli öfke, öfke dıĢta ve öfke kontrol tarzlarında anlmalı bir fark yarattığı
görülmüĢtür.112
Gülveren (2008), lise son sınıf öğrencilerinde, iç-dıĢ kontrol odağı,
sürekli öfke ve öfke ifade tarzı ile zeka arasındaki iliĢkiyi Ankara ve
Ġstanbul‟dan 200 öğrenci üzerinde araĢtırmıĢtır. AraĢtırmada annesi lise
mezunu olan öğrencilerin sürekli öfke puanlarının yüksek olduğu
görülmüĢtür. Ġstediği bölümü kazanan öğrencilerin öfkelerini kontrol altına
aldıkları saptanmıĢtır. Öğrencilerin iç- dıĢ kontrol odağı ve sürekli öfkeöfke ifade tarzı puanlarında cinsiyet ve okul türüne bağlı olarak herhangi
bir farklılık görülmemiĢtir. Genel iç kontrol inancı ile kontrol altına alınmıĢ
öfke alt ölçeği arasında negatif; dıĢ kontrol odağı ile sürekli öfke, dıĢa
36
yönelik öfke ve içe yönelik öfke arasında pozitif bir iliĢki bulunmuĢtur.
ġansa inanma ile içe yönelik öfke; çabalamanın anlamsızlığı ile sürekli
öfke ve içe yönelik öfke arasında pozitif iliĢki saptanmıĢtır. Kadercilik alt
ölçeği ile sürekli öfke ve dıĢa yönelik öfke; adil olmayan dünya inancı ile
sürekli öfke, dıĢa yönelik öfke ve içe yönelik öfke arasında pozitif iliĢki
bulunmuĢtur.93
Akmaz (2009)‟un, eğitim yöneticilerinin bağlanma stilleri ile sürekli
öfke ve öfke ifade tarzları arasındaki iliĢkiyi incelediği araĢtırmasına
Ġstanbul ilinde görev yapan 108 eğitim yöneticisi katılmıĢtır. AraĢtırma
sonucunda, eğitim yöneticilerinin bağlanma stilleri ile öfke ve öfke ifade
tarzları arasında iliĢkinin olduğu bulunmuĢtur. Elde edilen bulgulara göre,
korkulu bağlanma, kayıtsız bağlanma, saplantılı bağlanma stiline sahip
yöneticilerin sürekli öfke düzeyleri arasında doğrusal ve anlamlı bir iliĢki
görülmüĢtür. Güvenli olmayan bağlanma stili (korkulu, saplantılı ve
kayıtsız) ile öfke içe, korkulu ve saplantılı bağlanma ile öfke dıĢa arasında
da doğrusal, anlamlı bir iliĢki elde edilmiĢtir. Öfke kontrol ile güvenli
bağlanma arasında doğrusal ve anlamlı bir iliĢkiye rastlanırken, korkulu
bağlanma ile öfke kontrol arasında ters yönlü ve anlamlı bir iliĢki
bulunmuĢtur. AraĢtırmada eğitim yöneticilerinin sürekli öfke ve öfke ifade
tarzları, yaĢ ve cinsiyet değiĢkenine göre farklılık oluĢturmamaktadır.
Ancak yöneticilerin Sürekli Öfke – Öfke Ġfade Tarzları ünvan değiĢkenine
göre fark göstermektedir. Bu sonuçlara göre, okul müdürlerinin müdür
yardımcılarına göre öfkelerini daha fazla dıĢa vurdukları bulunmuĢtur.113
Kuruoğlu (2009), üniversite öğrencilerinin sürekli öfke düzeyleri ve
öfke ifade tarzları ile obsesif kompulsif semptomları arasındaki iliĢkiyi
incelediği çalıĢmada, 122 kadın ve 92 erkek olmak üzere toplam 214
37
üniversite öğrencisine Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi ile Sürekli
Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı ölçeği uygulamıĢtır. Sürekli öfke ve öfke ifade
tarzı ile obsesif kompulsif semptomlar arasındaki anlamlı iliĢkinin yanında;
öfke ifade tarzlarının cinsiyet, yaĢ ve annelerinin eğitim düzeyi
değiĢkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaĢtığı görülmüĢtür. Baba eğitim
düzeyi ve aile gelir düzeyi değiĢkenlerinin ise sürekli öfke düzeyi ve öfke
ifade tarzı açısından anlamlı değiĢkenler olmadığı saptanmıĢtır.124
2.2.8. Spor Alanında KiĢilik Ve Öfke Ġle Ġlgili Yapılan ÇalıĢmalar
Kane (1964), profesyonel 100 genç futbolcuya uyguladığı Cattel 16
PF KiĢilik Envanterine göre, sporcuların sportif etkinlikte bulunmayanlara
göre daha saldırgan, baĢat, daha güvenli ve duygusal olarak daha dengeli
olduklarını saptamıĢtır.125
Morgan, 1966‟da amatör dünya Ģampiyonasına katılan 12 ABD, 4
Kanada, 7 Güney Afrika güreĢçi kolej öğrencileri arasında normal sayılan
standartların altında bir nörotizm düzeyi bulmuĢtur.127,128
Ogilvie (1968), baĢarılı kadın sporcuların kiĢilik özelliklerinin
toplumdaki kadınların ortalamasından çok büyük farklılıklar göstermediği
sonucuna varmıĢtır. Çok büyük baĢarı gösteren kadın sporcuların erkek
sporcularınkine yaklaĢan kiĢilik özellikleri gösterdiğini belirtmiĢlerdir.128
Fletcher ve Dowell (1971), tarafından atletler ve atlet olmayanlar
arasındaki kiĢilik özellikleri farkını ölçmek üzere lise birinci sınıfta okuyan
toplam 950 erkek öğrenciye Edwards KiĢisel Tercih Envanteri (EPPS)
uygulanmıĢtır. Atletlerin, sporcu olmayanlara göre baĢatlık, düzen ve
38
saldırganlık gereksinimlerine iliĢkin puan ortalamaları daha yüksek
bulunmuĢtur.125,129
Geron, Furst ve Rotstein (1986), 379 sporcu olmayan erkek ile 273
erkek sporcu (jimnastik, yüzme, koĢu, tenis, basketbol, hentbol, voleybol,
su topu ve futbol) olmak üzere 9 ayrı branĢtaki sporcuları cinsiyet, yaĢ,
etnik köken ve sosyo-ekonomik düzey bakımından araĢtırmak amacıyla
Minnesota Çok Yönlü KiĢilik Envanteri uygulayarak 29 değiĢkenden
17‟sinde önemli farklar tespit etmiĢlerdir. Bir baĢka boyutta, sprinter
koĢucularda kaygı, rahatsız edecek derecede duygusallık ve heyecan
yüksek çıkmıĢtır. Ayrıca bireysel sporcuların kiĢilik profili bakımından
sporcu
olmayanlardan
daha
farklı
çıktığı
halde
takım
sporlarına
katılanların sporcu olmayanlarla kıyaslandığında daha az değiĢkende fark
olduğu tespit edilmiĢtir.127,130
Güven (1988), minder güreĢini tercih edenlerin psiĢik özelliklerini,
Ģahsiyet özelliklerini, zeka biçimleri ve düzeylerini, ruh sağlığı özelliklerini
incelemiĢtir. AraĢtırmasının örneklemi, yaĢları 16 ve üstü olan, 36 erkek
güreĢçiden oluĢan denek grubu; 36 erkek sporcu ve 36 sporcu olmayan
erkekten oluĢan kontrol grubundan oluĢmaktadır. Veri toplama aracı
olarak, M.M.P.I. testi, Ruh Sağlığı Analiz Testi, Analitik Zeka Testi (AIT)
kullanılmıĢtır. MMPI sonuçlarına göre güreĢçiler, sporcu olmayanlara göre,
psikopatik, paranoid ve histeroid boyutunda daha yüksek puanlar
almıĢlardır. GüreĢçiler daha dıĢadönüktürler. AIT‟ye göre dıĢadönük
olanlar MMPI testinde de dıĢadönüktürler. GüreĢçilerdeki somut, yaratıcı
zeka biçimi ile dıĢadönüklük boyutu arasında anlamlı bir fark vardır.131
39
Koruç ve Bayar (1990), MMPI Minnesota Çok Yönlü KiĢilik
Envanteri kullanarak takım sporları ve bireysel sporlarda yer alan
sporcuların kiĢilik özellikleri arasındaki farkları araĢtırmıĢlardır. Envanter,
milli takım düzeyinde 368 sporcuya ve spor yapmayan 171 kiĢiye
uygulanmıĢtır. Takım sporu yapan kadınlar 59, bireysel spor yapan
kadınlar 87, spor yapmayan kadınlar 96, takım sporu yapan erkekler 68,
bireysel spor yapan erkekler 154, spor yapmayan erkekler 75 kiĢidir.
Bireysel spor yapan kadınlar, spor yapmayan kadınlara göre daha kendine
güvenen, maceracı, dıĢa dönük, sosyal yeterliliğe sahip kiĢilik özellikleri
sergilemektedirler. Takım sporları yapan kadınlar ile spor yapmayan
kadınların karĢılaĢtırılmasında, takım sporları yapan kadınların daha
güvenilir, enerjik, maceracı, risk almaya eğilimli, gereksiz kaygılardan
uzak, kurallara uyan dengeli ve daha dıĢadönük; takım ve bireysel spor
yapan kadınların karĢılaĢtırılmasında takım sporlarında yer alan kadın
sporcuların daha dıĢa dönük, daha sosyal, daha aktif, daha giriĢken, daha
az yaratıcı, sosyal açıdan daha uyumlu olduklarını bireysel spor yapan
kadınlarınsa daha yaratıcı, daha az giriĢken, daha tepkisel, daha içe
dönük oldukları görülmüĢtür. Bireysel spor yapan erkeklerin, spor
yapmayan erkeklere göre daha uyumlu, daha giriĢken, saldırgan, meraklı,
toleranslı, sorumluluklarını yerine getirmede titiz, yaratıcı oldukları; takım
sporu yapan erkeklerin daha uyumlu, giriĢken, toleranslı, titiz, yaratıcı
oldukları
görülmüĢtür.
Bireysel
ve
takım
sporu
yapan
erkekler
karĢılaĢtırıldığında takım sporu yapan erkeklerin daha toleranslı, estetik,
düĢünebilen, daha az saldırgan bireyler olduğu Ģeklinde yorumlanmıĢtır.132
Koruç (1994), bayan milli voleybol takımının kiĢilik örüntülerini
incelediği araĢtırmasında, sporcuların dıĢa dönük, macerayı seven, risk
alma özelliği yüksek, sorumluluk alabilen, kuralcı, itaatkâr, genelde katı,
toplumsal yaĢamayı seven bireylerden oluĢtuğunu rapor etmiĢtir.17,133
40
Yakupoğlu (1997), sporcuların açık ya da
kapalı spor dallarına
yöneliĢinin kiĢilik özellikleriyle iliĢkisini belirlemeye çalıĢmıĢtır. Hareketin
diğer kiĢi ve nesnelerin konumuna, hızına ve zamanlamasına göre
düzenlendiği beceriler açık beceriler olarak tanımlanmaktadır. Örneğin,
futbolcuların havadan gelen topa yere değmeden vurması bir açık
beceridir. Kapalı beceriler, oyuncu hareketlerinin mekan faktörlerine
uyumunu gerektiren becerilerdir. Çevre sabittir, hareket etmez. Örneğin
okçuluk, bowling ve benzeri sporlar bu grup becerileri gerektirmektedirler.
Halter, okçuluk, eskrim, taekvando dallarından 53 erkek ve 30 bayan
olmak üzere 83 milli sporcunun katıldığı araĢtırmada Cattel 16 PF ( KiĢilik
Envanteri) kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda
açık beceri gerektiren
sporları yapan sporcularda B, Z, E ve H KiĢilik Faktörüne iliĢkin aldıkları
puanlar, kapalı beceri gerektiren sporları yapanlardan daha yüksek olduğu
saptanmıĢtır. Bu durum bize, açık beceri gerektiren sporları yapan
deneklerin daha zeki, kıvrak, kavgacı, sert, maceracı ve dıĢa dönük
olduklarını göstermektedir.134,135
Bayar ve Koruç (1997) atletizmde atıcıların kiĢilik özelliklerini
araĢtırdığı çalıĢmada, atletizmde atma branĢında elit olan atletlerin kiĢilik
özellikleri ile diğer atletler ve ve spor yapmayanların kiĢilik özelliklerini
karĢılaĢtırmıĢlardır. 24 atıcı atlet, 57 atlet ve 69 sedanterden oluĢan gruba
Minnesota ÇokYönlü KiĢilik Envanteri (MMPI) uygulanmıĢtır. Sonuç olarak,
Mf alt testinden yüksek puan alan atlet atıcıların giriĢken, baĢat, sert ve
çetin görüntüye sahip olduğu; Ma alt ölçeğinden yüksek puan alan, bayan
atlet atıcıların hareketli, enerjik ve sempatik olduğu görülmüĢtür. Hs ölçeği
sporcu olmayanlarda sporculara oranla daha yüksek bulunmuĢtur. Bu
ölçekten alınan yüksek puanlar bedeni ile aĢırı ilgilenme, belirsiz somatik
41
yakınmalar, yorgunluk ve benmerkezciliği göstermektedir.
Buna göre
sporcular iyimser, atak, duyarlı, anlayıĢlı ve günlük yaĢamda etkili
kiĢilerdir.
Pt
ölçeğine
iliĢkin
puanlar,
spor
yapan
grupta,
spor
yapmayanlara oranla daha düĢük bulunmuĢtur. Pt ölçeğinden yüksek
puan alan bireyler, dikkatini toplayamayan, sinirli, tedirgin, en küçük
sorunlar karĢısında bile kaygılanan bireylerdir. DüĢük puan alanlar ise,
korku
ve
kaygıdan
uzak,
yetenekli
uyumlu
kiĢiler
olarak
tanmlanmaktadır.136,137
Kuru (1999), Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek
Okulu‟nda okuyan milli sporcular ile beden eğitimi derslerine katılan
öğrencilerin kiĢilik özellikleri bakımından anlamlı bir fark olup olmadığını
Hacettepe KiĢilik Envanteri (Özgüven 1982) ile araĢtırmıĢtır. 18-25 yaĢ
arası okula devamlı gelen 122 milli sporcu, 124 milli olmayan kız ve erkek
toplam 246 öğrencinin katıldığı araĢtırmada kiĢilik özellikleri, cinsiyet, ferdi
ve takım sporu yapma, milli olup olmama değiĢkenleri arasında manidar
bir fark bulunmamıĢtır.125
Kızmaz (2004), bireysel ve takım sporu yapan sporcuların kiĢilik
özelliklerinin
karĢılaĢtırdığı
araĢtırmada
veri
toplama
aracı
olarak
Hacettepe KiĢilik Envanteri kullanmıĢtır. Bireysel spor yapan 71, takım
sporu yapan 66 olmak üzere toplam 137 kiĢinin katıldığı araĢtırmada
bireysel
ve
takım
sporu
yapanlar
arasında
anlamlı
bir
farka
rastlanmamıĢtır. ancak spor yapma yılının artması ile sosyal uyum ve
genel uyum puanlarında; gelir düzeyinin artması ile de kiĢisel uyum
düzeyinde artıĢ görülmüĢtür.138
42
Yentür (2004), milli takım düzeyindeki elit bayan sporcuların, kiĢilik
yapılarıyla bedenlerini algılama düzeylerini karĢılaĢtırdığı araĢtırmada veri
toplama aracı olarak Hacettepe KiĢilik Envanteri ve Çok Yönlü Beden-Self
Ölçeği kullanmıĢtır. AraĢtırmaya basketbol, futbol, hentbol, judo, karate,
halter ve güreĢ branĢlarında faaliyet gösteren Milli Takım kamplarına
katılmıĢ olan 159 bayan sporcu katılmıĢtır. elde edilen bulgulara göre,
güreĢ ve halter branĢlarıyla uğraĢan bayan sporcuların kiĢisel uyum
puanları düĢüktür. Diğer branĢlardaki sporcuların kiĢisel uyum puanlarına
göre „uyumlu‟ oldukları görülmüĢtür. Bütün bayan sporcuların sosyal uyum
puanları yüksek çıkmasına karĢın basketbol, futbol, hentbol, judo
branĢlarıyla ilgilenen sporcuların puanları diğer branĢlardakilere göre daha
yüksek çıkmıĢtır.139
Güler (2005), artistik cimnastikle ilglenen elit sporcuların kiĢilik
yapısını belirmeye yönelik araĢtırmasında 100 sporcuya Cattel Reymond
tarafından geliĢtirilen 16 PF (The Sexteen Personality Questionnaire)
KiĢilik Envanteri uygulamıĢtır. Sonuç olarak, cimnastik sporu ile ilgilenen
erkeklerin bayanlardan daha gerçekçi (amaçlarına ulaĢmada baĢarılı) bir
kiĢilik yapısına sahip oldukları, erkek cimnastikçilerin önündeki iĢi bitirmeyi
önemsedikleri, bayan cimnastikçilerin ise iĢi anlamaya önem verdikleri;
erkek cimnastikçilerin daha pratik, uygulayıcı ve geleneğe bağlı oldukları,
bayanların ise denemeye açık ve kendi ürünleri olan yeni projeleri sonucu
belli olmasa da uygulamaya kalkıĢtıkları görülmüĢtür. Bunun yanında hem
bayan hem de erkek cimnastikçilerin kendilerini çok fazla iĢe vermedikleri,
strese karĢı dirençli olmadıkları, sabırsız ve sinirli oldukları, duygularını zor
kontrol ettikleri ve sakarlık yapmaya yatkın oldukları sonucuna varmıĢtır.135
43
Zekioğlu ve Tatar (2006), ünversitede eğitim gören futbolcuların
empatik becerlerini kiĢilik özellikleriyle karĢılaĢtırdıkları araĢtırmada, BeĢ
Faktör KiĢilik Envanteri (5FKE) ile Dökmen (1990) tarafından geliĢtirilen
Empatik Beceri Ölçeği-B Formu (EBÖ-B Formu) ölçme araçları olarak
kullanılmıĢtır. Analizi sonuçlarına göre EBÖ-B Formu puanları ile 5FKE‟nin
HoĢgörü, Kurallara Bağlılık, Duyarlılık Boyutları puanları arasında pozitif
yönlü, Heyecan Arama ve Duygusal DeğiĢkenlik Boyutları puanları
arasında da ters yönlü; Özdenetim ve Sorumluluk Faktör puanı ile de
pozitif yönlü olarak 0.30‟un üzerinde “r” değerlerine sahip ve istatistiksel
düzeyde (p<0.05) anlamlı iliĢkiler elde edilmiĢtir.140
Tosunoğlu (2008), Tokat il merkezinde ortaöğretimde okuyan 15-18
yaĢ arası, 113 kız ve 218 erkek sporcu olmak üzere toplam 331 sporcu
öğrenci üzerinde çalıĢma yapmıĢtır. Takım sporları ile uğraĢan sporcu
öğrencilerin
spor
araĢtırmasında
branĢlarına
Eysenck
KiĢilik
göre
kiĢilik
Envanteri
özellklerini
incelediği
kullanmıĢtır.
AraĢtırma
sonuçlarına göre; kız sporcular erkek sporculara göre daha nevrotik
eğilimler göstermektedir. BranĢlara bakıldığında, voleybol branĢındaki
sporcu öğrencilerin diğer branĢlardaki sporculardan psikotik değerleri daha
küçük çıkmıĢtır. BranĢlara göre nevrotik puanlar incelendiğinde en yüksek
puan
ortalamasının
futbol
branĢıyla
uğraĢan
sporcularda
olduğu
görülmektedir. Voleybol branĢında erkek sporcuların psikotik değerleri kız
voleybolculardan daha yüksektir. Hentbol branĢında ise kız sporcuların
psikotik değerleri erkek hentbolculardan daha yüksek çıkmıĢtır.127
Yıldız
(2008),
2007–2008
futbol
sezonunda
çeĢitli
illerde,
profesyonel, paf ve amatör liglerde oynayan 300 futbolcunun kiĢilik tipleri
ile sürekli öfke-öfke ifade tarzlarını incelemiĢtir. Veri toplama aracı olarak
44
Sürekli Öfke–Öfke Tarz Ölçeği (Özer, 1994) ve Eysenck KiĢilik
Envanteri‟nin kullanıldığı araĢtırma sonucuna göre paf liginde yer alan
futbolcuların sürekli öfke ve öfke tarzları ile kiĢilik tiplerinden psikotizm alt
boyutu arasında anlamlı düzeyde iliĢki varken, diğer alt boyutlar olan dıĢa
dönük, nörotik ve yalan alt boyutları arasında anlamlı düzeyde bir iliĢkinin
olmadığı görülmüĢtür. Amatör ve profesyonel ligde yer alan futbolcuların
sürekli öfke ve öfke tarzları ile kiĢilik tiplerinin tüm alt boyutları (psikotizm,
dıĢadönük, nörotik ve yalan) arasında anlamlı düzeyde bir iliĢki
bulunmuĢtur. Statü değiĢkenine göre futbolcuların sürekli öfke alt boyutu,
ayrıca öfke dıĢa, öfke kontrol, dıĢa dönüklük ve nörotik alt boyutları
arasında anlamlı bir farklılık yokken; öfke iç alt, psikotizm ve yalan alt
boyutları arasında anlamlı bir farklılık vardır. Eğitim değiĢkenine göre
bakıldığında
ise
eğitim
düzeyi
arttıkça
öfke
kontrolünün
arttığı
görülmüĢtür.17
45
3. GEREÇ VE YÖNTEM
3.1. AraĢtırma Modeli
Bu araĢtırmada, bireysel mücadele sporlarındaki sporcuların öfke
ve kiĢilik özellikleri arasındaki iliĢki, genel tarama modellerinden iliĢkisel
tarama modeli ile incelenmiĢtir.
3.2. AraĢtırma Örneklemi
Verilerin toplandığı örneklem grubu, 2008-2009 sezonunda Ankara
Bölgesinde yapılan Türkiye Ģampiyonasına katılan taekwondo branĢında
mücadele eden, elit sporcular ile milli takım kamplarına katılan, judo ve
güreĢ
branĢlarında
mücadele
eden
sporculardan
oluĢmaktadır.
AraĢtırmaya katılan sporcular, 16 yaĢ ve üstü, 69 kadın ve 105 erkek
olmak üzere toplam 174 sporcudan oluĢmaktadır.
3.3. Veri Toplama Araçları
AraĢtırmada veri toplama araçları olarak, katılımcıların demografik
bilgilerini öğrenmek amacıyla KiĢisel Bilgi Formu ( EK1 ); öfke düzeylerini
belirlemek için Sürekli Öfke Öfke Tarz Ölçeği ( EK2 ) ve kiĢilik özellikleri
için de BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri ( EK3 ) kullanılmıĢtır.
46
3.3.1. KiĢisel Bilgi Formu
AraĢtırmaya katılan örneklemin
demografik özelliklerinin sürekli
öfke ve öfke tarzlarıyla iliĢkisini incelemek amacıyla geliĢtirilmiĢtir.
AraĢtırmanın bağımlı değiĢkenini sürekli öfke ve öfke tarzı oluĢtururken;
bağımsız değiĢkenler, branĢ, cinsiyet, yaĢ, öğrenim durumu, annenin
öğrenim durumu, babanın öğrenim durumu, kaç yıldır bu sporu lisanslı
olarak yaptıkları ve gelir düzeyidir.
3.3.2. Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)
Bu araĢtırmada, öfke duygusunu ölçmek için kullanılan ölçek, 1983
yılında C. D. Spielberger tarafından The State - Trait Anger Scale (STAS)
olarak geliĢtirilmiĢtir. 1994 yılında A. K. Özer tarafından Sürekli Öfke-Öfke
Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ) olarak Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalıĢmaları
yapılan ölçek, Sürekli Öfke (10 madde), Öfke Ġç (8 madde), Öfke DıĢ (8
madde) ve Öfke kontrol (8 madde) 4 alt boyut olmak üzere toplam 34
maddeden oluĢmaktadır.17,92
Ölçeği oluĢturan alt ölçekler:
-
Sürekli öfke alt boyutu (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. maddeler) öfke
düzeyinin yüksekliğini; kiĢinin ne derece öfke yaĢadığını, durumluk
öfke yaĢama eğilimini gösterir.
-
Öfke içte alt boyutu (13, 15, 16, 20, 23, 26, 27, 31. maddeler)
bastırılan ve içte tutulan öfkeyi gösterir.
-
Öfke dış alt boyutu (12, 17, 19, 22, 24, 29, 32, 33. maddeler) ifade
edilen, dıĢa vurulan öfkeyi gösterir.
47
-
Öfke kontrol alt boyutu (11, 14, 18, 21, 25, 28, 30, 34. Maddeler)
öfkenin kontrol edildiğini, bireyin baĢkalarıyla olan iliĢkilerinde
genelde ne ölçüde sabırlı, soğukkanlı, hoĢgörülü ve anlayıĢlı
davrandığını ve öfkesini ne derece kontrol ettiğini veya ne derece
sakinleĢme eğilimi içinde olduğunu ölçmektedir.17,92
Likert tipi ölçeğin maddeleri „Sizi ne kadar tanımlıyor?‟ sorusuna
yanıt olacak Ģekilde „Hiç ( 1 puan)‟, „Biraz (2 puan)‟, Oldukça (3 puan)‟,
Tümüyle (4 puan) yanıtlarıyla cevaplanır.
Yıldız (2008) araĢtırmasında, The State - Trait Anger Scale
(STAS)‟in Türkçe uyarlaması olan Sürekli Öfke Öfke Tarz Ölçeği (SÖÖTÖ)‟nin iç tutarlık için Cronbach Alfa değerlerini hesaplamıĢtır. „sürekli
öfke‟ boyutu için .79; „öfke kontrol‟ boyutu için .84; „öfke dıĢ „ boyutu için
.78 ve „öfke içte‟ alt boyutu için de .62 olarak bulunmuĢtur.Yapı geçerliği,
3‟lü faktör analiziyle yapılmıĢ ve ölçeğin faktör yapısının orjinal ölçeğin
faktör yapısını yansıttığı gözlenmiĢtir. Ölçüt bağıntılı geçerlik için Sürekli
öfke ve öfke tarz ölçeklerinin, Sürekli Kaygı, Depresif Sıfatlar Listesi ile
Öfke Envanteri ile korelasyonlarına bakılmıĢ elde edilen korelasyonlar .01
ve .001 düzeyinde anlamlı bulunmuĢtur. Ayrıca Sürekli Öfke ve Öfke
DıĢavurum ölçeği arasında ters ve yüksek bir korelasyon saptanmıĢtır. 17
Bu araĢtırmada ise, öfke alt boyutları için elde edilen Cronbach Alfa
değerleri Ģöyledir: Sürekli öfke = .86; Öfke kontrol = .78; Öfke dıĢta
boyutu için .76 ve Öfke içte alt boyutu için de .66 olarak bulunmuĢtur.
48
3.3.3. BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri
Envanter,
kiĢiliği
beĢ
faktörde
inceleyen
beş
faktör
kişilik
modeli‟nden hareketle oluĢturulmuĢtur. Ölçeğin oluĢturulma sürecindeki ilk
aĢamada bir madde havuzu oluĢturulması hedeflenmiĢtir. Madde havuzu
oluĢturulurken uluslararası bir kiĢilik madde havuzundan yararlanılmıĢtır.
Somer, Korkmaz ve Tatar (2002) tarafından maddeler seçildikten sonra,
seçilen bu 361 madde 790 kiĢilik bir örnekleme uygulanmıĢtır. 361
maddenin yerleĢtirilmiĢ olduğu beĢ faktörün (DıĢadönüklük, YumuĢak
BaĢlılık, Öz Denetim, Duygusal Tutarsızlık ve GeliĢime Açıklık) iç tutarlık
güvenirlik analizleri yapılmıĢtır. BeĢ genel faktörün güvenirlik katsayıları
0.84 ile 0.91 ( X=0.86) arasındadır. Öz Denetim/Sorumluluk için = 0.91,
GeliĢime Açıklık için = 0.84, YumuĢak BaĢlılık için = 0.86, DıĢadönüklük
için = 0.86 ve Duygusal Denge için = 0.84 bulunmuĢtur.59,137
Bu araĢtırmada, 220 soruluk kiĢilik envanterinden elde ettiğimiz
güvenirlik katsayıları ise aĢağıdaki tabloda gösterilmiĢtir:
Tablo 1: Güvenirlik Katsayıları
Faktör Adı
Yüksek Puan Özellikleri
Cronbach's
Alpha
DIġADÖNÜKLÜK (D)
canlı, giriĢken, sosyal, hareketli, coĢkulu, rahat, doğal,
iyimser
0,78
YUMUġAKBAġLILIK/
GEÇĠMLĠLĠK (Y)
çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin,
insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın
0,86
ÖZ-DENETĠM/ SORUMLULUK
(ÖD)
düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk
sahibi
0,89
DUYGUSAL TUTARSIZLIK
(DT)
hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri
0,92
GELĠġĠME AÇIKLIK (GA)
analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık,
yaratıcı
0,82
49
3.4. Verilerin Analizi
DeğiĢkenler
momentler
özelliklerinin
arasındaki
korelasyon
iliĢkinin
katsayısı
sosyodemografik
hesaplanmasında
hesaplanırken
değiĢkenler
öfkenin
açısından
Pearson
ve
kiĢilik
değiĢip
değiĢmediğini belirlemek için t testi ve varyans analizi yapılmıĢtır. Varyans
analizi
yapmak
durumlarda
için
gerekli
non-parametrik
olan
temel
testlerden
sayıltılar
karĢılanamadığı
yararlanılmıĢtır.
Tüm
bu
hesaplamaları yaparken SPSS 11,5 istatistik paket programı kullanılmıĢtır.
50
4. BULGULAR
AraĢtırmanın bu bölümünde, amaçlar doğrultusunda elde edilen
veriler iĢlenip, SPSS 11.5 programıyla analiz edildikten sonra ulaĢılan
bulgular
tablolaĢtırılmıĢtır.
Daha
sonra
tablolardaki
bulgular
yorumlanmıĢtır.
4.1. Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit
Sporcuların Demografik Bilgileri
AraĢtırma
örneklemini
oluĢturan
sporcuların
cinsiyete
göre
branĢlara dağılımı Tablo 2‟de gösterilmiĢtir:
Tablo 2: Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit
Sporcuların cinsiyet ve branĢlara göre dağılımı
GüreĢ
Taekwondo
Judo
Kadın
26
43
Erkek
46
11
48
Toplam
72
54
48
Tablo 2‟de bireysel spor yapan elit sporcuların % 39.7‟sinin cinsiyeti
kadın, % 60.3‟ü erkektir. BranĢlarına göre dağılımını incelediğimizde ise
katılımcıların % 41.4‟ü taekwondo, % 31‟i judo ve % 27.6‟sı güreĢ
branĢlarında yarıĢmaktadır.
51
Örneklemi oluĢturan sporcuların öğrenim durumu ve yaĢa göre
dağılımı Tablo 3‟te gösterilmiĢtir:
Tablo 3: Sporcuların öğrenim durumu ve yaĢa göre dağılımı
Ġlköğretim
Lise
Lisans ve Üstü
16-18 arası
19
44
3
19-21 arası
4
21
35
22 ve üstü
3
8
37
Toplam
26
73
75
Sporcuların yaĢlarına göre dağılımına bakıldığında % 37.9‟u 16-18
yaĢ arasında, %34.5‟i 19-21 yaĢ arasında, % 27.6‟sı 22-24 ve üstü
yaĢlardadır. Öğrenim durumuna göre dağılımına göre % 14.9‟u ilköğretim,
% 42‟si lise, % 43.1‟i ise lisans ve üstü öğrenim düzeyindedir.
Örneklemi oluĢturan sporcuların annelerinin öğrenim durumuna
göre dağılımı Tablo 4‟te gösterilmiĢtir:
Tablo 4: Sporcuların annelerinin öğrenim durumuna göre dağılımı
Annenin Öğrenim
Durumu
Ġlkokul
Ortaokul
Lise
Lisans ve üstü
Toplam
n
%
80
42
39
13
174
46
24.1
22.4
7.5
100
52
Sporcuların
annelerinin
öğrenim
durumuna
göre
dağılımına
bakıldığında % 46‟sı ilkokul, % 24.1‟i ortaokul, % 22.4‟ü lise, % 7.5‟i ise
lisans ve üstü öğrenim düzeyindedir.
Örneklemi oluĢturan sporcuların babalarının öğrenim durumuna
göre dağılımı Tablo 5‟te gösterilmiĢtir:
Tablo 5: Sporcuların babalarının öğrenim durumuna göre dağılımı
Babanın Öğrenim
Durumu
Ġlkokul
Ortaokul
Lise
Lisans ve üstü
Toplam
n
%
47
41
66
20
174
27
23.6
37.9
11.5
100
Babalarının öğrenim durumuna göre dağılımında ise, % 27‟si
ilkokul, % 23.6‟sı ortaokul, % 37.9‟u lise, %11.5‟i ise lisans ve üstü
öğrenim düzeyindedir.
Sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıkları Tablo 6‟da
gösterilmiĢtir:
Tablo 6: Sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıkları
Kaç yıldır spor
yaptıkları
1-3
4-6
7-9
10-üstü
Toplam
n
%
45
33
42
54
174
25,86
18,96
24,14
31,40
100
53
Tablo 6‟ya bakıldığında 1-3 yıl arası bu sporu yapanlar % 25.86, 4-6
yıldır bu sporu yapanlar % 18.96, 7-9 yıldır bu sporu yapanlar % 24.14, 10
yıl ve daha uzun süredir bu sporu yapanlar örneklemin % 31.40‟ını
oluĢturmaktadır.
Sporcuların gelir düzeyleri Tablo 7‟de gösterilmiĢtir:
Tablo 7: Sporcuların gelir düzeyi
Gelir Düzeyi
500-1000 YTL arası
1001-2000 YTL arası
2001-3000 YTL arası
3001 YTL ve üstü
Toplam
n
80
71
19
4
174
%
46
40.8
10.9
2.3
100
Gelir düzeyi tablosuna göre sporcuların ailelerinin ya da kendilerinin
gelir düzeyi 500-1000 YTL arasında olanların oranı % 46; 1001-2000 YTL
arasında olanların oranı % 40.8, 2001-3000 YTL arasında olanların oranı
% 10.9, 3001 YTL ve üstü gelir düzeyine sahip olanların oranı ise %
2.3‟tür.
54
4.2. Bireysel Mücadele Sporlarındaki (Taekwondo, Judo, GüreĢ) Elit
Sporcuların Öfke Düzeyleri ve KiĢilik Özellikleri Arasındaki ĠliĢki
AraĢtırmanın amaçları doğrultusunda, Sürekli Öfke – Öfke Tarz
Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutları ile BeĢ Faktör KiĢilik Envanterinin alt
faktörleri arasındaki iliĢki Tablo 8‟de gösterilmiĢ; tablodaki bulgular
açıklanmıĢtır:
Tablo 8: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutları ile BeĢ Faktör
GeliĢime Açıklık
Toplam Puanı
Duygusal
Tutarsızlık Toplam
Puanı
ÖzDenetim/Sorumlulu
k Toplam Puanı
Öfke kontrol
.446(**)
.658(**)
-.264(**)
-.031
-.507(**)
-.344(**)
.296(**)
-.159(*)
.550(**)
-.045
-.211(**)
-.289(**)
-.264(**)
.325(**)
-.017
-.326(**)
-.025
-.525(**)
-.466(**)
.287(**)
-.148
-.013
.444(**)
.395(**)
-.327(**)
.289(**)
.131
-.018
-.244(**)
.470(**)
.701(**)
-.469(**)
.546(**)
-.481(**)
.450(**)
Öfke dıĢ
Öfke kontrol
DıĢadönüklük Toplam
Puanı
YumuĢak
baĢlılık/Geçimlilik
Toplam Puanı
ÖzDenetim/Sorumluluk
Toplam Puanı
Duygusal Tutarsızlık
Toplam Puanı
* p< 0.05
YumuĢak
baĢlılık/Geçimlilik
Toplam Puanı
Öfke dıĢ
Öfke iç
Öfke iç
Sürekli öfke
DıĢadönüklük
Toplam Puanı
KiĢilik Envanteri’nin alt faktörleri arasındaki iliĢki
.304(**)
** p< 0.01
55
Tablo 8 incelendiğinde sporcuların sürekli öfke puanları ile öfke içte
puanları arasında anlamlı bir iliĢki (r=0.446, p<0.01) bulunmuĢtur.
Sporcular sahip olduğu sürekli öfke düzeyleri arttıkça daha çok içe
yöneltilmiĢ ve bastırılmıĢ öfkeye sahip olmaktadırlar. Yine sürekli öfke ile
öfke dış alt boyutları arasında da anlamlı bir iliĢki vardır (r=0.658, p<0.01).
Bireylerin öfke düzeyleri arttıkça, öfkelerini dıĢa yöneltmektedirler. Sürekli
öfke ile öfke kontrol alt boyutu arasında ise olumsuz bir iliĢki vardır (r= 0.264, p<0.01). Öfke düzeyleri arttıkça öfke kontrollleri azalmaktadır.
Sürekli öfke‟nin BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri‟nin faktörleriyle
iliĢkisine bakıldığında dışadönüklük faktörü hariç diğer faktörlerle anlamlı
iliĢkileri olduğu görülmektedir. Sürekli öfke ile Yumuşak başlılık/Geçimlilik
faktörü arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.507, p<0.01) göre;
sporcular, çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin,
insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özellikleri gösterdikçe sürekli
öfke düzeyleri düĢmektedir.
Sürekli öfke ile öz-denetim/ sorumluluk faktörü arasında olumsuz bir
iliĢki (r= -0.344, p<0.01) vardır. Sporcular, düzenli, planlı, amaçlı, kararlı,
temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi oldukça öfke düzeyleri düĢmektedir.
Sürekli öfke ile duygusal tutarsızlık faktörü arasındaki anlamlı
iliĢkiye (r= 0.296, p<0.01) göre sporcular, hassas, duygusal, endiĢeli,
gergin, dirençsiz, fevri oldukça sürekli öfkeleri düzeyleri yükselmektedir.
56
Sürekli öfke ile gelişime açıklık faktörü arasında olumsuz bir iliĢki
(r= -0.159, p<0.05) vardır. Analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ,
yeniliğe
açık,
yaratıcı
kiĢilik
özelliklerine
sahip
sporcuların
öfke
düzeylerinin de düĢtüğü görülmektedir.
Öfke iç alt boyutu ile öfke dış alt boyutu arasındaki anlamlı iliĢki
(r=0.550, p<0.01), öfkelerini dıĢa yöneltenlerin aynı zamanda öfkelerini içe
de attıklarını göstermektedir.
Öfke iç alt boyutu ile dışadönüklük faktörü arasındaki olumsuz iliĢki
(r= -0.211, p<0.01) canlı, giriĢken, sosyal, hareketli, coĢkulu, rahat, doğal,
iyimser olan sporcuların daha az bastırılmıĢ öfkeye sahip olduklarını
göstermektedir.
Öfke iç alt boyutu ile yumuşak başlılık/geçimlilik faktörü arasındaki
anlamlı olumsuz iliĢkiye (r= -0.289, p<0.01) göre sporcular, çatıĢmadan
kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine
yatkın kiĢilik özelliklerine sahip oldukça daha az bastırılmıĢ öfkeye sahip
olmaktadırlar.
Öfke iç alt boyutu ile öz-denetim/sorumluluk faktörü arasındaki
anlamlı olumsuz iliĢkiye (r= -0.264, p<0.01) göre düzenli, planlı, amaçlı,
kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi kiĢilik özellikleri gösterenler
öfkelerini daha az bastırmakta; diğer bir deyiĢle daha az içe yöneltilmiĢ
öfkeye sahip olmaktadırlar.
57
Öfke iç alt boyutu ile duygusal tutarsızlık faktörü arasındaki anlamlı
iliĢkiye (r=0.325, p<0.01) göre sporcular, hassas, duygusal, endiĢeli,
gergin, dirençsiz, fevri oldukça içe yöneltilmiĢ öfke düzeyleri artmaktadır.
Öfke dış boyutu ile öfke kontrol boyutları arasındaki olumsuz iliĢkiye
göre (r= -0.326, p<0.01) öfkelerini kontrol edemeyenlerin aynı zamanda
dıĢa yöneltilmiĢ öfkelerinin olduğu görülmektedir.
Öfke dış boyutu ile yumuşak başlılık/geçimlilik faktörü arasındaki
anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.525, p<0.01) göre dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri
yğksek olanların; çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin,
insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özelliklerinden uzaklaĢtıkları
sonucuna varılmıĢtır.
Öfke dış boyutu ile öz-denetim/ sorumluluk faktörü arasındaki
anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.466, p<0.01) göre düzenli, planlı, amaçlı,
kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olanlar; dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri
de düĢüktür.
Öfke dış boyutu ile duygusal tutarsızlık faktörü arasındaki anlamlı
iliĢkiye (r= 0.287, p<0.01) göre; hassas, duygusal, endiĢeli, gergin,
dirençsiz, fevri kiĢilik özelliklerine sahip sporcuların dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri
yüksektir.
58
Öfke
kontrol
boyutu
ile
yumuşak
başlılık/geçimlilik
faktörü
arasındaki anlamlı iliĢkiye (r= 0.444, p<0.01) göre; çatıĢmadan kaçınan,
hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın
kiĢilik özellikleri sergileyen kiĢiler aynı zamanda öfkelerini kontrol
edebilmektedirler.
Öfke kontrol boyutu ile öz-denetim/sorumluluk faktörü arasındaki
anlamlı iliĢkiye (r= 0.395, p<0.01) göre; düzenli, planlı, amaçlı, kararlı,
temkinli,
tedbirli,
sorumluluk
sahibi
olanlar;
öfkelerini
kontrol
edebilmektedirler.
Öfke kontrol boyutu ile duygusal tutarsızlık faktörü arasındaki
anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.327, p<0.01) göre sporcular; hassas,
duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri kiĢilik özelliklerine sahip oldukça
öfkelerini kontrol edememektedirler.
Öfke kontrol boyutu ile gelişime açıklık faktörü arasındaki anlamlı
iliĢki (r=
0.289, p<0.01); analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ,
yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özelliklerine sahip sporcuların öfkelerini de
kontrol edebildiklerini göstermektedir.
BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri‟nin faktörlerinden olan dışadönüklük ve
duygusal tutarsızlık arasındaki olumsuz iliĢkiye (r= -0.244, p<0.01)
baktığımızda canlı, giriĢken, sosyal, hareketli, coĢkulu, rahat, doğal,
iyimser kiĢilik özelliklerine sahip sporcular; hassas, duygusal, endiĢeli,
gergin, dirençsiz ve fevri kiĢilik özellikleri göstermemektedir.
59
Dışadönüklük ile Gelişime Açıklık faktörleri arasındaki anlamlı iliĢki
(r= 0.470, p<0.01) bireylerin dıĢadönüklük özelliklerine sahip oldukça
analitik düĢündüklerini; duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı
kiĢilik özellikleri gösterdiklerini ortaya koymaktadır.
Yumuşak başlılık/Geçimlilik faktörünün Öz-denetim/ Sorumluluk ile
arasındaki anlamlı iliĢkiye göre (r= 0.701, p<0.01) ise sporcular,
çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara
güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özellikleri sergiledikçe; aynı zamanda
düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi
olmaktadırlar.
Yumuşak başlılık/Geçimlilik ile Duygusal Tutarsızlık faktörleri
arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢki (r= -0.469, p<0.01), çatıĢmadan kaçınan,
hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın
kiĢilik özellikleri sergileyen sporcuların; daha az hassas, duygusal,
endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri olduklarını göstermektedir.
Yumuşak başlılık/Geçimlilik faktörünün Gelişime Açıklık faktörüyle
arasındaki anlamlı iliĢkiye göre (r= 0.546, p<0.01) ise, yumuĢak
baĢlı/geçimli kiĢiler aynı zamanda analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları
geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilerdir.
60
Öz-Denetim/Sorumluluk faktörü ile Duygusal Tutarsızlık faktörleri
arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -0.481, p<0.01) göre düzenli,
planlı,
amaçlı,
kararlı,
temkinli,
tedbirli,
sorumluluk
sahibi
kiĢilik
özelliklerine sahip olanlar; daha az hassas, duygusal, endiĢeli, gergin,
dirençsiz, fevri olmaktadırlar.
Yine
Öz-Denetim/Sorumluluk
ile
Gelişime
Açıklık
faktörleri
arasındaki anlamlı iliĢkiye (r= 0.450, p<0.01) bakıldığında, düzenli, planlı,
amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olan kiĢilerin aynı
zamanda; analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık,
yaratıcı kiĢiler oldukları görülüyor.
Duygusal Tutarsızlık ile Gelişime Açıklık faktörleri arasındaki
anlamlı, olumsuz iliĢkiye (r= -304, p<0.01) göre ise sporcular; hassas,
duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri oldukça; daha az analitik
düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik özellikleri
göstermektedir.
4.3. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin BranĢ
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
Bireysel sporcuların sürekli öfke-öfke ifade tarzları ile kiĢilik
özelliklerinin branĢ değiĢkenine iliĢkin bulgular Tablo 9‟da incelenmiĢtir:
61
Tablo 9: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutları ile BeĢ Faktör
KiĢilik Envanteri’nin alt faktörlerinin branĢ değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
Varyansın
Kaynağı
Gruplararası
Sürekli Öfke
2
98,713
171
37,029
Toplam
6529,425
173
148,548
2
74,274
Gruplariçi
2446,653
171
14,308
Toplam
2595,201
173
157,783
2
78,892
2846,590
171
16,647
3004,374
173
45,907
2
22,954
3603,294
171
21,072
3649,201
173
,298
2
,149
35,659
171
,209
35,957
173
1,687
2
,844
Gruplariçi
36,956
171
,216
Toplam
38,643
173
5,648
2
2,824
Gruplariçi
40,545
171
,237
Toplam
Gruplararası
46,193
,823
173
2
,412
Gruplariçi
77,199
171
,451
Toplam
78,022
173
1,362
2
,681
36,832
171
,215
38,195
173
Gruplariçi
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
DıĢadönüklük
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
YumuĢakbaĢlılık/Ge
çimlilik
Gruplararası
ÖzDenetim/Sorumlulu
k
Duygusal
Tutarsızlık
2,666
,072
5,191
,006
Anlamlı
Fark
taek.-gür.
4,739
,010
taek.-gür.
1,089
,339
,715
,491
3,903
,022
judo-taek.
11,910
,000
judo-taek.
gür.-taek.
Gruplararası
GeliĢime Açıklık
p
Ortalaması
197,425
Toplam
Öfke Kontrol
Toplamı
F
6332,000
Gruplararası
Öfke DıĢ
Kareler
sd
Gruplariçi
Gruplararası
Öfke Ġç
Kareler
Gruplariçi
Toplam
,912
,404
3,163
,045
judo- gür.
62
Öfke ve öfke ifade tarzı branĢ değiĢkenine göre incelendiğinde
anlamlı farklar görülmektedir. Taekwondo branĢında mücadele eden elit
sporcuların, güreĢ branĢında mücadele edenlere göre içe yöneltilmiĢ
öfkeleri (F=5.191, p<0.05) ve dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri (F=4.739, p<0.05)
daha yüksektir.
KiĢilik özellikleri açısından da branĢlar arasında anlamlı farklar
vardır. Taekwondo branĢındakilere göre Yumuşak başlılık/Geçimlilik
faktöründen daha yüksek puan alan judo branĢında mücadele edenler,
çatıĢmadan kaçınan, hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara
güvenen, iĢbirliğine yatkın kiĢilik özellikleri göstermektedirler (F=3.903,
p<0.05).
Öz-Denetim/Sorumluluk
faktörü
açısından
branĢlar
arasında
anlamlı farklar vardır. Judo ve güreĢ branĢındaki elit düzey sporcuların ÖzDenetim/Sorumluluk puanları taekwondo branĢındakilere göre daha
yüksektir (F=11.910, p<0.05). Bu sonuca göre
branĢındakiler, taekwondo branĢındakilere göre daha
judo ve güreĢ
düzenli, planlı,
amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibidirler.
GeliĢime Açıklık faktörü açısından da branĢlar arasında anlamlı bir
fark bulunmuĢtur. Judo branĢındakiler güreĢ branĢında müzadele edenlere
göre daha analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık,
yaratıcı kiĢilik özellikleri göstermektedirler (F=3.163, p<0.05). Diğer
boyutlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05).
63
4.4. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Cinsiyet
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
Bireysel sporcuların sürekli öfke-öfke ifade tarzları ile kiĢilik
özelliklerinin
yaĢ
değiĢkenine
göre
t-testi
bulguları
Tablo
10,11,12,13,14,15,16,17,18‟de incelenmiĢtir:
Tablo 10: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin dıĢadönüklük faktörünün cinsiyete göre ttesti sonuçları
Cinsiyet
N
X
SS
Kadın
69
3.39
0.54
Erkek
105
3.29
0.39
Sd
t
p
172
1.487
0.139
BeĢ faktör kiĢilik envanterinin dıĢadönüklük faktöründe cinsiyet
açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05).
Tablo 11: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün
cinsiyete göre t-testi sonuçları
Cinsiyet
N
X
SS
Kadın
69
3.65
0.53
Erkek
105
3.64
0.43
Sd
t
p
172
0.230
0.819
BeĢ faktör kiĢilik envanterinin yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktöründe
cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05).
64
Tablo 12: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin öz-denetim/sorumluluk faktörünün
cinsiyete göre t-testi sonuçları
Cinsiyet
N
X
SS
Kadın
69
3.72
0.51
Erkek
105
3.61
0.52
Sd
t
p
172
1.405
0.162
BeĢ faktör kiĢilik envanterinin öz-denetim/sorumluluk faktöründe
cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05).
Tablo 13: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin duygusal tutarsızlık faktörünün cinsiyete
göre t-testi sonuçları
Cinsiyet
N
X
SS
Kadın
69
2.70
0.74
Erkek
105
2.51
0.62
Sd
t
p
172
1.921
0.056
BeĢ faktör kiĢilik envanterinin duygusal tutarsızlık faktöründe
cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05).
Tablo 14: BeĢ faktör kiĢilik envanterinin geliĢime açıklık faktörünün cinsiyete göre
t-testi sonuçları
Cinsiyet
N
X
SS
Kadın
69
3.82
0.42
3.62
0.48
Erkek
105
Sd
t
p
172
2.868
0.005
65
BeĢ faktör kiĢilik envanterinin geliĢime açıklık faktöründe cinsiyet
açısından anlamlı bir fark bulunmuĢtur (p<0.05). Kadınlar, erkeklere göre,
daha analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı
kiĢilik özellikleri göstermektedirler.
Tablo 15: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutlarından sürekli
öfke alt boyutunun cinsiyete göre t-testi sonuçları
Cinsiyet
N
X
Kadın
69
21.13
5.92
21.01
6.32
Erkek
105
SS
Sd
t
p
172
0.127
0.899
Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından sürekli
öfke alt boyutunda, cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır
(p>0.05).
Tablo 16: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutlarından öfke iç alt boyutunun cinsiyete göre t-testi
sonuçları
Cinsiyet
N
X
SS
Kadın
69
15.72
3.71
Erkek
105
15.16
3.98
Sd
t
p
172
0.937
0.350
Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından öfke iç alt
boyutunda, cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05).
66
Tablo 17: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutlarından öfke dıĢ alt boyutunun cinsiyete göre t-testi
sonuçları
Cinsiyet
N
X
SS
Kadın
69
15.86
4.52
Erkek
105
15.40
3.93
Sd
t
p
172
0.704
0.483
Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından öfke dıĢ alt
boyutunda, cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır (p>0.05).
Tablo 18: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutlarından öfke kontrol alt boyutunun cinsiyete göre ttesti sonuçları
Cinsiyet
N
X
SS
Kadın
69
21.51
4.90
Erkek
105
21.30
4.40
Sd
t
p
172
0.284
0.777
Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)‟nin alt boyutlarından öfke
kontrol alt boyutunda, cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmamıĢtır
(p>0.05).
67
4.5. Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin YaĢ
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
Tablo 19 ve 20‟de sporcuların, sürekli öfke ve öfke ifade tarzı ile
kiĢilik özellikleri yaĢ değiĢkenine göre incelenmiĢtir:
Tablo 19: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutları ile BeĢ Faktör
KiĢilik Enventeri’nin alt faktörlerinin yaĢ değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
Varyansın
Kaynağı
Öfke Ġç
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Öfke Kontrol
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
ÖzDenetim/Sorum
luluk
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Duygusal
Tutarsızlık
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
GeliĢime
Açıklık
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Kareler
Kareler
sd
Toplamı
F
p
.018
.982
.937
.394
4.266
.016
1.219
.298
2.006
.138
Ortalaması
.554
2
.277
2594.647
171
2595.201
173
39.539
2
19.769
3609.662
171
21.109
3649.201
173
2.195
2
1.098
43.998
171
.257
46.193
173
1.097
2
.549
76.925
171
.450
78.022
173
.876
2
.438
37.319
171
.218
38.195
173
Anlamlı
Fark
15.173
16-18, 22
ve üstü
68
YaĢ değiĢkenine göre, Öz-Denetim/Sorumluluk faktörü açısından
16-18 yaĢ grubu ile 22 ve üstü yaĢtaki sporcular arasında 22 ve üstü yaĢ
grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuĢtur (F=4.266, p<0.05). Bu sonuca
göre 22 ve üstü yaĢ grubunda olanlar, 16-18 yaĢ grubundakilere daha
düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibidirler.
Diğer boyutlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05).
Tablo 20: Sürekli Öfke – Öfke Tarz Ölçeği (SÖ-ÖTÖ)’nin alt boyutları ile BeĢ Faktör
KiĢilik Enventeri’nin alt faktörlerinin yaĢ değiĢkenine göre Kruskal Wallis sonuçları
Varyansın Kaynağı
sd
Ki
Kare
P
Sürekli Öfke
2
.216
.898
Öfke DıĢ
2
.509
.775
DıĢadönüklük
2
1.042
.594
YumuĢak
baĢlılık/Geçimlilik
2
5.131
.077
YaĢ değiĢkenine göre Kruskal Wallis analizinde, boyutlar arasında
anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05).
69
4.6. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Öğrenim
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin öğrenim değiĢkenine
göre sonuçları Tablo 21‟de incelenmiĢtir:
Tablo 21: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin
öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
Varyansın
Kaynağı
Sürekli Öfke
Öfke Ġç
Öfke DıĢ
Öfke Kontrol
DıĢadönüklük
YumuĢakbaĢlılık/Geçimlilik
Öz-Denetim/Sorumluluk
Duygusal Tutarsızlık
GeliĢime Açıklık
Kareler
Toplamı
sd
Kareler
Ortalaması
80.242
2
40.121
Gruplariçi
6449.183
171
37.715
Toplam
Gruplararası
6529.425
26.028
173
2
13.014
Gruplariçi
2569.174
171
15.024
Toplam
Gruplararası
2595.201
76.075
173
2
38.037
Gruplariçi
2928.299
171
17.125
Toplam
Gruplararası
3004.374
19.927
173
2
9.963
Gruplariçi
3629.274
171
21.224
Toplam
Gruplararası
3649.201
.242
173
2
.121
Gruplariçi
35.714
171
.209
Toplam
Gruplararası
35.957
1.060
173
2
.530
Gruplariçi
37.584
171
.220
Toplam
38.643
173
Gruplararası
Gruplararası
2.396
2
1.198
Gruplariçi
43.797
171
.256
Toplam
46.193
173
2.582
2
1.291
Gruplariçi
75.440
171
.441
Toplam
Gruplararası
78.022
.791
173
2
.395
Gruplariçi
37.404
171
.219
Toplam
38.195
173
Gruplararası
F
p
1.064
.347
.866
.422
2.221
.112
.469
.626
.580
.561
2.411
.093
Anlamlı
Fark
4.678
.011
Ġlköğr.lise,
ilköğr.üni.
2.927
.056
Ġlköğr.lise
1.807
.167
.347
70
Tablo 21‟e göre eğitim durumu değiĢkeni incelendiğinde, ÖzDenetim/Sorumluluk faktörü açısından ilköğretim mezunu sporcular ile lise
mezunu arasında lise mezunları lehine; ve yine ilköğretim mezunu
ile
üniversite öğrencisi ve üniversite mezunu sporcular arasında üniversiteli
grup lehine anlamlı bir fark bulunmuĢtur (F=4.678, p<0.05). Lise mezunları
ile üniversite mezunu ve halen üniversiteye devam eden sporcular,
ilköğretim mezunu gruba kıyasla daha düzenli, planlı, amaçlı, kararlı,
temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi kiĢilik özellikleri göstermektedirler.
Duygusal tutarsızlık faktörü açısından da anlamlı bir farklılık vardır.
Ġlköğretim mezunları ile lise mezunları arasında duygusal tutarsızlık faktörü
açısından ilköğretim mezunları lehine anlamlı fark görülmüĢtür (F=2.927).
Diğer bir deyiĢle ilköğretim mezunları, lise mezunlarına göre daha hassas,
duygusal,
endiĢeli,
gergin,
dirençsiz,
fevridirler.
Öğrenim
durumu
değiĢkenine göre diğer boyutlar arasında anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır
(p>0.05).
4.7. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Annenin Öğrenim
Durumu DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
Sporcuların, öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin
annelerinin öğrenim durumu değiĢkenine göre karĢılaĢtırılması Tablo
22‟de yapılmıĢtır:
71
Tablo 22: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin
annenin öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
Sürekli Öfke
Öfke Ġç
Öfke DıĢ
Öfke Kontrol
DıĢadönüklük
YumuĢakbaĢlılık/Ge
çimlilik
ÖzDenetim/Sorumluluk
Duygusal Tutarsızlık
GeliĢime Açıklık
Varyansın
Kaynağı
Kareler
Toplamı
sd
Kareler
Ortalaması
Gruplararası
Gruplariçi
97,641
6431,784
3
170
Toplam
6529,425
173
Gruplararası
Gruplariçi
27,571
2567,630
3
170
Toplam
2595,201
173
Gruplararası
Gruplariçi
63,576
2940,797
3
170
Toplam
3004,374
173
Gruplararası
Gruplariçi
15,182
3634,019
3
170
Toplam
3649,201
173
Gruplararası
Gruplariçi
,945
35,012
3
170
Toplam
35,957
173
Gruplararası
,613
Gruplariçi
Toplam
F
p
32,547
37,834
,860
,463
9,190
15,104
,608
,610
21,192
17,299
1,225
,302
5,061
21,377
,237
,871
,315
,206
1,529
,209
3
,204
,914
,436
38,030
38,643
170
173
,224
Gruplararası
,240
3
,080
,297
,828
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
45,953
46,193
2,205
75,817
170
173
3
170
,270
,735
,446
1,648
,180
Toplam
78,022
173
Gruplararası
Gruplariçi
1,491
36,704
3
170
,497
,216
2,302
,079
Toplam
38,195
173
Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinde sporcuların
annelerinin öğrenim düzeyi açısından anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır
(p>0.05).
72
4.8. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Babanın Öğrenim
Durumu DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
Sporcuların, öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin
babalarının öğrenim durumu değiĢkenine göre karĢılaĢtırılması Tablo
23‟de yapılmıĢtır:
Tablo 23: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin
babanın öğrenim durumu değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
Sürekli Öfke
Öfke Ġç
Öfke DıĢ
Öfke Kontrol
DıĢadönüklük
YumuĢakbaĢlılık/Geçi
mlilik
Varyansın
Kaynağı
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Kareler
Toplamı
sd
210,536
6318,890
6529,425
13,782
2581,419
2595,201
38,637
2965,737
3004,374
10,543
3638,658
3649,201
1,487
34,470
35,957
3
170
173
3
170
173
3
170
173
3
170
173
3
170
173
70,179
37,170
1,888
,133
4,594
15,185
,303
,824
12,879
17,446
,738
,531
3,514
21,404
,164
,920
,496
,203
2,444
,066
Gruplararası
,303
3
,101
,448
,719
38,340
38,643
170
173
,226
Gruplararası
,794
3
,265
,991
,398
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
45,399
46,193
,103
77,919
78,022
,336
37,859
38,195
170
173
3
170
173
3
170
173
,267
,034
,458
,075
,973
,112
,223
,502
,681
Gruplariçi
Toplam
ÖzDenetim/Sorumluluk
Duygusal Tutarsızlık
GeliĢime Açıklık
Kareler
Ortalaması
F
p
Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinde sporcuların
babalarının öğrenim düzeyi açısından anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır
(p>0.05).
73
4.9. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Yıl DeğiĢkenine
Göre KarĢılaĢtırılması
Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin, sporcuların kaç yıldır
bu sporu lisanslı olarak yaptıklarına iliĢkin değiĢkene göre incelenmesi
Tablo 24‟te gösterilmiĢtir:
Tablo 24: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin
yıl değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
Sürekli Öfke
Öfke Ġç
Öfke DıĢ
Öfke Kontrol
DıĢadönüklük
YumuĢakbaĢlılık/Geç
imlilik
ÖzDenetim/Sorumluluk
Duygusal Tutarsızlık
GeliĢime Açıklık
Varyansın
Kaynağı
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Kareler
Toplamı
79,543
6449,882
6529,425
66,826
2528,375
2595,201
27,245
2977,129
3004,374
28,013
3621,188
3649,201
,718
35,238
35,957
3
170
173
3
170
173
3
170
173
3
170
173
3
170
173
Gruplararası
1,212
Gruplariçi
Toplam
sd
Kareler
Ortalaması
26,514
37,940
F
p
,699
,554
22,275
14,873
1,498
,217
9,082
17,513
,519
,670
9,338
21,301
,438
,726
,239
,207
1,155
,329
3
,404
1,834
,143
37,432
38,643
170
173
,220
Gruplararası
2,799
3
,933
3,654
,014
Gruplariçi
43,395
170
,255
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
46,193
2,724
75,298
78,022
,798
37,397
38,195
173
3
170
173
3
170
173
Anlamlı
Fark
1-3 ve 4-6
1-3 ve 10üstü
,908
,443
2,050
,109
,266
,220
1,210
,308
Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin; sporcuların kaç yıldır
bu sporu lisanslı olarak yaptıklarına
göre karĢılaĢtırılmasında Öz-
Denetim/Sorumluluk faktörü açısından anlamlı farklar vardır. 4-6 yıl arası
yapanlar ile 10 yıl ve üstü yapanların, 1-3 yıl arası yapanlara göre ÖzDenetim/Sorumluluk puanları daha yüksektir (F=3.654, p<0.05). Diğer bir
deyiĢle, 10 yıl ve üstü süredir yapanlar ile 4-6 yıl arası yapanlar, 1-3 yıl
74
arası yapanlara göre daha düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli,
sorumluluk sahibidirler. Diğer boyutlar arasında anlamlı bir farka
rastlanmamıĢtır (p>0.05).
4.10. Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle KiĢilik Özelliklerinin Gelir Düzeyi
DeğiĢkenine Göre KarĢılaĢtırılması
Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinin, sporcuların gelir
düzeyine iliĢkin değiĢkene göre incelenmesi Tablo 25‟te gösterilmiĢtir.
Tablo 25: SÖ-ÖTÖ’nin alt boyutları ile beĢ faktör kiĢilik envanterinin alt faktörlerinin
gelir düzeyi değiĢkenine göre ANOVA sonuçları
Varyansın Kaynağı
Sürekli Öfke
Öfke Ġç
Öfke DıĢ
Öfke Kontrol
DıĢadönüklük
YumuĢakbaĢlılık/Ge
çimlilik
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
ÖzDenetim/Sorumluluk
Duygusal Tutarsızlık
GeliĢime Açıklık
Kareler
Toplamı
134,606
6394,819
6529,425
3,518
2591,683
2595,201
103,055
2901,318
3004,374
39,389
3609,812
3649,201
1,530
34,427
35,957
sd
3
170
173
3
170
173
3
170
173
3
170
173
3
170
173
Kareler
Ortalaması
44,869
37,617
F
p
1,193
,314
1,173
15,245
,077
,972
34,352
17,067
2,013
,114
13,130
21,234
,618
,604
,510
,203
2,518
,060
1,717
,165
,535
,659
,235
,455
,516
,672
,219
,221
,990
,399
1,137
3
,379
37,507
38,643
170
173
,221
Gruplararası
,432
3
,144
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
Gruplararası
Gruplariçi
Toplam
45,761
46,193
,704
77,318
78,022
,656
37,539
38,195
170
173
3
170
173
3
170
173
,269
Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri, sporcuların gelir düzeyleri
açısından incelendiğinde anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır (p>0.05).
75
5. TARTIġMA
Bireysel mücadele sporlarındaki (taekwondo, judo, güreĢ) elit
sporcuların kiĢilik özellikleri ile öfke düzeyleri arasındaki iliĢkinin
incelendiği araĢtırmanın bu bölümünde,
elde edilen bulgular tabloların
sırasına göre yorumlanmıĢtır.
AraĢtırmanın bulgularına göre, 16 yaĢ üstü olarak dahil edilen
katılımcıların büyük çoğunluğu 16- 21 yaĢ aralığındadır. Yine, büyük bir
çoğunluğu lise ve üstü öğrenim düzeyindedir. Sporcuların aile özellikleri
incelendiğinde annelerinin öğrenimleri genellikle ilköğretim düzeyinde;
babalarının öğrenimleri ise annelerinin öğrenim düzeyine göre biraz daha
yüksektir. Yentür (2004)‟ün milli takım düzeyindeki 159 elit bayan
sporcuyla yürüttüğü çalıĢmanın bulguları da benzer Ģekildedir. Sporcuların
annelerinin öğrenim düzeyi (okur-yazar değil % 5.7, ilkokul % 47.8,
ortaokul % 15.7,
lise % 24.5,
üniversite%6.3), babalarının öğrenim
düzeyine (okur-yazar değil % 1.7, ilkokul % 28.7, ortaokul % 19.7, lise %
40.1, üniversite
%10.8) göre biraz daha yüksektir. Katılımcıların
kendilerinin ve/veya ailelerinin gelir düzeyine bakıldığında aylık 2000
TL‟nin altında gelir düzeyi ile genellikle alt gelir düzeyine sahip oldukları
söylenebilir. Yine, Yentür (2004)‟ün araĢtırmasında da sporcuların gelir
düzeyi düĢüktür (% 92.3‟ü aylık 1500 TL‟nin altında).139
Öfke duygusunun düzeyi ve tarzı incelendiğinde, sürekli öfke
duygusu
yaĢayanların, öfkelerini içe de yönelttikleri görülmektedir.
Sporcular, artan öfke düzeyiyle beraber öfkelerini içe yöneltip, bastırmaya
çalıĢmaktadırlar. Sürekli öfke düzeyi ile öfke dıĢ boyutu arasındaki anlamlı
iliĢki ise yükselen öfke düzeyinin davranıĢa dönüĢmeye baĢladığını
76
göstermektedir. Zihinsel olarak baĢlayan öfke, duygusal değiĢikliklere;
vücutta adrenalin ve noradrenalin hormonlarının aktif hale gelmesine,
sonrasında da kas geriliminin artması, yumrukları sıkılması, yüzün kızarması,
el ve ayakta titreme hissi gibi fizyolojik değiĢikliklere neden olmaktadır. Ve en
sonunda da davranıĢ olarak öfke dıĢa yöneltilmektedir.
Öfkenin kiĢilik özellikleriyle iliĢkisine bakıldığında anlamlı iliĢkiler
görülmektedir. DıĢadönüklük faktörü ile öfke iç alt boyutu arasındaki
olumsuz iliĢkiye göre, canlı, giriĢken, sosyal, hareketli, coĢkulu, rahat,
doğal, iyimser olan sporcular daha az bastırılmıĢ öfkeye sahip
olmaktadırlar.
Bu
durum,
dıĢadönüklük
faktörünün
öfkenin
diğer
boyutlarıyla anlamlı iliĢkileri olmadığı düĢünüldüğünde; ve öfkeyi meydana
getiren
en
büyük
etkenlerden
birisi
engellenme
olduğuna
göre5,7,8,10,11,12,13,84,85,86, dıĢadönük kiĢilik özellikleri gösterenler daha az
engellenme yaĢayacaklar veya olumsuz yaĢantılarını biliĢsel açıdan
engellenme olarak anlamlandırmayacaklardır. Bu durum, rahat, doğal
davrandıkları için duygularını bastırma gereği duymayacakları Ģeklinde de
açıklanabilir. Ayrıca kiĢiliğin beĢ boyutunu keĢfeden ve bu boyutları büyük
beşli olarak adlandıran araĢtırmacılar dıĢadönüklük faktörünü oluĢturan
özelliklerden
birisini
sosyallik-çekingenlik
boyutu
olarak
da
taarif
etmektedirler. Çekingen kiĢilik özelliği gösterenlerin öfkelerini içte tutmaya
eğilimli olabilecekleri düĢünülebilir. Yıldız (2008), Eysenck KiĢilik Envanteri
ve SÖ-ÖTÖ kullanarak futbolcular üzerinde yaptığı doktora çalıĢmasında
Eysenck KiĢilik Envanteri‟nin alt ölçeklerinden dıĢadönüklük boyutuyla
sürekli öfke ve öfke ifade tarzları arasındaki iliĢkiyi regresyon analiziyle
incelemiĢtir. Paf liginde yer alan futbolcular, amatör ligde yer alanlar ve
profesyonel ligde yer alan futbolcular olarak ayrılan örneklemden farklı
bulgular elde edilmiĢtir. Paf liginde yer alanlarda dıĢadönüklük ile sürekli
öfke ve öfke ifade tarzları açısından anlamlı bir iliĢki bulunmazken; amatör
77
ligde yer alanlarda dıĢadönüklük ile sadece öfke kontrol boyutu arasında
anlamlı
bir
iliĢki
olduğunu;
profesyonel
ligde
yer
alanlarda
ise
dıĢadönüklük ile sadece öfke dıĢ boyutu arasında anlamlı bir iliĢki
olduğunu bulmuĢtur.17 Bu bulgular değerlendirilirken Yıldız (2008)‟in
çalıĢmasını oluĢturan örneklemin takım sporuyla ilgilenen sporculardan
oluĢması da düĢünülmelidir.
YumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün öfkenin bütün boyutlarıyla
istatistiksel olarak anlamlı iliĢkileri vardır. Sürekli öfke ile yumuĢak
baĢlılık/geçimlilik faktörü arasındaki anlamlı, olumsuz iliĢki öfkeyle iligili
literatürle örtüĢmektedir. Öfke duygusunun nedenlerine bakıldığında tehdit
algısı ve engellenme ön plana çıkmaktadır.83
ÇatıĢmadan kaçınan,
hassas, merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın
yani yumuĢak baĢlı kiĢilerin insanlarla güven iliĢkisi kurması ile birlikte öfke
düzeyleri de düĢük olmaktadır. Özmen (2006)‟da, baĢka biri tarafından
incitilen bireyin, bu kiĢinin davranıĢlarının arkasında bir kast olabileceğini
düĢünmesi; bu davranıĢın gerçekten kendisini incitmek amacıyla
yapıldığı kanısına varması sonucunda öfke tepkisi gösterdiğine iĢaret
edilmiĢtir.97
Bu
araĢtırmada
elde
edilen
bulgular
bu
tespiti
doğrulamaktadır. YumuĢak baĢlı/geçimli kiĢilerin elde ettiği puanların aynı
zamanda öfke içte ve öfkeyi dıĢa yöneltme boyutlarıyla olan ters yönlü
iliĢkisi ve öfkeyi kontrol edebildikleri yönündeki istatistiksel
bulgular
yumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörünün öfkeyle iliĢkisini desteklemektedir.
Geçimli, çatıĢmadan kaçınan özellikleriyle öfkeyi davranıĢa dökmedikleri
ve öfkelerini kontrol edebildikleri görülmektedir.
Öz-denetim/sorumluluk faktörü ile öfkenin bütün boyutları arasında
anlamlı istatistiksel iliĢkiler olması kiĢiliğin bu yönüne dikkat çekmektedir.
78
Düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olan
sporcular, elde ettiğimiz bulgulara göre, daha az öfke duymakta; öfkelerini
daha az içe ve dıĢa yöneltmekte ve ayrıca kontrol edebilmektedirler.
Günlük hayatımızda önemli yere sahip duygularımızdan birisi olan öfke,
bireyin planları, istek ve ihtiyaçları engellendiğinde ve haksızlık, adalet ve
kendi benliğine yönelik bir tehdit aldığında yaĢanan temel duygulardan
birisidir.7
Bu
tanıma
göre
bireyin
planları,
istek
ve
ihtiyaçları
engellendiğinde öfke duygusu yaĢanmaktadır. Ancak düzenli, planlı,
amaçlı,
temkinli, tedbirli davranan kiĢiler günlük hayatlarında daha az
engellenmelerle karĢılaĢacaklardır. KiĢide oluĢan öfkenin Ģiddetini yaĢadığı
çevresel baskının düzeyi, ulaĢılmak istenen amacın kiĢi için taĢıdığı önem
ve amaca ulaĢmanın acil olup olmadığı ile amaca ulaĢmada karĢılaĢılan
engellerin aĢılıp aĢılamayacağı belirlemektedir.11 Öz-denetimi, sorumluluğu
yüksek kiĢiler planlı, amaçlı, kararlı, temkinli hareket ettikçe öfke yaratan
etkenlerden uzaklaĢmaktadırlar. Bu kiĢilik özelliklerini sergileyen kiĢiler
doğal olarak daha az bastırılmıĢ öfkeye sahiptirler. AraĢtırma bulguları da
bunu desteklemektedir.
KiĢiliğin duygusal tutarsızlık faktörü, öfke yaĢantısı açısından
önemli bir faktördür. Nitekim bu durum, bulgularda görülmektedir. Sürekli
öfke, öfke iç, öfke dıĢ boyutlarıyla olumlu; öfke kontrol boyutuyla olan
olumsuz iliĢki bu durumu ortaya koymaktadır. Diğer bir deyiĢle, hassas,
duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri kiĢilik özelliklerine sahip;
duygusal tutarsızlık faktöründen yüksek puan almıĢ kiĢiler öfke yaĢantısını
sık yaĢamakta ve öfkelerini kontrol etmekte zorlanmaktadırlar. Duygusal
tutarsızlık faktörü, beĢ faktör kuramcıları ( Costa & McCrae, 1988; Digman,
1990; Goldberg, 1990, 1992; McCrae & Costa, 1986b, 1987; McCrae,
Costa, & Busch, 1986; Noller, Law, & Comrey, 1987; Peabody &
Goldberg, 1989) tarafından nevrotiklik
olarak da adlandırılmıĢtır.
79
45,46,47,48,49,50,51,52
Nevrotikliği kuramcılar, güvensizlik, kendine acıma ya da
kendinden memnuniyetsizlik olarak tanımlamaktadırlar.
Bireyin istek ve
ihtiyaçlarının engellenmesi, haksızlık ve kendi benliğine yönelik bir tehdit
algılama, kendini yeterince güvende hissetmeme, yanlıĢ bilgilendirildiğini
düĢünme, baĢkaları tarafından kendisine saygısızca davranıldığını hissetme,
uykusuzluk, kronik biçimde yorgun ve tükenmiĢ olma, onuru kırılmıĢ,
haklarına tecavüz edilmiĢ hissetme, kendisini anlamadığını düĢünüyor olma
gibi faktörler öfkeyi doğuran nedenlerdir.9 Öfke yaĢantısının, bireyin güven
algısıyla iliĢkisi bu tanımda görülmektedir. Özmen (2006)‟da öfkenin
nedenlerini açıklamaya yönelik tanım da bu bağlantıyı destekler
niteliktedir.97 Yıldız (2008) çalıĢmasında, Eysenck KiĢilik Envanteri‟nin
nörotizm boyutu ile öfke ve öfke ifade tarzlarını karĢılaĢtırmıĢtır. Paf liginde
yer alan futbolcularda, nörotizm ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları
açısından anlamlı bir iliĢki bulunmazken; amatör ligde yer alanlar ile
profesyonel ligde yer alanlarda ise nörotizm ile sürekli öfke ve öfke ifade
tarzları açısından anlamlı iliĢkiler vardır.17 Yıldız (2008)‟in çalıĢmasında
elde ettiği bulguların bu çalıĢmada elde edilen bulgularla paralellikler
gösterdiği söylenebilir.
GeliĢime açıklık faktörünün sürekli öfke alt boyutuyla olan anlamlı,
olumsuz iliĢki, analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık,
yaratıcı kiĢilerin sürekli öfke düzeylerinin düĢük olduğunu göstermektedir.
GeliĢime açık kiĢiler, sorunlar karĢısında sakin bir Ģekilde engellenme
yaĢantısından
kurtulmak
için
yaratıcı
fikirler
üretebilme
özelliğine
sahiptirler. Elde edilen bulgulara göre, bu kiĢilerin öfkelerini kontrol
edebiliyor olmaları da anlamlıdır.
Sürekli öfke-öfke tarzları ile kiĢilik özellikleri, branĢ değiĢkenine göre
incelendiğinde anlamlı farklar görülmektedir. Taekwondo branĢında
80
mücadele eden elit sporcuların, güreĢ branĢında mücadele edenlere göre
içe yöneltilmiĢ öfkeleri ve dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri daha yüksektir.
Taekwondo
branĢı
ile
güreĢ
branĢını
oluĢturan
örneklem
grubu
incelendiğinde, iki grubun da elit düzey sporculardan oluĢmasına rağmen;
güreĢ branĢındakilerin milli takım kampındaki elit düzey sporculardan
oluĢtuğu görülecektir. Bu anlamlı fark, milli sporcuların daha az
içe
yöneltilmiĢ ve dıĢa yöneltilmiĢ öfke düzeyine sahip oldukları Ģeklinde
yorumlanabilir. YumuĢak baĢlılık/Geçimlilik faktöründe, branĢ değiĢkenine
göre judo ve taekwondo branĢları arasında, judo branĢı lehine anlamlı bir
fark vardır. Bu durum, judo branĢının genel amaçlarıyla açıklanabilir. „Ju‟,
esneklik, kibarlık, nezaket anlamına gelmektedir. „Do‟ ise yol, prensip,
düĢünce anlamını taĢır.141 Judonun kelime karĢılığı "nezaket yolu" veya
"yol verme yolu" dur, "esneklik yolu", "uyum yolu", "bükülme yolu" Ģeklinde
isimlendirildiği
de
olur.142 Judonun
birinci
prensibi
kuvvete
karĢı
koymamak, rakibin kuvvetinden faydalanmaktır. Ġkinci prensip ise Ģiddet
kullanmamaktır. 1882 yılında, Dr. Jigaro Kano tarafından temel ilkeleri
tanımlanan judo, insana zarar vermeden, en az gayretle en fazla etki ve
denge bozma prensiplerini kabul eder. Judonun öğretileri içinde sporcu,
nazik, yumuĢak baĢlı, uyumlu, geçimli olmayı da öğrenir.143
Öz-denetim/sorumluluk faktörü açısından branĢlar arasında farklar
vardır. GüreĢ ve judo branĢındakilerin, taekwondo branĢındaki sporculara
göre öz-denetim/sorumluluk puanları yüksektir. GüreĢ (
( =11.51) branĢındaki sporcuların, taekwondo (
=7.23) ve judo
=4.95) branĢındaki
sporculara göre branĢlarını yaptıkları süre daha uzundur. GeliĢime Açıklık
faktörü açısından da judo ve güreĢ branĢları arasında, judocular lehine
anlamlı bir fark bulunmuĢtur. Örneklem incelendiğinde, judocular 43 bayan
ve 11 erkek sporcudan oluĢmaktadır. GüreĢ branĢında ise, 48 sporcunun
hepsi erkektir. Bulgulara göre cinsiyet açısından, öfke ve kiĢilik
81
puanlarında tek fark geliĢime açıklık alanındadır. Bayan sporcular, erkek
sporculara göre daha geliĢime açıktır. Anlamlı farkın da çok
yüksek
olmadığı düĢünüldüğünde, geliĢime açıklık faktörü açısından branĢlar
arasındaki fark (p=.045) cinsiyet faktörüyle açıklanabilir.
KiĢilik özellikleri, cinsiyet açısından karĢılaĢtırıldığında, geliĢime
açıklık faktörü hariç diğer faktörlerde anlamlı farklılıklara rastlanmamıĢtır.
GeliĢime açıklık faktöründeki bayanlar lehine olan fark, bayanların daha
analitik düĢünen, duyarlı, ilgi alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilik
özelliklerine sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Yine sürekli öfke ve öfke
ifade tarzları cinsiyet açısından incelendiğinde anlamlı farklılıklara
rastlanmamaktadır. Öfke yaĢantıları her iki cinste de aynı Ģekildedir. Öfke
değiĢkeni açısından elde edilen bulgular, yapılan diğer araĢtırmalarla da
aynı yöndedir. OlmuĢ (2001) ergenler üzerinde yaptığı çalıĢmada cinsiyet
açısından anlamlı bir farka rastlamamıĢtır.121,113 Gülveren (2008) de lise
son sınıf öğrencilerinde cinsiyet açısından anlamlı bir farka rastlamamıĢ; 93
bu bulgunun yapılan baĢka araĢtırmalarla da desteklendiğini bildirmiĢtir.
Ayrıca Akmaz (2009), eğitim yöneticileri üzerinde yaptığı çalıĢmada da
aynı sonuca ulaĢmıĢtır.113
KiĢilik faktörleri ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları arasındaki iliĢki,
yaĢ değiĢkeni açısından incelediğinde, öfke ve öfke ifade tarzlarında
anlamlı düzeyde
iliĢkilere
rastlanmamıĢtır. Benzer Ģekilde
Akmaz
(2009)‟un eğitim yöneticileri üzerinde yaptığı araĢtırmasında da sürekli
öfke
ve
öfke
ifade
tarzlarında
yaĢ
değiĢkeni
açısından
farklılık
bulunmamıĢtır.113 KiĢilik faktörleri, yaĢ değiĢkeni açısından incelendiğinde
ise, 22 ve üstü
yaĢtaki sporcuların; 16-18 yaĢ aralığındaki sporculara
göre öz-denetim/sorumluluk puanlarının daha yüksek olduğu görülecektir.
82
Bu araĢtırmada, öğrenim değiĢkeni açısından öfke ve öfke ifade
tarzları incelendiğinde anlamlı farklar yoktur. Bu konuda yapılan bazı
araĢtırmalarda
farklı
sonuçlar
elde
edilmiĢtir.
Balkaya
(2003)‟ün
araĢtırmasında öğrenim düzeyi ile öfke yaĢantısı doğrusal artarken 83,
Özkamalı (2005)‟in araĢtırmasında bu durum tam tersidir. Ġlk ve ortaokul
mezunlarının sürekli öfke düzeyleri, lise ve üniversite mezunlarına göre
daha yüksektir.123 Yine Yıldız (2008)‟in araĢtırmasında sürekli öfke ve öfke
iç alt boyutlarında anlamlı farklar görülmezken öfke dıĢ ve öfke kontrol
boyutlarında anlamlı farklar vardır. Öğrenim durumu lisans olanların öfke
dıĢ puanları düĢük, öfke kontrolleri yüksektir.17 KiĢilik faktörlerinden özdenetim/sorumluluk faktörü öğrenim değiĢkenine göre incelendiğinde, lise
mezunu, linans ve üstü düzeydeki sporcuların, ilköğretim mezunlarına
göre puanlarının daha yüksek olması öğrenim sürecinin; öz-denetim ve
sorumluluğu yüksek bireyler yetiĢmesi açısından önemini göstermektedir.
Denebilir ki öğrenim süreci, günümüz toplumunda yaĢayan bireylerin,
amaçlılığı, sorumluluk sahibi olması açısından en az yaĢ ve toplum içinde
belli bir süre yaĢamıĢlığın getirdiği tecrübeler ve olgunlaĢma kadar
önemlidir. Spor alanında da bu görülmektedir. Duygusal tutarsızlık
faktöründe de öğrenim değiĢkeni açısından gruplar arasında anlamlı
farklılıklar vardır. Ġlköğretim mezunları, lise mezunlarına göre daha hassas,
duygusal,
endiĢeli,
incelendiğinde,
gergin,
ilköğretim
dirençsiz,
mezunlarıyla
fevridirler.
lisans
ve
Ancak
bulgular
üstü
öğrenim
düzeyindekiler arasında anlamlı bir fark bulunmamıĢtır. Yine de duygusal
tutarsızlık puanlarının ortalamalarına bakıldığında lisans düzeyindeki
sporcuların daha az duygusal tutarsızlık yaĢadıkları söylenebilir.
83
Sporcuların,
ve
annelerinin
babalarının
öğrenim
durumu
değiĢkenine göre öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri incelendiğinde
anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır. Kızmaz (2004)‟ün, Hacettepe KiĢilik
Envanteri (HKE) kulanarak, bireysel ve takım sporu yapan sporcuların
kiĢilik özelliklerinin karĢılaĢtırdığı araĢtırmada sporcuların kiĢisel, sosyal ve
genel uyum düzeylerine bakılmıĢ; anne ve baba öğrenim düzeyleri
açısından anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır.138 Yine, Yentür (2004)‟ün HKE
ile, milli takım düzeyindeki elit bayan sporcuların, kiĢilik yapılarıyla
bedenlerini
algılama
düzeylerini
karĢılaĢtırdığı
araĢtırmada
bayan
sporcuların, babalarının öğrenim durumu ile kiĢisel uyumları arasında
anlamlı farka rastlanmıĢtır. Sporcuların babalarının öğrenim düzeyleri
arttıkça kiĢisel uyum puanları da yükselmektedir. Diğer alanlarda anlamlı
farklara rastlanmamıĢtır.139 Sonuç olarak, kulanılan kiĢilik envanterlerinin
farklılıkları göz önünde bulundurularak, bu araĢtırmada elde edilen
bulguların literatürle paralellikler gösterdiği söylenebilir.
Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri, sporcuların kaç yıldır bu
sporu lisanslı olarak yaptıklarına iliĢkin değiĢkene göre incelendiğinde,
sporcuların öfke ve öfke ifade tarzlarında anlamlı bir bulunmamıĢtır.
Benzer Ģekilde Yıldız (2008)‟in, profesyonel, paf ve amatör liglerde
oynayan 300 futbolcu üzerinde yaptığı çalıĢmada da, yıl değiĢkeni
açısından
sürekli
rastlanmamıĢtır.
17
öfke
ve
öfke
tarzlarında
anlamlı
bir
farka
KiĢilik özellikleri yıl değiĢkeni açısından incelendiğinde,
kiĢilik faktörlerinden öz-denetim/sorumluluk faktörü açısından anlamlı
farklar vardır. Lisanslı olarak bu sporu 4-6 yıl arası yapanlar ile 10 ve üstü
süredir yapanların öz-denetim/sorumlulukları, 1-3 yıl arası yapanlar göre
daha yüksektir. Yıl ve tecrübenin etkisiyle sporcuların öfke yaĢantıları
açısından bir değiĢiklik olmadığı, ancak kiĢilik özellikleri açısından daha
düzenli, planlı, amaçlı, kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olarak
84
hareket etmeye baĢladıkları düĢünülebilir. Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik
özellikleri, sporcuların gelir düzeyleri açısından incelendiğinde anlamlı bir
farka
rastlanmamıĢtır.
Öfke
yaĢantısının
engellenmeyle
iliĢkisi
düĢünüldüğünde, ekonomik yetersizliklerin öfkeye neden olabileceği
tahmin edilebilirdi. Ancak araĢtırma sonuçlarına göre gelir düzeyiyle öfke
arasında bir iliĢkiye rastlanmamıĢtır.
85
6. SONUÇ
Bu araĢtırmada bireysel spor yapan elit düzey sporcuların öfke
düzeyleri ile kiĢilik özellikleri arasındaki iliĢki incelenmiĢtir.
Sonuç olarak, öfke yaĢantısının kiĢilik özellikleriyle anlamlı düzeyde
iliĢkileri vardır. DıĢadönük bireyler daha az bastırılmıĢ öfkeye sahip
olmaktadırlar. YumuĢak baĢlı/geçimli, yani çatıĢmadan kaçınan, hassas,
merhametli, geçimli, sakin, insanlara güvenen, iĢbirliğine yatkın bireylerin
sürekli öfke düzeyleri düĢüktür. Aynı Ģekilde yumuĢak baĢlı/geçimli, elit
düzey bireysel sporcular, daha az içe yöneltilmiĢ ve dıĢa yöneltilmiĢ öfkeye
sahip olmakta; aynı zamanda da öfkelerini kontrol edebilmektedirler. Özdenetim/sorumluluk faktöründen yüksek puan alan; düzenli, planlı, amaçlı,
kararlı, temkinli, tedbirli, sorumluluk sahibi olan bireysel sporcular, daha az
öfke duymakta; öfkelerini daha az içe ve dıĢa yöneltmekte ve ayrıca
öfkelerini kontrol edebilmektedirler. Duygusal tutarsızlık faktöründen
yüksek puan alan; hassas, duygusal, endiĢeli, gergin, dirençsiz, fevri kiĢilik
özelliklerine sahip kiĢilerin sürekli öfke düzeyleri; öfke içe ve öfke puanları
yüksektir. Öfkelerini kontrol etmekte zorlanmaktadırlar. GeliĢime açıklık
faktöründen yüksek puan alan, analitik düĢünceye sahip, duyarlı, ilgi
alanları geniĢ, yeniliğe açık, yaratıcı kiĢilerin sürekli öfke düzeyleri
düĢüktür. Aynı zamanda öfkelerini de kontrol edebilmektedirler.
Bireysel spor yapan elit düzey sporcuların öfke ve kiĢilik
özelliklerinin, branĢ ve demografik özellikler açısından incelendiğinde
anlamlı iliĢkiler vardır. Taekwondo branĢında mücadele eden elit
sporcuların, güreĢ branĢında mücadele milli takım düzeyindeki sporculara
86
göre içe yöneltilmiĢ öfkeleri ve dıĢa yöneltilmiĢ öfkeleri daha yüksektir.
judo branĢındaki milli takım düzeyindeki sporcular, taekwondo branĢındaki
elit düzey sporculara göre daha yumuĢak baĢlı,geçimlidirler. GüreĢ ve judo
branĢındaki sporcuların, taekwondo branĢındaki sporculara göre özdenetim/sorumluluk puanları yüksektir. Judo branĢındaki sporcuların,
erkeklerden oluĢan, güreĢ branĢındakilere göre geliĢime açıklık puanları
daha yüksektir. Cinsiyet açısından bakıldığında bayan sporcular, erkek
sporculara göre daha geliĢime açıktırlar. Öfke ve öfke ifade tarzlarında ve
diğer kiĢilik faktörlerinde, cinsiyet açısından anlamlı farklar yoktur. YaĢ
değiĢkeni açısından incelendiğinde, 22 ve üstü yaĢtaki sporcuların; 16-18
yaĢ aralığındaki sporculara göre öz-denetim/sorumluluk puanları daha
yüksektir. Diğer kiĢilik faktörleri ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzları
açısından bakıldığında, yaĢ değiĢkeni açısından anlamlı düzeyde iliĢki
yoktur. Öğrenim değiĢkeni açısından öfke ve öfke ifade tarzları
incelendiğinde anlamlı farklar yoktur. KiĢilik faktörlerinde ise öğrenim
değiĢkeni açısından farklılıklar vardır. Lise mezunu olan sporcular ile,
linans ve üstü düzeydeki sporcuların, ilköğretim mezunlarına göre özdenetim/sorumluluk puanları daha yüksektir. Aynı zamanda ilköğretim
mezunlarının duygusal tutarsızlık puanları lise mezunlarına göre daha
yüksektir. Sporcuların, annelerinin ve babalarının öğrenim durumu
değiĢkenine göre öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özelliklerinde anlamlı bir
farka rastlanmamıĢtır. Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri,
sporcuların kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yaptıklarına iliĢkin değiĢkene
göre incelendiğinde, sporcuların öfke ve öfke ifade tarzlarında anlamlı bir
bulunmamıĢtır. KiĢilik özellikleri yıl değiĢkeni açısından incelendiğinde ise,
kiĢilik faktörlerinden öz-denetim/sorumluluk faktörü açısından anlamlı
farklar vardır. Lisanslı olarak bu sporu 4-6 yıl arası yapanlar ile 10 ve üstü
süredir yapanların öz-denetim/sorumlulukları, 1-3 yıl arası yapanlar göre
daha yüksektir. Öfke ve öfke ifade tarzı ile kiĢilik özellikleri, sporcuların
gelir düzeyleri açısından incelendiğinde anlamlı bir farka rastlanmamıĢtır.
87
Bütün bu veriler ıĢığında, kiĢiliğin oturmaya baĢladığı erken
yaĢlarda sporcuların kiĢilik özellikleri saptanıp, belli davranıĢ örüntülerini
sergileyenlerin nasıl bir öfke davranıĢı sergileyecekleri anlaĢılabilir. Bu
durum özelllikle yapılan davranıĢların spor ahlakı açısından önem taĢıdığı
spor ortamındaki uyum ve baĢarı süreci açısından önemlidir. Bellli kiĢilik
özellikleri gösteren sporcuların uyum sürecine yardımcı olunabilir.
Bireylerin, öfke yaĢantılarını fark etmelerine; hangi durum ve koĢullarda
öfke yaĢadıklarını tanımlamalarına, öfkeleriyle baĢa çıkabilecek stratejiler
geliĢtirmelerine yardımcı olabilecek, uzman kiĢiler eĢliğinde, öfke kontrol
programlarına alınabilirler. Ayrıca, öfkenin sosyo-ekonomik parametrelerle
iliĢkisini ortaya koymaya yönelik çalıĢmalar yapılmalıdır. Takım sporu
yapan sporcularla bireysel spor yapan sporcuların kiĢilik özellikleri ve öfke
yaĢantıları karĢılaĢtırılarak, aralarındaki benzerlik ve farklılıklar tespit
edilebilir. Bu çalıĢmalar neticesinde antrenörler, spor yöneticileri ve spor
öğretmenleri sporcular hakkında daha çok bilgiye sahip olarak, takım ve
sporcuların baĢarı ve uyum düzeyinin yükselmesine yardımcı olabilirler.
88
ÖZET
Bu çalıĢmada, bireysel mücadele sporundaki, elit düzey sporcuların
kiĢilik özellikleri ile öfke düzeyleri arasındaki iliĢkiyi incelemek amacıyla;
2008-2009 sezonu Türkiye Ģampiyonası ve milli takım kamplarına katılan,
tekvando, judo ve güreĢ branĢlarında yarıĢan, 16 yaĢ ve üstü, 174
sporcuya Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği ve BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri
uygulanmıĢtır.
Verilerin
analiz
ve
hesaplanmasında
Pearson
momentler
korelasyon katsayısı hesaplanmıĢ; t testi, kruskal wallis ve varyans analizi
yapılmıĢtır. Tüm bu hesaplamaları yaparken SPSS 11,5 istatistik paket
programı kullanılmıĢtır.
Elde
edilen
bulgulara
göre,
beĢ
faktör
kiĢilik
envanterinin
faktörlerinden dıĢadönüklük ile içe yöneltilmiĢ öfke arasında ters yönde
iliĢki vardır. YumuĢak baĢlılık/geçimlilik faktörüyle, öfke testinin sürekli
öfke, öfke içe ve öfke dıĢa alt testleri arasında ters yönde; yumuĢak
baĢlılık/geçimlilik faktörünün, öfke kontrol boyutuyla arasında ise doğrusal,
anlamlı iliĢki vardır.
Yine aynı Ģekilde, öz-denetim/sorumluluk faktörünün
sürekli öfke, öfke içe ve öfke dıĢa alt testleriyle ters yönde; öfke kontrol
boyutuyla ise doğrusal, anlamlı iliĢkisi vardır. Duygusal tutarsızlık
faktörünün sürekli öfke, öfke içe ve öfke dıĢa alt boyutlarıyla doğrusal; öfke
kontrol alt testiyle ise ters yönlü iliĢkisi saptanmıĢtır. GeliĢime açıklık
faktörüyle sürekli öfke alt testi arasında ters yönde; öfke kontol alt testiyle
ile doğrusal, anlamlı iliĢkisi olduğu görülmüĢtür.
89
Sporcuların öfke ve kiĢilik özellikleri, branĢ ve demografik özellikler
açısından incelendiğinde anlamlı iliĢkiler vardır.
Anahtar Kelimeler: Sporcu, kiĢilik, öfke
90
ABSTRACT
In this study, in order to examine the correlation between the
personality traits and the anger levels of elite class sportsmen who do
martial arts sports. The State-Trait Anger Style Scale and Five-Factor
Personality Inventory was administered to a total of 174 athletes aged 16
and above who compete in the branches of taekwondo, judo and wrestling
and have participated in the season 2008-2009 Turkey Championship and
national team camps.
In
data
analysis,
the
Pearson
product-moment
correlation
coefficient has been estimated, the t-test, kruskal wallis and analysis of
variance have been done. Version 11.5 of SPSS statistical package
software is used while carrying out all these calculations.
According to the findings obtained, there is negative correlation
between extraversion, one of the factors of the Five-Factor Personality
Inventory,
and
the
inward-directed
anger.
Additionally,
the
amiability/compatibility factor (agreeableness) is negatively related with
constant anger, inward anger and outward anger which are the sub-tests
of the anger test; and the correlation between the amiability/ compatibility
factor and the anger control dimension is a linear and significant. Also in
the same way, the self-control/responsibility factor is negatively related
with the sub-tests of constant anger, inward anger and outward anger; and
has linear, significant relation with the anger control dimension. It has
been established that the emotional insatiability (neuroticism) factor has a
linear relation with the sub-dimensions of constant anger, inward anger
91
and outward anger; and has negative relation with anger control sub-tests.
It is seen that the openness to development/experience factor is
negatively related with the anger sub-test, while it has linear, significant
relation with the anger control sub-tests. In terms of branch and
demographic variables, there are significant relations.
Key Words: Sportsmen, personality, anger
92
KAYNAKLAR
1.
YaĢar V. Farklı Liselerde Öğrenim Görmekte Olan 16–18 YaĢ
Grubundaki Öğrencilerin Denetim Odağı Düzeyleri Ġle Bazı
KiĢilik Özelliklerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi.
Ġstanbul: Marmara Üniversitesi; 2006.
2.
Erikson E H. Ġnsanın Sekiz Çağı. ÜSTÜN T B, ġAR V (Çev).
Ankara: Birey ve Toplum Yayıncılık; 1984.
3.
Tomrukçu B. BeĢ Faktör KiĢilik Özellikleri Ġle ĠĢ Değerler
arasındaki ĠliĢki Üzerine Bir Ġnceleme. Yüksek Lisans Tezi.
EskiĢehir: Osman Gazi Üniversitesi; 2008.
4.
Yazgan S. Öfke Kontrolü Ġle Tolerans Düzeyi Arasındaki ĠliĢki.
Yüksek Lisans Tezi. Samsun: Ondokuzmayıs Üniversitesi; 2007.
5.
Chaplin J P. Dictionary of Psychology. Second Revision Edition.
USA. Dell Publishing; 1985.
6.
Avcı R. ġiddet DavranıĢı Gösteren ve Göstermeyen Ergenlerin
Ailelerinin Aile ĠĢlevleri, Öfke ve Öfke Ġfade Tarzları Açısından
Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi;
2006.
7.
Bıyık N. Üniversite Öğrencilerinin Yalnızlık Duygularının KiĢisel
ve Sosyal Özellikleri, Öfke Eğilimleri Açısından Ġncelenmesi.
Yüksek Lisans Tezi. EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi; 2004.
93
8.
Feldman S. Robert. Social Psychology. Second Edition. PrenticeHall. International Limited: London; 1998.
9.
Gianakos I. “Issues of Anger in the Workplace: Do Gender and
Gender Role Matter?”. The Career Development Quarterly. 2002;
51: 155-171.
10.
Cüceloğlu D. Ġnsan ve DavranıĢı. Ġstanbul: Remzi Kitabevi; 1991.
11.
Eisenberg S, Delaney, D J. Psikolojik DanıĢma Süreci. Ġstanbul:
Milli Eğitim Basımevi; 1998.
12.
Ramirez J M, Andreu J M. Agression and Some Related
Psychological Constructs ( Anger, Hostility and Impulsivity).
Some Comments From a Research Project. Neuroscience and
Biobehavioral Reviews. 2006; 30; 276-291.
13.
Robbins
P
R.
Anger,
Interdisciplinary
Aggression
Approach.
Jefferson,
and
Violence:
An
Carolina
and
North
London: McFarland and Company inc., Publishers; 2000.
14.
Akdoğan
R.
Öğrencilerinin
Farklı
Cinsiyet
Öfke
YaĢama
Rollerine
Sahip
Üniversite
ve
Utangaçlık
Biçimleri
Düzeylerinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. EskiĢehir: Anadolu
Üniversitesi; 2007.
15.
Hasıl N, Erden G.
Grubun
KiĢilik
Basketbol ve Voleybol Sporu Yapan Ġki
ve
Sosyo-Ekonomik
Özelliklerinin
KarĢılaĢtırılması. Hacettepe Üniversitesi. Ankara: Spor Bilimleri II.
Ulusal Kongresi Bildiriler Kitabı; 1992; 337.
94
16.
Kiper Ġ. Saldırganlık Türlerinin ÇeĢitli Ekonomik, Sosyal ve
Akademik DeğiĢkenlerle ĠliĢkisi. Yüksek Lisans Tezi.
Ankara:
1984.
17.
Yıldız M. Farklı Liglerde Yer Alan Futbolcuların KiĢilik Tipleri Ġle
Sürekli Öfke- Öfke Ġfade Tarzlarının Ġncelenmesi. Doktora Tezi.
Ankara: Gazi Üniversitesi; 2008.
18.
ErkuĢ A. Psikolojik Terimler Sözlüğü. Ankara: Doruk Yayınları;
1994.
19.
Cüceloğlu D. Ġnsan ve DavranıĢı. Ġstanbul: Remzi Kitabevi; 1991.
20.
Lawrence P A. Personality: Theory and Research. Singapore:
John Wiley; 1993.
21.
Efilti E. Orta Öğretim Kurumlarında Okuyan Öğrencilerin
Saldırganlık,
Denetm
Odağı
ve
KiĢilik
Özelliklerinin
KarĢılaĢtırmalı Olarak Ġncelenmesi. Doktora Tezi. Konya: Selçuk
Üniversitesi; 2006.
22.
Burger J M. KiĢilik. Sarıoğlu Ġ D E (Çev). 1. Basım, Ġstanbul,
Kaknüs yayınları, 2006.
23.
Morgan J C. Psikolojiye GiriĢ. Sibel KarataĢ (Ed. ve Çev.).
Ankara: Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Yayınları; 1995.
24.
Köknel Ö. Kaygıdan Mutluluğa KiĢilik. Ġstanbul. Altın Kitabevi;
1997.
95
25.
Kulaksızoğlu A. Ergenlik Psikolojisi. Ġstanbul: Remzi Kitabevi:
1999
26.
Gençoğlu C. Üniversite Öğrencilerinin Ġyimserlik Düzeyleri Ġle
KiĢilik Özellikleri Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi. Yüksek
Lisans Tezi. Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi; 2006.
27.
Schermerhon J R, Hunt J G, Osborn R N. Organizational
Behaviour. 6. Edition. 1997.
28.
ÇeribaĢ E. Yöneticilerin KiĢilik Özelliklerinin ĠĢ Etiğine Etkileri.
Yüksek Lisans Tezi. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi; 2007.
29.
Vural E. Ġlköğretim Okulu Öğretmenlerinin KiĢilik Özellikleri Ġle
Okul Kültürü Algıları Arasındaki ĠliĢkinin Değerlendirilmesi
(Kartal Ġlçesi Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Yeditepe
Üniversitesi; 2007.
30.
Cloninger S C. Theories of Personality Understanding Persons.
4. Edition. New Jersey: Person Prentice Hall. 2004.
31.
Oğuz Y. Okul Müdürlerinin Demografik DeğiĢkenler ve KiĢilik
Özellikleri Ġle ÇatıĢma Yönetimi Stili Tercihleri Arasındaki
Farklılıklar ve ĠliĢkiler. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Yıldız Teknik
Üniversitesi; 2007.
32.
Akdoğan T. SatıĢçıların KiĢilik Özellikleri ve SatıĢ Performansı
ĠliĢkisi. YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova
Üniversitesi; 2003.
96
33.
Güler B A. Yerel Yönetimlerde Reform Sorunu. Çağda Yerel
Yönetimler. 2001; 10, 3, Temmuz.
34.
Kentsu J. Okul Yöneticilerinin KiĢilik Özelliklerinin Örgütsel Etik
Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Yeditepe Üniversitesi;
2007.
35.
Zel U. KiĢilik ve Liderlik. 1. Baskı. Ankara: Seçkin Yayınları; 2001.
36.
Özkalp E. (edi). DavranıĢ Bilimlerine GiriĢ. EskiĢehir: Anadolu
Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Yayınları; 1994.
37.
Kültür Y Z. Ortaöğretim Kurumlarındaki Yöneticilerin Liderlik
Stilleri ve KiĢilik Özelliklerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans
Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi; 2006.
38.
Luthans F. Organizational Behavior. 10. Edition. McGraw-Hill, Inc;
2005.
39.
BaĢaran Ġ. Örgütsel DavranıĢ: Ġnsanın Üretim Gücü. Ankara:
Umut Yayım- Dağıtım; 2000.
40.
Bacanlı H. Eğitim Psikolojisi. Ġstanbul: Alkım Yayınevi; 1997.
41.
Hall C S, Lindzey G. Theories of Personality. New York: Third
Edition; 1985.
97
42.
Ceylan
M.
Stresle
BaĢaçıkmada
BiliĢsel
Stratejilerin
Kullanılmasında Cinsiyet ve KiĢilik DeğiĢkeninin Etkisi. Yüksek
Lisans Tezi. Ġzmir: Ege Üniversitesi; 2005.
43.
Carver C S, Michael F. S. Perspectives On Personality. 5.
Edition. New York: Pearson Allyn and Bacon Inc. 2004.
44.
Gregory R J. Psychological Testing History, Principles and
Applications. 2. Edition. Boston: Allyn and Bacon. 1996.
45.
Costa P T, McCrae R R. Personality in Adulthood: A Six-Year
Longitudinal Study Of Self-Reports And Spouse Ratings On
The NEO Personality Inventory. Journal of Personality and Social
Psychology. 1988; 54, 853-863.
46.
Digman J M. Personality Structure: Emergence Of The Five
Factor Model. Annual Rewiew Of Psychology. 1990; 41, 417- 440.
47.
Goldberg L R. An Alternative “ Description Of Personality” The
Big-Five Factor Structure. Journal of Personality and Social
Pschology. 1990; 59, 1216- 1229.
48.
McCrae R R, Costa P T. Clinical Assessment Can Benefit From
Recent
Advances
In
Personality
Psychology.
American
Psychologist. 1986; 41, 1001-1003.
49.
McCrae R R, Costa P T. Validation Of The Five Factor Model Of
Personality Across Instruments and Observes. Journal of
Personality and Social Psychology. 1987; 52, 81-90.
98
50.
McCrae
R
R,
Costa
P
T,
Busch
C
M.
Evaulation
Comprehensiveness In Personality Systems: The California QSet and The Five Factor Model. Journal of Personality. 1986; 54,
430- 446.
51.
Noller P, Law H, Comrey A L. Cattel, Comrey andEysenck
Personality Factors Compared: More Evidence For The Five
Robust Factors. Journal of Personality and Social Psychology.
1987; 53, 775- 782.
52.
Peabody D, Goldberg L R. Some Determinants of Factor
Structures From Personality- Trait Descriptors. Personality and
Social Psychology. 1989; 57, 557- 562.
53.
Somer O. Türkçe’de KiĢilik Özelliği Tanımlayan Sıfatların Yapısı
ve BeĢ Faktör Modeli. Türk Psikoloji Dergisi. 1998; 13 (42), 17-32.
54.
Gunthert K C, Cohen L H, Armeli S. The Role of Neuroticism in
Daily Stress and Coping. Journal of Personality and Social
Pschology. 1999; 77, 1087- 1100.
55.
Suls J, Green P, Hillis S. Emotional Reactivity to Everyday
Problems, Affective Inertia, and Neuroticisim. Personality and
Social Psychology Bulletin. 1998; 24, 127- 136.
56.
Costa P T, McCrae R R. Four Ways Five Factors Are Basic.
Personality and Individual Differences. 1992; 13 (6), 653-665.
99
57.
Barrick M R, Mount M K. (1991). The Big Five Personality
Dimentions and Job Performance: A Meta-Analysis. Personnel
Pschology. 1991; 44 (1),1-26.
58.
McCrae R R, Costa P T. Openness to Experience (Hogan, R. &
Hones, W.H. Perspectives in Personality: A Research Annual).
USA: JAI Press; 1985.
59.
Demirkan S. Özel Sektördeki Yöneticilerin ve ÇalıĢanların
Bağlanma Stilleri, Kontrol Odağı,
Doyumu ve BeĢ Faktör
KiĢilik Özelliklerinin AraĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Ankara:
Ankara Üniversitesi; 2006.
60.
Costa P T, McCrae R R. Professional Manual for The NEO-PI-R.
Odessa, FL: Psychological Assesment Resources. 1992.
61.
Thoms
P.
The
Relationship
Between
Self-efficacy
For
Participating In Self managed Work Groups And The Big Five
Personality Dimensions. Journal of Organizational Behavior.1996;
17.
62.
Feist G J. A Meta-Analysis of Personality in Scientific and
Artistic Creativity. Personality and Social Psychology Review.
1998; 2, 290-309.
63.
Friedman H S, Schustack M W. (1999). Personality: Classic
Theories and Modern Research. USA: Allyn & Bacon; 1999.
64.
McCrae R R, John O P. An Introduction to the Five Factor Model
and Its Applications. Journal of Personality. 1992; 60, 175-215.
100
65.
Barrick M R, Stewart G L, Piotrowski M. Personality and Job
Performance: Test of the Mediating Effects of Motivation
Among Sales Representatives. Journal of Applied Psychology.
2002; 87 (1), 43-51.
66.
Berry D S, Hansen J S. Personality, Nonverbal Behavior, and
Interaction Quality in Female Dyads. Journal of Personality and
Social Pschology Bulletin. 2000; 26, 278- 292.
67.
Cote S, Moskowitz D S. On The Dynamic Covaration Between
Interpersonal Behavior and Affect. Journal of Personality and
Social Pschology. 1998; 75, 1032-1046.
68.
Jensen-Canpbell L A, Graziano W G. Agreeableness As a
Moderator of Interpersonal Conflict. 2001; 69, 323-362.
69.
Neuman GA, Wright J.Team Effectiveness: Beyond Skills and
Cognitive Ability. Journal of Applied Psychology. 1999; 84 (3),
376-389.
70.
Arthur
W,
Graziano
W
G.
The
Five-Factor
Model,
Conscientiousness, and Driving Accident Involvement. Journal
of Personality. 1996; 64, 593-618.
71.
Uluçınar A. Yöneticilerin KiĢisel DavranıĢ Farklılıklarının Analizi.
1. Basım. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi Yayınları; 1992.
72.
Çakır Ġ. KiĢilik Tiplerinin Takım Performansına Etkisi. Yüksek
Lisans Tezi . EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi; 2000.
101
73.
Aytaç S. Ġnsanı Anlama Çabası. Bursa: Ezgi Kitabevi. 2000.
74.
Mischel W. Introduction to Personality. 6. Edition. New York:
Harcourt Brace College Publishers. 1999.
75.
BaĢer E. Uygulamalı Spor Psikolojisi. Ġstanbul: Remzi Kitabevi;
1998.
76.
TeĢneli Ö. Elit Seviyedeki DeğiĢik Spor BranĢlarının Fiziksel
Benlik
Algısı Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Sakarya:
Sakarya Üniversitesi; 2007.
77.
Tiryaki ġ. Spor Psikolojisi: Kavramlar, Kuramlar ve Uygulama.
Ankara: Eylül Kitabevi; 2000.
78.
Çoknaz H. Takım Ve Bireysel Spor Antrenörlerinin ĠĢ Doyumu
Düzeylerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Bolu: Abant
Ġzzettin Baysal Üniversitesi; 1998.
79.
BaĢer E. Uygulamalı Spor Psikolojisi. Ankara: Bagırgan Yayınevi;
1998.
80.
Kat
H.
Bireysel
Sporcularla
Takım
Sporcularının Stres
Düzeyleri Ve Problem Çözme Becerilerinin KarĢılaĢtırılması.
Yüksek Lisans Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi; 2009.
81.
TDK, Türk Dil Kurumu Sözlüğü. 2009; http://www.tdk.org.tr.
82.
Kısaç Ġ. Üniversite Öğrencilerinin Bazı DeğiĢkenlere Göre
Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Biçimi Düzeyleri. Gazi Üniversitesi
102
Mesleki Eğitim Fakültesi. Mesleki Eğitim Dergisi. 1999; 1(1): 63-74.
Ocak.
83.
Balkaya F, ġahin H, N. Çok Boyutlu Öfke Ölçeği. Türk Psikiyatri
Dergisi. 2003; (14/3) 192-202.
84.
Golden B. How to Help Children and Teens Manage Their
Anger. New York. Oxford University Pres; 2003.
85.
Budak S. Psikoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları;
2000. s:565.
86.
Kennedy H G. Anger and Irritability. British Journal of Psychiarty.
1992.
87.
Biaggio M K. Sex differences in behavioral reactions to
provocation of anger. Psychological Reports. 1989; 64, 23-26.
88.
Soykan Ç. Öfke ve Öfke Yönetimi. Kriz Dergisi. 2003; 11(2); 1927.
89.
Lerner H G. The Dance of Anger. New York: Harper ve Row
Publishers, Inc.; 1989.
90.
Kasatura Ġ. Heyecansal Kontrol. Ġstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi;
2003.
91.
Penn Joseph V , Esposito Christianne L, Schaeffer Leah F, Fritz
Gregory K, Spirito A. Suicide Atempt and Self-Mutilative
Behaviourin a Juvenile Correctional Facility. Journal of the
103
American Academy of Child and Adolescent Psychiatry. 2003; 42
(7): 762-770.
92.
Özer A K. Sürekli Öfke (SL-Öfke) ve Öfke Ġfade Tarzı (Öfke-Tarz)
Ölçekleri Ön ÇalıĢması. Türk Psikoloji Dergisi. 1994; Cilt:9, Sayı:
31, S:26-35.
93.
Gülveren H. Lise Son Sınıf Öğrencilerinde Ġç-DıĢ Kontrol Odağı,
Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzı Ġle Zeka Arasındaki ĠliĢkinin
AraĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Maltepe Üniversitesi;
2008.
94.
Averill J R. Studies on Anger and Aggression: Implications for
Theories of Emotion. American Psychologist. 1983; 1145-1160.
95.
DanıĢık N. Ergenlerin Sürekli Öfke-Öfke Ġfade Tarzları Ġle
Problem Çözme Becerileri Arasındaki ĠliĢki. Yüksek Lisans Tezi.
Bolu: Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi; 2005.
96.
Soyadın Z S. Orta Öğretim Öğrencilerinin Öfke Ġfade Tarzları ile
Mizah Tarzları Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans
Tezi. Mersin: Mersin Üniversitesi; 2007.
97.
Özmen A. Öfke: Kuramsal YaklaĢımlar ve Bireylerde Öfkenin
Ortaya Çıkmasına Neden Olan Etmenler. Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi. 2006; Cilt:39, sayı:1, S: 39-56.
98.
Deffenbacher J L, Lynch R S, Oetting E R, Kemper CC. Anger
Reduction
in
Early
Adolescents.
Journal
of
Counseling
Psychology. 1996; 43, 149-157.
104
99.
Eggert
L
L.
Aggression
Anger
and
Management
Violence.
for
Bloomington,
Youth:Stemming
Indiana:
National
Educational Service; 1994.
100.
Kashani
J
H.
Psychiatric
Inpatient
Children’s
Family
Perceptions and Anger Expression. Journal of Emotional and
Behavioral Disorders. 1995; 3, issue: 1.
101.
ġahin N H. Öfke: O Sizi Kontrol Edeceğine Siz Onu Kontrol
Edin. Türk Psikoloji Bülteni. 1997; Cilt:3, Sayı7,ss.79-85.
102.
Kısaç Ġ. Üniversite Öğrencilerinin Bazı DeğiĢkenlere Göre
Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Biçimi Düzeyleri. YayımlanmamıĢ
Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi; 1997.
103.
Köknel Ö. Kaygıdan Mutluluğa KiĢilik. Ġstanbul. Altın Kitabevi;
2005.
104.
BaltaĢ A, BaltaĢ Z. Stres ve BaĢa Çıkma Yolları. Ankara: Remzi
Kitabevi; 1999.
105.
Kılıçarslan Ġ. Lise Öğrencilerinin Öfke ve Öfke Ġfade Düzeylerini
Bazı
DeğiĢkenler
Açısından
Ġncelenmesi.
YayımlanmamıĢ
Yüksek Lisans Tezi. Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi; 2000.
106.
Koçak E. Ergenlerde Yalnızlığın Yordayıcısı Olarak Benlik
Saygısı ve Sürekli Öfke ve Öfke Ġfade Tarzlarının Ġncelenmesi.
Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniveristesi; 2008.
105
107.
Akdeniz M. Öfke Kontrolü Eğitiminin Lise Öğrencilerinin Öfke
Kontrolü Becerilerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Adana:
Çukurova Üniversitesi; 2007.
108.
Harmon-Jones E, Allen J J B. Anger and Frontal Brain Activity:
Eec Asymmetry Consistent With Approach Motivation Despite
Negative Affective Valence. Journal of Personality and Social
Psychology. 1998; 74, 1310-1316.
109.
Gençtan E. Normal ve Normal DıĢı DavranıĢlar. Ġstanbul: Evrim
Matbaacılık; 1998.
110.
Geçtan E. Psikanaliz ve Sonrası. Ġstanbul: Metis Yayınları; 2004.
111.
Edmonson B C, Conger J C. A Review of Treatment Efficacy For
Individuals With Anger Problems: Conceptual, Assesment and
Methodological Issues. Clinical Psychology Review. 1996; 16.3,
251-275.
112.
Fiyakalı N C. Anne-Babası BoĢanmıĢ ve BoĢanmamıĢ Lise
Öğrencilerinin Sürekli Öfke Düzeyleri ve Öfke Ġfade Tarzlarının
Bazı DeğiĢkenler Açısından KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans
Tezi. Denizli: Pamukkale Üniversitesi; 2008.
113.
Akmaz N. Eğitim Yöneticilerinin Bağlanma Stilleri ve Sürekli
Öfke ve Öfke Ġfade Tarzları Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi.
Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul: Yeditepe Üniversitesi; 2009.
114.
Corey M S. Psikolojik DanıĢma, Psikoterapi Kuram ve
Uygulamaları. Ankara: Mentis Yayıncılık; 2005.
106
115.
Çelik F. Orta Öğretim Öğrencilerinin Okula YabancılaĢma
Düzeylerinin
Bazı
DeğiĢkenler
Açısından
Ġncelenmesi.
YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi;
2005.
116.
Wagner P, Fletcer C, Gramzov R. Shamed Into Anger? The
Relation Of Shame and Guilt To Anger and Self Reported
Aggresion, Journal Of Personality and Social Psychology.
1992; (62/4) 669-675.
117.
Baygöl E. Ergenin Öfke Tepkilerinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans
Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi; 1997.
118.
Okman S C. Ergenlik Döneminde Öfke Ġfade Tarzlarının Kendilik
Ġmgesi Bağlamında Ġncelenmesi. YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans
Tezi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi; 1999.
119.
Coles C J, Greene, A F, Braithwaite H O. The Relationship
Between Personality, Anger Expression And Perceived Family
Control Among Incarcerated Male Juveniles. Adolescence.
2002; 37, 146, 395- 410.
120.
Çelik Ġ. Öfke Tetikleyicileri Ölçeği (Bir Geçerlik ve Güvenirlik
ÇalıĢması). Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi;
2003.
121.
OlmuĢ Ö G. Ergenlerin, Aile Ġçi Psikolojik Örüntülere Göre
Sürekli Öfke ve Öfke Tarzlarının Ġncelenmesi. Yüksek Lisans
Tezi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi; 2001.
107
122.
Boman P. Gender Differences in School Anger. International
Education Journal. 2003; (4/ 2) 71–76.
123.
Özkamalı E. 20–30 YaĢ Grubu Bireylerin Öğrenim Düzeylerine
Göre Öfke Düzeyleri ve Öfke Ġfade Tarzları. Yüksek Lisans Tezi.
Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi; 2005.
124.
Kuruoğlu D S. Üniversite Öğrencilerinin Sürekli Öfke Düzeyleri,
Öfke
Ġfade
Arasındaki
Tarzları
ĠliĢki.
Ġle
Yüksek
Obsesif
Lisans
Kompulsif
Tezi.
Semptomları
Ġstanbul:
Maltepe
Üniversitesi; 2009.
125.
Kuru E. Farklı Statüdeki Beden Eğitimi Bölümü Öğrencilerinin
KiĢilik Özellikleri. G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. 2003; Cilt 23,
Sayı 1 175-191.
126.
Morgan W P. The Trait Psychology Controversy.
Research
Quarterly for Exercise and Sport; 1980.
127.
Tosunoğlu F. Orta Öğretimde Okuyan Takım Sporları ile
UğraĢan Sporcu Öğrencilerin Spor BranĢlarına Göre KiĢilik
Özelliklerinin Ġncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi
Üniversitesi; 2008.
128.
Ogilvie
B
C.
Psychological
Cansistencies
Within
The
Personality Of High-level Competitors. Journal of the american
medical association. 1968; 205(4) 780-786.
108
129.
Fletcher R, Dowell L. Selected Presonality Characteristics of
High School Athletes and Nonathletes. Journal of Psychology.
1971; 77, 39-41.
130.
Geron
E,
Furst
D,
Rotsten
P.
Personality
of
Athletes
Participation in Various Sports. International Journal of Sport
Psychology; 1986.
131.
Güven Ö. Minder GüreĢini Seçenlerin Tercihinde Rol Oynayan
PsiĢik Özellikler. Doktora Tezi. Ġstanbul: Marmara Üniversitesi;
1988.
132.
Koruç
Z,
Bayar
P.
MMPI
ile
Sporcuların
KiĢiliklerinin
AraĢtırılması. Spor Bilimleri Bülteni. 1990; (1), 2, 21-25.
133.
Koruç Z. Bayan Milli Voleybol Takımının KiĢilik Örüntüleri.
Voleybol Bilim ve Teknoloji Dergisi. 1994; (1/1), 29–34.
134.
Yakupoğlu S. Kapalı ve Açık Beceri Gerektiren Bireysel Spor
Dallarındaki KiĢilik Özelliklerinin AraĢtırılması. I.Uluslararası
Spor Psikolojisi Sempozyumu. Mersin; 1997.
135.
Güler M. Artistik Cimnastikle Ġlgilenen Elit Sporcuların KiĢilik
Yapısı.
Yüksek
Lisans
Tezi.
Bolu:
Abant
Ġzzettin
Baysal
Üniversitesi; 2005.
136.
Bayar P, Koruç Z. Atletizmde Atıcıların KiĢilik Özellikleri. Mersin
1. Uluslararası Spor Psikolojisi Sempozyumu Bildiriler Kitabı; 1997,
PP 42-43.
109
137.
Somer O, Korkmaz M, Tatar A. Kuramdan Uygulamaya BeĢ
Faktör KiĢilik Modeli ve BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri (5FKE).
Ege Üniversitesi Basımevi. Bornova, Ġzmir; 2004.
138.
Kızmaz M. Bireysel ve Takım Sporu Yapan Sporcuların KiĢilik
Özelliklerinin KarĢılaĢtırılması. Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul:
Marmara Üniversitesi; 2004.
139.
Yentür J. Milli Takım Düzeyindeki Elit Bayan Sporcuların, KiĢilik
Yapılarıyla Bedenlerini Algılama Düzeylerinin KarĢılaĢtırılması.
Yüksek Lisans Tezi. Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi; 2004.
140.
Zekioğlu
A, Tatar A (2006). Ünversitede Eğitim Gören
Futbolcuların
Empatik
Becerlerinin
KiĢilik
Özellikleriyle
KarĢılaĢtırılması. SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri
Dergisi. 2006; IV (4) 135-138.
141.
Kapan H. Judo. Bursa: Marmara Kitabevi; 1993.
142.
Judo. 2010. http://tr.wikipedia.org/wiki/Judo.
143.
Balcı ġ. Genç Erkek Türk Milli Judo (16-19 YaĢ) Takımının Bazı
Antropometrik
Özelliklerinin
Ölçümü
Ve
Somatotiplerinin
Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniveristesi;
2002.
110
EK 1
KĠġĠSEL BĠLGĠ FORMU
KiĢisel bilgilerinizi içeren bu form, sporcuların öfke düzeyleri ve kiĢilik
özellikleri arasındaki iliĢkinin incelendiği araĢtırmada kullanılacaktır.
Özkan ZENGĠN
1. BranĢınız:
2. Cinsiyetiniz:
K( )
E( )
4. Öğrenim durumunuz:
Ġlkokul( )
3. YaĢınız:
Ortaokul( )
Yüksekokul/Fakülte( )
5. Annenizin öğrenim durumu: Ġlkokul( )
Ortaokul( )
Yüksekokul/Fakülte( )
6. Babanızın öğrenim durumu : Ġlkokul( )
Ortaokul( )
Yüksekokul/Fakülte( )
Lise( )
Lisansüstü( )
Lise( )
Lisansüstü( )
Lise( )
Lisansüstü( )
7. Kaç yıldır bu sporu lisanslı olarak yapıyorsunuz:
8. Gelir düzeyiniz:
500-1000 YTL arası ( )
1001-2000 YTL arası( )
2001-3000 YTL arası( )
3001 YTL ve üstü
( )
111
EK 2
4.Tümüyle
3.Oldukça
2.Biraz
1.Hiç
DURUMLUK – SÜREKLİ ÖFKE ÖLÇEĞİ
YÖNERGE: Aşağıda kişilerin kendilerine ait duygularını anlatırken kullandıkları bir takım
ifadeler verilmiştir. Her ifadeyi okuyun, sonra da genel olarak nasıl hissettiğinizi düşünün sizi en
iyi tanımlayan bölüme (X) işareti koyun. Doğru ya da yanlış cevap yoktur. Herhangi bir
ifadenin üzerinde fazla zaman sarf etmeksizin genel olarak nasıl hissettiğinizi gösteren cevabı
işaretleyin.
Sizi Ne Kadar Tanımlıyor?
1.Çabuk parlarım.
2.Kızgın mizaçlıyımdır.
3.Öfkesi burnunda bir insanım.
4.Başkalarının hataları, yaptığım işi yavaşlatınca kızarım.
5.Yaptığım iyi bir işten sonra takdir edilmemek canımı sıkar.
6.Öfkelenince kontrolümü kaybederim.
7.Öfkelendiğimde ağzıma geleni söylerim.
8.Başkalarının önünde eleştirilmek beni çok hiddetlendirir.
9.Engellendiğimde içimden birilerine vurmak gelir.
10.Yaptığım iyi bir iş kötü değerlendirildiğinde çılgına
dönerim.
YÖNERGE: Herkes zaman zaman kızgınlık veya öfke duyabilir. Ancak, kişilerin öfke
duygularıyla ilgili tepkileri farklıdır. Aşağıda, kişilerin öfke ve kızgınlık tepkilerini tanımlarken
kullandıkları ifadeleri göreceksiniz. Her bir ifadeyi okuyun ve öfke, kızgınlık duyduğunuzda ne
yaptığınızı düşünerek o ifadenin yanına (X) işaretini koyun.
4.Tümüyle
3.Oldukça
2.Biraz
Sizi Ne Kadar Tanımlıyor?
1.Hiç
ÖFKELENDİĞİMDE VEYA KIZDIĞIMDA……
112
11.Öfkemi kontrol ederim.
12.Kızgınlığımı gösteririm.
13.Öfkemi içime atarım.
14.Başkalarına karşı sabırlıyımdır.
15.Somurtur ya da surat asarım.
16.İnsanlardan uzak dururum.
17.Başkalarına iğneli sözler söylerim.
18.Soğukkanlılığımı korurum.
19.Kapıları çarpmak gibi şeyler yaparım.
20.İçin için köpürürüm ama gösteremem.
21.Davranışlarımı kontrol ederim.
22.Başkalarıyla tartışırım.
23.İçimde kimseye söyleyemediğim kinler beslerim.
24.Beni çileden çıkaran her neyse saldırırım.
25.Öfkem kontrolden çıkmadan kendimi durdurabilirim.
26.Gizliden gizliye insanları epeyce eleştiririm.
27.Belli ettiğimden daha öfkeliyimdir.
28.Çoğu kimseye kıyasla daha çabuk sakinleşirim.
29.Kötü şeyler söylerim.
30.Hoşgörülü ve anlayışlı olmaya çalışırım.
31.İçimden insanların fark ettiğinden daha fazla sinirlenirim.
32.Sinirlerime hakim olamam.
33.Beni sinirlendirene, ne hissettiğimi söylerim.
34.Kızgınlık duygularımı kontrol ederim.
113
EK 3
BEŞ FAKTÖR KİŞİLİK ENVANTERİ
Aşağıda insanların bazı özelliklerini tanımlayan cümleler verilmiştir. Lütfen dikkatlice
okuyarak her ifadenin sizi tanımlamakta ne derece uygun olduğunu belirten seçeneklerden bir
tanesini işaretleyiniz.
Eğer cümle sizi tanımlamakta;
Tamamen Uygunsa baş harfleri olan
"TU" yu
TU
BU ?
PUD
HUD
baş harfleri olan
"BU" yu
TU
BU ?
PUD
HUD
Pek Uygun Değilse baş harfleri olan
"PUD" yi
TU
BU ?
PUD
HUD
Hiç Uygun Değilse baş harfleri olan
"HUD" yi
TU
BU ?
PUD
HUD
Biraz
Uygunsa
daire içine alın. Eğer hiç bir seçenek size uymuyorsa veya kararsızsanız “ ? ” ni daire içine alınız.
Lütfen karar vermekte çok zorlanmadığınız sürece soru işaretini ( ? ) kullanmayınız.
Bu anketteki hiç bir sorunun doğru ya da yanlış cevabı yoktur. Bizim için önemli olan sizin
samimi görüşünüzü almaktır. Lütfen cevaplarınızı
genel halinize göre, çoğunlukla nasıl
olduğunuzu düşünerek veriniz. Ayrıca olmak istediğinize göre değil,
şu anda kendinizi nasıl
görüyorsanız ona göre cevaplayınız.
Tamamen Uygun
TU
Biraz Uygun
BU
Kararsız
?
Pek Uygun Değil
PUD
1. Yüksek sesle konuşurum.
TU BU ? PUD HUD 13. İnsanlara acı konuşurum.
2. Bağışlayıp unutmaya
çalışırım.
3. Çılgın hayallere
dalmaktan hoşlanırım.
4. Kin tutarım.
TU BU ? PUD HUD 14. Çoğu insanla iyi
geçinirim.
TU BU ? PUD HUD 15. Değişiklik fikrinden
hoşlanmam.
TU BU ? PUD HUD 16. Kolayca kızmam.
5. Yeni şeylere başlamayı
severim.
6. Değişikliklerden
hoşlanmam.
7. Otoriteye saygı duyarım.
TU BU ? PUD HUD 17. Derin umutsuzluklara
kapılırım.
TU BU ? PUD HUD 18. Çılgın fikirlerden rahatsız
olmam.
TU BU ? PUD HUD 19. Yönetmek isterim.
8. Benden beklenenden
fazlasını yaparım.
9. Başkalarıyla pek
ilgilenmem.
10. Kolayca uyum sağlarım.
11. Coşkulu bir grupta
olmaktan hoşlanırım.
12. Başkalarını bağışlamakta
güçlük çekerim.
TU BU ? PUD HUD 20. Başkalarının göremediği
güzellikleri farkederim.
TU BU ? PUD HUD 21. Herşeyi sorun haline
getiririm.
TU BU ? PUD HUD 22. Konsantre olamam.
TU BU ? PUD HUD 23. Herşeyi son dakikada
yaparım.
TU BU ? PUD HUD 24. Çalışırken sıklıkla canım
sıkılır.
Hiç Uygun Değil
HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
114
Tamamen Uygun
TU
Biraz Uygun
BU
Kararsız
?
25. Konuşkan bir insanım.
TU BU ? PUD HUD
26. Hata yapmamaya dikkat TU BU ? PUD HUD
ederim.
27. Beklenmedik şeyler
TU BU ? PUD HUD
yaparım.
28. Zamanımı boşa harcarım. TU BU ? PUD HUD
29. Hemen korkarım.
TU BU ? PUD HUD
30. Her yerde tehlike
TU BU ? PUD HUD
görürüm.
31. Telefonu birinin yüzüne TU BU ? PUD HUD
kapatmışlığım vardır.
32. Çekingen bir insanım.
TU BU ? PUD HUD
33. Geçmiş hatalarımı
TU BU ? PUD HUD
düşünerek zaman
harcarım.
34. Çılgın şeyler yaparım.
TU BU ? PUD HUD
35. Tek bir doğru din
TU BU ? PUD HUD
olduğuna inanırım.
36. Hiç yemek yemem.
TU BU ? PUD HUD
37. Dedikodu yaparım.
38. Başkalarına tepeden
bakarım.
39. Kendimi olduğumdan
daha aşağıda görürüm.
40. Neyi, neden yaptığımı
daima bilirim.
41. Emirlere uyarım.
42. Ailem ve arkadaşlarımla
sık sık tartışırım.
43. Nazik konuşmalarla
zaman kaybetmem.
44. Girişken bir insanım.
45. Sosyal ortamlarda
başarılıyımdır.
46. Kendimden çok
başkalarını överim.
47. Öküz altında buzağı
arayan biriyim.
48. Müziği severim.
49. Herşeyin mükemmel bir
şekilde sonuçlanmasını
isterim.
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
Pek Uygun Değil
PUD
Hiç Uygun Değil
HUD
TU
50. Konserleri sevmem.
51. Ruh halime göre hareket TU
ederim.
TU
52. Çocuksu sevinçlerimi
dışa vururum.
53. Olayların altında ezilirim.TU
54. Her şeye endişelenirim. TU
TU
55. Başkalarını memnun
etmek isterim.
56. Bana eşlik edilmesinden TU
hoşlanmam.
TU
57. Disiplinli bir insanım.
TU
58. Bir şeylerin kötü
sonuçlanacağını
düşünürüm.
59. Kurallara aldırış etmem. TU
60. Başkalarının endişelerini TU
gidermeye çalışırım.
TU
61. Hayatımın bir yönü
olmadığını hissediyorum.
TU
62. Kolayca gücenirim.
TU
63. Kendimle ilgili olumlu
düşüncelerim vardır.
64. İşlerimi tamamlamadan TU
bırakırım.
TU
65. Rekabetten çok
işbirliğine önem veririm.
TU
66. Macera ararım.
TU
67. Şiddetli arzularımı
kontrol edebilirim.
TU
68. Yapacağım işlerin
listesini çıkarırım.
69. Çeşitlilikten hoşlanırım. TU
70. Hiç okula gitmedim.
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
71. Kendimi kolayca tehdit
altında hissederim.
72. Başkalarıyla yazışmayı
sevmem.
73. Eleştiriye açığımdır.
74. Hayal kırıklıklarımın
acısını başkalarından
çıkarırım.
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
115
Tamamen Uygun
TU
Biraz Uygun
BU
75. Moralim çabuk bozulur.
76. Fırsatını buldum mu
gösteriş yaparım.
77. Olaylara yeni bir bakış
açısı getiririm.
78. Duygusal davranan
insanları anlayamam.
79. Problemlerimin içinde
kaybolurum.
80. Az konuşurum.
81. Her zaman göründüğüm
gibi değilimdir.
82 Geleneklerin önemine
inanırım.
83. İleriye dönük plan
yapmayı severim.
84. Kalabalıktan hoşlanmam.
85. Kolay kolay hayal
kırıklığına uğramam.
86. Duygularımı yoğun
yaşarım.
87. Farklı düşünen insanları
anlarım.
88. Asla öfkelenmem.
89. En ufak bir kışkırtmada
gülerim.
90. Düşünmeye iten filmleri
severim.
91. Hoşnutluğumu
gösteririm.
92. Başkalarını düşünürüm.
93. Arkadaşlarımı
güldürürüm.
94. İşleri planlayarak
yaparım.
95. Herşeyin iyi olacağına
inanırım.
96. Cesaretim çabuk kırılır.
97. Herkesin gittiği yoldan
giderim.
98. Kolayca huzursuz
olurum.
Kararsız
?
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
Pek Uygun Değil
PUD
Hiç Uygun Değil
HUD
99. Harekete bayılırım.
100. Eleştirileri kızmadan
kabul edebilirim.
101. Olaylara yalnız tek bir
açıdan bakarım.
102. Gülünç işler yapmaya
kolay ikna olurum.
103. Başkalarının onayına
ihtiyaç duyarım.
104. Heyecana bayılırım.
105. Hiçbir şey yapmadan
etrafta dolanırım.
106. Güzel davranışları takdir
ederim.
107. Düşüncelerimi hayata
geçiremem.
108. İşleri hafife alırım.
109. Kendimle ilgili fazla bilgi
vermem.
110. İnsanlara yardım etmeyi
severim.
111. Farklılığı monotonluğa
tercih ederim.
112. İnsanlara güvenirim.
113. Başkalarıyla ilgilenir gibi
yaparım.
114. Kendi başıma vakit
geçirmekten hoşlanırım.
115. Engellerin altından
kolayca kalkarım.
116. Ayrıntılara dikkat
ederim.
117. yi hazırlanmış olmayı
severim.
118. Etrafımdaki insanları
eğlendiririm.
119. Hayatın iyi yönlerini
görürüm.
120. Çabucak telaşlanırım.
121. Kurallara sıkı sıkıya
bağlıyımdır.
122. Olayları analiz etmeye
çalışırım.
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
116
Tamamen Uygun
TU
Biraz Uygun
BU
123. Ruh halim çok sık
değişir.
124. Hiçbir sınır tanımam.
125. Kendi fikirlerimi
oluşturmak isterim.
126. Olayların komik
yönlerini görürüm.
127. Almaktan çok veririm.
128. İnsanların beni anlamakta
güçlük çektiğine
inanıyorum.
129. Başladığım işi bitiririm.
130. Kahkahayla gülerim.
131. Vücut ağırlığım yüz elli
Kararsız
?
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
kilonun altındadır.
132. İşlerimi ihmal ederim.
133. Kendimi anlamaya
çalışırım.
134. Başkalarının duygularını
hissederim.
135. Duygularımın altında
ezilirim.
136. Tartışmaya açığımdır.
137. Kendimi geliştirmeye
çalışırım.
138. Genellikle eşyaları yerine
koymayı unuturum.
139. Fikirlerle doluyumdur.
140. Korunmaya ihtiyaç
duyarım.
141. Amaçlarıma ulaşmak için
sıkı çalışırım.
142. Sık sık içki içerim.
143. Dik kafalı ve
inatçıyımdır.
144. Başkalarının duygularının
farkına varmam.
145. Kolayca kendimi baskı
altında hissederim.
146. Sessizlikten zevk alırım.
147. İlgi alanlarımın çabuk
değiştiğini hissediyorum.
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
Pek Uygun Değil
PUD
148. Göze göz dişe diş
taraftarıyım.
149. İstenenin tersini yaparım.
150. Sosyal kurallara karşı
koyarım.
151. Sürpriz partilere
bayılırım.
152. İşimi düzgün yaparım.
153. Başkalarının gizli
niyetleri olduğundan
şüphelenirim.
154. Her zaman faalimdir.
155. Verdiğim sözü tutarım.
156. Başkalarının beni
kullanmasına izin
veririm.
157. Yeni şeyleri denerim.
158. Diğerlerine gerçekten ne
düşündüğümü söylerim.
159. Toplantılarda değişik
insanlarla konuşabilirim.
160. Kolayca etki altında
kalırım.
161. Sivri dilliyim.
162. Olaylar arasında kolayca
bağlantı kurabilirim.
163. Her zaman söylediğimi
yapmam.
164. Gözüm kolayca korkar.
165. Yeni insanlarla tanışmak
beni huzursuz eder.
166. Başkalarının fikirlerini
sorgularım.
167. Tehlikeli şeyler yaparım.
168. Ağlama nöbetlerim
vardır.
169. Vicdanımın sesini
dinlerim.
170. Anlık fikirlerle hareket
etmeyi severim.
171. Kendimle barışığım.
172. Başkalarının garip
bulduğu şeyler yaparım.
Hiç Uygun Değil
HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
117
Tamamen Uygun
TU
Biraz Uygun
BU
173. Özürleri kolayca kabul
ederim.
174. Okumaktan hoşlanırım.
175. Aynı anda birçok şeyi
idare edebilirim.
176. Kendimden çok
memnunum.
177. Randevularımı unuturum.
178. Çocukluğumda hiç
ağlamadım.
179. Başkalarının ihtiyaçları
beni ilgilendirmez.
180. Olayları anlamak isterim.
181. Yakalanmayacağımı
bilsem dahi vergi
kaçırmam.
182. Başkalarına çok fazla
önem veririm.
183. Sabit fikirlerim vardır.
184. Tezgahtarlara nazik
davranırım.
185. Kendime karşı her zaman
dürüst değilimdir.
186. Başkaları için
uğraşmaktan hoşlanmam.
187. Gürültücüyümdür.
188. Göze girmek için
insanlara yaranırım.
189. Sürekli herşeyden
vazgeçerim.
190. Borçlarımı zamanında
öderim.
191. Yalnız kalmak isterim.
192. Kendimi birşeylere
veremem.
193. En ufak ayrıntılara dikkat
edilmesini isterim.
194. Başkalarının ihtiyaçlarını
farkederim.
195. Herşeyin tam olarak
doğru yapılmasını
isterim.
Kararsız
?
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
Pek Uygun Değil
PUD
Hiç Uygun Değil
HUD
TU BU ? PUD HUD
196. Önemli olduğuma
inanırım.
197. Planları hayata geçiririm. TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
198. Yabancı ortamlarda
rahatımdır.
199. Başkaları hakkında çabuk TU BU ? PUD HUD
hüküm veririm.
TU BU ? PUD HUD
200. Sakinliğimi korurum.
TU BU ? PUD HUD
201. Sürekli aynı şeyleri
yapmaktan hoşlanmam.
TU BU ? PUD HUD
202. Komşularla içli dışlı
olmayı sevmem.
203. Hazır cevap biriyimdir. TU BU ? PUD HUD
TU BU ? PUD HUD
204. Problemlerimi
olduğundan büyük hale
getiririm.
TU BU ? PUD HUD
205. Sonradan pişman
olacağım şeyler yaparım.
TU BU ? PUD HUD
206. Riske girerim.
TU BU ? PUD HUD
207. Tek başıma olmaktan
zevk alırım.
208. Düzensizlikten rahatsız TU BU ? PUD HUD
olmam.
TU BU ? PUD HUD
209. Başka insanlarla arada
mesafe bırakırım.
TU BU ? PUD HUD
210. Genelde rahatımdır.
TU BU ? PUD HUD
211. Bazen yalan söylemek
zorunda kalırım.
TU BU ? PUD HUD
212. Sakinleştirici bir etkim
vardır.
TU BU ? PUD HUD
213. İnsanları kolayca
bağışlayabilirim.
TU BU ? PUD HUD
214. Sanata ilgi duymam.
TU BU ? PUD HUD
215. Yeni hiçbir şey
söylemem.
TU BU ? PUD HUD
216. Yalnız olmaktan
hoşlanırım.
TU BU ? PUD HUD
217. Tatmin edilmesi zor
biriyim.
218. Uykum gelince uyumak TU BU ? PUD HUD
isterim.
219. Sevdiğim insanlar vardır. TU BU ? PUD HUD
220. Hiç baş ağrısı yaşamadım. TU BU ? PUD HUD
118
ÖZGEÇMĠġ
Adı
: Özkan
Soyadı
: Zengin
Doğum Yeri ve Tarihi
: Ankara - 1977
Lisans
: Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü
Lise ve Ortaokul
: Çankaya Milli Piyango Anadolu Lisesi
Ġlkokul
: KurtuluĢ Ġlkokulu
Yabancı Dili
: Ġngilizce
119
TEġEKKÜR
Bu araĢtırmada yardım ve katkıları için, baĢta tez danıĢmanım
Yard. Doç. Dr. Mehmet GÜÇLÜ olmak üzere; kiĢilik testi konusundaki
yardımı ve desteği için Yard. Doç. Dr. Arkun TATAR‟a teĢekkür ederim.
Ayrıca yardım ve desteklerini esirgemeyen arkadaĢım Uzman Psikolog
Okan ERER‟e ve yabancı dil konusundaki desteği için de arkadaĢım H.
Koray Atak‟a çok teĢekkür ederim.
Özkan ZENGĠN
120

Benzer belgeler